pdf19

Page 1

Kalp Lokantas›

Melek yĂźzlĂź ›rkç›lar!..

Ford’ta genç bir içi O

Sayfa 10

Sayfa 8

(Restorant du Coeur)

Sayfa 11

Dßnya Yaanacak

AYLIK GAZETE • SAYI 19

www.yasanacakdunya.net

Sanal alemde hiçleen kad›n Sayfa 7

DĂźnyay› istiyoruz, k›r›nt› de¤il !..

KasÄąm 2005

“D PlanÄąâ€? da tutmayacak Fransa ve Hollanda halk› taraf›ndan onay alamayan ›rkç›, gerici, içi-emekçi dßman› AB Anayasas›, imdi demokrasi postuyla yeniden kar›m›zda.

Haz rlad Ä&#x; Anayasa’da hĂźsrana uÄ&#x;rayan AB, “D Plan â€?n uygulamaya koyacak. Diyalog Plan (demokrasi diyalog, dĂźĹ&#x;Ăźnme, tart Ĺ&#x;ma), Avrupa BirliÄ&#x;i Komisyonu taraf ndan bas na tan t ld . 10 Ăźlkenin daha AB’ye kat lmas yla coÄ&#x;rafi, nĂźfus ve pazar alan olarak bĂźyĂźyen AB, bu sĂźreçten karl ç kabilmek, iç ve d Ĺ&#x; iliĹ&#x;kileri kontrolĂź alt nda tutabilmek için reorganizasyona zorunlu ihtiyaç duyuyor. Ă–nĂźmĂźzdeki on y llar yeniden organize etmeyi amaçlayan AB 450 maddeyi kapsayan yasalar zincirini -ki bu iĹ&#x;çi ve emekçiler için aÄ&#x; rlaĹ&#x;t r lm Ĺ&#x; Ăźcretli kĂślelikten baĹ&#x;ka bir Ĺ&#x;ey deÄ&#x;il- geçtiÄ&#x;imiz aylarda halk oylamas na sunmuĹ&#x;tu. Fransa ve Hollanda halk taraf ndan onay alamayan rkç , gerici, iĹ&#x;çi-emekçi dĂźĹ&#x;man AB Anayasas , Ĺ&#x;imdi demok-

rasi postuyla yeniden karĹ&#x; m zda.

Yayg n propaganda bombard man AB Ăźlkelerinde tart Ĺ&#x;maya aç lan “D Plan â€? merkezi bir kontrolĂźn yan s ra Ăźlkelere gĂśre zemin haz rlama ve h zl entegrasyon amaçlan yor. Bu sĂźreç Ăśzel oluĹ&#x;turulmuĹ&#x; iletiĹ&#x;im birimi arac l Ä&#x; yla takip edilecek. Kampanya için “ulasal fonlarâ€? oluĹ&#x;turulacak. Daha fazla gĂźven, daha fazla oy için yayg n ve etkin kampanya baĹ&#x;lat lacak. Ulusal ve uluslararas dĂźzeyde ‘sivil toplum ĂśrgĂźtleri’ sĂźrece dahil edilip, plan n meĹ&#x;rulaĹ&#x;mas ve sahiplenilmesi için uÄ&#x;raĹ&#x; lacak. Genç iĹ&#x;çiler, referandumda hay r diyenler, yabanc lar, propagandan n Ăśnemli hedefleri olacaklar.

Yan t: Grev ve eylemler Her Ĺ&#x;eyden Ăśnce kaybettikleri halk n gĂźvenini kazanmay , kitleleri politikalar na yedekleyip ĂśnĂźmĂźzdeki on y llara daha emin daha az engellerle ilerlemek istiyorlar. Yak n gelecekte yol almak istedikleri, anti-terĂśr, ĂśzelleĹ&#x;tir-

me, iltica, uluslararas rekabet, ucuz iĹ&#x;gĂźcĂź ve OrtadoÄ&#x;u plan nda siyasi-ekonomik pay n artt rma vb. Hepsi kirli, hepsi bize karĹ&#x; olan politikalar na geniĹ&#x; y Ä&#x; nlar ortak etmeyi hedefliyorlar. Ama nafile. Bu oyunlar tutmayacak! Sald r lar ve o sald r lara emekçileri yedekleme

giriĹ&#x;imleri, grev, fabrika iĹ&#x;galleri, sokak gĂśsterileriyle yan tlan yor. Almanya, Fransa, Ä°ngiltere, Belçika emekçileri baĹ&#x;ta olmak Ăźzere, tĂźm AB Ăźlkelerinde yeni bir iĹ&#x;çi emekçi hareketi mayalan yor. Bu yan ta kulak verip, destek olup, gßç katal m.

Grev, direniĹ&#x;, iĹ&#x;gal, eylem! leĹ&#x;tirmelere, Almanya’da iĹ&#x;ten at lmalara karĹ&#x; grev, iĹ&#x;gal ve yĂźrĂźyĂźĹ&#x;ler çoÄ&#x;al yor. Birbiri ard na geliĹ&#x;en direniĹ&#x;ler, yeni ve gßçlĂź bir dalgan n kabarmakta olduÄ&#x;unu gĂśsteriyor. AB Ăźlkelerinde eskiye

oranla çok daha sert ve dolay ms z sald r paketleri devreye girerken, buna karĹ&#x; koyuĹ&#x; da geliĹ&#x;ip bĂźyĂźyor.

Ä°Ĺ&#x;birlikçi sendika barikat !

Almanya’da, Belçika’da, Ä°ngiltere’de, Fransa’da‌. Avrupa’n n bĂźyĂźk bĂślĂźmĂźnde iĹ&#x;çi ve emekçiler, demokratik hak ve ĂśzgĂźrlĂźklerine yap lan sald r lara karĹ&#x; ç k yorlar. Belçika’da emekçiler genel greve giderken, Fransa’da Ăśzel-

Ä°Ĺ&#x;çi ve emekçilerin kabaran Ăśfkesi; tĂźm talep ve ihtiyaçlar n karĹ&#x; layacak, sonuç al c bir mĂźcadeleye ĂśncĂźlĂźk edecek gĂźcĂźn yoksunluÄ&#x;unda, iĹ&#x;birlikçi sar sendikalar n ihanet duvarlar nda eriyor. BugĂźne kadar yaĹ&#x;anan onlarca pratik deneyim, bugĂźn burjuvazinin s n f içindeki uzant s durumunda olan Ĺ&#x;irketleĹ&#x;miĹ&#x; sendikalar n, iĹ&#x;birlikçi maskesi y rt l p at lmad Ä&#x; sĂźrece, hak almak bir tarafa, demokratik ve sosyal kazan mlar n korunamayacaÄ&#x; n gĂśsterdi. Emekçilerin estirmeye baĹ&#x;lad Ä&#x; rĂźzgar, Ăśncelikle sendikal ihaneti savurarak yol alabilecek.

GeliĹ&#x;en toplumsal hareket AB Ăźlkelerinde iĹ&#x;çi hareketi, bir dĂśnemin “sosyal devletâ€? k r nt lar n n rahatlat c etkisinden kendisini s y r yor. Zorlu tarihsel mĂźcadelelerle

geliĹ&#x;mesi, ĂśnĂźndeki barikatlar yararak ilerlemesi bir kaç n lmazl k olarak ortaya ç k yor. Sald r lar n durdurulmas ve yeni hak kazan mlar n n saÄ&#x;lanmas , mĂźcadeleyi zorunlu k l yor.

Naziler antifaĹ&#x;ist barikata tak ld

Yaanacak

DĂźnya Bu hengame niye? Avrupa BirliÄ&#x;i olarak bilinen emperyalist blok, bugĂźnlerde nelerle uÄ&#x;raĹ&#x; yor? Ad na “AB’nin GeleceÄ&#x;i Projesiâ€?, “D Plan â€? dedikleri çizelgelerle ç k yorlar ortaya. “Avrupa’n n sosyal modeliâ€?ni tart Ĺ&#x; yorlar. Komisyonlar aç klamalar yap yor, “ara zirveâ€?lerde toplan yorlar. Bunlar, ‘esnek emek piyasas ’n n baĹ&#x;a yaz ld Ä&#x; , ortak ‘anti-terĂśr stratejisi’, ‘kontrollĂź gÜç’, ‘rekabet edebilirlilik’ gibi hepsinin emekçileri ilgilendirdiÄ&#x;i bir dizi konuda ad mlar n h zland r lmas na dĂśnĂźk hararetli toplant lar. Bir hengamedir ki sormay n gitsin. Asl nda gĂźndemdeki, bir k sm n fiili olarak yaĹ&#x;ama geçirdikleri, bir k sm n tart Ĺ&#x; p Ăźzerinde ortaklaĹ&#x;t klar kĂśklĂź bir sald r program d r. Bunlar zaten, merkezileĹ&#x;tirip diplomatik bir dille ifade ettikleri, maddeleriyle gĂźvence alt na ald klar AB Anayasas ’nda mevcuttu. Ĺžimdi yap lan, referandum sonucu Fransa ve Hollanda emekçileri taraf ndan çÜpe at lan Anayasan n parça parça yaĹ&#x;ama geçirilmesinden baĹ&#x;ka bir Ĺ&#x;ey deÄ&#x;il. (Devam ßçßncĂź sayfada)

Almanya’n›n çeitli kentlerinden GĂśttingen’e ak›n eden 5 bin antifaist, Nazilere geçit vermeyeceklerini hayk›rd›lar. Nazi faizmine kar› Ăśfkelerini soka¤a ta›d›lar.

Almanya’n n GĂśttingen kentinde 29 Ekim’de gĂśsteri yapmak isteyen Neonazileri, antifaĹ&#x;ist gßçler engelledi. Nazileri koruyan polisle antifaĹ&#x;istler aras nda ç kan çat Ĺ&#x;malarda 60 kiĹ&#x;i yaraland , 41 antifaĹ&#x;ist gĂśzalt na al nd .

YeĹ&#x;iller ve SPD HĂźkĂźmeti’nin, gĂśsteri yasaÄ&#x; n kald rmas ndan cesaret alan Naziler her gĂźn Almanya’n n çeĹ&#x;itli yerlerinde gĂśsteri yaparak meĹ&#x;rulaĹ&#x;man n yolar n ar yorlar. DiÄ&#x;er taraftan, antifaĹ&#x;ist gßçler de hĂźkĂźmetin izin verdiÄ&#x;i, polisin koruduÄ&#x;u Nazi faĹ&#x;istlerinin gĂśsteri yapmas n engellemek için mĂźcadele ediyorlar. Bu sefer adres GĂśttingen oldu. GĂśttingen’de gĂśsteri yapmak isteyen faĹ&#x;ist Naziler, polis korumas na raÄ&#x;men antifaĹ&#x;istlere tak ld .

kazan lm Ĺ&#x; sosyal haklar n geriye doÄ&#x;ru çÜzĂźlmesi, iĹ&#x;çi s n f baĹ&#x;ta olmak Ăźzere emekçilerin bĂźtĂźnĂźnde bir gelecek kayg s yarat yor. GeleceÄ&#x;ine sahip ç kan bir toplumsal hareketin filizlenip

Almanya’n n çeĹ&#x;itli kentlerinden GĂśttingen’e ak n eden 5 bin antifaĹ&#x;ist, Nazilere geçit vermeyeceklerini hayk rd lar. Nazi faĹ&#x;izmine karĹ&#x; Ăśfkelerini sokaÄ&#x;a taĹ&#x; d lar. Nazileri engellemek için toplanan gĂśstericilere sald ran polise karĹ&#x; antifaĹ&#x;ist gßçler, 30’a yak n barikat kurarak karĹ&#x; koydu. Barikatlar tutuĹ&#x;turan gĂśstericiler, polisle çat Ĺ&#x;arak, say lar 150’yi bulan Nazilerin yĂźrĂźmesini engellediler. Halk n antifaĹ&#x;ist gĂśstericilere yoÄ&#x;un destek verdiÄ&#x;i gĂśzlendi.

Sald rganl Ä&#x;a k l f aray Ĺ&#x;

Geniletilmi Ortado¤u Projesi sahipleri, “Alman kurduâ€? lakapl› savc› Detlev Mehlis eliyle haz›rlad›klar› raporla, Suriye’yi hedefe çakt›.

GeniĹ&#x;letilmiĹ&#x; OrtadoÄ&#x;u Projesi sahipleri, BirleĹ&#x;miĹ&#x; Milletler Ăźzerinden, “Alman kurduâ€? lakapl savc Detlev Mehlis eliyle haz rlad klar raporla Suriye’yi hedef tahtas nda 12’ye yerleĹ&#x;tirdiler. BaĹ&#x;tan beri içerden çÜzmeye çal Ĺ&#x;t klar “BĂźyĂźk Suriyeâ€? hayalindeki Esat rejimini ve bĂślgedeki etki alan n , içerden ittifaklar da gßçlendirerek d Ĺ&#x;ardan kuĹ&#x;atma alt na ald lar. Empeyalistlerin Ä°srail gibi

stratejik mĂźttefikleri hemen “Esat deÄ&#x;iĹ&#x;tirilmelidirâ€? aç klamalar yapt lar. Emperyalistler ve iĹ&#x;birlikçileri, Suriye, LĂźbnan, Filistin ßçgeninde, dengeleri kendi lehine gßçlendirmek için istihbarat ĂśrgĂźtleri ve onlar n uzant lar yla peĹ&#x; peĹ&#x;e cinayetler iĹ&#x;lediler. Bunlar aras nda, Suriye’nin hizaya getirilip kĂśĹ&#x;eye s k Ĺ&#x;t r lmas aç s ndan stratejik Ăśnemde bir halka vard . 4.sf’da


Yaanacak

DĂźnya 2

O

K

U

R

M

E

K

T

U

P

L

A

I

Ne bekledim, ne buldum!

EditĂśrden

Bir kĂźltĂźr etkinli¤ine mi gelmitim yoksa bolca Geçen say m zda “MĂźzakere K skac â€? manĹ&#x;etiyle buluĹ&#x;tuk siz okurlar m zla. 42 y ld r Avrupa BirliÄ&#x;i’nin bekleme odas nda bulunan TĂźrkiy TĂźrkiye ’nin emperyalist sermayenin Ăśn koĹ&#x;ullar na nas l tabii tutulduÄ&#x;una hep birlikte tan kl k etmiĹ&#x;tik. Ăœç ayl k bir aradan sonra ç kan gazetemizi Ekim ay nda okurlar yla 3 Ekim mĂźzakere tart Ĺ&#x;malar ve onlarca gĂźndemin deÄ&#x;erlendirme, haber ve yorumlar m zla buluĹ&#x;turduk. Varolan yoÄ&#x;un gĂźndemi temel baĹ&#x;l klar yla sunmaya çal Ĺ&#x;t k. Aylar sonra ç kman n telaĹ&#x; içinde kimi teknik hatalar yapt k. TĂźm bunlarla birlikte dolu dolu bir say y KĂźltĂźr-Sanat, YaĹ&#x;am, Ä°nsan-Toplum ve tĂźm alanlarda okurlar m z n ve YaĹ&#x;anacak DĂźnya çal Ĺ&#x;anlar n n Ăźretimlerini sizlere sunduk! Gazetemizin ç k Ĺ&#x; aĹ&#x;amas ndan sonra onu okurlar yla buluĹ&#x;turmak için elden daÄ&#x; t m n yapmaya baĹ&#x;lad k. DĂźÄ&#x;Ăźnlerdeydik! Gazetemizin emektar Paris’ten Ali abimizin çocuklar n n mutluluÄ&#x;unu paylaĹ&#x;t k! Almanya’da on y llar n dostluÄ&#x;u ve yoldaĹ&#x;l Ä&#x; yla Altun ailesinin dĂźÄ&#x;ĂźnĂźndeydik! Almanya’da Ford fabrikas n n ĂśnĂźnde iĹ&#x;çilerleydik. Gecelerde, sokakta, iĹ&#x;yerlerinde okurlar m zla ßç ayl k bir aradan sonra yeniden buluĹ&#x;tuk. EleĹ&#x;tiriler, Ăśneriler, dostluk mesajlar ald k; bunlar Ĺ&#x; Ä&#x; nda yeni say m zla yine sizlerle buluĹ&#x;uyoruz. Aylar Ăśnce duyurduÄ&#x;umuz gibi, art k sadece bas l gazetemizle deÄ&#x;il internet arac l Ä&#x; yla da sizlerleyiz. www.yasanacakdunya.net adresinden gazetemizi takip edebilirsiniz. Sitemizi asl nda gĂźnlĂźk olarak gĂźncellemeyi hedefliyoruz. Bunun için en baĹ&#x;ta siz okurlar m z n yaz , mektup, deÄ&#x;erlendirme, Ăśneri ve eleĹ&#x;tirilerini bekliyoruz. Bu gazeteyi okur ve yazar yla nas l kolektif olarak Ăźrettiysek, internet sitemizi de benzer bir Ĺ&#x;ekilde daha da zenginleĹ&#x;tirebiliriz. Bu say m zda AB sermayesinin ĂśnĂźnĂź açmak için dĂźzenlediÄ&#x;i AB Anayasas tart Ĺ&#x;malar ve biz emekçilerin hangi k skaca dahil edilmek istendiÄ&#x;iyle sizlerleyiz. Fransa’dan Ä°ngiltere’ye, Almanya’dan Belçika’ya iĹ&#x;çi s n f n n yayg nlaĹ&#x;an grev, direniĹ&#x; ve eylem isteÄ&#x;inin haberleri bu say m zda yeralanlar aras nda. Almanya’da kad n çal Ĺ&#x;mas yĂźrĂźten, bu alanda projeler sunan Berivan Aymaz, bu say m zda çal Ĺ&#x;malar n bizlerle paylaĹ&#x;t . Bolivya’da bulunan dostumuz Inge / Roleda, geçen say m zda olduÄ&#x;u gibi bu say m zda da bizimle. Oralara dair izlenimlerini aktarmaya devam ediyor. Gençlik sayfam zda, gencecik bir Ford iĹ&#x;çisiyle birlikteyiz. Onunla yapt Ä&#x; m z gĂźzel sĂśyleĹ&#x;iyi ne yaz k ki k saltarak yay nlamak zorunda kald k. “DĂźnya’n n Sokaklar â€? kĂśĹ&#x;emizde bu say Paris KomĂźncĂźler Mezarl Ä&#x; ’nday z. “Sanal alemde hiçleĹ&#x;en kad n!â€? baĹ&#x;l Ä&#x; yla yay nlanan yaz m zda gençlerimizin yaĹ&#x;amlar n nas l hiçleĹ&#x;tirdiÄ&#x;inin çarp c bir ĂśrneÄ&#x;ini gĂśrĂźyoruz. “Yeni dĂśnemin kabusu iĹ&#x;sizlikâ€? Avrupa’da yaĹ&#x;ayan biz gÜçmenlerin etiyle-kemiÄ&#x;iyle hissettiÄ&#x;i bir gerçek. Her birimiz aç s ndan bir kabus olan iĹ&#x;sizliÄ&#x;i rakamlar yla birlikte iĹ&#x;lemeye çal Ĺ&#x;t k. Daha birçok baĹ&#x;l k ve yaz yla yine birlikteyiz anlayacaÄ&#x; n z! Gazetemizin geliĹ&#x;imi ve daha iyi bir Ăźretim için siz okurlar m z n eleĹ&#x;tiri ve Ăśnerilerini bekliyoruz. “Bir Ĺ&#x;ehri terk ederken, o Ĺ&#x;ehrin sesini yan n za almay unutmay n z. GĂźn gelir ihtiyaç duyars n z. GĂźn gelir Avrupa’da kald r mlar arĹ&#x; nlarken m r ldanmaya, ihtiyaç duymaya baĹ&#x;lars n z.â€? Bir mĂźzik topluluÄ&#x;u olan Trio Aksak’ n sĂśzleri bunlar. GeldiÄ&#x;imiz Ăźlkeden belki sesler taĹ&#x; mad k. Umutlar m z , dĂźĹ&#x;lerimizi taĹ&#x; d k Avrupa’ya. TĂźrkiyeli gÜçmenler olarak yan n zda taĹ&#x; d Ä&#x; n z o dĂźĹ&#x;lerinizi, beklenti ve umutlar n z , gelecek Ăśzleminizi gazetemizle paylaĹ&#x;man z bekliyoruz. ÇßnkĂź bizim yan m zda taĹ&#x; d Ä&#x; m z dĂźĹ&#x;ĂźmĂźz: YaĹ&#x;anabilecek bir dĂźnyay birlikte kurmak!

sat››n yap›ld›¤› bir Fest’e mi, anlayamad›m.

Kendilerini baĹ&#x;kalar n n kurtarmas n bekleyen kiĹ&#x;iler yaln zca kĂślelerdir.

Her rĂźzgarla otlar gibi sallan›rsan, da¤lar kadar olsan da bir ota de¤mezsin.

denâ€? derdim. Demek ki, sohbetlerimizin içeri¤ini farkl›lat›rmak biraz da benim elimdeymi. BugĂźne kadar ben yeteri kadar çaba harcamam››m... okudum. Daha on dakika Ăśnce hararetli hararetli sohbetini yapanlar, Ĺ&#x;Ăśyle bir duraklad Ăśnce. Sonra sohbetin seyri deÄ&#x;iĹ&#x;ti.

Ben size yaĹ&#x;ad Ä&#x; m bir hayal k r kl Ä&#x; n anlatmak istiyorum. 20 y ldan fazlad r Almanya’da yaĹ&#x; yorum. Ä°ki çocuk bĂźyĂźtĂźyorum. Çocuklar m n bu Ăźlkede kendilerini yabanc hissetmelerini, toplumun d Ĺ&#x; nda kalmalar n istemiyorum. Ama kendi kĂźltĂźrĂźmĂźzden tamamen kopmalar n da istemiyorum. Ana baba olanlar bilir, ikisi bir arada çok zor! Ben Ăśyle milliyetçi falan deÄ&#x;ilim. Dini inanç meselesinde de çocuklar ma bask yapmam. Yapanlar n çocuklar n n ne hale geldiklerini kendi gĂśzlerimle gĂśrdĂźm çßnkĂź. Ama dediÄ&#x;im gibi, kendi kĂźltĂźrĂźmĂźze de çok ayk r yaĹ&#x;amas nlar. Reklamlarda, “Ramazan Çad r â€? kurulacaÄ&#x; n izledim. KĂśln’ßn merkezinde, Neumarkt’ta kurulacak çad rda deÄ&#x;iĹ&#x;ik gĂśsteriler olacaÄ&#x; sĂśyle-

niyordu. Birbirimizle kaynaĹ&#x;acak, Almanlara da kĂźltĂźrĂźmĂźzĂź tan tacakm Ĺ&#x; z. Ä°lgimi çekti, çocuklar m oraya gĂśtĂźrmeye karar verdim. GĂźn geldi, kocaman bir prefabrik çad r kuruldu. D Ĺ&#x; tarafa as lan tan t m fotoÄ&#x;raflar fazlas yla tuhaft bence. Mehter Tak m , saray gĂśrĂźntĂźleri falan vard hep. Yani taa Osmanl ’n n gĂśrĂźntĂźleri. “Hay Allah, bĂśyle mi tan tacaÄ&#x; z memleketi, biz bu muyuz?â€? diye içimden sĂśylenerek girdik çocuklarla. Ä°Ĺ&#x;te o anda yaĹ&#x;ad Ä&#x; m Ĺ&#x;aĹ&#x;k nl Ä&#x; anlatamam. Bir kĂźltĂźr etkinliÄ&#x;ine mi gelmiĹ&#x;tim yoksa bolca sat Ĺ&#x; n yap ld Ä&#x; bir Fest’e mi, anlayamad m. Ne bekledim, ne buldum! İçerisi pazar yeri gibiydi. Ramazan Çad r içinde incik-boncuk tak , en kalitesizinden konfeksiyon malzemeleri, tuhaf tu-

haf kumaĹ&#x;lar, sĂźs eĹ&#x;yalar , ayakab falan ne ararsan z onun stand vard . Bunlar olur da en fazla para getiren yiyecek stand olmaz m ? Elbette vard . Haa, bir de çiçekçi vard , “Ramazan- Ĺ&#x;erifte sevdiklerinizi çiçekle mutlu edinâ€? diye yazm Ĺ&#x;t . Pes doÄ&#x;rusu! Ramazan’da çiçek sat n alma adeti de ne zaman ç kt ? AnlayacaÄ&#x; n z, kimsenin ora-

TĂźrkiye’den bir bayram çad r !

Kad›n merkezine art›k epey çok hasta çocuk

d n merkezindeki kad nlar da ar yor, yavaĹ&#x; yavaĹ&#x; daha çok buluruz. Seçim anketlerine gĂśre yeni solcu parti halen en çok oy kazan r gĂśrĂźnĂźyor. Onlar için çok zor olur! Çßn-

olarak gĂśrmemiĹ&#x;, “O kimdir?â€? yerine, ilk Ăśnce “Onun ismi nedir?â€? diye sordular, hoĹ&#x;uma gitti. Ä°lk Ăśnce hiç fark etmedim, Judith bana epey heyecanl anlatt , “Seni hemen tan m Ĺ&#x;, normal turist veya rkç asla olmd Ä&#x; n hemen gĂśrmĂźĹ&#x;â€? dedi. Sevindim‌ Gelecek defa onlara bir kaç vitamin Ĺ&#x;urubu vs. getirip anne-

kĂź onlara karĹ&#x; ABD ve buradaki asker ve zengin oligarĹ&#x;i var. Ama en az ndan bir deÄ&#x;iĹ&#x;me Ĺ&#x;ans var‌ EÄ&#x;er Ĺ&#x;imdiki proje, planlar n gerçekleĹ&#x;tirebilirse çok iyi olur, acil laz md r. Pazartesi sabah turizmde çal Ĺ&#x;an arkadaĹ&#x; m Judith ile Titicaca GĂślß’ne gittim. Orada kßçßk bir adada iki aile kal yor, Ăśyle kßçßk adalar burada çok, ve oradaki insanlar da çok fakir, bal ktan baĹ&#x;ka fazla yemek yok‌ Çocuklarla hemen iyi anlaĹ&#x;t m, onlar da beni hiç turist

lere bir yemek plan vereceÄ&#x;im. Ucuz ve ayn zamanda saÄ&#x;l k için iyi olan yiyecekler sĂśyleyeceÄ&#x;im. Bir k z, çocuk doktoru olmak istiyor, baĹ&#x;ka biri de Ăźniversiteye gitmeyi dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyor. Ä°yi beslenmeleri laz m ki beyinleri iyi çal Ĺ&#x;s n yani. Bu akĹ&#x;am, ilk Aymara kursum var. (Aymara burada en çok konuĹ&#x;ulan Ä°ndigena dili). Ä°yi Aymara ve Ä°spanyolca bilen genç bir kad n bana ĂśÄ&#x;retecek. Bakal m, eÄ&#x;er fazla iyi anlatamazsa, dilbilgisi için resmi bir

geliyor, konferanstan birkaç ilac› bedava alabildim, ama devaml› aramam gerekiyor.

DĂźnyada en gßç olan ey dßßnĂźleni yapmakt›r.

Unutma ki, a¤z›nda bal olan ar›n›n, kuyru¤unda da i¤nesi vard›r.

miĹ&#x;in d Ĺ&#x; nda sohbet etmekten kaç n rd m. “Amaaan, nas lsa anlamaz onlar bĂśyle Ĺ&#x;eylerdenâ€? derdim. Fakat fena halde yan lm Ĺ&#x; m. Demek ki, sohbetlerimizin içeriÄ&#x;ini farkl laĹ&#x;t rmak biraz da benim elimdeymiĹ&#x;. BugĂźne kadar ben yeteri kadar çaba harcamam Ĺ&#x; m. Ama bundan ders ç kard m

Merhabalar!.. Nas ls n z? Umar m iyisinizdir. Ben iyiyim, çok iyi bile, hava da gĂźzel bugĂźn. Genel durum burada halen çok kar Ĺ&#x; k, gaz eksikliÄ&#x;i halen var. SaÄ&#x;l k durumu deÄ&#x;iĹ&#x;medi tabii, siyaset kaosu devam ediyor‌ CIA yeni plan yapm Ĺ&#x;, sonuç ayn ; askeri darbe olsun veya da d Ĺ&#x;ardan BM’nin mavi kaskl lar gelsin! Solcu insanlar, sendikac lar vs. cezaevine gitsin diye‌ Parlamento halen seçim için bir çÜzĂźm bulamam Ĺ&#x;. Her gĂźn bir veya birkaç yerde grev var, sokaklar sĂźrekli bloke ediliyor‌ Bu gĂźn tekrar bir “son gĂźnâ€?dĂźr, bakal m‌ Geçen hafta çocuk doktorlar n n konferans na gittim. Ä°lginç doktorlarla tan Ĺ&#x;t m. Ä°stediÄ&#x;im gibi gĂźzel, yeni bir proje / plan yapamad k ama, hastanelerde gĂśnĂźllĂź çal Ĺ&#x;an çocuk doktorlar aran yor. Bak p sonra karar veririm. Ayn zamanda her yerde çal Ĺ&#x;amam tabii ve biraz para da kazan rsam iyi olur‌ Kad n merkezine art k epey çok hasta çocuk geliyor. Konferanstan birkaç ilac bedava alabildim, ama devaml aramam gerekiyor. Maxmur’daki gibi hepsi‌ Hastanede baz doktorlar da art k benim için ilaç topluyor, ka-

artt›. Yasaya gĂśre, kiray› aksatt›¤›n koulda ev sahibi istedi¤i zaman seni evden atma yetkisine sahip oluyor.

art k. Yeri geldiÄ&#x;inde, gazetemiz YaĹ&#x;anacak DĂźnya’dan yaz lar da onlara okuyarak, daha gĂźzel sohbetlerin yap lmas için çaba harcayacaÄ&#x; m. Ayr ca, gazetemizi arkadaĹ&#x;lar ma da vereceÄ&#x;im ki, onlar da okusunlar ve televizyonlarda ne sĂśyleniyorsa onun esiri olmas nlar. Seyhan GĂźndĂźz

kursa gidip onunla ve Primi ile “sadeceâ€? konuĹ&#x;maya çal Ĺ&#x; r m‌ SĂśzlĂźk ald m art k. Ama bu çok zor bir dil gibi gĂśrĂźnĂźyor. Ä°spanyolca “llevarâ€? için mesela, 17 Aymara sĂśzĂź var, hepsi “biraz farkl bir Ĺ&#x;eyâ€? demek‌ Neyse, ĂśÄ&#x;reneceÄ&#x;im mecbur, burada Ä°spanyolca bilmeyen hasta çok çßnkĂź. Ă–zellikle Ĺ&#x;ehir d Ĺ&#x; nda‌ Ve Aymara bilen doktor çok az‌ Ĺžimdi tekrar coca pazar na gideceÄ&#x;im, bir hafta coca bitkisi Ăźzerine bir meydanda; standlar, gĂśrĂźĹ&#x;meler vs. var. Coca hem çok saÄ&#x;l kl bir bitki, bir sĂźrĂź hastal Ä&#x;a karĹ&#x; iyidir. Kan için, mide için vs. ayn zamanda cocadan kokain yap l yor. Onun için ona karĹ&#x; bĂźyĂźk kampanya, ceza, vs. var. Ama Andes daÄ&#x;lar nda her Ä°ndigena kĂźltĂźrĂźnde çok Ăśnemli yeri var. Kutsal bir bitkidir. Ki tam yasaklamas mĂźmkĂźn deÄ&#x;il. Her zamanki gibi en çok ABD buna karĹ&#x; hareket ediyor. ABD’de çok insan kokain kullan yor, onun için Amerikal lar buraya gelip, bĂźtĂźn bitkilere zehir koymak ister‌ Tabii as l olarak ta coca ticaretini denetlemek‌ BugĂźn ve yar n, coca t bb Ăźzerine anlatacaklarm Ĺ&#x;, ben de gidip biraz ĂśÄ&#x;renmek isterim. Ayn zamanda buralar n en ucuz ilac d r. Kendinize iyi bak n‌ EÄ&#x;er yeni bir geliĹ&#x;me olursa haber veririm, kucakl yorum sizi, selam ve sevgiler‌ Inge / Roleda - Bolivya

“Irkç Sarkozy, duy sesimizi!â€? Yeni ç›kan yasayla birlikte evden atmalar da

Onlar gittikten sonra bu konu Ăźzerine yine dĂźĹ&#x;ĂźndĂźm. Demek ki, insanlar benim sand Ä&#x; m kadar uzak deÄ&#x;il olaylara farkl bir aç dan bakmaya. Ă–nlerinde baĹ&#x;ka bir seçenek olmad Ä&#x; için bir yĂśnden bak yorlar hep. Ama karĹ&#x; lar na baĹ&#x;ka bir bak Ĺ&#x; aç s ç kar ld Ä&#x; nda, kaçm yorlar. Oysa ben genellikle al Ĺ&#x; lagel-

da birĹ&#x;eyleri tan tmak, kĂźltĂźrel gelenekleri-dini inançlar yaĹ&#x;atmak gibi bir derdinin olmad Ä&#x; n gĂśrdĂźm. O koca çad r n sadece ve sadece para kazanmak için kurulduÄ&#x;unu anlad m. Ve bĂźyĂźk bir hayal k r kl Ä&#x; yaĹ&#x;ad m‌ Ç karken de “Ramazan bahane, sat Ĺ&#x;lar Ĺ&#x;ahane!â€? demekten kendimi alamad m. Zarife Ĺžahin

Bolivya’dan mektup var!

Anlarlarm Ĺ&#x;!.. “Amaaan, nas›lsa anlamaz onlar bĂśyle eyler-

Merhaba YaĹ&#x;anacak DĂźnya okurlar ve çal Ĺ&#x;anlar . Gazeteyi bir y ldan fazlad r takip ediyorum. DiÄ&#x;erleri gibi deÄ&#x;il bu gazete. Yani bir gĂźnde okuyup çÜpe atam yor insan. Zaten ben bir gĂźnde okuyam yorum. Bir yandan çal Ĺ&#x;, bir yandan evin iĹ&#x;leri ve çocuklar derken, epey sĂźrĂźyor bitirmem. DediÄ&#x;im gibi, bitirdikten sonra da “tamam okudum bitti, art k laz m deÄ&#x;il, atay mâ€? diyemiyorum. Bir y ldan fazlad r takip ettiÄ&#x;im için, gazetenin iĹ&#x;ime yarad Ä&#x; n farkettim çßnkĂź. Nas l m ? Bilirsiniz, arkrabalar, komĹ&#x;ular, arkadaĹ&#x;lar falan bir araya gelince, sĂśz dĂśnĂźp dolaĹ&#x; p kad nlara gelir. Çocuklar ise, ilk sohbet konusu. BirgĂźn toplanm Ĺ&#x; sohbet ediyorduk yine. TV’deki kad n programlar ndan biri hakk nda konuĹ&#x;uyordu arkadaĹ&#x;lar m. Vay efendim bilmem kimin kocas neler neler yapm Ĺ&#x; falan‌ Yerimden kalkt m, gazetelerimi saklad Ä&#x; m dolaptan en son gĂśnderdiÄ&#x;iniz say y ç kard m. Orada bu saçma sapan kad n programlar hakk nda bir yaz vard ve benim çok hoĹ&#x;uma gitmiĹ&#x;ti. Yaz y arkadaĹ&#x;lar ma

R

Son dĂśnemde Ăśzellikle Paris’te yaĹ&#x;ayan gÜçmenlere karĹ&#x; sald r lar yoÄ&#x;unlaĹ&#x; yor. Yeni ç kan yasayla birlikte evden atmalar da artt . Paris’in 93. BĂślge’sinde olan Montreuil’de oturuyorum. Geçen hafta mahallemizde yaĹ&#x;ayan Malili bir ailenin oturduÄ&#x;u ev polis zoruyla boĹ&#x;alt ld . Bu durumu kabullenmeyen mahalleliler olarak, insanlar sokaÄ&#x;a atan polisin tutumuna tav r ald k. Bunun Ăźzerine, kitleyle polis aras nda olaylar yaĹ&#x;and .

YaklaĹ&#x; k 100-150 polis toplanan mahalle halk n daÄ&#x; tmak istedi. Polis evin ĂśnĂźne etten duvar ĂśrmĂźĹ&#x;tĂź. Haz rl kl gelmiĹ&#x;lerdi. İçerdeki aileyi zorla d Ĺ&#x;ar ç kard lar. EĹ&#x;yalar da d Ĺ&#x;ar att lar. Polise mĂźdahale etmeye çal Ĺ&#x;t k. Sloganlar eĹ&#x;liÄ&#x;inde polisle itiĹ&#x; kak Ĺ&#x;lar yaĹ&#x;and . Burada bir sonuç alamay nca caddeye ç kt k. YaklaĹ&#x; k 50-60 kiĹ&#x;i vard . ÇoÄ&#x;unluÄ&#x;unu Frans z anti faĹ&#x;istler oluĹ&#x;turuyordu. Yolu trafiÄ&#x;e kapatt k. Ä°nsan bedeninden barikat kurmuĹ&#x;tuk yola. Polis mĂźdahale etti. Sloganlar at lmaya baĹ&#x;land . “Irkç Sarkozy duy sesimiziâ€?, “Evden at lmalara hay râ€? hayk r Ĺ&#x; yĂźkseldi. Polisin sald r s azg nlaĹ&#x;m Ĺ&#x;t . Tekme ve coplar havada uçuĹ&#x;tu. YaĹ&#x;anan arbedede 3-4 kiĹ&#x;i gĂśzalt na al nd . Evlerin ĂśnĂźndeki çÜp tene-

keleri yola çekildi. Devirip içindeki çÜpler polise f rlat lmaya baĹ&#x;land . Polis Ĺ&#x;iĹ&#x;elerin hedefi oldu. Cadde de yaklaĹ&#x; k iki kilometrelik alan kenarda bulunan Ĺ&#x;eylerin yola çekilmesiyle barikat yerine dĂśnmĂźĹ&#x;tĂź. Baz iĹ&#x;yeri sahipleri dĂźkkan-

lar n kapatt . Bu tĂźr olaylar son dĂśnemlerde Paris’in çeĹ&#x;itli mahallelerinde s k s k yaĹ&#x;anmaya baĹ&#x;land . Eskiden en az bir y l kira ĂśdemediÄ&#x;in koĹ&#x;ulda evden ç kman isteniyordu. Yeni yasaya gĂśre, kiray aksatt Ä&#x; n koĹ&#x;ulda ev sahibi istediÄ&#x;i zaman seni evden atma yetkisine sahip oluyor. Frans z emekçilerinin komĂźnar ruhu alevlenmeye baĹ&#x;l yor sanki. Taylan / Paris

Yaanacak

DĂźnya

AYLIK GAZETE

Verein fĂźr Freunschaft der Kulturen (V.f.f.K.) (Gazetemiz minimum 2 euro ba¤â€şďŹ‚ kar›l›¤›nda verilmektedir.) Merkez BĂźro: Lasallestr.54¡ 51065 KĂśln Telefon: +49-(0)221-57 92 234 - 35 ¡ Telefaks: +49-(0)221-57 92 236 ‚nternet adresimiz: www.yasanacakdunya.net e-Mail: info@yasanacakdunya.net Paris irtibat: e-mail: pydunya@hotmail.com Berlin irtibat: ydberlin@yahoo.com ‚sviçre irtibat: ydisviçre@yahoo.com Deutsche Bank ¡ Konto Nr.: 343 34 55 ¡ BLZ 370 700 24 ¡ IBAN: DE31 3707 0024 0343 3455 00


Yaanacak

G “Demokrasi beĹ&#x;iÄ&#x;i Fransaâ€? Frans z yarg ç Jean-Louis Bruguiere gĂśre, AB Ăźlkelerinde “terĂśr tehdidiâ€? çok yĂźksek. Yarg ca gĂśre MĂźslĂźman kĂśkenli gençler, Irak’a çekilip burada eÄ&#x;itildikten sonra, “cihadâ€? için geldikleri Ăźlkelere geri dĂśnĂźp ĂśrgĂźtleniyorlar. Camilerin bas ld Ä&#x; , imamlar n s n r d Ĺ&#x; edildiÄ&#x;i ve giderek OrtadoÄ&#x;u ve Asya halklar ndan herkesin “terĂśristâ€? olarak damgaland Ä&#x; bir ortam yarat l yor.

Federe devlete geçiĹ&#x; Ä°talya Parlamento’da uzun zamand r tart Ĺ&#x;t Ä&#x; Devolution yasas n onaylad . Yasa, bĂślgelere federasyon tipi Ăśzerklik saÄ&#x;lamay ĂśngĂśrĂźyor. â€œĹžartl â€? kabul edilen yasa yap lacak referandumun sonucuna gĂśre yĂźrĂźrlĂźÄ&#x;e girecek. Papa 16. Benedict, “Adaletsizliklere yol açacak bir yasaâ€? diye tepki verdi. Sol koalisyon temsilcisi Romano Parodi, “Bu reform, Ä°talyanlar n ruhunu ĂśldĂźrĂźrâ€? diye konuĹ&#x;tu. Ä°talya’n n Kuzey ve GĂźneyi aras ndaki kutuplaĹ&#x;malar ve ekonomik eĹ&#x;itsizlikleri derinleĹ&#x;tirecek olan yasa, tekelci sermayenin hareket alan n geniĹ&#x;letmeyi hedefliyor.

Sosyal y k ma karĹ&#x; Almanya’n n NĂźrnberg kentinde, 29 Ekim gĂźnĂź “Sosyal Y k ma KarĹ&#x; Yeni Bir DĂźnya MĂźmkĂźnâ€? Ĺ&#x;iar yla bir yĂźrĂźyĂźĹ&#x; dĂźzenlendi. Çok say da anti faĹ&#x;ist ve anti kapitalist yerli ve gÜçmen kurumun birlikte ĂśrgĂźtlediÄ&#x;i yĂźrĂźyĂźĹ&#x;e kat lan bin 500 yerli ve gÜçmen iĹ&#x;çi, ĂśÄ&#x;renci, iĹ&#x;siz, hĂźkĂźmetin uygulad Ä&#x; neoliberal politikalar protesto etti. Yap lan konuĹ&#x;malarda, Ajanda 2010 ve Hartz IV olarak bilinen sald r paketlerinin devreye girmesiyle birlikte, Almanya’da iĹ&#x;sizliÄ&#x;in ve yoksulluÄ&#x;un art Ä&#x; na, gençliÄ&#x;in geleceÄ&#x;inin karart ld Ä&#x; na dikkat çekildi. CDU, CSU ve SPD’den oluĹ&#x;acak yeni hĂźkĂźmetin, sald r lar daha da çok art racaÄ&#x; n n sinyallerini Ĺ&#x;imdiden verdiÄ&#x;ini belirten konuĹ&#x;mac lar, tĂźm bu sald r lar pĂźskĂźrtmenin yegane yolunun ĂśrgĂźtlĂź mĂźcadeleden geçtiÄ&#x;inin alt n çizdiler.

Yang n k l f Hollanda’n n Amsterdam kentinde, Schiphol Havaalan ’nda bulunan Polis Tutuklama Merkezi’nde 27 Ekim akĹ&#x;am ç kan yang nda 11 tutuklu yaĹ&#x;am n yitirirken, 15 kiĹ&#x;i de yaraland . Hollanda’dan s n r d Ĺ&#x; edilmeyi bekleyen 350 kiĹ&#x;inin kald Ä&#x; bu tutuklama merkezinin kaçak olarak yap ld Ä&#x; ortaya ç kt . Kurallar gereÄ&#x;i, acil durumlarda kap lar n otomatik olarak aç lacak Ĺ&#x;eklinde inĹ&#x;a edilmesi gereken cezaevinde, bu kurallara uyulmad Ä&#x; ĂśÄ&#x;renildi. Ă–te yandan, 2004 Nisan’ nda haz rlanan bir komisyon raporunda, buras binan n gĂźvenlikli olmad Ä&#x; ve yang n tehlikesinin olduÄ&#x;u bilinmekteydi. Buna raÄ&#x;men gĂśzalt na al nanlar n buraya konulmas , hĂźkĂźmetin mĂźltecilere karĹ&#x; izlediÄ&#x;i sert politikalar n n bir sonucudur.

N

D

E

Ç kan yang nda iki genç orac kta kĂźl topuna dĂśndĂź. Polisin vahĹ&#x;ice katline sebep olduÄ&#x;u gençlerin arkadaĹ&#x;lar , mahalle halk n ayaÄ&#x;a kald rd .

Ortal k ateĹ&#x; ve barut

Ĺžiddetin kaynaÄ&#x; polis bask s

Clichy-sous-bois semti, sabah n ilk Ĺ&#x; klar na kadar ateĹ&#x; alt ndayd . Olaya tepki gĂśsteren halk, onlarca arabay tahrip edip, polis araçlar n ateĹ&#x;e verdi. Polisin mĂźdahalesine Ăśfkelenen semt sakinleri belediye ve bir tiyatro binas n tahrip edince polis, yĂźzlerce çevik kuvveti bĂślgeye sevk etti. Ara sokaklarda çat Ĺ&#x;ma sĂźrerken bir grup, Ăśfkesini alamayarak kamu hastanesinin camlar n k rd . Ortal Ä&#x; n savaĹ&#x; alan na dĂśnmesine sebep olan polis, bir taraftan da gaz bombas kulland . GĂśzlemcilere gĂśre Ăślen arkadaĹ&#x;lar n n h nc yla dolan gençler, gece boyunca polisle kedi fare oyunu oynad .

Yap lan çeliĹ&#x;kili aç klamaya gĂśre, “rutin kontrollere gençler tepki vermiĹ&#x;â€?. Polisin sald rgan tutumuyla baĹ&#x;layan kovalamacada, polisin tacizi sonucu gençler arabayla elektrik trafosuna çarpt .

Olaylar n sakinleĹ&#x;mesi beklenirken, çevre mahalleden gelen bir grubun Clichy’li gençlere destek vermesiyle, ara sokaklardan tekrar dumanlar yĂźksel-

Çevre mahalleden gelen bir grubun Clichy’li gençlere destek vermesiyle, ara sokaklardan tekrar dumanlar yĂźkselmeye balad›.

Clichy-sous-bois, Paris’i kuĹ&#x;atan banliyĂślerden sadece birisi. GÜçmenlerin çoÄ&#x;unlukta olduÄ&#x;u, sosyal konutlar aras na s k Ĺ&#x;an iĹ&#x;siz ve geleceksiz gençlerin topland Ä&#x; mekanlarda gĂźn geçmiyorki bir olay olmas n. 27 Ekim akĹ&#x;am baĹ&#x;layan dramatik olay, Fransa’n n polis devletine doÄ&#x;ru rotay k rd Ä&#x; n n iĹ&#x;aretlerinden birisi. Ă–zellikle 93 bĂślgesi gibi gÜçmen semtlerinin, devlet taraf ndan potansiyel suç bĂślgesi

olarak benimsenmesi, her gĂźn farkl bir olay n yaĹ&#x;anmas n getiriyor.

Olay ĂźstĂźne olay

meye baĹ&#x;lad . Telefon kulĂźbeleri ve kamyonetlerden oluĹ&#x;turulan barikat, polisin jandarmadan ald Ä&#x; destekle bir gĂźn sonra ĂśÄ&#x;lene doÄ&#x;ru ancak kald r labildi. Hastanede tedavi alt na al nan ßçßncĂź gencin de ĂśldĂźÄ&#x;Ăź haberi, ortal Ä&#x; tekrar hareketlendirdi. BĂślge valisinin yapt Ä&#x; aç klamaya gĂśre ßçßncĂź genç ĂślmemiĹ&#x;ti. Olaylar Ĺ&#x;imdilik biraz sakinleĹ&#x;se de, gazetemiz bask ya haz rland Ä&#x; kesitte gerginlik ve yer yer olaylar devam ediyordu.

Ĺžiddet Ĺ&#x;iddeti doÄ&#x;urur Sarkosy isminde simgeleĹ&#x;en polis yetkilerinin s n rs z hale getirilmesiyle, Ăśzellikle gÜçmen semtlerinde polisin keyfi arama, kontrol ve bask lar sonucu benzer olaylar yaĹ&#x;an yor. Polis art r lan yetkileriyle birlikte, bask c tutumu bĂźtĂźn topluma kan ksat lmaya çal Ĺ&#x; l yor. Polis, Marsilya’da olduÄ&#x;u gibi, direniĹ&#x;çi iĹ&#x;çilere nas l vahĹ&#x;ice sald r yorsa, semtlerde de Ĺ&#x;iddettin dozaj n art r yor. Ama birileri yan l yor. Ĺžiddet karĹ&#x; Ĺ&#x;iddetini de doÄ&#x;urur. T pk Clichy-sous-bois’da olduÄ&#x;u gibi.

Tar m alan nda kap Ĺ&#x;ma BĂźyĂźk tekeller kap››yor, bu kap›malarda her zamanki gibi kaybeden yoksul kĂśylĂź ve çiftçiler oluyor.

AB’nin çekirdek gĂźcĂź olarak tan mlanan â€œĂœç bĂźyĂźklerâ€? (Almanya-Fransa-Ä°ngiltere) aras nda, ekonomik-siyasal karar sĂźreçlerinde hegemonya çat Ĺ&#x;mas k z Ĺ&#x; r, su yĂźzĂźne ç kar. Son olarak Londra yak nlar ndaki Hampton Court Saray ’nda yap lan “KĂźreselleĹ&#x;me, AB için getirdiÄ&#x;i f rsatlar, zorluklar’’ konulu toplant da bu hegemonya çat Ĺ&#x;mas n n en keskin yaĹ&#x;and Ä&#x; alan tar mda yap lacak dĂźzenlemeler oldu.

yapmalar n n ĂśnĂźndeki korumac Ăśnlemlerin kald r lmas noktas nda toplan yor. Ä°ngiltere, Aral k ay nda yap lacak DĂźnya Ticaret Ă–rgĂźtĂź zirvesi Ăśncesinde yĂźrĂźtĂźlen

istiyor. Avrupa ekonomisinin Çin ve Hindistan’da artan rekabete haz rl kl hale getirilmesi gerektiÄ&#x;i gĂśrĂźĹ&#x;Ăźnde. AB tar m yard mlar ndan en çok pay alan Ăźlke olan Fransa, Ä°ngiltere’nin tutumuna sert direnç gĂśsteriyor. Cenevre gĂśrĂźĹ&#x;meleri Ăśncesinde Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu Ăźyesi Ä°ngiliz Peter Mandelson’a “Tar m piyasas n AB çiftçileri aleyhine d Ĺ&#x; dĂźnyaya açmaya çal Ĺ&#x;t Ä&#x; â€? suçlamas n getirmiĹ&#x;ti. Almanya, Fransa’n n yan n-

dan para ĂśdĂźyor. Tar m arazisi olmaktan ç kard Ä&#x; alan çoraklaĹ&#x;maktan korumas , kĂśyden kente gÜç yoluyla k rsal alanlar n kaderine terkedilmesini Ăśnlemesi karĹ&#x; l Ä&#x; nda, bu fondan çiftçiye para Ăśdeniyor. TeĹ&#x;vikler Ăźzerinden AB ĂźrĂźnlerinin, Afrika’da yerli ĂźrĂźnlerden daha ucuza sat lmas na neden oluyor. Bu yetmiyormuĹ&#x; gibi AB yeni bir himayecilik yĂśntemine daha baĹ&#x;vurarak geri b rakt r lm Ĺ&#x; Ăźlkelerin tar m ĂźrĂźnlerinin kendi pazarlar na girmesini zorlaĹ&#x;t r yor.

Dßnya Yaanacak

(baĹ&#x;taraf birinci sayfada)

Bu hengame niye? ÇÜzĂźlen ne? Bunlar n yan nda ortak bĂźtçe, tar m sĂźbvansiyonlar n n paylaĹ&#x; m gibi konularda, her biri kendi sermayesinin kasas n dĂźĹ&#x;ĂźndĂźÄ&#x;Ăź için bir uzlaĹ&#x;ma yakalayamad lar. “AB’nin geleceÄ&#x;i tart Ĺ&#x;mal â€?, gibi baĹ&#x;l klarla gazetelere taĹ&#x; nan sorun, dramatize edilen bir tarzda ele al nd . Evet ortada bir çÜzĂźlme var. Kendi yaĹ&#x;ad klar ‘çÜzĂźmsĂźzlĂźk’leri, iĹ&#x;çi, emekçi ve gÜçmenlerin kazan lm Ĺ&#x; haklar n çÜzerek aĹ&#x;maya çal Ĺ&#x; yorlar.

Esnek emek piyasas “Esnek emek piyasas â€? olarak aland rd klar sald r da tam uzlaĹ&#x;ma içerisindeler. â€œĂ–yle bir piyasa yaratal m kiâ€? diyorlar; “istediÄ&#x;imiz zaman istediÄ&#x;imiz iĹ&#x;çiyi, hem de hiçbir kefalet Ăśdemeden iĹ&#x;ten atabilelim. Bulabildiyse, iĹ&#x;e baĹ&#x;lamak için iĹ&#x;çinin hiçbir koĹ&#x;ulu olmas n. Patronun ortaya koyduÄ&#x;u bĂźtĂźn kurallar koĹ&#x;ulsuz kabul etsin.â€? Bunun anlam , toplu sĂśzleĹ&#x;melerin, bĂźtĂźn sendikal haklar n bĂźtĂźnĂźyle ortadan kald r lmas d r. Nitekim Fransa’da 20 kiĹ&#x;ilik iĹ&#x;yerleri için bu uygulama yasallaĹ&#x;t r lmaya çal Ĺ&#x; l yor. Bunlarla birleĹ&#x;ik tĂźm k ta Avrupa’s nda emeklilik yaĹ&#x; n n yĂźkseltilmesi, iĹ&#x;sizlik Ăśdemelerinin kesilmesi gibi daha birçok sosyal hak gasp konusunda ortak bir sald r konsepti yakalam Ĺ&#x; durumdalar.

Anti-terĂśr stratejisi DeÄ&#x;iĹ&#x;tirilen yasalarla, polis devletini and ran uygulamalarla, sĂśzde kald r lm Ĺ&#x; s n rlardaki aramalarla, sokaklarda ad m baĹ&#x; yap lan kontrollerle, gĂźnlĂźk yaĹ&#x;am n her karesine iĹ&#x;leyen bir strateji. Birbirini ihbar eden paranoyak bir toplum yaratma çabas . Teknik geliĹ&#x;imin bĂźtĂźn olanaklar n kullanarak, metropolleri her taraftan gĂśzetlenebilen, bĂźyĂźk hapishaneler haline getirmeye çal Ĺ&#x; yorlar. Haks zl klara, hak gasplar na karĹ&#x; tav r alan herkes, antiterĂśr konseptinin kapsama alan ndad r. Zaten bĂźtĂźn dertleri bu deÄ&#x;il mi? Onlar n ne saÄ&#x;da solda patlayan bombalardan, ne sokakta Ăślen insanlardan bir ĂźrkĂźntĂźleri var. Onlar n as l korktuklar , sistemi alt Ăźst edebilecek toplumsal patlamalar n olma olas l Ä&#x; d r. Bu kaç n lmazl Ä&#x; n fark nda olarak, hele bunun bir de geçmiĹ&#x;te olduÄ&#x;u gibi, fabrikalar Ăźzerinden, iĹ&#x;çiler ĂśncĂźlĂźÄ&#x;Ăźnde geliĹ&#x;tiÄ&#x;ini dĂźĹ&#x;ĂźndĂźklerinde paçalar tutuĹ&#x;uyor. BugĂźn Avrupa’da geliĹ&#x;en s n f hareketi, sokak çat Ĺ&#x;malar , korktuklar n baĹ&#x; na getirecek Ĺ&#x;eyin filizlenme sĂźrecidir.

KontrollĂź gÜç Ăœzerinde anlaĹ&#x;t klar baĹ&#x;ka bir konu “kaçak gÜçâ€?Ăźn kontrol alt na al nmas . Onlar için sistemin ihtiyaçlar na yan t veren ortak bir gÜç politikas n n uygulanmas temeldir. AB ekonomisinin “etkinlik ve rekabet gĂźcĂźne uygunâ€? nitelikli ve ucuz iĹ&#x;gĂźcĂźnĂź esas alan bir gÜçten yana olduklar n aç ktan ifade ediyorlar. Bunu saÄ&#x;lamak içinde, AB Ăźlkeleri d Ĺ&#x; nda kurulacak kamplarda eleme yaparak, ihtiyaç duyduklar sektĂśrlerdeki beyin ve kas gĂźcĂźne uygun insanlar buralardan seçerek Ăźlkelerine kabul edecekler.

BĂźyĂźk tekelleri kazan yor ‘D Plan ’ tutmayacak!

Rekabet bĂźyĂźkler aras AB içerisinde adeta ABD sĂśzcĂźlĂźÄ&#x;Ăź yapan Ä°ngiltere’nin sektĂśre iliĹ&#x;kin getirdiÄ&#x;i koĹ&#x;ullar da ĂśzĂźnde ABD’nin koĹ&#x;ullar d r. Y llard r AB-ABD aras nda bu konuda yaĹ&#x;anan zorlu çekiĹ&#x;melerin, bizzat AB içine taĹ&#x; nmas d r. Tar m sektĂśrĂźne ayr lan AB fonlar n n kald r lmas ve AB tar m piyasas na diÄ&#x;er Ăźlkelerin (baĹ&#x;ta ABD!) â€œĂśzgĂźrceâ€? dal Ĺ&#x;

3 DĂźnya

M

BanliyĂśler savaĹ&#x; alan !..

Avustralya’da TMY Avustralya’da yeni terĂśrle mĂźcadele yasa taslaÄ&#x; Parlamento’ya getiriliyor. KiĹ&#x;inin herhangi bir suç unsuru olmad Ä&#x; koĹ&#x;ulda bile iki hafta gĂśzalt nda tutulmas yasallaĹ&#x;t r l yor. Militan ĂśrgĂźtleri finanse ettikleri dĂźĹ&#x;ĂźnĂźlenlere ĂśmĂźr boyu hapis ĂśngĂśrĂźlĂźyor. Polise ‘vur ve ĂśldĂźr’ hakk veren, teslim olunmad Ä&#x; durumda â€œĂśldĂźrme amaçl ateĹ&#x; açmaâ€? yetkisi tan yan yasalar ç kart l yor.

Ăœ

mĂźzakereler çerçevesinde, AB’nin kendi piyasas n d Ĺ&#x;ar ya daha fazla açmas ve tar m teĹ&#x;viklerini k smas gerektiÄ&#x;ini savunuyor. ÇßnkĂź Ä°ngiltere tar mda teĹ&#x;vik ve koruma politikalar na ihtiyaç duymuyor ve fona saÄ&#x;lad Ä&#x; krediyi art k geri

da tutum al rken çok net bir tav r belirlememeye dikkat etti. AB tar m sektĂśrĂźnĂź, dĂźnya piyasas n n sert rekabet koĹ&#x;ullar ndan korumak için belli stratejiler izliyor. Ăœreticiye yetiĹ&#x;tirdiÄ&#x;i her baĹ&#x; s Ä&#x; r, her ton tah l için doÄ&#x;ru-

Asl nda bu destek Ăźzerinden, bĂźyĂźk tar m tekellerine para ak yor ve dĂźnyan n en yoksul çiftçilerine zarar veriyor. Bu yoksul çiftçiler dĂźnyan n en yĂźksek gĂźmrĂźk tarifelerine maruz kal yor; kĂźresel ve hatta yerel pazarlarda, devletler taraf ndan desteklenmiĹ&#x; ĂźrĂźnlerle rekabet etmek zorunda kal yor. Ăœlkelerin geliĹ&#x;miĹ&#x; dĂźzeyleri aras ndaki farkl l k, kendini geliĹ&#x;mekte olan Ăźlkeler olarak tan mlayan G-19 ile, geliĹ&#x;miĹ&#x; emperyalist G-7 Ăźlkeleri aras nda ç plak bir biçimde yaĹ&#x;an rken, G-7’ler DTĂ– himayesinde kendi kurallar n hepsine dayat yor. Bu kap Ĺ&#x;malarda kaybeden yoksul kĂśylĂź ve çiftçiler oluyor.

Ä°Ĺ&#x;te ‘D Plan ’ dedikleri Ĺ&#x;ey, bĂźtĂźn bu sald r saÄ&#x;anaÄ&#x; n gĂźvence alt na alman n Ăźzerine oturuyor. Hak gasplar ve sald r lar n yaĹ&#x;am bulmas , toplumsal tepkinin en aza indirilmesi, hatta baz toplumsal kesimlerin bunlar desteklenmesini saÄ&#x;lamak için “Demokrasi, Diyalog, DĂźĹ&#x;Ăźnme, Tart Ĺ&#x;maâ€? olarak formĂźle edilen bir plan. Ă–zel uzmanl k birimleri, internet, vb. iletiĹ&#x;im araçlar n kullanarak bĂźtĂźn toplumsal kesimleri sistemin yĂśnelimlerine entegre etmeyi hedefleyen ve AB Anayasas ’n n kurtar lmas n içeren bu plan n tutma Ĺ&#x;ans yok. Yok çßnkĂź, aç k ve ç plak olan sald r lar, bĂźtĂźn emekçileri ilgilendiren bir kapsamda yaĹ&#x;an yor. Almanya, Fransa, Ä°ngiltere, Belçika baĹ&#x;ta olmak Ăźzere, iĹ&#x;çi ve emekçilerin geleceklerini ellerinden alan sald r lar karĹ&#x; s nda, sendikal ihaneti de yaran bir eylem dalgas geliĹ&#x;iyor. Fabrika iĹ&#x;galleri, genel grevler, kitlesel sokak gĂśsterileri, polis ve sistemle de karĹ&#x; karĹ&#x; ya gelmeyi gĂśze alan bir hareket filizleniyor. Bir dĂśnemin iĹ&#x;çi hareketleri, “sosyal Avrupaâ€? tuzaÄ&#x; n n aÄ&#x; na tak larak gerilemiĹ&#x;ken, bugĂźn yeniden Ăźzerindeki ĂślĂź topraÄ&#x; n atarak canlan yor. Hava dĂśndĂź, iĹ&#x;çiden yana esiyor yel!

Herkes Ĺ&#x;Ăźpheli!.. “İĹ&#x;sizler parazittir!..â€? Ekim ay n n ikinci haftas nda Avrupa BirliÄ&#x;i Adalet ve İçiĹ&#x;leri Bakanlar bir kez daha iki temel gĂźndemle topland . Ä°letiĹ&#x;im alan ndaki ak Ĺ&#x; n kontrolĂź ve telefon, internet, e-posta bilgilerinin depolanmas nda ortak kararlar ald klar n deklare ettiler. AB dĂśnem baĹ&#x;kan Ä°ngiltere’nin Ăśnerisiyle “terĂśrizmle mĂźcadeledeâ€? ad alt nda, bilgilerin 6 aydan 48 aya kadar saklanmas ĂśngĂśrĂźlĂźyor.

Herkes suçlu ve ßpheli, herkes fili! Tam bir paranoya toplumu yarat›l›yor.

AB Ăźlkelerine giriĹ&#x; yok

Her an gĂśzalt nday z! Teknik geliĹ&#x;im Ăźzerinden gĂźnlĂźk yaĹ&#x;am içerisinde insanlar aras ndaki bĂźtĂźn iletiĹ&#x;imler kontrol sĂźzgecinden geçirilerek belli sĂźrelerle depolanacak. “Bireysel ĂśzgĂźrlĂźklerin Ĺ&#x;aha kalkt Ä&#x; â€? AB Ăźlkelerinde, herkesin her Ĺ&#x;eyiyle gĂśzetim alt nda olmas bir kaç n lmazl k olarak dayat l yor. Sadece iletiĹ&#x;im alanlar n n kontrolĂź ile s n rl

den birkaç kez geçerseniz, ya da yolunuzu kaybedip oralarda birkaç tur atarsan z “ak ll kameralarâ€? sizin siluetinizi taray p sabitleyerek, sinyal gĂśnderip ihbarda bulunacak. Herkes suçlu, herkes Ĺ&#x;Ăźpheli, herkes fiĹ&#x;li! Tam bir paranoya toplumu yarat l yor.

bir gĂśzetim deÄ&#x;il. Sokaklarda her geçen gĂźn çoÄ&#x;alan kameralar, ihbarc l kta kullan lacak dĂźzeye getiriliyor. Gar benzeri merkezi yerlerde, “gĂźvenlik kameras n nâ€? ĂśnĂźn-

Bakanlar n diÄ&#x;er bir toplant gĂźndemi ise “kaçak gÜçle mĂźcadeleâ€? idi. Pilot bĂślgeler belirleyip oralarda kurulacak kamplarda iltica baĹ&#x;vurular n almak ve uygun gĂśrĂźldĂźÄ&#x;Ăź koĹ&#x;ulda AB Ăźlkelerine geçiĹ&#x;e izin vermek ĂśngĂśrĂźlĂźyor. Burada s Ä&#x; nma talebinde bulunan insanlar n deÄ&#x;il, gÜç alan Ăźlkelerin duyduklar iĹ&#x;gĂźcĂź ihtiyac temel al nacak. GÜçmen kamplar nda yaĹ&#x;anan eziyet ve rezalet AB s n rlar d Ĺ&#x; na taĹ&#x; n yor.

Çal›ma Dairesi’na ba¤l› dedektifler, ihbarlar Ăźzerine isizlerin evlerine bask›n yap›yorlar. Ä°Ĺ&#x;sizleri “parazitâ€? olarak niteleyen Almanya Ekonomi Bakan Wolfgang Clement, iĹ&#x;sizler ve sosyal yard m alanlara karĹ&#x; , baĹ&#x;ta Bild olmak Ăźzere diÄ&#x;er gazetelerle birlikte ihbar kampanyas baĹ&#x;latt . Çal Ĺ&#x;ma Dairesi gĂśrevlileri, bu kampanyayla birlikte ihbarlar n artt Ä&#x; n ve eskiden mĂźltecilere yĂśnelik olarak yap lan suçlamalar n, ALG II alanlara da yĂśneldiÄ&#x;ini belirtti.

de edildi. Çal Ĺ&#x;ma Dairesi’na baÄ&#x;l olarak çal Ĺ&#x;an dedektifler, ald klar ihbarlar Ăźzerine iĹ&#x;sizlerin evlerine bask nlar yaparak iĹ&#x;Ĺ&#x;izlerin ALG II’yi hak edip etmediklerini kontrol etmeye baĹ&#x;lad lar. SAT 1 televizyon kanal taraf ndan canl olarak izlenen bask nlarda, ALG II alabilme uÄ&#x;runa sahte boĹ&#x;anma veya sahte ayr lmalar n artt Ä&#x; ndan yola ç k larak, eĹ&#x;lerin bir arada yaĹ&#x;ay p yaĹ&#x;amad Ä&#x; kontrol ediliyor.

Ev bask nlar Suç duyurusu Çal Ĺ&#x;ma Dairesi’n n yap tÄ&#x; aç klamada, 390 bin ALG II alan uzun sĂźreli iĹ&#x;size telefon edildiÄ&#x;i, 170 binine ulaĹ&#x; lmad Ä&#x; , 43 bininin ise gĂśnĂźllĂź ankete kat lmay reddettikleri bildirildi. Bunun “kaçak çal Ĺ&#x; ld Ä&#x; â€? Ĺ&#x;eklinde yorumlanabileceÄ&#x;i ifa-

Federal KiĹ&#x;isel Bilgilerin Korunmas Dairesi BaĹ&#x;kan Peter Schaar ise; Çal Ĺ&#x;ma Dairesi taraf ndan iĹ&#x;sizlere Ăśnceden haber vermeden telefon edilerek yap lan sĂśzde gĂśnĂźllĂź anketin mevcut yasalara ayk r olduÄ&#x;u-

nu sĂśyledi. Clement’in Nazi terminolojisini kullanarak iĹ&#x;sizlere sald rmas ve halk iĹ&#x;sizlere karĹ&#x; k Ĺ&#x;k rtmas Sozialverband, DPWV, DGB ve Sol Parti ile YeĹ&#x;iller taraf ndan eleĹ&#x;tirildi. Ä°Ĺ&#x;sizler Forumu SĂśzcĂźsĂź Martin Behrsing, Çal Ĺ&#x;ma Dairesi’nin iĹ&#x;sizleri “potansiyel hilekarlarâ€?, bakanl Ä&#x; n ise aç kça “asalaklarâ€? olarak aĹ&#x;aÄ&#x; lamas na karĹ&#x; yap lan suç duyurular n n yayg nlaĹ&#x;t r lacaÄ&#x; n , Ĺ&#x;u an en az 80 kiĹ&#x;i ve kurumun suç duyurusunda bulunduÄ&#x;unu bildirdi.


Yaanacak

DĂźnya 4

D

YaĹ&#x;lar 49 ila 90 aras nda deÄ&#x;iĹ&#x;en ve kendilerine “SavaĹ&#x; KarĹ&#x; t Ninelerâ€? ad n veren kad nlar, Irak savaĹ&#x; n protesto amac yla Times Meydan ’ndaki Asker Toplama BĂźrosu ĂśnĂźnde bir oturma eylemi yapt . Polis, izinsiz gĂśsteri yapmaktan eylemci kad nlardan 18’ini tutuklad . “SavaĹ&#x; KarĹ&#x; t Ninelerâ€? grubu “SavaĹ&#x;a KarĹ&#x; Ninelerâ€?, “New York Ĺžehrindeki Ă–fkeli Ninelerâ€? ve “Gri Panterlerâ€? adl yaĹ&#x;l kad nlardan oluĹ&#x;an savaĹ&#x; karĹ&#x; t gruplar n koalisyonundan oluĹ&#x;uyor. Bu koalisyonun dĂźzenlediÄ&#x;i protesto eylemine yaklaĹ&#x; k 100 yaĹ&#x;l kad n kat ld .

BM’de yolsuzluk 1992 y l ndaki KĂśrfez SavaĹ&#x; ’ndan sonra Irak’a uygulanan ambargo sonucunda, açl k ve ilaç yokluÄ&#x;undan yĂźzbinlerce insan ĂślĂźrken, petrol kar n bĂźyĂźk firmalar n kapt Ä&#x; , BM’nin raporunda ortaya ç kt . BM’nin 1996-2003 y llar aras nda Irak’ta uygulad Ä&#x; “G da karĹ&#x; l Ä&#x; petrol’’ program çerçevesinde Irak’la iĹ&#x; yapan 66 Ăźlkeden yaklaĹ&#x; k 2 bin 200 firma, Saddam HĂźseyin rejimine 1,8 milyar dolar rĂźĹ&#x;vet Ăśdemekle suçlan yor. Bu meblaÄ&#x; n yaklaĹ&#x; k 22 milyon dolar n n da, Alman firmalar taraf ndan ĂśdendiÄ&#x;i belirtiliyor. Ancak bu firmalar n yurt d Ĺ&#x; nda bulunan kollar n n aktard Ä&#x; paran n yan nda, 22 milyon dolar, devede kulak kal yor. Raporda Daimler Crysler, Siemens ve Volvo gibi çok say da bĂźyĂźk firman n da ad geçiyor.

Guantanamo’da açl k grevi Guantanamo Ăœssß’ndeki tutuklular n “kĂśtĂź muameleâ€? nedeniyle baĹ&#x;latt klar açl k grevi ßçßncĂź ay na girdi. Tutuklular n avukatlar , mĂźvekkillerinin dayak, temel haklar n n ihlal edilmesi ve adil yarg lanma hakk verilmemesinden dolay açl k grevi yapt Ä&#x; n aç klad . New York’taki Anayasal Haklar Merkezi, açl k grevi yapan 200’den fazla tutuklunun ya yarg lanmak ya da derhal sal verilmek istediÄ&#x;ini bildiriyor. Pentagon 500 tutukludan 25’inin açl k grevinde olduÄ&#x;unu sĂśylerken, bir insan haklar grubu, bu rakam 200 olarak aç klad . Son haftalarda Ăźsteki personelin, açl k grevi yapan tutsaklar n burnundan kal n tĂźpler sokarak g da verdikleri, anestezi veya rahatlat c kullan lmad Ä&#x; ve baz tutsaklar n kan kustuÄ&#x;u iddialar gĂźndemde.

Tar m iĹ&#x;çileri aç!.. BM Tar m ve G da Ă–rgĂźtß’ne gĂśre 450 milyonluk Ăźcretli tar m iĹ&#x;çisinin çoÄ&#x;unluÄ&#x;u, yoksulluk ve açl kla boÄ&#x;uĹ&#x;uyor. Ă–rgĂźt, tar m iĹ&#x;çilerinin zaten dĂźĹ&#x;Ăźk dĂźzeyde olan Ăźcretlerinin, iĹ&#x; gĂźvencelerinin, saÄ&#x;l k, gĂźvenlik, çevre standartlar n n ve sosyal koruma olanaklar n n ortadan kald rd Ä&#x; na dikkat çekiyor. Tar m sektĂśrĂź, en az inĹ&#x;aat ve sanayi sektĂśrĂź kadar tehlikeli. Her y l meydana gelen ortalama 355 bin iĹ&#x; kazas n n yar s n n tar m sektĂśrĂźnde olduÄ&#x;u tahmin ediliyor. Tar m sektĂśrĂźndeki çocuk iĹ&#x;çiler baĹ&#x;ka bir handikap. DĂźnya genelinde çal Ĺ&#x;an 246 milyon çocuÄ&#x;un 170 milyonu tar m sektĂśrĂźnde. Her y l çal Ĺ&#x; rken hayat n kaybeden 22 bin çocuktan çoÄ&#x;u ise, yine tar m sektĂśrĂźnde çal Ĺ&#x; yor ve bu çocuklar n çoÄ&#x;u ortalama 10 saat çal Ĺ&#x;arak 1 dolar n alt nda Ăźcret al yor.

Ăœ

N

Y

A

“BaĹ&#x;ka bir dĂźnyaâ€?n n ad konmal !..

Ninelerden savaĹ&#x; protestosu

Gelecek perspektifinden yoksun olundu¤u için t›kanma noktas›na gelinmitir. Bir hedefte ortaklamayan harekette ayr›ma kaç›n›lmazd›r. Ayn›lar ayn› yerde toplanarak, u¤runa mĂźcadele edilecek bir hedef belirlenmelidir.

Cenevre kenti, 15-19 Ekim gĂźnleri aras nda DĂźnya Ticaret Ă–rgĂźtĂź gĂśrĂźĹ&#x;meleriyle, kĂźreselleĹ&#x;me ve sistem karĹ&#x; t aktivistlerin eylem, etkinlik, gĂśsteri ve toplant lar na tan kl k etti. YĂźrĂźyĂźĹ&#x;, 15 Ekim gĂźnĂź, DTĂ– binas nda toplant yap ld Ä&#x; s rada baĹ&#x;lad . Cenevre’nin merkezi caddelerinden geçen yĂźrĂźyĂźĹ&#x;çßler bĂźyĂźk bir ilgiyle karĹ&#x; land . YĂźrĂźyĂźĹ&#x;, yol boyunca yeni kat l mlarla 3 saat sĂźrdĂź. Final bĂślĂźmĂźnde ise tĂźm kat l mc ĂśrgĂźtlĂźlĂźkler birer konuĹ&#x;ma gerçekleĹ&#x;tirdi. Kore, Arjantin, Ä°talyan ve Frans z gruplar ad na konuĹ&#x;ma yapan eylemciler, “Daha fazla gßç toplamal y z, biz bugĂźn burada az olabiliriz. Ama çoÄ&#x;alabilirizâ€? “Sizi istemiyoruz, bunu bilin!â€? slogan n att ran Koreli eylemci kitlede bĂźyĂźk bir coĹ&#x;ku yaratt . YĂźrĂźyĂźĹ&#x; boyunca dĂśviz ve pankartlar ; “Tar mdan ve hayat m zdan elinizi çekin, biz yok olduÄ&#x;umuz için siz bĂźyĂźyorsunuz, yaĹ&#x;am bizim, biz var z, kĂź-

reselleĹ&#x;meye hay r, kimyasal tar ma son!â€? sloganlar sĂźslemiĹ&#x;ti. Almanya, Ä°ngiltere, Ä°talya baĹ&#x;ta olmak Ăźzere kĂźreselleĹ&#x;me karĹ&#x; t hareketin gßçlĂź olduÄ&#x;u Ăźlkelerden kat l m olmad . Ä°talya iki sendika temsilcisiyle eylemde yer ald . Fransa’dan ATTAC aÄ&#x; rl kl olarak kat lm Ĺ&#x;t . Solidaires Sendikas ve KomĂźnist Parti’den gençler vard . TĂźrkiye’den sadece TÄ°KB, “Ya Barbarl k Ya Sosyalizmâ€? pankart ve bayraÄ&#x; yla yĂźrĂźyĂźĹ&#x;-

te yerini alm Ĺ&#x;t . Frans z KomĂźnist Partisi’nden gençler, bir sĂźre TÄ°KB pankart n tutarak yĂźrĂźdĂź. Fransa’dan Lyon ve Marseilles bĂślgesinden gelen kĂźreselleĹ&#x;me karĹ&#x; tlar da pankarta bĂźyĂźk bir ilgi gĂśsterdi.

lad . KĂźreselleĹ&#x;me karĹ&#x; t hareketin açmazlar n n ve ç k Ĺ&#x; yollar n n tart Ĺ&#x; ld Ä&#x; toplant da 2001-2003 y llar nda, emperyalist sald rganl k ve savaĹ&#x;la birlikte tĂźm Ăźlkelerde atakta olan hareketin son y llarda bir duraÄ&#x;anl k ve parçalanma yaĹ&#x;ad Ä&#x; tespitleri yap ld . “Radikaller-

gelecek perspektifinden yoksun olduÄ&#x;u içinde t kanma noktas na gelindiÄ&#x;inin alt çizildi. Bir hedefte ortaklaĹ&#x;mayan harekette ayr Ĺ&#x;man n kaç n lmaz olduÄ&#x;u ve ayn lar n ayn yerde toplanarak uÄ&#x;runa mĂźcadele edilecek bir hedefin belirlenip, onun etraf nda kenetle-

KĂźreselleĹ&#x;me karĹ&#x; t hareket

l ml larâ€? saflaĹ&#x;mas olarak tan mlanan ayr Ĺ&#x;malar n nedenleri tart Ĺ&#x; ld .

nilmesi gerektiÄ&#x;i vurguland . BugĂźn Fransa’da ĂśzelleĹ&#x;tirmeye karĹ&#x; direnen liman iĹ&#x;çileriyle, TĂźrkiye’de ĂśzelleĹ&#x;tirme karĹ&#x; t hareketin ç karlar n n ortakl Ä&#x; na ve buluĹ&#x;ma zeminlerine at fta bulunuldu. TĂźrkiye’de Devrimci Ă–Ä&#x;renci Sendikas -GiriĹ&#x;imi ve s n f içerisinde yeni bir devrimci sendikal hareket yaratma faaliyetlerine dĂśnĂźk aktiviteler anlat ld . 2006 y l ndaki uluslar aras etkinlik ve eylem program na dĂśnĂźk bir metnin haz rlanmas , bunun Hong Kong sonras bir netliÄ&#x;e kavuĹ&#x;turulmas , IMFDB-G8 zirvelerine karĹ&#x; bir hareketin ĂśrgĂźtlenmesi için koordinasyonun oluĹ&#x;turulmas kararlar yla toplant tamamland . Bir sonraki toplant n 2006 y l nda Kenya’da yap lacak.

Lobi gĂśrĂźĹ&#x;meleri Tar m sĂźbvansiyonlar Ăźzerinden elde edilen rant n paylaĹ&#x; m nda ve G-7 emperyalist Ăźlkelerinin dĂźnyan n tĂźm tar m alanlar n n soÄ&#x;urulmas nda ipi

KĂźreselleĹ&#x;me ve sistem karĹ&#x; t hareketler, farkl Ăźlkelerden (Brezilya, KĂźba, Meksika, Filipinler, Hindistan, Ä°talya, Fransa, Belçika, Almanya, GĂźney ve Bat Afrika, GĂźney Kore, Kamboçya, TĂźrkiye‌) farkl ĂśrgĂźtlenme temsilcileri olarak 18 Ekim gĂźnĂź, DĂźnya Sosyal Forumu’nun iletiĹ&#x;im ve koordinasyon iĹ&#x;lerinden sorumlu Brezilya Sendikalar Konfederasyonu’nun gĂźndem Ăśnerileriyle topland . Toplant Kas m ay nda Hong Kong’da gerçekleĹ&#x;ecek olan DTĂ– zirvesinin engellenmesi eksenli eylem program na dair bilginin paylaĹ&#x; lmas ve bunun Ăźzerine gĂśrĂźĹ&#x; al Ĺ&#x; veriĹ&#x;iyle baĹ&#x;-

Sald rganl Ä&#x;a k l f aray Ĺ&#x; Bu, eski LĂźbnan baĹ&#x;kanlar ndan Refik Hariri’nin 14 Ĺžubat ‘05’te ĂśldĂźrĂźlmesiydi. BĂśylece Suriye askerinin LĂźbnan’dan çekilmesi saÄ&#x;land . Ă–ldĂźrĂźlĂźnce Suriye karĹ&#x; t olarak kahraman ilan edilen Hariri’nin popĂźlaritesi kullan larak, oÄ&#x;lu Saad Hariri, yĂźrĂźtĂźlen manĂźplasyonun etkisiyle,

elinde tutmas , G-19 Ăźlkeleri aç s ndan ciddi bir rahats zl k yarat yor. Bu rahats zl klar kßçßk tar m Ăźreticileri ve çeĹ&#x;itli sivil toplum ĂśrgĂźtleri Ăźzerinden dillendirmeye çal Ĺ&#x;an G-19 temsilcileri, 17 Ekim’de bunlarla lobi gĂśrĂźĹ&#x;melerinde bulundu.

nan’daki mevzilerini tamamen sÜkßp atmay zorluyor.

Hegomanya çat Ĺ&#x;mas Emperyalist rakiplerine ve BM’ye raÄ&#x;men iĹ&#x;gali gerçekleĹ&#x;tiren ABD-Ä°ngiltere ittifak , debelendikleri Irak topraklar ndan çevreye s çramaya çal Ĺ&#x; r-

Hangi kayg larla yan yana gelirlerse gelsinler, emperyalist hegomanya çat Ĺ&#x;mas Suriye, LĂźbnan ve Filistin Ĺ&#x;ahs nda daha keskin biçimlerde yaĹ&#x;anacak. Ä°srail’in turuva at olarak konumlanmas , Fransa ve Ä°ngiltere’nin bu Ăźlkelerdeki sĂśmĂźrgeci geleneÄ&#x;inin daha eskilere dayanmas , Almanya, Rusya ve Çin’in nĂźfuz alanlar n n buralara uzanmas kĂśklĂź bir kap Ĺ&#x;man n olmas n kaç n lmaz k lacak. Uygulanacak ambargo vb Ĺ&#x;eyler, baĹ&#x;ta TĂźrkiye olmak Ăźzere bĂślge Ăźlkelerini, Suriye ile ticaret anlaĹ&#x;malar nda zora sokarak, emperyalistlere mutlak biat dayatacak.

Oradayd k Emperyalist tekel karĹ&#x; tl Ä&#x; ile simgeleĹ&#x;en Frans z çiftçi lideri Jose Bove gibi simalar n, “her Ăźlke kendi tar m yla kendini besleyecek durumda olmal â€?y savunduÄ&#x;u toplant ya, TĂźrkiye’den, sosyalizmin kaç n lmazl Ä&#x; nda srar eden Devrimci Proletarya Enternasyonal BĂźro aktivistleri kat lm Ĺ&#x;t . Hareketin s n fa, halklara karĹ&#x; fiili sald r lar n gĂźndeme geldiÄ&#x;i kesitlerde bir tepki olarak kitleselleĹ&#x;tiÄ&#x;ini, “baĹ&#x;ka bir dĂźnya mĂźmkĂźnâ€? Ĺ&#x;iar nda birleĹ&#x;tiÄ&#x;i ve mĂźmkĂźn olan n ad n “sosyalizmâ€? olarak koymad Ä&#x; ,

Bas n ĂśzgĂźrlĂźÄ&#x;Ăź! S n r Tan mayan Gazeteciler Ă–rgĂźtĂź, dĂźnyada bas n ĂśzgĂźrlĂźÄ&#x;ĂźnĂźn durumuyla ilgili y ll k raporunu yay nlad . Anti-terĂśr uygulamalar , ĂśzgĂźrlĂźkleri k s tlama eÄ&#x;ilimine giren ABD’nin iĹ&#x;ine yarad . ABD, geçtiÄ&#x;imiz y l listede 23. iken, bu y l 44. s raya dĂźĹ&#x;tĂź.

Almanya ise Belçika ve Yunanistan ile birlikte 18’inci s ray paylaĹ&#x; yor. Ă–rgĂźt, Almanya’y da telefon kay tlar n n izlenmesi ve polisin yaz iĹ&#x;leri bĂźrolar nda yapt Ä&#x; aramalar ve belgelere el koymas nedeniyle eleĹ&#x;tiriyor. Bu y l n baĹ&#x; ndan beri 51 ga-

Anti-terĂśr uygulamalar›, ĂśzgĂźrlĂźkleri k›s›tlama e¤ilimine girenlerin iine yarad›.

Kanla sulanan topraklar‌

29 May s’ta yap lan seçimlerden birinci olarak ç kt . LĂźbnan seçimlerinde ilk kez Suriye karĹ&#x; tlar kazan yordu. Fakat CumhurbaĹ&#x;kanl Ä&#x; ’nda halen Suriye yanl s olarak bilinen Emile Lahoud oturuyor. Emperyalistler, haz rlatt klar rapor Ăźzerinden Lahoud’ da hedef alarak Suriye’nin ticaret merkezi konumundaki LĂźb-

ken prestiji de kurtarman n derdinde. DiÄ&#x;er yanda savaĹ&#x;, kan ve kirli oyunlarla yeniden yap land r lan bĂślgede, Fransa, Almanya gibi gßçler emperyalist kap Ĺ&#x;madan geri kalmak istemiyor. Hepsinin, bu sald rganl Ä&#x;a BM GĂźvenlik Konseyi Ăźzerinden bĂźyĂźk bir iĹ&#x;tahla sar lmas boĹ&#x;una deÄ&#x;il.

DĂźnyan›n sokaklar›... Paris’i y lda 10 milyon turist ziyaret eder. 2 milyonu ise Pere la Chaise mezarl Ä&#x; na gelir. Mezarl k tarihi yap s yla, estetiÄ&#x;iyle insan bĂźyĂźler. Pere la Chaise, Paris d Ĺ&#x; nda s radan bir mezarl kken, MĂźhendis François d’aix la Chaise, 1840’ta Bonaparte’ n talimat yla Paris’i simgeleyecek bir mezarl k yapmakla gĂśrevlendirilir. 44 hektarl k alana 5 bin aÄ&#x;aç dikilir. Mezarl k halk bahçesine benzetilir. Mezarl kta kendine has stilde an t mezarlar, heykeller vard r. Ziyarete gelen herkes tarihi gezintiye ç kar. Renkli ve hareketli olan Pere la Chaise; tiyatral gĂśsterilere, dini ayinlere, devrimci anmalara da ev sahipliÄ&#x;i yapar. Burada, Edith Piaf, Honore

Egemenliklerinin ç kar için halklar n katlini reva gĂśrenler, kendilerine karĹ&#x; biriken Ăśfke ve kinden kurtulamayacaklar. Kanla sulad klar bu topraklarda yetiĹ&#x;enler, savaĹ&#x;, açl k ve yoksullukla koyun koyuna bĂźyĂźyenler, emperyalist haydutlar yataklar nda rahat uyutmayacaklar. DireniĹ&#x; bĂźtĂźn bĂślgeye yay lacak ve iĹ&#x;galciler sapland klar batakl kta daha derinlere doÄ&#x;ru yol almaktan kurtulamayacaklar‌

Ahmet Vural

de Balzac , vd. tan nm Ĺ&#x; simalar n d Ĺ&#x; nda, krallar, baronlar, kontesler, burjuva generaller ve savaĹ&#x;ç lar, bilumum zenginler, mĂźzisyenler, sanatç lar, politik simalar, feministler ve KomĂźn savaĹ&#x;ç lar “ikametâ€? eder.

Tarihi okumak Mezarl Ä&#x; n iki giriĹ&#x;inden biri olan Gambetta kap s ziyarete gelenleri tarihin derinliklerine sĂźrĂźkleyip, yĂźreÄ&#x;ini duygu seline çevirir. Birkaç yĂźz metre ilerlediÄ&#x;inizde Nazi toplama kamplar nda iĹ&#x;lenen insanl k cinayetini simgeleyen an t mezarlar, zorla çal Ĺ&#x;ma kamplar na gĂśtĂźrĂźlen binlerce iĹ&#x;çiyi temsil eden devasa heykeller vard r. Ä°spanya iç savaĹ&#x; nda kat-

Bunun temel nedeni, gazetecilerin haber kaynaÄ&#x; n sakl tutma gĂźvencesinin giderek daha da zay flat lmas . Bir dĂźĹ&#x;ĂźĹ&#x; de Fransa aç s ndan gerçekleĹ&#x;ti. 19.’luktan 30. s raya dĂźĹ&#x;en Fransa’da yaz iĹ&#x;leri bĂźrolar n n polis taraf ndan aranmas , gazetecilerin tutuklanmas ve bas n ile ilgili suçlarda art Ĺ&#x; yaĹ&#x;an rken, s ralama da gerilemiĹ&#x; olmas bunlar yans tmaya karĹ&#x; tedbir al nd Ä&#x; anlam na geldiÄ&#x;i belirtiliyor.

zeteci ve 4 medya asistan gĂśrevleri baĹ&#x; nda ĂśldĂźrĂźldĂź. Irak’ta savaĹ&#x; n baĹ&#x;lad Ä&#x; 2003 y l Mart ay ndan bu yana Ăślen medya mensubu say s 72. Ĺžu an dĂźnya çap nda 106 gazeteci, yazd klar haber ya da yapt klar yay n hĂźkĂźmetin çizgisine uymad Ä&#x; için hapis yat yor. 70 kiĹ&#x;i internet ortam nda yĂśnetime eleĹ&#x;tirel yaz lar yazd Ä&#x; için tutukland . “İnternet muhalifleriâ€? diye adland r lan bu kesim, Ăśzellikle Çin’de s k takibata uÄ&#x;ruyor.

Medyan n monopolleĹ&#x;mesi DĂźĹ&#x;Ăźnce ĂśzgĂźrlĂźÄ&#x;ĂźnĂź engellemek için gazeteci ve yay nc lar n ĂśnĂźne ç kar lan engeller cinayetler, tutuklamalar, tehdit ve takibatla s n rl deÄ&#x;il. SansĂźr, reklam gelirlerinin engellenmesi ve medyan n monopolleĹ&#x;mesi de s kça baĹ&#x;vurulan yĂśntemler. Evers bu yĂśntemlerin çok çeĹ&#x;itli olduÄ&#x;unu belirterek Ĺ&#x;Ăśyle konuĹ&#x;tu: â€œĂ–rneÄ&#x;in doÄ&#x;rudan sansĂźr, devlet kontrolĂź Çin ve Vietnam gibi Ăźlkelerde s kça kullan l yor. Ama daha zekice yĂśntemler de var. Lisanslar uzat lm yor, bas m izni verilmiyor, kaÄ&#x; t fiyatlar na keyfi zamlar yap l yor‌â€? Rapor, ĂśrgĂźtĂźn muhabir aÄ&#x; ve 14 partner kuruluĹ&#x;tan gelen verilerin yan s ra araĹ&#x;t r lan Ăźlkelerdeki medya temsilcileri ve insan haklar ĂśrgĂźtlerinin doldurduÄ&#x;u 50 soruluk anketlere dayan yor. Bat Ăźlkeleri yine listenin Ăźst s ralar nda yer al yor. Ama bu sefer en iyi durumdaki 50 Ăźlkenin aras nda Benin, Namibya, Mali gibi Afrika Ăźlkelerinin yer almas dikkat çekiyor. Raporda ilk beĹ&#x; s ray Danimarka, Finlandiya, Ä°rlanda, Ä°zlanda, Norveç ve Hollanda al yor.

KomĂźncĂźler Mezarl Ä&#x; (Pere la Chaise)

ledilen anti-faĹ&#x;istlerin an s na dikilmiĹ&#x; an t mezarlar da. Mezarl Ä&#x; n alt giriĹ&#x;inde Y lmaz GĂźney, biraz yukar bĂślĂźmde Ahmet Kaya. Pere la Chaise mezarl Ä&#x; , nam diÄ&#x;er devlet mezarl Ä&#x; d r. Mezarl k, “yoksul ve zenginâ€? ikilemini hemen hissettirir. Korkunç dĂźzeyde zenginliÄ&#x;i yans tan paha biçilmez an t mezarlar, diÄ&#x;er yanda s radan kabirler. Yine de bu mezarl kta dini ayr ma pek rastlanmaz. Zengin olmak yeterli. MĂźslĂźman, H ristiyan, Musevi, Budist ayn alanda yatar. Bir tek istisna var, o da; KomĂźnistlerin Ăśnde gelen liderleri burada yatmakta.

“GĂśÄ&#x;Ăźn fethine ç kan‌â€?

“Serbest Duvarâ€? (Mur Federal) olarak da an lan bir duvar dibi, Paris KomĂźncĂźlerine ayr lm Ĺ&#x;t r. 1871’de kurulan ilk iĹ&#x;çi devleti, 72 gĂźn sonra, kanl direniĹ&#x;ler ve barikat savaĹ&#x;lar n n ard ndan y k lm Ĺ&#x;t r. Mart, May s ay boyunca barikatlarda savaĹ&#x;an “GĂśÄ&#x;Ăźn fethine ç kan ç lg nca gĂśzĂź pekâ€? KomĂźncĂźler, Belleville, Menilmontant bĂślgesindeki barikatlar nda dĂźĹ&#x;mesiyle, Gambetta yani Pere la Chaise mezarl Ä&#x; na çekilir. Krall Ä&#x; n muhaf zlar topla ve tĂźfekle sald r r. GĂźnlerce sĂźren çat Ĺ&#x;ma 28 May s 1871 saÄ&#x; kalan KomĂźncĂźlerin duvar dibinde kurĹ&#x;unlanarak katledilmesiyle sona erer. KomĂźn yenilir. Mezarl Ä&#x; n doÄ&#x;u yakas nda yĂźkselen barut kokusuna KomĂźncĂźlerin devrim marĹ&#x;lar

kar Ĺ&#x; r. 147 KomĂźncĂź duvar dibinde kurĹ&#x;unlan rken 694 savaĹ&#x;ç da mezarl Ä&#x; n diÄ&#x;er bĂślĂźmĂźnde ĂślĂź bulunur. 1909’da KomĂźncĂźleri simgeleyen kad n direniĹ&#x;çinin figĂźrĂź duvara iĹ&#x;lenir. Ĺžimdi KomĂźncĂźlerin an s na yap lan plaket 28 May s 1871 sadeliÄ&#x;inde. KomĂźn mezarl Ä&#x; tarihi dokusuyla, sadeliÄ&#x;iyle ziyarete gelen herkesi bĂźyĂźler. GĂśzĂźnĂźze iliĹ&#x;en bir taĹ&#x;ta â€œĹžimdi Kiraz Zaman â€? yaz s tarih bilgisi olan ziyaretçiyi Montmart barikat nda yĂźkselen KomĂźn bayraÄ&#x; n n gĂśrkemliliÄ&#x;ine gĂśtĂźrĂźr.

BaĹ&#x;ka bir dĂźnya Bir baĹ&#x;ka kĂśĹ&#x;ede, faĹ&#x;izmin iĹ&#x;kence ve bask s yla insanl ktan fiziki olarak ç kart lm Ĺ&#x;, ç ld r-

m Ĺ&#x; insanlar temsil eden an t mezar, duygular n z Ĺ&#x;aha kald r r. Dachau toplama kamp nda el arabas yla taĹ&#x; nan cesetleri simgeleyen c l z bedenli insanlar n figĂźrĂź ĂśnĂźnde, insanl Ä&#x; n çektiÄ&#x;i ac lar yaĹ&#x;ars n z. 17 yaĹ&#x; nda ayakta kurĹ&#x;unlamay yeÄ&#x;leyen Guy Moquette’i hat rlay verirsiniz. Kahramanca Ăślen Pierre ve Marcel kardeĹ&#x;lerin, kurĹ&#x;una dizilmeden Ăśnce anne ve babas n yazd klar son mektupta nas l teselli ettikleri canlan verir bilincinizde. KomĂźn mezarl Ä&#x; , ziyaretçilerini bir tarihten baĹ&#x;ka bir dĂźnyaya gĂśtĂźrĂźr. Ă–zgĂźrlĂźk, demokrasi ve sosyalizm için yaĹ&#x;am n esirgemeyenlerin an s , k sa bir zaman diliminde de olsa bilincimiz de, yĂźreÄ&#x;imiz de atar.


Yaanacak

E

Sendikal Forum

R za DoÄ&#x;an

M

E

K

D

Ăœ

N

Ăœyelik gĂśrĂźĹ&#x;melerinin baĹ&#x;lamasÄąyla “TĂźrkiye Avrupa BirliÄ&#x;i’ne girmeli mi?â€?, “Tam Ăźyelik mi, imtiyazlÄą ortaklÄąk mÄą?â€? gibi tartÄąĹ&#x;malar yeniden alevlendi. Bir çok Ăźlke TĂźrkiye’nin Ăźyelik sorununu iç politika malzemesi yapÄąp gĂśrĂźĹ&#x;melerin baĹ&#x;lamasÄąnÄąn ĂśnĂźnĂź kesmek istedi, veya Ăśyle gĂśrĂźndĂź! TĂźrkiye yĂśnetiminden de tehditler (!) birbirini izledi. Ä°ki tarafta tribĂźnlere oynuyordu. Sonunda perde kapandÄą. Herkes sonuçtan çok memnun! Ama oyun henĂźz bitmedi. Oyunun senaryosu ‘Brezilya dizileri’ni de geride bÄąrakacak Ĺ&#x;ekilde 15-20 yÄąlÄą kapsayacaÄ&#x;Äą, belki de daha uzayacaÄ&#x;ÄąnÄą ileri sĂźrenler bile var. TĂźrkiye tartÄąĹ&#x;malarÄą TĂźrkiyeli gÜçmen iĹ&#x;çiler tarafÄąnda da farklÄą tepkileri ortaya çĹkardÄą. Bu tepkiler genel olarak: “Bunlar TĂźrkiye’yi içine almazâ€? diyenler, “AB TĂźrkiye de yaĹ&#x;am standartlarÄąnÄą, demokrasiyi, insan hak ve ĂśzgĂźrlĂźkleri ilerletirâ€? deyip lobi faaliyetlerine katÄąlanlar ile AB’nin emperyalist amaçlarÄą nedeniyle AB’ye karĹ&#x;Äą olanlardan oluĹ&#x;uyor. “Bunlar TĂźrkiye’yi içlerine almazâ€? diyenler daha çok dinsel ve kĂźltĂźrel farklÄąlÄąklardan hareket ediyor. Avrupa’da muhafazakar ve ÄąrkçĹ kesimden bu gĂśrĂźĹ&#x;e dayanak olabilecek kßçßmsenmeyecek bir muhalefet var. Fakat artÄąk tek kutuplu kapitalist emperyalist sistemde her Ĺ&#x;eye uluslararasÄą sermayenin istekleri ve çĹkarlarÄą yĂśn verdiÄ&#x;ine gĂśre bu muhalefet Ĺ&#x;imdilik TĂźrkiye’den daha fazla taviz koparmaktan fazla bir rol oynayamÄąyor. DolayÄąsÄąyla bu muhalefette de uluslararasÄą bĂźyĂźk sermayenin bir manipulasiyonu sĂśz konusu. TĂźrkiyeli gÜçmen iĹ&#x;çilerde yaygÄąn olan diÄ&#x;er gĂśrĂźĹ&#x; ise “AB’nin TĂźrkiye’de demokrasi ve yaĹ&#x;am standartlarÄąnÄąn yĂźkseltilmesinde ilerleme saÄ&#x;layacaÄ&#x;Äąâ€?dÄąr. Ki bu gĂśrĂźĹ&#x; ne kadar iyi niyetli olsa da TĂźrkiye’de AB’ne girmeyi savunan sermaye çevreleri ile TĂźrkiye’nin tam Ăźye olmasÄąnÄą isteyen uluslararasÄą bĂźyĂźk sermayenin en çok dillendirdiÄ&#x;i gĂśrĂźĹ&#x;tĂźr. Ä°ki tarafÄąnda iki yĂźzlĂźlĂźÄ&#x;ĂźnĂź gĂśrmek için TĂźrkiye’nin “40 yÄąllÄąkâ€? AB’ye girme sĂźrecin de demokraside ne kadar ilerleme saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;Äą ve tam Ăźyelik için AB’nin TĂźrkiye’den ne istediklerine bakmak yeterlidir!.. KÄąrk yÄąllÄąk sĂźreçte demokrasi, insan hak ve ĂśzgĂźrlĂźkleri alanÄąnda TĂźrkiye “uluslararasÄą antlaĹ&#x;malara imza atmasÄąnaâ€? karĹ&#x;Äąn bu sĂźreçte iki askeri darbe gerçekleĹ&#x;miĹ&#x;, kÄąrÄąntÄą halindeki demokratik kazanÄąmlar da yok edilmiĹ&#x;tir. BugĂźn hala darbecilerin yaptÄąÄ&#x;Äą anayasa yĂźrĂźrlĂźkteyken, AB Ăźlkelerinin TĂźrkiye’nin tam ĂźyeliÄ&#x;i gĂśrĂźĹ&#x;melerinin baĹ&#x;lamasÄą için Ăśne sĂźrdĂźÄ&#x;Ăź Ĺ&#x;artlar, “KÄąbrÄąs Rum Devletinin tanÄąnmasÄąâ€?, “Ermenilere soykÄąrÄąm yapÄąldÄąÄ&#x;ÄąnÄąn kabul edilmesiâ€? vb. oldu. Yani TĂźrkiye’de demokrasi ve ĂśzgĂźrlĂźklerin geliĹ&#x;tirilmesiyle alakalÄą olmayan istekler!.. AB’ye girmesiyle TĂźrkiye’ye akacak yabancÄą sermaye ve serbest ekonomik pazarda çĹkarÄą olan sadece iĹ&#x;birlikçi tekelci sermayedir. YabancÄą sermaye endĂźstriyi nispeten ilerletse bile bunun çalÄąĹ&#x;anlarÄąn yaĹ&#x;am standartlarÄąnÄąn yĂźkseleceÄ&#x;i anlamÄąna gelmeyeceÄ&#x;i tam tersine iĹ&#x;sizliÄ&#x;i, pahalÄąlÄąÄ&#x;Äą daha da kĂśrĂźkleyeceÄ&#x;idir. Bunun en somut ĂśrneÄ&#x;i AB Ăźlkelerinin kendileridir. AB’nin geniĹ&#x;leyerek yeniden yapÄąlanmasÄą iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve tĂźm çalÄąĹ&#x;an emekçilere artÄą bir Ĺ&#x;ey kazandÄąrmadÄąÄ&#x;Äą gibi, demokratik ve sosyal kazanÄąmlarÄąn gasp edilmesiyle karĹ&#x;Äą karĹ&#x;Äąya getirdi. DiÄ&#x;er yĂśnden Avrupa BirliÄ&#x;i’ne yĂśn veren geliĹ&#x;miĹ&#x; Ăźlkeler yeni katÄąlan az geliĹ&#x;miĹ&#x; Ăźlkelerin sosyal yaĹ&#x;am dĂźzeyini yĂźkselteceÄ&#x;ine kendi Ăźlkelerinde sosyal kazanÄąmlarÄą gasp ederek bu Ăźlkelerin dĂźzeyine indirerek merkezi bir dĂźzenlemeye gitmek istemektedir. Bu Avrupa AnayasasÄą taslaÄ&#x;Äąnda en somut Ĺ&#x;ekliyle kendini ortaya koydu. SĂśz konusu Anayasa ret edilmesine karĹ&#x;Äąn, iktidardaki hĂźkĂźmetler bu anayasanÄąn getirdiÄ&#x;i hak gasplarÄąnÄą içeren reformlarÄąnÄą tek tek parlamentodan geçirmeye devam ediyorlar. AB ve TĂźrkiye ekseninde sĂźrdĂźrĂźlen tartÄąĹ&#x;manÄąn yĂśnĂź esas olarak AB ve TĂźrkiye’deki sistemlerin tartÄąĹ&#x;ÄąlmasÄą olmalÄądÄąr. Bu sistem Avrupa Ăźlkelerinde de, TĂźrkiye’de de emekçi yÄągË˜Äąnlar Ăźzerindeki sĂśmĂźrĂźyĂź katmerleĹ&#x;tirmekten baĹ&#x;ka s¸ey getirmeyecek. DolayÄąsÄą ile kĂźreselleĹ&#x;en kapitalizme emek cephesinden kĂźresel bir karĹ&#x;Äą duruĹ&#x; bugĂźn Ăśnemini daha da artÄąrÄąyor. SÄąnÄąrlarÄąn olmadÄąÄ&#x;Äą bir dĂźnya ancak dĂźnya emekçi halklarÄąnÄąn enternasyonalist birliÄ&#x;i ile mĂźmkĂźn olabilir.

AEG’de iĹ&#x;gal Almanya’nÄąn NĂźrnberg Ĺ&#x;ehrinde bulunan AEG Ĺ&#x;irketi iĹ&#x;çileri, iĹ&#x;yerinin kapatÄąlmasÄą planlarÄąnÄą protesto etmek için fabrikayÄą iĹ&#x;gal ettiler. Bin 750 iĹ&#x;çinin tamamÄąnÄąn katÄąldÄąÄ&#x;Äą iĹ&#x;gal boyunca fabrikaya mal giriĹ&#x; ve çĹkÄąĹ&#x;Äą yapÄąlmazken, mĂźĹ&#x;teri hizmetleri de tamamen durdu.

Yedi Ăźlkeden destek!.. Bu eylemler, 20 Ekim’de uluslararas grevle taçland . Avrupa Metal Sendikalar BirliÄ&#x;i’nin çaÄ&#x;r s Ăźzerine yedi Ăźlkede; Ä°sveç, Almanya, Belçika, Ä°spanya, Fransa, Macaristan ve Ä°tlaya’da Elektrolux tekeline baÄ&#x;l 25 bin iĹ&#x;çi, NĂźrnberg AEG iĹ&#x;çileriyle dayan Ĺ&#x;mak için 5 saatlik grev gerçekleĹ&#x;tirdiler. Ăœretiminin bĂźyĂźk bĂślĂźmĂź iĹ&#x;gĂźcĂź aÄ&#x;ÄąrlÄąklÄą olan Electrolux, fabrikalarÄąnÄą iĹ&#x;gĂźcĂźnĂźn ucuz olduÄ&#x;u Ăźlkelere kaydÄąrmayÄą planlÄąyor. AEG iĹ&#x;çileri 5 Ekim’de de fabrikayÄą bir gĂźn boyunca iĹ&#x;gal etmiĹ&#x;, tekel yĂśnetimi de iĹ&#x;gal sonrasÄąnda ka-

patma planÄąnÄą askÄąya aldÄąÄ&#x;ÄąnÄą açĹklamÄąĹ&#x;tÄą.

A

S

5 DĂźnya

I

Ă–zelleĹ&#x;tirme=Neoliberalizm Ă–zelletirmeler, her eyden Ăśnce isizli¤i ve

TĂźrkiye tartÄąĹ&#x;malarÄą ve gÜçmen iĹ&#x;çiler

Y

pahalÄąlŤĹ kĂśrĂźkleyecek, emekçilerin mĂźcadele ile kazandŤĹ sosyal haklarÄą yok edecektir. EylĂźl ayÄąndan bu yana Fransa’da Dominique Villepin hĂźkĂźmeti, peĹ&#x; peĹ&#x;e kamu iĹ&#x;letmelerini ĂśzelleĹ&#x;tirmeye açtÄą. Devlet Deniz YollarĹ’nÄąn (SNCN) ĂśzelleĹ&#x;tirmesine karĹ&#x;Äą çĹkan Marsilya ve Korsika’daki liman iĹ&#x;çileri 19 EylĂźl’de grev kararÄą aldÄąlar. YĂźk gemileri iĹ&#x;gal edilerek mal-

si için Ekim’in baĹ&#x;Äąnda grev kararÄą aldÄąlar. HÄązÄąnÄą alamayan hĂźkĂźmet, 24 Ekim’de EDF’yi yani Avrupa’nÄąn en bĂźyĂźk elektrik kurumunu ĂśzelleĹ&#x;tirmeye açtÄąÄ&#x;ÄąnÄą açĹkladÄą. Bu açĹklamanÄąn ardÄąndan CGT ĂśzelleĹ&#x;tirmeye karĹ&#x;Äą genel direniĹ&#x; çaÄ&#x;rÄąsÄą yaptÄą.

Liberal saÄ&#x; hĂźkĂźmet iĹ&#x;baĹ&#x;Äąna geçtiÄ&#x;inden bu yana otobanlarda, Air France ve France Telecom’da ĂśzelleĹ&#x;tirmeler yapÄąldÄą. Hepsi de son derece iyi çalÄąĹ&#x;an iĹ&#x;letmeler. Ă–rneÄ&#x;in otobanlarda her 100 ya da 200 km’ye giĹ&#x;e konulmuĹ&#x;, gelen gidenden para kesiliyor. Ă–ne sĂźrĂźlen gerekçelerin gerçekçi olmadÄąÄ&#x;ÄąnÄą asÄąl amacÄąn EDF’in ĂśzelleĹ&#x;tirilmesiyle halka sunulan su, gaz, elektrik, kamu taĹ&#x;ÄąmacÄąlÄąÄ&#x;Äą gibi sosyal hizmetleri Ăśzel sermayenin hizmetine sunmak.

1980’lerden beri

larÄąn giriĹ&#x;i ve çĹkÄąĹ&#x;Äą engellendi. Her Ĺ&#x;ey “yasalara uygunâ€? olarak devam etmesine karĹ&#x;Äąn hĂźkĂźmet “anti-terĂśrâ€? timlerini alarma geçirdi. CGT genel sekreterini akĹ&#x;amÄąn geç saatlerinde makamlarÄąna çaÄ&#x;Äąrarak eylemin bitirilmesini istediler. Limandaki nakliye iĹ&#x;lerinin durmasÄą, tĂźm Ăźlke sanayisini etkiliyordu. Sonuçta sendikalar hĂźkĂźmet yetkilileriyle sorunun gĂśrĂźĹ&#x;meler yoluyla çÜzĂźmlenmesi konusunda anlaĹ&#x;tÄą. 13 Ekim’de iĹ&#x;çilere iĹ&#x; baĹ&#x;Äą yaptÄąrÄąldÄą. Marsilya’da metro ve tramvay iĹ&#x;çileri de ĂśzelleĹ&#x;tirmenin engellenme-

EDF de zarar ediyorsa‌ EDF, Fransa da su, elektrik, gaz ve nĂźkleer santraller gibi tĂźm enerji guruplarÄąnÄąn Ăźretimini ve daÄ&#x;ÄątÄąmÄąnÄą kapsÄąyor.. DĂźnyada 42,1 milyon mĂźĹ&#x;terisinin 32.2 milyonu Avrupa’da ve EDF, Avrupa’da lider konumunda. 2004’te bu gurup 46,9 milyar euro’luk satÄąĹ&#x; yapmÄąĹ&#x;. Bu kadar iyi çalÄąĹ&#x;an kamu sektĂśrĂźnĂźn ĂśzelleĹ&#x;tirme gerekçeleri de tĂźm diÄ&#x;erlerinde olduÄ&#x;u gibi; bĂźrokrasi, yararsÄązlÄąk, kendini yenileyememe ve rekabet yapamama gibi gerekçeler.

Avrupa’da 1980’lerden bu yana ĂśzelleĹ&#x;tirme yaygÄąn olarak yapÄąlÄąyor. Ä°ngiltere, Thatcher HĂźkĂźmeti’nin 1979’da baĹ&#x;lattÄąÄ&#x;Äą ĂśzelleĹ&#x;tirmelerle Avrupa’da ĂśncĂźlĂźk yaptÄą. Avrupa’nÄąn genelinde 1985 - 1995 arasÄą 200 milyar dolarlÄąk ĂśzelleĹ&#x;tirme yapÄąldÄą. Bunun 100 milyarÄą Ä°ngiltere’nin. 35 milyarla Fransa, 17 milyarla Ä°talya Ä°ngiltere’yi izliyor. BugĂźn Avrupa’nÄąn her yerinde ĂśzelleĹ&#x;tirmelere yaygÄąn olarak devam ediliyor. SĂśzde Kamu Ä°ktisadi TeĹ&#x;ebbĂźsleri’nin ĂśzelleĹ&#x;tirilmesine karĹ&#x;Äą olduklarÄąnÄą sĂśyleyen sosyal demokratlar, “solâ€? partilerde iĹ&#x; baĹ&#x;Äąna geldiklerinde aynÄą liberal politikayÄą devam ettiriyorlar. Dominique Villpin hĂźkĂźmetinin EDF’i de ĂśzelleĹ&#x;tirmeye açtÄąktan sonra yakÄąn bir gelecekte, saÄ&#x;lÄąk ve eÄ&#x;itim kurumlarÄąnÄą da ĂśzelleĹ&#x;tirmeye açmasÄą sĂźrpriz olmayacak.

BĂźyĂźk aldatmaca â€œĂ–zelleĹ&#x;tirme, rekabetle birlikte kaliteyi artÄąrÄąr, fiyatlarÄą dĂź-

Ĺ&#x;ĂźrĂźrâ€? sĂśylemi, bir aldatmacadan ibarettir. Ä°ngiltere’de demiryollarÄąnÄą iĹ&#x;leten Ĺ&#x;irketler zorunlu olan iyileĹ&#x;tirmeleri yerine getirmeyi garanti edemiyor. Yine Almanya’da halk demir yollarÄąnda Ăśzel Ĺ&#x;irketlerin hizmetinden memnun deÄ&#x;il. 2000 ve 2001’de Ä°ngiltere’de su ve enerji kurumlarÄą ĂśzelleĹ&#x;tirildiÄ&#x;inde, baĹ&#x;Äąnda fiyatlarda hÄązlÄą bir dĂźĹ&#x;ĂźĹ&#x; ardÄąndan yeniden yĂźkseliĹ&#x; var. Ä°sveç’te Postane iĹ&#x;letmeleri ĂśzelleĹ&#x;tirildikten sonra çalÄąĹ&#x;anlarÄąn yĂźzde 27’si iĹ&#x;ten çĹkarÄąldÄą, pul fiyatlarÄą yĂźzde 60 arttÄą. DiÄ&#x;er yandan, su, elektrik, gaz gibi tĂźm halkÄąn temel ihtiyaçlarÄąnÄą Ăśzel Ĺ&#x;irketler nasÄąl garanti edebilir. Onlar ancak kendi mĂźĹ&#x;terilerine karĹ&#x;Äą sorumlu!..

Temel gĂśrev Denilebilir ki “sĂśz konusu Kamu Ä°ktisadi TeĹ&#x;ebbĂźsleri de sonunda devlet kapitalizmiâ€?. Ama tekelci sermayenin bugĂźn amacÄą sadece bu kurumlarÄą ele geçirmek deÄ&#x;il, serbest rekabet ve serbest pazarÄąn ĂśnĂźndeki tĂźm engelleri ortadan kaldÄąrmaktÄąr. Toplu iĹ&#x;ten çĹkarmalarla iĹ&#x;yerlerindeki iĹ&#x;çi sayÄąsÄąnÄą asgariye dĂźĹ&#x;Ăźrmek. Ä°Ĺ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketini ve sendikal ĂśrgĂźtlĂźlĂźÄ&#x;Ăź etkisizleĹ&#x;tirmek gibi emekçilere dĂśnĂźk çok yĂśnlĂź bir saldÄąrÄą vardÄąr. Ă–zelleĹ&#x;tirmeler, her Ĺ&#x;eyden Ăśnce iĹ&#x;sizliÄ&#x;i ve pahalÄąlÄąÄ&#x;Äą kĂśrĂźkleyecek, emekçilerin mĂźcadele ile kazandÄąÄ&#x;Äą sosyal haklarÄą yok edecektir. Bu nedenledir ki ĂśzelleĹ&#x;tirmeye karĹ&#x;Äą mĂźcadele, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçi kitlelerin temel gĂśrevlerinden biridir.

Genel grev geri adÄąm attÄąrdÄą! ‚ngiltere kamu içilerinin ortak hareketi ve ortak tavr›, eylemin sonuç alÄącÄą olmasÄąn› sa¤lad›. Bu, yeni dĂśnemde Ăśrnek alÄąnmasÄą gereken Ăśn açĹcÄą bir deneyim. Ä°ngiltere’de emeklilik yaĹ&#x;ÄąnÄąn yĂźkseltilmesi planÄą, iĹ&#x;çilerin genel grev tehditiyle geri tepti. Kamu sektĂśrĂźnde yaĹ&#x;ama geçirilmeye çalÄąĹ&#x;Äąlan bu uygulama ĂśrgĂźtlĂź iĹ&#x;çiler tarafÄąndan rededildi. Emeklilik yaĹ&#x;ÄąnÄą 60’tan 65’e yĂźkseltmek isteyen iĹ&#x;verenler, genel grev tehditiyle karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;tÄąlar. 3 milyonun Ăźzerinde iĹ&#x;çiyi temsilen 13 farklÄą iĹ&#x; kolundan sendika biraraya gelerek, emeklilik yaĹ&#x;ÄąnÄąn uzatÄąlmasÄąna iliĹ&#x;kin kararda Äąsrar edildiÄ&#x;i koĹ&#x;ulda greve çĹkacaklarÄąnÄą açĹkladÄąlar. Bu kararÄąn ardÄąndan paniÄ&#x;e kapÄąlan devlet yetkilileri, Ä°ngiltere Sendikalar Konfederesyonu ile acil pazarlÄąk sĂźreci baĹ&#x;lattÄą. Sonuç kamu sektĂśrĂźnde 2013 yÄąlÄąna kadar emeklilik yaĹ&#x;Äąna dokunulmayacak. Ä°ngiltere’yi ĂźrkĂźten, genel grevin gerçekleĹ&#x;mesi halinde saÄ&#x;lÄąk, eÄ&#x;itim, ve hizmet sĂśktĂśrlerinde

hayat duracak olmasÄąydÄą.

1926 korkusu

lerinde 2013 yÄąlÄąna kadar emeklilik yaĹ&#x;Äąna dokunulmamasÄą karara baÄ&#x;landÄą. Ancak iĹ&#x;e yeni baĹ&#x;layanlarÄąn ve kimi hizmet sektĂśrlerinde emeklilik yaĹ&#x;Äą 65 olarak kabul edildi. Buna raÄ&#x;men sendikalar,kamu sektĂśrĂźnde emeklilik yaĹ&#x;ÄąnÄąn uzatÄąlmasÄą uygulamasÄąndan

rĂślĂźnĂź bĂźyĂźk beceriksizlik olarak deÄ&#x;erlendirdi. Ă–zel sektĂśrlerde uygulanan emeklilik yaĹ&#x;Äą palanÄąnÄąn kamu sektĂśrĂźnde uygulanamamasÄąnÄąn eĹ&#x;itsiz ve rahatsÄąz edici olduÄ&#x;unu açĹkladÄą. Bu sĂźreci içlerine sindiremeyen iĹ&#x;verenler emeklilik yaĹ&#x;ÄąnÄą yakÄąn gelecekte yeniden gĂźndeme taĹ&#x;ÄąmayÄą hedefliyorlar.

Yol gĂśsterdiler

Grev tehditi, Ä°ngiltere’de 1926 yÄąlÄąnda hayatÄą felce uÄ&#x;ratan genel greve benzerliÄ&#x;iyle devlet yetkililerini ĂźrkĂźttĂź. Bu nedenle hÄązla geliĹ&#x;en pazarlÄąk sĂźrecinde kamu iĹ&#x;letme-

vazgeçilmesini Ăśnemli bir adÄąm olarak deÄ&#x;erlendirdiler. SĂźreci arka plandan izleyen ve yĂśnlendirmeye çalÄąĹ&#x;an iĹ&#x;verenler cephesi, hop oturup hop kalktÄą, hĂźkĂźmetin pazarlÄąktaki

Ä°ngilteri iĹ&#x;çilerinin birleĹ&#x;ik mĂźcadelesi, burjuvazinin iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą kazanÄąmlarÄąna yĂśnelik saldÄąrÄąlarÄąlarÄąn nasÄąl durdurulabileceÄ&#x;ini ve geriletilebileceÄ&#x;inin muazzam bir ĂśrneÄ&#x;ini sundu yakÄąn bir tarihte. AynÄą Ĺ&#x;ekilde tĂźm dĂźnyada tam gaz devam eden ĂśzelleĹ&#x;tirmelere karĹ&#x;Äą, parça tekil bĂślgesel eylemler gerçekleĹ&#x;irken en militan olanlarÄą bile bir sĂźre sonra kÄąrÄąlmak zorunda kaldÄą. Ä°ngiltere kamu iĹ&#x;çilerinin ortak hareketi ve ortak tavr , eylemin sonuç alÄącÄą olmasÄąn saÄ&#x;lad . Bu, yeni dĂśnemde Ăśrnek alÄąnmasÄą gereken Ăśn açĹcÄą bir deneyim.

RadikalleĹ&#x;me sinyalleri! TĂźm sÄąnÄąf ve katmanlarÄąn haklarÄąnÄąn gaspÄą Ăźzerinden semiren Avrupa burjuvazisine karĹ&#x;Äą emekçilerin çok yĂśnlĂź karĹ&#x;Äą koyuĹ&#x; dinamikleri de geliĹ&#x;iyor. Neoliberal politikalarÄąn yaĹ&#x;am bulmasÄąnda “kĂśrĂźn deÄ&#x;neÄ&#x;iâ€? rolĂźnĂź Ăźstlenen ve azÄąmsanmayacak bir etki de bulunan iĹ&#x;birlikçi sendika bĂźrokratlarÄąnÄąn ihanetinin de ortaya çĹkmasÄąyla birlikte, sÄąnÄąf mĂźcadelesinde radikalleĹ&#x;me eÄ&#x;ilimleri gĂśzle gĂśrĂźnĂźr oranda artÄąyor. GeçtiÄ&#x;imiz yÄąl Opel iĹ&#x;çilerinin, kÄąsa bir sĂźre Ăśnce Korsika’daki liman iĹ&#x;çilerinin ve Ĺ&#x;imdi de AEG iĹ&#x;çilerinin iĹ&#x;galleri, sendikal ihanetin iĹ&#x;birlikçi yĂźzĂźnĂź açĹÄ&#x;a çĹkarmakla kalmÄąyor, bir taraftan “hain bĂźrokratlarÄąâ€? tabandan zorluyor ve peĹ&#x;ine takÄąp, sĂźrĂźklĂźyor, diÄ&#x;er taraftan ise alternatif sendikacÄąlÄąÄ&#x;Äą filizlendiriyor.

IG Metall yine satt ! GeçtiÄ&#x;imiz hafta “burada kalacaÄ&#x; z, bunun için savaĹ&#x;acaÄ&#x; zâ€? sloganlar yla iĹ&#x;yerlerinin kapat lmas karar na karĹ&#x; fabrikay iĹ&#x;gal eden Infineon iĹ&#x;çilerinin direniĹ&#x;i sona erdi. Infineon tekeli, MĂźnih’teki çip Ăźreten fabrikas n , eskiyen teknolojiyi bahane ederek 2007 y l nda kapatmay ve 800 iĹ&#x;çiyi sokaÄ&#x;a atmay içeren plan n aç klam Ĺ&#x;t . Bunun Ăźzerine iĹ&#x;çilerin iĹ&#x;birlikçi ve ihanetçi sendika IG Metall’i tabandan zorlamas ile grev oylamas yap lm Ĺ&#x; ve yĂźzde 93 oran nda

“evetâ€? oyu ç km Ĺ&#x;t . Tekel yĂśnetiminin oylama sonras “kapatacaÄ&#x; zâ€? sĂśzĂźnĂź yinelemesi Ăźzerine de iĹ&#x;çiler fabrikay iĹ&#x;gal etmiĹ&#x; ve iĹ&#x;verenin grevi k rmak için getirdiÄ&#x;i iĹ&#x;çileri de fabrikaya sokmam Ĺ&#x;, Ăźstelik ikna ettikleri iĹ&#x;çilerin bĂźyĂźk bĂślĂźmĂźnĂź de greve katm Ĺ&#x;lard .

Hep ayn ‌ Hep ayn ‌ Ä°Ĺ&#x;çilerin kararl direniĹ&#x;ini k ramayan Infineon, devreye giren IG Metall sendikas ile oturduÄ&#x;u pazarl k masas nda iĹ&#x;i bitirdi. Kartvizitin de dĂźnyan n en bĂźyĂźk sendikalar ndan biri olmas n n yan nda “sat Ĺ&#x; uzman , iĹ&#x;birlikçi, ihanetçi‌â€? ibareleri de bulunan ve bugĂźne kadar

Almanya’da geliĹ&#x;en binlerce iĹ&#x;çi direniĹ&#x;ini masa da satan IG Metall, Infineon iĹ&#x;çilerinin direniĹ&#x;ini de ayn Ĺ&#x;ekilde satt !

“DaÄ&#x; fare doÄ&#x;urduâ€? Her zaman olduÄ&#x;u gibi, Ăśnce “kapatt rmayacaÄ&#x; z, direneceÄ&#x;iz, hakk m z alacaÄ&#x; z‌â€? naralar atan ama masaya oturduÄ&#x;u zaman da “sĂźt dĂśkmĂźĹ&#x; kediâ€?ye dĂśnĂźĹ&#x;Ăźveren IG Metall, direniĹ&#x;in baĹ&#x; nda tekelin iĹ&#x;çilere ĂśnerdiÄ&#x;i her y l baĹ&#x; na “1 ayl kâ€? teklifine karĹ&#x; l k, y l baĹ&#x; na “3 ayl kâ€? istemiĹ&#x;ti. Ă–nceki gece geç saatlere kadar sĂźren pazarl k sonucunda “daÄ&#x; fare doÄ&#x;urduâ€? ve IG Metall y l baĹ&#x; na 1.32 ayl Ä&#x;a imza att ! Ayr ca, anlaĹ&#x;maya konan

Ăśzel bir madde ile kiĹ&#x;i baĹ&#x; na verilecek tazminat n tavan olarak 101 bin Euro Ăśdenmesi kararlaĹ&#x;t r ld . BĂśylece y llar n Infineon’a vermiĹ&#x; ve 1.32 ayl k Ăźzerinden, alacaklar 101 bin Euro’nun Ăźzerinde tutan iĹ&#x;çilerin haklar da aç k aç k gaspedilmiĹ&#x; oldu. IG Metall’in, fabrikan n kapanmas ile sokaÄ&#x;a at lacak iĹ&#x;çilere “baĹ&#x;ar â€? olarak yutturmaya çal Ĺ&#x;t Ä&#x; anlaĹ&#x;ma da karar alt na al nan “iĹ&#x;çilerin oniki ayl Ä&#x; na Ăśzel olarak kurulacak bir Çal Ĺ&#x;t rma ve Kalifikasyon Ĺ&#x;irketinde çal Ĺ&#x;t r lmalar â€? maddesi ise tamamen muÄ&#x;lak b rak lm Ĺ&#x;. Zira, iĹ&#x;çilerin ne kadar ayl kla, hangi Ĺ&#x;artlar alt nda çal Ĺ&#x;t r lacaklar belirsiz.

Grev halay !.. Belçika’da, 28 Ekim gĂźnĂź genel grev ve gĂśsteriler yap ld . Erken emeklilik yaĹ&#x; n n 58’den 60’a ç kar lmak istenmesi ve iĹ&#x;sizlik Ăśdemelerinin k skaca al nmas na karĹ&#x; duran emekçiler, yaĹ&#x;am durdurdu. Greve baĹ&#x;ta otomotiv ve metal sanayinde çal Ĺ&#x;an iĹ&#x;çiler olmak Ăźzere, kamu ve diÄ&#x;er sektĂśrlerden çal Ĺ&#x;anlar kat ld . Uluslararas demiryolu seferleri durdu, baz havaalanlar kapat ld . Ä°Ĺ&#x;çiler, fabrikalar n giriĹ&#x;-ç k Ĺ&#x;lar n ve park yerlerini bloke ederek, grev k r c lar n fabrikalara giriĹ&#x;lerini engellediler.

Sendikac lar ĂśldĂźrĂźlĂźyor! 154 Ăźlkede 145 milyon iĹ&#x;çi ve 234 kurumu temsil eden CISL konfederasyonu, BrĂźksel’de bas na daÄ&#x; tt Ä&#x; y ll k raporunda, 2004’te 145 sendika temsilcisinin ĂśldĂźrĂźldĂźÄ&#x;ĂźnĂź, ayr ca 700’ßnĂźn Ĺ&#x;iddet eylemlerine maruz kald Ä&#x; n , 500’ßnĂźn ise ĂślĂźm tehditlerine hedef olduÄ&#x;unu bildirdi. Sadece Kolombiya’da bir y lda 99 sendika temsilcisi katledildi. Raporda, ABD, Avustralya, Kanada, Almanya, Japonya, Çin, Birmanya, Kamboçya, Filipinler ve Nijerya yan s ra TĂźrkiye’nin de ad geçiyor.

GM’de iĹ&#x;çi k y m !.. DĂźnyan n en bĂźyĂźk otomobil Ăźreticisi General Motors, y l n ßçßncĂź çeyreÄ&#x;inde, 1,5 milyar dolar zarar ettiÄ&#x;ini iddia etti. SĂśzĂź edilen zarar karĹ&#x; s nda, karl l Ä&#x;n artt rmak için ilk iĹ&#x; olarak iĹ&#x;çileri hedef seçen GM, ‘iĹ&#x; gĂźcĂźnde çok radikal bir azaltmaya gideceÄ&#x;ini ve baz fabrikalar n kapatmak zorunda kalacaÄ&#x; n ’ bildirdi. GM, 2008 y l na kadar 25 bin iĹ&#x;çi ç karmay planl yor. Ĺžirket ayr ca, sendikalarla yapt Ä&#x; anlaĹ&#x;ma sonucunda da saÄ&#x;l k sigortalar na yapt Ä&#x; harcamay , y lda 3 milyar dolar tutar nda azaltacaÄ&#x; n aç klad . Ä°ddia edilen 1,5 milyar dolarl k zarar doÄ&#x;ru kabul edilse bile, sigorta hakk ndan yap lan 3 milyar dolarl k gasp, niyetin ne olduÄ&#x;unu gĂśzler ĂśnĂźne seriyor.

Televizyon emekçileri kazand ‌ Kanada’n n en bĂźyĂźk televizyon kanallar ndan CBC’nin 6 bin çal Ĺ&#x;an ; TÄ°S’in t kanmas yla AÄ&#x;ustos ay nda greve ç km Ĺ&#x;t . Buna karĹ&#x; l k patronlar lokavt ilan etmiĹ&#x; ve 5 bini aĹ&#x;k n çal Ĺ&#x;an n iĹ&#x;ine son vermiĹ&#x;ti. TV ve radyo yay n n n tamamen durmas karĹ&#x; s nda CBC patronlar , “grev k r c â€? olarak Ä°ngiliz haber kanal BBC ile anlaĹ&#x;t lar. YoÄ&#x;un halk bask s ve BBC kanal n n Kanada’da yay n ak Ĺ&#x; n saÄ&#x;l kl bir biçimde yĂźrĂźtememesi Ăźzerine CBC patronlar , geçtiÄ&#x;imiz hafta Kanada Gazeteciler ve Bas n Emekçileri DerneÄ&#x;i (CMG) ile gĂśrĂźĹ&#x;meyi kabul etti. YĂźzde 9.5’lik Ăźcret art Ĺ&#x;lar n n yan s ra, lokavt s ras nda iĹ&#x;ten at lan iĹ&#x;çilerin geri dĂśnmesi, yĂźzde 12.6 emeklilik primi art Ĺ&#x; ve her iĹ&#x;çi için biner dolar ikramiye verilmesi, kazan mlar aras nda.

Latin Amerika’da protestolar Uruguay halkÄą, Bush’un kÄątaya geliĹ&#x;ini protesto ederek, AmerikalÄąlarÄąn bĂślgeden defolup gitmelerini istedi. AyrÄąca Arjantin’deki protestolara kat lacaklar n duyurdular. Ĺžili Ä°Ĺ&#x;çi SendikasÄą (CUT) ve Alternatif EÄ&#x;itim Merkezi (CENDA), Serbest Ticaret AnlaĹ&#x;masĹ’na karĹ&#x;Äą mĂźcadele edeceklerini ve Arjantin’deki protesto gĂśsterilerine, 300 kiĹ&#x;i ile katÄąlacaklarÄąnÄą açĹkladÄąlar. Latin Amerika’daki anti emperyalist gĂśsterilere sÄąkça katÄąlan ve kÄątada bĂźyĂźk ilgi gĂśren KĂźbalÄą sanatçĹ Silvio Rodriguez ve Maradona da bu gĂśsterilere en Ăśn saflarda katÄąlacaklarÄąnÄą açĹkladÄąlar.


Yaanacak

DĂźnya 6

Y

l r, yat r m yapar z... Derken Avrupal sĂśz al r. - Bizim Avrupa’da baĹ&#x;ka ama ona benzer bir uygulama yapar z... Ă–nce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atar z. Dairenin d Ĺ&#x; nda kalan halka hizmet olarak geri dĂśner, dairenin içine dĂźĹ&#x;enleri devlet harcamalar na kullan r z... S ra bizim Temel’e gelir. - Ula uĹ&#x;aklar ne gĂźzel anlattunuz. KeĹ&#x;ke bizda sizun çirkefluklerunuzi deÄ&#x;il da habu çal Ĺ&#x;-

kanlugunuzi alsak... Ä°nanun bizum Ăśyle bir uygulamam z yok... Bizde daha k sa oluyi... Bi kere Ăśyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hĂźkĂźmet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere dĂźĹ&#x;enleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri dĂśner...

Haz rlayan:

Çengel Bulmaca

Yosun çimlenmesinden oluan iplik eklinde ki organ ↾

→

↾

Ăœretim, yap›m

‚çinde konumalar geçen sahne eseri

Oksijen’in imi

→

Opus’un ilk he-

L

E

R

‚

Zeynep GĂźnel

MeraklÄą Melahat’Ĺ aratmayan Marie! Bu sayÄąmÄązda sizlere komĹ&#x;umuz Marie’yi anlatmak istiyorum. Marie 78 yaĹ&#x; nda, PolonyalÄą dul bir kadÄąn. 15 yÄąl Ăśnce ikinci eĹ&#x;ini kaybettikten sonra tek baĹ&#x;Äąna yaĹ&#x;amaya baĹ&#x;lamÄąĹ&#x;. 53 yÄąldÄąr bu evde oturuyor ve mahallenin eniÄ&#x;inden, cĂźcĂźÄ&#x;Ăźne herkesi tanÄąyor. AynÄą zamanda “MeraklÄą Melahatâ€?Äą aratmayacak kadar da meraklÄą. Mahallede herkesin ne yaptÄąÄ&#x;ÄąnÄą, ne ettiÄ&#x;ini, nereye gittiÄ&#x;ini, kiminle konuĹ&#x;tuÄ&#x;unu‌ her Ĺ&#x;eyi bilir! Ä°Ĺ&#x;in ilginç tarafÄą; Marie evden dÄąĹ&#x;arÄą adÄąmÄąnÄą atmaz. BazÄą istisnalar dÄąĹ&#x;Äąnda tabi‌ Ă–rneÄ&#x;in mutlaka her sabah, saat tam 9’da markete gider. Hiç sektirmeden ayda bir defa kuafĂśre, her yÄąl yazlarÄą oÄ&#x;lunun yazlÄąÄ&#x;Äąna gider. Haa, bir de hafta sonlarÄą kÄązÄą ve torunu ziyaretine gelir. Bunun dÄąĹ&#x;Äąnda zamanÄąnÄąn tamamÄąnÄą evde geçirir. Buna raÄ&#x;men Marie’nin bilmediÄ&#x;i Ĺ&#x;ey yoktur. ÇßnkĂź Marie camdan sĂźrekli dÄąĹ&#x;arÄąyÄą seyreder. *** Buraya taĹ&#x;ÄąndÄąÄ&#x;ÄąmÄązda Marie’nin bize yaptÄąÄ&#x;Äą ilk uyarÄą “akĹ&#x;am saat 8’den sonra lĂźtfen ses yapmayÄąnâ€? oldu. ÇßnkĂź Marie saat 8’de yatÄąyor ve sabah 6’da uyanÄąyor. Bunu yapmamÄąz bizim açĹmÄązdan çok zor, hatta imkansÄąz gibi bir Ĺ&#x;ey. ÇßnkĂź bizim için evde hareketlilik asÄąl 8’den sonra baĹ&#x;lÄąyor, akĹ&#x;am yemeÄ&#x;i, çay ve yapÄąlmasÄą gereken iĹ&#x;ler. Ä°lk dĂśnemler bize oldukça abes kaçsa da, Ĺ&#x;imdi Marie’ye alÄąĹ&#x;tÄąk diyebilirim. ÇßnkĂź Marie her kapÄąyÄą açtÄąÄ&#x;ÄąmÄązda zÄąnk diye camda bitiyor. GĂźnde 5 defa dÄąĹ&#x;arÄą çĹksak da Marie istisnasÄąz her defasÄąnda bize nereye gittiÄ&#x;imizi, kaçta dĂśneceÄ&#x;imizi, kimi gĂśrmeye gittiÄ&#x;imizi, vb. sormadan bizi bÄąrakmÄąyor. Bazen oluyor ki acil evden çĹkmamÄąz gerekiyor ve kaybedecek bir saniyemiz bile olmuyor. Ä°Ĺ&#x;te bĂśylesi durumlar bizim için tam bir karabasan haline dĂśnĂźĹ&#x;Ăźyor. Marie’ye yakalanmadan ve gĂźnlĂźk “tekmilâ€?i vermeden nasÄąl sÄąyÄąrÄąrÄąz diye baĹ&#x;lÄąyoruz dĂźĹ&#x;Ăźnmeye. KoĹ&#x;a koĹ&#x;a mÄą çĹksak, o tarafa hiç bakmadan gĂśrmezden gelsek ve ÄąslÄąk çalarak mÄą sÄąvÄąĹ&#x;sak, seslenmesine karĹ&#x;Äą kulaklÄąkla mĂźzik mi dinlesek‌. PlanÄąn bini bir para. En son bir arkadaĹ&#x;Äąn “tĂźnel kazalÄąm, Ăśyle kaçalÄąmâ€? fikrini ciddi ciddi dĂźĹ&#x;Ăźnmeye baĹ&#x;ladÄąk! Ama tĂźm bunlarÄąn nafile uÄ&#x;raĹ&#x;lar olduÄ&#x;unun da farkÄąndayÄąz. Biliyoruz ki, uçsak da, kaçsak da kapÄąyÄą açar açmaz Marie camda bitecek ve ahiret sorularÄąnÄą peĹ&#x; peĹ&#x;e sÄąralayacak. Gerçi laf aramÄązda, ilk zamanlar bizi çok rahatsÄąz eden bu duruma alÄąĹ&#x;tÄąk sayÄąlÄąr artÄąk. MeraklÄą olmasÄąyla birlikte tonton mu tonton, Ĺ&#x;eker ve sevecen bir kadÄąn. HayatÄąmÄązÄąn bir parçasÄą oldu Marie. Zaman zaman çĹkmadÄąÄ&#x;Äąnda meraklanÄąr olduk. “Acaba bir Ĺ&#x;ey mi oldu?â€? diye kendimize sormadan edemiyoruz. *** Bazen “komĹ&#x;uluk hakkÄądÄąrâ€? diye arada bir onunla paylaĹ&#x;ÄąmlarÄąmÄąz da oluyor. Mesela evde yapÄąlan kek, alÄąnan baklava, aĹ&#x;ure gibi Ĺ&#x;eyler. O da bize bahçenin gĂźllerinden ve ĂźzĂźmlerinden muhakkak veriyor. Ama bir defasÄąnda hiç unutmadÄąÄ&#x;Äąm ve hala içime dert olan bir olayÄą da anlatmadan geçemeyeceÄ&#x;im doÄ&#x;rusu. Marketten aldÄąÄ&#x;ÄąmÄąz kurabiyeleri çayla birlikte yemek için balkona çĹktÄąk. ÇayÄąmÄązÄą aldÄąk, kurabiyelerimizi getirdik. Tam oturuyorduk ki Marie bahçeye çĹktÄą. Bize “afiyet olsunâ€? dedi. Dayanamam, hemen kurabiyeleri açtÄąm ve Marie’ye ikram ettim. O da ne! Marie kurabiyelerin hepsini, paketiyle birlikte alÄąp gitmez mi?! Daha tadÄąna bile bakamadan giden kurabiyelerin arkasÄąndan el sallayarak, Ăśylece kala kaldÄąk. Tabii ben farkÄąna varmadan, ani bir refleksle “aaaa hepsini aldÄą yaa!â€? diye TĂźrkçe bir çĹÄ&#x;lÄąk attÄąm. Ben kem kĂźm etsem de o saatten sonra yapacak bir Ĺ&#x;ey kalmamÄąĹ&#x;tÄą. Ertesi gĂźn Marie’nin sabaha kadar uyumadÄąÄ&#x;ÄąnÄą ĂśÄ&#x;rendik. Sabah bizimkilerden biri çĹkarken yakalamÄąĹ&#x; ve “o kurabiyelerin hepsini bana almamÄąĹ&#x; mÄąydÄąnÄąz yoksa? Sabaha kadar dĂźĹ&#x;ĂźndĂźm durdumâ€? demiĹ&#x;. Bizimki bozuntuya vermemek için “olur mu Ăśyle Ĺ&#x;ey hepsini sana almÄąĹ&#x;tÄąk, ĂźzĂźlmeâ€? demiĹ&#x;se de, pek ikna olmamÄąĹ&#x;. *** Marie, duygusal anlar da yaĹ&#x;atÄąyor bize zaman zaman. Bir sabah ekmek almaya giderken, o gĂźnĂźn doÄ&#x;um gĂźnĂź olduÄ&#x;unu sĂśyledi. Bizde aramÄązda kararlaĹ&#x;tÄąrÄąp Marie’ye yakÄąnÄąmÄązda bulunan bir maÄ&#x;azadan gĂźzel bir hediye ve kßçßk bir doÄ&#x;um gĂźnĂź pastasÄą aldÄąk. AkĹ&#x;am gĂźzel bir paket yaparak Marie’e verdik. Hediyeyi ve pastayÄą gĂśrĂźnce hepimize teker teker sarÄąlarak aÄ&#x;lamaya baĹ&#x;ladÄą. Hepimiz çok duygulandÄąk. O gĂźn bĂźtĂźn gĂźn kÄązÄąnÄą ve torununu bekledi ama gelen giden olmadÄą. Onun, o yalnÄązlÄąÄ&#x;ÄąnÄą bir parça da olsa paylaĹ&#x;mak bize bĂźyĂźk bir haz verdi. Elbette onun bu durumu bize kapitalizmin yarattÄąÄ&#x;Äą yalnÄązlÄąk ve bireyselliÄ&#x;in Ăśzellikle bu yaĹ&#x;taki insanlar için ne kadar aÄ&#x;Äąr olduÄ&#x;unu bir kez daha hatÄąrlattÄą. ***

Mercan adas›

Bir besin maddesi

→

Genilik

kßçßk parcas›

↾

↾

YaĹ&#x;anacak DĂźnya bulmaca ekibi

Maddenin en

Fas›la

→

Amerikan vatandaĹ&#x; sĂśz al r: - Bizim Amerika’da Ăśnce yere bir çizgi çizeriz ve sonra toplad Ä&#x; m z vergileri havaya atar z... Çizginin soluna dĂźĹ&#x;en paralar halka hizmet olarak geri veririz, saÄ&#x; tarafta kalan devlete ka-

→

Yani anlayacaÄ&#x;ÄąnÄąz anlaĹ&#x;mazlÄąklar olsa da Marie, iyi bir komĹ&#x;u. Biz ondan memnunuz o da bizden. DarÄąsÄą herkesin (tabii ki meraksÄązÄąndan) baĹ&#x;Äąna...

→

cesi

Azot’un imi

Lezzet

‚sviçre’de bir nehir ad›

→

KĂźrtçe’de ses-

Haz rlayan:

lenme Ăźnlemi Dayanma, sa¤laml›k

F Duygudan → ar›nm›

→

→

Alkol

SSCB’de uygulanan “yeni ekonomi program›â€?

Japonca’n›n k›saltmas› Bir kimsenin egemenli¤ini tanÄąma.

Yemekten emir Ölßm cezas›

Dava açma

dakika

→

↾

Salg›n hastal›k Ç›plak resim

Polonyum’un Nazi polis gßcß →

→

At yarĹlarĹnda K›saca ‚stanbul

birincili¤i kaza-

→

→

→

ÇÜlde esen

dans›

rĂźzgar

Akut solunum yolu yetersizli¤i sendromu

F Gemilerde yol- → cularla ilgilenen gÜrevli Birine kar›l›ks›z sunulan ey

S

Dar ve uzun → yar› kay›¤›,futa Satrançta yenilgi durumu

‚

A

S

K

A M A

K

Karadeniz teknik ßniversite’sinin kisaltmas›

‚ gi film karekteri

↾

GĂśgĂźs

‚

‚

S

T

A

N

‚

K

D

O

→

E

P

ĂœnlĂź bir Fran- → s›z yazar (... Zola) Ba kumandan, amir

M

Veri Koyunun ç›kard›¤› ses

E M

N

E

‚

L

E

Bir kimsenintoplumsal, hukuki bakĹmdan yeri ve Üzelli¤i

K

O

Yaam ve sinema da Devrimci duruuyla ekol yaratan sanatç›m›z›n bir filmi

S

A

â „

→

Yank› Otel ve pansiyonlarda çal›an hizmetli

E A¤ gibi olan →

‚

K

Bayram ve enliklerde caddelere kurulan ke mer

R

A

K

R

A M

T

Bir yĂźkĂźn yukar›ya kald›r›lmas›n› sa¤layan araç

M A

S

Bezginlik ve K›sacan›n k›yorgunluk besaca yaz›l›› lirten kelime

K

A

Ăœ

I F

R

A

Ăœ

T

→

→

Bir frans›z ciz-

Motivasyon sa¤layan iç tepi

→

→

↾

↾

S

R

→

↾

nan at

Bir tĂźr salon

K

Çin ile ilgilenen Dil,tarih,uygarl›k bilgini Baharl›, çok y›ll›k bir bitki

→

→

↾

Halk dilnde → iaret

D

Ăźlke

→

Halk dilinde

Afrika’da bir

Merkezi yĂśnetim kurulu

→

→

ĂœnlĂź frans›z → aktristi sembol eden harfler

↾

→

→

birimi.

imi

M E

D

→

Bir soru sĂśzĂź

Ăœ

→

eski bir Ülçß

N

→

Ăœç deniz mili uzunlu¤unda

ÇÜzĂźmleme, tahlil Selin getirdi¤içamurlam› toprak

T

↾

Sert bir içki ↾

Ăœ

→

Bir eyin hare- → ketine engel olma, durdurma

Demokratik ßniversite kurultay›’n›n k›s. Bireyin en ßsteki bÜlßmß

→

‚ngilizce hay›r

K

↾

Daha sĂśze balanÄąrken ne denmek istenildi¤ini çabucak anlamak

→

→

→

Yak›nma

↾

YaĹ&#x;anacak DĂźnya bulmaca ekibi

Gelecekçi

Bilimsel

Evren

TĂźmsek biçimindeki y›¤›n

(‌.. Tevfik)

→

ďŹ ose’nin ilk hecesi

ßstad›

↾

ĂœnlĂź bir ney

Alfabe de bir harfin okunuu

→

Çengel Bulmaca

Gܤßs →

→

Eski dilde su

Lolita adl› roman›yla da ßnlß Rus yazar

→

Edim, fiil

→

→

19 Kas m 2005 Cumartesi Irkç sald r lar anlatan film gĂśsterimi ve sĂśyleĹ&#x;i (Dokumentation Portrait einer Neonazistischen Keimzelle zwischen Wejer und Elbe)

- “Ben ona sadece Ĺ&#x;Ăśyle dedim; Ä°yi gĂźnler. Ben George Bush’un Ĺ&#x;ofĂśrĂźyĂźm. Domuz ĂśldĂź!â€?

→

26 Kas m 2005 Cumartesi TĂźrkĂź akĹ&#x;am Saat: 18.00

Bush Ĺ&#x;aĹ&#x;kÄąn bir halde: - â€œĂ‡iftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boÄ&#x;du seni?â€? ĹžofĂśr: “Valla ben de anlamadÄąmâ€? der.

→

6 Kas m 2005 Pazar Kahvalt Saat: 11.00 Ăœye toplant s Saat: 14.00

rĂźne bakar: - â€œĹžimdi adama gidip sĂśyleme sÄąrasÄą sende! ĹžofĂśr çiftliÄ&#x;e gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika, 30 dakika derken... ĹžofĂśr bir saat sonra Ĺ&#x;arkÄą sĂśyleyerek, gĂźlerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.

Devlet vergisi! Bizim Temel uluslararas ekonomi toplant s na kat l r... Devletin toplad Ä&#x; vergi daÄ&#x; l m n tart Ĺ&#x; rlar... KonuĹ&#x;mac lardan biri Amer kal , biri Avrupal , biri de Temel. Ortaya bir fikir at l r... Halktan toplanan vergiler nas l daÄ&#x; l m yap lacak.

→

etkinlik program

George W. Bush Ĺ&#x;ofĂśrĂźyle bir kÄąr gezisine çĹkar. Arabayla giderken bir tavuÄ&#x;u ezerler. Meseleyi tavuÄ&#x;un sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye dĂźĹ&#x;ĂźnĂźrken Bush âlicenap bir tavÄąrla Ĺ&#x;ofĂśrĂźne Ĺ&#x;Ăśyle der: - “Bana bÄąrak. Ben dĂźnyanÄąn en gßçlĂź adamÄąyÄąm. Çiftçi bana muhakkak anlayÄąĹ&#x; gĂśsterecektir.â€? Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koĹ&#x;arak geri dĂśner. GĂśz morarmÄąĹ&#x;, surat daÄ&#x;ÄąlmÄąĹ&#x; haldedir. ĹžofĂśrĂźne; - â€œĂ‡abuk toz olalÄąm burdan!â€? der. Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gĂśzlerle Ĺ&#x;ofĂś-

↾

Yaamevi Kas m ay

Vaaz!.. Bush ve ofĂśr!.. Genç papaz ilk defa vaaz verecekti. Bu nedenle çok heyecanl gĂśrĂźnĂźyordu. YaĹ&#x;l papaz, bunu farketti ve Ĺ&#x;Ăśyle dedi: - Evlad m, Ĺ&#x;u Ĺ&#x;iĹ&#x;enin içindekinden bir bardak iç. Sana iyi gelecek ve sakinleĹ&#x;tirecektir. Genç papaz, bir iki derken bir Ĺ&#x;iĹ&#x;e Ĺ&#x;arab bitirdi. Daha sonra ç kt ve vaaz n verdi. KĂźrsĂźden aĹ&#x;aÄ&#x; ya indi ve yaĹ&#x;l papaza heyecanla sordu: - Nas ld m peder? -Ä°yiydin evlad m, yaln z bundan sonra Ĺ&#x;u ßç noktaya dikkat et: 1) KĂźrsĂźden inerken merdivenleri kullan, trabzandan kayma. 2) Dua aralar nda amin dedirt, oley deÄ&#x;il. 3) Ä°sa peygamber, Allah’ n oÄ&#x;ludur, bilmemneyin çocuÄ&#x;u deÄ&#x;il!..

K

Felsefik dßßnceler

BĂźrokrat dĂśnmĂźĹ&#x;, “gĂśrdĂźnĂźz mĂźâ€?, demiĹ&#x;. “ne kadar kabiliyetli. BĂźtĂźn bunlarÄą kim yapabilir ki?â€?

SÄąra bu kez kimyacÄąya gelmiĹ&#x;. KimyacÄą “Analiz, gĂśster bakalÄąm kabiliyetini oÄ&#x;lumâ€? demiĹ&#x;. Ana-

→

çalarâ€? yanÄątÄąnÄą verir. Tam o esnada aÄ&#x;açtaki bĂźtĂźn çanlar birden çalmaya, Ĺ&#x;ÄąngÄąrdamaya baĹ&#x;lar. â€œĹžimdi ne oldu?â€? diye vatandaĹ&#x; tekrar sorar. “Hiç...â€? der melek sakince. “Parlamentolardan biri toplandÄą da!..â€?

N

Ăœç adam bĂźrokrata dĂśnmĂźĹ&#x;ler “SÄąra senin kedin deâ€? demiĹ&#x;ler. BĂźrokrat “Tabii kiâ€? demiĹ&#x; ve kedisine dĂśnmĂźĹ&#x;, “KÄąrtasiye, gĂśster bakalÄąm kabiliyetini oÄ&#x;lumâ€? demiĹ&#x;.

→

VatandaĹ&#x;Äąn biri ĂślĂźp SÄąrat KĂśprĂźsß’nĂź de geçince, bir suyun kenarÄąnda Ăźzeri kßçßk çanlarla dolu bĂźyĂźk bir aÄ&#x;aç gĂśrĂźr. Bu çanlarÄąn ne iĹ&#x;e yaradÄąÄ&#x;ÄąnÄą merak ederek bir meleÄ&#x;e sorar. Melek, “DĂźnyada bir yalan sĂśylendiÄ&#x;inde, bu çanlardan biri

SÄąra muhasebeciye gelmiĹ&#x;, muhasebeci “Yevmiye, gĂśster bakalÄąm kabiliyetini oÄ&#x;lumâ€? demiĹ&#x;. Yevmiye hemen mutfaÄ&#x;a gidip 12 biskĂźvi almÄąĹ&#x;. Ăœçerli olarak dĂśrt kĂźme yapÄąp yan yana dĂźzgĂźnce dizmiĹ&#x;. Adamlar “Bravo. Gerçekten zekiymiĹ&#x;â€? demiĹ&#x;ler.

→

Çan ve parlamento!..

E

KÄąrtasiye masaya fÄąrlamÄąĹ&#x; Ăśnce T-Cetvel’in çizdiÄ&#x;i ßçgenle dĂśrtgen çizimlerini parçalamÄąĹ&#x;. Sonra Bravo’nun ayÄąrdÄąÄ&#x;Äą biskĂźvileri bir gĂźzelce yemiĹ&#x; ve Ăźzerine de Analiz’in doldurduÄ&#x;u sĂźtleri içmiĹ&#x;. Sonra da bir gĂźzel diÄ&#x;er ßç kediyi paralamÄąĹ&#x;. Sonra da bir kaÄ&#x;Äąt alÄąp ßç kediye ortalÄąÄ&#x;Äą batÄąrÄąlmasÄąna sebep olduklarÄą bahanesi ile ceza yazmÄąĹ&#x;. Sonra da hiçbir Ĺ&#x;ey olmamÄąĹ&#x; gibi kapÄąsÄąnda “bugĂźn git yarÄąn gelâ€? yazÄąlÄą kedi evine girip kapÄąyÄą kapatmÄąĹ&#x;.

→

- “KĂśktendinci MĂźslĂźman, Central Park’ta bir kĂśpeÄ&#x;i boÄ&#x;du. FBI olay n El Kaide baÄ&#x;lant s n araĹ&#x;t r yor."

R

→

Ertesi gĂźn New York Times da manĹ&#x;et:

N

MĂźhendis kedisini çaÄ&#x;ÄąrmÄąĹ&#x; “T-Cetvel, gĂśster bakalÄąm kabiliyetini oÄ&#x;lumâ€? demiĹ&#x;. T-Cetvel hemen masaya fÄąrlamÄąĹ&#x;, bir kaÄ&#x;Äąda bir ßçgen ve bir dĂśrtgen çizmiĹ&#x;. Adamlar “Bravo. Gerçekten zekiymiĹ&#x;â€? demiĹ&#x;ler.

→

- “‘Kahraman Amerikal çocuÄ&#x;un hayat n kurtard ’, diye yazabilir miyim?â€?

- “Ben Amerikal deÄ&#x;il Pakistanl y mâ€? demiĹ&#x; adam.

I

liz bir Ĺ&#x;iĹ&#x;e sĂźtten 125 cl. alÄąp sĂźtĂź bir tĂźpe doldurmuĹ&#x;. Sonra sĂźtleri 25 cl.’lik deney kaplarÄąna dĂśkmeden boĹ&#x;altmÄąĹ&#x;. Adamlar “Bravo. Gerçekten zekiymiĹ&#x;â€? demiĹ&#x;ler.

→

New York’ta kßçßk bir çocuÄ&#x;u azg n bir kĂśpeÄ&#x;in diĹ&#x;lerinden kurtaran ve hayvan boÄ&#x;an iri yar delikanl n n yan na koĹ&#x;an gazete muhabiri sormuĹ&#x;:

M

BĂźrokrat ve kedisi!.. 4 adam kedilerinin ne kadar zeki olduÄ&#x;undan bahsediyorlarmÄąĹ&#x;. Adamlardan biri mĂźhendis, biri muhasebeci, biri kimyacÄą, biri de bĂźrokratmÄąĹ&#x;.

→

Amerikan bas›n›!..

A

→

YaĹ&#x;lÄą bir adam emekliye ayrÄąlÄąr ve kendine bir lisenin yanÄąnda kßçßk bir ev alÄąr. EmekliliÄ&#x;inin ilk bir kaç haftasÄąnÄą huzur içinde geçirir ama sonra ders yÄąlÄą baĹ&#x;lar. OkullarÄąn açĹldÄąÄ&#x;Äą ilk gĂźn, dersten çĹkan ĂśÄ&#x;renciler yollarÄąnÄąn Ăźzerindeki her çÜp bidonunu tekmelerler, baÄ&#x;ÄąrÄąp çaÄ&#x;Äąrarak. Bu çekilmez gĂźrĂźltĂź gĂźnler sĂźrer ve yaĹ&#x;lÄą adam bir Ăśnlem almaya karar verir. Ertesi gĂźn çocuklar gĂźrĂźltĂźyle evine doÄ&#x;ru yaklaĹ&#x;Äąrken, kapÄąsÄąnÄąn ĂśnĂźne çĹkar, onlarÄą durdurur ve, â€œĂ‡ok tatlÄą çocuklarsÄąnÄąz, çok da eÄ&#x;leniyorsunuz. Bu neĹ&#x;enizi sĂźrdĂźrmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaĹ&#x;Äąndayken aynÄą Ĺ&#x;ekilde gĂźrĂźltĂźler çĹkarmaktan hoĹ&#x;lanÄąrdÄąm bana gençliÄ&#x;imi hatÄąrlatÄąyorsunuz. EÄ&#x;er her gĂźn buradan geçer ve gĂźrĂźltĂź yaparsanÄąz size her gĂźn 1 dolar vereceÄ&#x;im...â€? der. Bu teklif çocuklarÄąn çok hoĹ&#x;una gider ve gĂźrĂźltĂźyĂź sĂźrdĂźrĂźrler. Birkaç gĂźn sonra yaĹ&#x;lÄą adam yine çocuklarÄąn ĂśnĂźne çĹkar ve onlara Ĺ&#x;Ăśyle der; â€œĂ‡ocuklar enflasyon beni de etkilemeye baĹ&#x;ladÄą bundan bĂśyle size sadece 50 sent verebilirim.â€? Çocuklar pek hoĹ&#x;lanmazlar ama yine devam ederler gĂźrĂźltĂźye. Aradan bir kaç gĂźn daha geçer ve yaĹ&#x;lÄą adam yine karĹ&#x;Äąlar onlarÄą. “BakÄąnâ€? der, “henĂźz maaĹ&#x;ÄąmÄą alamadÄąm bu yĂźzden size gĂźnde ancak 25 sent verebilirim, tamam mÄą?â€? “OlanaksÄąz bayÄąmâ€? der içlerinden biri, “GĂźnde 25 sent için bu iĹ&#x;i yapacaÄ&#x;ÄąmÄązÄą sanÄąyorsanÄąz yanÄąlÄąyorsunuz. Biz iĹ&#x;i bÄąrakÄąyoruz.â€?

ďŹ

↾

Maa›m›z az!..

A

→

F kralar

A

S

T

E

R

‚ ˚K S

Ăźtmekten emir


Yaanacak

K

A

D

I

7 DĂźnya

N

Sanal alemde hiçleĹ&#x;en kad n Daha 13 ya›ndayken, moda dergilerini sĂźsleyen mankenlerin ve dizi kahraman› sanatç›lar›n vĂźcut Ăślçßlerini edinmeyi kendisine yaam gailesi bellemi. ‚çi oldu¤unu hat›rlad›¤› ve hat›rlatt›¤› anlar yok mu? Var elbet‌ O anlarda, “bir patron vard›r, bir de içi'’ gerçe¤i ile kesiir yollar›! O, 18 yaĹ&#x;lar nda dĂźnyalar gĂźzeli bir iĹ&#x;çidir‌ Daha 13 yaĹ&#x; ndayken moda dergilerini sĂźsleyen mankenlerin ve dizi kahraman sanatç lar n vĂźcut Ăślçßlerini edinmeyi kendisine yaĹ&#x;am gailesi bellemiĹ&#x;. Say s z moda dergisine para yat rmak ve onlar usanmadan, dĂśne dĂśne taramakla bu amac n her daim diri turmaya çal Ĺ&#x; rken tan d m O’nu‌ Kilo almamak için, iĹ&#x;tah kestiÄ&#x;ini dĂźĹ&#x;ĂźndĂźÄ&#x;Ăź sigaraya baĹ&#x;lam Ĺ&#x;! Bir arkadaĹ&#x; n n kilo almamak için ishal ilac bile kulland Ä&#x; n sĂśylĂźyor bir sohbetimizde. GĂźnde bir ĂśÄ&#x;Ăźn yemek ya yiyor ya yemiyordu. Yetmiyor, iĹ&#x; saatleri d Ĺ&#x; nda kalan zaman n n bir k sm n , çeĹ&#x;itli jimnastik merkezlerine giderek tĂźketiyordu. ArkadaĹ&#x;lar yla neredeyse tek sohbet konusu, kilolar , yĂźz bak m ve baĹ&#x;kalar n n kilolar yd .

18 yaĹ&#x; nda yaĹ&#x;l l k korkusu?! Ä°nsan en fazla kahreden kayg s ise; yaĹ&#x;lanma korkusuydu! VĂźcut ve yĂźz gĂźzelliÄ&#x;ini kaybetme korkusu‌

Ve bunun için çeĹ&#x;itli kad n dergilerinden ĂśÄ&#x;rendiÄ&#x;i ya da arkadaĹ&#x;lar ndan duyduÄ&#x;u ne kadar yĂźz bak m kĂźrĂź varsa hepsini uyguluyordu. “Bu yaĹ&#x;ta yaĹ&#x;l l k korkusu da ne?’’ demeyin. Ä°nsan sersemletse de “gĂźzellik’’ ve “gençlikâ€?in statĂź ve kimlik haline getirildiÄ&#x;i bu çaÄ&#x;da, bu bir gerçekti iĹ&#x;te! Ciddi bir bedensel ve ruhsal yorgunluk bedeli ald Ä&#x; Ăźcret, ailesiyle yaĹ&#x;ad Ä&#x; halde, ay sonuna zor yetiyordu. Astronomik fiyatlardaki kozmetik malzemeleri (ki herkesin kesesine uygun kalitede Ăźretilen bir çeĹ&#x;itlik olduÄ&#x;u sĂśyleniyor!), her an deÄ&#x;iĹ&#x;en modaya ayak uydurma çabas bu Ăźcretin s n rlar n çok çok zorluyordu. Buna bir de parayla edinildiÄ&#x;i san lan “gĂźzellik’’ ve “zerafet’’in sergilenmesi için gidilen kafe, bar, al Ĺ&#x;veriĹ&#x; merkezleri için harcanan paray ekleyin! Onun iĹ&#x;çi Ăźcretinin s n rlar ,

toplumsal statĂźnĂźn markalaĹ&#x;t Ä&#x; gĂźnĂźmĂźzĂźn bu sanal dĂźnyas na yetiĹ&#x;meye yeter mi siz dĂźĹ&#x;ĂźnĂźn! Yetmez elbet! Ve her ay sonu, kendisi gibi emekçi olan anne ve baban n cĂźzdan ndan takviye edilir,

kendinin yetemediÄ&#x;i boĹ&#x;luk.

Ä°Ĺ&#x;çiliÄ&#x;ini de hat rlar. Ama‌ Ä°Ĺ&#x;çi olduÄ&#x;unu hat rlad Ä&#x; ve hat rlatt Ä&#x; anlar yok mu? Var elbet‌ MaaĹ&#x; ĂśdenmediÄ&#x;inde, çeĹ&#x;itli kesintiler yap ld Ä&#x; nda bedensel ve ruhsal emek gĂźcĂźnĂźn gaspedildiÄ&#x;i gerçeÄ&#x;inin ac s n n, yĂźreÄ&#x;ini ve bilinç k vr mlar n anl k da olsa yoklad Ä&#x; n gĂśrĂźrĂźm kimi zaman. O anlarda, “bir patron vard r, bir de iĹ&#x;çi’’ gerçeÄ&#x;i ile kesiĹ&#x;ir yollar ! Ama bu, yaĹ&#x;amda uÄ&#x;raĹ&#x; edindiÄ&#x;i iĹ&#x;leri daha rahat yapamaman n Ăśfkesine çarparak, silikleĹ&#x;ir ve anlara s k Ĺ&#x; r kal r. TĂźketmeye odaklanm Ĺ&#x; bilinci, onun s n fsal gerçeÄ&#x;ini keĹ&#x;fetmesinin ĂśnĂźnĂź her defas nda keser! Emek gĂźcĂźnĂźn karĹ&#x; l Ä&#x; n

alamam Ĺ&#x; olman n yaratt Ä&#x; s n fsal bir Ăśfke zeminine oturamaz bu yĂźzden.

Bir endĂźstridir “gĂźzellik’’! O milyonlardan sadece biri‌ Sorun, çaÄ&#x; m z insan n n med-

KardeĹ&#x;liÄ&#x;in “Siyah GĂźlĂźâ€?

Siyah bir kad›nd› Rosa Parks. OtobĂźste, beyaz bir adama yerini vermedi. Ve, “Irk ayr›mc›l›¤›na kar› protesto hareketinin annesiâ€? oldu.

DireniĹ&#x;in sembolĂź

DĂźĹ&#x;ĂźnĂźn ki otobĂźste, yorucu bir iĹ&#x; gĂźnĂźnĂźn yorgunluÄ&#x;uyla oturuyorsunuz. Sonra birisi yan n za geliyor ve oturduÄ&#x;unuz yerden kalkman z emrediyor! Kalk p yerinizi baĹ&#x;kas na vermek zorundas n z. S rf derinizin rengi siyah diye!.. Siz olsayd n z ne yapard n z?.. 1950’li y llarda, rk ayr mc l Ä&#x; n n en fazla gĂśrĂźldĂźÄ&#x;Ăź Amerika’n n Montgomery kentinde yaĹ&#x;and bu olay. Siyah bir kad nd Rosa Parks. Beyaz bir adama yerini vermeyi reddetti. Bunu yaparken, ayr mc l Ä&#x;a karĹ&#x; sivil bir hareket baĹ&#x;latacaÄ&#x; akl n n ucundan bile geçmiyordu. Parks, rk ayr mc l Ä&#x; na art k dayanam yordu. “Bu olay art k bana bĂśyle davran lmas n istemediÄ&#x;imi aç kça gĂśstermek için bir f rsat olarak gĂśrdĂźm. Tutukland Ä&#x; mda insanlar n nas l tav r alacaÄ&#x; hakk nda en ufak bir fikrim bile yoktu.â€? diyecekti sonradan.

Rosa Parks tutukland ve 10 dolar para cezas art 4 dolar da mahkeme masraf n Ăśdemekle cezaland r ld . Tek baĹ&#x; na gerçekleĹ&#x;tirdiÄ&#x;i sivil itaatsizlik, bĂźyĂźk bir dayan Ĺ&#x;ma dalgas n n yay lmas na neden oldu. Montgomery’deki siyahlar tam 381 gĂźn otobĂźsleri boykot ettiler ve gidecekleri yere yaya olarak gittiler. Rosa Parks, Amerikan toplumunun beyaz kurallar na karĹ&#x; ilk direniĹ&#x;in sembolĂź oldu. Bu çok çal Ĺ&#x;kan, sayg l ve inançl kad n, bĂźyĂźk sempati toplad . Sonunda Amerikan YĂźksek Mahkemesi, kamuya ait toplu taĹ&#x; ma araçlar nda rk ayr mc l Ä&#x; n n Anayasa’ya ayk r olduÄ&#x;una karar vermek zorunda kald .

â€œĹžimdi herĹ&#x;ey bir rĂźya gibi geliyor. Beni k zd ransa, protesto etmek için bu kadar beklemiĹ&#x; olmam zâ€? diyordu. “Irk ayr mc l Ä&#x; na karĹ&#x; protesto hareketinin annesiâ€? olarak kabul edilen Rosa Parks, Detroit’teki evinde 92 yaĹ&#x; nda yaĹ&#x;am n yitirdi. BaĹ&#x;ta Bush ve D Ĺ&#x;iĹ&#x;leri Bakan C. Rice olmak Ăźzere ABD devlet erkan , Rosa’n n cenaze tĂśrenine kat ld lar. Irkç l Ä&#x; yaratan, Ku Klux Klan gibi cani rkç lar besleyen ve bugĂźn hala rkç l Ä&#x; kĂśrĂźkle-

Aysel Ĺženyurt

ya baĹ&#x;ta olmak Ăźzere, çeĹ&#x;itli kĂźltĂźrel araçlarla ruhsal olarak bir cendereye s k Ĺ&#x;t r lm Ĺ&#x; olmas deÄ&#x;il mi? KimliÄ&#x;i oluĹ&#x;turan en Ăśnemli ĂślçßtĂźn, ‘vĂźcut ve modaya uyum’ haline getirildiÄ&#x;i sanal alemlere s k Ĺ&#x;t r lan insanl k cenderesi bu. Dev tirajlar yapan moda dergileri 1970’lerde manken Twiggy’nin hastal k derecesinde zay f vucut Ăślçßtleriyle tan Ĺ&#x;t rd insanl Ä&#x; 20. yy.’ n son çeyreÄ&#x;inde. Sonra, Ăślçßleriyle daha bebek yaĹ&#x;tayken kad n imgesi olarak Barbi Bebekler girdi semboller aras na. Gazete ve dergiler, televizyon, reklamlar, sinema filmleri, diziler, klipler, bilbordlar sĂźrekli gĂźzelliÄ&#x;i ince vĂźcut Ăślçßleri ve modadaki baĹ&#x;dĂśndĂźrĂźcĂź deÄ&#x;iĹ&#x;imle birleĹ&#x;tiren bir efsane haline getirildi. UlaĹ&#x; lmaz standartlar n mitleĹ&#x;mesi için ne gerekiyorsa o yap ld . ÇßnkĂź dev bir sektĂśr haline getirilen “GĂźzellik EndĂźstrisi’’nin karlar , bu ulaĹ&#x; lmaza ulaĹ&#x;ma koĹ&#x;uĹ&#x;turmacas yla ĂśmrĂźnĂź geçirecek al klaĹ&#x;t r lm Ĺ&#x; kad na muhtaçt . Ruhunu ve cĂźzdan n bu ula-

Ĺ&#x; lamaz Ăślçßtleri yakalamaya odaklam Ĺ&#x; kad nlar paha biçilmez bir kar olanaÄ&#x; sunuyordu bu endĂźstriye!

“İĹ&#x;çisin sen iĹ&#x;çi kal!â€? demekle olmuyor! 18 yaĹ&#x; ndaki iĹ&#x;çi arkadaĹ&#x; m , o ulaĹ&#x; lamaz vucut ve gĂźzellik Ăślçßtlerinin peĹ&#x;inde koĹ&#x;arken bulduÄ&#x;um her an, “iĹ&#x;çisin sen iĹ&#x;çi kal!’’ demek geçer içimden. Sonra sĂśzĂźnĂź ettiÄ&#x;im bu gerçekler, sorunun bu kadar basit olmad Ä&#x; n dĂźĹ&#x;ĂźndĂźrtĂźr. Sonra, “insanl Ä&#x; bu sanal cendereden kurtaracak alternatifler nelerdir bu çaÄ&#x;da?’’ derim kendi kendime. Ama kendi kendime bunu sorman n da anlaml olmad Ä&#x; gerçeÄ&#x;ine çarpar m. ÇßnkĂź bizi sĂźrĂźleĹ&#x;tiren bu dev çark n diĹ&#x;lilerinden kurtulman n, birlikte dĂźĹ&#x;ĂźnĂźp, Ăźretmekten, varetmekten geçtiÄ&#x;i gerçeÄ&#x;ini yaĹ&#x;ad klar mdan ĂśÄ&#x;reneli çok uzun y llar oldu‌ Sahi sizce bu sanal cehennemden kurtulmak için birlikte neler yapabiliriz?!

Biz kad nlar n çok uzak olduÄ&#x;u, ayn zamanda çok Ăśnemli bir konu olan okuma Ăźzerine birkaç Ĺ&#x;ey sĂśylemek istiyorum. Bu konuya genel bir uzakl kla beraber biz kad nlarda bu daha da vahim bir durum. Kendimce bunu çok Ăśnemli gĂśrdĂźÄ&#x;Ăźm için bu konu Ăźzerine birkaç Ĺ&#x;ey sĂśylemek istiyorum. Okuma kĂźltĂźrĂźnĂź sonradan edinen biri olarak, bu konu bana da çok uzakt . Zamanla çevremin deÄ&#x;iĹ&#x;mesiyle edindiÄ&#x;im yeni arkadaĹ&#x;l klar sayesinde kitaplarla tan Ĺ&#x;t m. Bu tan Ĺ&#x;mayla beraber dĂźnyamda deÄ&#x;iĹ&#x;meler oldu. Kendime Ăśz gĂźvenim geliĹ&#x;ti. Bir toplulukta konuĹ&#x;ma becerisi edindim. Eskiden haberlere bakt Ä&#x; mda ya da herhangi bir sohbet s ras nda, konuĹ&#x;anlar n ya da sĂśyleyecek Ĺ&#x;eyleri olanlar n aÄ&#x;z na bakard m. Sonra sonra kendi gĂśrĂźĹ&#x;lerim oluĹ&#x;maya, anlama ve yorumlama yetenegim geliĹ&#x;meye baĹ&#x;lad . Art k haberlere bakarken daha bilinçli bir kafayla dinliyorum. Bu durum hiçbir kad na uzak deÄ&#x;il, yeter ki kendimizi buna açal m. Bunun faydalar n bizzat kendi yaĹ&#x;am m z n içinde gĂśrebileceÄ&#x;iz. Mesela okuduÄ&#x;um kimi psikoloji kitaplar çocuklar m , etraf mdakileri anlamam , onlar daha içeriden kavramam saÄ&#x;l yor. EĹ&#x;imle ya da dostlar mla paylaĹ&#x;acak daha çok Ĺ&#x;eyim oluyor. Kitaba ilk baĹ&#x;lad Ä&#x; mda s k larak okuyordum. Zamanla al Ĺ&#x;maya, kitaplar n konusuna kendimi kapt rmaya baĹ&#x;lad kça da hoĹ&#x;lanmaya baĹ&#x;lad m. Okuduklar m kimi zaman dram, kimi zaman macera, kimi zaman komedi ama baĹ&#x;ka dĂźnyalara dal Ĺ&#x;lar yap yorum. Kimisiyle ĂźzĂźlĂźyor kimiyle seveniyorum, kimisiyle kinleniyorum, kimisiyle bilinçleniyorum. Her bir kitapla farkl dĂźnyalara, apayr hayallere doÄ&#x;ru uzan yorum. Buna herkesin ihtiyac olduÄ&#x;unu dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorum. Mesela bir kad n olarak kad n n tarihini kitaplardan ĂśÄ&#x;rendim. Onun tarihsel geliĹ&#x;imini toplum içindeki yerini, vs. bu kitaplar arac l Ä&#x; yla ĂśÄ&#x;rendim. Okuma kĂźltĂźrĂźnĂź geliĹ&#x;tirmek, ayn zamanda çocuklar m za bir model olabilmek için de Ăśnemli. Onlarla kĂźtĂźphanelere gitmek, kitap al Ĺ&#x;veriĹ&#x;i yapmak bunu bir kĂźltĂźr haline getirmek çok Ăśnemli. Bu zamanla onlarda da bir al Ĺ&#x;kanl k haline gelebiliyor. Yine okuma kĂźltĂźrĂźnĂźn, biz kad nlar n gĂźndelik yaĹ&#x;am ndaki k s r sohbetlerin ĂśnĂźne geçebileceÄ&#x;ine tan k oldum. Yak n bir zamanda TĂźrkiye’ye gittim. Orada kitap al Ĺ&#x;veriĹ&#x;i yapt m. Evdekilerle kitap al Ĺ&#x;veriĹ&#x;inden sonra sohbetlerimiz deÄ&#x;iĹ&#x;meye baĹ&#x;lad . Ă–nce bĂźyĂźk bir Ĺ&#x;aĹ&#x;k nl k “ Aaa sen kitap m okuyorsun?â€? tepkileri, daha sonra okuduklar m, ya da genel olarak kitaplar n bendeki yararlar Ăźzerine konuĹ&#x;tuktan sonra, onlar da etkilenmeye merak etmeye baĹ&#x;lad lar. Biz kad nlar n dĂźnyas n ev, çocuk ve klasik iĹ&#x;lerimizle s n rl gĂśren anlay Ĺ&#x;lar n k r lmas nda da okuman n rolu bĂźyĂźk. Ă–rneÄ&#x;in misafirliÄ&#x;e gittiÄ&#x;imiz bir evde kitap sohbeti geliĹ&#x;ti. Sohbeti yap lan kitab okuyan biri olarak kitap hakk nda birĹ&#x;eyler sĂśyledim. Ayn anda ev sahibi han m da sĂśze girmek isteyince, eĹ&#x;i taraf ndan azarland . EĹ&#x;i, “Sen ne biliyorusun ki konuĹ&#x;uyorsunâ€? diyebildi. Bu gibi durumlar hepimizin s kça karĹ&#x; laĹ&#x;t Ä&#x; durumlar. Ama gerçek pay da yok deÄ&#x;il. KĂśtĂź olan, bu durumu kan ksam Ĺ&#x; ve kabul etmiĹ&#x; olmam z. Yanl Ĺ&#x; ve kĂśtĂź olan ne varsa, kader torbas n içine at p aÄ&#x;z n bĂźzĂźĹ&#x;tĂźrĂźyoruz ve Ăśylece kal yor sanki deÄ&#x;iĹ&#x;mesi imkans zm Ĺ&#x; gibi. Oysa ben deÄ&#x;iĹ&#x;tirdim. Ăœstelik bu kĂśtĂź TĂźrkçemle, burada bĂźyĂźyen biri olarak. Ă–nceleri TĂźrkçe okumakta da zorland m, zamanla okuma al Ĺ&#x;kanl Ä&#x; bu yan m da geliĹ&#x;tirdi. Ben okuman n doyumsuz gĂźzelliÄ&#x;ini fakettim, herkese de Ăśneriyorum.

Figen Candan

Kad nlar n ç Ä&#x;l Ä&#x; olmak â€?Kad›nlar›n, gĂźnlĂźk hayatta gĂśrĂźnmeyen, yok bilinen taraflar› ortaya ç›k›yor. Bunun için bu çal›may› Ăśnemsiyor ve devam ediyorum.â€? S n fl toplumlar var olduÄ&#x;undan bu yana, toplumsal Ĺ&#x;ekilleniĹ&#x; dolay s yla kad nlar sistem içerisinde ikinci kez eziliyorlar. GĂźnĂźmĂźzde geliĹ&#x;miĹ&#x; veya az geliĹ&#x;miĹ&#x; Ăźlkelerde nĂźans farkl l klar gĂśsterse de bu durum hala Ăźretimde, politikada ve yaĹ&#x;am birlikte var etme savaĹ&#x; nda hep bir gerçeklik olarak kars m zda duruyor. Almanya’da birçok kad n çal Ĺ&#x;mas nda yer alm Ĺ&#x; ve projeler ĂźretmiĹ&#x; bir kad n olan Berivan Aymaz’la konuĹ&#x;tuk.

bir kurumda genel sekreterlik yapt m ve paralel olarak ta 1993 y l ndan beri var olan KĂźrdistanl Kad nlar Platformu’nun hem kurucusu hem de çal Ĺ&#x;an y m. Bu platform’da neler yap yordunuz? Siyasi çal Ĺ&#x;malar mla birlikte o dĂśnemde Cumartesi Anneleri

neÄ&#x;i’yle; gĂśzalt nda kay plara, cinsel taciz ve tecavĂźze uÄ&#x;ram Ĺ&#x; insanlarla dayan Ĺ&#x;ma grubu oluĹ&#x;turmuĹ&#x; ve onun içinde de çal Ĺ&#x;malara kat lm Ĺ&#x;t m. Neden kad n çal Ĺ&#x;mas ? Kad n çal Ĺ&#x;mas n Ăśnemli buluyorum. Kad nlar n bir araya geldiklerinde kendilerini daha iyi tan mlayabildiklerini dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorum. Ve sahip olduklar , y llarca bast rd klar , gizledikleri ve cesaret edip gĂśsteremedikleri bir tak m Ăśzellik ve gßçlĂź yanlar ortaya ç kabiliyor.

Ne zamandan beri Almanya’da yaĹ&#x; yorsun?

Ĺžu an neyle uÄ&#x;raĹ&#x; yorsun? Uzun sĂźre ara verdiÄ&#x;im hukuk eÄ&#x;itimine dĂśnmĂźĹ&#x; bulunmaktay m. Bir tak m siyasi çal Ĺ&#x;malar mdan dolay ĂśÄ&#x;renciliÄ&#x;e ara vermiĹ&#x;tim.

yen sistemin savunucular ve temsilcileri deÄ&#x;illermiĹ&#x; gibi‌ Bu ikiyĂźzlĂźlĂźkler, bu sahtekarl klar yabanc deÄ&#x;il bizlere. Rosa onlar n deÄ&#x;il, tĂźm dĂźnya emekçi halklar n nd r‌ Halklar n kardeĹ&#x;liÄ&#x;inin “Siyah GĂźlĂźâ€?dĂźr O!‌ S. Ă–zdemir

ÇeĹ&#x;itli derneklerde çal Ĺ&#x; yorsun. Buralarda hangi çal Ĺ&#x;malar yap yorsun? Ĺžu an da s k s k proje geliĹ&#x;tirdiÄ&#x;im ve yard m sunduÄ&#x;um KĂślner Apple Gegen Rasissmus yani Irkç l Ä&#x;a karĹ&#x; KĂśln Ç Ä&#x;l Ä&#x; kurumunda çal Ĺ&#x; yorum. Daha Ăśncede Civana Kurda Almanya’da (Almanya KĂźrt Cemaati), KĂźrtlerin sorunlar n ele alan

GÜçmen kad nlar için bir grup oluĹ&#x;turduk ve bu grupta yaln zca TĂźrkiyeli ve KĂźrdistanl kad nlar deÄ&#x;il; Bosna, Kosova ve Ä°ranl kad nlar da var. Haftada iki gĂźn bu kad nlarla bir araya gelip gĂźnlĂźk sorunlar ile ilgilenip bilgilendirmek ve yeteneklerini geliĹ&#x;tirmek istiyoruz. Hukuksal ve saÄ&#x;l k sorunlar ile ilgileniyoruz. Bunlar n eÄ&#x;itimleri ile ilgili bilgilendirip gßçlendirmek istiyoruz. Bu insanlar Ăśzellikle evlilik nedeniyle burada bulunuyorlar ve sosyalizasyonlar geliĹ&#x;kin deÄ&#x;il. Bunlar ilk etapta dĂśrt duvar aras nda ç kart p ve ortak kaderi paylaĹ&#x;an diÄ&#x;er kad nlarla buluĹ&#x;turup birbirlerine destek ve gßç vermelerini istiyoruz. Erkek ve kad na biçilmiĹ&#x; toplumsal rollerin yaĹ&#x;amdaki yans malar nas l sizce?

1978 y l ndan, yani dokuz yaĹ&#x; mdan beri Almanya’da yaĹ&#x; yorum.

“Neden bu kadar bekledik!“ Bu baĹ&#x;ar siyah hareketini ateĹ&#x;ledi. Irk ayr mc l Ä&#x; na karĹ&#x; mĂźcadele gĂźney eyaletlerinde Martin Luther King’in yĂźkseliĹ&#x;e geçmesi ve lider olmas yla bambaĹ&#x;ka bir boyuta s çrad . King, Amerikan toplumunda siyah ve beyazlar n eĹ&#x;itliÄ&#x;i için mĂźcadele ediyordu. Rosa Parks, King ile birlikte çal Ĺ&#x;t . Ă–mrĂźnĂźnĂź sonuna kadar da, rk ayr mc l Ä&#x; na karĹ&#x; savaĹ&#x;t . Yorulmak m ? Asla! Tam tersine O, ilerleyen yaĹ&#x; na raÄ&#x;men,

‚çimdeki Pencere

KonuĹ&#x;ma becerisi kazand m

gĂźndemdeydi ve Cumartesi Anneleri’yle dayan Ĺ&#x;ma platformu oluĹ&#x;turmuĹ&#x;tuk KĂśln’de. Ve bizde her cumartesi gĂźnĂź KĂśln’de de aynen Ä°stanbul’da olduÄ&#x;u gibi Cumartesi Anneleri’ne destek olmak ve onlar n Avrupa’daki ç Ä&#x;l Ä&#x; olmak ve taleplerini dile getirmeye çal Ĺ&#x;m Ĺ&#x;t k. Daha sonrada Ä°ngiltere’de bulunan bir Ä°nsan Haklar Der-

GĂźnlĂźk hayatta gĂśrĂźnmeyen yok bilinen taraflar ortaya ç kabiliyor. Bunun için bu çal Ĺ&#x;may Ăśnemsiyor ve devam ediyorum. Ĺžu an Ăźzerinde çal Ĺ&#x;t Ä&#x; n proje hakk nda bilgi verebilir misin? Burger Zentrum’da dan Ĺ&#x;manl k yap yorum bu projeyi de burada gerçekleĹ&#x;tiriyorum.

Kad n gĂźnlĂźk hayatta, iĹ&#x; hayat nda ciddi sorunlar yaĹ&#x; yor‌ Kad nlar bir taraftan aile ve çocuklarla ilgilenmek zorunda kal rken diÄ&#x;er yandan eÄ&#x;itimini gĂśrdĂźÄ&#x;Ăź bir meslekte yoÄ&#x;unlaĹ&#x;am yor. Ä°kisini bir araya getiremiyor. Bu sadece TĂźrk-KĂźrt kad n n n sorunu da deÄ&#x;il. En geliĹ&#x;miĹ&#x; toplumda ki Alman kad n n n da sorunu. Ya aileden vazgeçecek ya da kariyerinden vazgeçecek. Bu konuda hĂźkĂźmetlerin de kad nlara yĂśnelik gĂźncel ve geleceÄ&#x;i kapsayacak oturmuĹ&#x; bir politikalar n n olmad Ä&#x; n gĂśrebiliyoruz.Yeterince kreĹ&#x; yerleri yok ve kad na bu konuda da yeterince destek sunulmuyor.


Yaanacak

DĂźnya 8

G

E

N

Ç

L

‚

K

Ford’ta genç bir iĹ&#x;çi O Nas l iĹ&#x;e baĹ&#x;lad n bu fabrikada? BĂźlent: Bir akrabam n yard m yla iĹ&#x;e baĹ&#x;lad m. Benim durumum kadrolu bir iĹ&#x;çinin durumundan farkl ; çßnkĂź bizim gibi genç ve yeni iĹ&#x;e baĹ&#x;layan iĹ&#x;çiler genelde Leih Firma (TaĹ&#x;eron) dedikleri firmalar arac l Ä&#x; yla ve onlar n iĹ&#x;çileri olarak iĹ&#x;e baĹ&#x;l yor ve birçok sosyal gĂźvenceden yoksun b rak larak çal Ĺ&#x;t r l yoruz. BĂźlent bize iĹ&#x;yerindeki koĹ&#x;ullardan biraz bahsedebilir misin?

Ă–nceleri, okul sonras staj yapt Ä&#x; n dĂźĹ&#x;ĂźnmĂźĹ&#x;tĂźk Ford‘ta. Ne de olsa araba tamir bĂślĂźmĂźndeydi. Ama okulunu bitirememiĹ&#x;, Ford’un bantlar n n arkas nda koĹ&#x;maya baĹ&#x;lam Ĺ&#x;, emekçilerin dĂźnyas nda yerini alm Ĺ&#x; ve kendi deyimiyle “onlar gibi bir iĹ&#x;çi olmuĹ&#x;tuâ€?. GeleceÄ&#x;i Ĺ&#x;imdiden Ăśrmek isteyenlerin prototipi bir gençti. Seni tan yabilir miyiz? Ad m BĂźlent EroÄ&#x;lu. 23 yaĹ&#x; nday m. 10 y ld r Almanya‘da yaĹ&#x; yorum. Almanya’ya geldikten sonra Meslek Lisesi’nde

araba tamir bĂślĂźmĂźnde okudum fakat bitiremedim. Ĺžimdi ise Ford’un KĂślnMerkenich’teki fabrikas nda çal Ĺ&#x; yorum.

“Okumak benim de hakk m!�

Ä°talya’da ĂśÄ&#x;renciler, paras z eÄ&#x;itim hakk n savunmak için baĹ&#x;kent Roma’y kuĹ&#x;att . 150 bin ĂśÄ&#x;renci, Berlusconi hĂźkĂźmetinin â€œĂźniversite reformuâ€?nu protesto etmek için Parlamento binas na yĂźrĂźdĂź. Ă–Ä&#x;renciler, okullar paral hale getiren ve eÄ&#x;itimde f rsat eĹ&#x;itliÄ&#x;ini ortadan kald ran neoliberal eÄ&#x;itim politikalar na karĹ&#x; direneceklerini belirttiler. Sistemin bekçisi polisler, haklar n vermemekte kararl olan ĂśÄ&#x;rencilere sald rd . Gençlerle polis aras nda çat Ĺ&#x;ma ç kt . Polis, ĂśÄ&#x;rencilere gaz bombalar ve coplarla sald rd . Sald r sonucu 7 ĂśÄ&#x;renci hastaneye kald r ld .

BĂźlent: Ä°lk Ford’ta iĹ&#x;e baĹ&#x;lad Ä&#x; m gĂźn çok zorluk çektim. Ä°lk çal Ĺ&#x;ma yeri olarak motor Ăźretim bĂślĂźmĂźnde konumland rd lar beni. Ve bu bĂślĂźmde 3 gĂźn çal Ĺ&#x;abildim. Bant sistemi dediÄ&#x;imiz bir sistem vard . Ă–nce bunun çok kolay olacaÄ&#x; n dĂźĹ&#x;ĂźndĂźm çßnkĂź yap lmas gereken yaln zca 4 viday s kmak, yani yerine yerleĹ&#x;tirilmesi gereken 4 vida. Oysa elime viday al p band n baĹ&#x; na geçtiÄ&#x;imde daha 2 viday yerleĹ&#x;tiremeden bant ĂśnĂźmden ak p gidiyordu. Bu Ăźretim aĹ&#x;amalar nda ki denetimi nas l gerçekleĹ&#x;iyor? BĂźlent: Ford’ta ki tĂźm Ăźretim aĹ&#x;amalar bilgisayar sistemi ile en Ăźst dĂźzey de izlenebiliyor. Ă–rneÄ&#x;in 14 numaral bantta Ĺ&#x;u saatte, Ĺ&#x;u dakikada Ĺ&#x;urada ki vida s k lmam Ĺ&#x;. Hemen oraya

mĂźdahale ediliyor. Ayr ca o bantta kimler çal Ĺ&#x;m Ĺ&#x; o da bu sistem sayesinde tespit ediliyor. Bu durumda nas l bir ruh hali yaĹ&#x; yordun? BĂźlent: BĂźyĂźk bir stres yaĹ&#x; yorum tĂźm bunlar olurken. Terliyorum, k zar yorum, Ĺ&#x;efin tip tip bak Ĺ&#x;lar na maruz kal yorum ve bu arada bant ha bire ilerliyor. Ĺžefime beni baĹ&#x;ka bir bĂślĂźme almas n istedim. BĂślĂźm Ĺ&#x;efimiz ise “Nas l çal Ĺ&#x;am yorsun, ĂśbĂźr iĹ&#x;çiler nas l yap yorlarsa sen de Ăśyle yapacaks n, her iĹ&#x;çi bĂśyle baĹ&#x;lad iĹ&#x;e, ve hiç biri ben burda çal Ĺ&#x;am yorum demediâ€? dedi. Siz iĹ&#x;çiler birbirinizle sohbet ediyor musunuz? Ä°liĹ&#x;kiler nas l iĹ&#x;yerinizde? BĂźlent: Ä°Ĺ&#x;e baĹ&#x;lad Ä&#x; m z anda yani iĹ&#x;yerine ad m att Ä&#x; m z anda birbirimizle tĂźm diyalogumuz kesilir. Her yerde ve herkeste bir telaĹ&#x; bir koĹ&#x;uĹ&#x;turma hakim. Vorarbeiter (bĂślĂźm Ĺ&#x;efleri)’in korkusunda ve bask s ndan adamlar selamlaĹ&#x;maya bile vakit ay ram yorlar. Bana gĂśre, Ford’un politikas ; konuĹ&#x;mayacaks n durmayacaks n, “boĹ&#x; yere’’ vakit harcamayacaks n ihtiyac n varsa bir sigaral k zaman tan yor ve bitirir bitirmez hemen iĹ&#x; baĹ&#x; na!!. Peki iĹ&#x; yeri d Ĺ&#x; nda bir araya gelebiliyor musunuz?

Ernesto Che Guevera, 38 y l Ăśnce, 9 Ekim 1967’de “Bolivyal kßçßk askerlerâ€? taraf ndan bir Amerikan tĂźfeÄ&#x;iyle katledildi. O yaĹ&#x;am n n her an nda, yĂźreÄ&#x;inde emekçi insanl Ä&#x;a karĹ&#x; bĂźyĂźk bir sevgi besledi. Che’yi kimsenin gitmediÄ&#x;i cĂźzzaml lar n yaĹ&#x;ad Ä&#x; adaya da, Sierra Maestro DaÄ&#x;lar ’na da ç kartan bu derin sevgidir. Che’nin ki bir adanm Ĺ&#x;l k efsanesi. Naz m’ n, Benerci için sĂśylediÄ&#x;i gibi, “Haz m zamanlar n , boĹ&#x; gecelerini deÄ&#x;il, boydan boya ĂśmrĂźnĂź vermiĹ&#x;tir ihtilâle‌â€? BugĂźn “gerçeklikâ€? ad na kaçk nl k yapanlara, “gerçeklikâ€? ad na imkans z istemenin hayk r Ĺ&#x; d r Che Guevera‌

BugĂźnĂźn kariyerist, bireyci insan na, yaĹ&#x;amak denen nesnenin Ăśrneklenmesi‌ Che Guevera’y ĂśldĂźrenler ĂśldĂźrmeye hala devam ediyor. Ama Ĺ&#x;airin sorduÄ&#x;u gibi “YaĹ&#x;ayan kimdir gerçekte Ăślen kim?â€? “Kavgadan uzak kalm Ĺ&#x;san sevdadan da uzaks n demektir‌â€? Che Guevera bir “sevdaâ€? adam yd . Che ĂśldĂź, nice Che’ler ĂśldĂź, ama O sevda yaĹ&#x; yor, yaĹ&#x;ayacak‌ O sevda ki, tshirtlerde deÄ&#x;il kalplerde taĹ&#x; nmal . Che’den bahsedip de bugĂźn onun bir pop ikonu gibi pazarlanmas na deÄ&#x;inmemek olmaz. BugĂźn 38 y l Ăśnce onu ĂśldĂźren kanl eller, onun fotoÄ&#x;raflar n , kabartmalar n , t-shĂśrtlerini

BĂźlent gĂźnĂźmĂźz gençliÄ&#x;i hakk nda ne dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorsun? BĂźlent: Avrupa’da ki gençliÄ&#x;i olumlu bulmuyorum. Çal Ĺ&#x;may sevmeyen, kafelerde zaman ĂśldĂźren, internetin baĹ&#x; nda chatleĹ&#x;en, sokaklarda akĹ&#x;ama kadar tĂźketim amaçl bir yaĹ&#x;ayan bir gençlik. Hiç bir hedefi olmayan bir gençlik gĂźnĂźmĂźz gençliÄ&#x;i. Peki “Gençlik gelecektirâ€? sĂśzĂź sende neyi çaÄ&#x;r Ĺ&#x;t r yor? BĂźlent: Bu sĂśz bugĂźnkĂź gençliÄ&#x;i dĂźĹ&#x;ĂźnĂźnce bana çok Ĺ&#x;ey ifade etmiyor. Yani bir taraftan “pek umutlu deÄ&#x;ilimâ€? diyorken, Ĺ&#x;unu da biliyorum ki, eÄ&#x;er istersek ve emek harcarsak onlar daha iyi Ĺ&#x;eylere yĂśneltebiliriz. Onlar için emek harcamal ve politikalar Ăźretmeliyiz.

pazarl yor ve bundan para kazan yor! Ne iÄ&#x;renç deÄ&#x;il mi? Bu yeni Che modas , kanl ellerin para kaynaÄ&#x; olmuĹ&#x;! Sorun para deÄ&#x;il, içi boĹ&#x;alt lm Ĺ&#x;, kim olduÄ&#x;u bilinmeyen, sadece “gĂźzelâ€?, “estetikâ€? olduÄ&#x;u için taĹ&#x; nan bir “figĂźrâ€? haline gelen bir devrim Ăśnderi! Che’nin mĂźcadelesi boyutlanarak sĂźrĂźyor. Kendini bir pazar ĂźrĂźnĂź olarak satan, barlarda içki markas , sigara paketlerinde logo olarak kullanan iÄ&#x;renç mant Ä&#x;a, yaĹ&#x;am ve yaĹ&#x;am n adad Ä&#x; deÄ&#x;erlerle savaĹ&#x;maya devam ediyor. Che’yi t-shirtlerde deÄ&#x;il, kalplerde taĹ&#x; mak gerekir!..

GençLink

Onur

Irkç dĂźĹ&#x;Ăźnce bizden nas l destek al yor? Irkç l Ä&#x; n yaĹ&#x;and Ä&#x; yerlerde, en çok maÄ&#x;dur durumda olanlar suç iĹ&#x;liyorlar. Ă–rneÄ&#x;in ABD’de siyahiler. 1960’lara kadar siyahilerin seçme ve seçilme haklar bile yoktu. Hayat n her alan nda yaĹ&#x;anan f rsat eĹ&#x;itsizliÄ&#x;i, bu insanlar olmayan haklar n zorla almaya yĂśneltti. Onlar ana yurtlar ndan kopar p getiren tĂźccarlar, bu insanlar n kendilerine hizmet için yarat ld klar n sĂśylediler. Bu dĂźĹ&#x;Ăźnceyi beyaz rk n ĂźstĂźnlĂźÄ&#x;ĂźnĂź ilan aderek topluma aĹ&#x; lad lar. Ayr ayr okullarda ders gĂśrmelerinden, farkl semtlerde oturmalar na, çal Ĺ&#x;t klar iĹ&#x;yerlerinde ayn iĹ&#x;i yapt klar halde çok farkl Ăźcret almalar na kadar yaĹ&#x;anan ayr mc l k, Ăśzellikle gençleri, kßçßk gruplar haline sĂźrekli bir arada olmaya itti. Kendilerini ancak bĂśyle gßçlĂź hissediyor, bĂśyle koruyabiliyorlard beyazlar n kßçßmsemelerinden, yer yer sald r lar ndan. Bu gruplar zamanla intikam gruplar haline dĂśnĂźĹ&#x;tĂź ve toplumun gĂśzĂźnde “vuran-k ran, huzursuzluk yaratanlarâ€? olarak hedef gĂśsterildi. Sonuç olarak bugĂźn ABD’nin cezaevlerinde siyahilerin oran beyazlar nkinden çok daha fazla. BugĂźn de iktidar olan tĂźccar tak m n n bunda sorumluluÄ&#x;u yok mudur? Bence en bĂźyĂźk suçlu bunlard r. Hep beraber tĂźkĂźrebilseydik bu emek dĂźĹ&#x;man insan tacirlerinin yĂźzlerine, ne iyi olurdu deÄ&#x;il mi? BugĂźn ABD’de yaĹ&#x;ayan bir beyaz, bĂźtĂźn bu yaĹ&#x;ananlara sonuçtan bak yorsa, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, tĂźcarlar s n f yla ayn kulvarda buluĹ&#x;acaklard r. Bunun ad ise rkç l kt r. Avrupa’da suç iĹ&#x;leyen insanlar n ezici bir çoÄ&#x;unluÄ&#x;u yabanc lard r. Buraya çal Ĺ&#x;maya gelenler, genellikle TĂźrkiye’nin k rsal kesiminden gelenlerdir. Kendi anne babalar ndan gĂśrdĂźklerini Avrupa’n n gĂśbeÄ&#x;inde çocuklar na dayatmaya çal Ĺ&#x;t lar. Bu çocuklar n yetiĹ&#x;me Ĺ&#x;artlar Alman çocuklar nkinden çok çok farkl d r. DoÄ&#x;al olarak Alman gençleri aras nda da yer bulamad lar. D Ĺ&#x;land lar. Bu durum onlar kendileriyle ayn kaderi yaĹ&#x;ayan baĹ&#x;kalar yla kßçßk gruplar kurmaya yĂśneltti. Bu durum zamanla çeteler aras bĂźyĂźk sokak kavgalar na dĂśnĂźĹ&#x;tĂź. Bu gençler, ne Alman toplumuna uyum saÄ&#x;layabildiler ne de kendi kĂźltĂźrlerinin temsilcisi olabildiler. Kimliksizlik, ait olamama duygusu yaĹ&#x;ayan melez bir kuĹ&#x;ak. Ama ne yaz k ki Alman toplumu bu yaĹ&#x;ananlara sadece sonuçtan bak yor. Bu kuĹ&#x;ak içerisinde asimile olmuĹ&#x; bir kesim de Almanlarla ayn Ĺ&#x;eyi dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyor. Olaylara sadece sonuçtan bakan, sorgulamayan ne kadar ilerici geçinirse geçinsin, burjuvazinin ideolojisi olan rkç l Ä&#x; n propagandas n yapmaktan kendini al koyamayacakt r. Bu, ABD’de bir zamanlar siyahilerin beyazlara hizmet için yarat ld Ä&#x; n savunan mant kla ayn d r. TĂźrkiye’den sonradan gelen gençlerde de baĹ&#x;ka bir gettolaĹ&#x;ma yaĹ&#x;an yor. Onlar da burada yetiĹ&#x;en kuĹ&#x;aÄ&#x; yozlaĹ&#x;t klar gerekçesiyle kßçßmseyip, kendilerini bu kuĹ&#x;aktan izole edebiliyorlar. Burada yaĹ&#x;ad klar kĂźltĂźr Ĺ&#x;oku ve Ăźlke Ăśzlemi, gençlerde psikolojik bunal mlara yol aç yor. Evlenerek gelenlerin eĹ&#x;leriyle yaĹ&#x;ad klar sorunlar, bazen aile facialar na dĂśnĂźĹ&#x;Ăźyor. Bir gĂźn yabanc lar dairesinde otururken tesadĂźfena tan Ĺ&#x;t Ä&#x; m bir genci unutam yorum. Kayseri’nin bir kĂśyĂźnden teyzesinin k z yla evlenip gelmiĹ&#x;ti. Geleli daha bir hafta olmuĹ&#x; ama buna çok piĹ&#x;man olduÄ&#x;unu sĂśylemiĹ&#x;ti. Ĺžimdi, bu Ĺ&#x;ekilde ya da ilticac olarak buraya yeni gelen biriyle karĹ&#x; laĹ&#x;t Ä&#x; mda içim s zl yor. Kahroluyorum. “Acaba neler bekliyor kendisini?â€? diyorum. Bu insanlar n gĂśzlerindeki Ĺ&#x; lt , umut, daha iyi bir yaĹ&#x;am kurman nn mutluluÄ&#x;u yerini birkaç ay sonra bunal ma, piĹ&#x;manl Ä&#x;a b rak yor. Ne oldu bize, nas l bĂśyle parçalanabildik, parçalan yoruz? Kendimizi baĹ&#x;kalar ndan izole etmenin kime ne faydas olabilir? Ä°lerde bir gĂźn kendi çocuklar m zada yabanc laĹ&#x;man n ĂśnĂźne nas l geçeceÄ&#x;iz? Bu kimin iĹ&#x;ine yar yor? Bir avuç burjuva bizleri nas l bĂśye parçalayabildi? As l Ĺ&#x;imdi birlik zaman d r. Bizler herĹ&#x;eyden Ăśnce insan z. Parçalanman n, yaln zlaĹ&#x;man n kimseye faydas yok. Ä°lk Ăśnce kar Ĺ&#x; m zdakinin yanl Ĺ&#x;lar yla uzlaĹ&#x;madan, sayg duymas n ĂśÄ&#x;reneceÄ&#x;iz. Birlikte yaĹ&#x;amay , rkç l Ä&#x;a ve Ĺ&#x;ovenizme karĹ&#x; mĂźcadele etmeyi ĂśÄ&#x;reneceÄ&#x;iz. Aksi taktirde bu insan taciri emek dĂźĹ&#x;man , insanl k dĂźĹ&#x;man burjuvazinin yapt klar n onaylam Ĺ&#x; oluruz. Yani rkç l Ä&#x; onaylam Ĺ&#x; oluruz.

“Sen art k o deÄ&#x;ilsinâ€?

EÄ&#x;itimin ĂśzelleĹ&#x;tirilmesi sald r s ndan Ä°talyan ĂśÄ&#x;renciler de nasibini al yor. Ama onlar da, Avrupa’n n ve dĂźnyan n baĹ&#x;ka yerlerinde yaĹ&#x;ayan genç arkadaĹ&#x;lar gibi geleceksizliÄ&#x;i ifade eden bu sald r lara karĹ&#x; direniyorlar. Gittikçe militanlaĹ&#x;ma eÄ&#x;ilimi taĹ&#x; yor bu eylemler. ÇßnkĂź gençler, “sessiz-sakin uyar larâ€?la sonuç alamad klar n kendi deneyimleriyle gĂśrdĂźler. Simdi s ra, Avrupa çap nda eĹ&#x; zamanl olarak gerçekleĹ&#x;en eÄ&#x;itimin ĂśzelleĹ&#x;tirilmesi sald r s na, yine Avrupa çap nda, eĹ&#x; zamanl ve birleĹ&#x;ik olarak yan t verebilmekte. Ancak o zaman okumak herkes için eĹ&#x;it hak halini alacak.

Hadi hamleni yap bakal m! Bilgisayar ve insan iliĹ&#x;kisi çok amaçl d r. Ama bu çeĹ&#x;itlilik yaln zca iĹ&#x; alan nda k s tl kalmad , kalm yor. Evimizde bir çok iĹ&#x;i de kßçßk robotlar sayesinde yapt Ä&#x; m z dĂźĹ&#x;ĂźnĂźnce, gelecekteki yaĹ&#x;am m z için vazgeçilmesi imkans z bir teknoloji duruyor karĹ&#x; m zda. Bilgisayarlar n geliĹ&#x;miĹ&#x;likleri ona yĂźklenen donan m n pratikte uygulanmas ile daha iyi anlaĹ&#x; l yor. Satranç buna en iyi Ăśrnek say l r. Deep Blue ve Kasporov aras nda ki karĹ&#x; laĹ&#x;-

Kadrosuz iĹ&#x;çi olmak?.. BĂźlent: Evet bu da her an iĹ&#x;ten ç kar labilirim anlam na geliyor. Ki zaten kadrolu olanlar dahi Ăźcretleri verilerek iĹ&#x;ten ç kar lmaya çal Ĺ&#x; l yor.

Efsanelere kurĹ&#x;un iĹ&#x;lemez!

Deneyimlerin gĂśsterdiÄ&#x;i

Satranç Tahtas›

BĂźlent: Ä°Ĺ&#x;ten ç kt ktan sonra çoÄ&#x;unlukla biz iĹ&#x;çiler tramvay duraÄ&#x; nda evlerimize giderken konuĹ&#x;ma f rsat buluyoruz. O da tramvay gelene kadar. Ben bu sĂźrede bazen eski, y llar n bu fabrikada geçirmiĹ&#x; iĹ&#x;çilerle sohbetler ediyorum.

ma Kasporov’un yeniligisiyle sonuçlanm Ĺ&#x;t . IBM taraf ndan ĂźretilmiĹ&#x; olan ve saniyede 200 milyon hamle hesap etme kapasitesine sahip Deep Blue, insan ve bilgisayar aras ndaki kap Ĺ&#x;mada bilgisayarlar n m , yoksa insan n m ĂźstĂźn geleceÄ&#x;i sorusunu taĹ&#x; d gĂźndeme. Bilgisayarla satranç oynaman n yaklaĹ&#x; k 50 y ll k bir geçmiĹ&#x;i var. Ä°lk zamanlarda donan m yetersizliÄ&#x;i yĂźzĂźnden zay f oynayan bu programlar, bilgisayarlar n h zl geliĹ&#x;mesiyle

1990’dan sonra ustalarla, 1995’ten sonra ise bĂźyĂźkustalarla karĹ&#x; laĹ&#x;ma yapabilecek seviyeye yĂźkseldi. Bilgisayarlar satranç oynarken, insanlara benzer bir biçimde dĂźĹ&#x;ĂźnmĂźyorlar. Ä°nsanlar birkaç tane hamle seçip bunlar Ăźzerinde yoÄ&#x;unlaĹ&#x; rken, bilgisayarlar, olas gĂśzĂźken bĂźtĂźn hamleleri belli bir aĹ&#x;amaya kadar deÄ&#x;erlendiriyorlar. Bilgisayar donan m geliĹ&#x;tikçe bu, bir sorun olmaktan ç kacak gibi.

Kendi Ăźlkemizden ç karken yaĹ&#x;ad Ä&#x; m z ulusal, insani, ekonomik s k nt lar dolayl s yla aray Ĺ&#x; içinde oluruz. Ç k p da geldiÄ&#x;imiz gurbet eller, y llard r yaĹ&#x;ad Ä&#x; m z mĂźltecilik hayat , “entegrasyon“ denilip asimilasyona uÄ&#x;ratma sistemini dĂźĹ&#x;ĂźnĂźp dururken, bir de yaĹ&#x;ad Ä&#x; m z heim (kamp) koĹ&#x;ullar cabas . Ä°nsanlara fazla Ăśnem verilmediÄ&#x;inin gĂśstergesi olan heimler yaĹ&#x;am , bizleri baĹ&#x;l baĹ&#x; na bir yaĹ&#x;am mĂźcadelesine itiyor. Gençlik uzmanlar n n yapt Ä&#x; deÄ&#x;erlendirmelerde, kendi kĂźltĂźrĂź ve ĂśzĂź ile bĂźtĂźnleĹ&#x;ip bunu yaĹ&#x;atan gençliÄ&#x;in geleceÄ&#x;e saÄ&#x;lam ad mlar ile yĂźrĂźdĂźÄ&#x;ĂźnĂź, gençliÄ&#x;in tĂźm sorunlar n n ailede bitmediÄ&#x;ini, bunun daha çok çevreden kaynaklad Ä&#x; vurgulanmakta. GĂźnĂźn uyku saati d Ĺ&#x; nda en fazla 3- 4 saatini aileleri ile geçiren gençlerin, gĂźnĂźn kalan saatlerini d Ĺ&#x;ar da çevredeki arkadaĹ&#x;lar ile geçirdiÄ&#x;i, bu sĂźrede yapt klar n n belirleyici olduÄ&#x;u kaydediliyor. 40 y ld r gÜçßn olduÄ&#x;u Avru-

pa’da 3. kuĹ&#x;ak olan gĂźnĂźmĂźz gençliÄ&#x;i, dĂźĹ&#x;tĂźÄ&#x;Ăź boĹ&#x;luk içerisinde yaĹ&#x;am ĂślçßsĂźnĂź kaybedip, kendilerini dĂźzene b rakarak kof bir gençlik haline geliyor. Avrupa’n n birçok Ăźlkesinde uyuĹ&#x;turucu ticaretinin serbest b rak lmas , gençliÄ&#x;i adeta uyuĹ&#x;turucuya kullan m na yĂśneltiyor.

“HerĹ&#x;ey eroin içinâ€? Bunlardan sadece biriydi O. 25 yaĹ&#x; ndayd ve Kosova as ll yd . 11 yaĹ&#x; ndan beri gurbet ellerindeydi. 7 dil bilirdi. Eroin, silah kaçakç l Ä&#x; , h rs zl k suçlar na bulaĹ&#x;m Ĺ&#x;, sadece uyuĹ&#x;turucu satmak ve kullanmaktan 2 y l n Almanya’n n KĂśln Ĺ&#x;ehrindeki Ossendorf Cezevi’nde geçirmiĹ&#x;ti. “HerĹ&#x;ey eroin temin etmek içinâ€? derdi. “Eroini temin edebilecek miktar bulamad Ä&#x; n zaman h rs zl k yapars n. YaĹ&#x;am ile ĂślĂźm aras nda kĂśprĂź olursun. Bitersin.â€? derdi. Eroini kullanan bireyin art k ne yapt Ä&#x; n bilmediÄ&#x;ini sĂśylerdi. Bir gĂźn sĂśylediklerini unutamam: “Sen art k o deÄ&#x;ilsin. O eroindir, eroinmand r. Seni Ăśyle

bir konuma getiriyor ki kendinden bile korkuyorsun‌�

Bilerek, isteyerek‌ “Eroin yĂźzĂźnden ben yaĹ&#x;ay p yaĹ&#x;amad Ä&#x; m bilmiyorum. Tek dileÄ&#x;im belediyenin beni bu bitiĹ&#x;ten kurtarmak için terapiye tabi tutmas . Ĺžu ana kadar milyonlarca para elime geçti ama, bu eroin yĂźzĂźnden zaman zaman 1 centte dahi ihtiyaç duyuyorum.â€? Onu en son gĂśrdĂźÄ&#x;Ăźm gĂźn bunlar sĂśylemiĹ&#x;ti. Ĺžimdi nerede, ne yapar, hatta yaĹ&#x; yor mu bilmiyorum‌ UyuĹ&#x;turucu, o zeka f Ĺ&#x;k ran canl gĂśzlerini karartt m bilmiyorum. BildiÄ&#x;i 7 dille insanlarla çabucak iliĹ&#x;ki kurabilen o dost canl s delikanl ya ne oldu bilmiyorum‌ BildiÄ&#x;im, o bir istisna deÄ&#x;ildi. Onun gibi binlerce genç, birileri daha fazla para kazans n diye ve dumanl kafalar yla bu sistemi sorgulamas nlar diye yok edildiÄ&#x;i. Bilerek, isteyerek, hatta planlayarak‌ Mustafa YeĹ&#x;ilova


Yaanacak

B

‚

L

‚

M

¡

T

E

K

N

‚

“Kim korkar hain kuĹ&#x;tanâ€? KuĹ&#x; gribi tam da bir kuĹ&#x; gibi hiç bir engel tanÄąmdan tĂźm dĂźnyayÄą dolaĹ&#x;maya devam ediyor. Bilim insanlarÄą, her ne kadar gelecek olan tehlikeyi Ăśnceden haber vermiĹ&#x; olsalar da, Ăśzellikle hĂźkĂźmetlerin buna kulak tÄąkadÄąÄ&#x;ÄąnÄą veya gerekli Ăśnlemleri almakta geciktiklerini gĂśrĂźyor ve yaĹ&#x;Äąyoruz. TĂźrkiye’de yÄąllar Ăśnceki Çernobil VakasĹ’nÄą anÄąmsatan sahneler yaĹ&#x;anÄąyor. Halka korku ve dehĹ&#x;et haberleri ile sanki bir Alfred Hitchcock filmine taĹ&#x; çĹkarÄąr sahneler izletiyor medya. Oysa yapÄąlmasÄą gerekeni hepimiz biliyoruz. Bu tĂźr durumlarda halkÄą Ăśncelikle neyle karĹ&#x;Äą karĹ&#x;Äąya olduÄ&#x;unu ve nasÄąl Ăśnlem almasÄą gerektiÄ&#x;i konusunda bilgilendirmekti. YaĹ&#x;anacak DĂźnya olarak bu sorumlulukla hareket ederek sorular ve cevaplarla KuĹ&#x; gribinin ne olduÄ&#x;u ve bulaĹ&#x;ma yollarÄąnÄą açĹklama gereÄ&#x;i duyduk.

ailesinden gelen virĂźs. Bu virĂźs insanlara da sĹçrayabiliyor. GÜçmen kuĹ&#x;lar -Ăśzellikle de yaban Ăśrdekleri- virĂźsĂźn doÄ&#x;al taĹ&#x;ÄąyÄącÄąlarÄą.

KuĹ&#x; gribi insanlara nasÄąl bulaĹ&#x;Äąr? KuĹ&#x; gribi, 1997 yÄąlÄąnda Hong Kong’ta hastalanan bir insana dek, sadece kanatlÄą hayvanlarÄą etkiliyor sanÄąlÄąyordu. VirĂźs, kuĹ&#x; gribinden hastalanmÄąĹ&#x; canlÄą hayvanlarla yakÄąn temas halindeki insanlara bulaĹ&#x;Äąyor. KuĹ&#x;larÄąn ve kanatlÄą hayvanlarÄąn dÄąĹ&#x;kÄąsÄąnda H5N1 virĂźsĂź olabiliyor. SemptomlarÄą, diÄ&#x;er grip tĂźrleriyle aynÄą: ateĹ&#x;, halsizlik, boÄ&#x;az aÄ&#x;rÄąsÄą ve ĂśksĂźrĂźk. KuĹ&#x; gribine yakalanmÄąĹ&#x; bir insan Ăźzerindeki araĹ&#x;tÄąrmalarda virĂźsĂźn sadece akciÄ&#x;erleri etkilemekle kalmadÄąÄ&#x;Äą ve vĂźcudun bĂźtĂźn organlarÄąna yayÄąlabildiÄ&#x;i gĂśrĂźldĂź.

KuĹ&#x; gribi nedir?

Kaç insan hasta oldu?

Sadece insanlar deÄ&#x;il kuĹ&#x;lar da gribe yakalanabiliyorlar. KuĹ&#x; gribinin 15 ayrÄą çeĹ&#x;idi var. Alarma yol açan ve TĂźrkiye’de de tespit edilmiĹ&#x; olan ĂślĂźmcĂźl kuĹ&#x; gribi virĂźsĂź H5N1

BaĹ&#x;langÄącÄąndan bu yana Endonezya, Vietnam, Tayland ve Kamboçya’da 117 kiĹ&#x;inin kuĹ&#x; gribi virĂźsĂźne yakalandÄąÄ&#x;Äą teyit edildi. Bu kiĹ&#x;ilerden yaklaĹ&#x;Äąk 60’Ĺ ĂśldĂź.

KuĹ&#x; gribi insandan insana geçebilir mi? VirĂźsĂźn buna yetkin olduÄ&#x;u iĹ&#x;aretleri alÄąndÄą ama henĂźz korkulan tĂźrden bĂźyĂźk bir salgÄąna yol açabilecek dĂźzeyde mutasyon ĂśrneÄ&#x;ine rastlanmadÄą. Tayland’da kuĹ&#x; gribinden hasta bir kÄązÄąn virĂźsĂź annesine de bulaĹ&#x;tÄąrdÄąÄ&#x;Äą olasÄą gĂśrĂźlĂźyor. Her ikisinin de ĂślĂźmĂźne yol açan kuĹ&#x; gribi virĂźsĂź, aynÄą aile-

de kÄązÄąn teyzesinde de tespit edildi ama hastalanan teyze, hayatta kaldÄą. ProfesĂśr John Oxford, Tayland’daki bu vakanÄąn virĂźsĂźn insandan insana geçebildiÄ&#x;ine iĹ&#x;aret ettiÄ&#x;ini ve ufak gruplar içinde baĹ&#x;ka benzer vakalara da rastlanabileceÄ&#x;ini sĂśylĂźyor.

İnsandan insana geçen bßyßk bir grip salgĹnĹ mßm-

kĂźn mĂź? Uzmanlar bunun mĂźmkĂźn olabileceÄ&#x;inden endiĹ&#x;e duyuyor. Fakat Tayland’daki vakada virĂźsĂźn sadece aile yakÄąnlarÄą arasÄąnda yayÄąldÄąÄ&#x;Äą gĂśrĂźldĂź, daha geniĹ&#x; bir alana sĹçramadÄą. VirĂźsĂźn bugĂźne deÄ&#x;in normal insan gribiyle karÄąĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äą bir vakaya rastlanmadÄą.

Bir aĹ&#x;Äą var mÄą? HenĂźz kesin sonuç veren bir aĹ&#x;Äą yok. Fakat kuĹ&#x; gribinin H5N1 tĂźrĂźne koruma saÄ&#x;layan aĹ&#x;Äą prototipleri -Ăśn ĂźrĂźnleriĂźretilmeye baĹ&#x;landÄą. Antiviral ilaçlar da semptomlarÄą hafifleterek hastalÄąÄ&#x;Äąn bulaĹ&#x;ÄącÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą azalatabilir.

Tavuk yiyebilir miyiz?

Bu tĂźr durumlarda yap›lmas› gereken, halk› neyle kar› kar›ya oldu¤u ve ne yapmas› gerekti¤i konusunda bilgilendirmektir.

Uzmanlar kuĹ&#x; gribinin yiyecek içecekten geçmediÄ&#x;ini sĂśylĂźyor. Aberdeen Ăœniversitesi’nden ProfesĂśr Hugh Pennington, virĂźsĂźn tavuklarÄąn baÄ&#x;ÄąrsaklarÄąnda taĹ&#x;ÄąndÄąÄ&#x;ÄąnÄą belirtiyor. ProfesĂśr Pennington, “Hasta bir tavuÄ&#x;un etini kurutup derin derin nefes alarak koklarsak kendimizi riske sokabiliriz, ama bu bile çok az bir risktirâ€? diyor.

H zla çÜlleĹ&#x;tirilen Amazon! nin tek yolu uydu gĂśrĂźntĂźleri.

Yok edilen DoÄ&#x;a

Brezliya’daki Amazon Ormanlar Ăźzerine yeni yap lan bir araĹ&#x;t rma, bĂślgedeki çÜlleĹ&#x;me oran n n yĂźzde 60 dĂźzeyinde olduÄ&#x;unu ortaya ç kard . Bilim adamlar , Amazon’daki yaÄ&#x;mur ormanlar n n tahmin edilenden çok daha h zl yok olduÄ&#x;unu aç klad lar.

ABD’li ve Brezilyal bilim adamlar , uydu gĂśrĂźntĂźlerini kullanarak yeni ve teknik olarak çok geliĹ&#x;miĹ&#x; bir çal Ĺ&#x;ma gerçekleĹ&#x;tirdi. Yeni teknik, ormandaki tĂźm aÄ&#x;açlar kay t alt na al yor ancak bozulmam Ĺ&#x; bĂślgeleri kay t d Ĺ&#x; nda b rak yor. Yeni teknolojilerle, uydu gĂś-

rĂźntĂźlerini inceleyen bilim adamlar , yaÄ&#x;mur ormanlar nda kesilen aÄ&#x;açlar n, bugĂźne kadar yap lan tahminlerin en az yĂźzde 60 Ăźzerinde olduÄ&#x;unu belirttiler. Amazon’daki yaÄ&#x;mur ormanlar nda tropik aÄ&#x;açlar n tahribat o kadar bĂźyĂźk boyutlarda ki, bunu takip etme-

Ancak uydulardan elde edilen gĂśrĂźntĂźler, bĂźyĂźk arazilerdeki tahribat ortaya koysa da, ’seçici kesim’ olarak adland r lan uygulamay belirlemeye yetmiyor. Seçici kesim, “bĂźyĂźk ticarĂŽ deÄ&#x;eri olan maun gibi aÄ&#x;açlar n kesilip, çevredeki diÄ&#x;er aÄ&#x;açlara dokunulmamas â€? olarak tan mlanabilir. Bu yĂśntemle yap lan aÄ&#x;aç kesimleri yaÄ&#x;mur ormanlar n içindeki tĂźm doÄ&#x;al yaĹ&#x;am ortam yla birlikte yok ediyor. Bilim adamlar bu kez, gerçekte ne kadar seçici kesim yap ld Ä&#x; n belirleyebilmek için NASA ile birlikte, yĂźksek çÜzĂźnĂźlĂźrlĂźkteki gĂśrĂźntĂźleme metodlar n kulland lar. Çal Ĺ&#x;malar sonucunda, 1999-2002 y llar aras nda tahrip edilen yaÄ&#x;mur orman n n, daha Ăśnce tahmin edilenden binlerce kilometrekare daha fazla olduÄ&#x;u belirlendi. Bundan dolay , bu h zda tahrip edilen orman arazisinden, atmosfere

b rak lan ve kĂźresel s nmay etkileyebilecek olan karbondioksit gaz miktar n n yaklaĹ&#x; k yĂźzde 25 daha fazla olmas anlam na geliyor.

9 DĂźnya

K

Bilimde yolculuk

Derya Tanr vermiĹ&#x;

Neden biz de yumurtlam yoruz? Ăœreme sistemimiz virĂźslerin kontrolĂź alt nda. ÇoÄ&#x;u memeli hayvanda olduÄ&#x;u gibi insanlar da yumurtlam yor. Sadece Avustralya’da yaĹ&#x;ayan bir çeĹ&#x;it gagal su samuru olan Platypus ve yine Avustralya ve Yeni Gine’de yaĹ&#x;ayan iki kar ncayiyen kirpi çeĹ&#x;idi yumurtluyor. Daha sonra da yumurtadan ç kan yavrusunu emziriyor. Yavrular n emzirdikleri için memeli hayvan kategorisine giriyorlar. Memeli hayvan kategorisinde 4 binden fazla hayvan tĂźrĂź var. 250 milyon y l Ăśnce yeryĂźzĂźnde memeli tĂźrler ortaya ç kmaya baĹ&#x;lad . Ama o dĂśnemde memeli hayvanlar henĂźz bir tĂźr olarak bask n deÄ&#x;illerdi. En az ndan bunu kan tlayacak fosillere rastlanmad . Ancak 100 milyon y l Ăśnce memeliler vĂźcutlar nda plasenta geliĹ&#x;imi sayesinde hayvanlar aleminde bask n bir rol oynamaya baĹ&#x;lad lar. 35 milyon y l Ăśnce ise yumurtlayarak Ăźreyen memelilerin soyu, ßçß hariç tĂźkendi. Yani çoÄ&#x;u araĹ&#x;t rmac ya gĂśre gĂźnĂźmĂźzden 250 milyon y l Ăśnce tĂźm memeli hayvanlar yumurtluyordu. Bu memeliler kĂźrklĂź hayvanlard ve bĂścek yiyorlard . Ăœreme tarz ndaki bu deÄ&#x;iĹ&#x;ikliÄ&#x;e virĂźsler sebep oldu. Evrimin bu aĹ&#x;amas ndaki geçiĹ&#x;in tam olarak nas l olduÄ&#x;u aç klanam yor. Ama art k bu teze gĂźn geçtikçe daha fazla araĹ&#x;t rmac kat l r oldu. Bu teze gĂśre hĂźcrelerin genetik yap taĹ&#x;lar olan DNA’y ele geçirerek yaĹ&#x;ayan ve Ăźreyen virĂźsler, memelilerin Ăźreme hĂźcrelerini ele geçirdiler. BĂśylece kontrol alt na ald klar canl lar n Ăźreme sistemini kendi Ăźreme sistemlerinin bir kopyas haline getirdiler. Gerçekten de memeli hayvanlarda embriyo birçok yĂśnleriyle virĂźse benziyor. Yavru doÄ&#x;madan Ăśnce vĂźcutta geliĹ&#x;iyor, annenin vĂźcudunda besleniyor. Bunun için memeli, arac organ olarak plasentay kullan yor. Plasenta hem anneye hem bebeÄ&#x;e ait mucize bir organ. Ama araĹ&#x;t rmac lar n iddias na gĂśre plasenta, gĂźnĂźmĂźzden milyonlarca y l Ăśnce ortaya ç kan virĂźtik enfeksiyonlar sonucu oluĹ&#x;tu. VirĂźslere ait kimi proteinler, embriyolar besleyen bu plasentan n oluĹ&#x;mas nda yap taĹ&#x; iĹ&#x;levi gĂśrdĂźler. VirĂźs, hedef ald Ä&#x; hĂźcreye girerek bir parazit gibi o hĂźcreyi Ăźremek için kullan r. Genç embriyo da ayn bir parazit gibi annenin vĂźcuduna girerek oraya yerleĹ&#x;iyor, hĂźcreleri ĂźrĂźyor, bĂśylece geliĹ&#x;iyor. Hatta annenin dolaĹ&#x; m sistemini Ăśylesine kontrolĂź alt na al yor ki, kendisini besleyen bir sisteme dĂśnĂźĹ&#x;tĂźrĂźyor. Hatta annenin savunma sisteminin onu yoketmesinin bile ĂśnĂźne geçebiliyor. TĂźm bu Ăśzellikler, yani zorla nĂźfuz etmek, dolaĹ&#x; m sistemini ele geçirmek ve baÄ&#x; Ĺ&#x; kl k sistemine bask yapmak, tipik virĂźs taktikleri. ÇocuÄ&#x;unuzun bir parazit olduÄ&#x;unu dĂźĹ&#x;ĂźnmĂźĹ&#x; mĂźydĂźnĂźz hiç? San r m parazitten en Ăśnemli fark , vĂźcudumuzu istila etmesine ve kendi ihtiyaçlar için kullanmas na bilerek ve severek izin vermemiz. Ne dersiniz?

Gizlenen gercek! Brezilyal yetkililer, bu çal Ĺ&#x;man n sonucun da ç kan bulgular n inan l r olmad Ä&#x; n aç klad lar. Seçici kesim yapan patronlar ise, bunun bir bĂślgedeki tĂźm aÄ&#x;açlar kesmekten daha çevreci bir yĂśntem olduÄ&#x;unu savunuyorlar. Çevreci gruplar, seçici kesim için belirlenen aÄ&#x;açlara ulaĹ&#x;mak amac yla yollar yap ld Ä&#x; n ve aÄ&#x; r makinelerin ormana sokulduÄ&#x;unu belirterek, bunun Amazon ormanlar için fayda getirmesinin mĂźmkĂźn olmad Ä&#x; n belirtiyorlar. GĂśrĂźnen o ki; ne Brezilya HĂźkĂźmeti’nin abart l yor aç klamas , ne de Patronlar n Amazon’un k y m na yĂśnelik en iyi koruma yĂśntemi olarak lanse ettikleri ‘seçici kesim’ h zla çÜlleĹ&#x;en Amazon gerçeÄ&#x;ini gizleyemiyor.

Anne ben art k kitap okumuyorum! Sesli kitaplar, bas›l› kitap alan›na h›zla dal› yapt›. TĂźm kitap sat›m yĂźzdesi içerisinde 2004 y›l›nda yĂźzde 20'lik dilimin sahibi oldu. Evet, art k annemizin; “K z m, oÄ&#x;lum az oku gĂśzlerin bozulacak!â€? sĂśzĂź geride kal yor. ÇßnkĂź 57. Frankfurt Kitap Fuar ’nda en çok ilgiyi sesli kitaplar n tan t ld Ä&#x; bĂślĂźmler çekti.

Mazeretler kayboluyor!

KasÄąrgalar nasÄąl oluĹ&#x;uyor? KasÄąrgalarÄąn oluabilmesi için birçok farklÄą koulun bir araya gelmesi gerekiyor. Ă–rne¤in kasÄąrgalar her zaman tropik iklim kua¤ĹnÄąn geçti¤i okyanuslarda meydana geliyor. YazÄąlÄą ve gĂśrsel basÄąnda son aylarda sÄąkça tanÄąÄ&#x;Äą olduÄ&#x;umuz, coÄ&#x;rafik konumumuz gereÄ&#x;i belki de en az rastlayacaÄ&#x;ÄąmÄąz kasÄąrgalar, Amerika kÄątasÄąnÄą kasÄąp kavuruyor. Peki hiç merak ettiniz mi, adÄąna ‘kasÄąrga’ denen ve gßçlĂź rĂźzgarlarÄą beraberinde taĹ&#x;Äąyan bu bĂźyĂźk hava olaylarÄą nasÄąl oluĹ&#x;uyor? KasÄąrgalarÄąn oluĹ&#x;abilmesi için birçok farklÄą koĹ&#x;ulun bir araya gelmesi gerekiyor. Ă–rneÄ&#x;in kasÄąrgalar her zaman tropik iklim kuĹ&#x;aÄ&#x;ÄąnÄąn geçtiÄ&#x;i okyanuslarda meydana geliyor. Meteoroloji uzmanlarÄą, kasÄąrgalarÄąnÄąn gĂźcĂźnĂź bir-beĹ&#x; arasÄąnda bir skalada sÄąralÄąyor. Bir dereceli olanlar zayÄąf, beĹ&#x; dereceli olanlar gßçlĂź oluyor. Amerika’da Ĺ&#x;imdiye kadar beĹ&#x;inci dereceden yalnÄązca ßç kasÄąrga kayda geçirilmiĹ&#x;. Merkezi Miami’de bulunan Ulusal KasÄąrga Merkezi’nde

meteoroloji uzmanÄą olarak gĂśrev yapan Chris Landsea, kasÄąrgalarÄą Ĺ&#x;Ăśyle tanÄąmlÄąyor: “KasÄąrgalarÄą ÄąsÄąyla çalÄąĹ&#x;an bir makineye benzetebiliriz. KasÄąrgalar oluĹ&#x;urken tropik sÄącak havayÄą alÄąp kßçßk bir bĂślgeye sÄąkÄąĹ&#x;tÄąrÄąr. Bu sÄąrada yaÄ&#x;mur ve Ĺ&#x;imĹ&#x;ekler oluĹ&#x;ur. YaÄ&#x;mur havayÄą daha da ÄąsÄątÄąr ve basÄąncÄą azaltÄąr. RĂźzgar bu alçak hava basÄąncÄąnÄąn yarattÄąÄ&#x;Äą boĹ&#x;luÄ&#x;u doldurur. Genellikle deniz suyu sÄącak ve hava ona gĂśre daha soÄ&#x;uksa kasÄąrgalar daha gßçlĂź bir Ĺ&#x;ekilde oluĹ&#x;ur‌â€?

yÄąftÄą ve bĂźyĂźk hasara neden olmadÄąlar. Ancak 1990 yÄąlÄąndan bu yana bu durum deÄ&#x;iĹ&#x;ti. Ĺžiddetli kasÄąrgalar deniz seviyesinin sekiz metreye kadar yĂźkseltebiliyor ve rakÄąmÄą dĂźĹ&#x;Ăźk kentlerde yÄąkÄąma yol açabiliyorâ€? yorumunu yapÄąyor.

olmadÄąÄ&#x;ÄąnÄą araĹ&#x;tÄąra dursun, bir çok Bilim insanÄą, araĹ&#x;tÄąrmalar sonucu elde ettikleri bulgularla, kĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn doÄ&#x;a olaylarÄąna etki eden en Ăśnemli faktĂśr olduÄ&#x;u noktasÄąnda birleĹ&#x;iyor. Bunlardan; “The Heat is Onâ€? kitabÄąnÄąn yazarÄą Ross Gelbspan

“kĂźresel ÄąsÄąnmaâ€? olduÄ&#x;unu açĹklÄąyor. KĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn, kasÄąrga ve tayfun yoÄ&#x;unluklarÄąnÄą artÄąrdÄąÄ&#x;Äą, eÄ&#x;er kĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn ĂśnĂźne geçmek istiyorsak, bugĂźnkĂź petrol ve kĂśmĂźr tĂźketiminin yĂźzde 70 kÄąsÄąlmasÄą gerekiyor.

“Katrinaâ€?nÄąn takma ad olduÄ&#x;unu, gerçek adÄąn ya da nedenin

TĂźm bunlardan sonra hĂźkĂźmetlerin almasÄą gereken Ăśnlemlerin gelecek için ne anlama geldiÄ&#x;i daha fazla Ăśnem taĹ&#x;Äąyor insanlÄąk için. Ama geliĹ&#x;meler ne yazÄąk ki bunun tersi yĂśnde. En bĂźyĂźk çeliĹ&#x;ki ise bu olaylardan en fazla etkilenen, maddi ve manevi zararÄąn korkunç boyutlarÄą, evsiz kalan insan sayÄąsÄąnÄąn 1.5 milyona ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äą, binlerce ĂślĂźmĂźn yaĹ&#x;anmasÄąna raÄ&#x;men, kĂźresel ÄąsÄąnmaya daha çok ABD’nin sermaye ve petrol tekellerin çĹkarlarÄąnÄą savunan politik tutumu yol açĹyor. Kyoto Protokolß’nĂź bile imzalamayan ABD’nin varlÄąk dĂźnyasÄąnda, kĂźresel ÄąsÄąnmaya çÜzĂźm olabilecek bir tutum sergilemesi olasÄą gĂśzĂźkmĂźyor.

AlÄąnmasÄą gereken Ăśnlemler

KĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn etkisi var mÄą? Son yÄąllarda gĂźcĂźnĂź arttÄąrma eÄ&#x;ilimindeki kasÄąrgalara kĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn bir katkÄąsÄą olup olmadÄąÄ&#x;ÄąnÄą arasĹ&#x;tÄąran Landsea, son zamanlarda ki geliĹ&#x;meler için ise â€œâ€Ś.1970 ile 1990 yÄąllarÄą arasÄąndaki kasÄąrgalarÄąn çoÄ&#x;u za-

Ă–nceleri gĂśrme engellilere yĂśnelik olarak baĹ&#x;layan bu yĂśntem, gitgide her kesimden al c y da kapsayacak Ĺ&#x;ekilde geniĹ&#x;liyor. Bu yĂśntem sayesinde okuyucular art k, “Okumaya vakit bulam yorumâ€? mazeretini de bir Ăślçßde yitirmiĹ&#x; olacaklar. 12 y l Ăśnce ilk sesli kitab engelliler için ç karan MĂźnih Sesli Yay nc l k, Almanya’da bu yĂśntem sayesinde daha geniĹ&#x; bir kesime ulaĹ&#x;t .

Chris Landsea bu konuda kĂźresel ÄąsÄąnmanÄąn rolĂźnĂźn olup

Sesli kitaplar, iki farkl yĂśntemle Ăźretiliyor. Birinci yĂśntem, yazar n kendisi ya da bir baĹ&#x;ka kiĹ&#x;i metni seslendiriyor. Ä°kinci yĂśntemle kitap, yĂźzlerce profesyonel seslendirme sanatç s n n yer ald Ä&#x; bir sesli oyun olarak aktar l yor dinleyiciye. Seslendirilen kitaplar n sĂźreleri de farkl olabiliyor. Ĺžimdilik sesli kitaplara yaĹ&#x;lar 25 ila 40 aras nda deÄ&#x;iĹ&#x;en, sat n alma gĂźcĂź yĂźksek bir tĂźketici kitlesi ilgi gĂśsteriyor. Sesli kitaplar, bas l kitap alan na h zla dal Ĺ&#x; yapt . TĂźm kitap sat m yĂźzdesi içerisinde 2004 y l nda yĂźzde 20’lik dilimin sahibi oldu. Bu oran, gelecekteki kitapseverlerin profilini de belirleyecek gibi. Ă–rneÄ&#x;in Almanya’da Ĺ&#x;u anda toplam 560 firma sesli kitap yay nl yor.


Yaanacak

DĂźnya 10

K

Ăœ

L

T

Ăœ

R

¡

S

A

N

A

T

Melek yĂźzlĂź rkç lar! Amerika’da bir mĂźzik grubru var. Ad , Prussian Blue. 13 yaĹ&#x; ndaki sar Ĺ&#x; n ve mavi gĂśzlĂź ikizler; Lamb ve Lynx Gaede sahneye ç kt Ä&#x; nda, bu kßçßk ve sevimli yetenekleri coĹ&#x;kuyla alk Ĺ&#x;l yorsunuz Ăśnce. Ama Ĺ&#x;ark lar n sĂśylemeye baĹ&#x;lad klar nda donup kal yorsunuz! Tabii rkç deÄ&#x;ilseniz ve bu konsere kazara gelmiĹ&#x;seniz‌

Hitler’li tiĹ&#x;Ăśrtler

Lamb ve Lynx Gaede; “Beyaz oldu¤umuz için gurur duyuyoruz. Halk›m›z›n da beyaz kalmas›n› istiyoruzâ€? diyorlar.

Bu kßçßk k zlar n sĂśylediÄ&#x;i Ĺ&#x;ark lar, rksal nefret mesajlar yla dolu. Ve bunlar, Ĺ&#x;u s ralar bĂźyĂźk beÄ&#x;eni topluyor! Ä°kizler, kendileriyle yap lan rĂśportajlarda, “Beyaz olduÄ&#x;umuz için gurur duyuyoruz. Hal-

k m z n da beyaz kalmas n istiyoruzâ€? diyorlar. Ĺžu s ralar ikinci albĂźmĂźnĂź haz rlayan grubunun, ad “Fedakarâ€? olan ve Adolf Hitler’in yard mc s Rudolf Hess’e methiyeler dĂźzen Ĺ&#x;ark lar bulunuyor. Biri gitar diÄ&#x;er keman çalan ikizler, Neo Nazi Ulusal Ä°ttifak gibi gruplar n dĂźzenlediÄ&#x;i etkinliklerde konserler veriyor. Ăœzerinde Hitler’in gĂźlĂźmseyen bir karikatĂźrĂźnĂźn olduÄ&#x;u beyaz tiĹ&#x;Ăśrtler giyiniyorlar.

Irkç l Ä&#x;a hay r! K zlar n Ulusal Ä°ttifak’ n eski Ăźyelerinden olan annesi, rkç l kla ilgili ç kan haberlerin çocuklar n ĂźzdĂźÄ&#x;ĂźnĂź belirterek, “Onlar sadece Vikingler ve Al-

man tarihi Ăźzerine Ĺ&#x;ark lar sĂśylemek istiyorlarâ€? demiĹ&#x;! Bu anne, bĂźtĂźn insanlar aptal san yor olmal ! Ä°nsanl k dĂźĹ&#x;manl Ä&#x; yapman n araçlar s n r tan m yor. Irkç l Ä&#x; yaymak için oluĹ&#x;turulan mĂźzĂźk gruplar yetmemiĹ&#x; anlaĹ&#x; lan. Nazi aileler, kßçßcĂźk çocukar n bu pazara sĂźrmekte sak nca gĂśrmĂźyor. Çocuk haklar n savunduklar iddia edilen “en demokratikâ€? burjuva Ăźlkelerde, çocuklar n bĂśylesine net ve çirkin amaçlar doÄ&#x;rultusunda kullan lmas da olaÄ&#x;an karĹ&#x; lan yor. Ama biz bu durumun hiçbir yĂśnĂźnĂź olaÄ&#x;an karĹ&#x; lam yoruz! GĂśz gĂśre gĂśre yap lan rkç l Ä&#x; ise asla! Mehtap Kocaman

BĂźyĂź - sanat ve mitoslar!.. Mitologya “dßgĂźcĂźnĂźn içinde ve dßgĂźcĂź yoluylaâ€? gerçekleir. Mitologyan›n çÜzmeyi amaçlad›¤› çelimeler gerçek d››d›r. Eski bĂźyĂźcĂź art›k ozan-oyuncu olmutu. ‚te tiyatro sanat› buradan kaynakland›. Mitoslar yoluyla dĂźĹ&#x;Ăźnme, ilkel insana ĂśzgĂź bir dĂźĹ&#x;Ăźnme yoludur. Alg sal, Ăśznel ve her kal ba sokulabilen bir dĂźĹ&#x;Ăźnce biçimidir. SĂśzgelimi, ilkel bir trĂźbĂźnĂźn Ăźyeleri ilk kez bir uçak gĂśrdĂźkleri zaman, hemen koskocaman bir kuĹ&#x; belirir mitoslar nda. Bu t pk bir çocuk gibi, ÂŤkĂźmeler yoluyla dĂźĹ&#x;Ăźnmektir Âť. Bu tĂźr dĂźĹ&#x;Ăźnce, s n fl toplumda yerini bir yandan ussal ve bilimsel dĂźĹ&#x;Ăźnceye, bir yandan da dinsel doÄ&#x;maya b rak r. Bu iki geliĹ&#x;meden baĹ&#x;ka bir ßçßncĂź geliĹ&#x;me daha vard r: Mitoslar n sanat n hammaddesi durumuna geldiÄ&#x;i estetik dĂźĹ&#x;Ăźnce.

DĂźĹ&#x;gĂźcĂź Marx, tamamlanmam Ĺ&#x; kimi notlar nda, mitologya ile sanat n aras ndaki baÄ&#x; nt dan Ĺ&#x;Ăśyle sĂśz eder: “BildiÄ&#x;imiz gibi, Yunan mitologyas Yunan sanat n n yaln zca bir gereç ambar deÄ&#x;il, ayn zamanda temelidir‌ BĂźtĂźn mitologya, doÄ&#x;a gßçlerini dĂźĹ&#x;gĂźcĂźnĂźn içinde ve dĂźĹ&#x;gĂźcĂź yoluyla baÄ&#x; ml k lar, denetler ve biçimlendirir. Ä°Ĺ&#x;te bu yĂźzden de, insanoÄ&#x;lu doÄ&#x;a gßçlerini gerçekten egemenliÄ&#x;i alt na ald Ä&#x; nda, mitologya ortadan kalkar‌

Yunan mitologyas Yunan sanat n n ĂśnkoĹ&#x;uludur; baĹ&#x;ka bir deyiĹ&#x;le, doÄ&#x;a ve toplum olaylar halk n dĂźĹ&#x;gĂźcĂź taraf ndan bilinçsizce sanatsal bir biçimde ĂśzĂźmlenmiĹ&#x;tir.â€? Mitologya “dĂźĹ&#x;gĂźcĂźnĂźn içinde ve dĂźĹ&#x;gĂźcĂź yoluylaâ€? gerçekleĹ&#x;ir. Mitologyan n çÜzmeyi amaçlad Ä&#x; çeliĹ&#x;meler gerçek d Ĺ&#x; d r. Ä°lkel toplumda mitos, tap nma tĂśreninin sĂśzsel bĂślĂźmĂźdĂźr. Mitoslarda t ls ml bir gĂźcĂźn varl Ä&#x; na inan l r ve bu gĂźcĂźn tek bir buyruÄ&#x;uyla gerçeklik deÄ&#x;iĹ&#x;tiriliverir. Oysa bu bir yan lsamad r, dĂźĹ&#x;le gerçekliÄ&#x;in birbirine kar Ĺ&#x;t r ld Ä&#x; çocuksu bir aldatmacad r. Daha sonralar , s n fl toplumda mitoslar sanat içinde (ĂśrneÄ&#x;in tiyatroda) yeniden dĂźzenlenirken, yan lsama Ăśgesi varl Ä&#x; n korur, ama art k nesneleĹ&#x;tirilmiĹ&#x;tir, yani oyuncular ve izleyiciler onun bir yan lsama olduÄ&#x;unun fark ndad rlar. Mitosta doÄ&#x;a ve toplum olaylar insanlar taraf ndan ÂŤ bilinçsizce sanatsal bir biçimdeÂť ĂśzĂźmlenmiĹ&#x;tir. Usta ozanlar n aÄ&#x;z ndan kuĹ&#x;aklar boyu binlerce kez anlat lan, durmadan sĂśylenilen mitoslar sĂźrekli, olarak yeniden kal ba dĂśkĂźlmĂźĹ&#x; ve bĂśylece hiçbir zaman bilinçli sanat dĂźzeyine eriĹ&#x;meksizin

doÄ&#x;al bir yetkinliÄ&#x;e ulaĹ&#x;m Ĺ&#x;lard r. Ozan ĂśzgĂźrce ve doÄ&#x;açtan sĂśyler Ĺ&#x;iirini. Dinleyenlerin ilgisinden ald Ä&#x; gßçle kendisini aĹ&#x;ar. Dinleyenler ise bir dĂźĹ&#x; dĂźnyas na dal p kendilerinden geçer.

Ĺžiirsel Esinlenme S n flar Ăśncesi toplumda ve s n fl toplumun ilk dĂśnemlerinde ozan, yalvaç ve rahiple bir tutulurdu. En az onlar kadar sayg duyulurdu ozana. Ozan n yakar Ĺ&#x; ve yak nmalar nda, ruh-

lar dĂźnyas ile olan iliĹ&#x;kilerinden gelen Ăśzel bir gßç vard . Ä°lkel ozan Ĺ&#x;iir dĂźzerken sĂśzcĂźkleri bilinçli bir çaba harcamadan yakalar. Sanki onun deÄ&#x;ildir sĂśzcĂźkler. Ozan n aÄ&#x;z ndan bir tanr ya da ruh konuĹ&#x;maktad r sanki. ÂŤ cin tutmuĹ&#x;turÂť ozan .

lanmaya muhtaç gĂśrdĂźk. “Yazarlar n herĹ&#x;eyi bilen bir sesle konuĹ&#x;ma gĂźcĂźnĂźn tĂźkendiÄ&#x;iâ€? iddias , pek de yabana at l r cinsten deÄ&#x;il.

Simge ve gerçek

Alman Yay›nc›lar Birli¤i’nin Bar› Ă–dĂźlß’nĂź ald›. 7 Haziran 1952 y l nda Ä°stanbul’da doÄ&#x;du. Amerika’da geçirdiÄ&#x;i 3 y l d Ĺ&#x; ndaki tĂźm yaĹ&#x;am Ä°stanbul’da geçti. Ä°stanbul Ăœniversitesi’nde gazetecilik okudu, bundan Ăśnce de 3 y ll k bir mimarl k ĂśÄ&#x;renim deneyimi vard r. Ä°lk roman , “Cevdet Bey ve OÄ&#x;ullar â€?d r. 1979 y l nda Milliyet Roman Ă–dĂźlß’nĂź ald . 1984 y l nda, ikinci roman “Sessiz Evâ€? ile Madaral Roman Ă–dĂźlß’nĂź ald . Ayn roman Fransa’da da bir ĂśdĂźl ald . “Kara Kitapâ€? adl roman oldukça

popĂźler oldu, “Gizli YĂźzâ€? filminin senaryosu bu kitaptan uyarlanarak yaz ld .

DĂźnyaya bak Ĺ&#x; Bu y l Frankfurt’ta Alman Yay nc lar BirliÄ&#x;i’nin Bar Ĺ&#x; Ă–dĂźlß’nĂź ald . Hem ĂśdĂźl, hem de “Karâ€? roman Ăźzerine KĂśln’de bir sĂśyleĹ&#x;iye kat lan Orhan Pamuk, burada da dĂźnyaya bak Ĺ&#x; na iliĹ&#x;kin sĂśylemlerinden Ăśrneklemeler yapt . YaĹ&#x;anacak DĂźnya olarak bizim ilgimizi çeken, birbiri ile paralellikleri olan sade bir hayat anlay Ĺ&#x; n n ortaya konmas yd . Ancak “İnsan insan yapan, inand Ä&#x; Ĺ&#x;eyin tersini de kalbinde taĹ&#x; yabilmesidirâ€? gibi çok tar t Ĺ&#x; labilecek baz içiçe girmiĹ&#x; aforizmalar da derinden aç k-

lerde ĂśrgĂźtlenirler. Ăœye adaylar ak l hastal Ä&#x; na tutulmuĹ&#x; adaylar aras ndan seçilir. Bu dernekler kimi durumlarda demircilik gibi bir tak m zanaatlarlada baÄ&#x;lant l d r. BaÄ&#x;l olduklar zanaat n gizlerini dernekten olmayan kiĹ&#x;ilere kars korurlar. Genellikle gizemsel bir yanlar vard r. TĂśrenlere kat lanlar esrime nĂśbetine tutulur, kendilerinden geçerler. Ă–nderlerinin yĂśnetiminde (çoÄ&#x;u zaman bir uyuĹ&#x;turucu maddeninde etkisiyle) esrime nĂśbetine tutulur ve canl hayvanlar parçalamak ya da aralar ndan birini boÄ&#x;azlama gibi, ç lg nca iĹ&#x;lere kalk Ĺ&#x; rlar. Bu tap nma tĂśrenini kutsal bir tĂśren izler. Kimi tĂśrenlerde de, yeralt dĂźnyas na inmeyi ya da gĂśkyĂźzĂźne uçmay yans layan devinimlerde bulunur.

BĂźyĂźcĂź-Ozan

Orhan Pamuk’a Bar Ĺ&#x; Ă–dĂźlĂź

Orhan Pamuk, bu y›l

TribĂźden devlete geçiĹ&#x; evresinde ilkel bilinç toplumsal bask lara uÄ&#x;rar. Bu da kendini isteri, sara ve Ĺ&#x;izofreni gibi sinir hastal klar nda gĂśsterir. Bu hastal lara tutulan insanlar bilinçlerini yitirdikleri için, hastan n bedenine bir tanr n n ya da cinin girdiÄ&#x;ine, hastay cin tuttuÄ&#x;una inan l r. Ä°ngilizcedeki ÂŤenthusiasmÂť (coĹ&#x;ku) sĂśzcĂźÄ&#x;Ăź de buradan gelmektedir; bu sĂśzcĂźk ilk ortaya ç kt Ä&#x; nda cin tutmas olay n dile getirmekteydi. Hasta yerine gĂśre bĂźyĂźcĂź, Ĺ&#x;aman ya da otac ( hekim )

Kar roman n n okumas s ras nda aralarda sorulan sorulara verdiÄ&#x;i yan tlar, yazar n dĂźnya penceresini oldukça iyi tan mam za olanak saÄ&#x;l yor. Ă–zellikle roman n baĹ&#x; karakterinin “Frankfurtta bir kaufhoftan ald Ä&#x; paltosuna Avrupaya sar l r gibi sar lmas â€? ya da “Bu paltoyu yine Frankfurt’ta deldirmesiâ€? gibi anlat mlar, paltonun “Avrupaâ€?, “gĂźvenlikâ€?, “bat â€?, “psikolojik s Ä&#x; nakâ€? vb. imgelerini taĹ&#x; mas yĂśnĂźnden oldukça dikkate deÄ&#x;er. Tabii her paltonun her s rta olmayacaÄ&#x; gerçeÄ&#x;i bizi simge dĂźnyas ndan gerçekliÄ&#x;in kucaÄ&#x; na h zla çeken ayr bir yĂśn! Ermeni ve KĂźrt sorununa iliĹ&#x;kin son dĂśnemlerdeki aç klamalar ve ald Ä&#x; ĂśdĂźl temelinde ele al nd Ä&#x; nda “yĂśnĂźnĂź bat ya çeviren son nesil burjuva TĂźrk ayd n â€? imaj na yenilikçi bir soluk verme çabas yads namaz! Orhan Pamuk’un ald Ä&#x; Bar Ĺ&#x; Ă–dĂźlß’nĂź, 1997 y l nda YaĹ&#x;ar Kemal’in de ald Ä&#x; n belirtelim.

ad verilen bir kimse taraf ndan iyileĹ&#x;tirilir. BĂźyĂźcĂź bir bĂźyĂź tĂśreni dĂźzenler. TĂśren s ras nda ruhun ad n aç klar ve onu kurban n sal vermeye zorlar; bĂśylece hastan n benliÄ&#x;ini saran kĂśtĂź ruh kovulur. Bu bĂźyĂźcĂźler ancak Ăśzel tĂśrenlerle girilebilen gizli dernek-

Bu tĂźr tĂśrenler gerçekte toplumun o aĹ&#x;amas nda çok yayg n olan ilkel bĂźyĂźnĂźn bir uzant s d r. TĂśrenler yans lama danslar eĹ&#x;liÄ&#x;inde yap ld klar için oyunsald r. Zamanla, hastalar iyileĹ&#x;tirmenin daha akla uygun yollar n n geliĹ&#x;mesiyle birlikte, bu bĂźyĂźcĂźlĂźk dernekleri ilkel iĹ&#x;levlerini yitirdiler ve gezginci oyuncu loncalar na dĂśnĂźĹ&#x;tĂźler. Ama gene gĂśsteriyi izleyicilere yorumlayan bir Ăśnderleri vard ; bĂśylece eski bĂźyĂźcĂź art k ozan-oyuncu olmuĹ&#x;tu. Ä°Ĺ&#x;te tiyatro sanat buradan kaynakland .

Ben sana mecburum! Ĺžair ve yazar Attila Ä°lhan, Ä°stanbul’daki evinde 80 yaĹ&#x; nda ĂśldĂź. “Ben sana mecburumâ€?, “Felaketim olurdu aÄ&#x;lard mâ€? gibi ĂźnlĂź Ĺ&#x;iirleriyle geniĹ&#x; kitlelerin gĂśnlĂźnĂź kazanan Ä°lhan, 50 y l aĹ&#x;k n sĂźrede edebiyat dĂźnyas na pek çok Ăśnemli eser kazand rd . 16 yaĹ&#x; ndayken Naz m Hikmet’in Ĺ&#x;iirlerini bir arkadaĹ&#x; na yazd Ä&#x; mektupla gĂśnderdiÄ&#x;i için tutuklanmas yla baĹ&#x;layan politik serĂźveni, kat bir Kemalizm, ordu hayranl Ä&#x; ve sistem savunuculuÄ&#x;u olarak noktaland . Ĺžiir kitaplar n n yan nda romanlar ve deneme yaz lar da bulunan Ä°lhan, en son Cumhuriyet gazetesinde kĂśĹ&#x;e yazarl Ä&#x; yap yordu.

Ben sana mecburum! Ben sana mecburum bilemezsin Ad n m h gibi akl mda tutuyorum

Kßltßr Deryas›

Cem GĂźnhan

KĂśln Koloni sĂśzcĂźÄ&#x;Ăź etimolojik olarak Latince’de “İtalya d Ĺ&#x; ndaki Roma yerleĹ&#x;im merkeziâ€?, “yerleĹ&#x;ilmiĹ&#x; toprakâ€? anlam na geliyor. Latince “colereâ€? sĂśzcĂźÄ&#x;Ăź yerleĹ&#x;mek, evcilleĹ&#x;tirmek, korumak vs. anlamlar n içeriyor. Johann Maria Farina 1709 y l nda KĂśln’de ilk parfĂźm fabrikas n kurdu. Burada ĂźrettiÄ&#x;i parfĂźme de Eau de Cologne Almanca; “KĂślnisch Wasserâ€? (“KĂśln suyuâ€?, TĂźrkçe’de kullan m yla “Kolonyaâ€?) dedi. KĂśln dĂśneminin parfĂźm Ăźretiminde dĂźnyada Ăśnde gelmekteydi. Patrick SĂźskind’in “Kokuâ€? (“Das ParfĂźmâ€?) roman nda bahsettiÄ&#x;i kentin asl nda Paris deÄ&#x;il KĂśln olduÄ&#x;u yolunda yorumlar vard r. Y llardan, Ä°sa’dan Ăśnce 58, Sezar bĂźtĂźn Galya’y ele geçirmiĹ&#x; ve en sonunda da Ren’i. Ren k y lar nda yerleĹ&#x;miĹ&#x; Germenler’den Eburanlar ayaklan p Ambiorix komutas ndaki bir lejyonu yok ederler. Bu durum Sezar’ n tĂźm Germenya’n n kolonize edilmesini ertelemesi ile sonuçlan r. Ä°sa’dan sonra 9 y l nda Varus savaĹ&#x; nda 3 lejyonunu kaybeden Roma “BĂźyĂźk Germanya Eyaletiâ€? projesinden vazgeçip Ren nehrini Roma Ä°mparatorluÄ&#x;u’nun kesinleĹ&#x;miĹ&#x; son s n r olarak belirler. Roma’n n skandallar, entrikalar, iktidar mĂźcadelesi ve her tĂźrlĂź kokuĹ&#x;muĹ&#x;luk dolu tarihi Agrippina ad nda iktidar, Ăźn ve o dĂśnemin kad nlar n n hayal bile edemiyeceÄ&#x;i Ĺ&#x;eylerin peĹ&#x;inde olan bir kad ndan da bahseder. HenĂźz 13 yaĹ&#x; nda o dĂśnemin geleneklerine gĂśre “tam zaman ndaâ€? kendinden yaĹ&#x;ça oldukça bĂźyĂźk zengin bir Romal yla evlendirilen Agripina, eski ad Ubiorum olan koloni Ĺ&#x;ehrinde doÄ&#x;muĹ&#x;tur. Agrippina, aÄ&#x;abeyi Deli Caligula taraf ndan diÄ&#x;er iki k zkardeĹ&#x;i gibi Ăśnce tanr ça ilan edilir, paralar n arkas na resmi bas l r. Sonra onu ĂśldĂźrme komplosuna kar Ĺ&#x;t Ä&#x; için sĂźrĂźlĂźr. Bu ihtirasl kad n, Caligula ĂśldĂźrĂźlĂźp yerine amcalar Clavdius geçince, fettan numaralarla amcas yla evlenir. Bu evlilik onun iktidar h rs n kamç lar. Roma’da imparatoriçe yoktur. O sadece imparatorun kar s d r. Ama Agripina ne yapar eder kendine bir çok ayr cal k elde eder. O dĂśnemde kad nlara yasak olan at arabas ve gemiyle seyahat izni yan s ra, tanr ça lakab olan Augusta’y al r. Art k Claudiustan bile daha iktidarl d r. Paralar n Ăśn yĂźzĂźne kabartmas bas lmaktad r. En sonunda iktidar n bir gĂśstergesi ve tasdiki olarak doÄ&#x;duÄ&#x;u kente ad n n verilmesini ister. Kentin ad “Colonia Claudia Ara Agripinensumâ€? (CCAA) olmuĹ&#x;tur. Bu arada Agrippa’n n ilk evliliÄ&#x;inden olan oÄ&#x;lu Nero’yu (bildiÄ&#x;imiz Roma kundakç s Deli Neron) da taht varisi olarak onaylatt Ä&#x; n da belirtelim. Hem de Claudiusun kendi oÄ&#x;lu Britannicusu bir kenara iterek Nero’yu evlat edinmesi ve bu veliahtl Ä&#x; yasal k lmas , bize tarihin kirli sayfalar nda ne dolaplar dĂśndĂźÄ&#x;ĂźnĂź de gĂśsteriyor sanki! Ama hikmet-i tarih Agrippina da Nero taraf ndan ĂśldĂźrĂźlĂźr. Bu tarihlerde KĂśln, AĹ&#x;aÄ&#x; Germanya vilayetinin baĹ&#x;kentidir. Bu Frank istilas na kadar (MS 455) devam eder. Bu Ĺ&#x;ehrin tarihinde ticari iliĹ&#x;kileri ve kilit noktada olmas hep rol oynam Ĺ&#x;t r. KĂśln’ßn geçmiĹ&#x;i, Roma dĂśnemi (57-455), Franklar dĂśnemi (455-911), OrtaçaÄ&#x; (9111475), Ă–zgĂźr Ä°mparatorluk Ĺžehri dĂśnemi (1475-1794), Frans z iĹ&#x;gali (1794-1814), Prusya iĹ&#x;gali (1815-1918), Weimar Cumhuriyeti dĂśnemi (1919-1932), Hitler iktidar dĂśnemi (1933-1945) olarak bĂślĂźnebilir. Bu kent sadece Agrippinan n iktidar ve ihtiras na deÄ&#x;il ayn zamanda birçok iĹ&#x;gale, Sinti-Roma, Yahudi ve Alman Sosyalistlerinin katliam na tan k olmuĹ&#x;tur. Bu arada yap m yĂźzy llar sĂźren ve tamir çal Ĺ&#x;malar hiç bitmeyen KĂśln Katedrali’ni (Dom) de anmadan geçemeyiz (12481880). Tarih bazen bir Ĺ&#x;ehirde, bazen de bir Ĺ&#x;ehir için yaz lm Ĺ&#x;. Tarihi yazan gßçlerin, ezilenlerin elinde olmas dileÄ&#x;i ile.

BĂźyĂźdĂźkçe bĂźyĂźyor gĂśzlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle s t yorum. AÄ&#x;açlar sonbahara haz rlan yor Bu Ĺ&#x;ehir o eski Ä°stanbul mudur? Karanl kta bulutlar parçalan yor Sokak lambalar birden yan yor Kald r mlarda yaÄ&#x;mur kokusu Ben sana mecburum, sen yoksun! Sevmek kimi zaman rezilce korkudur Ä°nsan bir akĹ&#x;am ĂźstĂź ans z n yorulur Tutsak ustura aÄ&#x;z nda yaĹ&#x;amaktan Kimi zaman ellerini k rar tutkusu Birkaç hayat ç kar r yaĹ&#x;amas ndan Hangi kap y çalsa kimi zaman Arkas nda yaln zl Ä&#x; n h nz r uÄ&#x;ultusu Fatihte yoksul bir gramafon çal yor Eski zamanlarda bir Cuma çal yor Durup kĂśĹ&#x;e baĹ&#x; nda deliksiz dinlesem Sana kullan lmam Ĺ&#x; bir gĂśk getirsem

Haftalar ellerimde ufalan yor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum, sen yoksun! Belki Haziranda mavi benekli çocuksun Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir Ĺ&#x;ilep s z yor ss z gĂśzlerinden Belki YeĹ&#x;ilkĂśy’de uçaÄ&#x;a biniyorsun BĂźtĂźn slanm Ĺ&#x;Ĺ&#x; n tĂźylerin Ăźrperiyor Belki kĂśrsĂźn k r lm Ĺ&#x;s n telâĹ&#x; içindesin KĂśtĂź rĂźzgâr saçlar n gĂśtĂźrĂźyor. Ne vakit bir yaĹ&#x;amak dĂźĹ&#x;Ăźnsem Bu kurtlar sofras nda belki zor Ay ps z fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaĹ&#x;amak dĂźĹ&#x;Ăźnsem Sus deyip ad nla baĹ&#x;l yorum İçim s ra k m ld yor gizli denizlerin Hay r baĹ&#x;ka tĂźrlĂź olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin‌ Attila Ä°LHAN


Yaanacak

‚

N

S

A

N

Sokak

RĂśportajlar Neden sokakta yaĹ&#x; yorsun? Anne (3 y ld r sokakta yaĹ&#x; yor) : Annem 3 sene Ăśnce kanserden ĂśldĂź. Ondan sonra ev sahibi beni evden att . Ĺžimdi de bana kimse ev vermiyor. 2 kĂśpeÄ&#x;im var. Ben insanlar anlam yorum, benim annem çÜpe ekmek atmazd . D Ĺ&#x;ar da yaĹ&#x;ayanlara verirdi. Ama onun gibi insan yok Bat Almanya’da. Biz DoÄ&#x;u Almanya’da yaĹ&#x; yorduk. Oras daha iyiydi, burada Ăśyle deÄ&#x;il. Ĺžuradan geçerken kafam za taĹ&#x; at yorlar, “gidin çal Ĺ&#x; nâ€? diyorlar. Ama nerde çal Ĺ&#x;abilirim ki ben? Meslek eÄ&#x;itimi yaparken yar da kesmek zorunda kald m. Çal Ĺ&#x;mak da istiyorum ama kimse iĹ&#x; vermiyor bana. YĂźzĂźmĂźze bak nca geri gĂśnderiyorlar. Sokaklarda sald r ya uÄ&#x;ruyor musun? Anne: Taciz ediyorlar, laf at yorlar, kßçßmsĂźyorlar bizi. Geçen sene Maritim Hotel’nin yan nda yatan 2 kiĹ&#x;iyi ateĹ&#x;e verip yakt lar. Hiç bir insan yapamaz bunu.

Sosyal yard m al yor musun? Anne: Hay r ben alm yorum. Hemen her gĂźn arkadaĹ&#x;lar mla burada oturuyoruz. Bizim gibi sokakta yaĹ&#x;ayanlar n en bĂźyĂźk isteÄ&#x;i, bize iyi davran lmas . Bu bize yeter. Yard m da bekliyoruz. Nas l bir yaĹ&#x;am isterdin? Anne:Okulumu bitirmek isterdim. Evimim olmas n ve annemin yasamas n isterdim. Seni tan yal m‌ Kahraman: Ben 30 y ld r Almanya’da yaĹ&#x; yorum. 3 yaĹ&#x; nda geldim buraya. Evlendim ve 3 çocuÄ&#x;um var. Uzun sĂźre alkol ve uyuĹ&#x;turucu kulland m. Tedavi gĂśrmedin mi hiç? Kahraman: TĂźrkiye’ye gittim tedavi gĂśrmek için. Oradan temiz geldim. Buraya geldiÄ&#x;imde eĹ&#x;im beni evden kovdu. Bu yaĹ&#x;am tercih etmiyorum ama arkadaĹ&#x;lar m hep bu çevreden. Yard m istiyorum. (RĂśportaj yaparken çok sevimli bir çocuk, yan m zdan hiç ayr lmadan oynuyordu.)

Kahraman: Bu benim en kßçßk çocuÄ&#x;um. Biliyorum onun yan nda içmemem gerekli (elinde bira Ĺ&#x;iĹ&#x;esi) ama arkadaĹ&#x; m getirdi. B rakacaÄ&#x; m fakat bana yard m edilmesini istiyorum. Kimse istemiyor bizi. 17 yaĹ&#x; nda iki genç; Hakan ve Ersin, Meslek Lisesi Motor bĂślĂźmĂźnde okuyorlar. Sokakta yaĹ&#x;ayan insanlar hakk nda ne dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorsunuz? Hakan: Ben onlar n tembel ve dilenmeyi seven insanlar olarak gĂśrĂźyorum. Niye çal Ĺ&#x;m yorlar? Bilmiyorum. (Sokakta yaĹ&#x;ayan genç bir k z gĂśstererek) Baksana eli var kolu var, sapa saÄ&#x;lam. Sence bu onlar n tercihi mi? Hakan: Bilmiyorum. Ama devlet onlara yard m ediyor diye dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorum. Sald r ya uÄ&#x;rad klar n insanlar n kendilerine kĂśtĂź davran ld Ä&#x; n sĂśylĂźyorlar? Hakan: Bunu bilmiyorum. Onlar n neden sokakta yaĹ&#x;ad klar n tam olarak bilmiyorum.

¡

T

Çal Ĺ&#x; yor musun? Kamber: Evet. Geceleri sokaklarda U-Bahn’larda ki çÜpleri topluyoruz. Sokakta yaĹ&#x;ayan insanlar hakk nda ne dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorsun? Kamber: Ben iĹ&#x;im gereÄ&#x;i onlarla s k s k karĹ&#x; laĹ&#x; yor ve sohbet ediyorum. U-bahn’larda yat yorlar. Çok içtenler ve Ăśnyarg s zlar. Bu onlar n tercihi deÄ&#x;il diye dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorum. ÇßnkĂź gĂśrĂźyorum bu yaĹ&#x;am kimse tercih etmez. Korunmak için alkol çok tĂźketiyorlar. Geceleri soÄ&#x;uk olmuyor mu? Kamber: Evet. Ama onlar bunu alkol ve çeĹ&#x;itli maddeler alarak hissetmiyorlar. BaĹ&#x;ka çaresi yok. Yoksa donarlar. Ayr ca baz yerler s cak oluyor. Sokakta yaĹ&#x;ayan insanlar hakk nda ne dĂźĹ&#x;ĂźnĂźyorsun? Onur: Ben bir araĹ&#x;t rma raporunda bu insanlar n çoÄ&#x;unun sosyal fobilerinin olduÄ&#x;unu okudum. Yani toplum içerisinde herhangi bir diyalog geliĹ&#x;tirme, sosyal faaliyet yĂźrĂźtme gibi

DĂśnemin kabusu iĹ&#x;sizlik TĂźm dĂźnyada h zla art Ĺ&#x; gĂśsteren iĹ&#x;sizlik, her kesimden ve her yaĹ&#x;tan insan tedirgin ediyor, ĂźrkĂźtĂźyor. Sanayideki geliĹ&#x;me, tekkellerin sĂźrekli rekabeti, geliĹ&#x;kin teknoloji kullan m , ucuz maliyet aray Ĺ&#x; , ĂśzelleĹ&#x;tirme, yat r mlar n spekĂźlalatif alanlara kayd r lmas , vs. gĂźnĂźn vebas olan iĹ&#x;sizliÄ&#x;i kĂśrĂźklemekte ve her geçen gĂźn bĂźyĂźtmektedir. 1970’li y llardan bu yana sistemli bir biçimde art Ĺ&#x; gĂśsteren iĹ&#x;sizlik, 80’li y llarda h z kazanan ĂśzelleĹ&#x;tirmelerle beraber grafiÄ&#x;ini yĂźkseltmiĹ&#x;tir. Bu art Ĺ&#x; geliĹ&#x;miĹ&#x; Ăźlkelerde daha h zl olmuĹ&#x;tur.

“Globalizmin global sorunuâ€? “Globalizminglobal sorunuâ€? olan iĹ&#x;sizlik, iddia edildiÄ&#x;i gibi bire bir “iĹ&#x;çilerin beceriksizliÄ&#x;i, iĹ&#x;ten kaytarmalar, ya da nufus art Ĺ&#x; â€? vb. d Ĺ&#x;sallaĹ&#x;t r lm Ĺ&#x; nedenlerden deÄ&#x;il bizzat emperyalist kapitalizmin içinde bar nd rd Ä&#x; s n fsal çeliĹ&#x;kilerin derinliÄ&#x;iyle baÄ&#x;lant l olarak bĂźyĂźmektedir. Ă–rneÄ&#x;in AB Ăźlkelerinde 1970-96 y llar aras nda nĂźfus bĂźyĂźmesinde bir geliĹ&#x;me olmazken iĹ&#x;szik oranlar nda 3 kat art Ĺ&#x; gĂśzlenmiĹ&#x;tir. AB Ăźlkeleri aras n son 5 y l n iĹ&#x;sizlik rekorunu elinde tutan Almanya, yĂźzde 12.6 ile birinci s rada yer al rken, Fransa, Ä°spanya, Ä°talya, Ä°rlanda, Hollan-

Hukuk SongĂźl DoÄ&#x;an: Almanya’ya yaklaĹ&#x; k 1 sene Ăśnce geldim, 5 ay Ăśnce de iltica oturumu ald m. Ĺžu anda Berlin’de yaĹ&#x; yorum. Beni henĂźz dil kursuna gĂśndermediler, Almanca’y hiç bilmiyorum. Buna raÄ&#x;men, Job Center’a baÄ&#x;l GSF adli kuruma gĂśnderiyorlar beni. â€œĂ‡al Ĺ&#x;ma yaĹ&#x;am ve kurallar â€? konulu seminerlere kat lmak zorunda olduÄ&#x;umu sĂśylĂźyorlar. “Dil bilmiyorsan tercĂźmanla gelâ€? diyorlar. Bunlar yapmaya haklar var m , ben bu konuda ne yapabilirim? Size vereceÄ&#x;im en doÄ&#x;ru tavsiye, bu konuda mutlaka bu kurumun yetkili memuruyla gĂśrĂźĹ&#x;mektir. Almanca bilmeyen birisini bĂśyle bir kursa yollamak çok mant ks zd r ve yanl Ĺ&#x; politikalar n sonucudur. Sizin Almanca kursu alma

da, Lßxeburg, vd. yßzde 910’larla Almanya’y takip etmektedir.

çßk iĹ&#x;letmelerde bu rakam daha da ĂźrkĂźtĂźcĂź bir seyir izlemiĹ&#x;tir. Yine resmi rakamlara gĂśre ta-

O

P

L

U

M

yandan AB Ăźlkeleri aras nda Almanya ve Hollanda genç iĹ&#x;siz nufusunda daha altlarda seyrediyor. Nedeni ise bu iki Ăźlkede ç rakl k sisteminin uygunlanmas olarak aç klan yor.

Ĺ&#x;eyleri yapamad klar na dair. Baz lar ise sisteme muhalif olmalar ndan dolay sisteme ait ne varsa reddetme anlay Ĺ&#x; yla bunu tercih ediyorlar ama bunlar belirleyici oranda deÄ&#x;il. ÇoÄ&#x;u sistem maÄ&#x;duru. *** Avrupa’da milyonlarca insan, bar nma ve sosyal gĂźvencelerden yoksun olarak sokaklarda yaĹ&#x; yor. Ve daha binlercesi bu say ya ekleniyor. ‘Avrupa Evsizleri Ä°zleme’ adl kuruluĹ&#x;un raporuna gĂśre, AB’nin 15 Ăźye Ăźlkesinde 3 milyon insan n belirli bir adresi yok, • 15 milyon Avrupal , ya çok kĂśtĂź koĹ&#x;ullara sahip ya da çok kalabal k konutlarda yaĹ&#x;amaktad r. • 2,4 milyon Avrupal , insanlar n yaĹ&#x;amas na elveriĹ&#x;li olmayan s Ä&#x; naklarda yaĹ&#x;amaktad r. • 1,6 milyon Avrupal , mahkeme karar yla yaĹ&#x;ad klar konutlardan at lmak Ăźzeredir. Bu listeyi daha da uzatabilir ve burada yer alan Ăźlkelere diÄ&#x;erlerini de ekleyebiliriz.

Almanya NĂźfusu: 82.431.390 KiĹ&#x;i BaĹ&#x; na Ortalama Y ll k Gelir: 28.700 dolar BaÄ&#x; ms z kuruluĹ&#x;lar n yapm Ĺ&#x; olduÄ&#x;u araĹ&#x;t rmalara ve raporlara gĂśre Almanya’da yaklaĹ&#x; k 591 bin evsiz Alman vatandaĹ&#x; bulunmaktad r. Bu rakama evsiz gÜçmenler de eklendiÄ&#x;inde, Almanya’da yaklaĹ&#x; k 860 bin evsiz insan n olduÄ&#x;u ortaya ç kmaktad r. Almanya’daki evsizlerin ßçte birini kad nlar, ßçte birini gençler ve çocuklar, geri kalan n da erkekler oluĹ&#x;turmaktad r. 1996 y l n n k Ĺ&#x; nda, Almanya’n n sokaklar nda 27 evsiz donarak ĂśldĂźler. *** Fransa NĂźfusu: 60.656.178 KiĹ&#x;i BaĹ&#x; na Ortalama Y ll k Gelir: 28.700 dolar Fransa Ulusal Ä°statistik Kurumu’nun Ocak 2002’de yapm Ĺ&#x; olduÄ&#x;u bir araĹ&#x;t rmaya gĂśre Fransa’da 200 binden fazla evsiz bulunmakta. AraĹ&#x;t rmalar yaln zca Paris’te 8 bin evsiz bulunduÄ&#x;unu ayr ca Fransa’daki

TĂźrkiye’de daha vahim Bu durum TĂźrkiye’de daha vahimdir. Ă–zellikle 2001 krizi sonras na yĂźzde 100’lerin Ăźzerinde bir ç k Ĺ&#x; yapan iĹ&#x;sizlik, resmi rakamlara gĂśre yĂźzde 11’lere varm Ĺ&#x;t r. Tar m ve kĂź-

Av. GĂźlĹ&#x;en Çelebi

hakk n z var. Bununla ilgili mutlaka Bundesamt’a baĹ&#x;vuruda bulunmal s n z. Bu kursun Ăźcreti, siz eÄ&#x;er iltica hakk kazanm Ĺ&#x;san z, Bundesamt taraf ndan Ăśdeniliyor. TĂźm iltica talepleri kabul edilenler, Almanca kursu için Bundesamt’ a baĹ&#x;vurmal d rlar . Bu Almanca kursu için mutlaka baĹ&#x;vurun. Kursa devam ettiÄ&#x;iniz sĂźrece, Job Center sizi herhangi bir seminere zorunlu olarak gĂśnderemez. Şßkriye Y ld r m: “Kinder Zuschlagâ€? nedir ve kimler bundan yararlanabiliyor? Yap lan aç klamalara gĂśre hak sahibi olmas gereken (ki bunlardan biri de benim) hiç kimse bundan yararlanam yor, bunun nedeni ne olabilir?

Ä°Ĺ&#x;sizlikte baĹ&#x; çeken demografik yap ise Ĺ&#x;Ăśyle s ralan yor. Gençler, kad nlar, yabanc lar ve “yaĹ&#x;l lar.â€? BĂśyle bir s ralaman n arkas ndan, kendiliÄ&#x;inden gelen bir soru geriye kim kal yor? BugĂźn hala iĹ&#x;inin baĹ&#x; nda olabilenler. Ä°Ĺ&#x;sizlikde genç nufusun oranlara gĂśre daÄ&#x; l m ise Ĺ&#x;Ăśyle ABD yĂźzde 19, Fransa, Ä°spanya, Ä°talaya yĂźzde 25-35, diÄ&#x;er

AB Ăźlkelerinde iĹ&#x;sizlik oran n n yĂźzde 10’unu vas fs z iĹ&#x;çilik oluĹ&#x;turuyor. Buna karĹ&#x; l k istihtam edilenrin yĂźzde 40’ ndan fazlas yĂźksek teknoloji ve bilgiyoÄ&#x;un sektĂśrlerde biriktiÄ&#x;i belirtiliyor. AB genelinde hizmet sektĂśrĂźnde istihdam edilen 111 milyon kiĹ&#x;iden 54 milyonu bilgiyoÄ&#x;un hizmet sektĂśrde istihdam edildiÄ&#x;i sĂśyleniyor. TĂźrkiye’de Ăśzellikle genç iĹ&#x;siz nufusun çoÄ&#x;unluÄ&#x;unu vas fl eÄ&#x;itimli iĹ&#x;çiler oluĹ&#x;turuyor. EÄ&#x;itimi Ăźzerine iĹ&#x; arayan bu kesim kendi alan d Ĺ&#x; ndaki iĹ&#x;lerde çal Ĺ&#x;makta daha zorlan yor. TĂźm dĂźnyada genel olarak ĂźrkĂźtĂźcĂź bir tablo çizen iĹ&#x;sizlik her kesimden her kuĹ&#x;aktan insan n kabusu olmaya devam edecektir. Oysa geliĹ&#x;en teknoloji, iĹ&#x;gĂźcĂź saatlerini en asgari dĂźzeye çekecek geliĹ&#x;kinliktedir. YoÄ&#x;un emek gerektirmeyen yeni teknoloji sayesinde, çal Ĺ&#x;ma saatleri aĹ&#x;aÄ&#x; lara çekilip iĹ&#x;gĂźcĂź saatleri iĹ&#x;siz y Ä&#x; nlara doÄ&#x;ru daÄ&#x; labilecekken, kapitalist sistemin azami kar ihtiyac buna engeldir.

Kinderzuschlag Ăśzellikle çal Ĺ&#x;an aileler için verilir. Çal Ĺ&#x;t Ä&#x; halde, geliri belli bir miktar n alt nda kalan ve çocuklar olanlar n, Arbeitslosengeld II ’ye baĹ&#x;vurmalar n engellemek için veriliyor. Kinderzuschlag olmazsa bu ailelerin Arbeitslosen II ’ ye baĹ&#x;vurma hakk doÄ&#x;abildiÄ&#x;i için bĂśyle bir Ăśdeme gerçekleĹ&#x;iyor. Kimler Kinderzuschlag alabilir? -EÄ&#x;er çocuklar 18 yaĹ&#x; n doldurmam Ĺ&#x; ve ailenin yan nda yaĹ&#x; yorlarsa ve coçuk paras bu çocuklar için al nabiliyorsa. -Çal Ĺ&#x;arak kazand klar gelir aile geçimine yetmezse. Gelir Arbeitslosengeld II hakk ndan dĂźĹ&#x;Ăźk olduÄ&#x;u an, Kinderzuschlag için baĹ&#x;vurulabilinir. Geliriniz yeterliyse Kinderzuschlag alamazs n z. EÄ&#x;er Kinderzuschlag’la birlikte halen Arbeitslosengeld II hakk n z varsa, o

zaman Kinderzuschlag Ăśdenmez, onun yerine Arbeitslosen II’ya baĹ&#x;vurulur. Arbeitslosengeld II geliri: 1 kiĹ&#x;i, 345 euro EĹ&#x; ya da 18 yaĹ&#x; n n Ăźzerinde olan ikinci kiĹ&#x;i, 311 euro ĂœçßncĂźden sonra 15 yaĹ&#x; n n ĂźstĂźnde olanlara, 276 euro 0-14 yaĹ&#x; aras çocuklar, 207 euro. Art Ev kiras . Kinderzuschlag, bir çocuk için maksimum 140 euro Ăśdenir ve çocuk paras da buna eklenerek 154 euro Ăśdenir. Ev yard m da gĂśz ĂśnĂźne al n r ve hesaba kat l r. EÄ&#x;er bu hesaptan sonra toplam geliriniz halen Arbeitslosengeld II miktar ndan dĂźĹ&#x;Ăźkse, Kinderzuschlag alam yorsunuz ve AlG II hakk n kazan yorsunuz. Kinderzuschlag maksimum 36 ay Ăśdenir.

r m alan nda iĹ&#x;sizlik oran n n yĂźzde 15 olduÄ&#x;u aç klanm Ĺ&#x;t r. AB’nin TĂźrkiye’ye kap lar açma sĂźreciyle bu durum daha da boyutlanacakt r.

Demografik s ralamaya gĂśre iĹ&#x;sizlik

200 bin evsizin d Ĺ&#x; nda, tĂźm Ăźlkede 2 milyon Frans z n da çok kĂśtĂź konutlarda bar nd klar n vurgulamaktad rlar. *** Ä°ngiltere NĂźfusu: 60.441.457 KiĹ&#x;i BaĹ&#x; na Ortalama Y ll k Gelir: 29.600 dolar 2004 y l nda Ä°ngiltere’de evsiz ailelerin say s ilk kez, yĂźz bini aĹ&#x;t . Evsiz, iĹ&#x;siz, paras z sokakta kalm Ĺ&#x; Ä°ngiliz vatandaĹ&#x;lar na, Ä°ngiltere’de ki evsizler saÄ&#x;l k hizmetlerinden yararlanam yorlar. *** Ä°talya NĂźfus: 58.103.033 KiĹ&#x;i BaĹ&#x; na Ortalama Y ll k Gelir: 27.700 dolar Ä°talya’da evsizlerin say s 2000 y l nda 220 bine yĂźkseldi. Evsizlerin yaln z say lar artmakla kalm yor, nitelikleri de deÄ&#x;iĹ&#x;iyor. 10 y l Ăśnce evsizlerin çoÄ&#x;unluÄ&#x;unu tek baĹ&#x; na kalm Ĺ&#x; orta yaĹ&#x;l erkekler oluĹ&#x;turmaktayken, 2005 y l na gelindiÄ&#x;inde gençler, kad nlar ve çocuklu aileler de evsizler ordusuna kat ld lar.

Kalp Lokantas (Restorant du Coeur) Fransa’n›n tan›nm› komedyeni Michel Colouche’nin 1985'te kurdu¤u Restaurant du Coeur, bugĂźn dar gelirli, isiz ve sokakta yaayanlar için alternatif hizmet sunmakta.

EÄ&#x;itim durumuna gĂśre iĹ&#x;sizlik

AB’ye yeni kat lan diÄ&#x;er Ăźlkelerin iĹ&#x;sizlik oranlar ise Ĺ&#x;Ăśyle s ralan yor. Çek Cumhuriyeti yĂźzde 8.3, Litvanya 8.6, Letonya 9.4, Slovakya 16.2 ve Polonya 19.5. OPEC (Petrol Ä°hraç Eden Ăœlkeler)’de iĹ&#x;sizlik yĂźzde 7,3 olarak aç klan yor. Japonya son y llarda izlediÄ&#x;i esnek Ăźretim ile iĹ&#x;sizlikte yĂźzde 150’lere varan bir yĂźkseliĹ&#x; gĂśstermiĹ&#x; durumda .

11 DĂźnya

Nas›l da h›zl› geçiyor herey! Bir koturma bir tela‌ Evet bugĂźn bizim telalanacak bir yaam›m›z var. Planlamam›z gereken bir gĂźnĂźmĂźz‌ Sokak RopĂśrtajlar›’nda bu defa teybimizi, sokaklar› adres edinenlere ve -tabii ki imdilik- ii ve evi olan, asgari yaam standartlar›n› diiyle t›rna¤â€şyla ayakta tutmaya çal›anlara, sokakta yaayan insanlar hakk›ndaki gĂśrßlerini ܤrenmek için uzatt›k. Sorun, çßrĂźyen bu sistem içerisinde, insan›n da onunla birlikte çßrĂźtĂźlmesidir. Frans›z arat›rmac› Alain Lebaule; “GĂśrdߤßmĂźz isiz, içinin do¤uudur. ‚çiler sanki isizlik taraf›ndan ie al›nm›larâ€? diyor...

Kalp Lokantas ’n n 20. y l dĂśnĂźmĂź 14 Ekim. Fransa’n n tan nm Ĺ&#x; komedyeni Michel Colouche’nin Ăślmeden Ăśnce 1985’te kurduÄ&#x;u dernek (Restaurant du Coeur), bugĂźn dar gelirli, iĹ&#x;siz ve sokakta yaĹ&#x;ayanlar için alternatif hizmet sunmakta. Kalp Lokantas kurulduÄ&#x;undan itibaren ilk iki ayda 5 bin kiĹ&#x;iye 8 milyon 500 bin tabak yemek daÄ&#x; tmaya baĹ&#x;lad . BugĂźn Colouche’nin dĂźĹ&#x;Ăźncesi Fransa geneline yay ld . 43 bin kiĹ&#x;iye Ăźcretsiz olarak 67 milyon tabak yemek daÄ&#x; tarak rekor k rmakta. Burada 630 bin yoksul Ăźcretsiz yemek yemekte.

Yoksullara hizmet Colouche, AB Parlamentosu’ndan ald Ä&#x; yard mlar çoÄ&#x;altarak yoksullara hizmet sunan ender sanatç lardan. HĂźmanist ve demokrat kiĹ&#x;iliÄ&#x;iyle ayr ca takdir gĂśren Colouche, bir çok hay r kurumundan yar-

d m almakta. Hatta Avrupa Parlamentosu, bu giriĹ&#x;imi destekleyerek yap lan yard mlara “Colouche Plan â€? ad n vermekte. Kalp Lokantas , çeĹ&#x;itli sanatç ve ayd n n da desteÄ&#x;ini alarak korkunç miktarda gelir elde etmekte. Fransa’n n tan nm Ĺ&#x; Ĺ&#x;ark c s Jean Jaques Goldman bunlar n baĹ&#x; nda gelmekte. Dernek, miras yollu baÄ&#x; Ĺ&#x; kampanyalar yla da oldukça yĂźklĂź gelir temin etmekte. Bu y l Kalp Lokantas ’na yap lan yard m, 37 milyon euro tutar nda. Kalp Lokantas , salt yoksullar doyurmakla yetinmemekte, yaln z yaĹ&#x;ayan kad nlar n çocuklar na kreĹ&#x;, mama, giysi yard m yap lmakta.

Yoksullar n dostu TĂźm bunlardan yararlanmak için ya iĹ&#x;siz olduÄ&#x;unu ispatlayacaks n ya da RMI (Fak-fon) belgesi gerekir. RMI, Kalp Lo-

kantas ’yla anlaĹ&#x;arak hiçbir geliri olmayan insanlar doyurmakta. Kalp Lokantas , bu y l bar nma sorunu olanlar için lojmanlar ayarlay p evsizleri buralara yerleĹ&#x;tirmekte. Yine yaln z yaĹ&#x;ayan kad nlar n çocuklar için eÄ&#x;itim ve çocuk lokantalar açarak hizmet alan n geniĹ&#x;letti. Kimi dĂśnem çeĹ&#x;itli spekĂźlasyonlara ad kar Ĺ&#x;t ysa da Kalp Lokantas , yoksullar için çaba içinde. Sistem içerisinde çÜzĂźm olmasa da verilen hizmet kayda deÄ&#x;er. Colouche 1987’de trafik kazas nda Ĺ&#x;aibeli bir Ĺ&#x;ekilde ĂśldĂź. Colouche, sevenlerini bir arada tutmaya devam etmekte. Colouche, sistemin belirlediÄ&#x;i s n rlar içerisinde iyi bir muhalifti. Zaten bundan dolay devlet baĹ&#x;kanl Ä&#x; seçimlerine de tiyatral perspektifle kat lm Ĺ&#x;t . Colouche yoksullar n iyi bir dostuydu. Ahmet Vural


Dünya Yaflanacak

Dünyay› istiyoruz, k›r›nt› de¤il !..

Başbakanl ğ n raconu!

Erdo¤an, “Sermayenin dini imanı olmaz, ben ülkeyi pazarlamakla mükellefim” diyor. Herkes bir fleyleri pazarlıyor; “kaç para” diyen yerli-yabancı sermayenin çı¤ırtkanları arasında!

bakanlık görevinin sermaye için bir “raconu” vardır!

Pazara yeni mallar sürüldü bile!

Bir “pazarlama” dır aldı başını gidiyor. Gelen ‘pazarlıyor’, giden… dilinden düşürmüyor. Açılışı Başbakan yaptı. “Sermayenin dini imanı olmaz, ben ülkeyi pazarlamakla mükellefim” diyen Başbakan Erdoğan, kendi görev ve misyonunun Anayasa’da üstü örtük yapılan tanımını daha doğru bir biçimde özetlemeye çalıştı. Elbette bizim için sermaye-

nin yeşili, pembesi, grisi, eflatunu olamazdı. Özünde sermaye, sermayeydi! Erdoğan, tüm bu sermaye için hazır ve nazır görev başında olduğunu deklare etmeden de biz; işçisi, köylüsü, öğrencisi, memuru, emekçi olarak bilmekteydik! Şimdi ise Erdoğan, “Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim” diyor, doğrudur. Baş-

Cezaevlerinden “seçme-saçma” yasaklar!

‹nsan Hakları Derne¤i ‹stanbul fiubesi, F Tipi tecrit hücrelerinde uygulanan “ak›llara ziyan” yasaklardan bir derleme yapt›.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, F Tipi tecrit hücrelerinde uygulanan “ak llara ziyan” yasaklardan bir derleme yaparak kamuoyuna açıkladı. Tutsakların spor yaparken boyunlarının altına koydukları gazeteler, gardiyanlarca ‘amaç dışı kullanılamaz’ gerekçesiyle verilmiyor. TV sehpası veya çöp kovası olarak kullanılan pet şişelere cezaevi yönetimince, aynı gerekçeyle el konuluyor. Bolu F Tipi Cezaevi’nde turşu yapmak isteyen mahpusların lahana ve domateslerine, yine ‘amaç dışında kullanım’ gerekçesiyle ve ‘kantinde turşu var’ denilerek el konuluyor.

Renklerin “suç”u! Bolu F Tipi’nde; bir tutsağa getirilen yeşil iç çamaşırı, renginden ötürü cezaevi idaresi tarafından sakıncalı bulundu ve alınmadı. Cezaevi yönetimince ‘sakıncalı’ iç çamaşırı renkleri ve gerekçeleri şöyle: Kırmızı: Mahpusların iç çamaşırlarından bayrak yapması. Yeşil: Asker kıyafetinin rengi. Lacivert:

Gallup International’ın BBC Dünya Servisi için yaptığı araştırmaya göre, tüm dünya halklarının yüzde 65’i ülkelerinin halkın iradesiyle yönetilmediği görüşünde. Araştırma, 68 ülkeyi kapsıyor ve bu bağlamda dünya genelinde yapılan en geniş kamuoyu yoklamalarından biri olarak niteleniyor. Araştırmasına katılan ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. BBC Dünya Servisi’ne ulas¸an görüşleri kısaltarak yayınlıyoruz.

Ben dünyada politik öneme sahip hiçbir ülkenin halk iradesiyle yönetildiğini düşünmüyorum. Dünyanın önde gelen ülkeleri gibi bizi de ileri gelen ülkelerinin gizli servisleri yönetiyor. Buğra, Ankara

Gardiyan kıyafetinin rengi Bordo: Kırmızıya yakın. Cezaevi yönetimince sadece siyah, beyaz ve gri renk iç çamaşırı giyilmesine izin veriliyor. Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ndeki mahpuslara yakınları tarafından gönderilen kolye ve fotoğraf albümlerine el konuldu. Dilekçe yazarak kolye ve albümlerini isteyen tutsaklara, cezaevi idaresi ‘Kolye kadınlar içindir, foto albümü gereksizdir’ yanıtını verdi.

Doğrudur; TÜPRAŞ’ın Erdemir’in özelleştirilmesi sermaye açısından karlıdır. Tümü değerlerinin altında gitmiş, yani peşkeş çekilmişlerdir. Şimdi, Ofer ve Galataport tartışmaları dolayısıyla daha ileri gidilmektedir. Yalnızca kamu işletmeleri değil, ülke pazarlanmaktadır. Başbakan ‘delikanlı’dır: Görevi ne olarak belirlenmişse onu söyler ve yapar! Dubailisi, Arabı, Şeyhi farketmez! Daha bir yıl olmadı SEKA fidanlığı Ford-Koç ortaklığına hibe edileli. Şimdi Karaköy, Haydarpaşa… sıradadır. Başba-

Baykal’ın CNN-Türk’teki sohbetini, T. Akyol aktarıyor. Ofer’e kesinlikle toz kondurmadan: “Sermayenin elbette ırkı yok. Arap sermayesi de gelsin, İsrail sermayesi de gelsin! Yabancı yatırımcıyı çekmek için ben de pazarlama yaparım.” Her konuda “ulusalcı”, pazarlamaya gelince yelkenler fora.. Baykal’a göre temel sorun “Bunlar usulüne uygun yapmıyorlar.” ‘Usulüne uygun’ olunca, ülkenin pazarlanmasında sakınca olmuyor!

Başbakanı deyince sendikacı durur mu!

kan haklıdır! Onları da Oferler, Dubai Prensleri, Batılı emperyalistler götürecektir.

Yelkenler fora! Müzmin muhalefet lideri

Başbakan ‘pazarlamacılığa’ soyununca, DİSK’e ‘solun iktidarı için tartışmak’ düşüyor. Tartışma, “AB sürecinde sol…” Ama AB üyeliği işi de bir ‘pazarlama’ sorunu değil mi? Ofer’e, Şeyhe değil, AB’ye pazarlama!… Herkes bir şeyleri pazarlıyor; “kaç para” diyen yerli-yabancı sermayenin çığırtkanları arasında!

Yeni bir düzenzede!

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aflkın hakk›nda yolsuzluk iddias› var.

ırak tutulmaya çalışılıyor.

Çürük düzen çürütür! Türkiye bugünlerde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yücel Aşkın’ın Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alımındaki ihalede usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle tutuklanmasıyla karıştı. Soruşturmanın açılmasından üç ay sonra çağırıldığı mahkemede önce savcı tarafından ifadesi alınan Prof. Dr. Aşkın’ı daha sonra tutuklanma talebiyle

sevkedildiği 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı ve Van M Tipi Cezaevi’ne konuldu. Ardından rektörler, Van’a yürüdü. Başbakan “kendi işinize bakın”, sendikalar “yargıyı etkilemeyin” uyarısında bulundu. Tüm bu hengamenin içerisinde, üniversitelerin bir eğitim kurumundan çıkarılıp ticarethaneye dönüştürülmesinin sonuçlarının yaşandığı gözlerden

İnsanlık dışı yasaklar! Cezaevlerinde uygulanan diğer yasaklar ve ihlaller ise şunlardır: Gazete arşivi tutmak. Siyah üzüm istemek. Sabun ve deterjanı pencere kenarına koymak. Kantin günü dışında alışveriş yapmak. Kantinden oda arkadaşları için alışveriş yapmak. Dışardan yiyecek almak. Ziyaretçilerin getirdiği giysileri giymek. Ajanda ve spiralli defteri içeri sokmak. Voleybol oynarken konuşmak. Mektuplarda moral verici cümlelere yer vermek. Walkman ile müzik dinlemek!

Türkiye’de neredeyse her yıl Aşkın vakasına benzer yolsuzluk ve rüşvet skandalları patlak veriyor. Burada sistemin ve kapitalist düzenin işleyişinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu çürüme, yasalara uyulup uyulmadığı boyutuyla gündeme taşınıyor. Diğer taraftan toplum olarak bu tür çürümeye yeterli reaksiyon göstermeyişimiz. Yolsuzluk ve yaşanan çirkef birkaç gün medyada haber oluyor. Bazı köşe yazarları yorumluyor. Ardından olayla ilgili soruşturma yapıldığı yönünde açıklamalar geliyor. Bizlerin bu olayı unuttuğu bir dönemde ise açılan davalar zamanaşımı veya başka bir nedenle düşmüş oluyor. Üzerine gidilmesi gereken bir durum olmaktan çıkıp, toplumda neredeyse olağan sayılıyor. Kaçımız hatırlıyor; İSKİ, Enerji, Demiryolları, MGK koltuklarına kadar dayanan yolsuzlukları… Çürük düzen her gün yeni bir kurumuyla bu çarka dahil oluyor. Rektörüyle, öğretim görevlisiyle, müdürü-amiriyle, bakanı-askeriyle… Bir süre sonra dikiş tutmadığı yerde patlayan bir yolsuzluk “skandaları” aylar sonra kapanıveriyor. Prof. Dr. Aşkın’ı da aylar sonra birçoğumuz hatırlamayacak ya da davası zamanaşımına uğramış bir “düzenzede” olarak tarihte yerini alacak!

Bizi kim yönetiyor? Dünyada hiçbir ülkede demokrasi, insan hakları olduğuna inanmıyorum. Keşke olsaydı. Herşey zenginden yana. Özgür, Londra Bizi para yönetiyor. Parası olmayan hiçbir parti iktidara gelemiyor. Parası olan şirketlerin gazeteleri okunuyor, müzik programlarında para getiren şarkılar çalınıyor, savaşlar büyük şirketlerin talepleri yüzünden çıkıyor, parası olan ülkelerin borusu ötüyor. Hatta sadece parası olanlar çocuk yapabiliyor. Cem Yıldız, İstanbul Hayatım hakkında kararlarımda en çok kendi isteklerim

ve bulabildiğim dostlarım etkili oldu. Hayatımı değiştirmek için yapabileceğim şeyler hergün artıyor ve bu benim elimde. Türkiye’de orduya veya polis yetkililerine güvenmiyorum. Çok acı çekmiş ama direnen çalışkan ve dürüst insanlara güveniyorum. Dr. Nilgün Cengiz, Samsun Beni karım yönetir. Celalettin Okyay, Ankara Türkiye’yi 1950-1960’lı yıllardan beri toplam sayısı 3035’i geçmeyen holding şeklinde organize olmuş kapitalist gruplar yönetiyor. Bu gruplar yabancı sermaye ile içli dışlı oldukları için Türkiye siyasetine, merkezi kapitalist devletlerin ve bunların çokuluslu şirketlerinin gü-

dümünü de direkt olarak taşıyorlar. Siyasi partilerin ülke yönetimindeki etkisi sadece marjinal kalıyor.

Kimin bizi yönettiğini bilmiyorum, ama kendi kendimizi yönetmediğimiz kesin. Yunus Yiğit

Arslan, Şangay Tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de Amerika Birleşik Devletleri yönetiyor. Bu ülkenin gizli servisinin elinin altındaki bütçeyle yönetemeyeceği ülke yok. Bir politikacı satın alırsın, bir medya patronu satın alırsın, kimse anlamasın diye kapitalizm ve popüler kültürü de dayatırsın, böylece gelecek tepkileri de azaltırsın. İşte tamam Türkiye satın alınmıştır artık; biz de kendi kendimizi yönetiyoruz diye sevinmeye devam ederiz. Murat, Zonguldak

Bizi ne ABD ne de siyasi liderler yönetiyor. Bizi asıl yöneten ve yönlendiren uluslararası sistem ve onu yaratan çokuluslu şirketlerin başındakiler. Diğer aktörler ise sadece piyon ve konu mankeni. Emre İseri, İngiltere Dünya tarihi boyunca insanlığı yöneten bir elit kesim, yani burjuvazi olmuştur. Ben kendimi, onların beni görmek istediği gibi yönetmekte serbestim. Hasan Turakine, Yalova

Türkiye’den mektup var Naz m Alpman

Erdoğan Kuş Gribi’ni yener Memleketimizdeki türlü çeşitli dertlere ilave olarak “Kuş Gribi” de Uzakdoğu’dan gelip Manyas’a kondu. Ama bunda kötü bir şey yok, kimseler korkmasın! Türkiye “Kuş Gribi”ni perişan edecek güçte bir ülkedir. Öncelikle şuna inanmalıyız: Başımızda korkusuz yöneticiler vardır! Dünya sağlık teşkilatlarının “çok tehlikeli hastalık” ilan ettiği Kuş Gribi’ne karşı “uyarı olarak” Başbakanımız iftar yemeğinde büyük bir cesaretle orucunu tavuklu salata ile açabiliyor. Doktorlar “uzak durun” diyor, Başbakan yiyor! Burası çok önemli… Erdoğan’ın tavuklu salata eylemi, hastalığa meydan okumadır: “Ey, Kuş Gribi misin muş gribi misin nesin, senden korkmuyorum; seni gerekirse çiğ çiğ yerim!” Başbakan kendi yemekle kalmamış salatasındaki en iri tavuk parçasını bir gazeteciye elleriyle yedirerek, medyaya da mesaj vermiştir. Siz de korkmayın, -eğer tavuk mikropluysa- en fazla bir muhabiriniz ölür!.. Bizim yaygın sağlık problemleri bakımından son derece sağlam tedbirlerimiz vardır. Hatırlarsanız Çernobil Nükleer Santralı patladığı zaman bütün dünya nasıl paniklemişti… Ama bizim “aslan yürekli” yöneticilerimiz, o zaman da korkmamışlardı. Bütün Karadeniz ülkelerinde radyasyondan etkilenmesi muhtemel ürünler imha edilirken, bizimkiler “önce ekonomi” diyerek hiçbir ürüne dokundurmamışlar, hatta “radyasyonlu çay içme” gösterileri bile yapmışlardı. Dönemin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Cahit Aral’ı geçtiğimiz yaz eşiyle birlikte Büyükada’daki Anadolu Kulübü’nde yorgun ve yaşlanmış görenler, eski bakanın “fedakarlığını” şöyle takdir etmişlerdi: “Cahit Bey o zamanlar eşine hiç çay içermemiş galiba. Baksanıza hanımefendi ne kadar genç, güzel ve sağlıklı duruyor!” Erdoğan ise katılımcı bir mücadele yürütüyor. Hem kendisi yiyor, hem de kendisini izleyen muhabirlere yediriyor. Kuş Gribi’ne karşı en etkili önlemleri biz, hastalık Güney Asya’yı kavururken almışız. Güngör Uras’tan öğrendiğimize göre Manisa Tavuk Hastalıkları ve Aşı Üretim Enstitüsü Müdürlüğü’müz yılda 250 milyon doz aşı, “Kuş Gribi” aşısı da dahil yedi çeşit kanatlı aşısı, on dokuz çeşit de teşhis amaçlı antijen ve antiserum üretiyormuş. İşte korkusuz milletin korkusuz yöneticileri, “bize bir şey olmaz” şiarı gereğince 11 Haziran 2004’te bu enstitüyü kapattılar! O nedenle “Kuş Gribi”nden çekinmemize gerek yok. Şimdi korkusuzca önderlerimiz eşliğinde yiyebildiğimiz kadar kanatlı hayvan eti yiyeyim. Eğer ilerde büyük çaplı insan ölümleri yaşarsak o zaman oturup bu günleri düşünebiliriz: “Ne .ok yedik biz!”

Bizim de düşlerimiz var!

‹kincisi gerçeklefltirilen duruflmada, U¤ur’un bir çocuk olmadı¤ına karar verildi!

Henüz 12 yaşında olan Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz, geçtiğimiz Kasım ayında Mardin ili Kızıltepe ilçesinde polisler tarafından öldürülmüştü. 13 kurşun sıkılmıştı Uğur’a. Babasına kaç kurşun sıkıldığı ise gözlerden ırak. Bu yargılı infazın failleri ise hala “yargılanmayı” bekliyor. Failler hakkında açılan dava “güvenlik” gerekçesiyle Mardin’den Eskişehir’e alınmıştı. İlk davayı izlemeye gelen Kaymaz ailesinin yakınları ve dostları polis ve sivil faşistlerin saldırısına uğramıştı. Geçtiğimiz günlerde ikincisi gerçekleştirilen duruşmada bu kez Uğur’un bir çocuk olmadığına karar verildi. Bahanesi hazırdı. PKK kamplarında çekilen fotoğraflarda, Uğur’un yaşında gençler de vardı! Bir diğer gerekçe ise, Uğur’un otopsisinde “koltuk

altı kıllarının çıktığı ve bu nedenle 12 değil 17 yaşında olduğu” tespitiydi. Yani 17’sinde ise ölümü hak ediyordu. Babasının lafı geçmedi mahkeme salonunda; çünkü hem yaşı hem milliyeti “terörist” olmasına yetiyordu. Uğur ve Ahmet Kaymaz Türkiye ve Kürdistan’daki yargılı infazın ve devamının nasıl işlediğine dair çok somut bir örnek. Kapılarının önünde yolculuğa hazırladıkları kamyonun önünde kalan terlikleri, kanları ve düşleriyle hafızalarımıza kazınan bu ailenin katledilmesinin daha sayısız gerekçelendirilmesine tanık olacağız. Kaymaz ailesinin mahkemelerine katılmak, onu destekleyen her türlü etkinliğe katılmak yargılı infaz gerçeğine karşı durmak anlamını taşıyor. Her birimizin yapabileceği çok şeyi var. Çünkü bizim de düşlerimiz var!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.