OGYIK45

Page 1

Komünist 1950’den bu yana modern revizyonizme karfl› mücadelede TAR‹HSEL DÖNÜM NOKTASININ KUTLANMASI ÜZER‹NE TEKL‹F Elimize posta kanal›yla ulaflan, ilk Komünist Partiler amaçlar›n›n Mark- dern revizyonizme karfl› mücadelemizin Partilerden imzac›lar›n›n Hindistan Komünist Par- sizm-Leninizm-Maoizm’i yüksek tut- 50. y›l›n› kutlarken, devrimci mücadeletisi (Maoist), Filipinler Komünist Par- mak, Modern Revizyonizme ve onun de ›srar etme ve Marksizm-Leninizmortak tisi, Brezilya Komünist Partisi/K›z›l fleytani sonuçlar›na karfl› ç›kmak ve pro- Maoizm’in rehberli¤inde daha büyük zaFraksiyon, Endonezya Komünist Bir- letaryan›n tarihi misyonunu tamamlaya- ferler için mücadele etme kararl›l›¤›m›z› aç›klama li¤i, Türkiye Komünist Partisi/Mark- rak sosyalizme ulaflmada büyük zaferler yineliyoruz” fleklinde bitiriliyor. sist-Leninist oldu¤u öneri bildirisinde

kazanmak oldu¤unu ilan ederek; “Mo-

Sayfa 9

ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr

Say›: 2006-07

45

*Y›l:2 *24 Mart-6 Nisan 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350

Taflla direnenler vurulur: Ölü çocuktur!

Katilleri tan›r›z: "‹yi çocuktur"

Ülkemizde faflist diktatörlü¤e karfl› yak›lan isyan ateflinin son çeyrek yüzy›lda ana dinami¤ini oluflturan Kürt ulusundan halk›m›z, mücadele ve direnifl gelene¤ine yeni sayfalar eklemeye devam ediyor… HPG’li 14 gerillan›n Mufl-fienyayla’da faflist Türk ordusu taraf›ndan kimyasal silahlarla katledilmesinin ard›ndan, Amed’deki büyük sahipleniflle düzenlenen cenaze törenine asker-polis resmi faflistlerin sald›rmalar›yla geliflen serhildanlar zinciri Türkiye Kürdistan›’n›n büyük bölümüne yay›ld›. A¤›rl›kl› olarak Amed’de sergilenen direnifl ve çat›flmalar›n yaklafl›k bir haftal›k

bilânçosu, yar›ya yak›n› çocuk olmak üzere 10’u aflk›n ölü, yüzlerce yaral›, bini aflk›n gözalt›, yüzlerce tutukludur. Faflist diktatörlü¤ün, çevre illerdeki bütün askeri birliklerini getirerek ve do¤rudan atefl açmak suretiyle, var gücüyle yüklendi¤i halde ne Diyarbak›r ne de di¤er Kürt il ve ilçelerinde halk› geriletemedi¤i, korkutamad›¤›, y›ld›ramad›¤› çat›flmalar, hâkim s›n›flarda büyük panik yaratm›flt›r. Serhildanlar›n, aktivite ve gösterilerin kesilmesi/sona ermesi, devletin “bast›rmas›”ndan de¤il, eylemlerin amac›na ulaflt›¤› kanaatinin has›l olmas›ndand›r.


senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

işçi-köylü

6 AYLIK: 10.200.000

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

45

7-20 Nisan 2006

3 yafl›ndaki “terörist” Fatih Tekin öldürüldü!

Hiçbir yasa ve katliam halk›n baflkald›r›s›ndan daha güçlü de¤ildir! Diyarbak›r’da bafllayan ve özellikle T. Kürdistan›’nda birçok ile yay›lan sald›r›, infaz, katliam ve direnifller tüm h›z›yla sürüyor. Devletin geçti¤imiz y›lla birlikte çeflitli vesilelerle provas›n› yapt›¤› bu geliflmelerin, önümüzdeki dönemde de sürece¤i görülüyor. Devletin katliam politikas›n›n h›z› ise, olaylar›n ilk patlak verdi¤i günden bu yana yap›lan aç›klamalar›n bütünlü¤ünde ve keskinli¤inde kendisini gösterdi. Genelkurmay Baflkan› Hilmi Özkök ve Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an taraf›ndan yap›lan aç›klamalarla adeta “vur” emrinin verildi¤i bu sald›r›larla birlikte, “s›k›yönetim”, “OHAL” tart›flmalar› gündeme getirilmifl ve devlet cephesinden bu tart›flmalara verilen yan›t “sorun flimdilik demokratik müdahalelerle sürmektedir. O yüzden böyle bir soruyu hiç sorulmam›fl kabul ediyorum” fleklinde olmufltur. Diyarbak›r’la bafllayan olaylarda “Demokratik” ve “sa¤duyulu” devlet yaklafl›m›n›n bilançosu flimdilik 25 ölü 500’e yak›n tutuklama olmufltur. Kuflkusuz bunlar yans›yan bilançolar. Bir de Diyarbak›r baflta olmak üzere bölgede özellikle de gece yap›lan gözalt›, ev bask›nlar› vs. gibi bir bilanço da söz konusu. Amaç ve hedefi ne olursa olsun, kitlesel eylemlerin tümüne silahla ve kurflunlamayla yan›t veren devletin kolluk güçleri, toplad›klar› “destek” ve “alk›flla” sald›r›lar›na devam edecek gibi görünüyor. Mufl k›rsal›nda kimyasal silah kullan›larak katledildikleri aç›klanan 14 HPG gerillas›n›n cenaze törenleri ile birlikte yaflanan geliflmeler, kuflkusuz sürpriz olmad›. Ad›m ad›m iflletilen ve Newroz’da beklenilen sald›r› süreci gerçekleflti ve devlet adeta kitlesel bir k›y›ma bafllad›. Y›llard›r bedel ödeyen Kürt halk›n›n kahramanca direnifl örneklerinden birini daha yaflad›¤›m›z bugünlerde, isyana ve baflkald›r›ya davet var. Bu daveti duyup gereklerini yerine getirenler ve getirmeyenler bugün olmasa bile, yar›n tarih karfl›s›nda hesap vermek durumunda kalacaklar›n› asla unutmamal›d›r. Egemenlerin Kürt halk› merkezli gelifltirdi¤i bu sald›r› dalgas›n›n önemli bir parças›n› oluflturan “terör” ve “terörle mücadele” devlet yetkililerinin a¤z›ndan daha da artt›r›larak kullan›lmaya baflland›. Bir süredir ardarda gerçeklefltirilen “terör” zirvelerinden biri de ola¤anüstü bir flekilde Diyarbak›r’da çat›flmalar›n bafllad›¤› gün yap›ld›. Abdullah Gül baflkanl›¤›nda toplanan TMYK (Terörle Mücadele Yüksek Kurulu), geliflmelere “gerekli müdahalenin” yap›lmas› karar› alarak da¤›ld›. Toplant›n›n kararlar›n› ve ifade edilen “gerekli müdahalenin” anlam›n› da çok geçmeden bölge illerinde yaflanan geliflmelerde gördük.

Emperyalistler kendi ülkelerinde de s›k›flm›fl durumda Son dönemde gerek emperyalistler taraf›ndan gerekse de iflbirlikçi ve uflaklar› taraf›ndan gelifltirilen “terör” konseptli sald›r›lar h›z kazanarak devam ediyor. Fransa’da CPE (Birinci ‹fl Kontrat›) olarak ifade edilen ve içinde ciddi sal-

d›r›lar› tafl›yan yasan›n günlerdir sokaklar› iflgal eden tepkiye ra¤men onaylanmas›, akabinde ABD’de göçmenlerin örgütledikleri eylemler, emperyalistler cephesindeki s›k›flm›fll›¤› ve kendi halklar›na yönelik sald›r›lar›n› göstermektedir. Ülkesinde aptall›k s›ralamas›nda üçüncü s›rada yer alan Bush, (Amerikan halk› taraf›ndan böyle ödüllendirilmifl) büyük bir dik bafll›l›kla ‹ran hedefini göstermekle birlikte, ülkesine derin bir ekonomik ve siyasi ç›kmaz yaflamaktad›r. Zira elindeki malzemelerin tümünü “terör” konseptini güçlendirmek için kullanm›fl, ancak istedi¤i sonucu alamam›flt›r. K›sa süre önce “Karikatür Krizi” ile boy gösteren “terör”, “Medeniyetler Çat›flmas›”n› yaratma gerekçesi haline getirilmek istenmifl ve Avrupa emperyalizmine bu düflmana karfl› mücadele için ça¤r› yapm›fl, ancak ça¤r›n›n yan›t›n› istedi¤i düzeyde alamam›flt›r. Yaflanan süreç “terör” merkezli sald›r›lar›n alt yap›s›n›n zenginlefltirilmesine flimdilik katk› sunmakla s›n›rl› kalm›flt›r. Irak ise son dönemin hatta iflgalin bafllad›¤› günden bugüne süren sald›r›lar›n en kapsaml›s›-

na sahne olmas›na ra¤men sald›r›lar, direniflin etkisini azaltmaya ya da etkisizlefltirmeye yetmiyor. Bush, kendi ülkesindeki inand›r›c›l›¤›n›n ve güvenilirli¤inin dibe vurdu¤u flu günlerde, yoksul halka karfl› elindeki en büyük sald›r› silah› olan “Göçmenlik Yasas›” gündeme getirerek, süreci kendisi aç›s›ndan rahatlatmaya çal›fl›yor. Halk›n geliflecek muhalefetini bast›rmak ve sindirmek için, s›n›r d›fl› etme tehdidinin yan›s›ra, daha öncede ifade etti¤imiz gibi “flüpheli” kriterlerine giren kiflilerle ilgili her türlü zorbal›k ve iflkence yöntemlerinin uygulanmas› yasa haline getirilecek. Ülkemiz hakim s›n›flar›n›n ve emperyalistlerin “terör” korkusu ile yapt›klar› aç›klamalar›n ortaklaflt›¤› noktalara bak›ld›¤›nda meselenin “kendi bafl›na” halledilemeyece¤i ve bunun uluslararas› boyutta ele al›nmas›n›n zorunlulu¤u üzerine durulmaktad›r. “Senin teröristin-benim teröristim” gibi bir anlay›fl›n söz konusu olamayaca¤›n› ifade eden Özkök, tam da böyle bir noktaya parmak basmaktad›r. Bu vurgular gerek bugün aç›s›ndan gerekse de önümüzdeki süreç aç›s›ndan ortak hareket s›n›rlar›n›n gelifltirilmesi ve geniflletilmesinin zemininin yarat›lma çabalar› olarak yans›maktad›r.

Egemenlerin “terör” konsepti “vur” emri üzerine kurulu Ülkemizde ise bir süredir yap›lan “terör” tart›flmalar› Diyarbak›r ve ard›ndan di¤er bölge illerinde patlak veren çat›flmalar üzerine yükselifle

geçirilmifl durumda. T›rmand›r›lan sürecin arifesinde yap›lan toplant› ve uluslararas› çaptaki toplant›lar bu sürecin ön haz›rl›klar› mahiyetinde de¤erlendirilmesi gereken geliflmelerdir. TMY Tasar›s›’n›n gündeme getirilmesi ile birlikte bafllayan tart›flmalar›, devlet bir anlamda “rafa kald›rm›fl” ve kendisi için yasan›n daha elveriflli zamanlarda hayata geçirilmesinin koflullar›n› beklemifltir. Gündeme getirildi¤i dönemde birçok çevrenin tepki gösterdi¤i tasar› 4 Nisan günü Diyarbak›r’daki geliflmelerle ilgili bilgilendirme bafll›¤› ile Meclis gündemine getirilerek tart›flmaya aç›lacak. Toplumun tüm demokratik kesimlerini hedefleyen bu sald›r› yasas›n›n gelinen aflamada yürürlü¤e konulmas›, fiili sald›r›larla birlikte bir tamamlay›c›l›k özelli¤i tafl›yacakt›r. Zira “terör”ün kökünün kurutulmas› için sadece askeri ve silahl› yöntemler yetmemekte ve süreci gerekli yasal düzenlemelerle tamamlamak egemenler aç›s›ndan ciddi bir ihtiyaç olarak durmaktad›r. TMY Tasar›s› bir anlamda bu ihtiyac› giderecektir.

“Terör”ün uluslararas› boyutta ele al›nmas› ve önlemlerin de bu kapsamda de¤erlendirilmesi gerekti¤ini düflünen egemenler, bu ihtiyac›n giderilmesi için de her türlü çal›flmay› yürütüyorlar. 23 Mart 2006 tarihinde Ankara’da “Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Komutanl›¤›”nca gerçeklefltirilen “Küresel Terörizm ve Uluslararas› ‹flbirli¤i” konulu sempozyuma hat›r› say›l›r katiller sürüsü davet edilmiflti. Sempozyuma, ABD Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Peter Pace, Güney Kore Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Sang-Hee Lee’nin yan› s›ra NATO, Bar›fl ‹çin Ortakl›k ve Akdeniz Diyalo¤u ülkelerinin genelkurmay baflkanlar› ve üst düzey askeri yetkililerinden oluflan 82 ülkenin üst düzey askeri temsilcileri de kat›ld›. Zirve boyunca gerek yap›lan konuflmalarda ve gerekse de verilen mesajlarda “teröre karfl› iflbirli¤i”nin gelinen aflamada flart oldu¤u ifade edilerek teröre karfl› uluslararas› anlamda al›nacak önlem ve tedbirler masaya yat›r›ld›. Olay›n uluslararas› boyutunun ön plana ç›kar›lmas› kuflkusuz bir tesadüf de¤il. Çünkü ezilenlerin geliflen tepkisi, ciddi bir kabar›fl sürecinin kendisini ifade ediyor. Asya, Fransa, ABD, Almanya ve Latin Amerika ülkelerinde geliflen muhalefet “dipten gelen dalgan›n” ciddiyeti ve etkisidir emperyalistleri ve uflaklar›n› zorunlu iflbirli¤ine iten. Gerçeklefltirilen zirvede aç›klama yapan Hilmi Özkök’ün özellikle ABD’ye yönelik yapt›¤› aç›klamalar dikkat çekici bir yan tafl›maktad›r. Özkök, “Hiçbir ülke s›n›rlar›n›n güvenli¤ine meflru müdafaa hakk›na ya da küresel ekono-

mideki pay›na güvenmemelidir. Hiçbir ulus terörizmle savafl› kendi bafl›na kazanamaz” diyerek “anlaml›” bir mesaj göndermifltir. (24.03.06- Radikal) ABD’ye yönelik yap›lan bu aç›klamalar›n bir benzerini de Erdo¤an Diyarbak›r’da yaflanan geliflmelerin ard›ndan vermifl ve “Pentagon uluslararas› güvenlik sistemi ile korunmas›na ra¤men terör taraf›ndan vurulmufltur” denilerek ABD’ye kendisine fazla güvenmemesi gerekti¤i uyar›s›nda bulunulmufltur. Ayn› zirvede aç›klama yapan bir di¤er isim ise ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah olmufltur. Cerrah’›n “ülkedeki terörle mücadeleye iliflkin baz› öneriler” bafll›¤›yla yapt›¤› aç›klamada, gözalt› süresinin 15 güne ç›kar›lmas›, gözalt›na al›nanlar›n ailelerine haber verilmesi ve avukat› ile görüfltürülmesi süresinin 1 ila 4 güne kadar ertelenmesi, gözalt›ndakilerin foto¤raf, parmak izi, DNA bilgilerinin yer ald›¤› bilgi bankalar›n›n kurulmas› gibi bir dizi önlemler paketinin yer ald›¤› konuflma, içerik ve söylendi¤i a¤za bak›l›rsa, egemenlerin önümüzdeki dönem devrimci ve komünistlere yönelik sald›r› paketlerinden birinin biçimini ve içeri¤ini gösteriyor. Bu öneri paketini tamamlayan TMY Tasar›s›’nda öngörülen yapt›r›mlar› ise “Terör örgütlerinin bildiri veya aç›klamalar›n› basanlara veya yayanlara ya da örgütü, örgüt yöneticisini veya üyelerini kamuoyunda hofl göstermeye yönelik yay›n yapanlara 1 y›ldan 3 y›la kadar hapis cezas› verilecek. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt ad›na suç iflleyen kifli, ayr›ca örgüte üye olmak suçundan da cezaland›r›lacak. Terör örgütünün meflru amaçlar için çal›flt›¤›, amaçlar› do¤rultusunda gerçeklefltirilen fiillerin hakl› oldu¤u veya en az›ndan mazur karfl›lanmas› gerekti¤i yönünde kanaat oluflturmaya yönelik faaliyette bulunan kifli örgütün üyesi olup olmad›¤›na bak›lmaks›z›n 6 aydan 3 y›la kadar hapis cezas›yla cezaland›r›lacak.” (01.04.06- Cumhuriyet) esas olarak bunlar oluflturmaktad›r. Bu uygulama ve yapt›r›mlar ise “demokratik toplumlarda temel hak ve özgürlüklerin toplumsal yarar do¤rultusunda belirli ölçüde s›n›rland›r›labilece¤i” (24.03.06-Milliyet) anlay›fl›yla ele al›narak uygulanacak. Hakim s›n›flar›n bir süredir bafllatt›¤› sald›r›lar›n boyutlu ve kapsaml› bir biçimde bugün T. Kürdistan› baflta olmak üzere tüm emekçilere yönelik sald›r›lar›nda görüyor ve yafl›yoruz. Halk›n sokaklarda a盤a ç›kan iradesi bir süre önce “Da¤lara ç›kaca¤›z, hesab›n› soraca¤›z” ça¤r›s›nda somutlanm›fl ve bu dönemde Serh›ldanlarla kendisini ifade eden bir iradeye dönüflmüfltür. Kuflkusuz bu irade ve güç dün oldu¤u gibi bugün de gelece¤e hükmedecek oland›r. T. Kürdistan›’n›n her bir soka¤›n› atefle verenler, bizden de ayn› atefli ve sesi bekliyor. Bu süreçte ortaya konulacak irade ve tav›r sadece tarihe not düflmekle s›n›rl› kalmayacak, kitlelerin örgütlenmesinde ve do¤ru adrese tafl›nmas›nda belirleyici önemde olacakt›r.


4

7-20 Nisan 2006

S›n›fsal Bak›fl FAfi‹ZM‹N “NAMUSU”NA EL ATAN ÖLÜ ÇOCUKLAR! Ülkemizde faflist diktatörlü¤e karfl› yak›lan isyan ateflinin son çeyrek yüzy›lda ana dinami¤ini oluflturan Kürt ulusundan halk›m›z, mücadele ve direnifl gelene¤ine yeni sayfalar eklemeye devam ediyor… HPG’li 14 gerillan›n Mufl-fienyayla’da faflist Türk ordusu taraf›ndan kimyasal silahlarla katledilmesinin ard›ndan, Amed’deki büyük sahipleniflle düzenlenen cenaze törenine asker-polis resmi faflistlerin sald›rmalar›yla geliflen serhildanlar zinciri Türkiye Kürdistan›’n›n büyük bölümüne yay›ld›. A¤›rl›kl› olarak Amed’de sergilenen direnifl ve çat›flmalar›n yaklafl›k bir haftal›k bilânçosu, yar›ya yak›n› çocuk olmak üzere 10’u aflk›n ölü, yüzlerce yaral›, bini aflk›n gözalt›, yüzlerce tutukludur. Faflist diktatörlü¤ün, çevre illerdeki bütün askeri birliklerini getirerek ve do¤rudan atefl açmak suretiyle, var gücüyle yüklendi¤i halde ne Diyarbak›r ne de di¤er Kürt il ve ilçelerinde halk› geriletemedi¤i, korkutamad›¤›, y›ld›ramad›¤› çat›flmalar, hâkim s›n›flarda büyük panik yaratm›flt›r. Serhildanlar›n, aktivite ve gösterilerin kesilmesi/sona ermesi, devletin “bast›rmas›”ndan de¤il, eylemlerin amac›na ulaflt›¤› kanaatinin has›l olmas›ndand›r. Tanklar, panzerler eflli¤inde hedef gözeterek silah kullanan asker ve polisler, kendilerine karfl› sadece tafllarla sopalarla, kad›nerkek, yafll›-çocuk halk›n topyekûn sergiledi¤i direnifl karfl›s›nda acze düflerek daha da vahfli bir sald›rganl›k uygulam›fllard›r. Nitekim Filistin’de oldu¤u gibi zulmün ve bask›n›n kavurdu¤u koflullarda büyüyen çocuklar›n (“küçük generaller”) korkusuz ve direngen tavr›na yan›tlar› daha da ac›mas›z olmufltur. Bunda, ayn› panik ve korku içindeki Tayyip Erdo¤an’›n verdi¤i beyanat›n (“Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kad›n da

olsa kim olursa olsun terörün maflas› haline gelmiflse gerekli müdahale ne ise bunu yapacakt›r.” 31.03.06) da hiç kuflkusuz ayr›ca belli bir pay› bulunmaktad›r. Süreç, sürpriz ya da ani geliflmelerle örülmemifltir. Aksini iddia edenler ya da geliflmeleri farkl› bir biçimde yorumlayanlar, bundan sonra yaflanacaklara iliflkin de yanl›fl tahlil ve öngörülerde bulunmaktad›r. Hakim s›n›flar›n tutumlar› aç›s›ndan yap›lan de¤erlendirme ve hesaplar özellikle yan›lt›c› olmakta ve kitlelerin mücadele ve direnifl gücünü etkileyici rol oynamaktad›r. Emperyalizmin/emperyalistlerin, faflist Türk devletinin ve Türk hakim s›n›f kliklerinin analizinde düflülen yan›lsamalar›n hayli önemli bedelleri vard›r. Kürt halk kitleleri üzerinde önemli bir inisiyatifi elinde bulunduran Ulusal Hareket’in gerek emperyalizme iliflkin tahlilleri, gerekse de faflist Türk devleti ile ilgili de¤erlendirmeleri ve bütün bunlar›n neticesinde “ulusal sorun”un çözümü noktas›nda getirdi¤i “formüller”, onca y›l›n savafl ve direnifl birikimini tüketmeye yöneliktir. Gelinen aflamada, gerilla gücü ile kitlelerin muazzam potansiyelinin devrimci de¤il de reformist bir tarzda kullan›lmaya çal›fl›lmas› sadece düflman›n ifline yaramaktad›r. Ateflkes ve bar›fl görüflmesi gibi manevralar, ya da bunun daha ilerisi “siyasallaflma/yasallaflma” planlar› gibi kabuk de¤ifltirmeler, yürütülen silahl› mücadelenin en fazla kâra dönüfltürülece¤i evrede devreye sokulabilecekken, bu durum Ulusal Hareket özgülünde tersi bir süreçte gündeme gelmifltir. Silahl› mücadelenin kurtulufl yolu olmaktan ç›kt›¤›n›n deklare edildi¤i bir aflamada ise, yeniden gerilla etkinliklerinde bulunulmas›n›n herhangi bir pazarl›k gücü oluflturmayaca¤› aç›kt›r. ‹sim de¤ifltirmek ve devlete eklemlen-

45 me formülü üretmekten b›kmayan ama özellikle de bar›fl sözcü¤ünü a¤z›ndan düflürmeyen yurtseverler’in her seferinde daha beter bir hüsranla karfl›laflmalar› söz konusudur. Faflist diktatörlük, “inkar ve imha” olarak özetlenen geleneksel politikas›nda, bütün kliklerinin tam bir uyumu çerçevesinde ›srar etmektedir. Bu konuda zaman zaman çok farkl› gibi alg›lanan hakim s›n›f partilerinin esasen tek tip bir programa sahip olduklar› özellikle hükümette yer ald›klar›nda daha aç›k görülebilmektir. Nitekim Amed’deki çat›flmalar sürecinde bütün hakim s›n›f partilerinin tavr› tek do¤rultuda ve birbirleriyle rekabet eder ölçüde ayn›l›k tafl›maktad›r. “Muhalefet”tekilerin rol icab› daha keskin oldu¤u koflullarda Deniz Baykal’›n aç›klamalar› da buna uygunluk arz ediyordu: “Türkiye terörle mücadelede siyasi zafiyet sergiliyor. Siyasi irade yok. Ne var olan kanunlar› kullan›yorlar ne de yasal düzenleme yap›yorlar. Seyrediyorlar. Teslim oldular.” (29.03.06) Hakeza son olarak fiemdinli iddianamesi krizinde (olay› sonras›ndaki geliflmelere bakarak akl› evvel bir savc›n›n kiflisel tasarrufu olarak de¤erlendirmek büyük bir aymazl›kt›r) bir kez daha d›fla vurdu¤u üzere, hakim s›n›f klikleri içinde var olan çeliflkilerin gerek giderilme usulleri gerekse de rejimin temel meselelerinin cereyan flekilleri konusunda çeliflkiye düflülmesi, politik bilimlerin abecesinden nasibini alamamakla aç›klanabilir. Aksi takdirde, AKP’ye yak›n olarak nitelendirilen G.Kurmay Baflkan› Hilmi Özkök’ün karfl› kanad›n önde gelen ismi Büyükan›t ile ilgili “Büyükan›t idi flimdi Büyük An›t oldu” demesi izah edilemez. Bu nedenle AKP’nin “Kürt sorunu” konusunda yapt›¤› manevralar, ayak oyunlar› kavranamamakta, Bahçeli’den medet uman demeçler verilebilmekte, ABD ve AB emperyalizminin politikalar›na tav olunmaktad›r. Oysa halk kitleleri çeyrek as›rl›k zaman dilimi içerisinde dosta ve düflmana defalarca kan›tlad› ve kan›tlamaya ›srarla devam ediyor ve gösteriyor ki, inan›lacak ve güvenilecek en büyük ve yenilmez güç kendile-

Frankfurt’ta devletin T. Kürdistan›’ndaki katliamc› polikalar› protesto edildi Son zamanlarda TC’nin faflist ordusu Türkiye-Kürdistan bölgesi üzerine yo¤unlaflmaktad›r. Özellikle gerilla faaliyetlerinin yo¤un oldu¤u bölgelere yönelmektedir. Son bir ay içinde birçok HPG gerillas› devlet taraf›ndan hunharca katledildi ve bu infazlar kimyasal silahlarla gerçeklefltirildi. Bu da yetmiyormufl gibi ayn› zamanda cenazeleri sahiplenen halk üzerine de atefl etmektedir. Bu konuya iliflkin hem Türkiye’de, Türkiye Kürdistan›’nda ve Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinde gösteriler yap›ld›/yap›lmaya devam ediliyor. Bu nedenden dolay› 4 Nisan 2006 tarihinde Frankfurt Üniversitesi’nin Önünde birçok Yurtsever bir araya ge-

lerek son dönemlerde Diyarbak›r, Batman ve di¤er Türkiye Kürdistan› ilçelerinde yaflanan faflist katliam politikalar›n› protesto etti. Gösteriye devrimci ve demokrat kurumlar da destek verdi. Eylem Üniveritenin önünde bafllayarak Türk Baflkonsoluslu¤unun önüne kadar devam etti. Eylem boyunca “Amed Halk› Yaln›z De¤ildir”, “Biji Serok Apo”, “fiehit Nam›r›n”, “Biji B›ratija Gelan”, “Selam selam ‹mral›’ya bin selam”, “Vur gerilla vur Kürdistan› kur”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar at›ld›. Türk Konsoloslu¤u’nun önünde 24 Mart tarihinde HPG gerillalar›na yönelik TC kolluk güçleri taraf›ndan

kimyasal silahlarla düzenlenen katliama ve ard›ndan yaflananlara de¤inilirken; gerilla cenazelerine sald›r›ld›¤› ve bu olaylarda da toplam 13 kiflinin hayat›n› kaybetti¤i s›kça vurguland›. Eyleme yaklafl›k 160 kifli kat›ld›. Alman devletinin çevik kuvvetinin yo¤un tedbir ald›¤›n›n görüldü¤ü eylem boyunca sloganlar ve z›lg›tlarla insanlar tepkilerini dille getirdiler. Bir buçuk saat süren eylemin ard›ndan analar, konsoloslu¤un önüne siyah çelenk b›rakt›lar. Kitle daha sonra iki dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan olays›z bir flekilde da¤›larak üniversiteye döndü. Eyleme ILPS,ATIK, AGIF, ADHK ve YEKKOM da kat›ld›.

ridir. K›sa süreli son serhildanlar zinciri içerisinde kitlelerin sergiledi¤i gerillaya sahip ç›kma, faflist diktatörlü¤e direnme/mücadele etme ruhu ve enerjisi, dayan›lacak ve üzerinden hesap ve plan yap›lacak gücün adresini bir kez daha göstermifl bulunuyor. 2005 Newroz’unun ard›ndan bafllayan ve Temmuz ile doru¤a ç›kan “anti-terör” savafl (›rkç›-floven) kampanyas›n›n fiemdinli’deki “vurgun”un ard›ndan tekrar ivme kazanmas› için yeni bir hamleye ihtiyaç gösterdi¤i ve bunun planlar›n›n bu y›lki Newroz öncesinde yap›ld›¤› biliniyordu. Bu f›rsat›n gerilla güçlerine karfl› giriflilen katliam›n ard›ndan Amed’deki cenaze törenlerinde yakalanabilece¤inin de hesapland›¤› anlafl›lmaktad›r. Nitekim serhildanlar vesilesiyle medya arac›l›¤›yla tam gaz yürütülen propaganda, bu kampanyan›n yeniden yükseltilmesine yöneliktir. Pefli s›ra TMYK türü kurumlar›n toplant›lar› ile al›nan seferberlik kararlar› ve tekrar öne ç›kar›lan yasa tasar›lar› (TMY) ve yeni yasa önerileri (örne¤in, gerilla cenazelerinin katledildikleri yere toplu mezar usulü gömülmesi) azg›nca bir sald›r› dalgas›n›n örgütlenmekte oldu¤unu göstermektedir. Bu koflullarda hala reformist bir hatta ›srar etmek, sürekli savunma pozisyonunda kalmak, icazetçi bir yaklafl›m› benimsemek, “bar›fl mele¤i”nin kanatlar›na tutunmak, cellâda usulca boynunu uzatmak anlam›na gelmektedir. Oysa yap›lmas› gerekenler yal›n ve aç›k bir biçimde bellidir. Bunu hem de Kürt halk›n›n çocuklar› ö¤retiyor. Ellerinde sapan ve tafllarla tank ve panzerlerin üstüne korkusuzca yürüyerek… Savafl› ve direnifli büyüklerinden görerek ve dinleyerek ö¤renen çocuklar unutmaya ve unutturmaya çal›flanlara flimdi dövüflerek ve ölerek ö¤retiyorlar… Nas›l özetliyordu Mehmet A¤ar: “Ülkede güvenlik kalmad›. Hükümet, kentin cadde ve sokaklar›n› eflk›yaya teslim etti. Diyarbak›r’daki aç›k kepenkler cumhuriyetin namusuydu. Bu baflar›s›z, aciz, korkak hükümet cumhuriyetin namusunu koruyamad›.”(29.03.06)

Stuttgart’ta Amed direnifline destek Bizler Stuttgart Partizan okurlar› olarak ilk olarak 1 Nisan günü korsan bir bas›n aç›klamas› ve oturma eylemi gerçeklefltirdik. Bas›n aç›klamas› sonras› bildirimizi y›rtan ve Kürt ulusuna, halk›na hakaret eden bir fafliste yönelik verilmesi gereken cevab› Partizanlar olarak verdik! Ard›ndan 3 Nisan günü katliamlar› ve sald›r›lar› protesto yürüyüflü gerçekleflti. Hava koflulunun olumsuzlu¤una ra¤men disiplinli, kararl› bir flekilde devam eden eylem, Faflist TC konsoloslu¤u önünde devam etti. Konsoloslu¤un önüne siyah bir çelenkgin b›rak›lmas›ndan sonra yürüyüfl devam etti. Yol boyunca “Kürdistan faflizme mezar olacak!”, “Faflist TC halka hesap verecek!”, “Terörist Türkiye”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “fiehit Nam›r›n” sloganlar› Kürtçe, Türkçe ve Almanca at›ld›. Eyleme MKM, AG‹F, Emek Kültür Merkezi, ADHF üyeleri ve Partizan okurlar› olarak kat›l›m sa¤land›. Miting alan›nda yap›lan k›sa konuflmadan sonra eylem bitirilerek, her an yeni geliflmelere haz›r ve eylemlere kat›l›m›n daha güçlü sa¤lanmas›, daha duyarl› davran›lmas› ça¤r›s› ile da¤›l›nd›. (Stutgart Partizan okurlar›)


5

45

7-20 Nisan 2006

Direnen iflçiler hayk›r›yor; “Birlik olursak kazan›r›z!” Tarsus’ta kurulu bulunan SCT Or-Turbo Filtre Fabrikas›’nda çal›flan iflçiler, insanca yaflanacak bir ücret için sendikaya üye oldular. Bunun üzerine patron, iflçileri sendikadan koparmak için her türlü yolu denedi/deniyor. fiu anda ücretsiz izinde bulunan iflçiler, grev çad›r› açm›fl durumda. ‹flçilerin ilk gün bir araya gelerek grev pankart› asaca¤›n› ö¤renen jandarma, fabrika önüne gelerek iflçilerin da¤›lmas›n› istedi. Ancak iflçilerin kararl› tutumu karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kald›. ‹flçiler, direnifli kamuoyuna duyurmak amac›yla di¤er sendikalar› ve demokratik kitle örgütlerini geziyorlar. Tarsus E¤itim-Sen’i grev lokali olarak kullanacak olan iflçilerle burada görüfltük. Onlar›n görüfllerini, duygular›n› dinledik. Özellikle kad›n iflçilerin direniflteki yeri, durufllar› dikkat çekiciydi. ‹flçiler patronun fabrikaya iflçi sokaca¤›n› ve buna izin vermeyeceklerini dile getiriyorlar. ‹flçilerin birkaç› daha önce gazetemize de yans›yan Çukurova Tekstil’den at›lan iflçiler. Oradaki direniflin içinde de yer alm›fllar. Bu anlam›yla bir deneyimleri mevcut. Sohbetimiz s›ras›nda dikkatimizi en fazla çeken, iflçilerin aras›ndaki dayan›flma ve birlik ruhuydu. fiimdi sözü direnenlere b›rak›yoruz. Hasan Arslan (Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Genel Merkez Örgütlenme Uzman›): Biz direniflteyken grev karar› ald›k ve ay›n

15’inden itibaren baflar›l› bir flekilde bafllad›k. ‹flveren “sendikay› istemiyorum” diyor. Sendika Temmuz’dan itibaren örgütlenmesini yapt›. Yasalara uygun bir flekilde çok büyük bir ço¤unlukla yetki talebinde bulundu ve yetkimiz geldi. ‹flveren “sendika istemiyorum. Türkiye’yi ucuz ifl gücü olarak biliyorduk, onun için geldik. Ben bu fabrikay› bu yüzden ald›m, ben sendikay› tafl›yamam. Ortak olmas›n› istemiyorum” fleklinde tav›r ald›. Biz dedik ki “senin harc›na kalm›fl de¤il. Üyelerimiz yasal haklar›n› kulland›lar. Yetkimiz var, gelin sözleflmeyi imzalayal›m” dedik. Kabul etmediler. ‹fl uzlaflmazl›kla sonuçland›, arabulucu dönem yafland›, bu da sonucu çözmeyince grev karar› ald›k. Normalde 60 günlük bir süre vard›r. Biz 30 gün içinde grevi bafllatt›k, patron ay›n 6-12 Mart aras›nda y›ll›k ücretli izin uygulad›. Direnifli k›rmak için yapt› bunu. Üretim yo¤un ama patron her seferinde “ben kazanam›yorum” diyor. Asl›nda bu bahane, kendisi özellikle Do¤u Avrupa ülkelerine pazarlama yap›yor. De¤iflik oyunlarla iflçileri sendikadan istifa ettirdiler. Biz patronlar›n zorluk ç›karmaya çal›flt›klar›n› biliyoruz. Patron grev k›r›c›l›¤› yapmaya çal›fl›yor. Stajyerleri ucuz iflgücü olarak kullan›yorlar. Yaklafl›k iki hafta önce Mersin merkezde bir bas›n toplant›s› yapt›k. ‹flçilerin eflleri ve çocuklar›yla bir flenlik düzenledik, flimdi de sendikalar› ve

Emekçinin Gündemi ‹fiÇ‹ VE EMEKÇ‹LER‹N B‹RL‹⁄‹N‹ GÜÇLEND‹REREK ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELEY‹ YÜKSELTEL‹M! Emperyalizmin dünyada estirdi¤i y›k›m politikalar›na karfl› dünya halklar›n›n örgütlenmesi birleflerek mücadele etmesi zorunlu bir hale gelmifltir. Zira emperyalizm, politikalar›n› tüm dünya halkalar›na dayatmaktad›r. Süreci böyle kavraman›n sonucu olarak, Emperyalizmin neden oldu¤u y›k›mlar›n emperyalizmin var olufl nedeni olarak göremeyen hareketlerin tersine emperyalizmin özüne ve ortaya ç›kartt›¤› y›k›mlara karfl› ç›kan Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi de (ILPS) bu süreçte do¤du. Emperyalizmin her türlü sald›r›lar›na ve iflbirlikçilerine karfl› uluslararas› bir mücadele örgütleme amac›yla ortaya ç›kan ILPS, dünyan›n çeflitli ülkelerinden anti-emperyalist devrimci ve demokratik örgütlenmelerin kat›l›m›yla önemli bir güç haline geldi. ILPS emperyalizmin politikalar›n›n etkiledi¤i tüm ülkelerin iflçi ve emekçilerini birarada toplayarak emperyalizme ve yerli uflaklar›na karfl› birlikte mücadele etme, deneyimlerin paylafl›lmas›, her ülkedeki direnifli sahiplenme, hak gasplar›na karfl› ç›kma amac› tafl›maktad›r. Bu do¤rultuda kuruluflundan bu güne çeflitli ülkelerde uluslararas› direnifller örgütlemifltir. Yine iflçi ve emekçileri bilinçlendirmek, deneyimleri paylaflmak, direniflleri birlefltirmek ve ör-

gütlenmesini güçlendirmek için çal›flmalar örgütlemektedir. Türkiye’de gerçekleflecek olan özellefltirme ve sendikal örgütlenmelerin durumu ile ilgili sempozyum da bu çal›flmalardan biridir. Emperyalizmin dünya halklar›na yönelik topyekûn sald›r›s›na karfl› dünya halklar›n›n birleflerek ve birbirlerinin deneyiminden ö¤renerek, direnifli birlikte örgütlemesi önemlidir. Bu anlamda ILPS’nin üstlendi¤i misyon var olan koflullarda önemli ve bu anlamda ILPS büyütülmesi gereken bir örgütlenmedir. Her ülke halk›n›n emperyalizmin ve onun uflaklar›n›n sald›r›lar›na karfl› verdi¤i mücadele büyüdükçe ve bu uluslararas› alana tafl›nd›kça emperyalizme karfl› mücadele güçlenecektir. Bunun için ülkemizde emperyalizmin ufla¤› konumundaki faflizmin sald›rgan politikalar›na karfl› halk›m›z› bilinçlendirmek ve örgütlemek zorunday›z. Bilinçlenme ve örgütlenme artt›kça gücümüz de artacakt›r. Sempozyum ve di¤er çal›flmalar›m›z bu tepkileri bilince, örgütsüzlü¤ü örgütlülü¤e dönüfltürme hedefiyle ele al›nmal›d›r. Ülkemiz halk›n›n emperyalizme duydu¤u tepki geri güçler taraf›ndan yanl›fl bir zemine çekilmektedir. Gerçek hedefinden sapt›r›lmaktad›r. Bunu tersine döndürmemiz, ya-

kitle örgütlerini geziyoruz. Pratikte kimin ne kadar yan›m›zda olaca¤›n› görece¤iz.

“Sendika iflçinindir!”

flaraca¤›m›za inan›yorum. fiu anda sözleflmenin imzalanmas› için mücadele yürütüyoruz. Birlik, beraberlik içinde oldu¤umuz sürece bu ifli baflaraca¤›z.

1. ‹flçi: Ben hidrolik bölümündeyim. ‹ki y›l önce çal›fl›rken 4 parma¤›m› kaybettim. Kaza ifle girdikten 4 ay sonra oldu. E¤itim almadan makinenin bafl›na oturduk ve kaza yapt›k. Benim gibi birçok arkadafl kaza yapt›. Doktor paras›, tedavi paras› verdiler, ondan sonra bir fley demediler, herhangi bir sosyal güvencem yok. Her gün on befl dakika fazla çal›fl›yoruz. Bu patrona yaz›l›yor. Mücadele edece¤iz, baflka çaresi yok. ‹nsanca yaflamak istiyoruz, flu anda 380 milyon para al›yorum. Sendika benim haklar›m› koruyor, sendika iflçinindir. 2. ‹flçi: Mücadelemize devam edece¤iz. Ekip olarak hepimiz mücadelenin içindeyiz. Ben 7 senedir burada üretim eleman›y›m. Sonuna kadar sürdürece¤iz. Gerekirse kuru ekmek yiyece¤iz. Fabrikada çal›flan iflçiler genelde eski iflçilerdir. 3. Kad›n iflçi: 4 y›ld›r burada çal›fl›yorum. Üretim eleman›y›m. Her iflte elinizin h›zl› olmas› gerekiyor, pratik olman›z gerekiyor. Patron sendikadan ayr›lmam›z› istiyor, biz de sendikal› çal›flmak istedi¤imiz için buraday›z. Yapt›¤›m›z bir kad›na göre a¤›r bir ifltir, ancak yapmak zorunday›z. Bu ifli ba-

4. ‹flçi: 3.5 ay ücretsiz izne gönderildik. Beflparas›z, sosyal güvencemiz yok, sigortam›z yok. Sendikam›z olmasayd› belki ayn› flartlar› tekrar yaflatacak ücretsiz izne gönderilecektik. fiu anda sendikam›z oldu¤u için bizi ücretli izne gönderdiler. 5. ‹flçi: Ben 3 senedir burada çal›fl›yorum. Bizim sendikadan ayr›lmam›z için bask› var, biz bunlar›n fark›nday›z. ‹flçi ç›kartt›lar, “siz de böyle olursunuz, sizin de ak›betiniz böyle olur” gibi fleyler söylüyorlar. Bizim sendikay› fabrikaya sokmam›z için birlik, beraberlik halinde hareket etmemiz gerekiyor. 6. Kad›n iflçi: 18 ayd›r yemekhanede çal›fl›yorum. Haftan›n her günü patates yiyoruz. Fabrikada 3 vardiya çal›fl›yoruz. 3 yemek ç›k›yor. Biz “iflçiler flikâyet ediyor” dedi¤imizde; “sanki evlerinde bu kadar yeme¤i buluyorlar m›?” diyorlar. Ben sendikaya üye oldum. E¤er sendikaya üye olursam haklar›m› koruyabilece¤imi söylediler. Biz el ele, kol kola olursak, kazanmamam›z için hiçbir neden yok. Bu ifli sonuna kadar götürece¤iz. (Mersin)

paca¤›m›z genifl ve güçlü çal›flmalara ba¤l›d›r. Bunun için de emperyalist politikalar›n y›k›mlar›n› ve emperyalizmin karakterini iyi bir flekilde kavramam›z ve kavratmam›z zorunludur. Sempozyumun üstlendi¤i misyonlardan birini bu oluflturmaktad›r. ‹flçi ve emekçilerin tutarl› bir antiemperyalist mücadele yürütmesi s›n›fsal bak›fl aç›s›na kavuflmas›yla mümkündür. S›n›f bilincinin kazan›lmamas› emperyalizme karfl› verilen mücadelenin sonuna kadar götürülmesine engeldir. Emperyalizmin sadece sonuçlar›na yönelecek bir tepki veya karfl› ç›k›fl emperyalizmin devam›na yol açacakt›r. Ve sonuç al›c› olmayacakt›r. Yine sendikal alanda emperyalizme karfl› verilecek mücadele s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›yla ele al›nd›¤›nda baflar›l› olur. Di¤erleri ise emperyalizmin varl›k zeminini kutsar, yaflamas›na zemin sunar. Ülkemizde reformist ve sar› sendikal anlay›fllar›n düfltü¤ü pozisyon da budur. Bunun içindir ki, emperyalizmin neo-liberal sald›r›lar› ülkemizde pervas›z bir flekilde uygulanmaktad›r. Binlerce üyesi olan sendikalar ve konfederasyonlar iflçi ve emekçilere yönelen sald›r›lar› seyre dalmaktad›r. Bununda ötesinde tabandan geliflen hareketleri dizginlemekte, direniflleri yok etmektedir. Emperyalizme karfl› mücadele ederken onun ülkemizdeki uzant›lar› olan sar› sendikalara karfl› mücadeleyi yükseltmek önemli ve zorunludur. Sempozyum çal›flmas› mevcut durumda anti-emperyalist nitelikte olan veya ona yak›n olan güçlerin ILPS çat›s› alt›nda birlefltirilmesi için önemli bir avantaj sunmakta-

d›r. Sempozyuma emperyalizmin politikalar›ndan rahats›z olan tüm örgüt ve kiflilerin kat›lmas› deneyimlerini paylaflmalar› ve anti-emperyalist mücadeleyi büyütecek tarzda yönelim içinde olunmal›d›r. Sempozyumu çal›flmas› hem ILPS’yi güçlendirecek, hem de ILPS Türkiye Seksiyonu üyesi olan örgütlenmeleri güçlendirecek tarzda ele al›nmal›d›r. Sempozyumun konusu kapsam›ndaki en genifl kitleye ulaflmak, özellikle sendikas›zlaflt›rma ve özellefltirme politikalar›n›n ma¤duriyetini yaflayanlara ulaflmak bizim için önemli ve gereklidir. Bu anlamda sendikalar›n kurum olarak bu sempozyuma kat›lmas› için çaba harcanmal›d›r. Sempozyum sonras› iliflkileri sürdürmek ve gelifltirmek örgütlenme çal›flmas›na hizmet edecek bir durumdur. Sempozyum çal›flmas›n›n önemli bir aya¤›n› oluflturan DDSB’nin, sempozyuma en iyi flekilde haz›rlanmas› ve en yüksek kat›l›m› sa¤lamak için çaba harcamas› yerinde olacakt›r. Sempozyuma ülke çap›nda kat›l›m sa¤lanmal›d›r. Yerel ve farkl› sektörlerdeki deneyimlerin sempozyuma tafl›nmas› sempozyumun içeri¤ini zenginlefltirecektir. ‹flçi ve emekçilerin birlik mücadele ve dayan›flmas›n›n en üst düzeye ç›kt›¤› 1 May›s yaklaflmaktad›r. Sempozyum çal›flmalar›n›n 1 May›s çal›flmalar›yla birlefltirilerek ele al›nmas› do¤ru olacakt›r. Sempozyum ve 1 May›s çal›flmalar›n›n hedefledi¤imiz ölçüde baflar›l› olmas› faaliyetçilerin bu çal›flmalar›n önemini kavramas›na ve buna uygun bir flekilde seferber olmas›na ba¤l›d›r.

“Evlerinde bu kadar yeme¤i buluyorlar m›?”


6

7-20 Nisan 2006

45

Lüleburgaz köylüsü; “Topra¤›na sahip ç›k!” 1928 y›l›nda kurulan 38 tar›m iflletmesinden biri olan Sarm›sakl› Ta r›m ‹flletmesi’nin sat›lmas›na karfl› ç›kan yaklafl›k 1500 köylü, iflçi, ka mu emekçisi ve genç, Lüleburgaz’da “Topra¤›na Sahip Ç›k” fliar› ile bir miting düzenledi.

1928 y›l›nda kurulan 38 tar›m iflletmesinden biri olan Sarm›sakl› Tar›m ‹flletmesi’nin sat›lmas›na karfl› ç›kan yaklafl›k 1500 köylü, iflçi, kamu emekçisi ve genç, Lüleburgaz’da “Topra¤›na Sahip Ç›k” fliar› ile bir miting düzenledi. Sat›lmas›yla yaklafl›k olarak 5 milyon insan›n s›k›nt›l› günler geçirece¤i bilinen ve tar›msal üretim için en önemli tohum iflletmesi olan Sarm›sakl› Tar›m Çiftli¤i, Aral›k 2005’te Özellefltirme Dairesi’ne devredilmifl, ayn› ay içinde oluflan tepkilerden dolay› karar geri çekilmiflti. Özellefltirmelerin önünün kesilmesi ve tar›msal üretimin geliflmesi için bu sat›fla dur demek isteyen Trakya halk› ise sesini alanlarda duyurdu. Tüm Köy-Sen, Lüleburgaz Demokrasi Platformu, Pancar Kooperatifi, Hububat-Sen, fieker Sendikas›, Kristal-‹fl, Petrol-‹fl, ÖDP, EMEP, CHP, E¤itim-Sen ve Trakya Üniversitesi ö¤rencilerinin kat›ld›¤› miting boyunca sesli ajitasyon yapan köylüler baflta Trakya olmak üzere köylülerin can damar› olan Sarm›sakl› Tar›m ‹flletmesi’nin sat›fl›na karfl› ç›kmak için alanlara ça¤r› yap›ld›. Mitinge “Lan de¤il efendiyiz”, “IMF’ye kuzu, çiftçiye Kas›mpaflal›”, “Sarm›sakl› onuru-

muzdur”, “‹fline, ekme¤ine, onuruna sahip ç›k” dövizleriyle kat›lan iflçiler, memurlar ve köylüler Hükümet Kona¤› önünden bafllay›p Kongre Meydan›’nda son bulan yürüyüfl boyunca Roman havas› çalarak oyun oynad›. Lüleburgaz Demokrasi Platformu ad›na konuflma yapan Hakan Dedeo¤lu, ranta ve talana dayanan özellefltirmelerin önünü almak için Sarm›sakl›’n›n sat›lmas›na izin vermemek gerekti¤ini söyledi. Bugüne kadar ülkenin hayat damarlar›ndan olan kurum ve kurulufllar›n sat›larak asl›nda ülkenin sat›ld›¤›n› söyleyen Dedeo¤lu, “Sarm›sakl› birinci s›n›f tar›m arazisidir. Y›llard›r kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz diye kand›r›ld›k. Art›k ‘kendi kendine yeten’ 30 ülkeden sonuncusuyuz. Bu yüzden hukuk ad›na, özgürlük ad›na Sarm›sakl›’y› satt›rmay›n ve saflar› s›klaflt›r›n” dedi. Ziraat Odas› Genel Baflkan› Gökhan Günayd›n, bu ülkenin topraklar›n› parsel parsel satanlar›n, bu topraklar›n 1 metre karesinde bile eme¤inin olmad›¤›n› söyledi. Eme¤i olanlar›n ise söz hakk›n›n elinden al›nd›¤›n› söyleyen Günayd›n, daha önce de “kâr yapm›yor” ya da “tüketici daha ucuza tüketecek” denilerek SEK gibi kurulufllar›n

sat›ld›¤›n›, ancak bugün köylünün 400 bine satt›¤› sütü tüketicinin 2 milyona ald›¤›n› ifade etti. Günayd›n “Bu ülkenin topra¤›, suyu, tafl›, kamu iflletmeleri, parselledi¤iniz bu vatan bizimdir satamazs›n›z, bu ülkenin sahibi emekçilerdir, bu topraklar› onlar koruyacaklard›r” dedi. Tüm Köy-Sen Örgütlenme Uzman› Abdullah Varl› Türkiye’de tar›m›n hükümet de¤il IMF ve DB eliyle ABD ve AB gibi emperyalist devletlerin yönetti¤ini söyledi. fieker ve Tütün yasalar›, fabrikalar›n kapat›lmas›, Sarm›sakl› Tar›m ‹flletmesi’nin sat›lmas› vb.lerinin emperyalistlerin oyunu oldu¤unu ekledi. Varl›, TEKEL, PETK‹M, SEKA, e¤itim ve sa¤l›k kurumlar›n›n vatan oldu¤unu söyleyerek “Hükümet babalar gibi satar›z diyerek vatan sat›c›l›¤› yap›yor. Onlar›n vatan dedi¤i Amerikan milliyetçili¤idir. Vatan millet Sakarya edebiyat›yla insanlar› uyutanlar, çuval geçirilirken nerdeydiler?” dedi. Mitinge KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, CHP K›rklareli Milletvekili Yavuz Alt›norak da kat›larak birer konuflma yapt›. Genel olarak kat›l›m›n düflük kald›¤› köylü kitlesinin çok az oldu¤u gözlemlenen mitingde kitle s›k s›k “Köylüyüz hakl›y›z kazanaca¤›z”, “IMF’ye de¤il köylüye bütçe”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “‹flçi köylü elele özgür günlere” vb. sloganlar att›. Yürüyüfl ve miting boyunca Lüleburgaz halk› çevreden takip ederken alandaki kitleden daha fazla bir kitleye sahiptiler. (‹stanbul)

Bergamal›lar tazminatla yetinmeyecek;

“Maden kapat›lmal›!” Yaklafl›k on y›l› aflk›n bir süredir bölgelerinde aç›lan siyanürlü alt›n madenine karfl› çeflitli eylemler yapan Bergamal›lar›, A‹HM hakl› buldu ve Türkiye’nin 945 bir Avro tazminat ödemesine karar verdi. Türkiye’de açt›klar› kapatma davalar›n› kazanan, ancak bir türlü kararlar›n hayata geçirilmemesi üzerine A‹HM’ne baflvuran 315 kiflinin her birine 3 bin Avro olmak üzere toplam 945 Avro, ayr›ca davac›lara mahkeme masraf› için toplam 5 bin Avro ödenmesine karar verildi. Mahkeme, Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’nin özel ve aile hayat›na sayg›yla ilgili 8. maddesi ve adil yarg›lama hakk›yla ilgili 6. maddesinin ihlal edildi¤i görüflüne vard›. A‹HM karar›n-

da, 8. maddeye göre yetkililerin davac›lar›n korunmas›na yönelik tedbirleri almad›¤›, böylece Türkiye’nin özel ve aile hayat›na sayg› hakk›n› garantiye alma yükümlülü¤ünü yerine getiremedi¤i kaydedildi. Mahkeme ayr›ca 6. maddenin 1. f›kras›na göre de, ‹zmir ‹dare Mahkemesi’nin 15 Ekim 1997 tarihinde ald›¤› ve Dan›fltay’›n 1 Nisan 1998 tarihinde onad›¤› yürütmeyi durdurma karar›n› zaman›nda yerine getirmedi¤ini; bu nedenle sözleflmenin ihlal edildi¤ini belirtti. Konuyla ilgili bir aç›klama yapan Bergama köylülerinin avukat› Senih Özay, 10 y›ld›r mahkemenin ald›¤› kararlar›n devlet taraf›ndan uygulanmad›¤›n›, A‹HM’in ald›¤› karar›n uygulan-

mas› konusunda da endifleli olduklar›n› söyledi. Karar› de¤erlendiren Bergama köylüleri ise “tazminatla yetinmeyeceklerini, önemli olan›n madenin kapat›lmas› oldu¤unu” söylüyorlar. 315 köylüye tazminat ödenmesi di¤er köylüleri de harekete geçirdi. Madenin bulundu¤u Ovac›k, Çamköy ve Narl›ca köylerinde yaflayanlar baflta olmak üzere binlerce Bergamal› A‹HM’ne baflvurmaya haz›rlan›yor. Bir an önce sa¤l›kl› bir ortamda yaflamak istediklerini söyleyen köylülerin sözcülerinden Oktay Konyar, sadece köylülerin de¤il tüm yöre halk›n›n madenin kapat›lmas› için hükümete dava açaca¤›n› belirtti. (‹zmir)

Tüm Köy-Sen çal›flmalar›na devam ediyor... Karadeniz köylülerinin de kat›ld›¤› Tüm Köy-Sen örgütlenmesi, K›rflehir’de de flubesinin aç›lmas› ile çal›flmalar›na devam etti. Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri Uzman› Sat›lm›fl Baflkavak, K›rflehir’deki köyleri gezerek yapt›klar› görüflmeler sonucunda genifl kat›l›ml› bir tar›m kurultay› çal›flmas› karar› ald›klar›n› belirtti. Görüflmelerde köylüler sorunlar›n› anlatarak gübre, ilaç, mazot gibi tar›m girdilerinin çok pahal›ya geldi¤ine de¤indiler. Köylüler, ayr›ca Tar›m Bakanl›¤›’n›n köy muhtarlar›na gönderdi¤i genelgede “hayvanlar›n›z› y›l›n belli aylar›nda otlat›n” iste¤ini de elefltirerek, Bakanl›¤›n yem yard›mlar›nda bulunmad›¤›ndan bahsettiler. Baflkavak, gitti¤i bölgelerde üretici köylülerle yapt›¤› görüflmelerden bahsederek, bütün köylülerin sorunlar›n›n, çektikleri s›k›nt›lar›n ayn› oldu¤unu, bu s›k›nt›lar› çözmenin yolunun kendi temsilcilerinin kat›l›m›yla sendikal mücadeleden geçti¤ini ifade etti. (Ankara)

Karadeniz sahil yoluna protesto Karadeniz k›rsal›nda her geçen gün kendisini daha yak›c› flekilde hissettiren tar›m› tasfiye politikalar› egemenlerin di¤er politikalar›n›n da önünü açmaya bafllad›. Y›llard›r “tar›m› öldürür, do¤al güzellikleri de katleder” diye elefltirilen “Karadeniz Sahil Otoban›” projesi tüm itirazlara ra¤men ivmelenince Karadeniz illerinden de eylem sesleri gelmeye bafllad›. Rize’nin F›nd›kl› ilçesine ba¤l› Aksu Mahallesi sakinleri, 31 Mart Cuma günü Karadeniz sahil oto yolunun yap›m›n› protesto etti. Mahalle sakinleri eylemlerine “Ne hukuk, ne nizam. Bu mu Ak intizam” sloganlar›yla bafllad›. Yol yap›m çal›flmalar›n›n sürdü¤ü alanda toplanan Aksu Mahallesi sakinleri ve F›nd›kl› Kültür ve Dayan›flma Derne¤i üyeleri, Karadeniz sahil oto yolu çal›flmalar›n›n durdurulmas›n› istedi. Burada kitle ad›na aç›klama yapan Aksu Mahallesi Muhtar› Musa Kaz›m Özçiçek, bu çal›flmayla Karadeniz sahillerinin tamamen yok edildi¤ini ifade ederek, “Ben bu denizi dedelerimden deniz olarak ald›m. Gelecek nesillere deniz olarak b›rakmak için u¤rafl veriyorum. Dan›fltay 6. Dairesi’nin verdi¤i karara uyulmadan dolgu çal›flmalar› devam etmektedir. Bu davran›fl tamamen hukuka ayk›r›d›r” diye konufltu. Kitlenin eylem s›ras›nda açmak istedi¤i “Ha denizi doldurdunuz, ha Temeli öldürdünüz” yaz›l› pankarta polis taraf›ndan el konuldu. S›k s›k “Ne hukuk, ne nizam; bu mu Ak intizam”, “Hukuku hiç sayd›n, Hayde gözün ayd›n Rize”, “Adalet istiyoruz”, “Kaya deniz de¤il Karadeniz istiyoruz” sloganlar›n› atan kitle, daha sonra da¤›ld›. (H. Merkezi)


7

45

7-20 Nisan 2006

Tütün üreticisi köylüler, Manisa K›rka¤aç’ta miting düzenledi

IMF ve DB direktifleri do¤rultusunda ç›kar›lan yasalarla emekçi halk›m›z açl›¤a, yoksullu¤a mahkum edilmektedir. Köylüler nerede ise üretemez hale gelirken, ürettikleri ürünleri de satamamakta, satt›klar›n›n ise paras›n› alamamaktad›r. Ülkenin birçok yerinde alanlara ç›karak protesto eylemleri yapan, ürünlerini yollara döken köylüler, hükümeti ve politikalar›n› kabul etmeyeceklerini söylüyorlar. Bu yasalardan biri de 2000 y›l›nda ç›kar›lan Tütün Yasas›d›r. Üretimden de¤erlendirme aflamas›na kadar halk›m›za genifl istihdam imkan› sa¤layan tütün, on y›llard›r ülkenin çeflitli bölgelerinde yayg›n bir flekilde üretilmektedir. Ülkemizde tütün tar›m› özellikle Ege, Karadeniz, Marmara Bölgesi ve Türkiye Kürdistan›’n›n baz› illerinde aile iflletmecili¤i fleklinde yap›lmaktad›r. Makine gücünden ziyade insan gücüne ve eme¤ine dayal› olan tütün tar›m›, birçok ailenin esas geçim kayna¤›n› oluflturmaktad›r.

Tütün, kurutulmufl yapraklar›ndan yararlan›lan tek y›ll›k bir tar›m ürünüdür. Farkl› ekoloji ve mikro klimalara ba¤l› olarak ülkemizde çok çeflitli tip tütünlerin üretimi yap›lmaktad›r. Türkiye’de üretilen tütünlerin % 98’i Oriental (fiark tipi) tütündür. Geri kalan k›sm› dark air-cured (Sigar), flue-cured (Virginia), light aircured (Burley) üretimi fleklindedir. Dünyada en fazla tütün üretimi yap›lan ülke Çin olup, dünya üretiminin % 38’ini gerçeklefltirmektedir. Bu ülkeyi s›ras›yla Brezilya, Hindistan ve ABD izlemektedir. Dünya üretiminin % 63,7’si bu dört ülke taraf›ndan yap›lmaktad›r. Tütün üretiminde 6. s›rada olan ülkemizin dünya tütün üretiminden ald›¤› pay ise % 2,3’tür.

Ç›kar›lan yasalarla tütün üretimi ve üreticisi azalmaktad›r! 600.000 ailenin üretimde aktif rol ald›¤›, 1980’li y›llardan bugüne geldi¤imizde,

üretici aile say›s›n›n çok azald›¤›n› görmekteyiz. 4733 say›l› Tütün Yasas› yürürlü¤e girmeden önce 2001 y›l›nda 477.829 olan ekici say›s›, sözleflmeli tütün tar›m›n›n egemen oldu¤u son iki y›lda % 43 azalarak 333.761’e inmifltir. (Veriler TZOB sitesinden al›nm›flt›r.) Ülkemizde üretilen tütünün pazarlanmas› 2002 y›l›na kadar TEKEL ve tüccar arac›l›¤›yla yap›lm›flt›r. Bu y›la kadar tüccar, sat›n ald›¤› tütünü, yurt içinde kurulu özel sigara fabrikalar›na pazarlam›fl veya yurtd›fl›na satm›flt›r. TEKEL ise hem destekleme al›m› görevini yerine getirmifl hem de ald›¤› tütünü kendi fabrikalar›nda kullanm›fl ve ihracat›n› gerçeklefltirmifltir. 2002 y›l›nda TEKEL devreden ç›kar›lm›fl ve sözleflmeli üretim dayatmas› getirilmifltir. 4733 say›l› Kanun çerçevesinde Türkiye’de üretilen üretici tütünleri yaz›l› sözleflme esas› veya aç›k art›rma yöntemiyle pazarlanmaktad›r. Yasan›n uygulan›fl› flu flekildedir: “Üretici tütünlerinin yaz›l› sözleflme esas›na göre al›m sat›m›, Kurum taraf›ndan tütün ticareti yetki belgesine sahip al›c›ya bedeli karfl›l›¤›nda verilen Tütün Üretim ve Al›m-Sat›m Sözleflmesi’ne göre yap›l›r. Sözleflmeli üretim esas›na göre üretilen tütünlerin fiyatlar›, tütün mamulleri üreticileri ve/veya temsilcileri aras›nda var›lan anlaflmaya göre belirlenmektedir.” (Al›nt› ayn› kaynaktan) Bu yasayla ayn› zamanda üretilen ürünlere kota konmaktad›r. Bunun d›fl›nda sözleflmesiz üreticiler ise ürünlerini aç›k art›rma yoluyla satmaktad›rlar. Burada konan kotan›n d›fl›ndaki ürünler sat›lmaktad›r a¤›rl›kl› olarak. Sözleflmeye göre kaliteli ürünü alan büyük flirketler bunun d›fl›ndaki tütünü çok düflük fi-

Sinan köylüleri topraklar›n› vermiyor! Tüm Köy-Sen Diyarbak›r’da da eylemlerine devam ediyor. Toprak a¤alar›n›n halen varl›¤›n› sürdürdü¤ü Diyarbak›r’da Sinan köylülerinin a¤aya karfl› mücadelesinde, onlar›n yan›nda olan Tüm Köy-Sen çeflitli eylemler ile a¤alar›n köylülerin topraklar›na el koymas›n› protesto ediyor. 23 Mart Perflembe günü Bismil’in Sinan Köyü’nde, a¤an›n köylülerin tarlalar›n› sürmek istemesi üzerine köylülerle a¤an›n adamlar› aras›nda yine gerginlik ç›kt›. Traktörle tarlay› sürmeye gelen Sinan a¤as›n›n adamlar›, kendilerini engellemeye çal›flan köylülere silah çekip, küfürler savurarak, havaya atefl ettiler. Köylüler ise tafllarla, sopalarla a¤an›n adamlar›na karfl› kendilerini savundular. Ç›kan çat›flmada a¤an›n adamlar› jandarmaya s›¤›n›rken, Ahmet K›nac› ve ‹brahim Diken isimli köylüler gözalt›na al›nd›lar. Bu geliflmeler üzerine köylüler kad›n, erkek, yafll›, genç tarlada nöbet tut-

maya bafllad›. Sinan Jandarma Karakolu Komutan›, Köy Muhtar› arac›l›¤›yla köylülerin Jandarmaya direnmemesini, tarlalar›n sürülmesine engel olmamas›n› ve ellerindeki tapular› teslim etmesini istedi. Daha sonra Bismil Kadastro Müdürü’yle görüflen Karakol Komutan› Astsubay Ayhan Çil, köylülere giderek sürülmek istenen tarlan›n Sinan a¤as›na ait oldu¤unu ve Veysel Ramanl›’n›n arazi sahiplerinin vekili olarak topra¤› sürmeye hakk› bulundu¤unu iddia etti. Köylüler de tapu kay›tlar›n›n kendilerine gösterilmesini istediler. Veysel Ramanl›’n›n kendilerine silah çekip atefl etti¤ini söyleyerek hakk›nda yasal ifllem yap›lmas› gerekti¤ini söylediler. Karakol komutan› Çil, iddialar› redderek “Havaya atefl eden benim uzman çavuflum, Veysel Ramanl›’n›n atefl etmesi söz konusu de¤il” diyerek a¤an›n adamlar›n› savundu. Bismil Kadastro Müdürü sürülmek istenen tarlan›n 805 dönümlük 220’lu parselde ad› geçen kiflilere ait oldu¤unu köylülere anlatt›.

Sonras›nda Veysel Ramanl› ve adamlar›n›n arazi vekili olmad›¤› anlafl›l›nca Ramanl› ve adamlar› topraklar› sürmeden geri dönerken; köylüler de Sinan köyüne kurduklar› çad›ra geri döndüler. Ülkemizde tar›m› yok ederek köylüyü göç etmeye zorlayan, kompradorlar›n ve toprak a¤alar›n›n emrinde kendi topra¤›nda köylüyü kölelefltiren, IMF ve DB’yi ülkemize yerlefltiren egemenler, ülkeyi emperyalistlerin sömürüsüne sunup, iflçisi köylüsüyle tüm emekçi halk› yoksullaflt›rm›flt›r. Emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n sömürüsüne talan›na karfl› ç›kan iflçi ve köylü direnifllerini yükseltmek görevimizdir. Köylü direnifllerinin sembolü olan Sinan ve Bismil köylülerinin süren mücadelerinde yer almal›y›z. 15 Nisan’da Ankara’da yap›lacak Sinan ve Bismil köylülerinin düzenleyece¤i mitinge tüm demokratik kitle örgütleri ve sendikalar kat›larak destek olmal›d›r. (H. Merkezi)

yatlarla almak istemektedir. Bu nedenle üretici köylü oldukça zor durumda kalmaktad›r. Üreticiler sözleflmesiz ürettikleri tütünleri sözleflmeli üretim yapan üreticilerle ayn› flartlarda satamamaktad›rlar. Çünkü tüccarlar, sözleflme ile al›c›-sat›c› aras›nda anlaflma yapm›fl, ayr›ca sözleflmeli üreticilerin fazlal›k tütünlerini aç›k art›rmaya girmeden oldukça düflük fiyatlarda almaktad›rlar. Bu nedenle al›c›lar Aç›k Artt›rmaya ra¤bet göstermemektedirler.

Ege köylüsü eylemde... Ege Bölgesi’nde de s›k s›k köylülerin yapt›klar› mitingler ve eylemler bulunmaktad›r. Bunlardan bir tanesi de 23 Mart günü Manisa’n›n K›rka¤aç ilçesinde tütün üreticileri taraf›ndan düzenlenen ve Tütün Eksperleri Derne¤i, Tek G›da-‹fl Sendikas›, Ziraat Odalar› ve Ziraat Mühendisleri Odalar›ndan temsilcilerin de kat›l›m›yla yap›lan mitingdir. K›rka¤aç Cumhuriyet Meydan›’nda yap›lan mitingde, K›rka¤aç Tütün Sat›fl Kooperatifi Baflkan› Halil ‹brahim Eren yapt›¤› konuflmada “Biz ne zaman derdimizi söylesek gözünüzü toprak doyursun diyorlar. 2002 y›l›nda IMF’nin dayatmas›yla ç›kar›lan Tütün Yasas› ile TEKEL devre d›fl› b›rak›ld›, üretici çok uluslu sigara tekelleriyle karfl› karfl›ya b›rak›ld›” dedi. Tütün Üreticileri Sendikas› Genel Baflkan› Ali Bülent Erdem de yapt›¤› konuflmada sözleflmeli üreticilik sistemiyle 2000 y›l›nda 583 bin olan üretici say›s›n›n 285 bine düfltü¤ünü, tütün üretiminin terk edildi¤ini söyledi. Di¤er oda ve dernek baflkanlar›n›n da birer konuflma yapt›¤› miting sloganlarla sona erdi. (‹zmir)


8

7-20 Nisan 2006

45

“Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin”

TUYAB’A ‹fiÇ‹ ÖRGÜTLER‹NDEN Z‹YARET Al›nteri gazetesinin düzenledi¤i ‹flçi Kurultay›’na yurtd›fl›ndan davet edilen iflçi örgütlerinin temsilcileri TUYAB’› ziyaret etti. TUYAB temsilcisi toplant›da TUYAB’›n amaç ve hedeflerini aç›klayarak kurumu tan›tt›. Deneyim al›flveriflinin önemine vurgu yaparak sözü Brezilya’dan Topraks›z Köylü Hareketi’nin temsilcisi Dario Santillon’a b›rakt›. Santillon kendi ülkelerindeki hapishanelerin durumundan bahsetti.

m›?” pankart› eflli¤inde yürüyen aileler, postane önünde bir aç›klama yapt›lar. Aç›klamada Ceza ‹nfaz Kanunu’nun yürürlü¤e girmesiyle tecrit ve izolasyonun a¤›rlaflt›r›ld›¤› belirtildi. Çevredeki insanlar taraf›ndan ilgi ile izlenen “Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin” sloganlar› eflli¤inde coflkulu bir flekilde son buldu. TUYAB AKP ÖNÜNDEYD‹ ÇHD, TUYAB ve Tunceliler Dernekleri Federasyonu, “Tecrit kald›r›ls›n talepler kabul edilsin” kampanyas› kapsam›nda AKP ‹stanbul ‹l Binas› önünde Tecridi ve Ceza ‹nfaz Yasas›’n› protesto etti. Yap›lan aç›klamada hapishaneler-

de uygulanan tecrit sald›r›s›ndan dolay› 121 insan›n yaflam›n› yitirdi¤i, 500’den fazla insan›n sakat kald›¤› belirtilerek F ve D Tipi hapishanelerde halen keyfi uygulamalar ve ölümlerin sürdü¤ü söylendi. Aileler, AKP’li yetkililerle görüflme talebinde bulundu. Tutsak yak›n› Güzel fiahin ve TUDEF üyesi talebin kabul edilmesi üzerine AKP ‹l Baflkan› ile görüfltü. Görüflmede aileler taleplerini yaz›l› olarak AKP ‹l Baflkan›’na iletti ve hapishanelerdeki keyfi uygulamalar› aktard›. Yan›s›ra aileler, taleplerinin takipçisi olacaklar›n› ve talepler karfl›lanana kadar AKP’yi tekrar tekrar ziyaret etmeyi düflündüklerini belirttiler. AKP ‹l Baflkan› ise y›llard›r tecrit uygulamalar›n› ortaya koyan AKP hükümeti de¤ilmifl gibi konuyu Adalet Bakanl›¤›’na ileteceklerini ve ilgileneceklerini ifade etti.

ÇIPLAK AYAKLI EYLEM TUYAB ve Tunceliler Dernekleri Federasyonu siyasi tutsaklar›n mahkeme-hastane ve görüfllerde, insan onuruna yak›flmayan flekilde aranmalar›n› protesto etmek için Mis Sokak’ta biraraya geldiler. Aileler Mis Sokak’tan Galatasaray Postanesi önüne kadar ç›plak ayakl› bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. “Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin, ‹nsan hücreye s›¤ar

Düzenin ›slah› yozlaflt›rmad›r... Devletin “suç iflleyen” insanlar›n ›slah› için varoldu¤unu söyledi¤i hapishanelerde siyasi tutsaklar aç›s›ndan hak ihlallerinin ard› arkas› kesilmezken, asl›nda bütün hapishanelerde ak›l almaz uygulamalar da gündeme geliyor. Trabzon’da 25 Mart Cumartesi aç›klanan ‹HD raporu da bu gerçe¤i aç›kça ortaya koyuyor. ‹HD Genel Merkezi’nin hapishanelerdeki sorunlara iliflkin haz›rlad›¤› raporda Trabzon’daki hapishanelerde, uyuflturucu, rüflvet, fliddet, ayr›mc›l›k ve hastalar›n tedavi sorunlar› gibi birçok konuda sorunlar yafland›¤› belirtildi. ‹HD Genel Merkezi’nin bir süre önce ülke çap›ndaki hapishanelerle ilgili haz›rlad›¤› raporda Trabzon’daki hapishanelerde yaflanan sorunlara da yer verildi. Trabzon hapishanelerinin durumu, uygulanan iflkenceler, hak ihlalleri ve di¤er uygulamalar ‹HD raporunda flöyle anlat›l›yor;

Uyuflturucu ve fliddet serbest! Bahçecik Hapishanesi: Tutuklu ve hükümlülere ayr›cal›kl› davran›l›yor. ‹nfaz koruma memurlar›, cezaland›rmak istedikleri tutuklu ve hükümlülere, tan›d›klar›n›n oldu¤u ko¤ufllarda fliddet uygulat›yor. Ko¤ufllardaki tutuklu ve hükümlülerin say›s› torpil durumuna göre de¤ifliyor. Hapishaneye kesici ve delici alet sokulam›yor ancak uyuflturucu çok yayg›n(!) Yemekler kötü. Vakf›kebir Hapishanesi: ‹nfaz Koruma Memurlar› tutuklu ve hükümlülere, yerli-yabanc›l›k ve ekonomik durumlar›na göre ayr›cal›kl› davran›yor. Rüflvet iliflkileri yayg›n. Kesici ve delici alet girmiyor ancak uyuflturucu yayg›n(!) Arakl› Hapishanesi: ‹nfaz koruma memurlar› tutuklu ve hükümlülere ayr›cal›kl› davranmakta ve birço¤u rüflvet almaktad›r. Muayene olmak isteyen tutuklu ve hükümlüler, bürokratik ifllem-

lere tabii tutularak, tedaviye ç›kar›lma süreci uzat›l›yor. Tutuklu ve hükümlüler, kendi paralar› ile araç kiralad›ktan sonra hastaneye götürülüyor. Temizlik ve banyo sorunlar› üst seviyede. Hapishaneye her türlü kesici ve delici alet sokulabiliyor. Uyuflturucu kullan›m› yayg›n oldu¤undan, tutuklu ve hükümlüler aras›nda s›k s›k sorun yaflan›yor(!) Sürmene Hapishanesi: Baz› memurlar tutuklu ve hükümlülere, tav›r ve davran›fllar› ile onur k›r›c›, afla¤›lay›c› muamelelerde bulunuyor. Sa¤l›k flartlar› çok kötü. Hastalanan tutuklu ve hükümlünün tedaviye ç›kar›lma süreci bürokratik ifllemler gerekçe gösterilerek uzat›l›yor. Süreyi k›saltmak isteyen tutuklu ve hükümlüler yak›nlar›n›n araçlar›n› tahsis etmek istiyor ancak yetkililer, kendilerinin önerdi¤i araçlar›n kiralanmas›n› sa¤l›yor. Her türlü kesici ve delici alet cezaevinde bulunuyor, uyuflturucu kolayl›kla temin edilebiliyor(!) (H. Merkezi)

“Teslim oldu¤umuzu ne zaman gördünüz?”

TUYAB ve TUDEF; hapishanelerdeki hak gasplar›n› teflhir etmeye devam ederken, 1 Nisan Cumartesi günü Galatasaray Postanesi önünde YDG ile birlikte bir bas›n aç›klamas› yapt›. Saat 13:15’te biraraya gelen kitle , “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” sloganlar›yla bas›n aç›klamas›na bafllad›. Kitle ad›na ortak bas›n metnini okuyan A¤ca Kaplan; bugün hapishanelerde yap›lan uygulamalar›n kayna¤›n›n devletin kendisi oldu¤unu, yeni C‹K ile beraber kanunun yerini yönetmeliklerin ald›¤›n› söyledi. Sincan 2 No’lu F tipinde kalan YDG’li Cihan Ç›nk› ve Engin Arslan adl› tutsaklar›n 8 Mart günü mahkemeye gitmek üzere hücrelerinden al›nd›klar›n› ve 15 kiflilik bir gardiyan grubunun kaba dayak iflkencesine maruz kald›klar›n› anlatan Kaplan; bu sald›r›n›n hapishane kameralar›n›n kör noktas› olan merdiven alt›na götürülerek orada devam ettirildi¤ini söyledi. Yine ayn› flekilde Sincan 2 No’lu F tipinde tutulan ve aralar›nda ESP Ankara temsilcisi Deniz Bak›r’›n de oldu¤u 6 ESP’linin de keyfi olarak 1 ay mektup cezas› ile cezaland›r›ld›klar›n› anlatan Kaplan; benzer flekilde Tekirda¤ 2 No’lu F tipinde “Kürtçe türkü söyledikleri” gerekçesi ile birçok tutsa¤›n 2 ay mektup cezas› ile cezaland›r›ld›¤›n› belirtti. Ard›ndan YDG ad›na aç›klama yapan Özgür Ertürk, 7 Kas›m 2005’te YÖK protestolar› s›ras›nda birçok gencin polis sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kald›¤›n›, sonras›nda 49 kiflinin gözalt›na al›nd›¤›n› ve bu kiflilerden 19’unun tutukland›¤›n› hat›rlatt›. Tutuklananlar›n 17’sinin üç ay keyfi olarak hapishanede tutulduktan sonra serbest b›rak›ld›¤›n› belirten Ertürk; YDG okuru Cihan Ç›nk› ve Engin Arslan’›nsa tutukluluk durumlar›n›n Sincan 2 No’lu F tipinde devam etti¤ini söyledi. Ertürk, Diyarbak›r’da yine ayn› k›l›flarla YDG okurlar› ve Gençlik Derne¤i üyelerinin tutukland›klar›n› ancak bunlar›n mücadeleyi engelleyemeyece¤ini söyledi. Ertürk konuflmas›n›n ard›ndan sözü Ç›nk› ve Arslan’la ayn› eylemde tutuklanan ve onlarla beraber kalan Barikat okuru Ender Aldanmaz’a devretti. Aldanmaz; içerde tutuldu¤u sürede Arslan ve Ç›nk› ile beraber birçok sald›r›ya u¤rad›klar›n› belirterek 3 Ocak günü bayram görüflünden geri gelirken sald›r›ya u¤rad›klar›n› ve revir haklar›n›n 3 gün engellendi¤ini, 31 Ocak günü mahkemeye giderken yine ayn› flekilde sald›r›ya u¤rad›klar›n› ve hapishane idaresinin “X-Ray cihaz›na kafa atm›flt›r” diyerek tutanak tuttu¤unu, Ç›nk›’n›n tedavisinin engellendi¤ini anlatt›. Aç›klama “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir” slogan›yla son buldu. (‹stanbul)


9

45

7-20 Nisan 2006

“K›z›ldere direniflini mücadelemizde yaflataca¤›z” K›z›ldere son de¤il!

Gençlik K›z›ldere’yi and› Yeni Demokrat Gençlik 30 Mart günü saat 12:30’da Mersin’de Taflbina önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile sömürüye karfl› savaflanlar›n her zaman olaca¤›n› belirtti. “K›z›ldere’nin Ruhuyla Cüreti Kuflan” yaz›l›, Yeni Demokrat Gençlik imzal› pankart açan kitle, ‹brahim Kaypakkaya ve Yeni Demokrat Gençlik flamalar› ve “Silah elde topra¤a düflenlere bin selam”, “Mufl flehitleri ölümsüzdür” yaz›l› dövizler tafl›d›. “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “‹bo, Mahir, Çayan savafla devam”, “Deniz, Mahir, ‹bo sürüyor sürecek mücadeleniz” sloganlar›n› hayk›ran kitle ad›na yap›lan aç›klamada faflizmin devrimcileri katletmekle devrim davas›n› yenilgiye u¤ratamayaca¤›, emekçilerin bugün örgütlenmekten baflka ç›kar› olmad›¤›n›n alt› çizilirken halk gençli¤ine akademik, demokratik haklar› ve özgür yar›nlar için YDG’de birleflme ça¤r›s› yap›ld›. (Mersin)

HÖC, Cebeci Mezarl›¤›’nda 30 Mart için bir anma etkinli¤i düzenlendi. Burada biraraya gelen yaklafl›k 700 kifli, “K›z›ldere yolunda flehitlerimizi selaml›yoruz, umutlar›m›z› büyütüyoruz” yaz›l› pankart eflli¤inde, Ölüm Orucu’nda yaflam›n› yitirenlerin mezar›na kadar yürüyüfl yapt›. Yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k “Mahir, Hüseyin, Ulafl kurtulufla kadar savafl”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Yürüyüflün ard›ndan aç›klama yapan TAYAD Yönetim Kurulu Baflkan› Mehmet Güvel, “Onlar kendilerini feda ettiler. Bu inanç bu kararl›l›k olduktan Erzincan sonra mutlaka devrime kavuflaca¤›z” dedi. Güvel’in konuflmas›n›n ard›ndan ölüm orucunda yaflam›n› yitirenlerin mezar›nda mektuplar okundu. Grup Yorum’un müzik dinletisi sunmas›yla devam eden etkinlik, ölüm orucunda yaflam›n› yitirenlerin mezar›na karanfillerin b›rak›lmas›yla son buldu. ADANA 30 Mart K›z›l-

dere katliam›n› protesto etmek ve Mahir Çayan ile Samanda¤’da katledilen Mehmet Latifeci’yi anmak için Adana Çakmak Plaza önünde bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Aç›klama yap›lan konuflman›n ard›ndan at›lan sloganlarla son buldu. Eylemde s›k s›k “K›z›ldere’den Latifeci’ye direnifl sürüyor”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar at›ld›. Aç›klamay› SDP, TÖP, Devrimci Gençlik Derne¤i örgütlerken destek verenler ise, Devrimci Liseliler, HKM ve Partizan oldu. (Adana Partizan okurlar›)

ortak bir metin okundu. Metinde K›z›ldere direnifli ve siper yoldafll›¤›n›n önemine vurgu yap›larak “Bugün K›z›ldere’den ö¤renmek, Ortado¤u’da süren emperyalist/siyonist barbarl›¤a karfl› halklar›n kardefllik bayra¤›n› onlara yak›fl›r bir flekilde yükseltmektir. Denizlerle, Mahirlerle, Kaypakkayalarla tarihe mal edilen antiemperyalist mücadele bayra¤›n› daha güçlü dalgaland›rmakt›r” denildi. Etkinlikte ayr›ca ortak marfllar söylendi ve fliirler okundu. Ard›ndan alk›fl ve sloganlarla etkinlik bitirildi.

BURSA 30 Mart günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde Partizan, DHP, HKP, BAT‹S, BDSP, Al›nteri, SGD, DPG ve BEK taraf›ndan organize edilen anma ile K›z›ldere flehitleri an›ld›. “K›z›ldere direniflini siper yoldafll›¤›m›zda yaflataca¤›z” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde

ERZ‹NCAN 2 Nisan Pazar günü Erzincan Gençlik Derne¤i E¤itim-Sen il binas›nda 30 Mart K›z›ldere direniflini selamlad›. Etkinli¤e ESP, DHP ve Partizan da kat›ld›. Sayg› duruflu ile bafllayan etkinlikte K›z›ldere direnifli anlat›ld›. fiiirler okundu. Daha sonra söylenen marfllar ve türkülerle etkinlik sonland›r›ld›. Etkinlikte Partizan ve YDG’nin gönderdi¤i mesaj da okundu.

Cebeci Mezarl›¤›

78’lilerden K›z›ldere anmas› 78’liler Derne¤i, çeflitli illerde yap›lan bas›n aç›klamalar›yla 30 Mart K›z›ldere direniflini and›. Açt›klar› “Ne geçmifl tükendi ne yar›nlar”, “Yaflas›n devrim ve sosyalizm” pankartlar›yla 78’liler K›z›ldere’yi unutmad›klar›n› ifade ettiler. Eylemler Mersin, ‹zmir, Ankara vd. illerde gerçeklefltirildi. (H. Merkezi)

‹HD: “Celalettin Cerrah istifa etsin!”

“Ölümleri durdurun!” 25 Mart günü saat 13:00’da Kemeralt› giriflinde bir bas›n aç›klamas› yapan TAYAD’l›lar “6 y›ld›r bu ülkenin hapishanelerinden tabutlar ç›kmaya devam ediyor. 6 y›ld›r yak›nlar›m›z, evlatlar›m›z F Tipi hapishanelerde tecrit iflkencesiyle katledilmeye, sakat b›rak›lmaya devam ediliyor. 6 y›ld›r bu zulme karfl› direnen evlatlar›m›z zorla müdahale iflkencesiyle katlediliyor” dediler. Tüm bu olaylar› protesto etmek için 5 dakika yap›lan oturma eylemi s›ras›nda Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nden Fikret Akar’›n mektubu okundu. “Katil devlet hesap verecek”, “Tecridi kald›r›n ölümleri durdurun” sloganlar›yla eylem sona erdi. (‹zmir)

Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi ilkeleri uyar›nca k›salt›lan gözalt› süresinin 15 güne ç›kar›lmas›n›, gözalt›ndaki kiflinin avukat ve yak›nlar› ile görüflme süresinin ertelenmesini, ‘arama’, ‘el koyma’, ‘ele geçirilen belgeleri inceleme yetkisi’nin polise verilmesini öneren ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’›n istifas›n› isteyen ‹HD’liler 29 Mart’ta ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapt›. ‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiube Baflkan› Eren Keskin yapt›¤› aç›klamada iflkencenin Türkiye’nin en ac› gerçeklerinden biri olmaya devam etti¤ini söyledi. Keskin, “Cela-

lettin Cerrah’›n sahip oldu¤u zihniyetin, insan haklar›na ayk›r›, toplumsal hoflgörüyü zedeleyici oldu¤unu düflünüyoruz. Bu zihniyetin yönetimde oldu¤u bir flehirde kendimizi güvende hissetmiyoruz” diyerek Celalettin Cerrah’› istifa etmeye ça¤›rd›. Aç›klamaya ESP, DTP ve Bar›fl Anneleri de destek verdi. (‹stanbul)

“Tecride Son!” Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i tecritin kald›r›lmas› ile ilgili bir eylem yaparak kamuoyunu duyarl›l›¤a ça¤›rd›. 27 Mart günü saat 12:30’da Mersin Taflbina önünde toplanan ve ellerinde Ölüm Orucu direniflini d›flarda sürdüren Fatma Koyup›nar’›n resimlerini tafl›yan kitle bir oturma eylemi yapt›. Ülkemizde yaflanan bask›lar›n ve zulmün tecritten ayr› olmad›¤› dile getirilen aç›klamada tecritin kald›r›lmas› istendi. (Mersin)


10

7-20 Nisan 2006

“Amed direnifline bin selam”

Gülsuyu

Mufl fienyayla’da 14 HPG gerillas›n›n faflist TC ordusu taraf›ndan kimyasal silahlarla katledilmesinin ard›ndan özellikle T. Kürdistan›’nda çat›flmalar günlerce devam ederken, Türkiye’nin çeflitli illerinde de 14’leri sahiplenen eylemler gerçeklefltirildi. ‹STANBUL * 29 Mart’ta Taksim Tramvay dura¤›nda toplanan DTP, EKD, EMEP, Partizan ve Halklar›n Kardefllik ‹nisiyatifi, katliam› ve sonras›nda geliflen sald›r›lar› protesto etti. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Figen Yüksekda¤ inkar ve imha çizgisine tav›r alan Kürt halk›n›n cenazelerini on binlerle sahiplendi¤ini söyledi. “Çok aç›k ki geliflen olaylar›n sorumlusu halk› cenazesiyle dahi baflbafla b›rakmayan, ac›s›n› öfkesini ve mücadele de¤erlerini hayk›rmas›na tahammül edemeyen devlet güçleridir” diyen Yüksekda¤, Kürt halk›n›n mücadele de¤erleri ve flehitlerin sahiplenmesi gibi onurlu bir tavr›n sald›r›larla bo¤ulamayaca¤›n› ekledi. * Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde 29 Mart günü akflam saat 20:00’de bir araya gelen MLKP, MKP, PKK ve T‹KB militanlar› Eski Karakol dura¤›ndan Sa¤l›k Oca¤› dura¤›na do¤ru yürüyüfle geçti. Eylemcilerle polis aras›nda çat›flma yafland›. Gaz bombalar› ve panzerlere karfl› tafl ve molotoflarla karfl›l›k veren eylemciler cadde üzerinde barikatlar kurdu. Polisin panzer, akrep ve gaz bombala-

1 May›s Mahallesi

r› ile sald›rd›¤› eylemde, eylemciler her sald›r› sonras› ara sokaklara çekilip sonra tekrar cadde üzerinde barikatlar kurarak direndiler. Bir kiflinin gazdan etkilenerek yaflam›n› yitirdi¤i, iki kiflinin gözalt›na al›nd›¤› olaylar esnas›nda ikisi a¤›r olmak üzere 4 kifli yaraland›. Yaral›lar›n ikisinin Haydarpafla Numune Hastanesi’nde tedavi edildi¤i, ölen kiflinin 27 yafl›nda Sivasl› Vahdettin Toprak oldu¤u ö¤renilirken Toprak’›n cenazesinin ailesi taraf›ndan Yenibosna’ya oradan da memleketine götürülerek defnedilece¤i ö¤renildi. Eylemcilerle polis aras›ndaki çat›flma saat 23:00’e kadar cadde üzerinde ve ara sokaklarda sürdü. * 1 May›s Demokrasi Platformu 29 Mart’ta mahallede yap›lan yürüyüfle polisin yapt›¤› sald›r›y›, T. Kürdistan›’ndaki polis sald›r›lar›n› k›namak ve Vahdettin Toprak’›n ka-

Taksim’de azg›n sald›r› Taksim Gezi Park›’nda biraraya gelen içinde DTP, ESP ve Partizan’›n da bulundu¤u kitleye polis gaz bombalar›yla sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan kitle sokak aralar›nda toplanarak eyleme devam etti. Dolapdere’de toplanan bir grup bir kamyonu atefle vererek, yolu molotofkokteyli ile trafi¤e kapatt›. DTP ‹stanbul ‹l Baflkanl›¤›’n›n bulundu¤u mahallede de bir araya gelen eylemciler, polisin gaz bombal› sald›r›s› ile karfl›laflt›. Çok say›da kiflinin yaraland›¤› sald›r›n›n ard›ndan Tarlabafl›’na do¤ru giden kitle ile polisler aras›nda yaklafl›k 3 saat kovalamaca yafland›. Polisin sald›r›s›n›n ard›ndan çeflitli DKÖ temsilcileri ve ayd›nlar, ‹HD ‹stanbul fiubesi önünde oturma eylemi yapt›. “Katliamc›lar yarg›lans›n” yaz›l› dövizler açan kitlenin slogan atmas› üzerine Çevik Kuvvet ekipleri de dernek binas› önüne gelerek, kitleye 10 dakika içinde da¤›lmalar› uyar›s›nda bulundu. Polisin tavr›n› oturma eylemi yaparak protesto eden kitle aç›klama yapmadan da¤›lmayacaklar›n› ifade etti. Kitle ad›na aç›klama yapan DTP ‹stanbul ‹l Baflkan› Do¤an Erbafl, Taksim’de yapacaklar› bas›n aç›klamas› ile demokratik taleplerini dile getireceklerini ancak polisin sert müdahalesi ile karfl› karfl›ya kald›klar›n› belirtti. Erbafl haz›rlanan metni daha sonra bas›na da¤›tt›. Eylemin ard›ndan Beyo¤lu Cumhuriyet Savc›l›¤› karar› ile DTP ‹stanbul ‹l binas›na bask›n düzenleyen yaklafl›k 30 polis, 4 kamera eflli¤inde binay› arad›. (‹stanbul)

45 Dersim’de bir Gazino TKP/ML T‹KKO taraf›ndan bombaland›!

tillerini lanetlemek amac›yla 30 Mart Perflembe günü saat 18:00’de bir yürüyüfl yapt›. Yap›lan ça¤r› üzerine mahalle esnaf›n›n tamam› kepenk kapatt›. Sa¤l›k Oca¤› dura¤›nda biraraya gelen yaklafl›k 100 kifli yolu trafi¤e kapatarak alk›fllarla eylemi bafllatt›. Yürüyüfl boyunca at›lan sloganlarla köprüye gelindi. Burada Ümit Altan 1 May›s Demokrasi Platformu ad›na konuyla ilgili bir aç›klama yapt›. * 30 Mart akflam› 1 May›s Mahallesi’nde saat 20:30’da biraraya gelen MKP, MLKP, T‹KB, Komünistlerin Birli¤i militanlar› ile SODAP polisle çat›flt›. Eyleme TKP/ML militanlar› da kat›larak destek verdi. Mahalle esnaf›n›n tamam›n›n kepenk kapatt›¤› görüldü. Ana cadde üzerine barikat kuran eylemciler, polisin panzerlerle bekledi¤i köprüye do¤ru sloganlarla harekete geçti. Polise molotofla, sapanla, tafllarla sald›ran kitle, polisin gaz bombas› ve panzerle sald›rmas› üzerine ara sokaklara çekildi. Askeri panzerin de kullan›ld›¤› eylemde çeflitli sloganlar at›ld›. Polisin sald›r›s› üzerine ara sokaklara çekilerek panzerleri tafllayan eylemciler, hemen toplanarak tekrar ana caddeye ç›karak üç kez polis panzerlerinin üzerine gitti. ‹lk sald›r›da bir panzer alevler içinde kald›. Panzer ve akrepler üç kez barikatlar› y›kt›. Barikatlar eylemciler taraf›ndan tekrar kurulurken, polisler ara sokaklara giremedi. Saat 22:00 civarlar›nda eylemciler, tekrar ana caddeye ç›karak polis arad›lar. Çat›flmalar saat 23:00’e kadar sürdü. * Gülsuyu’da biraraya gelen BDSP, ESP, Partizan, HKM, Kurtulufl ile PDD çevreleri 1 Nisan Cumartesi günü bir meflaleli yürüyüfl gerçeklefltirdi. Saat 20:15’te As K›raathanesi önünde biraraya gelen yaklafl›k 100 kifli “Katliamlar›n hesab›n› soraca¤›z, Kürt halk› yaln›z de¤ildir” ortak imzal› pankart ve meflalelerle çeflitli sloganlar att›. Kitle Mustafa Bakkal’a kadar yürürken burada bir kifli yapt›¤› konuflmada “T. Kürdistan›’nda sald›r›lar devam ediyor. 14 HPG gerillas›n›n ard›ndan 7 gerilla daha kimyasal silahlarla katledildi. Kürt halk›na sald›r›lar devam ediyor” dedi. Eylem at›lan sloganlar›n ard›ndan sona erdi. * 1 Nisan Cumartesi günü saat 13.00’de Galatasaray Postanesi önünde toplanan ‹HD ‹stanbul fiubesi üyeleri de bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› okuyan Av. Eren Keskin özellikle R. T. Erdo¤an’›n “Çocuk da olsa, kad›n da olsa güvenlik güçleri gerekeni yapacakt›r...” demesini dehflet verici bulduklar›n›n alt›n› çizdi. * 1 Nisan Cumartesi günü saat 13:00’te Kartal Meydan›’nda bir araya gelen DTP’liler ad›na bas›n metnini DTP Pendik ‹lçe Baflkan› Cemal Züngör okudu. Züngör “Cenazelerin kald›r›lmas› esnas›ndaki gösteriye karfl› silahlar kullan›lm›fl, 3-5 ve 7 yafllar›nda üç çocuk olmak üzere 7 vatandafl›m›z güvenlik güçleri taraf›ndan hunharca öldürülmüfltür. Ayr›ca partimizin Sakarya il binas› sivil faflistler taraf›ndan kundaklanarak tahrip edilmifltir” dedi.

ERZ‹NCAN 1 Nisan günü bir aç›klama yapan DTP Erzincan ‹l Baflkan› Hüseyin Bektaflo¤lu, silahs›z halk›n üstüne kurflun ya¤d›rarak yeni ölümlere meydan vermenin hiçbir sorunu çözmedi¤ini, aksine çözümsüzlü¤ü derinlefltirdi¤i vurgulayarak, hükümetin yaflanan olaylar karfl›s›ndaki tavr›n› k›nad›klar›n› belirtti. Aç›klama “Her yer Amed, her yer serh›ldan” ve “Amed halk› yanl›z de¤ildir” sloganlar› at›ld›.

‹ZM‹R ‹HD ‹zmir fiubesi 30 Mart günü saat 17:00’de flube binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak Diyarbak›r’da yaflananlar› protesto etti. Kitle ad›na bas›n metnini ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Mustafa Rollas yapt›. *Ayn› konuyla ilgili 31 Mart günü ise ara-

BURSA 1 Nisan günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde Partizan, DHP, ESP, BDSP, Al›nteri ve SODAP bir bas›n aç›klamas› yaparak sald›r›lar› k›nad›. Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle alk›fllar eflli¤inde çeflitli sloganlar att›. Ayr›ca ‹HD Bursa fiubesi de 30 Mart günü ayn› yerde bir bas›n aç›klamas› yapt›.

Yerel kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre 25 Mart 2006 tarihinde Dersim Merkez Mo¤oltay Mahallesi’nde bulunan Muhabbet Gazinosu TKP/ML T‹KKO militanlar› taraf›ndan bombaland›. Polis olayla ilgili operasyon bafllat›rken patlaman›n etkisiyle etrafta bulunan iflyerlerinin camlar›n›n k›r›ld›¤›da ö¤renildi. Patlam›n›n ard›ndan polis panik yaflarken, olay yerinde incelemelerde bulunan Tunceli Emniyet Müdürü Osman Öztürk, operasyon bafllat›ld›¤›n› söyledi.

Hatay’da iflgal karfl›t› eylem ABD emperyalizminin Irak’› iflgaline karfl› Antakya’da protesto eylemi yap›ld›. 18 Mart Cumartesi günü Antakya Arkeoloji Müzesi’nin önünde biraraya gelen Antakya Demokrasi Platformu bileflenleri ABD’nin Irak’› iflgalinin 3. y›ldönümünde bir kez daha emperyalizmin kendi ç›karlar› için halklar›n kan›n› dökme demokrasisini protesto ettiler. Çeflitli olumsuzluklara ra¤men uzun süredir yasakl› olan müze önünde eylem yap›lmas›, Demokrasi Platformu’nun uzun süreden sonra tüm bileflenlerinin kat›l›m›yla bir eylem gerçeklefltirmesi olumluydu. (Hatay Partizan okurlar›) lar›nda DTP, ESP ve SDP’nin de bulundu¤u birçok kurum ve kurulufl Konak DTP ‹lçe binas› önünde biraraya gelerek bir bas›n aç›klamas› yapmak istedi. Saat 13:00’te biraraya gelen kitle eski Sümerbank önüne kadar yürüyerek burada bir bas›n aç›klamas› yapmak istedi. Ancak yo¤un bir flekilde bölgeye y›¤›nak yapan polis, yürüyüfle izin vermedi. Katledilen HPG gerillalar›n›n resimlerinin ve çeflitli dövizlerin de aç›ld›¤› eylemde, ‹zmir Emniyet Müdür Yard›mc›s›’n›n DTP ve ‹HD yöneticilerine yönelik provokatif konuflmalar›, ortam›n iyice gerilmesine neden oldu. Yürüyüfle izin verilmemesi üzerine bulunulan yerde bas›n aç›klamas› yap›ld›.


11

45

7-20 Nisan 2006

Devlet terörüne karfl› mücadeleyi yükselt! Newroz’un gerek Kürt halk› gerekse de ülkemiz devrimcileri taraf›ndan “isyan ve direnifl günü” olarak kutlanaca¤›n› bilen TC devleti, günler öncesinden yapt›¤› aç›klamalarla halk üzerinde tedirginlik yaratmaya çal›flarak kitlesel kat›l›m› engellemeye çal›flm›fl, yapaca¤› sald›r›n›n da sinyallerini vermiflti. Pek çok ilde kutlamalara sald›ran devlet, baz› illerde ise kutlamalardan sonra tam bir gözalt›/tutuklama terörü bafllatt›. Ancak bu da alanlar›n daha çok dolmas›n› sa¤lad›. ‹STANBUL/GÜLSUYU * Günümüz Dehaklar›’na karfl› ortak bir durufl sergilemek amac›yla Gülsuyu’nda biraraya gelen ESP, DHP, HKM, BDSP, PDD, KSD, EMEP ve Partizan bir hafta öncesinden Newroz’a haz›rland›lar. Newroz’la ilgili mahallede bildiriler da¤›t›ld›, araçla sesli ça¤r›lar ve “Biji Newroz”, “Yaflas›n Newroz” ortak imzal› 4 adet pankart as›ld›. * 21 Mart Pazartesi günü ise saat 19:00’da her kurum de¤iflik caddelerden kendi pankartlar›yla Özgürlük Meydan›’na yürürken Partizan kitlesi de “Newroz ateflinin k›z›ll›¤›yla halk savafl›n› yükselt Partizan” pankart›yla alana geldi. Bütün kurumlar›n biraraya gelmesinin ard›ndan “Kürt ulusuna özgürlük, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i-ESP, DHP, HKM, PDD, KSP, EMEP, Partizan” imzal› bir pankart duvara as›ld›. Eyleme yaklafl›k 300 kifli kat›l›rken mahalle halk›n›n eylemi ilgiyle izledi¤i görüldü. SARIGAZ‹ Sar›gazi’de jandarma Newroz kutlamalar›na sald›rarak 17 kifliyi gözalt›na alm›flt›. Gözalt›na al›nanlardan 3 kifli tutuklan›rken mahalle halk› yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla jandarman›n sald›r›s›n› protesto etti ve tutuklananlar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. 26 Mart Pazar günü saat 16:00’da Dünya Hastanesi önünde biraraya gelen kitle “Bask›lar, gözalt›lar, tutuklamalar bizi y›ld›ramaz” pankart› açarak “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›yla Sar›gazi Meydan›’na yürüdü. Burada kitle ad›na bas›n metnini okuyan Mihriban Han “Gözalt›na al›nanlardan Orhan Özerli, Ersin Kuru ve Erkan fiahin isimli kifliler tutukland›. Tutuklananlar derhal serbest b›rak›lmal›d›r” dedi. Bu arada 25 Mart Cumartesi günü Demokrasi Caddesi’nde bulunan okurumuz Ali ‹hsan ‹flitmez jandarma taraf›ndan keyfi bir flekilde gözalt›na al›nd›. ‹ki gün Sar›gazi Jandarma Karakolu’nda tutulan ‹flitmez, 27 Mart Pazartesi günü Savc›l›k taraf›ndan tutuklama istemiyle hakimli¤e sevk edildi. Hakimlik de Newroz kutlamalar›na kat›ld›¤› ve “olay ç›kard›¤›” gerekçe-

siyle ‹flitmez’i tutuklad›. ‹flitmez ve tutuklanan di¤er üç kifli Bayrampafla Hapishanesi’ne götürüldüler. Bu arada Sar›gazi Beldesi’nde akflamlar› jandarma devriyeleri artt›r›ld›, akrepler mahallede turlamaya bafllad›. (Kartal) BURSA 19 Mart günü yap›lan Newroz kutlamas› sonras›nda DTP ‹l Baflkan› Nizam Kapan’›n da içinde oldu¤u 16 kifli 28 Mart akflam› evleri bas›larak gözalt›na al›nd›. 29 Mart günü Adliye’ye getirilenleri burada DTP’liler karfl›lad›. Burada bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. ESP, Partizan, BDSP, ‹HD, SDP, EMEP de aç›klamaya destek verdi. Aç›klamay› okuyan DTP ‹l Sekreteri Hüseyin Arma¤an bu sald›r›lar› k›nad›klar›n› belirtti. ‹l Baflkan› Nizam Kapan’la il ve ilçe yöneticilerinin de aralar›nda bulundu¤u toplam 11 kifli tutukland›. ERZ‹NCAN 21 Mart Newroz kutlamas› için Kavakyolu’nda bir etkinlik yapmak isteyen DGH, ESP, Gençlik Federasyonu ve Partizan kitlesine jandarma sald›rm›fl, 26 kifli gözalt›na al›nm›flt›. Sald›r›da birçok kifli yaralanm›flt›. Bir gün Jandarma Karakolu’nda tutulanlar di¤er gün Savc›l›k’a ç›kart›lm›fl 23’ü tutuksuz yarg›lanmak için serbest b›rak›l›rken, 3 kifli jandarmaya mukavemet etmek iddias› ile tutuklanm›flt›r. Tutuklananlar Erzincan Kapal› Hapishanesi’ne gönderilmifltir. Savc›l›k ç›k›fl›nda d›flar›da bekleyen kitle sloganlar›yla tutuklamalar› protesto etti. Yine

Erzincan

Gülsuyu 23 Mart’ta ESP, DGH, Gençlik Federasyonu ve Partizan ortak bir aç›klama yaparak tutuklamalar› protesto etmifltir. Tutuklananlar 31 Mart akflam› serbest b›rak›lm›flt›r. * 22 Mart ve 23 Mart günü gözalt› ve tutuklamalar protesto edildi. 22 Mart günü Adliye önünde toplanan kitle, gözalt›na al›nanlara destek olmak amac›yla saatlerce Adliye önünde bekledi ve sloganlar att›. 23 Mart Perflembe günü ise Erzincan Merkez Vak›flar ‹flhan› önünde Partizan, DHP, ESP ve Gençlik Federasyonu taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›larak jandarman›n fliddeti teflhir ve protesto edilmifltir. Erzincan DTP il örgütü yönetimine Newroz kutlamas›ndan dolay› Erzincan Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan soruflturma aç›ld›. Soruflturmalardan önce DTP ‹l Baflkan Yard›mc›s› Hüseyin fiahin sivil polislerin ifl yeri sahibine bask› yapmas› sonucu iflten at›ld›. DTP ‹l Baflkanl›¤› 23 Mart ve 24 Mart günü yapt›¤› bas›n aç›klamalar›yla soruflturmalar› protesto etti.

“Newroz Serh›ldan e!” Mart akflam› saat 19:30’da 1 May›s Mahallesi’nde Partizan’›n da bilefleni oldu¤u Demokrasi Platformu taraf›ndan Newroz kutlamas› gerçeklefltirildi. Partizan kitlesi Newroz alan›na 200 metre uzakl›kta toplanarak açt›klar› “Newroz Serhildan’e-Partizan” imzal› pankart ve Partizan flamalar›yla ile ana cadde üzerinden “Karadeniz Kürdistan ilerliyor Partizan” vb. sloganlarla yürüyerek alandaki kitleye kat›ld›. Alandaki etkinlik dev-

21

rim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Eyleme yak›lan ateflle ve çekilen coflkulu halaylarla devam edildi. Eylemde Grup Yel de bir dinleti verdi. Ayr›ca Newroz alan›nda “Yaflas›n partimiz TKP/ML, halk ordusu T‹KKO TMLGB”, “Biji partime TKP/ML”, “K›z›l ordu T‹KKO katillerin peflinde” sloganlar›n›n da at›ld›¤› duyuldu. Newroz eylemine yaklafl›k 600 kifli kat›l›rken eylem saat 21:30’da sona erdi. (1 May›s ‹K okurlar›)

Üniversitede polis istemiyoruz! 23 Mart ile 27 Mart tarihleri aras›nda Çevik Kuvvet polisi ‹stanbul Üniversitesi’nde tam anlam›yla terör estirdi. Dünyan›n hiçbir üniversitesinde gerçeklefltirilmesi mümkün olmayan olaylar, bu 3 gün içinde ‹Ü’de yafland›. Yemekhanelerin özellefltirilmesine karfl› okulumuzda bir hareket bafllad›¤› ve de 24 Mart günü “Çanakkale fiehitlerini Anma Etkinli¤i”ne Vali, Emniyet Müdürü ve Ordu Komutanlar› gelece¤i için okulda faaliyet yürüten devrimci ve demokrat ö¤rencilere Çevik Kuvvet polisi 3 gün boyunca biber gaz› ve coplarla sald›rm›flt›r. Bu yüzden de okulumuz 3 gün boyunca polis taraf›ndan fiili tatil edilmifltir. Sald›r›dan önce de devrimci ö¤rencilere flu söylenmifltir; “Size 1 dakika veriyoruz. Tüm afifllerinizi indirin yoksa biz indirece¤iz.” Üniversitede bulunmamas› gereken eli silahl› polisler okulumuzdaki onlarca afifli y›rtm›fl, karfl› duran tüm ö¤rencilere de azg›nca sald›rm›flt›r. Çevik Kuvvet’e okula girme iznini de Rektörlük vermifltir. Sald›r›lar sonucunda 40’a yak›n ö¤renci yaralanm›flt›r. Hatta bir devrimci ö¤renciyi polis pencereden sark›tm›flt›r. Biz polisin tüm bu sald›r›lar›na karfl› 24 Mart Cuma ve 28 Mart Sal› günü hocalar›m›z ve avukatlarla birlikte bas›n aç›klamas› ve yürüyüfller düzenledik. Polisin sald›r›lar› karfl›s›nda devrimcilerin iradeli-militan durufllar› sayesinde polis geri ad›m atmak zorunda kald›. Özellefltirmeye karfl› olan ö¤rencileri coplayan, gaz bombas› atan polis ve bu polislerin okullara girmesine izin veren Rektörlük de halk›n ve ö¤rencilerin düflman›d›r. Özellefltirmeye karfl› afifl asan devrimci ö¤rencileri de burjuva medya “okuldaki teröristler yasad›fl› pankart ast›, polis bu yüzden müdahale etti” diye gösterdi. E¤itim ve sa¤l›k bu ülkede parsel parsel sat›l›rken ve de emekçi halk çocuklar›n›n üniversitede okuma hakk› engellenirken, iflsizli¤e sefalete mahkum edilirken bu özellefltirme sald›r›s›na karfl› durmak teröristlikse biz teröristlik yapmaya devam edece¤iz! (‹stanbul Üniversitesi YDG)


12

7-20 Nisan 2006

Güç biziz... empozyuma ve 1 May›s’a kitlesel kat›lmak için, özellikle 1 May›s’ta bulundu¤umuz her alanda pankartlar›m›z ve bayraklar›m›zla güçlü bir flekilde alanlara ç›kman›n haz›rl›klar›na bugünden bafllamam›z yerinde olacakt›r. Dar bir zamana s›¤d›r›lacak çal›flmalardan istenilen verimin al›namad›¤› hepimizin bildi¤i bir fleydir. Onun için çal›flmalar› bugünden örmeye bafllamak amac›m›za ulaflmam›z› sa¤layacakt›r.

S

“18 Mart sabah› Paris flu gök gürültüsü ile uyand›: “Vive la comune! (Yaflas›n komün!)” 72 gün süren ilk iflçi s›n›f› iktidar› olan ve önemli derslerle dolu olan 18 Mart 1871 Paris Komünü’nün ilan›n› Marks yoldafl böyle yap›yor. Yaklafl›k 135 y›l sonra Paris ve Fransa’n›n di¤er flehirleri yine Mart ay›nda fliddetli s›n›f çat›flmalar›na sahne oluyor. Elbette ki, bu günkü s›n›f çat›flmas› 1871’den çok geri nitelikler tafl›sa da bulundu¤umuz tarihsel dönem aç›s›ndan önemli bir nitelik kazan›yor. fiöyle ki, emperyalizm krizini yar›-sömürge ülkelere yayarak hafifletme politikas› izliyordu. Bu ise emperyalist ülkelerdeki halklar›n görece bir rahatl›k içinde yaflamas›na neden oluyordu. Gelinen aflama ise emperyalizmin krizini yar› sömürgelere yaymakla aflamayaca¤› bariz bir flekilde ortaya ç›kt›. Emperyalist ülkeler kendi iflçi ve emekçilerinin sosyal haklar›n›, çal›flma haklar›n› k›s›tlamalara gitmeye bafllam›flt›r. Daha önce Almanya’da benzer bir flekilde iflsizlik ücretinin kesilmesi ya da k›s›tlanmas› yönlü bir yasa haz›rl›¤› içine girmiflti. Alman iflçi ve emekçileri buna tepki göstermifl ve greve gidecekleri tehdidinde bulunmufllard›. Fransa’da isyana

neden olan 26 yafl›ndan küçük iflçilerin iflten ç›kar›lmas›n› kolaylaflt›ran yasan›n ç›kar›lmas› emperyalist ülkelerdeki krizin boyutunu göstermektedir. Bu dönemde Avrupa ülkelerinde binlerce iflçi iflten ç›kar›lm›flt›r. ABD emperyalizmi her geçen gün daha sald›rgan politikalar izlemektedir. Tüm bunlar emperyalistkapitalist ülkelerde s›n›f mücadelesinin önümüzdeki dönem artarak geliflece¤inin belirtilerini oluflturmaktad›r. Geçen hafta içinde Yunanistan’da gerçeklefltirilen genel grevin hayat› felç etti¤i haberlerde geçiyordu. Bu da bize iflçi s›n›f› ve di¤er emekçilerin nas›l bir güce sahip oldu¤unu tekrar gösterdi. Bundan daha 5-6 ay önce Fransa göçmenlerin ayaklanmas›na tan›k olmufltu. Fransa s›n›f mücadelesi tarihinde çok çetin savafllara mekan olmufl bir ülkedir. Tam da bundan kaynakl› Marks yoldafl Marksizm’in üçüncü aya¤› olan bilimsel

sosyalizminin Fransa kaynakl› oldu¤unu belirtmifltir. O günden bu güne Fransa’da s›n›f savafl›m› önemli ölçüde gerilese de, s›n›f çeliflkilerinin artmas›yla birlikte yeniden çetin mücadeleler baflgöstermeye bafllam›flt›r. Emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda devrimlerin merkezi yar›-sömürgelere kaym›flt›r. Buna paralel olarak günümüzde Nepal, Filipinler, Hindistan, Peru vb. yerlerde Marksist-Leninist-Maoist partiler öncülü¤ünde verilen Halk Savafl› geliflmektedir. Bu devrim rüzgâr› dalga dalga yay›larak bütün dünyay› etkisi alt›na alacak bir niteli¤e sahiptir. Çünkü her yönüyle yozlaflm›fl emperyalist-kapitalist sistem, dünya halklar›na bask›, zulüm, sömürü talan ve katliamdan baflka bir fley vaat etmiyor. O art›k yaflama telafl› içinde k›vran›yor. Uygulad›¤› her politika kendine daha büyük bir kriz olarak dönüyor. Halklar›n bo¤az›n› s›kmaya çal›flt›¤› her ad›m kendine isyan ve direnifl olarak geri dönüyor. Ve iflin en ilginç yan› da emperyalist-kapitalist sistemin bundan baflka yapabilece¤i bir fleyin olmamas›. Ya yozlaflm›fll›¤›n› kabul edip bir kenara çekilecek ki bunu yapmayacakt›r ya da halklar›n bo¤az›n› s›kmaya

devam edecek. Bu ise onun sonunu getirecektir. “Kapitalizmin zorba düzeni, kendisi için tehdit oluflturmayan, dilencilere ve çaresizlere sadaka ve flekerli ekmek veriyor. Zorba yapt›r›mlar› ve zulmü ise, kendilerinden korktuklar›na sakl›yor. Çal›flanlar, e¤dikleri s›rtlar›n› öfkeyle kald›rmaya cesaret ettiklerinde, kendilerinin o kadar küçük, efendilerinin ise binlerce y›ld›r kendilerine empoze edilen kadar büyük olmad›¤›n› göreceklerdir. Toplum içindeki say›lar›n›n ve varl›klar›n›n do¤ru de¤erlendirilmesi durumunda, proleter kitlelerin her yerde ellerini kald›rarak, flöyle hayk›rd›¤› duyulacakt›r: “Güç Biziz!” (Clara Zetkin) Bugün henüz tan vaktinin do¤mas› için erkendir ama yar›nlar isyanlara, devrimlere gebedir. Sanc›l› do¤umlara haz›rlanmak hepimizin görevidir. Dünyada direnifl, baflkald›r› ve devrim rüzgarlar›n›n esti¤i art›k hissedilir derecede belirginleflmifltir. Bu rüzgar ülkemiz topraklar›nda yeterince olmasa da kendini hissettirmektedir. Önümüzdeki dönem dünyaya paralel olarak ülkemizde de bu rüzgar geliflecek, güçlenecektir. Esen ya da esecek olan rüzgarlar› iyi de¤erlendirmek için s›n›f bilinçli proleterlerin çal›flmalar›na daha s›k› sar›lmas› görevlerini daha nitelikli yerine getirmesi önemlidir. Önümüzde ILPS’nin özellefltirme ve sendikas›zlaflt›rmaya dönük sempozyumu ve 1 May›s çal›flmalar› var. Her iki çal›flmay› iç içe geçirerek ele almal›y›z. Emperyalizmin iflgal, talan, sömürü ve katliam çark›n›, ‹srail siyonizminin Filistin halk›na karfl› yapt›¤› bask› zulüm ve katliamlar›, Türkiye’de uygulanan özellefltirme, sendikas›zlaflt›rma ve sosyal güvenlik politikalar›n›, emperyalizme uflakl›k yapanlar› teflhir etmek en baflta gelen görevlerimiz aras›ndad›r. Anti-emperyalizmin, uluslararas› dayan›flman›n, örgütlenmenin ve mücadele etmenin propagandas›n› yapmak baflta gelen görevlerimizin tamamlayan›d›r. Sempozyuma ve 1 May›s’a kitlesel kat›lmak için, özellikle 1 May›s’ta bulundu¤umuz her alanda pankartlar›m›z ve bayraklar›m›zla güçlü bir flekilde alanlara ç›kman›n haz›rl›klar›na bugünden bafllamam›z yerinde olacakt›r. Dar bir zamana s›¤d›r›lacak çal›flmalardan istenilen verimin al›namad›¤› hepimizin bildi¤i bir fleydir. Onun için çal›flmalar› bugünden örmeye bafllamak amac›m›za ulaflmam›z› sa¤layacakt›r. Ajitasyon ve propaganda araçlar›n› etkin bir flekilde kullanarak kitlelere gitmeliyiz. S›radanlaflan çal›flma tarz›n› bir kenara b›rakarak, etkin ve verimli bir çal›flma tarz›n› her alanda oturtmaya çal›flmal›y›z. Var olanla yetinmek geliflimin düflman›d›r. Bunun bilincinde hareket edersek ileriye do¤ru sa¤lam ad›mlar atabiliriz. Unutulmas›n ki bizim varl›k nedenimiz “ayaklar alt›nda ezilen milyonlar›n kurtuluflunu” amaçlamaktad›r. DDSB’li bir emekçi

45 Ankara’da gazete da¤›tan okurlar›m›za sald›r› 2 Nisan günü Tuzluçay›r fiirintepe Mahallesi’nde gazete da¤›t›m›na ç›kt›k. Yo¤un bir flekilde gerçeklefltirdi¤imiz da¤›t›mda bafllarda bir sorun yoktu. Da¤›t›m yaparken yol güzergah› üzerinde daha önce afiflleme çal›flmas› yapm›fl olan devrimci yap›lar›n afifllerini y›rtan bir grup ülkücü ile karfl›laflt›k ve olaya müdahale ettik. K›sa süren bu uyar›n›n ard›ndan bizler da¤›t›ma devam ettik. Buradan çok fazla uzaklaflmadan bir gruba rastgeldik. Gazete da¤›t›m›nda oldu¤umuzu söyledik. Ard›ndan geçen konuflma sonras› gazetemizi okumak istediklerini söylediler. Biz de gazete verdik ve da¤›t›ma devam ettik. Biz daha oradan uzaklaflmadan ellerine ald›klar› gazetemizi yakmaya kalk›flt›lar ve arkam›zdan “bunlar da kim oluyor, bunlara önlerinden tamam diyeceksin, sonra gazeteyi atacaks›n bir kenara” gibi sözler sarf ettiler. Bunlar› duymam›z›n ard›ndan gazetemizin yak›lmas›na müdahale ettik ve k›sa bir arbede yafland›. Olay› ç›karan kiflilerin uyar›lmas›n›n ard›ndan bizler gazete da¤›t›m›na devam ettik. Fakat bu durumu hazmedemeyen grup, daha kalabal›k bir flekilde gelerek üzerimize sald›rd›, bu sald›r› esnas›nda iki yoldafl›m›z hafif, bir yoldafl›m›z a¤›r flekilde yaraland›. Tafl, sopa ve b›çakl› sald›r›da bir yoldafl›n kafas›na tu¤la ile vurulurken, di¤er yoldafl yüzüne ald›¤› darbeler sonucu kanlar içinde kald›. Di¤er yoldafl ise öfkeli grubun içinde kalarak tartaklanm›fl, bo¤az›na dayanan b›çakla ölümle tehdit edilmifltir. Fakat bu sald›r› bizi verdi¤imiz onurlu mücadeleden vazgeçiremeyecektir. Son dönemde artan linç giriflimlerine karfl› tüm devrimci demokrat kamuoyunu duyarl›l›¤a ça¤›r›yoruz. (Ankara YDG ve ‹K okurlar›)

Sivas Sanat ve Hayat Dergisi’nden panel 19 Mart 2003 tarihinde Sivas Sanat ve Hayat taraf›ndan organize edilen panele Temel Demirer de kat›ld›. Yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflundan sonra panel bafllad›. Temel Demirer sözlerine “Dünyan›n neresinde olursa olsun, zulme karfl› ç›kmak, devrimcilerin görevidir ve onurudur. Dünyan›n neresinde olursa olsun isyan eden kardefltir” diyerek bafllad›. Demirer, ayr›ca Latin Amerika’daki, Asya’daki geliflmelere özellikle de Nepal’deki geliflmelere de¤inerek yine özellikle Maoistlerin Asya’daki baflar›lar›ndan bahsetti. (Sivas DDSB)

Fransa’daki direnifle destek eylemi 28 Mart günü Fransa’da genel grev yapan ö¤renci ve emekçilere destek vermek amac›yla Al›nteri, BAT‹S, BDSP, ESP, HÖC, HKP, Partizan, SGD ve KÖZ kitlesi taraf›ndan bir destek yürüyüflü yap›ld›. Metro istasyonu önünde “Fransa’dan Türkiye’ye AB yasalar›n› püskürtece¤iz” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde kitle Santral Garaja kadar yürüdü. Burada bir bas›n aç›klamas› yap›larak bu bask›c› köleci yasa protesto edildi ve Fransa’daki emekçilere destek mesaj› verildi. Eylem alk›fllarla ve sloganlarla son buldu. (Bursa)


13

45

7-20 Nisan 2006

FHDD: “Filistinli tutsaklara özgürlük”

Geçti¤imiz günlerde ‹srail’in Eriha Hapishanesi’ne tanklar ve buldozerlerle yapt›¤› bask›n›n ard›ndan FHKC Genel Sekreteri Ahmet Sa’daat ve befl Filistinli tutsak esir edilerek ‹srail’in denetimindeki bir hapishaneye götürülmüfltü. Olay›n ard›ndan ‹ngiliz Konsoloslu¤u önünde bir eylem yapan FHDD üyeleri, 17 Nisan “Filistinli Tutsaklarla Dayan›fl-

ma Günü”ne kadar sürecek bir kampanya bafllatt›klar›n› duyurmufllard›. “Filistinli tutsaklara özgürlük” fliar›yla bafllat›lan kampanya süresince hem Eriha bask›n›n› teflhir edeceklerini hem de tüm Filistinli tutsaklar›n özgürlük talebini hayk›racaklar›n› belirten FHDD yöneticileri, bu do¤rultuda ‹stanbul’un farkl› yerlerinde standlar açarak imza toplayacaklar›n› ve bir duyarl›l›k yaratmaya çal›flacaklar›n› belirtmifllerdi. 26-29 Mart tarihleri aras›nda Kad›köy ‹skele Meydan›’nda bir stand açan FHDD üyeleri “Kahrolsun emperyalizm ve Siyonizm! Filistinli tutsaklara özgürlük” pankart›n› açarak, Filistinli

tutsaklarla ilgili veriler içeren dövizler ast›lar. Megafonla sesli ajitasyon ve bülten da¤›t›m› yapan FHDD üyeleri, imza stand›na ilginin yo¤un oldu¤unu söylediler. 1-4 Nisan tarihleri aras›nda da Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda bir stand açacaklar›n› belirten FHDD yöneticileri, kampanyay› 17 Nisan’da yapacaklar› bir eylemle sonuçland›racaklar›n›, toplanan imzalar›n ise Avrupa Parlamentosu, Filistin Parlamentosu ve Arap Birli¤i’ne gönderilece¤ini belirttiler. Ayn› zamanda ayn› dönemde Filistinli tutsaklar›n örgütlenmesi olan El-Zamir’den ve TUYAB’tan kat›l›mc›lar›n yer alaca¤› bir panel örgütleyeceklerini belirten FHDD yöneticileri, imzalar›n sembolik oldu¤unu ve as›l amac›n Filistin’de yaflananlara yaflad›¤›m›z topraklardan bir duyarl›l›k yaratmak oldu¤unu vurgulad›lar. (‹stanbul)

Trabzon’da linççi zihniyet aç›klamalar›na devam ediyor Trabzon’da linççi zihniyet aç›klamalar›na devam ediyor MHP eski milletvekili Sadi Somuncuo¤lu, Trabzon’da kat›ld›¤› bir konferansta; ‹HD’nin PKK’nin sözcülü¤ünü yapt›¤›n› iddia etmifltir. Yine ayn› çevreden Prof. Doç. Ümit Özda¤ da benzer ifadeler kullanarak, ‹HD’yi hedef göstermifltir. Biz de bu aç›klamalar üzerine ‹HD Trabzon fiube Baflkan› Gültekin Yücesan’›n görüfllerini ald›k. ‹flçi-Köylü: Sadi Somuncuo¤lu ve Ümit Özda¤’›n kurumunuzla ilgili yapt›¤› aç›klamalar hakk›nda ne düflünüyorsunuz? G.Y: ‹HD’yi terörist örgüt olarak göstermek, sadece Sadi Somuncuo¤lu ve Ümit Özda¤’›n çabas› de¤ildir. Gerek Kürt sorunu, gerekse di¤er alanlarda Türkiye’nin sorunlar›n› insan haklar›na dayal› bir biçimde çözmek isteyen, çözüm yöntemi olarak fliddeti benimseyen tüm kesimlerin ortak çabas›d›r. Dünyan›n di¤er ülkelerinde de silahl› mücadeleler vard›r, üstelik bir k›sm› dünyan›n emperyalist güçlü ülkeleri olmalar›na ra¤men bu tür sorunlar› demokratik yöntemlerle ve uzlaflarak çözmüfllerdir. Siyasi olarak NATO konseptinde, ekonomik olarak IMF ve Dünya Bankas› konseptinden farkl› davranma çabas› olmayan ülkemizde sorunlar› bu tür dayanaklar› olmayan, ulusçu-milliyetçi anlay›fllarla çözmek mümkün de¤ildir. Bu “politik anlay›fllar” daha çok kan, daha çok gözyafl›ndan öteye bir sonuç ç›karmayacakt›r. Sonuç olarak emperyalist müdahalelerin oluflmas›na zemin haz›rlayacakt›r. ‹flçi-Köylü: Peki bu aç›klamalar›n

üzerine kurumunuzun kamuoyunu bilgilendirmek amac›yla bir çal›flmas› oldu mu? - Bu tür aç›klamalar çokça yap›ld›¤› için özel bir aç›klama gere¤i duymad›k. Fakat bu konuyla ilgili soru soranlara gerekli aç›klamalar› yap›yoruz. ‹flçi-Köylü: Sizce bu tür aç›klamalarla amaçlanan nedir? - ‹HD ulusalc› militer kesimlere, insan haklar› ihlalini oluflturan çabalara, liberal kesimlerin emperyalizme davetiye ç›karan yaklafl›mlar›na karfl› mücadele etmektedir. Dolay›s›yla bu kesimlerin tepkisini çekmektedir. Toplumda oluflturulacak eflitlikçi, özgürlükçü ve sonuçta kardeflli¤i sa¤layacak yaklafl›mlar›ndan ötürü ‹HD, tüm Türkiye’de oldu¤u gibi Trabzon’da da susturulmak istenmektedir. Yerel bas›n, tek tarafl› olarak, ‹HD’yi karalamak ve tamamen belgelere dayal› raporlar› çürütmek için as›ls›z yay›n yapmaktad›r. ‹nsan haklar› ihlallerinin olmad›¤› bir Türkiye’nin bu kesimlere zarar verece¤i ve temel insan haklar›na bu kesimlerin ihtiyaç duyabilece¤inin düflünülmesini istememektedir. Kavgan›n, fliddetin egemen oldu¤u bir Türkiye’de bu olgular üzerinden rant sahibi olmak ve siyaset yapmaktan malesef umut beklenmektedir. Bunlar Trabzon ve Türkiye’nin gelece¤i aç›s›ndan iyi de¤ildir. ‹flçi-Köylü: Bu aç›klamalar gelecekte demokrasi anlay›fl›n› nas›l etkileyecektir? - Siyaset ortam›n›n fliddete dayal› olarak belirlenmesi, bu anlay›flta ç›kar sa¤layacak olan kesimlerin daha çok insan haklar› dernekleriyle karfl› karfl›ya

getirecektir. Bunun da somutlanmas› yeni provokasyonlar ve sald›r›lar olacakt›r. Olumsuz geliflmelere karfl› Trabzon’da demokrasi ve insan haklar›ndan yana olan kesimlerin ortak durufl sergilemesi gerekmektedir. Ortak duruflumuzla Trabzon halk› gerçek kültürüne sahip ç›kacak. ‹flçi-Köylü: Çal›flmalar›n›zda baflar›lar. Ropörtaj için teflekkürler. - Biz teflekkür ederiz... (Trabzon ‹K okurlar›)

Devrimci 1 May›s Platformu’ndan aç›klama

BDSP, DHP, Ça¤r› dergisi, Devrimci Hareket, EHP, HKM, HKP, HÖC, Kald›raç dergisi, Al›nteri ve Proleter Devrimci Durufl’tan oluflan Devrimci 1 May›s Platformu ÇHD ‹stanbul fiube binas›nda 31 Mart Cuma günü bir aç›klama yaparak; 1 May›s’›n tarihsel anlam›na uygun kutlan›lmas› gerekti¤ini ifade etti. Platform ad›na aç›klama okuyan Cihan Kaplan, 1 May›s kutlamalar›n› kendi tekeline alan sendika konfederasyonlar›n›n, kutlamalara iliflkin güçlü bir haz›rl›k yapmad›¤›n› da kaydetti. S›n›f mücadelesi yürüten tüm sendika, parti, kurum ve örgüt temsilcilerinin içinde bulundu¤u 2006 1 May›s’› Örgütleme Komitesi oluflturulmas›n› isteyen Kaplan, güçlü ve etkin 1 May›s’›n gerçekleflmesi için ifl b›rakma ça¤r›s›n›n yap›lmas› gerekti¤ini de söyledi. Taleplerini s›ralayan Kaplan; “Kürsüden konuflmalar› bir kad›n, bir de erkek iflçi yapmal›d›r. ‹flçilerin birli¤ini, halklar›n kardeflli¤ini vurgulamak aç›s›ndan da kürsüden bir Kürt iflçisinin konuflmas› anlaml› olacakt›r” dedi. Platform, F Tipi hapishanelerdeki sald›r›lara, Kürt ulusuna dayat›lan imha ve inkar politikalar›na, yoksullu¤a karfl› tüm iflçi s›n›f›n› 1 May›s’ta alanlara ça¤›rd›. (‹stanbul)

Devrimci-Sosyalist bas›n susturulamaz! F tiplerinde bulunan devrimci tutsaklara devrimci ve sosyalist bas›n keyfi bir flekilde verilmiyor. Devrimcileri toplumdan soyutlamak için devreye konulan F tipi hapishaneler, sürekli olarak yeni bir hak ihlali ile gündeme geliyor. En temel insani haklar›n›n bile hiçe say›ld›¤› tutsaklar›n okuma hakk› da ellerinden al›nmak isteniyor. Toplatma karar› olmamas›na ra¤men özellikle devrimci ve sosyalist gazetelerin tutsaklara verilmemesini protesto eden Mücadele Birli¤i, At›l›m, Proleter Devrimci Durufl, Odak, Devrimci Demokrasi, Yürüyüfl ve K›z›lbayrak gazeteleri çal›flanlar› 3 Nisan’da Galatasaray Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yaparak tutsaklara verilmeyen gazeteleri postalad›lar. “F tiplerinde devrimci bas›n engelleniyor. Devrimci bas›n susturulamaz” pankart› açan kitle ad›na aç›klama yapan Hakan Bingöl, içinde “komünist”, “Ölüm Orucu”, “Kürt” vb. sözcükler geçti¤i ya da F tiplerindeki hak gasp-

lar›n›n yer ald›¤› gazete ve dergilerin içeri al›nmad›¤›n› söyledi. Tutsaklar›n kendi haberlerini okumas›nda nas›l bir sak›nca olabilece¤ini soran Bingöl, 70 yafl›ndaki Kürt anneleri sokaklarda dövülerek gözalt›na al›n›yorsa, insanlar kaç›r›l›p tecavüze u¤ruyorsa, fiemdinli’de suçüstü yakalanan devlet, halk üzerinde terör estirmeye devam ediyorsa, okullarda ö¤rencilerin üzerine faflistler sal›n›yorsa, Amed’de 3 yafl›ndaki çocuklar terörist diye vuruluyorsa, F tiplerindeki tecrit ve izolasyon devam ediyorsa bu gerçekleri yazmaya devam edeceklerini söyledi. “Devrimci-sosyalist bas›n susturulamaz”, “Devrimci bas›n üzerindeki engeller kald›r›ls›n” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klamada Bingöl “Tüm ezilenlerin ve onlar›n temsilcisi olan siyasi tutsaklar›n sesi solu¤u olmaya devam edece¤iz” dedi. Aç›klama postaneden tutsaklara verilmeyen dergi ve gazetelerin postalanmas›yla sona erdi. (‹stanbul)


7-20 Nisan 2006

14

45

Ö¤renci hareketinden halk hareketine...

“Geliflen sosyal kriz politik krize dönüflecek mi?” Frans›z burjuva medyas›, 28 Mart günü gerçekleflen kitlesel kat›l›ml› yürüyüfl ile ilgili sundu¤u haberi bu soruyla bitirdi. Nitekim burjuva karakterli medya oldu¤undan ötürü, burjuva iktidar›n “korunmas›na” dair belirlemelerde bulunacakt›r. Bu yüzden aç›kça görülebilen ve özü ekonomiye dayanan politik krizi mu¤laklaflt›rmaya yeltenerek, mücadelenin anti-kapitalist bir hal almas›n›n önü bu özgülde kesilmeye çal›fl›lmaktad›r. Aksi halde, di¤erlerine benzemeyen ve di¤erlerinden ba¤›ms›z yeni bir yasa gibi gösterilmeye çal›fl›lan CNE (Yeni Kadro Kontrat›) ve CPE (Birinci Kadro Kontrat›) ikilisi (1), geliflen mücadeleye ra¤men Frans›z yasalar›n›n birer parças› olamayacaklar. Nitekim gerçek fludur ki; CNE ve CPE, yeni gerçekleflen bir sald›r› de¤il, devam eden ekonomik ve sosyal sald›r›lar›n (2) birer parçalar›d›r. AB ülkeleri flahs›nda bütün dünya emperyalizminin içinde bulundu¤u ç›kmazdan kaynakl›, göreceli olarak birlikte hareket etme gereksinimine Fransa devleti de ihtiyaç duymaktad›r. Bu nedenle Fransa’da gerici yasalar›n ortaya ç›kmas› ve halk›n mücadeleyle elde etmifl oldu¤u haklar› gasp etmesi, Avrupa’n›n di¤er ülkelerinin hemfikirleflmifl bir sürecin ürünü olarak ele al›nmal›d›r. Öyle ki 30 Mart’ta, ç›kan yasalar›n Avrupa Birli¤i’nin geliflimine fayda getirip getirmeyece¤ine karar veren mahkeme misyonunu oynayan Fransa Anayasa Mahkemesi, CPE’nin tek kelimeyle “savunulmayacak hiçbir yan› yoktur” karar›n› verdi ve onaylad›. Zira genel olarak iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar›n “mükemmel” bir halkas›, iflçilerin örgütlenme zemininin darlaflmas›n› beraberinde getiren garantisiz, geleceksiz, iflin ne zaman bitece¤i ve neyin ne zaman bafllayaca¤› belli olmayan yar›nlar› içeren bir yasa olarak F›rsat Eflitli¤i Yasas› (3) olabilir. ‹flte devam eden ve önümüzdeki y›llarda mücadeleyle önüne geçilmedi¤i taktirde a¤›r bir flekilde devam edecek olan bu sald›r› dalgas›, “demokrasi ve özgürlükler befli¤inde” uyutulmaya çal›fl›lan kitlelerin en duyarl› ve dinamik kesimleri taraf›ndan görülebilmektedir. Uyutulmaya çal›fl›lanlar art›k uyutulam›yorlar. Burjuva medya taraf›ndan “AntiCPE’cü hareket” denilen, ancak esasta bununla s›n›rl› kalmayan direnifl hareketi, birkaç y›ld›r taflmaya bafllayan birikmifl ekonomikakademik-demokratik sorunlar›n ürünü olarak ç›kan bir harekettir. Bu hareket, örgütlenmenin ne kadar önemli oldu¤unu bir kez daha a盤a ç›karan bir harekettir. Ve bu hareket, yürütenleri aras›nda ideolojik tart›flmalar›n yo¤unlaflt›¤›, bu anlam›yla gelecekte devam

edecek mücadele günlerine küçümsenmeyecek bir deney ve tecrübe kayna¤› olan bir harekettir. Eylem ruhu ve ö¤renci hareketi fiubat-Mart aylar›, gençlik hareketinin yaflam›fl oldu¤u liberal-radikal, pasifist-militan çat›flmalar›na ra¤men hükümeti halk›n lehine tersleyen bir geliflime tan›kl›k etmifltir. 84 üniversiteden, de¤iflken rakam olarak 69’u ifllev görmezken, Paris bölgesinde ö¤rencilerin e¤itim görebildikleri tek üniversite Tolbiac Üniversitesi’dir. Nitekim bu üniversitedeki bask›lar her gün biraz daha artmaktad›r. Di¤er üniversiteler ya do¤rudan ö¤rencilerin örgütlenme mevzisine dönmüfltür ya da polislerin karargah› haline gelmifltir (4). Bunun yan›s›ra 4 binin üzerindeki liseden 1347’sinde grev var. Fransa’n›n meydanlar›nda, düzenli olarak haftan›n Sal› ve Perflembe günleri ö¤rencilerin korsan eylemlerini, sokak çat›flmalar›n› veya yaz›lama eylemlerini görebilmek mümkündür. Belli olmayan bir anda ve belirsiz bir yerde, gidiflat› belli olmayan bir eyleme rastlamak olanaks›z de¤ildir. Ne var ki, bütün eylemlerde iki yön çat›flmaktad›r. Eylem radikalleflecek mi, yoksa liberal bir tutumla sona m› erdirilecek? Her ne kadar Saint-Denis Üniversitesi’nde gerçekleflen Genel Kurullarda bu sorun ele al›n›p oylama sonucu karara ba¤lan›yor olsa da, eylem an›nda geliflen beklenmedik olaylar karfl›s›nda tak›n›lmas› gereken tav›rlarda fikir çat›flmas› yo¤unlaflmaktad›r. Evet, Genel Kurullarda UNEF’ten (Fransa Ö¤renciler Birli¤i) UNL’ye (Lise Ulusal Birli¤i), FIDL’den (Liselilerin Ba¤›ms›z Federasyonu) birçok ö¤renci dernekleri yer alarak gidiflata yön verilmektedir. Ancak bu tart›flmalarda iki blok oluflmufl durumdad›r. Birincisi, liberaller olarak adland›r›lan ve her Genel Kurula “bu tarzla hiçbir fley baflaramay›z”la bafllay›p hükümetin dediklerine uyarak F›rsat Eflitli¤i Yasas›’na de¤inmeden, onun CPE’yü içeren 8. maddesinin (yani iki y›ll›k deneme süreciyle ilgili bölüm) üzerinde bir oynama yap›lmas›ndan yana olan kesimdir. Hükümetle uzlaflmay› kabul eden liberaller, az›nl›kta olmalar›na karfl›n, eylem an›nda küçümsenmeyecek bir bölümü etkileyerek eylemden ilk ayr›lan kesimi oluflturmaktad›r. Bilinmesinde fayda vard›r ki eylemlerde yer alan ö¤rencilerin ço¤u, yukar›da sayd›¤›m›z belli bafll› ö¤renci kurumlar›nda do¤rudan örgütlü veya birer üyeleri bile de¤illerdir. Sadece ayn› sorunu tafl›d›klar›ndan kaynakl› birlikte hareket etmektedirler. Ancak eylem esnas›nda, bu kesimin önemli bir bölümü, çeliflkilerin k›z›flt›¤› dönemlerde, yani polisle

karfl› karfl›ya gelindi¤inde bu ruh önce “ütopik” bir hal almakta, daha sonra liberallerin durufllar›ndan ve en önemlisi pasifistlerden etkilenerek çat›flmaktan özellikle kaç›nmaktad›rlar. Zira Genel Kurul’da yer alan kurumlar›n ço¤unlu¤u “gerekti¤inde radikal eylemleri savunmas›”na ra¤men, birkaç kurumun d›fl›nda (5) ayn› kurumlar çat›flmaya do¤ru yol alan eylem esnas›nda, bir yandan kenetlenmifl bir flekilde beklerken, di¤er yandan “Pasifist direnifl”, “dayak de¤il, öpücük” ve “uslu ö¤renci” gibi saçma sloganlarla eylemde “baflar›” beklemektedirler. Oysa Genel Kurul kat›l›mc›lar›n›n ço¤u, “radikal” kesimi oluflturarak ikinci bloku temsil etmektedirler. ‹flte CPE’nün yer ald›¤› F›rsat Eflitli¤i Yasas›n›n ve CNE yasas›n›n tümden geri çekilmesini savunan bu kesim içindeki çatlaktan kaynakl›, eylemleri pratikte örgütleme sorunu yer yer kendisini hissettirmektedir. Zira UNEF ve UNL gibi kurumlar, bu yasalar›n tümden kald›r›lmas›n› savunuyor ve radikal eylemlerden yana tav›r belirliyorlar. Eylemlerde “Sermayenin milisleri ulusal polis”, “CRS, SS(6)” vb. sloganlar› atabilmektedirler. Ancak Genel Kurullarda damgas›n› vuran buna benzer kurumlar da kendilerine “pasifist hareket” adland›rmas›n› tak›yorlar. 30 Mart Paris’teki Gare de Lyon demir yollar›n› kesme eyleminde de görüldü¤ü gibi, direnifl pasifist bir hal almaya bafllay›nca pasifistler ve radikaller aras›nda karfl›l›kl› yuhlamalara varan elefltiriler yo¤unlaflmaktad›r. Polis taraf›ndan yap›lan “da¤›l›n” ça¤r›s›n›n ard›ndan CELRP (Paris Bölgesi Liseli ve Üniversiteli Ö¤renciler Koordinasyonu (7)) temsilcisinin ayn› içerikli ça¤r›s›, anarflistler, Genç Komünist Militanc›lar ve No Passaran’c›lar›n müdahalesiyle sonuçsuz kald›. Öyle ki, CELRP temsilcisinin ça¤r›s›na cevaben No Passaran’c› bir genç, barikatlar›n üstüne ç›karak “biz Genel Kurul’da bu tarzda hareket edilece¤ine dair bir karar almad›k. Sen Genel Kurul’un iradesini mi temsil ediyorsun, yoksa örgütünün bak›fl aç›s›n› m› dayat›yorsun? Biz buraday›z, burada kalaca¤›z ve gitmeyece¤iz!” diye ba¤›rd›. Bunun üzerine baflta No Passaran’c›lar, Genç Komünist Militanc›lar, anarflistler ve ParisYDG’liler olmak üzere kitlenin önemli bir bölümü yol kesme eylemini sonuna kadar sürdürmeye kararl› k›ld›. Ancak kalan gençlerin ço¤unlu¤unu yine pasifistler oluflturuyorlard›. Her an de¤iflebilen ve bu anlam›yla aç›kça oportünist bir flekilde hareket eden bu pasifistler, esasta çembere al›nm›fl olduklar›n› fark ettikten sonra kald›lar. Öyle ya, ya gözalt›na al›nmaya raz› olacaklard› ya da direneceklerdi.

Pratikteki çarp›kl›¤›n kayna¤›, yürütülen mücadelenin bilincine yeterli derecede var›lmamas›na dayanmaktad›r. Her ne kadar hükümetin ve Cumhurbaflkanl›¤›n de¤iflimi de talepler aras›nda yer alsa da, ne bunlar›n nedenleri yeterli derecede alg›lanm›fl ne de alternatif belirginleflmifltir. Bütün eylemlerde yer alan gençlik, “solcu” gençliktir. Ve önemli bir bölümü “kapitalizme lanet” sloganlar›n› çekinmeden atabilmektedir. Buna ra¤men alternatif olarak savunulan “Yeni Dünya”ya ulaflmak perspektifiyle hareket edildi¤i söylenmektedir (8). “Ö¤renci hareketinden halk hareketine” perspektifi 28 Mart yürüyüflüyle birlikte, ö¤renci eylemleri yeni bir boyut kazand›. Art›k iflçiler de ö¤rencilerin sesine ses katmaktad›rlar. Birinci Ulusal Grev ve Yürüyüfl Günü olarak 28 Mart Sal› günü, Fransa’n›n sokaklar›n› 3 milyon insan inletti. Ayn› gün, birçok flehirde çat›flmalar gerçekleflti. Bunlardan en önemlisi Paris’teydi. Akflam 10’a kadar süren tafll›-sopal›-molotoflu çat›flmalarda 246 kifli gözalt›na al›nd›. Yürüyüflün bitifl alan› olan Republique Meydan›, uzun y›llar sonra ilk defa böyle bir günü a¤›rlad›. Binin üzerinde genç, devrim sloganlar›yla kapitalizme olan kinini kusuyordu. “Republique meydan›nda polislerimize karfl› gelen y›k›c› ve h›rs›z tak›m›ndan a¤›r hesap soraca¤›z” diye nutuk atan Sarkozy, esasta orada çat›flanlar›n devrim gereksinimini en içten hisseden gençler oldu¤unu bilmekteydi (9). Oradakilerin pasifistler de¤il “devrimci fliddet” slogan›n› hayk›ran devrimci gençlik oldu¤unu bilmekteydi. Bunu bildikleri için çat›flan gençlerle yürüyen iflçiler aras›na polisten duvar ördüler. Ne olup bitti¤ini anlamayan iflçiler ve di¤er ö¤rencilere, “Bunlar h›rs›z tak›m›, sizleri bunlardan koruyoruz” denilmekteydi. Bununla yetinmeyip, CGT sendikas›n›n kortej güvenli¤ini sa¤lamakla görevli iflçileri çat›flan gençlere sald›rtt›lar. Tek gerekçe, “Bunlar h›rs›z”m›fl(!?). Sendikan›n gerçek anlamda devrimci bir sendika olmad›¤›, tam aksine sar› sendikac›l›¤›n en aç›k bir göstergesi oldu¤u eklenince, direniflçi gençli¤e sald›rmaman›n hiç bir gerekçesi kalm›yordu. Daha sonra kimi direniflçilerde Komünist Partisi flamas›n› gören iflçiler, sadece selama durmaktan baflka bir çare bulamad›lar. Bir kaç saat sonra çat›flanlar›n “h›rs›z ve k›r›c›” olmad›¤›n› anlayan yürüyüflçüler arka cepheden polislere sald›r›nca, sabah polisleri yerinde selamlayan Sarkozy, yeni bir motivasyon verme gereksinimi duyarak tekrar bölgeye gelmek zorunda kald›.


15

45 ILPS-AT‹K-FT‹F-YDG, MKP, MLKP, DHKP-C ve T‹KB’nin de yer ald›¤› 28 Mart yürüyüflü, bu anlam›yla önemli bir gündü. Çünkü çat›flmal› 16 ve 18 Mart’tan bir fark›, iflçilerin yo¤un olarak yer almalar›yd›. Üniversitelerdeki Genel Kurulda da dillendirildi¤i gibi hedeflenen, bu hareketi ö¤renci hareketinden ç›kar›p genifl kitlelerin yer ald›¤› bir harekete dönüfltürmektir. Bunun için, 4 Nisan Sal› günü, ‹kinci Ulusal Grev ve Yürüyüfl Günü ilan edildi. Bunun yan›s›ra, uluslararas› dayan›flmay› da pekifltirmek aç›s›ndan da fikirler belirtilmektedir. Üniversitelerde bulunan Avrupal› ve Türkiyeli ö¤rencilerin, 1 Nisan flakas› nedeniyle bal›k resmiyle CPE, CNE, UMP, Chirac veya özellefltirme karfl›t› yaz›lar yaz›p baflbakanl›¤a gönderilmesi... Yine Avrupa’daki ve Türkiye’deki üniversiteleri birer veya birkaç gün boyunca iflgal edip buradaki direnifle

dayan›flmay› ifade etmek.... Bunlar, sunulan fikirlerden sadece birkaç örnektir.

“Elveda de¤il, görüflmek üzere!” Yürütülen mücadele, her bak›m›ndan e¤itici ve ö¤reticidir. Bir kez daha görebiliyoruz ki, örgüt bilinciyle hareket edilmedikçe istenilene ulaflmak güçtür. Örgüt bilincinin kuflan›lm›fl olmas›, Sorbonne Üniversitesi’ni eninde sonunda polis kuflatmas›ndan kurtaracakt›r. Ayn› bilinçle 16, 18, 28 ve 30 Mart’larda pasifizmin yerine militan devrimci durufl sergilenecektir. Ve bu bilinç kuflan›ld›¤›nda, hedeflenen “Yeni Dünya” gerçek anlam›n› komünizm somutunda görecek ve sosyalizme do¤ru ad›m at›lacakt›r. Bu bilincin yoksunlu¤u, geçirilen eylemlerde eksikliklerle dolu bir prati¤i belirledi. Eylem birli¤ini kendili¤inden k›ld› ve istikrar› süreçle beraber istikrars›zl›¤a dönüfltürdü. Do¤ru eylem metodlar›nda yer almayan Troçkist, liberal, pasifistler, Jacques Chirac’›n aç›klama yapt›¤› 31 Mart Cuma akflam›, gövde gösterisi yaparak meydanlarda bayraklar›yla yer ald›lar. Niçin? Sivil toplumcu rollerini oynamak için... Ne var ki, Fransa Cumhurbaflkan› Jacques Chirac CPE’nün de içinde yer ald›¤› F›rsat Eflitli¤i Yasas›n› onaylayarak uygulatmak üzere hükümete yeflil ›fl›k yakt›. Art›k ne Fransa Anayasa Mahkemesi taraf›ndan ne de Cumhurbaflkan› taraf›ndan herhangi bir engel görmeyen UMP hükümeti, istedi¤i anda bu yasaya

hayat hakk› verebilecektir. Emperyalist Fransa’n›n süreci ele almas›, koflullar› de¤erlendirmesi, güç dengesini ölçmesi, iç dinamizmi de¤erlendirmesi ve uluslararas› konjonktürdeki geliflmeleri ele almas›, onu bu sonuca itmifltir. Ancak dinamik devrimci gençli¤in gözlerinde basitten karmafl›¤a, küçükten büyü¤e do¤ru evrilen isyan ateflinin ilk ›fl›¤› par›ldamaktad›r. Eylemlerde kapitalizme kusulan kin ve öfkenin do¤ru bir örgütlenme a¤›nda yo¤ruldu¤unda, hiç bir güç, yeni do¤acak nesillerin gelece¤ini gerici yasalara teslim edemeyecektir. Bu kavga bitmedi. Chirac’›n aç›klamas›ndan sonra Sorbonne Üniversitesi önünde gençlerin polislerle çat›flmaya tutulmalar›, bunun en yal›n ifadesidir. Nitekim sürece¤inin iddias›, bütün eksikliklere ve yetmezliklere ra¤men tafl›nmaktad›r. Taa ki ilk evrede F›rsat Eflitli¤i Yasas› kald›r›l›ncaya kadar... ‹flte 30 Mart’ta Paris’in bir tren istasyonundaki demiryollar›n›n kesilmesi eyleminde bir militan›n dillendirdi¤i bu sözler hat›rlat›lmaya de¤erdir: “Bugünümüzü karartt›n›z. Bunun için elveda de¤il, sadece görüflmek üzere diyoruz...” Bu bilinçle, yeniden ve sonuna kadar yasan›n geri çekilmesi talebini dile getirmek için, 4 Nisan Sal› gününde Fransa’n›n sokaklar› tekrar gürlemeye haz›rlan›yor. Fransa-Yeni Demokratik Gençlik

“Patronun, Türk’ü, Kürt’ü, Fransız’ı yoktur” Son dönemlerde Fransa’da ç›kart›lan yasalara iliflkin toplumun çeflitli kesimleri harekete geçmifl durumda. Bu eylemlerin niteli¤i, geliflim biçimi ve bundan sonras›na iliflkin görüflleri almak amac›yla, Fransa’n›n Strasbourg flehrinde bulunan, Marc Bloch Üniversitesi’nden bir ö¤renciyle yapt›¤›m›z röportaj› sizlere sunuyoruz. - Merhabalar, öncelikle hangi fakültede oldu¤unuzu ve bölümünüzü ö¤renebilir miyiz? - Marc Bloch Fakültesi’nde, Sosyoloji 5. s›n›f ö¤rencisiyim. - Fransa’da ç›kart›lan ifl alan›n› ilgilendiren bu yasalarla neler hedefleniyor? Bu yasalar›n içeri¤i nedir? - 2005’den bu yana 3 defa yasa ç›kar›ld›. LMD’yi de (ö¤rencileri ilgilendiren bir yasa) sayarsak dört yasa. Geçen sene CNE (Yeni ‹fl Kontrat›) ç›kar›ld›. 26 yafl›ndan büyük olanlar için ç›kart›lan bu yasa, 20 kifliden az iflçi çal›flt›ran iflletmeleri/iflverenleri ilgilendiren bir yasayd›. CPE bu sene ç›kar›lan bir yasa ve 26 yafl›ndan küçük olanlar› ilgilendiriyor. Hükümet bununla iflsizli¤i gidererek, gençlere yeni ifl alanlar› yarat›laca¤›n› iddia ediyor. Bu, ç›kart›lan di¤er yasalarda da söyleniyordu. Bunlar›n d›fl›nda CDE (Son ‹fl Sözleflmesi) Yasas› ç›kart›ld›. Bu da yafll›lar›/emeklileri ilgilendiren bir ya-

sayd›. Bu yasayla 3 sene boyunca iflçi çal›flt›ran flirketler vergi ödemiyorlar. Bu üç yasan›n da hedefi ortak/ayn›. 2 sene deneme süresi var, 2 sene deneme süresince, iflveren hiç bir gerekçe göstermeden iflçiyi iflten ç›kartabiliyor. Biz bu yasan›n, de¤iflik yafl gruplar› aras›nda ayr›mc›l›k yapt›¤›na inan›yoruz. Bir de iflsizli¤i önlemek amac›yla yap›ld›¤› söylenmesine ra¤men, bundan önce CDD (Belirli ‹fl Süreleri) kontrat› ile de ayn› fley amaçlanmas›na ra¤men iflsizlik azalmam›fl tam tersine ço¤alm›flt›r. Bu ç›kar›lan yasalar›n, gençleri ve tüm kesimleri daha fazla yoksullaflt›raca¤›na inand›¤›m›zdan, ifl yasas›ndaki iflçileri koruyan maddeleri k›s›tlayaca¤›ndan ve k›sacas› iflverenin daha fazla kâr yapmas›na yönelik olarak ç›kart›lan bir yasa oldu¤u için karfl› ç›k›yoruz. - Ö¤renci gençli¤in bu tepkisi ne kadar örgütlü ve bundan sonras› için düflünülen nedir? - Ö¤renci gençlik heterojen bir yap›ya sahiptir. Birçok farkl› ö¤renci sendikas› bulunmaktad›r. (Sud-Etudiant, UNEF, de¤iflik politik gruplar, LCR, CSR, CNT...) Bunun yan› s›ra hiçbir politik grup içinde kendisini ifade edemeyen bireyler mevcuttur. Bunlar›n kendi aralar›nda bir koordinasyonu var. Liseler, sendikalar, üniversiteliler ve iflsizler dahi bu koordinasyonda yer al›yorlar. Bir de Fransa

çap›nda bir koordinasyon var. Ortak kararlar almak amac›yla her il kendi temsilcilerini seçip gönderiyorlar. Bu temsilcilerin tek bafllar›na karar alma hakk› yok, yerelde al›nan kararlar› merkeze bildirmek gibi bir görevleri var. Bundan sonra da eylemler daha niteliklefltirilerek devam etmeye çal›fl›lacak. Bunda ilk hedef hükümetin yasay› geri çekmesidir. ‹kinci olarak hükümetin düflürülmesi ve en son olarak da gerek sosyal demokrat gerekse de sa¤ partilerin uygulad›¤› liberal politikalar karfl›s›nda ortak bir cephe oluflturulmas› ve bu politikalar›n deflifre edilmesi. - En son gazetemiz arac›l›¤› ile Türkiyeli göçmen gençlere, emekçilere vermek istedi¤iniz bir mesaj var m›? - Gazeteniz arac›l›¤› ile Türkiye’deki bütün ö¤renci ve gençlik mücadelesini yak›ndan takip ediyoruz. Dünyan›n neresinde olursa olsun, egemen s›n›flar›n oldu¤u her yerde onlara karfl› mücadele edenleri destekliyoruz ve birlikte mücadele etmeye ça¤›r›yoruz. Türk ve Kürt göçmenleri de kendilerini direkt olarak ilgilendiren bu eylemliliklerde yer almal› ve bulunduklar› ülkelerin emekçileri ile birlikte ortak mücadeleyi büyütmelidirler. Çünkü patronun, Türk’ü, Kürt’ü, Frans›z’› yoktur. - Teflekkür ederiz.

7-20 Nisan 2006 D‹PNOTLAR : (1) Bu yasalar›n içeri¤i konusunda Türkiye sosyalist bas›n›nda defalarca yer verildi¤inden dolay›, yaz›m›z özgülünde küçük bir dipnotla yetinece¤iz. Mart ay›n›n bafl›ndan beri uygulamaya konulan CNE yasas›, bütün emekçilerin 20’den az iflçi çal›flt›ran ifl yerlerinde çal›flt›¤› koflulda, patrona daha fazla yetki vererek, iflçiyi, deneme süresi bahanesi ile iflten her an atabilmesini sa¤lamaktad›r. CPE ile temel fark›, CPE’nün 26 yafl alt›ndaki kesime hitaben ve 20’den az iflçi çal›flt›ran iflyerleri için de¤il, 20’den fazla iflçi çal›flt›ran ifl yerlerini de kapsam› alt›na almas›nda yatmaktad›r. Buralarda iki y›ll›k deneme sürecine tabi tutulan iflçinin gelece¤i konusunda hiç bir garanti yoktur. (2) 2005 y›l› bafl›nda h›zla ilerleyen sald›r›lar›n ürünü olarak, e¤itimi metalaflt›rmay› amaçlayan Fillon Yasas› ve yine Ekim sonlar›nda patlak veren göçmen gençli¤in isyan›ndan sonra ortaya at›lan “çözüm reçeteleri” gibi birçok yasa ç›km›fl ve yenileri haz›rl›k aflamas›na girmiflti. Zira ne CNE ne de CPE, hiç biri bu dalgadan ba¤›ms›z olarak ele al›namaz... (3) Gerçekte hiç de ismindeki kelimeleri içermeyen F›rsat Eflitli¤i Yasas›, sözüm ona “sosyal krizi” gidermek amac›yla sosyal laflarla süslenmifl ve bütün iflçiler aras› eflitli¤i, ö¤renciler aras› eflitli¤i, yerli ve göçmenler aras› eflitli¤i “getirecek” yasa olarak lanse edilmektedir. Genel olarak kitlelerin ço¤unlu¤u taraf›ndan tek bafl›na bir yasa olarak bilinen CPE, bilinenin aksine F›rsat Eflitli¤i Yasas›’n›n en önemli maddesini oluflturmaktad›r. Ayn› yasa, 14 yafl›ndaki gençlerin mesleki e¤itime girebilmesini ve 15 yafl›ndan itibaren resmi olarak çal›flabilmesini getirmektedir. Liberal kurumlar ve sar› sendikalar›n, F›rsat Eflitli¤i Yasas›n› dillendirmekten çok sadece CPE’yü dile getirmeleri, uzlafl›c› yanlar›n›n do¤alar› gere¤i ne kadar a¤›r bast›¤›n› göstermektedir. CNE ise, F›rsat Eflitli¤i Yasas›n›n hizmet etti¤i ayn› yere hizmet eden ek yasad›r. (4) Örne¤in Saint-Denis üniversitesi ö¤rencilerin yeni eylem kararlar› ald›klar› üniversitedeyken, Sorbonne Üniversitesi de, polislerin 19 Mart müdahalesi sonras›ndan beri karakola dönüflmüfltür. Bugün hala üç s›ra özel donan›ml› CRS (Çevik Kuvvet), 5 panzer ve say›lamayacak kadar Çevik Kuvvet otobüsleri üniversitenin içinde ve d›fl›nda bekçilik yapmaktad›rlar. Rahatl›klar› için ve merkezle ba¤lant› kurabilmeleri için prefabrike kulübeler infla edilmifltir... 19 Mart’tan bu yan Sorbonne Üniversitesi isim de¤ifltirerek “Sorbonne Karakolu” ad›n› alm›flt›r. (5) Ö¤renci dernekleri yan› s›ra, üniversiteli olup da farkl› bir örgütün sempatizan› ve militan› olan gençler de bu kurullara kat›lmaktad›rlar. Korsika ulusal mücadelesini destekleyen bir kesim, “Bolflevik” dergisini ç›karan ve Troçkizmi göklere ç›karan kesim, “Partizan” dergisini ç›karanlar ve buna benzer irili ufakl› birçok örgüt taraftarlar› mevcut. Bunlar›n eylem an›ndaki tav›rlar› en radikal, en militan duruflu temsil ediyor. (6) Devletin Çevik Kuvvetleri, eylemciler taraf›ndan Hitlerin SS’lerine benzetiliyor (7) Genel Kurulda seçilen ve gerekti¤inde eylem ça¤r›lar›n› haz›rlamakla yükümlü olan, ayn› zamanda al›nan kararlar›n uygulanmas›nda her hangi bir aksilik görüldü¤ünde müdahale etme insiyatifi olan bir komite. (8) Peki “Yeni Dünya”dan ne anlafl›l›yor ve nas›l ulafl›lacak? Bu sorular› yan›tlayabilen kesim, parmakla say›labilmektedir. Kuflkusuz burada, ö¤renci derneklerinin sahip olduklar› dünya görüflleri belirleyicidir. Nitekim Fransa’daki “sol”cu kurumlar›n önemli bir bölümü Sivil Toplumcu anlay›fla sahiptirler. Pasifizmleri de buradan gelmektedir. Son eylemlerde sergilenen “terreddütlü” durufl, DSF’larda tart›fl›lan›n hayat hakk› bulmas›d›r. (9) Bunun için ertesi gün medya karfl›s›nda konuflan Sarkozy flunlar› ifade etti: “Kameralarla çekilen filmler elimizde. Kim devletimizi korumaya çal›flan polislerimize sözlü veya fiziki hakarette bulunduysa, derhal sorgulan›p hapse at›lacakt›r”. ‹çiflleri Bakan› böyle bir iddiayla konuflurken, onun koruyucu melekleri, her ne kadar eylem an›nda yaz›lm›fl “TKP/ML-T‹KKO” vb. yaz›lamalar› özel ilaçlarla silmifllerse de, bugün bile, Republique Meydan›’n›n tam ortas›ndaki heykelin üstünde as›l› duran ILPS bayra¤›n› indirememifllerdir.


16

7-20 Nisan 2006

45

‹radenin canl› tutulmas› her alanda baflar›y› getirecektir

Mücadelenin ön saflar› olarak gerilla...II lbette parti faaliyetinin oldu¤u alanlar›n hepsinde buna benzer durumlar yaflan›r. Ama gerilladaki gibi aç›k bir flekilde görülmez. Önemli olan aç›k bir flekilde görünmese bile her daim irademizi canl› tutmakt›r. Çünkü s›n›f mücadelesi her alanda devam etmektedir.

E

‹lk yolculuklar inat yolculu¤udur. Genelde saatlerce süren yolculuklarda inatla irade s›nan›r. Ayaklar fliflse de, derman kalmasa da, bazen nas›l bu kadar uzun yürünebildi¤ine flafl›lsa da yürümeye devam edilir. Kimisi mola istemeyi gururuna yediremez, kimisini ise tecrübeli gerillalar tafl›r. S›rf bu inat ve ilk yürüyüflün motivasyonuyla birçok gerilla aday› baz› eski gerillalardan daha iyi bir performans sergiler. Gece yolculu¤u daha zordur. Bazen önünü göremezsin; ama k›sa sürede ayaklar›n› biraz daha fazla kald›r›nca daha rahat yürüdü¤ünü ve ayaklar›n›n gözlerin gibi yol gösterdi¤ini fark edersin; böylece tökezlemeden saatlerce yürümeye bafllars›n. Ama genelde hiçbir gerilla aday› öncünün gecenin karanl›¤›nda yönünü nas›l buldu¤unu, incecik patikalar› kaybetmeden nas›l takip etti¤ini ya da orman›n içine giren yol veya patikalar› nas›l buldu¤unu anlayamaz. Gece her taraf birbirine benziyordur, ancak vadiden ç›k›p s›rtta yürümeye baflland›¤›nda de¤iflik bir ortama geldi¤ini alg›layabilir insan. Ama orman›n içinde yürürken de¤iflik bir fleye rastlamak bazen imkans›z gibi görünür. Yeni kat›lanlar›n a¤aç dallar›na dikkat etmeyerek elindeki dal› b›rakmas› ve dal›n arkadan gelen yoldafl›n yüzüne ac›mas›z bir flekilde inmesi orman içi yürüyüfllerin unutulmazlar›d›r... Genelde yorgunlukla mücadele ve yürüyüflü sonuna kadar götürme azmi dilini hareketsizlefltirir insan›n. Verilen k›sa molalar büyük mutluluk verir, güç biriktirmek için f›rsatt›r çünkü. Yürüyüfller ço¤unlukla sabaha kadar devam eder. Yorgunluktan ölece¤ini düflünen bile olur sabaha do¤ru; ama tam tersinin oldu¤u onlarca, yüzlerce deneyimle ispatlanm›flt›r. fiafak at›nca gecenin zifiri karanl›¤› alacalafl›r, her taraf griye bürünür; da¤lar, yollar, a¤açlar, hatta gökyüzü bile önce koyu gri bir renge bürünür. Sonra yavafl yavafl aç›k griye dönüflür ve gün ›fl›¤› gittikçe tüm do¤ay› kendi rengine bürün-

dürür. Bu k›sa de¤iflim an›n› bin defa yaflayan biri için bile ayn› tatl› duygular› tekrar yaflat›r. Bu de¤iflimin bir sürprizi daha vard›r. Gecenin rengi griye dönüfltükten sonra hafif ama serin bir esinti bafllar. Seher yelidir esen. Ve bülbülün ötüflü kesilir… Her defas›nda “yorgunluktan ölmek” üzere olan› diriltir, can verir seher yeli. Ço¤unda yürüyüfle yeni bafllanm›fl hissi yarat›r. Nedeni tam olarak bilinmese de bu saatlerdeki renk de¤iflimi (flafak atmas›) ve seher yeli hemen herkeste böyle bir canl›l›k yarat›r. Belki gecenin karanl›¤›n›n insan›n üzerine çöken a¤›rl›¤› flafak atmas›yla beraber seher yelinin de yard›m›yla uçup gidiyordur. Belki tüm fleylerde oldu¤u gibi koyu karanl›k sonras› ulafl›lan ayd›nl›¤›n canland›rmas›d›r, bilinmez…. Ve tabi ki susan diller tekrar faaliyete bafllar, bitip tükenmez sorular cevaplar›n› aramaya koyulur. Konaklama yerine, di¤er gerillalar›n yan›na var›l›r. Ço¤unlukla kahvalt› haz›rl›klar›na denk gelinir. Yeni gerilla geldi¤ini ö¤rendikten sonra herkes, geleni gülümsemeyle selamlar. Bu anda devrimcilerin o gözlerinin içi gülen yüzlerini her gerilla yoldaflta görürsün. Araya kahvalt›n›n girmesiyle k›sa bir suskunluk girer. Aç›k hava, taze çay, sac ekme¤i... Sabah›n ilk ›fl›klar›yla parlayan gerilla gözleri... Yaflam›n tüm tatlar› buradad›r sanki. Ve elbette düflman operasyonu yoksa. Sonra grubun komutan› birlik komutan›na rapor verir. Bu arada, yeni gelene tak›lanlar, sohbet edenler olur. Yeni gelen suskundur. O an her fleyi gözlemlemekle meflguldür. Sa¤a sola gidenler, arada bir de¤iflen nöbetçiler, çantas›n› düzeltenler… Önce her fley kabaca gözlemlenir. Sonra daha ayr›nt›l› gözlemler bafllar. Kim nas›l giyinmifl, saç›-bafl› nas›l, silahlar ne türden, nas›l tafl›yorlar gibi onlarca ayr›nt› gözüne çarpmaya bafllar. Art›k yeni yuvanda, yeni hayat›n›n içindesindir. Yeni gelenler dinlenmeye çekilir. Gruba hemen yatma izni verilir ama genelde yeni kat›lanlara verilmez, zaten yeni kat›lan birisi-

nin de pek uykusu gelmez. “O kadar yol geldim gerillalar› görmek için, nas›l uyurum flimdi” diye düflünür ço¤u zaman. Ayr›ca yeni yaflam alan›n› gözlemleme iste¤i uykusunu kaç›r›r. Baz›s› saatlerce gözlemler, baz›s› hem gözlemleyip hem sohbet eder. Baz›s› ise hiç susmak bilmez. Yatmak isteyen olursa da ona yatmay› ö¤retmesi için bir gerilla görevlendirilir. Ne de olsa ana babas›n›n rahat evi de¤il buras›. Ona bir parka ayarlan›r, parka serilir sonra parkan›n üzerine yat›l›r. Yelek ya da çanta yast›k niyetine yerlefltirilir. Üzerine flal ve ya¤murluk serilir ve uzan›p yatma ifllemi bafllar. Bu yorgunlu¤un üstüne uyumak için bir dakika bile yetebilir. Yeni gelenlerle ilk önce birli¤in siyasi sorumlusu yani siyasi komiser konuflur. Siyasi komiser ilk konuflmas› genel içeriktedir, illegalite kurallar› ilk olarak vurgulan›r. Genelde gerillaya kat›lan yoldafllar burada illegalitenin olmad›¤›n› düflünürler, ama daha alana ilk ad›m at›ld›¤›nda yoldafllara illegalite afla¤›dakinden daha bir sert tonla hat›rlat›l›r siyasi komiser taraf›ndan. Tabi kuryenin söylediklerini saymazsak (!). Buradaki örgütlenme, ifllerin nas›l ele al›nd›¤›, sorumlu yoldafllar›n tan›t›m› gibi konular anlat›l›r siyasi komiser taraf›ndan. Ayr›ca yoldafllar›n üzerindeki önemli eflyalar sorulur, kimlik, para vs. elbette bunlar›n gerekli olanlar› siyasi komiser taraf›ndan al›n›r. Yeni gelen yoldafllar›n özel bilgilerini ancak siyasi komiser sorup ö¤renebilir. Bu bilgilerin al›n›fl› teke tek yap›l›r. ‹lk gün daha çok komutan yeni yoldafllarla ilgilenir. ‹lk önce gerillaya kat›lan yoldafllara silahlar› verilir, nas›l kullan›ld›¤› anlat›l›r. Sonra çantas›, çantas›nda bulunmas› gerekenler verilir. Bütün örgütlenme alanlar› önem s›ras›na göre yeni gelen yoldafllara sorumlusu bulunduklar› ör-

gütlenme alan›n›n özelliklerini ve çal›flma kurallar›n› anlat›rlar. Yeni gelen yoldafllar ilk olarak tüm bunlar› ö¤rendiklerinde flaflk›nl›¤a u¤rayabilirler. Kimi yoldafl “ne gerek var”, kimisi “niye acep” diye düflünür. Bunlar gerilla alan›n›n pratik ve örgütsel iflleridir. Bir de iflin pek görünmeyen yan› vard›r. Örne¤in atefl bafl› sohbetleri, yürüyüfle al›flamama, ilk çat›flma, ilk eylem heyecan›, ölüm korkusu, so¤u¤a al›flamama gibi. Tüm alanlarda oldu¤u gibi gerilla alan›nda da tecrübe aktar›m›, ilgili organlar›n faaliyet raporlar› arac›l›¤› ile olur esasta. Ama bir de benzer bir iflleve sahip olan köz bafl› sohbetleri vard›r gerillan›n. Tecrübeli yoldafllar an›lar›n›, tecrübelerini anlat›rlar. En çok flehit düflmüfl yoldafllarla ilgili an›lar, onlar›n özellikleri konuflulur. Elbette anlatan yoldafl›n baz› olaylar› yanl›fl anlatt›¤›na da tan›k olunur. Öyle oldu¤unda ilgili yoldafl taraf›ndan hatal› yer düzeltilir. fiehitlerle ilgili bilgiler salt flehitleri tan›mak için de¤ildir. Yoldafllar›m›z için her bir flehit yürüyece¤imiz yolu göstermesi ve yoldafllar flahs›nda deneyimlerin anlat›lmas› demektir... Hasan Akyol’dan düflman karfl›s›ndaki so¤ukkanl›l›¤› ve azmi, Do¤an Altun’dan inanc›n, fiziki zorluklar› nas›l ters yüz etti¤ini; Ayfer Celep’ten yoldafl s›cakl›¤›n›, Münire Sa¤d›ç’tan omuzlar› neredeyse yok derecesinde küçük birinin nas›l zorluklarla bafl etti¤ini, Umut ‹l’den yaln›z düflen gerillan›n ne yapmas› (ve neler yapmamas›) gerekti¤ini ve daha onlarca flehitten onlarca ders ö¤retiyordur köz bafl› sohbetleri. Nas›l gelifltikleri, nerelerde zorland›klar›, nas›l hatalar yapt›klar› ve bu hatalar karfl›s›ndaki tav›rlar›, hepsini akl›nda tutulmaya çal›fl›r ve gerekli oldu¤unda kullanmak için onlar› di¤er derslerle, bilgileriyle birlefltirmeye çal›fl›r gerilla.


45 Yeni gerillan›n ilk ö¤renmesi gereken yürüyüfltür. Yürüme konusunda en çok ç›kan sorun ise bileklerin fliflmesidir. Bu fiziksel yan›d›r ve baz› kremlerle geçer. Fakat daha da önemlisi uzun yürüyüfller sonras› hiç dinlenemeden tekrar yürüyüfle devam edilmesi gereken durumlarda yaflanan çeliflkinin do¤ru çözümlenmesidir. ‹nsan›n rahatç› yan› ile koflullar›n gerektirdi¤i aras›ndaki çeliflkide e¤er rahatç› yan›m›z kazan›rsa her fley kaybedildi demektir. Bu konuda en çarp›c› örnek Yel Da¤›’nda flehit düflen yoldafllard›r. Orada yoldafllar› kaybettiren esas fley yoldafllar›n yorulmas› ve o dondurucu havada uyumalar›d›r. Böylesi durumlarda insan oldu¤u yerde hatta ayakta uyuyabilir. Hatta kendisini b›rak›p gitmelerini bile isteyebilir. Birlik komutanlar› buna kesinlikle izin vermemeli, gerekti¤inde zor kullan›larak yoldafllar hareket ettirilmelidir. O anda durmak ölümdür. Komutan olmak da bu gibi anlarda irade koyabilmektir. Yorgunluk karfl›s›nda pes etmek teslimiyettir. Bu konuda bir yoldafl çarp›c› bir an›s›n› anlatm›flt›. “…Parti üst komitelerinden birinin toplant›s› yap›lacakt›, bu kapsamda afla¤›dan sorumlu yoldafllardan gelenler olacakt›. Randevu yeri ana grubun konaklama yerine oldukça uzakt›. Randevu grubu olarak, randevu gününden bir gün önce yola ç›kt›k. Ertesi gün akflam randevu yerinden gelen yoldafllar› ald›k, tekrar ana gruba do¤ru hareket ettik. Grubun yan›na varmak için sabaha kadar yürümek zorunday›z. Öyle de yapt›k. Sabah yoldafllar daha kahvalt› haz›rl›¤› yaparken ana grubun yan›na ulaflt›k. Yeni gelenleri görünce herkesin neflesi daha bir artt›. Elbette o ana kadar hissetti¤imiz yorgunlu¤u unuttuk. Gerilla birli¤indeki hava da bir baflka oldu yeni gelen yoldafllar› görünce. Yeni gelen yoldafllara afla¤›s› hakk›nda çeflitli sorular soranlar, yaflan›lan an›lar› anlatanlar, gelen gazeteleri okuyanlar... Derken ö¤len oldu ama kimse uyumuyor. Herkes ö¤le yeme¤inden sonra uyuma planlar› yap›yor. Ö¤le yeme¤ini yedik. Afla¤›dan gelenlerin getirdi¤i tatl› ile yeme¤imiz daha bir ‘tatl›’ idi. Herkes uyumaya haz›rlan›yordu. Baz› yoldafllar yataklar›n› açm›fllard› bile. Devriye görevine giden yoldafllardan birinin h›zla geldi¤ini görünce herkes ona bakmaya bafllad›. Elbette bu iyi bir fleyin habercisi de¤ildi, ama kimse bir fley soram›yordu gelene. Gelen yoldafl direkt komutan yoldafl›n yan›na gitti, h›zl› h›zl› bir fleyler anlat›yor, elleri ile bir taraflar› iflaret ediyor bizse olanlar› izliyoruz. Komutan yoldafl hemen yoldafllara, ‘toplan›n’ komutu verdikten sonra k›sa bir aç›klama yaparak durumu anlat›yor. Düflman afla¤›dan iz takibi yaparak geliyormufl. Elbette yatak seren yoldafllar buna inanmak istemiyor ama komutan yoldafl›n yüzündeki ifadeden iflin flaka olmad›¤› anlafl›l›yor. Grupta acemi olmad›¤› için herkes iflin ciddiyetinin fark›nda. Grup k›sa sürede topland› ve hemen harekete geçtik. Ç›-

17 kaca¤›m›z bir bay›r var. ‹z b›rakmamak için da¤›n›k bir flekilde hareket ettik. Bay›r›n ortalar›na var›nca yeni gelen sorumlu yoldafllardan birisi yorgunluktan kesiliyor, art›k yürüyemiyor. Zar zor tepeye kadar ç›kt› yoldafl. Ama komutan hiç mola vermeden devam etmesi için öncülere talimat verdi. Yine bir engebeli alandan geçiyoruz. Komutan yoldafl gerilla birli¤ine h›zl› yürümesi için komut veriyor ama arka gelemiyor. Bay›r› ç›karken nefesi kesilen yoldafl aç›lamam›fl ondan dolay› gelemiyor. ‘Grubu kurtar›n ben gelemiyorum, beni b›rak›n gidin’ diyor. Ama kimse zaten bunu yapmaz. Yoldafl›n kollar›na iki yoldafl giriyor ve adeta yoldafl› sürür gibi çekiyorlar. K›sa zamanda bir yolu geçip ormanl›¤a dal›yoruz. On onbefl dakika sonra komutan yoldafl mola veriyor. T›kanan yoldafl yere yat›r›l›yor ve ‘sigara verelim mi, içer misin?’ esprileri aras›nda kendine gelmesi bekleniyor. Yoldafl durumunu k›sa zamanda düzeltiyor ve art›k normal yürüyor. Akflama kadar yürüdük. Akflam havan›n kararmas›na yak›n bir zamanda ormanl›k bir alanda mola verdik. Hemen atefl yakma haz›rl›¤› bafllad›. ‹ki yoldafl çaydanl›klarla suya gönde-

rildi. Atefl yand›, yoldafllar kütüklüklerini ç›kar›p terlerini kurutmaya bafllad›. Ama suya giden yoldafllar gelmedi, su yak›n olmas›na karfl›n geciktiler. Biraz sonra orman›n içinde gözüktüler, ellerinde çaydanl›k yok ve uzaktan elleri ile sus iflareti yap›yorlar. Herkes susuyor, onlar›n gelmesini bekliyor. Yoldafllar ses ç›karmamak için yavafl ad›mlarla geldiler. Suyun oldu¤u yerden yani hemen alt›m›zdan kalabal›k bir düflman birli¤i geçiyormufl. Yoldafllar ses ç›karmas›n diye çaydanl›¤› bile almadan gruba haber vermek için ilk f›rsatta oradan ç›km›fllar. Tam sinirlerin gerilme an›... Günlerce yürüyeceksin ve ‘tamam art›k dinlenebiliriz’ dedi¤in o anda düflman yine karfl›nda. Bu durumda baflka çare yok tekrar haz›rlan›p uygun bir yere çekilmek gerekiyor. Ama herkesin sinirlerinin s›nand›¤› bir an ve komutanlar için bu fazlas›yla böyle. Tam bu anlarda so¤ukkanl› kararlar vermek gerekiyor yoksa imha kaç›n›lmaz olabilir. Savaflta böylesi anlarda verilen kararlar önemlidir. Baz› yoldafllar üç gündür k›sa dinlenmeler hariç hiç uyumadan yürüyorlar. Ve daha da ilginci bir günlük yol yürümemize karfl›n hala operasyonun içindeyiz. Ama bunlar› kapsaml› düflünüp de¤erlendirmeye vaktimiz yok. Herkes h›zl› bir flekilde ses ç›karmadan tekrar toplan›yor. Hemen hareket ediyoruz. Zaten karanl›k basmak üzere... Yar›m saat yürüyoruz ve duruyoruz. Komutan yoldafl keflif için baz› yoldafllar› arazinin stratejik yerlerine gönderiyor. Ya¤mur ya¤maya bafll›yor. Naylonlar›m›z› aç›p yat›yoruz. Elbette komutan yoldafllar taraf›ndan çeflitli ayarlamalar yap›l›yor. ‹ki yoldafl da sabah çaydanl›¤› almak için görevlendiriliyor. (Çaydanl›¤›n gerilla için önemli oldu¤unu da hat›rlatal›m.) Nöbetçi uygun yere yerlefltiriliyor. Baz› yoldafllar üç gündür uykusuz ve düflman›n nerelerde oldu¤u tam bilinmedi¤i için yat komutu veriliyor. K›sa zaman sonra horlama sesleri gelmeye bafll›yor. Sabah kalk›p kahvalt›m›z› yap›yoruz. Telsiz dinlerken yine düflman›n operasyonda oldu¤unu ö¤reniyoruz. Yine hareket bafll›yor hem de ya¤mur alt›nda. Bir ara komutan yoldafl herkesi uygun yerlere mevzilendiriyor. Ya¤mur ya¤maya devam ediyor, içimden ya¤murun kimden yana oldu¤unu tart›fl›yorum. Yemeklerimizi mevzilerde yiyoruz. Ö¤leden sonra tekrar grup toplan›p harekete geçti. Ya¤mur fliddetini azaltt›. Ama yine de ya¤›yor. Komutan ize dikkat etmemiz için sürekli uyar›yor. Yine akflama kadar orman içlerinden yürüdük.

7-20 Nisan 2006 Akflam üzeri uygun bir alanda durduk. Komutanlar art›k operasyonun d›fl›na ç›kt›¤›m›z› söylediler. Hemen etraf›n keflfi için bir devriye ç›kar›ld›. Nöbetçi yerlefltirildi. Kocaman bir atefl yak›ld›. Bir taraftan ›s›nma, kurunma ifli yap›l›rken, di¤er taraftan yeni gelen yoldafllarla yar›m kalan sohbetler kald›¤› yerden devam etmeye bafllad›...” Elbette parti faaliyetinin oldu¤u alanlar›n hepsinde buna benzer durumlar yaflan›r. Ama gerilladaki gibi aç›k bir flekilde görülmez. Önemli olan aç›k bir flekilde görünmese bile her daim irademizi canl› tutmakt›r. Çünkü s›n›f mücadelesi her alanda devam etmektedir. Her alanda küçük bir ihmal bir dizi parti de¤erinin düflman›n eline geçmesine veya deflifre olmas›na hatta flehit ya da tutsak düflmelere neden olabilir. Gerillaya kat›lan yoldafllar›n ilk heyecan› ilk atefl etme an›d›r. E¤er ki ilk atefl etme an› gecikirse yoldafllar rüyalar›nda girmifl olduklar› çat›flmalarda ya mermileri hedefe gitmez döner geri kendilerini vurur veya havada çiçek flekilleri çizer veya namlu parçalan›r. Silah›nla atefl edip silah›na güvenin geldikten sonra bu tip rüyalar görmezsin… Gerilla alan›nda merak edilen di¤er bir konu ise ilk çat›flma ve ilk eylemdir. Ama flu bilinmelidir ki di¤er alanlardan fark› yaln›zca biçimdedir. Önemli olan nerede olursak olal›m, düflman› bilince ç›karmakt›r. Gerisi teknik bir ifltir. Hani iflkence ile ilk karfl›laflmada tecrübesizli¤in etkisi olmakla birlikte koyaca¤›m›z tav›rda belirleyici olmamas› gibi. Ya da ilk kitle gösterisinde polisle karfl›laflmada tecrübesizli¤in etkisi olur ama belirleyici olan ne yapt›¤›n›n bilincinde olmak ve saflar›n net olmas›d›r. Eylemlerde de durum farkl› de¤ildir; flehirde, k›rda fark etmez. fiehirler ideolojik gerilikleri saklamaya biraz daha fazla zemin sunarken k›rsal, koflullar›ndan kaynakl› buna izin vermez hepsi bu. Bir yoldafl›n yaflad›¤› pratik örnekle anlatt›klar›m›z› somutlaflt›ral›m: “89’da üniversiteye bafllad›m. Ö¤renci eylemlerinin dorukta oldu¤u y›llar. Dernek kurma çal›flmalar› tüm h›z› ile sürüyor. 24 Aral›k Marafl katliam›n›n y›ldönümünde tüm örgütlerin illegal gençlik yap›lanmalar› ortak korsan gösteri ve gerekti¤inde de faflistlerin elinde olan Sivas yurduna sald›r› planl›yor. Ben eylem için can at›yorum, ama di¤er taraftan da bir bilinmezli¤i var. Kafamda bin türlü soru var. Tek bir fleyde netim o da bütün bu çeliflkilerimi aflman›n tek yolu içinde yer almak. Eylem için küçük örgütlenmeler oluflturuldu. Her küçük birim kendi güvenli¤ini sa¤larken bir de eylemin genel güvenli¤i için tüm yap›lardan sopal›, molotof kokteylli seçme elli kifli haz›rland›. E¤er ki Sivas Yurdu’ndan müdahale olursa oras› iflgal edilecek ama o ifle herkes kar›flmayacak. Eylem öncesi, eylem komitesinden bizim kampüsten sorumlu arkadaflla eylem yerine yak›n bir alanda bir görüflme olacak. Görüflme an› geldi, gelen arkadafltan olumsuz bir fley olmad›¤› haberini ald›k. Eylemin bafllama an› bir türlü gelmiyor.


18

7-20 Nisan 2006 0Çok heyecanl›y›m, dizlerimin ba¤› çözülüyor neredeyse yürüyemeyece¤im. Konuflurken sesim çatallafl›yor, damarlar›m geriliyor, tüm vücudum ter içinde kal›yor... Ben bunlarla u¤rafl›rken ilk molotof yola at›l›yor. Trafik polisi kaç›yor, etraftaki tüm eylemciler ise yolda h›zla bir kortej oluflturuyor. O an, yani eylemin bafllad›¤› an, bendeki tüm gerginlik sona eriyor. Hemen kortejde belirlenen yerimi al›yorum. Sloganlar at›l›yor ve bir pankart aç›l›yor. Befl dakika yol trafi¤e kapat›l›yor. Sivas Yurdu’nun önüne kadar yürünüp, pankart oradaki a¤aca as›ld›ktan sonra eylem sona erdiriliyor. Ve herkes daha önceden planland›¤› gibi çekiliyor. Eylem bittikten sonra ben hem her fleyin bu kadar çabuk olmas›na hem de eylem öncesi neden o kadar gerginlik yaflad›¤›ma flafl›r›p kal›yorum.” K›rsal alanda da hemen hemen böyle oluyor. Tüm heyecan eylemin bafllama an›na kadard›r, ondan sonras› geliyor hatta nas›l bafllay›p nas›l bitti¤ini anlam›yorsun bile. E¤er düflmana yönelik bir sald›r› faaliyeti içinde yer al›nm›yorsa ve genellikle düflman operasyonuyla karfl›lafl›ld›¤›nda yaflanan çat›flma biraz farkl› olur. Çünkü ilk baflta üstünlük sende olmuyor. Bu durumlarda çat›flmalar hep dezavantajl› pozisyonlarda yaflan›r. Her ne kadar gerilla her zaman çat›flma olacakm›fl gibi hareket etse de durum ilk baflta aleyhinedir. Ama daha önce yap›lan haz›rl›klar durumu lehine çevirmede oldukça etkili olur. ‹lk kez bir çat›flmaya giren bir gerilla, deneyimsizli¤in getirdi¤i belirsizlikler karfl›s›nda çat›flma ortam›na tam olarak hakim olamayabilir. Baz›s› so¤ukkanl›l›¤›n› da yitirebilir. Ama bundan ders ç›kar›p üzerine giden herkes sonraki deneyimlerinde çok olumlu pratikler sergilemifltir. Mesela düflman› haz›rl›ks›z yakalad›klar› halde bir fley yapmay›p, bu heyecandan yoldafl›n› geride b›rakan bir yoldafl, bu yönünün üzerine gitti¤inde, baflka bir pratikte pusuya düflmelerine ra¤men (pusuya düflen her zaman dezavantajl›d›r, çünkü haz›rl›ks›zd›r) mermi ya¤muru alt›nda sürünerek flehit düflen yoldafl›na bakmaya gidip, flehit düfltü¤ünü görünce kütüklü¤ünü ve yele¤ini al›p çekilebiliyor. Yine baflka yoldafl ilk çat›flmas›nda çantas›n› zorunlu olmad›¤› halde b›rak›rken sonras›nda düfltükleri bir pusuda en sona kalarak di¤er yoldafllar›n›n çekilmesini sa¤lay›p, düflmanla her yüzleflmesinden sonra onlar›n üzerine karabasan gibi çökme coflkusuyla ileri at›labiliyor. Partimizin savafl prati¤i içinde bu durumun say›s›z örne¤i yaflanm›flt›r. Düflman karfl›s›ndaki netlik, gerilla alan›nda hayati bir önem tafl›r ve her çat›flmada bir boyutuyla ortaya ç›kar. Ama bu netli¤in kazan›lmas› salt çat›flma deneyimine ba¤l› de¤ildir. Bu s›¤ bir bak›fl aç›s›d›r ve s›n›f savafl›m›n›n güdük kavrand›¤›n› gösterir. Gerilla, yaflam›n her alan›nda burjuvaziyle savafl›r, ondan kopmaya, onu yok etmeye çal›fl›r. So¤uk bir havada, uzun yürüyüfllerde, ›slakken, yük tafl›rken vb. her türlü zorlukta bireycili¤i ile mücadele eder ve bu mücadele onda kolektif bilinci, örgüt bilincini, mücadele azmini gelifltirir.

Bu geliflim, bilimsel sosyalizmle derinlefltikçe katmerleflerek artar. Bilimsel sosyalizmdeki her derinlik devrime, halka ve partiye inanc› art›r›r, düflmana olan kini büyütür. Bu inanç ve kin çat›flmada tüm ç›plakl›¤›yla a盤a ç›kar.

amac›m›z komünizme varana dek devam ettirilece¤ine inanmakt›r.” “Aç›kt›r ki savafl farkl› bir tarzda pekifltirir. ‹nsanlar› çeliklefltirir, ideolojiyi daha derinden özümlememizi, ölüme meydan okuma, ölümün pen-

Bir de gerillan›n çok yönlü düflünüfl tarz› bu netli¤e olumlu etki yapar. Yeni gerillalarda iki çeflit tek yanl›l›k, düflman karfl›s›ndaki netliklerini buland›r›r. Biri düflman›n sadece güçlü yanlar›n› gören anlay›flt›r ki, bu düflmandan korkmas›na ve çat›flmada geri tav›r sergilemesine neden olur. Di¤eri ise düflman›n sadece zay›f taraf›n› gören anlay›flt›r ki, bu da düflman› küçümsemesine ve kendi gücünü abartmas›na neden olurken, çat›flmada imhayla sonuçlanabilecek hatalar yapmas›na yol açabilir. Oysa “kendi gücünü ve düflman› bilirsen yüz kere de savaflsan sen kazan›rs›n” belirlemesini Sun-Tzu iki bin y›l önce yapm›flt›r. Bu, savafl›n temel ilkelerinden biridir. Bunu kavrayan bir gerilla nas›l hareket etmesi gerekti¤ini de bilir. Gerillada merak edilen di¤er bir özellik ise ölüm korkusunun olup olmamas›d›r. Bir defa flu gerçe¤i net bir flekilde ortaya koymal›y›z: Emperyalizmin hakim oldu¤u dünyada ve faflizmin sürekli oldu¤u ülkemizde, s›n›f mücadelesi içinde olmak demek bafltan ölümü, iflkenceyi, tutsakl›¤› göze almak demektir. Halk Savafl› stratejisini benimseyen partimizin militan› olmak hatta sempatizan› olmak demek dünden bunlar› göze almak demektir. Nerede faaliyet yürütürsek yürütelim fark etmez. Parti tarihimiz bunlar›n örnekleri ile doludur. Partide “bir yaprak bile k›m›ldam›yor” diye kendimizi k›m›ldatmazsak elbette bu “tehlikeyi” de yaflamay›z. Yurtd›fl›nda M‹T taraf›ndan öldürülen Nubar Yal›myan yoldafl, Kenan Demir yoldafl, TMLGB’de yaral› yakalanmas›na karfl›n katledilen ve komsomolun ilk flehidi olma özelli¤ini de tafl›yan Ahmet fiahin yoldafl›n an›lar› daha tazeli¤ini korumaktad›r. Legal alanda maruz kal›nan iflkencelerin haddi hesab› yoktur. Bat›da faflist devlet taraf›ndan ve sivil faflistler taraf›ndan katledilen onlarca yoldafl vard›r. Böyle bakt›¤›m›zda her alan için ölüm ve yaflam çeliflkisi vard›r. O zaman bu çeliflkiye genel bir yaklafl›m sunulabilir. Önce A. Guzman’dan bir al›nt›yla konuya girelim: “Korku mu? Korku ve korkusuzlu¤un bir çeliflki oluflturdu¤una inan›yorum. Mesele ideolojimize sar›lmak ve içimizdeki cesareti dizginlerinden bofland›rmaktad›r. Bizi cesur yapan, bize cesaret veren ideolojimizdir. Görüflümce hiç kimse cesur do¤maz. Halk› ve komünistleri cesur yapan toplumdur, s›n›f mücadelesidir; s›n›f mücadelesi, proletarya, parti ve ideolojimizdir. En büyük korku ne olabilir ki? Ölüm mü? Bir materyalist olarak yaflam›n bir gün sona erece¤ini biliyorum. Bence en önemli olan fley iyimser olmakt›r, hayat›m› hasretti¤im iflin baflkalar› taraf›ndan nihai

çesinden zafer koparma k›stas›yla daha da demir gibi bir kadro yaratmam›z› sa¤lar.” Yaflam›n oldu¤u yerde ölüm de vard›r, yaflamla ölüm aras›nda bir çeliflkide vard›r. Kimse bu çeliflkiden muaf de¤ildir. Ama ne için savaflt›¤›n›, neler kazanaca¤›n› bildi¤in oranda o çeliflkide ölümün hiçleflmesi hakim hale gelir. Tersi ise bireyci bir flekilde yaln›z kendi yaflam›n› düflünürken, toplumda yok olan yaflamlara sessiz kalmakt›r. Kimse ölmeye can atmaz, gerilla da öyle, ama ölmenin gerekli oldu¤u bir yerde hiç de ölmekten korkmaz. Gerillaya ölmek için gidildi¤ini düflünmek ise bafltan teslimiyeti getirir. Gerilla devrim yapmak için vard›r, gerillaya devrimi kazanmak için kat›l›nmal›d›r. Gerilla s›n›f mücadelesinde zafer kazanmak için vard›r. Yeni gerillalar›n birço¤u ölüm korkusunun tamamen ortadan kald›r›labilece¤ini düflünür. Ölüm karfl›s›ndaki duruflumuz hayat› nas›l anlamland›rd›¤›m›zla do¤rudan ilintilidir. Bu yüzden ölümle yaflam aras›ndaki çeliflki görevleri yapmaya engel olmaz. Ölümün üzerine cesaretle gitmek hayat›n her alan›na cesaretle dalmay› da beraberinde getirir. Bu ise ideolojik ve siyasal olarak devaml› ilerlemeyi, güçlenmeyi gerektirir. Elbette bunlar tek bir çat›flma veya bir faaliyet sonucu gerçekleflmiyor. Bu de¤iflimi sürekli yaflad›¤› sürece gerillan›n düflman karfl›s›ndaki tutumu da buna paralel geliflir. Çat›flmada so¤ukkanl›l›k, her zaman yoldafl›n› düflünebilmek ve düflman› yok etme kararl›l›¤› bu de¤iflimle ilintili bir se-

45 yir izler. Ölüm ve düflman karfl›s›ndaki netlik çat›flman›n seyrini gerillan›n lehine çevirebilen en güçlü etmenlerin bafl›nda gelir. Her an hem ideolojik hem pratik olarak düflmanla çat›flmaya haz›r olan gerilla, bu sayede kendinden say›ca ve teknik olarak güçlü düflman› karfl›s›nda avantaj sa¤lar. Bu avantaj ona güç katar. Onu daha at›lgan, daha gözü pek yapar, düflman›n cesaretini k›racak bir azmi kazand›r›r. Daha serinkanl› ve rahat olmas›n› sa¤lar. Çat›flma alan› ölümle yaflam›n en keskin biçimde çat›flt›¤› yerdir. Son tahlilde burjuva düzenin temsilcileriyle, proleter ideolojinin temsilcilerinin çat›flt›¤›, çeliflmenin uzlaflmazl›¤›n›n silahlarla konuflturuldu¤u yerdir. ‹nançtaki bir gerilik mutlak olarak buraya yans›r. Bunu düflman askerlerinin tav›rlar›ndan bile anlayabilirsiniz. Düflman askeri oraya ölmeye gelmemifltir, inand›¤› bir dava u¤runa da savaflmamaktad›r (büyük ço¤unlu¤u için bu böyledir). Bu yüzden can›n› tehlikeye atmak istemez; o kadar teknik olana¤a ra¤men kendinden daha zay›f bir gücü yok etmek için riske girmekte gönülsüzdür, çok uygun koflullara sahip olsa da gerillan›n üzerine gitmekte tereddütlüdür. Düflman›n inanc›n›n zay›fl›¤› ve gönülsüzlü¤ü gerilla için büyük bir avantaja dönüflür. Di¤er alanlardan farkl› olarak gerilla temel olan her noktada burjuva kültürü ve bireycili¤e karfl› proleter kültüre ve kolektivizme daha kuvvetlice ihtiyaç hisseder. Bunu almas› daha acil gelir, daha olanakl›d›r, daha zorunludur. Gerilla hem yaflamak için hem siyasal ve askeri görevlerini yerine getirmek için bunlar› hakim hale getirmek zorundad›r. Ve bu zemin örgüt bilincinin daha çok geliflmesini sa¤lar. Her gün bu zeminin verdi¤i bilinç bir düflünüfl tarz› yarat›r. E¤er ki yaln›z al›flkanl›k halini al›rsa bu kavranmam›fl demektir. Yap›lan her bireycili¤in hem yapana hem gerilla birli¤ine verdi¤i zararlar k›sa zamanda a盤a ç›kt›¤› için herkes bu yönüyle azami derecede mücadele etme zorunlulu¤unu hisseder. Bu da örgütle daha fazla bütünleflmesini sa¤layarak örgüt bilincinin geliflmesine kap› aralar. Bu pratik flekillenmenin yan›nda siyasal olarak da örgüt bilincini asgari oranda gelifltiren birisi gerilla ortam›nda örgüt bilinci noktas›nda azami bir ilerleme sa¤lar. Proletarya Partisi aç›s›ndan Halk Savafl›n› gelifltirmek esas sorundur. Bu, halk savafl›n› düflünsel alandan bafllay›p prati¤e kadar kavramakla çözülecektir. Bunun için militanlar›m›z bir taraftan Halk Savafl›n› teorik alanda araflt›rarak ve inceleyerek kavray›fllar›n› derinlefltirmeli di¤er taraftan pratik olarak önce bulunduklar› alanda mücadelemizi gelifltirmeli, buna paralel mücadelenin en ön saflar›nda görev almaya haz›r olmal›d›rlar. Gün bahar›n coflkusu ile kavgay› büyütme günü, gün gerilla mücadelesini gelifltirme günüdür... Bitti


19

45

7-20 Nisan 2006

1950’den bu yana modern revizyonizme karfl› mücadelede TAR‹HSEL DÖNÜM NOKTASININ KUTLANMASI ÜZER‹NE TEKL‹F Biz, afla¤›da imzas› bulunanlar, bütün Marksist-Leninist-Maoist parti ve örgütlere modern revizyonizme karfl› mücadelenin 50. y›ldönümünü kutlamay› ve 1956 fiubat’›nda Sovyetler Birli¤i Komünist Partisi’nin revizyonist içerikli 20. Kongresi’ne karfl›t olarak 1956’da bafllayan bu mücadeleyi sürdürme sorumlulu¤umuzu göstermek için faaliyetler düzenlemeyi öneriyoruz. Modern revizyonizme karfl› mücadele

1966 May›s›’nda bafllayan Büyük Proleter Kültür Devrimi ile yeni ve daha yüksek bir aflamaya ulaflm›flt›r. Ancak, ne yaz›k ki, 1976 Eylül’ünde Mao yoldafl›n ölümüyle birlikte, Çin’de kapitalizmin restorasyonu ve sosyalizme ihanetle karfl›laflmaktay›z. Bizler, Marksizm-LeninizmMaoizm’i yüksek tutmak, modern revizyonizme ve onun fleytani sonuçlar›na karfl› ç›kmak ve proletaryan›n tarihi misyonunu tamamlayarak sosyalizme ulaflmada büyük zaferler kazanmak için meydan okuyoruz. SBKP’nin 20. Kongresi’nde, Kruflçev önderli¤indeki Sovyet revizyonist kli¤i Marksizm-Leninizm’in temellerini ve Stalin yoldafl›n devrimci kazan›mlar›n›, “kifli kültü”ne karfl› ç›kma yalan› ad› alt›nda reddetmifltir. Böylece, proletarya diktatörlü¤üne karfl› ç›kan modern revizyonizmin fenomeni a盤a ç›km›fl ve Sovyetler Birli¤i kapitalist restorasyon yoluna girmifltir. O, (Kruflçev) “tüm halk›n partisi” ve “tüm halk›n devleti” düflüncesiyle burjuva popülizmin ve “bar›flç›l geçifl”, “bar›flç›l rekabet” ve “bir arada bar›flç›l yaflam” düflünceleriyle burjuva pasifizmin propagandas›n› yapm›flt›r. O, enternasyonal komünist hareketin temellerini çürütmek ve devirmek için modern revizyonizmi kulland›. Enternasyonal komünist harekete ve ulusal kurtulufl hareketlerine sald›rmak ve proletarya enternasyonalizmine karfl› ç›kmak için “bar›fl içinde bir arada yaflamay›” genel çizgi haline getirdi. Mao Zedung yoldafl›n önderli¤indeki Çin Komünist Partisi, süratle, 1956 Nisan’›nda Halk›n Günlü¤ü gazetesinde “Proletarya Diktatörlü¤ünün Tarihsel Deneyimi” bafll›kl› yaz›y› yay›nlad›. Bu yaz›, modern revizyonist çizgiye karfl› Marksizm-Leninizm’i teoride ve pratikte savunmaktayd›. Yaz›, revizyonistleri, en-

Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki yaz›y› haber niteli¤i tafl›d›¤›ndan oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. ternasyonal komünist hareket içinde kar›fl›kl›k yaratmakla ve Polonya, Macaristan ve Do¤u Avrupa’daki di¤er yerlerde sosyalist davaya karfl› isyan ve düzensizlik oluflturmakla suçlad›. Çin Komünist Partisi delegasyonu, 1957 ve 1960’daki komünist ve iflçi parti-

lerinin Moskova toplant›lar›nda anti-revizyonist çizginin peflini b›rakmam›flt›r. Daha sonras›nda, uzun süren Brejnev rejimi döneminde sosyal emperyalizm ve yükselen tekelci bürokrat kapitalizm fenomenini reddetmeye ve elefltirmeye devam etti. (Modern Revizyonizm) Bürokratlar ve ifladamlar›n›n devlet sektörünü gasp etmesine suç ortakl›¤› ederken, tekelci bürokrat kapitalizm sosyalizm olarak maskelenmekteydi. Sovyet revizyonistleri, uluslararas› iliflkilerde, sosyalizm ad›na süslü konuflmalar yaparken pratikte emperyalizmi uyguluyordu. Mao yoldafl, Sovyetler Birli¤i’nde ve Sovyet Blo¤undaki di¤er ülkelerde do¤an ve büyüyen modern revizyonizmi yaln›zca elefltirmekle kalmad›. Ülke içi koflullarla d›fl etkiler sonucu Çin’de geliflen modern revizyonizmi sorgulam›fl ve analiz etmifltir. Nitekim, proletarya diktatörlü¤ü alt›nda devrimi sürdürme teorisine yaflam vermek için Büyük Proleter Kültür Devrimini bafllatm›flt›r. Bu, revizyonizme karfl› koymak, kapitalizmin restorasyonunu önlemek ve sosyalizmi sa¤lamlaflt›rmak içindi. Mao yoldafl, yaflad›¤› sürece, Büyük Proleter Kültür Devrimi’nde Çin proletaryas›na ve halk›na önderlik ederek,

muazzam eflitsizliklere ve güçlü düflmanlara karfl› zafer üstüne zafer kazanm›flt›r. Ancak, ölümünün ard›ndan, Çin proletaryas›n›n ve halk›n düflmanlar› darbe yapt›lar ve sosyalist devrimi ve inflay› sürdüren proleter devrimci çizgiyi de¤ifltirdiler. O zamandan beri, Çin, artan bir flekilde, kapitalist restorasyon yolunu tutmufltur. Çin’de kapitalizmin tamamen restorasyonu, Mao yoldafl›n, yönetimdeki komünist ve iflçi partilerinde revizyonist çizgi hakim hale geldi¤inde ve parti ve devlet içindeki burjuvazi yapaca¤› darbede baflar›l› olur ve proletaryay› devirirse sosyalizmin de kaybedece¤i üzerine ö¤retilerin do¤rulu¤unu ispatlam›flt›r. Mao yoldafl›n bize vasiyet b›rakt›¤› miras, modern revizyonizme karfl› ç›kmak ve onu defetmek ve sosyalizm güçlerini canland›rmak ve daha da gelifltirmektir. 2006 y›l›nda, teorik ve siyasi e¤itim için genel kampanyalar ve özel faaliyetler gerçeklefltirmeliyiz. Bizler, sosyalizmin devrimci davas›n›n en zehirli düflman› olan modern revizyonizm sorununa karfl› ç›kmal›y›z. Marksizm-Leninizm’i yükseltmek ve modern revizyonizme karfl› ç›kmak için Baflkan Mao’nun ve di¤er tüm proleter devrimcilerin yaz›l› çal›flmalar›n› ve pratik çabalar›n› teyit etmeliyiz. Stalin yoldafl›n ve Mao yoldafl›n sosyalist devrimde ve infladaki kazan›mlar›n› savunmal›y›z. Bizler, Mao yoldafl›n, Büyük Proleter Kültür Devrimi yoluyla devrimi proletarya diktatörlü¤ü alt›nda sürdürme amaçl› devrimci teorisini ve prati¤ini teyit etmeliyiz. Bizler, Mao yoldafl›n proleter çizgisine ve sosyalizme Çinli kapitalist yolcularca ihanetini mahkum etmeliyiz. Bizler, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in bilimsel özünden ve devrimci prati¤e somut uygulan›fl›ndan sapan

çeflitli revizyonist e¤ilimlere karfl› ç›kmal›y›z. Bizler, yaln›zca, klasik veya modern, geleneksel revizyonist ak›mlara de¤il, ayn› zamanda ultra-sol görünümün ard›ndaki revizyonist içeri¤e sahip olan Hocac›l›k ve Troçkizm gibi daha sonras›nda ortaya ç›kan çeflitli revizyonist e¤ilimlere de karfl› ç›kmal›y›z. Bizler, sosyalist devrim ve inflay› gerçeklefltirme amaçl› proletaryan›n tarihsel misyonunu sürdürme kararl›l›¤›m›z› ve çabam›z› yenileyece¤iz. Eski revizyonist yönetimli ülkeleri kuflatan tüm fleytanlar, bizleri Marksizm-Leninizm-Maoizm’i yükseltmek ve sosyalizmin devrimci davas›n› ilerletmek için harekete geçirmelidir. Modern revizyonizmin Marksizm-Leninizm’e ve proletarya diktatörlü¤üne karfl› geçici zaferi nedeniyle, ABD emperyalizminin önderli¤indeki tekelci kapitalizm, “serbest pazar” küreselleflmesi, ›rkç›l›k, bask› ve sald›rganl›k savafllar› ile proletaryaya ve ezilen halklara yönelik en kötü sald›r›lar›n› düzenleyebilmektedir. Sömürünün ve bask›n›n yükselifline paralel olarak proletarya ve halklar silahl› mücadele ve direniflin farkl› flekilleriyle direnifllerini gelifltirmektedir. Marksist-Leninist-Maoist partilerin enternasyonal görevi; birleflmesi ve emperyalizme, revizyonizme ve gericili¤e karfl› ulusal kurtulufl, demokrasi ve sosyalizm için verilen mücadelede, dünya genelinde ve sorumluluklar›ndaki ülkelerdeki proletaryay› ve halk› harekete geçirmesi, örgütlemesi ve seferber etmesidir. Modern revizyonizme karfl› mücadelemizin 50. y›l›n› kutlarken, devrimci mücadelede ›srar etme ve Marksizm-LeninizmMaoizm’in rehberli¤inde daha büyük zaferler için mücadele etme kararl›l›¤›m›z› yineliyoruz. Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’nun ö¤retilerini yükselt, savun ve ilerlet! Emperyalizme, revizyonizme ve gericili¤e karfl› devrimi ileri tafl›! fian olsun Büyük Proleter Kültür Devrimi’ne! Yaflas›n proletarya enternasyonalizmi! Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Maoizm! 20 fiubat 2006 ‹LK ‹MZACILAR H‹ND‹STAN KOMÜN‹ST PART‹S‹ (MAO‹ST) F‹L‹P‹NLER KOMÜN‹ST PART‹S‹ TÜRK‹YE KOMÜN‹ST PART‹S‹ /MARKS‹ST-LEN‹N‹ST ENDONEZYA KOMÜN‹ST B‹RL‹⁄‹ BREZ‹LYA KOMÜN‹ST PART‹S‹ /KIZIL FRAKS‹YON


20

7-20 Nisan 2006

45

KOM‹TELER‹N MÜCADELE GÜCÜ S›n›f bilinçli proleterlerin parti çizgisi do¤rultusunda yetifltiril mesi, sorumluluk bilincinin gelifltirilmesi, parti çizgisini savun mada ve uygulamada ilerletilmesi, dava adam› olma özelli¤inin güçlendirilmesi, kendi bafl›na kalsa da yön bulabilme yetene¤i kazanmas› konular›nda at›lacak ad›mlar›n somutlanmas›n›n bir yolu da parti içi tart›flmalar› canl› ve verimli hale getirmek bu nu ideolojik-politik e¤itimin, tecrübe ve deneyim kazand›rma n›n güçlü bir silah› haline çevirmektir. Proletarya Partisi sahip oldu¤u temel teorik görüfller kadar, onun en yüksek iradesinin (yani Konferans, PMK) kabul etti¤i kararlar da, varl›k kayna¤›d›r. Proletarya Partisi’nin yaflam›, geliflim ve ilerlemesi, onun en yüksek iradesinin kararlar›n› uygulamakla somutluk kazan›r. Proletarya Partisi, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in ilkelerine ve programatik görüfllerine ba¤l› kalarak ve parti kararlar›n› prati¤e yarat›c› ve zengin bir flekilde uygulayarak, savafl›m›n› gelifltirir ve yaflad›¤› zorluklar› aflar. Örgütsel geliflim ve ilerlemenin diyalektik yasas› ve dinamizmi budur. “7. Konferans yönelimine uygun olarak yapmam›z gereken bafll›ca görevlerden biri sürecin önderlik sorununun kavranmas›n› sa¤lamakt›.” Tayin edici temel sorun olan önderlik sorunu, Proletarya Partisi’nin ve devrimin ustaca örgütlenmesinin kilit sorunudur. Önderlik bilinci do¤ru tarzda kavranarak, sürecimizde yaflanan örgütsel sorunlara yan›t olacak tarzda somutlanarak yetmezlik ve gerilik afl›l›r, komitelerin gücü artar ve nitelikli bir düzeye var›r. Önderlik bilinci, partinin ve sürecin geliflim niteli¤ine ve ihtiyac›na yan›t olacak tarzda gelifltirilip derinlefltirildi¤i oranda, komitelerin mücadele gücü artar. Bu konuda yapaca¤›m›z her tart›flma, ortaya koyaca¤›m›z her çözüm ve örgütlenecek her çal›flma önderlik düzeyimizin, çözüm kapasitemizin gelifltirilmesini amaçlamal›d›r. Bu amaca varman›n önemli bir ad›m› da Proletarya Partisi içinde canl› bir tart›flma ortam›n›n yarat›lmas›d›r. Bu konuda yeterli düzeyde ileri ad›m at›ld›¤› söylenemez.

süreçten daha ileri düzeyde yön verilmedi¤i sürece parti içinde hedeflenen düzeyde tart›flman›n yarat›lmas› sa¤lanamaz. Öncelikli ve en önde gelen görev, komitelerin ve parti militanlar›n önüne konulan politik kararlar›n prati¤e uygulanmas›d›r, en baflta yap›lmas› gereken budur. Bu yap›lmadan, devrimci prati¤in gelifltirilmesi baflar›lmadan, söylenecek her söz

dermek, komitelere tecrübe ve deneyim kazand›rmak, prati¤e daha üst düzeyde yön vererek örgütsel geliflim sa¤lamak için parti içinde canl› bir tart›flma ortam› yarat›lmal›d›r. Bunun bir süreç ve kavray›fl sorunu oldu¤u bir gerçektir. Bununla birlikte prati¤imizin belirgin yetersizliklerini aflmak, belli bir geliflim ve ilerleme düzeyini sa¤lamak, devrimci kavray›flta ve bilinçte

Proletarya Partisi içinde canl› bir tart›flma ortam›n›n yara t›lmas›n›n ilk ad›m›, devrimci prati¤in her alanda ileri dü zeyde örgütlenmesidir. Devrimci prati¤e var olan süreçten daha ileri düzeyde yön verilmedi¤i sürece parti içinde hedeflenen düzeyde tart›flman›n yarat›lmas› sa¤lanamaz. hedefe varmayan ok gibi kal›r. Sa¤lam, disiplinli ve geliflmifl bir örgüt yaratmak s›n›f bilinçli proleterlerin önünde duran temel görevdir. Çal›flmalar› de¤erlendirdi¤imizde önemli derecede eksikli¤in devam etti¤i sonucu karfl›m›za ç›kmaktad›r. Yaflanan gerili¤in ve yetmezli¤in afl›lmas›n›n, belli bir bilinç s›çramas›n›n yaflanmas›n›n bir ad›m› da Proletarya Partisi içinde canl› bir tart›flma ortam›n›n yarat›lmas›d›r. Neden bu yap›lmal›d›r? Komitelerin yaflad›¤› yetersizlikleri aflmak, hatal› tutumlar› gi-

Proletarya Partisi içinde canl› bir tart›flma ortam›n›n yarat›lmas›n›n ilk ad›m›, devrimci prati¤in her alanda ileri düzeyde örgütlenmesidir. Devrimci prati¤e var olan

Parti içi tart›flman›n iki çizgi mücadelesini uygulamak anlam›na geldi¤ini; bu anlamda partinin geliflmesi, politik seviye nin yükseltilmesi, örgütsel gücünün artmas› için iç tart›flmay› gelifltirmek, bu tart›flmalara bilinçli ve iradi olarak kat›lmak gerekmektedir. Bu görevi “kendi d›fl›nda” gören her anlay›fl ve yaklafl›m, örgüt ve önderlik bilincini “kendi d›fl›nda” görü yor demektir.

s›çrama yaratmak için parti içinde canl› tart›flma yarat›lmal›d›r. Hatal› tutum ve yetersizlikler somutland›kça devrimci bilinçte s›çrama yaflan›r. Ancak bu geliflimi sa¤lamak için kendili¤indenci tarzda de¤il, iradi, bilinçli ve hedefleri belirlenmifl bir tarzda çal›flmalar ör-

gütlenmelidir. Komiteler, parti içi canl› tart›flma sürecini gelifltirmek için, öncelikle çal›flma raporlar›n› sunmal›d›r. Örgütün, s›n›f bilinçli proleterce kavranmas›nda, görevlerin zenginleflmesinde, tecrübenin örgüte mal edilmesinde vs. raporlar›n önemli bir yeri var. Devrimci faaliyetin bütünlüklü ve tek tek faaliyetin raporlaflt›r›lmas› do¤ru bir bilgilenmenin ve buna uygun olarak ortak bir flekilleniflin sa¤lanmas›, örgütün bir bütün olarak hareket etmesi için önemlidir. Raporlar›n sunulmas› demek, devrimci çal›flmalar için temel ve tayin edici önemi olan devrimci faaliyet hakk›ndaki bilginin örgütün bütününe sunulmas› demektir. Bu bilgilenme sonucu di¤er komitelerin de¤erlendirmesi elde edilir. Gerek komitelerin kendi faaliyet alanlar› hakk›nda gerekse di¤er komitelerin faaliyetleri hakk›nda yapt›klar› de¤erlendirme sonucunda ortak bir geliflim düzeyi yarat›l›r. Parti içi tart›flman›n iki çizgi mücadelesini uygulamak anlam›na geldi¤ini; bu anlamda partinin geliflmesi, politik seviyenin yükseltilmesi, örgütsel gücünün artmas› için iç tart›flmay› gelifltirmek, bu tart›flmalara bilinçli ve iradi olarak kat›lmak gerekmektedir.


21

45 Bu görevi “kendi d›fl›nda” gören her anlay›fl ve yaklafl›m, örgüt ve önderlik bilincini “kendi d›fl›nda” görüyor demektir. Kitlelere, devrime, partiye ait her sorun her geliflme ve tart›flma parti iradesi ve bilinciyle yön verilmeli ve denetlenmelidir. S›n›f bilinçli proletaryan›n yön vermedi¤i, denetim alt›na almad›¤› her sorun, her tart›flma ve geliflme “burjuvazinin” (kendili¤indencili¤in) denetimindedir demektir. Sonuçta bütün amaç pratikteki yetersizli¤i, hatal› tutumlar› gidermek, sa¤lam ve disiplini geliflmifl bir örgüt yaratmakt›r. Çal›flmalar de¤erlendirildi¤inde bu noktada eksik olundu¤u görülmektedir. Bugünkü gerçeklik parti içi yay›n organ› arac›l›¤›yla yap›lmas› hedeflenen tecrübe kazand›rma, prati¤e daha üst düzeyde yön verme, örgütsel geliflim sa¤lama sonuçlar›na henüz ulaflmaktan uzak olundu¤udur. Çünkü Proletarya Partisi sundu¤u poli-

tik kararlar› tart›flma, sorgulama, de¤erlendirme, elefltirme ve uygulama düzeyinde amaçlanan geliflim henüz yeterli düzeyde sa¤lanm›fl de¤ildir. Zaman›nda yap›lmayan, iradi ve bilinçli olarak kat›l›nmayan, zaman afl›m›na u¤rat›lan her tart›flma ve de¤erlendirme, sa¤lam, geliflmifl ve disiplinli örgüt yaratmay›, ortak flekillenifli ve ortak hareket etmeyi zay›flatan etmenlerdir. Parti içi geliflimin güçlendirilmesi, devrimci savafl›n, kitleleri örgütlemenin, bilinçlendirme ve savaflt›rman›n güçlendirilmesi demektir, soruna bu bak›fl aç›s›yla bak›lmal›d›r. Örgütlü olmak, sorumluluk bilinci tafl›mak, soruna bu bak›fl aç›s›yla bakmay›, bilinçli ve iradi olarak, geliflim ve ilerleme sürecine kat›lmay› gerektirir. S›n›f bilinçli proleterlerin parti çizgisi do¤rultusunda yetifltirilmesi, sorumluluk bilincinin gelifltirilmesi, parti çizgisini savunmada ve uygulamada ilerletilmesi, da-

PUSULA HERKES ÖNCE KEND‹ ‹fi‹N‹ YAPMALIDIR! Parti komiteleri; iflçi s›n›f›n›n politik devrimci örgütünün temel teorik görüfllerine, benimsedi¤i savafl stratejisine, temel yönelimine uygun kitleleri, devrimci savafl› ve partiyi örgütlemeye çal›fl›r. Proletarya Partisi’nin politik kararlar› bu temel perspektifi pratikte uygulamak için vard›r. Bu kararlar, parti komiteleri taraf›ndan prati¤e uyguland›¤› sürece, her alanda baflar› elde eder. Proletarya Partisi’nin politik kararlar› teorinin, stratejinin, yönelimin güncel ve somut sentezidir. Partinin politik kararlar›n›n uygulanmas› demek, teorinin, stratejinin, yönelimin uygulanmas› demektir. Proletarya Partisi’nin en yüksek iradesinin tan›nmas›d›r. Bu meflru iradenin somutluk kazanmas›d›r, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin tan›nmas› ve uygulanmas›d›r. ‹deolojik birli¤e uygun örgütsel birli¤in ete kemi¤e bürünmesi ve somutlaflmas›d›r. Devrim ve örgüt biliminin bu temel ilkelerinin, yetersiz kavran›fl›ndan dolay› pratik uygulamada yer yer yanl›fll›klara düflülmektedir. Parti komiteleri ve partili militanlar, öncelikle Proletarya Partisi’nin merkezi kararlar›n› uygulamakla yükümlüdür. Uygulamay› somutlukla bütünlefltirmek için politik kararlar›n özünün kavranmas› ve faaliyet alan›n›n somutlu¤unun bilinmesi gerekir. Her devrimci faaliyet alan› ve çal›flmas› bir somutluktur. Bu somutluk (halk›n yaflad›¤› somut sorunlar, çeliflkiler, talepler, düflman›n durumu, politik uygulamalar›, pratik hareket tarz›, karfl›l›kl› iliflki ve çeliflkiler vb.) tan›nd›¤›, bilindi¤i oranda gerçeklik çözümlenip, bu çözümleme ›fl›¤›nda gerçeklik kavrand›kça Proletarya Partisi’nin politik kararlar› de¤ifltirici dönüfltürücü rolünü oynayarak, faaliyet alan›ndaki kitleleri Proletarya Partisi’ne ad›m ad›m yak›nlaflt›r›r, e¤iterek, örgütler. Unutulmamal›d›r ki, Proletarya Partisi’nin

her baflar›l› örgütleme ad›m›, düflman›n o alanda gerilemesi demektir. Proletarya Partisi’nin örgütlenemedi¤i her alanda düflman, örgütlülü¤ünü devam ettiriyor demektir. Parti komitelerinin ikili görevi vard›r. Bunlardan birincisi Proletarya Partisi’nin politikas›n›n oluflumuna katk›da bulunmak; di¤eri ise bu politikalar› sorumlulu¤u alt›ndaki alana uygulamakt›r. Bu ikili görev tüm komiteler için geçerlidir. Yönetici organla uygulay›c› organlar aras›ndaki fark bu görevlerde uygulama yan›n›n m›, yoksa uygulaman›n yönetimi yan›n›n m› ön plana ç›kt›¤›d›r. Gerek politikan›n oluflumunda gerekse uygulanmas›nda her komite ve her s›n›f bilinçli proleter, öncelikle kendi görevini yapt›¤›, kendi üzerine düflen sorumlulu¤u yerine getirdi¤i oranda Proletarya Partisi’nin merkezi politik kararlar› kazan›mlara dönüflür. Ve bu politik kararlar›n uygulama alan›ndaki sonuçlar› sa¤l›kl› bir de¤erlendirmeye tabi tutularak olumluluk gelifltirilir, eksik ve yetersizlik giderilir. Bu ad›mlar›n sürekli hale gelen prati¤i sonucunda Proletarya Partisi’nin temel yönelimi olan gerilla savafl› geliflim ve ilerleme kaydeder. Bu yap›lm›yorsa bunun yerine “söylenen her söz, sunulan her öneri, dikkat çekilen her uyar›, gerçeklefltirilen her pratik” devrimin örgütlenmesine Proletarya Partisi’nin geliflimine, militanlar›n ilerlemesine hizmet etmiyor demektir. Gelifltirilen her düflünce, örgütlenen her eylem, at›lan ve at›lmas› planlanan her ad›m, bir politika demektir ve bu politika mutlaka Proletarya Partisi’nin merkezi kararlar›n› uygulamay› amaçlamal›d›r. Uygulanan politik kararlarla gerilla savafl› süreklilik arz etmelidir, en ileri kitleler baflta olmak üzere kitleler Proletarya Partisi etraf›nda kenetlenmeli ve partinin ideolojik-örgütsel birli¤i güçlenmelidir. Proletarya Partisi’nin gündemi ve yönelimi d›fl›nda ortaya konulan

va adam› olma özelli¤inin güçlendirilmesi, kendi bafl›na kalsa da yön bulabilme yetene¤i kazanmas› konular›nda at›lacak ad›mlar›n somutlanmas›n›n bir yolu da parti içi tart›flmalar› canl› ve verimli hale getirmek; bunu ideolojik-politik e¤itimin, tecrübe ve deneyim kazand›rman›n güçlü bir silah› haline çevirmektir. Ortak bir bak›fl aç›s›, ortak bir çal›flma ve ortak hareket etmede yaflanan sanc›l› durum, örgütü gelifltirme ad›mlar›nda yaflanan sanc›d›r. Bu sürecin afl›lmas› için yaflanan politik ve örgütsel gerçeklik ne kadar somut olarak ortaya konursa, geliflim o kadar daha az sanc›l› ve süreci o kadar k›sa olacakt›r. Bu afl›lacak bir durumdur, yeter ki devrimci pratik içinde devrimin bilgisine ulaflma bilinç ve kararl›l›¤›ndan kopulmas›n.... Yeter ki devrimci prati¤in de¤ifltirici dönüfltürücü gücüne inanarak sürece ve geliflmelere partinin politik kararlar› ›fl›¤›nda müdahahiçbir düflünce ve söylem, hiçbir pratik, hiçbir siyaset devrimi ve partiyi gelifltiren ve ilerleten bir siyaset olamaz. Proletarya saflar›nda ortaya ç›kan sorunlardan biri de bu temel bak›fl aç›s›na uygun düflünmemek, bu düflünceyi derinlefltirerek bu temel düflünceye uygun olarak ortak hareket edememektir. Merkezi önderlik taraf›ndan belirlenen yönelim Proletarya Partisi’nin bütünü için belirlenmifl yönelimdir. Ve bu yönelimin pratikte uygulanmas›n› zenginleflmesini sa¤layacak, gelifltirecek gündemi olur. Onun baflka gündemi ve “sorunu” olamaz. Bütün eksiklik ve yetmezlik, bütün gerilik Proletarya Partisi’nin temel yöneliminin bir bütün olarak prati¤e yarat›c› tarzda uygulanmas›yla birlikte afl›l›r. Bütün sorunlar ve engeller bu ilkeye uygun pratik içinde, zengin devrimci eylemlilik içinde afl›l›r. “Tek bir adam olma, bir örgüt olma ve ortak hareket etme” ilkesi ancak yukar›da bahsedilen devrimci prati¤in uygulanmas› sonucu somutluk kazan›r. Marksist-Leninist-Maoist ö¤retinin derinlefltirilmesi, Proletarya Partisi’nin irade birli¤inin güçlendirilmesi, yürüyüflün ortaklaflt›r›larak pekifltirilmesi, silahl› mücadele ile politika aras›ndaki iliflki, kitle çizgisi ve kitlelerin örgütlenmesi, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin her alanda uygulanmas› sorunu vb. konularda devrimci kavray›fl›n gelifltirilmesine-derinlefltirilmesine azami ihtiyaç vard›r. Devrimin temel ö¤retisiyle donan›m sa¤land›¤› oranda prati¤in (kitlelerin, gerilla savafl›n›n, partinin) örgütlenmesinde geliflim ve ilerleme sa¤lan›r. Temel al›nan teoriye, üzerinde yükselmek istenen programa, kanla emekle büyük bedeller ödeme pahas›na elde edilen ilkelere uygun hareket edildi¤i sürece hatalar ve kay›plar aza iner. Her çal›flma alan›ndaki somut gerçeklik çözümlendi¤i sürece halk›n, düflman›n durumu Proletarya Partisi’nin durumu bütün yönleri ve iç geliflim yasalar›yla çözümlenip bu çözümlemeye uygun politika örgütlendi¤i oranda baflar› kazan›l›r, zafer elde edilir. Örgüt bilimine, onun var olma ve geliflim yasalar›na uygun hareket edildi¤i sürece politik kararlar kitleleri harekete geçiren, partiye yak›nlaflt›ran, e¤iten, savaflt›ran ve bilinçlendi-

7-21 Nisan 2006 lede bulunma cesareti ortaya konulsun. ‹flte o zaman yetersizlik yeterlili¤e, gerilik ilerlemeye, kavray›fls›zl›k kavray›fla, dura¤anl›k harekete b›rak›r yerini. Devrim denen altüst oluflu örgütleme bilinç ve kararl›l›¤›, çözümsüzlü¤ün yegane anahtar›d›r. Bu anahtar Marksizm-LeninizmMaoizm bilimindedir. Proletarya Partisi’nin Halk Savafl› çizgisindedir ve onun günümüze uyarlama yüksek amac›n› tafl›yan, politik kararlar›ndad›r. Bulundu¤umuz yerden de¤il, Proletarya Partisi ve devrimin ihtiyac›na yan›t ve çözüm olacak gerçeklik içinde sorunlara bak›ld›¤›nda bir örgüt olma, ortak hareket etme, ortak flekillenifl sa¤lama, geliflmifl sa¤lam ve disiplinli bir örgüt yaratma amac›na var›l›r. Bütün ilgi ve duyarl›l›k, dikkat ve yo¤unlaflma, düflünce ve çal›flma kitleleri, devrimci savafl›, partiyi örgütleyecek sorunlara ve geliflmelere çevrilmelidir. ren bir güce dönüflür. Önce her komite ve her militan›n kendi iflini yapmas›yla sorunlar›n ve s›k›nt›lar›n afl›laca¤› bilincine sahip olmas› gerekir. Önce üstten, önce komiteden, önce devrimci militanlardan ifle bafllamak gerekir; düzelme ve de¤iflim, uygulama ve hareketlenme, ilerleme ve geliflme ancak böyle elde edilir. Büyük ve kal›c› baflar› için sorunlar› gözlemleyip çözmedeki bak›fl aç›s› ve çözüm yöntemi devrimcilefltirildi¤i oranda ilerleme sa¤lan›r. Bu düzeye varmam›z için temel konulardaki devrimci teorinin bütünlüklü ve derinlikli kavray›fl›na, tarihsel bilgi ile donanmaya ve somut hareketin geliflim yasalar›n› kavramaya, çeliflkinin çözümlenmesine ve bu çözümleme sonucu oluflturulan devrimci politikan›n ortak uygulamas›na ihtiyaç vard›r. Örgüt biliminin temel tezlerinden biri “Proletarya Partisi’nin baflar›s›n›n temel koflullar›ndan en önemlisi, irade birli¤inin gerçeklefltirilmesidir.” Bunun için bütün komite ve s›n›f bilinçli proleterlerin dikkatini uyumlu ve azimli bir çal›flmaya yöneltmesi gerekir. Uyumlu bir çal›flman›n bir parças›, bir bilefleni olman›n tek koflulu “herkes önce kendi görev ve sorumlulu¤unu yerine getirmelidir.” Bu yap›lm›yorsa orada burjuvazi var olmaya, yaflamaya ve güçlenmeye bafllar. Görünmez, fark edilmez olan, önemsenmeyen, ciddiyetine var›lmayan her olumsuzluk burjuvazinin var olma kofluludur. Proletaryaya hizmet etmeyen, onun geliflim ve ilerlemesine katk› sunmayan, onu iktidar olmaya tafl›may› hedeflemeyen her düflünce ve durufl, içimizdeki burjuvazinin ve gericili¤in-statükoculu¤un var olma nedeni, yaflama önkofluludur. Proletarya Partisi’nin saflar›n› yüksek bir ideolojik-örgütsel birlikle güçlendirmek, çelikten bir iradeyle sars›lmaz hale getirmek s›n›f bilinçli proleterlerin derinleflen kavray›fl›nda, yerine getirilen sorumlulu¤unda ve baflar›lan görevindedir. Komitenin güçlenmesi, önderli¤in mükemmelleflmesi için parti kavray›fl›n› derinlefltirelim! Her türlü zorlu¤un üstesinden gelme cesaretini kuflanarak devrimci görevleri yerine getirmeye çal›flal›m!


22

7-20 Nisan 2006

45

Nepal’de Maoistlerle muhalefet partileri yeni bir anlaflma imzalad› Nepal’de 11. y›l›na giren Halk Savafl› ile birlikte devrimin arifesine gelen Nepal halk›, yüzy›llard›r kendisini sefalete ve yoksullu¤a maruz b›rakan gerici, faflist kraliyetten kurtulmak üzere. ‹flte, bu dönemde Nepal Komünist Partisi (Maoist) ile kraliyet taraf›ndan yasaklanan 7 muhalefet partisi 19 Mart’ta 2. kez anlaflma imzalayarak hedeflerini belirledi. 12 maddenin bulundu¤u anlaflmada her iki taraf da, tüm Nepallilerin bar›fl, demokrasi, düzen, toplumsal ilerleme ve ba¤›ms›z bir Nepal istedi¤inin alt›n› çizmekte ve ülkede bar›fl›n ve düzenin önündeki esas engelin otokratik monarfli oldu¤unu vurgulamakta. 7 muhalefet partisi, hedefleri olarak; halk hareketiyle parlamentonun yeniden aç›lmas›n›, tüm güçleri elinde toplayan ve bütün partilerin kat›laca¤› bir hükümetin kurulmas›n›, Maoistlerle bar›fl görüflmelerine bafllanmas›n› ve anayasa için seçimlerin yap›lmas›n› belirtmifltir. NKP (M) ise, tüm demokratik güçlerinin kat›laca¤› ulusal bir konferans›n ard›ndan geçici hükümetin kurulmas›n› ve anayasa seçimlerinin düzenlenmesini hedeflemekte. Her iki taraf da bu meselelerde görüflmelerin ve diyalo¤un devam ederek anlaflmaya varmak için çaba harcayacaklar›n› da vurgulam›flt›r. Ayr›ca her iki taraf da çözüme ancak halk hareketiyle ulaflabileceklerinde anlaflm›flt›r. Anlaflmada NKP (M), otokratik monarflinin y›k›lmas›n›n ard›ndan bar›flç›l bir siyasi çizgiyi hayata geçirece¤ini belirtmifltir. Her iki taraf da seçimlerin eflit ve özgür bir flekilde gerçekleflmesi için, bu süre boyunca Halk Kurtulufl Ordusu ile Kraliyet Ordusu’nun silahlar›n›n BM veya farkl› bir uluslararas› organ›n gözetimine b›rak›lmas› konusunda görüfl birli¤ine varm›flt›r. Anlaflmada her iki taraf da geçmifl dö-

nemde yapt›klar› hatalardan kaynakl› özelefltiri vermifl ve bu hatalar› bir daha gerçeklefltirmeyeceklerini vurgulam›flt›r. NKP (M) rekabete dayanan çok partili sisteme, halk›n temel haklar›na, insan haklar›na, hukukun üstünlü¤üne ve demokratik ilkelere uygun hareket edece¤ini belirtmifltir. Bar›fl sürecinde insan haklar› ilkelerine ve bas›n özgürlü¤üne sayg› gösterilmesinde her iki taraf da görüfl birli¤i içerisindedir. Yak›n zamanlarda gerçeklefltirilecek olan parlamento ve yerel seçimler, kraliyetin otokratik ve anayasaya dayanmayan yönetimini meflrulaflt›rma amac›n› tafl›d›¤› için Maoistler ve muhalefet partileri taraf›ndan boykot edilecektir.

Anlaflman›n Ard›ndan Anlaflman›n imzalanmas›yla birlikte Halk Kurtulufl Ordusu’nun Katmandu’ya yönelik ablukas›, NKP(M)’nin talimat›yla, 19 Mart’ta, 6. gününde kald›r›ld›. Kraliyetin devrilmesi amaçl› eylemleri muhalefet partileri ile birlikte örgütleyen Maoistler, 6-9 Nisan aras› 4 günlük bir genel grev düzenleyecekler. Bu grev süresince de ülkedeki 75 flehirde eylemler örgütlenecek. 8 Nisan’da Katmandu’da da büyük bir eylem yap›lacak. Buna uygun olarak Halk Savafl›n› destekleyen kitle örgütleri de ça¤r›lar›n› yenilemifltir. Örne¤in Nepal Dalit Kurtulufl Cephesi 30 Mart için ça¤r›s›n› yapt›klar› genel grevi ertelediklerini ve muhalefet partileriyle ortak yapacaklar›n› ilan etti.

Muhalefet partilerinin durumu Muhalefet partileri Maoistlerle anlaflmay› imzalasa da da¤›lman›n efli¤inde. Her iki taraf da, ABD’nin tüm bask›lar›na ra¤men, kraliyeti ilerlemenin önündeki esas engel olarak görmede anlaflsa da Mu-

halefet partileri kendi içlerinde sa¤lam bir birlik oluflturmaktan uzakt›r. Söz konusu partiler içinde sa¤c›, Hindistan yanl›s› Kongre Partisi ile çeflitli revizyonist, gerici partiler yer almaktad›r. Kamuoyuna yap›lan aç›klamalarda, bunun da etkisiyle birbiriyle çeliflen ifadeler yer almaktad›r. Özellikle Kongre Partisinin yönetimindeki birçok kifli, Maoistlerle anlaflmaya aç›ktan karfl› ç›kmaktad›r. Muhalefet partilerinin dayand›¤› toplumsal s›n›flar, kendi bafllar›na, ba¤›ms›z bir güç olma imkan›n› onlara vermemektedir. Ülkedeki güç dengelerine ba¤l› olarak savrulufllar yaflamaktalar. Kraliyet düzeninde, kral›n darbesine kadar yaflayan, Maoist isyana karfl› her türlü bask› yöntemini kullanmay› desteklemekten çekinmeyen bu partiler, kraliyetin korumas› alt›nda yaflamlar›n› sürdürmekteydi. Ancak ülkede keskinleflen çeliflkiler sonucu darbeyle meclisten kovulmalar›, halk›n kraliyete yönelik büyük muhalefeti ve Maoist Partinin ülkenin büyük bölümünde kendi iktidar›n› kurmas› nedeniyle bu kez de kraliyete karfl› Maoistlerle anlaflmak zorunda kalm›fllard›r. Maoistler, kraliyeti tecrit etmek, arada kalan kesimleri yan›na çekmek veya tarafs›zlaflt›rmak amac›yla bu anlaflmay› imzalamaktad›r. Ancak emperyalistler ve Hindistan yay›lmac›l›¤› da bu partileri kullanarak Maoistler önderli¤indeki halk›n devrim yürüyüflünü baltalamay› ve devrimi geriye döndürerek burjuva-feodal düzenin

devam›n› sa¤lamay› hedeflemektedir. Bu da muhalefet partilerini tutars›zl›¤a iterek daha fazla teflhir olmalar›n› beraberinde getirmektedir. Muhalefet partilerinin gericili¤i, yaflad›klar› çeliflkiler, emperyalist efendilerine olan ba¤›ml›l›klar› ve kraliyet düzeniyle zincirlerini tamamen koparmamalar›, halen kral›n geri ad›m atarak kendileri ile anlaflmas›n› beklemeleri onlar için de sonun yaklaflt›¤›n› müjdelemektedir.

Kral Baflkenti terk etti Bu arada Kral Gyanendra da baflkent Katmandu’yu terk ederek etraf› tamamen Kraliyet Ordusu taraf›ndan çevrili olan Pokhara’ya yerleflti. Kendisini baflkentte güvende hissetmeyen Krala karar›n› verdiren son olay ise, kendisini karfl›lamak için havaalan›na gelen o¤lu Paras’›n, Katmandu’nun Baneshuar semtinde halk›n tafll› sald›r›s›na u¤ramas› oldu. Genel grev ve eylemler öncesinde Katmandu’da güvenlik önlemleri de art›r›ld›. fiehre girifl-ç›k›fllar, evlerde ve otellerde kalanlar takip edilmekte, böylelikle Maoistlerin eylemleri “provoke etmesi” engellenmek istenmektedir. ‹çiflleri Bakan› Kamal Thapa, yapt›¤› aç›klamada gizli operasyonlar yapt›klar›n› ve çok say›da kifliyi tutuklad›klar›n› aç›klad›. Bu arada aç›klama yapan Hindistan ‹çiflleri Bakan› da son 5 y›lda, Hindistan’da NKP(M) üyesi ve taraftar› olan 180 kiflinin tutukland›¤›n› bildirdi.

Maoistlerden gövde gösterisi

Fransa’da Genel Grev dalgas›, Strasbourg sokaklar›nda yank›s›n› buldu! Fransa’da, iflçi s›n›f› ile birlikte ö¤renci gençli¤i hedef alan ifl yasalar›ndaki de¤ifliklikler sonucu, ülkede bulunan iflçi ve ö¤renci sendikalar›n›n ça¤r›s› üzerine 28 Mart 2006 günü Genel Grev ilan edildi. Genel olarak tüm Fransa’da kat›l›m›n yüksek oldu¤u genel grevde 3 milyona yak›n insan, Fransa sokaklar›n› doldurarak, hükümetin CNE (Yeni ‹fl Sözleflmesi) Yasas› ve CPE (Birinci ‹fl Sözleflmesi) Yasas›na karfl› öfkelerini dile getirdi. Bu yürüyüfllerden birisi de Strasbourg flehrinde gerçeklefltirildi. CGT, Fransa Komünist

Partisi, Sosyalist Parti, Ö¤renci Sendikalar›, FT‹F (Fransa Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu) gibi kurumlar›n yer ald›¤› yürüyüfle, yaklafl›k 15 bin kifli kat›ld›. “CNE ve CPE’ye Hay›r! Yaflas›n Direnifl!” pankart› ile alanda yerini alan FT‹F korteji kat›l›m›, görselli¤i ve att›¤› sloganlarla dikkat çekti. Kortejimizde, “CPE’ye hay›r! Gençli¤in cevab›; Direnifl!”, “CPE’yi geri çekin!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Kahrolsun emperyalizm” vb. Türkçe-Frans›zca sloganlar at›ld›. (FT‹F Strasbourg)

Haftal›k Maoist Janadesh gazetesinin haberine göre, Halk Kurtulufl Ordusu 21 Mart’ta, Bat› Nepal’de, Hindistan s›n›r›nda yer alan, orta büyüklükte bir kent olan Gularia’n›n flehir merkezinden, tam teçhizatl› bir flekilde yürüyüfl yaparak geçti. Halk Kurtulufl Ordusu’nun ilk kez düzenledi¤i bir eylem tarz› olan bu yürüyüfl, sabah 10.30’da bafllad›. fiehirde bulunan Kraliyet Ordusu, karargahlar›n›n çevresi Maoistler taraf›ndan may›nland›¤› için karargahlar›ndan ç›k›p Halk Kurtulufl Ordusu’nun askerlerine müdahale edemedi. Karfl› durmaya çal›flan polislerden 3’ü ise bunu hayat›n› kaybederek ödedi. Helikopterden yap›lan bir sald›r› da Halk Kurtulufl Ordusu’na bir kay›p verdirmedi. Halk›n sevgi gösterileri yapt›¤› Kurtulufl Ordusu askerleri flehrin içinden yürüyüfl halinde geçerek flehri terk etti. Halk Kurtulufl Ordusu yetkilileri, bunun flehirleri ele geçirmede farkl› bir yöntem oldu¤unu ve devleti son kez uyard›klar›n› bildirdi. Eylem tüm ülkede etkisini gösterdi.


23

45

7-20 Nisan 2006

Filipinler’de Halk Savafl›’n› yükseltmek amac›yla

FKP MK 10 maddelik genelge yay›nlad› Filipinler Komünist Partisi’nin önderli¤inde, Demokratik Halk ‹ktidar› için savaflan Yeni Halk Ordusu 2005 y›l›nda savafl kapasitesini art›rm›fl, baflar›l› taktik sald›r›lar›yla gerici egemen s›n›flar aras›nda pani¤in yay›lmas›na neden olmufltur. Filipinler’deki 79 bölgenin 70’inde, 800 yönetim biriminde, 120’den fazla gerilla cephesinde faaliyet yürüten YHO’nun her gerilla cephesi en az 3 müfrezeden oluflmakta, bunlardan bir tanesi de merkezi a¤›rl›¤› oluflturmaktad›r. Bu anlamda, 2005 y›l›, gerilla sald›r›lar›n› ve gerilla cephesini art›rmada, toprak devrimini ilerletmede, siyasi iktidar› ve kitle örgütlerini infla etmekte baflar›lar kazanm›flt›r. Filipinler Komünist Partisi Merkez Komitesi, 2005 y›l›nda yakalanan ivmeyi yükseltmek, devrimi ilerletmek ve Yeni Halk Ordusu’nun kuruluflunun 37. y›l›n› kutlamak amac›yla, 28 Mart’ta 10 maddelik bir genelge yay›nlad›. FKP MK genelgeyi Arroyo rejimini kovmak, devrimci güçleri güçlendirmek ve kurulu egemen düzene karfl› Demokratik Halk Devrimini gelifltirmek için YHO’nun taktik sald›r›lar›n› art›rmak amac›yla yay›nlad›¤›n›

vurgulam›flt›r. Genelge özet olarak flu maddeleri içermektedir: 1- YHO’nun gerilla cephesinde ve bölgesel düzeyde gelifltirmek için uzun dönemli kitle çal›flmas›na zarar veren muhafazakarl›k ve asi gerilla e¤ilimlerine karfl› mücadele et! 2- Düflman karfl›s›nda inisiyatifi elinde tut! Bunu baflarmak mümkündür. Çünkü taktik sald›r› gerçeklefltirmek için manevra yapabilecek genifl bir kitle temeli bulunmaktad›r. Düflman güçlerinin en zay›f noktalar›n› keflfetmek için sürekli olarak gözlem yap. Böylece, güçleri yo¤unlaflt›rmak için uygun yer ve zaman seçmek ve hedefe yönelmek mümkün olacakt›r. Düflman güçlerinin yanl›fll›klar yapmas› ve stratejik ve taktik birimlerini do¤ru konumland›rmada hataya düflmesi bu flekilde daha fazla mümkün olacakt›r. 3- Yaln›zca kazanabilece¤in savafllara gir! Zafer noktas›nda emin olunmayan, sonu belirsiz savafllara girme. Düflman› flafl›rtarak, güçlü bir kuvvetle, bask›nlar, tutuklamalar yap. H›z ve genifllik kazanarak düflman›n nerede ve nas›l inisiyatifi ele geçirece¤ini bilmesini engelle. 4- Düflman güçleri daha güçlü bir kuv-

Evrensel Bak›fl KOMÜNARLARIN RUHU YEN‹DEN PAR‹S SOKAKLARINDA! Emperyalizmin dünya halklar›na dönük gerçeklefltirdi¤i sald›rganl›k, halklar›n meflru direnifllerine çarpmaya devam ediyor. Emperyalizmin iflgali alt›ndaki halklar, ülkelerini, ayaklar alt›na al›nmak istenen onurlar›n›, maddi-manevi de¤erlerini savunmak için kahramanca direnmeyi sürdürerek, adlar›n› insanl›k tarihine daha flimdiden alt›n harflerle yazd›rmaktalar. Emperyalist politikalar sonucu yoksullu¤un, sefaletin pençesine itilen sömürge, yar›-sömürge ülkelerin halklar› ise, yükselttikleri ulusal-sosyal kurtulufl mücadeleleri ile, emperyalistlere ve onlar›n yerli iflbirlikçi-uflak rejimlerine teslim olmayacaklar›n› hayk›rmay› sürdürüyorlar. Emperyalizmin en zay›f halklar›nda gerçekleflen bu isyanlar, bugün emperyalizmin kalelerini de kuflatmaya bafllam›flt›r. Emperyalist metropolleri yang›n yerine çeviren en kapsaml› isyanlar ise, Fransa’da son birkaç ay içinde peflpefle gerçekleflen ve bugün milyonlar› içine alan isyanlard›r. Frans›z halk›, “özgürlük”, “eflitlik” ve “kardefllik” kavramlar› ile ilk kez 1789’da gerçekleflen Burjuva Demokratik Devrimi ile birlikte tan›flm›flt›.

Frans›z burjuvazisinin öncülü¤ünde gerçekleflen bu devrimle birlikte feodal sistem y›k›lm›fl, ancak yerine kurulan cumhuriyetin, ezilenlerin yaflam koflullar›nda herhangi bir iyilefltirme getirmedi¤i, hak ve özgürlüklerin ise sadece burjuvazinin lehine iflledi¤i bir süre sonra iyice belirginleflmiflti. Bu devrimin Frans›z halk›na kazand›rd›¤› en önemli fley ise, hak alma bilincindeki s›çrama olmufltu. Bu bilinç birkaç on y›l sonra, 1871’de, Paris Komünü’nü yaratm›flt›. Paris Komünü’nün ömrü birkaç ay sürse de, Frans›z emekçi halk›n›n bir direnifl gelene¤i yaratmas›nda önemli bir mihenk tafl› olmufltu. Bu direnifl gelene¤i, Avrupa’da 20. yüzy›l›n bafllar›na kadar yükseliflini sürdüren s›n›f hareketlerinde önemli bir rol oynam›fl, ancak t›pk› di¤er emperyalist ülkelerde oldu¤u gibi, emperyalizmin kendi iflçi s›n›f›na verdi¤i “sus paylar›” ile birlikte giderek gerilemifl, süreç içinde ise neredeyse yok olmufltu. Ancak, ‘68’lerde tüm dünyada esen devrim rüzgar›n›n, Avrupa’da ilk içine ald›¤› yerlerin bafl›nda Fransa’n›n olmas›, bu gelene¤in canlanmas›n›n bir k›v›lc›ma ba¤-

vetle savaflmak için harekete geçti¤inde düflüncesizce karfl› koyma! Böyle durumlarda may›nlarla, küçük gruplarla düflman güçlerine kay›p verdir. Düflman güçlerinin dinlenmesine izin verme. Düflman geri çekildi¤inde hareketinden elde edilecek bilgilerle a¤›r vurufllar yapma. 5- Ülke çap›nda taktik sald›r›lara devam et! Bunlar› parti merkezinin ve YHO’nun ulusal komutanl›¤›n›n rehberli¤inde düzenle. Uzun dönemli politikaya uygun olarak, çeflitli gerilla cephelerindeki, bölgelerdeki YHO birimleri, esnek taktiklerle, çeflitli flekillerde sald›r› birimleriyle ve farkl› silahlarla harekete geçmeli! 6- Silah kamulaflt›rmak içir taktik sald›r›lar› art›r! Asker, polis, paramiliter gruplar ve özel güvenlik birimlerine yönelik bask›n, tutuklama vb. eylemler örgütle. Halk Savafl›n›n yükselifli için daha fazla savafl birimine, bunun içinse daha fazla silaha ihtiyaç bulunmakta. Beyaz alanlarda bask›lar yo¤unlaflt›kça, buralardan daha fazla parti kadrosunu, üyesini ve taraftar›n› YHO’ya aktar. 7- ‹mha amaçl› taktik sald›r›lara önceli¤i ver! Ancak savafl bitince, düflmandan hayatta kalanlara iyi davran, yaral›lar›n›n l› oldu¤unu da göstermiflti. Geçti¤imiz Eylül ay›nda, Paris’in gettolar›nda iflsiz-yoksul göçmen gençlerin bafllatt›¤› ayaklanmalarla sars›lm›flt› Paris sokaklar›. K›sa sürede tüm Fransa’y›, hatta komflu Avrupa ülkelerini içine alan bu isyanlar, emperyalistlerin dünya halklar›na karfl› gerçeklefltirdi¤i sald›r›lara paralel olarak hayata geçirdi¤i ›rkç›-faflist politikalar›n sonucu olarak ortaya ç›km›fl ve Frans›z hükümetinin, güvenlik güçlerini devreye sokarak gerçeklefltirdi¤i azg›nca sald›r›lar›na ra¤men, uzunca bir süre etkili olmufltu. Bugün ise, Frans›z gençli¤inin bafllatt›¤› ve emekten ve insandan yana örgütlenmelerin de aktif deste¤i ile tüm Fransa’ya yay›lan, kat›l›mc› say›s› milyonlarla ölçülen eylemler sözkonusu. 26 yafl›n alt›ndaki gençlerin çal›flma yaflam›ndan d›fllanmas›n›, genç y›¤›nlar›n iflsizli¤e-açl›¤a itilmesini öngören yeni bir istihdam yasa tasar›s›na karfl› bafllayan eylemler k›sa sürede, baflta eylemlerin bafllad›¤› Paris olmak üzere, Frans›z metropollerini kas›p kavurmay› sürdürüyor. Yeni bir Paris Komünü’ne do¤ru gidiliyor demek yanl›fl ve abart›l› bir yaklafl›m olmakla birlikte, eylemlerin militanl›¤›na bak›ld›¤›nda, sanki Komünarlar›n ruhu bir kez daha Paris sokaklar›n› kuflat›yor! Emperyalist ülkelerde, özellikle de AB ülkelerinde son y›llarda h›zla hayata geçirilen sosyal y›k›m politikalar›n›n devam› olarak gündeme gelen bu istihdam yasas› ise, flu süreçte peflpefle hayata geçirilmeye çal›fl›lan emek düflman› yasalardan sadece

t›bbi bak›mlar›n› yap. Mümkün oldukça, hiç kurflun s›kmadan düflman› silahs›zland›r. 8- Y›pratma amaçl› eylemlerle düflman›n a¤›r bedel ödemesini sa¤la! Düflman›n karfl› devrimci savafl›na destek olan ulafl›m nakil hatlar›n›, depolar›n› vb. leri gözlemle. Düflman güçlerinin savafl kapasitesini zay›flat ve yok et. Bu amaçla, gezici birliklere daha fazla insan aktar. 9- Çeflitli taktiklerle düflman askerlerini böl! Unutulmamal›d›r ki, devrimci propaganda, düflman askerlerine de ulaflacakt›r. Onlara ailelerinin ve ezilen kitlelerin bask› ve sömürü alt›ndaki koflullar›n› hat›rlat ve silahl› devrime kat›lmalar› için davet et. Arroyo rejiminden nefret edenlerle ittifak yap. Rejime karfl› olan düflman birliklerine sald›rmad›¤›n› kan›tla. 10- Gericiler içindeki en kötü, en zalim unsurlar› affetme! Bask›y›, insan haklar› ihlallerini, ya¤may› yönlendiren ve yapanlar›, uyuflturucu tacirlerini, çevreyi mahvedenleri, Partinin, siyasi iktidar organ›n›n ve halk mahkemesinin kararlar›na uygun olarak araflt›r, tutukla ve cezaland›r. bir tanesidir. Faflist Frans›z hükümeti, eylemlerin bask›s›yla yasa tasar›s›n› yeniden ele alsa da, ufak-tefek de¤iflikliklerle yasalaflt›rma haz›rl›¤› yap›yor. Emperyalizmin krizi derinlefltikçe, sadece Frans›z emperyalizmi de¤il, tüm emperyalist güçler, kendi emekçi halklar›na dönük, demokratik hak ve özgürlükleri de kapsayan bu vb. sald›r›lar›n› büyük olas›l›kla daha da art›racaklar. Bu sald›r›lar uzunca bir süredir, buralardaki göçmen-mülteci kökenli emekçi y›¤›nlarla, emperyalist ülkelerin emekçilerini karfl› karfl›ya getirmeyi hedefleyen ›rkç›-faflist politikalarla desteklenmekte, hedef flafl›rt›lmaya çal›fl›lmakta. Ayn› zamanda emek ve sermaye çeliflkisinin giderek keskinleflmesinin de ifadesi olan ve sermayeninin tüm dünya emekçi halklar›na dönük sald›r›lar›n› içeren bu süreç, enternasyonal proletaryay› ve onun öncü müfrezesini, tarihi misyonunu yerine getirmeye ça¤›rmaktad›r. Bu misyonun yerine getirilmesinin koflullar› ise giderek daha da fazla olgunlaflmaktad›r. Bu olgunlaflmay› h›zland›rmak ise, emperyalist metropollerdeki bu isyan atefllerini s›n›f perspektifli bir rotaya sokarak, bunlar›n sömürge, yar›-sömürge ülkelerdeki sosyal kurtulufl mücadeleleriyle buluflmas›n› sa¤lamakla mümkün olacakt›r. Bu görev ise en baflta, s›n›f perspektifi ile hareket eden, devrimci ve komünist güçlerin omuzundad›r!


24

7-20 Nisan 2006

45

Kad›n sorununun saflar›m›zdaki yans›malar› üzerine-3-

Daha önce de ifade etti¤imiz gibi biz devrimci kad›nlar toplumdaki bir kad›n gibi kaba ve aç›k bir flekilde yaflam›yoruz bahsini etti¤imiz sorunlar›. Hem bundan dolay› hem de toplumdaki kad›na bak›fltaki burjuva-feodal de¤er yarg›lar›na karfl› mücadele ederek, içimizdeki ve çevremizdeki bu bak›fl aç›s›ndan kaynaklanan baz› engelleri k›rarak geldik saflara. Bu durum kimimizde, belki de ço¤umuzda fark›nda olarak ya da olmayarak kad›n sorununu kendimizde çözdü¤ümüz yan›lsamas›n› yarat›yor. Veya art›k bunu bir sorun olarak görmemeyi, dolay›s›yla da u¤raflmamay› getiriyor. Do¤rudur, sonuçta hepimiz küçümsenmeyecek ad›mlar att›k, ama bu ad›mlar sorunun ortadan kalkt›¤› anlam›na gelmiyor. E¤er sürekli olarak kendimizle mücadele etmiyor, bu konuda ileriye do¤ru ad›m atm›yor, sürekli yeni olan› üretmiyorsak eskiyi üretiyoruz, yani o “aflt›m” dedi¤imiz burjuva-feodal iliflkileri (dünkü gibi olmasa da) yafl›yoruz/yaflat›yoruz demektir. Kendimizi, bir kad›n olarak, geri yanlar›m›zdan kurtarmak için bunu gerçekten yak›c› bir ihtiyaç olarak hissetmemiz gerekir. Gerçekten de¤iflmek istiyor muyuz, bu gerici de¤er yarg›lar›n› tafl›d›¤›m›z›n ve bunlar›n bizi engelleyen büyük ayak ba¤lar› oldu¤unun fark›nda m›y›z, bunlardan rahats›zl›k duyuyor ve de¤iflmek/de¤ifltirmek istiyor muyuz? Bunun yak›c›, hayati bir sorun oldu¤unun bilincinde miyiz? Bir fleyleri de¤ifltirmek ya da de¤ifltirmek amac›yla mücadele etmek için o fleylerin de¤ifltirilmesi gerekti¤ine gerçekten inanmak, onu gerçekten içinde hissetmek gerekiyor. Buradaki gerçekten kelimelerini özellikle vurguluyoruz. Esas mesele bilincinde olmakt›r. Bir fleyi çok ac› bir flekilde yaflamak ya da o konu hakk›nda çokça laf etmek, o meselenin bilincinde olmak anlam›na gelmez her zaman. Bilincinde olman›n göstergesi onu de¤ifltirme çabas›d›r. Yani laf de¤il pratiktir. Evet yaflam, yaflamak belli bir bilinç verir, ama bu tek bafl›na yeterli de¤ildir. Biz devrimci kad›nlar da her gün her an edilgenli¤i, pasifli¤i, kendine güvensizli¤i yafl›yoruz, ama bunlar› her gün her an her prati¤imizde b›rakal›m sorgulamay›, müdahaleyi fark etmiyoruz bile. Yani “derya içinde olup da deryan›n fark›nda olmayan

bal›k gibi.” Bugün dünya halklar› emperyalistler ve onlar›n iflbirlikçileri taraf›ndan ezilirken, sömürülürken ya da her gün bir çok insan açl›k ve susuzluktan ölürken neden hala ciddi, büyük, kitlesel olarak ayaklan›p, isyan edip y›km›yorlar egemenlerin hakimiyetini? Neden bu denli ezildikleri halde bu sömürü, ezilme durumu devam ediyor? Bunun cevab› bilinç eksikli¤idir. Bizim durumumuz da buna benziyor. Toplumun kad›na bak›fl aç›s›n›n geri yanlar›n›, b›rak›n devrimciye insana ters yanlar›n› üzerimizde tafl›d›¤›m›z halde bunlar› de¤ifltirme iste¤ini yak›c› bir flekilde hissetmiyor ve bu durumu de¤ifltirmek için en baflta kendimizle ciddi bir mücadeleye girmiyorsak, kad›n sorunu hakk›nda ya da somutta kendimize dair birçok söylemimizin de pek bir önemi yok demektir. Bu burjuva-feodal de¤erlerin bizde derin, içe ifllemifl yanlar›n› gerçekten gördü¤ümüzde “ben nas›l böyle yafl›yorum?” diye kendimize isyan edece¤iz. Gerçek eflitlik savunucular› oldu¤umuz halde kendimizi erkeklerden geri, yetersiz de¤erlendirdi¤imizi gördü¤ümüzde; gerçek özgürlük savunucular› oldu¤umuz halde kendimizi bir çok kayg›, önyarg›, güvensizlikle “yapamam, edemem” diyerek ya da duygular›m›z›, düflüncelerimizi ifade etmekten kaç›nd›¤›m›z›, kendi kendimizi bask› alt›nda tuttu¤umuzu gördü¤ümüzde; edilgenli¤imizin, güvensizli¤imizin yersiz-gereksiz engellerini kendi kendimizin önünde dikti¤imizi gördü¤ümüzde; toplum gibi bizim de kendimizi küçümsedi¤imizi, o önyarg›lar› bizim de tafl›d›¤›m›z› böylece kendimize haks›zl›k yapt›¤›m›z› gördü¤ümüzde; asl›nda hiç de olmamas› gereken ezilmiflli¤imizi, geri duruflumuzu, geri itiliflimizi gördü¤ümüzde ve en önemlisi de bunlar› kabul etti¤imizi gördü¤ümüzde tüylerimiz ürperiyor ve “art›k böyle olmamal›y›m” diyebilmeli ve art›k kendimizle (baflkalar›yla de¤il) ciddi ve planl›, hedefli bir flekilde u¤raflmaya bafllamal›y›z/u¤rafllar›m›z› artt›rarak, kesintisiz sürdürmeliyiz. Birincisi kendimizle yüzleflmeliyiz. Sorunu ortaya koymadan, tan›mlamadan, kendimizi çözümlemeden sorunu çözmemiz mümkün de¤il. ‹kincisi tüm bu gerçekler yani tüylerimizi ürperten, bizi isyan ettiren gerçekten gördü¤ümüz gerçekler bizde kendimize karfl› güvensizlik, karamsarl›k gelifltir-

memeli. Kad›nlar›n kendine güvensizlikten kaynakl› eksikliklerini, hatalar›n› abartma durumlar› s›kça rastlanan olaylardan. Mesela bir kad›n yoldafl›m›z bir hata ya da eksiklik yap›yor, benzer ya da çok daha büyük bir hatay›, eksikli¤i erkek yoldafl yapt›¤› halde kad›n yoldafl çok karamsarlafl›yor, hemen morali bozuluyor, bir daha o ifli yapamayaca¤›n› ya da zor yapaca¤›n› vs. düflünürken; erkek yoldafl çok rahat, kendinden emin bir flekilde tekrar yapaca¤›n›, hatas›n› düzeltece¤ini söylüyor. Ya da bir konuda baflar›s›z olan bir kad›n yoldafl, o ifli genellikle bir daha (tekrar baflar›s›z olmaktan veya sorumluluk almaktan korktu¤u için) yapmak istemezken ayn› durumdaki bir erkek yoldafl daha ›srarla (eksikli¤ini gidermek için) o ifli dünkünden de daha fazla yapmay› isteyebilmektedir. Yani eksikliklerimizi ortaya koyarken yine o kendine güvensiz bak›fl aç›s›yla bakmamal›y›z. Yanl›fllar›m›z› düzeltmeye çal›fl›rken yine ayn› yanl›fla düflmemeliyiz. Bunca eksikli¤imizi görmek bizi k›rmamal›, aksine kamç›lamal›. “Benim gerçekli¤im bu ama bunu art›k kabul etmiyorum, de¤ifltirmeliyim ve de¤ifltirece¤im” sonucunu ç›karabilmeliyiz. fiunu unutmayal›m ki e¤er edilgensek, kendimize güvensizsek, sorumluluk almaktan çekiniyorsak, eziliyorsak vs. bunlar›n sorumlusu biziz. Bununla beraber kesinlikle flunu da unutmamal›y›z ki bunlar› aflacak, çözecek olan da biziz ve bu güç bizde fazlas›yla var. Birçok flehit kad›n yoldafllar›m›z ve devrimci dostlar›m›z istedi¤imizde aflamayaca¤›m›z engel olmad›¤›n› bizlere gösteriyorlar. Durufllar›yla, mücadeleleriyle tüm dünya halklar›n›n kutup y›ld›z› olurken ayr›ca tüm kad›nlara ve en baflta da bize kutup y›ld›z› olmuyorlar m›? Ayfer Celep (Emine) yoldafl›n bir parti üyesi ve komutan oluflu kadar, yapt›¤› birçok olumlu pratikler ve son olarak kahramanca, büyük bir özveriyle çat›flarak flehit düflüflü bizlere örnek olurken, ayn› zamanda o aflamalara gelene kadar kendisindeki ve çevresindekilerin kad›n konusundaki burjuva-feodal yaklafl›mlar›na karfl› büyük mücadeleler vererek geldi¤ini de her zaman örnek almal›y›z. Ya da Barbara Anna Kistler yoldafl› düflünelim; sonuçta O da hepimiz gibi yaflad›¤› toplumun de¤er yarg›lar›yla yetiflti. Ama b›rakal›m ülkemizi dünyada efline az rastlan›r bir tav›r sergileyerek, birçok zorlu¤u göze alarak dilini bile bilmedi¤i bir ülkeye hem de en zor denilen gerilla alan›nda savaflmak üzere geldi. O bu örnek davran›fl› gösterirken bu güce ve kendine güvene sahipti. Ama bunlara do¤ufltan sahip olmad›. Di¤er tüm örnek alaca¤›m›z de¤erlerimiz gibi u¤raflarak, mücadelesini vererek ulaflt›. Burada adlar›n› sayamayaca¤›m›z zindanda, da¤da, flehirde flehit düflmüfl ve yaflayan yüzlerce komünist ve devrimci kad›n, bize afl›lamayacak duvar›n, y›k›lamayacak engelin, yapamayaca¤›m›z hiçbir fleyin olmad›¤›n› gösteriyor.

Yeter ki, durumumuzdan memnun olmay›p kendimizle, bizi ba¤layan burjuva-feodal kad›n yanlar›m›zla mücadele edelim. Yeter ki, ›srarla hep yeniyi yaratmak, ilerlemek için eski gerici yaklafl›mlar(›m›z)a karfl› savaflal›m. Ve tüm olumlu örneklerimiz gibi kendi olumluluklar›m›zdan da güç alal›m. Devrimcili¤imizle ba¤daflmayan, ayn› zamanda üzerimizde tafl›d›¤›m›z sürece en iyi ihtimalle mücadelemizi gelifltirmemize, daha fazla katk› sunmam›za engel olan edilgenliklerimizi, güvensizliklerimizi ve bizim potansiyel gücümüzün, yeteneklerimizin a盤a ç›kmas›na engel olan ne varsa hepsini ortadan kald›ral›m. Bize örnek olan tüm yoldafllar›m›z gibi biz de baflkalar›na örnek olal›m. Kad›n yoldafllarda ortaya ç›kan noksanl›klar› ayr›nt›land›rmaya çal›flt›k. Çözüm ise bu noksanl›klar›n bilince ç›kar›lmas› ve bunlarla mücadele edilmesinden geçmektedir. Parti komiteleri kad›n yoldafllara daha fazla görev vermeli, kad›n yoldafllar ise daha fazla görevlere talip olmal›. Esas olan ise örgütsel yap› içinde örgütün bu sorunun bilinciyle hareket etmesidir. E¤er ki, bu sistem içinde en ezilen cins kad›nlarsa bu ezilmiflli¤e son verecek olan da kad›nlard›r, ezilmiflli¤e son vermek için devrimci saflarda örgütlenmek ve bu saflar içinde de her türlü gerili¤e karfl›da sürekli mücadele eden de kad›n yoldafllar olmal›d›r. YAPAB‹L‹R‹Z, YAPMALIYIZ, YAPACA⁄IZ! Bir kad›n gerilla Bitti

Dünya Tiyatro Günü kutland› Amatör Tiyatro Çevresi (ATÇ) 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolay›s›yla 26 Mart Pazar günü ‹stanbul Kartal ve Kad›köy’de bildiri da¤›tt› ve k›sa oyunlar sergiledi. ATÇ’liler Kartal Meydan›’nda toplanarak “Yaflas›n Tiyatro yaflas›n sanat”, “Her fley tiyatro için” sloganlar›yla Kartal Sanat Tiyatrosu’na yürüdü. ATÇ’liler yürüyüflün ard›ndan Kartal Meydan’da bulunan otoparka siyah çelenk b›rakt›. Burada grup ad›na bas›n aç›klamas› yapan Kartal Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Nadi Ülger, “‹stanbul’un her yerinde 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü dolay›s›yla perdeler aç›lacak. Ancak Kartal’›n boynu bükük kalacak. Kartal Sanat Tiyatrosu Sahnesi’nin y›k›l›p yerine otopark yap›lmas› sanata vurulmufl bir darbedir” dedi. Oyuncular daha sonra Kad›köy Bahariye Caddesi’ne giderek Naz›m Hikmet Kültür Merkezi bahçesinde oyunlar›n› ser gilediler. (Kartal)


25

45

7-20 Nisan 2006

Silah›yla kalemini birlikte kuflananlar-3Üretmek yaflamakt›r...

Gassan Kanafany’nin dilinden… “Ölüm davas› ölenin davas› de¤ildir... Geride kalanlar›n davas›d›r.” “E¤er biz davay› savunanlar, baflar›l› de¤ilsek... Bizim kendimizi de¤ifltirmemiz laz›m... Davay› de¤il.” “Ezilen ve kahrolan insanlar›n ölümü sadece intihard›r, kaç›fl ve hayal k›r›kl›¤›n›n eseridir.” “Sana ait bir fley vard›r bu dünyada... Kalk.” “Ölümü sadece devrim manyetik gibi çekim gücüne sahiptir, ölümü yönlendiren sadece o olmal›d›r... Hayat›n yollar› aç›ls›n diye.” “Cennetimi yeryüzüne ekinceye kadar dönmem. Ya gökten onun cennetini kopar›r›m... Ya ölürüm ya da onunla birlikte ölürüm.” “Tutsa¤a vurmak bir korkunun ifadesidir.” “Ceylanlar ailesinin içinde ölmeyi severler... Kartallar için ise ölümün yeri önemli de¤ildir.” “Dava eninde sonunda insan›n ta kendisidir.” Gassan Kanafany’nin k›sa hayat› üretimle dolu geçer, o çok yönlü kiflili¤i, üretimi ve yarat›c›l›¤›yla k›sa sürede insan üstü bir üretim ortaya koymufltur. Al Rai dergisinin Genel Editörlü¤ü, Filistin gazetesinin bafl yazarl›¤›, Al Muherir Gazetesinin Genel Editörlü¤ü, Al Anwar gazetesinin Editörlü¤ü gibi görevleri yürütür. Haftal›k Al-Hadaf (Halen FHKC taraf›ndan böyle bir gazete ç›kar›lmaktad›r) siyasi gazetesini kuran ve sahibi olan kendisidir.

Bu dopdolu gazetecilik hummas› yan›nda, siyasi afifller, tablo ve kara kalem çizimler de yapar. Ressam Kanafany, resimlerinde ve çizimlerinde sembolik bir dil kullan›r, ancak bu semboller halk›n anlayaca¤› kadar yal›nd›r. Çölde çizdi¤i bir adam, görende savaflç› duygusunu yarat›r, yapt›¤› bütün üretimlerde bunu vurgular çünkü, bitmek bilmeyen bir direnifli… Resimlerinde Filistin halk›n› yerel k›yafetleri içerisinde gösterir, ‹srail iflgalinden önceki dönemleri resimlerinde özellikle vurgular ki, bu Filistinlilerin haf›zas›n› canl› tutmak ve iflgalci gerçe¤ini hat›rlatmak içindir. Resimlerinde yerli motifleri de yo¤un bir flekilde kullanarak, hem klasik resim anlay›fl›n› hem de sembolizmi harmanlar. 1968-1972 y›llar› aras›nda yükselen Filistin devrimi mücadelesinde belirleyici bir yere sahiptir. Filistin’de gerilla savafl›n›n en güçlü oldu¤u y›llar bu y›llard›r ve o y›llarda özellikle Gazze’de halk Fedailere yo¤un bir destek vermektedir. O dönemde ‹srail’e karfl› en yo¤un askeri sald›r›lar› yapan FHKC’dir. Onlar gecenin mutlak hakimidirler, karanl›k ‹srailliler için ölümse, Filistinliler için direnifltir. Che Guevara kod ad›n› kullanan Mohammed Al Swad yönetmektedir gerilla birliklerini. Kanafany, her zaman gerilla savafl›n›n temel strateji oldu¤unu söylemifl ve asla vazgeçilmemesi gerekti¤ini belirtmifltir. ‹flte bu yüzden ‹srail onu ortadan kald›r›rken Arafat’›n ise yaflamas›na izin vermifltir. Bu kadar yo¤un savafl›lmas›na ra¤men neden kazan›lamam›flt›r savafl? ‹srail Filistin sa¤›n› besleyerek bir yandan yo¤un ev y›k›mlar›, katliamlar ve sürgünler yapm›fl, bir yandan da bölünme olmas› için u¤raflm›fl ve bunda da baflar›l› olmufltur. ‹lkinde para yüzünden gerçekleflen bölünme, sonras›nda görüfl ayr›l›klar› nedeniyle olmufl, Demokratik Cephe FHKC’den ayr›lm›fl, daha sonra Suriye’den de bir grup ayr›lm›flt›r FHKC Genel Komutanl›¤› ad›yla. Yaser Arafat, Ny›f Hawatme isimli kiflinin FHKC içerisine s›zmas›n› sa¤layarak bölünmenin gerçekleflmesinde rol oynam›flt›r. Burada Arafat’›n rolü önemlidir. Filistin’in direnifl sembolü olarak gösterilmeye çal›fl›lsa da bugün pekçok Filistinli onun iflbirlikçi yüzünü gayet iyi bilmektedir. Bu süreçten sonra Arap dün-

yas› Arafat’a para ak›tmaya bafllam›flt›r, o da bu paray› Filistin içinde El-Fetih’e aktararak dengenin onlardan yana olmas›nda rol oynam›flt›r. Kanafany’nin yazd›¤› romanlar›n baz›lar› flunlard›r: Hazin Portakal Ülkesi, Afl›k, Bize Ait Olmayan Dünya, 12. Yata¤›n Ölümü (bu k›sa roman› hastanede yatarken yazm›flt›r, hastal›k bile onun üretmesini engelleyememifltir), Saed’in Annesi (kamplardaki yaflam› anlat›yor.), Saed’in annesi ve biten savafl, Çad›r Çad›rdan Farkl› Olur, Ya¤mur Çamur ve Adam, Z›rh›n Kalbinde, Kaçanlar ve ‹lerliyenler, 32 y›l Sonra Gelen mektup, Bekçi ve ‹ki Lira, Kamptaki Tüfekler, Güneflin Alt›ndaki Adamlar, Hayfe’ye dönen, Sa¤›r adam ve Kör adam, Nisan Eri¤i, Öteki fley (kim Leyla Hayiki Öldürdü), Adamlar ve Tüfekleri Hakk›nda gibi pekçok eseri vard›r. Yazd›¤› romanlarda da ayn› durulu¤u ve yal›nl›¤› sürdürmüfl, halk›n anlayabilece¤i bir dil kullanm›fl ancak bunu yaparken kaba materyalist bir yaklafl›mdan uzak durmufl ince bir estetikle harmanlam›flt›r. Onun baflar›s›n›n güzelliklerinden birisi de budur, sosyalist estetikle sanatsal üretimi çok güzel birlefltirmifltir. Ajitasyon yaparken bile

MARAfi’TA P‹KN‹K 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü dolay›s›yla 12 Mart Pazar günü Marafl’›n piknik alan›nda halkla bulufltuk. SES’in ev sahipli¤i yapt›¤›, DDSB ve YDG’nin de ortaklaflt›¤› etkinlik bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. SES yönetimi ad›na yap›lan aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan DDSB ve YDG’li kad›nlar yapt›klar› konuflmalar›nda 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün tarihçesine, anlam›na, önemine ve sistem taraf›ndan nas›l içinin boflalt›ld›¤›na vurgu yap›ld›. Daha sonra YDG’li gençlerin ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesiyle ilgili sergiledikleri piyes halk taraf›ndan yo¤un ilgiyle karfl›land›. Ara ara özgün müzik parçalar› ve Kafkas halk›ndan gençlerin kendi kültürlerine

kaba bir dil kullanmaktan uzakt›r. Romanlar›nda seçti¤i isimler bile anlaml›d›r ve birfleyi temsil etmektedir. Yazd›¤› tiyatro eserlrinden baz›lar›ysa flunlard›r: Kap› ve Peygamber ve fiapkas›. Onun bütün üretimlerinde dikkat çeker nokta fludur, yazd›klar›nda hayali birfley yoktur ve yazd›klar›n›n tümünde iflgal ve direnifl vard›r. Yazd›¤› araflt›rma yaz›lar›yla yaln›z ‹flgalcileri ve emperyalistleri de¤il ayn› zamanda Arap gerici ve iflbirlikçi devletlerini de teflhir dire¤ine çivilemifltir. Bunlardan pay›n› Filistin içindeki sa¤c›lar, reformistler ve iflbirlikçiler de alm›flt›r. Yazd›¤› araflt›rmalardan baz›lar› ise flöyledir; Filistin’in Direnifli ve Denklemleri, 36 Devriminin Sorunlar›, Siyonizm Edebiyat›, ‹flgalcinin Gölgesinin Alt›nda Devrim Edebiyat›. Bir Cumartesi günü (Yahudilerin bayram ve tatil günü) 8 Temmuz 1972’de öldürüldü, geride o kadar çok fley b›rakt› ve öylesine sembolleflti ki direniflin içinde, Filistin halk› ve dünyan›n ezilen halklar›n›n yüre¤indeki yeri ve an›s› hala s›ms›cak… Bir dahaki say›da Filistinli flair Mahmoud Dervifl’i iflleyece¤iz. ait sergiledikleri oyunlar da coflkunun artmas›n› sa¤lad›. Etkinlikte DDSB’li kad›nlar›n haz›rlad›¤› çeflitli eliflleri sergilendi. Ayr›ca ‹nce Memed Kültür Derne¤i’nin yard›m amaçl› stand›na da yer verildi. Standda YDG ve ‹flçi Köylü gazetesi de yerini ald›. Piknik etkinli¤i ilimizde bir ilk olmas›ndan dolay› bizler için büyük bir anlam ifade ediyordu. Halk›n daha fazla kat›l›m› beklenirken hava koflullar›n›n da etkisiyle 150 dolay›nda bir kat›l›m sa¤land›. Bütün olumsuzluklara ra¤men halk›n ilgi ve deste¤i bizlere coflku verdi. Bu etkinlik farkl› kültürlerden insanlar›n bir araya gelerek kaynaflmalar›n› sa¤lad›. Saat 10:00’da bafllayan etkinli¤imiz 16:30’da sona erdi. (Marafl DDSB)


7-20 Nisan 2006

26

45

Gelece¤e gül ektik... Kokusunu duyduk bugünden! “Güzelli¤in namlunun ucunda oldu¤u bir düzende yafl›yoruz. Yani güzellik ve namlunun inan›lmaz bir güçle birbirine niflanland›klar› bir tarihin çocuklar›y›z biz. Bundan olsa gerek ki, gelece¤e gül ekmek için kötüye inat yaflam›n› ortaya koyan bizler, içimizdeki kötülük tohumlar›n› kökten dinamitlemede gerekli cesareti gösteremiyoruz. “S›n›fl› toplumlarda ‘kökten dinamitleme’ ifli ütopiktir” denilecektir. Do¤ru, ancak, bu do¤ru düflüncemizde çeliflenin çarm›ha gerilmesinin önünde bir

engel de¤il, aksine onu zorunlu k›land›r. ‹flte sorun, bu zorunlulu¤un bilincinde olmak ya da olmamakt›r.” Yukar›daki sat›rlar 15 Nisan 1995’te yoldafllar› Süheyla Da¤deviren ve Munzur Keskin’le birlikte Erzincan Kemah T›m›¤› köyünde ç›kan çat›flmada ölümsüzleflen Halil Çak›ro¤lu’na ait.. Tam olarak ne zaman yaz›ld›¤› bilinmese de, yaz›lmas›n›n üzerinden on y›ldan fazla bir zaman›n geçti¤i halde bu notlar›n halen geçerlili¤ini korumas›, yazan›n günü oldu¤u kadar, gelece¤i de görebildi¤ini göstermiyor mu? Bu öngörünün bir “kehanet” olmad›¤› görülürse, neye dayand›¤› da çok aç›k ortaya ç›kacakt›r. Bu kendini bilme, yaflad›¤› topraklar› ve insanlar› bilme, sistemi iyi tahlil edebilme, k›sacas› s›n›f bilinciyle bakabilmenin, görmek istediklerini de¤il, gerçe¤i görmenin ancak onun içindeki devrimci dinami¤i, de¤iflimin zorunlulu¤unu da kavraman›n ürünüdür. Onlar› da¤ bafllar›nda, ayaz gecelerde düflüncelerine daha s›k› sar›lmaya iten inanç, yapabildikleriyle yapamad›klar›n› çok iyi görmelerinden, ancak mutlaka baflaracaklar›na duyulan güvenden kaynaklan›yordu. Kuflkusuz bu güç, ideolojiye duyulan güvendi, yoldafllara duyulan güvendi, Partiye duyulan güvendi. ‹çi bofl ya da soyut bir güven de¤ildi bu, somut temelleri vard›. Birlikte yapt›klar›n›n, yapacaklar›na olan güveni art›rmas›yd›. Hangi zorluklar› yaflamam›flt› O? Aran›rken maddiyat problemini çözmek için inflaatlarda yatm›fl, kamulaflt›rma yapm›flt›. Tek bafl›na gitti¤i illerde bile sempatizan çevresinden bir örgütlülük yaratan oydu. Zorluklarla karfl›lafl›nca “veryans›n” edenlerden de¤ildi. Eksiklik gördü¤ünde elefltiren ama, o eksikli¤i kapatmak için en baflta en çok kendisi ç›rp›nand›. ‹flkencede, hapishanede, flehir askeri eylemlerinde ya da k›rda yer almak aras›nda fark yoktu onun için, mutlak olan s›n›f düflman›na boyun e¤memek ve her koflulda direnmek, baflar›ya kilitlenmekti. Bu netlik sa¤land›ktan sonra nerede oldu¤un ya da ne yapt›¤›n fark etmiyordu. Önemli olan neye hizmet etti¤ini bilmekti. Önder bir kadro olmas› sadece kavgada ›s-

rar› de¤il ayn› zamanda yarat›c›¤›l›yd›. Yap›lmazlar› yap›l›r k›lmak O’nda hayat› boyunca kendisini hissettirecekti. “Kolay de¤ildir, zora karfl› zoru örgütleyip difle-difl cenkleflmeyi sürdürmek. Kolay de¤ildir bu zorlu yolda, sa¤a sola yalpalamadan MLM biliminin bilinçlerde yaratt›¤› enerjiyle sonuna dek yürümek…” diyen da¤lar›n Meral’i Süheyla Da¤deviren’de oldu¤u gibi. “Eksik etek” olarak görülen kad›n rolünden s›yr›l›p, gerilla birli¤inin

doktoru ve partili bir savaflç› olarak 5 y›l ad›mlayacakt› isyanc› da¤larda. Alçakgönüllülü¤ünün ve yoldafllara, devrime, Partiye ba¤l›l›¤›n en güzel örneklerinden birini sergileyecekti Munzur Keskin, çat›flma alan›n›n d›fl›na ç›kt›ktan sonra tekrar geride kalan yoldafllar›n› almak için dönecek ve flehit düflecekti. Esasen verilen, özelde 35 y›ll›k genelde ise binlerce y›ll›k kavgada yarat›lan bu de¤erlere binlerce örnek vermek mümkündür. Dolay›s›yla art›k burada verilen örneklerin kim oldu¤u ya da nerede flehit düfltü¤ü bir kenara, kavgan›n deryas›nda ben olmaktan ç›k›p bizleflmesi, insanl›¤›n binlerce y›ll›k mücadelesinde bir çizik atmay› baflarmas›d›r önemli olan. Yoksa binlerce y›ll›k tarih karfl›s›nda insano¤lunun yaflam süresi göz aç›p kapama kadar k›sa say›labilir. Ancak o yaflam prati¤idir ki, belirli süreçlerde belirli insanlar›n yapt›klar›yla haf›zalardan silinmemesini, çizikten çok koca bir çatlak oluflturmas›n› sa¤lar ezenler cephesinde… ‹flte böylesi pratiklerden biridir ‹smail Hano¤lu’nun yaflam prati¤i. 20 Nisan 1978’de faflistler taraf›ndan katledilmesine ra¤men, aradan geçen onca y›ldan sonra hala halk›n dilinde “Yoldafl ‹smail, Ölmez ‹smail…” diye marfl olarak söyleniyorsa, bu onun geride b›rakt›klar›ndand›r. “Benim görevim de¤ildi, yapmad›m” diyenlerin ‹smail yoldafltan ö¤renmesi gereken çok fley vard›r. Nitekim O, baflka bir organ›n görevi olan ama yapmad›¤› bir görevi “Parti’nin verdi¤i görev geciktirilmez” diyerek yapt›ktan sonra flehit düflmüfltür. Zorluklar›n afl›lmas›nda, s›n›rlar›n y›k›lmas›nda, engellerin ortadan kald›r›lmas›nda baflta verilen örneklerden birisidir Seyit Külekçi. Y›llarca iflçi havzalar›ndan, flehir askeri eylemlerine dek faaliyet yürüttükten sonra hapishaneye düfltü¤ünde 1996 Ölüm Orucu eylemi içerisinde yer alm›flt›r. Yaflad›¤› fiziksel rahats›zl›klar onun gerilla olma iste¤ini engelleyememifl ve ç›k›nca solu¤u da¤lar›n koynunda alm›flt›r. T›pk› “süreklili¤i sa¤lanm›fl gerilla savafl›” yaratmak için yap›lan ça¤r›ya yan›t olan Do¤an Altun gibi. Do¤an, kendini tereddüt-

süz olarak Partiye sundu¤unda bireyin nas›l bir de¤iflim gösterece¤inin en bariz örneklerindendir. ‹kisi birlikte ölümle karfl› karfl›ya geldiklerinde de ayn› tereddütsüz tutumu tak›nm›fllard›r 14 Nisan 1999’da. “Ben dayanamazken Filmlerde bile bir çocu¤un a¤lamas›na Kesik bir dalga gibi düflüyor canlar›m›z ve dayan›yorum” Yukar›daki sat›rlar ise, 11 Nisan 2001’de Ölüm Orucu’nda gö¤ü kucaklayan Proletarya Partisi’nin ilk Ölüm Orucu flehidi olan Nergiz Gülmez’e ait. Gelece¤e gül ektik dedik, kokusunu duyduk bugünlerden, Nergiz kokulu sabahlarda uyand›k yürürken. Özlemlerin özlemimiz, ideallerin ideallerimizdi. Her birimiz ayn› ummanda yer alsak da, her birimiz ayr› bir renktik. Art›k senin renklerini de ekledik gökkufla¤›m›za. Bir bilsen ne renkliyiz, ne kadar ayn› ve ne kadar farkl›y›z! Ayn› denize koflan küçük ›rmaklar gibiyiz. Kimimiz senin gibi gümbür gümbür, kimimiz yeralt›ndan usulca ak›p gidiyor ayn› yere. Bir yoldafl›n›n arkas›ndan yazd›¤› gibi “Yine o düfltü, belki yar›n bir baflkas› ve sonras›nda bende düflebilirim, ama gün kadar emin olsun ki herkes, umut asla düflmeyecek. Çünkü o yok edilemez gelecektir. Gelece¤in çelik z›rh›n› delebilecek silahlar henüz do¤mam›flt›r anas›ndan” diyecekti. Onlara b›rakal›m sözü ve onlarla bitirelim, savafl ça¤r›lar›n›n yükseltildi¤i bir dönemde, geçmiflte yaratt›¤›m›z de¤erleri ancak bugün daha fazlas›n› yaratt›¤›mzda tafl›yaca¤›m›z›n alt›n› çizerek: “Amaç; insanlaflmada zirveyi yakalamakt›r. Bütün a¤›r ac›lar ve derin yürek s›z›lar›, bu en do¤al ve insanla fleyler u¤runa çekiliyor. ‹nsans›zlaflt›ran yaklafl›mlar, yeniden derine hüzne bo¤dular insandan ve gelecekten yana atan yürekleri. Gözyafllar›m›z çeli¤e su verir misali akt› ellerimizle ördü¤ümüz yeni yaflama. Karanl›k kalabal›klar içinde inci taneleri gibi par›ldayan insanlar›m›zdan kristal yüzlü bir can daha harç oldu insanlaflmam›z›n temeline. Bu sanc›s› büyük haber karfl›s›nda geriden özgürlükler dünyas›na koflman›n buruklu¤unu bir kez daha yaflad›m. Bu muzaffer durufllu ve yaflam›n zirvelerine sal›n›ms›z yürüyüflçü k›z, herkes gibi benim yaflam›mda da derin izler b›rakarak yeralt› yang›n›na kar›flt›. Tüm söndürme çabalar›na ra¤men, karfl›tlar aras›ndaki cebelleflmenin ç›kard›¤› atefl, gelinen aflamada harlanan canlar›n özne olufluyla yeniden tutuflup alevleniyor. Köze dönüflmüfl tarihimiz. Yeni alevlendirmelerle ›fl›lt›s›n› büyüterek, ayd›nlatan gücünü s›n›rlar›n ötesine yans›t›yor. Darl›klarda bo¤ulmaya çal›fl›lan gelece¤in sesi, atefl toplar›n›n kopan bir 盤 gibi yaratt›¤› gürültüler eflli¤inde en sa¤›r kulaklara bile ses tafl›yor. fiimdi ilgili ya da ilgisiz herkes, bu sesi ister istemez kendi izbe yaflamlar›nda konuflmak zorunda kal›yorlar. Sessiz yok etme çabas›n›n z›rh› delinmifltir, hayat yeniden iyiden, güzelden ve do¤rudan yana ses vermeye bafllam›flt›r. O yaflam› u¤runa ölecek kadar sevenlerden yanad›r. Yaflam öldürülemez. Gerçek ölüm insanl›¤›ndan soyunmakt›r. Bunu kabul etmeyip ayak direyenler, bedensel erimeler yaflasalar da canlar ölesi de¤ildir. T›pk› Bedreddin ve Pir Sultan gibi. Bruna, Spartaküs ve daha niceleri...”

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Yahya KARA: 1954 Çanakkale do¤umludur. Almanya’da TKP/ML taraftar› olarak mücadele yürütürken 10 Nisan 1981’de bir ifl kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Yahya Kara Metin KARATAfi: 1962 Ovac›k do¤umludur. 1977’de TKP/ML’nin düflünceleriyle tan›fl›r. Kitle içindeki çal›flmalar›nda her ifle koflturmufl ve defa- M. Karatafl larca gözalt›na al›nm›flt›r. 1979’da T‹KKO saflar›na kat›l›r, propaganda için gitti¤i Hozat’›n Sövge köyünde düflman pususuna düflürülür. Yaral› olara hastal›¤› sonucu 11 Nisan Elif Külekçi 1998’de yaflam›n› yitiren Kemal fiAH‹N, iyi niyeti ve Partisine olan güveniyle öne ç›k›yordu. Elif KÜLEKÇ‹: Marafl Elbistan Gücük Köyü do¤umludur. TKP/ML flehi- S. Karatafl di Seyit Külekçi’nin annesidir. 12 Nisan 1998’de hastal›¤a yenik düflene kadar Elif Ana, y›llarca hapishane kap›lar›nda, açl›k grevlerinde, mitinglerde, yürüyüfllerde, flehit cenazelerinde, kay›plara karfl› eylemlerde hep en öndeydi. Sabahat KARATAfi: 1956 do¤umludur. 12 Mart döneminden sonra devrimci mücadeleye kat›lm›flt›r. DevrimciSol’un Merkez Komitesi’nde yerald›. 16-17 Nisan 1992’de düflman›n yapt›¤› operasyonda ‹stanbul Çiftehavuzlar’da yoldafllar› Eda Yüksel ve Taflk›n Usta ile birlikte flehit düfltü. Ayn› operasyonkapsam›nda Erenköy’de Faz›l Özdemir, Sat› Tafl, Hüseyin K›l›ç, Üstbostanc›’da Sinan Kukul, Arif Öngel, fiadan Öngel, Sahray› Cedit’te Ayfle Nil Ergen ve Ayfle Gülen de katledildi. Ancak onlar “cesaretiniz varsa gelin” diyerek ölüme meydan okudular. ÖLÜM ORUCU fiEH‹TLER‹: Adil Kaplan, 7 Nisan 2001, TKP(ML); Bülent Çoban, 7 Nisan 2001,(DHKPC); Gülsüman Ada Dönmez, 9 Nisan 2001(DHKP-C); Canan Kulaks›z, 15 Nisan 2001, (DHKP-C); Fatma Ersoy, 11 Nisan 2001, (DHKP-C); Tuncay Günel, 12 Nisan 2001, (T‹KB); Celal Alpay, 12 Nisan 2001, (TKP(ML); Abdullah Bozba¤, 12 Nisan 2001, (DHKP-C); Erol Evcil, 13 Nisan 2001, (DHKP-C); Murat Çoban, 14 Nisan 2001, (DHKPC); Sedat Gürsel Akmaz, 16 Nisan 2001, (DHKP-C); Ender Can Y›ld›z, 18 Nisan 2001, (TKP(ML).


45

27

7-20 Nisan 2006

R›za ve Barbara yoldafl›n an›s›na... düflmenden bir gün önceydi. Bir iflin dolay›s›yla bir köye yoldafllar›n yan›na u¤ram›flt›n. ‹flini görür görmez ayr›lmak istedin, ancak yoldafl›n ›srarlar› sonucu biraz daha kalmak zorunda kald›n›z. Bu arada di¤er sempatizanlar›n oldu¤u evdekileri de görmek istediniz. Barbara o ara “belki bir daha görüflemeyiz ça¤›r›n flunlar› da bir görelim” demiflti. Evden ayr›lma zaman› geldi¤inde

fiehit düflen yoldafllar›n arkas›ndan yaz› yazmak gerçek zor bir durum. Seni, sizi k›saca anlatmaya çal›flaca¤›m. R›za (Ahmet Laço), 1991’de, Barbara (Sevda Y›ld›z) 1996’da gerillaya kat›lm›flt›. R›za, Karadeniz ve Dersim’de faaliyet sürdürmüfl, flimdiki ad› MKP olan partide çeflitli kademelerde görev alm›flt›. Pozvenk ve K›rm›z›da¤ çat›flmalar›nda yan›ndaki yoldafllardan flehit düflenler

ne örgütlü bir flekilde devam etmek istiyordun. K›sa süre sonra yap›yla ba¤lant›n kurulmufltu. Seninle görüflülmeye bafllanm›fl ve verdi¤in özelefltiri üzerine bölgede TKP/ML T‹KKO ad›na hareket etmeye bafllam›flt›n. Bu seferki tezcanl›l›¤›n TKP/ML T‹KKO gerillalar›n›n bölgeye bir an önce girmesini sa¤lamaya çal›flmakt›. TKP/ML yapt›¤› 7. Konferansta T. Kürdistan›’nda örgütlenmenin önemine vurgu yapm›fl, bir an önce bölgeye aç›l›m yapaca¤›n› duyurmufltu. Sen de yapt›¤›n görüflmelerden bunu biliyordun. Karadeniz’de faaliyet yürüttü¤ün için bölgeye gidip yoldafllar› Dersim’e getirebilece¤ini her f›rsatta dile getiriyordun. Bir an önce yoldafllara kavuflmak için can at›yordunuz. Yoldafllar›n gelmesi gecikmiflti. O y›l bar›nak süreci gelip çatm›flt›. Bahar› dört gözle bekliyordun. Çünkü biliyordun ki, bu y›l yoldafllar ne yap›p edip bölgeye gelecekler. Bunun ön haz›rl›klar›n› yapmak gerekti¤i bilinciyle bar›naktan erken ç›km›flt›n›z. Daha birçok bölgede kar kalkmam›flt›. Mefleler yaprak açmam›flt›. Ama siz bölgeye gelecek yoldafllar›n fazla zorluk çekmemesi amac›yla TKP/ML T‹KKO ad›na faaliyetlerinize bafllam›flt›n›z. Bir gün Hozat köylerindeydiniz, bir gün Çiçekli’de, bir gün Pertek köylerinde, bir gün Ovac›k köylerinde. Gitti¤in her yerde yo¤un bir tart›flmaya giriyor neden TKP/ML T‹KKO’ya geçti¤ini anlat›yordun. Art›k örgütsüz flehit düflmek gibi bir derdin de kalmam›flt›. Örgütlülü¤ünden di¤er yoldafllar için ne gerekiyorsa bir an önce yapmal›yd›n. Bunun için bar›naktan erken ç›kmam›fl m›yd›n? O zaman “sar›l güne sar›l saate” diyerek faaliyetlerine devam ediyordun. fiehit

8 Nisan 1968. Ortado¤u Teknik Üniversitesi’nde ö¤renciler rektörlük binas›n› iflgal etti. 09 Nisan 1962. ‹fl bulmak için Do¤u’dan Ankara’ya gelen 100 iflsiz Baflbakanl›k önünde, “Para istemiyoruz, ifl gösterin” dediler. Bir kahvede ifl bekleyen 300 iflçi de 5 liral›k ifl için birbirine girdi. Olay yerine gelen polislere iflçiler, “Açl›k bizi öldürmeden siz bizi öldürün” dediler. 10 Nisan 1919. Meksikal› devrimci köylü lideri Emiliano Zapata hükümet güçlerince tuza¤a düflürülerek katledildi.

“Kirvem ölmek, flehit düflmek sorun de¤il. S›n›f mücadelesinin yasas›d›r, ölece¤iz de öldürece¤iz de, bu kaç›n›lmaz bir durum. Ancak bizim korkumuz örgütsüz olarak flehit düflmek. ‹flte bu beni ç›ld›rt›yor”

olmufl, düflmana kay›p verdirerek, her iki çat›flmada da kendisi de yara almas›na ra¤men çemberden ç›km›flt›. Sevda yoldafl da, 1996 y›l›nda gerilla mücadelesine bafllam›fl ve k›sa sürede kendini gelifltirmifltir. MKP’nin 2002 y›l›nda yapt›¤› kongrede ideolojik, politik sorunlar nedeniyle R›za, Barbara ve birkaç kifli daha MKP’den ayr›lm›fllard›. Emperyalizmin, onun iflbirlikçi ve uflaklar› arac›l›¤›yla dünya devrimci hareket üzerinde yo¤un olarak estirdi¤i tasfiye sürecinden geçilen bir dönemdi. R›za ve Barbara bu dönemde kavgada ›srar› seçtiler. O dönem bölgede MKP ve PKK gerillalar›ndan baflka yap›lar›n gerilla faaliyeti yoktu. R›za ve Barbara, ‹brahim Kaypakkaya’n›n tezlerini savunuyor ve TKP/ML ile ba¤lant› kurmaya çal›fl›yordu. Yerelde tan›d›¤› TKP/ML sempatizanlar›na durumu aktar›yor ve bir an önce görüflme talep ediyordu. Görüflme talebi kabul edilirse kendilerinin Karadeniz’e geçece¤i ve orada TKP/ML T‹KKO gerillalar›n› bulabilece¤ini belirtiyordu. Yeter ki, görüflme talebi kabul edilsin. ‹flte böylesi bir süreçte seninle randevu alm›flt›k. Yap› senin taleplerini, düflüncelerini ö¤renmek istiyordu. Bunu seninle konuflmak amac›yla görüflmüfltük. Sen bir yandan bölgeye yeni gelen DHKP-C gerillalar›na yard›m ediyor, di¤er yandan irtibata geçmeye çal›fl›yordun. ‹lk görüflmemizde birçok konuyu konuflmufltuk ve k›sa sürede taleplerinin yap›ya iletilece¤ini ö¤renince gözlerin sanki yuvalar›ndan ç›kacak gibi olmufltu. O zamanki söyledi¤i flu sözlerin hiç akl›mdan ç›km›yor. “Kirvem ölmek, flehit düflmek sorun de¤il. S›n›f mücadelesinin yasas›d›r, ölece¤iz de öldürece¤iz de, bu kaç›n›lmaz bir durum. Ancak bizim korkumuz örgütsüz olarak flehit düflmek. ‹flte bu beni ç›ld›rt›yor” diyordun. Bu nedenle yap›yla bir an önce irtibata geçmek ve mücadele-

GÜN’DE DÜN…

Barbara’n›n içine hüzün çökmüfltü. Buraya her geldi¤inizde coflkuyla karfl›lan›rd›n›z ve siz de coflkuluydunuz, ama o gün herkeste bir hüzün vard›. “Burada kal›n” ›srarlar›na ra¤men Çiçekli’ye geçmeniz gerekti¤ini, gerekli yoldafla söyleyerek evden ç›kt›n›z. Barbara öyle bir hüzünlü “görüflmek üzere” demiflti ki u¤urlayan kad›nlardan birinin içine büyük bir hüzün çökmüfltü. Ve ikinci gün hain bir pusuyla katledildi¤inizi duyduk. Teslim ol ça¤r›lar›na karfl› silahlar› konuflturmufltunuz. T‹KKO gerillalar›n›n sizlere devretti¤i direnme miras›n› sizlerden sonrakilere devrederek ölümsüzlefltiniz. fiehit düfltü¤ünüz haberini al›nca hemen bölgeye geldik. Amac›m›z ikinizin de ayn› yere defnedilmeniz ve bölgede henüz di¤er yap›lar›n ö¤renmedi¤i örgütlülü¤ünüzü belirtmekti. Ama Barbara’n›n ailesi düflman taraf›ndan kand›r›lm›flt›. Senin ailenin tüm çabalar›na ra¤men Barbara’n›n ailesi Barbara’y› Hozat’a ba¤l› Yerindek’e kendi köyüne götürüp defnetmiflti. Cemevi’nin oraya geldi¤imizde di¤er yap›lardan insanlarda gelerek seni sahiplenmek istemifllerdi. Biz kendilerine sizin TKP/ML T‹KKO flehidi oldu¤unuzu belirterek böyle sahiplenilmeniz gerekti¤ini anlatt›k. Dostlar›m›z bunu anlay›flla karfl›lad›lar ve yüzlerce kiflinin kat›l›m›yla seni de en çok sevdi¤in “Vartinik” fliiriyle sonsuzlu¤a u¤urlad›k. Sizin flehit düflmenizin ard›ndan k›sa bir süre sonra k›z›llaflt›rd›¤›n›z Dersim topraklar›na yoldafllar›n ad›mlar›n› att›lar. Onlardan Muharrem Yi¤itsoy, Aflk›n Günel ve Cafer Kara da tohum olup topra¤a düfltüler. fiimdi yeni yeni R›za’lar, Barbara’lar, Muharrem’ler, Aflk›n’lar, Cafer’ler arfl›nl›yor Dersim topraklar›n›. Ekti¤iniz tohumlar büyüyor/büyüyecek. Bir yoldafl›n›z

11 Nisan 1969. ‹stanbul’da 15 bin ö¤renci boykota bafllad›. 1984. Sa¤malc›lar ve Metris Hapishanesi’nde devrimci tutsaklar açl›k grevine bafllad›. 12 Nisan 1968. Naz›m Hikmet’in “Yaflamak Güzel fiey Be Kardeflim” adl› kitab›n› yay›mlad›¤› için hakk›nda soruflturma aç›lan Mehmet Ali Ermifl sorgu s›ras›nda öldü. 1989. 15.000 Tekel iflçisi ‹stanbul’da eylem yapt›. 16 Nisan 1988. ‹srail komandolar›, Filistin Kurtulufl Örgütü (FKÖ) askeri komutan› Ebu Cihad’› Tunus’ta katletti. 17 Nisan 1974. Sol yay›nlar›ndan ç›kan “Halk Savafl›, Halk Ordusu” adl› kitapta komünizm propagandas› yap›ld›¤› iddias›yla yay›nevi yönetmeni Muzaffer Erdost 7,5 y›l hapis cezas›na çarpt›r›ld›. 18 Nisan 1983. Lübnan’daki ABD askeri varl›¤›n› protesto etmek amac›yla Beyrut’taki ABD elçili¤ine düzenlenen intihar sald›r›s›nda bombac›n›n da aralar›nda bulundu¤u 63 kifli hayat›n› kaybetti. Elçilik binas› tamamen y›k›ld›. Ölenlerin 17’si Amerikal›. 19 Nisan 1943. Nazilerce istila edilen Polonya baflkenti Varflova’daki Yahudilere yönelik temizlik harekat›na karfl›, Varflova Gettosu Ayaklanmas› bafllad›.


28

7-20 Nisan 2006

45

“Bahar temizli¤i” kap›m›zda

Bir gece ans›z›n götürülmek... “Küçük çocuklar›n suça itildi¤i” bölgeler olarak kara listeye al›nan semtler ‹stanbul’u “suç”tan kurtarmak için gözetim alt›nda tutulacak ve “suç” kayna¤›ndan kurtulacak. “Bahar temizli¤i” ad› verilen operasyonlarda, yüzlerce polis taraf›ndan ablukaya al›nan mahallelerde evler bas›l›yor, kap›lar hatta duvarlar baylozlarla k›r›l›yor. konomik krizin her geçen gün büyüdü¤ü, iflsizli¤in, yoksullu¤un, açl›¤›n derinleflti¤i bir ülkede “suç” kav ram›n›n ön planda tutulmas›, elit kesimin d›fl›nda kalan herkesin potansiyel suçlu say›lmas› bir bak›ma anlafl›l›r d›r.

E

‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nün ‹stanbul’da suç oran›n›n en yo¤un yafland›¤›n› söyledi¤i 10 semt, gece yar›s› bask›nlar›yla talan ediliyor. Kapkaç, h›rs›zl›k, yankesicilik gibi suçlardan arananlar› yakalama çal›flmalar› olarak adland›r›lan operasyonlarda son 3 ay içinde 10 bin kifli “yasal” çerçevelerle, ancak yasad›fl› yöntemlerle gözalt›na al›nd›. ‹stanbul’un “huzur kenti” olmas› yönünde yap›lan çal›flmalar olarak gösterilen bu bask›nlar, özellikle Gaziosmanpafla Sar›göl ve Fatih Haydar Mahallesi’nde yo¤unlaflt›. “Küçük çocuklar›n suça itildi¤i” bölgeler olarak kara listeye al›nan semtler ‹stanbul’u “suç”tan kurtarmak için gözetim alt›nda tutulacak ve “suç” kayna¤›ndan kurtulacak. “Bahar temizli¤i” ad› verilen operasyonlarda, yüzlerce polis taraf›ndan ablukaya al›nan mahallelerde evler bas›l›yor, kap›lar hatta duvarlar baylozlarla k›r›l›yor. Özel Harekat Timleri’nin de kat›ld›¤› operasyonlarda direnenler, kap›lar›n› açmak istemeyenler dövülüyor, yaral› olarak “ele geçiriliyor.” Çocuklar›n gözlerinin önünde yak›nlar› yaka paça, kafalar›na silah dayanarak gözalt›na al›n›yor.

‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hizmetlerinden baflar›yla söz ederken, hatta gözalt› süresinin 15 güne kadar ç›kar›lmas› vb. yeni önerilerde bulunurken, ayr›ca 14 gün içerisinde 664 kifliye karfl› ifllenen suç ile 1234 adat mala karfl› ifllenen suçlar›n bu vesileyle “ayd›nlat›ld›¤›n›” koltuklar› kabararak söylüyor. Belirlenen 10 semtte h›rs›zl›k, uyuflturu-

cu vb.nin yan›s›ra “terör” örgütleriyle iliflkili insanlar›n bulundu¤una ve bu sayede bir taflla iki kufl vurduklar›na da dikkat çekmekten geri kalm›yor. Kameralar eflli¤inde yap›lan bask›nlarda kullan›lan a¤›r silahlar mahalle sakinleri üzerinde korku yarat›rken, “suç”lar›n eko-

nomik ve s›n›fsal nedenleri yok say›larak hedef flafl›rt›l›yor asl›nda. Yasal k›l›fa uydurulan geceyar›s› bask›nlar›, hakim ve savc› izni al›nmas›na karfl›n Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’nin 5. Maddesine ayk›r›. “Polisin daha önce giremedi¤i yerler”, “daha önce çeflitli suçlardan yakalanarak koruma alt›na al›nan çocuklar›n kurtar›ld›¤›” vb. aç›klamalarla yasad›fl›l›¤a yasall›k kazand›rmaya çal›fl›l›yor. Bask›nlarda “ele geçirilen” silahlar ve çal›nt› eflyalar›n kas›tl› olarak abart›ld›¤› ve bask›n yap›lan semtlerin h›rs›zl›k yapanlar›n yo¤un yaflad›¤› yerler olarak gösterildi¤i biliniyor. Böylece tüm ‹stanbullulara “bak›n sizi sald›r›lardan, yan kesicilerden, kapkaçç›lardan koruduk” mesaj› verilmeye çal›fl›l›yor. fiimdilik özellikle Romanlar›n ve Kürtlerin yaflad›¤› yerler hedef olarak seçilirken bu sald›r› dalgas›n›n giderek daha da yayg›nlaflmas›n›n ad›mlar› geç kalmadan at›lacakt›r. Teninin renginden ve milliyetinden “utanç” duyulan, ifl verilmeyen, okullarda d›fllanan, flivesiyle dalga geçilen, yaflamak için “namus” ötesi ifllerde çal›flmak zorunda b›rak›lanlar›n “suç” ifllemesi bireysel bir seçim olarak m› görülmeli yoksa yoksullu¤un, çözümsüzlü¤ün vard›¤› uç nokta olarak m›? “Uygarl›¤›n” arka sokaklar›nda yaflayan, çöplerden kendilerine s›¤›nak yapan insanlar›n “kader”lerini de¤ifltirmek için

kendi imkanlar›yla yaflama tutunmalar› sorunun kayna¤› olan efendiler taraf›ndan tehlikeli boyutlara ulaflt›¤›nda “çalg›l›-türkülü”, “flen-flakrak” görüntülerin yerini bu kez iflah olmaz h›rs›zlar, çocuklar› suça teflvik eden imkans›zlar, kan döken caniler olarak karelere döküyorlar. Ekonomik krizin her geçen gün büyüdü¤ü, iflsizli¤in, yoksul-

lu¤un, açl›¤›n derinleflti¤i bir ülkede “suç” kavram›n›n ön planda tutulmas›, elit kesimin d›fl›nda kalan herkesin potansiyel suçlu say›lmas› bir bak›ma anlafl›l›rd›r. Çünkü emek sömürüsüne en fazla maruz kalan, sistemle çeliflkileri had safhada olan insanlar›n memurundan polisine kadar devleti temsil eden her kuruma ve kifliye karfl› her geçen gün büyüyen bir öfke mevcuttur. H›rs›zl›k ve yankesicilik iflin bir boyutuyken, öte yandan ayn› semtlerin tafl›d›¤› bir baflka potansiyel daha var. O da tepkilerin örgütlü bir güce dönüflme potansiyeli. Ve bu da asl›nda devletin en büyük korkusu. Bu semtlerde bulunan insanlar›n büyük bir k›sm› sistemle çeliflki yaflad›klar›ndan -özellikle Kürtler- geri de olsa bu bilinci tafl›yanlar aras›ndad›r. DTP’nin önemli oylar ald›¤› bu bölgelerde geliflecek olaylar zinciri, birçok yere s›çrayabilecek durumdad›r. Tabi iflin bir baflka yönü de, bask›nlarla kabul ettirilmeye çal›fl›lanlard›r elbette. Yeni Terörle Mücadele Yasa Tasar›s› ile her türlü insani hakk›n yok edilmesi hedefleniyor. Gece yar›s› bask›nlar›, “emniyet” güçlerine gerekli gördü¤ü takdirde hiçbir kurumdan izin almadan bask›n gerçeklefltirebilmesi yetkisi verilmesi, suça karfl› tavizsiz mücadele vb. söylemlerle s›n›rs›z bir yetkiyle donat›lmak istenen karakollar›n daha “ifllevli” hale gelebilmesi sa¤lanmaya çal›fl›l›yor. Gerçeklefltirilen bu uygulamalar yasal bir zemine oturtularak kabullendirilmeye çal›fl›l›yor. Bask›nlar esnas›nda kullan›lan birimler ve silahlar geçmiflte yaflanan ço¤u katliamlarda ve yarg›s›z infazlarla kendisini hat›rlatm›flt›r elbette. Yani sunulan yeni bir fley yok. Sistem, önce yaratt›¤› de¤er kayb› ve umutsuzlukla bir “suçlular ordusu” yarat›yor, sonra bunlar›n “üstüne gidiyor”. Hortumcular, devleti soyanlar, a¤a-paflalar ise “dokunulmazl›¤›n” rahatl›¤›yla gülümsüyorlar. Birgün yüzlerinde buz gibi donacak bir gülümsemeyle... (‹stanbul)


29

45

“Can›m›za uzanan elleri k›raca¤›z!” “fieffaf Yönetim” 盤l›klar› atan, Baflbakan’›n ve milletvekillerinin cep telefonu numaralar›n› yay›nlayan AKP hükümeti, Kartal ‹lçe Kongresi’nde sesini Baflbakan’a duyurmak isteyen Kurfali Mahallesi halk›na karfl› polisler den etten duvar ördü. Yetkili lerle yap›lan görüflmelerden bir sonuç al›namayaca¤›n› bilen ma halle halk› evlerinin y›k›lmas›na karfl› direneceklerini belirtiyor lar.

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan haz›rlanan ‹mar Plan› do¤rultusunda y›k›m sald›r›s› Anadolu yakas›nda Pendik Aydos, Gülsuyu-Gülensu, Kurtköy Cambazbay›r›’n›n ard›ndan flimdi de Kartal Kurfal› Hürriyet Mahallesi sakinlerini tehdit ediyor. Mahallede y›k›m olaca¤› duyumunu alan mahalleli, yapt›klar› toplant›lar›n ard›ndan 22 Mart Çarflamba günü saat 10:00’da Kartal Belediyesi önünde bir eylem yapt›. “Mahallemizi savunaca¤›z evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z-Kurfal› Mahallesi halk›” yaz›l› pankart açan mahalleliler, ad›na bas›n metnini okuyan PSAKD Kartal fiube Yöneticisi Metin Aslando¤mufl “Kentsel dönüflüm projesi ile ‹stanbul’un emekçi mahallelerini y›kmak isteyen sermaye ve onun iflbirlikçisi iktidar, IMF ve DB politikalar›n› uygulayarak bizleri ekonomik açl›¤a, yoksullu¤a, iflsizli¤e sürüklerken di¤er taraftan evlerimizi y›k›yor. Derbent’te, Armutlu’da, Ayazma’da, Yaka-

c›k’ta, Maltepe’de vb. birçok emekçi semtte y›k›m kararlar› uygulanmaya çal›fl›l›yor. Bu planlar›n emekçilerden gizlenerek uygulanmaya çal›fl›lmas› suçlu olduklar›n› gösteriyor” dedi. Y›k›mlara karfl› mücadele edeceklerini belirten Aslando¤mufl, 25 Mart’ta Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n kat›laca¤› AKP Kartal ‹lçe Kongresi’ne taleplerini tafl›yacaklar›n› belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan Kartal Belediye Baflkan› ile görüflmek üzere bir heyet Belediye’ye giderken, mahalleli kap› önünde oturma eylemi yapt›. Belediye Baflkan Yard›mc›s› ile görüflen heyete, Belediye’den, imar plan›n›n netleflmedi¤i, bu planlar›n beklenmesi gerekti¤i cevab› verildi. Eylemde s›k s›k “Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” slogan› at›ld›. Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an’›n 25 Mart Cumartesi günü AKP Kartal ‹lçe Kongresine gelmesi üzerine mahalle sakinleri seslerini Baflbakan’a duyurmaya çal›flt›lar. Polis mahalleyi ablukaya al›rken sivil polisler etrafta dolaflarak eylemcileri arama-

ya bafllad›. Mahalleliler ise parça parça yol kenarlar›nda beklediler. Devletin yüzlerce polisi, özel harekat timleriyle yo¤un önlem ald›¤› görülürken, polisler halk› bölgeden yavafl yavafl uzaklaflt›rmaya çal›flt›. Burada k›sa süreli bir gerginlik yaflan›rken Devrimci Demokrasi muhabiri Serdar Kaya ile Ça¤r› Erdo¤an isimli bir kifli halk›n sahiplenmesine ra¤men keyfi bir flekilde gözalt›na al›nd›. Ayr›ca isimleri ö¤renilemeyen 5 kifli daha gözalt›na al›nd›. Mahalle halk› gözalt›na al›nanlar› sahiplenerek serbest b›rak›lmas›n› istedi. Baflbakan kongre salonuna geçerken mahalleliler “Biz baflbakana sesimizi duyurmaya çal›flt›k. Ama yüzlerce güvenlik görevlisi etten duvar örerek halk›n sesini baflbakana duyurmas›n› engelledi. Bizim evlerimizi y›kmak istiyorlar. Ancak biz bunu engelleyece¤iz” dedi. Halk daha sonra alk›fllarla bölgeden ayr›ld›. Gözalt›na al›nanlar Baflbakan’›n salona girmesinin ard›ndan gözalt›nda tutulduklar› polis arac›ndan serbest b›rak›ld›. (Kartal)

GSS referandumunda onbinlerce kifli yasaya “hay›r” dedi AKP hükümetinin Meclis’e iletti¤i Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s›’na karfl› D‹SK, KESK ve TTB’nin düzenledi¤i “Referandum 2006” için sand›klar ‹stanbul’un çeflitli yerlerinde 27 Mart 2006 tarihinden itibaren kurulmaya baflland›. 27 Mart günü Kartal Meydan›’nda referandum sand›¤› kurulurken, 28 Mart günü sabah saat 09:00’da Limter-‹fl Sendikas› Tersaneler bölgesinde, D‹SK’e ba¤l› Genel-‹fl 3 No’lu Bölge ise Kad›köy ‹skele Meydan›’nda referandum sand›¤› kurdu. Yine Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde, Kartal Vergi Dairesi ve Kartal Adliyesi’nde de sand›klar aç›ld›. Aç›lan standlarda halka bildirilerle ve sesli ajitasyonlarla bilgi verildi. Kad›köy ve Kartal Meydan›’nda kurulan standlara halk›n ilgisi oldukça yo¤undu. Binlerce kifli kulland›klar› oylarda hay›r oyu kullan›rken yasan›n ç›kmas›na karfl› olduklar›n› dile getirdi. Ayr›ca Kartal Sa¤l›k Platformu 1 Nisan Cumartesi günü saat 15:00’te Kartal Meydan›’nda konuyla ilgili bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n metnini okuyan Tuncer Topal “6 gün boyunca hastanelerde, meydanlarda, iflyerlerinde, okullarda ve mahallelerde yürütülen kampanyada, halk›n ilgisi ve bu tasar›ya

hay›r demesi AKP hükümetine bu tasar›y› geri çekmesi için bir uyar›d›r” dedi. ‹ZM‹R * Halk›n ilgisinin yo¤un oldu¤u 27 Mart1 Nisan tarihleri aras›nda yap›lan referandumun aç›l›fl› 27 Mart günü Karfl›yaka ‹fl Bankas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla bafllad›. Birçok DKÖ, sendika ve siyasi partinin destek verdi¤i eylemde bas›n aç›klamas›n› E¤itim-Sen 2 No’lu fiube Baflkan› Ziya Kanya yapt›. Kanya, oy kullanma iflinin sembolik olmad›¤›n› halk›n iradesinin sand›¤a yans›mas› gerekti¤ini söyledi. Eylemde Türk Tabipler Birli¤i ‹zmir fiube Baflkan› Zeki Gül de bir konuflma yapt›. *Ayn› gün D‹SK Ege Bölge Temsilcili¤i de Konak AKP önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan aç›klamada halka referanduma kat›lma ça¤r›s› yap›ld›. Ayn› gün ve daha sonras›ndaki 6 gün boyunca ‹zmir’in birçok yerinde onlarca sand›k aç›ld›, halk›n bu sand›klara yo¤un ilgi gösterdi¤i gözlendi. BURSA Bursa’da da Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde bir bas›n aç›klamas› düzenlendi.

27 Mart günü kurumlar ad›na D‹SK Bölge Temsilcisi Hüseyin Yaman yapt›¤› aç›klamada halk› oy kullanarak, gelece¤ine sahip ç›kmaya ça¤›rd›. Ayr›ca Hürriyet Meydan›, Ertu¤rul Meydan›, Büyükflehir Belediyesi binas› arkas›nda sand›klar kuruldu. Çukurova DDSB’den referanduma destek DDSB’li emekçiler, Mersin’de GSS referandumuna destek verdiler. 29 Mart 2006 tarihinde E¤itim-Sen Mersin fiubesi önünde kurulan sand›k bafl›nda görev alan DDSB’liler, sesli ajitasyon ve bildiri da¤›t›m›yla halk› GSS’ye karfl› ç›kmaya ça¤›rd›. Sendikalar›n ve DKÖ’lerinin referandum çal›flmas›, il merkezinde de¤iflik noktalarda kurulan sand›klarla devam etti. Hatay’da DDSB referandum çal›flmas›nda Antakya merkez ve ilçelerde kurulan sand›klarla imza toplama ifllemi sürüyor. Hatay’›n genel potansiyeli düflünüldü¤ünde eyleme kat›l›m›n yüksek olmas› olumlu idi. Bizler de DDSB olarak bölgede bulunan di¤er örgütlülükler gibi eylem çal›flmas›nda yer ald›k. (Çukurova DDSB)

7-20 Nisan 2006 Irak’› iflgalinin 3. y›ldönümünde

BERL‹N’DE ‹fiGAL LANETLEND‹ 18 Mart’ta Berlin’de yap›lan bir yürüyüflle iflgal protesto edildi. Büyük ço¤unlu¤unu Almanlar›n oluflturdu¤u yürüyüfl Cumartesi günü Berlin’in ünlü semti Kreuzberg’de bafllad› ve binin üzerinde kat›l›m sa¤land›. Türkiyeli devrimci örgütlerin ve Türkiyelilerin oldukça az kat›l›m sa¤lad›¤› yürüyüfle, bizler, Partizan okurlar› olarak önemli ölçüde kat›l›m sa¤lad›k. AT‹K ve ILPS flamalar› ve dövizlerinin bol miktarda tafl›nd›¤› yürüyüfl, gene Kreuzberg’in merkezinde bir mitingle sona erdi. Yürüyüfle ayr›ca TKP/ML militanlar› da flamalar› ile kat›ld›. Ne var ki, emperyalist savafla, istilaya ve sald›rganl›¤a karfl› yap›lan bu yürüyüfle kat›l›m istenen seviyede olamad›. Bu da gösteriyor ki, genifl halk y›¤›nlar›n›n emperyalist savafl ve onun felaketli sonuçlar›na karfl› e¤itilmesi, bilgilendirilmesi ve örgütlenmesi görevi ›srarla tekrarlanan bir mücadele ile önümüzde duruyor. (Berlin Partizan okurlar›)

Newroz Roja Serxwebû Neyé! 21 Mart 2006 tarihinde biraraya gelen FT‹F, HÖC, FDHF, ACT‹T, Odak ve B‹R-KAR kitlesel kat›l›mla Newroz’u kutlad›. 21 Mart akflam saat 18:00’de miting alan› olarak Strasbourg-St-Denis’de bulunan kemerin önünde toplanan kitle, yap›lan sayg› duruflundan hemen sonra, yak›lan meflaleler alt›nda Türkçe ve Frans›zca konuflmalar yapt›. Ard›ndan “Newroz piroz be!”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!”, “Yaflas›n Paris Komünü!” vb. sloganlar at›larak Newroz’un günümüzdeki anlam ve önemi bir kez daha belirtildi. Müzik eflli¤inde çekilen halaylar ve at›lan sloganlarla miting son buldu.

Berlin’de 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü coflkuyla kutland›! Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü yap›lan bir flenlikle kutland›. Art›k gelenekselleflen flenli¤imiz bu y›l 12 Mart tarihinde yap›ld›. Etkinlik sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Skeç, Ozan Cemal Do¤ulu, MLPD’li bir sanatç›, Grup De¤iflim, folklorumuz ve halaylarla yaklafl›k 3.5 saat süren flenli¤imiz sloganlarla sona erdi. fienlikte yap›lan aç›l›fl konuflmas›nda 8 Mart’›n önemi ve anlam› anlat›ld›. Salon ‹brahim Kaypakkaya ve Barbara Anna Kistler’in büyük boy resimleri yan›nda, uluslararas› kad›n savaflç›lar›n resimleri ile donat›lm›flt›. (Berlin Partizan okurlar›)


30

7-20 Nisan 2006

‹flçi-köylü’den “DA⁄LARA ÇIKACA⁄IZ, HESAP SORACA⁄IZ!” “Emekçi halk olmadan bütün bombalar güçsüzdür, hem de gerçekten güçsüzdür.” Lenin Henüz yeni geride b›rakt›¤›m›z Mart ay›, s›n›f mücadelesi aç›s›ndan önemli geliflmelerin yafland›¤› ve mücadelenin var olan gündemlere müdahale ile birlikte giderek ivme kazand›¤› bir ay oldu. 25 Mart tarihinde Mufl’un fienyayla ilçesi k›rsal›nda 14 HPG gerillas›n›n kimyasal silahlarla katledilmesinin ard›ndan, flehitlerin dördünün getirildi¤i Diyarbak›r’la bafllayan ve Türkiye Kürdistan›’n›n di¤er birçok iline de s›çrayan sald›r› ve direnifl dalgas›, sald›r›lar karfl›s›nda ortaya konulan direnifl ve bu dönemin önümüzdeki sürecin ön günleri olmas› itibari ile oldukça önemlidir. Diyarbak›r’daki cenazeye yönelik sald›r›n›n ard›ndan, devletin kolluk güçlerinin birçok yerde protesto eylemi yapan kitlenin üzerine atefl açmas› sonucu, flimdiye kadar 25 kifli yaflam›n› yitirdi. Sald›r›lar karfl›s›nda sergilenen direniflin en küçük flehidi 3 yafl›ndaki Fatih Tekin, yana¤›ndan ald›¤› kurflunla yaflam›n› yitirirken; 6 yafl›ndaki Enes Ata’n›n son nefesini veriflini tüm Türkiye televizyon ekranlar›ndan ya da gazetelerden izlemifl ve 8 yafl›ndaki ‹smail Erkek ise “cenazesinde olay ç›kmamas› için” sabaha karfl› gizlice defnedilmifltir. Ayn› dakikalarda Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an ise “bedeli ne olursa olsun, yasad›fl› her eylem engellenecektir”, “Kad›n da olsa çocuk da olsa güvenlik güçlerimiz terörün maflalar› için gereken her türlü mücadeleyi yapacak” sözlerini sarfederek, kolluk güçlerine “vur” emrini vermiflti bile. Ancak yi¤it Kürt halk›n›n bu aç›klamalara yan›t› da, her türlü bedeli ödemeye haz›r oldu¤unu ilan edercesine sokaklar› kad›n, erkek, çocuk, yafll› zaptetmek olmufltur.

Yaflanan bu sald›r› ve direnifl sürecini do¤ru de¤erlendirmek önemlidir. ‹lk olarak flunu söylemek gerekir ki, bu süreçten ç›kar›lmas› gereken kritik sonuçlar vard›r. Bunlardan birincisi; özellikle Erdo¤an’›n Diyarbak›r ziyaretinde “Kürt sorunu vard›r” demesi ile birlikte devletin “Kürt sorunu”na bak›fl›n›n de¤iflti¤i yaygaras›n› yapanlar›n tarihi yan›lg›s›n›n herkes nezdinde bir kez daha a盤a ç›km›fl olmas›d›r. ‹kincisi; silahl› mücadelenin ülkemiz topraklar›ndaki öneminin ve etkisinin bir kez daha, Kürt halk›n›n kendi ba¤r›ndan ç›kan gerilla evlatlar›n› sahiplenmesinde görülmesidir. 14 flehidi 20 bini aflk›n kitleyle sahiplenen Amed halk›, bu topraklarda gerillay› savunman›n ne anlama geldi¤ini ve bunun için her türlü bedelin ödenmeye haz›r olundu¤unun alt›n› bir kez daha kanlar› ile çizmifltir. Eylemler s›ras›nda özellikle Kürt gençleri taraf›ndan s›kl›kla at›lan “Da¤lara ç›kaca¤›z, hesap soraca¤›z” slogan› silahl› mücadelenin nelere muktedir oldu¤unu göstermeye ve “marjinal” bir yöntem ilan edilen gerilla savafl›n›n asl›nda bu topraklarda kitleselleflmenin tek yolu oldu¤unu ortaya koymaya yetmifltir. Üçüncü olarak bu eylemler, örgütlü bir gücün neler yapabilece¤ini ve as›l hangi silah›n güçlü oldu¤unu gözler önüne sermifltir. Binlerce asker, J‹TEM ve Özel Tim eleman›na Amed sokaklar›n› dar eden kitle, örgütlü bir halk›n karfl›s›nda hiçbir gücün duramayaca¤›n› bir kez daha dosta düflmana göstermifltir. Ve yine flunun alt›n› çizmeliyiz ki; tüm bu geliflmeler emperyalist-kapitalist sistemin yaflad›¤› krizden ve bunun yar›sömürge ülkelere yans›malar›ndan kopuk ele al›namaz. Emperyalist-kapitalist ülkelerde son yaflanan süreç (özellikle ABD, Almanya ve Fransa’daki son ge-

45 liflmeler) bu ülkelerin kendi topraklar›nda halklar›na reva gördükleri sald›r›lar ve yaflam koflullar›, bu durumun uflaklar›na yans›mas›n› da do¤all›¤›nda getirmektedir. Ülkemizdeki son geliflmeler, emperyalist efendileri ile AKP hükümetinin iliflkisi, ABD emperyalizminin Ortado¤u’daki “ileri karakolu”, “tafleronu” durumundaki faflist TC devletinin efendileri ile olan iliflkisi önümüzdeki dönemde ülkemize yüklenen misyonu göstermektedir. ABD’li yetkililerin son ziyaretleri ve 23 Mart 2006 tarihinde Ankara’da yap›lan “Küresel Terörizm ve Uluslararas› ‹flbirli¤i” konulu sempozyum bu yönde at›lmakta olan ad›mlard›r. Halk kitlelerinin giderek daha da yoksullaflmas›, genifl emekçi y›¤›nlar›n sefalet içinde bir yaflama mahkum edilmek istenmesi, özellefltirmenin, tafleronlaflt›rman›n, sendikas›zlaflt›rman›n emekçi kitleler üzerindeki etkilerinin her gün daha y›k›c› sonuçlar›n›n ortaya ç›kmas›; köylülerin maruz kald›klar› üretememe koflullar›n›n sonucunda eylemlerine h›z vermeleri ülkemizde yaflanan baz› önemli geliflmelerdir. Ve tüm bu geliflmelerle birlikte ele al›nmas› gereken gündemlerden birisi de yaklaflan 1 May›s sürecidir. Bütün bunlarla birlikte bak›ld›¤›nda görülmelidir ki; bir anlamda gelenekselleflmifl görevlerimizi, içinde bulundu¤umuz sürecin özgünlükleriyle birlefltirmek zorunday›z. Faaliyetimizde kullanaca¤›m›z ajitasyon ve propagandan›n özgünlefltirilmesi, kitlelerin gündemindeki sorunlara yan›t olacak tarzda, yarat›c› bir biçimde kullan›lmas› hayati derecede önemlidir. Kitlelerin devrimci mücadeleyle olan ba¤lar›n›n ve ilgilerinin kendi gerçek sorunlar› üzerinden kurulmas›, tüm kitle çal›flmalar›m›zda egemen k›l›nmas› gereken do¤ru bir anlay›flt›r. Önümüzdeki kritik sürece dönük olarak bir yandan haz›rl›klar›m›z› devam ettirirken, öte yandan sürecin zorluklar›na gö¤üs germenin devrimci irademizle ve yarat›c› gücümüzü kullanmakla mümkün oldu¤unu bilmeli

ve kavramal›y›z. Sald›r›lar karfl›s›nda militan bir durufl, faflizmin sald›r›lar›na an›nda ve yerinde yan›tlar vermeye haz›r kararl›l›k, kitle çizgisini uygulamakta tavizsiz bir hat yakalamal›y›z. Önümüzdeki sürecin bir yandan devletin fiili sald›r›lar›; di¤er yandan da bu sald›r›lara kolayl›k sa¤lamas› aç›s›ndan ç›kar›lmaya çal›fl›lan yeni “Terörle Mücadele Yasa”lar› vb. yasalar ile birlikte bugünden daha zorlu geçece¤i tespitleri yanl›fl de¤ildir. Bu zorluklara gö¤üs germek, bunlar› s›n›f savafl›m›n›n do¤al sonuçlar› olarak görmek militan bir düflünüflün ürünü olabilir. Devletin sald›r›lar› karfl›s›nda yediden yetmifle militan bir duruflla direnifle geçen Amed halk›n›n alt›n› çizdi¤i gerçek de budur. Bu direniflin gösterdi¤i önemli gerçeklerden biri de kitlelerin gücüdür dedik. Öyleyse flunu unutmamal›y›z ki, gerçek güç kitlelerin gücüdür. Ve bu güç yenilmezdir. E¤er sorunumuz, kitleleri örgütlemek ve düflman› yenmek ise silahl› savafl›m›n ana kayna¤›, yaflam suyu olan kitleler örgütlenmeden, kitleleri kendi somut talepleri etraf›nda toparlamay› ve onlar› bu talepler u¤runa mücadeleye sevk etmeden, onlar›n devrimci inisiyatifi a盤a ç›kar›l›p harekete geçirilmeden, onlar›n destek ve güveni sa¤lanmadan, onlar›n sahiplenme ve savunma gücü gelifltirilmeden düflmanlar alt edilemez. Baflkan Mao “Kitlelerin gücünü örgütlemek bir siyasettir” derken hakl› olarak kitlelerin devrimci inisiyatifine, gücüne güveniyor ve bu devasa deryay› örgütlemek için devrimci bir tarza iflaret ediyordu. Yaklaflan 1 May›s sürecinde devletin tüm bu sald›r›lar› karfl›s›nda kitlesel, devrimci, militan bir durufla imza atmak için yukar›da sayd›¤›m›z gündemlerin özgünlüklerini bu tarihsel günlerin gerekleri ve kitlelerin somut talepleri ile birlefltirmesini bilmeliyiz. Kitlelerin mücadelesini iktidar savafl›na tafl›mak için kavray›fl›m›z› derinlefltirelim, kitlelere güvenelim, devrimin alevlerini örgütlenerek ve örgütleyerek büyütelim!

Deri iflçilerinin direnifli mevsimleri aflarak devam ediyor... Gönen’de 22 Temmuz 2005 tarihinde 325 iflçi Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçesiyle iflten at›lm›flt›. ‹flçiler sendikan›n öncülü¤ünde 22 Temmuz’dan bu yana sendikal› olarak ifle geri dönmek için iflyerleri önünde direniflteler. ‹flçiler anayasal haklar› olan sendikaya üye olduklar› için iflten at›lmalar›n›n yan›s›ra patronun, kolluk güçlerinin, çetelerin, zab›talar›n sald›r›lar›na maruz kal›yorlar. ‹flçiler u¤rad›klar› sald›r›lar için Emniyet’e, Savc›l›k’a baflvururken hiçbir ifllem yap›lm›yor, hatta pat-

ronlar ruhsats›z bir flekilde fabrikalar›n› çal›flt›rmaya devam ediyor. Kolluk güçleri ve zab›ta patronun en ufak bir flikayetinde patronlar›n yan›nda yer alarak iflçilere sald›r›yor, gözalt›na al›yor, çad›rlar› y›k›yor. Bu sald›r›lar›n sonuncusu ise 27 Mart Pazartesi günü yafland›. Günder Deri patronunun flikayeti üzerine direniflteki iflçilerin fabrika alan› d›fl›ndaki kurduklar› çad›r polis gözetiminde belediye zab›talar›nca y›k›ld›. Y›k›m esnas›nda iflçilerle zab›ta aras›nda k›sa süreli gerginlik yaflan›rken iflçiler y›k›lan ça-

d›rlar›n›n yerine yenisini yapt›lar. Tuzla’da da sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle 24 Kas›m 2005 tarihinde Cevahir Deri iflçileri, 6 fiubat 2006 tarihinde de Dünya Deri iflçileri iflten at›lm›fllard›. ‹flten at›lan iflçiler, Deri-‹fl Tuzla fiubesi’nin öncülü¤ünde devletin ve patronlar›n tüm sald›r›lar›na ra¤men direnifllerine devam ediyor. Çorlu’da ise ‹leri ve Birsinler Deri iflçilerinin mevsimleri aflan direniflleri de tüm sald›r›lara ra¤men devam ediyor. (Kartal)

flten at›lan iflçiler, Deri-‹fl Tuzla fiube si’nin öncülü¤ünde devletin ve patron lar›n tüm sald›r›lar›na ra¤men direnifl lerine devam ediyor.


45

31 Bafltaraf› sayfa 32’de Olaylar özgülünde, uzun zamand›r kapat›lmak istenen ROJ TV’nin kapat›lmas›na yönelik yap›lan giriflimler de h›zland›. Danimarka’ya Diyarbak›r olaylar›n›, ROJ TV’de yap›lan cenazeleri kitlesel sahiplenme ve çeflitli eylem ça¤r›lar›n› kasetler halinde gönderen D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ve Baflbakan R. T. Erdo¤an’›n ve MGK Genel Sekreteri, Jandarma Genel Komutan›, Genel Kurmay 2. Baflkan›, D›fliflleri Müsteflar›, M‹T Müsteflar›, Adalet Bakan› ve ‹çiflleri Bakan›’n›n kat›ld›¤› Terörle Mücadele Yüksek Kurulu (TMYK) 30 Mart’ta iki kez topland›. Pervas›zl›¤›na bu konuda da devam eden Erdo¤an “örgüt taraf›ndan kullan›ld›¤›n›” iddia etti¤i kad›n ve çocuklar için ise “çocuklar›n› soka¤a dökenler veya terör örgütleri taraf›ndan kullan›lmas›na izin verenler, yar›n a¤laman›z bofl yere olacakt›r. Güvenlik güçleri kad›n da olsa, çocuk da olsa e¤er terörün maflas› haline gelmiflse, gerekli müdahale neyse onu yapacakt›r” diyerek bir yandan ölüm emri verirken, di¤er yandan da Yeni Terörle Mücadele Yasas›’nda da yer alan kararlardan biri olan gerilla cenazelerinin kent merkezlerine getirilmemesi, infaz edildi¤i yerde gömülmesi, ailelerine teslim edilmemesi, “terör örgütlerinin” propaganda malzemesi haline getirilmemesi için yasal düzenlemeler yap›laca¤›n› kaydetti. Cenazelerin görkemli ve onurlu bir direniflle sahiplenilmesi karfl›s›nda acze düflen devlet, özellikle, katledilen çocuklar› yalanlamaktad›r. Polisin halka zarar verecek davran›fllarda bulunmad›¤›n›, “teröristlerin” halka ve esnafa sald›rd›¤›n›, gerillalar›n kimyasal silahlarla katledilmedi¤ini ÖHT (Özel Harekat Timleri)’nin hedef seçti¤i çocuklar›n neden öldürüldü¤ünün araflt›r›ld›¤› vb. yalanlarla sorumlulu¤unu gizlemeye çal›flmaktad›r. Newroz kutlamalar› öncesi PKK’nin kanl› eylemlere giriflece¤i yönlü “uyar›lar” yapan ancak yeni bir provokasyon zemini bulamayan devlet, gerilla cenazelerinin sahiplenmesiyle bafllayan sald›r›lar› kullanmaya çal›flmaktad›r. “Terörün” ve “teröristlerin kanl› planlar›n› hayata geçirdi¤i” propagandalar›n yap›ld›¤› saatlerde J‹TEM’inden Çevik Kuvvet’ine kadar tüm faflist sald›r› güçleri, ellerinde sopalarla “insan av›na” ç›km›fl, kapal› olan dükkanlar›n camlar›n› k›rm›fl, evleri basarak “buralar› tamamen y›kaca¤›z” fleklinde tehditler savurmufl ve son olarak fi›rnak’ta oturma eylemi yapan kitleye kan torbalar› atarak “daha çok kan dökülecek” mesaj› vermifltir. Olanca gücü ve teknolojisine karfl›n çat›flmalara son veremeyen, pek çok merkezi noktada geri çekilmek durumunda kalan polislere Elaz›¤, Urfa, Mardin, Batman ve Malatya’dan takviye getirilen “güvenlik güçleri” dahi yetmemifltir. Dilinin, kültürünün, renginin, bayra¤›n›n, topra¤›n›n yasak edildi¤i, direnmekten ve savaflmaktan baflka hiçbir yolu kalmayan halk›n, de¤erlerini ölümüne savunmas› hiçbir zaman teslimiyetle sonuçland›r›lamayaca¤› gibi…

7-20 Nisan 2006

Kay›plar artt›kça, sald›r› büyüdükçe karfl›s›ndaki öfke ve direnifl de büyüdü * Diyarbak›r’da ç›kan olaylarda kafas›ndan ald›¤› darp sonucu a¤›r yaralanan 78 yafl›ndaki Halit Sö¤üt 2 Nisan’da yaflam›n› yitirdi. * Diyarbak›r’da çat›flmalar› takip eden Devrimci Demokrasi gazetesi Diyarbak›r muhabiri ‹lyas Aktafl, yak›n mesafeden ald›¤› kurflunla a¤›r yaraland›. Yaralanan Aktafl’›n halen Hacettepe Beyin Cerrahi Bölümü’nde tedavi gördü¤ü ö¤renildi. Ayr›ca Diyarbak›r’da Devrimci Demokrasi muhabiri Sevda Karakufl’un da tutukland›¤› belirtildi. * Mardin’in K›z›ltepe ‹lçesi’nde 2 Nisan tarihinde polis kurflunu ile katledilen Ahmet Araç’›n do¤um gününde yaflam›n› yitirdi¤i ortaya ç›kt›. Kafas›ndan ald›¤› kurflunla yaflam›n› yitiren Araç’›n ölümü polislerin kitlenin üzerine niflan alarak atefl etti¤inin bir göstergesi oldu. Görgü tan›klar› Araç’›n panzerin içinde bulunan kar maskeli bir polisin açt›¤› atefl sonucu hayat›n› kaybetti¤i belirtti. * Diyarbak›r’da yaflanan olaylar›n ard›ndan gözalt›na al›nan yüzlerce kiflinin sorgular› devam ederken, tutuklananlar›n say›s›n›n artmas› üzerine Diyarbak›r E ve D Tipi Hapishaneleri doldu. Yaklafl›k 100 kiflinin Mardin E Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi¤i ö¤renildi. * Ahmet Araç’›n ailesinin Yenimahalle’de açt›¤› taziye çad›r›n› ziyaretin ard›ndan kitle çarfl› merkezine do¤ru yürüyüfle geçti. Çarfl› merkezinde yo¤un önlem alan polisin, kitleye atefl etmesi üzerine çat›flma ç›kt›. Çat›flma s›ras›nda polisin açt›¤› atefl sonucu M. S›dd›k Özer (22) isimli genç hayat›n› kaybetti. * Eylemlerin devam etti¤i Nusaybin’de ise Abdulkadir Pafla, Yenituran, Yeniflehir ve K›flla mahallelerinde yollarda barikat kurarak eylem yapan gruplara polis sald›rd›. Meryem Er isimli bir kad›n›n polisin açt›¤› atefl sonucu gö¤sünden yaraland›¤› ö¤renildi. * Baflbakan R. T. Erdo¤an’›n “Çocuk da olsa, kad›n da olsa gereken tedbirleri alaca¤›z” sözlerine, fi›rnak’›n ‹dil ‹lçesi’nden “Çocuk da olsak, kad›n da olsak direnece¤iz” yan›t› verildi. * Batman’da polisin açt›¤› atefl sonucu ölen 3 yafl›ndaki Fatih Tekin’in cenazesinin gece gizlice topra¤a verildi¤i ö¤renildi. Batman’›n Petrol Mahallesi’nde polisle göstericiler aras›nda yaflanan çat›flmada evlerinin dam›nda oynarken polisin rastgele atefl açmas› sonucu yana¤›ndan vurularak ölen 3 yafl›ndaki Fatih Tekin polisin bask›s› sonucu gizlice topra¤a verildi. * K›z›ltepe’de sald›r› s›ras›nda yaralananlar polisler taraf›ndan üst üste at›ld›. Bir süre sonra bu kifliler gözalt›na al›nd›. Kepenklerini kapatan dükkanlar polisler taraf›ndan kameraya al›n›rken, kepenklerini açmayanlar hakk›nda yasal ifllem yap›laca¤› uyar›s›nda bulunuldu. * Diyarbak›r Barosu Baflkan› Sezgin Tanr›kulu, kentte süren olaylarda gözalt›na al›nan çocuklar›n iflkence ve kötü muameleye maruz kald›¤›n› belirtti. * Batman’da 10 Nisan Polis Karakolu civar›nda coplarla dövülen 54 yafl›ndaki Hac› Özer’in polis taraf›ndan ‹luh Deresi’ne at›ld›¤› bildirildi. * Cizre’de yürüyüfle geçen kitlenin güzergah›na polisler taraf›ndan kan döküldü. Eylem esnas›nda yürüyüflün yap›ld›¤› güzergahta polis ve askeri panzerlerden yol üzerine kan torbalar› at›ld›. Kitleye gözda¤› vermek isteyen polislerin kan torbalar›n› kitleye göstererek yere att›¤› ve bu flekilde kitleyi tahrik etti¤i görüldü.


ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA

işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Hesaplaflma günü korkunç olacak! 24 Mart’ta 14 HPG gerillas›, Mufl’un fienyayla ilçesinde faflist TC’nin kolluk güçlerinin düzenledi¤i operasyonda kimyasal silahlarla katledildi. Abdullah Rükün, Adnan Mahmut, Muzaffer Pehlivan, Bülent Tan›fl›k, Fatih Çetin, Hamet Guli, Hüseyin K›z›l, ‹dris Sinet, Kemal Tahazade, Kenan Demir, Arman Katurani, Reflit Ahmet, Mahmut Güler isimli gerillalar›n cesetleri 26-27 Mart tarihlerinde Malatya Devlet Hastanesi’nden al›narak, aileleri taraf›ndan Adana, Diyarbak›r, Siirt, Ad›yaman ve Batman’a götürüldü. Kürt halk›n›n hunharca katledilen evlatlar›n› kitlesel olarak son yolculu¤una u¤urlamas› TC’nin kolluk güçlerinin ölüm kusan silahlar›yla bir kez daha engellenmeye çal›fl›ld›. Esnaf›n kepenk kapatt›¤›, ö¤rencilerin okula, çal›flanlar›n ifle gitmedi¤i ve cenaze törenlerine kat›lanlar›n say›s›n›n yüz binleri buldu¤u Kürt illerindeki bu durufl ayn› zamanda ony›llard›r süren imha ve inkar politikalar›na karfl› sergilendi. 2005 y›l› Newroz kutlamalar›yla bafllayan süreç devlet taraf›ndan ad›m ad›m iflletilerek bugüne gelindi. Sivil faflistlerin devreye sokularak yap›lan sald›r›lar›n ertesinde Temmuz ay›nda Hilmi Özkök taraf›ndan yap›lan aç›klama ve beyanlarda bugün yaflanan sald›r› ve katliam sürecinin önemli sinyalleri verildi. 2006 Newroz öncesi yap›lan aç›klamalarda da sald›r›lar›n boyutu devlet taraf›ndan “üstü kapal›” biçimde ifade edildi. fiubat ay›nda Bitlis’te eylem yapan kitlenin üzerine tank ve askeri cemselerle yürüyen devlete yan›t anlam›nda halk, Tank Tabur Komutanl›¤›na yürüyüfl gerçeklefltirererek

Kürt halk›n›n hunharca katledilen evlatlar›n› kitlesel olarak son yolculu¤una u¤urlamas› TC’nin kolluk güçlerinin ölüm kusan silahlar›yla bir kez daha engellenmeye çal›fl›ld›. Esnaf›n kepenk kapatt›¤›, ö¤rencilerin okula, çal›flanlar›n ifle gitmedi¤i ve cenaze törenlerine kat›lanlar›n say›s›n›n yüz binleri buldu¤u Kürt illerindeki bu durufl ayn› zamanda yüzy›llard›r süren imha ve inkar politikalar›na karfl› sergilendi.

bu sald›r›lar›n kendilerini y›ld›ramayaca¤›n› aç›kça ilan etmiflti. Bu süreci takiben fiemdinli’de patlak veren geliflmeler sürecin ivmesini ve bir anlamda tansiyonunu yükseltti. Devleti suçüstü yakalayan halk›n iradesi karfl›s›nda sistem ayn› sald›rganl›¤› göstererek kitlenin üzerine atefl açt›. T. Kürdistan’›nda ivmelenen bu süreç içerisinde Kaymazlar›n katledil-

mesi ve özellikle gerillaya yönelik gerçeklefltirilen imha amaçl› operasyonlar halk›n sald›r›larla birlikte sabr›n› zorlayan geliflmeler oldu.

Befliri’de operasyon bölgesine yürüyen halk›n “gerilla onurdur” slogan› anlam›n›, katledilen 14 HPG gerillas›n›n cenazesinin sahiplenilmesinde kendini gösterdi. Günlerdir süren devlet sald›r›s›na karfl› her yafltan insan›yla önemli bir direnifl gösteren Kürt halk› büyük bir kahramanl›kla direnmeye devam ediyor. Sald›r›lar›n› T. Kürdistan›’yla s›n›rl› tutmayan devlet eylem yap›lan böl-

gelerin ve illerin tümünde ayn› pervas›zl›kla sald›rd›. Adana ve Diyarbak›r’da gerillalar›n› defnetmek isteyen binlerce kifliye gaz bombalar› ve silahlarla sald›ran Çevik Kuvvet, Jandarma, J‹TEM ve Özel Harekat Timleri, günlerce sürecek olan bir direnifli bafllatt›. Siirt’te Demokratik Konfedaralizm bayra¤› asmak isteyen 16 yafl›ndaki Muhlis Ete katledildi. Jandarma ve koruculara tepki olarak ertesi gün (29 Mart) binlerce kifli kent merkezinde molotof kokteyli, tafl ve sapanlarla polise sald›rd›. Ayn› gün Adana’da Çevik Kuvvet’in sessiz sedas›z gömülmesini istedi¤i cenazeyi sahiplenen on binlere gaz bombalar›yla sald›ran devlet cenazeyi kaç›rmak istedi. Sal-

d›r› esnas›nda da¤›lan kitle, yeniden toparlanarak mezarl›¤a yürüdü ve defin ifllemi bittikten sonra karfl› sald›r›ya geçti. Yine Diyarbak›r’a götürülen 6 gerilla cenazesi için toplanan 20 bini aflk›n kifli mezarl›¤a yürümek istedi. Polisin buradaki tavr› sonucu 7 y›ld›r birikmifl olan öfke sokaklarda sesini buldu. Bir anda tüm kente yap›lan sald›r› ve direnifl boyunca 10’u aflk›n kay›p (4’ü çocuk) ve yüzlerce yaral› verildi ve T. Kürdistan›’nda 3 günlük yas ilan edildi. Devlete ait binalar, aç›k olan iflyerlerinin camlar› k›r›larak atefle verildi. 10 Nisan Polis Karakolu’nu çembere alan eylemciler, tespit ettikleri polis evlerini bast›, pek çok yerde polis geri çekilmek zorunda kald› ve devriye ekiplerini kald›rd›. Savafl uçaklar›yla kent üzerinde düzenli uçufllar yap›larak halka gözda¤› verilmeye çal›fl›ld›. Kay›plar artt›kça, sald›r› büyüdükçe karfl›s›ndaki öfke ve direnifl de büyüdü. 3 yafl›ndaki çocukla 54 yafl›ndaki insan aras›nda ayr›m yapmadan, kad›n ve çocuk demeden azg›nca sürdürülen sald›r›lara verilecek tek yan›t vard›, Serh›ldan! Olaylar›n bilançosu flimdilik Türkiye Kürdistan›’nda toplam 25 ölü, 200’ü aflk›n yaral›, 500’e yak›n gözalt› ve tutuklama. Bu say›n›n artmas› muhtemel. Hükümet cephesinden ve Genel Kurmay Baflkanl›¤›’ndan yap›lan aç›klamalar ve de¤erlendirmeler bunu gösteriyor. Devam› sayfa 31’de


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.