ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2006-12
49
*Y›l:2 *2-15 Haziran 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
Zulüm rüzgârlar›n›, direnifl tufanlar›yla altedece¤iz! Sald›r›lar art›yor;
Egemenlerin iflçi ve emekçi halk›m›za yönelik topyekün sald›r›lar› h›z›ndan hiçbir fley kaybetmeden devam ediyor. Kürt halk›na yönelik infazlardan, gözalt›lara ve linç giriflimlerine, Türkiye Kürdistan›’nda yürütülen askeri operasyonlara, alacaklar› ödenmeyen iflçilere gazl›, sopal› sald›r›lara kadar genifl bir yelpazede sald›r›lar sürdürülüyor. ‹flsizlik ve yoksullu¤un art›fl gösterdi¤i ülkemizde, özellefltirme sald›r›s› ile büyüyor iflsizler ordusu. Sokakta “dur” ihtar›na uymad›klar› gerekçesiyle ayr›m yap›lmaks›z›n kurflunlanan halk, askeri operasyonlarda katledilen köylüler korku cenderesi içine al›nmak isteniyor.
Direniflleri büyütelim;
Bu uygulamalarla devlet önümüzdeki dönem art›raca¤› sald›r›lar›n sinyallerini vermektedir. Terörle Mücadele Yasas› sopas›n› ezilenlerin üzerinde salland›ran devlet, bu zulüm rüzgârlar›yla sisteminin süreklili¤ini sa¤layabilece¤ini zannediyor. AKP hükümetinin y›pranan imaj› ile birlikte süreci de¤erlendirdi¤imizde sald›r›lar›n artt›¤› gibi direnifllerinde büyüyece¤ini görmemiz mümkün. Onlar›n zulümle koruduklar› duvarlar› direnifl tufanlar›yla y›kmak için harekete geçelim!
Çal›flan›m›za silahl› sald›r›! Son günlerde ülkemizin çeflitli yerlerinde s›kça karfl›laflt›¤›m›z sald›r›lar›n yafland›¤› illerden birisi de Erzincan’d›r. Son olarak Ulalar’da iflbirlikçi bir muhtar hedef al›narak yap›lan eylemde dört çocu¤un yaflam›n› yitirmesini adeta f›rsat bilerek kullanan faflizm, olay›n sorumlusu olarak gazete çal›flanlar›m›z› kitlelere teflhir etmifltir. Bu olay›n ard›ndan 25 May›s gecesi çal›flan›m›z Murat Demir silahl› sald›r›ya u¤rarken, 26 May›s günü ise Malatya büro çal›flanlar›m›z›n oturdu¤u evin kap›s› k›r›larak eve girilmifltir. Bu sald›r›lara karfl› 29 May›s’ta Sultanahmet Adliyesi önünde gazetemiz çal›flanlar› ve okurlar› sald›r›y› k›nad›. Sayfa 8
Çeteler bir kifliyi daha katletti! Emekçi semtlerde sistemin kendi elleri ile yaratt›¤›, besledi¤i çete ve mafya unsurlar›n sald›r›lar› devam ediyor. Bu sald›r›lar›n son örne¤i Kartal Samand›ra’da yafland›. Samand›ra’da uyuflturucu ve çeteleflmeye karfl› mücadele eden gençlerden biri olan Hüseyin Özcan çetelerin sald›r›s› sonucu yaflam›n› yitirdi. Ayn› zamanda gazetemiz okuru olan Özcan, öldürüldükten sonra çete elemanlar› taraf›ndan sürüklenerek mahalle içindeki derenin kenar›na at›ld›. Sald›r›n›n hemen ertesi günü mahallede yürüyüfl yapan halk çetelerle iflbirli¤i yapan jandarmay› k›nad›. Sayfa 9
2
2-15 Haziran 2006
49
Tekstil iflçilerinin öfkesi büyüyor Bangladefl’teki Tekstil iflçilerinin daha yüksek ücret ve daha güvenli çal›flma ortam› da dahil “11 talep” için düzenledikleri eylemde polisin bir iflçiyi öldürmesinin ard›ndan tekstil iflçilerinin öfkesi isyana dönüfltü. Bangladefl’in pek çok flehrinde on binlerce tekstil iflçisi sokaklara dökülerek fabrikalar› ve araçlar› atefle vermeye bafllad›. 300’ün üzerinde fabrikan›n ve 200’ün üzerinde arac›n yak›ld›¤› ya da tahrip edildi¤i tahmin ediliyor. Polisle yap›lan çat›flmalarda ise en az 100 yaral› var. Kötü koflullarda düflük ücretle çal›flan tekstil iflçilerinin taleplerine olumlu bakmayan fabrikatörlere olan öfkesi polisin bir iflçi arkadafllar›n› öldürmesi sonucu doruk noktas›na ulaflt›.
Daka-Mimensing otoyolu boyunca etti¤i 6 tekstil iflçisinin isimlerini poliyürüyen on binlerce iflçi tekstil fabri- se vermesinin ard›ndan polis Gazikalar›n› ve araçlar› atefle verdiler. Sa- pur, Savar, ve Sripur’da yaklafl›k 100 var ve Gazipur’da bafllayan olaylar iflçiyi gözalt›na ald›. Bangladefl ihrafliddetlenerek Uttara, Mirpur, Kafrul, cat gelirinin üçte biri tekstilden gelirTejgaon ve Eski Daka’ya kadar yay›l- ken iflçiler çok kötü koflullarda ve düd›. Pek çok flehirde sabah 8’den ö¤len flük ücretlerle çal›fl›yorlar. 2’ye kadar tüm trafik ak›fl› durdurulBangladefl du. Ç›kan olaylarda 20 polis yaralan›rken 500 giysi fabrikas› da kepenk kapatt›. Bangladefl Giysi ‹malatç›lar› ve ‹hracatç›lar› Birli¤i BGMEA’n›n isyan› bafllatt›¤›n› iddia
Alacaklar›n› isteyen Desan iflçilerine polis sald›rd› Tuzla Tersaneler’de bulunan Desan Tersanesi’nde alacaklar›n› alamayan 70 iflçi 23 May›s Sal› günü tersane önünde direnifl bafllatt›. ‹flçiler, ücretlerini alana kadar Desan önünde bekleyeceklerini belirtirken Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i Giriflimi üyeleri de pankartlar›yla iflçilerin yan›nda yer ald›. Tersane önüne y›¤›nak yapan sivil ve resmi polisler, Tersane ‹flçileri Birli¤i üyelerinin de aralar›nda bulundu¤u 5 kifliyi yaka paça gözalt›na alarak, Tuzla Polis Karakolu’na götürdü. Gözalt›na al›nanlar ikinci gün serbest b›rak›ld›. Gözalt›lar›n ard›ndan Ç›rako¤lu ve Eray Gemi iflçilerinin alacaklar› verildi.
Polisin sald›rgan tutumu protesto edildi Polisin sald›r›s›n› protesto etmek amac›yla 25 May›s Perflembe günü saat 07:30’da ‹çmeler Tren ‹stasyonu’nda dernek giriflimi taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenledi.
26 May›s Cuma günü ise saat 07:00’de ‹çmeler Tren ‹stasyonu’nda bulunan Limter-‹fl yöneticileri “savc›l›¤›n talimat› var” gerekçesiyle zorla, yerlerde sürükleyerek gözalt›na al›nd›. Sald›r›lar› duyan iflçiler Limter-‹fl Sendikas›
Ö¤renciler TMY’ye karfl› yürüdü
işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
Bo¤aziçi Üniversitesi Güney Kampüsü önünde biraraya gelen Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencileri yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla ç›kar›lmak istenen TMY Tasar›s›’n› protesto etti. “Toplumla Mücadele Yasas›’na Hay›r”yaz›l› pankart tafl›yan ö¤renciler, “J‹TEM terördür, Susurluk terördür”, “Korku, infaz, iflkence iflte TMY” fleklinde slogan atarak Kuzey Kampüsü’ne kadar yürüdü. Burada ö¤renciler ad›na aç›klama yapan Nejat A¤›rnasl›, TMY’nin yoruma aç›k oldu¤unu ve kolluk kuvvetlerine keyfiyet alan› açt›¤›n› söyledi. A¤›rnasl› ayr›ca “Terörle mücadele ad› alt›nda asl›nda toplumun demokratik kazan›mlar›n› hedef alan yasa tasar›s› bizlere 12 Eylül’ü hat›rlat›yor” dedi. (‹stanbul)
önünde toplanarak Tuzla ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne yürüdü ve gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi. Polis amiri ile iflçiler aras›nda tart›flma yaflan›rken k›sa süre sonra iflçilerin etraf›n› çeviren Çevik Kuvvet, biber gaz›yla kitleye sald›rarak iflçileri gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar›n say›s› 32’yi bulurken 7 kifli savc›l›¤a ç›kar›larak serbest b›rak›ld›. Di¤er iflçiler ise akflam saatlerinde serbest b›rak›ld›. Gözalt›lar› protesto etmek amac›yla 27 May›s sabah› ‹çmeler Tersanesi önünde biraraya gelen iflçiler buradan sloganlarla tersaneye yürüdü. Ö¤len saat 12:00’de ise gözalt›lar› k›nayan bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bu arada iflçilere sald›ran, gözalt›na alan polisin tüm aramalar›na ra¤men(!) tafleron bulunamad›. Polisin bulamad›¤› tafleronu iflçiler bularak polise teslim etti. Polisin tafleron hakk›nda ne ifllem yapt›¤› ise belli de¤il. (Kartal)
6 AYLIK: 10.200.000
Gazetecileri Koruma Komitesi 22 May›s’ta yerel radyo habercisi ve yorumcusu Fernando Batul’un vurularak öldürülmesinin soruflturulmas› için Filipin hükümetini göreve ça¤›rd›. Palawan Adas›’ndaki radyo istasyonuna giderken motosikletli iki kiflinin silahl› sald›r›s›na u¤rayan Batul, alt› yerinden vurulmufltu. Batul, bir hafta öncesinde evine iki el bombas› at›larak bir tehdit mektubu da alm›flt›. Mektupta elefltirel yorumlar›na devam ederse ailesine zarar verilece¤i tehdidi yer al›yordu. Batul Puerto Princessa eski belediye baflkan›yd›. 2000 y›l›ndan bu yana Filipinler’de benzer flekillerde 23 gazeteci öldürüldü.
Endonezya’da deprem Endonezya’n›n Java Adas›’nda 27 May›s günü erken saatlerde meydana gelen Richter ölçe¤ine göre 6.2 büyüklü¤ündeki depremde ölenlerin say›s›n›n 5 bini geçti¤i aç›kland›. Sosyal ‹fller Bakanl›¤› yetkililerinden Yuni Nuraini, baflflehir Jakarta’da yapt›¤› aç›klamada, ölü say›s›n›n h›zla artmakta oldu¤una dikkat çekerek, “Son verilere göre ölü say›s› 5 binin üzerine ç›kt›” dedi. Depremin en fazla etkiledi¤i Yogyakarta eyaleti zengin etnik ve dini tarihi ile biliniyor. Ayr›ca Endonezya’n›n resmen sömürge öncesi sultanl›k ile yönetilen tek eyaleti. fiehir merkezinde Güneydo¤u Asya’n›n en yüksek Buda an›t› olan Borobudur bulunuyor.
Ayn› gün Limter-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde Demsan iflçileri de alacaklar›n›n ödenmesi için Demsan önünde eylem yapt›. Eylem esnas›nda bir araç içeriye zorla girmeye çal›fl›nca direniflteki iflçilerin müdahalesiyle karfl›laflt›. Bu arada polis ile de k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Polis iflçileri ablukaya al›rken, bir kamyonun içeri girmesine müsaade etmeyen iflçilere biber gaz› s›kt›. Patron kendisinin sorumlu olmad›¤›n› belirterek taflerona ödeme yapt›¤›n›, tafleronun iflçilerin alacaklar›n› ödemedi¤ini belirtti. Görüflmeden sonuç ç›kmay›nca iflçiler Gemsan önünde direnifllerine devam ettiler.
Polis sald›r›s› devam etti
Filipinler’de gazeteci katliam›
Doktor örgütlenmeleri ittifak yapt› Almanya’daki doktor birlikleri yapt›r›m güçlerini art›rmak için geçti¤imiz Cuma Berlin’de biraraya gelerek “Alman Doktorlar Birli¤i”ni oluflturdu. Tüm çal›flanlar gibi, Avrupa’daki sosyal y›k›m politikalar›ndan etkilenen doktorlar, ortak bir örgütlenme alt›nda biraraya gelerek, bundan sonraki politikalara karfl› ortak tav›r koymak için çal›flmalar›n› bafllatt›. Birlik ad›na yap›lan aç›klamada, kötü ve uzun çal›flma koflullar› ve de yeni hak gasp› yasalar›na karfl› tav›r gelifltirmenin yan› s›ra, doktorlar›n mesleki geliflimini k›s›tlayan eski yasalara karfl› da aktif mücadele edilece¤i belirtilmekte. Almanya’n›n 8 büyük doktor örgütlenmesinden oluflan birli¤in sözcülü¤üne Dr. Maximilian Zollner getirildi.
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
49
2-15 Haziran 2006
Emekçilere sefalet,uflaklara sefahat Kendini ülkenin pazarlanmas› ifline adayan ve bunu büyük bir tutkuyla gerçeklefltiren AKP hükümeti, bu yolda efendilerinin bir sözünü iki etmiyor. Milyonlarca iflçi ve emekçinin yaflam›n›, gelece¤ini belirleyen ekonomi politikalar›, bunlar›n sonuçlar›n› yaflamak zorunda b›rak›lanlar›n hiçbir fikri al›nmadan kapal› kap›lar ard›nda haz›rlanarak önümüze sunuluyor. Egemenler kendi ç›karlar›n› ezilen kitlelerin ç›karlar›ym›fl gibi yans›tarak kasalar›ndaki paraya para katarken saltanatlar›n› da sürdürüyorlar. Onlar›n hesaplar› fliflerken emekçilerin cüzdanlar› boflal›yor; onlar adalarda, köflklerde, saraylarda keyif çatarken sokaklarda yatanlar›n say›s› 盤 gibi büyüyor. Onlar›n yatlar›, katlar› uçaklar› artarken her gün açl›ktan ölenlerin say›s› art›yor. Onlar kendileri için yeryüzünde cenneti yarat›rken, emekçilere cehennem düflüyor. Onlar lüks koltuklar›nda uzanm›fl hangi ülkeyi ne kadar sömüreceklerini düflünürken ezilenler yar›n karn›n› nas›l doyuraca¤›n›n derdinde. Nerede olursa olsun emperyalistler ve onlar›n yerli uflak ve iflbirlikçileri halklar›n kan›, eme¤i, al›nteri üzerinden yükseliyor; katliamlarla, iflgallerle yafl›yor, kurflunlardan, ölümlerden besleniyor.
Emekçilere fazla mesai, az ücret ve hak gasplar› reva! Ülkemiz hâkim s›n›flar› da bundan hiç geri kalm›yor. Ülkeyi yönetenler k›sa bir süre içinde palazlan›rken halk›m›z›n pay›na hakaret, zulüm iflkence ve açl›k düflüyor. “Satar›m arkadafl” diyenler servet basamaklar›n› h›zla t›rman›rken, yolsuzluklar› a盤a ç›kanlar “vatan sa¤ olsun” nidalar› atarken, iflçilerin pay›na daha fazla mesai daha az ücret, sosyal güvencesiz bir hayat düflüyor. Egemenler ne zaman ülkenin “üstün” ç›karlar› için bir aç›klama yapsalar ard›ndan devalüasyon yaflan›yor, kriz ç›k›yor, binlerce iflçi iflten at›l›yor. Kemer s›kmas› gerekenler ve fedakârl›kta bulunacaklar yine yoksul kitleler oluyor. Sadece son aylarda yaflananlara bakmak bile gerçekleri görmek için yeterli. Tart›flmalar› bugünlerde tekrar alevlenen deva-
lüasyon gündeminin hemen akabinde ülkemizi “onurland›ran” IMF heyeti “bizim için” düflünüp tart›flm›fl ve en iyi ç›k›fl yolunu bulmufl! Emekçilerin gelece¤i için “iyi niyetlerini” bakanlara gönderdikleri mektuplarla ileten IMF heyeti bu defa yeterli görmemifl olacak ki ülkemize teflrif ettiler. Nisan ay›n›n sonlar›nda çal›flmalar›na bafllayan heyet May›s’›n ortalar›nda uflaklara yeni bir yol haritas› çizerek veda etti.
IMF Paketi: “Paras› olana sa¤l›k, olmayana ölüm!” SSK hastanelerini Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devrederek özellefltirmenin ivmesini art›ran hükümet, görünen o ki efendilerine pek yaranamam›fl. IMF heyeti sa¤l›k harcamalar›n›n istenilenin üstünde oldu¤unu buyurmufl ve bu konuda gerekli yasal de¤iflikliklerin yap›lmas› talimat›n› vermifl. Yap›lan aç›klamalarda SSK’n›n 2004’te 6,6 milyar YTL olan sa¤l›k harcamalar›n›n 2005’te 7,5 milyar YTL’ye ç›kt›¤› belirtiliyor. ‹laç harcamalar›n›n da 2005’te yüzde 32’ye 2006’da yüzde 35’e yükseldi¤i iddia ediliyor. 2004’te 2 milyar 688 milyon YTL olan SSK’n›n ilaç harcamalar›n›n 2005’te 3 milyar 553 milyar YTL’ye ulaflt›¤›, 2006’da da 4,8 milyar YTL’yi bulaca¤› aç›klan›yor. Yeflil kartlardaki harcamalar›n artt›¤›na da dikkat çeken IMF flefleri hükümetten yeflil kart ödemelerine ayr›lan ödene¤in düflürülmesini istiyor. Ayr›ca Emekli Sand›¤›’ndaki sa¤l›k harcamalar›ndan da memnun olmayan heyet, bu noktada hükümetin daha fazla çaba sarf etmesini istiyor. Yoksul, emekçilerin sa¤l›k hizmetlerinden faydalanabilmesinin tek yolu olan yeflil kart da art›k emperyalistlerin hede-
finde. IMF Türkiye masas› fiefi Lorenzo Giorgianni baflkanl›¤›ndaki heyetle görüflen Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Abdullatif fiener de ald›¤› direktifler do¤rultusunda Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›’n›n oldu¤u gibi Meclis’ten geçece¤ini ilan etti. Heyeti kabul ederek a¤›rlayan Devlet Bakan› Ali Babacan ise ”bu hedeften asla ve asla sapma, gevfleme olmayacak. Bu kazan›m›n halk›m›z gayet iyi fark›nda. Halk›m›z Türkiye’nin bu k›sa zamanda elde etti¤i ekonomik baflar›lar›, enflasyonla mücadelede kat etti¤i baflar›y› gayet iyi görüyor. Dolay›s›yla halk›m›z›n böylesine kazan›m olarak gördü¤ü, halk›m›z›n böylesine benimsedi¤i bir hedeften sapmam›z, taviz vermemiz mümkün de¤il. Onun için temel konularda, politikalarda asla taviz, asla de¤ifliklik yok” sözleriyle üzerine düfleni iyi yapan becerikli bir siyasetçi profili ile emperyalistlerin sözcülü¤ünü yap›yor. Bilindi¤i gibi AKP hükümeti yasan›n bir bölümünü Meclis’ten geçirmifl ancak oluflan tepkiler ikinci bölümü için daha a¤›r hareket etmesini zorunlu k›lm›flt›. IMF ziyareti ve sonras›ndaki talepler ülkemizde sa¤l›k politikalar›n›n kimin elinde oldu¤unu çok iyi gösteriyor. Hükümet, IMF’nin iznini almadan ad›m atam›yor ve emirleri harfiyen uyguluyor. Sa¤l›k harcamalar› son y›llarda ciddi bir düflüfl yaflarken ve paras› olmad›¤› için hastane kap›s›nda ölenlerin görüntüleriyle daha s›k karfl›lafl›rken bu durum emperyalistleri hiç ilgilendirmiyor. Tüm bunlar bir yana 1999-2006 y›llar› aras›nda genel bütçe içinde sa¤l›¤a ayr›lan pay yüzde 35’ten yüzde 23’e gerilerken Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bütçesi ise % 25’ten % 15’e düflmüfltür. Ancak efendiler bunu bile emekçilere çok görmekte; sa¤l›k harcamalar›ndaki bu erimenin art›r›lmas›n›, sa¤l›¤›n piyasaya tamamen aç›lmas›n› istemekte; bunu için de acele etmektedirler. Ülke kaynaklar›n›n peflkefl çekilmesi, iflsizlik ve yoksullu¤un art›r›lmas› demek olan özellefltirmeleri büyük bir ifltahla uygulayan hükümet, flu anda ayr›lan pay› da sermayenin rahat dolafl›m› ve geliflimi için kullanmaktad›r. ‹ddia edildi¤i gibi sa¤l›k harcamalar› gerçekte artmamakta tersine düflmektedir. 1999 y›l›nda 5 dolar olan kifli bafl›na koruyucu sa¤l›k harcamas› 4,8 dolara düflmüfltür.
Paran kadar sa¤l›k anlay›fl› ile özetlenebilecek olan Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›’n›n kalan bölümlerinin bir an önce geçmesi için bast›ran IMF’nin direktifleri ile ayl›k geliri 127 YTL’nin üzerinde olan herkesten gelirine göre her ay için 64431 lira aras›nda de¤iflen miktarlarda sa¤l›k sigortas› primi al›naca¤› gibi tedavi masraflar› için de ayr›ca kurumlar›n belirledi¤i miktarda katk› pay› al›nacak. Emeklilik yafl›n› 68’e ç›karan, çal›flanlar›n prim yükünü art›ran, emekli maafllar›n› dörtte bir ile dörtte üç oran›nda azaltacak olan yeni yasa emekçilerin s›rt›na daha a¤›r vergi yükleri getirecektir.
Emekçiler günlük 3 YTL ile yaflamak zorunda IMF’nin ete¤ine yap›flan hükümet her f›rsatta uygulanan ekonomik programlar›n iflsizli¤i ve yoksullu¤u düflürdü¤ünü ve taviz verilmeyece¤ini aç›klarken rakamlar ise gerçekleri söylüyor. Türkiye ‹statistik Kurumu taraf›ndan geçen hafta aç›klanan yoksulluk göstergelerine göre Türkiye’de her dört kifliden biri yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. Kentlerde yaflayanlar›n yüzde 17’si k›rsal nüfusun ise yüzde 40’› s›n›r›n alt›nda yafl›yor. Özellikle k›rsalda yaflayan 11 milyon insan›n bu s›n›r›n alt›nda oldu¤u ve rakam›n giderek artt›¤› belirtiliyor. Verilere göre Türkiye’de 18 milyon kifli yoksulluk, 909 bin kifli de açl›k s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. Ülkemizde her 100 kifliden 26’s› yoksul kategorisine giriyor. Bu emekçilere günlük 3 YTL’lik bir harcama düflüyor. Yine yap›lan araflt›rmalara göre fiubat ay› itibar› ile iflsizlik oran› bir önceki aya göre binde 1 artarak % 11,9’a ç›kt›. ‹fl bulamayanlar›n oran› ise flehirlerde % 13,9 olurken; köylerde ise bu rakam % 8,8’e ulaflm›fl durumda. Bu rakamlar›n anlatt›klar› IMF ve Dünya Bankas›’n›n yaratt›¤› pembe tabloyu yok ediyor. Emperyalistlerin ufla¤› hâkim s›n›flar›n bugünkü temsilcisi AKP’nin çizdi¤i refah tablosunu yalanl›yor. Uygulanan ve ileride uygulanacak politikalar›n kimi zenginlefltirece¤ini gösteriyor bu rakamlar. Kimin iflsiz kalaca¤›n› kimin açl›k çekece¤ini. ‹flte IMF’nin reçetesi! ‹flte AKP’nin icraatlar›!
Sald›r›lara karfl› güçlü barikatlar kural›m Mersin’de bayrak provokasyonuyla geliflen olaylar›n devlet taraf›ndan bugün giderek t›rmand›r›lan bir sürecin bafllang›c› oldu¤u oldukça aç›k ve nettir. Zira mevcut hükümetin y›prat›lmas›/y›pranmas› sürecine h›z kazand›r›lan bu dönem, geldi¤imiz aflamada en üst noktada iflletilmektedir. Mersin’le geliflen ve ard›ndan bir dizi bölgede devam eden sivil faflist sald›r›lar Büyükan›t’›n geçti¤imiz y›l verdi¤i meflhur brifinginde ortaya konulan devlet yönelimi ile paralel iflletilen süreç, birbirinden ba¤›ms›z ve kopuk de¤ildir. “Dü¤meye kim bast›?” sorular›n›n tart›fl›ld›¤› ve soruldu¤u yerde, bu sorular›n ve bu zeminde yürütülen tart›flmalar›n halk kitlelerinin bilincinin buland›r›lmas›ndan baflka bir ifle yaramad›¤› gerçe¤ini o gün de söyledik, bugün de söylüyoruz. Kürt halk› merkezli yürütülen ve özünde toplumun tüm kesimlerini hedefleyen sald›r›lar›n bir parças› olarak de¤erlendirilmesi gereken sivil faflist sald›r›lar, gelinen noktada devletin halka karfl› kulland›¤› bir silah olma özelli¤ini korumaktad›r. ‹stanbul Üniversitesi’nde devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilere yönelik gerçekleflen ve görüntüleri adeta halka korku salmak amac›yla dakikalarca izletilen görüntülerin ard›ndan, Ordu ve ‹zmir’de yeni sald›r›lar gerçekleflti. Yo¤unlaflan sivil faflist sald›r›lar ve esas olarak da Dilek Polat’›n cenazesine yönelik yap›lmak istenen linç girifliminin hesab›n›n sorulmas› amac›yla Proletarya Partisi taraf›ndan gerçeklefltirilen MHP, BBP ve Ülkü Ocaklar›’na yönelik bombal› eylemlerin ard›ndan TKP ve Kürt esnaflar›n iflyerlerine yönelik sald›r›lar gerçekleflti.
Bu sald›r› furyas›n› ‹zmir’in Ba¤yurdu beldesindeki sald›r›lar izledi. 19 May›s günü zab›talarla Kürt pazarc›lar aras›nda bafllayan kavga, devreye ülkücülerin sokulmas› ile birlikte büyüdü ve beldeden Kürtlerin göç ettirilmesi ile sonuçlanan sald›r›n›n ard›ndan Kürt ailelerinin evlerine Türk bayraklar›n›n as›lmas› ile son buldu. Devlet organizeli bu sald›r›lar›n devam› ya da bir parças› olarak de¤erlendirilebilecek olan sald›r›lar Türkiye Kürdistan›’nda da yafland›/yaflan›yor. Hakkâri’de asker çocuklar›na yönelik HPG taraf›ndan yap›ld›¤› öne sürülen eylemin ard›ndan “devasa” bir korucu kitlesi ile “terörü” lanetleme mitingi organize edildi. Ancak eylemi üstlenmeyen HPG’nin yapt›¤› aç›klamada devletin iddia etti¤i gibi araçta asker çocuklar›n›n de¤il, bölge halk›n›n çocuklar›n›n oldu¤u ifade edildi. Bu olay devlet taraf›ndan da “gerekti¤i” gibi ifllenmeyerek, olay›n yafland›¤› anda verilen tepkilerle s›n›rl› kald›. Olayla ilgili MHP’nin internet sitesi olan “ulusal ihanet”te ç›kan yorum ise oldukça ilgi çekici: “Psikolojik harekât›n gere¤i olarak, servisteki yöre halk› çocuklar›n›n ‘asker çocuklar›’ diye bas›na servis edilmesi de dikkat çeken bir baflka ayr›nt›d›r. Hakkâri’de çocuklara yönelik bombalama eylemi bahanesiyle tanklar› flehir merkezine sokan ve bu görüntüye toplumu al›flt›rmaya çal›flan Büyükan›t ve cunta ekibi, ayn› flekilde, önce birkaç küçük vilayetimizde ve sonras›nda büyük illerde benzer eylemleri gerçeklefltirerek ve tanklar› flehir merkezine sokarak, ‘de facto’ bir s›k›yönetim hali gerçeklefltirmeyi planlamaktad›r.” (22.05.06 Gündem) Bu de¤erlendirme ve yorumlar› temel alarak
sonuç ç›karmak do¤ru olmayacakt›r. Ancak süreçte yaflanan di¤er geliflmelerle birlikte düflünüldü¤ünde, devletin önümüzdeki dönem aç›s›ndan baflta erken seçim olmak üzere bir dizi geliflmeyi gündemlefltirme hedefi içinde oldu¤u aç›kt›r. Devlet eliyle gelifltirilen milliyetçi sald›r›larla birlikte MHP’nin iktidara haz›rl›k kongre çal›flmalar› içinde bulunmas›, tesadüfî de¤il planl› bir sürecin iflletilmesidir. Yine CHP’nin sa¤ kesimlere aç›lma söylemleri ve kurtar›c› olarak gösterilmesi yeni bir makyaj tazeleme ihtiyac›na iflaret etmektedir egemenler aç›s›ndan. Dan›fltay sald›r›s› ile birlikte iyice gündemlefltirilen erken seçim tart›flmalar›, AKP’nin bu sald›r›larla bilinçli olarak y›prat›lmas› ve ABD’nin sürece dair yapt›¤› aç›klamalarda AKP ile art›k yürünemeyece¤ini söylemesi bu tart›flmalar›n hangi noktada sonuçlanaca¤›n› göstermektedir. Gerek ülkemiz aç›s›ndan gerekse de uluslararas› planda bu sürecin önemli bir halkas› olan Kürt hareketi ise ülkemiz hâkim s›n›flar› aç›s›ndan tarihsel pratiklerle ilerlemektedir. S›n›ra yap›lan askeri y›¤›nak ilk günkü flatafat›n› kaybetmifl durumda. Gerillan›n oldu¤u bilinen da¤lar›n ve bofl arazilerin bombalanmas› ile devam eden operasyon, yo¤unluklu olarak sürdürülmektedir. Devletin yapt›¤› y›¤›na¤›n bir boyutunu Kürt hareketinin imha edilmesi olufltururken, di¤er boyutunu da Irak’ta yaflanan süreç oluflturmaktad›r. Devlet aç›s›ndan namus sorunu haline getirilen Kerkük sorununun çözüm yolunun askeri müdahale olarak planlanmas›ndan kaynakl› olarak, s›n›r d›fl› operasyonun meflrulaflt›r›lmas› ve ABD ile bu konuda yürütülen pazarl›klar
gelinen aflamada sonuç al›nmam›fl bir flekilde duruyor. ABD’nin Irak’taki t›kanm›fll›¤› ve bu t›kan›kl›ktan kurtulmak için Kürtlerin elinde bir koz olmas›, operasyona ABD taraf›ndan izin verilmesini de engellemektedir. Hükümetin oluflturuldu¤u Irak’ta Kürtler ve fiiiler a¤›rl›kta olmak üzere paylafl›lan yönetimde ilan edilen “özerk yönetimler” Türkiye’yi bir hayli rahats›z etmekte. ABD’nin PKK ile ilgili olarak yapt›¤› son aç›klamada “Bundan sonra terörle mücadelede öncelikli hedeflerimizden biri PKK olacakt›r” aç›klamas› ise t›pk› daha öncekiler gibi hiçbir inand›r›c›l›k tafl›mamaktad›r. Çünkü bölgede Kürtleri karfl›s›na almas› demek ABD aç›s›ndan zaten iyi gitmeyen süreçte bir cephenin daha aç›lmas›na neden olacakt›r. ABD’nin bu süreçte karfl›s›na yeni bir cephe açmas› durumu ise olas›l›k dâhilinde görünmüyor. Devletin t›rmand›rd›¤› sald›r›lara paralel olarak gündeme getirdi¤i yeni uygulama ve yapt›r›mlar Kürt halk› aç›s›ndan tepki ve öfke patlamas›n› beraberinde getirecektir. Hakkâri Jandarma Komutanl›¤› taraf›ndan ç›kar›lan genelge ile çocuklar›n para ve fleker verilerek may›n temizlemesine ç›kar›lmas› devletin “ak›llara durgunluk” veren uygulamalar›ndan biridir. Diyarbak›r olaylar›nda ellerinde tafllarla direnen çocuklar›, günlerce yap›lan yay›nlarla hedef tahtas›na oturtan devlet, çözümü böylesi yöntemleri devreye koyarak aramakta. Devletin sald›r›lar›n›n h›z kazand›¤› bu süreçte, yang›n›n ne yöne do¤ru büyütülece¤i önemlidir. Yang›n›n ne yöne savrulmas› gerekti¤ini tayin edebilmek içinse öncelikle yang›n› ç›karma gücüne ve inanc›na sahip olmak gerekir.
4
2-15 Haziran 2006
S›n›fsal Bak›fl HALK DÜfiMANI “DÜfiMAN” KARDEfiLER “Türkiye’nin 11 Eylül’ü”, “‹kinci 28 fiubat” gibi sansasyonel de¤erlendirmeler baflta olmak üzere, ayn› kiflilerin/çevrelerin bile k›sa zamanda birbirinin tam aksi yorumlar yapabildi¤i ve kitleleri çeflitli amaçlar do¤rultusunda yönlendirmek için gayret içine girdi¤i Cumhuriyet Gazetesi ve Dan›fltay sald›r›lar›; aç›kta olan yönleri ve flimdilik do¤urdu¤u sonuçlardan dahi anlafl›lmaktad›r ki, hakim s›n›f klikleri aras›ndaki dalaflma ve s›n›f mücadelesine karfl› mevzileri güçlendirme hesaplar›n›n ürünüdür. Bu sald›r›lar› düzenleyen güçlerin, efendileri olan emperyalistlerin Ortado¤u’daki hesaplar› çerçevesinde ülkedeki rejimi tahkim etme yönünde bir amaç tafl›makta olduklar› da, meselenin ihmal edilmemesi gereken bir baflka boyutunu oluflturmaktad›r. Birbirleriyle ba¤lant›l› bütün bu amaçlar›n birkaç eylemle gerçeklefltirilmesi gibi bir safl›k içinde olunamayaca¤› aç›k bir gerçekse de, böylesi büyük çapl› provokasyonlar›n kimi efliklerde tetikleyici rol oynamas› ya da manivela rolü üstlenmesinin söz konusu oldu¤u da iyi bilinmektedir. Türkiye’deki geliflmelere bölgedeki süreç eflli¤inde ve genifl bir perspektifle bak›lmas› halinde, eylemlerin zamanlamas› ve seçilen hedefler daha iyi anlafl›lacakt›r. Bu tür durumlarda çözücü olarak kullan›lmaya çal›fl›lan, klasik “Kimin ifline yar›yor/yarad›?” sorusunun, hâkim s›n›f kliklerinin özellikle de medyay› kullanarak yaratt›¤› kafa kar›fl›kl›¤› içinde yan›t›n› bulamamas› da böylelikle afl›labilecektir. Eylemin zamanlamas› ve hedeflerinden, sald›r›lara kat›lanlar›n kimli¤ine ve bu kiflilerin di¤er ba¤lant›lar›na; eylem haz›rl›klar› ile bu esnadaki iliflki ve tutumlara kadar a盤a ç›kan ve ayr›nt›land›r›labilecek bir dizi belge ve bulgu, amaçlardan birisinin AKP’nin hükümetten tasfiyesi oldu¤unu göstermektedir. Bununla beraber, ona alternatif olarak “milli mutabakat” içerisinde de¤erlendirilen, “k›z›l elmac›” söylem çerçevesinde ›rkç›, floven, laikçi söylem tutturan kim varsa hepsinin flu veya bu biçimde gelifltirece¤i bir “hükümet” formülü de hedeflenmektedir. Muzaffer Tekin isimli intihar flovmeni “yi¤it, kahraman” Türk subay›n›n serbest b›rak›lmas›, Cumhuriyet ve Dan›fltay sald›r›lar› ile o ve onun gibi katiller, provokatörler ekibinin iliflkisinin olmad›¤›n› de¤il, sadece “ba¤›ms›z” Türk yarg› ve polisine uygun bir biçimde ve bir yerden sonra müdahale edildi¤ini gösterir. Kendileriyle ilgisinin fark›nda olduklar› için bu duruma “çete” söylemleri (“provokasyonun arkas›ndan bir ihanet çetesi ç›kt›” 23.05.06) ve fiemdinli’deki gibi “gitti¤i yere kadar gidece¤iz” sözleri ile heyecanl› biçimde angaje olan Tay-
yip ve arkadafllar›n›n hevesleri kursaklar›nda kal›nca, dilleri de bo¤azlar›na kaçm›flt›r. “‹ktidars›zl›k” olgusu kendisini bu konuda da göstermifl ve AKP’yi daha ileriye gitme aç›s›ndan soluksuz b›rakm›flt›r. Son süreçteki çok yönlü s›k›flma ve gerileme nedeniyle talep edilen ABD ziyareti bu aç›dan kritik önem tafl›maktad›r. AKP’yi bu noktaya getiren geliflmelerin bir dizi nedeni bulunmaktad›r. Bunlar›n bafl›nda Türkiye’de son dönemdeki hükümetler aç›s›ndan gelenekselleflen bir ortalama kullan›m/yaflam süresi bulunmaktad›r. Bunun hiç kuflkusuz emperyalist politikalar›n uygulanmas› ile do¤rudan ilgisi vard›r. Konuyla ilgili en somut göstergeler ekonomik ve sosyal verilerdir. AKP, her ne kadar kendisine ba¤l› kurumlara yapt›rd›¤› kimi hesaplara ve kuru propagandalara dayanarak bir “ekonomide düzelme oldu” masal› tutturdu ve buna il önce kendisi inand› ise de, gerçekler tamamen aksi yönde cereyan etmeye devam etmektedir. Kendi patronlar›n›n verileri bile AKP’yi yalanc› ç›karmaktad›r. Dünya Bankas›’n›n 12 May›s 2006’da yay›nlanan “Dünya Ekonomik Göstergeleri – 2006” raporuna göre, Türkiye gelir da¤›l›m› bozuklu¤unda 180 ülke aras›nda 34. s›rada gösterilmifl bulunmaktad›r. Türkiye’yi 144 ülkeden daha kötü bir durumda gösteren neden; birinci yüzde 10’luk nüfus dilimi ile sonuncu yüzde 10’luk dilim aras›ndaki gelir fark›n›n 17 kat olmas›d›r( yüzde 2 ile yüzde 34.1). Nitekim ilginç bir rastlant› olacak ki, ayn› gün Genel Kurulda konuflma yapan Güler Sabanc›, Holdinglerinin son bir y›l içinde piyasa de¤erinin yüzde 100 artt›¤›n› söylüyor, 2005 y›l›nda 14.2 milyar YTL’lik ciro yapt›klar›n›, bunun 689 milyon YTL’sinin net kar oldu¤unu aç›kl›yordu. AKP döneminde, 90 milyar dolar tutar›ndaki d›fl borç, 200 milyar dolara ç›km›flt›r. Buna ek olarak iç borcun 140 milyar dolar› bulmas› ile ‹MF’nin “en hay›rl›” müflterisi konumunun elde edilmesi bofluna de¤ildir. Dünyadaki son dalgalanmalar›n en çok Türkiye’deki piyasa(lar)da hissedilmesi de “rastlant›” say›lamaz. Bunun döviz ve faiz art›fl› gibi de¤il, esas olarak çok geçmeden anlafl›ld›¤› üzere halka katmerli zamlarla yans›yaca¤› görülecektir. “S›cak para”n›n yat›r›m/istihdam koflullar› olmayan Türkiye’den kaçmas›n›n kaç›n›lmazl›¤› ya da baflka bir deyiflle, k›sa süreli konaklamas›n›n beklenmedik bir durum olmay›fl›, anlafl›labilir bir durumdur. Kendi kurumlar› olan TÜ‹K son üç y›lda açl›k s›n›r›n›n yüzde 43, yoksulluk s›n›r›n›n yüzde 49 artt›¤›n› belirtmektedir. Kamu-Sen’in son araflt›rmas›na göre tek kiflinin yoksulluk s›n›r› Nisan ay›nda asgari ücretin yaklafl›k 3 kat›na ulaflarak,
49 964.17 YTL olmufltur. Açl›k s›n›r› ise 739.56 YTL’dir. Dikkat edilirse art›k ailelerin açl›k ya da yoksulluk s›n›r›ndan öte kiflilerinki de k›yaslama yap›lmas› için tespit edilmektedir. Zira asgari ücretler, b›rak›n aileleri açl›ktan, yoksulluktan kurtarmaya, tek bafl›na kiflilere dahi yetmemektedir. AKP’nin iflbafl›na geldi¤i 2002’den bu yana yüzde 21.8 olan iflsizlik oran›, TÜ‹K’in son verileri üzerine yap›lan “gerçekçi” hesaplamalara göre yüzde 23’e ulaflm›fl durumdad›r. Geçici ifllerde çal›flanlar›, mevsimlik iflçileri, ifl aramayanlar› hesaba katmad›¤› için iflsizlik oran›n› yüzde 11.9 olarak aç›klayan TÜ‹K (eski ad›yla D‹E), eskiden beri büyük bir yalan söylemektedir. AKP’nin “devrim” yapt›¤› Avrupa Birli¤i alan›nda da ifller yolunda gitmemektedir. AB’nin 12 Haziran’da yap›lacak Ortakl›k Konseyi toplant›s› için haz›rlanan “Tutum Belgesi”nde, “reformlar›n yavafllad›¤›, önceden ç›kar›lan yasalar›n uygulanmad›¤›, sivil-asker iliflkilerinde düzelme olmad›¤›, ifade özgürlü¤ündeki düzenlemelerin yetersiz kald›¤›, dini az›nl›klara mülkiyet ve temsil hakk›n›n hala verilmedi¤i, PKK terörüne karfl› güç kullan›m›n›n dengesiz oldu¤u, K›br›s’a limanlar›n bir an önce aç›lmas› gerekti¤i” vurgulanmaktad›r. Bir di¤er konu AKP’nin “Il›ml› ‹slam” modeli olarak ambalajlanmas›yd›. Bizzat ABD’de kotar›lan, kadrolar›n›n belli bir bölümü dahi orada yetifltirilen AKP, 11 Eylül sürecinde GOKAP/BOP aç›s›ndan önem tafl›yan bir model oluflturuyordu. Bu durumun gelinen aflamada, özellikle de ‹ran ile ilgili sald›r› hesaplar›n›n yap›ld›¤› süreçte, uygunsuz bir konum oluflturdu¤u tart›fl›l›r hale gelmifl bulunmaktad›r. ABD ile ‹ran konusunda yap›lan bir dizi görüflmenin (özellikle C. Rice) tatmin edici sonuçlar ç›karmad›¤›na dair ortaya ç›kan bilgiler giderek daha fazla anlam kazanmaktad›r. Yine bu ba¤lamda PKK’ye yönelik oldu¤u yorumu yap›lmakla beraber, ABD ile Genelkurmay düzeyindeki görüflmelerden sonra bafllat›lan, ‹ran ve Irak s›n›r bölgesindeki 250 bin askerlik y›¤›nak da bölgeye iliflkin haz›rl›klar aç›s›ndan önemli bir geliflmedir. Kald› ki TSK’n›n herhangi bir ad›m›n›n ABD’den ba¤›ms›z at›lamayaca¤› düflünüldü¤ünde, böylesine büyük say›labilecek bir manevran›n “s›n›r güvenli¤i” ile aç›klanmas› mümkün de¤ildir. Nihayet, Cüneyt Zapsu’nun ne kendisi ne de Tayyip taraf›ndan yalanlanamayan “skandal” konuflmas›nda, ABD’lilere sarf etti¤i, “Onu deli¤e itmeyin, kullan›n.” fleklindeki tavsiyeleri “her fleyi” özetlemektedir. Geliflmeler bu yönde mesafe al›rken, sald›r›lar ile yarat›lan provokasyonun besledi¤i ortamdan nemalanmak isteyenlerin bafl›nda gelen en rezil aktör Deniz Baykal’d›r. Son sürecin en az›l› halk düflman› Baykal, 3 May›s günü Hacettepe Üniversitesi ö¤rencilerinin yo¤un protestolar›na dayanamay›p kaçmak zorunda kald›¤› toplant›da, “terörle mücadelede hak hukuk olmaz” derken, azg›nl›kta tavan yap›yordu. Dan›fltay sald›r›s›ndan bir gün önce ise, Cumhurbaflkanl›¤› seçimini kast
ederek, “Olay ciddidir. Cumhuriyet tarihimizin en önemli k›r›lma noktalar›m›zdan birisine yaklafl›yoruz. Gerekirse son çare olarak sine-i millete döneriz.” demek suretiyle, büyük bir sab›rs›zl›¤›n ›st›rab› içinde, her yolu mubah gören kendi cephesini ele veriyordu. Bütün bu olgular birlikte de¤erlendirilip, olaylar ve geliflmelerin birbirleriyle ba¤lant›lar› incelendi¤inde, hâkim s›n›flar›n bir sene önce tam bir mutabakat ile ele al›p yak›n günlerde gündeme soktuklar› “terörle mücadele yasas›” tasar›s›; aralar›nda süren ve zaman zaman böylesi komplo ve provokasyonlarla fliddetlenen it dalafllar›na karfl›n, Türkiye’deki esas sorunun ne oldu¤una dair gerçekli¤i göz ard› etmememizin en önemli ispat› olarak orta yerde durmaktad›r. 19 May›s’ta Mustafa Kemal’in huzurunda kenetlenen, “Ortada risk yokmufl, her fley yolundaym›fl gibi davranamay›z.” (27.05.06) diyen patronlar kulübü TOBB baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ile beraber hiç itirazs›z kol kola giren bu “düflman kardefller”, emperyalizmin ufla¤› ve faflist diktatörlü¤ün sad›k bekçileridir. Aralar›nda kitlelere ve kamuoyuna yans›t›lmaya çal›fl›ld›¤› ölçüde temelli farklar, özellikle de nitelik fark› bulunmamaktad›r. Bu yüzdendir ki T.C tarihi boyunca, her kurulan hükümet, bir öncekinin kald›¤› yerden bayrak yar›fl›n› sürdürmüfl, halka zulüm, bask› ve sömürü politikalar›n› daha da katmerlefltirmek için var gücüyle çal›flm›flt›r. Bu yüzdendir ki, komprador patron-a¤a devletinin temel politikalar›na dair hâkim s›n›f partileri aras›nda esasl› hiçbir ihtilaf yaflanmaz, yaflanamaz. Buna ra¤men, DTP baflkan› Ahmet Türk, yedikleri darbelerden ak›llanmamay› reformizmin bir meziyeti olarak bize ö¤retmeye çal›flt›¤› için olsa gerek, hala flöyle seslenmektedir, “Say›n Baflbakan bizi muhatap almak zorundas›n›z. Bu baflbakan hepimizin baflbakan›. E¤er cesaret gösterilmezse. Ne çeteler durdurulabilir ne de savafltan kazanan güçler engellenebilir.” (20.05.06). Buna ra¤men KESK baflkan› ‹smail Hakk› Tombul flunu söyleyebilmektedir, “Art›k laik Türkiye demenin zaman› gelmifltir.” (27.05.06). Bu nedenle de Emek Platformu denilen iflçi s›n›f›n›n mücadelesini Engelleme Platformu, tekrar meclise gönderilen SSGSS yasa tasar›s› için ifl yerlerinde bildiri okuyarak yar›m saatlik “eylem”(eylenme) karar› alabilmektedir. Hâkim s›n›f kliklerinin, de¤il halk kitlelerini, reformistleri de sa¤l› sollu yedekleyerek sürdürdükleri it dalafl›n›n ötesinde, devleti oluflturan bütün kurumlar› arac›l›¤›yla bir bütün olarak s›n›f mücadelesine var güçleri ve el birli¤iyle müdahale etmekte olduklar› gerçe¤i sürekli gözden kaç›r›lmaktad›r. Meselenin esas müdahale etmemiz ve kitleleri bilinçlendirmemiz gereken yönü buras›d›r. Bunun da ilerisinde, dikkatlerin bu gerçekli¤e çekilmesi ve mücadelenin esas zeminde sürdürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, halk kitlelerin birbirlerine düflürülmesi ve çat›flt›r›lmas› ile güçlerin bölünmesi söz konusu olacak ve esas düflmana yönelik mevzi ve barikat oluflturulmas› yönünde mesafe al›namayacakt›r.
5
49
2-15 Haziran 2006
Deri iflçilerinin direniflleri sona erdi, mücadeleleri devam ediyor... dan önce Jandarma’n›n, Kaymakam’›n kendilerine hizmet etti¤ini düflünen iflçiler, direnifl boyunca yap›lan sald›r›larla bu kurumlar›n kimlerin yan›nda oldu¤unu kendi pratik süreçlerinden ö¤renmifltir. Bugün direnifl bitmesine ra¤men iflçilerin sendikay› sahiplenmesi dost ve düflmanlar›n› tan›d›klar›n› göstermektedir. Deri-‹fl Tuzla fiubesi’nin de bu direnifllerden ders ç›karmas› ve bu dersler ›fl›¤›nda örgütsüz olan fabrikalara yönelmesi gerekmektedir. 6 fiubat 2006 tarihinde patronun sahte kapatma sald›r›s›na karfl› Deri-‹fl Tuzla fiubesi öncülü¤ünde direnifle bafllayan Dünya Deri iflçilerinin direnifli sendika ile patron aras›nda yap›lan protokol sonucu 17 May›s 2006 tarihinde sona erdi. Yap›lan protokole göre Dünya Deri, tekrar üretime bafllarsa direniflte bulunan iflçileri alacak. Direniflteki iflçiler parça parça patronun ikinci iflyeri olan Öz Deri fabrikas›na al›nacaklar. Protokol imzalanmas›n›n ard›ndan iflçilerin tüm haklar› ödendi. Yine Deri-‹fl Tuzla fiubesi’nde örgütlendikleri için 24 Kas›m 2005 tarihinde iflten at›lan ve o tarihten itibaren direnifle bafllayan Cevahir Deri direnifli de 24 May›s 2006 tarihinde sona erdi. Patronla yap›lan görüflme sonucunda direniflte bulunan sürenin yaklafl›k yar›s›n›n ücreti iflçilere ödendi. 2002 y›l›nda kurulan Dünya Deri’de, Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi taraf›ndan 2005 y›l›nda örgütlenmeye baflland›. Patron, fabrikay› kurdu¤u günden 2005 y›l›na kadar iflçileri sosyal haklardan mahrum etmekte ve istedi¤i gibi çal›flt›rmaktayd›.
Sendikan›n örgütlenmesini hazmedemeyen patron, 6 fiubat 2006 tarihinde iflyerini “geçici olarak” kapatt›¤›n› belirterek, makinelerini boflaltt›. Bu tarihten sonra çeflitli yerlerde fason üretim yapt›, ikinci iflyeri olan Öz Deri’de üretime devam etti. ‹flçiler sendikan›n öncülü¤ünde onurlu bir direnifl sergiledi. Dünya Deri’nin tekrar aç›lmayaca¤›, direnifl sürecinde iflçiler ve sendika taraf›ndan anlafl›ld›. Bunun üzerine sendika iflçilerle biraraya gelerek süreci tart›flt› ve ortak karar alarak direnifli sonland›rd›. Cevahir Deri’de de 7 ayl›k bir direnifl süreci yafland›. Bu süre içerisinde direniflçiler tüm demokratik haklar›n› kulland›lar. Cevahir Deri’de de yap›lan sald›r›lar iflçilere geri bir ad›m att›ramad›. Buradaki direnifl de iflçilerle sendikan›n biraraya gelerek süreci tart›flmas› ile son buldu. Her iki iflyerinde de direnifller olumsuz sona ermifl gibi görünse de, iflçilerin okulu olan direnifllerden iflçiler de sendika da birçok deneyim ve tecrübe edinmifltir. Direniflteki iflçilerin büyük bir ço¤unlu¤u AKP hükümetine oy vermifltir. Direnifl bafllama-
Emekçinin Gündemi fiANLI 15-16 HAZ‹RAN D‹REN‹fi‹N‹N DENEY‹MLER‹NDEN Ö⁄RENEL‹M! ‹flçi s›n›f›na yönelik azg›n sömürü ve hak gasplar› dün oldu¤u gibi bugün de fliddetinden hiçbir fley kaybetmeden -hatta giderek artan bir ivme ile- devam etmektedir. Emperyalist-kapitalist sistem yap›sal krizlerini atlatabilmek için iflçi s›n›f›n›n kazan›lm›fl tüm haklar›n› yeni düzenlemelerle elinden almaya çal›flmaktad›r. Buna yönelik ç›kart›lan her türlü anti-demokratik kölelik ve sald›r› yasas›yla iflçi s›n›f› susturulmak istenmektedir. 1971 y›l›nda kendili¤inden geliflen iflçi s›n›f› mücadelesi, o dönem devlet taraf›ndan dayat›lan ola¤anüstü hal yasalar›na karfl› Türkiye genelinde etkin bir hale gelebilmiflti. Sendikalar›n yetki alabilmesi için % 10 baraj konulmas›, 274 ve 275
say›l› yasalarla genel grev hakk›n›n yasaklanmas› ve lokavt uygulanmas›na karfl› mücadeleyi gelifltirmifltir. Dün oldu¤u gibi bugün de, sömürücü egemen güçlerin ana merkezleri ve silahl› güçleri flehirlerde çöreklendi¤i için iflçi s›n›f›n›n geliflen hakl› direnifl mücadelesi kan ve fliddetle bast›r›lm›flt›r. Ancak elbette ki, al›nan yenilgilerin bir sebebi bu oldu¤u gibi as›l ve en büyük sebep ‹brahim Kaypakkaya’n›n da önemle vurgu yapt›¤› gibi s›n›f sendikac›l›¤› ilke ve esaslar›ndan yoksun olunmas› ve iflçi s›n›f›n›n öncüsünden, onun örgütlülü¤ünden uzak olmas›ndan kaynakl›d›r. 15 ve 16 Haziran direniflinin deneyimlerinden ç›karm›fl oldu¤umuz sonuçlar bugün de iflçi s›n›f›n›n önünde yol aç›c› bir flekilde
“Sald›r›lara ra¤men 6 ay onurumuzla direndik!” Direniflin sona ermesinin ard›ndan Cevahir Deri iflyeri temsilcisi Haydar Kaya’n›n düflüncelerini ald›k. - Patronun sald›r›s›na karfl› sendikayla ortak karar alarak direnifle bafllad›k. Uzun bir süre bu direnifli baflar›yla sürdürdük. Türk-‹fl bize sahip ç›kmad›. Di¤er ilerici, sendika, kurum ve kurulufllardan da yeteri kadar destek alamad›k. 28 arkadafl, direnifller konusunda tecrübeliydik. Tafleron, asker ve deri patronlar› bir olup bize sald›rd›lar. Bu sald›r›lara ra¤men biz 6 ay direndik. Direnifl boyunca özellikle maddi s›k›nt›y› çok yaflad›k. Bazen direnifl yerine gelmek için yol paras› bulamad›k, evimize ekmek götüremedik, çocuklar›m›za harçl›k veremedik. Gelinen aflamada s›n›f dostlar›ndan destek de çok zay›flay›nca iflçiler ve sendika biraraya gelip ortak karar alarak direniflimizi sonland›rd›k. Direnifl, havzadaki iflçileri birbirine daha fazla kenetlemifltir. Bu da bizim yani iflçilerin kazan›m› olmufltur. (Kartal)
durmaktad›r. Buradan ç›kartaca¤›m›z derslerle iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lar›n ayyuka ç›kt›¤› bu dönemde deneyim edinmek önemlidir. Bugün aç›s›ndan emperyalizmin neoliberal politikalar› ile ülkemiz egemen s›n›flar› ve hükümeti arac›l›¤› ile iflçi ve emekçilere yönelik daha fazla sömürüyü dayatmakta, kazan›lm›fl ekonomik ve demokratik haklar›n› geri almaya çal›flmakta, özellefltirmeler, esnek çal›flt›rmalar, tafleronlaflt›rmalar ve mezarda emeklilik gibi iflçi s›n›f›n›n örgütsüzlefltirilmesine, sendikas›zlaflt›r›lmas›na hizmet edecek azg›n sald›r› yasalar›n› devreye sokmaktad›r. Çeflitli milliyetlerden Türkiye iflçi s›n›f›n›n emperyalist sald›rganl›¤a, ›rkç›floven faflist politikalara, sömürü ve hak gasplar›na karfl› s›n›f sendikac›l›¤› ilke ve esaslar› üzerinden örgütlenmesi önemlidir. Tüm DDSB’liler siyasal ve politik hedefleri s›n›f mücadelesine hizmet edecek flekilde örgütlemeli ve genifl iflçi y›¤›nlar›n›n taleplerini dikkate almal›d›r. Bugün aç›s›ndan 15-16 Haziran Bü-
Serna-Seral’de toplu sözleflme imzaland›
Toplu sözleflme sürecinde patronun uzlaflmaz tavr› nedeniyle 71 Serna-Seral iflçisi, 16 Eylül 2005 tarihinde greve bafllam›flt›. Patron Serdar ‹pekflen ise 19 Eylül 2005 tarihinde lokavt ilan etmiflti. 16 Eylül’de fabrika önünde çad›r kurarak direnifl bafllatan iflçiler, birçok bask›yla karfl› karfl›ya kal›rken kararl› bir flekilde direnifllerine devam ettiler. ‹flçilerin uzun süren kararl› tutumu patrona geri ad›m att›rd›. 18 May›s günü Serna-Seral grevinin 247. gününde sendika ile patron temsilcileri biraraya gelerek sözleflme imzalad›. Yap›lan sözleflmeyle ilgili bir aç›klama yapan TEKS‹F Bak›rköy fiube Baflkan› Çetin Yelken “Devam eden görüflmeler sonucunda iki y›ll›k anlaflma sa¤lad›k. Anlaflmam›za göre, ücretlerde birinci y›l % 12, ikinci y›l ise % 10 art›fl sa¤lanacak. Y›lda iki kez ikramiye verilecek. Her iflçiye 1250’fler YTL sözleflme fark› ödenecek. ‹flçiler bir ay ücretli izinli say›lacak. Bir ay sonunda fabrikadaki üretim devam etmez, kapan›rsa iflçilere tazminatlar› yedi taksitle verilecek” dedi. (Kartal)
yük ‹flçi Direnifli bizlere göstermektedir ki; egemen güçlerin topuna, tank›na, copuna, tüfe¤ine karfl› kendi örgütlü güçleriyle difle difl bir kavga vererek emperyalistleri ve iflbirlikçi ve uflak iktidarlar›na diz çöktürmeyi hedeflemektedir. T›pk› Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’nden ö¤rendi¤i gibi bizler de ülkemiz topraklar›nda bafllayan, devam eden direnifllerden ö¤renelim, bunlar›n ders ve deneyimleri ile gelecek yeni direniflleri örelim. Sadece devam eden de¤il, baflar› ya da baflar›s›z olarak da olsa bitmifl olan direnifllerden dahi gerekli dersleri ç›karmak, yenilginin boyutlar›n› anlamak gelecek süreç aç›s›ndan anlaml›d›r. ‹flçi s›n›f›n›n sömürücü egemen güçlere karfl› kahredici gücünü örgütlü ve bilinçli bir mücadeleyle öncüyle buluflturup, s›n›f mücadelesinde zaferi perçinlemeyi hedeflemeliyiz. Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl›ndaki iflçi ve emekçiler tüm direniflleri desteklemeli, güç vermeli ve ziyaretimizle direniflleri büyütmeliyiz.
6
2-15 Haziran 2006
49
Burjuva partiler AKP’ye karfl› köylüleri yede¤ine alma yar›fl›na girmifl durumdalar.
Egemenler halk› kand›rma telafl›nda köylülere yöneldi! AKP hükümeti ifl bafl›na geldi¤i günden beri üreticilere y›k›mdan, açl›ktan ve sefaletten baflka hiçbir fley getirmemifltir. Özellikle son süreçte gündeme gelen Tar›m Yasas›, DB ve IMF ile yürütülen pazarl›klar sonras›nda oluflturulan, baflka bir deyiflle DB ve IMF gölgesi alt›nda haz›rlanm›fl bir yasad›r.
AKP hükümetinin tar›m› tasfiye politikalar› tüm h›z›yla devam ederken, bir yandan da hükümeti tasfiye politikalar› Dan›fltay sald›r›s›n›n ard›ndan h›zl› bir flekilde sürüyor. Tüm halk kesimleri üzerinde azg›n bir terör ve y›k›m uygulayan AKP hükümetinin yerine farkl› alternatifler aran›rken; üzerine plan yap›lan kesimlerden biri de –hatta en önemli ve kitlesel kesimlerden biri de- köylülük. Ülkemizdeki köylü nüfusunun yo¤unlu¤u düflünülünce gayet anlafl›l›r olan bu politikay› en çok, tekrar y›ld›z› parlat›lmak istenen tescilli katil Mehmet A¤ar’›n yaklafl›m›nda görmek mümkün. Bir süredir bafllad›¤› ve son süreçte art›rd›¤› seçim çal›flmalar› ile AKP hükümetinin politikalar›n› teflhir eden Mehmet A¤ar, özellikle köylü nüfusun yo¤un olarak yaflad›¤› bölgelere yönelik ziyaretlere a¤›rl›k vererek, buralarda yapt›¤› konuflmalarda da özel olarak bölge üreticisinin en can yakan sorunlar›na de¤inmekte ve hükümete geldi¤i dönemde bütün bu sorunlar› kayna¤›ndan çözece¤i yalan›n› savurmaktad›r. Örne¤in Karadeniz’de k›rsal kesimde f›nd›¤›n yan›nda önemli geçim kaynaklar›ndan biri olan çay üreticileri ile ilgili bir kampanya bafllatan DYP, çay üreticilerinin yaflad›¤› s›k›nt›lar›, rahats›zl›¤› ve çaresizli¤i kullanarak 1 kg yafl çay›n taban fiyat›n›n 1 YTL olmas› için kampanya bafllatm›flt›r. Kampanya ile ilgili bilgi veren DYP ‹l Baflkan› Köksal Toptan, “Biz DYP olarak, muhalefet olarak elimizden geleni yap›yoruz” sözleri ile hem kendi görevlerini yerine getirdiklerini belirtmekte hem de bu yolla hükümeti elefltirmektedir. Yine geçti¤imiz haftalarda Rize’de bir miting düzenleyen DYP ad›na konuflan Mehmet A¤ar, üreticilere onlarca söz vermifltir.
Köylüler yoksullafl›yor! Emekçi halk›m›z tüm bu vaatlerin sadece birer yalan oldu¤unu daha önce yaflad›klar›ndan, sadece Mehmet A¤ar de¤il ama bütün egemen s›n›f temsilcilerinin savurdu¤u ancak hükümete geldiklerinde yapmad›klar› uygulamalar›ndan dolay› bizzat bilmektedir. Ancak flu da bir gerçek ki AKP hükümeti döneminde en zor y›llar›n› yaflayan ve nerede ise bitme aflamas›na gelen, sürekli yeni aray›fllar içinde olan köylülü¤ün –özellikle yoksul köylülü¤ünönemli bir bölümü bu söylemlerden etkilenmekte ve baflka bir ç›kar yol bulamad›¤› için farkl› egemen s›n›f sözcülerini hükümete tafl›yabilmekte, onlara yedeklenebilmektedir. Köylülere yönelik vaatlerde bulunmay› seven ve Türkiye gibi bir ülkede köylülerin “önemini anlayan” bir di¤er parti de CHP’dir. Deniz Baykal’›n da son aç›klamalar›n›n nerede ise tümünde hükümete yönelik teflhir ve k›naman›n yan›nda toplumun tüm kesimlerine yönelik –özellikle köylülere- içi bofl vaatler bulmak mümkündür. Bunun böyle olmas›n›n çeflitli nedenleri vard›r. AKP hükümetinin y›k›m sald›r›lar›ndan en çok etkilenenlerden birinin köylülük olmas› elbette ki, önemli nedenlerden biridir. Di¤er bir önemli neden ise, köylülü¤ün ülkemizdeki di¤er kesimlere göre daha az örgütlü olufludur. Birinci olarak de¤indi¤imiz köylülü¤ün yoksullaflmas›na iliflkin birkaç fley söylersek; sadece son olarak gündeme gelen birkaç uygulamaya ve yasaya de¤inmek bile yeterli olacakt›r. AKP hükümeti ifl bafl›na geldi¤i günden beri üreticilere y›k›mdan, açl›ktan ve sefaletten baflka hiçbir fley getirmemifltir. Ç›kart›lan yeni yasalar ile destekleme
al›mlar› kald›r›lm›fl, ürünlere kota konulmufl, ekimlere s›n›rlama getirilerek -Karadeniz’de çay ve f›nd›kta oldu¤u gibi- fazla olan bölümler zoraki bir flekilde sökülmüfl, taban fiyatlar› giderlerin oldukça alt›na düflmüfl, emperyalist tekellere olanca kolayl›k sa¤lan›rken yoksul köylü ölüme mahkûm edilmifltir. Tar›mda yaflanan yoksullaflma, yap›lan baz› araflt›rmalar›n sonuçlar›na bak›larak rahatça izlenebilir. D‹E’nin milli gelir verilerine göre, çal›flan nüfusun üçte birini oluflturan tar›m kesimi (iflgücü hariç) 2000 y›l›nda kullan›lan gelirden % 14,7 pay al›rken bu pay, kriz y›l› 2001’de % 13,1’e geriledi. 2003 ve 2004’te ise s›ras›yla % 12,5 ve 11,9 olarak gerçekleflti. Böylece 7,7 milyon kiflinin geçimini sa¤lad›¤› tar›m, 2000’den 2004’e gelir pastas›ndan yaklafl›k 3 puan kayba u¤rad›. Özellikle son süreçte gündeme gelen Tar›m Yasas›, DB ve IMF ile yürütülen pazarl›klar sonras›nda oluflturulan, baflka bir deyiflle DB ve IMF gölgesi alt›nda haz›rlanm›fl bir yasad›r. Ve AKP hükümeti bu yasay› kitlelerin gözlerini kamaflt›rmak
için binbir türlü yalanla piyasaya sürmeye haz›rlanmaktad›r. Köylülü¤ün örgütsüzlü¤ü ise egemenler aç›s›ndan bulunmaz bir f›rsatt›r. Son y›llarda belli sendikalar›n çat›s› alt›nda örgütlenme giriflimleri olsa da köylülü¤ün büyük bir k›sm›n›n hala örgütsüz oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz. Bu da egemenlerin köylülü¤e yönelik sald›r›larda daha rahat davranmas›n› beraberinde getirmektedir. Ancak bu örgütlülükler etraf›nda özellikle 2006 y›l›n›n daha bafllar›nda gerçekleflen baz› mitingler bile köylülerin yaflad›klar› sorunlar›n büyüklü¤üne örnektir. Özellikle son süreçte fieker-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde yap›lan özellefltirme karfl›t› eylemlere Tokat, Amasya vb. illerde yo¤un kat›l›m sa¤layan köylüler, ayn› zamanda iflçi-köylü dayan›flmas› anlam›nda da güzel örnekler sunmaktad›r. Bu örnekleri ço¤altmak mümkündür. Yukar›da de¤indi¤imiz gibi AKP hükümetinin son kullanma tarihi geçmifl gibi görünmektedir. Bu hem hükümeti hem de “muhalefeti” harekete geçirmifl durumdad›r. Artan sald›r› süreci ile birlikte egemenler cephesinden h›z verilen çal›flmalardan biri de budur ve köylülük bir de bu aç›dan egemenler taraf›ndan hedef tahtas›na konulmufltur. Genifl köylü kitlelerinin egemenlerin bildik vaatlerine kanmamas› için onlar›n bafllatt›klar› bu süreci aleyhlerine çevirmek gibi bir görevimiz vard›r. Bu görevi baflarman›n yolu da esas olarak genifl köylü y›¤›nlar›n› sorunlar› etraf›nda birlefltirmek, iflçi ve köylülerin özellikle son süreçte ortaya ç›kan birlikteliklerini büyütmek, üreticilerin çaresizli¤ini ve açl›¤›n› öfkeye, öfkelerini örgüte dönüfltürmek için çal›flmakt›r. (H. Merkezi)
Manisa-Develi köylülerinin yürüyüflüne polis engeli Manisa’da meralar›n›n çöp alan› yap›lmak istenmesine karfl› mücadele eden Develi köylüleri, taleplerini valili¤e iletmek için meflaleli yürüyüfl yapt›. Develililere Manisa giriflinde polis müdahale etti ve vali vekili görüflmedi. Köylerine yap›lmas› planlanan çöp toplama ve kat› at›k bertaraf tesisine karfl› mücadele eden Manisa’n›n Saruhanl› ‹lçesi’ne ba¤l› Develi
köylüleri, taleplerini valili¤e iletmek amac›yla köylerinden Manisa merkezine yürüdüler. Eylemlerine “Ülkeyi Karanl›ktan Ayd›nl›¤a Kavuflturma” ad›n› veren ve ellerinde meflalelerle yürüyüfl yapan köylülere Manisa yak›nlar›nda Emniyet Müdür Yard›mc›s› Fikri Özsoy’un bafl›nda bulundu¤u polisler müdahale etti ve yürüyüfl engellendi. (‹zmir)
7
49
2-15 Haziran 2006
Efemçukuru köylüleri siyanürle alt›n aranmas›na tepkili
zmir’in Menderes ilçesine ba¤l› Efemçukuru Köyü s›n›r›nda Tüpra¤ Metal Madencilik fiirketi siyanürle alt›n aramak istiyor.
‹
‹zmir Bergama, Eflme, Sivrihisar Havran/Küçükdere Elele Hareketi üyeleri, ‹zmir’in Menderes ‹lçesi’ne ba¤l› Efemçukuru Köyü s›n›rlar›nda Tüpra¤ Metal Madencilik fiirketi taraf›ndan kurulmaya çal›fl›lan siyanürlü alt›n madenine karfl› ‹zmir Cumhuriyet
F›nd›¤›n gelece¤i Ankara’da Fiskobirlik’in yeterli deste¤i bulamamas› sonucu üreticiye flu
ana kadar olan borcunu ödeyememesi ve al›c› piyasas›ndan çekilmek zorunda kalmas› f›nd›k fiyatlar›n›n düflmesine yol açt›. Rize’den Adapazar›’na kadar yaklafl›k 8 milyon üreticinin geçimini sa¤lad›¤› ve ayn› zamanda en önemli ihraç ürünü olan f›nd›¤›n son günlerde h›zla de¤er kaybetmesinin nedenleri
Meydan›’nda biraraya geldi. Aç›klamay› yapan Elele Hareketi Dönem Sözcüsü Ertu¤rul Barka, alt›n madeni iflletmesinin ‘yörenin do¤al dengesini bozaca¤› ve ‹zmir’in içme suyu kaynaklar›n› kirletece¤i’ konusunda defalarca uyar›da bulunduklar›n› belirtti. Barka, “Yap›lan uyar›lara karfl›n, ‹zmir Büyükflehir Belediyesi ve bölgeye iliflkin her türlü denetimi yapmaya yetkili olan ‹ZSU ile ‹zmirliler atlat›larak maden iflletmesine ÇED olumlu karar› verildi. fiimdi de madenci flirket Tüpra¤ Metal Madeni San. Tic. Ltd. fiti. taraf›ndan Efemçukuru köylülerine noter kanal›yla ‘arazilerini satmalar›, satmamalar› halinde kamulaflt›r›laca¤›’ tehdidi içeren ihtar gönderdi” dedi. Barka, “Burada kamu yarar› bu iflletmenin önünü açmak de¤il, iflletmeye engel olmakt›r. Olas› kamulaflt›rma, kamu yarar›na de¤il Tüpra¤ fiirketi’nin ç›kar›na olacakt›r. Bu nedenle Efemçukuru’nda kamulaflt›rma yap›lamaz”
Ankara’da masaya yat›r›l›yor. “F›nd›¤›n politikas›n›n belirlenmesi için izlenecek yol haritas›”n›n çizildi¤i toplant›da al›nacak kararlar f›nd›¤›n kaderini belirleyecek. TOBB’un patronlu¤undaki toplant›ya Ticaret ve Sanayi Odalar›, Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i temsilcileri, Tar›m Bakanl›¤›, Ticaret ve Sanayi Bakanl›¤› bürokratlar› ve Fiskobirlik yöneticileri kat›l›yor. Ordu Ticaret Borsas› Baflkan› Necdet Gürsoy Türkiye’de f›nd›k konusunda çok bafll›l›k bulundu¤unu ve taraflar›n birbirini suçlamas›n›n yanl›fl oldu¤unu belirterek “flimdiye kadarki da¤›n›k ve sezonluk politikalar, sorunlar›n kronikleflmesine neden olmufltur. fiu anda yaflanan düflüfl de bunun sonucudur” dedi. 2005 y›l› sezon aç›l›fl›nda 7 YTL olan kabuklu f›nd›k fiyat›n›n son süreçlerde 4
Bu¤dayda Rekabet S›k›nt›s› Do¤al bu¤day ambar› ülkemizde, köylüler art›k bu¤day yetifltiremiyor. Gübrenin, ilac›n, mazotun sürekli pahalanmas›, IMF, DB ile dayat›lan tar›mda y›k›m politikalar› tar›msal üretim gücünü h›zla k›rmaya devam ediyor. Bu¤day piyasas›n› etkileyen mevcut flartlarda geçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da düflük düzeyde seyretti¤ini belirten Ziraat Mühendisleri Odas› Genel Baflkan› Gökhan Günayd›n; yap›lmas› gerekenin bir an evvel TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi) piyasaya fiyat›n› düflürmeyecek bir fiyat aç›klamas› ve bu fiyat›n da üre-
ticinin hem maliyetini ortaya koyan hem de bu maliyetin üzerine üretimini sürdürebilmesi için gerekli olan kâr› ekleyen bir fiyat düzeyi olmas› gerekti¤ini söyledi. Baz› çevrelerin halen “Dünya fiyatlar› düflüktür, dünya fiyatlar›yla rekabet için Türkiye’deki bu¤day ve arpa fiyatlar›n› da düflürmek gerekmektedir” fleklinde görüfl bildirdi¤ini ifade eden Günayd›n, “Yunanistan çiftçisi mazota 1.20 YTL civar›nda öderken, Türkiye çiftçisi 2 YTL’nin çok üstünde mazota para ödüyorsa bu girdi fiyatlar›n›n
dünya fiyatlar› düzeyine çekilmesini niye konuflmuyoruz? Ancak bu atmosfer içerisinde girdi fiyatlar› afla¤› çekilir ve maliyetler dünya maliyetleri düzeyine indirgenirse Türkiye’nin de tar›msal ürün fiyatlar›nda dünyayla rekabet etmesi söz konusu olabilir. Girdiler her y›l artarken, bu ülkede üretici, üretimi yapmaktan vazgeçecek t›pk› geçen y›l oldu¤u gibi 1 milyon 300 bin insan köylerini terk ederek kentlere yerleflmeye bafllayacak, varofllara gelecektir ve bu ülke siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal yeni krizlere gebe olacakt›r” dedi. (Ankara)
fleklinde konufltu. Bas›n aç›klamas›na kat›lan Efemçukuru köylülerinden Raziye Sar›çam, üzümü alt›na tercih ettiklerini söyledi. Sar›çam, siyanürlü alt›n istemediklerini sa¤l›kl› topraklarda sa¤l›kl› bir yaflam istediklerini belirterek, “Ben kana kana su içmek istiyorum. Uyan! Sa¤l›¤›n elden gidiyor ‹zmirliler, art›k siz de bir ses verin de bu siyanürlü alt›n madenlerini ‹zmir’den def edelim” fleklinde konufltu. Aç›klamaya destek veren EGEÇEP Dönem Sözcüsü Av. Arif Ali Cang› ile Köy-Koop Genel Baflkan› Mehmet Özkurnaz da, siyanürlü alt›n aramaya karfl› köylülerle birlikte mücadele etmeye devam edecekleri mesaj›n› verdi. Aç›klaman›n ard›ndan köylüler Cumhuriyet Postanesi’nden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan›’na “Siyanürlü alt›n madeni istemiyoruz” bafll›kl› mektup gönderdiler. (‹zmir)
YTL’ye, 10 dolar olan ihraç fiyat›n›n da 6 dolara gerilemesi, f›nd›kta bu y›ldan çok gelecek y›llara zarar verilece¤ini göstermektedir. F›nd›k tüccarlar› ve ihracatç›lar ile üreticileri karfl› karfl›ya getiren ve her yeni sezonda kurgulanan oyunlarda, da¤›n›k örgütsüz köylüler, organize olan güçlü tüccarlara yenik düflmektedir. Tüccar›n ihracatç›lar›n Ankara’daki temsilcileri her zaman bu kesimlerin yan›nda çal›flarak, üreticilerin güçsüzlü¤ünden faydalan›yorlar. O nedenle f›nd›k üreticileri örgütlenerek, oynanan oyunlar› bozmal›, yenilgiyle sonuçlanan kaderlerini de¤ifltirmelidir. Ankara’da masaya yat›r›lan f›nd›¤›n gelece¤ini belirleyen “f›nd›¤›n politikalar›n›n belirlenmesi için izlenecek yol haritas›” üreticilerin de gelece¤ini belirlemektedir. (Ankara)
8
2-15 Haziran 2006
49
Muhabirimize silahl› sald›r›
Son bir y›ld›r “vatan, millet, bayrak sevgisi” ad› alt›nda bir kez daha sivil faflist güçlerini kullanan hakim s›n›flar kendi varl›¤›n› korumak için toplumda var olan ilerici kesimlere; özellikle devrimci, komünist ve yurtseverlere pervas›zca sald›rmaya devam etmektedir. Kendi eliyle organize bir flekilde ördü¤ü linç giriflimlerini boyal› bas›n arac›l›¤› ile kamuoyuna “halk›n bölücülere yönelik tepkisi olarak” yans›tmaya çal›flm›flt›r. Son süreçte yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n çeflitli yerlerinde s›kça karfl›laflt›¤›m›z bu olaylar›n yafland›¤› illerden birisi de Erzincan’d›r. Her ne kadar son süreçte yo¤unlaflt›¤›n› ifade etsek de, Erzincan’da bu olaylar›n her dönem farkl› k›l›flara büründürülerek sahnelendi¤i gözden kaçmamaktad›r. Seksen öncesinde Alevi düflmanl›¤›, seksen sonras›nda Kürt ulusal hareketinin özellikle T. Kürdistan›’nda nitelik kazanmas›yla Kürt düflmanl›¤› ve doksanlarda ise sa¤-sol çat›flmas› ile benzer olaylar gündeme gelmifltir. Tüm yaflananlara ra¤men amac›na ulaflamayan, halk› birbirine k›rd›rmay› baflaramayan faflizm, flimdi ise Erzincan’da devrimci ve demokrat kurumlar›n çal›flmalar›n› engellemek için devrimciler ile kitleler aras›nda güven sorunu yaratmaya çal›fl›yor. Bölgede devrimci kurumlar›n faaliyet yürütmelerine tahammül edemeyen faflizm, gazetemize tahammülsüzlü¤ünü de gözler önüne sermifltir. Büromuz aç›ld›¤› günden bu yana çeflitli bask›lara maruz kalan çal›flanlar›m›z›n ve okurlar›m›z›n kitlelerle ba¤lar›n›n güçlenmesi halk›n gazetemizi sahiplenmesi engellenmek istenmifltir. Son olarak Ulalar’da iflbirlikçi bir muhtar hedef
al›narak yap›lan eylemde dört çocu¤un yaflam›n› yitirmesini adeta f›rsat bilerek kullanan faflizm, olay›n sorumlusu olarak gazete çal›flanlar›m›z› kitlelere teflhir etmifl ve çal›flanlar›m›z Murat Demir ve Derya Gökmen’in resimleri kitleye gösterilerek “vur emrini verenler bunlar. Çocuklar›n›z›n ölmesine bunlar sebep oldu” diyerek çaresizli¤ini gözler önüne sermifltir. Ayr›ca Erzincan Alay Komutan› da kendi telefon numaras›n› halka da¤›tarak “buralara gelirlerse haber verin” demifltir. Olay›n yaflanmas›yla beraber bas›n› kullanarak “31 Ocak’ta bas›n aç›klamas› yapmak isteyen T‹KKO üyelerini engelleyen muhtar hedef al›narak çocuklar öldürülmüfltür” aç›klamalar› ise çal›flanlar›m›za yönelebilecek sald›r›lar›n zeminini oluflturmufltur. Aileleri ziyaret eden kolluk güçleri, aileleri çal›flanlar›m›za karfl› k›flk›rtarak “biz onlar› tutuklar›z, ancak bu birfley ifade etmez, al›p onlar› içerde besleyece¤iz, size 24 saat zaman ne yapacaksan›z yap›n” ibarelerini kullanm›flt›r. Aileleri ziyaret edenlerden birisi de Tunceli Alay Komutan› Nam›k
Dursun’dur. Tüm bu yaflananlar›n ard›ndan 25 May›s gecesi saat 12:30 s›ralar›nda Erzincan’›n Geçit Beldesi’ndeki mahalle kahvesine giden 4 kifli muhabirimiz Murat Demir’in kardefline “Murat nerede, biz onun siyasi arkadafllar›y›z, görmemiz gerekiyor” diyerek kendilerini eve götürmesini istemifltir. Eve giden flah›slar Murat Demir’i d›flar› ç›kararak “yan›ndaki kad›n (çal›flan›m›z Derya Gökmen’i kastederek) nerede, vur emrini siz verdiniz, çocuklar›m›z›n kan› yerde kalmayacak” dedikten sonra atefl ederek kaçm›fllard›r. A¤›r olarak yaralanan muhabirimiz ald›¤› kurflunlar nedeniyle hala yo¤un bak›mda tutulmaktad›r. Tüm bu yaflananlar s›ras›nda umursamaz tav›rlar›yla dikkat çeken kolluk güçleri, olay›n faillerine iliflkin henüz bir soruflturma bafllatmazken, Murat Demir Savc›l›k karar› gerekçe gösterilerek ailesi ile dahi görüfltürülmemektedir. Yine 26 May›s günü Malatya’da gazetemiz çal›flanlar›n›n oturdu¤u evin kap›s› saat 18:00 civar›nda kimli¤i belirsiz iki kifli taraf›ndan k›r›larak eve girilmifl, ortal›k da¤›t›larak beklenmifltir. Orada bulunan arkadafllar›m›z›n olay› ö¤renip eve gitmesi üzerine içerdekiler arkadafllar›m›za b›çak çekerek oradan uzaklaflm›fllard›r. Yaflananlara polisin müdahalesiz kal›fl› dikkat çekmektedir. Tüm bu yaflananlar›n tesadüf olmad›¤› kolluk güçlerinin olaylar karfl›s›ndaki rahat tav›rlar›ndan her iki olay›nda organize bir sekilde haz›rlanarak kimler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini aç›k bir sekilde ortaya koymaktad›r. * Erzincan büro çal›flanlar›m›za yönelik sald›r› ile ilgili 29 May›s Pazartesi günü ‹stanbul’da yap›lan eylemde “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” slogan› gür bir flekilde at›ld›. Eyleme destek vermek için At›l›m, Yürüyüfl, Al›nteri ve K›z›lbayrak gazetelerinin çal›flanlar› ve okurlar› da destek verdi. Bas›n metnini okuyan gazetemiz çal›flan› Bahar Gök; devlet ve burjuva medya kalemflörlerince “Halk bölücüleri linç etmek istedi” 盤l›klar› at›l›rken, asl›nda bu linç ve sald›r›lar›n bir grup kolluk gücü ve sivil faflistlerce örgütlendi¤ini söyledi. Olayla ilgili bilgi veren Gök, Demir’in hastanede olmas›na karfl›n Savc›l›k karar› ile kimseyle görüfltürülmedi¤ini de sözlerine ekledi. Aç›klama sloganlarla sona erdi. (‹stanbul)
TMY geçmeden uygulamalar› yaflama geçti! Tüm halk kesimlerinin örgütlenme, düflünce ve eylem hakk›n› gasp eden Terörle Mücadele Yasas›, daha yasallaflmadan uygulanmaya baflland›. 19 May›s Cuma günü Diyarbak›r ‹HD binas›nda yap›lan aç›klama da bunun bir göstergesi oldu. Her y›l haz›rlanan ‹HD’nin bölgesel hak ihlalleri raporu bu y›l Diyarbak›r’da aç›klan›rken, rapor halka yönelik sald›r›lar›n pervas›zl›¤›n› gözler önüne serdi. Türkiye Kürdistan›’ndaki hak ihlalleri ile ilgili 2006 y›l›n›n
sadece ilk 4 ay›n› kapsayan raporda, 2004 ve 2005 y›llar›n›n toplam ihlal rakamlar›na göre gözle görülür bir art›fl söz konusu. Aç›klamay› yapan Mihdi Perinçek; 2004 y›l›ndan bafllayarak gözle görülür bir flekilde insan haklar› ihlallerinin artt›¤›n› belirtti. Perinçek; 2006’n›n ilk 4 ay›nda yaflam hakk› ihlalinin 135, gözalt› say›s›n›n 2015, iflkence olay› say›s›n›n 226, tutuklaman›n 884, soruflturma ve cezalar›n 564 oldu¤unu ve sonuçta 4178 gibi 4 ay için deva-
sa bir rakam ç›kt›¤›n› belirterek; 2004 y›l›n›n toplam rakam›na göre % 400, 2005 y›l›n›n toplam rakamlar›na göre ise % 445’lik bir art›fl›n söz konusu oldu¤unu söyledi. Perinçek’in ard›ndan söz alan Ali Ak›nc› 2006 y›l›nda 30 kiflinin yarg›s›z infaz sonucu katledildi¤ine, 2015 kiflinin ise keyfi gözalt›na al›nd›¤›na vurgu yaparak, iflkence ve kötü muamele olaylar›n›n ise daha ilk 4 ay olmas›na ra¤men 226’ya ulaflt›¤›na dikkat çekti. (H. Merkezi)
Devlet yalan haberlerle sonuç alamayacakt›r! 16 May›s günü Ni¤de’de Terörle Mücadele fiubesi taraf›ndan yap›lan operasyonda TKP/ML T‹KKO örgütüne üye olduklar› gerekçesi ile 7 kifli gözalt›na al›nd›. 4 gün süren sorgunun ard›ndan tutuklanarak Ni¤de Hapishanesi’ne konulan 7 kiflinin isimleri uzun süre Savc›l›k taraf›ndan gizlilik karar› gerekçe gösterilerek aç›klanmad›. Halil fiahin, Cengiz Kahraman, Yaflar ‹nce, Naki Demir, Tayyar Ero¤lu, Sedat Ot ve Resmiye Vatansever isimli kifliler tutuklanmalar›na ve hapishaneye götürülmelerine ra¤men haklar›nda ne avukatlar›na ne de ailelerine bilgi verildi. Yeni yasal düzenlemelerin bir sonucu olan bu tarz yapt›r›mlar, önümüzdeki dönemde de ayn› keyfilikle uygulanacakt›r. Tutuklamalar›n ard›ndan aç›klama yapan ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah “T‹KKO’yu çökerttik” beyanlar›nda bulunarak, “örgütün genel sekreterinin de aralar›nda bulundu¤u 7 kifli yakalanm›flt›r” dedi. Bu aç›klaman›n oldu¤u günlerde burjuva medya Halil fiahin’i hedef alan aç›klamalarda bulunarak, ye¤eni Y.fi’nin ifadelerini internet sitelerinde ve gazetelerde yeniden yay›nlad›. “Terör kamp›nda seks esareti”, “Terör örgütünde ahlaks›z iliflkiler” gibi manfletlerle verilen haberde bir dizi karalama ve yalan aç›klamaya yer verildi. 1998 y›l›nda gerilladan kaçarak devlete teslim olan Yasemin fiahin’in “ifadeleri” o tarihlerde de burjuva medya taraf›ndan devrimcilerin ve komünistlerin karalanmas› için kullan›lm›flt›. Bu tarz haberlerin Halil fiahin’in tutuklanmas› ile birlikte yeniden gündeme gelmesi devrimcilere yönelik yap›lan sald›r› kampanyas›n›n bir parças›d›r. Devrimci ve komünistlerin kitleler üzerindeki etkisini zay›flatmak ve sözde “gerçekleri” aç›klama amac›yla verilen bu tarz haberlerin devrimcileri tan›yan halk›m›z aç›s›ndan hiçbir inand›r›c›l›¤›n›n olmad›¤› aç›kt›r. ‹tirafç› olmay› tercih eden ve sistemin hizmetine giren bu kifliliklerden her türlü fayday› sa¤lamay› hedefleyen devlet, öncelikli olarak bu haberlerin ve itiraflar›n yap›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu haberlerle devrimcilerin kitleler üzerindeki etki gücünü zay›flatmay› hedefleyen devlet, bunu hiçbir zaman baflaramayacakt›r. Önceki y›llarda da Tokat’ta bulunan Yöre FM’de benzer konuflma ve ça¤r›lar› yapt›ran devlet, sald›r›lar›ndan hiçbir zaman sonuç alamam›flt›r, bundan sonra da alamayacakt›r. (H. Merkezi)
9
49
2-15 Haziran 2006
Uyuflturucu ve çeteleflmeye karfl› HALKI AYDINLATALIM! Egemen s›n›flar›n halka yönelik sald›r›lar› her geçen gün artmaktad›r. Ekonomikpolitik sald›r›lar kadar tehlikeli olan ideolojik sald›r›n›n bir parças› da kültürel sald›r›d›r. Kültürel sald›r› di¤er sald›r›lar›n kopmaz bir parças›d›r. Kültürel sald›r›n›n esas hedefi de di¤er tüm sald›r›larda oldu¤u gibi kitlelerdir. Bu sald›r›yla sistem kendi kurum ve kurulufllar›n›n devam›n› sa¤lamak amac›ndad›r. Egemen s›n›flar halk› maniple etmek için her yolu dener. Bu bazen bask›, bazen fliddet, katletme, uyuflturma; araflt›rmayan, sorgulamayan kiflilikler yaratma gibi devam eder. Bu sald›r›lar›n hepsi bizzat sistem taraf›ndan yaflama geçirilmekte, bazen kendi elleriyle yaratt›¤›, besledi¤i, çeteler, mafyalar taraf›ndan uygulanmaktad›r. Sistemin bu sald›r›larda hedefledi¤i, halk kitlelerinin uyuflturulmas›, yozlaflt›r›lmas› ve s›n›f mücadelesinden uzak tutulmas›d›r. Dev-
let özellikle devrimcilerin faaliyet yürüttü¤ü bölgelerde yozlaflt›rma sald›r›lar›n› sistemli bir flekilde örgütlemekte, devrimciler ile halk aras›ndaki ba¤› koparmaya çal›flmaktad›r.
Bugün televizyonlardaki magazin programlar›nda, dizilerde kifliler burjuva yaflama özendirilmekte, “zengin olman›n, güzel yaflaman›n!” yollar› gösterilmektedir. Devrimci faaliyetin bulundu¤u bölgelerde
devrimcilere karfl› alternatif olarak çeteleflmeyi örgütlemekte, buna müsaade etmekte ve devrimcilerin önüne çeteler bir engel olarak ç›kar›lmaktad›r. ‹nsanlar çetelerin, uyuflturucu tacirlerinin tuza¤›na düflürülmektedir. Son dönemlerde uyuflturucu ve çeteleflme sorunu tekrar ülke gündemine girmeye bafllad›. Bu durumun son örne¤i de Kartal Samand›ra’da yafland›. Samand›ra’da uyuflturucu ve çeteleflmeye karfl› mücadele eden gençlerden biri olan Hüseyin Özcan çetelerin sald›r›s› sonucu yaflam›n› yitirdi. Ayn› zamanda gazetemiz okuru olan Özcan, çeteler taraf›ndan sürüklenerek mahalle içindeki derenin kenar›na at›ld›. Bu yaflanan olay›n duyulmas›n›n ard›ndan halk soka¤a döküldü. Ayn› gün toplanan 1.500 kifli eylem yaparken eyleme kat›lanlar jandarman›n çeteler ile ifl birli¤i yapt›¤›n›n alt›n› çizdi. (Kartal)
Polisten bir yarg›s›z infaz daha...
8 May›s günü yaflanan olay devletin kolluk güçlerinin yeni yasalar› dahi beklemeden yarg›s›z infazlar›na h›z verdi¤inin bir göstergesi oldu. 8 May›s tarihinde gece saatlerinde bomba uzmanlar›n›n kulland›¤› arac› sollad›¤› için önü kesilen araçta bulunan Aytekin Arnavuto¤lu, polis kurflunlar› ile hayat›n› yitirdi. Arabadan iner inmez polisin ateflli sald›r›s›na maruz kalan Arnavuto¤lu, olay yerinde yaflam›n› yitirirken ailesi yaflad›klar›na iliflkin 17 May›s Çarflamba günü ‹stanbul ‹HD flubesinde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Hat›rlanaca¤› gibi; olay›n ard›ndan burjuva medya “polis memurunun hayat› ile oynanmaz, bu adam›n zaten sicili kabar›km›fl” diyerek infaz edilen Arnavuto¤lu’nu suçlu göstermifl ve infaz› hakl› k›lmaya çal›flm›flt›. ‹HD’de aç›klama yapan aile ad›na ilk konuflmay› yapan ve ailenin avukatl›¤›n› üstlenen Eren Keskin, eski ve yeni TMY’lerle gelen bu infazlara dikkat çekerek uluorta halka yönelen bu fliddetin endifle verici oldu¤unu söyledi. Keskin’in ard›ndan söz alan anne fiükriye Özen “O¤lum 23 yafl›ndayd›. E¤er bir ikaz olsayd›, durmas› söylenseydi durmayaca¤›-
n› zannetmezdim, çünkü buna bir sebep yoktu. Hiçbir fley yok, ne bir ikaz, ne bir ‘dur’ demek, ne de bir suç… Direk kalbine atefl edilmifl, ilk kurflunla kalbi paramparça olmufl” dedi. Çocuklar›n› öldüren polis memurunun, hâkimin karar› ile tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›¤›n›, hem de kasten cinayet iflledi¤i halde bunun oldu¤unu belirten Özen; “Benim iste¤im suçlular›n cezaland›r›lmas›. Belki ilk de¤il ama çok insan var. B›rak›n bir suçu s›rf arabay› sollad› diye vurulmas› korkunç bir olay! Baflka anneler yanmas›n” diyerek sözlerine devam etti. Uzun süre konuflamayan anne Özen, burada bas›n mensuplar›n›n sorular›n› almak istedi. Gelen soru üzerine tam bir ölüm raporu olmad›¤›n› ve daha henüz dosyay› göremediklerini belirten Eren Keskin; savc›l›¤›n tutuksuz yarg›lamaya itiraz etti¤ini, zaten böyle bir durumun delilleri karartma ihtimalinden ötürü fazlas›yla sak›ncal› oldu¤unun alt›n› çizdi. Keskin’in söze girmesinin ard›ndan kendini toparlayan anne Özen; Emniyet’in aç›klamas›nda “Arabadayken teflhis edilmifl, bunun üzerine olaylar geliflmifltir” denildi¤ini anlatarak; araban›n camlar›n›n film kapl› oldu¤unu, bu yüzden de bir teflhisin imkâns›z oldu¤unu belirtti. Ayn› zamanda araban›n “çok h›zl›!” oldu¤unun da belirtildi¤ini anlatan Özen; “Böyle bir durumda ne zaman gördü de
ne zaman teflhis etti? Sanki çocuk kand›r›yorlar” dedi. Aile ayr›ca çocuklar›n›n geçmiflte kavgadan ötürü sab›kas›n›n bulundu¤unu
ancak televizyon ve bir k›s›m burjuva medyada yazd›¤› gibi “h›rs›z” veya “serseri” olmad›¤›n› belirterek aç›klamalar›na noktay› koydu. (‹stanbul)
Dersim’de askerler bir köylüyü öldürdü! Türkiye Kürdistan›’n›n birçok ilinde askeri operasyonlar olanca h›z› ile sürerken, bu operasyonlarda halktan insanlarda zarar görmeye ve yaflam›n› kaybetmeye devam ediyor. Daha önceki operasyonlarda da orman yakmalardan köy boflatmaya kadar olan bütün sald›r›larda as›l zarar› her zaman halktan insanlar görmekteydi. Bu kez de ayn› flekilde HPG gerillalar›na yönelik operasyonda katledilen bir köylü oldu. Dersim Pülümür’de HPG’ye yönelik bafllat›lan operasyon s›ras›nda pusu kuran askerler sivilleri taray›nca bu alanda ar›c›l›k yapan Hüseyin Arslan öldü, 3 kifli ise yaraland›. Olay›n hemen ard›ndan bildik bir aç›klama yapan Tunceli Valili¤i ise Arslan’a “dur” ihtar›na uymad›¤› için atefl aç›ld›¤› belirtti. Erzurum-Erzincan-Bingöl s›n›r›nda olan Tüllü köyünde akflam 22:00 s›ralar›nda, operasyona ç›kan askerlerin rastgele atefl açmalar› sonucu Arslan’›n yan› s›ra Mehmet Koçak, ‹smet ‹nanl› ve ‹mam ‹nanl› yaraland›. Yaralananlar Erzincan Devlet Hastanesi’ne kald›r›l›rken, yafla-
man› yitiren Arslan da otopsi yap›lmak üzere Erzurum Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Ancak Tunceli Valili¤i taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klama çeliflkili bilgileri ile soru iflaretleri bar›nd›r›yor. Yap›lan aç›klamada bir yandan taranan kiflilerin sivil oldu¤u do¤rulan›rken; di¤er yandan ise bu kiflilerin silahl› oldu¤u ve “dur” ihtar›na uymad›klar› belirtiliyor. “Bir flah›s hayati tehlike arz etmeyecek flekilde yaral› olarak, iki flah›s sa¤ olarak, bir flah›s ise ölü olarak ele geçirilmifltir” denilen aç›klamada, kullan›lan “ele geçirilmifltir” ifadesi dahi, devletin halktan insanlara bak›fl aç›s›n› ortaya sermektedir. Arslan’›n cenazesi Erzincan Ulalar Cem Evi’nde k›l›nan cenaze namaz› sonras› Aziz Baba Mezarl›¤›’nda topra¤a verildi. Arslan’›n o¤lu Özcan Arslan, babas›n›n o s›rada terlik ve pijamal› oldu¤unun alt›n› çizerek Tunceli Valili¤i’nin yalan aç›klama yapt›¤›n› belirtti. (Erzincan)
10
2-15 Haziran 2006
49
Umudun son dura¤› otoyol oldu... Sömürge ve yar›-sömürge ülkelerden umutlar›n› kat›k edip düflmüfllerdi yola. Saatlerce hiçbir fley yemeden, bal›k istifi bindikleri kamyon umutlar›n› de¤il, hazin sonlar›n› getirdi onlara.
19 May›s’ta Osmaniye-Gaziantep TEM Otoyolu’nda, kasas›nda 53 kifli tafl›yan kamyonun bir t›rla çarp›flmas› sonucu 44 kifli yaflam›n› yitirdi. Her gün onlarca trafik kazas› yaflanan Türkiye’de, bu kazay› “ola¤an” kazalar›n ötesine tafl›yan ise, ölenlerin kimlik kontrolünün yap›lmas› sonucu ortaya ç›kan gerçekler oldu. fioförün de öldü¤ü bu kazada onun d›fl›nda ölenlerin tamam› Afganistan uyruklu mültecilerdi. fioför iki y›ld›r ifl ar›yordu, Afganistan uyruklu mülteciler ise ABD gibi ülkelerde çal›flmak için Türkiye’den yol alan umut yolcular›yd›. Emperyalizmin ekonomik krizlerini aflmak için yar›-sömürge ve sömürge ülkelere IMF ve DB yoluyla sundu¤u ekonomik politikalar emekçi halklar› yoksullu¤un pençesinde bir yaflama iterken, bireysel kurtulufl çabalar›ndan biri olan mültecilik, her ad›mda bir insanl›k dram›na neden oluyor. Özellikle kara k›tan›n ekme¤e suya muhtaç insanlar›, ülkelerinden kaçarak, ucuz ifl gücüne ihtiyaç duyan ülkelerde solu¤u almaya
çal›fl›yor. Resmi yollarla baflvuru yap›ld›¤›nda bekledikleri sonucu alamayan yüzbinler, baflka bir “çözüm” yolu kalmay›nca insanl›k d›fl› koflullarda yaflamay› da göze alarak, umutlar›n›n yeniden yeflerece¤ini düflündükleri topraklara göçüyorlar. Ancak ço¤u zaman umutlar›n yerini kara toprak al›yor. Umutlar›n› dahi tafl›yamad›klar› diyarlarda yitip gidiyorlar. Küçücük odalarda 50-60 kifli bal›k istifi bar›nmak zorunda kal›yor, tek lokma yemeden günler geçiriyor, insan tacirlerinin elinde her türlü kirli ifllerde kullan›l›yor, sat›l›yor, tecavüze u¤ruyor, kimi zaman yükünü kald›ramayan botlarda bo¤uluyor, kimi zaman havas›z mekanlarda ç›rp›narak yok oluyor, kimi zaman da yollarda üzerlerine bir gazete sayfas› kapat›l›yor.
‹flsizli¤i yaratan emperyalizmdir! Tar›m alanlar›n› tasfiye etmek için konulan kotalar, hayvanc›l›¤›n bitirilmeye çal›fl›lmas›, üretim alanlar›n›n daralt›lmas› ya da yabanc› sermayeye sunulmas› dünyan›n birçok ülkesinde yaflam bulan politikalardan baz›lar›. Köyde yaflam alan› kalmayan, evleri y›k›lan/yak›lan, ifl bulamayan, ö¤renim
‹çerideki direnifle omuz verelim! 6 y›ld›r çeflitli flekillerde devam ettirilen tecrit uygulamas› ve bunun üzerinden tutsaklara yöneltilen onur k›r›c› sald›r›lar art›yor. 26 May›s Cuma günü bafllatm›fl oldu¤u kampanya çerçevesinde bir bas›n aç›klamas› yapan TUYAB’l› aileler, bu uygulamalara dikkat çekerek duyarl›l›k ça¤r›s› yapt›. Saat 13:00’de Galatasaray
Postanesi önünde toplanan kitle “Tecrit kald›r›ls›n, talepler kabul edilsin”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “‹nsan hücreye s›¤ar m›?” yaz›l› dövizlerle bas›n aç›klamas›na bafllad›. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan Hanife Y›ld›z; disiplin cezalar›n›n tecrit uygulamas›ndaki rolüne de¤inerek, Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden bir örnek verdi. Deniz Bak›r, Levent Çak›r, Alihan Alhan, U¤ur Güdük ve Metin Kürekçi isimli tutsaklar›n “Meyve b›ça¤›n› çöpe
att›¤›ndan dolay› kamuya zarar vermek sebebiyle” ceza ald›klar›n› söyleyen Y›ld›z, kampanya çerçevesinde Ankara’ya da gittiklerini ve çeflitli kurumlarla görüfltüklerini hat›rlatt›. Y›ld›z ayr›ca; çocuklar›n›n sesi olmaya devam edeceklerini söyleyerek kampanyalar›yla ilgili flu bilgiyi verdi; “Ekim ay›n›n bafl›nda ‹stanbul’dan ve di¤er illerden bafllayarak ‘‹nsan Hücreye S›¤ar m›?’ fliar› ile Ankara’ya gidece¤iz. Haziran ay›nda bir piknik düzenleyece¤iz. Ekim ay›na kadar olan süreci bildiri da¤›t›m›, afiflleme, broflür da¤›t›m›, bas›n aç›klamas› vb. çeflitli etkinliklerle sürdürece¤iz” dedi. Kitlenin s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “‹çerde d›flar›da hücreleri parçala” sloganlar›n› att›¤› aç›klaman›n ard›ndan söz alan Meltem Kuruhan; 25 May›s Perflembe günü gece geç saatlerde gazetemiz ‹flçi köylü Erzincan Büro çal›flan› Murat Demir’in silahl› sald›r›ya u¤rad›¤›n› belirterek, bas›n› bu konuda duyarl› olmaya ça¤›rd›. Bas›n aç›klamas›, kitlenin alk›fl ve sloganlar›yla son buldu. (‹stanbul)
görme hakk› elinden al›nan Türkiye’dekiler de özellikle Almanya, Fransa, ABD, ‹ngiltere ya da di¤er Avrupa ülkelerine geçmeye çal›fl›yorlar. Do¤duklar› topraklarda doymayanlar›n ak›n etti¤i ülkeler de bir yandan sömürü halkalar›n› geniflletmeye çal›fl›yor, bir yandan da haz›rlad›klar› mülteci ve s›¤›nmac› yasalar›n› yürürlü¤e koymaya çal›fl›yor. Örne¤in ‹sviçre, ekonomik geliflmeleri gerekçe göstererek iltica yasalar›nda birçok de¤ifliklik yapmak için giriflimlere bafllad›. Kitle örgütlerinin tepki gösterdi¤i yasan›n hükümleri insan haklar›n›n yak›n›ndan dahi geçmiyor. Yasan›n içeri¤inde bundan sonra s›¤›nma talebinde bulunanlar›n s›k› sorgulardan geçirilmesi, 2 y›la kadar hapishanede tutulmas› ya da mülteci bulunduklar› ülkelerin vatandafllar› ile iliflkilenmesi/evlenmesine dair düzenlemeler bulunuyor. ‹yi niyet mektuplar›yla, askeri sald›r›larla vb. pek çok yöntemle emekçi halklar›n boynuna birer birer ilmek geçiren emperyalizm, yaratt›¤› sonuçlar› en az›ndan kontrol alt›na alabilmek için mültecilere, s›¤›nma baflvurular›n›n azalt›lmas› ve gözda¤› vermek gayesi tafl›yan yasalarla “engel’ olmaya çal›fl›yor. Ancak sadece Türkiye’de Nisan ay›nda açl›k s›n›r› 562 YTL, yoksulluk s›n›-
r› 830 YTL olarak aç›kland›. Yine ayn› ay içerisinde Türkiye’de asgari ücretin 380 YTL oldu¤u da aç›kland›. Moritanya, Somali, Suudi Arabistan, Filistin, Irak, Bangladefl, Afrika, Afganistan, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Filipinler vb. ülkelerde ise asgari ücret 300 YTL gibi bir rakama karfl›l›k geliyor. Büyüyen enflasyon karfl›s›nda IMF ise, 300 YTL’nin dahi yüksek oldu¤u ve düflürülmesi gerekti¤ini tekrarl›yor. Bizzat her devletin ayl›k olarak sundu¤u raporlarla yaz›da daha fazla örneklere yer verilebilir. Bu örneklerin hepsinin iflaret edece¤i tek bir nokta olacakt›r. O da emperyalizmin içine girmifl oldu¤u krizin boyutudur. Bu ülkeler özellikle yar›sömürge ve sömürge ülkelerdir. Ve emperyalizmin ekonomik bunal›mlar›n› sürdürebilir bir noktaya çekebilmek ad›na doymak bilmeyen bir ifltahla sald›rd›klar› ilk dilimdir ve tablo tersine dönmeyecektir. Ta ki sömürü düzeninin yerini eme¤in hâkimiyetinin oldu¤u bir düzen alana kadar. O güne kadar ne yoksulluk ortadan kalkacakt›r ne de yoksulluktan do¤an imkans›zl›klar› bireysel “kurtulufl” çabalar›yla ortadan kald›rmak istemi. Haz›rlanan yasalar da durumu tersine çeviremeyecektir.
Betül Alt›ndal kavgam›zda yaflayacak!
Halk Kültür Merkezi çal›flan› Betül Alt›ndal, yakaland›¤› lenf kanserine yenik düflerek 21 May›s’ta ölümsüzler kervan›na kat›ld›. 30 yafl›nda devrim ve sosyalizm mücadelesinden ayr›lmak zorunda kalan Alt›ndal, 22 May›s’ta Zincirlikuyu Mezarl›¤›’nda yoldafllar›, devrimci dostlar› ve ailesi taraf›ndan son yolculu¤una k›z›l karanfillerle u¤urland›. Aslen Arnavut olan Betül Alt›ndal, 1976’da ‹stanbul’da do¤du. Lise ö¤rencisi iken tan›flt›¤› devrimci düflünceleri ‹stanbul Üniversitesi Adalet Yüksek Okulu’nda ö¤renci oldu¤u
dönemde de sürdürdü. Bu süreçte okulu b›rakarak Barikat Dergisi’nde çal›flmaya bafllayan Alt›ndal, hareketinin her alan›nda sürdürülen çal›flmalarda bir kadro olarak yerini ald›. Birçok platformda HKM temsilcisi olarak bulunan Alt›ndal, herkesin sevdi¤i militan ve örnek bir devrimciydi. Birçok direniflin içerisinde yer alan Alt›ndal, 14 Mart’ta teflhisi konulan Chron isimli tedavisi mümkün olmayan ancak ilaçlarla kontrol alt›na al›nabilen bir hastal›¤a yakaland›. Ayn› hastal›¤›n yol açt›¤› lenf kanseri ve kanserin kemik ili¤ine h›zl› s›çramas›yla oluflan lösemiye yakalanan Alt›ndal, son nefesine kadar hastal›¤a direndi ancak bu son direnifli 21 May›s’ta sonland›. 22 May›s’ta fiiflli Camii’nde 300’ü aflk›n kiflinin kat›l›m›yla cenazesi kald›r›lan Alt›ndal, cenaze namaz›n›n k›l›nmas›n›n ard›ndan k›z›l bayrak ve karanfillerle Zincirlikuyu Mezarl›¤›’na götürüldü. Burada devrim ve sosyalizm mücadelesinde flehit dü-
flenler için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. HKM ad›na konuflan Ümit Efe ça¤›n›n yetifltirdi¤i önemli devrimcilerden biri olan Betül Alt›ndal’›n gülüflünü ve mücadelesini gelece¤e tafl›yacaklar›n› söyledi. Efe, “Bu ülkenin onurlu evlatlar›ndan biriydi Betül. Y›lmaz savaflç›yd›. Senin ideallerini, gülüflünü gelece¤e tafl›yaca¤›z. Bunu yakam›zdan düflürmeyece¤iz. Seni unutmayaca¤›z ve unutturmayaca¤›z” dedi. Efe’nin konuflmas›n›n ard›ndan FHKC Politik Büro Sekreteri Meryem Ebu Dagga’n›n gönderdi¤i mesaj okunarak “Betül Yoldafl ölümsüzdür”, “Betül yoldafl yafl›yor, yaflayacak” sloganlar› eflli¤inde Alt›ndal sonsuzlu¤a u¤urland›. (‹stanbul)
11
49
2-15 Haziran 2006
Yaralar› birlikte sar›p, mücadeleyi birlikte büyütece¤iz!
Kay›p, disappearances, wendakîrinan… Dünyan›n farkl› dillerinde farkl› kelimelerle ifade edilse de, kay›p geride kalanlar için bir yan›yla tarifsiz bir ac›y› bir yan›yla ise herfleye ra¤men zalimin önünde boyun e¤memeyi ifade ediyor. Bu y›l 16-20 May›s tarihleri aras›nda Diyarbak›r’da ICAD (Kay›plara Karfl› Uluslararas› Komite) ve YAKAY-DER (Yak›nlar›n› Kaybeden Ailelerle Dayan›flma Derne¤i) taraf›ndan düzenlenen 5. Uluslararas› Gözalt›nda Kay›plar Kurultay› farkl› ülkelerden, farkl› kültürlerden ama ayn› ac›y› ve bask›y› yaflam›fl insanlar›n biraraya gelmesini ve deneyimlerini aktarmas›n› sa¤lad›. Aralar›nda Sri Lanka, Filistin, ‹ngiltere, Hindistan, Almanya, Kanada, Arjantin, ‹spanya, Fransa, Bulgaristan, Kolombiya, Yunanistan, Hollanda, fiili gibi ülkelerden gelen 48 delegenin, Türkiye ve Türkiye Kürdistan›’ndan ise çeflitli kurumlardan delegelerin kat›ld›¤› Kurultay, 16 May›s günü Ba¤lar Belediyesi Konferans Salonu’nda bafllad›. Akflam saatlerinde yap›lan toplant›da uluslararas› delegeler ve farkl› illerden gelen delegeler kendilerini tan›tt›, Kurultay program› ve içeri¤i hakk›nda bir bilgilendirme yap›ld›. TUAD, BEKSAV, Limter-‹fl, Asr›n Hukuk Bürosu, Azadiya Welat, ÇHD, Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i gibi kurumlar›n yan› s›ra Partizan fiehit Tutsak Aileleri ve Partizan ad›na bir delege de Kurultay’a kat›lanlar aras›ndayd›.
“Onlara sahip ç›k›yoruz” 17 May›s günü Kofluyolu Park›’nda bir bas›n aç›klamas› ve oturma eylemi gerçeklefltirildi. Yap›lan yürüyüflün ard›ndan ICAD Türkiye Seksiyonu temsilcisi Özlem Gümüfltafl ve YAKAY-DER Baflkan› Pervin Buldan taraf›ndan birer konuflma yap›ld›. Kurultaya Arjantin’den Liber Pueblo örgütü ad›na kat›lan ayn› zamanda Plaza De Mayo annelerinden olan Diana Kordon’da bir konuflma yapt›. Befl dakikal›k oturma eylemi sonras› delegeler Kurultay’›n gerçeklefltirildi¤i Ba¤lar Belediyesi Konferans Salonu’na hareket ederken, kat›l›m›n düflüklü¤ü dikkat çekiciydi. Yaklafl›k 100 delegenin kat›ld›¤› oturma eylemine halktan kat›l›m yok denecek kadar azd›. Bunun bir yönü Amed Serh›ldan› sonras› 500 kiflinin tutuk-
lanmas›, 500 kiflinin aran›r duruma düflmesi ve pek çok kiflinin gerillaya kat›lmas› sonucu çal›flma yürütecek çok fazla insan›n olmamas› iken, di¤er yönü ise DTP’nin bir sonraki hafta gerçekleflecek olan Kongre çal›flmas› idi.
“Kaybedenler yarg›lans›n!” Oturma eyleminin ard›ndan Ba¤lar Belediyesi’de gerçeklefltirilen bas›n toplant›s›nda aç›l›fl konuflmalar›n› ICAD Uluslararas› Büro ad›na Baki Selçuk ve YAKAYDER Baflkan› Pervin Buldan yapt›. Daha sonra söz alan uluslararas› delegelerden baz›lar› ise k›saca düflüncelerini ifade etti. Bas›n toplant›s›n›n ard›ndan tüm delegeler Ergani yolu üzerindeki Devgeçidi’nde oluflturulan Bar›fl Orman›’na giderek burada gözalt›nda kaybedilenler an›s›na a¤aç dikti. Akflam saatlerinde Galeria Yeniflehir Sinemas›’nda Filistinli müzik grubu Beesan Halk Toplulu¤u ezgilerini seslendirdikten sonra Yusuf Çetin’in “Kay›p” filminin gösterimi yap›ld›. 18 May›s günü ise ilk oturumda “Kay›p yak›nlar› konufluyor” bölümünde söz alan kay›p yak›nlar›, yaflad›klar› ac›y› delegelere tafl›d›lar. Tüm gözalt›nda ve özgürlük mücadelesinde yaflam›n› yitirenler için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan, k›sa bir film gösterimi yap›ld›. Kay›p yak›nlar› anlat›mlar›yla duygulu anlar›n yaflanmas›na neden oldular. Bu bölümde Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri ad›na Kurultay’a delege olarak kat›lan Sevim Kalman da bir konuflma yapt›. ‹brahim Kaypakkaya’n›n tam da bu tarihte Diyarbak›r’da
Dünyan›n farkl› dillerinde farkl› kelimelerle ifade edilse de, kay›p geride kalanlar için bir yan›yla tarifsiz bir ac›y› bir yan›yla ise herfleye ra¤men zalimin önünde boyun e¤memeyi ifade ediyor.
iflkenceyle katledildi¤ini belirten Kalman, “O’nu burada anlatmak hem büyük bir onur, hem de büyük bir sorumluluk. O’nun kavgam›zda yaflad›¤›n› biliyoruz” dedi. 19 May›s Cuma günü yap›lan sunumlar ise insan haklar› mücadelesi alan›ndayd›. Kurultay’da üç çal›flma grubu oluflturuldu. Bunlardan ilki “‹nsan haklar› mücadelesi, gözalt›nda kay›plar ve mücadele perspektifi”, ikincisi ise “Günümüzde Ortado¤u gerçekli¤i ve mücadele stratejileri” bafll›¤›n› tafl›yordu. Üçüncü çal›flma grubu ise “Neo-liberal politikalar ve militarizm” idi. Zaman darl›¤›ndan dolay› bu konular yeterince tart›fl›lamazken, çal›flma gruplar›ndaki tart›flmalar›n da tam olarak sonuç bildirgesine yans›t›lmad›¤› görüldü.
“Yaral› bir halk›n yaras›n› dile getirdi¤imiz için…” 20 May›s Cumartesi günü sonuç bildirgesi Pervin Buldan taraf›ndan okunurken, sonuç bildirgesinin baz› konularda net ifadelerden kaç›nan bölümleri gözlerden kaçmad›. Divan’dan yap›lan konuflmada Necmi Özgen “Yaral› bir halk›n yaras›n› dile getirdi¤imiz için sevinçliyiz, ancak buruklu¤umuz geçmifl de¤ildir” dedi. Kurultay, Kürt halk›n›n y›llard›r yaflad›-
¤› ac›lar› göz önüne sermifl ve bu ac›n›n görünürlü¤ünü art›rm›flt›r, farkl› ülkelerden gelen delegelere Kürt halk›n›n ac›lar›n› tafl›mas› yönüyle olumlu olmufltur. Farkl› ülkelerden deneyimlerin aktar›lmas› ve enternasyonal dayan›flman›n örülmesi de bu olumlu sonuçlardand›r. Özellikle son dönemlerde yüzlerce kiflinin politik nedenlerle kaybedildi¤i Filipinler’in ve Afrika k›tas›ndan hiçbir ülkenin temsil edilmemesi ve bunun gündem yap›lmamas› Kurultay’›n eksikliklerinden biriydi. Keza, yap›ld›¤› yer itibar›yla Kürt Ulusal Kurtulufl Hareketi’nin kay›plar›n›n Kurultay’da a¤›rl›¤› oluflturmas› da bir yönüyle do¤ald›, ancak yine de Türkiyeli devrimcilerden gözalt›nda kaybedilenlerin yeterince yans›t›ld›¤›n› söylemek zor. Baz› isimler üzerinde bu yo¤unlaflma sa¤lansa da, bu tüm devrimcileri kapsayan bir ele al›fltan uzakt›. Kay›p ailelerinin duygular›n› paylaflmas› tüm delegelere gerçekli¤i hissettirirken, “politik” nedenler vurgusu daha eksik kald›.
“Kaybedenler kaybedecek!” 19 May›s Cuma günü 1998 y›l›nda gözalt›na al›nd›ktan sonra katledilen ve daha sonra Beykoz’daki Kimsesizler Mezarl›¤›’na gömüldü¤ü anlafl›lan Hasan Ocak anmas› için Gazi Cemevi önünde biraraya gelen ESP’liler buradan Gazi Mezarl›¤›’na do¤ru yürüyüfle geçti. S›k s›k “Kaybedenler kaybedecek”, “Hasan Ocak yafl›yor, komutana bin selam” vb. sloganlar atan kitle, yürüyüfl s›ras›nda k›sa bir oturma eylemi de yapt›. Burada kitle ad›na yap›lan aç›klama ile gözalt›nda kaybedilenlerin bulunmas› ve kaybedenlerin yarg›lanmas› istendi. Gazi Mezarl›¤›’na varan kitle burada, Hasan Ocak’›n mezar›n›n bafl›nda bir dakikal›k sayg› duruflu ile anma etkinli¤ini bafllatt›. Hasan Ocak’›n a¤abeyi Ali Ocak, k›sa bir konuflma yaparak; gözalt›nda insanlar› kaybedenlerden bir gün mutlaka hesap sorulaca¤›n› söyledi. Anma etkinli¤i Hasan Ocak’›n mezar›na k›rm›z› karanfillerin b›rak›lmas›yla sona erdi. (‹stanbul)
12
2-15 Haziran 2006
49
E¤itim-Sen’in “Bask›, sürgün, kadrolaflma de¤il, demokratik bir yaflam istiyoruz” slogan›yla 14 ilden Ankara’ya bafllatt›¤› yürüyüfl 28 May›s tarihinde Ankara’da yap›lan mitingle son buldu.
E¤itim emekçileri demokratik bir yaflam için yürüyor... E¤itim-Sen’in “Bask›, sürgün, kadrolaflma de¤il, demokratik bir yaflam istiyoruz” slogan›yla 14 ilden Ankara’ya bafllatt›¤› yürüyüfl 28 May›s tarihinde Ankara’da yap›lan mitingle son buldu. ‹stanbul’dan ayr›lan yürüyüfl kolu 26 May›s’ta Gebze ve ‹zmit’te KESK’liler taraf›ndan karfl›land›. Gebze Cumhuriyet Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yapan E¤itim-Sen Genel Sekreteri Emirali fiimflek, “Eflitlik, demokrasi, adalet söylemleriyle iktidara gelen AKP’nin ampulü erken patlad›. Sadece e¤itimde on binin üzerinde k›y›m yaflan›rken, kadrolaflmada ilkö¤retim okullar›na kadar indiler. Bu konuda yarg› kararlar›n› dahi dinlemiyorlar. Bu kadrolaflmalara ve üyelerimize yönelik bask›lara karfl› mücadelemizi sürdürece¤iz” dedi. Yürüyüfl kolu yapt›¤› bas›n aç›klamas›ndan sonra ‹zmit’e hareket etti. ‹stanbul yürüyüflçüleri ‹zmitli emekçiler taraf›ndan Merkez Bankas› önünde karfl›land›. ‹nsan Haklar› Park›’na yürüyen emekçiler burada da bir bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan aç›klamada Özel Okullar Yasas›’n›n geri çekilmesi istendi.
fianl›urfa yürüyüfl kolu fianl›urfa’dan hareket eden yürüyüfl kolu ise 26 May›s’da Gaziantep’teydi. Gaziantep Büyükflehir Belediyesi önünde karfl›lanan e¤itim emekçileri, sloganlarla Gaziantep Ad-
liyesi’ne yürüyerek burada bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Yürüyüflçüler Adana’da ise 800 kifli taraf›ndan karfl›land›. E¤itim-Sen Adana fiube binas› önünden, yürüyüfle geçen emekçiler U¤ur Mumcu Meydan›’na yürüdüler. Burada aç›klama yapan Dinçer, E¤itim-Sen’in her türlü ›rkç›, gerici kadrolaflmaya karfl›, bilimsel, nitelikli e¤itim için mücadele verdi¤ini vurgulad›.
‹zmir yürüyüfl kolu ‹zmir’den hareket eden yürüyüfl kolu ise 26 May›s’ta Manisa’ya gelerek burada yapt›klar› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Akhisar ve Bursa’ya geçtiler. 27 May›s günü saat 13:00’de KESK’e ba¤l› emekçiler, D‹SK’e ba¤l› flube temsilcileri, siyasi partiler, DKÖ temsilcileri Kültür Park önünde ‹zmir’e gelen yürüyüfl kolunu karfl›lad›. Burada “Bask›, sürgün, kadrolaflma de¤il, demokratik bir yaflam istiyoruz” pankart›n› açan kitle Osmangazi Metro ‹stasyonu önüne kadar yürüdü. Kitle “Gerici faflist kadrolaflmaya hay›r”, “Y›k›m yasalar› geri çekilsin”, “Terörle Mücadele Yasas›’na hay›r”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek, hasta hastane kap›s›nda ölecek” vb. sloganlar› hayk›rd›. Bir konuflma yapan E¤itim-Sen MYK üyesi Saim Gültekin, “AKP hükümetinin yapt›¤› uygulamalar bask›, soruflturma ve sürgündür” dedi. E¤itim emekçileri bura-
dan da otobüslerle Eskiflehir’e hareket ettiler.
E¤itim-Sen’liler Konya’da yürüdü Ankara Yürüyüflü kapsam›nda E¤itimSen Genel Baflkan› Aladdin Dinçer ile yaklafl›k 100 e¤itim emekçisi Konya’ya geldi. Meram An›t alan›nda sendika üyelerince karfl›lanan Dinçer, hükümeti elefltirerek, Terörle Mücadele Yasas›’nda yap›lan de¤iflikliklerle, her türlü demokratik ve özgürlükçü taleplerin yok edilmeye, bask›c› ve otoriter bir dönemin kap›s›n›n aralanmaya çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Dinçer, aç›klamas›nda onlarca E¤itim-Sen üyesinin basit gerekçelerle sürgün edildi¤ini belirterek, iktidar›n kendi kadrolar›n› oluflturdu¤unu söyledi. Dinçer, konuflmas›n›n ard›ndan sendika üyeleri ile birlikte Konya E¤itim-Sen fiubesine do¤ru ellerindeki “Bask› sürgün kadrolaflma de¤il demokratik bir yaflam istiyoruz, insana sürgün demokrasiye sürgündür” pankartlar›yla yürüdü. E¤itimciler, s›k s›k “Çetelere de¤il, e¤itime destek” ve “E¤itim-Sen yürüyor, mücadele sürüyor” sloganlar›n› att›. E¤itimde kadrolaflmaya ve sürgünlere karfl› tepkilerini dile getirmek amac›yla 14 ilden Ankara’ya yürüyen yaklafl›k bin e¤itim emekçisinin Milli E¤itim Bakanl›¤› binas›na yürümelerine izin verilmedi. Engellemeye tepki gösteren E¤itim-Sen Genel Baflkan›
Alaaddin Dinçer, “Mesai saatinde Dan›fltay’a girerek cinayet iflleyene engel olamayanlar, emekçinin hakl› taleplerini dile getirmesine engel oluyor” dedi. Konuflmas›nda, okullarda yaflanan fliddet olaylar›na da de¤inen Dinçer, “Rüzgar ekenler f›rt›na biçiyorlar” dedi. Dinçer, “En do¤al demokratik haklar›m›z› ortadan kald›ran Terörle Mücadele Yasas›, halk›n sa¤l›k hakk›n› elinden alan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› (SSGSS) ve özel okullar› özendirmeyi amaçlayan Özel Ö¤retim Yasas›’n›n geri çekilmesi için mücadelemize devam edece¤iz” diye konufltu. KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul da gerici-›rkç› kadrolaflma uygulamas›n›n asl›nda hükümetle de¤il, devletin karakteri ile ilgili oldu¤unu belirterek, bunun nedeninin de 12 Eylül darbesiyle yarat›lan ›rkç›-floven zihniyet oldu¤unu dile getirdi. Aç›klama at›lan sloganlarla sona erdi. (H.Merkezi)
Uyuflturucu sat›c›lar› bir arkadafl›m›z› daha aram›zdan ay›rd›.... 19 May›s 2006 tarihinde akflam saatlerinde Samand›ra Veysel Karani Mahallesi’nde Hüseyin Özcan ad›ndaki arkadafl›m›z uyuflturucu sat›c›lar› taraf›ndan silahla vurularak öldürüldü. Olaydan sonra TC’nin kolluk güçlerinin uyuflturucu sat›c›lar›n›n evinde yapt›¤› aramada çok say›da uyuflturucu madde ve silah bulundu. Çevremizde yer alan arkadafl›m›z›n böyle bir flekilde aram›zdan ayr›lmas› bizi ve mahalle sakinlerini üzmüfltür. Arkadafl›m›z›n yaflam›n› yitirmesinin ertesi günü biz ‹flçi-köylü okurlar› olarak mahallede bir yürüyüfl düzenledik. Yürüyüfle 2 bin civarlar›nda kiflinin kat›lmas› bizim aç›m›zdan bir olumluluktur. Yürüyüfl s›ras›nda “Çetelerden hesap sor, mahallene sahip ç›k” pankart› aç›l›rken “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Çetelere karfl› gelece¤ine sahip ç›k”, “Hüseyin’in katili patron a¤a devleti” vb. sloganlar› at›ld›. Halk›n “Hüseyin’in katili
patron-a¤a devleti” slogan›n› gür bir flekilde hayk›rmas› önemlidir. Yürüyüfle halk›n kitlesel kat›lmas› düflman› çileden ç›kart›rken, düflman acizli¤inden 8-10 yafllar›ndaki çocuklar› ça¤›rarak pankart› tutan ve yürüyüflü
düzenleyenleri sormufltur. Düflman›n bu acizli¤i devletin suçlular› de¤il halk› cezaland›rma ve çeteleri koruma mant›¤›n› bir kez daha gözler önüne sermifltir. Bu çetelerin
daha önce de mahalle sakinlerine zarar verdi¤i, uyuflturucu satt›klar› çocuklar taraf›ndan dahi bilinmesine ra¤men, jandarma çete unsurlar›na hiç müdahale etmemifl ama mahalle sakinlerine karfl› sabaha kadar nöbet tutmufltur. Bu zamana kadar örgütsüzlü¤ümüzden güç alan çeteler ortal›kta elini kolunu sallayarak rahatça dolaflm›fllard›r. Bunda bizim ‹flçi köylü okurlar› olarak eksikli¤imiz vard›r. Bu eksikli¤imizi halkla bütünleflerek aflma ad›mlar›m›z› atm›fl bulunmaktay›z. Bunun asl›nda tüm devrimcileri ilgilendiren bir sorun olmas› ve devrimcilerin bu konuda eksik davranmas› çetelerin (devletin eliyle besledi¤i) devrimcilerin eksikli¤inden yararlanarak halk› sindirme politikas›yla her gün karfl›m›za ç›k›yor. Gerek yasalar›yla, gerek özendirmeleriyle, gerekse iflsizlikle gençli¤i uyuflturucuya, yozlaflmaya sevk etmek istiyor. (Samand›ra ‹flçi-köylü okurlar›)
19.05.2006 tarihinde okurumuz Hüseyin Özcan devletin uzant›s› çeteler taraf›ndan silahla vurularak katledilmifltir. Baflta ailesi olmak üzere tüm dostlar›m›z›n ve yoldafllar›m›z›n bafl› sa¤ olsun. Hüseyin Özcan ölümsüzdür! Çetelerden hesap sorduk/soraca¤›z! Samand›ra ‹flçi-Köylü okurlar›
13
49
2-15 Haziran 2006
Genel Sa¤l›k Sigortas›’na karfl› tepkiler dinmiyor!
Genel Sa¤l›k Sigortas› ile ilgili 23 May›s Sal› günü iki farkl› aç›klama oldu.
Adana’da SSK Adana Bölge Müdürlü¤ü önünde toplanan KESK Adana fiubeler
‹stanbul Üniversitesi’nde iki ayr› eylem
‹stanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ö¤rencileri, formasyon hakk›n›n tan›nmas› talebi ile Edebiyat Fakültesi önünde biraraya geldi. Burada ö¤renciler ad›na aç›klama yapan Fatma Arda, FenEdebiyat Fakültesi ö¤rencilerinin iflsiz bir gelecekle karfl› karfl›ya oldu¤unu belirtti. Geçmiflte Fen-Edebiyat ö¤rencilerine formasyon hakk›n›n tan›nd›¤›n› ve e¤itimci olabilme seçene¤inin sunuldu¤unu belirten Arda flunlar› söyledi: “7 y›l önce koflulsuz olarak kald›r›lan formasyon hakk›m›z, Fen-Edebiyat Fakülteleri ö¤rencilerinin yürüttü¤ü mücadeleler sonucunda k›smi ve paral› bir biçimde karfl›m›za ç›kart›lm›flt›r. Üniversiteler ticarethaneye dönüfltürülmüfltür. Esasta koflulsuz sahip olmam›z gereken bu hak, hem s›n›rland›r›lm›fl hem de bu hak üzerinden ciddi bir rant alan› yarat›lm›flt›r.”
Güvenlik protestosu sürüyor Okul giriflinde yap›lan kimlik kontrolünü protesto için bafllatt›klar› oturma eylemini sürdüren ‹stanbul Üniversitesi ö¤rencileri Fen Fakültesi önünde bir araya geldi. “Bilim için s›f›r, güvenlik için 23 trilyon”, “Güvenlik bahane, özgürlük elden gidiyor” ve “‹stanbul yar› aç›k cezaevine hofl geldiniz” yaz›l› dövizler tafl›yan ö¤renciler burada bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Ö¤renciler ad›na aç›klama yapan Serpil Ocak, 25 May›s tarihinde sabah saatlerinde okula girerken, okulun güvenlik ifllerini yapan flirketin elemanlar›n›n coplu ve sözlü sald›r›s›na u¤rad›klar›n› belirtti. Her gün benzer durumlarla karfl›laflt›klar›n› ifade eden Ocak, imza kampanyas› bafllatt›klar›n› ve eylemlerini devam ettireceklerini söyledi. Ocak’›n aç›klamas›n›n ard›ndan, özel güvenlik biriminin uygulamalar›n› ve polisle iflbirli¤ini konu alan bir skeç oynayan ö¤renciler, slogan ve alk›fllar eflli¤inde okula girdi. (‹stanbul)
Platformu, “GSS’ye Hay›r” yaz›l› pankart açarak burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. “Bu yasa bizim de¤il”, “Hükümet yasan› al bafl›na çal” ve “Herkese eflit, paras›z sa¤l›k hakk›” sloganlar› atan kitle ad›na platformun dönem sözcüsü Güven Bo¤a bir aç›klama yapt›. Bo¤a; yasan›n Cumhurbaflkanl›¤›’nca veto edilip Meclis’e geri gönderildi¤ini hat›rlatarak, AKP’yi bu yasay› geçirmekten vazgeçmeye ça¤›rd›. Hükümetin bu yasada ›srar etmesi halinde üretimden gelen gücün kullan›laca¤›n› belirten Bo¤a; “Herkese paras›z, nitelikli, eflit ve eriflilebilir sa¤l›k ve güvenli gelecek sa¤layacak sosyal güvenlik sistemi talebimizdir. Bu talebimizden asla vazgeçmeyi düflünmüyoruz” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan 10 dakika boyunca sloganlar ve ›sl›klar eflli¤inde oturma eylemi yapan kitle, aç›klamay› alk›fllarla bitirdi. SES’li emekçiler de ‹stanbul Okmeydan› SSK Hastanesi önünde biraraya gelerek konu ile ilgili aç›klama yapt›. “‹flsizli¤e, yoksullu¤a, özellefltirmeye ve savafla hay›r” yaz›l› pankart açt›. Kitle ad›na aç›klama yapan Yurdagül Ustabafl›; mevcut yasan›n zaten meflrulu¤unu yitirdi¤ini belirterek, “S›rf IMF istedi diye SS (Sosyal Sigorta) ve GSS Yasas›’n› yeniden TBMM’de görüflülmesini do¤ru bulmuyoruz” dedi. Aç›klama “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganlar›yla son buldu. (H. Merkezi)
Çukurova DDSB’den panel 25 May›s günü saat 17:00’de Kristal-‹fl Sendikas›’nda DDSB taraf›ndan örgütlenen panele Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm kat›ld›. “Devrimci Demokratik Sendikal Birlik” ve “Özellefltirmeye ve tafleronlaflt›rmaya hay›r” pankartlar›n›n as›ld›¤› etkinli¤e DDSB ad›na yap›lan bir konuflmayla baflland›. Konuflmada; emekçilerin yaflad›¤› sorunlardan söz edilerek çözüm üzerine yo¤unlafl›lmas› ve çözüm yöntemlerinin tart›fl›lmas› gerekti¤i üzerinde duruldu. Ayr›ca devam eden direnifllerin önemine de de¤inildi. Ve Deri-‹fl Sendikas› Gönen fiubesi’nin polis taraf›ndan bas›ld›¤›, bu yüzden Musa Servi’nin etkinlikte yer alamayaca¤› ifade edildi. S›n›f mücadelesinde ölümsüzleflenler ad›na yap›lan sayg› duruflundan sonra bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Gösterimin ard›ndan Hasan Gülüm, emperyalizmin yaflad›¤› krizden bahsederek ülkemizde ise iflçi s›n›f›na esnek çal›flman›n dayat›ld›¤›n›, “ça¤dafl sendikac›l›k” ad› alt›nda sendikal rekabetin patronlar lehine gelifltirildi¤ini, sendikalar›n iflçilere ait olmad›¤›n› belirtti. Gülüm ayr›ca geçti¤imiz günlerde Türk-‹fl yönetimine karfl› bir eylem gerçeklefltirdiklerini belirterek, sorunun harekete geçmeyen sendikal önderliklerde oldu¤unu söyledi ve devam eden direniflleri desteklemenin önemine vurgu yapt›.
Gülüm’ün ard›ndan bir e¤itim emekçisi söz alarak KESK’in içinde bulundu¤u durum üzerine k›sa bir konuflma yapt›. Özetle KESK taban›n›n harekete geçmeye haz›r oldu¤unu, ancak önderli¤in bu beklentileri karfl›lamad›¤›n› belirtti. Panelin ilk bölümünden sonra tafleron bir temizlik iflçisi haz›rlad›¤› metni okudu. Ayr›ca ö¤renci gençli¤in yaflad›¤› sorunlar üzerine de k›sa bir konuflma yap›ld›. Mersin LÖB ad›na lise ö¤rencileri de bir metin okudular. Sorular›n ard›ndan söz alan Hasan Gülüm; Filipinler, Hindistan ve Avrupa’daki örgütlenme modellerinden söz ederek iflçi ve emekçilerin tüm yaflam alanlar›n›n örgütlenmesi gerekti¤ini sözlerine ekledi. (Mersin)
TORGEM’de bir ifl cinayeti daha… uzla Tersaneler bölgesinde bulunan TORGEM’de 16 May›s 2006 tarihinde meydana gelen ifl kazas›nda Arda Yeni adl› bir iflçi yaflam›n› yitirdi. Tersane ‹flçileri Birli¤i, 20 May›s Cumartesi günü saat 08:00’de TORGEM önünde Arda Yeni’yi anmak amac›yla bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Torlak Tersanesi önünde “Tersaneler cehennem iflçiler köle kalmayacak- Tersane ‹flçileri Birli¤i” pankart› açan kitle, çeflitli sloganlar›yla TORGEM önüne geldi. Burada TORGEM iflçilerine “bir saat ifle geç bafllama, anmaya kat›l›m ça¤r›s›” yap›l›rken res-
T
mi polis ile k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Tersanelerde ve di¤er ifl kollar›nda yaflamlar›n› yitirenler için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan bas›n metni okundu. Ard›ndan resmi polisler Tersane ‹flçileri Birli¤i faaliyetçilerini taciz etti. Karakola gidip yanlar›na daha fazla polis alarak faaliyetçilerin önünü kesen polisler burada bir kifliyi gözalt›na almaya çal›flt›. Kitlenin arkadafllar›n› sahiplenmesi üzerine arbede yafland›. Faaliyetçilerin kararl› tutumlar› sonucu polis kimseyi gözalt›na alamadan uzaklaflmak zorunda kald›. (Kartal)
2-15 Haziran 2006
14
49
Mesele dünya çap›nda sosyalleflmek de¤il, enternasyolleflmektir! Afla¤›da yay›nlad›¤›m›z yaz›daki düflüncenin flimdiye kadar okurlar›m›z taraf›ndan gazetemizin sayfalar›ndan takip edildi¤ini biliyoruz. Ancak her Sosyal Forum toplant›s›n›n ard›ndan devrimci demokratik kamuoyu öylesine yo¤un bir ideolojik bombard›mana tutuluyor ki, bizler bir kez daha konuya dair görüfllerimizi aç›klamak gereklili¤ini hissediyoruz. Tekrara düfltü¤ümüz yerler için okurlar›m›zdan özür dileyerek, bir kez daha Sosyal Forum’un niteli¤i ve tavr›m›z üzerine düflüncelerimizi ifade ediyoruz... Devrim-sosyalizm ideolojisinin en fazla yara almaya, içinin boflalt›lmaya ve de ideoloji olarak ortadan kald›r›lmaya çal›fl›ld›¤›, bu yönlü sald›r›lar›n h›z kazand›¤› süreç 90’l› y›llard›r. Bafl›n› ABD’nin çekti¤i emperyalizmin fiili sald›r›lar›n›n yan› s›ra, ideolojik sald›r›lar da artm›flt›r bu süreçte. Bu süreç ayn› zamanda reformist-revizyonist anlay›fllar›n “güç” kazanmaya bafllad›¤› ve bunun yan› s›ra kimi “devrimci” hareket veya anlay›fllar›n, devrim davas›ndan, kan-can bedeli savunulan de¤erlerden bir bir uzaklaflt›¤›, bu de¤erlere s›rt çevirdi¤i bir süreçtir. “YDD” ve “küreselleflme” yalanlar›n›n halklar üzerinde yaratt›¤› tahribatlar büyüdükçe, bu yalanlar a盤a ç›kt›kça, halklar›n sisteme karfl› hoflnutsuzlu¤u da artmaya bafllad›. Bu tepkilerin sistemi y›kma, sömürüsüz, bask›s›z, insanca yaflan›lacak bir dünya kurma amaçl› mücadelelere dönüflmesinin önünü kesme çabalar›nda da yine bu süreçte bir art›fl görülmeye bafllad›. Yine bu süreçte, sistemden kaynakl› sorunlar›, sistem içine hapsederek, yani sistem içinde “çözme” anlay›fl›, kendini “küreselleflme karfl›t›” hareket olarak ifade etmeye bafllad›. Bu y›llardan bafllayarak “küreselleflme karfl›t›” kitlesel eylemler ve toplant›lar gerçeklefltirildi. Ancak bu hareketin önderli¤i sistem içi duruflunu tüm bu süre boyunca sürdürdü. Dünya Sosyal Forumu’na dönüflen bu hareketin, sonraki y›llarda Avrupa aya¤›, yani Avrupa Sosyal Forumu olufltu. DSF gibi, ASF de ba¤l› oldu¤u çizgiyi “korudu”. Yani halklar›n mücadelelerini sistem içine hapsetme, daha do¤rusu tasfiye etme çizgisini… Bugün kendini “DSF” ve buna ba¤l› olarak “ASF” olarak ifade eden bu hareket, özde sistemle iç içe oldu¤unu, sistemi y›kmak de¤il, sistemin supab› olmak, t›kan›kl›klar›n› aflmas›n›n önündeki engelleri kald›rmak gibi bir “misyon” üstlendi¤ini her vesileyle sergilemifltir. Örne¤in düzenledikleri toplant›lar›n-etkinliklerin emperyalist kurum-kurulufllar taraf›ndan finanse edildi¤ini kendi sitelerinde yay›nlamakta sak›nca
görmemifllerdir. Yine bu toplant› ve etkinliklerde sistem karfl›t› net bir durufla sahip olan devrimci yap›lar›, silahl› mücadeleyi savunan anlay›fllar›n temsilci-taraftarlar›n›, merkezi organizasyona ya dahil etmeyerek,
ya da kürsüde söz vermeyerek, kendilerini ifade etme hakk› tan›mayarak, bu yönlü tutumlar›n› ›srarla korumufllard›r. K›sacas›, DSF ve ASF’nin sistem içi önderlikleri, halklar›n kafas›n› kar›flt›rma, s›n›f mücadelesinin ve de halklar›n kendi yöntemleri ile verdikleri, ancak sisteme karfl› olan her türden mücadelelerinin önünü kesme, hedefinden sapt›rma çabalar›n› sistem sahipleri ile kol-kola sürdürmüfllerdir ve de bugün hala sürdürmekteler. Bunlar›n yapt›¤› merkezi toplant›lara genifl y›¤›nlar kat›lmaktad›r. Ancak sisteme karfl› kendili¤inden bir tepki sonucudur bu kat›l›m. Emperyalist sistemin ezilenler üzerinde yaratt›¤› tahribatlar, bugün genifl y›¤›nlar›n tepkisiyle karfl›lanmaktad›r. Bunun için sistem karfl›t› gibi görülen en küçük bir söylem bile genifl y›¤›nlar› bu tür etkinliklere kanalize eder. Hele de sistemin olanaklar› ile baflta maddi olmak üzere, mekan vb. sorunlar çözülür ve her türden imkan bu tür etkinliklere ak›t›l›rsa, çok ge-
nifl bir propaganda yapma olana¤› do¤arsa ve de bu propaganda sistem taraf›ndan b›rakal›m engellenmeyi, en genifl kesimlere ulaflmas› için özel çaba harcan›rsa, kitlesel olmas› kimseyi flafl›rtmaz ya da flafl›rtmamal›! Buradaki esas sorun, bu genifl y›¤›nlara bu etkinliklerde ne sunuldu¤u ve ne gibi “çözümler” üretildi¤idir. DSF ve ASF önderli¤i bu toplant›larda çizgisi gere¤i emperyalizm söylemini bile kullanmamaya özen göstermektedir. Sistemi karfl›s›na alacak bu vb. söylemlerden ve yaklafl›mlardan özenle kaç›nmaktad›r. Örne¤in bugün art›k gizlenemez bir gerçek olan Irak ve Filistin halklar›n›n iflgal karfl›t› direniflleri, biraz da bu gizlenemezlikten kaynakl› ele al›n›rken, sadece iflgale karfl› ç›k›lmakta ve direnifller mümkün mertebe gündeme getirilmemeye çal›fl›lmaktad›r. Ezilen halklar›n, sömürüye, bask›ya, iflgallere ve katliamlara karfl› yükselttikleri hakl› savafllar ile emperyalistlerin haks›z savafllar› ayn› kefede de¤erlendirilmekte ve “her türden savafla hay›r” söylemi öne ç›kar›larak, halklar›n meflru direnme haklar› göz ard› edilmektedir. En son Atina’daki ASF’de yap›ld›¤› gibi, AB’nin emperyalist karakteri de¤il, burada ç›kar›lan yasalar üzerinde tart›fl›lmaktad›r. K›sacas›, sistemden kaynakl› sorunlar›n tek çözümünün, genifl y›¤›nlar› sisteme karfl› harekete geçirme ve nihai olarak sistemi y›kma oldu¤u, çözüme de bu perspektifle yaklafl›lmas› gerekti¤i, burada ele al›nmay› b›rakal›m, bu yönlü mümkün mertebe kafa kar›fl›kl›¤› yarat›larak, kitlelerin bu hedeften uzaklaflt›r›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Alternatif aray›fl› içinde bu forumlara kat›lan kitlelere tüm bunlar sunulmazken /sunulamazken, bol bol e¤lence sunulmaktad›r. Bu platform giderek sadece buluflman›n, e¤lenmenin ve de “deflarj” olman›n bir vesilesi haline gelmifltir, özde ise sistemle karfl› karfl›ya gelmekten kaçanlar taraf›ndan bilinçli olarak buna dönüfltürülmüfltür.
Buraya kat›lan on binler, çözüm ve alternatif aray›fl içinde geldikleri bu buluflmalardan, giderek daha fazla umutsuzlu¤a kap›larak ve de hiçbir alternatif bulamadan ayr›l›r olmufltur. Sistem içi anlay›fllar›n en son gidece¤i yer olan t›kan›kl›k, burada giderek kendini daha çok hissettirmeye bafllam›fl ve Sosyal Forumlar›n en has savunucular›, örgütleyicileri ve de her türden destekçileri bile bu t›kan›kl›¤›, özellikle de Atina’da yap›lan ASF’nin ard›ndan flöyle dillendirir olmufltur. “Ancak son üç y›ll›k süreçte, bütün bu alternatif politika üretimlerine ihtiyaç olan dünya meselelerine dair forumlarda toplant›larda yap›lan konuflmalar›n ötesine ne yaz›k ki geçilemiyor.” “Sosyal forumlar gün geçtikçe insanlar›n sadece sosyallefltikleri, yaln›z olmad›klar›n› hissettikleri, keyifli günler geçirdikleri etkinlik-festival-toplant› üçlüsü aras›nda bir yerde durmaya bafll›yor.” “Ancak sosyal forumlar›n flu gelinen aflamada, insanlar›n birbirleriyle tan›fl›p, sohbet ettikleri, birlikte konser izleyip, birkaç tek att›klar› ve birbirlerinin ülkeleri hakk›nda bildiklerinden fazlas›n› ö¤rendikleri bir alan oldu¤unu kabul etmek gereklili¤ine inan›yorum.” “Tar›k Ali’nin bianet’e konuflurken söylediklerine sonuna kadar kat›l›yorum. Evet, sosyal forumlar dünyan›n pek çok yerindeki özellikle ba¤›ms›zlar ve gençlik hareketleri için çok k›ymetli nefes alma alanlar›, tan›ma, tan›flma ve ö¤renme alanlar›. Ancak yola ç›k›l›rken hayal edilen alternatif politika üretimleri için yeni bir forum örgütlenmesinin, belki tam da Ali’nin önerdi¤i gibi “politik forumlar” bafllatmak flart ve acil. Zira aksi takdirde tam da Dünya Ekonomik Forumu’nu oluflturan bileflenlerin istedikleri olacak: “Aman iflte, çocuklar y›lda bir toplan›p, e¤leniyorlar, kitaplar›n› bildikleri meflhurlar› dinliyorlar, sonra da evlerine geri dönüyorlar, ses yok, gürültü yok, ne güzel...” (Çi¤dem Mater’in Atina ASF ard›ndan kaleme ald›klar›ndan.) Bizzat Sosyal Forumcular taraf›ndan dile getirilen benzer yaklafl›mlara ve de yaz›lara art›k s›kça rastlamak mümkün. Gizlenemez olan gerçekliklerini kendileri de itiraf etmek durumunda kal›yorlar. Sosyal Forum’a iliflkin bu gerçekli¤in ad› ise: Sosyalleflmek, iki tek atmak ve de e¤lenmek!
Sosyal Forum’a yaklafl›m Peki emperyalizme karfl› net bir duruflu olan anti-emperyalistlerin, devrimcilerin, Maoistlerin, gerçekli¤ini yukar›da özetlemeye çal›flt›¤›m›z Sosyal Forum’a yaklafl›mlar› ne/nas›l olmal›d›r?
15
49 ‹lk önce flunu koymak gerekiyor ki, emperyalist sald›rganl›¤›n dünya ezilen halklar›n› terörist ilan ederek giriflti¤i sald›r›lar bugün iflgalleri ve katliamlar› da kapsayan biçimde yükseliflini sürdürmektedir. Ve bu süreç tüm bu sald›r›lara ve de dolay›s› ile sisteme karfl› net bir durufl ile sistem içi duruflun netleflti¤i süreçtir. K›sacas› iki çizginin ayr›flma sürecidir bu ayn› zamanda. Bu ayr›flma sürecinin kendini en yo¤un hissettirdi¤i yer ise anti-emperyalist mücadele zeminidir. Sistem içi durufl, giderek a¤›rlaflan koflullar karfl›s›nda teslimiyetin ifadesi olan çizgisini her f›rsatta aç›k etmekte ve sistem karfl›t› durufllardan ve bunlarla olan her türlü birliktelikten kendini koparmaktad›r. Devrimciler, Maoistler ve de sistem karfl›t› duruflu net olan anti-emperyalistler, demokratik zemindeki anti-emperyalist mücadelenin en genifl kesimlerle birlikte verilmesi gerekti¤inin önemini bilirler ve de iflgal sald›r›lar› bafllad›¤›nda bu yönlü genifl birliktelikler için çaba içine girmifllerdir. Bu çabaya dönük örnekler, hem ülkemizde hem de uluslararas› alanda mevcuttur. Ancak bizler, bu çabalar› sürdürürken, bu tür birliktelikler içine girerken, sistem karfl›t› net duruflumuzdan taviz vermeyiz, bu duruflumuzu ›srarla, kararl›l›kla koruruz ve de bunu sürdürürüz. Bizler aç›s›ndan bir di¤er ve de en önemli mesele de, bu sürece önderlik etmek/edebilmektir. Bunun için de kendi cephemizi güçlendirmenin, genifl y›¤›nlara sistem d›fl› çözümler sunman›n yollar›n› arar ve de bunun uluslararas› bir güce dönüflmesi yönünde çaba içinde oluruz. Ve bu yönlü çabalar ise bugün hayli yol alm›fl durumdad›r. Bunun en somut örne¤i ise, dünya çap›nda 300’den fazla ilericidevrimci-demokratik kurumun içinde yer ald›¤› ve tutarl› anti-emperyalist çizgisini kuruluflundan bu yana sürdüren ILPS’dir. Emperyalizme karfl› net bir duruflun somut ifadesi olan ILPS, bugüne kadar çok say›da anti-emperyalist nitelikte kamplar, eylemler, faaliyetler örgütlemifltir. Bunlar›n baz›lar› DSF veya ASF ile ayn› dönemde gerçeklefltirilmifltir. Örne¤in Ocak 2004’de Mumbai’de yap›lan DSF ile ayn› günlerde örgütlenen Mumbai Direnifl 2004 bunlardan biridir. Bu Direniflin bafll›ca örgütleyicilerinden olan ILPS (ve de AT‹K vb. oluflumlar) Sosyal Forum’a bir bütün olarak kat›lmak yerine, ezilenlere sistem d›fl› çözümlerin sunulaca¤› bir etkinlik organize etmifllerdir. Ancak bunu yaparken Sosyal Forum alan›na dahi gitmeme, burada kendini ifade etmeme gibi bir düflünceyle de hareket etmemifllerdir. Ki ILPS’nin en aktif üyelerinden olan Filipinler BAYAN örgütü burada stand açarak, hem Direnifl Kamp›n›n hem de sistem d›fl› çözümlerin propagandas›n› yapm›flt›r. Bunun sonucudur ki, DSF’nin sürdü¤ü günlerde buradan ayr›lan büyük bir köylü grubu Direnifl Kamp›na kat›lm›flt›r. Bu kazan›m› o dönemde Mumbai Direnifli 2004’e direkt kat›lan tüm örgütlerin flahit olmas› gerekirdi. E¤er görülmemiflse kesinlikle bak›fl aç›s›n›n bir sonucudur. Ayr›ca bu tutum çeliflki de¤il, aksine kitleler içinde ama kesinlikle Sosyal Forum önderli¤inin yede¤ine girmeden, bu harekete kan tafl›madan alternatifini göstermektir. Bu konuda tüm ILPS bileflenleri ortak tutumu benimsemektedir. Bu düflünceyi ILPS üyesi her örgüt gücü oran›nda yapmay› savunmaktad›r. Ancak yine de alt›n› bir kez daha çizelim, bunu Sosyal Forumlara kat›larak ve böylece bu anlay›fla kan
tafl›yarak yapmamak önemlidir. Kitlelere propaganda yapmaktan bahsetmiflken, Sosyal Forumlara kat›lanlar› kitle olarak de¤erlendirip onlara propaganda yapmay› savunan anlay›fllar›n neden ILPS’nin etkinliklerine kat›lan kitlelere gözlerini yumduklar›n› da sormak gerekir. Sorun say› sorunu mudur? E¤er sorun buysa bunun ad› “güce tapmak” de¤il de nedir? Ya da Sosyal Forumun önderli¤inin bilincinde olarak bu forumlara kat›lanlar nas›l ILPS’nin Maoistlerin önderli¤inde oldu¤u iddias›yla buraya kat›lmaktan imtina edebiliyorlar? Reformist, revizyonist, Troçkist vb. özellikteki önderlikler kimseyi rahats›z etmezken, (diyelim ki) Maoist önderlik neden bu kadar rahats›z ediyor baz› dostlar›m›z›? Maoistlerden daha m› tutarl›d›r bu niteliklerini “bildikleri” önderlikler? Mumbai’de lüks otellerde kalan SF kat›l›mc›lar›n›n, Mumbai Direnifli 2004’e kat›lanlar›n ikamet etti¤i, Hindistan halk›n›n tüm yoksullu¤unun iliklerine kadar hissedildi¤i yerlerden uzak durmalar› nas›l de¤erlendiriliyor? ILPS’nin SF karfl›s›ndaki duruflunun elefltirisine yer verilmesine karfl›n, neden Sosyal Forum’un “bildik” niteli¤i hakk›nda haber aralar›na s›k›flt›r›lm›fl birkaç cümlelik “elefltiriler”le (yak›nma da denilebilir) yetiniliyor? Sosyal Forum’a neden kat›lmad›¤›m›z› bir anl›k “bir yana b›rakarak” bu elefltiri sahiplerinin neden ILPS’ye kat›lmad›klar›n› sorsak nas›l bir yan›t al›r›z acaba? Özellikle de Maoist oldu¤unu iddia edenlerden. Bu ve benzeri sorular›n yan›t›n› vermek gerekir, ILPS’nin neden SF’ye kat›lmad›¤›n› “elefltirmeden” bizlere “yön göstermeden” önce. Burada fluna da vurgu yapmak gerekiyor ki, ILPS içinde olup da, Sosyal Forum’a bütünüyle kat›lmay› savunan anlay›fllar da vard›r. Ve bu gayet do¤ald›r, çünkü ILPS çok sesli bir yap›lanmad›r. Ancak burada önemli olan hangi anlay›fl›n buraya önderlik etti¤idir. K›sacas›, bizler SF gibi sistem içi düflüncelerin önderlik etti¤i (ki SF özgülündeki yaklafl›m›m›z›n özünde yatan buradaki önderliktir) oluflumlara, bir bütün olarak, tüm enerjimizi buraya vererek de¤il, buralara stand açmak, bildiri da¤›tmak vb. yöntemlerle, propaganda amaçl›, ancak bu çerçeveyi geçmeyen, s›n›rl› bir kat›l›m sa¤lar›z. SF’lara kat›lan ve de burada önderlik konumunda olmayan ilerici güçleri, alternatif aray›fl› içinde olan kitleleri saflar›m›za katmak, tek alternatifin SF gibi oluflumlar olmad›¤›n› anlatmak için yapmal›y›z bunu. Biz meseleyi böyle ele almaktay›z.
Sosyalleflmek, dünyal›laflmak, enternasyonalleflmek Bu ele al›fltan hareketle de, anti-emperyalist mücadele zeminindeki faaliyetimizi, bu yönlü mücadeleyi bir bütün olarak SF’nin
içinde yer alarak gerçeklefltirmek de¤il de, bundan ba¤›ms›z faaliyet-buluflma vb. etkinlikler düzenlemeyi savunman›n esas nedenlerine gelince: Birincisi, net duruflumuzu kendi inisiyatifimizde ortaya koyabilmek, bu organizasyonlarda ele alaca¤›m›z sorunlar›n içini, duruflumuza uygun doldurmak, düflüncelerimizi özgürce, hiçbir engellemeye tak›lmadan ifade edebilmek için yapar›z ve de yapmal›y›z bunu. Yani bize “izin verildi¤i” kadar de¤il, delegelerimiz istedi¤i kadar konuflabilsin diye…
Bu etkinlik-buluflma vb. faaliyetlerin, genifl halk y›¤›nlar›na deklare edece¤imiz sonuç bildirgelerine reformizm-revizyonizm ve her türden sistem içi anlay›fl de¤il, net duruflumuz damgas›n› vursun, ezilen emekçi halklar sistem d›fl› alternatiften haberdar olsun diye… Ve de bize “ayr›lan” “alanlara” de¤il, faaliyetin bütününe hakim olmak için yapar›z bunu… Bizim derdimiz sosyalleflmek, dünyal›laflmak da de¤ildir, enternasyonalleflmektir. Enternasyonal dayan›flmay›, özveriyi ve fedakarl›¤› omuz omuza hissetmek isteriz. Buluflmalar›m›za, kamplar›m›za da bir bütün olarak damgas›n› vuran bunlar olur… Etkinliklerimizi, emperyalist kurum-kurulufllardan veya sistem güdümlü sar›-bürokratik sendika konfederasyonlar›ndan maddi vb. destekler alarak de¤il, kendi olanaklar›m›zla, yoksul halklar›n olanaklar› ile örgütleriz. Enternasyonal dayan›flman›n iliklere kadar hissedildi¤i bu faaliyetlerimizde, fedakarl›k ve özveri üst boyuttad›r. Çünkü kayg›lar ortakt›r. Bu ortak kayg› ise s›n›f kayg›s›d›r, devrim kayg›s›d›r ve sistemi bir bütün olarak alafla¤› etme kayg›s›d›r. Bunun içindir ki, bu yönlü düflüncelerin uluslararas› alanda kendini ifade etmesinin olanaklar› sonuna kadar zorlan›r. Uluslararas› zenginli¤i giderek artan bu
2-15 Haziran 2006 etkinlik ve faaliyetlerde çeflitli dillerde yap›lan sunumlar›n orada bulunan herkes taraf›ndan anlafl›lmas› için ayr› bir çaba içine girilir. De¤iflik ve hatta bizimle z›t görüfllerin buralarda kendini ifade etmesinin önüne engel de konulmaz. Çünkü duruflumuza, ideolojimize ve bu durufl ve ideolojimizden ald›¤›m›z güçle nihai zaferin bizim olaca¤›na olan inanc›m›z sonsuzdur. Kat›l›m›n say›s› de¤il, niteli¤idir bizi ilgilendiren. Bunun için say›m›z› art›rma çabam›z› sürdürür, ancak say›lara kilitlenip kalmay›z, baflar›y› kafa say›s› ile ölçmeyiz! Velhas›l yapt›¤›m›z her fleyi, birilerinden icazet alarak, 3-5 dakikal›k konuflmalara koca bir davay› s›¤d›rmaya çal›flarak de¤il, kendi özgür irademizle ve de içeri¤ini, süreyi, mekan› ve de tüm her fleyi kendimiz belirleyerek, önderli¤i tümüyle kendi inisiyatifimizde olarak yapar›z. Ve bu çizgide ›srar›n ne kadar do¤ru oldu¤unu ise, giderek daha fazla görmekte/yaflamaktay›z. Çünkü bu saflardaki sistem karfl›t› duruflun temsilcileri olan devrimciler ve Maoistler, bu noktadaki ›srarlar›n›n ne kadar do¤ru oldu¤unun karfl›l›¤›n›, düzenledikleri eylem-etkinlik vb. faaliyetlere kat›l›m›n giderek artmas› ve bu art›fl›n genifl bir yelpazeye yay›lmas› olarak almaktalar. Bunun en somut göstergesi en son Atina’da düzenlenen anti-kapitalist, anti-emperyalist kampt›r. Sonuç olarak toparlamak gerekirse: Devrimciler ve Maoistler, s›n›f mücadelelerinin, halklar›n her türden sistem karfl›t› ç›k›fllar›n›n, emperyalistler taraf›ndan oldu¤u kadar, sistem içi anlay›fllar taraf›ndan da ortadan kald›r›lmaya, sistem içine hapsedilmeye çal›fl›ld›¤› bu süreçte, çizgilerindeki netli¤i koruma ve de bunun ayr›m›n› koyma gibi bir görevle karfl› karfl›yalar. Buna ba¤l› olarak da bu sürece önderlik etme göreviyle… Bunun yol ve yöntemini ise yukar›da koymufltuk. Kitlelerin bulundu¤u her yerde, her etkinlik ve oluflumda propaganda yapabilmenin ve de kitleleri do¤rulara yönlendirmenin koflullar›n› yaratmak. Ancak bizim önderli¤imizde ve de dolay›s›yla inisiyatifimizde olmayan koflullar›n bizim tüm enerjimizi almas›na izin vermemek. Faaliyetimizi dar ve “izin verilen alanlara” hapsetmek de¤il, kendi yaratabildi¤imiz, ama tümüyle bize ait alanlarda gerçeklefltirmek. Sürece önderlik iddiam›z› ancak böyle koruyabilir ve de bu iddiay› büyüterek, devrimci demokratik tutarl› anti-emperyalistlerden oluflan anti-emperyalist cepheyi geniflletebilir ve böylelikle de, devrim-komünizm iddiam›z›n önünü açarak, halklar› nihai kurtulufla götürecek güzergaha önderlik edebiliriz. Bunun içindir ki, kitlelerin var oldu¤u her yerde, yukar›da koydu¤umuz biçimiyle var olma gerçekli¤ini ret etmeden, icazet alarak, izin verildi¤i ölçüde kendimizi ifade edebilece¤imiz Sosyal Forumlar’da sosyalleflmeyi, dünyal›laflmay› de¤il, kendi önderli¤imizde gerçeklefltirdi¤imiz faaliyetlerde enternasyonalleflmeyi tercih ediyoruz. Çünkü meselemiz dünya çap›nda sosyalleflmek (veya dünyal›laflmak) de¤il, enternasyonalleflmektir!
2-15 Haziran 2006
16
49
21. Yüzy›lda Sol Ve Sosyalizm Perspektifi* Öncelikli olarak “sol” kavram›na somut bir anlam kazand›rmak gerekir. Çünkü, sol kavram› da birçok di¤er kavram gibi son y›llarda özgün biçimler alan revizyonizmin fazlas›yla kirletti¤i bir kavramd›r. “Sol”, iflçi s›n›f›na ait bir kavram olarak burjuvaziye karfl› mücadeleyi, burjuvaziyi yok etmeyi amaçlayan bir hareketi içermek zorundad›r. Bizleri sol ad›na biraraya getirecek, tart›flt›racak temel bu olmal›d›r. ‹flçi s›n›f›na ait olmayan ve burjuvaziyi yok etme amac›n› içermeyen düflüncelerin, ak›mlar›n sol ad›n› almas› olsa olsa bir aldatmaca olur. Aldatmacalar›n s›n›f mücadelesindeki yeri asla halk kesimlerinin saflar› olamaz.
Bu tutum Marksizm’in özüne uygundur.
Tam da bu nedenle bizim sol ad›na yapaca¤›m›z her fley iflçi s›n›f› ideolojisinin ve biliminin temel tezlerine uymak durumundad›r.
Emperyalist kurumlar›n süreçteki rolü
Tez 1: S›n›f mücadelesi tarihin motorudur ve Tez 2: Tarihi kitleler yapar.
Kapitalizmin son 30 y›ll›k süreci ve özellikle bu süreçte daha da ileri noktalara ulaflm›fl olan Marksizm-Lenizim-Maoizm’e yönelik kapsaml› sald›r›lar kitlelerin s›n›f bilincine çok derin darbeler indirmifltir. Kapitalizmin elde etti¤i geçici baflar› iflçi s›n›f›n›n mücadelesini her bak›mdan geriletmifltir.
Bu tezlere dayanmayan tüm düflünce ya da ak›mlar› sol ad›na reddetmek gerekir. Buradan gelece¤imiz nokta, tam da bu tezlerin yarat›c›s› ve uygulay›c›s› olduklar› için bilimsel olduklar›n› kabul etti¤imiz MarksizmLeninizm-Maoizm’in özüdür… Marksizm-Leninizm-Maoizm’in özü somut koflullar›n somut tahlili ilkesidir… Karl Marks’›n kapitalist sisteme kapsaml› elefltirisinden bu zamana Marksizm, her bilim dal›nda oldu¤u gibi maddi üretim sürecinin geliflmesine paralel s›çramal› bir geliflim göstermifltir. Bir bilim olarak Marksizm’in bu süreci onun bir dogma olmad›¤›n›n da somut ifadesidir. Leninizm ve Maoizm, Marksizm’e yönelen sald›r›lara karfl› koymada çok önemli baflar›lar kazan›rken, ayn› zamanda ve daha da önemlisi, s›n›f mücadelesinin objektif olarak ilerlemesinin bir ürünü olarak yeni birçok soruya, soruna da aç›kl›k getirdi ve bilimin dayand›¤› üç bileflene (ekonomi politik, bilimsel sosyalizm ve felsefe) de derinlik kazand›rd›. Sadece Marksist olmak Marks’tan bu zamana geçen zaman› do¤ru kavramaya yetmeyece¤i gibi bundan sonra da gerçek süreç ancak bilimin yeni sorulara, sorunlara yan›tlar aramas› ve bulmas› ile anlafl›lacak ve afl›lacakt›r.
Tarihte hemen her bilimsel ö¤reti gibi Marksizm-Leninizm-Maoizm de, y›¤›nla teorik ve pratik sald›r›ya u¤ram›flt›r. Bu sald›r›lar sadece apaç›k düflmanlar›ndan de¤il, hatta denebilir ki daha çok gizli/maskeli düflmanlar›ndan geliflmifltir. Bu sald›r›lar›n MarksizmLeninizm-Maoizm üzerinde yaratt›¤› tahribat›n, yeterli karfl› mücadele gelifltirilmedikçe büyümesi de kaç›n›lmaz olmufltur. fiimdi bizler tüm bu tahribat›n ve yeni sorunlar›n afl›lmas› için bir çaba içinde olmay› bilimsel bir tutum olarak uygun ve gerekli görüyoruz.
Son 30 y›ll›k süreçte emperyalist-kapitalist ülkelerden yar›-sömürge ülkelere büyük sermaye ihrac› gerçekleflmifltir ve bu devam etmektedir. Bu ülkelerin siyasal olarak ba¤›ms›z addedilmelerinin/kabul edilmelerinin gerçekten bir anlam› olmad›¤›n› bütün sürecin bu temel özelli¤i dahi göstermektedir. Sadece borç geri ödemesi ad› alt›nda ülkelerin gelirlerinin esas›n› emperyalist merkezler almaktad›r. Örne¤in Türkiye’de 2005 y›l› bütçesinden faiz giderlerine 45,6 milyar YTL (bütçenin yüzde 32’si) ayr›lm›flt›r. 2006 bütçesinden de 46,2 milyar YTL ayr›lm›flt›r. Bu ödemelerin önemli bir k›sm›n›n emperyalist merkezlere akt›¤› bilinmektedir. Bu sürecin kontrolü, (son y›llarda baz› ülkelerde bu anlamda d›fllansa da) IMF taraf›ndan yap›lmaktad›r. Bu iliflki di¤er tüm alanlarda da ba¤›ml›l›¤› süre¤enlefltirmektedir. Tam da buna dayanmas› nedeniyle önemli olan, özellikle egemen k›l›nan bir anlay›fl olarak ekonominin toplumun ihtiyaçlar›na göre ele al›nmas› gerekti¤ini inkâr eden, ekonomiyi kendi bafl›na ve hatta toplumun ona göre flekillenmesi gerekti¤ini savunan anlay›fllar güçlendirilmifltir. Uluslararas› kurumlar denilerek gerçeklikleri maskelenen emperyalist kurumlar, sözde ulusal ekonomilerin yöneticileri durumundad›r. Yine bu ülkelerde siyaset ekonomiden sözde uzaklaflt›r›lmakta, ekonomi siyasetin d›fl›nda bir alan olarak konumland›r›lmaktad›r. Bunun gerçek anlam› ekonomiyi tümüyle emperyalist dünyan›n ihtiyaçlar›na göre yap›-
land›rmakt›r. Uyum politikalar›, yeniden yap›land›rma projelerinin özü budur. IMF, Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü, OECD vb… Ekonomi ne kadar topluma hizmet eden bir alan olmaktan ç›kar, kendi bafl›na bir alan olarak kabul edilirse, sonuçta bütün toplumlar›n ondan o kadar yararlanabilece¤i iddia edilmektedir. Bu mali sermayenin sosyal iliflki içerisindeki belirleyici güç olma, kendini yeniden üretme süreci için topluma kazand›rmaya çal›flt›¤› edilgenli¤in propagandas›d›r. Açl›k, yoksulluk, çevre kirlenmesi, gelir da¤›l›m›ndaki afl›r› dengesizlikler ve hatta savafllar›n kökeninde bu anlay›fl vard›r.
Uzlaflmac› tüm ak›mlar kaybetmeye mahkumdur Bu süreçte sol ad› alt›ndaki uzlaflmac› tüm e¤ilimler iflçi s›n›f›n›n giderek daha fazla düflmanl›¤›n› kazanm›flt›r/kazanmaktad›r. Kendilerine “sol” diyerek/denerek kitlelerin ideolojik olarak aldat›lmas›na yön verenler gerçekte iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin gerçek sol bilince yabanc›laflmas›na hizmet etmifllerdir. Bu sayede gerçek sol kitlelere ait olmayan marjinal bir küme olarak b›rak›lmak istenmektedir. Elbette sürecin böylesi bir özellik tafl›mas› 1980’lerden bafllayarak kapitalist dünya sisteminin ezilen dünya halklar›na ve iflçi s›n›f›na karfl› gelifltirdi¤i yeni sald›r› dalgas›yla tümüyle ilgilidir. Önceki süreçten farkl› olarak kapitalizmin bu kapsaml› sald›r›s› 1990’larda doruk noktalara ulaflt›; karfl›s›nda ise bu sald›r›lara yan›t verecek gerçek bir güç (örgütlü bir kitlesel hareket) olmad›. Bu sald›r› sürecinin son y›llarda karfl› sald›r›y› üretti¤ine tan›k olmakla birlikte henüz afl›lmam›fl oldu¤unu kabul etmeliyiz. Nihayetinde de¤iflecek olsa da henüz güç dengeleri sermayenin lehinedir. 21. yüzy›lda bu güç dengelerinin proletarya lehine de¤iflmekte oldu¤una tan›k olaca¤›z. Kapitalizmin son 30 y›ll›k süreci ve özellikle bu süreçte daha da ileri noktalara ulaflm›fl olan Marksizm-Lenizim-Maoizm’e yönelik kapsaml› sald›r›lar kitlelerin s›n›f bilincine çok derin darbeler indirmifltir. Kapitalizmin elde etti¤i geçici baflar› iflçi s›n›f›n›n mücadelesini her bak›mdan gerilet-
17
49 mifltir. Di¤er ezilen s›n›f ve tabakalar›n da tam da bu nedenle kapitalizmin bir parças› olmalar› elbette anlafl›l›r olmal›d›r. Çünkü hiçbir baflka s›n›f, iflçi s›n›f›na ra¤men devrimci bir rotada ›srarl›, kararl› ve baflar›l› olamaz. Özellikle ulusal burjuva hareketlerin düfltü¤ü durumlar bunun çok aç›k göstergesidir. Bu özellik küçük burjuva hareketler için de geçerlidir. Kapitalist sistemin mali sermayeye hizmet etmek üzere gelifltirdi¤i bu sald›r›lar güçlü bir muhalefetin de zemini olmaktad›r. Hemen her alanda ve her düzeyde “neo-liberal” sald›r›lara karfl› direnifl, hak alma mücadelesi geliflmektedir. Avrupa’daki iflçi eylemleri, ö¤renci hareketleri, göçmen isyanlar›, Latin Amerika’da neoliberal politikalar›n uygulay›c›s› iktidarlar›n yerlerini halkç› ve devletçi söylemler kullanan iktidarlara b›rakmak zorunda kalmalar›, bu anlamda ulusalc› ve korumac› e¤ilimin mali sermayenin ihtiyaçlar›na karfl›n geliflim göstermeye devam etmesi, anti-emperyalist taleplerin ve politikalar›n halklar taraf›ndan sahiplenilmesi, Irak, Filistin, Afganistan ve Çeçenistan’da anti-iflgalci direnifller, ezilen uluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk› mücadelesi, genel olarak kamusal haklar alan›ndaki piyasalaflt›r›lmaya karfl› yoksullar›n haklar› koruma e¤ilimi tüm dünyada gelifliyor. Emperyalist sistem içerisinde bugüne kadar ABD’nin kesin üstünlü¤ü biçiminde ilerleyen süreç son zamanlarda de¤iflmektedir. Emperyalist sistemin hiyerarflik yap›s› çeflitli devletlerin sermayelerinin büyümesine paralel olarak mevcut yap›y› zorlamaya bafllam›flt›r. Bu hem ABD’nin sald›rgan politikalar›n›n ve hem de Avrupa devletlerinin, Rusya’n›n, Çin’in ve devam› devletlerin egemen ekonomi politikalarda söz sahibi olma taleplerinin artmas›ndan görülmektedir. Bu da mali sermayenin uluslararas› kurumlar›n› (IMF, BM, Dünya Bankas› vb.) tart›fl›l›r hale getirmektedir.
21, yüzy›lda halk hareketleri yükselecektir Süreç her bak›mdan kapitalist sistemin, emperyalizmin yeni bir iflas›na do¤ru sürüklenmektedir. Mali sermayenin bir krize do¤ru gitmekte oldu¤u ve buna önlemleri içeren bir dizi yeni sald›r›n›n gündeme geldi¤i görülmektedir. Bu durum halk hareketlerinin geliflece¤inin göstergesidir. 21. yüzy›lda sol, bu sürece haz›rl›¤›n› tamamlamak durumundad›r. Bunun için kapitalizmin bugün için yeniden teflhir edilmesi ve sosyalizmin ulafl›labilir bir hedef olarak öne ç›kar›lmas› gerekmektedir. Emperyalist sistemden kopmay› ve toplumun iç ihtiyaçlar›n› temel alan politikalar kitleler taraf›ndan talep edilecek ve hareket bu yönde geliflecektir. Ekonomi hakk›ndaki yukar›da de¤indi¤imiz ve gerçekte kapitalist dünya sisteminin kutsanmas›na, alternatifsiz gösterilmesine hizmet eden anlay›fl›n kitleler üzerindeki etkisi yok olmaya mahkûmdur. Sermaye-
2-15 Haziran 2006
nin büyümesinin kalk›nma, geliflme olmad›¤›, aksine günümüzdeki bu büyümenin yoksullaflma, artan zulüm, iflgal, her düzeydeki çeliflkilerin keskinleflmesi demek oldu¤u kitlelerin yaflamlar›ndan edindikleri tecrübe ile görülecektir. Emperyalizm yerine kullan›lan “küreselleflme” vb. tüm kavramlar tam da bu gerçe¤i gizlemeye hizmet ettikleri ölçüde, gerçeklerle çeliflecek ve kitlelerin devrimci hareketi taraf›ndan reddedilecektir.
Sol ile kitlelerin iliflkisi Tüm sol hareketlerin kitlelerle iliflkisini belirleyecek olan ö¤eler bu konudaki yaklafl›mlar›na ba¤l›d›r. Aç›kt›r ki bu politik bir sorundur ve s›n›fsal/ideolojik bir duruflu gerektirir. Kitlelerin kendili¤inden hareketi bu yaklafl›mlara hizmet etmeye uygundur. Ancak kitlelerin kendili¤inden hareketi kurtuluflu içeren bir politik perspektifi yaratmaz, ancak do¤ru bir politika, kitlelerin hareketine sosyalizme do¤ru bir yön verebilir. Kitlelerden kopuk, kitlelerin anlamad›¤›, kitleler için somut hedefler göstermeyen yaklafl›mlar›n terk edilmesi, tam da geliflmekte olan kitle hareketlerinin somut talep ve eylemlerine uyumlu politikalar›n gelifltirilmesi gerekmektedir. Emperyalizme karfl› mücadelenin uluslararas› düzeyde karfl›lanmas› bir zorunluluktur. Bu nedenle enternasyonalin gelifltirilmesi, yeniden ele al›nmas› gerekliliktir. Bu yönde at›lm›fl ad›mlar bu amac› içerdi¤i oranda do¤rudur. Elbette bu, somut koflullar›n ve s›n›f mücadelesinin geliflmekte olan e¤ilimlerine ve biçimlerine uygun olmal›d›r. Bunun için özellikle komünistler çal›flmalar›n› bu yönde flimdiden gelifltirmeli; flimdiye kadarki mücadelenin tüm birlefltirici özelliklerini kavrayarak, gelece¤e ulaflmak üzere aflmal›d›rlar. Sosyalizmin kitlelerin bilincinde y›prat›lm›fl oldu¤u gerçe¤ine uygun olarak revizyonizmin her biçimine ve özellikle de son süreçte ald›¤› yeni biçimlere kapsaml› bir sald›r› için kavray›fl derinlefltirilmelidir. Özellikle sosyalizmde s›n›f mücadelesi sorunu deneyimlerle irdelenmelidir. Kitlelerin mücadelesine dayanan sosyalist infla politikas›, kitlelerin mücadelesi ile biçimlenen bir komünist partisi, partideki iki çizgi mücadelesine kitlelerin kat›l›m›n› esas alan ve bu anlamda dizginleri kitlelerin eline veren bir kültür devrimi anlay›fl› üzerinde ›srarla durulmal› ve günümüzün sorunlar›na bu yaklafl›mla yan›tlar aranmal›d›r. S›n›f mücadelesinin tarihin itekleyici gücü oldu¤u tam da bu gerçe¤in alt›n› çizer. Halk Savafl› teorisi günümüzün yeni soru ve sorunlar›na paralel olarak kitlelerin mücadelesine dönüfltürülmek üzere ileriye götürülmelidir. Bu konuda son y›llarda baflar›l› sonuçlar kazanan Halk Savafllar›n›n komünistler taraf›ndan do¤ru bir flekilde incelenmesi ve kazan›mlar›n›n bilimsel sosyalizmin kazan›mlar› olarak kavranmas› gerekir. Bu da Halk Sa-
vafllar›n›n enternasyonalin bir sorunu olarak ele al›nmas›n› gerektirir. Yine, çeflitli ülkelerde burjuva karakterli önderliklere karfl›n geliflen kitle hareketlerinin üretti¤i yeni mücadele biçimlerine ve e¤ilimlere ilginin gelifltirilmesi, buralardaki deneyimlerin özenle incelenmesi gerekmektedir. Bunlar›n uluslararas› iflçi s›n›f› hareketinin deneyimleri olarak kavranmas› yerinde bir yaklafl›m olacakt›r. Bunun ayn› zamanda burjuva karakterli önderliklerin gerçek bir elefltirisi için de gerekli oldu¤u aç›kt›r. Yar›-sömürge ülkelerdeki devrimci mücadeleler di¤er ülkelerdeki iflçi s›n›f› hareketini do¤rudan etkileyecektir. Sol hareketin, emperyalizme karfl› mücadelesi bu anlamda güçlendirilmelidir. ‹ktidarlar› hedefleyen devrimci mücadeleler tüm dünyada mali sermayenin hegemonyas›n› k›racakt›r.
Sonuç olarak; Marksizm-Leninizm-Maoizm’e yönelen sald›r›lar›n sonucu olarak “sol” fazlas›yla iflçi s›n›f›n›n mücadele alan›n›n d›fl›na itilmek istenmifltir. Ancak 21. yüzy›lda bunun baflar›s›zl›kla sonuçland›¤›na tan›k olaca¤›z. ‹flçi s›n›f›n›n devrimci ruhuna, s›n›f savafl›m›n›n reddedilemez gerçekli¤ine inananlar, s›n›f›n bilimsel ideolojisi etraf›ndan ad›m ad›m birleflecektir. Her kim ki sol ad›na iflçi s›n›f›n›, ideolojisini, bilimini d›fll›yorsa o kifli kesinlikle burjuvazi ad›na hareket eder. S›n›f iflbirli¤ine dayanan, kitlelerin tarihteki rolünü reddeden her hareket ancak burjuvaziye hizmet eder. Bu durum sadece bireysel
bir tercih de¤il, s›n›fsal bir tercihtir. ‹flçi s›n›f›n›n tutarl› devrimci rotas›ndan uzaklaflanlar her ne olursa olsun kaybedecektir. Sol hareket kitlelerin geliflmekte olan mücadelesini bilimsel sosyalizm rehberli¤inde kavrad›¤›; onun içinde yer al›p gelifltirdi¤i, somut koflullardaki ilerlemelere uygun bir perspektifle hareket etti¤i ölçüde geliflmekte olan devrime önderlik edebilecektir. Yine, krizini aflmakta zorlanan, yeni ve daha derin krizlere gebe mali sermayenin y›k›lmas› ancak s›n›f savafl› do¤ru kavran›ld›¤›, kitlelerin devrim yapan gücüne dayan›ld›¤› ve devrimler gerçeklefltirildi¤i ölçüde sosyalizm olacakt›r… * Bu yaz›, 4-7 May›s tarihlerinde gerçeklefltirilen Uluslararas› Anti-Kapitalist, Anti-Emperyalist Atina Buluflmas›’nda Partizan taraf›ndan ayn› bafll›kl› panelde sunulmufltur. Ara bafll›klar bize aittir.
Avrupa’daki iflçi eylemleri, ö¤renci hareketleri, göçmen isyanlar›, Latin Amerika’da neo-liberal politikalar›n uygulay›c›s› iktidarlar›n yerlerini halkç› ve devletçi söylemler kullanan iktidarlara b›rakmak zorunda kalmalar›, genel olarak kamusal haklar alan›ndaki piyasalaflt›r›lmaya karfl› yoksullar›n haklar› koruma e¤ilimi tüm dünyada gelifliyor.
18
2-15 Haziran 2006
49
Dan›fltay sald›r›s› üzerine;
Oyun bildik, oyuncular tan›d›k!
➧
20 May›s’ta Dan›fltay 2. Dairesi üyelerine yönelik yap›lan sald›r› ile birlikte, kamuoyunda tart›fl›lan sald›r› de¤il mevcut sistemin kendisi oldu. AKP hükümetinin miad›n› doldurmas›ndan, erken seçim zillerinin çal›nmas› ve ordu-hükümet kap›flmas›na kadar önemli geliflmelere neden olan sald›r›n›n yank›lar›, bu tart›flma konular›n›n nas›l bir biçim alaca¤›na paralel olarak bitecek ya da devam edecektir.
20 May›s’ta Dan›fltay üyelerine yönelik yap›lan silahl› sald›r› ile birlikte ülke gündemini önemli ölçüde belirleyen tart›flmalar ve geliflmeler yafland›. Sald›r›n›n ard›ndan gündeme gelen bir dizi tart›flma, özellikle emekçi kitlelerin bilincini buland›racak nitelikte oldu. Olay›n “çete” ba¤lant›s›ndan, “karanl›k güçlerin” kendini yeniden göstermesine, sald›r›y› gerçeklefltiren avukat›n siciline uzanan bir dizi tart›flma gündeme geldi. Bu sald›r›ya paralel olarak Cumhuriyet gazetesine yönelik bombalama eylemleri “ayd›nlat›lmaya çal›fl›ld›.” Ancak olay henüz ayd›nlanmaya yüz tutuyordu ki kilit isim Savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›. Ve tüm yorumlar “soruflturmada bafla dönüldü” fleklinde oldu. Bizler aç›s›ndan yaflanan geliflmelerin temel noktalar› üzerinde durmak önem tafl›maktad›r. Birincisi; olay›n devlet aç›s›ndan yaflanan geliflmeleri ve tart›flmalar›, ikincisi; bu sürecin ezilenlere yans›mas› ve üçüncüsü; bu geliflmelerin sonucunda ç›kar›lmas› gerekenlerdir. Sald›r›y› gerçeklefltirenlerin hangi “çete” ile iliflkilerinin oldu¤u, telefon kay›tlar› vs. tart›flmalar yaflanan sürecin niteli¤ini ve özünü karartmaktan baflka bir ifle yaramamaktad›r. Ya da bizler aç›s›ndan bilinen gerçeklerin bir kez daha su yüzüne ç›kmas›ndan öte bir anlam tafl›mamaktad›r.
rilmektedir. “En büyük sorunumuz iflsizlik, ama onu da yavafl yavafl afl›yoruz” diyen hükümetin, gurur duydu¤u ekonomisinin kriz içinde yuvarlan›fl›n› da bu aflma “çabalar›na” paralel olarak geliflen bir durum olarak alg›lamak gerekir. Krize neden olan IMF reçetelerinin ekonomik anlamda yaratt›¤› tahribat›n ve çalkalanman›n yine ayn› reçetelerle düzeltilmeye çal›fl›lmas›, sonu olmayan bir yolun ad›mlanmas›ndan baflka bir anlam tafl›mamaktad›r. Zira son dönem gündeme gelen ekonomideki dalgalanma sadece ülkemizde
Ekonomik krizde çözüm umudu: IMF!
de¤il, Asya ülkeleri baflta olmak üzere, Japonya’da, Seul’de, Hindistan’da yafland›. ABD’nin faizleri artt›rmas›na ba¤l› olarak yaflanan bu durum, ülkemiz gibi yoksullu¤un ve iflsizli¤in gittikçe büyüdü¤ü ülke ve bölgelerde etkisini k›sa zamanda göstererek bu oranlar›n yükselmesine neden oldu. Mevcut borcunu ödemekte zorlanan hükümetin, yaflanan dalgalanmayla artan borcunu ödemesi mümkün görünmemektedir. Bu durumun yarataca¤› tabloyu ise tahmin etmek güç olmayacakt›r. Ekonomideki bu “tehlikeli” geliflmelerin siyasi arenadaki yans›mas› ise benzer biçimde bir “tehlike” tafl›maktad›r. Kimi gazete yazarlar›n›n “ülkede ciddi bir halk hareketi bulunmamas›na ra¤men bu gerginli¤in nedeni nedir?” diye ifade etti¤i sorunun yan›t›, bu zemini besleyen siyasi geliflmelerdir. K›sacas› mevcut hükümet art›k ciddi boyutlarda yönetme sorunu yaflamaktad›r. AKP hükümetinin Dan›fltay sald›r›s› ile birlikte y›pranm›fll›¤›n› tart›flmak, daha do¤rusu bu tart›flmalar›n ayyuka ç›kmas› tek bafl›na sal-
Dan›fltay sald›r›s› vesilesi ile tart›flmalar›n odaklaflt›¤› “AKP hükümetinin art›k miad›n› doldurdu¤u” tart›flmalar›n›n zeminine bakacak olursak; IMF reçeteleri ile yönetilen ülke ekonomisi bir süredir ciddi dalgalanmalar yaflamaktad›r. IMF heyetinin geçti¤imiz hafta yapt›¤› ziyarette de gündemde ülke ekonomisindeki son dalgalanmalar ve bu dalgalanman›n yaratt›¤› kriz gündemdeydi. Harcamalar›n k›s›tlanmas› olarak lanse edilen önlem paketinde yer alan önerilerin bafl›nda, yeflil kart›n iptal edilmesi, sa¤l›k ve e¤itim harcamalar›n›n daralt›lmas› gibi öneriler bulunmaktayd›. Ülkedeki iflsizlik oran›n›n 2 milyon 796 bine ulaflt›¤›n› aç›klayan Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K), 2006 y›l›n›n ilk üç ay›nda iflsizli¤in artarak yüzde 11.9’a ulaflt›¤›n› da araflt›rma sonuçlar›na ekledi. Son dönem özellefltirmelere paralel olarak iflten atmalar›n yo¤unlaflt›¤› ülkemizde, iflsizli¤in de buna paralel olarak büyüme göstermesi önü al›namaz bir geliflme olarak de¤erlendi-
d›r›yla aç›klanamayacak bir durumdur. Nas›l ki son dönem yaflanan geliflmeleri tek bafl›na “klikler aras› çat›flmaya” indirgeyerek tart›flmak do¤ru de¤ilse.
AKP, ABD emperyalizmini lay›k›yla temsil ediyor mu? AKP hükümetinin hükümette kal›fl sürecini belirleyen ve buna paralel olarak da y›prat›lmas›na dönük yürütülen kampanyan›n h›z kazanmas›n› belirleyen emperyalistlerin, özellikle de ABD emperyalizminin bölgedeki ç›karlar›n› ne kadar temsil edip etmedi¤i, planlar›n› ne kadar
di. Ard›ndan ‹ran süreci gündeme geldi. Irak’ta bekledi¤ini Türkiye cephesinden bulamayan ABD, ‹ran noktas›nda AKP’ye tam bir güven tafl›mamaktad›r. Tüm bunlarla birlikte Kerkük sorunu tüm s›cakl›¤›n› koruyarak bugüne geldi. Afl›lamayan PKK’ye karfl› mücadele krizi ve s›n›ra yap›lan askeri y›¤›nak yaflanan sürecin hassasiyetlerini gösteren önemli geliflmeler oldu. Kerkük sorununu kendi yöntemleri ile çözmeye çal›flan Türkiye, bölgede aktif rol oynamas› gerekti¤i zorlamas›yla karfl›lafl›nca ABD’den beklenen destek görülmedi. Mevcut verilerle ABD aç›s›ndan AKP hükümetinin bu kritik geliflmelere karfl› gelifltirdi¤i tutumla birlikte düflünüldü¤ünde ömrünü doldurmufl olmas› de¤erlendirmesi abart›l› olmayacakt›r. Geçti¤imiz y›l›n Newroz ay›ndan bugüne yaflanan geliflmeler, hükümetin gelinen aflamadaki sürecini belirler nitelikteydi. Milliyetçili¤in “birden bire” hortlat›lmas›, ülkücülerin yurtseverler baflta olmak üzere devrimci ve demokratlara yönelik gelifltirdikleri sald›r›lar ve ordunun en yetkili a¤›zlar›n›n hükümetle ilgili aç›klamalar› bu sürecin bafllat›ld›¤›n›n ilk sinyallerini verdi. Dan›fltay sald›r›s›n›n ard›ndan “protestolar devam etsin” aç›klamas›n› yapan Özkök’e yan›t olarak “bu tür olaylar kimseye fayda sa¤lamam›flt›r” cevab›n› veren Erdo¤an aras›ndaki söz düellosu hükümete karfl› iflletilmeye çal›fl›lan sürecin bir parças›d›r.
Esen “rüzgarlar” kimin eseri? h›zl› hayata geçirip geçiremeyece¤idir. 2002 y›l›nda ABD, bizzat kendisinin gelifltirdi¤i “Il›ml› ‹slam” projesinin Türkiye aya¤›n› AKP ile yerine getirme hedefi içinde oldu. Türk ordusu ile sürtüflmesine ve karfl›l›kl› “sert” aç›klamalar›n yap›lmas›na neden olan bu durum, o dönemde ABD’nin ç›karlar› aç›s›ndan gerekti¤i biçimde iflletildi. ABD, AKP hükümetinden Irak sürecinde bekledi¤i performans› göremedi. 1 Mart tezkeresinin kabul görmemesi ikili iliflkilerde ilk ciddi sars›nt›ya neden oldu. Ard›ndan Suriye ile iliflkiler gündeme geldi ve ABD bekledi¤i sonucu bu sürecin sonunda da as›l olarak göremedi. Bu süreci HAMAS’›n Ankara’ya davet edilmesi gibi “ç›k›fllar” izle-
Erken seçim tart›flmalar›n›n sald›r›n›n ard›ndan gündeme oturmas› hatta alternatiflerin tart›fl›lmas›, bir süredir gündemde olan bu konunun daha yüksek sesle tart›fl›lmas›n› beraberinde getirdi. Olay›n hemen ard›ndan An›tkabir’e yürüyenlerin AKP hükümetini istifaya ça¤›rmas› ve at›lan sloganlar›n içinde “Katil hükümet” gibi nitelemelerin olmas› sürecin “kitlelere de mal edildi¤i” sonucunun ç›kar›lmas›na neden oldu. “Öfkeli kalabal›k” devlet yetkililerine sald›rm›fl ve cenazeye kat›lmalar›n› engellemifltir. R. Tayyip Erdo¤an baflta olmak üzere bir dizi hükümet yetkilisinin cenazeye kat›lmamas›, mevcut programlar›n› bozmamas› devlet cephesinden esen rüzgâr›n çap›n› göstermesi aç›s›ndan önemlidir.
49 Sald›r›n›n ard›ndan yap›lan ve “oldukça sert” olarak nitelendirilen Dan›fltay aç›klamas›nda hükümetin hedef al›nmas› ve bu aç›klaman›n halk taraf›ndan alk›fllarla karfl›lanmas›, hükümete yönelik “ayyuka ç›kan tepkinin” bir göstergesi olarak nitelendirildi. Cenazeye kat›lan paflalar›n halk taraf›ndan alk›fllanmas›, hükümet ad›na kat›lanlar›n ise linç edilmek istenmesi, halk›n gelinen noktadaki tercihi olarak yorumland›. Oysa mesele halk›n tercihi de¤il, bizzat devlet taraf›ndan planlanan oyunun sahneye konulmas›yla birlikte kitlelerin de bu oyunun bir parças› haline dönüfltürülmesidir. Sald›r›n›n ard›ndan yarat›lmaya çal›fl›lan laik-anti-laik kamplaflmas› içine dahil edilmek istenen kitlelerin bilincinde bu suni kamplaflma içinde sisteme dönük tepkiler eritilmek istenmektedir. A. Necdet Sezer’in “Bu sald›r›ya neden olanlar tutum ve davran›fllar›n› yeniden gözden geçirmelidirler. Laikli¤i çeflitli biçimlerde yorumlayarak içini boflalt›p demokrasiyi, dolay›s›yla rejimi y›kmaya kimsenin gücü yetmeyecektir”, “Dan›fltay’a yap›lan sald›r› asl›nda laik Cumhuriyet’e yap›lan sald›r›d›r” aç›klamas› hem Erdo¤an’›n laikli¤in yeniden yorumlanmas› üzerine dile getirdi¤i talebine hem de bu vesileyle kitlelerin Kemalizm’in ilkelerini korumaya seferber edilmesi amac›n› tafl›maktad›r. Bu kamplaflman›n yapayl›¤› ve sahtekâr bir tutumla gerçeklefltiriliyor oluflu ise yine devletin niteli¤inden kaynaklanmaktad›r. Muhalefet partisi CHP ise, durumdan kendisi aç›s›ndan gerekli olan sonuçlar›n tümünü ç›karabilmek için olaya oldukça “sert” bir tepki gösterdi. Baykal “Dan›fltay›m›z›n bir dairesinin tüm üyelerine karfl› bir toplu katliam giriflimi yap›lm›flt›r. Hedef, sadece bir ya da birkaç yarg›ç, bir Dan›fltay dairesi de¤il, Dan›fltay’›n tümüdür. Anayasa’d›r, hukukun üstünlü¤üdür, Türkiye’nin laik demokratik Cumhuriyeti’dir. Buna yönelik bir katliam girifliminin ortaya ç›kt›¤›n› görüyoruz” aç›klamas› ile kitleler nezdinde yarat›lmak istenen suni saflaflman›n körüklenmesini hedeflemektedir. Devlet erkân›n›n tümünün aç›klamalar›nda odakland›klar› bu nokta, ayn› zamanda kitlelerin bilincinin de bu yöne do¤ru flekillendirilmesini amaçlamaktad›r.
Erken seçim zilleri mi çal›yor? Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri ile bafllayan ordu-hükümet tart›flmalar›n›n Dan›fltay sald›r›s› ile birlikte gittikçe alevlenmesi, kamuoyunun da bu koroya AKP hükümetinin yo¤un teflhiri ile ortak olmas›, AKP hükümetinin zaman›n› doldurmadan seçim sand›klar›n›n kurulmas› sürecini h›zland›racak bir tablo çizmektedir. Her ne kadar Erdo¤an yapt›¤› bir aç›klamada “Bizden erken seçim bekleyenler bofluna heveslenmesin”, “Türkiye’de seçim befl y›lda bir yap›l›r”, “Bizim hükümetimizde bir sorun yoktur” dese de MHP’nin iktidara haz›rl›k çal›flmalar›, CHP’nin ülkedeki laikli¤in elden gitti¤i
19 safsatas›yla yaratmaya çal›flt›¤› rüzgâr ve bununla beraber tart›fl›lan di¤er bir alternatif olan DYP, seçim tart›flmalar›nda model olarak ortaya konulmaktad›r. Bu düzen partilerinden flans esas olarak da MHP ve CHP’ye verilmektedir. Bu seçenekleri belirleyecek olan kuflkusuz ABD’nin bölge üzerine ve önümüzdeki döneme dair politikalar›n› hangisiyle daha rahat yürütece¤i olacakt›r. Ancak ülkemizdeki siyasal atmosfere bakt›¤›m›zda son dönem gelifltirilen milliyetçi-floven sald›r›larla MHP’nin y›ld›z›n›n parlat›lmas›, di¤er taraftan “laiklik elden gidiyor” z›rvalar›yla Kemalizm’in “laik ilkelerinin” döne döne vurgulanmas› alternatifleri belli oranda belirginlefltirmektedir. Bu tart›flmalar içinde CHP “kap›s›n› merkez sa¤a açmal›d›r” biçimindeki Deniz Baykal’›n aç›klamas› ve TOBB kurulunda A¤ar-Baykal-Erdo¤an üçlüsünün elele gönderdikleri mesaj ilginçtir. “Sol”u bir araya getirme alternatifini tart›flan kimi CHP muhaliflerinin tepkilerine ra¤men Baykal’›n CHP’nin “yeni” yüzüne dair yapt›¤› aç›klama ülkedeki atmosferden ba¤›ms›z de¤ildir. Laikli¤in ve demokrasinin iktidara gelen düzen partilerinin niteli¤ine ba¤l› olarak de¤iflim gösterdi¤i ülkemizde, bugün döne döne bu kavramlar›n üzerinde durulmas›, devletin ciddi boyutlarda yaflad›¤› yönetme krizini aflma çabas› olarak da görülmelidir. Bugün mevcut koflullarda geliflkin bir kitle muhalefeti ve hareketi olmamas›, bu zeminin ülkemiz aç›s›ndan ciddi boyutlarda olmad›¤› anlam›na gelmemektedir. Köylülerden, iflçilere ve kamu emekçilerine toplumun tüm kesimler ciddi bir tepki, biriktirmektedir. Özellikle bugün lokal düzeylerde de kalsa gösterilen tepki devleti ciddi anlamda s›k›flt›rmaktad›r. Köylülü¤ün gittikçe yükselen sesi, iflçilerin özellefltirmelere karfl› yürüttükleri mücadele vb. geliflmeler kitlelerin sisteme dönük tepkilerinin artmas›n› da beraberinde getirmektedir. Tüm bu sald›r› süreçlerinde okun kendisine yönelmesiyle birlikte sistemi daha yak›ndan tan›yan halk›n tepkisi buna paralel olarak geliflmekte ve büyümektedir. Ve onlar›n as›l korktuklar› da budur. ‹flsizlik oran›n›n 盤 gibi büyüdü¤ü, ekonomik dar bo¤az›n her gün biraz daha derinleflti¤i bugünlerde tart›fl›lan “s›k›yönetim” gibi alternatifler, devletin içinde bulundu¤u krizin anlafl›lmas› ve görülmesi aç›s›ndan oldukça çarp›c›d›r. Kimilerince Türkiye’nin 11 Eylül’ü olarak nitelenen Dan›fltay sald›r›s›, emekçilere, devrimci ve komünist güçlere yönelik faflist sald›r›lar›n t›rmand›r›lmas›n›n bir vesilesi olarak kullan›lmak istenmektedir. Meclis komisyonlar›n› eskiten TMY Tasar›s›’n›n daha ç›kmadan uygulanmaya sokulmas› önümüzdeki sürecin rengini göstermektedir. Sokaktaki insanlar›n “vurma abi” yakar›fl›na karfl›l›k 15 merminin s›k›lmas›, ülkenin birçok yerinde benzer uygulamalar›n gündeme gelmesi devlet terörünün sadece birer parças›d›r. Emperyalizmin dünya pazarlar› üzerinde derinleflen krizi ve bu krizin
2-15 Haziran 2006
ABD’de yaratt›¤› sonuçlar› görmekteyiz. Emekçilere yönelik sald›r› yasalar›n›n gündemlefltirildi¤i emperyalist ülkelerde emekçilerin karfl› duruflu kopacak olan f›rt›nan›n ciddi habercisidir. Bu sürecin ülkemizdeki yans›mas›n›n çok daha sert olmas› ise ola¤an bir durumdur. Emperyalizme ba¤›ml›l›¤›n yaratt›¤› bu sonucun
çok aç›k anlamak durumunday›z ki, bugün bu f›rt›nan›n emekçilerden yana daha büyük kalk›flmalarla yönünü de¤ifltirme iradesini gösteremezsek, f›rt›nan›n içinde toz parçac›klar› olarak kalman›n d›fl›nda hiçbir etki ve fonksiyonumuz olmayacakt›r. Bu noktada bugün gösterilecek tercih ve irade, s›n›f mücadelesi için-
bizler aç›s›ndan önemli olan yan› nas›l gö¤üslenece¤i ve karfl›lanaca¤›d›r. Birincisi devletin girdi¤i bu krizin büyütülmesi ve derinlefltirilmesi alternatifi, ikincisi ise süreci mevcut ak›fl›na b›rakma iradesi. Bu iki irade ya da “zorunlu” tercih, sürecin bizlerde yarataca¤› kazanç ve kay›plar› belirleyecektir. fiunu
de sahip olmak istedi¤imiz yerin tercihinden ba¤›ms›z de¤ildir. Kitlelerin geliflen ve büyüyen tepkisini örgütlemekten baflka bir alternatifimiz olmad›¤›n› biliyorsak, bunu yapmak ve yerine getirmek için çok fazla zaman›m›z›n kalmad›¤›n› da görmek ve kavramak durumunday›z.
2-15 Haziran 2006
20
49
Örgüt birli¤ini gerçeklefltirmede merkezi politikan›n yeri… “Y›¤›nlara güvenmeliyiz, Partiye mak, sorunun ve çözümün içinde kendi mek için her türlü çabay› göstermektir. birbirini besleyecek flekilde hareket etgüvenmeliyiz. Bunlar iki ana prensip- pay›m›za vak›f olmak ve merkezi yöne- Halk Savafl› için örgütlenmek, Proletarya mesi bir zorunluluktur. Devrimin her bir tir. Bu iki prensipten flüpheye düfltü¤ü- lim do¤rultusunda kitlelerin içinde devri- Partisi’ni göz bebe¤imiz gibi korumak, alan›n›n, her bir hücresinin eflgüdümlü müz takdirde hiçbir fley yapamay›z.” min siyasi, askeri çizgisine yaflam ver- onun birli¤ini pekifltirmek, birli¤i zedele- hareket etmesi içinse, her militan›n yüzüyen, ortak harekete set oluflturan her tür- nü merkezi önderli¤e ve politikalara çemek, savafl› büyütmektir. (Mao) “Bugün, kavray›fl ve uygulama düze- lü tasfiyeci anlay›fla ödün vermeden mer- virmesi elzemdir. Ancak ve ancak, merS›n›f mücadelesinin önemli evrelerinkezi önderli¤in ald›¤› kararlar do¤rulden birinden geçiyoruz. Ülkemiz devri- yinde eksik olan, ortak anlay›fl temelinde kezi politikay› kitlelere tafl›makt›r. “Bölgecilik, otonomculuk, benmer- tusunda faaliyet yürüten bir parti, kitmini yeniden yükseltme, kitleleri ba¤›m- yeterince sa¤lanamayan irade ve eylem s›zl›k, Halk Demokrasisi ve özgürlük birli¤idir. ‹rade ve eylem birli¤i sa¤lan- kezcilik, parti üstücülük, sekterlik ola- lelere güven, planlar›na hayat verebilir için mücadeleye katma, da¤ bafllar›nda madan örgütsel birlik sa¤lanamaz. Bu ol- rak ifade edilen her türlü küçük burjuva ve faflizmin yaratt›¤› boflluklar›, vuryak›lan isyan atefllerini ço¤altma ve har- may›nca da ayn› hedefe yürüyen, tek bir anlay›fl, ortak bir parti gibi hareket etme- du¤u darbeleri daha güçlü bir flekilde lamaya dönük önemli ad›mlar›n at›lmaya adam gibi davranan, ortak bir parti anla- nin önünde en büyük engel olarak kav- doldurmas›n› bilerek güçlenir. Parti büranmal›d›r. Çelikten tününün herhangi bir k›sm›nda yaflanabiçal›fl›ld›¤› ve bununla ba¤lant›l› olarak y›fl› ve iradesi sa¤bir disipli- lecek herhangi bir disiplinsizlik, güvenfaflizmin sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› ve l a n a n e sizlik di¤er alanlardaki faaliyetin verimisertlefltirdi¤i bir süreçten geçiyoruz. TuProletarya Partisi’nin merkezi nin düflmesine neden olur ve partinin zatuklamalar, sivil faflist sald›r›lar ve linç politikalar›, devrimimizin genel hedefley›f yan›n› oluflturarak düflman›n darbegösterileri, silahl› sald›r›lar, ev bask›nlerinden sak›nmas›n› zora sokar. lar›, gerillaya yönelik büyük askeri riyle uyumludur ve bunu temel alarak belirlenir. operasyonlar›n yan›nda, devrimciDevrimimizin güncel görevleri aras›nda gerilla savalere ve komünistlere yönelik karaMerkezi kararlar derinlama, iftira kampanyalar› da her fl›n› yükseltmek, Kürt halk› içinde örgütlülü¤ümüzü lemesine kavranmal›d›r geçen gün medyan›n manfletlerin- gelifltirmek, iflçi s›n›f› ve emekçilerle ba¤lar›m›z› kuvProletarya Partisi’nin merde yerini almaktad›r. Devletin halvetlendirmek vb. görevler bulunuyorsa, her bir kezi kararlar›, onun iradesini ka, devrimcilere uygulad›¤› zulme yans›tmakta, devrimin en genel merkezi karar ve politika bu hedefleri aflmada gözünü kapatan, devrimcilerin ve koç›karlar›n› temsil etmektedir ve uyyeni bir ad›m anlam›na gelmektedir. münistlerin, hesap sorma bilinciyle gergulanmak amac›yla kararlaflt›r›l›r. Her çeklefltirdi¤i eylemleri saklamaya çal›flan bir parçan›n bu iradeye sayg› ve güven burjuva-feodal medya, bununla birlikte m a z . ” duymas›, kendi faaliyetine ve mücadelesahip ol- sine sayg› ve güven duymas›yla birebir uydurdu¤u “haber”lerle devrimcileri, (ÖGY ‹flçi köylü, mak, devrimin ve parti- iliflkilidir. Partinin merkezi kararlar›n›n; halka yabanc›, terör ve vahflet peflinde say› 32) nin ç›karlar›n› her fleyin üzerinde tutmak ba¤l› bulunan komitenin d›fl›nda, yerli koflan insanlarm›fl gibi göstermeye çal›fldemektir. Bireyin iradesini kolektifin yersiz tart›fl›lmas›, “nas›l yapar›m”dan makta, bu tarz iftiralarla kendi yüzünü, ‹lk Ataca¤›m›z Ad›m merkezi iradesine tabi k›lmak demektir. çok “niye yapamam”› bulmak için kafamant›¤›n› ve halka bak›fl›n› da deflifre et- Örgütlenmektir mektedir. Elbette düflman sald›r›yorsa Demek ki, faflizme karfl› mücadeleyi Disiplinli olmak demek merkezi önderli- lar›n çal›flt›r›lmas›, al›nan kararlara kitlebu bizim do¤ru yolda oldu¤umuzu, at- yükseltmede ilk ataca¤›m›z ad›m örgüt- ¤in kararlar›na hiçbir küçük burjuva te- lerin destek olmayaca¤›n›, kitleler ad›na maya çal›flt›¤›m›z ad›mlar›n faflizmi te- lenmektir. Halk Savafl› için örgütlenmek, melli gerekçe bulmadan uymak ve politik savunma gafletine düflülmesi yürüyüfle dirgin etti¤ini ve bu ad›mlar› engelle- bugün devrimin her bir görevini büyük kararlar› canla baflla prati¤e uygulamak ayak diremek, kendini halka ve devrime mek için askeri-siyasi, her yolu dene- bir ciddiyet ve sorumluluk duygusuyla, demektir.” (Bugünün ‹htiyac›: Birlik ve dayatmakt›r. Partinin merkezi karar› ilan mekten çekinmeyece¤ini göstermekte- flevkle yapmakt›r. Halk Savafl› için örgüt- Disiplin) edildikten sonra tüm militanlar›n görevi, dir. ‹flte, tam da böylesi bir süreçte, Pro- lenmek, savafl›n önderli¤ini oluflturan fiayet Demokratik Halk Devrimi politikay› derinlemesine kavramaya çaletarya Partisi’nin önderli¤inde Halk Proletarya Partisi’nin merkezi politika- için Proletarya Partisi’ne ihtiyac›m›z var- l›flmak ve alan›nda nas›l uygulayaca¤› Savafl›’n› yükselterek faflizmin korkular›- s›na, merkezi kararlar›na proleter bir di- sa ve bu partinin görevi, tüm eksiklerine, üzerine bir plan-program oluflturmakt›r. n› gerçeklefltirmek için örgütlenmeye, siplin ve devrimci bir ruhla cevap olmak- yokluklar›na ra¤men, faflizm flartlar›nda Devrimci disipline ve gizlilik ilkelerine birli¤e ve eyleme çok daha fazla ihtiyac›- t›r. Halk Savafl› için örgütlenmek, düflma- devrimci savafl› örgütlemekse; bu yönde uygun olarak, Proletarya Partisi’nin m›z vard›r. Faflizmin yalan-iftira kam- n›n tüm karfl› propagandalar›na karfl› ›s- ad›m atabilmek ve kendisini koruyabil- sayg›nl›¤›n› korumak ve kitlelere ulaflpanyalar›na karfl› komünistlerin halk›n rarla, cüretle Proletarya Partisi’ni sa- mek için birli¤e ve disipline büyük ihti- mak için hareket etmek her s›n›f bilinçli gerçek ç›karlar›n›n temsilcisi oldu¤unu vunmak, onun zay›f yanlar›n› güçlendir- yaç duyar. Bunun içinse Proletarya Parti- militan›n uyaca¤› ilk görevdir. Aç›kt›r kitlelere anlatmak, faflizmin azg›n sald›r›si’nin her hücresinin ayn› hedefe do¤ru, ki, bunun tersi bir davran›fl içine gilar›na karfl› boyun e¤meyece¤imizi, prarenler ne alanlar›ndaki kitlelere ne de tik içinde, legal-illegal çeflitli eylemlerle alandaki faaliyetçilere partinin hedefcevaplamak, do¤al olarak bu dönemde lerini aç›klayabilir. Böyle bir yaklafl›m faaliyet yürüten yoldafllar›n omuzlar›ndave kavray›fl›n yapaca¤›, en fazla faaliyetd›r. Görevlerimizle, faaliyet alan›m›zla çileri politikadan haberdar etmektir. Böykendimizi s›n›rlamak, örgüt birli¤ini zele bir faaliyet ve çal›flma anlay›fl›n›n da deleyici tutumlara girmek, s›n›f mücadeörgütlenme çal›flmas›na etki etmesini lesinin tali sorunlar›na tak›l›p kalmak, beklemek ya da ummak hayal görmekten Proletarya Partisi ve halka karfl› güvenbaflka bir fley de¤ildir. sizli¤in tohumlar›n› ekmek, merkezi poli“Ancak Marksist-Leninist temeller tikaya hayat vermeyerek örgüt birli¤ini üzerine kurulmufl sa¤lam bir çekirdebozmak gibi küçük burjuva, tasfiyeci an¤in yönetti¤i devrimci bir pratik ve bu lay›fllar; devrim yürüyüflümüze en fazla pratikle bir arada yürütülen ideolojik bu dönemde ayak ba¤› olmaktad›r. Prolemücadele devrimci kadrolar› toparlatarya Partisi’nin ça¤r›s›na cevap olmak; yabilir, revizyonizmi tecrit edebilir.” örgütlenmek, daha fazla sorumluluk al(‹brahim Kaypakkaya)
21
49 Do¤ru bir ideolojik mücadele için devrimci prati¤e ihtiyaç vard›r. Devrimci bir pratik olmadan, partinin kitle çizgisi, siyasi çizgisi ve askeri çizgisi yaflam bulmadan ideolojik mücadele de hedefine ulaflamaz. ‹deolojik mücadelenin her bir taraf›, ortaya konulan merkezi yönelime uymak için elinden geleni yapacak ki, farkl› görüfller kendi içlerinde daha sa¤l›kl› bir mücadele yürütebilsin, pratikten ç›kan sonuçlara uygun olarak mücadeleyi derinlefltirebilsin. ‹deolojik mücadelenin herhangi bir taraf› kendisini, be¤enmedi¤i politikadan azade ederse, orada parti birli¤ini bütünlefltirme ifllevine sahip olan ideolojik mücadele de yürütülemez. fiayet parti içi iki çizgi mücadelesine hayat vereceksek partinin merkezi yönelimi üzerinden harekete geçmede, buna güven duymada tereddütsüz olmal›y›z. Bununla beraber, ideolojik mücadele yürüteceksek, bunun ilke ve kurallar›na da riayet etmeliyiz. Proletarya Partisi herhangi bir burjuva kulübü de¤ildir ki, istedi¤imiz yer ve zamanda onun merkezi kararlar›n› mahkûm edelim, do¤ru buldu¤umuz politikalar için çaba harcarken, be¤enmediklerimiz için hiçbir plan ç›karmayal›m,
harekete geçmeyelim. Aksi her tutum, düflmana yeni bilgilerin ulaflmas›na, morallerin bozulmas›na neden olur ve örgütün prati¤i örgütleme görevinin sabote edilmesine yol açar. “Bir plan kurdu¤umuz, bir ifl düzenledi¤imiz veya bir sorun düflündü¤ümüz zaman, ülkemizde 600 milyon kiflinin yaflad›¤›n› hareket noktas› olarak benimsemeliyiz daima, bunu hiçbir zaman unutmamal›y›z.” (Mao) Proletarya Partisi’nin merkezi politikalar›, devrimimizin genel hedefleriyle uyumludur ve bu temel alarak belirlenir. Devrimimizin güncel görevleri aras›nda gerilla savafl›n› yükseltmek, Kürt halk› içinde örgütlülü¤ümüzü gelifltirmek, iflçi s›n›f› ve emekçilerle ba¤lar›m›z› kuvvetlendirmek vb. görevler bulunuyorsa, her bir merkezi karar ve politika bu hedefleri aflmada yeni bir ad›m anlam›na gelmektedir. Buna cevab›m›z ise do¤al alarak alan›m›zdaki örgütlülü¤ümüzün düzeyi, kitlelerin durufluna ba¤l› olarak de¤ifliklikler gösterecektir. Ancak son tahlilde, al›nan kararlar›n baflar›yla hayata uygulanmas› kitleleri bilinçlendirmede, örgütlülüklerimizi güçlendirmede ve yöneli-
PUSULA Devrimci cüret, burjuva karargahlar›n› bombalama eylemidir! Devrim olgusu, e¤er kuflaklar›n ve her yeni do¤an nesillerin kazan›lmas›n› flart kofluyorsa, iflçilerin, köylülerin ve di¤er tüm sömürülen emekçilerin iflçili¤iyle s›n›f bilinçli proleterlerin önderli¤i alt›nda ifllenmifl k›z›l bayra¤›n nesilden nesile, kuflaktan kufla¤a devredilmesi gerekti¤inin bir gerçek olarak kavran›lmas› gerekir. Lakin her devredilifl, içinde yaflan›lan sürecin zorluklar›n› üzerinde hissettirir. Bayra¤› devralan yeni do¤an nesil, devralma bilincinin seviyesine, yani mücadeleyi sürdürmekle yetinmeden onu daha fazla büyütme ve ileriye tafl›ma bilincinin olgunlaflm›fl-olgunlaflmam›fl sorununa dayal› olarak bayra¤› tafl›r. Zira siyasi-ideolojik geliflimin sa¤land›¤› ölçüde devralma ve devretme bilinci geliflir. ‹flte bu sorun do¤ru bir flekilde ele al›nmad›¤› takdirde, kaç›n›lmaz olarak teorik erozyon zeminini oluflturacak bir sorun haline gelir, kangrenleflir. Tarihi pratik deney ve tecrübelerin aktar›lmas› mücadelenin geliflimi aç›s›ndan ciddi bir önemi ifade ederken, siyasi-ideolojik zaferlerin yeni yoldafllara arma¤an edilmesi de can al›c› bir öneme sahiptir. Bu gerçek görmezden gelindi¤i an, s›n›f mücadelesinde karfl›t s›n›fa temelsiz ateflkesin ilan edildi¤i and›r. O andan itibaren bütün kavramlar, karfl›t s›n›f›n içeri¤iyle doldurulmaktad›r. Böylelikle sayfalar› dolduran makaleler, düzenli ç›kan gazeteler, dergiler ve bildiriler anlatmak istediklerinin d›fl›nda, karfl›t s›n›f›n kavratmak istedi¤i flekilde alg›lanm›fl olacakt›r. Gösterilen
umut ›fl›¤›, bulan›k ve karamsarl›¤› yans›tan bozuk bir lambay› ifade etmifl olacak. Dile getirilen mücadelede at›lganl›ktan, siyasal ve örgütsel hantall›k alg›lanm›fl olacak. Cesaret ve cüret gibi kavramlardan inisiyatif tafl›maktan ürkenin korkakl›¤› anlafl›lm›fl olacak. Ve edinilen bütün bu bilince dayal› olarak sözü slogan, özü siyasal lümpenlikten g›das›n› alan küçük burjuva devrimcili¤i özümsenmifl olacak. Çünkü her s›n›f, kendi karakteristik yap›s›na uygun olarak kavramlar›n içeri¤ini doldurur. Samimiyet, dürüstlük, mutluluk, güzellik vb. kavramlar, küçük burjuvalar için baflka bir anlam tafl›rken, s›n›f bilincini tafl›man›n zorlu koflusunda yerini alanlar için ise farkl› bir anlam tafl›mas› bir zorunluluktur. Devrimci olmak samimiyeti, dürüstlü¤ü, fedakarl›¤›, davaya gönül vermeyi, mücadeleyi ve devrimi bir ihtiyaç görmeyi, yan›n› halk›n yan›na vermeyi, can›n› halk›n ç›karlar›na feda etmeyi gerektirir. Devrimci kalmak ise süreklileflmifl bir yenilenme mekanizmas›n›, araflt›rma ve incelemeyle uzlafl›r olmay›, burjuva yanlar›yla da daima uzlaflmaz olmay› gerektirir. Sürdürülen bu davada en önde koflmay› hedefleyenler, kendi üzerinde tafl›m›fl olduklar› burjuva yanlar›na karfl› amans›z bir mücadele vermeyi bir ideolojik ölüm-kal›m savafl› olarak alg›lamal›d›r. Bunu yaparken, yan› bafl›nda bulunan yoldafllar›ndan gelen yard›m› elinin tersiyle itmesi, sürdürmek istedi¤i devrimci davran›fl›n kendisi olamaz. Devrimci davran›fl›n içinde bar›nd›rd›¤›
2-15 Haziran 2006
mimizi/hedeflerimizi göstermede tüm alanlar›m›z› olumlu etkileyecektir. Bu anlamda merkezi politikay› kavramaya çal›fl›rken yaln›zca alan›m›z›n nesnel gerçekli¤i üzerinden hareket etmemeli, genelin ç›karlar›n› esas almal›, gerçekli¤imizi özelde ve genelde devrim lehine de¤ifltirebilmek için faaliyetimizi planlamal›y›z.
Kendimizi örgütlerken kitleyi örgütlemek Proletarya Partisi’nin merkezi kararlar›n›n alanlara uygulanmas›, kitlelerin ekonomist mücadeleye hapsolmas›n› da engelleyecektir. Çünkü kitlelerin kendili¤inden mücadelesi devrimi gerçeklefltirecek niteli¤e sahip de¤ildir. Kitleler bu anlamda ekonomik temel üzerinden mücadelesini yükseltir. Bu mücadeleyi siyasi iktidar mücadelesine evriltmek, biz örgütlü devrimcilerin ve komünistlerin çabas›na ba¤l› olarak mümkün olacakt›r. Bizlerin bunu yapabilmesi için de devrimin genel yönelimine uygun olarak, bu yönelimi somutlayan merkezi kararlar› alanlara uyarlamak, bu politikalar› alanlarda gündemlefltirmek gerekmekte-
elefltiri-özelefltiri silah›n› do¤ru bir yöntemle kullanarak, burjuvaziye tekabül eden yanlar›n depoland›¤› ve birer karargah niteli¤ini tafl›yan bu eksik ve hatal› yanlar atefle tutulmay› bafltan hak etmifltir. Yaflamda art›k belli al›flkanl›klara bürünmüfl eksik ve hatal› yanlara karfl› ilan edilen bir savafl söz konusu olmal›d›r. Bu savaflta oportünizme (ve bunun kaynakl›k etti¤i liberalizme ve dogmatizme) düflmenin, uzun y›llar sanc›s› at›lamayacak derin yenilgilere yol açabilece¤i ve böyle bir yolda ilerlenmifl olaca¤› gerçe¤ini do¤uraca¤›n› görmek gerekir. Bu savaflta bütün eksik ve hatal› yanlara karfl›, bunlar›n temelini oluflturduklar› burjuva karargahlar›na karfl› ve bu zeminin ideolojik adland›rmalar›ndan biri olan oportünizme (ve bunun kaynakl›k etti¤i liberalizme ve dogmatizme) karfl› verilecek her taviz, devrimci olma koflusunda ileriye de¤il, geriye do¤ru koflmay› ifade eder. Ne var ki, halk›n politik iktidar mücadelesinin bir parças› olmak, daima ileriyi görmeyi gerekli k›lar. Bununla yetinmeyip, ileriye ulaflman›n mücadelesinin verilmesini ister. Gerileme sürecinde dahi, gerilemenin kayna¤›n› keflfedip onu kurutman›n zorlu çabas›n› ister. Kayna¤›n içine bal›klamas›na dal›p yüzmeyi de¤il, kendi hatalar›n› kendisi görmesine ra¤men “ben yanl›fl düflünmüyorum, onun için beni bofluna elefltiriyorsunuz. Bu esasta sizin gerili¤inizdir” deyip burjuva karargah› süpürüp temizlemeyi de¤il, onu temellerinden bombalamay› ister. ‹flte buna yönelmek cesaret, yönelimi gerçeklefltirmek ise cüret ister. Bu iki kavram böyle ele al›nmad›¤› takdirde, yanl›fllara teslim olunmufl olacak ve sürekli dillendirilen “cesaret” ve “cüret” gibi kavramlar devrimci niteli¤ini yitirmifl olacak. Çünkü devrimci cesaret, devrimin siyasi görevlerini yerine getirme mücadele-
dir. Proletarya Partisi’nin merkezi kararlar›n›n alanlarda gündemlefltirilmesi ve bu yönde kitlelerin seferber edilmesi için emek verilmesi; kitlelerin politikleflmesini, ufkunun genifllemesini, farkl› s›n›f ve tabakalar›n gündemlerine duyarl› olmas›n› ve halk iktidar›n› somutlamas›n› sa¤layacakt›r. Merkezi karar›n uygulanmad›¤› alanlarda ise, kitlelerin kendili¤inden mücadelesinin önüne geçmek mümkün olamaz. Böylesi durumlarda kitlelerin gerisine düflülerek ekonomist bir hatta mahkûm olur ve devrimin de¤il de faflizmin gündemleri belirlemesine ve s›n›f mücadelesini yönlendirmesine izin vermifl oluruz. Yaz›n›n bafl›nda da belirtti¤imiz gibi, Halk Savafl›’n› yükseltme yönlü att›¤›m›z ad›mlara azg›nca sald›ran faflizme karfl› tarihin omuzlar›m›za yükledi¤i misyona uygun davranmak, Proletarya Partisi ile bütünleflmek ve devrimin önünü açmak bizlerin ellerindedir. Örgütlenip daha fazla sorumluluk alal›m, Proletarya Partisi’nin merkezi yönelimine devrimci bir ruhla sar›lal›m ki kendimizi örgütlerken kitlelerin de örgütlenmesinin önünü açal›m!
sinde aln› ak, ufku k›z›l, bilinci net bir flekilde yer almay› ifade eder. Devrimci cüret ise, netli¤in ve korkusuzlu¤un bilinçli ayg›t› olan cesaretin iki z›tt›n karfl›l›kl› çat›flmas›nda kararl›ca tafl›nmas› ve daima bunun üzerinde büyümeyi ifade eder. Siyasi iktidar mücadelesinde ilerleme, düflmana karfl› zaferler elde etmeyi zorunlu k›lar. Öyleyse düflman›n, yani halk tabakas› d›fl›nda yer alanlar›n dünya görüfllerine temel oluflturan çizgiye karfl› zaferler elde edilmesi de olmazsa olmazd›r. S›n›flar›n karfl›l›kl› etkilefliminden kaynakl› ve diyalekti¤in do¤al bir gerçe¤i olarak herkes z›tlar›n çat›flmas›n› kendi içinde yaflamaktad›r. Nitekim burjuvaziye karfl› verilmifl savafl, sadece da¤lar›n doruklar›nda teti¤i okflamak olarak düflünülmemelidir. “Ben s›n›f mücadelesinin en ateflli ortam› içindeyim. Ben burjuvaziye karfl› senden daha fazla savafl›yorum” düflüncesi, esasta diyalektik materyalizmi kavramam›fl bir düflüncenin ürünüdür. Yine “Ben gençlikteyim. Sen ise sabah ifle gidip akflam eve geliyorsun. Ben senden daha fazla s›n›f mücadelesini kavram›fl›m ve senden daha fazla burjuva dünya görüflüne karfl› savafl›yorum” düflüncesi de tek yanl›l›¤›n, macerac› küçük burjuva devrimcili¤in ürünüdür. Bütün bunlardan ar›nmak ve daha fazla bilinçlenmenin çabas›n› vermek, devrimci yaflam›n içi burjuvazi taraf›ndan boflalt›lmaya çal›fl›ld›¤› ve ideolojik arenada yaflan›lan sald›r›lar göz önünde tutuldu¤unda ve her ne kadar süreklili¤i sa¤lanmas› devrimi gerçeklefltirme ve sürdürme mücadelesinde olmazsa olmazl›¤› bir gerçek ise, günümüzde ciddi bir gereksinim olarak durmaktad›r. Hatal› ve eksik yanlar›n düzeltilmesi, burjuvazinin bütün karargahlar›na sald›r›y› esas almakla baflar›l› bir sonuca ulaflacakt›r.
2-15 Haziran 2006
22
46
Atina Buluflmas› Sonuç Bildirgesi 4 May›s- 7 May›s 2006 tarihleri aras›nda Atina’da düzenlenen Uluslararas› Anti-emperyalist Anti-kapitalist Buluflma’da (IAAM) bir araya gelen ILPS’den, AT‹K’e, Partizan’dan TAYAD’a, ‹ran Halk›n Fedaileri Gerillalar›ndan, Irak Yurtsever Komünist Hareketine, Özgür Irak Komitesi Danimarka, Norveç, ‹talya’dan Anti-emperyalist Kamp’a, YKP/ML’ye, Arap Filistin Kulübüne, Brezilya Halk Dayan›flma Merkezine, Demokratik Halk Cephesi (Filipinler)’e kadar birçok örgütün imzalad›¤› IAAM Sonuç Bildirgesi yay›nland›. Sonuç Bildirgesinde k›saca flu görüfller yer ald›: “Bizler özellikle mücadele etmekte olan Irak halk›na ve kahraman Irak Direnifli’ne bir dayan›flma mesaj› sunuyoruz. ‹flgal güçlerinin yenilgiye u¤rat›lmas› ve Irak’›n kurtuluflu için sürdürülen silahl› mücadeleye verdi¤imiz güçlü deste¤i belirtmek istiyoruz. Yak›n bir gelecekte Avrupa’da Irak halk›n›n direnifliyle dayan›flma konulu uluslararas› bir konferans toplanmas› için ça¤r›da bulunuyoruz. Monarfliyi kesin olarak devirmek ve özgür halk›n Nepal’ini yaratmak için Nepal’deki devrimci güçlerin silahl› mücadelesini ve milyonlarca Nepal halk›n›n büyük demokratik kurtulufl hareketini selaml›yoruz (...) Tehditleri, kara listeleri ve ABD emperyalizminin ‹ran halk›na yönelik sürdürdü¤ü savafl haz›rl›klar›n› ve onlar›n küresel egemenlik amac› tafl›yan planlar›n› aç›k bir flekilde mahkûm ediyoruz. Bizler, ayr›ca di¤er Avrupal› emperyalist güçlerin (‹ngiltere, Almanya ve Fransa’n›n), dünya üzerinde ortak bir egemenlik kurma giriflimleri çerçevesinde, 7. maddeye dayal› olarak bir Birleflmifl Milletler karar› al›nmas›n› teflvik etmek yoluyla ABD’ye sunduklar› deste¤i mahkûm ediyoruz. Bu, ‹ran halk›n› sömüren ve ezen gerici ‹ran rejiminin politikas›yla ilgisi yoktur. ‹ranl› emekçilerin ve halk›n gerici rejime karfl› yürüttü¤ü mücadeleyi güçlü bir flekilde destekliyoruz. Savafl makinesini durdurmak amac›yla küresel bir savafl karfl›t› eylem hareketi ça¤r›s› yap›yoruz. Sesimizi emperyalizme karfl› direnen Arap halklar›yla birlefltiriyoruz; gayri meflru Siyonist devlete karfl› özgür bir vatan kurmak ve iflgalci Siyonist varl›¤› yok etmek için savaflan kahraman Filistin halk›na kardefllik ve dayan›flma mesaj› yolluyoruz. Bizler, ayr›ca ABD ve Avrupa emperyalist güçleri taraf›ndan Filistin halk›na ve meflru hükümetine yönelik sürdürülen ekonomik ambargoyu mahkûm ediyoruz. Bütün
Filistinli mültecilerin kay›ts›z flarts›z olarak ülkelerine dönmelerini talep ediyor ve Geri Dönüfl Hakk›n› destekliyoruz. Latin Amerika halklar›n›n anti-emperyalist ve toplumsal mücadelelerini destekliyoruz; Venezüella ve Küba halklar›n›n baflar›lar›na yönelik emperyalist müdahale ve komplolar› mahkûm ediyoruz. Asya’daki silahl› devrimci hareketlere dayan›flma mesaj› yolluyoruz; Filipinler halk›n›n emperyalizme ve onun yerli kuklalar›na karfl› yürüttü¤ü devrimci hareketi destekliyoruz (...) Son olarak, Türk ve Kürt halklar›n›n faflizm ve emperyalizme karfl› sürdürdükleri demokratik kurtulufl ve devrim mücadelelerine militan selamlar›m›z› gönderiyoruz. Tüm siyasi tutsaklar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› ve iflkencenin ve tecrit hücrelerinin sona erdirilmesini talep ediyoruz. Balkanlardaki emperyalist müdahalelere, NATO varl›¤›na ve Balkan halklar› üzerinde yürütülen ve yeni savafllar ve kan dökülmesi tehlikeleri yaratacak olan s›n›rlar› yeniden belirleme politikalar›na karfl› oldu¤umuzun alt›n› çizmek için Yunanistan’daki buluflmam›z› f›rsat biliyoruz. K›br›s’taki emperyalist müdahaleleri, Ada’n›n bölünmesini mahkûm ediyor; Yunan, Türk, K›br›s Rum ve K›br›s Türk halklar›n› ortak bir anti-emperyalist cepheye davet ediyoruz.(…) Sermayeye ve çok uluslu flirketlere hizmet eden ve dünyan›n her taraf›nda emekçi kitleleri ve halk›n ço¤unlu¤unu yoksulluk, iflsizlik, açl›k ve sefalete sürükleyen kapitalist barbarl›¤› destekleyen hükümetlerin emek ve halk karfl›t› politikalar›na karfl› ç›k›yoruz. Bu yüzden de bizler, Frans›z emekçilerinin ve gençli¤inin yak›n dönemdeki muzaffer seferberli¤ini selaml›yor; Avrupa halklar›n› ayn› direnifl yolunu takip etmeye ça¤›r›yoruz. (…) Terörizm politikalar›na, halklar›n demokratik haklar›n›n yok edilmesine, terörist
histeriye, kara listelere, Guantanamolara ve halk hareketlerine ve özgürlük ve adalet için savaflanlara yönelik uygulanan fliddete karfl› ç›k›yoruz. Düflüncelerimiz, Türkiye ve Ebu Garib’deki tecrit hücrelerinde oldu¤u gibi hapishane ve zindanlardaki fliddet politikalar›na karfl› direnen militanlarla birliktedir. (…) Bütün gerçek kitle hareketlerini gezegenin do¤al çevresini ve yaflam kaynaklar›n› savunmaya, emperyalist ve kapitalist ya¤maya ve çok uluslu flirketlerin tahrip edici sömürüsüne karfl› ç›kmaya ça¤›r›yoruz. Topraks›z köylülerin ve yerli halklar›n çok uluslu flirketlere ve kapitalistler ile toprak a¤alar›n› destekleyen hükümetlere karfl› sürdürdükleri toprak ve yaflam mücadelelerini destekliyoruz. Göçmenlere ve mültecilere yönelik ›rkç›, sömürücü ve s›n›rlay›c› politikalar›, duvarlar› ve göçmen karfl›t› yasalar› itham ediyoruz. Göçmenler, ev sahibi ülkenin emekçileri gibi, çal›flt›klar› ve sömürüye maruz b›rak›ld›klar› ülkelerin iflçi s›n›f›n›n ayr›lmaz parças›d›r. (...) Ba¤›ms›z bir inisiyatif olan IAAM’a kat›l›m›m›zla, Selanik-Direnifl 2003’te bafllat›lan ve Mumbai-Direnifl 2004’te, RESISTANBUL 2004’te ve Hong Kong’ta JUNK WTO 2005’te ve di¤er uluslararas› inisiyatiflerde baflar›yla devam ettirilen yönelimi sürdürmüfl oluyoruz. Küreselleflme karfl›t› hareket, bat› STK’lar›, Dünya ve Avrupa Sosyal Forumu’nun sosyal demokrat yap›lar› içindeki hakim güçlerin destekledi¤i uzlaflma ve ortak seçenek politikalar›n› reddediyoruz. Kitlelerin mücadele içindeki ba¤›ms›z ittifak ve birli¤ini örgütlüyoruz! ILPS ve di¤er gerçek anti-emperyalist inisiyatiflerin giriflimlerini destekliyor, bütün hakiki antiemperyalist ve anti-kapitalist güçleri birleflmeye ça¤›r›yoruz. Son olarak, korkutucu yeni savafl senaryolar›, öncelikli nükleer sald›r›lar ve müda-
halelere engel olmak için küresel bir seferberlik sa¤lamak amac›yla, halklar›n emperyalizme karfl› ortak cephesinin mutlak ve acil bir ihtiyaç oldu¤unu kabul ediyoruz. Bütün halklar için daha iyi bir gelece¤i yaln›zca birleflik, kitlesel ve militan bir anti-emperyalist mücadele garanti edebilir. Barbarl›k ve kapitalizm, tarihin sonu de¤ildir. Mücadele içinde hiç kimse göz ard› edilemez; bizler bütün halk güçleri ve hareketleriyle ortak bir eylem ve koordinasyon amac›n› tafl›yan yeni inisiyatifleri desteklemeye haz›r›z. 21. yüzy›l, eflitlik, özgürlük ve adalet üzerinde kurulu ve insan›n insan› sömürmedi¤i yeni bir dünya yaratmak için emperyalizmi ve her türden gericili¤i devirme mücadelesi veren halklara ve emekçilere aittir.”
Serbest Ticaret Anlaflmas›’na öfke Kolombiya’da ABD ile yap›lan Serbest Ticaret Anlaflmas›’na karfl› gerçeklefltirilen eylemlerde polisin sald›r›s› sonucu çat›flma yafland›. Kolombiya’da yerliler ve köylüler sa¤c› Alvaro Uribe baflkanl›¤›ndaki hükümetin ABD ile Serbest Ticaret Anlaflmas› için görüflme yapmas›na karfl› protesto eylemi yaparken, devletin gösterilere karfl› yan›t› sert askeri müdahale oldu. Sald›r›da biber gaz› gibi uluslararas› insani yasalar taraf›ndan yasaklanan araçlar da kullan›ld›. Ulusal Yerli Örgütü (ONIC) taraf›ndan yap›lan ça¤r› ile örgütlenen ve köylü örgütlerinin ve Afro-Kolombiyal›lar›n da kat›ld›¤› gösteride 50 bin kiflinin yer ald›¤› aç›kland›. Hükümet ise protestolar›n Kolombiya Devrimci Silahl› Güçleri (FARC) taraf›ndan desteklendi¤ini ve organize edildi¤ini ileri sürdü.
23
49
Nepal’de bar›fl görüflmeleri bafllad› Halk Savafl› yürüten Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in geçti¤imiz y›l stratejik sald›r› aflamas›na geldi¤ini aç›klamas›n›n ard›ndan politik ve askeri olarak hareket alan› büyük oranda daralan Kral Gyanendra, yedi politik parlamento partisinin de kendisine karfl› NKP (Maoist) ile anlaflma yapmas› ile daha da köfleye s›k›flm›flt›. Nisan ay› içerisinde genel grev ilan›yla birlikte yürütülen halk gösterilerine Kral’›n emriyle sald›r› düzenlenmifl, onlarca Nepalli bu sald›r›larda katledilmiflti. ‹flte bu sürecin ard›ndan politik partilere parlamentoyu yeniden oluflturma ça¤r›s› yapan Kral, partilerin elinden tüm yetkilerini almas›na sesini dahi ç›karamaz durumda. Yeni oluflturulan geçici hükümet, Gyanendra’n›n kaderini kendisinin belirleyece¤ini, e¤er “do¤ru bir davran›fl içine girmezse” sembolik olarak dahi krall›¤›n yaflamayaca¤›n› aç›klad›. Hükümetin oluflturulmas›ndan sonra ateflkes ilan eden NKP (Maoist) ile bar›fl görüflmelerinin bafllayaca¤› aç›klanm›flt›. Bu görüflmelerin ilki 26 May›s akflam›
gerçeklefltirildi. Görüflme öncesi aç›klama yapan hükümet ad›na görüflme heyetinden Pradip Gyawali “Görüflmelerin ilk aflamas›nda onlarla (Maoistlerle) yapt›¤›m›z 12 maddelik anlaflma üzerinde görüflmelerimizi odaklayaca¤›z” dedi.
Görüflmelerin ilk gününün ard›ndan taraflar, kurucu meclis seçimleri için 25 maddelik bir davran›fl kurallar› üzerinde anlaflmaya vard›. 6 saatlik görüflme, gece saat 10:15’te sona erdi. Anlaflmay› ‹çiflleri Bakan› Krishna Prasad Sitaula ve NKP (Maoist) ad›na Krishna Bahadur Mahara imzalad›. Bir sonraki toplant› için tarih
Evrensel Bak›fl “BURADAYIZ; ÇÜNKÜ ÜLKEM‹Z‹ MAHVETT‹N‹Z!” ABD senatosu geçti¤imiz günlerde yeni bir göçmenlik yasas›n› kabul etti. Bu yasayla birlikte ilk etapta, ABD’ye en fazla göçün yafland›¤› Meksika s›n›r›ndaki güvenlik önlemlerinin iki kat›na ç›kar›lmas› düflünülüyormufl. AB ülkelerinde ise, birbiri ard›na ç›kar›lan bask› yasalar› yine en çok göçmenlerin haklar›n› gasp etmeye dönük. En son Fransa parlamentosu göçmenli¤i zorlaflt›ran bir yasaya onay vererek, bu yönlü tart›flmalar› yeniden alevlendirdi. Bilindi¤i gibi, geçti¤imiz aylarda Fransa’da yaflanan gençlik ayaklanmalar›n›n kökeninde de yine göçmen sorunu yatmaktayd›… Göç ve göçmenlik sorunu bugün dünyan›n birçok ülkesinde, ama özellikle de emperyalist ülkelerde, en büyük sorunlardan biri olarak tart›fl›lmakta. Emperyalist sald›rganl›¤›n bafl›n› çeken ABD, keflfedildi¤i dönemden itibaren, baflta Avrupa’dan olmak üzere, dünyan›n birçok yerinden ald›¤› göçlerle oluflmufl bir ülkedir. Buradaki sorun günümüze kadar göçmenlik sorunu olarak de¤il, siyah-beyaz ayr›mc›l›¤›na dayal› ›rkç›l›k olarak kendini göstermekteydi. Kökeninde ise, baflta Afrika olmak üzere, dünyan›n birçok yoksul ülkesinden zorla getirilen siyahî köleler yatmaktayd›. Siyah haklar›n›n savunucusu Malcolm X, ABD’ ye nas›l getirildiklerine
iliflkin flöyle sesleniyordu yandafllar›na “Sizler buraya kendi iste¤inizle gelmediniz. Esir gemileri ile geldiniz. Hem de nas›l biliyor musunuz? Zincirlere vurularak. Atlar gibi.” Ad›na bugün göçmen sorunu denilen sorunun özü de yine ›rkç›l›kt›r ve egemen s›n›flar›n her kriz döneminde baflvurduklar› ve de k›flk›rtt›klar› bir politikad›r. Emperyalizmin gerek ya¤ma ve talanlar›, gerekse iflgal ve savafllar› sonucu kendi ülkelerinde yaflama flans› ortadan kald›r›lan milyonlarca insan daha güvenli ve de insanca yaflayacaklar›n› düflündükleri ülkelere göç etmek zorunda kalmakta, daha do¤rusu göçe zorlanmaktalar. Göçmenlik sorunu, bu sorunun bugün en yo¤un yafland›¤› yer olan Avrupa’da kapitalizmin geliflmesiyle birlikte ve daha çok da iç göç olarak yaflan›yor. Burjuvazi bu süreçte ucuz ifl gücü ihtiyac›n›, k›rlarda yaflama olanaklar› azalarak, büyük flehirlere göç etmek zorunda kalan iflçiler üzerinden sa¤l›yor. K›rlardan flehirlere büyük bir göç dalgas› bafll›yor ve egemen s›n›flar bu göç dalgas›n› engelleme ad›na, insanl›k d›fl› ve barbarca önlemlere baflvuruyorlar. fiehre girifllere yasaklar koyuluyor ve girenler ac›mas›zca cezaland›r›l›yor. Al›nlar›na damgalar vurulup, vücutlar›n›n çeflitli yerlerine harfler ve numaralar bas›l›yor, kulaklar› da¤lan›yor. Avrupa ülkelerinin d›fl göç almas›
2-15 Haziran 2006
Yunanistan’da genel grev
belirlenmedi¤i aç›kland›. Görüflmelerin sonunda yap›lan konuflmalarda her iki taraf da ateflkes için ulusal ve uluslararas› gözlemci heyetlerinin davet edilmesine karar verdiklerini aç›klad›lar. Taraflar ayn› zamanda herhangi bir kamuoyu aç›klamas› yapmama ve di¤er taraf› provoke edecek herhangi bir faaliyette bulunmama karar›na uygun davranacaklar›n› da ifade ettiler. Her iki taraf da, di¤erlerinin yan› s›ra, ordular›nda yeni asker al›m›n› durdurma ve e¤itim kurumlar›, hastaneler ve sanayiyi düzenli yürütebilmek için bir çevre oluflturma karar› ald›lar. Hükümet ve Maoistler görüflmelerde zorla ba¤›fl ve mali destek almaya son verecekleri karar›na vard›lar. Mahara toplant›n›n ard›ndan “Bu (görüflmeler) kurucu meclis seçimleri hedefimizi kazanmak için ileri do¤ru at›lm›fl ilk ad›md›r” dedi. NKP (Maoist)’in Baflkan› Prachanda, mevcut heyetlerle haz›rl›k görüflmelerinin ard›ndan Maoistler ad›na heyete baflkanl›k edebilece¤ini aç›klad›.
Yunanistan’da hükümetin özel üniversitelerin aç›lmas›na olanak tan›yan yasa tasar›s›na karfl› ç›kan ö¤retim üyeleri ve ö¤renciler, 1 Haziran’dan itibaren süresiz grev, boykot ve iflgal karar› ald›. “Özel üniversite de¤il, paras›z demokratik e¤itim istiyoruz “ diyen ö¤retim üyeleri s›nav döneminin bafllayaca¤› 1 Haziran’dan itibaren süresiz eylem karar› al›rken, ö¤rencilerde, 240 okulda iflgal karar› ald›klar›n› duyurdu. Eylemler için s›nav döneminin seçilmifl olmas›n›n hükümeti zor durumda b›rakaca¤› kaydediliyor. Ö¤retim Üyeleri Birli¤i, grevleri boyunca her hafta bir araya gelerek de¤erlendirme toplant›s› düzenleyeceklerini duyururken, hükümetin ise tepkileri bast›rmak için yasa tasar›s›n› okullar›n kapal› oldu¤u yaz aylar›nda geçirme takti¤i izleyebilece¤i belirtiliyor.
esas olarak 2. Paylafl›m Savafl› sonras› Avrupa’n›n yeniden yap›land›r›lmas› döneminde gündeme geldi. Ulus devlet olma sürecini tamamlam›fl olan Avrupa’da, kendinden olmayana karfl› tahammülsüzlü¤ün, yani ›rkç›l›¤›n çok çabuk geliflmesinin alt›nda yatan bafll›ca neden de budur ve de çok çabuk t›rmand›r›labilmektedir. Özellikle de sistemin krizinin artt›¤› dönemlerde bu e¤ilim devlet politikas› olarak yo¤un bir biçimde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ve bu sorun bugün sadece emperyalist ülkelerin de¤il, ba¤›ml› ülkelerin de sorunu haline gelmifltir. Örne¤in, son y›llarda iflgal-katliam politikalar› ile kuflat›lmaya çal›fl›lan, yeralt›-yerüstü zenginlikleri talan edilmek istenen ve de insanlar›n b›rakal›m çal›flma vb. insani haklar›n›, yaflam haklar› bile ortadan kald›r›lan Ortado¤u’da da büyük göçler yaflanmaktad›r. “Umuda yolculuk” diye adland›r›lan bu göçler ölüm-kal›m savafl› olarak gerçekleflmektedir. En son Türkiye’ye yapmaya çal›flt›klar› “umut yolculu¤unda” t›k›ld›klar› araçta yaflamlar›n› yitiren ve de yolculuklar› kimsesizler mezarl›¤›nda sonlanan 42 Ortado¤ulu gibi… Halklar›n “terörist” ilan edilerek iflgal ve katliamlarla teslim al›nmaya çal›fl›ld›¤›, ba¤›ml› ülkelerin siyasal-ekonomik yap›lar›n›n çökertilerek, emperyalizme ba¤›ml›l›¤›n uflak-iflbirlikçi iktidarlar arac›l›¤› ile art›r›ld›¤› günümüzde, emekçi halklar› karfl› karfl›ya getirerek, birbirine k›rd›rma ve de böylelikle emperyalist politikalar› daha kolay hayata geçirme stratejisinin bir parças› olarak karfl›m›za ç›kan göçmenlik sorunu, “medeniyetler çat›flmas›” olarak getirilmeye çal›fl›lan süreçte bilinçli olarak t›rmand›r›lmaktad›r.
Bu süreçte ç›kar›lan anti-terör yasalar›n›n ve de tüm sosyal y›k›m yasalar›n›n bafll›ca hedefine mülteci-iflçi, her kategoriden göçmenler oturtulmaktad›r. Tüm sosyal y›k›m›n, iflsizli¤in, yoksullu¤un faturas› bunlara ç›kar›larak, krizden ç›k›fl yollar› aranmaktad›r. K›sacas›, emperyalistler hayata geçirmeye çal›flt›klar› politikalar kapsam›nda, göçmenleri potansiyel suçlu ilan ederek, yaflam haklar›n› tümden ellerinden almaya çal›flmaktad›r. Ancak dünyan›n birçok yerinde göçmenlere dönük, emperyalist sald›rganl›¤›n bir parças› olarak hayata geçirilmeye çal›fl›lan bu politikalar, bunlar›n hedefindeki insanlar›n tepkisini almakta gecikmemifltir. En büyük tepki ise, yeni ç›kard›klar› yasayla göçmenler üzerindeki bask›lar› iyice a¤›rlaflt›rma çabas›nda olan ABD’de gerçekleflmifltir. 1 milyonun üzerinde insan sadece göçmen sorunu için de¤il, ABD emperyalizminin ve di¤er emperyalist güçlerin sald›rganl›k politikalar›na karfl› aya¤a kalkm›flt›r. Göçmenler ABD emperyalizminin kendilerine dönük politikalar›n› bu eylemlerde flöyle yan›tl›yordu: “Buraday›z; çünkü ülkemizi mahvettiniz!”. Bu yönlü hareketlenmeler bugün Avrupa’da da söz konusudur. Özellikle de Fransa deneyimi, göçmenlerin sorunlar›na daha fazla sahip ç›kmalar› yönünde önemli bir ad›m olmufltur. Ve olgunlaflmaya bafllayan bu tepkilerin ortak bir örgütlenme etraf›nda birlefltirilmesi tart›flmalar› yaflanmaktad›r. Bu yönlü çabalar ise önümüzdeki süreçte meyvelerini vermeye bafllayacakt›r. Çünkü bunun somut ad›mlar› at›lm›flt›r. Bu somut ad›mlar›n nas›l geliflti¤ini ise önümüzdeki süreçte hep birlikte görece¤iz…
2-15 Haziran 2006
24
49
Kad›n için yaflam Çukurova’da da ayn›:
”Her gün saat 06:00’da kalk›yorum, kofluflturmaca bafll›yor...” Çukurova’n›n flirin bir köyüne gidiyoruz. Yaz›n gelmesiyle beraber her tarafta bir hareketlilik var. Tarla sulayanlar, kabak ve fasulye toplayanlar... Traktörler geçiyor yan›m›zdan h›zl›ca. Herkeste bir telafl, iflini bir an önce bitirme derdi… Çukurova’n›n cehennem s›ca¤› flimdiden hissedilmeye bafllanm›fl. Bunalt›c› havan›n içinde flafaktan gün bat›m›na kadar ovalar kar›nca gibi çal›flan köylülerle dolu. Daha önce de geldi¤imiz bu köye dolmufllar saat bafl› kalk›yor, birini kaç›rd›n›z m›, bir saat beklemek zorundas›n. Öncesinde emekçilerle beraber sabah›n serinli¤inde domates ekmifl, seralardan kabak toplam›flt›k. Arap Alevi nüfusunun yo¤un oldu¤u köy, çevre köylere göre orta halli say›labilecek bir yer. Köylülerin birço¤unun kendi tarlas›, en az›ndan bir bahçesi var. Köyde genifl tar›m arazilerine sahip köylü say›s› parmakla say›labilecek kadar az. Köyün etraf› yol boyunca su kanallar›yla çevrili. Bunlar›n kenarlar›nda çad›r kuran ve Türkiye Kürdistan›’ndan gelen ailelere rastlamak mümkün. Bu aylarda çoluk çocuk genç yafll› yevmiye ile buralarda çal›fl›rken pamu¤un yetiflmesiyle beraber Adana’ya gidecekler. Dikkatimizi en fazla çeken tarlada çal›flan kad›n nüfusunun çoklu¤uydu. Erkekler daha çok, a¤›r iflleri yaparken ve say›lar› s›n›rl› iken tarlalar durmadan çal›flan kad›n iflçilerle dolu. Köyde alevi kültürünün etkisinden dolay› genel olarak sol bir e¤ilim var. Fabrikalarda, iflyerlerinde, evde oldu¤u gibi burada da en a¤›r yükü kad›nlar s›rtl›yor. Tarlada akflama kadar çal›flan kad›nlar ev ifllerini ve çocuklar›n bak›m›n› da üstlenmek zorunda. Kabak toplayan bir kad›n iflçinin yan›na gidiyoruz. ‹smi Selvi, 32 yafl›nda. 13, 10 ve 8 yafllar›nda üç tane çocu¤u var. 14 y›ll›k evli. 17 yafl›nda görüc ü
usulüyle evlenmifl. Köyde kad›nlar›n yaflad›klar›n› anlat›yor. Onlar›n derdine tercüman oluyor. Ondan köydeki bir gününü anlatmas›n› istiyoruz. “Hergün saat 6.00’da kalk›yorum. Çocuklar› haz›rl›yorum, kahvalt›y› kuruyorum, tarlaya gidiyorum. Akflama kadar tarlada çal›fl›yorum. Saat 6:00’da eve geliyorum. Akflam yeme¤ini yap›yorum, ev iflini yap›yorum, çamafl›r derken, saat 11:00 oluyor. Bak›yorum ki tarla elbiseleri üzerimde. Ertesi günde ayn›, sonraki günde” diyerek anlat›yor yal›n bir flekilde. Yaflam›n monotonlu¤una isyan ediyor sözcükler a¤z›ndan dökülürken. Sadece uyumaya vakit bulabiliyor, o da her gün de¤il. Kad›nlar köle gibi. Her gün ayn› ifli yaparken umutlar›n›, hayallerini, hayat›yla ilgili yapmak istediklerini sürekli erteliyorlar. Yaflam› sanki baflkalar›n›n elinde, kendisi de bunu içinde sürüklenip gidiyor. Arkadafllar›n›, dostlar›n› yan› bafl›ndaki kap› komflusunu bile zor görüyor. Tarladan eve, evden tarlaya birbirini tekrar eden günlerin içinde kad›nlar kendilerine, topluma yabanc›lafl›yor. Kad›n›n dünyas› çocuklar›n›n ve kocas›n›n ihtiyaçlar› aras›nda yok oluyor. Hayalleri bu çemberin içinde s›k›fl›p kal›yor. K›skaçtan kurtulmak istedi¤inde de toplumun gerici de¤er yarg›lar›yla karfl›lafl›yor. Ne de olsa kad›n ve kad›n bafl›na da baflkalar›n›n ifline kar›flmamal›. Çocuklar›na kötü örnek olmamal›. Kad›n›n makbulü boyun e¤eni, ses ç›karmayan› ve isyan etmeyeni, her söyleneni yapan›! Kad›nlar için sömürü sanki takdir-i ilahi gibi. Ayn› ifli yapmalar›na hatta daha fazla çal›flmalar›na ra¤men eme¤inin karfl›l›¤›n› alam›yorlar. Ülkemizde kad›nlar, patronlar için ucuz ifli gücü ihti-
yac›n› karfl›l›yor. Devlet de ç›kard›¤› yasalar ve uygulamalar ile bu durumun devaml›l›¤›n› sa¤l›yor. Fabrikada, evde eme¤i görmezden gelinen kad›n için ayn› durum, tarlada ter dökerken de geçerli. Ekinin kald›r›lmas›nda en yo¤un eme¤i harcayan kad›nlar iken ald›klar› ücret erkeklerin çok alt›nda. Ald›klar› ücretle ilgili Selvi’yi dinliyoruz: “Kad›nlara 12 milyon veriyorlar. Erkeklere 20 milyon o da ö¤lene kadar. Kad›nlar daha fazla çal›fl›yor. Kad›nlar ikinci s›n›f. Baflka yerde oldu¤u gibi köyde de böyle. Kad›nlar da cahil, hakk›n› aram›yor. Arad›¤› zam a n d a toplumdan sert tepki al›yor. Kocalar›yla da sorun yafl›yorlar. Boflanmaya kadar geliyor, fliddet görüyor.” Selvi köyde yaflayan pek çok kad›n gibi kad›n oldu¤u için okula gidememifl, gönderilmemifl. Okumak istemifl ancak kad›n olmas› buna engel olmufl. Kad›nlara toplum taraf›ndan yüklenen misyon; tarlada iflçi evde anne olmak olunca Selvi’nin pay›na düflen de 17 yafl›nda görücü usulü ile evlenmek olmufl. “Ben karar verdim ama 17 yafl›nda ne kadar sa¤l›kl› karar verebilirdim. Yani sonuçta ben vermedim. Gençlere asla tavsiye etmiyorum. fiimdiki akl›m olsayd› okurdum” diyen Selvi’nin isyan›n›, öf-
kesini hissediyoruz. Yaflam›na yön verememenin, istedi¤ini yapamaman›n k›zg›nl›¤›n› dinliyoruz. Sorumlular›n› tam olarak aç›klayamasa da bir tepki var içinde topluma karfl›. Ülkemizde her gün tekrarlanan ve milyonlarca genç k›z›n hayallerini yok eden feodal de¤er yarg›lar›n› burada da görüyoruz. Bilinçleri dumura u¤ratan, karanl›¤a sürükleyen özgürlü¤ü prangalayan, umutlar› yok eden feodalizm, en çok da kad›nlar› vuruyor. 17 yafl›nda genç k›zlar belki de hayatlar›nda ilk defa gördükleri biriyle evleniyor, yaflam›n› daha do¤rusu bedenini birlefltirmek zorunda kal›yor. Umutlar›n› yok etmek u¤runa... Bu evlilikler ülkemiz topraklar›nda s›radan bir olay olarak görülüyor. Kendisi çocuk olanlar›n, çocuklar›yla büyüyen genç k›zlar›m›z›n hayatlar› zehir oluyor, dünyas› y›k›l›yor. Ancak kad›nlar›n yaflad›klar› bu koyu karanl›k dünyadan kurtulmalar› da mümkün. Bilinçleri ayd›nlanm›fl, özgürlü¤ü keflfetmifl kad›nlar harikalar yarat›yor. Gericili¤e kan kusturuyor. Onu yerden yere vuruyor. Toplumun kendisine dayatt›¤› kad›n kimli¤ine karfl› özgür, ba¤›ms›z kad›n kimli¤ine daha da önemlisi devrimci de¤erlere sar›l›yor b›rakmamacas›na. Ülkemizde feodalizmi parçalayan topluma kendini kabul ettiren kad›nlara öncülük yapan nice yi¤it kad›n önderleri var. Clara Zetkinler, Barbaralar, Sabolar, düflmana kök söktüren Ayferlerimiz Dileklerimiz var! Da¤ bafllar›nda umudun türküsünü söyleyen gelecek kuflaklar›n özgürlü¤ü için çarp›flan kad›nlar›m›z var! Partizan öfkelerini feodalizmin beyninde patlatan onurlu savaflç› kad›nlar›m›z var. Özgürlü¤ü için savaflan ve emekçi kad›nlar› ça¤›ran nice kad›nlar›m›z var! (Mersin)
25
49
2-15 Haziran 2006
Burjuvazinin tarihi çarp›tma arac› olarak sinema... Her s›n›f›n tarihe bir bak›fl aç›s› vard›r ve hiçbir s›n›f burjuvazi kadar tarihi çarp›tmam›flt›r. Burjuvazi, geçmifli tahrif etmekle kalmaz, bunu varl›¤›n›n sonsuza kadar sürece¤ini ispatlamak için kullan›r. Burjuva tarihçiler, tarihin s›n›f savafl›m› tarihi oldu¤unu kabul etmez; tarihin ak›fl›n› esasta kiflilere ba¤lar. Kitlelerin dönüfltürücü gücünü bile kahramanlara, liderlere ba¤lar. Oysa gerçek bunun tersidir. Açl›¤›n, bask›n›n oldu¤u yerde kitleler isyan etmifltir ve kahramanlar bu kitlelerin içinden ç›km›flt›r. Örne¤in Aristo bugün yaflasayd› büyük bir filozof olmazd›; Spartaküs yaflad›¤› dönemden bin y›l önce yaflasayd› halk kahraman› olamazd›. Burjuvazinin bu yaklafl›m›n› bugün sinemada çarp›c› bir flekilde görmekteyiz. Hollywood Sinemas› da bu gerçe¤in dünyadaki temsilcili¤i yürütmektedir. Hollywood’un tekellerle ba¤› y›llardan beri biliniyor. Kitleleri kendi ürünlerine yöneltmek isteyen tekeller, s›kça Hollywood’u kullanm›fllard›r. Bu genifl kitlelerce bilinen bir fleydir. Fakat Hollywood’un CIA ve Pentagon ile olan ba¤› daha az bilinir. Her ikisi de kontrgerilla, karfl› ayaklanma konusunda uzman olan bu iki kurum önce kendi halklar›n› sonra da dünya halklar›n› uyutmak, maniple etmek ve kendi hegemonyalar›n›, kültürlerini yaymak için sinemadan özellikle Hollywood’dan çokça faydalanm›fllard›r. ABD, Amerikan vatandafll›¤› kavramlar›n› sinema sayesinde genifl kitlelere yaym›fl, kabullendirmifltir. Daha sonra hazin bir yenilgi ald›¤› Vietnam ile ilgili yüzlerce film çektirmifltir. Ama bunlar›n % 99’u ABD’yi yücelten filmlerdir. ‹flin komik taraf› bu filmlerle büyüyen çocuklar›n ço¤u bu savafl› ABD’nin kazand›¤›n› zannetmektedir. Bu savafl filmlerinde Amerikan askerlerinin “cesareti” gösterilirken, Vietnaml›lar özellikle cani gösterilmektedir. Bu filmlerden en ünlüsü “Rambo”dur. Bu film sayesinde Saygon Zindanlar› Vietnaml›larla özdefllefltirilerek hakl› bir savafl veren Vietnam’› afla¤›lam›flt›r. Bu ko-
nuda çevrilen iyi say›labilecek filmler bile burjuva hümanizmini aflamamaktad›r. “Er Rayn’› Kurtarmak” buna bir örnektir. Yani savafl›n tüm ac›mas›zl›¤›na karfl›n Amerikan askerlerinin “insani” yönlerini anlatmaktad›r. Yine Somali iflgalini anlatan filmler de buna örnektir. Bu tür filmlerle birçok amaç güdülmüfltür. Yenilgiyle sonuçlanan savafl›n ac›s› hafifletilecek, savafl›n içeri¤i çarp›t›lacak, ABD’nin haks›z savafl verdi¤i gizlenecek ve böylece hegemonya savafl› için yeniden yol al›nacakt›. Tabi ki her iflte oldu¤u gibi kâr edilecekti. CIA ve Pentagon ne zaman dara düflse Hollywood “uzman çarp›t›c›lar”la devreye girer. Baflar›s›z darbelerle gündeme gelen CIA, Hollywood’un filmleri ile flirin ve meflru bir davas› –dünyay› kötülerden kurtarmak gibi- olan bir kurum gibi gösterilir. Bu tür filmlerin senaryolar›n›n ortak özelli¤i budur. Polisle halk›n aras› çeliflmeler artt›kça Hollywood devreye girer ve polisi “iyi” gösteren yüzlerce film çeker. “Yasalara uyun”, “kötü adamlarla, teröristlere birlikte mücadele edelim, ihbar edin” mesaj›n› da her filmde iletmeyi unutmazlar. Bazen de polisleri flirin gösterme çabas›na girer. “Polis Akademisi” bu türün en ünlüsüdür. 90’lar›n sonlar›nda ülkemizde polis ne zaman kitle gösterilerinde cop kullansa hemen ertesi gün bu film tekrar izletilirdi.
Hollywood, “sinema evrensel bir sanatt›r” slogan›yla hareket ederek ABD’nin “evrensel kültürü”nü yayar. Bu da yetmez, ABD’nin tahakküm çabalar›na da “evrensel bir flirinlik” maskesi takmay› ihmal etmez. Genelde komünizme özelde Sovyetler Birli¤i’ne en ön saflarda savaflm›flt›r Hollywood. “So¤uk savafl” dönemiyle ilgili yüzlerce film çekmifltir. Bunlar›n da % 99’u hem KGB elemanlar›n› hem de Sovyet yönetimini cani olarak gösterir. Son y›llarda revaçta olan filmler ise animasyon filmleri ile tarihi (uzak tarih) filmlerdir. “Troya”, “Büyük ‹skender”, “Kral Arthur” en çok izlenen, gündeme gelen filmlerdir. Üçünün de ortak özelli¤inden biri hegemonya savafl› vermesi ve tarihi burjuva anlay›fla göre çarp›tmas›d›r. Daha önce de çekilmifl bu filmler yeni teknolojiyle bir daha çekildi ve daha çok para kazand›rd›. Bu filmlerde bireyler savafllar›n kaderinde belirleyici olarak gösteriliyor. Tarihte halklar›n gerçek yaflant›s›na uymayan onlarca ayr›nt› da cabas›. Bu hakk› ancak dünyay› yönetti¤ini düflünen budalalar, kendisinde bulabilir. Bugünün güzellik anlay›fl›ndan, güç anlay›fl›na kadar onlarca konu çarp›t›lm›fl, bugünle geçmifli bir tutmufltur. Geçmiflin birçok de¤er yarg›s›n› tahrif etmifltir. ‹yi ile kötüyü mutlak bir flekilde ayr›flt›r›p, film kahraman›n› mutlak “iyi”, düfl-
man›n› mutlak “kötü” göstermifltir. Tarih çarp›tmaya en iyi örnek Troya’d›r. Troya’n›n esin kayna¤› olan ‹lyada Destan› ile bir ba¤›n›n olmad›¤›n› filmi izleyenler görecektir. Hollywood flu an siyasal konjonktüre göre filmleri yavafl yavafl piyasaya sürüyor. Ancak süreç bitmeden ortak senaryo haz›rlayamad›¤›ndan henüz bir iki film ç›kt›. Irak’la ve Afganistan’la ilgili de birer film ç›kt›. Bunlar ilerde ABD’nin düfltü¤ü kötü pozisyonlara göre artacak ve biçimlenecektir. Bu tür filmlerin senaryosunun ortak özellikleri flimdiden yaz›labilir. Türkiye’de de bunun örnekleri yok de¤ildir. Baflrollerini Mehmet Ali Alabora’n›n oynad›¤› “Memoli”, “H›rs›z-Polis” vb. Türkiye’den birer örnektir. fiakac›, insanc›l, duygusal polisler bir dönem bolca kullan›lm›flt›. Mersin’de Newroz kutlamalar› s›ras›nda Türk bayra¤›n›n iki çocuk taraf›ndan al›nmas› üzerine estirilen Türkçülük rüzgar› ile birlikte aralar›nda Beyaz›t Öztürk ve Cem Y›lmaz gibi “ünlü”lerin de bulundu¤u reklam filmlerinin çekilmesi özellikle sevilen yüzlerin kullan›larak polisin flirin gösterilmesinden baflka nedir? “‹deolojisi egemen olan›n kültürü de egemendir” der Marks. Devrim mücadelesi sadece siyasal iktidar› ele geçirme mücadelesi de¤ildir. Burjuvazi tüketim kültürü ve bireycili¤in kutsanmas› iflini en etkili olarak sanatla yapmaktad›r. Bunu bir aya¤› da sinemad›r. Sineman›n az›msanmayacak bir etkisi vard›r. Televizyonun geneli ile birlikte ele al›nd›¤›nda burjuvazinin kültürel alandaki en etkili arac›d›r diyebiliriz. ‹letiflimin tüm dünyaya yayg›nlaflt›¤› günümüzde de kültürel ve sanatsal mücadele devrimci mücadeleye yüz y›l öncesine göre çok daha s›k› ba¤l›d›r. Bu fark görülmezse konunun önemi anlafl›lamaz. Bu gerçekli¤e göre bunun araçlar›n› yaratmal› ve geniflletmeliyiz. Bunu burjuvazinin bu alandaki teflhiriyle birlikte yürütmek zorunday›z. Bir ‹K okuru
Geleneksel
Umudu Tohumca Büyütece¤iz P‹KN‹⁄‹NDE BULUfiALIM! Tarih: 4 Harizan 2006 Kemerburgaz Piknik alan› PROGRAM * Grup fiiar * Suavi * Hilmi Yaray›c› * Gökhan Birben
* Koma Çiya * Hasan Sa¤lam * Hasan Karayol-Mustafa Karaçeper * fiair Ruhan Mavruk * Gulasor Halk Oyunlar› Ekibi * Barbara Halk Sahnesi * Konuflmac›lar
TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹ ‹rtibat Tel: 0212 643 22 33-521 34 30 Kartal: 0216 306 16 02
26
2-15 Haziran 2006
49
“Onlar, iflkence ve bask›ya karfl› direnifli seçtiler” 1984 y›l›nda Diyarbak›r Hapishanesi’nde 4 arkadafl›yla birlikte yap›lan iflkenceleri ve insanl›k d›fl› uygulamalar› durdurulmas›n› sa¤lamak için bafllatt›klar› Ölüm Orucu’nda ölümsüzleflen PKK dava tutsa¤› Cemal Arat’›n annesiyle O’nu konufltuk ve bize anlatmas›n› istedik… O’nun ölümsüzleflti¤i y›l henüz yürüyemeyenler, bugün da¤ bafllar›nda silah çat›yor, ölümü yeniyorlar her defas›nda. Bir kez daha unutmamak/unutturmamak için yazd›k… -Bize Cemal’in yaflam› hakk›nda bilgi verir misiniz? fiehit düfleli oldukça uzun bir zaman geçmifl, özellikle onu tan›mayanlar›n bilgilenmesi için… Sakine Arat: Cemal, Diyarbak›r’da do¤-
du. 1977 y›l›nda Ankara Üniversitesi DTCF (Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi)’ni kazand›. Ancak ben gitmesini istemedim, o zaman çok kar›fl›kt› üniversiteler. 1978’de ise ‹flletme’yi kazand›. Yine istemedim ben, bunun üzerine Aç›kö¤retim’e yaz›ld›. Diyarbak›r’da Zirai Donat›m’da aç›lan bir s›nav› kazand› ve ambar memuru olarak Batman’a atand›. Bir y›l sonra Lice’ye atand›. O dönemde gözalt›na al›nan baz› kiflilerin üzerine ifade vermesi sonucu aran›r duruma düfltü. Bir süre ortada gözükmedi. Bir akflam eve u¤rad›¤› zaman yap›lan bask›nla tutukland›. 1981 y›l›yd› tutukland›¤›nda. Çok fazla iflkence ve bask› vard› Diyarbak›r Hapishanesi’nde. Bunlara karfl› 4 arkadafl›yla Ölüm Orucuna bafllam›fllard›. Mart 1984’te flehit düfl-
müfl. Ben o zaman Ankara’dayd›m, yetiflemedim cenazesine, göremedim son kez ... 13 yafl›ndaki erkek kardefli al›r cenazesini ve köylerine götürür, orada gömer. Y›llar sonra Sakine Ana ölüsünü göremedi¤i o¤lundan sonra, mezar› bile belli olmayan iki o¤ul b›rak›r mücadelenin istedi¤i bedele karfl›l›k. Biri k›rsalda gerilla saflar›nda flehit düfler, di¤eri ise 1993’te ortadan kaybolur ve bir daha haber alamaz. Ac›lar› tekrarlanmas›n istiyor Sakine Ana, ancak kavgan›n getirdi¤i bedelleri de ödemekten geri kalmam›flt›r O. Bütün yi¤it Kürt kad›nlar› gibi ac›lar›ndan umut sa¤altmay› baflaranlardan O, ses tonuyla “O kadar çok fley yaflad›m ki anlatsam s›¤maz…” diyor adeta…
84 Ölüm Orucu Direnifli:
Naki Göksu
H›d›r Do¤an
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Mehmet Kalkan: 1952 Tunceli Hozat do¤umlu olan Mehmet Kalkan, ekonomik nedenlerden dolay› göç etti¤i ‹stanbul’da Cevizli TEKEL yedek parça fabrikas›nda iflçi olarak çal›flm›flt›r. 14 Haziran 1987’de Diyarbak›r iflkencehanelerinde ser verip s›r vermeme gelene¤inin sürdürücüsü olarak ölümsüzleflti. Naki Göksu: Malatya do¤umlu olan Naki Göksu 1988-89 y›llar›nda üniversitedeyken Proleterya Partisi’nin düflünceleriyle tan›fl›r. Bu dönemde gençlik örgütü TMLGB saflar›nda faaliyet sürdürür. GB’nin açt›¤› “Komünist Gençlik Gerilla Cephesine” kampanyas›na ilk yan›t verenlerdendir. O dönem yeteneklerinden dolay› TKP/ML KBK (Kürdistan Bölge Komitesi) taraf›ndan k›sa bir dönem flehir askeri çal›flmas›nda görevlendirilir. 91 y›l›nda Dersim Mazgirt’te TKP/ML’ye ba¤l› bir gerilla birli¤i ile TC ordusu aras›nda ç›kan ve yaklafl›k 10 saat süren çat›flma s›ras›nda birlikten ayr› düfler, yaral› olarak gitti¤i Ataç›nar köyünde 8 Haziran 1991’de tekrar pusuya düflen Göksu düflmana tutsak düfler. Bu halde köylülerin gözünün önünde yolGÜN’DE DÜN… 2 Haziran 1793. Fransa’da Maximillian Robespierre öncülü¤ünde Jakobenler iktidar› ele geçirdi. 1964. K›sa ad› FKÖ olan Filistin Kurtulufl Örgütü kuruldu. 1988. Toplu ifl sözleflmesi görüflmeleri t›kand›. Direnifle geçen iflçi say›s› 51 bin. 3 Haziran 1924. Faflist milisler ‹talyan sosyalist lider Giacomo Matteotti’yi kaç›rd› ve öldürdü. 1925. Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas› kapat›ld›. Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas› Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisiydi.
Ahmet Karg›n
Zülfü Y›ld›z
dafllar›n›n yerini söylemesi için ona iflkence yapan komutan ondan tek bir kelime bile alamay›nca Naki Göksu’yu herkesin gözü önünde kurfluna dizer. H›d›r Do¤an: Dersim Hozat/Alanc›k köyü do¤umlu olan H›d›r Do¤an devrimci düflüncelerle abisinin etkisi ile tan›fl›r. 1991 y›l›nda askerlik ça¤r›s› geldi¤inde “Dersim’in da¤lar› dururken asker ocaklar›na gidecek de¤ilim” diyerek T‹KKO’ya kat›l›r. H›d›r Do¤an’›n da içinde bulundu¤u 40 kiflilik bir T‹KKO birli¤i 2000 kifliye yak›n TC askeriyle iki gün süren bir çat›flmaya girer. Bu çat›flma s›ras›nda flehit düfler. Cenaze günü devletin tüm bask›lar›na ra¤men esnaf kepenk kapat›rken Hozat halk› haz›rlam›fl oldu¤u görkemli bir cenaze töreni ile onu günefle u¤urlad›. Ahmet Karg›n: Dersim Ovac›k do¤umlu olan Ahmet Karg›n T‹KKO saflar›nda yerini belirlemifltir. Da¤lar›n Mehmet Zeki’si olan Ahmet Karg›n, Erzincan Ergani bölgesinde para almaya gittikleri bir yerden dönerken konaklad›klar› s›rada Erdal Aslan adl› bir hain taraf›ndan Haziran 92’de öldürülür. Karg›n T‹KKO M›nt›ka Komutanlar›ndand›. Zülfü Y›ld›z: 1953 y›l›nda Elaz›¤ Karakoçan’da do¤du. Devrimci düflüncelerle ‹stanbul’da Otomarsan fabrikas›nda çal›flt›¤› dönem1959. Polis Zonguldak Maden ‹flçileri Kongresini da¤›tt›. 4 Haziran 1844. Almanya’da Silezya bölgesinde dokumac›lar ayakland›. 1994. Kürt kökenli ifladam› Savafl Buldan’la arkadafllar› Adnan Y›ld›r›m ve Hac› Koray, Bolu yak›nlar›nda öldürülmüfl olarak bulundu. 5 Haziran 1967. ‹srail M›s›r, Ürdün ve Suriye topraklar›na girdi. 7 Haziran 1999. Ankara Emniyeti’ndeki “telekulak” flebekesinin , dönemin Baflbakan› Bülent Ecevit’in gizli ev telefonunu bile izlemeye ald›¤›
R. K›lavur
lerde tan›flt›. Tüm Maden-Sen’de örgütlüyken Proleterya Partisi’nin düflünceleriyle tan›flt›. 12 Eylül AFC döneminde k›sa bir hapishane yaflam›n›n ard›ndan yurtd›fl›na ç›kt›. Burada ald›¤› her görevi lay›k›yla yerine getirdi. 8 Haziran 93 y›l›nda geçirdi¤i kalp krizi sonucu yaflam›n› yitirdi. Ramazan K›lavur: 1959 Urfa Siverek do¤umlu olan Ramazan K›lavur ‘75 y›l›nda Proleterya Partisi’nin düflünceleriyle tan›flt›. 80 AFC’si döneminde 4 y›l› tecrit olmak üzere 11 y›l Diyarbak›r zindanlar›nda tutsak kald›. Hapishanedeki a¤›r fiziksel ve psikolojik iflkencelerin yaratt›¤› tahribat nedeniyle 1996 y›l›nda Bat› Avrupa’ya gitti. Mücadelesini burada devam ettiren K›lavur bir yandan da tecrit koflullar›n›n ruhunda yaratt›¤› izleri silebilmek için tedavi görmeye bafllad›. Ancak yaflad›klar›n›n a¤›r etkisiyle 3 Haziran 2001’de intihar ederek yaflam›na son verdi. Haziran fiehitleri 1981’in 5 Haziran gecesi Maltepe’de dört devrimcinin kald›¤› ev TC’nin faflist cellatlar›nca kuflat›ld›. Sabah›n ilk ›fl›klar›na kadar süren çat›flmal› gecenin sonucunda MLSPB Aday Üyelerinden Ercan Yurtbilir ve MLSPB ‹leri Kadrolar›ndan Do¤an Özzümrüt, Atilla Armutlu ve Tamer Arda flehit düfltü. ortaya ç›kt›. 8 Haziran 1991. 600 bin kamu iflçisinin toplu sözleflmelerinde uyuflma sa¤lanamad›. ‹flçilerin protesto eylemleri artt›. Gölcük’te binlerce iflçi Yalova-‹zmit karayolunu trafi¤e kapatt›. 1992. Özgür Gündem gazetesi muhabiri Haf›z Akdemir Diyarbak›r’da vurularak öldürüldü. 10 Haziran 1967. Süregiden Arap- ‹srail savafl›nda ‹srail; Gazze fieridi, Golan Tepeleri, Do¤u Kudüs, Bat› fieria ve Sina Yar›madas›n› iflgal etti. 1981. Devrimci tutsaklardan Veysel Güney idam edildi. 11 Haziran
12 Eylül faflizminin tüm vahfleti ve teslim alma sald›r›lar›n›n zindanlarda tam h›zla gitti¤i bir süreçte Tek Tip Elbise’yle karfl› Devrimci Sol ve T‹KB tutsaklar›n›n bafllatt›¤› Ölüm Orucu direniflinde Devrimci Sol tutsaklar› Abdullah Meral, Hasan Telci, Haydar Baflba¤, ve T‹KB tutsa¤› Fatih Öktülmüfl flehit düfltüler. 1967. ‹srail ve Arap komflular› aras›nda alt› gün süren savafl Birleflmifl Milletlerin araya girmesiyle sona erdirildi. 12 Haziran 1980. Polis ‹zmir ‹nciralt› ö¤renci yurduna bask›n yapt›. Polisin atefl açmas› sonucu 5 ö¤renci öldü. 13 Haziran 1381. Wat Tyler öncülü¤ündeki köylü isyanc›lar, Londra’y› basarak hükümet binalar›n› atefle verdi, hapishaneleri boflaltt› ve zenginlerle yarg›çlar›n kafalar›n› uçurdu. 1965. Sivas’ta 200 köylü bir a¤an›n arazisini iflgal etti. 1968. Üniversitelerde reform yap›lmas›n› isteyen Ankara ve ‹stanbul Üniversiteleri ö¤rencileri fakülteleri iflgal etti.
27
49
2-15 Haziran 2006
Dünü yazan iflçi s›n›f›, gelece¤i de yaratacakt›r! Açl›¤›n, sefaletin ve zulmün had safhaya ulaflt›¤› ‘70’li y›llarda, iflçi s›n›f›m›z yekinip aya¤a kalkt›. Y›llard›r üzerine birikmifl ölü topra¤›n› bir kenara f›rlat›p, militan ve azimli bir mücadeleye at›larak patronlara meydan okuyordu. Aradan onca uzun y›llar geçmifl olmas›na ra¤men, tarihe alt›n harflerle yaz›lan mücadele günlerinden birisi olan 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’nden ö¤renilmesi gereken pek çok yön vard›r. Ekonomik buhran›n gittikçe derinleflti¤i, hakim s›n›flar›n kendi aras›ndaki çeliflkilerin fliddetlendi¤i ve buna ba¤l› olarak iflçi, köylü ve gençli¤in mücadelesinin yükseldi¤i bir ortamda, 15–16 Haziran baflkald›r›s› ve Büyük ‹flçi Direnifli kendili¤indenci hareketin doruk noktas›yd›.
AP hükümetinin derin ç›kmaz›… 1969 y›l›nda genel seçimlerle iflbafl›na gelen AP hükümeti, ekonomik buhran›n had safhada oldu¤u bir ortamda güçlü bir muhalefetle karfl› karfl›yayd›. AP Hükümeti iflbafl›na geçer geçmez, hem mevcut olan muhalefeti bast›rmak, hem de ekonomik olarak patronlar› rahatlatmak için bir dizi kanun ç›kard›. Ba¤›ml› bulundu¤u emperyalist efendilerinin tavsiyelerini de göz önünde tutarak, tar›m›n vergilendirilmesi, yeni vergi ve zamlar›n pefl pefle gelmesi, ücret ve fiyatlar›n yeniden düzene konmas›, toprak ve tar›m reformu tasar›lar›, teflvik tedbirleri, iflletme vergisi, nizam› koruma kanunu gibi kanunlarla ifle soyunmufltu. Ancak her ne hikmetse AP Hükümeti, kendi içinde dahi birlik sa¤layamam›fl, bunal›m patlak vermiflti. Giderek y›pranan devlet, boyutlanan sorunlarla ifllemez ve iflletilemez hale gelmifl, her iflin bafl›nda rüflvet ön plana ç›km›flt›. Bu gibi durumlar ister istemez muhalefetin yükselmesine ve süreç içerisinde sertleflmesine neden oldu. Üretim yavafllad›, ithalat geriledi, iflsizlik ve pahal›l›k artarak çekilmez hale geldi ve getirildi. Banka mevduatlar› alabildi¤ine düfltü, krediler darald› ve piyasada para darl›¤› bafl gösterdi. D›fl finansman kaynaklar›n›n da kurumas›yla birlikte, d›fla ba¤›ml› ekonomi tam anlam›yla darbo¤aza girmiflti. Devlet, batmakta olan ekonomiyi çeflitli yöntemlerle düzlü¤e ç›kartman›n yollar›n› bir yandan araflt›rmaya ve çareler aramaya çal›fl›rken, daha da önemlisi bir di¤er yandan da her geçen gün geliflmekte ve boyutlanmakta olan muhalefeti bast›rman›n ve yok etmenin yollar›n› bulman›n derdine düfltü. ‹flte tam da buradan hareketle 275 say›l› “Grev ve Lokavt Kanunu Tasar›s›”, 274 say›l› “Sendikalar Kanunu” nu Meclis’e sunmufltu. ‹flçilerin sendika seçme ve de¤ifltirme özgürlü¤ünü k›s›tlayan, federasyonlaflma ve konfederasyonlaflma haklar›n› s›n›rlayan bu yasa tasar›s›, büyük ve beklenmedik bir tepkiye yol açt›.
Dalga dalga büyüyen direnifl… Bu yasalar› kabul etmeyen ve bu yasalara karfl› direnifle geçen iflçiler, iflyerlerinde ba¤›ms›z komiteler kurmufllar, bu yasa tasar›lar›na, bask›ya, sömürüye ve zulme karfl› aya¤a kalkm›fllar ve devletin karfl›s›na dikilmifllerdi. 15 Haziran 1970’de kendili¤indenci bir flekilde fabrikalardan alanlara ak›n ak›n dökülen iflçileri, polis barikatlar›yla, sar› sendika a¤alar›n›n “uslu durun” ça¤r›lar›yla karfl›laflm›fllar, ancak bu türden giriflim ve ç›k›fllara boyun e¤-
D‹SK a¤alar› da ayn› tavr› sergilemeye çal›fl›yorlar. ‹flçi ve emekçiler bunlar›n gerçek yüzünü görmedi¤i müddetçe de bu tav›r sergilenecektir. ‹flçi s›n›f› devletin zorbalar›na ve D‹SK a¤alar›n›n teslimiyetçi ve devletçi politika ve engelleme çabalar›na ra¤men canla, baflla direnmifl ve mücadele etmifl olsa da sonuçta flanl› 15–16 Haziran 1970 eylemi bast›r›lm›flt›r. Hâkim s›n›flar, eylemin bast›r›lmas›n›n hemen peflinden s›k›yönetim ilan ederek iflçi s›n›f› ve emekçi halk›m›z›n bir bütünüyle sindirilmesine çal›flt›lar.
Sonuç yerine… memifl ve hakl› direnifllerini bafllatm›fllard›. ‹lk günkü direnifle 70 bin civar›nda iflçi kat›lm›flt›. ‹stanbul’da Kartal, Bak›rköy ve Eyüp yollar›n› kesen fabrika iflçileri trafi¤i kapatarak yürüyüfle geçmifllerdi. Bu arada devletin k›flk›rtmalar› sonucunda polislerle iflçiler aras›nda çat›flma da ç›km›flt›.
Direnifle dört bir yandan destek Ankara’da Bas›n-‹fl Sendikas› üyeleri iki buçuk saatlik iflgal eylemiyle coflkulu bir destek sa¤lad›lar. ‹zmit’te ise Köseköy bölgesindeki fabrikalar›n iflçileri ile Yar›mca bölgesindeki iflyerlerinin iflçileri, iki koldan kente yürüdüler ve ertesi gün tekrar toplanmak üzere da¤›ld›lar. 16 Haziran 1970’deki olay ve geliflmeler ise daha çetin ve kanl› oldu. 5 kifli polis ve asker kurflunlar›yla topra¤a düfltü. Bu olaylar esnas›nda ise Kad›köy Kaymakaml›¤›, birçok polis otosu, baz› özel otolar ve AP binalar› yak›ld›. 150 bin iflçinin kat›ld›¤› 16 Haziran 1970’deki yürüyüfl, Levent, Topkap›, Mecidiyeköy ve Kad›köy’den bafllam›fl, oradan Valili¤e kadar gelinmifl ve oradan da Eminönü’ne yönelinmiflti ki, iflçiler köprünün aç›ld›¤›n› gördüler. Bunun üzerine bir k›s›m iflçiler sandallarla Beyo¤lu yakas›na geçerken, bir k›sm› da Unkapan› istikametine do¤ru yöneldiler. Levent-Mecidiyeköy yolu üzerine kurulan Tekfen önündeki polis barikat› çat›flma sonucu aç›labildi. Kad›köy yakas›ndan Üsküdar ve Kartal yönüne do¤ru yürüyen iflçiler de Kartal Köprüsü’nde barikatlarla karfl›laflt›lar. Di¤er yandan ise Gebze ve Çay›rova’daki iflçiler de Kartal yönüne do¤ru yürüyorlard›. Kad›köy yakas›ndaki ‹skele ve Yo¤urtçu parklar›ndaki çat›flmalarda da ölenler oldu. Gebze’den ç›kan bir baflka kol ise Ankara asfalt›ndan ‹stanbul’a do¤ru 10 bini aflk›n büyük ve coflkulu bir kalabal›kla yürüyordu. ‹zmit’te ise 16 Haziran 1970’de Maden-‹fl Bölge Temsilcili¤i önünde toplanan iflçiler, Pireli ve Good-Year fabrikalar›na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Yol üzerindeki polis ve asker barikatlar› çat›flmalar sonucu aç›ld›. Good-Year fabrikas›ndan geri dönen iflçiler bir kez daha barikatlarla karfl›laflt›lar ve çat›flmalar sonucu onlar› da aflt›lar. Belli bir süre daha yürüyen iflçiler ertesi gün toplanmak ve buluflmak üzere da¤›ld›lar. Ankara’da ise iflçiler ve ö¤renciler, Sanayi Çarfl›s›’nda yürüyüfle geçtiler. Burada polis iflçilerin önüne geçerek birkaç iflçiyi gözalt›na ald›. Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinde çal›flmakta olan Türkiyeli iflçiler de bu yürüyüflleri desteklemek ve TC’nin uygulamalar›n› protesto etmek amac›yla büyük kalabal›klar›n kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlediler.
Geliflmeler karfl›s›nda flaflk›na dönen hakim s›n›flar, olaylar› askeri ve polisiye yöntemlerle bast›ramay›nca ‹çiflleri Bakan›, ‹stanbul Valisi ve o dönemin ‹stanbul’daki yüksek rütbeli subaylar›ndan birisi, D‹SK Genel Baflkan› Kemal Türkler’i ve D‹SK Genel Sekreteri Kemal Sülker’i devreye sokarak flanl› 15-16 Haziran 1970 eylemini bast›rman›n yollar›n› arad›lar. 15-16 Haziran 1970 eylemli¤ine gönülsüzce ve iflçilerin zorlamalar› sonucu kat›lan D‹SK a¤alar› devlet akran›ndan gelen bu iste¤e “olur” diyerek, devletin radyosundan, bas›n›ndan konuflma ve aç›klamalar yaparak, devletçi yüzlerini bir kez daha ortaya koydular.
D‹SK’in tarihsel ihaneti D‹SK Genel Baflkan› Kemal Türkler, radyodan yapt›¤› konuflmas›nda : “‹flçi kardefllerim, iflçi s›n›f›n›n bilinçli temsilcileri, sizlere sesleniyorum. Beni iyi dinleyiniz. Anayasal haklar›n›z için direndiniz, direniyorsunuz. Anayasam›z her türlü toplant› ve yürüyüfllerin silahs›z ve sald›r›s›z olaca¤›n› emreder. Bizler anayasaya s›ms›k› ba¤l› iflçiler oldu¤umuz için, hiçbir hareketimiz anayasaya ayk›r› olamaz. Ne var ki bizim aram›za çeflitli maksatlar güden kifliler, çeflitli k›l›klara bürünerek girebilirler. Hatta kötüsü gözbebe¤imiz flerefli Türk ordusunun bir mensubuna kötü maksatlarla tafl atabilirler, tahrikler yapabilirler. D‹SK Genel Baflkan› olarak sizleri uyar›yorum.” demifltir. D‹SK Genel Seketeri Kemal Sülker de ayn› gün yapm›fl oldu¤u bas›n toplant›s›nda: “Giriflilen tahripkâr eylemle ilgimiz olmad›¤›n› ‹çiflleri Bakan›’na söyledik ve kesinlikle de bu tahripkar olaylar› tasvip etmedi¤imizi bildirdik. Ayr›ca iflçilere de radyoda bir uyarma yaparak kötü cereyanlara alet olmamalar›n› istedik.” diyordu. ‹flte, devrimci geçinen D‹SK adl› konfederasyonun Genel Baflkan› ve Genel Sekreteri’nin devrimcilik ad› alt›nda, iflçi s›n›f› ad›na yapt›klar› ve yapmaya çal›flt›klar› radyo konuflmas› ve bas›n aç›klamas› böyleydi. D‹SK’in bugünkü yöneticileri, dünkü a¤abeylerinin söylediklerinden, aç›klamalar›ndan sanki bilgileri yokmuflças›na 15–16 Haziran 1970 direnifline bugün sahip ç›kmaya çal›fl›yorlar. Oysa Kemal Sülker biraz daha cüretkâr davranarak 16 Haziran 1970’de bas›na yapm›fl oldu¤u aç›klamas›nda, hem eylemi tahripkâr eylem olarak görüyor, hem de “Tasvip etmedi¤imizi ‹çiflleri Bakanl›¤›’na bildirdik” diyerek, eylemi gerçekten de tasvip etmediklerini hiçbir tereddüde, yan›lg›ya yer b›rakmayacak bir flekilde anlat›yor, aç›kl›yor. Ama, her ne hikmetse bugünkü D‹SK a¤alar› gerçekleri gizleyebileceklerini, iflçi ve emekçileri kand›rabileceklerini san›yorlar! Dünkü D‹SK a¤alar› nas›l ki iflçi s›n›f›n› oyalamaya ve satmaya çal›flt›ysa, bugünkü
Bu yenilgiden al›nmas› gereken önemli dersler vard›. Bunlardan öne ç›kanlar›n› maddeler halinde s›ralarsak: Birincisi; baz› dönemlerde flehirlerde ayaklanmalar olsa da bunlar›n baflar›ya götürmeyece¤ini, baflar›n›n flart›n›n k›rlardan bafllay›p flehirlere do¤ru izlenecek bir rotayla olaca¤›n›, ‹kincisi; ülkede devrimin olmas›n›n objektif flartlar›n›n haz›r oldu¤unu, Üçüncüsü; s›k›yönetim flartlar›nda dahi sa¤l›kl› bir örgütlülükle mücadelenin yürütülebilece¤ini, Dördüncüsü; s›n›rl› say›daki ayd›n insana dayan›larak devrim yap›lamayaca¤›n› ve devrimin kitlelerin eseri olaca¤›n›, Beflincisi; orduya belba¤laman›n ve ordunun devrim yapmas›n›n hayal oldu¤unu, Alt›nc›s›; devrimin parlamentoya bel ba¤layarak de¤il, zor ve fliddete dayanarak olaca¤›n›, 15-16 Haziran 1970 Büyük ‹flçi Direnifli’nin yenilgisinden dersler ç›kararak ö¤renmifl bulunuyoruz. ‹brahim Kaypakkaya “‹flçi-Köylü hareketleri ve proleter devrimci politika” bafll›kl› makalesinde Türk-‹fl ve D‹SK’i de¤erlendirmifl, “TÜRK-‹fi, emperyalizmin besledi¤i ve iflçi saflar›na soktu¤u ‘truva at›’ d›r… D‹SK, iflçi s›n›f›m›z›n kendili¤inden gelme örgütlenmesini temsil eder.” demifl ve dipnotlarda da eklemifltir: “Sözümüz D‹SK içerisindeki proleter devrimci unsurlara de¤il, D‹SK’e bugün hakim olan oportünizmin temsilcilerinedir. ‹lerde söyleyeceklerimiz de yine onlarad›r.” diyerek, hangi anlay›fllar›n› kast etti¤ini net bir flekilde ortaya koymufltur. Bugün de D‹SK ve TÜRK-‹fi sar› sendikal, uzlaflmac› hatta yürümeye devam etmektedir, ancak her iki konfederasyon içerisinde de devrimcilerin inisiyatif sahibi oldu¤u iflkollar› ve flubelerde bu hatta karfl› çal›flmalar örgütlenmeye çal›fl›lmaktad›r. Nitekim geçti¤imiz haftalarda TÜRK-‹fi’in teslimiyetçi çizgisine karfl› eyleme geçen Belediye ‹fl 2 No’lu fiube, Tez-Koop-‹fl gibi sendikalar bunun mücadelesini vermektedir.
Bugüne dair... Bugün iflçi s›n›f›n›n ve onlara bilinç tafl›yacak olan devrimcilerin geçmiflten devrald›klar› bu mirasa yeni halkalar eklemeleri, yeni 15-16 Haziranlar yaratmalar› bir zorunluluktur. Aksi takdirde sürekli kendini tekrar eden bir söylem, tükenifli de beraberinde getirecektir. Bu yönüyle pek çok kifli önemini tam olarak bilince ç›kartamasa da, deri iflçileri, M‹TO iflçileri, Seyhan Temizlik iflçileri, gibi iflçi direnifllerinin desteklenmesi, büyütülmesi ve s›n›f›n gündemine daha çok tafl›nmas› zorunluluktur. Lokal ve birbirinden kopuk bu direnifllerin hepsinin, iflçi s›n›f› davas›n›n önemli deneyim halkalar› oldu¤u unutulmamal›, deneyimlerin kazan›mlara dönüfltürülmesinde birlik- mücadele-zafer anlay›fl›n›n esas noktay› oluflturdu¤u unutulmamal›d›r. Dünü yazan iflçi s›n›f›, gelece¤i de yazacakt›r!
28
2-15 Haziran 2006
49
“‹ki mezar tafl›na hasretiz...”
Onlara “kay›p yak›nlar›” deniliyor. Haftalarca Galatasaray Lisesi önünde her Cumartesi oturduklar› için “Cumartesi Anneleri” olarak gösterebildi baz›lar› kendilerini, 200 haftan›n sonunda devlet terörü nedeniyle eylemlerine son verene dek. Kaybedilen kiflilerle yak›nl›klar› ne olursa olsun, onlar devletin kendilerine tatt›rd›¤› bir ac›y› her gün tekrar tekrar yafl›yorlar… Her birini dinledi¤inizde ayr› bir ac› görüyorsunuz karfl›n›zda, bu öyle bir ac› ki kelimeleri gereksiz ve anlams›z harflere dönüfltürüyor ve sessizli¤i paylafl›yorsunuz birlikte, bir de s›ms›k› bir kucaklaflmay›. Ayr› dillerden, ayr› kültürlerden olmak ac›y› paylaflman›z› engellemiyor, tüm insan gözleri bak›fllar›yla anlat›yor her fleyi, okumak istedi¤inizde. Ac›n›n katmerleflmesi de denilebilecek bir durum var Türkiye Kürdistan›’nda. fiili’de, ya da Kolombiya’da yaflananlardan çok farkl› de¤il yaflad›klar›. Her fley insan için… Ancak bu kadar çok ac›, bu kadar çok katliam, bu kadar çok yarg›s›z infaz… Yaflanan sadece ac› de¤il kuflkusuz, konuflurken pek ço¤unda gözlerinin içindeki yan›p sönen öfke k›v›lc›mlar›n› görebiliyorsunuz, ayn› zamanda; “Çok öldürüldük, korkmad›k. Daha da öldürseler, yine de korkmay›z!” diyen kararl›l›¤›. Kürt halk› bir kay›p yak›n›n›n söyledi¤i gibi “Onlar›n niçin kaybedildi¤ini biliyor…”
“Gidin ve anlat›n bunlar› oralarda…” Diyarbak›r’daki 5. Gözalt›nda Kay›plar Kurultay›’nda görüfltü¤ümüz, konufltu¤umuz, ac›lar›na dokundu¤umuz kay›p yak›nlar›n›n öyle çok anlatacak, öyle çok konuflacaklar› var ki… Tek soru sordu¤unuzda h›zla ak›p gidiyor sözcükler a¤›zlar›ndan. Ac›lar›n› görünür k›lma, seslerini duymayan/duymak istemeyen birilerine ulaflt›rma iste¤i hepsinden fazla ç›k›yor. Y›llarca sürdürülen savafl›n getirdi¤i politikleflme konuflmalar›na yans›yor, sadece kendi kay›plar›n› anlat-
m›yorlar. Yaflananlar, devletin yapt›klar›, olan biten her fley üzerine çok söyleyecekleri var. Öyle ki yafll› bir amca, içerde oturum bafllad›¤› için sonland›rmaya çal›flt›¤›m röportaj› uzun tutmad›¤›m için bana k›z›yor ve “Ben dolmufl tafl›yorum konuflmak için ama sen beni konuflturmuyorsun!” diyor. Bu kadar çok istekle konuflmak istemeleri y›llarca ellerinden al›nan konuflma, kendilerini ifade etme hakk›n›n bir göstergesi. Hem di¤er illerden, hem yurtd›fl›ndan gelenler onlarda büyük bir sevinç yarat›yor. “Gidin ve anlat›n bunlar› oralarda” diyorlar özellikle yabanc› delegelere… Edip Ertafl, Van’da oturuyor. 4 kardeflin en büyü¤ü. Babas› Tacettin Ertafl, 1996’da Van flehir merkezinden al›nm›fl ve bir daha onu gören olmam›fl. Gözalt›na al›n›rken onu gören kimse yok, ama o dönemde o kadar çok kifli kaybedilmifl ki, devletin yapt›¤›ndan emin. Babas› daha öncede gözalt›na al›nm›fl, “kaybedilirim diye bir korkusu yoktu” diyor. Herhangi bir giriflimi olmufl mu, sormufl mu devlet babadan babas›n›? Aray›p sormam›fllar korkudan kaynakl›. “Ne yapabiliriz ki?” diye cevap veriyor sorumuza soruyla. ‹nsanlar›n kay›plar›n› ararken kaybedildi¤i bir ülkede, babalar›n›n kayboluflu kadar sessiz kalm›fllar. “O zamanlar Van’da THAY-DER, ‹HD gibi kurumlar yoktu. Ne yapaca¤›m›z› bilmiyorduk bile” diyor. Ancak art›k dava açmay› ve hakk›n› aramay› düflünüyor, tam olarak ne yapaca¤›n› bilemese de. “Katillerin bulunmas›n› istiyorum” diyor. Ne söylemek ister “bat›dakilere?” “Bilmiyorum” diyor, gözleri anlatt›klar›m yetmedi mi der gibi…
“Biz ele geçirilemeyiz, korkmuyoruz!” Hac› Mahmut Given, Gabar köylerinden fi›rnak’a ba¤l› Cizre’de oturuyor. Kardefli kaybedilmifl, ailesinden tam 8 kifli öldürülmüfl… Kaybedilen kardeflinin ad›, Ömer Given. Cizre fi›rnak aras›ndaki yolda, dükkan›ndan dönerken
yol kesilerek arkadafl›yla birlikte katledilmifl. Parmak izi kalmamas› için cesedi yak›lm›fl… “Daha öncede tehdit al›yordu. ‹nsanseverdi. Durumu iyi oldu¤u için, flehit yak›nlar›na yard›m ediyordu. 35 yafl›ndayd›, 2 çocu¤u vard›. Efli bak›yor flimdi çocuklar›na” diyor. Çukura kaçm›fl gözlerindeki k›v›lc›m›, sesindeki öfkeyi hissetmemek mümkün de¤il, sakin olmaya çal›flsa da. “fi›rnak Cumhuriyeti” diyor yaflad›¤› yerlerden bahsederken. “Ayr› bir kanun var orada.” Çukurba¤ Grubuyla canl› kalkan olmufl, Gabar ve Cudi’ye ç›kmak için. 22 gün Mardin Hapishanesi’nde kalm›fl. “Biz ele geçirilemeyiz, korkmuyoruz” diyen O, ilerlemifl yafl›na ra¤men. A‹HM’e baflvurmufl, bir sonuç alamam›fl. “Dükkan›m› yakt›lar” diyor ve ekliyor: “Kardefl olal›m ve eflit flekilde yaflayal›m. Sen beni öldürme, ben seni öldürmeyece¤im diyoruz” diyor, y›llar›n ac›s›n›, öfkesini kuflanm›fl halde.
“150 defa gözalt›na al›nd›m…” Y›lmaz Yakut, Özgür Gündem da¤›-
t›mc›s›, Diyarbak›r’da oturuyor. 15 y›ld›r yaflad›klar›na ra¤men, vazgeçmemifl bu iflten, daha da vazgeçecek görünmüyor, kararl›l›¤› yüzünden okunuyor. “Gözlerimizin önünde okurlar, muhabirler, da¤›t›mc›lar sald›r›ya u¤rad›, katledildi. 2 defa silahl›, 1 defa sat›rl› sald›r›ya maruz kald›m, 150 defa gözalt›na al›nd›m resmi kay›tlara göre” diyor, öyle rahat anlat›yor ki bunlar›, bu kadar fleyi yaflamas›na ra¤men hiç y›lmamas› örnek al›nacak cinsten. Kardefli de onun gibi da¤›t›mc›ym›fl, ölüm tehditleri alm›fl çok kere ve solu¤u gerillada alm›fl. 1994’te kat›ld›¤› gerilla saflar›nda 1998’de Mufl-Kulp aras›nda flehit düflene dek kalm›fl. 18 yoldafl›yla birlikte flehit düflmüfl kardefli, devlet kendilerine hiçbir haber vermedi¤i gibi, cenazesini de vermemifl. Ancak bir ay sonra köylülerden haber alm›fllar ölümünü,
iki ay yerde kalm›fl cenazeler, köylüler gömmüfller sonra. Cenazeyi almak için u¤rafl›rlarken, konuflma hakk› dahi tan›nmam›fl kendilerine, “yüksek makamlar” odalar›na girmelerine dahi izin vermemifl. 20 yafl›ndaym›fl kardefli öldürüldü¤ünde. Yüzündeki yaralar en son üstüne sald›ran polislerden kalma, gözlerindeki direnç de yine onlar›n yaflatt›¤› ac›lardan yo¤rulan öfkenin gücü var. ‹smail Çal›k’›n o¤lu Salih arkadafl› Sinan Fidan’la birlikte al›nm›fl. 1994’te Diyarbak›r Dicle Üniversitesi yak›n›ndaki Kadyan’dan al›nm›fllar. Boflalt›lan köylerinde bulunurken askerlerin açt›¤› atefl sonucu yaralanm›fl ve bir baflka köye gitmifller. Ancak bir ihbar sonucu doktor beklerken karfl›lar›nda yine askerleri bulmufllar. 20 yafl›ndaym›fl Salih, yakaland›¤› gün efli dünyaya bir k›z çocu¤u getirmifl, ad›n› Jiyan (Yaflam) koymufllar. Defalarca verdikleri dilekçelere tek cevap büyük bir sessizlik olmufl. Bir di¤er o¤lu gerillada iken flehit düflmüfl, 16 yafl›ndaym›fl henüz… Ac›lar›n›n görülmesini ve tan›nmas›n› istiyor, kay›plar›n hesab›n›n verilmesini bir de.
Ac›n›n katmerleflmesi de denilebilecek bir durum var Türkiye Kürdistan›’nda. fiili’de, ya da Kolombiya’da yaflananlardan çok farkl› de¤il yaflad›klar›. Her fley insan için… Ancak bu kadar çok ac›, bu kadar çok katliam, bu kadar çok yarg›s›z infaz… Yaflanan sadece ac› de¤il kuflkusuz, konuflurken pek ço¤unda gözlerinin içindeki yan›p sönen öfke k›v›lc›mlar›n› görebiliyorsunuz.
49 “Da¤da bizim evlatlar›m›z var…” Sakine Arat, üç o¤lunu vermifl kavgaya. Biri 84’te Diyarbak›r Hapishanesi’nde Ölüm Orucu’nda ölümsüzleflmifl, di¤eri 1986’da k›rsalda flehit düflmüfl, 1993’te ortadan kaybolan o¤lunun ise nerede oldu¤unu bilmiyor. Gerillada m›, öldü mü sa¤ m› hiçbir fikri yok. 1986’da flehit düflen o¤lunun cenazesini alamam›fl, nerede yatt›¤›n› bile bilmiyor flimdi. “Bu topraklarda yaflayan herkes insan gibi yaflamal›. Askerleri gönderiyorlar da¤a, orada kim var? Bizim evlatlar›m›z var. Bizim çocuklar›m›z iflkenceden ve bask›dan kaynakl› gidiyorlar oraya. Art›k bunun görülmesi gerekir” diyor, ne çok ac›y› s›¤d›rm›fl dingin sesine.
29 Ve buradan soruyoruz, bu insanlar› öldürürken, babas›z büyüyen çocuklar›n kafas›ndaki düflünceleri, içlerindeki kin ve öfkeyi nas›l öldüreceksiniz, bunu düflündünüz mü?” diyor. Bu, yak›nlar› kaybedilen insanlar›n pek ço¤unda kendini hissettiriyor, onlar› öldürdünüz, ama onlar bizde yafl›yor, bizi ne yapacaks›n›z? Kaybedi-
koyarsan›z koyun, siz bizi öldürdünüz, siz bizi katlettiniz… Bölgede korucular›n, iflbirlikçilerin, özel timcilerin, polisin iflledi¤i cinayetlerin “faili meçhul” olarak adland›r›lmas›na onlar “faili belli: devlet” diyerek cevap veriyorlar. U¤ur Kaymaz’›n akrabas› olan Ramazan Bilge de çok aç›k ifade ediyor bunu: “Ben dev-
“Mezar kazmak yasak…” ‹zzettin Rüzgar, Batman’da oturuyor. O¤lu Seyfettin Rüzgar, Kurtalan’da 10 yoldafl›yla birlikte çat›flmada flehit düflmüfl. Ne onun ne de di¤erlerinin cenazelerinden hiçbiri ailelerine teslim edilmemifl. Devlete baflvurdu¤unda kendisine bir mezar yeri gösterilmifl “buras›” denilmifl. Ancak ortada ne bir tümsek ne de baflka bir fley vard› diyor ve ekliyor: “Dümdüz yeri görünce, ben buray› kazaca¤›m dedim. Ancak bana ‘kazmak yasak’ dediler ve b›rakmad›lar. Bana kemiklerini al›p ne yapacaks›n dediler” diyor. Çat›flman›n üstünden alt› y›l geçmesine ra¤men halen daha 10 aileden hiçbiri çocuklar›ndan geriye kalan› alma hakk›na, bir mezar tafl›na sahip olma hakk›na kavuflabilmifl de¤il. O, sadece kendi kayb›n›n de¤il tüm kay›plar›n ortaya ç›kar›lmas›n› istiyor ve “Okurlara seslenmek istiyorum” diyerek ekliyor, “Toplu mezarlar›n ortaya ç›kar›lmas› için elimizden ne geliyorsa yapal›m. Böyle çok say›da toplu mezar var…” En genç ve en öfkeli kay›p yak›nlar›ndan birisi de Cemal Özdemir. Babas› Mehmet Özdemir, 9 y›l önce “kay›plar kervan›”na kat›lm›fl. “Hepimiz bu ac›y› hergün yeniden yafl›yoruz. Hergün haf›zam›z› yeniden tazeliyoruz, birgün babam›z ç›k›p gelirse onu tan›mam›fl olmayal›m diye. Kay›plar sorununun Kürt sorunundan ba¤›ms›z olmad›¤›n› biliyoruz.
Kaybedilen kiflilerle yak›nl›klar› ne olursa olsun, onlar devletin kendilerine tatt›rd›¤› bir ac›y› her gün tekrar tekrar yafl›yorlar… Her birini dinledi¤inizde ayr› bir ac› görüyorsunuz karfl›n›zda. lenlerin kendilerini adad›klar› davan›n devamc›s› olarak görüyorlar bu yüzden kendilerini. Ancak böylelikle onlar›n yaflat›lmas› mümkün çünkü, düflüncelerine sahip ç›k›p, mücadeleyi yükselterek. Onlar›n ortadan kald›r›lma nedenlerini yediden yetmifle hepsi çok iyi biliyor.
“Hepsinin ac›s› ayn›d›r…” Devletin “Katil devlet demeyin” dayatmas›na flöyle cevap veriyor amcas›n›n o¤lu kaybedilen Hasan Harran “Devlet katil dememizi istememifl, biz de bizi öldürdünüz diyoruz o halde!” Ad›n› nas›l
lete katil dedim, hakk›mda dava açt›lar, ama ben yine söylüyorum devlet katildir” diyor aç›k ve net olarak. Bitlis Tatvan’da toplu mezarda bulunan 27 kifliden birinin efli olan birisi ekliyor “Hepsinin ac›s› ayn›d›r…” bu sözle, y›llarca kaybedilen, katledilen, yarg›s›z infaza u¤rayan tüm insanlar› sahiplendiklerini belirtiyor, geride kalanlara devletin güç yetiremeyece¤ini de gösteriyor. Çünkü her bask›, bumerang gibi dönüp devleti vuruyor, öfkeyi daha çok art›r›yor, kini daha çok büyütüyor, ba¤r›na bas›yor ödedi¤i bedelleri halk.
2-15 Haziran 2006 “K›yamete kadar piflman de¤ilim…” 1938 ayaklanmas› sonras› Elaz›¤’da idam edilen Seyit R›za’n›n torunu Rüstem Polat, aradan ony›llar geçmesine ra¤men hala mezar›n›n yerini bilmediklerini söylüyor ve ekliyor “Devlet iki mezar tafl›n› çok görmemeli insanlara. Onlar›n sahiplenilmesini istemedikleri için böyle yap›yorlar ama onlar zaten yafl›yor” diye eklemeyi unutmuyor. Hac› Akengin, Diyarbak›r Lice’de oturuyor. 1993’ün Nisan ay›nda evleri bomba at›larak taranm›fl, orta 3. s›n›f ö¤rencisi kardefli ‹brahim, ders çal›fl›rken öldürülmüfl. Kelimelerin yasaklanmas›na tepki gstererek “Hala bunu söylersek bafl›m›za ne gelir diye düflünüyoruz...” diyor. Koçer Kurt ana yafll› bir Kürt anas›. Yüzündeki her bir çizgi, yaflanan s›k›nt›lar›n göstergesi. 2 evlad›n› vermifl mücadelede. “Evimizi bast›lar. O¤lum diyordu ki ‘bafl›m›z› kesseler de önemli de¤il.’ Evimizden sadece elbiselerle ç›kt›k. ‘92’de biri, ‘93’de biri kaybedildi. Biz kendi bafl›m›za kalm›fl›z ama k›yamete kadar piflman de¤ilim. Sonuna kadar devam edece¤iz. Bu vahfleti görün art›k” diyor. Avukat olan efli 1998’de Ankara’da kaybedilen Zennure Durukan devrimci bir aileden geldi¤i için flansl› oldu¤unu, politikleflmifl insanlar›n nedenleri daha iyi bildikleri için daha güçlü durabildiklerini belirtiyor ve efli kaybedildikten sonra kendine solcuyum, demokrat›m diyen hiçbir avukat›n eflini aray›p sormad›¤›na dikkat çekerek sahiplenmenin önemini vurguluyor. Çok uzaklardan Kolombiya’dan gelen Luis Jimenes’in yaflad›klar› farkl› de¤il burada yaflananlardan. Kardefli Eduard Jimenes 1988’in 5 Ocak’›nda kaç›r›larak kaybediliyor. Di¤er kardefli ise mücadele içinde yer ald›¤› için ayn› y›l 4 Nisan’da yarg›s›z infazla katlediliyor. Onca ölüm tehdidi ve sald›r›dan sonra, ‹ngiltere’ye yerleflmek zorunda kal›yor. fiimdi burada farkl› ülkelerden tüm kay›p yak›nlar›n›n söyledi¤i cümleyi söylüyor: “Kay›plara, yarg›s›z infazlara karfl› mücadelemiz birdir!”
30
2-15 Haziran 2006
‹flçi-köylü’den TC faflizmi ezilenlere karfl› yeni sald›r›lara haz›rlan›yor! DEVR‹MC‹ K‹TLE EYLEMLER‹N‹ YÜKSELTEL‹M! 2006 y›l›n›n henüz ilk günlerinde Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an ile Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Hilmi Özkök’ün gerçeklefltirdi¤i “tarihi” toplant›, bu y›l›n egemenler aç›s›ndan nas›l ele al›naca¤›n›n ilk ipuçlar›n› veriyordu. Ayn› dönemde burjuva-feodal bas›n da, Türk hâkim s›n›flar›n›n yeni sald›r› konseptine uygun olarak, sürekli “terör uyar›s›” yapmaktan geri durmuyordu. Açl›k, yoksulluk, iflsizlik vb. konular üzerine yap›lan tüm araflt›rma haberlerinin alt›na bir de bunlardan do¤abilecek “terör” uyar›s› eklenerek görev tamamlan›yordu. Türk hâkim s›n›flar›, efendisi ABD’nin Ortado¤u politikalar›n›n tafleronlu¤unu da üstlendi¤i için bundan do¤an s›k›nt›larla da karfl› karfl›ya idi. ‹flte tam da bu yüzden özellikle Ortado¤u’da yaflanan tüm geliflmeler ülkemizi de yak›ndan etkilemektedir. T›pk› efendileri gibi sürekli bir kriz ve bunun yaratt›¤› bir sald›rganl›k içinde olan AKP hükümeti, ülke içinde yaflanan ulusal ve s›n›fsal çeliflkiler karfl›s›nda s›n›fsal refleksini göstermeye; halk kitleleri üzerinde terör estirmeye ve zulüm
uygulamaya devam etmektedir. Ülkemizde bir yandan hem özellefltirme politikalar› hem de komprador kapitalizmin emperyalist politikalar do¤rultusunda flekillenmesi nedeni ile istihdam olanaklar›n›n yarat›lamamas› sonucunda giderek artan iflsizlik, öte yandan TC devletinin resmi kurumlar›n›n aç›klad›¤› a¤›r yoksullaflma süreci ve gelir düzeyinde yaflanan eflitsizli¤in artarak devam etmesi, GSS vb. yasalar ile emekçilerin kamusal haklar›n›n ellerinden al›nmas›, köylülerin topraks›zlaflt›r›lmas› ve üretimin yok edilmesi, özellefltirmelerle on binlerin iflsizler ordusuna eklenmesi vb. geliflmeler s›n›fsal çeliflkileri artt›rmaktad›r. Öte yandan Türk hâkim s›n›flar›n›n Kürt ulusu üzerinde uygulad›¤› ulusal bask› politikas› da h›z›ndan hiçbir fley kaybetmeden devam etmektedir. Türkiye Kürdistan›’n›n birçok flehrinde askeri operasyonlar geniflleyerek devam ederken Dersim’de yap›lan operasyonlar s›ras›nda bir köylü, askerlerin atefl açmas› sonucu yaflam›n› yitirmifltir. Yine bir dönem oldukça artan sivil faflist sald›r›lar da
49 sürmektedir. ‹zmir’de seyyar sat›c›lar ile zab›talar aras›ndaki tart›flman›n uzamas› sonucu devreye sivil faflistler girerken, belediye hopörlerinden “Kürtleri öldürün” anonslar› yap›labilmektedir. Söz konusu sald›r›lara daha pek çok örnek verilebilir. ‹flte tüm bu geliflmeler Türk hâkim s›n›flar›n› eskisine oranla ülke içinde yeni yeni önlemler almaya, yeni sald›r› paketleri haz›rlamaya itmektedir. Ülkemizin her türlü kayna¤›n› emperyalistlere peflkefl çeken ve bunu gerçeklefltirirken de “vatanmillet” edebiyat›n› dillerinden düflürmeyen egemenlerin, bu ad›mlar›ndan biri de TMY Tasar›s›’d›r. Ancak flu da bir gerçek ki, emekçi halk›m›z›n tüm bu sald›r› politikalar›na karfl› tepkisiz kalmas› düflünülemez. Özellikle “dur” ihtar›na uymad›klar› için katledilenlerin say›s›nda son günlerde yaflanan art›fl devletin henüz yasalar›n alt›na imza atmadan uygulamaya soktu¤unun bir örne¤idir. Benzer örnekleri özellikle Türkiye Kürdistan›’ndan art›rmak mümkündür. Bu vb. yasalar ile iflçi ve emekçilerin en temel hak talepleri cendere alt›na al›nmak istenmektedir. Ancak tüm bu sald›r›lar›n yan›nda yaflanan bir di¤er gerçek de, AKP hükümetinin uygulamaya çal›flt›¤› bu sald›r› paketleri sonucu kitleler nezdinde art›k y›prand›¤› ve efendilerinin hesaplar›n› yeterince hayata geçirme gücünün ve iradesinin kalmad›¤›d›r. Nitekim TMY Tasar›s›’n›n devlet
nezdindeki tart›flmas›n›n bu denli uzamas› ayn› zamanda hükümetin s›k›flm›fll›¤›n›n da bir ifadesidir. Kullan›m süresi dolan tüm uflaklar›n bafl›na geldi¤i gibi, kald›r›l›p bir kenara at›lmas› planlar› aleni bir flekilde yap›lan hükümetin, ne zaman erken seçime gidece¤i, hangi partinin daha avantajl› oldu¤u tart›flmalar›ndan ziyade bizim bu süreçte dikkat etmemiz gereken nokta, egemenlerin bu vesile ile iflçi ve emekçilere yönelik artacak sald›r›lar› ve bu sald›r›lar karfl›s›ndaki duruflumuz olmal›d›r. Tüm ezilen halk›m›z flu an iktidar›n› yitirme telafl› ile iyice sald›rganlaflm›fl AKP hükümetinin ve gözlerini kar h›rs› bürümüfl “muhalefet” partilerinin hedefleri aras›ndad›r. ‹flsizlik oran›n›n 2 milyon 796 bine ulaflt›¤›, bu say›ya her gün yeni yeni oranlar›n eklendi¤i, köylülerin taban fiyat uygulamalar›na, özellefltirmelere karfl› c›l›z da olsa seslerini yükseltti¤i vb. tüm halk kesimlerinin hükümetten do¤an rahats›zl›klar›n› dile getirdi¤i ve devletin de sald›r›lar›n› art›rd›¤› bu süreçte emperyalist-kapitalist sistemin ve uflaklar›n›n daha bir dizi sald›r›s›, Proletarya Partisi önderli¤inde sürdürülen silahl› mücadelenin büyütülmesi, Halk Savafl›’n›n yükseltilmesinden geçmektedir. Egemenler cephesinden kopacak olan tufan›, bozguna çevirecek olan güç kitlelerin örgütlenmesidir. Kitlelerin artan tepkisini örgütlemek bugün dünden daha acil ve daha kolayd›r.
Kartal belediye iflçileri greve haz›rlan›yor
D‹SK Genel-‹fl 3 No’lu Bölge’ye ba¤l› 1 No’lu fiube ile Kartal Belediyesi aras›nda 25 Ocak 2006 tarihinde bafllayan toplu sözleflmenin 62 idari maddesinde anlaflma sa¤lan›rken; 5 ayr› ücret maddesinde anlaflma sa¤lanamamas› üzerine, Genel-‹fl 3 No’lu Bölge ve bölgeye ba¤l› flube yöneticileri öncülü¤ünde grev karar› as›ld›. 24 May›s Çarflamba günü ifl-
çiler üretimden gelen güçlerini kullan›p ifl b›rakt› ve Belediye yetkililerini uyararak Kartal Belediyesi Baflkanl›k binas›nda greve bafllad›. Karar, belediyede çal›flan 401 Genel-‹fl üyesi iflçiyi kaps›yor. Saat 09:00 civarlar›nda Makine ‹kmal Bak›m Onar›m Müdürlü¤ü içinde toplanmaya bafllayan yaklafl›k 400 kifli, önde “D‹SK Genel-‹fl Sendikas› 3
No’lu Bölge fiube ve Ba¤l› fiubeler”, “D‹SK Genel-‹fl Kartal Belediyesi ‹flçileri 1 No’lu fiube” vb. pankartlar açarak yolun bir fleridini trafi¤e kapatt›. Kartal Belediye Baflkanl›¤› önünde bir konuflma yapan Genel‹fl 3 No’lu Bölge Baflkan› Veysel Demir, iflçilerin ifli, ekme¤i, gelece¤i için mücadele ettiklerini belirtti. Daha sonra bas›n metnini okuyan D‹SK Genel-‹fl 1 No’lu fiube Baflkan› Yunus Deniz “Biz Genel-‹fl Sendikas› ile Kartal Belediye yönetimi yeni dönem toplu ifl sözleflme görüflmelerine 25 Ocak 2006 tarihinde bafllad›k. Befl ayr› görüflme sonucunda idari maddelerde anlaflma sa¤land›. Yasal süre içerisinde kalan maddeler üzerine anlaflma sa¤lanamad›. Arabulucunun ça¤r›s›yla iki ayr› görüflme yap›ld›. Belediye yönetiminin olumsuz tutumu nedeniyle anlaflma sa¤lanamad›” dedi. Bas›n aç›klamas› grev ilan karar›n›n Kartal Belediye binas› girifline as›ld›. Uyar› eyleminin ard›ndan iflçiler bölümlerine giderek iflbafl› yapt›. (Kartal)
ASK‹ iflçileri ile dayan›flma! KESK Ankara fiubeler Platformu üyeleri, 1 May›s’da gerekçesiz bir flekilde “size ihtiyac›m›z kalmad›” denilerek ifl akitleri feshedilen ve 22 May›s’tan itibaren ASK‹ Genel Müdürlü¤ü önünde oturma eylemi yapan iflçilere destek ziyaretinde bulundu. Burada aç›klama yapan Su ve Kanal Çal›flanlar› Kültür ve Dayan›flma Derne¤i (Suka-Der) Baflkan› Orhan Do¤an, iflten ç›kar›lan kanal iflçilerinin ço¤unlu¤unun Hepatit B ve Hepatit C virüsü tafl›d›¤›n› belirterek, ifle geri al›nmalar›n› istedi. Ankara’n›n peflkefl çekildi¤ini kaydeden Do¤an, bunun bedelinin de Ankaral›lara yüksek su ve do¤algaz faturalar› ile ödetildi¤ini ifade etti. BES Ankara 2 No’lu fiube Baflkan› Cemal Y›ld›r›m ise hükümetin 4 y›ld›r uygulad›¤› program›n IMF ve DB program› oldu¤unu belirtti. (Ankara)
31
49
2-15 Haziran 2006
At›lan sloganlarda, s›k›lan yumruklarda O’nun ad› vard›!
18 May›s 1973’te Diyarbak›r Hapishanesi’nde katledilen komünist önder ‹brahim Kaypakkaya Türkiye’nin birçok ilinde ard›llar› ve dostlar› taraf›ndan an›ld›. ‹brahim Kaypakkaya’n›n katlediliflinin üzerinden 33 y›l geçti ancak devletin Kaypakkaya’dan ve O’nun düflüncelerinden duydu¤u korku, 33 y›ld›r devam ediyor. Kaypakkaya’y› anma etkinlikleri çerçevesinde ‹stanbul ve de¤iflik illerde yap›lan 18 May›s afifl çal›flmas› s›ras›nda okurlar›m›z›n gözalt›na al›narak milyarlarca liral›k para cezas› kesilmesi, afifllerin parçalanarak üzerlerine küfür yaz›lmas›, Diyarbak›r’da YDG’nin yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda polisin aç›klamay› engellemeye ve kitleden yal›tmaya yönelik giriflimleri vb. tutumlar bunun bir göstergesidir. Ancak bütün bunlar ne “‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür” slogan›n›n alanlarda at›lmas›n›n ne de O’nu anman›n ve sokaklara tafl›man›n önüne geçebildi. SARIGAZ‹ 18 May›s günü Sar›gazi Mehmetçik Lisesi ö¤rencileri ö¤len saatinde ders bitiminde “Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür-Yeni Demokrat Gençlik” pankart› açarak Demokrasi Caddesi’ne kadar yürüdü. “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”, “Nepal Pe-
ru Filipinler, iktidara yürüyor Maoistler”, “Karadeniz Kürdistan ilerliyor Partizan” vb. sloganlar atarak yürüyen YDG’liler, Demokrasi Caddesi’ne pankart› ast›ktan sonra Partizan and›n› içerek da¤›ld›lar. GAZ‹ MAHALLES‹ Ayn› günün akflam› Gazi Mahallesi Eski Karakol önünde toplanan Partizan okurlar› ve Demokratik Haklar Platformu üyeleri “Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür” pankart›yla birlikte devrimci ve komünist önderlerin resimlerini tafl›yarak ‹smetpafla Caddesi’ni trafi¤e kapatt›. Yaklafl›k 300 kiflinin kat›ld›¤› eylem boyunca coflkulu bir flekilde yürüyen kitle “‹bo yafl›yor Halk Savafl› sürüyor”, “Kaypakkaya yolunda feda olsun can›m›z Halk Savafl›’na” vb. sloganlar att›. Meflalelerle ‹smetpafla Caddesi’ndeki Cemevi ilerisine kadar gelen kitle, burada tüm devrim flehitleri için sayg› duruflu yaparak, fliirler okudu. Kitle ad›na yap›lan aç›klamada Deniz ve Mahirler gibi 68 ö¤renci hareketinin liderlerinden biri olmas›n›n yan›nda Kaypakkaya’n›n proletaryan›n yeniden partisine kavuflmas›n›n öncüsü oldu¤u anlat›ld›. Çevredeki kitlenin de alk›fllar ve slo-
DHP Çorum’dayd› DHP (Demokratik Haklar Platformu) bu y›l ‹brahim Kaypakkaya’y› mezar› bafl›nda and›. Köyün çevresi sabah saatlerinde panzerler, z›rhl› araçlar, çevik kuvvet
ve jandarma taraf›ndan çevrilirken, kitle burada aramadan geçirildi. Kontrollerin ard›ndan ‹brahim’in resminin bulundu¤u flamalar› açan ve kortej-
ler oluflturan kitle buradan ‹brahim’in mezar›na yürüdü. Mezar bafl›na gelindi¤inde DHP ad›na yap›lan aç›klamada ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi yürütenlere karfl› bask›lar›n her geçen gün artt›¤›, yaflama geçirilmek istenen TMY’nin de bunun bir göstergesi ve önemli bir ad›m› oldu¤u anlat›ld›. ‹brahim’in düflüncelerinin ve yaflam›n›n anlat›ld›¤› aç›klaman›n ard›ndan ESP ve Yeni Demokrasi fiehitleri ve Tutsak Aileler Birli¤i’nin mesajlar› okundu. Mesajlar›n pefli s›ra ufak bir dinleti sunan Grup Yel, burada marfllar ve türkülerle kitlenin coflkusunu yükseltti. Dinletinin ard›ndan kitle eylemini bitirerek geldikleri bölgelere geri dönmek üzere yola ç›kt›. (H. Merkezi)
ganlarla destek verdi¤i anmaya Grup Yel, ‹brahim’e A¤›t türküsüyle bafllayarak türküler ve marfllarla kat›ld›. Coflkulu bafllay›p ayn› coflkuyla ve sloganlarla sona eren anmaya ESP’liler de destek verdi. GÜLSUYU ‹brahim Kaypakkaya katlediliflinin 33. y›ldönümünde 18 May›s Perflembe günü Gülsuyu Mahallesi’nde Partizan ile DHP’nin örgütledi¤i, BDSP ESP, HÖC ile Proleter Devrimci Durufl okurlar›n›n da kat›larak destek verdi¤i meflaleli yürüyüflle an›ld›. Gülsuyu minibüs son durakta biraraya gelen yaklafl›k 300 kifli önde ‹brahim Kaypakkaya’n›n büyük bir resminin oldu¤u “O’nu anmak savaflmakt›r” pankart›, arkas›nda “Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür Partizan-DHP” imzal› pankart ve yak›lan meflalelerle yerlerini ald›. Saat 20.30’da sloganlarla yürüyüfle mahalle halk› da destek verdi. Gülsuyu Heykel’de k›sa bir süre beklenirken burada bir kifli k›sa bir konuflma yapt›. Aç›klaman›n ard›ndan “Unutmam 18 May›s’›” marfl›yla TKM Müzik Grubu sahne ald›. Anma sloganlarla sona erdi. * fi›rnak’ta 18 May›s Perflembe günü DTP binas›nda düzenlenen toplant› ile Kaypakkaya ve Dörtler an›ld›. Onlar›n devrim u¤runa yaflamlar›n› yi¤itçe yitirdiklerine de¤inilen aç›klamada DTP fi›rnak ‹l Baflkan› ‹zzet Belge ve Azadiye Welat yazar› Ayfle Gökhan birer konuflma yapt›. Yap›lan anman›n ard›ndan Dörtler’in mezar› ziyaret edilerek karanfil b›rak›ld›. * Kocaeli’de devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renciler 18 May›s akflam› Sabri Yal›m Park› önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile ‹brahim Kaypakkaya ve Dörtler’i and›. Kitle ad›na yap›lan aç›klamada; ‹brahim’in sürekli karfl›t›yla çat›fl›p, araflt›ran, yazan ve geliflen bir önder oldu¤una vurgu yap›ld›. * Mersin’de de DTP Mersin ‹l Gençlik Meclisi ve YÖGEH’in örgütledi¤i etkinlik; Kaypakkaya, Dörtler, Haki Karer ve PKK MK üyesi Halil Çavgun’a adand›. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› anma flehitler için bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Etkinlikte ayr›ca kitle “Güneflin yoldafllar› ölümsüzdür” yaz›l› dövizler aç›ld›. * Mardin’de düzenlenen anma etkinli¤ine çok say›da kifli kat›ld›. PKK’nin ku-
rucular›n›n yan› s›ra, Deniz Gezmifl ve arkadafllar› ile ‹brahim Kaypakkaya’n›n da an›ld›¤› etkinlik, bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. ANKARA Diyarbak›r iflkencehanelerinde katlediliflinin 33. y›l›nda komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’y› anma etkinliklerinden birisi de Ankara’da yap›ld›. Partizan, Demokratik Haklar Platformu, 78’liler Derne¤i ve Özgür Tiyatro taraf›ndan yap›lan anmada K›rm›z› Gül Buz ‹çinde isimli belgeselin gösterimi yap›ld›. Marfllar ve fliirlerle düzenlenen anma etkinli¤i Ekin Sanat Tiyatrosu’nda yap›ld›. Program devrim ve komünizm flehitleri ad›na, ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda yap›lan 1 dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan Partizan ve di¤er kurumlar ad›na aç›klamalar yap›ld›. Program fliir ve marfllarla devam etti. Etkinlikte ayr›ca Özgür Tiyatro’nun “fiair Ve Postac›” oyunu sergilendi. ‹ZM‹R 18 May›s 2006 günü Partizan taraf›ndan Eski Sümerbank önünde düzenlenen Kaypakkaya anmas›na Al›nteri, BDSP, ESP, DHP, Devrimci Hareket ve Ege 78’liler Derne¤i de destek verdi. Yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan Partizan ad›na yap›lan aç›klamada, Kaypakkaya’n›n 18 May›s 1973 tarihinde katledildi¤i, ancak ard›llar›n›n O’nun ayak izlerini takip ederek yürümeye devam etti¤i belirtildi. Çeflitli sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde; “18 May›s’› Unutmad›k-Unutturmayaca¤›z, ‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür” Partizan imzal› bir pankart aç›ld›. Eylemde Haki Karer ve Dörtlerin de 12 Eylül faflizminin karanl›¤›na karfl› bedenlerini atefle verdi¤i hat›rlat›ld›. ‹Ü’DE ANMA YDG’nin düzenledi¤i Kaypakkaya’y› anma etkinli¤ine çeflitli siyasetler de destek verdi. 17 May›s günü sinevizyon gösterimiyle bafllayan etkinlikte Fen kantininde “Devrimciler ölmez, devrim davas› yenilmez” yaz›l› bir pankart aç›ld›. Sloganlar eflli¤inde Hergele Meydan›’na oradan da okul bahçesine yüründü. Sayg› durufluyla bafllayan etkinlik bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan “Vartinik’te bir köm” fliir okundu. Marfllar ve sloganlar eflli¤inde etkinlik bitirildi.
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Bir direnifl destan›d›r Kaypakkaya... Bu y›l geçti¤imiz y›llara oranla çok daha yayg›n eylemlerle an›lan ‹brahim Kaypakkaya için Diyarbak›r’da, katledildi¤i yerde de çeflitli bölgelerden YDG’liler bir eylem yaparak Kaypakkaya’n›n mücadele içinde yaflad›¤›na vurgu yapt›lar.
Seni yok ettiklerini sand›klar› yerdeyiz iflte, yüzlerine ölümsüzlü¤ünü hayk›r›yoruz. Saçt›¤›n tohumlardan filizlenen genç fidanlar›n ellerinde bayrak, yüreklerinde inanç, bileklerindeki güçsün… KAVGAMIZDASIN! ‹çimiz k›p›r k›p›r düflüyoruz yola, Türkiye Kürdistan›’n›n ba¤r›na gidiyoruz… Serh›ldanlar flehrine giderken yaflad›¤›m›z coflku, bu defa kat be kat artm›fl durumda. Bu defa, ‹brahim Kaypakkaya’n›n ölümsüzlü¤ünü yüzlerine hayk›rmak için gidiyoruz çünkü. Her y›l 18 May›s’ta daha bir gür dalgaland›rd›¤›m›z k›z›l bayra¤›m›z›, cellatlar›n›n karfl›s›na dikmek için gidiyoruz. Seni anmak davaya ba¤l›l›k demek, seni anmak edilen yeminlerin tekrarlanmas›, seni anmak öfkenin bilenmesi demek… fiimdi daha bir güçlü ç›kacak sesimiz... Al kan›n› döktükleri yerde karfl›lar›nda görecekler ard›llar›n›. Kaç kifli oldu¤umuzdan ziyade yapt›¤›m›z›n tarihimizde ilk oluflu daha da çok heyecanland›r›yor bizi. Ülkenin dört bir yan›ndan açt›¤›n yolda yürüyenlerin oluflturdu¤u küçük k›z›l nehirler ak›yor Amed’e do¤ru. Boyas›z, s›vas›z bak›ms›z evleri, olanca yoksullu¤u ve haf›zalarda yer edindirdi¤i gibi direngenli¤iyle karfl›l›yor bizi Amed. Diyarbak›r Serh›ldan› sonras› yaflanan tutuklamalar, aran›r duruma düflenler baflka bir
serh›ldanda patlayacak öfkeyi, sessizlik k›l›f›na bürümüfl. Binlerce kifli kurtuluflun yolunun geçti¤i da¤larda alm›fl yine solu¤u son olaylardan sonra. Amed’de “gerilla” deyince akan sular duruyor, en büyük güven ve en büyük destek onlara “bar›fl” çok s›k kullan›lsa da… Ad›n kaz›l› Diyarbekir surlar›nda ve halk›n›n bilincinde… 20 May›s’ta Diyarbak›r’da Sanat Soka¤›’na geldi¤imizde etraftaki polis yo¤unlu¤u flafl›rtm›yor bizi. Önümüz ve arkam›zda Çevik Kuvvet’in oluflturdu¤u barikat var. Kameral› sivil polis say›s› ise küçük bir ordu oluflturacak kadar var. Her birimizi teker teker çekiyorlar. Hepimizin yüzünde ‹brahim var görmüyor musunuz? Adlar›m›z, yüzlerimiz farkl› ama ayn› davaya adanm›fl bafl›m›z, ayn› duygularla çarp›yor yüre¤imiz… Önce flamalar›n indirilmesi için bask› yap›l›yor, kabul etmiyoruz. Sen gülümsüyorsun bize, her zaman yapt›¤›n gibi. Sonra “Slogan atmay›n!” deniliyor. Biz inad›na daha çok ba¤›r›yoruz: “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya!” Ç›kart›lacak Yeni TMY’yi uygulamaya çal›fl›yorlar flimdiden; “‹brahim Kaypakkaya resimlerini tafl›mak suç” diyorlar, biz bayram yerinde gibi coflkuluyuz. Sivil polislerin devam eden tehditleri alt›nda Çilem Önsel arkadafl›m›z aç›klamay› oku-
maya bafll›yor. Sürekli bölüyor, kesiyorlar. Arada “Çevik Kuvvet’i yaklaflt›r›n, al›n hepsini!” diyorlar. Arkadafl da bizde tehditlere kulak asmadan devam ediyoruz, O okuyor, biz slogan at›yoruz. Polis flefi sinirleniyor; “Slogan atmay›n demifltim ben size, bu bas›n aç›klamas› de¤il eylem, al›n hepsini!” diyor. Biz zaten gelirken farkl› bir fley beklemedik ki sizden! ‹brahim’in ard›llar›na ilgi gösteriyor Amed halk›. Büyük bir dikkatle izliyorlar eylemi. Misafir edip, a¤›rlamak istiyorlar bizi. Gözalt›nda Kay›plar Kurultay› için Diyarbak›r’da bulunan Filistinli dostumuz Halil Ebu Shammala bize destek olmak için yan› bafl›m›zda duruyor. Bas›n aç›klamas›n›n okunmas›n›n ve sloganlar›n at›lmas›n›n ard›ndan Sema Gül ve Çilem Önsal’a GBT kontrolü yap›ld›. Eyleme DDSB ve PfiTA da kat›l›rken Diyarbak›r Gençlik Derne¤i ve DGH’da destek verdi. Aç›klamam›z bitince Kurultay program› içinde yer alan Vedat Ayd›n’›n mezar›n› ziyarete destek vermeye Da¤kap› Mezarl›¤›’na gidiyoruz. “Vedat Ayd›n ölümsüzdür” diye hayk›r›yoruz hep birlikte. Da¤kap›’dan Mardinkap›’ya do¤ru yürürken surlar›n üzerinde “PART‹ZAN” yaz›lamas›n› görüyoruz. Düflman seni ne isminin kaz›nd›¤› surlardan, ne de emekçi halk›n bilincinden silmeyi baflaramam›fl. “Ser verip s›r vermeyen” direniflinle, açt›¤›n ayd›nl›k yolda hala yaflamaya/yaflat›lmaya devam ediyorsun… Sadece burada de¤il, her an›m›zda, her ad›m›m›zda yan› bafl›m›zdas›n, kavgam›zdas›n!
TMLGB militanlar›ndan eylem Elimize e-posta yolu ile ulaflan bir habere göre TKP/ML TMLGB militanlar› komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n katlediliflinin 33. y›l› vesilesiyle 16 May›s tarihinde Sar›gazi’de “Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya ölümsüzdür”, “‹brahim’den Mehmet’e selam olsun Partiye”, “Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya”, “Savafl, ö¤ren, ilerle gücümüz TMLGB”, “Yaflas›n Halk Savafl›”, “Yaflas›n partimiz TKP/ML, halk ordusu T‹KKO, TMLGB” yaz›lamalar› yapm›flt›r. (H. Merkezi)
‹brahim Kaypakkaya için pankart Almanya’n›n Ulm kentinde 19 May›s akflam› TKP/ML ve MLKP imzal› ‹brahim Kaypakkaya’n›n ve ustalar›n resimlerinin de yer ald›¤› bir pankart flehrin en ifllek caddesinde as›lm›flt›r. Pankart daha sonra polisler taraf›ndan indirilmifltir. Kaypakkaya’n›n katlediliflinin 33. y›ldönümü vesilesiyle devrimci önderleri sahiplenmek ve büyütmek aç›s›ndan böyle bir eylem yap›ld›¤› aç›klanm›flt›r. (Ulm’den ‹K okuru)
O’nu anmak; düflüncelerini her alanda yaflatmakt›r” “O’nu anmak, O’nun düflüncelerini her alanda savaflarak yaflatmak, fikirlerini yaflama uyarlayarak gelifltirmek ve devrim idealini gerçeklefltirmek için her yerde s›n›f kavgam›z›n öznesi olmakt›r” bilinciyle hare-
ket eden ve ‹brahim Kaypakkaya’y› anmak için oluflturulan Gece Tertip Komitesi öncü-
lü¤ünde yürütülen kampanyan›n finali Almanya’n›n Wetzlar flehrindeki Arena salonunda yap›ld›. 20 May›s 2006 günü binlerce yürek Türkiye proletaryas›n›n bilge önderini anmak için biraraya geldi ve gecenin aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan Enternasyonal Marfl hep birlikte söylendi. Baflta komünist önder ‹brahim Kaypakkaya olmak üzere, tüm devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla anmaya devam edildi. Ard›ndan haz›rlanan dia gösterimi sunuldu. Program Gece Tertip Komitesi’nin haz›rlad›¤› aç›l›fl konuflmas›yla devam etti. Daha sonra Grup Hayk›r›fl sahnede yerini ald›. Özellikle, Dilek Polat yoldafl›n an›s›na besteledikleri ezgi, kitleden büyük bir be¤e-
ni toplad›. Grup parçay› söylerken “Dilek Polat ölümsüzdür”, “Yaflas›n Partimiz TKP/ML” sloganlar› at›ld›. Grup Hayk›r›fl’tan sonra sahnede yerini alan Viyana Halk Oyunlar› Ekibi sunduklar› gösteriden sonra, sahneyi Koma ÇARNEWA’ya b›rakt›. Okuduklar› Kürtçe a¤›t ve marfllarla, Kürt ulusunun katlediliflini dillendirerek, “Kürdistan faflizme mezar olacak” sloganlar›n›n defalarca hayk›r›lmas›n› sa¤lad›lar. Gece, Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist Merkez Komitesi’nin gönderdi¤i mesaj›n sunulmas›yla devam etti. Gecede Brezilya Komünist Partisi/K›z›l Fraksiyon, Yunanistan Komünist Partisi/M-L, ‹ran Marksist-Leninist Organizasyon-K›z›l Yol, ‹ran Halk›n Fedaileri, ABD Marksist-Leninist Araflt›rma Grubu, MLKP Almanya Komitesi, T‹KB (Bolflevik) Yurtd›fl› Komitesi, TK‹P Yurtd›fl› Ör-
gütü, T‹KB Yurtd›fl› Komitesi, Tohum Kültür Merkezi, Su TV, Partizan, Yeni Demokrat Gençlik, ‹flçi-Köylü, Seferi Y›lmaz mesajlar› okundu. Program›n ak›fl› esnas›nda sahne alan Abidin Biter yerini Arzu’ya b›rakt›. “Vartinik buras›” ve “‹syan Atefli”ni birlikte söyleyen Arzu ve Biter kitleden yo¤un alk›fl ald›. Program Hilmi Yaray›c›’yla devam etti. Söyledi¤i marfl, a¤›t ve türkülerle büyük be¤eni toplayan Hilmi Yaray›c› kitlenin coflkusuna coflku katt›. Sahnede Grup fiiar’›n yer almas›yla program devam etti. Zaman darl›¤›ndan kaynakl› sinevizyon gösterimi Grup fiiar eflli¤inde sessiz olarak gösterildi. Grup, 18 May›s’› Unutmam türküsünü kitleyi aya¤a davet ederek hep birlikte söyledi. Ard›ndan sahne alan Suavi’nin parçalar› ile etkinlik sona erdi.