Yeni Evrede
Başyazı
Mücadele Birliði
SINIF ÇATIÞMALARI ÖNDE
K
apitalizmin son büyük dünya ekonomik krizi sýrasýnda, iþçi kitleleriyle kapitalistler arasýndaki sýnýf çatýþmasý yeni bir ivme kazandý. Her ekonomik kriz sýrasýnda bu durum çeþitli düzeylerde yaþanýr. Ekonomik krizler, dünya yüzeyinde, asýl çatýþmanýn sýnýf çatýþmasý olduðunu bir kez daha hatýrlatýrlar. Proletaryanýn sýnýf savaþýmý uzun bir süredir emperyalist-kapitalist dünyada belirgin bir yükseliþ içinde. Proleter sýnýf mücadelesinin yükseliþi, ancak þiddetli bir çatýþma olarak kendini gösterebilir ya da sýnýf savaþýmý þiddetlenerek yükselebilir. Dünyanýn artýk kapitalist merkezlerinde sýk sýk görülen þiddetli iþçi eylemleri, bu geliþmenin somut bir ifadesidir. Bu, uzun zamandýr dünyanýn içine girdiði küresel iç savaþtýr, dünya iç savaþýdýr. Ayný süreçte ulusal çatýþmalar da görüldü. Fakat öne çýkan, hem de belirgin olarak öne çýkan sýnýf çatýþmalarýdýr. Küresel iç savaþ, proletaryayla kapitalistler arasýndaki sýnýf çatýþmasýnýn derinleþmesi, yoðunlaþmasý ve daha ileri gitmesidir. Sýnýflar mücadelesinin toplumu sürüklemesinin ekonomik temelleri var. Sermayenin ve emeðin dünya çapýnda merkezileþmesi, emeðin sosyal karakteriyle özel mülkiyet arasýndaki uzlaþmaz çeliþkiyi olgunlaþtýrdý ve keskinleþtirdi. Toplumsal üretim güçleriyle kapitalist üretim iliþkileri arasýndaki çatýþma en uç noktaya vardý. Toplumsal üretim güçleri, kapitalizmin ötesinde örgütlenmiþtir. Fiili kolektif üretim, toplumun maddi koþullarý içinde bugünden ortaya çýkmýþtýr. Dolayýsýyla, kapitalist üretim biçiminin ve kapitalist üretim iliþkilerinin bu fiili duruma karþýn halen sürüyor olmasý sistemin iç çeliþkilerini ve çatýþmalarýný iyice þiddetlendirmekten baþka bir sonuç yaratmaz. Sýnýf çatýþmalarýnýn önde olduðunu gösteren diðer bir örnek baðýmlý kapitalist ülkelerin durumudur. Baðýmlý kapitalist ülkelerin, emperyalist tekellerce ekonomik ilhaký ve ekonomik ilhakýn sonuna dek götürülmesi, buralarda emekçi kitlelerle tekelci sermaye arasýndaki sýnýf çatýþmasýnýn öne çýkmasý, hýzlanmasý ve geliþmesini beraberinde getirmiþtir. Baðýmlý ülkelerdeki sýnýf savaþýmý, enternasyonal sýnýf savaþýmýnýn bir parçasýdýr ve onun
içindedir. Sýnýf savaþýmýyla boyutlanan dünya tarihinin ileri doðru gitmesi baðýmlý kapitalist ülkelerdeki emekçilerin sýnýf savaþýmýný da kapsar. Tüm dünyada yankýlanan ve kapitalist dünyayý sarsan toplumun iki temel sýnýfý arasýndaki çatýþmadýr. Baðýmlý kapitalist ülkelerin bu sýnýf gerçeðine karþýn, buralarda halen klasik sömürgelerde olduðu gibi bir mücadele stratejisiyle hareket edenlerin, belli ki, tarihin geliþimiyle sorunlarý var. Bu ülkelerde, iþbirlikçi tekelci sermayeye karþý, ondan ayrý, anti-emperyalist mücadeleyi baþlý baþýna bir strateji haline getirmek isteyenler var. Oysa ki, buralarda, emperyalist sermaye, iþbirlikçi tekelci güçler eliyle ve onlarla birlikte egemenlik kuruyor. Bu nesnel durumdan dolayý iþbirlikçi tekelci sermayeye karþý mücadeleden ayrý bir anti-emperyalist mücadele stratejisi, olsa olsa buralardaki sýnýf savaþýmýný, iç savaþý hedefinden saptýrýr. Türkiye gibi baðýmlý kapitalist ülkelerde, anti-emperyalist mücadele, anti-tekel (iþbirlikçi tekellere karþý) mücadele ile bütünlüklü stratejik mücadele olarak ele alýnabilir. Bu stratejik hedef en iyi ve en bütünlüklü, tam ifadesini Leninist Parti’nin devrim sloganý olan “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganýnda buluyor. Tekelci sermaye egemenliðine karþý devrim mücadelesi vermek yerine, “baðýmsýzlýk mücadelesi”ni öne çýkaranlar ve bunun bir gereði olarak “yurtsever cephe”, “vatan cephesi” politikasýný ileri sürenler; burjuva egemenliðini devirmek için bir emekçi ittifaký önermek yerine, emekçi kitlelerle burjuva güçlerin ittifakýný, iþbirliðini önermiþ oluyorlar. Bu ise, sýnýf mücadelesinini, kendi gerçek devrimci hedefinden uzaklaþtýrmak demektir. Bu tip uzlaþmacý anlayýþlar ancak burjuvaziye hizmet eder. Sosyalist ülkelerle, emperyalist-kapitalist ülkeler arasýndaki çatýþma, proletarya ile burjuvazi arasýndaki çatýþmanýn baþka koþullarda ve baþka biçimlerde devamýdýr. Ýki sýnýf arasýndaki savaþým, dünya çapýnda savaþýmdýr ve insanýn geleceðiyle ilgilidir. Sosyalist ülkelerle emperyalist ülkeler arasýndaki çatýþma, ulusal çatýþma görünümünü almakla birlikte, gerçekte, bu çatýþma ulusal deðil, sýnýfsal bir çatýþmadýr. Bu çatýþmada, iki sýnýf, iki toplumsal sistem ve iki dünya karþý karþýya gelir. Savaþým yalnýzca dýþta emperyalist güçlerle sürmez, içeride de eski toplumsal düzen yanlýsý güçlere karþý sürer. Ýki sýnýf arasýndaki savaþým, proletaryanýn kesin dünya zaferine dek, sýnýflar ortadan kalkýncaya dek sürer. 160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Dünyada sýnýf çatýþmalarýnýn açýk olarak öne geçmesi, sýnýf mücadelesinin gidiþatý, kaçýnýlmaz olarak proletaryanýn iktidara gelmesine doðrudur. O halde sýnýf savaþýmýnýn tahlili, kapitalizmden komünizme geçiþ baðlamýnda ele alýnmalýdýr. Sýnýf savaþýmý eski toplumdan yeni topluma geçiþ baðlantýsý içinde ele alýnmazsa , yani sadece burjuva toplumun nicel evrimi içinde deðerlendirilirse, sýnýflar savaþýmý gerçeðine aykýrý davranýlmýþ olur. Kapitalizmin ekonomik çözümlemesine ayný anlayýþla yaklaþýlmalý. Kapitalizmin geliþmesi yalnýzca nicelik açýsýndan deðil, nitel dönüþüm içinde ele alýnmalýdýr. Kapitalist ekonomik biçimden komünist ekonomik biçime geçiþ marksist yönteme göre ele alýnmalýdýr. Marx’ýn ekonomik inceleme yöntemi, kapitalist üretimin kendi geliþiminin seyri içinde, nasýl kendi karþýtýna doðru ilerlediðini, kendi içinde nasýl kendi karþýtýnýn maddi koþullarýný yarattýðýný; kapitalist özel mülkiyetin yerini nasýl kaçýnýlmaz olarak geleceðin kolektif mülkiyetine býrakmak zorunda olduðunu gösterir. Lenin’in emperyalizm tahlili, tekelci kapitalizmin nasýl proletarya devriminin öngünü olduðunu gösterir. Ekonominin marksist-leninist çözümlenme yöntemi kapitalist toplumun komünist topluma dönüþümü tahliline dayanýr. Sýnýf mücadelesinin durumu ve geliþimi ancak bu anlayýþla doðru olarak kavranabilir. Burjuvazi, proletaryayý ne kadar yenilgiye uðratsa da, ya da sosyalizmin mevzileri geçici olarak düþse de, modern burjuva toplumun komünizme doðru olan eðilimi engellemez. Tersine kapitalizmin ilerlemesi bu eðilimin temellerini çok daha güçlü olarak döþüyor. Sýnýf çeliþkileri ve sýnýf çatýþmasý bu temeller üzerinde daha bir derinlik kazanýyor. Dünya burjuvazisi 90 sonrasýnda tam da “kazandýk” dediði bir sýrada, proleter sýnýf savaþýmýndan kaynaklanan ve kapitalist toplumu sarsan, yeni bir devrim dalgasý bütün dünyayý kapladý. Sýnýf savaþýmý ekonomik krizin de etkisiyle iyice öne çýktý ve yoðunluk kazandý. Yeni toplum, eski toplumdan kendiliðinden doðmaz. Yeni toplum, eski toplumun uzlaþmaz sýnýf karþýtlýklarýndan doðar. Sistemin gitgide olgunlaþan iç çeliþkileri, yansýmasýný sýnýf çatýþmalarýnda bulur. Sýnýf çatýþmalarý, kapitalist toplumun bunalýmýný derinleþtirir. Fakat eski toplum en kadar derin bir bunalým içerisine girerse girsin, devrimci bir sýnýfýn, proletaryanýn dýþtan bir müdahalesi olmadan yerini yeni bir topluma býrakmaz. Proleter sýnýfýn devrimci zoru, burada tarihi süreci hýzlandýran, yeni toplumu doðuran bir rol oynar. Eski toplum, sýnýf savaþýmý dýþýnda, baþka bir yolla yeni topluma dönüþmez. Burjuva egemenliðin devrimci yýkýlýþý toplumsal dönüþümün ön koþuludur. C.DAÐLI
3
Yeni Evrede
Kapitalist Bunalım
Mücadele Birliði
BULDOZER YÝNE ÝÞ BAÞINDA Ve perde yeniden açýldý, yazýlar göründü: Ekonomik yýkým, Episode II: Ezilenlerin Ýntikamý. Kapitalist sistemin buhraný, dünya çapýnda tüm dinamikleriyle yeni bir yýkým dalgasý baþlattý, borsalar bir kez daha kýrmýzýya döndü, iflaslar ardý ardýna dizildi; ancak bu kez yalnýzca þirket ve bankalarýn deðil, koca koca ülkelerin, hatta kýtalarýn iflasý konuþulmakta. Þimdi daha iyi anlaþýlýyor ki, Ankara’nýn ayazýný bahar yangýnýna çeviren TEKEL iþçilerinin eylemi, dünya çapýnda yaþanacak proleter eylemin öncü top atýþlarýdýr.
ka kasalarýna taze paralar, çekler yaðdý ve hepsinin üzerinde hükümetlerin kaþeleri bulunuyordu. Dünyanýn belli baþlý Merkez Bankalarý faizleri neredeyse sýfýr düzeyine çektiler, böylece iflasýn eþiðindeki banka ve þirketler neredeyse bedelsiz aldýklarý borçlarý kredi faizi yüküyle bolca daðýtmayý sürdürebildiler. Bir yýl önce muazzam zararlar açýklayan þirketler, bir yýl sonra bu kez dudak uçuklatan kar rakamlarý açýkladýlar. Bunu gören sermaye kalemþorlarý “kriz bitti” þarkýlarýný þakýmaya baþladýlar. Ama bu neþeli partinin unuttuðu bir þey vardý. Hükümetler, altlarýnda kaþeleri olan tüm o çeklerin vadesi geldiðinde, hazinelerin tam takýr kuru bakýr olduðunu göreceklerdi. Þirketler kurtulmuþtu ama çöken, bu kez devletler olacaktý.
Okkanýn Altýna Giren Hükümetler 2008’deki ekonomik çöküþün gümbürtüsü hala kulaklarda çýnlýyor. O yýl, neredeyse iki asýrdýr varlýðýný sürdüren dünya çapýnda Köpükten Kaleler Düþerken dev banka ve yatýrým þirketleri bir gecede enkaza dönüþmüþlerdi, sýrasýný bekleyemeyenler soluðu hükümetlerin kurtarma botunda alÝþaret fiþeði birkaç ay önce Dubai’de atýlmýþ olsa da, fýrtýnanýn dýlar. Batmasýna göz yumulamayacak ölmerkezi bu kez koca Avrupa kýtasýydý. çüde büyük banka ve þirketler, tüm dünya Yunanistan, Portekiz, Ýspanya, Ýrlanda, çapýnda organize edilen ve bedeli 10 trilMacaristan, bir anda iflasýn eþiðinde olan Avrupa merkezli deprem, yon dolara malolan bir dizi mali operasülkeler ilan edildiler. Sýranýn sonunda bu kez yalnýzca ekonomik yon ile kurtarýldýlar. þimdi sessiz sedasýz Ýngiltere oturmakta. Aslýnda yapýlan, tepeden aþaðýya u- karakterli olmayacak. Emek Aslýnda geçen yýl Belçika, açýk açýk iflaile sermaye arasýndaki ðuldayarak inmeye baþlamýþ çýðýn önüne, sýný ilan etmiþ, hatta bir kabine üyesi, “Biz yine kar yýðýnlarýndan oluþan bir barikat ar týk var olmayý hak etmiyoruz” itirafýnda savaþýmýn her zaman en çekmekten ibaretti. Buna raðmen çýð tehbulunmuþtu ama o zamanlar tüm sermaönemli kýtasý Avrupa didi ortadan kaldýrýlmamýþ, fakat bir süye dünyasý yýkýmýn gerçek boyutlarýna ol muþ tur; bu ký ta yý e le reliðine akýþ hýzý düþürülmüþ oluyordu. dair yalan dolan makinesini son hýzla çaEmperyalist-kapitalist dünyanýn merkezgeçiren; dünyayý ele geçirir. lýþtýrmaktaydý. Oysa þimdi, mýzrak çuvaleri bu alelacele operasyonlarýn, heybedela sýðmýyor ve tüm projektörler, Avrupa Dünya tarihinin kaderini ki son barutu da kullanmak olduðunun Birliði’nin iflas bürosunda süklüm pükfarkýndalar mýydý bilinmez. Ancak, þim- elinde tutan Avrupa’da þimdi, lüm oturmuþ kaderini bekleyen ülkeler üdi yeniden hýz kazanan, üstelik önüne kozerine döndü. þüphesiz iþçi sýnýfýnýn en yulan kar barikatýyla daha da azametli güçlü örgütlerinin bulunduðu Ýflas odasýndaki ülkeler, genellikle, hale gelen çýðý neyin durdurabileceðini 2000’li yýllar boyunca finans merkezleülkelerden, Ýspanya, bilen yok. rinden bolca düþük faizli kredi çekip, Üstelik iki yýl öncesinden bu yana, bunlarý diðer ülkelere daðýtarak hýzla ranPortekiz, Yunanistan ve deðiþen baþka þeyler de vardý. O yýl istihtiyeleþen ülkeler. Bu yolla Yunanistan, az Ýtalya’dan baþlayan bir dam, özellikle ABD, Avrupa ve Japonçok etkin olabildiði Doðu Avrupa’yý adepro le ter dep re min ya’da gayet yüksek seviyedeydi ve ta haraca baðlamýþtý. Ýspanya ve Portekiz eþiðindedir. Bu ülkelerin krizlerle birlikte iflaslar patlak verdiðinde eski kadim sömürgelerini, Latin Amede, bir anda iþsiz kalan milyonlarý saran komünist parti ve gruplarýyla rika ve bazý Afrika ülkelerini bu yolla týrilk duygu, bir dehþet ve þaþkýnlýk duygutýklýyorlardý. Ancak kullandýklarý rantiye iç içe olan sendikalar, daha suydu. Oysa þimdi iþsizlik tüm kapitalist pompasý, ekonomik güçleri sýnýrlý bu ülþimdiden ardý ardýna genel merkezlerde yüzyýlýn rekorlarýný kýrýyor kelerin kaldýramayacaðý ölçüde obezleþve bu noktada kopacak ikinci fýrtýnada, eti. Yunan bankalarý ulusal gelirin birkaç grev ilan ediyorlar. mekçilerdeki baskýn duygu þaþkýnlýk ve Bu açýdan bakýldýðýnda 2010, katýný çekip çeviren, komþu ülkelerin dehþet deðil, öfke ve isyan olacaktýr. Dabankalarýný yutarak beslenen obez tosuntüm kýtalarý yerinden ha þimdiden buna dair binlerce iþaret var. cuklar haline geldiler. Ýspanya’da da birÇýðý yavaþlatmak adýna, okkanýn alkaç banka, bir anda dünyanýn en büyük oynatacak bir küresel týna hükümetler sürülmüþ, iflastaki þirket bankalarý arasýna girdiler. Þimdi, bu bahareket için, tarihi önemde ve bankalarýn zararlarý, tüm topluma yüklon, þiþkinliði oranýnda þiddetle patlýyor. bir dö nüm yý lý o la cak týr lenerek yýkým önlenmiþti. Þirket ve banÖyle ki, kendi hükümetleri bunun önüne
4
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
Kapitalist Bunalım
Mücadele Birliði
geçemediði gibi, Avrupa’nýn bütün finansal gücü bile bu iþe hiç bulaþmak istemiyor. Bir ekonomist, bu gönülsüzlüðü þöyle açýklamýþ: “Baþkalarýný kurtarmak yerine, kaçmak tercih edilir oldu”. Oysa çok deðil, bundan birkaç ay önce Ýstanbul-IMF-DB toplantýlarýnda, krize karþý birleþik mücadele etmek konusunda ne hançereler yýrtýlmýþ, ne baðýrlar dövülmüþ, ne yeminler edilmiþti!! Yine de, herkes kendi mutfaðýndaki yangýnla uðraþýrken, komþusunun felaketine su yetiþtiremezdi. Bir anlamda Yunanistan ve diðer rantiye ülkeler, kaderlerine terk edilmiþ oldular. Yeterince Derin, Yeterince Güçlü Avrupa merkezli patlak veren bu krizin bu kez yalnýzca bu kýta ile sýnýrlý kalacaðý, obezleþmiþ banka ve rantiye ülkeleri süründüreceði yorumlarý, iflah olmaz iyimserlerin rüyalarýný süslese de, Avrupa dýþýndaki merkezlerin durumu, bu büyük depremi hiç de kaldýrabilecek durumda deðil. ABD, büyük çöküþü yavaþlatabilmek için muazzam borçlar altýna girmiþti. Öyle ki, 2010 yýlýnda öngörülen bütçe açýðý, 1,6 trilyon dolar. Açýðý kapatmak için ABD, ya yüksek faizle borçlanacak, ya da dolar basacak. Her ikisi de dünya parasý dolar ile birlikte ABD’nin çöküþüne hýz kazandýracak. Japonya’nýn durumu daha fena. Yýllýk satýþ rakamlarý orta büyüklükteki bir ülkenin gelirini aþan dev Japon þirketleri, adeta topun aðzýnda. Toyota baþkaný, þirketin “kayýtsýzlýk ve ölüme çok yaklaþtýðýný ve kurtulmak için adeta çýrpýndýðýný” itiraf ediyordu. Ki, tek baþýna Toyota’nýn iflasý,Yunanistan ve Portekiz’in iflasýndan bile daha büyük bir depremdir. Ve Toyota iflas yolunda yalnýz deðil. Asya kýtasýnýn en büyük havayolu þirketi olan Japon Airlines, hükümete iflas baþvurusu yaptý, çünkü þirketin piyasa deðeri, tek bir uçaðýn fiyatýnýn bile altýna inmiþti. Bundan iki yýl önce, her biri ekonomi sayfalarýnýn bomba haberleri olacak kuvvetteki bu iflaslar, olabildiðince sessiz geçiþtiriliyor. Sessizliðe raðmen bir gerçek apaçýk ortada. Çöküþün yalnýzca hükümet borçlarýnda ya da borsalarda olmadýðý, ama mal ve hizmet üretiminin de çöküþ içinde olduðu, pek az konuþuluyor olsa da, sermaye dünyasýnýn asýl kabusudur. Kapitalist sistemin nabzý sayýlan demir-çelik üretimindeki rakamlar, krizin derinliðine dair yeterince bilgi veriyor. ABD’de çelik üretimi %36 oranda, Avrupa’da %29, Japonya’da %26 düþüþ göstermiþ. Yani bu düþüþler oranýnda daha az makine, daha az inþaat, daha az gemi, otomotiv, beyaz eþya üretilmiþ. Borsalarýn hep birden kýrmýzýya dönmesi, ülkelerin ardý ardýna iflas ilan etmeleri boþuna deðil. Avrupa merkezli deprem, bu kez yalnýzca ekonomik karakterli olmayacak. Emek ile sermaye arasýndaki savaþýmýn her zaman en önemli kýtasý Avrupa olmuþtur; bu kýtayý ele geçiren; dünyayý ele geçirir. Dünya tarihinin kaderini elinde tutan Avrupa’da þimdi, þüphesiz iþçi sýnýfýnýn en güçlü örgütlerinin bulunduðu ülkelerden, Ýspanya, Portekiz, Yunanistan ve Ýtalya’dan baþlayan bir proleter depremin eþiðindedir. Bu ülkelerin komünist parti ve gruplarýyla iç içe olan sendikalar, daha þimdiden ardý ardýna genel grev ilan ediyorlar. Bu açýdan bakýldýðýnda 2010, tüm kýtalarý yerinden oynatacak bir küresel hareket için, tarihi önemde bir dönüm yýlý olacaktýr. Yeniden harekete geçen çýð, bir buldozer gibi ezip geçiyor ve bu yýkým dünya çapýnda bir proleter devrimler dizisini ateþleyecek kadar, yeterince derin, yeterince güçlüdür.
KANDIRA F TÝPÝ ZÝNDANINDA SÜRGÜN
F Tipi zindanlarda baskýlar devam ediyor. 23 Mart günü de 5 devrimci tutsak, Kandýra 1 Nolu F Tipi zindanýndan Sincan 1 Nolu F Tipi zindanýna zorla götürülmüþtür. Hücre arkadaþý Hüseyin Durmaz’ýn ve avukatýnýn verdiði bilgiye göre, TKEP/L davasý tutsaðý Reþat Güvenilir’e, 22 Mart Pazartesi günü, idare Sincan 1 Nolu F Tipi’ne sevk edileceðini haber verdi. Bu sevki kabul etmemesine raðmen, ayný cezaevinde bulunan DHKP-C davasýndan tutsak Veli DÝKME ve Rýza KARTAL, PKK davasýndan tutsak Osman Kýlavuz ve Adem ... isimli tutsak, 23 Mart Salý günü sabahý zorla Sincan 1 Nolu F Tipi zindanýna götürüldüler. Bu sürgün saldýrýsýný protesto etmek için, 24 Mart günü, ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde bir basýn açýklamasý yapýldý. Mücadele Birliði Platformu adýna yapýlan açýklamada, metni okuyan Vefa SERDAR, “Devlet, 19 Aralýk 2000 tarihinde kanlý bir operasyonla açtýðý F Tipi zindanlarda, aradan geçen zaman zarfýnda teslim alamadýðý devrimci ve komünist tutsaklarý, þimdi bu tür saldýrýlarla sindirmeye, devrim mücadelesinden koparmaya çalýþýyor. (...) Baþta iþçi sýnýfý, emekçiler ve yoksul Kürt halký olmak üzere toplumun büyük bir kesimi bu saldýrýnýn hedefindedir. Ýþçi sýnýfý ve emekçi eylemlerindeki artýþ, Kürt halkýnýn özgürlüðe duyduðu özlem, siyasi iktidarý kelimenin tam anlamýyla panikletmiþtir. En son örneðini Antep’te grevde olan Çemen Tekstil iþçilerine saldýrýda gördüðümüz gibi iþi küçücük çocuklarýn üzerine tazyikli su sýkmaya kadar vardýrmýþlardýr. Kandýra F Tipi’nde bulunan devrimci ve komünist tutsaklardan 5’inin zorla sevkedilmesi bu geliþmelerle doðrudan baðýntýlýdýr. Mehmet Reþat Güvenilir, 12 Eylül döneminde de on yýlý aþkýn bir süre zindanda kalmýþ, aðýr iþkencelerden geçmiþ bir komünist tutsaktýr. Zorla sevkedilen insanlarýn arasýnda bulunmasý bir tesadüf deðildir. Bu þekilde Reþat Güvenilir, devrimden, devrimci geliþmelerden daha çok yalýtýlmak istenmektedir. Reþat Güvenilir þu anda açlýk grevindedir. Maruz kaldýðý saldýrýyý açlýk grevi yaparak protesto etmektedir” dedi. Vefa SERDAR açýklamayý, “Buradan bir kez daha siyasi iktidara sesleniyoruz: Reþat Güvenilir, Osman Kýlavuz, Rýza Kartal, Adem ... ve Veli Dikme derhal geri getirilmelidir. Devrimci ve komünist tutsaklar yalnýz deðildir. Onlarýn baþýna gelebilecek her türlü olumsuzluktan siyasi iktidar sorumlu olacaktýr. Devrimin geliþimini ve zindanlarýn yýkýlýp tutsaklarýn özgürleþtirilmesini engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir” diyerek bitirdi. Devrimci Tutsaklar Yalnýz Deðildir! Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük!
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
5
Yeni Evrede
İşsizlik
Mücadele Birliði
ÝÞSÝZLÝK KÝMÝN KORKUSU
Yakýn zamana kadar iþsizlik, emek hareketinin önüne dikilen en büyü engel ve korkuydu. Þimdi bu mengene kýrýlýyor ve çark tersine dönüyor. Artýk iþsizlik, çalýþanlarýn deðil, sermayenin temel korkusu haline gelmiþtir. Hükümet, devletin gizli anayasasý olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde deðiþiklik yapýlacaðýný duyurdu. Bu belge beþ yýlda bir güncelleniyor ve yeni halinde sermaye düzeni için baþ tehdit, Kürt Ulusal Hareketi deðil iþsizlik olacak. Ulusal hareket güç kaybettiði için mi? Hayýr, ama iþsizlik, bütün emekçileri topyekün bir isyana sürüklediði için, þimdi sermayenin temel korkusu olmuþtur. Saadet-Sadaka Zinciri Rakamlar pek az þey anlatýr; onlar yokuþlar, uçurumlar ve hendeklerle dolu bir yolun yalnýzca kilometre tabelalarýdýr. Ýþsizlikle ilgili resmi rakamlar açýklandýðýnda görüldü ki, Türkiye %14’le dünya ikincisidir. Daha önceki yazýlarýmýzda, resmi rakamlarýn nasýl çarpýtýldýðýný, iþ aramaktan umudunu kesmiþ milyonlarýn bu orana dahil edilmediðini belirtmiþtik. Dahasý, bütün patronlarýn, mülk sahiplerinin ve çiftçilerin de bu hesaplara dahil edildiðini söylemiþtik: oysa ki, burjuva kesim, emek piyasasýnda proletaryanýn rakipleri deðildir. Gerçek rakamlar, proleterlerin sayýsýnýn 19 milyon, bunun içinde iþsizlerin 7 milyondan fazla olduðunu gösteriyor. Yani12 milyon çalýþana karþýlýk 7 milyon iþsiz. Bu durumda iþsizliðin neredeyse %40’lara dayandýðýný söylemek mümkündür. AKP’yi 7 yýldýr hükümet koltuðunda tutan pek çok etkenin yanýnda, iþsizlik muazzam bir rol oynamýþtýr. 2001 krizinde emekçileri þoke eden yýkým dalgasý, çalýþma koþullarýný neredeyse alt üst etmiþti. Tuzla tipi cehennemler, bu þok sayesinde tüm üretim alanlarýna yaygýnlaþtý. Çalýþma saatleri haftada 55-60 saate çýkarýldý, emeðin yoðunluðu, hiçbir boþluk tanýmayacak denli artýrýldý, Nazi kamplarýný aratmayan bir çalýþma disiplini dayatýldý. Çünkü iþsizlik, çalýþanlarýn boynuna her an inebilecek bir giyotin gibi kullanýldý, sessiz durmalarý saðlandý. Öte yandan sermaye, iþsiz kitlelerin de bu sessizliðe ortak edilmesi için özel programlar geliþtirmeyi ihmal etmedi.
6
Toplumun en yoksul, bu nedenle isyana en yakýn iþsiz kesimlerinin kontrol altýna alýnmasý, bizzat Dünya Bankasý’nca oluþturulan ve 90’lý yýllarda pek çok yoksul ülkede tecrübe edilen “Acil Sosyal Yardým Fonlarý” programlarýyla hayata geçti. Bu programýn temelleri, sanýldýðýnýn aksine, AKP hükümeti döneminde deðil, 2001 krizi sonrasýnda ekonominin baþýna getirilen DB yöneticisi Kemal Derviþ döneminde atýlmýþtý. Yoksul ve iþsiz kitleleri kontrol amaçlý program, devletin saðlýk, istihdam yaratma ve diðer hizmet alanlarýndan çekilerek, hükümet dýþý sivil toplum örgütleriyle, yoksullarýn sadaka kültürüne baðýmlýlýðýný geliþtirmekten ibaretti. AKP, Dünya Bankasý’nýn yoksulluðu kontrol programýna, hali hazýrda oldukça yaygýn iki kurumsal að saðlýyordu: Cemaatler ve belediyeler. 2001 krizinden sonra belediyeler, giderek artan ölçüde kendi gelirlerinin bir kýsmýný iþsiz ve en yoksul kitlelere, ölmeyip sürünerek yaþayacak denli yardýmlar saðlamaya ayýrdýlar. Gerçekte, büyük metropol belediyeleri, önemli miktarda harcanabilir gelir elde ediyorlardý. Bedeli çoktan ödenmiþ altyapý yatýrýmlarýnýn, yalnýzca bakým masrafý yoluyla, kentsel bir soygun aracý olarak kullanýlmasý, büyük þehirlerin belediye kasalarýný þiþirdikçe þiþirdi. Ýçme suyu, ulaþým, yol bakýmý ve temizlik, sadece birkaç bin iþçiyle kotarýlan, karþýlýðýnda milyonlarca insanýn gelirlerinin neredeyse yarýsýný kapýp götüren, oldukça karlý iþlerdir. Büyükþehir belediyeleri, bu muazzam gelirlerinin bir kýsmýný, raf artýðý yiyecek paketleri, zamaný geçmiþ ilaçlar, yemek çadýrlarý için harcayarak, açlýk ordusunu patlama noktasýndan uzak tutmaya çabaladýlar. Cemaatlerin rolü, bundan daha az olmadý, sosyal yardým adýyla daðýtýlan sadakalar için cemaatler, yaygýn bir að saðladýlar. Deniz Feneri ve bunun gibi daha pek çok dernek, cemaat iliþkileri üzerinden yükseldi. Ayný zamanda bu program, cemaatler ile sermayenin daha yoðun iþbirliði yapmalarýnýn, çýkarlarýný ortaklaþtýrmanýn bir yolu oldu. Bu iþbirliðinin geliþmesi için AKP hükümeti, gözden kaçan bir yasa deðiþikliði yaptý. Sözkonusu yasal deðiþiklik, sosyal yardým derneklerine baðýþta bulunan patronlarýn, vergi indiriminden yararlanma oraný %15’ten %100’e çýkarýldý. Böylece sermaye çevreleri, gelir ve kurumlar vergisinden kaçabilmek için, baðýþ adý
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
İşsizlik
Mücadele Birliði
altýnda þiþirilmiþ çek hesaplarýný, cemaat derneklerine aktarmaya baþladýlar. Bu iliþki, 2003-2008 arasýnda, oldukça karlý bir iþbirliðine sahne oldu. Elinde az çok birikmiþ bir para bulunan herkes, bu dönem boyunca, dünya çapýnda finansal oyunlardan bol bol kazanç saðlama imkanýna kavuþtu. Ve finansal oyunlardan kazanýlmýþ bu paralar, vergiden kaçabilmenin yolunu, cemaat derneklerine yapýlan bol sýfýrlý baðýþlarda buldular. Bunun bir çeþit naylon fatura düzenbazlýðý olduðuna kuþku yok. Gerçekte, yapýldýðý söylenen baðýþ miktarýnýn pek azý, dernek kasasýna giriyordu. Yine de sonuçtan herkes memnundu. Sermaye vergiden kaçýyor, cemaatler þiþtikçe þiþiyor, milyonlarca yoksul ise bu sadaka mengenesine baðlandýkça baðlanýyordu. Dünya çapýnda patlak veren ekonomik çöküþ, Dünya Bankasý ve AKP eliyle yönetilen bu saadet-sefalet zincirini koparttý. Finansal oyunlardan kazanýlan gelirler dramatik biçimde düþtü, belediyeler borç bataðýnda debelenmeye baþladý. Buna karþýlýk iþsizlik son iki yýlda neredeyse iki katýna çýktý. Yani mýzrak çuvala sýðmaz hale geldi. Saadet-sefalet zincirinin çarklarýný döndüren para azalýrken, kontrol altýnda tutulmasý gereken açlar ordusu olaðanüstü ölçüde büyüdü. Kontrolsüz Patlamalar Dönemi Toplumun manzarasýný sunan rakamlar sürekli deðiþebilir, aslolan, bu deðiþimlere toplumun verdiði tepkidir. Çünkü bu tepkinin yoðunluðudur deðiþim gücüne sahip olan. Hýzla yükselip iki katýna varan iþsizlik rakamlarýna inat, proletarya korku duvarýný aþarak, AKP eliyle yürütülen “yoksulluðu kontrol” programýna en büyük darbeyi vurdu. Ýþsiz kalma korkusuyla yakýn zamana dek en yoðun sömürüye ve en aðýr aþaðýlamalara sabýrla göðüs geren sýnýf, nihayet o son duvara gelip dayandý ve o duvarý aþtý. Bunun en somut, en etkili örneðini Tekel iþçileri verdi. 31 Ocak tarihinde iþsiz kalacaklarýný bildikleri halde, eyleme ýsrarla devam eden binlerce iþçi, tüm sýnýfa unutulmayacak deðerde bir ders verdi. Dersin büyüðünü ise sermaye aldý. Aðýzlarýný her açtýklarýnda, çalýþanlarý iþsizlikle tehdit eden sermaye, bu tehditlerin artýk iþe yaramadýðýný dehþetle gördü. Sýnýflar mücadelesinin son yýllardaki en etkili unsurlarýndan biri, þimdi tersine iþliyor ve tüm sýnýf dengelerini altüst ediyor. Ýþçileri, bu korkusuz noktaya getiren, elbette çalýþmanýn kölelik koþullarýnýn dayanýlmaz oluþudur. Pek çok çalýþan iþçi, fabrikalarýn cehennemiyle iþsizlik cehennemi arasýnda fazla fark göremiyor. Ve iþsizlik sopasý sermayenin elinden, proletaryanýn eline geçiyor. Ýþsizlik þimdi isyan için bahanedir, susmak için deðil. Sýnýflarýn karþýlýklý iliþkilerini ve dengesini sarsan her olgu, toplumun bütün kesimlerinin konum ve tavýrlarýný da etkiler. Ýþsizler, sayýlarý 7 milyonu aþan bu muazzam kitle, çalýþanlarý hep kendileri için bir rakip olarak gördüler. Çalýþanlar da, iþsizlerin dramýna sýrtlarýný çevirip sessiz kalarak, iþsizlerin adeta gölgesiz bir hayalete, ruhsuz bir bedene dönüþmesini izlemek zorunda kaldýlar. Ama artýk bu uðursuz denge bozulmakta. Çalýþanlar “ha kölece çalýþmýþýz, ha açlýktan ölmüþüz, ne fark eder” haykýrýþlarýyla bir kez ayaða kalkmaya görsün, iþsizler kendi gölgelerine ve ruhlara kavuþurlar. Genel iþçi hareketi iþsizler/açlar ordusuna hayat öpücüðü üfledikçe, önümüzdeki süreçte iþsizlerin kontrolsüz patlamalarýna þahit olmak sürpriz sayýlmamalý. Çünkü o ruh bir kez harekete geçtiðinde, açlýðýn ertelenemez öfkesinin yönetiminde olacaktýr. Daha þimdiden, lüks sitelere yaðan taþlar boþa deðil, olaylarýn yaðmaya varmasý da kimseyi þaþýrtmasýn. Ama bu sayede devrim, açlar ordusunun çýlgýnca atýlýmlarýnýn engel tanýmaz dinamizmi ile donanacaktýr. Býrakalým her harekette itidallik çaðrýsý yapan ihtiyar kafalar ve mülkiyet önünde yerlere kadar eðilen küçük burjuvalar mýzmýzlansýnlar. Proletarya bu kontrolsüz patlamalarý, “Her þey emeðin olmalý, her þey emekçinin malý” parolasýyla kapitalist sömürücüleri devirmek üzere harekete geçirecektir.
FAÞÝZMÝ DÖKTÜÐÜ KANDA BOÐACAÐIZ
6 Mart Cumartesi günü saat 14:00’da Antep üniversitesi Nizip Meslek Yüksekokulu’nda okuyan Zeynep adlý öðrenciye faþistlerin saldýrýsýný protesto etmek için, Yeþilsu’da DÖB, SGD, DGH, GENÇ-SEN, YGD, Mesop-Gençliði’nin ortak düzenlediði bir basýn açýklamasý yapýldý. Yeþilsu’da toplanýlarak “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz, Baskýlar Bizi Yýldýramaz” pankartý açýlarak “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Yaþasýn Faþizme Karþý Devrimci Dayanýþma” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasýnda “Gün geçmiyor ki devrimci, demokrat, yurtsever öðrenciler faþist bir saldýrýya kurban gitmesin. Çarþamba günü Nizip Meslek Yüksekokulu’na gitmekte olan Zeynep DAÐ adlý arkadaþýmýza yapýlan saldýrýyla gördük. Arkadaþýmýz devrimci demokrat bir yayýn çizgisinden beslenen bir yayýn organýný serviste okurken ve ayný zamanda Kürtçe müzik dinlediði için faþistler tarafýndan fiziki saldýrýya uðramýþ, elinden okuduðu gazete zorla alýnarak yýrtýlmýþtýr. Hatta bunla da yetinmeyen faþist saldýrganlar arkadaþýmýza býçak çekmiþ ve okulun ortasýnda bas bas baðýrarak ‘bu okulda katliam çýkar, sizin soyunuzu sopunuzu kurutacýz, burada seni öldürsek kimse sesini çýkaramaz, soysuz Kürtler, pis aleviler gibisinden tehditler savururken ayný zamanda okul içine, öðrenci olmayan onlarca insanýn girmesine seyirci olan okul yönetimi okul güvenliðini saðlamakla yükümlü Özel Güvenlik Birimleri ve devletin kolluk kuvvetleri bu tehditkar yaklaþýma sessiz kalarak bu suça ortak olmuþlardýr. Buradan sesleniyoruz arkadaþýmýza yapýlan bu saldýrýyý devrimci demokrat yurtsever gençler olarak kýnýyor ve olayýn takipçisi olacaðýmýzý, arkadaþýmýzýn bundan sonraki süreçte baþýna gelebilecek olaylardan okul yönetimi Özel Güvenlik Birimi ve devletin kolluk kuvvetlerinin sorumlu olduðunu bildiriyoruz” denilerek basýn açýklamasý sonlandýrýldý. Daha sonra toplanan kitle Antep Kadýn Platformunun 15:00’de Kýrkayak Parký’nda yapacaðý 8 Mart yürüyüþüne katýlmak için sloganlarla Kýrkayak Parký’na yüründü. Kýrkayak Parký’nda da sloganlar atýldý halaylar çekildi.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
7
Yeni Evrede
Mücadele Birliği
Mücadele Birliði
TEKEL ÖÐRENCÝLERÝN YANINDA Bugün (19 Mart) saat 14:00 sýralarýnda aralarýnda Tek Gýda-Ýþ’e baðlý TEKEL iþçilerinin, Kadýköy EðitimSen’in, okuldan atýlan öðrenci velilerinin, Sarýgazi halkýnýn, Mehmetçik Lisesi Devrimci Öðrenci Birliði ve Mehmetçik Lisesi öðrencilerinin bulunduðu yaklaþýk 750 kiþiyle bir basýn açýklamasý gerçekleþti. Okul önüne öncelikle gelen TEKEL iþçileri uzun süre sloganlarla bekleyiþe geçti. Daha sonra Kadýköy Eðitim Sen ve Sarýgazi halkýnýn gelmesiyle sloganlar dahada yükseldi. Saat 14:30 civarý okul önüne barikat kuran polise okul dýþýndaki ve içindeki kitle “Katil Polis Liselerden Defol!” sloganlarýyla cevap verdi. Polis bir süre sonra kurduðu barikatý açmak zorunda kaldý. daha sonra dýþarýdaki kitle ile buluþan öðrenciler dýþarýya “Tekel Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Mehmetçik Lisesi Direniþin Simgesi”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” sloganlarý ve zafer iþaretleriyle çýktý. Bir süre atýlan sloganlarýn ardýndan Tek Gýda-Ýþ Sendikasý adýna açýklama yapan 2 Nolu Þube Baþkaný Yunus Durdu, sendika olarak tasdikname verilen öðrencilere destek verdiklerini ifade ederek, “Yapýlan hukuksuzluðu, onlara yapýlan zulmü Milli Eðitim ve okul idaresinin çað
dýþý eðitim ve yönetim anlayýþýný, demokratik tepkilere ve özgür düþünceye uygulanan baskýyý kýnýyoruz. Milli Eðitim Bakaný, Ýstanbul Milli Eðitim Müdürünü Çekmeköy Mehmetçik Lisesi Müdürünü, bu haksýzlýðý, bu zulmü, bu hoþgörüsüzlüðü ortadan kaldýrmaya çaðýrýyoruz. Bu yapýlan anayasaya, demokrasiye ve insan haklarýna aykýrýdýr. Liseli kardeþlerimizin eðitim haklarý geri verilmelidir. Okuduk-
larý lisede eðitimlerine devam etmeleri saðlanmalýdýr” þeklinde konuþtu. Daha sonra sözü Eðitim-Sen Ýstanbul 2 Nolu Þube Baþkaný Ali Gün aldý. Ali Gün açýklamasýnda, “Ortada ciddi bir hukuksuzluk ve insan haklarý ihlali var. Öðrenciler, 4 gündür okula alýnmamakta. Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü ile yaptýðýmýz görüþmede bu durumun ortadan kaldýrýlabileceði söylendi. Bu olumsuz durum bir an önce ortadan kaldýrýlmalýdýr” dedi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan aralarýnda Liseli Devrimci Öðrenci Birliði’nin de bulunduðu yaklaþýk 500 kiþilik öðrenci grubu sloganlarla Cemevi önüne kadar yürüdü. Burada yapýlan açýklama sonrasý eylem bitirildi. Mehmetçik Lisesi Devrimci Öðrenci Birliði bu eylem sonrasý bir araya gelerek eylemlerin sürekli olacaðýný ve bu okulun devrimci çizgiden uzaklaþtýrýlmak istendiði, bunun için yeni bir müdür gönderildiði ve bu müdürün daha önce Atakent’te bir çok öðrenciyi okuldan atmakla tanýndýðý; Mehmetçik Lisesi’ne de sosyalist öðrencileri okuldan atmak ve okuldaki bu çalýþmayý bitirmek için gönderildiði þeklinde bir açýklama yaptý ve eylemlerinin sonuna dek süreceðini belirtti.
TEKEL EYLEMÝNDE ATILAN ÖÐRENCÝLER YALNIZ DEÐÝLDÝR 17 Mart 2010 tarihinde TEKEL eylemine destek verdikleri için Mehmetçik Lisesi’nden atýlan 23 öðrenci için öðle tatilinde bir eylem düzenlendi. Bizler de Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) olarak bu eyleme katýldýk. Sloganlarla okul içinde baþlayan eylem, daha sonra okul içerisinde camlarý kýrýlýp kapýlar sökülerek öðrenciler geri alýnýncaya dek süreceði bir eylem olacaðý belirtilerek devam etti. Okul içinde sloganlarýn duyulmasýyla okul müdür ve müdür yardýmcýsý gelerek eylemi bitirmek istediler. Ama öðren-
8
cilerin kararlýlýðý bu eylemi devam ettirdi. Daha sonra faþist bir öðretmeni bir arkadaþýmýza saldýrmasýyla öðretmene sert bir þekilde cevap verildi ve cezalandýrýldý. Bu eylemlerimiz devam edecektir. Bu olayýn tek sebebi, polis iþbirlikçisi okul yönetimidir.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yaþasýn Devrimci Dayanýþma Mehmetçik Lisesi DÖB
Yeni Evrede
Tekel
Mücadele Birliði
YÜRÜYÜÞÜ ÝPTAL ETMEK ZORUNDA KALDILAR! 26 Mart günü eylemlerinin 102. gününde olan Tekel iþçileri saat 11:00’de Ankara’ya kadar þehir merkezlerinde yürüyüþ eylemi kararý almýþtý. Saat 11:00’de Tek Gýda-Ýþ sendikasýnda toplanan iþçiler Ankara’ya yürüme hazýrlýklarý yaparken sendika iþçilerle birlikte yürümeyeceðini, iþçilerin sorumluluðunu alamayacaðýný açýkladý. Gerekçe olarak da baþkanlar kurulundan karar çýkmadýðýný belirten sendikacý, iþçilerin tepkisiyle karþýlaþtý. Ýþçiler sendika genel merkezinin “bölgesel eylemlerde inisiyatifi þubelere veriyoruz” açýklamasýnda bulunduðunu hatýrlatýrken, sendika bu sorumluluðu alamayacaðýný, bu karardan da vazgeçmeyeceðini söyledi. 39 iþçinin yürümesi planlanýrken, kimi iþçiler sendikanýn bu tutumu yüzünden yürümekten vazgeçti. Yaklaþýk 10 kiþi kalan iþçiler, önce sendikada 1 Nisan’a kadar oturma kararý aldý, daha sonra tek baþlarýna yürümek üzere sendikadan ayrýldý. Saat 13:40 civarýnda sendika binasýndan çýktýktan sonra sayýlarýnýn yetersiz olduðu gerekçesiyle Ankara yürüyüþünden vazgeçen iþçiler, Konak YKM önüne kadar yürüme ve orada bir basýn açýklamasý yapma kararý aldýlar. Sendikanýn Ankara’dan döndüklerinden bu yana, neredeyse hiçbir eylemlerine destek vermediðini belirten iþçiler, bu eylemde de sendikasýz yürüdüler. Yürüyüþ sýrasýnda iþçiler TEKEL yazan bir
bayrak taþýrken “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr”, “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “4 C’ye Ýmza Atmayacaðýz”, “Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek” sloganlarý attýlar. AKP binasýnýn önüne geldiklerinde durdular. Bekleme sýrasýnda “Tekel’in Ateþi AKP’yi Yakacak”, “AKP 4C’yi Al Baþýna Çal”, “Tayyip Amerika’ya Fetullah’ýn Yanýna” sloganlarýný attýlar. Daha sonra yürüyüþe devam ettiler. Konak Meydaný’na yetiþtiklerinde polis gelerek slogan atmamalarýný ve hýzlý yürümelerini söylerken, iþçiler buna “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Yaþasýn Onurlu Mücadelemiz” sloganlarýyla yanýtýný verdiler. Konak Meydaný’ndan da aðýr aðýr yürüyen iþçiler, son olarak Konak YKM önüne geldiler. Burada bir iþçi temsilcisinden kýsaca görüþlerini aldýk: “Sendikanýn bilgisi dahilinde yapacaðýmýz bir eylemdi bu. Bütün teknik iþleri kendimiz hallettik. Buna raðmen bizimle yürüme kararlarý vardý. Yola çýkacaðýmýz gün son anda ‘biz sizinle gelmiyoruz, eyleminizi yapabilirsiniz ama biz yokuz’ dediler. Bu açýklamadan sonra bazý arkadaþlarýmýz sendika yoksa biz de gelmiyoruz deyince, bu eylemi iptal etmek zorunda kaldýk.” Daha sonra iþçiler açtýklarý imza standýnda beklemeye geçti. Ýzmir Mücadele Birliði
ANNEMÝN DÝRENÝÞÝ TÜBÝTAK’ýn oraya gittiðimde önce çok utandým. Pankart falan tutamadým ve slogan falan atamadým. Öylece fotoðraf çektim. Zaten çektiðim 5-10 fotoðraf da iþe yaramadý. Boþuna çektim. Ama sonradan 1-2 saat geçince alýþtým. Elimdeki kaðýttan slogan bile attýrdým. Tabii ki ben de attým. Sonra polisler geldi. Bu pankartý buraya asamazsýnýz dedi. Biz de kaldýrmadýk. Fakat ön tarafa gittik. Oradan TÜBÝTAK’ýn karþý tarafýna gittik. Orada kadýn Tekel iþçileri desteðe geldi. Sonra sloganlar hiç susmadý. Hepsini de ablam Gözdenur Çetintaþ, annemlere attýrdý. Annem, biz her slogan attýðýmýzda gururlanýyordu. Slogan attýktan sonra da annemin gözlerine baktýðýmda mutlu olduðunu görüyordum. Annem neden bilmiyorum, ama direniþin ilk gününde beni ve ablamý okula göndermeyerek yanýnda olmamýzý istedi. Biz de annemi iþten atan adamýn ve karýsýnýn yüzüne tükürmeye geldik. Sloganlarýmýz þunlardý: “TÜBÝTAK Bilime Zulüm Senin Neyine”, “Ýþçi Düþmaný TÜBÝTAK Hesap Verecek”, “Aynur Çamalan Yalnýz Deðildir” vb. þeylerdi. Annemi iþten atanlar utansýn. Ben annemin bu eylemi eksiksiz ve mutlulukla bitireceðine inanýyorum. Ve annem iþini geri alacak. Annem iþten atýlmasýna raðmen yüzü gülüyor. Annem asla polis gelse bile direniþinden vazgeçmeyecektir. Haydi benim için siz de desteðe gelin! Yarennur Çetintaþ 160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
9
Yeni Evrede
Tekel
Mücadele Birliði
TEKEL ANKARA’YA ÇAÐIRIYOR 27 Mart, Cumartesi... Ýstanbul Kartal’da Tek Gýda Ýþ Cevizli Þubesi’nin düzenlediði bir miting yapýlýyor... Tekel Ýþçileriyle Dayanýþma Mitingi! Ýstanbul Kartal Cevizli tesisleri önünde buluþan tekel iþçileri ve kitle örgütleri kortej düzeni alarak, saat 11.30’da Kartal meydanýna doðru yürüyüþe geçti. Yürüyüþ esnasýnda MHP’nin korteje girip yürümek istemesi gerilim yarattý. Kortej düzenini bozan MHP’liler DÝSK’in önüne geçti. MHP yürüyüþten yalýtýlarak yürünmeye çalýþýldý. Bazý örgütler MHP protesto ederek protesto ederek yürüyüþten çekildi. Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK) “Ýþçiler Birleþin Sosyalizim Ýçin Savaþýn Devrimci Ýþçi Komiteleri” imzalý pankartlarýyla mitinge katýldýlar. Yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “Tekel Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Hedef Ýktidar, Hedef Ýktidar”, “Ýktidar Dýþýnda Her þey Hiçbir þeydir”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak” sloganlarýný atýlar. Tekel Ýþçileri 1 Nisan’da Ankara’da olacaklarýný söylerken, direniþleri boyunca kendilerine destek veren tüm emek dostlarýna teþekkür etti ve 1 Mayýs ile 26 Mayýs’ta da emek dostlarýyla birlikte olacaklarýný vurguladý. Kartal Belediye Baþkaný Arif Daðlar ve Tek Gýda Eðim Sekreteri kýsa bir konuþma yaptý. Konuþmalarýn ardýndan emekli bir kadýn Tekel iþçisi kendi yazdýðý bir þiiri okudu. Þiirin ardýndan sanatçý Ýlkay Akkaya’nýn seslendirdiði türkülerle miting sona erdi. Mitingde 1 Nisan duyurusunun yaný sýra 28 Mart Pazar günü Esenyurt Belediye iþçilerinin yapacaðý eyleme de çaðrý yapýldý.
10
BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ!
TEKEL ÝÞÇÝSÝ YALNIZ DEÐÝLDÝR
Türkiye’nin baþkenti Ankara’da aylar süren bir iþçi eylemi yaþandý. Tekel iþçileri ülkenin ta orta yerinde ve halklarýn kalbinde büyük bir eyleme imza attýlar, eylemlerini sürdürüyorlar. Yaptýklarý hiçbir saldýrý, baský, satýn alma, yýldýrma giriþimleri iþe yaramayan devlet, þimdi de eylemin arkasýndaki kitle desteðini kýrmak için cezalar yaðdýrmaya baþladý. Tekel iþçilerine destek olduðu için iþten atýlan TÜBÝTAK emekçisi Aynur Çamalan, Ýstanbul’da okuldan atýlan 24 lise öðrencisi bu saldýrýlarýn ilk örnekleri oldular. Saldýrýlar sürüyor. Adana’da Tekel iþçilerine destek vermek için 11 Þubat’ta yürüyüþ yapan 50’den fazla kiþiye, Kabahatler Kanunu’na göre 143 lira ceza kesildi. Adana Valiliði adýna Adana Emniyet Müdürlüðü’nün kestiði para cezasýyla ilgili yürüyüþlerde trafik kesilmemiþ, çevre kirletilmemiþ ve hiçbir olay da çýkmamýþtý. Ceza alan emekçiler, Sulh Ceza Mahkemelerine dava açacaklarýný ve davanýn reddedilmesi durumunda Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne baþvuracaklarýný söylüyorlar. Ýzmir Tire’de de 25 Þubat günü Tekel iþçilerine destek için meþaleli yürüyüþ düzenleyen 90 kiþi, ilçe emniyet müdürlüðü tarafýndan sorgulandý. Aralarýnda ev kadýnlarý, emekliler, memurlar ve öðrencilerin de olduðu eylemcilere, “Hükümete karþý mýsýnýz? Gösterinin yasal olmadýðýný bilmiyor muydunuz? Neden kaldýrýmda deðil de yolda yürüdünüz?” gibi sorular yöneltildi. Eðitim-Sen öncülüðünde yapýlan meþaleli yürüyüþe katýlanlar hakkýnda, toplantý gösteri yürüyüþleri yasasýna muhafeletten soruþturma baþlatýldý. Ýþçi emekçi ve yoksul halklarý dayanýþma eylemlerinden uzak tutmak, sisteme baþkaldýran iþçi bölüklerini yalnýz býrakmak isteyen sistem, baský ve zor araçlarý ile bunu baþaramayacaktýr. Adým adým ilerleyen mücadele birliði, bu zorlu mücadelelerle güçlenecektir.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
EMEKÇİLER EYLEMDE “SAÐLIK HAKTIR SATILAMAZ!”
Ýktidarýn kamu hastanelerinin özelleþtirme giriþimine karþý saðlýk emekçileri eylem ve basýn açýklamasýyla sokaklardan cevap veriyor. 13 Mart günü saat 12.30’da Ayasofya’da bir araya gelen platform bileþenleri “Saðlýðýn Ticareti Olmaz, Saðlýk Hakkýmýzdan, Ýþ Güvencemizden Vazgeçmeyeceðiz” pankartýyla Ýl Saðlýk Müdürlüðü’ne doðru yürüyüþ baþlatýldý. Yürüyüþ esnasýnda sýk sýk “Saðlýkta Ticaret Ölüm Demektir”, “Hastaneler Halkýndýr Satýlamaz”, “Ne 4-B ne 4-C herkese güvence”, “Saðlýk Haktýr Satýlamaz” sloganlarýný haykýran saðlýk emekçileri, Ýl Saðlýk Müdürlüðü’nün önünde bir basýn açýklamasý yaptý. Basýn metnini saðlýk örgütleri adýna SES Aksaray Þube Baþkaný Songül Beydilli’nin okuduðu basýn açýklamasýnda, “özel saðlýk kurumlarýna sevkin önü açýlarak, kamu kaynaklarý özel sektöre ve týbbi teknoloji ve ilaç tekellerine aktarýldý. (...) Birçok ilacýn ödemesi kapsamdan çýkarýldý, ilaçta devletin ödediði miktar düþürülürken vatandaþýn ödediði miktar arttýrýldý. Sigortasý olmayan ve prim ödeyemeyenler ölüme mahkum edilmektedir... kamu hastane birlikleri yasa tasarýsý ile özelleþtirilmek istenmektedir. bunun anlamý hastaneler çýkan yasa ile istenildiði gibi satma devretme ve kapatma hakkýný yasalaþtýrmaktýr. Hükümeti uyarýyoruz. Bu uygulamalarýn son bulmasý, herkese eþit ücretsiz nitelikli saðlýk hizmeti sunulmasý ve herkese saðlýklý ve güvenlikli gelecek için bu talepler talebimdir” görüþlerine yer verildi. “Tüm halkýmýzý haklarýna sahip çýkmaya ve eylemlerimize destek olmaya çaðýrýyoruz” diyerek eylem bitirildi.
Sokaklar
olmaz”, “gelir getirici iþ/iþlemlere ve birim ve kiþi bazýnda performansa dayalý döner sermaye ödeme sisteminden vazgeçilsin!”, “döner sermaye adil daðýtýlsýn!”, “Kamu hastane birlikleri yasa tasarýsý geri çekilsin!” istemlerinin öne çýktýðý eyleme ilgi yoðundu. Saðlýk emekçileri “HERKESE EÞÝT ÜCRETSÝZ SAÐLIK/SES”imzalý pankart açtýlar. Basýn metni okundu. Basýn açýklamasýnda “Kamu hastanelerinin özelleþtirilmesini kapatýlmasýný satýlmasýný öngören, saðlýk emekçilerinin güvencesiz- sözleþmeli çalýþtýrýlmasýný dayatan Kamu Hastane Birlikleri yasa Tasarýsý geri çekilmeli, saðlýkta özelleþtirme uygulamalarýna son verilmelidir. Ý. Ü Rektörlüðü’nü uyarýyoruz! 1 hafta içerisinde, taleplerimiz konusunda bir adým atýlmadýðý, bu yönde bir açýklama yapýlmadýðý takdirde eylemlerimize yeniden baþlýcaðýz!saðlýkta özelleþtirme ve bizi bölme uygulamalarýna karþý, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceðiz” dediler. Basýn açýklamasý okunduktan sonra eylem sloganlarla son buldu.
SAMATYA HASTANESÝ’NDE GREV
Ýstanbul Eðitim ve Araþtýrma (Samatya) Hastanesi’nde hasta klinikleri inþaatý Ýl Özel Ýdare tarafýndan yapýlan ihaleyle RT inþaat firmasýna ihale edilmiþ ve RT firmasý da iþi Cihan ve Körfez isimli iki taþeron firmaya vermiþ durumda. Hastane inþaatýnda çalýþan her iki firmanýn yaklaþýk 80-90 iþçisi, kimisi 6 aydýr kimisi 4 ay olmak üzere ücretlerini alamamýþtýr. Bunun üzerine iþçiler, yaklaþýk 40 gündür iþi durdurmuþ durumda, þu anda inþaat devam etmemekte. 90 iþçi, Samatya Hastane’sindeki inþaatýn önünde “Bu Ýþyerinde Grev Var” pankartý altýnda eylemlerini sürdürmekte. Saðlýk Emekçileri Sendikasý Aksaray Þube’nin verdiði bilSaðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES), Ýstan- giye göre, bu koþullar altýnda hem aylardýr ücret alamayan iþçibul Üniversitesi Týp Fakültesi poliklinik karþýsýnda 25 Mart gü- ler maðdur durumda, hem de bir türlü tamamlanamayan klinik nü saat 12.30’da bir basýn açýklamasý yaptý. “Saðlýðýn ticareti inþaatlarý yüzünden hastanedeki saðlýk hizmetleri aksamakta.
SAÐLIÐIN TÝCARETÝ OLMAZ!
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
11
Yeni Evrede
Sokaklar
Mücadele Birliði
İŞÇİLER EYLEMDE ÝÞÇÝLER HER YERDE EYLEMDE!
Cerrahpaþa ve Çapa Týp Fakültesi temizlik iþçileri eylemde! 25 Mart akþamý, Taksim Tramvay Duraðý’ndan Galatasaray Lisesi’ne yürüyen iþçiler burada bir basýn açýklamasý yaptýlar. Toplanma yerinde “ÝSTANBUL ÜNÝVERSÝTESÝNDE (BÝLÝM YUVASINDA) EMEK HIRSIZLIÐINA SON” pankartýný açarak Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüyen iþçilere SES ve ÝSKÝ iþçileri de destek verdi. Yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk slogan atan iþçilere, etraftaki insanlar da alkýþlarla destek veriyordu. Belediye Ýþ Sendikasý Ýstanbul 5no’lu þubesinde örgütlenen temizlik iþçileri, açýklamalarýnda, Ýstanbul Üniversitesi’nde yönetim deðiþikliði sonrasý artan baskýlara dikkat çekti. “2008 yýlýnda TÝS yapýlmýþ, ... sözleþme Ýstanbul Üniversitesi tarafýndan uygulanmadýðý gibi, iþçiler iþten çýkartýlmýþ, þirket deðiþtirilmiþtir. Ýstanbul Üniversitesi Aralýk ayý maaþýný tam olarak þirkete aktarmýþ ancak, iþçiler maaþlarýný alamamýþlardýr. ... Ayný zihniyetin ürünü olan güvencesiz çalýþma, Tekel’de, Büyükþehir Belediyesi’nde, Ýtfaiye’de, Marmaray’da, Ulaþým A.Þ.’de son olarak da, ÝSKÝ’de 2300 insaný sokaða atmýþtýr. Esenyurt’ta sendikalý olduklarý için, geçmiþi þaibelerle dolu Belediye Baþkaný 68 kadrolu belediye iþçisini iþten çýkartmýþ ve maðdur etmiþlerdir” denen açýklama, “YAÞASIN ÝÞÇiLERÝN BÝRLÝÐÝ; YAÞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMÝZ” sloganlarýyla sona erdi. ÝSKÝ iþçileri adýna söz alan bir iþçi “bizler iþten atýlan ÝSKÝ iþçileri olarak bu onurlu mücadelenizi destekliyoruz” dedi. SES adýna yapýlan konuþmada ise “öncelikle taþeron iþçi arkadaþlarýmýzý bizim gibi gördüðümüzü ve mücadelenizi desteklediðimizi belirtiyoruz. Bu ülkeyi yöneten patronlar taþeron þirketlerini yarattýlar. Bu nedenle biz SES olarak saðlýkta özelleþtirmeye son verilmesini, taþeron iþçilerinin kadroya alýnmasýný istiyoruz” dendi. Konuþma “Birleþe Birleþe Kazanacaðýz!” sloganýyla bitti. Hep bir aðýzdan haykýrýlan sloganlarýn ardýndan eylem sona erdi.
BÝRLEÞÝRSEK, DAHA ÝYÝ ÖRGÜTLENÝRSEK KAZANIRIZ
Marmaray iþçilerine destek veren Herkese Saðlýk Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP), 26 Mart günü þantiye önünde basýn açýklamasý yaptý. Saat 13:00’da þantiye önüne gelen iþçiler, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Marmaray Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Ýþçiyiz Haklýyýz Kazanacaðýz” sloganlarý attýlar. Basýn açýklamasýnda Marmaray direniþinin bugüne kadar gelmesinde sýnýf dayanýþmasýnýn rolüne deðinildi ve böylece ayakta durabildiklerini belirtildi. Kapitalist sermaye düzeninin emekçilere karþý son zamanlarda uyguladýðý baskýlara üzerinde duruldu.
12
Daha sonra “emperyalist dünya düzeni doktoru da bir iþçi gibi ayný eþit noktaya getiriyor. Biz bunu daha önce iþ arkadaþlarýmýza söylediðimizde ciddiye alýnmýyorduk ama þimdi 4C, 4B gibi uygulamalarla bunu rahatlýkla görebiliyoruz” dendi. Ardýndan Tabipler Birliði adýna Nazmi Aydan Tekel iþçilerinin mücadelesini örnek göstererek “bu mücadelelerde birleþirsek daha iyi örgütlenirsek kazanýrýz” dedi. Marmaray iþçileri desteðe gelen sýnýf dostlarýna teþekkür ederek onlarý selamladý. Konuþmalardan sonra eylem sloganlarla son buldu.
ÝSKÝ ÝÞÇÝLERÝ EYLEME DEVAM EDÝYOR
Hemen her kesimden iþçiler ve emekçiler eylemde. Bunlarýn arasýna ÝSKÝ iþçileri de eklendi. Ýþten atýlan Ýstanbul Su Kanalizasyon Ýdaresi (ÝSKÝ) iþçilerinin iþe dönmek için baþlattýklarý eylem 10. gününde, 24 Mart günü, seslerini duyurmak için bir eylem de Taksim’de yaptýlar. Taksim Tramvay duraðýnda “Ýþçiyiz haklýyýz kazanacaðýz” ve “Ýþimizi Geri istiyoruz” pankartlarýyla toplanan iþçiler, sloganlarla, alkýþ, ýslýk ve düdüklerle Galatasaray Lisesi önüne yürüdüler. 300 kadar iþçi, aralarýnda Mücadele Birliði Platformu’nun da olduðu destek için gelenlerle birlikte, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Birleþe Birleþe Kazanacaðýz”, “Ýþimiz, Aþýmýz, Ekmek Ýçin Kavgamýz”, “Babalar Ýþsiz, Çocuklar Aç”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Yaþasýn Onurlu Mücadelemiz” sloganlarýyla Ýstiklal Caddesi’ni inleterek yürüdüler. Ýþçiler Galatasaray Meydaný’na geldiklerinde basýn açýklamasýný iþçiler adýna Adnan Kondak okudu. Kondak, ÝSKÝ’nin hizmet satýn aldýðý taþeron þirketlerde çalýþan iþçiler olarak 3 yýldýr yaþadýklarý sýkýntý ve yarýnsýzlýk endiþelerinin geldiði son noktanýn iþten atýlmak olduðunu söyledi. “Bizim talebimiz, yapmakta olduðumuz iþlerimize devam etmekten baþka bir þey deðil. Bugün bazý þirketler haklarýnýzý alýn gidin derken, bazý þirketler çalýþanlarýn son 1,5 aylýk maaþýný vermemek için ‘iþten kendi rýzam ile ayrýlýyorum’ diye belge imzalamayý þart koþuyor, bazýlarýnýn ise býrakýn sosyal haklarý, geçmiþ yýllardan ödemediði ücretler olduðu gibi, beþ ayýr ücret alamadýðýný söyleyen arkadaþlarýmýz var” diyen ÝSKÝ iþçileri, iþe geri dönene kadar her gün sabah 10:00 akþam 16:00 arasý Aksaray’da bulunan ÝSKÝ binasý önünde eylemde olacaklarýný duyurdular.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
Sokaklar
Mücadele Birliði
KÝMSE SUSMAMIZI BEKLEMESÝN Esenyurt Belediye iþçileri, eylemlerinin 224. gününde Esenyurt Meydaný’nda bir miting yaptýlar. 28 Mart Pazar günü, belediye iþçileri, Esenyurt Belediyesi önünde Belediye Ýþ pankartý arkasýnda toplanmaya baþladýlar. Sendikalaþtýklarý için iþten atýlan iþçiler, onlara aylardýr destek veren sendikalar, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve Esenyurt emekçileri ile birlikte toplandýlar. “Sendika Hakkýmýz Direnerek Alýrýz, Ýþten Atýlan Esenyurt Ýþçileri” pankartýnýn arkasýna kadýn iþçiler, kadýnlar ve çocuklar geçerek kitlenin en önünde sloganlarla yürümeye baþladýlar. Arkalarýnda açýlan “Sendikal Örgütlenmeden Dolayý Esenyurt Belediyesi’ndeki Ýþten Atmalara Karþý Mücadele Ediyoruz. Direniþimizin 224. Günü, Belediye Ýþ Sendikasý Ýstanbul 2. Þube” pankartý arkasýnda da iþten atýlan belediye iþçileri yürüyordu. Art arda iþçi ve emekçi sendikalarý, platformlar, siyasi yapýlar Tekel ve iþten atýlan ÝSKÝ, Sinter Metal ve Marmaray iþçileri kortejle yürüyordu. Sýk sýk “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Esenyurt Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç birimiz”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarý atýlýyordu. Yaklaþýk 2000 iþçi ve emekçi, Esenyurt Meydaný’na geldiðinde, platformda ilk sözü Belediye-Ýþ 2 Nolu Þube Baþkaný Hasan Gülüm aldý. Orada bulunan tüm iþçi, emekçi ve emek dostlarýna teþekkür ederek tek tek anons etti ve ilk sözü iþten atýlan bir iþçinin çocuðuna verdi. Çocuk, çok kýsa bir konuþma yaptý ve okula gidebilmek için babasýnýn çalýþmasý gerektiðine dikkat çekti ve belediye baþkanýna “Sizin oðlunuz hangi okullarda okuyorlar, hangi özel dersleri alýyor. Onun için ben babamýn verdiði mücadeleyi destekliyorum. Bunun için bütün iþçilerin çocuklarý buradalar” dedi. Platforma çýkan iþten atýlan kadýn iþçi,
kirada oturduðunu ve çocuðu olduðunu anlatýrken, daha ilk kelimelerinde gözyaþlarýna boðuldu. Art arda söz alan KESK Þubeler Platform Dönem Sözcüsü, Belediye Ýþ Sendikasý Örgütlenme Sekreteri ve Tek Gýda Ýþ Sendikasý temsilcisi kýsa konuþmalar yaptýlar. Tekrar söz alan Hasan Gülüm, basýn açýklamasýný okudu. Basýn açýklamasýnda, kendilerinin yaþadýklarý bu iþten atma saldýrýsýnýn farklý iþ kollarýnda giderek artan saldýrýlarýn bir parçasý olduðuna dikkat çekti ve aslýnda saldýrýlarýn tek bir merkezden geldiðini söyledi ve Tekel eyleminde ortaya çýkan ortak mücadelenin, bilinçteki geliþmenin göstergesi olduðunu, Esenyurt eyleminin de bunu yansýttýðýný söyledi. “Tekel eylemi ile ortaya çýkan bu bilinç geliþmesi, Esenyurt’ta, Marmaray’da, ÝSKÝ’de, Çemen’de yapýlacak ortak sahiplenme ile bu saldýrýlara karþý istediðimiz cevabý vermiþ olacaðýz. Çünkü bugün bütün iþten çýkartmalar, sendikasýzlaþtýrmalar, düþük ücretle çalýþtýrmalarýn tamamý, ayný þeyleri düþünerek yapýlmaktadýr. Yani sermaye ortak düþünüyor, ortak hareket ediyor. Biz iþçilerin ve onlarýn örgütleri olan sendikalarýn da bu mücadeleyi ortaklaþtýrmasýný saðlamalýyýz. (...) Biz iþçi ve emekçiler olarak kendi haklarýmýza yapýlmýþ bu saldýrýlar karþýsýnda yürüttüðümüz mücadeleyi sürdüreceðiz. Bugün bütün iþverenlerin sendikal hak ve özgürlüklere karþý yürüttükleri saldýrý karþýsýnda bizim susmamýzý kimse beklemesin” denilen basýn açýklamasýnýn ardýndan alanda bulunan emek dostlarý Pýnar Sað, Muzaffer Aracý ve Mehmet Ekici platforma geldi. Pýnar Sað, coþkulu bir konuþma yaparak, þimdi sanatçýlarýn da kamplaþtýrýlmaya, ikiye ayrýlmaya çalýþýldýðýný söyleyerek, herkesi emek mücadelesinin yanýnda durmaya çaðýrdý. Sanatçýlar ardýndan hep birlikte “Leylim Ley” dediler. Esenyurt iþçilerinin eylemi böyle sona ererken, TEKEL iþçilerine destek olduklarý için okuldan atýlan Mehmetçik Lisesi öðrencileri de bir basýn açýklamasý yaptýlar.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
13
Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
NE YAP
Tekel iþçilerinin Ankara Direniþi’ni önemli kýlan nedir? Bu soruya tek bir yanýt vermek mümkün deðil. Bu büyük direniþin iþçi sýnýfý hareketi sürecinde bir dönüm noktasý olduðu konusunda hemen herkes hemfikir. Ancak eylemin etkisini ve büyüklüðünü sadece iþçilerin katlandýðý zor koþullar ve gösterdikleri direngenlikle tanýmlamak son derece sýð bir yaklaþým olacaktýr. Bunlar var. Ama direniþi sýnýf hareketi tarihinde bir dönüm noktasý kýlan çok daha önemli özellikler var. Bu özelliklerin baþýnda direniþin emek güçlerinde, daha genel söylemek gerekirse devrimin toplumsal güçlerinde gittikçe güçlenen mücadele birliði eðilimini açýða çýkarmasý geliyor. Bu eðilim somut olarak kendini nasýl ortaya koymuþtur, önce ona bakalým. Sadece iþçi sýnýfýnýn deðiþik bölüklerinin deðil ama devrimin bütün toplumsal güçlerinin içinde büyüyüp geliþen bir eðilim olarak mücadele birliði, kendini her þeyden önce, Tekel iþçilerinin etrafýnda, bir kozayý örer gibi kenetlenmesiyle ortaya koymuþtur. Tekel Direniþinin en önemli özelliði devrimin toplumsal güçlerinin sermaye sýnýfýna karþý mücadele birliði içinde hareket etme eðilimini kendi somutunda kristalize etmesi olmuþtur. Burada konumuz Tekel Direniþinin deðerlendirilmesi deðil. Ama bu direniþ somutunda iþçi sýnýfýnda olsun, devrimin diðer toplumsal güçlerinde olsun geliþip güçlenmekte olan eðilim olarak mücadele birliði isteðini tespit etmek son derece önemlidir. Tekel Direniþi gökten zembille inmedi. Düzenin baþkenti anlamýnda Ankara’yý sarsan bu direniþ, sayýsýz irili ufaklý iþçi eyleminin, çatýþmanýn, düzenin emek güçlerine saldýrýsýna karþý koyma isteðinin, yaþamdan kovulan iþçilerin yaþama tutunma çabasýnýn düzene karþý mücadeleye dönüþmeye baþladýðý bir sürecin üzerinde yükselmiþtir. Ankara Direniþi, dipten gelen iþçi hareketi dalgasýnýn artýk yüzeye vuracak denli güçlendiði bir sürecin ürünüdür. Ýþçi hareketinin hýzlý bir yükseliþ sürecinde olduðunu saptamak, Direniþin kendisi kadar önemlidir. Ve iþte bu toplumsal hareketlilik içinde, devrimin toplumsal güçleri iþçi sýnýfý etrafýnda kenetlenerek sermaye sýnýfýna, onun egemenliðini temsil eden kurumlara karþý birlikte mücadele arzusunun mesajýný veriyorlar. Þimdi bu güçlerin bu isteklerini nasýl açýða vurduklarýna bakalým. Kentin küçük esnafýndan baþlayalým. Ankara esnafý, dükkânlarýnýn önünde çadýr kurarak, belki de alýþveriþe bir ölçüde engel olan Tekel iþçilerine 78 gün boyunca her türlü
14
desteði vermekten kaçýnmadý. Günlük satýþýn bir esnaf için önemini bilenler, dükkânýn önünü kapattýklarý için iþçilere tepki duyulmasýný beklerler. Oysa Ankara esnafý, iþçilere býrakýn tepki duymayý iki ayý aþan süre boyunca destek verdi. Sadece Ankara esnafý da deðil, Alanya’dan kasa kasa muz gönderen küçük üretici ile Sinop’tan geçim için tuttuklarý balýklarý Tekel iþçilerine göndermekte tereddüt etmeyen balýkçýlara kadar çok çeþitli yerlerden ve kesimlerden iþçi sýnýfýnýn bu eylemine destek geldi. Bu bireysel deðil, toplumsal bir olgudur ve bu toplumsal olgunun politik anlamý üzerinde durulmalýdýr. Tekellerin, bankalarýn, büyük toptancýlarýn, hükümetin ve devletin baskýsýndan bunalan, bu baský altýnda yaþam alaný bulamaz hale gelen kentlerin küçük esnafý ile kýrýn küçük üreticisi, düzene karþý mücadele isteðini, þimdilik, düzene karþý aktif mücadele halindeki iþçi sýnýfýna destek vererek dolaylý biçimde ifade etmiþ oluyor. Bu toplumsal kesim, iþçi sýnýfýyla birlikte ortak düþmana karþý, bilincinde olsun ya da olmasýn, ortak amaçlar için, kapitalist olmayan bir hükümet için mücadele ediyor. Tekel iþçilerinin Ankara direniþiyle tam bir dayanýþma içine girerek verdikleri mesaj baþka türlü anlaþýlamaz. Kamu emekçileri ise daha direniþin ilk gününden itibaren Tekel Direniþi’yle tam bir mücadele birliði içinde oldular. Tabipler Odasý Tekel iþçileri için tüm olanaklarýný seferber etti. Kamu çalýþanlarý, bir günlük iþ býrakma eyleminde hükümetin tüm tehditlerine göðüs gererek yüksek bir katýlým gösterdiler. Ýþ býrakma, Direniþ Çadýrlarýný ziyaret etme, günlük geçim için iþçilere her türlü desteðin verilmesi Ankara kamu emekçilerinin belirgin destek biçimlerinden bazýlarýydý. Kamu emekçileri Tekel iþçilerine her türlü desteði verir ve eylemin zaferle sonuçlanmasý için ellerinden geleni yaparken gerçekte iþçilerin kendileriyle ortak düþmana karþý mücadele ettiklerini ve ortak düþmanýn yenilgisinin kendi zaferleri olacaðýnýn bilincindeydiler. Yüz binlerce kamu emekçisinin bu davranýþ biçimi hem onlarýn hükümete, devlete karþý mücadele isteklerini, hem de iþçi sýnýfýyla mücadele birliði yapma eðilimlerini ortaya koyuyordu. Gençliðin, özellikle de öðrenci gençliðin iþçi sýnýfýyla mücadele birliði içinde olma isteðine gelince... Direniþi el altýndan satýþa getirmek için ellerinden geleni yapan sendikacýlar gençliðin rolünü þu sözlerle itiraf etmek zorunda kaldýlar: “Gençler olmasaydý biz bu direniþi bu kadar uzun
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
PMALI süre devam ettiremezdik.” Gençlik, devrimci eylem isteðini, düzene karþý devrim mücadelesi verme arzusunu iþçi sýnýfýyla mücadele birliði içine girerek ifade etti. Bütün bunlarýn yanýnda ve belki de hepsinden önemlisi, iþçi sýnýfýnýn deðiþik bölükleri arasýnda ortaya çýkan mücadele birliði eðilimi oldu. Öncelikle kendileri de eylem halinde olan Marmaray’dan Çemen iþçilerine, Ýtfaiye iþçilerinden Park-Bahçe ve Kent AÞ iþçilerine kadar iþçi sýnýfýnýn deðiþik bölükleri Tekel iþçileriyle mücadele birliði içine girdiler. Eylem halinde olmayan iþçiler ise, sendikalarýn engellemelerine, polis, hükümet ve kapitalistlerin tehditlerine karþýn bulduklarý her fýrsatta Tekel iþçileriyle deðiþik biçimlerde mücadele birliðine girdiler. Bütün bu tablo, Kürt halký da dâhil, devrimin toplumsal güçlerinde, ortak düþmana karþý birlikte mücadele isteðinin, mücadele birliði eðiliminin ne denli güçlü olduðunu anlatmaya fazlasýyla yetiyor. Ýþçi Sýnýfý Ne Yapmalý? Yine de bu istek ve eðilimin bir potansiyel olmaktan çýkarýlýp somut bir olgu haline dönüþtürülmesi için daha yapýlmasý gereken çok þeyin olduðunun altý çizilmeli. Bu konuda en büyük görev iþçi sýnýfýna düþmektedir. Leninist Parti, iþçi sýnýfýnýn bu görevini yerine getirebilmesi ve gerçek bir öncü gibi hareket edebilmesi için yapmasý gerekenlere pek çok kez iþaret etti. Yapýlmasý gerekenlerin baþýnda, iþçi sýnýfýnýn, devrimin tüm toplumsal güçlerinin öncüsü gibi hareket ederek her kesimin yaþamsal taleplerini kendi talebi olarak hükümetin önüne sürmesi geliyor. Ýþçi sýnýfý kendini dar, kýsýtlý, güncel taleplerle sýnýrlayarak ya da bu talepleri baþa alarak hükümete ve sermaye sýnýfýna karþý ne baþarýlý bir mücadele verebilir ne de devrimin toplumsal güçlerinin desteðini arkasýna alabilir. Kent esnafýndan kýrýn küçük üreticisine, kamu emekçilerinden Kürt halký ve gençliðe kadar çok geniþ bir toplumsal kesim hükümete karþý mücadele halindeki iþçilere destek verirken gerçekte burjuva hükümetlerden, sermaye sýnýfý iktidarýndan, sermayenin kendisinden kurtulma isteklerini de ifade etmiþ oluyorlar. Bu durumda iþçi sýnýfý, öncü devrimci sýnýf olarak hareket etmek ve bütün bu toplumsal kesimlerin sermaye sýnýfýna ve hükümetlerine karþý kesin desteðini alabilmek için onlarý bu sömürü düzeninden kurtaracak güç, irade ve hedef-
Gündem
lere sahip olduðunu göstermek zorundadýr. Emekçi sýnýflar ve ezilen ulus halklarý iþçi sýnýfýnda bu özelliklerin varlýðýný gördüklerinde onun peþinden gitmekte tereddüt etmeyeceklerdir. Tam da bu nedenle iþçi sýnýf, sermaye sýnýfýna karþý savaþ bayraðýna “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak” þiarýný yazmalýdýr. Aslýnda bu konu, iþçi sýnýfý hareketi tarihi boyunca devrimci komünist partiler ile oportünist ve sosyal reformist partiler arasýndaki temel ayrým noktasý olmuþtur. Sorunun özü, iþçi sýnýfýnýn öncü devrimci sýnýf konumuna yükseltilip yükseltilmemesiyle ilgilidir. Oportünist ve sosyal reformist partiler, kapsamýný daraltýr diye iþçi sýnýfýnýn devrimci hedeflere sahip olmasýna karþý çýkarken Leninist Parti aksine devrim ve iktidar hedefinin iþçi sýnýfýný daha ileriye götüreceðini, ona devrimin toplumsal güçlerinin desteðini kazandýracaðýný ileri sürmüþtür. Tekel iþçilerinin Ankara Direniþi, Leninist görüþün doðruluðunu kanýtlamýþtýr. Hedef ve amaç ve taleplerinde daha ileri gidemeyen Tekel iþçileri sendikanýn oyalayýcý, tecrit edici, hareketsiz kýlýcý ayak oyunlarýna karþý koyamayarak onun inisiyatifine boyun eðmek zorunda kaldýlar. O derece ki, sendika “eylemi bitiriyor, çadýrlarý söküyoruz” dediðinde iþçiler ona karþý koyacak güç ve örgütlülükten yoksun olduklarýný gördüler. Eðer gençlik, kamu emekçileri, esnaf, küçük üretici hükümete ve sermaye sýnýfýna karþý mücadelesinde iþçi sýnýfýnýn yanýna koþuyorsa iþçi sýnýfý da onlarýn devlete, sermaye sýnýfýna ve hükümete karþý mücadelelerinde yardýmlarýna koþmalýdýr. Tekel iþçileri, Ýstanbul’da kendilerine destek verdiler diye okuldan atýlan liseli öðrencilerin yardýmýna koþarak iþçi sýnýfý içinde bu bilincin boy vermekte olduðunu gösterdiler. Atýlan pratik adýmýn çok yetersiz, zayýf olduðu söylenebilir. Ama þimdilik önemli olan böyle bir bilincin iþçilerde geliþmekte olduðunu tespit etmektir. Üstelik bu adým sendikacýlara raðmen, onlarýn engellemelerine raðmen atýlmýþtýr. Þimdi bu adýmý hem sürekli kýlmak, hem güçlendirmek hem de devrimin tüm toplumsal güçlerine yaymak gerekiyor. Devrimin toplumsal güçlerinin mücadele birliði iþte o zaman gerçekten ete-kemiðe bürünmüþ olacak, sermaye sýnýfýna ve devlete karþý mücadelede tayin edici bir adým atýlmýþ olacaktýr.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
15
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
ADANA’DA COÞKULU NEWROZ
YÜZBÝNLER KAWA OLDU Yüzbinlerce Kawa bugün hayatý durdurdu. Bütün yollarýn kilitlendiði, yüzbinlerin serhýldana çaðrý yaptýðý yer, Kazlýçeþme’ydi. Alana doðru yürüyüþ uzun sürüyor, yollar insan seli, sýk sýk serhýldan çaðrýsýný duyarak yürüyoruz toplanma yerine. Toplanma yerine vardýðýmýzda Kürt halkýný karþýlamanýn da sevincini yaþýyoruz ve pankartýmýzý açýyoruz. Pankartýmýzdaki Mücadele Birliði Platformu imzalý “Yaþasýn Kürt ve Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði” sloganý, orada var oluþ sebebimizi de açýklýyor. Önümüzden geçen onbinler, selam veriyorlar bize, mutlu ve gururluyuz. Sadece slogan deðil bu, pratiðimizle de disiplin içinde alana yürüyoruz. Newroz alanýna giriþte kýsa süreli gerginlik yaþýyoruz, gerginliðin bitmesinin ardýndan tekrar kortejimiz oluþturarak yürüyoruz. Rengarenk yollar doðanýn renklerine, Kürdistan ateþine kesmiþ bir þekilde kadýný, erkeði, genci yaþlýsý minicik yüreklerin dev senfonisi haykýrýyor: “Newroz Piroz Be!” Alanda bildik manzara, insanlar sabýrsýz bir þekilde o kalabalýðýn içine karýþmak, seslerini katmak için acele ediyorlar. Alana giriþte haykýrýlýyor “Disa Disa Serhýldan Býjî Azadiya Kürdistan”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”. Ýnsanlarýn yüzü bize dönüyor ve çevremizi sarýyorlar, katýyorlar bizi de o senfoniye ve yerimizi alýyoruz. Açýlýþ konuþmasý, saygý duruþunun ardýndan baþlýyor. BDP Eþbaþkaný Gülten Kýþanak, Ýstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ile Ufuk Uras, KESK Genel Baþkaný Sami Evren, Barýþ Anneleri, TEKEL iþçileri, direniþteki Marmaray iþçileri ve çok sayýda siyasi parti ile ve devrimci demokratik kurumlarýn katýlýmý oldu. Alanda dikkat çeken bir þey daha vardý. Tüm Türkiye’yi eylem alanýna çaðýran, haklarýn sokakta alýnacaðýný bir kez daha gösteren Tekel iþçilerinin, mücadelenin ortak yürütülmesi gereðine vurgu yapmasý ve 1 Nisanda Ankara’ya çaðýrmasý. Miting çeþitli müzik gruplarýnýn sahnede yer almasýyla devam etti. Alanda birçok yerde Newroz ateþleri yükselirken, yüzbinler müziðin coþkusuyla halaya durdu. Eylemin coþkusu miting daðýlana kadar sürdü. Ayrýlma vakti geldiðinde tekrar toplanýyoruz ve alandan çýkýyoruz. Dönüþümüz de týpký sabahki gibi, her yer insan seli ve rengarenk.
16
Mimar Sinan Açýkhava Tiyatrosunda düzenlenen Newroz’a yaklaþýk 40 bin kiþi katýldý. Saat 10:00’da baþlayan etkinliðe Kürt kadýnlarý yöresel kýyafetleriyle katýldýlar. Alanda kadýnlarýn yoðun olduðu görülüyordu. Newroz etkinliðine BDP Þýrnak Milletvekili Sevahir Bayýndýr’ýn temsili Newroz ateþini yakmasýyla baþlandý. Ardýndan demokrasi ve özgürlük mücadelesinde ölümsüzleþen savaþçýlar için saygý duruþunda bulunuldu. Kitle hep bir aðýzdan ‘Þehid Namýrýn’ sloganlarýyla ölümsüzleþenleri selamladý. Etkinliðe üzerinde “Newroz Piroz Be, Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” yazan pankartýmýzla katýldýk ve pankartýmýzý kitlenin görebileceði bir yere astýk. Alanda flamalarýmýzla yer aldýk ve dergi daðýtýmlarýmýzla emekçi Kürt halkýna politikalarýmýzý taþýdýk. Tertip Komitesi adýna yapýlan konuþmalarýn ardýndan milletvekili Bayýndýr, Kürtçe ve Türkçe olarak halka seslendi. Ardýndan bir Tekel iþçisi sahneye çaðrýldý ve kýsaca Ankara’da 78 gün süren mücadelelerinden bahsetti ve Kürt halkýnýn mücadelesiyle iþçi sýnýfýnýn mücadelesinin birlikte olmasýnýn gerekliliðini söyledi. Etkinlik sanatçý Burhan Berken’in þarkýlarýyla birlikte çekilen halaylarla sona erdi. Mücadele Birliði / Adana
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
AMED’DE NEWROZ iZMiR’DE NEWROZ
Türkiye ve Küdistan’da Newroz kutlamalarýnýn son noktasý Amed. Baðlar ilçesine baðlý Yeni Hal’ýn toprak sahasýnda düzenlenecek olan Newroz kutlamalarý, Amedliler tarafýndan heyecanla bekleniyordu. Gece saatlerinde alana yer kapmak için giden insanlar vardý. Sabahýn ilk saatlerinde Kürt halký þehri boþaltmaya baþlamýþtý. 1 milyonu aþan insan seli, Yeni Hal’ýn toprak sahasýnda toplanmaya baþlamýþtý. Sabah 09:00’da Newroz, konuþmalarla ve yerel müzik gruplarýyla baþladý. Diyarbakýr Büyükþehir Belediye Baþkaný Osman Baydemir ve milletvekilliði yasaklanan Ahmet Türk konuþmalar yaptýktan sonra, hazýrlanan etkinlik için sanatçýlarýn sahne almasý baþladý. Merkez Baðlar ilçesinde 1 milyonu aþkýn kiþinin katýldýðý Newroz kutlamasýnda Bülent Turan’ýn ardýndan sahne alan Ferhat Tunç, sevilen parçalarýný Diyarbakýrlýlar için seslendirdi. En son sahneye çýkan Ciwan Haco oldu. Haco’nun klasikleriyle coþan kitle, sýk sýk, “Bijî Kurdistan” sloganýný attý. Bunun üzerine Haco yaptýðý kýsa konuþmada, “Büyük mücadeleniz önünde saygýyla eðiliyorum. Burasý Amed’tir. Burasý gönüllerin baþkentidir. Amedi, Qamýþlo’yu, Hewlêrî Mahabad’ý ve 4 parça ile yurt dýþýnda yaþayan Kürtleri selamlýyorum. Newroz’unuz kutlu olsun” dedi. Ciwan Haco’nun þarkýlarýna eþlik yüz binlerce kiþi, uzun süre halay çekti. Daha sonra alaný terk eden kitle, yürüyüþ halinde sloganlarla þehir merkezine doðru yürüyüþe geçti. 1 milyonu aþkýn kiþinin katýldýðý Newroz kutlamalarý olaysýz sona erdi. Amed’deki Newroz kutlamalarýnda, Tekel iþçilerinin yaný sýra, Mücadele Birliði okurlarý da yerlerini aldýlar.
Newroz, baharýn isyana durmasý, isyanýn maddi bir güce dönüþmesi, maddi gücün de bir halkýn kendi kaderini özgürce tayin edebilmek için ayaða kalkmasýdýr. Newroz tüm Ortadoðu halklarýna bir baþkaldýrý çaðrýsý, halklara sömürücülerinden kurtuluþ için birlikte mücadele çaðrýsýdýr. Newroz, tutsak edilmek istenen düþüncelerin yaþamýn her alanýnda ateþe dönüþerek büyümesi, harlanmasýdýr. 21 Mart günü Newroz’u kutlamak amacýyla Buca Tansaþ önünde saat 10.00’da Newroz alanýna yürünmek üzere toplanýldý. Saat 10.30’da yürüyüþ baþladý. Bizler Deniz Gezmiþ ve Mazlum Doðan’ýn fotoðrafýnýn yer aldýðý “Denizlerden Mazlumlara Yaþasýn Kürt-Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði” pankartýný açarken “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek”, “Yaþasýn Kürt-Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði”, “Biji Newroz Biji Kürdistan”, “Ji Bo Azadi Aþiti Þer Þer Þer”, “Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam” sloganlarýný attýk. Devrimci hareketlerle birlikte yürünürken Devrimci Öðrenci Birliði de “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek/ Devrimci Öðrenci Birliði” pankartýyla yürüdü. Newroz alanýna geldiðimizde ise Kürt halký pankartýmýzý ýslýklar ve zýlgýtlarla karþýladý. Bizler de “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek ve Yaþasýn Kürt-Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði” sloganlarýyla selamladýk Kürt halkýný. (Newroz’un ilerleyen saatlerinde Kürt gençleri pankartýmýzý kitlenin içinde yaklaþýk bir saat boyunca gezdirdi.) Newroz, açýlýþ konuþmasýnýn ardýndan halk oyunlarýyla baþladý. Daha sonra müzikle devam etti. Tekel ve Tariþ iþçileri de Kürt Halkýnýn bu önemli gününde onlarý yalnýz býrakmadý. Tekel ve Tariþ iþçileri sahneye çýkarak Kürt halkýný selamladý. BDP milletvekili Emine Ayna bütün imha ve inkar politikalarýna raðmen bir halký yok sayamayacaklarýný dile getirdiði konuþmasýndan sonra Rojda sahnedeki yerini aldý. Müzikle devam eden kutlamalarda halay parçalarýnýn çalmasýyla coþku doruðuna ulaþtý. Bizler yoðun bir þekilde bildirimizi ve kart daðýtýmýmýzý yaptýk. Ýzmir Mücadele Birliði
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
17
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
ANTEP’TE ONBÝNLER MERSÝN’DE NEWROZ’A AKTI NEWROZ
Bu seneki Newroz kutlamalarý oldukça coþkulu bir þekilde gerçekleþtirildi. Ýnsanlar Newroz’un yapýlacaðý Ýstasyon Meydaný’na sabahýn erken saatlerinde akýn etti. Newroz kutlamasý ise saat 11:00’de baþladý. Bizler de Mücadele Birliði Platformu olarak mitingdeki yerimizi aldýk. Saat 11:00’de bayraklarýmýzý açarak þehir merkezinden sloganlarla miting alanýna doðru yürüdük. Antep þehir merkezi adeta Newroz alanýna akýyordu. Sloganlarýmýzý duyan bir çok kiþi zafer iþaretleri ile bizleri selamlýyordu. Fuar önüne geldiðimizde pankartýmýzý açtýk ve düzenli kortejimizi oluþturduk. Alana geldiðimizde büyük bir kitle tarafýndan zafer iþaretleriyle karþýlandýk. Bizleri gören, sloganlarýmýzý duyan herkes alkýþ ve zafer iþaretleriyle bizleri selamlýyor sloganlarýmýza eþlik ediyorlardý. Yürüyüþ boyunca ve miting alanýnda attýðýmýz “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Kürdistan’da Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm”, “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek”, “Çemen Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganlarý bir çok kiþinin de katýlýmýyla coþkulu bir þekilde atýldý. Yaklaþýk 40 bin kiþinin katýldýðý mitingde yapýlan konuþmalarda devletin açýlým politikalarý eleþtirildi, son zamanlarda Kürt halkýna ve BDP yöneticilerine yönelik tutuklamalar protesto edildi. Ayný zamanda yurtsever tutsaklarýn zindanlardan gönderdikleri mesajlar da okundu. Mitingde ayrýca 69 gündür grevde olan Çemen Tekstil iþçileri de “Ýþçilerin Birliði Haklarýn Kardeþliði Ýçin Newroz Kutlu Olsun, Çemen Tekstil Ýþçileri” yazýlý pankartlarýyla kitlesel bir þekilde yerlerini aldýlar ve Çemen iþçileri adýna Faruk Aslan da sahneye çýkarak bir konuþma gerçekleþtirdi. Kürt sanatçý Rojbin’in de sahne aldýðý mitinde, ezgiler ve marþlar hep birlikte söylendi, halaylara duruldu. Yüreklerin hep birlikte attýðý, ezgilerin hep birlikte söylendiði ve halaylarýn hep birlikte çekildiði 2010 Newroz mitingi saat 16:00’da sona erdi. Kürt halkýnýn tarihindeki en kitlesel Newrozlarýndan birine sahne olan bu seneki Newroz kutlamalarý, bütün Türkiye ve Kürdistan’da sermayenin ve onun devletinin büyük bir korkuyla izlediði bir gün oldu. Antep’teki kutlamalarda da bir çok yerde olduðu gibi keskin niþancý özel harekatçýlarýn çatýlara konuþlandýrýldýðý ve çok sayýda polis ile geniþ önlemler alýndýðý görüldü. Ama hiç bir baský Kürt Halkýnýn mücadelesini bir adým geriye götüremeyecek, Kürt ve Türk halklarýnýn birleþik devriminin önüne geçemeyecek. Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek Antep Mücadele Birliði Platformu
18
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Mersin’in metropol miting alanýna öðleye doðru insan kitlelerinin akýþýyla baþlayan Newroz, çok coþkuluydu. Mersin Mücadele Birliði Platformu olarak alana “Newroz Piroz Be, Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” yazýlý pankartýmýzla girdik. Pankartýmýzý kitlenin görebileceði bir yere astýktan sonra, alanda Deniz bayraklarýmýzla yerimizi aldýk. Deniz bayraklarýna Mersin halký büyük ilgi gösterdi. Daha sonra Newroz’la ilgili konuþmalar yapýldý. Konuþmalarýn ardýndan Newroz ateþi yakýldý. Ardýndan müzik gruplarýnýn sahne almasýyla halaylar çekilmeye baþlandý. Zýlgýtlarýn hiç susmadýðý Newroz, saat 15:00 sularýnda yavaþ yavaþ son bulmaya baþladý. Akýn akýn gelen kitleler yavaþ yavaþ çekildiler. Biz de dahil olmak üzere alaný dolduran insanlar, alaný terk etmek istemiyordu. Ancak her þeyin bir baþlangýcýyla bitimi olduðu için, bu Newroz kutlamasýnýn da sonuna gelmiþtik. Biz de pankartýmýzý ve bayraklarýmýzý toparlayarak alandan çýktýk. Her Newroz’da olduðu gibi bu Newroz’da da Kürt Halkýnýn özlemlerine þahitlik ettik. YAÞASIN KÜRT VE TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BİRLİĞİ Mersin Mücadele Birliði
Yeni Evrede
Newroz
Mücadele Birliði
NEWROZ PİROZ BE! ANKARA ÜNÝVERSÝTESÝ’NDE NEWROZ COÞKUSU
19 Mart Cuma günü Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde Yurtsever öðrencilerin çaðrýsý ile gerçekleþtirilen Newroz kutlamasýna, Cebeci yerelindeki birçok siyasi yapý katýldý. Aralarýnda DÖB’lü öðrencilerin de bulunduðu katýlýmcýlar saat 11:45’te Milli Piyango Yurdu önünde toplanmaya baþladý ve buradan Eðitim Fakültesi’ne sloganlarla yüründü. Öðrenciler “Newroz Pîroz Be!” pankartýyla yürüyen kitle, “Newroz Pîroz Be!”, “Kawa’larýn Ateþi Dehaklarý Yakacak”, “Newroz Ýsyandýr Güneþ’e Selamdýr!” sloganlarýyla fakülteye girdi. Buradan çýktýktan sonra Ýletiþim Fakültesi’ne geçen kitleye burada davul ve zurna da eþlik etti. Siyasal Bilimler Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’ne geçildiðinde ise fakülte içinde halaylar çekildi. Buradan çýkýp kutlama alanýna gelen coþkulu kitleyi Newroz ateþi karþýladý ve kitle halaylarýna burada devam etti. Çekilen halayýn ardýndan devrim mücadelesinde yaþamýný yitirenler için bir dakikalýk saygý duruþu yapýldý. Saygý duruþunun ardýndan okunan basýn açýklamasýnda Newroz’un isyancý ve devrimci ruhuna deðinildi. Kutlama coþkulu halaylara ve “Newroz Pîroz Be! sloganlarýyla ateþ üstünden atlamalara sahne oldu. Kutlamanýn sonunda Newroz’un DTCF’de de kutlanacaðý söylendi ve DTCF’deki kutlamaya katýlým çaðrýsýnda bulunuldu. Cebeci Kampüsü’nden DTCF’ye geçen kitleyi coþkulu bir kalabalýk karþýladý. Burada da halaylarla ve ateþ üzerinden atlamalarla devam eden kutlamada, sivil polislerin konuþlandýðý ve çekim yaptýðý balkona asýlan DTCF Öðrencileri imzalý “Üzeyir Fiþler – Buradan Bakarlar” pankartý dikkat çekiciydi. Kutlama halaylarla sona erdi.
NEWROZ PÎROZ BE!
Ankara güne Newroz’un coþkusuyla uyandý. Sabah 11:00 sularýnda Toros sokakta toplanmaya baþlayan kitle saat 12:00 sularýnda Kolej Meydaný’na doðru yürüyüþe geçti. BDP il ve ilçe örgütlerinin ve diðer siyasi yapýlarýn katýlým gösterdiði Newroz kutlamalarýna DÖB’lü öðrenciler de katýlým saðladý. Yürüyüþ boyunca DÖB’lü öðrenciler “Newroz Pîroz Be!”, “Disa Disa Serhýldan Býji Azadiya Kürdistan”, “Kürdistan’da Tek Çözüm, Ya Devrim Ya Ölüm!”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak” sloganlarýný attý. Yürüyüþ güzergahýnda ise “Uluslara Kendi Kaderini Tayin Hakký! - Mücadele Birliði Platformu”, “Barýþ Ýçin Devrim, Devrim Ýçin Savaþ! - DÖB” yazýlamalarý görüldü. Yaklaþýk 5000 kiþi-
nin katýldýðý Newroz kutlamalarý Kolej Meydaný’nda coþkulu kutlamalarla sürdü. Kolej Meydaný sarý, kýrmýzý, yeþil renklere bürünmüþtü. Katýlýmcýlarýn bir kýsmýnýn gerilla kýyafeti giymiþ olmasý dikkat çekiciydi. Kürtçe ve Türkçe sunum yapýlan kutlamada, ortak basýn açýklamasý okundu ve açýklamanýn ardýndan Cumartesi anneleri adýna bir ana mikrofona Kürtçe seslendi. BDP milletvekillerinin de kitleye seslenmesinin ardýndan kutlama halaylarla sona erdi. Kutlama sýrasýnda BDP Mamak Ýlçe Örgütü’nün 19:30’da Tuzluçayýr’da Newroz kutlamasý yapacaðý duyuruldu. Tuzluçayýr’da saat 17:00 sularýnda Ankara’daki devrimci yapýlarýn yaptýðý Newroz kutlamasýnýn ardýndan BDP’nin kutlamasý baþladý. Akþam 19:30’da Tuzluçayýr’da yapýlan kutlama, BDP Mamak Ýlçe Örgütü Baþkaný’nýn açýklamasýnýn ardýndan halaylarla sona erdi.
TRAKYA’DA NEWROZ
Güneþli bir bahar günü… Hava gerçekten çok güzel. Trakya bahara merhaba diyor. Çorlu, Newroz kutlamalarýnýn merkezi olarak seçilmiþ. Çevre bölgelerden gelenler, Saðlýk Mahallesi’ndeki futbol sahasýna yöneliyorlar. Newrozu orada kutlayacaklar. Saðlýk Mahallesi merkeze biraz uzak. Yola düþüyoruz. Kutlama alanýna yaklaþtýðýmýzýn ilk iþareti her yerde olduðu gibi, polisler! Ama kutlama alanýný çevreleyen polisler deðil bunlar. Yolda çevirme yapýyorlar. Araçlarý durduruyor, içindekileri süzüyor, “þüpheli tipleri” GBT uygulamasýna tabi tutuyorlar. Anlaþýlan Çorlu’ya henüz “açýlýmlar” ulaþmamýþ! Ya da sözcüðün gerçek anlamýndaki “açýlýmlar” tam da bu oluyor! Geleneksel kýyafetlerine bürünen her Kürt kadýnýný, her poþili Kürt gencini çevirmek, kimlik sormak, zorluk çýkarmak, adeta fiili bir gözaltý durumu yaratmak! Kutlama alaný öðle saatlerinde dolmaya baþlýyor. Yöresel giysileri içindeki Kürt kadýnlarý her zamanki gibi çoðunluðu oluþturuyordu. Yaklaþýk 10 bin kiþi toplanýyor. Kutlamalar devrim yolunda düþenler anýsýna saygý duruþuyla baþladý. BDP Çorlu ilçe baþkaný, konuþmasýnda Kürt ve Türk halklarýnýn kardeþliðine vurgu yaparken, “Kürt Türk Kardeþtir; Kardeþ Katili Devlettir” dedi. Yapýlan konuþmalarda son dönemdeki iþçi eylemleri, özellikle Tekel iþçilerinin eylemleri öne çýkarýldý. Her iki halkýn ve emekçilerin birliðine vurgular yapýldý. Ardýndan ateþler yakýldý. Coþku yoðundu. Amara Müzik Grubu’nun söylediði türküler eþliðinde çekilen halaylarla kutlamalar devam etti.
ESKÝÞEHÝR’DE NEWROZ
Newroz etkinliði saat 11:00 civarýnda baþladý. Eyleme çok sayýda demokratik kitle örgütü ve sendika katýldý. Katýlým geçtiðimiz senelere oranla oldukça yüksekti. Bizler de DÖB olarak Newroz etkinliðinde yerimizi aldýk. Halaylar ile baþlayan Newroz etkinliði siyasi parti temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerinin konuþmalarýyla devam etti. Konuþmalarýn ardýndan Newroz’un vazgeçilmezi Newroz ateþi yakýldý. Halaylar ve sloganlar eþliðinde coþku doruða çýktý. Halaylarýn ardýndan eylem sona erdi.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
19
Yeni Evrede
Çemen Direnişi
Mücadele Birliði
ÇOCUK DA OLSA ÇOCUKLARIMIZ BUGÜN OKULA GÝTMEDÝ ÝÞÇÝ DE OLSA VURUN! 66 gündür toplu sözleþme ve sendikalý çalýþmak için grevde olan Çemen Tekstil iþçileri mücadelelerini sürdürüyorlar. Bugüne kadar patronun verdiði sözleri tutmamasý iþçileri daha da öfkelendiriyor. 18 Mart günü Çemen Tekstil iþçilerinin çocuklarý, okula gitmeyerek babalarýnýn verdiði mücadeleye destek olmak için yürüyüþe katýldýlar. Ýþçi eþleri de evlerinden getirdiði boþ tava ve tencerelere yürüyüþ boyunca vurdu. Saat 12:00 civarýnda Kýrkayak Parký’nda toplanan iþçiler çocuklarý ve eþleriyle Eski Adliye’ye kadar yürüyüþ yaptýlar. Ýþçiler ellerinde dövizlerle, kadýnlarýn bir kýsmý ise tencere ve tavalara vurarak “Direne Direne Kazanacak, Çemenin Ateþi Sermayeyi Yakacak”, “Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek”, “Çemen Direniyor, Zafer Direnen Emekçinin Olacak” sloganlarýyla Eski Adliye önüne geldiler. Adliye önünde, DÝSK Bölge Temsilcisi Nihat BENCAN açýklama yaptý. “Bugün çocuklarýmýz okula gitmedi. Niye biliyor musunuz? Kadýnlarýmýz kýzlarýmýz çocuklarýmýz, evlerinde yemek piþiremediler neden biliyor musunuz? Çemen patronunun katý tutumundan kaynaklanan, bugün çocuklarýn öðreniminin engellenmesinin sebebi olan Çemen patronu” diyen BENCAN iþçilerin anayasal haklarý olan sendikalaþmadan kaynaklý patronun iþçileri iþe almadýðýný ve bu sorunu çözmesi gerektiðine vurgu yaptý. Ayýn 25’inde yapýlacak görüþmeden sonuç alýnamadýðý taktirde iþçi çocuklarýnýn okula gidemeyeceðini belirtti. Basýn açýklamasýndan sonra davullar çalarak halaylar çekildi. Çekilen halaylarýn ardýndan oturma eylemi yapýlarak eylem sonlandýrýldý.
20
71 gündür grevde olan Çemen iþçilerine, 23 Mart günü polis saldýrdý. Fabrika önüne çocuklarýyla gelen Çemen iþçilerine saat 14:45’e doðru çevik kuvvet polisi saldýrdý. Çocuklarýn fabrika önünde slogan atmalarýna tahammül edemeyen polisin müdahalesi üzerine olay çýktý. Çevik kuvvet polisleri fabrika önündeki çocuklara biber gazý ve panzerle tazyikli su sýkarak saldýrdý, ayrýca iþçileri de coplarla darp etti. Bunun üzerine iþçiler fabrikanýn giriþ kapýsýný iþgal ederek oturma eylemi yaptý. Yararlanan bir iþçi ve üç çocuk hastaneye kaldýrýldý. Ýþçiler hala fabrikanýn önünü iþgal etmiþ bekleyiþleri sürüyor. DÝSK konfederasyonlarýna baðlý baþkanlar, devrimci demokrat kurumlar da iþçilerle beraber fabrika önünde oturmaya devam ediyorlar. Ýþçiler iþlerine dönene kadar da kararlý bir þekilde bekleyeceklerini belirtiyorlar. Þu anda üçüncü vardiya Baþpýnar giriþinde karakol önünde bekletiliyor. Ýþçiler üçüncü vardiyayý fabrikaya koymayacaklarýný belirttiler. Ýþçiler “Burasý Fabrika Karakol Deðil”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Direne Direne Kazanacaðýz” sloganlarýný atmaya devam ediyor. Saat 23:00 sularýnda polis, oturma eylemin yapan Çemen iþçilerine yöneldi. Kýsa süreli bir arbede yaþandý. Gerilimli dakikalardan sonra ortalýk yeniden duruldu. Þimdilik ortalýk sakin. Eylem devam ediyor.
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Yeni Evrede
İşçilerin Mücadele Birliği
Mücadele Birliði
TEKEL’DEN ÇEMEN’E DESTEK BÜYÜYOR
Çemen iþçileri grevlerinin 65. gününde mücadelelerine kararlýlýkla devam ediyor. Çemen iþçileri, 78 gün Ankara’da mücadele eden ve daha sonra illerine dönen Tekel iþçilerinin ziyaretleriyle, mücadelelerine kararlýlýk katýyorlar. Ýlk olarak Adýyaman Tekel iþçileri, sonra Hatay Tekel iþçileri ve þimdi de Adana Tekel iþçilerinin ziyareti gerçekleþti. Tekel iþçileri, 17 Mart günü saat 12:30 civarýnda “4/C’ye Hayýr, Direnen Tekel Ýþçileri” pankartý açarak, fabrikaya 300 metre kala “Her Yer Çemen Her Yer Direniþ”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Birleþe Birleþe Kazanacaðýz”, “Çemen Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganlarýyla yürüyüþe geçtiler. Grev yerine gelindiðinde ise Çemen iþçileri, “Baþpýnar Baþpýnar Duy Sesimizi Bu Gelen Tekelin Ayak Sesleri” sloganýyla karþýlýk vererek “Tekelden Çemene Ýþçiler El Ele” sloganlarýyla karþýlýk verildi. Karþýlýklý sloganlarýn ardýndan DÝSK adýna Nihat BENCAN konuþma yaptý. Konuþmasýnda TEKEL iþçilerinin, iþçi sýnýfýnýn mücadelesine çok þey kattýðýný vurgulayarak ziyaretlerinden memnuniyet duyduklarýný dile getirdi ve gelen Tekel iþçilerini selamladý. Daha sonra Adana’dan gelen bir Tekel iþçisi konuþma yaptý. Tekel iþçisi “Direngen yiðit Çemen iþçileri, selam olsun size, selam olsun. Biz Tekel iþçileri Ada-
na’dan buraya geldik. Ama tek baþýmýza gelmedik; Ýstanbul’dan selam getirdik Tekel iþçilerinden, Ýzmir’den, Bitlis’ten Mardin’den Tokat’tan... her yerden buraya selam getirdik. Kalbimiz yüreðimiz her zaman sizinle beraber. Birleþe birleþe kazanacaðýz arkadaþlar. Ýþte bunu göstermek için buradayýz arkadaþlar. Çemen iþçilerinin yanýndayýz, onlarýn da bizim yanýmýzda olduðunu biliyoruz, farkýndayýz, selam olsun size tekrardan arkadaþlar. Hani dedik ya kurtuluþ yok tek baþýna, iþte tam da öyle birþey, iþçilerin bundan baþka þansý yok. Ýþçilerin kendinden baþka dostu yok, emek dostlarýndan baþka dostu yok. Biz ne zaman birleþirsek, ne zaman dayanýþýrsak, o zaman kazanacaðýz, o zaman kazanacaðýz. Bu da bunun bir göstergesidir arkadaþlar. Tekel iþçileri burada dimdik ayakta, bazen Ýstanbul’da, bazen Ankara’da, bazen Ýzmir’de Antep’te burada Çemen iþçileri gibi, sýnýf dimdik ayakta duruyor ve birilerine tokat gibi cevap vermeye devam ediyor. Arkadaþlar her direnen kazanmaz derler ama, direnmeyenler asla kazanamazlar. Biz Ankara’da 78 gün, o soðukta, o kýþta, o karda o kýyamette direndik ve Türkiye iþçi sýnýfýna da moral verdiðimize inanýyoruz. Türkiye iþçi sýnýfýnýn da artýk uyandýðýna inanýyoruz. Ondan dolayý bu direniþlerin daha çok görüleceðini Türkiye’de ve dünyada buradan söyleyebiliriz. Tam da böyle bir þey arkadaþlar, hak veril160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
mez alýnýr, sokakta alýnýr. Bugüne kadar elde edilmiþ haklarýmýz, hep böyle sokakta kazanýldý. Bizim gibi mücadele veren abilerimizle, babalarýmýzla kazanýldý. Bunu bilmek lazým, mücadele vermeden bu iþler olmuyor. Türkiye’de yaþanan özelleþtirme furyalarý, Türkiye iþçi sýnýfýný ne hale düþürdü. Bunu görmek lazým, ama artýk bundan sonra iþçiler diyor ki, bugüne kadar böyleydi, bundan sonra böyle olmayacak. Her þey deðiþecek. Artýk rüzgar iþçiler için esecek diyoruz. Biz Çemen iþçilerinin yanýndayýz, onlarla beraberiz, onlarla ortaðýz, onlarla dayanýþmaya geldik, onlara buradan teþekkür ediyorum bu onurlu mücadelelerinden dolayý, yiðitçe bir mücadele veriyorlar” diyerek konuþmasýný bitirdi. Ardýndan “Çemen Sizinle Gurur Duyuyor”, “Tekel Sizinle Gurur Duyuyor” sloganlarý karþýlýklý atýldý. Daha sonra Tekel iþçileri çadýra davet edilerek çay ikram edildi. Çaylar içilerek Çemen iþçilerinin ve Tekel iþçilerinin mücadelelerini deðerlendiren sohbetler edildi. Çaylar içildikten sonra, öðle yemeðini Çemen iþçilerinin yanýnda yedi Tekel iþçileri. Yemekten sonra halaylar çekilerek türküler söylendi. Tekel iþçileri yaklaþýk iki buçuk saat Çemen iþçilerinin yanýnda kaldýktan sonra, sloganlarla grev alanýndan ayrýlarak Adana’ya döndüler.
21
Yeni Evrede
Çemen Zaferi
Mücadele Birliði
ZAFERE ADIM ADIM 23 Mart Salý günü polisin Çemen Tekstil iþçilerine ve çocuklarýna coplarla ve tazyikli suyla saldýrmasý üzerine fabrika önü iþçiler ve çocuklarý tarafýndan iþgal edildi. Saldýrýnýn izleri iþçilerin ve çocuklarýnýn yüzlerinde ve fabrikanýn kýrýlmýþ camlarýnda duruyordu. Hemen bütün iþçilerin yüzleri ve ilkokul önlükleriyle gelen çocuklarýnýn da önlükleri ve yüzleri kapkara olmuþ bir þekilde bekleyiþ sürdü. Tabii sloganlar da hiç eksik olmadý. Ýþçiler 15:00 vardiyasýnýn giriþine ve bir önceki vardiyanýn çýkýþýna izin vermedi. Grev kýrýcýlar korkuyla fabrika içerisinde beklerlerken, 15:00 vardiyasý da Baþpýnar giriþindeki karakolun önünde bekletildi. Ýþçiler ilk adýmý baþarý ile tamamladý. 15:00 vardiyasý içeriye giremedi. Ýþçilerin kararlýlýklarý gözlerinden okunuyordu. Babalar kararlý bir þekilde beklerken çocuklarýnýn da sloganlarý hiç dinmiyordu. Çocuklar babalarýnýn mücadelelerine çok geç katýlmýþ olsalar da sloganlarýný oldukça deneyimli eylemciler gibi haykýrdýlar. Bütün iþçiler “Ölmek Var Dönmek Yok” diyerek artýk üretime izin verilmeyeceðini ilan etti. Artýk ne olacaðýný düþünme sýrasý patron Kamil Çetinkaya’ya gelmiþti. Patronun en korktuðu þey baþýna gelmiþti; fabrika içerisinden artýk makina sesleri gelmiyordu. Hava karardýktan sonra fabrika önüne battaniyeler de getirildi. Çocuklar üþümemek için battaniyelerin altýna girerken, babalarý da her an polis müdahalesi olabileceði düþüncesiyle tetikte beklediler. Bu bekleyiþ esnasýnda da “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “Ölmek Var Dönmek Yok”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Burasý Fabrika Karakol Deðil”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarý
atýldý. Saatler 23:00’e yaklaþýrken kýsa bir süre önce “gitmiyorum bütün programlarýmý iptal ettim. Ben bugün burada nöbet tutacaðým, burada sizinle sabaha kadar kalacaðým, gitmeyeceðim buradan. Ya burada yasadýþý iþe son verilecek ya da biz burada nöbet tutmaya devam ederiz” diyen DÝSK Genel Baþkaný Süleyman Çelebi, iþçilere yeni bir konuþma daha yaptý. Fabrika içerisinde bölge çalýþma müdürü, Kamil Çetinkaya, DÝSK’in bölge temsilcisi ve ayný zamanda þube baþkaný ile gerçekleþtirilen görüþmeden sonra yaptýðý bu konuþmada Çelebi, cuma günü valinin, patronun, Nakýpoðlunun, Konukoðlunun, Bölge Çalýþma Müdürünün ve DÝSK yöneticilerinin de olacaðý bir görüþme yapýlacaðýný ve burada bulunan sendika yöneticilerinin sözlerine uyulmasý gerektiðini söyledi. Konuþmasýnýn ardýndan ise DÝSK Tekstil Genel Baþkaný Rýdvan Budak’la birlikte “iyi akþamlar” diyerek grev alanýndan ayrýldý. Çelebi fabrika önünden ayrýldýktan sonra ise 23:00 vardiyasýnýn servislerinin geleceði haberi ulaþtý. Ýþçiler sýk sýk grev kýrýcýlarýný içeri koymayacaklarýný belirttiler. Fakat buna raðmen 23:00 vardiyasý fabrika yakýnýna getirildi. Amaçlarý belliydi; servisleri getirerek iþçilerin kararlýlýklarýný sýnamak ve bir fýrsat yakaladýklarýnda grev kýrýcýlarý içeri sokmak. Fakat bu giriþimleri yine kendilerine pahalýya mal oldu. Polisin “iþçiler girecek yolu açýn” sözlerine karþýlýk iþçiler kararlýlýklarýný “içeriye kimse girmeyecek, kimseyi sokmayacaðýz” diyerek gösterdiler. Yaþanan tartýþmalarýn ardýndan 23:15 gibi iþçilerle polis arasýnda bir arbede yaþandý. Arbede esnasýnda “Yýlgýnlýk Yok Direniþ Var”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý haykýrýldý. Kararlý duruþ sonucunda 23:00 vardiyasý da geri gönderildi. Ýþçiler fabrika kapýsýnýn önünde battaniyelerin altýna girerek bek-
lemeye baþladý. Gece bekleyiþine iþçiler zafere bir adým daha yaklaþtýklarýnýn bilinciyle, büyük bir moralle girdiler. Yakýlan ateþlerin baþýnda türküler söylendi, þiirler okundu, sohbetler edildi. Ýþçilerin moralinin yüksek olmasý fabrika içerisinde bekleyen patron Kamil Çetinkaya’yý moral olarak çökertmiþ olacak ki bir süre sonra patronun rahatsýzlandýðý haberi geldi. Saat 02:00 civarýnda polisler, patronun hastaneye gitmesi için dýþarý çýkmasýna izin verilmesini rica etti. Ýþçiler de kapý önünü biraz aralayarak çýkabileceðini belirtti. Saat 02:00 civarýnda fabrikadan ayrýlan patron saat 04:50 civarýnda fabrikaya geri döndü. Fabrikaya giriþ kapýsýnýn önünde arabayý durdurarak Muzaffer Subaþý ile görüþmek istediðini belirtti. Subaþý fabrika önüne gelerek Kamil Çetinkaya ile kýsa bir görüþme yaptý. Patron bu görüþmede “artýk bu duruma dayanamadýðýný!” ve Cuma günü sendikayla masaya oturacaðýný belirtti. Bunun üzerine DÝSK Tekstil Bölge Baþkaný Muzaffer Subaþý iþçileri bir araya toplayarak bir konuþma yaptý. Subaþý bu konuþmasýnda, bu zamana kadar patronun kendisiyle kesinlikle görüþmeyeceðini, masaya oturmayacaðýný belirttiðini fakat þimdi görüþmek zorunda kaldýðýný ve bu anlaþmanýn olacaðýna inandýðýný belirtti. Ýþçilerin, bunun patronun yeni bir oyunu olabileceðini belirtmesi üzerine ise, iþçiler ve sendika yöneticileri bir süre durumu deðerlendirdiler. Uzun tartýþmalarýn ardýndan saatler 07:00’ye yaklaþtýðýnda da iþçiler fabrika önünden çekilerek bekleyiþlerini 26 Mart Cuma günü gerçekleþecek olan görüþmeye býraktýklarýný belirttiler. Antep Mücadele Birliði Platformu
AYIÞIÐI’NDA 78 GÜNÜN ANILARI TEKEL iþçilerinin eylemleri her yerde sürüyor. TEKEL iþçileri, Çadýrkent’i toplarken söz verdikleri gibi, bugün dört bir yanda her eylem alanýnda, her grevde, direniþte yerlerini alýyorlar. TEKEL iþçileri için yapýlan eylem ve etkinlikler de sürüyor. Ayýþýðý Sanat Merkezi de, TEKEL iþçilerinin bu þanlý direniþini anlatan bir resim sergisi açtý. Eylemlerinin ilk gününden bu yana kare kare yaþanan anlarý ölümsüzleþtiren Ayýþýðý Fotoðraf Atölyesi ve Mücadele Birliði muhabirlerinin çektiði fotoðraflar, Ayýþýðý Sanat Merkezi’nin duvarlarýnda yeniden hayat buldu.
22
78 gün boyunca Çadýrkent’te iþçilerle kalmýþ okurlarýmýzýn çadýrkent söküldüðünde aldýklarý meþaleler, pankartlar, tabelalar, dövizler
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
ve elbette Diyarbakır’ın karikatürleri, kýsaca Çadýrkent’i dolduran pek çok aksesuarla bir “Çadýr” kuruldu. Sanat Merkezi’nin merdivenlerini çýkarken, sizi ilk karþýlayanlar da bu dövizler ve tabelalar oldu. Kýsa bir açýlýþýn ardýndan, katýlýmcýlar ve TEKEL iþçileri, “Çadýr”da çaylarýný yudumlarken, eylem üzerine sohbet baþladý. Elde edilen deneyimler, hatalar ve bu 1 Nisan’da Ankara’da yapýlacaklar... Bundan sonra üzerlerine düþen görevler üzerine tatlý sohbetler sürerken, emek dostu þair Selah Özakýn da þiirleriyle sohbete ayrý bir tat verdi.
Yeni Evrede
Çemen Zaferi
Mücadele Birliði
ÇEMEN TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝ ÇEMEN’DE TOPLU SÖZLEÞMENÝN ÝÇERÝÐÝ AÇIKLANDI PATRONU DÝZE GETÝRDÝ Hak gasplarýna karþý ve sendikalý olmak için greve giden Çemen Tekstil iþçilerinin grevi 74. gününde zaferle sonuçlandý. 26 Mart Cuma günü saat 10:30’da Valilik binasýnda bir görüþme gerçekleþtirildi. Bu görüþmeye Antep valisi, emniyet müdürü, Çemen Tekstil patronu Kamil Çetinkaya, Konukoðlu, Nakýpýoðlu, Bölge Çalýþma müdürü, DÝSK Genel Baþkaný Süleyman Çelebi, Disk Tekstil Genel Baþkaný Rýdvan Budak, Genel Sekreteri Muzaffer Subaþý, Bölge temsilcisi Nihat Bencan katýldý. Gerçekleþen görüþme, patronun saat 15:00 civarýnda sözleþmeyi imzalamasýyla sonuçlandý. Haber fabrika önünde bekleyen Çemen iþçilerine ulaþtýðýnda iþçiler arasýnda büyük bir coþku yaþandý. Ýþçiler bu kazanýmý “Direne Direne Ýþte Kazandýk”, “Zafer Direnen Ýþçilerin Oldu”, “Ýþte Direniþ Ýþte Zafer”, “Ýþçiler Çemene Halaylarla Girecek” sloganlarýyla karþýladýlar. Ýþçiler burukluðu da içinde barýndýran mutluluklarýný birbirlerini tebrik ederek ve sloganlarla gösterdi. Birçoðu ailelerini, yakýnlarýný arayarak müjdeli haberi ulaþtýrdý. Sözleþmenin imzalandýðý haberini veren DÝSK Tekstil Antep Þube Baþkaný Ýbrahim Karaca baþkanlarýnýn fabrika önüne doðru yola çýktýklarýný birazdan burada olacaklarýný belirtti. Bir süre bekleyiþin ardýndan saat 16.30 gibi sendika baþkanlarý fabrika önüne geldi. Kamil Çetinkaya’yý da yanlarýna alarak iþçilere bir açýklama yaptýlar. Patron Kamil Çetinkaya’nýn oldukça düþünceli ve moral olarak çökmüþ bir halde olduðu gözlerinden okunuyordu. Burada Muzaffer Subaþý yaptýðý açýklama ile sözleþmenin imzalandýðýný, bu sözleþmenin Antep ortalamasýnýn çok üstünde olmadýðýný, bu sözleþmeye göre cumartesi günü iþçilere 250’þer lira ödeme yapýlacaðýný, iþçilerin maaþlarýnýn 720-730 lira civarýnda olacaðýný, pazartesi gününden baþlayarak Nisan ayýnýn 6’sýna kadar bütün iþçilerin iþe geri döneceklerini belirtti. Sözleþmenin ayrýntýlarý hakkýnda ise Cumartesi günü saat 10:00’da sendika binasýnda bilgilendirme yapýlacaðýný söyledi. Sözleþmenin ayrýntýlarý þu anda bütün iþçilerin merak ettiði konu. Cumartesi günü iþçilerin sendika binasýnda yapacaðý toplantý sonrasý her þey netliðe kavuþacak. Konuþmalarýn ardýndan iþçiler bir süre çadýrlarýnýn yanýnda toparlanarak bekledikten sonra servis otobüslerine doðru hareket etti. Otobüslerde söylenen marþlarla ve sohbetlerle yollara düþüldü. Bu esnada Ýstanbul Mücadele Birliði dergisinin tebrik ve selamlarý iþçilere iletildi. Mesaj iþçiler tarafýndan büyük bir coþkuyla alkýþlandý. Bu zamana kadar bir çok engellemeyle karþýlaþan ama hiç bir þekilde mücadelesinden bir adým geri atmayan Çemen Tekstil iþçileri zaferi kazanmanýn mutluluðu içerisinde evlerinin yolunu tuttu. Yaðmur, çamur demeden, cop, biber gazý demeden kararlý bir þekilde mücadele veren Çemen Tekstil iþçileri Antep’te ve ülkede kararlý ve örgütlü iþçiyi hiç bir gücün yenemeyeceðini tarih yazarak gösterdiler. Asýl iþ ise bundan sonraya düþüyor. Bu örgütlülüðü daðýtmayý önüne ilk iþ olarak koyacak olan sermayeye karþý ipleri sýký tutmamýz þart. Kavga bitmedi daha yeni baþlýyor. Antep Mücadele Birliði Platformu
Çemen Tekstil iþçileri grevlerinin 74. gününde 26 Mart Cuma günü taraflar arasýnda bir görüþme gerçekleþtirildi. Yaklaþýk 5 saatlik görüþmenin ardýndan anlaþmaya varýldýðý haberi fabrika önünde bekleyen Çemen Tekstil iþçilerine ulaþtýrýlmýþ ve Çemen iþçileri de bu haberi büyük bir coþkuyla karþýlamýþtý. Daha sonrasýnda sendika baþkanlarýnýn fabrika önüne gelerek yaptýðý konuþmada da anlaþmaya varýldýðý ve iþçilerinin 6 Nisan’a kadar iþbaþý yapacaklarý bildirilmiþti. Cumartesi günü de anlaþmanýn ayrýntýlarýyla ilgili DÝSK Tekstil binasýnda bir bilgilendirme yapýldý. Cumartesi günü saat 10.00 civarýnda sendikada toplanan iþçilere önce komite temsilcisi bir konuþma yaptý. Temsilci yaptýðý konuþmada iþçilerin pazartesi gününden itibaren parça parça iþe geri dönme durumunu kabul etmeyeceklerini bütün iþçilerin Nisan’ýn 6’sýnda iþbaþý yapacaklarýný belirtti. Bu düþünce bütün iþçiler tarafýndan kabul edildi. Ardýndan DÝSK Tekstil Genel Baþkan Yardýmcýsý Muzaffer Subaþý gelerek bir açýklama yaptý. Subaþý yaptýðý açýklamada; -Patronun grevdeki 25-30 iþçiyi kesinlikle iþe almayacaðýný bildirmesi üzerine toplantýnýn týkanma aþamasýna geldiðini fakat bu týkanmanýn da en sonunda geriye dönük alacaklar noktasýnda taviz verilerek aþýldýðýný, -Bu anlaþmada en önemli madde olan iþgüvencesi maddesinin olduðunu ve patronun kesinlikle keyfi bir þekilde iþçi çýkaramayacaðýný, makinalarýn kasti bir þekilde kýrýlmasý dýþýnda iþçi çýkarýlamayacaðýný, makinalarýn kýrýlmasý durumunda ise içinde sendikacýlarýn da olduðu bir hasar tespit komitesinin oluþturulacaðý, -Ýþçilerin çalýþtýklarý yer neresi ise yine ayný yerde çalýþacaklarý, kesinlikle baþka bir bölüme gönderilemeyeceði, -Ýþçilerin en çok rahatsýz olduðu durumlardan biri olan yemekler konusunda da sendikanýn belirleyici olacaðýný, artýk ne yemek çýkacaðýna iþçilerin karar vereceðini, iþçilerin hangi gün ne yemekler çýkacaðýný bileceklerini, -Bir çok sözleþmeli fabrikada olduðu gibi gýda yardýmýnýn olacaðýný, -Ýþçilerin maaþlarýna bir yýllýk olarak yüzde 9 zam yapýldýðý, -Bütün iþçilerin geriye dönük alacaklarý konusunda ise 500 TL bir ödemenin yapýlacaðýný, bu ödemenin 250 TL’lik kýsmýnýn 27 Mart Cumartesi günü geri kalanýnýn da Nisanýn 6’sýnda olacaðý, iþçilerin maaþlarýnýn 720-730 TL olacaðýný -Ýþçilerin, fabrika içerisinde sendika faaliyetlerini yürütecekleri, birbirleriyle görüþebilecekleri, yayýnlarýný okuyacaklarý bir temsilci odasýnýn olacaðýný... belirtti. Subaþý anlaþmanýn 57 maddeden oluþtuðunu ve söylediði maddelerin bunun sadece bir kýsmý olduðunu söyledi. Ýþçiler yapýlan anlaþmayý yine alkýþlarla ve “Direne Direne Ýþte Kazandýk”, “Zafer Direnen Ýþçilerin Oldu” sloganlarýyla karþýladýlar. Toplantýnýn ardýndan ise patron Kamil Çetinkaya’nýn grevdeki iþçileri, grev kýrýcý iþçilerle bir araya getireceði toplantýya gidileceði belirtildi. Ýþçiler saat 15:00’te fabrikaya gittiklerinde ise yine patron tarafýndan diðer bölümlerde çalýþmak da dahil olmak üzere 3 kaðýdýn imzalatýlmak istendiðini öðrendik. Bu kaðýtlara imza atmayan iþçiler avukatýn gelmesinden sonra tek bir kaðýda imza atýp alacaklarýnýn bir kýsmýný alarak fabrikadan ayrýldýlar. Antep/Mücadele Birliði
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
23
Yeni Evrede
Röportaj
Mücadele Birliði
ÖRGÜTLÜ İŞÇİ GÜÇLÜ İŞÇİDİR 74 günlük mücadele sonrasý kazanýmla sonuçlanan grev, iþçilerin coþkusunu ve kendilerine olan güvenini artýrdý. Ýlk gününden bu yana iþçilerin yanýnda onlarýn sevinçlerini ve duygularýný yaptýðýmýz röportajlar sizlere ulaþtýrýyoruz. Devrimci İşçi Komiteleri: 74 Günlük mücadeleniz sonucunda grevinizi kazanýmla sonuçlandýrdýnýz. Neler söyleyeceksiniz ? 1. Ýþçi: Þu an çok mutluyuz. Direne direne kazandýk. Bayaðý bir çile çektik burada ama zafer direnen iþçinin oldu. Ýþte kazandýk görüyorsunuz. Ýþte gördüler biz burada 74 gündür direndik kazandýk. Ýþçiler de bu yola baþvursunlar, demek ki direnince kazanýlýyor. Ýþçiler biraraya geldi mi görüyorsunuz oluyor. 2. Ýþçi: Bugün grevimizin 74. günü. Ýçimizde burukluk da var, en çok da sevinç var yani. Burukluk var ama yine de sevinçliyiz. Direne direne kazandýk. Patron sözleþmeye oturdu 74 günde. Daha sözleþmenin içeriðini bekliyoruz, nelere imza atýlmýþ nelere atýlmamýþ iþçi komitesi olarak. Türkiye’de ki emekçilere, iþçilere, Antep’in organize sanayindeki iþçilerine tek diyeceðim haklarýna sahip çýksýnlar, örgütlensinler, sendikalý olsunlar. Ne kadar sendika sendika olmasa da sendikasýzlýktan iyidir yani. Örgütlü sendikalý olursalar yapamayacaklarý birþey yok, yani haklarýný alýrlar. 3.Ýþçi: Çok mutluyuz çok sevinçliyiz. Baþka da birþey diyemiyorum 4.Ýþçi: Herkesin bu direniþi yapmasý gerekiyor. Herkesin bu direniþe uymasý gerekiyor... tüm iþçilerin! 5. Ýþçi: Tüm iþçilerin emeklerini almasýný isterim. Baþpýnar organize sanayinin tüm iþçilerinin emeklerini almasýný isterim. 6. Ýþçi: Direne direne Antep’e tarihi yazdýk. Çok mutluyuz. Zorluklarla, açlýklarla... Her zorluklara karþý göðsümüzü gerdik. Kazanmayý baþardýk. Direnmeden hiç birþey kazanýlmazmýþ. Doðrudur. 7.Ýþçi: Þimdi çok sevinçliyim, duygularýmla birþey anlatamýyorum yani. Arkadaþlarýn sevinçlerini paylaþýyorum. Bu grevin 74. günününde yani çok þeyler yaþadýk. Çok insan tanýdýk, insanlýðýn ne olduðunu öðrendik. Çok baþarýlý olduk yani bu mücadelemizi devam ettirdiðimiz için çok baþarýlý oldu. Her þeyi öðrendik yani bu grev nedir, yaþadýðýmýz grev sürecinde. Bazý arkadaþlarý tanýdýk, saðo-
24
lun var olun sizlerin verdiði desteðe de teþekkür ediyoruz. Devrimci İşçi Komiteleri: Mücadele Birliði Platformu olarak grev baþladýðý günden bu yana burada idiniz, bizimle þuan ki duygularýnýz paylaþabilir misiniz. Mücadele Birliği Platformu: Ýþçilerin mutluluðunu görmek burada çok güzel bir duygu. Gerçekten iþçilerin kazandýðýný görmek çok güzel bir duygu. Ama her zaman biz bunu söyledik, iþçilerin örgütlülüðü devam etmek zorunda. Yani bu örgütlüðün geliþmesi gerekiyor, bu burada bitmedi. Tekel iþçileri söylüyor, Çemen iþçileri de söyledi “kavga bitmedi daha yeni baþlýyor!” Gerçekten emek mücadelesi bitmedi, burada da bitmez, yani emek mücadelesi daha yeni baþlýyor. Emeðin iktidarýný kurana kadar bu mücadele sürecek. 8. Ýþçi: Diyeceðim þu 74 gündür direniyoruz. Sonuçta mükafatýný kazandýk, çok mutluyuz. Antep içerisinde çalýþan 80 bin iþçiye tavsiyem birþeyleri kafaya iyi yerleþtirirsen, hak etmek istersen, uðraþýrsan, bir yolunu bulmaya çalýþýrsan, sonuçta baþarýya ulaþacaðýna inanýyorum. Biz de bu düþünceyle yola çýktýk, kafamýza yerleþtirdik. “Biz bu grevi kazanacaðýz” diye çýktýk ve kazandýk, çok mutluyum. 9. Ýþçi: Mutlaka bu grevin sonuçlanmasý gerekiyordu. Biz haklýydýk zaten, 74 gündür direniyoruz, biz bu grevi hak ettik. Organize’de çalýþanlara ve tüm Türkiye’deki çalýþanlara da tavsiyemiz mutlaka onlar da sendikalý olsunlar. 10. Ýþçi: Direne direne kazandýk. Þu anda biz çok sevinçliyiz çok mutluyuz, ailemiz öylesine, çoluðumuz çocuðumuz öylesine hep. Yani Antep’te ne kadar insan varsa hep öylesine mutlu þu anda sevinçli. Ben 80 bin iþçi çalýþan Antep sanayisine sesleniyorum. Herkes direne direne kazanacak, mutlaka kazanacak. Herkes örgütlü olsun kazanacaktýr, kazanacak! 11. Ýþçi: Yani süreç söyle diyelim. Þimdi iþçi sýnýfýnýn artýk uyanmasý lazým. Yani bir insan, aile babasý bir kiþinin 500 TL ile bir aile geçindirmesi mümkün deðil. Artýk iþçi sýnýfýnýn durup düþünmesi lazým. Biz kuyu dibindeyiz, demir atmýþýz. Artýk dibe inecek baþka bir yol yok, yolun sonundayýz. Direnip patronlarýn iki dudaðý arasýndan kendi kaderimizi çýkarmamýz lazým. Toplu sözleþme ve sendikal haklarýmýzý kullanmamýz lazým. Ýþçi sýnýfý artýk uyanmalý. 160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
Biz bu grevden þunu anladýk ki iþçi gerçekten birlik olursa, direnirse yapamayacaðý baþaramayacaðý birþey yoktur. Ýþte bizden önce baþlayan Tekel iþçilerini gördük, onlar kazandýlar. Biz de direndik onlarý örnek aldýk kendimize, biz de kazandýk. Ýnanýyorum ki iþçi sýnýfý hangi ülkede olursa, nerede olursa, dünyanýn neresinde olursa olsun, direndiði zaman, istediði zaman yapamayacaðý baþaramayacaðý birþey yoktur. Bunun örneðini biz de burada gösterdik. Mutluyuz, sendikal güvence altýnda içeri geçip çalýþacaðýz. Yani artýk iþçi sýnýfýnýn uyanýp, örgütlenip, patronun iki dudaðý arasýnda kaderlerini býrakmamak, birazcýk olsun ekmeklerini büyütmek, haklarýný daha güzel alýp çoluk çocuðuna gelecek vadetmek için, emeklerinin karþýlýðýný alabilmek için, patronlarýn emirlerinin altýndan çýkýp, kendi haklarýný kendi geleceklerini saðlamak için, artýk dur demeleri lazým ve haklarýný alabilmeleri için örgütlenmeleri lazým. Biz burada örgütlendik kazandýk inanýyorum ki nerede olursa olsun örgütlü iþçi güçlü iþçidir, hakkýný alan iþçidir. Emniyetin bu tutumu gerçekten, iþçileri (grev kýrýcý) polis eskortuyla götürüp getirmeleri, yani burayý karakola çevirmeleri, bu iþin uzamasýnda büyük bir etkisi olduðuna inanýyorum. Eðer ki burada emniyet bu kadar güvenlik önlemleri almasaydý daha önce kazanýrdýr. Grev kýrýcýlarý þu þekil düþünüyor emniyet bizi koruyor nasýl olsa, kimse bize birþey demiyor, emniyet güvenliðinde biz iþe gidiyoruz geliyoruz... Ama bunu yaparken kendi sýnýfýna ihanet ettiklerini bilmiyorlar. Yani gün gelecek onlar da bunun yanlýþ olduðunu anlayacaklar. Yarýn biz içeri girip çalýþtýðýmýzda bunlar nasýl bizim yüzümüze bakacaklar? Þimdi bu 74 günlük grev esnasýnda polisten cop da yedik, biber gazý da yedik, ama yýlmadýk, mücadelemizi devam ettirdik. Gücümüzün farkýna vardýk, biz istersek baþaracaðýmýza inandýk, ve baþardýk. Her þeye raðmen baþardýk, patrona raðmen emniyete raðmen, daha söylemek istediðim bir çok þeye raðmen baþardýk. Demek ki insan oðlu isterse inanýrsa yapamayacaðý birþey yoktur. Devrimci Ýþçi Komiteleri/ Antep
Yeni Evrede
Öğrenci Hareketi
Mücadele Birliði
UNUTMADIK UNUTTURMAYACAÐIZ!
ANADOLU ÜNÝVERSÝTESÝ’NDE GERGÝNLÝK
24 Mart 2010 tarihinde yemekhane çevresine afiþleme yapan devrimci ve ilerici öðrenciler ÖGB (Özel Güvenlik Birimleri)’nin sert müdahalesiyle karþýlaþmýþlar ve kýsa süreli bir gerginlikten sonra daðýlmýþlardý. Bir sonraki gün, yani 25 Mart günü ise dün yaþanan olaylarý protesto etmek ve ayný yerde tepki göstermek için afiþlemeye giden 30 kiþilik bir öðrenci grubuna bu sefer, sayýca daha fazla ve önceden hazýrlýklý ÖGB elemanlarý saldýrdý. 30 kiþilik öðrenci grubu, cop ve taþlarla saldýran ÖGB’lere direniþ göstererek ilk seferde taþlar ile püskürtmüþlerse de geri çekilmek zorunda kaldýlar. Bu olayda 7 kadar ÖGB elemaný ve 5 öðrenci yaralandý. 2 öðrencinin durumunun aðýr olduðu bilinmekte. Olaylardan sonra haber verilen devrimci ve yurtsever öðrenciler toparlanýp saldýrýlarý teþhir için rektörlük önünde kýsa süreli bir eylem gerçekleþtirdi. Bu eylem esnasýnda da ÖGB elemanlarý öðrencilerin önüne barikat kurdu. Fakat öðrencilerin bu sefer sayýca ve imkanca fazla olmasý, ayrýca rektörlüðün göze alamayacaðý kadar büyük bir çatýþmanýn da etkisiyle ÖGB geri çekilmek zorunda kaldý. Teþhir eyleminin ardýndan öðrenciler toplu bir þekilde üniversiteyi terk ettiler. Eskiþehir DÖB
ÖFKEMÝZDEN KORKUYORLAR! Mart ayýnda, Gazi, Halepçe, Beyazýt ve 12 Mart’ta yapýlan katliamlara sessiz kalýnmayarak, Mersin Üniversitesi’nde katliam görüntülerinden oluþan fotoðraf sergisi yapýldý. Ýlk sergi 15 Mart Pazartesi günü saat 12:00’de Yeniþehir Kampüsü’nde yapýldý. Yemekhane karþýsýna DGH, DÖB, YDG imzalý “12 Mart, Gazi, Halepçe, Beyazýt Katliamlarýný Unutmadýk Unutturmayacaðýz” yazýlý pankart asýlarak katliam fotoðraflarý sergilendi. Yoðunluklu olarak afiþ çalýþmasý yapýldý. 16 Mart Salý günü Çiftlikköy Kampüsü’nde saat 11:30’ da katliam sergisi, üniversitenin çarþýsýnda yapýldý. Katliam fotoðraflarý öðrencilerin yoðun ilgisini gördü. Çiftlikköy Kampüsü’nde de afiþ çalýþmasý yapýldý. Katliamlar üzerine öðrenciler bilgilendirilerek sohbetler edildi. Ayný gün yurtsever öðrencilerin düzenlediði Halepçe katliamýyla ilgili yürüyüþ yapýldý. Yoðun katýlýmýn olduðu yürüyüþe Devrimci Öðrenci Birliði de destek verdi. Yürüyüþ, Cumhuriyet Meydaný’nda yapýlan saygý duruþu ve okunan basýn açýklamasýyla son buldu. KATLÝAMLARI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAÐIZ! MERSÝN DÖB
24 ve 25 Mart tarihlerinde yaþanan ÖGB terörünün ardýndan, devrimci ve yurtsever öðrenciler 26 Mart’ta bu saldýrýlara suskun kalmamak adýna rektörlüðün ikinci dönem uygulamaya baþladýðý özgür düþüncenin sindirilmesi devrimci hareketliliðin bitirilmesi politikalarýna karþý afiþ asma eylemi gerçekleþtirdi. Yaklaþýk 250 kiþilik öðrenci topluluðu yemekhane önünde toplandý. Sloganlar ve halaylarla baþlayan eylem çevreden yoðun ilgi gördü. 24-25 Mart’taki devrimci ve yurtsever öðrencilere yönelik saldýrýlarýn da etkisiyle öðrenciler bu sefer hazýrlýklýydý. Sayýca ve araç bakýmýndan zengin olan öðrencilere ve faþizmle mücadeleye karþý artan militan dinamizme karþý ÖGB de kask ve kalkanlarýyla beklemekteydi. Fakat ÖGB bu sefer sayýnýn ve öfkeli kararlýlýðýn etkisiyle öðrencilerin önüne bile çýkamadý. Öðrenciler halaylar ve sloganlarýn eþliðinde afiþleme eylemini gerçekleþtirdi. Ardýndan rektörlük önüne doðru yine sloganlar eþliðinde yürümeye baþladý. Rektörlük önüne gelindiðinde, sesli ajitasyonlarla ÖGB ve polis terörü teþhir edildi. Bunlarýn dýþýnda yine ayný gün saat 18:00 sularýnda kampüs içerisinde bulunan DÖB’lü öðrenciler rektörlük binasýnýn oradan geçerken, bir ÖGB’nin asýlan bir afiþi sökmeye çalýþtýðýný görünce, duruma müdahale ettiler. Müdahale karþýsýnda ÖGB hýzla o noktadan uzaklaþtý. Bunun ardýndan üniversite içerisindeki afiþlerin tüm gün boyunca kampüsten sökülmediði gözlendi. Eskiþehir DÖB
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010
25
Yeni Evrede
Ekin Sanat
Mücadele Birliði
TÝYATRO SOKAKTA
“Hey ordakiler... Yurdumun dört bir yanýnda sahnelere çýkan meslektaþlarým, sahne gerisinde alýnteri döken yaratýcý dostlarým; Ankara, Adana, Antalya, Diyarbakýr, Ýzmir, Ýstanbul, Trabzon, Erzurum, Tekirdað’da el ele tutuþan kardeþlerim Dünya Tiyatro günümüz kutlu olsun.” Bugün “Dünya Tiyatro Günü” çerçevesince Galatasaray Lisesi önünde toplandý bütün tiyatroseverler ve tiyatroya emek verenler. Kültür Sanat Sendikasý’nýn çaðrýsý ile biraraya gelen kurumlarla birlikte sokaktaydýk. Birçok sanat merkezinin de bulunduðu toplulukta, Ayýþýðý Sanat Merkezi Devinim Tiyatro Atölyesi olarak bizler de rengarenk kostümlerimizle yerimizi aldýk. Galatasaray Lisesi önünde tiyatro sanatçýsý Gülsen Tuncel “Hey oradakiler...” diyerek baþladý 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için hazýrlanan bildiriyi okumaya. Ülkedeki ve tüm dünyadaki tiyatro emekçilerinin tiyatrolar gününü kutlayarak devam etti. Özgürlüðün, eþitliðin olmadýðý bu ortamýn, kara bulutlarýn bir gün elbet yok olacaðýný ve sahnelerden çoðalan alkýþlarýn alkýþlara karýþacaðý umutlarýyla konuþmasýný sona erdirdi. Sonrasýnda hep birlikte AKM’ye doðru “Tiyatroma Dokunma Sanatýma Dokunma” “Sanata Uzanan Eller Kýrýlsýn” sloganlarýyla yürüyüþe geçildi. Atlas Pasajý’nda bulunan 2010 Kültür Ajansý’nýn önüne gelindiðinde protesto amacýyla yürüyüþe ara verildi. Bu esnada Tiyatro Simurg’dan Mehmet Esatoðlu bir konuþma yaptý ve ardýndan ayný tiyatro ekibinde yer alan Bilgesu, tek kiþilik bir oyununu sahneledi. Devinim Tiyatro Atölyesi olarak biz de Ýstanbul þiirinin dramtizasyonunu paylaþtýk tiyatro sevenler ile. Ardýndan yürüyüþ sloganlarla devam etti. AKM binasýnýn önünde bütün gruplar pankart ve dövizleri ile yerini aldý. Konuþmalarda ve okunan bildirilerde AKM’nin ve ülkenin daha birçok yerinde tiyatro salonlarýnýn kapatýlmýþ olmasýna duyulan tepki; sanatýn, sermayenin ürünü olmayacaðý gibi konular ön plandaydý. Kürtçe tiyatro yapan Tiyatro Avesta, Tiyatro Demsal, Tiyatro Mesel ise bildirilerini Kürtçe seslendirdiler. Bizler ise “Kavgamýzýn Baþkenti Ýstanbul” diyerek baþladýk bildirimizi okumaya ve Ýstanbul’un sermayenin ürünü olmayacaðýný, onun emekçilerin, iþçilerin, bizlerin olduðunu “Sen Bizimsin Kavgamýzýn Baþkentisin” sözleriyle vurguladýk. Konuþmalarýn sona ermesiyle sahnede yine tiyatro emekçileri vardý. Her grup oyunlarýndan kýsa bölümleri seyircilerle paylaþtý. Renkli ve bir o kadar da eðlenceli geçen bu ortama biz de kýsa bir oyunumuzla eþlik ettik. Sonrasýnda süren sohbetlerin ardýndan gruplar daðýlmaya baþladý. Biz Devinim Tiyatro ekibi 27 Mart Dünya Tiyatro Günü etkinliðini çevremizdekilerin dikkatli bakýþlarý eþliðinde istiklal boyunca þiirler okuyarak sona erdirdik... Devinim Tiyatro Atölyesi
26
FOTOÐRAFLARLA ÝSYANKAR MART Ýzmir Ayýþýðý Sanat Merkezinden umut iþçilerine kucak dolusu selamlar… 20–28 Mart tarihleri arasýnda Ayýþýðý Fotoðraf Atölyemizin ilk çalýþmasý olan “Mart Ýsyandýr Ayaklanmadýr, Devrimdir” baþlýklý bir fotoðraf sergisi düzenlendi. Sergide 8 Mart Emekçi Kadýnlar Günü, 12 Mart Gazi Ayaklanmasý, 13 Mart Savaþçýlarý, 16 Mart Beyazýt ve Halepçe Katliamlarý, 21 Mart Newroz ve 30 Mart Kýzýldere Katliamýný konu alan fotoðraflar yeraldý. 28 Mart günü saat 14:00’de ise bir etkinlik gerçekleþtirdik… Mart ayý saflarý sýklaþtýran aydýr. Ýki karþýt sýnýfýn göðüs göðüse çarpýþtýðý aydýr. Bu ay kardelenlerin isyana durduðu aydýr. Bu ay 8 Martlarýn yaktýðý ateþin Newroz ateþiyle harlandýðý, yüreklerin Halepçe-Beyazýt katliamlarýyla sýnandýðý, 13 Mart savaþçýlarýyla ileri atýldýðý aydýr. Siper yoldaþlýðýnýn hafýzalardan silinmeyecek þekilde kazýndýðý aydýr. Etkinliðimiz 8 Mart, 12 Mart, 13 Mart, 30 Mart savaþçýlarý nezdinde tüm devrim savaþçýlarý adýna saygý duruþuyla baþladý. 8 Martýn tarihi anlatýldýktan sonra “SUÇLUYUM” þiirinin dramatizasyonuyla Ayýþýðý Tiyatro Ýþçileri Atölyesi sahnede yerini aldý. Dramatizasyonun ardýndan bir anamýz bizlere “Adým Kadýn” adlý þiiri okudu. Ardýndan slâyt gösterimiyle devam ettik etkinliðimize. Açýlýþ konuþmasýný okuyan arkadaþýmýz 12 Mart Gazi ayaklanmasýna deðindikten sonra 13 Mart savaþçýlarýnýn proletaryanýn devrim mücadelesindeki yerine, mücadelemizde nasýl bir kilometre taþý olduðuna deðindi. Ardýndan 13 Mart Savaþçýlarýnýn 1 Mayýs 1982’de idama giderken mahkeme heyetini, iþçi sýnýfýnýn birlik, dayanýþma ve mücadele günü olan 1 Mayýs için 1 dakikalýk saygý duruþuna çaðýrýþýný ve idam anlarýný anlatan tiyatronun sahnelenmesi için Ayýþýðý Tiyatro Ýþçileri Atölyesini sahneye davet etti. Haykýrýyordu cellâtlarýnýn yüzüne Seyit “bana öyle bakma cellât. Gözlerimde hüzün yüzümde üzüntüden eser bulamayacaksýn” diye. Tiyatro, oyuncularýn Komsomol marþýný okumasýyla son buldu. Ezen ve ezilenlerin kavgasýnda zoru ve þiddeti her derde deva gören egemenler, tarih boyunca onlarca katliam gerçekleþtirdi. Bunlardan biri 16 Mart 1978’de gerçekleþtirilen Beyazýt katliamýdýr. Ýstanbul Üniversitesi Merkez Binasýna atýlan bomba sonucu 7 devrimci öðrenci hayatýný kaybetmiþti. Takvimler 16 Mart 1988’i gösterdiðinde Kürt halkýnýn hafýzasýndan silinmeyecek bir katliam da Halepçe’de gerçekleþtirildi. 8 yýl süren Ýran-Irak savaþýnda ABD’nin açýktan desteðiyle kimyasal silahlarla takviye edilmiþ bir katliam gerçekleþtirildi. Saldýrýlar copla, panzerle, silahlarla, onlar da yetmedi kimyasal silahlarla yapýldý. Çoðunluðu kadýn, çocuk ve yaþlýlardan oluþan 6 bin dolayýnda insan yaþamýný yitirdi. Konuþmasýnda bunlara da deðinen arkadaþýmýz daha sonra Halepçe katliamýyla ilgili hazýrlamýþ olduðumuz sinevizyonun duyurusunu yaptý. Zalim Dehaklardan Halepçe’yi yaratan Saddam hükümetine kadar yapýlan hiçbir katliam Kürt halkýnýn ilerleyiþini durduramadý. Kürt halký cellâtlarýna karþý serhýldanlardan asla geri durmadý. Ýsyanýn adý olan Newroz bir sembol oldu bu yürüyüþte. Newroz, baskýya, þiddete, katliamlara karþý bir isyanýn adýdýr. Newroz çýðlýktýr, yaþamdýr. NEWROZ PÝROZ BE, NEWROZ PÝROZ BE! Sýrada Ayýþýðý Sanat Merkezimizin hazýrlamýþ olduðu “Evina Newroz” adlý oyun vardý. “Çalý çýrpý ateþiyle deðil insan bedeniyle daha güzel yanar Newroz ateþi” diyen ve kendi bedenini ateþe veren Rahþanlar, Zekiyeler, Mazlumlar iþlenmiþti tiyatroda. 30 Mart Kýzýldere katliamýna da deðinen arkadaþýmýz orada sergilenen siper yoldaþlýðýnýn önemine de vurgu yaptý. Etkinliðimizin son bölümü olan müzik dinletisinde Kürtçe-Türkçe-Arapça türküler söylendi. Burjuvazinin yoz kültürüne karþý iþçilerin, emekçilerin, ezilen halklarýn kültürünü yaratmaya çalýþan sanat merkezimiz bu noktadan hareketle bir etkinliði daha geride býraktý. Oradan aldýðýmýz ders ve deneyimlerle çalýþmalarýmýzda daha da ileri yürüyeceðiz. Ýzmir Ayýþýðý Sanat Merkezi
160. Sayý / 31 Mart - 14 Nisan 2010