s231

Page 1



Yeni Evrede

Başyazı

KÝTLELERÝN TARÝHE KENDÝ ADINA MÜDAHALE ETMESÝ

Mücadele Birliði

Ý

leriye doðru olan geliþmelerin, olaylarýn yönünü ana çizgileriyle ortaya koyabiliriz. Toplumsal olaylar devrimci iktidarýn kurulmasý ve toplumun köklü dönüþümü yönünde geliþiyor. Tüm bu olaylar sýrasýnda büyük bir güç açýða çýkýyor. Çok sayýda insan sosyalizm saflarýna katýlýyor ve devrim mücadelesine atýlýyor. Geliþmeler, koþullar, durum ve olaylar devrime gebe. Devrimci dinamikler olaylarýn yönünü belirliyor. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin devrimci taktiði olaylarýn yönünü ve hedeflerini ortaya koyuyor. Zaten marksizm leninizmin görevi süreci tüm açýklýðýyla emekçi ve sömürülenlerin gözlerinin önüne sermektir. Büyük bir kitlenin devrimcileþtiði ve devrime doðru ilerlediði koþullarda, tekelci sermaye eski konumunu sürdüremez. Mücadeleci yýðýnlar, savaþýmla, isyan ve baþkaldýrýlarla devamlý yeni ve daha ileri bir düzeye varýyor. Ezilen ve sömürülenler her geçen gün yeni bir geliþme gösterip, gücünü pekiþtirirken, burjuvazi sürekli zayýflýyor ve konum kaybediyor. Toplumda öylesine toplumsal güç birikimi ve toplumsal öfke birikimi oluþmuþ ki, bu ortamda en ufak bir geliþme bile çeliþkileri hemen keskinleþtirebiliyor, çatýþmalarý þiddetlendirebiliyor ve büyük olaylara dönüþtürebiliyor. Her þey su üstünde, her þey açýkça yaþanýyor. Dolayýsýyla ne burjuvazi, ne onun demagoglarý ve ne de onlarýn demagojileri gerçek çatýþmanýn üstünü örtebiliyor. Toplumdaki tüm geliþmeleri, toplumun bütün yüzeyine yayýlmýþ olan bir taraftan tekelci burjuvazi ve onun güçleri, diðer tarafta iþçi sýnýfý ve ezilen kitlelerin yer aldýðý çatýþmalar, belirliyor. Büyük eylemlerin oluþmasýnda bir yetersizlik yok. Koþullar bunlarý bolca üretiyor. Asýl sorun, siyasal hareketin her eylemi karþýlamaya hazýr olmasýdýr. Ama yýðýnlarýn en ileri unsurlarýyla sýký bir iliþki yoksa öncünün olaylarý karþýlamada ve devrimci görevlerini yerine getirmede çok eksik ve yetersiz kalacaðý açýktýr. Halk kitlelerinin en ileri, en mücadeleci ve en yetenekli kesimleriyle canlý baðlar kurulmuþsa verili durum, öncünün bundan

yararlanýp en iyi sonucu almasý için son derece uygundur. Ýþçi sýnýfý hareketinin verilen mücadeleleri iktidara kadar götürmek ve emeðin iktidarýný kurmak için teorik, politik ve kadro yönünde bir eksikliði yok. Tüm ezilen ve sömürülenlerle birlikte iktidar sorununu çözebilir. Bilimsel komünizmin devrimci teorisiyle yüklü kalabalýk bir insan malzemesi var. Teoriyi kavramada ve yaþama uygulamada belli bir düzeye ulaþmýþ bir yetenek ve yeterlilik var. Ýþçiler, emekçiler devrim yaptýklarýnda, kendi devrimini yapmýþ olan burjuvazinin o sýradaki durumundan daha güçsüz ve yetersiz olmayacaklar. Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci güçler, günümüzde gerçekleþen ya da bu yolda olan devrimleri çok yakýndan izliyor, irdeliyor, tartýþýyor ve sonuçlar çýkarýyorlar. Güncel devrimci hareketler olduðu gibi geçen yüzyýlýn toplumsal devrimleri de ayný biçimde çok yönlü olarak inceleniyor. Bu alanda gösterilen çabalar, halk yýðýnlarýnýn devrime ciddi olarak hazýrlandýklarýnýn somut bir göstergesidir. Devrimi kitleler yapar. Bu kitleler ise devrimi gerçekleþtirecek teorik pratik birikime sahiptir. Emekçi sýnýfýn hareketinden kaynaklanan ve uzun bir dönemi alan gerçek devrimci mücadele sürüyor. Aralýksýz süren bu mücadeledir ki, sermaye güçlerini sarsmýþ, yýpratmýþ ve güçten düþürmüþtür. Geliþmeler, tekelci burjuva egemenliði tepetaklak edecek yönde ilerliyor. Geliþmelerin genel yönünü saptayacak teorik yetkinliði gösterecek durumdayýz. Ýþçi sýnýfý, Türkiye ve Kürdistan halklarýnýn her gün sokaða çýktýðý, çatýþtýðý, ilerlediði, etkin örgütlülük, etkin devrimci mücadelenin verildiði koþullarda, sonuç çok daha çabuk alýnýr. Çünkü mücadeleci kitleler, savaþýmý her gün biraz daha ileriye taþýyor ve daha güçlü bir duruma geliyorlar. Mücadeleci yýðýnlar olaylarýn genel gidiþinde etkin bir rol oynuyor. Emekçi halk, tarihsel sürece kendi adýna, kendi çýkarlarýna, kendisi için mücadele ediyor. Kendi tarihlerini kendileri yapýyor. Bu, toplumu oluþturan sýnýflarýn kaçýnýlmaz çatýþmasý ve hesaplaþmasýdýr. 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

Tarih yapýcýlarýnýn sahneye kendi adýna çýkmasý, burjuva güçlerle derin ve ciddi bir ayrýþma, eski toplumu alt üst edici bir bunalým ve tüm iliþki biçimlerinin yeniden dizilmesine doðru büyük bir geliþmedir. Sýk sýk sürece müdahale etmekten söz edilir. Fakat bu ifade gerçek anlamýnda kullanýlmýyor. Süreç, halk kitlelerinin yaptýðý müdahale temelinde bir ilerleme ve derinleþme gösteriyor. Bu çeliþki ve çatýþma içinde bir ilerlemedir. Sürecin karþýtlarýnýn mücadelesi sonucunda ilerlemesi, emekçi sýnýf açýsýndan devrimci programýný hayata geçirmek için uygun koþullarýn daha kýsa sürede oluþmasý demektir. Devrim, birbirini zincirleme olarak etkileyen, güncel olaylar dizisidir. Bu açýdan bakýldýðýnda olaylarýn yayýlmasý, sýklaþmasý ve büyümesi, devrimin büyümesi, geliþip güçlenmesi demektir. Dolayýsýyla yýðýnlarýn burjuvaziye karþý geliþtirdiði eylemleri desteklemek, geniþletmek ve ileri götürmek, devrimi büyütmek ve sonunda onu gerçekleþtirmektir. Devrim iç savaþ biçiminde, isyan ve ayaklanmalar biçiminde geliþiyor. Eylemler, ekonomik ve politik gücü elinde tutanlara karþý, patlama biçiminde ortaya çýkýyor. Bu, halk yýðýnlarýnýn içinde bulunduðu genel koþullar nedeniyledir. Emekçi halk kitlelerinin durumu, hem ekonomik baský nedeniyle, hem de politik baský nedeniyle devamlý kötüleþiyor. Büyük mülk sahiplerinin aldýðý ekonomik kararlar, kendilerine büyük servet getirirken, çalýþan nüfusa ise derin bir yoksullaþma getiriyor. Büyük burjuvazinin artan ve þiddetlenen politik baskýlarý da emekçilerin durumunu daha da aðýrlaþtýrýyor. Eylemlerin bir patlama biçiminde geliþmesi bu koþullar nedeniyledir. Tekellere karþý yükselen mücadele onlarýn ekonomik ve politik gücünü ortadan kaldýrmaya yönelmelidir. Emekçilerin özgürleþmesi bunun ardýndan gelecektir. Verilen mücadelenin devrimci biçimler almasý, isteklerinin devrimci biçimde gerçekleþmesi, burjuva egemenliðinin devrimci tarzda yýkýlýþý, onlarý buraya götürecektir. C.DAÐLI

3


Yeni Evrede

Ulusal Sorun

B Ý R L E Þ Ý K D E V R Ý M M Ü C A D E L E S Ý V E K Ü RT S O R U N U

B

urjuvazi ve devleti reformlardan, “açýlým”lardan, iyileþtirmelerden, çözümlerden bahsettikçe, reformistlerimizin aðzýnýn suyu akýyor. Burjuvazi, devrim mücadelesinin önüne geçmek, kitleleri devrimci mücadelede zafere giden yoldan saptýrmak, devrim mücadelesinden alýkoymak, kafalarýný ve hedeflerini bulanýklaþtýrmak istiyor. Kitlelerde birikmiþ olan yýkýcý öfkeyi ve enerjiyi boþa akýtmak istiyor. Bütün dünyanýn reformistleri gibi bu topraklardaki reformistler de bu gerçeði anlamýyor. Bir þeylerin deðiþeceði, “iyi þeyler” olacaðý ham hayaline kaptýrýyorlar kendilerini. Kendilerinin bu ham hayaller peþinde koþmalarý bir þey deðil, bir de kitleleri buna inandýrmaya çalýþýyorlar. Oysa þimdi ham hayaller peþinde koþma deðil, devrimin bütün güçlerini birleþtirip bir balyoz gibi indirerek burjuvazinin egemenliðini ve faþist devleti yýkýp, daðýtma zamaný. Burjuvazi bugüne dek hiç olmadýðý kadar güçten düþmüþ durumda. Ve burjuvazi iþte salt bu nedenle, güçlü olduðundan deðil, güçsüz olduðundan reformlar vaat ediyor. Burada olmasý gereken reform vaatlerine aldanmak, kitleleri bu boþ hayallerin peþine takmak deðil, devrimin en temel taleplerini daha net ve daha açýk olarak kitlelere anlatmak, kavratmak ve bu talepler uðruna mücadeleyi yükseltmektir. Kürt sorununun çözümü... Bu konuda herkes hemfikir. Sadece Kürt halký ve Leninistler deðil, Türkiyeli devrimci demokratlar, küçük burjuva hareketler, hatta adýný baþka türlü koymaya çalýþsa da burjuva sýnýfýn önemli bir kesimi bunu söylüyor. Kürt sorununun ya da asýl anlamýyla Kürdistan sorununun çözümünden ne anlaþýlmalý? Þimdi çözümden bahsedenler bunu öylesine deðil de gerçekten söylüyorlarsa bu soruya net ve açýk cevap vermelidir. Devrim, politik yaþamýn o alýþýldýk dingin dönemlerinde hayal dahi edilemeyecek bir hýzla öðretmeye devam ediyor. Hem de sadece politik önderlere deðil, bundan daha da önemli olarak kitlelere öðretmeye devam ediyor. Bugüne dek Kürdistan sorununa dair söylenen her þey hem de bütün politik çevreler ve sýnýflarýn temsilcileri tarafýndan söylenen her þey devrimin acýmasýz pratiðine çarpacak, bütün hurafeler, içi boþ sözler bu pratik tarafýndan acýmasýzca süpürülecektir. Þimdi her þey sadece politik önderlerin ortaya koyduðu programlarda ve taktik sloganlarda deðil, geniþ yýðýnlarýn açýk politik eyleminde ya vücut bulacak ya da bütün boþ hayaller gibi gerçeðin duvarýna toslayýp yok olacaktýr.

4

Mücadele Birliði

Devrim en geniþ yýðýnlarý büyük bir hýzla kendisine doðru çekerek yoluna devam ediyor. Ayný zamanda ve yine büyük bir hýzla devrim ateþinde kavrulan, hatta etrafýnda bulunan bütün kesimlere, yýðýnlara öðretmeye devam ediyor. Burada belirtmek gerekir ki, devrimin bugüne dek Leninistlere öðrettiklerinden baþka daha öðreteceði pek çok þey de olacaktýr. Ama devrimin böylesine yükseliþ içinde olduðu bu dönemde asýl mesele, Lenin’in dediði gibi “Bizim devrime herhangi bir þey öðretecek durumda olmamýz” ya da olmamamýz meselesidir. Ulusal sorun söz konusu olduðunda asýl mesele, asýl görev ulusal kurtuluþ hareketinin söyleminden baðýmsýz olarak proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin Kürdistan sorununa ve bu sorunun çözümüne dair tezlerin, görüþlerin ve þiarlarýn sadece Leninistlere, proletaryanýn ileri kesimlerine deðil, geniþ yýðýnlara ve özellikle Kürt halkýna, Kürdistan proletaryasýna ve emekçi yýðýnlara götürülmesi, anlatýlmasýdýr. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakký þiarý ayrýlýp ayrý devlet kurma hakkýný içermiyorsa eðer, bu Kürt ulusal sorununun çözümü anlamýna gelmeyecektir. Son geliþmeler bu sorunu, hem Kürdistan proletaryasý ve emekçilerini hem de Türkiye proletaryasý ve emekçilerini önüne koyup tartýþmayý birleþik devrimin en acil görevlerinden biri durumuna getirdi. Birleþik devrimin zaferi gerçekleþmeden Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakký gerçekleþmeyeceði gibi, Kürdistan proletaryasý ve emekçilerinin katýlýmý olmadan birleþik devrimin zaferi de mümkün deðildir. Kürt ulusal sorununun bugünkü durumu üzerine deðerlendirme yaparken, eleþtiri okunun sivri ucunun özellikle Türkiye proletaryasý ve emekçilerine çevrilmesi gerekir. Bu konuda kendi devrimci sýnýf görevlerini yerine getirmedikleri için, ezilen ulus ve ulusal topluluklarýn özgürlük taleplerini gündemlerine alýp yeterince sahiplenmedikleri ve bu uðurda yeterince mücadele etmedikleri için eleþtirilmelidir. Bu eleþtiriler yapýlýrken içinden geçmekte olduðumuz yoðun devrimci dönem asla unutulmamalý. Çünkü bu dönemin bir özelliði var. Devrimin yükseliþ halinde olduðu, burjuva toplumun krizinin ekonomik, politik toplumsal her boyutuyla tavan yaptýðý böylesi dönemlerde proletarya ve emekçi yýðýnlarýn giderek artan oranda devrimci eyleme yönelmesidir. Eylemlerin böyle yaygýn hale geldiði dönemlerde Leninistler hedeflerini doðru koymayý, eylem halindeki kitleleri bu hedefler konusunda ikna etmeye ve kitleleri bu hedeflere yöneltmeyi öðrenmeli, baþarma231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

lýdýr.

Propaganda, ajitasyon ve örgütlenme faaliyeti, her komünist parti gibi Leninist Parti’nin de her zaman yürütmek zorunda olduðu görevlerden biridir. ancak devrimin kaderinin tayin ettiði böyle dönemlerde proletarya ve emekçi yýðýnlarla bað kurma, propaganda, ajitasyon ve örgütlenme faaliyeti her zamankinden bin kat daha çok önem kazanýr. Hiç kuþku yok ki, proletarya ve emekçi yýðýnlarý örgütlemek, eðitmek için Leninistlerin daha uzun bir süre çaba göstermesi gerekiyor. Þimdi bütün bu faaliyetin can alýcý sorunu, bu örgütlenme ve eðitim çalýþmalarýnda aðýrlýðýn hangi konuya ya da konulara verilmesi gerektiðidir. Bir takým iyileþtirme ve reformlara mý yoksa devrime ve toplumun devrimci dönüþümüne mi? Elbette esas olan toplumun devrimci dönüþümüdür. Devrimi ve devrimci dönüþümü gerçekleþtirebilecek tek güç ise proletarya, ezilen ulus ve ulusal topluluklardan emekçi yýðýnlardýr, halklarýmýzdýr. Devrim mücadelesi politik özgürlükler uðruna mücadeleyi de kapsar. Burada bir kez daha belirtelim, ulusal sorun da politik özgürlük sorunlarýndan biridir. Bu konunun çözümünde asýl çözüm gücü zordur, politik zordur, zora dayalý devrim mücadelesidir. Politik özgürlükler uðruna mücadeleyi de kapsayan devrim mücadelesi sýnýflar mücadelesinin en sert biçimiyle iç savaþ biçimiyle sürüyor. Halklarýmýzýn gündeminde yer alan bütün önemli yaþamsal sorunlarýn çözümünde son sözü yine zor söyleyecektir. Burada ezilen ulus ve ulusal topluluklarýn, proletarya ve emekçi yýðýnlarýn, halklarýmýzýn örgütlü zoru olmadan hiçbir temel sorunda sonuç almak mümkün deðildir. Bu nedenle emekçi sýnýflar ve kitleler kendi istedikleri özgür bir yaþamý kurmak için daha cüretkâr ve daha saldýrgan bir mücadele çizgisi izlemelidir. Burada zor, sadece savunma amaçlý deðil, artýk tayin edici mücadele için, zafer için saldýrý amaçlý kullanýlmalýdýr; bütün güçler bu saldýrýya hazýrlanmalýdýr. Þimdi artýk yeni bir dönemdeyiz. Politik alt üst oluþlar ve devrimler dönemi. Þimdi artýk en enerjik biçimde saldýrýya hazýrlanmak gerekiyor. Üstelik sadece bunun propagandasýný yapmak deðil, propagandayla yetinmeyip pratik saldýrý eylemlerine hazýrlanmak gerekiyor. Hiç vakit kaybetmeksizin kendi mücadele tarihimizden öðrenmek, bizde ve dünyanýn diðer ülkelerinde daha önce yaþanmýþ bu türden saldýrý eylemlerini, deneyimlerini incelemek, dersler çýkarmak ve saldýrýya hazýrlanmak gerekiyor.


Yeni Evrede

Açıklama

CHAVEZ ÖLDÜ DEVRÝM SÜRECEK!

Mücadele Birliði

Ve ne zü el la iþçi sýnýfý, emekçileri, yoksullarý liderleri Chavez için aðlýyor! Latin Amerika iþçileri, emekçileri, yoksullarý aðlýyor gerçek bir liderlerini yitirdikleri için. Dünya iþçi sýnýfý ve yoksullarý, kendilerinin gerçek ve kesin bir kurtuluþu için yaþamýný adayan liderleri için aðlýyorlar. Chavez öldü. Arkasýnda Venezüella iþçi sýnýfýnýn, yoksullarýnýn, emekçilerinin yürüyeceði yolu açarak, kurtuluþa giden yolun ilk temel taþlarýný döþeyerek, yaþamýný bu yüksek ve soylu amaca adayarak öldü. Fidel’in “gerçek oðlum” dediði Chavez öldü. Küba’nýn, sosyalizm yolunda ilerleyen Nikaragua ve diðer tüm Latin Amerika ülkelerinin yoksul halklarýnýn yürekten dostu Chavez öldü. Latin Amerika yoksullarý, iþçileri, emekçileri soylu gözyaþlarýný þimdi onun için akýtýyorlar. Sosyalizme, emekçilerin, yoksul kitlelerin, ezilen halklarýn kurtuluþ davasýna büyük bir tutkuyla baðlý, yaþamýnýn anlamýný bu dava için savaþýn içinde bulan adam; Chavez öldü. O, bundan böyle kurtuluþlarý için yaþamýný feda ettiði bu insanlarýn soylu yüreklerinde yaþayacak. Bundan kuþku yok. Chavez öldü. O, yoksul halklarýn kurtuluþ davasýna ne denli tutkuyla baðlý idiyse, emekçi sýnýflarý, ezilen halklarý sömüren, yaþamdan kovan, sefalete sürükleyen burjuvalara, emperyalistlere, onlarýn düzenleri kapitalizme de o denli düþmandý. ABD’ye düþmanlýðý yüreðinin derinliklerinden gelen bir düþmanlýktý. Düþmanlýkta korkusuzdu; ABD Baþkaný Bush’a herkesin gözü önünde “þeytan” diyecek kadar korkusuzdu. Kibirli emperyalistlere “kes sesini” diyecek kadar korkusuzdu. Ýþte bu yüzden, korkulacak bir düþmandan kurtulduklarýný sandýklarý için þimdi burjuva dünya sevinçten göbek atýyor. Yoksul kitlelerin, emekçi sýnýflarýn kederi ne kadar derinse burjuva dünyanýn sevinci de o kadar büyük. Ama bu bile, düþmanlarýnýn ne denli alçak, ne denli korkak olduklarýný, Chavez’in varlýðýndan ne denli ürktüklerini, korktuklarýný anlatmaya yetmez mi? Chavez öldü ama burjuva dünyanýn sevinci boþuna. Çünkü Venezüella emekçi sýnýflarý, yoksul halký onun açtýðý yoldan yü-

rümeye, sosyalizm hedefine varmaya kararlý. Artýk hiçbir güç bu halký geldikleri noktadan geri çevirmeye, tekrar o barakalardan ibaret olan yoksul yaþama, sefil ortama geri götüremez. Chavez, her ülkenin, her halkýn, iþçi sýnýfýnýn her bölüðünün sosyalizme farklý yollardan gideceðini, sosyalizme bir reçeteyle saptanmýþ düz ve her ülke için geçerli bir yolun olmadýðýný pratik olarak gösterdi. Chavez’in gösterdiði sosyalizme geçiþ yolu Venezüella’ya özgüdür ve zaten Chavez de bundan fazlasýný hiçbir zaman iddia etmiþ deðildir. Bu konuda her þey tartýþýlabilir ama Chavez’in sosyalizme, emekçi sýnýflarýn kapitalist sömürüden, emperyalist baský ve sömürüden kurtuluþlarýna tutkuyla baðlýlýðý tartýþýlamaz. Chavez’i sosyalizmin kuruluþunu tamamlamadý diye eleþtireceklere þimdiden söylenecek söz þudur: Ne Chavez ne de baþka bir Venezüella devrimcisi sürecin tamamlandýðýný, devrimin sona erdiðini, kapitalistlerin kesin yenilgiye uðradýðýný öne sürmüþ, iddia etmiþtir. Aksine Chavez ve yoldaþlarý her fýrsatta devrimin sürdüðünü, burjuvalarla savaþýn devam ettiðini, yoksullarýn, emekçilerin devrimi savunmak için daima tetikte olmalarý gerektiðini söylemiþ, onlarý uyarmýþlardýr. Venezüella emekçi sýnýflarý, Chavez’in açtýðý yoldan sosyalizme doðru yürürlerken burjuvalarýn, kapitalistlerin, emperyalistlerin yanýbaþlarýnda akbabalar gibi beklediklerini, iç savaþýn bitmediðini pekâlâ biliyorlar ve önlemlerini de ona uygun þekilde alýyorlar. Chavez’in uðruna yaþamýný adadýðý, tutkuyla baðlý olduðu düþünceler mutlaka gerçekleþecek; uðruna büyük cesaretle savaþtýðý hedeflere mutlaka varýlacak. Ve bunlar gerçekleþtiðinde bu gün Chavez’in ölümüne sevinen burjuvalar o gün Venezüella’dan silinmiþ, yok olmuþ olacaklar. Chavez’in mezarý üzerinde açacak çiçekler yoksul halklarýn soylu gözyaþlarýyla sonsuza kadar sulanacak!

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

Mücadele Birliði Platformu

5


Yeni Evrede

Zindanlar

Mücadele Birliði

ÖNCE KÝTAPLARI YAKTILAR

Sevgili Mücadele Birliði Dergisi Emekçilerine, Sizler aracýlýðýyla, bulunduðumuz Tekirdað 1 Nolu F Tipi Hapishanesi idaresinin, biz devrimci tutsaklara yönelik yeni bir saldýrýsýný iþçi ve emekçilere teþhir etmek istiyoruz. Tekirdað 1 Nolu F Tipi hapishane idaresi 11.01.2013 tarihli kararýyla, hücrelerimizde bulunduracaðýmýz kitap ve dergi sayýsýný on (10) tane ile sýnýrlandýracaðýný, ayrýca, atlas, harita, ve dýþarýdan getirilip yatýrýlan fotokopi ile çoðaltýlmýþ þeyleri almayacaðýný ilan etmiþtir. Ve biz devrimci tutsaklara hücrelerimizdeki 10’dan fazla olan kitap ve dergileri elimizden çýkartmamýz için 60 gün süre tanýmýþtýr. Aksi halde hücrelerde kiþi baþýna on adetten fazla bulundurulan kitap ve dergilerin kendileri tarafýndan toplanacaðý duyurulmuþtur. Ayný saldýrý kararýnýn Tekirdað 2 Nolu F tipinde de alýndýðýný öðrendik. Faþizmin iktidara geldiði tüm ülkelerde her zaman ilk ve sürekli uygulamalarýndan biri kitap, dergi, gazete vb. gibi yayýnlarý yasaklamak, toplatmak, imha etmek olmuþtur. Hitler faþizminin toplattýðý kitaplarý þehir meydanlarýnda yaktýrdýðýný bilmeyen yoktur. Benzer uygulamalara kuruluþundan itibaren TC devleti de baþvurmuþtur. 70’li ve 80’li yýllarda faþizmin kurumlaþmasýyla Türkiye’de toplatýlan, yasaklanan kitap ve dergilerin haddi hesabý yoktur desek yeridir. Bu süreçte çok sayýda yazar, çizer ve yayýncý tutuklandý, iþkenceden geçirildi. Yýllarca hapisle cezalandýrýldý. Kimisi iþkencelerde öldürüldü, kimisi farklý ülkelerde mülteci olarak yaþamak zorunda kaldý. Faþizmin bu saldýrý ve baskýlarý günümüze kadar gelmiþtir. Ve hapishanelerde devrimci tutsaklarýn bulunduracaklarý kitap ve yayýnlarý sýnýrlandýrma saldýrýsý faþizmin bu uygulamalarýnýn devamýdýr. Faþizm bu saldýrýsýyla esas olarak biz devrimci tutsaklarýn, iþçi ve emekçi sýnýflarýn ezilen ulus ve kitlelerin çýkarlarýný savunan, devrimci politika ve ideolojiyi öðreten kitaplara eriþimimizi engellemeye çalýþýyorlar. Devrimci kitaplar ve yayýnlarý elimizden alarak bilincimiz ve ufkumuz burjuva gericiliðiyle körleþtirip bizi sýnýf mücadelesinden düþürülebileceklerini umuyorlar.

F tipi zindanlarýn ilk açýldýðý yýllarda da hücrelerimizde bulunduracaðýmýz kitaplar 3-10 taneyle sýnýrlandýrýlmýþtý. O yýllarda süren ölüm orucunun oluþturduðu baskýsýyla faþizm F tiplerinde çoðu ývýr zývýr bir takým iyileþtirmeler yapmak zorunda kalmýþtý. Kitap bulundurma sýnýrlandýrmasýnýn kaldýrýlmasý da bu iyileþtirmelerden biri olmuþtu. Yani kitap bulundurma sýnýrlandýrmasýnýn kaldýrýlmasý, aðýr bedellerin ödendiði bir mücadelenin yan ürünü olarak kazanýlmýþtý. Þimdi faþizm, dýþarýyla bütün kitap alýþ veriþimizi yasaklamayý amaçlýyor. Yeniden uygulamaya çalýþýlan 10 kitap sýnýrlandýrmasý bu amacýn ilk adýmýdýr. (....) Faþizmin tüm bu umutsuzca çýrpýnýþlarý, devrimci tutsaklarý teslim almak içindir. Faþizmin bu çýrpýnýþlarý umutsuzdur. Çünkü zindanlarda on yýllardýr teslim alýnamayan bir devrimci irade geleneði vardýr. Zindanlarda teslimiyetle idam arasýnda seçim yapmaya zorlandýklarýnda Denizler tereddütsüzce teslim olmaktansa idamý göðüslediler. 13 Mart Savaþçýlarý Ýbrahim, Necati, Seyit yoldaþlar da ayný kahramanca yolu izlediler. Murat, Sibel, Aysun yoldaþlar da bu geleneðin takipçisi oldular. Ve daha yüzlerce devrimci tutsak bu baþ eðmeyen devrimci iradenin teslim alýnmaktansa ölümü tercih eden geleneðin kahramanlarý oldular. Bu kahramanca devrimci irade karþýsýnda faþizm zindanlarda hiçbir zaman gerçek anlamda bir zafer yüzü göremedi ve göremeyecek. Devrimin zindan cephesinde iþçi emekçi sýnýflarýn ve Kürt halkýnýn ve ezilen kitlelerin devrim bayraðý Hiçbir zaman elimizden düþmeyecek. Sosyalizm kazanacak. DEVRÝMCÝ TUTSAKLAR TESLÝM ALINAMAZ ZÝNDANLARI YIKACAÐIZ YAÞASIN DEVRÝM, YAÞASIN SOSYALÝZM

Tekirdað 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden Türkiye Komünist Emek Partisi / Leninist Dava Tutsaklarý

ÇORLU DAÝYANG-SK METAL ÝÞÇÝLERÝYLE DAYANIÞMA KONSERÝ

Çorlu’da faaliyet gösteren Güney Koreli Daiyang Metal fabrikasýnda çalýþan iþçiler, 110. gününe dayanan grevin getirdiði ekonomik zorluklar nedeniyle bir dayanýþma konseri düzenledi. Konser, 2 Mart günü saat 18.30’da Çorlu Belediye düðün salonunda yapýldý. Konsere Pýnar Aydýnlar, Ekrem Ataer, Emin Ýgüs Ve Bilgesu Erenus katýlacaktý. Ancak Pýnar Aydýnlar’ýn boðazýnýn enfeksiyon kapmasý nedeniyle, daha sonra yapýlacak bir etkinliðe katýlacaðý sözünü veren mesajý okundu. Yine Ekrem Ataer de saðlýk sorunlarý nedeniyle konsere katýlamadý. Saat 19.00 gibi baþlayan konsere yaklaþýk 300-350 kiþi katýldý. Katýlýmýn az olmasý dikkat çekti. Bilet satýþýnýn eylem komitesi tarafýndan deðil, “platform” adý altýnda birkaç yapý ve parti tarafýndan yapýlmasý, bu etkinliðin yalnýzlaþma nedeni olarak görülebilir. Yaklaþýk 1,5 saat süren konser saat 20.30 civarýnda sona erdi. Daiyang-SK iþçileriyle dayanýþma konseri yapýlýrken Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik de Çorlu’da bulunuyordu. Konser, Bakaný protesto eden bir eylemin örgütlenmesinin de eksik kalmasýna neden oldu. Çorlu’dan Devrimci Bir Emekçi

6

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

“VÝVA COMMANDANTE CHAVEZ”

5 Mart günü hayatýný kaybeden Hugo Chavez için bir anma yapýldý. 7 Mart akþamý Galatasaray Lisesi önünde Mücadele Birliði Platformu’nun da aralarýnda olduðu bir çok kurum bir araya geldi. Anmaya Venezuella Baþkonsolosu Oscar Alejandro Guedez Seguera, Grup Yorum ve Emeðe Ezgi de katýldý. Galatasaray Lisesi duvarlarýna Chavez’in fotoðraflarý ve “Hasta La Victorya Siempre” pankartlarý asýlan anmada, “El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Viva Chavez Viva Socialismo” sloganlarý atýldý. Devrim savaþçýlarý adýna saygý duruþuna geçen kitleye Venezuela Baþkonsolos vekili Oscar Alejandro Guedez Seguera hitap ederek, bu anmayý yapanlara Venezuela halký adýna teþekkür ettiðini belirtti. Seguera, “Chavez 14 yýl boyunca Venezuela halký ve devleti için çalýþtý. Günler, yýllar, hatta bir ömür yetmez onun yaptýklarýný silmek için” dedi. Chavez’in büyük bir aþkla mücadelesini sürdürdüðüne vurgu yapan Seguera, “Chavez her þeyden önce insanlara, çocuklara, yaþadýðý topraklara ve tüm dünyaya aþýk bir insandý. Bu aþk için mücadele etti” dedi. Konuþmasýný, “Viva Commandante Chavez” sloganýyla bitiren Seguera, Chavez için açýlan ve Venezuela’ya gönderilecek olan taziye defterine yazdý. “Laz Marks Emice” de anmaya katýlarak “21. yüzyýlda sosyalizmin yaþanabilirliðini gösterdiði için Chavez’e teþekür ediyorum” dedi. Ardýndan Emeðe Ezgi marþlarýný Chavez için söyledi. Mücadele Birliði Platformu adýna yapýlan kýsa konuþmada dünya halklarýnýn devrime ilerlediðini belirtilerek, dünya ve Latin Amerika halklarýnýn bu militanýný unutmayacaðý söylendi. Daha sonra kurum temsilcileri de yaptýklarý konuþmada, sosyalizm mücadelesinde Chavez’e çok þey borçlu olduklarýný belirterek, Chavez’in býraktýðý yerden mücadeleye devam edeceklerini söylediler. Konuþmalardan sonra son olarak Grup Yorum da marþlarýný Chavez için söyledikten sonra anma etkinliði sona erdi.

Sokaklar

ÝÞKENCECÝ FAÞÝST DEVLET HESAP VERECEK

Sivas’ta yaþanan katliamý protesto etmek için 2 Temmuz 2011 günü Sarýgazi’de de bir anma eylemi planlanmýþtý. Eylemden 1 hafta önce bu eyleme çaðrý yapan gençlere ise polis kimlik sorma bahanesi ile saldýrmýþtý. 4 kiþinin gözaltýna alýndýðý saldýrýda, Mücadele Birliði Sarýgazi temsilcisi Sami Tunca da elleri arkadan kelepçeli olarak önce tenha bir yerde, daha sonra da Yenidoðan Polis Karakolunda kaba dayak iþkencesine maruz kalmýþtý. Diðer 3 genç kadýn iþçi ise saçlarýndan sürüklenerek tekmelerle gözaltýna alýnmýþtý. Ertesi gün sonra savcýlýk tarafýndan serbest býrakýlan 4 genç, daha sonra polise mukavemet etmekten, polisler ise basit yaralamadan yargýlanmaya baþlamýþtý. Gençlere açýlan davanýn bir gün öncesinde bir araya gelen Sarýgazi Mücadele Birliði Platformu, Demokrasi Caddesi’nde basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Toplanan kitle “Sivas’ýn Hesabýný Soracaðýz, Ýþkenceci Faþist Devlet Hesap Verecek” pankartý açtý ve sýk sýk “Faþist Devlet Hesap Verecek”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Sivasýn Katili Faþist Devletir”, “Baskýlar Gözaltýlar Tutuklamalar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý attýlar. Burada basýna açýklamayý yapan Nermin Ateþ “Elbette bizler þunun fakýndayýz devlet kendi iþkencecisini yargýlamaz. Peki, nereden mi biliyoruz bunu 12 Eylül zindanlarýndan, iþkencelerde katledilenlerden, faili meçhullerin ve diðerlerinden. Bir faþist devleten iþkencecilerin, katliamlarýn, idamlarýn, faili meçhullerin hesabýný ancak bir devrimle sorabiliriz” diye konuþtu. Bu saldýrýnýn ve davanýn sadece 4 kiþiye yönelik olmadýðý, tüm Alevi toplumuna yönelik bir saldýrý olduðunun vurgulandýðý eylem, sloganlarla sona erdi. 28 Þubat günü Kartal Adliyesinde görülecek olan ilk duruþma, hakimin yokluðu nedeniyle ertelendi.

ÝZMÝR’DE POLÝS BASKILARI

Ýzmir’de, Dokuz Eylül Üniversitesi öðrencisi Genç Yoldaþ okurumuz, polis tarafýndan tehdit edilmiþtir. PoliS tarafýndan, baþka dergi okurlarý hakkýnda sorular sorulmuþ ve yaptýðýnýn sonucunun ne olacaðýný bilip bilmediðini sorgulanmýþtýr. Daha sonra ise okurumuza karþýlaþmalarýnýn daha farklý olabileceði tehdidinde bulunulmuþtur. Okurumuzun polise cevabý ise ne yaptýðýný bildiði yönünde olmuþtur. Bize ulaþan okurumuz bu tür saldýrý ve baskýlarýn onu yýldýramayacaðýný belirtmiþtir. Mücadele Birliði/Ýzmir

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

7


Sokaklar

GAZÝ’YE ÇAÐRI

2 Mart günü Gazi Mahallesi emekçi halký, 12 Mart’ta yaþanan katliam ve ayaklanmayý anmak için yapýlacak olan eylemi duyurmak için, bir yürüyüþ yaptý. Gazi Mahallesi Eski Karakol önünde toplanan halk, Gazi’de katledilen 17 ve Ümraniye’de katledilen 5 kiþinin fotoðraflarýnýn olduðu “Gazi Katliamýný Unutmadýk Unutmayacaðýz” pankartý açarak Fevzi Çakmak Caddesi’ni trafiðe kapatarak Cemevine yürüdü. Mücadele Birliði Platformu, BDSP, DHF, Devrimci Hareket, Proleter Devrimci Duruþ’un oluþturduðu Gazi 12 Mart Platformu’nun düzenlediði yürüyüþ boyunca sloganlar atýldý. Cemevi önüne gelen kitle Gazi’de ve ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý için saygý duruþu ve yaþanýlanlarý anlatan bir sinevizyon gösterimi yapýldý. Daha sonra Gazi 12 Mart Platformu adýna “Faþist devletin tetikçileri 12 Mart’ta Gazi Mahallesinde kahveleri tarayarak alevi bir emekçiyi katletti. Amaçlarý provokasyon yaratmak olan eli kanlý katiller, emekçilerin kitlesel karþý duruþu ile karþýlaþtýlar. Devletin provokasyonuna karþý verilen görkemli mücadele günlerce sürdü. Bu mücadelede Gazi’de 17, Ümraniye’de 5 devrimci ve demokrat ölümsüzleþti.” denilen açýklamanýn devamýnda, “Bizler 12 Martlarý, Sivaslarý, Ulucanlarý, 19 Aralýklarý, Roboskileri unutmazsak, hesabýný sorarsak yeni katliamlarýn önünü kesebiliriz. Katliamlarla varlýðýný sürdüren faþist devletten hesap sormak için 12 Martta Gazi’de yakýlan mücadele ateþini büyütelim.” denildi. Açýklamadan sonra Emeðe Ezgi’nin seslendirdiði türkü ve marþlarla eylem sona erdi.

8

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

YAÞASIN GAZÝ AYAKLANMASI!

Gazi katliamýnýn ve ayaklanmasýnýn 18. yýlýnda binlerce kiþi Gazi Mezarlýðýna yürüdü. 12 Mart günü Gazi 12 Mart Platformu tarafýndan organize edilen yürüyüþ ve anma etkinliði sabah saatlerinde baþladý. Mücadele Birliði Platformu da eyleme “Yaþasýn Gazi Ayaklanmasý” pankartý ile katýldý. Eski Karakol’da bir araya gelen kitle slogan ve flamalarýyla Gazi Mezarlýðý’na kadar yürüdüler. Mezarlýða gelindiðinde ölümsüzleþmiþ tüm devrim savaþçýlarý için saygý duruþunda bulunuldu. Ardýndan Gazi 12 Mart Platformu adýna basýn açýklamasýný okuyan Gamze Kayhan, Gazi katliamýnýn ne ilk ne de son olduðunun altýný çizerek, devletin her sýkýþtýðýnda katliam ve provokasyonlara baþvurduðunu söyledi. Kayhan, “Ýþçilerin, emekçilerin ve ezilen halklarýn en temel hak ve özgürlüklerini kazanmak için birleþik mücadele vermesinden korkan devlet provokasyon ve katliamlarla emekçileri bölmeyi ve sömürü düzenini sürdürmeyi hesaplamaktadýr” dedi. Gamze Kayhan, son dönemlerde yaþanan baský ve tutuklamalara dikkat çekerek, “Son dönemlerde artan devlet terörü ve provokasyonlar korkularýnýn arttýðýný göstermektedir. Devrimciler, demokratlar, Kürt halký ve toplumsal muhalefet güçleri devletin saldýrýlarýnýn hedefi halindedir. Son birkaç ay içerisinde yüzlerce devrimci, demokrat ,sendika üye ve yöneticileri evleri basýlarak gözaltýna alýndý, tutuklandý. Alevi emekçilerin evleri iþaretlendi. Ýnançsal temelde ayrýþmayý derinleþtiren gerici propaganda artýrýldý. Faþist devlet ve güdümündeki katiller sürüsü Yeni Maraþlar, Sivaslar, Gaziler, Uludereler yaratmak için saldýrýyorlar. 10 Mart’ta Kadýköy de gerçekleþtirilen miting sonrasý daðýlan Kürt kadýnlarýna karþý polis destekli sivil faþistlerin saldýrýsý rastlantý deðildir. Faþist devletin her türlü saldýrýsýna ve gerici propagandalarýna karþý Alevi, Sünni, Kürt, Türk ayrýmý yapmaksýzýn birleþmeli ve mücadele etmeliyiz. Faþist devlet sömürü düzenini ayakta tutmak için her zaman yeni katliamlara baþvuracaktýr. Gazinin,19 Aralýðýn, Roboski’nin hesabýný sormak ancak kurulu düzene karþý devrim mücadelesini büyütmekle mümkündür. Katliamlarla varlýðýný sürdüren faþist devletten hesap sormak için 12 Mart’ta Gazi’de yakýlan mücadele ateþini büyüteceðiz.” diye konuþmasýný bitirdi. Emeðe Ezgi de anmaya marþlarý ile destek verdi. Anma, sloganlarla sona erdi.

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

BEYAZIT VE HALEPÇE KATLÝAMI PROTESTO EDÝLDÝ

16 Mart 1978’de Ýstanbul Üniversitesi’nde 7 devrimci öðrencinin katledilmesi ve 1988’de Halepçe’de yaþanan katliam protesto edildi. 15 Mart günü Beyazýt Ýstanbul Üniversitesi Laleli Tramvay Duraðý’nda baþlayan eyleme Devrimci Öðrenci Birliði, Ekim Gençliði, Dev Genç, Kaldýraç, Devrimci Gençlik, Özgür Eðitim Platformu ve bir çok öðrenci örgütü katýldý. Laleli Edebiyat Fakültesinde bir araya gelen öðrenciler yolu trafiðe kapatarak sloganlar attý. Ýstanbul Üniversitesi önünde okunan basýn açýklamasýnda, 16 Mart 1978’de Ýstanbul Üniversitesi’nde büyüyen devrim mücadelesini baský altýna almak için devlet planlý bir saldýrý gerçekleþtirildiðini, üniversiteden çýkýþta devrimcilerin üzerine atýlan bomba sonucunda Abdullah Þimþek, Baki Ekiz, Cemil Sönmez, Hamit Akýl, Hatice Özen, Murat Kurt, Turan Ören’in katledildiði hatýrlatýldý. Açýklamada Halepçe katliamý da hatýrlatýlarak, “16 Mart 1988’de ise bu kez Irak Devleti Kürt halkýna yönelik gerçekleþtirdiði saldýrýda, 5000’den fazla insaný katletti, 7000’den fazla insaný ise sakat býraktý. Devletin, katliamcý politikasýnýn bir parçasý olarak Halepçe’de yaþanan bu kimyasal saldýrý, son deðildi. Kürt halkýna yönelik imha politikasýnýn bir parçasý olarak Halepçe’de yaþanan bu kimyasal saldýrý son deðildi. Kürt halkýna yönelik imha politikalarý, Halepçe’den bu yana hala devam ediyor.” dendi. Eylem yapýlan açýklamanýn ardýndan 7 öðrencinin üzerilerine bombanýn atýldýðý Eczacýlar Fakültesi önüne gelindi. Burada ölümsüzleþen öðrenciler adýna yapýlan saygý duruþunun ardýndan resimleri Fakülte kapýsýna yapýþtýrýldý. Eylem, Nazým Hikmet’in Hürriyet Kavgasý þiirinin okunmasýyla sona erdi.

BMC İŞÇİLERİ LEVENT’TE

Çukurova Holding önünde eylemde olan BMC iþçileri ve sendika yöneticileri, 25 Þubat günü þirket önünde açýklama yaptýlar. Açýklama yapan Türk Metal-Ýþ Genel Baþkaný Pevrul Kavlak, BMC iþçilerinin uzun bir yoldan iþlerine ve ekmeklerine sahip çýkmak için geldiklerini söyledi. Kavlak, 1 Mart’ta ücretlerin ödeneceðine dair söz verildiðini, o güne kadar Çukurova Holding önünden ayrýlmayacaklarýný söyledi. 1 Mart’ta da ücretlerin ödenmesine dair bir geliþme olmayýnca iþçiler eylemlerini çeþitli yerlerde sürdürdüler. BMC iþçileri, Taksim’de Turkcell Genel Müdürlüðü önünde eylem yaptýlar. Ýþçiler, haklarýný alýncaya kadar Çukurova Holding’in yatýrýmlarýnýn bulunduðu her yerde eylemlerini sürdüreceðini belirttiler. 13 Mart günü Show TV önünde eylem yapan ve ücretlerini alamayan Show TV çalýþanlarýnýn da desteðini alan BMC iþçileri, 14 Mart günü de Beyoðlu, Asmalý Mescit Mahallesi Korsan Çýkmazý’nda bulunan Turkcell Genel Merkezi önündeydi. Pankartlarý ve dövizleriyle Taksim’e gelen iþçiler sloganlar attýlar. Eyleme Türk-Ýþ’e baðlý sendikalardan þube yöneticileri de destek verdi. Türk-Ýþ 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da iþçilerin ücretlerinin ödenmeyerek açlýða, sefalete mahkum edildiðini hatýrlatarak patronlarý Mehmet Emin Karamehmet’i kýnadýklarýný söyledi. Basýn açýklamasýný ise Türk Metal Sendikasý Ýzmir 1 Nolu Þube Mali Sekreteri Þafak Aþýnmaz yaptý. Tüm dünyada fabrikalarýn kapýsýna kilit vurulduðu günlerde Türkiye’de ve BMC’de bunun yaþanmamýþ olmasýna dikkat çekerek “Bizler elimizi deðil, bedenlerimizi taþýn altýna koyduk. Bir tek fabrika kapanmadý” dedi. BMC iþçilerinin ücretlerinin ödenmediðini sözler verildiðini fakat tutulmadýðýný belirten Aþýnmaz, bu mücadeleden kazanarak çýkacaklarýný belirtti. Ýzmir’den Ýstanbul’a yapýlan yürüyüþün bir emek yürüyüþü olduðunu belirten Aþýnmaz, “Bizim davamýz ekmek davasý, iþte bunun için nereye kadar gidecekse oraya kadar gideceðiz” diyerek sözlerini tamamladý. BMC iþçileri sloganlar atarak ve halaylarla eylemlerini bitirirken, en kýsa zamanda Mehmet Emin Karamehmet’in ortaklýðý bulunan bir baþka iþyeri önünde eylem yapmak üzere Taksim’den ayrýldýlar.

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

9


Yeni Evrede

EMEKÇÝ KADINLAR YENÝDEN KIZIL MEYDAN’DA

Emekçi Kadınlar

Mücadele Birliði

Emekçi Kadýnlar 2013 8 Martýnda da Emekçi Kadýn Yürüyüþü için Taksim’deydiler. Saat 18.45’ten itibaren Taksim Tünel Meydaný’nda toplanmaya baþlayan Emekçi Kadýnlar (EKA) “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Kapitalizme Karþý Savaþ Günü” pankartý ve “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký” dövizleri ile kortejlerini oluþturdular. Kadýn önderlerin resimleri ve kýzýl bayraklar ile toplanan kadýnlarý iþçi ve emekçi erkekler yalnýz býrakmadý. Ýlk olarak Necla ana bir þiir okuyarak eylemi baþlattý. Ardýndan Genç Emekçiler Birliði’nden birer genç kadýn ve erkek Nazým Hikmet’in Gemici Türküsü’nü okuyarak “Yaþasýn Devrim, Yaþasýn Sosyalizm” þiarý ile orak ve çekiçlerini gökyüzünde buluþturdu. Emeðe Ezgi’nin Payidar parçasýndan sonra Emekçi Kadýn Yürüyüþü sloganlarla baþladý. Ýstiklal Caddesi boyunca konuþmalarla iþçi ve emekçi kadýnlarýn sorunlarý dile getirildi, çözüm için örgütlenme ve sosyalizm mücadelesi çaðrýsý yapýldý. Rumeli Han’a yaklaþýldýðýnda Devinim Tiyatro Atölyesi’nin hazýrladýðý kýsa oyunlar için ara verildi ve katledilen kadýnlar, sömürülen iþçi ve emekçi kadýnlar, çocuklarý zindanlarda ve savaþta öldürülen analar canlandýrýldý. Taksim Meydaný’na yaklaþýldýkça “8 Mart Kýzýldýr Kalacak”, “Taksim Kýzýldýr Kýzýl Kalacak” sloganlarý atýlarak Çav Bella Marþý söylendi. Meydan’a gelindiðinde Nermin ana “Ýþte yine 8 Mart’tayýz. Yine kavga alanýndayýz. Taksimdeyiz. 8 Martlarý tarihin bayramlarýna çevirmek için haykýrýyoruz sloganlarýmýzý... Baþta devrim mücadelesinde ölümsüzleþen devrim savaþçýlarý olmak üzere, zindanlardaki devrimci kadýn tutsaklarýn, savaþan kürt kadýnlarýnýn, emek ve özgürlük mücadelesinde her biri birer destan yaratan iþçi emekçi kadýnlarýn kavgasýný geleceðe taþýmak için buradayýz” diyerek basýn açýklamasýna baþladý. “Tüm dünyada ve bu topraklarda iþçiler ve emekçiler topyekün baþkaldýrý halinde, eylem halinde. Hey Tekstil iþçilerinin, Türk Hava yolu çalýþanlarýnýn, kargo iþçilerinin eylemleri sadece birkaç örnek. Her gün her saat yeni bir eylem, yeni bir direniþ, yeni bir ayaklanma duyuyoruz. Latinlerden, Avrupa’ya, Ortadoðu’dan Afrika’ya Amerika’ya kadar her yerde emekçi kesimler ezilen ve sömürülenler eylemde. Bu eylemlerde ayaklanmalarda biz kadýnlar da varýz. Dünya Emeðin Olacak þiarýyla devrimi büyütüyoruz” denilen açýklama, “Biz emekçi, yoksul kadýnlara sömürüyü, iþkenceyi reva gören ve her gün bunlarý yeniden yeniden üretenin kapitalist sistem olduðunu biliyoruz. Bu sistemi alaþaðý etmek için, kapitalizmi yýkmak için tüm emekçi ve yoksul kadýnlarý, iþçi kadýnlarý kavgayý yükseltmeye çaðýrýyoruz. Gelin özgürlüðümüz için birlikte mücadele edelim, bizi evlerin, fabrikalarýn dört duvarýna hapseden kapitalizmi yýkýp yerine emeðin iktidarýný kurabilmek için; Emekçi kadýn komitelerinde örgütlenelim” diyerek sona erdi. Eylemin sona erdiðini ama Emekçi Kadýnlarýn etkinliðinin bitmediðini söyleyen kadýnlar, etkinliðin Ayýþýðý Sanat Merkezi’nde devam edeceðini duyurdular. Marþlarla Sanat Merkezine çýkan kadýnlar, önce saygý duruþuyla baþladýlar etkinliðe. Devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleþen tüm kadýnlar için yapýlan saygý duruþunda üç gün önce ölümsüzleþen Hugo Cha-

vez de anýldý. Necla ananýn bir baþka þiirinden sonra cezaevlerinden ve yurtdýþýndan gelen mesajlar da okundu ve sahneyi yine Devinim Tiyatro Atölyesi aldý ve hiç yaþamamýþ kadýnlarýn milyonlarcasýndan birinin hikayesini sergiledi. 2 aylýk bir çalýþmayla sahneye gelen Emekçi Kadýnlar Korosu da kimi aðýtlarýyla hüzünlendirirken kimi neþeli-coþkulu parçalarýyla izlemeye gelenleri coþturdu. Emekçi Kadýnlarýn etkinliði, analara verilen papatya ve karanfillerle sona erdi. Gece geç saatlere raðmen sanat merkezinden hiç kimse ayrýlamadý ve halaylar ve sohbetlerle gece devam etti.

10

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

ÝZMÝR KONAK’TA 8 MART

Emekçi Kadýnlar (EKA), Ýzmir’de 8 Mart günü saat 18.00’de Konak Pier önünden Eski Sümerbank’ýn önüne meþaleli yürüyüþ gerçekleþtirdi. “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar ý n ý n Kapitalizme Karþý Savaþ Günü-EKA” pankartý taþýnan yürüyüþte sýk sýk sloganlar atýldý ve yapýlan ajitasyon konuþmalarýnda 8 Mart’ýn sýnýfsal niteliðine, iþçi sýnýfý mücadelesinin bir parçasý olduðuna deðinilirken, burjuvazinin 8 Mart’a sahip çýkarak onun içeriðini boþaltmaya çalýþtýðý anlatýldý ve iþçi sýnýfýnýn ve emekçi kadýnlarýn buna izin vermeyeceði dile getirildi. Basýn açýklamasýnda 8 Mart’ýn “Emekçi Kadýnlarýn Mücadele Günü” olduðu belirtilirken, kadýn olmanýn, iþçi olmanýn, emekçi olmanýn getirdiði cinsel, ulusal ve sýnýfsal saldýrýlara dikkat çekildi. Burjuvazinin savaþ hazýrlýklarýndan bahseden açýklamada, ölmeye deðer tek savaþýn, iþçi sýnýfýnýn savaþý olduðu ve emperyalist savaþýn bedellerinin kadýnlar tarafýndan ödenmeyeceði belirtildi. Ýþ cinayetlerinde ölen kadýnlarýn, ev emekçisi kadýnlarýn mücadelesinin tüm devrimci güçlerin mücadelesi olduðu söylenirken son olarak yoldaþ Hugo Chavez þahsýnda, sosyalizm mücadelesi yürüten, emekçi kadýnlarýn kurtuluþu için mücadele eden tüm devrim savaþçýlarý selamlandý. Ardýndan, Ayýþýðý Tiyatro Atölyesi tarafýndan Nazým Hikmet’in Onlar Ki ve Akrep Gibisin þiirlerinden oluþan kýsa bir tiyatro gösterisi sergilendi. Ve 13 Mart’ta Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ýn son mektuplarýnýn ailelerine geri verilmesi için ÝHD’de yapýlacak olan basýn toplantýsýnýn ve 16 Mart’ta yapýlacak yürüyüþün duyurusu yapýldý. Duyurunun ardýndan gene Ayýþýðý Tiyatro Atölyesi tarafýndan Semih El-Kasim’ýn Ýþsizlik Pazarýnda Söylev þiiri okundu. Eylem “Yaþasýn Devrim Yaþasýn Sosyalizm”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz” ve “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü” sloganlarýyla son buldu. Eylemin sona ermesiyle birlikte halaylar çekildi ve ardýndan hep birlikte marþlarla Ayýþýðý Sanat Merkezi’ne gidildi. Ýzmir Mücadele Birliði Platformu

Emekçi Kadınlar

ÇUKUROVA’DA 8 MART

5 Mart günü saat 12.00’da Çukurova Üniversitesi R1 alanýnda, 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü için bir araya geldik. DÖB, Yurtsever Öðrenciler ve DHF olarak örgütlediðimiz eylemde, R1 alanýndan baþlattýðýmýz yürüyüþ ve atýlan sloganlar eþliðinde merkezi yemekhane önüne geldik. Yürüyüþ boyunca “Jin Jiyan Azadý”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Be Jýn Jýyan Nabe”, “Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek”, “Yaþasýn 8 Mart Yaþasýn Mücadelemiz”, “Biji Hejt Adare” sloganlarý atýldý. Yemekhane önüne geldiðimizde hazýrlamýþ olduðumuz basýn açýklamasýný okuduk. Basýn açýklamasýnda, “Yaþamý ve hayatý var eden bizleriz. Bizi yaþamýn ve hayatýn dýþýna atan, toplumu ve doðayý yýkýma uðratan burjuva iktidara karþý devrim mücadelesinde daha fazla kadýnýn ön saflarda yer almasý, kadýnýn daha fazla özgürleþmesi için buradayýz. Kadýnýyla erkeðiyle iþçilerin birliði haklarýn kardeþliðini örmek için buradayýz. 1857 yýlýndan baþlayan bu direniþ ateþini harlamak ve her tarafa yaymak için buradayýz. Kadýnýn kurtuluþunun ancak sýnýfsýz sömürüsüz bir toplumda olduðunu haykýrmak için meydanlardayýz” dedik. Açýklamanýn ardýndan R2 Alanýna gelerek programýmýza devam ettik. Etkinliðimiz yurtsever öðrencilerin hazýrladýðý müzik dinletisi ile devam etti. Ardýndan yine yurtsever öðrencilerin hazýrladýðý, tarlada çalýþan iþçi kadýnlarýn hikâyesinin anlatýldýðý Kürtçe tiyatro oyunu ile devam edildi. Oyun izleyenlerin “Jin Jiyan Azadý” sloganlarý ile son buldu. Ve Ayýþýðý Sanat Merkezi’nin hazýrladýðý þiir dinletisi sunuldu. Etkinlik folklor ekibinin gösterisi ile devam etti. Türküler ve halaylarýn ardýndan Ayýþýðý Sanat Merkezi Nazým Hikmet’in Hürriyet Kavgasý þiirini okudu. Etkinlik yapýlan konuþmalarýn ardýndan alkýþlarla ve sloganlarla son buldu. Yapýlan eylem faþizmin zindanlarýnda tutuklu bulunan devrimci öðrencilere atfedildi. Çukurova Devrimci Öðrenci Birliði

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

11


Yeni Evrede

Emekçi Kadınlar EMEKÇÝ KADINLAR SOKAKLARDA

Emekçi Kadýnlar (EKA) Ankara’da 8 Mart günü akþam saatlerinde “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Kapitalizme Karþý Savaþ Günü” pankartýyla Sakarya Caddesi’nden Yüksel Caddesi Ýnsan Haklarý Anýtý önüne yürüdü. Eylemde emekçi kadýnlarýn yanýsýra emekçi ve öðrenci erkekler de kýzýl bir 8 Mart için birlikte yürüdüler. Yürüyüþ sýrasýnda “Emekçi Kadýnlar Zindanda Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Kadýn Erkek El Ele Yürüyoruz Devrime”, “Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek” gibi sloganlarý atýldý. Eylemde, özellikle trafiðin kesilmesi, yürüyüþ boyunca yapýlan ajitasyonlar ve kuþlamalar akþam iþten eve dönmeye çalýþan emekçilerin ilgisini çekti. Yüksel Caddesi’ne gelindiðinde de basýn açýklamasý okundu. Basýn açýklamasýnda 8 Mart sokakta olmanýn, 1857’de fabrikada yakýlan yüzlerce kadýnýn kavgasýný yükseltmek, devrimci kadýn tutsaklarýn, Kürt kadýnlarýnýn kavgasýný geleceðe taþýmak, tüm ezilenlerin özlemi olan sosyalizm için mücadele etmek olduðunun altý çizildi. Dünyanýn her yerinde gerçekleþen bütün eylemlerde, ayaklanmalarda kadýnlarýn özgürlük için mücadele ettiði ve daha fazla kavganýn içinde olmalarý ve devrim için emekçi kadýn komitelerinde örgütlenmeleri gerektiði vurgulandý. Eylem basýn açýklamasýnýn ardýndan, sloganlarla sona erdi. Ankara EKA

12

Mücadele Birliði

DÜNYAYI TAÞIYAN KADINLAR 8 MART’I KUTLADI

THY’de iþten atýlan iþçiler, Emekçi Kadýnlar Gününde eylem alanlarý olan Atatürk Hava Limaný’nda 8 Mart’ý kutladýlar. Ýstanbul’da eylemde olan tüm iþçilerin, emek ve kadýn örgütlerinin çekim yerine dönüþen havalimanýna büyük coþku hakimdi. Heyecanlý sloganlarla neþeli ezgilerin birbirine karýþtýðý etkinlikte davul ve zurna eþliðinde bol bol halay çekildi, horon tepildi ve oyunlar oynandý. Eylemde olan Hey Tekstil iþçileri, DHL iþçilerinin de katýldýðý etkinliðe Emekçi Kadýnlar (EKA) ve çok sayýda siyasi partinin kadýn kollarý geldi. Sendikal Güç Birliði Platformu Kadýn Komisyonu da kitlesel olarak sloganlarla etkinliðe katýldýlar. CHP milletvekili Süleyman Çelebi de kýsa bir konuþma yaptý, 8 Mart’ý anneler günü veya sevgililer günü gibi objeleþtiremeyeceklerini, 8 Mart’ýn adý üstünde Emekçi Kadýnlar Günü olduðunu vurguladý. Sendikal Güç Birliði adýna yapýlan kýsa konuþmadan sonra SGB’li kadýnlar Ýsmaco Deri Ýþçilerini ziyaret etmek için etkinlikten ayrýldýlar, iþçiler onlarý “Güle Güle Dostlar Yine Bekleriz” sloganýyla uðurladýlar. Atýlan 305 iþçinin çoðunun kadýn olduðu THY iþçileri adýna yapýlan konuþmalarýn ardýndan Hey Tekstil iþçileri, DHL iþçileri eylem süreçlerini ve yaþadýklarý sorunlarý anlattýlar, siyasi parti temsilcisi kadýnlar da yaptýklarý konuþmalarda kadýn iþçilerin sorunlarýný anlatarak “güvenceli iþ, güvenceli gelecek istiyoruz” dediler. Söz alan Pýnar Aydýnlar da “tarihte son sözü direnenler söyler” dedi. EKA ise, sýnýfsýz sömürüsüz bir dünya kurulana kadar sürdüreceklerini söyledi. Þiirlerin ardýndan Emeðe Ezgi de Fabrika Kýzý ve Nereye Payidar diyerek herkesi iþçilerle el ele direniþe katýlmaya çaðýrdý. Bir THY iþçisi kadýn da “Biz eyleme baþladýðýmýzda bunlar barbi bebekler, bunlara direnemezler dediler. Ama biz dünyayý taþýyan kadýnlarýz, Grev hakkýmýzý kazandýk, sonuna kadar direniyoruz” dedi. Yemek arasýnýn ardýndan etkinlik yine müzikler, halaylar ve þiirlerle devam etti. 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

Emekçi Kadınlar

Mücadele Birliði

GELÝN ÖZGÜRLÜÐÜMÜZ ÝÇÝN BÝRLÝKTE MÜCADELE EDELÝM

Emekçi Kadýnlar olarak Adana’da “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Kapitalizme Karþý Savaþ Günü” þiarýyla bir basýn açýklamasý düzenledik. Saat 17.00’de Ýnönü Parký’nda gerçekleþtirdiðimiz açýklamayý okumadan önce þiir dinletisi sergilendi, Çavbella Marþý okundu ve basýn açýklamasýna geçildi. Basýn açýklamasýnda “Bin yýllardýr gördüðümüz þiddetin yaný sýra vahþice katlediliyoruz. Mücadele ederken aþaðýlanýp iþkencelere uðruyoruz... Son yýllarda binlerce kadýn öldürüldü. Bu þiddete karþý eskisi gibi susup sessizce beklemiyoruz. Sesimizi daha gür haykýrýyoruz. Yaþamda kalabilmek ve insanca yaþayabilmek için kavgayý sýrtlamaktan baþka çaremiz yok. Özgürlüðümüzün ilk somut adýmlarý ancak bir devrimle mümkündür. Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek! ... Gelin özgürlüðümüz için birlikte mücadele edelim, bizi evlerin, fabrikalarýn dört duvarýna hapseden kapitalizmi yýkýp yerine emeðin iktidarýný kurabilmek için; Emekçi kadýn komitelerinde örgütlenelim” denildi. Basýn açýklanmasýnýn okunmasýyla birlikte eylemimizi sonlandýrdýk. Adana Emekçi Kadýnlar

8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ

Antep’te 9 Mart günü Emekçi Kadýnlar (EKA) tarafýndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü için bir basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. Basýn Açýklamasý için Gaziler Caddesi’nde Has Simit önünden Balýklý Parký’na doðru “Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü”, “8 Mart Kýzýldýr Kýzýl Kalacak”, “Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek”, “Kadýn- Erkek El Ele Örgütlü Mücadeleye” sloganlarý ile yüründü. Yürüyüþ esnasýnda çarþýdaki insanlarýn tepkileri çok olumluydu. Ardýndan Balýklý Parký’na gelindiðinde bir emekçi kadýnýn sistem içerisinde kadýn olarak ikinci cins muamelesini ve de kadýn cinayetlerini ele alan kýsa bir skeç düzenlendi. Skeç çevredeki insanlarýn da ilgisini çekti ve ardýndan da “Suçluyum” þiiri okundu. Ardýndan basýn açýklamasý okundu. Açýklamada daha çok 8 Mart’ýn tarihsel önemi ve politik içeriði üzerinde duruldu. Bugünün hem burjuvazi tarafýndan içeriðinin boþaltýlmaya çalýþýldýðý ve feminizm tarafýndan da sýnýfý bölen bir anlayýþýn hâkim kýlýnmaya çalýþýldýðý anlatýldý. Ayrýca kadýnýn gerçek kurtuluþunun sadece sosyalizm içerisinde gerçekleþtirilebileceði üzerinde durularak emekçi kadýn ve erkeklerin birlikte örgütlenip mücadele etmesi gerektiði dile getirildi Eylem, “Fabrika Kýzý” parçasý söylenerek sonlandýrýldý. Antep EKA

KIZILTEPE HASTANESÝNDE 8 MART

Mardin Kýzýltepe SES temsilciliði tarafýndan Devlet Hastanesi bahçesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar günü için basýn açýklamasý düzenlendi. Temsilciliðin düzenlediði basýn açýklamasýna yoðun bir ilgi vardý. Eyleme saðlýk emekçileri ve hasta yakýnlarý olmak üzere yaklaþýk 200 kiþi katýldý. Basýn metninde 8 Mart’ýn tarihçesine, kadýnlara yönelik þiddete baskýlara ve KESK’li kadýn tutsaklara deðinildi. Basýn açýklamasý boyunca; “Jin Jiyan Azadî”, “Yaþasýn 8 Mart Yaþasýn Kadýn Dayanýþmasý”, “Zimane me rumeta me ye”, Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, KESK’li Kadýn Tutsaklar Onurumuzdur” sloganlarý atýldý. Okunan basýn metninden sonra davul-zurna eþliðinde halay çekildi. Katýlan emekçilere teþekkür edilerek eylem sona erdirildi. Mücadele Birliði/Qoser-Mêrdîn

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

13


PROLETARYANIN KA Yeni Evrede

Gündem

“Her toplumsal çaðýn kendi büyük adamlarýna gereksinmesi vardýr ve eðer onlarý hazýr bulamazsa, kendisi icat eder.” Chavez’in proletarya ve ezilen halklar açýsýndan son derece zamansýz ölümü çaðýmýzýn karakteri ile çaðýmýzda öne çýkan, insanlýðýn hafýzasýna silinmeyecek þekilde yerleþen kahraman insanlar arasýndaki iliþkiyi ele elmamýzý gerekli kýlýyor. Çünkü bu ikisi arasýnda kopmaz bir bað, doðrudan bir iliþki vardýr. Marx’ýn Helvetius’tan aktardýðý yukarýdaki sözler bu derin iliþkiyi son derece güzel bir biçimde ifade ediyor. Tarihe þöyle bir göz atýldýðýnda, her yeni toplumsal çaðýn doðumunun çok büyük kahramanlýklarý gerektirdiðini, yeninin doðumu için zorunlu bir eylem olan eskinin yýkýmý sýrasýnda kahraman insanlarýn eþsiz özverilerinin, önderlik ve fedai yeteneklerinin, karakterlerinin önemli bir rol oynadýðýný görürüz. Ýnsanlýðýn köleci toplumdan çýkýþýnda Spartaküs’lerle simgeleþen kahramanlýk sürecinin önemli bir rol oynadýðýný biliyoruz. Þöyle de diyebiliriz: Köle ayaklanmalarý zaman içinde bu ayaklanmalara önderlik edecek kahraman insanlarý ortaya çýkarmýþ; kahraman insanlar da bu ayaklanmalarýn zaferle taçlanmasýnda önemli bir rol oynamýþlardýr. Burjuva toplum, kendisi kahramanlara özgü bir toplum olmasa da yine de doðumu, kahramanlýk gerektiren bir toplumsal biçimi olmuþtur. Feodalizme karþý mücadelede burjuva sýnýfýn arkasýna aldýðý yoksul toplumsal kesimlerin gösterdikleri kahramanlýklar, burjuva sýnýfýn süreçten zaferle çýkmasýnda büyük pay sahibi oldular. Sözünü ettiðimiz burjuva devrimleri çaðýnda burjuva sýnýf büyük insanlara hayranlýk duyuyor ve onlarý ellerindeki tüm propaganda araçlarýyla göklere çýkarýyordu. Bu toplumsal çaðda burjuvazi feodal güçlere karþý savaþta gereksinme duyduðu ama kendi içinden çýkaramadýðý büyük insanlara hayranlýk duymak zorundaydý çün-

14

Mücadele Birliði

kü “onlarda kendi yansýmasýný görüyordu.” Burjuvazi, bu özelliðini kendi durumu deðiþene ve dolayýsýyla, kendi durumunu yansýtan insanlar da deðiþene kadar sürdürdü. Büyük insanlara hayranlýk duyma, aydýnlanma dönemi henüz tam anlamýyla kapanmadýðý ve burjuvazi yükselme çizgisini nispeten sürdürdüðü sürece sürdü. Ne var ki, burjuvazi, egemenliðini dünya çapýnda belirli-belirsiz kurduðu, proletaryanýn da kýzýl bayraðýyla sýnýf savaþý sahnesine çýkmaya baþladýðý andan itibaren durum deðiþmeye baþladý. Burjuvazi, tarihin geliþme çizgisinde artýk baþ aþaðý gitme sürecine girmiþti bir kere. Ancak bu süreçte burjuvazi, üstünlüðü saðlamaya baþladýktan, egemenliðini ilan ettikten; buna karþýlýk, sýnýf savaþý sahnesine kendi baðýmsýz sýnýf çýkarlarý için proletarya kýzýl bayraðýyla çýkýp burjuvaziye karþý savaþ ilan ettikten sonra bu özelliðini daha fazla sürdüremezdi; bir kenara atmalýydý. Artýk onun büyük insanlara, kahramanlýklara deðil, daha çok ticarete, daha çok kara, satýn almaya ve satmaya ihtiyacý vardý. Devrimci müttefiklere, savaþta sonuna kadar gitmeye çalýþan güçlere deðil, feodal-gerici güçlerle ittifaka ihtiyacý vardý. Proletaryanýn tarih sahnesine kýzýl bayrak altýnda baðýmsýz bir sýnýf olarak çýktýðý gün burjuva sýnýfýn düþüþ çizgisine, ekonomik, entelektüel, ahlaki çürüme sürecine girdiði tarih oldu. Çok boyutlu çöküþ ve çürümenin burjuva toplumu sardýðý koþullarda burjuvazi kendi yansýmasýný artýk büyük insanlarda, kahraman kiþiliklerde deðil, mafya, hýrsýz, dolandýrýcý, katil takýmýnda görmeye ve onlara hayranlýk duymaya baþladý. Öte yandan, burjuva sýnýf, kendisinin sahip olmadýðý niteliklere sahip ve tam da bu yüzden ihtiyaç duyduðu insanlarý bundan böyle, dolgun maaþ, mevki, ikbal, ayartma gibi yöntemlerle kendine katma çizgisi izlemiþtir. Ne var ki, burjuva sýnýfý 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

bu çizgi de kurtaramazdý; çünkü bu vaatlere, bu oltalara takýlýp saf deðiþtirenler saflarýna geçtikleri sýnýfa hýzla benzeyerek kendi “üstün” niteliklerini yitirmiþler ve burjuva sýnýf içinde eriyip kaybolmuþlardýr.

Burjuva Sýnýfýn Günümüz “Kahramanlarý” Aslýnda bu durum, baþlangýçta, proletarya davasý saflarýnda yer alýrken, az-çok nitelikli vasýflara sahip insanlarýn zamanla neden sýradanlaþtýklarýnýn da açýklamasýdýr. Günümüzde kendi topraklarýmýzda bu duruma örnek teþkil edebilecek kiþiler saymakla bitmez. Bu durumdakilerin hepsi de ortaya koyduðumuz gibi, burjuva sýnýf tarafýndan çeþitli biçimlerde “ayartýlarak” burjuva saflara katýlmýþ kiþiliklerdir. Her sýnýf yansýmasýný kendisinde bulduðu kiþiliklere, insanlara hayranlýk duyar. Bu anlamda halk arasýnda yaygýn sözle söylersek “bana arkadaþýný söyle, senin kim olduðunu söyleyeyim” durumu vardýr. Burjuva sýnýfýn durumunu, onun hayranlýk duyduðu insanlarýn karakterinden de çözümlemek mümkün. O halde, çok uzaklara ve tarihin derinliklerine gitmeye gerek kalmadan, en azýndan kendi topraklarýmýzda tekelci sermaye sýnýfýnýn, kadýnýyla-erkeðiyle hayranlýk duyduðu, “kahraman” mertebesine çýkardýðý insanlara kýsaca bakabiliriz. Bu kiþiliklerin vasýflarý, kendilerinde kendi yansýmasýný bulan tekelci sermaye sýnýfýnýn durumu hakkýnda bize açýk bir fikir verecektir. Akla gelen isimlerin baþýnda, tekelci medyanýn hala hayranlýkla andýðý Muhsin Yazýcýoðlu geliyor. Arkasýndan onun basit bir yetiþtirmesi olan Abdullah Çatlý, Haluk Kýrcý gibileri insanýn aklýna düþüyor. Saymakla bitmez ama bu kadarý þimdilik yeter. Þimdi soru þudur: Tekelci medyanýn “afiþteleri”yle birlikte hayranlýk duyduðundan kuþku duymadýðýmýz bu kiþilerin ortak özelliði nedir? Tek cümleyle söyleyecek olursak, katil olmalarýdýr. Hem de en


AHRAMANLIK ÇAÐI Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

korkak, en alçak cinsinden katil olmalarýdýr. Sosyete takýmýnýn hayranlýklarýný gizleme ihtiyacý duymadýðý mafya bozuntularýný ise geçiyoruz. Ama onlarý geçsek de tekelci sermaye sýnýfýnýn asýl “kahramaný”ný, Mehmet Aðar’ý geçmek olmaz. Mustafa Koç’un, tepeden týrnaða tekelci sermaye sýnýfýný kendinde cisimleþtiren bu adamýn cezaevinde ziyaret edeceði kadar sýnýfýna ve kendine yakýn bulduðu M. Aðar’ýn, katiller þebekesinin bu eli kanlý þefinin en çok övündüðü konularýn baþýnda devrimcilere, devrim güçlerine karþý bin operasyon yapmýþ olmasý geliyor. Tek sermayesi, alçakça, kalleþçe yöntemlerle, devletin tüm olanaklarýný kullanýp insanlarý kaçýrarak, iþkence ederek, bir yerde kýstýrarak öldürtmek olan bu adam, düzeni korumak için iþlediði cinayetlerle burjuva sýnýfýn gerçek bir “kahramaný” mertebesine yükseltilmiþtir. Tekelci sermaye sýnýfýnýn katillere, düzeni korumak adýna en alçakça cinayetleri gözünü kýrpmadan ve vicdaný sýzlamadan iþleyecek “insanlara” ihtiyacý var; “büyük” insanlara deðil. Proletaryanýn Kahramanlarý Çaðýmýz kapitalizmden komünizme geçiþ çaðýdýr. Bu, az-çok uzun sürecek, büyük çarpýþmalarý, alt-üst oluþlarý içeren bir süreçtir. Tarihsel açýdan bakýlýðýnda proletaryanýn tarih sahnesine kendi kýzýl bayraðýyla baðýmsýz bir sýnýf olarak çýktýðý 19. Yüzyýlýn ortalarýndan baþlayan bir toplumsal çað. Paris Komünü ve Ekim Sosyalist Devrimi, insanlýðýn bu ileri atýlýmýnýn iki büyük kilometre taþý olmuþtur. Ýleri atýlýmlarla, devrim ve karþý devrimlerle, toplumsal alt-üst oluþlarla dolu bu büyük tarihsel süreç proletaryanýn ve diðer emekçi sýnýflarýn burjuvaziye karþý sürdürdükleri, eþsiz kahramanlýklarla dolu uzun bir iç savaþ sürecidir. Proletaryanýn bu savaþý sürdürmesi ve zaferle taçlandýrmasý büyük bedelleri, eþsiz

kahramanlýklarý gerektirdi. Bu toplumsal çað, kapitalizmden sosyalizme geçiþ çaðý gereksinme duyduðu büyük adamlarý kimi ülkelerde hazýr bulurken kimi ülkelerde de kendi yaratmýþtýr. Ama her halükarda, burjuvaziye karþý savaþan kitleler saflarýndan çýkardýklarý büyük adamlarla, kahramanlarla birlikte ileri atýlmýþlardýr. Bu kahraman insanlar, burjuvazinin giyotinine, idam sehpalarýna, zindanlarýna, iþkencelerine, cinayetlerine, yaþamlarýný ortaya koyarak karþý durmuþ, varlýklarýyla savaþan kitlelere moral ve güç vermiþ, hiçbir karþýlýk beklemeden insanlýðýn baskýdan, sömürüden, sýnýflarýn varlýðýndan kurtuluþu için nasýl savaþýlmasý gerektiðini göstermiþlerdir. Blanqui, Fransýz proletaryasýnýn bu eþsiz devrimcisi, Marx’ýn sözleriyle “Proletaryanýn aslaný” yaþamýnýn çok büyük bir bölümünü orta çaðdan kalma aðýr zindan koþullarýnda geçirmesine raðmen burjuva sýnýfa karþý savaþta cesaretin, kararlýlýðýn, kendini feda ruhunun örneði olmayý baþarmýþtýr. Ama proletaryanýn kahramanlarýný görmek ve göstermek için tarihin bu kadar derinliklerine gitmeye gerek var mý? Türkiye ve Kürdistan kendini iþçi sýnýfýnýn, emekçilerin, ezilen halklarýn kurtuluþuna adayan, ne idam sehpalarý, ne ölüm mangalarý, ne iþkenceciler karþýsýnda proletaryanýn kýzýl bayraðýný yere düþüren, ölümün üzerine giderken bile cellatlarýn yüzüne tüküren kahramanlarla dolu deðil mi! Deniz Gezmiþ ve yoldaþlarý, komünizm davasý yolunda gösterdikleri kahramanlýklarla, idam sehpasý karþýsýndaki korkusuz duruþlarýyla sonraki tüm kuþaklarý etkisi altýna alan bir yol açmadýlar mý? Üç komünist iþçi, Ýbrahim Ethem Coþkun, Seyit Konuk, Necati Vardar, 12 Eylül faþizmine meydan okur ve idam sehpasýnda cellâtlarýn yüzlerine tükürürlerken arkalarýnda yolunda yürüdükleri Deniz’lerin býraktýðý miras vardý. Türkiye ve Kürdistan devriminin bu günlere gelmesinde büyük bir rol oynayan 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

kahramanlar saymakla bitmez. 12 Eylül faþizmi iþçi sýnýfýný ve ezilen halklarý sindirmek, devrimi ezmek için idam sehpalarýný kurarken sonuç alacaðýný, amacýna ulaþacaðýný düþünüyordu; tersi oldu. Ýdama mahkûm edilen onlarca devrimci idam sehpasýnda bir bayrak gibi dalgalanarak faþizme meydan okudular. Onlar, iþkencehanelerde, zindanlarda, sokaklarda, daðlarda yaþamlarý pahasýna devrim bayraðýný dalgalandýrarak tarihe iþçi sýnýfýnýn kahramanlarý olarak geçtiler. Tarihin akýþý kapitalizmden komünizme geçiþ çaðýnda yeni evreye geçmiþ bulunuyor. Bu yeni evrenin en belirgin özelliklerinden biri, dünya proletaryasýnýn kendi yansýmasýný Che, Fidel Kastro, Chavez, Ho Þi Minh gibi kahramanlarda bulmasýdýr. Ayný þekilde Türkiye ve Kürdistan’da Deniz Gezmiþ ve yoldaþlarýna karþý iþçiler, emekçiler, gençlik, Kürt halký ve diðer ezilenler arasýnda çýð gibi büyüyen sevgi, hayranlýk ve ilginin açýklamasý da budur. Dünyada emperyalizme ve kapitalizme karþý proletaryanýn ve müttefiklerinin savaþý kýzýþtýkça, Avrupa dâhil, artýk her yerde iþçilerin isyancý, ayaklanmacý, devrimci duygularýný ifade etmek için Che, Chavez tiþörtlerini giydiklerini, Fidel’e hayranlýklarýný dile getirdiklerini görüyoruz. Türkiye ve Kürdistan’da ise bu kahraman insanlarýn yaný sýra, Deniz bayraklarýný taþýmalarý ayný duygularý dýþa vurum isteminin bir ifadesi olarak görüyoruz. Evet, Helvetius’un dediði gibi, “Her toplumsal çaðýn kendi büyük adamlarýna gereksinmesi vardýr ve eðer onlarý hazýr bulamazsa, kendisi icat eder.” Dünya iþçi sýnýfý, kapitalizmden komünizme geçiþ çaðýnýn bu yeni evresinde, nasýl büyük insanlara gereksinme duyduðunu, kimleri örnek aldýðýný, kim gibi olmak istediðini çeþitli biçimlerde ortaya koyuyor. Dünya proletaryasý kendi kahramanlýk çaðýný açýyor.

15


Yeni Evrede

Emekçi Kadınlar

EMEKÇÝ KADINLAR TÜRKÜLERLE ÞÝÝRLERLE SOKAKTA

Antakya’da Emekçi Kadýnlar (EKA) tarafýndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü için etkinlik ve basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. Etkinlik 9 Mart saat 15.00’te Saray Caddesi’nde baþladý. Etkinliðe Ayýþýðý Sanat Merkezi de destek verdi. Etkinlik Ayýþýðý Sanat Merkezi müzik grubunun müzik dinletisiyle baþladý. Müzik grubundan sonra Ayýþýðý Aysun Bozdoðan þiir atölyesi þiirler okudu. Ardýndan okunan basýn açýklamasýnda “Bin yýllardýr gördüðümüz þiddetin yaný sýra vahþice katlediliyoruz. Mücadele ederken aþaðýlanýp iþkencelere uðruyoruz... Son yýllarda binlerce kadýn öldürüldü. Bu þiddete karþý eskisi gibi susup sessizce beklemiyoruz. Sesimizi daha gür haykýrýyoruz. Yaþamda kalabilmek ve insanca yaþayabilmek için kavgayý sýrtlamaktan baþka çaremiz yok. Özgürlüðümüzün ilk somut adýmlarý ancak bir devrimle mümkündür. Emekçi Kadýnlar Devrimle Özgürleþecek! Biz emekçi, yoksul kadýnlara sömürüyü, iþkenceyi reva gören ve her gün bunlarý yeniden yeniden üretenin kapitalist sistem olduðunu biliyoruz. Bu sistemi alaþaðý etmek için, kapitalizmi yýkmak için tüm emekçi ve yoksul kadýnlarý, iþçi kadýnlarý kavgayý yükseltmeye çaðýrýyoruz. Gelin özgürlüðümüz için birlikte mücadele edelim, bizi evlerin, fabrikalarýn dört duvarýna hapseden kapitalizmi yýkýp yerine emeðin iktidarýný kurabilmek için; Emekçi kadýn komitelerinde örgütlenelim” denildi. Basýn açýklanmasýndan sonra eylem sonlandýrýlarak, herkes Ayýþýðý Sanat Merkezi’ne çay içip sohbet etmeye davet edildi. Sanat merkezinde de 8 Mart’ýn tarihçesi, sistemin 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü’nün içini nasýl boþaltmaya çalýþtýðý konuþuldu. Etkinlik türkülerle devam ettik. Söz Veriyoruz Marþýnýn okunmasý ile etkinlik sonlandýrýldý. Antakya EKA

Mücadele Birliði

MERSÝN’DE 8 MART

“Kadýným bütün savaþlarda benim çocuklarým vurulur! / yaþamda diþe diþ kavga ve yemyeþil bir barýþ / masmavi bir gökyüzü olmaktýr kadýn olmak / çatlayýncaya kadar susup aðýda dönüþünceye kadar çýðlýk çýðlýða kalmaktýr” 9 Mart Cumartesi günü Mersin Ayýþýðý Sanat Merkezi’nde saat 13.30’da Emekçi Kadýnlar (EKA) tarafýndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü etkinliði düzenlendi. Etkinlik, kadýnýn tarihsel süreçteki yeri ve kadýn mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimi ile baþladý. Yaklaþýk 30 dakika süren sinevizyon gösteriminin ardýndan, Ayýþýðý Sanat Merkezi’nin hazýrlamýþ olduðu þiir kompozisyonu sunuldu. Okunan þiirler dinleyiciler tarafýndan olumlu yorumlarla karþýlandý. Ardýndan müzik dinletisine geçildi. Bir anamýz da þiir okuyup, türkü söyleyerek katýldý etkinliðe. Adana’dan katýlan adý ihtiyar, ama yüreði genç yoldaþýmýzýn, Genç Yoldaþ dergisinden bir þiir okumasýndan sonra etkinlik sona erdi.

BUNDAN BÖYLE HÝÇBÝR YETKÝLÝYE SESLENMÝYORUZ

Mersin EKA

Adana’da 14 Mart Perþembe günü saat 18.00’de Ýnþaat Ýþçileri Derneði iþ cinayetlerine karþý Bölge Çalýþma Müdürlüðü karþýsýnda bir basýn açýklamasý düzenledi. Baret ve iþ kýyafetleri ile yapýlan eylemde basýn açýklamasý okunmadan önce basýna iþ kazalarý ile ilgili istatistikler daðýtýldý ve basýn açýklamasýna geçildi. Açýklamada “Artýk yeter! Bundan böyle hiçbir yetkiliye seslenmiyoruz, seslenmeyeceðiz. Çünkü biliyoruz ki hükümet için inþaat sektörünün hýzla büyümesi iþçi saðlýðýndan daha önemli. Çünkü biliyoruz ki arsa ihalesini alma, Karýný artýrma, devasa projelere imza atma kaygýsýndaki iþ verenler için iþçi saðlýðý bir maliyet unsuru. Yeter ki ülkenin her yanýný AVM’ler, finans merkezleri ve gökdelenler sarsýn. Ýþçiler ölmüþ cok önemli deðil. Ýnþaat sektörünü taþerona dayalý, güvencesiz ve tehlikeli bir hale getirenler onlarsa, çözümü de onlar getirmeyecek. O halde þantiyedeki iþçi saðlýðý ve iþ güvenliði problemlerinin bizzat takipçileri de biz iþçiler olmalýyýz. Ýnþaat Ýþçileri Derneði olarak 6 Mart Çarþamba günü Adana’da SÝBAÞ inþaatta 7. kattan düþerek hayatýný kaybeden Mustafa Demirtaþ’ýn ailesine ve yakýnlarýna baþsaðlýðý diliyoruz. Bundan sonra yeni iþ cinayetlerinin yaþanmamasý, sigortasýz güvencesiz çalýþmanýn sona ermesi, taþeronsuz ve sömürüsüz bir iþ için bütün inþaat çalýþanlarýný Ýnþaat Ýþçileri Derneði’nde birlikte mücadele etmeye çaðýrýyoruz” denildi. Eyleme, Mücadele Birliði Platformu olarak biz de destek verdik.

16

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

“BU MEKTUPLAR ÝÞÇÝ SINIFINA AÝTTÝR...”

Anma

Mücadele Birliði

13 Mart 1982’de idam edilen Ýbrahim Ethem Coþkun, Seyit Konuk ve Necati Vardar’ýn mezarlarý ziyaret edildi. 13 Mart günü saat 13.00’te yapýlan mezar ziyaretinin ardýndan saat 16.00’da ÝHD’de bir basýn toplantýsý gerçekleþtirildi. Yapýlan basýn açýklamasýnda, “Onlar bu topraklarda idam edilen ilk iþçilerdir. Ýþçi sýnýfýnýn onuru ve gururudur... Bizler 31 yýl sonra bugün onlarý yeniden saygýyla anýyoruz... 30 yýl sonra ailelerine verilen dosyalarda, yoldaþlarýmýzýn son mektuplarýnýn olmadýðý görüldü. Bu mektuplar iþçi sýnýfýna aittir. Yoldaþlarýmýzýn verdikleri mücadelenin deðerleridir... Bu mektuplarýn geri verilmesi için baþlattýðýmýz kampanyaya duyarlý herkesi bekliyoruz. Hiçbir güç iþçi sýnýfýnýn tarihini yok edemez. Denizlerden Seyitlere Ýdamlar Bizi Yýldýramaz...” denildi. Açýklamadan sonra 13 Mart Savaþçýlarýnýn kýsaca yaþamlarý ve mücadele yýllarý anlatýldý. Basýn toplantýsýna ayný davadan yargýlanan Metin Saðdýç ve Ýslam Arpat da katýldý. Saðdýç 13 Mart Savaþçýlarýný kýsaca anlattý. Saðdýç “Gittikleri her yeri renklendiren insanlardý... Seyit ‘Hakime siz burjuvazinin bir avuç temsilcisi benim gibi bir halk savaþçýsýný yargýlayamazsýnýz; beni ancak halkým yargýlar’ dedi. Onlar idam edildiler ama asla teslim olmadýlar... Nasýl Latin Amerika ülkelerinden çýkmýþ efsaneleþmiþ Che varsa Seyit de bizim Che’mizdi... Biz onlarý güneþe uðurladýk...” dedi. Metin Saðdýç’ýn ardýndan 13 Mart Savaþçýlarý ile ayný süreçte Buca Cezaevi’nde bulunan Ýslam Arpat sözü aldý. Arpat, “Ý-

dam cezasý yiyenler mahkeme dönüþü Buca’da idamlýklarýn tutulduðu hücrelere taþýnýyorlardý. Diðer devrimci arkadaþlarý olsun yoldaþlarý olsun idamlýklarla görüþme durumlarý olmuyordu. Þöyle bir þey vardý; bütün devrimciler, devrimci dayanýþma gereði o dönemde ayrý görüþte olsalar bile, idamlýklar hepimizin ortak deðeriydi... Ben 79’da cezaevine girdim 81’in sonlarýnda çýkmýþtým. Ýdam edildikleri gün yoktum orada. Sonra 83’ün baþýnda tekrar cezaevine girdiðimde, bir gardiyanýn sohbetimizde söylediði þu sözler devrimci demokrat olan herkesin ortak onurudur: ‘Giderlerken adamlar sanki sokakta gösteriye gider gibi, baðýra çaðýra slogan ata ata gittiler’. Ýnsanýn nutku tutuluyor böyle durumlarda. Ýdamý böyle eylem gibi karþýlamalarý, Denizler yolundan Mahirler yolundan Ýbrahimler yolundan gitmeleri ayrýca bir onur veriyor. Onlarla gurur, onur ne varsa hepsini içimizde hissediyoruz. Mücadelelerinin bundan sonra bütün devrimcilere örnek olmasý dileðimiz” dedi. ÇHD ve ÝHD’nin destek verdiði basýn toplantýsý, üç komünist iþçiyi anmak üzere 16 Mart 2013 Cumartesi günü saat 15.00’te Konak YKM önünden Sümerbank’a yapýlacak yürüyüþe davetle bitirildi. Daha sonra Ayýþýðý Sanat Merkezine geçilerek, Tariþ günleri, cezaevi öncesi ve cezaevi anýlarý üzerine bir söyleþi gerçekleþtirildi. Ýzmir Mücadele Birliði Platformu

ANTEP’TE 13 MART ANMASI

13 Mart 1982’de idam edilen üç devrimci iþçi Seyit Konuk, Necati Vardar ve Ýbrahim Ethem Coþkun’u anmak için Antep’te ayýþýðý Sanat Merkezi’nde bir söyleþi gerçekleþtirildi. Söyleþiye ilk önce 13 Mart savaþçýlarý þahsýnda devrim mücadelesinde ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý için saygý duruþu ile baþladý. Ardýndan 13 Mart savaþçýlarýnýn kýsaca yaþamlarý anlatýldý, yazmýþ olduklarý mektuplar okundu. Daha sonra söyleþiyi iþçi sýnýfý mücadelesi ve örgütlenme üzerine konuþmalarla geçirdik. Ýþçi sýnýfý mücadelesinin geliþimi, emekçi kitleler için devrimin zorunluluðu ve gerçek özgürlüklerin ancak sosyalizm ile gerçekleþtirileceði üzerinde konuþuldu. Özellikle de 13 Mart savaþçýlarýný anmanýn en iyi yolunun onlar gibi devrim davasýna baðlý kalarak mücadelenin yükseltilmesi gerektiði üzerinde durarak devrimin ancak bu yolla mümkün olduðu vurgulandý. Antep Mücadele Birliði Platformu 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

17


Yeni Evrede

ÝDAM EDÝLEN ÝLK ÝÞÇÝLER ANILDI

Anma

13 Mart 1982’de Buca Cezaevi’nde idam edilen üç komünist iþçi Seyit Konuk, Necati Vardar ve Ýbrahim Ethem Coþkun için Mücadele Birliði Platformu bileþenleri ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde yapýlan basýn açýklamasýyla anýldý ve idamlarýndan önce yazmýþ olduklarý mektuplarýn ailelerine verilmesi istenerek, iþçi önderlerin sýnýfsýz sömürüsüz dünya için yaþamlarýný veren üç iþçi önderin mirasýna sahip çýkýlacaðý belirtildi. ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde yapýlan açýklamada Genç Emekçiler Birliði ve Devrimci Öðrenci Birliði adýna söz alan Kenan Aktaþ 31 yýl önce bugün 1982’de Buca Cezaevi’nde idam edilen üç genç komünist iþçi Seyit Konuk, Necati Vardar ve Ýbrahim Ethem Coþkun’un bu topraklarda idam edilen ilk iþçiler olduklarýný ve iþçi sýnýfýnýn onur ve gururu olarak anýldýklarýný belirtti. Adalet Bakanlýðý tarafýndan 12 Eylül’de idam edilenlerin devrimcilerin ailelerine dosyalarýnýn geçen yýl teslim edildiði fakat mektuplarýnýn teslim edilmediðini hatýrlatan Aktaþ, devrimcilerin býraktýklarý mektuplarýn ailelerine ve yoldaþlarýna teslim edilmesi için baþlatýlan kampanyayý duyurmak amacýyla bir araya geldiklerini belirtti. Genç Emekçiler Birliði (GEB) ve Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) olarak onlarýn sýnýfsýz sömürüsüz bir dünya istemiyle yaþamlarýný ortaya koyan genç iþçiler olduklarýný belirten Aktaþ, “bizler gençler olarak onlarýn verdiði mücadeleyi örnek aldýk. Onlarýn idam ediliþ nedenlerinin sosyalizme ulaþma mücadelesi vermeleri olduðunu biliyor ve onlarýn mücadelesini sürdüreceðimizi belirtiyoruz. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasýnda idam edilen devrimcilerin ailelerine býraktýklarý mektuplar bizlere de býrakýlmýþtýr. Ve bunlarýn teslim edilmesi için bir kampanya baþlattýk. Bu kampanyaya emeðe duyarlý tüm kurum ve kiþileri destek vermeye çaðýrýyoruz” diyerek sözlerini tamamladý. Av. Sevinç Sarýkaya ise 12 Eylül askeri darbesinden sonra idam edilen dev-

18

Mücadele Birliði

rimcilerin ailelerine dosyalarýnýn 30 yýl sonra teslim edildiðini, fakat yazdýklarý mektuplarýn teslim edilmediðini hatýrlattý. Buca Cezaevi’nde idam edilen üç genç iþçinin idam edilen ilk iþçiler olduklarýný da vurgulayan Sarýkaya, 17 Mart 1982 tarihinde Ýzmir Buca Kapalý Cezaevi tarafýndan Adalet Bakanlýðý’na yazýlan yazýda mektuplarýn ailelerine verilmeyiþ nedeni olarak ise þöyle denildiðini aktardý: “Her üç hükümlünün yazdýklarý mektuplar içerikleri itibariyle TCK’nýn 142. ve 159. maddelerine muhalif muhteviyat taþýdýklarý bilahare tetkikleri sonucu anlaþýlmýþ bulunmaktadýr. Hükümlülerin infazlarý sýrasýnda baba ve annelerine verilmek üzere yazdýklarý son mektuplar yukarýda belirtildiði üzere suç teþkil eder mahiyette görülüþ ve bu sebeple ilgililere verilmesine ve yapýlacak muamelede tereddüte düþülmüþtür, mektupta sakýnca görülen kýsýmlar çizildiðinde ise ortada muhteviyat kalmamaktadýr. Tüm bu nedenle mektuplarýn Bakanlýða verilmesi uygun görülmüþtür.” Yýllar sonra Adalet Bakanlýðý tarafýn231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

dan mektuplarýn ailelere verilmemesinin ayný zihniyetin devam ettiðinin somut kanýtý olduðunu ifade eden Sarýkaya, “12 Eylül Yargýlamasý” adý altýnda Ankara’da bir tiyatro sahnelendiðini ve bu yargýlamada adalet beklentisinin olamayacaðýný belirtti. “Suçlu kendi kendisini yargýlayamaz, yargýlasa dahi aklayamaz. Onlarý ancak gelecek tarihin yapýcýlarý yani bizler yargýlayabiliriz ve bu yargýlamadan aklanmalarý da mümkün olmayacaktýr” diyen Sarýkaya, idam edildikleri günün gecesinde üç genç iþçinin yazdýklarý son mektuplarýn sadece ailelerine deðil topluma, ilerici, aydýn ve devrimcilere de ait olduðunu vurguladý ve “Bizlere ait olan mektuplara el konulmuþtur. bu mektuplarý almak hepimizin sorumluluðudur. Bu sorumluluk tarihi bir sorumluluktur” dedi. Sarýkaya, idam edilen üç devrimci iþçinin mektuplarýnýn alýnmasý için baþlatýlan kampanyaya devrimci deðerlere sahip çýkan tüm duyarlý kesimleri birlikte emek vermeye davet ederek konuþmasýný sonlandýrdý. Emeðe Ezgi Müzik Grubu adýna konuþan Ebru Þahin ise, gençler ve emeðe saygý duyanlar olarak idam edilen üç devrimci iþçinin yaþamlarýndan çok etkilendiklerini belirtti. Ýþçilerin, emekçilerin, üretenlerin sanatýný yaratmak çabasýnda olanlarýn bu tür deðerlere sahip çýkmalarý gerektiðini söyleyen Þahin, “bizler de Grup Emeðe Ezgi olarak genç arkadaþlarýmýza bu üç devrimci iþçinin mektuplarýnýn teslim edilmesi için gerekli çabayý göstereceðimizi ve miraslarýna sahip çýkacaðýmýzý belirtiyoruz” diyerek sözlerini tamamladý. Basýn açýklamasý üç devrimci iþçiyi anmak üzere 16 Mart 2013 Cumartesi günü saat 16.00’da Tünel’den Taksim Meydaný’na bir yürüyüþ yapýlacaðý duyurusuyla ve üç sosyalist iþçinin yaþamlarýný kýsaca anlatan broþürler daðýtýlarak bitirildi.


Yeni Evrede

Anma

Mücadele Birliði

13 MART SAVAÞÇILARI ADANA’DA ANILDI

13 Mart Sa vaþ çý la rý ný anmak için 13 Mart günü Adana Ýnönü Parký’nda saat 17.00’da Mücadele Birliði Platformu olarak bir araya geldik. Önce Ayýþýðý Sanat Merkezi, hazýrlamýþ olduðu bir þiir dinletisi sundu. Ardýndan 13 Mart Savaþçýlarý baþta olmak üzere tüm devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleþenler için saygý duruþuna geçildi. Mücadele Birliði Platformu adýna okunan basýn açýklamasýnda “Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar bugün sonuçlarýný yakýcý bir biçimde hissettiðimiz 24 Ocak 1980 Ekonomik Ýstikrar politikalarýnýn bir sonucu olarak katledildiler. Sermaye sýnýfýnýn, özel mülkiyet sisteminin güvencesi Ordu, yaptýðý darbeyle yönetime el koydu ve Güney Amerika modeli faþist bir diktatörlük kurdu. Ve iþçi sýnýfýnýn, emekçi halklarýn ekonomik, demokratik ne kadar kazanýmý varsa sermaye lehine gasp etti. Artýk zincirlerimizden baþka kaybedeceðimiz bir þeyimiz kalmadý. Kazanacaðýmýz ise özgür ve mutlu bir dünya var. Seyitler, Ýbrahimler, Necatiler böyle bir dünya için savaþtýlar. Onlarýn gösterdiði yoldan yürüyelim, onlar gibi ileri atýlalým, onlar gibi savaþalým” denildi. Açýklama boyunca “13 Mart Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak”, “Dünya Emeðin Olacak” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasýnýn okunmasýyla birlikte eylemimizi sonlandýrdýk. Adana Mücadele Birliði Platformu

FAÞÝZMÝN KATLÝAMLARINDAN KORKMUYORUZ

Devrimci Öðrenci Birliði ve Genç Emekçiler Birliði 16 Mart’ta Ankara’da 13 Mart 1982’de idam edilen üç devrimci iþçi Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ý anmak için bir yürüyüþ gerçekleþtirdi. Saat 15.00’te Sakarya Caddesi’nde toplanmaya baþlayan gençlik, sloganlarla Yüksel Caddesi’ne doðru yürüyüþe geçti. Yürüyüþ boyunca “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “GEB Yürüyor, Devrim Büyüyor”, “Deniz, Yusuf, Ýnan, Savaþa Devam”, “Gençlik Sokaða, Devrime, Özgürleþmeye” sloganlarý atýldý. Ayný zamanda çevredeki insanlara “6 Mayýs’ta idam edilen Denizlerin yolunda 3 devrim savaþçýsý Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ýn kavga bayraðýný devrime taþýyoruz” þeklinde ajitasyon konuþmalarý yapýldý. Eylem boyunca polisin engelleme çabalarýna raðmen Ziya Gökalp Caddesi trafiðe kapatýlarak yürüyüþ devam ettirildi ve Yüksel Caddesi’nde basýn açýklamasý yapýldý. Açýklamada Ankara’daki Devrimci Öðrenciler ve Genç Emekçiler olarak faþizmin Gazi’de, Beyazýt’ta ve Halepçe’de yaptýðý katliamlarýn unutulmadýðý belirtildi. Ayrýca Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar þahsýnda katliamlardan ve faþizmde korkmadýklarýný ve yýlmadýklarýný, aksine bugün söylenen her sloganla, her sözle ve her adýmla onlarýn mücadelesini ve devrimci mücadeleyi büyülterek devam ettiklerini haykýrdýlar. Basýn açýklamasý sonrasýnda eylem, sloganlarla sonlandýrýldý.

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

19


Anma

DENÝZLERDEN SEYÝTLERE

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

ÝDAMLAR BÝZÝ YILDIRAMAZ!

Ýþçi sýnýfýnýn üç yiðit evladý, idam edildikleri kent olan Ýzmir’de Mücadele Birliði Platformu tarafýndan yapýlan bir yürüyüþ ve etkinlikle anýldý. Ýzmir’de bir aydan uzun bir süredir gerek emekçi mahallelerde gerek merkezi noktalarda yapýlan afiþ, bildiri gibi propaganda-ajitasyon faaliyetleriyle gerekse de internet üzerinden yapýlan çalýþmalarla iþçi sýnýfýnýn üç yiðit savaþçýsýný selamlayan ve emekçileri eyleme çaðýran Mücadele Birliði Platformu, 16 Mart günü saat 15.00’da Konak YKM önünde buluþtu. Konak YKM önünde toplanan Mücadele Birliði Platformu, eylem esnasýnda “Denizlerden Seyitlere Ýdamlar Bizi Yýldýramaz- Mücadele Birliði Platformu” yazýlý Seyitlerin fotoðraflarýnýn olduðu bir pankart açtý. “Söz Veriyoruz” ve “Sosyalizme Libertad” marþlarýnýn ardýndan yürüyüþe geçen kitle eylem esnasýnda sloganlar atýldý. Yapýlan ajitasyon konuþmalarýyla hem kitleye, hem de eylemi izleyen yüzlerce emekçiye Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar’ýn devrimci tavýrlarý anlatýlýrken, emekçi halklarýn karþý karþýya olduðu kentsel dönüþüm ve faþist saldýrýlardan bahsedildi. Yürüyüþle Sümerbank önüne varan Mücadele Birliði Platformu adýna okunan açýklamada “13 Mart 1982’de üç devrimci iþçi, Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar 12 Eylül faþizmi tarafýndan idam edildiler. 12 Eylül’de yüzbinlerce yurtsever, ilerici, devrimci gözaltýna alýndý, iþkence gördü. Binlercesi tutuklandý. Binlercesi katledildi. Bu büyük kýyýmýn bir baþka yüzü faþizmin mahkemelerinde kýrdýðý kalemlerdir. 12 Eylül faþizmi 17 devrimciyi idam etti. Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar da Ýzmir Buca cezaevinde 13 Mart sabahý idam edildiler. Ýdama sloganlarýyla yürüdüler. Onlarýn son mektuplarý ‘sakýncalý’ bulunarak ailelerine teslim edilmedi. Cenazeleri ailelerine verilmedi. Faþizm, onlarýn ölümlerinden sonra da arkalarýnda býrakacaklarý etkiden korkuyordu. 31 yýl önce ölümlerinden bile

20

korkulan üç komünist iþçi bugün hala faþizm için korku kaynaðýdýr. Bugün Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar þahsýnda 12 Eylül idamlarýna ve faþizme karþý korkmadýðýmýzý, yýlmadýðýmýzý haykýrmak için burada toplandýk. Hiçbir güç bizi onlarýn yolundan alýkoyamaz. Seyitlerin, zindan savaþlarýna dönüþtürdüðü tutsaklýklarý, iþçi sýnýfýnýn en önünde yürüttükleri TARÝÞ, BMC direniþleri ve idam sehpahasýný tekmelerken attýklarý ‘Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði’ sloganlarý bugün hala iþçi sýnýfý ve yurtseverlerin mücadelesinin yol göstericisidir. Bugün Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ý anmak demek faþizm karþýsýnda dimdik durmak demektir. 12 Eylül Faþizmi devrimcileri katlederek ancak bir süre soluklanmayý baþarabildi ama iþçi sýnýfýnýn sosyalizm mücadelesini, devrim yürüyüþünü engelleyemedi. Tümüyle kurumsallaþmýþ olan faþizmin sýnýf mücadelesini de ulusal mücadeleyi de geriye düþürmeyi baþaramadýðýný hepimiz biliyoruz. Bugün, Seyitlerin dostlarý ve yoldaþlarý olarak burada bulunuþumuz onlarýn mücadelesinin yaþamaya devam ettiðinin ve edeceðinin en büyük göstergesidir. Denizlerden Seyitlere Ýdamlar Bizi Yýldýramaz” denildi. Ardýndan 12 Eylül faþizmi tarafýndan idam edilen devrimcilerden Mustafa Özenç’in bir þiiri okundu. Atýlan sloganlarýn ardýndan Mezopotamya Kültür Merkezi’nden Koma Agire Zerdeþt etkinliðe ezgileriyle güç kattý. Müzik grubu üyeleri ezgilerini seslendirdiði sýrada sýk sýk 13 Mart savaþçýlarý nezdinde 12 Eylül döneminde idam edilen tüm devrimcileri selamladý. Koma Agire Zerdeþt son olarak “Çavbella” eserini seslendirdikten sonra etkinlik atýlan sloganlarla sona erdi. Basýn açýklamasýna BDSP, Ekim Gençliði, Ege 78’liler Derneði, Alýnteri ve 13 Mart Savaþçýlarýnýn dava arkadaþý Metin Saðdýç destek verdi. Mücadele Birliði/Ýzmir

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


ÝDAM EDÝLEN ÜÇ ÝÞÇÝ UNUTULMAYACAK!

Yeni Evrede

Anma

Mücadele Birliði

1982’de idam edilen üç iþçi Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar için 16 Mart günü Taksim’de bir anma yürüyüþü gerçekleþtirildi. Beyoðlu Tünel’de Genç Emekçiler Birliði (GEB) ve Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB), “13 Mart’ýn Cüretiyle Faþizmi Yýkalým” pankartý ile toplandý. Soðuk havaya ve yaðmura raðmen gerçekleþen coþkulu eylemde, idam edilen üç iþçinin resimleri ve Deniz Gezmiþ’in fotoðraflarý taþýndý. Tünel’den Taksim Meydaný’na kadar yürüyen gençlik sýk sýk “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Herþey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Haklarýn Mücadele Birliði”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Deniz Ýsyan Devrim”, “Denizler Yaþýyor Leninistler Savaþýyor”, “Seyitler Yaþýyor Leninistler Savaþýyor” sloganlarý attý. Yürüyüþ boyunca üç devrimci iþçiyi anan kuþlamalar yapýldý ve Taksim Meydaný’na gelindiðinde ölümsüzleþen devrim savaþçýlarý adýna saygý duruþunda bulunuldu, 13 Mart Savaþçýlarý marþý okundu. GEB ve DÖB adýna yapýlan ortak basýn açýklamasýnýnda “13 Mart 1982! Buca Cezaevi’nde sloganlar dinmiyor! Yoldaþlarý ve siper yoldaþlarý ‘Ýdamlar Bizi Yýldýramaz’ diye slogan atýyorlar. Sloganlarla uðurladýklarý bu topraklarýn idam edilen ilk iþçileri olan Seyit Konuk, Necati Vardar ve Ýbrahim Ethem Coþkun’dur. 13 Mart 1982’de þafak üç genç devrimci iþçinin

idamýna sahne oluyor. Yýllar önce lerinin izinden yürüdükleri için, idam seh1972’nin þafaðýnda Denizlerin idama gi- pasýna da onlar gibi çýkacaklar. Son sözlediþi gibi gidiyorlar. Yoldaþlarýnýn ve öncü- rini ve davaya olan baðlýlýklarýný haykýracaklar. Týpký Denizler gibi! 13 Mart 1982’de Üç genç devrimci iþçi Seyit Konuk, Necati Vardar ve Ýbrahim Ethem Coþkun iþçi sýnýfýnýn gururu ve onuru oldular” denildi. Ayrýca 1980 faþist darbesinin iþçi sýnýfýný gözaltýnda kaybetmelerle, idamlarla dize getirmeye çalýþtýðýný ama öfke ve kini üzerilerine topladýðýnýn altý çizildi. “Onlar idam sehpasýnda ‘Yaþasýn Kürt- Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði’ diyerek halklarýn faþizme karþý zaferinin birleþik mücadeleden geçtiðini bizlere söylemiþlerdi. Ve bugün olanlar yoldaþlarýn söylediklerini doðruluyor. Tüm bunlardan dolayý iþçi sýnýfý ve gençlik 13 Mart 1982’de idam edilen üç genç devrimci önderi unutmayacak. Unutturmayacak!” denilen açýklama, “Yine faþizm tüm bunlardan dolayý yoldaþlarýmýzý unutmuyor ve onlarýn idamdan önce yazdýklarý son mektuplarýný ailelerine vermeyerek, 13 Martçýlarýn yarattýðý korkuyu itiraf etmiþ oluyorlar! Bu mektuplar iþçi sýnýfýnýn kültür mirasýdýr ve onlarý alacaðýz. Hiçbir güç iþçi sýnýfýnýn yarattýðý deðerleri yok edemez!” diyerek sona erdi. Eylem sonuna doðru, Ýstiklal Caddesi’nden Taksim Meydaný’na yönelmiþ olan Kasýmpaþa taraftarlarý, küfürlü faþist sloganlarla provokasyon yaratmak istedi. Çevik kuvvet polisleri de kordon oluþturarak iki kitleyi birbirinden ayrý tutmaya çalýþtý. Eylem sloganlarla sona erdi. 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

21


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

ÝÞÇÝLER DÖNECEK SÖZLEÞME BÝTECEK

2 Mart günü Hava Ýþ Sendikasý önünde THY iþçileri ile birlikte Mücadele Birliði Platformu, Devrimci Ýþçi Komiteleri ve bir çok siyasi parti temsilcisi toplandý. Sendika önünden baþlayan yürüyüþte yol trafiðe kapatýlarak sýk sýk “Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Ýþçiler Dönecek Sözleþme Bitecek”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarý atýldý. Bakýrköy Özgürlük Meydaný’nda Emekçi Kadýnlar adýna yapýlan konuþmada emekçi kadýnlarýnýn mücadelesinin önemi vurgulandý ve 8 Mart’ta Taksim’de yapýlacak olan yürüyüþe tüm emekçiler davet edildi. Ýþçiler adýna konuþma yapan THY iþçisi Ezgi Özgüven, “Bu aþamadan sonra alýnacak grev kararý ve bu nedenle oluþacak olumsuzluklarýn tek sorumlusu THY yönetimi olacaktýr” diye konuþtu. Basýn açýklamasýndan sonra eylem, slogan ve halaylarla sona erdi. Hava-Ýþ Sendikasý üyeleri, Habertürk gazetesi köþe yazarý Güntay Þimþek’in, “THY’de Kritik Son Bir Ay” baþlýklý köþe yazýsýný protesto etmek amacýyla Taksim’deki Habertürk binasý önünde eylem yaptý. “THY Direniþimizle Ýlgili Yaptýðý Yalan Yandaþ Haberi Nedeniyle Habertürk Gazetesini Kýnýyoruz” yazýlý pankart açarak Taksim Meydan’ýndan Habertürk Genel Merkezi önüne yürüyen Hava-Ýþ üyelerinin eylemine Türk-Ýþ Bölge temsilcileri, Mücadele Birliði Platformu ve çeþitli siyasi yapýlar da katýlarak destek verdi. Eylemde konuþan Hava-Ýþ Genel Baþkaný Atilay Ayçin, 291 gündür sürdürdükleri mücadelede yer alan kurumlara teþekkür etti. “Ýþte bunlar sermaye basýnýnýn ‘marjinal sol örgütler’ olarak saydýðý partiler ve siyasetlerdir. THY iþçilerinin mücadelesinin yanýnda olan ‘bu marjinal sol örgütler’, ‘bu devrimci örgütler’ her zaman olduðu gibi basýnýyla birlikte bizlerin yanýnda, arasýnda, bizler bu marjinal örgütlerin yanýmýzda aramýzda olmalarýndan her zaman onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz” dedi. Ayçin, Habertürk yazarýna “Sen ve senin gibiler satýlmýþsýnýz. Sizin boynunuzda ‘Satýlýktýr’ tabelasý var. Eðer sende yürek varsa 291 gündür iþini kaybetmiþ insanlarýn acýlarýný, iþten atýlan 10 bin iþçiyi yaz. Kârýnýn üstüne kâr katmak için çalýþanlarýný sömüren þirket yönetimini, dünyanýn en çok uçuþunu yapan ama en az dinlenen hava yolu çalýþanlarýnýn THY çalýþanlarý olduðunu yaz”

22

dedi. THY’de 16.000 iþçinin bugün toplu iþ sözleþmesinde grev hakkýnýn yeniden kazanýlmýþ olmasýnýn 305 iþçinin eylemiyle gerçekleþtiðini söyleyen Ayçin, önümüzdeki günlerde grev oylamasýnda gerekli cevabý havayolu patronlarýna 16000 havayolu iþçisinin sandýkta vereceðini belirtti. THY iþçileri sloganlarla bir süre daha Habertürk ve Güntay Þimþek’i protesto ettikten sonra Atatürk Havalimaný’na döndüler. 16 Mart Hava Ýþ Sendikasý önünde bir araya gelen THY iþçileri Bakýrköy Özgürlük Meydaný’na “THY ve Teknik AÞ’den Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn” pankartý ile yürüdüler. THY iþçileri adýna açýklama yapan Serdar Süslü, “Biz haklý mücadelemizden bu tür saldýrýlarýn olabileceðini kamuoyuna daha önce paylaþmýþtýk. Bu tür karalama giriþimlerinin mücadelemizden engel olabileceðini sananlarýn sonunun ne olduðunu THY’nin gelmiþ geçmiþ yönetici tarihi nedir baksýnlar görürler. Vicdanýný ve adalet duygusunu yitiren hiçbir THY yönetimi, THY iþçilerini ve Hava Ýþ sendikasýný satýn alamamýþtýr. Bugünde satýn alamayacaklardýr” dedi. Açýklamanýn ardýndan, Belediye Ýþ, Dev Saðlýk Ýþ ve Süleyman Çelebi birer kýsa konuþma yaparak dayanýþma mesajlarý verdi. Eylem atýlan sloganlarla ve çekilen halaylarla sona erdi.

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

HEY TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝ EYLEMDE, ÝÞGALDE

Hey Tekstil iþçileri 28 Þubat günü yine saat 12.45’te Kanyon AVM önünden TOBB binasý önündeki polis barikatýna yürüyüþ yaptý. Polis barikatýnýn önünde pankartlarýný açýp sloganlarla taleplerini haykýrdýlar. Hey Tekstil iþçisi Zeki Gördeðir basýn açýklamasýný yaptýktan sonra bir konuþma yaptý. Aynur Bektaþ’ýn TBMM’den ödüllü TOBB Kadýn Giriþimciler Kurulu Baþkaný olduðunu hatýrlatan Gördeðir, yanýna hükümeti de alarak iþçilerin tüm kazançlarýna göz diktiðini, yýllar boyu iþçilerin çalýþarak hakettiði kýdem tazminatlarýný ödemek istemeyen Aynur Bektaþ gibi patronlar için kýdem tazminatý haklarýný ortadan kaldýrmaya çalýþtýklarýný belirtti. Hey Tekstil iþçileri olarak 384 gündür

eylemde olduklarýný belirten Gördeðir, emeði ve alýnteri çalýnan ilk iþçiler olmadýklarýný, bu düzene karþý durmazlarsa son iþçiler de olmayacaklarýný bildikleri için eylemleri boyunca farklý sektörlerden iþçilerle birlikte mücadele verdiklerini ve zafere ulaþmak için iþçi dayanýþmasýnýn önemini kavradýklarýný ifade etti. Zeki Gördeðir sözlerini “Direniþimiz boyunca öðrendiðimiz þey þudur: Zafer sokakta direnerek kazanýlýr. Ve bizler de haklarýmýzý almadan bu alanlardan git-

meyeceðiz” diyerek tamamladý. Hey Tekstil iþçileri Kanyon Alýþ Veriþ Merkezi önüne geri dönerek yarýn ayný yer ve saatte buluþmak üzere alandan ayrýldýlar. Hey Tekstil iþçileri, 7 Mart akþamý fabrikayý iþgal etti. Saatlerce fabrikada kalan iþçiler, patron Süreyya Bektaþ’ýn fabrikadan çýkmasýna izin vermediler. Alacaklarýn tahsili konusunda taraflarýn avukatlarýnýn da bulunacaðý bir toplantý yapýlmasýna dair söz verilmesi üzerine 22.30’da iþgali sona erdiren iþçiler, Süreyya Bektaþ’ý serbest býraktýlar. Eylem sýrasýnda fabrikaya çok sayýda polis, bir TOMA aracý ve ekip arabalarý geldi. Ýþçiler alacaklarý ödenmezse, eylemlerine devam edecekler.

KAZOVA TEKSTÝL ÝÞÇÝLERÝNDEN ÞÝÞLÝ’DE YÜRÜYÜÞ

31 Aralýk günü 4 aylýk maaþlarý ve tazminatlarý verilmeden iþten atýlan 90 Kazova Tekstil iþçisi haklarýný alabilmek için hukuksal süreci baþlatmýþlardý. Kazova Tekstil iþçileri 6 Mart günü Þiþli Camii önünde saat 13.00’de bir araya gelerek, Kazova Tekstil Fabrikasý önüne yürüyerek bir basýn açýklamasý yaptýlar. Sloganlar atarak Kazova Tekstil Fabrikasý önüne gelen iþçiler adýna basýn açýklamasýný Songül Kara okudu. 65 yýllýk köklü bir firma olmasýyla övünen ve MRCO, Polo, Bisse, Sarar, Mark&Spencer, Vakko gibi büyük firmalara iþ yapan Kazova Trikotaj tarafýndan hiçbir haklarý verilmeksizin iþten atýlarak açlýða mahkum edildiklerini belirten iþçiler, “Kazova patronlarý biz iþçiler emeðimiz için çalýþýrken bizlere hakaret etmiþ, silah çekmiþ ve

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

tehdit etmiþtir. Bizlere zorla mesai yaptýrmýþtýr. Þimdi alýnterimizin karþýlýðý haklarýmýzý lüks içinde yaþayarak yemektedir. Haklarýmýzý Kazova patronlarýna yetirtmeyeceðiz.” diyerek sloganlarla iþten atýlmalarýný protesto ettiler. Hergün onlarca iþçi, iþ kazasý adý altýnda iþ cinayetlerinde kurban olurken devletin patronlarýn yanýnda yer aldýðýný belirten iþçiler “Biz iþçiler beþ kuruþ verilmeden iþten atýldýðýmýzda da devlet yine patronlarýn yanýnda yer almaktadýr. Patronlar hayali ihracatla ceplerini doldururken delvet yine patronlarýn yanýndadýr. Ýþçilerin payýna ise yine gaz ve polis copu düþmektedir. Bizler direnen Kazova iþçileri olarak haklarýmýzý alýncaya kadar direnmeye devam edeceðiz” diyerek sloganlarla eylemlerini sonlandýrdýlar.

23


Yeni Evrede

Sokaklar

KATLÝAMLARDA YÝTÝRDÝÐÝMÝZ CANLARI ANIYORUZ

12 Mart Gazi Ayaklanmasýný selamlamak ve 12 Mart faþist darbesini protesto etmek için 12 Mart günü Adana’da bir eylem gerçekleþtirildi. Eylem saat 18.00’da 5 Ocak Meydaný’nda toplanýlarak baþladý. Mücadele Birliði olarak bizler de flamalarýmýz ve 13 Mart 1982’de idam edilen 3 iþçi yoldaþýmýzýn resimlerinin olduðu dövizlerimizle eyleme katýldýk. Sloganlar eþliðinde pankartý açarak Ýnönü Parký’na yürümek isteyen kitlenin önüne polis barikat kurdu. Yürüyüþ yapýlacak yolu trafiðe kapatan polis, saatin geç olmasý ve trafiðin engellenmesini bahane ederek, yürüyüþe izin vermeyeceðini söyledi. Polis ile yapýlan görüþmeler sürerken eylemciler “Bir Adým Atalým, Barikatý Yýkalým”, “Gazi Faþizme Mezar Olacak”, “Gazide Düþene Dövüþene Bin Selam”, “Yaþasýn Gazi Ayaklanmasý”, “Hesaplaþma Günü Korkunç Olacak”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Dün Maraþ’ta Bugün Gazi’de Çözüm Faþizme Karþý Savaþta” sloganlarýný atarak barikatý zorladý. Yapýlan görüþmelerden sonra tek sýra halinde Ýnönü Parký’na yürüneceði söylendi. Yolun kenarýnda yürüyüþe baþlayan kitle daha sonra caddeye inerek, yürüyüþünü fiili olarak gerçekleþtirdi. Polisin tüm uyarýlarýna raðmen yolu tamamen trafiðe kapatarak Ýnönü Parkýna gelen kitle adýna Güven Boða basýn açýklamasýný okudu. “12 Mart 1995’te Ýstanbul Gazi Mahallesinde yapýlan katliamýn üzerinden 18 yýl geçti. 1995 yýlýnda alevi yurttaþlarýmýza karþý kontrgerillanýn tertiplediði saldýrýda 22 kiþi hayatýný kaybetti. Gazi katliamý, bin yýldýr Alevilere uygulanan soykýrýmýn bir parçasýdýr. Katliamý yapan güçleri koruyanlar için göstermelik bir dava açýlmýþtýr. Tarihi, darbeler, tertipler, katliam ve provokasyonlar tarihi olan Türkiye’de darbe karþýtý ve maðduru görünümüne raðmen, Kanlý Pazar, 16 Mart, Gazi, Sivas, Çorum, Maraþ, Roboski katliamlarýný araþtýrmayý bile akýllarýndan geçirmeyen, siyasi cinayetleri, ‘faili meçhul2 cinayetleri ve toplu mezarlarýn akýbetini soruþturmayan AKP hükümeti, Ergenekon’u ve derin devleti açýða çýkaracaðýný iddia etmektedir” diyen Boða sözlerini, “Gazi ve Ümraniye katliamýnda ve tüm katliamlarda yitirdiðimiz canlarý saygýyla anýyoruz” diyerek bitirdi.

Mücadele Birliði

HALEPÇE KATLÝAMI UNUTULMADI

Halepçe katliamý 25. yýlýnda YAKAY DER tarafýndan protesto edildi. 16 Mart günü Bakýrköy Özgürlük Meydaný’nda bir araya gelen Yakýnlarýný Kaybedenler Derneði (YAKAY DER) üyeleri Halepçe katliamýný protesto etti, katliamýn fotoðraflarýný ve ölen kiþilerin resimlerini taþýdý. YAKAY DER adýna basýn açýklamasýný okuyan Vedat Demir, Halepçe’de katledilen ve Ortadoðu’da devlet eliyle gerçekleþtirilen tüm katliamlarýn tüm kurbanlarýný saygýyla andýklarýný söyledi. Demir, “Neden önemlidir katliamlarý, hakikati hatýrlamak? Canlar geri geleceði, acýlar dineceði için deðil; bizler katliamlarýn bir daha yaþanmamasý için katliamlarý unutmadýðýmýzý, unutmayacaðýmýzý haykýrýrýz” diye konuþtu. Demir sözlerine “Üstelik bir ile iki ile sýnýrlý deðildir katliamlar Ortadoðu’da, öyle ki bir taziyeler ayýdýr Mart: Beyazýt, Halepçe, Gazi, Qamiþlo... Mart ile bitmez, aylara taþar zulüm, yýllara uzar, faili meçhul cinayetler, göz altýnda kayýplar olur, o da yetmez yaný baþýmýza gelir, Roboski olur 2011’de doymak bilmez kana susamýþ devlet” diyerek devam etti. Demir son olarak “Beyazýt, Halepçe, Gazi, Qamiþlo katliamlarý ile Roboski katliamý olmak üzere devlet eliyle gerçekleþtirilmiþ tüm katliamlarý kýnýyor ve diyoruz ki: acýmýz derin, kararlýlýðýmýz kesindir: Katliamlarý unutmayacaðýz, unutturmayacaðýz” diye konuþtu.

MÊRDÎN VE QOSER’DE NEWROZ

Mêrdin merkezde Newroz 17 Mart Pazar günü, Yeniþehir Taksi duraðý Newroz Alanýnda toplanan binlerce kiþi tarafýndan kutlandý. Newroz kutlamasýnda Kürtçe, Süryanice, Arapça ve Türkçe olmak üzere dört dilde anonslar yapýldý. BDP Mêrdîn milletvekili Erol Dora mitingte bir konuþma yaptý. Sonrasýnda Hatay’dan gelen müzik grubu Arapça parçalar seslendirirken 13 yaþýndaki Mazlum Doðan Sürer saz eþliðinde söylediði Kürtçe-Türkçe parçalarla alanda duygusal anlar yaþattý. Coþkuyla geçen Newroz kutlamasý yaðan yaðmurdan dolayý erken sona erdirildi. Qoser’de 18 Mart Pazartesi günü düzenlenen kutlamalarý için alana binlerce kiþi akýn etti. Kutlama öncesinde platforma asýlan Öcalan posterinin indirilmesini isteyen polisler, posterin indirilmemesi halinde halkýn alana alýnmayacaðýný söyledi. Tertip komitesi ve BDP ilçe örgütü-

24

nün polisle yaptýðý görüþmeden sonra poster indirilmeden halk alana alýndý. Alanýn tamamýný sarý-kýrmýzý-yeþil renkler ve Kürdistan bayraklarý kapladý. Newroz kutlamasý; 3 yýldýr KCK davasýndan tutuklu olan Qoser belediye baþkaný Ferhan Türk’ün halký selamlamasýyla baþladý. Sonrasýnda ise Mêrdîn milletvekili Ahmet Türk bir konuþma yaptý. Bu arada kýsa bir süre yaðmur yaðdý. Buna raðmen kimse alaný terketmedi.

231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

Yapýlan konuþmalardan sonra sýrasýyla; Koma NÇM, Koma Laleþ ve Hozan Xeyrî sahne aldýlar. Ancak herkesin beklediði bir isim vardý; Serhado. Serhado hem söylediði parçalar hemde konuþmalarýyla halký coþturdu. Özellikle son dönemdeki ‘barýþ süreci’nin aldatýcýlýðý üzerinde durdu. Buna alandaki binler sloganlarla destek verdi. Serhado’dan sonra Newroz kutlamasý sona erdirildi. Newroz Kurdistan’ýn neredeyse her il, ilçe ve köyünde yakýlan ateþlerle “Öcalan’a Özgürlük, Kürtlere Statü” þiarýyla kutlandý, kutlanmaya devam ediyor. Ancak gerek kutlamalar sýrasýnda olsun gerekse de öncesinde ve sonrasýnda olsun herkesin aklýnda tek yer var; Amed Newroz’u. Özellikle bu yýl için ayrý bir önem verilen Amed Newrozuna bir milyondan fazla katýlým bekleniyor. Mücadele Birliði/ Qoser- Mêrdîn


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

NEWROZ COÞKUYLA KUTLANDI

Ýzmir’de Newroz Kutlamalarý 17 Mart Pazar günü Buca Hipodrom alanýnda yapýldý. Kutlamalara aralarýnda Mücadele Birliði Platformu’nun da bulunduðu birçok devrimci yapý ve demokratik kitle örgütü Þirinyer Tansaþ önünden yapýlan bir yürüyüþle katýldý. Mücadele Birliði Platformu eyleme “Denizlerden Mazlumlara Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði” pankartýyla katýldý. Yürüyüþ sýrasýnda Mücadele Birliði Platformu sýk sýk “Newroz Piroz Be”, “Biji Newroz”, “Yaþasýn Devrim Ve Sosyalizm”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Kürdistan Faþizme Mezar Olacak”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Faþist TC Kürdistan’dan Defol”, “Denizlerden Mazlum’a Selam Olsun Newroza” sloganlarý atarken, faþizmi teþhir eden ajitasyon konuþmalar da yapýldý. Newroz kutlamalarý Newroz ateþinin yakýlmasý ve saygý duruþuyla baþladý. Kutlamalar sýrasýnda tertip komitesi ve BDP Ýzmir Ýl Örgütü adýna konuþmalar yapýldý. Konuþmalarýn ardýndan ezgilerini seslendirmek üzere sahneye Koma Gula Herzan davet edildi. Ardýndan Þýrnak BDP Milletvekili Hasip Kaplan sürece dair bir konuþma yaptý. Halaylarýn ve türkülerin ardýndan Newroz kutlamalarý sona erdi. Mücadele Birliði / Ýzmir

ADANA NEWROZ’U

Newroz

Newroz Adana’da 17 Mart günü kutlandý. Halk sabah saatlerinde kutlama yapýlacak olan Karasu kavþaðýna akýn etmeye baþladý. Analar geleneksel kýyafetlerini kuþanarak olanca coþkularýyla alaný doldurdular. PKK bayraðý ve Abdullah Öcalan resminin olduðu bayraklar taþýnýyordu. Etkinlik PKK marþý eþliðinde saygý duruþu ile baþladý. Ardýndan etkinliðin ilk konuþmasýný BDP Adana Ýl Baþkaný Uður Bayrak yaptý, 2013 yýlý Newroz’unun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt halkýna statü þiarý ile gerçekleþtirildiðini, fakat 2014 yýlý Newroz’unun Öcalan’ýn “özgürlük yýlý” olacaðýný vurguladý. Bu yýlýn “Newroz finali”nin Diyarbakýr’da yapýlacaðýný hatýrlatan Bayrak, “Amed Öcalan’a özgürlüðü haykýrdýðý alan olacak” diye kaydetti. Meþalenin yakýlmasý ile kitlenin coþkusu ikiye katlanýrken, sýk sýk Öcalan ve PKK lehine sloganlar atýldý. Yerel müzik grubunun sahne almasý ile devam eden Newroz mitinginde BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak bir konuþma yaptý. Kürt, Türk, Arap ve tüm halklara Newroz mitingine katýldýklarý için “hoþgeldin” diyerek baþlayan Bozlak, Newroz’un Kürt halkýnýn tarihi için anlam ve önemini anlattý. 1989 yýlýndan bu yana Kürt halký olarak alanlarda olduklarýný ve olup bitenlere hep beraber tanýklýk ettiklerini dile getiren Bozlak, “Ortadoðu coðrafyasýnda özelde de Kürdistan coðrafyasýnda geçmiþten bu yana savaþlar eksik olmadý. Bu coðrafyada hiç bir dönem akan kan durmadý. Bu coðrafyada zulmedenler oldu, haksýzlýk yapanlar oldu, adaletsiz davranan önderler oldu. Ne zamandan beri zalim Dehak’tan beri oldu. Bu coðrafyada Dehaklar yaþadý. Ama bu coðrafyada zalime karþý zalim Dehak’a karþý direnen Demirci Kawalar da oldu” dedi. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan sahne Ferhat Tunç’a býrakýldý. Etkinlik coþkulu halaylarla sona erdi. Mücadele Birliði / Adana

ANKARA’DA NEWROZ

Newroz Bayramý, 17 Mart’ta birçok merkezde olduðu gibi binlerce kiþiyle Ankara’da da tüm coþkusuyla kutlandý. Saat 11.00’den itibaren Ankara BDP il örgütleri, HDK bileþenleri, KESK Ankara Platformu ve birçok devrimci yapý Toros Sokak’ta toplanmaya baþladý. Yürüyüþün baþlamasýyla önde BDP Ankara il örgütleri olmak üzere kortejler oluþturuldu. Mücadele Birliði Platformu da “Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký” pankartýyla kortejde yerini alarak “Yaþasýn Türk-Kürt Halkýnýn Mücadele Birliði”, “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek” sloganlarýyla yürüyüþe katýldýlar. Yürüyüþ boyunca halk “Be Serok Jiyan Nabe”, “Biji Newroze”, “Newroz Piroz Be” sloganlarý atarak coþkuyla Kolej Meydaný’na doðru ilerlediler. Arama noktasýna gelindiðinde baþta Kürt halký ve gençleri polisi tanýmayarak arama noktalarýna takýlmadan akýn akýn meydana geldi. Kolej Meydaný’nda gelenleri halaylarla karþýlayan kitle daha sonrasýnda Newroz ateþini yaktý ve saygý duruþunun ardýndan BDP Ankara Ýl Eþ Baþkanlarý Meral Vuranok ile Ahmet Aday Kürtçe ve Türkçe bu Newrozun öncekilerden daha baþka olduðunu, barýþa hiç bu kadar yakýn olmadýklarýný söylediler. Daha sonrasýnda BDP Muþ Milletvekili Sýrrý Sakýk barýþ sürecine dair konuþma yaptý. Açýklamalarýn ardýndan miting halaylarla son buldu. Ankara Mücadele Birliði Platformu 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

25


NEWROZ PÎROZ BÊ

Yeni Evrede

Newroz

Ýstanbul Newroz’u Kazlýçeþme Meydaný’nda yüzbinlerce kiþiyle gerçekleþti. Bu yýl “Demokratik Çözüm Öcalan’a Özgürlük” þiarýyla baþlayan Newroz, 2012 Newrozunda katledilen Hacý Zengin’e adandý. 17 Mart günü yapýlan Newroz Mitingine BDP Eþ Baþkaný Selahatin Demirtaþ, Ýstanbul Milletvekilleri Sabahat Tuncel, Sýrrý Süreya Önder ve Emeðe Ezgi, Serhado, Mikail Aslan, Xemgin, Ayþenur Kolin, MKM katýldý. Sabahýn erken saatlerinde miting alanýna akan Kürt ve Türk halký, Keskü Sor-u Zerli bayraklar ve Öcalan posterleri taþýndý. Miting alanýnda da sýk sýk “Býji Serok Apo”, “Biji Newroz” sloganlarý atýldý. Öðle saatinde ilk açýlýþ konuþmasýný tertip komitesi adýna yapan Mehmet Þahin Tertemiz Newrozun önemine dikkat çekerek, mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiðini söyledi. Tertemiz, Rojova Devrimini de selamladý. Ardýndan Emeðe Ezgi sahne aldý ve Kürtçe-Türkçe marþlarý ile kitleyi coþturdu. BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, HDK Yürütme Kurulu üyeleri ve Ýstanbul Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sýrrý Süreyya Önder ile BDP Ýstanbul Ýl Eþ Baþkaný Asiye Kolçak sýrayla konuþmalarýný gerçekleþtirmek için sahneye çýktýlar. BDP Ýl Eþ Baþkaný Asiye Kolçak, “Mazlumlarýn, Sakinelerin, Berivanlarýn, Rohanilerin yaktýðý ateþ yolumuzu aydýnlatmaya devam ediyor. Onlar güneþin yoldaþlarýydý. Onlarýn yaktýðý ateþi söndürmeyeceðimize söz veriyoruz” dedi. Milletvekili Sýrrý Süreyya Önder, “Biz bir mücadelenin sonuna gelmedik. Biz bir mücadelenin en acý bölümünün, yakýcý bölümünün sonuna geldik. Bundan sonrasý artýk yeni Türkiye’yi bütün halklarla inþa etmenin zamanýdýr. Demokratik, yeni Türkiye’yi mazlumlarýn bütün emekçilerin mücadelesiyle inþa edeceðiz. Biz, siz bizi kabristanlarla mý korkutacaksýnýz biz orayý gülistana çeviririz, alanlarý Newroz, 1 Mayýs alanlarý yaparýz dedik. Ýþte buradayýz. Bu barýþ onun eseridir. O nedenle kutlu ol-

26

Mücadele Birliði

sun. Bu barýþ iradesini güvercin kasaplarýnýn eline doldurtmayacaðýz” dedi. BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel “Bu süreç dýþarýdan izleyeceðimiz bir süreç deðil, tam da içinde olacaðýmýz bir süreç. Belki bizi çözüme, barýþa götürecek. Biz buna inanýyoruz. Çözüm ve barýþ dýþarýdan izleyerek olmaz, sokakta mücadele ederek olur” dedi. Mitingde son konuþmayý yapan BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ da “Bu sürecin iradesi, bu sürecin çözüm dili, bu sürecin fotoðrafý budur. Çözüm nasýl olacak diyenlere iþte Kazlýçeþme Meydaný... Bütün ezilenler el ele vermiþler. Ýþte bütün ötekiler, iþte yüz binler çözümün anahtarý 231. Sayý / 20 Mart - 3 Nisan 2013

budur diyorlar. Bu süreçten ne çýkacak diyenler, bu fotoðrafý dikkatle izlesinler. Bu meydanda Türküyle, Kürdüyle, Ermenisi, Süryanisi, Lazý, Çerkesiyle, kadýný erkeðiyle öðrencisi emekçisiyle bir arada, kendi diliyle, kimliðiyle, kültürüyle bayraðýyla, rengiyle yan yana yaþamaktýr çözüm. Ýþte çözüm Kazlýçeþme Meydaný’ndaki duruþtur” dedi. Demirtaþ konuþmasýnýn devamýnda “Kürt halký bu topraklarda, eþitçe, birlikte yaþamak istiyoruz, dilimizle, kimliðimizle, kültürümüzle bu ülkenin sýnýrlarý içinde çözüm geliþtirilmesini istiyoruz diyor ve siz buna karþý çýkýyorsanýz daha demokratik bir model önermeniz lazým. Eðer çözüm öneriniz yoksa susun, yerinizde oturun. Bari gölge etmeyin, bari insanlarý kýþkýrtmaya çalýþmayýn” Demirtaþ son olarak “Rojava’da bir devrim süreci yaþanýyor. Rojava’da halk kendi örgütlü, kararlý iradesiyle gün be gün kendi geleceðini örüyor. Örgütlü olmazlarsa savrulup gidecekler. Ýþte örgütlü bir halkýn neler yapabileceðinin en güçlü göstergesidir Rojava. Orada devrimi ilmek ilmek ören Kürt gençlerine, kadýnlarýna, bütün devrimcilerine selam gönderiyorum, onlarýn da Newroz’u kutlu olsun diyorum. Yine bugün rehin olarak tutulan bütün siyasetçi arkadaþlarýma Newroz meydanýndan sýcak selamlarýmýzý gönderiyoruz. Bir sonraki Newroz’da bu meydanda bizlerle olacaklar, bunun sözünü veriyoruz. Mücadelemizle, direniþimizle bütün zindanlarý boþaltacaðýz, rehine pazarlýðý yapýlacak bir alan olmaktan çýkaracaðýz. Demokratik siyasetin kanallarýný aça aça kendi çözümümüzü kendi ellerimizle gerçekleþtireceðiz” dedi. Miting’de konuþmalardan sonra müzisyenler Mikail Aslan, Ayþenur Kolin, Serhado sahne aldýlar. Newroz mitingi sona erdikten sonra daðýlan kitleden bir gruba Zeytinburnu’nda faþist saldýrý gerçekleþti. Saldýrýda ikisi aðýr 6 kiþi yaralandý ve Zeytinburnu Avrasya Hastanesi, Çapa Týp Fakültesi Hastanesi ve Yedikule Göðüs Hastalýklarý Hastanesi’ne kaldýrýldýlar.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.