Yeni Evrede
Başyazı
Mücadele Birliði
tahlil sonucu çi sýnýfý büyük hedefine zora dayalý devdevrimci so- rimle varýr. Marx’ýn mücadele içinde genuçlara varýr. çen yaþamý incelendiðinde, bu büyük Sermaye üretim devrimci düþünürün Lasalcýlara karþý olsürecini analiz sun ve diðer küçük burjuva uzlaþmacý aettiði ve ekono- kýmlara karþý olsun, daima uzlaþmaz mi politiði yeni devrimci bir mücadele içerisinde olduðu bir kalýba dök- görülür. tüðü ünlü eseri Lenin’in teorik çözümlemeleri, ekoKapital’de, yal- nomik, felsefi ve politik görüþleri devrimnýzca burjuva ci sonuçlarýndan baðýmsýz olarak ele üretimin iç ya- alýnamaz. Lenin’in çok iyi bilinen “Emsalarýný ortaya peryalizm Kapitalizmin En Yüksek Aþadökmekle kal- masý” eserine daha sonra yazdýðý önsözde maz, buradan belirttiði, tekelci kapitalizmin proletarya urjuvazinin en çok korktuðu, görüþlerimizin devrimci so- çýkan devrimci sonuçlarý da gözlerimizin devriminin öngünü olduðu belirlemesi, nuçlarýdýr. Küçük burjuva uz- önüne serer: Ýþçi sýnýfýnýn iktidara gelme- son derece açýk ve kesin devrimci sonuçlaþmacý çevrelerin de en çok saldýrdýklarý si kesindir. Ayný sonuçlara felsefi görüþle- lar ortaya koyar. Lenin’in ekonomik gönokta burasýdýr. Çünkü proletarya, bilimsel rini açýklarken de varmýþtýr: Mesele rüþleri, onun ulaþtýðý devrimci sonuçlardan sosyalizmin devrimci sonuçlarýna dayana- dünyayý yorumlamak deðil, onu deðiþtir- nasýl ayrý ele alýnabilir. Bu devrimci düþürak sömürü dünyasýnýn altýný üstüne getire- mektir. Marx ve Engels daha 1847’de bir- nürün ulaþtýðý devrimci sonuçlarý çýkarýn, likte yazdýklarý Komünist Manifesto’da geriye kapitalizmin geliþimi üzerine yapýlcektir. Sosyal-reformist hareketlerden, opor- devrimci amaçlarýný açýkça ilan ederler: Ýþ- mýþ akademik inceleme kalýr. Oysa ki, Lenin’in görüþleri Marx’ýn tünist hareketlere deðin, bütün uzgö rüþ le ri gi bi top lu mu dev rimci laþmacý akýmlarla aramýzdaki Sýnýf mücadelesinin kaçýnýlmaz yoldan dönüþtürmeye yöneliktir, temel fark, sýnýfsýz bir topluma yöhe de fi ni ka bul len mek yet mez, onun yalnýzca bilimsel bir açýknelimde deðil, marksizmin devrimci sonuçlarýný, yani devrimci hedefleri yaþama geçirecek devrimci lamasý deðildir. Marx’ta, Lemarksizmi kavrayýþtadýr. Devrimci araçlarý kullanmayý benimsemek de nin’de esas olan dünyanýn devrimci dönüþümüdür. marksizm etrafýndaki mücadele, ge re ki yor. Dev rim ci he def le re Lenin’in politik deðerlenyýllardýr aramýzda süren çatýþmaladir me leri ve bunlardan hangi sorýn özünü oluþturur. Soruna en yüdevrimci araçlarla varýlýr. nuçlar çýkarýldýðý, politik zeysel düzeyde bakanlar, görüþ Anarþistlerle sýnýfsýz topluma yazýlarýnda çok açýktýr ve kesinayrýlýklarýnýn temellerini anlayayö nel me a ma cýn da an la þa bi li yo ruz, dir. Gerek 1905 Devrimi üzerimazlar. Aramýzdaki görüþ ayrýlýkne yaptýðý deðerlendirmelerde ama amaca varmak için devrimci larýnýn ne denli derinlikli olduðunu ve çýkardýðý derslerde olsun, geanlamak için, görüþ ayrýlýklarýnýn iktidar aracýný kullanmak rek 1917’de devrim günlerinde en temeline inilmelidir. yo ruz. zo run lu lu ðun da ay rý dü þü yazdýðý “Uzaktan Mektuplar”da Teorik görüþlerin doðruluðuA nar þist ler sý nýf sýz to lu ma ge çiþ te olsun ve gerekse devrim ve iktinun ölçütü, teorik düzeyde belirlenemez. Görüþlerimizin proletaryanýn devrimci diktatörlüðü dar sorunu somut olarak iþlediði eserlerinde olsun, ulaþýlan devdoðruluðunun ölçütü, emekçi kitzo run lu lu ðu nu yad sý yor lar. rimci sonuçlar leninist devrim lelerin sosyal pratiðidir. SöyledikMarksistler açýsýndan ise, teorisinin temellerini oluþturur. lerimizin pratikte hangi sonuçlara Leninist Parti, Marx’ýn geulaþtýðýný anlamak için yeterli bir kapitalizmden sýnýfsýz toplum olan leceðin toplumuna yönelik teosüreç yaþanmýþtýr. Her bilinçli iþçi, ko mü niz me ge çiþ te pro le tar ya rik görüþlerinden ve devrimci sýnýf savaþýmýnýn geliþme sürecine diktatörlüðüne dayanmak sonuçlarýndan hareket ediyor. bakarak, devrimci marksistlerle her türlü küçük burjuva uzlaþmacý zorunluluktur. Burada da görüldüðü Leninist Parti, Lenin’in sosyalizmin teori-pratiði üzerine göakým arasýnda görüþ farklýlýklarýný gibi, sorun yalnýzca komünist rüþlerinden ve devrimci kavrayabilir. top lu ma yö ne lim de gö rüþ bir li ði ne so nuç la rýn dan ha re ket ediyor. Marx, kapitalist üretimi çöLeninist Parti’nin devrimci zümlerken ve burjuva toplumun varmak deðildir, komünizme ramý, komünist düþünürlegeliþimini bu temelde ele alýrken, yönelimin devrimci sonuçlarýnda da prog rin il kelerine, tahlil yöntemleriyapýlan ekonomik ve toplumsal
DEVRÝMCÝ SONUÇLAR B
anlaþmak gerekiyor. 161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
3
Yeni Evrede
Başyazı
Mücadele Birliði
ne ve vardýklarý devrimci sonuçlara daya- bir toplumdur. Ancak hümanistler, böyle na kadar götürebilecek sýnýf, devrimci konýyor. Devrimci program, marksizmin-le- bir toplum uðruna dövüþmekten ve sancý- numu nedeniyle proletaryadýr. ninizmin ilkelerinin somut koþullara lý bir süreci göðüslemekten uzak durmaya Proletaryanýn sýnýf savaþýmý, büyük uygulanmasýný yansýtýyor. Kýsacasý Leni- çalýþýyorlar. Oysa ki insancýl hedeflere sert sanayinin geliþimiyle birlikte yükselmiþnist Parti’nin iktidar programý, marksiz- ve sancýlý bir mücadele sürecinden geçme- tir. Büyük sanayi temeline dayanan topmin devrimci özüne dayanýyor. Bu yüzden den varýlamaz. Komünistler ise insanýn lumsal üretim güçlerinin geliþmesi, bilimseldir, doðrudur ve saðlamdýr. Dev- çok yönlü geliþtiði geleceðin sýnýfsýz top- komünist topluma geçmenin maddi koþulrimci Programýn gücü ve etkisi buradan i- lumuna, en çetin mücadele sürecinden ge- larýný hazýrlar. Bu koþullar, teorik ifadesiçilerek ulaþýlacaðý bilinciyle hareket ni komünistlerin programýnda bulur. Bu leri geliyor. Devrimci marksistler maddi koþullar, sosyalistlerin bu topraklarda on yýllardýr isteklerinin önkoþullarýdýr. YeHümanist duygu ve düþünceleri süren sýnýf mücadelesinden ni topluma geçiþin maddi kodersler, sonuçlar çýkarýyornedeniyle sosyalizmden etkilenen çok þullarýnýn ortaya çýkmasýyla lar. Mücadelenin en iyi sobirlikte, ayný temeller üzerinsayýda sanatçý, yazar ve aydýn var. nuçlarýný, devrimci olaný de bu geçiþin kültürel düþünalýp, iþçi sýnýfýnýn gelecek Çünkü sosyalizm, en insani iliþkilerin sel koþullarý da oluþur. Sosyalizme geçiþin maddi ve mücadelesine taþýyorlar. Sýser pi lip ge liþ ti ði bir top lum dur. An cak kültürel koþullarýnýn oluþmanýf mücadelesinin geliþme sürecini yeniden yeniden ehümanistler, böyle bir toplum uðruna sý, kapitalist ülkelerde belli bir olgunluða ulaþmýþtýr. Maddi le alýp, ondan devrimci sodö vüþ mek ten ve san cý lý bir sü re ci koþullarýn geliþimi, yansýmanuçlar çýkarmak, marksist göðüslemekten uzak durmaya sýný uzlaþmaz sýnýf karþýtlýklabir yöntemdir. rýnda bulmuþtur. Sýnýf mücadelesinin kaça lý þý yor lar. Oy sa ki in san cýl he def le re Sýnýf karþýtlýklarý ve sýnýf çýnýlmaz hedefini kabullenmek yetmez, hedefleri sert ve sancýlý bir mücadele sürecinden savaþýmý da anlatýmýný proleyaþama geçirecek devrimci geçmeden varýlamaz. Komünistler ise taryanýn sýnýf bilincinde, sosyalist düþünce biçiminde araçlarý kullanmayý benimin sa nýn çok yön lü ge liþ ti ði ge le ce ðin bulmuþtur. Sýnýf savaþýmýnýn semek de gerekiyor. Devrimci hedeflere devrimci sýnýfsýz toplumuna, en çetin mücadele ilerlemesi, kitlelerin anlayýþýnda büyük bir dönüþüm yaptý. araçlarla varýlýr. Anarþistlersü re cin den ge çi le rek u la þý la ca ðý Koþullarýn deðiþimindeki büle sýnýfsýz topluma yönelme yük alt-üst oluþ, etkisini sanatamacýnda anlaþabiliyoruz, bilinciyle hareket ederler. Sýnýflar ta da gösterdi. Bilimsel ama amaca varmak için mü ca de le si nin çok sert leþ ti ði sosyalizmin hýzla yayýlmasý, devrimci iktidar aracýný kullanmak zorunluluðunda aydönemlerde bir çok aydýnýn bizimle kitleler içinde etkin bir güç haline gelmesi, gerçekçi sanarý düþüyoruz. Anarþistler birlikte hareket etmemesi, onlarýn týn geliþmesi, toplumda köklü sýnýfsýz toluma geçiþte probir düþünsel dönüþüm yarattý. letaryanýn devrimci diktaböylesi bir devrimci süreci göze lelerin tavrý ve bilintörlüðü zorunluluðunu alamamalarýndan ileri geliyor. Fakat cindeKit ki devrimci dönüþüm, yadsýyorlar. Marksistler açýsýndan ise, kapitalizmden onlarýn bu tavrý, ancak onlarýn sýnýfsal kendini 20. yüzyýlýn proleter sýnýfsýz toplum olan komükonumuyla açýklanabilir. Biz biliyoruz sýnýf eylemlerinde ortaya koynizme geçiþte proletarya muþtur. Proletarya, geliþmeki, sý nýf mü ca de le si ni so nu na ka dar diktatörlüðüne dayanmak nin önünde ayakbaðý olan zorunluluktur. Burada da götürebilecek sýnýf, devrimci konumu kapitalist kabuðu kýrmak için görüldüðü gibi, sorun yaltarihin en devrimci ve en ileri nedeniyle proletaryadýr. nýzca komünist topluma yögidebilen devinimini baþlatnelimde görüþ birliðine mýþtýr. Devrimin nesnel koþulvarmak deðildir, komünizme yönelimin ederler. Sýnýflar mücadelesinin çok sertleþ- larýný devrime dönüþtürecek olan devrimci devrimci sonuçlarýnda da anlaþmak gere- tiði dönemlerde bir çok aydýnýn bizimle öznedir. Devrimin öznesi proletaryadýr. kiyor. birlikte hareket etmemesi, onlarýn böylesi Proletarya, sýnýf mücadelesinin ve sosyaHümanist duygu ve düþünceleri nede- bir devrimci süreci göze alamamalarýndan lizmin devrimci sonuçlarýna dayanarak bu niyle sosyalizmden etkilenen çok sayýda ileri geliyor. Fakat onlarýn bu tavrý, ancak devinimi sonuna kadar götürecektir. sanatçý, yazar ve aydýn var. Çünkü sosya- onlarýn sýnýfsal konumuyla açýklanabilir. lizm, en insani iliþkilerin serpilip geliþtiði Biz biliyoruz ki, sýnýf mücadelesini sonuC.DAÐLI
4
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
Devrimci Patlama
Mücadele Birliði
NEWROZUN AYNASINDA DEVRÝM
2010 Newrozu daha çok konuþulacak, tartýþýlacak. Ýlk elden söyleyelim: Bu bir kuþatmadýr. Savunma mevzilerinden, siperlerden fýrlayan koca bir ordunun, düþman hatlarýný her cepheden muhasara altýna alýnmasýdýr. Ahmet Türk’ün deyimiyle: “Cin þiþeden çýkmýþtýr, hiçbir güç onu yeniden oraya sokamaz” Newroz alanlarýnda toplanan milyonlarý, bakanlarýyla birlikte makamýnda izleyen Erdoðan, “olay çýkmamasý sevindirici” diyor. Neyin sevincidir bu? Kuþku yok, çok korkulan bir olayýn gerçekleþmemesinin, tehlikeyi ucuz atlatmanýn sevincidir. Rahatlýðýn deðil, bizzat korkunun ürünü bir sevinç. Newroz haftasý boyunca, yüzlerce farklý alanda milyonlar halinde toplanan, ayný umut, ayný öfke ve ayný sloganlarla tek bir vücut gibi hareket eden o muazzam kalabalýklara karþý þiddet kullanmayý deneyen bir hükümetin baþýna nelerin geleceðini, asýrlarýn yönetim tecrübesiyle burjuvazi çok iyi bilir. Yeni Ufuk Çizgisi Amed’de 1,5 milyon, Ýstanbul’da 500 bin, Ýzmir, Mersin, Batman, Çorlu, Manisa, Milas, vb. daha pek çok yerde yüzbinler, onbinler, binler... Çoðu kez rakamlar fazla bir þey ifade etmez. Ancak tarihin kimi anlarýnda rakamlar, niceliksel yýðýlýmýn niteliksel sýçrama momentini temsil ederler. AKP eliyle sermayenin son bir yýlda sahnelediði “açýlým” tiyatrosunun asýl amacý neydi? Kürt halkýný devrimci araç ve yöntemlerden uzaklaþtýrmak, politik kuþatma ile halk hareketini güçten düþürmek. Bu amaçla tekelci sermayenin ve devletin saðladýðý tüm imkanlardan yararlanýldý. Ne nutuklar çekildi, ne çok güzellemeler yapýldý, ne çok mavi boncuk daðýtýldý... Ezilenleri kandýrmak, duruþlarýný çarpýtmak ve yönlendirmek için, yönetici sýnýflarýn asýrlardýr tecrübe ettikleri tüm yöntemler kullanýldý. Ama, hepsi boþuna. Tekelci sermaye, Kürt halký üzerinde denediði en etkili politik çevirme yöntemlerinden hiçbir baþarý elde edemedi. Alanlara toplanan milyonlar kendilerinin, haki renk kýrbacý görünce yola gelen ve azýcýk sýrtý okþanýnca boynu bükük bir minnettarlýða bürünüveren o eski toplumun insanlarý olmadýklarýný gösterdiler. Bu bir kopuþtur; sermaye düzeninin ufkunun -ne kadar esnerse esnesin- aþýldýðýný, Kürt halkýnýn bilinç, davranýþ ve tutumlarýnýn artýk bu düzen tarafýndan çevrelerinin kuþatýlamayacaðýný apaçýk kanýtlar. Þimdi yüzyýlýn kuþatmasý tersine dönmüþtür. Sermayenin ufkuna sýðmayan Kürt halký, bu düzenin ötesine doðru bir yürüyüþe baþlamýþtýr. Evet, bazen rakamlar önemlidir. Amed’in, Ýstanbul’un Newroz alanýnda bulunan herhangi biri, kafasýný kaldýrýp baktýðýnda, ufukta çýplak daðlarý ya da polis kalkanlarýný deðil, kendisiyle ayný sloganlarý haykýranlarý görmüþtür; kendi insanlarýndan, ayný umut ve öfkeyle dünyayý tutuþturmaya hazýr milyonlardan oluþan o ufku görmüþtür. Devrim kendi ufkunu yaratmýþtýr. 2010 Newrozu’na katýlanlar yýllar sonra “o gün ben de oradaydým” diyecek kadar coþkuyla, gururla ve zafer umuduyla dolmuþtur. Dev yürekli þair Ahmet Arif’in dediði gibi; “Öyle bir ufka vardýk ki / Artýk yalnýz deðiliz.”
Tarihi Köprü Kuruldu 2010 Newroz’u yalnýzca kendi ufkunu yaratan milyonlarýn katýlýmýyla anýlmayacak. Belki bundan çok daha önemli bir geliþmenin ilk adýmlarý olarak da anýlacak. Bu önemli geliþmenin ne olduðunu kavramak isteyenler, Newroz kürsülerinden konuþmalar yapan Tekel iþçilerine, Çemen Tekstil, Marmaray iþçilerine kulak versinler. Sermaye düzenine karþý baþlayan kuþatmanýn, gerçek anlamýyla sonuna dek gidebilmesi ve toplumsal bir devrime ulaþmasýnýn garantisi olacak o tarihi ittifak köprüsü kurulmuþtur: Proletaryanýn ve Kürt halkýnýn mücadele birliðine dayanan ittifak. Ve o köprüden, Ankara’da kurduklarý çadýrlarla tüm sýnýfý arkalarýndan sürükleyen Tekel iþçileri, inatçý ve militan eylemleriyle Antep’e devrimin taze bahar havasýný taþýyan Çemen iþçileri, yani öncü iþçiler geçmiþtir. Sendika temsilcilerinin sembolik katýlýmlarýndan ya da proletarya adýna konuþan politik çevrelerden bahsetmiyoruz, hayýr. Gerçek bir güçten, gerçek bir hareketten, sýnýfý nabzýndan yakalayan ve onu her yere sürükleme yeteneði ve güveni donanmýþ öncülerden bahsediyoruz. Ýþte bu yüzden, geçmiþ yýllarda yalnýzca politik temsiliyet düzeyinde eylem alanlarýnda fiilen gerçekleþen o tarihi ittifakýn, þimdi gerçek güçler, sýnýf mücadelesinin orta yerinde akýp duran gerçek bir hareket tarafýndan yaþama geçirildiðini görmekteyiz. 2010 Newrozu’nun en ayýrdedici rengi, tarihi açýdan en önemli yaný, Kürt halkýyla proletarya arasýnda kurulan köprüdür. Þimdilik o köprüden az sayýda iþçi geçmiþtir, ama geçenler yeri geldiðinde sýnýfýn daha geniþ kesimini arkalarýna takacaklarýný fiilen kanýtlamýþ iþçilerdir. Büyük kuþatmanýn eksik kalan halkasý, proletarya cephesi, sermaye düzenini tam anlamýyla muhasara altýna almak üzere harekete geçmeye baþlamýþtýr. Tünelin Ucundaki Iþýk Öteden beri kendi örgütlülüðünü ve bilincini kanýtlamýþ Kürt halkýnýn tek baþýna sermaye egemenliðini; bu egemenlik ekonomik ve siyasi kriz dalgalarýyla yeterince yýpranmýþ güçten düþüp adeta felç durumu yaþýyor olsa da; yýkmaya gücünün yetmeyeceðini biliyoruz. Bunu Kürt halký da bizzat tecrübelerinden biliyor. Ama Kürt halkýný 2010 Newrozu’nda bu denli umutla, coþku ve zafere olan güvenle sokaklara döken pek çok geliþme yaþandý. Yalnýzca þu son birkaç ayda Newroz’a benzer nice “tarihi” olayý ardý ardýna yaþamadýk mý? Memurlar son 40 yýlýn en geniþ katýlýmlý grevini gerçekleþtirirken, emekçi Aleviler 500 binlik dev bir kitleyle Kadýköy’ü sallarken ya da Tekel iþçileri yüzbinleri harekete geçirirken, Kürt halký umut dolu gözlerle olaný biteni izliyordu. Ve ezilen uluslara özgü o þaþmaz önseziyle, kendisini ezen düþman gücün en zayýf dönemine girdiðini anladý. Ýþte bu ezilen uluslara özgü bir sezgidir ki, 2010 Newroz’unda, daha önce hiçbir eyleme katýlmamýþ, en geride sessizce duran yýðýnlarý bile en öne fýrlattý. O en gerideki sessiz yýðýnlardýr ki, bu kavganýn bir sonuç getirmeyeceði algýsýyla yalnýzca hayatta kalabilmek için harcadýlar moral güç-
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
5
Yeni Evrede
Devrimci Patlama
Mücadele Birliði
lerini. Þimdi yýllarca bastýrýlmýþ ve bastýrýldýðý oranda patlayýcý etkisini yoðunlaþtýrmýþ o moral gücün en geriden gelip en öne geçenlerin ateþli radikalliðiyle donanmýþ durumdayýz. Her tarihsel yürüyüþ, bir üst aþamaya geçebilmek için, en geriden gelenlerin taptaze moral gücüyle takviyelenmek zorundadýr. Bu da gerçekleþiyor. Tünelin ucundaki ýþýðý görenler, hýzla saflara katýlarak eylemi daha ileri sýçratabilmenin olanaklarýný yaratýyorlar. Devrimin Haritasý Art arda, üst üste binen dev kitle eylemleri, büyük memur grevleriyle baþlayan, Alevi mitingleriyle ve Tekel eylemleriyle týrmanan ve Newroz’la zirveye ulaþan yoðun tarihi eylemler dönemi, devrimin haritasýný ortaya çýkarmýþtýr. Devrimci kitlelerin yýðýldýðý ve sermaye düzenine karþý darbelerin esas yoðunlaþacaðý bölgeler belli olmuþtur. Bir halk ayaklanmasýnýn nerelerde hangi yoðunlukta etkili olacaðýný tahmin etmek için gerekli veriler, dev kitle eylemleri sürecinde elde edilmiþtir. Bu haritaya göre Amed, Batman, Hakkari’nin içinde olduðu Botan bölgesinin, adeta yek vücut devrimin içinde olacaðý kesindir. Neredeyse daha þimdiden bu bölgelerin “kurtarýlmýþ” olduðunu söylemek mümkün. Buralarda sermaye güçleri silik birer gölgeye dö-
nüþmüþtür. Halkýn üzerinde caydýrýcý hiçbir etkileri kalmamýþtýr. 15 milyonluk Ýstanbul’da Newroz alanýnda toplanan 500 binlik dev kitle, çok ciddi bir geliþmenin kanýtýdýr. Bunun anlamý, sermaye açýsýndan Ýstanbul’un “kontrol edilemez” noktada bulunduðudur. Bu denli yoðun bir devrim gücünün yarattýðý etkiyi, çevresine yaydýðý deðiþtirici-dönüþtürücü gücü sermaye ne yok edebilir, ne de geriletebilir. Ýstanbul kadar olmasa da, benzer bir durumun Ýzmir, Mersin, Antep gibi þehirlerde ortaya çýktýðýný, bu þehirlerin de hýzla “kontrol edilemez” noktaya doðru gittiðini söyleyebiliriz. Devrimin ufkuyla çevrili milyonlar, tünelin ucundaki ýþýðý gören taze güçler, elbette çok daha ileriye gitmek için büyük bir istek duyacaktýr. Kendi sýnýrlarý, kendi güç ve olanaklarýndan baþka hiçbir ufuklarý olmayan þu oportünist solun durumu, giderek trajediden komediye kayýyor. Ama biz onlarý bir kenara býrakýp asýl meseleye yoðunlaþalým. Dev kitle eylemleriyle yoðunlaþan tarihi devrim yürüyüþünü, daha ileri taþýyacak tek perspektif, Geçici Devrim Hükümeti perspektifidir. Geçici Devrim Hükümeti çaðrýlarýmýz için hiç olmadýðý kadar uygun bir atmosfere sahibiz.
KANDIRA F TÝPÝNDE SÜRGÜN SALDIRISI DEVAM EDÝYOR Kandýra F Tipi zindanýnda, sürgün saldýrýsý devam ediyor. 23 Mart günü TKEP/L davasý tutsaðý M.Reþat Güvenilir, DHKP-C davasý tutsaðý Veli Dikme, Rýza Kartal, PKK davasýndan tutsak Osman Kýlavuz, Adem Atan ve ayrýca Kemal Gömü adlý siyasi tutsak ve 2 adli hükümlü Sincan 1 Nolu F Tipi Zindanýna zorla sevk edilmiþti. Bu sürgün karþýsýnda devrimci tutsaklar kapýlarý dövdüler. 3 günlük ve destek için 1 günlük açlýk grevi yaptýlar. 38 devrimci tutsak hakkýnda kapý dövme nedeniyle soruþturma açýldý. Leninist tutsaklara, ikinci bir soruþturma da sürgünleri protesto etmek ve durdurmak için yaptýklarý 3 günlük açlýk grevi için açýldý. Diðer devrimci tutsaklar da açlýk grevine katýldýlar. 26 Mart Cuma günü, ikinci sürgünler yaþandý. DHKP-C davasý tutsaðý Gökhan Gündüz, Ali Teke, Ufuk Keskin ve PKK davasý tutsaðý Mehmet Ali Kaya Kýrýkkale F Tipi Zindanýna sürgün edildiler. Devrimci tutsaklar bu sürgün saldýrýsýný yine kapý döverek ve sloganlarla
6
protesto ettiler. Kandýra F Tipi Zindanýnda, her an yeni sürgünlerin olmasý bekleniyor. Hükümlü durumdaki tutsaklarýn, Sincan, Kýrklareli ve Tokat zindanlarýna gönderilecekleri, bu zindanlarýn hükümlülere ayrýldýðý söyleniyor. Kandýra F Tipi zindanýnda tüm devrimci tutsaklar, sürgünlere karþý eylemlerine devam ediyorlar. “Bu sürgünler devrimci tutsaklara yapýlmýþ bir saldýrýdýr. Bu saldýrýlar karþýsýnda devrimci kararlýlýðýmýzý sürdüreceðiz” diyorlar. Kendi öncülerine sahip çýkamayan bir sýnýf özgürlük yüzü göremez. Devrimci tutsaklar özgürleþmeden iþçi ve emekçiler özgürleþemez. Tüm iþçi ve emekçiler devrimci tutsaklarla dayanýþmaya! DEVRÝMCÝ TUTSAKLAR YALNIZ DEÐÝLDÝR! ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK!
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
TEKEL
Mücadele Birliði
1-2 NİSAN ANKARA SAVAŞLARI TEKEL ÝÞÇÝLERÝ ANKARA’YA YÜRÜYOR!
Ankara Valiliði, 1 Nisan günü Ankara’ya gelen Tekel iþçilerinin otobüslerinin þehre girmesine izin vermedi. Ýstanbul’dan giden 7-8 otobüs giþelerde sabah durduruldu. Ýþçiler ve destekçiler saat 08:30’da otobüslerden inerek kente doðru yürümeye baþladý. Öte yandan sabah daha erken saatlerde gelen ve Türk-Ýþ önünde toplanan iþçiler, polis tarafýndan buradan sürüldü. Polis, TürkÝþ’in çevresini kuþattý. Ýþçiler, aralarýnda Mücadele Birliði Platformu üyelerinin de olduðu destekçilerle birlikte Ýstanbul yolu üzerinde yürümeye devam ediyor. Devlet iþçilerin birleþmesini ve güçlü bir þekilde toplanmasýný engellemek için uðraþýyor. Hatay Tekel iþçilerinin bulunduðu araç da þehir giriþinde durduruldu ve iþçilerin bir kýsmý yürüyerek, bir kýsmý dolmuþlara binerek Ankara’ya girmeye çalýþýyor. Ýþçilerin bekleyiþleri sürüyor. Türk-Ýþ’i çevreleyen bölge (Sakarya Caddesi) polis tarafýndan ablukaya alýnmýþ durumda. Mithatpaþa’dan giriþ, ayrýca Tuna Caddesi’nin Mithatpaþa’ya açýlan kesimi, iki ayrý polis barikatýyla kesilmiþ durumda. Ayný þekilde Sakarya’nýn diðer giriþleri de polis barikatlarýyla çevrilmiþ bulunuyor. Tuna Caddesi’nde 1000’e yakýn iþçi bekliyor. Diðer barikat önünde de bekleyiþler sürüyor. Öyle anlaþýlýyor ki, devlet, iþçilerin Türk-Ýþ önündeki Çadýrkent deneyiminin tekrarlanmasýna asla izin vermek istemiyor. Bundan korkuyor. Tuna Caddesi’ndeki bekleyiþ sürerken saat 13:00 itibariyle bir hareketlenme görülüyor. Eyleme Ýstanbul’dan ÝSKÝ, Ýtfaiye, Samatya Hastanesi inþaat iþçileri de katýlýyor. Bu, Tekel eylem süreciyle birlikte güçlenen
ve yaygýnlaþan mücadele birliði eðiliminin pratikteki yansýmasý olarak öne çýkýyor. Uzun süredir arkalarda olan TMMOB’lular, pankartlarýyla barikatýn önüne kadar geldiler. Polisle gerginlik sürüyor. Sloganlar yükselirken, polisin de sýk sýk “daðýlýn” anonslarý duyuluyor. Her an çatýþmalar yaþanabilir. Ziya Gökalp Caddesi’nde ise KESK’liler bekliyorlar. Saat 13:30 itibariyle polis KESK’lilere saldýrýyor. Biber gazýyla ve tazyikli suyla saldýrdý polis. Þu anda çatýþmalar devam ediyor. Saat 15:00 civarýnda Kumlu’nun “görüþmeleri”nin akýbeti belli oldu. Ýçiþleri Bakaný ve vali ile görüþen Kumlu, “sorunu çözemedik” diyerek döndü. Tam bu noktada KESK’lilerin Sakarya Caddesi’ne (Türk-Ýþ’in bulunduðu bölge) geçtiði haberi Tuna Caddesi’nde bekleyen iþçilere ulaþtý. Bunun üzerine iþçiler ve destek
için orada olanlar, hemen her gediði, her arayý kullanarak Türk-Ýþ’in önüne ulaþmak için harekete geçti. Ama Türk-Ýþ çevresi, tüm ara sokaklar, her köþebaþý, tek kelimeyle her yer polis iþgali altýnda. Barikatlar kurulmuþ durumda. Ayrýca polis, esnaflara da anons yapmaya baþladý. “Provokatörler aranýzda, onlarý almayýn. Kepenklerinizi kapatýn” anonslarý yükseliyor. Sakarya Caddesi resmen savaþta iþgal edilmiþ bir bölge uygulamasýna maruz kalýyor. Gerilim sürekli týrmanýyor. Sakarya Caddesi’nin çeþitli sokak baþlarýnda gün boyunca polisin biber gazlý küçük saldýrýlarý yaþandý. Bir ara Mithatpaþa Caddesi’nden Sakarya’ya ulaþan üst geçitte göstericiler polis tarafýndan kuþatýldý. Aralarýnda muhabirlerimizin ve okurlarýmýzýn da bulunduðu yaklaþýk 40 kiþilik grup, bir süre üst geçitte “hapis” kaldý. 161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Gaz saldýrýlarýndan sonra Yüksel Caddesi’ne doðru çekilen göstericiler var. Polis buradaki ilköðretim okulunun bulunduðu bölgeye de gazla saldýrdý. Ýrili ufaklý gruplar Sakarya Caddesi’ne geçmek için sürekli hareket halinde. Polis ise bölgeyi barikatlarla kuþatmýþ durumda ve her karþýlaþmada gaz saldýrýsý yapýyor. Durum, 2008 1 Mayýs’ýný hatýrlatýyor! Sanki Taksim’in yerini Sakarya Caddesi almýþ, polis savunuyor, eylemciler alaný ele geçirmek için sürekli giriþimde bulunuyor. Saat 16:00’ya doðru iþçiler Sakarya Meydaný’na girmiþ durumda. Bayýndýr Sokak (Türk-Ýþ Genel Merkez binasýnýn bulunduðu sokak) giriþine kadar geldiler. Önlerinde etten barikat oluþturmuþ bir polis yýðýnaðý var. Ýþçiler barikatýn önünde oturma eylemi yapýyor. Polis tekrar tekrar esnafa anons yapýyor. Gergin bekleyiþ devam ediyor. Konfederasyon temsilcileri konuþma yapýyor kitleye. Saldýrýlarý protesto ediyorlar. Arkasýndan sabaha kadar burada oturma eylemi yapacaklarýný anons ediyorlar. Polis ablukasý sürüyor. KESK’liler de Sakarya Meydaný’na girmeye çalýþýyorlar. Polis izin vermiyor. Sakarya Caddesi’nden çýkýþ serbest, giriþler yasak. Ve hala Türk-Ýþ’in civarýna girmek yasak. Ýþçiler Meydan’da polis ablukasý altýnda iþçiler oturuyor, halay çekiyorlar. Ayýþýðý Sanat Merkezi de hazýrladýðý resimlerden bir fotoðraf sergisi açtý. Saat 19:00 civarýnda kalabalýk bir KESK kitlesi alkýþlarla Sakarya Meydaný’na girdiler. Oturma eylemi yapýlacak alan hýnca hýnç dolmuþ durumda. Sadece alan deðil, Sakarya’daki tüm kafeler, iþletmeler insanlarla dolu. Saat 20:00 civarýnda Sakarya Meydaný’na Kýzýlay yönünden iki panzer ve çevik kuvvet polisleri girdi. Saldýrý pozisyonu aldý-
7
Yeni Evrede
TEKEL lar. Polisler anons yapýyorlar. Kitlenin Mithatpaþa yönünden daðýlmasýný, burayý terketmesini... Bu arada alanda eylemle ilgisi olmayan kimsenin kalmamasýný.... Ýþçilerin “provokatörleri” aralarýndan uzaklaþtýrmalarýný... söyleyen anonslar yapýlýyor. Ýþçiler bu çaðrýlara sloganlarla karþýlýk veriyor. Öðle saatlerinde Baþbakan’ýn pervasýz açýklamalarýndan anlaþýldýðý üzere, devlet, eylemin büyümesini bu defa baþtan önlemeyi düþünüyor. Tüm hazýrlýk ve saldýrýlarý bu yönde geliþiyor. Polis, eylemcilere 30 dakika süre tanýdý daðýlmalarý için. Ýþçi ve emekçiler polisin bu uyarýsýna birbirlerine kenetlenerek karþýlýk verdi. Hatta kaldýrým taþlarý sökerek hazýrlýklar yapýldýðý da görüldü. Hazýrlýklarýný yapan kitle, marþlar söyleyerek beklemeye koyuldu. Bu arada sosyal-reformistlerin temsilcileri polisle görüþerek ek süre istedi. Ýþçiler bunu duyunca tepki gösterdiler. Bunun üzerine polis, biraz önce panzerleri geri çekti. Þu anda panzerler ve çevik kuvvet, Sakarya’nýn Kýzýlay giriþine kadar çekildi. Eski konumunu aldý. Ýþçiler ise marþlarla ve halaylarla bir süre daha Sakarya’da kaldýlar ve oturma eylemi iptal edilerek ertesi gün basýn açýklamasý yapmak üzere daðýldýlar Devlet her defasýnda iþçileri engellemek için bir adým atýyor. Saldýrýyor. Daðýtacaðýný düþünüyor. Ama eylem her defasýnda farklý yerlere taþýnýyor, farklý biçimler alýyor. Güçlenerek sürüyor. Çadýrkent deneyiminden önce de böyle olmuþtu. O zaman Abdi Ýpekçi’de saldýrmýþlardý. Ýþçiler Türk-Ýþ önünde toplanmaya baþlamýþlar ve zamanla Çadýrkent’i yaratmýþlardý. Þimdi devlet Çadýrkent’in kurulmasýnýn önünü baþtan almak istiyor. Ýrade savaþýna giriyor. Ýþçileri TürkÝþ’in önüne sokmuyor. Ama bu defa da iþçiler, farklý bir alanda eylemlerine devam ediyorlar. Devlet yine daðýtamamýþ oluyor iþçileri. Tabii devletin hesabý, bu þekilde en azýndan bir gece sonra eylemi bitirmiþ olmak. “Çadýr kurma tehlikesini bertaraf etmek!” Bakalým zaman ne gösterecek. Saat 01:25’i gösterirken, Tek Gýda Ýþ Baþkaný Mustafa Türkel, televizyonlara konuþtu ve “yarýn basýn açýklamamýz engellenirse, Ankara’dan dönmeyiz” dedi. Normal þartlarda eylemlerini yapýp illere döneceklerini belirten Türkel, bugünkü gibi bir engelleme olduðu takdirde Ankara’da kalacaklarýný ifade etti. “Çadýrlar yeniden kurulacak mý” sorusuna ise, “onu yarýn deðerlendiririz” yanýtýný verdi.
8
Mücadele Birliði
KAVGA SÜRÜYOR! Sakarya yeni güne yine gergin baþladý. Tekel iþçileri bugün, 2 Nisan günü basýn açýklamasý yapacaklardý. Erken saatlerden itibaren polis Sakarya giriþlerine barikatlar kurmuþ durumda. 09:30 civarýnda Mithatpaþa Caddesi civarýndan bir grup Tekel iþçisi geldi ve Sakarya Meydaný’na girmek istedi. Polis barikatýyla karþýlaþtýlar. Kýsa süreli bir gaz saldýrýsý oldu. Ýþçilerin sayýsý gittikçe artma-
ya baþladý ve 1 saatten fazla sürecek olan sloganlarla bekleyiþ baþladý. Medyaya ajitasyonlar yapýyor Tekel iþçileri. 1 Nisan günü yaþanan çatýþmalarda, eylemde bulunanlarýn Tekel iþçileri deðil, “maksadý belli gruplar” olduðunu söyleyen baþbakana cevap olarak herkes Tekel kimlik kartlarýný, bankamatik kartlarýný çýkararak sallamaya baþladý. Ýþçilerin Tekel kimlik kartlarý, uzun saatler süren eylem boyunca ellerinden düþmedi. Ýþçilerden bazýlarý öðrencilerin gruptan ayrýlmasý yönünde çaðrýlar yaptý. Bunun üzerine iþçilerin çoðunluðu “öðrenciler bizim onurumuzdur” þeklinde slogan atmaya baþladý. Eyleme destek veren öðrenciler, sosya161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
listler ve devrimciler ise bunu “Tekel Ýþçisi Yalnýz Deðildir” diyerek yanýtladý. Diðer grup susmak zorunda kaldý. Türkel geldi. Baþbakan’ýn dünkü açýklamalarýna tepki gösteren bir konuþma yaptý ve “basýn açýklamasý yapmadan Ankara’dan gitmeyeceðiz” dedi. Saatler 11:00’e gelirken, Sakarya giriþindeki polis barikatý açýldý. Ýþçiler Sakarya Meydaný’na girdiler ve zaten birer ikiþer Meydan’a sýzmayý baþaran diðer Tekel iþçileriyle buluþtular. Türk-Ýþ’e doðru harekete geçtiler. Fakat burada güçlü bir polis barikatý bulunuyor. Ýþçiler basýn açýklamasýný TürkÝþ önünde yapacaklarýný duyurmuþlardý. Bayýndýr Sokak’ta Türk-Ýþ’e doðru ilerleyen iþçiler, 100 metre kala polis barikatý ile durduruldu. Bir süre sloganlar atarak barikatýn açýlmasýný bekleyen iþçiler, adým adým barikatýn üzerine yürüdüler. Çevik kuvvet ise gaz maskelerini takýp, su panzerini öne doðru sürerek saldýrý hazýrlýðý yaptý. Yaklaþýk 15 metrelik bir alan, her geçen dakika el deðiþtirdi. Kah polisler daðýlýn uyarýlarý ve itip kakarak bu alaný zapdetti, kah slogan atarak polis barikatýna abanan iþçiler zapdetti bu alaný. Bu esnada devrimci yapýlar ve DÝSK’e baðlý sendika temsilcileri de Süleyman Çelebi ile birlikte eylem alanýna gelmiþti. Mustafa Türkel buraya geldi. Basýn açýklamasýný burada okuyor. Görünen o ki, böyle bir uzlaþýyý uygun görmüþ sendika ve basýn açýklamasýndan sonra eylemi bitirecekler. Türkel her zamanki gibi temposu yüksek bir konuþmayla tepkileri masetmeye çalýþýyor. “Aðustos ayýna kadar Tekel iþçilerinin talepleri kabul edilmezse Ankara’ya dönmemek üzere geliriz” diyor. “3 Haziran’da 3 gün, 4 Temmuz’da 4 gün Ankara’dayýz, oturma eylemindeyiz” diyor. O zaman Türk-Ýþ’in önünü zorlayacaðýz diyor. Tüm bunlardan sonra “Eylemimiz bitmiþtir” diyerek alandan çýkmak istedi. Ýþçilerin arasýndan geçmek için hareket etti. Ýþçiler ise Türkel’in etrafýný çevirdi ve býrakmadýlar. Ýstedikleri, bekledikleri açýklamalarýn yapýlmasý için Türkel’i kuþatmada tutuyorlar! Ve iþçilerden hem haykýrýþlar yükseliyor, hem sloganlar. “Baþkan Bizi Türk-Ýþ’e Götür!”, “Baþkan, þimdi iki adým ötedeyiz, gidemiyoruz, o zaman nasýl gideceðiz Türk-Ýþ önüne, cevap ver”. Sendikal bürokrasi eylemi zamana yaymak için elinden geleni yapýyor. Danýþtay’ýn açtýðý davadan da anlaþýldýðý gibi, bu iþ, sokaklarda, alanlarda deðil, mahkeme salonlarýnda çözülsün istiyorlar. Sýnýfý eylemden uzak tutmak, alanlarda kurulan mücadele birliðini engellemek temel hedef! Türkel hala iþçi kordonundan çýkamadý,
Yeni Evrede
TEKEL
Mücadele Birliði
polis ise “eylem bitmiþtir, daðýlýn” anonslarý yapýyor, “yaptýðýnýz yasadýþý, Bayýndýr Sokak’ý iþgal eden grup, hemen daðýlýn” diyor. Ýþçileri iþgalci ilan ediyor. “Eylemle ilgisi olmayan üçüncü kiþiler ayrýlsýn, müdahale edeceðiz” diyerek kitleyi bölmeye çalýþýyor, 5 dakika süre veriyor saldýrmak için. Gruptan ayrýlanlar var. Diðer yandan sloganlar atýlýyor. Daha çok kenarda durmayý tercih eden kadýn Tekel iþçileri þimdi en öne geçtiler. Polis barikatýnýn önünde þimdi kadýn Tekel iþçileri var! Saatler 11:35 civarý ve Türkel bir iþ merkezine sýðýnýyor iþçilerin elinden kurtulmak için. Sendika þakþakçýlarý ile diðerleri arasýnda tartýþmalar oldu. Ýleri iþçiler sendika yönetimini sýkýþtýrdý ve bu arada Türkel biraz tartaklandý. Ýþçiler “bugün giremiyorsak 2 Mayýs’ta nasýl gireceðiz sendika önüne” diye tepki gösteriyorlar.
Saat 11:50 ve polisin biber gazlý saldýrýsý baþladý. Polis amirlerinin gözaltý emirleri duyuluyor. Saldýrý “süpürme operasyonu” þeklinde oldu. Gazlarla saldýrý baþladý. Panzerler de harekete geçti. Ýlk anda 5-6 gözaltý yaþandý. Sonrasýnda gözaltýlar artarak sürdü. Polis telsizlerinden 20 civarýnda gözaltý olduðu haberi duyuluyor. Sakarya boþaltýldý. Eylem esnasýnda polis amirlerinin tehdit ettiði çevrede bulunan avukatlar da, saldýrýlarak gözaltýna alýnýyor. Kolej yönüne çekilen eylemcilerin ise taþlarla karþýlýk verdiði görülüyor. Yaklaþýk 20 dakika sonra öncü iþçiler yine Sakarya Caddesi’nin Mithatpaþa giriþindeler, sabah ilk toplandýklarý yerde. Yedikleri gazýn etkisinden kurtulmaya çalýþýyorlar ve ufak tefek yaralarýný sarýyorlar. Konuþuyorlar ve sonunda “Tek Gýda-Ýþ’e gidelim, orasý da bizim, arayýn iþçileri, herkes orada toplan-
sýn, konuþalým” diyorlar. Bu konuda hemfikir olunca sendikaya doðru sloganlarla yürünüyor. “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ”. Saatler 12:30 ve iþçiler Saðlýk Sokak’taki Tek Gýda Ýþ Ankara 1 Nolu Þube önünde toplanýyorlar. 60 civarýnda iþçi þu anda sendika önünde toplandý. “Ankara bizim evimiz, gitmeyeceðiz” þeklinde sloganlarla bekleyiþ sürüyor. Ýþçiler söz alýp diðer iþçilere konuþma yapýyor ve düþüncelerini aktarýyor. Basýna açýklamalar yapýlýyor. Ve 1 saat süren tartýþmalar, konuþmalar sonucu, tüm Tekel iþçilerinin illerine döneceði, orada durum deðerlendirmeleri yapacaðý haberi geliyor. Otobüslerine doðru gitmek için daðýldý iþçiler. 1-2 Nisan eylemleri bu þekilde bitmiþ oldu. (Mücadele Birliði web sayfasýndan alýnmýþtýr)
kümeti kurmak olmalýdýr. Bu mümkün mü? Ýþçi sýnýfýnýn sahte dostlarý bu soruya “hayýr mümkün deðil” yanýtý, Leninist Parti ise, “evet mümkündür” yanýtý veriyor. Büyük Ankara direniþiniz iþçi sýnýfýnýn bu güce sahip olduðunu fazlasýyla gösterdi.
Kardeþler; Büyük direniþiniz, düzeni ta kalbinin derinliklerinden sarsarken, hiç de istemediðiniz halde, iradenize raðmen, burjuva sendikacýlarýn ayak oyunlarýyla bitirildi. Hükümet ve sendika direniþinizi bitirmek istediler ama aldýklarý kararla direniþinizin her tarafa yayýlmasýna neden oldular. Saldýrýyla sizi daðýtmak istediler, tam tersi sonuçla karþýlaþtýlar. Sizi, direniþinizi bitirmek için attýklarý her adým sizi daha da güçlendirdi. Ýþte yine binlerle alandasýnýz ve kavganýn bitmediðini ama gerçekten yeni baþladýðýný her gün eylemlerinizle ortaya koyuyorsunuz. “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ” ve “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor” sloganlarý gerçek oldu. Þimdi mücadelenizin yeni bir evresine girmiþ bulunuyorsunuz. Sorunun Çözümü Ýktidarda! Artýk þurasý çok açýk: bütün yaþamsal sorunlarýn çözümünün gelip dayandýðý yer iktidardýr. 78 gün süren direniþinizde gördünüz ki, sorunlarýn çözümünün önündeki engel, hükümetiyle, polisiyle, bürokrasisiyle, devletiyle politik iktidardýr. Bugüne kadar gelip giden sayýsýz burjuva hükümetin hiçbiri hiçbir yaþamsal sorununuzu çözmedi. Sorunlarý çözeceðim diye gelen her burjuva hükümetin ilk icraatý daima yeni sorunlar çýkarmak, var olan sorunlarý aðýrlaþtýrmak ve yaþamý sizin için çekilmez hale getirmek oldu. Çünkü onlarýn varlýk koþulu, sermaye iktidarýný güvenceye almak, sermaye sýnýfýnýn iþçi sýnýfý üzerindeki sömürüsünü kolaylaþtýrmak, gerektiðinde bunun için baský ve terör estirmektir. Bundan dolayý, nasýl ki bugüne kadarki bütün burjuva hükümetler sizin üzerinizdeki baský ve sömürüyü artýrmaktan, yaþamý sizin için çekilmez kýlmaktan baþka bir þey yapmadýlarsa bundan sonraki burjuva hükümetler de baþka bir þey yapmayacaklardýr. Çözüm nerede? Çözüm emeðin iktidarýnda, çözüm devrimci bir hükümette! Ýþçi sýnýfýnýn ve diðer tüm emekçi sýnýflarýn yaþamsal sorunlarýnýn çözümü, ekonomik kurtuluþlarý ancak bir devrimci iktidar, bir devrimci hükümet tarafýndan saðlanabilir. Ýþçi sýnýfýnýn temel hedefi bir devrimle böyle bir iktidarý, böyle bir hü-
Mücadele Birliði Yaþamsal Önemde! Büyük Ankara Direniþinin ortaya koyduðu en önemli derslerden biri, iþçi sýnýfýnýn, emekçi sýnýflarýn, ezilen halklarýn, gençliðin mücadele birliðinin ne kadar önemli olduðudur. Sermaye sýnýfý ve hükümetin yýkýlmakta, çözülmekte, daðýlmakta olan iktidarlarýný korumada en büyük umutlarý emekçi güçlerin daðýnýklýðý, bölünmüþlüðü, parçalanmýþlýðýdýr. Ýþçi sýnýfýný ve onu destekleyen devrim güçlerini bölüp parçalamak için hükümetin ne çok çaba harcadýðýna hepiniz tanýk oldunuz. Sermaye sýnýfý ve hükümetin umutlarýný söndürmenin yolu emekçi sýnýflarýn ve halklarýn mücadele birliðini örmekten geçiyor. Sýnýfýn farklý kesimleri ve tüm emekçiler, Tekel iþçilerinin yanýnda eylemleriyle yer alarak buna hazýr olduklarýný göstermiþlerdir. Buna karþýlýk iþçi sýnýfý, kendisinin yardýmýna koþanlarýn yardýmýna koþmayý bilmelidir. Ýþçi sýnýfý, sermaye sýnýfý ve hükümet karþýsýnda, sadece kendinin deðil ama tüm emekçi sýnýflarýn ve Kürt halkýnýn taleplerini savunmalý, onlarýn gerçek öncüsü gibi hareket etmelidir. Kürt halkýnýn özgürlük hakkýna sahip çýkmak, iþçi sýnýfýný güçten düþürmez aksine sermaye sýnýfýna karþý hiç sahip olmadýðý güçte bir silah kazandýrýr. Ýþçi sýnýfýný yalnýzlaþtýrmak isteyen sermaye sýnýfýnýn oyununu bozmanýn yolu budur. Komite ve Konseyler Kurmak Büyük Ankara Direniþinin ortaya çýkardýðý en önemli gerçek, iþçi sýnýfýnýn sendikacýlara güvenerek yola çýkamayacaðý, sendikacýlara dayanarak bir zafer elde edemeyeceðidir. Gördük ki, sendikacýlar, iþçi sýnýfýnýn ileriye gitmesinin, zafere doðru yürümesinin önündeki en büyük engeldir. Öyleyse iþçiler, mücadelenin inisiyatifini böyle adamlara býrakamaz, býrakmamalýlar. Bunun yolu, mücadele örgütleri olarak, her türlü kararý alabilecek, demokratik yoldan seçilmiþ, mücadelenin yürütülmesinde tam yetkili kýlýnmýþ komite ve konseylerin oluþturulmasýdýr. Komite ve Konseyler þeklinde örgütlenmek, sendikacýlarýn el altýndan hükümetle anlaþarak sizi oyalamasýna, hareketsiz kýlmasýna, yalnýzlaþtýrmasýna, hedeflerinizi daraltmasýna engel olacaktýr. Ankara Direniþinin en büyük eksikliði bu idi. Zafer iþçi sýnýfýnýn olacak! Yeter ki ayaðýmýza dolanan prangalardan kurtulalým, yeter ki doðru mücadele hedefleri ve mücadele araçlarý seçelim.
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
9
Yeni Evrede
Mücadele Birliði
TEKEL
ANTEP’TE TEKEL ÝÞÇÝLERÝNE DESTEK
TEKEL’DEN 1 MAYIS’A YÜRÜYORUZ
1 Nisan’da, Antep’te sendikalarýn ve aralarýndan Mücadele Birliði Platformu’nun da bulunduðu sosyalist çevreler, saat 18.30’da bir araya gelerek bir basýn açýklamasý düzenledi. Tekel iþçilerinin Ankara’ya girmesine izin verilmemesi üzerine çýkan çatýþmalarla ilgili Yeþilsu’da basýn açýklamasý yapýldý. Kitle “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ”, “Direne Direne Kazanacaðýz” sloganlarýný attý. Basýn açýklamasýný okuyan KESK dönem sözcüsü Ali ERSÖNMEZ “Bilindiði gibi 4-C’ye karþý 78 gün boyunca kurduklarý çadýrlarda mücadele eden Tekel iþçileri, Danýþtay kararýnýn ardýndan illerine dönmüþtür. Bulunduklarý illeri AKP’ye dar eden, baþta Tariþ ve Çemen iþçileri olmak üzere diðer emekçilerle birleþen Tekel iþçileri bugün tekrar Ankara’ya gittiler. Sabah saatlerinden itibaren Tekel iþçilerini Ankara’ya sokmamak için engeller çýkaran emniyet ve valilik Türk-Ýþ’e yürümek isteyen Tekel iþçilerine önce Mithatpaþa Caddesi’nde arkasýndan Tekel iþçileriyle buluþmak isteyen KESK üyelerine saldýrdý. Birçok KESK’li ve Tekel iþçisi saldýrýda yararlanýrken Ankara EÐÝTÝMSEN 5 nolu þube yöneticimiz Barýþ ÇELÝK gözaltýna alýnmýþtýr. Buradan yeniden ilan ediyoruz. Tekel iþçileri þahsýnda mücadele edenler yalnýz deðildir” dedi. Daha sonra tüm emekçileri dayanýþmayý büyütmeye çaðýrarak basýn açýklamasýný bitirdi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan sloganalar atýlarak eylem sona erdi.
Ýþçi sýnýfýnýn kapitalizme karþý mücadele günü 1 Mayýs yaklaþýyor. Devrimci Ýþçi Komiteleri, BDP, ESP, ÖDP, YTD, SGP-H olarak Antep’te 1 Mayýs çalýþmalarýna bugünden itibaren bir dizi etkinliklerle baþlatýldýðý, basýn açýklamasý yapýlarak duyuruldu. Balýklý Parký’nda bir araya gelen kurumlar 1 Mayýs’ý iþçilerin emekçilerin gündemine getirmek için bir dizi etkinlikle, 1 Mayýs’ta emekçileri 1 Mayýs Alaný’na çaðrý çalýþmalarý yapacaklarýný belirttiler. 5 Nisan günü yapýlan basýn açýklamasýnda “Bugünler ve koþullar içerisinde iþçi sýnýfýnýn kapitalizme karþý birlik mücadele ve dayanýþma günü 1 Mayýs yaklaþýyor, iþçi ve emekçiler 1 Mayýs’a hazýrlanýyor. Çemen Tekstil, Kent AÞ. iþçilerinin mücadelesi kazanýmla sonuçlandý. Ýþçi direniþlerinin merkezinde, aylara yayýlan TEKEL direniþi yer alýyor. Marmaray, ÝSKÝ, Esenyurt Belediye direniþleri ise devam ediyor. Ýþçi sýnýfý, tabandan gelen bir kararlýlýkla direniþlerini büyütüyor. Bu direniþten aldýðýmýz güçle 2010 1 Mayýs’ý için yola çýkýyoruz. Alan yasaklarýný, baský ve saldýrýlarý aþarak yürünecek bir yoldur bu. 1 Mayýs’ta faþizme ve sermayeye karþý, TEK EL, tek yumruk olalým. Bugünden itibaren aþaðýda imzasý bulunan kurumlar olarak Antep iþçi ve emekçilerini 1 Mayýs’a çaðrýlar yapmak için ortak bir çalýþmayý baþlatýyoruz.” denildi. Antep Devrimci Ýþçi Komiteleri
KADIN TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝ KAZADA HAYATINI KAYBETTÝ Yalova’ da tekstil iþçilerini taþýyan servis minibüsü sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarparak takla attý. Kazada 5 kadýn iþçi hayatýný kaybetti. Çoðunluðunu kadýn iþçilerin oluþturduðu yaralýlar, kazanýn ardýndan ambulanslarla kaldýrýldýklarý Yalova Devlet Hastanesinde tedavi altýna alýndý. Gece geç saatte yaþanan kazada, kadýn iþçilerin gece geç saatlere kadar mesaiye kaldýðý ve mesai bitimi aracýn kaza yaptýðý öðrenildi. Yalova-Ýzmit karayolu Çiftlikköy Siteler mevkisinde yol kenarýndaki bariyerlere çarparak devrilen midibüste Ebru Yavuzdeðer (35), Nevin Ýþcan (45), Kader Boztepe (18), Nermin Irmak (42) ve Necmiye Deniz (41) olay yerinde hayatýný kaybetti. Kazanýn ardýndan açýklama yapan KESK Kadýn Sekreteri, olayýn “kaza deðil katliam”
10
olduðunu vurguladý. Ve bunun güvensiz çalýþma koþullarýndan kaynaklandýðýný açýkladý. Kadýn Sekreteri, “Ýstanbul’da 8 kadýn iþçiyi kar peþinde koþan sermayenin ucuz hesaplarý nedeniyle kaybedeli 8 ay olmuþken, dün gece ayný nedenle 5 kadýn arkadaþýmýzý daha kaybettik. Bir rastlantý mýdýr bu, yoksa gözü dönmüþ sermayenin neden olduðu ‘kadýn katliamý’ mýdýr” diye sordu. ve bu ölümlerin basit bir kaza olmadýðýný vurgulayarak, “Bu ölümler kaza deðil, insanca olmayan, güvencesiz çalýþma koþullarýndan kaynaklý” diye konuþtu. Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK) yaptýðý açýklamada, “Yalova’da beþ tekstil iþçisi kadýnýn ölümüne sebep olan koþullar vahþi kapitalizmin izlerini taþýyor” dedi. DÝSK ayrýca, “Türkiye, uzun bir süreden beri esnek çalýþmanýn, yoðun ve uzun iþ saatlerinin, güvencesizliðin, ihmallerin ve denetimsiz161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
liðin neden olduðu neredeyse kasýt aranacak iþ kazalarýna tanýklýk etmektedir. Madenler, limanlar, fabrikalar bu tip kazalarýn sýklýkla yaþandýðý yerler haline gelmiþtir. Ayrýca demiryollarýnda ve karayollarýnda yaþanan kazalar, en ufak yer sarsýntýda yýkýlan saðlýksýz ve denetimsiz konutlar, tedbirsizlik nedeniyle faciaya dönüþen sel baskýnlarý Türkiye’yi ölümün kol gezdiði bir korku cumhuriyetine dönüþtürmüþtür. (...)Bir daha benzer olaylara olanak tanýmamak için olaydaki ihmalin boyutlarý bir an önce ortaya konulmalýdýr. Denetimsizlik, kuralsýzlýk ve güvencesizlik gerçeðine karþý bir an önce gerekli tedbirler alýnmalý, çalýþma yaþamý demokratikleþtirilmeli, kamu bir þirket gibi idare edilmekten vazgeçilerek asli ve sürekli iþlevine dönmeli, Çalýþma yaþamýnda kadýna yönelik her türlü ayrýmcýlýðýn önüne geçilmelidir” dedi.
Yeni Evrede
TEKEL
Mücadele Birliði
TEKEL ÝÞÇÝSÝ YALNIZ DEÐÝLDÝR
2 Nisan günü Ýzmir’de KESK Þubeler Platformu, Ankara’da Tekel iþçilerine ve onlara destek olmak için oraya giden KESK’li emekçilere yapýlan saldýrýyý protesto etmek için bir basýn açýklamasý düzenledi. Saat 12:00’de Konak Sümerbank önünde toplanan emekçiler, AKP il binasýna doðru taþýdýklarý dövizlerle yürüyüþe geçtiler. Yürüyüþ sýrasýnda “KESK Þubeler Platformu” pankartý açýlýrken “Tekel Ýþçisi Direniþin Simgesi”, “Ýþçi Memur El Ele Genel Greve”, “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “Tekel Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganlarý atýldý. AKP il binasýnýn önüne gelindiðinde basýn metni okundu. Okunan metin AKP’nin son zamanlarda uyguladýðý politikalarýný eleþtiren bir metindi. Ardýndan AKP’nin önüne “AKP’nin Gazlý Demokrasisine Hayýr” yazýlý siyah çelengi býraktýlar. Çelengin býrakýlmasýnýn ardýndan basýn açýklamasý sona erdi. Ýzmir Mücadele Birliði
TEKEL İŞÇİLERİ TBMM BAŞKANINI PROTESTO ETTİ
TBMM Baþkaný Mehmet Ali Þahin, Adýyaman’da TEKEL iþçileri tarafýndan protesto edildi. TBMM Baþkaný Mehmet Ali Þahin, 9 Nisan günü çeþitli ziyaretlerde bulunmak üzere gittiði Adýyaman’da Tekel iþçilerinin ekmekli protestosu ile karþýlandý. Þahin, Tekel iþçilerinin bu tepkisine ‘Bindikleri dalý kesiyorlar’ diyerek karþýlýk verdi.
123 TEKEL ÝÞÇÝSÝ ÝÇÝN SUÇ DUYURUSU
Kýzýlay’da 78 gün boyunca 4/C statüsüne karþý eylem yapan TEKEL iþçilerinin Türk-Ýþ önüne kurduklarý çadýrlarý kaldýrmalarý konusunda uyarýlarda bulunan, iþçilerin Ak Parti Genel Merkezi önüne gitmelerine izin vermeyen ve geçen hafta eylem yapmalarýný engelleyen Ankara Valiliði’nin, TEKEL eylemleri ile ilgili altý ayrý dosya oluþturarak savcýlýða suç duyurusunda bulunduðu öðrenildi. Ankara Emniyeti’nin oluþturduðu özel bir ekip, çadýrlarda kalan TEKEL iþçilerine ait kamera görüntüleri ve eylem tutanaklarýný inceledi. Ve baþta sendika yöneticileri olmak üzere 123 iþçi için 6 dosya oluþturuldu. Bu dosyalarda yer alan suçlamalar ise: * 17 Aralýk 2009’da Abdi Ýpekçi Parký’nda yasadýþý eylem organize etmek, görevli kolluk kuvvetlerine fiili olarak saldýrýda bulunmak iddiasýyla toplam 31 kiþi hakkýnda. * 18 Aralýk 2009-14 Ocak 2010 arasýnda yasaya aykýrý toplantý ve gösteri yürüyüþü düzenlemek, açlýk grevinde bulunmak iddiasýyla toplam dört kiþi hakkýnda. * 4 Þubat 2010’da Türk-Ýþ, DÝSK, Türkiye Kamu-Sen ve KESK tarafýndan ortak kararla alýnan açýk hava toplantýsýna katýlmak iddiasýyla, katýlan kamu personellerinin de bulunduðu çeþitli sendika ve sivil toplum kuruluþlarýndan toplam 21 kiþi hakkýnda. * 20 Þubat 2010’da Sakarya Caddesi’nde ayný yasaya aykýrý toplantý ve gösteri yürüyüþü düzenlemek, açlýk grevinde bulunmak
iddiasýyla toplam 43 kiþi hakkýnda. * 15 Ocak-2 Mart 2010 arasýnda TEKEL iþçileri tarafýndan yapýlan eylemin tamamý ile ilgili olarak yasaya aykýrý toplantý ve gösteri yürüyüþü düzenlemek, yönetmek, katýlmak, özendirmek, kýþkýrtmak, oturma eylemi yapmak ve açlýk grevinde bulunmak iddiasýyla 14 kiþi hakkýnda. * 8 günlük eylem sürecinde, Çankaya Belediyesi’nce iki ayrý zamanda belediyeye ait araçlarla eylemcilere malzeme getirdikleri tespit edilen toplam 10 belediye görevlisi hakkýnda suç duyurusunda bulunuldu.
AVUKATLARA SALDIRI PROTESTO EDÝLDÝ Sistem, ayakta kalabilmek için her tür zor, þiddet ve baský yöntemini kullanmaya devam ediyor. Bu uðurda, kendi yasalarýný ve kurallarýný da hiçe sayarak, baský ve zorunu pervasýzca kullanýyor. Bunun son örneklerinden biri, Diyarbakýr Adliyesi’nde, stajyer avukatlara yönelik polis saldýrýsý oldu. Son yýllarda, hemen her ilde polisin, adliye içinde ve dýþýnda, avukatlara yönelik saldýrýlarý münferit olaylar olmaktan çýkmýþ, avukatlara yönelik bir tehdit þeklini almýþtýr. En son Diyarbakýr Adliyesi’nde, çýkan bir arbede nedeniyle bayýlan bir kadýný zorla sürükleyen polisi durdurmaya çalýþtýðý için iki stajyer avukat Haným Karahan ve Muhterem Süren, burada polisin sözlü ve fiili saldýrýsýna uðradý. Olayýn ardýndan hukuki giriþimlerde bulunmak isteyen avukatlara da burada tehditkar davranýþlarla psikolojik baský yapmaya devam edilmiþtir. Bu saldýrýyý protesto etmek isteyen Ýstanbul’daki genç stajyer avukatlar, 30 Mart günü ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde bir basýn açýklamasý düzenlediler. “Ceza mevzuatý ve Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yapýlan son deðiþikliklerle, önü alýnamaz bir þekilde, polise tanýnan orantýsýz yetiler sonucunda oluþan tahribat ve ‘ya bizdensiniz ya hiç’ þeklindeki dayatmacý politikalarý, etkisini özellikle hukuk alanýnda göstermektedir. Yargýnýn kiþisel kimliðinin belirginleþtiði, sözde derin bileþenlerin baðýrsak temizlediði, iktidar mücadelesi veren güçlerin çatýþmasýnýn son raddinde yaþandýðý bir ortamda, kýnýndan çýkan kýlýçlar en çok da biz avukatlara saplanmakta, özgür savunma makamý güçsüz býrakýlýp, yok edilmeye çalýþýlmaktadýr. Öyle ki, mevcut sisteme muhalif barolar ve avukat gruplarý da bu baský ve þiddetten kendilerine düzen aslan payýný fazlasýyla almaktadýrlar” diyen avukatlar, “biz, genç avukatlar ve özür avunmanýn bekçileri olarak, meslektaþlarýmýza yönelik gerçekleþtirilen bu polis þiddetini, bireysel hizmet kusuru veya görevi suistimal olarak görme gafletine düþmüyor, olayýn temelindeki politik gayeleri net olarak görebiliyoruz. Bugün Diyarbakýr Adliyesi’nde polis tarafýndan gerçekleþtirilen saldýrý, 2 genç meslektaþýmýzýn þahsýnda, tüm avukatlara ve baðýmsýz savunmanýn yegane koruyucularýna yapýlmýþtýr. (...) meslektaþýmýza yapýlan bu çirkin ve yasadýþý resmi kolluk saldýrýsýný kýnýyor, saldýrgan polislerin baðýmsýz yargý önüne çýkarýlmalarý hususunda, yetkili kiþi ve kurumlarý görevlerini yapmalarý konusunda uyarýyor, bu iþin takipçisi olduðumuzu bildiriyoruz” diyerek açýklamayý bitirdiler.
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
11
Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
FABRİKALAR TARLAL HER ŞEY EME 2010 yýlýnýn 1 Mayýs’ý iþçi sýnýfý hareketinin çok ciddi bir yükseliþ içine girdiði, dipten gelen dalga gibi, iþçi eylemlerinin birbiri ardýna patlak verdiði bir sürecin üzerine geliyor. Ýþçi sýnýfý saflarýnda nasýl bir eylem dalgasýnýn yükseldiðini anlatmaya gerek yok. Her gün yeni bir iþçi eylemiyle karþýlaþtýðýmýzý söylemek yeter. Ama bu eylemlerin içinde Tekel iþçilerinin Ankara Direniþinin bir dönüm noktasý olduðunu vurgulamadan geçmek olmaz. Hani çok yaygýn söylemle ifade edecek olursak, Tekel iþçilerinin direniþinden sonra “hiçbir þey eskisi gibi olmayacak” dememiz lazým. Tekel iþçilerinin direniþi, iþçi sýnýfýnýn bilincinde ve eylem kapasitesinde gerçek bir sýçramaya yol açtý. Ýþçi sýnýfýnýn yeni eylem dalgasý, dünün bu mirasý üzerinden yükseliyor. 1 Mayýs’ý iþçi sýnýfý ve devrimci güçlerin hangi koþullarda karþýladýðýný görmek ve göstermek için iþçi sýnýfýnýn eylemlerindeki artýþa bakmak yetmez. Egemen sýnýfýn içinde bulunduðu duruma ve emekle sermaye arasýnda dünya çapýnda süren savaþýn seyrine, emekçi sýnýflarýn ve ezilen halklarýn eðilim ve özlemlerine de bakmak gerekir. Türkiye’de politik iktidara sahip olma konusunda egemen sýnýf içindeki çatýþmanýn hangi boyutlara vardýðý, hangi biçim ve araçlarla sürdürüldüðü biliniyor. Kendi deyimleriyle söylersek, devlette yaþananlar “tam bir rezalet.” Bu onlarýn deyimi ama politik dille söylemek gerekirse buna “çöküþ” ya da “çözülme” kavramlarý tam denk düþer. Generaller tutuklanýyor, savcýlar savcýlarý gözaltýna alýyor, baþsavcý, savcýlarý görevden alýyor, birinin tutukladýðýný diðeri serbest býrakýyor, serbest býrakýlaný bir baþkasý tutukluyor vb. vb. Bu bir çözülmedir, bu bir daðýlmadýr. Birinci sonuç: Devrim güçleri 2010 1 Mayýs’ýna içeride iþçi sýnýfý eylemlerinin yükseldiði, egemen sýnýf tarafýnda çözülme, çöküþ ve daðýlmanýn yaþandýðý koþullarda giriyor. Ya dýþarýda, yani dünyada durum nedir? Dünyadaki durumun devrimci karakteri, Türkiye ve Kürdistan’dan daha zayýf deðil. Emekçi sýnýflarýn emperyalist-kapitalist sisteme karþý savaþlarý her yerde güç kazanýyor. Emekçi sýnýflar ve ezilen halklar mücadeleleriyle bütün ülkelerde emperyalist-kapitalist egemenliði sarsarlarken tarihin komünizme doðru akýþýný hýzlandýrýyorlar. Her yerde emperyalist-kapitalist egemenliðin ve politikalarýn çöküþüne tanýk oluyoruz. Ýþte Irak, iþte Afganistan, iþte Ortadoðu, iþte Latin Amerika ve en sonu iþte Orta Asya devletleri. Karþý devrimler ve kapitalizmi yeniden inþa etme politikalarý þimdi halklarýn ayaklanmalarýyla çöküyorlar. Burada, sosyalizmden uzaklaþtýrýlarak açlýk ve sefalete mah-
12
kûm edilen eski Sovyet halklarýnýn yeni sürecini haber veren Kýrgýz halkýnýn ayaklanmasý üzerinde çok kýsa da olsa durmak yerinde olacak. Kýrgýz halkýnýn silahlý ayaklanmasý devletler arasý bir çatýþmanýn ürünü mü? Tarihi devletlerin çatýþmasýndan ibaret gören darkafalýlar bu soruya “evet tam da böyle” diyor ve ekliyorlar: “bu iþin arkasýnda Rusya var.” Darkafalýlara özgü bu yanýtýn gerçekle alakasý yoktur. Halklarýn tarihini “büyük adamlar” ya da devletler deðil, halklarýn kendileri yaparlar. Açlýk, sefalet, yoksulluk ve bunlardan kurtulma isteði, ekonomik kurtuluþ özlemi, daha iyi bir yaþam arzusu, sosyalizmdeki kazanýmlarýný tekrar elde etme isteði gibi dinamikler olmasaydý deðil Rusya, bütün burjuva devletler birleþse dahi Kýrgýz halkýný böylesi bir silahlý ayaklanmaya itemezlerdi. Rusya’nýn bu ayaklanmadan yararlanmasý ve ABD’nin Orta Asya’dan ayaðýný kaydýrmasý iþin özünü deðiþtirmez. Ýþin özü Kýrgýz halkýný ayaklanmaya iten gerçek dinamiklerin ne olduðudur. Ve bu öz þimdi bütün dünya halklarýnda gerçek bir maddi güce dönüþüyor. Dünya tarihi açýsýndan bakýldýðý zaman asýl önemli olan da budur. Türkiye devrimci güçleri -ve aslýnda bütün dünya halklarý2010 1 Mayýs’ýna iþte bu koþullarda giriyorlar. Bu devrimci koþullarda politik bir gücün devrimci/komünist sýfatýna layýk olabilmesi için ondan nasýl bir politik çizgi izlemesi beklenir? Baþta iþçi sýnýfý olmak üzere, devrimin bütün toplumsal güçlerini bir devrime hazýrlamasý, onlara politik iktidarý bir devrimle ele geçirmenin önemini ve zorunluluðunu anlatmasý, böyle bir devrimin derinliðini, kapsayýcýlýðýný, kaçýnýlmazlýðýný izah etmesi beklenir deðil mi? Onlar da kurtuluþ umudunu uyandýrmasý, kapitalist egemenliðin yýkýlabilir olduðu düþüncesini uyandýrmasý, zaten çökmekte, daðýlmakta, çözülmekte olan bir egemenliðe karþý iktidar hedefini baþa koymanýn ve bütün güçleri bu hedef için seferber etmenin yaþamsal önemini anlatmasý beklenir, deðil mi? Devrimci komünist kiþi ya da hareket bu sorulara ikirciksiz “evet” yanýtý verir. Ama gelin görün ki, Türkiye ve Kürdistan’da durum tam tersidir. Kendilerine “devrimci”, “komünist” sýfatýný yakýþtýran ne kadar grup ya da parti varsa hepsi de, devrim, iktidar dýþýnda ne varsa onunla ilgileniyor, kitlelerin önüne iktidar dýþýnda her türlü hedefi koyuyorlar. Ama böyle yapmak, bu þekilde davranmak, kitleleri asýl olanýn, öz olanýn dýþýnda kalan her þeyle oyalamak sosyal reformistlerin ve oportünistlerin karakteristik özelliði deðil mi? Egemenliði derin bir bunalým sürecinden geçmekte olan tekelci sermaye sýnýfýna “sol”dan destek olmanýn yolu bu deðil mi?
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
Gündem
Mücadele Birliði
LAR SİYASİ İKTİDAR EĞİN OLACAK Evet, budur ve bu yüzden iþçi sýnýfýnýn bu sahte dostlarýnýn Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakký için mücadele, Ledevrimci bir dönemde izledikleri bu reformist çizgiye þaþýrmý- ninist Partinin iþçi sýnýfý ve diðer emekçi sýnýflarýn önüne koyduyoruz. ðu bir baþka devrimci hedeftir. Tekelci sermaye sýnýfýna egemenliðini ayakta tutmakta maddi ve manevi olanak saðlayan Devrimci Program-Devrimci Hedefler Kürdistan’ýn ilhakýna son vermek, en baþta iþçi sýnýfýnýn kurtuluSosyal-reformist ve oportünist parti ve gruplar bu durum- þunun birinci koþuludur. Tekelci sermaye sýnýfýna ve faþist devdayken bunlarýn dýþýnda kalan, iþçi sýnýfý ve Kürt halkýnýn karþýlete karþý iþçilerin ve halklarýn mücadele birliði iþçi sýnýfýnýn Kürt sýna devrimci programla, devrimci taleplerle çýkan bir parti var ulusunun özgürlük hakký için mücadele etmesiyle maddi bir germý? Evet var! Bu parti Leninist Partidir. Leninist Parti, iþçi sýnýfý ve devrimin diðer toplumsal güçle- çeðe dönüþebilir. Politik iktidar ve faþist devlet yapýlanmasý tekelci sermaye sýrine, içinde bulunduðumuz koþullarýn son derece devrimci olduðunu, tekelci kapitalist egemenliðin sarsýlmakta ve çökmekte nýfýnýn ekonomik ayrýcalýklarýný korumanýn en önemli aracýdýr. olduðunu; bu devrimci koþullarda tek doðru devrimci politikanýn Bu aracýn en önemli ayaklarý polis, ordu ve mahkemeler ise zinpolitik iktidarýn bir devrimle ele geçirilmesini amaçlayan politi- danlar da bu dizinin son halkasýdýr. Onun için, politik iktidarý bir devrimle ele geçirmek isteyen her sýnýf, öncelikle egemen sýnýfýn ka olduðunu söylüyor. Leninist Parti 2010 1 Mayýs’ýnda iþte bu devrimci politika- zindanlarýný yýkmak zorundadýr. Bu baðlamda, Leninist Parti, ya uygun hedef ve programý iþçi sýnýfýnýn, Kürt halkýnýn önüne 2010 1 Mayýs’ýnda iþçi sýnýfýnýn önüne “Zindanlar Yýkýlsýn Tutkoyuyor. Bu hedeflerin baþýnda, politik iktidarýn bir devrimle e- saklara Özgürlük” þiarýný koyuyor. le geçirilmesi ve baþýnda iþçi sýnýfýnýn bulunduðu bir halk iktidaKapitalizmin ekonomik krizi, kapitalistlerin eseri mi? Ya da rýnýn kurulmasý geliyor. þöyle soralým: ekonomik krizi kapitalistler mi çýkardý? SosyalSosyal-reformist ve oportünist partiler bunu anlamakta zorreformistlere ve oportünistlere sorarsanýz evet bu krizin, iþsizlilanabilirler ama iþçiler ve sömürülenler, ezilen halklar Leninist ðin, yoksulluðun, diðer bütün kötülüklerin müsebbibi Partinin önlerine bu hedefi koymasýný kolayca anlýyorlar. Çünkü kapitalistlerdir. Böyle bir yanýt, bilincinde olsunlar ya da olmasaðlam karaktere sahip olan bu kitleler kendi kendilerini aldatma yoluna gitmezler ve yaþamdan edindikleri tecrübelerine ihanet sýnlar, fark etmez, kapitalizmi temize çýkarmanýn, onun bütün etmezler. Onlar, uzun on yýllar sonucu birikmiþ tecrübeleriyle, kötülüklerini kiþilere yýkmanýn, onu bir doða yasasýnýn katýlýðýyiktidar ele geçirilmeden, iktidar burjuva partilerin, burjuva güç- la yýkýma sürükleyen çeliþkilerini gizleme çabasýnýn ürünüdür. Fabrikalara, kapitalist mülkiyete, topraklara, bankalara, bülerin elinde kaldýkça hiçbir yaþamsal sorunlarýnýn çözülmeyeceyük sermayeye el koymadan iþsizlik sorunu ortadan kaldýrýlabiði gerçeðini öðrenmiþ bulunuyorlar. Politik iktidarýn bir devrimle ele geçirilmesi mümkün mü? lir mi? Üretim araçlarýnýn sermaye niteliðine son vermeden Sosyal reformistler ve oportünistler bu soruya “hayýr” yanýtýný kapitalizmden gelen kötülükler ortadan kaldýrýlabilir mi? Ýþsizlik, veriyorlar. Oysa soru çok basit: Tekelci burjuva egemenlik siste- yoksulluk, açlýk, sefalet gibi insanlýðý yýkýma sürükleyen daha minin her tarafýndan döküldüðü, çözüldüðü, daðýlma sürecine pek çok toplumsal olgu kapitalist üretim biçiminin sonuçlarýdýr, girdiði; ekonomik ve politik krizin emekçi sýnýflarý sokaða dök- kapitalistlerin kiþisel hatalarýnýn ya da çabalarýnýn deðil. Ve tam tüðü devrimci koþullarda mümkün olmayacaksa ne zaman müm- da bu nedenle kapitalizme son vermeden onun sonuçlarý ortadan kün olacak! kaldýrýlamaz. Onlarda bu sorunun yanýtý yok. Çünkü itiraf etmeseler de, Tam da bu nedenle, 2010 1 Mayýs’ýnda iþçilerin, Kürt halkýgerçekte onlar tekelci egemenliðin yýkýlabileceðine ve politik iktidarýn iþçi sýnýfý öncülüðündeki emekçi halklar tarafýndan bir nýn, diðer emekçi sýnýflarýn ve ezilen ulusal topluluk halklarýnýn devrimle ele geçirilebileceðine hiçbir zaman inanmadýlar. Sakýp þiarý “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar, Her Þey Emeðin OlaSabancý gibi bir burjuvanýn “bunlar gecekondulardan gelip boða- cak!” olmalýdýr. Leninist Parti devrimin bütün toplumsal güçlezýmýzý kesecekler” diyecek kadar emekçi sýnýflardan korktuðu rini bu devrimci þiar altýnda toplanmaya çaðýrýyor! Proletaryayý devrime ve iktidara taþýyacak devrimci progdönemde bile onlar kapitalist egemenliðin yýkýlabileceðine inanram ve hedefler bunlardýr. madýlar. 161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
13
Yeni Evrede
Bildiri - 1 Mayıs
Mücadele Birliði
1 Mayýs ve Taksim Çaðrýsý Her Yere! MÜCADELE BÝRLÝÐÝ’YLE 1 MAYIS’TA TAKSÝM’E Ýþçiler, Emekçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Ýþçi sýnýfýnýn birlik, mücadele ve dayanýþma günü olan 1 Mayýs yaklaþýyor. Bu seneki 1 Mayýs iþçi sýnýfý ve emekçilerin eylemlerinde ki yükseliþle ayný döneme denk geliyor. Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda iþçi sýnýfý ve emekçiler, yoksul Kürt halký, emekçi halk çocuðu öðrenciler sürekli eylem içerisindeler. Tekel iþçilerinin büyük eylemi toplumu derinden sarstý, tüm gözlerin yeniden iþçi sýnýfýna çevrilmesini saðladý. 78 gün boyunca Ankara sokaklarýnda direniþi sürdüren Tekel iþçileri iþçi sýnýfýnýn ayaða kalktýðýnda, toplumun diðer ezilen ve sömürülen kesimlerinin onlarý nasýl izleyeceðini gösterdiler. Ýþçiler, Emekçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda devrim güçlüdür. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler, on yýllardýr mücadele ediyorlar. Yine Kürt halkýnýn özgürlük mücadelesi on yýllardýr sürüyor. Artýk toplumun en yakýcý sorunlarýnýn ancak toplumsal bir devrimle çözülebileceði bir aþamadayýz.
Mücadele Birliði, emekçi kitlelere 1 Mayýs Taksim çaðrýsýný ulaþtýrmaya devam ediyor. 1 Mayýs ve Taksim faaliyetini gündemine alan komiteler kuruldu. Ýstanbul’un merkezi bölgelerine ve emekçi semtlerine afiþleme çalýþmalarý yapýlýyor. Çalýþma kapsamýnda Gazi Mahallesi, Kadýköy Merkez, Ataþehir 1 Mahallesi, Kartal Merkez, Cevizli , Maltepe ve Gülsuyu Mahallesi’ne Mücadele Birliði Platformu ve Devrimci Ýþçi Komiteleri imzalý afiþler yapýldý. Merkezi bölgelerde yapýlan çalýþmalarda 1 Mayýs ve Taksim konusunda insanlarýn ilgisi oldukça yoðun. “Taksim’e mutlaka çýkacaðýz” anlayýþý ortak bir akýlla ifade buluyor. Emekçilerin “Ya yine izin vermezlerse?” sorularýna “sorun deðil, birlikte kazanacaðýz!” diyerek cevap veriyor komite üyeleri. 1 Mayýs ve Taksim’i gündemine sokuyoruz emekçilerin. Ýlerleyen günlerde kapsamý daha da geniþleyecek olan çalýþmalarla tüm Ýstanbul 1 Mayýs’ta Taksim’e çaðrýlmaya devam edilecek.
Ýþçiler, Emekçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, “Bütün Ýktidarýn Emeðin Olmasý” için, “Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Özgürce Tayin Edebilmesi” için, “Zindanlarýn Yýkýlýp Tutsaklarýn Özgürleþtirilmesi” için, Hepimiz Mücadele Birliði bayraðý altýnda Taksim’de olmalýyýz. Mücadele Birliði’nin bayraðý devrimin bayraðýdýr. Mücadele Birliði’nin bayraðý sosyalizmin bayraðýdýr. Tüm iþçi sýnýfý ve emekçiler, yoksul Kürt halký, yoksul Aleviler, emekçi halk çocuðu öðrenciler bu 1 Mayýs’ta “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” þiarýyla Taksim’e yürümelidir. Taksim, devrimdir, onurdur... Ve Taksim Meydaný Leninistlerin ýsrarla sürdürdükleri mücadele sonucu iþçi sýnýfý tarafýndan artýk kazanýlmýþtýr. Sermaye sýnýfýnýn baský ve tehditleri sökmemiþ, iþçi sýnýfý ve emekçiler son üç senedir 1 Mayýs’ta Taksim’e çýkmýþlardýr. Bugüne kadar “Taksim’de Israr, Devrimde Isrardýr” diyen Leninistler, ayný ýsrar ve kararlýlýðý bu 1 Mayýs’ta da göstereceklerdir. Ýþçiler, Emekçiler, Sýnýf Kardeþlerimiz, Özgürlüðünüz için, baský ve sömürüden kurtulmak için, iþsiz, aþsýz kalmadýðýnýz, gündüzlerinde sömürülmediðiniz, gecelerinde aç yatmadýðýmýz bir dünya kurmak için sizi Taksim’e, devrime, mücadele birliðine çaðýrýyoruz. Birleþelim, gürleþelim, iktidar için mücadeleyi yükseltelim. Unutmayalým, “Ýktidar Dýþýnda Her Þey Hiçbir Þeydir.” Ýþçi sýnýfý ve emekçiler ancak kendi iktidarlarýný kurduklarýnda gerçek anlamda özgürleþeceklerdir. 1 Mayýs’ta 1 Mayýs Alaný Taksim’e! Dünya Emeðin Olacak!
14
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
Gençlik Hareketi
Mücadele Birliði
ZÝNCÝRLERÝ KIRDIK, ÝKTÝDAR ÝÇÝN TAKSÝM’E YÜRÜYORUZ
DENÝZLERÝN BAYRAKLARINI YÜKSELTMEK ÝÇÝN BULUÞUYORUZ!
Zincirlerini kýrmýþ ve kollarýný iki yana açmýþ, Taksim Meydaný’nda insan denizini kucaklayan iþçiyi hatýrlayýn! 77 1 Mayýs ruhunu hatýrlayýn! Kýzýl bayraklarýn görkeminde yükselen devrim ve sosyalizm þiarýný! “Günlerin bugün getirdiði Baský zulüm ve kandýr...” Sermaye sýnýfýnýn korkusunu ve gerçekleþtirilen kanlý katliamýný! Faþist devletin saldýrýsýnda ölümsüzleþen 36 sýnýf kardeþimizi hatýrlayýn! Ve hiç bitmeyen kavga sloganlarýmýzý! “...Ancak bu böyle gitmez Sömürü devam etmez Yepyeni bir güneþ doðar Bizde ve ülkelerde...” Yepyeni bir güneþ doðuyor! Fabrikalardan, tarlalardan ve okullardan çýkanlar masmavi bir göðün altýnda, özgürce þarkýlar söylemek için; gülebilmek için doyasýya; çocuklar göz yaþý deðil, avuçlar dolusu su içsin diye, doysun diye ekmeðe; insanlýk soyunu ikiye bölen sýnýflarý ortadan kaldýrmak için mücadele ediyor. Dünyanýn en uzak köþelerinden birbirlerinin soluklarýný ýsýtan sloganlar atýlýyor. Ýþçiler emekçiler, öðrenci gençlik tek bir vücutmuþçasýna birleþiyor. Ýþte yine 1 Mayýs! Bayraklarýmýzý en yükseklerde dalgalandýrýp, yürüyoruz Taksim’e! Dünyanýn her yerinde emekçiler, gençlik ve devrimci proletarya, kapitalizme karþý mücadele sloganlarý ile sokaklara çýkýyor. Fabrikalar, tarlalar siyasi iktidar her þey emeðin olsun diye, sermaye sýnýfý ile kýyasýya bir mücadeleye giriþiyor. Devrimci gençliðimiz; 1 Mayýs’ta kýzýl meydanda, bütün coþkumuz ve heyecanýmýzla, iþçi sýnýfý ve emekçilerle birlikte devrim ve iktidar þiarýný yükseltelim! Kapitalizme karþý, sosyalizm için mücadele eden ve tutsak edilen devrimcilerin, komünistlerin, faþizmin zindanlarýndan koparýlýp alýnmasý için, zindanlarý yýkma ve devrimci tutsaklarýn özgürlüðü þiarýný yükseltelim! Düþmaný ile arasýnda kan deryasý bulunan savaþçý Kürt halký ve gençliðinin özgürlük mücadelesini yükseltmek, Türkiye’li iþçi ve emekçilerle beraber, halklarýn mücadele birliðini örmek için kýzýl meydan Taksim’de birleþelim! Özerk- demokratik üniversite þiarýný iþçi ve emekçilerle beraber yükseltmek için 1 Mayýs’ta kýzýl meydan Taksim’de olalým! Devrimci gençliðimiz; Yaþanan bir devrim sürecidir. Kitleler devrimci eylemlere yöneliyor. Sesleri birleþiyor. Ve 1886’da Amerikalý iþçi önderi Spies’ýn sözleri gerçek oluyor: “Gün gelecek, susuþunuz, bugün onu boðan seslerden daha güçlü olacaktýr” Daha güçlü ve daha gür emeðin iktidar mücadelesini dile getirelim! Yeni bir güneþ, gençliðin ellerinden yükselmektedir! 1 Mayýs’ta Taksim’e Devrime Özgürlüðe! Politik Özgürlük Kazanýlmadan Akademik Özgürlük Kazanýlamaz! Denizlerin Yolunda DÖB Saflarýna! DÖB
Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan! Ýsimlerini bir kez daha haykýrýyoruz. Hiç yollarýndan sapmamacasýna... Ýsimlerini taþýyor çocuklar, kavgalarýný sürdürüyor, bayraklarýný daha yukarý yükseltiyor! Devrimle beraber cisimleþen isimleri, milyonlarca iþçiye, emekçiye güç veriyor, barikat baþlarýnda gençliðe savaþ narasý oluyor! “Devrim ya ruhumuzdadýr, ya da hiç bir yerde” diyen önderlerimizin bir 6 Mayýs günü haykýrdýðý sloganlar bu topraklarýn meydanlarýnda, eylem alanlarýnda yankýlanmaya devam ediyor. Biz bir kez daha ‘71 devrimci kopuþunun, emekçi halklarýmýzýn bu üç yiðit önderinin faþizm tarafýndan daraðaçlarýnda katediliþlerinin 38. yýlýnda saygýyla anýyoruz. Öðrenci Gençlik; Devrimci irade, atýlganlýk, militan duruþ bu üç yiðit devrimcide somutlanarak izlerini takip eden binlerce devrimciye esin kaynaðý oldu. Onlar uzlaþmazlýðýn, mücadele kararlýlýðýnýn, olanaksýzlýk ve güçsüzlükler karþýsýnda boyun bükmemenin isimleri oldular. Ama Denizleri salt bu yönleri ile anmak, hatýrlamak ve kavramak þüphesiz büyük bir eksiklik olurdu. Evet onlar militandýlar! Evet onlar , gençlik eylemlerinin, sokak savaþlarýnýn, ABD büyük elçisi Comer’in arabasýný ateþe veren eylemcilerin önderleriydiler! Onlar “okul duvarlarýný” aþan bir 68’ gençliðinin iþçi direniþlerine ve köylü iþgallerine koþturan devrimcileriydiler! Ama ayný zamanda onlar parlamentarizme, reformizme karþý ideolojik mücadelenin, karþý koyuþun ve örgütsel ayrýþmanýn birer önderiydiler. Tarihe ‘71 devrimci kopuþu olarak geçen bir ileri atýlýþýn duyurusunu þehirlere, daðlara, üniversitelere, bugünlere taþýdýlar Devrimci hareketimizin yolunu takip ettiði bir kavganýn nasýl verileceðini net ve duru bir anlatýmla, yaþamlarýyla ortaya koydular. Bilinç, yürek ve silaha dayanan bir mücadeleydi bu. Filistin topraklarýnda iþgale karþý verilen bir mücadelede, “kamplardan, feda birliklerine” varan bir enternasyonalizmin militan neferleriydiler. Onlar artýk Filistin halkýnýn da “Denizleri”ydi! Artlarýndan kavgalarýný Filistin kamplarýna taþýyacak olan yoldaþlarý, Filistin kamplarýnda Deniz’in yoldaþlarý diye tanýtacaktý. Köylüler konuþacaktý onlarý. Antep’in, Malatya’nýn yoksul köylüleri... Köylüler bu yiðit devrimcileri ve onlarýn ideallerini baðýrlarýna basacaklardý. ODTÜ’nün gizli geçitleri, yurtlarý, odalarý, Denizleri barýndýracak, öðrencileri önderleri için amansýz bir kavgaya tutuþacaktý. Burjuvazinin icazeti altýna girmeyen bu yol, zora dayalý devrim anlayýþýný temel alýyordu. Denizler Gibi Olmak, Denizler Gibi Savaþmaktýr! Denizlerin yolundan yürümek, onun mücadele anlayýþýna sahip çýkmak ve devam ettirmek demektir. Denizler, parlamentarizmden kopuþun adýdýr. Deniz gibi olmak, yasalcýlýðý, parlamentarizmi, sosyal reformizmi elinin tersiyle itmektir. Denizleri anmak, onlarýn ideallerini kuþanmak Marksizm-Leninizmi rehber edinmek, Kürt ve Türk halklarýnýn mücadele birliðini savunmaktýr. Deniz olmak, devrim mücadelesini büyütmek, geliþtirmek ve zafere ulaþtýrmak için kavgaya katýlmak demektir. Devrimci Öðrenci Birliði, tüm öðrenci gençliði 6 Mayýs günü Denizlerin yaný baþýnda olmaya çaðýrýyor. Ýsimlerini haykýracaðýz! Sloganlarý dillerimizde olacak, bayraklarý ellerimizde! 1 Mayýs’ýn coþkusunu Denizlere, önderlerimize taþýyacaðýz. Onlarla paylaþacaðýz. Onlarla birlikte devrime yürüyeceðiz! Þimdi Deniz Olunmalý! Þimdi Denizleri tarihsel anlamýndan soyutlamadan, geçmiþi unutmadan, gelenekten geleceðe yürüyen bir anlayýþla, sokaklarda, kavganýn içinde Deniz olunmalý! Devrim Ya Ruhumuzdadýr Ya Da Hiçbir Yerde! Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam! DÖB
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
15
Yeni Evrede
Emek Hareketi
ÇEMEN’DE OYUN BÝTMÝYOR!
74 günlük grev süresince patronun bir çok oyunuyla karþý karþýya kalan Çemen iþçileri yeni oyunlarla karþý karþýya. Antep valisi, emniyet müdürü, Konukoðlu ve Nakýpoðlu’yla sendika yetkililerinin valilik binasýnda biraraya gelerek imzaladýklarý protokole raðmen patron Kamil Çetinkaya öncelikle protokole uymadý ve protokoldeki bazý maddelere itiraz etmeye baþladý. 250 TL alan iþçilerin iþe baþlayacaklarý tarih olan 6 Nisan’da yine alacaklarý olan 250’þer TL ödenmedi. Ýþçilere sürekli protokoldeki iki madde çýkmadan sözleþme imzalamayacaðýný belirten Çemen patronu þimdi de iþçileri bölme ve yetkiyi iþbirlikçi sendika olan Öz-Ýplik Ýþ’e vermenin planlarýný yapýyor. Protokolün 2009 Temmuz’undan 2010’un Temmuz’una kadar imzalanmýþ olmasý nedeniyle patronun yeni toplusözleþme dönemine hazýrlýk yaptýðý ortaya çýktý. Sendikasýz iþçileri Öz-Ýplik Ýþ’e üye yapma giriþimleri ortaya çýktýktan sonra DÝSK Tekstil Þube Baþkaný Ýbrahim Karaca ve ardýndan Çemen iþçileri Öz-Ýplik Ýþ Sendikasý’na giderek sendikanýn Genel Baþkan Yardýmcýsý ile görüþtüler. Noter’de olan üye formlarý için “üye kayýt formlarýnýn kendilerinden habersiz bazý kiþile-
TEKÝRDAÐ F TÝPÝ ZÝNDANINDAN, ÇEMEN TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝNE Özellikle Mücadele Birliði dergisinden ve bazý günlük gazetelerde ara ara çýkan haberlerden, sizlerin verdiði mücadeleyi gördük. Ve takip ediyoruz. Ýþçi sýnýfý kapitalist toplumun modern köleleridir. Asalak bir yaþam sürdüren ve toplumun ancak yüzde birini oluþturan burjuvalar, zevk ve sefa içinde yaþarken, alýnteri dökerek yaþamaya çalýþan emekçiler giderek hem fakirleþiyor, hem de kötüsü iþsiz býrakýlýyor. Dün Tekel’de, Ýstanbul Ýtfaiyesi’nde bugün Çemen Tekstil’de Tariþ’te baþlamýþ olan emekçi isyanlarýný, sömürücü kapitalist düzene yönelen balta darbelerinden farksýz görüyoruz. Tüm bu iþçi eylemleri ve sizlerin karþýlaþtýðýnýz zor koþullarda, tüm baskýlara karþý yürüttüðünüz mücadeleler bizce kapitalizme karþý köle isyanlarýndan farksýz ve yiðitçedir. Ve eminiz ki iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu da bugünkü ücretli kölelik düzeninin yýkýlmasýndan, zengin sýnýf diktatörlüðünün yýkýlmasýndan, bir sülük gibi emekçilerin sýrtýndan beslenen sermaye sahiplerinin ezilmesinden geçiyor. Bununla beraber devletin, polisiyle ve diðer kurumlarýyla her yerde her seferinde emekçilerin haklý mücadelesinin karþýsýnda ve sermaye sahibi sömürücülerin yanýnda yer almasý da oldukça manidardýr. Bu durum devletin kimin devleti olduðunu gösteriyor. Bu anlamda daha zor koþullarda süren mücadelenize hayranlýkla bakýyoruz. Sevgili Çemen Ýþçileri, Biz devrimci tutsaklar olarak, bir çoðumuz iþçi-emekçiyiz ve geri kalanýmýz yine aileleri emekçi olan insanlarýz. Bu nedenle bizler de kendimizi iþçi sýnýfýnýn ve tüm ezilen halkýn ekonomik ve siyasi kurtuluþ mücadelesine adamýþ durumdayýz. Bundan dolayý sizin mücadelenizi, bizim de mücadelemiz sayýyoruz. Ayný yolun yolcularý, yoldaþlarý olduðumuza inanýyoruz. Sevgili Çemen Tekstil Ýþçileri Biz Tekirdað 1 Nolu F Tipi Hapisanesinde yatan Türkiye Komünist Emek Partisi / Leninist davasýndan tutuklu bulunanlar olarak sizleri yoldaþlýk duygularýyla selamlýyoruz. Deniz GEZMÝÞ’lerin tutsak yoldaþlarýndan sizlere dayanýþma ve dostluk duygularýyla selam gönderiyoruz. BÜTÜN ÝKTÝDAR EMEÐÝN OLACAK ÇEMEN ÝÞÇÝLERÝ YALNIZ DEÐÝLDÝR ZAFER SAVAÞAN ÇEMEN ÝÞÇÝLERÝNÝN OLACAK 23.03.2010
16
Mücadele Birliði
rin çaldýðýný ve kendilerinden habersiz bir þekilde üye kaydý yapýldýðýný” belirtilmesi, iþçilere hiç inandýrý gelmedi. 12 Nisan 2010 Pazartesi günü de üye kayýtlarýnýn kanýtý olarak Noter’den yetkililerin üye kaydý için fabrikaya geldikleri haberi üzerine iþçiler de fabrikaya geldiler fakat iþçilerin gelmesi üzerine Noter yetkilileri fabrikadan ayrýldýlar. Ayrýca iþçiler senelik izne çýkarýlarak da yine yeni bir oyunla karþý karþýyalar. Patron biliyor ki bu süreç içerisinde iþçileri daha kolay bir þekilde Öz-Ýplik Ýþ’e kayýt yaptýrabilecek ve çoðunluðu elde edebilecek. Fakat patronun bu düþünceleri karþýsýnda iþçiler de “kaybedecek hiç bir þeyimiz yok” diyerek kararlýlýklarýný gösteriyor. Çemen Tekstil þu an Antep emek-sermaye savaþýmý açýsýndan ciddi bir irade kavgasýna sahne oluyor. Bütün sermayeyi ve onlarýn kurumlarýný, polisini karþýsýna alan Çemen Tekstil iþçileri bütün bu oyunlarý boþa çýkarmasýný bilecek. Tekel iþçilerinde olduðu gibi Çemende de sermayenin oyunlarý tükenmek bilmiyor. Kavga bitmedi, daha yeni baþlýyor. Antep/Mücadele Birliði
METÝN ALATAÞ ÝÇÝN BASIN AÇIKLAMASI Adana’da sosyalist basýn emekçileri, Azadiya Welat daðýtýmcýsý Metin Alataþ’ýn katledilmesini basýn açýklamasýyla protesto etti. Metin Alataþ 4 Nisan günü gazete daðýtýmý için gittiði mahalle yakýnlarýnda, portakal bahçesinde aðaca asýlý olarak bulunmuþtu. Olay yerel ve ulusal burjuva basýn tarafýndan basit bir intihar olarak yansýtýldý. Oysa olay basit bir intihar deðildi. Metin Alataþ daha önce defalarca tehdit edilmiþ ve 3 ay önce bir kaçýrma giriþimine maruz kalmýþtý. Kaçýrma sýrasýnda direnen Metin Alataþ darp edilmiþ ve hastaneye kaldýrýlmýþtý. Savcýlýða suç duyurusunda, aracýn plakasýný vermesine raðmen hiçbir sonuç alamamýþ ve üzerindeki baský artarak devam etmiþti. Bunu çevresindeki dostlarýna “yakýnda öldürüleceðim” þeklinde dile getiren Alataþ, 1-2 gün sonra da aðaca asýlý halda bulundu. Tüm bu bilgiler ýþýðýnda olayýn basit bir intihar olmadýðý; devrimci ve muhalif basýna dönük sistematik baský ve cinayetlerden biri olduðu açýktýr. Metin Alataþ’ýn katledilmesini protesto ve teþhir etmek için Adana Sosyalist basýn emekçileri olarak 7 Nisan saat 13:30’da Ýnönü Parký’nda bir araya geldik. “Özgür Basýn Susturulamaz, Metin Alataþ Ölümsüzdür” pankartýnýn açýldýðý eylemi, Mücadele Birliði, Atýlým, Barikat, Devrimci Demokrasi, Devrimci Proletarya, Kýzýl Bayrak, YDÝ-Çaðrý dergileri olarak gerçekleþtirdik. Eylem boyunca “Metin Alataþ Ölümsüzdür, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceðiz”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Þehit Namýrýn” sloganlarý atýldý. Okunan basýn metninde “Biz devrimci sosyalist basýn emekçileri ve okurlarý olarak intihar süsü verilmiþ ve faili bizce belli olan bu katliamýn peþini býrakmayacaðýmýzý ve bugüne kadar yaþanan ve ilerde yaþanabilecek her türlü baský ve þiddetin bizleri yýldýramayacaðýný buradan bir kez daha haykýrýyoruz” denildi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan Metin Alataþ için açýlan taziye çadýrýna giderek ailesine ve çalýþma arkadaþlarýna taziyelerimizi ilettik. Mücadele Birliði / Adana
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
Tariş Söyleşi
Mücadele Birliði
ÝÞÇÝNÝN ÖRGÜTE ÝHTÝYACI VAR DÝK: Merhaba 31 gündür direniþtesiniz bize kýsaca düþüncelerinizi söyler misiniz? 1.Ýþçi: Direniþimiz ilk günkü gibi devam ediyor henüz þimdiye kadar somut bir adým atýlmadý. Tabii bu bir aylýk süre içinde yaptýðýmýz eylemler oldu, birçok yetkili insanla görüþüldü, fakat bizim beklediðimiz haber þimdiye kadar gelmedi. DÝK: Bundan sonra ne yapmayý düþünüyorsunuz? 1.Ýþçi: Biz bir aydan beri burada direniþimizi sürdürüyoruz. Halay çekiyoruz, slogan atýyoruz; ama görünüyor ki bu iþler baðýrmakla zýplamakla olmuyor. Direniþimizi daha ileri taþýyabilecek eylemlikler yapmamýz gerekiyor. Þimdiye kadar hep yerel basýnda çýktýk. Ülkenin bizden haberi yok. Bundan dolayý süreci sertleþtirip gündeme oturmamýz gerekiyor. Ýþvereni rahatsýz edecek eylemler yapmamýz gerek, burada herkes sendikanýn verdiði talimatlara göre hareket ediyor. Eðer bireysel eylemlikler yapýlýrsa bu iþin içinde çýkýlmaz. Örgütlü hareket edersek kazanýrýz. DÝK: Ýþçiler olarak siz kendi aranýzda sürece dair deðerlendirmeler yapýyor musunuz? 1.Ýþçi: Tabii gruplar halinde sohbet ediyoruz ama ne yapýlmasý üzerine deðil, daha önce ne yapýlabilirdi de bu sürece gelinmezdi üzerine sohbetler gerçekleþtiriyoruz. Ýþçilerle sendika arasýnda köprü olacak herhangi bir örgütlenmemiz yok. Sendika ne yapýlacaksa bize söylüyor biz uyguluyoruz. DÝK: TEKEL iþçileri Ankara’ya gidiyor,Tariþ iþçileri olarak onlara söylemek istediðiniz bir þey var mý? 2.Ýþçi: Onlarýn her zaman yanýnýzdayýz. Onlar bize güç verip direniþimizin önünü açtýlar. Türkiye ve dünya iþçi sýnýfý son süreçlerde görmediði bir direniþle karþýlaþtý Tekel direniþliyle beraber. 21. yüzyýlda ses getiren eylemlerin baþýnda tekel direniþi var. Uyuyan devi uyandýrýp yeni bir boyut verdiler sýnýf mücadelesine. Ayriyeten Antep’teki Çemen iþçilerinin direniþi ve zaferi iþçi sýnýfýna güç verdi. Fakat iþçi sýnýfý birleþip birlikte mücadele etmediði sürece patronlar bizi sömürmeye devam edecek. DÝK: Güzel örnekler verdiniz. Çemen, Marmaray, Ýtfaiye, Tekel, Tariþ iþçilerinin mücadelesini nasýl ileri taþýyabiliriz. 2.Ýþçi: Ýþçi sýnýfýnýn örgütlenip sendikalaþmasý gerekiyor. O da yetmez birlikte hareket etmesi gerek ve bu konuda iþçiyi bilgilendirecek tecrübeli insanlara ihtiyaç var. Ýþçi zor durumdayken sorunlarýný çözecek bir örgütlenmeye ihtiyaç var. Bizim insanlarýmýz eðer bir þey baþlarýna gelmediði takdirde olaylara duyarsýz kalýyorlar. Bunu aþacak bir örgütlenmeye de ihtiyaç var. Ancak iþsiz kalacak ki ondan sonra bir þeylerin farkýna varacak. Biz de gençken bunu yaptýk, “nasýl olsa çalýþýyoruz” diyorduk, “iþimiz gücümüz var” diyorduk ve bazý þeyleri görmezden geliyorduk maalesef. Ama ne zaman ki kendi baþýmýza geldi o zaman anladýk. Evet bir þeyler yapýlmalý. DÝK: Tariþ iþçileri olarak Ankara’ya Tekel iþçilerine destek için gidecek misiniz? 2.Ýþçi: Onu sendika ayarlayacak, tabii ki gitmek isteyenler gidecek. DÝK: Peki sizce gidilirse nasýl olur? 2.Ýþçi: Tabii ki çok iyi olur. Orada kitlesel olarak sesimizi duyurmak için bir kiþi bir kiþidir. Eðer ki Türkiye’deki tüm iþçiler birleþirse iktidarý alýrlar. Sorun iþçilerin çiftçilerin birlikte hareket etme sorunu. DÝK: Peki toplumun bu konuda eksiklikleri neler? 2.Ýþçi: Evet tabii ki var. Þu mantýkla hareket ediliyor: “bana dokunmayan yýlan bin yaþasýn.” Ancak yýlan dokunduðu zaman anlýyoruz her
þeyi. Aslýnda amaç þu olmalý yýlan bize ya da diðerlerine dokunmadan o yýlaný yok etmek. DÝK: Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ile görüþtünüz size neler söyledi? 3.Ýþçi: Evet görüþtük. Biraz olumlu geçti iþte bizler de bekliyoruz. Destek çýkacaðýný ve elinden geleni yapacaðýný ve bu süreci bilmediðini söyledi. En kýsa zamanda bize geri döneceðini söyledi. Biz de bekliyoruz ama dönmese de biz yine de sonuna kadar direneceðiz. Yani kazanana kadar. DÝK: Yarýn siz de Ankara’ya gideceksiniz sanýrým ne bekliyorsunuz bundan? 3.Ýþçi: Evet yarýn orada olacaðýz Tariþ iþçileri olarak. Oradaki Tekel iþçilerine hem destek hem de kendi sesimizi orada duyurabilmek amacýyla orada olacaðýz. Burada Ýzmir halkýna yeterince duyuramadýk, ama orada mutlaka herkes duyacak. DÝK: Peki bu eylem size neler öðretti? 3.Ýþçi: Vallahi biz eylemin ne demek olduðunu burada öðrendik. Birçoðumuz bilmezdik bu tür þeyleri çünkü hiç aklýmýza iþsiz kalma düþüncesi hiç gelmedi. Tariþ’in bu duruma geleceði hiç aklýmýza gelmezdi. Buradaki arkadaþlarýn çoðu 13-15 senelik insanlar. Normalde biz bir insan topluluðu gördüðümüzde “ne yapýyor bu insanlar” deyip geçiyorduk, ama burada hepsini öðrendik. DÝK: Peki sizce þimdi iþçiler ve çiftçiler ne yapmalý? Yani insanlar bolluk içinde yokluk çekiyorlar bunun sebebi nedir? 3.Ýþçi: Evet gerçekten de öyle bolluk içinde yokluk çekmeye baþladýk. Bunu aslýnda çiftçilerin de bilmesi gerekiyor. Onlara þimdilik bir miktar para verip aðzýný kapattýlar ama onlar da bilinçli deðil ve þunu öðrenmeleri gerekiyor, bizim baþýmýza gelen onlarýn da baþýna gelecektir yakýnda. Bizim de aklýmýza gelmezdi. Sigortamýz, paramýz, her þey gününde yatýyordu, ama þimdi? Ýþte çiftçilerin de sonu böyle olacak. O yüzden bize destek çýkmalarý gerekiyor. Patron onlarý susturmak için verdi o parayý. Yani bir nevi bizim mücadelemizden dolayý aldýlar o parayý. O yüzden bizi daha çok sahiplenmeleri gerekiyor. Sadece bunun için deðil, gelsinler eylemi, direniþi, mücadele etmeyi öðrensinler. DÝK: Peki siz iþçiler ve sendika olarak hiç çiftçilerin yanýna gittiniz mi? Birlikte hareket etmek için onlarý çaðýrdýnýz mý? 3.Ýþçi: Evet, çok gittik yanlarýna. Hatta onlardan da gelen oldu yanýmýza, ancak daha sonra para verip susturulduklarý için þimdi öyle bir þeyleri yok. Ama öreceðiz, onlarý da öreceðiz. Özellikle 1 Nisan’dan sonra onlarý sýk sýk ziyaret edip konuþacaðýz. DÝK: Merhaba, bir aydan beri buradasýnýz, bize eylemle ilgili hislerinizi anlatýr mýsýnýz? 4.Ýþçi: Biz iþimizi, ekmeðimizi ve paramýzý istiyoruz. Eþimle beni sokaða attýlar. Biz bu yaþtan sonra nerede iþ bulup çalýþabiliriz. Bize fabrikamýzý geri versinler, iþimizi istiyoruz DÝK: Peki eylemden önceki yaþama bakýþ açýnýzla þimdiki bakýþ açýnýzda deðiþiklikler var mý? 4.Ýþçi: Tabii ki! Bizim öncesinde bir hayat mücadelemiz vardý. Ýþimize gidip geliyorduk. Ama þimdi gerçekten ne olduðumuzu anladýk. DÝK: Peki sizce burada neler yapmalý? Tabii sadece burada deðil, çünkü bir tek iþten atýlmalar burada deðil. Bu topraklarda bir çok yerde bu tür durumlarla karþýlaþýyor iþçi-emekçiler.? 4.Ýþçi: Tek bir þey söyleyebilirim: birleþmemiz ve birlikte hareket edip mücadele etmemiz lazým. Direne direne kazanacaðýz. DÝK: Teþekkür ederiz. Ýþçiler: Bize verdiðiniz desteklerinizden dolayý biz size teþekkür ederiz. Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK) / ÝZMÝR
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
17
Yeni Evrede
Emek Hareketi
Mücadele Birliði
TEKÝRDAÐ BELEDÝYE ÇALIÞANLARI GREVE BÝLENDÝ Emperyalizmin kasýp kavurduðu ekonomik kriz, her alanda kýlcal damarlara kadar hissediliyor. Ankara’da Tekel iþçilerine destek veriyormuþ gibi popülist davranmaya çalýþan ancak, iþçilerin sýnýf bilinçli hareketi karþýsýnda sus pus olan düzen partileri de vardý. Bunlardan biri de CHP’dir. CHP’li Tekirdað Belediyesi ile Genel Ýþ Sendikasýna baðlý iþçiler arasýnda yapýlan görüþmeler týkanma noktasýna gelmiþ durumda. Sendika yetkilileriyle yaptýðýmýz görüþmede, ilk söylenen þey, eski belediye ile görüþmelere Belediye Baþkaný kendisi katýldýðý, bu görüþmelerde %38’lik zam oranýyla sözleþme yapýldýðý; ancak 2 yýl
sonra bugün yapýlan görüþmelere, belediye adýna avukat katýldýðý oluyor. Görüþmelerde þu ana kadar yaklaþýk 40 maddede uzlaþýlmýþ, ancak yaklaþýk 28 maddede, özellikle 3 maddede týkanma noktasýna gelinmiþtir. Görüþmeleri týkanma noktasýna getiren bu 3 madde þunlardýr; 1-Ýki yýllýk zamlar belirlenmekte olup, Belediye Birinci yýl için %1 Ýkinci yýl içinde %1 olmak üzere toplamda %2 oranýnda zam vermeyi önerirken Belediye çalýþanlarý ise toplamda %16 zam talep etmektedirler. 2-Ýþveren Tekirdað Belediyesi haftalýk çalýþma saatlerini 40 saatten 45 saate
çýkarmak istemektedir. Ýþçiler bu konuda var olaný korumak istiyorlar. 3-Ýþçiyi iþten çýkartmak için dana önceden oy birliði koþulu aranýrken, bu durum oy çokluðu þeklinde yapýlmaya çalýþýlmaktadýr. Bu durum ise iþçiler tarafýndan kabul edilemeyecek maddeler arasýndadýr. Tekirdað Belediyesi ile Genel Ýþ Sendikasýna baðlý iþçiler arasýndaki görüþmeler hali hazýrda devam ediyor. Belediyenin taþeronlaþtýrma saldýrýsýna karþý, emekten yana olanlar þimdiden seslerini yükseltiyor ve iþçilere destek oluyorlar.
PETROL-ÝÞ TARÝÞ ÝÞÇÝLERÝNE DESTEK VERDÝ Her yer eylem alaný Ýþten çýkartýlan 560 Tariþ iþçisi eylemlerine kararlýlýkla devam ediyor. Her kesimden insanýn destek verdiði eyleme, Alsancak’taki Tariþ Genel Müdürlüðü önünde iþçiler gruplar halinde devam ediyor. 5 Nisan günü de mücadelelerini çeþitli eylemlerle sürdüren Tariþ iþçilerini, Petrol- Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Mustafa Öztaþkýn, Türk Ýþ 3’üncü Bölge Temsilciliði ziyaret etti. Ziyaret sýrasýnda iþçiler sendika temsilcileriyle birlikte ‘Ölmek var dönmek yok’ sloganý attý. Konuþmasýna, Tekel iþçilerine Ankara’da uygulanan þiddeti kýnayarak baþlayan Petrol- Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný, “AKP emek karþýtý politikalar uygulayarak kazanýlmýþ haklara el uzatmaktadýr. Güçleri yetse kýdem tazminatý hakkýmýzý da elimizden
alacaklar. Gücü yetiyorsa bu baskýyý bize deðil çalýþanlarýn sigortasýný, vergilerini ödeyemeyenlere uygulasýn” dedi. Öztaþkýn, þöyle devam etti: “Tekel iþçilerinin onurlu direniþi, sizin direniþiniz, iþten atýlmalara karþý Türkiye’nin dört bir yayýnda iþçiler direniyor. Rüzgar iþçiden yana esiyor. Öyle bir þiddetli esiyor ki fýrtýnaya dönüþüp, sadece AKP’yi deðil, emek karþýtý herkesi alýp götürecektir. Tariþ iþçileri haklarýný alýncaya kadar buradan gitmeyecektir. Haklarýnýzý alýnca evlerinize, çoluk çocuðunuzun yanýna döneceksiniz. Bu mücadele uzun bir maraton da olabilir. Ancak ölmek var dönmek yok. Tariþ iþçisi bu mücadelede kararlýðýndan hiçbir þey kaybetmedi, kaybetmeyecektir. Ýzmir, iþçi sýnýfýnýn mücadelesine defalarca sahip çýktý, sizlerin mücadelesine de sahip çýkýyor” diyerek ziyaretlerini sonlandýrdý.
EKMEÐÝNÝ ARAYAN KENT AÞ. ÝÞÇÝSÝ Karþýyaka Belediyesi’nde çalýþýrken iþten çýkarýldýk. Ýþten çýkarýldýðýmýzdan dolayý tabii ki bir þeyler yapmak lazýmdý, çoluk-çocuðumuza bir ekmek götürmemiz, mücadele vermemiz gerekiyordu. Bunun için de çanta aldým satmak için. Bir gün Bayraklý Belediyesi Girne Pazar yerinde çanta satýyordum, o gün de okula gitmediðinden dolayý çocuðumla birlikte gittik. Çanta satarken zabýtalar geldi, ne yaptýðýmýzý sordu. Biz de çanta sattýðýmýzý söyledik. Bize bu çantalarý burada satamayacaðýmýzý söylediler. Biz de neden satamayacaðýmýzý sorduk. Yasak dediler, çocuðum da ‘her þey yasak zaten babamý iþten
18
çýkardýnýz. Ýþten çýkardýnýz bir de býrakmýyorsunuz babam eve ekmek getirsin’ dedi. Çocuðumu azarladýlar. Azarlayýnca da ben de çocuða karþý saygýlý ol dedim. Dememle tekme-tokat beni dövmeye giriþtiler. Gerisini bilmiyorum, gözümü açtým ki hastanedeyim. Davacý mýsýn dediler bana ben de evet dedim, karakola gittim bir de ne göreyim polisler bir tutanak yazmýþlar beni suçlu göstermiþler.
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Bir Kent AÞ Ýþçisi
Yeni Evrede
Tariş Söyleşi
Mücadele Birliði
TARÝÞ’ÝN ANKARA DENEYÝMÝ Tariþ iþçilerinin eylemlerinin 34. günü olan 3 Nisan günü, Tekel iþçilerine destek olmak için gittikleri Ankara dönüþünde Tariþ iþçilerini ziyarete gittik. Onlara Tekel iþçileriyle ilgili düþüncelerini ve Ankara’ya gidiþleriyle ilgili düþüncelerini sorduk. 1.Ýþçi: Biz burada giderken Tekel iþçisi arkadaþlara destek olmak için gittik. Ýlk amacýmýz buydu. Ýkinci amacýmýzda Tariþ’in sesini duyurmaktý. Biz de böyle bir ortama maruz kaldýðýmýzdan dolayý, haklarýmýzý vermediklerinden fabrikamýzý kapattýklarýndan ve sosyal haklarýmýzý vermediklerinden dolayý 34 gündür buradayýz. Ankara’ya vardýðýmýzda da Ankara resmen sallanýyordu. Bir tek Ankara içi deðil, tüm gelen iþçi-emekçi kardeþler olarak hepimizin amacý ortaktý. Birimiz hepimiz, hepimiz birimizdi. Bunun yanýnda bu kadar güvenlik alýnmasý, bu kadar polisin orada olmasý gerçekten çok üzücü bir tabloydu. Oradaki herkes kendi hak mücadelesi için uðraþýyordu. Bunu Türkiye’nin bir ayýbý olarak görüyorum ve düþünüyorum gerçekten. Baþbakan bir de orada ‘bunlar ne amaçlý buraya geldi anladýnýz mý?’ dedi. Anlamadýysa ben buradan bir kez daha söylüyorum baþbakan kýsa dönem çalýþma ödeneðini çýkardý, Tariþ 600 iþçiyi kapýdan dýþarýya çýkardý. Bu sözüm O’na anlatýr umarým. 2.Ýþçi: Tekel iþçileri 2Mart’ta Ankara’dan döndüklerinde evlerine uðramadan çoluk-çocuklarýný görmeden buraya gelip bizi karþýlamayý, ziyaret etmeyi, bize kucaklarýný açmayý, bizim yanýmýzda olmayý tercih ettiler. Biz de Ankara’ya onlara destek olmaya gittik. Birbirimize destek verdiðimiz sürece, kol kola girdiðimiz sürece her þeyi baþarýrýz, baþaracaðýmýza da inanýyorum.
3.Ýþçi: Ankara’ya gittik, Tekel iþçilerine destek ve kendi sesimizi duyurma amacýyla. Orada saldýrýlar olmasýna raðmen Tekel iþçilerine her zaman sonuna kadar desteðimiz olacak. Gerçekten de 4/C’yi istemiyoruz. Tekel iþçileri bundan sonra artýk bir birlerine sarýlýp tek yumruk olmalarý lazým. Çünkü bir olmazlarsa hiçbir þeye sahip olamazlar, bölündüðün an biter her þey. 4.Ýþçi: Biz Ankara’ya giderken Tekel iþçileri 1500-2000 kiþi olacak dendi, ama hep bölünmüþlük vardý. Ýnsanlarý birlik beraberlik olmasýn diye hep daðýttýlar, neredeyse kiþi baþýna 25 polis düþüyordu. Toplu halde kalýnsaydý eylem daha farklý olurdu, daha fazla ses getirecekti. 5.Ýþçi: Baþbakan sýktýrdýðý gazlara vereceði parayý iþçilere verseydi sorun zaten çözülürdü. Ýþçiler bu kadar korkunç insanlar deðiller ki, sadece haklarýný istiyorlar, bu kadar polislerle, biber gazlarýyla karþýlanmamýza gerek yoktu. Biz suç iþlemedik sadece ekmeðimizin-aþýmýzýn peþindeydik. Tekel iþçilerini caný gönülden destekliyorum. Ki onlar bizden daha iyi durumdalar, aslýnda deðiller ama biz daha maðduruz. Bizim ne iþ imkanýmýz, ne tazminatýmýz var, biz þu anda tamamen dýþarýdayýz, yani hiçbir þeyimiz
yok. Ýþçiler rüzgar gibi serttir, deniz gibi hýrçýn, bir gün bizi duyacaklar. Biz iþçi kesimi hafife alýnacak bir kesim deðiliz, her þeyi üreten iþçi kesimidir. Deðiþik açýlýmlarla bu ülke hiçbir yere gitmez. Ekonomi düzeldi diyorlar, biz daha buralardayýz, bilmiyorum ekonomi düzelmiþ mi sizin haberiniz var mý? Ekonomi düzlüðe çýktý diyor, bir bizim ekonomimiz yani iþçilerin ekonomisi düzlüðe çýkmadý. Baþbakaný teðet geçen bu kriz bizim içimizi deldi geçti. Soruyorum baþbakana, bu ülkede basýn susturuluyor, asker baský altýna alýnýyor, yargý susturuluyor ama iþsiz olan anne-babalarýn çýðlýðýný nasýl susturmayý düþünüyor acaba? Onun için de bir planý var mý merak ediyorum. 6.Ýþçi: Eylemler yýllar önce Tariþ’le baþlamýþ dün Tekel yapmýþ, bu halk uyanýþýnýn, iþçi uyanýþýnýn, iþçi direniþlerinin ayaða kalkmasýna bir simge olmuþ Tekel. Bundan sonra da eylemler daha güzel olacak. Tekel’le gelen direniþin Tariþ’le devam etmesi, bu süreç içinde, 1 Nisan tarihinden itibaren yine eylemlerin gerçekleþeceði Ankara’ya iþçilerin sokulmamasý devletin gerçek yüzüdür bence. Ýþçiler her zaman demokratik hakký olan basýn açýklamalarý, miting haklarý engellenmek isteniyor. Ankara’da yaþanan olaylar tam olarak faþist darbedir. Baþka bir þey denmez buna. Biz de arkadaþlarla gittik gördük, ilk olarak meydana biz geldik. Tekel’ci arkadaþlarýmýzý meydana sokmamýþlardý, parçalamýþlardý. Bütün iþçi sýnýfýný parçaladýklarý için hiçbir eylem gerçekleþemedi. Bu uygulamayý kýnýyorum. Bizi orada gören insanlar, iþçi sýnýfýndan insanlar, birlik olunca nasýl kazanýlacaðýný görsün diye Ankara’ya gittik. Ýzmir Mücadele Birliði
BASKILAR DEVRÝMCÝ MÜCADELEYÝ ENGELLEYEMEZ Ýzmir’de 1 Nisan günü BDSP’ye yönelik yapýlan operasyonlarda gözaltýna alýnanlarýn mahkemeye çýkarýlacaðý gün Bayraklý Adliyesi önünde basýn açýklamasý yapýldý. Basýn açýklamasý saat 11:00’de yapýldý. “Gözaltýlar Serbest Býrakýlsýn Baskýlar Bizi Yýldýramaz” pankartý açýldý. “Gözaltýlar, Tutuklamalar Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Tekel Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma” sloganlarý atýldý. Daha sonra basýn metni okundu. 31 Mart sabahý erken saatlerde Ýzmir, Ankara, Samsun ve Bursa’da eþ zamanlý bir operasyonla 20’ye yakýn BDSP’linin gözaltýna alýndýðýna deðinilen açýklamada, faþist devletin bu tür saldýrýlarýnýn devrimci faaliyeti engelleyemeyeceði, saldýrýlara karþý devrimci faaliyetini ve sýnýf mücadelesini yükselterek yanýt verileceðine vurgu yapýldý. Okunan metinden sonra sloganlar bir kez daha haykýrýldý ve duruþmayý beklemek üzere adliyeye girildi. Bizler Mücadele Birliði olarak basýn açýklamasýna destek verdik. 161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
19
Yeni Evrede
Samatya İnşaat İşçileri
Mücadele Birliði
SAMATYA ÝÞÇÝLERİ ÝNÞAATI ÝÞGAL ETTÝ!
ký gördük, baskýlar da devam ediyor. Mücadele Birliði: Eyleminiz bundan sonra nasýl devam edecek? Alaaddin: Ücretlerimiz ve SSK primlerimiz ödenene kadar devam edecek.
MÜCADELEMÝZÝ BÜYÜTEREK DEVAM EDECEÐÝZ
Samatya Hastanesi inþaatýnda çalýþan 40 yakýn iþçi, binayý iþgal etti. Cihan Ýnþaat taþeron þirketinde çalýþan iþçiler, 12 aydan beri ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini ve primlerinin yatýrýlmasýný istiyorlar. Eylemlerini sabah saat 09:00’da baþlatan iþçiler, haklarýný alýncaya kadar mücadele edeceklerini belirtiler... Þu anda (7 Nisan, saat 15:00) iþçiler inþaatýn en üst katýndalar. “Hakkýmýzý Ýstiyoruz”, “Yaþasýn Ýþçiler” pankartlarýný sarkýtan iþçiler sürekli sloganlar atýyorlar. Aþaðýda ÝSKÝ iþçileri de destek veriyor. Ýtfaiye iþçileri de destek için eylem yerine geldi. Devrimci Saðlýk Ýþ Sendikasý temsilcisi de hastane önünde. Eyleme, ertesi gün devam etmek üzere saat 17.00’de ara verildi.
SAMATYA ÝÞÇÝLERÝ İLE SÖYLEŞİ
Samatya Hastanesi inþaat iþçileri mücadelelerine devam ediyor. Samatya iþçileri, Kasým ayýndan bu yana alamadýklarý için girdiler savaþýma. Tam da iþçi sýnýfýnýn mücadele birliðinin güçlendiði bir dönemde atýldýlar kavgaya. Ve sýnýf kardeþlerinin aktif desteðini kazanmaktalar. Bugün (12 Nisan) saat 12.00’da Ýstanbul il Özel Ýdare binasýnda toplandýlar. “Ücretlerimizi Ýstiyoruz, Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý! Samatya Hastanesi Ýnþaat Ýþçileri” pankartýný açtýlar. Ýl Özel Ýdare binasý önünde mali müþavirle görüþmeye giden arkadaþlarýný beklemeye baþladýlar. Hazýrladýklarý bildiriyi çevreden geçen insanlara daðýttýlar. Yarým saatlik bir bekleyiþten sonra mali müþavirle görüþen iþçiler olumlu bir sonuç alamadýlar. Marmaray iþçileri, Tekel iþçileri, Ýski iþçileri de eyleme katýlarak Samatya Hastanesi inþaat iþçilerinin yanlarýndaki yerlerini aldýlar. SES Aksaray Þubesi de bir basýn açýklamasý yaparak inþaat iþçilerini desteklediklerini duyurdu. Samatya iþçileri adýna basýn açýklamasýný okuyan Esad Azak “Biz Ýstanbul Samatya Eðitim ve Araþtýrma hastanesi 1. ve 2. bloklarý deprem güçlendirme inþaatýnda çalýþan iþçileriz. 2 aydýr iþler tamamen durmuþ durumda. Bunun üzerine taþeron þirketlerle ve özel idare ile görüþmelere baþladýk. Fakat gittiðimiz bütün kapýlardan bahane ve oyunlarla geri çevrildik. Bugün eylemimizin 18. günü ve hala sorunlarýmýz çözülmedi. 7 aydýr ücretlerimizi alamadýðýmýz için ailelerimize para gönderemiyoruz ve maðdur durumdayýz. Ayný zamanda ayný sorunlarý yaþayan ve direniþe baþlayan ÝSKÝ, TEKEL, Esenyurt Belediye, Ýtfaiye ve Marmaray iþçileriyle omuz omuza mücadelemizi büyüterek devam edeceðiz” dedi. Ardýndan SES Aksaray Şube temsilcisi Songül açýklamada “Ýstanbul valiliði, yaþanan bu hukuksuzluða ve haksýzlýða bir an önce son verilerek, hastane inþaatýnda çalýþan iþçilerin haklarýnýn ödenmesini ve hastane inþaatýnýn bir an önce bitirilmesini saðlamalý; þirketler hakkýnda gerekli yasal iþlemler yapýlmalýdýr” dedi. Samatya iþçileri hastane önünde oturma eylemiyle devam edeceðini duyurusuyla basýn açýklamasýna son verdiler.
Mücadele Birliði: Biraz kendinizden bahseder misiniz? Alaaddin: Ben bu inþaatta 12 aydan beri çalýþmaktayým ve 12 aydan beri ne sigortalarýmýz ne de maaþlarýmýz ödenmedi, sigorta giriþimiz bile yapýlmadý. Mücadele Birliði: Bugünkü yaptýðýnýz eylemin amacý nedir? Alaaddin: Bugünkü eylemimizin amacý sigorta ve maaþlarýmýzýn ödenmesidir. Mücadele Birliði: Eyleminiz saat kaçta baþladý? Alaaddin: Bugün sabah 09:00’da baþladý. Aslýnda biz 60 gündür eylemdeyiz. Bu inþaatýn çalýþmalarýnýn durduðunu baþhekim, yardýmcýsý herkes biliyor. Mücadele Birliði: Eyleminizde baskýlar görüyor musunuz? Alaaddin: Biz bu eylemde polis ve hastane yetkililerinden bas-
20
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
Yeni Evrede
Gençlik Hareketi
Mücadele Birliði
EGE’DE HAREKETLÝ GÜNLER 2 Nisan günü sabah saatlerinde Ege Üniversitesi’nde yaþanan sivil polise müdahale eyleminden dolayý birçok yurtsever arkadaþýn evine baskýn olmuþtur. Otuza yarýn kiþi gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnanlardan birinin darp edildiðini ve beyin travmasý geçirdiðini öðrendik. Ege Üniversitesi’nde daha önce gerçekleþtirilmesi planlanan fakat Çarþamba günkü yoðunluktan dolayý iptal edilen protesto (polisi, soruþturmalarý ve baskýlarý) eylemi, 2 Nisan saat 12:30’da yapýldý. Farklý gençlik gruplarýnýn örgütlediði eyleme bizde Devrimci Öðrenci Birliði olarak destek verdik. Edebiyat fakültesinin oradan yurt tarafýna doðru yüründükten sonra geri dönüldü ve okulun dýþýna rektörlüðe doðru yüründü. Amaç rektörlükle görüþmek ve baskýlara dikkat çekmek; bundan sonra yaþanacaklardan okul yönetiminin sorumlu olacaðýný belirtmekti. “Kýþla Deðil Kampüs, Demokratik Üniversite Ýstiyoruz / Üniversite Öðrencileri” pankartýnýn açýldýðý eylemde slogan atýlmadý. Islýklarla, zýlgýtlarla ve alkýþlarla yapýlan yürüyüþ rektörlüðün içinde olduðu kampüsün kapýsýna kadar sürdü. Dýþ kapýya varýldýðýnda kapýnýn okul yönetimi tarafýndan kapattýrýldýðýný gördük. Öðrenciler burada oturma eylemi yapmaya baþladýlar. Rektörün dýþarýda olduðu ve geldiði gerekçesiyle kimsenin içeri girmesine izin vermeyen güvenlik, daha sonra temsilci üç arkadaþý içeri aldý. Arkadaþlar görüþmeye giderken bizler de beklemeye devam ettik. Çevik kuvvetin ve sivil polisin bizim karþýmýzda beklediði anlarda polis bizleri kameraya çekmeye ve fiþlemeye devam etti. Temsilci arkadaþlar geldiðinde rektör yardýmcýsýyla görüþtüklerini, talepleri ilettiklerini ve rektörlüðü uyardýklarýný söylediler. Arkadaþlarýn bilgi vermesinin ardýndan; baskýlara, soruþturmalara, anti-demokratik uygulamalara karþý mücadele çaðrýsýnýn yapýldýðý, saldýrýlarýn toplumun her kesimine farklý biçimlerde yapýldýðýnýn vurgulandýðý bir basýn metni okundu ve tekrar üniversiteye pankart eþliðinde dönüldü. “Katil Polis Üniversiteden Defol”, “Katil Polis Hesap Verecek”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý atýldý ve eylem sonlandýrýldý. Ege Üniversitesi DÖB
AFA SERGÝSÝ EGE ÜNÝVERSÝTESÝ’NDE Ayýþýðý Sanat Merkezi Fotoðraf Atölyesi olarak Mart ayýna yönelik hazýrladýðýmýz “Mart Ýsyandýr, Ayaklanmadýr Devrimdir” isimli sergimizi, 31 Mart günü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin bahçesinde sergiledik. Devrimci Öðrenci Birliði ile ortak hazýrladýðýmýz fotoðraf sergisinde DÖB’lüler stant açtý. Öðrencilerin ilgisini çeken fotoðraflar 8 Mart Dünya Emekçi
Kadýnlar Günü; 12 Mart Gazi Ayaklanmasý; 13 Mart’ta idam edilen yoldaþlarýmýz Ý. Ethem Coþkun, Necati Vardar, Seyit Konuk; 16 Mart Halepçe Katliamý, 16 Mart Beyazýt Katliamý, 21 Mart Newroz ve 30 Mart Kýzýldere Katliamý’na iliþkindi. Fotoðraf sergisi ve stant açtýðýmýz gün olan 31 Mart günü Ege Üniversitesi son derece hareketli saatler geçirdi. Sergimizin ve standýmýzýn tam karþýsýnda Yurtsever Demokratik Gençlik yayýn standý açmýþtý ve anmasýný yaptýklarý Kahramanlýk Haftasý nedeniyle gerillalarýn ve A. Öcalan’ýn fotoðraflarýnýn olduðu bir fotoðraf sergileri vardý. Gerillalarýn söylemiþ olduðu Kürtçe ezgiler yükseliyordu ses düzeninden. Saat 13:30’a doðru Ege Üniversitesi Güvenlik Amirleri ve Ýzmir il Emniyet müdür yardýmcýsýnýn da olduðu devletin sivil polis tayfasý A.Öcalan’ýn fotoðraflarýnýn ve kimin yazdýðý belli olmayan ve kaldýrým kenarýnda yazýlan “PKK- APO” yazýsýnýn kaldýrýlmasý için müdahale etmek istediler. Gerekçe olarak da dün üç askerin öldüðünü, hassas bir dönem olduðunu, insanlarýn þikâyet ettiðini söylediler. Bunlar dýþýnda bir sorun olmadýðýný ve etkinliðe devam edebileceklerini (sanki izin alan var da!), kendilerinin güvenlik önlemi almak için burada olduklarýný söylediler. Bu gerekçelerle bir kaç kez geldiler ve hepimizi uyardýlar. “Gereðini yaparýz, duyarlý olun!...” Tabii bu arada polis kamerasý herkesi çekmeye devam etti. Biraz uzaklaþan sivil polis daha sonra çevik kuvvet eþliðinde karþýmýza geçti. Araya giren ÝHD üzerinden görüþüldü. Ne olur ne olmaz, hepimiz hazýrlýk yapmaya baþladýk. Yurtsever arkadaþlarýn kendi astýklarý fotoðraflarý kaldýrýlmasýyla çevik kuvvet geri çekildi. Ortam sakinleþir gibi olurken bir anda yurtsever arkadaþlarýn standýna arkadan yanaþan sivil iki polis taþ atýp kaçacaklardý ki bir anda taþý yediler ve biraz sonra ondan fazla gencin öfkesiyle yere kapaklandýlar. Ýyice dayak yiyen sivillerin aðýzlarý burunlarý kan içinde kaldý. Derhal kaçan sivillerin ardýndan eylemi gerçekleþtiren Yurtsever arkadaþlar, ardýndan da bizler alandan ayrýldýk. Bizim eþyalarýmýzý toplamamýzýn ardýndan sivillerle beraber çevik kuvvet stant açýlan yere geldi. Edebiyat fakültesinin önünde bir süre bekledikten sonra elleri boþ bir þekilde geri döndüler. Ýzmir Ayýþýðý Fotoðraf Atölyesi
FAÞÝZME KARÞI BÝRLEÞÝK MÜCADELEYE Geçtiðimiz günlerde Ýstanbul Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi’nde faþist bir saldýrý oldu. Kar maskesi takan faþistler, gerçekleþtirdikleri saldýrýda bir yurtsever arkadaþýmýzý býçaklayarak yaraladýlar. Bunun üzerine biz de bu saldýrýyý konu alan, DÖB imzalý bildirimizi Ýletiþim, Hukuk ve Ýktisat Fakülteleri’nde daðýttýk. Faþizme karþý kitlesel devrimci þiddet çaðrýmýzý bir kez daha yineleyip, faþizme karþý faþistlerin anladýðý dilden cevap verilmesi gerektiðini Ýstanbul Üniversitesi’ndeki öðrencilere bir kez daha hatýrlattýk. Her devrimci yükseliþ döneminde faþist devlet öðrenci gençliði baský altýna almak, onu bu sürecin dýþýnda tutmak için bu tür saldýrýlarý örgütlüyor. Ama bu saldýrýlar öðrenci gençliði iþçi sýnýfýnýn davasýný savunmaktan vazgeçiremeyecektir. Son dönemde yaþanan ve genel olarak yapýlan faþist saldýrýlara karþý dalga kýran olmak için devrimci mücadeleyi yükseltmeliyiz. Daðýttýðýmýz bildiride yazdýðý gibi “devrim ile karþý-devrim arasýnda süren mücadele bir savaþtýr. Ve savaþ ancak savaþ örgütlerinde yürütülür. Faþizme karþý örgütlü kitlesel mücadeleyi yükseltelim.” FAÞÝZME KARÞI SÝLAH BAÞINA! FAÞÝZMÝ DÖKTÜÐÜ KANDA BOÐACAÐIZ! Ýstanbul Üniversitesi DÖB
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010
21
Yeni Evrede
Emek Hareketi
Mücadele Birliði
HASTANE BÝRLÝKLERÝ YASASINA DUR DE 8 Nisan günü Haseki Araþtýrma Hastanesi önünde saat 12:30’da toplanan Aksaray SES’te örgütlü saðlýk emekçileri, “Hastane Birlikleri Yasasýnýn geri çekilmesi” için basýn açýklamasý yaptýlar. Basýn açýklamasý baþlamadan önce halka yönelik ajitasyon yapan saðlýk emekçileri, halký bu yasa hakkýnda bilgilendirdi ve bu yasaya karþý sandýk kurarak “Hastane Birlikleri Yasasýna Hayýr” dediler. Halkýn da desteðini alan eylemde, “Hastaneler Halkýndýr Satýlamaz”, “Saðlýkta Ticaret Ölüm Demektir” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasýný ise Aksaray SES Temsilcisi okudu. Basýn metninde “Kamu birlikleri yasa tasarýsý ile hükumet , halkýn malý olan devlet hastanelerini, birlik adý altýnda birleþtirerek daha fazla kar amacý güden birer iþletme haline getirmeye ve özelleþtirmeye çalýþmaktadýr. Bu tasarýyla, bir ticari iþletmenin ana unsuru olan alým-satýmkiralama anlayýþý, kamu hastanelerine getirmektedir. Hastaneler kar esasýna göre iþletilecektir.... Biliyoruz ki, piyasa ortamýnda rekabete açýk ve daha fazla kar güdüsüyle hareket edecek saðlýk iþletmelerinde: *Saðlýk hizmetleri daha da pahalý hale gelecek, hastalarýn cepten ödedikleri katký- katýlým- ilave ücret artacak *Hastanelerde ve tedavilerde SGK’nýn karþýladýðý týbbi malzemelerin kalitesi düþecek, *Daha fazla kar amacýyla;ücretlerde kýsýntý yapýlacak, az elemanla çok iþ uygulamasýna gidilecek, iþten çýkarýmlar yaþanacak, bunun bir þaka sonucu da saðlýk hizmetinin kalitesi düþecek *Saðlýk emekçilerinin iþ ve ücret güvencesi ortadan kalkacak, *Saðlýk emekçilerinin iþ ve ücret güvencesi ortadan kalkacak, *Var olan bölgesel farklýlýklar daha da artacak, Hastaneler ve çalýþanlar arasýnda rekabet olacak, ‘Parasý olana saðlýk’ anlayýþý sonucu saðlýða eriþimi daha da güçleþtirecek” denildi. Basýn metini okunduktan sonra halka tekrar seslenilerek “hastane birlikleri yasasýna sen de hayýr de” çaðrýsýyla imza toplandý, oylama yapýldý.
BOYUN EĞMEYECEĞİZ 12 Nisan’da saat 12:00’de Eğitim – Sen Elazığ Şube’de, Dev Maden-Sen bir basın toplantısı düzenledi. Eti Krom AŞ’de yaşanan işçi kıyımına dikkat çekilen açıklama yapıldı. “ETİ KROM, 1936 yılında bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) kapsamında krom üretimiyle işe başlamıştır. 1976 yılından itibaren de mevcut üretime yüksek karbonlu ferrokromu eklemiştir. (...) 2004 yılının Eylül ayında, YILDIRIM Holding A.Ş’ye satılmıştır. İşletmede yüksek karbonlu ferrokrom üretimi ve krom cevheri zenginleştirilmesi ve üretimi gerçekleştirilmektedir. Yaklaşık 150 civarında güvenlik görevlisinin istihdam edildiği işletmede, toplam çalışan sayısı 462 kişidir. ... İşçilere işe girerken sendikaya üye olmayacakları konusunda gerekli uyarılarda bulunulduğu çalışanlar tarafından ifade edilmektedir. (...) İşyeri hekimi bulunmayan işyerinde yemekten çalışma koşullarına ve mesai ücretlerine kadar pek çok sorun bulunmaktadır. Üretimin 3 vardiya halinde sürdüğü ocaklar dışındaki işletmede çalışan bir kısım işçi bir süre önce DİSK/ Dev. Maden – Sen’e üye olma talebinde bulunmuş ve sendikamızca örgütlenme çalışmaları başlatılmıştır. İşçilerin sendikaya yönelimini bir süre sessizce izleyen işveren, elebaşı olarak düşündüğü 19 işçiyi 10 Nisan günü
22
işten çıkarmıştır. Farklı ünitelerde çalışan işçileri odasına çağıran yetkililer işçilere kendi rızalarıyla işten ayrıldıklarına dair kağıt imzalatmaya çalışmış, ancak işçiler imzalamamışlardır. (...)İşlerine son verilen işçiler özel güvenlik kullanılarak işletme sahası dışına çıkarılmış, atılanlar içinde lojmanda kalan 9 işçiye ise oturduğu lojmanı boşaltması için 7 gün süre tanınmıştır. Jandarma karakolunu arayarak yapılan kanunsuz işlemin durdurulması konusunda yardım isteyen işçilere jandarma, ‘bu sizin aranızdaki bir mesele bizi ilgilendirmez’ yanıtını vermiştir. (...) Eti Krom işverenin oyunlarına boyun eğmeyeceğiz. Gerekli girişimlerde bulunarak bu oyunları mutlaka bozacağız. Elazığlı işçi ve emekçilerin bu mücadelede bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyoruz.” denen basın toplantısı “BİZ HAKLIYIZ ve BİZ KAZANACAĞIZ” sloganıyla sona erdi.
DEMOKRASÝ MÜCADELESÝNDEN EMEKLÝ OLUNMAZ! 3 Nisan günü saat 14.00’de DÝSK’e baðlý Emekli-Sen “Geçmiþ Emeðimize ve Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz” ismiyle bir miting düzenledi. Birçok sendika da mitinge destek verdi. Bornova Stadý önünde toplanarak yürüyüþ sýrasýnda Mustafa Kemal Caddesi’ni trafiðe kapatarak Bornova Cumhuriyet Meydaný’na yüründü. Yürüyüþ sýrasýnda “Geçmiþ Emeðimize ve Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz” pankartý açýlýrken “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz”, “Emekliyiz Haklýyýz Kazanacaðýz”, “Tekel Tariþ Ölümüne Direniþ”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Yaþasýn Onurlu Mücadelemiz” sloganlarý atýldý. Meydana geldikten sonra konuþmalar yapýldý. Yapýlan konuþmalardan sonra basýn metni okundu. Metinde þunlara deðinildi: “Baþta komþumuz Irak ve Afganistan olmak üzere, dünyanýn birçok bölgesinde emperyalist paylaþým savaþý devam ediyor. Bu nedenle dünyamýzda kan ve gözyaþý hiç eksik olmadý. Bütün bunlar kapitalizmin doymak bilmeyen kar hýrsý nedeniyle yaþanýyor. Çünkü savaþ, þiddet, kan ve gözyaþý kapitalizmin gýdasýdýr. Kapitalizmin yeni liberal anlayýþýnda insan yok, her þey para içindir… “Her þeye raðmen 2009 yýlýnýn son günlerinde baþlayýp, 2010 yýlýnýn ilk günlerinde Ankara’nýn karýna, kýþýna, yaðmuruna, çamuruna, polis baskýsýna ve hükümet tehditlerine raðmen 78 gün devam eden tekel direniþi Türkiye iþçi sýnýfý tarihine altýn harflerle yazýlacak bir direniþtir. Türkiye çapýnda eylemlerine devam eden tekel iþçilerini ve yine iþyerleri kapandýðý için iþsiz kalan ve Ýzmir’de direniþlerini sürdüren Tariþ iþçilerini de selamlýyorum. Onlarýn mücadelesi bizim mücadelemizdir. Gün tek tek kendi cephemizde deðil, topyekûn mücadele etme günüdür. Bu gün artýk sloganýmýz yaþasýn sýnýf mücadelesi sloganý olmalýdýr”. Okunan basýn metninden sonra miting sona erdirildi. Ýzmir Mücadele Birliði
161. Sayý / 14 - 28 Nisan 2010