Katliam ve direniflin 6. y›l› dolarken; TECR‹DE KARfiI D‹REN‹fi‹ YÜKSELT! ✔ 19 Aral›k Hapishaneler Katliam ve Direniflinin 6. y›l›n› geride b›rakt›¤›m›z flu günlerde F Tipi hücrelerde tecrit ve direnifl tüm s›cakl›¤› ile sürüyor. ‹çeride tutsaklar›n fiili direniflleri ve Av. Behiç Açc›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz’›n Ölüm Orucu kritik s›n›rlarda devam ediyor. ✔ 19 Aral›k 2000’de bafllayan toplumsal muhalefete yönelik topyekün sald›r›, sonras›nda Ceza ‹nfaz Yasas›, “Terörle Mücadele Yasas›” gibi yasalar›n ç›kar›lmas›yla devam etti. Devrimci, demokratik, ilerici kurumlar üzerindeki devlet terörünün yayg›nlaflaca¤› ve tüm toplumu kapsayaca¤› bugün çok daha net olarak görülmektedir. ✔ 19 Aral›k Katliam›nda, “Terörle” Mücadele benzeri yasalar›n da tüm ezilenlere yönelik oldu¤unu bilince ç›kartarak, sadece s›n›rl› güçlerle de¤il halk kitleleriyle direnifl geniflletilmeli ve yayg›nlaflt›r›lmal›d›r.
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2006-26
63
*Y›l:2 *15-28 Aral›k 2006 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350
Üreten biziz, yok sayan onlar! 2007 y›l› bütçesinin Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmesi ve Asgari Ücret Tespit Komisyou’nun yapt›¤› aç›klamalarla gelecek 2007’de de iflçi ve emekçilerin yaflam standard›nda bir de¤iflme olmayaca¤›, tam tersi daha da kötüleflece¤i belli olmufl oldu. ‹flçiyi geçinemez, köylüyü üretemez, ö¤renciyi okuyamaz hale getiren AKP hükümeti, önümüzdeki y›l da IMF ve Dünya Bankas›’n›n yapt›r›mlar›na sad›k kalma sözüne devam edecek. Bütçenin büyük bir k›sm› IMF’den al›nan faizlerin borç ödemelerine gidecek. Daha fazla özellefltirme ve emperyalist tekellere daha fazla kolayl›k bütçeden kimlerin ç›kar sa¤layaca¤›n› da gözler önüne seriyor.
CHP AYMAZLIĞINA SON HIZ DEVAM EDİYOR! Sol parti, halkç› parti ad› alt›nda y›llard›r halk katliamlar›n›n alt›na imza atan CHP, son süreçte faflist yüzünü daha fazla sergilemeye bafllad›. Yaklaflan seçimlerle beraber muhalefet ad› alt›nda emperyalizme ve faflizme daha iyi bir uflak olaca¤›n› sergilemeye çal›flan CHP bunu yaparken hiç de çekinmiyor. Çünkü halk›n oylar›ndan ziyade emperyalizmin deste¤inin sözde ‘demokratik’ olan seçimlerde daha etkili oldu¤unun di¤er partiler gibi o da fark›nda.
Geçti¤imiz y›llarda faflist karakterini gizlemeyi baflaran CHP bu gün buna ihtiyaç duymayarak rolünü aç›kça oynamaktad›r. Geçti¤imiz dönem (halk›m›z›n büyük bir kesiminin sand›k bafl›na gitmedi¤i seçimde) emperyalist efendilerinin çizdi¤i güzergâhta ilerleyen AKP ve CHP %10’luk baraj› aflarak parlamentoya girdiler. Bu 4 y›ll›k süre boyunca da bir iki kaza d›fl›nda efendilerinin isteklerini koflulsuz yerine getirdiler. Sayfa 19
Yok say›lmaya izin verme, hesap sor! ‹fllerini s›rtlar›ndan hallettikleri ücretli köleleri olan bizler olmasak, onlar da olmaz. Dünya bizim eme¤imizle döndü¤ü halde, yok say›lan, hesaba kat›lmayan, dikkate al›nmayan biziz, asgari ücretle açl›¤a mahkum bir yaflama reva görülen biziz. Vergi toplamakta, asker göndermekte, oy vermede hat›rlanan emekçiler, hakk›n› almada, insanca yaflamada yok say›lmaya çal›fl›l›yor. Eme¤inin gasp edilmesine, sesinin bo¤ulmas›na, gelece¤inin elinden al›nmas›na izin verme, alanlara ç›k! Mücadele edenler tutuklan›p, F tiplerine at›l›p susturulmaya çal›fl›l›rken, yak›fl yakas›na bu çark› bozuk düzenin! Susmak onaylamak, susmak bu haks›zl›¤a boyun e¤mek demektir. Hep birlikte hak etti¤imizi almak, insanca yaflamak için alanlara, seferberli¤e, hesap sormaya!!!
2
15-28 Aralık 2006
63
“Terör Bilgi Bankas›” ile yap›lmak istenenler… Demokratik haklar›n bir bir gasp edildi¤i Almanya’da, geliflecek kitle hareketlerinin bast›r›lmas›n›n ad›mlar› sertlefltirilerek ilerletiyor. “Terörle mücadele” kisvesinin ard›na s›¤›n›larak geçti¤imiz günlerde Federal Almanya meclisinde onaylanan “Terör Bilgi Bankas›” bunun en somut örne¤i.
“Terör Bilgi Bankas›” neyi içeriyor, neyi hedefliyor “Terör Bilgi Bankas›” merkezi bir bilgi bankas›n›n kurulmas›ndan ibaret olacak. Buna göre; Federal Kriminal Dairesi’nde toplanacak bilgilerle oluflturulacak olan “Terör Bilgi Bankas›”ndaki verilerden, Almanya’n›n di¤er eyaletleri ve Berlin’de bulunan çeflitli dallardaki 38 güvenlik birimi ortak olarak
yararlanacak. “Terör Bilgi Bankas›” iki “havuzdan” oluflacak. Bu “havuz”lar dar ve genifl olarak ikiye ayr›l›yor. Birinci “havuz”da; ‘flüphelilere’ ait isim, cinsiyet, do¤um tarihi ve yeri, vatandafll›k, din, adres, konuflulan diller ve foto¤raf yer al›rken, ikinci “havuz”da ise; telefon numaralar›, banka hesaplar›, araba ve uçak ehliyeti, silah kullan›m›yla ilgili bilgiler, bomba yap›m›yla ilgili bilgiler, gidilen yerler ve iliflkide olunan örgütlerle ilgili bilgiler yer alacak. Tüm bu bilgilere istenilen durumda acil olarak ulafl›lacak. Almanya’da anti-demokratik uygulamalar ve bask› yasalar› elbette yeni uygulanm›yor. Almanya’n›n bir polis devleti oldu¤u düflünüldü¤ünde benzer uygulamalar yasallaflmadan da polisin bil-
gileri merkezilefltirdi¤i, ‘flüphelileri’ sürekli takip etti¤i bilinmektedir. Almanya, 1980 sonras›nda geliflen devrimci muhalefeti denetim alt›nda tutmak için, kifliye ait tüm özel bilgileri bir merkezde toplad›¤› ve bu uygulamaya karfl› ta o dönem büyük bir karfl› koyufl oldu¤u bilinmektedir. Almanya tekelci burjuvazisi uluslararas› alanda daha iyi ‘rekabet’ edebilmek, sermayesine ek sermayeler katmak için, kazan›lm›fl birçok hakk› gasp etmekte. Sa¤l›ktan emeklili¤e, ö¤renimden çal›flma koflullar›na, konuttan al›nan yard›mlara kadar her alanda hak gasplar›na gidildi. Almanya resmi kurumlar›n›n verilerine göre 10 milyon insan fakirlik s›n›rlar›n alt›nda yafl›yor. ‹flsiz insan say›s› 5 milyonun üzeri-
Sa¤l›kta y›k›m planlar›
ne ç›km›fl bulunuyor. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n direnifli, kapatma karar› al›nan iflyerlerindeki grevler, Almanya’da toplumsal bir hareketlenmenin giderek artt›¤›n› gösteriyor. Bunun daha da geliflece¤i ve büyüyece¤i aç›k bir gerçektir. Almanya tekelci burjuvazisi bu toplumsal hareketin önüne geçmek, Almanya’da faaliyetleri olan yabanc› kurum ve örgütleri gerekti¤inde ezmek için flimdiden sert tedbirler almaktad›r. Bu gerçe¤e karfl›n, Alman devleti sorunu “d›fl terör tehlikesiyle” aç›klayarak toplumun dikkatlerini baflka yöne çekerek yasalar ‘meflru’ k›lmaya çal›flmaktad›r. ILPS Avrupa Koordinasyon Komitesi
Emekçiler
ÇIKTI
bütçeye hayır dedi!
senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
ABONEL‹K fiARTLARI
TMMOB, KESK ve Adana Tabip Odas›, AKP hükümetinin haz›rlad›¤› 2007 bütçesine karfl› 13 Kas›m’dan beri devam eden referandum sonuçlar›n› yapt›¤› bir eylemle aç›klad›. 2 Aral›k Cumartesi günü ‹nönü Park›nda bir araya gelen emekçiler “IMF ye de¤il emekçiye bütçe”, “IMF ufla¤› hükümet istifa” sloganlar›n› atarak AKP il binas›na yürüdü. Kitle AKP önünde bas›n aç›klamas› yapt›. SES Adana fiube Baflkan› Mehmet Antmen yap›lan referanduma 12 bin 135 kiflinin kat›ld›¤›n›, kat›lanlardan 11 bin 908 kiflinin 2007 bütçesini onaylamad›¤›n› söyledi. (Mersin)
işçi-köylü
Bugüne kadar sa¤l›k ocaklar› ve sa¤l›k konusunda ilk s›rada yer alan ‹zmir, sistemin “Sa¤l›kta Dönüflüm” ad› alt›nda yap›lan program›n tehdidi alt›ndad›r. “Sa¤l›kta y›k›m› durdural›m” fliar›yla ‹zmir Sa¤l›k Platformu’nun 26 Kas›m günü yap›lan mitingde biz de Partizan olarak yerimizi ald›k. GSS Yasas› sonucu sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›lmas›na karfl› oldu¤umuzu hayk›rmak için devrimci kitle örgütleri ve sendikalarla birlikte alandayd›k. “Sa¤l›kta ticarileflmeye hay›r” yaz›l› pankart›m›zla Saat:13:00’de Cumhuriyet Meydan›’nda topland›k. Yürüyüfl sonrasi Gündo¤du Meydan›’na gelinmesi ile konuflmalar yap›ld›. Konuflmac›lar konuflmalar›nda sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›lmas›na karfl› yap›lan oylamalar ve sonuçlar›n› iletirken de halk›n ço¤unlu¤unun o gün alanda olmas› sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›lmak istenmesine karfl› olumsuz tepkinin göstergesiydi. (‹zmir)
2007 Bütçesini Onaylam›yorum! KESK ‹zmir fiubeler Platformu 2007 bütçesi ile ilgili düzenlenen referandum sonuçlar›n› aç›klad›. 3 Aral›k günü BES ‹zmir fiubesi’nde düzenlenen aç›klamada 13 Kas›m-1 Aral›k tarihleri aras›nda yap›lan referandumda 68.236 kamu emekçisinden 67.249’unun bütçeye “hay›r” dedi¤i belirtildi. Platform dönem sözcüsü olarak aç›klama yapan Musa Sever, 2007 bütçesinin; yoksul halka yüklenen vergiler, özel sektöre kaynak transferleri ve vergi indirimleri faiz ödemelerinde sermayeye kesintisiz sadakat sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi demek oldu¤unu söyledi. (‹zmir)
6 AYLIK: 10.200.000
Nitelikli bir sa¤l›k hizmeti için kadro 7 Aral›k Perflembe günü D‹SK/DEV Sa¤l›k-‹fl Çukurova Bölge fiubesi saat 12.30’da Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi içerisinde “Nitelikli bir sa¤l›k hizmeti için kadro istiyoruz” fliar› alt›nda bas›n aç›klamas› yapt›. Yeni ç›kar›lan GSS kapsam›nda olan 4/B’li personelin sebep göstermeksizin iflten ç›kar›lmalar›n› ön gören yasan›n geri çekilmesini, vizeli çal›flanlara ücret ve ifl güvencesi sa¤lanarak kadro verilmesini, yasan›n kapsam›n›n sadece vizeliler de¤il vizesiz çal›flt›r›lanlar› ve flirket iflçilerini de kapsayacak flekilde geniflletilmesini talep ederek aç›klamaya son verdiler. (Mersin)
1 YILLIK: 20.400.000
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
3
63
15-28 Aralık 2006
İnfazların, operasyonların arasında söylenen sahte barış türküleri KKK’nin iki ay önce tek tarafl› ateflkes yapmas›na ra¤men TSK’n›n Türkiye Kürdistan›’nda gerillay› imha operasyonlar› aral›ks›z olarak tüm yo¤unlu¤uyla sürüyor. Yo¤unlaflan operasyonlar ve yaflanan sert çat›flmalar karfl›s›nda PKK’den de sert aç›klamalar yap›l›yor. Önce Karay›lan, daha sonra da Bay›k yapt›¤› aç›klamalarda ateflkesin tehlikeli bir sürece girdi¤ini ve ateflkese son verebileceklerini aç›klad›. Roj TV’de bir programa kat›lan Bay›k, ateflkesi isteyen ABD, AB, KDP, YNK ve Türkiye’deki demokratik güçlerin, üzerinden 2 ay geçmesine karfl›n ciddi hiçbir giriflimde bulunmad›klar›n› söyledi. Bay›k, söz konusu çevrelerin sessizli¤inin, ordu ve CHP öncülü¤ünde yürütülen inkar ve imha siyasetini cesaretlendirdi¤i yorumunda bulundu.
Silahlar›n susmas›n› isteyen, bar›fl flark›lar› söyleyen A¤ar’›n yine de “devletin temel ilkeleri ve bölünmez bütünlü¤ü” konular›nda ve “ülkenin demokratik geliflimi” do¤rultusunda yapt›¤› bir aç›l›m yoktur. Buna ra¤men silahlar›n b›rak›lmas›, devlet otoritesinin kabul edilmesi amaçl› ça¤r›lar› dahi Ulusal Hareketin girdi¤i bu ç›kmazda baz› kesimlere umut olarak görünmektedir.
Ateflkese son verilecek mi? Aç›kt›r ki bu tespit nesnel gerçekli¤i yans›tmamaktad›r. Faflist Türk devletinin kuruluflundan bu yana temel kurumu olan ordunun ve yine Kemalist ideolojinin en “sars›lmaz” savunucusu olan CHP’nin ABD ve AB emperyalizmine ve egemen s›n›flar›n farkl› kliklerine karfl› ç›karak tersi bir tav›r tak›nmas› mümkün de¤ildir. Silah›ndan k›yafetine kadar her fleyiyle ABD’ye ba¤›ml› olan orduyla bo¤az›na kadar borçlu olan, ekonomik ve siyasal aç›dan emperyalizme ba¤›ml› olan sistemin yöneticilerinin ba¤›ms›z bir yol izlemeleri mümkün de¤ildir. Bununla birlikte dünyan›n her yan›na daha fazla bask›, sömürü ve kan götüren, dünya halklar›n›n düflman› olan ABD emperyalizmine ülkemizde gerçek bir bar›fl› isteyen bir güç olarak demokratik güçlerle ayn› saflarda yer verilmesi de girilen rotan›n yönünü göstermektedir. ABD emperyalizmine karfl› dünya çap›nda öfke ve mücadele artarken anti-emperyalizmden vazgeçerek ABD’ye umut ba¤lamak hiçbir halk› ve ilerici gücü olumlu etkilemeyecektir. Yine AB emperyalizminden de medet umularak DTP yöneticilerin Avrupa’da çeflitli görüflmelerde bulunmas› ve AB’nin çözüme katk› sunmas›n›n beklenmesi de Kürt halk›na bir yarar getirmeyecektir. Bir bütün olarak emperyalist-kapitalist sistemin ekonomik, siyasal, tarihi ve kültürel süreci ele al›nd›¤›nda emperyalizmin halklar›n düflman› oldu¤u ve tekelci burjuvazinin ç›karlar›n› savunmaktan baflka bir amac›n›n olmad›¤› anlafl›lacakt›r.
Cellattan beklenen bar›fl… Kürt meselesinin uluslararas› bir
dem yazar› Ahmet ‹nan flöyle yaz›yor; “Ateflkesi kabule haz›r tek siyasi lider, Say›n A¤ar’d›r.(…) Kürt entelektüellerinin ço¤u, Say›n A¤ar’›n samimiyetinden emin de¤iller. Bir kez daha ofsayda düflürülmeyeceklerinin garantisini almak istiyorlar Say›n A¤ar’dan. Özgür Gündem’in bir de¤erli yazar›, Osmanl›’n›n yapt›¤› gibi, Say›n A¤ar’›n da, acaba önce düze indirip, sonra da düzde imha etmeyi mi planlad›¤› mealinde çok anlaml› bir soru sormufltu. Dahas› Say›n A¤ar’›n, derin devletin içinde bu ifli art›k k›smen de olsa çözmeyi benimsemifl etkili bir cenah› temsil etti¤ine inan›yorum.” Yine 20 Kas›m tarihinde de Selahattin Erdem flöyle demektedir: “Gerçi ateflkes sürecini sahiplenen ve destek veren epeyce güç vard›r. Koordinatörlük süreci iflletilmeye çal›fl›lmaktad›r. Kürt sorununun çözümüne dair tart›flmalar sürmektedir. Bu konuda özellikle Mehmet A¤ar’›n öne ç›kt›¤› gözlemlenmektedir. Demokratik kurulufllar k›smi bir hareketlilik içerisinde bulunmaktad›r.”
ABD’nin paral› askeri ABD’ye karfl› ç›kabilir mi?
boyut ald›¤›, bu nedenle uluslararas› güçler denilen emperyalistlerin ve Ortado¤u’daki gericilerin sürece dahil edilmesi gerekti¤i anlay›fl› uzun süredir savunulmaktad›r. Kürt meselesinin uluslararas› bir boyut ald›¤› bir gerçektir. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk› ve demokratik talepleri dünyan›n tüm ilerici güçlerinin sahiplenece¤i ve destekleyece¤i hak ve taleplerdir. Bu hak ve talepler u¤runda verilen mücadele meflrulu¤undan kaynakl› tüm ezilen, ilerici güçlerin yan›nda yer almas›n›, gerici ve emperyalist güçlerinse bast›rmak için harekete geçmesini sa¤lamaktad›r. Emperyalizm kendi kurdu¤u düzenin halklar›n mücadelesi ile bozulmas›na sessiz kalmayacakt›r. Tüm gücüyle bu isyan hareketini bast›rmak ve kendi sistemi içinde tasfiye etmek isteyecektir. Bugün Ulusal Hareket nezdinde yaflanan da budur. Ancak ne askeri sald›r›lar ne de siyasi bask›lar son bulmaktad›r. Tüm dünya gericili¤i birleflerek Kürt Ulusal Hareketinden ilk olarak silahlar›n› b›rakmas›n› ve birkaç hak karfl›l›¤›nda kurulu düzen içinde erimesini istemektedir. Sorunun bu flekilde uluslararas›laflmas› karfl›s›nda Kürt Ulusal Hareke-
ti yüzünü tarih boyunca kendisine türlü ac›lar çektiren tarafa de¤il, ayn› saflarda yer alan, kendisiyle samimi bir flekilde dayan›flan dünyan›n ilerici, demokratik, devrimci güçlerine dönmelidir. Bu sorun halk›m›za yönelik yap›lan katliamlar›n, ulusal bask›n›n, yo¤un sömürünün, ülke kaynaklar›n›n ya¤malanmas›n›n sorumlusu olan emperyalizmle ve yerli uflaklar›yla de¤il çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›zla, onun ba¤r›ndan ç›kan devrimci, demokratik güçlerle birlikte çözülecektir.
Denizdeki y›lan: A¤ar Anti-emperyalizm konusunda yaflanan netsizlik ve halka güvensizli¤in bir sonucu olarak çözümün ABD ve AB emperyalizmi gibi güçlerden beklenmesinin ve bu “uluslararas›” güçlerin ça¤r›lar›na de¤er verilip buna uygun ad›mlar at›lmas›n›n bir sonucu olarak, denize düflen y›lana sar›l›r misali çözümün adresi olarak Mehmet A¤ar gösterilmektedir. Kürt Ulusal Hareketi içinde öyle yaklafl›mlar ortaya ç›kmaktad›r ki 20 y›l› aflk›n bir süredir yaflanan savafl›n halk›m›za ö¤retti¤i temel derslerden s›n›fta kal›nmaktad›r. Örne¤in 4 Aral›k’ta Özgür Gün-
Bu güçlerin sahiplendi¤i ateflkesin emperyalizmin haz›rlad›¤› bir plan›n parças› oldu¤u ve Ulusal Hareketin de bu plana uygun olarak ad›mlar ataca¤› anlafl›lmaktad›r. Pazarl›k sürecinden kârl› ç›kmak ve Ulusal Hareket’in daha az›na raz› olmas›n› sa¤lamak aç›s›ndan flu anki operasyonlara devletin büyük önem verdi¤i anlafl›lmaktad›r. ABD emperyalizminin paral› askerli¤ini yapan TC ordusunun operasyonlar›na “bar›fl elçisi” ABD’nin ve onun baflkan› Bush’un ses ç›karmamas› ve desteklemesi de bunu göstermektedir. ‹flte A¤ar da bu plan›n bir parças› olarak “do¤ru zamanda konuflan do¤ru insan” oldu¤unu kan›tlamaya çal›flmaktad›r. Bu do¤rultuda operasyonlar ve sald›r›lar yo¤unlafl›rken aç›klamalar yaparak devlet üzerinden sahte umutlar yarat›p halk›n gerçek sorunlar› do¤rultusunda örgütlenmesini engellemek ve isyan›n tasfiye edilmesinin önünü açmak istemektedir. Silahlar›n susmas›n› isteyen, bar›fl flark›lar› söyleyen A¤ar’›n yine de “devletin temel ilkeleri ve bölünmez bütünlü¤ü” konular›nda ve “ülkenin demokratik geliflimi” do¤rultusunda yapt›¤› bir aç›l›m yoktur. Buna ra¤men silahlar›n b›rak›lmas›, devlet otoritesinin kabul edilmesi amaçl› ça¤r›lar› dahi Ulusal Hareketin girdi¤i bu ç›kmazda baz› kesimlere umut olarak görünmektedir.
4
15-28 Aralık Kasım 2006
S›n›fsal Yaklafl›m 21. YÜZYILDA EMPERYAL‹ZM VE PROLETER DEVR‹M -1Dünyaya iliflkin tek kutuplu mu çok kutuplu mu tart›flmas›, bir durum belirlemesinden öte bir yaklafl›m tarz›na ve dolay›s›yla stratejik tespit ve konumlan›fla iflaret etti¤i için önem arz etmektedir. Konuyla ilgili ç›k›fl noktas› her ne kadar genel bir dünya de¤erlendirmesi gibi gözükmekteyse de, bunun içinde kullan›lacak araçlar ve yöntem bak›m›ndan do¤ru tercihlerde bulunmak gibi bir s›k›nt› bulunmaktad›r. Öncelikle ça¤›m›za iliflkin karakteristiklerin do¤ru bir biçimde tan›mlanmas› gerekmektedir. Bu tan›mlaman›n üzerinden flekillendirilecek bir dünya gerçekli¤i, kutup niteli¤inde çekim ve etki gücü olan bir ya da birden fazla gücün olup olmad›¤›n›n saptanmas› iflini kolaylaflt›racakt›r. Bir di¤er husus ise var olan karakteristik unsurlar›n yaratt›¤› bugünkü tabloda, sitemi oluflturan baflat aktörler aras›ndaki iliflkilerin, diyalektik bir analize tabi tutulabilmesinin gereklili¤idir. Kapitalizmin serbest rekabetçi dönemden tekelci evreye geçmesiyle birlikte dünyan›n uluslararas› nitelik de kazanan büyük sermaye gruplar›n›n egemenli¤i alt›ndaki devletler taraf›ndan paylafl›m›n›n tamamlanmas› olgusu, 20. asr›n henüz bafllar›n› tarif ediyordu: “Emperyalizm, tekellerin ve mali sermayenin egemenli¤inin ortaya ç›kt›¤›; sermaye ihrac›n›n birinci planda önem kazand›¤›: dünyan›n uluslararas› tröstler aras›nda paylafl›lmas›n›n bafllam›fl oldu¤u ve dünyadaki bütün topraklar›n en büyük kapitalist ülkeler aras›nda bölüflülmesinin tamamlanm›fl bulundu¤u bir geliflme aflamas›na ulaflm›fl bir kapitalizmdir.” (Lenin, Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aflamas›, Sol Yay›nlar›, 7. Bask›, sf. 108) Emperyalizmi ortaya ç›karan temelli özellikler bunlard›r. Bunlarla beraber, kapitalizmin bu aflamas›yla beraber öne ç›kan ana karakteristik çizgilerden rantiyecilik olgusuna Lenin flu sözlerle dikkat çekiyordu: “Rantiyelerin elde etti¤i gelir, d›fl gelir, d›fl ticaret gelirinden, hem de dünyan›n en büyük ticaret ülkesi-
nin d›fl ticaret gelirinden befl kat daha fazlad›r! Emperyalizmin ve emperyalist asalakl›¤›n esas› budur iflte. Bunun için, ‘rantiye devlet’ (rentnerstaat) ya da tefeci devlet kavram›, emperyalizmi iflleyen iktisat yaz›n›nda, s›k s›k kullan›lan bir deyim olmufltur. Dünya, bir avuç tefeci devlete ve bir borçlu devletler ço¤unlu¤una bölünmüfl bulunaktad›r.” (Lenin, age, sf. 122) Bir di¤er karakteristik çizgi; kapitalizmin do¤as›nda var olan “daha fazla kâr” olgusundan kaynakl› olarak, mevcut/tamamlanm›fl dünya paylafl›m›yla yetinmeyen bir “yeniden paylafl›m” mücadelesidir. Emperyalist devletler aras›ndaki hegemonya mücadelesinde ifadesini bulan ve gerek tek tek ülkeler, gerek bölgeler gerekse de dünya çap›nda savafl ve çat›flmalara yol açan bu olgu, “uzlaflman›n geçici” oldu¤unu göstermektedir. Militarizm ve savafl sanayi bundan dolay› emperyalizm ile birlikte büyümek durumundad›r: “Dünyay› paylaflmak için savafl›m veren emperyalist devletler aras›ndaki uzlaflmaz karfl›tl›klar›n (abç) yo¤unlaflmas› da bu e¤ilimi kuvvetlendirmektedir.” (Lenin, age, sf. 151) “(K)apitalist sistemin gerçeklerine göre hangi biçime bürünürse bürünsün, ister bir emperyalist grubun bir baflkas›na karfl› birleflmesi, ister bütün emperyalist devletleri kucaklayan genel bir ittifak biçiminde olsun, ‘inter-emperyalist’ ya da ‘ultra-emperyalist’ ittifaklar›, kaç›n›lmaz olarak, savafllar aras›ndaki dönemlerin ‘mütarekeleri’ olmaktan baflka anlam tafl›mamaktad›r. Bar›flç› ittifaklar, savafllar› haz›rlar ve savafllardan do¤ar; tek ve ayn› temel üzerinde, dünya siyasetinin ve dünya ekonomisinin emperyalist ba¤lant› ve iliflkileri temeli üzerinde bar›flç› olan ve bar›flç› olmayan savafl›m›n almafl›k biçimlerini yaratarak, biri ötekini koflulland›r›r.” (Lenin, age, sf. 144-145) “Toplum yaflam› art›k tümüyle askerilefltirilmifltir. Emperyalizm, dünyan›n bölüflülmesi ve yeniden bölüflülmesi (abç) için büyük dev-
63
letlerin girifltikleri vahfli bir savafl›md›r. Bu yüzden, bütün ülkeler, yans›z olanlarla birlikte küçükler de, daha fazla askerleflmeye do¤ru gidecektir.” (Lenin, Sosyalizm ve Savafl, Sol Yay›nlar›, 5. Bask›, sf. 66) Lenin’in yaklafl›k 90 y›l önce kaleme ald›¤› bu görüfller günümüz dünyas›n› aç›klamak bak›m›ndan, büyük bir isabetlilikle geçerlili¤ini koruyor. T›pk›, Marks ve Engels ile yine Lenin’in di¤er birçok meselede ileri sürdü¤ü düflünceler gibi. Yine t›pk› 30 ila 70 y›l öncesindeki bir zaman dilimine yay›lan görüflleri günümüze ›fl›k tutan Baflkan Mao gibi… Elbette ki MLM ideolojisi bir dogmalar y›¤›n› de¤il. Bilimsel sosyalizmin ustalar›na ait sözler de ayet cinsinden mutlak do¤rular› oluflturmuyorlar. Onlar› canl› k›lan, s›n›f mücadelesinin deneyleriyle birlikte geliflime tabi olmalar›d›r. Onlar› yaflatan, bilimsel yöntemleri esas alarak maddi gerçekler üzerinden flekillenmifllikleri ve sürekli geliflen ve yenilenebilen bir organizmaya sahip olmalar›d›r. Lenin yoldafl›n emperyalizmin karakteristik özellikleri için yapt›¤› belirlemeleri bir kenara atarak yeni keflifler peflinde koflmaya çal›flanlar›n bafl›, teknolojik geliflimin h›z›ndan de¤il ideolojik y›k›m nedeniyle dönmektedir. Yaklafl›k bir as›r içerisinde dünyan›n gerek bilim gerekse de teknoloji alan›nda muazzam say›lacak ölçüde bir geliflme ve de¤iflme geçirdi¤i tart›fl›lmazd›r. Bunun sonucu olarak iletiflim ve ulafl›mda gelinen nokta itibar›yla dünyan›n “küçüldü¤ü” de do¤rudur. Ne var ki yukar›da özetledi¤imiz ana karakteristik özelliklerinden hiçbir fley yitirmedi¤i gibi aksine çok daha pervas›zlaflarak sömürü ve zulmü alabildi¤ine ve dizginsizce art›ran emperyalizm olgusunun cenderesi devam etmektedir. Bilim ve teknoloji tekelci sermayenin ç›karlar› do¤rultusunda seferber edilmifl, rantiyecilik ve spekülatif sermaye daha da palazlanm›fl, militarizm ve savafl sanayi ak›l almaz boyutlara t›rmanm›fl; insanl›k, ikisi dünya çap›nda say›s›z savafl ve çat›flmalar neticesinde on milyonlarca kay›p vermifl ve vermektedir. Dünya emperyalist-kapitalist sistem sayesinde 90-100 y›l öncesine göre, insanl›k aç›s›ndan yaflanmas› çok daha zor bir durumdad›r. BM Dünya Kalk›nma Ekonomileri Enstitüsü’nün 2000 y›l› verilerine göre yapt›¤› ve geçen hafta
(05.12.06) yay›nlanan araflt›rmaya göre; dünya nüfusunun yüzde ikisi, dünya zenginliklerinin yar›s›ndan fazlas›na sahip durumdayken, nüfusun yar›s› ise dünya servetinin yüzde biriyle “idare” etmektedir. En zengin yüzde 1’lik dilimin yüzde 40’l›k, yüzde 10’luk dilimin ise yüzde 85’lik bir zenginli¤e el koydu¤u dünyada, 499 dolar milyarderi, 13 milyon da dolar milyoneri bulunmaktad›r. Ne eme¤in gasp edilifl biçimi/art›-de¤er olgusu ne de sermayenin dolafl›m›nda de¤iflim vard›r. Spekülatif sermayenin devasa boyutlar almas›, sürekli biçimde yaflanan üretim-tüketim dengesizli¤i ve savruluflunun sonucudur ve sistemi zorlamaktan daha ötede bir anlam ifade etmemektedir. Ne s›n›fsal gerçeklikte ne de devlet yap›lanmalar›nda de¤ifliklik vard›r. ‹lk iki savafl aras›ndaki sürenin iki kat›n› aflk›n bir zamana karfl›l›k geldi¤i için, ikinci paylafl›m savafl›n›n üzerinden geçen 60 y›l›, dünyada emperyalist savafllar›n art›k geride kald›¤›na dair bir veri olarak sunmak isteyenler, büyük bir yan›lg› içerisindedir. ABD emperyalizminin kesin hâkimiyet sa¤lad›¤›ndan, emperyalizmin daha bar›flç›l bir karakter edindi¤ine dair çok çeflitli görüfl sahiplerini buluflturan ve bu arada nükleer silahlar›n cayd›r›c›l›¤›n›n buna kaynakl›k etti¤ini savunanlar› da yeniden tarih sahnesine ç›kartan “savafllar›n geride kald›¤›” tezi, emperyalizm olgusunu kavramayan ve çarp›tanlar›n bir biçimde saplanaca¤›/çekece¤i bataklardan yaln›zca bir tanesidir. S›n›f mücadeleleri Tarihin(in) sonunun geldi¤i, s›n›flar›n ortadan kalkt›¤›, devrimlerin imkâns›zlaflt›¤›, sosyalizmin tarihe kar›flt›¤› vb. gibi di¤erleri ise birbirini tamamlayan özelliktedir. Castro’yu sosyalizmin piri ilan eden, Chavez’e k›z›l gömlek giydirenler, iktidars›z kurtulufl reçetesi satan, sosyalizmi sosyal demokrasiye yat›ranlar, devrimlerin ruhuna el fatiha okuyup burjuvaziden icazet bekleyenler modern revizyonizmin günümüzdeki gönüllü flövalyeli¤ine soyunmuflken, emperyalist cenahta ifllerin yolunda gitmeyiflinin fazlaca panik yaratmamas› gerekir. Ancak s›n›f mücadelesi bütün safsatalar› yerle bir ederek hayat› ve gerçekleri öyle bir dayatmaktad›r ki burjuvazi, büyü¤ü ve küçü¤üyle korkunun ecele faydas› olmad›¤›n› çok geçmeden anlayacakt›r.
5
63
15-28 Aralık 2006
Amed’de direnifle devam
Hat›rlanaca¤› üzere Aky›l iflçileri fabrikada yaflad›klar› genel s›k›nt›lar üzerine direnifle geçmifllerdi. Çal›flma koflullar›nda herhangi bir de¤iflikli¤in olmamas› iflçilere sendikal örgütlenme ihtiyac›n› dayatm›flt›r. Bu çerçevede gerçekleflen eylemler sonucu bu defa da iflçiler sendikaya üye oldu¤undan kaynakl› iflten ç›kar›lm›fllard›r. Bundan yaklafl›k 3–4 ay önce tam 130 iflçi sadece sendikal› oldu¤undan dolay› iflten ç›kar›ld›. Gerekçe olarak da fabrikan›n zararda oldu¤u belirtilmifltir. Gerçeklefltirilen ikili görüflmelerde patron: “Bofluna mahkeme mahkeme dolaflmay›n. Devlet, benim devletim” diyerek bask›s›n› sürdürmeye devam etmifltir. Amed, yaflam›n mücadeleden kopmad›¤› bir kentti. Yaflam, onlara mücadele etmeden kazanamayacaklar›n› ö¤retmiflti. - Direniflin geliflme sürecini k›saca aç›klar ›s›n›z? Davut Çapar (iflçi): Burada çal›flma ko-
flullar› çok a¤›r. Herhangi özel bir durumda bile izin alam›yoruz. Çal›flman›n yo¤un olmas›ndan kaynakl› hem fiziki hem ruhen zarar görüyoruz. Yaflad›¤›m›z bütün s›k›nt›lar bizlerde birlikte mücadele etme bilincini do¤urdu. Mücadelemiz sendikal› olmadan önce bafllad›. Daha sonra da TEKS‹F Sendikas› öncülü¤ünde mücadelemizi yasal bir zemine tafl›m›fl olduk. ‹flten ç›kar›lan arkadafllar›m›za tazminatlar›n› ödememek için ücretsiz izinler verilmifl bulunuyor. Sigorta primleri dönüflümlü olarak 4 ay yat›r›l›yor. Çünkü böyle olunca birkaç ay kullan›lan sigorta güvencesi ile iflçilerin tepkisi engelleniyor. Ve aralarda yat›r›lmayan sigorta primleri direkt iflverenin cebinde kal›yor. -Sendikal mücadeleye nas›l bafllad›n›z? D.Ç: Maafllar kesildi, 88-98 vergi iadesini alamayan arkadafllar var. Tasarrufnamelerden hiçbirimiz yararlanamad›k. Fabrika Ankara’dan yönlendiriliyor. Ekonomik sorun had safhada oldu¤undan burada dönen paralar var. Sözleflme istedik, anlaflma yapal›m sosyal haklar›m›z›n bir k›sm›n› istiyoruz dedik. Buna ra¤men dikkate al›nm›yoruz. fiu anda DYP binas›nda bulunuyoruz sendikam›z›n bulundu¤u bina mahkemelik olmufl. Sivil Toplum Örgütlerinden bize bir yer tahsis edilmesini istedik. Sadece Eme¤in Par-
Emekçinin Gündemi AB Süreci, emekçiler için katmerlenmifl sömürü sürecinin ad›d›r! AB’ye üyelik süreci, AKP Hükümeti taraf›ndan büyük bir baflar›, çok büyük bir yenilik harekat›, ça¤dafll›k, modernleflme gibi sözcüklerle anlat›larak emekçi halk›n kafas› kar›flt›r›lmak isteniyor. Halk›m›z›n büyük bir kesimi ise AB sürecine sadece Avrupa demokrasisi olarak bakmakta. Çeflitli burjuva demokrasisi yaflayan ülkelerdeki sosyal haklar›n ayn›s›n›n hemen Türkiye’de de yaflanaca¤›n› sanmaktad›r. Birçok iflsiz kesim de Avrupa kap›lar›n›n aç›laca¤›n› düflünerek iflsizliklerine çare bulacaklar›n› sanmakta, çeflitli sol liberal yada sosyal demokratlar›n da AB demokrasisinden medet umarak, bu sürece at›l kal›nmadan daha çok müdahale edilmeli mant›¤›na bürünerek, asl›nda gizleyemedikleri Avrupac› “sol” zihniyetlerini ortaya koymaktad›rlar. Örne¤in Ömer Laçiner gibi Eme¤in Avrupas› kavram› etraf›nda dönerek belki biraz iflimize yarar anlay›fl› ile yada çürümüfl burjuva demokrasisinden medet umdu¤unu saklamayarak, sözde ça¤dafl Marksistleri yaratmak ad›na AB’ye evet demektedirler.
Peki gerçekten AB süreci Türkiye halklar› aç›s›ndan ne getirecektir? AB gibi bir kurumun kurulufl amac› zaten küresel sermayenin ekonomik-siyasi-askeri ve kültürel taleplerini eflgüdüm hareketi ile bunu dünya emekçi halklar›na kabul ettirme oyunudur. Bunu gerekti¤i yerde zorla gerekti¤i yerde de ekonomik iflgalle yapmaktad›r. Bu anlam› ile AB projesinin amac› ekonomiksiyasi-askeri ve kültürel olarak birleflmifl bir Avrupa yaratmakt›r. Dünyan›n di¤er bölgelerinde de benzer aray›fllar söz konusundur. 1970’lerle birlikte kapitalizmin tekelleflme sürecine girmesi ve günümüzdeki sözde küreselleflme böylesi bir projenin alt yap›s›n› h›zland›rm›flt›r. Dünyadaki tüm siyasi, ekonomik ve askeri birliktelikler de bu anlay›fl›n sonucudur. fiimdi bu süreci emekçi halklar ve iflçi s›n›f› aç›s›ndan yorumlamak çok da zor olmasa gerek. Net ve aç›k olarak bildi¤imiz tek fley var ki o da AB’yi oluflturan anlay›fl sermaye kurumlar›n›n ta kendisidir. Öyleyse fazlaca kavram kargaflas› yaratmadan birkaç soruya yan›t arayal›m.
tisi bizi ziyaret etti. DYP Baflkan› bize yer vermesini, kendi amaçlar› için kullanmayaca¤›n› söyledi, flimdilik buraya mecburuz. Eylemlerimize bir hafta ara verece¤iz. Belki haberiniz vard›r; patron grevi k›rmak için çevre köylerden gençleri kamyonlara doldurup getiriyor. Ço¤unlu¤u 16–17 yafl›nda gençler. Üçyüz YTL maaflla çal›flt›r›yorlar, üstelik kay›t-d›fl›. Bu iflçi arkadafllar›n evlerine gittik; bizlere yap›lan muamelenin onlara da yap›ld›¤›n›, mücadelemizin engellenmesi için kendilerinin kullan›ld›¤›n› anlatt›k. Onlardan grev k›r›c›l›¤› yapmayacaklar› yönünde söz ald›k. Fakat fabrikada çal›flmaya devam ettiler. Bildi¤iniz gibi Diyarbak›r’da iflsizlik yo¤un. Patron bize kâr etmedi¤ini söylüyor. Kâr etmiyorsa nas›l oluyor da Özbekistan’da fabrika açabiliyor. K›z›na istedi¤i an son model araba alabiliyor. Sendikal mücadeleyi gelifltirece¤iz ve direnmeye devam edece¤iz. - Yaflad›¤›n›z sorunlar› anlat›r m›s›n›z? Selahattin Baflkan (iflçi): Patron maafllar› bir ara bankaya yat›raca¤›n› söyledi, bunu duyan bankalar bize kredi kart› getirdi. Biz de bu rahatl›kla kredi kart› ald›k fakat maafllar aksay›nca hepimiz içeri girdik. Baz›lar›m›z icral›k oldu, baz›lar›m›z ek ifl yaparak ödemeye çal›flt›. Sigortam›z yat›r›lmay›nca flikâyet ettik, fakat patron sigortal›lar› gündüz sigortas›zlar› da gece çal›flt›r›nca teftifl sonuç vermedi. Zaten devlet de patronun yan›nda.
Birincisi sermayenin küresel ortakl›¤› ne demektir ve bu sermaye neye kime hizmet eder? Biz kime hizmet etti¤ini AB sürecindeki ç›kan kimi yasalarla kavramaya çal›flal›m. En baflta da sermaye ortakl›¤› sermayenin küresel örgütlenmesini içermektedir. Sermayenin küreselleflmesi dünyan›n sermaye hareketine tabii kalarak yaflamas› demektir. Tabi bu da emekçi halklara karfl›, özde de devrim ve sosyalizme karfl› örgütlenmenin emperyalist-kapitalistlerce halklara sunulan modelidir. Ki bu yasalarla ülkemize ‘demokrasinin’ gelece¤ini savunan AB ve ABD emperyalizminin Irak iflgaline karfl› gelifltirdikleri tutum demokrasi anlay›fllar›n›n ne oldu¤unu gösteriyor. Bu çerçeveden bakmak bile AB’nin gerçek yüzünü yeterince ayd›nlatmaktad›r. AB müzakereler süreci içerisinde birçok yasada de¤ifliklik yap›ld› Yeni ‹fl Kanunu, T‹S sendikalar grev ve lokavt yasalar›, Ceza ‹nfaz Yasas›, tar›m›n tasfiyesi süreci ve bu konuyla ilgili ç›kart›lan kanunlar›n geneli demokratik haklara, örgütlenme hakk›na karfl› gelifltirilen en büyük sald›r›lard›r Özellikle iflsizli¤in çözülece¤ine, sosyal haklar›n artaca¤›na, örgütlenme özgürlü¤ünün geniflleyece¤i konusuna umut ba¤layanlara yan›t olacak flekilde tespitte bulunursak, Avrupa’daki son süreçte geliflen baz› iflçi hareketlerini hat›rlatmakta fayda var. Almanya, Fransa, ‹talya, ‹spanya, Yunanistan’daki emekçi-iflçilerin haklar›n› koru-
‹flten ç›kar›lanlar›n sendikal hakk› korunarak sözleflmeli geri al›nmas›n› istiyoruz. Biz insan gibi yaflamak istiyoruz köle gibi çal›flmak de¤il. Ben çocu¤uma 50 Ykr harçl›k bile veremiyorum. H›rs›z da olur kapkaçç› da. Bunlar›n tek sorumlusu Mustafa Aky›l’d›r (patron). Biz flu anda borçla yafl›yoruz. Mücadelemize inan›yoruz onun için direniyoruz. Bize maddi anlamda hiçbir yerden destek gelmiyor ziyarete gelenler yan›n›zday›z deyip ertesi gün de unutuyorlar. Yerimiz icraya verildi. 3–4 ay Metal-‹fl, Türk-‹fl Sendikalar›nda kald›k. fiimdi DYP il binas›nda kal›yoruz. Denize düflen y›lana sar›l›r misali. Çünkü bize yer veren olmad›. Arkadafllar da¤›lma sürecine girebilirdi. Bizim o parti ile alakam›z yok. Mücadele için ayakta kalabilmek için orada kal›yoruz. Ben nereye gitsem bafl›ma ne gelse fikrimi çekinmeden savunurum. Çok insan iflkencede bile fikrini hayk›rmaktan geri durmad›. Diyarbak›r’da ‹brahim Kaypakkaya, idamda Deniz Gezmifl düflüncelerini savundu... Biz de düflüncelerimizi her yerde savunaca¤›z... *** Gerçek kurtulufllar›na ancak do¤ru bir siyasal yönelimle kavuflacaklar›n› ifade eden iflçiler kurtulufla giden bu yolda bir direnifl mevzisi açm›fl bulunuyor. Özellikle faflizmin pervas›zlaflan sald›r›lar›n› yaflad›¤›m›z son günlerde s›n›f dayan›flmas› gereklili¤ini daha çok hissettiriyor. (AMED YDG)
mak, ücretlerinin erimesi karfl›s›ndaki sürece karfl› gösterdikleri uzun eylemlikler, o meflhur Avrupa sosyal yaflam›n› anlat›yor. Yani “kelin ilac› olsa bafl›na sürer”. Konu genifltir ve bir ç›rp›da de¤erlendirilip at›lacak bir konu de¤ildir, ama çok aç›k olan gerçek iflçi-köylü-emekçi halk›m›za zarardan çok sömürünün çifte katmerlisini getirece¤i saklanamaz bir gerçektir. fiimdi sald›r›lar›n çok çeflitli ve a¤›r oldu¤u bir dönemde örgütlenmeye olan ihtiyac›m›z giderek artmaktad›r. ‹flçi s›n›f› kendi iktidar› önündeki engelleri ancak yenilmez örgütlü gücü ile kald›racakt›r. S›n›f›n›n motoru olan sendikal öngütlenme ve s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl› tüm devrimci, demokrat ve yurtseverlerin katalizörüdür. DDSB de bu konuda kendi aç›s›nda sürece tarih-takvim eylemlikleri beklemeden her an› örmeyi bilmeli, s›n›f sendikac›l›¤› silah›n› etkin bir flekilde kullanmal›d›r. Her DDSB’li zaman geçirmeden örgütlenme araç gereçlerini yaratmal›, süreçle ilgili panel, e¤itim seminerleri, örgütleme komitelerinde yer alma, iflyeri temsilcili¤i, iflçi komiteleri, semtlerde iflçi hücreleri oluflturarak sürece müdahale etmelidir. Varsa ölü topra¤›n› atmal›, hareketli ise kendinde daha fazla nitel s›çrama yaratmay› görev bilmelidir. Gün yemek saati bekler gibi güne flartlanm›fl mücadele zaman› de¤il; her an› örgütleme, her an› de¤erlendirme zaman›d›r.
6
15-28 Aralık 2006
63
Tar›ma destek, yoksullu¤a teflvik… AB’ye uyum çerçevesinde Türkiye tar›m›na yeni bir teflvik sistemi getirilmeye çal›fl›l›yor. Projeye ekonomik deste¤i ise AB ve Dünya Bankas› veriyor. 2007 y›l›n›n seçim dönemine denk gelmesiyle birlikte seçimlerden sonra uygulama imkân› bulmas› düflünülen proje Edirne, Konya ve GAP kapsam›nda bafllayacak ve 2008 y›l›ndan itibaren Türkiye geneline yayg›nlaflt›r›lacak. Projeye göre Türkiye’nin her taraf›nda bir ürünün üretilmesinin önüne geçilirken, bir ürün en verimli nerede yetifltiriliyorsa o bölgedeki köylüye teflvik verilecek. Belirli bölgelerde, uygun üretim modellerinin oluflturulmas›yla yerel planlar yap›lacak. Planda oldu¤u gibi “ayçiçe¤i, bu¤dayda destek var” diye herkes bu ürünleri ekemeyecek. Herhangi bir mahsulün fiyat›n›n düflmesi yada artmas›na göre ürün ekimi gerçeklefltirilmeyecek. Örne¤in so¤an de¤erlendi diye herkesin so¤an ekmesi gibi bir durum söz konusu olmayacak.
Sertifikal› tar›m dan›flmanl›¤› Üretici köylüye sertifikal› dan›flmanla çal›flma zorunlulu¤u getirilecek. Proje kapsam›nda 10 bin veteriner hekim ile g›da, ziraat, su ürünleri mühendisine istihdam yarat›lacak. Mühendisler Bakanl›k veya mesleki kurulufllar›n verece¤i bir e¤itime tabi tutulduktan sonra sertifika alacaklar. Yeminli Mali Müflavirlik sistemi, üretimin her aflamas›nda üreticiye bilgi deste¤i verecek, denetimini yapacak. Dan›flman› olmayan üretici tar›msal desteklerden yararlanamayacak. Bakanl›k taraf›ndan haz›rlanacak sözleflmeler, üretici ile dan›flman›n hangi koflullarda nas›l çal›flt›klar›n› gösterecek.
Pilot ‹ller Çal›flmalar için üç pilot il seçildi. Marmara Havzas› için Edirne, Orta Anadolu Kapal› Havzas› için Konya ve Dicle için Diyarbak›r bölgeleri 2007 y›l› içerisinde uygulama alan› olacak. Diyarbak›r ile birlikte dokuz GAP ilinin tamam›n› kapsayan pilot bölgelerde plan çerçevesinde üretim yapan köylüyü % 10 ekstra primle Bakanl›k ödüllendirecek. Ekstra prim üç y›l boyunca sürdürülecek. Süre bitiminde destekler yeniden gözden geçirilecek.
Diyarbak›r Pilot illerden Diyarbak›r ve sekiz GAP ilinde kanola, soya, ayçiçe¤i, m›s›r, yem bitkileri ile badem ve Antep f›st›¤› ekstra teflviklerden yararlanacak. Bu sayede Diyarbak›r’da sulu tar›mda 40 bin hektar alanda kanola, 5 bin hektarda ayçiçe¤i ve 5 bin hektarda da soya ekimi sa¤lanacak. E¤imli ve nadas alanlar›nda ise 10 bin hektar yem bitkisi, 5 bin hektarda badem bahçesi ve 5 bin hektarda da Antep f›st›¤› bahçesi oluflturulacak. Soya fasulyesi Diyarbak›r’da hiç denenmemifl bitkiler aras›nda. Kanola da riskli bir bitki. Meyilli arazilerde düflünülen badem ve Antep f›s-
t›¤› da Diyarbak›r’da hiç denenmemifl. Bu bölgelerde geleneksel pamuk, mercimek ve bu¤daya destek devam edecek. Ama di¤er ürünler art› desteklerle ödüllendirilecek. Böylece bu sistem havzadaki üretime dönüflümü sa¤lamak için yap›lacak, ileride bu ürünlere de destek kesilecek.
Konya Konya’da ise ana üretimin bu¤day ve ayçiçe¤i olmas› düflünülüyor. Befl y›l içerisinde Konya’da 100 bin hektar alanda alternatif üretime geçilecek. 75 bin hektarda sertifikal› bu¤day, 10 bin 500 hektarda silajl›k m›s›r, 4 bin hektarda yonca, 3 bin hektarda aspir, 700’er hektarda Macan fiyi, kiraz, 300’er hektarda viflne ve korunga üretimi gerçekleflecek.
Edirne Sulu tar›ma elveriflli, verimli topraklar›yla Trakya Bölgesi, Türkiye’nin ya¤l› tohum havzas› haline getirilecek. Edirne’de gelecek y›l çeltik, ayçiçe¤i, flarapl›k üzüm, badem, ceviz, yem bitkileri ile dam›zl›k s›¤›r yetifltiricili¤i ekstra prim deste¤i alacak. Bu sayede 5 y›l içinde Edirne’de 20 bin hektar alanda çeltik ve ayçiçe¤i ekilmesi hedefleniyor. E¤imli 8 bin hektarda yem bitkileri, 4 bin hektarda flarapl›k ba¤, 2 bin hektarda badem bahçesi ve bin hektarda ceviz yetifltirilecek. Bölgenin dam›zl›k hayvan alan›ndaki potansiyelini de¤erlendirmek üzere 19 bin adet dam›zl›k s›¤›r yetifltirilmesi hedeflenirken, di¤er bölgelerden farkl› desteklerle bu üretim teflvik edilecek.
Nadas alanlar› aç›l›yor Nadasa b›rak›lan topraklar kullan›m alan› olarak Türkiye her y›l ekilebilir tar›m arazisinin yaklafl›k % 18’ini befl milyon hektar alan› nadasa b›rak›yor. Yani hiçbir fley ekmeden sürülüyor. Befl y›l içerisinde ise 2,5 milyon hektar alanda üretime geçilecek.
Yoksul köylü daha da yoksullaflacak Yeni teflvik sistemine iliflkin Müsteflar Vekili Vedat Mirmahmuto¤ullar› projenin nas›l hayat bulaca¤›n› bak›n nas›l aç›kl›yor: “Bu projenin genel amac›, verilen desteklerin do¤ru arazilere, do¤ru üretime ve dolay›s›yla do¤ru üreticilere yönlendirilmesi…” Aç›kça görülüyor ki; “do¤ru üretici-
ler” bu iflin kayma¤›n› yiyecekler. “Do¤ru üreticiler”in kim oldu¤u gayet aç›kt›r. Büyük çiftlik sahipleri, büyük toprak sahipleri ve toprak a¤alar›. Proje kapsam›nda bu zaten aç›k bir flekilde ortaya konmaktad›r. Projeye göre 20 hektar›n alt›nda tar›m arazisi olanlardan destek kesilecektir. Bir di¤er zorluk ise s›f›r ifllemeli tar›mla ilgilidir. S›f›r ifllemeli tar›mla topra¤›n su ve rüzgâr erozyonu engellenirken köylünün ikinci ürünü elde etmesi de sa¤lanmaktad›r ancak, pullu¤un yerini mibzerin ald›¤› bu yöntemde sürüm makinesinin ve mibzerin kiralama masraflar› binlerce YTL tutar›nda oldu¤u için yoksul köylünün zaten bunun masraf›n› karfl›lama imkan› olmayacakt›r. Bugün milyonlarca köylünün mazot borcu, banka borcu bulunmaktad›r. Diyarbak›r’da kullan›ma aç›lan havzalar›n sulama sorunu olacakt›r. fiu anda Diyarbak›r’›n ekili alanlar›n›n sadece % 10’unun suland›¤› ve bu topraklar›n da zengin köylülerin ve toprak a¤alar›n›n oldu¤u düflünülürse yeni aç›lacak havzalar›n sulama imkân› yine bu kesimlerin elinde olacakt›r. Zaten yoksul Kürt köylüsünün elinde bu imkân›n olmamas› ileride de imkân› olmayacakt›r anlam›na gelmektedir. Çünkü sulama masraflar› için yüksek maliyette harcama yap›lmas› gerekecektir. GAP bölgesinde tuzlanma tehlikesine karfl›n vahfli sulaman›n yerini bas›nçl› sulama sisteminin alacak olmas›yla birlikte ilk yat›r›m maliyeti gerekecektir. Bu sistemle yar› yar›ya su tasarrufu sa¤lanacak, tuzlama önlenecektir. Bu sistemi kurmak pahal› olaca¤›ndan onlarca milyon para gerekece¤inden yoksul köylünün bundan yararlanmas› söz konusu dahi olmayacakt›r. Bütün bunlarla birlikte dan›flmanl›k hizmetinden, sulama imkânlar›ndan, teflvikten yararlanamayacak olan milyonlarca köylü rekabet edememe nedeniyle ürün kalitesizli¤inden ürününü pazara sürmede büyük zorluk çekecektir. Yeni sebze, meyve ve hububatlar ekstra maliyetlere maruz kald›¤› (mühendislik hizmeti, sulama masraflar› nedeniyle) için ürünler piyasaya pahal› yans›yacak ve yoksul emekçi halk›m›z daha güç durumda b›rak›lacakt›r.
Hayvanc›l›¤a destek nas›l olacak? Do¤u Anadolu, Güneydo¤u Anadolu ve Do¤u Karadeniz’de 28 ilde bu y›l devreye giren Tar-Et Projesi devam edecek, Proje kapsam›nda Et ve Bal›k Kurumu, sözleflmeli besicilik yöntemiyle y›lda 88 bin hayvan üretimi sa¤layacak. Her bir kilo ete, 1 YTL teflvik primi verilecek. 10 y›l süreyle 880 bin hayvan besiye al›nm›fl olacak. Dam›zl›k üretimi Marmara ve Ege’de teflvik edilecek. Ancak 100 bafl›n alt›nda olan dam›zl›k iflletmeleri destekten yararlanamayacak. Böylece büyük ve orta iflletmeler bu imkândan yararlanacak. Böylece hayvan pazar› tamamen bu iflletmelerin eline geçecek. (‹stanbul’dan bir ‹K okuru)
Patron a¤a yeni yat›r›m›n önünü açt›; Köylüye geçmifl olsun! Tar›m arazilerinin ekim yerine tar›ma ayk›r› unsurlar için de kullan›lmas›n› (ticaret, fabrika, maden… vb.) sa¤layacak olan ve ülke gündeminden y›llard›r düflmeyen Cargill için devletin kendi eliyle haz›rlad›¤› af kanunlaflt›. Yeni ç›kan ek maddenin yasallaflmas›yla beraber Cargill’in daha önceden kapat›lmas›na iliflkin karar veren Bursa 1. ‹dare Mahkemesi 1 Aral›k Cuma günü verdi¤i kararla “üretimin durdurulmas› hukuken yanl›flt›r” fleklinde karar vererek Cargill’e yeniden “devam” dedi. Böylece Cargill’in üretime devam etmesi için yasal yol da aç›lm›fl oldu. Cargill’in aç›lmas›yla Türkiye’de GDO ile üretim, d›flar›dan tar›m ihrac› ile yerli mallar›n öldürülmesi, fiyat›n›n düflürülmesi gibi pek çok sald›r› da meflrulaflm›fl oldu. (H. Merkezi)
Pamukta yine köylü ma¤dur! Son dönemde AB gündemi üzerinden köylüyü “yanl›fl tar›m politikalar›” ile bata¤a sürükleyen egemenler, pamuk üretimi konusunda flimdiden hem köylüyü hem de bu sektör ile u¤raflan esnaf› zora sokmaya bafllad›. Özellikle belli ürünleri eken köylülere destek primi verilmemesi, verilenlere ise ihtiyac›n fazlas›yla alt›nda verilmesi köylüyü her geçen gün a¤›rlaflan üretimin alt›nda eziyor. 3 Aral›k Pazar günü aç›klama yapan Diyarbak›r Tar›m Platformu Dönem Sözcüsü Akif Karakoyunlu, Türkiye’nin tar›mda d›fla ba¤›ml›l›ktan kurtulmas› için, pamuk destekleme priminin en az 500 Ykr olmas› gerekti¤ini söyledi. Akif Karakoyunlu, Ziraat Mühendisleri Odas› Diyarbak›r fiubesi’nde tar›m politikalar›na iliflkin yapt›klar› aç›klamada pamu¤un, tekstil ve haz›r giyim sektörü için önemli bir hammadde oldu¤unu belirterek, yanl›fl politikalar nedeni ile üretimde düflüfl yafland›¤›n› söyledi. Türkiye’nin tar›mda d›fla ba¤l›l›ktan kurtulmas› için köylü örgütlerinin art›r›lmas›, özellefltirme mant›¤›n›n terk edilmesi ve çevre sa¤l›k faktörleri göz önüne al›narak üretim planlanmas› gerekti¤ine iflaret eden Karakoyunlu, “Pamuk destekleme primi hükümetçe tekrar gözden geçirilmeli ve selden dolay› pamukta meydana gelen kay›plar›n telafisi yap›lmal›d›r” diye konufltu. (H. Merkezi)
7
63
15-28 Aralık 2006
Tefecili¤in pay› art›yor; Meyve-sebze 10 kat›ndan sat›l›yor! ‹brahim Yetkin
Her gün bir arac›n›n daha, bir flekilde eklendi¤i ve genelde üretim yerine pazarlamada yerini ald›¤› tar›m sektöründe geliflen tefecilik kendisini fiyatlarla da çarp›c› flekilde ortaya koymakta. Normal bir düflünce ile fiyatlara az yans›mas› gereken tafl›mac›l›k, paketleme vb. ifllemler için arada bulunan tefeci-tüccar denebilecek arac›lar›n ise
flimdi kâr›, ald›¤› meyve ve sebzenin yaklafl›k olarak 9 kat›. Bu da meyve-sebzenin pazarlarda 10 kat› fiyat›na sat›lmas› demek. 3 Aral›k Cumartesi günü konuya iliflkin aç›klama yapan Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Genel Baflkan› ‹brahim Yetkin, zaten zor geçinen halk›n, meyve-sebzeyi üretim fiyat›n›n 10-11 kat üzerinde yemek zorunda b›rak›ld›¤›n›, üretilen ürünün yüzde 70’inin kay›t d›fl› kald›¤›n› belirterek, Haller Yasas›’nda yap›lacak düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesini istedi.
Üretilen 43 milyon ton meyve-sebzenin yüzde 70’inin kaçak yollardan pazara akt›r›ld›¤›na dikkat çeken Yetkin, Türkiye’nin bu nedenle y›ll›k 6-7 milyar dolar gelir kayb›na u¤rad›¤›n› dile getirdi. Büyük marketler ve tekellerin ürünleri hale sokmadan üreticiden direkt ald›¤›n› ve kay›td›fl› kald›¤›n› belirten Yetkin, “Üreticinin eme¤ine el koyan, tüketicinin cebinden paras›n› alan kifli ve kurumlara ‘yaz›klar olsun’ demek gerek” dedi. Yetkin ürünlerin ancak 1/3’ünün hale girdi¤ini söyledi.
Uçurumlar Çok Derin
Talan Üst Boyutlarda; Örgütlülükler Engelleniyor
Türkiye’de y›ll›k 43-45 milyon ton aras›nda sebze-meyve üretildi¤ini belirten Yetkin, bu miktar›n dünya üretiminin yüzde 4’ü oldu¤unu kaydetti. Dünyan›n hiçbir yerinde üreticilerin bu kadar haks›z bir biçimde ma¤dur edilmedi¤ini belirten Yetkin, Türkiye’de yok pahas›na ürününü elden ç›karan, tarlalar›n› süren ve ürününü dal›nda b›rakmak zorunda kalan bir üretici ve ürünleri kat kat pahal›ya yiyen tüketici profili oldu¤unu kaydetti.
Türkiye’de üretici birliklerinin dernek statüsünde oldu¤unu hat›rlatan Yetkin, dünyan›n her yerinde bu birliklerin güçlü oldu¤unu, altyap›lar›n›n sa¤lam olmas› nedeniyle bu gibi sorunlar yaflamad›¤›n› söyledi. Zaten zor geçinen halk›n bu zor koflullar alt›nda kat kat pahal›ya meyve-sebze yemesinin insani olmad›¤›n› belirten Yetkin, dün itibariyle yapt›klar› araflt›rmay› aç›klad›. Yap›lan aç›klamada ayn› zamanda Erdo¤an’›n s›k›nt›lar›n› hayk›rd› diye “Anan› al de git buradan” de-
Tohumu öldürme, yaflam›n› bitirme ’lar›n aras›nda bulunan ve tek y›ll›k tohum olarak bilinen tohumlar›n ise sözde “Tohumculuk Yasas›” ile beraber özel flirketlerce köylüye da¤›t›lmas›n›n ve tohum al›m›n›n özel flirketlerin elinde olmas›n›n önü aç›l›yor.
di¤i köylünün gerçekte nas›l fakirleflti¤ini sergiler boyuttayd›. Araflt›rma sonuçlar›na göre Antalya Hali’nden 26 kurufla ç›kan domatesin Ankara’da 1.89-3.85 YTL’ye, 17 kurufla ç›kan mandalinan›n 1.88 YTL’ye sat›ld›¤›n› belirten Yetkin, 13 kurufla ç›kan portakal›n ise Ankara’da 1.99 YTL’ye sat›ld›¤›n› bildirdi. Yetkin, 1011 kata kadar varan bu fiyat art›fl›n›n dünyan›n hiçbir yerinde olmad›¤›n› kaydetti. Yetkin, sorunun çözümü için Hal Yasas›’n›n yeniden düzenlenmesi konusunda Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›’n›n bir çal›flmas› oldu¤unu ve kendilerinden görüfl al›nd›¤›n› belirterek, bu yasan›n da vakit kaybetmeden ç›kar›lmas› gerekti¤ini ifade etti. Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde say›l› ülkelerden oldu¤una dikkat çeken Yetkin, AB pazar›nda narenciyenin 25 milyar dolar civar›nda yer tuttu¤unu, AB’nin iyi niyetli olmas› durumunda Türkiye’nin her y›l 16 milyar dolarl›k ihracat yapabilece¤ini belirtti. Yetkin, bunun için de üreticilerin daha iyi ve verime iten teflviklerle desteklenmesi gerekti¤ini sözlerine ekledi. (H. Merkezi)
Tohumculuk Yasas› iptal edilsin!
GDO
Devletin “köylünün kâr›nad›r” diyerek halka takdim etti¤i ancak k›sa süre içersinde köylünün tohum bulundurmas›n› yasaklad›¤›, a¤›r yapt›r›mlara tabi b›rakt›¤› ö¤renilen ve 3 y›l› aflk›n zamand›r üzerinde kampanyalar yap›lan Tohumculuk Yasas› geçti¤imiz aylarda TBMM taraf›ndan kabul edildi. Tar›m politikas› tamamen emperyalist flirketlere odaklanan TC; her ne kadar “yasay› geçirdik mi ifl bitti” gözü ile de baksa, köylüler ve meslek örgütlenmeleri konuya iliflkin tepkilerini göstermeye, bunu eyleme çevirmeye devam ediyor. 1 Aral›k Cuma günü de Çevre ve
Tüketici Haklar› Koruma Derne¤i (ÇETKODER) Genel Baflkan› Mustafa Göktafl, tar›m için önemli bir tehlike olarak niteledi¤i “Tohumculuk Yasas›”n›n bir an önce iptal edilmesini istedi. Tohum Bulundurmak SUÇ! Köylünün tar›msal üretimi devam ettirmesi için her sene bir önceki y›ldan ald›¤› tohumlu¤u bulundurmas› ise resmen suç kapsam›na sokularak, bu tohumlar›n ekim amaçl› kullan›lmas› halinde ise daha a¤›r maddi yapt›r›mlar köylüye dayat›l›yor. Lakin GDO’lar›n aras›nda bulu-
nan ve tek y›ll›k tohum olarak bilinen tohumlar›n ise sözde “Tohumculuk Yasas›” ile beraber özel flirketlerce köylüye da¤›t›lmas›n›n ve tohum al›m›n›n özel flirketlerin elinde olmas›n›n önü aç›l›yor. Tohumu bu flirketlerden almak yerine kendi “do¤al” tohumunu sa¤lay›p, ekimini de bunlarla yapana ise dönüm bafl›na a¤›r para cezalar› geliyor. Köylü¤ü alanlarda görmek istemeyenlerin flimdi tek sarf etti¤i söz “tohumun fiyat› ilk y›llarda ucuz olacak, böylece köylü sars›lmayacak”. Peki daha sonraki y›llarda tohumun fiyat› ne kadar olacak ve köylümüz tohumunu nereden alacak? (H. Merkezi)
Çevre ve Tüketici Haklar› Koruma Derne¤i (ÇETKODER) Genel Baflkan› Mustafa Göktafl, tar›m için önemli bir tehlike olarak niteledi¤i ‘Tohumculuk Yasas›’n›n bir an önce iptal edilmesini istedi. ÇETKODER Genel Baflkan› Mustafa Göktafl, yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, ‘Tohumculuk Yasas›’ ile tar›ma ve köylüye büyük bir darbe vuruldu¤una dikkat çekti. Yasa ile yerli üretici ve tar›m›n engellendi¤ini kaydeden Göktafl, tohum üretiminin tamamen yabanc› flirketlere b›rak›ld›¤›n› söyledi. Yasan›n Türkiye’yi d›fla ba¤›ml› hale getirece¤ini kaydeden Göktafl, “Elimizi kolumuzu ba¤layan tohumculuk yasas›n›n acilen iptal edilmesi laz›m. Üstelik d›flardan gelen tohumlar k›s›r. Yani bir defal›k. Seneye bir daha alacaks›n. Her seferinde yabanc› firmalar›n kap›s›nda olacaks›n” dedi. Göktafl, yasan›n iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava aç›lmas›n› istedi. (H.Merkezi)
8
15-28 Aralık 2006
63
fi›rnak’taki provokasyonun ard›nda kim var?
Ülkemizde son y›llarda artan linç olaylar› bizzat devlet eliyle örgütlenmekte ve desteklenmektedir. Özellikle T. Kürdistan›’nda yükselen gerilla savafl› karfl›s›nda acze düflen devlet buna cevap olarak halk içinde flovenizmi yayma kampanyalar› düzenlemekte ve bunun sonucu olarak Kürtlere ve devrimcilere yönelik linç kampanyalar› örgütlemektedir. Yine ayn› flekilde artan ekonomik s›k›nt›lar ve yükselen hoflnutsuzluk karfl›s›nda halk›m›z›n kendi talepleri do¤rultusunda harekete geçmesini önlemek amac›yla da halk galeyana getirilmekte ve linçler düzenlenmektedir. Böylece sistemin yaratt›¤› sorunlardan kaynakl› halkta biriken öfkenin de yanl›fl bir kanalla a盤a ç›kar›lmas› hedeflenmektedir. Bununla birlikte gerillay› sahiplenen, devletin otoritesine karfl› ciddi bir direnç gücü olan Kürt halk›na karfl› da devletin kontrgerilla birimleri taraf›ndan provoka-
tif eylemler düzenlenmekte ve halk›n devlet karfl›s›ndaki birli¤i zedelenmek istenmektedir. Bu amaçla ilerici, demokrat, öncü insanlar›n evleri, iflyerleri bombalanmakta, bölgede uyuflturucu, fuhufl yayg›nlaflt›r›larak yozlaflma teflvik edilmekte ve mezhepsel ve afliretsel farklardan kaynakl› halk birbirine düflman edilmek istenmektedir. Devlet, faflizme boyun e¤meyip da¤lar› mesken tutan çocuklar›n› sahiplenen halk›n suni gündemler do¤rultusunda bölünmesini, sinmesini ve öfkesini farkl› yollarla a盤a ç›karmas›n› hedeflemektedir. Bunun son örne¤i 4 Aral›k’ta fi›rnak’ta yafland›. fi›rnak’ta 2 k›z çocu¤unu öldürdü¤ü ve 6 k›z çocu¤unu taciz etti¤i iddias›yla tutuklanan Abdullah Aflç›’n›n tedavi için hastaneye getirildi¤ini duyan kitle Aflç›’y› linç etmek için hastane önünde topland› ve hastaneye sald›rd›. Yaklafl›k 9 saat boyunca kolluk kuvvetleriyle çat›-
Yarg›s›z infaz itiraf› Hakkâri Valili¤i, Yüksekova’n›n Da¤l›ca köyü yak›nlar›ndaki ormanl›k alanda askerlerin açt›¤› ateflle ‹slam Terko¤lu’nun yaflam›n› yitirdi¤i, Reflit Soydan adl› köylünün yaraland›¤› olay›n hemen ard›ndan yapt›¤› “biri silahl› ve ölü, di¤eri yaral› 2 terörist ele geçirildi” aç›klamas›n› yalanlayarak öldürülen kiflinin “terörist” olmad›¤›n› belirtti ve böylece olay›n infaz oldu¤unu kabul etmifl oldu. Da¤l›ca köyü yak›nlar›ndaki ormanl›k alandan 23 Kas›m Perflembe günü odun toplamaktan dönen ‹slam Terko¤lu (24) ve Raflit Soydan (40) adl› köylülerin üzerine hiçbir uyar› yap›lmadan askerler taraf›ndan atefl aç›ld›. Hakkâri Valili¤i taraf›ndan olayla ilgili 24 Kas›m Cuma günü yap›lan aç›klamada “Bölgede silahl› terörist ihbar› alan güvenlik güçleri arazide pusu kurdu. Dur ihtar›na uymayan teröristlerden birisi silahl› ve ölü, di¤eri ise yaral› olarak ele geçirildi” fleklinde duyurdu. Ayn› gün,
askerlerin açt›¤› ateflle ölen Terko¤lu’nun a¤abeyi Metin Terko¤lu Da¤l›ca köylüleri ile birlikte Yüksekova’daki hastane önünde toplanarak, vurulanlar›n “terörist de¤il, köylü oldu¤u”nu aç›klad›. Kamuoyu nezdinde köylülerin askerler taraf›ndan tarand›¤› netleflince Hakkâri Valili¤i ikinci bir aç›klama yaparak, ilk haberin bas›n›n uydurmas› oldu¤unu, kendilerinin hiçbir flekilde böyle aç›klama yapmad›klar›n› ve bunlar›n “baz› bas›n kurulufllar›n›n bilinçli çarp›tmas›” oldu¤unu aç›klad›. Valili¤in sanki bas›n çarp›tmam›fl olunca devletin istedi¤i vakit insanlar› katletmesi ola¤anm›fl gibi sitem etmesi, yaflanan olaylar›n kendileri aç›s›ndan ne kadar do¤al oldu¤unu öldürülenlerin önemli olmad›¤›, sadece öldürülen köylülerle ilgili aç›klama yap›lmas› suçmuflças›na aç›klamalar yapmas› devletin Kürt halk›na bak›fl›n› ortaya koyan bir örnek olmufltur. (H.Merkezi)
flan kitle flehrin tek hastanesinde de 500 bin YTL’lik hasar yaratt›, çok say›da EMEP Baflkan hastan›n zarar görmesine neden oldu. Olaylar esnas›nda hastanede çal›flan Ha- Yard›mc›s› san Söyler öldürüldü, 75 polis ve 21 sloganlarla u¤urland› gösterici yaraland›. Valilik ise yapt›¤› aç›klamada olay›n “örgüt yandafllar›nca” “devletin otoritesini sarsmak” amac›yla gerçeklefltirildi¤ini aç›klad›. Söyler’i kimin öldürdü¤ünün ise belirlenemedi¤ini belirtti. Oysaki görgü tan›klar›n›n anlat›m› oldukça farkl›. Olaylar› izleyenler Söyler’in kannas marka silahla özel hareket timlerince vuruldu¤unu belirtiyorlar. Kitlenin toplanmas› üzerine “f›rsat› kaç›rmayan” özel harekatçilerin kitlenin üzerine silahla 1 Aral›k günü geçirdi¤i kalp yüzlerce el atefl açt›¤› halk taraf›ndan bekrizi sonucu yaflam›n› yitiren lirtiliyor. EMEP Genel Baflkan Yard›mc›Olay›n ard›ndan gerçekleflen provos› Mehmet K›l›çaslan, Zincirkasyonun baflta fi›rnak Asayifl fiube Mülikuyu Mezarl›¤›’nda düzenledürü Ömer Uluda¤ olmak üzere devletin nen törenin ard›ndan, sloganlarkurumlar› taraf›ndan provoke edildi¤i orla topra¤a verildi. taya ç›kt›. Zanl›n›n hastaneye geliflinin 2 gün öncesinde baz› mahalle muhtarlar›yla Törene EMEP Genel Baflkakurum temsilcileri ile toplant› alan Ulun› Levent Tüzel, SDP Genel da¤’›n tutukluya sessiz kalmamalar›n›, geBaflkan› Filiz Koçali, ÖDP Gerekirse linç etmelerini istedi¤i belirtiliyor. nel Baflkan› Hayri Kozano¤lu Yine fi›rnak Belediye Baflkan› Ahmet Erile DTP ‹l Baflkan› Do¤an Ertak ise son 10 gündür baflta polis olmak bafl’›n da aralar›nda bulundu¤u üzere üst düzey yetkililerin bas›n ve bireyaklafl›k 4 bin kifli kat›ld›. Töbir görüflmeler yoluyla halk› tahrik ederek rende konuflan EMEP Genel linç ça¤r›lar› yapt›¤›n›, halk›n bireysel çeBaflkan› Tüzel, K›l›çaslan’›n kiflmelere alet edilmek istendi¤ini, bunun kurgulanm›fl bir oyun oldu¤unu vurgulumücadele yaflam› boyunca yor. Söyler’in ailesini ziyaret eden Selim önemli çal›flmalara imza att›¤›Sadak ise bu olay›n 2 küçük kardeflin ‹kizn› belirterek, 12 Eylül 1980 Asce Köyü’nde roket bafll›¤› sonucu ölmesikeri Darbesi’nin ard›ndan iflçi nin hemen ard›ndan gerçekleflmesinin dikdirenifllerinde büyük eme¤i kat çekici oldu¤unu belirterek devletin geçti¤ini söyledi. gündemi sapt›rmaya çal›flt›¤›n› gösterdi. K›l›çaslan’›n Sümerbank fi›rnak’ta linç için toplanan kitlenin kad›n iflçilerinin direniflinde hastaneyi tafllarken “yarg›s›z infaz isteriz” yanlar›nda oldu¤unu ve kad›n fleklinde slogan atmalar› da kitleyi hangi anlay›fl›n yönlendirdi¤ini göstermektedir. iflçilerin yaflad›¤› sorunlara dikBölgede uzun y›llard›r yarg›s›z infazlar kat çekmek amac›yla yapt›¤› düzenleyen, halka iflkence eden, zulüm çal›flmalar›n kad›n iflçiler aç›uygulayan, binlerce insan› göçe zorlayan, s›ndan çok önemli oldu¤unu köyleri yakan devletin bizzat polis flefleri vurgulayan Tüzel, “Onu Neweliyle örgütledi¤i provokasyonuna kat›lanroz bayramlar›nda görenler lar›n yarg›s›z infaz talep etmeleri oldukça Kürt zannetmektedir. Ama o do¤ald›r. Aç›kt›r ki askeri operasyonlar›n Türk ve Sünni bir arkadafl›yo¤unlaflt›¤›, her gün T. Kürdistan›’n›n m›z olarak devrimci gelenekbir baflka yerinden çat›flma haberlerinin geldi¤i bir dönemde devletin otoritesinin ten gelmifltir. Hayat› boyunca kimin, nas›l tehdit etti¤i bellidir. Bölgede halklar›n kardeflli¤i ve hak verilen gerilla savafl›n› sahiplenen kitleler eflitli¤i alan›nda mücadele devletin temellerine yönelik en radikal vermifltir” dedi. tepkilerini göstermektedir. Bu nedenle vaKonuflmalar›n ard›ndan “S›lili¤in iddia etti¤i gibi devletin otoritesini n›fs›z sömürüsüz savafls›z bir bozmak için ilerici güçlerin bir tutukluyu dünya için yaflad›” yaz›l› panlinç etmeye ihtiyac› yoktur. Zaten linç külkart tafl›yan kalabal›k, “Mehtürü demokrasi ve devrim saflar›nda yer met yoldafl ölümsüzdür”, “Yaalanlar›n de¤il gericilerin kültüründe yer almaktad›r. Kürt halk› bir yandan savaflan flas›n devrim yaflas›n sosyaçocuklar›n› sahiplenirken di¤er yandan lizm” slogan› eflli¤inde mezarl›gerçek düflman›n›n yaratt›¤› provokasyon¤a yürüdü. lara karfl› uyan›kl›¤›n› da elden b›rak(H. Merkezi) mamaktad›r.
9
63
15-28 Aralık 2006
Ateflkes söylemlerine karfl› operasyonlar sürüyor...
TSK’n›n Dersim ve Bingöl k›rsal›nda on bin askerle, onlarca helikopterle havadan ve karadan sürdürdü¤ü operasyonlarda alt› gerilla yaflam›n› yitirdi.
KKK’nin iki ay önce tek tarafl› olarak yapt›¤› ateflkes, devlet cephesinden katliam, operasyon ve bask›larla karfl›l›k buldu. Son 15 gün içinde de TC devletinin silahl› güçleri T. Kürdistan› illeri k›rsal›nda katliam operasyonlar›n› sürdürdü. ‹çinden geçti¤imiz flu süreçte daha da azg›nlaflan faflizm bir yandan emekçi halka yönelik bask›lar›n› pervas›zca sürdürürken bir yandan da, çat›flmalarda ele geçirdi¤i gerilla cenazeleri-
ne iflkence yaparak tan›nmaz hale getiriyor. Yaflanan çat›flmalarda yaral› olarak ele geçirdi¤i gerillalar› ise infaz ediyor. TSK’n›n Dersim ve Bingöl k›rsal›nda on bin askerle, onlarca helikopterle havadan ve karadan sürdürdü¤ü operasyonlarda alt› gerillan›n yaflam›n› yitirdi¤i, Hüseyin Özarslan ve Muhammed Mustafa isimli iki gerillan›n ise “yaral› olarak ele geçti¤i” aç›klanm›flt›. Ancak Özarslan’›n sa¤ olarak yakaland›¤›n› ilk baflta reddeden savc›l›¤a,
ailelerin ve kitle örgütlerinin çabalar› ile Özarslan’›n öldürüldü¤ü ö¤renildi. Cenazeler tan›nmaz hale getirildi¤i için Baba Özarslan o¤lunu teflhis edemedi ve DNA testine baflvurdu. Yine Hüseyin Özarslan’›n babas›n› arayan bir subay›n “o¤lun öldürüldü, arama” demesi Hüseyin Özarslan’›n infaz edildi¤i kuflkular›n› do¤rular niteliktedir. Bu asl›nda yeni bir geliflme de¤il. 25 A¤ustos 2005’de Batman Befliri’de Abbas Emani’nin sa¤ yakaland›ktan sonra infaz edildi¤ini hepimiz bilmekteyiz. 28 Temmuz’da Ülkede Özgür Gündem gazetesinin foto¤raflarla kan›tlad›¤› olay asl›nda faflizmin gerillaya yönelik imha politikas›n›n örne¤idir. Faflizm iflkence, katliam ve infaz noktas›nda azg›nca sald›rmaya devam etmektedir. Daha önce de benzer birçok olay›n alt›na imza atan devletin eli kanl› piyonlar›n›n Hüseyin Özarslan’› da katletmifl olmas› yüksek bir olas›l›kt›r. Devlet kendisi ile iflbirli¤i yapmayan, davas›na ihanet etmeyen birçok halk savaflç›s›n› ileride bafl›na “dert” olmamas› için katletmeyi tercih etmektedir.
Bölgede operasyonlar devam ediyor Tek tarafl› ateflkese TSK’n›n verdi¤i cevap her zamanki gibi yo¤unlaflt›-
PSAKD Maltepe Şubesi 3. yılını kutladı Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Maltepe fiubesi, 2 Aral›k Cumartesi günü, Gülsuyu Mahallesi’ndeki Elisa Cem Dü¤ün Salonu’nda gerçeklefltirdi¤i kitlesel bir etkinlikle 3. kurulufl y›l›n› kutlad›. Etkinlik saat 18.30’da 1dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Sunuculu¤unu Dernek Yönetim Kurulu Üyesi P›nar Yanada¤’›n yapt›¤› etkinli¤in aç›l›fl konuflmas›n› PSAKD Maltepe fiubesi Baflkan› ‹lhan K›l›çarslan yapt›. K›l›çarslan yapt›¤› konuflmada; derne¤in kuruluflundan bugüne kat edilen mesafeyi ve flimdiye kadar yap›lan çal›flmalar› k›saca anlatt›. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan dernek bünyesinde çal›flmalar›n› yürüten Grup F›rt›na sahne ald›. Grup, söyledi¤i türkülerle, kendi yapt›¤› düzenleme ve fliirleriyle kitlenin be¤enisini toplad›. Grup F›rt›na’dan sonra sahneye ç›kan PSAKD Kad›köy fiubesi Semah Ekibi kitlenin be¤enisi ve yo¤un alk›fllar›yla karfl›land›. Ard›ndan PSAKD Maltepe fiubesi Çocuk Korosu sahneye ç›kt›. Yafllar› 7–10 aras›nda de¤iflen çocuklar›n sundu¤u ba¤lama
dinletisi uzun süre alk›flland›. Söyledi¤i
türkülerle ve yorumuyla ilgiyle dinlenen Eren ise geceye kat›lmaktan mutluluk duydu¤unu söyleyerek sahneden ayr›ld›. Dayan›flma fienli¤i’nde PSAK Dernekleri GYK Üyesi Erdal Y›ld›r›m da bir konuflma yaprak, Demokratik Alevi Hareketi ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri’nin bu mücadele-
deki yerini ve önemini vurgulad›. Geceye kat›lan bir baflka grup ise Grup Munzur’du. Söyledi¤i devrimci türkü ve marfllarla mücadele ça¤r›s› yapan Grup Munzur’un parçalar›na kitle de efllik etti. Gecenin son konu¤u ise ‹lyas Salman’d›. ‹lyas Salman’›n anlatt›¤› f›kralar ve kendi yaflam›ndan sundu¤u kesitler ilgi görürken, kitle Salman’›n söyledi¤i türkülere de efllik ederek, yo¤un alk›fllarla karfl›l›k verdi. Ayr›ca gecede konuflma yapan Gülsuyu Mahallesi Muhtar› Sabri fiakar mahallede artan yozlaflma ve çeteleflmeye karfl› mücadele ça¤r›s› yapt› ve PSAKD Maltepe fiubesi’nin 3. y›l›n› kutlad›. Geceye; PSAKD Genel Baflkan› Kaz›m Genç, ESP, Gülensu/Gülsuyu Güzellefltirme Derne¤i, Al›nteri okurlar›, Gülsuyu/Partizan, ‹flçi-Köylü okurlar›, Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i, PSAKD Ümraniye fiubesi Gençlik Komisyonu, BDSP, Gülsuyu/Kartal Devrimci Demokrasi okurlar› vd. mesajlar göndererek dayan›flma duygular›n› ilettiler. (Kartal)
r›lm›fl operasyonlar. Diyarbak›r, Hakkâri, fi›rnak, Dersim vb. iller operasyon bölgelerinin bafl›nda yer almakta. Geçti¤imiz günlerde Diyarbak›r’›n Lice ilçesinden kalk›fl yapan onlarca askeri helikopter Lice ve Bingöl’ün Genç ilçesi k›rsal›n› bombalad›. Binlerce asker ve teçhizatla bafllat›lan operasyonlarda çok say›da askerin yaraland›¤› ve onlarcas›n›n da öldü¤ü edinilen bilgiler aras›nda. Diyarbak›r’›n Lice ilçesinde yaflanan çat›flmalarda 8 Aral›k’ta 8 askerin, 9 Aral›k’ta ise 12 askerin öldü¤ü HPG taraf›ndan aç›kland›. fi›rnak’ta ise 5 Aral›k’ta Uludere ilçesi ile fienova beldesi k›rsal›nda bafllat›lan operasyonlarda TSK’n›n bir binbafl›s›n›n öldürüldü¤ü ve 1 HPG gerillas›n›n da yaflam›n› yitirdi¤i fi›rnak Valili¤i taraf›ndan aç›kland›. Yine Beytuflflebap’ta da 5 HPG gerillas›n›n yaflanan çat›flmalarda yaflam›n› yitirdi¤i ileri sürüldü. fi›rnak s›n›rlar› içerisinde bulunan Gabar da¤›nda bafllat›lan operasyonda binlerce askeri ve a¤›r teçhizat› ile TSK’n›n bafllatt›¤› operasyonlarda 3 HPG gerillas› yaflam›n› yitirdi. Yaflam›n› yitiren gerillalardan Nejdet Ülper ve Fesih Gezel adl› HPG gerillalar›n›n aileleri’nin cenazeleri alma giriflimine karfl›n fi›rnak Cumhuriyet Baflsavc›s› da aileye izin vermedi.
Önce fişle, sonra saldır! Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde okuyan 8 Kürt ö¤renciye 30 Kas›m günü saat 22.00 s›ralar›nda 15 kiflilik bir grup taraf›ndan b›çakl› sald›r› düzenlendi. Devlet yurdunda kalan ö¤renciler kald›klar› yurda girerken tekbir getiren grup taraf›ndan önleri kesilerek darp edildi. Çeflitli yerlerinden yaralanan ö¤rencilerden baz›lar›n›n rapor ald›¤› ö¤renildi. Sald›r›n›n YÖK’ü protesto etmek için yapmak istedikleri bas›n aç›klamas› sonras› oldu¤una dikkat çeken d›flar› ç›kamad›¤›n› belirten Büro Yönetimi 1. S›n›f ö¤rencisi Seda Aktepe, flöyle konufltu: “Böyle olaca¤› belliydi. Çünkü 6 Kas›m’da yapmak istedi¤imiz bas›n aç›klamas› üniversite yöneticileri okul güvenlikçileri ve sivil polisler taraf›ndan engellenmifl ve bu s›rada sa¤ görüfllü bir ö¤renci aç›klama yapmak isteyen grubun foto¤raflar›n› çekmiflti. Fark etti¤imiz ö¤renci makineyle beraber kolunu sallaya sallaya okul güvenlikçileri ve sivil polisler aras›ndan ç›k›p makineyi orada haz›r bekleyen yine sa¤ görüfllü bir gruba teslim etmiflti. Çekilen o foto¤raflar iflte bu tarz sald›r›larda hedef al›nacak kiflilerin belirlenmesi içindir. Bunun bilinmesine ra¤men okul taraf›ndan hiçbir flekilde önlem al›nmad›.” (H.Merkezi)
10
15-28 Aralık 2006
63
Tecrit devrimci irade ile parçalan›yor! Şehit ve tutsak ailelerinden Sarıgazi’de panel
F tiplerinin hayata geçti¤i ve hapishaneler tarihinde en büyük katliam olan 19 Aral›k Katliam›’n›n y›ldönümü yaklafl›yor. 7 y›ld›r devam eden tecridin ise baflar›l› olmad›¤› Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri (PfiTA) ve Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsaklar› Aileleri’nin yapt›¤› etkinlikle bir kez daha ortaya kondu. 7 y›l boyunca tecrit alt›nda F Tipi hapishanelerde kalan ve geçti¤imiz aylarda tahliye olan Bayram Kama ve Hasan Rüzgar, 2 ve 3 Aral›k günlerinde yap›lan sempozyumlarda konuflma yapt›. 2 Aral›k Cumartesi günü ‹stanbulTaksim’deki Yap›-Kültür Sanatevi’nde yap›lan etkinlikte aç›l›fl konuflmas›n› yapan A¤ca Kaplan; bugün tecrit koflullar›n›n üstüne bir de keyfi verilen disiplin cezalar›n›n ve uygulamalar›n bindi¤ini belirterek tüm aileleri ve duyarl› insanlar› içerdeki tutsaklar›n bu direnifllerine destek olmaya ça¤›rd›. Konuflmalar›n›n ard›ndan Yap› Kültür Sanatevi taraf›ndan haz›rlanan “Çocuklar›ndan Do¤an Analar” adl› belgesel gösterildi. Belgesel gösteriminin ard›ndan söz alan Bayram Kama; Önemli olan devrimci olmak ve devrimci kalmak dedi. Hasan Rüzgar da sözlerine k›saca
19 Aral›k Katliam›’n› getiren koflullar› anlatarak bafllad›. Hapishanelerin neticede devrimci kiflili¤i ezmek ve sistem yanl›s› bir kiflilik kazanmak için kuruldu¤unu belirten Rüzgar; buna ba¤l› olarak d›flar›da da insanlar›n çevrelerine yabanc›laflabildi¤ini ve yaln›zlaflabildi¤ini söyledi.
Mesele ortak olunan noktalar› tart›flmak 3 Aral›k Pazar günü Okmeydan›’nda bulunan Ovac›kl›lar Derne¤i’nde düzenlenen etkinlikte ise konuflmac›lar de¤iflirken Hasan Rüzgar ve Bayram Kama yine tecridi bugüne kadar en uzun süreli yaflayan iki eski tutsak olarak konuflmac›yd›. Konuflmalar s›ras›nda F tipi sald›r›s›n›n devrimcilere yönelik gerçekleflti¤i vurguland›. Ayr›ca aile örgütlenmelerinin misyonu üzerine gerçekleflen canl› tart›flmalarda ise aile örgütlerinin tek bafllar›na olamayaca¤›n›n ve bunun için aile örgütlerinin tüm duyarl› insanlar› kucaklamas› gerekti¤inin, baflka türlü ise d›flar›da tecride karfl› yükseltilen mücadelenin ailelerin omuzlar›nda kalaca¤› beyan edildi. Canl› tart›flmalar›n ard›ndan etkinlik Grup Munzur’un verdi¤i dinleti ile son buldu. (‹stanbul)
Aral›k ay› boyunca süren ve de PfiTA (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri) ve YDTAB (Yeni Demokrasi Tutsak ve fiehit Aileleri Birli¤i) taraf›ndan birlikte organize edilen faaliyetler kapsam›nda, 9 Aral›k’ta Sar›gazi DHP’de bir de panel düzenlendi. Saat 17:30 civar›nda bafllayan ve H›d›r Sabur’un yönetti¤i panele, Bayram Kama, Yusuf Can ve Hasan Rüzgar konuflmac› olarak kat›ld›lar. 19 Aral›k Katliam›’nda ve ÖO’nda, yeflermek üzere topra¤a düflenlerin flahs›nda, tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan etkinlikte, panele geçilmeden önce, 19 Aral›k Katliam›’n› aktaran bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Panelde ilk sözü Bayram Kama alarak, aile örgütlülü¤ünün önemine, F tipi hapishanelere ve buradaki koflullara de¤indi. Buradaki uygulamalar›n, d›flar›dakilere karfl› bir tehdit olarak hayata geçirildi¤ini de vurgulayan Kama, patron-a¤a devletinin, flehit ve tutsaklar›n sahiplenilmesini istemedi¤ini, ancak birlikte hareket edildi¤inde sald›r›lar›n püskürtülece¤ini söyledi. Ard›ndan söz alan Hasan Rüzgar ise, devrimci tutsaklar›n F tiplerinde teslim al›namad›klar›n›n alt›n› çizdi. Son konuflmac› Yusuf Can aile örgütlülüklerinin ve de genel anlamda d›flar›daki sahipleniflin önemine vurgu yapt›. (Kartal)
Yaşar İnce’nin tedavisine idare engeli! Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan TKP/ML dava tutsa¤› Yaflar ‹nce gazetemize yönelik yazd›¤› bir mektupta yaflad›¤› sa¤l›k s›k›nt›lar›n› ve idarenin tutumunu anlatt›. Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne gelmeden önce de belli s›k›nt›lar yaflad›¤›n›, tedavi sürecinin devam etti¤ini, Temmuz 2006 tarihinde Sincan’a gelmesinin ard›ndan tüm rahats›zl›klar›, aciliyet gerektiren ve müdahale edilmesi zorunlu olanlar hakk›nda revir doktorunu bilgilendirdi¤ini belirterek; “Hepatit B tafl›y›c›s› oldu¤umu, kalpte 2. dereceden mitral yetmezlik oldu¤unu ve flikayetlerimin artt›¤›n›, son zamanlarda artan kar›n a¤r›lar› oldu¤unu ve ciddi ba¤›rsak sorunlar›m›n oldu¤unu müdahale gerek-
tirdi¤ini, ülser bafllang›c› ve reflü teflhisi kondu¤unu, tedavinin yar›da kald›¤›n›, böbrekte tafl oldu¤unu, belde f›t›k teflhisi kondu¤unu belirttim. Bunun üzerine A¤ustos bafl›nda Genel Dahiliye’ye sevk yaz›ld›. Özellikle de sevkin aciliyetini belirtmemize ra¤men, A¤ustos ortalar›nda ancak götürüldüm. A¤ustos sonuna do¤ru Hepatit B için yap›lmas› gereken tetkikler yap›lm›flt›. Buna ra¤men 6 Eylül’de sevk yap›ld›. 6 Eylül günü de askeri personel hastane sevklerini iptal etti. Askeri personelin her zamanki gerekçesi ‘yo¤unluk’, ‘personel yetersizli¤i’ vs. fleklinde oluyor. Ayn› flekilde revir doktorunun tetkik sonuçlar›na bakarak ‘sonuçlar iyi, herhangi bir fleyin yok’
demesi, daha sonra uzman›ndan alaca¤›m›z de¤erlendirmelerle çarp›c› olmaktad›r” demektedir. 18 Eylül’de sonuçlar›n uzman›na gösterildi¤inin, Ankara Numune Hastanesi’nde ilgili doktorun raporlara bakt›¤› anda ‘neden bu hasta daha önceden getirilmedi, Hepatit de¤erleri yükselmifl. Zaman kaybetmeden Ankara Yüksek ‹htisas Hastanesi’ne baz› tetkikler için götürülmeli ve sonuçlara paralel müdahale etmeliyiz’ sözlerinin hapishane idaresi, revir doktoruna iletti¤inin, buna ra¤men sevkin 17 Ekim tarihine kadar uzat›ld›¤›n›n alt›n› çizen ‹nce, bu gecikmelerden kaynakl› yaflanan sorunlar›n sorumlusunun hapishane idaresi oldu¤unu da sözlerine eklemektedir.
TECRİTTE BİR ÖLÜM DAHA! Mardin’in Midyat ilçesinde bulunan M Tipi Kapal› Hapishanesi’nde bulunan PKK Dava Tutsa¤› ‹smet Acar (30) tek bafl›na kald›¤› hücresinde 2 Aral›k Cumartesi sabah› ölü bulundu. Acar ailesi hapishane yönetiminin kendilerini arayarak “‹smet kendini ko¤uflta çamafl›r ipiyle asarak intihar etmifl” dedi¤ini belirtti. Yaflanan intihar olay›na iliflkin bilgi veren ‹smet Acar’›n akrabas› Bilen Akyol, Acar’›n hapishaneye girdikten sonra ruhsal anlamda problemler yaflad›¤›n› ve bu nedenle kendini asm›fl olabilece¤ini belirterek, “hapishane yönetimi bize psikolojik sorunlar›n›n oldu¤unu ve intihar etti¤ini söyledi. Bunun d›fl›nda hiçbir fley söylemediler” dedi. “Çamafl›r ipiyle kendini ast›” aç›klamas›n›n tatmin edici olmad›¤›n› söyleyen Akyol “psikolojik sorunlar› olan biri hücrede tek bafl›na nas›l tutulur” diyerek konunun sonuna kadar takipçisi olacaklar›n› belirtti. Acar’›n cenazesi hapishane savc›s›n›n yapt›¤› ilk incelemenin ard›ndan otopsi yap›lmak üzere Diyarbak›r Adli T›p Kurumu’na, buradan da defnedilmek üzere Midyat’›n Toptepe (Nebile) köyüne götürüldü. (H. Merkezi)
“Ses verin sesimiz birleşsin” TAYAD’l› aileler, 1 Aral›k Cuma günü saat: 13.30’da Buca Forbes Caddesi’nde tecridin kald›r›lmas› için devam ettikleri 3 günlük süresiz açl›k grevi direniflinin 193. gününde 40’a yak›n zab›tan›n sald›r›s›na u¤rad›lar. Sald›r› s›ras›nda Hüseyin Aygündüz, Arif Pelit ve Ömür Cerraho¤lu zab›talar›n sald›r›s› sonucunda çeflitli yerlerinden yaraland›lar. Kararl›l›¤› k›ramayaca¤›n› anlayan devletin kolluk güçleri ayn› gün gece saat 23.30’da ayn› yerde, ayn› tezgâhla, yine zab›talarla kolluk güçleri eflli¤inde bir sald›r› gerçeklefltirildi. Yine pankart, dövizler ve eflyalar talan edilerek al›nd›. Orada bulunan kifliler yerlerde sürüklendi, dövüldü ve tartakland›. Bunun üzerine 2 Aral›k Cumartesi Kemeralt› giriflinde “F Tipi Hapishanelerde tecride son” yaz›l› pankartla yap›lan bas›n aç›klamas›nda TAYAD’l› aileler bask›lara karfl› y›lmad›klar›n› ve tecrit kalkana kadar direnifllerine yine ayn› yerde devam edeceklerini duyurduktan sonra oturma eylemine geçtiler. Eylem, sloganlar›n ard›ndan sona erdirildi. (‹zmir)
11
63
15-28 Aralık 2006
Tutsakların kaleminden... Hapishanelerin, devrimcileri politik düflüncelerinden koparmaya yetmedi¤i koflullarda, ço¤u kere iflkence ve katliamlara varan sald›r›lar›n ve F tipleriyle birlikte yo¤un bir tecrit uygulamas›n›n yap›ld›¤›n› biliyoruz. F tipleriyle yo¤unlaflt›r›lan sald›r›lar sadece tecrit, tredman politikalar›yla de¤il, zamana yayarak devrimci tutsaklar›n fiziki olarak çürütülmesi, yok edilmesi amaçlar›yla da öne ç›kmaktad›r. Bu paralelde devrimci tutsaklar›n sa¤l›k sorunlar›n›n çözümünün ve tedavilerinin önündeki engeller her geçen gün art›r›lmaktad›r. Kameral› ring dayatmas›na karfl› devrimci tutsaklar›n tav›rlar› bahane denilerek muayene ve tedavilerinin engellenmesi en s›k yaflanan hak gasplar›ndan biridir. Yine hastane doktorlar›n›n koordineli plan ve sald›r›lar›n bir parças› olarak tutsaklar›n kelepçelerini açt›rmamas›, muayene ve tedaviyi engelleyici tutumlar› s›kl›kla yaflanan sorunlardan bir di¤eridir. Süreklileflen disiplin cezalar›, yeni yeni yasak ve s›n›rlamalarla her geçen gün tecrit koyulaflt›r›lmakta, bununla yetinilmeyip tedaviler engellenerek fiziki imhalar hedeflenmektedir. Bu noktadaki tüm yaflamsal giriflimler sonuçsuz kal›rken, yasalarda dahi yer alan t›bbi zorunluluklar yerine getirilmemektedir. Bunun en aç›k örneklerinden baz›lar› da Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan TKP/ML dava tutsaklar› Yaflar ‹nce ve Kemal Ertürk’ün yaflad›¤› ciddi sa¤l›k sorunlar› ve bunlar›n tedavisi önüne getirilen engellerdir. Yaflar ‹nce’nin durumu kendisinin yazd›¤› ve yay›nlad›¤›m›z mektubunda da özetlenmektedir. A¤›rlaflt›r›lm›fl müeb-
bet hükümlüsü olarak, s›n›rl› sürelerle havaland›rmaya ç›kar›ld›¤› tek kiflilik hücrede tutulan Kemal Ertürk de ciddi sa¤l›k sorunlar› yaflamaktad›r. Ertürk’ün daha öncesinde yapt›¤› ölüm s›n›rlar›na dayanan SAG eylemi nedeniyle bünyesinde oluflan hasarlar, tecrit koflullar› içerisinde, tedavinin önündeki engellerle beraber zamanla ilerleyerek bir tak›m hastal›klar›n geliflmesine ve kal›c›laflmas›na yol açm›flt›r. fieker hastal›¤›ndan flüphelenilmesi nedeniyle ilk olarak testler için hastaneye gitti¤inde “bir fleyin yok, sonuçlar normal” denilerek tedavisi geciktirilen Ertürk, aradan 1 y›l gibi bir zaman geçtikten sonra baflka baz› testler için hastaneye gitti¤inde gizli fleker ve yüksek tansiyon tespit edilmifltir. Bundan dolay› gözlerinde bir rahats›zl›k geliflmifl ve bafllang›ç aflamas› geçti¤i için bir fley yap›lamam›flt›r. fieker, yüksek tansiyon, mide ve ba¤›rsak rahats›zl›klar› nedeniyle sürekli olarak bafl ve kas a¤r›lar›, halsizlik, yorgunluk, atefllenme, gözlerde bulan›kl›k ve uykusuzluk yaflayan Ertürk’ün hapishanede kalmas› bile önemli bir risk oluflturuyorken, tek kiflilik hücrede a¤›r tecrit koflullar› alt›nda tutuluyor olmas› devletin devrimci tutsaklar üzerindeki imha politikalar›n›n aç›k bir kan›t›d›r. Ayr›ca Haziran 2005’te yürürlü¤e giren TCK, C‹K sonras›nda çeflitli disiplin cezalar›yla; haberleflme, ziyaret vb. haklar› sürekli olarak gaspedilmekte ve tutsaklar y›llar› bulan cezalarla karfl›laflmaktad›rlar. Hatta birçok tutsak “flartla sal›verilme” süreleri doldu¤u halde disiplin cezalar› nedeniyle tahliye edilmemekte ve fiili olarak ikinci bir ce-
zaland›rmayla tutsaklar üzerindeki bask›lar art›r›lmaktad›r. Son süreçte burada yaflanan hak gasplar›, verilen disiplin cezalar› vb. de flunlard›r: - Lübnan ve Filistin iflgaline karfl› dayan›flma amac›yla gerçeklefltirilen üç günlük AG nedeniyle K. Hasan Çoban, Mustafa Demirda¤, Ümit An, Kenan Özyürek ve daha onlarca tutsa¤a 1 ay mektup ve 3 ay aç›k görüfl yasa¤› verildi. - Yine 10.09.2006 tarihinde “kap›lara vurmak ve slogan atmak” gerekçesiyle 60’dan fazla tutsa¤›n bir k›sm›na 1 ay görüfl ve 3 ay aç›k görüfl, bir k›sm›na ise 1 ay mektup ve 3 ay aç›k görüfl yasa¤› verildi. - Yine Yaflar ‹nce’nin d›flar›daki abisine gönderdi¤i taahhütlü mektubun 10 sayfas› al›narak “kaybedilmifltir”. - Ümit An’›n 29.09.2006 ve 7.11.2006 tarihlerinde iki kez üst üste, kameral› ring dayatmas›na tav›r alaca¤›, protestoda bulunaca¤› gerekçesiyle jandarma taraf›ndan hastaneye götürülmeyerek tedavi hakk› engellenmifltir. Yine birçok tutsak da benzer engellerle karfl›laflmakta ve tedavileri engellenmektedir. - Engin Aslan, 6.10.2006 tarihinde kameral› ring dayatmas› sonucu jandarma taraf›ndan hastaneye götürülmemifl ve hücreye dönüflte, X-Ray cihaz›n›n bulundu¤u noktadaki aramada sözlü ve elle cinsel tacize u¤ram›fl ve buna karfl› ç›kmas›, tepki göstermesi üzerine gardiyanlar›n fiziki sald›r›s›na u¤ram›fl, vücudunda ezik ve s›yr›klar oluflmufltur.
Haziran 2005’te yürürlü¤e giren TCK, C‹K sonras›nda çeflitli disiplin cezalar›yla; haberleflme, ziyaret vb. haklar› sürekli olarak gaspedilmekte ve tutsaklar y›llar› bulan cezalarla karfl›laflmaktad›rlar. Hatta birçok tutsak “flartla sal›verilme” süreleri doldu¤u halde disiplin cezalar› nedeniyle tahliye edilmemekte ve fiili olarak ikinci bir cezaland›rmayla tutsaklar üzerindeki bask›lar art›r›lmaktad›r.
TUYAB’l›lar F tiplerinin ve tecridin tutsaklarda yaratt›¤› fiziksel ve psikolojik tahribatlar› anlatarak d›flar›dakiler olarak tecride karfl› mücadeleyi büyütme ve her alanda destekleme ça¤r›s›nda bulundular.
“Bir sorun varsa devlet çözer”
“1- 15 kifliden az olan mekanlar tecrit kabul edilmektedir. Hücre tipi F ve D tipi hapishaneler bu esasa uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemeler yap›lana kadar hücre kap›lar› aç›k tutulmal›d›r. 2- C‹K de¤ifltirilmelidir. ‹çinde TTB, ÇHD gibi oluflumlar›n kurumlar›n oldu¤u gözetiminde yeniden yap›land›r›lmas›n› istiyoruz. 3- Tutuklular›n tüm haklar›n›n koflulsuz kullan›m› sa¤lanmal›d›r. 4- Ba¤›ms›z ‹zleme Kurulu oluflturulmal›d›r. Bu kurul, tutuklu ve hükümlü yak›nlar› ‹HD, TTB, ÇHD, TBB ve ayd›n-sanatç›lardan oluflturulmal›d›r” talepleriyle DKÖ’ler, Adalet Bakanl›¤›, milletvekilleri ve siyasi partilerle görüflmelerde bulunmak için yola ç›kan TUYAB’l›lar 4 Aral›k’ta yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla Ankara’ya gelifllerini duyurdular. Aç›klaman›n ard›ndan KESK,
D‹SK, TMMOB, TTB, siyasi partiler vb. kurumlarla temaslar›na bafllayan TUYAB’l›lar F tiplerinin ve tecridin tutsaklarda yaratt›¤› fiziksel ve psikolojik tahribatlar› anlatarak d›flar›dakiler olarak tecride karfl› mücadeleyi büyütme ve her alanda destekleme ça¤r›s›nda bulundular. Gündemden düflürülmeye çal›fl›lan bu sorunu halk›n gündemine dahil edebilmek ve tecrit gerçe¤ini gözler önüne serebilmek için haz›rlad›klar› “Cezaevleri Gerçe¤i” bafll›kl› raporu sunan aileler genel olarak olumlu karfl›land›lar. 5 Aral›k’ta kitle örgütleriyle görüflmeler devam ederken Adalet Bakanl›¤›’na ba¤l› Ceza ve Tevkif Evleri Güvenlikten Sorumlu Daire Baflkan› Türker Tok ve CHP milletvekili Meclis Geçmifl Dönem ‹nsan Haklar› Komisyonu Üyesi Yüksel Çorbac›o¤lu’yla da görüflerek taleplerini ve raporu sundular. Yüksel Çorbac›o¤lu, soruna iliflkin geçmifl dönemde de çal›flma-
lar yapt›klar›n› anlatt›. Görüflmede Çorbac›o¤lu, ailelerin önerilerini dinledi ancak somut bir fley söylemedi. Türker Tok’la randevusuz görüflen TUYAB’l›lar taleplerini ilettiler. Hapishaneler sorununun çözülmesi için en önemli ad›m› atacak yerlerden birinin baflkan› olan Türker Tok, sorunun kendilerini ve Adalet Bakanl›¤›’n› aflt›¤› gerçe¤inin alt›n› çizdi. Devletin büyüklü¤ünden, adaleti ve merhametinden bahseden Tok, 7 y›ll›k süreçte yaflananlar› bilmiyormuflças›na hapishanelerde yaflanan yasaklar›, bask›lar›, insanl›k-d›fl› muameleleri ve iflkenceleri “bir sorun varsa devlet çözer” ifadesini kullanarak yan›tlarken nas›l bir “çözüm” oldu¤unu belirtmedi. Ankara’daki görüflmelerini sona erdiren TUYAB’l›lar ‹stanbul’a dönerek daha önceden belirlemifl olduklar› eylem takvimine göre hareket edeceklerini belirttiler.(Ankara)
15-28 Aralık 2006
12
63
F Tipleri toplumsal muhalefete yöneliktir! Avrupa standartlar›nda uygulanan faflizmi uygulamak ve ayn› zamanda Türkiye’de yükselen devrimci mücadelenin önderlerinin büyük bir k›sm›n› etkisizlefltirmek, düflünme yetilerini yok etmek için egemenlerin topyekûn bir sald›r›s›yd›. Devrimciler ve halk katmanlar› bu sürece ellerinde bulunan güçleriyle karfl› koymaya çal›flt›lar ve bu süreç devam ediyor hala. Ezilen kitleler bu sürece daha etkin müdahale edip kat›labilirdi. Bu istenilen düzeyde olmad›. Egemenler bu süreci ince-ince örerek ve f›rsatlar› de¤erlendirerek kendisine uygun koflullar yaratt›. Bunu yaparken burjuva medyay› hayli etkin kulland›. Bu da halkta büyük yan›lsamaya yol açt›. Süreç devam ediyor ve mutlaka bu haks›z dengeler yer de¤ifltirecektir. ‹K okuru bir esnaf *** Türkiye Devrimci Hareketi’ni ve kitleleri tasfiyeye yönelik bir harekettir F tipleri ve amaçlanan da budur. F Tipi hapishanelerde tutsaklar›n d›flar›yla iliflkisi kesilmek isteniyordu. Devrimcilere beslenen destek verilmedi¤i için gerçek anlamda bir bütün olarak yan›t olunamad›. Ancak di¤er taraftan Türkiye devrimci hareketi hem ideolojik hem de politik olarak iradelerinin teslim al›namayaca¤›n› ortaya koymufllard›r. Kitlelerin süreci daha canl› tutulmal›, iyi gözlem ve tahliller yap›lmal›yd›. Böylesi bir fley olsayd› süreç bugün daha farkl› olabilirdi. Bugün tecridin kalkmas› için iyi bir halk örgütlülü¤ünün olmas› gerekiyor. Örgütlülük ve destek olmadan de¤iflimi istemek çok zor. Bir ‹K okuru
*** Gerek içerde gerekse de d›flar›da örgütlerin, Komünist Partisi ideolojikpolitik-siyasal bir ivme kazanmas› ayn› zamanda belli bir güç oluflturmas› devlet aç›s›ndan kabul edilir bir gücün üstüne ç›kmas›, faflizmin gerçek yüzünü ortaya daha vahfli ve kan içici bir biçimiyle ortaya ç›kard›. Faflizmin kap›s›na dayanan bu tehdidi kabul etmesi s›n›f mücadelesinin do¤as›na terstir. Faflizm kendini hem içerde hapishanelerde hem de d›flar›da iflçi s›n›f›, emekçiler, köylülük içinde ortaya koydu. 19 Aral›k katliam›n›n amac› esas›nda devrimcileri yok etmek çok özelde ise devrimci komünist önderleri imha etmekti. Ancak baflar›l› olamad›lar. Devrimciler sürece yan›t oldular bu direnifller. Bu direnifllerin uzunlu¤undan da anlafl›l›r bir durumdur. Devrimciler süreci ideolojik-politik olarak kazand›lar, teslim olmad›lar, teslim ald›lar düflman›. Faflizm istedi¤i fleyi baflaramad›. D›flar›daki örgütlülü¤ün kitleleri harekete geçirme noktas›nda eksiklikleri vard›. D›flar›daki örgütlü hareketlerin (örgütlerin) sürece çok yönlü ve etkin bir flekilde müdahalesi gerekirdi. Bugün tecridin kald›r›lmas› için gerçek anlamda hem demokratik kitle örgütleri hem de örgütler ve Komünist Partisi kendilerini iyi toparlamal›, örgütlemeli ve bunlar üzerinden en genifl kitle y›¤›nlar›n› örgütleyip harekete geçirmelidir. Son olarak flunlar› söylemek daha do¤ru olur. Peru’da Gonzalo yoldafl hala tecrit alt›nda, buna ra¤men teslim al›namam›flt›r. Devrimci iradeyi-gücü teslim alamad›klar› yerde faflizm istedi¤i kadar “teslim ald›k” diye naralar ats›n; as›l teslim al›nan yok edilen faflizmin ve her türden gericili¤in ta kendisi-
dir. Peru’da Gonzalo’yu hücrelerde teslim alamad›lar, Türkiye’de F tiplerinde devrimci ve komünist tutsaklar› teslim alamad›lar. Kitlelerle örgütlenen bir güç teslim al›namaz ve bu gücün de¤ifltiremeyece¤i hiçbir fley olmaz. Bir ‹K okuru *** Türkiye’deki faflist diktatörlük insanlar›n örgütlülü¤üne tahammül edemiyor. Tahammülsüzlü¤ü korkular›d›r. Bu nedenle de devrimci örgütlülü¤ü ele geçirmek için hapishanelerde tutsaklara, d›flar›da ise kitlelere azg›nca sald›rd›. F tiplerinin amac› ise toplumsal muhalefeti bast›rmakt›. 19 Aral›k katliam› devrimcileri komünistleri yok etmek, bu tutumuyla da kitlelere en vahfli faflizan tutumunu gözler önüne sererek gözda¤› vermekti. Ancak ne kitleleri ne de devrimcileri teslim alamad›lar. Yaflanan katliamlara ra¤men kitleler de, devrimciler de birlik beraberlik ruhunu yans›tt›lar fakat kitleler nezdinde bu yeterli de¤ildi. Faflizm katlettikçe, flehitlerimiz ço¤ald›kça gücümüz inanc›m›z daha da art›yordu. Böylesi süreçlerde kitleleri iyi örgütlemeli özellikle de gençleri iyi örgütlemek gerekiyor. Mao’nun dedi¤i gibi “Gençlik kiminse gelecek onundur.” Gençli¤i devrimcili¤e-örgütlülü¤e yak›nlaflt›rmak ve örgütlü devrimciler haline getirmek bizler için çok önemli. Sistemin eline düflen gençlik yozlaflt›r›l›p sindiriliyor. Yarataca¤›m›z güçlü örgütlülükle, p›r›l p›r›l gençli¤imizle tecridi de F tipi hapishaneleri de kald›rmak mümkündür. ‹K okuru bir esnaf
Filistin halk› yaln›z de¤ildir! 29 Kas›m “Filistin halk›n›n mücadelesiyle dayan›flma günü” ve Filistin halk›n›n Siyonist iflgal karfl›s›ndaki direniflini, tafl generallerle intifadaya çevirmesinin y›ldönümü nedeniyle; FHDD taraf›ndan 2 Aral›k Cumartesi günü Taksim Tramvay Dura¤›’nda meflaleli bir eylem gerçeklefltirildi. Partizan, ESP, Mücadele Birli¤i, HKM, Kald›raç gibi kurumlar›n da destek verdi¤i bas›n aç›klamas›nda çeflitli dillerde ‘Geçemeyeceksiniz!’ pankart aç›ld›. Pankart›n arkas›nda meflalelerle yer alan kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› FHDD Baflkan› Füsun Band›r
yapt›. Band›r, aç›klamada 29 Kas›m 1987 tarihinin ‹srail’in kuruluflunu protesto etmek için meydanlar› dolduran Filistinlilere karfl› sald›ran Siyonist ‹srail ordusuna, tafllarla yan›t verilen ve tam yedi y›l süren 1. ‹ntifadan›n bafllang›ç günü oldu¤unu söyledi. “1. ‹ntifadan›n üzerinden 19 y›l geçmifl olmas›na ra¤men Filistin halk› hala topraklar› ve özgürlü¤ü için direnifline devam ediyor. Milyonlarca sürgün, binlerce flehit ve tutsak vermesi Filistin halk›; özgür, demokratik, ba¤›ms›z Filistin isteminden asla vazgeçmedi” denilen eylemde ‘Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak’, ‘Filistin halk› yaln›z de¤ildir!’ sloganlar› at›ld›. Çevredeki halk taraf›ndan ilgiyle takip edilen eylem Koma Dengi Hevi’nin, Lübnanl› sanatç› Marcel Halifi’nin söyledi¤i Arapça bir ezgiyle son buldu. (‹stanbul)
Dikmen halk› Gökçek’e s›n›r çizdi
Dikmen Vadisi halk›, vadinin 3. etab›n›n sonunda devam eden inflaat alan›nda zincir oluflturarak, Ankara Büyükflehir Belediye Baflkan› Melih Gökçek’in bu s›n›rdan içeri giremeyece¤ini söylediler. Dikmen Vadisi halk› 3 Aral›k Pazar günü Bar›nma Hakk› Bürosu’nun yan›na y›k›k gecekondular›n malzemelerinden toplant› salonu yapt›lar, büronun önüne de beton döktüler. Büro önünde toplanan yüzlerce mahalleli Vadi’nin henüz tamamlanmam›fl olan 3. etab›na do¤ru yürüyüfle geçtiler. “Gökçek flafl›rd›n, sabr›m›z› tafl›rd›n”, “Gökçek istifa” sloganlar›n› atarak inflaat alan›na ulaflt›lar. “Gökçek haddini, hududunu, s›n›r›n› bilecek” diyen Vadi halk›, Gökçek’i oluflturduklar› s›n›rdan ötedeki mahallelerine sokmayacaklar›n› söylediler. Mahalleli ad›na konuflan Tar›k Çal›flkan 30 y›ld›r oluflturduklar› evlerini, bar›nma haklar›n› istediklerini söyleyerek, Gökçek’in herkese yalan söyledi¤ini dile getirdi. Çal›flkan, “Gökçek mahallenin %85’i ile sözleflme imzalad›¤›n› söylüyor. Biz buraday›z, sen neredesin” diye seslendi. “Bu insanlar 9 ayd›r rahat uyuyamad›, yüzleri gülmedi. Buna ne Gökçek’in ne de iktidar›n hakk› vard›r. Bundan sonra Ankara ve Türkiye, Dikmen Vadisi halk›n›n sesini duyacak” diyen Çal›flkan, Vadi’nin bundan sonra Gökçek’e kapal› oldu¤unu söyledi. Çal›flkan Dikmen Vadisi halk›n›n ma¤duriyetini ortadan kald›racak politikalar gelifltirilinceye kadar, belediye ekiplerini mahalleye sokmayacaklar›n› vurgulad›. (Ankara)
13
63
15-28 Aralık 2006
“Anti-emperyalistler yarg›lanamaz!”
BOP gibi baz› projelerinin aç›lmas› ile neo-liberal politikalar›n devam›n›n emperyalist sald›r›lar oldu¤unu gösteren egemenler kendilerini protesto etmek için Ankara’da toplananlara sald›rm›fl, bunun sonucu olarak 18 antiemperyalist tutuklanm›flt›. 4 Aral›k Pazartesi günü AKP fiiflli ilçe binas› önünde toplanan BDSP, ESP, ILPS, HÖC, HKM ve di¤er antiemperyalist kurumlar konuya iliflkin
yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla durumu protesto etti. Saat 13:00’da toplanan kitle burada “Anti-emperyalistler yarg›lanamaz” yaz›l› pankart açarak sloganlar efli¤inde aç›klamalar›na bafllad›. Kitle ad›na aç›klama yapan Hakan Dilmeç; Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi (GOP) ile Türkiye’ye fazlas›yla rol düfltü¤ünü, Ortado¤u olarak adland›r›lan co¤rafyada çok daha genifl bir bölgeye
Derdimizi kime yanalım? Biz göçmen iflçileri olarak derdimizi kime anlatal›m bilemiyoruz. Ben 2005 y›l›nda Rusya’da çal›flt›m. Bize dediler ki, 1000 dolar maafl ve 8 saat mesai, 8 saatin d›fl›nda mesai, %50 zaml›. Emir Y›lmaz isimli flah›s bizi 3 ay Rusya’ya götürdü. 3 ay çal›flt›k geri geldik bize 1 maafl›m›z› vermediler, içerde tuttular. Adana’daki Bülent, Kenan, Cemal ve ismini sayamad›¤›m yüzlerce kifli maafl›n› alamad›lar. Biz bu y›l 21.08.2006 günü çal›flmak için ayn› adamla gitmeye karar verdik. Yine bize “2 y›l iflçi vizesi ve 1000 dolar ayl›k verece¤iz” dediler. fiirket el de¤ifltirmifl, her fley dört dörtlük diyerek 25 kifliyi kand›r›p yine ayn› firmayla götürdü. Biz kalan ayl›¤›m›z› al›r›z diye düflünürken Emir Y›lmaz Bey me¤erse firmayla anlaflm›fl. Firma sahibi Ahmet Alt›ok Kayserili orta¤› var bir de Adana’n›n mafyalar›ndan biri. Biz 21.08.2006’da Moskova’ya getirildik. Biz 2005 y›l›nda geldi¤imizde grev yapm›flt›k, grev sayesinde bir tak›m haklar›m›z› alabilmifltik. 36 insan küçücük yerlerde yat›yordu, yemekler iyi ç›km›yordu, tuvaletlerde kap›, pencere yoktu, çal›flt›¤›m›z bölgede tuvalet yoktu, banyolarda kap› yoktu, nereye baksan sorun ben Dersimli olarak elime k⤛t, kalem al›p bir liste haz›rlad›m. Bu sorunlar› çözün yoksa ifle ç›km›yoruz dedik. fiantiye fle-
fi dâhil bütün yetkililer geldiler. fiantiye flefi Ramazan Bey ba¤›rarak “Sizin sözcünüz kim?” dedi. Arkadafllar beni önerdi. Bana “sen nerelisin?” diye sordu ben de; “Benim nereli oldu¤um önemli de¤il önemli olan ikimizin de iflçi olmas›” dedim. Benim kalfa Emir Bey hiç beklemeden lafa girdi “Hasan arkadafl Tuncelilidir” dedi. fiantiye flefi de “desene tam yerindesin” dedi. Biz 3 gün ifle ç›kmad›k. Bütün haklar›m›z› ald›k. Banyoya kap› tak›ld›, tuvalet yap›ld›, yemekler düzeldi, 36 kiflilik ko¤ufllar 8 kiflili¤e indirildi. Baya¤› düzelttik, en az›ndan oradaki 300 insan için çok iyi oldu. Biz bu y›l gittik ki flartlar eskisinden çok kötü. Geçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da banyo kap›lar› yok. ‹flçi hasta olunca 100 rubleyi çok görüp vermiyorlar. Hiçbir yere baflvuram›yorsun. Karakol yok, devlet yok, konsolos yok. En son firma çal›flan› iki arkadafl›m›z iskeleden düflüp hayat›n› kaybetti. Benim elim k›r›ld›. Recep kalfa ölenler için “bunlar burada çal›flm›yor, biri benim ye¤enim, bunlar çal›flmaya de¤il misafirli¤e geldiler” dedi. Arkadafllarla konuflup iskeleden düflüp öldüler dedi ve firmay› kurtarmaya çal›flt›. Bizi de 3 ay çal›flt›r›p “paran›z› hesab›n›za yat›raca¤›z” dediler ve hala bekliyoruz… Çukurova’dan göçmen iflçiler ad›na Kirve
emperyalistlerce sald›r› ilan edildi¤ini belirtti. NATO, IMF, DB gibi pek çok emperyalist kurumun sözcülü¤ünü yapan Kofi Annan’›n Türkiye’yi ziyaretini protesto etmek için Ankara’da toplanan devrimci, demokrat, sosyalist ve anti-emperyalist insanlar›n önüne panzerler ve gaz bombalar›yla ç›k›ld›¤›n› söyleyen Dilmeç, yap›lan sald›r›dan sonra 18 kiflinin tutuklanarak F tiplerine yerlefltirildi¤ini, burada bu arkadafllar›n 3 ayl›k bir süreyi doldurmas›na karfl›n daha halen bir soruflturma fezlekesinin bile haz›rlanmam›fl oldu¤una dikkat çekti. (‹stanbul)
Tutsak anti-emperyalistlerle dayan›flma etkinli¤i 5-6 Eylül’de yap›lan eylemlerde tutuklanan 18 anti-emperyalist için Ankara’da dayan›flma etkinli¤i düzenlendi.
“Anti-emperyalistler Yarg›lanamaz” fliar›yla 3 Aral›k günü Ekin Sanat Merkezi’nde düzenlenen Dayan›flma etkinli¤i Emperyalizme ve Siyonizm’e karfl› Ankara Platformu taraf›ndan düzenlendi. 300’ü aflk›n insan›n kat›ld›¤› etkinlik sayg› durufluyla bafllarken emperyalist sald›r› ve iflgale karfl› halklar›n her geçen gün daha da büyüyen direniflinin anlat›ld›¤› sinevizyon gösterimiyle devam etti. Platform ad›na yap›lan aç›klamada antiemperyalist olduklar› için tutuklanan 18 kiflinin yarg›lanamayaca¤› belirtilerek tutsaklarla bu süreçte dayan›flmak gerekti¤i ifade edildi. ‹flçi Kültür Evi Tiyatro Grubu’nun sahneledi¤i oyunu ilgiyle izleyen kat›l›mc›lar, Diyez Müzik Toplulu¤u’nun söyledi¤i türkü ve marfllarla cofltular. Salonda aç›lan dayan›flma stand›nda ise çok say›da kart yaz›larak 6 Aral›k’ta K›z›lay PTT önünde yap›lan kart atma eylemiyle tutsaklara postalad›lar. (Ankara)
14
15-28 Aralık 2006 Meksika’n›n en büyük yerli nüfusa sahip olan Oaxaca eyaletindeki yoksul halk y›¤›nlar›n›n ekonomik-demokratik talepler etraf›nda yükselen eylemleri, Meksika egemenlerinin vahfli sald›r›lar›na sahne olmay› sürdürüyor. Para-militerlerin, çetelerin ve çeflitli polis birliklerinin, Meksika Ordusu’nun da deste¤iyle gerçeklefltirdi¤i vahfli sald›r›lar›n en sonuncusu ise, 25 Kas›m günü gerçekleflti. Eylemlerin bafllamas›ndan bu yana gerçekleflen en kanl› sald›r›lardan biri olan bu son sald›r›n›n bafll›ca amac›, 1 Aral›k’tan önce Oaxaca’daki direnifli bitirmekti. Çünkü bu tarih, bir süre önce gerçekleflen flaibeli baflkanl›k seçimlerinin yine flaibeli “galibi” sa¤c› lider Calderon’un baflkanl›k koltu¤unu devralaca¤› tarih ayn› zamanda. Bilindi¤i gibi bir dizi hile ve yolsuzlu¤un ortaya ç›kt›¤› seçimlerin ard›ndan, milyonlarca seçmen soka¤a dökülerek seçimleri protesto etmifl, ancak Colderon’un seçimin galibi ilan edilmesi engellenememiflti. Colderon’un 1 Aral›k’ta baflkanl›k koltu¤una oturmas› da, seçilmesi kadar “olayl›” gerçekleflti. Seçim öfkesi Meksika parlamentosuna, yumruklaflmalar ve sandalyelerin havaya uçuflmas› olarak yans›d›. Ve Colderon görevi eski devlet baflkan› Fox’dan ancak gece yar›s› devralabildi. Parlamentodaki bu “dalafl” özde Meksikal› egemen s›n›flar›n kendi aralar›ndaki iktidar kavgas›n›n bir parças› olsa da, buradaki yoksul y›¤›nlar›n dinmeyen öfkesi de bu kavgan›n k›z›flmas›nda önemli bir rol oynamaktad›r. Tekrar 25 Kas›m sald›r›lar›na dönecek olursak, Oaxaca halklar›n›n bir halk hareketine dönüflen eylemlerinin çat› örgütü APPO’nun (Oaxaca Halklar› Birli¤i) ça¤r›s›yla 25 Kas›m’da gerçekleflen kitlesel eyleme atefl açan güvenlik güçleri, 3 kiflinin ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmas›na neden oldu. Bu son sald›r›larla birlikte, eylemlerin bafllad›¤› Haziran 2006’dan bu yana yaflam›n› yitirenlerin say›s› 20’ye yaklaflm›fl bulunuyor. 25 Kas›m sald›r›lar› s›ras›nda tutuklanan 159 kifliden 141’nin, kaç›r›l›rcas›na, helikopterlerle bölgenin çok uza¤›ndaki hapishanelere götürülmesi, ayr›ca çok say›da insan›n “kay›p” olmas› ise, sald›r›lar›n di¤er ciddi bir yan›n› oluflturuyor. Meksika hükümetinin, polis güçleri ve çeflitli para-militer güçler arac›l›¤›yla gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar sürerken, Oxacal› emekçilerin mücadelesi, baflta Meksika’n›n en büyük ulusal yerli hareketi EZLN (Zapatista Ulusal Kurtulufl Ordusu) olmak üzere, dünyan›n dört bir yan›ndan destek almay› sürdürüyor. Çok say›da ülkede Oaxacal› halk y›¤›nlar›yla destek eylemleri ve aç›klamalar yap›l›yor. Bu destek ve dayan›flma eylemleri 25 Kas›m sald›r›lar›n›n ard›ndan daha da genifllemifl bulunuyor. Örne¤in yaklafl›k 25 y›ld›r ABD’nin de¤iflik hapishanelerinde idam hücrelerinde tutulan Mumia Abu Jamal de Oaxacal› emekçi y›¤›nlar›na dayan›flma mesaj› gönderenlerden biri. Abu Jamal, “Oaxaca’dan geçen yol” bafll›¤›yla ka-
“TÜM İKTİDAR HALKA!”
leme ald›¤› mesaj›nda, baflta ABD halk›n› olmak üzere, tüm dünya halklar›n› Oaxacal› yoksul y›¤›nlarla dayan›flmaya ça¤›r›yor. Oaxaca Halklar› Birli¤i-Halk Meclisi de 25 Kas›m’da yaflananlar›n hemen ard›ndan, Oaxaca halk›na, Meksika ve dünya halklar›na hitaben, “Tüm ‹ktidar Halka!” bafll›¤›yla yapt›¤› aç›klamada, flöyle sesleniyor:
“Tüm ‹ktidar Halka!” Oaxaca Halklar› Birli¤i-Halk Meclisi- APPO Oaxaca Halk›na, Meksika ve Dünya Halklar›na ve Bas›na APPO taraf›ndan yap›lan bu bas›n aç›klamas›, k›sa bir süre önce halka karfl› gerçekleflen polis sald›r›s›n›n hemen ard›ndan yap›lm›flt›r. Sald›r›, esasl› bir ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal de¤iflim mücadelemiz sürecinde gerçekleflmifltir. Bu mücadeleyi, uzunca süredir içinde bulundu¤umuz ve bizi ezenler taraf›ndan dayat›lan sefaleti ve açl›¤› aflmak için yürütmekteyiz. APPO 25 Kas›m’daki eylem günü çerçevesinde büyük bir protesto gösterisi planlam›flt›. Bu eylem Santa Maria’daki (Oaxaca’ya 12 km. uzakl›kta) eyalet hükümeti binas› önünden yürüyüflle bafllayacakt›. Bu yürüyüfl, ulusal gönüllü polis güçlerinin (PFP) bulundu¤u tarihi kent merkezinde oluflturulacak bir insan zinciri ile son bulacakt›. Ayn› saatlerde PFP Oaxaca flehrinin ana meydan›n› tutmufltu. Oluflturulacak olan insan zinciri, PFP polisi ile her türden kontaktan kaç›n›lmas›n› öngören, bar›flç›l bir tarz ve yöntemle gerçekleflecekti. Ancak dün yaflananlar karfl›s›nda APPO flu aç›klamay› yapmaktad›r: Vali Ulises Ruiz Ortiz, günler öncesinden, 1 Aral›k’tan önce (yeni, resmi olarak seçilmifl ilan edilen Meksika Bafl-
kan› Felipe Calderon’un baflkanl›k koltu¤una oturaca¤› gün) kentte denetimi sa¤layabilmek için bir operasyon gerçeklefltirmeyi düflündü¤ünü ilan etmiflti. PFP polisi- çeflitli polis birlikleri, ücretli cinayet komandolar›, para-militerler ve Ulises Ruiz Ortiz’e (Oaxaca valisi) ba¤l› fliddet gruplar› ile koordinasyon halinde-, günler öncesinden Oaxaca’n›n tarihi meydan›ndaki evlerin çat›lar›nda pozisyonunu alm›flt›. Bu durumla ba¤lant›l› olarak bir çok insandan, çat›lar›n›n izinsiz olarak iflgal edildi¤i flikayetleri ald›k. Buralarda pozisyon alarak beklemelerinin nedeni ise, sosyal hareketimize karfl› sald›r›lar provoke edilmek istenmesiydi. Polisler, katiller ve para-militerler dün çat›lardan insanlar›m›z›n üstüne biber gaz› ve göz yaflart›c› gaz s›kmaya bafllad›lar. Bu olay tam da Oaxaca Halklar› Halk Meclisi Komisyonunun yol kavflaklar›n›n (kent merkezini çevreleyen) ço¤unu geçerek, PFP’yi insan zinciriyle kuflatmaya çal›flmak üzereyken gerçekleflti. Sald›rganlar k›flk›rtma amaçl› bu gazlarla fliddeti körüklemek istiyorlard› -ki bunun ard›ndan hemen zincirlerinden boflald›. Sonras›nda PFP’nin yol kavflaklar›ndan bafllatt›¤› genel bir sald›r› gerçekleflti. Bu sald›r›lar s›ras›nda çeflitli sokaklarda bir araya gelen çok say›da yoldafl›m›z gözalt›na al›nd›. Ayr›ca PFP ve di¤er polis birlikleri ile birlikte hareket eden, ücretli sokak çetelerinin ve para-militer güçlerin do¤rudan gerçeklefltirdi¤i fliddete dönük sald›r›lar› meydana geldi. Bunlar›n birço¤u silahlar›yla APPO üyelerine atefl açt›lar. 4. APPO üyeleri ve eyleme kat›lan halk kesimleri, bu kapsaml› sald›r› karfl›s›nda halka dönük bir katliam› önlemek için, meflru müdafaa haklar›n› kulland›lar. Tafllarla, sopalarla, molotofkokteylleriyle ve birço¤u böyle bir duruma karfl› haz›rl›ks›z oldu¤u için, yol boyunca
63 ellerine geçirdikleri çeflitli araçlarla kendilerini savundular. 5. Elimize ulaflan geçici bilgilere göre, 165 politik tutsak, düzinelerce “kay›p”, yüzlerce yaral› ve say›lar›n› henüz net olarak bilmedi¤imiz ölü var. Bu durum karfl›s›nda Oaxaca Halklar› Halk Meclisi flu aç›klamalar› yapmaktad›r: * Halk›m›z›n yaflamak zorunda b›rak›ld›¤› bu sald›r›y› tüm enerjimizle geri püskürtüyoruz. Tüm bunlar, tarihimizde yaflad›¤›m›z, faflizmin en vahfli dönemlerini hat›rlatmaktad›r. Sosyal, politik ve ekonomik dönüflüm için verdi¤imiz mücadelemizi, halk iktidar› (poder popular) mücadelemizi, daha da güçlendirece¤iz. fiunu bir kez daha ilan ediyoruz ki; Ulises Ruiz Ortiz tiran› vakas›, Oaxaca’ya tekrar daimi bar›fl ve sükûnet gelmesinin bafllang›c› olabilir. Bunu sa¤laman›n koflulu ise, PFP birliklerinin koflulsuz olarak çekilmesidir. Onlar›n geliflinden (Oxaca’ya) beri, Oaxaca’da fliddet ve yönetememe durumu giderek üst boyutlara varm›flt›r. Bizler, Oaxaca halklar›n›n ve APPO’nun mücadelesinin, Oaxaca halk›n› da içine alan bir kitle hareketi oldu¤u tespitini yap›yoruz. Bunun için de flunu ilan ediyoruz ki, kentteki birçok binan›n atefle verilmesi olaylar›, ne APPO’nun yönelimine denk düflmektedir ve ne de APPO bunlarla ilgili karar alm›flt›r. * fiu zamana kadar, Oaxaca, Miahuatlan de Porfirio Diaz hapishanesinde tutulan yoldafllar›m›z, k›sa bir süre önce bilinmeyen bir yere götürülmüfllerdir. Bunlar›n aras›nda Cesar Mateos Benitez ve Jorge Sosa Campos yoldafllar da bulunmaktad›r. Bu naklin hiçbir gerekçesi yoktur ve bununla birlikte temel haklar› çi¤nenmektedir. PFP birliklerinin varl›¤› ve de yaflananlar, Oaxaca eyaletinin yönetilemez oldu¤unu göstermektedir. Oaxaca halk› tekrar huzura kavuflmam›flt›r. * Oaxaca halk›n›n Ulises Ruiz Ortiz’le ilgili mücadelesinin sürece¤ini ilan ediyoruz. Bunun için de, mücadeleye ve eyleme dönük program›m›z› hayata geçirmeye devam edece¤iz. Tüm bunlardan dolay›, Meksika halklar›n› ve tüm dünya halklar›n› dayan›flma eylemlerini sürdürmeye ve halka yönelmifl olan bu kanl› bask›lar› engellemeye ça¤›r›yoruz. Ulusal ve uluslararas› bas›n›n yan› s›ra, insan haklar› örgütlerini, bu kentin yan›nda olmaya ve halk›n temel haklar›na dönük sald›r›lar› a盤a ç›karmak üzere bir barikat örmeye ça¤›r›yoruz. Selamlar 26 Kas›m 2006 Oaxaca Halklar› Birli¤i-Halk Meclisi Not: APPO’nun bu aç›klamas›n› takip eden günlerde hükümetle görüflme yapmak için Oaxaca’ya gelen APPO’nun, aralar›nda Flavio Sosa’n›n da bulundu¤u önde gelen temsilcileri burada tutukland›lar. Böylelikle APPO’nun en az 150 önde gelen faaliyetçisi tutuklanarak, yüksek güvenlikli hapishanelere konulmufl oldu.
15
63
15-28 Aralık 2006
Baker Raporu ABD emperyalizminin krizine ›fl›k tutuyor! ABD emperyalizminin Irak’ta içine düfltü¤ü batakl›k önemli bir gündem olmaya devam ediyor. Irak’ta direniflin oldukça büyümesi ve mücadelenin iç savafl düzeyine yükselmesi, yine ABD baflta olmak üzere “koalisyon” güçlerindeki di¤er ülkelerde iflgal karfl›t› tepkinin halklar›n ba¤r›nda güçlenmesi emperyalizmi zor durumda b›rak›yor. Emperyalizm yaflad›¤› ekonomik, siyasal ve ideolojik krizden ç›k›fl için giriflti¤i Irak iflgaliyle çözüme yaklaflmak bir yana yaflad›¤› krizi de daha da derinlefltiriyor. ABD emperyalizminin Irak’ta halk›n direniflinden kaynakl› bir ç›kmazda oldu¤unu art›k emperyalistlerin ve uflaklar›n›n sözcüleri dahi dillendirmektedir. 19 Kas›m’da BBC’ye aç›klama yapan eski D›fliflleri Bakan› ve Bush’un dan›flman› Henry Kissinger, Irak’ta askeri bir zaferin mümkün olmad›¤›n› aç›klad›. Kissinger iç savafl› ve fliddeti kontrol alt›na alarak demokratik siyasal sürecin bafllamas›n›n mümkün olmad›¤›n› belirtti. Yine savafl›n önemli bir destekçisi olan Cumhuriyetçi senatör John McCain de New York Times’a yapt›¤› aç›klamada Irak’taki ABD askerlerinin yanl›fl bir politika nedeniyle savaflt›¤›n› ve öldü¤ünü aç›klad›. Di¤er bir savafl destekçisi ve Askeri Hizmet Komitesi üyesi Cumhuriyetçi senatör Lindsey Graham ise “Hemen çekilmezsek bu savafl› kaybedece¤iz” dedi. Graham iflgalin bafl›nda ABD’lilerin Ba¤dat’ta aç›k hava pazar›nda al›flverifl yapabildi¤ini ancak flimdi sadece tank›n içinde Ba¤dat’› gezebilece¤ini de aç›klad›. Emperyalizmin bu krizi çözecek iradi bir müdahalede bulunabilmesi de ufukta görünmemektedir. Bunun sonucunda da düne kadar iflgalle tehdit ettikleri Suriye ve ‹ran’dan medet umar bir duruma düflmüfllerdir. BM Sekreteri Kofi Annan 28 Kas›m’da yapt›¤› aç›klamada ‹ran ve Suriye’nin Irak’ta çözümde rol oynamas›n›n gerekli oldu¤unu aç›klad›. Aç›kt›r ki ABD emperyalizmi aç›s›ndan Irak yaln›zca ekonomik kaynak, petrol kayna¤› olarak önem kazanmamaktad›r. Elbette ki bu, oldukça önemli bir nedendir. ABD emperyalizminin Irak’taki enerji kaynaklar›n›n denetimini sürdürmesi kendisi aç›s›ndan hayati önemdedir. Ancak iflgal ve yükselen direnifl meselenin ideolojik ve politik boyutunun önemini de artt›rmaktad›r. “Teröre” karfl› savafl, “yeni Ortado¤u” vb. söylemlerle iflgale giriflen ABD emperyalizminin bu savlar› da art›k hiçbir flekilde inand›r›c› gelmemektedir. Halklar› bu tezlerle ikna etmesinin mümkün olmad›¤›n› emperyalistler gayet iyi anlamaktad›r. Irak’taki direnifl ve Filistin’deki isyan bu anlamda ABD emperyalizminin ve yerli iflbirlikçilerinin kabusu durumuna gelmektedir. Halklar›n bast›r›lamayan öfkesi ABD emperyalizminin yenilebilirli¤ini ve asl›nda ka¤›ttan kaplan oldu¤u gerçekli¤ini de somut bir flekilde halklara göstermektedir. Irak’ta yenilgiyi kabul etmesi bu nedenle sadece ekonomik tavizler vermesini getirmeyecek ayn› zamanda son y›llarda kulland›¤› tüm ideolojik ve politik tezlerin de iflas›n› kan›tlayacakt›r. ABD emperyalizminin yenilgisi ayn› zamanda muazzam devrimci dinamikleri bar›nd›ran ve isyanc› özelliklerin geliflti¤i Ortado¤u ve Güney Asya halklar›
üzerinde de ciddi etkilerde bulunmaktad›r. Ayaklanmalar yüzy›l› olacak 21. yüzy›l›n bafllang›c›nda özellikle bu iki bölgede geliflen ulusal ve sosyal kurtulufl mücadeleleri Irak’ta halklar›n kazanaca¤› bir zaferle ciddi bir ivme de kazanacakt›r.
Irak’ta durum ciddi ABD emperyalizmi iflte bu zor durumdan kurtulmak amac›yla belirli plan ve projeler gelifltirmektedir. Bunlardan biri de geçti¤imiz günlerde yay›nlanan Irak Çal›flma Grubu’nun raporudur. “Irak Çal›flma Grubu”nun, eski ABD D›fliflleri Bakan› James Baker’in yönetiminde haz›rlanan “Irak Raporu”, hem Bush hükümetinin hem de bir bütün ABD emperyalizminin içinde bulundu¤u krizin ne boyutta oldu¤unu gözler önüne seriyor. Tüm dünyada büyük bir ilgiyle karfl›lanan rapor, ayn› zamanda Irak bata¤›n›n ABD’yi sürükledi¤i krizin, tarihsel bir boyutta oldu¤unu da gösteriyor. “Irak’taki durum ciddi ve giderek kötüye gidiyor” cümlesiyle bafllayan rapor, Irak’a iliflkin ABD emperyalizmi aç›s›ndan karamsar bir tablo çiziyor. Ayn› zamanda ABD’nin buradaki etkisini giderek yitirdi¤i ve “vakit kaybedildi¤i” vurgulan›yor raporda. Beyaz Saray, “ilerleme” ve “baflar›” oldu¤unu iddia etse de, Irak hükümeti çözülme aflamas›na gelmifl durumda. Sünniler ve fiiiler aras›nda k›flk›rt›lan dini ayr›flmalar giderek keskinlefliyor. Raporda bu duruma iliflkin uyar› yap›larak, “Irak hükümeti düflebilir ve durum insani bir faciaya sürüklenebilir” deniyor. ‹flgalci ABD ve müttefikleri, Irak halk›n›n giderek ve h›zla büyüyen bir direnifliyle yüz yüzeler. Ekim ay›nda 180 silahl› sald›r› gerçekleflti, bu say› ocak ay›nda ise 70’di. Yine ayn› raporda, direniflin tamamen halk deste¤ine dayand›¤› ve silah, para gibi ihtiyaçlar›n da yine Irak’›n içinden temin edildi¤i belirtiliyor. Direniflçilerin farkl› hedefler güttükleri, ancak hemen hepsinin iflgal birliklerine karfl› direndikleri, Irak’taki fliddetin “sadece” küçük bir k›sm›n›n El Kaide’ye mal edilebilece¤i itiraf ediliyor. NBC Haberlerden Jim Miklaszewski’nin haberine göre askeri istihbarat kaynaklar› El Kaide militanlar›n›n direniflin içinde en fazla % 2
oldu¤unu belirtiyorlar. ABD Ordu sözcüsü General William Caldwell de El Kaide’nin Irak’ta oldukça örgütsüz oldu¤unu belirtmekte. Yine ABD Deniz Kuvvetleri ‹stihbarat› flefinin A¤ustos ay›nda yay›nlad›¤› rapora göre ABD’nin El-Anbar flehrindeki isyan› bast›rmas› mümkün de¤il. Son 3 y›lda öldürülen veya yaralanan ABD’li asker say›s› ise 30 bin. Rapor flöyle devam ediliyor: “Irak halk› korkunç koflullar alt›nda bulunuyor. Irak hükümeti halk›n, elektrik, içme suyu vb. temel ihtiyaçlar›n› karfl›layacak durumda de¤il.” ‹flgal süresi boyunca 1.8 milyon Irakl› komflu ülkelere kaçmak zorunda kal›rken, 1.6’s› ise ülke içinde göçe zorland›. Tüm iflgal süresi boyunca yaflam›n› yitirenlerin say›s› ise 655 bin.
Siyasal istikrars›zl›k tehlikesi Baker Komisyonu üyeleri bir kez daha, Irak bata¤›n›n ABD’yi siyasi istikrars›zl›¤a sürükleyebilece¤ine ve savafl karfl›tl›¤›n› yükseltebilece¤ine dikkat çekiyorlar. Kamuoyunda Baker Komisyonu olarak bilinen Irak Çal›flma Grubu’nda Demokrat Partili üyeler özellikle de Irak savafl›n›n iç politikadaki sonuçlar›na dikkat çekiyorlar. ABD’yi, 60–70’li y›llardaki Vietnam sürecine, hatta iç savafl sürecine benzer siyasal bir istikrars›zl›¤›n bekledi¤ini vurguluyorlar. Bir di¤er tespitleri ise, ABD emperyalizmi ile Amerikan halk› aras›nda iflgal sorununa iliflkin görüfl ayr›l›klar›n›n en uç noktaya ulaflt›¤› ve ülkenin yönetilemez hale geldi¤i yönünde. Komisyon üyeleri, birkaç ciddi de¤ifliklik veya de¤ifliklik belirtisi olmazsa, savafl karfl›t› muhalefetin Vietnam Savafl› döneminde oldu¤u gibi patlama yapaca¤›ndan ve bunun da radikal siyasal bir biçime bürünebilece¤inden kayg› duyuyorlar. ABD’de ve dünyada yaflanabilecek böylesi bir patlaman›n, 60’l› y›llara k›yasla daha ciddi sonuçlar getirece¤i ise kesin. Çünkü Amerika’daki sosyal ve ekonomik gerginlikler bugün daha keskindir ve ABD ekonomik olarak o dönemden daha güçsüzdür. Baker Raporu’nda çizilen karamsar tablo, birçoklar›n›n Irak iflgali gündeme geldi¤inde yapt›¤› de¤erlendirmelerle örtüflmekte. Baker Raporu, Beyaz Saray’a ve kongre-
ye, Irak’taki fiyaskoyla sonuçlanan maceradan nas›l ç›k›labilece¤i ve Amerikan emperyalizmi aç›s›ndan kurtar›labilecek bir fley kald›ysa, kurtaracak önlemler al›nmas›n› öneriyor. Bu önlemler ise daha çok politik ve diplomatik: Irak üzerinde büyük etkileri olan, ‹ran ve Suriye ile diyalogun yan› s›ra, ‹srail-Filistin sorununa iliflkin diplomatik inisiyatif ve Irak’taki etnik ve dini gruplaflmalar üzerinde “ulusal bar›fl” hedefli bask› uygulanmas›. Bush hükümetinin öncelikli tercihi olan ve politikalar›n›n temelini oluflturan askeri çözüm de bu raporda kesin bir dille reddediliyor. Bunun yerine ABD’nin askeri rolünü azaltmas› ve savafl birliklerinin büyük bir bölümünü 2008’e kadar çekilmesi vurgulan›yor. Ancak rapor, çizilen bu felaket tablosunun nedenleri üzerinde hiç durmuyor. Çünkü komisyon üyelerinin tamam›na yak›n›, Amerika’n›n ekonomik ve siyasal ç›karlar›n›n yeminli ufla¤› olan kiflilerden olufluyor. Bunun içindir ki, Bush hükümetinin iflgal arifesinde getirdi¤i “gerekçelere” hiç de¤inilmiyor. Ne “kitle imha silahlar›na” ne “teröre karfl› savafl”a, ne de bir kez bile Amerika’n›n götürmek istedi¤i “demokrasi”ye hiç vurgu yap›lm›yor. Bunun yerine, Amerika’n›n hedefi olarak, sürekli “istikrar”dan söz ediliyor. Tabii ki, Amerika’n›n buradaki en önemli ç›kar›n›n petrol oldu¤undan da! Bunlar›n yerine, “ABD’nin, uluslararas› toplumu ve uluslararas› enerji tekellerini Irak petrol sektörüne yat›r›m yapmaya teflvik etmesi isteniyor. ABD, ulusal petrol endüstrisinin yeniden organizasyonu için, Irakl› (iflgal yanl›s›) önderlere destek sa¤lanmal›ym›fl. Bununla kast edilen ise tabii ki, Irak’›n muazzam petrol rezervlerinin, uluslararas› tekellerin lehine, özellefltirilmesi ve sat›lmas›d›r. Beyaz Saray, rapordaki tavsiyeleri dikkate alacaklar› aç›klamas›n› yapt›. Raporun aç›klanmas›n›n hemen ard›ndan eski CIA fiefi Robert Gates, senatoda yap›lan oylamada, 5 karfl› oya ra¤men, 95 oyla Rumsfeld’in yerine seçildi. Kongre’deki Demokrat Parti grubu ise raporu genel olarak iyi bulmufl. Demokratlar›n Irak iflgalini hakl› gösteren ve kal›c› olmas›n› isteyen böyle bir raporu desteklemeleri, Kas›m ay›nda, iflgal karfl›t› tepkilerini göstermek için kendilerine oy veren milyonlarca insan›n, Demokratlar taraf›ndan bir kez daha nas›l aldat›ld›¤›n› da göstermekte. Ayn› zamanda da, Demokrat Parti’nin, kongre seçimleri öncesinde iddia etti¤i gibi iflgale karfl› olmad›¤›n›, iflgali yarg›layamayaca¤›n›, halk›n de¤il, Amerika’n›n hakim s›n›flar›n›n ve de Amerikan emperyalizminin ç›karlar›n› koruyan bir parti oldu¤unu da. Bunun içindir ki, ABD’nin ve müttefiklerinin Irak iflgalini ve Irak halk›na çektirdikleri ac›lar› yarg›layacak olanlar, onlar› iflledikleri suçlardan dolay› cezaland›racak olanlar, demokrat- sosyal demokrat veya reformist partiler ve bunlar›n temsilcileri de¤il, emperyalizmin, iflgal ve katliamlar›na, ya¤ma ve talan politikalar›na karfl› direnen halklar olacakt›r!
15-28 Aralık 2006
16
63
Çabalar nafile, ibre emperyalistlerin lehine dönmeyecek! apa buraya emperyalist projeler do¤rultusunda ve ibreyi, Ortado¤u’da s›k›flan emperyalistlerin lehine çevirme çabalar› içinde gelmifltir. K›sacas›, bu ziyaret, bugün bölgede hayata geçirilmeye çal›fl›lan, ancak projenin sahipleri taraf›ndan bile iflas etti¤i kabul edilen BOP kapsam›nda gerçekleflmifltir.
P
Kimi reformist çevre ve kiflilikler, bugün Ortado¤u’da yükselen iflgal karfl›t› direnifllerin ‹slami önderliklerine ›srarla “anti-emperyalist” bir misyon biçme gayretiyle, Marks’›n” din kitlelerin afyonudur” tespitini bile çarp›tmaktan kaç›nmamaktalar. Neymifl, Marks döneminde afyon ac›lar› dindirmek için kullan›lan, bir nevi ilaç oldu¤undan, Marks da asl›nda bu tespitiyle, dinin kitlelerin ac›s›n› dindirmeye yard›mc› oldu¤unu vurgulamak istemifl! Marks’›n kast etti¤i, afyonun fiziksel ac›lar› dindiren de¤il, beyinleri uyuflturan özelli¤idir. Beyni uyuflan insan ise, düflünemeyen, sorgulayamayan, kaderini kendi ellerine alamayan ve de giderek toplumsal bir varl›k olmaktan ç›kan insan tipidir. Tam egemenlerin istedi¤i insan tipi! Yönetememe krizi egemen s›n›flar› her zaman de¤iflik silahlara sar›lmaya zorlar. Ancak dinler toplumlar üzerindeki genifl etkilerinden dolay› vazgeçilmez bir silah olmay› her zaman sürdürürler. Dozu kimi zaman art›r›larak, kimi zaman ise azalt›larak... Egemen sistemin günümüzdeki biçimi emperyalist-kapitalist sistem de, bugün içine girdi¤i krizi din silah›n› daha etkin kullanarak çözme çabas›na girmifltir. Son y›llarda “Terörle Mücadele” konsepti ile bafllat›lan ve de ›srarla “medeniyetler çat›flmas›” olarak getirilen tüm fiili vd. sald›r›larda din olgusunun bu kadar öne ç›kar›lmas›n›n nedeni de budur. “Terörist” ilan edilerek yo¤un bir sald›r›ya maruz b›rak›lan emekçi halklar, bir yandan dini, etnik vb. ayr›mlar k›flk›rt›larak karfl› karfl›ya getirilmeye çal›fl›l›rken, di¤er yandan da dinin toplumlar üzerindeki etkisi art›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Geçti¤imiz günlerde ülkemizi ziyaret eden Papa 16. Benediktus’un bu ziyaretini ele al›rken, bu önemli noktay› gözden kaç›rmamak gerekiyor. Zaten Papa da, seçildi¤i günden bu yana yapt›¤› konuflmalarda flunu s›kça vurgulamaktad›r: Dünyadaki çat›flmalar›n artmas›n›n ard›nda yatan neden, devletlerin dinle aralar›ndaki mesafeyi açmalar›ym›fl! Bu mesafeyi kapat-
ma görevi de haliyle Papa’n›n kendisine düflüyor. fiu bilinmektedir ki, bat›n›n egemenlik kavgalar›nda kiliseler öteden beri belirleyici bir pozisyona sahip olmufllard›r. Ortaça¤ karanl›¤› denilen tarihsel kesitte bat› devletlerini yönetenler esas olarak kiliselerdi. Gerek ezilen halklar gerekse say›s›z bilim insan›, kilisenin koydu¤u kat› tutucu-gerici kurallara karfl› koyma gibi gerekçelerle engizisyon mahkemelerinde vahfli iflkencelerden geçirilerek, hunharca katledildiler. Halklar›n özgürlük hareketlerini bast›rma görevi de yine kiliselerin bafll›ca misyonlar› aras›ndayd›. Ancak bat›l› devletlerin kiliseyle olan iliflkileri sadece Ortaça¤’la s›n›rl› kalmad›. H›ristiyanl›¤›n en büyük mezhebi Katoliklerin merkezi olan Vatikan, say›lar› milyarlarla ifade edilen inananlar› üzerinde egemen ideolojiyi yayma ve toplumlar›n gidiflat›na, ezenler-sömürenler lehine yön verme çabalar›n›, emperyalist-kapitalist sistem içinde de sürdürdü. Bu çabalar›n gerçekleflmesi ise tabii ki egemenlerin istemleri-bilgileri dâhilinde ve de onlar›n yönelimlerine denk düflecek çerçevede oldu. Örne¤in, Mussolini ve Hitler faflizminin en büyük destekçileri de yine kiliseler olmufltur. Milyonlarca insan›n yaflam›na mal olan 2. Paylafl›m Savafl›’nda aç›kça faflizmin saflar›nda yer alm›fllard›r. Savafl sonras›nda ortaya ç›kan komünizm “tehdidi”ni “savuflturmada” da yine din etkin bir biçimde kullan›lm›flt›r. Hem H›ristiyan toplumlar›na, hem de “Yeflil Kuflak Projesi” çerçevesinde Müslüman toplumlar›na dönük. Bat› emperyalizmi “So¤uk Savafl” denilen dönemin sonunun bafllang›c› say›lan 70’li y›llarda do¤u bloklar›ndaki çöküflü h›zland›rma yönelimine girdi¤inde de, Vatikan’a önemli bir misyon biçmifltir. Polonya as›ll› Papa Jean Paul ise bu misyon için biçilmifl kaftand›. Çünkü kendisi az›l› bir anti-komünist olarak kendi ülkesinde y›llarca komünizme karfl› mücadele etmiflti ve bu önemli özelli¤i ile sürece denk düflen bir kiflilikti. Nitekim Papa Jean Paul görevde bu-
lundu¤u y›llar içerisinde yo¤un bir antikomünist propaganda yürüterek, sosyalizm-komünizm ideolojisinin, ezilen halklar nezdinde, onlar› gerçek özgürlü¤e-kurtulufla götürecek olan yegâne ideoloji olmaktan ç›kmas› yönlü ola¤anüstü bir çaba sürdürmüfltür. Papa Benediktus’a gelince, O da emperyalist sald›rganl›¤›n bugün geldi¤i boyuta uygun bir kiflilik olarak tarih sahnesine sürülmüfltür. Hem bizim hem de birçoklar›n›n çeflitli vesilelerle de vurgulad›¤› gibi, as›l ad› Reitzinger olan Benediktus, az›l› bir eski Nazidir. Ve O da yine Jean Paul gibi, dönemin politikalar›na denk düflen bir kifliliktir. Jean Paul, çizdi¤i yumuflak portreyle, yüzünden eksik olmayan (sahte) gülümsemesiyle, emperyalizmin flirin gösterilmeye çal›fl›ld›¤› YDD politikalar›n›n vitrinine denk düflerken, seçildi¤i günlerden itibaren çeflitli inanç ve ›rklardan halklar› karfl› karfl›ya getirecek söylem ve pratikler sergileyen Benediktus da, din kisvesi alt›ndaki ›rkç›-faflist kimli¤iyle, bu sürece denk düflmektedir. Benediktus’un bu bilinçli k›flk›rt›c› tutumu emperyalist sald›rganl›¤›n bafll›ca hedefindeki Ortado¤u’da yer alan Türkiye’yi ziyareti öncesi ve s›ras›nda tüm gözlerin Türkiye’ye çevrilmesini de beraberinde getirdi. Almanya’da ‹slami topluluklar›n öfkesini alacak bir konuflma yapan Papa’n›n konuflmas›nda hedef ald›¤› bir toplumu ziyareti, bat› medyas›nda oldu¤u kadar, ülkemiz ve tüm ‹slam dünyas›nda da merakla izlendi. Çeflitli komplo teorileri üretildi, olumlu-olumsuz yorumlar yaz›ld›-çizildi. Ziyaret vakti geldi ve tüm nefesler tutulmufl vaziyette, an an Papa’n›n att›¤› ad›mlar izlendi. “En zor” durumda kalan ise hiç flüphesiz ülkemiz egemenlerinin günümüz temsilcisi AKP hükümeti oldu. Din taciri hükümet yetkilileri, dayand›klar› ‹slami tabana, bu ziyareti asl›nda hiç de onaylamad›klar›, istemedikleri görüntüsü vermek için çok u¤raflt›lar. Erdo¤an, kabaday›l›¤›n›n da verdi¤i üslupla, Papa’yla görüflmem gibilerden, “efelenir” gibi bile oldu. Ama tüm bu “ç›k›fllar›n” göstermelik oldu¤u, Erdo¤an’›n Papa’y› havaalan›nda karfl›lamas›yla, bir kez daha a盤a ç›kt›. Ve buradan sonras›nda “Mehmetçik” medyam›z›n sat›l›k kalemflörleri bir kez daha devreye girerek, Papa ziyaretinin esas amac›n› gözlerden saklama görevini üstlendiler. Kendi yorumlar›n›n aralar›na, hükümet yetkilileri a¤z›ndan, “Kendisini 180 derece de¤iflmifl bulduk” gibi beyan-
lar s›k›flt›rarak, Papa’n›n gerçek kimli¤ini ört-bas etme çabas›na girdiler. Hele de Papa’n›n politik bir taktik olarak Türk bayra¤›n› sallamas›, din-bayrak edebiyat›yla uyutulmaya çal›fl›lan halk y›¤›nlar›na, O’nun asl›nda ne kadar “bar›flç›-birlefltirici” oldu¤u biçiminde yans›t›lmaya çal›fl›ld›. Papa bir gelenek olarak, her gitti¤i ülkede bir iyilik ve güzellik yaparm›fl, bayrak tutar, topra¤› öper, çocuklara fleker da¤›t›rm›fl. O’nun görevi, ruhlara huzur, kalplere umut, kayg›l› ve kederli yüzlere nefle vermekmifl! Ziyaretinin hiçbir art niyeti, hiçbir özel politik nedeni yokmufl ve olamazm›fl da, çünkü kendisi “sadece ve sadece” bir din adam›ym›fl! Kendisi de böyle diyormufl! Ama biz hiç de öyle demiyoruz. Papa buraya emperyalist projeler do¤rultusunda ve ibreyi, Ortado¤u’da s›k›flan emperyalistlerin lehine çevirme çabalar› içinde gelmifltir. K›sacas›, bu ziyaret, bugün bölgede hayata geçirilmeye çal›fl›lan, ancak projenin sahipleri taraf›ndan bile iflas etti¤i kabul edilen BOP kapsam›nda gerçekleflmifltir. Bilindi¤i gibi BOP ayn› zamanda Kafkaslar›n büyük bir bölümünü de içine almaktad›r. Buralarda ise eski Do¤u Blo¤u ülkeler bulunmaktad›r. Bunlar›n nüfusunun ço¤unlu¤unu ise, H›ristiyan Ortodokslar› oluflturmaktad›r. Katoliklerle, say›lar› 300 milyonu bulan Ortodokslar aras›nda geçmifli bin y›l› aflk›n bir süreye dayal› bir anlaflmazl›k vard›r ve bat› emperyalizminin bölgedeki hâkimiyeti için bu anlaflmazl›¤›n ortadan kalkmas› gerekmektedir. Etraf›nda f›rt›nalar kopart›lan, Fener Rum Patrikhanesi’ne Ekümenlik tan›nmas› tart›flmalar› da, yine bu süreçte, bu projeler kapsam›nda ele al›nmaktad›r. Emperyalistler, bir yandan ço¤unlu¤u Müslüman olan Ortado¤u halklar›n›, etnik ve mezhep ayr›l›klar› temelinde k›flk›rtarak, karfl› karfl›ya getirmeye, böl-parçalayönet politikas›n› daha kapsaml› hayata geçirmeye çal›fl›rlarken, di¤er yandan da H›ristiyan halklar içindeki dini ayr›flmalar› birlefltirme, onlar› emperyalist politikalara yedekleme ve böylelikle de ya¤malar›n›, talanlar›n›, iflgal ve katliamlar›n› meflrulaflt›rma çabas›na girmifllerdir. Emperyalist projelerin bölgede hayata geçirilmesinde kendilerine biçilen misyonu yerine getirme çabas›n› sürdüren AKP hükümeti ise, bu ziyaretin amaçlar›n› çok iyi bilmektedir. Çünkü bu ziyarette emperyalistlerin kendilerine biçti¤i misyonun bir parças›yd›. T›pk› Erdo¤an’›n, hemen akabinde ‹ran’dan bafllayan bir Ortado¤u turuna ç›kmas› gibi!
17
63
15-28 Aralık 2006
MOSKOVA’DA KORKU HÂKİM Son günlerde eski bir Rus ajan›n zehirlenmesi olay›yla yeniden gündeme gelen politik geliflmeleri Rusya’daki Putin yönetimine muhalefet eden politikac› ve gazetecilerin benzer yöntemlerle saf d›fl› b›rak›lmas› olarak anlamak laz›m. Bu ve benzeri olaylar›n geliflimiyle birlikte toplumsal çeliflki ve çat›flmalar›n giderek t›rmand›¤›n›, egemenler aras› çeliflkilerin boyutunun artt›¤›n› ortaya koymaktad›r. Çeçenistan’daki iflgalci Rus askerlerinin insanl›k d›fl› uygulamalar›n› elefltiren iflgal karfl›t› durufluyla ve muhalif kimli¤iyle tan›nan bayan gazeteci Anna Politkovskaia’n›n Moskova’da öldürülmesinin ard›ndan bu kez eski bir Rus ajan› olan Alexandre Litvinenko’nun Londra’da (Polonyum 210) zehirli maddeyle zehirlenmesi, gözleri yeniden Rusya’da Putin yönetiminin al›fl›lagelmifl tasfiye yöntemlerine çevirdi. Bu geliflmelerin yank›s› devam ederken, Boris Yeltsin döneminin eski baflbakanlar›ndan olan Egor Gaidar’›n da ‹rlanda’daki bir ziyareti esnas›nda aniden fenalaflarak hastaneye kald›r›lmas›n›n ard›ndan hastal›¤a yol açan nedenin zehirlenme oldu¤unun aç›klanmas›, muhalefetle Putin yönetimi aras›ndaki politik çeliflmelerin derinleflece¤ini ortaya koymaktad›r. Rusya’da politik ve toplumsal geliflmelerin bir yan›n› “zehirlenme” olufltururken di¤er yan›n› iflsizlik, yoksulluk ve toplumsal çürüme ve yozlaflman›n vard›¤› ürkütücü boyutlar oluflturmaktad›r. Is›nma sorunu yaflayan ve k›fl›n dondurucu so¤u¤unda yaflamlar› ölümle biten evsiz barks›z yoksullar›n say›s›n›n her geçen gün ço¤almas› keza alkol tüketiminin artmas› sonucu sonu alkol komas›yla ve ölümle sonuçlanan olaylar›n say›s›n›n hayli fazla olmas› Rusya’da halk›n yaflam koflullar›n›n Sovyet dönemiyle k›yaslanamayacak boyutta kötüleflti¤ini ortaya koymaktad›r. Keza Moskova’da bu y›l›n bafl›ndan bu yana sonu ölümle ve a¤›r yaralanmalarla biten say›s›z ›rkç› ve yabanc› düflman› sald›r›lar yafland›. Bu y›l›n bafl›ndan bu yana Kafkas ve Orta Asya kökenli “yabanc›”lara karfl› sonu ölümle biten on sekiz ›rkç› sald›r› gerçekleflti. Son birkaç y›ld›r Rusya’da korku ve bask› dolu ›rkç› ve yabanc› düflman› rüzgârlar Rus olmayan halklar›n üzerinde a¤›r flekilde esmektedir. Irkç› ve yabanc› düflman› sald›r›lar sonucunda 2004 y›l›nda Rus kökenli olmayan 54 “yabanc›” öldürüldü. 2005’de ölüm say›s› 28’e inerken sald›r›lar sonucunda yaralananlar›n say›s› 402 kifliye yükseldi. Bütün bu sald›r›-
larda afl›r› milliyetçi ideolojiye mensup farkl› örgütlenmelere mensup afl›r› milliyetçi dazlak Rus gençleri taraf›ndan a¤›rl›kl› olarak Slav olmayanlar hedef olurken Rusya Cumhuriyeti vatandafllar›n›n da sald›r›lara maruz kald›klar› görülmektedir. Bir Rus deyimine göre “Pasaporta göre de¤il surata göre adam dövülür.” Slav görüntüsü olmayan her yerli vatandafl da ›rkç› ve yabanc› düflman› sald›r›lar›n hedefi durumuna gelebilmektedir. Di¤er eski Sovyet Cumhuriyetlere ait bölgelerde faaliyet yürüten ›rkç› örgütlenmeleri saymazsak, sadece Rusya Federasyonu’na ba¤l› topraklar üzerinde yedi ›rkç› ve yabanc› düflman› parti ve hareket faaliyet göstermektedir. Sadece Rusya topraklar› üzerinde 50 binden fazla ›rkç› dazla¤›n varl›¤›n› ve yürüttükleri faaliyeti belirtirsek ›rkç› ve yabanc› düflman› faflist partilerin ülke içindeki etki ve örgütlenme boyutu daha iyi anlafl›lm›fl olur. Keza Rusya’da 100’ün üzerinde yabanc› düflman›, ›rkç› propaganda yapan gazete mevcuttur. Bu gazeteler ülke içinde hiçbir engelleyici durumla karfl›laflmadan özgür bir flekilde yay›n hayatlar›n› sürdürmektedirler. Bafllang›çta tek tek ferdi olan ›rkç› ve yabanc› düflman› sald›r›lar›n günümüzde giderek süreklilik kazanmas›, sistematik bir hal almas› ve bu sald›r›lar›n Duma’da baz› parlamenterler ve parti liderleri taraf›ndan aç›kça savunulup desteklenmesi Rusya’daki politik geliflmelerin vard›¤› ürkütücü durumu ortaya koymaktad›r. “Memorial” adl› organizasyonun verdi¤i rapora göre 1998 y›l›ndan bu yana Moskova baflta olmak üzere Rusya’n›n çeflitli illerinde Kafkasyal›, Orta-Asyal› “koyu renkli” esmer-kara kafal› insanlara karfl› ›rkç› sald›r›larda büyük bir art›fl yaflanmaktad›r. Bu sald›r›lar›n büyük bir bölümü polis kay›tlar›na ›rkç› sald›r›lar olarak de¤il “holiganlar›n” sald›r›s› yani adli vaka olarak geçmektedir. Ölümle sonuçlanan ›rkç› sald›r›lar›n mahkeme taraf›ndan a¤›r cezalara çarpt›r›lmamas› ›rkç›l›¤›n ve yabanc› düflmanl›¤›n›n bütünlüklü bir devlet politikas› ve uygulamas› oldu¤u gerçekli¤ini ortaya koymaktad›r. Yabanc› düflman›, ›rkç› dazlaklar Kafkas kökenli insanlara sald›r›lar›n› “zatchistka” yani etnik temizlik olarak nitelemektedir. Rusya etnolojik ve bölgesel araflt›rma enstitü müdürü Vladimir Moukamel’in belirtti¤ine göre yap›lan araflt›rmalar sonucunda Xenophobie (yabanc› düfl-
manl›¤›)n›n poliste ve mahkemelerde daha yayg›n ve geliflkin oldu¤unu belirtmektedir. Irkç› ve yabanc› düflmanl›¤›n›n toplumun di¤er kesim ve tabakalar›nda daha az görüldü¤ünü belirtmektedir. Keza Rusya’da “Rusya Ruslar›nd›r” slogan›n›n do¤rulu¤unu kabul eden kesimler içinde yap›lan bir ankete göre ankete kat›lanlar›n % 50 ila 60 görüfllerine göre Çeçenlere düflmanl›¤›n %14, Azerbaycanl›lara % 5.1, Ermenilere % 4.1’inin düflmanl›k duydu¤unu Kafkas kökenlilere duyulan düflmanl›¤›n % 6, Yahudilere duyulan düflmanl›¤›n ise % 2.5 oldu¤unu belirtmifltir. Yap›lan ankete göre “Rusya Ruslar›nd›r” slogan›n do¤rulu¤una inananlar›n düflmanl›¤›n›n farkl› milliyetlerden kökenli insanlara yönelik oldu¤unu belirtse de ›rkç› sald›r›lar›n hedefi durumuna Moskova’da yaflayan göçmen Ermeniler gelmektedir. Sonu ölümle biten 18 ›rkç› sald›r›ya u¤rayanlar›n 6’s›n›n Ermeni olmas› düflündürücü bir durum olarak görülmektedir. Rusya’da Ermeni düflman› “daha az Haçik olursa daha rahat soluk alaca¤›z” sözleri daha s›k duyulmaktad›r. (Rusya’da Ermeniler Haçik olarak ça¤r›lmaktad›r.) Yahudi düflman› sloganlar flimdi de Kafkas halklar›na yönelik düflmanl›¤a dönüflmektedir. Rus yetkililer gruplar halinde ayaklar›nda siyah botlar üzerlerinde siyah deri elbiseyle dikkatleri üzerlerine çeken dazlaklar›n sokak ve caddelerde topluca dolaflmalar› ve topluca kahvelere girip “kara kafal› esmer tenli”lere sald›rmalar› karfl›s›nda Kafkas kökenli göçmenlerin bu sald›r›lara karfl› misillemede bulunmas›ndan kayg›lanmaktad›r. Bu kayg›lar yabanc› düflmanl›¤›n önüne geçip ›rkç› sald›r›lar› engellemekten uzakt›r. Çünkü ›rkç› sald›r›lar›n ve yabanc› düflmanl›¤›n›n temelinde Rusya’da son dönemde daha belirgin hal alan ve giderek kötüleflen ekonomik-politik geliflmeler yatmaktad›r. Bunun sonucu artan iflsizlik ve yoksulluk vard›r. Ülkesi ekonomik kriz içinde olan yeni çarlar eski çarlar›n yolundan yürüyüp Rusya’y› yeniden halklar hapishanesine çevirmekten çekinmemekte-
dir. Halklar hapishanesinde baflta Rus olmayan halklar olmak üzere Rus halk›n›n da insanca yaflama koflullar› yoktur. Baflka bir ulusu ezen bir ulusun özgür olamayaca¤› gibi Rusya’da Rus kökenli olan emekçilerin de özgür olmad›¤› onlar›n da iflsizlik, açl›k içinde onursuz bir yaflama mahkûm olduklar› aç›kt›r. Irkç› sald›r›lar›n artmas› Rusya’n›n ekonomik geliflmelerinden ba¤›ms›z ondan kopuk de¤ildir. Sosyalizm döneminde farkl› milliyetlere mensup emekçi halk›n kimli¤ine yaz›l› olan “SOVYET” vatandafl›n›n silinmesiyle birlikte, ›rkç›l›¤›n yabanc› düflmanl›¤›n egemen oldu¤u açl›¤›n ve iflsizli¤in egemen oldu¤u lanetli bir kapitalizm yaz›lmaktad›r. Lanetli kapitalizm çeflitli milliyetlerden emekçilere sadece kölelik ve onursuzluk sunmaktad›r. Vahfli ve barbar kapitalizm çeflitli milliyetlerden emekçi halklara kurtulufl yollar›n›n geçmiflteki gibi oldu¤unu göstermektedir. Rusya’daki ve di¤er cumhuriyetlerdeki emekçi haklar›n yaflam koflullar› Çarl›k dönemine dönmektedir. Rusya’da a¤›r iflsizlik ve yoksulluk sonucu haklar›n yaflam koflullar› her geçen gün daha da kötüleflip, sefalet ve çürümenin efli¤ine gelmekte alkol ve uyuflturucu kullan›m› h›zla yayg›nlaflmakta, dilencilik ve fahiflelik gibi a¤›r toplumsal sorunlar bütün halklar›n yaflam›nda yer etmektedir. Emekçi halklar eski çarlar dönemindeki a¤›r ve bask›c› yaflam koflullar›na geri döndü. So¤uk, açl›k, iflsizlik, evsizlik, e¤itimsizlik gibi olgular› sosyalizm sayesinde unutan ve gençlik ve çocukluk hat›ralar›nda kalan an›lar yeniden yaflamaya bafllayarak zor ve a¤›r günlere geri döndüler. Sovyet halklar› sadece iflini afl›n› ve kimli¤ini kaybetmedi ayn› zamanda onuru da ayaklar alt›na al›nd›. Sovyet döneminde sosyalizmin yaratt›¤› ve kazand›rd›¤› maddi ve manevi bütün toplumsal de¤erler birer birer yok edildi¤i gibi a¤›r ve zor yaflam koflullar›na mahkûm edildikleri gibi, göçmen olman›n da a¤›r y›prat›c› ve yoksulluk dolu yaflam›na mahkûm oldular.
18
15-28 Aralık 2006
63
CHP AYMAZLIĞINA SON HIZ DEVAM EDİYOR Ülkemizde faflizmin her geçen gün koyulaflt›¤› tüm pratiklerle, tüm uygulamalarla ortadad›r. TMY’yi tüm halk›m›z iliklerine kadar hissetmeye bafllad›. Gazetelerin, dergilerin yay›nlar› durdurulmakta, bürolar› bas›lmakta, çal›flanlar› yazarlar› tutuklanmaktad›r. Bunun yan›nda yap›lan bask›lara, haks›zl›klara ‘dur’ demek isteyen iflçilere, kamu emekçilerine vb. azg›nca sald›r›lmaktad›r. F Tipi hapishanelerde a¤›rlaflt›r›lan tecrit koflullar›nda devrimci ve komünist tutsaklara bask›lar yayg›nlaflmakta, soruflturmalar ve verilen cezalarla tecrit içinde tecrit yaflat›lmaktad›r. Bunlarla beraber tek tarafl› ateflkes ilan eden KKK’ye karfl› operasyonlar son h›z devam etmekte, sa¤ yakalanan gerillalar infaz edilmektedir. Yukar›da s›ralad›klar›m›z, ülkemiz gerçekli¤inin bir parças› ve her seferinde s›ralad›¤›m›z durumun bir tekrar› niteli¤indedir. Bunlar› buraya yeniden yazd›k, çünkü yukar›da s›ralad›¤›m›z gerçekli¤in yan›nda ülke gündemini meflgul eden gerçekleri çarp›tan, bir kez daha seçilerek parlamentoya girerek ceplerini doldurmak isteyen, bunun için de halk›m›z› kand›rmak için ellerinden geleni ardlar›na koymayan siyasi partilerin, özelliklede ‘sol’ görünen faflist partilerin gerçek yüzlerini ortaya koymakt›r. CHP’nin yaklaflan seçimlere yönelik düzmece rapor ve çal›flmalar› devam ediyor. Bu dönem özellikle güç kayb› yaflad›¤›, T.Kürdistan›’na yöneldi¤i, buraya yönelik politikalar belirledi¤i ortaya ç›k›yor. Bu çal›flmalardan biri de; CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur Öymen’in haz›rlad›¤› Güneydo¤u Anadolu Projesi’dir. Yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n güneydo¤usu yani T.Kürdistan› hepimizin bildi¤i üzere yok say›lan, görmezden gelinen bölgelerin bafl›nda gelmektedir. Kuflkusuz bunda bölge halk›n›n istem ve taleplerinin yan› s›ra kimli¤inin ve sisteme karfl› duruflunun etkisi büyüktür. Nüfus oran›n›n yüksek oldu¤u, yoksulluk ve iflsizli¤in yo¤un oldu¤u bölgelerden biri olan Türkiye Kürdistan› her zaman oldu¤u gibi yine seçim arifesinde burjuva faflist partilerin u¤rak yeri… Her dönem halka bin bir türlü yalan vaatlerde bulunan bu partiler seçimlerden sonra tekrar tüm ‘duyarl›l›¤›n›’ unutmakta. CHP’de yaklaflan seçimler öncesinde güneydo¤uya yöneldi. CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Onur ÖYMEN’in bölgede sözde yapt›¤› temaslar›n ard›ndan haz›rlad›¤› rapor, bölge profilini yoksulluk ve iflsizlik aç›s›ndan ortaya koyarken haz›rlanan raporun gözlemden uzak masa bafl›nda haz›rland›¤› da aç›k bir flekilde ortadad›r. Bölgede yaflanan tüm s›k›nt›lara neden olan ‘Kürt sorunu’ görmezden ge-
linerek reddediliyor. Öymen haz›rlad›¤› raporda sa¤l›k koflullar›n›n yetersizli¤inden, e¤itimdeki yetersizli¤e iflsizli¤in yol açt›¤› yoksullu¤a yani ülkemizde yediden yetmifle hepimiz taraf›ndan bilinen
Bölgenin geri b›rakt›r›lmas› devletin bilinçli olarak tercih etti¤i bir fleydir. Bölgedeki güçlü muhalefet ve örgütlenme potansiyeli ve olan halk hareketinin bilincinde olan devletin, potansiyel terörist olarak de¤erlendirdi¤i bölge halk›na reva gördü¤ü yaflam da do¤al olarak
CHP’nin son haz›rlad›¤› raporda dahi Kürt halk›na kimli¤inden kaynakl› yap›lan sald›r›lara maddi ve manevi hiçbir yönüyle de¤inilmemekte. Bölgede yaflananlar› görmezden gelerek bu ülkede Kürtler ve Kürt sorunu yok mufl gibi davranmakta. Bu bir halk›n kimli¤ine sald›r› de¤ilse nedir?
bu. bölge gerçekli¤ine de¤inmifl. Ancak tuhaf olan sanki bu sorunlar›n daha önce yokmufl gibi yans›t›lmas›. Bölgede yaflanan s›k›nt›lar›n nedenini PKK’ye ba¤layan Öymen, “Bunda hükümetin bölgede yat›r›m yapmamas› nedeniyle halk›n yaflad›¤› yoksulluktan kaynakl› terör örgütüne yak›nlaflt›¤›n›n da” alt›n› çizmekte. CHP baflkan yard›mc›s› Öymen’in haz›rlad›¤› rapora birkaç örnekle de¤inecek olursak;
Güneydo¤u Anadolu Kalk›nd›rma Projesi ve Raporu Raporda güneydo¤u ve do¤udaki sa¤l›k hizmetlerine yönelik sa¤l›k koflullar›na dikkat çekilerek b›rakal›m doktorlar› pratisyen hekimlerin bile bulunmad›¤›na, hastanelerde bulunan yatak say›s›n›n yetersiz oldu¤una, bu nedenle de hastal›k nedeni ile ölümlerin özellikle de bebek ölümlerinin çoklu¤una de¤iniliyor. Bu durumun yeni bir fley olmad›¤›, bölge halk›n›n egemen klikler taraf›ndan insan olarak dahi görülmedi¤i, bugüne kadar çeflitli örneklerde kendini göstermifltir. “En iyi Kürt ölü Kürt’tür” mant›¤›yla hareket eden egemen klik bunu son süreçte yaflanan sel felaketiyle de bir kez daha göstermifltir. Bölgede onlarca insan›n ölmesi, binlerce insan›n evsiz kalmas› dahi görmezden gelinmifltir. S›rf Kürt olduklar› ve bunu savunduklar› için y›llard›r yaflamad›klar› iflkence kalmayan Kürt halk› dilinden ve kimli¤inden kaynakl› yok say›lmaktad›r.
Türk olmaktan her daim mutlu oldu¤unu ifade eden Deniz Baykal ‘komplekssiz, aç›k ve net olmal›y›z, kendi kimli¤imizi korumal›y›z ama baflka kimliklere sald›r›lmas›na izin vermemeliyiz’ demektedir. Ancak; CHP’nin son haz›rlad›¤› raporda dahi Kürt halk›na kimli¤inden kaynakl› yap›lan sald›r›lara maddi ve manevi hiçbir yönüyle de¤inilmemekte, bölgede yaflananlar görmezden gelinerek bu ülkede Kürtler ve Kürt sorunu yok mufl gibi davran›lmaktad›r. Bu bir halk›n kimli¤ine sald›r› de¤ilse nedir? Raporda; güneydo¤u ve do¤u illerindeki e¤itim seviyesine dikkat çekiliyor, bölgede okuma yazma bilmeyenlerin say›s›n›n Türkiye ortalamas›n›n çok üzerinde oldu¤u belirtilirken bölgede e¤itim verecek yeterli say›da ö¤retmen olmad›¤na olanlar›n ise stajyer kapsam›nda gönderildi¤ine ve okullar›n e¤itime elveriflli olmad›¤›na dikkat çekiliyor. Bu durumdan bi habermifl gibi davranan CHP san›r›z atanmak için bekleyen binlerce e¤itim mezunu genç ö¤retmenlerden de bi haber, terörist aday› olarak görülen bölge halk› ve gençli¤i bilinçli olarak geri b›rakt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bölgeye MEB’in bilinçli olarak ödenek aktarmamas›, ö¤retmen atamas› yapmamas› bunun en somut örne¤idir. CHP’nin hükümette oldu¤u dönemlerde de bu tablo ayn›yd›. Yar›n da de¤iflmeyece¤i hepimiz taraf›ndan bilinen bir gerçektir. Bu nedendendir ki CHP’nin oy avc›l›¤› yapt›¤› flu süreçte “maymun gözünü açt›” aldatmacalar› nafiledir. Raporda bölgedeki ‘terör’ nedeniyle
yat›r›mlar›n yar›m kald›¤›na, bu nedenle iflsizlik ve yoksullu¤un Türkiye ortalamas› üzerinde oldu¤una dikkat çekilmekte. Var olan hükümetin bölgeye yat›r›m yapmamas› ve iflsizli¤in yo¤un yaflanmas› ise bölgede ‘terör’ örgütünün etkin olmas›na vesile olarak gösterilmektedir. Bu durumu AKP hükümeti ile s›n›rlayan CHP’nin kendi partisinin de hükümet oldu¤u dönemlerde bu durumun de¤iflmedi¤ini unutmufl olmas› flafl›rt›c›d›r do¤rusu. Y›llard›r bölgeye yol, su, elektrik ödene¤i dahi yapmayan hükümet, askeri yat›r›mlar›n› (silah-cephane vb.) aral›ks›z olarak sürdürmüfl, bunu için trilyonlar harcam›flt›r. Bununla yetinmemifl emperyalist efendilerinin direktifleri do¤rultusunda, bölgede kendi yaflam›n› tar›m ve hayvanc›l›kla devam ettiren halk› göçe zorlam›fl, tar›m ve hayvanc›l›¤›n bitirilmesi için envai türlü politika gerçeklefltirmifltir. Dolay›s›yla koltukta oturan kim olursa olsun de¤iflen durum siyasi partilerin isimlerinden öteye gitmemifltir. Bu nedenledir ki, CHP’ ye bir kez daha hat›rlatmakta fayda görüyoruz; AKP, MHP, DSP, CHP’den ziyade uflakl›kta yar›flt›klar› ve birer parças› olduklar› faflist sistem de¤iflmedi¤i sürece yoksul emekçi halka reva görülen yaflam da de¤iflmeyecek. Halk›m›z lafla peynir gemisinin yürümeyece¤ini yaflad›klar›ndan ö¤rendi. CHP’nin “yapaca¤›z”lar›n›n birer aldatmacadan ibaret oldu¤u bugün itibari ile hepimiz taraf›ndan bilinen su götürmez gerçeklerdir.
Dünden bugüne CHP: ‘Kürt sorunu yok’ Sol parti, halkç› parti ad› alt›nda y›llard›r halk katliamlar›n›n alt›na imza atan CHP son süreçte faflist yüzünü daha fazla sergilemeye bafllad›. Yaklaflan seçimlerle beraber muhalefet ad› alt›nda emperyalizme ve faflizme daha iyi bir uflak olaca¤›n› sergilemeye çal›flan CHP bunu yaparken hiç de çekinmiyor. Çünkü halk›n oylar›ndan ziyade emperyalizmin deste¤inin sözde ‘demokratik’ olan seçimlerde daha etkili oldu¤unun di¤er partiler gibi o da fark›nda. Geçti¤imiz y›llarda faflist karakterini gizlemeyi baflaran CHP bu gün buna ihtiyaç duymayarak rolünü aç›kça oynamaktad›r. Geçti¤imiz dönem (halk›m›z›n büyük bir kesiminin sand›k bafl›na gitmedi¤i seçimde) emperyalist efendilerinin çizdi¤i güzergâhta ilerleyen AKP ve CHP %10’luk baraj› aflarak parlamentoya girdiler. Bu 4-5 y›ll›k süre boyunca da bir iki kaza d›fl›nda efendilerinin isteklerini koflulsuz yerine getirdiler. ‹flin bu k›sm› ayr› bir yaz› konusu oldu¤u için girmeyece¤iz. AKP’nin hükümet CHP’nin de ana muhalefet partisi olarak yer ald›klar› tiyatro sahnesinde CHP ülkemizdeki egemen s›n›flar›n (bunlar›n bafl›nda da TSK’
63 n›n) sözcüsü olarak rolünü baflar› ile oynam›flt›r özellikle son sürece flöyle bir bakt›¤›m›zda, halka daha fazla zulüm ve bask› yapmak için haz›rlanan 301. maddeye yaklafl›m› ve onaylamas›. Kürt sorununa yaklafl›m› vb. bu tutumunun en somut örnekleridir. Bu yaz›m›z›n içeri¤inden kaynakl› CHP’nin Kürt sorununa yaklafl›m› üzerinde durmaya çal›flaca¤›z. KKK’n›n 5. kez yapt›¤› tek tarafl› ateflkesin ard›ndan iki ay geçmesine karfl›n devletin Kürt halk›na yaklafl›m› gözalt›, iflkence ve infazd›r. Kürt halk›n›n demokratik taleplerine dahi tahammül edemeyen faflist zihniyetin en iyi savu-
19 nucular›n›n ve uygulay›c›lar›n›n bafl›nda bugün CHP yer almakta. KKK’n›n ateflkes ça¤r›lar›na en sert cevaplardan biride CHP’den geldi. “Terörle” hiçbir flekilde uzlaflmayacaklar›n› ifade eden CHP meclis grup baflkanvekili Ali Topuz “terör yuvalar›n› yok edece¤iz, s›n›r›m›zda güvenli¤i sa¤layaca¤›z, içeride terörü çeflitli boyutlar›yla ortadan kald›rmak için ekonomik, sosyal, güvenlik tedbirleri dâhil hepsini uygulayaca¤›z. Bundan daha do¤al bir hakk›m›z olabilir mi? Kimse bizi bu hakk›m›z› kullan›yoruz diye suçlayabilir mi? Kimse CHP’yi bir s›n›r ötesi harekete yeflil ›fl›k yakt›¤›
15-28 Aralık 2006
için suçlayabilir mi? As›l suçlanmas› gereken o varl›¤›n orada olmas›n› destekleyenlerdir. Biz hiçbir zaman Kürt fanatikçili¤ine izin vermeyece¤iz” derken CHP’nin Kürt sorununa yaklafl›m›n› da ortaya koymaktad›r. Bir halk›n en demokratik talepleri yani dilini konuflmak, kültürünü yaflamak istemesi Kürt fanatikçili¤i ve terör olarak de¤erlendiren CHP devletin bu taleplere sald›rgan ve tahammülsüz yaklafl›m›n› sergilenmesi gereken tutum olarak de¤erlendirmekte ve bu tutumun devamc›s› olmakta tereddüt duymayacaklar›n› belirtmekte. Sonuç olarak; CHP’nin muhalefet
ad› alt›nda kendinden soyutlad›¤› T. Kürdistan› gerçekli¤i ve halka reva görülen yaflam bu sistem var oldu¤u sürece de¤iflmeyecektir. Defalarca yap›lan tek tarafl› ateflkes insanlar› ve devletin tutumu bunun en somut göstergesidir. Bugün emekçi halk›n refah içerisinde eflit bir flekilde yaflamas›n›n tek yolu örgütlü ve kararl› mücadeleden geçmektedir. Halk›m›z›n bugüne kadar yaflad›klar› bu gerçe¤i bilince ç›karmalar›nda en büyük etkendir. Bu nedenledir ki CHP’nin tüm planlar› ve aldatmacalar› içi hava dolu uçurulan balonlar›n ötesine gitmeyecektir.
Afganistan’da felaket alametleri! Dünyaya “bar›fl”, “demokrasi” ve “özgürlük” yayma aflk›yla tutuflan ABD ve flimdiki askeri vurucu gücü NATO ç›kmazda. 11 Eylül sald›r›lar›ndan sonra hedef tahtas›na konulan ve eylemin sorumlusu olarak görülen Taliban’a yönelik operasyonlar Afganistan’›n fiili iflgaline dönüflmüfl, Afganistan da¤lar› aylarca bombalanm›fl, binlerce Afganl› “özgürlü¤üne” kavuflturulmufltu. 11 A¤ustos 2003 y›l›ndan beri Afganistan’daki demokrasi havarisi olarak faaliyet yürüten NATO’nun ifli giderek zorlafl›yor. Görünüfle bak›l›rsa Afganl›lar ABD etiketli “demokrasiye” karfl› son derece ön yarg›l›! Bunu da söylemekle kalm›yor ayn› zamanda hissettiriyorlar da. Afganistan’›n Heldman eyaletinde görev yapan bir asker Independent muhabirine hissettiklerini flöyle anlat›yor: “Bütün yerleri yerle bir ettik ama sald›r›lar kesilmedi. Düzinelercesini öldürdük, daha fazlas› geldi. B1, Harrier, F16 ve Mirage 2000’leri kullan›yoruz. 250, 500 hatta 1000 kiloluk bombalar at›yoruz. Karada her yerde tuzaklar var.” ‹flgal güçlerinin bas›na yönelik sansürüne ra¤men her gün Afganistan’dan sald›r› haberleri tüm dünyaya yay›lmaktad›r. 27 Kas›m 2006 tarihinde Kandahar’da bomba yüklü bir araç ile sald›r›ya u¤rad›klar›n› söyleyen tak›m komutan› Jason Clock, iki ISAF askerinin öldü¤ünü aç›klad›. 4 Eylül Pazartesi günü Kabil’de devriye görevi yapan ‹ngiliz askerlerine yap›lan sald›r›da dört asker yaraland›. ‹ngiliz Savunma Bakanl›¤›n›n yapt›¤› aç›klamada da ‹ngiliz askerlerine yönelik düzenlenen eylemde bir ‹ngiliz askerinin öldü¤ü bir askerin de yaraland›¤› duyuruldu. Yaflanan sald›r›lardan sonra NATO Genel Sekreteri Jaap De Hoop Scheffer; ABD, Britanya, Kanada ve Hollanda askerlerinin omzundaki yükün di¤er müttefiklerce paylafl›lmas› gerekti-
Tüm dünyaya “Demokrasi”!
¤ini belirtip dayan›flmaya ça¤›rd›. Bu örnekler Afganistan’da yaflananlar›n sadece küçük bir bölümü. Afganistan’da savafl arabas›n› kuma saplayan ABD, “demokrasi ihraç etme” serüveninin nas›l bir fiyaskoya dönüfltü¤ünü en yetkili a¤›zlardan duyuruyor: ABD D›fliflleri Bakan› Condoleezza Rice, 11 Eylül sald›r›lar›n›n gerisinde Kaide ve Taliban’›n oldu¤unu söyleyerek “Afganistan iç de¤iflimini tamamlayamaz ve istikrara kavuflamazsa devletle savaflan teröristler geri dönüp bizi avlayacak. Böyle bir bofllu¤un oluflmas›na ve stratejik bir yerde devletin baflar›s›zl›¤›na izin verirseniz bedelini ödersiniz” tehditlerinde bulundu. Condi böyle konufltu¤una göre direniflçiler onu çok k›zd›rm›fl olmal›! Afganistan’da direniflin boyutu, gücü her gün geliflirken iflgalciler giderek köfleye s›k›fl›yor. ABD öncülü¤ündeki NATO’nun kurmaylar› di¤er ülkelerden daha fazla fedakarl›k ister hale geldi art›k.Y›k›lmaz, yenilmez ABD, Afganistan’da da ikinci bir Vietnam sendromu yafl›yor.
NATO (Kuzey Atlantik ‹flbirli¤i Teflkilat›) üyesi 26 ülkenin devlet ve hükümet baflkanlar› 28 Kas›m’da Letonya’n›n baflkenti Riga’da biraraya geldi. NATO’nun gelece¤ini belirlemek gündemi ile yap›lan toplant›ya Afganistan’daki direnifl damgas›n› vurdu. Üye say›s›n› art›rarak s›n›rlar›n› Yeni Zellanda hatta Afrika’ya kadar geniflletmek ve kap›lar›n› Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi ülkelere açmak isteyen NATO’yu kabus dolu günler bekliyor. ABD emperyalizminin “küresel iflbirli¤i” slogan›yla önümüzdeki y›llarda yapaca¤› operasyonlarda/iflgallerde daha aktif kullanmay› düflündü¤ü NATO içindeki çatlaklar büyüyor. Zirve öncesinde konuflan ABD Baflkan› George Bush, NATO müttefiklerinin Afganistan’da daha fazla görev almalar›n›n flart oldu¤unu, askerlerinin de zor görevleri üstlenmeleri gerekti¤ini söyledi. ABD, Avrupal› emperyalistlerden Taliban’a karfl› s›cak çat›flmalara girme konusunda daha cesur davranmalar›n› istiyor. Toplant› aç›l›fl›nda konuflan NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer; NATO’nun kendisini 21. yüzy›la uyarlamak zorunda oldu¤una iflaret etti. ABD emperyalizminin müdahalesi ve öncülü¤ünde flekillenen toplant› a¤›rl›kl› olarak ABD’nin küresel ç›karlar›na paralel bir hatta sokulmaya çal›fl›l›yor. Ancak bu hiçte kolay de¤il. NATO’nun s›n›rlar› d›fl›nda gerçeklefltirdi¤i ilk operasyon olan Afganistan’›n iflgalinin baflar›s›zl›¤› bu küresel jandarlamal›k meselesinde empeyalistlerin elini kolunu ba¤l›yor. Son NATO zirvesine de damgas›n› vuran bu tart›flma oldu. Etki alan›n› geniflletmeyi hedefleyen ABD böylelikle olas› iflgallerine hem Avrupal› emperyalistleri dâhil etmeyi hem de ortaya ç›kacak yükün paylafl›lmas›n› sa¤lamay› amaçl›yor. ABD dün-
ya halklar› nezdinde y›pranan imaj›n› ve giderek daralan hareket alan›n› böylelikle daha rahat aflman›n hesaplar›n› yap›yor. Elbette evdeki hesap çarfl›ya uymuyor. Fransa ve Belçika, ABD önderli¤inde oluflturulacak Acil Mukabele Gücü (NRF)’ye muhalefet ediyor. Fransa Cumhurbaflkan› Jacques Chirac, NATO’nun transatlantik ittifak› olarak kalmad›¤› sürece Asya’ya kötü sinyal verece¤ini söyleyerek ABD’ in politikalar›na aç›ktan karfl› ç›kt›. Belçika Savunma Bakan› Andre Flahaut ise “Art›k ç›k›fl stratejisi düflünmeliyiz. Durum kötülefliyor, Bu gidiflle NATO iflgal gücü gibi görünecek” sözleriyle tavr›n› ortaya koydu. ‹ngiltere, Kanada, Hollanda ve Danimarka Taliban’la yürüttükleri umutsuz savafla di¤er ülkeleri sürükleyerek ABD’ye kan tafl›maya çal›fl›yor. Toplant›ya Türkiye ad›na Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ve Milli Savunma Bakan› Vecdi Gönül kat›ld›. Kuruldu¤u günden beri Uluslararas› Güvenlik Destek Gücü (ISAF)’›n bünyesinde faaliyet yürüten Türkiye, 3 bin askerden oluflacak kara gücünü NRF için haz›r bulunduracak. NATO Afganistan’da “‹yi sicil sahibi” Türkiye’den daha fazla yararlanmay› planl›yor. Bu amaç do¤rultusunda 2007 y›l›ndan itibaren NRF’nin komutanl›¤› alt› ayl›¤›na Türkiye’ye verilecek. NATO Afganistan’da yaflanan ve bir 盤 gibi büyüyen direnifle bir “çözüm” bulamam›flken flimdi ABD’nin küresel jandarmal›¤›na soyunuyor. Bunun ne kadar baflar›ya ulaflaca¤›n› görmek için Afganistan’da yaflananlara bakmak yeter. Dünya halklar›n› katleden Emperyalistler isimlerini, ünüformalar›n› de¤ifltirse de direniflçilerin öfkesinden kurtulam›yor. Afganistan’da ISAF’›n yaflad›klar› bunu yeterince anlatm›yor mu? Emperyalistlerin sömürü, bask› ve zorbal›¤› artt›kça onlar için felaket alametleri de art›yor! Direniflçilerin eylemleri bunu gözler önüne seriyor!
20
15-28 Aralık 2006
63
GÜNDEM‹M‹Z DEVR‹M! S›n›f mücadelesinin muazzam ö¤retileriyle çelikleflmifl olan proletaryan›n evrensel ideolojisi MLM, karamsarl›klar›n, kavga kaçk›nl›¤›n›n revaçta oldu¤u böylesi dönemlerde, her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyaca¤›m›z bir kaynakt›r. Marksizm’in do¤uflunda ve bunun öncesinde ezilenleri fiziki-maddi fliddetle kontrol etmeye çal›flan egemenler, proletaryan›n bilimsel ve yenilmez ideolojisinin var olmas›yla birlikte sald›r› araçlar›n› da çeflitlendirmifltir. Özellikle de günümüzde modern revizyonizm ve reformizm ezilenlerin saflar›n› içeriden y›kmak için, devrim düflüncesinin bulan›klaflmas› amac›yla egemenlere hizmet etmektedirler. 1980’li y›llar›n sonunda Rus Sosyal Emperyalizminin y›k›lmas›yla dünya halklar›na geçici olarak umutsuzluk afl›layan egemen dünya sistemi, “ideolojiler öldü”, “tarihin sonu” safsatalar›yla ad›na “küreselleflme” dedikleri “kapitalizmin en yüksek aflamas› emperyalizm”in yenilmezli¤ini (!) kabul ettirmeye çal›flmaktad›r. Bunun do¤al sonucu olarak genelde dünya halklar›n›n, özelde de devrimci saflardaki insanlar›n devrime, sosyalizme; s›n›rs›z, s›n›fs›z, sömürüsüz bir dünyaya olan inançlar› eskisine oranla azalmakta ve devrimci mücadele ile genifl kitleler aras›nda suni bir mesafe oluflmaktad›r. Yukar›da da belirtti¤imiz gibi bu inançs›zl›k, devrimci saflarda da yans›mas›n› bulmaktad›r. Yapt›¤› iflin baflar›l› olaca¤›n› düflünmeyen, devrimcili¤i ço¤unlukla hala süre giden al›flkanl›klarla sürdürmeye çal›flan, yani k›sacas› kendisinde de faflizmin yenilmezli¤i düflüncesi oluflmufl anlay›fllarla faaliyet sürdürülmesinin nedeni de budur. Oysaki insan, amaçs›z ya da amac› bulan›klaflm›fl bir flekilde hiçbir konuda baflar›l› olamaz. Tasfiyecili¤in etkisi ile devrimci saflarda yaflanan ideolojik k›r›lma ve amac›n bulan›klaflmas› devrimci hareketin hiç de gündeminde olmayan, olmamas› gereken meselelerin s›kl›kla gündeme gelmesine neden olmaktad›r. Milyonlarca ezileni örgütlemek, politik gündemlere müdahale etmek yerine oldukça tali ve mücadeleye objektif olarak hiçbir fley katmayan tart›flmalara girilmesinin nedeni de budur. Proletarya Partisi’nin devrim konusundaki iddias›, k›sa, orta ve uzun vadeli amaçlar›, kitlelere sunduklar› ve örgütlü yap›lanmas›ndan beklentileri her zaman ilk ve esas gündem olmak zorundad›r. Buradan ç›kartmam›z gereken ana sonuç, politikalar›n daha fazla, örgütsel düzenlemelerin daha az tart›fl›lmas› gereklili¤idir. Bu konuyu biraz daha açarak temel bir yaklafl›m ortaya
koymaya çal›flal›m. Marksizm’in ortaya ç›kmas› ile beraber proletaryan›n mücadele ayg›t› olan Proletarya Partisi (PP) de oluflmaya bafllam›fl ve ustalar›n her katk›s›yla daha donan›ml› bir araca dönüflmüfltür. MLM ideolojinin bu mücadele ayg›t›n› sistemlefltirerek BolflevikMaoist örgüt kurgusunu yaratmas› ve düzenlemesi iflte böylesi bir sürecin ürünüdür. Marks ve Engels’in “Komünist
T›kanman›n anahtar› politikleflmektir Parti Manifestosu” ile temelini att›klar› PP, dünya devrim tarihindeki birçok geliflmenin, bilhassa da 1917 Ekim, 1949 Çin ve 1966 Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin deneyimlerinin ilmek ilmek ifllenmesi ile oluflmufltur. PP’ye yön veren MLM ideolojinin her süreçte stratejik zaferi mümkün k›lan anlay›fl›, tüm bu denetimlerden sentezlenerek bugüne ulaflm›flt›r. Stratejik zaferin, proletaryan›n ve tüm ezilenlerin oldukça hakl› talepleriyle ve muazzam mücadele ayg›t› PP’nin örgütsel yap›s›yla, ilkeleriyle do¤rudan ba¤› vard›r. Bolflevik-Maoist örgüt, bu nedenle bizimki gibi ülkelerde –ki bunlar çok defa tekrarland›¤› için uzun uzun açmayaca¤›zdemokratik merkeziyetçi çal›flma tarz›n› benimseyerek esasa merkeziyetçili¤i almak zorundad›r. Bu bir tercih de¤il zorunluluktur. Bu konuda SBKP tarihini inceledi¤imizde önemli deneyimlerle karfl›laflaca¤›m›z› da belirtebiliriz. PP, bizimki gibi ülkelerde dar bir kadro partisi olarak örgütlenerek merkezden genifl kitlelere nüfuz etmek zorundad›r. Lenin yoldafl›n deyimiyle PP dar örgütlenirken çevresi olabildi¤ince genifl tutulmal›, ezilen milyonlar, PP’yi çevreleyen örgütlere çekilebilmelidir. 1917 Ekim Devrimi s›ras›nda 150 milyon nüfuslu Rusya’da Bolflevik Parti’nin 80 bin kifliden oluflmas›n›n izah› da budur. Devrimi gerçeklefltirme büyük ama-
c›yla hareket eden PP’nin dar örgütlenmesi, güvenilir ve en iyilerden oluflmas› bu nedenle bir zorunluluktur. Yine bu nedenle PP’nin ilkelerinin k›r›lacak kadar esnetilmemesinin gereklili¤i daha iyi anlafl›lacakt›r.
Neden örgütsel düzenleme? Görece uzun bu aç›klaman›n nedeni, örgütsel düzenlemelerin keyfi de¤il devrimi gerçeklefltirme amac›n›n, en iyi nas›l yap›laca¤›n›n düflünülmesi ile gerçeklefltirildi¤ini anlatmak içindir. Bu nedenle ayn› amaçtan ve ayn› dünya görüflünden baflka ortak noktas› olmayan örgütlü bileflenin kimi ilkesizliklerde örgütün ç›karlar› için önlemler almas›, örgütsel düzenlemeler yapmas› çok do¤ald›r ve hatta gereklidir. Devrim hedefinin bulan›klaflmas› ve gerçekleflmemesi için ezenlerin ve revizyonistlerin her çabas›n› dikkatle bofla ç›kartmas› gereken PP, kendi içerisinde de yanl›fl anlay›fllarla, ilkesizliklerle, burjuvazinin saflardaki uzant›lar›yla ayn› titizlikle mücadele etmek zorundad›r. Çünkü bu meselenin sorumlulu¤u bizzat PP’ye aittir. Milyonlar›n ç›kar›n› düflünerek hata ve zaaflarla uzlaflmama tavr›, ayn› zamanda PP’nin kitleler nezdindeki güvenilirli¤iyle de do¤rudan ilintilidir. Birçok zaafl› yaklafl›mla mücadele etmeden, bu anlay›fllar› mahkum etmeden, anlay›fllar›n kendisini dayatt›¤› koflullarda da örgütsel tedbirler almadan bu güven asla sa¤lanamayacakt›r. Konumuz özgülünde verdi¤imiz örne¤i sadece yanl›fl anlay›fllarla, ilkesizliklerle s›n›rl› tutamay›z. PP’nin mutlaka kiflilerin beklentilerini de dikkate alarak, ancak esasta devrimin ç›karlar› için farkl› alanlar aras›nda aktar›mlar yapmas› da oldukça do¤al ve gereklidir. Tüm bu anlatt›klar›m›z›n tart›fl›lmaz oldu¤u elbette söylenemez. Hatta baz› dönemlerde PP, böylesi düzenlemeler yaparken hatal› da davranm›fl olabilir. Konumuz gere¤ince bu tart›flmalar›n neden ulu orta yap›lmamas› gerekti¤ine de de¤inmeyece¤iz. Yaz›n›n bafl›nda da belirtti¤imiz gibi as›l anlatmaya çal›flt›¤›m›z, örgütsel düzenlemelerin ya da meselelerin, politik belirlemelerden daha az tart›fl›lmas› gerekti¤idir. Mücadele içerisinde iyi arkadafllar, haks›zl›k yap›ld›¤›n› düflündü¤ümüz yoldafllar, beklentilerin alt›nda düzenlemeler her zaman olacakt›r, ancak örne¤in revizyonizm karfl›t› kampanya için neler yapaca¤›m›z›, neler yapt›¤›m›z› ve neler ö¤rendi¤imizi, yukar›daki meselelerden daha az gündemlefltirdikçe daha çokça zaman ayn› sorunlarla karfl›laflaca¤›m›z aç›kt›r. Bu yaklafl›m temelinde son sü-
reçteki politik yönelimlerimiz do¤rultusunda neleri ne kadar ciddi ele ald›¤›m›z› ve bu gündemleri ne kadar ilk s›ralara tafl›yabildi¤imizi mutlaka sorgulamal›y›z. Bunun yan› s›ra “kim kime ne demifl?”, “bu niye böyle olmufl?” tart›flmalar›yla her seferinde devrimin gerçekleflmesini erteledi¤imizi, her seferinde devrimden gün çald›¤›m›z› bilmeliyiz. Emperyalizmin dünya genelinde sald›r›lar›n› art›rd›¤›, ülkemizde de devrimcilere yönelik bask›lar›n t›rmand›r›ld›¤›, halk›m›z›n sellerle, açl›kla, sefaletle ve ölümlerle cebelleflti¤i bir dönemde bu sorunlara yan›t olma hedefimizin ikinci plana düflmesine müsaade etmememiz gerekmektedir. Gerçekten de olumsuzluklar›n daha fazla hissedildi¤i, kitlelerin beklentilerinin karfl›lanamad›¤›, tasfiyecili¤in, moral bozukluklar›n›n revaçta oldu¤u böylesi dönemlerde neye sar›lmam›z gerekti¤i ortadad›r. Olumsuzluklar ne kadar a¤›r bassa da karfl›t› olumluluklar› da içinde bar›nd›rmak zorundad›r. Direnifllerin, bilhassa bask›n›n ve sömürünün en fazla oldu¤u yer ve zamanlarda filizlenmesi bunun do¤al bir kan›t›d›r. Ülkemizde ve dünyada artan bask›lara ve olumsuzluklara ra¤men genifl kitlelerdeki k›p›rdanmalar dikkatle incelenmelidir. Proletaryan›n, kaybedecek hiçbir fleyi olmad›¤›n›, yani oldukça olumsuz yaflam ve üretim koflullar›na mahkûm oldu¤unu hat›rlarsak, bu olumsuzlu¤un, en devrimci s›n›f› yaratan olumluluklara neden oldu¤unu da kavram›fl oluruz. O halde devrimci mücadeleye umut vermesi gereken hareketlilikler ve bunun karfl›t› olan bask›lar aras›ndan hangisini büyütmek için çaba sarf edece¤imizi bir kere daha düflünmeliyiz. Politik bak›fl aç›s›n› ikinci plana atarak örgütsel meseleleri esas gündem yapan bir anlay›fl, karamsarl›¤› büyüterek genifl çapta da sadece olumsuzluklara s›rt›n› yaslayacakt›r. Sel felaketinde onlarca insan›n ölmesi, yüzlerce, binlerce insan›n aç, evsiz kalmas› olumsuz bir durumken, halk›m›z›n egemenlere verdi¤i tepki, birbiriyle dayan›flmas› da olumlu bir durumdur. Bu nedenle saf›m›z› do¤ru belirleyerek direnifl ve dayan›flma cephesinde yer almam›zla, sessizli¤e bürünmemizin her birisi de bu durumlardan birisine tekabül edecektir. Yaz›m›z›n giriflinde de belirtti¤imiz gibi böylesi dönemlerde MLM’ye olan ihtiyac›m›z her zamankinden daha fazlad›r. Genel konjonktürü do¤ru gözlemleyerek do¤ru yorumlamak, prati¤i bu olabildi¤ince objektif belirlemelerin hizmetine sunmak gerekmektedir. ‹deolojik-politik e¤itime önem vererek özellikle örgüt bilincinin gelifltirilmesine daha fazla özen göstermeliyiz. Mücadeleye hangi amaçla girdi¤imizi unutmamal› ve o halde amaçlar›m›z› gerçeklefltirecek prati¤i asla di¤er meselelerin gerisine itmemeliyiz.
21
63
PUSULA Bildi¤inle yetinme! Devrimci kavray›fl›n› gelifltir! Kitlelerin önemli bir bölümü örgütsüz ve da¤›n›k bir flekilde bask› ve sömürü alt›nda kölece bir yaflama mahkum edilmifl ve “kendinde duruyorsa” egemen s›n›flar›n burjuva-feodal politikalar›yla aldat›lmaya, gerici-faflist örgütsel yap›lanmalar› içinde etkisiz hale getirilip manevi kölelik alt›nda suskun kalmaya devam ettiriliyorsa, s›n›f bilinçli proleterlerin önünde muazzam boyutta kitleleri örgütleme ve parti etraf›nda örgütlenme sorunu var demektir. Devrimci politikan›n iflçilerin, emekçilerin yaflam›nda, düflünsel-pratik dünyalar›nda egemen k›l›nmas›, maddi bir güce dönüfltürülme sorunu var demektir. Proletarya Partisini baflar›ya ulaflt›racak olan politik çizgisinin do¤rulu¤u ve onu politik hedefine götürecek olan örgütsel birli¤inin gücüyse, politik çizginin do¤rulu¤unu ispatlayacak, tan›tlayacak, onu maddi bir güce dönüfltürecek olan devrimci teorinin yarat›c› tarzda prati¤e uygulanma sorununun çözülmesi gerekir. Bu sorun devrimci tarzda çözülmedikçe politik çizginin do¤rulu¤u ispatlanmaya muhtaç durumda kalmaya devam edecek demektir. Devrimci teori ve pratik aras›ndaki her kopukluk ve uzakl›k kaç›n›lmaz olarak politikada oportünizmin ortaya ç›kmas›na neden olur. Oportünizmin ortaya ç›kmas› teori ve pratik aras›ndaki kopuklu¤un kaç›n›lmaz ad›d›r. Proletarya partileri ne zaman ki kendi içindeki oportünist (tasfiyecilik-darbecilik- macerac›l›k-bölgecilik vb.) anlay›fllar› alt etmiflse ilerleme ve geliflme kaydetmifltir. Ne zaman ki oportünist anlay›fllar proletarya partileri içinde egemen olmaya bafllam›flsa baflar›s›zl›k ve yenilgi kaç›n›lmaz bir sonuç olmufltur. K›saca proletarya partileri içinde ortaya ç›kan oportünizmle, yaflanan örgütsel baflar›s›zl›k ve yenilgi aras›nda kopmaz bir diyalektik ba¤ vard›r. Parti içinde anlay›fl-uygulama ve denetlemedeki k›r›lma noktalar› ortaya ç›kar›l›p bu k›r›lmaya neden olan etmenler araflt›r›l›p incelenerek, çözülmeye bafllan›rsa ileri düzeyde bir
devrimci kavray›fl yarat›l›r, devrimci teori pratikte egemen k›l›n›r. Devrimci teori ve pratik aras›ndaki diyalektik ba¤›n kapsaml› irdelenmesi demek ayr›nt›larda gizli olan konular›n ve pratikte ortaya ç›kan sorunlar›n incelenmesi demektir. Bugün sahip olunan devrimci teori ile prati¤in örgütlenmesi aras›nda sorun oldu¤u bir gerçek ise bu sorunun yaflanmas›na neden olan temel ö¤enin devrimci teorinin, Proletarya Partisi’nin programatik görüfllerinin eksik ve yetersiz kavran›fl› oldu¤unu belirtelim. Parti çizgisinin s›n›f bilinçli proleterlerce kavran›fl yetersizli¤inin oldu¤unu belirtelim. Bu gerçeklik öncelikli olarak kabul edilmelidir. Parti çizgisinin bütünlüklü bir politika olarak uygulanamamas›n›n temel nedeni kavray›fl darl›¤›nda ve derinlikten uzak bilginin, öteden beri oluflmufl ezberlerin tekrarlamas›na ra¤bet edilmesindendir. Unutulmamal›d›r ki politik çizginin eksik ve yetersiz her kavran›fl› örgütsel ve yönetsel dokunun da bozulmas›na yol açar. Bu durum proleter devrimci örgüt özelliklerinin yitirilmiflli¤ine varan ölçüde bir önderlik ve örgütsel sorun yarat›r. Olgular›n bu duruma dek olumsuz yönde geliflim göstermesi bir niyet sorunu de¤il tamamen objektif bir gerçeklik sorunudur. Bu ne demektir? Bu demektir ki kapsaml› düzeyde bir ideolojik-politik düzey gerili¤i var. Gerçe¤i çözümlemekten uzak, ezberci bilgiler ve bu k›s›r bilgilerin prati¤e uygulamalar› sonucu yaflanan baflar›s›zl›k var. Politik nitelik art›r›ld›kça (düflünme-inceleme-kavrama-uygulama-kolektifin devrimcileflmesi) örgütsel ve yönetsel sorunlar›n çözümü kolaylafl›r. Devrimci teorinin kavran›fl›n› art›ran, düzeyini yükselten her ad›m ayn› zamanda prati¤in ileri ve yeterli düzeyde örgütlenmesini yarat›r. Devrimci prati¤in egemen olmad›¤› bir sürecin yaflanmaya devam etti¤ini belirtirken, iflçilerin, köylülerin, emekçilerin örgütlenmedi¤i bir pratikten bahsedilmektedir. So-
15-28 Aralık 2006 mut sorunlar› etraf›nda örgütlenip harekete geçirilemedi¤i, talepleri do¤rultusunda devrimci bir muhalefet gelifltirilemedi¤i bir pratikten bahsedilmektedir. Devrimci politikan›n kitlelere ulaflt›r›lamad›¤›, kitlelere benimsetilemedi¤i bir pratikten bahsedilmektedir. Devrimci politikan›n belirleme, uygulama ve de¤ifltirme sürecindeki eksiklikten, yetersizlikten ve t›kan›kl›ktan bahsedilmektedir. Bütünlüklü olarak prati¤in yolunun devrimci teoriyle ayd›nlat›lmad›¤› bir süreçten bahsedilmektedir. Uygulanan devrimci prati¤in eksikli¤inden, yöntemsel hatalardan bahsedilmektedir. Bu durum karfl›s›nda ne yapmal› sorusu akla gelen ilk soru olmaktad›r. Evet bu durum karfl›s›nda ne yapmal›y›z? Baflar› kazanmak için öncelikle kendimizi de¤ifltirmekten ifle bafllamal›y›z. De¤iflimin ve geliflimin önünde duran, onun ilerlemesine engel olan düflünce ve prati¤in ortadan kald›r›lmas›ndan bafllamal›y›z. Sorunu kendimizde aramay›p d›fl›m›zda ararsak çözümsüzlü¤ün nedenlerini de kendi d›fl›m›zda aramaya bafllar›z. Dolay›s›yla ayn› noktada, ayn› sorunlar› sürekli olarak tekrar tekrar yaflar ve yine ayn› sorular› sorup cevaplar aramaya devam ederiz demektir. Çünkü bilim bize her fleyin çözümünün, sorunlar›n ç›kt›¤› yerde, gerçe¤in kendisinde oldu¤unu söylemektedir. Sorunlar›n çözümüne yönelik do¤ru sorular sorup nedenleri üzerinde do¤ru yan›tlar aramaya bafllarsak bugün yaflanan sorunlar yaflan›r olmaktan ç›kmaya bafllar. Sorunlar›n çözümüne önce politik seviyenin gelifltirilmesiyle bafllayaca¤›z. Devrimci tarzda bütünlüklü düflünmenin, bilimsel temelde bilgilenmenin, sistemli ve kapsaml› tarzda inceleme ve araflt›rma çal›flmas›n›n egemen k›l›nmas›ndan bafllayaca¤›z. Bürokrat-statükocu yaklafl›m, gelifltirici olmayan, kendini tekrar eden örgütsel al›flkanl›klar›n, kitlelerden kopuk çal›flma tarzlar›n›n de¤ifliminden ifle bafllayaca¤›z. Bu anlay›fla uygun kadrolar›n e¤itilip yetifltirilmesi, onlar›n do¤ru konumland›r›l›p, faaliyetlerin denetlenmesiyle, ayn› hedefe do¤ru tek bir adam gibi ortak hareket etme inisiyatifinin gelifltirilmesiyle ifle bafllayaca¤›z. Bildi¤imizle yetinmekten vazgeçece¤iz. E¤er dünkü bilgi düzeyimizle, basma kal›pç› önerme ve yaklafl›mla yetineceksek, prati¤i ör-
gütleme sürecimizin yar›m yamalak devam etmesini kabul etmeye devam edece¤iz demektir. Yani “cahil devrimcilik” yapmaya devam edece¤iz. Alternatif olmaktan uzak kalaca¤›z. Prati¤i örgütlemede, komiteleri yönetmede devrimcileflme, daha ileri düzeyde bir geliflme ve farkl›laflmay› yaratamayaca¤›z; dün yaflad›klar›m›zdan farkl› bir fley yaflamayaca¤›z demektir. Düzelme ve düzeltme, de¤iflme ve dönüfltürme prati¤ini yaflamay›p ileri do¤ru bir ad›m atamayaca¤›z demektir. S›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na subjektif yaklafl›mdan, bildi¤i ile yetinme tutumundan, ezberci söylemlerden vazgeçece¤iz. Dogmatik-kal›pç› yaklafl›mlara ve bunun neden oldu¤u yar›m yamalak yüzeysel bilgilenmeye, keza bunlar›n yol açt›¤› her derde deva oldu¤unu sand›¤›m›z haz›r reçeteli çözüm önerilerine, statükocu, de¤iflime ve geliflime ayak direyen durufllara son verece¤iz. Devrim biliminin temel sorunlar› hakk›ndaki kavray›fl›m›z› (iflçi s›n›f› içinde, semtlerde DKÖ’lerde illegal-legal çal›flma anlay›fl›n› düzeltme, ikisi aras›ndaki devrimci ba¤› do¤ru kurma devrimci zemine oturtma, kitleleri kendi sorunlar› etraf›nda örgütleme ve talepleri do¤rultusunda muhalefet etme gibi bir dizi temel konuda) Halk Savafl› teorimiz hakk›nda bilgimizi derinlefltirece¤iz. Buna katk› sunacak her çaba ve katk›y› önemseyerek ifl bafllayaca¤›z. Bugün fazlas›yla ihtiyaç olan fley düflünme-inceleme-uygulama tarz›m›z›n ciddi bir flekilde sorgulanmas› ve düzeltilmesidir. Bir k›lavuz oldu¤unu ö¤rendi¤imiz ve flimdiye dek ö¤retmeye çal›flt›¤›m›z MLM’ye tam da bir k›lavuz olarak bakmak, bir bilim gibi yaklaflmak bizler için esas sorun haline gelmelidir Devrimci teoriyi prati¤e uygulamada baflar› kazanmak için önce düflünme tarz›m›z›, kitlelere gitme (onlardan gizlenen, onlara gözükmeyen anlay›fl›m›z›) politika yapma tarz›m›z›, komiteleri yönetme sanat›m›z› devrimcilefltirerek, düflünsel ve pratikte de¤iflime bafllayaca¤›z. fiimdiye dek ihmal edilen, önemsenmeyen, kavranmayan ve tart›fl›lmayan konular› ele al›p ifle bafllayaca¤›z. ‹flte o zaman devrimci teori ile pratik aras›ndaki kopukluk sorunu çözüme kavuflur. Düflünsel ve nesnel geliflim sa¤lan›r.
22
15-28 Aralık 2006
63
M a o i s t ö n d e r l e r serbest b›rak›ld›
Hindistan hapishanelerinde tutsak edilen Maoist önderler Mohan Baidya ve Chandra Prasad Gajurel 30 Kas›m günü NKP (Maoist) ile Nepal Hükümeti aras›nda imzalanan anlaflmaya ba¤l› olarak serbest b›rak›ld›. Gajurel yoldafl 2003 y›l›nda Güney Hindistan’da, Avrupa’ya sahte pasaportla uçma haz›rl›¤›nda oldu¤u iddias›yla tutuklanm›flt›. Baidya yoldafl ise Hindistan aleyhinde gizli çal›flmalar yapt›¤› ve Hindistanl› Maoistlerle birlikte hareket etti¤i iddias›yla Bat› Bengal’de 2 senedir tutuklu bulunmaktayd›. Gajurel ve Baidya yoldafllar 1 Aral›k günü Baflkent Kathmandu’ya geldiler ve kendileri için düzenlenen karfl›lama törenine kat›ld›lar. Bu törene NKP (Maoist) Baflkan› Prachanda yoldaflla birlikte binlerce kifli kat›ld›. Burada yapt›klar› konuflmalarda Halk Hareketinin taleplerine uygun olarak en genifl Cumhuriyetçi Cephe’nin en k›sa sürede kurulmas› gerekti¤ini vurgulad›lar. Baidya yoldafl “Monarfli kurumunun tamamen kald›r›lmas›, yabanc› müdahalelerden kurtulmak ve Yeni Nepal’i kurmak için Kurucu Meclis seçimleri öncesinde monarfli karfl›t› partilerin bir cephede birleflmesine ihtiyaç vard›r” derken Gajurel yoldafl da “Nepal Devriminin içinden geçti¤i bu dönüm noktas›nda ben de üzerime düflen sorumluluklar›m› yerine getirmek için elimden geleni yapaca¤›m” dedi.
Geçici Anayasa haz›rlan›yor NKP (Maoist) ile Nepal Hükümeti aras›nda imzalanan bar›fl anlaflmas› öz olarak NKP (Maoist)’in kraliyet darbe-
Filipinler’de köylü önderi öldürüldü
sinin ard›ndan belirledi¤i plana uygun bir flekilde devam edildi¤inin göstergesiydi ve devrime giden yolda at›lan önemli bir ad›md›. 2 y›l önce yaln›zca Maoistler taraf›ndan savunulan bu plan›n bugün tüm ulusun ortak gündemi oldu¤unu destekleyen veriler de güçlenmektedir. Anlaflman›n ard›ndan Maoistler taraf›ndan düzenlenen “Zafer Miting”lerine onbinlerce kifli kat›ld›. Yine ba¤›ms›z bir kurulufl taraf›ndan 56 yerleflim biriminde 17 bin kifli ile yap›lan anketin 2 Aral›k’ta aç›klanan sonuçlar› da bu gerçe¤i bir kez daha göstermektedir. Ankete göre halk›n % 88’i anlaflmada kurulmas› hedeflenen demokratik cumhuriyeti destekledi¤ini belirtti. % 5’i anayasal monarfliyi isterken, % 5’i ise törensel kraliyetten yana oldu¤unu belirtti. Yine ankete kat›lanlar›n % 88’i kat›l›mc› demokrasi istediklerini ve toplumun her kesiminin temsil edilmesini savunduklar›n› belirtti. Bununla birlikte Geçici Anayasa için belirlenen komite de çal›flmalar›n› 10 Aral›k’ta sonland›rd› ve liderler toplant›s› için Parti önderlerine taslak sundu. Taslakta e¤itimin ve sa¤l›¤›n paral› olmas› gibi temel haklar konusunda anlaflma sa¤lanamad›. BM’nin görevine bafllamas›n›n beklenmesi için ve görüflmeler s›ras›nda Maoistlerle Hükümet aras›nda bir dizi politik konuda anlaflma sa¤lanamad›¤›ndan dolay› anlaflmada belirlenen süre uzat›lm›flt›. ABD ise Temsilciler Meclisi ve Büyükelçisiyle yapt›¤› aç›klamada Maoistlere silah b›rakma ça¤r›s›nda bulundu. 3 Aral›k tarihinde Himalayan Times gazetesine aç›klama yapan Prachanda yoldafl ise Yeni Nepal’in tüm ezilen top-
Filipinler’de devrimci KMP örgütünün Cagayan Ovas›’ndaki Baflkan› Ka Willy Marbella tarlas›ndan evine dönerken Arroyo rejiminin ölüm müfrezeleri taraf›ndan katledildi. Bu infazdan bir hafta önce de yine ayn› örgütün kurucu baflkan› Ka Joey Javier katledilmiflti. KMP, yapt›¤› aç›klamada Marbella’n›n
luluklar›n kendi kaderini tayin hakk› temelinde federal bir devlet halinde örgütlenmesi gerekti¤ini vurgulad›. “Halk›m›z merkezi feodal devlete son vererek herkesin kendisini ifade edebilece¤i yeni bir düzen kurmak için Nisan ay›ndaki Halk Hareketine kat›ld›” dedi. Ancak bar›fl anlaflmas›nda otonomiye, federalizme ve kendi kaderini tayin etme hakk›na yer verilmedi¤ini, bunlar› anlaflmaya eklemede baflar›s›z kald›klar›n› belirten Prachanda bunun nedeni olarak da bar›fl anlaflmas›n› engellemek isteyen unsurlar›n faaliyetlerini önlemek için bu konular› ele alamad›klar›n› vurgulad›. NKP (Maoist) lideri önümüzdeki dönemde bu sorunlar›n da gündemleflmesi için çaba harcayacaklar›n› vurgulad›.
Hindistan’da taktik sald›r›lar
Dünyadan k›sa k›sa... PORTEK‹Z Portekizli halk›, Portekiz hükümetinin ekonomi ve sosyal politikalar›n› protesto etmek için soka¤a döküldü. Portekiz’in 21 kentinde, 26 Kas›m günü gerçekleflen eylemlere yaklafl›k 70 bin kifli at›ld›. Eylemler, hükümetin kamu hizmetlerindeki ücretleri, emekli maafllar›n› ve bir dizi ek ödemeyi k›sma karar› almas›yla gündeme geldi.
NA‹ROB‹ Nairobi’de gerçekleflen a¤›r sel felaketinde yaflam›n› yitirenlerin say›s› 250’yi aflt›. Kenya, Somali, Ruanda ve Etiyopya’da yaflayan binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kal›rken, yard›m kurulufllar› binlerce insan›n dünyayla ba¤lar›n›n kesildi¤ini duyurdu. Böylece zaten yoksullu¤un, açl›¤›n pençesinde yaflayan insanlar, çaresiz bir bekleyifl içine girdi.
BANGU‹
Hindistan’›n güneyindeki Andhra Pradesh eyaletinden Nepal s›n›r›na kadar olan ve ad›na K›z›l Koridor da denilen, Hindistan’›n 29 eyaletinin 15’ini kapsayan bir alanda Halk Savafl› veren Hindistan Komünist Partisi (Maoist), son dönemde askeri operasyonlar›n› yo¤unlaflt›ran ve halka yönelik iflkenceleri ve bask›lar› art›ran faflist Hint devletine karfl› taktik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›yor. 29 Kas›m’da Bat› Bengal’deki Purulia flehrinde 5 polis öldürüldü. 2 Aral›k’ta ise Ranchi flehrinde askeri arac› bombalayan Maoist gerillalar Özel Görev Gücüne ba¤l› 14 polisi öldürdü, 3’ünü yaralad›.
2001’den bu yana katledilen 57. KMP üyesi oldu¤unu ve bu dönemde katledilen 794 siyasi faaliyetçiden birisi oldu¤unu belirtti. “Adalet için savaflmaya devam edece¤iz. Çünkü Arroyo’nun öldürdü¤ü her militan›n yerine 10 militan daha mücadelemizde yerini alacakt›r” denildi. Filipinler’de FKP önderli¤inde yükselen Halk Sava-
fl› karfl›s›nda Filipinler devleti de her faflist rejim gibi halk›n önderlerini katlederek halk›n meflru isyan›n› bast›raca¤›n› düflünüyor. Bugüne kadar gerek Filipinler’de gerek ülkemizde gerekse de dünyan›n dört bir yan›nda ulusal ve sosyal kurtulufl amaçl› verilen savafllar gericilerin tüm sald›r›lar›na ra¤men yok edilememifltir ve edilemeyecektir de.
Fransa, Merkez Afrika’da bulunan Bangui Cumhuriyetin’deki isyanc› gruplara yönelik bir hava sald›r›s› düzenledi. Emperyalistlerin Afrika’daki paylafl›m alanlar›ndan biri olan Bangui’de uzunca bir süredir iç savafl yaflan›yor. Avrupal› emperyalistlerin son dönemde Afrika’n›n birçok ülkesinde, kendilerine ba¤l› rejimleri iflbafl›na getirme ad›na gerçeklefltirdikleri askeri müdahalelerden biri de, bu ülkeyi kendi ç›karlar› do¤rultusunda flekillendirmeye çal›flan Fransa taraf›ndan gerçeklefltiriliyor.
H‹ND‹STAN Hindistan’daki kast sisteminin en afla¤› tabakas›n› oluflturan Dalitler 50 y›l önce yitirdikleri özgürlük savaflç›s› önderleri Bhim Rao Ambedkar’› anmak için Mumbai’de bir araya geldiler. 800 bin Dalit’in kat›ld›¤› anma toplant›s›nda Ambedkar’›n mücadelesi anlat›ld›.
SOMAL‹ Do¤u Afrika ülkesi Somali’nin baflkenti Mogadiflu’da bir araya gelen binlerce kifli, ülkelerinin “Bar›fl Gücü” ad› alt›nda iflgal edilmeye çal›fl›lmas›n› protesto etti. Ortado¤u’nun yan› s›ra, Afrika’n›n birçok ülkesine dönük iflgal planlar› olan ABD emperyalizmi, BM-GK’nden bir karar ç›kartmaya ve emperyalist politikalar sonucu Afrika’n›n en yoksul ülkelerinden biri olan, Somali’ye uluslararas› bir “Bar›fl Gücü” göndermeye çal›fl›yor.
23
63
15-28 Aralık 2006
Filipinler’de tayfun yine yoksullar› vurdu Filipinler’de Kas›m ay›n›n sonlar›nda gerçekleflen tayfunlar yine büyük kay›plara neden oldu. Emperyalizmin uflakl›¤›n› yapan tüm gerici s›n›flar gibi Filipinler devleti de yaflanan felaketin öncesinde ve sonras›nda gereken önemleri almad›¤› için yüzbinlerce insan›n büyük ac›lar çekmesine sebep oldu. Bu duruma bizler ülkemizde yabanc› de¤iliz. Ülkemizde oldu¤u gibi Filipinler’de de felaketin ard›ndan devletin yetkili a¤›zlar› zarar› küçümseyen aç›klamalarda bulundu ve halk›n zararlar›n›n karfl›lanmas› yolunda ciddi bir ad›m atmad›. Ve ülkemizde oldu¤u gibi Filipinler’de de halk›n yard›m›na koflan, seferber olan ve kitleleri seferber etmeye çal›flan yine devrimci demokrat güçler oldu. Halk›n zor gününde halk, yan›nda yine gerçek dostlar›n› buldu.
Filipinler Komünist Partisi 3 Aral›k’ta yapt›¤› aç›klamada Filipinler’i etkisi alt›nda alan tayfunlarda zarara u¤rayan, yaralanan, evlerini, ürünlerini kaybeden halkla dayan›flma ça¤r›s›nda bulundu. FKP yaflanan ölümlerden kaynakl› üzüntülerini bil-
Evrensel Bak›fl DURUM “VAH‹M VE TEHL‹KEL‹”! ABD D›fliflleri Bakan› Condolezza Rice geçti¤imiz günlerde yapt›¤› Ortado¤u gezisinde “Bar›fl mele¤i” görüntüsü vermek için çok u¤raflt›. Sözde, Ortado¤u’da bar›fl› yeniden tesis etme amac› tafl›d›¤› söylenen gezisinin ilk dura¤› olan Kudüs’de önce Mahmud Abbas ile bir araya geldi ve ard›ndan da ‹srail baflbakan› Olmert ile görüfltü. Ortado¤u gezisi boyunca, bölgenin, M›s›r, Ürdün gibi iflbirlikçi-uflak devletlerinin yetkilileri ile de bir dizi görüflme yapan Rice, iflas eden Ortado¤u politikalar›na “istikrar” kazand›rmak için büyük bir çaba içine girdi. Rice’›n Filistin özgülünde Hamas yetkilileri ile de¤il de, Abbas’la görüflmesinin bafll›ca nedenlerinden biri, Hamas’›n, en az›ndan bugünkü aflamada, Filistin’in ç›karlar›ndan taviz vermeyece¤i düflüncesidir. Bu görüflmede ayn› zamanda seçilmifl Hamas hükümetinin nas›l ifllevsiz hale getirilece¤inin görüflüldü¤ü de çok aç›k. Bush önderli¤indeki ABD sald›rganl›¤›, ABD güdümlü unsurlar arac›l›¤›yla Hamas’›n önünü kesmeyi planl›yor. Onlara göre bunun koflullar› mevcut. Çünkü El-Fetih’in içindeki birçok unsurun y›llard›r CIA taraf›ndan e¤itildi¤i ve maafla ba¤land›¤› söyleniyor. Rice’›n bu ziyaretinden cesaret alan Abbas ise, Hamas’la yürütülen görüflmelerin “ç›kmaza” girdi¤ini ve ülkeyi iç savafl›n efli¤ine getirdi¤ini iddia ediyor. Bugünlerde El-Fetih taraf›ndan yap›lan erken seçim ça¤r›lar› da, bu son ziyaretle birlikte emperalistlerden bir kez daha al›nan deste¤in sonucu olmal›.
Ortado¤u’daki iflgal politikalar›n›n giderek bata¤a saplanmas›, son dönemlerde, hem ABD hem de ‹ngiltere çevrelerinde “Filistin sorunu çözülmeden bölgede istikrar sa¤lamak mümkün olmaz” seslerinin de yükselmesine neden olmakta, bu yönlü telkinler artmakta. ‹flte, hem Bush’un hem de Rice’›n bu süreçte gündeme gelen Ortado¤u gezileri de bu telkinler sonucu gerçekleflti. Ancak bu ziyaretlerin sadece bir taktik oldu¤u ve Filistin sorununu Filistin halk›n›n lehine çözmeyi de¤il, hem genel olarak Ortado¤u’daki iflgalleri hem de ‹srail’in Filistin halk›na dönük sald›r›lar›n› meflrulaflt›rmay› amaçlad›¤› çok aç›k. Sözkonusu olan “bar›fl” giriflimi de¤il, Ortado¤u’da iflas eden politikalar› tersine çevirmeye dönük, ikiyüzlü bir hile! Ancak tüm bu ikiyüzlü çabalar nafile! Çünkü ABD emperyalizminin Ortado¤u politikalar›n›n iflas› art›k Irak Çal›flma Grubu’nun geçti¤imiz günlerde aç›klanan raporunda da net bir biçimde yer almakta. Irak Çal›flma Grubu (ISG) Irak’taki durumu “vahim ve tehlikeli” olarak aç›kl›yor. Resmi rakamlara göre 2900 ABD askerinin öldü¤ü, 21 askerin yaraland›¤› ve 400 milyar harcama yap›ld›¤› vurgulanan rapor, ilk kez net olarak ABD askerlerinin buradan çekilmesi gerekti¤ine de vurgu yap›yor. Rapor, buradaki ç›kmaz› art›k itiraf eden ABD çevrelerince oldukça ciddiye al›n›rken, Irak’›n iflbirlikçi hükümeti rapora karfl› en büyük tepkiyi gösteren oldu. ABD’nin
dirirken Arroyo rejimini de elefltirdi. FKP baflta Yeni Halk Ordusu olmak üzere tüm devrimci demokratik halk örgütlenmelerini seferber olmaya ça¤›rd›. FKP sözcüsü Gregorio “Ka Roger” Rosal, Yeni Halk Ordusunun k›-
kendilerini “sonuna kadar” desteklemeye devam etmesi gerekti¤ini söyleyen Irak Baflbakan› Maliki, iç savafl görüntüsünün giderek artt›¤› Irak’tan iflgalcilerin çekilmesi durumunda, Irak halk›n›n öfkesinden kurtulamayacaklar›n› çok iyi bilmekte anlafl›lan. Maliki zaten flimdiden hükümette de kan kaybetmeye bafllam›fl durumda. Maliki’nin Ürdün’de Bush’la yapt›¤› görüflmenin ard›ndan kendisine tav›r alan Sadr yanl›s› milletvekillerinin ABD karfl›t› bir ittifak girifliminde bulunduklar› söyleniyor. ABD emperyalizminin Ortado¤u’ya dönük son yönelimine dönecek olursak, bunda Lübnan’daki geliflmelerin de büyük pay› oldu¤u kesin. Çünkü geçti¤imiz haftalarda gerçekleflen Suriye karfl›t› Cemayel suikast›n›n sonras›ndaki geliflmeler, Ortado¤u politikalar›n› daha da zora sokmufl bulunuyor. Ard›nda emperyalistlerin parma¤›n›n bulundu¤u çok aç›k olan bu suikast›n ard›ndan yaflanan geliflmeler, Suriye’nin Lübnan’da etkisizlefltirilmesi ve ayn› zamanda da emperyalist güdümlü Sinyora hükümetinin güçlendirilmesi planlar›n› zora soktu¤unu gösteriyor. Ayn› zamanda ‹ran’a dönük planlar›n› da… Ortado¤u’daki durumlar›n› kendileri bile art›k “vahim ve tehlikeli” olarak aç›klayan emperyalistler, son ç›rp›n›fl olarak olsa gerek, bölgeye girdikleri y›llardan itibaren etkin olarak kulland›klar›, böl-parçala-yönet politikas›na da bu süreçte a¤›rl›k vermekteler. Tüm iflgal süreci boyunca Irak özgülünde hayata geçirilmeye çal›fl›lan bu politika Irak’› gerçekten de iç savafl›n efli¤ine getirmifl durumda. Hatta flu an mevcut durumu iç savafl olarak aç›klayanlar›n say›s› oldukça fazla. Ayn› politika, hem siyonistlerin hem de emperyalistlerin aç›k bir yenilgi ald›¤› Lübnan’da da hayata geçirilmeye çal›fl›l›yor. Kuzey ve
z›l savaflç›lar› ile devrimci kitle örgütlerinin tayfundan etkilenen bölgelerde bak›m ve rehabilitasyon hizmetleri için en üst düzeyde seferber olacaklar›n› ve önceli¤i kitleyi harekete geçirmeye vereceklerini belirtti. YHO’nun halk örgütlenmeleri, t›bbi gruplar ve yerel ve uluslararas› yard›m kurulufllar› ile koordineli bir flekilde çal›flaca¤›n› belirten Ka Rosal, yap›lacak yard›mlar›n bürokratik ve askeri kanallarda ya¤malanmamas› için devlet üzerinden de¤il de güvenilir kitle örgütleriyle iletilmesini önerdi. Rosal, Arroyo Hükümetini ve yetkili devlet kurumlar›n› gereken önlemleri almad›¤› ve halk› uyarmad›¤› için sert bir flekilde elefltirdi. Rosal ayr›ca tayfundan zarar görenlerin büyük ço¤unlu¤unun yoksul köylüler oldu¤unu da vurgulad›. Güney Lübnan halklar›, geçmiflte oldu¤u gibi karfl› karfl›ya getirilerek, yeni bir iç savafla sürüklenmek isteniyor. Ancak, Sinyora yanl›lar›n›n, Cemayel suikast›n›n ard›ndan gerçeklefltirdi¤i ve önceden planland›¤› belli olan, Suriye karfl›t› eylemlerinin hemen ertesinde soka¤a dökülen yüzbinlerce Lübnanl›, sadece emperyalist güdümlü Sinyora’n›n istifas›n› talep etmekle kalmay›p, ayn› zamanda “ABD Lübnan’dan defol!” sloganlar›yla, emperyalist politikalara karfl› koymay› da sürdürüyorlar. Ortado¤u’daki direnifl rüzgarlar› giderek daha fliddetli esmeyi sürdürürken, Latin Amerika’da uzunca süredir esen reformist rüzgarlardan etkilenen ülke say›s› da giderek art›yor. Bu rüzgara kap›lan son ülke ise Ekvador. Ekvador’da geçti¤imiz günlerde yap›lan seçimlerin galibi olan ekonomist Rafael Correa, t›pk› Chavez, Morales vd. Latin Amerikal› “solcu” liderler gibi, bir dizi reformist vaadle iktidara geldi. Ayn› günlerde Venezüela’da yap›lan seçimlerden bir kez daha galip ç›kan Chavez’in büyük bir hayran› oldu¤unu söyleyen Correa, Chavez’in Venezüela’da hayata geçirdi¤i politikalar›n ayn›s›n› ülkesinde hayata geçirmeye çal›flaca¤›n› belirtiyor. Uzun y›llar boyu emperyalist politikalar alt›nda ac› çeken, yoksullu¤a sefalete itilen Latin Amerika halklar›n›n sol söylemli liderleri iktidara tafl›mas›, defalarca da vurgulad›¤›m›z gibi, çok aç›kt›r ki eflitli¤e-özgürlü¤e duyulan özlemin sonucudur. Ancak gerek Latin Amerika halklar›na, gerek Ortado¤u halklar›na gerekse tüm dünya halklar›na eflitlik ve özgürlük, reformist veya gerici önderliklerle de¤il, devrimci ve komünist önderlikler ve onlar›n önderli¤inde yükselen s›n›f mücadeleleri ile gelecektir.
24
15-28 Aralık 2006
63
Köyleflen flehirlerde kad›nlar›n yazg›s› de¤iflmiyor Ülkemizde tar›m›n tasfiye edilmeye çal›fl›lmas›yla birlikte k›rdan kente göç artarken, köylü nüfusunun y›¤›nlar flekilde k›rsaldan flehre yerleflmesi oturulan yer d›fl›nda pek fazla bir fleyi de¤ifltirmiyor. ‘K›z çocuklar› okutulmuyor’
Ülkemizde tar›m›n tasfiye edilmeye çal›fl›lmas›yla birlikte k›rdan kente göç artarken, köylü nüfusunun y›¤›nlar flekilde k›rsaldan flehre yerleflmesi oturulan yer d›fl›nda pek fazla bir fleyi de¤ifltirmiyor. fiehirlerde de giderek artan iflsizlik neticesinde flehre göçtü¤ünde üretim biçiminde bir de¤ifliklik olmayan bireyler, araflt›rma raporlar›nda köylü nüfusunun düfltü¤ünü ve sözüm ona “modernleflme”yi gösterse de, esas›nda de¤iflen bir fley yok. fiehre göç sonras›nda ise yükün ço¤u her zaman oldu¤u gibi kad›nlar›n omuzlar›na yükleniyor. Bu konuda Diyarbak›r’da yap›lan araflt›rmalardan biri, tam da bu gerçekli¤i gözler önüne seriyor. Diyarbak›r flehir alan›n›n genifllemesiyle il s›n›rlar› içine dahil edilen bu köylerde yap›lan araflt›rma sonuçlar›na göre, kad›nlar›n yaflam standard›nda herhangi bir düzelme yok. Tam tersi ço¤u kad›n flehirdeki pek çok hizmete ulaflmaktan mahrum. Diyarbak›r Büyükflehir Belediyesi’nin mahallesi haline getirilen 97 köydeki evli kad›nlar üzerinde yap›lan araflt›rmada kad›n sorununa iliflkin ilginç verilere ulafl›ld›. Araflt›rmada kad›nlar›n yüzde 80’inin okuma yazma bilmedi¤i, yüzde 43’ünün ilk do¤umunu 14-18 yafl aras›nda yapt›¤›, yüzde 36.7’si ise bafll›k paras› al›narak evlendirildi¤i tespit edildi. Diyarbak›r Büyükflehir Belediyesi Kad›n Sorunlar›n› Araflt›rma ve Uygulama Merkezi (D‹KASUM), kad›n›n toplum ve aile içerisindeki yerinin ve durumunun tespitine yönelik bir araflt›rma yapt›. D‹KASUM Sosyal Hizmet Uzman› Halime Sar› Sabuncu taraf›ndan yap›lan araflt›rma kapsam›nda 97 köyde evli 472 kad›n-
la yüz yüze görüflme yap›ld›. ‹lginç veriler ve sonuçlara ulafl›lan araflt›rmada, kad›nlarla yap›lan görüflmeler, Sosyolog Kerim Sakç› taraf›ndan çözümlendi. Yap›lan araflt›rmada, Büyükflehir Belediyesi’ne ba¤lanan bu köylerin altyap›s› gibi üst yap›s›n›n da enkaz halinde oldu¤u ortaya konuluyor. Bekar veya dul kad›nlar›n kapsam d›fl› b›rak›ld›¤› araflt›rmaya göre, kad›nlar›n yüzde 79.4’ünün okuma yazmas› yok, yüzde 4.4’ü ise sadece okur yazar. Yüzde 15.8’i ilkokul mezunu olan kad›nlar›n, sadece yüzde 0.4’ü ortaokul mezunu. Araflt›rmaya göre, evli kad›nlar›n yüzde 63’ünün herhangi bir sosyal güvencesi bulunmazken, kad›nlar›n yüzde 58’i görücü usulü ile evlenmifl. Kamuoyunda çok tart›fl›lan berdel ile evlenenlerin oran› yüzde 17 iken, severek evlenenlerin oran› yüzde 21 olarak tespit edildi. Kad›nlar›n yüzde 67’sinin ise resmi nikah› bulunmuyor. Kad›nlar›n yaklafl›k yüzde 45’i efli ve çocuklar›n›n d›fl›nda kaynana, kay›nbaba, görümce, kay›n, evli çocuklar ve eflleri ile birlikte yafl›yor.
‘‹lk do¤um 14-18 yafl›nda’ Araflt›rmada, 15 ve alt›ndaki yaflta evlenenlerin oran› yüzde 30 olarak tespit edildi. Kad›nlar›n yüzde 41’i ise 16-19 yafl aras›nda evlenmifl. Yüzde 54’ünün eflleriyle akraba oldu¤u tespit edilen kad›nlar›n yüzde 44’ünün 6 ve daha fazla çocu¤u bulunuyor. Resmi olarak 18 yafl›ndan küçükler çocuk olarak kabul edilirken, 14-18 yafl aras›nda ilk do¤umlar›n› yapan kad›nlar›n oran› yüzde 43.
Araflt›rmaya kat›lan kad›nlar›n k›z çocu¤u olup da yafl› geldi¤i halde okula gönderilmeyenlerin oran› yüzde 18 iken, ayn› flekilde okula gönderilmeyen erkek çocuklar›n oran› yüzde 5. K›z çocuklar›n›n okula gönderilmemesinin sebepleri “okulun olmamas›”, “okulun uzak olmas›”, “babas›n›n okula gitmeye izin vermemesi”, “k›z çocu¤u oldu¤u için gönderilmemesi”, “maddi s›k›nt›lar” olarak s›ralan›yor. Erkek çocuklar›n okula gönderilmemesi ise “okul olmamas›”, “ifl yaps›n, çal›fls›n diye”, “özürlü” gibi sebeplere ba¤land›.
‘Bafll›k, berdel, beflik kertmesi’ Araflt›rmaya kat›lan kad›nlar›n yaklafl›k 36.7’si bafll›k paras› al›narak, yüzde 15.7’si berdelle, yüzde 0.2’si beflik kertmesi ile evlendirilmifl. “Yak›n çevrenizde töre cinayeti ifllendi mi?” sorusuna kad›nlar›n yüzde 6.4’ü evet yan›t›n› verdi. Kad›nlar, namus cinayeti sebebi ile öldürülen kad›nlar›n say›s›n› 19 olarak aktar›rken, öldürülen kad›nlar 20-35 yafl grubu aras›nda yo¤unlafl›yor. Cinayete kurban gitme sebepleri olarak ise, “sevgilisine kaçma”, “tecavüze u¤rama”, “gizli iliflki”, “k›skançl›k” ve “sebebi bilinmiyor” fleklinde s›raland›. Araflt›rmada kad›nlar›n silahla, bo¤arak, damdan atarak ve tafllanarak öldürüldü¤ü belirlendi.
‘Çaresizlik intihar› düflündürüyor’ “Yak›n çevrenizde intihar olaylar› yafland› m›?” sorusuna kad›nlar›n yüzde 14’ü evet yan›t›n› verdi. 18 erkek ile 40 kad›n›n intihar etti¤i belirtilirken, erkeklerin intihar etme sebepleri, “baba ile kavga”, “sevdi¤i k›z ile evlenememe” ve “hastal›k” olarak s›raland›. Ancak kad›nlar›n intihar› “anne ve baba ile kavga”, “zorla evlendirilme”, “sevdi¤i ile evlenememe”, “efli ve niflanl›s› ile kavga”, “tecavüze u¤rama”, “sa¤l›k problemleri” ve “maddi s›k›nt›lar” fleklinde çeflitlen-
di. Kad›nlarda 20 yafl ve alt› grubunda intihar olaylar› yo¤unlafl›rken, erkekler 25 yafl ve alt› grubunda yo¤unlafl›yor. Kad›nlar, “Can›n›z çok s›k›ld›¤›nda ve kendinizi çaresiz hissetti¤iniz zamanlarda ne yapmak isterdiniz” sorusuna, s›ras›yla “yaln›z kalmak”, “babas›n›n evine dönmek”, “eflinden boflanmak” ve “intihar etmek” fleklinde yan›t verdi. Sosyolog A. Kerim Sakç› ayr›ca geçen y›l 97 köyde yapt›¤› “Mahallelere Dönüflen Köyler” adl› araflt›rmas›nda mahalleye dönüflen bu yerleflim birimlerinin ciddi altyap› sorunlar› oldu¤unu ortaya koymufltu. Köylerin yeterli temiz su, tuvalet, yol gibi altyap› sorunlar› bulundu¤unu ortaya koyan Sakç›, birçok köyde okul bulunmad›¤›n› belirlemiflti. Elde edilen sonuçlar özellikle Türkiye Kürdistan›’nda feodal yap›n›n a¤›rl›¤›n›n devam etti¤ini ve flehirlerde yaflayan pek çok kiflinin köydeki yaflam tarz›n› devam ettirdi¤ini gösteriyor. Ayn› zamanda devletin yaflam standard›n› yükseltmek için att›¤› ad›mlar›n yok denecek kadar az oldu¤unu da. 2006’n›n son zamanlar›n› yaflad›¤›m›z bugünlerde, bu y›l zihnimizde kad›nlar›n töre cinayeti ad› alt›nda öldürülmesinin had safhada oldu¤u bir y›l olarak kalacak ne yaz›kki ki. 100 y›l sonra bugünleri inceleyenlerin yap›lanlar› insanl›k ad›na utand›r›c› bir durum olarak görecekleri kesin. ‹simleri say›lamayacak kadar çok “töre”ye kurban gidenlerin, bizim akl›m›z›n bir köflesinde annesinin evinde yaral› olarak sakland›¤› sand›kta kaleflnikofla taranarak katledilen Gülistan Gümüfl, u¤rad›¤› tecavüz sonucu hamile kalan, bebe¤ini do¤urduktan sonra 15 yafl›nda katledilen Naile Erdafl, patronu taraf›ndan akla hayale gelmeyen iflkencelere maruz kalan Meryem Sak kal›yor…. Bir de “O adam›n d›flar› ç›kma ihtimali var m›? Gelip beni bulur diye çok korkuyorum” diyen sözleri… Ayn› ac›lar›n tekrar yaflanmamas› için unutmamak ve unutturmamak gerekti¤ini bir kez daha hat›rlatarak….
25
63
15-28 Aralık 2006
“Dost dost ille kavga”
Anam›z birdir, ayn› memeden emmifliz dostlar. Kan kardefliyiz, sizlere kan›m kayn›yor. Sizlerle beraber herk ettik topra¤›, Beraber yatt›k hapiste, beraber teskere ald›k Ve maniler yakt›k hasret için; Gülemediysek de bofl verdik beraber… Halay m› çekmedik kol kola, Horon mu tepmedik diz dize, Cepken mi vermedik rüzgâra? Koyun koyuna yatt›k toprak duvarlarda S›tmayla, s›¤›rla, davarlarla… Daha da yatar›z dostlar›m daha da… Gün gelirse e¤er Halay çeker, türkü söyler gibi yan yana Mavzer mavzere verip de Düflmana kurflunda atar›z. Sizlere kan›m kayn›yor, Yabanc› de¤ilsiniz bana…
Yoksulluk sa¤ana¤›ndan geçen bir ömürdür Gökçe’nin yaflam›. Ne var ki istese en ‘par›lt›l›’ hayat› birkaç ad›mla yakalamas› mümkünken, o bunu bilerek ve isteyerek reddetmifltir. Özellikle içinden geçti¤imiz süreç dikkate al›nd›¤›nda bizlere anlaml› yaflaman›n örneklerini sunar Gökçe. Bedelleri ne kadar a¤›r olursa olsun erdemli olmak insan olman›n öncelikli ölçütüdür ona göre. Ancak bu flekilde kavgan› ve inançlar›n› satmazs›n. Bu düsturla hareket eden Ozan, kolektif hayat› yani alt›n ça¤› yaratmak için her bedelin göze al›nmas›n› savunur: “U¤runa çekilen/Derttir, mihnettir/Senden yana oldu¤umuz sebeptir/Kolektif hayat!” Buna karfl›n bilir ki bedellerin karfl›l›¤› mutlaka al›nacakt›r. Bu ac›lar ve s›k›nt›lar sonsuz de¤ildir: “Ve/fiiddetin sabah› yak›nd›r/Dayan dizlerim dayan” 1920’de Erzincan’›n E¤in kasabas›nda dünyaya gelen Enver Gökçe, daha küçük yaflta oyun oynarken bir gözünü kaybetmifltir. 9 yafl›nda Ankara’ya göçer ailesi. Ankara onun yaflam›n› flekillendiren bir kenttir art›k. ‹lk, orta ve lise ö¤reniminden sonra Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi’ni kazan›r. Burada devrimci düflüncelerle tan›fl›r. Hem okuyup hem çal›flan ozan, iflçilerin dostu olur. 1951 tutuklamalar›nda içerde yaflam›n› kaybeden mürettip ustas› Hasan’› hiç unutamaz ve onun ad›na fliir yazar. Enver Gökçe yaflad›klar›n›n ve okuduklar›n›n kendine katt›¤› bilinçle fliir yazmaya bafllar, böyle oldu¤u içindir ki pratik olarak kavgan›n d›fl›na hiç düflmez. Ondan dinleyelim; “Ben s›n›f edebiyat› yap›yorum… Türk halk›n›n, hayat›n her döneminde aktif olan, güzel olan, büyük
Grup Şiar’dan “Filistin” klibi ti Paris’te tutuklu bulunuyor.
Çal›flmalar›n› yurtd›fl›nda Tohum Kültür Merkezi bünyesinde sürdüren Grup fiiar, “Y›lmad›k” isimli albümlerinin ilk klibini haz›rlayarak internet sitesinden dinleyicilerine ulaflt›rd›. ‹lk klibini Ortado¤u’nun kanayan yaras› olan iflgal alt›ndaki ülke Filistin için yaz›lan “Filistin” parças›na çeken Grup fiiar’›n solisti ve ba¤lamac›s› Yetifl Yaln›z ise halen Fransa’n›n baflken-
Filistin’den tafl generallerin yaratt›¤› intifada ve iflgal görüntülerine yer verilen klipte Filistinli bir dostun okudu¤u bir fliirle birlikte, ülkemizden ILPS Türkiye Seksiyonu ve Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i’nin eylem görüntülerine de yer verilmifl. Tutuklu bulunan üyeleri Yetifl Yaln›z’›n da unutulmad›¤› klip, geçti¤imiz günlerde Almanya’da düzenlenen “Filistin dayan›flma gecesi”nde büyük alk›fl ald› ve be¤eniyle izlendi. Geceye kat›lan Filistinliler be¤enilerini dile getirdiler. Grup fiiar’›n Filistin klibini izlemek isteyenler http://grupsiar.org/html/filistin_klibi.html adresinden klibe ulaflabilirler...
olan bu halk›n sanat›n› yapmaya çal›fl›yorum. Bence sanat bu s›n›f›n yaflam kavgas›ndaki gücünü ve kudretini ortaya koymas›d›r… Bir sanatç›n›n do¤ru, devrimci bir yönde bir fleyler verebilmesi için, pratik ve teori aras›ndaki iflbirli¤ini daima gözetmesi gerekir. Dünyay› ve olaylar› ancak diyalektik metodun ›fl›¤›nda kavray›p yorumlayabiliriz. Bilinç ve duyarl›l›k aras›nda tam bir uyum olmal›d›r. Ne salt bilinç ne salt duyarl›l›k yeterli de¤ildir. Yani dünyam›z› insanca yaflanacak bir yer haline getirebilmek için fliiri ve sanat› sosyo-politik bir mücadelenin tamamlay›c› araçlar› olarak görmeliyiz.” O, yukar›da aktard›¤›m›z düflüncelerine uygun olarak hemen birkaç arkadafl›yla Türkiye Gençler Derne¤i’ni kurar. ‹lerleyen günlerde faflistler derne¤e sald›r›r, sabaha do¤ru yap›lan sald›r›da çat›flma yaflan›r dernek yak›l›r. Her zaman oldu¤u gibi yakanlar de¤il dernektekiler tutuklan›r. O günlerde “Fakültenin Önü” adl› fliirini yazar. Arkadafllar›yla birlikte tutuklan›r. ‹çeride o ünlü “Görüfl Günü” dizelerini yazar; “Bugün görüfl günümüz/Dost kardefl bir arada/Telden tele/Mendil salla el salla/Merhaba/‹zin olsun hapishane içinde/Seni /Senden sormalara doyamam/Yar›m kal›r c›garam›n atefli/Gitme dayanamam” D›flar› ç›k›nca üniversiteyi bitirir, ancak bu kez de iflsizlik yakas›na musallat olmufltur. O bir komünisttir ve ifl verilmeyecektir. ‹stanbul’a gelir ve k›sa bir süre için ifl bulur. Yurtlar Müdürlü¤ü’nde ifle bafllar. Ancak burada bir y›l kalabilir. Ünlü 1951 tevkifat›yla 168 kifli gözalt›na al›n›r. ‹çlerinde O da vard›r. Di¤erleriyle birlikte yo¤un iflkencelere u¤rar, tam iki y›l ‹stanbul’daki ünlü iflkence merkezi 1. flubede
tutulur. fiair Enver Gökçe o günleri flöyle anlat›r: “Al›fl›lmam›fl birçok y›ld›rma yöntemleri uyguland›! Gene tabutluklar, falakalar ve her türlü insanl›k d›fl› ifllemler yap›ld›.” Çektikleri, bütün ayd›nl›k yayan insanlar›n çektikleriydi. O tüm bu zulümlere, ve tekrar flubede uzunca kalacak olmas›na, ra¤men mahkemede kendini en onurlu bir flekilde savunur. Marksizm’e inand›¤›n› ve Komünizmi hakim k›lmak için mücadele etti¤ini söyler. Böylece 7 y›l yatar. Naz›m Hikmet’in d›fl›nda, Pablo Neruda’y› çok sever, kendisine örnek al›r. Yaflam›n› kendisine yak›n bulur. Bu nedenle onun eserlerini Türkçe’ye çevirir. O, bilinçle cesareti bir arada bulunduran ender ozanlardan biridir. Bir yaz›s›nda flöyle der: “Bafltan bak›ld›¤›nda as›l mesele insan›n görüfllerinde kararl› ve tutarl› olmas› gerekir. Sadece namuslu olmakta yetmez. Sonuna kadar hem namuslu hem de sap›na kadar bilinçli olmak flartt›r. Gerçek sanatç› pazarl›klar›n, küçük hesaplar›n adam› de¤ildir ve olamaz da.” Yaflam›n›n sonuna kadar bir namus iflçisi bir yi¤it ozan olarak kald›. Bizlere de, insan kalmay› devrimci olmay› ve savaflmay› ö¤ütleyen “E¤in Türküleri”, “Dost Dost ‹lle Kavga”, “Panzerler Üstümüze Kalkar” gibi say›s›z de¤erde fliir kitab› b›rakt›. 19 Kas›m 1981’de yaflam›nda üretti¤i güzellikleri halk›na ve insanl›¤a b›rakarak aram›zdan ayr›ld›. Halk›m›za yaflat›lan ne kadar zulüm ve yoksulluk varsa o da pay›na düfleni fazlas›yla ald›. Biliyordu ki bu zulmün nedeni ne ülkesi ne de halk›d›r: “Senin emekçin olayd›m/fien olas› türküsü/Dost kokusu dost selam› Türkiye”
3 bin yıllık tarihi yazmanın kokusudur Grup Nidal Arap dilliyle 12 y›ld›r müzik yapan Grup Nidal’in haz›rlad›¤› ilk albüm olan “Asfur” piyasaya ç›kt›. Arap toplumunun kültürel ezgilerini seslendiren Grup Nidal üyesi Belgin Ayranc›, “Biz ad›m›z gibi 12 y›ll›k mücadeleyle bu kasedi ç›kard›k. Ülkemizde ciddi bir asimilasyon yaflan›yor. Bu kaset buna karfl› bir durufltur” dedi. Kasette yer alan hemen hemen tüm ezgilerin tarihi bir öyküsünün bulundu¤unu ifade eden Ayranc›, Grup Nidal’› flu sözlerle tan›ml›yor: “Anadolu’da yaflayan, farkl› bir renkten Türkiye toplumuna ses vermek isteyen ve Cemil Hayek’lerin, fi›h Yusuf Hakiym’in solu¤u, Mehmet Latifeci’nin tebessümü, Cebel El Akra’n›n 盤l›¤›, düflmanl›¤› bilmeyen, sevda flark›lar›yla yo¤rulmufl, ana dilleriyle flark›lar
söylemeyi, hayaller kurmay›, rüyalar görmeyi, bebeklerine ninnileri kendi dilleriyle, masallar› kendi mimikleriyle, oyunlar› kendi do¤rular›yla yaflamak isteyen bir toplumun utangaç selam›, sürmeli kara gözlerin, 3 bin y›ll›k tarihi yazman›n kokusudur Grup Nidal.” “1980 y›llar›nda dü¤ünlerde çal›nan Meryem Meryem’tinin yasakland›¤›, kendi ülkelerinde sürgün kufllar gibi giden halklar›n ac›lar›n› ve yi¤itli¤ini bademe benzeten, baflta Ortado¤u’da akan kana ‘Skebaya’ diyen ve bin y›ll›k ezilmiflli¤in yeniden aya¤a kalk›fl›n› anlatan Nidal’› (Mücadele) biraraya getirmeyi amaçl›yoruz” diyen Ayranc›, ilk defa Araplar›n sesiyle oluflmufl bir albüm ç›karman›n anlaml› oldu¤unu söyledi.
15-28 Aralık 2006
26
63
“Hayalet Dansı” “...Sahip olma iste¤i onlarda bir hasta- s›k rastlan›r, oysa ‘kahramanl›k’ hikâyeleril›k olmufl. Bu insanlar, zenginlerin bozabi- nin ard›nda ço¤u kez halklar›n ac›lar› uzalece¤i ama fakirlerin bozamayaca¤› birçok n›r. Yine ço¤u kez, bu ac›lara nüfuz etmek kural koymufllar. Yönetici olan zenginleri kolay olmaz, çünkü her dönemin ‘ça¤dafl’ güçlendirmek için fakirlerle güçiletiflim kanallar›n›n kal›n sis perdesi, o süzlerden vergiler al›yorlar. puslu co¤rafyadaki c›l›z sesi duyup Bizim annemizin, topda duraksamayan isteksiz ve ra¤›n, kendilerinin kuflkucu kulaklar› kendi yaoldu¤unu söylülanc› günefliyle avutur. yor, komflular›n› Kuzey Amerika K›z›ldeçitler yaparak rililerin tarihi bir ‘kahkendilerinden ramanl›k’ safsatas›uzaklaflt›rn›n de¤il, en az›ndan yorlar; topbir ‘direnifl’ yolcura¤› binalalu¤unun tarihidir. r›yla ve di1861’deki ‹ç Sa¤er süpvafl’tan sonra son rüntüleriyfederasyon askerile çirkinnin de güney eyalefltiriyorletlerinden çekillar. Bu di¤i s›ralarda, yani ulus, babeyaz adam topraharda yata¤a ve tabii üretim ¤›ndan taflagüçlerine sahipken, rak, yoluna yeni eyalet kanunlaç›kan her fleyi r›yla ka¤›t üzerinde yok eden bir ›r‘özgür’ ama gerçek hama¤a benziyor...” yatta çulsuz ve periflan Tatanka (Tatanka Iyotaolan Afrika kökenlilerin Iyotake ke/Oturan Bo¤a) bir parça toprak, bir parça ekÇo¤umuz onlar› Kapmek umuduyla ak›n ak›n Batan Swing, Teksas, Tommiks t›’ya, Kansas’a göç ettikleri y›llarda gibi çizgi romanlardaki “Vahfliler” olaK›z›lderililer için mengenenin son kertesi rak tan›d›k. Vahfli Bat› filmlerinde att›klar› de kapanmak üzeredir. Tatanka ‹yotansavafl 盤l›klar› kulaklar›m›za, “Soluk yüz- ka’n›n (Oturan Bo¤a), 19 Temmuz ler”in karfl›s›na dikilen yar› ç›plak dev göv- 1881’de, açl›k çeken ve donmak üzere deleri ve savafl boyas›yla boyanm›fl yüzle- olan, ço¤u kad›n ve çocuk 200 kifliyle birrindeki öfke, gözlerimize yerleflti. likte teslim olmas›n› izleyen y›llar, K›z›ldeOysa Kristof Kolomb, bu halk› gördü- rililerin direniflinin bir k›v›lc›mla parlay›p ¤ünde ‹spanya Kral ve Kraliçesi’ne yazd›¤› sonra da ebediyen söndü¤ü y›llard›r. ‹flte bu mektupta “Bu insanlar öyle uysal, öyle ba- m›sralar, 1931-1932 y›l›nda tehcir yolunda r›flsever ki, yeryüzünde bunlardan daha iyi telef olan binlerce K›z›lderililin söyledi¤i bir ulus bulunmad›¤›na majestelerinizin bir türkünün m›sras›d›r. önünde ant içebilirim” demiflti. Sonra m›? 1938–1939 k›fl›nda Yerli Bölgesi ad›nSonra “yeni dünyaya” ak›n bafllad›... Ak›n- daki tehcir bölgesine, komflular› gibi sürüc›lar, geldikleri bu topraklarda yüzy›llard›r len yaklafl›k 14 bin Çeroki, içlerinden 4 biyaflayanlar› bir yana itip, kendi yeni dünya- ni so¤uk ve açl›ktan öldü¤ünde, o u¤ursuz lar›n› kurdular. Ve bu yeni dünyan›n içinde 1 600 kilometrelik yolculu¤a, Do¤u’dan “Native American” (Amerikan yerlisi) ola- Bat›’ya zorla sürülen 90 K›z›lderili, halk›n rak isimlendirilen K›z›lderililere yer yoktu. ortak ac›s›n›n ad›n› koyar; ‘Gözyafl› YolcuHer ne kadar kabile reisleri ile bar›fl çubuk- lu¤u’. Bu tarihten sonra K›z›lderililer için lar› içildiyse de soyk›r›ma varan savafllar zulmün yeni adresi tehcir bölgeleridir. Olsonunda K›z›lderililer kendileri için ayr›l- mad›k ac›lar yaflayan K›z›lderililer için ham›fl, tel örgülerle çevrili özel bölgelerde, z›rlanan Kaliforniya eyaletindeki “koruma bizon derisinden yap›lan çad›rlar yerine, te- kamplar›nda” 1849’da 150 binden fazla neke barakalarda, karavanlarda yaflamaya olan yerli nüfusu 1870’te 30 binden daha zorland›lar. Önce Güney Amerika ‘medeni- aza düflmüfltür. Bir de ‘isyankarlar’ için aslefltirildi’. Amazon’da o tarihe kadar görül- keri tehcir kamplar› vard›r burada. K›z›ldememifl k›y›mlar, katliamlar yapt› ‘Uygar rili ‹flleri Müdürlü¤ü’nün talimat›n›n askeri Avrupa’. Yaflanmas› daha kolay, verimli uygulamas› da aç›kt›r; kafa dans› yapmak, topraklara sahip Kuzey Amerika’ya do¤ru günefl dans› yapmak gibi ayinleri yapanlayelken açmak zorunda kald› K›z›lderili hal- ra, ‹ngilizce ö¤renmemekte veya konuflmak›. O tarihlerde Kuzey Amerika art›k onla- makta ›srar edenlere 10 güne kadar aç b›r›n anavatanlar› olmufltu, ama ‘Uygar Avru- rakma cezas› verilmektedir. Madem ki bepa’ya karfl› anavatanlar›n› kaybetmeleri yaz asker, yiyece¤i verecektir, o halde K›çok da uzun sürmedi. z›lderili ya uygarlaflmal›d›r ya da ölmeli... Film karelerinden ö¤renilen kahramanSürgün, açl›k ve ölüm çeken K›z›lderili l›k gösterilerinde yüzlerce kurflunun üzeri- topluluklar› aras›nda tam da bu dönemlerde ne gözünü k›rpmadan at›lan görev adamla- uzaklarda, Nevada’da, gelece¤i görebilen, r›, düflsel bir dünyada do¤aüstü becerileriy- ölülerle konuflabilen bir K›z›lderili’nin yale flahlanan kostümlü kahramanlar›na pek flad›¤› söylentisi yay›l›r.
Her K›z›lderili reisi, bir büyük reisin gelip, kendilerini beyazlar›n elinden kurtaraca¤›na inanmaya bafllar. Bu konunun araflt›r›lmas› için tüm K›z›lderili reisleri birer heyet gönderir. Heyetin dönüflünü bekleyen K›z›lderililerin ço¤u kendilerinden geçerek ve bu olguya kendilerini iyice vererek dans etmeye bafllar. Bu dans bir uyan›fl›n, bir diriliflin habercisi gibi tüm K›z›lderili toplumlar›na yay›l›r. K›z›lderili önderleri ›srarla Büyük Kurtar›c›n›n gelece¤ini ve beyazlar›n zulmünden kurtularak anayurtlar›na kavuflacaklar›n› anlatmaya bafllar. Beyazlar›n ‘Hayalet Dans› Ayini’ ad›n› verdikleri bu flölenler, yerlilerde bir silkinifli ve birlikteli¤i do¤urur ve çok geçmeden tüm k›tan›n K›z›lderilileri bu dans› uygulamaya bafllar. Heyecan doruktad›r art›k. Suskunlu¤u parçalayan 盤l›k giderek artar. Yitirilen da¤lar›n, ovalar›n a¤›d› koca birer yürek olup, ›rmak olup akar. Dönemin hükümeti bu yeni eylemden etkilenen yerlilerin üzerine silahl› güçler göndererek püskürtmeye çal›fl›r, katliamlar birbirini kovalar, K›z›lderililere karfl› sürek av› daha da artar. Hükümet, Hayalet Dans› ile gelen bu özgürlük k›v›lc›m›n› tehlikeli ve sak›ncal› görerek, dans›n yap›lmas›n› tüm kabilelerde yasaklat›r ve 15 Aral›k 1890’da Sioux fiefi Oturan Bo¤a (Totanka Iyotake), Hayalet Dans› yasa¤›na uymad›¤› için öldürülür. Hayalet Dans› ve kurallar› kuflaklar boyunca gizlilik içerisinde kabileler aras›nda sessizce uyguland›. Topraklar›n› korumak için savaflan, K›z›lderili tarihinde, kardefl dayan›flmas›n›n ‘yenilmez güç’ oldu¤unu kan›tlayan ilk lider oldu Yafll› Oturan Bo¤a. Savafllar belki kaybedilebilir ama baz›lar›n›n hikâyeleri onurlar›yla birlikte hat›rlan›r.
Hayalet Dans› Kartal mesaj› getirdi Güneflin çocuklar›na Bufalonun dönüflü için, Ve güzel günler yak›nda Sen bedenimi öldürebilirsin Ruhuma lanet okuyabilirsin Senin tanr›na inanmad›¤›m için Dualar›m karfl›s›nda durma flans›n yok Sevgime karfl› durma flans›n yok Onlar yasaklad›lar Hayalet Dans›’n› Fakat biz tekrar yaflayaca¤›z (...) Hayalet Dans›’na gelin Comanchee’ler Gelin Karaayaklar Gelin Shoshone’ler Gelin Cheyenne’ler Biz tekrar yaflayaca¤›z Gelin Arapaho’lar Gelin Cherokee’ler Gelin Paiute’ler Gelin Sioux’lar Tekrar yaflayaca¤›z
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Mustafa fiiflman: Aslen Sivas’l› olan Mustafa fiiflman, Proletarya Partisi’nin 24 Aral›k 1978’de yürüttü¤ü “MHP, ÜGD kapat›ls›n, M‹T Kontrgerilla da¤›t›ls›n” adl› kampanyan›n afifllerini ast›¤› s›rada Topkap› Mithatpafla’da, fabrika bekçisi bir gericinin açt›¤› atefl sonucu katledildi.
Ali Kepez: Elbistan do¤umlu olan Kepez, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle ‹stanbul’da tan›flt›. Ümraniye gecekondu yap›m›nda çal›flt›. 23 Aral›k 1979 tarihinde kald›¤› evde ç›kan yang›nda yaraland›. Ali Kepez, kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi.
‹brahim K›r: Dersim Ovac›k do¤umlu olan ‹brahim K›r, Proletarya Partisi ile ‹stanbul Kazl›çeflme’de 1975 y›l›nda iflçilik yapt›¤› s›rada tan›flt›. ‹flçiler aras›nda örgütlenme faaliyeti yürüttü. Aral›k 1980’de faaliyetlerinden dolay› gözalt›na al›nd›. günlerce süren a¤›r iflkencelerden sonra ‹brahim K›r’dan hiçbir fley alamayaca¤›n› anlayan iflkenceci katiller çareyi O’nu katletmekte buldular.
Sedat Özkarada¤: Urfa Siverek do¤umlu olan Sedat Özkarada¤ Mersin’de Proletarya Partisi saflar›nda mücadele ederken tutsak düflmüfltü. Sedat Özkarada¤, 27 Aral›k 1980’de iflkencede katledildi. Adana Kiremithane’deki hapishanede merdivenlerin her iki taraf›na dizilmifl askerlerin dipçik darbeleri alt›nda kararl›l›¤›n›, devrime olan inanc›n›, Partisine olan ba¤l›l›¤›n› asla yitirmedi.
Abdurrahman Meral: Proletarya Partisi taraftar› olan Abdurrahman Meral, Aral›k 1993’te ‹stanbul’da yakaland›¤› kanser hastal›¤›na yenik düfltü.
27
63
15-28 Aralık 2006
19 Aralık şehitleri ölümsüzdür! gan atmaya bafllad›k.” “Esas olarak düflman›n yönelimine hedef olan yer ÖO savaflç›lar›n›n kald›¤› ko¤ufllard›. Biri kad›n arkadafllar›n ko¤uflu, di¤eri de erkek arkadafllar›n ko¤ufluydu. Buralarda direnifl kapsaml› oldu. Malta diye tabir etti¤imiz yerde çat›flmalar devam etti. Faflizm silahla atefl ediyor, bizimkiler ise bedenleriyle direniyor ve düflman ilerleyemiyor.”
Hem lanetlenecek hem de sayg›yla an›lacak ve gururla kuflaktan kufla¤a anlat›lacak o günlerin üzerinden tam 6 y›l geçti. Faflizm en k›y›c› silahlar›n› kullanarak 19 Aral›k flafa¤›nda 20 hapishaneye birden sald›rarak devrimci tutsaklar› i¤renç bir vahfletle katletti. Öyle i¤rençtiler ki, bu icraatlar›n›n ad›na da “HAYATA DÖNÜfi OPERASYONU” dediler. 19 Aral›k’›n alt›nc› y›ldönümünde flehitlerimizi sayg›yla an›yoruz Bayrampafla: Nilüfer Akan, Gülser Tuzcu, Seyhan Do¤an, fiefinur Tezgel, Özlem Ercan, Yazgülü Güden Öztürk, Aflur Korkmaz, F›rat Tavuk, Murat Ördekçi, Cengiz Çal›koparan Ümraniye: Abdullah ‹bili, R›za Poyraz, Ercan Polat, Alp Ata Akçagöz, Umut Gedik, Haydar Akbaba, Muharrem Bulduko¤lu Çanakkale E Tipi: ‹lker Babacan, Fahri Sar›, Sultan Sar›,
Fidan Kalflen Ceyhan Hapishanesi: Halil Önder Uflak Hapishanesi: Yasemin Camc›, Berrin B›çk›lar Bursa Hapishanesi: Murat Özdemir, Ali ‹hsan Özkan Çank›r› Hapishanesi: Hasan Güngörmez Devrimci Tutsaklardan… “ (…) Silah sesleriyle birlikte sald›r› bafllad›. Saat 05:00 civar›yd›. Yo¤un bir flekilde otomatik silahlarla tar›yorlard›. Hemen barikat malzemeleri ile barikat kurduk. (…) Bir yandan çat›lar› delip gaz bombalar› at›yorlar, di¤er yandan da sürekli pencerelere do¤ru atefl ediyorlar, havaland›rmaya gaz bombalar› at›yorlard›. Ko¤ufl içinde yo¤un bir gaz bombard›man›na tutulduk. Zor nefes alabiliyoruz. Sonra pencereleri k›rd›k. Bir süre sonra gaz bombalar›na al›flt›k. Ve “Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadelemiz”, “Devrimci tutsaklar teslim al›namaz” diye slo-
“‹lk tutukland›¤›m›zda bizi Kartal Özel Tip Hapishanesi’ne gönderdiler. 20 gün sonra F Tipi hapishaneye gönderilece¤imiz kesinleflmiflti. F Tipi hapishaneler afla¤› yukar› 30-40 gün önce aç›lm›flt›. Bir ay›n sonunda büyük ama küçük hücre fleklinde olan ring araçlar›n›n içinde F T‹P‹ tecrit hücrelerine do¤ru yol alm›flt›k. Ring arac› F tipi zindan›n önünde durdu¤unda hâla ne olaca¤›n› bilmemenin flaflk›nl›¤›yla ve çekingenli¤iyle d›flar›ya bak›p F Tipi zindan›n nas›l bir fleye benzedi¤ini anlamaya çal›fl›yorduk. (…) Koca bir yap› vard› karfl›m›zda. Ç›k›fl kap›s›n›n yan taraf›nda ring araçlar›n›n yanaflt›¤› bir bölüm vard›, orada iki s›ra halinde robokop giyimli askerler, ellerinde coplarla bekliyorlard›. Bu tamamen psikolojik bir etki yaratmak içindi. Ama her an sald›rmaya haz›r bekletildiklerinin de göstergesiydi.” “Bizler, hayat›m›z› devrimci tutsak kimli¤imizin meflrebine uygun olarak sürdürmeye ve örgütlenmeye devam ediyoruz. Devrimci coflku ve kararl›l›¤›m›z, faflizmin zindanlar›yla, tecrit ve izolasyon terörüyle engellenemeyecek ve durdurulamayacak kadar büyük ve güçlüdür. Gücümüzün kayna¤›, bizden önce yenilgi ve zaferlerle büyümüfl zindan direnifllerinden gelmektedir. Diyarbak›r’›n vahfletine ve teslimiyetine Mazlumca çak›lan kibrit çöpünden alevlenen Dörtler’den, Selimi-
Raci Yılmaz 26. ölüm yıldönümünde anıldı
6 Aral›k Çarflamba günü Proletarya Partisi’nin flehitlerinden Raci Y›lmaz için, ‹stanbul Ba¤c›lar semtindeki Yeni Kardelen Kültür Merkezi’nde bir anma
etkinli¤i yap›ld›. Etkinlik, devrim flehitleri ad›na yap›lan sayg› durufluyla bafllad›. Yeni Kardelen Kültür Merkezi ad›na Nurten Y›lmaz’›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›ndan sonra Raci Y›lmaz’›n yaflam› ve mücadelesi anlat›ld›: “Raci Y›lmaz 1958 y›l›nda Samsun’un Bafra ilçesinin Sar› Çevre köyünde dünyaya geldi. ‹lk ve orta ö¤renimini Bafra ilçesinde tamamlad›. Lise y›llar›nda haks›zl›klara karfl› duruflu ve s›n›f tavr› ile öne ç›kt›. Ta-
r›mla u¤raflan ailesinin ikinci çocu¤u olan Y›lmaz ‹stanbul Üniversitesi’ni kazanarak burada devrimci düflüncelerle tan›flm›fl ve gençlik içerisinde aktif çal›flmalara kat›lm›flt›r. Y›lmaz k›sa sürede kendini gelifltirerek çal›flkanl›¤›, fedakârl›¤› ve engin sorumluluk anlay›fl›yla mücadele etmifltir. Düflman onun için “‹kinci ‹brahim” tan›mlamas›nda bulunuyordu. Partisi içinde ç›kan bütün hiziplere karfl› amans›z bir ideolojik ve siyasi mücadele yürütmüfltür. Parti II. Konfe-
rans›’na delege olarak seçilmifltir. Ancak 6 Aral›k 1980’de ‹stanbul Harbiye Çimen Sokak’taki evde yap›lan bask›nla faflistler taraf›ndan katledilmifltir” denildi. Destekleyen çeflitli kurumlar›n mesajlar›n›n okundu¤u anmada Lotus Kültür Merkezi’nden Grup Çarçella da kendilerine özgü müzikleriyle anmaya kat›larak destek verdi. Program Grup Harman’›n verdi¤i dinleti ile son buldu. (TOHUM KÜLTÜR MERKEZ‹)
ye’den Metris’e, ‘83 Ölüm Orucu Direnifli’nden 96 Süresiz Açl›k Grevi ve Ölüm Orucu Direniflleri’ne, Buca, Ümraniye ve Ulucanlar’dan, 19-22 Aral›k Büyük Hapishaneler Direnifli’nden ve ölümü öldüren kahraman Ölüm Orucu savaflç›lar›m›zdan al›yoruz biz gücümüzü.” “ (…) 19-22 Aral›k günlerinde devrimci tutsaklar iradeleri ve idealleriyle bir destan yazd›lar. Devrimci tutsaklar›n gözkapaklar›na dek sokuldu¤unda ölüm, flafakla do¤ruldular özgürlü¤e ve y›ld›z y›ld›z umudu yazd›lar gökyüzüne...”
GÜNDE DÜN… 1 Aral›k 1984. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, TRT’de “yurttafl, yurt, ozan, yaflam, özveri, olanak, koflul, bilimsel, toplumsal, tarihsel, s›rdafl” gibi sözcüklerin kullan›lmas›n› yasakland›. 2 Aral›k 2000. Sorunlar›n› anlatmak isteyerek Baflbakanl›¤a yürüyen 50 görme engelliye 200 polis sald›rd›. 3 Aral›k 1994. Özgür Gündem gazetesinin ‹stanbul ve Ankara’daki üç bürosu bombaland›. 1 kifli öldü, 20 kifli yaraland›. 4 Aral›k 1991. ‹stanbul Emniyet Müdür Yard›mc›s› fiakir Koç ve floförü Vedat Dilmaç, Devrimci Sol taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›. 5 Aral›k 1970. ‹stanbul Çapa Yüksek Ö¤retmen Okulu’nda 2 ö¤renci vuruldu. Devrimci düflüncelere sahip Hüseyin Aslan 9 Aral›k’ta öldü. 7 Aral›k 1996. TBMM’de harçlar› protesto etmek için pankart açan ö¤rencilerin yarg›lanmas› sona erdi; gençler toplam 96 y›la mahkum oldular. 8 Aral›k 1964. ‹stanbul Berec Pil Fabrikas›’nda 1000 iflçi greve bafllad›. 1995. KESK kuruldu. 9 Aral›k 1967. Ankara’da üniversite ö¤rencileri “NATO’ya karfl› direnifl” mitingi düzenlediler. 1987. Gazze fieridi’ndeki Cebaliye mülteci kamp›na ‹srail askerlerinin sald›r›s› ile “‹ntifada”n›n ilk flehitleri verildi. 10 Aral›k ‹nsan haklar› günü 1977. ‹stanbul Toptafl› Hapishanesi’nden 9 devrimci tutsak firar etti. 13 Aral›k 1985. ‹çiflleri Bakanl›¤› bir önerge haz›rlad›; “komünist zanl›s›” yak›n› olanlara güvenlik belgesi verilmeyecek.
28
15-28 Aralık 2006
63
Topselvi halk› çetelerin ve uyuflturucunun k›skac›nda; Yeter art›k! Her gün ülkemizde ve dünyan›n birçok yerinde, TV, radyo, internet, arkadafl, efl-dost arac›l›¤›yla duydu¤umuz; ifllenen cinayetler, tecavüzler, çeteleflmeler, uyuflturucu flebekeleri, mafya örgütlenmeleri vs. sistemin üretti¤i bir dizi yozlaflma ve çürüme, art›k kula¤›m›za oldu¤u kadar birebir tecrübelerimize de yabanc› de¤il. Bat› medeniyetinin bilim, kültür, teknoloji, sanat gibi ileri yönlerini de¤il, görüntüsünü ve yaflant›s›n› taklit eden “kay›p bir gençlik” var karfl›m›zda. ‹stedi¤i gibi at koflturan aç›kgizli mafyavari örgütlenmeler ise, bizzat devletin gözetimi alt›nda, para karfl›l›¤› hayatlar› sat›n almaya devam ediyor. Bir kere daha, de¤ifltirip dönüfltürmeyen, sorgulay›p üretmeyen, temelde insan varl›¤›n› yaflatmak için de¤il, egemen az›nl›¤›n ç›karlar› do¤rultusunda tüketmek için yaflat›lan hayatlar, bu gidifle dur demek için hayk›r›yor: Yeter art›k! ‹stanbul’un Kartal ilçesine ba¤l› bir mahalle Topselvi. K›sa bir süre önce mahalle esnaf›ndan Musa Dafllar isimli bir kifli h›rs›zlar taraf›ndan bo¤az› kesilerek öldürülmüfl. Musa Dafllar’›n o¤luyla görüflüyoruz ve babas›n›n halk taraf›ndan çok sevilen birisi oldu¤unu, bu yüzden de herkesin çok büyük tepkisinin oldu¤unu, mahalle halk›n›n manevi deste¤inin kendilerine çok büyük dayanak oldu¤unu söylüyor. Ayr›ca, esnaf›n neye karfl› örgütlenece¤ini bilmedi¤ini, kendi içinde bir kopukluk oldu¤unu ifade ediyor. Daha fazla sorumluluk alabilecek insanlar›n inisiyatifinde bir fleylerin düzelece¤ini belirtiyor. Bunun yan›nda h›rs›zl›k temelinde cinayetler ve uyuflturucu sat›c›lar›n›n faaliyetleri h›z kesmeden devam ediyor. Mahalle halk›n›n bu yaflananlardan flikâyetçi olmas›na karfl›n bir örgütlülük yarat›lamam›fl, ya da önderlik edecek bir anlay›fl ç›kmam›fl olmas› flimdilik durumu pek iç aç›c› göstermiyor. Her an patlamaya haz›r bir öfkenin dinamiklerini içinde bar›nd›ran Toplselvi, flimdilik patlayaca¤› gün için sessizli¤ini koruyor. Bizler de Topselvi halk›n›n yaflad›klar›n› paylaflmak, kamuoyunu bilgilendirmek için Topselvi halk› ile görüfltük.
Emine Deliktafl Emin Deliktafl, 24 y›ld›r Topselvi’de oturdu¤unu söylüyor. Geçti¤imiz günlerde öldürülen Musa Dafllar’›n ye¤eni oluyor. Day›s›n›n bafl›na gelenleri flöyle anlat›yor, “Day›m sabah namaz›ndan sonra dükkân›n› açmaya gitmifl. O s›rada köfle bafl›nda bekleyen bir kifli camiden ç›kanlar›n dikkatini çekmifl, iki kifli de içeriye girmifller. Bunlar zaten daha önce de haraç istemifller, olaydan 3 gün önce saat 17.00’de gelmifller day›m, ‘Ne al›yorsan›z al›n ama çolu¤uma çocu¤uma dokunmay›n’ demifl. Önce çok kötü dövmüfller, baya¤› bir bo¤uflma olmufl, sonra da 17 yerinden b›çaklam›fllar ve bo¤az›n› keserek öldürmüfller. Baflka esnaflardan da haraç istiyorlarm›fl, yani kim olduklar›n› biliyorlar ancak korkudan kimse bir fley söylemiyor”. Mahallede bir sürü benzer vakan›n yan› s›ra, komflu mahallelerde de benzer olaylar gerçeklefltirdi¤ini belirtiyorlar. Örnekler vererek anlatmaya devam ediyor Deliktafl, “Çavuflo¤lu Mahallesinde bir eve girerek bir k›za tecavüz edip daha sonra da öldürmüfller. Bu gün Betonyol’da gördük 13 yafl›nda bir k›z çocu¤una tecavüz etmifller ve öldürmüfller. Geçenlere de bizim komflumuzun k›z› bir k›z arkadafl›n›n alt›nlar›n› almak istemifl, alamay›nca öldürmüfl. Kesen k›z madde ba¤›ml›s›ym›fl.” Topselvi’nin art›k yaflanacak bir yer olmad›¤›n› belirten Deliktafl, “Esrar, eroin, çeteleflme, haraç toplama her türlü fley var” diyor ve her fleyin 盤›r›ndan ç›kt›¤›n› belirterek, yolda yürümekten korkar duruma geldiklerini söylüyor. Uyuflturucu sat›fl›na göz yuman polis, mahalle halk›na “Bizim de çocu¤umuz var” diyerek
kendisini masum göstermeye çal›fl›rken, bir yandan da “ne olacak bu Topselvi’nin hali” diyenlere, “Elinde ispat var m›? Neyi kan›tlayacaks›n ki?” diyerek gülüyor ve iflbirli¤ini aç›kça belli ediyormufl. Deliktafl, “Burada flu köfle bafl›nda aç›kça sat›yorlar, biz çocuklar›m›z›n gelece¤inden çok endifleliyiz, okullarda da bafllad› bu çeteleflme, nereye kadar gidecek böyle?” diyor. Uyuflturucunun yayg›nlaflmas›n› ise “ailelerin duyars›zl›¤›, çocuklar›n bilgisizli¤i” olarak de¤erlendiren Deliktafl, madde ba¤›ml›s› olarak al›flt›r›lan gençlerin, borçland›r›larak sat›c›l›¤a zorland›¤›n› ve bilinçli bilinçsiz etraf›na sald›rmaya bafllad›¤›n› vurguluyor. Uyuflturucunun organize bir flekilde mahalleye sokuldu¤unu belirten mahalleliler, polisin göstermelik olarak birisini tutuklad›¤›n›, ama as›l elebafl›n›n sokaklarda gezdi¤ini söylüyorlar. Uyuflturucu sat›fl› öyle bir boyut alm›fl ki, ailecek yapanlar›n oldu¤u, ilkokul ça¤›ndaki çocuklar›n yapt›¤› söyleniyor. Gerekçe ise iflsizlik. Mahalle adeta bir da¤›t›m üssü olarak kullan›l›yor. ‹zmit, Hatay, Antalya, Adana gibi illerden gelen uyuflturucu buradan gelen al›c›lara sat›l›yor. Mahalle halk›, “Siz saat 22.00’dan sonra flurada durun ve gelen arabalara bak›n, son model jipler, taksiler geliyor al›p gidiyorlar, buran›n insan› sigara al›yor” deniliyor. Mahalledeki çeteleflmeye karfl› örgütlü bir durufl sergilendi¤i durumda, bunun çat›flmaya kadar gidece¤i, geçti¤imiz yaz polis ve çeteler aras›nda bir çat›flma yafland›¤›, ama sa¤lam bir anlay›fl etraf›nda örgütlenilmesi durumunda bir sonuca ulafl›labilece¤i de söyleniyor. Bunun yan›nda, “‹stanbul valisinin floförü
bask›n olaca¤›na dair haber veriyor sat›c›lara, buradakiler de an›nda ortadan kayboluyorlar” fleklinde ciddi iddialar da var. Sorunun düzen sorunu oldu¤unu ve düzenin de¤iflmeden bu çeteleflme vb. sorunlar›n da de¤iflmeyece¤ini, yani en baflta bu düzenin bozuk kültürünün de¤iflmesi gerekti¤ini savunanlar da var. Kentsel dönüflüm projesi kapsam›nda bölgede infla edilmek istenen yap›lar›n araflt›r›lmas›na bafllan›lm›fl durumda. Henüz net bir fley olmasa da, mahallelinin bir de evlerinden olma sorunuyla karfl› karfl›ya kalmas› olas› gözüküyor. Topselvi esnaf›yla görüflerek son süreçte ve genelde yaflanan çeteleflme sorununa dair görüfllerini al›yoruz. Durumu, “Art›k biz de geç aç›p erken kapatmaya bafllad›k. Önceden tek aç›yordum flimdi iki kifli aç›yoruz. Durum hiç iyiye gitmiyor, ciddi korkular var burada. Paray› vermek pek bir fley de¤ifltirmiyor, tan›k b›rakmamak için öldürüyorlar. Bunun için devletin ya da polisin herhangi bir fley yapt›¤›na inanm›yoruz, zaten hiç ortal›kta görünmüyorlar. Son yaflanan olaylardan sonra göstermelik olarak ekip arabalar› geçiyor, biz de silahlanmay› düflünüyoruz” biçiminde dile getiren esnaf, duyars›zl›ktan yak›n›yor ve “Toplu hareket edelim diyen çok, ama kimsede ifl yok, sadece lafta. Kaç kifliyle konufltuysam hepsi de ahkâm kesiyor ama sonuç yok” diyor ve öncü bir örgütlülü¤ün yoklu¤undan yak›n›yor. Esnaflar odas› vb. kurulufllar› elefltiriyorlar ve “Bakkal odas›na ayda 300 YTL veriyoruz ama bize hiçbir faydalar› yok” diyorlar. Paranoya derecesindeki korkular›n› flöyle anlat›yor bir esnaf: ➥
29
63
“Buras›n› dahi soymaya kalkt›lar. Kap›lar içeriden d›flar›dan kilitli, alarm› var, üstüne üstlük sigorta, kasko yapt›rd›k ama hala korkuyoruz.” Mahalle gençlerinin sosyal aktivitelerinin olmamas›, ailelerin bilinçsizli¤i gibi faktörler bu durumun geliflmesinde etken olarak görülüyor. “Ben 79’dan beri burada oturuyorum, 10 senedir de esnaf›m bu mahallede. Daha önce böyle olaylar oldu¤unu duymufltum ama hiç karfl›laflmam›flt›m. Buradaki insanlarda sahipsizmifliz gibi bir his var, güvensizlik duyuyoruz” fleklinde konuflan, bir sorun oldu¤unu kabullenen, ama ayn› zamanda da olay›n d›fl›nda durmaya çal›flanlar da var. Çeteleflme üzerine görüflmek istedi¤imizi söyleyince, önce biraz tedirgin (baz› yerde bas›n kimli¤imizi sorarak) baz› yerde de bir “çözüm” umuduyla bizi ilgiyle karfl›l›yor esnaflar. “Ben 1970’den beri buraday›m, buran›n durumu gittikçe kötüye gidiyor, geçenlerde de bir k›z kestiler bu yak›nlarda. Bu olaylar son 4–5 senedir bu kadar
15-28 Aralık 2006 yo¤unlaflt›. Belediye ve muhtar›n ‘kamera takal›m’ gibi önerileri var. Bizim istedi¤imiz buradaki sorunlar›n bir bir-
Uyuflturucunun organize bir flekilde mahalleye sokuldu¤unu belirten mahalleliler, polisin göstermelik olarak birisini tutuklad›¤›n›, ama as›l elebafl›n›n sokaklarda gezdi¤ini söylüyorlar. Uyuflturucu sat›fl› öyle bir boyut alm›fl ki, ailecek yapanlar›n oldu¤u, ilkokul ça¤›ndaki çocuklar›n yapt›¤› söyleniyor. lik etraf›nda toplan›larak çözüme ulaflmas›. Herkes çok tedirgin, bir korku havas› hâkim mahallede” diyor, öl-
dürülen Musa Dafllar’›n komflusu olan bir esnaf. Son olarak Topselvi merkezinde foto¤raf çekerken bizi yan›na ça¤›rarak ne yapt›¤›m›z› soran ve tereddüt etmeden dükkân›na davet eden 50 yafl›ndaki bir esnaf ile sohbet ediyoruz. S›cak çay ve yemek ikram eden s›cakkanl› ve güler yüzlü amca bafll›yor anlatmaya, “Çorumluyum, 10 senedir buraday›m, neden bak›yorsun diyerek insanlar bir birini dövüyorlar. Geçen gün kendim gördüm burada birbirlerine girdiler. Ben daha önce kahvede çal›fl›yordum bir genç geldi çay verdim, paras›n› almaya geldi¤im zaman ‘ben çay içmedim’ diye tutturdu. Me¤er tuvalete gitmifl ve ot içmifl. Ben burada esnaf›m ama Çavuflo¤lu’nda oturuyorum, ama oras› da Topselvi’den farkl› de¤il. Akflam 21.00’dan sonra d›flar› ç›k›lmaz, Teksas’a dönmüfl buras›. Her gün görüyoruz TV haberlerinde sürekli cinayetler, olaylar, bunlar› art›k söylemeye, anlatmaya gerek yok her fley ortada zaten.” (Kartal)
‹flçiler yasal hakk›n› ar›yor suç mu? Gaziosmanpafla’da kurulu bulunan Komanteks fabrikas›nda, iflçiler çal›flma koflullar›na tepki göstererek sendikal çal›flmaya bafllad›lar. Bir ay gibi k›sa bir süre içinde 320 iflçi sendikaya üye olarak yetki baflvurusunda bulundu. Bakanl›ktan ilk cevap gelirken kesin yetki belgesi gelmeden patron fabrikada çal›flan 600 iflçiyi iflten ç›kard›. Patron sendikal çal›flmadan öyle korkmufl ki sendikaya üye olmayan iflçileri bile iflten ç›kard›. ‹flçiler Teksif Sendikas› Yenibosna fiubesi’ne üye olurken iflten at›ld›klar› gün fabrika önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Ancak bir muhattab bulamad›lar. Fabrikay› kapataca¤›n› söyleyen patron iflçilerin son maafllar›n› vermeden ücretli izne ç›kard›. Ard›ndan evlere tebligat göndererek ifl sözleflmesinin tek tarafl› olarak feshedildi¤ini bildirdi. ‹flten at›lan iflçiler bundan sonra ne yapacaklar›n› konuflmak amac›yla 6 Aral›k günü saat:12.00’de Teksif Sendikas›’n›n Yenibosna’daki flubesinde bir toplant› yapt›. Biz de ‹flçi-köylü gazetesi olarak toplant›ya kat›larak iflçilerle geliflmeler üzerine sohbet ettik. ‹K: Ne kadar süredir burada çal›fl›yorsunuz? Sendikal mücadele nas›l geliflti bizi bilgilendirir misiniz? Rüstem Kaya: 2.5 y›ld›r çal›fl›yorum. Fabrikada toplam 600 iflçi var. Ekim’de bafllad›k sendikal çal›flmaya. Bir ayl›k sendikal çal›flma oldu. Biz fabrikaya sendika girsin istedik, baz› haklar›m›z olsun istedik. Ald›¤›m ücret 460 milyon lira. Senede 30-35 milyon zam veriyor. 20-25 milyon zam alanlar var. Bu paray› iflçiler ne yaps›n? Hiçbir hakk›m›z yok, yol paras›, servisimiz yok, yakacak paras› yok. 3 vardiya üzerinden çal›fl›yoruz. Biz y›kamaday›z, ifl s›k›fl›k
oldu¤u zaman bizi kimyasal bölümüne gönderiyorlar. Çal›flacak iflçi laz›m diyor. Biz 12 saat çal›fl›yoruz, 10 saat çal›fl›yoruz. Herkes bunalm›fl, bask›lardan b›km›fl, sendikaya üye oldu. Ama patron kabul etmedi. 320’ye yak›n iflçi sendikaya üye oldu. Patron bunu duyunca 600 iflçiyi iflten ç›kard›. Sendikal› olmayanlar› da iflten ç›kard›. fiu anda 31 Aral›¤a kadar ücretli izin verdi. Fabrikay› kapataca¤›m diyor. ‹flten ç›kar›lmadan önceki son maafl›m›z› da almad›k. Tazminat da almad›k. Patron Tekstil piyasas›ndaki di¤er patronlara da haber vermifl. Yenibosna, Sefaköy, Halkal›, ‹kitelli, Komanteks’ten gelen iflçileri ifle almay›n diye. Baflka yerde de ifl bulam›yoruz. ‹nternetten bile yay›n yapm›fllar. Bunlar yüzünden fabrikay› kapatt›m diye. ‹K: ‹flçiler flimdi ne yapmay› düflünüyor? Sergen: Ben 5 y›ld›r burada çal›fl›yorum. Milletin hakk› çok yeniliyordu, adaletsizlik vard›. Mesai çok az veriliyordu. Kafas›na göre çal›flt›r›yor kafas›na göre izne ç›kar›yor. Bunun üzerine iflçiler de sendikaya üye oldu. Sendikan›n fabrikaya geldi¤i gün otobüsleri içeri almad›. Herkesi afla¤› indirdiler. ‹flinize son verildi, d›flar› ç›k›n dediler. Patronun sadece Merter’de 17 tane fabrikas› var. Kayhan Tekstil ad›nda baflka bir fabrikas› var. Patron bütün iflçilerin ekme¤i ile oynuyor. Bizim baflka yerde çal›flmam›za engel oluyor. Baflka yer-
de ifl bulamayacak m›y›z? Di¤er patronlara söylemifl ifl vermeyin diye böyle bir kanun var m›? Patron iflçileri iflten ç›kar›r›m, tazminatlar›n› veririm diye düflünüyor. Ama biz sendikaya üye olduk. Tazminatlar›m›z› böyle istiyoruz. Patron flu an görüflmeyi kabul etmiyor. Tazminatlar› da iki üç taksitle vermeyi hesapl›yor. Patron fabrikaya zarar verdi¤imizi iddia ediyor. Biz niye fabrikaya zarar verelim ki? Benim gidecek bir yerim yok flu an kahvede yat›p kalk›yorum. Evim bark›m yok. Bu ifle bafllad›k sonuna kadar götürece¤iz. Bütün arkadafllar da hakk›n› alacak. Ben buna inan›yorum.
fiu an herkes çal›fl›r gözüküyor bu yüzden kimse bir fley yapam›yor.
“‹flçiler için b›çak kemi¤e dayand›” ‹K: Siz patronun sendikal mücadeleye yönelik bask›lar›n› yafl›yorsunuz. Mehmet Ali Güngör: ‹flçiler yasal hakk›n› ar›yor suç mu? Beni köle gibi çal›flt›r›yorlar, saat ücretim de düflük.
Sendika oldu¤u zaman iflçi kendi hakk›n› arayacak. ‹nsanca yaflamak istiyoruz. Onu da elimizden al›yorlar. Ço¤u arkadafl›m›z›n evine ekmek götürecek paras› yok. ‹flçiler için b›çak kemi¤e dayand›. Hak etti¤i maafl›na bile el konuldu. Bütün oyunlar oynan›yor. ‹flçileri topluyorlar imza istiyorlar, sendikay› feshetmek istiyorlar. Biz fabrikan›n kapanaca¤›na inanm›yoruz. 600 iflçiyi ekme¤inden etmek yanl›fl. Ço¤u insan periflan. *** Sendikan›n konferans salonunda toplanan iflçiler avukatlar›n verdi¤i bilgiler ›fl›¤›nda ne yapmalar› gerekti¤ini tart›flt›. Tart›flmalardan anlad›¤›m›z kadar›yla patron “Fabrika zarar ediyor” gerekçesiyle iflçileri k›dem ve ihbar tazminatlar›n› ödeyerek iflten ç›kar›yor. Böylece iflçilerin ifle iade davas› açmas›n› engelliyor. Tazminat davalar› aç›ld›ktan alt› ay sonra ise patronun yasal olarak fabrikay› tekrar açma hakk› var. ‹flçilerin birço¤una tebligat gitmemifl, patron yasal ifllemler için fabrikaya gelen iflçilere “Hiçbir hak talep etmiyorum” yaz›l› evraklar imzalatmaya çal›fl›yor. ‹flçilerin flu an ifle geri dönmek gibi bir talebi kalmam›fl durumda. Sendika üyeli¤ini resmilefltirerek tazminatlar›n› bu flekilde almaya çal›fl›yorlar. Yaklafl›k iki saat süren toplant›da bizde ‹flçi-köylü gazetesi olarak söz alarak iflçilerin karfl›laflt›klar› bu haks›zl›¤›n kamuoyuna tafl›nmas› gerekti¤ini, bunun patron üzerinde bas›nç oluflturabilece¤ini ifade ederek iflçilerin yan›nda oldu¤umuzu belirttik. (‹stanbul)
30
15-28 Aralık 2006
devrildi¤i ‹slam devrimine kadar buradaki en etkili güç olan ABD emperyalizmi, fiah›n devrilmesinden sonra buradaki etkisini yitirmiflti. BOP, birçok Ortado¤u ülkesi ile birlikte, ‹ran’› da yine ABD’nin hedef tahtas›na oturtmufl oldu. ABD Baflkan› George Bush’un 2002 Ocak ay›nda yapt›¤› ulusa seslenifl konuflmas›nda “fler ekseni” olarak niteledi¤i ‹ran, Irak iflgalinin hemen ard›ndan, Suriye ile birlikte, do¤rudan hedef gösterilmeye baflland›. Ama gelinen aflamada Ortado¤u’da giderek bata¤a saplanmalar›, yeni bir ‹ran-Suriye cephesi aç›lmas›n›, en az›ndan flimdilik zorlaflt›r›nca, emperyalist cepheden birbiri ard›na diyalog ça¤r›lar› yükselmeye bafllad›. Erdo¤an, ‹ran’da yapt›¤› görüflmelerde ilk olarak, nükleer kriz konusunda ‹ran’daki en önemli karar mercisi olan Ayetullah Hameney ile bir araya geldi¤inde, Türkiye’nin bar›flç›l nükleer program çal›flmalar›n› sonuna kadar destekledi¤ini, ancak nükleer silahlara sahip olunmas›na karfl› ç›kt›¤›n›, zira bu durumun bölgede bir nükleer silahlanma yar›fl›n› bafllatabilece¤ini ve dolay›s›yla da, bölgenin “istikrar› ve huzuru için” ‹ran’›n diplomatik bir çözüm bulunmas›nda gayret göstermesini istediklerini söylemifl. Erdo¤an ‹ran’daki nükleer silahlara karfl› oldu¤unu söylerken, bölgenin en büyük silahl› güçlerinden biri olan ve emperyalizmin bölgedeki jandarmal›¤›n› yapmas› için yine emperyalistler taraf›ndan en geliflmifl nükleer, kimyasal vb. silahlarla donat›lm›fl olan Siyonist ‹srail’i bir kez daha görmezden gelmifl, ülkemizdeki emperyalist üslerde, çok say›da atom, nükleer ve kimyasal silah›n varl›¤›n› ise “unutmufl” anlafl›lan. Bu silahlar›n Filistin, Lübnan ve di¤er bölge halklar› üzerinde denendi¤ini de. Erdo¤an’›n bu ziyareti BM Güvenlik Konseyi’nin ‹ran’a yapt›r›m karar› alma aflamas›nda gerçekleflti ayn› zamanda.
Erdo¤an yapt›r›mlara iliflkin “telkinde” bulunarak, sözde arabuluculuk görevini yerine getirecekti. Görüflmelerin bir di¤er a¤›rl›k noktas› ise, Filistin-Irak-Lübnan özgülündeki istikrars›zl›¤›n çözümü için, Türkiye ve ‹ran’›n ortak bir çaba göstermesi talebiydi. Bu yönlü çabalardan ne kast edildi¤i ise aç›k: iflgal ve katliamlara ortak olan Türkiye, ‹ran’› da bu ortakl›¤a davet ediyor... Emperyalistlerin havuç-sopa politikas›nda “havuç” rolü oynayan Türkiye, bu çabalar›n›n karfl›l›¤›n› vakit geçirmeden alma yönlü giriflimlerde de bulundu ayn› zamanda. Bu giriflimler, do¤algaz anlaflmalar› ve daha bir dizi ekonomik-ticari iliflkinin yan› s›ra, en baflta da Kürt sorununu kaps›yor. Bilindi¤i gibi, gerici ‹ran rejimi de ayn› Türkiyeli egemenler gibi Kürt ulusal hareketine dönük aylar süren operasyonlar gerçeklefltirdi. Kandil da¤› a¤›rl›kl› bu operasyonlarda say›s›z Kürt özgürlük savaflç›s› can verdi. Bu operasyonlar henüz sonlanm›fl de¤il. Cumhuriyet tarihi boyunca sürdürülen, Kürtlere dönük imha-inkar politikalar›n› bu süreçte iyice t›rmand›ran TC ise, bu ziyaret vesilesiyle ‹ran gerici rejimi ile bu noktada iflbirli¤i gelifltirmeye çal›fl›yor ayn› zamanda. Emperyalistlerin Irak’› üçe bölme çabalar›n›n giderek daha fazla gündemde olmas› ve bu ba¤lamda bölgede özerk bir Kürt Devleti kurulmas› düflüncesi, Kürtlere dönük politikalar› birbiriyle benzerlik içeren bu iki gerici devleti uzlaflt›ran önemli bir noktay› oluflturuyor. Emperyalistlerin istemedi¤i bir ad›m› hayata geçiremeyece¤i kesin olan TC, anlafl›lan bölgedeki “istikars›z” durumdan, k›r›nt›larla yetinerek de¤il, mümkün mertebe kârl› ç›kma umuduyla hareket ediyor. Bunun içindir ki, Erdo¤an’›n temaslar›n›n a¤›rl›kl› bölümünü Türkiye, ‹ran, Irak ve Suriye’deki Kürt sorunu oluflturdu. Bundan bir ay önce Suriye Devlet Baflkan› Beflar Esad da, ayn› gündem ile ‹ran’› ziyaret etmifl ve Kürtlere karfl› al›nacak önlemler masaya yat›r›lm›flt›. Esad’›n ‹ran ziyaretinin hemen ard›ndan Suriye Baflbakan› Muhammed Naji Al Otari 13 Temmuz’da “Kürt gündemi” ile Türkiye’de bir dizi temasta bulun-
Binlerce iflçisinin olmas›yla, onlarca ülkeye ihracat yapmakla övünen BOYDAK Holding’in pazarlad›¤› Bellona ürünlerinin Kayseri’deki üretimini yapan iflçiler örgütlü olduklar› Öz A¤aç-‹fl Sendikas›’n›n iflçi haklar›n›, iflçilerin taleplerine göre de¤il, iflverenin istemlerine göre belirledi¤i için 3 Aral›k’ta sendikay› bast›lar. “Al›nterinin mutlulu¤a dönüfltü¤ü an” slogan›n› kullanan Bellona, iflçilerin al›nterini karfl›lamay› “tercih etmiyor”. Toplu sözleflme döneminin yaklaflmas›na ra¤men sendikan›n haz›rlad›¤› tasla¤› göremeyen iflçiler 8-10 y›ld›r iflyerinde yaflad›klar› s›k›nt›lar›n öfkesiyle Öz
A¤aç-‹fl Sendikas›na vekalet eden Öz ‹plik-‹fl Sendikas›’n› bast›lar. 8-10 y›ll›k çal›flanlar›n 460 YTL maafl ald›¤› ‹stiklal Grubu’nun Bellona iflçisi ev kiras›, yol, faturalar derken sürekli borçland›¤› ve eme¤inin karfl›l›¤›n› alamad›¤› için sendikay› basarak sendika baflkan› Bünyamin Kahveci’yi görmek istediler. “‹lk örgütlendi¤imizde Baflkan Bünyamin Kahveci, fabrikada tüm haklar›m›z› alaca¤›m›z› söyledi. Üç y›l geçti ama fabrikaya bir kez bile u¤ramad›. Bu nas›l sendikac›l›k, isimlerimizi, mücadele ediyoruz diye yukar›lara söyleyen bir flebeke gibi çal›fl›yorlar, yetti art›k” diyerek sorunlar›n›
‹flçi-köylü’den Truva atlar› yine sahnede Emperyalistler, bölgedeki ç›karlar›n› koruyan, gerici, karfl›-devrimci bir güç olarak flekillendirdikleri ve bu flekillenifle uygun silah vb. teçhizatla donatt›klar› TC devletine öteden beri bir “truva at›” rolü biçmifllerdir. Türkiye bu rol gere¤i, Müslüman ve “demokratik” bir ülke olarak içinde yer ald›¤› di¤er Ortado¤u ülkelerine s›zacak ve bu ülkeleri emperyalist projelere dâhil etme çabas›nda olacakt›. Türkiye ise bu çabalar›n›n karfl›l›¤›nda, emperyalistlerin önüne koydu¤u ve döneme göre uygun gördü¤ü k›r›nt›larla yetinmek zorundayd›. 20. yüzy›l›n ilk çeyre¤inden itibaren emperyalist-kapitalist sistemin uç kalesi olarak düflünülen Türkiye, hem so¤uk savafl y›llar›nda, hem de bölgede devrimci kabar›fl›n üst boyutlarda seyretti¤i ‘70’li y›llarda, emperyalistlerin, bölgedeki halk hareketlerini bast›rma ve konjonktürü kendi lehlerine çevirme çabalar›nda, karfl›-devrimci bir güç olma pozisyonunu korudu. Ortado¤u’da iflas eden iflgal politikalar› emperyalistleri yeni taktiksel hamlelere zorlay›nca, bunlar› hayata geçirmenin alt yap›s›n› oluflturmaya dönük çabalarda Türkiye’nin yer almamas› düflünülemezdi. Erdo¤an’›n geçti¤imiz günlerde gerçeklefltirdi¤i Ortado¤u gezisi de emperyalistlerin bu yeni hamleleri çerçevesinde gerçekleflmifltir. Gezinin ilk ve en önemli dura¤› ‹ran’d›. Ziyaret, burjuva bas›nda her ne kadar Türkiye-‹ran aras›ndaki ticari iliflkiler eksenli ele al›nmaya, gezinin merkezine bu oturtulmaya çal›fl›lsa da, ‹ran ziyaretinin merkezinde Ortado¤u’da giderek ›s›nan süreç ve de ‹ran’›n bu süreç içindeki yeri vard›. Irak iflgalinin hemen ard›ndan hedef gösterilen ‹ran, sahip oldu¤u zengin do¤algaz rezervleri ve petrolüyle öteden beri emperyalistlerin göz dikti¤i paylafl›m alanlar›ndan biridir. 1979’da fiah›n
Alınterinin isyana dönüştüğü an
63 mufltu. Tahran’da iki ülke aras›nda KONGRA-GEL’e karfl› genifl içerikli bir Mutabakat Muht›ras› imzalanmas› da gündeme geldi. ‹ran’dan KONGRAGEL’i resmen “terör örgütü” olarak tan›mas›n› ve HPG gerillalar›n›n bölgeden ç›kar›lmas›n› isteyen Erdo¤an, ayn› zamanda ulusal harekete dönük ortak operasyonlar› da gündeme getirdi. Ancak ‹ran ortak bir askeri operasyon fikrine flimdilik s›cak bakm›yor. Çünkü kapsaml› ortak askeri operasyonlar için henüz askeri iliflkilerin yeterli düzeyde olmad›¤›n› savunuyor. Erdo¤an’›n bir sonraki dura¤› ise Suriye oldu. Lübnan’da geçti¤imiz günlerde gerçekleflen Suriye karfl›t› Cemayel’e dönük suikast›n sorumlusu olarak gösterilen ve böylelikle de Lübnan’daki etkisi azalt›lmaya çal›fl›lan Suriye ile yap›lan görüflmeler de yine esasta, Ortado¤u projelerinin önünde engel olarak görülen güçlerden biri olan Suriye’nin “dize getirilmesi” yaklafl›m› çerçevesinde gerçekleflti. Ancak bu görüflmeler s›ras›nda Türkiye bir kez daha Kürt meselesini de gündeme tafl›yarak, ‹ran’a önerdi¤i bu yönlü iflbirli¤ini Suriye’ye de yineledi. K›saca söylemek gerekirse, öteden beri bölgesel bir güç olma hevesi güden Türkiye egemen s›n›flar›n›n, RSE’nin çöküflünden beri daha s›kça dillendirdikleri “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” hayalleri sürüyor. Emperyalistler de onlar›n bu hayallerinin fark›ndalar ve bunun için de Türkiye’yi bölgedeki projeleri çerçevesinde kullanmakta hiç de zorlanmamaktalar. Ancak bugün Ortado¤u art›k bir barut f›ç›s›na dönmüfltür... Halklar giderek daha fazla kendi aleyhlerine geliflen bu duruma karfl› daha üst boyutta direnifller gerçeklefltirecekler. Bu kaç›n›lmazd›r. Bunun en somut göstergesi ise, emperyalistlerin ve onlar›n Truva at› uflak rejimlerinin tüm çabalar›na karfl›n yükselen iflgal karfl›t› direnifllerdir. Bu geliflmeler karfl›s›ndaki en önemli sorun ise, tüm bu geliflmeleri sömürü sistemini, emperyalist-kapitalist sistemi ortadan kald›rma hedefli, s›n›fsal bir rotaya yönlendirme sorunudur. Emperyalist sald›rganl›¤›n gidiflat›n› ve gelece¤ini belirleyecek olan da budur!
dile getirdiler. Bask›n sonras› sendika binas›na gelen bafl temsilci Alparslan Yüre¤il’e sendika geldikten sonra haklar›nda gerileme oldu¤unu belirten iflçiler, toplu sözleflmenin ne halde oldu¤unu ö¤renmek istediler. Yüre¤il ise “ilk alt› ay için 170 YTL zam, ikinci alt› ay ve sonraki alt› aylarda % 10 zam, g›da yard›m›n›n ikiye ç›kar›lmas› için, kira ve kurban yard›mlar›n›n % 50 art›r›lmas› istenecek” fleklinde cevap verince iflçiler de asgari ücret aç›klanmadan önce toplu sözleflmenin imzalanmas›n› ve ücretlerin 700-800 YTL’ye ç›kar›lmas›n› istediler. (Ankara)
31
63
15-28 Aralık 2006
Semtler dayan›flma atefliyle tutufltu! 1 MAYIS MAHALLES‹ Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde 10 Aral›k akflam›, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i taraf›ndan yap›lmak istenen tecrit karfl›t› eyleme polisin sald›rmas› üzerine, mahallede barikatlar kuruldu. Bir araya gelen Partizan, ESP, Al›nteri ve HÖC sald›r›y› protesto ettiler. Polisin bu protesto gösterisine de sald›rmas› üzerine, kitle barikatlar kurarak polisle çat›flt›. Çat›flma s›ras›nda eylemcilere karfl› gaz bombalar› ile sald›ran polis, ayn› zamanda çevredeki esnafa da sald›rarak, dükkânlar›n cam›n› k›rd›. Ancak polisin sald›r›lar› bunlarla da bitmedi. Polis panzerleri ve akrepler, eylemcileri da¤›tma bahanesiyle evlerin duvarlar›na da yöneldiler. Bir akrebin 3040. Sokakta bulunan Zöhre K›l›nç’a ait evin duvar›n› y›karak içeri girmesi polis sald›r›s›ndaki pervas›zl›¤›n boyutunu gösteriyordu. 18:30’da bafllayan eylemler 21:30’a kadar sürdü. Akreple bir evin içine girerek evin duvar›n› y›kan polisler ev halk›na gaz s›karak a¤za al›nmayacak küfürler etti. Mahalle halk› yap›lanlar›n sindirme politikas› oldu¤unu ve eylemcilere mahalle halk›n›n tepki duymas›n› amaçlad›klar›n› ifade ettiler. (Kartal)
OKMEYDANI 7 Aral›k günü Okmeydan› Temel Haklar
Derne¤i’ne bask›n düzenlendi. Kar maskeli polisler ve çelik kuvvetler eflli¤inde mahalleyi abluka alt›na alan polis çevrede terör estirdi. Bu geliflme üzerine aralar›nda HÖC, Partizan, ESP, Halkevleri ve DHP’nin bulundu¤u grup Cemevi’nde toplanarak polise karfl› ilk sald›r›y› gerçeklefltirdi. Bu sald›r›y› hiç beklemeyen polisler bir anda panik oldular. Bunu üzerine polis, grubun üzerine gaz bombalar› ve plastik mermilerle sald›rmaya bafllad›. Grup daha sonra Sibel Yalç›n Park›na do¤ru çekilmeye bafllad›. Burada barikatlar kurarak bekleyen grup sesli ajitasyon ile polisi teflhir etti. Polisin gelifligüzel sald›r›s›nda halk da zarar gördü. Çat›flmalar devam ederken barikat arkas› da her dakika daha da kalabal›klafl›yordu. Her geçen dakika sertleflen çat›flmalar sonucu polisler bu topyekün direnifl karfl›s›nda çaresiz kal›yorlard›. Grubun kararl› tutumu polisin mahallenin d›fl›na kadar ç›kmas›na neden oldu. Sibel Yalç›n Park›’na gelen kitle burada bulunan iki hurda arabay› yolun ortas›na çekerek atefle verdi. ‹lerleyen saatlerde kitlenin say›s› 200’ü buldu. Çat›flma s›ras›nda TKP/ML
Bizler halk denizindeyiz! Onlarca kurumun bas›lmas› üzerine devrimci, ilerici demokratik kurumlar hem semtlerde ve hem de merkezi yerlerde yapt›klar› eylemlerle bas›lan kurumlarla dayan›flmay› yükselttiler. * 7 Aral›k Perflembe günü Yürüyüfl dergisinin bas›lmas› üzerine acil eylem ça¤r›s› yapan devrimciler ve demokratik kitle örgütleri saat 16:00’da Yürüyüfl dergisinin bulundu¤u sokakta bir araya geldi. Burada k›sa bir konuflma yapan Hürriyet fiener; bu kurumlara yap›lan sald›r›larla bu kurumlar›n de¤il halk›n sesinin k›s›lmak/susturulmak istendi¤ini söyledi. At›lan “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Yürüyüfl susmad›, susmayacak” gibi sloganlara da Yürüyüfl emekçileri bürolar›n›n camlar›ndan ayn› sloganlar› atarak yan›t verdi.
Devrimci dayan›flmaya da sald›r› Bask›nlar› ve devlet terörünü protesto etmek amac›yla akflam 19.00’da fiiflli’de bir bas›n aç›klamas› yap›lmak istendi. Partizan, ESP, Barikat, EHP, Devrimci Hareket ve DHP taraf›ndan örgütlenen aç›klama polisin sald›rgan tutumu nedeniyle yap›lamad›. Dernek önünde toplanan kitlenin demokratik bir hak olan bas›n aç›klamas›na izin vermeyen polis, kitleye azg›nca sald›rd›. Polis 32 kifliyi yerlerde sürükleyerek gözalt›na ald›. Gözalt›na al›n›nlar gece geç saatlerde serbest b›rak›ld›.
Sald›r› planl› bir süreç 8 Aral›k günü saat 13:00’de Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya gelen arala-
r›nda Partizan, ESP, BDSP gibi devrimci ve demokrat kurumlar›n bulundu¤u kitle burada operasyonlara iliflkin aç›klama yapt›. Kitle ad›na ortak bas›n metnini okuyan Ersin Sedefo¤lu; 19 Aral›k’›n y›ldönümüne k›sa süre kald›¤›na dikkat çekerek, sald›r›lar›n benzer pervas›zl›kla devam etti¤ini ayn› flekilde akflam saatlerinde fiiflli Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i önünde yap›lmak istenen aç›klamada da polisin vahflice sald›rd›¤›n› söyledi.
Polis bask›nlar› k›nand›! 8 Aral›k günü Temel Haklar Derneklerine yap›lan bask›nlar Federasyon binas›nda yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Aç›lamada konuflan TAYAD baflkan› Mehmet Güvel, TAYAD’›n hapishanelerdeki tutsaklar›n sorunlar› için kuruldu¤unu, ancak TAYAD’›n ayn› zamanda demokrasi mücadelesinin önemli bir bilefleni oldu¤unu, bu yüzden devletin sald›r›lar› ile karfl› karfl›ya kald›¤›n› söyledi. Ard›ndan söz alan Okmeydan› Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Baflkan› Musa Aykanat; yozlaflmaya, fuhufla ve uyuflturucuya karfl› yürütülen mücadelenin önüne engel ç›kar›lmaya çal›fl›ld›¤›n›, ancak halk›n derne¤i ve kampanyay› sahiplendi¤ini, bask›ndan sonra yaflanan çat›flmalar›n bunun bir sonucu oldu¤unu söyledi. Aç›klamadan sonra dernek ç›k›fl›nda Okmeydan› Temel Haklar Baflkan› Musa Aykanat televizyonlar›n, bas›n›n gözü önünde sürüklenerek gözalt›na al›nd›. (‹stanbul)
militanlar› Okmeydan› duvarlar›n› “Yaflas›n Partimiz TKP/ML, T‹KKO-TMLGB” sloganlar›yla k›z›la boyad›lar. Eylemin ilerleyen saatlerine do¤ru barikat›n arkas›nda Mücadele Birli¤i, SODAP ve KÖZ okurlar› da yerleri-
ni ald›lar. Grup polisi mahallenin d›fl›na att›ktan sonra Sa¤l›k Oca¤›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Grup burada k›sa bir aç›klama yaparak polisi halka karfl› teflhir etti. Daha sonra saat 21.00’de ‹dil Kültür Merkezi önünde bir bas›n aç›klamas› yap›laca¤› bildirildi. Saat 21.00 oldu¤unda kitle iflten gelen insanlar›nda kat›l›m› ile daha da ço¤alm›flt› ve coflku da giderek art›yordu. Bas›n metni okunduktan sonra eylem molotoflarla son buldu. Kitlenin da¤›lmas›n› f›rsat bilen polis mahalleye girerek gözalt› terörü estirmeye bafllad›, toplam 5 kifli eylemler sonras›nda gözalt›na al›nd›. Okmeydan› ‹flçi-köylü okurlar›
GÜLSUYU ‹stanbul polisinin 8 Aral›k günü birçok kurumla eflzamanl› olarak bast›¤› yerlerden biri de, Gülsuyu Mahallesi’nde bulunan Temel Haklar Derne¤i’ydi. Dernek yak›nlar›nda gördü¤ü kiflileri dahi gözalt›na alan polis, Gülsuyu Heykel Meydan›’nda saat 16.00 civar›nda aç›klama yapmak isteyen kitleye de coplarla ve gaz bombalar›yla sald›rd›. Sald›r› üzerine direnen kitle ile polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Barikatlar kuran kitle, saatlerce çat›flarak polisin mahallenin içlerine do¤ru girmesini engelledi. Afl›r› flekilde gaz bombas› kullanan polis 8 kifliyi gözalt›na ald›. Polis sald›r›s› ve gözalt›lar sloganlarla protesto edilirken, hep bir a¤›zdan. “Gün do¤du” marfl›n› söyleyen kitleye mahalle halk›ndan da destek geldi. Saatler süren çat›flmalar›n ard›ndan barikatlar kuran eylemciler, mahalle halk›na, devletin sald›r›lar›n› teflhir ettiler. * 9 Aral›k günü bu sald›r›lar› protesto etmek için tekrar bir araya gelen kitle, yine benzer bir polis sald›r›s› ile karfl›laflt›. Gülsuyu son durakta saat 19.00’da toplanan kitle “Haklar ve özgürlükler mücadelemiz engellenemez” yaz›l› bir pankart açarak, marfllar eflli¤inde halaylar çekti. Burada yap›lan ajitasyon konuflmas›n›n ard›ndan meflalelerle yürüyüfle geçen kitle, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar att›. Son duraktan bafllayan yürüyüfl, Heykel Meydan›na gelindi¤inde, eyleme “müdahale” edece¤ini söyleyen polis barikat› ile karfl›laflt›.
Kitle geri ad›m atmayarak, barikatlar kurdu. Polisin onlarca gaz bombas› ile sald›rd›¤› kitle geri ad›m atmayarak, polise, tafl ve molotofkokteyli ile karfl›l›k verdi. Çat›flmalar esnas›nda 1 polis panzeri alev ald›, iki kifli gözalt›na al›nd›. Saatler süren çat›flmalardan sonra, ortak karar do¤rultusunda geri çekilip, bir araya toplanan kitle flöyle bir aç›klama yapt›: “…Dün oldu¤u gibi bugün de mahallemizi, meflru savunma hakk›m›z› kullan›yoruz. Eylemimizin baflar›ya ulaflt›¤›n› düflünüyoruz, onlar›, kaçarken bize karfl› kulland›klar› silahlar›n› arkada b›rakacak kadar acizlefltirdik (elindeki polis copunu göstererek), flimdi bir kez daha ‘Yaflas›n devrimci dayan›flma’ diyoruz ve eylemimizi sonland›r›yoruz.”
SARIGAZ‹ Geçti¤imiz günlerde Temel Haklar Dernek flubelerine ve bir dizi kuruma yap›lan bask›nlar ve sonras›nda gerçekleflen gözalt›lar, 10 Aral›k Pazar günü Sar›gazi’de de protesto edildi. Ö¤len saatlerinde bir araya gelen ve birçok devrimci yap› ve kurumun da içinde yer alarak, destek verdi¤i aç›klamada, kitle aç›klama öncesi Demokrasi Caddesi boyunca bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Sar›gazi Meydan›’nda bulunan Heykel Dura¤›’na kadar süren yürüyüfl s›ras›nda jandarman›n etrafta y›¤›nak yapt›¤› görüldü. Demokrasi Caddesi’nden bafllayan yürüyüfl, ana yolda jandarma taraf›ndan önü kesilerek, aç›klaman›n heykelin önünde yap›labilece¤i, yolun kesilmesi durumunda “müdahale edecekleri” söylendi. Aç›klama yap›lacak yer zaten buras› olaca¤›ndan, herhangi bir sorun yaflanmadan aç›klamaya geçildi. Partizan, DHP, ESP, ODAK ve Kald›raç taraf›ndan organize edilen, EMEP ve DTP Sar›gazi örgütlülüklerinin de destek verdi¤i ve s›k s›k “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadelemiz” vb. sloganlar›n at›ld›¤› eylem metnin okunmas›yla son buldu. (Kartal)
SARIYER Temel Haklar Dernekleri’ne yap›lan bask›n ve gözalt›lar Sar›yer’de yap›lan bir eylemle protesto edildi. 10 Aral›k Pazar günü saat 19.00’da Da¤evleri (Kaz›m Karabekir Mahallesi) 2 Temmuz Park›’nda biraraya gelen Partizan, Odak, Al›nteri ve Kald›raç okurlar› meflaleler yakarak yürüyüfle geçtiler. “Yaflas›n Devrimci Dayan›flma”, “Gözalt›lar serbest b›rak›ls›n” sloganlar› atan kitle, Da¤evleri’nden Dereboyu’na kadar yürüdü. Burada bulunan parkta bir aç›klama yapan kitle; Temel Haklar Derneklerine yap›lan sald›r›lar› protesto ederek devletin TMY’yi halk›n öncüleri olan devrimcilere karfl› uygulamaya bafllad›¤›n› söylediler. Coflkulu geçen eylem, sald›r›lara karfl› duyarl›l›¤›n ve devrimci dayan›flman›n olumlu bir örne¤i oldu. (‹stanbul)
ÖZGÜR GELECEK YOLUNDA
işçi-köylü B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0538 299 35 52 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0 544 932 24 15 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Temel Hak ve Özgürlükler’e sald›r› mücadeleyi engelleyemez!
Sald›r›ya karfl› tek yumruk, tek barikat! ald›r›lara en güzel cevap devrimci demokrat kurumlar›n ortak refleksidir. ‘Sald›r› hepimizedir’ fliar›yla soka¤a ç›kan ve bugün yan›m›zda olan dostlar›m›zla yenece¤iz sizi. Siz sald›rd›kça biz daha güçlü ç›kaca¤›z karfl›n›za. Faflizme karfl› demokrasi, emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k, kapitalizme karfl› sosyalizm mücadelemizden bizi kimse al›koyamaz. Buna kimsenin gücü de yetmez.“
S
7 Aral›k günü ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiubesi polisleri taraf›ndan birçok devrimci demokratik kurum eflzamanl› olarak bas›ld›. 7 Aral›k Perflembe günü saat 13.00’da ‹stanbul genelinde faaliyet yürüten Temel Haklar Federasyonu, Anadolu, Bahçelievler, Ça¤layan, Esenler, Esenyurt, Eyüp, Gazi, Gülsuyu, ‹kitelli, Nurtepe, Okmeydan›, Sar›gazi Temel Haklar Dernekleri, Karanfiller Kültür Merkezi, ‹stanbul TAYAD, Ozan Yay›nc›l›k ve Yürüyüfl Dergisi bas›larak bu kurumlar›n çal›flanlar›ndan 30’a yak›n insan gözalt›na al›nd›. Bask›nlar› ve gözalt›lar› protesto etmek için düzenlenen protesto eylemlerinde; Taksim tramvay dura¤›ndan iki, Okmeydan›’ndan befl, Temel Haklar Federasyonu önünden dört devrimci yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›nd›. Bask›nlarda gözalt›na al›nan 37 dernek çal›flan› 11 Aral›k günü Befliktafl Adliyesi’ne ç›kar›ld›. Befliktafl otobüs duraklar› önünde toplanarak gözalt›ndakilerin serbest b›rak›lmas›n› isteyen kitle “Bask›lar Bizi
Y›ld›ramaz”, “Bask›lar Gözalt›lar, Komplolar Bizi Y›ld›ramaz” yaz›l› pankartlar açt›lar. “Yaflas›n devrimci dayan›flma” slogan›n› atan kitle ad›na aç›klama yapan Gözde fiahin; devletin hukuksuz bir flekilde demokratik kurumlar› bast›¤›n› ve terör estirdi¤ini söyledi. Aç›klamaya Partizan, TUYAB, EHP, ESP, BDSP, Kald›raç, Mücadele Birli¤i ve SDP destek verdi. Bir süredir emekçi semtlerde “yozlaflmaya, çeteleflmeye, uyuflturucuya karfl›” kampanya düzenleyen Temel Haklar ve Özgürlükler Fedarasyonu’na ba¤l› dernekler semtlerde yozlaflman›n bafl›nda olan polis ve sivil faflistlerin dikkatlerini üzerlerinde toplam›flt›. Bunun yan› s›ra özellikle devrimci bir avukat olarak tecrit sorununda çözümün bir parças› olmak için Ölüm Orucu eylemi yapan Behiç Aflc›’n›n bu eylemiyle kamuoyunda tecrit meselesi üzerinden bir duyarl›l›k yaflanm›flt›. ‹flte 19 Aral›k Katliam ve Direniflinin 6. y›ldönümünün yaklaflt›¤› bu günlerde Temel Haklar Federasyonu ve Federasyona ba¤l› dernekler büyük bir polis ablukas›yla bas›ld›, çal›flanlar› ve kurumlarda bulunan misafirler gözalt›na al›nd›. Özellikle emekçi semtlerdeki bask›nlarla birlikte birçok devrimci yap› birleflerek bu faflist sald›r›lara karfl› koydu, devrimci irade ve dayan›flma tafl ve molotoflarla barikat bafllar›nda bir kez daha yaflam buldu. Emekçi semtlerin d›fl›nda merkezi olarak da demokratik, ilerici ve devrimci kurumlar ortak eylemlerle bask›nlar› ve devlet terörünü lanetlediler. Devrimci dayan›flman›n bu örne¤i 9 Aral›k günü Temel Haklar Federasyonu taraf›ndan yap›lan aç›klamada flu sözlerle yer buluyordu: “Sald›r›lara en güzel cevap devrimci demokrat kurumlar›n ortak refleksidir. ‘Sald›r› hepimizedir’ fliar›yla soka¤a ç›kan ve bugün yan›m›zda olan dostlar›m›zla yenece¤iz sizi. Siz sald›rd›kça biz daha güçlü ç›kaca¤›z karfl›n›za. Faflizme karfl› demokrasi, emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›k, kapi-
talizme karfl› sosyalizm mücadelemizden bizi kimse al›koyamaz. Buna kimsenin gücü de yetmez.” Yine ayn› aç›klamada polisin elinde bir liste oldu¤unu söyledi¤i ifade edilmektedir. Bu, bize 1 Nisan operasyonu sonras› ellerine geçirdiklerini iddia ettikleri diskette “isimleri oldu¤u” iddias›yla ya-
GAZ‹ MAHALLES‹ 7 Aral›k günü saat 12:00 s›ralar›nda Gazi 75. Y›l Mahallesi’nde bulunan Temel Haklar Derne¤i, Çevik Kuvvet ve polisler taraf›ndan bas›ld›. Derne¤in kapal› ve bofl oldu¤unu gören kolluk güçleri kepenkleri k›r›p içeri girmek istediler. Bu haberi alan Temel Haklar Derne¤i üyeleri polisle çat›flmaya bafllad›. K›sa sürede yay›lan haber üzerine di¤er devrimci ve demokrat kurumlar bu sald›r›ya karfl› birleflmekte gecikmedi. Partizan, ESP, DHP ve HÖC kitlesi ö¤len bafllayan çat›flmay› akflam geç saatlere kadar sürdürdü. Devrimciler molotof ve tafllarla barikatlarda faflizme saatlerce ad›m att›rmazken, halk gençli¤inin deste¤i de önemliydi. Çat›flmalar s›ras›nda devrimci dayan›flman›n güzel örnekleri yafland›. Ancak inisiyatif ve disiplin d›fl› fevri hareketler de daha ileri kazan›mlar›n önüne geçmiflti. Kimi zaman düflman›n gaz bombalar› plastik mermi ve silahlar› konuflurken devrimci cüret bunlara karfl› saatlerce ödün vermedi. Gazi Mahalle-
p›lan gözalt› terörünü hat›rlatmaktad›r. Sürdürülen devlet terörüne karfl› biz de Temel Haklar Federasyonu’nun yan›nda yer alaca¤›z. 7 Aral›k’ta yaflanan bu sald›r› sadece bir kuruma yönelik de¤ildir, tüm duyarl›, demokrat devrimci ilerici kamuoyu sald›r›lara karfl› ortak yan›t olmal›, bu sald›r› birlikte püskürtmelidir. si’nde Köfle dura¤› olarak bilinen yerdeki Mobese kameras› devrimciler taraf›ndan imha edildi. Barikat barikat ilerledikçe Cemevi karfl›s›na kurulan mobese kameras› da imha edildi. Çat›flmalar›n ikinci gününde polis panzer ve akrepleri ve sivil otolar faflizme kabus olan devrimcileri aramaktayd›. ‹kinci gün yine sivil polisler taraf›ndan daha önce HÖC çal›flan› olan soyad›n› bilmedi¤imiz Mustafa adl› bir arkadafl da kahvede gözalt›na al›nd›. Sloganlar›n› bast›r›lmaya çal›flarak karga tulumba gözalt›na al›nd›. Eylemlerde s›k s›k “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Birlik Mücadele Zafer” vb. sloganlar at›ld›. (Gazi Mahallesi ‹flçi-köylü okurlar›)