s122

Page 1



Yeni Evrede Mücadele Birliði

Başyazı

kötüleþtiðinden, sýnýf uzlaþmazlýklarý iyice derinleþir ve bu da devrim koþullarýnýn daha da olgunlaþmasýna yol açar. Devrimci hareket, 73’ten sonra tam bir patlama gösterdi. Hareket hýzla büyümeye ve güçlenmeye baþladý. Devrimci mücadele, yeniden bir yükseliþ içine girdi. Genelde halk hareketi ve özelde de devrimci hareket kýsa sürede büyük bir geliþme gösterdi. Hareketin güçlenmesiyle birlikte, yeni mevziler ele geçirilmeye baþlandý. Her yeni mevzi, hareketin daha ileri bir konumda devam etmesini getirdi. ýnýf çeliþkilerinin yoðunlaþmasý, sýnýf savaþýmýnýn yoðunlaþmasýna yol açýyor. Devrimci hareket bu te- Öte yandan, tekelci sermayenin tüm ekonomik gücü elinde mele dayanarak ve bu temelden beslenerek durma- toplama yönelimi ve ekonomik kriz sonucu geniþ halk yýðýndan büyüyüp güçleniyor. Devrimci hareketin büyümesi ve larýnýn mülksüzleþmeleri ve sefalete itilmeleri karþýsýnda, tegüçlenmesi demek, sýnýflar arasýndaki güç dengesinin emekçi kelci egemenliðe karþý eyleme yönelmeleri, devrimin olanaklarýný artýrmýþ ve kitle temelini geniþletmiþtir. Devrimci harekitleler lehine deðiþmesi demektir. ket yýkýma uðrayan kitlelerin Proletaryayla burjuvazi araeylemleri ve desteðiyle, kitle sýnda 40 yýldýr çok þiddetli olagücünü sürekli geniþletmiþtir. Proletaryayla kapitalistler rak süren sýnýf savaþýmý, çeþitli Devrimci hareket gerek kitle dönemler büyümesini devam arasýndaki sýnýflar güç dengesinin, gücü yönünden, gerek bilgi ve ettirmiþ; sýnýflar arasý güç denproletaryanýn ve dolayýsýyla emekçi örgütlenme yönünden önceki gesi bu süre içinde halk kitlelehalk la rýn le hi ne de ðiþ me si, bir sü reç tir. dönemi her bakýmdan aþmýþtýr. rinin durumunu güçlendirecek Dev rim ci ha re ket bü yü dük çe ve Tüm bu geliþmelerin sonunda þekilde deðiþmiþtir. Bu dönemsýnýflar arasýndaki güç dengelelerden biri, 68’le baþlar ve 71 güçlendikçe, bu güç dengesi ri, yeniden emekçi kitlelerin ledevrimci devrimci mücadeleemekçilerin lehine deðiþmeye baþlar, hine deðiþmeye baþladý. Tekelsiyle daha ileri boyutlar kazanýr. ancak bu deðiþimin büyük ölçüde ci sermaye deðiþen güçler denBu dönem, devrimci mücadeleger çek leþ me si, sü re cin dev rim ci bir gesini 12 Eylül Askeri Faþist nin ilk dönemidir. Ýlk dönemde, sü reç o la rak de vam et me si ne bað lý dýr. Darbesi ile kendi lehine deðiþhareket hem niceliksel olarak büyür, hem de niteliksel olarak. Yani olmuþ bitmiþ bir durum yok; süreç tirmeye çalýþtý. Ancak devrimi Mücadeleye katýlan kitlelerin devam ediyor. Tekelci sermaye ve onun yaratan koþullar, devrimci hareketin bastýrýlmasýna raðmen, sayýsý her gün hýzla büyürken, faþist devleti açýsýndan temel sorun, her 12 Eylül koþullarýnda olgunlaþdevrimci mücadele örgütlü nitedefasýnda daha büyük bir þiddet maya devam etti. lik kazanýr. 12 Eylül’de kesintiye uðuygulayarak, geçmiþte yapýlan Tekelci burjuvazi, devrimci ramadan süren devrimci komühareketin büyümesini ve güçvahþeti kat be kat aþan büyük nist hareket, 80 sonlarýnda iþçi lenmesini 12 Mart Askeri Faþist vahþetlere giriþerek bu süreci sýnýfýnýn baþlattýðý mücadele aDarbesiyle durdurmaya çalýþdevrimci bir süreç olarak kesintiye taðýyla birlikte güçlü bir konumýþtýr. Burjuvazi, devrimci müuðratmak, önünü kesmektir. Ancak, ma geldi. Ayný süreçte, Kürt cadelenin geliþmesini, büyük halký büyük bir mücadele dalbir saldýrýyla, korkunç bir vahproletaryanýn sýnýf savaþýmý öylesine gasý baþlattý. Bu dönemde yükþetle, geçici bir süre için bastýileri bir düzeye çýktý; devrimci seliþ çizgisinde geliþen iþçi sýrabilir, ancak onu tamamen yok hareket öylesine dayanýklý, savaþan bir nýfýnýn devrimci mücadelesi ve edemez. Burjuvazinin gerici zonitelik kazandý ki, hiçbir burjuva Kürt halkýnýn özgürlük mücaru, devrimi yaratan nesnel koþiddet, günbegün keskinleþen bu delesi, ayný ve ortak düþmana þullarý ortadan kaldýramaz. Her karþý yöneldiði için 12 Eylül’le türlü burjuva þiddet, tersi bir devrimci süreci kesintiye emekçi halklarýn aleyhine dedurum yaratýr; kitleler üstünde uðratamýyor. Bunu baþarmak için ðiþen güçler dengesini yeniden uygulanan gerici þiddet sonucu, giriþtiði her saldýrý, hemen halk deðiþtirebilmiþtir. Proletaryaykitlelerin ekonomik yaþamý çok kitlelerinin daha büyük devrimci la kapitalistler arasýndaki sýnýfdaha kötüleþtiðinden, politik lar güç dengesinin, proletaryaeylemleriyle yanýtlanýyor. durumu da ayný þekilde iyice

DEVRÝMCÝ MÜCADELENÝN MARKSÝST ÖNDERLÝKTE GELÝÞMESÝ

S

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

3


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Başyazı

nýn ve dolayýsýyla emekçi halklarýn lehine deðiþmesi, bir sü- sýzlýðý, onlarý zorunlu olarak ayaklanmalara itmektedir. Ýþçilereçtir. Devrimci hareket büyüdükçe ve güçlendikçe, bu güç rin yaþamý ve halk kitlelerinin yaþamý gün gün bozulmakta ve dengesi emekçilerin lehine deðiþmeye baþlar, ancak bu deðiþi- kötüye gitmektedir. Hiçbir emekçi bu durumu artýk daha fazla min büyük ölçüde gerçekleþmesi, sürecin devrimci bir süreç o- kabul etmeyeceðine göre kapitalist düzene karþý ayaklanma, larak devam etmesine baðlýdýr. Yani olmuþ bitmiþ bir durum koþullarý doðmuþ olan yeni bir topluma geçme ve yepyeni bir yok; süreç devam ediyor. Tekelci sermaye ve onun faþist dev- yaþam kurmak için mücadeleye girme onlar için gerçek kurtuleti açýsýndan temel sorun, her defasýnda daha büyük bir þiddet luþ yoludur. uygulayarak, geçmiþte yapýlan vahþeti kat be kat aþan büyük Emekçi halk kitlelerinin kapitalist düzene yönelik her havahþetlere giriþerek bu süreci devrimci bir süreç olarak kesin- reketi, her eylemi, burjuvazinin þiddetli ve vahþi saldýrýlarýyla tiye uðratmak, önünü kesmektir. Ancak, proletaryanýn sýnýf sa- karþýlaþýyor. Burjuvazinin sýnýf ayrýcalýklarýný ve tekelini koruvaþýmý öylesine ileri bir düzeye çýktý; devrimci hareket öylesi- mak için baþvurmayacaðý þiddet yoktur. Bu þartlarda, kitlelene dayanýklý, savaþan bir nitelik kazandý ki, hiçbir burjuva þid- rin egemen güçlerle çatýþmaya girmesi, sýnýf savaþýmýnýn devdet, günbegün keskinleþen bu devrimci süreci kesintiye uðra- rimci biçimler almasý kaçýnýlmazdýr. Sýnýf savaþýmý Türkiye ve tamýyor. Bunu baþarmak için giriþtiði her saldýrý, hemen halk Kürdistan’da on yýllardýr þiddetli çatýþmalar biçiminde sürükitlelerinin daha büyük devrimci eylemleriyle yanýtlanýyor. yor. Tekellerin egemenliðiyle birlikte mücadele, devrimci bir Proletaryayla kapitalistler arasýndaki zorunlu tarihi çatýþ- nitelik almýþtýr. Tekelci egemenlikle birlikte, emek-sermaye ma tüm olgularýyla, bu topraklarda da yaþanýyor. Sýnýf müca- çatýþmasý en üst düzeye çýkar. Tekelci kapitalizm, emek-serdelesi iç savaþ biçimini aldý. Karþýt saflarda mevzilenen güç- maye arasýndaki çeliþkinin çözüme baðlanacaðý; proletaryayla ler, tüm bu yýllar boyunca birbirlerine ateþ açtýlar. Açýlan ateþ, burjuvazi arasýndaki savaþýmýn karara baðlanacaðý bir geliþme kýrk yýl boyunca tarihin itici gücü oldu. Tarih, çok çeþitli ve aþamasýdýr. çok yoðun olaylarla ilerledi. Yakýn dönemin tarihi, ancak bu Devrimci mücadele her yükseliþe geçtiðinde, tam bu sýra çok zengin olgular temelinde kavranabilir. Ortaya çýkan olgu- bir takým gruplar ortaya çýkar ve “proletaryanýn öncüleri” ollar, ayný zamanda, sürecin bundan sonra hangi geliþmelere ge- duklarý iddiasýnda bulunurlar. Böyleleri 70’lerde de vardý, be olduðunu da bize gösteriyor. Süreç, önceki olaylarý geride ama12 Eylül’de sýnýf içinde hiçbir varlýk gösteremediler. Örbýrakacak denli daha büyük çatýþmalara gebe. Kapitalist dü- gütlenmedeki amatörlükleri ve daðýlýp giden yapýlarýyla prolezen, karþýtýna dönüþmeye gebe. Sistemin çeliþkili evrimi, bir taryaya hiçbir güven vermediler. Þimdi yine böyle gruplar, edevrimi zorunlu olarak gündeme getirmekte. Nicelik, niteliðe mekçi hareketinde boy göstermeye baþladý. Bugüne deðin, en dönüþme evresinde. Tarihsel süreç böylesine yoðun, devrimci. çetin dönemde ortalýkta görünmeyen, faþist devletin yaptýðý Tekelci sermayenin egemenliði altýnda, emekçi kitlelerin katliamlar karþýsýnda hiç ses çýkarmayanlar, devrim sýnýrsýz ekonomik ve politik mücadelesi çok daha güç hale geliyor ve özveri gerektirdiði halde bunu hiçbir zaman göze alamayanlar, her gün çok daha güçleþmektedir. Bu þartlar altýnda, emekçi sýrf devrimci mücadelenin yarattýðý ortamdan yararlanýp iþçi kitlelerin yaþam koþullarýnýn çok daha kötüleþeceði ve kötü- sýnýfý hareketinde, söz sahibi olmak için görünmeye baþladýlar. leþtiði de tartýþmasýz bir gerBu tip gruplarýn mücadelenin çektir. Tekelci kapitalizm, kaen zor döneminde, hareketin pitalizmin varolan çeliþkilerini en kritik anýnda mücadelenin Kapitalist düzenin kendisi, bu iyice keskinleþtirir, öne çýkartýr. saflarýný terk edecekleri açýkdüzenin geliþmesi, emekçileri Kapitalizmin evrimi, temelintýr. Bu nedenle, devrim yeni ayaklanmalara hazýrlamaktadýr. deki uzlaþmazlýklarýn derinleþbir yükseliþ çizgisine girdiðinmesi demektir. Yani bu demek- Sürekli artan hayat pahalýlýðý, kitlelerin de, bu devrimci mücadele daltir ki, sýnýf çatýþmalarý daha da gasýnýn hangi önderlik altýnda hayat pahalýlýðý dolayýsýyla belli bir bir þiddetlenecektir. Varolan tageliþeceði, mücadelenin geledüzeyin altýnda yaþayabilmesinin rihi koþullar altýnda iþçi sýnýfýceði açýsýndan çok önemlidir. olanaksýzlýðý, onlarý zorunlu olarak nýn ve dolayýsýyla insanlýðýn Devrimci mücadelenin, kurtuluþuna giden yol, yalnýzca devrimci marksistlerin, Leniayaklanmalara itmektedir. Ýþçilerin zora dayalý devrimle açýlabilir. yaþamý ve halk kitlelerinin yaþamý gün nist Parti’nin öncülüðünde geProletaryanýn toplumsal devriliþmesi için, Leninistlerin, sýgün bozulmakta ve kötüye mi, uzlaþmaz çeliþkilerin çözünýf savaþýmýnýn her alanýnda gitmektedir. Hiçbir emekçi bu durumu müdür. etkin olmasý gerekiyor. Bu etKapitalist düzenin kendisi, kinliðin tam olarak ortaya koartýk daha fazla kabul etmeyeceðine bu düzenin geliþmesi, emekçi- göre kapitalist düzene karþý ayaklanma, nabilmesi, varolan tüm güçleleri ayaklanmalara hazýrlamakrinin en iyi biçimde, en verimkoþullarý doðmuþ olan yeni bir tadýr. Sürekli artan hayat pahali ve en aktif biçimde harekete topluma geçme ve yepyeni bir yaþam lýlýðý, kitlelerin hayat pahalýlýðý geçirilmesine baðlýdýr. dolayýsýyla belli bir düzeyin alkurmak için mücadeleye girme týnda yaþayabilmesinin olanakC.DAÐLI onlar için gerçek kurtuluþ yoludur.

4

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Kafkasya

KAFKAS SAVAÞI ÜZERÝNE “Yeni Dünya Gücü: Rusya” yazýsý Gürcistan’ýn Güney Osetya’ya saldýrmasýndan önce kaleme alýnmýþtý. Büyük bir isabetle Rusya’nýn doðruluþunu ve bunun iktisadi-toplumsal altyapýsýný ele alýyordu yazý. Savaþ patlak verdiðinde, sözkonusu yazýyla okurlarýmýza iþin arka planýný gösterme imkanýmýz oldu. Ayný günlerde Fidel Castro “Piyasaya Feda Edilen Piyon Askerler” baþlýðýyla bir yazý kaleme alýyordu. (Bu sayýmýzda bu yazýyý okuyabilirsiniz). Daha savaþýn ilk gününden itibaren web sayfamýzda hem yukardaki makalelere yer vererek, hem de anlýk geliþmeleri duyurarak okurlarýmýza bakýþ açýmýzý yansýtmaya çalýþtýk. Emperyalist dünyanýn tüm gerçekleri baþaþaðý çevirdiði medya bombardýmanýna karþý, farklý kanallardan bilgiler derleyerek sunduk okurlarýmýza. Savaþýn diðer ucundan, Rusya basýnýndan (Pravda, Russia Today, Itar Tass...) haberler geçtik. Bizim sosyalist basýna gelince... Genel olarak ilk günlerde savaþ haberini atlamayý yeðledi. Savaþýn bir tarafý, ABD’nin has adamý, Beyaz Saray’ýn kuklasý, “Ýngilizce’yi Bush’tan daha iyi konuþan adam” Saakaþvili gericiliði idi. Saakaþvili’nin arkasýnda baþta ABD olmak üzere emperyalistler, Ýsrail, Türkiye vardý. Bu gerçek, tüm dünyanýn bildiði sýrlardan biriydi. “Gül devrimi” dedikleri Soros darbesiyle yönetime gelen bu aþaðýlýk rejim, ipliði daha baþtan pazara çýktýðý için, kimse tarafýndan savunulamazdý. Burjuva camia bile Saakaþvili’nin ardýnda duramadý. Sosyalist basýnýn genel olarak sessiz durmasýnýn sebebi bu muydu acaba? Rusya sözkonusu olduðunda, ortaokul kitaplarýndan ezberlenmiþ “sýcak denizlere inme” meselesiyle beyni dumura uðratýlmýþ bir toplumda “Rus yayýlmacýlýðý” kolay kabul edilen bir düþünce. Sosyalist saflarda tüm “anti-Sovyetik” gruplarda bu düþünce yer etmiþ durumda. Ve uluslararasý kamplaþmalarda bu düþüncenin etkileri hemen ortaya çýkýyor. Hatta bu durum, neredeyse bir “Slavofobya” durumuna yükselmiþ bulunuyor. Bunun en son örneðini Yugoslavya’nýn parçalanmasý ve Kosova olaylarýnda yaþadýk. Savaþýn Gürcistan tarafý kesinlikle savunulamayacak durumdaydý. Peki ya Rusya? Ýþte sosyalist çevreleri zora sokan durum buydu. Kimileri bu zorluðu “emperyalist savaþ” sözleriyle “aþýverdi”. Oysa düpedüz burjuva basýndan alýnan bu kavramý kullananlarýn, her þeyden önce, savaþan taraflarýn (ABD ve Rusya) her ikisinin de emperyalist olduðunu ortaya koymalarý gerekiyordu. Ýþte yukardaki kökleþmiþ önyargýlar, genlere iþleyen düþünce biçimi, burada ortaya çýkýyordu. “Yeni Dünya Gücü: Rusya” yazýsý, bu açýdan önemli bir perspektif sunmaktaydý. Tabii yararlanmasýný bilenlere! Fidel yoldaþýn yazýsý da ayný þekilde önemli bir perspektif sunuyor. Keza Gürcistan ve Rusya’dan çeþitli komünist partilerin yayýmladýklarý bildiriler de benzer doðrultudadýr. Eleþtirinin sivri oklarý Saakaþvili üzerinden emperyalizme yöneltilmiþtir. Rus karþý-devrimci iktidarýndan yana olmadan da bu eleþtiri yapýlabilir ve

yapýlmalýdýr. Tek doðru devrimci tutum da budur. Emperyalist Ýkiyüzlülük Bu savaþ süresince öyle çok ironik durum yaþandý ki... Daha dün Yugoslavya’ya tonlarca bomba yaðdýran, acýmasýzca katliamlar yapan, Kosova’yý “uyuþturucu, beyaz kadýn ve silah ticareti cenneti” haline getirerek “baðmsýzlaþtýran” emperyalistler ve onlarýn yardakçýlarý, Gürcistan sözkonusu olunca “egemen ülke” kavramlarýna sarýlmaya baþladýlar. Bu “egemen ülke” nedense, Yugoslavya’ya tam teslimiyeti dayattýklarý “Rambouillet Þatosu”nda akýllarýna gelmemiþti. Irak’a bombalar yaðdýrýrken, yaklaþýk 1 milyon insaný öldürürken akýllarýna gelmemiþti. Þimdi Ýran’a saldýrmak için fýrsat kollarken de akýllarýna gelmiyor tabii. Hiçbir midenin kaldýramayacaðý yalanlar sýralanýp duruyor emperyalistler tarafýndan. (Bu arada Türkiye’yi unutmamak gerek. Kosova’nýn “baðýmsýzlýk ilaný”ný ilk tanýyan Ankara’nýn, “Gürcistan’ýn toprak bütünlüðü” diye tepinip durmasýna ne demeli!) Bir baþka gariplik, ABD’nin Gürcistan’a “insani yardým” için güdümlü füze taþýyan savaþ gemisi göndermesiydi! Daha önce 5 adet C-17 ABD askeri nakliye uçaðý inmiþti Tiflis’e. Kargosu belli olmayan 5 askeri kargo uçaðý! Ayný günlerde Saakaþvili’nin biraz ahmakça “havaalanlarýmýzý ve limanlarýmýzý ABD askerleri koruyacak” açýklamasý (ki Beyaz Saray apar topar yalanladý!), sökonusu kargolarýn ve “insani yardým”ýn ne olduðunu yeterince ortaya koymuyor mu? Yalanlar ve Gerçekler Utanmazlýðýn böylesi! Gürcistan Baþkaný Saakaþvili, Güney Osetya’nýn baþkenti Þinvali’nin yerle bir edildiði saldýrýnýn emrini veren kendisi deðilmiþ gibi, kenti Rus birliklerinin yýktýðýný söylüyor. (Üstelik bu saldýrýdan birkaç saat önce televizyonda boy gösterip Güney Osetya ve Abhazya’ya en geniþ özerklik sözleri veriyordu Saakaþvili. Ve ayný saatlerde birlikleri Þinvali’ye saldýrýnýn son hazýrlýklarýný yapýyordu.) Sanki 7-8 Aðustos gecesi Þinvali’ye yaðan obüs ve top mermileri, katyuþa roketleri; Þinvali semalarýndan ölüm yaðdýran saldýrý helikopterleri Gürcistan’a ait deðilmiþ gibi... Sanki ayný gecenin sabahýnda kente girerek kenti yaðmalayan, kent sakinlerini yerinden yurdundan etmek için özel çaba harcayan (“demografik deðiþim”) ABD, Ýsrail ve Türkiye tarafýndan eðitilen Gürcü birlikleri deðilmiþ gibi... Sanki 24 saat içinde 1500 insaný öldüren, (Eston, Ukrayna, ABD ve Uzak Doðulu paralý askerlerle ve NATO silahlarýyla desteklenen) Gürcü birlikleri deðilmiþ gibi... Beyaz Saray’ýn “has adamý” Saakaþvili, Þinvali’yi yýkanýn Rus birlikleri olduðunu söylüyor! Emperyalist propaganda makinesi ayný yalanlarý yayýp duruyor. Örneðin Pravda’nýn haberine göre, Þinvali’de 12 yaþýnda bir

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

5


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Kafkasya kýz ve halasý ile röportaj yapan American News televizyonu, canlý yayýnda kýzýn anlattýklarýna iki dakika tahammül edebiliyor. Gürcü saldýrýsýnýn yarattýðý yýkýmý anlatmakta olan bu küçük kýzýn konuþmasý daha ikinci dakika dolmadan derhal kesiliyor. Çünkü anlatýlanlar, emperyalist medyanýn sunduðu “Rus saldýrganlýðý” yalanýný boþa çýkarmaktadýr. Bu nedenle yayýmlanmamalýdýr. Benzer bir olay Sky News’ün haberlerinde gündeme geliyor. Rus televizyonlarýndan alýnan görüntüleri spiker yorumluyor. “Rus saldýrganlýðý”ný yerden yere vuruyor. Oysa görüntülerdeki konuþmalar arka plandan duyulmaktadýr. Rusça ve Osetçe olan konuþmalar, spikerin söylediðinin tam tersini anlatmaktadýr. Ama ne gam! Nasýl olsa Amerikan yurttaþlarý Rusça ve Osetçe bilmiyorlar! Öyleyse Gürcü saldýrýlarýndan zarar gören insanlarýn mahzun görüntüleri ve yakýnmalarý pekala “‘Rus saldýrganlýðý”nýn kanýtý olarak sunulabilir! Emperyalist propaganda bakanlýðý iþte böyle çalýþýyor. Ama bizzat “Ýnsan Haklarý Gözlemcileri” Saakaþvili’nin iddialarýný yalanlýyor. “Batý”nýn kendi kuruluþlarý “Rus saldýrganlýðý” mitini boþa çýkarýyor. Gözlemler, çatýþma bölgesinde “saldýrgan” olanýn, savaþ suçlarý iþleyenin, Saakaþvili rejimi olduðunu gösteriyor. Ýnsan Haklarý Örgütü üyesi Tatyana Lukþena “Þinvali’den yeni dönmüþtüm ki, Saakaþvili’nin CNN’deki yorumlarýndan þaþkýnlýða düþtüm. Saakaþvili Þinvali’nin Rus birliklerince yýkýldýðýný söylüyordu. Oysa Ýnsan Haklarý Örgütü asla bu türden bir kanýta sahip deðil” diyor. (RussiaToday) Yani Saakaþvili’nin “iþkembeyi kübradan attýðýný” söylüyor. Yaþanan gerçekliðin hiçbir þekilde halklara ulaþmasý istenmiyor. Yalanlardan kurulu bir dünyada, ancak yalanlara dayanarak ayakta kalmaya çalýþýyorlar. Bunun örnekleri sayýsýz denecek kadar çok. Burjuva medya dýþýnda haber kaynaklarýna bir gözatmak yeter bunun için. ABD Umduðunu Bulamýyor Rusya’nýn hýzlý refleksi ABD planlarýný altüst etti. ABD bir anda bölgedeki has adamýný kaybetme noktasýna geldi. Doðal olarak karþý hamleler geliþtirdi. Gerilim sürekli týrmandý. Savaþýn ilk günlerinde BM Güvenlik Konseyi’nde konu tartý-

Birlik Olalým ve Gürcistan’ý Saakaþvili’nin Halk Düþmaný Rejiminden Kurtaralým! Gürcistan bir kez daha kanlý bir kaos yaþýyor! Gürcü topraðý üzerinde kardeþ kavgasý daha büyük bir þiddetle bir kez daha patlak verdi. Gürcistan Birleþik Komünist Partisinin, Gürcistan’ýn ileri iþçilerinin ülkenin militaristleþtirilmesinin, hükümetin faþizan milliyetçi politikalarýnýn tehlikeleri konusundaki öngörüleri maalesef tamamen gerçekleþmiþtir. Gürcistan otoriteleri, bazý batýlý ülkelerin ve uluslararasý ve bölgesel kuruluþlarýn desteðini arkalarýnda hissederek birkez daha katliamlar organize etmeye giriþtiler. Mevcut otoritelerin Gürcistan halkýna getirdiði utancý temizlemek için on yýllar gerekecektir. Amerikan uzmanlarý tarafýndan eðitilmiþ, Amerikan silahlarýyla donatýlmýþ olan Gürcü ordusu, Þinvali kenti-

6

þýlýrken ABD temsilcisi Rus temsilcisi Çurkin’e “Gürcistan’da rejim deðiþtirmeyi mi amaçladýklarý”ný soruyordu. Çurkin’in yanýtý “rejim deðiþikliði Amerikan icadýdýr” oldu. Gerçekliðin böylesine sert bir þekilde suratlarýna çarpýlmasý kuþkusuz ABD’liler için pek alýþýlmadýk bir durum! ABD’nin ilk karþý adýmý Polonya ile imzalanan “füze kalkaný” anlaþmasý oldu. Karþýlýklý sert açýklamalar geldi. “Rusya’yý cezalandýrmak” söylemiyle NATO nezdindeki giriþimi ise Almanya, Fransa ve Ýtalya engeliyle karþýlaþtý. Rusya, “eðer NATO bizi cezalandýrýrsa, biz de NATO’yu cezalandýrýrýz” diyecek kadar üst perdeden meydan okudu. Karadeniz’deki NATO gemileri konusunda ise “sert karþýlýk vereceði” uyarýsýnda bulundu. Ardýndan Rusya, NATO ile askeri iliþkilerini tek taraflý dondurduðunu açýkladý. Ama asýl gerilim Ukrayna konusunda kopacaða benziyor. Bir baþka Soros darbesiyle iktidara gelen Yuþçenko rejimi, Rusya’ya karþý gerilim siyaseti izliyor. Saakaþvili’yi açýktan destekliyor. Rusya ise geçende gayrý resmi aðýzlardan yaptýðý açýklamayla Ukrayna üzerinden geliþecek NATO giriþimlerinin Üçüncü Dünya Savaþý anlamýna geleceðini söyledi. Gürcistan savaþý fitili ateþledi. Bundan sonra belirli bir dönem gerilim siyasetine tanýk olacaðýz. Bu gerilim sýrasýnda oluþan dengeden, hiç kuþku yok ki uluslararasý proleter hareket, demokratik yönetimli ülkeler, emperyalist baskýdan bunalan kimi ülkeler (örneðin Suriye, bir ölçüde Ýran) faydalanacaktýr. Dizlerinin üzerinden ayaða kalkan Rusya’nýn bu çýkýþý, Rus karþý-devrimci iktidarýna raðmen, dünya devrimci güçlerine yarayacaktýr. Bölgedeki gerilim ve çatýþmalara gelince... Sosyalizmin 70 yýl boyunca barýþ içinde bir arada yaþattýðý birçok ulus ve ulusal topluluk, SSCB’nin daðýlmasýndan sonra kanlý boðazlaþmalara sürüklendi. Ve kapitalizm koþullarýnda bu çatýþmalarý önlemenin imkaný yok. Tam tersine, halklar kapitalizm koþullarýnda sürekli birbirlerine karþý kýþkýrtýlmakta, düþmanlýklar yaratýlmakta. Uzun yýllar sosyalizmin anavataný olan bu topraklarda tek çözüm, karþýdevrimci iktidarlarý alaþaðý etmek, yeniden sosyalizme yönelmektir. Aksi taktirde bölgedeki çatýþmalar asla durmayacak.

nin barbarca yýkýlmasýnýn sorumlusudur. Osetler, erkek ve kýz kardeþlerimiz, çocuklar, kadýnlar, yaþlýlar, masum insanlar bombalarla yok edilmiþtir. Þinvali kenti ve çevresinin ikibinden fazla sakini yaþamlarýný yitirmiþtir. Ayný zamanda Gürcü uyruðundan yüz kadar sivil çatýþma bölgesinde ve Gürcistan topraðýnýn bütününde yaþamlarýný yitirmiþtir. Gürcistan Birleþik Komünist Partisi Merkez Komitesi, öldürülenlerin yakýnlarýnýn acýlarýný derinden paylaþtýðýný ve baþsaðlýðý dileklerini bildiriyor. Bu kardeþ kavgasýnýn, öldürülen binlerce çocuk, kadýn ve yaþlýnýn, Güney Osetya ve Gürcistan yurttaþlarýnýn, bütün sorumluluðu özellikle mevcut baþkana, parlamentoya ve hükümete aittir. Saakaþvili rejiminin sorumsuzluðu ve maceracýlýðý hiçbir sýnýr tanýmamaktadýr. Gürcistan baþkaný ve onun adamlarý hiç kuþkusuz suçludurlar ve 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

suçlarýnýn bedelini ödemek zorundadýrlar. Biz, Gürcistan Komünistleri, Gürcistan’ýn tüm ilerici düþünceli insanlarý bu canavarca soykýrýmýn örgütleyicilerinin en sert ve resmi bir cezaya çarptýrýlmasý için sonuna kadar mücadele edeceðiz! Gürcistan Birleþik Komünist Partisi dünya kamuoyundan mevcut Gürcistan idaresini Gürcistan halkýyla ve Gürcü ulusuyla özdeþleþtirmemelerini talep etmektedir ve Gürcistan halkýný da Saakaþvili’nin suçlu rejimine karþý mücadeleye çaðýrmaktadýr. Gürcistan’daki bütün politik güçleri, toplumsal hareketleri, bütün Gürcü halkýný, Gürcistan’ý anti-ulusal, Rus düþmaný, faþizm yanlýsý Saakaþvili rejiminden kurtarmak üzere güçlerini birleþtirmeye çaðýrýyoruz! Gürcistan Birleþik Komünist Partisi MK Tiflis, 11 Aðustos 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Küba

PÝYASAYA FEDA EDÝLEN PÝYON ASKERLER Bazý hükümetler belki de keskin gerçeklerden haberdar deðiller, bu yüzden Küba’nýn tavrýný ortaya koyan Raul’un mesajý bize göre çok iyi bir zamanlamaya sahipti. Gürcistan hükümeti, Bush ile önceki temaslarý olmadan anayasal düzeni yeniden saðlamak adý altýnda 8 Aðustos þafaðýnda silahlý kuvvetlerini Güney Osetya Otonom Cumhuriyeti’nin baþkentine asla göndermezdi. Bush, geçen ay Bükreþ’te Devlet Baþkaný Saakasvili’ye Gürcistan’ýn NATO’ya katýlmasý için destekleme sözünü verdi; bu Rusya’nýn kalbine keskin bir hançerin saplanmasýndan farksýz. Bu askeri örgütlenmenin üyesi olan birçok Avrupa Devleti, Büyük Britanya’dan da Ýngiltere’nin ayrýlmasýyla sonuçlanabilecek olasý çatýþmalarla dolu ulusal meselelerin sorumsuzca maniple edilmesinden ciddi þekilde kaygýlanýyorlar. Yugoslavya böyle parçalanmýþtý: Tito’nun bunu engelleme çabalarý ölümünden sonra iþe yaramadý. Kafkasya’nýn barut fýçýsýný ateþlemek için ne gerekiyordu? Testi kýrýlmadan önce kaç kere çeþmeye götürülür ki? Rusya kuvvetli bir nükleer güç olmaya devam ediyor. Böyle binlerce silahý var. Öbür taraftan, Batý ekonomisinin kanunsuzca 500 milyar dolardan fazlasýný bu ülkeden çektiðini hatýrlatmak isterim. Eðer Rusya bugün artýk komünist bir tehlike deðilse, artýk 400’den fazla nükleer fýrlatma rampasý SSCB’nin ortadan kalkmasýnýn ardýndan sökülmüþse ve Avrupa’nýn askeri ve stratejik hedefleri için bir tehdit deðilse, neden nükleer bir kalkanla onu kuþatmak istemektedirler? Yaþlý kýtanýn da barýþa ihtiyacý var. Güney Osetya’da konumlandýrýlan Rus birlikleri oraya uluslararasý olarak kabul edilmiþ bir barýþ görevinde gönderildiler; sebepsiz yere ateþ açmýyorlardý. Gürcistan, Otonom Cumhuriyeti’nin baþkenti olan Tisinvali’yi iþgal etmek için neden Olimpiyat Oyunlarý’nýn Pekin’de baþladýðý tarih olan 8 Aðustos’u tercih etti? O gün, tüm gezegen üzerinde 4 milyar insan Çin’deki Olimpiyat Oyunlarý’nýn devasa açýlýþ gösterisini izliyordu. Sadece ABD halký, tüm dünya halklarýnýn heyecanlandýrýcý arkadaþlýk festivalini canlý yayýnda izlemekten zevk alamadý. Yayýn haklarý, 900 milyon dolar ödeyen ve yayýnýn her dakikasýndan azami ticari pay çýkarmaya çalýþan bir televizyon kanalý tarafýndan satýn alýnmýþtý. Rakip þirketler Kafkasya’daki savaþ haberini vererek durumun hakkýndan geldiler çünkü bu haber kimsenin tekelinde deðildi. Ciddi bir çatýþma dünyayý tehdit ediyordu. Bush, törenden, resmi bir davetli olarak, pek keyif aldý. Pazar günü, 10 Aðustos’ta, yani iki buçuk günün ardýndan, hala bayrak sallayarak, barýþýn þampiyonu gibi davranýyordu ve Amerikalý atletlerin baþarýlarýndan keyif almaya hazýrlanýyordu. Sporculara, gücünün ve imparatorluðunun üstünlüðünün bir simgesiymiþçesine bakýyordu, ama bu bakýþlar ki baktýðý her þeyi kirletiyor. Boþ vakitlerinde,Washington’daki memurlarýyla uzun görüþ-

meler yapýyor, Rusya’ya tehditler savuruyor ve BM Güvenlik Konseyi’ndeki ABD temsilcisini, Rusya’ya karþý aþaðýlayýcý konuþmalar yapmasý için cesaretlendiriyordu. Bir zamanlar sosyalist blokun yada SSCB’nin parçasý olan bazý ülkeler bugün ABD’nin hamiliðinde yer alýyorlar. Rusya’ya karþý pervasýz bir kin besleyen bu ülkelerin hükümetleri, -Polonya ve Çek Cumhuriyeti örneðinde olduðu gibi- tercihlerini Bush’a kayýtsýz destek olmaktan ve Güney Osetya’ya aniden saldýran Saakaþvili’nin yanýnda yer almaktan yana yapýyorlar. Maceraperest Saakaþvili garip bir geçmiþe sahip. Sosyalizm zamanýnda ülkenin baþkenti Tiflis’te doðuyor, Kiev Üniversitesi’nden hukuk diplomasý alýyor ve Strasburg, New York ve Washington’da doktora sonrasý eðitimine devam ediyor. New York’da stajer avukatlýk yapýyor. Batýlýlaþmýþ bir Gürcü haline geliyor, aç gözlü ve fýrsatçý bir insan oluyor. Ülkesine Yankilerin de desteðiyle geri dönüyor ve SSCB’nin daðýlýþ sürecinin azgýn sularýna oltasýný daldýrýyor. 2004 Ocak ayýnda Gürcistan Devlet Baþkaný olarak seçiliyor. ABD ve Ýngiltere’den sonra, bu ülke Irak savaþý macerasýnda en fazla askeri bulunan ülke olma ünvanýna sahip. Küba 20 yýl boyunca, yüzbinlerce savaþçýsýný Afrika’ya göndererek, sömürgeleþmeye ve ayrýmcýlýða karþý baðýmsýzlýk mücadelesine kattý. Bu mücadelede aradýklarý, ne petrol, ne doðal rezerv ne de kar kaynaklarýydý. Onlar sadece gönüllüydü. Ýradeleriyle çelikten ilkelerimizi daha da güçlendirdiler. Gürcü askerleri Irak’ta ne yapýyor? Yüzbinlerce insanýn yok olmasýna yol açan bu savaþý desteklemiyorsa eðer? Orada hangi ülkünün savunuculuðunu yapýyorlar? Güney Osetya halkýnýn Irak’a yada gezegenin bir baþka bölgesine emperyalizmin buyruðuyla savaþmaya gönderilmeyi istememesi çok doðal ve mantýklýdýr. Saakaþvili, kendi baþýna, Gürcü ordusunu Güney Osetya’ya göndererek, orada bulunan Rus barýþ gücü ile çatýþmayý göze alacaðý bir maceraya atýlmazdý. Nükleer savaþýn bir oyun olmadýðý gerçeði kadar, ölüme gönderilen piyon askerler için kimsenin mükafatlandýrýlmayacaðý da aþikar. Bu düþüncelerimi, ilk olarak Küba saati ile 17.30’da Bush konuþma yaparken kaleme aldým. Ama görüyorum ki, söylediklerinin hiçbirisi þu an tartýþtýðýmýz konuyu deðiþtirmiyor, sadece ABD hükümetinin medya savaþý daha da güçlenmiþ görünüyor. Bu da evvelden hazýrlanmýþ bir manevra, bunlara artýk kimse inanmýyor. Ruslarýn çok açýk bir biçimde önerdiði üzere, iþgal ordularýnýn ilk konumlarýna geri çekilmesi, anlaþmazlýðýn çözümünün tek makul yolu olarak görünüyor. Ümit edelim ki, Olimpiyat Oyunlarý daha ciddi bir krizle kesintiye uðramadan devam eder. Saðlam bir ABD takýmýyla yapýlan kadýnlar voleybol maçý oldukça keyifliydi; beysbol maçý ise henüz baþlýyor.

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

Fidel Castro Ruz

7


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Tuzla Tersane

TUZLA’DA KATLETTÝKLERÝNÝZÝN ÇIÐLIÐI YAKANIZI BIRAKMAYACAK! Kapitalizm neden aþaðýlýk bir sistemdir, bilmek istiyor musunuz? Tuzla tersanelerine bakýn. Tuzla tersanelerinde yaþanan katliama bakýn. Artýk gün geçmiyor ki Tuzla’dan bir iþ cinayeti haberi gelmesin. Ölümle sonuçlansýn sonuçlanmasýn, her gün mutlaka bir “kaza” oluyor orada. Ya iþçiler güverteden düþüyor, ya elektriðe çarpýlýyor, ya patlama oluyor. Sonuç hep ayný, yürekleri daðlayan hep iþçi eþleri, iþçi çocuklarý... Ýþçi anneleri ve babalarý... Baþbakan konuþuyor, Çalýþma Bakaný konuþuyor, tersane patronlarý konuþuyor... Ýþçiler ölmeye devam ediyor. Ýþçiler bile bile, göz göre göre ölüme gönderilmeye devam ediyor. Burjuvazi piþkin piþkin açýklamalar yapýyor. Ýþçilerin cahil olduðundan dem vuruyor, dikkatsiz çalýþtýklarýný söylüyor utanmadan sýkýlmadan, olmadý iþ araçlarýna suç buluyor. Bazý tersanelere göstermelik olarak geçici kapatma cezasý veriliyor. Ama sonuç hep ayný; iþçiler ölmeye, arkasýnda gözü yaþlý eþ, çocuklar, akrabalar býrakmaya devam ediyor. Filikaya kum torbasý yerine iþçileri dolduruyor kapitalist efendiler. Bir iþçinin bir kum tanesi kadar deðeri olmadýðýný göstermek istercesine. Kobay olmak istemeyeni iþten atmakla tehdit ediyor kapitalist efendiler. Yirmi birinci asýrda kölelik iþte böyle devam ediyor. Boþuna kapitalizm için ücretli kölelik düzeni demiyoruz. Ve bir kez daha Marx’ýn kapitalistlerin acýmasýzlýðýný anlattýðý sözler geliyor aklýmýza, “Kar oraný kapitalizmin devindirici gücüdür. Kapitalist sistemde kar oranýnýn rolü üzerine Ýngiliz sendikacýsý ve yayýlmasý Ý.J.Duhring ýsrarla þunu der; ‘Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalýþmaya razýdýr; kesin yüzde 20, iþtahýný kabartýr: yüzde 50, küstahlaþtýrýr; yüzde 100, bütün insanal yasalarý ayaklar altýna aldýrýr; yüzde 300 kâr ile, sahibini astýrma olasýlýðý bile olsa, iþlemeyeceði cinayet, atýlmayacaðý tehlike yoktur. Eðer kargaþalýk ile kavga kâr getirecek olsa, bunlarý rahatça dürtükler. Kaçakçýlýk ile köle ticareti bütün burada söylenenleri doðrular. ‘” Ýþte Tuzla tersanelerinde yaþanan tam da burdur. Kapitalistlerin kar hýrslarý uðruna iþçi yaþamýný hiçe saymalarý, iþçi yaþamýna bir kum torbasý kadar önem vermemeleri.... Tatlý karlarý için her türlü çýlgýnlýðý göze almalarý iþçileri kobay olarak kullanmalarý... Bir de piþkin piþkin suçu iþçilere yüklemeye çalýþýyorlar. Ýnsana deyim yerindeyse “bu kadarýna da pes doðrusu” dedirtiyorlar. Anladýk burjuva baylar, sizde hiç acýma duygusu, insan hayatýna (kendi hayatýnýz olmadýðý sürece) deðer verme yok, ama hani halk arasýnda derler ya hiç utanma arlanma da mý yok? Ýnsan kendi hatasýný kabul

8

eder hiç deðilse! Ama yok burjuva baylarýmýzda, kapitalist efendilerimizde insanlýk, en asgari düzeyde de olsa insanca bir þey aramak nafile! Biz sizi biliyoruz burjuva baylar, siz gölgesini satamayacaðýnýz aðacý kesersiniz. Elinizde milyarlarca iþçinin, emekçinin, devrimcinin, komünistin, genç yaþlý, erkek kadýn, bebek, çocuk, insanýn kaný var. Siz saraylarýnýzda iþçi ve emekçi kaný sömürerek semirirsiniz, üç iþçi filikada can verirken hemen yandaki tersanede kokteyl verirsiniz. Siz çýkýp insanlarýn karþýsýna utanmadan asýl suçun “cahil”, “bilgisiz” iþçilerde, o da olmadý filikanýn kendisinde olduðunu söylersiniz. Biz sizi tanýyoruz burjuva baylar, sizin sofranýzda her gün kuþ sütünün yaný sýra iþçi ve emekçi kaný olmazsa siz rahat, huzurlu olamazsýnýz. Siz iþçiler ve emekçilerin insanca yaþayabilecekleri, gündüzlerinde aç gezmedikleri, gecelerinde aç yatmadýklarý bir dünya için mücadele eden devrimciler katledilirken sýrça köþkünüzde zevkle purolarýnýzý tüttürür, yaðlý göbeklerinizi kaþýrsýnýz. Ama siz de bizi biliyorsunuz burjuva baylar! Milyonlarca iþçiyi ve emekçiyi, yoksul halklarý yeryüzünün lanetlilerini, baldýrý çýplaklarý biliyorsunuz. Hani gecekondulardan gelip gýrtlaðýnýzý kesecek olanlarý biliyorsunuz. Siz de ta Komün’den beri baþeðmez olan devrimcileri, komünistleri tanýyorsunuz. Bir gün tarihin hükmünü yaðlý boyunlarýnýza asacak olanlarý biliyorsunuz. Ve biliyoruz siz de bizim gibi o günü bekliyorsunuz. Biliyorsunuz o gün, hesap gününün korkunç olacaðýný, kaçacak delik arayacaðýnýzý, yaðlý göbeklerinizi saklamak için köþe bucak kaçacaðýnýzý siz de biliyorsunuz burjuva baylar, kapitalist efendiler. Ama emin olun, o bugün hiç gözünüzü kýrpmadan ölüme gönderdiðiniz, kobay olarak kullandýðýnýz iþçilerin elleri yakanýzda olacak. Nereye kaçarsanýz kaçýn onlar sizi bulunduðunuz yerden çekip çýkarmayý bilecek ve boynunuza hakettiðiniz yaftayý asacaklar. Bakalým o gün, bugün olduðu kadar piþkin ve yýlýþýk olabilecek misiniz. Bakalým o gün, bugün olduðu kadar insan yaþamýna kayýtsýz olabilecek misiniz? Tuzla tersanelerinde katlettiðiniz yüzlerce iþçinin çýðlýklarý yakanýzý býrakmayacak kapitalist efendiler. Ve o büyük gün, o devrim aný geldiðinde o çýðlýklar denizinin ortasýndan kýzýlý bir güneþ doðacak. KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜR, KAPÝTALÝZMÝ ÖLDÜRÜN!

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Agit Anma

AGÝT YOLDAÞ ÖLÜMSÜZDÜR!

2

5 Aðustos 1993 tarihinde bir devrimci kamulaþtýrma eylemi sonucu gittiði evde düþman tarafýndan etrafý sarýlan Yaþar BULUT (Agit/Hasret) yoldaþýmýz, düþmanla saatlerce çatýþmýþ, yaralý olarak tutsak düþmüþtü. Yoldaþýmýzýn kan sýzan yaralarýyla oynayan faþist cellatlar onu 2 günlük iþkence

sonrasý katlettiler. Ama onun aðzýndan, haykýrdýðý kolektifinin adýndan baþka bir þey alamadýlar. Agit yoldaþ, katlediliþinin 15. yýlýnda Ýkitelli Ekin Sanat Derneði’nde düzenlenen etkinlikle anýldý. Agit yoldaþýn þahsýnda ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý için yapýlan saygý duruþunun ardýndan hazýrlanan slayt izlendi. Slayt gösteriminin ardýndan Ýkitelli Ekin Sanat Derneði’nden bir arkadaþýmýz Agit’in yaþam öyküsünü ve mücadele anlayýþýný anlattý. Agit’in ne kadar fedakar , mücadele azmiyle dolu ve kararlý olduðunu anlatan yoldaþýmýz onun tam da istediði gibi ölümsüzleþtiðini söyledi. Ardýndan bir iþçi yoldaþýmýz söz aldý ve tanýdýðý Agit’i anlattý bizlere. Onu ilk defa bir iþçi mitinginde tanýdýðýný ve orada gösterdiði yiðitçe tavýrla göz doldurduðunu anlatan yoldaþýmýz, daha sonra onu Paþabahçe iþçilerine destek eyleminde gördüðünü ve bir iþçi yoldaþ olduðunu öðrendiðinde çok sevindiðini söyledi. Agit’in ayný dönemde zora dayalý eylemlerde yeraldýðýný ise sonradan öðrendiðini ve onun çalýþma tarzýna hayran kaldýðýný vurguladý. Proletaryanýn böyle savaþçýlara sahip olduðu için gurur duymasý gerektiðini belirten yoldaþýmýz duygu dolu konuþmasýný bize Agit’leri, Sibelleri kazandýran analarýmýza teþekkür ederek bitirdi. Ardýndan bir yoldaþýmýz þiir okudu ve bir müzik dinletisi verdi. Müzik dinletisinin ikinci kýsmýna bir yoldaþýmýz da eþlik etti. Konuþmalar sonrasý “Güneþin Sofrasý” kuruldu. Ve sonra Agit’in baþucuna doðru yola çýktýk. Yine her seferinde olduðu gibi Kürt çocuklar karþýladý bizi. Ýþçi ve öðrenci yol122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

daþlar birlikte ayıkladılar Agit yoldaþýn mezarý üzerindeki ayrık otlarını. Bu seneki anma programýný Devrimci Öðrenci Birliði hazýrlamýþtý. Mücadele Birliði Platformu imzalý “Agit Yoldaþ Ölümsüzdür” pankartý açýldý. Saygý duruþu sýrasýnda bir iþçi yoldaþýmýz Nazým’ýn “Akýn var güneþe akýn, güneþi zaptedeceðiz, güneþin zaptý yakýn” dizeleriyle seslendi tüm insanlýða. Sonra Mücadele Birliði Platformu adýna bir yoldaþýmýz Agit’i, onun bir iþçi olarak taþýdýðý büyük onuru anlattý. Sonra genç bir yoldaþýmýz “Ortak” adlý þiiri okudu ve “Ne mutlu Agit yoldaþa bugün bayraklarýmýzýn üzerinde onun adý yazýyor” dedi. Devrimci Öðrenci Birliði adýna konuþan yoldaþýmýz önce “Ölülerimiz” þiirini okudu ve sonra gençlik olarak Agit gibi yoldaþlarýn mücadelesine sahip çýkacaklarýný söyledi. Onlar konuþurken ellerinde, üzerinde Deniz Gezmiþ’in resimleri olan DÖB bayraklarý dalgalanýyor ve etrafa toplanan Kürt gençleri merakla izliyorlardý. Devrimci Ýþçi Komitelerinden bir iþçi yoldaþ, Agit yoldaþýn mücadelesinin önemine dikkat çekti. Agit yoldaþýn mücadelenin her alanýnda yer aldýðýný ve örnek bir yoldaþ olduðunu belirtti. Orada bulunan iþçi yoldaþlara ve arkadaþlara da seslenen DÝK’li yoldaþýmýz, sömürünün devam ettiðini, iþçilere düþenin örgütlenmek ve mücadele etmek olduðunu Agit yoldaþýn mücadelesine baðlý kalacaklarýný söyledi. Bir baþka öðrenci yoldaþýmýz “Kadife Tenli Zamanlara” adlý þiiri okudu ve sloganlarla anma bitirildi. “Agit yoldaþ ölümsüzdür” “Yaþar Bulut Yaþýyor, Leninistler Savaþýyor” “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür” sloganlarý mezarlýðý çýnlattý. Kürt çocuklarýn tam bu sýra slogan atmak için yanýmýza gelmeleri görülmeye deðerdi. Onlarla biraz konuþup Yaþar yoldaþý anlattýktan sonra mezarlýktan ayrýldýk. Burjuvazi Yaþar yoldaþý katletmekle devrimi durduracaðýný sanýyordu ama onun açtýðý yoldan yürüyen Kürt ve Türk gençleri onun uðruna yaþamýný verdiði devrim mücadelesini büyütmeye devam ediyorlar. Yaþayanlar görüyor yoldaþ ve iþler yürüyor ve iþler yürüyor. Ýkitelli’den Mücadele Birliği Okuru

9


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Eylemler

DEVRİMİN AYAK SESLERİ DÜNYAYI SARSIYOR

11 Ağustos 2008 Brüksel Havayolunda Grev Belçika’nýn baþkenti Brüksel’deki uluslararasý havaalanýnda bugün iþçilerin sürpriz bir þekilde greve gitmesi nedeniyle uçuþlar durdu. “Bruxelles-National” havaalanýný yöneten Brussels Airlines þirketinin internet sitesine göre iniþ ve kalkýþlarýn çoðu iptal edildi, aksadý veya baþka havaalanlarýna yönlendirildi. Þirket sözcüsü, çok az sayýda uçuþ gerçekleþtirildiðini belirterek, sadece Brussels Airlines’in birkaç uçuþ gerçekleþtirebildiðini bildirdi. Bir çok iniþin de Amsterdam, Liège ve Charleroi’ya yönlendirildiði kaydedildi. Yine Brüksel’deki havaalanýna kayýt olan yolcular da otobüslerle baþka havaalanlarýna götürülmeye çalýþýldý. Þu ana kadar kaç uçuþun iptal edildiði veya yön deðiþtirdiði konusunda bilgi verilmedi. Öte yandan havaalanýna gelen yolcular içeri verdikleri bagajlarýný grev boyunca alamayacaklar. 12 Ağustos 2008 Hindistan Çay Ýþçileri Grevde Hindistan’ýn Kuzey Bengal eyaletinde çay iþçileri ücret artýþý talebi ile 11 Aðustos’ta hükümete ve bölgedeki çay iþletmelerine karþý bir uyarý grevi düzenlediler. Dooars Cha-Bagan Ýþçileri Birliði Jalpaiguri bölge Sekreteri Nirma Das, iþçilerin 100 Rupilik ücret artýþý, yardým fonundan yararlanma, kapalý veya terk edilmiþ durumdaki tarlalarýn açýlarak kendilerine baðýþlanmasý talepleri ile uyarý grevine gittiklerini açýkladý. Bölgedeki Çay Ýþletmeleri patronlarýnýn ücret artýþýnda isteksiz olduðunu kaydeden Day, Kuzey Bengal’deki çay iþçilerinin ücretlerinin, Assam ve Kerala eyaletlerindekilerden görece daha az olduðunu da sözlerine ekledi. Koordinasyon komitesi adýna konuþan Chitta Dey, ücret artýþlarý ve ücret üzerinde yeni düzenle-

10

melere gidilmesi talebi için 18 Aðustos tarihine kadar süre tanýdýklarýný açýkladý. Çay endüstrisindeki en yüksek karar organý olan Tarla Danýþma Komitleri Birliði hükümetin kendilerine çözüm için yanaþmadýðýný belirtti. Grev bugün Dooars, Terai ve Darjeeling Tepelerindeki toplam 274 çay tarlasýnda gerçekleþtirildi. Uyarý grevine, Darjeeling Terai Dooars Tarla Emekçileri Birliði ve Tarla Ýþçileri Haklarýný Savunma Komitesi dýþýnda Koordinasyon Komitesi de destek oldu. Ýþçiler Kalküta’da Temmuz’dan bu yana üç bölümden oluþan yedi ayrý miting düzenlemiþ ama bir sonuç alamamýþlardý Doðu Kürdistan’da Ýþçiler Eylemde Doðu Kürdistan’ýn Sine kentinde bir tekstil fabrikasýnda çalýþan iþçiler ücretlerinin ödenmemesini düzenledikleri bir gösteri ile protesto etti. Sine kentinde Zarbaft Tekstil Fabrikasý’nýn 200’ü aþkýn çalýþaný 11 Aðustos günü kentin güvenlik bürosu önünde toplanarak ücretlerinin ödenmesini istedi. Devlet güçleri göstericileri izole etmek için binanýn açýkta olmayan bir köþesine doðru çekilmeye zorladýlar. Eylemciler aylardýr ücretlerini alamadýklarýný belirtiyor. Son haftalarda çok sayýda fabrikada grevler ve protesto gösterileri yapýldý. Þeker kamýþý fabrikasý Haft-Tape, araba lastiði fabrikasý Kiyan ve otomobil fabrikasý Ýran Khodro’da grevler yaþandý. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Maden Grevi Demokratik Kongo’daki Londra merkezli Orta Afrika Madencilik ve Ýhracat Þirketi (Camec) iþçileri Temmuz ayýnda baþlayan ücretlerindeki düþüþ sebebiyle greve gittiler. Kongo Ulusal Ýþçi Sendikasý’nýn bölge þubesinin baþkaný Didier Mabamba 11 Aðustos itibariyle iþi durdurduklarýný ve üretimin gerçekleþmediðini belirtti. Camec’in patronu Laurent Decalion kendisinden konu ile ilgili bir açýklama beklenmesine karþýn hemen bir cevap vermeyeceðini söyledi. Demokratik Kongo, cep telefonu bataryalarýnda kullanýlan kobaltýn dünyadaki en büyük üreticisi konumunda. Ülkenin güney kesi122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

mindeki Katanga bölgesi dünya kobalt üretiminin yüzde 4’ünü gerçekleþtiriyor. Camec’e baðlý madencilik tesisleri, 17 Temmuz verilerine göre mayýs ayýnda 760 ton kömür ve 583 ton kobalt iþlemiþ. Kuveyt’te Teknisyenler Eylemde Kuveyt’te devletin telekomünikasyon kurumunda çalýþan 3 bin Mýsýrlý teknisyen 2003’ten bu yana aldýklarý 50 Kuveyt Dinarý nafakanýn maaþlarýndan çýkartýlmasýna karþý baþkanlýk binasý önünde bir protesto gösterisi düzenlediler. Teknisyenler taleplerinin karþýlanmamasý durumunda greve gideceklerini ifade ettiler. Hükümet, son 5 yýldýr hükümet tarafýndan hesaplanarak iþçilere verilen nafakayý teknikerlerin nafaka konusunda yetkilerinin ortadan kalkmasýndan sonra vermeme kararý almýþtý. 18 aydýr ülkedeki Sýnýrdýþý Merkezi tarafýndan tehdit edilen Mýsýrlý 3 bin teknisyen son üç gündür açlýk grevi yapýyorlardý. Ülkedeki Mýsýr Konsolosluðu ise içlerinde mahkumiyeti bulunan iþçileri bahane ederek Mýsýrlý iþçilerin ülkelerine geri dönmelerine karþý çýkmýþ ve iþçilere destek olmayacaðýný belirtmiþti. 19 Ağustos 2008 Venezuella Çimento Þirketlerini Kamulaþtýrdý Venezuela, ciddi boyutlardaki konut sorunun çözümü için hayati öneme sahip olan çimento sektörünün kamulaþtýrýlmasý ile birlikte stratejik olarak önemli olan ekonomik sektörler üzerindeki devlet kontrolünü garanti altýna aldý. Çeþitli kaynaklara göre Venezuela’nýn sayýsý 1,5 ila 1,8 milyon arasýnda deðiþen konuta ihtiyacý var, ama çimento üretiminin yüzde 70’ten fazlasý ithal ediliyor, ancak bu durum son yapýlan kamulaþtýrma ile deðiþiyor. Yetkililer Ýsviçre firmasý Holcim ve Fransýz firmasý Lafarge ile ellerindeki stokun yüzde 85 ila 95’ini satýn almak üzere anlaþtýlar. Ancak Meksikalý CEMEX ile anlaþma saðlayamadýlar bu nedenle malvarlýklarýnýn Meksika’ya ait olan kýsýmlarýný kamulaþtýrmaya karar verdiler. Hükümet ve CEMEX görüþmelere 25 Aðustos’ta devam etme kararý aldý. Meksikalý


Yeni Evrede Mücadele Birliði

firma malvarlýklarý için 1,3 milyar dolar deðer biçerken hükümet yetkilieri bu deðeri yaklaþýk 400 milyon dolar olarak deðerlendiriyor. Çimento fabrikalarý üzerinde saðlanan kontrol, Orinoco Petrol Yataðý, çelik sanayisi, elektrik ve telekomünikasyon sektörleri ve bankacýlýk sektöründeki kamulaþtýrmalardan sonra ulusal geliþim planýnýn bir diðer etabýný oluþturdu. Venezuela hükümeti özel yatýrýmý bertaraf etmeden tarým-sanayi kalkýnma planýný sürdürürken, bir yandan da saðlýk, eðitim ve diðer sosyal alanlardaki ücretsiz programlarýný devam ettirecek bir platformu oluþturmaya çalýþýyor. Karþý devrimcilerin Sosyal Araþtýrma Grubu’nun (GIS XXI) yaptýðý araþtýrmaya göre halkýn yüzde 70’ten fazlasý hükümetin performansýný oldukça olumlu buluyor. Ayrýca araþtýrma þirketi 30-11’in yaptýðý araþtýrmalara göre 23 Kasým’da gerçekleþecek olan yerel seçimlerde Baþkan Hugo Chavez’in destekçileri 22 eyaletten 19’unda valiliði alacak gibi görünüyor. Bu hafta içinde 130 bin iþsiz ve ev kadýnýnýn yeteneklerini geliþtirmek için Che Guevara Misyonu kapsamýnda ücretsiz kurslara katýlmasý kaynaklarýn sosyal projelerde deðerlendirilmesine güzel bir örnek oluþturuyor. 22 Ağustos 2008 Arjantin’de Grevler Arjantinli Emekçiler birer gün arayla 24 saatlik grevler gerçekleþtirdi. Ýlk grev 20 Aðustos günü saðlýk emekçilerinden geldi. Grev Arjantin’in baþkenti Buenos Aires’teki 77 devlet hastanesinde saðlik çalýþanlarý ve memurlarý tarafýndan gerçekleþtirildi. Ýkinci Grev ise 21 Aðustos günü Arjantinli öðretmenler tarafýndan gerçekleþtirildi. Maaþ artýþý talebiyle 21 Aðustos’ta greve çýkan öðretmenler bir gün derslere girmedi. Öðretmenler Birliði Cephesi ve Bölge Ýþçi Sendikalarýnýn çaðrýcýlýðýný yaptýðý grev sebebiyle öðretmenler derslere girmedi. Saðlýk Memurlarý Sendikasýna (CICOP) üye memurlar; daha iyi bir maaþ, çalýþma þartlarýnýn iyileþtirilmesi ve personel alýmý talebiyle acil servislerde çalýþanlar hariç 24 saatliðine iþ býraktýlar. CICOP’un ayrýca, 200 tane kadrolu ve 700 tane de personel alýnmasýný istiyordu. Grev öncesinde kamuoyu bilgilendirilmesine raðmen, ayakta tedavi edilebilecek bazý hastalar muayenehanelere gittiler. Grevin yarattýðý etkiden dolayý Buenos Aires’te bulunan Saðlýk Bakaný, önceden grevi yasadýþý ilan etmeye çalýþtýysa da daha sonra memurlarla masaya oturup konunun görüþülmesini istedi. Talepleri karþýlanana kadar eylemlerini

Eylemler devam ettireceðini söyleyen CICOP’a Buenos Aires bölgesinde 10 binin üzerinde saðlýk memuru ve doktor üye. Arjantin’de saðlýk çalýþanlarýndan sonra öðretmenler de greve gitti. Baþkent Buenos Aires’te 4.5 milyon öðrenci de okullara gitmedi. Baþkentteki bölgesel hükümet yetkilileri öðretmenlerle aralarýndaki uyuþmazlýðýn giderilmesinin yollarýný arýyorlar. Öðretmenler, hükümetin maaþlarýna yüzde 7’lik artýþ önerisini reddetmiþlerdi. 24 Ağustos 2008 Ýran’da Polis Ýþçilere Saldýrdý Ýran’ýn Þiraz kentinde 5 aydýr maaþlarýný alamayan Ýran Telekom iþçileri greve gitti. Birçok kez Fars Vilayet Binasý önünde eylem yaparak taleplerini dile getiren iþçiler, yetkililerden herhangi bir cevap alamadýlar. Bunun üzerine greve çýkan iþçiler fabrikanýn önündeki yolu trafiðe kapatarak grev baþlattýlar. Yaþadýklarý sýkýntýlý durumu, patronlarýn ve fabrika yöneticilerin tutumunu ve hükümet yetkililerinin vurdumduymazlýðýný eleþtiren sloganlarla yolu trafiðe kapatan iþçilere olay yerine gelen çevik kuvvet polisleri gaz bombalarýyla saldýrdý. Birçok iþçinin yaralandýðý olay sonunda grev sona erdi.

Ayný fabrikada Ali Kiamarsi adýnda bir iþçi, yaþadýðý ekonomik ve ruhsal çöküntü sonucu arkadaþlarýnýn gözü önünde intihara kalkýþmýþ ve arkadaþlarý tarafýndan son anda kurtarýlmýþtý. 25 Ağustos 2008 Almanya'da Sınırdışı Etme Politikaları Protesto Edildi Almanya’nın Hamburg kentinde 'sınır dışına karşı' düzenlenen protestoda Hamburg Fuhlsbüttel hava alanında eylemciler ile polisler arasında çıkan olaylarda 71 kişi gözaltına alınırken bir polis yaralandı. Gösteride hava alanına gelen eylemciler ellerinde “Her İnsan Yasaldır”, “Sınırdışına Son”, “Herkese Özgürlük” pankartlarıyla havaalanının 1 ve 2 numaralı terminalini işgal ettiler. Hamburg ve Schleswig-Holstein Eyaleti’nin de polis takviye ettiği geniş güvenlik önlemlerinin alındığı eylemde 1590 polis görev aldı. Havaalanına girmek isteyen göstericilere polisin sert müdahale etmesi üzerine, eylemciler havaalanında bagaj bandının üzerine çıkarak yolcu işlemlerini engellediler, yürüyen merdivenleri işgal ettiler, tuvaletleri tıkayarak karşılık verdiler.

KIZIL HACKERLAR’DAN EYLEMLER RedHack tarafýndan, devletin sanal alemdeki “sansür” uygulamalarýna karþý eylem yapýldý. Son dönemde pek çok sitenin giriþ sayfasýnda “bu siteye eriþim mahkeme kararýyla engellenmiþtir” yazýsýyla karþýlaþýyor kullanýcýlar. Özellikle politik siteler devletin bu saldýrýsýndan nasibini alýyor. Bunun dýþýnda “telif hakký”, “fikri mülkiyet hakký” gibi burjuva mülkiyet iliþkilerine uymayan siteler de bu saldýrýlardan nasibini almakta. RedHack grubu, tüm bunlara dikkat çekmek ve buna karþý tepkiyi büyütmek amacýyla Türkiye tabanlý bine yakýn siteye saldýrý düzenledi. RedHack topluluðu ayrýca yaptýðý bu eylemleri DHKP Genel Sekreteri Dursun Karataþ’ýn ölümsüzleþmesinden sonra Dursun Karataþ’a ithaf ettiklerini bildirdi. Eylemlerinin devamý olarak 25 Aðustos günü, aralarýnda www.receptayyiperdogan.org, www.erciyeszaferkurultayi.com, www.sehitgazi.com.tr, www.turannet.com. gibi faþist sitelerin de olduðu yaklaþýk 150 siteyi daha deface (anasayfanýn görüntüsünün deðiþtirilmesi) ettiklerini bildiren RedHack topluluðu, sansür karþýtý kampanyanýn bir süre daha devam edeceðini bildirdi. 25 Aðustos günü bir radyo kanalýnýn sitesini de bloke eden Red-Hack, radyo üzerinden devrim propagandasý yaptýrmýþ ve radyoda devrimci marþlar çalýnmasý karþýlýðýnda siteyi yeniden yayýna açmýþtýr. Redhack kýrýlan haber siteleri ve faþist siteleri ise geçtiðimiz hafta Mücadele Birliði Sitesinin faþist bir lamer grubu tarafýndan saldýrýya uðramasýna misilleme amacýyla hacklediklerini belirttiler. Turkturan.net adresindeki faþist sitenin anasayfasý “Devrimci Sitelere Saldýrýlar Cevapsýz Kalmaz, Kalmayacaktýr. Kahrolsun Faþizm” yazýlarýyla donatılmýþtýr. 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

11


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Gündem

19. YILINDA DAHA GÜÇLÜ BÝR Zindanlarda, çatýþmalarda, sokak gösterilerinde, iþçi grevlerinde, emekçi sýnýflarýn, Kürt halkýnýn eylemlerinde ateþ, barut ve kanla sýnanmýþ bir 18 yýl… Gücünü devrimci politikalarýnýn yaný sýra, savaþýn ateþinin arýndýrýcý etkisinden alan proletaryanýn devrimci sýnýf partisi 18 mücadele yýlýný geride býraktý. 1990’dan bu yana geçen süre tarihin herhangi bir dönemine benzemiyor. Oldukça kýsa diyebileceðimiz bu döneme koca bir tarih sýðdýrýldý desek yeridir. Sosyalist sistemin daðýtýlmasý, karþý devrimci küçük burjuva iktidarlarýn sosyalist ülkelerin baþýna çöreklenmesi, ülkelerin parçalanmasý, ayaklanmalar yüzyýlýnýn baþlamasý ve nihayet emperyalistlerin dünya halklarýna karþý üçüncü dünya savaþýný baþlatmalarý… “Her þey bitti” dendiði sýrada Latin Amerika halklarýnýn tekrar ayaða kalkmasý, demokratik iktidarlarý peþ peþe baþa getirmesi ve ABD emperyalizminin kabusu olmaya devam etmeleri… “Tek kutuplu dünya” sloganý altýnda atýlan emperyalistlerin zafer naralarý daha havada çýnlarken dünya halklarýnýn emperyalizme ve kapitalizme karþý ayaklanmalarý… Koca bir çaðý kaplayacak olaylar iþte bu kýsa tarih kesitinde sahneye çýktý. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, iþte bu alt üst edici kýsa tarih kesitinde tarih sahnesinde yerini aldý, kök saldý ve geliþip güçlendi. Bunun kolay olmadýðýný söylemeye bile gerek yok. Sosyalist sistemin daðýtýldýðý 90’lý yýllarýn baþlarýnda emperyalizmin gücüne dair kitlelerin bilinci esir alýnýrken, bugün ortalýkta dolaþan sayýsýz sosyal reformist ve oportünist de karþý-devrimci rüzgar karþýsýnda dizleri üzerinde “isyan” ediyordu. Kitlelerin emperyalistlerce esir alýnan bilincini özgürleþtirmek için çaba göstermek þöyle dursun karamsarlýk ve umutsuzluk yaymada birbirleriyle adeta yarýþýyorlardý. Ýþte emperyalizm üstün gelmiþ, sosyalist sistem, Sovyetler Birliði daðýlmýþ, Latin Amerika’da gerilla

12

hareketleri silah býrakýyor, Ortadoðu’da emperyalizm güç kazanmýþ, konumunu saðlamlaþtýrmýþtý. Bu þiddetli karþý-devrimci rüzgar önünde dik durabilmesi için kiþinin saðlam bir marksist-leninist teoriyle donanmýþ, bilimsel bakýþ ve ilkeli yaklaþýmdan ödün vermeyen bir yapýya sahip olmasý gerek. Sosyalizme pamuk ipliði ile baðlý olanlarýn bu duruþu göstermeleri beklenemez. Leninist Parti, kitlelerin en çok ihtiyaç duyduklarý bir zamanda sosyal reformist ve oportünist hareketlerin gösteremedikleri duruþu tek baþýna gösterdi. Partinin geçmiþin çürümüþ kadrolarýndan arýnarak ve geçmiþi aþarak tarih sahnesine çýkýþýnýn kendisi bile burjuvaziye bir meydan okumaydý. Devrimci komünist parti, Lenin’e ve Lenin þahsýnda komünizme saldýrýlarýn en yoðun olduðu; bu yüzden de sosyal reformist ve oportünistlerin komünist sembolleri teker teker terk ettikleri bir zamanda “Leninist” kavramýný adýna ekledi. Bu, burjuvaziye, dünya karþý-devrim güçlerine karþý bir meydan okumaydý. Bu leninizmde ýsrarýn ilanýydý. Sovyet topraklarýnda bile karþý-devrimcilerin Lenin heykellerini yýkmaya çalýþtýklarý bir zaman diliminde Türkiye ve K.Kürdistan’dan leninizmde ýsrar eden bir sesin yükselmesi tarihi önemdeydi. Çünkü bu meydan okuma emperyalist güçlere komünist devrim ateþini söndüremeyeceklerini gösteriyordu. Devrimci komünist parti, bu tavrý ve politikasýyla þaþkýnlýk içindeki kitlelere komünist devrim hedefini göstererek cesaret veriyor, onlarý umutsuzluða düþmekten kurtarýyordu. LENÝNÝST PARTÝYÝ TECRÝT ÇABALARI Leninist Parti, teoride tutarlý, ilkelerde ýsrarcý ve politikada kararlý çizgisini sonraki tüm yaþamýnda en ufak bir taviz vermeden sürdürdü. Elbette bunu baþarmak kolay olmadý. Bütün örgüt ve çevrelerin “kitleler nereye biz oraya” 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

sloganýyla hareket edip kitle kuyrukçuluðu yaptýklarý; çoðu zaman da kitleleri bahane ederek burjuvaziye göz kýrpan politikalar izledikleri bir dönemde devrimci teoride, devrimci politikalarda ve ilkelerde ýsrar etmek “yalnýz” kalmak anlamýna geliyordu. Devrimci komünist parti, teoriyi, politikayý ve ilkeleri, baþkalarýný yaptýðý gibi, eðip bükmek yerine yalnýz kalmayý tercih etti. Türkiye ve K.Kürdistan’da teori, politika ve ilkelerde kararlý olmanýn bir bedeli vardý. Bu bedel, her þeyden önce, tüm örgüt ve çevreler tarafýndan tecrit edilmekti. Burjuvaziye ve kitlelerin geri eðilimlerine göz kýrpanlarýn devrimci politikada ýsrar edenlere tahammülü yoktu; olamazdý. Oluþturulan ortak platformlarda, ortak miting ve gösterilerde her fýrsatta bu özelliklerine uygun davrandýlar. Bu konuda geride býraktýðýmýz 18 yýlý kýrmýzý bir þerit gibi kesen iki temel davranýþ biçimine iþaret etmek gerek. Birincisi, ortak miting, platform ve gösterilerde, baþka zamanlarda saç saça baþ baþa olan sosyal reformist ve oportünistlerin Leninist Partiye karþý anýnda ve kolayca birlik olmalarý, aralarýnda anlaþma saðlamalarýdýr. Zindanlar dahil yaþamýn her alanýnda bu davranýþ biçiminin sayýsýz örneði ile karþýlaþtýk. Ýkincisi ve bunun devamý olarak, “devrimci” parti ve örgütlerin bir tercih durumu ortaya çýktýðýnda ayný kolaylýk ve aceleyle sosyal reformist partileri Leninist Partiye tercih etmeleridir. Bu konuda istisna diyebileceðimiz bir yapý ya da tekil örnek dahi görmek mümkün deðil. Stalin’in kendi sorup yine kendi cevapladýðý soruya iliþkin sözlerini aktarmanýn zamaný: “Bu bir tesadüf müdür yoldaþlar; hayýr bu bir tesadüf deðildir yoldaþlar.” Birbiriyle kavga eden, çatýþan, hatta yeri geldiðinde birbirlerine silah çekenlerin –elbette somut örneklerini bilerek bunlarý yazýyoruz- Leninist Parti söz konusu olduðunda tüm geçmiþi bir tarafa býrakarak kardeþleþmeleri bir tesadüf deðildir. Bu an-


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Gündem

R LENÝNÝST PARTÝ ÝÇÝN ÝLERÝ! cak onlarýn devrimci politikalar ve proletaryanýn baðýmsýz sýnýf çýkarlarý karþýsýnda “birlik” olma konusundaki kararlýlýklarýyla açýklanabilir. Eðer sosyal reformist ve oportünist hareketlerin tutarlýlýklarýndan söz edilecekse sözünü ettiðimiz “kararlýlýk”ta tutarlý olduklarýný rahatlýkla söyleyebiliriz. Bütün bunlar, Leninist Partinin 18 yýl boyunca hangi tür engel ve zorluklarla boðuþarak ilerlediðini anlamak için önemlidir. Devrimci komünist parti sadece düþmanla deðil, sosyal reformist ve oportünist hareketlerle de mücadele ederek bugünkü duruma gelebildi. Ama biz bunun bir istisna olmadýðýný biliyoruz. Aksine, komünist hareketin doðuþundan günümüze kadar istisnasýz tüm devrimci komünist partilerin benzer mücadele süreçlerinden geçtiðini; bu olmadan bir partinin çelikten bir karakter kazanamayacaðýný komünist hareketin tüm tarihinden biliyoruz. POLÝTÝK GÜÇ VE ETKÝ ÖRNEÐÝ Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, uzun yýllar boyunca, kararlýlýkla savunup izlediði politikalarla devrimci bir öz yaratmýþtýr. Bu devrimci öz, kitleleri devrimci etkisi altýna almaya baþlamýþtýr. Bunun en belirgin ifadesi ve kanýtý sosyal reformist parti ve oportünist örgütlerin Leninist Partinin temel sloganlarýný kendi sloganlarýymýþ gibi kullanmaya baþlamalarýdýr. “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Herþey Emeðin Olacak” sloganý ya da “Halklarýn Mücadele Birliði” sloganý bu tespitimizin sadece iki örneðidir. Þimdi bu iki slogan, programatik hedefleriyle ilgisi olmadýðý halde, sýrf kitleler üzerindeki etkisinden yararlanmak için, çeþitli sosyal reformist ve oportünist çevrelerce kullanýlmaktadýr. Bu, Leninist Partinin politik güç ve etkisinden baþka neyi ifade eder ki? 1 Mayýs politikasý, sözünü ettiðimiz güç ve etkinin bir baþka örneðidir. Artýk

devrimci politikayla az çok ilgili herkes biliyor ki, 1 Mayýs’ta Taksim’e çýkma politikasýnýn öncüsü Leninist Partidir. Son iki yýldýr 1 Mayýs burjuvaziye karþý verilen sokak savaþý biçiminde geçiyor ve herkes Taksim 1 Mayýs Alaný’nýn fethinden söz ediyorsa, bunun onuru, yýllarca Çaðlayan, Kadýköy, Pendik, Kazlýçeþme çayýrlarýnda sürünen sosyal reformistlere ve oportünistlere deðil, her yýl tek baþýna da olsa Taksim’de ýsrar eden Leninist Partiye aittir. Bugün sosyal reformist partilerin ve oportünist örgütlerin elbirliði ile unutturmaya çalýþtýklarý gerçek budur. Ama büyük bedeller ödenerek elde edilmiþ politik etkinin suskunluk fesadýyla ortadan kaldýrýlabildiði nerede görülmüþ! 19. mücadele yýlýna girmeye hazýrlanan devrimci komünist parti gelinen noktada geçmiþte olduðundan çok daha güçlüdür. Çünkü onun arkasýnda sadece politik görüþlerinin güçlü etkisi deðil fakat ayný zamanda zengin bir mücadele birikimi de yatmaktadýr. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, geçen on sekiz yýl içinde her türlü mücadele araç, biçim ve yöntemini kullanarak zengin bir birikim elde etmiþtir. Somut koþullarýn gereklerine uygun olarak mücadelenin bir biçiminden diðer biçimine, bir yönteminden diðer yöntemine geçmek, kullanýlmasý gereken araçlarý ustalýkla seçmek, sýnýf savaþýnda ustalýðýn gereði ve zaferin koþuludur. Leninist Parti, mücadelenin hiçbir araç, yöntem ve biçimini mutlaklaþtýrma hatasýna düþmeden somut koþullara uygun þekilde hareket etme olgunluðuna sahip olduðunu bütün tarihi boyunca göstermiþtir. Bütün bunlarla birlikte Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi bulunmasý gereken ve aslýnda fazlasýyla hakkettiði yerde mi? Bu soruya çekinmeden “hayýr” yanýtýný vereceðiz. Leninist, gerçeklere gözünü kýrpmadan bakma cesaretini 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

gösteren kiþidir. Özellikle kitlelerle iliþkiler kurma konusunda sosyal reformist ve oportünist örgütlerden öðrenmemiz gereken çok þey olduðunu bilmeliyiz. Kendi deneyim ve birikimimiz ne kadar zengin olursa olsun bu yine de gereklidir. Genç kadrolar sýk sýk þu yanlýþ düþünceye kapýlmaktadýr: Madem ki politikalarýmýz devrimci ve doðrudur öyleyse onu okuyan kitleler kendiliðinden saflarýmýza katýlacaklar. Bu düþünce biçiminin ilk kýsmý ne kadar doðruysa ikinci kýsmý bir o kadar yanlýþtýr. Þayet böyle olsaydý devrim “yapmak” gerçekten kolay olurdu. O zaman ne usta örgütçülere ne de usta propagandacýlara, ajitatörlere ihtiyaç olurdu. Ama biliyoruz ki, sýrf doðruyu yazýp çizdi diye kitlelerin bir partinin peþine takýldýðý görülmemiþtir. Kitlelerin gözle görülür þekilde devrimci bir kabarýþ içinde olduðu günümüzde onlarla bað kurmak yaþamsal önem kazanmýþtýr. Ya biz kitlelere gidip bütün zamanýmýzý, bütün enerjimizi onlarla bað kurmak için kullanacaðýz ya da kitleler onlarla sürekli temas halinde olan sosyal reformist ve oportünistlerin etkisi altýnda kalacak ve onlarýn saflarýna akacaklardýr. Bunun orta yolu yoktur. Kitlelerle bað kurmanýn birinci koþulu onlarýn yanlarýna, evlerine, iþ yerlerine, bulunduklarý yerlere giderek bütün zamanýmýzý, bütün enerjimizi onlara harcamaktýr. Kitleler neredeyse Leninistler orada olmalýdýr. Ama bundan anlaþýlmasý gereken sadece miting, gösteri alanlarý deðildir. Evler, iþ yerleri, fabrikalar, fabrika önleri, okullar, dernekler vb. vb. kitlelerle buluþacaðýmýz yerlerin baþýnda geliyor. Bu konuda hiçbir kalýp, hiçbir önyargý ayaðýmýza engel olarak dolanmamalýdýr. Þimdi daha güçlü bir Leninist Parti yaratmanýn yolu bu görevin üstesinden gelmekten geçiyor. 19. mücadele yýlý bu görevin baþarýldýðý yýl olacaktýr!

13


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Eylemler

EMEKÇİLERİN YAŞAMI EYLEM 10 Ağusos 2008 Fýndýk Ýþçilerinin Çilesi: “Gazap Üzümleri” Fýndýk toplamak için deðiþik illerden gelen mevsimlik tarým iþçileri için Ordu ve Giresun’da bu sene yapýlan uygulama gereði belli bir alanda toplanmalarýna izin verilmiyor. Bunun yerine iþçiler çalýþacaklarý bahçe sahibinin göstereceði yerde barýnacak, oradan bir sonraki bahçeye giderek sezonu tamamlayacak. Bu karar sebebiyle iþçilerin belli alanda çadýr kurmasýna izin verilmiyor. Fýndýk toplamak için gelen iþçilerin bazýlarý Ordu ve Giresun’da ya araçlarýnýn içinde, ya kasasýnda yada açýkta çadýrsýz kurduklarý yatak üzerinde yatýyor. Adem Aslan adlý iþçi, çalýþmak için binlerce iþçi geldiðini ama yer gösterilmediðinden yakýnýyor. “Çadýr kurmuyoruz. Bütün millet yol kenarýnda asfaltýn üzerinde, millet periþan yani. Su sýkýntý, tuvalet sýkýntý. Bunlar önemli deðil, önemlisi yatmak. Biz de kamyon kasasýnda yatýyoruz” diyor. Kahramanmaraþ’tan geldiðini ifade eden Metin Bakýr isimli genç iþçi ise, çadýr kurulmasýna izin verilmediðini ama daha iyi bir çözüm bulunmasý gerektiðini söylüyor. Hanife Ceylan, paralarý olmadýðý için geri dönemediklerinin altýný çizerek, “Çoluk çocuk sefil kaldý. Devlet hiç fakiri düþünmüyor, ne yapar ne eder hiç düþünmüyor. Fýndýk toplatmasýný biliyor ama bir yer göstermiyor. Daha ne zamana kadar sürüneceðiz biz?” diye soruyor. Urfa’dan geldiðini ve 12 nüfusa baktýðýný ifade eden Mahmut Hanelçi, “5 çocuðum okula gidiyor. Bu sene bizim oralarda kuraklýk var ürün yok. Ben de ‘çoluk çocuðun rýzký için Karadeniz’e geleyim birkaç kuruþ kazanayým’ dedim. Arabayý ben kullanýyorum. Ordu’ya geldik yorgunum, yatmak için durdum, polis duramazsýn dedi. Ben de ‘eðer kaza yaparsam bu 12 çocuðun vebali senin üzerine’ diyerek ayrýlmak zorunda kaldým” diyor 11 Ağustos 2008 Tuzla’da Yine Ýþ Cinayeti Tuzla tersaneler bölgesinde tamiratta olan bir geminin filikasýnýn düþmesi sonucu 3 iþçi öldü 13 iþçinin yaralandýðý bildirildi. Yaralýlar GisBir Hastanesine kaldýrýldý. Olayýn detaylarý öðrenildiðinde ise bunun bir kaza veya dikkatsizlik deðil, tam bir cinayet olduðu anlaþýlýyor. Limter-Ýþ Sendikasý Baþkaný Cem Dinç, yaptýðý açýklamada þirketin filikalarý test ederken kum torbasý kullanmasý gerektiðini, kum torbasý yerine iþçileri kullandýklarýný söyledi. Cem Dinç yaptýðý açýklamada þunlarý söyledi; “Geminin içinde acil durumlarda kullanýlacak filikalarýn testi yapýlýrken içine insanlarý koymuþlar. Toplam 16 kiþi. Normalde bunlara kum torbasý ve balonlarýn konulmasý gerekiyor. “Bir anda filika ters dönüp denize düþüyor ve içinde 3 kiþi hayatýný kaybediyor 13 kiþi de yaralanýyor. Burada insanlarýn kobay olarak kullanýlmasý durumu var. Bunlarýn içine insanlarýn koyulmamasý gere-

14

kiyor. Ve denizin içinden filikayý çýkarttýklarýnda 3 iþçi arkadaþýmýz suda boðularak hayatýný kaybetmiþ. Buna kaza demek imkansýz. Bunun Türkçesi ‘Çýkýn bakalým deneyelim. Ölecek misiniz, ölmeyecek misiniz’ demektir. Bu iþçilerin göz göre göre ölüme gönderilmesidir. “Düþme sýrasýnda filikanýn camlarý da kýrýlýyor ve içine su doluyor kimisi ezilmeden dolayý çünkü içinde 16 kiþi var. Tuzla tersanesinde vahim olan, insanlarýn hayatýnýn hala böyle ucuz olmasý. Kum torbasýnýn kullanýlmasý gereken bir yerde nasýl bu insanlarý içine koyup test ediyorlar. Acý olan taraf bu.” Bu cinayetin ardýndan tersanelerde çalýþan iþçiler Gisan tersanesinin önünde “Artık Ölmek İstemiyoruz” sloganıyla eylem yaptılar. Sabah ve ATV’de Oturma Eylemi Türkiye Gazeteciler Sendikasý Yönetim Kurulu Üyeleri, Sabah ve ATV’de çalýþan basýn emekçileriyle birlikte, basýn emekçilerine sendikalý olduklarý için yapýlan baskýlarý protesto etmek amacýyla oturma eylemi baþlattýlar. Balmumcu’da bulunan iþyerlerinin önünde oturma eylemi baþlatan basýn emekçilerine Türk-Ýþ, DÝSK ve KESK’e baðlý sendikalarýn temsilcileri destek verdi. Oturma eyleminde ‘’Emeðin Onuru Sendikalý Olmaktýr’’, ‘’Sendikal Haklara Saygý’’, ‘’Medyada Sendikal Kýyýma Hayýr’’, ‘’Kalemine, Örgütüne Sahip Çýk’’, ‘’Sendika Basýn Özgürlüðünün de Güvencesidir’’ yazýlý dövizler açýldý. 12 Ağustos2008 Antep’te Ýnþaat Çöktü Antep’te bir inþaatýn, beton dökümü sýrasýnda çökmesi sonucu 6 iþçi yaralandý. Olay, saat 18.00 sýralarýnda Antep-Urfa karayolu Çimento kavþaðýnda civarýndaki yapýmý devam eden Audi Servisi’nde meydana geldi. Ýnþaatýn 1’nci kat betonu dökülürken, kalýp iskelesi, zayýf olmasýndan dolayý aðýrlýðý taþýyamayýnca çökme meydana geldi. Yaralan iþçiler hastaneye kaldýrýldý. 13 Ağustos 2008 Ýskele Halatý Koptu Bugün saat 15.30 sýralarýnda Merter Meridyen Ýþ Merkezi’nde iskele ile iþ merkezinin dýþ cephesinde cam onarýmý yapan 2 iþçi, iskele halatýnýn kopmasýyla yere düþtü. Yaklaþýk 30 metre yükseklikten düþen iþçiler Vakýf Gureba Hastanesi’ne kaldýrýldý. Ýþçilerden Erkan Tuncer burada yaþamýný yitirdi. Diðer yaralý Sebahattin Yurteri ise kaldýrýldýðý Bakýrköy Dr. Sadi Konuk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde bir süre sonra yaþamýný yitirdi. KESK Ýstanbul ve Ankara’da Eylemde Ýstanbul’da KESK üyeleri Taksim Tramvay duraðýnda bir araya geldiler. KESK Genel Baþkaný Sami Evren kamu çalýþanlarý sendikalarýyla hükümet arasýnda yürütülecek toplu görüþmelere dair kýsa bir konuþma yaptý. Kendi konfederasyonlarýnýn ve baðlý sendikalarýn bugüne kadar hiçbir gerçek sonucun alýnmadýðý toplu görüþmeler yerine toplu sözleþme yapýlmasý konusunda ýsrarcý olacaklarýný belirten

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Eylemler

KESK baþkaný, hükümetin toplu sözleþme yapmayý ve diðer taleplerini kabul etmemesi durumunda bütçe görüþmelerinin yapýlacaðý ve IMF ile stand-by anlaþmasýnýn imzalanacaðý dönemde güçlü eylemlikler gerçekleþtireceklerini söyledi. Evren’in konuþmasýnýn ardýndan KESK üyeleri 2009 yýlýna dair taleplerinin yazýlý olduðu bildirileri Ýstiklal Caddesi boyunca halka daðýttý. Bildiri daðýtýmý sýrasýnda sýk sýk “Sadaka deðil toplu sözleþme, Toplu sözleþme hakkýmýz grev silahýmýz” sloganlarý atýldý. Ankara’da YKM önünde saat 13.00’da bir araya gelen Kamu emekçileri “eþit iþe eþit ücret”, “sözleþmeli köle olmayacaðýz”, “sürgün, baský ve ceza uygulamalarý durdurulsun”, “toplu sözleþme hakkýmýzý kullanacaðýz” yazýlý önlükleri ve kokartlarýyla 2009 yýlý taleplerini içeren bildirileri halka daðýttýlar. Belediye-Ýþ Greve Çýkýyor Türk-Ýþ’e baðlý Tüm Belediyeler ve Genel Hizmetler Ýþçileri Sendikasý (Belediye-Ýþ), örgütlü olduðu Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi ve baðlý þirketlerinden ÝSTON, ÝSFALT, BELBÝM ve KÜLTÜR A.Þ ile bazý ilçe belediyelerinde yürütülen toplu sözleþme görüþmelerinin uyuþmazlýkla sonuçlanmasý üzerine 28 Aðustos’ta greve baþlama kararý aldý. Belediye-Ýþ 2 No’lu Þube Baþkaný Hasan Gülüm, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi önünde yaptýðý açýklamada, toplu sözleþme sürecinde 2008 yýlý için önerilen yüzde 14’lük zammý kabul etmediklerini belirterek, þöyle konuþtu: “Bugün toplu sözleþmemizde grev aþamasýna geldik. Bu þehirde bizi idare edenler kendileri için ne kadar geçinecek ücreti hak görüyorsa, bizlere de ayný þeyi vermelidir. Aksine sendika olarak, 28 Aðustos’tan itibaren grevler baþlayacaktýr.”‘ Ýþçi Cinayetleri Eskiþehir’de Protesto Edildi Bugün Eskiþehir’de bir araya gelen siyasi partiler,sendikalar ve demokratik kitle örgütleri Adalar Migros önünde bir basýn açýklamasý yaparak Tuzla Tersanelerinde yaþanan iþ kazalarýný protesto etti. Yaklaþýk 60 kiþinin katýldýðý basýn açýklamasýný okuyan Birleþik Metal-Ýþ sendikasý temsilcisi Murat Gür sýk sýk iþ cinayetlerinin yaþandýðýný söyledi. Gemi Ýnþa Sanayicileri Birliði(GÝSBÝR)’in açýkladýðý gibi normal olmadýðýný, iþçilerin kobay olarak kullanýlmasýnýn mantýða sýðacak bir tarafýnýn bulunmadýðýný belirtti. Orada ölen iþçilerin iþ güvenliklerinin saðlanmadýðýný vurgulayan Gür, bölgede bulunan 44 adet tersaneden sadece ikisinin yasal yükümlülüklerini yerine getirdiðini söyledi. Ýþçilerin patronlarýn kar hýrsýna kurban edilmesinin engellemenin tek yolunun ancak iþçilerin; en temel, en vazgeçilmez haklarýna sahip çýkmak olduðunun belirtildiði açýklamanýn sonunda bu haklar saðlanýncaya kadar mücadele edilmesi gerektiði belirtildi. Okunan basýn açýklamasýnýn ardýndan atýlan sloganlarla eylem sona erdi 14 Ağustos 2008 Batman’da Ýnþaat Ýþçisi Öldü Batman’da 18 yaþýndaki inþaat iþçisi 5 metre yükseklikteki inþaattan düþerek hayatýný kaybetti. Sanayi sitesinde inþaatçý olarak çalýþan 18 yaþýndaki Ferhan Baran beton kalýbýný baðlamak için çýktýðý 5 metre yükseklikten dengesini kaybederek sert zemine düþtü. Baran, olay yerinde hayatýný kaybetti. Kocaeli’de Vinçten Düþen Ýþçi Öldü Kocaeli’nin Dilovasý ilçesinde, bir fabrikada meydana gelen iþ ka-

zasýnda bir iþçi hayatýný kaybetti. Metalurji fabrikasýnda vincin sepetine girerek çalýþan Bahattin Polat, dengesini kaybederek düþtü. Bu sýrada dengesi bozulan sepet de iþçinin üzerine düþtü. Aðýr yaralý olarak Fatih Devlet Hastanesine kaldýrýlan Polat, müdahalelere raðmen kurtarýlamadý. 16 Ağustos 2008 Sarýyer Belediye Ýþçileri Grevde Genel-Ýþ Sendikasý ile Sarýyer Belediyesi arasýnda yürütülen toplusözleþme görüþmelerinde anlaþma saðlanamamasý üzerine iþçiler greve çýktý. Patronun kýdem tazminatý aþaðýya çekmek istemesinden dolayý taraflar anlaþamadý. Sarýyer Belediyesi giriþine dün sabah “Bu iþyerinde grev var” pankartýný asan iþçiler, “Sözleþme hakkýmýz grev silahýmýz” sloganlarý attýlar. Eyleme Genel-Ýþ Sendikasý yöneticileri ile Belediye-Ýþ 2 No’lu Þube Baþkaný Hasan Gülüm destek verdi. Fýndýk Ýþçilerini Taþýyan Traktör Devrildi Sakarya’nýn Karapürçek ilçesinde fýndýk iþçilerini taþýyan traktörün devrilmesi sonucu 18 kiþi yaralandý. Karapürçek ilçesi Kanlýçay köyünde fýndýk iþçilerini taþýyan traktör, römorkunda meydana gelen arýza nedeniyle kontrolden çýkarak devrildi. Hocaköy Saðlýk Ocaðý’na kaldýrýlan yaralýlar, burada yapýlan ilk müdahalelerinin ardýndan ambulanslarla Toyatasa Ýlk Yardým ve Travmatoloji Hastanesi’ne sevk edildi. 17 Ağustos 2008 Batman’da Ýnþaattan Düþen Ýþçi Yaralandý Batman GAP Mahallesi’ndeki 5 katlý bir binanýn inþaatýnda çalýþan Mirze Akýn, tahta kalýplarýný sökerken bir anda dengesini kaybederek iskeleden düþtü. Bir metrelik demir borunun üstüne düþerek aðýr yaralanan Akýn, arkadaþlarý tarafýndan çaðrýlan ambulansla hastaneye kaldýrýldý. Hastane acil servisinde yapýlan ilk müdahalenin ardýndan ameliyata alýnan Mirze Akýn’ýn sýrtýndaki demir parçasý, 2 saatlik operasyonun ardýndan çýkarýldý. Elazýð’da Maden Ocaðý’nda Göçük Elazýð’da, bir krom ocaðýnda meydana gelen göçükte, 1 iþçi öldü. Olay, Alacakaya ilçesine baðlý Bakladamlar Köyü yakýnlarýnda bulunan krom ocaðýnda göçük meydana geldi. Göçük altýnda kalan Zeki Taþ, hayatýný kaybetti. 18 Ağustos 2008 Ýþten Atýlan Ýþçiler Nöbet Tutuyor Denizli Sarayköy’de Kurulu Menderes Tekstil’de sendikalaþmak isteyen iþçilere baskýlar, sürgünler ve iþten çýkarmalar devam ediyor. Sendikanýn girmemesi için Menderes patronun fabrikayý Mýsýr’a bile taþýmayý planlandýðý açýklanmýþtý. Son olarak da 10 yýllýk iþçiler Enver Yýldýz ve Rafet Çoban sendikalý olduklarý için iþten çýkarýldý. Ýþçilerin iþten çýkarýlmasýný protesto etmek için TEKSÝF Sendikasý fabrika önünde nöbet tutmaya baþladý. Ailesi ile birlikte sendika nöbeti tutan iþten çýkarýlan iþçilerden Enver Yýldýz, “10 gün günlük raporluydum. Raporum bitince iþ döndüðümde amirlerin hal ve hareketleri deðiþmiþti ve benim sendikacýlarla dolaþtýðým yönünde haberler yayýldý. Ertesi gün beni çaðýran personel müdürü ‘yarýn Bakan Mehmet Þimþek geliyor tuvaletleri sen temizleyeceksin’ dedi. Ben 10 yýldýr makine bölümünde kalite kontrol-

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

15


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Eylemler de çalýþýyorum þimdi böyle bir iþe neden geçiyorum 1 günlükse yaparým deðilse çalýþmam demem üzerine sürekli o iþi yapacaðým söylendi. Ben de kabul etmeyince zorla bana çýkýþ kâðýdý imzalatmaya çalýþtýlar. Ben de imzalamayýnca iþten attýlar.” Ýþten atýlmasýnýn asýl nedenin sendikalý olmak olduðunu söyleyen Yýldýz, iþe dönene kadar mücadeleyi sürdüreceðini kaydetti. Ýþten atýlan diðer iþçi Rafet Çoban ise spiral yaparken kolu yanmasýna karþýn fabrika doktoru tarafýndan ‘çalýþmana engel yok, tek kolluk bir iþ yap’ denilerek çalýþmaya yeniden gönderilmiþ. Fabrika önünde pankart açarak ve masa kurarak sendikal haklar için nöbete baþlayan TEKSÝF Denizli Þube yöneticileri iþçilerin vardiya deðiþimleri sýrasýnda iþe girip çýkarken, iþçileri sendikaya çaðýran, patronun uygulamalarýný deþifre eden sesli ajitasyonlar yapýyor. Mücadelelerinin tüm Denizli’deki iþçilerin mücadelesi olarak gördüklerini belirten Þube Baþkaný Recep Oktay, Menderes’te iþçi kýyýmý son bulana kadar bu nöbetin devam edeceðini söyledi. Ýþçiler Sendika Hakký Ýçin Direniþte Burgaz Raký’da Tek Gýda-Ýþ Sendikasý’nýn bakanlýða yaptýðý yetki baþvurusunun ardýndan sendika üyesi olan üç iþçinin hizmet akdine son verildi. Ýþçiler sendika ile birlikte fabrika önünde direniþ baþlattý. Bel Karper de sendika üyesi olan iþçiler iþten atýldý Baþta Çorlu olmak üzere Türkiye’nin çeþitli bölgelerinde faaliyet gösteren Bel Karper iþyerlerinde Tek Gýda-Ýþ sendikasýnýn örgütlenme çabalarý engelleniyor. Sendikanýn örgütlenme faaliyetinin duyulmasý üzerine 6 iþçinin iþine son verildi. Bel Karper iþçileri sendika iþyerine girene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyorlar. Fabrikada Patlama Kýrklareli’nin Babaeski ilçesine baðlý Büyükmandýra beldesindeki bir yað fabrikasýnda meydana gelen patlamada 4 iþçi yaralandý. Fabrikada egzan gazý sýzýntýsý olduðu sýrada mutfaða yemek yapmaya giren iþçilerin tüpü ateþlemesiyle patlama oldu. Patlamanýn ardýndan çýkan yangýnda yaralanan iþçiler Lüleburgaz Devlet Hastanesine kaldýrýldý. Durumu aðýr olan Akbalýk, Ýstanbul Çapa Týp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. 20 Ağustos 2008 SES Toplu Sözleþme Ýçin Eylemde Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES) Aksaray þubesi Cerrahpaþa önünde bir basýn açýklamasý yaparak toplu görüþmeleri ve memurlara yapýlan zamlarý protesto etti. SES pankartýnýn açýlmasýnýn ardýndýn saat 12:30’da yapýlan basýn açýklamasýnda saðlýk emekçileri “Devlet Güdümlü Sendika Olmayacaðýz”, “Sadaka Deðil Toplu Sözleþme”, “Taþeron Sözleþmeli Çalýþanlar Kadroya Alýnsýn” dövizleri açtý. Basýn metnini SES Aksaray Þubesi adýna, þube yönetim üyesi Aydýn Erol okudu. Erol, hükümeti uyararak KESK’e ve emekçilere saldýrmaktan vazgeçmeye ve toplu görüþme masasýna oturmaya çaðýrdý. Toplu görüþme sürecinin 15 Aðustos’ta baþladýðýný ifade eden Erol; “KESK’in, taleplerini belirterek, TÝS olmazsa masaya oturup, oynanan oyuna ortak olmayacaðýný açýklamasýnýn ardýndan; Baþbakan ‘malum sendika, uçuk kaçýk talepler, rant elde etme, þov yapma’ gibi ifadelerle, emekçilere ve KESK’e saldýrmaya baþladý” dedi. Erol, KESK’in taleplerinin “uçuk kaçýk” talepler olmadýðýný, kamu emekçilerinin insanca, onurlu bir yaþam sürmesi için yerine getirilmesi zorunlu talepler olduðu belirterek; “Son bir yýlda, tüketim ürünlerine %30’u aþkýn zam yapýlmýþ ve zamlar otomatiðe baðlanmýþtýr. Yoksulluk sýnýrý 2 bin YTL’yi geçmiþtir. Yýllardýr büyümeden bahsedi-

16

lirken, büyümeden kamu emekçilerine pay verilmemiþtir. KESK reel ücretimizdeki düþüþün ve ücretler arasýndaki dengesizliðin giderilmesi için tüm kamu çalýþanlarýna 350 YTL seyyanen zam yapýlmasýný ve en az ücret alan kamu çalýþanýn ücretinin 1250 YTL olmasýný, bu zammýn emeklilere de yansýtýlmasýný, yýlda iki ikramiye verilmesini talep etmiþtir” dedi. Erol, son olarak haklarýnýn ancak örgütlenerek ve mücadele ederek alacaklarýný ifade etti. Ýnþaattan Düþen Ýþçi Aðýr Yaralý Kars’ýn Arpaçay ilçesinde 1 kiþi inþaattan düþerek yaralandý. Ýnþaat iþçisi Ýlhan Varlý, dengesini kaybederek 5 metre yükseklikten düþtü. Varlý, arkadaþlarý tarafýndan Kars Devlet Hastanesi’ne getirildi. Hayati tehlikesinin devam eden Varlý, Kars Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalenin ardýndan Erzurum’a sevkedildi. 21 Ağustos 2008 Bursa’da Ýnþaat Ýþçisi Öldü Osmangazi ilçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi, Dumlupýnar Caddesi üzerinde bir inþaatýn ikinci katýnda kolon demirlerini baðlamaya çalýþan Ahmet Südütemiz, demir doðrultma anahtarýnýn kolon demirlerinden boþalmasý sonucu dengesini kaybetti. Aðýr yaralanan Südütemiz kaldýrýldýðý hastanede hayatýný kaybetti. 22 Ağustos 2008 Maden Ýþçileri Ýþ Býraktý Zonguldak’ýn Ereðli ilçesinde Hattat Holding’e baðlý Hema Kandilli Kömür Ýþletmesi’nde iþçiler 4 saat iþ býraktý. Hema Kandilli Kömür Ýþletmesi’nde taþeron þirket Ýþler Ticaret’e baðlý çalýþan iþçiler yaklaþýk 1 yýldýr ücretlerinin zamanýnda ödenmediðini, 3 aylýk yemek paralarýnýn verilmediðini belirterek 21 Aðustos’ta gündüz vardiyasýnda ocaða girmediler. Ýþletme müdürü Nuh Baþ’ýn ücretlerin ve yemek parasýnýn yarýn olmazsa en geç 28 Aðustos tarihine kadar ödeneceði sözünü vermesi üzerine iþçiler iþbaþý yaptý. Üzerine Kýzgýn Asfalt Dökülen Ýþçi Aðýr Yaralý Kocaeli’nin Kandýra ilçesinde belediyenin yol asfaltlama iþinde çalýþan taþeron iþçisi Kadir Demir üzerine kýzgýn asfalt döküldü. Aðýr bir þekilde yaralanan 18 yaþýndaki genç iþçinin, vücudunun büyük bir bölümünde yanýklar oluþtu. Vücudunun hemen hemen her yerine sýcak asfalt yapýþan genç iþçinin vücudunun büyük bir bölümü yandý. Taþeron iþçisi Demir arkadaþlarýnýn yardýmýyla ilk olarak hemen Kandýra Devlet Hastanesine sevk edildi. Durumu aðýr olan ve vücudunun büyük kýsmý yanan iþçi, orada bulunan bir ambulansla acil olarak Kocaeli Devlet Hastanesine getirildi. Kocaeli Devlet hastanesinde deðiþtirilen daha donanýmlý bir ambulansla Demir, hemen Kartal Eðitim Araþtýrma Hastanesine sevk edildi. Kadir Demir’in durumunun aðýr olduðu öðrenildi. 25 Ağustos 2008 Kıraç ve Firüzköy'de İşçiler Eylemde Kıraç’ta bulunan Baydemirler ve Avcılar Firuzköy’de bulunan Mervem Tekstil fabrikalarında çalışan işçiler, aylardır ücretlerini alamadıkları için eyleme başladılar. Her iki işyerinde de ücretlerini alana kadar fabrikalarının önünden ayrılmayacaklarını belirtti işçiler. 3 bin kişinin 500’ü, ücretlerinin verilmemesi üzerine önceki gün iş bıraktı. Ücretlerini alamayan ve kötü çalışma koşullarının düzeltilmesini isteyen işçiler, sendikalı olmak istiyor. Eylem nedeni ile işten atılmakla tehdit edilen işçiler, patronunun yıldırma politikalarına karşı eylemlerini sürdüreceklerini ifade ettiler.

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Anı / Anlatı

bilgi ve kararlýlýðý çok net gördüm.” Uzunca bir süreden sonra II. Dünya Savaþýnýn sýcak geliþmelerinin olduðu bir dönemde Ký zý lor du’ya “Ýnsanýn yaþama nedeni sosyalizmdir girmek ister. Bir komünist ve eðer ölecekse insan olarak orduda sosyalizm için ölmeli” da büyük yaASÝLBEY YURDANOV r a r l ý l ý k l a r göstereceði mu hak kak týr. Asýrlýk bir çýnarýn öyküsü bu. Dev- Parti, tereddütsüz bu isteði onaylar. Ordu rim için çarpan bir yüreðin... Yaþamýnýn içinde komünistlerin siyasi çalýþmalar her anýnda emeðin kurtuluþu için müca- yürütmesi önemlidir çünkü. Askerlere dele eden bir koca çýnarýn öyküsü. Seve- sürekli moral vermesi üzerine kendisine rek dinlediðim büyük büyükbabamýn öy- bir rütbe verilir. Ancak bu rütbe onun yetki kullanmasý ve karar almasý için deküsü... Öykümüz geçtiðimiz yüzyýlýn baþla- ðil, bir saygýnlýk unvaný olarak verilir. rýna uzanýyor. Ýran da yaþayan Almemed Kendisinin söylemiyle “Bu diðer askerailesi, Rusya’da Sovyet devrimi patlak lerin de ayný çaba içerisinde olmasýný verince omzuna vuruyor yükünü ve Rus- saðlamak içindi”. Asilbey de bunu bilerek askerlere emir vermemiþ, onlara asla ya’nýn yolunu tutuyor. Aile büyüðü Asilbey’dir. Komünist- yüksekten bakmamýþ. Çoðu zaman astir. Hemen bir fabrikaya girer. Fabrika- kerlerin iþini alýp yaparmýþ. Savaþýn sonlarýna doðru Almandaki örgütleme çalýþmalarýna kendi iraya’ya ilk giren birliklerdedir Asilbey. Ve desiyle katýlmasý orada bulunan Sovyet bu ra da ki çarpýþmalarda nazilere esir dügörevlilerinin dikkatini çeker. Bunun üzerine görevliler onu fabrikanýn iþçi ko- þer. Bir daha kendisinden haber alýnamitesine alýr. Orada iþçilere sürekli sos- maz. Geride kalan aile bireyleri de uzun yalizmi anlatýr. Gönüllü çalýþmanýn öne- süre haber alýnamamasý üzerine onun ölminden bahseder. Ýnançlý ve inatçý bir düðü kanýsýna varýrlar. Ailenin tek erkek komünist olarak yýlmadan çalýþýr. Bu yo- çocuðu ve en büyüðü olan Rýza Türkiðun emeðinin sonucunda Parti’ye girer. Artýk partili komünisttir. Daha sonrasýnda Lenin’le ve büyük bir hayranlýk duyduðu Stalin’le tanýþma ve onlarýn ellerini sýkma fýrsatýný bulur. Onlarýn ellerini sýkarken hissettiði ve gördüðü ilk þeyi þöyle anlatacaktýr: “Onlarýn gözlerinde ve ellerinde dünya halklarýný kurtaracak

YENÝ ÝNSAN YAÞIYOR

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

ye’ye göç eder. Kendisi Ýran da yaþamanýn etkisiyle dine çok baðlý bir insandýr. Bu yüzden çocuklarýný da alýp Türkiye’ye göç eder. 1965 yýlýnda Türkiye’ye yerleþir. Burada 12 çocuklu bir aile olurlar. Bu çocuklardan dördü Sovyetlerde doðmasýna raðmen Rýza çocuklarýnýn kimliðini Türkiye’de çýkarmýþ. Onlarý bir Türk vatandaþý olarak yetiþtirmek ister. Rýza Sovyet sosyalizmine karþýdýr. Karþýdýr ama... Orada doðan çocuklarý inatla sosyalizme yönelir. Türkiye’de sosyalist mücadeleye katýlýrlar. En büyük çocuk siyasi olaylarýn içerisinde daha çok yer aldýðý için Almanya’ya gider. Ondan birkaç yýl sonra da diðer çocuk Ankara’daki bir üniversitede faþist bir rektörü kürsüden indirip diðer öðrencileri sosyalizm için savaþa çaðýrýr. 12 Eylül faþist darbesi olmuþtur. Kürsüden indirdiði rektör, 12 Eylül’ün atadýðý rektörlerden biridir. Tabii bu çýkýþýn bedeli vardýr. Okuldan atýlýr. Ancak okuldan atýlmasýna raðmen mücadelenin dýþýnda kalmamasý üzerine kendisi adýna bir aranma emri çýkarýlýr ve o da bunun üzerine Almanya’daki abisinin yanýna gider. Bir yýl sonra ülkeye geri döner. Avrupa’nýn yumuþatýcý etkisi çok çabuk etkisini göstermiþtir. Reformist partilere üye olur. Almanya’da kalan diðer kardeþ yýllar sonra haber alamadýðý ve ölüp ölmediði konusunda bilgisi olmadýðý dedesi olan Asilbey’i aramaya koyulur. Öncelikle Azerbaycan’a gider ve oradan dedesinin izini Sovyet kayýtlarýnda bulabileceðini öðrenir. Bunun üzerine Sovyetlerin yýkýlmasýna raðmen Rusya hükümetinden izin alýnarak kayýtlara bakýlýr. Burada bul duk la rý bilgiler dedesinin Alman ya’ya giren ordunun içerisinde olduðu ancak ken di si nin geri dön-

17


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Anı / Anlatı

mediði ve kendisinin Nazilere esir düþmüþ olabileceði þeklindedir. Bunu öðrenince kendisinin de yaþamýþ olduðu Almanya’ya gider. Orada Nazi kayýtlarýný tarayarak dedesinin izini bulur. Onyýllar sonra bir iz bulmuþtur nihayet. Aldýðý bilgi dedesinin esir düþtüðü ancak öldürülmediði ve Ýsviçre’ye göç ettiði doðrultusundadýr. Ýsviçre’ye gider. Yoðun araþtýrmalar sonrasýnda Asilbey’in hala hayatta olduðunu öðrenir. Evinin adresini bulur ve verilen adrese gider. Orada dedesini bulur. Asilbey 105 yaþýndadýr ancak ilerlemiþ yaþýna raðmen çok saðlýklýdýr. Ve bir komünist olarak dimdik ayaktadýr. Asilbey her sabah spor yapmak için evden çýkar, spor yaptýktan sonra en yakýndaki iþ yerlerinin önüne gidip oradaki iþçilerle sohbet edermiþ. Onlara eskiden olduðu gibi sosyalizmi anlatýrmýþ. Ve bu sayede birçok iþçinin komünist parti üyesi olmasýný saðlamýþ. Asilbey evinin bir odasýna Marks’ýn, Engels’in, Lenin’in ve çok sevdiði Stalin’in heykellerini koymuþ. Evinde teorik kitap okuduðunda ya da bir þeyler konuþmak istediðinde Marks’ýn ve Engels’in heykellerinin karþýsýna geçermiþ. Sabahlarý iþçileri ziyarete gitmeden önce yapacaklarýný Lenin’in heykeline anlatýrmýþ. Akþamlarý

18

eve geldiðinde de satrancýný Stalin’in heykelinin karþýsýnda oynarmýþ. Stalin’in üstün zekâsýna hayran olan Asilbey, onun Sovyetler’e ve dünya halklarýna sadýk kaldýðýný ve kendisinin de en az Stalin kadar bunlarý yapmak istediðini söylermiþ. “Bir kadýna Marks gibi ba ka bil mek, aileyi Engels gibi görmek, iþçilere Lenin gibi seslenmek ve kavgada Stalin gibi savaþmak benim en büyük erdemim ve hedefimdir” sözü dilinden düþmez. O odaya sadece sosyalizm için savaþa bilecek bilgi ve bilince sahip gördüðü insanlarý sokarmýþ. Evine çaðýrdýðý çocuklara televizyonda hep Sovyet sporcularýnýn baþarýlarýný ve Sovyetlerin sinemadaki gücünü gösterebilmek için hep Sovyet filmlerini izletirmiþ. Hatta kendisine bu kadar spor yapma ölürsün sonra dediklerinde “eðer öleceksem bir gün spor yüzünden, Dinamo Kiev futbolcularý gibi þerefli ölmek isterim” cevabýný verirmiþ. Ama asýl dikkat çekici olan þudur ki... Sovyetler Birliði daðýlmýþ, SBKP tarihe karýþmýþ olmasýna raðmen, o, üyeliðini onurla taþýdýðý partisinin aidatýný hala vermektedir. Bu onun halen partisine ve onun deyiþiyle yoldaþlarýna (Lenin ve Stalin) ne kadar baðlý olduðunu gösterir. Herhangi birinin Stalin ve Lenin’den bahsederken onlara yoldaþ demesini ister, denilmediði takdirde o kiþiye çok sert bir þekilde kýzarmýþ. Evinde savunmasýz gördüðü hayvanların da bakýmýný yaparmýþ. Çiçekleri her suladýðýnda onlarla gülerek konuþmasý onun doðayý ve hayvanlarý ne kadar çok sevdiðini gösteriyor. Türkiye’ye ailesinin geri kalanýný görmeye gelir. Oðlu 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

Rýza’nýn bir sabah namaz kýldýðýný görünce onu hemen oradan kaldýrýp bahçede ilk defa gördüðü bir çiçeðin nasýl bir çiçek olduðunu ve nasýl bakýlmasý gerektiðini öðrenmesi için onu hemen þehre gönderir. Türkiye’de kaldýðý süre içerisinde oðlunun dine baðlýlýðý nedeniyle ona “bataklýk kurdu” diye seslenirdi. “Eðer bugün insanlar kendi güç, bilinç ve iradelerine sahip deðilse bunun nedeni dindir. Ýnsanlar köleleþtiriliyorsa ve bu insanlar buna boyun eðiyorsa þükürcü anlayýþa sahip olan din buna neden olmuþtur. Din ortadan kaldýrýlmasý gereken ve oradan kaldýrýlmasý zor olan bir kanserdir. Ýnsanlýðýn bilincini yok eder ve dünyayý bir ölü ovasýna çevirir. Ancak ve ancak bunun tek çözümü sosyalizmdir. Baþka hiçbir þey deðildir” derdi. Onun sosyal, sanatsal, politik ve bilimsel birçok konuda bilgili olmasý ve bunlarýn çoðunu da pratik yaþamda uygulamasý, onun Sovyetlerin yaratmýþ olduðu “Yeni Ýnsan” olduðunun bir ispatýdýr. Bu yeni insaný kendisini tanýdýðýmda bize Sovyet zamanýnda almýþ olduðu bir hediyeyi gösterdi. Karanlýk bir oda ortamýnda çantasýndan çýkardýðý ufak bir kýlýcýn sapýyla birleþtiði yerde bulunan kristal parçasýný yanan mumun üzerine tuttu ve altýgen biçiminde ve üstü düz olan bu kristalin her köþesinden tavana birçok orak çekicin yansýdýðýný gördüm. Odanýn içerisinde oluþan bu durum hepimizi çok etkilemiþti. Bir görsel þölen ortamýnda olduðumuzu hissettik. Türkiye’den ayrýlacaðý gün bizlerden çok anlamlý bir istekte bulundu. “Ben öldüðümde beni Küba’ya gömün eðer bu olamazsa beni CHE’nin öldürüldüðü yerde yakýn ve bana mezar yapmayýn” demiþti. Onun bu söylemi bende onun ne kadar onurlu ve sadýk bir sosyalist olduðu düþüncesini uyandýrdý. Bu onurlu insan þimdi 113 yaþýnda ve hala çok saðlýklý yaþamaya devam etmektedir. Asilbey Yurdanov, asil bir devrimci olduðunu bize ispatladý. Yeni insan yaþýyor ve her zaman yaþayacak. Bu yeni insan belki kapitalizmin mezar kazıcısı olamayacak ama yerine birçok mezar kazıcısı yetiþtirmektedir ve her biri de asil bir devrimci olacaktýr.


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Devrimci Dayanışma

DHKP GENEL SEKRETERÝ DURSUN KARATAÞ SONSUZLUÐA UÐURLANDI DHKP Genel Sekreteri Dursun Karataþ, kanser tedavisi gördüðü Hollanda’nýn Roterdam kendinde 11 Aðustos günü sabaha karþý yaþama gözlerini yumdu. Gerekli iþlemlerin ardýndan cenaze Ýstanbul’a getirildi. DHKP Genel Sekreteri’nin Ýstanbul’da defnedileceði açýklandýðýnda, web sayfamýzdan “Emekçiler Gazi’ye” diyerek tüm devrimci ve demokrat çevrelere çaðrýda bulunduk: “Ýþçiler, emekçiler, devrimci gençlik, devrimciler... Tüm gücümüzle cenazeyi sahiplenmeli, görkemli bir uðurlama töreni düzenlemeliyiz. Unutulmasýn! Devrim, ancak kendi deðerlerine sahip çýkarak büyür. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler, kendi baðýrlarýndan çýkardýklarý devrimcileri baðýrlarýna bastýðý oranda ileri atýlýr. Tüm ömrünü devrime adayan Dursun Karataþ’ý tüm gücümüzle sahiplenmek, devrimciler, iþçiler, emekçiler olarak boynumuzun borcudur. Düþmana inat, büyük bir gövde gösterisiyle sahip çýkmalýyýz cenazemize. Büyük bir öfke, inanç ve kararlýlýkla dikilmeliyiz düþmanýn karþýsýna.”

de nöbetteki yerimizi aldýk. Mahallenin tüm denetimi devrimcilerin elindeydi. Sabahýn ilk ýþýklarý ile birlikte sloganlarla cenaze programýna baþlandý. Bu sýrada Gazi’den, emekçi mahallelerden ve diðer illerden gelen kitlenin cemevinin etrafýný doldurmaya baþladýðý görülüyordu. Kitle sýra halin-

Gazi Cenazeyi Karþýlýyor DHKP Genel Sekreteri Dursun Karataþ’ýn cenazesini, 14 Aðustos Perþembe akþamý saat 20.00 sularýnda 1500 kiþilik bir kitle ile sloganlarla karþýladý. Gazi Eski Karakol Duraðý’nda düzenli kortej oluþturuldu. Buradan omuzlarda taþýnan cenaze ile birlikte Gazi cemevine doðru yürüyüþe geçildi. En önde “Dursun Karataþ Ölümsüzdür / TAYAD’lý Aileler” pankartý ve Dursun Karataþ’ýn resmi vardý. Devrimci dayanýþmanýn güzel bir örneði yaþanýyordu. Çeþitli siyasi çevreler, cenazenin karþýlanmasý sýrasýnda oradaydý. Herkes tek bir yürüyüþ kortejinde yer aldý. Gazi Mahallesi Devrimcilerin Denetimindeydi Tören ertesi gün yapýlacaðý için, tabut Gazi cemevine býrakýldý. Herhangi bir olumsuzluðun yaþanmamasý için devrimci önlemler alýndý. Dursun Karataþ’ýn tabutu önünde ve Gazi mahallesinin cemevine çýkan bütün sokaklarýnda olasý bir saldýrýya karþý gece boyunca barikatlar kurularak nöbet tutuldu. Biz 122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

de Dursun Karataþ’ýn naaþýný ziyaret etti. Kurulan ses sistemi ile sloganlar atýldý, marþlar söylendi. Saat 12.30’a yaklaþtýðýnda kitleye ailesinin isteði üzerine Yeþil Camii’nde dini tören yapýlacaðý, katýlmak isteyenlerin bu törene katýlabileceði bildirildi. Bu arada kortej oluþturuldu ve cemevi önünden Eski Karakola yürüneceði belirtildi. Düzenli kortej oluþturan yaklaþýk 10 bin kiþi sloganlarla eski karakola doðru yürüyüþe geçti. Siper yoldaþlarýný yalnýz býrakmayan çeþitli devrimci çevreler, devrimin deðerlerini savunmak için oradaydýlar. Yürüyüþ kolundaki yerlerini aldýlar. Devrimci dayanýþma sloganlarý hiç kesilmedi. Dursun Karataþ’ý sahiplenen sloganlar hep bir aðýzdan gür bir þekilde haykýrýlýyordu. Eski Karakol duraðýna kadar bu þekilde yüründü. Burada cenaze beklenmeye baþlandý. Bu bekleyiþ sýrasýnda sloganlar bir an olsun eksilmedi. Cenazenin gelmesi ile mezarlýða doðru yürüyüþe geçen kitleye çevreden katýlýmlarýn devam ettiði görüldü. Mezarlýða varýldýktan sonra DHKP Genel Sekreteri ve DHKC önderi Dursun Karataþ’ýn nezdinde ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý için bir dakikalýk saygý duruþu yapýldý. Burada çeþitli konuþmalar yapýldý. “Düþmanlarýn boþuna sevinmesin, ölmedin. Bugüne kadar halklarýn hangi deðerini yok edebildiler ki!” diye haykýrdý konuþmacýlar. Konuþmalar sýk sýk sloganlarla kesildi. Daha Sonra ise Mücadele Birliði Platformu ve PKK tarafýndan gönderilen mesajlar okundu. Mücadele Birliği Platformu’nun mesajında, “Merhaba dostlar. Önderiniz Dursun Karataş’ı yitirmiş olmaktan dolayı duyduğunuz derin acıyı paylaşıyoruz. Bütün bir ömrünü devrime adamış, her türlü zorluk karşısında devrimci kalmayı başarmış olanlar ölümsüzdür. Devrim davası ancak uğruna yaşamını adamış savaşçılarla, önderlerle zafere ulaştırılır. Dursun Karataş Ölümsüzdür! Devrimci Önderler Ölümsüzdür! Yaşasın Devrimci Dostluk ve Dayanışma!” deniliyordu. Törenin bittiðinin duyurulmasýndan sonra kitle Gazi Mahallesi’ne doðru sessizce daðýldý.

19


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Zindanlar

ADANA HÝLTONSA ÝÞÇÝLERÝ GREV KARARI ASTI Adana Hiltonsa iþyerinde, Mayýs ayýndan bu yana iþverenle yaptýklarý TÝS görüþmelerinin olumsuz sonuçlanmasý üzerine DÝSK/OLEYÝS sendikasýna baðlý iþçiler, 18 Aðustos Pazartesi günü saat:12.00’ da grev kararýný iþyeri binasýna astýlar. Mücadele Birliði okurlarý olarak iþçilerin yanýnda yerimizi aldýk. Adana Hitonsa önünde toplanan iþçilerin coþkusu, attýklarý sloganlardan ve zýlgýtlardan kendisini göstermekteydi. Grev kararý asýlýrken iþçiler sýk sýk “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, Ýnadýna Sendika Ýnadýna DÝSK”, “Sendikal Hakkýmýz Engellenemez”, Ýþçiyiz Haklýyýz Kazanacaðýz” sloganlarýný attýlar. Grev kararý asýldýktan sonra ise DÝSK/OLEYÝS Doðu Akdeniz Bölge Temsilcisi Ali Ýhsan Artut tarafýndan okunan basýn açýklamasýnda “Adana Hiltonsa iþveren temsilcileri, sendikamýz ile diðer HÝLTON’LAR, DEDEMAN’LAR, SHERATON’LAR bünyesinde daha önce yaptýðýmýz ve halen uygulanmakta olan birçok iþyerindeki TÝS uygulamalarýnýn daha gerisinde bir sözleþme yapmaya zorlamaktadýr. Ýþveren tarafýnýn dayatma ve talepleri doðrultusunda bir sözleþme yapmak, sendikal örgütlülüðü anlamsýzlaþtýrmak anlamýna gelmektedir. Ýþverenler, engel olamadýklarý sendikal örgütlenmemizi bugüne kadar tüm yasal engellemelerine raðmen kýramamýþtýr. Bu çaðrýmýza olumlu yanýt alamadýðýmýz takdirde, týpký örgütlenme sürecinde olduðu gibi, birlik ve beraberlik içinde grevimizi de baþarýyla tamamlayacaðýmýzdan kimsenin kuþkusu olmamalýdýr. Bunun için gerekli hazýrlýklara þimdiden baþladýðýmýzýn da bilinmesini istiyorum” diyerek basýn açýklamasýný sonlandýrdý. Ayrýca, Genel Ýþ Bölge Temsilcisi de eyleme destek verenler arsýndaydý.

DÝÞ ÇEKMEYE EVET TEDAVÝYE HAYIR!

Z

indanlarda baskýlar bitmek bilmiyor. Devletin devrimci tutsaklara uyguladýðý baskýlarýn son örneði, Antep Özel Tip Cezaevi’nde yaþandý. Devrimci tutsak Ali Ekber Sever, son yaþadýklarýný dergimize bir mektupla anlattý. Ali Ekber Sever, diþ aðrýlarý nedeniyle muayene olmak üzere 6 Aðustos günü sabahý baþvuruda bulunuyor. Saat 11.00 gibi gelen gardiyan, “çekilecek diþinin olup olmadýðýný” sorduðunda diþinin çekilmeyeceðini öðrenen gardiyan, “o zaman sizi çýkarmayacaðým, doktor ‘çekilecek diþ varsa getirin, yoksa getirmeyin’ dedi, sizi doktora çýkarmayacaðým” diyor. Ýtiraz eden Sever, aðrýdan yemek yiyemediðini ve mutlaka doktora çýkmasý gerektiðini söylediðinde bu defa gardiyanlar tarafýndan revire çýkarýlýyor. Revirde doktor, koltuða oturmasýný söyleyerek hangi diþinin çekileceðini ýsrarla sorduðunda Ali Ekber Sever, diþinin deðil diþetlerinin aðrýdýðýný, bu yüzden günlerdir yemek yiyemediðini anlatýyor. Bunun üzerine doktor gardiyana “ben size çekilecekse getirin yoksa getirmeyin demedim mi” diyerek çýkýþýyor. Sever, diþetlerinin aðrýdýðýný ve kendisinin de buna bakmak zorunda olduðunu söyleyerek ýsrarla muayene olmak istiyor; doktor ise bir gerekçe göstermeden, “çýkarýn dýþarý” diyerek muayene etmeden tutsaðý geri göndermeye kalkýyor. Ali Ekber Sever, kendisini muayene etmek zorunda olduðunu, burada varoluþ nedeninin burada tutsaklarýn saðlýðýyla ilgilenmek olduðunu ve halkýn ödediði vergilerle burada olduðunu söylüyor. Ýyice sinirlenen doktor, öfkeyle tutsaðý dýþarý çýkarttýrýyor. Suç duyurusunda bulunabilmek için doktorun adýný soran Sever, bu defa da doktorun adýný vererek, “istediði her yere gidebileceðini” söylediðini aktarýyor bize. Sever, bu konu ile ilgili suç duyurusunda bulunacaðýný da dile getiriyor. Açýkça görülüYAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! yor ki, zindanlarda zorunlu saðlýk ihtiyaçlarý bile bir baský ve iþBÜTÜN ÝKTÝDAR EMEÐÝN OLACAK! kence aracýna dönüþtürülüyor. Ne acýdýr ki “hipokrat yemini” eAdana Mücadele Birliði Platformu den kimi doktorlar da bunun bir parçasý oluyor.

20

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Okurdan

“Sosyalizmle Aramýzdaki Kapitalizm Duvarýný Yýkalým” Kapitalist sistem üretimin her alanýnda insan emeðini sömürmüþtür ve bu sömürüsü gün geçtikçe artarak devam etmektedir. Kapitalist sistem emeði sömürmekle kalmamýþ iþçi ve emekçilerin hayatlarýný da sömürmüþtür. Kapitalist sistemin iþçi ve emekçilerin hayatlarýný sömürmesi onlara dayattýðý yoz kültürle daha þiddetli bir hal almýþtýr. Yoz kültür, düþünmeyi, sorgulamayý engeller ve ortaya yaþamýný, yaþadýklarýnýn anlamýný sorgulamayan, hayatýna beyni uyuþmuþ bir þekilde devam eden insanlar çýkarýr. Kapitalist sistemin sömürüsünün her alanda olmadýðýný veya bazý alanlarda daha az olduðunu düþünenler biraz daha rahat bir yaþam için iþ alanýný ona göre seçmeye çalýþýrlar. Böylece sömürünün varlýðýný kabul eder ama bu sömürüyü kendi hayatlarýndan uzak tutmak için durmadan çabalarlar. Emekçilerin emeklerinin ve hayatlarýnýn sömürülmesine daha çok olanak veren fabrika iþçiliði ve tarým emekçiliði yerine deðiþik iþ alanlarýnda yer almak için uðraþ verilir. Örneðin yüksek öðrenim görüp daha iyi ücretle, daha iyi yaþam standartlarýyla yaþama olanaðý yakalamaya çalýþýlýr. Ama artýk yüksek öðrenim görmek de bir iþe yaramaz. Bu öðrenimden sonra çoðu emekçi adayý üretim hayatýna baþlamadan iþsizler ordusuna katýlýr ya da önünde aþmasý gereken bir yýðýn sýnavdan dolayý öðrenci ve öðrenci adayý olarak kalýr. Böylelikle iþsiz olduðu halde öðrenci sýfatýyla iþsizler ordusuna dahil deðilmiþ gibi görülür. Ýþçi ve emekçiler, kendi emeklerinde ve hayatlarýnda maruz kaldýklarý sömürüye çocuklarýnýn da maruz kalmamasý ve katlanýlabilir bir yaþam standardýný yakalayabilmek için çýrpýnýp dururlar. Ama çocuklarýný dershaneye göndermek ve yüksek öðrenime giden yollarý açmak iþçi ve emekçiler için olanaklý deðildir. Aldýklarý ücret, deðil dershane ücretini karþýlasýn çocuklarýnýn doðru dürüst beslenmesi için bile yeterli deðildir. Ýþçi ve emekçilere göre biraz daha iyi durumdaymýþ gibi görünen yani bir zamanlarýn orta sýnýfýný oluþturan esnaflar hayatlarýný kurtarmak adýna çocuklarýný dershanelere gönderir. Çoðunlukla kredilerle dershane ve okul masraflarýný karþýlamaya çalýþýrlar. Çocuklarý için bir nevi fedakarlýk yaparlar. Bari onlar rahat yaþasýn diyerek. Bu sistemin insanlar arasýnda rekabet etmeyi gerekli kýlan özelliðine uyum saðlayarak çocuklarýný yarýþtýrýrlar. Bu yarýþýn içinde birçoðu geride kalmaya mahkumdur. Ýleriye geçmek ve okuma þansýný elde etmek için çoðu tekrar tekrar yarýþa girer. Bir sürü zaman kaybý, bir sürü boþa gitmiþ çaba sonucunda karamsarlýk, geleceðe dair kaygý ve umutsuzluk. Belli bir yaþa gelindiði halde anne-baba parasýyla geçinme, onlarý sömürme ve sistemin dayattýðý yoz kültürle umarsýz, uyuþmuþ bir halde ot gibi yaþayarak hayata devam etme. Artýk insan ne yaparsa, nereye gitse kapitalist sistemin sömürüsünden, dayatmasýndan kurtulamaz. Bu sistemin içinde hayatýný düze çýkarmak yani yaþanýlýr kýlmak mümkün deðildir. Çýkýþý olmayan bir labirentin içinde dönüp durmak gibidir insanýn bu çabasý. Yani bu çaba insaný yýpratmaktan, umudunu yitirmesine neden olmaktan baþka bir iþe yaramaz. Boþ yere harcanan bu çaba gün gelir öyle bir hal alýr ki insan, kendi hayatýnda tamamen pasifleþir ve bir film izler gibi hayatýný izlemeye koyulur. Çýkýþý olmayan labirentin içinde artýk oradan oraya koþturmaz, yerinde saymaya baþlar. Kendisine sunulaný kabullenir ve çürümekle karþý karþýya kalýr. Düþünmek, sorgulamak yetisini kaybederek uyuþan beynini daha da uyuþturmak için uyuþturucu alýþkanlýðý edinir. Yaþamak için ailesini sömürürken uyuþturucu almak için artýk soymaya baþlar. Kapitalist sistemin varlýðýna tehlike oluþturmayacak bir insan tipidir artýk. Hem sistemin sömürüsüne, dayatmalarýna karþý sorgulama, düþünme yetisini kaybetmiþ birey olarak sisteme karþý koymada uykudadýr hem de uyuþturucu ve yoz kültürün alýcýsý olarak sistemin kar kapýsýdýr artýk. Bir silkiniþle uyanmalý kör uykudan. Ve çýkýþsýz labirentin içinde boþ yere zaman yitirmemeli. Yýkmalý labirentin duvarlarýný, daðýtmalý labirenti. Ýnsanca ve onurlu bir hayata doðru açmalý yolunu. Kýsacasý sosyalizmle aramýzdaki kapitalizm duvarýný yýkmalý. Bir Mücadele Birliği Okuru

ÖLMEK ÝSTEMÝYORUZ! KÖLE GÝBÝ YAÞAMAK DA ÝSTEMÝYORUZ! Ben 9 yýldýr Tuzla tersaneler bölgesinde gemi imalatýnda çalýþan bir kaynak ustasýyým. Mücadele Birliði aracýlýðýyla insanlara tersanedeki çalýþma koþullarýmýzdan bahsetmek istiyorum. Buradaki yaþamýn vahþiliði iþçileri bireyselliðe sürükleyip diðer çalýþanlarla bütünleþememesi için gerekli plan her þeyle ayarlanmýþ. Bunun nedenlerinden biri de taþeronlaþma ve taþeronlarýn da genelde ayný akraba çevresinden insanlardan oluþturulmasý. Taþeron þirketler hem daha az ücrete daha fazla iþ yaptýrabildikleri için hem de iþçilerin herhangi bir harekete giriþtiklerinde onlarý engellemek için memleketlerinden getirdikleri akrabalarýný çalýþtýrýyorlar. Memleketlerinden getirdikleri bu kalifiye olmayan iþçi arkadaþlar iþin detayýný, perspektifini bilmedikleri için, doðal olarak zaten kötü olan çalýþma koþullarýna bir de bu eklenince ölümlerin sayýsý artýyor. Tersanede çalýþtýðým süre içinde onlarca yüzlerce iþ kazasýna þahit oldum. Tabi sadece iþ kazalarý deðil, burada en az iþ kazalarý kadar meslek hastalýklarý da iþçilerin yaþamýný olumsuz etkiliyor. Tersane sahipleri hem ucuz iþ gücü elde etmek hem de iþçilerle bire bir karþý karþýya gelmemek için taþeron þirketleri bir piyon olarak kullanýyorlar. Yani demem o ki tersanelerdeki taþeronlaþma iþçilerin önünde aþmasý gereken önemli engellerden bir tanesi. Son zamanlarda tersanelerde iþ cinayetlerinin ve kazalarýn artmasýyla kötü çalýþma koþullarýmýz basýn ve medyaya yansýyor..Ancak tersanedeki iþ cinayetleri ve kazalarý yýllardan beri var. Yýllardýr iþçiler kazalarda ve meslek hastalýklarýnda ölüyor ve sakat kalýyorlar. Kýsa süre öncede GÝSAN tersanesinde 3 arkadaþýmýz kum torbasý yerine filikaya koyularak öldürülmüþtü. Son üç aylýk zaman diliminde Meclis tarafýndan oluþturulan heyet de iþ cinayetlerinin ve meslek hastalýklarýnýn önüne geçemiyor. Tersane iþçileri patronlarýn kar hýrslarý dolayýsýyla yaþamla ölüm arasýnda mekik dokumaya devam ediyor. Meclis komisyonun yaptýðý tek iþ tersaneleri belirli süreler için kapatmak oluyor. Aslýnda Meclis’in tersane iþçisinin durumunu düzelteceðine de inanmýyoruz. Çünkü milletvekillerinin bir kýsmý da tersane sahibi. Bizim yaþamýmýz için kendi karlarýný düþürmezler. Yaptýklarý kontrollerin tek sebebi iþçilerin öfkesini dindirmek ve birþeyler yapýyoruz görüntüsü vermek. Tersane iþçisinin hayatý pamuk ipliðine baðlý. Tek iþ güvenliðimiz ucu demirli ayakkabýlarýmýz ve her nasýl olacaksa üzerimize düþecek tonlarca aðýrlýktaki saclardan koruyacak kendi paramýzla aldýðýmýz baretler. Tersane iþçisinin yaþamý ucu demirli ayakkabý ve baretin içine sýkýþtýrýlmýþtýr. Tersane iþçileri artýk ölmek istemiyor ama köle gibi yaþamak da istemiyoruz. Tersane iþçilerinin iþ cinayetlerinden, meslek hastalýklarýndan ölmediði, kum çuvalý yerine filikalara koyulup denek gibi kullanýlmayacaðý bir yaþamýn, diðer iþ kolundaki iþçilerle birlikte tek yürek tek bilek olmasýyla mümkün. Tersanelerde iþçilerin lehine köklü bir deðiþim için proletaryanýn diktatörlüðünü getirmemiz gerekiyor. FABRÝKALAR TARLALAR SÝYASÝ ÝKTÝDAR HERŞEY EMEĞİN OLACAK! Tuzla Tersanesinden Bir Ýþçi

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

21


Yeni Evrede Mücadele Birliði

Politik Bilinç

KURTULUÞ ANCAK POLÝTÝK BÝLÝNÇLE MÜMKÜN Kapitalist sistem, iþleyiþini devam ettirmek için üretimin en az maliyetle kar getirecek þekilde devamýna ve yönetim aygýtý olan devletin ve kurumlarýnýn da sistemin hizmetinde olmasýna ihtiyaç duyar. Bunun yaný sýra kapitalist sistem varlýðýnýn devamý için herkesten ve her þeyden yararlanýr. Üretimin devamýný saðlayan iþçi ve emekçilerdir. Üretim araçlarýndan yoksun bir þekilde iþçi ve emekçiler, yaþam araçlarýna sahip olmak için emek güçlerini üretim araçlarýnýn sahibi kapitaliste satmak zorunda kalýrlar. Bu þekilde iþçi ve emekçiler her gün, her saat köleleþtirilerek sermaye sahibinin sömürüsüne maruz kalýrlar. Ýþçi ve emekçiler, kapitalist sistemin iþleyiþinde üretim yapmalarýyla deðil, üretim araçlarýndan yoksun bir þekilde üretim faaliyetlerinde bulunmalarýyla asýl etkendirler. Maruz kaldýklarý sömürüyle ve yeri geldikçe iþsiz kalmalarýyla üretimin az maliyetle kar getirecek þekilde devamýnda da etkin olurlar. Ýþçi ve emekçilerin sömürülmesinde kapitalistler tek baþlarýna deðillerdir. Sermaye sahiplerine devlet aygýtý ve onun bekçileri ve kurumlarý yardýmcý olur. Devlet, tabiiyetindeki iþçi ve emekçileri vatan sevgisi, menfaati, vatandaþlýk görevi safsatalarýyla uyutur. Sermayedarlara menfaat getirecek þekilde davranmalarýný saðlar. Buradaki asýl menfaat ve sevgi iþbirlikçi kapitalist menfaati ve sevgisidir. Ýþçi ve emekçiler artan sömürüye karþý seslerini duyurup haklarýný aramaya kalkýþtýklarý an devletin kolluk güçleri devreye girer. Ýþçi ve emekçilere saldýran ve onlarý tehdit eden bu güçler kapitalistlerin menfaatlerinin korunmasý için varolduklarýný kanýtlarlar. Devletin kurumlarýndan eðitim kurumu ve hukuk da kapitalistlerin rahat ve güvenli hareket etmeleri için çalýþýr. Eðitim, söylendiði gibi toplumsal sýnýflarýn dýþýnda ve üstünde olan, tüm insanlýða yan tutmadan hizmet eden bir süreç deðildir. Eðitim, insanlara biçim vermede büyük bir güce sahiptir. Ve tanýmýndan da anlaþýldýðý gibi eðitim kasýtlý kültürleme yoluyla bireylere istendik davranýþlar kazandýrma sürecidir. Buradaki kasýtlý kültürle bireylere mevcut sistemin devamý için hizmet etmelerini saðlayacak bir biçim verilir. Hukuk da tüm bireylerin menfaati için iþleyen bir yapý olarak düþünülür. O yüzden kimi kurallarýn çoðunluðun hizmetine, menfaatine yönelik olacak þekilde deðiþtirilmesi istenir. Ama sistem hiçbir zaman çoðunluðun menfaatine, azýnlýðýn (kapitalistlerin) aleyhine iþleyecek kazanýmlara izin vermez. Kanunlar azýnlýðýn aleyhine deðil lehine olacak þekilde iþler. Kimi zaman görünürde emekçilerin lehine yönelik hukuk kurallarý vardýr. Ama bu kurallar ya kaðýt üstündedir sadece ya da özü itibariyle emekçilerin lehine deðildir. Eðitim hakký, saðlýk hakký, sosyal haklarýn insanlarýn hizmetine eþit þekilde sunulduðu iddia edilir.

22

Ama iþçi ve emekçiler eðitim, saðlýk ve sosyal alanlardaki hizmetlerden ancak çok kýsýtlý yararlanabilir. Basýn ve medya kurumu da sistemin devamýný saðlama ve kapitalistlerin iþlerini kolaylaþtýrma doðrultusunda hareket eder. Sistemi olumsuz etkileyecek ve varlýðýna tehdit oluþturacak yayýnlar kesinlikle yasaktýr. Medya, iþçi ve emekçileri alýklaþtýracak, onlarý uyutacak, yoz kültürü dayatacak yayýnlarýyla kesintisiz çalýþýr. Olaylar, haberler sistemin savunuculuðunu üstlenen haberciler tarafýndan sistemin lehine olacak þekilde yorumlanýr. Kapitalist sistem, iþleyiþini devam ettirmede üretim hayatýnda emek verenlerin yaný sýra üretim hayatýndan uzaklaþtýrýlanlardan ve üretim hayatýna hiç girmeyenlerden de yararlanýr. Bunlar kapitalistlerin sömürüsünü kolaylaþtýrmak için her þartta çalýþacak yedek iþçiler görevini üstlenmenin yaný sýra yoz kültürün bireyleri olma rolünü de üstlenirler. Göründüðü gibi iþçi ve emekçiler, deðiþik alanlarda hizmet edenler sisteme hizmet etmekte ve sistemin devamý doðrultusunda hareket etmektedir. Ama bunu gayri iradi yapmaktadýrlar. Bu emek ve hizmetleri sistemi ayakta tutmak için deðil yaþam araçlarýna sahip olmak için sarf ederler. Yaþam araçlarýna sahip olmak isterken sisteme irademiz dýþýnda da olsa hizmet ettiðimizin farkýna varmalý, sistemin yýkýlmasý için hareket etmemizin hepimiz için zorunluluk olduðunu bilmeliyiz. Yapmamýz gereken üretimden, iþimizden vazgeçerek yaþam araçlarýndan tamamen yoksun kalmak deðildir. Üretim araçlarýndan yoksun olarak kapitaliste baðlý þekilde yaptýðýmýz üretimi, üretim araçlarýný kapitalistin mülkiyetinden kurtarýp toplumsallaþtýrmaktýr. Eðitim alanýndaki hizmetimizi kapitalizmin varlýðý için hizmet edecek bireyler yetiþtirmek yerine bu sistemin yýkýlmasý ve sosyalizmin inþasý için mücadele edecek bireyler yetiþtirmek doðrultusunda yerine getirmektir. Kapitalist sistemde kapitalistlerin menfaati ölçüsünde hazýrlanan yasalarýn biraz daha sömürülmemiz ve eðitim, saðlýk, sosyal haklardan kýsýtlanmamýz doðrultusunda deðiþtirilirken tepkimiz sadece buna dur demek doðrultusunda olmamalý. Tepkimiz sömürülmemizi tamamen sona erdirmeyecek, eðitim, saðlýk ve sosyal haklardan yeterince yararlanmamýzý saðlamayacak bu sistemi yýkmak doðrultusunda olmalýdýr. Bu sistemin yýkýlmasý üretimin asýl aktörleri iþçi ve emekçilerin baþta olmak üzere sömürüye maruz kalan diðer çalýþanlarýn ekonomik bilincin yaný sýra politik bilinç taþýmalarýyla mümkündür. Çünkü iþçi ve emekçiler, ancak politik bilinçle, yaþadýklarýna doðru yönde ve oranda tepki yöneltir ve kapitalizmi yýkmaya giriþirler.

122. Sayý / 27 Ağustos - 10 Eylül 2008

Bir Y.E.Mücadele Birliği Okuru




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.