OGYIK70

Page 1

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr

Say›: 2007-07

70

*Y›l:4 *23 Mart-5 Nisan 2007 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN:1303-9350

De ha k la r da n bu g ü n e z ul ü m de va m e di yo r, Kawalardan bugüne direnmek meflflrrudur!

Kürt halk›n›n zulme karfl› ilk isyan hareketini bafllatt›¤› gün olan Newroz Bayram›, Demirci Kawa’n›n yüzy›llar önce Kürdistan da¤lar›nda yakt›¤› atefli harlayarak kutland› T. Kürdistan›’nda ve onlarca ilde. Gerillaya yönelik imha operasyonlar›n› “TC flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “fiehît namirin” sloganlar›yla protesto eden milyonlarca Kürt genci da¤lara ve silahl› mücadeleye olan sars›lmaz inançlar›n› Newroz’un kutland›¤› hemen her alanda devletin kolluk kuvvetinin gazl› ve coplu sald›r›lar› karfl›s›ndaki militan tav›rlar›yla göstermifltir.

‹syan ateflini harlama vaktidir! Emperyalistlerin bölgedeki politikalar›na her türden deste¤i vermenin karfl›l›¤› olarak, pastadan Kürt pay›n› alma çabalar›n› sürdüren ülkemiz faflist egemen s›n›flar›, ülkedeki Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük sald›r›lar›n›n dozunu art›r›rken, hem Irak Kürdistan› Kürtlerine hem de ülkedeki Kürtlere dönük sald›r› hesaplar› içinde hareket etmektedir. Irak Kürdistan› Kürtlerine dönük sald›r›lara izin alamam›fl görünse de, ülke içindeki Kürt Ulusal Hareketi aç›s›ndan bunun böyle oldu¤u -en az›ndan flimdilik- söylenemez. ABD emperyalizminin, kendi icazetiyle gerçekleflen bu sald›r› dalgas›na ise yine kendi bölgesel hesaplar› ve bu hesaplar› içinde Kürtlere biçmeye ça-

l›flt›¤› rol gere¤i, yeflil ›fl›k yakt›¤› da çok aç›k. Son MGK toplant›s›nda somutlaflt›r›lan ve akabinde art›fla geçen sald›r› dalgas›n›n

Newroz öncesinde bir histeriye dönüflmesi ise beklenmedik bir durum de¤il. Ülkemizin tüm devrimci, komünist ve ilerici güçlerinin, bu süreçteki eylem birliklerini güçlendirmesi, isyan ateflini ülkemiz co¤rafyas›n›n her köflesine yaymas›, emperyalizme uflakl›k görevini yerine getirme çabalar›n› olanca h›z›yla sürdüren ülkemiz faflist egemenlerinin korkular›n› büyütece¤i gibi, emperyalistlere de, iflgal-katliam-ya¤ma-sömürü ve bu politikalar›n bir parças› olarak, halklar› birbirine bo¤azlatma politikalar›n›, tüm Ortado¤u’da oldu¤u gibi, ülkemiz topraklar›nda da rahatça hayata geçiremeyeceklerini gösterecek, ayn› zamanda da halklar›n kardeflli¤ini pekifltirecektir. Sayfa 3

“Asker oca¤›nda” bir “flüpheli” ölüm daha! Malatya-Kürecik’li yoksul bir Kürt ailesinin o¤lu olan Yüksel Altun, 70 günlük askerken yeni gitti¤i “görev” bölgesi olan Ayd›n’a ba¤l› Umurlu köyü karakolunda 4 Mart günü akflam saatlerinde MP–5 silah› ile “intihar” etmifl olarak “bulundu.” Devrimci bir gelene¤e sahip Ümraniye-1 May›s Mahallesi’nde, ailesi ile birlikte yaflayan Yüksel, çevresinde sevilen, çal›flkan ve ilerici-demokrat özelli¤i ile bilinen biriydi. Ayr›ca abisi PKK davas›ndan 6-7 senedir hapishanede tutuluyor. Sayfa 28-29


2

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Hepimiz G(Ö)REVDEY‹Z Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçen kitle yürüyüfl esnas›nda aile hekimli¤i, ithal hekim uygulamas›, genel sa¤l›k sigortas›na yönelik sloganlar atarak dönüflüm ad›yla sunulan yasan›n sa¤l›k hizmetlerinin kalitesini daha da düflürece¤ini ifade ettiler. Miting Suavi ve Grup Kibele’nin müzik dinletisiyle sona erdi. (Ankara)

Türk Tabipler Birli¤i ve Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas›n›n ça¤r›s›yla Ankara’da toplanan sa¤l›k emekçileri sa¤l›kta y›k›m› getirecek olan politikalar›n geri çekilmesini istedi. Sa¤l›k meslek örgütleri, dernek ve odalar ile de¤iflik kitle örgütlerinin de kat›ld›¤› miting 11 Mart’ta Ankara Gar›nda sa¤l›k emekçilerinin toplanmalar›yla bafllad›. “Tüccar de¤il sa¤l›kç›y›z”, “Kadrolaflma sa¤l›¤a zararl›d›r”, “AKP sa¤l›¤a zararl›d›r”, “Sa¤l›¤›m›z› satt›rmayaca¤›z”, “Paras›z e¤itim paras›z sa¤l›k”, “GSS geri çekilsin” vb pankart, döviz ve sloganlarla S›hhiye

* TTB, Eczac›lar Odas›, Difl Hekimleri Odas›, SES, D‹SK Dev-Sa¤l›k ‹fl taraf›ndan 11 Mart’ta Ankara’da düzenlenen Beyaz Miting’in ard›ndan yerellerde yap›lmas› kararlaflt›r›lan ve tarih olarak 14 Mart Dünya T›p Bayram›’n›n belirlendi¤i eylemler ‹stanbul’da da yap›ld›. Sabah saatlerinde Cerrahpafla T›p Fakültesi önünde biraraya gelen sa¤l›k emekçileri, amaçlar›n›n sadece kendi haklar›n›n de¤il ayn› zamanda toplumun sa¤l›k hakk›n›n korunmas› oldu¤unu belirttiler. Saatler 11:00’i gösterdi¤inde ise merkezi olarak fiiflli Etfal, SSK Okmeydan› Hastanesi ve Çapa T›p Fakültesi olmak üzere ‹stanbul’da

✗ Horoz Nakliyat’ta iflçilerin isyan›

iflçi-köylü

senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI

Horoz Nakliyat’ta iki y›la yak›nd›r sendikal örgütlenme mücadelesi veren TÜMT‹S, patronun ve yöneticilerin sendikaya karfl› düflmanca tutumunu protesto etti. 12 Mart günü fabrika önünde bas›n aç›klamas› düzenleyen TÜMT‹S ve iflçilere ambar iflçileri, Türk-‹fl 8.

Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca ve Türk-‹fl’e ba¤l› sendika temsilcileri de destek verdiler. Aç›klamay› okuyan fiube Baflkan› Ahmet Güllü, patronlar›n kendi yasalar›n› bile hiçe sayd›klar›n› belirterek “Horoz Nakliyat iflçilerinin sendikam›zda örgütlenmeye bafllamalar› karfl›s›nda 15 fiubat 2006 günü 13 üyemiz iflten ç›kar›ld›. ‹flyeri önünde 112 gün süren ifle geri dönme mücadelesinde flube baflkan›m›z ve flube yöneticilerimiz dahil 6 kez gözalt› yafland›. En son Sendikalar Bürosu’ndan emekli polis Mevlüt Bayram üyelerimiz üzerinde terör estirerek sendikay› istifaya zorlad›. Tekrar iflbafl› yapan 6 üyemizle birlikte 9 iflçi iflten at›ld›” dedi. (Bursa)

‹TO’nun ve SES’in örgütlü oldu¤u hastanelerde bas›n aç›klamalar› yap›ld›.

Ma¤dur eden emekçiler de¤il, egemenlerdir! Çapa T›p Fakültesi bahçesinde yap›lan aç›klamada ilk konuflan SES Aksaray flube baflkan› Songül Beydilli; “Torba Yasa”n›n sadece sa¤l›kç›lar› de¤il tüm emekçi halk› etkileyece¤ini belirtti ve sözü TTB’den Erkan Kapakl›’ya b›rakt›. Kapakl›; Torba Yasa’n›n türevlerinin uyguland›¤› ülkelerdeki genel duruma dikkat çekti.

Temizel’e yan›t Taksim’de verildi Ayn› saatlerde Sa¤l›k Bakan› Temizel’den “Yap›lan eylemler ideolojiktir, t›p eti¤ine ayk›r›d›r. Eyleme kat›lanlarla ilgili soruflturmalar aç›lacakt›r” aç›klamas› geldi. Belediye-‹fl, Haber-‹fl, HaberSen, Birleflik Metal-‹fl, Sine-Sen, TUYAB ve E¤itim-Sen ‹stanbul temsilcilerinin de destek verip kat›ld›¤› eylemde saat 12:30’da Galatasaray Postanesi önünden Taksim Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. ‹lk bafl-

ta yürüyüfle izin vermeyece¤ini söyleyen polis kitlenin yo¤unlu¤u karfl›s›nda yürüyüfle izin vermek zorunda kald›. Sloganlarla ve çeflitli pankartla yürüyüfle geçen kitle Taksim ‹stiklal Caddesi üzerindeki birçok iflyeri ve evin camlar›na ç›km›fl emekçilerden de destek buldu.

“Bu yasalar, özellefltirmenin koflullar›n› haz›rl›yor!” Meydana var›ld›¤›nda kat›l›mc› DKÖ’ler ad›na konuflmalar yap›l›rken her bir konuflmac› hem devletin söylemlerini hem de sa¤l›k üzerinden yürütülen politikalar› teflhir etti. ‹TO baflkan› Özdemir Aktan, SES Aksaray fiubesi Baflkan› Songül Beydilli ve ‹TO üyesi Prof. Dr. Nergis Erdo¤an’›n konuflmalar›n›n ard›ndan eyleme son verildi. Yap›lan konuflmalar s›k s›k “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Sa¤l›kta tasarruf ölüm demektir”, “Hükümet yasan› al bafl›na çal” vb. sloganlarla kesildi. (‹stanbul)

✗ ‹brahim Ethem’de direnifl kazand›! Topkap› havzas›nda bulunan ‹brahim Ethem ‹laç Fabrikas›’nda çal›flan iflçilerin mücadelesi sonucunda patron geri ad›m atmak zorunda kald›. Lastik-‹fl Sendikas›’na üye olan iflçiler sendikay› muhattap olarak kabul etmeyen patronun bask›lar› ile karfl› karfl›ya kalm›flt›. Bunun üzerine iflçiler, sendikalar›n› sahiplenmek amac›yla direnifle bafllam›fl ve fabrikay› iflgal etmiflti. Gazetemizde daha önce de yer verdi¤imiz direnifl, iflçilerin bir hafta süren üretimi durdurma ve iflgal eylemi sonucunda kazan›mla sonuçland›.

6 AYLIK: 10.200.000

Direnifl boyunca Petrol-‹fl üyesi Bayer ilaç iflçileri, ‹brahim Ethem’in Kocaeli ve Çerkezköy’de bulunan fabrikalar›nda çal›flan iflçiler Topkap›’ya gelerek direniflteki iflçilere destek vermiflti. ‹brahim Ethem patronunun iflten at›lan 17 iflçiyi geri alaca¤›n› ve yap›lan eylemlerden dolay› kimsenin iflten at›lmayaca¤›n› aç›klamas› üzerine, direnifl iflçilerin inisiyatifi ile sona erdirildi. ‹flçiler sendikan›n fabrikadaki örgütlenmesinin yetki aflamas›nda oldu¤unu ve Bakanl›k’tan cevap beklediklerini dile getirdiler. (‹stanbul)

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.


3

70

23 Mart-5 Nisan 2007

‹syan ateflini harland›rma vaktidir!

H

alklar›n kardeflli ini pekifltirmenin önemli bir parças›n› da bugün Kürt halk›na dönük artarak süren imha-inkar sald›r›lar›na karfl›, Kürt halk›yla dayan›flmay› yükseltmek oluflturmaktad›r. Bunun içindir ki, vakit ezilen halklara ve uluslara dönük tüm sald›r›lar› bofla ç›karmak için baflkald›r›y› büyütme vaktidir. Vakit isyan ateflini harland›rma vaktidir! Ülkemizin de içinde bulundu¤u bölgedeki konjonktürün giderek ›s›nmas›na paralel olarak devletin sald›r›lar›n›n h›z› art›yor. Sald›r›lar›n hedefinde yine toplumsal muhalefetin sindirilmesi, gözda¤› verilmesi ve de en önemlisi çeflitli araç ve yöntemlerle etkisizlefltirilmesi bulunuyor. Özü sisteme muhalif olan tüm kesimleri kapsayan bu sald›r›lar›n son süreçteki bafl hedefinde ise Kürt Ulusal Hareketi bulunmakta. Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük sald›r›larda uzun y›llard›r de¤iflmeyen ve uygun bir zemine sahip olan gündem ise Newroz. Kürt halk›na dönük her türden provokasyon senaryolar›n›n Newroz günleri eksenli ele al›nmas› art›k neredeyse “ola¤an” bir hal ald›. Irak iflgaliyle ba¤lant›l› bir biçimde uzunca bir süredir gündemin bafl s›ralar›nda yer alan KerkükMusul özgülündeki Irak Kürdistan› meselesi, yeni bir s›n›r ötesi harekat›n tart›fl›lmas›n› da beraberinde getirmekle kalmay›p, ülke s›n›rlar› içindeki Kürt hareketine dönük sald›r›lar›n kapsam›n›n bir kez daha genifllemesini de getirmifltir. Bir yandan ABD emperyalizmi di¤er yandan faflist TC devleti ve onun uflak temsilcileri Kürt kart›n› paslaflmay› sürdürürken, bunun faturas› bir kez daha Kürt halk›na ç›kmaktad›r. Emperyalistlerin bölgedeki politikalar›na her türden deste¤i vermenin karfl›l›¤› olarak, pastadan Kürt pay›n› alma çabalar›n› sürdüren ülkemiz faflist egemen s›n›flar›, ülkedeki Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük sald›r›lar›n›n dozunu art›r›rken, hem Irak Kürdistan› Kürtlerine hem de ülkedeki Kürtlere dönük sald›r› hesaplar› içinde hareket etmektedir. Irak Kürdistan› Kürtlerine dönük sald›r›lara izin alamam›fl görünse de, ülke içindeki Kürt Ulusal Hareketi aç›s›ndan bunun böyle oldu¤u -en az›ndan flimdilik- söylenemez. ABD emperyalizminin, kendi icazetiyle gerçekleflen bu sald›r› dalgas›na ise yine kendi bölgesel hesaplar› ve bu hesaplar› içinde Kürtlere biçmeye çal›flt›¤› rol gere¤i, yeflil ›fl›k yakt›¤› da çok aç›k. Son MGK toplan-

t›s›nda somutlaflt›r›lan ve akabinde art›fla geçen sald›r› dalgas›n›n Newroz öncesinde bir histeriye dönüflmesi ise beklenmedik bir durum de¤il. Abdullah Öcalan’›n tecritte tutuldu¤u ‹mral›’da yavafl yavafl “zehirlendi¤i” iddialar› ve ülkemiz faflist egemenlerinin bu iddialar› ciddiyetle

araflt›rmak bir yana, ba¤›ms›z heyet talebine resmi bir “inceleme” heyetiyle cevap vermeleri, bu geliflmelere paralel olarak Kürt Ulusal Hareketi’nin hakl› olarak eylemlerini art›rmas› gibi geliflmeler, sürecin fitilini daha da atefllemifl, sald›r› histerisi katlanarak artm›flt›r. Ancak TMY’nin yasalaflmas›yla birlikte, özde tüm devrimci-demokrat-yurtsever ve ilerici kesimlere dönük artan bu gözalt› ve tutuklama furyas›nda “asayifl” de¤il, art›k daha çok “teröre göz açt›rmama” söylemi öne ç›k›yor. MGK’n›n ard›ndan gelen günlerde toplanan TMY Yüksek Kurulu’nda al›nan kararlar da yine bu do¤rultuda ele al›nm›flt›r. Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Yaflar Büyükan›t’›n, “En büyük tehdit, terörün siyasallaflmas›d›r” yaklafl›m›n› aç›kça dillendirdi¤i günlerde, çok say›da DTP yöneticisi, “terör örgütüyle ba¤lant›l›” oldu¤u iddias›yla gözalt›na al›n›p mahkemelere

sevk edilmifltir. DTP yöneticilerine ve faaliyetçilerine dönük tüm ülkede gerçekleflmeye devam eden toplu gözalt› ve tutuklamalara dönük karar›n son flekli de büyük olas›l›kla son TMY Yüksek Kurulu Toplant›s›’nda verilmifl olmal›. Bu sald›r›lar›n Newroz ve buna ba¤l› olarak da Kürt Ulusal Hareketi’yle s›n›rl› kalmayaca¤›na ise kesin gözüyle bakabiliriz. DTP yöneticilerine dönük tutuklama ve “terör örgütüyle” ba¤lant›land›rarak, yarg›laman›n önünü açma çabalar›nda tek etkenin Newroz olmad›¤›n› da söylemek gerekiyor. Yaklaflan seçimler ve yurtsever hareketin seçim baraj›ndan kaynakl› ba¤›ms›z adaylarla seçime girme e¤ilimi de bu yo¤un sald›r›lar›n bir di¤er nedenini oluflturmaktad›r. Tutuklama furyas›n›n DTP’nin önde gelen yönetici isimlerine dönük gerçekleflmesi ise, bu yaklafl›m› daha da olas› k›lmaktad›r. Çünkü bu isimlerin büyük bölümü, seçimlerde ba¤›ms›z aday olma ve de kazanma ihtimali yüksek olan isimlerdir. Ancak sald›r›lar hangi gerekçeyle gerçekleflirse gerçekleflsin, üzerinde yükseldi¤i zemin baflta Kürt, Türk olmak üzere, bu co¤rafyada yaflayan çeflitli milliyetlerden halk› karfl› karfl›ya getirme potansiyeli tafl›maktad›r. Çünkü emperyalistlerin bölgedeki politikalar› da bunu gerektirmektedir.

Irkç›-faflist sald›r›larda art›fl beklenmelidir Hrant Dink katliam›n›n ard›ndan gelen günlerde, katliam› gerçeklefltiren yeni yetme faflistin bafl›ndaki bere benzeri beyaz berelerin sat›fl›nda büyük bir “patlama” oldu¤u bilinmekte. Bu “patlama” gerçekte ›rkç›-faflist dalgan›n yükseliflindeki patlamad›r. Emperyalist güdümlü resmi faflistlerin iflaretiyle ve de gerçekte bizzat yükselttikleri bu dalgadan cesaret alan, baflta ülkücü faflistler olmak üzere, T‹T vb. imzal› çeflitli sivil-resmi faflist güçler adeta her köfle bafl›nda pusuya yatarak, daha büyük sald›r›lar›n iflaretini beklemekte ve “avlar›-

n›n” üzerine atlama, yeni katliamlar gerçeklefltirme haz›rl›¤› yapmaktalar. Demokratik haklar, yaz›l›-sözlü düflünce ve ifade özgürlü¤ü üzerindeki bask›lar›n artmas›, Gündem Gazetesi örne¤inde oldu¤u gibi, ilerici-devrimci ve yurtsever bas›na dönük kapatma vb. cezalar›n birbiri ard›na gündeme getirilmesi, daha büyük sald›r›lar öncesinde yarat›lmak istenen suskunlu¤un, toplumun tüm kesimlerine yay›lmas› amac›na hizmet etmektedir. Ancak, zulmün artmas› isyan ateflini harland›racakt›r ve egemen s›n›flar bunun bilincindedir. Ortado¤u halklar›n›n giderek yükselen isyan›n›n, zulme, iflgallere, katliamlara baflkald›rma bilincindeki s›çraman›n yaratt›¤› korku, zulme baflkald›r›yla özdeflleflmifl bir gün olan Newroz’da daha da büyümektedir. Ancak korkunun ecele faydas› olmad›¤›n› onlar da çok iyi bilmekteler. Emperyalizme ve onun üzerinde yükseldi¤i tüm faflist-feodal-gerici güçlere karfl› dünyan›n dört bir yan›nda yükselen mücadeleler, sistem sahiplerinin ve onlar›n uzant›lar›n›n korkulu rüyas› olmay› sürdürmekteler. Ülkemizin tüm devrimci, komünist ve ilerici güçlerinin, bu süreçteki eylem birliklerini güçlendirmesi, isyan ateflini ülkemiz co¤rafyas›n›n her köflesine yaymas›, emperyalizme uflakl›k görevini yerine getirme çabalar›n› olanca h›z›yla sürdüren ülkemiz faflist egemenlerinin korkular›n› büyütece¤i gibi, emperyalistlere de, iflgal-katliam-ya¤ma-sömürü ve bu politikalar›n bir parças› olarak, halklar› birbirine bo¤azlatma politikalar›n›, tüm Ortado¤u’da oldu¤u gibi, ülkemiz topraklar›nda da rahatça hayata geçiremeyeceklerini gösterecek, ayn› zamanda da halklar›n kardeflli¤ini pekifltirecektir. Halklar›n kardeflli¤ini pekifltirmenin önemli bir parças›n› da bugün Kürt halk›na dönük artarak süren imha-inkar sald›r›lar›na karfl›, Kürt halk›yla dayan›flmay› yükseltmek oluflturmaktad›r. Bunun içindir ki, vakit ezilen halklara ve uluslara dönük tüm sald›r›lar› bofla ç›karmak için baflkald›r›y› büyütme vaktidir. Vakit isyan ateflini harland›rma vaktidir!


4

23 Mart-5 Nisan 2007

S›n›fsal Yaklafl›m “HEP‹M‹Z APO’YUZ, HEP‹M‹Z KÜRDÜZ!” Bir kilometre tafl› ya da milat oldu¤una dair tespitler abart›l› ve yanl›fl olmakla beraber; 2005 Newroz’unun devam›ndaki, Mersin’deki bayrak yakmal› provokasyon olay› bahanesiyle Genelkurmay öncülü¤ünde bafllat›lan ›rkç› ve floven kampanya sonras› süreçte, Hrant’›n katledilmesi, önemli bir dönemeci oluflturmaktad›r. Nitekim aradan geçen iki ayl›k zaman diliminde, yaflanan ve görünen odur ki; keskinlefltirilmeye çal›fl›lan saflaflma ve cepheleflme üzerinden, flovenizm ve gericilik k›flk›rt›lmakta, ›rkç›-milliyetçi sald›r›lar t›rmand›r›lmaktad›r. Burada görülmesi gereken mesele, bu sald›r› dalgas›n›n öncesinde de varoldu¤u ve Hrant Dink’e yönelik eylemin bunlardan ba¤›ms›z olarak ele al›nmamas› gerekti¤idir. TKP(S‹P) gibi revizyonistler ve sosyal-floven, karfl› devrimci kimi kesimlerin, “Hepimiz Ermeniyiz” slogan›n›n Türk milliyetçili¤ini azd›rd›¤› “elefltirisi”nin aksine; bu çevrelerin AKP’yi (2006’y› 2007’ye ba¤layan günlerde “kurban olam ay›na y›ld›z›na” afiflleri) de kuyruklar›na tak›lmak durumunda b›rakacak bir rüzgar estirdi¤i dönemde, bu tarzda bir ç›k›flla gö¤üslenmesinin son derece isabetli oldu¤u aç›kt›r. Bu nedenledir ki, baflta AKP olmak üzere hakim s›n›f kesimlerinin önemli bir bölümü taraf›ndan elimine edilmek istenilen kitlelerin tepkisi, “Hepimiz Ermeniyiz” slogan›nda ifadesini bulan “ileri/nitelikli” bir sahiplenme tavr› sayesinde, timsah gözyafl› dökenleri de saflar›ndan ay›klayarak, etkili bir güç oluflturabilmifltir. U¤urlama törenine rengini veren say›sal kalabal›¤›ndan öte, bu fliard›r. Hrant’›n kimi panel ve konferans tart›flmalar›nda dile getirdi¤i üzere; Ermeni soyk›r›m› 90/91 y›l önce gerçeklefltirilmifltir ve bu tarihi gerçekli¤i ortaya ç›karman›n ve teslim etmenin flüphesiz çok büyük önemi vard›r. Ve yine onun vurgulad›¤› gibi en az onun kadar önemli olan bir baflka mesele ise bu katliamlar›, soyk›r›m› gerçeklefltiren ideolojilerin, politikalar›n, anlay›fllar›n, kafa yap›s›n›n mahkum edilmesinin, bir daha ben-

zer olaylar›n yaflanmamas› için gerekli olmas›d›r. Hrant sözü burada Kürt meselesine getirmekte, “Bizim halk›m›z bunu yaklafl›k bir as›r önce yaflad›, önemli olan ayn› fleyin bugün yeniden yaflanmamas›d›r” demektedir. Hrant’›n Kürt sorununa iliflkin ifadeleri eksiklik tafl›sa da her iki sorun aras›nda ba¤ kurma tarz› ve tarihe iliflkin perspektifi esas olarak do¤rudur. 1915’te Ermeni soyk›r›m›n› gerçeklefltiren, ha keza ayn› dönemde ve devam›nda Rumlara ve Süryanilere yönelik soyk›r›m ve katliam uygulamalar›nda bulunanlar, 1923’de ilan edilen T.C. devletinin kurucular› aras›nda yerlerini ald›klar› gibi, Osmanl›’n›n bu gelene¤i, Mustafa Kemal önderli¤indeki Türkiye Cumhuriyeti faflist devlet yap›lanmas›n›n karakteristik bir ö¤esi haline getirilmifltir. Bütün az›nl›k milliyetlere yönelik olarak iflletilen milli zulüm politikas›, TC tarihi boyunca Kürtlere yönelik azg›n bir flovenizm alt›nda asimilasyon uygulamas› ve katliamlarla sürdürülmüfltür. Kürt ulusal kurtulufl mücadelesi hareketinin bilhassa son 30 y›l içerisinde kaydetti¤i geliflmelere paralel, meselenin bölgesel ve uluslararas› çapta ald›¤› boyutla beraber Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan rejimin en kritik sorunlar›ndan birisi (kimi dönemler birincisi) haline gelmesi, devletin bütün reflekslerini bu yönde flekillendirmesine neden olacak bir sürecin önünü açm›flt›r. Faflist karakteri gere¤i, resmi ideolojisi ve kurumsal organizasyonu ile bu konuda adaptasyon sorunu yaflamayan Türk devleti, gerek askeri baflar›s›zl›k gerekse de ideolojik, siyasal alanda yürüttü¤ü ›rkç›-floven kampanya bak›m›ndan istedi¤i ölçüde etkinlik kuramaman›n a盤›n›, 1990’l› y›llar›n bafllar›nda her türlü yöntemi devreye sokarak baflvurdu¤u azg›n bir sald›rganl›k ve katliamc›l›k ile kapatmaya çal›flm›flt›. Kürt Ulusal Kurtulufl Hareketi’nin silahl› reformist bir çizgi sonucu askeri yenilgiye u¤ramas›na karfl›n elde etti¤i kazan›mlar ve yürüttü¤ü uzun süreli savafl neticesinde

70 yarat›lan güçlü kitle potansiyeli, Türkiye Kürdistan›’nda faflist Türk devletine karfl› devrimci bir dinamizmi ortaya ç›karm›flt›r. Faflizm bu alanda aya¤›n› yere sa¤lam basarak yürüme flans›na sahip de¤ildir. Bu flans› bir daha elde edememek üzere kaç›rd›¤›n› kabul etmeyenlerinin say›s› her geçen gün daha da azalmaktad›r. Bugün Hrant’›n katledilmesi ile “güncellenen” tart›flmalar›n, daha dikkati çeken sald›r›lar ve kamplaflmalar›n özünde ve esas›nda da Kürt sorunu vard›r. Ermeni soyk›r›m› tart›flmalar›n›n de¤eri ve önemi bir yere kadar anlam ifade etmektedir. Sorun, bir noktadan sonra günceldeki ifadesini, yani somut karfl›l›¤›n›, ister “öteki”ne karfl› tav›r olarak ifade edilsin, ister “az›nl›klara” karfl› tutum biçiminde söylensin, isterse de “ulusal sorun”a yaklafl›m fleklinde ele al›ns›n, Kürt meselesinde bulmaktad›r. Nitekim faflizmin paramedyadaki sözcülerinden kimileri endifle içerisinde, “yar›n hepimiz Kürdüz diye pankart ve sloganlar ortaya ç›karsa ne olacak?” sorusunu sormaya bafllam›fllard›r. Bu ülke tarihinde asimilasyonun, ezilen ulus olmas› ve nüfusun yüzde otuzundan fazlas›n› oluflturmas› itibar›yla en yo¤un ve yayg›n biçimde Kürt ulusuna uyguland›¤› yaflanan bir gerçektir. Irkç›l›k ve flovenizm, son yirmi y›la yay›lan savafl›n da önemli bir cephesi olarak psikolojik eksenli propaganda faaliyetinin harc› k›l›nm›flt›r. Bölgedeki geliflmeler neticesinde Irak Kürdistan›’nda ortaya ç›kan fiili durumun PKK lehine do¤urdu¤u konjonkturel avantajlardan (ABD’nin TC’ye müdahale vizesi vermeyifli, KDP ve YNK’nin deste¤i) öte sorunun “çözümü” yönünde ABD orijinli planlar›n tava getirilmesine yönelik ad›mlar›n s›klaflmas›, Türk hakim s›n›flar› içerisindeki kayg› ve kaynaflmay› büsbütün art›rm›flt›r. “‹leri görüfllü” ve “kula¤›na su kaç(›r›l)an” A¤ar, Avni Özgürel, Cevat Önefl ve Evren gibi ad› ve konumu a¤›rl›kl› flahsiyetlerin a¤z›ndan dile getirilenlerle “kader” a¤lar›n› örmektedir. Irak iflgali ile aç›lan perdenin ard›ndan Irak Kürdistan›’ndaki geliflmelerle beraber, Genelkurmay öncülü¤ündeki “umut k›rma” konseptiyle bafllat›lan linçli bayrakl› kampanya hamlesi, fiemdinli “kazas›” ile k›sa süreli bir tökezlemeye ra¤men devam

ettirilmeye çal›fl›lm›flt›r. PKK’nin ateflkes ile yan›tlad›¤› bu süreç, Büyükan›t’›n bayra¤› devralmas›yla yeniden t›rmand›r›lm›fl, nihayet 2007 Newroz’una do¤ru kendi yasalar›n› bir kez daha aç›ktan rafa kald›ran örneklerle; Gündem gazetesinin kapat›lmas›, DTP il ve ilçe binalar›n›n bas›lmas›, da¤›t›lmas›, yüzlerce yöneticisinin gözalt›na al›nmas› iflkence görmesi ve onlarcas›n›n tutuklanmas›na neden olmufltur ve olmaktad›r (‹ki hafta içinde 18 il ve ilçe binas› bas›ld› 35 kifli tutukland›). A. Öcalan’›n zehirlenmekte oldu¤una dair somut kan›tlar›n ortaya serildi¤i bu dönemde, devletin Adalet Bakan› vas›tas›yla “istesek daha önceleri yapard›k” dedi¤i yetmiyormufl gibi, “yalan›/iftiray› ispat heyeti” göndererek tav›r tak›nmas›, pervas›z tutumuna ek bir kan›t oluflturmaktad›r. Hrant’›n katledilmesine karfl› gerek sahiplenme tarz› gerek kitlesellik boyutu ile verilen tepkinin (sadece u¤urlama esnas›nda de¤il), kroke ederek korkusunu büyüttü¤ü faflizmin esas sorunu, herkesin bilebilece¤i gibi “Ermeniler”le ya da “Ermeni soyk›r›m› iddialar›” ile ilgili de¤ildir. Dün oldu¤u gibi, bugün için de somut olarak potansiyel tehdidi, Kürt sorunu oluflturmaktad›r. S›n›f mücadelesinin geliflim süreci içerisinde faflist diktatörlü¤ün yöneliminde ana eksenin de savafltan kaynakl› olarak uzunca bir süredir bu yönde flekilleniyor olmas› da tesadüf de¤ildir. Komünist ve devrimci güçlere yönelimin stratejik olarak merkezi devlet politikas› olmas› ve bunun güç ve geliflme durumuna paralel a¤›rl›¤›n›n art›p azalmas›, yak›n tarihin gerçekli¤ini de¤ifltirmez. Ulusal Hareket’in ‹mral› süreci ile birlikte reformist hatta derinleflen konumu her ne kadar Kürt devrimci dinamizmini ciddi oranda gerilettiyse de, ne kökleri derinlerde tutuflturulan ateflin sönmesini engellemek ne de bendini aflan kitle potansiyelini bu aflamadan sonra durdurabilmek mümkün olabilecektir. Sorun, bu dinamizmin do¤ru bir politikayla ve do¤ru hedefe yönlendirilmesi yolunda, bütün olanaklar›n sarf edilmesi için ›srarl› olunabilmesindedir. fiovenist kudurganl›¤›n yaratt›¤› bask› ve kuflatma alt›nda, en “tutarl›” geçinen ayd›n/ilerici tayfas›na bile ezilen ulus miliyetçili¤i ile ezen ulus milliyetçili¤ini eflitlettirdi¤i koflullarda, an›n görevi, saflaflmada öncelikle “do¤ru tarafta” ve ön saflarda yer tutmakt›r.


5

70

23 Mart-5 Nisan 2007

T e k G › d a - ‹ fl S e n d i k a s › D a n o n e ’ y e k a r fl › “ F r a n s › z ” k a l m a d › !

Ü

lkemizin yar›-sömürge yap›s›n›n, “sömürge” k›sm›nda yer alan çok uluslu sermayelerden birisi olan Danone Tikveflli G›da ve ‹çecek San. Ve Tic. A.fi. fiirketi, 2003 y›l›nda bafllayan, ancak hala % 51’lik salt ço¤unluk sa¤lanamayan, Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n örgütlenme mücadelesi özgülünde, ne kadar “demokrasi” yanl›s› oldu¤unu gösteriyor. Ülkemizin yar›-sömürge yap›s›n›n, “sömürge” k›sm›nda yer alan çok uluslu sermayelerden birisi olan Danone Tikveflli G›da ve ‹çecek San. Ve Tic. A.fi. fiirketi, 2003 y›l›nda bafllayan, ancak hala % 51’lik salt ço¤unluk sa¤lanamayan, Tek G›da-‹fl Sendikas›’n›n örgütlenme mücadelesi özgülünde, ne kadar “demokrasi” yanl›s› oldu¤unu gösteriyor. Tek G›da-‹fl Sendikas› Marmara ve Trakya Bölge fiubesi Örgütlenme Sekreteri Göksel fiengün, “örgütlenme çal›flmalar› boyunca iflçilere, bu insanlar Fransa gibi demokrasinin befli¤i bir ülkeden gelmifller, bizi eylem yapacak kadar zorlamazlar, dedik ancak flimdi geldi¤imiz aflamada hiç de öyle olmad›¤›n› görüyoruz” fleklinde konufltuklar›n› söylüyor. Sermayenin dini, dili, ›rk› olmad›¤› bir kere daha a盤a ç›km›fl oluyor böylece. Biraz araflt›rd›¤›n›zda Danone’nin, dünyan›n en büyük 120 firmas›ndan biri oldu¤unu, yine dünya genelinde 93 bin iflçi çal›flt›rd›¤›n›, Groupe Danone’nin uluslararas› cirosunun 2004 y›l›nda 13.7 milyar Euro oldu¤unu rahatl›kla ö¤renebilirsiniz. Bu kadar büyük bir flirketin nas›l büyüdü¤ü malum, ama hala “iflçi haklar›” ve “demokrasi” gibi ilk ve en çok kendilerinin ihlal etti¤i haklardan söz etme yüzsüzlü¤ünden vazgeçmiyorlar. 13 Mart Sal› gününden beri örgütlenme çal›flmas› yürüttükleri iflletmelerin önünde eyleme geçen Tek G›da-‹fl Sendikas› Marmara ve Trakya Bölge fiubesi Örgütlenme Sekreteri Göksel fiengün sorun özgülünde sordu¤umuz sorular› flöyle yan›tlad›:

Patronlardan iflçileri oyalama takti¤i

- Bugüne kadar olan süreci anlat›r m›s›n›z? - Danone’de 2003 y›l›n›n ortalar›ndan bugüne kadar gelen bir örgütlenme sürecimiz var. Di¤er örgütlenmelerimiz gibi arkadafllardan gelen talepler do¤rultusunda geliflen bir tak›m rutin örgütlenme faaliyeti içerisine girdik. fiirket malumunuz % 100 Frans›z sermayesinde bir flirket. Gönen’de 150–200 ve Lüleburgaz’da 250–300 aras› iflçinin çal›fl-

® Çay-kur iflçileri

AKP’yi bast›!

t›¤› iki tane temel fabrikas›, K⤛thane, Beylikdüzü, Adana, ‹zmir ve Ankara’da da depolar› var olmakla birlikte, gerek iflyeri olarak gerekse de iflçiler olarak çok da¤›n›k bir yap›ya sahip. As›l patron burada de¤il, burada Türkiye sorumlusu Serpil Timuray ve onun alt›ndaki bir tak›m yöneticiler var. Örgütlenme çal›flmalar›ndan sonra, Lüleburgaz’da 13 arkadafl›m›z›n ifl akitlerini feshetti. ‹fle iade davas› açt›k ve kazand›k. Tabi biliyorsunuz ifle iade davalar›, yasada 1.5 ayda biter denmesine ra¤men 1 y›ldan önce bitmiyor, bizim davam›z da 1.5 y›ldan fazla sürdü. Daha önce de birkaç günlük bir eylem yapt›k, ancak Danone yetkilileri bize, telefon ederek, “biz sendikaya karfl› de¤iliz” gibi fleyler söylediler. Bizim istedi¤imiz de diyalog oldu¤u için taleplerini kabul ettik ve eylemimizi bitirdik. Biz arkadafllar›n tazminat›n› de¤il, ifle geri iadesini istedi¤imizi söyledik, davay› kazanmam›za ra¤men görüfltü¤ümüz iflverenler, bu arkadafllar›n ifle geri iadesini kabul etmediler. Aradan geçen 4 y›la ra¤men buradaki iflçi arkadafllar inançlar›ndan vazgeçmediler. - Bu 4 y›ll›k oyalama/engelleme süreci iflçilerin inanc›n› k›rmak için mi yap›ld›? - Kesinlikle öyle. Bu durum Danone’nin Türkiye sorumlusunun iflçilere bir yaz› yazmas›na kadar vard›. Yaz› flöyle: “Sendika üyesi çal›flanlar›m›z, e¤er kendi istekleriyle iflten ayr›lmak için dilekçe verirlerse, kendilerine k›dem tazminat›n›, ihbar tazminat›n› eksiksiz olarak verece¤iz, iki maafl da fazladan ikramiye verece¤iz ve ayn› flartlarda ifl bulaca¤›z.” fiu gerçek ki, çocu¤una bir ayakkab› alamayan iflçiye bir seferde 10.000 YTL para verirsen bir cazipli¤i oluyor. Biz o kadar konuflmam›za, anlatmam›za ra¤men, 50 arkadafl›m›z ikna oldu. ‹flveren sözünü tuttu mu? Tuttu, ama nas›l tuttu? ‹flçileri çal›flt›¤› makineden dahi almadan yar›m saat dahi ifline ara vermeden aynen iflinde devam ettirerek ve baflka bir taflerona devrederek. Daha sonra burada 80–90 kifliyi iflten ç›kard›. Burada ilginç bir fley daha var, biz 2003 y›l›ndan bu yana

600 kifliyi üye yapt›k, bugün 700 iflçi çal›fl›yor. O kadar sistematik bir flekilde ço¤unlu¤u sa¤lamamam›z için çal›fl›yorlar ki, biz % 51’lik baraj› geçmeyelim diye ve bu gün hala yetkiyi elde edemedik. 2003 y›l›ndan beri gece vardiyas›nda çal›flt›r›lan, “ya sendikadan istifa edeceksin ya da gece vardiyas›ndan emekli olacaks›n” dedikleri arkadafllar›m›z var, bu arkadafllar›m›z onurlu bir flekilde direniyor. Bu konuda gerekli yerlere baflvuruda bulunduk, tüm hukuksal yollar› zorlamak için hareket geçtik.

Öncekinden etkin eylemler s›rada - fiu an için ne gibi bir eylem hatt› izliyorsunuz? - 14 Mart Sal› günü, Kavac›k Genel Müdürlü¤ü önünde, Lüleburgaz Fabrikas›’nda, Gönen Fabrikas›’nda, Beylikdüzü depoda ve K⤛thane depoda olmak üzere, 5 noktada, ses araçlar›m›zla birlikte beklemeye bafllad›k. Daha önce yap›lan 2-3 günlük eylem gibi olaca¤›n› tahmin ediyorlar san›r›m, e¤er öyle hesapl›yorlarsa çok yan›l›yorlar. Neye mal olursa olsun biz buradaki tüm bedelleri ödemeye haz›r›z. 13 arkadafl›m›z ifl bafl› yapacak, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kalkacak, bunun d›fl›nda bir ikinci plan yok, biz gereken bedeli ödemeye haz›r›z. - Daha önce herhangi bir sendikal faaliyet yürütülmüfl mü Danone’de? - Hay›r ilk olarak biz yap›yoruz. Daha önce Sabanc›’n›n da içinde yer ald›¤› bir flirketti biliyorsunuz, DanoneSa idi. fiimdi Danone-Tikveflli ad›yla faaliyet yürüten bir flirket ve tamamen Frans›z sermayesine ait. - Önümüzdeki sürece iliflkin eylem plan›n›z var m›? - Gayet tabii var. Ancak prensip gere¤i yap›lmadan önce aç›klama yapmak gere¤i duymuyoruz, daha fazla etkili olmas› aç›s›ndan ani yap›yoruz. Ama bir fikir vermesi aç›s›ndan flöyle diyebiliriz; her yapt›¤›m›z eylem bir öncekinden daha etkili ve y›k›c› olacak. (Kartal)

Baflbakanl›k Toplu Konut ‹daresi (TOK‹), Rize’nin Gündo¤du beldesinde kurulu bulunan Çay ‹flletmeleri Genel Müdürlü¤ü’ne (Çay-Kur) ait, günlük 150 ton yafl çay iflleme kapasiteli fabrikas›n›n yerine 5 y›ld›zl› otel yap›m› için giriflim bafllatt›. Bu giriflimi haber alan ve ço¤unlu¤unu çay fabrikas›nda çal›flan iflçilerin oluflturdu¤u yöre halk›, AKP belde baflkanl›¤› önünde eylem yapt›. “Fabrikam›z› y›kt›rmayaca¤›z!”, “Otele hay›r!” vb. sloganlarla parti binas› önünde eylem yapan iflçiler, daha sonra parti binas›na girerek, AKP merkez ilçe baflkan› Yunus Öksüz’le tart›flt›. Tart›flman›n büyümesi ve iflçilerin geri ad›m atmamas› üzerine AKP Rize milletvekili Abdulkadir Kart’› arayan Öksüz, y›k›m çal›flmalar›n›n durduruldu¤unu belirterek, beldede konuyla ilgili toplant› yap›laca¤›n› söyledi. Bu aç›klaman›n ard›ndan binadan ayr›lan iflçiler, beldede yaflayan insanlar›n neredeyse tek geçim kayna¤› durumunda olan fabrikalar›n›n kapat›lmas›na izin vermeyeceklerini vurgulad›lar. (H. Merkezi)

® Dandy iflçileri iflbafl› yapt›

Dandy Sak›z Fabrikas›’nda sendikaya üye olduklar› için iflten at›lan iflçiler ifllerine geri döndü. ‹kitelli’de bulunan Dandy Sak›z Fabrikas›’nda çal›flan bin elli iflçi, asgari ücretle ve herhangi bir güvenceden yoksun olarak çal›fl›rken sendikal mücadeleye bafllam›fl, patronun bask›lar›na maruz kalarak iflten at›lm›fllard›. ‹flten at›lmaya karfl› direnifle geçen iflçiler, yaklafl›k 5 ay boyunca çeflitli eylemlerle sendikay› sahiplenmiflti. Daha önce de gazetemizde yer verdi¤imiz, söylefli yapt›¤›m›z iflçilerin direnifli kazan›mla sonuçlanm›flt›. Patron direniflin devam etti¤i günlerde geri ad›m atarak iflçilerin ifle geri dönmesini kabul etmiflti. 17 Mart tarihi itibariyle tüm iflçiler ifllerine geri dö(‹stanbul) nerek ifl bafl› yapt›.


6

23 Mart-5 Nisan 2007

70

‹flte ATO’nun Hayvanc›l›k Raporu; iflte devlet politikas›! bahalarda kesim yapt›rman›n maliyetinin yüksekli¤i ve piyasadaki etin fiyat›n›n her geçen gün yükselmesi insanlar› kaçak ete sevk ediyor. Türkiye’ye kaçak hayvan ve et girifli özellikle s›n›r bölgelerinde oluyor. Raporda; Van, Hakkari, fi›rnak, Edirne, Trabzon ve Mersin kaçak hayvan ve et giriflinde kaynak yerler olarak gösteriliyor. ‹ran’dan yap›lan hayvan kaçakç›l›¤›n›n Do¤u Anadolu Bölgesi’nde hayvanc›l›¤a darbe vurdu¤u raporda belirtilirken di¤er yönden ise bunun bir geçim kayna¤› haline geldi¤i de vurgulan›yor.

H

ükümet fark etmeksizin uygulanan tar›m politikalar›ndan nasibini alan hayvanc›l›k yapan köylülerin say›s› her geçen gün azal›rken; geçinemedikleri için yerlerini terk eden köylülerin birço€u gittikleri flehirlerde de düzenli bir ifl bulamamakta ve sefaletin kuca€›na düflmektedir. Geçti¤imiz haftalarda Ankara Ticaret Odas›’n›n (ATO) hayvanc›l›k sektörü üzerine TÜ‹K, Tar›m ve Köy ‹flleri Müdürlü¤ü, Türk Veteriner Hekimler Birli¤i, Veteriner Hekimler Derne¤i ve Ankara Veteriner Hekimler Odas› kaynaklar› ile haz›rlad›¤› Hayvanc›l›k Raporlar› aç›kland›. Raporda öncelikle Türkiye’de nüfusun 1990 y›l›ndan itibaren % 26,9 artarken; kanatl› hayvanlar haricinde et ve süt al›m›nda kullan›labilecek hayvan say›s›n›n ise % 37,6 azald›¤› vurgulanarak bu say›n›n flu anda ülkenin ihtiyaçlar›n› karfl›lamaktan fazlas›yla geri oldu¤u belirtiliyor. 2010 y›l›na kadar Türkiye’de yaflayanlar›n protein ihtiyaçlar›n› karfl›layabilmek için et üretiminin 3 kat, süt üretiminin ise % 50 artt›r›lmas› laz›m. Ancak bu manzaray› ortaya ç›karan sebeplere de¤inmek 1980-1990 y›llar›ndan itibaren hayvanc›l›kla u¤raflan, özelde Türkiye Kürdistan›, genelde ise Ege, Karadeniz ve ‹ç Anadolu dahil olmak üzere Türkiye’de uygulanan politikalar› ve bu politikalar›n bir hükümet fark etmeksizin nas›l uyguland›¤›n› aç›klamaktan geçiyor.

Kanayan yara; Türkiye Kürdistan›... Raporda Do¤u ve Güney Do¤u Anadolu bölgelerinin gayet verimli bir haldeyken, 20 y›ld›r “terörle mücadele” ad›na hayvanc›l›¤›n a¤›r darbeler ald›¤›

Manisa’n›n Salihli ilçesine ba¤l› Kabazl› köyüne yap›lmak istenen çöplü¤e karfl› köylülerin eylemleri devam ediyor. Daha öncesinde yol kapatan ve çöplük alan›ndaki çal›flmay› alanda oturma eylemi yaparak protesto eden köylüler, halen sözden anlamayanlar için bu kez de Salihli Belediyesi’nde oturma eylemi yapt›. 7 Mart Pazartesi günü kitlesel olarak Belediye binas›na giren ve Belediye Baflkan› Mustafa U¤ur Okay’›n makam odas›na ç›kan köylüler, burada içerde ve d›flar›da iki pankart açarak Okay’› köylülerle yüz yüze muhatap olmas› için ça¤›rd›. Baflkan yard›mc›s›

belirtiliyor. 1980 y›l›nda yap›lan say›mda 48 milyon olan küçük bafl hayvan say›s›; 2005 y›l›nda 25 milyona kadar geriledi. Bu rakamlar üzerinden bu hayvanlardan al›nabilecek et ve süt hesapland›¤›nda, Türkiye ekonomisi için 3 milyar dolar bir kay›p anlam›na geliyor. Birçok ülkede köylü olman›n esas anlam› hayvan üreticili¤i iken Türkiye’de ise durum çok farkl›. Birçok ülkede tar›m bafll›¤› alt›nda iflletmeler incelendi¤inde bunlar›n % 50’den fazlas›n›n mutlaka yaln›z hayvanc›l›kla u¤raflt›¤› görülüyor. Bu oran Türkiye’de ise % 4, geri kalan % 96 ise hem hayvanc›l›k hem de toprak ifli yap›yor, lakin bunlarda toprak mahsulleri a¤›r bas›yor. Türkiye’deki toplam iflletmelerin tar›m iflletmelerine oran› ise % 25-30. Tüm bunlarla beraber yaln›z hayvanc›l›k yapt›¤› görünen iflletmelerde ise flöyle bir durum var; bu iflletmelerin % 78’inde hayvan say›s› sadece 1 ila 4 aras›nda.

Kör gözlere inat gerçekler galip geliyor! Yap›lan araflt›rmalara göre 1990 y›l›nda nüfusun % 48,8’ini k›rsal kesim olufltururken 2005 y›l›nda bu oran % 38,1’e düflmektedir. Bugün ise bu oran % 29 olarak ifade edilmekte. Ayn› süreçte bu kesimin GSY‹H’dan ald›¤› pay da düflüyor. 1990’da bu pay %15,8 iken flimdi %11,5. Yani yar› oran›na yak›n bir

düflüfl söz konusu. Öte yandan ayn› raporda nüfus düflüflünün flehirlere göç etmekten kaynakland›¤›, ancak burada da bu insanlar›n düzenli bir ifl bulamad›¤›ndan veya hiç ifl bulamad›¤›ndan ötürü bu ifl gücünün de¤erlendirilemedi¤i belirtiliyor.

Kaçak kesim revaçta Türkiye’de y›ll›k 1 milyon ton k›rm›z› et sat›l›yor. Resmi verilere göre ise Türkiye’de yasal kesimlerden elde edilen k›rm›z› et miktar› 400-450 bin ton civar›nda. Aradaki 550-600 bin ton k›rm›z› et ise kaçak kesimlerden elde ediliyor. Devlet, buna karfl› mücadele etti¤ini söylerken ve her hükümet kaçak et kesimi konusunda “halk›n sa¤l›¤›, vergi kaçakç›l›¤›n› engelleme” gibi çeflitli bahanelere s›¤›n›rken ATO raporu bu durumun sebeplerini flöyle ortaya koyuyor; öncelikle Türkiye en pahal› et yiyen ülkelerden biri. Geliflmifl bir ekonomiye sahip birçok ülkede, hatta bizim gibi yar›-sömürge ülkelerde bile k›rm›z› etin kilosu 2,5-3 Euro’yu geçmezken Türkiye’de etin kilosu 10 Euro de¤erinde. Üreticilerin Hayvan Sa¤l›¤› Zab›tas› Kanunu gere¤ince insan sa¤l›¤›na uygun olmad›¤› için mezbahalarda imha edilen et nedeniyle u¤rad›¤› zarar› sineye çekmek zorunda kalmalar›, hayvanlara yönelik sigorta hizmetlerinin Türkiye’de halen uygulanm›yor olmas›, mez-

Köylüler Belediye bast›!

Üretici ucuza sat›yor, tüketici pahal› al›yor! Bu konuda en önemli nokta ise üretim ve ticaret iliflkileri. Raporda bu konuya hem ticaretçiler olarak hem de üreticiler için feryat figan bir yaklafl›m ortaya ç›k›yor. Çünkü Türkiye ekonomisinde üretici ile mal› iflleyen sanayici veya ticaretçi aras›nda en az 3-4 arac› var. Mevcut üretici birlikleri ise henüz aktif olmad›klar›ndan ötürü bir fley yapmaktan aciz. En büyük tüccarlar maldan en iyi flekilde kâr sa¤layamad›klar› için üreticinin de az bir fiyat almas›ndan dem vuruyor. Türkiye’de üretici bir kilo eti 8,250 YTL’ye satarken sütün litresi ise 450 Ykrfl. Ancak bu ürünlerin pazardaki fiyatlar› ise ette 14 ila 20 YTL aras›, sütte ise 1,100 ila 1,900 YTL aras›nda de¤ifliyor. Üreticinin ald›¤› fiyat harcamalar›n›n alt›ndayken tüketici ise 2 kat› fiyat fark› ile et ve süt ürünlerine ulafl›yor. Öte yandan 1996’ya kadar tüm dünyaya et ithal edebilen Türkiye’nin 96’dan sonra ise ithal almas› traji-komik bir sahneyi de ortaya ç›kar›yor. AB ilerleme raporlar› ile ortaya konan 1/98 say›l› Ortakl›k Konseyi Karar› uyar›nca AB, Türkiye’ye 19 bin ton et ithal etme kontenjan› açt› ancak bunu BSE yani Deli Dana hastal›¤› nedeni ile yapmad›. Yani Türkiye, bu süre içerisinde varl›ktan yokluk durumuna düfltü. (H. Merkezi)

terk etmesinin hemen ard›ndan bas›na yapt›¤› aç›klamada çöplük yap›lmas› karar›n›n Manisa ‹l ‹dare Kurulu ve

Osman Karaman, zab›ta ve polisler makam odas› ve koridoru boflalt›lmas›n› istemesi de köylülerin tepkisi karfl›s›nda nafile kald›. Kabazl› köylüleri, en demokratik haklar›n› kulland›klar›n› belirterek Okay’›n gelerek, kendileriyle konuflmas› istedi. Bunun üzerine yap›lan anlaflma ile 20 köylü baflkanla görüfltü. Yap›lan görüflmede köylüler ad›na konuflan Oktay Konyar; köyde hukuksuz flekilde milyonlarca metreküplük topra¤›n

al›nd›¤›n›, derin çukurlar aç›larak do¤al dengenin bozuldu¤unu söyledi. Konyar, geliflen durumlar üzerine “bir baflkan›n bir yere bir fley yaparken orada yaflayan insanlara sormadan hareket etmesi do¤ru mudur? Kabazl› köyüne çöplük yap›lmas›na vicdan›n›z nas›l el veriyor?” diye sordu. Bu sözler üzerine Okay; “Çöp sorunu da Salihli’nin sorunudur. Bunu çözmek zorunday›z” yan›t›n› verdi. Okay, köylülerin Belediye binas›n›

Manisa

‹l

Çevre

Kurulu’nun

24.11.2006 tarihli ve 09 say›l› karar› ile al›nd›¤›n› söyledi. Köylülerle konuflmaktan çekinen baflkan, köylüler gidince ise “Çöplük kiflilerin iste¤ine ya da istememelerine göre de¤il, yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde yap›lacakt›r” dedi. O zaman bu yasalar ve yönetmelikler kimin için? (‹zmir)


7

70

23 Mart-5 Nisan 2007

Hâller de özellefltiriliyor! Köylünün mal›n› zaten ucuza satmas›ndan ötürü fakirleflmesi ve açl›¤a mahkum olmas› art›k, sürekli bir hale gelmiflken halk› rant kap›s› olarak görenler flimdi de hâlleri özellefltirmek istiyor. Konuya iliflkin 11 Mart Pazar günü bas›na aç›klama yapan Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Baflkan› ‹brahim Yetkin, hâllerdeki sebze ve meyve fiyatlar›n›n düflürülmesi ve ucuzlat›lmas›na dair önerileri üzerine bir taslak haz›rland›¤›n› ve bu tasla¤›n ilk haz›rland›¤› zamanlarda kendilerine de sunuldu¤unu ve olumlu karfl›lad›klar›n› söyledi. Yetkin, tasla¤›n takibini b›rakmad›klar›n›, ancak taslak Meclis’e sunuldu¤unda konuyla ilgili Sanayi ya da Tar›m ve Köy ‹flleri Komisyonlar› yerine ‹çiflleri Bakanl›¤›’na verildi¤ini kaydetti. “Dünyada bir ilk. Hâllerle ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n ne alakas› var diye düflünüyorduk” diyen Yetkin, Bakanl›kta baz› belediye baflkanlar› ile görüflülerek ek maddeler eklendi¤ini ve bu sayede

hâllerin özellefltirilmesinin önünün aç›ld›¤›n› kaydetti. Yetkin bu tasla¤›n bu haliyle yasallaflmas› durumunda tekelleflme olaca¤›na vurgu yaparak, bu yüzden sebze ve meyve fiyatlar›n›n da 4-5 kat artaca¤›n› söyledi.

Tar›m özellefltirmeleri bilânçosu Uzun süredir köy köy ülkeyi gezdiklerini ve köylülerle birebir iletiflim kurduklar›n› kaydeden Yetkin; “tar›m art›k can çekiflmiyor, çünkü öldü” dedi. Çukurova’da tonlarca pamu¤un üreticinin elinde kald›¤›n› ancak 10 km uzaktaki fabrikalar›n Yunanistan’dan ithal pamuk ald›¤›n› belirten Yetkin, “Tar›m rekabetten uzaklaflm›fl. Pahal› üretim iflletmeciyi de d›flar›ya yöneltmifl” dedi. Bu¤day üreticilerinin en fazla zarar verilen kesim oldu¤una dikkat çeken Yetkin, ithalat izni ç›kar›ld›¤›n› böyle-

Tar›m tasfiyesi belgelendi! 9 Mart Cuma günü bas›na yaz›l› aç›klama yapan Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i Baflkan› fiemsi Bayraktar, son 2 y›lda tar›m sektöründen 1 milyon 312 bin insan›n kopar›ld›¤›n› söyleyerek, tar›mda sürdürülen tasfiyenin ne aflamada oldu¤unu ortaya koydu. Yap›lan yaz›l› aç›klamada 1923 y›l›nda istihdam edilen 5 milyon 31 kiflinin % 90’›n›n tar›mda çal›flt›¤› hat›rlat›larak, bu dengenin art›k fazlas›yla de¤iflti¤i belir-

tildi. Bayraktar; 2005 y›l›n› tar›m aç›s›ndan bir k›r›lma y›l› olarak tabir ederken 2004-2005 rakamlar›na göre tar›mdan istihdam edilen 7.4 milyon insandan 6 milyon 493 bin kald›¤›n›, bunun da toplam istihdamda tar›m›n pay›n› % 34’ten % 29’a çekti¤ini söyledi. 2006 y›l›nda ise bu rakam›n 6 milyon 88 bin kifliye çekildi¤i görülüyor. Bayraktar, tar›mdaki yap›sal dönüflümünün sadece tar›mda çal›flan nüfusun azal-

GDO ticareti “flimdilik” durduruldu! Ziraat Mühendisleri Odas› Baflkan› Dr. Gökhan Günayd›n 6 Mart Sal› günü yaz›l› bir aç›klama yaparak GDO (Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar) içeren orman ürünlerinin ticaretine izin veren yönetmeli¤in Dan›fltay karar› ile durduruldu¤unu aç›klad›. Devletin köylüyü tekellere ba¤lamak, mecbur b›rakarak tüm ekonominin tar›m tekellerine geçiflini sa¤layacak yönetmelik, hat›rlanaca¤› gibi geçen y›l haz›rlanm›fl ve Meclis’ten h›zl› bir flekilde geçmiflti. Hemen ard›ndan ise birçok emperyalist flirket için “af” niteli¤indeki tar›m alanlar›n›n sanayi için kullan›m›n› düzenleyen yasa ç›kar›lm›flt›. Ad›m ad›m tar›m›n özellefltirilmesine hizmet eden yasalara karfl› hem köylü örgütlenmeleri hem de tar›m konusunda örgütlenme sürdüren odalar Dan›fltay’a ardarda davalar açm›flt›. ZMO Baflkan› Günayd›n yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, GDO’lu ürünlerin ticaretine izin vererek ülkedeki ekosistemi ve çeflitlili¤i tehlikeye atan Orman Yetifltirme Materyalle-

rinin Ticareti Yönetmeli¤i’ne karfl› açt›klar› davada, Dan›fltay 8. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma karar› ald›¤›n› söyledi. Yönetmelikle beraber fidelerden tutun da yetifltirilen bitkilerin gen kaynaklar›na varana kadar birçok orman ürününün ticaret arac› haline getirildi¤ini belirten Günayd›n, yönetmeli¤in Türkiye’nin sahip oldu¤u türlerin baflka ülkelere aktar›lmas›na ve baflka ülkelerdeki türlerin de sa¤l›ks›z flekilde ülkede dikilmesine izin verdi¤inin alt›n› çizdi. Günayd›n, yeni türlerin giriflinin baflta olumlu gibi görünse de uzun vadede hem ekonomik olarak hem de do¤a aç›s›ndan zararl› oldu¤unu belirterek yönetmeli¤in durdurulmas›yla biyoçeflitlili¤in ve topraklar›n ciddi bir biçimde zarar görmesinin engellendi¤ini söyledi. Günayd›n yapt›¤› aç›klaman›n sonunda bu konular›n takipçileri olacaklar›n› belirterek do¤al kaynaklar› tehdit edecek düzenlemelerden vazgeçilmesi gerekti¤ini söyledi. (H. Merkezi)

ce de bu¤dayla u¤raflanlar›n daha fazla ma¤dur edildi¤ini kaydetti. Ayn› flekilde ithalat izinleri üzerinden üretimi yayg›n olan m›s›r gibi nice ürüne darbe vuruldu¤unu kaydeden Yetkin, “Her türlü engele ra¤men geliflmesini sürdüren baz› ürünlerin de ithalat yoluyla geriletilmeye çal›fl›ld›¤› izlenimi bizde oluflmaktad›r” dedi. Yine ayn› flekilde tütün tar›m›, besicilik sektörü, zeytin ve kay›s› gibi baz›

sektörlerde ise özellefltirmeler yüzünden birliklerin kapat›ld›¤›na dikkat çeken Yetkin sektörlerin iflas noktas›na geldi¤ini, bu sektörlerde çal›flan köylülerin bitirildi¤ini söyledi. Yetkin devam eden aç›klamada tüm bu politikalar karfl›s›nda köylünün ve üreticilerin al›m güçlerinin ne denli düfltü¤ünü ve tar›mdaki daralmay› rakamlarla anlatt›. (H. Merkezi)

t›lmas› ile de¤il, buna ba¤l› olarak iflletmelerin art›r›lmas› ve var olanlar›n da iyilefltirilmesi ile olabilece¤ini söyledi. ‹flsizli¤in Türkiye’de çok önemli bir sorun oldu¤unu belirten Bayraktar, tar›msal sektörde ise bu sorunun kendisini daha fazla hissettirdi¤i 2005 y›l›ndan itibaren nüfus azalmas›n›n olumlu karfl›lanamayaca¤›n› söyledi. Köylünün sorunlar›n›n da önemli oldu¤unu kaydeden Bayraktar, bunun yan› s›ra üreticilerin yaflanan yoksulluk ve geçim s›k›nt›s›ndan ötürü sektörden daha h›zl› bir kopufl yaflad›¤›n› söyledi. (H. Merkezi)

A¤aya kredi, köylüye ceza!

Taleplerini iletmek üzere geçen y›l Ankara’ya yürüdükleri için “izinsiz gösteri yapmak”tan haklar›nda davalar aç›lan ve para cezalar›na çarpt›r›lan Sinan köylüleri, ölülerini köyde bofl olan bir araziye gömdükleri için de “izinsiz ölü gömmek” suçlamas› ile soruflturmal›k oldu. Diyarbak›r’›n Bismil ilçesine ba¤l› Sinan köyü sakinleri Ankara yürüyüflünden ötürü kendilerine verilen cezalar› k›namak için 11 Mart Pazar günü AZC Plaza önünde aç›klama yapt›. “Sinan’› topraks›z koyan azaptan kurtulmas›n”

ve “Sn. Adalet Bakan›m›z A¤a’ya kredi, köylüye ceza, Adalet bu mudur?” yaz›l› pankartlar açan köylüler eylemleri s›ras›nda “A¤alar Meclis’te, köylüler sokakta”, “Toprak sözü verdiniz, ceza gönderdiniz, utan›n” yaz›l› dövizler tafl›d›. Kitle ad›na aç›klama yapan Tüm Köy-Sen Bismil fiube Baflkan› Halil Duru, daha önce de Sinan köylüleri olarak seslerini duyurmaya çal›flt›klar›n› söyledi. Defalarca Ankara’ya yürüyüfl düzenlediklerini belirten Duru; “4 defa ma¤duriyet yürüyüflü düzenledik. Hak aray›fl›m›z› devam ettirmek için 2006 Nisan ay›nda Ankara’da yapm›fl oldu¤umuz yürüyüflün ard›ndan maalesef, izinsiz gösteri yap›lm›fl diye 128 köylüye kifli bafl›na 75 YTL para cezas› verilmifltir” diye konufltu. Duru, sorunlar›n›n çözülmemesi durumunda tekrar Ankara’ya çoluk çocuk yürüyeceklerini belirterek; bir çözüm elde etmedikçe de bu sefer dönmeyeceklerini söyledi. (Erzincan)


8

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Öcalan’›n zehirlenme iddialar›n›n sorumlusu devlettir

fi

u bir gerçektir ki, Öcalan flahs›nda sald›r›ya u¤rayan Kürt halk›d›r, onun mücadelesidir. Devletin denetimi alt›nda bir hapishanede tutulan Öcalan’›n zehirlenme iddialar›n›n tek muhatab› ve sorumlusu yine devlettir. Ancak devlet yetkililerinin gerek olay›n duyulmas›n›n ard›ndan yapt›klar› aç›klamalar, gerekse de örgütlenen protestolara yönelik sald›r›lar› onlar›n yaklafl›m›n› özetlemektedir. PKK’nin 1 Ekim 2006 tarihinde ilan etti¤i tek tarafl› ateflkesin ard›ndan, faflizm durup dinlenmeden sald›r›lar›n› h›zland›r›yor. Ard› arkas› kesilmeyen askeri operasyonlar, Kürt kurum ve kurulufllar›na, gazetelerine yönelik sald›r›lar devam ederken, özellikle son günlerde DTP’ye yönelik bask›nlar, gözalt›lar ve neredeyse tutuklanmad›k il ve ilçe baflkan›n›n kalmamas›, devletin Kürt sorununa yaklafl›m›n› ve “çözümünü” tüm ç›plakl›¤›yla gözler önüne sermektedir. Bir taraftan ›srarl› bir flekilde “bar›fl” ça¤r›lar› yap›l›rken, bir taraftan da ulusal hareket taraf›ndan 1 May›s 2007’ye kadar süre tan›nmaktad›r TC’ye. “Durumun de¤iflece¤i”, “savafl›n gelifltirilece¤i” vb. söylemler son y›llarda s›kl›kla duydu¤umuz, ancak belli bir sürecin geçifltirilmesinin ötesinde, ileriye dönük devrimci bir tarzda savafl› gelifltirmeye yönelik aç›klama ve at›l›mlardan uzakt›r. Her ne kadar süreç böyle ifllese de, TC faflizmi silahl› mücadelenin yükseltilmesinden, canland›r›lmas›ndan da son derece korkmaktad›r. Tam da böyle bir süreçte; uzun y›llard›r ‹mral› Adas›’ndaki hapishanede tek bafl›na tutulan Abdullah Öcalan’›n saç tellerinin incelenmesinin ard›ndan yap›lan aç›klamada, yavafl yavafl zehirlendi¤i iddia edildi. Bir süredir Öcalan’›n çeflitli sa¤l›k problemlerinin oldu¤u avukatlar› arac›l›¤›yla yap›lan aç›klamalarda kamuoyuna yans›-

TMY terörü, DTP üzerinde... DTP Sultenbeyli ‹lçe ve DTP ‹l örgütlülü¤ü, 15 Mart Perflembe günü, DTP Sultanbeyli ilçe binas› önünde, üye ve yöneticilerinin de kat›ld›¤› bir bas›n aç›klamas› düzenleyerek, son süreçte DTP üye ve yöneticilerine dönük sald›r›lar›, gözalt›lar›, tutuklamalar› protesto etti. DTP binalar›n›n bas›lmas›n›, üye ve yöneticilerinin tutuklanmas›n› anti-demokratik bir uygulama olarak de¤erlendiren DTP’liler, aç›klamay› ‹lçe binas› etraf›nda konufllanm›fl olan yo¤un polis ablukas› alt›nda yapt›lar. (Kartal)

maktayd›.

Devletin aç›klamalar› inand›r›c› olmaktan uzak? PKK lideri Abdullah Öcalan’›n yakalanarak ‹mral› Hapishanesi’ne konulmas›ndan bugüne kadar birçok kez belli sa¤l›k problemleri oldu¤u yap›lan aç›klamalarla kamuoyunun gündemine tafl›nd›. Y›llard›r tek kiflilik bir hapishanede tecrit edilmifl bir flekilde yaflamas›, do¤all›¤›nda belli sa¤l›k sorunlar› yaratmaktad›r; ancak son dönemde yap›lan “zehirleniyor” aç›klamalar›, üzerinde durulmas› gereken, faflizmin ileriye dönük planlar›n› anlama aç›s›ndan incelenmesi gereken önemli bir geliflmedir. Öcalan’›n uluslararas› bir komployla yakalanmas›n›n ard›ndan, özellikle kafatasç› milliyetçili¤i yapan kesimler taraf›ndan ipinin hemen çekilmesi istendi. Ancak di¤er taraftan dünyan›n birçok yerinde Kürt halk›, eylemlerle bu durumu protesto etmekteydi. Öcalan’›n da “›l›ml›” ça¤r›lar› ve ülkede yeniden eylem sürecinin yükselmesinden çekinen devlet bu infaza gerek görmedi. fiu bir gerçektir ki, Öcalan flahs›nda da burada sald›r›ya u¤rayan Kürt halk›d›r, onun mücadelesidir. Devletin denetimi alt›nda bir hapishanede tutulan Öcalan’›n zehirlenme iddialar›n›n tek muhatab› ve sorumlusu yine devlettir. Ancak devlet yetkililerinin gerek olay›n

Mersin 11 Mart Pazar günü Mersin’in Çilek Mahallesi’nde düzenlenen yürüyüflle Öcalan’›n zehirlenmesi protesto edildi. YÖGEH’in örgütledi¤i ve halk›n destek verdi¤i bir yürüyüfle devlet her zamanki gibi sald›r›yla karfl›l›k verdi, bunun üzerine çat›flma bafllad›. Yo¤un “güvenlik” çemberinin oldu¤u mahallede girifl-ç›k›fllar tutuldu. Yeni akrep tipi panzerlerle ara sokaklara ve evlere gaz bombalar› at›ld›. Çevik polislerin evlere girerek coplarla sald›r›s› sonucu 25 kifli gözalt›na al›nd› ve birçok kifli yaraland›. Baflta Çilek ve Yenipazar olmak üzere Mersin’deki birçok mahallede günlerce eylemler sürdü ve sürmeye devam ediyor. Bunlar›n yan› s›ra AdanaMersin aras› sefer yapan Bölge Ekspre-

duyulmas›n›n ard›ndan yapt›klar› aç›klamalar, gerekse de örgütlenen protestolara yönelik sald›r›lar› onlar›n yaklafl›m›n› özetlemektedir. Tabii ki, devlet her zamanki gibi, durumu örtbas etmeye çal›flmaktad›r. Öyle ki, Öcalan’› muayene etmek için Ada’ya gönderilen heyet henüz geri dönmeden, “Adalet” Bakan› Cemil Çiçek bas›n›n karfl›s›na geçerek olay›n “yalan” oldu¤unu duyurabilmektedir. Akabinde inceleme yapan heyetin de zehirlenme gibi bir durumun söz konusu olmad›¤›n› aç›klamas› ard› ard›na yap›lan iki benzer aç›klaman›n tesadüf olmad›¤›n› düflündürtmektedir. Bir yandan devletin bu tutumu ve sald›r›lar› sürerken di¤er yandan Öcalan’›n sa¤l›k durumundan endifle duyan binlerce Kürt ise, ülkenin birçok yerinde sokaklara döküldü.

Tepki her yerde...

* Kendilerine “Apocu Halk ‹nisiyatifi” ad›n› veren bir grup, Diyarbak›r’›n Suriçi Saraykap› Semti’nde molotofkokteylli eylem yapt›. Çeflitli sloganlar atan grup daha sonra da¤›ld›. * Dicle Üniversitesi ö¤rencileri, üniversitede ders ve yemek boykotu düzenledi. Boykot s›ras›nda biraraya gelen yüzlerce ö¤renci, Öcalan lehine slogan atarak T›p Fakültesi’ne do¤ru yürüdü. * Hakkari’nin Yüksekova ‹lçesi’nde halk inisiyatifi öncülü¤ünde yürüyüfl düzenlendi. DTP ilçe binas› önüne gelen si 6 Mart’ta saat 20.00 civar›nda Çilek Mahallesi s›n›rlar› içerisindeyken militanlarca molotofla yak›ld›. 10 Mart’ta da Arpaç istikametine do¤ru serviste olan Büyükflehir Belediyesi’ne ait bir adet otobüs Kurdali Mahallesi s›n›rlar› içerisinde molotofland›. Özellikle 10 Mart tarihinde gerçekleflen eylemlerde TMfi polisleri, eyleme kat›ld›¤› iddias›yla çok say›da kifliyi kalaslarla döverek gözalt›na ald›. Mart ay›n›n bafl›ndan itibaren TMfi ve Çevik Kuvvet polisleri taraf›ndan abluka alt›nda olan Kürt mahallelerinde resmi olmayan ola¤anüstü hal uygulamas› halen devam ediyor. Mahallelere giren ve ç›kanlar›n sürekli denetlendi¤i süreç içerisinde hukuk d›fl› uygulamalar›n da art›fl göstermesi dikkatleri çekiyor.

yaklafl›k 6 bin kifli, Öcalan lehinde sloganlar atarak Özgürlük Meydan›’na do¤ru yürümek istedi. Bu s›rada yo¤un y›¤›nak yapan polis, panzer ve gözyaflart›c› bombalarla gruba sald›rd›. Polise taflla karfl›l›k veren kitle, ara sokaklara da¤›ld›. * Siirt’in Ulus Mahallesi’nde 3 Mart gecesi bir grup, gösteri düzenledi. Gösteriye sald›ran polis ile grup aras›nda arbede yafland›. Gap Taksi önüne gelen kalabal›k, caddeye molotof kokteyli atarak trafi¤e kapatt›. * Gaziantep’te kendilerine “Haki Karer Eylem Birli¤i” ad›n› veren, 300 kiflilik bir grup fiahinbey ilçesinde biraraya gelerek, Düztepe caddesini molotofkokteyli ile trafi¤e kapatt›. Grup, molotofkokteylleri ile yola döfledi¤i araba lastiklerini atefle verdi. * Derik’te Tepeba¤ ve Cevizp›nar mahallelerinde eylemler yap›ld›. Gençler, her iki mahallede de atefl yakt›. Grup çeflitli sloganlarla yürüyüfl yapt›. * ‹zmir’in Buca ‹lçesi’nde 4 Mart günü gençler, yolu molotofkokteyli ile trafi¤e kapatt›. ‹lçe s›n›r›nda bulunan otobanda yap›lan eylem, yar›m saat sürdü.

Öcalan için ba ›ms›z kurul oluflturulsun! Abdullah Öcalan’›n devlet taraf›ndan zehirlendi¤inin ortaya ç›kmas›ndan sonra biraraya gelen devrimci, ilerici güçler ‹mral›’ya ba¤›ms›z bir heyetin gitmesini talep ediyor. Bu talep do¤rultusunda 10 Mart Cumartesi günü saat 15.00’te Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen DTP, Partizan, ESP, EMEP, SDP, EHP, HKM, AntiKapitalist, SODAP ve TÖP haz›rlad›klar› bildiriyi Adalet Bakanl›¤›’na faks çekti. Kurumlar›n bas›n aç›klamas› yapmas›na izin vermeyen polisin yo¤un y›¤›nak yapt›¤› dikkat çekerken, kitle ad›na Adalet Bakanl›¤›’na faks çekildi. Polisin anti-demokratik tutumunu k›nayan kurumlar aç›klamay› alk›fllarla bitirdi. (‹stanbul)


9

70

23 Mart-5 Nisan 2007

1 May›s Mahallesi halk› yozlaflmaya ve çeteleflmeye “hay›r” dedi! Egemen s›n›flar›n emekçi halk y›¤›nlar›na dönük çok yönlü sald›r›lar›ndan biri olan yozlaflt›rma ve çetelefltirme sald›r›lar›na karfl› özellikle emekçi semtlerde çeflitli eylem ve etkinlikler düzenlenmekte. Bu etkinliklerden biri de geçti¤imiz günlerde, kuruluflunda devrimcilerin eme¤i ve can› bulunan 1 May›s Mahallesi’nde, Tohum Kültür Merkezi taraf›ndan organize edilmifltir. 11 Mart Pazar günü, 1 May›s Mahallesi’nde bulunan Show Dü¤ün Salonu’nda gerçekleflen ve “Yozlaflmaya, çeteleflmeye ve uyuflturucuya hay›r” fliar› etraf›nda flekillenen etkinlik, saat 18:00’de, gerek mahallenin inflas›nda ve gerekse genel anlamda insanl›¤›n kurtuluflu mücadelesinde flehit düflenlerin an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Mahalle halk›n›n yo¤un bir kat›l›m sa¤lad›¤› gözlenen etkinlikte mahalle ad›na bir aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Konuflmada; mahallenin inflas›nda eme¤i geçen ve bu u¤urda can veren devrimcilerin yan› s›ra, 12 Mart 1995’de Gazi Mahallesi’nde yaflanan katliamlar›n ard›ndan, 1 May›s Mahallesi’nde de faflist TC’nin kolluk güçlerince katledilen devrimciler ve mahalle halk›n-

Faflizmin aile oyunu! Egemen s›n›flar kendilerine muhalif olan kesimlere yönelik sald›r›lar›n› sürdürüyor. Kimi zaman postal, dipçik, cop olurken bu sald›r›lar›n ad›, kimi zaman ise ülkücü-faflistlerin sald›r›lar› gündeme gelmektedir. Fakat kendisi de devrimcileri bu flekilde y›ld›ramayaca¤›n› anlam›fl olacak ki, bu kez de aileleri kullanarak, amaçlar›n› hayata geçirmeye çal›flmaktad›r. Son süreçte Erzincan’da devrimci ve demokrat gençlerin aileleri kullan›larak gençler bask› alt›n al›nmak isteniyor. Faflist kolluk güçleri kimi aileleri tehditlerle terörize etmeye çal›fl›rken, kimi ailelere de çikolata ve flekerle giderek devrimcileri durdurmaya çal›flmaktad›r. Bizler bu durumun teflhirini yapmak ve sald›r›lar› bofla ç›karmak amac›yla, 9 Mart günü Erzincan Postanesi önünde Partizan, ESP, DGH ve Gençlik Derne¤i olarak bir aç›kla(Erzincan) ma yapt›k.

dan insanlar an›ld›. Mahalle ad›na yap›lan aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, 1 May›s Mahallesi’nin tarihsel sürecini anlatan bir sinevizyon gösterimi sunuldu. Sinevizyon gösteriminin ard›ndan, çal›flmalar›n› ÇAZ-DER bünyesinde yürüten Grup Göç sahne ald›. Grup Göç’ün ard›ndan GÜÇ-DER (Kahraman Marafl Elbistan Gücük Çevre Köyleri Derne¤i) bünyesinde faaliyet sürdüren Semah ekibi bir semah gösterisi sundu. Yozlaflmaya ve çeteleflmeye karfl› bir duruflun ifadesi olarak örgütlenen etkinlik, büyük be¤eniyle izlenen semah gösteriminin ard›ndan, yerel bir sanatç›n›n verdi¤i k›sa bir dinletiyle devam etti. Program›n sunumunda da yine yozlaflma ve çeteleflme ve de buna karfl› mücadele vurgusunun öne ç›kt›¤› gözlemlenirken, sunum aralar›nda Partizan, ‹flçi köylü, YDG, ESP Ümraniye, BDSP Ümraniye, Halkevleri Ümraniye fiubesi vd. imzal› mesajlar okundu. Geceye renk katan ve kitlenin büyük be¤enisini toplayan sanatç›lardan biri de Tohum Kültür Merkezi’nin birçok etkinli¤inde yer alan sanatç› Hasan Sa¤lam’d›. Seslendirdi¤i Kürtçe ezgilerle kitleyi coflturan Sa¤lam, yar›m saat civar›nda kald›¤› sahnede en son, halay parçalar› seslendirdi.

Sa¤lam’dan sonra Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri ad›na bir konuflma yap›ld›. F Tipi Hapishanelerde süren tecride ve tecrit karfl›t› mücadelenin önemine vurgu yap›lan konuflmada ayr›ca hasta tutsaklarla dayan›flma ça¤r›s› yap›ld›. Bu konuflman›n ard›ndan s›rada, Arzu vard›. Yayg›n olarak dinlenen ezgilerini seslendiren Arzu’nun ard›ndan Grup Munzur sahne ald›. Grup Munzur’un seslendirdi¤i kavga ezgilerine efllik eden kitle, kah “‹brahim Yoldafl” söylenirken yumruklar›n› havaya kald›rarak, kah halay parçalar›nda halaya durarak Grup Munzur’a efl-

lik etti. Munzur’lar›n direngen solu¤unu salona tafl›yan grup, gerek ezgileriyle gerekse aralarda yapt›¤› konuflmalarla, flu süreçte daha da büyük bir ihtiyaç duyulan devrimci dayan›flman›n da güzel bir örne¤ini sergiliyordu ayn› zamanda. Yozlaflmaya ve çeteleflmeye karfl› verilen mücadelenin bir yans›mas› oldu¤u kadar, ayn› zamanda son dönemde yükselen ›rkç›-faflist dalgaya karfl› yükselen anti-faflist mücadelenin de bir yans›mas› olan etkinlik sloganlarla son buldu. (Kartal)

“Rantsal dönüflüme karfl› halk barikat›

En son gazetemizin 67. say›s›nda da yer verdi¤imiz Bafl›büyük Mahallesi’nde gerçeklefltirilmek istenen y›k›m ve yeniden yap›land›rma çal›flmalar›na karfl› mahalle halk›n›n tepkisi sürüyor. Hat›rlanaca¤› üzere mahalle halk› “Kentsel Dönüflüm” ad›yla gerçeklefltirilmek istenen y›k›mlara karfl› ilk olarak varolan, ancak ifllevsizleflen

mahalle derneklerine alternatif bir dernek (Bafl›büyük Mahallesi Do¤ay› ve Çevreyi Koruma ve Yaflatma Derne¤i) oluflturmufltu. Ve yine mahalleye gelerek zemin etüdü çal›flmalar› yapan belediye ve TOK‹ çal›flanlar›na izin vermeyerek, onlar›n korumal›¤›n› yapan polisle çat›flm›flt›. Bunun yan›s›ra kurulan dernek üzerinden çeflitli siyasi parti ve DKÖ temsilcileri ile görüflerek kamuoyu yaratan mahalle halk› evlerine ve mahallelerine sahip ç›kmakta kararl› olduklar›n› pratikleri ile göstermeye devam ediyor. Son olarak 11 Mart Pazar günü ö¤len saatlerinde derne¤in ça¤r›s› ile biraraya gelen Bafl›büyük halk›, Kentsel Dönüflüm ad›yla kendilerini yerlerinden sürecek, birilerine rant sa¤layacak olan projeye karfl› hem birlik hem de kararl›l›k mesaj› verdiler. Mahallede bulunan futbol sahas›nda gerçeklefltirilen aç›k hava toplant›s›na kad›nl› erkekli bini geçkin mahalleli ellerinde

tafl›d›klar› çeflitli dövizlerle kat›ld›. Aç›k hava toplant›s›nda, Dernek yöneticileri taraf›ndan, “Kentsel Dönüflüm” projesinin mahalleye ne getirip ne götürece¤i ve derne¤in bu zamana kadar yapt›¤› çal›flmalar hakk›nda bilgi verildi. Konuflmalarda gazete ve televizyonlarda Bafl›büyük halk›n› provokatörlükle suçlayan Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse k›nan›rken, ayr›ca son süreçte belediye baflkan›n›n mahalleden gruplar halinde insanlar› makam›na davet ederek mahalle halk›n›n birlik ve beraberli¤ini bozmaya dönük çabas› sert bir dille elefltirildi. Konuflmalar 2004 yerel seçimlerinde verilen sözlerin tutularak, tapular›n›n verilmesi ve imar uygulama plan›n›n geri çekilmesi taleplerinin dillendirilmesi ile bitirildi. Toplant› polisin uyar›s› üzerine kürsüye ç›kan mahalleli kad›nlar›n yapt›klar› k›sa konuflmalar›n ard›ndan sona erdi. (Kartal)


23 Mart-5 Nisan 2007

10

70

Hasta tutsaklar› sahiplenmek, tecride karfl› ç›kmakt›r! “Bir ülkeyi tan›mak istiyorsan; hapishanelerine ve mezarl›klar›na bak” tespiti tam da ülkemiz gerçekli¤inde ifadesini bulmaktad›r. Özellikle ‘70 y›llardan bafllayarak günümüze kadar hapishaneler, ülkemiz hakim s›n›flar›n›n iflkence merkezleri ve katliamlar›n de¤iflmez mekanlar› olagelmifltir. Toplumun bütününe dönük gelifltirilen sald›r› politikalar› her dönem devrimci ve komünist tutsaklara daha fliddetli ve boyutlu yans›m›fl, hapishaneler çat›flmalar›n ve tavizsiz direnifllerin muharebe alanlar› olmufltur. Bunun yan›s›ra direnifllerde bedeni zay›f ve güçsüz düflen, kal›c› hastal›klara yakalanan tutsaklar, tedavi edilmeyerek ayn› katletme mant›¤›yla ölüme terk edilmektedir. Bu katletme mant›¤›n›n say›s›z örnekleri bulunmaktad›r. ‘97 y›l›nda SAG ve ÖO direniflinde güçsüz düflen bedenine hükmeden kanser hastal›¤› sonucu tedavisi engellenen Polat ‹yit katledilmemifl miydi? Hamdullah fiengüler, Yunus Yaman, Fuat Önder, Süleyman Özer, Celal Türker, M. Salih Çelikpençe, ‹brahim Malgir, Halil Gice, Adem Sar›kaya, Hüseyin Kan, Mehmet Canpolat, U¤ur Hülagü Gürdo¤an, Engin Huylu, Erkut Direkçi, Han›m Baran, Murat Dil faflizmin hapishanelerinde ya tedavi edilmeyerek katledildiler ya da ölümün s›n›r›nda kollar›m›za terk edilerek tedavi sürecinde… Savafl Kör ve Erol Zavar da bugün faflizmin devrimci ve komünist tutsaklara

dayatt›¤› tecrit politikas›n›n ayn› katletme zihniyetinin a¤›r sonuçlar›n› iliklerine kadar yaflamak zorunda b›rak›lm›fllard›r. Bugün onlarcas› a¤›r, yüzlerce hasta tutsak hapishanelerde tecrit alt›nda tutulmakta, tedavileri yap›lmamaktad›r. Tecrit hücrelerinde hasta tutsaklar›n sa¤l›klar› giderek geri dönülemeyecek bir aflamaya do¤ru ilerlemektedir. Adlar›n› sayamad›¤›m›z kal›c› hastal›klar› bulunan birçok tutsak tecrit hücrelerinde tutulmakta, tedavileri engellenmektedir. Bu nedenle, hasta tutsaklar›n sahiplenilmesine ve sonuç al›c› bir mücadelenin daha güçlü bir flekilde sürdürülmesine ihtiyaç vard›r. Tutsak ailelerinin, devrimci kitlelerin hasta tutsaklar›n sahiplenilmesine dönük gelifltirdi¤i her tav›r tecride karfl› al›nm›fl bir tav›r niteli¤i tafl›yacakt›r. Bugün tecride karfl› mücadelenin bir parças› olarak Savafl Kör’ün sahiplenilmesi ve hasta tutsaklarla dayan›flman›n gelifltirilmesi temelinde sürdürülen mücadele önemli bir noktaya tafl›nm›flt›r. Hasta tutsaklar›n sahiplenilmesi ekseninde tutsak ailelerinin, devrimci ve demokratik kurumlar›n kamuoyu oluflturmaya ve hakim s›n›flar›n tecrit politikalar›n› teflhir etmeye dönük çabas› olumlu bir zemin yaratm›flt›r. Bunun sonuç al›c› bir tarzda “Tecrit kald›r›ls›n, hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n” fliar› ekseninde sürdürülmesi ve gelifltirilmesi büyük önem tafl›maktad›r. Hasta tutsaklarla ve Savafl Kör’le da-

yan›flman›n gelifltirilmesi ve tecride karfl› mücadelenin sürekli k›l›nmas›na hizmet etmesi bak›m›ndan Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin düzenledi¤i “Tecride karfl› hasta tutsaklar› sahiplenelim” gecesi önemli bir noktada durmaktad›r. Bu gecenin hasta tutsaklar› sahiplenme temelinde devrimci ve komünist tutsaklar›n tecride karfl› mücadelesini güçlendirece¤i ve direnç kataca¤› aç›kt›r. Mesane kanseri olan ve hastal›¤› kritik bir aflamada bulunan Erol Zavar’›n serbest b›rak›lmas›na ve tedavisinin yap›lmas›na dönük mücadeleye direnç kataca¤› aç›kt›r. Savafl Kör’ün tecride karfl› direncini, görmeye olan umudunu besleyece¤i için dirençlidir. “Tecride karfl› hasta tutsaklar› sahiplenelim” gecesini anlaml› k›lacak, gerçek amac›na hizmet etmesini sa¤layacak olan tecride karfl› mücadelenin bir parças› olmas› ve tecride karfl› örgütlü bir güç oluflturmas›d›r. Geceyi güçlü k›lma ekseninde; tutsak aileleri baflta olmak üzere en genifl kat›l›m› hedefleyerek çal›flmalar› örgütlü tarzda sürdürmeliyiz. fiehit ve tutsak ailelerimizin öznesi olduklar› bu faaliyeti daha ileri düzeyde sahiplenmeleri, kendi örgütlenmelerini güçlendiren biçimde ele alarak kitle ba¤lar›n› gelifltirmeleri ve örgütlemeyi hedeflemeleri önemlidir. Bu zeminden uzaklaflmadan gece özgülünde tüm enerji ve çabam›z› hasta tutsaklar›n sahiplenilmesine, tecride karfl› mücadelenin gelifltirilmesine

Erol Zavar serbest b›rak›ls›n! 14 Mart Çarflamba günü Galatasaray Postanesi önünde saat 12:00’de toplanan TUYAB’l›lar “Erol Zavar yaln›z de¤ildir” sloganlar› ile hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› için eylem yapt›. Aç›klamay› okuyan Meltem Kuruhan, izolasyon ve tecridin zamana yay›lm›fl sessiz bir ölüm plan› oldu¤una vurgu yaparak, 7 y›ld›r devam eden tecritten ötürü tutsaklar›n ve özellikle hasta tutsaklaAvukatlar; 2006 y›l› içerisinde barodan savunma hakk› için girdi¤i davalardan 112 milyon YTL alacaklar›na iliflkin barolar›n ve hükümetin yapmaya çal›flt›¤› de¤iflikli¤e tepki göstermifl, bunun üstüne barolar da k›sa süre içersinde eylemliliklerine bafllayacaklar›n› aç›klam›flt›. Avukatlar aras›nda kast yaratmay›, savunma hakk›n› kullanma konusundaki inisiyatifi birey yerine hakim, savc› ve kolluk güçlerine b›rakmay›, avukat›n hakim ve savc›lar›n alt›nda bir memur gibi çal›flmas›n› öngören yasa de¤iflikli¤ine iliflkin Ankara ve ‹stanbul Barosu 12 Mart Pazartesi günü yapt›¤› toplant›da duyurdu¤u “zorunlu avukat görevlendirmesini durdurma karar›” ile protesto etti. Efl zamanl› olarak aç›klanan kararlarda, Ankara Barosu, Adalet Bakanl›¤›’n›n uzun süredir ulusal ve uluslararas› yükümlülükle-

r›n beden ve ak›l sa¤l›klar›n›n durumunun a¤›rlaflt›¤›n›, kimilerinde rahats›zl›klar›n hayati seviyede oldu¤unu belirtti ve bunlardan biri olan ve de 13 kez kanser ameliyat› olan Erol Zavar’a dikkat çekti. Kuruhan aç›klaman›n sonunda, bu durumun takipçisi olduklar›n› ve tecrit uygulamalar› devam etti¤i sürece buna karfl› mücadele vereceklerini söyleyerek aç›klamas›n› bitirdi. Ard›ndan söz

alan Odak Dergisi çal›flan› Turan Y›ld›r›m; yaklafl›k yar›m saat önce Zavar’›n efli ile görüfltüklerini ve Zavar’›n apar topar hastaneye kald›r›ld›¤›n› söyledi. Zavar’›n daha 2 hafta önce 13. kez ameliyat oldu¤unun belirten Y›ld›r›m, Zavar’›n sa¤l›¤›n›n art›k kritik aflama oldu¤unun ve serbest b›rak›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. (‹stanbul)

Avukatlar: Sabr›m›z buraya kadard›! rini yerine getirmedi¤ini ve barolar›n bu konulardaki kazan›mlar›n›n yok edildi¤ini söyledi. Kararda Asgari Ücret Belirleme yetkisi TBB (Türkiye Barolar Birli¤i)’ne ait oldu¤u halde CMK kapsam›ndaki müdafi ve vekillerin ücretlerini belirleme yetkisinin Adalet Bakanl›¤›’na verildi¤i ve bunun kabul edilemez oldu¤u söylendi. Özellikle avukatlar›n yapt›klar› aç›klamalarda sürekli dikkat çekilen iflkence konusuna kararda da dikkat çekilirken bu yasa de¤iflikli¤i ile 15 y›ld›r iflkence konusunda sa¤lanan tüm kazan›mlar›n geri al›nd›¤›n›, ba¤›ms›z olan

barolar›n devre d›fl› b›rak›larak Anayasan›n 140/6. maddesi gere¤i devlete ba¤l› olan savc›larla “iflbirli¤i” yapmaya zorland›¤› aç›klan›yor.

‹stanbul’dan da ayn› karar, ayn› cevap ‹stanbul Barosu baflkanl›¤›ndan da yap›lan yaz›l› aç›klama ile 19 Aral›k 2006 tarihinde yürürlü¤e giren 5560 say›l› zorunlu avukatl›k yasas›n›n iflleyifline ciddi darbeler vuruldu¤u belirtilerek 15 y›ld›r konuflulmayan ve resmi evraklara geçmeyen iflkence-

Savafl Kör, dayan›flmam›zla yaflama tutunuyor! Çeflitli sa¤l›k sorunlar›yla bo¤uflan Savafl Kör’ün, sa¤ gözü tedavi edilmeyecek aflamada olup görme yetisini kaybetmifltir. Sol gözü ise görme ifllevini yitirmifl olmakla birlikte, az da olsa ›fl›¤› seçmektedir. Haf›zas› tam olarak yerine gelmemekle beraber, k›smi olarak geçmifle dair yaflan›lanlar› an›msamaktad›r. Savafl’›n son durumuna gelecek olursak; 20.02.2007 tarihinde sol gözünde kornea y›rt›lmas› gerçekleflen Savafl Kör’e gözün toparlanmas› için kornea nakli yap›lm›flt›r. fiu an çok bulan›k da olsa karart› halinde görmekte, fakat yine de kendi ifllerini yapacak aflamaya gelmemifltir. Gözünün iyileflmesi için yard›mc› ilaçlar kullan›lmaktad›r. Düzenli olarak doktor kontrolündedir. Ve ikinci bir ameliyat daha geçirecektir. Fakat bu ameliyat›n gerçekleflmesi için kornea ile göz dokusunda tahrip olmufl hücrelerin kaynaflmas› beklenmektedir. Savafl Kör’ün iyileflmesini h›zland›racak ö¤elerin bafl›nda yaln›z olmad›¤›n› bilmesi gelmektedir. Bu bilinçle hareket eden birçok ilden, birçok insan Savafl ile dayan›flmak amac›yla kart ve mektuplar göndermektedirler. Ayn› zamanda F tipi hapishanelerdeki devrimci tutsaklardan Savafl Kör’e dayan›flma kartlar› gönderilmektedir. ‹nternet’te Savafl Kör’ü sahiplenen, ona destek sunan birçok kurum ve kifli harekete geçmifl durumdad›r. Savafl bu geliflmeleri takip etmekte, yaln›z olmad›¤›n› hissetmekte ve yaflama azmi yükselmektedir. (Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri) nin yeniden hortlad›¤› ve adil yarg›lama olanaklar›n›n kalmad›¤› dile getirildi. Karar ve içeri¤inde sunulan aç›klamada; “Yarg›n›n tek ba¤›ms›z gücü olan avukatlar›n ba¤›ms›zl›¤›n› da alarak tümüyle siyasi iktidara tabi k›lan bir düzenlemeye giriflilmektedir” denerek savunma hakk›n›n savc›l›¤›n suçlama hakk›na dönüfltü¤ünün, kiflinin kendisi haricinde hiçbir savunma hakk›n›n kalmad›¤›na vurgu yap›ld›. Yasa de¤iflikli¤inin bahanesi olan “Avukat ücretlerinin ödenememesi” konusunda da bu yasal de¤iflikli¤in çözüm olmad›¤›n›n belirtildi¤i aç›klamada devletin sundu¤u bahanelerin hepsinin çürüdü¤ü ve buna dayanarak 12 Mart 2007 tarihinden itibaren müdafi ve vekil görevlendirmelerin durduruldu¤u aç›kland›. (H. Merkezi)


11

70

23 Mart-5 Nisan 2007

Hapishanelerde tecrit ve tredman devam ediyor Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan genelgenin uygulanmaya bafllanmas› ile birlikte devletin ikiyüzlü tutumu da ortaya ç›kmakta gecikmedi. Birçok hapishanede tredmana dayal› yapt›r›mlar devam ederken, ‹dare ve Gözlem Kurullar› da genelgenin maddelerini keyfi bir flekilde de¤ifltirerek, kendilerine göre yorumlamaktad›r.

Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’nde “sohbet” sonras› sald›r› Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi’nden gazetemize mektupla ulaflan Tutsak Partizanlar genelgenin uygulanmas› s›ras›nda karfl›laflt›klar› zorluklar› kamuoyuna duyurdular. ‹lk olarak kimlerle görüflmek istediklerine dair dilekçe verdiklerini belirten tutsaklar, bu dilekçelerin dikkate al›nmad›¤›n›, idarenin sohbet edecek kiflileri kendisinin belirledi¤ini aktard›lar. Ayr›ca yap›lan bir görüflme sonras›nda tutsaklardan birinin bafl›ndaki bere bahanesiyle gardiyanlar›n sald›r›s›na u¤rad›klar›n› belirten tutsaklar, bu konuda kendilerine dava aç›ld›¤›n› da sözlerine eklediler.

K›r›klar’a genelge giremedi! K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nden bir mektup yazan Devrim Türkmen de genelgenin bulunduklar› hapishanede uygulanmad›¤›n›n alt›n› çizerek, yaflanan sorunlar›n halen devam etti¤ini belirtti. “Yer s›k›nt›s› ve personel yoklu¤u” gerekçeleri ile genelgeyi uygulayamayacaklar›n› bizzat hapishane müdürünün kendilerine bildirdi¤ini belirten Türkmen, ayr›ca tek “geçerli” olan s›k›nt›n›n yer sorunu olabilece¤ini de sözlerine ekledi.

Sincan’da ceza içinde ceza Sincan Kad›n Hapishanesi’nden gazetemize mektup yazan Deniz Tepeli de 2 Mart tarihinde genelgenin ellerine ulaflt›¤›n›, idarenin kifli, grup, yer, saat konular›nda kendisinin karar ald›¤›n›, haftal›k iki saat görüflme süresi verildi¤ini ve 7 kiflilik gruplar halinde sohbete ç›k›ld›¤›n› belirtti. Kalem, defter, sigara dahil sohbet alan›na hiçbir fley al›nmad›¤›n› da sözlerine ekleyen Tepeli, zaten “uygulaman›n amaca ayk›r› sonuçlar verdi¤i durumlarda” “gerekli” de¤iflikliklerin yap›lmas› ve uygulamaya son verilmesi maddesinin de bulundu¤unu söyledi. Genelgede idareye aç›k kap› b›rakan birçok noktan›n oldu¤unun alt›n› çizen Tepeli, ‹dare ve Gözlem Kurulu’nun genelgeyi keyfi bir flekilde budad›klar›n› da vurgulad›. Eski uygulamada bile 5 saat olan görüflme süresinin 2 saat olarak uygulanmak istenmesinin, kiflileri idarenin belirlemesinin kabul edilemez oldu¤unu belirten Tepeli, ayr›ca hücre cezas› olanlar›n genelgeden yararlanamamas›n› da “bundan sonra birçok insan daha çok hücre cezas› alacak” diye yorumluyor. Kald›klar› hapishanede bir arkadafllar›n›n 20 günlük hücre cezas› oldu¤unu ve hücrede tutuldu¤unu, ancak bu 20 gün do-

lunca “iki ayl›k ücretle çal›flt›r›lan ifllerden men” cezas›n›n da hücre cezas›na çevrildi¤ini ve 40 gün boyunca hücrede tutuldu¤unu yaz›yor. Hücre cezas› olanlar aç›k veya kapal› görüfl yapam›yor ve haberleflme olanaklar›ndan faydalanam›yor.

Edirne F Tipi’nde tedavi engeli Edirne F Tipi Hapishanesi’nden bizlere ulaflan Baysal Demir de genelgenin ellerine ulaflt›¤›n›, ancak birçok hapishanede oldu¤u gibi tredmana dayal› uygulamalar›n burada da dayat›lmaya devam etti¤ini vurguluyor. Kendisinin nefes almada sorun yaflad›¤›n› belirten Demir, “19 fiubat günü revire ç›kt›m. Doktor bana ilaç vererek, 10 gün sonra tekrar gelmemi, burnumdaki etten kaynakl› problem oldu¤unu belirtti. 1 Mart günü tekrar revire ç›kt›m. Doktor de¤iflikli¤inden kaynakl› yeni doktor yeni bir tedavi yapaca¤›n› söyleyince bunu kabul etmeyece¤imi, kobay olmad›¤›m› söyledim. Doktor da ‘muayene olmay› kabul etmiyor’ notu düflerek tedavi hakk›m› engelledi” dedi. Yine Edirne’de Bülent Pelit isimli tutsak revire ç›karken ayakkab› aramas› s›ras›nda sözlü hakaretler ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Ayr›ca Pelit, kan ve idrar örneklerini beklerken oturdu¤u sandalyenin yan›na gelen bir gardiyan “bu hayvanlar› niye oturtuyorsunuz? Bunlar insan de¤il hayvand›r” diyerek kendisine hakaret etmifl ve sald›rarak sandalyeden kald›rm›flt›r. Bu arada olaya müdahale etmeye çal›flan Ercan Kutlu’nun da zorla hücresine girilerek baflka bir hücreye götürülmüfltür. Yine Edirne’den bizlere ulaflan Zeynel

Siz kimden yanas›n›z?

Egemenler her f›rsatta ifade ve bas›n özgürlü¤ü, düflünce özgürlü¤ü gibi ifadeleri kullansalar da, yaflananlar bu konuda ne kadar “dürüst” olduklar›n› gösteriyor. Egemen s›n›flar›n bas›n özgürlü¤ü anlay›fl› son olarak kamuoyuna yans›yan and›çlarla bir kez daha ortaya ç›kt›.

Gündem kapat›lamaz! Kürt ulusuna yönelik sald›r›lar› milyonlara ulaflt›ran Gündem gazetesi kapat›ld›. Gazeteyi kapatarak yasalar›n›n sadece k⤛t üzerinde oldu¤unu bir kez daha tescilleyen devlet, Kürt ulusunun sesini, 盤l›¤›n› susturmak için sistemli bir

sald›r› yürütüyor. Gündem’in kapat›lmas›ndan sonra yay›na bafllayan Yaflamda Gündem de ilk gün ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan toplat›ld›. Gazete hakk›nda 30 gün kapatma karar› verildi. Gündem gazetesinin devam› oldu¤unu öne süren Savc›l›k bir ilke imza atarak bir hukuk skandal› ile gazetenin ç›kmam›fl say›lar›na da el koyma karar› verdi. Savc› Zekeriya Öz, Yaflamda Gündem gazetesinin ‘uzaktan bak›ld›¤›nda’ Gündem olarak görüldü¤ünü iddia ederek kurumunun bas›n yasalar›n› çi¤nedi.

Katil devletin flefkatli kollar›nda! Agos gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink’i kurflunlayarak katleden ve ismi bizzat ‹stanbul Valisi ve Emniyet Müdürü taraf›ndan aç›klanan Ogün Samast’la ilgili haber yapan gazetelere de dava aç›ld›. Adalet Bakanl›¤› “yap›lan haberle-

rin soruflturmay› etkiledi¤ini ve Ogün Samast’›n 18 yafl›n alt›nda oldu¤unu” gerekçe göstererek gazetelere para cezas› verdi. Ogün Samast’la ilgili yapt›¤› haberlerden dolay› günlük gazete Evrensel’e 110 bin YTL para cezas› verildi. Gazetemiz ‹flçi-Köylü de bu sald›r›dan nasibini ald›. Gazetemize Ogün Samast’la ilgili gazetemizde yay›nlanan haberlerden dolay› 950 YTL para cezas› verilirken, At›l›m gazetesi yaz›iflleri müdürüne de ‘soruflturmay› etkilemekten’ dava aç›ld›.

At›l›m gazetesine çirkin komplo!

“Gaye” ad› verilen operasyonda bask›na u¤rayan, çal›flanlar› gözalt›na al›nan, bilgisayarlar›na el konulan At›l›m gazetesine yönelik devlet komplolar› sürüyor. Düzenlenen bask›nlarda el konan ve 5 ayd›r emniyette bulunan bilgisayar-

Firik de genelgenin yay›nlanmas›ndan bu yana geliflen de¤il, gerileyen uygulamalar oldu¤una dikkat çekerek, dayatmalar›n devam etti¤ini, genelge do¤rultusunda verilen dilekçelerin keyfi nedenlerle geri çevrildi¤ini sözlerine ekledi ve ayr›ca personel s›k›nt›s› vb. gerekçelerin de öne sürüldü¤ünü ekledi. Mektup ve fakslar›n›n çeflitli gerekçelerle kendilerine verilmedi¤ini belirten Firik, ayr›ca kolunda yaflad›¤› problemin aciliyeti olmad›¤› gerekçesi ile tedavi edilemedi¤ini de söyledi.

✔ Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› genelgenin takipçisi olacaklar›n› belirten demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri ve devrimci kurumlar bir bas›n aç›klamas› yapt›. 10 Mart Cuma günü saat 16: 00’da ‹stanbul Taksim Tramvay dura¤›nda biraraya gelen kitle “Tecrit kald›r›ls›n genelge uygulans›n” yaz›l› dövizler tafl›d›. Eylemde yap›lan aç›klamada, genelgenin birçok hapishanede uygulanmad›¤› ifade edildi. Toplu biraraya gelme süresinin yirmi saate ç›kabilece¤i ve on saatle s›n›rl› sürenin imkânlar çerçevesinde geçici olarak kabul edilmesi gerekti¤i görüflü karfl›s›nda bunun çeflitli hapishanelerde neden göstermeksizin uygulanmad›¤› belirtildi. Bakanl›¤›n, tredman koflulu olmaks›z›n biraraya getirmeyi düzenlemesine ra¤men baz› hapishanelerde tutuklu ve hükümlülerin disiplin cezalar› oldu¤u gerekçesiyle genelgenin uygulanmad›¤› dile getirildi. (‹stanbul)

lar›nda çocuk pornosu bulundu¤u iddias›yla Fatih Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan dava aç›ld›. Yaflanan bu olay devletin muhalif, ilerici halktan yana yay›n yapan gazetelere sald›rmak için hiçbir s›n›r tan›mad›¤›n›n da bir göstergesi ayn› zamanda. Küçük bir az›nl›¤›n milyonlarca emekçinin s›rt›ndan sürdü¤ü saltanat› meflru göstermek için elbette çok çal›flmal›lar. Villalar›nda, kufl tüyü yast›klar›nda mutluluktan uçarken sokakta so¤uktan ölen çocuklar› anlatmak için daha fazla gazete ç›karmalar› gerekecek. Bir gecede milyarlarca dolar kazan›rken bir iflçinin asgari ücreti ile yaratt›¤› mucizeleri anlatmak için yeni televizyonlara ihtiyaçlar› olacak.

Gerçek, onlar ne kadar gizlemeye çal›fl›rlarsa çal›fls›nlar asla gizlenemez. Genelkurmay’›n, Baflbakanl›¤›n ve ‘solcu’ CHP’nin and›ç’lar›na karfl›l›k biz de gazetecileri, gazetecili¤i ikiye ay›r›yoruz; Halk›n dostlar›, halk›n düflmanlar›. Siz kimden yanas›n›z?


12

23 Mart-5 Nisan 2007

70

As›l kahramanlar, emperyalizme gö¤üs gerenlerdir 16 Mart Beyaz›t ve Halepçe katliamlar› ayn› gün Beyaz›t’ta k›nand›. 1978 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi’ndeki devrimci ö¤renciler, emperyalizmin politikalar›n› uygulamak için her fleyi yapan devletin örgütledi¤i sald›r›lara karfl› okuldan toplu ç›k›yor, faflist pusulara karfl› ortak direnifl koyuyordu. 16 Mart tarihinde Süleymaniye Kap›s›’ndan ç›kmak isteyen ö¤rencileri polis ana kap›ya yönlendirdi. Ana kap›dan ç›kt›ktan sonra Eczac›l›k Fakültesi önüne yürüyen ö¤rencilerin üstüne sivil faflistler taraf›ndan el bombas› at›ld› ve atefl edildi. Olay yerinden kaçanlar›n pefline koflan polislere ise amirlerinden “dur” emri geldi. Yine 16 Mart 1988 y›l›nda ise Irak ve ‹ran aras›ndaki savaflta yak›n zamanda idam edilen ABD ufla¤› Saddam’a ABD taraf›ndan verilen Hardal gazlar›yla 5 bin Kürt katledilmiflti.

Aç›n kap›lar›! Bu y›l ‹stanbul Üniversitesi Beyaz›t Kampüsü ana kap›s› önünde bafllayan eylemde ilk gelen kortej, kampüsün içerisinden gelen ö¤renciler oldu. Faflizme karfl› birliktelik ve dayan›flma sloganlar› ile gelen ö¤rencilerin karfl›s›na d›flar›dan getirilen faflistler konumlanm›flt›. Sloganlar üzerine uzaklaflan faflistlerle beraber ö¤renciler kap›ya do¤ru yürüyüfllerine devam etti. Kap› önüne gelindi¤inde ise “anahtar bizde de¤il” bahanesi ile kap›lar aç›lmak istenmedi. Ö¤rencilerin “flimdi arkadafllar›m›z da geliyor, flu kap›y› aç›n” uyar›s› üzerine ise ortada olmayan anahtar kulübede bekleyen güvenlik görevlisinden al›narak kap› aç›ld›. K›sa süre içersinde Beyaz›t otobüs duraklar›ndan ve Edebiyat Fakültesi’nden gelen kortejlerle bileflildi. “16 Mart, Hrant Dink, Metin Kurt/ Katil Devlet Hesap Verecek”, “Hepimiz Kürdüz, Hepimiz Ermeniyiz/ Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” yaz›l› iki pankart aç›larak ilk el bombas›n›n at›ld›¤› Eczac›l›k Fakültesi girifline do¤ru yüründü. Bu s›rada polisin yo¤unlaflmas› gözden kaçmazken s›k s›k okulda polis-rektör ve güvenlik iflbirli¤i ile yap›lan sald›r›lara dikkat çekilerek “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak”, “Katil polis üniversiteden defol”, “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar at›ld›.

Katiller ayn›, failler belli Aç›klama yerine gelindi¤inde Türkiye’de gerçekleflen Marafl, Sivas, Dersim, 19 Aral›k, Beyaz›t katliamlar›n› ve Halepçe’yi sayarak “unutmayaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Hemen ard›ndan Beyaz›t katliam›nda ölüm-

Ayn› komplo Hat›rlanaca¤› gibi 78 y›l›ndaki katliamda Cuma namaz›ndan ç›kan faflistler haz›rlad›klar› pusu ile devrimcileri katletmiflti. Ne flanst›r ki eylemin yap›ld›¤› gün de Cuma ve sivil faflistler namazdan ç›kanlar›n kalabal›¤›n› f›rsat bilerek gene ifl bafl›ndayd›. Okul içerisinde ve kampüsün çevresinde gruplar halinde bekleyen faflistler kitlenin da¤›lmas›n› umarken fark edildiler. Bunun üstüne kitleye “toplu da¤›laca¤›z, kimse flu anda ayr›lmas›n” uyar›s› yap›ld›. Hep beraber otobüs duraklar›n›n bulundu¤u yere giden kitle burada araçlara binerek da¤›ld›. (‹stanbul) süzleflen devrim flehitlerinin adlar› say›ld›. Her addan sonra kitle “Yafl›yor” diye hayk›rd›. Aç›klama “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› ile bafllat›ld›. Konuflmac›lar öncelikle tüm kitleyi Türkiye ve dünya devrim flehitleri için 1 dakikal›k sayg› durufluna ça¤›rd›. Ard›ndan kitle ad›na konuflma yapan Dilan O¤uz; 16 Mart Beyaz›t katliam›n› ve sürecin özgül koflullar›n› anlatt›. O¤uz; o dönemde Beyaz›t Karakolu’nda amir olarak çal›flan ve Hrant Dink cinayetinde de karfl›m›za Trabzon Emniyet Müdürü olarak ç›kan Reflat Altay’›n katliamc›lar›n peflinden koflan birkaç polise de “dur” emri veren kiflinin ta kendisi oldu¤unu belirtti.

De¤iflen fley yok, örgütün ad› DEVLET Katliam›n ard›ndan 29 y›l geçti¤ini belirten O¤uz, Beyaz›t’ta yine her fleyin ayn› oldu¤unu söyledi. O dönem yükselen muhalefetin üstüne sürülen faflist örgütlenmelerin bugün de sahnede oldu¤una ve ayd›n, sanatç›, devrimci ve ö¤rencilerin üstüne sürüldü¤üne dikkat çekti. Yak›n zamanda ifllenen Dink cinayetinin de polis muhbiri oldu¤u ortaya ç›kan bir sivil faflist taraf›ndan düzenlendi¤ine ve katilin ise polis ve jandarma ile el ele foto¤raflar çektirdi¤ine dikkat çeken O¤uz, olay›n ard›ndan ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’›n yapt›¤› aç›klamay› hat›rlatarak flunlar› söyledi; “Celalettin Cerrah ‘cinayetin ard›nda örgüt yok’ diyordu ama bütün kan›tlar cinayetin ard›ndaki örgüte iflaret ediyordu. Evet, örgüt daha önceden de pek çok katliam›n ve provokasyonun ard›ndan ortaya ç›kan devletin ta kendisidir.”

Halepçe: Emperyalizmin halk kan› ile beslendi¤inin

kan›t› 16 Mart 1988 y›l›nda da Halepçe’de Saddam’›n kimyasal silahlarla 5000 Kürt’ü katlettiklerini söyleyen O¤uz, bu silahlar›n o dönem ‹ran-Irak savafl›nda Saddam’› destekleyen ABD taraf›ndan verildi¤ini söyledi. Ayn› ABD’nin 2003 y›l›nda “kimyasal ve nükleer silahlara sahip olmak” bahanesiyle Irak’› iflgal etti¤ini de vurgulayan O¤uz, 4 y›l içerisinde Irak’ta 600 binden fazla insan›n emperyalizmin askerlerince katledildi¤ini kaydetti. Türkiye egemenlerinin ise Kerkük tart›flmalar› üzerinden flovenizm dalgas› yükseltmeye çal›flt›¤›na, Dink cinayetinin ard›ndan ise faflistlerin soka¤a “Hepimiz Türküz” sloganlar› ile ç›kt›¤›na dikkat çeken O¤uz, 19 y›l önce Saddam taraf›ndan katledilen Kürtlerin Türkiye’de de 20 y›l› aflk›nd›r yürütülen kirli savaflta katledilmeye devam etti¤ini söyledi. Kürt halk›na yöneltilen sald›r›lar›n bir tek bunlarla s›n›rl› kalmad›¤›n› söyleyen O¤uz, Türk-Kürt ayr›m› ve düflmanl›¤› yaratmak için milliyetçi-›rkç› histerinin de devlet eliyle görev bafl›na ça¤›r›ld›¤›n› söyledi. O¤uz; bu ›rkç› kampanyaya en iyi cevab› ise Hrant Dink’in cenazesi için toplanan 250 bin kiflinin verdi¤ini söyledi. Tüm bu sald›r›lar halen devam ettirilirken devrimcilerin mücadelesinin de devam etti¤ine dikkat çeken O¤uz, “Üniversite ö¤rencileri olarak karanl›¤›n üstüne yürümeye devam edece¤iz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan Grup Yorum’un, söyledi¤i marfllarla kitlenin coflkusu bir kez daha sloganlarla ve flehitlerin adlar›yla Beyaz›t’a yay›ld›. Grup Yorum’un verdi¤i ufak dinletinin ard›ndan kitle Beyaz›t katliam› s›ras›nda ilk flehidin düfltü¤ü yere karanfiller b›rakt›. Bunun ard›ndan bir daha ana kap›n›n önüne gelindi.

Halepçe’den Beyaz›t’a katliamlar› unutma, unutturma! 16 Mart Halepçe ve Beyaz›t katliam› Mu¤la S›n›rs›zl›k Meydan›’nda saat 16:30 yap›lan bas›n aç›klamas›yla lanetlendi. Saat 16:00’da DTP’nin Halepçe katliam› üzerine yapt›¤› bas›n aç›klamas›ndan sonra bafllayan eylemde DPG, SGD, SEH, HÖC ve YDG

imzal› “Halepçe’den Beyaz›t’a katliamlar› unutma, unutturma!” pankart› aç›ld›. Aç›klamada, yaflanan bu katliamlar›n planl› ve devlet taraf›ndan yap›ld›¤› belirtilerek, Gazi katliam› ve Hrant Dink cinayetine de de¤inildi. S›k s›k “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤a-

ca¤›z” vb. sloganlarla kesilen bas›n aç›klamas›, imzalar›n okunmas›yla son buldu. Eylemi hazmedemeyen devlet, bas›n aç›klamas›ndan 2 saat sonra bas›n aç›klamas›n› okuyan Deniz Ka¤anaslan’› gözalt›na ald›. (Mu¤la YDG)

Ankara Beyaz›t Katliam›’n›n y›ldönümünde Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde bir panel gerçeklefltirildi. Saat 14:30’da gerçeklefltirilen panelin ard›ndan E¤itim Kantini önünde buluflan ö¤renciler açt›klar› pankartla okul kap›s›na kadar yürüyüfle geçtiler. Yo¤un “güvenlik” önleminin al›nd›¤› eylemde s›k s›k “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” vb. sloganlar at›ld›. Kap› önünde yap›lan aç›klaman›n ard›ndan eylem sona erdirildi. Eyleme Gençlik Derne¤i, DGH, EHP, Ekim Gençli¤i, Genç Direniflçi, Marksist Bak›fl, Ö¤renci Kolektifleri, ÖEP, SGD, Tüm-‹GD kat›ld›.

MERS‹N 16 Mart Cuma günü saat 13.00’de Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› protesto eden DHP, ESP ve Partizan bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Beyaz›t Katliam›’n› gerçeklefltiren kontrgerilla güçlerinin sistemin bir parças› oldu¤u, illegal bir örgütlenme olarak devlete ba¤l› oldu¤u vurguland›. Ayr›ca kontr-gerillan›n asl›nda egemenlerin, emperyalistlerin bir parças› oldu¤u ve bundan dolay›d›r ki Halepçe Katliam›’ndan ba¤›ms›z olmad›¤› vurguland›. Yaklafl›k 30 kiflinin kat›ld›¤› ve HÖC’ün de destek verdi¤i eylem, halk taraf›ndan olumlu karfl›land›. Bas›n metnini okuyan kifli; “Kuflkusuz bu ve benzeri örgütlenmeleri da¤›tacak en temel güç emekçi halk›m›z›n gelifltirece¤i birleflik mücadele olacakt›r. Bizler bu co¤rafyan›n devrimcileri, demokrat güçleri olarak devleti illegal örgütlenmesi olan kontr-gerillan›n peflini b›rakmayaca¤›z. Halepçe’nin, Filistin’in ve tüm ezilenlerin özgürlük mücadelesini mücadelemiz olarak kabul ediyor ve direnen halklarla omuz omuza olman›n bir insanl›k görevi oldu¤unu biliyoruz” dedi. Aç›klama 14 Mart’ta Demirtafl’ta Gazi Katliam›’yla ilgili olarak yap›lan bas›n aç›klamas›nda, bas›n metnini okuyan arkadafllar›n›n 15 Mart sabah› TMfi taraf›ndan evine girilerek gözalt›na al›nm›flt›r vurgusu yap›larak sona erdi.


13

70

23 Mart-5 Nisan 2007

Tutsak ö¤rencilerin ilk duruflmas› görüldü Mersin Üniversitesi’nde geçti¤imiz y›l›n Aral›k ay› içerisinde yaflanan faflist sald›r›lar sonucu gözalt›na al›nan 68 ö¤rencinin bir k›sm› serbest b›rak›l›rken 13’ü tutuklu olmak üzeri 37 kiflinin yarg›lanma süreci devam etmiflti. Daha sonraki mahkemede 3 ö¤renci b›rak›lm›flt›. 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 13’ü tutuklu ve 37 ö¤rencinin tutuksuz yarg›lanmas›na devam edildi. Mahkemenin bafllamas›yla Adliye binas› önünde toplanan Mersin Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i Giriflimi, Mersin Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi Ö¤rencileri, aileler ve demokratik kitle örgütleri türküler, flark›lar ve sloganlarla mahkeme sonucunu beklemeye bafllad›lar. Bu esnada mahkemeyi takip etmek için E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer de Adliye’ye geldi. Saat 12.30’da mahkemenin bitimiyle beraber Adliye’den ç›kan ö¤renci avukatlar› ç›k›flta bas›na ve mahkeme sonucunu bekleyen ö¤renci yak›nlar›na mahkemenin karar›n› bildir-

di. Avukatlar ad›na konuflan Av. Ali

vam eden ö¤rencilerin tahliye edildi-

Bozan 85 gündür tutukluluklar› de-

¤ini ve mahkemenin 22 May›s 2007

Jandarma ö rencilere sald›rd›

ODTÜ’lü ö¤renciler daha önce de üniversitede komiserlere verilen e¤itime karfl› ç›km›fl ve jandarmayla çat›flm›flt› ODTÜ’de geçti¤imiz y›l Do¤u Perinçek’in konuflmac› olarak kat›ld›¤› sempozyumda ‹P’li faflistlerin soru

sormak isteyen ö¤rencilere sald›rmas›yla bafllayan olaylardan sonra okuldan uzaklaflt›r›lan 5 devrimci-demokrat ö¤rencinin 14 Mart günü okul önünde açt›klar› çad›ra jandarma sald›rd›. Arkadafllar›na yard›ma giden ö¤rencilerle birlikte 16 ö¤renci zorla gözalt›na al›nd›. Olay›n ard›ndan ODTÜ’lü ö¤renciler Yüksel Caddesi’nde biraraya gelerek, bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. Aç›klaman›n ard›ndan Adliye önüne giderek arkadafllar›n›n serbest b›rak›lmas›n› beklediler. Gece geç saatlere kadar arkadafllar›n› bekleyen ö¤renciler Adliye’ye gelen arkadafllar›n› sloganlarla karfl›lad›lar. Gece geç saatlerde ifadelerinin al›nmas›n›n ard›ndan ö¤renciler serbest b›rak›ld›. (Ankara)

tarihine ertelendi¤ini belirtti. Ayr›ca “bizlere göre bu dosyada yarg›lanan ö¤renciler üniversitedeki olaylar›n san›¤› de¤il ma¤durudurlar” dedi. Avukatlar›n aç›klamas› sonras›nda ö¤renciler ve ö¤renci yak›nlar› yaklafl›k 150 kifli Adliye önünden Mersin Büyükflehir Belediyesi önüne kadar alk›fl ve ›sl›klarla yürüyerek burada bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda ve Adliye önündeki yürüyüfle kadar olan zamanda polisin müdahalesi ve provakatif tutumlar› bazen gerginli¤e yol açt›. “85 gündür haks›z yere tutuklu bulunan arkadafllar›m›z›n e¤itim haklar›n›n gasp edilmesinin, aç›lan soruflturmalar›n ve gerici zihniyetin ürünü olan tüm sald›r›lar›n, biz duyarl›-demokrat ö¤rencilerin; paras›z, bilimsel ve anadilde e¤itim talebini kesintiye u¤ratmayaca¤›n›, buradan bir kez daha dile getiriyoruz” denilerek bas›n aç›klamas› sonland›r›ld›. (Mersin üniversitesi YDG)

Parlak’a inat, kardeflimsin Hrant

.Ü Rektör Mesut Parlak özellefltirmeler nedeniyle de ö¤rencilerin hedefi olmufltu. Katledilen Hrant Dink için eylemlere kat›lan, ça¤r›da bulunan anti-faflist gençler, ‹stanbul Üniversitesi rektörü Mesut Parlak’›n yine hedefiydi. Göreve geldi¤inden bu yana sürekli soruflturmalarla ö¤renci muhalefetini bast›rmaya çal›flan Parlak, ‹Ü’de Dink’in cenazesi ve katliam› k›-

nama eylemleri için ça¤r› yapan, kat›lan ve hatta bu s›rada sald›r›ya u¤rayan ö¤renciler için soruflturma açt›. Bu durumla ilgili 13 Mart Sal› günü Edebiyat Fakültesi kap›s›nda biraraya gelen ‹Ü ö¤rencileri, soruflturmalar› ve kendilerine sald›ran faflist zihniyeti protesto etti. Sloganlarla okulun çevresinde yürüyüfl yapan ö¤renciler “Soruflturmalar, tutuklamalar, bask›lar bizleri y›ld›ramaz”, “Parlak’a inat kardeflimsin Hrant” sloganlar›yla aç›klamaya bafllad›. Kitle ad›na konuflan Hasan Kaya, 19 Ocak günü katledilen gazeteci yazar Hrant Dink’in cenazesine kat›l›m için ça¤r› yapan ö¤rencilere polisin ve birkaç faflistin sald›rd›¤›n› hat›rlatt›. Ancak üniversite yönetiminin bu zihniyete arka ç›kt›¤›n›, faflizmin üniversiteler içindeki bu uzant›s›n›n kendileri hakk›nda “karfl›t görüfllü ö¤rencileri k›flk›rtmaktan” soruflturma açt›¤›n› belirtti. Ayn› günlerde Hrant Dink’in resimlerinin as›lmas› s›ras›nda sivil faflistlerin, özel güvenli¤in ve Hukuk dekan›n›n sald›r›lar›na maruz kald›klar›n›n alt›n› çizen Kaya, hemen bu olaylar›n ard›ndan Hrant Dink’i anman›n yasakland›¤›n› kaydetti.

Ard›ndan soruflturmalara ifade vermek üzere Edebiyat Fakültesi’ne girmek isteyen ö¤renciler tekrar güvenli¤in Rektörlük güdümündeki keyfi tutumu ile engellendi. Ö¤rencileri

içeri almak için bas›n›n gitmesini bekleyen güvenlik, bas›n›n olaya daha fazla ilgi göstermesi üzerine ö¤rencileri apar topar içeri ald›. (‹stanbul)

Sald›r›n›n 4. y›l› Atina’da protesto edildi ABD’nin Irak’› iflgalinin üzerinden dört y›l geçti ve bu zaman içinde yüz binlerce Irakl› katledildi, yaraland›, göç ettirildi, iflkencelerden geçirildi. Baflta direnifl olmak üzere tüm dünyada oluflan savafl karfl›tl›¤› ile birlikte ABD ve iflbirlikçi flürekas› her geçen gün yaln›zlaflmaya devam ediyorlar. Her y›l oldu¤u gibi bu y›lda tüm dünyada savafl protesto ediliyor. Protestolar›n bir aya¤› olan Atina’da da savafl protesto edildi. 17 Mart Cumartesi günü saat 12.00’de Sindagma Meydan›’ndaki eylem konser yap›larak bafllad›. Konsere birçok sanatç› kat›larak savafl karfl›t› parçalar seslendirildi. Yap›lan konuflmalarda ABD ve iflbirlikçilerinin katliamlar› protesto edilirken, Yuna-

nistan’›n yer ald›¤› tüm iflgal operasyonlar›ndan çekilmesi, ülkedeki askeri üslerin kapat›lmas› istendi. Yaklafl›k 4000 kiflinin kat›ld›¤› miting, yap›lan konuflmalardan sonra Amerikan Konsoloslu¤u’na do¤ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca, “Katil ABD Irak’tan defol”, “Halklar›n katili ABD”, “Emperyalizme ve faflizme ölüm”, “Yaflas›n Irak-Filistin direnifli”, “Halklar silahla kazanacak” vb. sloganlar at›ld›. Güzergah boyunca polisin yo¤un “güvenlik” önlemi ald›¤› eylemde herhangi bir olay yaflanmad›. Kitlenin ABD konsoloslu¤una ulaflmas› ile eylem sona erdi. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)


14

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Emperyalistler aras› çeliflkilerin keskinleflmesi ve “Yeni So¤uk Savafl”

A

BD emperyalizminin ç›karlar›n› en fazla tehdit eden emperyalist ülkelerin Rusya ve Çin oldu¤u görülmektedir. Buna ek olarak her iki ülkenin siyasal, askeri ve ekonomik aç›dan birbirine yak›nlaflmas› ve ittifaklar›n› gelifltirmesi de dünya genelinde “Yeni So¤uk Savafl” olarak yorumlar›n artmas›na neden oldu. Ayr›ca, 3. Dünya Savafl› ve Rusya ve Çin’le ABD aras›ndaki olas› savafl üzerine senaryolar da yayg›n ilgi görmektedir. Emperyalizmin ideologlar›n›n öne sürdü¤ü “emperyalist-kapitalist sistemin yenilmezli¤i”, “ABD emperyalizminin tek süper güç olarak varl›¤›n› sürdürmesi”, “bar›fl› ve insanl›¤› tehdit eden teröre karfl› demokrasinin savunulmas› ve yay›lmas›” üzerine görüfllerin temellerinin ne kadar zay›f oldu¤unu dünyan›n dört bir yan›nda yaflayan milyarlarca emekçi, yaflamlar›n›n her geçen gün kötüleflmesinden kaynakl› birebir yaflayarak anlamaktalar. Aç›kt›r ki emperyalizmin içinde bulundu¤u kriz giderek derinleflmektedir. Son haftalarda dünya borsalar›nda yaflanan krizlerin etkisiyle egemen s›n›flar›n sözcüleri taraf›ndan da krizin boyutu, özellikle de ABD’nin zay›f yanlar› bariz bir flekilde aktar›lmaktad›r. Ekonomik krizin derinleflmesi ise hem ABD’de, hem Avrupa’da hem de Asya’daki emperyalist metropollerde ve yar›-sömürge ülkelerde kitlesel iflsizlikle, yükselen yoksulluk ve sefaletle, özellefltirmelerle ve yeni sald›r› paketleriyle kendisini göstermektedir. Bu noktada emperyalizmin en bariz sorunlar›ndan biri de enerjidir. Emperyalist ülkelerin enerji kaynaklar›na sahip olma ve artan enerji ihtiyaçlar› ile azalan kaynaklar politik ve askeri çeliflkileri de keskinlefltirmektedir. ABD emperyalizminin “teröre karfl› 20 y›l sürecek uzun savafl›” ve gerçeklefltirdi¤i iflgaller de göz önüne al›nd›¤›nda esas amac›n demokrasinin gelifltirilmesinin olmad›¤› anlafl›lmaktad›r. Enerji kaynaklar›n›n bol oldu¤u ve stratejik aç›dan önem arz eden Afganistan, Irak ve çeflitli Afrika ülkelerine yönelik askeri iflgaller, Rusya’n›n çevresindeki ülkelerde görülen “renkli devrimler”le ABD yanl›s› hükümetlerin bafla getirilmesi vb. derinleflen krize paralel olarak emperyalistlerin kendi içindeki çeliflkilerin derinleflmesine hizmet eden “çözümler”dir.

ABD’nin iki “s›k›” rakibi Bu konuda ABD emperyalizminin ç›karlar›n› en fazla tehdit eden emperyalist ülkelerin Rusya ve Çin oldu¤u görülmektedir. Buna ek olarak her iki ülkenin siyasal, askeri ve ekonomik aç›dan birbirine yak›nlaflmas› ve ittifaklar›n› gelifltirmesi de dünya genelinde “Yeni So¤uk Savafl” olarak yorumlar›n artmas›na neden oldu. Ayr›ca, 3. Dünya Savafl› ve Rusya ve Çin’le ABD aras›ndaki olas› savafl üzerine senaryolar da yayg›n ilgi görmektedir. Bu yorumlar› güçlendiren önemli bir geliflme ise Rusya Devlet Baflkan› Putin’in fiubat ay›nda Münih’te gerçekleflen Uluslararas› Güvenlik Konferans›’nda yapt›¤› konuflma oldu. Putin konuflmas›nda ABD’nin kendisini dünyan›n tek hakimi olarak gördü¤ünü ve politikalar›n› dayatt›¤›n› belirterek elefltirilerde bulundu. Yine Putin ve Çin Devlet Baflkan› Hu, daha önce de birçok konuflmas›nda “tek kutuplu” dünya anlay›fl›n› elefltiren ve çok kutuplulu¤u öven söylemlerde bulunmufllard›. Bununla birlikte Çin’in orduya ay›rd›¤› bütçeyi büyük oranda art›rmas› (%14.7) ve ordusunun modernizasyonunu gündemine almas›, 18-25 Temmuz tarihlerinde Rusya’da ortak askeri tatbikat yapacak olmalar› da ABD emperyalizminin rahats›zl›¤›n› art›rmaktad›r.

Önleyici vurufl tart›fl›l›yor! Rusya ve Çin’in yaklafl›m›na de¤inmeden önce ABD emperyalizmi ile Rusya ve Çin emperyalistleri aras›nda derinleflen çeliflkinin boyutunun ABD’deki etkisine de¤inmekte fayda var. Günümüzde ABD’deki hakim s›n›f›n medyas›nda So¤uk Savafl y›llar›n›n ard›ndan ilk kez ABD’nin nükleer üstünlü¤ü ve nükleer silahlar›n›n “önleyici vurufl” ad› alt›nda habersiz bir flekilde Rusya ve Çin’e karfl› kullan›lmas› tart›flmaya aç›lmakta.

Rusya’n›n ABD emperyalizminin politikalar›na son y›llarda daha net karfl› ç›kmas›, büyük enerji kaynaklar›n› silah olarak kullanmas› (hem fiyatlar›n› istedi¤i gibi belirlemesi hem de Ukrayna’da ve Beyaz Rusya’da yapt›¤› gibi di¤er ülkelerin hükümetlerine karfl› bask› arac› olarak ele almas›) ve bu gücü uluslararas› politikada bir kart olarak kullanmas› ABD emperyalizminin ç›karlar›n› zedelemektedir. Yine Çin’in, ABD’yi do¤rudan karfl›s›na almadan öne sürdü¤ü politikalarla dünyan›n en h›zl› büyüyen ekonomisine sahip olmas› ve 2050 y›l›nda ABD emperyalizmine eflit bir güce ulaflmas›n›n beklenilmesi, geliflimini sürdürmek için enerjiye büyük bir açl›k çekmesi ve enerji ihtiyac›n› karfl›lamak için ABD emperyalizminin etkisindeki ülkelerle, ekonomik ve sosyal iliflkileri gelifltirerek ABD’nin etkisini azaltmas›, ABD emperyalizminin kabul edemeyece¤i sonuçlar do¤urmaktad›r. Eski SSCB

ülkelerinde askeri üsler açarak, bu ülkelerde kendi denetiminde hükümetlerin bafla gelmesini sa¤layarak, ihracata ve enerji aktar›m›na dayanarak büyüyen Rusya’n›n dünya gücüne dönüflmesini engellemek isteyen ABD emperyalizmi, Putin yönetimi aleyhtar› aç›klamalarla rahats›zl›¤›n› belli etmektedir. Geçti¤imiz y›l Mart ay›nda Avusturya’ya yapt›¤› ziyarette Putin’i iktidar› merkezilefltirmekle elefltiren D›fliflleri Bakan› Rice, Rus halk›na da yönetimi de¤ifltirme ça¤r›s›nda bulundu. D›fl ‹liflkiler Komisyonu’nda ise 2007-2008 Baflkanl›k

Seçimleri’nde Putin yönetiminin de¤ifltirilmesi için STÖ’lerin desteklenmesi önerisinde bulunuldu.

Geliflen Çin-Rusya ittifak› Bush’un yönetime gelmesiyle birlikte Rice, Cheney, Rumsfield gibi önde gelen yeni muhafazakârlar›n çal›flmalar› sonucunda Çin tehdidi daha ön plana ç›kt›. ABD emperyalizmi aç›s›ndan Çin, geliflen ekonomisi, uluslararas› iliflkilerde artan etkinli¤i ve stratejik enerji kaynaklar›nda yar›flmac› konumuyla ABD için tehdit oluflturmaktad›r. Bununla birlikte son befl y›ldaki geliflmelerle birlikte ABD, art›k Çin’i askeri tehdit olarak tan›mlamaya da bafllad› ve ABD ordusunun Pasifik’teki

askeri gücünü pekifltirdi. Tarihçi Chalmers Johnson, geçti¤imiz y›l ABD’nin Pasifik’teki askeri gücünün 2. Dünya Savafl›’ndan bu yana en üst seviyeye ç›km›fl durumda oldu¤unu ve bu gücün Çin s›n›r›nda askeri tatbikatlar gerçeklefltirdi¤ini belirtirken Chomsky ise ABD’nin artan Çin korkusunun nedeninin Çin’in ABD’nin denetimine girmeyi reddetmesi olarak göstermektedir.


15

70 Bush yönetimi ve Kongre geçti¤imiz y›l çok say›da Durum Raporunu kararlaflt›rarak kendisine yönelik tehditlere karfl› alaca¤› tutumu belirlemeye çal›flt›. D›fl ‹liflkiler Dergisi’ndeki makalesinde Daryl Pres, ABD’nin 50 y›l sonra ilk kez nükleer üstünlü¤ünü göstermesi gerekti¤ini yazarak, Rusya ve Çin’in nükleer silahlar›n›n devre d›fl› kalmas› için ilk vuruflun öneminden bahsetti. Buna benzer makalelerde de dünyan›n süper gücünün bu konumunu koruyabilmesi ve bölgesel güçlerin küresel güçlere dönüflmemesi için her yola baflvurabilece¤i belirtilmektedir. ABD’nin dört y›l›k askeri stratejisinin ve hedeflerinin belirtildi¤i ve Pentagon taraf›ndan ç›kar›lan Quadrennial Defense Review raporunda Çin potansiyel savafl tehdidi olarak gösterildi. Mart’ta yay›nlanan Beyaz Saray’›n Ulusal Güvenlik Stratejisi raporunda da Çinli liderler uyar›larak, izledikleri yolda ›srarl› olurlarsa sonucun bar›flç›l olmayaca¤› vurgusu bulunmaktayd›. May›s ay›nda Pentagon taraf›ndan Çin’in askeri gücü üzerine yay›nlanan raporda ise, Çin’in 2 veya 3 nesil geçmeden ABD’yi askeri güç aç›s›ndan yakalayaca¤› belirtildi. Raporda Çin ordusunun kendi topraklar›nda uzun süreli ve halka dayanan stratejiyi de¤ifltirerek yüksek teknoloji silahlarla donat›lm›fl, profesyonel, müdahale gücü yüksek bir ordu yaratmaya çal›flt›klar› aç›kland›. Raporda ayr›ca, ekonomik ve siyasi etkisini ticari anlaflmalarla, petrol ve gaz sözleflmeleri ile, bilimsel ve teknolojik iflbirli¤i ile artt›ran Çin’in ABD’nin baz› önemli müttefiklerini de yan›na çekmeye bafllad›¤› vurguland› ve Rusya ile artan iflbirli¤ine dikkat çekildi. Raporda Çin’in Rusya’y› stratejik iflbirli¤i yapt›klar› esas ortak olarak gördü¤ü ve ilk kez ulusal güvenlik konusunda yabanc› bir ülkeden (Rusya’dan) tavsiye ald›¤› belirtildi. Yine Baflkan Bush yapt›¤› aç›k-

ABD emperyalizmi ç›karlar› için tehdit, bask› vb yöntemleri kullan›rken Çin’in genellikle daha “yumuflak” yöntemlerle etki alan›n›, do¤all›¤›nda ABD’nin aleyhinde, geniflletmesi mümkün olmaktad›r. Bunun sayesinde Çin, uzun dönemli ve düflük faizli krediler vererek, yol/hastane/okul vb sosyal konularda sermaye yat›r›rken bu ülkelerin zengin yeralt› ve yer üstü kaynaklar›n› da ülkesine tafl›maktad›r.

lamayla Çin’in tan›mad›¤› Tayvan’a Çin güç kullan›rsa ABD’nin de Çin’e cevap verece¤ini söyledi. ABD emperyalizmi taraf›ndan askeri bir çember içine al›nan Rus ve Çin emperyalizmi ise avantajl› yanlar›n› birlefltirerek ABD sald›rganl›¤›na cevap olmay› hedeflemekte. Dünyan›n en fazla nüfusuna sahip olan ve h›zl› bir ekonomik büyümeyi sa¤layan Çin’le, dünyan›n en genifl co¤rafyas›nda çok zengin enerji kaynaklar›na sahip olan Rusya birbirlerinin zay›f yönlerini de tamamlama potansiyeline sahip. Özellikle ciddi enerji s›k›nt›s› yaflayan ve ordusunu ve sanayisini modernize etmek isteyen Çin, bu isteklerini Rusya ile birlikte çözmeyi hedefliyor.

Putin’in kozu yeni enerji kayna¤› Yeni enerji politikas›n› aç›klayan Putin de oyunun kurallar›n›n art›k de¤iflti¤ini ilan etti. “Serbest piyasa ekonomisi”nin kurallar›n› Bat›l› emperyalistlere dayatan Putin, bir yandan da AB ve ABD emperyalizminin denetimindeki hükümetleri enerjiyi kesmekle tehdit etmekte, böylece bu ülkelerden geçen boru hatlar›yla enerji ihtiyac›n› karfl›layan Almanya, Fransa ve ‹talya gibi ülkeleri de s›k›nt›ya düflürmektedir. Dünyan›n en büyük do¤algaz rezervlerine ve en büyük ikinci petrol kayna¤›na sahip olan, boru hatt› a¤›n›n geliflmiflli¤iyle birçok ülkeyi kendisine ba¤layan Rusya’n›n bu politikas›n›n ABD’nin bölgedeki ç›karlar›na dokunmayaca¤›n› düflünmek mümkün de¤ildir. Çin’de modern savafl›n önemli teorisyenlerinden olan Chang Mengxiong ise, Çin’in stratejisini, düflman›n vücudunun zay›f noktalar›n› çok iyi bilen ve en küçük çabayla rakibini dizlerinin üstüne düflmesini sa¤layabilen bir boksörün stratejisine benzetmektedir. Bu anlamda ABD’nin zay›f yanlar› ve olas› bir sald›r›da izleyece-

23 Mart-5 Nisan 2007

¤i strateji üzerine yo¤un bir çal›flma da mevcuttur. ABD emperyalizmi ç›karlar› için tehdit, bask› vb. yöntemleri kullan›rken Çin’in genellikle daha “yumuflak” yöntemlerle etki alan›n›, do¤all›¤›nda ABD’nin aleyhinde, geniflletmesi mümkün olmaktad›r. Bunun sayesinde Çin, uzun dönemli ve düflük faizli krediler vererek, yol/hastane/okul vb. sosyal konularda sermaye yat›r›rken bu ülkelerin zengin yeralt› ve yer üstü kaynaklar›n› da ülkesine tafl›maktad›r. Çin bu politikas›yla özellikle Afrika’da, Güney Asya’da ve Latin Amerika’da önemli ad›mlar atm›flt›r. Özellikle son y›llarda ABD’nin önemli müttefiklerinden say›lan Tayland, Filipinler ve Avustralya ile büyük anlaflmalar imzalayan Çin, ABD emperyalizminin tersine daha avantajl› öneriler getirerek bu ülkelerden taleplerini daha rahat karfl›layabilmektedir. Dünyan›n en h›zl› büyüyen ekonomisi olarak kurulmas›na öncülük etti¤i çeflitli bölgesel iflbirli¤i örgütleri ile Asya-Pasifik’te ABD emperyalizminin karfl›s›ndaki en büyük güç haline gelmifltir. Çin’in Güney Asya ülkeleri ile yapt›¤› ticaret 2006 y›l›nda bir önceki y›la göre % 20 artarak 130 milyar dolara ç›km›flt›r. May›s ay›nda Avustralya’dan Çin’e gelen 25 milyar dolarl›k s›v› do¤al gaz, geliflen ekonomik iliflkilerin önemli bir örne¤i olmufltur. Washington’daki Uluslararas› Ekonomi Enstitüsü’nden Nicholas Lardy, bölge ülkelerinin ekonomilerinde Çin’in artan pay› nedeniyle politik kararlar al›rken hiçbir ülkenin Çin’i dikkate almamazl›k yapamayaca¤›n› belirtirken Avustralya’dan Lowy Uluslararas› Politika Enstitüsü ise yapt›¤› aç›klamada bölge ülkelerinin politikalar›n›n artan bir flekilde Çin’le uyumlu hale geldi¤ini vurgulamaktad›r.

Afrika’da Çin yat›r›mlar› artt›

D

ünyan›n en büyük do¤algaz rezervlerine ve en büyük ikinci petrol kayna¤›na sahip olan, boru hatt› a¤›n›n geliflmiflli¤iyle birçok ülkeyi kendisine ba¤layan Rusya’n›n bu politikas›n›n ABD’nin bölgedeki ç›karlar›na dokunmayaca¤›n› düflünmek mümkün de¤ildir.

Afrika da Çin’in en bariz flekilde etkisini artt›rd›¤› k›talardan birisidir. Zengin yeralt› kaynaklar›na ra¤men emperyalistlerin müdahaleleriyle yoksulluk ve sefalet içinde yaflayan Afrika halklar› iç savafllar ve faflist diktatörlerin yaratt›klar› zulüm ile de yo¤un bir bask› ve sömürüye tutulmaktad›r. Çin uygulad›¤› politikalarla bu k›tada etkisini artt›rmakta ve birçok kesim taraf›ndan Afrika’y› yöneten yeni emperyalist güç olarak de¤erlendirilmektedir. Kenya’da büyük bir anayol yap›m›n› bitiren Çin, Sudan’da da petrolü denize tafl›yan boru hatt›n› infla etti. Bugün Angola, Nijerya, Güney Afrika gibi birçok Afrika ülkesinde devasa projelerle Çin yat›r›mlarda bulunmaktad›r. Çin-Afrika iliflkilerinde 2000 Ekim’inde Beijing’de gerçekleflen Çin-Afrika Forumu önemli bir yer tutmaktad›r. Burada aç›klanan deklarasyonla birlikte kabul edilen Ekonomik ve Sosyal Kalk›nma ve ‹flbirli¤i Program› ile bugün 800’den fazla Çin flirketi 49 Afrika ülkesinde faaliyet yürütmekte ve 1.2 milyar dolarl›k yat›r›m yapmakta. En son 5 Ocak’ta Çad ile 80 milyon dolarl›k anlaflma imzalayan Çin, Çad’›n 32 milyon dolarl›k borcunu sildi ve yaklafl›k 25 milyon dolarl›k kredi verdi. Yine Ekvator Ginesi’nin 75 milyon dolarl›k borcunu da sildi. Alman Kalk›nma Bakanl›¤› Meclis Sekreteri Karin Kortmann ise Afrika ülkelerini Çin taraf›ndan yeni bir sömürgelefltirilme tehlikesine karfl› uyard›. Emperyalist-kapitalist sistem, bir bütün olarak halklara dönük artan sömürüsü ve yo¤unlaflan bask›yla kendisini göstermekte ve tüm çabalar›na karfl›n, sistem içine girdi¤i krizden ç›kamamaktad›r. Bu durum ise kendi aralar›ndaki çeliflkileri de giderek keskinlefltirmektedir. Emperyalistler aras› çeliflkilerin keskinleflmesi ise, dünya halklar›na dönük askeri tehditleri de art›rmaktad›r.


16

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu (SSGSS)

S

a¤l›kta Dönüflüm Projesi birçoklar›n›n sand›¤›n›n aksine son birkaç y›ll›k bir olay de¤ildir; aksine 1990 y›l›nda TC hükümeti ile Dünya Bankas› (DB) aras›nda imzalanan protokolün aflama aflama gerçeklefltirilmesidir.

Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi birçoklar›n›n sand›¤›n›n aksine son birkaç y›ll›k bir olay de¤ildir; aksine 1990 y›l›nda TC hükümeti ile Dünya Bankas› (DB) aras›nda imzalanan protokolün aflama aflama gerçeklefltirilmesidir. DB, 1990 y›l›ndan itibaren TC’ye yaklafl›k 200 milyon dolar karfl›l›ks›z say›labilecek flartlarda kredi verdi. O günden beri, Sa¤l›k Bakanl›¤› bünyesinde oluflturulan özel bir birim, konuyla ilgili çal›flmalar yürüttü ve yasa tasar›lar›nda rol oynad›. Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi, DB’nin mali ve Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün (DSÖ) de teknik deste¤iyle Avrupa’da 20 y›l önce uygulamaya konulmufltur. Projenin tek amac› sa¤l›k hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas› ve ticarilefltirilmesi yani özellefltirilmesidir, bu amaç do¤rultusundaki uygulamalar Avrupa Birli¤i (AB) ülkelerinde de gündemdedir. Son dönemde TC ile IMF aras›ndaki anlaflmalarda Sa¤l›kta Dönüflüm’ün özünü oluflturan Genel Sa¤l›k

Sigortas› Sistemi (GSS), IMF kredilerinin ana koflulu olmufltur. AB ise, tam üyelik sürecinde ekonomik koflul olarak IMF anlaflmalar›n›n pürüzsüz ifllemesini dayatm›flt›r. Bu projeyi savunanlar, devlet eliyle verilen sa¤l›k hizmetlerinin yetersiz, kalitesiz, verimsiz vb. oldu¤una dayanak oluflturmak için, y›llard›r ad›m ad›m bilinçli olarak devletin sa¤lad›¤› sa¤l›k hizmetlerinde kaliteyi ve verimlili¤i düflürmüfllerdir. Dünya geneline bak›ld›¤›nda, devlet eliyle verilen sa¤l›k hizmetleri verimlilik ve baflar› yönünden hala daha iyidir. Örneklendirirsek; kifli bafl›na düflen y›ll›k geliri 1000 dolar olan Küba’da, gelire göre beklenen bebek ölüm h›z› binde 35 iken; gerçekte ise binde 6’d›r. ABD’de ise, gelire göre beklenen bebek ölüm h›z› binde 3 olmas› gerekirken gerçek oran binde 9’dur. Küba’da sa¤l›k hizmetleri paras›z, herkese aç›k, ulafl›labilir ve kaliteli olarak devlet

Projeyi, kamuoyuna flirin göstermek için hükümet; “Her ailenin bir hekimi olacak”, “bir telefonla hekiminiz kap›n›zda”, “hekim seçme özgürlü¤ü gelecek” vb. söylemleri kullan›yor. Oysa AKP’nin söyledi¤i gibi Aile Hekimli¤i san›ld›¤› gibi çözüm de¤il, sorunun temel ö¤elerinden biridir

elindedir, ABD’de ise sa¤l›k hizmetlerinin ço¤unu özel sektörler yürütmektedir ve nüfusun yaklafl›k % 30’unun sa¤l›k güvencesi yoktur. Örnekten de anlafl›laca¤› gibi, devlet eliyle verilen sa¤l›k hizmetleri verimsiz de¤ildir, ancak bilinçli olarak SSGSS lehine kamuoyu oluflturmak için ifllemez ve verimsiz bir hale dönüfltürülmüfltür. Sa¤l›k hizmetlerinin devlet eliyle yürütülmesi sosyal devlet tan›m›n›n gere¤i ve flart›d›r, ancak devletler bunu kendi istekleriyle kabul edip uygulamal›d›r. Geçmifle dönüp s›n›f savafl›m›n›n tarihine bakmam›z süreci daha iyi kavramam›za yard›mc› olacakt›r. 1917’den sonra SSCB’de sa¤l›k hizmetleri paras›z verilmeye bafllad›. Avrupa genelinde güçlenen ve h›zla yükselen s›n›f mücadelesi ve II. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› hükümetler, sa¤l›k hizmetlerini paras›z sunmak zorunda kald›. Devlet eliyle paras›z sa¤l›k hizmeti almak, genifl halk y›¤›nlar› için s›n›f mücadelesinin bir kazan›m› olarak ortaya ç›kt›. Ayn› fley burjuvazi için geçerli de¤ildi; toplanan vergilerle desteklenen sa¤l›k hizmetleri, kendileri için kâr getiren bir sektör olmaktan uzakt›. Burjuvazi geçmiflte yükselen s›n›f mücadelesi sonucunda yapmak zorunda kald›¤› kamu yarar›na olan uygulamalar› tersine çevirip, kendi ç›kar› için yüksek kâr getiren bir sektöre dönüfltürmek istemektedir. Bu amaç do¤rultusunda da SSGSS haz›rlanm›flt›r.

Aile Hekimli¤i aldatmacas›... AKP hükümetinin, DB ve IMF ile birlikte büyük bir istekle uygulamaya koydu¤u Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi’nin temelde 3 ana noktas› vard›r. Bunlar; 1- Birinci basamak sa¤l›k hizmetleri için, Aile Hekimli¤i (AH) 2- Piyasa ekonomisi için, hastanelerin sa¤l›k iflletmeleri haline getirilmesi

Projenin tek amac› sa¤l›k hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas› ve ticarilefltirilmesi yani özellefltirilmesidir, bu amaç do¤rultusundaki uygulamalar Avrupa Birli¤i (AB) ülkelerinde de gündemdedir.

3- Sa¤l›k sektörünün finansman› için, Genel Sa¤l›k Sigortas› (GSS) Projeyi, kamuoyuna flirin göstermek için hükümet; “Her ailenin bir hekimi olacak”, “bir telefonla hekiminiz kap›n›zda”, “hekim seçme özgürlü¤ü gelecek” vb. söylemleri kullan›yor. Oysa AKP’nin söyledi¤i gibi Aile Hekimli¤i san›ld›¤› gibi çözüm de¤il, sorunun temel ö¤elerinden biridir. 1993 y›l›nda Bolu’daki baflar›s›z uygulamadan sonra, 2004’te ilgili kanunun yürürlü¤e girmesiyle, 2005’te Düzce’de pilot uygulama bafllat›ld›. 2006’da 10 ilde, 2007’den itibaren de tüm ülkede uygulanmas› planlan›yor. Aile Hekimli¤i uygulamas› vergilerden karfl›lanan finansman yerine, prim ödemeye dayal› sigortac›l›k sistemiyle ve üzerine kiflisel ek ödemelerin bulundu¤u ticari bir ortama zemin haz›rlamaktad›r. Sa¤l›k hizmetlerinden yararlanman›n birinci flart›, ayda gelirine göre % 12.5 prim ödemek; ikinci flart›, primle beraber sa¤l›k kurulufllar›ndaki her ifllem için de¤iflen oranda katk› pay› ödemek; üçüncü flart› da tüm bu ödemelere ra¤men önceden belirlenmifl sa¤l›k hizmetleri d›fl›ndakiler için özel sigorta yapt›rmak ya da cepten ödemektir. (‹lgili kanunlar uyar›nca ödenen prime göre belirlenen sa¤l›k paketleri de var, örne¤in; a¤›z ve difl sa¤l›-


17

70 ¤›yla, üreme sa¤l›¤› hizmetleri en bafltan sa¤l›k sigortas› kapsam› d›fl›nda b›rak›ld›.) Prim ödeyemeyecek kadar yoksul olanlar›n, primini ödemeyi üstlenece¤ini ilan eden hükümet, yoksulluk s›n›r›n› asgari ücretin 1/3’ü olarak aç›klad›. Yani asgari ücretin 1/3’ünden fazla geliri olanlar prim ödeyecekler. (2006’ya göre ayda 130 YTL kazanc› olan 64 YTL prim ödeyecek.) Ödenen primlerle oluflturulacak olan

tal›k takipleri, do¤um öncesi ve sonras› anne ve bebe¤i izleme, verdi¤i hizmetlerle ilgili kay›t ve istatistik vb.) Sa¤l›k oca¤› modelinde tüm bu hizmetler hekim, hemflire, ebe, sa¤l›k memuru, t›bbi sekreter, floför gibi çok say›da ve kalifiye personelle kâr amac› gütmeden yap›l›rken, ekip çal›flmas›n› yok eden Aile Hekimli¤i modelinde bu ifl yükünün alt›ndan kalk›lmas› olanaks›zd›r. Ayn› zamanda bak›lan hasta say›-

S

a¤l›kta Dönüflüm Projesi, DB’nin mali ve Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün (DSÖ) de teknik deste¤iyle Avrupa’da 20 y›l önce uygulamaya konulmufltur. Projenin tek amac› sa¤l›k hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas› ve ticarilefltirilmesi yani özellefltirilmesidir, bu amaç do¤rultusundaki uygulamalar Avrupa Birli¤i (AB) ülkelerinde de gündemdedir. GSS fonu arac›l›¤›yla, aile hekimleri ve iflletmeye dönüfltürülen hastanelerle sözleflme yap›larak, hizmet sat›n al›nacak. 18 yafl›na kadar olanlar prime bakmaks›z›n sa¤l›k hizmeti alacaklar, daha sonra e¤itimine devam etmiyorsa sa¤l›k hizmetinden mahrum kalacaklard›r. (Hükümet bunu lütuf olarak sunuyor, ama halen yürürlükteki sistemde bu uygulama zaten bulunmakta.) Bafllang›çta 2500-3000 kiflinin bir Aile Hekimi’ne ba¤lanmas›n› öngören sistem, asl›nda müflteri memnuniyetine dayal› özel muayenehanecili¤in sistemlefltirilmesinden baflka bir fley de¤ildir. Aile Hekimli¤i’ne ek olarak ilçelerde 1, il merkezlerinde 100.000 kifliye 1 olmak üzere Toplum Sa¤l›¤› Merkezleri oluflturulacak ve bunlar Sa¤l›k Oca¤› modelindeki hizmetleri yürüteceklerdir. Aile Hekimi yan›nda kendi belirleyece¤i bir aile sa¤l›¤› eleman› çal›flt›racak ve onun patronu olacakt›r. Bu iki kiflilik ekip, yaklafl›k 3000 kifliye sa¤l›k oca¤› modelindeki hizmetleri verecektir. (Kifliye yönelik rehberlik, sa¤l›¤› gelifltirici ve koruyucu hizmetlerle, ana çocuk sa¤l›¤› ve aile planlamas›, önemli ve s›k görülen -kanser taramalar› vb.- toplum sa¤l›¤› konular›n da periyodik muayeneler, ruh sa¤l›¤›, yafll› sa¤l›¤›, takibi zorunlu olan özürlü-yafll›-yatalak vb. kiflilere yönelik sa¤l›k tedbirleri, temel laboratuar hizmetleri, 1. basamak koruyucu hekimlik hizmetleri olan afl›lar, tan› tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri, kronik has-

s›na göre kazanç de¤iflece¤inden, Aile Hekimleri aras›nda kapitalist rekabetçilik özendirilecek ve müflteri memnuniyeti ad›na t›bbi gereklilik yerine, müflteri istekleri do¤rultusunda hareket edilecektir. (Ayl›k hasta say›s› 1000’in alt›nda olursa, hekimin alaca¤› para azalacak, iki ay üst üste hasta say›s›ndaki azalma sözleflmenin feshedilmesine neden olacakt›r ki bu hizmetten memnun olmayanlar 6 ayda bir Aile Hekimi de¤ifltirme hakk›na sahiptir.) Müflteri memnuniyeti ad› alt›nda gösteriflli kiflisel t›bbi araç-gereçle gereksiz t›bbi teknoloji kullan›m› artacakt›r, bu yolla da uluslararas› t›bbi teknoloji firmalar›na kaynak aktar›lacakt›r. Aile Hekimli¤i finansman›n›n GSS gibi sigortac›l›k modeliyle beraber uyguland›¤› ülkelerde sa¤l›k hizmetleri daha pahal› ve daha zor ulafl›l›r hale gelmifltir. Düzenli prim ödeyemeyenler, sistem d›fl›na itilerek sa¤l›k hizmetlerinden yoksun b›rak›lm›fllar ve çareyi sa¤l›k kurulufluna baflvurmadan ilaç kullanma yoluna gitmekte bulmufllard›r. Böylece bilinçsiz ilaç tüketimi artm›fl ve toplum sa¤l›¤› olumsuz etkilenmifltir. Bu sistemin uyguland›¤› ülkelerde, GSS’nin finansman› sa¤lamada yetersiz kald›¤› durumlarda ya ödenen prim art›r›lm›fl ya da prim miktar›n›n kapsam›ndaki hastal›klar daralt›lm›flt›r. Bizdeki uygulamada flimdilik a¤›z-difl sa¤l›¤› ile üre-

me sa¤l›¤› hizmetleri kapsam d›fl› b›rak›lm›flken, ileriki dönemlerde fleker, tansiyon, kalp, diyalize ihtiyaç duyan böbrek hastal›klar› vb. kronik hastal›klar da kapsam d›fl› b›rak›labilir. Baflka bir deyiflle ne kadar param›z varsa o kadar sa¤l›k hizmeti alaca¤›z. Uygulama, ayl›k hasta say›s›n›n % 10’u kadar hastan›n üst sa¤l›k kurumuna sevk edilebilece¤ini öngördü¤ünden, bu oran› aflan sevk durumunda tedavi giderlerine hasta ve hekim de kat›lmak zorundad›r. Hekim, sizin hastal›k masraf›n›za kat›lmak istemeyece¤ine göre veya sizin de paran›z yoksa, flans›n›z varsa bir ay sonra bir üst kuruma gidersiniz. Hükümet SSGSS ile kamuda çal›flan, devleti sevk ve idare eden yaklafl›k 1.5 milyon personelini sözleflmeli çal›flt›rarak (asker, polis, bakanl›klar vb. d›fl›ndakiler) ifl güvencesini ellerinden almak istemektedir. “Sözleflmeden memnun olmayanlar eski kadrolar›na geri dönebilirler” denilse de, halen bulunduklar› kadrolar aflamal› olarak kald›r›laca¤› için, bir süre sonra geri dönecek yer kalmayaca¤› aç›kt›r. (Aile Hekimli¤i’nin pilot bölgesi Düzce’de sistemin ç›kmaz›n› yaflay›p geri dönmek isteyen sa¤l›k personeline, sa¤l›k ocaklar› la¤vedildi¤i için dönebilecekleri eski kadro yerleri kalmam›flt›r.) Hükümetin “yüksek maafl alacaks›n›z” aldatmacas›na kanan sa¤l›k personeli, ilk baflta DB’nin finanse etti¤i fonlardan maafl alm›flt›r. Ancak DB, mali deste¤ini 2007’ye kadar sürdürmeyi öngörmektedir, ondan sonra da Aile Hekimli¤i tüm ülkede uygulamaya geçecektir. ‹lk baflta sa¤l›k ocaklar›n› ücretsiz kullanan Aile Hekimleri kira, elektrik, su, telefon, temizlik, aile sa¤l›¤› eleman›n›n maafl› vb. giderleri kendileri karfl›layacaklard›r. Giderleri k›smak ad›na hizmet aksamalar› ve sa¤l›¤›n hiçe say›lmas› oluflacak-

23 Mart-5 Nisan 2007

Bu projeyi savunanlar, devlet eliyle verilen sa¤l›k hizmetlerinin yetersiz, kalitesiz, verimsiz vb. oldu¤una dayanak oluflturmak için, y›llard›r ad›m ad›m bilinçli olarak devletin sa¤lad›¤› sa¤l›k hizmetlerinde kaliteyi ve verimlili¤i düflürmüfllerdir.

t›r.(Son 10 y›l içinde ‹ngiltere’de hastanelerdeki temizlik personeli say›s› yar›ya düflürülmüfl, buna karfl›l›k hastane enfeksiyonlar› 3 kat artm›flt›r.) SSGSS ile emeklilik prim ödeme gün say›s› aflamal› olarak 7000 günden 9000 güne ç›kart›larak mezarda emeklilik için zemin haz›rlanmaktad›r, bu da yetmezmifl gibi yap›lan düzenlemelerle emeklilik ikramiyesinde ve emekli maafllar›nda önemli ölçüde düflüfller ve hak kay›plar›na yol aç›lmaktad›r. Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi’ni uygulamaya koyan ülkelerde, sa¤l›k hizmetleri ve toplum sa¤l›¤› çöküflün efli¤indedir ve geri dönüflün yollar› aranmaktad›r. (Bu sistemi uygulayan Ukrayna’da, sa¤l›k hizmetine ulaflamad›¤› için binlerce insan ölmüfltür, maafl alamayan Aile Hekimleri eylemler yapmaktad›r.) Anayasa Mahkemesi 15.12.2006 tarihinde SSGSS’nin baz› maddelerini iptal etmifl, baz›lar›n›n da yürütmesini durdurmufltur. Buna karfl›l›k AKP hükümeti kanunla ilgili yeni düzenlemeler yapmak için geçici olarak geri çekmifltir. Ancak IMF direktifleriyle yürütülen ekonomi politikalar›n›n halk›n ç›kar›na bir düzenleme yapamayaca¤› aç›kt›r. Bu nedenle hem sa¤l›k emekçilerinin ve hem de bu düzenlemeden etkilenecek milyonlarca emekçinin yeni yasayla mücadeleliy yükseltmesi zorunludur.


23 Mart-5 Nisan 2007

M

art, Nisan, May›s aylar› uyan›fl›n kabar›fl›n köleli¤i bozman›n günleridir. Uyan›p, örgütlenerek, harekete geçerek, düzenbazlar›n, sömürücü haydutlar›n zorba diktatörlerin düzenini bozal›m! Yasalar karfl›s›nda eflitsiz durumu bozal›m!

Egemen s›n›f temsilcilerinin ve politik sözcülerinin dillerinden hiç eksik etmedikleri klifleleflmifl ifadeler vard›r. Bunlardan bir tanesi “devletin ve milletin bölünmez bütünlü¤ü ve birli¤inin sa¤lanmas›”; ikincisi ise “toplumun huzur ve güven ortam›n›n korunmas›”d›r. Bu iki de¤iflmeyen ifadeyi neredeyse her dönem, her toplumsal hareketlenme sürecinde, her protesto gösterisinin öncesinde ya da hemen sonras›nda, ya da herhangi bir miting ve yürüyüfl sürecinde duymak mümkündür. Bu ifadelerle birlikte s›k duyulan baflka bir ifadeyse “Toplumun güven ve huzur ortam›n› bozan eylem ve gösterilere kat›lanlar hakk›nda hemen yasal ifllem bafllat›l›p, kovuflturmalar aç›lacakt›r” tehdididir. Hat›rlanaca¤› üzere 14 Mart tarihinde sa¤l›k emekçilerinin ülke çap›nda yapt›¤› bir günlük ifl b›rakma eyleminde Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤ da benzer tehditleri savurarak aç›klamalarda bulundu. Keza ‹çiflleri Bakan› Abdulkadir Aksu’nun da Newroz öncesi Erzurum’da Emniyet mensuplar›na ve bas›na yönelik yapt›¤› konuflmada, üzerinde en fazla durdu¤u konu “güvenlik”, “bölünmez bütünlük” idi ve s›kl›kla kulland›¤› ifadelerin bafl›nda yine de¤iflmez bu iki argüman bulunmaktayd›. TC devletinin Cumhurbaflkan›ndan, Baflbakan›na ve ‹çiflleri Bakan›ndan Emniyet Müdürüne kadar, bilumum devlet yetkililerinin a¤z›ndan bu aç›klamalar› duymak mümkündür. Peki bu aç›klamalar ve tehditlerden ne anlamak gerekir? Bunlar ne anlama gelmektedir? Egemen s›n›f temsilcileri ve sözcüleri taraf›ndan dile getirilen, ama hiçbir dönem de¤iflmeden kalan bu sözleri nas›l anlamak, nas›l okumak ve nas›l yorumlamak gerekir? ‹flçiler, emekçiler, ezilenler aç›s›ndan bu sözler ne anlam ifade et-

18

70

Egemenlerin oyunlar›n› bozal›m! mektedir? Bu sorular›n tek yan›t› vard›r. Egemen sömürücü s›n›flar›n ç›karlar› ve ülke çap›nda ellerinde bulundurduklar› zenginliklerin her ne pahas›na olursa olsun korunmas› ve bu haklar›n savunulmas›; emekçiler ve ezilenler taraf›ndan bunlara yönelik gelifltirilecek olas› bir sald›r›ya karfl› ac›mas›z bir flekilde derhal yan›t verilip en a¤›r flekilde cezaland›rmaktan çekinilmeyece¤i tehditleridir. Ve hiçbir flekilde tavizde bulunulmayaca¤› ifadeleridir. Bu de¤iflmez gerçeklik en modern devletler için de geçerlidir. En modern burjuva devletlerde bile toplumsal hareketlenmeler döneminde ortaya konan “kölelik durumunun bozulmas›”na yönelik yap›lan aç›klamalar›n ve savrulan tehditlerin bizim gibi faflist ülke yöneticilerinin savurdu¤u tehditlerin niteli¤inin ayn› ve özünün benzer özellikte olma gerçekli¤idir. Örne¤in Danimarka’da, Yunanistan ve Fransa’da, Almanya’da ö¤rencilerin, göçmenlerin, iflçilerin ve emekçilerin “taflk›nl›¤a varan” protesto gösterilerinde ve eylemlerinde, t›pk› Türk egemen s›n›f sözcülerinin ve temsilcilerinin tehdit

dolu sözlerini aratmayacak bir benzerlikte ayn› tehdit dolu sözleri duymak mümkündür. En “uygar” ve “geliflmifl” ülkelerde bile, polisin barbar ve vahfli sald›r›lar›n› televizyonlarda görmek mümkündür. Örne¤in son bir ayd›r Yunanistan’da geliflen ö¤renci eylemleri karfl›s›nda devletin tutumu

protestolara azg›nca sald›rmak, kitlesel gözalt› ve tutuklamalara gitmek olmufltur.

Muhalefet edenlere yan›t: Bask› ve fliddet Türk Devlet yetkilileri taraf›ndan dönem dönem yap›lan tehdit dolu aç›klamalar sadece kölelik durumunu bozan iflçilere, köylülere, kamu emekçilerine ve ö¤rencilere yönelik yap›lan tehditler de¤ildir. Bu tehdit dolu aç›klamalar Kürt ulusunun politik temsilcilerine, ayd›n ve yazarlara, sanatç› ve gazetecilere, muhalif kimlik tafl›yan bütün muhalif kifli ve kurumlara yönelik benzer içerik tafl›makta ve benzer özellikler göstermektedir. ‹flçilerin, kamu emekçilerinin çal›flma ve yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi, düzeltilmesi yönünde yapt›klar› direnifl ve grevlerde; köylülerin tar›ma yönelik imha ve yoksullaflt›rma sald›r›lar›na karfl› yapt›klar› protesto gösterilerinde ve eylemlerinde; ö¤rencilerin paras›z ve bilimsel e¤itim amaçl› gösterilerinde, harçlara karfl›, okullardaki polis bask›s›na yönelik direnifllerde ve boykotlarda; Kürt ulusunun e¤itim ve kültürel haklar› baflta olmak üzere Türk devletinin her türlü imha ve inkâr politikalar›na karfl› ortaya koyduklar› çeflitli biçimlerdeki kitle gösterilerinde ve eylemliklerde; çeflitli gazeteci yazar, ayd›n ve sanatç›lar›n bas›n ve düflünce özgürlü¤üne yönelik sald›r›lara ve bask›lara karfl› gösterdikleri tepkiler karfl›s›nda; az›nl›k milliyetlere mensup halk›n, farkl› inançlardan emekçilerin, muhalif kimli¤i tafl›yan ve ayk›r› durufl ortaya koyan her

emekçi ve ezilenin ayn› benzer tehditlere, sald›r› ve bask›ya maruz kalmas›n›n nedenleri ve gerekçeleri hep ayn›d›r. Yani kölelik durumlar›n› bozduklar› için, devlet gibi düflünmeyip onlar›n istedikleri gibi köleli¤i kabul etmeyip, hareket ettikleri, tepki gösterip, de¤iflim ve farkl›l›k istedikleri için devletin de¤iflmez bask› ve tehditlerine maruz kalmaktad›rlar. Yaflanan bütün bu geliflmeleri anlamak ancak devletin niteli¤inin anlafl›lmas›yla mümkün olur. Devletin hangi s›n›flar›n koruyucusu ve savunucusu oldu¤u gerçekli¤inin kavranmas›yla mümkün olur. Sömürülen ve ezilen s›n›f ve tabakalar bulunduklar› “kölelik durumunu bozmaya” kölece davranmamaya bafllad›klar›nda, yani haklar›n› aray›p, tepkilerini dile getirmeye devlet gibi düflünüp hareket etmemeye bafllad›klar›nda devletin gerçek bask›c› ve zulümkar yüzüyle karfl›lafl›r ve onun gerçek yüzünü görmeye bafllar.

“Devletin Bölünmez Bütünlü¤ü’nden ne anlayal›m?” “Devletin ve milletin bölünmez bütünlü¤ü ve birli¤i”nden anlafl›lmas› gereken s›n›rlar› Misak-› Milli içinde bulunan yer alt› ve yer üstü zenginliklerin yegane ve tek sahibinin ülkenin efendileri olan Türk ulusuna mensup egemenlere ait olmas›n›n ve bu zenginlik bütünlü¤ünün bozulup parçalanmas›na toprak ve devlet birli¤inin y›k›lmas›na müsaade edilmeyece¤idir. Egemen sömürücü s›n›flar›n varl›¤›n›n kabulü ve tan›nmas›, zen-


70 ginlikleri üzerine kurulu egemenli¤ine kay›ts›z flarts›z r›za gösterilip boyun e¤ilmesidir. Bu zenginliklere dokunulmas›n›n mümkün olmad›¤› ve olamayaca¤› a¤›r ve yo¤un sömürü biçimine ve bunun sonucunda oluflan yaflanan yoksulluk ve iflsizli¤e karfl› ç›k›l›p insanca demokratik tepki ortaya konmas›n›n mümkün olamayaca¤›n›n kabulü olarak anlafl›lmal›d›r. Bu sözlerin bundan baflka hiçbir anlam› ve ifadesi yoktur. Egemenler, ellerinde bulundurduklar› özel mülkiyete ve her türlü zenginliklerine karfl› en küçük bir hak aray›fl› temelinde k›p›rdan›fla asla hoflgörü ile yaklaflmay›p, olabileceklere kesinlikle tahammül göstermeyecekleri olarak anlafl›lmal›d›r. Bu sözlerden anlafl›lmas› gereken sömürücü s›n›flar›n fliddet örgütlenmesinin en yüksek ve ileri biçimi olan devlet ayg›t›n›n parçalanamaz bütünlü¤ünün sonuna dek yaflat›lmas›d›r. Yani sömürü ve bask› mekanizmas›n›n sonuna dek korunmas› ve muhafaza edilmesi olarak anlafl›lmal›d›r. Bu aç›klama ayr›ca Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n›n ülkemizdeki gerçekli¤i olan Kürt ulusunun ayr›l›p, kendi devletini özgürce kurma hakk› dahil hiçbir hakka müsaade edilmeyece¤i olarak anlafl›lmal›d›r. Türk milletinin egemen varl›¤›n›n kabulü d›fl›nda, hiçbir ulusun ve az›nl›k milliyetten halk›n haklar›n›n tan›nmas›n›n kabul edilemeyece¤idir. Türkiye’de tek bir ulusun kabulü ve tan›nmas› vard›r. Meflru olarak kabul edilen, tan›n›p egemenli¤ine r›za gösterilmesinin anayasa ve yasallarla kabulü vard›r. O da egemen s›n›f olan komprador burjuvazinin mensup oldu¤u ulus olan Türk ulusunun kay›ts›z flarts›z kabulüdür. Türk ulusunun kay›ts›z flarts›z tan›nmas› ve kabulü demek, egemen s›n›f olan Türk burjuva ve toprak a¤alar›n›n varl›¤›n›n ve hakimiyetinin kay›ts›z flarts›z kabulü demektir. Türk ulusuna mensup olmayan hiçbir ulusal burjuva s›n›f›n ulusal kimli¤ine ve bunun kabulüne asla izin verilmeyecek, tan›nmas›na f›rsat tan›nmayacakt›r. Yani Kürt ulusal burjuvazisinin varl›¤›na ve kimli¤inin tan›nmas›na izin verilmeyecektir. Üniter devlet yap›s›n›n bozulmas›na herhangi bir biçimde izin vermemek, Kürt ulusunun ayr›l›p ayr› bir devlet kurma, federasyon ve özerklik gibi durumlar›na müsaade etmemek demektir. “Devletin ve milletin bölünmez bütünlü¤ünden ve birli¤inden”,

19

23 Mart-5 Nisan 2007

“Türk milletinin kay›ts›z flarts›z egemenli¤inden” anlafl›lmas› gerekenler bunlard›r. En genel ifadeyle ülkenin pazarlar›n›n ve maddi zenginliklerinin rakipsiz hakimi olmakt›r. Egemen ulus olan Türk burjuva ve toprak a¤alar›n›n ülkenin siyasi s›n›rlar›n› muhafaza ederek Kürt ulusunun yaflad›¤› bölgenin ülkeden kopmas›na izin vermemek, olas› bir giriflime izin vermemek ve olas› bir hareketi zorla ve bask›yla bast›rarak engellemektir. Her alanda sürdürülen koyu bir Türk flovenizminin ve azg›n bir Türk milliyetçili¤in zorla kabul ettirilmesi demektir.

“Toplumun huzur ve güven demektir. Köle gibi her fleye boyun lundu¤u kölelik durumunu ‘bozup’ e¤ilip, köleli¤in kabul edilmesi, sus- kölece davranmamaya çal›flt›¤›nda ortam›”ndan ne anlayal›m? “Toplumun huzur ve güven ortam›”ndan anlafl›lmas› gereken egemen s›n›f olan komprador burjuva ve toprak a¤alar›n›n sömürü ve zulüm sisteminin kay›ts›z ve flarts›z kabulü ve kölelik durumunun, bozulmadan sükunet içinde devam ettirilmesidir. Toplumun huzur ve güven ortam› demek, egemen s›n›flar›n sömürüsüne ses ç›karmadan kay›ts›z flarts›z boyun e¤meyi kabul edip, susmakt›r. Egemen sömürücü s›n›flar sömürü ve hegemonya ç›karlar›n› toplumun ç›karlar› olarak gösterir. Toplumun ç›karlar› ya da baflka bir deyiflle milli menfaatler denilen fley tam da komprador burjuva ve toprak a¤alar›n›n ülkenin bütün zenginliklerine sahip olma hakk› ve sömürü ç›karlar›d›r, bu haklar›n ve ç›karlar›n korunmas› demektir. ‹flçilerin, köylülerin, emekçilerin ezilenlerin sömürü ve bask› politikas›n›n çeflitli

biçimlerini ses ç›karmadan kabul etmesi istenmektedir. Onlar›n huzur ortam› dedikleri komprador burjuva ve toprak a¤alar›n›n sorunsuz ve pürüzsüz bir flekilde huzur içinde sömürülerini devam ettirmeleri demektir. Hiçbir ekonomik-demokratik talepli tepkinin dile getirilmesinin istenmemesi

kun ve sakin bir flekilde kölece yaflama kader diyerek boyun e¤ilmesi demektir. Devletin yasalar›na boyun e¤mek demek sömürü ve bask›ya boyun e¤mek demektir. Egemenlerin, yönetenlerin dikensiz gül bahçesi istemine uymak demektir. Hiçbir ekonomik-demokratik-ulusal tepkinin ortaya konmamas›d›r. Hiçbir farkl› düflünce ve ayk›r› fikre sahip olmamak demektir. Olunsa bile hiçbir yerde dile getirmemek bunlar› aç›klamamak demektir. Ya da herhangi bir tepkinin örgütlenmesini amaçlayan aç›klamalarda bulunup, taraftar toplanmas›na gitmemektir. Herhangi bir devlet karfl›t› örgütlenmeye gidilmemesi demektir. Yaklafl›k doksan y›l önce devrimin usta önderi iflçilerin, emekçilerin, ezilenlerin büyük ö¤retmeni, flaflmaz yol göstericisi Lenin yoldafl devletin tan›mlanmas›n› yaparken ayn› zamanda söze gerek b›rakmayacak kadar aç›k bir flekilde egemenlerin “düzen bozuldu¤unda” sömürülen s›n›f›n kölelik durumunu bozup kölece davranmamaya bir koyun gibi uysal ve sakin bir flekilde egemenlere itaat etmedi¤inde devletin ve en modern demokratik devletin bile nas›l canavarlafl›p sald›rganlaflaca¤›n› ve s›n›fsal gerekenleri (siz bunu bask› ve sald›rganl›k anlay›n) nas›l ve hangi flekilde yapaca¤›n› anlafl›l›r ve aç›k bir flekilde belirtmektedir. “Modern devletlerin anayasas›n› al›n, yönetim yöntemlerini al›n, toplant› ve bas›n özgürlü¤ü al›n yurttafllar›n yasa karfl›s›nda eflitli¤ini al›n: ad›m bafl›nda burjuva demokrasisinin her dürüst ve s›n›f bilinçli iflçi taraf›ndan iyi bilinen ikiyüzlülü¤ünü görürsünüz. En demokrat› da dahil her devletin anayasas›nda düzen bozuldu¤unda yani gerçekten sömürülen s›n›f içinde bu-

burjuvaziye iflçilere karfl› askeri harekete geçirme, s›k›yönetim ilan etme vs. olanaklar› veren aç›k kap›lar ve hükümler bulunur. Kaustky burjuva demokrasisini unutmadan allay›p pulluyor ve Amerika’da ya da ‹sviçre’de en demokrat ve cumhuriyetçi burjuvalar›n grevci iflçilere karfl› neler yapt›klar›n› suskunlukla geçifltiriyor.” (Lenin cilt 7- syf 145.) Bugün kölelik durumunu bozmak, kölece yaflama karfl› ç›k›p, egemenlerin sömürü ve bask› düzenini y›kma zaman›d›r. Onlar›n iki yüzlü yalanlar›n› sahte demokratik görüntülerini a盤a ç›kar›p gerçek yüzlerini deflifre etme zaman›d›r. Her türden suskunlu¤u öneren reformist ve oportünistlere karfl› durma zaman›d›r. Mart, Nisan, May›s aylar› uyan›fl›n kabar›fl›n köleli¤i bozman›n günleridir. Uyan›p, örgütlenerek, harekete geçerek, düzenbazlar›n, sömürücü haydutlar›n zorba diktatörlerin düzenini bozal›m! Yasalar karfl›s›nda eflitsiz durumu bozal›m! Sömürü ve zulüm düzenlerini bozal›m!

B

ugün kölelik durumunu bozmak, kölece yaflama karfl› ç›k›p, egemenlerin sömürü ve bask› düzenin bozma zaman›d›r. Onlar›n iki yüzlü yalanlar›n› sahte demokratik görüntülerini a盤a ç›kar›p gerçek yüzlerini deflifre etme zaman›d›r. Her türden suskunlu¤u öneren reformist ve oportünistlere karfl› durma zaman›d›r.


!

23 Mart-5 Nisan 2007

B

urjuvazinin ideolojik sald›r›lar›na karfl› koyamama, süreci ve geliflmeleri sa¤l›kl› de¤erlendirememe sonucu yaflanan ideolojik k›r›lma ve gerilemelerin yaratt›¤› tahribat›n k›sa vadede sa¤l›kl› çözümlenememesi sonucu belirlenen örgütsel görevler lay›k›yla yerine getirilemez. Yeterli bir parti bilinci, kararl› bir devrimci durufl, ayn› do¤rultuda ortak bir yürüyüfl, sürecin bilimsel tarzda ele al›n›p de¤erlendirilmesine ihtiyaç duyar. S›n›f bilinçli proleterler öncü ve önder rolünü yükseltmek, duruflunu devrimcilefltirerek, sürece müdahale gücünü art›rmak ve yürüyüflünü nitelikli hale getirmek için içinde bulundu¤u koflullar›n özelliklerini, s›n›f mücadelesinin geliflimini, düflman›n ve halk›n durumunu do¤ru de¤erlendirmek zorundad›r. S›n›f bilinçli proleterler somut durumu bütün yönleriyle tahlil etti¤i, olgular› proleter dünya görüflüyle de¤erlendirdi¤i ölçüde s›n›fsal rolünü ve müdahale gücünü etkili k›lar. Bu görev geçici ve dönemsel de¤il, süreklidir. Dünyada ve ülkemizde s›n›f mücadelesinin geliflim süreci üzerinde çeflitli burjuva ak›mlar›n ve revizyonistlerin görüfllerinin çeflitli biçimlerde etkisinin sürüp devam etti¤i bir süreci yaflamaya devam etmekteyiz. Sürecin bütünüyle proletarya ve devrimler lehine çevrildi¤i söylenemez. Özellikle Baflkan Mao’nun ölümünü f›rsat bilen modern revizyonistlerin (kapitalist yolcular›n) Çin Halk Cumhuriyeti’nde gerçeklefltirdikleri darbe ile birlikte bafllayan sosyalizmden kapitalizme geri dönüfl süreci daha a¤›r, zorlu ve “yeni” bir sürece do¤ru evrilerek sürmüfltür. Baflkan Mao’nun ölümüne dek s›n›f bilinçli proletarya dünya çap›nda Kruflçev revizyonimiyle birlikte bafllayan çeflitli burjuva düflünce ve ak›mlara karfl› mücadelede büyük baflar›lar kazand›. Sosyalizmi infla sorununda ve s›n›f savafl›m› konusunda ileri düzeyde bir bilinç geliflimi elde etti. Proletarya diktatörlü¤ü alt›nda sosyalizm sürecinde s›n›f mücadelesinin kesintisiz ve süre¤en bir flekilde devam etti¤i tezi somut bir olguya kavufltu. S›n›f bilinçli proletarya ideolojik ve politik alanda küçümsenmeyecek düzeyde kazan›mlar elde etmifl, ideolojik ve politik üstünlü¤ünü somutlaflt›rarak bir dizi mevziler kazanarak, zaferler elde etmiflti. Ancak Baflkan Mao’nun ölümüyle birlikte komünist hareketin elde etti¤i kazan›mlar›n ve üstünlü¤ün etkisi zay›flamaya bafllad›¤›, revizyonist görüfllerin burjuva düflünce ve ak›mlar›n geçici üstünlük sa¤lamaya çal›flt›¤› bir sürece girildi. Proletarya önderlikli devrimlerin görece güç kaybetti¤i, zay›flay›p geriledi¤i, karfl› devrimin ve görüfllerin ise görece ra¤bet gördü¤ü bir dönem bafllam›fl oldu. Son dönemde dünyadaki kimi ülke ve bölgelerdeki farkl› biçim ve özelliklerde ge-

20

70

SÜREC‹ KAVRAMAK liflmeler devrimci yükselifllere, parlamalara, proletarya önderlikli silahl› devrimlerin iktidar› ele geçirme yönünde önemli ad›mlar atmas›na ra¤men uluslararas› burjuvazinin etkisinin bütünlüklü olarak k›r›ld›¤›, geçici üstünlü¤ünün son buldu¤u bir sürece henüz girildi¤i söylenemez. Geçici olarak yaflanan döneme damgas›n› vuran uluslararas› burjuvazinin düflünceleri olmufltur. ‹çinde kimi ciddi krizlere bunal›m ve sosyal y›k›mlara ra¤men uluslararas› burjuvazi görece olarak ekonomik istikrar›n› korumay› baflarmaktad›r. Ancak yaflanan son birkaç y›ll›k geliflme göstermifltir ki belirgin bir flekilde karfl›devrimin etki gücünde, ideolojik etkileme düzeyinde önemli k›r›lmalar, gerilemeler yaflanmaya bafllad›. “Tarihin sonu”, “s›n›f savafl›m›n›n yok oldu¤u”, “küreselleflme” iddialar›, dünyadaki emperyalist-kapitalist geliflmeler sonucunda yaflananlar›, dünya halklar› nezdinde geliflen yoksulluk ve y›k›m gerçekli¤ini aç›klayamamaktad›r. Dünyada ve tek tek ülkelerde yaflanan ekonomik-politik-sosyal geliflmeler ve bunun sonucu yaflanan y›k›c› sonuçlar, burjuva ideolojisinin “yeni dünya düzeni”, “globalleflme-küreselleflme” sald›r›lar›n›n etki gücünün zay›flamas›na, gerçekli¤i aç›klamas›ndan uzaklafl›p, gerilemesine yol açan somut geliflmeler olmufltur. ABD ve ‹ngiliz emperyalistlerin Afganistan ve Irak iflgali, keza emperyalist destekli Siyonist ‹srail devletinin Lübnan iflgali ve Filistin’

deki sald›rganl›klar›, baflta Ortado¤u ve Asya halklar› olmak üzere ezilen dünya halklar› nezdinde politik uyan›fl›n önemli nüvelerinin oluflmas›na neden olmufltur. Gerek dünyadaki iflgal ve sald›rganl›klar sonucu gerekse tek tek ülkelerde yaflanan iflsizlik ve yoksulluk sonucu yaflanan a¤›r ve zorlu cehennem koflullar› “yeni dünya düzeni” yalan›n›n inand›r›c›l›¤›n›, ikna ve etki gücünü ciddi oranda zay›flatm›fl ve geriletmifltir. Ezilen dünya halklar› ve iflçi s›n›f› bir kez daha en dolays›z ve etkili ö¤reticinin, sosyal yaflam›n ac› prati¤i oldu¤una daha fazla itibar etmifltir. Sosyal yaflamlar›na yans›yan dolays›z sonuçlara ve geliflmelere bakarak y›k›m ve yoksulluk gerçekli¤ini daha yak›c›

bir flekilde yaflamakta ve bu gerçekli¤e daha fazla inanmaktad›r. Burjuva ideologlar›n ve onlar›n uflakl›kta yeminli sözcülerinin gerçek d›fl› iddia ve söylemlerine daha fazla karfl› durmakta, kendili¤inden de olsa tepkilerini ortaya koyarak, tav›r gelifltirmeye bafllamaktad›r. Yerküremiz bir avuç sömürücü s›n›f›n mensuplar› ve onlar›n uflaklar› d›fl›nda kalan yüz milyonlarca insan için bir cehenneme ve zindana dönüflmüfltür. Emekçilerin ve ezilenlerin yaflam› her geçen gün daha kötüye gitmekte, ezenle-ezilen, yönetenle-yönetilen aras›ndaki çeliflki ve çat›flma daha da keskinleflip, derinleflmektedir. “Kitlelerin politikaya kat›l›m›n›n son y›llarda artmas›, kutuplaflman›n ilerlemesi, her s›n›f›n kendi güzergah›n› yeniden oluflturmas› sürecinde, Marksizm-Leninizm-Maoizm yaln›z bafl›na de¤ildir/olmayacakt›r. Y›¤›nla burjuva fikir veya ak›m da bu karmafla döneminin birer unsuru olarak var olmaktad›r; s›n›f savafl›m› bütün tarihi boyunca çeflitli ak›mlar›n, fikirlerin varl›¤›na koflut geliflmifltir; bu bir kurald›r. Bugün de ayn› kural›n hükmü geçerlidir. Bu zor bir dönemdir. Yenilgiler ve yengiler, ileri ve geriye gidifller biçimindeki s›n›flar mücadelesine bugünden haz›rl›kl› olmak sorumlulu¤u üzerimizdedir. Latin Amerika’n›n birçok ülkesinde IMF ve DB eliyle emperyalist politikalar do¤rultusunda on y›llard›r azg›n bir biçimde sömürülmesinin yaratt›¤› kitle hareketlerinin rüzgar› her ne kadar “sol” ve “sosyalist” etiketli reformist ve revizyonistlerin “iktidar” kald›rac› haline getirilmiflse de; birçok yönüyle yak›n sürece damgas›n› vuran bir kitle kaynaflmas› olarak kaydedilmelidir.” Özellikle Latin Amerika ülkelerinde oluflan “sol” etiketli reformist burjuva önderliklerin geliflimi ülkemiz devrimci hareketinde yan›lsamal› bir bak›fl aç›s›n› ve bunun sonucu yanl›fl bir de¤erlendirmeyi ortaya ç›kard›. Küçük burjuva merkezli bak›fl aç›s›na sahip baz› anlay›fl ve yap›lar dünyada devrimler olmaks›z›n hiçbir ciddi toplumsal de¤iflim ve geliflmenin olamayaca¤› gerçekli¤ini unutarak, s›n›f perspektifli bak›fl aç›s›n› görmezlikten gelip, Latin Amerika’da yaflanan geliflmeleri de¤erlendirmekte, bunun sonucu reformist burjuva önderlikleri alk›fllamaktan geri durmamaktad›r. Oysa toplumlar tarihi ve toplum bilimi say›s›z kez bilinen ve de¤iflmeyen bir gerçekli¤i ortaya koymufltur ki “devrimsiz devrimler” olmaz, sömürücülerin direncinin fliddet yoluyla altedilmesi olmadan, egemen bir s›n›f olarak proletarya her alanda örgütlenmeden, proletarya ve ezilenler lehine köklü toplumsal de¤iflim ve dönüflümler gerçekleflemez. Proletaryan›n zoru yani devrimci fliddeti örgütlemesinin ve uygulamas›n›n d›fl›nda hiçbir yol, burjuva-feodal sömürücülerin direniflini k›r›p sömürü ve zulüm ayg›t›n› parçalayamaz. ‹flçi s›n›f›n›n ve emekçilerin lehine olabilecek her ciddi ve köklü de¤iflim ve dönüflüm, mutlaka bir sosyal devrim olgusuna ihtiyaç olarak ortaya ç›kar. Bu bi-

limsel do¤rular›n ve gerçekli¤in d›fl›ndaki her türlü düflünce ve anlay›fl›n hizmet etti¤i yer burjuvazidir. Bundan dolay›d›r ki dünyadaki her türden geliflim ve de¤iflim, proletaryan›n bilimsel bak›fl aç›s›yla ele al›n›p, onun s›n›fsal geliflim yasalar›yla de¤erlendirilmek zorundad›r. Unutmamak gerekir ki burjuvazin ve tasfiyecili¤in sald›r›lar› sonucu yaflanan her ideolojik k›r›lma ayn› zamanda devrime ve kitlelere güvensizli¤i beraberinde getirir. ‹deolojik k›r›lma ve gerilemenin yafland›¤› her alanda “Proletarya üzerinde burjuva etkisi” nden bahsetmek gerekir; bu etkilenme içinde yap›lacak her de¤erlendirme ve tespit aç›kt›r ki proletaryaya de¤il burjuvaziye hizmet edecektir. Burjuvazinin etkisi alt›nda kal›narak, devrime ve halka olan güvensizlik partinin var olufl nedenlerine, onun temel ilkelerine, savafl ve parti önderli¤ine, Halk Savafl› ilkelerine ideolojik sald›r›y› bafllat›r. Bu süreç bir anda bütün boyutlar›yla ortaya ç›k›p bir anda yaflanmaz. Süreç içinde ad›m ad›m, bütün içinde parçalar olarak ortaya ç›kar. Kendisini hakl› ve meflru oldu¤unu ispatlamaya çal›flarak ve masumane bir biçimde göstererek, etkisini art›r›p geniflletmeye ve bu etkiyi derinlefltirmeye çal›flacakt›r. F›rsat kollar, sald›r› için en uygun an› seçmek için ve sald›r› ortam›n›n oluflmas›n› bekler ancak proletarya ideolojisine ve onun örgütsel ilkelerine karfl› sald›r›dan asla vazgeçmez. Bundand›r ki burjuvaziye, “Proletarya üzerinde burjuva etkisinin ifadesi” olan tasfiyecili¤e (burjuvazinin ideolojik-politik-örgütsel etkisine) ve gericili¤e karfl› mücadelede proletaryan›n ideolojisine, onun bilimsel dünya görüflüne güçlü sar›lmak ve onun vazgeçilmez temel ilkelerinden asla vazgeçmemek gerekir.

Proleter çaban›n oda¤› ve merkezi olarak devrim Bugün her fleye ra¤men ezilen dünya halklar› ve uluslar cephesindeki kaynaflma ve dayan›flma giderek artmaktad›r. Maoistlerin önderlik etti¤i ve etmeye çal›flt›¤› birkaç ülke (Nepal, Hindistan, Filipinler, Brezilya, Peru) d›fl›nda kalan ülkelerde iflçi s›n›f› ve ezilen dünya halklar› ciddi bir önderlik ve sa¤lam bir örgütlülük infla etme sorunu yaflamaktad›r. Bu sorun ciddi bir flekilde varl›¤›n› devam ettirmektedir. Ezilenler ve emekçiler önderlik ve örgütlülük sorunlar›n› çözmek, daha nitelikli ve etkili bir devrim yürüyüflü örgütlemek, kararl› bir durufl sergileyebilmek için proletaryan›n devrim ideolojisine, onun yön verdi¤i politikaya ve müdahale gücüne sahip olmak gibi yaflamsal bir gereksinime ihtiyaç duymaktad›r. Bu ideoloji, emekçilere ve ezilenlere kurtulufl yolunu gösteren, kaderlerini kendi ellerine almalar›na, yaflamlar›n› ve geleceklerini sömürüden ve bask›dan uzak özgür bir flekilde biçimlemelerine hizmet eden, s›n›f mücadeleleri tarihini bilimsel bir tarzda çözümleyen, Marksist-Leninist-Maoist dünya görüflüdür.


21

70 Devrim denilen amans›z mücadelede, proletarya bütün ezilenlerin öncüsü, ezilenlerin kurtulufllar› yönündeki bütün çabalar›n oda¤› ve merkezidir. (Lenin) Günümüzde proleter ideoloji y›¤›nla burjuva fikir ve ak›ma karfl› mücadele ve çat›flma içinde geliflerek, iflçilerin, emekçilerin elinde sa¤lam bir kurtulufl silah›na dönüflecektir. Bilimsel olanla olmayan›, reformist olanla devrimci olan›, yanl›flla do¤ruyu, sahteyle gerçe¤i ay›rt etme uyan›kl›¤›, hakl› mücadelede sonuna dek sebat etme kararl›l›¤› kazand›racak olan proletaryan›n devrim ö¤retisidir. Proleter ideolojinin ve onun yol göstericili¤inden her sapma ve uzaklaflma yerini burjuva ideolojisine ve bu ideolojinin yön verdi¤i bak›fl aç›s›na b›rakacakt›r. Proleter olmayan her bak›fl aç›s› ve de¤erlendirme yanl›fl politika belirlemeye, ideolojik k›r›lmaya, örgütsel gerilemelere; bunun sonucu baflar›s›zl›klar-

la dolu yenilgilere yol açar. Bundand›r ki her örgüt, her komite devrimin temel konular›nda hemfikirlik, ortakl›¤› sa¤lanm›fl bir kararl›l›k ve uygulamada kolektif bir çabay› yaratmak için proleter ideolojiye daha fazla sahip ç›kmak zorunda ve onun yön verdi¤i somut koflullar› bilimsel tarzda ele al›p tahlil edip, de¤erlendirmeler yapmak zorundad›r. Burjuvazinin ideolojik sald›r›lar›na karfl› koyamama, süreci ve geliflmeleri sa¤l›kl› de¤erlendirememe sonucu yaflanan ideolojik k›r›lma ve gerilemelerin yaratt›¤› tahribat›n k›sa vadede sa¤l›kl› çözümlenememesi sonucu belirlenen örgütsel görevler lay›k›yla yerine getirilemez. Öngörülen politik görevler örgütsel gücün durumuna göre düzenlenemez. Böylesi bir süreçte örgüt ve komiteler hangi sorunlarla ya da hangi öngörülmeyen örgütsel görevlerle u¤rafl›r? “Görünmeyen”, “beklenmeyen”

PUSULA YOLDAfiLARIMIZ DE⁄ER‹M‹Z‹D‹R DE⁄ERLER‹M‹ZE SAH‹P ÇIKMAK SORUMLULUKLARIMIZDANDIR Soren “Lenin’in Parti Ö¤retisi” isimli kitab›n›n daha giriflinde partiyi en genel anlam›yla ve ayr›nt›l› olarak flu flekilde tarif eder: “…benzer politik inançlar› olan ve toplumsal yaflam›n görüfllerine uygun olarak yeniden örgütlenmesi için benzer yöntemlerle savaflan, belli bir s›n›f›n ç›karlar›n› aç›klayan kiflilerin gönüllü birli¤idir.” Komünist partinin ne oldu¤u soruldu¤unda ya da komünist bir partinin tan›m› istendi¤inde ise söylenecek fleyler hemen hemen ayn›d›r. ‹rade ve eylem birli¤i veya proletaryan›n öncüsü oldu¤u gibi bilimsel do¤rular tek tek ya da bir bütün olarak bu tan›mlamalar›n içerisinde yer al›r. Lenin de bu soruyu “Partimiz, s›n›f bilincine varm›fl ileri savaflç›lar›n iflçi s›n›f›n›n kurtuluflu için birli¤idir” fleklinde yan›tlar. Ayr›ca yap›labilecek tan›mlardan bir tanesi de komünist partinin bir de¤erler bütünü oldu¤udur. Tarih sahnesine s›n›flar›n ç›kt›¤› andan itibaren ezilen, bask› ve sömürü alt›nda yaflayanlar›n baflkald›r›lar›n›n ve bu baflkald›r›lar›n yaratt›¤› kültürel de¤erlerin temsilcisi, gelifltiricisi, savunucusu ve uygulay›c›s›d›r komünist partiler. Komünist partiler ayn› ideolojik, politik, örgütsel flekillenifl içerisinde olan tek tek bireylerden, Lenin’in yukar›daki tan›m›na uygun olarak “s›n›f bilincine varm›fl ileri savaflç›lar”dan meydana gelirler. Ortak irade ve eylem birli¤i içerisinde ayn› kültürel ve ideolojik flekillenifl alt›nda tek tek bireyler, demokratik-merkeziyetçi örgütsel iflleyifl ve flekillenifl do¤rultusunda s›n›f mücadelesi sürecinde yarat›lan en güzel de¤erler aras›nda bulunan “yoldafll›k” de¤erini ve kavram›n› yarat›rlar. Ayn› düflmana karfl› verilen s›n›f mücadelesi içerinde bugün yanyana oldu¤umuz kimi yoldafllar flehit düfler, kimileri

sakat kal›r, kimileri amans›z hastal›klara yakalan›r, kimileri düflmana tutsak düflerler. Bütün bunlara ra¤men s›n›f mücadelesi helezonik bir flekilde devam eder. Bazen ilerler, bazen geriler. Bir komünist partinin tüm üye ve militanlar›, o komünist partisinin tüm sahiplenicileri Komünist Partinin temsil etti¤i tüm de¤erler bütününe sahip ç›kmal›d›rlar. Sahip ç›k›lan bu de¤erler her fleyin üzerinde tutulmal› ve bu de¤erler bütününden herhangi birine zarar gelmemesi için üzerlerine titrenilmelidir. Yoldafllar›m›z ilk olarak burada olmakla yani örgütlü mücadele içerisine ilk ad›m› atmakla bu de¤eri kazanm›fllard›r. Ancak tabi ki yürümeye bafllamak yetmez, nas›l ve niçin yüründü¤ü de bu de¤erin artmas›n›/azalmas›n› sa¤layan unsurlar olur. Partinin ve devrimin de¤erlerini kollay›p, koruyup, üzerine titreyip gelifltirirken, yoldafllar›m›z› yani partinin ve devrimin de¤erleri olan yoldafllar›m›z› kollamamam›z, korumamam›z, üzerlerine titremememiz ve de onlar› gerileterek s›n›f mücadelesinden uzak kalmalar›na sebep olacak davran›fl ve tutumlara girmemiz eflyan›n do¤as›na, ideolojik, politik ve örgütsel bütünlü¤ümüze ayk›r› olacakt›r. Partiyi ve devrimi korumak, gelifltirmek, ilerlemesini sa¤lamak ne kadar sorumlulu¤umuz dahilindeyse, yoldafllar› korumak, gelifltirmek ve ilerlemelerini bilimsel yöntemlerle sa¤lamak da o kadar sorumlulu¤umuz dahilindedir. S›n›f mücadelesi içinde etkin bir faaliyet sürdüren yoldafllar düflmanla amans›z bir mücadele içerisindeyken ideolojik ve politik yetersizlikleri sonucu hem halk içindeki çeliflkileri ele al›fllar›nda hem de halktan kiflilerle yaflad›klar› sorunlara karfl› dönem dönem öznel bir yaklafl›m sergileyebiliyorlar. Bu öznellik de dönem

23 Mart-5 Nisan 2007 ancak var olan, yaflanan tahribat›n yaratt›¤› beklenen olumsuz sonuçlar›yla u¤raflmak zorunda kal›r. Örgütsel gücün esasta görünen yanlar›yla de¤il bütünlüklü ve “görünmeyen”, a盤a ç›kmayan yanlar›yla ele al›n›p de¤erlendirilmesi sonucu ideolojik k›r›lmalar, gerilemeler tasfiyecili¤in (burjuvazinin proletarya üzerindeki etkisi) yaratt›¤› tahribat çözümlenip engellenebilir. Ve ancak o zaman her örgüt ve komite belirledi¤i yönelime, tespit etti¤i örgütsel görevlere uygun olarak tek bir adam gibi ayn› do¤rultuda ortak hareket edebilir. Dolay›s›yla her dönem sürecin, geliflmelerin sadece görünen-a盤a ç›kan yanlar›yla de¤il, daha detayl› ve dikkatli bir inceleme sonucu görünmeyen-gizli kal›p a盤a ç›kmayan yanlar üzerinde durulup, a盤a ç›kar›lmal›d›r. Bu neden böyle olmak zorundad›r? Çünkü bir örgüt ve hatta bir komite sa¤l›kl› bir geliflim sa¤layabilmesi

dönem sekterli¤e kadar varabiliyor. Kitlelere karfl› uygulanan bu sekter yöntemler de komünist partilerin kitlelerle birleflmesini ve kaynaflmas›n› engelliyor. “ … Kitlelerden kopabilece¤imizi ve kendimizi kitlelerden soyutlayaca¤›m›z› söyleyen tek bir Merkez Komitesi karar› yoktur. Tam tersine, Merkez Komitesi bize her zaman kitlelerle s›k› ba¤lar kurmam›z› ve kitlelerden kopmamam›z› söylemifltir. Dolay›s›yla, bizi kitlelerden koparan hiçbir hareket asla hakl› görülemez. Böyle bir eylem, baz› yoldafllar›m›z›n kendi icat ettikleri sekter düflüncelerin zararl› sonucundan baflka bir fley de¤ildir. Bu tür sekterlik baz› yoldafllar›m›z aras›nda varl›¤›n› çok ciddi olarak korudu¤undan ve hala Parti çizgisinin uygulanmas›n› engelledi¤inden bu sorunun üstesinden gelmek üzere Parti içinde yayg›n bir e¤itim çal›flmas› yürütmemiz gerekir. Her fleyden önce, kadrolar›m›z›n, sorunun ne kadar vahim oldu¤unu ve parti üyelerinin Partili olmayan kadrolarla, Partili olmayan insanlarla birleflmedi¤i takdirde düflman› alt etmenin ve devrim hedefine ulaflman›n mümkün olmayaca¤›n› gerçekten kavramalar›n› sa¤lamal›y›z.” (abç) (Mao, Cilt 3, sf:52) Mao yoldafltan aktard›¤›m›z bu al›nt›dan da anlafl›laca¤› gibi kitlelerle komünist partinin kaynaflmas›n› engelleyecek tüm tutum ve davran›fllardan ve ayn› zamanda düflüncelerden kurtulmak devrim mücadelesini ne kadar içsellefltirdi¤imiz ve komünist parti ile proletaryan›n ç›karlar›n› ne kadar kavrad›¤›m›zla ilintilidir. Önemli olan noktalardan bir tanesi ise “halktan görünen”, “halktanm›fl gibi davranan”larla, halk aras›ndaki fark› çok iyi kavramakt›r. E¤er bu noktay› kar›flt›r›rsak hem Partiye, hem devrime ve hem de do¤all›¤›nda halka zarar vermifl oluruz. Parti ya da yoldafllar›m›z hakk›nda yalan söyleyen, dedikodu yapan, partinin ve devrimin de¤erlerine ayk›r› davran›fl ve yaflam biçimleri gelifltiren, varl›¤›n› parti ve yoldafllar›m›z›n karfl›tl›¤›yla ifade eden, yoldafllar›m›z›n herhangi bir biçimde zarar görmesine sebep olan herhangi biri, geçmifl süreci ne olursa olsun “halk-

için temel konularda hem fikirlik sa¤lamal›d›r. Bunu sa¤lamaya çal›flmak için dikkatli ve cesaretli bir analiz gücü ortaya koyup, bilimsel bir de¤erlendirme yapmal›d›r. Politik kararlar› uygulamak, ortak bir durufl sergileyebilmek, temel yönelime uygun olarak ayn› do¤rultuda ortak hareket edebilmek için bu gereklidir. Çünkü do¤ru bir politikan›n, hedef ve amaçlar› belirlenmifl bir yönelimin gerçekleflmesi ve somutlaflmas› için bu yönelime ve politikaya engel olmayacak ölçüde sa¤l›kl› bir örgüt ister. Sa¤l›kl› bir örgüt yaratmak her fleyden önce devrimin temel konular›nda ve sorunlar›nda hemfikirlik, ortak hedefte birleflmek, kararl›l›k ve disiplin flartt›r. Süreci anlamak, geliflmeleri kavramak ve bu do¤rultuda politikalar belirleyip, buna uygun örgütlenme yarat›p, sa¤l›kl› müdahale etmek aç›s›ndan, bilimsel de¤erlendirmeler yapmak zorunludur.

tan birisi” olarak de¤erlendirilemez. Tüm bu özellikleri ya da bir k›sm›n› tek bafl›na kendi bünyesinde bar›nd›ran herhangi bir kifli ise objektif olarak parti ve devrim karfl›t› bir çizgi izliyor demektir. Yani parti ve devrim karfl›tl›¤›n› düflmanla iflbirli¤ine ya da düflman faaliyetine kesinlikle indirgeyemeyiz. Parti ya da Partili yoldafllar hakk›nda dedikodu yapt›ktan, yalan söyledikten ya da zarar verdikten sonra “ben halktan biriyim, bana kar›flamazs›n›z” fleklindeki ifadeleri çokça duyar›z. Zira bu iddiada bulunanlar mücadele d›fl›na ç›kmakla partinin inisiyatif alan›ndan ve disiplininden ç›kt›klar› için kendilerini “halk” olarak görme/gösterme gayreti içindedirler. Ancak “inisiyatif alan›ndan ve disiplininden ç›kt›klar›” parti hakk›nda da ileri geri konuflmaktan, bu disiplin içindeki yoldafllar› karalamaktan/y›pratmaktan da geri durmazlar. Bu noktada partiden bu unsurlara karfl›, halka gösterdi¤imiz davran›fl biçimini beklemek partinin de¤erlerine ve bu de¤erlerden biri olan yoldafllara büyük haks›zl›k de¤il midir? Bir tarafta say›s› az ama flehit düflmekten, tutsakl›¤a ve bu arada onlarca bedeli ödemeye haz›r yoldafllar›m›z di¤er tarafta parti ve devrim düflmanl›¤› yaparak kiflisel rant/tatmin/kendini temize ç›karma vb. beklentisinde ve çabas›ndaki say›lar› hiç de az›msanmayacak bireyler… ‹flte bizim tek tek bu iki tarafa bak›fl›m›z (birçok konuda da oldu¤u gibi) esasta ve gerçekte s›n›f mücadelesine bak›fl›m›z› ve s›n›f mücadelesindeki duruflumuzu ortaya koyan önemli bir kriter haline gelmektedir. Parti ve devrim karfl›tlar› her zaman partiden kendilerine uygun davran›fllar› göreceklerini unutmamal›d›rlar. Komünist parti ve devrim karfl›tl›¤› yapanlar komünist partinin kendilerine karfl› kategorik bir davran›fl biçimi gelifltirece¤ini, kendi de¤eri olan yoldafllar›n›n yapt›klar› hatalar› elefltirip, onlar› de¤iflim sürecine sokarak gelifltirece¤ini ve sahiplenece¤ini unutmamal›d›rlar. Yoldafllar›m›z Komünist Parti ve devrimin de¤erleridir. De¤erlerimize sahip ç›kt›k/sahip ç›k›yoruz/sahip ç›kaca¤›z.


22

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Yunanistan’da nehir oldu Tsunami!

1 Mart Perflembe günü Yunanistan’›n birçok ilinde eylemler yap›ld›. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› eylemlerde coflku ve kararl›l›k öne ç›kan yön oldu. Atina’da Koordinasyon Komitesi ve Üniversite Ö¤retmenleri Konfederasyonu (POSDEP) taraf›ndan organize edilen eylem Propilea Meydan›’nda saat 12.00’de bafllad›. Ö¤rencilerin yo¤un kat›ld›¤› mitinge, üniversite ö¤retmenleri ve emekçiler kat›ld›. Yürüyüfl di¤er haftalarda oldu¤u gibi ayn› güzergâh› izleyerek Sindagma Meydan›’na ulaflt›. Yürüyüfl kolu Ege Bakanl›¤›’na vard›¤› s›rada kitlenin aras›ndan ç›kan bir grup Bakanl›k’a yönelerek, buraya boya ve

tafl f›rlatt›. Bakanl›k’›n önünde bulanan polis, gruba karfl› havaya atefl ederek yan›t verdi. Olay› bahane eden Çevik Kuvvet ekipleri de, gaz bombalar› ile ö¤renci kortejlerine sald›rd›. Yo¤un gaz kullan›m› sonucu birçok kifli olumsuz etkilenirken, 3 ö¤renci de yaka paça gözalt›na al›nd›. Polisin yürüyüflten d›flar› ç›kmas›n› ve gözalt›na al›nan ö¤rencilerin serbest b›rak›lmas›n› isteyen ö¤renciler, Meclis’in önünde tekrar polis sald›r›s›na u¤rad›. Kortejleri bozmadan Politeknik Üniversitesi’ne yönelen ö¤rencilere di¤er bir sald›r›, Propilea Meydan›’nda oldu. Kararl›l›klar›ndan birfley kaybetmeyen ö¤renciler, üniversiteye yürüdüler,

buradan da, Attiki Emniyet Müdürlü¤ü’ne yöneldiler. Gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› isteyen ö¤renciler, oturma eylemi yaparak hükümeti ve polisi protesto eden ö¤rencilere, polis bir kez daha sald›rd›. Yaflanan arbedede bir kifli gözalt›na al›nd›. Burada gözalt›na al›nan eylemci ile Meclis önünde gözalt›na al›nan bir lise ö¤rencisi serbest b›rak›l›rken, 2 kifli kamu düzenini bozmaktan ve cana zarar vermekten dolay› savc›l›¤a sevk edildi. Ö¤renci koordinasyonlar› ve üniversite ö¤retmenleri sendikas› yapt›klar› toplant›larda eylemlerin ve iflgallerin (flu an 315 fakülte iflgal edilmifl durumda) devam etmesi yönünde karar ald›. Selanik’te yap›lan eylemler olays›z geçerken, Girit’de ö¤renciler, PASOK (ana muhalefet partisi) ve Nea Dimokratia (‹ktidar Partisi) parti binalar›na tafl ve boya f›rlatt›lar. Nea Dimokratia binas›na giren ö¤renciler, partinin ve baflbakan Karamanlis’in posterini yakt›lar.

Geri ad›m yok, Direnifle devam!

8 Mart Perflembe günü yap›lan eylemler sonunda gözalt›na al›nan ö¤rencilerden hepsi flartl› tahliye edilirken bir inflaat iflçisinin “cana kast etmek, kamu güvenli¤ini bozmak” gibi komik iddialarla tutuklulu¤una devam edilmesi karar› verildi.

15 Mart Perflembe günü yeniden yap›lan eylemler öncesinde de 8 kifli gözalt›na al›nd›. Saat 12.00’de Propilea Meydan›’nda toplanan ö¤renci dernekleri, ilk-orta- yüksek ö¤retim ö¤retmenleri sendikalar›, yasa karfl›t› platformlar ve çeflitli örgütler yap›lan mitingde yaflanan devlet terörünü ve gözalt›lar› protesto eden aç›klamalar yapt›lar. Bu haftaki eylemlerde doktorlar da görev alarak, olas› bir çat›flmada yaral›lara müdahale etmek için yürüyüfl kolunun baz› noktalar›nda haz›r beklediler. Bu haftaki di¤er bir farkl›l›k ise eylem güvenli¤inin ö¤renci dernekleri d›fl›nda avukatlar ve ö¤retmen sendikalar› taraf›ndan sa¤lanmas› oldu. Binlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› eylemde yürüyüfl, saat 14.00 gibi bafllad›. Bu haftaki eylemlerin dikkat çeken noktas› ise polisin ortal›kta gözükmemesi oldu. Meclisin önüne var›ld›¤›nda Politeknik Üniversitesi ö¤renci derne¤i polis barikat›na do¤ru ilerleyerek hükümet politikas›n› ve polisin terörünü protesto eden sloganlar att›lar. Daha sonra kortejler bafllang›ç noktas›na ilerleyerek eylemlerine son verdiler. Ö¤renci dernekleri ise Politeknik Üniversitesi’ne giderek iflgal koordinasyonu toplant›s› yapt›lar. Atina d›fl›nda baflta Selanik olmak üzere üniversitelerin oldu¤u büyük illerde de eylemler yap›ld›. (Yunanistan’dan bir ‹K okuru)

Hindistan’da Maoist sald›r› 4 Mart tarihinde Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in önderli¤indeki k›z›l savaflç›lar›n düzenledi¤i askeri taktiksel sald›r›, faflist Hint ordusuna büyük kay›plar verdirdi. Orta Hindistan’da Chhattisgarh eyaletinde düzenlenen ey-

lemde 75 polis esir edildi, 54 polis öldürüldü, çok say›da silaha (AK 47’lerin de dahil oldu¤u 300’den fazla a¤›r silah) ve savafl aletine el konuldu. Bu sald›r› geçti¤imiz y›l Sawda Judum ad› alt›nda devletin kabile halk›na yönelik uygulad›¤›

Uluslararas› konferans- 24/25 Mart 2007, Chianciano Terme, ‹talya

IRAK YURTSEVERLER B‹RL‹⁄‹’N‹N

ÇA⁄RISI

Tüm ilerici güçleri direniflle dayan›flma amaçl› konferansa kat›lmaya ça¤›r›yoruz! ‹talya, Chianciano Terme’de 24/25 Mart’ta Irak direnifliyle dayan›flmak amac›yla bir uluslararas› konferans yap›lacakt›r. Biz bu konferans›, ABD’nin, Irak direnifline ve Irak halk›n›n, ABD taraf›ndan gerçekleflen vahfli iflgale karfl› mücadelesine karfl› gerçeklefltirdi¤i politik tedbirleri ve izolasyonu k›rmaya dönük ilk ciddi ve gerçek bir çaba olarak görmekteyiz. Bu konferans› emperyalizme karfl› uluslar aras› bir cephe oluflturman›n ilk ad›m› olarak görmekteyiz. Irak direnifli sadece Irak’› özgürlefltirmek için savaflm›yor, bilakis, tüm dünya halklar›n›, dünyaya hakim olmaya çal›flan ABD emperyalizminden kurtarmak için savafl›yor. Tüm ilerici gruplar›n ve Irak halk›n›n tüm dostlar›n›n, ya kat›larak veya dayan›flma mesaj› göndererek bu konferans› destekleyeceklerini umut ediyoruz. Bar›fl, özgürlük ve eflitlik için mücadele eden herkese, iflgale karfl› mücadelemizi sürdürece¤imize dair söz veriyor ve iflgal güçlerini yenece¤imiz konusunda hiçbir tereddüt duymuyoruz. Mücadeleyi, tüm ilerici güçlerle el ele insanl›¤›n yarar›na gelifltirelim. Abdul-Cabbar El-Kubaisy Irak Yurtseverler Birli¤i Baflkan›

vahfli sald›r›lar›n ve iflkencelerin hesab›n› sormak amac›yla gerçeklefltirildi. Bu bölgede ç›kan çat›flmalarda son 2 y›l içinde 676 kifli yaflam›n› yitirdi. Hindistan’da iflçilerin, topraks›z köylülerin, ezilen uluslar›n, ayr›mc›l›¤a u¤rayan kabilelerin ve bask› alt›ndaki genifl Hint emekçilerinin ç›karlar› için, ba¤›ms›z, demokratik bir ülke için savaflan Hindistanl› Maoistlerin bu eylemi ülke çap›nda büyük yank› yaratm›flt›r. Hindistan’›n büyük k›sm›nda gerilla savafl› veren ve genifl bir co¤rafyada kendi hükümetini Maoistlerin öncülü¤ünde oluflturan Hint halk› faflizme karfl› mücadelesini h›zl› bir flekilde büyütmektedir. 14 eyalette gerilla savafl› veren HKP (Maoist)’in ülkenin 2/3’ünde bölge bürolar›n›n bulundu¤u iddia edilmektedir. Sald›r›n›n ertesi günü söz konusu eyalete komflu bölgelerde yönetimde olan Madhu Koda hükümeti, eyaletlerinde HKP (Maoist)’e artan deste¤in de etkisiyle Maoistlerle bar›fl görüflmelerine bafllamak için bir öneri paketi haz›rlad›klar›n› duyurdu. Ancak hükümet görüflmelere silahs›z gelmelerini ve görüflmelerin hedefinin Maoistlerin silahs›z yöntemlerle faaliyetlerini sürdürmeye davet niteli¤i tafl›d›¤›n› da vurgulad›. Maoistler daha ön-

cesinde masaya silahlar› b›rakarak oturmayacaklar›n› ilan etmiflti. Bununla birlikte eyalet s›n›rlar›ndaki güvenlik önlemleri de art›r›ld›. Merkezi hükümetten daha fazla silah ve tümen deste¤i de isteyen hükümet acil bir ad›m olarak da HKP (Maoist)’e süresiz ateflkes ça¤r›s›nda bulundu. Maoist belgelerde sanayileflmifl bölgelerde ve flehir merkezlerinde çal›flmaya önem verilece¤i, Kaflmir, Manipur gibi ülkenin kuzeyinde ezilen milliyetlerin verdikleri silahl› mücadele ile iliflkileri gelifltirerek savafl› koordine etmeyi sa¤lamay›, birleflik cephenin kuruluflunu h›zland›rmay› önlerine görev olarak koyduklar› belirtilmektedir.


23

70

23 Mart-5 Nisan 2007

Latin Amerika halklar› Bush’a “defol” dedi

ABD emperyalizmi sald›rganl›k politikalar›n› daha da geniflletme çabalar›n› sürdürüyor. Bu çabalar bu kez de, ABD Baflkan› Bush’un geçti¤imiz günlerde gerçekleflen Latin Amerika ziyaretinde somutlaflt›. Baflta Brezilya, Uruguay, Kolombiya, Guatemala ve Meksika’y› kapsayan bu gezinin amac› her ne kadar bu ülkelerle ekonomik vb. iliflkileri pekifltirmek olarak aç›klansa da, ziyaretin en baflta da buralarda geliflen halk hareketlerine karfl› gerçekleflti¤i çok aç›k. Ayr›ca bu ziyarette a盤a ç›kan bir di¤er gerçek ise, kendini “sol” söylemlerle iktidara tafl›yan Lula gibi isimlerin, halklar› nezdinde zaten düflmüfl olan maskelerini tamamen ç›karm›fl olduklar›d›r. Brezilya Devlet Baflkan› Lula’n›n Bush’la yapt›¤› Etanol Anlaflmas› ise

buna en somut örne¤i oluflturmaktad›r. Brezilya ,dünyan›n bafll›ca etanol üreticisi ve ithalatç›s› konumunda. Etanol ise fleker kam›fl›ndan üretilmekte ve Brezilya’n›n benzin tüketiminin % 40’›n›n yerini alm›fl durumda. Petrol ithalat›n›n % 10’unu Venezüella’dan sa¤layan ABD ise bu ba¤›ml›l›ktan kurtulmak için etanol üretimini art›rmaya gayret ediyor. Ancak, Lula ABD emperyalizmi ile iliflkilerini daha da güçlendirirken, Brezilya halk› Bush’a “hofl geldin” demedi! Bush daha uçaktan iner inmez binlerce kiflinin kat›ld›¤› protesto gösterileriyle karfl›land›. Bush gelmeden önce bafllayan gösterilerde yo¤un çat›flmalar yafland› ve çok say›da insan gözalt›na al›narak, tutukland›.

Evrensel Bak›fl ABD’nin Do¤u Avrupa yönelimi Emperyalistler aras› çeliflkilerin giderek derinleflmesi, küresel politikadaki geliflmelere de damgas›n› vurmaya devam ediyor. ABD emperyalizminin k›sa süre önce yapt›¤› aç›klamaya göre, Polonya’da ve Çek’te kuraca¤› roket sistemiyle, AB’yi ve kendini ‹ran’dan ve Kuzey Kore’den gelebilecek sald›r›lara karfl› korumak istiyormufl. Sistem 2011’de haz›r olacakm›fl. Rusya kendini tehdit edilmifl olarak görüyor ve protesto ediyor; Çin ise uzaktan kükrüyor. Polonya ve Çek hükümetleri ise, halk›n ço¤unlu¤u sistemin kurulmas›na karfl› ç›kmas›na ra¤men, bu durumu onaylamaya haz›rlan›yorlar. Yeni bir silahlanma yar›fl› tehdidinden, tüm dünyay› s›cak savafllara sürükleyebilecek olan yeni bir “So¤uk Savafl” tehlikesinden söz ediliyor. Alman hükümeti durumu suskunlukla karfl›larken, Belçika örtbas etmeye çal›fl›yor. AB’yi ‹ran veya Kuzey Kore’den gelebilecek olas› sald›r›lara karfl› “koruma” ad› alt›nda ABD emperyalizmi taraf›ndan gerçeklefltirilen Do¤u Avrupa’ya roket sistemi yerlefltirilmesi giriflimine iliflkin basit bir de¤erlendirme bile, bu iddian›n (AB’yi koruma) pek de inand›r›c› olmad›¤›n› göstermekte. Çünkü ne ‹ran ne de Kuzey Kore bu mesafeyi kat edecek menzilde roketlere sahip de¤iller! Ancak roket sistemini meflrulaflt›rmaya çal›flan baz› askeri uzmanlar, 2011 y›l›na kadar yerlefltirilmesi düflünülen bu roket sistemi karfl›s›nda ‹ran ve Kuzey Kore’nin de “tembellik” yapmayacaklar›n› ve bu süre içinde onlar›n da bu mesafeyi kat edebilecek nitelikte roketler infla edebileceklerini söylüyorlar. Yani, bugün teknik olarak mümkün olmayan fley yar›n

mümkün olabilir diyorlar. Böyle bir geliflme ise meseleyi do¤rudan, askeri misyonu giderek öne ç›kan NATO’nun meselesi haline getirecektir. ABD’nin roket sistemine iliflkin verdi¤i, bunlar›n kesinlikle Rusya’ya karfl› olmad›¤› güvencesi ise zaten inand›r›c›l›ktan çok uzak. Peki ABD’nin aç›k olarak ilan etti¤i AB’nin korunmas› hedefi sadece yan›ltmaysa, o zaman gerçek mesele nedir? Bunu aç›klayabilmek için öncelikle ABD askeri donan›m›n›n uzun süreli iç dinami¤ine bakmak gerekiyor. ABD, “So¤uk Savafl”›n bitiminden sonra, 1983’de Ronald Reagan taraf›ndan oluflturulan, halk dilinde “Y›ld›zlar savafl› Program›” olarak an›lan “Stratejik Savunma ‹nisiyatifinden” uzak durmufl, ancak silahlanmadan vazgeçmemiflti, sadece silahlanma yönteminde de¤ifliklik yapm›flt›. “Y›ld›zlar Savafl› Program› ad›m ad›m, herhangi bir ülkeye kurulan deniz destekli bir roket sistemiyle hayata geçirilmeye bafllanm›flt›. 1991’den itibaren ise, NATO’nun genifllemesi ve “Bar›fl Güvencesi” ad› alt›nda art›k dünya çap›nda sald›rgan bir örgütlenmeye dönüflmesiyle birlikte bu program eski Do¤u Avrupa ülkelerini de içine almaya bafllam›flt›. Program›n yayg›nlaflt›r›lmas›na dönük ilave kararlar›n ilki 1999’da Clinton döneminde al›nm›fl ve en son 2006’da Bush yönetimince güncellefltirilmifltir. Böylece roket sisteminin alt yap›s› olarak, 2015’e kadar tüm dünya çap›nda radar üsleri oluflturulmas› planlanmaktad›r. ABD bu silahlanma faaliyetlerine paralel olarak, atom silahlar›na iliflkin anlaflmalar da dahil tüm mevcut uluslararas› silahlanma s›n›rlamalar›n› iptal etmifltir.

Bush’un ziyaret etti¤i ülkelerden biri de, Latin Amerika’daki en yak›n müttefiklerinden biri olan Kolombiya idi. Bu ziyaret ise, Latin Amerika turunun sadece ekonomik vb. nedenlerle olmad›¤›n›, aksine gerçek hedefin halk hareketleri oldu¤unu gözler önüne serdi: Kolombiya Devrimci Silahl› Güçler’e (FARC) yönelik Bush’un ziyaretinden hemen önce ABD askerlerinin de kat›ld›¤› kapsaml› bir operasyon yap›ld›¤› ortaya ç›kt›. Kolombiya CIA’nin bilgisi ve denetimi dahilinde, baflta kitleleri yozlaflt›rmak, uyuflturmak amac›yla teflvik edilen uyuflturucu ticaretiyle öne ç›kmakta. Ancak bu gerçekli¤e karfl›n, Bush yapt›¤› ziyaret s›ras›nda Kolombiya Devlet Baflkan› Alvaro Uribe’ye “uyuflturucu üretimi ve uyuflturucu ticaretine karfl› verdi¤i mücadeleden dolay›” teflekkür ederek, “kiflisel destek” sözü vermifl! Bu deste¤in halk hareketlerine dönük sald›r›lara verilen deste¤in daha da art›r›laca¤› anlam›na geldi¤i ise çok aç›k. Ancak Kolombiya’n›n emperyalist güdümlü hükümeti Bush’a kucak açarak, iflbirli¤ini gelifltirse de, Kolombiya halk› da t›pk› di¤er Latin Amerika halklar› gibi “Bush defol” dedi! Kolombiya’n›n baflkenti Bogota’da toplanan binlerce kifli, ABD bayra¤› yakarak ziyarete

tepkilerini gösterdiler. Benzer tepkiler bir sonraki dura¤› olan Guatemala’da yaflan›rken, ziyaretten günler öncesinde bafllayan eylemlerde ç›kan çat›flmalarda, çok say›da polis ve eylemci yaraland›. Bu ziyaretleri kendi “sol”, “sosyalist” maskesi için kullananlar da oldu elbette. Bunlar›n bafl›nda gelen isim ise Venezüela Devlet Baflkan› Chavez’di. Bu ziyaret günlerinde “Amerikan imparatorlu¤una karfl› sosyalist karfl› sald›r› örgütleme” gibi büyük bir iddiayla ortaya ç›kan Chavez, ayn› günlerde kat›ld›¤› ziyaret karfl›t› gösterilerde, ABD’nin kendisine ve Bolivya Devlet Baflkan› Morales’e yönelik suikast peflinde oldu¤u söylemini dile getiriyor. Chavez böylece bir kez daha Latin Amerika halklar›n›n ABD emperyalizmine ve özde emperyalist-kapitalist sisteme karfl› giderek artan öfkesi üzerinden kendi iktidar›n› pekifltirmeye, temelinde kapitalist sistemi korumak yatan Bolivarc› anlay›fl›n, “Latin Amerika Birli¤i” projesinin zeminini geniflletmeye çal›fl›yor. Ancak gerek Latin Amerika halklar› gerekse ezilen dünya halklar›, halk düflman› politikalara art›k kanm›yorlar ve kendilerini çeflitli maskelerle aldatan önderliklerin maskelerini düflürmekte gecikmiyorlar.

Polonya ve Macaristan 1999’dan, Bulgaristan, Romanya, Slovekya, Litvanya gibi ülkeler ise 2004’den beri NATO üyesi, ancak hiçbir karar yetkileri ve müttefiklik sorumluluklar› yoktur. Ukrayna, Moldavya ve Gürcistan’da üye yap›lmak istendi, ancak bunlar›n Rusya ile olan iliflkileri bunun önünde engel oluflturdu. K›sacas›, ABD’nin Çekoslovakya ve Polonya’ya dönük roket sistemi karar› yeni ancak flafl›rt›c› bir ad›m de¤il. Bu geliflmenin bir di¤er boyutu da, AB ile ABD aras›ndaki iliflkileri kaps›yor: ABD’nin stratejik konseptine ve bunun ard›ndaki neomuhafazakar güçlere göre, Avrupa, Avrasya’da hakimiyet kurabilmenin, özellikle de Rusya üzerinde bask› oluflturabilmenin “Köprü bafl›.” Asya taraf›ndaki ikinci “Köprü bafl›” olarak görülen ise Japonya. Demir Perde’ nin çökmesi, AB’nin Beyaz Rusya, Moldavya ve Ukrayna s›n›r›na kadar genifllemesi, AB ve Rusya aras›ndaki, özellikle de Almanya cephesinden giderek daha s›k› bir enerji iflbirli¤ine do¤ru gidiyor görünen “Stratejik Ortakl›k”, Euro’ya geçifl ve bunun yan› s›ra, de¤iflime u¤ram›fl NATO içinde, ayr› bir blok olarak, Avrupa Savunma Ortakl›¤›’n›n geliflmesi, ABD ile AB aras›ndaki güçler dengesini öyle de¤ifltirdi ki, AB sanki “Köprü Bafl›” konumundan giderek uzaklaflmaya bafllad› gibi görünüyor. Ancak AB ayn› zamanda Varflova Pakt› etraf›ndaki devletlerle genifllemesi ile birlikte, Rusya ile iliflkilerini etkileyen, tarihi bir miras› da devrald›. Burada “eski” ile “yeni” Avrupa aras›nda, Rusya dostu ile, Rusya düflman› aras›nda, yani, ABD eksenli politika izleyenlerle ABD karfl›t› politika izleyenler aras›nda, potansiyel bir k›r›lma noktas› ortaya ç›kmakta. Bu durum Rusya ile AB aras›ndaki politik bir istikrars›zl›¤a sahip olan tampon bölgeler vas›tas›yla daha da güçlü bir hal almakta. Bu da ABD’ye bu k›r›lma noktas›na etki yapma olana¤›n› vermek-

te ve böylece AB’yi dolayl› yolla, yeni AB ülkeleri Polonya ve Çekoslovakya üzerinden, yeniden daha güçlü bir biçimde kendine çekmeye çal›flmakta. Tüm bunlara ek olarak, ABD’nin Çekoslovakya ve Polonya’ya girmeye çal›flmas›ndan bir ay önce Çin’de yaflanan bir geliflmeye de dikkat çekmek gerekiyor: 12.01.2007’de Çin’in güney bat›s›nda, 860 metre yükseklikteki bir Çin hava durumu uydusunu isabet alan bir roket f›rlat›ld›. Sonuç baflar›l›yd›! ABD aç›s›ndan bu bir meydan okumayd›. Çünkü ABD’nin askeri uydular› da bu yükseklikte bulunmakta. ABD Baflkan› Bush 2006 y›l›nda yeni uzay stratejisini aç›klarken, e¤er ABD’nin ulusal ç›karlar›n›n tehdit alt›nda olmas› durumunda, gerekirse “düflman ülkelerin” uzaya girmesinin engellenebilece¤ini söylüyordu. Çin ise bir ay önce yapt›¤› bu deneyle ABD’nin uzay›n tek hakimi olma iddias›n› k›rm›flt›. ABD emperyalizminin Ortado¤u’daki giderek netleflen yenilgisi, Dolar›n de¤erindeki düflüfl, ABD’yi yeni hamleler yapmaya zorluyor. Bu hamlelerden birini de Do¤u Avrupa’ya dönük, asl›nda kökeni eskiye dayanan, roket sistemi giriflimi oluflturuyor. ABD bu hamlesine h›z verirken bir yandan Rusya’ya gözda¤› vermenin di¤er yandan da, AB ile Rusya aras›ndaki iflbirli¤ini, bozamasa bile, zorlaflt›rman›n, AB’yi kendine daha da yak›nlaflt›rman›n hesaplar›n› yap›yor. Sonuç olarak; yaflanan geliflmeleri, yeni bir “So¤uk Savafl” m›, yoksa de¤il mi biçiminde oldu¤u kadar, ABD’nin Rusya ve Çin’le olan rekabetini giderek k›z›flt›rmas› olarak da de¤erlendirmek gerekiyor. Bu k›z›flman›n sonucunda ortaya ç›kan silahlanma yar›fl› halklar› giderek daha fazla tehdit ederken, yeni sald›r›lar›n zeminini oluflturmaya da devam ediyor. Bu zeminin alt›n› boflaltacak yegane dinamik ise, ezilen halklar›n, emperyalizmin her türden sald›r›lar›na karfl› yükselttikleri mücadelelerinin ba¤r›nda yatmaktad›r!


24

23 Mart-5 Nisan 2007

70

Emekçi kad›nlar talepleriyle alanlardayd› ‹STANBUL Bak›rköy: 129 emekçi kad›n›n ödedi¤i bedel sonucu kazan›lan bir mücadele günü olan 8 Mart belediyelerde çal›flan emekçi kad›nlar taraf›ndan kutland›. 8 Mart günü saat 13.00’te Bak›rköy Meydan›’nda biraraya gelen Bak›rköy Belediyesi’nde örgütlü Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube ile Tüm Bel-Sen 1 No’lu fiube üyesi emekçi kad›nlar bir bas›n aç›klamas› yapt›. Emekçi kad›nlar›n; özgürlük, eflitlik için, 8 Mart’› s›n›fsal özüne ve içeri¤ine uygun kutlamak için, çifte ezilmiflli¤e bask› ve sömürüye hay›r demek için alanlarda oldu¤unu dile getiren sendika üyesi kad›nlar “8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutlu olsun” pankart›n› açt›. Bas›n aç›klamas›n›n bir kad›n belediye emekçisi taraf›ndan okunmas›n›n ard›ndan emekçi kad›nlar meydanda karanfillerle birlikte bildiri da¤›tt›.

düzenledi. “8 Mart emekçi kad›nlar›n uluslararas› birlik, mücadele ve dayan›flma günüdür” fliar›yla düzenlenen etkinlikte bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Ard›ndan etkinli¤e kat›lanlara çay-pasta sunuldu. Etkinli¤in son bölümünde sunulan müzik dinletisi be¤eniyle dinlendi. (Çukurova DDSB)

Mersin:

Adana: Al›nteri, BDSP, ÇHKM, DHP, Mücadele Birli¤i, Partizan ve HÖC’lü kad›nlar 8 Mart’ta emekçi kad›nlar›n taleplerini yükseltmek amac›yla Çakmak Caddesi giriflinden ‹nönü Park›’na kadar meflalelerle yürüdü. Yürüyüflte, kad›nlar üzerindeki tüm bask› ve eflitsizliklerin ancak s›n›fs›z bir toplumda ortadan kald›r›labilece¤i vurguland›. (Adana YDG)

MARAfi Marafl’ta SES taraf›ndan 11 Mart Pazar günü saat 13.00’de yap›lan etkinli¤e DDSB ve YDG de kat›ld›. SES yönetiminden bir arkadafl›n aç›l›fl konuflmas›ndan sonra, 1 dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Ard›ndan kad›nlar›n mücadele tarihi ve kad›n sorunlar›n›n aktar›ld›¤› bir konuflma yap›ld›. Gençlerin okuduklar› fliirler, müzik ve folklor gösterimiyle etkin(Marafl DDSB) lik sona erdi.

ADIYAMAN Gülsuyu: Kentsel Dönüflüm Projesi’ne karfl› yap›lan çal›flmalar›yla ad›ndan söz ettiren, Gülensu-Gülsuyu Güzellefltirme ve Kültür Derne¤i, kad›n kollar›, yürüttü¤ü çal›flman›n bir parças› olarak, 8 Mart etkinli¤i düzenledi. Güzellefltirme Derne¤i’nde düzenlenen etkinlik bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Ard›ndan 8 Mart’›n tarihini anlatan bir konuflma yap›ld›. Naz›m Hikmet’in kad›nlarla ilgili yazd›¤› fliirlerinin okundu¤u etkinlikte kad›nlar›n a¤›rl›kta olmas› dikkat çekiciydi. Verilen müzik dinletisinin ard›ndan, pasta ve içecekler da¤›t›ld›. Ard›ndan kad›nlar›n kendi sorunlar›n› anlatt›klar› serbest kürsü düzenlendi. Etkinlik, bu ve benzer kad›n etkinliklerinin ço¤alt›lmas› ve süreklilefltirilmesi gerekti¤i yönündeki ortak fikirle sona erdi.

ÇUKUROVA Çukurova DDSB 4 Mart Pazar günü Kristal-‹fl Sendikas›’nda bir salon etkinli¤i

Saat 12.00’de KESK önünde bafllayan 8 Mart yürüyüflü, Tafl Bina önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla devam etti. Buradan Postane önüne kadar yüründü. Devrimci kurumlar yürüyüfle “Kad›nlar! Emperyalizme, Sömürüye, Irkç›l›¤a, Yoksullu¤a, fiiddete, fiovenizme Karfl› Birlefl” pankart›yla kortejde yerlerini ald›lar. Yaklafl›k 250 kiflinin kat›ld›¤› eylem halktan da oldukça ilgi gördü.

8 Mart günü Ad›yaman Gölbafl›’nda Gölbafl› E¤itim-Sen’in organize etti¤i etkinlik, saat 19:00’da Belediye Dü¤ün Salonu’nda E¤itim-Sen ilçe temsilcisinin aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Ard›ndan günün anlam ve önemine uygun slayt gösterisi izlendi. Daha sonra Kahta E¤itim-Sen Müzik Grubu’nun dinletisiyle kitle halaylar çekti. Etkinlik günün anlam ve önemine uygun olmakla birlikte, en büyük eksiklik 8 Mart’›n alanlarda de¤il de salonda kutlanmas›yd›. (Bir ‹K okuru)

Hatay: Partizan, BDSP, Al›nteri ve HÖC’ün ortak örgütledi¤i etkinlik, yürüyüflle bafllad› ve Ulus Meydan›’nda bas›n aç›klamas›n›n okunmas›yla devam etti. Etkinlikte “8 Mart k›z›ld›r k›z›l kalacak”, “Tutsak kad›nlar onurumuzdur” sloganlar› at›ld›. Tanya fliirinin okunmas›n›n ard›ndan flehit kad›nlar›n resimlerinin bulundu¤u bir foto¤raf sergisi aç›ld›.

MALATYA Partizan, HÖC’lü kad›nlar, EKD ve DHP’nin eylemi saat 15:00’de bafllad›. 8 Mart’tan iki hafta kadar önce biraraya gelen kurumlar, 8 Mart etkinliklerini planlad›lar. Yap›lan planlamada baz› eksiklikler olmas›na ra¤men 8 Mart özüne uygun bir flekilde kutland›. ‹lk olarak ortak haz›rlanan bildiriler Yamaç ve Paflaköflkü mahallelerinde da¤›t›ld›. 7 Mart günü de Çarfl› Merkez’de aji-

tasyonlu bildiri da¤›t›m› yap›ld›. 8 Mart günü, Eski Soykan Park›’nda biraraya gelen kitle bir dakikal›k sayg› duruflundan sonra halaylar çekti. Aç›klaman›n ard›ndan bir YDG’li taraf›ndan fliirler okundu.

TRABZON Bileflenlerini DPG, Ekim Gençli¤i, ÖEP, Temel Haklar ve Özgürlükler Gençlik Komisyonu ve YDG olarak oluflturdu¤umuz birliktelikle 8 Mart sürecini ördük. ‹lk olarak bir etkinlik gerçeklefltirdik. Etkinlikte yap›lan konuflmadan sonra slayt gösterimi yap›larak, fliirler okundu. Daha sonra da “Demir Çeneli Melekler” isimli film sunuldu. Filmden sonra müzik dinletisiyle etkinlik sona erdi. Etkinlik s›ras›nda Trabzonlu köylü bir kad›n›n kendi sorunlar›n›, kendi diliyle ifade etmesi ülkemizin her yerinde oldu¤u gibi Karadeniz’de de kad›n olman›n zorluklar›n› bir kez daha göstermifl oldu. 8 Mart günü Meydan Park’ta 12:45’te bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. YDG olarak biz de “Kad›nlar gö¤ün yar›s›d›r”, “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiç birimiz” dövizleriyle alanda yerimiz ald›k. Sloganlardan sonra müzik eflli¤inde horonlarla ve halaylarla ey(Trablem devam etti. zon YDG)

MU⁄LA YDG, SGD, DGH, DPG, SEH ve YÖGEH bileflenlerinden oluflan kitle Kurflunlu Camii’nin önünde topland›. S›n›rs›zl›k Meydan›’na yürümek isteyen 150 kiflilik kitle, polis taraf›ndan engellendi. Engellemeye karfl›l›k kitle sloganlarla oturma eylemine geçti ve Duvar Sahnesi Tiyatro Grubu iflçi kad›nlar› anlatan tiyatro oyunu sergiledi. Görüflmeler sonucunda meydana sessiz yürüme karar› al›nd›. Meydan›na gelindi¤inde Kürtçe ve Türkçe “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” yaz›l› pankartlar aç›ld›. Sloganlar›n ard›ndan yap›lan müzik dinletisiyle bas›n aç›klamas›na geçildi. (Mu¤la YDG)

San›klar serbest, kad›nlar hapiste 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde fi›rnak Cizre’de alana ç›kan kad›nlardan 31’i tutukland›. Madalyonun di¤er yüzünü ise yine ayn› gün Diyarbak›r’da sakland›¤› sand›kta “namus” nedeniyle öldürülen Gülistan Gümüfl’ün san›klar›ndan 4 kiflinin tahliye edilmesi oluflturuyordu…

Gerekçe izinsiz gösteri fi›rnak’›n Cizre ilçesinde izinsiz gösteriye kat›ld›klar› gerekçesiyle gözalt›na al›nan 92 kad›ndan 31’i tutukland›. Mem u Zin Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikten sonra Abdullah Öcalan’›n zehirlenmesi iddialar›n›n araflt›r›lmas›n› isteyen kad›nlar yürüyüfl yapt›. Gözalt›na al›nan kad›nlardan 31’i tutuklan›rken di¤erleri tutuksuz yarg›lanmak üzere ser-

best b›rak›ld›. Tutuklananlar aras›nda 77 yafl›ndaki Hacer D. ile 18 gün önce do¤um yapan Fehime B.’nin de bulundu¤u aç›kland›. Adliye’de yer olmad›¤› için kad›nlar›n, yarg›lama süresince (15 saat) yerde oturmak zorunda kald›¤›, fleker hastas› iki kad›n›n fenalaflarak hastaneye kald›r›ld›¤› ö¤renildi.

Gülistan’›n hesab›n› kim soracak? Geçti¤imiz say›da ‹stanbul’da Emekçi Kad›nlar Günü mitinginin yap›ld›¤› gün Diyarbak›r’›n Ç›nar ilçesinde “namus” gerekçe gösterilerek katledilen Gülistan Gümüfl’ün katil zanl›lar›n›n yarg›lanaca¤› mahkemenin yap›laca¤›n› belirtmifl ve baz› öngörülerde bulunmufltuk. Mahkeme bu defa “a¤›r tah-

rik” nedeniyle ceza indirimi yapmak yerine tutuklu 4 san›¤›n “suça kat›lma biçimleri dikkate al›narak” tahliyesine karar verdi! Diyarbak›r 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’ndeki duruflmada 8 tutuklu san›k haz›r bulundu. Mahkeme heyeti Gülistan Gümüfl’ün efli Ömer Tafl, kay›nbiraderi Mehmet fiah Tafl, Hamdullah Tafl ve Bahattin Gümüfl’ün tutukluluk halinin devam›na di¤er 4 san›¤›n ise “suça kat›lma biçimleri dikkate al›narak” tahliyesine karar verdi. Yaral› halde sakland›¤› anne evindeki çeyiz sand›¤›n›n içinde taranarak öldürülerek Gülistan’›n katili sadece teti¤i çeken el mi? Koca dünyada kendisine s›¤›nacak bir çeyiz sand›¤›ndan baflka yer bulamayan Gülistan’a bu dünyay› dar edenler kim? T›pk› Bursa’da yang›n s›ras›nda kap›lar

kilitli oldu¤u için yanarak can veren kad›n iflçilerle ilgili haz›rlanan bilirkifli raporunda, ölenlerin de kusurlu say›lmas› gibi. Raporda, iflçilerin kusuru olarak fabrika kap›lar› kilitli oldu¤u halde “zaman›nda iflyerini terk etmemek” olarak gösterildi! Öyle ya, kaçamayandayd› suç! Ne devletin ne de kolluk güçlerinin bu durumu ortadan kald›ramayaca¤› onlarca olayda al›nan tav›rla görüldü, bu durumu ak›ldan ç›karmamakla birlikte gerek demokratik kitle örgütlerinin gerekse kad›n örgütlenmelerinin bu sorunu kamuoyunun gündeminde tutarak teflhir etmeleri, bunun yan›s›ra alternatif çözüm projeleri de devreye sokulmas› gerekiyor. Yeni Nalileler, Güldünyalar, Gülistanlar olmas›n diye…


70

25

23 Mart-5 Nisan 2007

Abla Rimawi Sa’dat: “Filistin’de günlük yaflam›n üç maddesi var: ES‹RLER, fiEH‹TLER, YIKIMLAR…”

Halen ‹srail Siyonizminin elinde tutsak bulunan FHKC (Filistin Halk Kurtulufl Cephesi) Genel Sekreteri Ahmet Sa’dat’›n efli Abla Rimawi Sa’dat ‹HH’n›n davetlisi olarak tutuklu HAMAS milletvekillerinin eflleriyle birlikte Ankara’da ziyaretlerde bulundu. Ard›ndan ‹stanbul’a gelen Sa’dat ile görüflerek yaflad›klar›n›, Filistinlilere yaflat›lanlar› konufltuk… - Ahmet Sa’dat Türkiyeli sosyalistlerin, devrimcilerin yak›ndan tan›d›¤› bir isim. Tutuklanma süreci ve yaflad›klar›yla ilgili bilgi verir misiniz? Direnifl hareketine 1967’de kat›ld›. 1968’den itibaren tutuklama serüveni bafllad›. 1976’ya kadar 4 kere tutukland›. 1976’da 4 y›ll›k bir tutukluluk yaflad›. Sonras›nda ilk defa 4 y›l boyunca hiç tutuklanmad› ve biz evlendik, evlili¤imizin sadece bu dört y›l› tutuklu olmadan geçti. 1985’ten sonra 1. ‹ntifadan›n bafllang›c› olan 1987’ye kadar tutuklu kald›. 9 ay d›flar›da kald›ktan sonra ‹dari Mahkeme taraf›ndan tekrar tutukland› ve 1.5 y›l kald› içeride. Defalarca olan bu tutuklamalarda ‹srail devletinin hangi gerekçeler ile eflini tutuklad›¤›n› soruyoruz, asl›nda çocuk, yafll› demeden katleden, hapseden, yok etmeye endeksli böyle bir devletin “bahane” ye ihtiyaç duymayaca¤›n› düflünüyoruz. “Tek gerekçe FHKC üyesi olmas›yd›” diyor Abla. Devam ediyor kald›¤› yerden tutuklanma sürecine: “ ‘97 y›l›nda ayn› gün ve ayn› saatte Bat› fieria’da FHKC’nin 1. ve 2. kademe yöneticilerinin hepsi ‹srail taraf›ndan düzenlenen bir operasyonla tutukland›. D›flar›da oldu¤u dönemlerde zaten akflamlar› evde kalm›yor, sürekli yer de¤ifltiriyordu, gündüzleri u¤ray›p ç›k›yordu. Bundan sonra tamamen güvenlik önlemleri alt›nda görüflmeye bafllad›k, bizi ça¤›rd›¤› bir yerde gizlice görüflüyorduk. 1992’de aran›r durumda oldu¤u için çok daha dikkatliydi, tüm arabalar denetlendi¤i için gidece¤i yerlere yürüyerek gidiyordu. Yakalanmas› tesadüfen yol kenar›ndan geçen bir devriyedeki askerin onun yüzünü tan›mas›yla oldu. Üzerinden herhangi bir doküman, elde herhangi bir kan›t olmamas›na ra¤men 14 ay yatt› hapiste. Bu tutuklamalar›n hepsinde ayn› durum geçerliydi asl›nda, elde hiçbir delil yoktu. 1994’te Oslo Süreci’nin ard›ndan Filistin Özerk Yönetimi kuruldu¤un-

da yine FHKC’nin yönetim kademesine yönelik bir operasyon oldu, bir tek Ahmet hariç di¤erleri tutukland›. Operasyonu haber al›nca o baflka bir yere gitti, döndü¤ümüzde ‹srail askerleri evin içinde oturmufl bizi bekliyorlard›.” Tüm bu tutuklamalardan sonra en son tutuklaman›n nas›l ve ne zaman oldu¤una geliyor sohbet. Oslo Süreci ve giderek ‹srail’e karfl› tavizkar bir tutum tak›nan Arafat yönetimi ‹srail’in bask›s›yla birkaç kere k›sa süreli¤ine al›koyup b›rak›yor Sa’dat’›. FHKC kurucusu George Habbafl’›n liderlikten ayr›lmas›n›n ard›ndan yerine getirilen Ebu Ali Mustafa (Mustafa Ali Kas›m Zibri), ‹srail taraf›ndan 27 A¤ustos 2001’de öldürülür. Ebu Ali’nin yerine 3 Ekim 2001’de Oslo bar›fl anlaflmas›na karfl› ç›kan Ahmed Sa’dat getirilir. FHKC, Ebu Ali Mustafa’n›n öldürülmesinden sonra, misilleme yapaca¤›n› ve üst düzey Filistinlilere yönelik ‹srail’in sald›r›lar›na karfl›l›k verece¤ini aç›klar. FHKC, ‹srail Turizm Bakan› Rehavam Zeevi’nin Ekim 2001’de Kudüs’te öldürülmesinin sorumlulu¤unu üstlenir, Filistin tarihindeki en önemli eylemlerden biridir bu. ‹srail, Turizm Bakan›’n›n Kudüs’te ofisinde öldürülmesine karfl› sürek av› bafllat›r. Bundan sonras›n› flöyle anlat›yor Abla Sa’dat: “Filistin yönetimi bu olaydan sonra ‹srail’in bask›s›na dayanamad› ve eflimle birlikte eylemden sorumlu tutulan 4 kifliyi tutuklad›. Ard›ndan hat›rlars›n›z Arafat’›n Ramallah’taki karargah› kuflatmaya al›nd›. Eflim, tutuklanan 4 kifli ve ElFetih içerisindeki askeri kanattan sorumlu olan Mahmut fioubek’i tutuklayarak Eriha Hapishanesi’ne götürdüler. ‹ngiliz, ‹srail ve Amerikan askerlerinin gözetimindeydi hapishane. Tutuklanmadan bir gün önce Ramallah’ta yap›lan uyduruk bir mahkemeyle bu kiflilere 14-20 y›l aras› de¤iflen hapis cezalar› verildi. Bu kuflkusuz Amerika ve ‹srail’in dayatmas›yd›. Arafat devre d›fl› b›rakmak istemiflti onlar›, bunu yapt›. Geçti¤imiz y›l Mart ay›nda düzenlenen bir operasyonla kaç›r›larak ‹srail içindeki Hedarim Hapishanesi’ne götürüldüler” diyor. Sa’dat halen daha ‹srail’i tan›mad›¤› için mahkemeyi meflru görmüyor ve savunma yapm›yor. Sohbet, Filistinli tutsaklar›n yaflam koflullar›na geliyor… Bütün bir ülkenin aç›k hava hapishanesine döndürüldü¤ü bir yer Filistin. Ülkede durum böyleyken hapishanelerde nas›l? “fiu anda 12 binden fazla Filistinli tutsak var. Bunlar›n aras›nda çocuk, kad›n ve yafll›lar da var. Ayr›ca HAMAS’l› 40 milletvekili de tutuklu bulunuyor. Ziyaretlerle ilgili çok ciddi s›k›nt›lar yafl›yorlar. Çünkü öncelikle hapishaneye gidebilmeleri için bir izin belgesine sahip olmalar› gerekiyor. ‹çeride o¤lu olan anneye ‘akrabal›k ba¤› yoktur’ denilerek keyfi biçimde engellenebiliyor. Eflim Kudüs do¤umlu oldu¤u için, ‹srail vatandafl› say›l›yor, bu yüzden bizim durumumuzda olanlar görüflebiliyor, ancak her fley keyfi” diyor. Türkiye’deki politik tutsaklar›n mücadelesinden, açl›k grevlerinden bahsedilirken onlar›n nas›l bir direnifl hatt› ördüklerini soruyoruz “‹çerideki tutsaklar ne

hastal›klar› olursa olsun, günde sadece bir tane a¤r› kesici alabiliyorlar. Tedavi hakk›, yaflam flartlar›n›n iyilefltirilmesi için açl›k grevlerine gidiyorlar zaman zaman. Ancak özellikle d›flar›da destek verilebilecek dönemlere denk getiriyorlar, istedikleri zaman greve gidemiyorlar yani. Esirlerin bunu yapabilmeleri için d›flar›daki flartlar›n müsait olmas› laz›m” diyerek ekliyor. Biz hemen soruyoruz; - Filistinli tutsaklar›n yak›nlar› olarak neler yap›yorsunuz? Esirlerle dayan›flma örgütleri var ve her türlü dayan›flmay› göstermeye çal›fl›yoruz. Zaten orada günlük yaflam›n üç maddesi var, biri esirler, biri flehitler, biri de y›k›lan evler. Bunlar›n üzerine kurulmufl bir hayat var ve bunlar› takip eden örgütlerimiz, derneklerimiz var. Bunlardan biri eflimin de kurucular› aras›nda yer ald›¤› Addameer (Vicdan) isimli tutsaklarla dayan›flma örgütü. Bundan sonras› bu yaz›ya s›¤mayacak kadar geniflliyor sohbet, Filistin’de yükselen ‹slami güçlerden, HAMAS’›n ‹srail ve ABD karfl›s›nda ne kadar tavizsiz duraca¤›na, parlementodan, silahl› mücadeleye dek pek çok konu aç›l›yor. Rantisi gibi liderler öldürüldükten sonra HAMAS’›n tek bir silahl› eylem yapmad›¤›n› ve k›sa zamanda “hizaya getirilece¤ini” düflünüyor. Ancak yine de iflgal karfl›t› direniflte farkl› görüfllerin birlikte mücadele etmesi gerekti¤ini söylüyor “Hepimiz Filistinliyiz” diyor hakl› olarak. Gözümüzün kula¤›m›z›n Filistinli devrimcilerde oldu¤unu söyle-

di¤imizde ortaya ç›kan tablo Türkiyeli devrimcilerle ayn› s›k›nt›lar› yaflad›klar›n› gösteriyor; ekonomik s›k›nt›, kaynak yoklu¤u. ‹slamc› güçlere aç›lan vanalar›n aksine, kendilerinin çok zor koflullarda çal›flt›¤›n› söylüyor. - Gazetemiz arac›l›¤›yla okurlar›m›za ve devrimci kamuoyuna neler iletmek istersiniz? Öncelikle sayg›lar›m› ve teflekkürlerimi iletmek istiyorum halk›n›za. Gerçekten bizim ac› duydu¤umuz her fleyi paylaflmaya çal›fl›yorlar. Filistinli tutsaklar› ve Filistin halk›n› an›msad›klar› için çok teflekkür ediyoruz. Bize destek ç›kan, tutsaklar›m›za sahip ç›k›p, flehitlerimizi unutmayan insanlara da sayg›m›z sonsuz… Biz teflekkür ediyoruz, ülkemizde sizin gibi direniflçi insanlar› görmek bizim için onur diyoruz. Birkaç ay önce Olmert gibi eli kanl› katilleri a¤›rlam›flt› AKP hükümeti Ankara’da, flimdi Bülent Ar›nç’›n Filistinli tutsak milletvekillerinin efllerini ve kendisini kabul etti¤ini ve bunu “çözme sözü” verdi¤ini duyuyoruz! Ertesi gün elimizde mütevazi ama anlaml› bir hediyeyle gidiyoruz onu görmeye. Sincan Kapal› Kad›n Hapishanesi’nde bulunan Tutsak Kad›n Partizanlar’›n el eme¤i bir örme çantay› götürüyoruz. Kendisi için çok anlaml› oldu¤unu söyleyerek sar›l›yor bize, direnen Filistin’e, devrimci tutsaklardan ve Türkiyeli devrimcilerden selam ve sevgilerimizi götürmesini istiyoruz ve “ilellika”* diyoruz. *‹lellika: görüflmek üzere…

Ezgiler Filistin için söylendi

On y›llard›r ‹srail Siyonizmi’nin iflgaline karfl› direnen Filistin halk›na bir selam da yaflad›¤›m›z topraklardan ezgilerle gönderildi. Filistin halk›n›n yaflad›¤› iflgali, zulmü ve onurlu direniflini ülkemiz halk›na anlatmak ve halklar›n kardeflli¤ini ve dayan›flmas›n› gelifltirmek hedefiyle faaliyet yürüten Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i (FHDD) bir etkinlik düzenledi.

9 Mart’ta fiiflli Nikâh ve Kültür Merkezi’nde “fiark›lar›m›z Filistin için” bafll›¤›yla gerçeklefltirilen etkinlikte, Filistin halk›n›n mücadelesi, ‹srail siyonizminin katliamlar› ve halklar›n kardeflli¤inin önemi üzerinde duruldu. “Filistin halk›na kardefllik elini uzat” yaz›l› pankart›n as›ld›¤› etkinlik, dernek ad›na yap›lan aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Derne¤in halklar aras›ndaki kardefllik köprüsünü sa¤lamlaflt›rmay› amaçlad›¤› dile getirildi. ‹lk olarak coflkulu marfllar›yla Grup Vardiya sahne ald›. Ard›ndan Ahde Vefa fiiir Grubu, sinevizyon görüntüleri eflli¤inde Filistin’de yaflananlar› sahneye tafl›d›. Daha sonra FHDD ve Tohum Kültür Merkezi’nin ortak haz›rlad›¤› sinevizyon gösterildi. Ard›ndan rock grubu Pinhani sahneye ç›kt›. Mesajlar›n okunmas›ndan sonra sahnede yerini alan Grup Nidal söyledi¤i Arapça ezgilerle Filistin halk›n›n ac›lar›n›, umutlar›n› dile getirirken izleyicilere de coflkulu (‹stanbul) anlar yaflatt›.


23 Mart-5 Nisan 2007

26

70

“Umut da¤lara çekilmifl kar alt›ndad›r” 7 Nisan 2006 tarihinde flehit düflen Dilek Polat an›s›na bir yoldafl›n›n kaleminden... “Bu ifle bafllarken göze al›r›z ölümü de, ayr›l›¤› da, ac›lar› da. ‘‹nsana ait olan hiçbir fley bize yabanc› de¤ildir’ diyor Engels. ‹flte tam da bu yüzden yani insan oldu¤umuz için, göze alsak da zorlan›r›z kabullenmekte. Sevdiklerimizden, yoldafllar›m›zdan ayr›lmak bazen bir daha hiç görememek… Kor kor yansa da yüre¤imiz ac›lar›m›z› olmas› gerekti¤i kadar tafl›y›p, gömeriz. Sonra olmas› gereken yere, devam ederiz yolumuza. Öyle olmasa, süreklili¤i olabilir miydi, geliflebilir miydi “büyük insanl›k”. En güzel insanlar en güzel ça¤lar›nda yitiveriyor ya da en verimli ça¤lar›n› dört duvar aras›nda geçiriyor, hem de en zor koflullarda… Ama en güzel sesler, en direngen durufllar da yine buralardan yükseliyor. ” Yazd›¤›n son mektubunda bunlar› diyordun Ayfer yoldafl! Göze al›r›z almas›na ama tam da senin vurgulad›¤›n gibi “insan oldu¤umuz için” dayan›lmas›, katlanmas› zor geliyor yine de… ‹lk haberleri izledi¤imizde; patlaman›n yerinden kaynakl› hemen akl›m›za “oradaki bizimkiler” geldi. 3 gün boyunca flehit düflenimizin kim oldu¤unu ö¤renmek için gazeteleri gelir gelmez tarad›k, haberleri izledik. “Kim olabilir?” deyip olas›l›klar bir bir geçti ak›llardan. Kimsenin olmas›n› istemiyorduk! Hiçbir yoldafl›m›za, hiçbir devrimciye ölümü yak›flt›ram›yorduk. Ama sonuçta bir gerçeklik vard›! Bir yoldafl›m›z flehit düflmüfltü. Baflka bir yoldafl, gazeteyi aç›p “Dilek Polat” ismini söyleyince, her yitip gidenimizde oldu¤u gibi inanmak istemedim. Ama inan›p inanmamaktan ba¤›ms›z sendin O! Seninle ortak birçok sevinci, güzelli¤i yaflad›¤›m›z gibi birçok ac›y› da yaflad›k. Omuz omuza birçok emek harcad›¤›m›z, nefes nefese da¤lar› t›rmand›¤›m›z, birlikte “yük” tafl›d›¤›m›z, birlikte omuzlad›¤›m›z kavgam›z› bizimle paylaflanlar› kaybetmenin ac›s›n› yaflam›flt›k birlikte… ve iflte flimdi seni güneflin sofras›na u¤urlad›k… Sen de bilirsin ki her kayb›m›z çok a¤›r gelir, çok ac› verir. Ama paylafl›mlara ba¤l› olarak baz› kay›plar daha a¤›r geliyor, daha ac› veriyor. Benim için ve biliyorum ki birçok yoldafl için senin kayb›n böyle oldu… K›fl›n ortas›nda mektubunun gelifli hücremizi ve haberi ulaflt›rd›¤›m›z tüm yoldafllar› büyük bir mutlulu¤a bo¤mufltu. Haberinizi almak, k›fl›n ortas›nda bahar› yaflatm›flt› bize. “Tahmin edece¤in gibi umut flu anda ‘da¤lara çekilmifl kar alt›ndad›r’ çünkü hesap da umut da da¤lardad›r. Gidenlerin an›lar›n›n s›cakl›¤› ve gelenlerin heyecan› ve coflkusuyla yürümeye devam ediyoruz.” Da¤lar›n coflkulu havas› ulaflm›flt› bize! Ama bu sefer tam da bahar mevsiminde çok daha farkl› ve ac› verici bir flekilde konuk oldun hücremize. “Dilek” de¤il “Ayfer yoldafl” demek geliyor sana içimden…Çünkü ben seni komutan Ayfer Celep yoldafl›n ad›n› alan Ayfer yoldafl olarak tan›d›m. Kapkara gözlü, inatç›, bir kad›n olarak ayaklar› üzerine sa¤lamca basmaya çal›-

flan Ayfer yoldafl… Bildi¤im kadar›yla, gerillaya kat›lmadan önceki yaflant›nda maddi aç›dan sorunu olmayan, “rahat” yaflayan, küçük burjuva özellikler tafl›yan biriydin.-Bir ço¤umuz gibi- Sen zaman zaman gülerek, “o zaman ne kadar küçük burjuva özelliklerim varm›fl” derdin. Gerillaya ilk kat›ld›¤›n zamanlardaki yoldafllara olan sekterli¤in g›das›n› ordan al›yordu. Ama isteyince, do¤ru olana inan›nca insan›n nas›l de¤iflebilece¤ini, zorunluluklar› kavraman›n bizi nas›l ilerletti¤ini bize pratiklerinle göstermifltin. “Befl y›l önceki bize bir dönüp baksak, fark edilmeden de¤iflen, yenilenen ya da eskiyen pek çok fley görebiliriz… Ama öyle ya bu toplum bize maskelerle dolaflmay› ö¤retmiflti ve devrimci olsak bile toplumun etkilerini çeflitli flekillerde üzerimizde tafl›yorduk. Bu oland›. Ama biz olmas› gerekene ulaflmal›yd›k!… Bulundu¤umuz mekan›n bizi s›n›rlamas›na izin vermemeliyiz. Kad›nlar› bekleyen en büyük tehlikelerden biri budur herhalde.” Kad›n olmak birçok zorlu¤u getiriyor beraberinde. Hele ki “kad›n oluflun” neden çeflitli zorluklar› getirdi¤ini kavrayamam›flsak, kendimizi tan›yamam›flsak… Toplumun bize biçti¤i rolün ne anlama geldi¤ini ve mücadele saflar›na ad›m at›fl›m›z›n bunu parçalamak oldu¤unu görememiflsek… Bu bizi çepe çevre saran zincirleri farkedememek demektir. Bu bir sürü u¤rafla ra¤men neden ad›m atamad›¤›m›z› görememek demektir. Bir taraftan bizim için çok yeni olan ortam› anlamaya, uyum sa¤lamaya çal›fl›yorduk. Senin deyiminle “maskelerimizi” atmaya u¤rafl›yorduk. ‹lk bafllarda gelen elefltiriler karfl›s›nda hemen sulugözlülük yap›yorduk. Süheyla yoldafl bir keresinde bunu ne güzel aç›klam›flt›: “Biz kad›nlara do¤du¤umuz andan itibaren bafledemedi¤imiz, zorland›¤›m›z her fley karfl›s›nda mücadele etmek de¤il, boyun e¤mek, kabullenmek ve ‘kaderimize’ a¤lamak ö¤retilmifl. Bunu hemen bir ç›rp›da atamay›z ki…” Kararl›yd›k, çünkü olmas› gerekene her ad›m at›fl›m›zda kendimize güvenin nas›l geldi¤ini görüyorduk. Kararl›yd›k, çünkü bilinçli at›lan her ad›m›n, bizi yani de¤iflen-dönüflen özneyi nas›l özgür k›ld›¤›n›, kendi pratiklerimizle yafl›yorduk. fiimdi alt komutan olarak sana ilk görev verildi¤inde “ben komutan olarak gitmesem olmaz m› yoldafl?” deyiflini, çekingenli¤ini düflünüyorum. Oysa ki daha önce gitti¤in, bildi¤in bir yerdi. Ve sorun yaflama olas›l›¤›n çok düflüktü. Sorumlu yoldafl›n “Gitmezsen, tama-

men kad›n olufluna dayal› olan güvensizli¤ini atmak için u¤raflmazsan nas›l de¤ifleceksin o zaman yoldafl?” Komutan olarak gitme d›fl›nda bir seçenek b›rakmam›flt›… Oysa ki yafl›n›n küçüklü¤üne ra¤men “ufakl›¤›m›z” Do¤an (Aflk›n) yoldafl; daha kendisine bir fley denilmeden bu görevleri istiyordu. Ama biz kad›nlar ayn› cesaretle at›lam›yorduk. Önümüzde Ayfer Celep’in, Fehiman yoldafl›n ve baflka kad›n yoldafllar›n örnekleri vard› var olmas›na da, zorluklar›n üstüne üstüne gitmek, onlarla mücadele etmek kolay de¤il ki… “Çaresiz” gitmifltin o göreve. Çünkü gitmen “gerekiyordu.” Geriye iflini baflar›yla tamamlam›fl olman›n verdi¤i mutlulukla döndün. Bu ufak bir ad›md› ama bu ufak ad›mla önemli bir efli¤i atlam›flt›n. Mücadelemize ba¤l›l›k nas›l cisimleflir? Yani devrimcili¤in art›k “kan›m›za” kadar ifllemesi… Devrimcili¤in beraberinde getirdi¤i her türlü bedeli ve her türlü güzelli¤i, yaflam›m›z›n do¤al bir parças› olarak görmeye bafllamam›z… Buna ulafl›ld›¤› zaman yaflanan hiçbir zorluk, hiçbir ac› “yük olarak” gelmez. Çünkü bu zorluklar yaflanabilecek olanlard›. Bu kavray›fla al›flmak zaman al›yor. Hele ki bizim mücadele koflullar›m›zda…Can bedeli u¤rafllardan sonra belki sadece bir dirhem yol al›yoruz. Yani ustam›z›n dedi¤i gibi “i¤neyle kuyu kaz›yoruz” bu zorluklar› göze almak, bu zorluklarla bo¤uflmak, devrimcili¤in içselleflmesi, yaflam tarz› haline gelmesi ve bunun süreklileflmesi zordur. Hep kendimizle ve yoldafllar›m›zla u¤raflmay›, elefltirel ve özelefltirel olmam›z› gerektirir. Kendimizle de mücadele edece¤iz. Bunun baflka yolu yok… ‹flte sen bunu görmüfltün. Ve gördü¤ün ölçüde bunu çevrendekilere anlat›yordun, yard›mc› olmaya çal›fl›yordun. Kabul etmekte zorland›¤›m›z elefltirilerde ve bazen kendine yönelik olarak hep flunu söylüyordun: “Yoldafl, toplumdan getirdi¤imiz zaaflar› biz nerede ataca¤›z? Komünist bir toplumdan m› geliyoruz ki? Elbetteki elefltirilece¤iz. Ve biz bu saflarda aflaca¤›z kendimizi…” Seninle, Süheyla’yla (Emel K›l›nç), Aflk›n’la son geçirdi¤imiz k›fl› düflünüyorum. Konferans›m›z›n coflkusu, yönelimi hepimizi sar›p sarmalam›flt›. Herkes kendisinde gördü¤ü eksikliklere yöneliyor, kendini “bahar mevsimine” yani halk›m›z›n yan›na gidifle haz›rl›yordu. Sen de kitap okumaya yo¤unlaflm›flt›n. Ajitasyon-propaganda üzerine verdi¤in seminerde, teorinin grili¤inden ç›k›p, yaflad›klar›ndan örnekler verip, konunun daha kal›c› olmas›na ve sadece havada uçuflan sözler olarak kalmamas›na u¤rafl veriyordun. Kendi deneyimlerinden köylülerin özelliklerini anlat›yordun. “Biz okuldan ö¤rendi¤imiz, küçük burjuva niteli¤imizin getirdi¤i flekilde konufluyoruz onlarla! Oysaki onlardan dinlemesini bilmeliyiz. B›rakal›m kendini anlats›n. Köylüler, “ö¤renci” olmay› pek sevmezler! ‹lk baflta bize kendilerini anlatmalar›na izin vermeli, “ö¤retici” havalar›nda olmamal›y›z. Bazen gitti¤imizde iflleriyle u¤rafl›yor oluyorlar. Ve biz gitti¤imiz için iflleri aks›yor. E¤er güvenlik aç›s›ndan sorun de¤ilse, onlara yard›mc› olmal›y›z! Veya sorumlu yoldafl, onlarla konuflurken bir di¤erimiz ifli devam ettirmeliyiz… Kad›nlarla ayr›ca ilgilenmeliyiz. Özellikle çocuklarla…”

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Cemal Ferhat: Dersim HozatPeyik (Ça¤larca) Köyü do¤umlu olan Cemal Ferhat, Nisan 1980’de Hozat’ta Halk›n Kurtuluflu taraftarlar›n›n b›çakl› sald›r›s› sonucu flehit düfltü. Emin U¤urlu: Proletarya Partisi saflar›nda mücadele yürütürken 27 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu flehit düfltü. Veysel Y›ld›z: Kürt milliyetinden olan Veysel Y›ld›z bir Partizan olarak 28 Mart 1982 y›l›nda Malatya’da gözalt›na al›n›r. Yafl› 40’›n üzerinde olan Veysel Y›ld›z yo¤un iflkencelere ra¤men ser verip s›r vermeyerek 31 Mart 1982’de katledilir. Ali Uçar: 1959 Dersim Ovac›k Güney Konak (Çakperi) do¤umlu olan Ali Uçar, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle 1976 y›l›nda tan›fl›r. Bu süreçten sonra birçok kamulaflt›rma ve cezaland›rma eyleminde yer alan Uçar, 80 sonras› oluflturulan ilk askeri komisyon içerisinde yer al›r. Son olarak görev yapt›¤› Bak›rköy-‹ncirli’de bir evi boflaltmaya gitti¤inde düflman›n kurdu¤u pusuya düfler. Ali Uçar düfltü¤ü pusuda kendi imkanlar› ve olanaklar›yla çat›fl›r. Bu çat›flma s›ras›nda 6 Nisan 1983’te flehit düfler. fierif Ahmet Aslan: Nisan 1984’te ‹zmir Buca Hapishanesi’nde yakaland›¤› bir hastal›k sonucu flehit düfler. Cihan Çetinkaya: Zeytinburnu’nda lümpen arkadafl çevresinden ç›k›p Partizanlarla yeni tan›flt›¤› bir dönemde eski arkadafl çevresinde ç›kan bir kavgada Nisan 1997’de yaflam›n› yitirdi. Davut Kirman: 1950 Artvin fiavflat do¤umlu, Gürcü milliyetindendir. Proletarya Partisi’ne her türlü olanaklar›n› sunmaktan geri durmam›flt›r. Hasta oldu¤u dönemde bile gözalt›na al›nmas›na ra¤men teslim olmam›flt›r. Son günlerini Ulucanlar Hapishanesi’nde geçiren Partizanlar›n Davut amcas›, tahliye olduktan k›sa bir süre sonra yakaland›¤› kanser hastal›¤› nedeniyle Nisan 1998’de yaflam›n› yitirdi.


27

70 Evet bu vurguyu yap›yordun. Çünkü seni de çocuklu¤unda seninle ilgilenen gerillalar etkilemiflti. Ve partizan oluflunun tohumu o zamana dayan›yordu. “Çocu¤a ad›n› sormam›z, saç›n› okflamam›z bile onun kafas›ndan silinmeyecektir” diyordun. Can yoldafl›m; seninle ilgili anlat›lacakanlat›lmas› gereken o kadar çok fley var ki… Ama en önemlisi kararl›l›¤›n, devrimcili¤i içsellefltiriflin ve devrimcili¤in getirdiklerini yapma azmindir. Süheyla yoldafl flehit düfltü¤ünde; sen ve

Aflk›n onunla ayn› birlikteydiniz. K›sa bir süre önce yap›lan 7. Yönelimin verdi¤i coflkuyla, bahar mevsiminin ilk günlerinde halk›m›za ulaflmak için yola ç›km›flt›n›z. Bazen gerillaya çok faydas› dokunan dolunay o gece gerillalar›n de¤il, pusu kuran vahfletin zehrinden içenlerin ifline yaram›flt›. Aflk›n yoldafl›n 1-2 metre önünde Süheyla yoldafl flehit düflmüfltü. Yafl› küçük, yüre¤i ve bilinci büyük Aflk›n yoldafl gözleri dolarak anlat›yordu o an›. .. Ve sen, Süheyla yoldafl›n bir daha s›rtlayamayaca¤› çantas›n› boflalt›rken yüre¤inin nas›l ac›d›¤›n›,

ne büyük bedeller ödedi¤imizi ve ödeyece¤imizi bir kez daha düflündü¤ünü anlatm›flt›n bize! Sanki o an› bir kez daha yafl›yor gibi yüzüne büyük bir ac› ifadesi yerleflmifl, gözlerin dolmufltu. O zaman yitip gidenlerimizin ard›ndan senle yaflam›flt›k-paylaflm›flt›k duygular›m›z›, ac›m›z› paylaflm›flt›k, gidenlerimizi anlamaya çal›flm›flt›k. fiimdiyse senin gidiflinin verdi¤i ac›yla seni anlatmaya çal›fl›yorum. Ve bu çok zor oluyor sevgili yoldafl›m… Di¤er canlar›m›z gibi seni de erken u¤ur-

“Ölmek var, dönmek yok” “Saat tahminen 14.00-14.10 aras›ndayd›. Biz bekledi¤imiz s›rada, d›flar›da ani bir atefl bafllad›. Neye u¤rad›¤›m›z› anlayamad›k. Çat›da bulunan ben ve Saffet Alp kendimizi çat›ya aç›lan deli¤in bafl›na do¤ru yere att›k. Atefl devam ederken merdivenden bafl afla¤› arkadafllar›n bulundu¤u yere do¤ru kaymaya çal›fl›yordum. Bu s›rada Saffet Alp benden önce afla¤› ulaflm›flt›. Merdivenden bafl afla¤› kayd›¤›mda bafl›ma ›l›k bir fleyler akt›¤›n› hissettim. Kafam› kald›rd›¤›mda Mahir’in deli¤in bafl›nda cans›z halde yatt›¤›n› gördüm. ‘Mahir sen de mi gittin’ diye ba¤›rd›m. Kendim merdivenden afla¤› düfltüm. Daha sonra ise Mahir’i bulundu¤u yerden indirmeye çal›flt›m. Fakat atefl devam etti¤i için indiremedim.” Üç ‹ngiliz teknisyeninin kaç›r›lma olay› hakk›nda Ankara’da Çankaya Köflkü’nde Cumhurbaflkan› Cevdet Sunay’›n baflkanl›¤›nda toplanan MGK’ya bütün bilgiler aktar›l›r. CHP Genel Baflkan› ‹smet ‹nönü, ‹ngilizlerin öldürülmelerinin “adi bir cinayet” oldu¤unu söyleyerek flöyle devam eder: “Kaç›r›lanlar›n b›rakt›¤› mektuptan, ‹ngilizlerin mahkemelerde hüküm giyen ve kaderleri türlü yönden tahkikat içinde bulunan üç mahkumun kurtar›lmas› için rehine al›nd›¤›n› ve e¤er mahkeme hükümleri infaz olursa, onlar›n canlar›n›n tehlikeye düflece¤ini bildirmifl olduklar›n› ö¤rendik.” ‹nönü’nün söz etti¤i “tahkikat içinde olan üç mahkum” ise Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’dan baflkas› de¤ildir. ‹ngiliz Hükümeti bu olaydan sonra bir aç›klama yapar ve teknisyenlerin hayatlar›n› kurtarmak için Türk hükümetinin eylemcilere taviz vermemesini ister. Efendilerinden de ald›klar› güçle Ankara S›k›yönetim ve ‹kinci Ordu Komutan› Orgeneral Semih Sancar taraf›ndan bir bildiri yay›nlan›r, can ve mal güvenlikleri Türk milletine emanet edilmifl bulunan ‹ngilizleri kaç›ranlar›n yakalanmas›na yard›mc› olacak yurttafllara yüz bin liraya kadar mükafat verilece¤i aç›klan›r. Kaç›r›lan ‹ngilizleri bulmak ve yapanlar› yakalamak için bütün çal›flmalar h›zla tamamlan›r. Ve Türkiye çap›nda bir operasyon haz›rl›klar›na giriflilir. Mahir ve arkadafllar› bütün Karadeniz Bölgesi’nde havadan ve karadan ma¤aralara var›ncaya kadar her yerde Ankara,

Tokat, Nevflehir ve Amasya’dan gelen komandolar taraf›ndan didik didik aranmaya bafllan›r. ‹ngilizlerin kaç›r›lmalar›nda kullan›lan Landrover, Tokat’a dört kilometre mesafede Ba¤lar mevkiinde bofl olarak bulunur. Faflizm kan›n kokusunu alm›flt›r. Mahir ve arkadafllar›n›n bulundu¤u yeri tespit etmifllerdir, ama hiçbir mevzi çarp›flmadan terk edilmez devrimcilerde. Art›k direniflin senfonisindedir s›ra. “30.03.1972 Perflembe günü sabah› tahminen 05.30 s›ralar›nda iki jandarma erinin bizim bar›nd›¤›m›z muhtar›n evine do¤ru yaya olarak geldiklerini, flimdi kim oldu¤unu hat›rlamamakla beraber nöbette bulunan arkadafllar›m›zdan birinin bildirmesi üzerine uyand›m. Bu sese muhtar da uyand›. Muhtar bize kap›ya ç›k›p, gelen jandarmalarla konuflaca¤›n› ve niçin geldiklerini ö¤renece¤ini söyledi. Yan›m›zdan ayr›l›p d›flar› ç›kt›. Bundan sonra da bir daha dönmedi. Pencereden d›flar› bakt›¤›m›zda komando erleri oldu¤unu anla¤›m›z askeri kuvvetlerin sürünerek bizim eve do¤ru yaklaflt›klar›n› ve baz› yerlerde mevzileflip köyü de sard›klar›n› gördük. Ar-

kadafllar›m›zla beraber evin çat›s›na ç›kt›k. Çat›dan d›flar› bakt›¤›m›zda tamamen sar›ld›¤›m›z› gördük. Bir süre sonra bizden kay›ts›z flarts›z teslim olmam›z› istediler. Buna cevaben ‘‹ngilizlerin elimizde oldu¤unu, teslim olmayaca¤›m›z›, flartlar›m›z kabul edilmedikçe çarp›flaca¤›m›z› ve ‹ngilizlerin de burada ölece¤ini’ söyledik.” Karar verilmiflti art›k: “ölmek var, dönmek yok” Çat›da yer yer kiremitleri kald›rarak kendilerine mazgal ve gözetleme delikleri açar Mahir ve yoldafllar›. Bir çarp›flma öncesi için gerekli haz›rl›klard›r bunlar. Pencereler ve kap›lar evde bulunan yast›k ve yorganlarla kapat›lm›fl ve düflman eline geçmemesi için parti notlar› yak›lm›flt›r. Tarih an an soylu ve illaki sonu zaferle sonuçlanacak bu büyük direnifli yaz›yordu sat›r aralar›na… Saat 10.00 s›rala-

r›nda bir marfl yükseldi kerpiç evden, kararl›, coflkulu, gür bir marfl… “Gün do¤du, hep uyand›k siperlere dayand›k ba¤›ms›zl›k u¤uruna al kanlara boyand›k” “Saat 14.00 s›ralar›nda helikopterler köy civar›na ve evin 150-200 metre kadar a盤›na inip kalkmaya bafllad›lar. Bu s›rada çat›da açt›¤›m›z mazgal›n deliklerinde ben, Mahir Çayan ve Saffet Alp bulunmaktayd›k. Di¤er arkadafllar alt kattaki çeflitli odalardayd›. Bir süre sonra ‘içinizden biri ç›ks›n, konuflmak istiyoruz’ fleklinde bir ça¤r› yap›ld›. Bu ça¤r›n›n cevaplanmas› için ben ç›kt›m. Ancak ça¤r›y› yapanlar beklememizi istediler. Herkes son derece gergin ve sinirliydi. Bir süre sonra d›flar›dan bir veya iki el silah at›fl› geldi. Ve bunun ard›ndan daha önce çevredeki evlere yerleflmifl bulunan makineli tüfekler atefle bafllad›. Neye u¤rad›¤›m›z› flafl›rm›flt›k. Bir anda kendimizi çat›daki merdivene aç›lan deli¤in üzerine att›k. Önden Saffet afla¤›ya düfltü. Arkas›ndan da ben yuvarland›m. Mahir de bu s›rada ‹ngilizler diye ba¤›r›yordu. Bir anda yere yuvarland›k. Kafam› do¤rulttu¤umda Mahir Çayan’›n kolunun, çat›daki deli¤in a¤z›ndan afla¤›ya sarkt›¤›n› gördüm ve koflarak yukar›ya t›rmand›m. Ancak atefl devam etti¤inden Mahir’i indiremedim. Kendisinden Mahir diye ba¤›rarak cevap istedim. Ancak yan›t alamad›m. Soluk da alam›yordu. Afla¤›ya indim. Benim Mahir’le u¤raflt›¤›m süre içerisinde di¤er arkadafllardan biri veya birkaç› ‹ngilizleri vurarak öldürmüfllerdi.” K›z›ldere direniflinde Cihan Alptekin, Saffet Alp, Ömer Ayna, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru, Hüdai Ar›kan, Ahmet Atasoy, Ertan Soruhan, Sabahattin Kurt ve Nihat Y›lmaz flehit düflmüfl, Ertu¤rul Kürkçü ise sa¤ olarak yakalanm›flt›r. Onlar Denizlerin idam›n› engellemek için K›z›ldere’de gösterdikleri bu destans› direniflle devrimci dayan›flman›n en güzel örne¤ini sergilediler. T›pk› flehitlerin hesab›n›n er ya da geç sorulaca¤›n› Sinan Cemgillerin ihbarc›s› Mustafa Mordeniz’i sorgulayarak cezaland›ran ‹brahim Kaypakkaya ve yoldafllar› gibi. K›z›ldere, bir direnifl manifestosudur, t›pk› 6 May›s gibi, t›pk› 18 May›s gibi... Özgür gelecek, bu direnifllerin miras›na kan, can bedeli katk›lar yapanlar›n olacakt›r. *Kaynak:Turhan Feyzio¤lu, Mahir

23 Mart -5 Nisan 2007 lad›k güneflin sofras›na! “Her ölüm erken ölümdür” demifl ya flair… Ama baz›lar›n›n ölümü daha da erken oluyor! Yaflam›n hakk›n› vererek yaflad›¤›n için daha da erkendi ölümün!… Bu yüzden bizim için katlan›lmas› çok zor oluyor! Ama biz bu ac›lar› bir pranga gibi tafl›mayaca¤›z boynumuzda! Senin dedi¤in gibi bu ac›lar› içimize gömece¤iz ve umut olarak, direnç olarak yeflertece¤iz bu ac›lar›. Ve buradan ald›¤›m›z güçle yürüyüflümüze devam edece¤iz.

GÜNDE DÜN… 24 Mart 1970. Adana Hapishanesi’nde 900 hükümlü ve tutuklu hapishane yönetimine karfl› isyan bafllatt›. 25 Mart 1988. ‹stanbul’daki Metris Askeri Hapishanesi’nden 29 devrimci ve komünis tutsak firar etti. 27 Mart 1976. D›fliflleri Bakan› Ça¤layangil ile ABD D›fliflleri Bakan› Henry Kissinger Washington’da Savunma ‹flbirli¤i Anlaflmas›’n› imzalad›. Bu anlaflmaya göre, Türkiye üslere izin verecek, Amerika Birleflik Devletleri de buna karfl›l›k Türkiye’ye 4 y›l için 15 milyar lira verecekti. 1991. ‹stanbul Valili¤i memur sendikalar›n› mühürletti. Bu olay› protesto eden 2000 kiflilik memur grubuna polis sald›rd›, 6 kifli yaraland›. 28 Mart 1939. Madrid, General Fransisco Franco’nun faflist güçlerinin eline düfltü. ‹spanya ‹ç Savafl› sona erdi. 31 Mart 1925. fieyh Sait Ayaklanmas›’n›n oldu¤u bölgede, Divan-› Harb taraf›ndan verilen idam cezalar›n›n ayr›ca onay gerektirmeden yerine getirilmesi hakk›ndaki kanun kabul edildi. 1 Nisan 1991. Türk Hava Yollar› ve Havafl’ta çal›flan 10.500 iflçi greve bafllad›. 2 Nisan 1990. Siirt’in Batman ilçesinde 15 bin esnaf›n kat›ld›¤› kepenk kapatma eylemine kolluk güçleri sald›rd›. Kepenkleri balyozlarla açt›. 3 Nisan 1949. 12 ülke Washington’da Kuzey Atlantik Antlaflma Örgütü’nü yani NATO’yu kuran anlaflmay› imzalad›. 4 Nisan 1951. Amerika Birleflik Devletleri’nde, atom bombas› s›rlar›n› Sovyetler Birli¤i’ne verdikleri iddias›yla Julius ve Ethel Rosenberg ölüm cezas›na çarpt›r›ld›. Yarg›lama boyunca suçsuzluklar›n› tekrarlayan Rosenbergler 19 Haziran 1953’de elektrikli sandalyede idam edildiler. 1987. 12 Eylül 1980’den 1987’ye kadar 14 bin kiflinin yurttafll›ktan ç›kar›ld›¤› aç›kland›.


28

23 Mart-5 Nisan 2007

70

“Asker oca ›nda” bir “flüpheli” ölüm daha!

B

ilindi¤i gibi faflist askeri yetkililerin ölümlerle ilgili en çok kulland›¤› ve en bariz, al›flageldik aç›klamas› “intihar etti!” fleklinde oluyor. Yine bu aç›klama haricinde birçok ölüm vakas› da “e¤itim zaiyat›”, “çat›flmada öldü” veya “kaza sonucu öldü” olarak tutanak alt›na al›narak, yaflanan ölümler geçifltiriliyor, daha do¤rusu üstü alalacele kapat›lmaya çal›fl›l›yor. Ancak biraz irdelendi¤inde çok bariz olarak görülüyor ki “intihar”, “e¤itim zaiyat›” denilen bu ölümler hiç de bahsedilen nedenlerle aç›klanacak kadar “masum” de¤il.

Faflist TC devletinin askeri kurumlar›nda ölümler sürüyor. Her y›l faflist TC ordusu taraf›ndan yap›lan ve inand›r›c›l›ktan uzak aç›klamalar eflli¤indeki “flüpheli” ölüm haberleri birçok aileye ulaflt›r›l›yor. Haber ulaflt›r›lan ailelerin büyük ço¤unlu¤unun Türkiye Kürdistan›’nda yaflayan veya bu bölgenin nüfusuna kay›tl› Kürt ulusuna mensup aileler olmas› dikkat çekici bir husus. Ancak uzun y›llard›r defalarca karfl›lafl›lan bu vakalar kamuoyunda fazla yank› bulam›yor. Tabii bunun çeflitli nedenleri bulunmakta. Kamuoyunun, yaflanan bu ölümlere karfl› genel bir duyars›zl›¤›n› bir kenara b›rak›rsak, en önemli olgu olarak; faflist devletin tüm kurumlar›yla bu tür olaylar› kamuoyuna elinden geldi¤ince yans›tmamak, yans›yacaksa da çarp›tarak yans›tmak do¤rultusunda gösterdi¤i “azami” gayreti görüyoruz. Ya yaflanan ölümler yok say›lacak ya da çeflitli kurgularla kamuoyuna sunulacak. Bilindi¤i gibi faflist askeri yetkililerin ölümlerle ilgili en çok kulland›¤› ve en bariz, al›flageldik aç›klamas› “intihar etti!” fleklinde oluyor. Yine bu aç›klama haricinde birçok ölüm vakas› da “e¤itim zaiyat›”, “çat›flmada öldü” veya “kaza sonucu öldü” olarak tutanak alt›na al›narak, yaflanan ölümler geçifltiriliyor, daha do¤rusu üstü alalacele kapat›lmaya çal›fl›l›yor. Ancak biraz irdelendi¤inde çok bariz olarak görülüyor ki “intihar”, “e¤itim zaiyat›” denilen bu ölümler hiç de bahsedilen nedenlerle aç›klanacak kadar “masum” de¤il. 90’l› y›llar›n ortalar›ndan bugüne kadarki sürede askeri kurumlarda yaflanan ölümlerle ilgili, ‹HD, Mazlum-Der gibi kurumlar taraf›ndan yap›lan araflt›rmalar ortaya koyuyor ki “vatani görevini” yaparken ölen bu insanlar›m›z, “sivil” yaflant›s›nda az çok devrimci, demokrat ve yurtsever bir durufl sergilemifl veya daha sonras›nda sahiplenmifl, asker yaflant›s›nda faflist askeri kurallara itaat etmemifl, en az›ndan kendisine dayat›lanlara sessiz kalmam›fl bireyler veya akrabalar›ndan birileri devrimci mücadele içerisinde olmufl-olanlardan olufluyor. Yani yaflanan ölümlerin büyük bir bölümü “siyasi infaz” olarak adland›r›labilir. Ölüm vakalar› tek tek incelendi¤inde, yaflam›n› yitirenlerin muhakkak flu veya bu biçimde, sisteme-devlete veya en hafifinden kurallara itaatsizlik, muhaliflik yönü tafl›d›¤› görülebiliyor. K›sacas›, tüm bu gerçekler ›fl›¤›nda de¤erlendirdi¤imizde, yaflananlar›n birer infaz oldu¤unu görebiliyoruz.

“A¤abeyin terörist, askerleri öldürüyormufl!” Son olarak gerçekleflen ve yine askeri yetkililerce “intihar” olarak sunulan Yüksel Altun’un ölümü, bu gerçe¤i bir kez daha hayk›r›yor.. “‹ntihar” etti¤i söylenen Yüksel ve yine ölümleri benzer id-

Malatya-Kürecik’li yoksul bir Kürt ailesinin o¤lu olan Yüksel Altun, 70 günlük askerken yeni gitti¤i “görev” bölgesi olan Ayd›n’a ba¤l› Umurlu köyü karakolunda 4 Mart günü akflam saatlerinde MP–5 silah› ile “intihar” etmifl olarak “bulundu.” Devrimci bir gelene¤e sahip Ümraniye-1 May›s Mahallesi’nde, ailesi ile birlikte yaflayan Yüksel, çevresinde sevilen, çal›flkan ve ilerici-demokrat özelli¤i ile bilinen biri. Ayr›ca abisi PKK davas›ndan 6-7 senedir hapishanede tutuluyor. Yüksel uzun y›llar boyu askere gitmemekte direniyor. Yoksulluk, iflsizlik vb. durumlar›n yaratt›¤› çaresizlik O’nun yo-

askerlerimizi öldürüp gömmüfller” biçiminde, dolayl› olarak tehdit ediliyor. Bunun üzerine endiflelenen Altun, teyzesinin o¤lunu arayarak kendisine yöneltilen tehditlerden bahsediyor. Teyzesinin o¤lu ise kendisine, endiflelenmemesi gerekti¤ini, hiçbir fley yapamayacaklar›n› söylüyor. ‹ki gün sonra, yani 4 Mart Pazar günü, öldürülmeden 2 saat kadar önce, annesi ve babas›yla telefonda konufluyor. Nas›l oldu¤unu soran ailesine iyi oldu¤unu, henüz kendilerine silah ve kamuflaj verilmedi¤ini, 1 haftad›r sivil dolaflt›klar›n› aktar›yor. Aile, “iki saat önce konufltuk o¤lumuzla gayet iyiydi, iki saat sonra nas›l oldu da bunal›ma girdi ve intihar etti?” diye tepki göstererek, anlat›lan olay›n uydurmaca oldu¤unu belirtiyor. Görgü tan›klar›n›n anlatt›klar› da resmi dilden aktar›lanlar›n uydurmaca oldu¤unu gösteriyor. Örne¤in, intihar biçimi ile ilgili olarak “silah› duvara dayayarak (ve seriye al›nm›fl) teti¤e basm›fl”

lunu da bir biçimde, bir daha geri dönemeyece¤ini bilemedi¤i “Asker Oca¤›na” düflürüyor. Yüksel’in “intihar” haberi de yine di¤er “zaiyatlar” gibi, eve gelen askeri yetkililerin aileyi “telkin” eden aç›klamalar› eflli¤inde gerçeklefliyor. Altun ailesi olay› ö¤renir ö¤renmez tüm ac›lar›n› içlerine gömüp, çocuklar›n›n öldü¤ü karakola giderek yetkililerden bir aç›klama almaya çal›fl›yor. Ancak kendilerine yap›lan tek aç›klama “bunal›ma girerek intihar etmifl!” fleklinde oluyor. Bu durumu içlerine sindiremeyen ailenin olayla ilgili araflt›rma ve sorgulamalar› onlar›, çocuklar›n›n ölümünün bir intihar de¤il bir infaz oldu¤u gerçe¤ine götürüyor. Altun ailesinden ald›¤›m›z bilgilere göre; askeri yetkililerin yapt›¤› aç›klamalar ve intiharla ilgili bulgular çeliflkili bir durum oluflturuyor. Altun’un akrabalar›ndan birinin bize aktard›¤›na göre olay flöyle gerçeklefliyor: 2 Mart günü Altun, 2 Astsubay taraf›ndan ça¤›r›l›yor ve “a¤abeyinin dosyas› geldi, teröristmifl. Da¤da

fleklindeki aç›klama da inand›r›c› de¤il. Çünkü solak olmamas›na karfl›n, silah› kafas›n›n sol bölümüne tutmas› ve sol parma¤› ile teti¤i çekmesi hem çeliflkili hem de kafas›na isabet eden iki mermi çekirde¤i haricinde di¤er mermi çekirdeklerinin hiçbir yerine gelmemesi ve yine bu çekirdeklerin etrafta hiçbir yere denk gelmemeleri gibi bir durum var. Ailenin karakolun yan›nda bulunan Umurlu köylüleriyle yapt›klar› görüflmede köylüler o akflam önce bir silah sesi duyduklar›n› ve 15–20 saniye sonra seri fleklinde silah sesi duyduklar›n› belirtiyorlar. Bu ve buna benzer çeliflkili bulgular ailenin çocuklar›n›n ölümünün intihar olmad›¤›n›, infaz oldu¤unu düflündürüyor. Ve ac›l› baba öfkesini flöyle koyuyor ortaya: “O¤lumun intihar etti¤ine dair inand›r›c› bir belge, delil ve aç›klama ortada yok. Kendilerine göre bir delil bir aç›klama bulmufllar, yok böyle oldu yok flöyle oldu. Ama beni tatmin edecek bir bulgu ortaya koyamad›lar. O¤lum resmen karanl›kta karakolun d›fl›ndaki bir yere götürülerek orada infaz edilmifl! Bu olay›n pefli-

dialarla aç›klanan daha öncekiler diyor ki; “biz intihar etmedik! E¤itim zayiat› da de¤iliz, çat›flmada da vurulmad›k, arkadafl›m›z›n silah›ndan ç›kan kurflundan da ölmedik. Bizler kimli¤imizden, bizlerin veya ailelerimizin muhalif kimliklerinden-düflüncelerinden dolay› katledildik!”

“Bunal›ma girmifl (!)”


29

70 “Tören de, bayrak da istemiyoruz!” Olay›n geliflimine iliflkin kendi edindi¤i bilgileri bize aktaran akrabas› ise; Yüksel’in iki saat önce ailesiyle yapt›¤› telefon görüflmesinin ard›ndan nöbetçi astsubay taraf›ndan, “temizlik var, bir paspas al gel” diyerek ça¤›r›l›p, karakol d›fl›nda bir yere götürüldü¤ünü söylüyor. Yine ayn› akraba, “bu saatten sonra nöbetçi Astsubay ortal›kta görünmüyor” diyor. Ve akabinde Altun’un yak›nlar›nda asker k›yafetli iki kifli tart›fl›yorlar. Tart›flman›n bir yerinde içlerinde birisi elindeki MP–5 marka silah› Altun’a do¤rultuyor ve bir el atefl ediyor. Daha sonra yere düflen Altun’a yaklafl›yor ve bir el daha atefl ediyor, ard›ndan da bütün flarjörü havaya s›karak boflalt›yor. O da yine bu olay› gören 3 köylünün oldu¤unu söylüyor. Askeri savc›n›n anlatt›klar› da neredeyse bir bütün olarak çeliflkili ifadeler bar›nd›r›yor. Savc› Altun’un silah› otomati¤e alarak önce havaya sonra da ka-

lan iki kurflunu kendi kafas›na s›kt›¤›n› söylüyor. Ancak kafas›na bir el atefl etikten sonra oluflan yaraya bak›l›rsa, ikinci el atefl etmesi pek mümkün de¤il. Ayr›ca görgü tan›¤› köylüler seri ateflin ard›ndan, aral›klarla iki kere tek el atefl edildi¤ini söylemifller. (Bu arada köylüler, hemen Ayd›n’a giden Altun’un babas›na, bu anlatt›klar›n› inkâr ediyorlar.) Bir di¤er önemli nokta ise, yukar›da da aktar›ld›¤› gibi, Altun’un ölümünden sonra yap›lan kamera çekiminde silah› sol eliyle tuttu¤u görülüyor, oysa Altun sa¤ elini kullan›yor. Tüm bunlar›n yan› s›ra, cenazeyi almaya giden Altun’un babas› Hüseyin Altun’a en çarp›c› aç›klama yine savc›dan geliyor, “bu bahar havalar›nda askerlerin beynindeki 2 damar birleflip bunal›ma giriyorlar ve intihar ediyorlar!” Savc›n›n, “o¤lunuzu askeri törenle gömmek istiyoruz, size bayrak da gönderece¤iz” sözlerine Hüseyin Altun, “o¤lumu resmen devlet öldürdü, flimdi ne yüzle askeri tören diyorsunuz. Tören de, bayrak

23 Mart-5 Nisan 2007

da istemiyoruz” diyor. O¤lunun dosyas›n› isteyen Hüseyin Altun, dosyada “vatan haini aile” olarak fifllendiklerini görüyor. Hüseyin Altun, “biz vatan haini

isek, biz Alevi isek, Kürt isek, bizi istemiyorsan›z kovun gidelim o zaman, bu memleket de size kals›n” fleklinde tepkisini ifade ediyor.

Yüksel Altun 1 May›s halk›n›n sahiplenifli ile topra a verildi

Cenazesi Adli T›p’tan al›narak ‹stanbul 1 May›s Mahallesi’ne getirilen Altun, ailesi dostlar› ve 1 May›s halk›n›n sahiplenifli ile topra¤a verildi. Altun’un cenazesi Cemevi’nde k›l›nan cenaze namaz›ndan sonra, alk›fllarla ve z›lg›tlarla evinin önüne getirildi.

Oradan da Hekimbafl› Mezarl›¤›’na götürülerek defnedildi. Bugün bu topraklarda süregiden faflist sistemde, Yüksel Altun, “intihar etti!” denilerek veya daha baflka yalanlarla infaz edilip katledilen ne ilk kurband› ne de son kurban olacakt›r. Bugün Umurlu Karakolu’nda katledilen Yüksel’di, yar›n bir baflka karakolda, k›fllada veya siperde katledilen Canerler, Denizler olacakt›r. Tabii bizler yaflananlara sessiz kal›p, “kader” deyip, gelece¤imizi çalanlara boyun e¤dikçe. (Kartal)

8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü coflkuyla kutland›!

V‹YANA VT‹D Yeni Kad›n komitesi çeflitli etkinlikler düzenledi. ‹lk etkinlik 8 Mart günü saat 14:00’de Keplerplatz’ta Yefliller’le birlikte yap›lan miting oldu. Mitingte 8 Mart’› anlatan çeflitli konuflmalar yap›ld› ve bildiriler da¤›t›ld›. Nergiz Halk Oyunlar› Ekibi’nin yapmas› gereken gösteri ya¤murdan dolay› yap›lamad›. Yine ayn› gün saat 17:00’de Avusturya’l› gruplar›yla birlikte bir yürüyüfl yap›ld›. 11 Mart tarihinde 8 Mart’a iliflkin kültürel bir etkinlik yap›ld›. K›sa bir aç›l›fl konuflmas› ve sayg› durufluyla bafllayan etkinlik, AT‹K Yeni Kad›n taraf›ndan gönderilen yaz›n›n okunmas›yla devam etti. Etkinli¤e seslendirdi¤i Kürtçe türkülerle Gülten de destek sundu. Haz›rlanan belgeselin gösterilmesinden son-

ra Nergiz Halk Oyunlar› Ekibi’nin gösterisiyle ilk bölüm bitirildi. ‹kinci bölüm, koro ve fliir grubunun seslendirdi¤i marfllarla bafllad› ve skeçle devam etti. 8 Mart iliflkin bir yaz›n›n okunmas›ndan sonra Gelecek Halk Oyunlar› (Küçükler) güzel bir gösteri sundu. Son olarak Grup Serzenifl’in verdi¤i müzik dinletisiyle etkinlik son buldu.

BERL‹N Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da, 8 Mart flenlik olarak ele al›nd›. fienli¤imiz, sayg› duruflundan sonra günün anlam ve önemini belirten aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Sonra s›ras›yla halk oyunlar› gösterimi, çeflitli sanatç›lar, fliirler ve halaylarla devam etti. Bu y›l ki 8 Mart geçen y›la göre daha nitelikli, örgütlü ve düzenliydi. Ön haz›rl›¤› iyi yap›lm›fl bir flenlik oldu.

Aç›l›fl konuflmas› için sahneye gelen kad›n arkadafl›m›z ulusal, s›n›fsal ve cinsel bask›ya karfl› mücadelenin önemini ve kad›n›n toplumdaki yerini anlatt›. Daha sonra halk oyunlar› gösterimi sunuldu. Ozanlar›m›z ise coflkulu parçalar›yla iyi bir müzik dinletisi sundular. Enternasyonal dayan›flman›n örne¤i olarak sahneye ç›kan Alman Nümmes Grubu ise geçen y›l oldu¤u gibi kitleden beklenen ilgiyi gördü ve “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” sloganlar› ile coflkulu anlar yafland›. Aralarda okunan fliirler flenli¤imize ayr› bir güzellik katt›. Kad›n önderlerin ve savaflç›lar›n yaflamlar›n›n canland›r›ld›¤› bölüm ise müzik eflli¤inde oldukça ilgi oda¤› oldu. fienlik halaylarla son buldu. (AT‹F-Berlin Türkiyeli ‹flçiler Derne¤i-Kad›nlar ‹nisiyatifi)

AVUSTURYA Innsbruck Bölgesi’nde 2 Mart günü bir panel düzenledik. Panele kat›l›m olumlu idi. “Sanat ve kitle iletifliminde kad›n” konulu panele Yazar Mine Ergen, Gazeteci Yazar Fatma Dikmen ve AT‹K-Kad›nlar Komisyonu Baflkan› Zeynep fiakar kat›ld›. Ayr›ca 4 Mart günü Linz Bölgesi’nde bir panel örgütlendi. 10 Mart günü de yap›lan mitingle sokaklara sesimizi tafl›d›k. Ard›ndan imza kampanyas› (3 Irakl› kad›n direniflçinin idam› ile ilgili) yapt›k. Ard›ndan Wörgl Bölgesi’nde de bir

etkinlik ve panel yap›ld›. Avusturya Yeni Kad›n örgütlenmesi

LA CHAUX-DE–FONDS 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü 10 Mart Cumartesi Günü la Chaux-de-Fonds’da 2003 y›ll›ndan bu yana faaliyetlerini sürdüren Echo du Silence (Sessizli¤in Yank›s›) Derne¤i’nin düzenledi¤i bir etkinlikle ve 100 kifliye yak›n kat›l›mla kutlad›. Dernek ad›na k›sa bir aç›l›fl konuflmas› yapan kad›n arkadafl›m›z sözlerini “Echo du Silence olarak 8 Martlar› insanca yaflam›, eme¤i, onuru savunan, zulme baflkald›ran kad›n erkek herkesin günüdür” diyerek bitirdi. (‹sviçre Neuchatel kantonu)


30

23 Mart-5 Nisan 2007

‹flçi-köylü’den Sald›r› dalgas›n›, devrim dalgas›na dönüfltürelim Son birkaç haftal›k gazeteleri gözden geçirmekle dahi, ülkemiz egemen s›n›flar›n›n ve onlar›n siyasi temsilcilerinin nas›l bir kriz içinde debelendi¤ini, buna karfl› da her zaman oldu¤u gibi toplumun en dinamik, hareketli ve gelece¤e dönük mezar kaz›c›lar› olan toplumsal muhalefete sald›rd›¤›n› görmek mümkün. Bu sald›rganl›¤a neden olan Türkiye egemen s›n›flar›n›n krizi bugün gözlerden kaçmayacak derecede ekonomik ve toplumsal yaflam›n her alan›nda kendini gösteriyor. Bir süredir propagandas› yap›lan ekonomik durumun iyiye gitti¤i, art›k neredeyse “düze ç›kt›¤›m›z” iddialar›na karfl›n bunun halk›n yaflam›nda bir de¤eri olmad›¤› aç›kt›r. Ki halk›n yaflam›n› “bir kenara b›raksak” dahi, egemenler için de durumun iyili¤inden bahsetmek mümkün de¤il. Emperyalizme ba¤›ml› ekonomik yap›s› ve sürekli krizine ek olarak son süreçteki ekonomik dalgalanmalar ve buna ba¤l› olarak kriz sinyalleri emperyalist-kapitalist sistem içindeki tüm ülkeleri oldu¤u gibi Türk egemen s›n›flar›n› da ciddi bir flekilde etkilemekte ve düflündürmektedir. Ancak emperyalizmden ba¤›ms›z bir politika gelifltirmesi ve uygulamas› mümkün olmayan Türk hâkim s›n›flar›, bu süreci de emekçi halk›n s›rt›ndan atlatmay› planlamaktan baflka bir fley yapam›yor/yapamaz. ‹flte onu bu denli sald›rgan ve pervas›z yapan da bu durumdur. Bir yandan iç politikada (kuflkusuz uluslararas› politikadan ba¤›ms›z olmamak kofluluyla) yaflad›¤› çat›flmalar di¤er yandan özellikle Ortado¤u gibi sürekli kaygan ve tehlikeli bir zemine sahip bir bölgede bulunmas› nedeniyle

✗ Mersin Serbest Bölge iflçileri ifl b›rakt›!

içinde bulundu¤u krizi iki kat büyütmektedir. Irak ve Afganistan’da ABD emperyalizminin içine düfltü¤ü ç›kmaz, buna karfl›n Irak’taki tek dayanak noktas› olan Irak Kürdistan›’nda uflaklar›n›n karfl› karfl›ya kalmas› ile daha tehlikeli bir boyuta yükselmektedir. Bu çeliflkinin bir yan›nda “ne olursa olsun, uflaklar efendilerinin sözünden ç›kamazlar” gerçe¤i yatarken di¤er yandan ABD emperyalizmi için bölgedeki dayanak noktalar›ndaki istikrars›zl›¤›n onun bölgedeki pozisyonunu ciddi olarak etkileyece¤i öngörüsü bulunmaktad›r. Yani I. Kürdistan›’ndaki iflbirlikçi Kürt önderli¤i ve TC devleti ABD emperyalizminin icazeti alt›nda ve onun talimatlar›yla ekonomik, politik ve siyasi bir hat izlemektedirler. Bu iki uflak aras›ndaki çeliflki/çat›flma bir yere kadar ABD emperyalizminin de ifline yaramaktad›r. Ancak meselenin içinden ç›k›lamaz bir noktaya evrilmesi kuflkusuz en baflta yine kendisini etkileyecektir. Bu durumda, ABD emperyalizminin bir yandan TC devleti için bir “s›n›rötesi” operasyonu s›cak bir gündem olarak tutmas› (ve belki de gizli görüflmelerde onay vermesi) di¤er yandan da iflbirlikçi Kürt önderleriyle “aray› açmamas›” gerekmektedir. Kuflkusuz bunca s›cak bir bölge için yap›lmas› gereken de¤erlendirmenin sadece küçük bir yönüdür bu, yoksa alternatifler, olas›l›klar, çeliflkiler onlarca de¤erlendirmeyi gerektirmektedir. TC devletinin tek s›k›nt›s› bu de¤ildir kuflkusuz. Seçimlerin yaklaflt›¤› bir süreçte ülke içinde de ciddi anlamda rahats›zl›klar, homurdanmalar, tepkiler çeflitli flekillerde ortaya ç›kmakta. Halk›n yaflam düzeyi öylesine düflmüfl-

Mersin Serbest Bölge’de çal›flan tekstil iflçileri, ücretlerinde iyilefltirme yap›lmas› ve baflta çal›flma saatleri olmak üzere sosyal haklar›n›n düzenlenmesi talebiyle 17 Mart tarihinden itibaren ifl b›rakma eylemine bafllad›. Serbest Bölge’de çocuk iflçi çal›flt›rma oran›n›n çok fazla oldu¤unu da belirten iflçiler, çocuk iflçi çal›flt›r›lmas› uygulamas›n›n da sona erdirilmesi talebinde bulundular. 6 binden fazla iflçinin çal›flt›¤› Serbest Bölge’de haklar›n› almak üzere harekete geçen 1000’in üzerinde iflçi, 17 Mart tarihinde sabah saat 07.00’de Serbest Bölge giriflinde biraraya geldi. Sloganlarla taleplerini hayk›ran

70 tür ki, art›k sahte TÜ‹K verileri bu a盤› kapatmakta zorlanmaktad›r. ‹flsizli¤in geçti¤imiz y›l sonu itibariyle tek rakaml› hanelere düfltü¤ü sahtekarl›¤›na kargalar bile güler. ‹fl ve iflçi bulma kurumlar›ndan al›nan verilerle yap›lan (ki bunlar›n dahi gerçekli¤i kuflkuludur) rakamsal de¤erlendirmeler (bu rakamlar içinde bu kurumlara baflvurmayan, ifl bulma umudunu yitirmifl, kay›ts›z on binlerce insan›n yan›nda gizli iflsizlik denilebilecek gelecekten bir umudu olmayan binlerce gencin varl›¤› da yer almamaktad›r) bir yana sadece ülkedeki “asayifl suçlar›” oranlar›ndaki patlama ve hapishanelerin dolup taflmas› dahi bu yalanlar› bofla ç›karmaktad›r. Emniyet Genel Müdürlü¤ünün yapt›¤› aç›klamada ye alan verilere göre 2006 y›l›nda “asayifl suçlar›”n›n % 61 oran›nda, flahsa karfl› ifllenen suçlar›n % 62 oran›nda, mala karfl› ifllenen suçlar›n ise % 60 oran›nda artt›¤›n› ö¤reniyoruz. Yani geçti¤imiz y›l her 40 saniyede bir birilerinin can›na yada mal›na kastedildi. Bu “asayifl suçlar›n›n” içindeki en önemli yeri ise kapkaç ve h›rs›zl›k oluflturuyor. 2005 y›l›nda 7 bin 168 olan kapkaç say›s› 2006 y›l›nda 12 bin 154’e f›rlam›fl durumda. Bunun yine bir sonucu olarak hapishanelerin de dolup taflt›¤›n› ö¤reniyoruz. 28 fiubat 2007 tarihi itibariyle hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlü say›s› 77 bin 427’e ç›km›fl durumda. Bu rakamla hapishaneler 1980 AFC sonras› d›fl›nda, tarihinin en kalabal›k dönemini yafl›yor. Kuflkusuz tüm bu rakamlar birer sonuçtur. Rakamlardaki bu art›fl›n ana nedeni ise kuflkusuz halk›n içinde bulundu¤u iflsizlik ve yoksulluktur. ‹flte bu s›k›flm›fll›k ve kriz ortam›nda egemen s›n›flar›n sald›r›lar› da pek tabi ki artmaktad›r. Bugün bu sald›rganl›¤› özelde Kürt Ulusal Hareketine yönelik olarak daha aç›k ve bariz bir biçimde görüyoruz. Efendisi ABD emperyalizminden s›n›r ötesi operasyon için aç›ktan bir onay verilmemifl görünmekle birlikte Kürtlere ve Kürt Ulusal Hareketine karfl› büyük bir “s›n›r içi” operasyon gerçeklefltirilmekte.

iflçiler, servisleri teker teker durdurarak iflçi arkadafllar›n› eyleme destek vermeye davet ettiler. ‹flçilerin büyük ço¤unlu¤u da yap›lan eyleme destek verirken, eyleme kat›lmayanlar ifl yerlerine yürümek zorunda kald›lar. Ald›klar› karar gere¤i hiçbir servisi Serbest Bölge’ye almayan iflçilerin bedenleriyle ördükleri barikat›n üzerine arac›n› süren bir floför, iki iflçinin yaralanmas›na neden oldu. Bu provokatif harekete ra¤men iflçiler sloganlar›yla, türkü ve halaylar›yla çal›flma saatlerinin fazlal›¤›n›, çocuk iflçi çal›flt›r›lmas›n› ve ücretlerin düflüklü¤ünü protesto ettiler. (Mersin)

Bir yanda Demokratik Toplum Partisi’nin bütün il ve ilçe binalar› s›rayla bas›l›rken onlarca DTP yöneticisi çeflitli nedenlerle tutuklanmakta. Özellikle 1 fiubat itibariyle bafllat›lan sald›rganl›k furyas›ndan 15 Mart tarihine kadar DTP’nin 18 il ve ilçe örgütü binas›na yap›lan bask›nlarda 258 kifli gözalt›na al›n›rken, bunlar›n 70’i DTP’li yönetici ve üyelerden olufluyordu. Bu süreçte 102 kifli tutuklan›rken, bunlar›n 35’i DTP’li yöneticilerden olufltu. Yine ayn› süreçte soruflturmadan geçmeyen DTP’li hemen hemen kalmad›. Parti eflbaflkanlar›n›n da aralar›nda bulundu¤u çok say›da il ve ilçe baflkan›, yöneticiler ve parti üyeleri hakk›nda çeflitli dava ve soruflturmalar aç›ld›. Partinin baz› binalar›n›n camlar› k›r›ld›, yak›nlar›nda bombalar patlat›ld›. Ancak bu sald›r›lar›n hiçbiri 15 Mart itibariyle son bulmad›, gözalt›, soruflturma ve tutuklama sald›r›s› tüm h›z›yla sürüyor. Kürt halk›na yönelik bu sald›r›lar›n en önemli ayaklar›ndan birini de hiç kuflkusuz A. Öcalan’a yönelik zehirleme iddias› oluflturmaktad›r. Osmanl› gelene¤inin sürdürücüsü ve sahiplenicisi olan TC egemenleri aç›s›ndan hiç de yad›rganacak bir durum olmayan bu sald›r›, Kürtlerin büyük tepkisi ve eylemlikleriyle karfl›lanm›flt›r. Bu sald›r›lar›n sadece ulusal hareketle s›n›rl› oldu¤unu/olaca¤›n› düflünmek büyük bir gaflet olur. Bugün egemenlerin en büyük histerisi ve korkusu Kürt Ulusal Mücadelesinin baflar› kazanmas› ve egemenlik-sömürü alanlar›n›n bir bölümünün el de¤ifltirmesidir. Ancak stratejik olarak esas korkusu devrim ve sosyalizmdir. Bu yüzden sadece s›ran›n di¤er kesimlere/bizlere gelece¤ini de beklememek ad›na de¤il, ama daha da önemlisi Türkiye devriminin önemli bir bilefleni olan Kürt halk›n›n yan›nda olmak ve bu sald›r›lara karfl› onlarla birlikte set olmak için tüm ilerici, devrimci, demokratik güçlerle birleflmek ve sald›r› dalgas›n› devrim dalgas›na dönüfltürmek olmazsa olmazd›r.


31

70 Adana Adana Mimar Sinan Aç›khava Tiyatrosu’ndaki kutlamalar›na yaklafl›k 30 bin kiflinin kat›ld›. Mitingin aç›l›fl konuflmas›n› DTP ‹l Baflkan› Ali Aslan yapt›. Aslan’›n ard›ndan DTP PM Üyesi Nazmi Gür bir konuflma yapt›. Konuflmalar s›k s›k sloganlarla bölündü. Konuflmalardan sonra Xero Abbas sahneye ç›kt›. Daha sonra sahne alan ‹ran Kürtlerinden Suzana Bermani, parçalar›n› seslendirdi. Ermenice, Arapça ve Kürtçe parçalar seslendiren Bermani uzun süre sahnede kald›. Etkinlik Koma Pel’in söyledi¤i flark›lar ile sona erdi.

Bursa Saat 10:30’da Gökdere Bulvar›’nda DTP, EMEP, DSP, DHP, SDP taraf›ndan organize edilen mitinge Partizan, BDSP ve HÖC de pankartlar›yla kat›ld›. Partizan kitlesi mitinge “Emperyalizme, ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› Newroz ruhunu kuflan” pankart› ve flamalarla kat›ld›. Bursa’n›n birçok ilçelerinden

gelen kitle engelledi¤i için miting program› geç bafllad›. Sayg› duruflu ile bafllayan mitingin aç›l›fl konuflmas›n› DTP Bursa ‹l Baflkan› Hüseyin Diken yapt›. Tertip Komitesi DTP MYK üyesi fiaban Atlan konuflma yaparak halk›n Newroz’unu kutlad›. Devletin bütün provokatif tav›rlar›na ra¤men 2000 aflk›n kitlenin kat›ld›¤› mitingde coflkunun az gözlemlendi. Miting söylenen türküler ve halaylarla sona erdi.

‹zmir Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da Newroz öncesi devlet terör estirdi. Yap›lan ev bask›nlar›yla, tutuklamalarla, yasaklamalarla Newroz kutlamalar›na kat›l›m düflürülmeye, kutlamalar engellenmeye çal›fl›ld›. ‹zmir’de son iki hafta içinde 27 DTP’li gözalt›na al›nd› bunlardan 8’i tutukland›. 18 Mart’ta yap›lmak istenen mitinge izin verilmedi. Yine yo¤un kat›l›m› engellemek için Gündo¤du Meydan›’na da izin verilmedi. Tüm bunlara ra¤men 21 Mart günü Buca Hipodrom Meydan›’nda binlerce kiflinin kat›l›-

23 Mart-5 Nisan 2007

m›yla kutland›. Saat 11:00’de alana girifller bafllad›. Provokatif ve sald›rgan tutum içindeki polis, alana girerken Al›nteri okurlar›na sald›rarak 6 kifliyi gözalt›na ald› ve Bozyaka Polis Karakolu’na götürdü. Gözalt›na al›nanlar›n çeflitli yerlerinden yaraland›. Yine Mücadele Birli¤i pankart›na da sald›rarak bir kifliyi yaralad›. Saat 12:30’da bafllayan programda kurumlar ve Tertip Komitesi ad›na yap›lan konuflmalarda son dönemde yap›lan sald›r›lar k›nan›rken, bar›fl mesajlar› verildi. Newroz mitingine Partizan’da “Newroz piroz be”, “Newroz isyan›n› her tarafa yay” vb. dövizler ve flamalarla kat›ld›. “Kürt ulusuna özgürlük halk savafl›yla gelecek”, “Newroz serh›ldane” vb. sloganlar› atan Partizanc›lar kitle taraf›ndan alk›flland›. Miting müzik dinletileri eflli¤inde çekilen halaylarla sona erdi.

Mersin Saat 10:00’da Metropol miting alan›nda bafllayan coflku saat 16:00’ya kadar sürdü. Yak-

lafl›k 40 bin kiflinin kat›ld›¤› eylemde çocu¤undan, yafll›s›na kadar tüm kitle ayn› tepkilerini dile getirmifltir. 17 Mart’ta yap›lmas› planlanan Newroz’a Emniyet müdahale edip izin vermeyerek, hafta içine alma planlar›yla kat›l›m› azaltmak istemifltir. Mitingin bafllamas›yla beraber, mesajlar okunmufl, k›sa müzik dinletisi verilmifl, konuflmalar yap›lm›flt›r. Daha sonra Mazlum Çimen’in sahne almas›yla beraber kitlenin coflkusu artm›flt›r. S›k s›k “Biji serok Apo” slogan› at›lm›fl, Abdullah Öcalan’a yap›lan uluslar aras› komplo k›nam›flt›r. Mitingde di¤er kat›l›mc›larsa ESP, Halkevi, EMEP ve DHP yerlerini alm›flt›r. Partizan kitlesi sloganlar›yla “Kürt ulusuna özgürlük, Halk Savafl›’yla gelecek”, “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypaykaya”, “Dersim, Tokat, Erzincan savafl›yor Partizan” vb. sloganlar ve “Biji Newroz, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” pankart›yla alandaki yerini alm›flt›r.

4. Y›l›nda iflgal lanetlendi! iflgale dur de”, “Emperyalist iflgale son Irak halk›na özgürlük” yaz›l› pankart açan yüzlerce kifli, meflaleler yak›p, düdük ve alk›fl sesleri ile Dolmabahçe’ye yürüdü. Kitle ad›na aç›klama yapan KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, ABD’nin Irak iflgalini “tarihin en utanç verici olaylar›ndan biri” diye nitelendirdi.

Direnifl sürüyor, sürecek! 20 Mart Sal› günü saat 13.00’de Kartal Meydan›’nda biraraya gelen Partizan, HKM, ‹LPS, ESP, EKD, BDSP’nin ortak örgütledi¤i eylem, meydana k›sa bir yürüyüflün ard›ndan yap›lan aç›klama ile bafllad›. Aç›klamada, ABD emperyalizminin birçok ülkeye “demokrasi”, “insan haklar›”, “özgürlük” vb. vaatlerle ve bir dizi yalanla girdi¤ini, ancak masum halklar› katletti¤ini vurgulayan ifadelere yer verildi. “Emperyalistler orta do¤udan elinizi çekin! Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i!” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde, bas›n metnini kitle ad›na Suzan Zengin okudu. Zengin, “Bizler bugün burada, Irak iflgalinin 4. y›l›nda biraraya gelen kurumlar olarak, bir kez daha, baflta ABD emperyalizmi olmak üzere, tüm iflgal güçlerine ve onlar›n yerli uflak ve iflbirlikçilerine karfl› öfkemizi hayk›r›p direnen Irak halk›n›n ve de tüm direnen halklar›n yan›nda oldu¤umuzu ilan ediyoruz” dedi. Eyleme Genel-‹fl Sendikas› 3 No’lu Bölge Baflkan› Veysel Demir, EMEP Kartal ‹lçe Yöneticileri, E¤itim-Sen 5 No’lu fiube de destek verdi.

‹flgal karfl›t› eylemler... * Küresel Bar›fl ve Adalet Koalisyonu’nun ça¤r›s›yla biraraya gelen çeflitli kurumlar, ö¤le saatlerinde Numune Hastenesi önünde toplanarak buradan Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Kortejin en önünde “Bush dön evine” pankart› yer ald›. TMMOB, KESK, ÖDP, Eczac›lar Odas› da pankartlar›yla yürüyüflte yer ald›. Kortejlerin miting alan›na girmesiyle bafllayan etkinlik program› kapsam›nda yap›lan konuflmalarda iflgalin bir an önce son bulmas› istendi. Filistin Halk Kurtulufl Cephesi lideri Ahmaad Saadat’›n efli Abla Saadat burada yapt›¤› konuflmada, ABD’nin sald›r›lar›na karfl› Irak, Filistin, Afganistan ve ‹ran’da halklar›n direndiklerini hat›rlatarak,

“Biz özgür olarak do¤duk, özgür yaflayaca¤›z. Kimse bizi kölelefltiremeyecek” dedi. TMMOB Genel Baflkan› Mehmet So¤anc› ve KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul da yapt›klar› konuflmalarda direnifle destek mesajlar› verdi. Etkinlik Bulutsuzluk Özlemi’nin verdi¤i müzik dinletisiyle son buldu. * Yine aralar›nda HÖC, Halkevleri, TKP, ÇHD, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i’nin bulundu¤u kitle de Taksim AKM önünde biraraya gelerek buradan Dolmabahçe Meydan›’na do¤ru “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” yaz›l› pankart eflli¤inde yürüdü. Çeflitli sloganlar›n at›ld›¤› eylemde ortak aç›klamay› okuyan Halkevleri Genel Baflkan Yard›mc›s› ‹lknur Birol, iflgalde 3 binin üzerinde askerin yaflam›n› yitirdi¤i, 20 bininin de yaraland›¤›n› ve iflgale kat›lan askerlerden yar›s›ndan fazlas›n›n ruhsal sorunlar yaflad›¤›na dikkat çekti. * 20 Mart günü Taksim’de biraraya gelen D‹SK, KESK, TMMOB, TTB gibi kurumlar da Taksim Gezi Park›’ndan Dolmabahçe Saray›’na kadar yürüdü. “Irak’ta savafla ve

‹zmir * 20 Mart günü saat 13:00’de eski Sümerbank önünde bir aç›klama yapan ‹C‹, “‹flgale, katliamlara, tecavüzlere, idamlara inat umut emperyalist sald›rganl›¤›n ba¤r›nda büyüyor-‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi” imzal› pankart açarak, iflgali lanetleyen sloganlar att›. Eylemciler protesto için gözlerini siyah bantla kapatt›lar. Mihriban Karakaya’n›n yapt›¤› aç›klamada “‹flgal alt›ndaki Irak halk›n›n 盤l›¤› olal›m” ça¤r›s› yap›ld›. *Yine ayn› gün saat 12:00-18:00 aras›nda Kemeralt› giriflinde Partizan, ESP, Al›nteri, BDSP, Devrimci Hareket ve Emperyalizm ve Siyonizm Karfl›t› Birlik (HÖC, Kald›raç, Ege 78’liler, EHP) taraf›ndan bir resim sergisi aç›ld› ve iflgale karfl› direnifli anlatan bildiriler sesli ajitasyon yap›larak da¤›t›larak, insanlar›n iflgalle ilgili düflüncelerini ifade etmeleri içinde bir defter aç›ld›. Ayn› bileflen saat 18:00’da da Kemeralt› giriflinde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan aç›klamada emperyalizmin ve onlar›n ufla¤› pozisyonundaki TC’nin politikalar› teflhir edilirken, “Anti-emperyalist mücadele

bugün sadece iflgal alt›ndaki ülkeler için de¤il, tüm dünya emekçi halklar› için ölüm-kal›m meselesidir” denildi.

Malatya Malatya’da da E¤itim-Sen’in ça¤r›s› ile biraraya gelen demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, ABD’nin Irak’› iflgalini protesto etti. E¤itim-Sen önünde biraraya gelen kitle, meflalelerini yakarak yolu trafi¤e kapatt› ve yürüyüfle geçti. Eski Soykan Park›’nda yap›lan aç›klamayla kitle tekrar E¤itim-Sen’in önüne kadar sloganlar eflli¤inde geri döndü. Eyleme Malatya YDG’de kat›larak destek verdi.

Belediye-‹fl üyelerinden Irak iflgali protestosu Belediye-‹fl Sendikas› ‹stanbul fiubeleri 20 Mart günü sendika binalar› önünde bir araya gelerek Irak iflgalini protesto etti. Aç›klamada, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n Ortado¤u halklar›n›n direnifli” ve “Savafla hay›r” yaz›l› siyah pankartlar aç›ld›. “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Emperyalizm yenilecek Irak’ta direnifl kazanacak” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde, aç›klama yapan Belediye-‹fl 3 No’lu fiube Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz, Amerika ve müttefiklerinin Irak’› iflgalinin 4. y›l›nda, Irak’taki vahfletin halen sürdü¤ünü ifade etti. Eylem at›lan sloganlar ile sona erdi. (‹stanbul)


B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Numan BOZER Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT @mail: umutyayimcilik@superonline.com @mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0538 299 35 52 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0 544 932 24 15 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: 0 446 223 67 18 ➧ BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 ➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N ➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

NEWROZ P ‹ R O Z BE! yüreklerde yanan Newroz ateflinin s›cakl›¤›yla halk›m›z›n Newrozu’nu kutluyoruz”, “Newroz piroz be” vb. pankartlar aç›ld›. Mazlum Do¤an’›n foto¤raflar›n›n tafl›nd›¤› eylemde DTP’lilere yönelik sald›r›lar k›nand›.

Van Van’da sabah saatlerinden itibaren yerel giysilerini giyen kad›nlar, çocuklar›, gençler binlerce kifli kutlaman›n yap›laca¤› Van Kalesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Binlerce kiflinin topland›¤› kutlama alan›nda yeflil k›rm›z› sar› flamalar aç›ld›.

Kürt halk›, bask›lara inat Newroz’a sahip ç›kt›! Ortado¤u halklar›n›n direnifl, isyan ve mücadele günü Newroz, 21 Mart günü ‹stanbul’da Zeytinburnu Kazl›çeflme’de coflkuyla kutland›. ‹stanbul’un çeflitli semtlerinden otobüslerle Kazl›çeflme’ye gelen Kürt emekçiler devletin bask›lar›n›, Newroz’u engelleme giriflimlerini bofla ç›kararak isyan ve direnifl gelene¤ine sahip ç›kt›. ‹stanbul’da 18 Mart’ta yap›lmas› düflünülen Newroz kutlamas›, Emniyet’in “Çanakkale flehitlerinin y›ldönümü” oldu¤u gerekçesiyle “provokasyon olabilir” gerekçesiyle reddedilmifl, ard›ndan 25 Mart için yap›lan baflvuruda önce kabul edilmifl, ancak sonra iptal edilmiflti. Son olarak 21 Mart için yap›lan baflvuruya izin verilmifltir. Yap›lan baflvurular keyfi gerekçelerle reddedilerek, kat›l›m› düflürmek amaçlanm›flt›r. 21 Mart öncesi semtlerde yap›lan eylemlere de azg›nca sald›r›lm›fl, Demokratik Toplum Partisi’nin il ve ilçe baflkanl›klar› bas›lm›fl, Gündem gazetesi kapat›lm›flt›r. Ancak, Kürt halk› yüzy›llardan beri hiç de yabanc›s› olmad›¤› bu inkar ve imha politikalar›na karfl› yine alanlardaki yerini alm›flt›r.

Newroz’un rengi sar›, yeflil, k›rm›z› oldu Sabah saatlerinde oluflturulan kortejler saat 12:00 s›ralar›nda alana do¤ru yürüyüfle geçerken, pek çok semtten gelen otobüslerde insanlar alana akt›. Di¤er yandan ise, erken vakitlerde alana gelen pek çok insan davul ve zurnalarla halaylar›na bafllam›fllard›. Saatler 12:40’› gösterirken Abdi ‹pekçi Stad›’n›n yan›ndan harekete geçen kortejler alana vard›. Mitinge ESP, DHP, Partizan, Tekstil-Sen, Limter-‹fl, KESK ‹stanbul fiubeler Platformu gibi örgütler de kat›ld›. Partizan okurlar› mitinge “Newroz Serhildan e!” yaz›l› ve Partizan imzal› pankart ile kat›ld› ve “Türk, Kürt, Ermeni,

Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Kürt halk›na özgürlük Halk Savafl› ile gelecek”, “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Gerilla onurdur, onuruna sahip ç›k”, “Mazlum Do¤an yafl›yor, Kürt halk›na bin selam” vb. sloganlar› hayk›rd›. Kortejlerin de gelmesi ile kitle tamamland› ve etkinlik bafllad›. Newroz’u örgütleyen tertip komitesi ve di¤er kitle örgütleri ad›na yap›lan aç›klamada son süreçte artan sald›r›lara da de¤inildi. Miting de Cihat, Ozan Ferhat, Grup Munzur ve Koma Rewflen sahne ald›.

Diyarbak›r Diyarbak›r’da ise daha sabah saatlerinde on binlerce kifli Newroz alan›na ak›n etti. DTP’li baflkanlar›n alana girmesinin ard›ndan bar›fl ve demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirenler an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Sayg› duruflunun ard›ndan alandaki kitle hep birlikte “fiehit namirin” slogan›n› att›. Aç›l›fl konuflmas›n› DTP Diyarbak›r ‹l Baflkan Vekili Musa Fariso¤ullar› yapt›. Konuflman›n ard›ndan Dicle F›rat Kültür Merkezi’ne ba¤l› Rojamed adl› müzik grubu sahne ald›. Ard›ndan Ermeni Sanatç› ‹lia Simonia bir konser verdi. Alanda “Zehirin panzehiri direnmektir” fleklinde aç›lan pankart dikkat çekerken, PKK’nin kurucular›ndan Kemal Pir, M. Hayri Durmufl, Mazlum Do¤an’›n foto¤raf›n›n yer ald›¤› dev bir poster alandaki binaya as›ld›. Newroz’un sona ermesinin ard›ndan da¤›lan kitleye polis sald›rd›. Sald›r› s›ras›nda polis gaz bombas› kulland›. Kutlamalar s›ras›nda 70 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› ö¤renildi.

fi›rnak fi›rnak’›n Uludere ilçesine ba¤l› Tekevler köyünde 20 Mart akflam› Newroz kutlamas› yaparken jandarman›n atefl sonucu Mehmet Atefl isimli bir kifli yaraland›. Yo¤un bak›ma al›nan Atefl’in yan› s›ra köylü-

lerden 3’ü daha vücutlar›na ald›klar› kurflunlarla yaraland›. Ayr›ca birçok Kato da¤› çevresinde bulunan yüksek tepelerde atafller yakan halk, Cudi ve Gabar da¤› eteklerinde de atefller yakarak Newroz’u kutlad›.

Hakkari Yüksekova’da düzenlenen ve 40 bin kiflinin kat›ld›¤› Newroz kutlamas›nda “Genç

Malatya Malatya’da yap›lan Newroz kutlamas› saat 12.00’de fieker Stadyumu’nda bafllad›. Yüzlerce kiflinin kat›ld›¤› mitingde ilk olarak DTP Eflbaflkan Yard›mc›s› Osman Özçelik Newroz ateflin alk›fl ve z›lg›tlar eflli¤inde yakt›. Daha sonra DTP ‹l Baflkan› Nuray K›l›nç aç›l›fl konuflmas›n› yapt›.

TMLGB militanlar› Newroz’u kutlad›! * Tarsus’ta genelini emekçi Kürt halk›n›n oluflturdu¤u fiahin Mahallesi’nde 18 Mart Pazar günü biraraya gelen TMLGB sempatizanlar› Newroz’u illegal bir kitle gösterisi düzenleyerek kutlad›. Yaklafl›k 60 kiflinin kat›ld›¤› ve imzas›z “Newroz Piroz Be” pankart›n›n aç›ld›¤› ve yolun üç taraf›n›n barikatlarla kapat›ld›¤› eylemde, “Disa disa serh›ldan, azadiya Kürdistan”, “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Newroz isyand›r, isyan da¤larda”, “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Kürt ulusuna özgürlük Halk Savafl›’yla gelecek” sloganlar› at›lm›fl ve kitleye dönük ajitasyon konuflmalar› yap›lm›flt›r. Newroz ateflinin yak›l›p sloganlar›n at›lmas›ndan 15 dakika sonra terörle mücadele flubesi araçlar› Newroz’un kutland›¤› yere gelmifl fakat kitle taraf›ndan tafllanm›flt›r. Kitlenin öfkesinden ve örgütlü gücünden korkan düflman püskürtülmüfl ve halk›n olumlu tepkisini z›lg›t ve alk›fllarla alm›flt›r. Militanlar yapt›klar› aç›klamada “bizler biliyoruz ki, halk›m›z›n istek ve taleplerinden onlar›n sorunlar›nda yola ç›karak ve onlar› dahil ederek gerçeklefltirdi¤imiz eylem ve etkinlikler halk›m›z› biz devrimcilere daha da yak›nlaflt›rmakta ve

düflman›nda bizden korkup ellerinin kollar›n›n ba¤lanmas›na yol açacakt›r” dediler. Aç›klama “Yaflas›n partimiz TKP/ML, Halk Ordusu T‹KKO, TMLGB” slogan› ile son buldu. *Yine elimize ulaflan bir habere göre TKP/ML TMLGB militanlar› Sar›gazi’de bir eylem yaparak Newroz’u kutlad›. Militanlar yapt›klar› aç›klamada “Kürt halk›n›n bin y›llar önce yakm›fl oldu¤u isyan ateflini selamlamak ve yak›lan isyan ateflini yükseltmek emperyalizme ve uflaklar›na karfl›, emekçi, yoksul halk›m›z›n, halk gençli¤inin tek kurtulufl yolu Halk Savafl›’na kat›larak isyan ateflini büyütmekten geçmektedir. Ancak bu flekilde Demokratik Halk Devrimi mücadelesini gelifltirebiliriz. Bizler de TMLGB militanlar› olarak bu perspektif do¤rultusunda 18 Mart tarihinde sabah saat 7:0000’de Sar›gazi Demokrasi Caddesi üzerinde bulunan bir marketin kepenklerine ‘Newroz’un k›z›ll›¤›nda Halk Savafl› yolunda, TMLGB saflar›na’ TKP/ML TMLGB imzal› bomba süsü verilmifl pankart ast›k. Ald›¤›m›z bilgilere göre pankart›m›z saat 11:00’e kadar as›l› kalm›flt›r. Ard›ndan faflist jandarma taraf›ndan indirilmifltir” dediler.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.