www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2006-18
55
*Y›l:2 *25 A¤ustos-7 Eylül 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
Ortado¤u halklar›n›n katili olmayal›m! Bir ay› aflk›n zamand›r Lübnan’a yönelik sald›r›lar›n› sürdüren ‹srail devleti BM’nin 1701 say›l› karar›yla bafllat›lan “ateflkes” süreci, ‹srail’in sald›r›lar› ile birlikte iflletiliyor. “Bar›fl gücü” tart›flmalar› ile birlikte gündeme gelen ateflkes tart›flmalar›, binin üzerinde halk›n ölümü ve bir milyon insan›n mülteci durumuna düflmesi ile “sonuçlanan” bu sald›r›lar emperyalizmin yönlendiricili¤inde devam ediyor. Bir ay› aflk›n zamand›r Lübnan’a yönelik sald›r›lar›n› sürdüren ‹srail devleti BM’nin 1701 say›l› karar›yla bafllat›lan “ateflkes” süreci, ‹srail’in sald›r›lar› ile birlikte iflletiliyor. “Bar›fl gücü” tart›flmalar› ile birlikte gündeme gelen ateflkes tart›flmalar›, binin üzerinde halk›n ölümü ve bir milyon insan›n mülteci durumuna düflmesi ile “sonuçlanan” bu sald›r›lar emperyalizmin yönlendiricili¤inde devam ediyor. Da¤lar›m›z ormanlar›m›z
yang›n yeri... Türkiye Kürdistan›’nda son birkaç ayd›r orman yang›nlar›nda büyük bir art›fl yaflan›yor. Dersim’den Bingöl’e, Cudi’den,Gabar’a kadar bölgenin birçok ili, da¤› ve yaylas›nda ormanlar askerler taraf›ndan yak›l›yor. Tabi ki suçlular aç›kta; faflist patron a¤a devleti ve onun ordusu. Devlet y›llar önce uygulad›¤› köy boflaltmalara, köyleri ve yaylalar› gelifli güzel tarama ve bombalamalara, orman kesimi ve yakmalar›na kadar birçok faflist yöntemi gerilla savafl›n› bitirme, gerillay› korunaks›z ve desteksiz b›rakma ad›na tekrar uygulamaya bafllad›. Sayfa 8
F Tipi Hapishanede
Irak sürecinden deneyimli olan emperyalist ülkeler ve uflaklar›, yeni bir savafl cephesi olan Lübnan’a asker gönderme konusunda fazla istekli davranm›yorlar. bu duyars›zl›k karfl›s›nda ça¤r›lar›n› yenileyen ABD, birkez daha yanl›z kalma korkusuyla yüz yüze. ABD Baflkan› Bush yapt›¤› aç›klamada bölgeye askeri bir gücün gönderilmesi ve bu güce her türlü deste¤i sa¤layacaklar›n› aç›klad›. Bu gücün daha önceki örneklerde oldu¤u gibi bar›fl gücü de¤il, emperyalistlerin ç›karlar› do¤rultusunda savafl gücü olaca¤› aç›kt›r. Bu konuda oldukça istekli davranan Türk hakim s›n›flar› konuyla ilgili yapt›klar› aç›klamalarda net ifadeler kullanmamaya özellikle dikkat ediyorlar. Irak sürecinde ayn› konuda ad›m atmak isteyen devletin karfl›s›ndaki tepkinin oluflmas›ndan korkan hakim s›n›flar flimdi oldukça dikkatli davranmaktalar. 21 A¤ustos günü yap›lan MGK toplant›s›nda gündeme al›nan Ortado¤u süreci ile ilgili olarak yine çok net olmayan aç›klamalar yap›ld›. Önümüzdeki günlerde yap›lacak tart›flmalarla daha da fazla gündeme gelecek olan bu konu ile ilgili her türlü teflhir çal›flmas›n› yürütmeli, halk›n bu konudaki tepkisini a盤a ç›kararak, örgütlemeliyiz. Çocuklar›m›z›n, kardefllerimizin, kardefl halk›n katili olmas›n› istemiyorsak, bu sald›rganl›¤a dur diyelim ve “emperyalistlerin ve uflaklar›n›n askeri olmayaca¤›z” fliar›n› hayk›ral›m.
“Sarsmayal›m bu devleti y›kal›m”
Hak gasp›... Mesane kanseri olan Erol Zavar, geçirdi¤i ameliyat sonras› Sincan F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü¤ünde X-Ray cihaz›ndan geçirilmesi esnas›nda yaflanan tart›flman›n ard›ndan dövüldü ve 150 metre sürüklenerek hakarete maruz kald›. Odak Gazetesi eski Genel Yay›n Yönetmeni Erol Zavar’›n efli Elif Zavar, mesane kanseri olan eflinin, 2 A¤ustos günü ameliyat olduktan sonra 7 A¤ustos’ta hastaneden taburcu olarak hapishaneye tekrar götürülürken, arama s›ras›nda dövüldü¤ünü belirtti. Sayfa 10
Son dönem ülkemiz, say›lar› 100 bin olarak ifade edilen ve ard arda yap›lan köylü eylemleri ile sars›ld›. F›nd›k mitinginin ard›ndan “f›nd›k devi” olarak tan›mlanan f›nd›k üreticisi köylüler, Ordu Emniyet Müdürü’nün görevden al›nmas›nda ve hükümetin köylü kitlesinde biriken tepkiyi görmesi anlam›nda oldukça “flafl›rt›c›” bir etki yaratt›lar. Sayfa 18-19
2
25 Ağustos -7 Eylül 2006
Aky›l Tekstil’de sendikal› iflçiler iflten ç›kar›ld›
Gevran (Aky›l) Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited fiirketi’nde çal›flan 11 iflçi, TEKS‹F sendikas›na üye olduklar› gerekçesiyle 15 A¤ustos tarihinde iflten ç›kar›ld›. Sendika yetkilileri patron hakk›nda suç duyurusunda bulundu. TEKS‹F Diyarbak›r fiubesi üyesi iflçiler, Diyarbak›r Adliyesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. TEKS‹F Örgütlenme Uzman› Aziz Bürçün, Aky›l Tekstil’de çal›flan iflçilerin büyük k›sm›n› 10 Haziran 2004 tarihinde sendikalar›na üye yapt›klar›n› belirterek, 12 Aral›k 2005 tarihinde iflye-
rinde kesin yetki belgesini almalar›n›n ard›ndan 3 A¤ustos 2006’da Gevran Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited fiirketi patronuna ça¤r›da bulunduklar›n› ifade etti. Patronun iflyerinde “sendikal› iflçi çal›flt›rmayaca¤›” yönünde tehditlerde bulundu¤unu ve 11 iflçiyi de iflten ç›kard›¤›n› belirten Bürçün, sendikal› olmalar›ndan kaynakl› ifl akitleri feshedilen üyelerinin her türlü yasal haklar›n› arayacaklar›n› söyledi. Sendikal› iflçilerin ifllerinin iade edilmesini isteyen Bürçün, bir an önce toplu sözleflme görüflmelerine bafllamay› istediklerini söyledi. Gevran Tekstil’in anayasal ve yasal suç iflledi¤ini belirten Bürçün, üyelerine uygulanan bask› ve tehditlerin kendilerini ve üyelerini yoldan çeviremeyece¤ini ifade etti. Aç›klaman›n ard›ndan sendika yetkilileri, patron hakk›nda Diyarbak›r Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu. (Mersin)
55
Graniser iflçisi sendikalaflmakta kararl›! Manisa Akhisar’da kurulu bulunan ve Türkiye’nin en büyük seramik fabrikalar›ndan biri olan Graniser Granit Seramik Sanayi’nde iflçiler kölece çal›flma koflullar›na karfl› sendikalaflma mücadelesini sürdürüyor. Çal›flma sürelerinin 16 saate kadar ç›kt›¤› ve sekiz saat üzerinden ücretlerin ödendi¤i fabrika, patron için tam anlam›yla bir sömürü cenneti, iflçi için ise bir cehennem. Toplam 985 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada 630 iflçi Türk-‹fl’e ba¤l› Çimse-‹fl Sendikas›’na üye olarak bu gidifle bir son verdiler. Bunu hazmedemeyen patron, iflçileri
sendikadan istifaya zorlamak için her türlü yöntemi deniyor. ‹flçileri tehdit ediyor, yüklü miktarda para veriyor, ifl akitlerini feshederek 65 iflçiyi iflten at›yor, fabrikadaki bask›lar gece gündüz aral›ks›z devam ediyor. Patron iflçi ç›karmak için gerekçe bulmakta zorlanm›yor. Sak›z çi¤nedikleri iddias›yla iflçilerden 45’ini iflten ç›karm›flt›. ‹flçiler patronun tüm dayatmalar›na ve tehditlerine ra¤men sendikalaflmakta kararl›. Patronun sendikay› fabrikaya sokmama hayalleri iflçilerin kararl› mücadelesi ile yok olacakt›r. (Kartal)
Yap› Yol-Sen üyeleri açl›k grevine bafllad›! Yap› Yol-Sen üyeleri toplu sözleflme haklar›n›n kabul edilmesi ve ifl kolundaki ücret adaletsizli¤inin giderilmesi için 15 A¤ustos tarihinde 2 haftal›k açl›k grevine bafllad›. Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› bitifli¤inde bulunan Yap› ‹flleri Müdürlü¤ü önünde eylemlerini devam ettireceklerini belirten Yap› Yol-Sen Genel Baflka-
n› Bedri Tekin, eylemlerinin pasife al›nmamas›n› isteyerek, eylemi daha sonraki süreçlerde de genellefltireceklerini söyledi. Açl›k grevi önlüklerini giyerek eyleme kat›lan Yap› Yol-Sen üyeleri, “Sefalete teslim olmayaca¤›z” ve “‹nsanca yaflamak istiyoruz” fleklinde slogan atarak eylemlerini bafllatt›. (Ankara)
UMUT YAYIMCILIKTAN KAMPANYA
Ç›kt›!
Modern revizyonizme karfl› bafllat›lan kampanya çerçevesinde Umut Yay›mc›l›k’tan ç›karm›fl oldu¤umuz befl kitab› toplam 20 YTL’ye okurlar›m›za sunuyoruz.
Ceylan Yay›nlar›’ndan Yeni Bir Kitap an Bür osund a u p r ›mc› l›k Av Umu t Yay bilir siniz temi n ede
senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
işçi-köylü
Haluk Gerger’in yeni ç›kan ABD-Ortado¤u-Türkiye kitab›n›n ikinci bask›s› ç›kt›... Kitabevi ve da¤›t›mc›larda...
6 AYLIK: 10.200.000
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
ANT‹-EMPERYAL‹ST, ‹fiGAL KARfiITI MÜCADELE GELENE⁄‹ YARATALIM D›fl›m›zda örgütlenen eylemliklere örgütlü ve kitlesel bir flekilde kat›larak yer al›nmal›d›r. Toplumun ezici bir bölümü ‹srail iflgaline ve sald›rganl›¤›na karfl›d›r. Her geçen gün iflgalci Siyonist ‹srail sald›r›s› sonucu ço¤u savunmas›z çocuk, kad›n, yafll›, korumas›z siviller katledilmektedir. Bunun sonucu halkta güçlü bir öfke ve tepki oluflmaktad›r. Bu süreçte yürütülecek propaganda ve ajitasyon çal›flmas› daha anlafl›l›r ve somut flekilde halk›n bilincinde yank› bulacakt›r.
Son süreçte ABD emperyalizmi, Ortado¤u’da sömürü ve hegemonyas›n› güçlendirerek art›rmak, geniflletip, derinlefltirmek amaçl› bölgeyi yeniden yap›land›rma ve flekillendirme (kan gölüne çevirme) politikas›na h›z kazand›rd›. Bu politikan›n yaflam bulmas› için bu kez ‹srail Siyonistlerine her türlü ekonomik-politik-askeri-diplomatik deste¤i sunarak, bölgede hegemonyas›n› güçlendirmeye çal›fl›yor. ‹srail, ABD’nin her türlü deste¤ini arkas›na alarak, bölgede iflgal ve katliamlar›n› geniflleterek h›z kazand›rd›. ‹srail’in, iflgalci sald›rgan tutumunu hakl› göstermek için öne sürdü¤ü iddialar›n hiçbirinin kabul edilebilir, inand›r›c› bir özelli¤inin olmad›¤›, bölgede yapt›klar›yla ortaya ç›km›flt›r. Bölgede yaflananlar, iddialar›n aksini fazlas›yla ispatlayacak düzeydedir. ‹srail’in iddia ve söylemlerinin gerçek d›fl›l›¤› gün gibi ortadayken, ABD, AB ve di¤er emperyalist ülkelerin sessizli¤i, uluslararas› kurumlar›n suskunlu¤u bölgede yaflananlar›n ezilen dünya halklar› ve emperyalist haydutlar ve uflaklar› için ne anlama geldi¤i anlafl›lmaktad›r. Filistin ve Lübnan’›n ‹srail Siyonistleri taraf›ndan iflgal edilmesi, efendileri olan ABD emperyalizminin bölgede sömürü ve hegemonyas›n› güçlendirmek, geniflletip, kal›c›laflt›rmak için oldu¤u gerçekli¤i bölge halk› ve dünya halklar› taraf›ndan daha fazla anlafl›l›r hale gelmifltir. Söylemlerle yap›lanlar, iddialarla gerçekleflenler sald›rganlar›n iflgalci-katliamc› yüzünü ve bölgedeki amaçlar›n› gün gibi ortaya ç›karmaktad›r.
Uflaklar›n “sayg›nl›¤›” hizmetle ölçülür! ABD emperyalizminin ‹srail Siyonistlerinin iflgaline ve pervas›zca sald›r›lar›na sundu¤u ekonomik-askeri-politik-diplomatik destek sayesindedir ki ‹srail, hiçbir savafl normuna uymayarak, uluslararas› hukuk kurallar›n› rahatl›kla çi¤neyebilmekte, dünya halklar›n›n yükselen protestolar›na kulaklar›n› t›kayabilmektedir. ‹srail Siyonistlerinin iflgal ve sald›r›s›, özünde ABD emperyalizminin iflgal ve sald›r›s›d›r. ‹srail Siyonizminin pervas›zl›¤›, hukuksuzlu¤u ve kurals›zl›¤›, özünde ABD emperyalizminin pervas›zl›¤›, hukuksuzlu¤u ve kurals›zl›¤›d›r. Uflaklar, efendilerinden ay›rt edilemez. Uflaklar›n “sayg›nl›¤›” efendilerine hizmetiyle ölçülür.
Baflta sivil halka ve sivil yerleflim yerlerine olmak üzere Lübnan ve Filistin’in alt yap›s›na yönelik imha amaçl› sald›r›lar›na, gerçeklefltirdikleri katliamlar›na karfl› ç›kan, tepki gösteren öncelikli olarak bölge halklar› ve dünyan›n ezilen halklar›d›r. Hiçbir emperyalist kurum ve kurulufl, ad›n› hakla hukukla, güvenlikle, insan haklar›yla maskeleyen, gizleyen hiçbir örgüt ‹srail’in sald›rganl›¤›na ne dur diyebiliyor, ne de buna karfl› bir yapt›r›m gücü ortaya koyabiliyor. Ezilen dünya halklar›n›n d›fl›nda herkes büyük bir aymazl›k içinde sa¤›r, dilsiz ve körleri oynuyor. Hâlbuki her fley aç›k, yal›n bir flekilde herkesin gözleri önünde cereyan ediyor. ‹letiflim ve haberleflmenin geliflim h›z›yla gün gün, saat saat bölgede gerçekleflen katliamlara tan›k olunuyor. Gerçeklefltirilen sald›rganl›¤›n, katliamlar›n, bu kadar aç›k ve aleni oldu¤u, katliam flifresinin deflifre edildi¤i bir süreç bu kadar aç›k bir flekilde yaflanmam›flt›. ABD emperyalizmi ve onun bölgedeki jandarmas› olan ‹srail, baflta bölge halklar› olmak üzere mazlum dünya halklar› taraf›ndan hiçbir dönem bu süreçte oldu¤u kadar tepki almad›, kin, öfke ve isyan duygular› hiç bu kadar kabarmad›. Dünyada ve Ortado¤u halklar›nda ABD ve ‹srail devletine olan düflmanl›k hiç bu kadar geliflmemiflti. Afganistan, Irak, Filistin ve Lübnan’da y›k›lan eski uygarl›¤›n kal›nt›lar› içinde, kum y›¤›n› ve kan gölü içinde yeni uygarl›¤›n tu¤lalar› döflenmektedir.
Emperyalizm gerçekli¤ini gösteriyor! Halklar, kendi kaderlerini ellerine alma, direnme ve savaflmadan baflka hiçbir yaflam seçeneklerinin ve var olma nedenlerinin kalmad›¤› bir süreci, kan ve ac›lar içinde yaflayarak, ö¤renmektedir. Emperyalizm, dünya halklar›na kanla, ac›yla kendi sömürü ve hegemonya gerçekli¤ini ö¤retiyor. Bombalar alt›nda parçalanan her bir çocuk bedeninde emperyalizm, Siyonizm kanl› yüzünü gösteriyor. fiimdiye dek yeryüzünün efendileri ve onlar›n uflak ideologlar›, kiral›k sözcüleri taraf›ndan dillendirilen her sözün, savunulan her teorinin, iddia edilen her tezin, kocaman bir yalan ve bir yan›lsama oldu¤u görüldü. Bu gerçeklik, dünden daha fazla halklar›n bilincinde yank›lanmaktad›r. Bilinçlerdeki bu yank›lanma, halklar›n kendi kaderlerini ellerine al›p, kendi geleceklerini
belirleyecekleri sürece dönüflecektir. Kaderini de¤ifltirme ve gelece¤ini belirleme yolu silahl› kurtulufl yoludur. Hiçbir yan›lsama, hiçbir aldatmaca ve hiçbir karfl›-devrimci güç, halklar› direnifl ve mücadele yolundan al›koyamayacak, onlar› tarihin öznesi olma iddias›ndan vazgeçiremeyecek, kendi kaderini belirleme gücünden yoksun k›lamayacakt›r. Dünya genelinde baflta ABD emperyalizmine olmak üzere iflgalci katliamc› ‹srail Siyonistlerine karfl› protestolar, eylemlikler örgütlenmektedir. Emperyalizm ve hegemonya kavramlar› halklar›n bilincinde yeniden uyanmaktad›r. Öfkeler, bir yanarda¤› patlatacak düzeyde derindir. Rüzgâr ekenler, mutlaka f›rt›na biçecektir.
Anti-Emperyalist Mücadele ve Direnifl Gelene¤i ABD emperyalizmine ve iflgalci ‹srail Siyonistlerine karfl› örgütlenen gösterilerde ve ortaya konan tepkilerde “‹slami” kesim, devrimci ve demokrat kesimlerden daha önde durmaktad›r. Onlar›n ortaya koyduklar› tepkinin kitlesel olmas›n›n yegâne nedeni ibadet yerlerinde kolayl›kla biraraya gelip toplanabilme gibi bir avantaja sahip olmalar›yla, iflgale ve katliama u¤rayan halklar›n Müslüman olmas› olgusuyla aç›klanamaz. Oysa bu süreç, emperyalizm, sömürü ve hegemonya gerçekli¤inin halklar›n bilincinde güçlü yank› bulmas› aç›s›ndan muazzam olanak sunmaktad›r. Bu süreç gerek devrimin örgütlenmesi, güçlenmesi aç›s›ndan, gerek devrimci propaganda ve ajitasyon faaliyetinin örgütlenmesi, mücadele ve örgütleme prati¤inin güçlendirilmesi aç›s›ndan muazzam olanaklar sunmufltur. Okun sivri ucu baflta ABD emperyalizmi olmak üzere genel olarak kapitalist-emperyalist sisteme (sald›r› ve iflgal sürecinde sessiz kalarak sald›rganl›¤a onay veren bütün emperyalist-kapitalist kurum ve kurulufllara ve onlar›n uflakl›¤›n›, sözcülü¤ünü ve savunuculu¤unu yapan BM, AB, Arap Birli¤i, ‹KÖ vb. örgüt ve kurumlara) yöneltilmeli, iflgalci katliamc› Siyonist ‹srail’e karfl› mücadeleye çevrilmelidir. Protesto eylemlikleri bu temelde örgütlenmelidir. Her türlü legal ve illegal, bar›flç›l-askeri eylemler, kitlesel gösteriler bu bilinci örgütlemeye hizmet etmelidir. ‹flçilerin, köylülerin, kamu emekçilerinin, ö¤rencilerin, kad›nlar›n, Kürt ulusunun ve di¤er milliyetlerden emekçilerin mücadelesi, emperyalizme ve uflaklar›na karfl› mücadeleyle iliflkilendirilmelidir. Ortak payda, emperyalizme ve uflaklar›na karfl› mücadele olmal›d›r. Toplumun her kesiminin yaflad›¤› yoksulluk, iflsizlik, bask› ve zulmün temel nedeninin ül-
kemizin emperyalizme ba¤›ml›l›k ve ba¤l›l›k iliflkileri oldu¤u, bugün Ortado¤u’da yaflananlar›n gerçek sorumlusunun ayn› sömürü ve hegemonya merkezi oldu¤u bilinciyle hareket edilmelidir. Bu bilinçle emekçilere ezilenlere propaganda ve ajitasyon çal›flmas› yap›larak, örgütlemeye gidilmelidir. D›fl›m›zda örgütlenen eylemliklere örgütlü ve kitlesel bir flekilde kat›larak yer al›nmal›d›r. Toplumun ezici bir bölümü ‹srail iflgaline ve sald›rganl›¤›na karfl›d›r. Her geçen gün iflgalci Siyonist ‹srail sald›r›s› sonucu ço¤u savunmas›z çocuk, kad›n, yafll›, korumas›z siviller katledilmektedir. Bunun sonucu halkta güçlü bir öfke ve tepki oluflmaktad›r. Bu süreçte yürütülecek propaganda ve ajitasyon çal›flmas› daha anlafl›l›r ve somut flekilde halk›n bilincinde yank› bulacakt›r. Bunun zemini elverifllidir. Süreç, devrimin lehine geliflmektedir. Örgütlenecek eylemliliklerin, yürütülecek mücadele ve direnifllerin meflruluk ve hakl›l›¤› daha fazla benimsenecek ve daha kolay kabul edilecektir. Özellikle ‹slami ideolojinin etkisi alt›nda kalan halk kesimlerinin devrimci tarzda etkilenmesi bu süreçte mümkündür, bunun koflullar› uygundur. Nas›l ki seçim süreçlerinde halk›n büyük bir bölümü do¤al bir “politik” ortama çekiliyorsa, “politik” ortamda devrimci politikan›n yap›lma zemini daha fazla uygun hale geliyorsa, ayn› flekilde her karfl›-devrimci iflgal, sald›r› ve katliam sonucunda do¤al bir tepki ve öfke ortam› oluflmaktad›r. Dolay›s›yla anti-emperyalist ve iflgal karfl›t› devrimci politika yapma koflullar› olgunlaflmakta, örgütlenme zemini güçlenmektedir. Halk›n duyarl›l›k, ilgi, karfl› koyma istemi, tepki gösterme bilinci daha fazla artmaktad›r. Bu süreçlerde örgütlenecek propaganda ve ajitasyon çal›flmas› daha etkili olur, daha güçlü bir yank› bulur. S›n›f bilinçli proleterler bu süreçte do¤ru bir mücadele prati¤iyle devrimci etkilerini art›r›p, örgütleme potansiyelini gelifltirebilir. Ülkemizde s›n›f savafl›m›n›n her alan›nda mücadele ve direnifl gelene¤ini yaratma görevi s›n›f bilinçli proleterlerin omuzlar›ndad›r. Gelenek haline getirilen mücadele ve direnifl bilinci, emekçilere, ezilenlere kazand›r›lmal›d›r. Türkiye halk›n›n ezici bir ço¤unlu¤u ABD emperyalizmine, onun iflgalci katliamc› politikalar›na ve uygulad›klar› iflkencelere karfl›d›r. Halk›m›z›n ezici bir ço¤unlu¤u ‹srail’in Filistin ve Lübnan’a yönelik iflgal ve katliamlar›na karfl›d›r. Bu objektif gerçeklik, kal›c› ve köklü bir mücadele ve direnifl gelene¤ine çevrilme zemini haline getirilmelidir. Bu zemin bilinçle, sab›rla, itinayla cesaret ve kararl›l›kla ifllenmelidir.
4
25 Ağustos-7 Eylül 2006
S›n›fsal Yaklafl›m HALK SAVAfiI-GER‹LLA SAVAfiI Birleflmifl Milletler’in 1701 say›l› karar›yla sa¤lanan “ateflkes”in ard›ndan bafllayan “kim kazand›?” tart›flmalar›nda, Hizbullah’tan yana görüfl belirtenlerin yorumlar›, belli belirsiz ahkam kesmelerle beraber “gerilla savafl›”n› bir kez daha gündeme tafl›m›fl bulunuyor. “Asimetrik Savafl”›n da konu edildi¤i bu platformda, bir dizi gerçekli¤in bilinçlibilinçsiz karart›lmas› söz konusudur. ABD emperyalizminin azmettirici/yönlendirici rolünü hiç de gizlemeye gerek duymayacak biçimde dillendirdi¤i Lübnan ve Filistin sald›r› ve iflgalinde; hak (meflru müdafaa), hukuk (meflruiyet), savafl suçlar› (halka ve sivil hedeflere yönelme vd.) kadar ilgi gösterilen bir di¤er olgu, savafl›n askeri bak›mdan analizidir. Buna, en ileri teknoloji ile donanm›fl, hava, deniz ve kara kuvvetlerinin s›n›rs›z kullan›m›yla yüklenmenin, Afganistan ve özellikle de Irak’taki baflar›s›zl›¤›na yeni bir örnek eklenmesi neden olmufltur. Silahl› mücadele yürüten ulusal ve sosyal kurtulufl hareketleriyle giriflilen savafl›, “düflük yo¤unluklu çat›flma” olarak tan›mlayan ve buna uygun bir biçimde “kontra” faaliyetler örgütleyen emperyalistler; flimdi de “4. Nesil Savafl” tabirini kullanmaya bafllad›lar. Bu çerçevede, asimetrinin zay›f/güçsüz taraf› olarak kabul edilenlerin kaç›n›lmaz biçimde baflvurdu¤u “vur-kaç” takti¤inin gerillaya mahsus niteli¤i, bütün benzer savafl ve çat›flmalar›, yan›lt›c› biçimde “gerilla savafl›” flemsiyesi alt›na toplam›flt›r. Oysa, Baflkan Mao öncesinde MLM biliminin ustalar›nda yer alan partizan savafl›ndan fokocu “öncü savafl›”na, halk çetelerinden direnifl ekiplerine kadar hakim s›n›flara ya da iflgalcilere yönelen “gerilla”n›n bütün formlar› Halk Savafl› teorisindeki ifllevine uygun bir karakter tafl›mamaktad›r. Gerillay› siyasi iktidara yönelik bir perspektiften (stratejik) yoksun biçimde ele alan bütün anlay›fllarda, savunma-direnifl hatt›ndan ötesi yoktur. “Büyük bir ülke varsa gerilla savafl› olanakl›d›r; bundan dolay›, geçmiflte de gerilla savafllar› olmufl-
tur. Ama gerilla savafl› ancak Komünist Partisinin yönetiminde sürebilir. Geçmiflte gerilla savafl›n›n genellikle baflar›s›z kalmas›n›n nedeni budur.” (Mao Zedung, Askeri Yaz›lar, Sol yay. 2.Bask›, sf. 346) Halk savafl› teorisindeki “gerilla savafl›” anlay›fl›, benzerlerinden temelli hususlardaki farkl›l›¤›yla ayr›lmaktad›r. Bir devrim, siyasi iktidar› ele geçirme stratejisi olan Halk Savafl›’n›n temel mücadele biçimi olan Gerilla Savafl›, ad›m ad›m, parça parça iktidar› kurma perspektifiyle verilmektedir. Gerilla, halk› savaflt›rmay› esas ald›¤› için, kitlelerle kurdu¤u iliflkisinden kaynakl› olarak “suda bal›k” haline gelir. Kimilerinin yanl›fl anlad›¤› ya da bilinçli olarak çarp›tt›¤›n›n aksine, askeri aç›dan baflar›l› olmak için “bal›k” olmaya çal›flmaz. “Gerilla savafl›, ço¤u kez san›ld›¤› gibi, küçük çapta bir savafl ya da güçlü bir orduya karfl› gruplaflan bir az›nl›¤›n yönetti¤i bir savafl de¤ildir. Hay›r; gerilla savafl› hüküm süren bask›ya karfl› bütün halk›n savafl›d›r.” (Ernesto Che Guevara, Havana, 03.12.1967) Halk›n bir parças› olmak ile halk›n içine saklanmak aras›ndaki ayr›m, gerillan›n iflleviyle ilgili bir anlay›fl farkl›l›¤›na karfl›l›k gelir. Bu farkl›l›k, gerillan›n yaln›zca askeri bir kimlik tafl›y›p tafl›mamas› ile do¤rudan ilintilidir. Bir örgütleyici olarak gerillan›n kitlelerle kurdu¤u iliflkide onun politik niteli¤i öncelikli bir özelli¤e sahiptir. Bundan ötürüdür ki, gerilla sadece düzensiz savafl›n (ayn› zamanda hareketli savafl) unsuru de¤ildir. Öncülük vasf›n›n önderlik göreviyle kurdu¤u ba¤ gerillaya, salt y›k›c› ve da¤›t›c› de¤il, ayn› zamanda ve esasen “kurucu” ve “yarat›c›” bir misyon yüklemektedir. Küçük, zay›f, düzensiz birliklerin kendisinden daha güçlü düflmana karfl› yürüttü¤ü mücadeleden ibaret olarak nitelendirilmesi, gerilla savafl›n› tamamen askeri bir pozisyona kitledi¤i için, as›l fonksiyonuna yönelik rolü ihmal edilmifl olmaktad›r. Bu koflulda, s›n›f savafl›m› aç›s›ndan tafl›d›¤› anlam ve ifllev de ortadan
55 kalkmaktad›r. Bu çerçeveden bak›ld›¤›nda; ulusal kurtuluflçu, direniflçi bir kimlikle sergilenen “gerilla savafllar›”n›n Halk Savafl› parantezinde bir anlam tafl›d›¤›ndan söz etmek yan›lt›c›d›r. Ne örgütlenme ve askeri yetenek bak›m›ndan sahip oldu¤u art›lar/avantajlar ne de kitleler taraf›ndan sahiplenilen bir konum elde etmifl olmas› bu durumu de¤ifltirebilir. Nitekim politik perspektifi dar/s›n›rl› bir gerilla savafl›n›n uzun soluklu olmas› da düflünülemez. Bu nedenle, bar›fl süreci koridorlar›na aç›lan tükenifl, çok say›da gerilla hareketinin, trajikten öte kaç›n›lmaz sonu durumundad›r: “Bu dünyada savafllar›n ve fliddetin sorun çözmeyece¤ini iddia eden ender siyasal hareketlerden birisi Kürt Özgürlük Hareketi’dir. Savaflla hak elde edeyim mant›¤› içinde de¤ildir. (…) Türkiye, PKK kadar anlay›fll› ve Kürt sorununu mevcut s›n›rlar içinde çözme kararl›l›¤›nda olan baflka bir hareket bulamaz.” (Mustafa Karasu, Ülkede Özgür Gündem, 15.08.2006) Silahl› reformizmin arac› olarak yürütülen gerilla savafl›n›n “devrim/iktidar” derdi bulunmad›¤› için, kitlelerle kurdu¤u iliflki de kaç›n›lmaz olarak bozulacak; hedefini yitiren, yönü kaybolan her türlü mücadele biçimi, batakl›kta kulaç atmakla nihayetlenecektir. Gerilla, uzun soluklu bir savafl›m› temsil etti¤indendir ki, askeri teknik ve taktiklerden öte politik bir önderli¤e ba¤l› olarak sonuç al›c›d›r. Hizbullah’›n Lübnan’da 5 haftal›k yo¤un ve yüksek tesirli sald›r›lar karfl›s›nda esasen baflar›l› bir direnifl s›nav› vermesinde, yürüttü¤ü gerilla savafl›n›n büyük bir role sahip oldu¤u yads›namaz. Bunu, Irak’taki direnifl gruplar›n›n benzer taktiklerle yürüttü¤ü iflgale karfl› direnme savafl› için de söylemek yanl›fl de¤ildir. Her iki örnekte de co¤rafi aç›dan elveriflsiz koflullara karfl›n esas belirleyici unsur olan kitleler ile ba¤ noktas›nda yeterli bir düzey tutturulmas›, meselenin aç›klay›c› yan›n› oluflturmaktad›r. Halka mal edilen savafl ve direnifllerin baflar›l› olmas› için, güçlerin askeri bak›mdan iyi yönetilmesi vazgeçilmez bir unsurdur. Gerek örgütlenme ve askeri donan›m gerekse de moral de¤erler, vazgeçilmezli¤in yap›tafllar› olmaktad›r. Irak ve Filistin (ve Lübnan) direnifllerinde s›k› bir örgütlenmenin yan›s›ra ‹slami
de¤erlerin (flehadet-cennet) son derece ciddi bir rol oynad›¤› iyi görülmelidir. “Bir Hizbullah siperine beyaz bayrak çekilmesini bekliyorsan›z, sizi temin ederim ki böyle bir fley olmayacakt›r.” (Tümgeneral ‹do Nehufltan, ‹srail Genelkurmay üyesi, Agustos 2006) “Düflman›n›z kendi davas› için memnuniyetle ölecekse ve siz kendi davan›z için ölmeyi düflünmeyecekseniz (hatta davan›z›n ne oldu¤undan emin de¤ilseniz) savafl b›rak›n fliddetli olmay›, intihardan farks›z olacakt›r. Aç›kça görülen k›sa vadeli çare, so¤uk, ölümcül teknoloji. Fakat ileri teknoloji ürünü silahlara bel ba¤lamak Irak’ta ifle yaramad› ve Lübnan’da en nihayetinde çöktü.” (Richard Cohen, The Washington Post, 15.08.2006) Ancak sorun bunun da ötesine taflan bir içerikle anlam kazanmaktad›r. Gerilla usulünün de bir parças›n› oluflturdu¤u savafl›n, mevzi kazan›mlar›n ötesine geçmesi için “do¤ru” bir politik önderli¤e sahip olmas› gerekir. S›n›fsal bak›mdan proletarya ideolojisinin yön vermedi¤i bütün savafllar›n, iktidar baflar›lar›yla taçland›¤› koflullarda dahi, karfl›devrime yollanmalar›, emperyalizm ve proleter devrimleri ça¤›n›n karakteristi¤idir. Vo Nguyen Giap’›n “kendine güven” noktas›nda yapt›¤› vurgular›n Komünist Partisi’ne (önderli¤ine/çizgisine) güven ile do¤rudan iliflkiyi kapsad›¤› ve onun rolüne de iflaret etti¤i yeterince aç›k de¤il midir? “Uzun süreli bir Direnme Savafl› yapmak için, kendi kendine güven duygusunu yüceltmek zorundayd›k. Direnmenin ilk y›llar› s›ras›nda, halk›m›z, her yandan kuflat›lm›fl bir halde mücadele etmek zorunda kald›; bu durumda, kendi kendine güven hayati bir meseleydi. Halk›m›z›n düflmanla bafla ç›kmak için kendi güçlerine dayanmaktan baflka ç›kar bir yolu yoktu. Kendi kendine güven duygusunu yücelterek askerlerimiz, halk›n üzerindeki yükü hafifletmek amac›yla malzemelerini savafl alanlar›nda elde ettiler, kendilerini silahland›rmak için düflman›n silahlar›n› ele geçirdiler, cephane konusunda iktisatl› davrand›lar, dayan›kl›l›klar›n› gelifltirdiler, güçlükleri yendiler, üretimde görev ald›lar, ihtiyaçlar›n› asgariye indirdiler. ” (Halk Savafl›, Halk Ordusu, Sol yay. 1. Bask›, sf. 87)
5
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
SCT Turbo iflçilerinin direnifli devam ediyor!
Tarsus’ta kurulu bulunan SCT Turbo Filtre Fabrikas›’nda çal›flan iflçilerin sendikalaflma mücadelesi devam ediyor. Direniflin ilk günlerinde gazetemize konuflan iflçiler 155 gündür direnifllerini kararl› bir flekilde sürdürüyor. ‹flçiler bu süre boyunca iflyerlerinde kurduklar› direnifl çad›r›nda nöbet tuttu. Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’na üye olan iflçiler, insanca yaflanacak bir ücret ve çal›flma koflullar› için sendikaya üye olmufllard›. Patron direnifli k›rmak amac›yla geçti¤imiz günlerde 150 iflçinin ifl akdini fesh etti. Patronun amac› iflçilerin ifle sendikal› olarak geri dönmesini engellemek. Biz de ‹flçi-köylü gazetesi olarak, geliflmeleri ö¤renmek ve iflçilerin düflünce-
lerini almak amac›yla Birleflik Metal-‹fl Mersin fiubesini ziyaret ettik. ‹flçiler uzun bir süredir burada biraraya gelerek neler yapacaklar›n› tart›fl›yor. Burada karfl›laflt›¤›m›z bir iflçi ile sohbete bafll›yoruz. Patronun ö¤renebilece¤i korkusu ile ismini vermek istemeyen iflçi, dört y›ld›r fabrikada çal›fl›yor. O da at›lan iflçilerden biri. Fabrikada flu an üretim yok, buna ra¤men patron 150 iflçiyi ifle gelmedikleri ve ifli yavafllatt›klar› gerekçesi ile iflten ç›kar›yor. Görüflme çabalar›n›n devam etti¤ini belirterek flu ana kadar patronun herhangi bir ad›m atmad›¤›n›, görüflme talebini kabul etmedi¤ini söylüyor. Patronun direniflin bafllar›nda iflten ç›kard›¤› 54 iflçiden 40’› açt›klar› davay›
kazanm›fl. Bu yüzden patronun bu sald›r›s› iflçiler üzerinde çok etkili olmam›fl. Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n öncülü¤ünde 155 gündür direnen iflçiler, sendikayla beraber birçok fleyi ilk defa yafl›yor. Hayatlar›nda ilk defa 1 May›s’a kat›lan iflçiler 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’nin y›ldönümünde Tafl Bina’n›n önünde bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Direniflin uzun sürmesi iflçileri maddi anlamda oldukça s›k›nt›ya düflürmüfl, ancak iflçiler sendikaya güveniyor ve sendikan›n yapt›¤› ayl›k yard›mlar› al›yor. ‹flçiler kararl›; “on y›l geçse de biz fabrikaya sendikal› olarak geri dönece¤iz” diyorlar. SCT iflçilerinin di¤er fabrikalarda çal›flan iflçilere kendi deneyimleri üzerinden önerileri de var. ‹flçiler, ifl kaybetme korkusu ile sessiz kalmamak gerekti¤ini dile getirerek haklar› için mücadele etmelerini ö¤ütlüyor. Geçen süre içinde patron depolarda bulunan mal› ihraç ederek zarar›n› gidermeye çal›flm›fl, ancak art›k depolar da boflalm›fl ve flimdi zor durumda. Fabrika filtre, klima üretiyor ve a¤›rl›kl› olarak Do¤u Avrupa ülkeleri olmak üzere yurtd›fl›na ihraç ediyor. Fabrikadaki üretimin yüzde 85’i ihraç ediliyor. Fabrikada çal›flan 207 iflçinin 200’ü direnifli sürdürüyor. ‹flçiler “ne kadar sürerse sürsün ifle sendikal› dönene kadar grev pankart›n› indirmeyece¤iz” diyerek kararl›l›klar›n› hayk›r›yorlar! (Mersin)
Emekçinin Gündemi SINIF SEND‹KACILI⁄INI HÂK‹M HALE GET‹RMEK ‹Ç‹N ÖRGÜTLENMEYE HIZ VEREL‹M! ‹flçi s›n›f› ve di¤er emekçilere yönelik yap›lan ajitasyon ve propagandan›n zenginleflmesi onlar›n siyasal bilinç kazanmas›n› h›zland›racakt›r. Bu noktada son y›llarda yetersizlikler önemli bir aflamaya gelmifltir. Ajitasyon ve propaganda darlaflm›fl belli kal›plara s›k›flm›flt›r. Bu s›k›flm›fll›k kitleler taraf›ndan “yine ayn› fleyler” olarak alg›lan›r hale gelmifltir. Bunda somut koflullar› kavray›p bunun üzerinden A/P faaliyeti yürütmemenin önemli etkileri vard›r. ‹flçi ve emekçilerin bilinçlenmesi için ekonomik A/P ile siyasal A/P birlefltirilmelidir. Bunlar elbette somut koflullara uygun bir flekilde ele al›nd›¤›nda olumlu sonuçlar do¤urabilir. ‹flçilere ve emekçilere iktisadi aç›dan sömürüldüklerini siyasal olarak bask› alt›nda olduklar›n› söylemek onlar›n siyasal bilincinin geliflmesini sa¤lamayacakt›r. Lenin yoldafl›n dedi¤i gibi “Ajitasyon bask›n›n (ve sömürünün) her somut örne¤i ele al›narak yürütülmelidir.” Somut koflullar irdelenmeden yap›lacak bir ajitasyon ve propaganda faaliyeti, hedefine ulaflmaz. Örne¤in deri fabrikas›nda çal›flan bir iflçinin ücretini, çal›flma ortam›n›, çal›flma saatlerini, sosyal haklar›n› al›p alamad›¤›n›, sendikal örgütlenmeye sahip olup olamad›¤›n›, patronla yaflad›¤› di¤er çeliflkileri yeterince bilmeden yürütülecek ajitasyon çal›flmas› kaba olacakt›r. Sadece sömürüldü¤ü
belirtilecek, zor koflullarda çal›flt›¤› gibi kaba yaklafl›mlarda bulunulacakt›r. Oysa bunlar› zaten iflçinin kendisi de bilmenin de ötesinde yaflamaktad›r. Bunun yerine yaflam ve çal›flma koflullar›n›n bütün yönleriyle bilinmesi sonucu yap›lacak ajitasyon, onun hangi açmazlar içinde oldu¤unu göstermeyi sa¤layacak, iflçi eyleme geçmesinin zorunlulu¤unu kavramaya bafllayacakt›r. ‹flçi ve emekçileri çal›flma ve yaflam koflullar›n› teflhir faaliyetine yönlendirmek önemlidir. Teflhir faaliyeti ayn› sorunlar› yaflayan iflçilerin birlik olmalar›n›, birlikte hareket etmelerini sa¤layacakt›r. Çal›flma koflullar›n›n teflhiri yeterli olmayacakt›r. Bununla birlefltirilerek siyasal koflullar›n teflhiri de yap›lmal›d›r. Siyasal teflhir iflçi s›n›f›n›n bilinçlenmesinde esas faktörü oynayacakt›r. Ekonomik koflullar›n teflhiri iflçi ve emekçilerle somut ba¤lar›n kurulmas›n› sa¤lar. Yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi iflçi ve emekçiler taraf›ndan daha çabuk alg›lan›r. Bundan kaynakl› bu yöne daha duyarl› olurlar. ‹ktisadi koflullar›n teflhiri ve bunun üzerinden geliflecek olan A/P faaliyeti iflçi ve di¤er emekçilerle daha rahat ba¤ kurulmas›n› sa¤lar. Bu anlamda sendikal mücadelenin gelifltirilmesi, sendikalar›n gerçek misyonlar›n› oynamalar› önemlidir. Ülkemizde iflçi ücretleri, çal›flma koflullar› olabildi¤ince kötüdür. Bu ayn› zamanda yaflam koflullar›n›n da kötü oldu-
Tafleron virüsü can almaya devam ediyor! Tuzla Tersanelerinde ifl cinayetleri son bulmuyor. Son 1.5 y›lda 18.500 ifl kazas›n›n yafland›¤› Tuzla Tersaneleri’nde 38 iflçi de yaflam›n› yitirdi. ‹flçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i üzerine hiçbir tedbirin al›nmad›¤› tersanelerde iflçiler, tafleronlar›n sömürü ve bask›s›na maruz kalmaktad›r. Köle pazar› gibi iflleyen tersanelerde, tafleron virüsü iflçilerin yaflam›n› almaya devam ediyor. Türkter Tersanesi’nde tafleronluk yapan Dadafl Gemi’de çal›flan Kahraman Dalmaz adl› iflçi, 7 A¤ustos’ta vinç ile makine aras›na s›k›flt› ve hastaneye kald›r›ld›. 5 gün boyunca hastanede yaflam mücadelesi veren Dalmaz, 11 A¤ustos’ta yaflam›n› yitirdi. Bunun üzerine 12 A¤ustos’ta eylem örgütleyen sendika yaklafl›k 250 iflçiyle bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Limter-‹fl Sendikas› ifl cinayetlerinin sorumlusunun patron derne¤i G‹SB‹R oldu¤unu vurgulad›. Eylem günü ö¤len saatlerinde yeni bir ifl cinayeti daha yafland›. Torlak Tersanesi’nde çal›flan Tan Denizcilik iflçisi, soyad›n› ö¤renemedi¤imiz Behçet adl› iflçi elektrik kaça¤›na yakalanarak öldü. Arkadafllar›n›n ölümü üzerine Torlak Tersanesi iflçileri ifl b›rakarak cinayeti protesto etti. (Kartal)
¤unu göstermektedir. Tüm bunlar›n kavranarak hareket edilmesi bunun üzerinde yo¤unlafl›lmas› iflçilerin ve emekçilerin s›n›f mücadelesine çekilmesi, s›n›f bilinci kazanmalar› aç›s›ndan asgari zemini oluflturmaktad›r. Ancak faaliyetlerimizde bu elveriflli ortam› kullanma noktas›nda s›k›nt›lar yaflamaktay›z. Bu s›k›nt›n›n temelinde bilinçli ve örgütlü bir faaliyetin yürütülmemesinin önemli bir etkisi vard›r. ‹flçi ve emekçilerin iktisadi mücadele yürütmeleri onlar›n yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesini sa¤lasa da, sömürülmelerinin bask› alt›nda olmalar›n›n önüne geçmez, özgürlüklerine ve kurtulufla kavuflmalar›n› sa¤lamaz. ‹ktisadi mücadele siyasal mücadele ile birlefltirilmelidir. Siyasal bilinç ya da e¤itim neyi içermelidir? Bu soruya Lenin yoldafl flu cevab› vermektedir: “Bu otokrasiye karfl› iflçi s›n›f› düflmanl›¤›n›n propagandas›ndan ibaret olabilir mi? Elbette ki hay›r. ‹flçilere siyasal bak›mdan ezildiklerini aç›klamak yetmez (nas›l ki, onlara ç›karlar›n›n iflverenlerin ç›karlar›na uzlaflmaz karfl›tl›kta oldu¤unu aç›klamak da yetmezse). Ajitasyon, bu bask›n›n her somut örne¤i ele al›narak yürütülmelidir (t›pk› iktisadi bask›n›n somut örnekleri etraf›nda ajitasyon yürütmeye bafllam›fl olmam›z gibi.) Bu bask› toplumun çeflitli s›n›flar›n› etkiledi¤ine göre, kendisini yaflam›n ve eylemin en çeflitli alanlar›nda -meslek, kamu, özel, aile, din, bilim vb. alanlar›nda- ortaya koydu¤una göre, otokrasinin siyasal teflhirini bütün yönleriyle örneklemeye giriflmeyecek olursak, iflçilerin siyasal bilincini gelifltirme görevimizi yerine getiremeyece¤imiz besbelli de¤il midir? Bask›n›n somut belirtileri etraf›nda ajitasyon göre-
vini yerine getirebilmek için bu belirtileri teflhir etmek gerekir. (Nas›l ki ekonomik ajitasyonu yürütebilmek için fabrikalarda yap›lan haks›zl›klar› teflhir etmek zorunluysa.)” Bu uzun al›nt› iflçi s›n›f› ve emekçiler içinde yürütece¤imiz ajitasyon ve propaganday› nas›l ele alaca¤›m›z› özetlemektedir. Ekonomik temelde ajitasyon yapmada yetersiz kald›¤›m›zdan bahsetmifltik, ayn› flekilde siyasal temelde ajitasyon yürütme noktas›nda da yetersizliklerimiz fazlad›r. Her ikisinde de bir kal›plaflma, yüzeysellik söz konusudur. Bunun nedeni toplumsal yaflamla ve toplumun çeflitli kesimlerinin durumunu incelemede var olan yetersizliktir. Bu noktada kitlelerden ö¤renmek önemlidir. Onlar›n iflyeri koflullar›n›, yaflam›ndaki zorluklar› dile getirmeleri önemlidir. Bunlar›n bizler taraf›ndan ö¤renilmesi, yapaca¤›m›z ajitasyonu zenginlefltirecektir. Yine faflist sistemin iflçi ve emekçilere yönelik bask›lar›n› takip etmemiz, a盤a ç›karmam›z, emperyalistlerle olan iliflkilerini bilmemiz, ayr›nt›s›n› ö¤renme çabas›yla bilmemiz ajitasyon ve propagandam›z›n zenginleflmesini sa¤layacakt›r. Bu anlamda yay›nlar›n bildirilerin iyi kullan›lmas›, süreklili¤inin sa¤lanmas› dikkatle ele al›nmas› gereken bir meseledir. Tüm bunlar› do¤ru flekilde ele almak ise bilinçli, s›k› ve kolektif örgütlenmeyi flart koflar. Bilinçli, s›k› ve kolektif örgütlenme önüne ç›kan zorluklar› aflmay› baflar›r. Gevflek, kendili¤indenci ve kolektifi esas almayan örgütlenmeler ise zorluklarla bafla ç›kamaz. Bunun için bilinçli, s›k› ve kolektif örgütlenmeler oluflturmaya ve gelifltirmeye önem vermeliyiz.
6
25 Ağustos-7 Eylül 2006
55
Bizi bu devletten kurtaracak baflka bir devlet yok mu? Özellefltirme uygulamalar›yla K‹T’lerin tasfiyesiyle, tar›m ürünlerine getirilen kota uygulamalar›yla, Do¤rudan Gelir Deste¤i gibi sald›r›larla IMF talimatlar›n› uygulayan uflak AKP hükümeti, bunun yan›nda bir de köylüyü, tefeci tüccar›n insaf›na b›rakm›flt›r. Örne¤in, köylü bir y›ll›k eme¤inin karfl›l›¤› olan domatesin 1 kg’›n› 8 kurufla tüccara satmakta, tüccar ise hiçbir emek harcamadan üç-dört misli bir fiyata tüketiciye satmaktad›r. Yani tüccar köylünün eme¤i üzerinden büyük bir rant almaktad›r. Köylünün örgütlü birlikleri olmamas›, olan birlikler ve odalar›n köylüye yabanc› ve burjuva feodal partilerin yardakç›lar› olmalar› da köylüyü s›k›nt›ya sokmaktad›r. Bu konu ile ilgili söylefli yapt›¤›m›z bir emekçi köylü kad›n›n “bizi bu devletten kurtaracak baflka bir devlet yok mu?” feryad› kulaklar›m›zda ç›nlamaktad›r. Köylülerin bu feryad›n› ve yaflad›¤› sorunlar› kamuoyu ile paylaflmak için Bursa’n›n Mustafa Kemal Pafla ilçesine ba¤l› Ormankad› ve Kumkad› köylüleriyle yapt›¤›m›z söylefliyi gazetemize tafl›yoruz. - Bir üretici köylü olarak yaflad›klar›n›z› anlat›r m›s›n›z? - Alaattin Kumlucu (Ormankad› köylüsü): Ben kavun, karpuz, domates, biber üretiyorum. Üretti¤imizin karfl›l›¤›n› alam›yoruz. Bugün mazotun litresi 2.5 YTL. Gübrenin torbas› 35 YTL. Tohum 1 YTL. ‹flçili¤i ve sulamas› da var, yani masraflar› çok. Ama direkt tüketiciye satamad›¤›m›z için tüccar gelip domatesi 8, kavunu 20 kurufla al›yor. Yani tüccara vermek zorunda kal›yoruz. Paray› tüccar kazan›yor. Salça fabrikas›na vermek istiyoruz, o da paray› zaman›nda vermiyor. Fide veriyorlar onun da paras›n› vermedi¤in zaman icraya veriyorlar. - Seçim döneminde var olan siyasi partiler birçok vaatte bulunuyorlar, buna ne diyorsun? - Evet, her parti seçim döneminde gelip at›p at›p gidiyor, zaten bizim onlardan bir beklentimiz yok.
- Siz ne üretiyorsunuz? Sorunlar›n›z› anlat›r m›s›n›z? - ‹brahim Akbahar: Ben hayvanc›l›kla u¤rafl›yorum, inek besletiyorum. Yani süt sat›yorum. Sütün kilosunu 35-40 kurufla sat›yoruz, ama bu da bizi kurtarm›yor. Yem pahal›, geçen sene de sütü ayn› parayla sat›yorduk bu sene de ayn›, yani halimiz kötü. Bu gidiflle hayvanlar› sataca¤›m, çünkü masraflar›m›z› kurtaram›yoruz. Bizi yönetenler seçim döneminde gelip “iktidar olursak flunu yapaca¤›z, bunu yapaca¤›z” diyor. Ama biz onlar›n yalan söyledi¤ini çok iyi biliyoruz. Sütafl denen bir flirket var, sütlerimizi al›yor, o da bafl›m›z›n belas›, ald›¤›n›n paras›n› zaman›nda vermiyor. - Size vaatlerde bulunanlar zaten ba¤›ms›z hareket etmiyorlar. IMF denilen emperyalistlerin kurumu var. Onun direktiflerini uyguluyorlar, buna ne diyorsunuz? - Biz zaten herfleyimizle onlar›n elindeyiz onlar ne diyorsa onu yap›yoruz. - Siz yaflad›¤›n›z sorunlar› bize anlat›r m›s›n›z? - Eftal Günhan: Sorunlar›m›z çok, üretti¤imizin karfl›l›¤›n› alam›yoruz. Arac›lar›n elinde kald›k, ürettiklerimizin karfl›l›¤›n› vermiyorlar. Ucuz al›yorlar masraflar›m›z› bile kurtaram›yoruz. - Siz tüccar›n elinde kald›¤›n›z› söylü-
Tütünde kota köylünün belini büküyor!
Geçti¤imiz ay içerisinde f›nd›k taban fiyatlar› ve al›m› üzerinden yaflanan sorunlar, di¤er birçok tar›m ürününe de yans›m›fl durumda. Tar›m› tasfiye etmeye yönelik politikalar›n bu do¤al sonucu, f›nd›¤›n yan›s›ra üzüm, kay›s›, pamuk ve tütün gibi ürünlerde de kendisini gösteriyor. Ad›yaman’da yaklafl›k 40 bin aile ve 200 bin kiflinin geçimini sa¤lad›¤› tütüne büyük oranda kota konulmas›yla birlikte birçok aile ma¤dur oldu. Tütüne konulan kotadan önce tütün iflletmesine 350 bin balya verebilen köylüler, kotan›n uygulanmaya bafllamas›yla beraber 80-90 bin balyaya kadar inmek zorunda kald›lar. Kota uygulanmas›n›n ard›ndan ekim alanlar› daralan Ad›yamanl› köylüler, ciddi ekonomik s›k›nt›larla bo¤ufluyor. Yaklafl›k 40 bin aileden oluflan üreticilerin say›s› da kotayla beraber 14 bine kadar
gerilemifl durumda. Bu nedenle iflsizlik de bölgenin bafll›ca gündemlerinden birisi halinde. Üretime devam eden köylüler ise y›ll›k 1.5-2 milyarla geçinmeye çal›fl›yor. Bölgedeki bu sorunlar nedeniyle Ad›yamanl›lar büyük oranda mevsimlik iflçi olarak günlük 10 ile 15 YTL aras› yevmiyeyle Karadeniz’e f›nd›k, Malatya’ya kay›s› ve Çukurova’ya biber, pamuk vb. toplamaya gidiyor. Özellikle yaz aylar›nda birçok bölgede mevsimlik tar›m iflçisi olarak çal›flan Ad›yamanl› iflçiler, hem ücretlerin düflüklü¤ü hem de çal›flma flartlar›n›n a¤›rl›¤› alt›nda eziliyor. Günlük 10-15 YTL aras› yevmiyeyle hem kar›nlar›n› doyurmaya, hem de k›fl aylar› için birikim yapmaya çal›fl›yorlar. Bölgede yaflanan bu sorunlar ayn› zamanda göçü de beraberinde getirmifl durumda. Tütün üretimiyle geçinmeye çal›flan aileler, geçim kaynaklar›na konulan bu kota nedeniyle ve ifl bulma umuduyla büyük flehirlere göçüyorlar. (Malatya)
yorsunuz. Niye köy sendikalar›n›, köy kooperatifleri kurmuyorsunuz? Birlik olursan›z tüccardan, arac›dan kurtulursunuz. - Zaten sorun burada. Biz köylüler birlik olmad›k, birlik olmad›¤›m›z için de gelen vuruyor, giden vuruyor. Zaten bizim zaaf›m›z bu, bunu yenersek kendi kooperatifimizi kurarsak, kendi mal›m›z› kendimiz satarsak az da olsa rahatlar›z. - Hasan Sayman: Bizim pazar sorunumuz var. Domatesin kilosunu 8-11 kurufltan sat›yoruz. Kavunu 20 kurufltan sat›yoruz. Bu da mazot paras›n› ç›karm›yor. - Baflbakan bu sene köylüye “gözünüzü Allah doyursun” diye tepki gösterdi, buna ne diyorsunuz? - Baflbakan yalan konufluyor, yalan. Domatesin kilosunu 10 kurufltan satarsan dönümünün 350 YTL’ye kiraya verirsen ne kazan›rs›n? Mazotun litresini 2.5 YTL’yi geçiyor. Ben 75 yafl›nday›m. Sabah ezan›ndan, akflama kadar çal›fl›yorum. Bak ayaklar›m fliflmifl. Koltukta oturup konuflmak kolay, gelsin benim flartlar›mda çal›fls›n baflbakan, ondan sonra konuflsun. Bak bu insanlar ta nereden gelip burada 12 YTL-15 YTL’ye çal›fl›yorlar. Ne yiyip ne içecekler? Kendi bebe¤ini römorkun gölgesinde b›rak›p bu parayla çal›fl›yor. Öyle koltukta oturup lak lak konuflmak kolay.
- Sabri Gündüzcü: Zaten sorunumuz insanlar, bizim köyde birlik yok, birlik olsak tabi ki olur, bir fleyleri çözeriz. fiimdi ben 35 kilo domatesle 1 litre benzin zor al›yorum, masraflar çok. Baflbakan diyor “gözünüz doymuyor.” Bu sene Baflbakan›n gözü doyacak, Allah›n izniyle, onun gözünü bu sene doyuraca¤›z. Geçen sene bir depoyu 70 YTL’ye doldururduk, bu sene 120 YTL’ye dolduram›yoruz. Fark yüzde sekseni geçiyor. Geçen sene de domates 8 kurufl bu sene de, yani ileriye de¤il geriye gidiyoruz. - fieynur Gündüzcü: Biz b›kt›k bu devletten, bizi bu devletten kurtaracak kimse yok mu? Mazot pahal›, gübre pahal›, yani girdiler pahal› bize bir ramak domatesle ancak 200 YTL kal›yor. Gel bununla geçin, bizi bu devletten kurtaracak baflka bir devlet yok mu? Bizi bu devletten kurtar›n. Baflka bir ifl de yok, çiftçiyiz yapaca¤›m›z ifl bu. - Hepimizin sorunlar› ayn› birlik olursak birçok fleyi hallederiz. - fieynur Gündüzcü: Evet birlik olmam›z laz›m. Biz bu devletten b›kt›k, bak üstümüz bafl›m›za, ne haldeyiz. - Yakup Bingöl (Kumkad› köylüsü): Ben bu sene bu tarlay› 3500 YTL icarla kiralad›m köy muhtar›ndan. Buras› köy meras› yani hayvanlar›n otlak yeri. Baflka yapacak iflimiz yoktu. Ama ekti¤imizin karfl›l›¤›n› alam›yoruz. Çünkü girdiler çok fazla, ürünü ucuz al›yorlar. Ben bunun maliyetini kurtaram›yorum. Devlet buna bir çare bulsun. ‹hracat kap›s›n› açs›n. - Mersin’de köylü Baflbakan’a seslendi “anam›z a¤l›yor” dedi. Baflbakan “anan› al git” dedi. Yani çare bu devlette de¤il. Biz birlik olursak sorunlar›m›za çare oluruz. - Yakup Bingöl: Zaten birlik olursak sorunlar›m›z çözülür. Bizde birlik yok, biz üretiyoruz, biz emek veriyoruz tefeci tüccar kazan›yor. Bizi tefeci tüccar›n eline b›rakt›. Bak iflçiye para vermeyelim diye alt› yafl›ndaki çocu¤u bile çal›flt›r›yoruz. Yani ailece çal›fl›yoruz. (Bursa)
ZMO’dan uyar›: Pamuk üreticisi tar›mdan uzaklafl›yor ZMO Diyarbak›r fiubesi Baflkan› Akif Karakoyunlu, pamuk üreticisinin içinde bulundu¤u s›k›nt›lara dikkat çekerek, üreticilerin tar›mdan h›zla uzaklaflt›¤›n› ve bunun için acil önlemler al›nmas› gerekti¤ini söyledi. 20 milyar dolarl›k ihracata sahip tekstil ve konfeksiyon sanayisinin hammaddesi olan pamuk üretimindeki a盤›n büyüdü¤ünü kaydeden Karakoyunlu, “Ülke ihtiyac›m›z olan 1 milyon 350 bin ton lif pamuk üretiminde aç›k her geçen gün büyümüfltür. 2005 y›l› öncesine kadar yaklafl›k 550 bin pamuk ithalat› yaparken 2005 y›l›nda 748 bin ton pamuk ithal edip bunun karfl›l›¤›nda 900 milyon dolar para ödendi” dedi. Teknik elemanlar›n›n yapt›¤› araflt›rmalar sonucunda bu y›l bir kilogram kütlü pamuk maliyetinin 0.75 Ykr’yi buldu¤unu, buna karfl›l›k sat›fl fiyat›n›n 1.25 YTL olmas› gerekti¤ini ifade eden Karakoyunlu, son y›llarda girdi maliyetlerinin sürekli olarak fiyatlar aleyhine geliflti¤ini kaydetti. Üreticinin h›zla pamuktan uzaklaflt›¤›n› belirten Karakoyunlu, “1980 y›l›nda, bir kilogram
pamuk satarak 7.9 kilogram gübre alabilen bir üretici, 2005 y›l›nda ancak 3.1 kilogram gübre alabilmektedir. 1980 y›l›nda 1 kilogram pamuk satarak 1.9 lt mazot al›n›yordu. Bu durum ve üreticinin zaman›nda ve yeterli derecede desteklenmemesi sonucu üretici h›zla pamuk tar›m›ndan uzaklaflmaktad›r” diye konufltu. Karakoyunlu, ayr›ca flunlar› söyledi: “Destekleme priminin tapu kayd›na ve DGD’ye göre verilmesi halinde gerçek üreticiler bu destekten faydalanamamaktad›r. Ödemeler için üretici belgesi yeterli say›lmal›d›r. Pamukta var olan sorunlar bir an evvel çözüme kavuflturulmal›d›r. Tar›m›n yap›sal sorunlar›na yönelik hiçbir kal›c› iyilefltirme politikas› güdülmezken, kamunun tar›m sektörünü düzenleme görevi neredeyse tümüyle terk edilmifl durumudad›r. Tar›m sektörü, bu ülkenin can damar›d›r. Türkiye bu gerçekten hareketle bir an önce tar›ma gereken önemi vermeli, do¤ru tar›m politikalar›n› uygun kaynak büyüklükleri ile birlikte yaflama geçirerek sektörü dünya ile yar›flabilir bir konuma tafl›mal›d›r.” (H. Merkezi)
7
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
Enerji halka de¤il, peflkefle laz›m!
Birçok ülkede b›rak›lmas›na ve karfl› ç›k›lmas›na ra¤men Türkiye’de her hükümet taraf›ndan ortaya at›lan nükleer enerji ve termik santral Tekirda¤’da halk›n gündeminde. Tekirda¤’›n Saray ilçesine yap›lmak istenen Termik Santral, Temmuz ay›ndan bu yana halk›n tepkisini çekiyor. Aç›ld›¤› birçok bölgede tar›m›n ölmesine sebep olan Termik Santral’in ihalesi flimdiden yap›lm›fl. Türkiye Kömür ‹flletmeleri’nin (TK‹) gündemine ald›¤› ve baflta Saray ilçesi olmak üzere Trakya bölgesindeki 22 köyü birebir etkileyecek olan santrale karfl› halk imza kampanyas› yaparak tepki gösterdi. Halk›n toplad›¤› 12 bin 720 imza 12 A¤ustos Cumartesi günü Saray ilçesinde yap›lan yürüyüflle iktidardan daha iktidarc› olan CHP’nin Tekirda¤ Milletvekili Erdo¤an Kaplan’a Meclis’e iletilmesi için verildi. Saray Do¤ay› Koruma ve Temiz Çevre Derne¤i taraf›ndan imzaya aç›lan metin-
de ise Anayasa’n›n 56. maddesinde geçen “…herkesin sa¤l›kl› ve dengeli bir yaflama sahip olma hakk›” gerekçe gösterilerek devletin düfltü¤ü yasad›fl›l›k gösterildi. TK‹ ise Tekirda¤ ve Trakya’daki kömür rezervinin kullan›lmas› için termik santrali bir çözüm olarak gösteriyor. Lakin ayn› imza metninde geçen “termik santralin oldu bittiye getirilmek istendi¤i” gerçe¤i ise gene TK‹’nin Tekirda¤ Saray’daki Linyit Sahas› De¤erlendirme Raporu’nda ortaya ç›k›yor.
“Yapt›rmayaca¤›z, do¤am›z› y›kt›rmayaca¤›z!” Temmuz ay›ndan bu yana yürüyüfller düzenleyen halk ise en son olarak imzalar› iletmek için 5 bin kifli ile kad›n erkek, genç yafll› yürüdü. Ellerinde kuru a¤aç foto¤rafla-
Develi köylüleri; “Çöp ‹stiyor muyuz? Hay›r!”
Daha önce de gazetemizde çeflitli eylemlerine yer verdi¤imiz Manisa’n›n Saruhanl› ilçesine ba¤l› Develi köylüleri 17 A¤ustos’ta yine eylem yapt›. Hep bir a¤›zdan slogan atan ve “Çöpe Hay›r!” diyen köylüler, yaflad›klar› s›k›nt›lar› Manisal›lara anlatarak destek istedi. 17 A¤ustos sabah›, otobüs ve minibüslerle Manisa merkeze gelen köylüler, Cumhuriyet Meydan›’nda topland›. Yaklafl›k 150 kiflilik grubun erkekleri, burada üstlerini ç›kararak kad›nlarla birlikte yürümeye bafllad›. Valilik binas› önünden geçen köylüle-
Naldöken köylüleri sa¤l›¤›n› istiyor
Çözüm de¤il peflkefl kokuyor! TK‹’nin raporunda iflletme ruhsat› TK‹’de olan Tekirda¤ Saray Havzas›’ndaki kömür rezervinin at›l durumda oldu¤u, rezervin herhangi bir yat›r›m veya harcama olmadan ancak ve ancak kiralama yöntemiyle kurulacak bir santral ile elektrik enerjisine dönüflebilece¤i ve bunun da özel sektör taraf›ndan yap›labilece¤i yaz›yor.
ri, Vali Refik Arslan Öztürk de uzaktan izledi. Ellerinde çal› süpürgeleri, üzüm ve çeflitli sebzelerin bulundu¤u sepetlerle yürüyüfl yapan köylüler, kentin en ifllek caddesi olan Mustafa Kemalpafla Caddesi ve Do¤u Caddesi’nde ilerleyerek Malta semtine kadar yürüdü. Polisin genifl “önlem”leri alt›nda gerçekleflen yürüyüfl s›ras›nda, yoldan geçen insanlara ve esnafa bildiri da¤›tarak destek isteyen köylüler, ayr›ca üzüm ikram›nda bulundu. Belediye hizmet binas› yak›nlar›nda da caddeyi süpüren köylüler, burada çöp istemediklerini belediyeye duyurmaya çal›flt›. Ard›ndan yürüyüfle ilk bafllad›klar› nokta olan Cumhuriyet Meydan›’na dönen köylüler, tesisin yap›laca¤› alanda 20 bin zeytin a¤ac›n›n bulundu¤unu ifade ederek, kurulmas› durumunda tüccar›n kendilerinden zeytin almayaca¤›n› söylediler. (‹zmir)
Kangal’da bulunan termik santral de bunlar›n bir örne¤i. Kurulduktan 3-4 y›l sonra çevredeki köylerin topra¤›n› zehirleyerek tar›m›n bitmesine sebep olan santral ayn› zamanda “bir türlü kullanamad›¤›” filtrelerinden ötürü çevre köylerdeki hayvanc›l›¤›n da ölmesine sebep olmufltu. Daha sonras›nda bölgede kamulaflt›rma uygulayaca¤›n› aç›klayan devlet ise, zarara u¤rayan köylülerin halen ma¤duriyetini gidermedi. Tekirda¤’da ise bu örne¤e benzer olarak geçim kaynaklar› içinde a¤›rl›kl› olarak tar›m ve k›smi olarak hayvanc›l›k var. Halk ise slogan›n› belirlemifl görünüyor; “Ayçiçeklerini Öldürmeyelim”! (H. Merkezi)
r› olan ve “Ayçiçeklerini Öldürmeyelim” yaz›l› dövizler tafl›yan halk ise durumdan rahats›zl›¤›n› ve termik santralin kurulmas› devam ederse tepkisinin fleklini ortaya koydu. Geçti¤imiz günlerde ihalesi gerçekleflen Saray Termik Santrali’ni infla etme peflkeflini ise Baflat ‹nflaat Firmas› ald›. 5 y›l içerisinde kurularak faaliyete geçmesi beklenen santralin yap›m anlaflmalar›n›n ise önümüzdeki günlerde yap›lmas› bekleniyor. Di¤er yandan ise termik santralinin devreye geçmesiyle halk› bekleyen tehlike ortaya ç›k›yor. Yata¤an Santrali’nin yan›s›ra Sivas
‹zmir Bornova’ya ba¤l› Naldöken köyünde kurulu olan Bat›çim adl› çimento fabrikas› filtrelerini çal›flt›rmayarak köylülerin sa¤l›¤›yla oynuyor. Filtrelerini çal›flt›rmayan fabrika geceleri ise biriktirdi¤i tozu serbest b›rakarak köyde yaflayan birçok insan›n akci¤er hastal›klar›na, özellikle ast›ma yakalanmas›na neden oluyor. Fabrikan›n bir an önce yerleflim birimlerinden uzak bir noktaya tafl›nmas›n›n mücadelesini veren Naldöken köylüleri, ‹zmir Valili¤i ve Çevre Bakanl›¤›’n› göreve ça¤›rmak için 15 A¤ustos günü Bat›çim önünde topland› ve “Zehir solumak istemiyoruz” diye hayk›rd›.
Fabrikadan b›rak›lan toz nedeniyle çevrenin beyaz bir örtüyle kapland›¤›n›, tafl ihtiyac›n› karfl›lamak için patlat›lan dinamitler nedeniyle de sürekli sars›nt› ve gürültü olufltu¤unu söyleyen köylüler, köy muhtar›n›n da sorunlar›yla ilgilenmeyerek fabrika sahipleriyle iflbirli¤i içinde oldu¤unu ifade ettiler. Özellikle çocuklar›n çok s›k hastaland›¤› Naldöken köyünde kurulu olan fabrikan›n tafl›nmas› için ‹zmir Valili¤i ve Çevre Bakanl›¤›’n› da göreve ça¤›ran köylüler eylemlerine talepleri kabul edilene kadar ›srarl› bir flekilde devam edeceklerini dile getirdiler. (‹zmir)
Nemli hava köylülü¤ü etkiledi! atay’›n ‹skenderun ilçesinde yaklafl›k bir ayd›r havalar›n nemli ve sisli olmas›, meyvelerin dal›nda çürümesine neden oldu. Yaflanan bu olayla ilgili çeflitli yorumlar yap›l›rken, üreticiler ve çevreciler, sorunun termik santrallerden ve mahalleye yak›n çöp alan›ndan kaynakland›¤›n› düflünüyor. Verdikleri tüm emeklerin bofla gitti¤ini dile getiren köylüler, termik santrallerin ve çöp alan›n›n kald›r›lmas›n› istiyor. Konuyla ilgili aç›klama yapan Akdeniz
H
Çevre Koruma Derne¤i Sekreteri Oktay Demirkan da, ‹skenderun’un ekolojik bir felaketle yüz yüze oldu¤unu belirtti. 10 y›l önceye kadar ‹skenderun ve Dörtyol ilçelerinde nar bahçelerinin bulundu¤unu hat›rlatan Demirkan, bu bahçelerin flu anda yok denilecek kadar azald›¤›n› söyledi. Neden olarak bölgede kurulan termik santralleri ve denetimsiz olarak kurulan fabrikalar› gösteren Demirkan, önlem al›nmamas› halinde ‹skenderun ve çevresinde ekolojik bir felaket yaflanaca¤›n› iddia etti. (Mersin)
Otopark mevsimlik iflçilere yatakhane oldu irçok çevre ilden, günlü¤ü 15-20 YTL yevmiye karfl›l›¤›nda çal›flmak amac›yla Malatya’ya gelen mevsimlik iflçiler, bar›nacak yer bulamad›klar› için otoparkta kal›yor. Yafllar› 17 ile 45 aras›nda de¤iflen ve hamall›k, kay›s› toplay›c›l›¤›, inflaat gibi ifllerde çal›flan iflçilerin say›s› 200’ü buluyor.
B
Otellerin dolu oldu¤unu belirten iflçiler, otoparkta yat›nca da çevreden insanlar›n engel olmaya çal›flt›klar›ndan flikayet ediyorlar. Her yafl grubundan mevsimlik iflçinin kald›¤› otoparkta, çocuklar da bulunuyor. Kimi zaman dönüfl paras›n› bile ç›karamayan iflçiler, ayr›ca sa¤l›k sorunlar› ile de karfl› karfl›ya. (Malatya)
8
25 Ağustos-7 Eylül 2006
55
Da¤lar›m›z, ormanlar›m›z yang›n yeri...
Türkiye Kürdistan›’nda son birkaç ayd›r orman yang›nlar›nda büyük bir art›fl yaflan›yor. Dersim’den Bingöl’e, Cudi’den,Gabar’a kadar bölgenin birçok ili, da¤› ve yaylas›nda ormanlar askerler taraf›ndan yak›l›yor. Tabi ki suçlular aç›kta; faflist patron a¤a devleti ve onun ordusu. Devlet y›llar önce uygulad›¤› köy boflaltmalara, köyleri ve yaylalar› gelifli güzel tarama ve bombalamalara, orman kesimi ve yakmalar›na kadar birçok faflist yöntemi gerilla savafl›n› bitirme, gerillay› korunaks›z ve desteksiz b›rakma ad›na tekrar uygulamaya bafllad›. Konumuz özgülünde devletin son bir ayl›k süreçte yapt›klar›na bir göz atal›m; - Dersim Festivali sürecinde Ovac›k’ta operasyon yapan faflist ordu kuvvetleri Ovac›k-Hozat s›n›r hatt›nda yer alan ormanl›k bölgeyi helikopterlerle saatlerce bombalam›fl ve bu bombalamalardan sonra Buzlutepe, Çalbafl›, Vankuk, Emirgan ve Bilgeç yaylalar›nda genifl çapl› orman yang›nlar› bafllam›flt›. 50 hektarl›k orman alan›nda bafllaya-
rak giderek yay›lan yang›na ilçe Orman Müdürlü¤ü ekipleri güvenlik nedeniyle gitmezken ilçe Jandarma Komutanl›¤› da herhangi bir müdahalede bulunmad›. - Bingöl’de “güvenlik” gerekçeli orman kesimleri il genelinde genifl çapl› olarak sürdürülürken, Genç ilçesine ba¤l› Do¤anl› köyü civar›nda 6 A¤ustos’ta bafllayan ve günlerce süren yang›n Do¤anl›, Dedeba¤ ve Çaml›yurt köyleri aras›ndaki ormanl›k alan›n büyük bir k›sm› yanarak yok oldu. Ve bu yang›nlara hiçbir müdahalede bulunulmad›. - fi›rnak’ta bulunan Cudi da¤›ndaki ormanl›k alan, 13 Haziran günü ‹kizce Komando Taburu taraf›ndan ayn› gerekçeyle atefle verildi. Müdahale edilmeyen yang›n k›sa sürede yay›larak çevrede bulunan birçok köy ve ekili araziyi tahrip etti. - Dersim, Bingöl ve Cudi’den sonra Cizre ilçesi yak›nlar›nda bulunan Gabar da¤›ndaki ormanlar da ‹kizce Jandarma Taburu taraf›ndan 13 Haziran günü akflam saatlerinde atefle verildi. Cizre ilçesine ba¤l› 7 km
uzakl›kta bulunan Gabar Da¤›’n›n uç k›sm›nda bafllayan yang›na herhangi bir müdahalede bulunulmad›. Büyüyerek devam eden yang›n nedeniyle çevre köyler tehdit alt›nda kald›. - Cudi’de ormanlar› yakan askerlerden sonra Silvan’a ba¤l› Üçdirek köyünde J‹TEM elemanlar› köyü çember alt›na alarak, bölgedeki ormanl›k alan› atefle verdiler, köylülerin yang›na müdahalesini engellediler. Yukar›da yazd›¤›m›z bu örnekler, faflizmin bölgedeki uygulamalar›n› a盤a vururken, bir yandan da gerilla mücadelesi karfl›s›nda düfltü¤ü çaresizli¤in boyutunu göstermesi aç›s›ndan ibrettir. Bölgede, patron a¤a devletinin faflist ordusunca baflvurulan “güvenlik gerekçeli” orman kesimleri ve yang›nlar›na iliflkin ‹HD baflta olmak üzere birçok kurum ve kurulufl taraf›ndan suç duyurular›nda bulunulmakta, duyarl›l›k ça¤r›lar› yap›lmaktad›r. Yine birçok bas›n kuruluflu bunlarla ilgili haberler yapmaktad›r.
Ar›c›l›k yapan köylüyü öldüren askerlere takipsizlik karar›! Dersim’in Pülümür ilçesinin Küllü kö- lan ise, olay yerinde yaklafl›k 600 merminin yünde ar›c›l›k yapan Hüseyin Arslan isimli kullan›ld›¤›n›n tespit edildi¤ini, ancak bunun köylünün 18 May›s tarihinde Jandarma Özel evraklara yans›t›lmad›¤›n› söyledi. Arslan, Harekât Timleri taraf›ndan öldürülmesine ilifl- “Babam o saatte ar›lar›n bulundu¤u alana kin soruflturmas›n› tamamlayan Pülümür Cum- ay› geldi¤inden kuflkulanarak etraf› kontrol huriyet Savc›l›¤›, “kovuflturmaya gerek yok” etmeye ç›km›fl ve ç›kt›¤› s›rada da aya¤›nda karar› verdi. Haz›rlanan soruflturmada, Arslan terlik üzerinde de pijamas› varm›fl. Bu flekilve arkadafllar›n›n “PKK’lide giden bir insan nas›l oluler için keflif ve gözetleme yor da örgüt için keflfe ç›k›“Babam yapt›klar›” görüflüne yer yor, anlamad›m. Haz›rlademiryollar›nda çal›flan veren Savc›l›k, askerlerin nan tutanaklar tamamen de kendilerini savunmak ve ayn› zamanda ar›c›l›k- failleri kurtarmaya dönük” için atefl açmas› sonucunda la u¤raflan bir insand›. dedi. Arslan’›n hayat›n› kaybettiArslan’›n k›z› Öznur Ne olursa olsun bu olay›n ¤ini savundu. Arslan ise babas›n›n cenazepeflini b›rakmayaca¤›z” sine gelen askeri yetkililerin “Hayat›n ola¤an ak›fl›nda o bölgede o saatte kendilerine olay› unutmalar› bir köylünün bulunamayaca¤›na karar ve- ve dava açmamalar› karfl›l›¤›nda 16 bin YTL ren” Savc›l›k, bu kararla bir ilke daha imza at- teklif ettiklerini söyleyerek gerçek suçlular› m›fl oldu. Bölgenin a¤açl›k ve çal›l›k oldu¤u, aç›klad›. Babas›n›n kasten öldürüldü¤ünden ve geceleri herhangi bir nedenle ulafl›lacak bir öldürüldükten sonra da bir süre sürüklendi¤inbölge olmad›¤›, av yap›lacak bir alan da olma- den flüphelendiklerini belirten Öznur Arslan, d›¤› vb. ifadeler de bu iddiay› kan›tlamak için “Babam demiryollar›nda çal›flan ve ayn› zaraporda yer al›yor. manda ar›c›l›kla u¤raflan bir insand›. Ne Rapor askerlerin yarg›lanmas›n›n yolunu olursa olsun bu olay›n peflini b›rakmayacakapat›rken, Hüseyin Arslan’›n o¤lu Özgür Ars- ¤›z” fleklinde konufltu. (Malatya)
Yine baflka bir yönüyle, Türkiye Kürdistan›’nda gerilla mücadelesini engelleme temelinde orman yakan faflist patron a¤a devletinin, ülkemiz co¤rafyas›n›n de¤iflik kesimlerinde rant-kâr ve uflakl›k misyonu gere¤i birçok ormanl›k alan› imara açt›¤›n›, kesimler yap›p, orman yang›nlar›na göz yumdu¤unu, birçok bölgede baraj yapma hevesi ile (rant sa¤lamak için) do¤al güzellikleri tahrip etti¤ini ve nükleer santral, siyanürlü maden aramalara zemin sunup, göz yumarak çevre katliamlar›na yol açt›¤›n› görmekteyiz. Bu örnekleri ço¤altmak mümkündür. Özcesi vurgulamak istedi¤imiz nokta fludur: Emperyalistlerin ufla¤› faflist patron a¤a devletinin Türkiye ve Türkiye Kürdistan› halk›na, bu halklar›n kültürlerine, topraklar›na ve do¤aya-çevreye giriflti¤i tüm sald›r›lar esas olarak s›n›fsal gerçekli¤i ve s›n›f savafl›m› temelinde ele al›nd›¤›nda do¤ru sonuçlara ve tespitlere ulafl›r›z ve bu durumda gerçekten sistemi y›kacak ve özgür gelece¤i kuracak bir rotaya girmifl oluruz. (Erzincan)
Dersim’de yang›na protesto ersim’de yaflanan orman yang›nlar› ile ilgili olarak ‹HD Dersim Temsilcili¤i taraf›ndan Sanat Soka¤›’nda saat 12.30’da bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Aç›klamada ‹HD Dersim Temsilcisi Bar›fl Y›ld›r›m “17 A¤ustos tarihinde sabah saatlerinde Tunceli Merkez Güleç Köyü K›rm›z› Da¤ (Dot) mevkiinde büyük bir orman yang›n› meydana gelmifltir. Güleç Köylüleriyle yapt›¤›m›z görüflmede yang›n öncesi Güleç Köyü ve çevresinde askeri operasyon yap›ld›¤›, askeri helikopterlerin K›rm›z›
D
Da¤ mevki bölgesinde gittikleri, sonras›nda da orman yang›n›n bafllad›¤› taraf›m›za bildirilmifltir. ‹lginç olan ise Tunceli Ovac›k, Hozat, Pülümür ilçelerinde ormanl›k alanlar›n son süreçte eflzamanl› çeflitli yang›nlar›n›n ç›kmas›d›r. Bu yörelerde yaflayan insanlar yang›nlar›n operasyonel faaliyetlerin sonras› ç›kt›¤›n› iddia etmektedir. Genel olarak ilimizde 1990’l› y›llarda yo¤un çat›flma ortam›nda da terörle mücadele ad› alt›nda ormanlar›n yak›ld›¤› bilinen bir durumdur” dedi. (Malatya)
12 Eylül hukuku sürüyor E¤itim-Sen Eskiflehir fiube Baflkan› üyelerine uyguland›¤›n› ve amac›n topAli Pafla fianl›, 1986 y›l›nda aç›lm›fl olan lumsal muhalefet içerisinde aktif olan inve Malatya’da görülmeye devam eden bir sanlar›n üzerinden halka gözda¤› vermek davada ad› geçti¤i gerekçesiyle 8 A¤us- oldu¤unu söyledi. tos’ta gözalt›na al›narak tutukland›. E¤itim-Sen Eskiflehir fiube Baflkan› 50 y›ld›r Eskiflehir’de yaflayan ve 27 Ali Pafla fianl›’n›n tutuklanmas›n› Limy›ld›r ö¤retmenlik yapan fianl›’n›n ter-‹fl Sendikas› da yaz›l› bir bas›n aç›kla1986’da Malatya’da mas› yaparak k›nad›. Bir senaç›lm›fl bir davada üzedika baflkan›n›n tutuklanma“Co¤rafyam›zda rine verilen “TKP/ML s›yla ülkemizdeki iflçi ve üyesi oldu¤u” ifadesine adaletsizli¤in ve eflit- emekçilerin örgütlenme, hak dayan›larak ve adresi- sizli¤in ne kadar derin arama mücadelesinin söz ve nin tespit edilememesi oldu¤u bir kez daha eylem özgürlü¤ünün ayaklar gerekçe gösterilerek alt›na al›nd›¤›n› bir kez daha gözler önüne hakk›nda g›yabi tutukkan›tland›¤›n› belirten Limterserilmifltir. Adalet, ‹fl “Co¤rafyam›zda adaletlama karar› ç›kart›lmas› ve tutuklanmas› üzerine eflitlik ve kardefllik is- sizli¤in ve eflitsizli¤in ne kayaz›l› bir aç›klama ya- teyenlerin hapishane- dar derin oldu¤u bir kez dapan E¤itim-Sen Genel lere konulmas› biçi- ha gözler önüne serilmifltir. Merkezi tutuklama kaAdalet, eflitlik ve kardefllik minde iflliyor” rar›n› k›nad›klar›n› ve isteyenlerin hapishanelere flube baflkanlar›n›n bir konulmas› biçiminde ifllian önce serbest b›rak›lmas›n› istedi. Ge- yor” diyerek Ali Pafla fianl›’n›n yan›nda nel Merkez ad›na aç›klamay› yapan Ge- olduklar›n› vurgulayarak fianl›’n›n bir an nel Sekreter Emirali fiimflek bu gibi gö- önce serbest b›rak›lmas›n› istediler. Ali zalt› ve tutuklamalar›n daha önce de bir- Pafla fianl› 13 A¤ustos günü serbest b›çok kez sendika baflkanlar›na ve flube rak›ld›. (H. Merkezi)
9
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
Silahl› mücadelenin 84 ç›k›fl› kutland›!
PKK’nin Siirt-Eruh ve Hakkâri-fiemdinli’de 15 A¤ustos 1984’te düzenledi¤i bask›nlarla bafllayan silahl› mücadelesinin y›ldönümü Türkiye Kürdistan›’nda coflkuyla kutland›. Havai fiflekli sokak eylemlilikleriyle kutlanan silahl› mücadelenin y›ldönümü, Kürt halk›n›n özgürlük umutlar›n›n yeflerdi¤i ve büyütüldü¤ü bir gün olarak tarihe damgas›n› vururken, egemenler cephesinden de bir o kadar rahats›zl›k verici bir anlam tafl›d› y›llarca. Her y›l yap›lan kutlamalara sald›ran polis bu y›l da, gelene¤ini bozmayarak Adana’da yap›lan bir eylemde iki genci yaralayarak kutlamalar› engellemeye çal›flt›. 12 A¤ustos’ta Adana’n›n Gülbahçe Mahallesi’nde bildiri da¤›tarak mahalle halk›n› yap›lacak kutlamalara kat›lmaya ça¤›ran F.A ve C.S adl› gençler polisin açt›¤› atefl sonucu yaraland›. Yaralanan gençlerin üzerinden araçlarla geçmeye çal›flan polisin önün-
den yaral›lar› alan mahalle halk› gençleri hastaneye kald›rd›.Yaralanan gençlerden F.A 16 A¤ustos’ta yaflam›n› yitirerek Gülbahçe Mahalle Mezarl›¤›’nda gömüldü. Henüz 15 yafl›nda olan F.A’n›n öldürülmesi üzerine Mersin polisi, gençlerin kendi üzerlerine atefl ettikleri gerekçesiyle silah kullanmak zorunda kald›¤›n› aç›klamak zorunda kald›. Ancak olay›n tamamen aksi yönde geliflti¤ini bilen ve gören mahalle halk› her sokak eyleminde, her etkinlikte çocuklar›n›n öldürülmesine tepki gösterdi. Polis bu kez de F.A’n›n ölümü sonras› geliflecek protesto eylemlerini engellemek için mahalle girifl ve ç›k›fllar›nda “güvenlik” önlemi ald›. Diyarbak›r’›n Ba¤lar Dörtyol, Ory›l, 5 Nisan Mahalleleri, Suriçi, Huzurevleri, Seyrantepe gibi yo¤un çat›flmalar›n yafland›¤› noktalarda özel hareket timlerinin kontrol noktalar› oluflturuldu. Özellikle Amed Serhildan›n›n merkezi olan Ba¤lar’da panzerler ve akrepler eflli¤inde kimlik kontrolleri yo¤unlaflt›r›ld›. Kentler aras›ndaki yol güzergâhlar›nda insanlar tek tek GBT’den geçirildi. Yine Dersim’de Tunceli Valili¤i, Belediye Baflkanl›¤›’na yaz› göndererek karakollar, polis noktalar›, ekip otolar› ile kamu kurum ve kurulufllar›na yak›n yerlerdeki çöp bidonlar›n›n
olas› bir 15 A¤ustos kutlamas›nda barikat kurmak için kullan›labilece¤ini gerekçe göstererek kald›rtt›. Siirt, Batman, Hakkari, Van gibi birçok ilde benzer “tedbir”ler al›narak PKK’nin bafllatt›¤› silahl› mücadelenin y›ldönümünde yap›lacak olan kutlamalar› ve eylemleri engellemeye çal›flan devlet, yine de Kürt halk›n›n yaratt›¤› de¤erleri sahiplenmesini engelleyemedi. Ancak her sene sokak eylemlilikleriyle kutlanan y›ldönümü bu sene a¤›rl›kl› olarak havai fiflekli gösterilerle kutlanarak festival havas›nda geçti. Öyle ki yaralanan ve öldürülen gençler için henüz hiçbir aç›klama ya da protesto eylemi gerçekleflmedi. 13 A¤ustos’ta ‹stanbul DTP Avc›lar ‹lçe Örgütü binas›nda düzenlenen flenlikte 15 A¤ustos’un Kürtler için “Ulusal Dirilifl Günü” oldu¤u vurguland›. ‹lçe Baflkan› Muhsin Batgi yapt›¤› konuflmada söz konusu diriliflin anlafl›lmamas› durumunda bar›fl›n da anlafl›lamayaca¤›n› söyleyerek demokratik mücadelenin 15 A¤ustos ruhuyla yükseltilmesi gerekti¤ini belirtti. Adana Halk ‹nisiyatifi, 14 A¤ustos’ta fiakirpafla Mahallesi’nde havai fiflekli bir flenlik düzenledi. 500 kiflinin kat›ld›¤› flenlikte halaylar çekilerek yürüyüfl yap›ld›. Geç saatlere kadar süren flenli¤in sonunda bir binaya “Ne operasyon ne TMY, çözüm ‹mral›’dad›r” pankart› as›ld› ve havai fiflek gösterisi yap›ld›. Van Halk ‹nisiyatifi 14 A¤ustos’ta Ha-
Günlük Azadiya Welat, yasak engeline tak›lmad›! Haftal›k yay›nlanan Azadiya Welat gazetesi, 15 A¤ustos’tan itibaren günlük olarak yay›n hayat›na devam etme karar› ald›. Günlük yay›nlanmas› için 5 y›ld›r tart›fl›lan ve altyap›s› haz›rlanan gazetenin Kürt halk›n›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda haz›rland›¤› aç›klamalar›n› yapan gazete yönetimi, haftal›k olarak yay›nland›¤› süreçte bu ihtiyaçlara ve s›k›nt›lara gerekti¤i kadar cevap veremediklerini belirtti. Türkiye’de ilk defa Kürtçe bir gazetenin günlük olarak yay›nlanmas› haberi Türkiye Kürdistan›’nda coflku ve sevinçle karfl›lan›rken, gazetenin da¤›t›m› için anlaflma yap›lan Ciner Grubu’na ait Merkez Da¤›t›m fiirketi Azadiya Welat’› Kürtçe’nin yasak bir dil oldu¤unu öne sürerek da¤›t›m›n› yapmaktan vazgeçti. Merkez Da¤›t›m fiirketi avukatlar›yla görüflen Azadiya Welat gazetesi avukatlar›, Kürtçe yay›n›n serbest oldu¤u ve bu gerekçenin kabul edilemeyece¤i yönünde ›srar etmelerine karfl›n flirket, karar›nda ›srar ederek gazeteyi da¤›tmayaca¤›n› söyledi. Bu tav›rla birlikte AKP hükümeti döneminde Kürtçe’nin bir dil olarak kabul edilmesi ve yay›n yasa¤›n›n kald›r›lmas› yönündeki yasan›n da sadece k⤛t üzerinde yani göster-
melik bir ad›m oldu¤u bir kez daha görülmüfl oldu. TRT’de 45 dakika boyunca Kürtçe yay›n yap›lmas›yla bu noktadaki “samimiyetini” göstermeye çal›flan devlet, aç›lan Kürtçe dil e¤itim kurslar›na ç›kard›¤› engellerle, Kürtçe kelimelerin kullan›ld›¤› iflletmeleri kapatarak göstermiflti zaten samimiyetini. Ancak bugüne kadar ‘‘demokratik Türkiye özle-
lirken devletin yasakç› zihniyetine karfl› kendi araçlar›n› yaratmay› bilen Kürt halk› gazetesinin Kürt kitlesiyle buluflmas› için seferber oldu. Merkezi da¤›t›m› yap›lamayan Azadiya Welat, her bölgede sesli ajitasyonlarla esnaflara ve mahallelere her gün elden da¤›t›larak kitlesiyle bulufluyor. Ankara’dan Diyarbak›r’a kadar gönüllü olarak gazete da¤›t›m›
Türkiye’de ilk defa Kürtçe bir gazetenin günlük olarak yay›nlanmas› haberi Türkiye Kürdistan›’nda coflku ve sevinçle karfl›lan›rken, gazetenin da¤›t›m› için anlaflma yap›lan Ciner Grubu’na ait Merkez Da¤›t›m fiirketi Azadiya Welat’› Kürtçe’nin yasak bir dil oldu¤unu öne sürerek da¤›t›m›n› yapmaktan vazgeçti.
miyle’’ hareket etti¤ini, Türkiye’de yaflayan Türkiye üst kimlikli her vatandafl›n istemlerine ‘‘sayg› duydu¤unu’’ her f›rsatta dile getiren AKP hükümeti döneminde de de¤iflen bir durum olmad›¤› bu örnekle gözler önüne seri-
yapan onlarca Kürt genci her gün sabah saatlerinde kargodan ald›klar› gazeteleri ellerinde dolaflt›rarak her kap›y› çal›yor. Yasakç› zihniyeti k›rmak için gazete da¤›t›m›n› yapanlar›n say›s› ise her gün artmaya devam ediyor. (H. Merkezi)
c›bekir Mahallesi’nde havai fiflekli gösteri düzenleyerek PKK’nin silahl› eyleme bafllamas›n›n 22. y›l›n› kutlad›. 15 A¤ustos günü DTP Tarsus ‹lçe binas›nda düzenlenen flenlikte ilçe baflkan› Tayfur Eren 15 A¤ustos’un Kürtler için dönüm noktas› oldu¤unu söyledi. Siirt’te yüz kiflinin kat›ld›¤› flenlik DTP Siirt il binas›nda gerçekleflti. “Bijî 15’ê Tebax” sloganlar›n›n at›ld›¤› flenlikte bu uzun ve kararl› yolda flehit düflenler an›s›na sinevizyon gösterimi yap›ld›. Mersin’de 15 A¤ustos’ta atefl yakarak 22. y›l› kutlayan gençlere polis panzerlerle sald›rd›. fievket Sümer Mahallesi’nde atefl yakan gençler slogan atarken önce Pazar soka¤›nda toplanarak yakt›klar› atefl etraf›ndan halay çektiler. Bir süre sonra gelen polisin atefli söndürmesi üzerine gençler olay yerinden uzaklaflarak Cuma Pazar› soka¤›nda tekrar biraraya geldi ve çöp konteyn›rlar› ile barikat kurdu. Polis burada da sald›r›ya geçti ve akflam saatlerine kadar kovalamaca yafland›. ‹stanbul’da Ça¤layan Meydan›’nda bir araya gelen 100 kifli sloganlar atarak eylem yapt›. Burada havai fiflek gösterisi düzenleyen gençler eylemi bitirdikten sonra polis panzerleri çevrede görünmeye bafllad›. Ayn› gün Küçükçekmece’ye ba¤l› Kanarya Mahallesi’nde toplanan 100 kifli Florya Caddesi üzerinde toplanarak yolu trafi¤e kapatt›.
Devrimci ve sosyalist bas›n susturulamaz Ülkede Özgür Gündem gazetesine yönelik kapatma sald›r›s›n›n ard›ndan bir aç›klama yapan ‹HD, ÇHD, Özgür Gündem gazetesi, At›l›m, Evrensel gazetesi, Ada Kültür Sanat Merkezi, GÖÇ-DER, TAYD-DER, ESP, EMEP, DTP, SDP, Tunceliler Derne¤i, DHP, Partizan ve Ege 78’liler Derne¤i Konak/Kemeralt› giriflinde bir araya geldi. “Özgür-sosyalist bas›n susturulamaz”, “Toplumla Mücadele Yasas› iptal edilsin” dövizlerinin tafl›nd›¤› ve “Bask›lar bizi susturamaz”, “Devrimci-sosyalist bas›n susturulamaz” sloganlar›n›n at›lmas›n›n ard›ndan aç›klamay› okuyan ‹sminaz Ergül “Bugüne kadar yay›mlanan haberler Türkiye’de yaflanan yolsuzluk ve haks›zl›klar› aç›kça ortaya koymaktad›r. Son olarak da Terörle Mücadele Kanunu ile hedefe koyuldular. Bu kanun Türkiye’yi insan haklar›, düflünce ile bas›n özgürlü¤ü ve bir bütün olarak demokratikleflme konusunda y›llarca geriye götürüyor” dedi. Okunan aç›klama son dönemde artan faflist sald›r›lar›n k›nanmas›yla son buldu. (‹zmir)
10
25 Ağustos-7 Eylül 2006
55
Hapishanelerde hak gasplar› bitmiyor! cudunun çeflitli yerlerinde morluklar gördü¤ünü anlatan Zavar, “Morluklar› sordu¤umda eflim bana morluklar›n hastane dönüflü hapishane giriflinde arama esnas›nda gördü¤ü fliddet sonras› olufltu¤unu söyledi” dedi. Mesane kanseri olan eflinin 2 A¤ustos günü rahats›zl›¤›ndan dolay› ameliyat oldu¤unu, 7 A¤ustos’ta da taburcu oldu¤unu aktaran Zavar “Eflimle, hapishane güvenlik görevlileri aras›nda X-Ray cihaz›ndan geçifl esnas›nda üst aramas› nedeniyle tart›flma yaflanm›fl” diye konufltu.
“Düzmece rapor haz›rlan›yor”
Erol Zavar’a ameliyat dönüflü dayak Mesane kanseri olan Erol Zavar, geçirdi¤i ameliyat sonras› Sincan F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü¤ünde X-Ray cihaz›ndan geçirilmesi esnas›nda yaflanan tart›flman›n ard›ndan dövüldü ve 150 metre sürüklenerek hakarete maruz kald›. Odak Gazetesi eski Genel Yay›n Yönetmeni Erol Zavar’›n efli Elif Zavar, mesane kanseri olan eflinin, 2 A¤ustos günü ameliyat olduktan sonra 7 A¤ustos’ta hastaneden taburcu olarak hapishaneye tekrar götürülürken, arama s›ras›nda dövüldü¤ünü belirtti. Zavar, ziyaret esnas›nda eflinin fliddete maruz kald›¤›n› ö¤rendi¤ini söyledi. Baflta kollar›nda olmak üzere, eflinin vü-
Bu tart›flma sonras› eflinin hapishane görevlileri taraf›ndan dövülerek 150 metre sürüklendi¤ini anlatan Zavar, “Eflim kanser hastas› ve çok a¤r›lar› var. Zaten ameliyattan da yeni ç›km›flt›. Ameliyatl› oldu¤unu söylemesine ra¤men bunu bahane etti¤ini söyleyerek ona hakaret etmifller” dedi. Eflinin olay›n ard›ndan doktora baflvurarak rapor istedi¤ini, ancak hapishane doktorunun bu talebi “gerek yok” fleklinde yan›tlad›¤›n› da anlatan Zavar, “Tabi daha sonra eflimin itiraz› üzerine bir rapor haz›rlanm›fl, ancak içeri¤ini eflime göstermemifller” diye konufltu. Dayak olay›n›n daha önce birçok kere yafland›¤›n› ancak, her seferinde rapor verilmedi¤ini ya da düzmece raporlar haz›rland›¤›n› söyleyen Zavar, bugüne kadar eflinin fliddet görmesiyle ilgili hiçbir rapordan olumlu sonuç alamad›klar›n› ve savc›n›n her zaman takip-
Tecriti kald›r›n!
sizlik karar› verdi¤ini söyledi.
“‹stisnai bir durum de¤il” Konuyla ilgili görüfllerini dile getiren ÇHD Genel Sekreteri Selçuk Koza¤açl›, bu konuda çok say›da baflvuru ald›klar›n› belirterek, bunun istisnai bir durum olmad›¤›na dikkat çekti. F Tipi hapishanelerin altyap›s›z hayata geçirildi¤ini ifade eden Koza¤açl›, hapishanelerde soyarak arama, insan onuruna ayk›r› muamele, hakaret ve fliddetin sürekli yafland›¤›n› söyledi. Mevcut ceza infaz modelinin çöktü¤üne dikkat çeken Koza¤açl›, en k›sa zamanda mevcut sistemin ›slah edilerek, reforma tabi tutulmas› gerekti¤ini vurgulad›. (Ankara)
“Kad›n tutsaklara yönelik keyfi uygulamalar sürüyor!” Ulucanlar Hapishanesi’nin kapat›lmas›yla Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’ne sevk edilen siyasi kad›n tutsaklara onur k›r›c› davran›fllarda bulunuldu¤u ve bask› yap›ld›¤› belirtildi. Tutsak yak›nlar›, konuya iliflkin ‹HD Ankara fiubesi’nde aç›klama yapt›. Tutsak yak›nlar› ad›na konuflan ‹HD Ankara fiube Baflkan› Halil ‹brahim Özdemir, sevk s›ras›nda yaflanan onur k›r›c› olaylar›n devam etti¤ine ve iflkenceyle insanlar›n yaflam koflullar›n›n a¤›rlaflt›¤›na iflaret etti. Elektrik kesintisi gibi teknik sorunlar›n kasten yap›ld›¤›n› dile getiren Özdemir, yarat›lan bu durumla toplumun tepkisinin ölçüldü¤ünü, herhangi bir tepki yükselmedi¤i durumda da bu ihlallerin artaca¤›n› söyledi.
“Onur k›r›c› davran›fllar sürüyor!” Kad›n tutsaklardan Nilüfer fiahin’in görüflçüsü Gökçe Uzun sevk s›ras›nda yaflanan zorla anüs ve vajina aramas› gibi onur k›r›c› davran›fllar›n sürmekte oldu¤una dikkat çekti. Uzun, tutsaklarla görüfllerin engellendi¤ini, hapishane idaresiyle görüflme talebinin ise reddedildi¤ini belirtti. Nilüfer fiahin’in 5 günlük hücre cezas› ald›¤›n› ifade eden Uzun, fiahin’in hastalanmas›na ra¤men hastaneye kald›r›lmad›¤›n›, geçti¤imiz ayki duruflmas›na da getirilmedi¤ini bildirdi. Hapishanedeki di¤er uygulamalara da de¤inen Uzun, hapishanede 22 gündür s›cak su bulunmad›¤›n›, musluktaki sular›n içilmemesi üzerine damacanayla su almalar›n›n ise al›flverifl gününün ertelenmesiyle engellendi¤ini, görüfllerde ayakkab›lar›n ç›kart›ld›¤›n›, duruflma öncesinde tutsaklar›n elbiselerinin zorla ç›kart›larak arama yap›ld›¤›n› belirtti. Avukatlar›n da görüflmelerde zorluklar yaflad›¤›n›, sa¤l›kl› görüflmelerin gerçeklefltirilemedi¤ini ifade eden Uzun, konuyla ilgili olarak ‹HD arac›l›¤›yla Adalet Bakanl›¤›’na baflvuracaklar›n› söyledi. Figen Ça¤r›’n›n görüflçüsü Adile Demir de, Ça¤r›’n›n ald›¤› 5 günlük hücre cezas›n›n bitmesi üzerine hücreye götürdü¤ü eflyalar›n› geri almas›na izin verilmedi¤ini, görüfllerin ise sürekli ertelendi¤ini vurgulad›. Necla Çomak’›n görüflçüsü Sibel Can ise Çomak’›n mektuplar›na el konuldu¤unu, kendisinden haber al›namad›¤›n› ve durumlar›ndan endifleli olduklar›n› aktard›. (Ankara)
Van F Tipi Hapishanesi’nde insanl›k d›fl› uygulamalar Emirkhani, askerlerin “Güvenli¤i sa¤layamay›z, kaçabilir” gerekçesi ile kendisini hastaneye götürmediklerini aktard›.
Hapishanelerde tüm a¤›rl›¤› ile devam eden tecritin kald›r›lmas› talebiyle Adana Merkez Postanesi önünde 11 A¤ustos Cuma günü bir eylem düzenlendi. ‹HD, Al›nteri, ‹flçi Mücadelesi, ESP, SDP, BDSP, Çukurova Halk Kültür Merkezleri, TAY-DER ve DHP taraf›ndan örgütlenen eylemde kitle Adalet Bakanl›¤›’na faks çekti. Hapishanelerde yaflanan tecritin kald›r›lmas›n› isteyen kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan DHP temsilcisi Cemal Do¤an; uluslararas› hukuka göre 25 kiflinin alt›ndaki yaflam alanlar›n›n tecrit mekanlar› olarak kabul edildi¤ini, F tipi hücrelerde en fazla 3 kiflinin bir araya gelmesi ve ‹mral› Hapishanesi’nde Abdullah Öcalan’›n tek kifli olarak tutulmas›n›n, tecridin sürdü¤ünün aç›k bir delili oldu¤unu belirterek gerekli düzenlemelerin yap›lmas› gerekti¤ini ifade etti. (Adana ‹K okurlar›)
Van F Tipi Hapishanesi’nden tahliye olan DTP Merkez ‹lçe Baflkan› Bazi Bor, yapt›¤› aç›klamada insanl›k d›fl› uygulamalara maruz kald›klar›n› anlatt›. Kuruldu¤undan bu yana uygulamalar› ile sürekli gündemleflen Van F Tipi Hapishanesi’nde bulunan ‹ranl› Ali Emirkhani, hastane sevki verilmifl olmas›na ra¤men tedaviye gönderilmedi¤ini aç›klad›. 2004 y›l›nda Van merkezinde meydana gelen patlamada a¤›r yaralanan Emirkhani, ziyaretçileri arac›l›¤›yla yapt›¤› aç›klamada, tedavi için uzun süredir yapt›¤› baflvurulara oldukça geç yan›t ald›¤›n›, hastaneye gönderilmek üzere bindirildi¤i araçtan da son anda indirildi¤ini belirtti. Emirkhani, askerlerin “Güvenli¤i sa¤layamay›z, kaçabilir” gerekçesi ile kendisini hastaneye götürmediklerini aktard›.
Ayn› hapishanede 4 ay kald›ktan sonra, 10 A¤ustos günü ç›kar›ld›¤› ilk duruflmada tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lan DTP Merkez ilçe Baflkan› Bazi Bor ise, hapishanede her hareketlerinin cezaland›r›ld›¤›n› belirtti ve flunlar› anlatt›: “Hapishanede bulunan gardiyanlar›n % 80’i uzman çavufl. Çat›da üzerinde ‘merhaba’ yaz›l› bir not bile yakaland›¤› zaman en az 3 ay hücre cezas› verilmektedir. Yaz›y› kimin yazd›¤›n› bile tespit etmeden, canlar› kimi isterse ‘bu yaz› senindir’ diyerek ceza verilmektedir. fiu an hapishanede bulunan bütün tutsaklar hücre cezas› alm›fl durumda. Ziyaretimize gelenler ç›r›lç›plak soyulmaktad›r. Bu insanl›k d›fl› bir uygulamad›r. Normalde görüfl bir saat olmas›na ra¤men ancak 15 dakika görüflme yap-
maktay›z. Say›mlar sürekli ayakta yap›lmaktad›r. Tutsaklar say›mlarda aya¤a kalkmad›klar› zaman hakaretlere maruz kalmaktad›r. Tutsaklar hastaneye götürülmüyor. ‹laçlar düzenli verilmiyor. Sabah verilmesi gereken ilaçlar bazen akflam veriliyor, bazen verilmiyor.” Hapishanede ayr›ca siyasi tutsaklar ile itirafç›lar›n ayn› ortamda tutuldu¤unu da aktaran Bor, tahliye olan tutuklular›n eflyalar›n› yanlar›nda bulunan arkadafllar›na vermesine izin verilmedi¤ini söyledi. Kantinden ald›klar› birçok malzemenin bozuk ç›kmas›na ra¤men geri al›nmad›¤›n› da aktaran Bor, kamuoyunu yaflanan uygulamalar karfl›s›nda duyarl› olmaya ça¤›rd›. (H. Merkezi)
11
55
Günlük gazetelere sansür! 12 A¤ustos tarihli gazetesinde olay› iflleyen Evrensel gazetesi ayn› zamanda eline geçen baz› sansürlenmifl sayfalar› da yay›nlad›. Sansürlerin ise yönelimi flöyle; çete haberleri, Osman Baydemir gibi “HPG yöneticilerinin” yapt›¤› aç›klamalar, onlarla yap›lan röportajlar, R. T. Erdo¤an’›n devrimcilere ve yurtseverlere iliflkin yapt›¤› aç›klamalar ve Abdullah Öcalan’›n F tipine nakli do¤rultusunda verdi¤i talimata iliflkin yap›lan aç›klama vb. Türkiye hapishanelerinde uygulanan tecrit politikas›n›n en önemli ayaklar›ndan biri olan iletiflim ve haberleflmeyi engelleme, Band›rma Kapal› Hapishanesi’nin en son uygulamas›yla trajikomik bir hal ald›. Band›rma M Tipi Hapishanesi’nde tutulan Tahir Canan adl› tutsa¤›n flikâyeti ile ortaya ç›kan olayda, Evrensel ve Özgür Gündem gibi günlük gazetelere yönelik sansür ortaya ç›kt›. Suudi Arabistan’da yay›nlardaki kad›n foto¤raflar›n›n ve baz› yaz›lar›n boyanmas› ile yap›lan sansür metodunu kendisine örnek alan hapishane idaresi, bu iki gazetenin birçok sayfas›n› siyah mürekkep ile boyayarak tutsaklara veriyor.
“Devlet buyurmufl kul yapm›fl” Uygulama üzerine Canan’›n verdi¤i 15 A¤ustos tarihli dilekçeye ise ‹nfaz Hakimli¤i’nden gelen cevap daha da flafl›rt›c›. Hapishane müdürlü¤üne ba¤l› Yay›n Seçici
Kurulu’nun 26 A¤ustos’ta verdi¤i yan›t uygulaman›n “yerinde bulunarak” flikâyetin reddedilmesi oldu. Red yaz›s› üzerine bir üst mahkeme olan Band›rma A¤›r Ceza Mahkemesi’ne baflvuran Canan;
buradan da olumsuz yan›t ald›. Bu mahkemenin reddetme sebebi ise; hapishane idaresinin “Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerinin Emniyet Müdürlü¤ü’nden toplatma karar› olup olmad›¤›n›n resmi olarak tespit edilene kadar bekletilece¤i, toplatma karar› yoksa tutukluya verilece¤i” yönünde. Yaln›zca bununla yetinmeyen A¤›r Ceza Mahkemesi ayn› zamanda gazetelere ve tutsaklara uygulanan sansürü “kurum güvenli-
¤ini tehdit etti¤i” gerekçesi ile tekrar kutsuyor. Tüm bu olanlar ise “Hoca, kad›ya flikâyet edilir mi?” sorusunu akla getiriyor. 12 A¤ustos tarihli gazetesinde olay› iflleyen Evrensel gazetesi ayn› zamanda eline geçen baz› sansürlenmifl sayfalar› da yay›nlad›. Sansürlerin ise yönelimi flöyle; çete haberleri, Osman Baydemir gibi “HPG yöneticilerinin” yapt›¤› aç›klamalar, onlarla yap›lan röportajlar, R. T. Erdo¤an’›n devrimcilere ve yurtseverlere iliflkin yapt›¤› aç›klamalar ve Abdullah Öcalan’›n F tipine nakli do¤rultusunda verdi¤i talimata iliflkin yap›lan aç›klama vb. Önemli olan ise sansürlenen yaz›lar›n büyük ço¤unlu¤unu devletin kirli iliflkilerini teflhir eden, d›flar›da devam eden s›n›f mücadelesi içerisinde yaflanan olaylar› anlatan haberler ve röportajlar olmas›. Bir di¤er yön ise flöyle, 6 y›ll›k tecrit uygulamas›nda yasaklama, toplatma vb. karar› olmayan yay›nlar keyfi olarak hem adli hem de siyasi tutsaklara verilmemekteydi. fiimdi ise Suudi sansürüyle yap›lan ifl niteli¤ini s›çratm›fl halde. (H. Merkezi)
TAYAD’l› aileler tecriti anlat›yor
TAYAD’l› ailelerin “Sana tecridi anlatmak istiyorum” kampanyas› çerçevesinde bu hafta F Tipi hapishanelerdeki uygulamalara dikkat çekildi.
TAYAD’l› ailelerin “Sana tecridi anlatmak istiyorum” kampanyas› çerçevesinde Ankara’da her Cumartesi günü gerçeklefltirdikleri eylemde bu hafta F Tipi hapishanelerdeki uygulamalara dikkat çekildi. Abdi ‹pekçi Park›’nda biraraya gelen aileler ad›na aç›klama yapan Ayfle Arapgirli, haftalard›r sürdürdükleri eylemler ile taleplerini hükümete aktarmaya çal›flt›klar›n› ha-
t›rlatt›. AKP’nin destek verdi¤i ‹srail’in, Filistin ve Lübnan’da katliamlara devam etti¤ini belirten Arapgirli, “Amerikal› ve Avrupal› efendilerle iflbirlikçilikte bugüne kadar gördü¤ümüz en pervas›z hükümet olan AKP, zamm›yla, zulmüyle vatan›m›z› yaflanmaz hale getiriyor” dedi. Tecride karfl› ölüm orucunda bulunan Sevgi Saymaz, Av. Behiç Aflc› ve Gülcan Görüro¤lu’nun 100’lü günleri geride b›rakt›klar›n› hat›rlatan Arapgirli, “Efendileri Irak’›, Filistin’i, Lübnan’› kana bo¤arken, uflaklar› da 6 y›ld›r tecrit hücreleriyle evlatlar›m›z› katlediyor” diye konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan, Rabbena Hanedar taraf›ndan yaz›lan ve F Tipi hapishanelerdeki uygulamalar› anlatan mektubu, yazar Selma A¤abeyo¤lu temsili tabut içinde okudu. (Ankara)
25 Ağustos-7 Eylül 2006 Hapishanede Kürtçe konuflmaya dayak Tekirda¤ F tipi Hapishanesi’nde tutsak olan a¤abeyi Abdullah Çelik’i ziyaret eden Mehmet Çelik, Kürtçe konufltu¤u için jandarman›n sald›r›s›na u¤rad›. 13 y›ld›r hapishanede kalan Abdullah Çelik, bir hafta önce Sincan F Tipi Hapishanesi’nden Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. Kardeflini ziyarete giden Mehmet Çelik, görüflme devam ederken Kürtçe konufltuklar› için jandarma ve gardiyan›n sald›r›s›na u¤rad›klar›n› ifade ederek, “‹çeride de a¤abeyim sald›r›ya u¤rad›. Kap› kapand› ne oldu bilmiyorum” dedi. Türkçe bilmediklerini söylediklerinde, Kürtçe’ye hakaretler edilerek “Bileceksiniz” denildi¤ini anlatan Çelik, Ankara’dan getirdi¤i eflyalar›n da verilmedi¤ini belirtti. (H. Merkezi)
Av. Behiç Aflc› Ölüm Orucu’nu sürdürüyor
Ölüm orucunun 137. gününde Behiç Aflc›’y› ziyaret ederek sa¤l›k durumunu sorduk. Aflc›, görüflmemizde sa¤l›k durumunu flu flekilde aktard›; “Normal insanlar›n sa¤l›k de¤erlerine göre ortalamada bir düflme var. Örne¤in tansiyonda belirli bir düflme var ama o benim içinde bulundu¤um sa¤l›k koflullar›yla ilgili bir fley. 137 günlük bir açl›k grevinde normal bir fley bu.” Belirgin bir sa¤l›k sorununun ortaya ç›k›p ç›kmad›¤› konusundaki sorumuza ise yan›t› flu oldu; “fiu anda belirgin bir sa¤l›k problemi yaflam›yorum do¤rusu. Sadece göz sinirlerimde hafif bir zay›flama var fakat bunun henüz görme ile bir ilgisi olmad›. Bir hafta önce ‹stanbul Tabip Odas›ndan doktorlar gelmifllerdi. Böyle bir sorun oldu¤unu onlar tespit ettiler. Haf›zamda veya midemde bir sorun yok. fiu an kilom 63 eyleme 88 kiloyla bafllam›flt›m yani 25 kilo vermiflim. Belirgin bir rahats›zl›k yok ama bu de¤erler benim durumuma göre normal.” K›sa görüflmemizin sonunda okurlar›m›za bir mesaj olarak Behiç Aflç› tecritle ilgili sözlerine flunlar› da ekledi; “Do¤ru yolday›z. Bu sorunu çözebiliriz. ‹çerdekilere bir borcumuz var. Bunu çözme konusunda biraz daha emek harcamam›z gerekir. Biraz daha çaba harcamam›z gerekir.” (‹stanbul)
12
25 Ağustos-7 Eylül 2006
55
Anti-emperyalizm rüzgar›n› büyütelim! Emperyalizmin sömürü ve zulmü, dünya halklar›n›n üzerinde her geçen gün artarak sürüyor. Dünya halklar› açl›k, yoksullukla bo¤uflurken di¤er taraftan da iliklerine dek sömürülüyor. Atom bombalar›, kimyasal silah oluyor ya¤›yor üzerlerine. Irak, Afganistan, Filistin ve dünyan›n di¤er halklar› üzerlerine ya¤an, kendilerine getirilen “demokrasi(!)” ve “özgürlük(!)”ten nasibini al›yor. Her gün onlarca yüzlerce insan›n bu demokrasi(!) ve özgürlük(!)ten nas›l nasiplendi¤ini yan›bafl›m›zdaki Irak’ta görüyoruz. “Kitle imha silah›” oldu¤unu söyledi¤i Irak’› di¤er emperyalist müttefikleriyle iflgal eden ABD, bugün de ‹srail ile birlikte Lübnan’a sald›rmakta, ‹ran’›n nükleer silah üretme program›n› durdurmas›, bunun dünya için bir tehdit oldu¤unu aksi halde askeri yöntem de dahil her türlü müdahaleyi gerçeklefltirdi¤ini söylemekte. Kendisiyle beraber di¤er emperyalistleri de ‹ran’a yönelik tutum almaya, ambargo (askeri, siyasi, ekonomik) uygulamaya zorlayan ABD, Irak halk›na bahsetti¤i “demokrasi(!)” ve “özgürlük(!)”ten ‹ran halk›n› da nasiplendirece¤inin sinyallerini vermekte. Azg›nlaflt›kça azg›nl›¤›n› halk›na bomba olarak ya¤d›rmaktan kaç›nmamaktad›r. ‹ran’›n nükleer silah üretmesini dünya için bir tehlike olarak nitelemekte, ayn› zamanda enerji olarak kullan›lmas›na da karfl› ç›kmaktad›r. Kendi üretip de kulland›¤› nükleer silahlardan bahsetmemekte. Nagazaki ve Hiroflima’ya at›lan atom bombalar›n›n bugün hala etkileri devam etmektedir. Bugün de; Afganistan, Irak, Filistin ve daha birçok ülkede kimyasal silahlar da dahil olmak üzere birçok silah kullan›larak halklar katledilmeye devam etmektedir. Nükleer ve kimyasal silahlar halklar için tehdittir. ABD’nin nükleer silahlar›n› üslerinde bar›nd›ran 6 NATO üyesi ülkeden biri de Türkiye’dir. ABD’nin 90 adet nükleer silah›n› bar›nd›-
‹stanbul Türkiye Kamu-Sen pazarl›k sürecine bafllad› 15 A¤ustos’ta Türkiye KAMU-SEN üyeleri Aksaray Metrosu önünde bas›n aç›klamas› yaparak toplu pazarl›¤a bafllad›klar›n› ilan ederek pazarl›k süresince duracak bir çad›r kurdular. Bas›n aç›klamas›n› Türkiye Kamu-Sen ‹stanbul ‹l Baflkan› Hanefi Bostanc› yapt›. Taleplerin aras›nda grev, toplu sözleflme ve yönetime kat›lma hakk›n› içeren sendikal haklar›n verilmesi, geçmifl y›llara ait kay›plar›n karfl›lanmas›, en düflük memur maafl›n›n y›l sonu itibar›yla 1023 YTL’ye ç›kar›lmas› vb. yer al›rken son olarak yeni yasallaflan ve 1 Ocak 2007 tarihi itibari ile yürürlü¤e girecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu’na karfl›, mücadele edecekleri vurgular› yer al›yor.
Emekçiler enflasyon karfl›s›nda eziliyor! BES ‹stanbul 1 No’lu fiube üyesi emekçiler, 10 A¤ustos’ta iflyerleri önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla toplu görüflmelerde hükümetin kamu emekçilerini enflasyonla ezmeye çal›flmas›na tepki gösterdi. Geçen y›lki toplu görüflmelerde % 5’lik zam alan kamu emekçileri, artan enflasyonun da dikkate al›narak bu y›l KESK’in belirledi¤i oranlar do¤rultusunda en az % 10’luk bir ek zam talep ettiler. “Toplu sözleflme hakk›m›z grev silah›m›z”, “IMF defol bu memleket bizim”, “Filis-
ran Türkiye’nin bu silahlar› nerede bar›nd›rd›¤›n› Greenpeace Uluslararas› Genel Direktörü Dr. Gerd Leipold flöyle aç›klamakta “2005’te yay›nlanan Kristensen Raporu’nda nükleer silahlar›n nerelere tafl›nd›¤›yla ilgili detayl› bilgiler yer al›yor.” “Bal›kesir Hava Üssü, Ak›nc› Hava Üssü ve ‹ncirlik Hava Üssü’nün uydu foto¤raflar› –hem de belli yerleri ve baz› savafl uçaklar› özellikle iflaret edilerek- oldu¤u gibi önümüzde” demekte Yeni fiafak yazar› Kürflat Bumin. Bura-
aç›k savunucusu oldu¤unu göstermifltir. Türk hâkim s›n›flar›, emperyalizme uflakl›¤›n› lay›k›yla yerine getirmekte, emperyalistlerin “s›navlar›ndan” baflar›yla ç›kman›n büyük gayreti içine girmekten asla geri durmamaktad›rlar. ABD emperyalizminin Ortado¤u’ya yönelik sald›r›lar›nda halklara karfl› kullan›lma ihtimali yüksek olan bu nükleer silahlar ülkemiz, Ortado¤u ve dünya halklar› için bir tehdit oluflturmaktad›r. 90 adet nükleer silah›n ülkemiz üslerinde bulunuyor olmas›, üslerin ABD emperyalizmine aç›lmas› Irak iflgalinin ve dünya ve Ortado¤u halklar›na yönelik sald›r›lar›n aç›kça onaylanmas›-desteklenmesi demektir. Dün Nagazaki ve Hiroflima’da halk›n üzerine at›lan bomba yar›n Ortado¤u halklar›n›n üzerine at›lacakt›r. Ve buna Türkiye ortak olmufltur. Irak halk›n›n üzerine ya¤an bombalardan Türkiye de sorumludur. Halklar›n emperyalist savafllardan bir ç›kar› yoktur. Emperyalist savafllar emperyalistlerin ç›kar›nad›r. Halklar›n pay›na ise daha fazla açl›k-yoksulluk-zulüm ve sömürü düflmektedir. Halklar emperyalist savafl›n yan›nda de¤il karfl›s›nda olmal›d›rlar. Bugün ülkemiz üslerinde bulunmakta olan nükleer silahlar›n Ortado¤u ve di¤er halklar›n üzerine ya¤d›r›lma ihtimali yüksektir. ABD emperyalizminin Japonya’da oldu¤u gibi Ortado¤u’da da kullanmas› kuvvetle muhtemeldir. Sadece Ortado¤u de¤il ülkemiz ve dünya halklar› için de tehdit oluflturmaktad›r. Emperyalist savafllardan paylar›na daha fazla açl›k-yoksulluk, zulüm ve sömürü düflen halklar bu savafllara ortak edilmeye çal›fl›lmakta. Halklar her türlü emperyalist savafla karfl› ç›kmal›d›rlar. Ülkemiz üslerinde de bulunan, ülkemiz, Ortado¤u ve dünya halklar› için tehdit olan nükleer silahlara karfl› da mücadele etmelidirler. Bu mücadele ayn› zamanda Irak, Ortado¤u ve dünya halklar›na yö-
nelik sald›r›lara karfl› da mücadeledir. Ülkemizin emperyalist savafla ortak edilmesine, her türlü emperyalist savafl›n onaylan›p-desteklenmesine de karfl› ç›kmakt›r. Ülkemiz üslerinde 90 adet nükleer silah oldu¤u aç›klansa da bu say›n›n daha fazla oldu¤unu düflünmememiz için hiçbir neden yoktur. Stratejik ortakl›k diye ifade edilen asl›nda stratejik uflakl›kt›r. Türk hâkim s›n›flar›, ABD’nin nükleer silahlar›n›n bekçili¤ini yapmaktad›r. Ve bu bekçilik ülkemiz, Ortado¤u ve dünya halklar›na kankatliam, zulüm, sömürü ve iflgal olarak dönmektedir. Her gün onlarca, yüzlerce insan bombalarla, kimyasal silahlarla katledilmektedir. Bunun için ülkemiz üslerinde, gerek ülkemiz halk›, gerekse Ortado¤u ve en genelde dünya halklar› için bir tehdit olan nükleer silahlara, ülkemizde bulunuyor olmas›na karfl› ç›k›larak mücadele edilmelidir. Emperyalistlerin halklar›, nükleer ve kimyasal silahlarla katletmesine ortak olmamal›, izin vermemeliyiz. Emperyalizme karfl› tepki ve ökemizi anti-emperyalist mücadele içinde örgütlenerek ortaya koyal›m. Ezilen halklar›n anti-emperyalist mücadelesini birlefltirmeye çal›flan, emperyalizmin dünya halklar›na yönelik sald›r›lar›na karfl› anti-emperyalist mücadele yürüten ve bu mücadeleyi yükseltmeye çal›flan ILPS (Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi) saflar›nda örgütlenelim. Bugün Irak halk›n›n üzerine ya¤d›r›lan bombalar›n yar›n baflka halklar›n üzerine ya¤d›r›lmas›n› beklememeliyiz. Türkiye üslerinde bulunan ve genelde dünya halklar› için bir tehdit olan nükleer silahlara karfl› da mücadele etmeliyiz. Bu ayn› zamanda emperyalizmin özelde ise ABD emperyalizminin ve onun uflaklar› Türk hâkim s›n›flar›n›n, ülkemiz, Ortado¤u ve dünya halklar›na yönelik her türlü sald›r›s›na karfl› mücadelenin de bir parças›d›r. Emperyalizmin dünya halklar›na yönelik her türlü sald›r›s›na karfl› anti-emperyalist mücadeleyi yükseltelim. (Bir ‹K okuru)
‹nsanca yaflayacak ücret...
E¤itim emekçileri s›k s›k, “‹nsanca yaflamak istiyoruz” ve “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganlar›n› att›. Ö¤retmen maafllar›yla milletvekili maafllar›n› da k›yaslayan Dinçer, 1996 y›l›nda bir ö¤retmen ile bir milletvekilinin maafl› aras›ndaki fark›n 3.8 kat oldu¤unu, 2001’de bu fark›n yaklafl›k olarak 3 kat artarak 10.4 kata ç›kt›¤›n› belirtti. 2006 y›l›nda bir ö¤retmenle bir milletvekili maafl› aras›nda 9.3 kat fark oldu¤una dikkat çeken Dinçer, ö¤retmen maafllar›n›n son 10 y›lda 28 kat artt›¤›n›, milletvekili maafllar›n›n art›fl oran›n›n ise tam olarak 70 kat oldu¤unu kaydetti.
dan da anlafl›laca¤› üzere nükleer silahlar sadece ‹ncirlik Üssü’nde bulunmamakta. Yukar›daki al›nt›larda birkaç üste oldu¤u ortaya konulsa bile biliyoruz ki, ülkenin birçok bölgesinde bu nükleer silahlar bar›nd›r›lmaktad›r. Irak iflgali öncesi “üslerin modernizasyonu” ad› alt›nda üsler tamamen Irak savafl›na yönelik donan›ml› hale getirildi. Gaziantep Havaalan›, ‹ncirlik Üssü’nün geniflletilmesi için ABD’ye aç›lm›flt›. Türkiye, Adana-‹ncirlik, Diyarbak›r-Pirinçlik, Malatya-Erhaç, Batman, Mufl, Van, ‹stanbul Sabiha Gökçen vb. havaalanlar›n› ve dolay›s›yla hava sahas›n› Irak iflgali öncesi ABD’ye açarak Irak iflgalinin büyük destekçilerinden biri oldu¤unu, Irak halk›n›n üzerine ya¤an bombalar›n, katliamlar›n aç›k
tin’de intifada Lübnan’da direnifl kazanacak”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klaman›n devam›nda, ‹srail vahfleti k›nand› ve AKP hükümetinden de ‹srail ile ekonomik ve askeri iflbirli¤ine son vermesi istendi.
‹nsanca yaflayacak ücret 15 A¤ustos’ta Okmeydan› SSK A Poliklini¤i önünde toplanan SES fiiflli üyesi sa¤l›k emekçileri, “gece gündüz demeden sa¤l›k hizmeti sunan, yaflamla ölüm aras›ndaki ince noktaya müdahale edenler olarak ifl kazalar› ve meslek hastal›klar›na maruz kalanlar›z” dedi. Aç›klamay› okuyan SES fiiflli fiube Baflkan› Rabia Tuncer, gereksiz t›bbi giriflimleri teflvik eden, özele sevk yoluyla sa¤l›k harcamalar›n›n gereksiz biçimde artmas›n› sa¤layan hükümetin flimdi de Maliye Bakanl›¤› Tebli¤i ile hasta bafl›na fiks fiyat uygulamas› bafllatt›¤›n› söyledi. Sa¤l›k emekçileri aç›klama boyunca “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Katil ‹srail Filistin’den defol”, “Filistin, Lübnan halk› yaln›z de¤ildir”, “‹nsanca yaflayacak ücret istiyoruz” sloganlar›n› atarken çevredeki personel ve hastalar da alk›fllarla eyleme destek verdiler.
Ankara Ankara’da da “Sa¤l›kta Dönüflüm Program›”n› protesto eden sa¤l›k emekçileri, Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Cebeci Hastanesi’nden, Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi ‹bn-i Sina Hastanesi’ne yürüdüler. Poliklinikler önünde bas›n aç›klamas› yapan sa¤l›k çal›flanlar›, hükümetin IMF ve DB talepleri do¤rultusunda ç›kard›¤› yasalar›n halk›n sa¤l›k hakk›n› gasp ederken, sa¤l›k emekçilerini de esnek, kurals›z, düflük ücretli ve a¤›r çal›flma koflullar›na mahkum etti¤ini belirttiler. Sa¤l›k çal›flanlar› ad›na aç›klama yapan, Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi SES ‹flyeri Temsilcisi Nevruz Polat, kamu sa¤l›k alan›n›n tasfiye edildi¤ini belirtti.
E¤itim emekçilerinden yoksulluk protestosu E¤itim-Sen üyesi emekçiler Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde bir araya gelerek yaflad›klar› ekonomik sorunlara dikkat çekti. E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer, temel tüketim mallar›ndaki fiyatlar›n son 10 y›lda ortalama 50 kat artarken ayn› dönemlerde ö¤retmen maafllar›n›n sadece 28 kat artt›¤›n› belirterek, e¤itim emekçilerinin gün geçtikçe daha da yoksullaflt›¤›n› ifade etti.
‹zmir KESK ‹zmir fiubeler Platformu, 2006 Toplu Görüflme taleplerini kamuoyuna aç›klamak için 15 A¤ustos tarihinde Konak Yeni Karamürsel fiubesi önünde bir araya geldi. Burada toplanan yaklafl›k 200 kifli, “Devlet güdümlü sendikaya hay›r”, “Toplu sözleflme hakk›m›z grev silah›m›z” fleklinde sloganlar eflli¤inde Konak eski Sümerbank önüne yürüdü. Platform ad›na aç›klamay› okuyan E¤itimSen ‹zmir 2 No’lu fiube Baflkan› Ziya Kayna, Türkiye’de y›llard›r sürdürülen IMF programlar› ile genifl halk kesimlerinin yoksullu¤un ve açl›¤›n k›skac›nda yaflam mücadelesi verdi¤ini belirterek, 4 y›ld›r yap›lan görüflmelerin tamam›nda sendikalar›n de¤il IMF’nin ve hükümetlerin isteklerinin oldu¤unu söyledi.
55
13
25 Ağustos-7 Eylül 2006
fiehirlerdeki kitle çal›flmas› deneyimimizden ç›kart›lan önemli dersler Aç›klama: Afla¤›da yay›nlad›¤›m›z bu yaz› Filipinler Komünist Partisi taraf›ndan Genel Sekreterli¤in ve Ulusal Örgütlenme Bölümü Yönetim Kadrolar›n›n Konferans›nda (Kas›m-Aral›k 1994) sunulmufltur. Konferans öncesi süreçte özellikle flehirlerdeki faaliyet içinde etkin olan sa¤ ve “sol” oportünist çizginin açt›¤› tahribatlar› ortadan kald›rmak ve süreci tahlil etmek için kaleme al›nan yaz›y› kardefl örgütlerden ö¤renme prati¤ine hizmet etmesi için yay›nl›yoruz. fiehirlerdeki devrimci hareket bugün geçmiflteki hasardan, sapmalar ve hatalardan kurtulma sürecindedir. Bu hareket, güçlerini pekifltirme ve yeniden kuvvet kazanma sürecindedir. fiehirlerde sa¤lam devrimci gücü infla etmek amac›yla zahmetli kitle çal›flmas› üzerine vurgu yapmaktay›z. Bu görevi yerine getirmek için, deneyimimizden ç›kart›lan bafll›ca ders-
Gençlik-ö¤renci hareketinde, AG (Acil Görevlerimiz) taraf›ndan talep edilen ö¤renci örgütleme gruplar› ve örgütleme komitelerinin (ÖÖG/ÖK) yerini, propaganda ve örgütleme tak›mlar› (PÖT) ald›. Bu, 80’lerin bafl›ndan beri, ÖG ve ÖK’lar›n basamaklar›n› atlamak amac›yla, aç›k ö¤renci örgütlerini öncekinden daha h›zl› bir flekilde infla etme nafile çabas›yla yap›ld›. leri kavramal›, “sol” ve sa¤ oportünizmi reddetmeli ve oportünist hainlerle kararl›l›kla mücadele etmeliyiz. 1. fiehirlerdeki kitle çal›flmas›n›n ilkelerinin ve yöntemlerinin çarp›t›lmas› ve bunun sonucunda meydana gelen hasar, politikadaki ciddi “sol” ve sa¤ oportünist sapmalardan ve hatalardan kaynakland›. Bu yüzden, kitle çal›flmam›z› yeniden
canland›rmaya “sol” ve sa¤ oportünist politik çizgileri reddederek ve yeni-demokratik devrimin do¤ru çizgisini bilinçli bir flekilde sürdürerek bafllamal›y›z. fiehirsel isyanc›l›k vas›tas›yla, zafere k›sa bir yolla ulaflmaya dair istek gelifligüzel örgütlemeyi ve özensiz kitle çal›flmas›n› cesaretlendirdi. 80’lerin bafllar›ndaki kuvvetli bir isyanc› rüzgâr, flehirsel
kitle hareketinin liderli¤indeki birçok kifliyi örgütlemenin “daha h›zl›” ve “daha uygun” yollar›n› aramaya zorlad› ve onlar sa¤lam örgütlemenin yöntemlerini, do¤rudan reddetmeseler de, karalamaya ve bu yöntemlerden sapmaya bafllad›lar. fiehir çal›flmas›n›n ve flehirsel kitle hareketinin da¤›t›lmas›, devrimci çizgiden ve proleter devrimci liderlikten kurtulmak suretiyle, ayn› flehir kadrolar›n›n “politik-askeri” mücadeleler yoluyla isyan mahiyetinde bir duruma “neden olmak” ve “f›rsatlar ele geçirmek” için tekrarlanan teflebbüslerde bulunduklar›nda ve isyan için, küçük-burjuva ve burjuva unsurlarca hâkim olunan genifl bir ittifak› içeren birlefltirilmifl bir komuta infla etmeye çabalad›klar›nda daha da göze çarpar bir hale geldi. “Sol” ve sa¤ oportünist hatalar, kitle çal›flmas›n› ortadan kald›ran ve kitle hareketine zarar veren politika ve yöntemleri uygulamak için birbirine geçti ve birleflti. Oportünizmin k›s›r döngüsünde, sa¤ oportünizm, “sol” oportünizm için temel haline geldi. “Sol” oportünist çizgi bozguna u¤rad›¤› zamanlarda, sa¤ oportünist çizgi daha iddial› ve hakim bir
hale geldi. ‹flçi hareketi, gençlik ve ö¤renci hareketi ve kad›n hareketi içerisinde “sol”dan sa¤ oportünizme savrulmalar, on y›ldan fazla bir süre devam etti.
fiehir kitle çal›flmas›nda, “sol” ve sa¤ oportünizm taraf›ndan sebep olunan bafll›ca hasar›n bileflenlerinden baz›lar›: - ‹flçi s›n›f› ve köylülü¤ün ittifak›n›n ihmali ve inflas›ndaki baflar›s›zl›k. K›rsal alanlardaki mücadelenin önemini küçümserken ve flehirlerdekinin önemini abart›rken, iflçi s›n›f›n› en güvenilir müttefiki köylülükten uzaklaflt›rma ak›m› kuvvetlendi. - Reformcu numaras› yapan burjuvazi ile uzlaflmak için iflçi-köylü ittifak›n›n inflas›n› ve kuvvetlendirilmesini gözden ç›karmak. Yüzeysel olarak, kentsel küçük burjuvazi ile ittifakla u¤rafl›ld›, fakat gerçek sonuç burjuvaziye teslimiyetti. Çünkü ilki kentsel küçük burjuvazi ile ittifak, iflçi-köylü temel ittifak›n›n inflas›ndan ve kuvvetlendirilmesinden ayr›lm›flt›. ‹kincisi bu ittifak›, emperyalizmin ve komprador büyük burjuvazinin hizmetindeki reformist gruplar ve küçükburjuva unsurlarla bir ittifak için flafl›rtma e¤ilimi mevcuttu. - Hatal›, devrimci saflar› geniflletme görüflü. O, esas olarak zahmetli kitle çal›flmas›na güvenme çizgisinden sapt›. Burjuva medya ve küçücük küçük-burjuva reformist gruplar ve flah›slarla ittifak sayesindeki fazla genel propaganda ve ajitasyona afl›r› vurgu yapt›. Genel odak, sa¤lam kitle gücünü infla etmekten ziyade kendili¤inden kitleleri “etkilemeye” kayd›r›ld›. ‹deolojik, politik ve örgütsel standartlar›n kas›tl› bir küçültülmesi ve kitleler aras›ndaki politik çal›flman›n ve örgütlenme çal›flmas›n›n daralt›lmas› vard›. - Gevflek ve gelifligüzel örgütlenme. Kitle hareketi içinde devrimci özün kapsaml› liderli¤inin güçlendirilmesi gibi, Partinin devrimci özünün ve illegal hareketin inflas› ihmal edildi. - Politik ve ideolojik e¤itimin a¤›r ihmali. Örgütlü kitle taban›n›n politik bilincini ve ideolojik düzeyini yükseltme ifli ihmal edildi. Böylece o, revizyonist dönekler ve küçük-burjuva reformistler taraf›ndan savunulan reformist, iflbirlikçi ve karfl›-devrimci görüfller karfl›s›nda afl›r› derecede savunmas›z hale geldi. Kitle hareketi son derece gevflekti, çünkü onun
kendi ideolojik bilincinin ve kitlelerin politik bilincinin seviyesini sistemli bir flekilde yükselten ve örgütlü kitlelerden daha fazla üye çeken devrimci bir öz yoktu. - Komutac›l›k ve bürokratizm. Bu, esas olarak kitle çal›flmas›n›n a¤›r ihmali ile sonuçland›. Çünkü kadrolar gittikçe kitlelerden izole edilmifl personel birimlerinde ve bürolarda yo¤unlaflm›fl hale geldi. Gazetelerdeki paral› ilanlara, kitlesel seferberlikler için ba¤›fllara ve kitlelerle sa¤lam olmayan ba¤lant›larla kitlelerin liderli¤i gibi, zay›flayan bir mekanizmaya da konulmufl kotalara dayanan sürekli bir flekilde koordine edilmifl kitle kampanyalar› dizisi ile zihinlerini meflgul ettiler. Bunlar sa¤lam kitlesel gücün inflas›n› k›s›tlad› ve engelledi. - Komplocu operasyon yöntemleri, kitlelere isyanc› projeler için kullan›lacak piyonlar gibi davranmak, isyanc› durumlara “neden olmak” için yapay ajan-provokatör yöntemler. Mücadelenin henüz erken olan yüz yüze (düflmanla) biçimleri için ihtiyats›z meydan okumalar, kitle hareketini düzensizli¤e soktu. Genifl kitlelerin görece ileri kesiminin di¤er kesimleriyle olan ba¤lant›lar›n› y›kt› ve kitle hareketini düflman sald›r›lar›na karfl› son derece savunmas›z k›ld›. - Kitle hareketini zay›flatm›fl olan “politik-askeri” taktikler. Askeri eylemlerin yanl›fl yerde ve zamans›z bafllat›lmas› ve artt›r›lmas›, legal demokratik hareketi tekrar tekrar ray›ndan ç›kard›, tehlikeye att› ve ona zarar verdi. Ayaklanmac› eylemler, tekrar tekrar kitle mücadelelerini kesintiye u¤ratt›, mücadele hevesini k›rd› ve kitle hareketinin manevras›n› ve inisiyatifini daraltt›. 2. Sa¤lam kitle örgütlenmesi, kitle çal›flmas›n›n temel bir ilkesidir. Ho Chi Minh Yoldafl›n söyledi¤i gibi, devrimci gücü infla etmek için gerekli üç fley vard›r: örgüt, örgüt ve örgüt! Uzun süreli Halk Savafl› ve Filipin devrimi, büyük güçlüklere gö¤üs germeye, emperyalistler ve yerel gericilerce estirilen karfl›-devrimci fliddetin ve yan›ltman›n cephaneli¤ini yenmeye, devrimin sosyalist aflamas›na do¤ru giden devrimci yolda sebat etmeye muktedir kitleler gerektirir. Sa¤lam kitle örgütlenmesi sadece bir yöntem sorunu de¤ildir. O, bir kenara at›lamaz ve yüzeysel propaganda ve ajitasyonla ve “f›rsatlar ele geçirmek”le ve ihtiyats›zl›kla onun yeri doldurulamaz.
14
25 Ağustos-7 Eylül 2006 fiehirlerde, sa¤lam örgütlenme afla¤›dakilerden oluflur: - Legal kitle örgütlerini, esas olarak iflçiler ve yar›-proletarya içinde, ikincil olarak ö¤renci-gençlik ve di¤er kentsel küçük-burjuvazi içinde infla etmek. Geleneksel örgütleri, kitlelerin devrimci örgütlerine dönüfltürmek bu sürecin bir parças›d›r. Bunlar, aç›k kitle hareketinin kaslar›d›r. - Partinin temel seviye ve temel kitleler içerisinde kuvvetli bir flekilde köklefltirilmesini sa¤lamak için fabrikalarda, okullarda, topluluklarda Parti temsilcilikleri; kitle örgütlerinde Parti gruplar› kurmak. Bunlar, kitle örgütlerinin ve kitle hareketinin çekirde¤ini oluflturur. - fiehirlerdeki sömürülen ve ezilen s›n›flar içerisinde, afla¤›da belirtilen ana niteliklere sahip temel kitle örgütleri kurmak: * Özde, onlar›n hareketinin ve gelifliminin devrimci yönelimini ve yönünü garanti alt›na alan, iyi gizlenmifl bir Parti birimi; * Kitle örgütlerinin inflas›nda her ad›mda üyelerin politik ve ideolojik bilinçlerinin sistematik yükseltilmesi; * Devrimci çal›flman›n çeflitli biçimlerine ileri unsurlar›n kat›l›m›n› sa¤lamak, gelifltirmek ve legal örgütler bask› alt›nda olsalar dahi tutarl› örgütlü eylemleri garanti alt›na almak için Parti üyelerinin ve onlar›n d›fl›ndaki militanlar›n gizli bir hareketi; * Üyelerin, örgütün yaflam›na ve eylemlerine ve bunlar için uygun yap›lara aktif kat›l›m›; * Üyelerce güvenilen ve onlarla yak›ndan ba¤lant›l›, güçlü, s›nanm›fl ve güvenilir bir liderlik. - Gizli, devrimci kitle örgütlerini flehirlerdeki gizli hareketin bir bilefleni olarak infla etmek. Parti birimleri özde infla edilir ve gizli kitle örgütünün karakteri ve bütünlü¤ü tan›n›rken ve buna riayet edilirken bile Parti liderli¤i güçlendirilir. Gizli kitle örgütleri Partinin rakipleri olarak de¤il ortaklar› ve müttefikleri olarak infla edilirler. - Örgütlü gücü, afla¤›dan yukar›ya do¤ru ad›m ad›m ve yukar›da say›lan gereklilikleri yerine getirme yolu ile infla etmek. 3. Hatal› flehirsel isyanc›l›k çizgisi ve sa¤ oportünizm taraf›ndan zorlan›nca, sa¤lam kitle örgütlemesi ilkesine haketti¤i de¤eri vermedik ve onu ihlal ettik. Partiyi d›fllayan ve proleter önderli¤i tasfiye eden, kitle örgütlerinin “özerk dinamizmi” veya “legal dinamizmi” gibi hatal› kavramlar; belirli bir miktar gayret göstermeden etki yaymaya, kestirme yol olarak “fazla genel” ve “genifl” örgütlenme ile beraber zahmetli kitle çal›flmas›n›n “siper kazma” ve “yavafl-süreç örgütleme” olarak karalanmas›; legal politik örgütlerin di¤er temel ve geleneksel kitle örgütlerindeki çal›flman›n ihmaline varacak derecede tek-tarafl› inflas›. ‹flçi hareketinde, -Acil Görevlerimiz (AG) taraf›ndan istendi¤i gibi- iflçilerin
örgütlenme gruplar› ile örgütlenme komitelerini (‹ÖG-ÖK) Sendika KomitesiSendika Grubu (SK-SG) ile de¤ifltirdik. Bu, sendikalara liderlik etmek için gruplar›n oluflumunu, sendikalar üzerindeki liderli¤in gerçekten ele geçirilmesini, fabrikalarda grevler ve iflçilerin mücadelelerinin di¤er biçimlerini bafllatmay› ve devam ettirmeyi daha erkene almaya dair bir istek nedeniyle oldu. SK-SG’nin ‹ÖG-ÖK üzerine bir geliflme oldu¤u, sendikalar üzerine vurgu eksikli¤i ve ‹flçi Örgütlenme Komitelerinin (‹ÖK) varsay›lan afl›r› derecede politik standartlar› gibi problemleri çözdü¤ü fleklinde bir övgü yap›ld›. Sendikalar geniflledi ve sendikal mücadele canland›. Fakat bafllang›çtaki ani yükselmeden sonra halinden memnun olma durumu hemen bafllad›. Sadece bir bafllang›ç durumu olan›n gücünü afl›r› yüksek tahmin ettik. Güçlerin düzenlenmesindeki boflluklar› doldurmaya ve onlar› daha da kuvvetlendirmek için bafllang›çtaki zaferleri ak›ll›ca kullanmak yerine, sa¤lamlaflt›rmay›, özellikle Partiyi infla etmeyi, daha da ihmal etmeye devam ettik. Amaçs›z ve gelifligüzel örgütlenme ile devam ettik. Mücadelenin seviyesini ve yo¤unlu¤unu artt›rma iste¤imizde, genifl fakat gevflek kitle hareketini düflman karfl›s›na getirdi¤imiz zaman, bafllang›çtaki canl›l›k ve genifllik azald› ve biz ciddi hasarla ve büyüyen iç problemlerle karfl›laflt›k.
Afla¤›dakiler SK-SG’nin bafll›ca hatalar›d›r: - ‹flçi kitleleri içinde “liderli¤in gizli bir özü” kavram›, iflçiler içerisindeki devrimci çal›flman›n de¤iflik yönlerine kapsaml› olarak kat›lan ve sendikal çal›flmay› devrimci bir bak›fl aç›s›yla veya devrimci çal›flman›n daha genifl çerçevesi içerisinde yürüten önceki devrimci özden, temel ve esas olarak liderli¤in sen-
dikal özüne dönüfltü. - SK ve sendika liderli¤i yapabilecek kifliler için uygulanan politik standartlar›n düflürülmesi. Sendikal bilinç SK’ya dahil olmak için yetti. Önceki ‹ÖK’ de, devrimci çizgi ve program›n bafllang›çta anlafl›lm›fl olmas› bir zorunluluktu. - Devrimci politik ve ideolojik e¤itimin ihmalinin artmas›, liderlik özü için politik standartlar›n düflürülmesi ile eflzamanl›yd›. Kitlesel üyeli¤in e¤itimi, pratikte genel sendika (GS) seviyesinden ileri gitmedi. - Daralt›lm›fl örgütsel, e¤itsel ve seferberlik çal›flmas› sonucunda Parti genifllemesi için taban›n daralt›lmas›. Efl zamanl› olarak, ekonomizmle ilgili görüfller ve pratikler kuvvetlendi. - S›n›f bilincini gelifltirmek için bir okul olarak ve ba¤›ms›z proleter gücün ideolojik, politik ve örgütsel inflas› için bir silah olarak hizmet vermeleri için devrimci sendikalar›n Parti liderli¤i alt›nda inflas› temel görevinin kavranmas›n›n genel zay›flay›fl›. Sendikal çal›flma sendikal ekonomizme s›k›flt›r›ld› ve daralt›ld›. E¤er bu seviyeden yükseltildiyse, yaln›zca çok hafifçe yükseltildi. Bu arada temel sa¤lamlaflt›rma ve ilerleme görevinin daha çok ihmal edilmesi daha da kötü sonuçlara yol açt›. Uzun dönemdeki e¤ilimimiz, kavray›fl›m›z›, bafltaki zaferlerin kavran›fl›n› bile gevfletmekti ve böylece muhafazakarl›k ve oportünizmin göstergeleri burjuvazi ve devlet taraf›ndan kullan›lan terör ve kendi saf›na geçirme taktikleri karfl›s›nda ortaya ç›kt› ve büyüdü. - Sokak eylemlerinin tek-tarafl› takibi ile birlefltirilen daralt›lm›fl örgütsel çal›flma, iflçi hareketinde komutac›l›k ve bürokratizmin varl›¤› ve kötüleflmesi için temeli geniflletti. SK-SG, sendikalar›n ve sendikal mücadelelerin cesur genifllemesini ve iflçiler aras›nda daha genifl ve daha esasl› bir devrimci e¤itim, propaganda ve Parti in-
55 flas› gerektiren bir duruma bizim tek-tarafl› yan›t›m›zd›. ‹flçiler aras›ndaki çal›flman›n oda¤›n›n sendikalar ve sendikal mücadeleyle s›n›rland›r›lmas›, tüm flehirsel hareketin ve mücadelenin yönlendirmesinin kendi “dinamizm”i ile flehirsel isyana do¤ru daralt›lmas›na yol açt›. Bu, genifl iflçi kesimleri üzerindeki etkimizi artt›rmak için baflar›s›z çabalara, sokak eylemleri üzerine tek-tarafl› vurguya, isyanc› rüzgar›n k›flk›rt›lmas›, mücadelenin felce u¤rat›lmas› ve yükseltilmesi f›rsat›n› de¤erlendirmeyi denemek istek ve ivedili¤ine de ba¤l›d›r. Langman’›n dört mekanizmas› devrimci iflçi hareketine daha da ciddi hasar verdi. Dört mekanizma -sa¤lamlaflt›rma, geniflleme, legal ve “politik-askeri”- devrimci çal›flmay›, birbirleri ile aralar› aç›k olarak konumland›r›lm›fl bölümlere ay›rd›. Bu, Parti temsilcili¤ini birkaç›n›n aras›nda sa¤lamlaflt›rma çal›flmas›na; sendikalar› ekonomizme ve ekonomik mücadelelere; legal mekanizmay›, aç›k macerac› (yanl›fl bir flekilde devrimci olarak adland›r›lan) eylemleri ilerletmifl ve onu isyan hayali için komuta merkezi olarak konumland›rm›fl politik mücadelelere; “politik-askeri” mekanizmay› isyanc› bir durumun patlamas›n› “tetiklemek” amac›yla legal kitle mücadelelerinden halk›n ilgisini almaya s›n›rland›rd›. Sa¤lamlaflt›rma için planlar, bunlar kitle kampanyalar› (sokak eylemleri) ve “politik-askeri” mücadeleler taraf›ndan tekrar tekrar geride b›rak›ld›kça hiçbir fleye dönüfltü. Temel ve ara birimler, merkezilefltirilmifl büro personeli ve legal mekanizma denilen yöneten güçlü elit bir grubun komutas› alt›nda do¤rudan idare edildi ve kitlesel deste¤i zay›flad›. fiehirsel hareketlerin ve iflçi hareketlerinin bu flekilde alt üst olufluyla efl zamanl› olan, revizyonist zehir ve nefretin Parti ve devrimci harekete karfl› amans›z da¤›t›m› hizipçilik ve bölücülük için çabayd›.
S›n›f bilincini gelifltirmek için bir okul olarak ve ba¤›ms›z proleter gücün ideolojik, politik ve örgütsel inflas› için bir silah olarak hizmet vermeleri için devrimci sendikalar›n Parti liderli¤i alt›nda inflas› temel görevinin kavranmas›n›n genel zay›flay›fl›. Sendikal çal›flma sendikal ekonomizme s›k›flt›r›ld› ve daralt›ld›. E¤er bu seviyeden yükseltildiyse, yaln›zca çok hafifçe yükseltildi. Bu arada temel sa¤lamlaflt›rma ve ilerleme görevinin daha çok ihmal edilmesi daha da kötü sonuçlara yol açt›.
55 Gençlik-ö¤renci hareketinde, AG (Acil Görevlerimiz) taraf›ndan talep edilen ö¤renci örgütleme gruplar› ve örgütleme komitelerinin (ÖÖG/ÖK) yerini, propaganda ve örgütleme tak›mlar› (PÖT) ald›. Bu, 80’lerin bafl›ndan beri, ÖG ve ÖK’lar›n basamaklar›n› atlamak amac›yla, aç›k ö¤renci örgütlerini öncekinden daha h›zl› bir flekilde infla etme nafile çabas›yla yap›ld›. Süreçte, kitle hareketinin inflas› ve ilerletilmesi için gereken birçok temel politik ve örgütsel gereklilik atland›. ‹leri kitle eylemcileri ve proleter devrimcilerden oluflan gruplar ve komiteler yerine, kapsaml› ideolojik, politik ve örgütsel çal›flmadan yoksun gevflek PÖT’ler vard›. Bu politika, ö¤renci örgütlerinin inflas›n› h›zland›rmak yerine gerçekte yavafllatt› ve daraltt›. PÖT’ler, kitle (sokak) eylemlerini haz›rlama ve harekete geçirme çal›flmas›na odaklanan, ajitasyon ve propaganda için küçük (3-5 kiflilik) tak›mlard› ve gençlik-ö¤renci hareketinde esas olarak, gizli örgütün temel biçimi haline geldi. PÖT’lerde sistematik ve sürekli politik e¤itim yoktu. Sokak eylemlerinde faaliyetleri mevcut de¤ildi. Onun ö¤renci kitleleriyle ba¤lant›lar› birebir olarak yürütüldü, amaç kapsaml› propaganda ve ajitasyon olsa da, yukar›daki nedenlerden dolay› s›n›rl›yd›. ‹deolojik, politik ve örgütsel zemin Partinin genifllemesi ve sa¤lamlaflmas› için dard› ve nadir görülen bir fleydi. Böyle küçük tak›mlar›n, küçük grupçuluk zihniyetini ve pratiklerini oluflturmalar› ve yaymalar› sürpriz olmad›. Belirli kesimlerdeki kitlelerle ba¤ kurmak ve onlara önderlik etmek için, geleneksel örgütlenmelerin liderli¤inin içerisinde ve tan›nm›fl liderlerinin aras›nda çal›flan özel PÖT’ler ve Öz Gruplar› vard›. Fakat bu genifl ba¤lant›lar ve bu liderler geleneksel örgütlenmelerin yap›s› içerisindeydi ve öz gruplar›n›n e¤itim ve örgüt çal›flmas›n›n esas k›sm› sadece bu liderler aras›ndayd›. Gizli veya legal olsun, genifl ö¤renci kitlelerine yo¤unlaflan devaml› ideolojik, politik ve örgütsel çal›flmaya giriflmek için çaba yoktu. Genifl kitlesel karakterdeki ulusal-demokratik örgütler infla edilmedi. Genifl fakat gevflek geleneksel örgütlenmeler aras›ndaki liderlik pozisyonlar› ve etkiye ek olarak, sadece küçük eylemci tak›mlar› mevcuttu. Bundan dolay›, uzun bir süre, demokratik reformlar için mücadelelerin ve genifl antifaflist mücadelelerin doru¤unda bile, devrimci ö¤renci hareketinin örgütlenmifl güçleri, etkileri genifl olsa da, küçük kald›. PÖT plan›na göre KM’yi infla ederken, politik liderlik gençlik-ö¤renci hareketinin omurgas› ve lideri olarak KM’ye verilirken küçük Parti birimlerinin rolünün ideolojik ve örgütsel çal›flmayla s›n›rland›r›lmas›na dair tasfiyeci kavram Partiden ayr›l›r. Baz› okullarda, KM liderli¤i ve Parti aras›nda çeliflkiler ve rekabet mevcuttu. PÖT plan›, görevlerin ve iliflkilerin Parti ve PÖT aras›nda tasfiyeci tayini,
15 ö¤renci kitlelerinden uzaklaflt›r›lm›fl liderlik, idare ve koordinasyonun bürokratik katmanlar›n› ço¤altt›. Öz gruplar› geleneksel örgütlenmelerde oluflturuldu ve politik çal›flma için ek bir liderlik ve koordinasyon katman› haline geldi. KM bölümleri ve Parti temsilcili¤i yürütme komiteleri gittikçe artan bir biçimde ayr›lm›fl ve de¤iflken b›rak›ld›. Belli bir süre, tek-tarafl› vurgulama legal politik bir örgütlenme kurma üzerine yap›ld› ve geleneksel örgütlenmeler içerisindeki çal›flma, gençlik-ö¤renci hareketinin politik mücadeleler aflamas›na ulaflt›¤› fleklindeki hatal› de¤erlendirme temelinde ihmal edildi. Bu, kesimdeki kitleler ile ba¤lar›n daha da daralt›lmas› etkisinde bulundu. Langman çetesinin bir “öncü eylemcilerin örgütü”nü di¤er örgütlü kitlelerin üstüne koyma ve isyanc› bir f›rt›nan›n patlamas›n›n atefllenmesi amac›yla mekanizma olarak hareket etmeleri için ö¤renci eylemcileri süratle toplama çabas› sa¤lam örgütlenme ilkesinin daha da a¤›r bir ihlalini oluflturdu ve ö¤renci hareketini kar›fl›kl›k içinde b›rakt›. Örgütsel çal›flmada, legal kad›n hareketi dar ilk-ittifak yöneliminin ötesine gidemedi. Bafllang›çtan itibaren, sa¤lam örgütlenme görevine aç›kl›k getirilmedi. Uzun vadede, bir “legal dinamizm”i zorlamak, Parti çal›flmas›n› ideolojik ve örgütsel görevlerle s›n›rlamak ve politik liderli¤i legal ittifaka havale etmek gibi tasfiyeci kavramlar güçlendi. Burjuva STÖ yöntemlerinin ve burjuva idare sisteminin farkl› etkileri güçlendi. Parti’den ayr› olarak, legal kad›n örgütlerinin omurgas› olarak gizli bir devrimci kad›n örgütüne sahip olma kavram›, Parti’yi bir kenara koyman›n ve izole etmenin ve onun devrimci kad›n hareketinin özünde hizmette bulunmas›n› engellemenin di¤er bir yöntemi haline geldi. Baz› alanlarda, illegal örgütü sonunda yok olana dek ihmal ederken legal örgütü kuvvetlendirmeye dair legalci bir e¤ilim geliflti. 4. Devrimci hareketi ilerletmek kitle taban›n›n sürekli genifllemesi ile sa¤lamlaflmas›n›, onun düflman ve gericilerle savaflma kabiliyetinin artt›r›lmas›n› gerektirir. Sa¤lam örgütlenme ve kitle seferberli¤i gibi, Marksizm-LeninizmMaoizm’de e¤itim çal›flmas› ve halk›n demokratik çizgisi devrimci hareketin ilerlemesinde her aflamada temel gerekliliklerdir. ‹kincisi mücadelede ilerleyen eylemcilerin ideolojik ve politik olarak güçlendirilmesinin ve kitlelerin politik bilincinin yükseltilmesinin anahtar›d›r. fiehir kitle hareketi, 70’lerin ikinci yar›s› boyunca, anti-faflist propaganda ve ajitasyon temelinde yeniden canland›. Kitle örgütlerinin genifllemesinin ve kitle mücadelelerinin patlamas›n›n çok gerisinde kalan e¤itim çal›flmas›n› yeniden canland›rmak ve gelifltirmek için da¤›n›k çabalar vard›. Nesnel koflulda, tabi ki, faflist s›n›rlamalar ve di¤er s›n›rlay›c› faktörler vard›. Fakat ana faktör Partinin ideolojik sa¤lamlaflt›rma çal›flmas›ndaki ciddi hatalarla eksiklikler devaml› ve
sistemli e¤itim çal›flmas› için temel gereksinimlerin zay›f kavran›fl› idi. Pratik hareketin ivedilikleri taraf›ndan yakalanm›fl durumda olma e¤ilimi güçlendi ve onun için sa¤lam kuvveti infla etmeye dair uzun-vadeli amaç ihmal edildi. E¤itim çal›flmas›n›n ihmali, oportünistler zafere kestirme bir yol için isyanc› rüzgar› k›flk›rtt›¤› zaman daha da belirgin hale geldi. Vurgu, kendili¤inden kitlelerin öfkesini k›flk›rtmak ve onun üzerinde ilerlemek üzerine kayd›r›ld›. ‹deolojik, politik ve örgütsel standartlar bariz bir biçimde düflürüldü; kitleler aras›ndaki devrimci çal›flma daralt›ld›; vurgu kendili¤inden kitleleri ve karars›z müttefikleri tatl› sözlerle ikna etmeye kayd›r›ld›. ‹deolojik ve politik e¤itimin ihmaline yard›mc› olan, çeflitli revizyonist ve burjuva fikirlerin ve ideolojik zehirin yay›lmas›n› meydan okunmam›fl olarak b›rakan afl›r› müsamahakar atmosfer idi. Sonuç olarak, anti-faflist mücadelenin güçlü f›rt›nas› taraf›ndan heyecanland›r›lan eylemcilerin ve kadrolar›n ço¤unlu¤u onlar›n ayg›tlar›na b›rak›ld› ve geri çekildi. Parti içerisindeki ideolojik seviye düflük oldu¤u için bafll›ca kitle örgütlerinin üyeli¤inin politik bilinci de düflük kald›. Örgütlü kitle taban› gevflekti ve onun büyük y›¤›nlar›, burjuvazi ve gerici devletin sald›r›lar›na ek olarak revizyonist döneklerin sabotaj› ve bölücü faaliyetleri yüzünden geri çekildi. Düzeltme hareketinde, en büyük önemi Parti ve kitle hareketi içerisindeki ideolojik ve politik e¤itimin güçlendirilmesine vermekteyiz. Dikkatimizi, Demokratik Halk Devrimi’nin genel çizgisinin yay›lmas› ve desteklenmesine ve efl zamanl› olarak Marksizm-Leninizm-Mao Zedung Düflüncesi’nin teori ve pratikleri üzerine e¤itim derslerinin ilerletilmesine yo¤unlaflt›rmaktay›z. E¤itim çal›flmam›z, zahmetli kitle çal›flmas›n›n yeniden canland›r›lmas› ve temel seviyelerde sa¤lam örgütlenme ile do¤ru çizgiyi yayma ve flehirsel mücadeleleri esas olarak k›rsal alanlarda yürütülen silahl› mücadeleyle birlefltirmeye dair ciddi çabalar›m›z ile yak›ndan ba¤lant›l›d›r. 5. fiehir kitle mücadeleleri, diyalektik olarak, temel seviyelerde örgütlü gücün zahmetli ve yo¤un bir e¤itim çal›flmas›n›n sa¤lam temeli ile iliflkilidir. Kitle mücadeleleri taraf›ndan canland›r›labilen halktan kitlelerin destek ve kat›l›m›n›n geniflli¤i ve kuvveti esas olarak temelin sa¤lam gücü taraf›ndan belirlenir. Di¤er taraftan, her kitle mücadelesi ek sa¤lam güç yaratabilir ve yaratmal›d›r. Kitle mücadelelerine tek-tarafl› odaklan›lmas›n› ve sa¤lam kuvvete dayand›r›lmayan ve hareketin kapsaml› geliflimini dikkate almadan giriflilen kitle mücadelelerinin sözde yo¤unlaflt›r›lmas›n› reddediyoruz. “Kesin sonuca ulaflt›ran” çarp›flmalar için erken giriflimde devrimci kuvvetin ve kitle deste¤inin ziyan›n› reddediyoruz. Di¤er taraftan, militan kitle eylemlerinin bafllat›lmas›ndaki ve bariz engel-
25 Ağustos-7 Eylül 2006 lenmesindeki, burjuvaziye, ilkesiz uzlaflmalara, muhafazakarl›¤a ve kuyrukçulu¤a hizmetten kaynakl› karars›zl›¤› reddetmek için tetikteyiz ve reddediyoruz. Demokratik s›n›flar›n ve kesimlerin kitle mücadelelerini ve kampanyalar›n› ulusal-demokratik çizgi ve flehirleri k›rsal alanlardan kuflatmaya dair stratejik çizgi ekseninde ilerletmemize izin verin. Legal demokratik kitle hareketinin ilerlemesi, devrimci hareketin tümünün ilerlemesi için temel bir gerekliliktir. Onun faydas›: bir, Parti olarak; iki, on y›ldan daha fazla tecrübemizde aç›k bir flekilde gösterilmifltir. fiehir kitle hareketlerinin ilerlemesindeki doruklar s›ras›nda, bunlar›, esas olarak k›rsal alanlarda yürütülen, mücadelenin bafll›ca biçimi ile koordine etmeyi ihmal etmemeli ve bunlar› ona hizmet edecek duruma getirmeliyiz. E¤er bunu ihmal eder ve k›rsal kitle hareketini küçük göstermek ve onun yolunu kesmek amac›yla flehirsel kitle hareketinin öz-dinamizmini seçersek, Filipin devriminin prati¤indeki uzun tecrübedeki say›s›z örnekler taraf›ndan gösterildi¤i gibi, macerac›l›kta veya reformizmde ve belirli felakette tuza¤a düflürülmeye mahkumuz. 6. Silahl› flehir partizan operasyonlar›, flehirsel mücadelenin esasen legal ve savunmac› karakterinin çerçevesi içerisinde ve ona uygun olarak bafllat›lan özel askeri operasyonlard›r. Bu operasyonlar›n amac›, düflman gericilerine onlar›n güç merkezinde sert darbeler indirmek ve halka, demokratik kitle protesto hareketini geride b›rakmayan ve ray›ndan ç›karmayan bir yolla güçlü politik mesajlar vermektir. fiehir kitle hareketini ve mücadelelerini militarize eden, kitle hareketinin manevras›n› ve inisiyatifini s›n›rland›ran ve onu düflman›n askeri ve psikolojik savafl sald›r›lar›na maruz b›rakan bir isyan› yapay olarak k›flk›rtmak veya erken olarak haz›rlamak amac› tafl›yan silahl› flehir partizan operasyonlar›n›n bafllat›lmas›na dair hatal› kavramlar› reddediyoruz. fiehirlerde partizan cepheleri oluflturma amac› tafl›yan hatal› silahl› partizan savafl›m› kavram›n›, “düzenli” ve “özel” operasyonlara giriflen, flehirlerdeki savafl›m ile flehirsel legal kitle hareketi aras›nda ve hatta daha emrivaki bir biçimde ilki ile k›rsal alanlardaki gerilla savafl›m› aras›nda isyanc› türde bir koordinasyonu dikte etmeye çabalayan, de¤iflik seviyelerdeki bölgesel ve kesimsel oluflumlar›n hepsini reddediyoruz. Kendinden fazla emin kibirle, flehirsel isyanc›lar, Partinin önderlik eden rolünü, ulusal-demokratik devrimin çizgisini ve uzun süreli halk savafl›n›n strateji ve taktiklerini yok etmeyi denedi. Ayr›ca, savaflmaya istekli fakat yetersiz politik e¤itimli veya politikaya ilgisiz, kitlelerden yal›t›lm›fl, kitle çal›flmas› yapmayan ve hayatlar›n› sürdürmeleri ile tedarikleri için çeteci yöntemlere dayanan askeri uzmanlardan oluflan tak›mlar olarak çal›flan silahl› flehir partizan birlikleri kavram›n› reddediyoruz.
25 Ağustos-7 Eylül 2006
16
55
BPKD 40. y›l›nda, mücadele devam ediyor! 20. yy. bafllar›ndan itibaren yaflanan devrimler, iflçi s›n›f› ve ezilen halklar aç›s›ndan “yeni bir dünyan›n”, sosyalizmin ve komünizmin kap›s›n› aralam›flt›. Marks ve Engels’in kendi dönemlerinde yaflanan s›n›f mücadelelerinden dam›tt›klar› Marksizm bilimi; Lenin’in önderli¤inde 1917’de Bolflevik Devrimin gerçeklefltirilmesiyle Leninizm aflamas›na ulaflm›fl, Stalin önderli¤inde sosyalizmin inflas› için önemli ad›mlar at›lm›flt›. 1949’da Çin’de Mao Zedung önderli¤inde baflar›ya ulaflan Çin Devrimi ise, yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde devrimin yolunun nas›l olmas› gerekti¤i üzerine önemli ve belirleyici bir politik deneyim sunmufl ve Maoizim aflamas› ortaya ç›km›flt›r. 20. yy. ikinci yar›s›ndan itibaren ve özellikle Sovyetler Birli¤i’nde Stalin’in ölümünden sonra yaflanan geliflmeler; proletaryan›n bu ilk uzun erimli tarihsel tecrübesinde, iktidar›n revizyonistlerin eline geçmesiyle sonuçlanm›flt›r. Yine 1976’da Mao Zedung’un ölümünden sonra Çin’de de “kapitalist yolcular›n” iktidar› ele geçirmeleri; beraberinde proletaryan›n ve ezilen halklar›n mücadelesinde önemli birer mevzi olan bu iktidarlar›n, birer birer kaybedilmesini, sosyalizmden geriye dönüfllerin yaflanmas›n› ve bu mevzilerin birer birer modern revizyonistlerin eline geçmesini getirmifltir. Bugün yaflananlar MarksizmLeninizm-Maoizm aç›s›ndan bir sürpriz de¤ildir. Sosyalizmde yaflanan bu geriye dönüfller ve Marksizm’e yönelik bu sald›r›lara; gerek Leninizm ve gerekse de Maoizm önemli derecede yan›t olmufltur. Marksizm’in bir bilim olarak ilerlemesi ve her tarihsel kesitte var olan somut koflullara/sorunlara yan›t olunmas› aç›s›ndan Leninizm ve Maoizm birer s›çrama noktas› olarak ortaya ç›km›fllar, proletaryan›n ve ezilen halklar›n andaki sorunlar›na çözüm sunup, yön vererek önemli ifllevler görmüfllerdir. Ki hala da görmeye devam etmektedirler. Meseleye bu aç›dan bak›ld›¤›nda; sosyalizmde yaflanan geriye dönüfllerin ve proletarya diktatörlüklerinin, burjuva diktatörlüklerine dönüflmesinin nedenleri ve niçinleri üzerine (ve bununla ba¤lant›l› olarak buna karfl› mücadele edilmesine) Maoizm önemli bir yan›t olmufltur. Ve yine denilebilir ki bu sald›r›lar›n en “etkilisi” Marksizm-Leninizm-Maoizm’e aç›k s›n›f düflmanlar›ndan de¤il de; “k›z›l bayra¤a karfl› k›z›l bayrak sallayan”lardan gelmifltir. Ve 20. yy.da yaflanan bu sosyalizm deneyimlerinde proletarya diktatörlüklerinin birer burjuva diktatörlüklerine dönüflmesinde, Marksizm-Leninizm-Maoizm’i revize eden bu iç düflmanlar belirleyici rol oynam›flt›r. Mao’nun, sosyalizmde s›n›f mücadelesinin tüm fliddetiyle sürdü¤ü ve proletarya diktatörlü¤ünün, burjuva diktatörlü¤üne dönüflme tehlikesinin var oldu¤una dair; ÇKP MK’n›n 16 May›s 1966 y›l›nda yay›nlad›¤›
16 May›s Genelgesi olarak adland›r›lan belgedeki flu ifadeler de yeterince aç›klay›c›d›r: “Partiye, hükümete, orduya ve çeflitli kültür alanlar›na s›zm›fl bulunan burjuvazinin bu temsilcileri, karfl› devrimci revizyonistler tak›m›d›r. fiartlar elverdi¤inde, siyasi iktidar› ele geçirecek ve proletaryan›n diktatörlü¤ünü, burjuvazinin diktatörlü¤üne dönüfltüreceklerdir.” Mao Zedung önderli¤inde komünistlerin bu öngörüleri gerçekleflmifl; Sovyetler Birli¤i’nde Stalin’in 1953 y›l›nda ölümünden sonra SBKP’nin 20. Kongresi’nde, Kruflçev’de somutlanan modern revizyonistler, proletaryan›n bu ilk uzun erimli iktidar deneyimini; hedefinden sapt›rarak, kapitalizmin restorasyonuna giriflmifllerdir. Yaflanan bu geliflmeler; “olumsuz bir ö¤retmen olarak” Çin’de Mao Zedung önderli¤inde komünistler taraf›ndan de¤erlendirilmifl, sosyalizm ve proletarya diktatörlü¤ü, devrimi proletarya diktatörlü¤ü alt›nda sürdürme (daha somut olarak Büyük Proleter Kültür Devrimi) teorisi ileriye sürülmüfltür.
Ne ki Çin’de de 1976’daki proletarya diktatörlü¤ünü, “reformlar yoluyla”, “k›z›l bayra¤a karfl› k›z›l bayrak” sallayarak burjuva diktatörlü¤üne evriltmifllerdir. BPKD’nin Çin’de yaflanan bu geriye dönüfle engel teflkil edememesi, onun “yanl›fl”, “hatal›”, “gereksiz” bir devrim oldu¤u anlam›na gelmemektedir. BPKD’yi bu anlam›yla elefltiren, onu gözden düflürmeye çal›flanlar›n, baflta Çin’deki modern revizyonistler olmak üzere, her türden gericili¤in ve emperyalistlerin olmas› tesadüfî de¤ildir. Nihayetinde BPKD’nin bizzat hedefinde olanlar, kapitalist yolu tutanlar olmufltur. BPKD’nin Çin’de geriye dönüflü engelleyememesi, sosyalizm ve proletarya diktatörlü¤ü alt›nda
devrimi devam ettirme teorisi ve prati¤inin önemini ortadan kald›rmaz. Aksine, bu deneyim proletarya diktatörlü¤ü alt›nda daha fazla BPKD’lerin gerçeklefltirilmesi gereklili¤ini ortaya koyar.
BPKD, revizyonizme karfl› silahlanmakt›r! BPKD bu anlam›yla, bugün 40. y›l›n› kutlad›¤›m›z bu süreçte, sosyalizmde geriye dönüfllerin yaflanmas› ve modern revizyonizme karfl› silahlanmak amac›yla incelenmelidir. ML biliminin Maoizm aflamas›na ulaflmas›n›n (di¤er nedenleri bir yana) modern revizyonizmin ortaya ç›k›fl› ve Mao Zedung önderli¤indeki Uluslararas› Komünist Hareketin ML’ye içten yöneltilen bu sald›r›lara karfl› mücadelesi; ML’nin yeni bir s›çrama yaratmas›n› da beraberinde getirmifltir. UKH içinde yaflanan bu geliflmeler ve modern revizyonizmin ideolojik ve pratik elefltirisi; baflta ülkemiz olmak üzere bir dizi ülkede KP’lerin kurulmas›na, bir dizi ülkede ise kurulu olan “KP”ler içinde yaflanan saflaflmalarla yeni yeni KP’lerin oluflmas›na neden olmufltur. Bugün dünya üzerinde MLM ideolojisine sahip partilerin, emperyalizme ve onun yerli uflaklar›na karfl›, baflar›l› bir biçimde mücadele etmeleri, çeflitli ülkelerde Halk Savafl›n›n artan bir etkiyle yürütülmesi; özellikle Maoizm’in yaflanan sürece/sorunlara dair getirdi¤i çözümlemelerin yads›namaz etkisi nedeniyledir. Leninizm ve Maoizm, Marksizm’e içten ve d›fltan yönelen sald›r›lara karfl› koymada ve Marksizm’i somut flartlar›n somut tahlili do¤rultusunda prati¤e uygulayarak, Marksizm biliminde nitel s›çrama yarat›lmas›n›n ve anda yaflanan sorunlara yan›t olunmas›n›n ad›mlar› oldular. BPKD gibi muazzam önemde bir tarihsel olayla kendini somutlayan bu olgu, devrimin proletarya diktatörlü¤ü alt›nda sürdürülmesi, sosyalizmde de s›n›f mücadelesinin sürdü¤ü, burjuvaziye karfl› mücadelenin bir an bile aksat›lmamas› gerekti¤i, s›n›f düflmanlar›n›n d›flta de¤il bizzat KP saflar›nda oldu¤u gerçe¤inin dillendirilmesi; bir yandan MLM’leri sosyalizmin sorunlar› konusunda bilinçlendirirken, di¤er yandan sosyalizmde yaflanan geriye dönüflleri aç›klayabilmemize imkân tan›maktad›r. BPKD, bu aç›dan tarihsel önemde bir olayd›r. BPKD “farkl›” bir devrimdir. Bu devrimi di¤er devrimlerden ay›ran en belirgin özellik, üstyap›da gerçeklefltirilmesi ve proletaryan›n devlet iktidar›n› elinde tuttu¤u halde, özellikle KP ve proletarya diktatörlü¤ü saflar›nda ortaya ç›kan kapitalist yolculara yönelik gerçeklefltirilen ve sosyalizmi tahkim etmeyi amaçlayan bir devrim olmas›d›r. BPKD’nin amac›n›, devrimin henüz bafllar›nda, 8 A¤ustos 1966’da yay›nlanan
16. Madde Karar›’nda “BPKD’nin amac›, halk›n ideolojisini devrimcilefltirmek ve bunun sonucu olarak bütün çal›flma alanlar›nda daha büyük, daha h›zl›, daha iyi ve daha ekonomik sonuçlar almak” olarak aç›klanm›flt›r. Esas olarak “halk›n ideolojisini devrimcilefltirme”nin amaçland›¤›n›, ancak bununla s›n›rl› kal›nmad›¤›n›, bu amaçla birlikte, ekonomik olarak da daha iyi sonuçlar alman›n hedeflendi¤ini görmekteyiz. Yine Mao Zedung, Temmuz 1967’de BPKD’ye iliflkin olarak “E¤er iktidar sahibi bir avuç kapitalist yol izleyicisini y›kmak istiyorsak, bunu sadece örgütsel olarak de¤il fakat ayn› zamanda siyasi ideolojik olarak da teorik alanda yapmal›y›z. Bu ülke ve dünya aç›s›ndan hayati bir meseledir. Revizyonizm yenilgiye u¤rat›lmad›¤› taktirde, yeniden restorasyon aflamas›na girecektir. Bu nedenle bu, büyük tarihi görevdir. ‹leriye bakt›¤›m›zda bu iflin tamamlanmam›fl oldu¤unu görürüz” demektedir. Görülece¤i üzere Mao; “Revizyonizm yenilgiye u¤rat›lmad›¤› taktirde, yeniden restorasyon aflamas›na girecektir” diyerek var olan tehlikeye dikkat çekmektedir. Mao’nun bu yaklafl›m› bizlere sosyalizmde, kapitalizmin restore edilme ihtimalinin oldu¤unu gördü¤ünü (nitekim Sovyetler Birli¤i’nde yaflanan geliflmeler, kendisi aç›s›ndan önemli dersleri içinde bar›nd›r›yordu) bu tehlikenin hâlihaz›rda Çin’de de varoldu¤unu ve bu tehlikenin bertaraf edilmesinin yolunun “sadece örgütsel olarak de¤il ayn› zamanda siyasi, ideolojik olarak da” revizyonistleri alafla¤› etmekten geçti¤ini ifade etmektedir. Nitekim bu düflüncelerinden hareketle Mao; BPKD’yi bafllatm›fl ve devrim bu bak›fl aç›s›nda ifade edilen tehlikeyi bertaraf etmek ve bunun için de halk›n ideolojisini de¤ifltirip dönüfltürmek ve böylece sosyalizmin kazan›mlar›na sahip ç›kmay› amaçlam›flt›r. Mao Zedung’un “bu ülke ve dünya aç›s›ndan hayati bir meseledir” diyerek dikkat çekti¤i BPKD’nin Çin’de revizyonistlerin proletarya diktatörlü¤ünü, burjuva diktatörlü¤üne çevirmeleri ve sosyalizmde geriye dönüflü engelleyememesini nas›l aç›klamak gerekir? Her fleyden önce bizzat Mao Zedung’un “ileriye bakt›¤›m›zda bu iflin (BPKD sürerken kapitalist yolcular›n yani modern revizyonistlerin yenilgiye u¤rat›lmas›n›n) tamamlanmam›fl oldu¤unu görürüz” söylemindeki gibi; sosyalizmde gerçekleflebilecek geriye dönüfl tehlikesine karfl› at›lan ad›m›n henüz tamamlanmam›fl oldu¤unu, üstelik bu tehlikeye karfl› bir tane BPKD’yi yeterli görmedi¤ini, daha fazla proleter kültür devrimlerinin gerçeklefltirilmesi gerekti¤ini düflündü¤ünü vurgulamak gerekiyor. Bu düflüncesini 1967 y›l›ndaki flu ifadelerinde oldukça aç›k ve net olarak ifade edecektir Mao Zedung: “fiimdi yürürlükte olan BPKD ilerdeki çeflitlerinin sadece bir ilkidir. Gelecekte baz› durumlarda bu tür devrimler zorunlu olarak yer alacakt›r… Bütün Parti üyeleri, en genifl halk kitlesi, bir iki, üç ya da dört kültür devriminden sonra her fleyin güllük gülistanl›k olaca¤›n› sanmamal›d›rlar. Her fleyden önce devrime
17
55 uyan›kl›¤›m›z› bir an için olsun elden b›rakmamal›y›z.” Aç›kt›r ki Mao Zedung’un bu öngörülerine ve uyar›lar›na ra¤men, Çin’de kapitalist yolcular›n iktidar› ele geçirmesi önlenememifltir. Mao Zedung’un ölümünden sonra, modern revizyonistler, sosyalizmi ve BPKD’yi temsil eden MLM kadrolar›, karfl› devrimci komplolarla “4’lü çete” tan›mlamas›yla alafla¤› etmifltir ve “Mao’ya karfl› Mao bayra¤› sallayarak” iktidar› ele geçirmifllerdir. Mao Zedung’un ölümünün ard›ndan Çin’in modern revizyonist bir hatta girmesi ve bugün BPKD’nin üzerinden 40 y›l geçti¤i halde Çin’in sosyal emperyalist bir konumda bulunmas›, BPKD’nin tarihsel önemini ortadan kald›r›r m›? Bu soruya yan›t›m›z hay›r olacakt›r. Çünkü nas›l ki, Paris Komünü k›sa bir sürede yenildiyse, ancak bu yenilgi onun tarihsel önemini ve ortaya koydu¤u muazzam dersleri ortadan kald›rmad›ysa ve baflta 1917 Bolflevik Devrimi olmak üzere birçok devrime yol açm›flsa; BPKD de proletarya ve ezilen halklar›n mücadelesinde muazzam önemdeki ders ve tecrübeleriyle yeni devrimlere ilham kayna¤› olmaya devam edecektir.
BPKD’nin günümüz Çin’indeki yeri BPKD’nin tarihsel önemi ve kitlelerin bilincinde nas›l bir de¤iflim/dönüflüm yaratt›¤›n› aradan 40 y›l geçmifl olmas›na ra¤men bugün Çin’de yaflanan kimi geliflmelere bakt›¤›m›zda daha iyi anlayabiliriz. Çin’de bugün tüm saklama ve gizleme çabalar›na ra¤men s›n›f mücadelesi olanca fliddetiyle sürmektedir. ‹flçi s›n›f›, köylüler ve ayd›nlar kendilerine dayat›lan yaflam koflullar›na karfl› isyan etmekte, pratik eylemler gerçeklefltirmekte, aç›klama ve fabrika iflgalleri yapmaktad›rlar. S›n›f mücadelesi, bazen on binlerin kat›ld›¤› gösterilerle, grev ve iflgallerle, bazen de sonu ölüm olan fliddetli çat›flmalar›n yaflanmas›yla sürmektedir. Sosyal emperyalist Çin yetkililerinin aç›klamalar›na göre, “kitlesel olaylar›n ya da gösteriler ve isyanlar›n” sadece on y›l önceki 10 bin say›s›ndan 2003’teki 58 bin say›s›na ve 2004’teki 74 bin say›s›na t›rmand›¤› ifade edilmektedir. S›n›f mücadelesinin böylesi bir biçimde tüm yak›c›l›¤›yla sürmesi, bugün Çin’de yönetici s›n›flar›n yeniden “Mao bayra¤›n› sallamaya” bafllamalar›n› beraberinde getirmifltir. Çinli sosyal emperyalistler, karfl›-devrimci yüzlerini gizlemek ve s›n›f mücadelesinin artan fliddetini pasifize edebilmek için tekrardan “Mao bayra¤›na” sar›lm›fllard›r. Bunda sadece iflçileri, köylülerin, ayd›nlar›n artan tepkileri etkili de¤il elbet. Bundan daha da önemlisi, s›n›f mücadelesinin fliddetlenmesiyle birlikte artan eylemliliklerde gözle görülür biçimde, “Mao dönemine”, “Kültür devrimine” yönelik vurgulama yap›lmas›, sosyalist yola geri dönüfl talebinin dillendirilmesinin vb. içermesidir. 9 Eylül 2004’te “Zhengzhou Dörtlüsü” olarak adland›r›lan iflçi eylemcilerin, “Komünist Partisi” ve hükümete yönelik yay›nlad›klar› bildiri, bugünkü Çin önderli¤ini emekçilerin ç›karlar›na ihanet etmekle, yayg›n bir çürüme ve yozlaflma ile suçluyordu. Bildiri; “Kapitalist Restorasyonu” k›n›yor ve Mao taraf›ndan benimsenen sosyalist yola dönüfl ça¤r›s›nda bulunuyordu. Yine benzer bir biçimde Ekim 2004’te
“eski ÇKP üyeleri, kadrolar›, askeri personel ve ayd›nlar” grubu imzas› tafl›yan (“Mevcut Politik Manzara Hakk›ndaki Görüfl ve Fikirlerimiz” bafll›¤›nda) bir mektubun yaz›ld›¤›n› görmekteyiz. Bu mektup her ne kadar var olan “reformlara” karfl› net bir tutum tak›nmasa da “Zhengzhou Dörtlüsü”nün ça¤r›s›ndaki gibi; “kapitalist yoldan”, sosyalist yola dönüfl ça¤r›s› yapmas› itibar›yla oldukça önem tafl›yan bir mektuptu. Monthly Review adl› derginin Temmuz 2006 tarihli say›s›nda Robert Weil taraf›ndan “Çin’de Emekçi S›n›flar›n Durumu” bafll›¤›yla kaleme al›nan bir makale; Çin’de s›n›f mücadelesinin tüm fliddetiyle sürdü¤üne ve yaflanan geliflmeler içerisinde BPKD’ye yönelik göndermelere s›kl›kla baflvuruldu¤una dair önemli veriler sunmaktad›r bize. Ad› geçen makale bugünün Çin’inden ve Çin’deki emekçi s›n›flar›n durumundan önemli veriler veriyor bizlere. Makalenin aktard›¤› bilgilere göre örne¤in Zhengzhou ve Nanjiesun “Güney Soka¤› Köyü” gibi yerleflim yerlerinde, “Mao döneminin miras› burda bugün de canl› tutuluyor ve çizgi mücadelesinin bafl›n› çeken iflçi bilinci düzeyi çok yüksek” olarak ifade ediliyor. Zhengzhou’da Elektrikli Üretim Cihaz› fabrikas›ndaki bir iflçinin fabrikalar›n özellefltirilmesi ve Dengci reformlar konusundaki tan›kl›¤›na baflvuran makale, reformlar ve uygulanan ekonomik politikalar konusundaki düflüncesini: “Yüzeyde ekonomikmifl gibi görünüyor, ama asl›nda kapitalizmle sosyalizm aras›ndaki bir mücadele” dedi¤ini aktar›yor ve meselenin temelde siyasal bir sorun oldu¤unu ifade ediyor. Makale yine ayn› iflçinin a¤z›ndan Çin’in “asla sosyalizmi yaflamam›fl olan birleflik Devletler gibi de¤ildir. Yafll› iflçiler bu tarihsel ba¤lam› anl›yorlar. Ço¤u Mao dönemini ve kültür devrimini yaflad›lar. Mao Zedung Düflüncesi’ni tecrübe ettiler ve onlar›n kufla¤› Çin’i yeniden ‘Mao’nun Yolu’na sokmak istiyor. Bu da sosyalist yolu korumaya yönelik uluslararas› mücadelenin bir parças›d›r” dedi¤ini aktarmaktad›r. Yine ayn› makale; BPKD’den edinilen siyasal ve pratik tecrübenin, yani devrim mücadelesinin sadece ekonomik alanda de¤il, ayn› zamanda kültürel alanda da sürdürülmesinin bir örne¤i olarak Zhengzhou kentinin bir iflçi semtinin park›nda, iflçilerin ve iflçi ailelerinin her gece bir araya gelerek eski devrimci flark›lar› söyledi¤ine de¤iniyor. Makalede aktar›ld›¤›na göre bu etkinliklere “hatta sonlar›nda daha da çok say›da kiflinin, belki bin ya da daha fazlas›n›n kat›ld›¤› da söyleniyor. Bizi parka götüren iflçilerden birisinin de ortaya koydu¤u gibi, bu flark›lar›n politik anlam› Komünist Partisi’ne; onun dönüflmüfl oldu¤u fleye karfl› muhalefetimizi göstermek ve Mao’yu onunla kap›flmak ve bilinç yükseltmek için kullanmakt›r” dedi¤ini aktar›yor. Sosyalizm ve proletarya diktatörlü¤ünde yaflanan geriye dönüfller, emperyalist-kapitalizm ve s›n›f düflmanlar› taraf›ndan, iflçi s›n›f›na ve emekçi halka karfl› yo¤un bir biçimde kullan›lm›flt›. Ve halen kullan›lmaya devam ediyor. Ancak burada gerek Sovyetler Birli¤i’nde olsun ve gerekse de Çin’de olsun, sosyalizmden geriye dönüfllerin aç›ktan de¤il, gizli gizli yap›lmas›, kapitalizmin restorasyonunun, MLM ilkelerin revize edilerek gerçeklefltirilmesi ve bunlar›n da MLM ideoloji-
yi gelifltirmek ad›na yap›ld›¤› maskesiyle gizlenmesi özellikle üzerinde durulmas› gereken bir olgudur. Modern revizyonistler kitlelere onlar›n yaflam koflullar›n› daha da iyilefltirme propagandalar› eflli¤inde gitmifller ve gerçek niyetlerini daima gizlemifllerdir. Böylelikle proletarya diktatörlü¤ünü ad›m ad›m burjuva diktatörlü¤üne dönüfltürmüfllerdir. Ancak ne var ki yaflanan bu tarihsel deneyimler ve modern revizyonizmin gerçek yüzü zamanla daha net bir biçimde ortaya ç›km›flt›r. Bugün Çin’de “KP” önderli¤inde yolsuzluklar›n, rüflvet ve yozlaflman›n üst boyuta ç›kmas›, emekçilerin yaflam koflullar›n›n gittikçe kötüleflmesi, iflçi s›n›f›n›, köylüleri, ayd›nlar› “Mao dönemine özlem duymaya”, “Mao dönemi ve kültür devrimini incelemeye” itmektedir. Ad› geçen makalede bu durum flöyle anlat›lmaktad›r: “Bafllang›çta Dengci reformlar› desteklemifl olan kiflilerle; örne¤in Rehin’de konufltu¤umuz ilerici akademisyen gibi kiflilerle, flimdi Mao’ya geri dönüfl yapan ve hatta kültür devriminin kendisini yeniden inceleyen kiflilerle ilgili birden fazla öykü duyduk. Baz› örneklerde, bu durum onlar›n ‘kitlelerden ö¤renmelerinin’ do¤rudan bir sonucu. K›rsal bölgelerde rastlad›¤›m›z, etkili ama eskiden oldukça muhafazakar olan bir ö¤rencinin durumu da buydu ki onun ‘dönüflü’ köylüleri ziyaret etti¤inde, asla Mao ile ilgili tek bir elefltiri cümlesi duymam›flken, Deng’le ilgili birçok elefltiri duymufl olmas›, bu durumun da onu geçmifle yönelik kendi yaklafl›mlar›n› yeniden incelemeye zorlamas›n›n bir sonucuydu. Ama bu türden yeniden de¤erlendirmeler kiflisel deneylerden ibaret olmayan daha derin köklere sahip…” …Hem eski bir K›z›l Muhaf›z’›n hem de genç bir eylemci ayd›n›n ayr› ayr› konuflmalarda ileri sürdü¤ü üzere, ‘baflka her fleyi denedikten sonra’, bafllang›çta reform politikalar›n› desteklemifl olan, ama flimdi neler olup bitti¤ini anlamaya bafllayanlar, “bugünle bafla ç›kabilmek üzere iki çizgi mücadelesine ve Kültür Devrimi’ne geri dönmek durumundalar! Çünkü di¤er yaklafl›mlar› denemifller ve bunlar hiçbir aç›klama sunmam›fl.” Görülece¤i üzere Çin’de bugün flu veya bu flekilde Mao’ya ve özellikle Kültür Devrimi’ne yönelik bir yönelim söz konusudur. Bu durum (Çin’in kendine özgü politik söyleminden ba¤›ms›z olarak), BPKD’nin aradan 40 y›l gibi bir zaman geçmesine ra¤men kitleler taraf›ndan yeniden dillendirilmesi (ki böyle bir davran›fl›n dahi Çin’in bugünkü koflullar›nda a¤›r bedelleri oldu¤u göz önüne al›nmal›d›r.) BPKD’nin sosyalizmdeki s›n›f mücadelesinde iflçi s›n›f›, köylülük ve ayd›nlar›n bilincinde önemli bir tarihsel tecrübe olarak yer etmesinden ileri gelmektedir. Proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f mücadelesinin somut teorik ve pratik ad› olan BPKD, bu özelli¤iyle, Çin iflçi s›n›f› baflta olmak üzere, dünya proletaryas›n›n ezilen emekçi halklar›n elinde halen önemli bir silah olma özelli¤ini koruyor. BPKD’nin sosyalizm koflullar›nda, hangi s›n›f›n, proletaryan›n m›, burjuvazinin mi kazanaca¤›n›n henüz belli olmad›¤› koflullarda, proletaryan›n lehine, önemli bir kazan›m oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan önemli olan bu yaklafl›mlar, Mao Zedung’un BPKD ile MLM bilimine yapt›¤› katk›n›n ne denli hayati oldu¤unu da göstermektedir. Mao Zedung’un MLM bilimine katk›lar›ndan bir tanesi olan, devrimi proletarya dik-
25 Ağustos-7 Eylül 2006 tatörlü¤ü alt›nda sürdürme yaklafl›m›n›n somut ad›m› olan BPKD’nin bu önemi bahsini etti¤imiz makalede de vurgulanmaktad›r. BPKD ile ilgili olarak makale “Sonuç olarak, Mao’nun Kültür Devrimi s›ras›nda kapitalist yola karfl› ileri sürdü¤ü elefltiri bugün bir kez daha geçerli gibi görünüyor, çünkü ömrünün son y›llar›nda gelifltirdi¤i bu fikirler, mevcut sistemin giderek derinleflen çeliflkilerinin, ta köklerine kadar uzanan ve sadece pansuman yapmay› amaçlayan giriflimlerden daha derin çözümlere iflaret eden kapsaml› türden bir çözümlemesini sunmaya devam ediyor. Ayd›nlar aras›nda varolan birçok eski tabu bu durumda devrilmeye bafll›yor” diyerek önemli bir tespitte bulunmaktad›r. Dünya üzerinde proletaryan›n ve ezilen halklar›n iktidarlar›n›n olmamas›, varolan iktidarlar›n modern revizyonistler taraf›ndan birer birer içten tasfiye edilerek emperyalistkapitalist sisteme entegre edilmesi, UKH saflar›nda do¤ald›r ki bir “geriye çekilifl” sürecine götürdü. Modern revizyonizmin MLM ilkelere yönelik bu içten tasfiye sald›r›s›, UKH saflar›nda da yank›s›n› buldu ve yank›ya paralel biçimde tasfiyecilik, reformizm, revizyonizm gibi MLM düflman› ak›m ve anlay›fllar hareket alan›n› geniflletti. Ancak içinden geçti¤imiz bu süreçte MLM partilerin baflta BPKD’nin kendilerine sundu¤u muazzam teorik ve pratik ders ve deneyimler nedeniyledir ki, modern revizyonizm baflta olmak üzere her türlü gericili¤in sald›r›s› bofla ç›kart›labildi. UKH bugünkü süreçte BPKD ve onu yaratan Maoizm bilimi sayesinde proleter yan›n ve ezilen halklar›n mücadelesinde önderli¤ini tesis etmeye ve özellikle baz› ülkelerde iktidar› almaya, baz› ülkelerde de hat›r› say›l›r bir biçimde mücadeleyi yükseltmeye bafllam›flt›r. Bugün dünya üzerinde emperyalist kapitalizmin, ezilen dünya halklar›na yönelik gerçeklefltirdi¤i ve baz› ülkelerde katliam düzeyinde sürdürdü¤ü sald›r›lar; yine emperyalist kapitalizmin “küreselleflme” politikalar›yla iflçi s›n›f› ve emekçi halklara yönelik azg›n bir sömürü politikas› yürütmesi, bu politikalar›n do¤al bir sonucu olarak açl›¤›n, iflsizli¤in, yoksullu¤un alabildi¤ine artmas›, beraberinde dünya halklar›n› bu politikalara karfl› çeflitli biçim ve içeriklerde protestolar›n›, direnifllerini ve mücadelelerini beraberinde getirmektedir. Kitleler, “baflka bir dünya mümkün” slogan›n› hayk›rmaktad›rlar. Kitlelerin bu hareketlili¤ine uygun olarak, Latin Amerika gibi ülkelerde “sol”, “anti-Amerikanc›” söylemli hükümetler ön plana ç›kmakta, yine emperyalist kapitalizmin iflgal, sald›r› politikalar›na karfl› Afganistan ve Irak’taki ve genel olarak Ortado¤u’daki halklar baflta olmak üzere, dünyan›n çeflitli bölgelerinde “‹slam” söylemli de olsa silahl› baflkald›r›lar, direnifller giderek güçlenmektedir. Ve tüm bu tarihsel geliflmeler içinde en önemli olgu ise; BPKD’nin muazzam ders ve tecrübelerine sahip olan ve bu anlam›yla modern revizyonizm baflta olmak üzere, emperyalist kapitalizmin ideolojik sald›r›lar›na MLM bilimine sahip olmalar› nedeniyle cüretli bir flekilde karfl› koyabilen MLM partiler önderli¤indeki Halk Savafllar›, iflçi s›n›f›n›n ve ezilen halklar›n umudu olmaya devam ediyor. Dünya devrimine hizmet için, belli bafll› ülkelerde proleter devrim, BPKD’nin de dersleriyle yüklü bir biçimde iktidara yürüyor.
25 Ağustos-7 Eylül 2006
18
55
100 bin f›nd›k devi hükümeti sarst›: “Sarsmayal›m bu devleti, y›kal›m!” Son dönem ülkemiz, say›lar› 100 bin olarak ifade edilen ve ard arda yap›lan köylü eylemleri ile sars›ld›. F›nd›k mitinginin ard›ndan “f›nd›k devi” olarak tan›mlanan f›nd›k üreticisi köylüler, Ordu Emniyet Müdürü’nün görevden al›nmas›nda ve hükümetin köylü kitlesinde biriken tepkiyi görmesi anlam›nda oldukça “flafl›rt›c›” bir etki yaratt›lar. Zira bir süredir uygulanan y›k›m politikalar›n›n sonucu olarak alanlarda kendilerini ifade eden köylüler, hükümete “sand›kta görüflmek üzere” randevu verip da¤›ld›lar. Hükümet sözcüleri, baflbakan baflta olmak üzere bugüne kadar sürdürdü¤ü tarz›n› devam ettirir nitelikte oldukça sald›rgan aç›klamalarda bulundu. Sorunu kendilerinden uzaklaflt›rmak için F‹SKOB‹RL‹K baflta olmak üzere çeflitli kurum ve kurulufllara karfl› aç›klamalar yaparak, köylü kitlesine “sorunlar›n›z›n nedenleri bunlar” demeye getirdiler. Erdo¤an mitingin ard›ndan yapt›¤› aç›klamalarda mitinge kat›lanlar›n sadece köylülerden ibaret olmad›¤›n›, mitinge “T‹KKO, THKP-C ve PKK” gibi örgütlerin kat›ld›¤›n› belirtme gafletinde bulundu. Bu aç›klaman›n ard›ndan yap›lan de¤erlendirmelerde, kat›lanlar›n köylülerden ibaret oldu¤u gerçe¤ini görmek istemeyen hükümetin, bu gerçe¤i “daha kötü” bir biçimde kamufle etmeye çal›flt›¤› tart›fl›ld›. Ordu mitinginin ard›ndan Manisa köylüleri Ankara sokaklar›na döktükleri ürünlerini süpürdüler ve Ankara’da Bakanl›klar› arfl›nlad›lar. Ard›ndan 15 A¤ustos günü üzüm üreticileri miting yaparak, hükümetin tar›m konusundaki politikalar›n› protesto ederek, tepkilerini ifade ettiler. Ülkemizde IMF eliyle belirlenen tar›m politikalar›n›n yaratt›¤› y›k›m tablosunu anlatan bu tepkilerin do¤ru de¤erlendirilmesi için, özellikle son y›llarda önemli boyutlara gelen belli temel sorunlar›n anlafl›lmas› ve üzerinde durulmas› gerekir. Köylüler taraf›ndan gerçeklefltirilen son mitinglerin yan› s›ra bir dizi bölgede küçük çapta protestolar yap›lmaktad›r. Üreticilerin küçük çapta yapt›klar› bu eylemlerin ç›kard›¤› c›l›z ses ise yeterli etkiyi bulamadan kaybolup gitmektedir. Mersin’de bir köylüyle girdi¤i tart›flmayla uzun süre gündemde kalan Tayyip Erdo¤an’›n köylüye sundu¤u tek çözüm “anan› da al git buradan” olman›n ötesine geçememiflti. Ordu mitinginin ard›ndan da 4 köylüyü tutuklayan devlet, gelen tepkiler üzerine ikisini serbest b›rakmak durumunda kald›. Sürecin ezilenler aç›s›ndan bütün cephelerde iyi gitmedi¤i bir gerçek. Devlet bugüne kadar oldu¤u gibi bu sorunun çözümünü de sald›rmakta bulmufl ve pratikte de bunu uygulam›flt›r.
Ülkemizde tar›m›n son durumu: “Tütün bitmifltir. Dünyan›n en güzel tütünü bitmifltir. fiu köyde flimdi, yüz balya ya var, ya yok. Sekiz on hane kald› tütün yapan. Hükümetler bitirdi bu ifli. TEKEL’i bitirdiler. Tüccara kald› her fley. Tüccar tek
Devletin taban fiyatlar›n› geç aç›klamas› ya da çok düflük seviyelerde tutmas›, bunun yan›s›ra üretilen ürünün elde kalmas› köylüleri tefeci ve tüccar›n eline b›rakmaktad›r. Üretilen ürünün fiyat›n› belirleyen tefeciler köylülere aç›k olarak “iflinize gelirse” diyebiliyor. tarafl› sözleflme yapt›. ‹stedi¤i fiyat› veriyor, istemedi¤ini vermiyor. ‹flimize gelirseymifl. Asl›nda köylü bitti.” Tütün üreticisi köylülerin bu ifadelerine domates, f›nd›k, üzüm, f›st›k ve daha bir dizi üreticinin benzer aç›klamalar›n› ve ifadelerini eklemek mümkün. Manisa köylüsü kad›nlar Ankara eylemlerinde kendilerine uzanan mikrofonlara a¤layarak ve “aç›z” 盤l›klar› ile konufltular. Büyük bir yoksullaflma yaflayan köylüler, emperyalist patentli politikalar›n etkisini her gün biraz daha fazla hissetmeye ve yaflamaya bafllad›lar. Tepkinin bugün, bu derece patlamas›n›n en önemli nedenlerinden biri de budur. Uygulanan politikalar sonucu göç ve yoksullukla daha fazla yüz yüze kalan köylüler, tepkilerini art›k bast›ramayacak duruma gelmifllerdir. “Uzmanlar taraf›ndan yap›lan bir araflt›rmada, sözgelimi bundan 20 y›l önce 1 kilogram yafl çaya 1 kg zeytinya¤› ya da fleker al›nabiliyordu. fiimdi ise 5 kg yafl çay ile 1 kg fleker, 10 kilo yafl çaya ise 1 kilo zeytinya¤› al›nabiliyor. Bu karfl›laflt›rma, çaydaki gelir kayb›n›n hangi ölçülere vard›¤›n› göstermesi aç›s›ndan çok çarp›c›. Art›k çay, ailelerin büyük bölümü için geçim unsuru olmaktan ç›km›fl. Bu nedenle çay bölgesinde göç önemli bir olgu olarak halen yaflan›yor.” Bugün yaflanan bu mevcut tablonun geçmifli emperyalistlerin krizine ba¤l› olarak yaflanan ekonomik krizlerin ülkemize yans›mas› olmufltur. Ülkemiz tar›m›nda 1977-88 y›llar› aras›nda köylü gelirlerinin ana belirleyicisi olan Tar›m›n Ticaret Hadleri’nde (TTH) % 45 dolay›nda bir düflme yafland›. TC tarihi boyunca Türkiye tar›m›n›n ve köylülerin böylesine a¤›r bir “fiyat floku” yaflad›¤› baflka bir dönem olmam›flt›r. Bu dönemin tar›m ve köylülük üzerindeki faturas› büyük kriz y›llar›n›n (1929-36) bile çok üstünde bir seyir izlemifltir. Bu süreci takiben geliflen di¤er ekonomik krizler ve bu krizlerin engellenmesi veya “kabul edilebilir” bir seviyede tutulmas›na yönelik önlemler köylülü¤ün daha fazla y›k›-
ma ve en önemlisi de yoksullaflmas›na neden olmufltur. 5 Nisan Kararlar› bunlar›n içinde yine özel bir öneme sahiptir. Bu süreçte destekleme al›mlar›n›n tar›m katma de¤erine oran› düflürüldü. Bu süreçte devlet tar›mdan elini büyük ölçüde çekti, küçük ve orta köylüyü tefeci ve tüccarla yüz yüze b›rakt›. Yap›lan bir araflt›rma bu dönemde küçük ve orta köylülerin elde etti¤i safi has›lan›n % 7.7’sine tefeci faizi biçiminde el konuldu¤unu ortaya koymaktad›r. Kriz karfl›s›nda çözümün resmi ad› olan “Ekonomik Önlemler Uygulama Plan›” olan 5 Nisan Kararlar›, sermayenin Türkiye tarihinde emekçi s›n›flara yöneltti¤i en önemli sald›r›lardan biriydi. Standart istikrar programlar›n›n temel ö¤elerinin ço¤unu kapsayan bu kararlar Temmuz 1994 bafl›nda bir stand-by anlaflmas›yla onayland›. Program, tüm üretken sektörler gibi tar›m› da derinden etkileyen kararlar› içeriyordu; * Destekleme al›mlar›n›n kapsam›n›n daralt›lmas›, * Destekleme fiyatlar›n›n dünya fiyatlar› ile maafl ve ücretlerdeki duruma göre belirlenmesi, * Girdi sübvansiyonlar›n›n k›s›tlanmas›, * Baz› ürünlerin ekim alanlar›n›n ve üretiminin azalt›lmas›, * Tar›msal K‹T ve TSKB’nin Merkez Bankas›’nca finansman›na son verilmesi, * Özellefltirme ya da kapatma yoluyla baz› tar›msal K‹T’lerin (EBK, YEMSAN, TZDK) tasfiye edilmesi. Bu kararlar gere¤ince tar›msal destekleme al›mlar›n›n kapsam› yaln›zca hububat, tütün ve flekerpancar› ile s›n›rland›r›ld›. IMF ve DB taraf›ndan dayat›lan bu tar›msal reform program›n›n esas amac›, ülke tar›m›n› uluslararas› tar›m tekellerinin ya¤mas›na açmak, ABD ve AB gibi emperyalist ülkelerin biriken g›da stoklar›na pazar yaratmakt›r. Bu süreçle birlikte uygulamaya sokulan girdi, kredi ve fiyat desteklerine dayanan mevcut sistemin Do¤rudan Gelir Deste¤i (DGD) sistemiyle de¤ifltirilmesi köylülü¤ün y›k›m sürecini h›zland›ran önemli bir sald›r› olarak flekillendi.
DGD program› tam olarak uygulan›ncaya kadar destekleme fiyatlar›n›n dünya piyasa fiyatlar› ve hedeflenen enflasyon oran›na göre belirlenmesi gibi çeflitli yapt›r›mlar ve uygulamalar gelifltirildi. Bunlardan birkaç›: * Tar›msal kredilere uygulanan sübvansiyonlar›n kald›r›lmas›, * Gübre ve di¤er girdilere iliflkin sübvansiyonlar›n sabit tutulmas›, * Destekleme al›mlar›n›n nicel olarak s›n›rland›r›lmas›, * Baz› ürünlerin (f›nd›k, tütün, flekerpancar›) üretim alanlar›n›n daralt›lmas›, üretimlerinin azalt›lmas›, * Tar›m ürünleri ithalat›nda koruma oranlar›n›n düflürülmesi, * Kamunun tar›m ve tar›msal sanayi üretiminden çekilmesi çerçevesinde tar›msal K‹T’lerin özellefltirilmesi, TSKB’nin ifllevsiz hale getirilmesi, ürün iflleme birimlerinin anonim flirket statüsüyle özellefltirilmesi ya da tasfiyesi, emperyalistlerin ba¤›ml› ülkelerin tar›m ekonomilerini denetim alt›nda tutmak ve kendi ç›karlar› do¤rultusunda biçimlendirmek amac›yla baflvurdu¤u sald›r›lardan biri olan DGD, üretimden tümüyle ba¤›ms›z olarak flu anda dünyan›n hiçbir ülkesinde tek destekleme politikas› olarak uygulanmamaktad›r. Bu sistemin 2002 y›l›nda baflka tüm destekleme araçlar›n› tasfiye ederek Türkiye’de uygulanmak istenmesinin arka plan›nda ABD ve AB’nin biriken tar›m/g›da stoklar›n› Türkiye’ye ihraç etmek istemeleri bulunmaktad›r. Öncelikle belirtmek gerekir ki, DGD sistemi özünde arazi miktar›na dayanmakta; verimlilik art›fl›, girdi kullan›m›, teknoloji uygulamas› gibi üretkenli¤i öngören hiçbir amac› bulunmamaktad›r. Devletin köylülü¤e yönelik gelifltirdi¤i bu sald›r›lar›n tümü her y›l gittikçe kendini daha net biçimlerde göstermeye bafllad› ve bu sald›r›lara yenileri eklenerek süreç devam ettirildi. 2006 y›l› IMF’ye verilen niyet mektubunda tar›m alanlar›n›n azalt›laca¤› söylenmifl durumda.
55 Oysa örne¤in pamuk hem ülke ekonomisi aç›s›ndan, hem de 7 milyon insan›n geçim kayna¤› olmas›ndan dolay› oldukça önemli bir üründür. ABD kendi pamuk üreticilerini korumakta, 300 bin pamuk üreticisine 3 milyar dolarl›k bir destek sunmaktad›r. Bunun yan›s›ra dünya pazarlar›ndaki etkinli¤ini art›rmak ve denetimi elinde tutmak için pamuk fiyatlar›n› son 8 y›l›n en düflük seviyelerinde tutmaktad›r. Bizim gibi nüfusun önemli bir k›sm›n›n geçim kayna¤› olan tar›ma ise desteklerin kald›r›lmas› için her türlü bask› ve yapt›r›m uygulanmaktad›r. Ancak IMF’ye verilen sözler ve uygulanan politikalardan kaynakl› bugün ürün alanlar› k›s›tlanmakta ve üretilen ürünü pazara sunma konusunda ciddi s›k›nt›lar yaflanmaktad›r. Çünkü mevcut pazarlar emperyalistlerin elinde birikmifl olan stoklarla doludur. Yine ayn› biçimde 8 milyon insan›n geçim kayna¤› olan f›nd›kta da ayn› sorunlar yaflanmaktad›r. Tefeci, tüccar›n eline b›rak›lan köylülerin üretti¤i ürünün fiyat›n› bugün bunlar belirlemektedir. Devletin taban fiyatlar›n› geç aç›klamas› ya da çok düflük seviyelerde tutmas›, bunun yan› s›ra üretilen ürünün elde kalmas› köylüleri tefeci ve tüccar›n eline b›rakmaktad›r. Üretilen ürünün fiyat›n› belirleyen tefeciler köylülere aç›k olarak “iflinize gelirse” diyebiliyor. Ülkemizde tar›m alan›nda yaflanan bu geliflmeleri tamamlayan di¤er bir önemli geliflme ise eflitsiz geliflimden kaynakl› olarak ciddi oranda topraks›z ya da a¤an›n yan›nda çal›flan köylünün bulunmas›d›r. Türkiye Kürdistan›’nda yo¤un bir flekilde yaflanan bu sorun, ülkemizin bir taraf›n›n üretti¤i ürünün elinde kalmas› gibi bir sorunla di¤er bir taraf›n›n ise yoksulluk ve açl›kla bo¤uflmas›na neden olmaktad›r. Baflbakanl›k taraf›ndan yap›lan bir araflt›rmaya göre; “Mülkiyetinde hiç toprak olmad›¤›n› belirten aile reisi oran› % 59. Topra¤› kendi mülkü olanlar aras›nda % 67 gibi büyük bir oran›n topra¤› 50 dönümden küçük. 51-100 dönüm aras›nda topra¤a sahip oldu¤unu söyleyenlerin oran› % 27 iken, 101-200 dönüm aras› topra¤a sahip ailelerin oran› % 3.1’e düflüyor. Topra¤›n›n 200 dönümden büyük oldu¤unu belirten hanelerin oran›ysa sadece % 2.5” (Radikal) Bölgede geçimin büyük oranda bu topraklarda çal›fl›larak sa¤land›¤› bilinmektedir. Sinanl› köylüleri örne¤inde oldu¤u gibi ülkemizde a¤a zulmü ve sömürüsünün yo¤un bir biçimde olmasa da varl›¤›n› korudu¤u ve bunun özellikle Türkiye Kürdistan›’›nda yo¤un bir biçimde hissedildi¤i bir gerçektir.
Tar›mda yoksullaflma ve göç Uygulanan ekonomik politikalar›n bir sonucu olarak yoksullaflan ve iflsiz kalan köylüler tek çözüm olarak büyük flehirlere göçü görmektedir. Nitekim tar›mdaki yoksullaflmaya paralel olarak ülkemizde göç oran› oldukça büyük bir art›fl göstermifltir. Üretti¤i ürünü de¤er bulmayan köylü topra¤›n› ya satarak ya da belli bir bölümünü ek gelir olmas› anlam›yla tutarak büyük flehirlere göç etmekteler. Göç, metropollerdeki nüfus yo¤un-
19 lu¤unun artmas›na neden olurken, di¤er taraftan da iflsizlik oran›n›n geliflmesini ve bu oran›n büyümesini beraberinde getirmektedir. Çal›flma ve gelir sa¤lama olana¤› bulamayan köylülerin bir kesimi ise yaflam›n› geçmifl biçimiyle koruma ve devam ettirme durumuna düflmektedir. Bu konuda Lenin ‹flçi S›n›f› ve Köylülük üzerine kitab›nda flu vurguyu yapmaktad›r: “Ve her y›l, y›k›m daha çok insana ulafl›yor, insanlar kente, fabrikaya çal›flmaya gidiyorlar, tar›m gündelikçisi ve vas›fs›z iflçi oluyorlar. Ats›z köylü, hiçbir fleyi olmayan kimsedir. Bir proleterdir. Toprakla ya da k›rsal iflletmesi ile de¤il, ücretli
eme¤i ile yafl›yor (yani yaflabildi¤i kadar ya da daha do¤rusu iyi-kötü idare edebildi¤i kadar yafl›yor). O, kent iflçilerinin öz kardeflidir. (Sayfa 78, Sol Yay›nlar›, üçüncü bask›) Örne¤in 2006 y›l› A¤ustos ay›nda Erzurum ili için bu konuda yap›lan araflt›rmalar sonucunda köylerden gelerek y›llar boyunca Erzurum’un Ça¤layan, Da¤, Edip Somuncuo¤lu, Maksutefendi ve Yukar› Sanayi mahallelerine yerleflenlerin kentte ekonomik s›k›nt›larla karfl›laflt›kça önceki meslekleri olan “hayvan yetifltiricili¤i”yle u¤raflmak durumunda kald›¤›n› ortaya koyuyor. Hayvanc›l›¤›n yo¤un olarak sürdürüldü¤ü mahallelerin yer ald›¤› Kaz›m Karabekir Belediye Baflkan› Dursun fiahin, köy yaflant›s›n›n flehre tafl›nmas› nedeniyle birçok sorunun ortaya ç›kt›¤›n› söylüyor. Kendi belediyesi s›n›rlar›nda yer alan mahallede 180 ailenin hayvanc›l›k yaparak geçimini sa¤lad›¤›n› aktaran fiahin, “Ekonomik ve sosyal sorunlar› nedeniyle kente göç eden baz› vatandafllar›m›z, ifl bulmakta s›k›nt› yaflay›nca köylerindeki mesle¤i sürdürüyor. Ah›rlar infla ederek ve çoban tutarak hayvanc›l›k yap›yorlar” diyor. fiahin, bölgelerinde 180 ah›r tespit ettiklerini
belirterek, yetifltiricilerle görüflüp ah›rlar›n› kentin d›fl›na tafl›malar›n› sa¤lamaya çal›flacaklar›n› söylüyor ve: “Mahalle sakinlerinin ço¤unlu¤unun ekonomik durumu iyi de¤il. Ah›rlar› kapatt›r›rsak zaten var olan iflsizlik daha da artacak. “Her gün ifl için 20-30 kifli kap›m› çal›yor. Bu ailelerin de hayvanc›l›k yapmas›n› engellersek ifl için kap›m› çalanlar›n say›s› 2 kat oran›nda artar” diyor.
Köylülere do¤ru hedefi gösterelim! Bugün devletin uygulad›¤› politikalara tepki gösteren köylülerin, toplumun di¤er
“Hiç kuflku yok ki, toprak ve özgürlük u¤runa savafl›m veren köylülerin hepsi, savafl›mlar›n›n tafl›d›¤› anlam› tam olarak kavram›fl de¤illerdir ve cumhuriyet ismini benimseyecek kadar ileri gidemiyorlar. Ama buna karfl›n, köylü istemlerinin demokratik niteli¤i, flüphe götürmez.” ezilenleri aç›s›ndan da geçerli olan, önderlik sorunu oldukça ciddi boyutlarda yaflanmaktad›r. Bugünkü mevcut harekete yön veren reformist anlay›fllar, köylülerin tepkilerini alanlarda “ifade etmesinin” ötesinde hiçbir fley yapmamaktad›r. Köylülerin ç›plak protestolar›ndan, ürünlerini yollara döküp süpürmenin ve medyatik birkaç eylemin d›fl›nda köylülere sorunlar›n kayna¤›n› ve buna ba¤l› olarak da çözümü göstermekten uzak bir önderlikle hareket etmekteler. Ordu mitingi de bu nitelikte oldu. 100 bin f›nd›k üreticisi bi-
25 Ağustos-7 Eylül 2006 raraya gelerek hükümete duyduklar› tepkiyi ifade etti, belli taleplerini hayk›rd›lar ve bitirdiler. Ard›ndan yaflanan yine sessizlik ve köylülerin kendi sorunlar› ile baflbafla kalmas› durumu oldu. Bugün köylüleri bünyesinde toplayan belli odalar ve kooperatiflerin bu niteli¤i kuflkusuz bugün a盤a ç›kan bir durum de¤il. Ancak bu örgütlenmelerin bugün alternatifinin olmamas› ve belli boyutlar›yla köylülerin taleplerini dile getirmeleri nedeniyle köylüler için adres olarak görülmektedir. Tüm-KöySen bunlar›n içinde bir örnektir. Ordu mitinginde 5 bin kiflilik bir kat›l›mla kendisini ifade eden bu örgütlenmenin Karadeniz ve Ege’de yapt›¤› örgütlenme çal›flmalar› böylesi dönemlerde meyvesini vermektedir. Burada üzerinde durulmas› gereken temel mesele s›n›f mücadelesinin bir dizi alan›nda oldu¤u gibi bu alan›na da müdahalemiz ve müdahale sürecinde gelifltirece¤imiz politikad›r. Bugün bizler aç›s›ndan öngörülen örgütlenme modellerine tak›l›p kalmadan mevcut örgütlülüklerin içinde çal›flmak, bu örgütlenmeleri en verimli biçimde de¤erlendirmek durumunday›z. Ve buralarda çal›flma yürütürken kendi belirledi¤imiz köylü sorunlar›na de¤il, kitlenin taleplerine yo¤unlaflmak, bu taleplere siyasi öz kazand›rmak ve bu anlamda hedefi göstermek durumunday›z. Örne¤in bugün tefeci- tüccar sömürüsünden, üretilen ürünün elde kalmas›ndan ve taban fiyatlar›n›n belirlenmesine yönelik taleplerin yan› s›ra köylüler; sulamada kullan›lan elektri¤in ucuzlat›lmas›ndan, ilaç ve gübre deste¤inin yap›lmas›na bir dizi talepte bulunmaktad›r. Bu taleplerin tümünün demokratikekonomik talepler oldu¤u ortadad›r. Ancak flunu kavramak durumunday›z ki, bu talepleri hayk›rmadan köylü kitlesi içinde bir etki yaratmak mümkün olmayacakt›r. Yine bu çal›flmada üzerinde durulmas› gereken di¤er bir nokta da ülkenin her yerinde bu konuda yürütülecek çal›flman›n ayn› içerik ve kapsamda olamayaca¤›, taleplerin ayn› biçim ve özde olmayaca¤› gerçe¤idir. Bu durumu göz önünde bulundurarak, somut durumu tahlil ederek bu süreci bir hedef olarak belirlemek ve bu konudaki kavray›fl›m›z› derinlefltirmek durumunday›z. “Hiç kuflku yok ki, toprak ve özgürlük u¤runa savafl›m veren köylülerin hepsi, savafl›mlar›n›n tafl›d›¤› anlam› tam olarak kavram›fl de¤illerdir ve cumhuriyet ismini benimseyecek kadar ileri gidemiyorlar. Ama buna karfl›n, köylü istemlerinin demokratik niteli¤i, flüphe götürmez. Onun için, proletaryan›n bu istemleri destekleyece¤inden köylüler emin olabilirler. Köylüler bilmelidir ki, kentlerde dalgalanan bayra¤›m›z, yaln›z sanayi ve tar›m iflçilerinin de¤il, ama ayn› zamanda milyonlar ve milyonlarca küçük çiftçinin de en yak›n ve hayati istemleri için giriflilen savafl›m›n bayra¤›d›r. Ama bu bayra¤›n tafl›d›¤› anlam, yaln›zca köylü istemlerinin proletarya taraf›ndan desteklenmesi de¤ildir, ayn› zamanda, proletaryan›n özgül istemlerini de dile getirir. O, yaln›zca toprak ve özgürlük için savafl›m›n simgesi de¤ildir; ayn› zamanda insan›n insan taraf›ndan tüm sömürüsüne karfl› savafl›m› simgelefltirir.” (‹flçi S›n›f› ve Köylülük, Lenin, Sayfa 201)
25 Ağustos-7 Eylül 2006
16 MAYIS TAM‹M‹-2
20
Afla¤›daki belge, Kültür Devriminin anlafl›lmas› için zorunlu bir belgedir. Özü itibariyle devrim ad›na yap›lan bir aç›klama durumundad›r. Mao’nun kiflisel denetimi alt›nda yaz›ld›¤› söylenmektedir. Bu da, özü itibariyle metni Mao’nun kaleme almas›yla ayn› fleydir. Metin, Kültür Devriminin nas›l ve neden düzeltmeye tabi tutuldu¤unu aç›klamaktad›r. Okuyan, bu metinde, Mao’nun halk›n “Devrim yaparken ayn› zamanda üretimi de art›rmas›” gerekti¤ini hat›rlatmas› gibi, bir huzursuzluk durumunda tak›n›lacak tav›r üzerine ola¤anüstü derecede uzak görüfllü ö¤ütlerini bulmaktad›r. Belgenin bafll›¤›n›n tamam›, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin Büyük Proleter Kültür Devrimine iliflkin Karar›’d›r. 1-12 A¤ustos 1966 tarihleri aras›nda Mao Zedung’un baflkanl›¤›nda yap›lan Komünist Partisi Merkez Komitesinin Onbirinci Plenumunda, 8 A¤ustos 1966 tarihinde kabul edilmifltir. Çin’de, bu “Karar”dan genellikle “Onalt› Madde” diye söz edilir.
1. Sosyalist Devrimde Yeni Bir Aflama
3. Cesareti Herfleyin Üstünde Tutun ve Kitleleri Cesaretle Ayakland›Büyük Proleter Kültür Devrimi art›k, hal- r›n k›n ruhuna iflleyen, daha genifl ve daha derin bir aflamay›, ülkemizde sosyalist devrimin gelifliminde yeni bir aflamay› açan, büyük bir devrim haline gelmektedir. Parti’nin Sekizinci, Merkez Komitesi’nin Onuncu Geniflletilmifl Oturumu’nda, yoldafl Mao Zedung “Bir siyasi iktidar› y›kabilmek için, her fleyden önce kamuoyu oluflturmak, ideolojik alanda çal›flma yapmak gerekir. Bu karfl›-devrimci s›n›f için oldu¤u kadar devrimci s›n›f için de do¤rudur” demiflti. Yoldafl Mao Zedung’un bu tezinin tamamen do¤ru oldu¤u pratik içinde kan›tlanm›flt›r. Burjuvazi y›k›lm›fl olmas›na ra¤men, kitleleri yozlaflt›rmak, onlar›n akl›n› çelmek için hâlâ, eski fikirlerden, eski kültürden, sömürücü s›n›flar›n adet ve al›flkanl›klar›ndan yararlanmaya çal›flmakta ve geriye dönüfl için çaba göstermektedir. Proletarya tam z›dd›n› yapmak zorundad›r: Bütün toplumun manevi bak›fl aç›s›n› de¤ifltirmek için, burjuvazinin ideolojik alandaki karfl› ç›k›fllar›n›n hepsini gö¤üslemeli ve yeni fikirlerden, yeni kültürden ve proletaryan›n al›flkanl›k ve adetlerinden yararlanmal›d›r. Bugün objektif hedefimiz, kapitalist yolu tutan yetki sahibi kiflilere karfl› mücadele etmek, onlar› devirmek, gerici burjuva akademik “yetkilileri” burjuvazi ile birlikte ve di¤er bütün sömürücü s›n›flar›n ideolojisini elefltirmek ve reddetmek, e¤itim, sanat ve edebiyat›n, yani üst yap›n›n sosyalist ekonomik temelle uyum halinde olmayan di¤er yanlar›n›n de¤iflimi için mücadele vermek ve sosyalist sistemin sa¤lamlaflmas›n›, onun geliflmesini kolaylaflt›rmakt›r.
2. Ana Ak›m ve Zikzaklar ... Böylesine büyük bir devrimci harekette, flu ve bu türden baz› hatalar›n olmas› kaç›n›lmazd›r; bununla beraber, genel devrimci yönelimleri bafltan beri do¤rudur. Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ana ak›m› budur. Devrimin ilerleyiflinde genel yön budur. Kültür Devrimi, bir devrim oldu¤undan, kaç›n›lmaz olarak direniflle karfl›laflmaktad›r. Direnifl esas olarak, Partiye ustaca sokulan ve kapitalist yolu tutmufl bulunan yetkililerden gelmektedir. Ayn› zamanda eski toplumun al›flkanl›klar›ndan da kaynaklanmaktad›r. fiu s›ra bu direnifl hâlâ oldukça güçlü ve dik bafll›d›r. Fakat herfleye ra¤men, Büyük Kültür Devrimi karfl› konulamayacak genel bir ak›m haline gelmifltir. Kitleler bir kere ayakland›r›ld›¤›nda, böylesine bir direniflin kolayl›kla ezilece¤ine dair bir sürü kan›t vard›r. Fakat direnifl oldukça güçlü oldu¤undan, bu mücadelede geriye dönüfller hatta ardarda geriye dönüfller olacakt›r. Bunda kayg›lanacak bir fley yoktur. Bu durum, proletaryay› ve di¤er emekçileri, özellikle de genç kufla¤› piflirmekte, onlara dersler vermekte, tecrübe kazand›rmakta, devrimin yolunun hep düz olmay›p zikzaklar da çizdi¤ini anlamalar›na yard›m etmektedir.
55
Bu Büyük Kültür Devrimi’nin gelece¤i, Parti önderli¤inin kitleleri cesaretle ayakland›r›p ayakland›rmamas› ile belirlenecektir. Halen, farkl› düzeylerdeki Parti örgütlerinin kültür devrimi hareketine sa¤lad›klar› önderlikle ilgili olarak dört farkl› durum söz konusudur. 1. Parti örgütlerindeki sorumlu kiflilerin harekete öncülük ettikleri, kitleleri cesaretle ayakland›rabildikleri bir durum söz konusudur. Bunlar cesareti herfleyin üstünde tutan korkusuz komünist savaflç›lar ve Baflkan Mao’nun iyi nitelikli ö¤rencileridirler. Büyük harfli afifllerin ve büyük tart›flmalar›n taraftar›d›rlar. Kitleleri her türlü kötülü¤ü teflhir etmeleri ve çal›flmalardaki sorumlu kiflilerin hatalar›n› elefltirmeleri için teflvik etmektedirler. Bu do¤ru önderlik, Mao Zedung Düflüncesi’nin önderli¤inde, proleter siyasetini her fleyin üstünde tutman›n sonucudur. 2. Birçok birimde, sorumlu kiflilerin bu büyük mücadelede önderlik görevine iliflkin anlay›fllar› çok zay›ft›r ve böylelerinin önderli¤i etkin ve bilinçli olmaktan uzakt›r. Bunlar, kendilerini yetersiz ve zay›f bir konumda bulurlar. Korkuyu herfleyin üstünde tutarlar, modas› geçmifl yöntem ve yönetmeliklerin karfl›s›nda ap›fl›p kal›rlar. Böyleleri, klasik uygulamalar› bir kenara f›rlat›p ileriye at›lmada cesaretsizdirler. Olaylar›n getirdi¤i yeni düzenin, kitlelerin devrimci düzeninin fark›nda de¤illerdir ve bunun bir sonucu olarak da olaylar›n, kitlelerin gerisinde kalmaktad›rlar. 3. Baz› birimlerde geçmiflte flu veya bu türden hatalar yapm›fl sorumlu kifliler, korkuyu her fleyin üstünde tutmaya daha da e¤ilimlidirler. Kitlelerin kendilerini yakalayaca¤› korkusu içindedirler. Oysa aç›kt›r ki, ciddi bir özelefltiride bulunup, kitlelerin elefltirilerini kabullenseler, Parti ve kitleler onlar›n hatalar›n› ba¤›fllayacaklard›r... 4. Baz› birimler, Partiye s›zm›fl olup kapitalist yolu tutanlar›n kontrolü alt›ndad›r. Bu gibi kifliler kitleler taraf›ndan teflhir edilmekten son derece korkarlar ve bu nedenle kitle hareketini bast›rmak için her türlü bahaneye baflvururlar. Hareketi yanl›fl yola sevk etme çabas›yla, sald›r›lacak hedefleri çarp›tmak, siyah› beyaz göstermek gibi taktiklere baflvururlar. Kendilerini son derece tecrit edilmifl ve iflleri art›k eskisi gibi sürdüremez halde bulunca, insanlar›n arkas›ndan konuflarak, daha fazla entrikaya baflvururlar, dedikodu yayarlar, devrimle karfl› devrim aras›ndaki ayr›m› mümkün oldu¤u kadar buland›rmaya çal›fl›rlar. Bütün bu yap›lanlar›n amac›, devrimcilere sald›rmakt›r. Parti Merkez Komitesi’nin her düzeydeki parti komitelerinden istedi¤i fley; bu komitelerin, do¤ru bir önderlik göstermede sebat etmeleri, cesareti her fleyin üstünde tutmalar›, kitleleri cesaretle ayakland›rmalar›, ortaya ç›kt›¤› her yerde zay›fl›k ve yetersizli¤i de¤ifltirmeleri, hata yapm›fl olan fakat manevi yüklerinden kurtulmak ve mücadeleye kat›lmak için bu ha-
talar›n› düzeltmek isteyen yoldafllar› teflvik etmeleri, kapitalist yolu tutan bütün yetkili kimseleri mevkilerinden kovmalar› ve proleter devrimcilerin önderli¤i yeniden ele geçirmelerini sa¤lamalar›d›r. 4. Kitlelerin, Kendilerini Hareket ‹çinde E¤itmelerini Sa¤layal›m Büyük Proleter Kültür Devrimi’nde kitlelerin kendilerini kurtarabilmelerinin tek yolu budur ve onlar›n arzular›n›n tersine hiçbir metoda baflvurulmamal›d›r. Kitlelere güvenin, onlara dayan›n ve inisiyatiflerine sayg› gösterin. Korkumuzu bir kenara b›rakal›m. Huzursuzluklardan korkmayal›m. Baflkan Mao devrimcilerin çok seçkin tav›rl›, çok kibar, çok ›l›ml›, çok nazik, çok hürmetkar, çok ölçülü ve alicenap olamayacaklar›n› bize s›k s›k söylemifltir. B›rakal›m, kitleler bu büyük devrimci hareket içinde kendilerini e¤itsinler, do¤ru ile yanl›fl› ay›rt etmesini ve do¤ru hareket ile yanl›fl hareket tarz› aras›ndaki fark› görebilmesini ö¤rensinler. Meselelerin ortaya ç›kart›lmas› için, büyük harfli afifllerden ve büyük tart›flmalardan alabildi¤ine yararlan›lmas›n› sa¤layal›m. Kitleler bu sayede do¤ru görüflleri aç›kl›kla görebilir, yanl›fl fikirleri elefltirebilir ve kötü niyetli kiflileri teflhir edebilirler. Kitleler bu yolla, mücadelede siyasi bilinçlerini yükseltebilir, yeteneklerini gelifltirebilir, do¤ruyu yanl›fltan ay›rt edebilir ve düflmanla bizim aram›zda kesin bir hat çekebilirler.
5. Partinin S›n›f Çizgisini Kararl›l›kla Uygulay›n Bizim dostlar›m›z düflmanlar›m›z kimlerdir? Bu devrim için oldu¤u kadar Büyük Kültür Devrimi için de birinci dereceden önemli bir sorundur. ... Bütün güçleri bir avuç afl›r› gerici burjuva Sa¤c›’lar›na ve karfl› devrimci revizyonistlere vurmak için bir araya getirin. Bunlar›n partiye, sosyalizme ve Mao Zedung Düflüncesi’ne karfl› iflledikleri bütün suçlar› teflhir edin ve elefltirin, böylece azami ölçüde tecrit olmalar›n› sa¤lay›n. ...
6. Halk Aras›ndaki Çeliflkileri Do¤ru Bir Biçimde Ele Al›n ‹ki farkl› tipten çeliflki aras›nda, yani halk içindeki çeliflkilerle, düflmanla bizim çeliflkimiz aras›nda titiz bir ayr›m yap›lmal›d›r. Halk aras›ndaki çeliflkiler, düflmanla bizim aram›zdaki çeliflkiler haline dönüfltürülmemelidir. Gene ayn› flekilde, düflmanla bizim aram›zdaki çeliflki de halk aras›ndaki bir çeliflki gibi ele al›nmamal›d›r. Kitlelerin farkl› görüfllere sahip olmalar› normal bir fleydir. Farkl› görüfller aras›nda çat›flma ç›kmas› kaç›n›lmazd›r ve ayn› zamanda da gerekli, yararl› olan bir fleydir. Normal ve yo¤un bir tart›flma içinde kitleler hangisinin do¤ru hangisinin yanl›fl oldu¤unu tespit edecek ve giderek kendi aralar›nda görüfl birli¤ine varacaklard›r. Tart›flmalarda kullan›lacak metot, gerçek-
leri sunmak, olaylar› mant›ki bir biçimde aç›klamak ve mant›¤›n kullan›lmas›nda ›srar etmektir. Az›nl›k korunmal›d›r. Çünkü bazen do¤ru, az›nl›kla birliktedir. Az›nl›k yanl›fl düflünüyor olsa bile, olay› tart›flmalar›na ve görüfllerini sakl› tutmalar›na izin verilmelidir. Bir tart›flma oldu¤unda mant›k yürütülerek bu tart›flma yönetilmeli. Bask› ya da zor yoluna gidilmemelidir. Tart›flmalarda, her devrimci olaylar› kendi kendine de¤erlendirmede baflar›l› olmal›, cesaretle düflünme, cesaretle konuflma ve cesaretle hareket etme fleklindeki komünist ruhunu gelifltirmelidir. Yönelimlerinin ayn› oldu¤u küçük görüfl ayr›l›klar›nda devrimciler, birli¤in güçlendirilmesi u¤runa, konu d›fl› sonsuz tart›flmalara giriflmekten kaç›nmal›d›rlar.
7. Devrimci Kitleleri “Karfl› Devrimciler” Olarak Damgalayanlara Karfl› Tav›r Al›n Baz› okullarda, birimlerde ve Kültür Devrimi’nin çal›flma gruplar›nda, baz› sorumlu kifliler kendilerini elefltiren büyük harfli afifller asan kiflilere karfl› sald›r›lar düzenlediler. Hatta flu tür sloganlar bile att›lar: Bir birimin ya da çal›flma grubunun liderlerine muhalefet etmek. Parti Merkez Komitesine, Partiye ve sosyalizme muhalefet etmek demektir. Karfl› devrim demektir. Bu flekilde baz› gerçek devrimcilere de sald›rm›fl olacaklar› do¤ald›r. Bu meselelere yaklafl›mda bir hatad›r, bir çizgi hatas›d›r ve kesinlikle kabul edilemeyecek bir fleydir. Ciddi ideolojik hatalardan muzdarip olan birçok kifli ve özellikle baz› Parti aleyhtar› ve sosyalizm aleyhtar› Sa¤c›lar, belirli hatalardan yararlanmakta, ajitasyona giriflmekte ve dedikodular yaymakta, kitlelerin bir kesimini “karfl› devrimciler” olarak damgalamaktad›rlar. Bu sahtekarlardan sak›nmak ve onlar›n hilelerini zaman›nda teflhir etmek gerekir. ...
8. Kadrolar Sorunu Kadrolar, kabaca flu dört kategoriye ayr›labilir: 1) ‹yi 2) Nispeten iyi 3) Ciddi hatalar iflleyen fakat, parti ve sosyalizm aleyhtar› sa¤c›lar haline gelmeyenler 4) Parti ve sosyalizm aleyhtar› az say›da Sa¤c› Ola¤an durumlarda, ilk iki kategori (iyiler ve nispeten iyiler) büyük ço¤unlu¤u olufltururlar. ...
9. Devrimci Kültür Gruplar›, Komiteler ve Kongreler Büyük Kültür Devrimi içinde birçok fley ortaya ç›kmaya bafllad›. Kitleler taraf›ndan birçok okul ve devrimci kültür gruplar›, komiteler ve di¤er örgütsel biçimler yarat›ld›. Bunlar yeni ve büyük tarihi öneme sahip fleylerdir. Bu devrimci kültür gruplar›, komiteler ve kongreler, kitlelerin Komünist Partisinin yol göstericili¤inde kendilerini e¤itti¤i yeni ve fevkalade örgütsel biçimlerdir.
21
55 Partimizin kitlelerle ba¤ kurmas›nda mükemmel bir köprü vazifesi görmektedirler. Proleter Kültür Devrimi’nin iktidar organlar›d›rlar. Sömürücü s›n›flar›n binlerce y›ll›k eski fikirlerine, kültürüne, adet ve al›flkanl›klar›na karfl› proletaryan›n mücadelesi çok, çok uzun bir zaman al›r. Bu nedenle, devrimci kültür gruplar›, komiteler ve kongreler, geçici de¤il sürekli ve kal›c› örgütler olmal›d›rlar. Bu tip örgüt biçimleri sadece kolejler, okullar, hükümet ve di¤er örgütler için de¤il, fakat genellikle fabrikalar, madenler di¤er iflletmeler, flehirler ve köyler için de uygundur. ...
10. E¤itimde Reform Büyük Proleter Kültür Devrimi’nde en önemli görev, eski e¤itim sisteminde ve e¤itimin eski ilke ve metotlar›nda dönüflümü sa¤lamakt›r. Bu Büyük Kültür devriminde, okullar›m›z›n burjuva ayd›nlar›n hakimiyeti alt›nda olmas› gerçe¤i, tamamen de¤ifltirilmelidir. Her tür okulda, yoldafl Mao Zedung’un e¤itimin proletaryan›n siyasetine hizmet etmesi ve üretici emekle birlefltirilmesi, böylelikle e¤itim görenlerin moral bak›m›ndan, entelek-
tüel ve fiziksel bak›mdan geliflip, sosyal bilinç ve kültüre sahip emekçiler haline gelmeleri fleklindeki siyaseti tam olarak uygulanmal›d›r. Okullarda e¤itim süresi k›salt›lmal›d›r. Dersler seyreltilmeli ve bunun yan› s›ra iyilefltirilmelidir. E¤itim malzemesi tamamen de¤ifltirilmeli ve baz› durumlarda karmafl›k materyalin basitlefltirilmesiyle ifle bafllanmal›d›r. Ö¤renciler esas görevleri ders çal›flmak olmakla birlikte, di¤er fleyleri de ö¤renmelidirler. Yani, çal›flmalar›na ilaveten, endüstriyel çal›flmalar›, tar›mc›l›¤› ve askeri meseleleri de ö¤renmeli ve burjuvaziyi elefltirmek için kültür devrimindeki mücadelelere de kat›lmal›d›rlar.
11. Bas›nda ‹sim Vererek Elefltirme Sorunu Kültür devriminde kitle hareketlerinin seyrinde, burjuva ve feodal ideolojinin elefltirisi, proletaryan›n bak›fl aç›s›n›n, Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düflüncesinin yayg›nlaflt›r›lmas›yla iyi bir flekilde birlefltirilmesi gerekir. Partiye s›zan burjuvazinin tipik temsilcilerine ve tipik gerici burjuva akademik “yetkililere” karfl› elefltiriler düzenlenmelidir. Ve bu elefltirinin içine, felsefe, tarih, ekonomi politik ve e¤itimdeki, edebiyat-sanat faaliyet ve çal›fl-
PUSULA ÖNCE YOKSULLARIN EN YOKSULUNU, EZ‹LENLER‹N EN EZ‹LEN‹N‹ ÖRGÜTLEMEL‹Y‹Z! “‹flçi s›n›f›n›n gücü örgüttür. Örgütlenmifl proletarya her fleydir. Y›¤›nlar›n örgütü olmazsa proletarya hiçtir.” (Lenin) ‹flçi s›n›f›n›n gerçekli¤ini kavramas›, tüm hayat› kendisi için (ve nihayet tüm insanl›k için) de¤ifltirmeye yönelmesi, sömürü düzenine son vermesi, ancak en ileri devrimci teoriyle donanm›fl ve devrimden ç›kar› olan tüm kitleleri bir araya toparlayabilecek bir önderlikle baflar›lacakt›r. Bu önderlik ayn› zamanda bir örgütlenmedir; s›n›f savafl›m›n›n en keskin anlar›nda, taht›n› korumaktan vazgeçemeyeceklerin her türlü sald›r›s› karfl›s›nda ayakta kalmay› baflarabilecek güçlü bir örgütlenme ile sömürü ve zulüm düzeni y›k›labilir ve yerine özgür, ba¤›ms›z, gelece¤in s›n›fs›z, sömürüsüz dünyas›na hizmet edecek yeni bir düzen yarat›labilir. En ileri devrimci teori savunuldu¤u halde, bu teorinin yol göstericili¤inde somutun analizi yap›lmadan yap›lacak örgütsel hamleler politik iktidar› amaçlamaktan uzak oportünist ad›mlar olarak kalacakt›r. Devrimci teoriye sahip olmak önemlidir, ancak bir o kadar önemli olan baflka bir fley, devrimci teori ›fl›¤›nda somut sorunlar› çözümlemek, s›n›f bilincini gelifltirmek, s›n›f›n ve devrimci di¤er s›n›f ve katmanlar›n iradesini ve gücünü ortaya koymay› baflarmakt›r. Bunun için prati¤in her ad›m›nda somutun bütün yönleriyle incelenmesi flartt›r. Somut flartlar do¤ru ve bilimsel tarzda, bütünlüklü ve kapsaml› olarak, bütün yönleriyle incelenip ciddi olarak kafa
yoruldu¤unda devrimci teori gerçek bir yol gösterici, do¤ru bir k›lavuz rolünü oynayabilir. Örgütlenme sorunlar› bütün devrimlerin en temel sorunu olmufltur. Marksistler örgütlenme sorununu bafl›ndan sonuna kadar devrimin örgütlenmesi olarak kavrarlar. Çünkü Marksistleri di¤er tüm ak›mlardan ay›ran birincil özellik devrimin kitlelerin bir hareketi oldu¤unu kavramalar› ve bunu nesnel sürecin bir zorunlulu¤u olarak görmeleridir. O yüzden Marksistler için örgütlenme sorunu kitlelerin hareketini, toplumun içinde bulundu¤u aflamay›, iktisadi ve sosyal flartlar›n düzeyini kavramakla çözümlenebilir bir sorundur. Ancak toplumsal yap›n›n nesnel flartlar› kavran›rsa devrimin görevleri ve dolay›s›yla örgütlenme sorunlar› anlafl›labilir ve çözümlenebilir. Bugün toplumun ezici bir ço¤unlu¤u sosyal yaflam›ndan ve içinde bulundu¤u durumdan hoflnut de¤ildir. Toplumun ekonomik-politik gidiflat›ndan, kültürel gerçekli¤inden hoflnut de¤ildir. Var olan, burjuva ve küçük burjuva örgütlenmeler, do¤ru bir politik hattan ve güven verici pratikten yoksun olmalar›ndan kaynakl›, kitleler için bir çekim merkezi olmaktan uzakt›r. Kitlelerin önemli bir ço¤unlu¤u çaresiz ve çözümsüz bir flekilde egemenlerin maddi ve manevi köleli¤ine boyun e¤mektedir. Her gün egemenlerin aldat›c›, ikiyüzlü politikas› ve uygulamalar› karfl›s›nda ciddi bir karfl› koyufl ve tutarl› bir politika sergileyememektedir. Bu duruma mahkûm olmalar›ndaki en büyük etkenlerden biri, kendi öz örgütlenmele-
25 Ağustos-7 Eylül 2006
malar›ndaki, do¤a bilimlerinin teorilerindeki ve di¤er alanlardaki çeflitli gerici fikirlerin elefltirisi de girmelidir. ...
12. Teknisyenlere ve Çal›flan S›radan Kiflilere Karfl› ‹zlenecek Politika Bilim adamlar›, teknisyenler ve idari kademelerin s›radan mensuplar› yurtsever kald›kça, enerjik bir flekilde çal›flt›kça ve Parti ve sosyalizm aleyhtar› olmad›kça, yabanc› ülkelerle kanuna ayk›r› iliflkilere sahip olmad›kça, bunlara karfl› izleyece¤imiz politika, “birlik, elefltiri, birlik” politikas› olmal›d›r. Bilim adamlar›na ve katk›larda bulunan bilimsel ve teknik adamlara karfl› özel bir ilgi gösterilmelidir. Dünya görüfllerini ve çal›flma tarzlar›n› tedricen de¤ifltirmelerine yard›mc› olmak için çaba gösterilmelidir.
kültür devriminin yo¤unlaflt›¤› noktalar› teflkil etmektedir. Büyük Proleter Kültür Devrimi, hem flehirde hem de k›rsal alanda sosyalist e¤itim hareketini zenginlefltirmifl ve onun seviyesini yükseltmifltir. Bu iki hareketin aras›nda daha yak›n bir uyum sa¤lamak için çaba gösterilmelidir. Bunu sa¤layacak düzenlemelere, özel flartlar›n ›fl›¤›nda çeflitli bölge ve flubeler vas›tas›yla gidilebilir. ...
14. Devrimi S›k›ca Kavray›n ve Üretimi H›zland›r›n
Büyük ve orta büyüklüklerdeki flehirlerde yer alan kültür, e¤itim birlikleri, yönetici Parti organlar› ve idari teflkilatlar, flimdiki proleter
Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin amac›, halk›n ideolojisini devrimcilefltirmek ve bunun sonucu olarak bütün çal›flma alanlar›nda daha büyük; daha h›zl›, daha iyi ve daha ekonomik sonuçlar almakt›r. Kitleler tamamen ayakland›r›ld›¤›nda ve uygun düzenlemelere gidildi¤inde, birbirlerini engellemeyecek bir biçimde hem kültür devrimini hem de üretimi sürdürmek ve bütün çal›flmalarda yüksek kaliteyi garantilemek mümkündür. Çin Kültür Devrimi Tarihi 19651969/Jean Daub›er Umut Yay›mc›l›k
rinden yoksun olmalar›d›r. Yönetenle yönetilenler aras›ndaki aç› her geçen gün giderek aç›lmakta, farkl›laflma ve uzaklaflma derinleflerek büyümektedir. Komprador burjuvazi ve toprak a¤alar› s›n›f› ile çeflitli milliyetlerden emekçi halk aras›ndaki çeliflki her geçen gün daha fazla derinleflip keskinleflmektedir. ‹flsizlik, hayat pahal›l›¤›, yoksulluk, yolsuzluk, uyuflturucu, fuhufl ve ahlaki yozlaflma, say›lar› artan halk düflman› çeteler, bunlar›n neden oldu¤u sorunlar, konut ve sa¤l›k sorunlar›, e¤itim ve ulafl›m sorunlar›, demokrasi, hak ve özgürlükler sorunu, ezilen ulus ve az›nl›klar sorunu, kad›n ve çocuk sorunu, inanç ve örgütlenme sorunlar›, çevre ve çevre kirlili¤i gibi toplumun en temel ve yaflamsal, can al›c› sorunlar› çözümsüzlük içerisindedir. Bu sorunlar›n biriktirdi¤i öfke patlamaya haz›r gizli öfke, da¤lar›na dönüflmektedir. Toplumun hemen her kesiminde küçümsenmeyecek düzeyde bir hoflnutsuzluk, gidiflattan memnun olmama durumu mevcuttur. Devrimci durumda her geçen gün daha fazla olgunlaflma ve demine varma durumuna ra¤men, iflçilerin, emekçilerin, köylülerin, ö¤rencilerin, kad›nlar›n, ezilenlerin ezici bir bölümü örgütsüz ve da¤›n›k durumdad›r. Var olanlar güven verici ve umut ›fl›¤› olmaktan uzakt›r. Devrimci hareketin ve s›n›f bilinçli proleterlerin çeliflkilerle ve çat›flmalarla dolu toplumsal tablo içindeki yeri ve duruflu istenilen düzeyde ve kabul edilir yerde de¤ildir. Hemen her ad›m bafl›nda karfl›lar›na ç›kan “kitle ve kitleleri örgütleme sorunlar›”na iliflkin bak›fl aç›s›nda, sorunlar› bütünlüklü olarak ele al›p inceleme tarz›nda, analiz gücünde ciddi zay›fl›k, yanl›fll›k ve gerilik nedeniyle ortaya güçlü sa¤lam devrimci bir irade konamamaktad›r. Bundand›r ki toplumun en ileri kesimlerinin önemli bir bölümü henüz örgütsüz ve umutsuz durumdad›r. Kitlelerin bunca sorununa karfl› ör-
gütlenemeyen, sorunlar› kavramaktan ve bunlara karfl› direnifl odaklar›, mücadele merkezleri yaratamayan hiçbir devrimci gerçek anlamda devrimci de¤ildir. Devrim gerici düzeni yerle bir etme, kitleleri özgürlü¤e kavuflturma hareketi ise, ancak kitlelerin mevcut sorunlar›n›n kayna¤›n› a盤a ç›karacak, onlar›n biriken öfkesini örgütlemekle mümkündür devrimcilik… Tam da kitlelerin örgütlenmesiyle ilgili bu sorun temelinde nesnel duruma/durumumuza bakt›¤›m›zda görmekteyiz ki, bugün genel olarak do¤ru bir pratik hatta de¤iliz. Kitleler içindeki çal›flmalarda ve kitleleri örgütleme konular›nda ciddi hatalar yapmaktay›z. Bu konudaki genel görüfllerimizin ve kimi güncel içerikli sorunlara yaklafl›m›m›z›n ö¤renilmesi, tart›fl›lmas›, düzeltmelere gidilmesi gerekti¤ini belirtmek gerekir. En yak›n›m›zda duran devrimci bilgiye uzanmadan, ona dokunup, ona sahip olmadan derme çatma bilgiyle yar›m s›n›f bilgisiyle örgütleme çal›flmas› yap›lamaz. T›pk›, delik ayakkab›yla da¤lara ç›k›lmak istenmesi gibi t›pk› delik bir tekneyle denize aç›lmak istenmesi gibi yol al›nmak istenir. Bu durumda tehlikesiz ve risksiz bir flekilde uzun soluklu baflar›l› yol al›namayaca¤› aç›k de¤il mi? Bu durumda yaflanan ve yaflanacak olan kaç›n›lmaz “son” kader olarak kabul edilebilir mi? Elbette ki hay›r! S›n›f savafl›m›nda, örgüt ve devrim biliminde hiçbir olgu ve sonuç kader olarak kabul edilemez ve kader olamaz, s›n›f savafl›m›n›n kendine özgü yasalar› bu yasalar›n iç iflleyifli kendine özgü kurallar› ve beklenen sonuçlar› vard›r. Ya bu yasalar kavranarak, çözüm gücü olunur, yola devam edilir, yola devam edildikçe yasalar›n kavranmas›na daha çok çal›fl›l›r, ya da bunlar yap›lmayarak, tekrar tekrar ayn› “kaderle” karfl›lafl›l›r ve “kaç›n›lmaz” benzer “son” yaflanmaya devam edilir.
13. fiehirlerdeki ve K›rsal Alandaki Sosyalist E¤itim Hareketinin Bütünleflmesi ‹çin Düzenlemelerde Bulunulmas› Sorunu
22
25 Ağustos-7 Eylül 2006
55
Emperyalist destekli faflist ‹srail devletinin Filistin ve Lübnan’a sald›r›lar› devam ediyor!
Katledebilirsiniz fakat kazanamayacaks›n›z! Aç›klama: Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki yaz›y›, güncelli¤i ve haber de¤eri tafl›mas› nedeniyle yay›nl›yoruz. ABD emperyalizminin Ortado¤u’daki bir numaral› ufla¤› Siyonist ‹srail devleti haftalard›r Filistin ve Lübnan topraklar›n› havadan, karadan ve denizden bombalamaktad›r. Tüm dünyan›n gözleri önünde cereyan eden bu insanl›k d›fl› sald›r› sadece seyredilmektedir. Hiçbir ayr›m yap›lmadan; mülteci kamplar›, köyler ve flehirlerin bombalanmas› sonucu binin üzerinde insan katledildi. ‹srail devleti, askeri ve sivil hedeflere sald›r›lar›n devam edece¤ini aç›klamaya devam ediyor. ‹srail, aç›kt›r ki, bu cesareti ve cüreti a¤ababalar› emperyalistlerden al›yor. ABD emperyalizminin daha ilk günden “‹srail kendisini savunuyor” aç›klamas›yla, Siyonist ‹srail devletinin sald›r›s›na aç›k destek verilmifl oldu. ‹srail, Lübnan s›n›r›nda Hizbullah militanlar›n›n kaç›rd›¤› iki askerini “kurtarmak” amac›yla bafllatt›¤› operasyonun sadece bir bahane oldu¤u aç›kt›r. Siyonist ‹srail devletinin bafllatt›¤› savafl, ABD emperyalizminin 11 Eylül sonras› aç›klad›¤› yeni sald›r› plan›n›n bir parças›d›r. ABD, bu projeyi hayata geçirmeye Afganistan iflgaliyle bafllad›, ard›ndan Irak iflgal edildi. Afganistan ve Irak iflgalinin ard›ndan kendisini kimsenin durduramayaca¤›n› sanan ABD emperyalizmi pervas›zca aç›klamalarda bulunarak yeni projesinin ad›n› Geniflletilmifl Orta-
do¤u olarak aç›klad›. Buna Afrika’y› da ekleyerek projeyi daha da geniflletti. ‹ran ve Suriye Irak iflgali sonras›n›n yeni hedefleri olarak aç›kland›. ABD, ummad›¤› bir flekilde Irak’ta direniflle karfl›lafl›nca, yeni projesinde de¤ifliklikler yapmak zorunda kald›. Ortado¤u’da baflar›s›z olan
ABD emperyalizmi, yeni projeden rakip emperyalist güçlere tavizler vererek onlar›n da projeden pay alabileceklerine göz k›rpt›. ABD, faflist ‹srail devletini uygulamak istedi¤i projenin bir parças› olarak devreye sokmufl bulunuyor. Filistin’de HAMAS’›n seçimi kazanmas›yla istenilen plan›n uygulanmas›nda zorluklarla karfl›laflan ABD emperyalizmi önce ambargo
R‹KA GÜNEYAF
Meksika’da polisten göstericilere sald›r› Aylard›r, ülkelerinde gerçekleflen seçimlerde hile yap›lmas› üzerine gösteriler düzenleyen Meksika halk›n›n yapt›¤› eyleme polis gazl› sald›r›da bulundu. Sald›r›n›n ard›ndan Mexico City’deki Kongre binas› önünde, seçimleri protesto eden Manuel Lopez Obrador taraftarlar› ile federal polis güçleri aras›nda çat›flma yafland›. Seçimlerden bugüne kadar yap›lan ve bugüne kadar olays›z geçen protesto eylemlerinde ilk kez fliddet ortam›na tan›k olundu. Olaylar Obrador’un yüzde 0.6’l›k bir farkla kaybetti¤i seçimlerde hile yap›ld›¤› iddias›yla 40 milyon oyun yeniden say›lmas› için gösteri yapan protestocular›n flehir merkezinde her zaman eylem yapt›klar› yeri b›rakarak, 1 Eylül’de baflkan›n ulusa seslenece¤i alana gelmeleriyle
bafllad›. Göstericiler alana ulaflt›ktan sonra gösteri yapmaya haz›rlan›rken polisin sald›r›s›yla durduruldu. Bunun üzerine göstericiler polise tafllarla karfl›l›k verdi. Halktan gelen bu tepkiye karfl› polis göz yaflart›c› gaz kullanarak cevap verdi. Obrador kendi taraftarlar›na bu olanlarla yönetimdeki muhafazakarlar›n gerçek yüzlerini sergiledi¤ini ifade ederek; “yaflad›¤›m›z bu olay, eflitlik ve sayg›dan konuflanlar›n maskelerini düflürdü ve asil kim olduklar›n› gözler önüne serdi” vurgusunda bulundu. Çal›nan oylarla seçimin kazand›r›ld›¤› iddia edilen Felipe Calderon, oylar›n yüzde 9’luk k›sm›n›n yeniden say›ld›¤› seçim sonuçlar›nda herhangi bir hile olmad›¤›n› iddia etti.
uygulayarak, halk›n HAMAS’a olan güvenini sarsmay› ve ard›ndan istedi¤i hükümeti bafla getirmeyi pland›. Bu plan tutmad› ve Filistin halk›, tüm yapt›r›mlara ve ambargoya ra¤men HAMAS’a olan deste¤ini sürdürdü. ABD, bu süreçte ‹srail kozunu oynad› ve ‹srail’in Lübnan ve Filistin’e sald›rmas› emrini verdi. ‹srail’in çok önceden haz›r oldu¤u bu sald›r›yla, ABD, Ortado¤u’daki savafl› geniflletmek istiyor. Hedefleri içinde Suriye ve ‹ran var. ABD’nin Suriye ve ‹ran’a sald›rmak istedi¤i önceki aç›klamalar›ndan biliniyor. ABD baflta olmak üzere tüm emperyalist güçler bu savafl›n bir taraf› durumundad›rlar. Yüzlerce insan›n katledildi¤i, açl›k ve hastal›¤›n boy verdi¤i ‹srail sald›r›s›na tüm emperyalist güçler sessiz kalmakta ve “Terörizme karfl› savafl” bahanesiyle ‹srail desteklenmektedir. Birleflmifl Milletler’de ‹srail’e karfl› hiçbir yapt›r›m karar› al›nmamas›, k›nama karar›n›n dahi ç›kmamas›, baflta ABD olmak üzere tüm emperyalist güçlerin istedi¤i ve kabul etti¤i bir geliflmedir. Yugoslavya’da oldu¤u gibi, geliflmeler, Filistin ve Lübnan’da ‘bar›fl gücü’ ad› alt›nda emperyalist bir iflgal olas›l›¤› giderek güçlenmektedir. ABD, Ortado¤u’da bafllatt›¤› bu savaflla buradaki tüm enerji kaynaklar›n› kontrol etmek ve bölgeyi yönetmek istiyor. Ancak bunda uzun vadeli baflar›l› ol-
Efi BANGLAD
mayacakt›r. Irak’ta iflgal dördüncü y›l›na do¤ru gitmekte ve ABD burada tam bir bata¤a saptanm›fl bulunmaktad›r. Ayn› batakl›¤a Filistin ve Lübnan’da da girecektir. Filistin ve Lübnan halklar›n›n Siyonist ‹srail devletine ve emperyalist güçlere karfl› bafllatt›¤› direnifl hakl› ve meflru bir direnifltir. Faflist ‹srail devletinin on y›llard›r iflgal etti¤i Filistin topraklar›nda yapt›¤› say›s›z katliamlar hala haf›zalarda tazeli¤ini korumaktad›r. Faflist Türk devleti, ABD’nin yan›ndad›r. ‹ncirlik Üssü’nden Mersin Liman›’na getirilen askeri malzemelerin ‹srail’e gönderildi¤i aç›kken, AKP hükümeti sahte k›namalar yapmakta, Lübnan’a “insani yard›mda” bulunaca¤›n› aç›klamaktad›r. Bunlar sahte ve göstermelik giriflimlerdir. Aç›kt›r ki, Türk devleti ABD’nin hizmetinde ve denetimindedir. Emperyalist destekli ‹srail devletinin iflledi¤i bu insanl›k suçuna sessiz kalmayal›m. ‹srailli emekçiler; unutmay›n›z ki, 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› döneminde faflist Hitler soydafllar›n›z› katlederken, tüm dünya yan›n›zdayd›. fiimdi ayn› suçu t›pk› Hitler gibi sizi yönetenler Filistin ve Lübnanl›lara karfl› ifllemektedir. Buna müsaade etmeyin. Ortado¤u halklar› emperyalistleri kendi kan banyolar›nda bo¤acaklard›r. A¤ustos 2006 Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Yurtd›fl› Bürosu
Tekstil iflçileri grevde
Bangladefl’in Dhaka kentinde, özel ticaret bölgesinde bulunan SG Wilcus adl› tekstil firmas›n›n 4500 çal›flan› eylem bafllatt›. ‹flçilerin eyleme baflvurma nedeni ise, alt› kad›n iflçinin maafl fonlar›ndan para çald›klar› iddias› ile tutuklanmalar›. Fabrika yöneticileri geçti¤imiz günlerde alt› kad›n iflçinin fondan para çalarak, bunlar› di¤er iflçilere da¤›tt›¤›n› iddia etmifl, kad›nlar› keyfi bir biçimde geç saatlere kadar fabrikada tutarak, kötü muamelede bulunmufltu. Bu durumu protesto eden eylemci iflçiler iflyeri yönetimini de fabrikaya hapsetti ve d›flar› ç›kmalar›na izin vermiyorlar. Yöneticilerin fabrikada tutuldu¤u eylem s›ras›nda iflçilerle yöneticiler aras›nda çat›flma ç›kt›. Çat›flmada iki yönetici ile 8 kad›n iflçi yaraland›.
PERU
‹RAN
Eylemci maden iflçilerine polis sald›r›s›
Otomobil sektöründeki iflçiler eylemde
Shougang adl› Çin flirketine ait bir maden oca¤›nda çal›flan 600 iflçi, daha iyi çal›flma koflullar› ve iflten ç›kar›lan arkadafllar›n›n geri al›nmas› için grev yap›yorlar. Geçti¤imiz Haziran ay›nda da yine maafllar›na zam yap›lmas› için haftalar süren bir eylem gerçeklefltiren iflçiler, madenin tüm girifllerini kapatarak, girifle izin vermediler. ‹flveren ise, hükümet güçlerini devreye sokarak eylemi engellemeye çal›flt›. Polisin vahfli sald›r›s›na u¤rayan iflçilerden çok say›da yaralanan oldu.
Shougang adl› Çin flirketine ait bir maden oca¤›nda çal›flan 600 iflçi, daha iyi çal›flma koflullar› ve iflten ç›kar›lan arkadafllar›n›n geri al›nmas› için grev yap›yorlar. Geçti¤imiz Haziran ay›nda da yine maafllar›na zam yap›lmas› için haftalar süren bir eylem gerçeklefltiren iflçiler, madenin tüm girifllerini kapatarak, girifle izin vermediler. ‹flveren ise, hükümet güçlerini devreye sokarak eylemi engellemeye çal›flt›. Polisin vahfli sald›r›s›na u¤rayan iflçilerden çok say›da yaralanan oldu.
23
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
‹KA BATI AFR
Anti-emperyalist güçler birleflti! Hindistan Demokratik Halk Cephesi 30-31 Temmuz tarihlerinde Yeni Delhi’de gerçeklefltirdi¤i konferansla kuruluflunu ilan etti. HDHC, Hindistan’da mücadele edenlerin kolektif bir sesine olan ihtiyaçtan yola ç›k›larak 2004 y›l›ndaki Mumbai Direniflinin ard›ndan ülke çap›nda çok say›da örgütün kat›l›m› ile gerçekleflen tart›flmalar›n ve görüfl al›flveriflinin sonucunda ortaya ç›kt›. HDHC kendisini anti-emperyalist ve yurtsever bir hareket olarak tan›mlamakta. Bununla beraber tart›flmalara kat›lan örgütler anti-emperyalist hareketlerin 21. yüzy›lda kendilerini demokrasi sorunundan ba¤›ms›z tutamayacaklar›nda da ortaklaflt›lar. Çünkü emperyalizme karfl› mücadele do¤al olarak emperyalizmin uflakl›¤›n› yapan yerli egemen s›n›flara karfl› mücadeleyi de içermektedir ve bu yönetimlerin bask›c›, faflist uygulamalar›na karfl› demokratik mücadele-
yi yükseltmek önem arz etmektedir. HDHC kendisinin ülkedeki emperyalist sömürüye ve yerli gericili¤e karfl› f›rt›na merkezi olaca¤› iddias›yla yola ç›kmaktad›r. HDHC’ye Hindistan’da toplumun gerçek bir dönüflümü için mücadele eden 150’yi aflk›n örgüt ve çok say›da birey kat›ld›. Hindistan’dan bu geliflmenin yan›nda di¤er bir haber de Jharkhand’dan geldi. Hindistan’›n Jharkhand eyalet hükümeti Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’i yasaklad›¤›n› aç›klad›. Hükümet iki y›ld›r bu karar› tart›fl›yordu. Hükümetin bu karar› 22 bölgeyi içine al›yor. Ancak baz› yetkililer ise, zaten yasad›fl› olan iki örgütün birleflmesiyle kurulan bu örgütün bafltan itibaren yasad›fl› oldu¤unu ifade ederek, sadece HKP (M)’nin de de¤il, onun tüm cephe örgütlerinin yasad›fl› oldu¤unu iddia ediyorlar. Bu
Evrensel Bak›fl BM’nin “Ateflkes”i Ortado¤u’daki atefli körüklüyor! ‹srail Siyonizminin Lübnan’a dönük, bir aydan fazla bir süre devam eden iflgal ve katliam sald›r›lar›, ABD ve Fransa taraf›ndan haz›rlanan BM “ateflkes” anlaflmas›n›n yürürlü¤e girdi¤i 14 A¤ustos’a kadar sürdü. Ancak bu “Ateflkes” anlaflmas›n›n ‹srail yanl›s› bir içerik tafl›d›¤›, Lübnan iflgalini bitirmeyi de¤il, bilakis daha da geniflletmeyi ve de kal›c›laflt›rmay› hedefledi¤i biliniyor. Ayr›ca bu geniflleme ve kal›c›laflman›n tüm Ortado¤u’yu kapsamas›n›n hedeflendi¤i de… Bir bütün olarak ‹srail’in, dolay›s› ile de emperyalistlerin ç›karlar›n› korumay› hedefleyen bu “ateflkes anlaflmas›”, örne¤in Hizbullah’›n elindeki esir ‹srail askerlerinin koflulsuz olarak geri iadesini öngörürken, ‹srail’in elinde bulunan esirlerin iadesine iliflkin bir yapt›r›m getirmiyor… Özde k›sa bir “soluklanma” anlam›na da gelen bu “ateflkes”, ‹srail’in sadece sald›r› amaçl› operasyonlar›na s›n›r getirirken, Hizbullah’›n tüm askeri faaliyetlerini sonland›rmas›n› talep ediyor. Bunun anlam› ise çok aç›kt›r ki, ‹srail’in kendini savunma ad› alt›nda sald›r›lar›n› sürdürece¤i/sürdürdü¤üdür. Emperyalist destekli ‹srail sald›r›lar›n›n özdeki hedefi, Ortado¤u’ya dönük projelerinin önünde engel olarak gördükleri, baflta Hizbullah olmak üzere, her türden direnifli yok etmek, Lübnan’› tam denetim alt›na almak ve böylelikle de haz›rl›¤› yap›lan Suriye ve ‹ran sald›r›lar›na uygun koflullar yaratmakt›. Bunun içindir ki, BM ve ‹srail ilk bafllarda bir ateflkesin ancak Hizbullah’›n tam olarak yok edilmesinin ard›ndan gerçekleflebilece¤ini ileri sürüyorlard›. Fakat ‹srail’in
gerçeklefltirdi¤i onca katliama ve y›k›ma ra¤men emperyalistlerin ve siyonistlerin bekledikleri “baflar›y›” sa¤lad›¤› pek de söylenemez. ‹srail savafl güçleri, Litani Nehri’nin güneyindeki Lübnan topraklar›n› iflgal ettiklerini iddia etseler de, gerçekte haftalar boyu süren sald›r›lar›nda Lübnan’›n önemli flehirlerini ve de Lübnan-‹srail aras›ndaki s›n›r bölgelerini tam olarak ele geçirmeyi baflaramad›lar. Girdikleri birçok bölgeden Hizbullah milislerinin gösterdi¤i direnifl sonucu geri çekilmek zorunda kald›lar. Ve sald›r›lar boyunca ‹srail’e 250 den fazla roket atan Hizbullah, silahl› güçlerinin tamam›na yak›n›n› hala koruyor. Gelinen aflamada, ‹srail askerlerinin yerini çok uluslu birliklerin almas›na dönük projenin hayata geçirilmesi çabalar› var. Bu birlikler Afganistan, Irak ve birçok iflgal bölgesinde oldu¤u gibi, flimdi de Lübnan’a “bar›fl” götürecekler, “bar›fl›” koruyacaklar! fiimdi hangi ülkenin Lübnan’a kaç asker gönderece¤i tart›flmalar› yaflan›yor. Geçmiflte Lübnan’da a¤›r bir yenilgi alan ve de bu “kuyruk ac›s›ndan” dolay›d›r ki, ‹srail yanl›s› olman›n yan›s›ra, esas olarak emperyalist ç›karlara hizmet eden “ateflkes” önerisini ABD emperyalizmi ile birlikte haz›rlayan Fransa asker göndermede en istekli olanlar›n bafl›nda geliyor. Hatta buradaki güce komuta etmek de dahil olmak üzere. Fransa’y› ‹talya, Yunanistan gibi di¤er AB ülkeleri izliyor… K›sacas› Avrupal› emperyalist güçler Ortado¤u’daki pastadan pay kapma yar›fl›n› h›zland›r›yor. Sözün özü, BM’nin “ateflkes”i, Ortado¤u’daki atefli körüklüyor. Ortado¤u’daki atefli fitilleyen ve de körükleyen ABD emperyalizmi ise, bir yandan
Hindistanl› Maoistlere yönelik merkezi hükümet de operasyonlar›n› art›rma karar› ald› ve ilk kez Maoistlere yönelik gerçeklefltirilecek operasyonlarda Hindistan Hava
Kuvvetlerinin de kullan›laca¤› aç›kland›. Baflbakan Manmohan Singh bu aç›klamay› yaparken, ideolojik sald›r›dan da geri durmad›. Singh aç›klamas›nda “Naxalizm’e yanl›fl bir flekilde sempati duyanlar›n demokratik Hindistan’da iktidar›n silahlar›n namlusundan do¤mayaca¤›n› anlamalar›n› istiyorum. Gerçek iktidar oy sand›klar›ndan ç›kar. Ayn› zamanda, eyalet hükümetlerimiz yerlilere ve küçük ve marjinal çiftçilere özel bir önem göstermelidir. Bu Naxalist patlamadan onlar ac›k çekmektedir. fiiddet yolu yoksullar›n sorunlar›n› asla çözemez. Güvenlik güçlerimiz Naxalistler taraf›ndan uygulanan fliddete uygun bir flekilde yan›t vereceklerdir. Singh, Hindistanl› Maoistlerin etkin oldu¤u ve k›z›l koridor olarak tan›mlanan Hindistan’›n orta kesimlerinde Hindistan Hava Kuvvetlerinin keflif uçuflu yapacaklar›n› duyurdu.
Lübnan özgülündeki bu geliflmelerin bafl mimar› olmay› sürdürürken, di¤er yandan da, özellikle de Irak’ta girdikleri batakla birlikte, sald›rganl›k politikalar›na karfl› kendi halk›nda oluflan güvensizli¤i tersine çevirmeye çal›fl›yor. Tabii ki bafl›ndan beri en sad›k müttefiki pozisyonunu koruyan ‹ngiliz emperyalizminin deste¤iyle. Asl›nda ayn› güven tazeleme ABD’nin sald›rganl›k politikalar›na koflulsuz destek veren Blair hükümeti aç›s›ndan da söz konusu. Çünkü Blair hükümeti hem parlamentoda yaflanan keskin görüfl ayr›l›klar›ndan hem de kitlelerin artan tepkisinden dolay› baya¤› s›k›nt›l› günler geçiriyor. ‹flte her iki emperyalist gücü geçti¤imiz günlerde yaflanan, yeni bir “terör histerisi”ne sar›lmaya iten de bu oldu. Halklar›na ve muhaliflerine flu mesaj› yinelemeye çal›flm›fllard›r: “Bak›n, hala terör tehdidi alt›nday›z ve politikalar›m›z do¤rudur!” Gündemin, k›sa süreli¤ine de olsa, Ortado¤u’dan bu yöne çekilmesini de beraberinde -ki bir amaçta buydu- getiren “havaalan› terör” operasyonlar›n›n ard›nda yatan gerçeklik budur. Çünkü var denilen “terör sald›r›lar›”na iliflkin, 24 kiflinin gözalt›na al›nmas›na, bunlardan 23 ünün tutuklanmas›na ra¤men, herhangi bir somut kan›t sunulamam›flt›r. Emperyalistlerin ve de Siyonistlerin cephesinde bu geliflmeler yaflan›rken, Ortado¤u’daki yang›n, katliam ve iflgallere paralel olarak, çeflitli komplo teorileri ve göstermelik “ateflkes” anlaflmalar› ile tüm Ortado¤u’ya yay›lmaya çal›fl›l›rken, bölgedeki “stratejik ortaklar” da “durumdan vazife” ç›karma telafl›n› sürdürüyor. Stratejik uflak pozisyonunu büyüterek koruyan Türkiye egemenleri de emperyalist politikalar›n bölgede engelsiz hayata geçirilmesi için tüm güçleri ile çabal›yorlar. Bu çaba ise sadece emperyalistlerin de¤il, onlar›n bölgedeki jandarmas› ve Ortado¤u halklar›n›n katili Siyonist ‹srail’in bölgedeki misyonunu daha rahat hayata geçirmesine hizmet etmeyi de kaps›yor. Gerçi Türkiye egemenleri zaten öteden beri ‹srail’in misyonunu kolaylaflt›ran bir
pozisyonda olmufllard›r. Türkiye ‹srail’i kuruluflundan k›sa bir süre sonra tan›yan ilk ülkelerden biridir. ‹srail’in Filistin halk›na dönük iflgal-katliam sald›r›lar›n›n Türkiye halk› üzerinde yaratt›¤› tepkiden ve Filistin halk›na dönük genel sempatinin Türkiye halk› üzerinde de yo¤un olarak var olmas›ndan kaynakl›, ‹srail ile uzun süre resmi iliflkiye girilememifltir. 1958 y›l›nda Menderes döneminde yap›lan, ticari, askeri, diplomatik, istihbari, bilim ve teknoloji kapsaml› ilk resmi “Çevresel Pakt Hatt›” anlaflmas› bile, oluflabilecek tepkilerden dolay› kamuoyundan gizlenmifltir. Ancak 1990’l› y›llara gelindi¤inde de¤iflen dünya konjonktürü ve bu ba¤lamda Ortado¤u’ya dönük emperyalist sald›rganl›¤›n artmas›, ‹srail-Türkiye aras›ndaki anlaflmalar›n “gizlili¤ini” de ortadan kald›rm›fl, bu süreçten sonra, 1996’dan bafllayarak bir dizi askeri-siyasi-ticari anlaflmalar yap›lm›flt›r. Türk kontr-gerillas›n›n MOSSAD’›n ölüm mangalar›n› Antalya’daki e¤itim kamplar›nda e¤itmesi, ‹srail savafl uçaklar›n›n Türkiye semalar›nda tatbikat uçuflu yapmas›, tank vb. silah ihaleleri ve daha bir dizi ortakl›k ve anlaflma, kamuoyundan gizlenmek bir yana, “gururla” sunulur hale gelmifltir. ‹srail flu süreçte Türkiye’nin “stratejik ortakl›¤›”na o kadar güveniyor ki, emperyalist sald›rganl›¤›n bir sonraki hedefinde olan ‹ran uçaklar›n›n indirilip, denetlenmesini bile isteyebiliyor. Ve bu iste¤i geri çevrilmiyor… Resmi aç›klamalarda henüz bu yönlü bir karar olmad›¤› söylense de, Türkiye egemenlerinin Lübnan’da konuflland›r›lmas› düflünülen çok uluslu güç içinde yer alma iste¤i ve e¤ilimi biliniyor. Bunun için, tüm devrimcileri, anti-emperyalistleri, ilericileri ve de insanca yaflamaktan yana olan tüm emekçileri, baflta ‹srail’le olan tüm ikili anlaflmalar›n iptali olmak üzere, tüm Siyonistemperyalist politikalar› bofla ç›karmaya dönük yeni ve acil görevler bekliyor. Emperyalizmin ve Siyonizmin askeri olmamak, Ortado¤u halklar›na dönük katliamlara dur demek için, vakit geçirmeden harekete geçelim!
yasaklama karar›n›n ard›ndan polis yetkilileri de yapt›klar› aç›klamada, “bundan sonra HKP (Maoist)’e karfl› daha bir gayretle hareket edebiliriz” dediler.
25 Ağustos-7 Eylül 2006
24
55
“Çöp zenginlerin, temizlemesi yoksullar›n...” Yaz›n gelmesi herkes için farkl› bir resmi canland›r›yor kafalarda, kimi çocuklar için “okuldan kurtuldu¤u” güzel bir tatilin bafllang›c› demek bu, kimi çocuklar için “okulun dört gözle beklendi¤i” zor ve zorunlu bir çal›flman›n bafllang›c›… Kimi emekçiler için 15 günlük y›ll›k iznin iple çekilmesi, kimi için “tatil”in memleket ziyareti olaca¤›, kimi içinse de¤il il d›fl›na ç›kmak, ev ve iflten oluflan ikilinin d›fl›na ç›kman›n bile hayal edilemedi¤i bir k›s›r döngünün daha s›cak havalarda devam etmesi… Televizyonlardan, gazetelerden üstümüze f›flk›rt›lan “Tatil yerlerine hücum!”, “Bu yaz da Bodrum t›kl›m t›kl›m” haberlerini, “kim kiminle nerede ne yapm›fl” format›nda izleyen emekçi halk, yaflant›s›yla bir ba¤lant› kuramasa da, kimilerinin “do¤ufltan flansl›” oldu¤unu söyleyerek iç geçiriyor. Çok az bir k›sm› ise bu insanlar›n kendi emekleri üzerinden zenginleflerek onlar› iliklerine dek sömürdü¤ünün fark›nda. “Bu yaz hangi renkler trendy?” sorular›n›n cevaplar›n›n magazin sayfalar›ndan üstümüze üstümüze yürüdü¤ü, “Hangi sosyetik güzelin plajda kaç kere üst de¤ifltirdi¤i” sorusunun cevab›n›n tekrarland›¤› haber bültenlerinde yeri olmayanlar onlar; bu ülkede insanca yaflama hakk› elinden al›nm›fl, güvenceli çal›flmadan ve dinlenme hakk›ndan mahrum milyonlarca emekçi… Büyükflehirlerde flehir merkezi d›fl›na bile ç›kamad›¤› için bulabildi¤i yeflil alanlara kendini atarak çekirdek çitletenler ve Anadolu’nun unutulmufl bir co¤rafyas›nda televizyonlarda gördükleri “gözde tatil yerleri”ni gerçekte gerçekte hiç göremeyeceklerini düflünenlerin yan›s›ra bir de “gösterilmeyenler” var ki, 4. kuvvet medyan›n “haber de¤eri tafl›mayan” yaflamlar›n› oluflturuyor onlar…
Madalyonun gösterilmeyen yüzü… ‹zmir Seferihisar’dan Ayd›n Didim’e kadar uzanan sahil fleridinde yaflayan emekçilerin anlatt›klar›n› Akdeniz ya da Marmara sahilinde herhangi bir yerde çal›flan bir emekçiden de duyman›z olas›. T›pk› Büyükflehirlerde zengin villalar›n›n oldu¤u semtlerin hemen bitifli¤inde yaflayan emekçilerin anlatacaklar› gibi… Ayn› dünyada yaflayan bu insanlar apayr› yaflamlarda yafl›yorlar ve gittikçe derinleflen s›n›flar aras›ndaki uçurumu da gözler önüne seriyorlar… Seferihisar’dan güneye do¤ru giderken Ömür Beldesi olarak an›lan tatil sitelerinin bulundu¤u bölgede sitenin bekçili¤ini yapan kiflinin efliyle konufluyoruz. Yaz boyunca turizmle ilgili ifllerde çal›flma imkân›n›n oldu¤u bölgede k›fl›n geçim kayna¤› inflaat ve narenciye ifllerinde çal›flmak oldu¤undan, ücreti az bile olsa, bir yazl›kç› siteye bekçi girmek hem garantili -tüm y›l boyunca sürecek kal›c›- bir ifli, hem de ev kiras› gibi bir derdin ortadan kalkmas›n› beraberinde getiriyor. Bekçili¤ini yapt›klar› zengin evlerinin içindekilerin onlara bak›fl›yla ortaya koyduklar› pratikte kendisini göstermifl. Her ne kadar bu zenginlerden baz›lar›n›n “sol geçmifli” olmalar›ndan kaynakl› davran›fllar›nda bir ayr›mc›l›k olmasa da, yine de onlar orada “bekçi” olduklar›n› unutmamak zo-
rundalar. Sitedeki bofl arazileri ekerek sebze yetifltiren evin han›m›n›n anlatt›klar›, kim olduklar›n› neden unutmamalar› gerekti¤ini ortaya koyuyor. Abisinin özürlü çocu¤u geldi¤inde onu sitenin havuzuna soktuklar› için yedikleri f›rçay› anlat›yor. Bu “tatili gölgeleyici” davran›fl, yazl›kta yaflayan zenginlerimizi rahats›z m› rahats›z etmifl, yoksullu¤un mümkün oldu¤unca az görünmesini isterlerken ortaya ç›kan bu manzara, onlar› aileyi azarlamak zorunda b›rakt›rm›fl! Bunun üzerine bekçilik yapan baban›n kesin ifadesiyle, ne aileden ne de misafirlerinden hiçbirisi asla havuza girmedi¤i gibi yan›na bile yaklaflmad›klar›n› belirtiyorlar. Biraz daha güneyde Ürkmez beldesinde bekçilik yapan bir baflka aileyle yapt›¤›m›z sohbette, evin iki çocu¤unun yapt›¤› gürültüden site sakinlerinin rahats›z oldu¤unu, bu yüzden ifli kaybetmekten korktuklar›n› belirtiyor anneleri. Diyeceksiniz ki, zenginlerin çocuklar› a¤lam›yor mu? Farkl› s›n›flar›n
su geçirmez garip k›yafetlerin içinde serinlemeye çal›fl›rken, di¤erlerini elbiseleriyle girdikleri için elefltirmeleri! Ancak bildi¤iniz gibi haflema da bir tüketim nesnesi, talep oluflturmufl ve racona uygun davranm›fl oluyorsunuz böylelikle. Hem az önce de dedi¤imiz gibi, ayn› dünyada farkl› yaflamlarda, herkes ayn› denize girse bile herkes ayn› ›slanm›yor! Alt s›n›ftan biriyseniz, “diflinizi s›k›p” katlanacaks›n›z iflinizi kaybetmemek için, onlar sizin iflinize muhtaç olsa da, binlerce kiflilik iflsizden birine verebilirler sizi at›p, oysa kaç defa daha ifl bulma flans›n›z var sizin? Gümüldür’de gece vakti sokakta otobüs beklerken sohbet etti¤imiz genç bir kad›n iflçinin anlatt›klar› da ak›l alacak cinsten de¤il. Ancak söyledik: ya¤ma yok kapitalizm var ve her fleye uygun bir k›l›f bulunur! Büyük bir otelde çamafl›rhanede çal›fl›yor genç iflçi kad›n. Ancak bizim onu gördü¤ümüz saat ifl saati de¤il “Vardiyal› m› çal›fl›-
a¤lamalar› da kula¤a farkl› geliyor demek ki! Malum, “do¤ufltan flansl›” iseniz, oturdu¤unuz tripleks villada yapt›¤›n›z gürültüden kimse flikayetçi olamaz, olsa da sizi evden atamaz. Bir binan›n içine dört dairenin s›k›flt›r›ld›¤›, her bir evin bir oda bir salon 50 metrekareden olufltu¤u bekçi evlerinde oturma “flans›n›z” ise her an elinizden al›nabilir! Villalar› yaparken üç katl› yap›p, metrekarelercelik bahçe yapanlar›n akl›na çal›flanlar›n oturaca¤› evlere ne bir balkon, ne de birkaç oda bile eklemek gelmemifl. Ne de olsa birileri oturaca¤› villay› hak ediyor, çünkü paras›n› veriyor, çal›flanlar ise kendilerine ifl verildi¤i gibi ayn› zamanda bu evlerde de bedava oturuyorlar. Ne kadar ekmek o kadar köfte, ya¤ma yok kapitalizm var! Onlar›n yaflad›klar› da yine ayr› bir s›n›fsal çeliflkiyi ortaya koyuyor. Sitenin önündeki denizde annesi ve çocuklar›yla birlikte denize girdikten sonra eve giderken eflinin telefonunun arand›¤›n› ve “siteyi çingeneler basm›fl!” dediklerini ö¤reniyor. Bütün site aran›yor, ancak çingeneler bulunam›yor! Bir halka yap›lan afla¤›lamaya m› yansak, insanlara yap›lan ayr›mc›l›¤a m› yansak bilemiyoruz… Sonunda laf›n nerden ç›kt›¤›n› siteden kimse anlamasa da kendisinin çözdü¤ünü belirtiyor: “Tiflörtlerimizle girdik denize, mayoyla girmedik. O yüzden böyle dediler” diyor. ‹flin en yak›c› çeliflkisiyse, sitede a¤›rl›kl› olarak muhafazakâr ve tesettürlü yazl›kç›lar›n oturmas›. Kendileri haflema (hakiki fleriat mayosu!) ad›n› verdikleri, vücudu ve saçlar› tamamen kapatan,
yorsun?” diye soruyoruz. “Hay›r” diyor ve bizi hayrete düflüren durumu aç›kl›yor: “Çamafl›rhanede büyük çamafl›r ve kurutma makineleri var. Patron geceleri elektri¤in daha düflük tarifeden al›nd›¤›n› ö¤rendi¤inden beri, gündüz çal›flmay› b›rakt›k, gece çal›fl›yoruz sadece!” Böylesi bir uygulamaya geçerken tabi ki fikirlerinin al›nmas›na gerek görülmemifl, herhangi bir ücret art›fl› verilmedi¤i gibi… Ne fark eder, gece de¤il de gündüz uyusan›z ölür müsünüz?
Çocu¤unuzun bak›m›, ev iflleriniz, kendinize ve sevdiklerinize ay›raca¤›n›z zaman› da bir flekilde ayarlars›n›z art›k… Özdere’de küçük bir otelde çal›flan temizlik görevlisi kad›n iflçinin anlatt›klar› da çok farkl› de¤il. Normalde çamafl›rhane ve bulafl›khaneye ayr› bir çal›flan al›nmas› gerekirken, patronu maafl›na 100 YTL zam yapmakta bulmufl çözümü! Böylelikle normal bir temizlik iflçisine göre daha fazla kazan›yor, ancak patronu iki kiflinin yapaca¤› ifli tek kifliye 600 YTL’ye halletmifl oluyor… O ise k›fl›n iflsiz geçirece¤i aylarda kullanabilece¤i miktar› art›rmaya çal›fl›yor.
“Hiç denize girmedim…” Kufladas›’nda yine bir otelde temizlikçi olarak çal›flan arkadafl›m›z› ziyaret ediyoruz ertesi gün, yerler de¤iflse de koflullar ayn›. Denize 100 metre uzakl›kta çal›flt›¤› yer. Kufladas› liman› kenar›nda oturmufl çay›m›z› içerken onu dinliyoruz: “Bu yaz hiç denize girmedim çal›flmaktan. ‹fl ç›k›fl› da yorgunluktan gidecek halim kalmad›” diyor… Evet, buras› Kufladas›, hepimizin her yaz ekranlarda bolca gördü¤ümüz, Barlar Soka¤›’ndan, Güvercin Ada’dan, Kad›nlar Denizi’nden bahsedildi¤ini duydu¤umuz yer… Arka fonda ayn› günefl ve deniz olsa da, belliki hepimizi ayn› derecede ›s›tm›yor, odalarda temizlikle geçirilen günlerde ayn› derecede ayd›nlatm›yor. Yeni evli, efli geceleri, o gündüzleri çal›fl›yor. Pek çok insan›n balay› için geldi¤i bu yerler, onun için evlendikten sonra 20 gün çal›flmad›¤› tek zaman dilimini geçirdi¤i yer olmufl… Söke Ovas›’nda kavurucu s›cakta pamuk tarlas› kenarlar›na kurulmufl mevsimlik iflçi çad›rlar›. Su yok, elektrik yok, sivrisinek bol miktarda. Didim’de 18 saat çal›fl›yor genç bir kad›n; Lübnanl›. Ailesi uzun y›llar önce göç etmifl. fiimdi halk› iflgal ve katliamlarla yok edilmeye çal›fl›l›rken, O da ayakta kalma mücadelesi veriyor; yaflamak u¤raflmakt›r çünkü emekçiler için…. Oradalar, kameralar›n ak›n etti¤i, gazetecilerin ç›kmad›¤› yerdeler ama kimse onlar› görmüyor. Yolunuz geçerse kafan›z› kald›r›p denizden, görün onlar›. Emekleriyle yafl›yor ve yaflat›yorlar çünkü…
43. Hac› Bektafl Veli Anma Törenleri gerçekleflti Hac›bektafl Festivali bu y›l 16-20 A¤ustos tarihlerinde yap›ld›. Festivalin her geçen y›l sosyal ve kültürel yönden içeri¤i boflalt›lmaya çal›fl›lm›fl ve bu sistemli uygulama baflar›l› olmufltur. Ayd›nlar ve sanatç›larla demokratik kitle örgütlerinin protesto ederek kat›lmad›¤› festival içeri¤i boflalt›ld›¤›ndan ve Tertip Komitesi ve Belediye Baflkan› olan emekli generalin ayd›n sanatç› ve DKÖ’lere uygulad›¤› bask›lar nedeniyle kat›l›m› düflürmüfltür. Festivalin ticari bir getiri yeri olarak görüldü¤ü Hac›bektafl ilçesinde esnaf y›lda
bir, 4 gün süren festivalden ne kadar çok para kazan›r›z planlar›yla hediyelik eflya ve g›dalar› ederinden pahal›ya satmaya bafllam›fllard›r. Bu sene düzenlenen festivalde, dernekler yine protesto ederek kat›l›m sa¤lamam›flt›r. Bu y›l önceki y›llarda oldu¤u gibi gazete ve kitaplar›m›z›n da¤›t›m›n› yapmak için stand açt›k. Stand›m›za di¤er y›llarda olan ilginin bu sene az oldu¤unu gördük. Nedeni festivale kat›lan halk›n art›k festivaldeki beklentilerini bulamamas› nedeniyle kat›l›m sa¤lamam›fl olmas›yd›. (Ankara)
25
55
25 Ağustos-7 Eylül 2006
13. Pülümür bal festivali yap›ld›
Bu sene 13.sü yap›lan Pülümür Bal Festivali 19 A¤ustos Cumartesi günü sabah 8’de Arapk›z› da¤›na yap›lan (ödüllü) t›rman›flla bafllad›. T›rman›fltan sonra Pülümür merkezde hizmete aç›lan bal dolum ve paketleme tesisinin aç›l›fl› yap›ld›. Daha sonras›nda hükümet binas› önünde yap›lan festival aç›l›fl törenine geçildi. Törende Pülümür Belediye Baflkan›, ilçe kaymakam›, “Tunceli” eski ve yeni “milletvekil”leri ve çok say›da Pülümürlü haz›r bulundu. Aç›l›fl töreninde ilk konuflmay›, Pülümür Tar›msal Kalk›nd›rma Kooperatifi Baflkan› Hakk› ÖZKAN yapt›. Kooperatif baflkan› ve ayn› zamanda Erzincan Tunceliler Derne¤i Sekreteri olan ÖZKAN, konuflmas›nda genel olarak baflta Pülümür olmak üzere “Tunceli” halk›n›n yaflad›¤› ekonomik-sosyal ve kültürel sorunlara de¤inirken özel olarak da bölgede geçimini ar›c›l›ktan sa¤layan köylülerin yaflad›¤› sorunlara vurgular yaparak, yaflan›lan s›k›nt›larda devletin bilinçli politikalar›n›n rolüne de¤inerek son süreci de¤erlendirdi. Son olarak konuflmas›n› flu cümlelerle tamamlad›; “...inanc›m›z›, tarihimizi, kültür ve do¤am›z› kirli siyasete teslim etmeyece¤iz. Çünkü yaln›z de¤iliz. Dün Bergama köylüleri vard›, flimdi Hasankeyfliler, Sinoplular, Karadeniz’de F›rt›na Vadisi halk›, Uflakl›lar var. Bu topraklarda umudun türküsünü yaflama geçirdik, s›rada Yaflam Evleri projesi var. Dersim üniversitesiyle bilimsel ve demokratik e¤itim abidesini dikece¤imiz günler yak›nd›r. Yaflam› yeniden sab›r ve inatla örmek ad›na hepinizi selaml›yor, ac›lar› yaflam›fl bir halk olarak yurdunu sapanlarla-tafllarla savunan, koru-
2 Temmuz 1993’te Sivas Mad›mak otelinde 35 ayd›n, ozan, devletin eliyle gerici güçler kullan›larak, diri diri yak›larak katledilmiflti. “8 saat boyunca baflbakan›ndan çayc›s›na kadar herkesle görüfltük. Acil yard›m gelecek dediler, ama gelmedi” fleklinde anlat›yor flans eseri kurtulan katliam›n canl› tan›klar›ndan, Simurg’un yazar› Serdar Do¤an. Simurg’un yazar› 35 yafl›ndaki Serdar Do¤an, ayn› zamanda Ankara Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i fiube Baflkan›. Katliamda kardeflini kaybetmifl, kendisi de öldü san›larak morga kald›r›lm›fl. Bir doktorun nabz›n› kontrol etmesi üstüne flans eseri kurtulmufl. Katliam›n izlerini hala üzerinde tafl›yor, bir süre psikolojik tedavi görmüfl, doktoru: ‘Ac› yukar› do¤ru ç›kar, düz bir seyir izler, sonra da düfler’ demifl. Do¤an ‘Bende öyle olmad›. T›pta bunu ad› yok. Ac›m gün geçtikçe art›yor’ diyor. 12-13 A¤ustos tarihlerinde Caddebostan Kültür Merkezinde oynanan Simurg adl› oyunun yazar› Serdar Do¤an ile Sivas katliam›n› anlatan oyunu hakk›nda görüfltük. Tek perdelik oyunun kadrosu 10 kifliden olufluyor. Oyunun yönetmeni Cengiz Sezgin. Oyun Sivas katliam›n› yaflam›fl bir gencin, bugün halen et lokantas› olarak kullan›lan Mad›mak
maya çal›flan Filistinli ve Lübnanl› çocuklara bin selam yolluyoruz....” Özkan’›n konuflmas›ndan sonra Pülümür Belediye Baflkan› ‹lçe Kaymakam› ve milletvekilleri konuflmalar yapt›lar. Festival aç›l›fl töreni plaketlerin ve Arapk›z› da¤›na yap›lan t›rman›flta ilk üçe girenlere ödüllerinin verilmesiyle sona erdi. Buradan kitle hep birlikte bal sergisinin yap›ld›¤› binaya hareket etti. 33 bal aras›ndan yap›lan seçmelerde ilk üçe giren ballar›n sahiplerine ödülleri verilerek, birinci olan bal aç›k art›rmaya sunuldu. Bizler de bu arada bal seçmelerinde üretti¤i balla birinci olan bal üreticisi ‹smail Özyol’la k›sa bir söylefli yapt›k. - Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? ‹. ÖZYOL; Pülümür-Turna dere köyünde ikamet ediyorum.1985 y›l›ndan beri gezici de olmak üzere ar›c›l›k yap›yorum. Bunun haricinde yan gelir olarak tar›m ve hayvanc›l›kla da u¤rafl›yorum. - Bu sene bölgede belli bir kurakl›k vard›. Bu durum sizleri nas›l etkiledi? - Bu sene 2006 y›l› görülmemifl bir kurakl›k y›l› oldu. 26–27 Haziran günleri s›cak çöl rüzgar› olan sam yeli esti buralarda ve yer bitkilerinin önemli bir bölümünü kuruttu. Ar›lar bal yapmak için yeterli polen bulamad› ve tabi ki bal üretimi de bir hayli düfltü. Bu yönüyle çok olumsuz etkilendik, önemli oranda kayba u¤rad›k. - Bölgede ar›c›lar olarak yaflad›¤›n›z sorunlar nelerdir? Biraz bahsedebilir misiniz? - Tabi, yaflad›¤›m›z en önemli sorunlardan
bir kaç›n› belirteyim; öncelikle yerleflim ve konaklama noktas›nda sorun yafl›yoruz. Kendi yerimiz, yaylam›z-meram›z-köyümüz olmas›na ra¤men istedi¤imiz yerde konaklama yapam›yoruz. Yine devlet bürokrasisi büyük sürü sahiplerine para karfl›l›¤› ar›c›l›k için elveriflli olan, yüzlerce çiçe¤in oldu¤u yaylalar›-da¤lar› kiral›yor. Bu yaylalar otlat›larak tahrip ediliyor, bir nevi talan ediliyor. Devletin bu politikas›yla hem ilçe hem de il olarak önemli bir gelir kayb›na u¤ruyoruz. fiöyle ki; sürü sahiplerinin ilçeye katk›s› 300 bin YTL iken (ki bu paran›n önemli bölümü bakanl›¤a gitmekte, ilçeye katk› sunmamaktad›r), yaylalar otlat›lmaz, yaylalar›m›z tam kapasitesi ile kullan›ld›¤› durumda flimdiki 70–80 ton olan bal üretimi 240–250 ton aras› olacakt›r. Bu da çok büyük bir mebla¤ tutuyor ve bu para ilçemizin, Dersim’in geliflmesi için kullan›labilecektir. Biz kooperatif olarak bu durumla ilgili çözüm sunduk, ancak ald›r›fl eden olmad›. Yine ar›c›l›¤›n bölgede geliflip, serpilmesinin koflullar› varken devletin deste¤i yok. Kredi kullan›m› için baflvuruyoruz, Ziraat Bankas› adeta kredi vermemek için bin bir zorluk ç›kar›yor. Yani anlayaca¤›n›z adam›na göre kredi veriliyor. Unutmadan gezici ar›c›lar da bir baflka soruna kaynakl›k ediyorlar. Pülümür bal› abart›s›z 1260 yer bitkisiyle Anzer (Rize) bal›ndan sonra en kaliteli ballar aras›nda. Ancak bal›m›z gerçek de¤erini alam›yor, seyyar ar›c›lar ço¤unlukla ar›lara bol miktarda fleker ve hormon veriyorlar. Bunun sayesinde ucuz sat›yorlar. Ama Pülümür bal›nda kimyasal yok, ilaç yok, yani tamamen do¤al. Ama tüketici bunun fark›nda ol-
Sivas katliam› 13 y›l sonra tiyatro oldu: ‘S‹MURG’ Oteli’ne katliamdan 1 y›l sonra gelmesiyle bafll›yor. Oca¤›n söndürülmesini isteyen genç 2 Temmuz 1993 tarihinde yaflad›klar›yla günümüz aras›nda gidip geliyor. Sesler duyuyor ve bir kere daha o anlar› yafl›yor. 2 Temmuz günü çekilen görüntüler ve ses efektleri ile daha canl› hissedilen oyun, sonunda semah dönülmesiyle daha da renkleniyor. Oyun ilk olarak Serdar Do¤an’›n 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Oyun Yazarl›¤› bölümünde verilen bir ödev üzerine ortaya ç›km›fl. O zamanlar sözsüz olarak yaz›lan oyun daha sonralar› geliflmifl ve ‘Acaba sözlü bir tiyatro oyunu olarak yaz›labilir mi? Anlatabilir miyiz katliam›?’ gibi çekincelerle 2003 y›l›nda ilk metin oluflturulmufl. Çeflitli nedenler ötürü oynanm›yor oyun. “‹nsanlarda katliam› anlatamayabilece¤imizin kayg›s› vard›” fleklinde anlat›yor Serdar Do¤an. Bu y›l teknik, kadro, maddi vb. konular›n›n ayarlanmas› üzerine Simurg adl› oyun oynan›yor. ‹lk olarak Ankara’da 4 gün oynanan oyun, ard›ndan ‹stanbul’da iki gün oynand›. ‘Bizler her ne kadar çabuk unutan bir toplum olsak da Sivas’›n ac›s› baflka oldu. ‹nsanlar
sahiplendiler. Bu y›l Ankara’da, ‹stanbul’da binlerce insan yürüdü. Sivas’ta 15 bin, belki daha fazla insan yürüdü. Sivas’›n bizim için önemi biraz daha fazla, belki de iflin öznesi olmam›zdan kaynakl›. Ama biliyoruz ki katliamlar ne Sivas’la bafllad› ne de Sivas’la bitecek. Bundan önce de Gazi’de, Ümraniye’de, hapishanelerde yaflad›k ve halen çeflitli yerlerde yaflan›yor’ diyor Do¤an. Oyunda özel bir politik bir mesaj verme kayg›s› yok. Katliam›n oldu¤u gibi anlat›lmas› bile seyirciyi çok etkiliyor, hüzünlendiriyor, hatta a¤lat›yor. Do¤an, ‘Politik bir mesaj verme kayg›m›z olmad› çünkü konu zaten politik bir konu. Yani oldu¤u gibi anlatmam›z hiç kendi yorumumuzun olmamas› bile yeterince çarp›c› ve politik fleyler içeriyor. Sivas’›n yorumlanmaya ihtiyac› yok. Barikat›n neresinden bak›ld›¤› önemli, iki taraf var yananlar ve yakanlar. Yananlar için yorumlanmaya ihtiyac› yok. ‘Halkla askeri karfl› karfl›ya b›rakamazd›k’ gibi aç›klamalarla zaten oradaki insanlar› halk›ndan saym›yordu devlet. Bu ve benzeri aç›klamalar yorumlanmaya gerek duyulmadan da gayet aç›k. Bizim
muyor. - Bir kooperatifiniz var. Festival de galiba bu kooperatifiniz üzerinden yaflam buldu. Kooperatif olarak ne gibi sorunlar yafl›yorsunuz? - Kooperatif üyelerimizin maddi sorunlar›ndan dolay› kooperatifimizi aktiflefltiremiyoruz. Bölgede bu kooperatif temelinde ar›c›lar aras›nda bir dayan›flma mevcut asl›nda. Ama yeterli de¤il. Tabi bunun nedenleri bölgede ar›c›lar›n çok da¤›n›k olmas›, yeterli deste¤in verilmemesi, yeterli oranda birli¤in önünde engel oluyor. Düflünün ki festival bal festivali olmas›na ra¤men bizim katk›m›zla bizim param›zla yap›l›yor iken bizlerin inisiyatifinde yap›lm›yor. Siyasilerin festivali sanki yine bal sat›fl›n› ve pazarlamas›n› yeni ç›kan kanunlarla kaymakaml›k bünyesindeki birlik üzerinden yapmak zorunda kalmam›z da gücümüzü s›n›rl›yor. -Teflekkürler. Bize zaman ay›rd›¤›n›z için. Akflam saat alt›da hükümet kona¤› önünde verilen konserle festival devam etti. Konserde Ali Ekber Çiçek an›s›na da bir dia gösterimi yap›ld›. Konser yerel sanatç›lar›n Abidin, Emre Salt›k ve Arzu gibi isimlerin kat›l›m› ile gerçekleflti. Festival gecenin ilerleyen saatlerinde konserin bitimi ile sonland›r›ld›. Festivalde ‹flçi-köylü okurlar› da ‹K gazetesi ve YDG dergisini Pülümür merkezde ve konser alan›nda da¤›tt›lar. Polisin bir süreli¤ine da¤›t›ma engel oluflturmak istemesine, kimlik-GBT kontrolüne ra¤men da¤›t›m› konserin sonuna kadar sürdürdüler. (Erzincan)
kayg›m›z, yeterince gerçekçi ve do¤ru anlatabilir miyiz oldu. Oradaki insanlar yaflarken çok güzel fleyler yapt›lar, onlar› ayn› güzellikte anlatabilir miyiz kayg›s›n› tafl›d›k ve flu mesaj› vermek istedik: UNUTMAYIN!’ diyor. Oyuna beklenen kayg›lar do¤rultusunda bir elefltiri yap›lmam›fl. ‹zleyenleri duyguland›ran oyun oldukça be¤eniliyor, takdir topluyor. ‘Seyirciyi al›p götürüyor oyun. Görsel sanatlar›n avantaj› var, seyirci tepkilere duyars›z kalam›yor, sizinle birlikte gidip geliyor. Bu anlat›m çok daha çarp›c› oluyor’ diyor yazar Serdar Do¤an. Oyunun tasar›m aflamas›nda herkes katk› sunaca¤›n› ve destekledi¤ini söylemifl. Ancak ifl prati¤e geldi¤inde ortal›kta kimselerin görünmedi¤ini söylüyor Do¤an. ‘Özellikle yazar m›s›n, kimseden yard›m almad›k. Kaç gündür çal›fl›yoruz gitmedi¤imiz Alevi kurum kalmad›. Hiç kimseden destek almad›k. PSAKD Kad›köy fiubesi d›fl›nda kimse destek vermedi” diyor. Do¤an, son olarak, ‘Buradan sizin arac›l›¤›n›zla bu yaz›y› okuyan herkesi oyunumuzu izlemeye davet ediyoruz. Olumlu olumsuz elefltirilerinizi bekliyoruz. Ortak hareket etmek gerekti¤ine inan›yoruz. Sivas hepimizin ac›s›ysa hepimiz sahip ç›kmal›y›z. Takvim devrimcili¤i yap›lmamal›. Sivas’› anmak için 2 Temmuz’u beklememize gerek yok. Sivas orada, alt›ndaki lokantayla her gün yanarken biz de her gün konuflabilmeliyiz’ diyor.
26
25 Ağustos-7 Eylül 2006
“Parti ve kitleler var oldu¤u müddetçe her türlü mucize yarat›l›r” Mersin Osmaniye karakolu bask›n›nda ölümsüzleflen TKP/MLTMLGB’nin ilk flehidi Ahmet fiahin yoldafl› bir yoldafl›n›n kaleminden birkez daha ö¤reniyoruz...
(…) Ve ben senin o görkemli Güzelli¤ine vurgunum T›pk› yoldafllar›m›n vuruldu¤u gibi Vurgunum sana yüre¤im seni tafl›r Halil’imi Ahmet’i tafl›d›¤› gibi Ahmet’i Halil yafl›yor ... KARAKOL BASKINI Cüretli, devrimci bir eylem diye bahsetsek abart› olmaz bu eylemden. Mersin’in Osmaniye Mahallesi’nde bulunan karakol 1980’lerde iflkenceler ile bütünleflen bir karakoldur. Her karakol gibi orada da insanlar iflkencede katledilmektedir. Ve bunun hesab› mutlak sorulmal›d›r. Halil ve Ahmet yoldafllar malzemeleri alarak binlerce insan›n katledildi¤i bu karakola bask›na giderler. ‹ki silah, bir bomba. Tüm malzeme budur. Karakol bask›n›ndan önce elektrikler kesilir. Elektriklerin kesik olmas› T‹KKO savaflç›lar› için bir avantajd›r. Bu sayede, karakolun yan›na kadar sokulabileceklerdir. Böyle de yaparlar yoldafllar. Ahmet fiahin yoldafl önce karakola do¤ru bombay› f›rlat›r. Ama bomba karakolun içine de¤il bahçede bulunan a¤ac›n dibine düfler. Bomban›n patlamas›yla beraber karakola ayn› anda Halil yoldafl silah›yla atefl etmeye bafllar. Karakoldaki polislerin ilk sinmiflli¤i, pusmufllu¤u üzerinden at›p yoldafllara atefl açar. Karfl›l›kl› çat›flma ç›kar. Yoldan geçmekte olan biri karakolun bas›ld›¤›n› görünce “kahraman” olmaya karar verir. Halil’in üstüne atlar. Halil adam› iter. Silah› yöneltir. “Day› git buradan seninle iflimiz yok” der. Adam› iteler. Adam tekrar sald›r›r. Halil’le yere düflerler, yerde bo¤uflurlar, Halil tekrar kurtulur. Adam› iter. “Day› git. Seninle iflimiz yok. Sald›r›p durma. Yoksa senin için kötü olacak” der. Adam tekrar sald›r›r. Bu sefer Halil’e baflka çare kalmaz. Silah›n› atefller. Birkaç el atefl eder adama.
Adam yere y›¤›l›r. O arada Halil’le Ahmet’in üstüne halen atefl aç›lmaktad›r. Ahmet yoldafl yaralanarak yere düfler. Yaras› a¤›rd›r. Halil de baca¤›ndan yara alm›flt›r. Ahmet a¤›r yaral› olarak yerde yat›yordur. Halil yan›na gider. Ahmet fiahin konuflam›yor. Götürmenin koflulu da yok. A¤›r yaral› çünkü. Halil de yaral›. Ve Halil, Ahmet’i orada istemeye istemeye b›rak›r. B›rakmak zorunda kal›r. Yoldafl› b›rakman›n ac›s›n› yaflar. Can yoldafl›na “Hoflçakal” der. “Elveda yoldafl” der. Yüre¤inde f›rt›nalar koparak atefl edilirken geri çekilerek, oradan uzaklafl›r.
AHMET fiAH‹N KATLED‹L‹YOR! Ahmet fiahin yoldafl› iflkenceciler a¤›r yaral› olarak yakalarlar. Hastaneye götürmezler. Ve türlü iflkenceler yaparak katlederler. Alaca fiahin’in pençesine benzer elleri Gözleri korku yüre¤i umut dolu! Ve Ahmet fiahin yoldafl› böyle u¤urlad›k di¤er flehitlerimizin yan›na. Cüretli ve devrimci bir eylemdi flehit düfltü¤ü eylem. Partimizin devrimci mücadeleyi gelifltirme perspektifi do¤rultusunda hareket ediliyordu ve do¤ru düzgün tecrübe, birikim vb. yokken yeterli teknik malzeme, silah yokken bu eylem yap›l›yordu. Bu pratik ad›mlar daha sonra belli bir oranda geliflmenin de önünü açm›fl oldu. Temel yönelim her zaman “Parti ve kitleler var oldu¤u müddetçe her türlü mucize yarat›l›r”d›. Temel eksenimiz yine insand› çünkü. Silahl› mücadelede tecrübe elbette önemlidir. Ama tecrübe pratik faaliyet içinde oluflur, geliflir. Tecrübe yaflam›n içinde kazan›l›r. Yaflam›n, prati¤in d›fl›nda olunarak tecrübe sahibi olunmaz, ya da tecrübe kazan›lmaz. Bu karakol bask›n›n› birçok yönden de¤erlendirmek mümkündür. Yukar›da de¤inmifltik; Partimiz için ve genel anlamda devrimci hareket için, T. Kürdistan›’ndaki gerilla savafl› d›fl›nda bir karakolun bas›lmas›, partimiz aç›s›ndan ciddi bir eylem niteli¤i tafl›maktad›r. Bu olay›n bir di¤er yan› ise; bu bask›nda bir flehit vermemizdir. Bu eylemde yitirdi¤imiz Ahmet fiahin yoldafl TMLGB’nin ilk flehidi olma flerefine nail olmufltur. Ahmet fiahin yoldafl, TMLGB militan› olarak eylemde yer alm›fl, karakol bask›n›na kat›lm›fl, çat›flmada yaralan-
m›fl ve iflkence ile katledilmifltir. Ve bu anlam›yla komünist gençlik içinde önemli bir flehittir. Ahmet yoldafl›n kan›yla sulanan bu bask›n›n tarihsel bir önemi vard›r. Bu eylem, 1980 sonras› yap›lan ilk ciddi eylemlerden biri olma özelli¤i tafl›maktad›r. Ve bu durum ayn› zamanda partimiz için de önemli ve ondan da önemlisi TMLGB’nin nitelik flekillenifli ile direkt ilgilidir. (...) “... Tarihin insanlara yüklemifl oldu¤u belli görevler ve sorumluluklar vard›r. Tarih büyük bir çal›flkanl›kla herkesin kendi üzerine düflen görevi büyük bir sorumlulukla yerine getirmesini bekler...” Yani savafl yürütmeye gelen bir insan her fleyi göze al›r. Savaflta temel prensip; düflman›n imhas›, kendi güçlerinin korunmas›d›r. Buna ra¤men e¤er kay›plar verilirse en aza indirgenmelidir. Ahmet fiahin yoldafl› bu do¤rultuda ele al›p de¤erlendirdi¤imizde daha gerçekçi sonuçlara ulaflmam›z mümkündür. Burada sorunu ele al›rken flu yan›yla da ele almam›z gerekir. TKP/ML’nin ve TMLGB’nin ilk flehidi olan Ahmet fiahin yoldafl TKP/MLTMLGB’nin Ankara ‹l Komitesi üyesi ve TMLGB’nin Ankara’daki inflac›lar›ndan biridir. Ali Haydar Y›ld›z, Meral Yakar yoldafllar nas›l ki partimizin ilk flehitleri ise, ve ondan da öte Meral Yakar yoldafl hem partimizin hem de devrimci hareketin ilk kad›n flehidi ise, bunun önemi ortadad›r. Zira ayn› flekilde kurucu önderimiz önder ‹brahim Kaypakkaya yoldafl da, Genel Sekreter olarak flehit düflmüfltür. Yani flehitlerimizden ö¤renece¤imiz fleyler fazlas›yla mevcuttur. Böylesi tarihsel süreçlerde ortaya ç›kan yoldafllar›n flehit düflmesi tarihe yaz›lm›flt›r. Ahmet fiahin yoldafl TKP/MLTMLGB’nin ilk flehidi olmas› itibariyle önemlidir. SON SÖZ OLARAK; “Parti ve kitleler var oldu¤u müddetçe her türlü mucize yarat›l›r.” Olmaz› olur k›lar, yap›lmaz› yapar›z. Yeter ki flehitlerimizden ö¤renelim. 9 Eylül 1989 tarihi flehirlerde karakol bas›laca¤›n›n bir göstergesidir. 9 Eylül 1989 Türkiye proletaryas› ve azametli halk kitlelerinin yi¤it evlad› olan Ahmet fiahin yoldafl›n ölüm y›ldönümüdür! 9 Eylül 1989 TMLGB’nin, ilk flehidini verdi¤i gündür! Ahmet fiahin yoldafl ölümsüzdür!
55 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Cemil Oka: Bir generalin çocu¤u olarak 1954’de Eskiflehir’de dünyaya geldi. Elaz›¤, Malatya, Bingöl, Dersim ve Mufl illeri s›k›yönetim komutanl›¤› yapan M‹T generali Nazif Oka’n›n o¤lu olan Cemil Oka, böyle bir aile çevresine ra¤men saf›n› halktan, devrimden yana belirlemifl ve yaflam›n› bu do¤rultuda sürdürmüfltür. TKP/ML üyesi ve T‹KKO savaflç›s› olan Cemil Oka, 27 A¤ustos 1977’de yaral› olarak devlet güçleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düfltü. Cemil Çelik: Sivas Banaz’›n da¤ köylerinden birinde dünyaya gelin Cemil Çelik, Proletarya Partisi ile inflaat iflçili¤i yapt›¤› s›ralarda tan›flt›. Cesareti ve gözü pekli¤i ile tan›nan Cemil Çelik, 27 A¤ustos 1979 tarihinde ifle giderken, faflistlerin hakim oldu¤u bir bölgeden geçerken birkaç noktada kurulan bir pusuda arkadan kurflunlanarak katledildi. ‹brahim Kara: Erzincan’›n Resulo¤lu köyünde do¤an ‹brahim Kara inflaat ve fabrika iflçili¤i yapt›¤› s›ralarda kat›lm›flt› Proletarya Partisi saflar›na. TKP/ML üyesi ve ayn› zamanda ‹stanbul Anadolu Yakas› T‹KKO komutanlar›ndand›. 1980’de faaliyet yürüttü¤ü ‹zmir’de 2 Eylül’de devletin kolluk güçleriyle girdi¤i çat›flmada Ali Geçgel ile birlikte katledildi. Ali Geçgel: Tunceli Göktepe köyünde do¤an Ali Geçgel TKP/ML’nin 1. Konferans›’ndan sonra Parti üyesi oldu. ‹brahim Kara ve Ali Geçgel 2 Eylül günü iflkenceci polislerden Fikret Çetin’in cezaland›r›lmas› eylemini baflar›yla yerine getirdiler. Olaydan yaklafl›k 1 saat sonra ‹zmir’in Hatay semtinin Arapderesi mevkiinde arama yapan polis ekipleriyle çat›flmaya girdiler. Polisin “teslim ol” ça¤r›lar›na silahla karfl›l›k veren ‹brahim Kara flehit düflerken, sa¤ olarak düflman eline geçen Ali Geçgel polis kurflunlar›yla katledildi. Sinan Gürer: 30 A¤ustos 1994 tarihinde Erzincan’da Ordu Caddesi’nde bir arkadafl›yla birlikte sivil faflistlerle girdi¤i kavgada flehit düfltü. Görgü tan›klar› olay› polisin tezgahlad›¤›n› söylemifltir. Sinan Günel: 1979 y›l›nda Tokat’›n Almus ilçesine ba¤l› Dadukta köyünde dünyaya geldi. ’96 y›l›nda Proletarya Partisi taraf›ndan bölgede kurye olarak konumland›r›ld›. 1998 sonbahar›nda tutsak düflen Günel, 8 ayl›k tutsakl›k süresi boyunca kendini sürekli yenilemeye çal›flt›. 1999 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Da¤lar›n Halo’su 6 Eylül 2001 gecesi girdi¤i çat›flmada hiç tereddüt etmeden pusuya koflarak düflmana silahla yan›t verdi. fiehit düfltü¤ünde T‹KKO savaflç›s›yd›.
55
27
25 Ağustos-7 Eylül 2006
“Toprak reformunun hedefi feodalizmdir” Tarihin en zorlu ulusal kurtulufl savafl›ndan zaferle ç›km›fl kahraman bir halk›n ölümsüz önderi, tüm kiflili¤ini halk›yla bütünlefltirmifl, tüm ömrünü halk›n›n yazg›s›yla özdefllefltirmifl Ho fii Minh’i ölümünün 37. y›l›nda sayg›yla an›yoruz. Bu vesileyle Ho fii Minh’in köylü kitlelerinin sorunlar›n›n çözümüne yönelik yazd›¤› makaleyi yay›nl›yoruz.
Devrimimiz sald›rgan emperyalizme ve onun dayana¤› feodalizme karfl› halk›n ulusal demokratik devrimidir. Direnifl savafl› s›ras›nda slogan›m›z: “Her fley cephe için, her fley zafer için!”dir. Direnifl Savafl› ne kadar geliflirse o kadar insangücü, o kadar zenginlik ister. Köylülerimiz direnifle insan gücünün en büyük k›sm› ile ve servetle kat›lm›fllard›r. Onlar› feodalizmin boyunduru¤undan kurtarmal›y›z, direnifl savafl›m›zda zafer kazanmak için bu muazzam gücü tamamen harekete geçirmek için onlar› flevke getirmeliyiz. Direnifl savafl›m›zda zafere giden yol; Ulusal Birleflik Cepheyi sa¤lamlaflt›rmaktan ve geniflletmekten, iflçi-köylü ittifak›n› ve halk›n iktidar›n› sa¤lamlaflt›rmaktan, Orduyu güçlendirmek ve gelifltirmekten, Partiyi sa¤lamlaflt›rmaktan ve onun önderli¤ini her bak›mdan güçlendirmekten geçer. Kitleleri sadece toprak reformu uygulamak için harekete geçirmek suretiyle biz bu iflleri tatminkar biçimde uygulayabiliriz. (...) Halk›m›z›n mutlak ço¤unlu¤u köylüdür. Bu son y›llarda onlar›n güçleri sayesinde Direnifl savafl›m›z baflar›l› olmufltur. Gelecekte de, tam zaferi kazanmay› ve ülkemizi baflar› ile kurmay› yine köylüler sayesinde baflaraca¤›z. Köylülerimiz nüfusun hemen hemen % 90’›n› oluflturur, fakat ekilebilir topraklardan yaln›z % 30’una sahiptir. Bütün y›l s›k› çal›flmak zorundad›r ve hayatlar› boyunca yoksulluk çekerler. (...) Sadece toprak reformunu tamamlayarak, çiftçilere toprak vererek, k›rsal bölgelerdeki üretim güçlerini feodalizm boyunduru¤undan kurtararak, yoksulluk ve gerili¤i uzaklaflt›rabiliriz, üretimi gelifltirmek için muazzam köylü güçlerini kuvvetli olarak harekete geçirebiliriz ve Direnifl Savafl›n› tam zafere h›zla ulaflt›rabiliriz. Toprak reformu için saptanan hedef feodal sistemi ortadan kald›rmakt›r, topra¤› çiftçilere da¤›tmak, k›rsal bölgelerdeki üretici güçleri özgürlefltirmek, üretimi gelifltirmek ve Direnifl Savafl›m›z› h›zland›rmakt›r. Genel çizgi ve Politika, tamamen topraks›z ve az toprakl› köylülere güvenmek, orta köylülerle s›k› s›k›ya birleflmek, zengin köy-
lülerle uzlaflmak, feodal sömürüyü ad›m ad›m ve ayr›m yaparak ortadan kald›rmak, üretimi gelifltirmek, Direnifl Savafl›m›z› h›zland›rmakt›r. ... Toprak reformu için yol gösterici ilke, köylüleri cesurca harekete geçirmek, kitlelere güvenmek, temel çizgiyi do¤ru olarak izlemek ve köylüleri gereken bir düzene göre ve s›k› önderlik alt›nda planl› bir yolda ad›m ad›m mücadele etmek için örgütlemek, e¤itmek ve önderlik etmektir. (...) Toprak reformu bir köylü devrimidir, k›rsal bölgelerdeki bir s›n›f mücadelesidir; bu, büyük çapta, çetin, karmafl›k bir mücadeledir; haz›rl›klar›n dikkatle yap›lmas›, planlar›n aç›k seçik çizilmesi, önderli¤in pek s›k› olmas›, yerlerin ak›ll›ca seçilmesi, zaman›n s›k› izlenmesi ve do¤ru olarak tamamlanmas› gerekti¤inin nedeni budur. Bunlar, baflar›ya ulaflt›ran koflullard›r. Di¤er ülkelerin tecrübeleri bize ö¤retmifltir ki, baflar›l› bir toprak reformu, bizim birçok güçlükleri yenmemize ve birçok sorunlar› çözmemize yard›m edecektir. Askeri alanda, köylü yurttafllar›m›z Direnifl Savafl›na daha canla baflla kat›lacaklard›r,
böylece ordunun geliflmesine ve halk›n direnifline hizmet için gönüllü çal›flma seferberli¤ine gitmesine yard›m edecektir. Askerlerimiz, ailelerini daha az merak edecekler ve daha ateflli savaflacaklard›r. Siyasal alanda, k›rsal bölgelerdeki siyasal ve ekonomik iktidar, köylülerin elinde olacakt›r, halk›n demokratik diktatörlü¤ü gerçek olarak uygulanacak, iflçi-köylü ittifak› daha sa¤lam olacak, Ulusal Birleflik Cephe k›rsal bölgelerdeki halk›n % 90’›ndan fazlas›n› içine alacak, çok büyük ve çok güçlü olacakt›r. ... Kültür ve toplumsal refah aç›s›ndan, halk›n büyük ço¤unlu¤unun yeterince yiyecek ve giyece¤i olacak (atasözünün dedi¤i gibi: “görevini yapabilmesi için kiflinin yemesi ge-
rekir”), daha flevkli flekilde ö¤renim yapacaklar, bu yolla da iyi gelenekler geliflecektir. Kitle seferberli¤inin bafllat›ld›¤› yerlerde edinilen tecrübeler, yurttafllar›m›z›n ö¤renimden pek hofllanmad›¤›n› göstermifltir. Ayd›nlar›n halka hizmet etmesi için bu iyi bir f›rsatt›r. Yukar›da da söylendi¤i gibi, toprak reformu, genifl, karmafl›k ve çetin bir s›n›f mücadelesidir. Biz Direnifl Savafl› yapt›¤›m›z için bu büsbütün karmafl›k ve çetin olmaktad›r. Fakat biz Direnifl Savafl›n› zafere h›zla ulaflt›rmak istedi¤imiz için, toprak reformunu baflarmaya kararl› olmal›y›z. Bu karmafl›k ve çetin bir mücadeledir, bir k›s›m kadrolar›m›z›n (Parti üyesi olsun olmas›n) düflünüfllerinde, hareketlerinde ve toprak reformu konusundaki politikalar› yerine getirmede yanl›fll›klara ve sapmalara düflebilmelirinin nedeni budur. Bu kusurlar› ve yanl›fll›klar› önlemek ve düzeltmek için, biz, Parti ve Hükümetin politikalar›n› sa¤lam flekilde kavramal›, kitlelere tam olarak güvenmeli ve kitle çizgisini do¤ru olarak izlemeliyiz. Disiplini korumak, tamamen köylülerin yan›nda yer almak, mücadelelerinde onlara önder olmak, özel ç›karlar› ile Direnifl Savafl›’n›n ve köylü kitlelerinin ç›karlar› u¤runa özel ç›karlar›n› feda etmek için, Parti ve Hükümet, bütün kadrolar› ve Parti üyelerini, Hükümet ve Partinin politikalar›na kesinlikle uymaya ça¤›r›r. ... De¤iflik demokratik partilerin üyeleri ve kadrolar› ve yurtsever kifliler bak›m›ndan bu çok büyük bir s›navd›r. Sald›rgan emperyalizme karfl› Direnifl Savafl› gibi çok büyük bir s›navdaki savafl› kazanmakta oldu¤umuz gibi, biz hepimiz, bu s›nav›n savafl›n› da kazanmal›y›z. ... Biz, çeflitli cephelerde düflmana karfl› savaflmak, düflman kuvvetlerini olanaklar dahilinde yok etmek, onun yeni askeri planlar›n› altüst etmek için elimizden geleni yapmal›y›z. Biz, Hükümet taraf›ndan saptanm›fl yerlerde toprak reformu yapmak için kitleleri seferber etmeliyiz. Toprak reformu yapmak Direnifl Savafl› için zaferi garantilemektir. Bu, düflmana karfl› savaflmak, düflman kuvvetlerini yok etmek, toprak reformu için baflar›y› garantilemektir. Bütün di¤er çal›flmalar o iki temel göreve ba¤l› olmal› ve onlara hizmet etmelidir. 1954’te biz üç büyük ifle önem vermeliyiz: Toprak reformunu; Silahl› kuvvetlerin (düzenli ordu, yerel ordu, milis ve gerilla birlikleri), örgüt, e¤itim, siyasal ve teknik düzeylerinin ve vuruculuklar›n›n yükseltilmesi gibi, her bak›mdan güçlendirilmesi ile birlefltirmek. Toprak reformunu, kardolar›n e¤itimi ve onlar›n ideolojilerinin yükseltilmesiyle, Parti üslerinin k›rsal yerlerde yeniden düzenlenmesi ile birlefltirmek. Toprak reformunu, ulusal ekonomi fa-
aliyetlerini ilerletmek için, Direnifl Savafl›n›n gereklerini ve halk›n yiyece¤ini sa¤lamak için tar›msal üretimi gelifltirmekle birlefltirmek. Bu iki temel görevi ve üç büyük ifli tamamen yerine getirmek, düflman gerisindeki mücadeleyi sa¤lam biçimde sürdürmek ve gelifltirmek gibi di¤er iflleri uygulamak için daha uygun koflullar yaratmakt›r; köylerde halk›n demokratik iktidar›n› pekifltirmek, güvenlik servisini yeniden örgütlemek, Ulusal Birleflik Cepheyi gelifltirip pekifltirmek, tar›msal vergiler toplamak, ekonomi ve maliyeyi gelifltirmek, propaganday› yo¤unlaflt›rmak, e¤itimi, kültür ve toplumsal refah› gelifltirmektir. Bizim kuvvetlerimiz, ayaklanmak, feodal ve sömürgeci boyunduru¤unu parçalamak için kendilerini örgütlemek ve kendilerine önderlik etmesi için Hükümet ve Partiyi beklemeye haz›r durumda olan milyonlarca köylüden oluflmaktad›r. Ustal›kl› bir örgütleme ve önderlikle bu kuvvetler yeri gö¤ü sarsacak, bütün sömürgecileri ve feodal unsurlar› silip süpürecektir. Hükümet ve Partinin do¤ru önderli¤i alt›nda Ulusal Meclis ve Cephenin candan yard›m› ile, toprak reformunun baflar›yla tamamlanmas›, bizim büyük bir ad›m atmam›za ve Direnifl Savafl›n› ve ulusal kuruluflu zafere ulaflt›rmam›za yard›mc› olacakt›r. (Ho fii Minh Seçme Yaz›lar)
GÜNDE DÜN… 27 A¤ustos 1935. Georgi Dimitrov Komünist Enternasyonal’in baflkan› seçildi. 28 A¤ustos 1964. Ankara’da 20 bin genç ABD Büyükelçili¤i’ne yürüdü, Yunanistan Büyükelçili¤i taflland›. 1828. “Savafl ve Bar›fl”›n yarat›c›s› Rus yazar Lev Tolstoy do¤du. 1 Eylül 1987. Hapishanelerdeki bask›lar› protesto etmek ve seslerini Meclis’e duyurmak için tutsak yak›nlar› Ankara’ya yürüdü. Yürüyüfle polis sald›rd›. 60 tutsak yak›n› gözalt›na al›nd›. Yürüyüflçülerden, MLSPB dava tutsa¤› Hasan fiensoy’un ablas›, ‹HD kurucular›ndan Didar fiensoy fleker komas›na girerek yaflam›n› kaybetti. 2 Eylül 1977. Ümraniye-1 May›s Mahallesi’nde gecekondu y›k›m›na karfl› direniflte Proletarya Partisi’nin savaflç›lar›ndan Hüseyin Aslan, Hüseyin Çaparo¤lu, Cuma Gül, Hasan Y›ld›r›m, ‹smail Poyraz ve ‹brahim Kara ile birlikte12 kifli flehit düfltü. 3 Eylül 1938. IV. Enternasyonal kuruldu. 8 Eylül 1941. Ho fii Minh Vietnam Ba¤›ms›zl›k Örgütü’nü kurdu.
25 Ağustos -7 Eylül 2006
28
55
Harmanda izi olup, yaflamda sözü olmayanlar... oksulsan›z, topraks›z köylüyseniz, üstüne bir de yüzy›llard›r imha ve inkara dayal› bir yaflama zorlanm›fl Kürt ulusuna mensupsan›z; ifl imkanlar›n›n yok denecek kadar az oldu¤u ekme¤in aslan›n a¤z›ndan çoktan midesine indi¤i hatta ortadan kalkt›¤› koflullarda yola düflmekten baflka çare b›rak›lm›yor size... Göç yollar›na düflen mevsimlik Kürt iflçileri zorlu yolculuklardan sonra zorlu bir yaflam bekliyor gittikleri her flehirdi...
Y
Her y›l yafland›¤› gibi yine göç yollar› gözükür topraks›z ve yoksul köylülere. Gidilen her ilde hasad› al›nteriyle birlefltirirler, bereket katarlar ürüne. Hasat sonunda toplanan her üründen topraks›z köylülerin pay›na düflen yevmiyedir. Onun da büyük k›sm›n› ba¤lant›y› yapan çavufllar al›rlar. Yevmiyeden kalan paradan yol ve ihtiyaç masraflar›n› ç›kard›ktan sonra, kal›rsa bir miktar paray› sonraki seneye ay›r›rlar göç yollar›na düflmek için. Samsun’a gelen Urfal› topraks›z köylüler ayn› süreci her y›l yaflar. Urfa’dan fiubat ay›nda yola ç›karlar. ‹lk u¤rak yeri Adana karpuz tarlalar›d›r. Oradan çapaya Konya’ya giderler ve flimdi Samsun’un f›nd›k bahçelerindeki yaflam koflullar› di¤erinden farkl› de¤ildir. Çad›rlarda kal›rlar, elektrik onlar için ihtiyaç olmaktan ç›km›fl, en önemli ihtiyaçlar› sudur. O nedenle dere kenar›na kurarlar çad›rlar›. Kaynak suyu veya varsa çeflme önemlidir, içmek için, yemek yapmak için. Ne flekilde ç›kt›¤› belli olmayan kaynak suyundan tas tas ald›klar› suyu kullan›rlar yemek yapmak, içmek için ve bilmezler ki bebeklerinin hastal›klar›n› ço¤u bu sudand›r. Anlatan da olmaz bu sa¤l›ks›z koflullarda ç›kan suyun kaynat›lmas› gerekti¤ini. Kurduklar› ocak bafl›nda akflam bir kap yemek yapman›n acelesiyle dikkat
etmezler kaynak suyuna. Sadece yaflam koflullar›n›n zorlu¤u ile de¤il, devletin gelifltirdi¤i flovenist histeri ve ayr›mc› uygulamalarla da bafl etmek zorundalar. Bölge Valilikleri ve J‹TEM her y›l ç›kard›klar› yeni genelgelerle deyim yerindeyse “gelmeyin” diyorlar: Geçen y›l Düzce’de f›nd›k toplayan Kürt iflçilere yap›lan sald›r›da bir iflçi ölmüfl, bir iflçi yaralanm›flt› hat›rlan›rsa. Savafl›n boyutland›¤› bugünlerde art›r›lan flovenist histeri can güvenliklerini tehdit ediyor... Yanlar›na gitti¤imiz Urfal› ailenin
bir ay sürecek konaklama alanlar›ndan biridir Sal›pazar›’n›n f›nd›k bahçelerine yak›n mahallesi. Bahsetti¤imiz koflullardan farkl› de¤ildir yaflamlar›. Bir yafl›ndan küçük bebekler sürekli ishal ve kusuyorlar. Yol kenar›nda tam çukur toprakta ç›kan kaynak suyunu kullanmalar›ndan nemli
s›caklar›n da etkisiyle en çok bebekler etkileniyor. Di¤er çocuklar da farkl› de¤ildir. Yafll› kad›nlar ve bebe¤i olan kad›nlar tarlaya gitmeyip çad›rlarda, çocuklarla ilgilenip, temizlik yap›p akflam yeme¤i haz›rl›yorlar. Uzun sohbet etme imkan› buluyoruz iflçilerle... ‹lk baflta s›k›nt›lar› çok fazla. Türkçe konuflam›yorlar, anadilleri Kürtçe’nin K›rmanci lehçesi, onu da biz bilmiyoruz. Genç Kürt kad›nlar tercüman›m›z oldu. Sohbetimizin konusu genelde çocuklar›, her birinin 5-6 tane çocu¤u var. Kimisi ikinci eflin bebe¤ine bak›yor, annesi tarlada çal›fl›rken. Çad›rda kalman›n zorlu¤u, su, sabun gibi temizlik ihtiyac› var hepsinin. ‹htiyaçlar›n› soruyoruz kad›nlara, anneler önce bebeklerini düflünüyor bebek bezi istiyorlar, ishal olan bebekler için ilaç istiyorlar. Biraz daha büyük çocuklar için de sa¤l›ks›z bu ortam, onlar›n al›flmak zorunda kald›¤› yaflam koflullar›nda belki ba¤›fl›kl›k kazanm›fllar! 4-5 yafllar›ndaki çocuklar, gözler ›fl›l ›fl›l koflup oynuyorlar çad›rlar›n aras›nda. Çad›rlarda kad›nlarla sohbetimiz sürüyor. Akflam f›nd›k bahçelerinde çal›flan kad›n ve erkekler geliyor. Günün yorgunlu¤u var yüzlerinde. Bahçeden gelenlerle sohbete bafll›yoruz, sorunlar›n› soruyoruz herkesin gözü önünde olup ne devletin ne yerel yetkililerin ne de ifl sahiplerinin çözmek için hiçbirfley yapmad›klar› sorunlar›n›...
☞
55
29
25 Ağustos-7 Eylül 2006
u köylerde köylünün geçimi olmay›nca d›flar› gidiyorlar. Bizim orada pamuk yetifliyor, m›s›r yetifliyor, karpuz yetifliyor, ekersen her fley yetifliyor. fiimdi tarlalar›n hepsi bofl. Bazen yar›s› bofl kal›yor bazen yerlerde ot var, bak›m olmuyor. Buradaki fakir insanlar da¤a kaç›yor, ‹stanbul’a kaç›yor hiç geçim olmuyor ki.
B
Urfa’da toprak sahibi olsalar, zor yaflam koflullar›nda buralara gelmeyip kendi topraklar›nda üretim yapmak istediklerinden bahsediyorlar. Geçen y›l da bir aileyle tan›fl›p gazetemizde yapm›flt›k haberlerini. Bu sefer tekrar görüflüp bir y›lda de¤iflen süreci sorduk. Koflullar ayn›yd› sohbetlerde, her y›l de¤iflmeyen Adana, Konya, Samsun, Hatay illerindeki çapa ve hasat art›k yaflamlar› olmufl. Koflullar dayatm›fl bu süreci. Topra¤›m›z olsa, bire bin verir ürünümüz diyorlar. “Kendi topra¤›nda çal›flmak baflka” diyorlar. Sohbetimizi kendi söylemleriyle devam ettirelim. - Geçen y›ldan bu zamana kadar geçen zamanda yaflant›n›zda ne gibi de¤ifliklikler oldu, bize bahseder misiniz? - Mehmet Yurtseven: Evet geçen y›l görüflmüfltük. Samsun’dan gittik pamuk toplamaya, oradan k›fl›n Urfa’ya döndük. Bu y›l fiubat ay›nda yine yola ç›kt›k. ‹lk Adana’ya gittik karpuz ekmek için. Oradan Konya’ya geçtik çapa yapmaya. Adana ve Konya’da üçer ay kald›k. Buraya geldi¤imizden beri 20 gün geçti. Sal›pazar› ilçesinin buradaki mahallesine çad›rlar›m›z› kurup yerlefltirdik. Buradan Hatay’a gideriz pamuk toplamaya. ‹flte bir rezillik çekeriz. - Bir y›lda ekonomik flartlar›n›z nas›l oldu? - De¤iflen hiçbir fley yok. Biz, bize kazanm›yoruz. Kazand›¤›m›z›n hepsi yol paras›na, di¤er masraflara gidiyor. Biz iyi bir yaflam istiyoruz. Ya bir maafl ya iflçi olarak güvencemizin olmas›n› istiyoruz. - Kaç kifli geldiniz?
-Bizim aile 17 kifli gelmifl, içimizde çocuklar da var. - Günlük yevmiyeyi kaç liraya anlaflt›n›z? - Geçen y›l 15 YTL idi flimdi 20 YTL oldu. Bu yevmiye yetmiyor. Yiyece¤imiz bize aittir. Yol paras›n› veriyoruz. Elimizde bir fley kalm›yor. Her masraf›m›z› karfl›l›yoruz. Ald›¤›m›z yevmiyelerle borcumuzu kapatam›yoruz. - Urfa’da GAP var. Devlet destek verece¤ini söylüyor. Siz ne düflünüyorsunuz? - O toprak sahibine yar›yor. Bize hiçbir faydas› yok. Bizim oralarda zengin zenginlefliyor. Toprak sahibidir zengin olan. Bizim ne topra¤›m›z ne baflka bir gelirimiz var. Biz buraya gelirken borç yapar›z gelecek seneye kadar. Biz bir çözüm ar›yoruz. Devlet bize getirecekse bir çözüm getirsin. Y›l›n 11 ay› geziyoruz. Ocak ay›nda biz Urfa’ya oturmaya gidiyoruz. O da borcu ç›kart›r›z yetmezse gider borç al›r›z. Kimi faizle para al›r. Yani iflimiz iyi de¤il. - Çocuklar›n›z hastaland›¤›nda ya da bir hastan›z oldu¤unda ne yap›yorsunuz? - Sa¤l›k Oca¤›’na gidiyoruz. Bizim baflka gücümüz yok. Sa¤l›k Oca¤› ne karar verirse biz de imkan›m›z oldu¤unda al›yoruz. Masraf› biz ödüyoruz. Bizim ço¤umuzun yeflil kart› yok. Urfa’da yeflil kart ç›karmak zor. Urfa’da sorun çok. Urfa’ya gittik mi tam bir iki ay yeflil kart ç›karmak için u¤rafl›yoruz. Bizim yeflil kart›m›z yok. - Urfa’da yaflam koflullar› nas›ld›r, bahseder misiniz?
- Sinan Alakufl: Urfa’da a¤an›n befl köyü vard›r. Bir de devlet bir çuval para avanta veriyor. Bizim bir dönüm tarlam›z yok. Adam kuyu açt›rm›fl elektrikle çekiyor suyu, elektrik paras› vermiyor. Üç dört köyü ya tapulu ya da tapulu de¤ildir. Bir de a¤a iyi sürmüyor. Devlet satt›rs›n köylüye parayla als›nlar, hem devlet kazan›r hem köylünün topra¤› olur. Topra¤› olmayan köylüler sa¤a sola göç ediyor. Aç kal›rsa millet mecbur böyle çal›flacak. Benim bir dönüm topra¤›m yok. fiimdi devlet tarlas› olana yard›m ediyor. Arazi paras› veriyor, mazot paras› veriyor. Urfa’da Atatürk Baraj› var ama toprak kaç kifliye ait, ço¤umuzun topra¤› yok. Topraklar köylüye verilseydi verim de çok olurdu. Bugün 50 dekar topra¤›m olsayd› ben iyi bakard›m, ekerdim. Bu köylerde köylünün geçimi olmay›nca d›flar› gidiyorlar. Bizim orada pamuk yetifliyor, m›s›r yetifliyor, karpuz yetifliyor, ekersen her fley yetifliyor. fiimdi tarlalar›n hepsi bofl. Bazen yar›s› bofl kal›yor bazen yerlerde ot var, bak›m olmuyor. Buradaki fakir insanlar da¤a kaç›yor, ‹stanbul’a kaç›yor hiç geçim olmuyor ki. ‹nsanlar diyor ki; dünyaya gelmiflim bir fleyim yok, ne yapay›m buralarda. Biz buraya geliyoruz 6-7 ay hiç televizyon seyretmedik. ‹nan›n bizi anlayan kimse yok. - Beklentileriniz nelerdir? - Sinan Alakufl: Toprak sahibi olmak istiyoruz. Urfa’da kal›rsak topra¤›m›z olursa buralara gelmeyiz. Kimse yok bizimle il-
gilensin, devlet bizi görmüyor, ne yapal›m. Biz Konya’dan buraya 40-50 kifli bir kamyona binip geliyoruz. Bir gün bir gece de yolculuk yap›yoruz. Konya’dan buraya gelirken kamyon sahibine 1 milyar 300 verdik. Urfa’dan Konya’ya yine 1 milyar 300 vermifltik. Kazanc›m›z›n yar›s›n› yola veriyoruz, yar›s›n› da biz yiyoruz... (Samsun)
30
25 Ağustos-7 Eylül 2006
‹flçi-köylü’den Emperyalistlerin ve Siyonistlerin Askeri Olamayaca¤›z! Büyük Ortado¤u Projesi Türk hakim s›n›flar›n politik sözcüleri taraf›ndan “Ortado¤u’da bar›fl ve huzurun hâkim k›l›nmas›n› amaçlayan bir proje” olarak alg›lanmakta ve ifade edilmektedir. “Ortado¤u’yu (Asl›nda Fas’tan Pakistan’a kadar uçsuz bucaks›z co¤rafyay› kaps›yor) dönüfltürmek için haz›rlanan BOP, demokrasi, insan haklar›, hukukun üstünlü¤ü ve iyi yönetiflim ilkelerinin güçlendirilmesini, serbest piyasa ekonomisinin iflletilmesi unsurlar›n› içeriyor ve kesinlikle siyasal ya da askeri müdahale öngörmüyor” olarak ifade eden politik parti sözcüleri emperyalist efendilerine hizmette kusur etmeyeceklerini aç›klamaktad›r. Ve onlar›n hegemonik ç›karlar›n›n yegane savunucusu olarak rol üstlenmeye haz›r olduklar›n› göstermektedirler. Ancak Türk hakim s›n›flar›n›n politik parti sözcüleri unutmaktad›rlar ki ABD yönetimi Irak, Afganistan iflgalinden sonra bölgede yaflanan geliflmelere ve de¤iflen dengelere (uyuflturucu baronlar› ve savafl a¤alar›n›n lehine) bak›ld›¤›nda BOP iflas etmifl, hükmü ve inand›r›c›l›¤› kalmam›fl, emperyalist hegemonik ç›kar gerçekli¤inin bir bölgesel projesi oldu¤u gerçekli¤i iyice ortaya ç›km›flt›r. ABD D›fliflleri Bakan›n›n son Ortado¤u gezisinden dönüflüyle birlikte de, ABD’de BOP’tan vazgeçilmesi, daha “Pragmatik” politikalar gelifltirilmesini isteyen muhalif kesimler düflüncelerini daha gür sesle ifade etmeye, as›l önemlisi bu muhalif sesler da-
ha çok destek bulmaya bafllad›. ABD yönetimi taraf›ndan BOP kapsam›nda nereye el at›ld›ysa, “hesaplanmayan, öngörülmeyen” halk engeliyle, direnifliyle karfl›lafl›ld›. Irak’ta “hesap edilmeyen bir halk direnifli” BOP’un uygulanmas›n› önemli oranda zora soktu. “Hesaplanmayan, öngörülmeyen” direnifl, ABD ekonomisine ve politik geliflimine büyük darbe vurdu ve vurmaya devam etmektedir. Özgürlük ve demokrasi ad›na söylenenlerle yap›lanlar aras›nda uçurumlar kadar fark oldu¤u, ülkenin tam bir kaos ve kargafla ortam›na sokuldu¤u daha ç›plak bir flekilde görülmektedir. Ülke önü al›namaz bir istikrars›zl›¤›n ve parçalanman›n içine sokuldu. Filistin’de yap›lan seçimlerden ABD’nin ve ‹srail’in “beklemedi¤i” ‹slam devleti kurmay› hedefleyen Hamas’›n galip ç›kmas›yla birlikte bölge üzerinde hesaplanan ve planlanan programlar›n uygulanmas›n› zora sokan farkl› bir geliflme ortaya ç›kt›. M›s›r’da Baflkan Mübarek, ABD’nin bask›lar›yla genel seçimlerde ço¤ulculu¤a raz› oldu, Müslüman Kardefller herkesi flok eden baflar›ya ulaflt›. ABD’nin BOP’a uygun bir flekilde gerçeklefltirdi¤i Irak, Afganistan iflgaline karfl› gösterilen tepkilerle, kitleler daha fazla radikalleflmektedir. Anti-Amerikanc›l›k dünden daha fazla geliflmektedir. ‹ran’da ABD ve ‹srail karfl›t› Mahmud Ahmedinecad’›n seçilmesi BOP’un yaflam bulmas›n› zora ve ç›kmaza so-
Alco iflçisine jandarma müdahalesi Kocaeli’de faaliyet yürüten Alco Tencere Fabrikas› iflçileri bir arkadafllar›n›n iflten at›lmas› üzerine direnifle geçtiler. ‹flten at›lan iflçinin geri dönmesi, sendika üzerindeki bask›lar›n sona ermesi ve Birleflik Metal‹fl Sendikas›’n›n muhatap al›narak toplu sözleflme yap›lmas› taleplerinde bulunan iflçiler, 8 A¤ustos’ta kendilerini fabrikaya kapat›p kap›y› kaynaklad›lar. Fabrika içindeki eylemleri s›ras›nda fabrikan›n özel güvenlik birimleri iflçilerin su ve g›da almas›na ve bu malzemelerin sendikac›lar taraf›ndan iletilmesine engel oldu. Direnen iflçilerin yemekhaneye al›nmamas› üzerine ayn› yemekhaneyi kullanan Trakya Sanayi ve Sega Bak›r iflçileri de protesto ederek
yemekhaneden ayr›ld›. ‹flgal eylemine 9 A¤ustos günü jandarman›n tehditleri ve sendikan›n araya girmesi ile iflçiler taraf›ndan son verildi. ‹flçiler karakolda ifadeleri al›nd›ktan sonra eyleme fabrikan›n bahçesinde devam etme karar› ald›lar. 10 A¤ustos’ta iflten at›ld›klar›n› ö¤renen iflçiler fabrikaya girmek isteyen yeni iflçileri de engellemeye çal›flt›lar. Bunun üzerine 12 A¤ustos akflam› jandarma iflçilere sald›rarak patronun fabrikay› açmas›na hizmet ettiler. “Direne direne kazanaca¤›z!”, “‹nad›na sendika, inad›na D‹SK!” sloganlar›n› atan iflçiler eylemlerinden dolay› piflman olmad›klar›n›, mücadeleye devam edeceklerini aç›klad›lar. (Kartal)
55
kan geliflmeler olarak görülmelidir. BOP bir dönem rüzgar ekti flimdi f›rt›na biçecektir. ‹flgalin 3. y›l›nda Irak’ta güvenli¤in sa¤lanamamas›, en temel hizmetlerin (sa¤l›k, e¤itim, konut, alt-yap›, ulafl›m) verilememesi ve yönetimin Irak halk›na b›rak›lmas›nda gecikilmesi, iflkence ve ölümün ürkütücü boyutta yaflam›n ola¤an parças› durumuna gelmesi, ABD’nin bütün dünya taraf›ndan iflgalci bir güç oldu¤unu do¤rulayan ve kan›tlayan daha güçlü geliflmeler olarak görüldü ve anlafl›ld›. Ancak ç›plakl›¤› her geçen gün daha aç›k bir flekilde gün yüzüne ç›kan iflgal ve hegemonya gerçekli¤inin ABD yönetimi taraf›ndan görülüp kabul edilmemesi, emperyalist güçleri yeni baflar›s›zl›klar›n ve daha büyük kay›plar›n efli¤ine götürecektir. Afganistan’da baflar›s›z oldu¤u gibi Irak’taki savafl› kaybederek ikinci baflar›s›zl›¤› yaflamaktan kaçamayacakt›r. ‹srail’in bu projenin bir parças› olarak Lübnan sald›r›s›, ‹srail ve as›l olarak da Amerika’n›n kazan›m elde etmedi¤i bir vurufl niteli¤inde oldu. Emperyalistler ve onlar›n bölgedeki maflalar› bu sald›r›y› çok uzun süre ayakta tutabilecek güce sahip de¤il. Çünkü Irak’ta yaflanan ç›kmaz›n baflka ülke ve bölgelerde yaflanmas› durumunu flu an için kald›rabilecek durumda de¤iller. BM’nin karar›yla al›nan “ateflkes” anlaflmas› ile birlikte, sald›r› ve iflgale dair bir dizi tart›flma gündeme geldi. Kuflkusuz bunlar›n içinde bizler aç›s›ndan önemli olan noktalardan biri “Bar›fl Gücü” aldatmacas› alt›nda bölgeye asker gönderilmesi tart›flmalar›d›r. Halk›n daha önce Irak sürecinden duydu¤u tepki bilindi¤i için kamuoyuna net olmayan aç›klamalar yapan devlet, 21 A¤ustos’ta yap›lan MGK toplant›s›n› asker gönderme ve “terör” konulu iki gündemli olarak gerçeklefl-
tirildi. Kamuoyunun tepkisi nedeniyle meselenin oldukça yumuflat›larak sunulmas›na dikkat eden devlet “bar›fl gücü” vurgusu üzerinde durarak, hem halk›n tepkisini en alt seviyeye çekme, hem de bu maskeyle emperyalist ülkelerle iliflkilerini gelifltirme plan› içinde. ‹srail’in ateflkes karar›n› dinlemeyerek bombalamaya devam etti¤i Filistin ve Lübnan’da sald›r› bütün a¤›rl›¤› ile devam ediyor. Hizbullah militanlar›n›n bar›nma yerleri olarak iddia edilen yerleflim yerlerine yap›lan sald›r›larda halk›n katledilmesine devam ediliyor. Bu geliflmenin yan› s›ra BM’nin ça¤r›s› ile bölgeye gönderilmeye çal›fl›lan sözde bar›fl gücüne asker verme konusuna ço¤u ülke yanaflm›yor. Afganistan ve Irak’taki “ac›” tecrübenin ard›ndan böylesi bir isteksizli¤in yaflanmas› sürpriz olmasa gerek. ‹srail de bu durumu en iyi biçimde kullanarak bar›fl gücü gelene kadar bombalamaya devam edeceklerini aç›kl›yor. Ateflkes ve “bar›fl gücü” tart›flmalar›n›n ard›ndan hiçbir ülkenin asker gönderme konusunda ad›m atmamas› ise BM’yi “endiflelendiriyor.” Çünkü ‹srail bu gücün gelmemesi durumunda sald›r›lar›na devam edece¤ini ilan etti. Devletin asker gönderme konusundaki istekli tavr›n›n ard›ndan bu konuda yo¤unlaflan bask›lar, D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül’ün Ortado¤u ziyareti ile yürütülecek pazarl›klar›n ard›ndan flekillenecek. Bu süreçte yürütülecek çal›flmam›z›n ana ekseninde yer almas› gereken Ortado¤u’daki sald›r› ve katliamlar›n yan› s›ra asker gönderme gibi gündemlerin de yo¤un teflhirini yapmak gerekir. Halk›n duyarl› oldu¤u bu tarz geliflmelerde “bar›fl gücünün” niteli¤ini teflhir etme, bu konuda sesli ajitasyonlar yapmak gibi bir dizi yol ve yöntemle, devletin bu süreçteki tutumunun teflhirine yo¤unlaflmak durumunday›z.
Üç ayd›r maafl alamayan iflçiler eylemde Malatya’da maafllar›n› üç ayd›r alamad›klar› gerekçesiyle eyleme bafllayan Malatya ‹plik A.fi Fabrikas›’nda çal›flan iflçiler, fabrika yönetimiyle yapt›klar› görüflmeden olumsuz sonuç al›nca ifl b›rakt›lar. Maafllar›n›n iki y›ld›r düzensiz ödendi¤ini ve son üç ayd›r ücret alamad›klar›n› söyleyen iflçiler, fabrika yönetimi hakk›nda Çal›flma Bakanl›¤›’na flikâyette bulundular. PTT binas› önünde toplanan iflçiler ad›na bir konuflma yapan avukat Ali Kemal O¤uz, iflçilerin sendikal› olabileceklerini, buna yasal bir engel olmad›¤›n› belirtti. O¤uz, yaklafl›k 100 iflçinin fabrika sahibi hakk›nda notere giderek ihtar
çekti¤ini, iflçilerin yasal hakk› olan ödenmeyen maafllar›n› ve tazminatlar› fabrika sahibi taraf›ndan alt› gün içinde ödenmezse Malatya ‹fl Mahkemesi’nin duruma el koyaca¤›n› söyledi. Avukat eflli¤inde bir grup iflçi, valili¤e giderek, sorunlar›n› iletti. Fabrika çal›flanlar›, A¤ustos ay› dâhil, 3 ayd›r maafl alamad›klar›n›, daha önceki aylarda da 3 ayda bir maafllar›n›n verildi¤ini bildirerek, ma¤duriyetlerini dile getirdi. Sabah fabrikaya gittiklerinde, fabrikaya al›nmad›klar›n› söyleyen iflçiler, ma¤duriyetlerinin giderilmesi için maafllar›n›n biran önce ödenmesini istedi. (Malatya)
31
55 HATAY Hatay Demokrasi Platformu olarak di¤er siyasi kurum ve kurulufllarla birlikte Hatay Demokrasi Platformu (TÖP, KESK, Partizan, DTP, Halkevleri, ESP, ‹HD) ‹srail Siyonizmini k›namak amac›yla 25 Temmuz Sal› günü saat 20:00 meflaleli yürüyüfl karar› ald›k. Önce Ulus Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yaklafl›k 250–300 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›ndan sonra, meydandan Do¤ufl Okullar›’n›n önüne kadar yürüyüfl yap›ld›. Yürüyüfl boyunca ‹srail, ABD ve di¤er Emperyalist ülkeleri k›nayan sloganlar at›ld› ve z›lg›tlar çekildi. Bu arada halk, balkonlardan ve cadde boyunca gerek alk›fllarla gerekse de zafer iflaretleriyle bize destek verdi. Do¤ufl Okullar› önünde bir bas›n aç›klamas› daha yap›ld›. Aç›klama s›k s›k at›lan “Her yer Filistin, hepimiz Filistinliyiz” sloganlar›, ›sl›k ve alk›fllarla sona erdi. (Hatay Partizan)
MERS‹N ‹srail iflgaline karfl› onurluca direnen Filistin ve Lübnan halk›na destek amac›yla bir eylem de Mersin’de yap›ld›. 18 A¤ustos Cuma günü saat 17:00’de Tafl Bina önünde biraraya gelen devrimci ve ilerici kurumlar ‹srail siyonizminin katliamlar›n› lanetledi. Eylem öncesinde Mersin’in en ifllek caddelerinde binlerce bildiri da¤›t›larak ‹srail siyonizmini teflhir eden ajitasyon konuflmalar› yap›ld›.
"Kahrolsun ‹srail siyonizmi, direnen halklar kazanacak" yaz›l› pankart açarak "Filistin ve Lübnan halk› yaln›z de¤ildir" sloganlar›n› hayk›ran kitle türkülerini de direnenler için söyledi. K›sa bir tiyatro gösteriminin de yap›ld›¤› eylem okunan bas›n aç›klanmas› ile sona erdi. Eylem Partizan, HÖC, ESP, DHP, TÖP, BDSP ve DDSB taraf›ndan örgütlendi.
Demirtafl’ta meflaleli eylem ‹srail siyonizminin Filistin ve Lübnan da yaratt›¤› y›k›ma ve iflgale karfl› dire-
25 Ağustos-7 Eylül 2006
lerin de yap›ld›¤› eylem boyunca Demirtafl’›n önemli bir bölümünde ajitasyon yap›ld›. 20 A¤ustos Pazar günü saat 20:00’de Foto ulafl›n önünde toplanan Partizan, HÖC, ESP, BDSP, DHP, DDSB ve TÖP meflalelerle yürüyüfle bafllad›. “Kahrolsun ‹srail Siyonizmi, direnen halklar kazanacak” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylem “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Filistin ve Lübnan halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar›n›n hayk›r›lmas› ile bafllad›. Mahalle halk›n›n balkonlardan alk›fllarla destek verdi¤i eylem mahallenin merkezi bir yerinde kitle ajitasyonunun yap›lmas› ile sona erdi. (Mersin)
ANKARA
nen onurlu halklara bir destekte Demirtafl’tan geldi Mahallede yap›lacak meflaleli eylemin duyurusunu yapmak ve ‹srail siyonizminin katliamlar›n› teflhir etmek amac›yla sesli ajitasyonlar eflli¤inde binlerce bildiri da¤›t›ld›. Özellikle semt pazar›nda halk›n yo¤un ilgi gösterdi¤i çal›flma boyunca emekçiler balkonlara ç›karak alk›fllar›yla Filistin ve Lübnan halk›na deste¤ini sundu. Sohbet-
Emperyalizme ve fiovenizme Karfl› Ankara Platformu’nun eylem ve çal›flmalar› devam ediyor. Bildiri da¤›t›m›, afifl ve stand çal›flmalar› yap›l›rken, her hafta Cuma günleri akflam saat 20:00’de Sakarya Caddesi’nden Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t›’na meflaleli yürüyüfller yap›lmakta. Meflaleli yürüyüflün ikincisi 18 A¤ustos Cuma günü yap›ld›. 19 A¤ustos günü ise Filistin, Lübnan Konsolosluklar› Platform temsilcileri taraf›ndan ziyaret edilerek emperyalist ABD ile ‹srail’in iflgal ve sald›r›lar› karfl›s›nda direnen Filistin ve Lübnan halklar›n›n direniflinin desteklendi¤i vurgusu yap›ld›. Filistin ve Lübnan Konsoloslu¤u ziyaretinde Platformun çal›flmalar› konusunda bilgi verildi. Ziyaretin ard›ndan Konsolosluk önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›.
Dünyada da sald›rganl›k protesto edildi! LONDRA Londra’da Türkiyelilerin yo¤un olarak yaflad›¤› Dalston’da “Yerel Savafl› Durdurun Koalisyonu’nun” ça¤r›s›yla toplanan kitle Ortado¤u’daki ‹srail sald›rganl›¤›n› protesto etti. ILPS ve AT‹K flamalar›n›n da tafl›nd›¤› yürüyüfl boyunca ‹srail sald›rganl›¤›n› ve bunu destekleyen ABD ve ‹ngiliz emperyalizmini teflhir eden sloganlar at›ld›. Yürüyüfl yap›lan konuflmalar›n ard›ndan bitirildi. (Londra ‹K okurlar›)
BERL‹N Berlin Partizan okurlar› olarak bizim de kat›ld›¤›m›z yürüyüflte ‹srail Siyonistleri lanetlendi. Yürüyüfl iki
hafta önceden oldu¤u gibi yine Rotes Rathaus’dan bafllad› ve Potsdamma Platz’da sona erdi. Yürüyüfle ça¤r› 50 Alman ve Arap örgütü taraf›ndan yap›lm›flt›. Ve ça¤r›y› destekleyenler aras›nda PDS dahil olmak üzere çok say›da Alman örgütü vard›. Elbette bunlar›n ezici bir bölümü Alman tekelci burjuvazisinin solunu temsil ediyordu. Küçük burjuva solu temsil eden çok çeflitli sivil kitle örgütleri, inisiyatifleri, bar›fl örgütleri vb. gruplar da vard›. Bu yürüyüflte MLPD de yer alm›flt›. Hizbullah liderinin posterleri yasaklanm›flt›. 12 A¤ustos Cumartesi günü saat 16:00’da bafllayan yürüyüfl ve miting üç saate yak›n sürdü ve mitingde ‹srail ve ABD haydutlar›n› lanetleyen slo-
ganlar s›kça at›ld›. Bizler de Partizan okurlar› olarak kendi kortejimizde ABD emperyalizmini lanetleyen ve ‹srail siyonizmini teflhir eden Almanca sloganlar att›k. ‹srail’in Lübnan ve Filistin’e sald›r›s›n›n bafllad›¤› bir aydan bu yana ilk kez Berlin Almanlar›n a¤›rl›kta oldu¤u bir yürüyüfle tan›k oldu ve on bine yak›n insan bu yürüyüflte yer ald›. Kat›lanlar rengarenk ve çok seslili¤i temsil ediyordu. Oysa bir önceki yürüyüfl tümüyle Arap a¤›rl›kl›yd›. Bu yürüyüfl bir öncekine oranla hem geçen yürüyüflün iki kat› idi ve hem de her kesimden insan›n kat›ld›¤› bir yürüyüfltü. Bu bak›mdan yürüyüflün enternasyonal dayan›flma yan› özellikle öne ç›km›flt›. (Berlin Partizan okurlar›)
Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i’ne De¤erli arkadafllar, “Filistin’de bir kardeflim var” kampanyan›z› ‹flçi-köylü gazetesinden ö¤rendik. ‹srail’in yeni bir görev üstlenerek Haziran’dan bu yana Filistin’e, Lübnan’a ölümler ya¤d›rd›¤› ve iflbirlikçi medyan›n katliam=‹srail sevicili¤ini aleniyata tafl›d›¤› flu süreçte bafllatm›fl oldu¤unuz kampanyan›n anlam ve de¤eri daha da büyümüfltür. Ortado¤u haritas› emperyalist kapitalizmin iç çeliflkileri nedeniyle savaflla biten sömürge siyaseti sonucu çizilmiflti. fiimdi ayn› neden emperyalizmi yeniden harita çizmeye götürüyor. Birincisinde yeryüzü Büyük Ekim Devrimiyle, ‹kincisinde Büyük Çin Devrimi ve on civar›nda Halk Demokrasileriyle tan›flt›. Emperyalist kapitalizmin çürümesi boyutland›kça yeni harita çizimine kurtulufl olarak sar›l›yor. Haritalar› çizebilirler ama rengini halklar belirler. Yeni haritan›n bask›n rengi k›z›l olacak. Emperyalizmle ezilen halklar ve ezilen uluslar aras›ndaki çeliflki yeni devrimlerle haritalara nakfledilecektir. Halklar›n dayan›flma ve mücadelesinin ifade araçlar›ndan biri olan Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i, inan›yoruz ki bu süreci baflar›yla yaflayacakt›r. Hapishanelerdeki tutsak Partizanlar olarak kampanyan›za, Ulvi Yalç›n ve ‹smail Y›lmaz ad›na 50’fler YTL’yi derne¤in hesab›na yat›rarak kat›l›yor, çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyoruz. Hapishanelerdeki Tutsak Partizanlar ad›na Bayram Kama
FHDD’nin yard›m kampanyas›na Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden ayr›ca Resul Kocatürk, Cemil Erdem, Erdener Demirel, Erkan Altun isimli siyasi tutsaklar da maddi yard›m yaparak destek verdiler.
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Binler Filistin ve Lübnan için hayk›rd›
EMPERYAL‹ZME GEÇ‹T YOK! l istanbu
‹STANBUL 28 Temmuz’dan beri her gün bombalanan Lübnan ve Filistin’de emperyalistlerin iste¤i ile “ateflkes” yap›lsa da katliamlar devam ediyor. Ortado¤u halklar›na BOP planlar› ile kan kusturanlar girdikleri bataktan kendini kurtaramad›¤› gibi “‹flte yeni Ortado¤u” diyerek aç›klamalar yapt›. Sald›rganl›¤a karfl› birçok ülkede protesto eylemleri olurken 20 A¤ustos Pazar günü ‹stanbul’da Lübnan ve Filistin halk›na direnifllerinde destek olmak amac›yla miting yap›ld›. Saat 14:00 sular›nda iki kol halinde toplanmaya bafllayan kitle k›sa süre içerisinde flamalar›, döviz ve pankartlar›yla beraber kortejleri oluflturdu. Mitingin kollar›ndan biri olan Tepe Natilius önünde toplanan Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri, erken saatlerde geldikleri alanda çevredeki halktan uzun süre destek al›rken, di¤er yandan da Haydarpafla Numune Hastanesi önünde toplanan sendikalar ve odalar da burada uzun süre sesli ajitasyonlarla emperyalist sald›rganl›¤›n ulaflt›¤› boyutlar› teflhir etti. Tepe Natilius önünden harekete geçen Partizan ve ILPS alana “Ortado¤u’da Yanan Direnifl Atefli Emperyalistleri ve Siyonistleri Yakacak” yaz›l› pankartla yürürken, kortejin en önünde “Lübnan’da Çocuklar Ölmesin” yaz›l› dövizleri boyunlar›na asan çocuklar bir hayli ilgi çekti. Ellerinde temsili olarak tabut tafl›yan kitle, yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Lübnan halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar att›. ILPS pankart›n›n arkas›nda yer alan Partizan kortejinde “Sawra Sawra Hatta Nasr/Zafere Kadar Direnifl” yaz›l› pankart aç›ld›. ILPS ve Partizan kortejinin ard›nda ise Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i “Filistin’e kardefllik elini uzat” pankart› ve Arapça sloganlar›yla yerini ald›. Saat 15:00’da yürüyüfle geçilene kadar ‹stanbul’un çeflitli yerellerinden gelen kitle sloganlarla toplanma yerine geldi. Yürüyüflün ard›ndan alana girildikten k›sa bir süre sonra kortejlerin de yerini almas› ile beraber program bafllad›. ‹lk olarak ortak bas›n metni okundu. Ortak metinin okunmas›n›n ard›ndan kitleden
‹zmir
gelen uyar› ve elefltiriler üzerine emperyalizme karfl› mücadelede yaflam›n› yitirmifl olanlar için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Hemen ard›ndan TMMOB ad›na yap›lan aç›klamada Ortado¤u’daki iflgalin din, dil, ›rkla hiçbir ilgisi olmad›¤› ve meselenin tamamen s›n›fsal oldu¤u vurgusu yap›ld›. TMMOB’un okunan k›sa aç›klamas›n›n peflinden KESK Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul konuflma yapt›.
Eylemden farkl› görüntüler Eylemde konuflmalar›n yap›ld›¤› s›rada Kald›raç dergisi okurlar›, çevredeki bir bayrak dire¤ine Filistin bayra¤› ast›. Polisin sürekli olarak miting düzenleme komitesine yapt›¤› bask› sonucu bayra¤›n indirilmesi istendi. Ayr›ca Tohum Kültür Merkezi çevredeki halk›n ve çocuklar›n kat›l›m›yla bir orta oyunu sahneye koydu. Orta oyununda uzun süren sessizlik ise oyunun hemen ard›ndan ‹srail bayra¤›n›n yak›lmas›yla beraber sloganlarla bozuldu. Bir di¤er dikkat çeken olaysa bas›n›n da ilgi gösterdi¤i çocuklar oldu. Kürsünün önünde aç›lan pankartlarla beraber duran çocuklar›n koydu¤u tav›r, yap›lan tüm konuflmalar› anlat›yordu.
So¤anl›’da meflaleler Ortado¤u için yand›! 13 A¤ustos günü Tohum Kültür Merkezi, Demokratik Haklar Platformu, Köz ve ESP, Oya Baflar Park›’nda bir araya gelerek “Lübnan ve Filistin halk› yaln›z de¤ildir” pankart› açt› ve sloganlar, meflaleler eflli¤inde yürüyüfle geçti. Yürüyüfl s›ras›nda mahalle halk› yürüyenleri alk›fllarla karfl›lad› ve zaman zaman yürüyüfle kat›l›p sloganlara efllik etti. Kitle ara sokaklardan sonra Mimar Sinan Caddesi’ne ç›karak buradan So¤anl› Meydan›’na yürüdü ve burada bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›n› kitle ad›na Erkan Kuzucan okudu. Kuzucan; ‹srail’in güya Hizbullah’› yok etmek için Lübnan’a düzenledi¤i sald›r›larda ölen say›s›n›n 1115’e ulaflt›¤› ve ölenlerin ço¤ununda çocuk ve sivil halk olmas› gerçekte ‹srail’in kimi hedefledi¤ini gösterdi¤ini belirtti. Kuzucan ayr›ca “ülkemiz egemenleri de bir yandan timsah gözyafl› dökerken di¤er yandan emperyalist güçlerin bölgedeki
Mersin
l istanbu
yay›lmac› politikalar›n› sa¤lamlaflt›rmak için TMY gibi sald›r› yasalar›n› hayata geçirmifllerdir. Bu flekilde bölgedeki sald›r›lar›n ülke içindeki aya¤›n› örmüfllerdir” dedi.
Gülsuyu halk› ‹srail Siyonizm’ini lanetledi! 18 A¤ustos Cuma günü saat 20:00’da, ‹stanbul Maltepe ilçesi Gülsuyu mahallesi meydan›nda toplanan, Partizan, BDSP, HKM, ESP, PDD, HÖC, Gülsuyu Sanat ve Hayat, Ortado¤u’daki emperyalist sald›rganl›¤› lanetlemek için bir araya geldi. Meydanda toplanan kitle, “Emperyalizm Siyonizm Yenilecek Direnen Ortado¤u Halklar› Kazanacak” yaz›l› ortak pankart› açt›. Meydanda toplanan kitle, burada ajitasyon konuflmalar›yla halka Ortado¤u’daki emperyalist iflgale sessiz kalmama ça¤r›s› yapt›. Meflalelerin yak›ld›¤› eylemde Fatma Han›m Park›na kadar yüründü. Yürüyüfl boyunca Ortado¤u’daki son durumu teflhir eden konuflmalar yap›larak “ADB, ‹srail askeri olmayaca¤›z çocuklar›n›z› kardefl halklar› katletmeye yollamay›n!” fleklinde ça¤r›lar yap›ld›. Yürüyüflü izleyen halk eyleme yo¤un destek verirken, Fatma Han›m Park›nda gösterimi planlanan Sinevizyon teknik bir ar›za nedeniyle gerçekleflemedi. Ülkemizde ve dünyada özelde de Ortado¤u’da öldürülen devrim flehitleri an›s›na sayg› duruflunda bulunuldu. Burada okunan bas›n aç›klamas›nda, Lübnan halk›n›n direnifli s›ras›nda 300’ün üzerinde çocuk, 1000’in üzerinde de sivil halk›n öldürüldü¤ü belirtilerek 1 milyona yak›n insan›n ise mültecili¤e itildi¤i söylendi. Kitle metnin okunmas›ndan sonra sloganlarla eylemi bitirdi. (Kartal)
‹ZM‹R 5 A¤ustos Cumartesi günü saat 18:30’da Konak ‹skele önünde toplanan ‹ran Savafl Koordinasyonu, Ortado¤u’daki emperyalist sald›rganl›¤a karfl› insan zinciri oluflturdu. Katliam resimleri olan önlükleri tafl›yan kitle el ele tutuflarak “Katil ABD, Siyonist ‹srail Ortado¤u’dan defol”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi” vb. sloganlar›n› att›. Sloganlar›n ard›ndan kitle ad›na aç›klamay› yapan Yurdagül Gümüfl, “Emperyalistler kendi ç›karlar› do¤rultusunda Ortado-
¤u’yu yeniden yap›land›rmak istiyor. Ad›na ‘Büyük Ortado¤u Projesi’ dedikleri bu yap›land›rmay›, Amerika D›fliflleri Bakan› Condoleezza Rice, Ortado¤u’ya yapt›¤› son ziyaretinde ‘yeni bir Ortado¤u’nun zaman› geldi’ sözleriyle ortaya koydu. Bu hedeflerine ulaflabilmek içinde emperyalistler ve Siyonizm direnen dünya halklar›na ‘boyun e¤dirmek’ istiyor. Irak’ta Filistin’de, Lübnan’da yaflanan katliamlara izleyici olmayal›m. ‹ran, Suriye ya da Kuzey Kore’ye yönelik olas› bir sald›r›s›nda sessiz kalmayal›m. Ülkemizde bulunan ABD ve NATO üslerinin kald›r›lmas› ve yenilerinin yap›lamas›n› engellemek için mücadeleyi yükseltelim” dedi. Ard›ndan Kemeralt›’nda devam etmekte olan imza kampanyas› masas›na do¤ru yürüyüfl yap›ld›. Masaya gelindi¤inde “Ortado¤u halklar› yaln›z de¤ildir” slogan› at›ld› ve eylem son buldu. * 12 A¤ustos Cumartesi günü saat 12:30’da Basmane AKP binas› önünde “Emperyalizm ve Siyonizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak” pankart›n› açan Al›nteri, Belediye ‹fl ‹zmir fiubeleri, BDSP, Devrimci Hareket, DHP, Ege 78’liler Derne¤i, ESP, EHP, HKP, HÖC, ILPS, Kald›raç’›n da oldu¤u kitle ‹srail ile yap›lan tüm askeri ve ekonomik anlaflmalar›n iptal edilmesini istedi. Burada yap›lan oturma eylemi s›ras›nda Naz›m Hikmet’in fliirleri okundu. * 29 Temmuz 2006 Cumartesi günü saat 19:00’da Konak Pier önünde bafllayan ve Ortado¤u halklar›n›n direnifline destek vermek için düzenlenen yürüyüfle Al›nteri, Belediye ‹fl 2-4-6 No’lu fiubeler, BDSP, Devrimci Hareket, DHP, EHP, ILPS, ESP, HKP, HÖC, Kald›raç ve Ege 78’liler Derne¤i kat›ld›. Kitle “Filistin ve Lübnan halk› yaln›z de¤ildir”, “Emperyalizm ve Siyonizm yenilecek direnen halklar kazanacak” yaz›l› pankartlar›n›n aç›lmas›yla birlikte çeflitli sloganlar at›ld›. Kitlenin Konak Sümerbank önüne son gelmesiyle birlikte Zuhal Erhan taraf›ndan okunan aç›klamada; “ABD ve ‹srail’in emperyalist-siyonist ittifak› dünya halklar›na modern barbarl›klar›n›n ne kadar medeni oldu¤unu göstermekte” denildi. Emperyalist katilleri simgeleyen ve üzerinde ‹srail ve ABD bayraklar› bulunan maketin yak›lmas›yla eylem son buldu.