Yeni Evrede
Mücadele Birliði
Baþyazý
KIZIL HAYALET ÝÇ SAVAÞTIR Kýzýl hayalet, iþçi sýnýfýnýn henüz kendisini kurtaracak kadar olgunlaþmadýðý; fakat, burjuva egemenliði tehdit edecek bir geliþme gösterdiði koþullarda, egemenlere karþý ilan edilmiþ iç savaþtýr. Avrupa burjuvazisi, kýzýl hayaleti 19. yüzyýlýn ortalarýnda açýkça hissetti. Artýk onun için bir ölüm-kalým savaþý baþlamýþtý. Burjuvazinin düþünce dünyasý, proletaryanýn toplumsal devrim tehdidiyle alt üst oldu. O zamandan bu güne kadar, egemenlerin attýðý her adýmda belirleyici olan, proletaryadan gelen tehdit oldu. Bu tehdidin burjuvalarda yarattýðý korkuyu anlamak için, bir baský aygýtý olan devletlerinin geliþimine bakmak yeterli. Ýþçi sýnýfýna karþý kullanýlacak tüm araçlar güçlendirildi. Devlet her yönden yetkinleþtirildi. Egemenlik sistemini korumak için baskýnýn her biçimine baþvuruldu. Uzlaþmaz sýnýf çeliþkilerinin ürünü olan devlet, bu çeliþkilerin keskinleþmesini de yapýsýnda yansýtýyor: Emekçi sýnýflara karþý þiddetli bir saldýrýyý en üst boyuta çýkartarak. Baþvurduðu tüm baský, saldýrý ve teröre raðmen, burjuvazi için yaþam hep o ince çizgide sürdü. Ýþçi sýnýfýnýn aþaðýlandýðý, katliama uðradýðý, ayaklanmalarýnýn demir ökçeyle ezildiði; karþý-devrimin zirvesinde bile burjuvazi egemenliðinden emin olamadý. Korkularý boþa deðildi. Ýþçi sýnýfý, zincirlerinden boþanan karþý-devrimin en aþaðýlýk saldýrýlarýyla karþý karþýya geldiði, kurþun yaðmuru altýnda bile; “Toplumsal Devrim!” haykýrýþlarýyla dünyayý alt üst ediyordu. 20. yüzyýla gelindiðinde, proletarya kendi kendini kurtaracak genel koþullara kavuþmuþtu. Teori, politika ve örgütlenme yönünden de daha ileri bir toplumu kuracak yeterliliðe sahip olmuþtu. Proleter devrimler çaðý, nesnel ve öznel geliþmenin ürünü olarak doðdu. Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu, kendi eseri oldu. Yeni bir toplumsal sisteme, sosyalizme geçiþ engellenemedi. Bir kez daha, karþý devrimci zor, ekonominin evrimine yenik düþtü. Eðer daha yüksek bir toplumun maddi koþullarý eski toplumun baðrýnda ortaya çýkmýþsa, karþý-devrimci zorun yeni toplumun doðuþu karþý-
sýnda yapacaðý fazla bir þey yoktur. Artýk toplum, maddi þartlarý doðmuþ olan sorunlarýn çözümünü kendine amaç edinmiþtir. Bu amaç; yani daha yüksek bir hayatý kurma, mutlaka gerçekleþecektir. Kýzýl hayalet, kapitalizmle yanyana, ona karþýt bir toplumsal sistem olarak görev baþýndadýr. Kapitalizm, yalnýzca proleter devrim tehdidiyle karþý karþýya deðildir; ayný zamanda sosyalist sistemin de baskýsý altýndadýr. Emperyalist-kapitalist sistem her yönden komünist kuþatmaya alýnmýþtýr. Burjuvazi, dünyadaki komünist yükseliþi durdurmak için, ideolojik-politik bir çizgi olarak anti-komünizmi öne çýkardý. Dünyanýn tüm gerici güçlerini anti-komünist bayrak altýnda topladý. Bir yüzyýl boyunca uluslararasý proletarya hareketine, komünistlere karþý yapýlan her saldýrý, yok etme ve aþaðýlama, bu bayrak altýnda gerçekleþtirildi. Dünya çapýnda sürdürülen güçlü antikomünist kampanyalara karþýn sosyalizme yöneliþ durdurulamadý… Çað, sosyalizmin yükseliþ çaðýdýr. 80’li yýllardan sonra, karþý-devrimcilerin sosyalist ülkelerde geçici olarak iktidarý ele geçirmesi, uluslararasý kapitalist güçlerde bir umut yarattý. Sosyalizm tarihe gömülüyor, ilk defa komünizm hayaletinden kurtuluyordu. Bu inanýþla, iþçi sýnýfýna karþý yeni bir saldýrý baþlattý. Saldýrý, yüzyýl savaþýdýr. Amaç, iþçilerin uzun bir tarihi dönemden beri, uzun sýnýf savaþlarýyla elde ettiði tüm ekonomik ve politik kazanýmlarý yok etmektir. Böylece, iþçi sýnýfý her bakýmdan güçsüz düþürülecek ve belini doðrultamaz duruma getirilecek. Son iki yüzyýl içinde belki de kendisini ilk defa güven içinde hissedecekti. Ýþte tam da bu sýrada kýzýl hayalet yeniden ortaya çýktý. Evet tam da bu sýrada, Avrupa’dan baþlayan, proletaryanýn yeni bir mücadele dalgasý, oradan dünyaya doðru yayýldý. 90’lardan itibaren baþlayan güçlü kitle gösterileri, çok kýsa süre sonra Atlantik’in öteki kýyýsýna ulaþtý. Emperyalist-kapitalist sistemin saðlam kalesi ABD, son 50 yýlýn en þiddetli kitle ayaklanmasýyla sarsýldý. Burjuvazi, bir kez daha, bu ayaklanmalarda geleceksizliðini gördü. Avrupa’da uzun zamandýr görülen
güçlü kitle eylemlerine, iþçi sýnýfýnýn tüm kýtayý etkileyen yeni eylemleri eklendi. Avrupa’nýn bazý ülkelerinde onyýllardýr görülmeyen eylemler ortaya çýktý. Avrupa’nýn ekonomik gidiþine bakýlýrsa, iþçi eylemleri süreklilik kazanacaktýr. Uzlaþmacý burjuva iþçi sendikalarýnýn ücretlerin düþürülmesini kabul etmesi, yeni yeni iþçi eylemlerini engelleyemez. Sermaye daha fazlasýný isteyecektir. Ýþçi sýnýfýnýn bunu kabul etmesi beklenmemeli. Bütün ekonomik ve politik göstergeler, emekçi hareketinin yaygýnlýk kazanacaðýný, þiddetleneceðini ve belli bir noktada ileriye doðru sýçrama yapacaðýný gösteriyor. Sýnýf savaþýmý tüm uzlaþma çabalarýna karþýn, kendi doðasýna uygun bir sonuca doðru gidiyor. Kapitalist dünyada iki sýnýf arasýndaki iliþkiyi belirleyen þey, iç savaþtýr. Bunun temelinde onyýllardýr biriken öfke var. Emekçi sýnýfýn üst üste birikmiþ, çözülememiþ sorunlarý var. Bunun temelinde emeksermaye uzlaþmaz çeliþkisinin olgunlaþmasý var. Tüm bu olgular, kapitalist sistemin tümünde ortaya çýktý. Ayný temelde iç savaþ, küresel iç savaþtýr. Ýç savaþýn her ülkedeki görünüþü, tonu, biçimi ve þiddeti farklý farklý olmakla birlikte, sahnesi tüm dünyadýr. Ýþçi ayaklanmalarýnýn ilk görüldüðü Atlantik’in iki yakasýnda ezmeye ve daha sonralarý ise ekonomik yolla etkisizleþtirmeye kalkan kapitalistler, þimdi tüm dünyada iþçi ayaklanmalarýyla karþý karþýyalar… Kýzýl hayalet tüm dünyada! Sýnýflar savaþýnýn bu tartýþmasýz olgularýna, yaygýnlýðýna ve seyrine raðmen; ekonomik ve politik olgularýn derinliðine gidemeyenler, son derece yüzeysel sonuçlara ulaþýyor. Sýnýf mücadelesinin somut olgularýnýn görüntüleriyle düþünen, fakat özünü kavrayamayanlar bundan daha ileri þey söyleyemez… Eðer nesnel þartlarý oluþmamýþsa, dünyanýn tüm örgütçüleri bir araya gelse, dünyada bu kadar kitleyi, böylesine eþ zamanlý ve büyük kitleler halinde eyleme yöneltemezdi. Fakat, koþullarý oluþmuþsa, kitleler, kendiliðinden bile harekete geçebilir. Türkiye’nin ve dünyanýn ortalama sol gruplarý ise, dünya emek hareketinin büyük eylemini yalnýzca seyretmekle kalýr. Proletaryanýn sýnýf savaþýmý, tarihin dönüþtürücü gücüdür. Kapitalistlerin bu savaþýmý bitirdiðini sandýðý bir anda, yeniden onun karþýsýna çýkmýþtýr. Her seferinde savaþým yeteneðini pekiþtirerek. Ýþçilerin sýnýf savaþýmý sürekli proletarya tarafýndan besleniyor, bu nedenle bitirilemez. Bitirilemediði gibi her geçen gün insanlýðýn umudu haline geliyor. Ýnsanlýðýn yüreðinde ve bilincinde büyük bir yanký buluyor. Tarihsel geliþme öyle bir noktaya ulaþtý ki, bu noktada iþçilerin sýnýf savaþýmý tek kurtuluþ yoludur. C.DAÐLI
3