s235

Page 1



Yeni Evrede

Başyazı

Mücadele Birliði

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE EMEKÇÝLERÝN KURTULUÞUNU ÇABUKLAÞTIRIR

O

laylar durmadan çeþitlenip, geniþleyip büyürken, burjuva iktidar olaylarý uç noktaya götürüyor. Böyle yapmakla, karþýtlýklarý ve çatýþmalarý derinleþtiriyor. Çeliþkilerin derinleþip, keskinleþmesi, emekçilerin ve halklarýn baþkaldýrýlarýný daha ileriye getirmesini saðlýyor. Sermayenin büyümesi ve tekellerde yoðunlaþmasýnýn zorunlu sonucu, emekçilerin koþullarýnýn her yönden kötüleþmesidir. Çalýþan bireylerin yaþamý asgari düzeyin altýna düþmüþtür. Zenginliðin artýþýyla birlikte, emekçilerin yoksulluðu da artmýþtýr. Halk kitleleri zenginlik içinde yoksulluk çekiyor. Çalýþanlarýn çalýþmayanlara baðýmlýlýðý artýyor. Bütün bu geliþmelerin kaçýnýlmaz sonucu biriken öfke ve artan ayaklanmalardýr. Açlýk, yoksulluk, iþsizlik yalnýzca kriz sýrasýnda ortaya çýkan geçici bir durum deðil, toplumun kapitalist özel mülkiyet temelinde örgütlenmesinin bir sonucudur. Ýþsizlerin varolmasý, daima kapitalistlerin iþine gelir. Ýþsizlerin sayýsý ne denli fazla ise, çalýþanlarýn ücretleri de o oranda düþer. Çünkü ücretlerin durumu, yani düþmesi ya da yükselmesi iþsiz nüfusun oranýna baðlýdýr. Ýþsizlik kapitalistlere servet getirirken, iþsiz iþçilere ise her türlü geçim arasýndan yoksun olmayý getiriyor. Ýþsiz kalmanýn bir emekçi için ne demek olduðunu anlamak için çalýþanlarýn iþsiz kaldýklarýnda, iþten atýldýklarýnda gösterdikleri tepkiye bakmak yeterlidir. Kapitalizmin geliþme yasasý, daha çok iþçinin iþsiz kalmasý yönünde iþler. Sermaye daha az elde toplandýkça sabit sermaye yatýrýmlarý denilen, makine, ulaþým, iletiþim araçlarýna ayrýlan payýn artmasý ve iþçilere ayrýlan fonun azalmasý yani, daha fazla iþçinin iþsiz kalmasý demektir. Þirket birleþmeleri ya da tekellerin birleþmeleri çalýþan kitleleri vurur. Birçoðu iþten atýlýrken, kalanlarý ise düþük ücret, aðýrlaþtýrýlmýþ çalýþma koþullarý ve artan baskýlara uðrar. Sermaye çalýþanlara iþten atma tehdidiyle kendi diktasýna boyun eðdirir. Çalýþan yýðýnlar, sermayenin kendilerine yönelik þiddetli saldýrýlarý, ücretlerin düþürülmesi ve kitlesel iþten çýkarmalar karþýsýnda sessiz kalamazlardý ve kalmadýlar. Uzun süredir kapitalist ülkeler, iþsiz iþçilerin büyük eylemleriyle sarsýlýyor. Ýþsizlerin eylemleri kapitalistlerin en büyük korkusu oldu; çünkü bu eylemler, artýk doðrudan kapitalist kuruluþlara yöneliyor ve burjuva egemenliðini tehdit ediyor. Burjuva toplumun çeliþkileri ve karþýtlýklarý, kriz sýrasýnda þu üstüne çýkar. Onun sýnýf-

lý doðasý kendini belirgin olarak açýða vurur. Ekonomik krizler sýrasýnda, iþten çýkarýlma kitlesel boyut kazanýr, çalýþanlarýn yaþam koþullarý iyice kötüleþir, son büyük bunalýmda görüldüðü gibi, korkunç bir bunalýmý emekçilerin korkunç sefaleti izler, sýnýf karþýtlýklarý daha da derinleþir ve keskinleþir: bununla birlikte yýðýnlarýn baþkaldýrýlarý yaygýn bir duruma gelir. Ekonomik krizlerle devrimlerin baðý dünyayý sarsan eylemlerle kendini ortaya koymuþtur. Tarihsel, toplumsal süreçlere, edilgen evrimciler olarak bakanlar, bu aðýr ekonomik bunalým sýrasýnda iþçi sýnýfýnýn, ezilen ve sömürülenlerin eylemlerinde nasýl bir patlama yaþandýðýný ve nasýl ani, hýzlý ve sýçramalý bir geliþim göstererek tüm yeryüzüne yayýldýðýný açýklayamazlar. Daha önceleri Avrupa ve Amerika’da durumun kýsa sürede deðiþmeyeceðini ileri sürenler, bu kýtalarda, devrimci durumun geliþimi ve tüm ülkeleri sarsan eylem dalgasýnýn büyük bir yükseliþ göstermesi karþýsýnda hayretler içinde kaldýlar. Hiçbir ülkenin sanýldýðý gibi devrimci kitle eylemleri karþýsýnda dayanýklý olmadýðý, hiçbirinin devrimden çok uzak olmadýðý ortaya çýkmýþtýr. Devrimci durum koþullarýnda devrim olasýlýðý her zaman vardýr. Ýþçi sýnýfý, toplumu derinden etkileyen yýðýnsal eylemlere nasýl yaklaþmalý? Devrimci sýnýfýn bu konuda bakýþ açýsýný belirlemek, sürecin geleceði açýsýndan çok önemlidir. Emekçi sýnýf, sýnýf iliþkilerindeki deðiþime dayanarak, sýnýf mücadelesini toplumun dönüþümüne vardýrmak zorundadýr. Emeðin, dolayýsýyla toplumun yeniden örgütlenmesi temel hedef olarak konulmalýdýr. Proleter sýnýf, nesnel koþullar ne denli uygun olursa olsun, yeni topluma ancak sýnýf mücadelesi ve toplumsal devrimle varýlacaðýnýn bilincindedir. Kapitalist dünyadaki büyük eylem dalgasý, verilen mücadelelerin kesinlikle devrime vardýrýlmasý, sonuç alýnan noktaya dek götürülmesi gerektiðini yeterince öðretmiþtir. Hareket devrim hedefiyle daha ileri gidebilir. Kapitalizmin tüm sýnýrlý doðasýna karþýn üretici güçlerin evrensel geliþmesi, bu toplumsal sistem altýnda büyük ilerleme gösterdi. Tam da üretken güçlerin evrensel geliþmesi sonucudur ki, burjuva üretim biçimini daðýlmaya sürüklemiþtir. Ekonomik kriz, bu toplumsal biçimin üretken güçleri hapsettiðini bariz olarak gözlerin önüne sermiþtir. Maddi koþullarýn geliþkinliði yeni toplumun koþullarýný oluþturur. Kapitalistlerin niteliklerinden kurtarýlmýþ toplumsal üretici güçlerin serbest, engelsiz, ilerici ve evrensel geliþimi yeni ve 235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

daha yüksek toplumun koþulu olur. Kapitalist üretimin geldiði ve her seferinde gelmek zorunda olduðu nokta ekonomik bir krizdir. Ekonomik kriz, sadece ekonomik çerçevede kalmayýp, toplumsal ve politik bir krize dönüþüyor. Burjuvazi, topluma içine girilen durumdan bir çýkýþ gösteremiyor. Yalnýzca iþçi sýnýfý gerçek bir çýkýþ yolu gösterebilir. Bu devrimci bir çýkýþtýr. Emekçi sýnýf halk yýðýnlarýna bir çýkýþ gösteremez ve bu mücadeleyi kazanamazsa o zaman Marx’ýn iþaret ettiði gibi sýnýf savaþýmý, tüm sýnýflarý birlikte yýkýma sürükler. Bu durum, tarihte ortaya çýkmýþtýr. Ama iþçi sýnýfý gerek nüfustaki nicel durumu, gerekse üzerinde taþýdýðý nitelikler nedeniyle topluma bir çýkýþ yolu gösterebilir ve sýnýflar savaþýmýný sonucuna vardýrabilir. Toplumu yönetebilir, çünkü burjuvaziye karþý verdiði demokrasi mücadelesi sýrasýnda kitleleri yönetme tecrübesini edinmiþtir. Ýþçi sýnýfýnýn gerçek devrimci hareketi, bu topraklarda kýrk beþ yýldýr, devrimci siyasette önemli bir rol oynamýþtýr. Ýþçilerin devrimci sýnýf partisi edindiði siyasi teorik, pratik birikime dayanarak yönetici ve yönlendirici bir yetenek gösterebilir. Kapitalizmi yýkmak ve proletaryanýn devrimci diktatörlüðüne dayanarak sosyalizme geçmek, bütün ülkelerin iþçi sýnýfýnýn ulaþýlmasý gereken hedefidir. Ulaþýlmasý gereken sýnýfsýz toplum hedefi bütün ülkelerin proletaryasý için aynýdýr. Fakat ayný hedefle hedefe varma yollarý birbirine karýþtýrýlmamalý. Her ülkede komünist hareket program oluþtururken, ülkenin özgül farklýlýklarýný göz önünde bulundurur. Proletaryanýn devrimci programý, devrimci teori, ülkelerin somut koþullarýna uygulanarak hazýrlanýr. Dünya proletaryasý için ayný olan hedefe ancak bu þekilde varýlýr. Marx, Engels ve Lenin bunun üzerinde önemle dururlar. Belirtmeye bile gerek yok ki, devrimlerin ortak yönleri, ortak yasalarý vardýr. Her ülkede devrim devrimlerin ortak yasalarýný, kendi geliþiminde yansýtmalýdýr. Devrim önemli bir tarihsel, toplumsal olaydýr. Böylesine önemli bir olayýn gerçekleþmesi için birçok koþulun bir araya gelmesi gerekiyor. Bu topraklarda devrimin birçok koþulu bir araya gelmiþtir. Burada ana görev, bu koþullarý devrime çevirmektir. Burjuvaziyle iþçi sýnýfýn arasýndaki kapýþma bir dizi geliþmenin sonucu olarak gündeme gelir. Emekçi sýnýf örgütlüyse devrimci bir örgüte dayanýyorsa kesin kapýþma çok daha çabuk gerçekleþir. C.DAÐLI

3


Geçici Devrim Hükümeti

Ý

4

Mücadele Birliði

GENEL AYAKLANMA VE GEÇÝCÝ DEVRÝM HÜKÜMETÝ

nsan düþüncesini belirleyen nasýl ki toplumsal koþullarsa, yeni bir toplum düþüncesinin ortaya çýkmasý için de yeni bir toplumun maddi ön koþullarýnýn, maddi iliþkilerinin ortaya çýkmasý gerekir. Ancak bu maddi ön koþullar ve iliþkiler ortaya çýktýktan sonra, yeni bir topluma dair düþünceler de ortaya çýkabilir. Bu yeni topluma dair düþünceler, önce bir insanýn düþünceleri olarak doðmuþ olsalar bile, yeni toplumun maddi iliþkilerinin ve koþullarýnýn ortaya çýktýðý, olgunlaþtýðý her yere hýzla yayýlýrlar. Ekonomik ve toplumsal koþullar yeterince geliþmemiþse, bu yeni düþünceler bir ütopya olarak kalýrlar. Maddi koþullar ve iliþkiler her yönüyle yeterince geliþip güçlendikçe, bununla beraber yeni bir toplum düþüncesi de geniþ kitleleri etkisi altýna almaya, kitleler içinde yayýlmaya baþlar. Yeni bir toplum isteyen insanlar bunu gerçekleþtirmek üzere mücadeleye atýlýrlar. Bu mücadelede önlerine çýkan hiçbir þey onlarý durduramaz, her türlü engeli aþar geçerler. Yeni bir topluma dair düþünceler ve mücadelenin geliþimi, dünyanýn her yerinde olduðu gibi bizde de böyle bir seyir izledi. Bu topraklarda sosyalizm mücadelesi, yaklaþýk bir yüzyýl geçmiþe kadar uzanýyor. Kapitalizmin henüz geliþmeye baþladýðý 20. yüzyýlýn baþýnda bu topraklarda da sosyalizm, bir fikir olarak kendisine bir alan açtý. Bu fikirler kýsa sürede Ýstanbul proletaryasý saflarýnda yankýsýný buldu. Maddi ön koþullarýn, sosyalizmin üzerinde yükselebileceði maddi iliþkilerin ortaya çýkýþý gerçekleþse de, bunun her yerde olgunlaþmasý uzun bir sürece yayýldý. Bu yýllar boyunca sosyalizm fikirleri daha çok aydýnlar arasýnda, dar bir çevrede kaldý. 60’lý yýllarda Türkiye kapitalizmi iþbirlikçi karakterde de olsa, tekelci kapitalizm evresine vardý. Bu da sosyalizm düþüncesinin daha geniþ emekçi yýðýnlar içinde köklenip geliþmesinin maddi koþullarýný yarattý. O günden bu yana da sosyalizm mücadelesi devrimci yöntemler ve devrimci araçlarla geliþiyor, önüne çýkan her türlü engeli aþarak yoluna devam ediyor. Sermaye bunun önüne geçebilmek için daha çok baskýya, faþist teröre, þiddete baþvuruyor; ne yaparsa yapsýn kitlelerin devrimci mücadelesini engelle-

Yeni Evrede

yemiyor. Kitlelerin mücadelesinde bugüne dek kendiliðinden na aðýr bastý. Komünist parti olsun, diðer devrimci örgütler olsun kendiliðinden hareketin hýzýna ve yaygýnlýðýna yetiþemedi. Bugüne dek emekçi kitlelerin hareketi bazen þu bölgeyi ya da kenti, bazen de bu bölgeyi ya da kenti etkisi altýna aldý, ama hep sýnýrlý kaldý. Ya bir sanayi bölgesiyle ya bir kentle, nadir de olsa bazen bir iþ koluyla olsa sýnýrlý kaldý. Bu yüzden de burjuvazi ve faþist devleti bu tek tek patlamalarý, yerel, sýnýrlý kalan hareketleri bastýrmayý baþardý. Þimdi bu tek tek isyanlarýn, daðýnýk hareketlerin içinde giderek güçlenen birleþme, mücadele birliðini örme eðilimi kendisini göstermeye baþladý. Ýnternet, sosyal medya, telefon ve daha pek çok yoldan birbirleriyle hýzla iletiþim kuran emekçilerin bu eðilimi pratik eylemlerle de kendisini gösteriyor. Özelleþtirme ve taþeronlaþtýrma sonucu pek çok iþyerinde iþten atýlan iþçiler bir araya geliyor, örgütleniyor, birlikte mücadeleye atýlýyorlar. Saðlýkçýlar, öðretmenler, büro emekçileri vb pek çok iþkolundaki kamu emekçileri arasýnda da ayný eðilim giderek güçlenip geliþiyor. Kürt halkýnýn serhýldanlarýnda ayný þey yaþanýyor. Daha düne kadar tek tek, daðýnýk, birbirinden kopuk gerçekleþen bu eylemleri bastýrmakta pek zorlanmayan kolluk güçleri, artýk pek çok eylemde bunu baþaramýyor, geri çekiliyor, “izin vermek” zorunda kalýyor. Daha birkaç yýl öncesine kadar Newrozlar, 1 Mayýs-Taksim yasaklýydý; þimdi emekçilerin mitingleri yasaklanýyor, hatta pek çok kentte ve bölgede basýn açýklamasý yapmak dahi yasaklandý, yasaklanýyor. Ama bu yasaklarý artýk kimse dinlemiyor, kitleler kendi yollarýný kendileri açýyor. Newrozlar, 1 Mayýs ve Taksim, Antakya’da savaþa karþý geliþen eylemler, 6 Mayýslar vb.nin yanýnda Kürdistan’ýn pek çok kentinde bunun örnekleri yaþanýyor. Kitleler birleþmeleri, birlikte mücadele vermeleri gerektiðini kendi deneyimleriyle öðrendi, öðreniyor. Bugüne dek yaþadýðý tek tek isyanlarda, çatýþmalarda, sokak savaþlarýnda iç savaþ müfredatýný görüyor, devrimin eðitiminden geçiyorlar. Bu güne dek yaþananlar çok yönlü bir deneyim ve birikim saðladý. 235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

Þimdi artýk öncünün görevi, mücadelenin bundan sonraki adýmýný atabilmesi için kitlelere yardýmcý olmak, doðru hedefleri göstermektir. Üretici güçleri ve kitleleri elinden kaçýran sermaye, bunlarý yeniden denetim altýna almak amacýyla her türlü yol ve yönteme baþvuruyor, kapsamlý saldýrýlar gerçekleþtiriyor; saldýrdýkça acizliði ve açmazý daha açýk ortaya çýkýyor. Þimdi öncü, bu güne kadarki bu en elveriþli koþullarý deðerlendirmeleri için emekçi kitleleri mücadelede cesaretlendirici, teþvik edici olmalý; faþist devletin daðýlmasýnýn nasýl bir zorunluluk olduðunu, kendi istedikleri yaþamý kurabilmeleri için devrimin zaferine kadar cüretle mücadeleyi geliþtirmeleri gerektiðini anlatmalý, kavratmalýdýr. 40 yýlý aþkýn bir süredir yaþanan uzun iç savaþ yýllarýnda bir dönem devrimci mücadeleye atýlan, sol sosyalist hareket içinde yer alan pek çok insan iþçi sýnýfýnýn ve emekçi yýðýnlarýn gücüne, enerjisine, devrime olan inancýný yitirdi, saflarý terk etti. Özellikle 12 Eylül askeri faþist cunta döneminde ve 90’lý yýllarda bu tek tek kiþileri de aþarak pek çok örgütün devrimden, devrimci mücadeleden vazgeçmesine vardý. Bir çok siyasi örgüt ve parti, politik çevirme hareketinin sonucunda sosyal-reformizm çizgisine oturdu. Sosyal-reformizmin etkisi altýnda kalan, býrakalým önderlik yapmayý, iþlerin kýzýþtýðý bu süreçte ne yapacaðýný dahi bilemiyor, kendiliðinden hareketin peþinden sürükleniyor. Leninist Parti tarafýndan marksizm-leninizmin devrimci kavranýþýyla ve nesnel koþullara uygun olarak geliþtirilip ortaya konan devrimci tezleri saðýndan solundan çekiþtirip kendi reformist görüþlerine uydurmaya çalýþýyorlar. Leninist Partinin kitleleri devrime, zafere çaðýran temel sloganlarýna karþý çýktýklarý gibi, somut bir olgu olarak gözlerimizin önünde cereyan eden kitlelerin devrimci mücadelesinde en somut görevlerden biri olan Geçici Devrim Hükümeti denildiðindeyse, bir türlü bunu anlama basiretini gösteremiyorlar. Gösteriler, sokak savaþlarý, isyanlar... Kendiliðinden hareketin eyleme çektiði milyonlar... Devrimin geliþimi, iç savaþ ve bütün bir sürecin gelip dayandýðý eþik: Genel Ayaklanma. Kendiliðinden hareket derken þurasý da açýk ki, bu hareketin içinde yer a-


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

lan kitleler, uzun iç savaþ sürecinde pek çok þeyi kendi deneyimleriyle yaþayarak öðrendiler. Bir kýsmý daha önce örgütlü mücadelede yer almýþ, ya yorgun düþerek ya da içinde yer aldýðý örgütün ideolojikpolitik çizgisinin kendilerini devrime götürmeyeceðini görerek kenara çekilmiþ pek çok insan da bu harekete dahildir. Ancak yine de Genel Ayaklanma derken, halk hareketi bir bütün olarak bu en üst aþamaya hazýrdýr, artýk son adýmdadýr iddiasýnda bulunmuyoruz. Hareket pek çok yönden kendi içinde eksikler, yetmezlikler barýndýrýyor. Fakat halklarýn bu engellenemez duruma gelen coþkun akýþýnýn dalgalarý, faþizmin kalelerinin surlarýný dövmeye baþladý. Bunu yaratan geniþ kitlelere önderlik eden ileri unsurlarýn örgütlü konumlanýþlarý deðil, ama tekelci burjuvazinin ve faþist devletin akýlsýzlýðýdýr. Sermaye, emekçi yýðýnlarýn, ezilen ulus ve ulusal topluluklarýn her istemi, her giriþimi karþýsýnda devlet terörüne, baskýya, þiddete baþvurdu; ekonomik ve politik terör her boyutuyla sürdü. Tekelci sermaye ve faþist devlet, bu uzun iç savaþ boyunca iþçi sýnýfýný, ezilen ulus ve ulusal topluluklarý, emekçi yýðýnlarý, eþiðine gelip dayandýklarý bu Genel Ayaklanmaya hazýrlamak için elinden gelen her þeyi yaptý: Burjuvazi, sermaye kendi sonunu hazýrladý, hazýrlýyor. Burada artýk Geçici Devrim Hükümetine yaklaþým, öncünün devrime yaklaþýmýný, devrimin pratik olarak ele alýnýþýný gösterecektir. Zira geniþ halk kitlelerinin kendiliðinden de olsa genel bir ayaklanmanýn eþiðine kadar geldiði bugünkü politik ortamda Geçici Devrim Hükümeti, burjuvaziden kopmuþ, sistemden kopmuþ, sermayeye dayalý bu üretim sistemine ve faþizme isyan etmiþ geniþ yýðýnlarýn verdikleri bu daðýnýk mücadeleyi tek bir otorite altýnda toplamak için; kendiliðinden süregelen bu daðýnýk hareketin politik birliðini saðlamak için bir zorunluluktur. Bu örgütlenme, geniþ kitlelerin hareketiyle kopmaz biçimde baðlý olmalý, her isyan yerinde, ayaklanmanýn her adýmýnda Geçici Devrim Hükümeti hem kendi otoritesini kabul ettirmeli hem de kitleler içinde köklenip, geliþip güçlenmelidir. Çünkü ayaklanma bir oyun olmadýðý gibi, yýðýnlarýn politik hedefleri ve politik birliði de artýk oyalanýp ertelenemeyecek kadar aciliyet kazanmýþtýr. Leninistlerin yýllardan beri büyük bir sabýr ve inatla, sorumlu olarak yerine getirdikleri yavaþ, göze batmayan örgütlenme ve politik eðitim faaliyetinin önemi asla küçümsenemez, inkar edilemez. Ancak bu faaliyet ne kadar önemliyse, geniþ emekçi yýðýnlarýn, proletaryanýn gücüne güven de en az o kadar önemlidir. Muazzam tarihsel geliþmelerin öngünündeyiz. Artýk, uzun yýllardan beri köþelerine çekilmiþ sessizce olaylarý izlemekle yetinen yüzbinlerin, milyonlarýn harekete geçmeye baþlamasý, bu sürecin en belirgin olgularýndan biridir. Üstelik bu, arkadan gelecek onmilyonlarýn habercisi olarak, öncü gücü olarak harekete geçenlerdir. Tam da burada devrimin, devrim dönemlerinin ne kadar muazzam bir aydýnlanma gerçekleþtirdiði, örgütlenme ve eðitim gücüne sahip olduðu; emekçi yýðýnlarýn, halkýn büyük gücünün buradan geldiði görülmeli, bilinmeli. Burada Leninistlerin görevleri, devrimin görevlerinin ne kadar önemli olduðunun bilinciyle davranarak, daima iþçi sýnýfýnýn önünde olmak, geniþ yýðýnlarýn aydýnlanma, politik eðitim ve örgütlenme süreçlerine doðrudan katýlmak, kitlelerin ileri yürüyüþünde onlarý teþvik etmek, cesaretlendirmek, ön açýcý olmak ve onlara yardým etmektir. Emekçi yýðýnlarý “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak” þiarýyla iktidarýn fethine yönlendirmektir. Gerek kitleler açýsýndan gerek Leninistler açýsýndan bu yönde ileri doðru atýlacak adýmlarda, gerçekleþtirilecek eylemlerde olumsuzluklar ve baþarýsýzlýklar, sadece birer ders; devrimin ertelenemez görevlerinin nasýl yerine getirileceðini gösteren, devrimde zaferin nasýl kazanýlacaðýný gösteren birer ders olacaktýr. Þimdi cüretle, cesaretle iþe giriþme zamaný.

Geçici Devrim Hükümeti

ÝSTÝFA ET YA DA BÝZ GELÝRÝZ

15 Mayýs’ta Ankara’nýn birçok üniversitesinde olduðu gibi ODTÜ’de de öðrenciler Reyhanlý’daki saldýrý nedeniyle eylemdeydiler. Bir gün önce ODTÜ’lü öðrenciler Hazýrlýk’tan Fizik bölümüne yürümüþ ve orada bir basýn açýklamasý yapmýþlardý. Öðrenciler ertesi gün saat 12.30’a kadar Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu’nun istifa etmesini, aksi takdirde istifasýný gidip kendilerinin alacaklarýný söylemiþlerdi. Ancak durumda herhangi bir deðiþiklik olmayýnca ODTÜ’lü öðrenciler Dýþiþleri Bakanlýðýna gitmek üzere Hazýrlýk Binasýndan A1 kapýsýna bir yürüyüþ baþlattýlar. Okuldaki birçok fakülte, kütüphane ve yemekhaneyi dolaþarak herkesi devletten Reyhanlý’nýn hesabýný sormak için Dýþiþleri Bakanlýðý’na çaðýrdýlar. A1 kapýsýna gelindiðinde ise öðrenciler TOMA’larla ve polis barikatýyla karþýlaþtýlar. O sýrada ODTÜ kampüsünün yanýndaki Hacettepe Üniversitesi’nden de öðrencilerin Eskiþehir yolunu kapatarak yürüyüþe geçtikleri haberi geldi. Ancak polis, Eskiþehir yolunda da barikat kurup Hacettepe’li öðrencilerin A1’den geçmelerine izin vermedi. Yaklaþýk yarým saat boyunca bir yandan Hacettepe’li öðrenciler barikatýn açýlmasý için polislerle görüþürken, diðer yandan da ODTÜ’lüler arkadaþlarý gelene kadar oturma eylemi yaptýlar. Oturma eylemi boyunca sýk sýk “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Davutoðlu Ýstifa”, “Devlet Yapsa Katliam Yapar”, “Reyhanlý’nýn Hesabý Sorulacak”, “Gençlik Yürüyor Hesap Soruyor” sloganlarý atýldý. Görüþmelerin sonuç vermemesi üzerine Hacettepe’li ve ODTÜ’lü öðrenciler barikatlarý aþmaya çalýþtýlar ve ardýndan polis her iki tarafa da saldýrmaya baþladý. Hacettepe’den öðrenciler bir süre sonra okulun A7 kapýsýndan geçerek ODTÜ’lü öðrencilerin yanýna geldiler ve polisin saldýrýsýna birlikte karþýlýk verdiler. Saatler süren çatýþma sonrasýnda birçok öðrenci ciddi bir þekilde yaralandý ve gelen ambulanslarla hastaneye kaldýrýldýlar. Polis, bir yandan yüzlerce gaz bombasýný art arda öðrencilere hedef gözeterek atmýþ ve birçok kez TOMA’larla okulun içine girmeye çalýþmýþtýr. Ancak öðrencilerin kararlý tutumlarý sayesinde bunu göze alamamýþlardýr. Ayný sýralarda Dýþiþleri Bakanlýðý’na ulaþan ve orada gözaltýna alýnan öðrencileri de eylem sonunda serbest býrakmýþlardýr. Öðrenciler saat 17.00’de eylemlerine son verdiler ve pankartlarýyla birlikte yemekhanenin önüne geldiler. Yemekhanenin önünde basýn açýklamasý yaptýktan sonra eylemlerinin burada bitmediðini, katliamlarýn hesabýnýn sorulana kadar da mücadelelerinin devam edeceðini söylediler.

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

Mücadele Birliði/Ankara

5


Yeni Evrede

Açıklama

Mücadele Birliði

ANTEP’TEKÝ PROVOKASYONA YÖNELÝK ZORUNLU AÇIKLAMAMIZDIR

Bu sene Antep iþçileri ve emekçileri 1 Mayýsý büyük bir coþku ile karþýladý. Son yýllarýn en kitlesel 1 Mayýsý kutlanmýþ oldu. Fakat böylesi kitlesel ve coþkulu 1 Mayýs, bazý kesimler tarafýndan hazmedilemedi ve bayrak krizi yaratýlarak 1 Mayýsa gölge düþürülmek istendi. Bir olayý deðerlendirirken, o olayý baþlangýcýyla, geliþmeleriyle deðerlendirmeden son anýyla deðerlendirmek diyalektikten yoksun bir düþünce biçimidir. Olaylarý, “devrimciler bayraða saldýrdý” þeklindeki ortaya koyuþ, kendi tabanýný yanýnda tutmaya yönelik çabadan baþka bir þey deðildir. Herkes biliyor ki 1 Mayýs günü Antep’te sendikalar ve partilerin büyük bir bölümü Yeþilsu Parký’nda toplandý. CHP Yeþilsu Parký’nda toplanan yüzlerce kiþinin önünden büyük bir Türk bayraðý açarak yürüyüþ gerçekleþtirdi. Ýþçi sýnýfýnýn birlik, mücadele ve dayanýþma gününü sanki bir ulusal bayrammýþ gibi karþýlayan CHP’nin geçiþi sýrasýnda hiç bir olay yaþanmýyor, CHP alana girdiðinde hiç bir olay yaþanmýyor. Hatta Mücadele Birliði kortejinin coþkusu karþýsýnda etkilenip, ellerinde Türk bayraklarýyla yanýmýza gelenler, kortejimize katýlmak isteyenleri sadece “Denizlerin bayraðýyla yürüyoruz, korteje katýlmak isterseniz size bayrak verebiliriz” diyerek yine kortejimize davet ediyoruz, kimileri katýlýyor kimileri katýlmýyor, ama yine de olay yaþanmýyor. Peki neden alanda Türk bayraðý nedeniyle olay yaþanýyor? Nedenini tek bir kelimeyle de açýklayabiliriz: Provokasyon. Evet olay tam bir provokasyondur. Antep’te mitingde olanlar iyi bilirler. Sendikalar tarafýndan partilerin, sendikalarýn alanda konumlanmasý tamamen bu provokasyonu engellemeye yönelik olmuþtur. ÝP, TGB, CHP sahnenin sað tarafýnda bunlarýn yan tarafýna DÝSK, TÜMTÝS, KESK ve sahnenin sol tarafýna doðru BDP ve sosyalist partiler, en sonda da ses aracýnýn yaný baþýnda Mücadele Birliði Platformu. Doðrusu tertip komitesinin bu provokasyonu engelleme çabasý-

6

ný tebrik etmek gerekir. Ama þunu da belirtmek gerekir ki provokasyon yaratmak isteyen, bir þekilde o provokasyonu yaratýr. Tam da öyle oldu, her sene Ýstiklal Marþý ile yaratmaya çalýþtýklarý provokasyon giriþimini bu yýl da bayrakla yapmak istediler. Sahnenin sað tarafýnda bulunan CHP ve TGB’li bir grup, hiç kimsenin beklemediði bir anda sahnenin sol tarafýnda bulunan ses aracýnýn üzerine çýkarak dev bir Türk bayraðý açýyorlar. Sadece açmakla da kalmýyorlar, bayraðý adeta bir kamçý gibi kullanýyorlar, gözleri dönmüþ bir þekilde aþaðýda bulunan gruplara yönelik hakaretler ve kadýn yoldaþlarýmýza yönelik aðza alýnmayacak küfürlerle saldýrýda bulunuyorlar. Ama nasýl bir rastlantýysa, olayý çeken hiç bir videoda bayraðýn çekilmesinden önceki bu görüntüler gösterilmiyor. (...) Bayraða deðil, ama bayraðý tutan, sallayanlarýn, sloganlarla kitleyi kýþkýrtanlarýn bu saldýrgan tavýrlarý karþýsýnda da devrimci gençler daha fazla tahammül edemediler. Ve pet þiþelerle provokatörlere saldýrmaya baþladýlar. O anda yukarýda bayraðý açanlarýn da yalnýz olmadýklarý görülüyor. 10’u aþkýn özellikle seçilmiþ TGB’li grup, bu sefer aþaðýdan saldýrmaya baþlýyor. Bu saldýrý karþýsýnda da devrimciler kendilerini savunmak zorunda kalýyorlar ve bir süre arbede yaþanýyor. (...)

Ýþçi Ve Emekçi Halklarýmýz; Sizler Mücadele Birliði’ni çok iyi tanýyorsunuz. Biz Denizlerin yoldaþýyýz. Biz Denizlerin geleneðinin devamcýlarýyýz. Denizlerin devrimci düþüncelerini her türlü bedeli göze alarak savunuyoruz. Biz Emeðin Birliði geleneðinin devamýyýz. Antep emekçi halký Emeðin Birliði’ni çok iyi tanýr. Antep’in emekçileri Emeðin Birliði’nin devrimci bakýþ açýsýndan þüphe duymaz. Emeðin Birliði nasýl ki hafýzalarýmýzdan silinmeyen Antep’te 80 öncesindeki yine ayný meydandaki, Ýstasyon Meydaný’ndaki bir mitingde CHP’lilerin sopalý saldýrýsýna maruz kaldýysa devrim235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

ciler de 30 yýlý aþkýn bir zaman sonra yine ayný saldýrý ile karþý karþýya kaldýlar. CHP o zaman da sermaye partisiydi þimdi de sermaye partisi. CHP dönemindeki katliamlarý unutmak, Dersim katliamýnýn izlerinin gün yüzüne çýktýðý bu günlerde katliamcýlarý savunmak, emekçi sýnýflarýn devrim ve iktidar mücadelesine zarar verir. 19 Aralýk 2000’deki zindan katliamý bizzat Ecevit tarafýndan gerçekleþtirilmedi mi? (...)CHP’nin “muhalif” tavýrlarý, emekçi sýnýflarýn çýkarlarýný savunmak olarak algýlanmamalý. Onlarýn düþündüðü tek þey temsil ettiði sermayenin çýkarlarýdýr. Bu partilerin hiç birisi emekten yana bir politika uygulayamaz. Ýþçiler Emekçiler, Kadýnlar, Gençler Çaðrýmýz Sizedir; Devrimi Büyütmek Ýçin Devrimcileri Sahiplenelim Devrimci hareket üzerindeki terörün, tasfiyeci saldýrýlarýn bu kadar yoðunlaþtýðý bir dönemde tekelci sermayeye ve onun faþist devletine verilecek en iyi cevap devrimcileri daha fazla sahiplenmektir. Mücadele Birliði üzerindeki devletin saldýrýlarýnýn bu kadar yoðunlaþmasý boþuna deðil. Ýsyan ve ayaklanma potansiyeli her geçen gün geliþen bir toplumda devrim çaðrýsý yapanlar, halk ayaklanmasýnýn örgütlenmesini önüne hedef olarak koyanlar, faþizmin saldýrýsýna ilk maruz kalacak olanlardýr. Bütün yaþamsal sorunlarýmýzýn köklü çözümünün, devrimin, kendini dayattýðý günümüzde bu çaðrýyý yapmak, üzerimize düþen vazgeçilmez devrimci görevdir. Bu görevi bilinmez bir geleceðe erteleyenlerin deðil bu görevi önüne koyanlarýn çaðrýlarýna kulak verme zamanýdýr. Bütün emekçi halklarýmýzý Mücadele Birliði’ni sahiplenmeye, Mücadele Birliði Platformu’nda örgütlenmeye ve Leninistlerin çaðrýlarýna uyarak devrimi büyütmeye çaðýrýyoruz. Antep Mücadele Birliði Platformu


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

HATAY’DA PATLAMALAR

11 Mayýs günü Hatay’ýn Reyhanlý ilçesinde belediye binasý yakýnlarýnda 13.45 civarýnda art arda patlamalar meydana geldi. Ýlk açýklamalar 4 ölü 18 yaralý iken, birkaç saat içinde ölü sayýsý 18’e yaralý da 22 kiþiye ulaþtý. Ýlk bilgilere göre þehir merkezinde 2 bombalý araç patladý. Þehir merkezinde bulunanlarsa patlama sayýsýnýn 4 olduðunu söylüyorlar. Patlamalarýn etkisi ile þehir merkezinde dev bir çukur oluþurken, çevrede çok sayýda bina da çöktü ve yandý. Þehir merkezinde onlarca ambulans hastanelere yaralý taþýrken, bunlarýn çoðunun kadýn ve çocuk olduðu söyleniyor. Patlamanýn ardýndan Atatürk Caddesi’nde toplanan onlarca Antakyalý genç, yoldan geçen Suriye plakalý araçlara ve içindeki Suriyelilere sopalarla saldýrdý. Olay yerine gelen polis havaya ateþ açarak kalabalýðý daðýtmaya çalýþtý. Ýlçeye zýrhlý araçlar sevkedildi. Saatler ilerledikçe, ölü sayýsýnýn 40’a, yaralý sayýsýnýn da 29’u aðýr olmak üzere 100’e çýktýðý bildirildi. Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu ise bunun provokasyon olabileceðini söyledi. Ýlçede elektrikler kesilirken, Antakya halký da saldýrýlarý kýnamak ve kentteki durum ile ilgili bir açýklama yapmak üzere 18.00’da Eðitim Sen önünde buluþma çaðrýsý yaptý. Oraya giden dostlarýn telefonlarýna ulaþýlamýyor, Antakya merkezde her þey sakin. Bizler bu katliama karþýlýk tüm emekçi halkýmýzý Mücadele Birliði Platformu olarak sokaklara çaðýrýyoruz. Antakya Mücadele Birliði Platformu

Güncel

SALDIRILAR PROTESTO EDÝLDÝ

11 Mayýs günü saat 14.00 sularýnda Hatay’ýn Reyhanlý ilçesinde iki ayrý noktada bomba yüklü araçlarýn patlamasýyla 43 kiþi hayatýný kaybetti, yüzlerce kiþi yaralandý. Patlama sonucu yaklaþýk bir kilometre alan etkilendi, çevrede bulunan bina ve iþyerleri harabeye dönüþtü. Patlamanýn dershanenin daðýlma saatine denk gelmesi ve halkýn yoðun olduðu kent merkezinde olmasý, saldýrýnýn sivil halký hedef aldýðýnýn göstergesidir. Bu olaydan birkaç gün önce yine Reyhanlý’da Suriyeli gençlerle Reyhanlý halký arasýnda bir kargaþa yaþanmýþ ve halký tahrik için Türk bayraðý Suriyeli gençler tarafýndan yakýlmýþtý. Son süreçte yaþanan kargaþalý durumdan sonra patlamanýn olmasý, olayý had safhaya çýkarmýþtýr. Reyhanlý halký bu durumdan son derece rahatsýz ve öfkelidir. Patlama haberinin duyulmasýnýn hemen ardýndan Antakya’da birkaç saat içerisinde bir eylem örgütlendi. Eylem Eðitim-Sen önünde baþlayýp Saray Caddesi’nde halkýn katýlýmýyla devam etti ve Ulus Meydaný’nda bir basýn açýklamasý yapýldý. Açýklamada “Bu saldýrýnýn sorumlularý, kentimizde serbestçe dolaþan, eli kanlý katiller; El kaide, El Nursa benzeri cihatçý çeteler ve bunlarý koruyan, besleyen siyasi iktidardýr. Biz demokrasi güçleri olarak yýllardýr yaptýðýmýz açýklamalarla, izlenen bu savaþ politikasýnýn kan, acý ve ölümden baþka bir þey getirmeyeceðini dile getirmiþtik. Barýþ istiyoruz. Türkiye topraklarýnýn baþka bir ülkeye tehdit oluþturacak eli kanlý militanlar tarafýndan kullanýlmasýna son verilmelidir. Ülkemizde yer alan savaþ maðduru Suriyeli sýðýnmacýlarýn mülteci kamplarýnda ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý Reyhanlý, Antakya ve Altýnözü’nde gördüðümüz kamuflaj elbiseli silahlý militanlarýn bir an önce Ülkemizden çýkarýlmasýný istiyoruz” denildi. Eylemde sýklýkta “Reyhanlý Halký Yalnýz Deðildir”, “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Vali Ýstifa” sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasýndan sonra ayný þekilde Saray Caddesi’nde tekrar yüründü ve eylem Eðitim Sen önünde sonlandýrýldý. Bu eylemde, her eylemde olduðu gibi polisin ve barikatýn olmamasý dikkatleri çekti. Buradan, devletin bu duruma tamamen hazýrlýksýz yakalandýðý sonucunu çýkarabiliriz. Hatay halký bu durumdan çok tedirgin artýk nerede bir patlamanýn olacaðý belirsiz, onun için can güvenliklerinin tehlike de olduklarýný biliyorlar .Biz bugün artýk Reyhanlý’dan Harbiye’ye, Samandað’a kadar tüm emekçi halklar bu süreçte tepkilerini koymalýdýr. Bugün evet bizim can güvenliðimiz yok. Bu faþist devlet bizim can güvenliðimizi bir yere býrakalým bizleri bir kýyýmdan geçirmeyi düþünüyor. Bizler hazýrlýlarýmýzý ve tepkilerimizi ortaya koymalýyýz! Faþizmin anladýðý dilden ve devletten hesaplarýn sorulmasý gerekiyor! Mücadele Birliði /Antakya

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

7


Sokaklar

SAVAÞI DA SÝZÝ DE ÝSTEMÝYORUZ

Reyhanlý’daki patlamanýn ertesi günü, binler yine Antakya sokaklardaydý. .Ýnternet üzerinden yapýlan çaðrýya Antakya emekçileri cevap verdi “Artýk Yeter, Savaþý Da Siz Ýktidarda-

kileri De Ýstemiyoruz!” diye ayaklandý. 12 Mayýs Pazar günü saat 16.00’da Armutlu’nun giriþindeki semt pazarýnda “Reyhanlý Halký Yalnýz Deðildir”, “Tayyip Ýstifa”, “Suriye Halký Yalnýz Deðildir” sloganlarýyla toplandý. Kýsa süre içerisinde yüzlerce kiþiye ulaþan kitle yürüyüþe geçtiðinde binlere ulaþtý. Valiyi defalarca istifaya çaðýran halk, çok tepkiydi. Eyleme bir çok demokratik kitle örgütü destek verdi. Cumhuriyet Caddesi’nde valinin evinin önüne gelindiðinde durmadan “Vali Ýstifa” sloganlarý atýldý. Yüründükçe kitle sayýsý artmaya devam etti. Bizler de Mücadele Birliði Platformu olarak eyleme katýldýk ve kitle ile beraber sloganlarýmýzý attýk: “Faþizme Karþý Silah Baþýna”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Faþizmin Döktüðü Kanda Boðacaðýz”. 2 yýldýr sürekli olarak her yürüyüþü eylemi engellemeye çalýþan polis, bu defa hiçbir þey yapamadý. Özelikle tüm çevre illerden de Hatay’a polis yýðan devlet, örgütlü bir halk karþýnda hiçbir þey yapamaz durumda. Birkaç yer de eylem yapýldýðýnda polisin tümden yetersiz kaldýðýna herkes tanýk oldu. Daha sonra kitle Saray Caddesi’ne geldi. Yapýlan konuþmalarda El-Nusra denen çetelerin defolup gitmesi için defalarca uyarýlar yaptýklarý vali ve hükümetin bu yaþananlarýn sorumlusu olduðu söylendi. Reyhanlý halkýnýn yanýnda olduklarýný, acýlarýný paylaþtýklarýný söyleyen kitle tekrar yürüyüþe geçti. Yunus Emre Parký önünden Armutlu’ya yürürken, bizler de Deniz bayraklarýmýzý açýp yürüyüþe devam ettik. Kimileri bayraklarýmýzý kapattýrmaya çalýþtý ama gençlik bayraklarýmýzý alarak bizimle beraber yürüyüþte dalgalandýrdý. Armutlu giriþinde de yapýlan konuþmalardan sonra eylem sona erdi. Mücadele birliði /Antakya

REYHANLI ÝÇÝN YASTA BARIÞ ÝÇÝN AYAKTAYIZ

13 Mayýs Pazartesi günü saat 18.30’da Konak YKM önünden Eski Sümerbank önüne Ýzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafýndan Reyhanlý’da gerçekleþen patlamalarý kýnamak için bir yürüyüþ gerçekleþtirildi. Yürüyüþte “Reyhanlý Ýçin Yasta Barýþ Ýçin Ayaktayýz - Emek ve Demokrasi Güçleri” pankartý taþýndý ve sýk sýk “Reyhanlý Halký Yal-

8

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

nýz Deðildir”, “Susma Haykýr Halklar Kardeþtir”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Emperyalist Savaþý Halk Devrimi Önler”, “Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði- Kahrolsun Emperyalizm”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Barýþ Ýçin Devrim Devrim Ýçin Savaþ” sloganlarý atýldý. Eski Sümerbank önüne gelindiðinde basýn açýklamasýnýn okunmasýna geçildi. Açýklamada 11 Mayýs Cumartesi günü peþpeþe patlayan bombalarla Reyhanlý’da bir katliam yaþandýðý, elliyi aþkýn ölünün ve yüzden fazla da yaralýnýn olduðu belirtildi. Özgür Suriye Ordusunun tamamen dýþarýdan getirtildiði, desteklendiði ve silahlandýrýldýðý ve buna olanak saðlayanlarýn katliamýn sorumlusu olduðu, El Nusra ve Özgür Suriye Ordusunun Suriye halklarýnýn adalet ve özgürlük taleplerini savunan güçler olmadýðýnýn herkes tarafýndan bilindiði belirtildi ve açýklama yaralýlara acil þifa dilekleriyle son buldu.

SALDIRI ANTEP’TE PROTESTO EDÝLDÝ

Antep’te KESK-DÝSK-TÜRK Ýþ tarafýndan Hatay Reyhanlý ilçesinde yapýlan bombalý saldýrýyý kýnayan bir basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. 13 Mayýs günü Yeþilsu Parký’nda saat 18.15’te yapýlan basýn açýklamasýnda “Reyhanlý Ýçin Yasta, Barýþ Ýçin Ayaktayýz! Katil ABD Ýþbirlikçi AKP” yazýlý pankart açýldý. “Suriye Halký Yalnýz Deðildir”, “Ýçerde Dýþarda Savaþa Hayýr”, “AKP Elini Suriye’den Çek” sloganlarýnýn atýldýðý eylemde sendikalar adýna Ömer Faruk Koç’un okuduðu basýn açýklama, Cumartesi günü Hatay’ýn Reyhanlý ilçesinde bomba yüklü araçlarla direk halký hedef alan bombalý saldýrýyý lanetleyerek baþladý. Açýklamanýn devamýnda, “ABD emperyalizminin Ortadoðu’da taþeronluðunu yapan AKP hükümeti Suriye’deki savaþta taraf olmuþ Suudi Arabistan, Katar’ýn ekonomik yönden desteklediði, eðitim, silah, barýnma, saðlýk vb. her türlü lojistik desteði sunduðu halktan destek almayan Özgür Suriye Ordusu ve diðer çete örgütleri adeta sýnýr bölgelerinde cirit atmaktadýr. Sýnýr güvenliði diye bir þeyin olmadýðý tamamen bu örgütlerin kontrolünde olduðu bu olayda açýkça ortaya çýkmýþtýr. Olay yaþanmadan önce sýnýrdan þüpheli 3 aracýn geçtiði söyleniyor ancak ona raðmen bombalar patlýyor. O halde bu bilgiyi alan da buna yönelik önlem almayan da suçludur. Bomba patladýktan sonra Reyhanlý halkýnýn gergin, korku ve panik içinde olmasý Suriyelilere saldýrmasý yaþanan olayýn vahametini gösteriyor” dedi. Ayrýca Reyhanlý savcýlýðý yoluyla basýna ve yayýna sansürün uygulanmasýnýn da kabul edilemeyeceði vurgulandýktan sonra “Özellikle belirtmek isteriz ki yaþanan savaþtan canlarýný kurtarmak için Türkiye’ye sýðýnan Suriyelileri hedefine alan hiçbir eylem kabul edilemez. Yaþanan bu acýlarýn sorumlusu, öncelikli olarak emperyalist politikalara taþeronluk yapan AKP hükümeti ve onun dýþ politikasýdýr. Bizler ezilenlerden ve yoksul halktan yana olan sendikalar, partiler ve kitle örgütleri olarak AKP hükümetinin elini Suriye’den çekmesini objektif ve tarafsýz olmasýný oradaki halklarýn kendi geleceklerini kendilerinin tayin etmesini istiyoruz. Hatay’ýn Reyhanlý ilçesinde gerçekleþtirilen olayda yaþamýný yitirenlerin ailelerine sabýr ve baþsaðlýðý diliyor, yaralýlarýn ise bir an evvel saðlýklarýna kavuþmalarýný temenni ediyoruz.” denilerek açýklama sonlandýrýldý. Eyleme HDK, ÝHD ve Mücadele Birliði Platformu destek verdi.

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

TAKSÝM’Ý N K IZI LLIÐIN I KUÞ ANDI K

Merhaba Yoldaþlar; Biz Sarýgazi Leninist Gençlik olarak 1 Mayýs’ta neden Taksim’de olacaðýmýzý, Taksim’in önemini tüm iþçi sýnýfýna emekçi halkýmýza anlattýk. 1 Mayýs’ta reformistlerin Kadýköy’de olacaðý haberine emekçi halkýn tepkisi çok büyüktü. Çünkü emekçi halkýmýz da biliyordu ki 1977’de 34 iþçimizin katledildiðini ve bu yüzden Taksim’in öneminin ne kadar büyük olduðunu biliyordular. Ama faþist devlet bahaneler uydurarak Taksim’i iþçi sýnýfýna ve emekçilere yasakladý. Yasaklamalara raðmen biz genç leninistler “Taksim’de Israr Devrimde Israr” þiarýyla sabahýn erken saatlerinde Mecidiyeköy’de polisle karþý karþýya geldik. Biz sloganlarýmýzla Taksim Meydaný’na yürümek isterken, onlar da ses bombalarýyla, biber gazlarýyla, plastik mermilerle, tazyikli su ile bizlere engel olmaya çalýþýyorlardý. Bu engellemelere karþý mücadelemizi bizler de leninistler olarak saldýrýya karþý mücadele atýldýk, kitleye öncülük eden leninistler megafonla týpký 19 Aralýk’ta Murat Ördekçi yoldaþ oluyorlardý “Faþist TC polisi etrafýnýz sarýldý ya teslim olun ya da biz zorla teslim alacaðýz” diyerek kitleyi harekete geçiriyordu. Bu sýrada polisin elindeki mühimmat bitmiþti ve kitle bunu fýrsat bilerek karþý saldýrýya geçerek polise aðýr bir darbe vurdu. 10’un üzerinde polis yaralanmýþ bir þekilde “kaçýn” sesleri arasýnda geri çekildiler. Buna karþýlýk plastik mermi ve ses bombalarýyla yoðun bir þekilde saldýrdýlar. Yoldaþlarýmýzýn çoðu yaralandý. Buna raðmen kitle Taksim’de ýsrar ediyordu. Devlet helikopterlerden gaz bombalarýyla saldýrýp kitleyi daðýtmaya çalýþýyor, ama kitle bir türlü daðýlmýyordu. 6 saate yakýn ayný bölgede çok ciddi çatýþmalar yaþandý. Daha sonra ellerindeki biber gazlarýnýn binlercesini üzerimize niþan alarak atmalarý üzerine kitle geri çekilmek zorunda kaldý. Çatýþmalar bitince, akþam geç saatlerde Sarýgazi’ye gelindi. 6 kiþiyle Demokrasi Caddesi giriþinde sloganlarýmýzý atmaya baþladýk. Ama ne polis neden devletin herhangi bir gücü yoktu ortalýkta. Giderek artan bir kitle ile Demokrasi Caddesi boyunca sloganlar ve ajitasyonlarla yürürken, 2 sivil araç bir kadýn yoldaþýmýzýn üzerine sürdü. Bunun üzerine arabaya ciddi hasar verildi, daha sonra kaymakamlýðýn belli bir noktasýnda havai fiþeklerle 1 Mayýs kutlandý. Bizler gençlik olarak bir kez daha haykýrýyoruz: 2014’te de 1 Mayýs’ta Taksim’de olacaðýz. Faþizme karþý savaþacak ve Taksim’i zaptedeceðiz. Sarýgazi’den Leninistler

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

1 Mayıs

9


1 Mayıs

YAŞASIN 1 MAYIS

Antakya:

Mücadele Birliði

Ýþçi sýnýfýnýn birlik mücadele ve dayanýþma günü olan 1 Mayýs yaklaþtýkça Antakya’da çalýþmalar hýzlandý. Antakya’da 1 Mayýs’ta alanlarda olmak, her za man kin den çok önem kazandý. Çünkü burada yaþayan halklarýn hemen yaný baþýnda Suriye’de süren emperyalist savaþýn getirmiþ olduðu kýyým var, kan ve gözyaþý var. Bugün Antakya’daki halklar 1 Mayýs’ta da týpký yapýlan her eylemdeki gibi bu bilinçle sokaða çýktý. Mücadele Birliði Platformu ve DÖB olarak bizler yazýlamalar yaparak, bildiri daðýtarak ve stantlar kurarak 1Mayýs’a dair tavrýmýzý ortaya koyduk. Emekçi halka ve gençliðe seslendik. Her yýl olduðu gibi 1 Mayýs Antakya’da tüm demokratik kitle örgütlerinin, devrimci yapýlarýn derneklerin sendikalarýn ortak eylemiyle gerçekleþti. Fakat bu anlamda doðru olmayan yöntemler, çeþitli siyasi çevreler tarafýndan ortaya kondu. “1 Mayýs Tertip Komitesi”, hiçbir devrimci kurumu çaðýrmadan sadece kendi düþünceleri doðrultusunda çalýþtý. Her yýl olduðu gibi Mücadele Birliði Platformu’nu dýþýnda tutmaya çalýþtýlar. Ve hiçbir geçerli özeleþtiri yapýlmadan, sadece yürüyüþ kortejlerini belirlenmesi için çaðýrdýlar. Bizler yine 1 Mayýs sabahý bayraklarýmýz pankartlarýmýzla toplanma yerinde erkenden buluþtuk ve yürüyüþteki yerimizi aldýk. Yürüyüþ boyunca “Suriye Halklarý Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn Halklarýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Denizler Yaþýyor Leninistler Savaþýyor”, “Ýktidar Dýþýnda Her þey Hiçbir þeydir”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeði Olacak” sloganlarý attýk. Devrim savaþçýlarýný anarak “Yaþýyor” diye haykýrdýk. “Hedef Ýktidar” sloganý da bunu takip etti. Alana girerken polisin bildirilere bakmak istemesi, “Faþizme Karþý Silah Baþýna” sloganý ile karþýlandý. Kitleye proletaryanýn devrimci partisinin Taksim mücadelesi üzerine ajitasyonlar yaparak ilerledik. Herkes alanda toplandýk-

10

Yeni Evrede

tan sonra “Arap Kürt Türk Ermeni Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” yazýlý dev pankartýmýzýn altýnda Denizlerin bayraklarýyla yerimizi aldýk. Arkadaþlarýmýzýn bir kýsmý da 5-6 Mayýs’ta yapacaðýmýz Denizlerin anmasý için hazýrlanan bildirilerimizi daðýttý. Genel olarak kalabalýk, ama kavurucu sýcaðýn etkisiyle daðýnýk bir kitle vardý alanda. Arkadaþlarýmýzýn bir kaçý baygýnlýk geçirdi. Program bittikten sonra hep beraber sanat merkezine geçtik. Çaylarýmýzý yudumlayýp serinledikten sonra genel bir deðerlendirme yaptýk. 5-6 Mayýs anmasý için eksiklerimizi belirleyip deðerlendirdikten sonra da türküler eþliðinde coþkumuza daha bir coþku kattýk. “Söz Veriyoruz” marþýndan sonra evlerimize daðýldýk.

Ýzmir: Ýþçi sýnýfýnýn kapitalizme karþý savaþ günü olan 1 Mayýs Ýzmir’de Gündoðdu Meydaný’nda yapýlan mitingle selamlandý. Türk-Ýþ, DÝSK, KESK ve TMMMB tarafýndan organize edilen mitinge pek çok sendika, demokratik kitle örgütü, devrimci çevreler katýldý. Türk-Ýþ ve DÝSK’in Basmane’den, KESK ve TMMOB’un da Konak tarafýndan yaptýðý yürüyüþle baþlayan mitinge Mücadele Birliði Platformu da Basmane Meydaný’ndan yapýlan yürüyüþle katýlarak destek verdi. “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak- Mücadele Birliði Platformu” pankartýyla katýlarak Taksim’de 1 Mayýs için faþizme karþý mücadele verenleri selamladý. Sýk sýk “Taksim Kýzýldýr, Kýzýl Kalacak” Ve “Denizlerin Cüretiyle Taksim’e Yürüyoruz” sloganlarý atýlýrken, Denizler için de “Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam” sloganlarý atýldý. Gündoðdu Meydaný’nda yapýlan mitingde Enternasyonal Marþý çalýnýrken mitingi örgütleyen kurumlar adýna Türk-Ýþ bölge baþkaný Hüseyin Karabey ortak açýklamayý okudu. Açýklamada taþerona ve saldýrýlara karþý mücadele vurgusu hakimdi. Eylem Suavi’nin konseriyle sona erdi. Eylemde Mücadele Birliði olarak, 5 Mayýs’ta yapýlacak olan Denizleri anma yürüyüþüne çaðýrmak için hem bildiri daðýtýmý

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

yaptý, hem de kürsüden anons yapýlmasýný saðladý. Mitinge Redhack kortejiyle katýlan bir grup dikkat çekerken, Ýzmir’deki 1 Mayýs’a aralarýnda ÝP’in de olduðu ulusalcý faþistler katýlmadý.

Antep: Ýþçi sýnýfýnýn birlik mücadele ve dayanýþma günü 1 Mayýs, Antep’te de coþkulu bir þekilde kutlandý. Sendikalar demokratik kitle örgütleri ve partiler farklý farklý yerlerde toplanarak miting alanýna yür ü d ü l e r. Mücadele Birliði Platformu da saat 10.00’dan itibaren Balýklý Parký’nda “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Dünya Emeðin Olacak” ve “Ayýþýðý Sanat Merkezi” pankartlarý ile toplanmaya baþladý. Bekleme esnasýnda sýk sýk yapýlan ajitasyon konuþmalarýyla emekçiler Mücadele Birliði bayraðý altýnda mitinge katýlmaya çaðrýldý. Yürüyüþe baþlamadan önce þehir merkezinde gruplar halinde bayraklarla, sloganlarla ve ajitasyon konuþmalarýyla iþçiler 1 Mayýs mitingine davet edildi. Saat 11.00 civarýnda sendikalarýn da toplanacaðý Yeþilsu Parkýna doðru sloganlarla yürüyüþe geçildi. Yeþilsu Parký’nda düzenli korteji oluþturuldu. Coþkusu ve disipliniyle dikkat çeken kortej yürüyüþ esnasýnda sýk sýk “Yaþasýn 1 Mayýs”, “Biji Yek Gulan”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Yaþasýn Taksim Ayaklanmasý”, “Taksim’de Düþene Dövüþene Bin Selam”, “Ýþçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm” sloganlarý attý. Kortejler yürüyüþ sonunda Ýstasyon Meydaný’na gelerek arama noktalarýndan geçti. Meydan’da toplanan binlerce kiþi coþkulu bir þekilde kutlamalarda yerini aldý. Miting saygý duruþu ve sendika yöneticileri tarafýndan günün anlam ve önemine dair yapýlan konuþmalarla baþlandý. Taksim’de sokaklarý zapteden emek-

1 Mayıs

çilere selam gönderilerek hep birlikte “Her Yer Taksim Her Yer Direniþ” sloganý atýldý. Miting bütün coþkusuyla sürerken her zaman devrimcilere saldýrmayý kendine görev bilen, ajan ve provakatör örgütler olan TGB ve ÝP çeteleri yine sahneye çýktý. Kortejleri ve bayraklarý alanýn tam ters yönünde olmasýna raðmen devrimcilerin yan tarafýna kadar gelip ses aracýndan devrimcilerin üzerine Türk bayraðý sallandýrarak provokasyon yaratmaya çalýþtýlar. Devrimci gençlerin duruma tepki göstermesinin ardýndan arkada hazýr bulunan bu karþý-devrimci çeteler devrimcilere saldýrdý. Yaþanan kýsa süreli arbedenin ardýndan ÝP ve TGB çeteleri alanda tecrit oldu ve alaný terk etmek zorunda kaldýlar. Alaný terk ederken bu sefer de BDP’lilere pet þiþelerle saldýrdýlar. Yurtsever gençlerin de karþýlýk vermesinin ardýndan çeteler alaný terk ettiler. Eðitim Sen’in ve MKM’nin müzik gruplarýnýn sahne aldýðý mitingde “Denizleþenlerimizle Yürüyoruz” mitingine davet eden bildirilerinin, Mücadele Birliði dergisinin, Ayýþýðý Sanat Merkezinin bildirilerinin daðýtýmlarý yaygýn bir þekilde yapýldý. Ayrýca Devrimci Öðrenci Birliði’nin gönderdiði mesaj okundu ve mitingin duyurusu sahneden yapýlarak iþçiler 5 Mayýs’taki mitinge davet edildi. Mitingin sonunda Mücadele Birliði Platformu yine sloganlarla alandan ayrýldý. Þehir merkezine kadar sloganlarla ve 5 Mayýs mitingine çaðrý konuþmalarýyla yüründü ve þehir merkezi eylem yerine çevrildi. Antep’in en iþlek caddelerinden biri olan Gaziler Caddesi’ne geçildi burada da binlerce insana Denizlerin mücadelesini, neden idam edildiklerini ve onlarý sahiplenmek gerektiðini anlatan konuþmalar yapýldý, mitinge çaðrý bildirileri daðýtýldý.

Adana: Ýþçi sýnýfýnýn uluslararasý birlik, mücadele ve dayanýþma günü olan 1 Mayýs, Adana Uður Mumcu Meydaný’nda coþku ile kutlandý. Mimar Sinan’da yürüyüþ saat 13.00’da baþladý. Yürüyüþ boyunca “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek”, “Zafer Savaþan Emekçinin Olacak”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Katil ABD Ortadoðu’dan Defol”, “Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara” sloganlarý attýk. Faþist devletin, 1 Mayýs Alaný Taksim’i bir kez daha yasaklamak istemesi protesto edildi; iþçi sýnýfýnýn ve devrimcilerin Taksim iradesi Adana’dan selamlandý, “Taksim Kýzýldýr Kýzýl Kalacak” sloganý defalarca coþku ile atýldý. Yürüyüþün ardýndan Uður Mumcu Meydaný’na girildi. Kortejler Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamlandý. Yapýlan kýsa konuþmalarýn ardýndan sanatçý Ali Asker’in söylediði marþlarýn ardýndan 1 Mayýs kutlamalarý sona erdi.

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

11


Gündem

R

TÜRKÝYE BÝR S

eyhanlý’da bombalarýn patladýðýný haber alýr almaz, deðiþik yerlerde bulunan hükümet üyelerinin ve onlarýn baþý olarak Erdoðan’ýn ilk tepkisi, kendi kavramlarýyla, “zamanlama manidar” þeklinde oldu. Ancak bu ortak noktadan sonra ayrýþmaya baþladýlar ve her kafadan bir ses çýkmaya baþladý. R.T.E, “çözüm sürecini hazmedemeyenleri” iþaret ederken, Ýstanbul eski valisi, þu bildiðimiz Muammer Güler ve beraberindekilerin parmaklarý Suriye tarafýna yönelmiþti. Bu, hükümet içindeki bir fikir ayrýlýðý mýydý? Tabii ki deðil. Ama henüz toplantý yaparak ortak düþünce oluþturma fýrsatlarý olmamýþtý ve bu farklýlýðý daha sonra tüm parmaklarý Suriye yönüne çevirerek gidereceklerdi. Onlar, yani hükümet ve devlet bürokrasisi “ya þundadýr ya bunda” misali toplumu oyalayarak katliamdan nasýl yararlanacaðýnýn yollarýný ararken emperyalist basýn hem failleri hem de olayýn gizlenen boyutunu açýklýyordu. Kýsaca þöyle: Ýngiliz BBC Kanalý: “Saldýrýyý El Kaide baðlantýlý El Nursa Cephesi üstlendi”, Ýngiliz ITV kanalý: “Türk hükümetinin desteklediði muhalifler Türkiye’yi kana buladý, 11 ölü.”, The Telegraf: “Türk hükümeti þaka gibi açýklamalar yaparak hedef þaþýrtmak istiyor, 140’tan fazla ölü.”. The Sun Gazetesi: “Hükümet yýpranmamak için saldýrýyý haber yapmayý yasakladý.”, Fransýz gazetesi Le Monde: “Bir Türk atasözü derki, ‘besle kargayý oysun gözünü’ Türkiye’nin desteklediði aþýrý dinci Suriyeli muhalifler Türkiye’yi kana buladý 120’den fazla ölü”… Emperyalist basýnýn yazdýklarýndan en azýndan “yayýn yasaðý” kesin doðruydu. Hükümetin bir bakanýna bu “yasak”

12

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

sorulduðunda verdiði yanýt ilginçti: “ABD de 11 Eylül’de böyle yapmýþtý.” Böylece hükümet üyelerinin buraya kadar yaptýklarý açýklamalardan ikinci doðru noktayý da yakalamýþ oluyoruz. Birincisi, “zamanlama manidar” idi. Buna birazdan deðineceðiz. Ýkincisi 11 Eylül benzetmesidir. Benzeyen yön þudur: ABD 11 Eylül’ü kendi elleriyle yapmýþtý. Türk devleti, Reyhanlý’da kendi 11 Eylül’ünü yaptý. Bombalarý emperyalist basýnýn söylediði gibi, dinci faþist çeteler patlatmýþ da olsalar durum deðiþmiyor. Çünkü “zamanlama manidar” idi. ABD’nin 11 Eylül’ü ile bir benzerlik daha: Beþir Atalay, hükümetin bu eþitler arasýndaki birinci Bakaný, bir soruyu yanýtlarken, “benzer saldýrýlar olabilir” diye aðzýndan kaçýrmýþtý. Aðzýnda bakla sakladýðý belliydi. ABD Hükümeti de 11 Eylül’de halkýný yeni saldýrýlara karþý “uyarmýþtý”. Bu satýrlar yazýlýrken, tekelci basýn, R.T. Erdoðan’ýn ABD gezisi sýrasýnda Türkiye’de kanlý olaylarýn olabileceðini ve bir minibüsün kayýp olduðunu bildiriyordu. Beþir Atalay’ýn aðzýndaki baklanýn ne olduðunu söylemeye gerek var mý?

“Zamanlama Manidar” Bundan kuþku yok. Ama bu þifreyi çözebilmek için “zamana” yani son bir haftalýk önemli politik geliþmelere kýsaca bir göz atmak lazým. Patlamalarýn olduðu haftanýn en önemli geliþmesi kuþkusuz, ABD’nin Rusya ile Suriye konusunda Cenevre Anlaþmasý çerçevesinde anlayýþ birliðine varmasýdýr. ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry Moskova’ya giderek ABD’nin “yeni” politikasýný ve Rusya ile anlaþmasýný açýklamýþtý. ABD Suriye’de geri adým atýyor, Rusya’nýn çizgisine yaklaþýyordu. Anlaþmanýn mürekkebi kurumadan, Ýngiliz Baþbakan Putin’in a235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

yaðýna giderek ayný çizgide uzlaþtýðýný ilan etti. “Cenevre Anlaþmasý”nýn özü, Suriye’de çözümün Esad’ýn gitmesi þartýna baðlanmamasýydý. Oysa Türkiye’nin, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan himayesindeki “Muhalif” denen katil sürüsünün birinci koþulu Esad’ýn gitmesiydi. ABD ve Ýngiltere “Cenevre Anlaþmasý” çizgisine gelerek Türkiye’yi ve yanýndakileri hem yalnýz hem de devre dýþý býrakmýþ oldular. Bu geliþme, Türk hükümetinin dýþ politikasýna aðýr bir darbe anlamýna geliyordu. Reyhanlý katliamýnýn zamanlamasýný “manidar” kýlan birinci nokta buydu. Rusya, bu yüzden Reyhanlý’daki katliamýn, “arkasýnda barýþ konferansýný engellemek ve askeri operasyonu öne çekmek var” diye düþünüyor. ABD-Rusya ve Ýngiltere’nin anlaþmalarýndan kim rahatsýz ve zararlý çýkýyorsa “olaðan þüpheli” de o oluyor. Türkiye’yi ve bu arada son iki haftada Suriye’ye üç kez saldýran Ýsrail’i elini çabuk tutmak zorunda býrakan bir diðer önemli nokta Suriye’deki savaþýn deðiþen gidiþatýdýr. Kýsaca söylersek, savaþta üstünlük Suriye ordusunun eline geçmiþ ve bu olgu artýk emperyalist merkezler tarafýndan itiraf edilecek kadar aleniyet kazanmýþtýr. Yani Türkiye’nin güvendiði ve tüm politik yatýrýmýný kendilerine baðladýðý çeteler daðýlma/yenilgi sürecine girmiþler. Ýsrail’in “iþ baþa düþtü” babýnda savaþ nedeni olabilecek saldýrýlara baþlamasýnýn arkasýndaki neden de bu. Bu gidiþatýn tersine çevrilmesi ancak askeri operasyonlarýn öne çekilmesiyle mümkün. Rusya, boþ yere kuþkulanmýyor. Bu noktada R.T Erdoðan’ýn yine geçtiðimiz hafta, bir Amerikan televizyonuna yaptýðý açýklamayý anýmsatmak gerekir. Sonradan hükümet tarafýndan


SAVAÞ PEÞÝNDE Yeni Evrede

Mücadele Birliði

yalanlanan açýklamaya göre, R.T.Erdoðan, “ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale yapmasý durumunda Türkiye buna destek verecek” demiþti. Ýþin bu kýsmý sonradan hükümet tarafýndan yalanlansa da hepsi de savaþ nedeni olacak þu istemlerinin olduðunu reddetmiyor: “Uçuþa yasak bölge” ilaný, “Güvenli alan oluþturma” ve “Muhaliflere silah yardýmý.” Ortadoðu’da ateþteki kestanelere elini uzatmaktan korkan ABD, Türkiye’nin bu talep ve isteklerini biliyor ama kabul etmiyor ve gidip Rusya ile Cenevre Sözleþmesi çerçevesinde mayýs ayýnda yeni bir konferansýn yapýlmasý konusunda anlaþýyor.

Ýhtiyaçtan Savaþ Ýþte bu koþullarda ve bir hafta içinde Obama ile görüþme hazýrlýðý yapan R.T. Erdoðan ABD’yi ikna etmek mecburiyetinde fakat iþi hiç de kolay gözükmüyor. R.T.E’ye soruyorlar “ABD’den Suriye konusunda daha agresif bir talepte bulunacak mýsýnýz” diye; hayýr demiyor. Þunu diyor: “Suriye konusu masamýzda birinci konu. Daha aktif ne adýmlar atabiliriz bunlarý konuþacaðýz. Siyasi adýmlarda birinci Cenevre anlaþmasýnda maalesef atýlan adýmlar netice vermedi. Ýkinci bir Cenevre gibi yaklaþýmlar biraz iþe un sermek gibi geliyor bize. Daha kestirme yoldan netice almak için ne gerekiyorsa bir müzakere fýrsatý bulacaðýz. Suriye ile ilgili konuda mutazarrýr olan birinci derecede ülke bizi.” Fazla söze gerek yok, a) “Cenevre sözleþmesi”nden hoþnut deðil; b) Yeni bir “Cenevre Sözleþmesi”ne hiç tahammülü yok; c) Kestirme yol, yani askeri müdahale, yani savaþ, arayýþýnda. Bu gibi durumlarda “kestirme yol”un Türkçesi savaþtýr ve Türkiye’nin Ortadoðu’da

bir savaþý kýþkýrtmaya çalýþtýðýna uzun zamandýr iþaret ediyoruz. Ýyi de ABD’nin bizzat kendi gireceði bir savaþtan köþe bucak kaçtýðý bir sýrada bu nasýl olacak; Obama nasýl ikna edilecek? Bunun için heybede cazip turplarýn olmasý gerekir. Dinci faþist çetelerin ya da bu katliamý her kim yaptýysa, bunun zamanlamasýnýn Obama’yý bir savaþa ikna etmek üzere yola çýkacak R.T.Erdoðan’ýn ABD’ye gidiþinden hemen öncesine rastlamasý tesadüf deðil: “zamanlama manidar” ne de olsa. ABD yolculuðu henüz baþlamadý ve tekelci basýn, ortalýkta dolaþan, patlatýlmaya hazýr “minibüs”ten çarþaf çarþaf söz ediyor. Ne olur bilemeyiz ama bildiðimiz bir þey var: Ýþleri ellerine yüzlerine bulaþtýrmada þu dinci faþistlerin üzerine yok gibi. Bundan sonra sözünü ettikleri minibüsü patlatsalar bir türlü patlatmasalar bir türlü. Zaman daralýyor, kestirme yola ihtiyaçlarý var. Bu çaresizlik içinde çýlgýnca iþlere kalkýþmalarý kimseyi þaþýrtmamalý. ABD’ye, Obama’ya “elimizi çabuk tutalým Türkiye ateþin ortasýnda kalýyor” mesajýný vermeleri ve dahasý onlarý bu mesajýn doðruluðuna inandýrmalarý gerekiyor. Çöküþ Öncesi Çözülme Hükümet ve devlet Suriye hesaplarýný, kýsa bir süre içinde Baas Rejimini yýkmak ve yerine “Müslüman Kardeþler” denen çetelerden oluþan bir iktidar kurmak üzerine kurmuþtu. Esad’a biçilen süre haftalarla ölçülüyordu ve son olarak R.T. Erdoðan Þam’da Emevi Camiinde geçtiðimiz Kurban Bayramýnda namaz hayalleri kuruyordu. Olmadý. Tersi oldu. Neler olduðunu görmek için birkaç ay öncesinden bu güne neler olduðuna kýsaca bir bakalým. Örneðin 20 Aðustos 2012’de Antep’te bomba patlýyor, patlatan dinci faþist çeteler; sonuç 9 235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

Gündem

ölü 69 yaralý ve halkýn hükümete büyük tepkisi. 17 Þubat 2013, yer Cilvegözü yine dinci faþist çeteler ama bu kez bombalý araç patlatýlýyor; sonuç 17 ölü, 26 yaralý ve yine halkýn hükümete büyük öfkesi. Geçtiðimiz on beþ gün içinde Akçakale sýnýr kapýsýna saldýrý yapýlýyor; yapanlar ayný kesim, sonuç 1 ölü ve sýnýr kapýsýna yürüyen öfkeli binlerce kiþi. Sýnýrlar fiilen ortadan kalkmaya baþlamýþtý. Rojava zaten fiilen Kuzey Kürdistan’la birleþmiþ durumda. Orada sýnýr aslýnda yeniden çizilmiþ durumda. Son olarak, Reyhanlý saldýrýsýndan hemen önce bu kez Reyhanlý’da halk Suriyeli çeteler ve mültecilerle çatýþýyor, büyük bir gerginlik ortaya çýkýyor ve ancak takviye güvenlik güçleriyle durum hükümet tarafýndan kontrol altýna alýnabiliyor. Sonuç, halkýn hükümete, hükümet partisine büyük öfkesi. Burada da sýnýrlar muðlaklaþtý, Suriye sýnýrý nerede baþlýyor, Türkiye sýnýrý nerede bitiyor; belirsiz hale geldi. Reyhanlý’daki patlamalar ve sonrasýnda ortaya çýkan halkýn hükümete büyük öfkesi Hatay’ýn bütün sýnýr boylarýna yayýldý. Þam’da Emevi Camii’nde namaz hayalleri yerini sýnýr boylarýndaki halklarýn öfkesini dindirme, gazabýndan kurtulma arayýþýna býraktý. Patlamalarýn dinci faþist çetelerin iþi olmadýðýna halký inandýrmak için þimdi akla karayý seçiyorlar. Devlet ve hükümet her yönden çözülüyor, daðýlýyor. Çeliþkiler ve çatýþmalar ard arda geliyor, üst üste yýðýlýyor ve keskin bir hal alýyor. Süreç büyük ayaklanmalara doðru yol alýyor. Tam bu esnada Demirtaþ’ýn, Roboski, Reyhanlý gibi daha pek çok katliamdan sorumlu bu hükümete verdiði desteði Kürt halký elbette deðerlendirecektir. Kürt halký saðlam karakterlidir.

13


Yeni Evrede

Açıklama

SAVAÞIN ORTASINDAKÝ ANTAKYA’DA BASKILAR DEVAM EDÝYOR

Antakya Ayýþýðý Sanat Merkezi’nin çalýþmalarýný yapan gitar hocamýz Özgür Aslanyürek’e yönelik baskýlar devam ediyor. Daha önce de arkadaþýmýza iþbirliði teklif edilmiþ, bir bir öðrencilerine gidilmiþ ve Özgür arkadaþýmýzýn terör örgütü üyesi olduðunu, kurs vermediði beyin yýkadýðý gibi karalamalar yapýlmýþtý. Daha sonra da yasal olarak katýldýðý eylemleri yasaklý vs. diyerek soruþturmalar açýlmýþtý. Þimdi bu süreçte ise Özgür arkadaþýmýzý sindirmek, korkutmak, gözdaðý vermek amacý ile hakkýnda “Halký kin ve öfke ye teþvik etmek, toplantý düzenleyip gösteri ve yürüyüþ düzenleyip, kamuya zarar vermek” suçlamalarý ile dava açýlmýþtýr. Bununla sýnýrlý kalmayarak, ailesini tedirgin etmek ve korkutmak amacý ile ailesinin evine gidip sorular sorup, “Özgür’ün davasý var haberiniz olsun” gibi sözlerle ailesini tedirgin edip, sindirmeye, korkutmaya çalýþmýþtýr. Ayný þekilde Ayýþýðý Sanat Merkezi Aysun Bozdoðan Þiir Atölyesi’nde çalýþma yapan arkadaþýmýz Süleyman Burç hakkýnda soruþturmalar ve ayný þekilde dava açýlmýþtýr. Bununla sýnýrlý kalmayarak yine arkadaþýmýzýn evine giderek, ailesine baský, tedirginlik ve korkutmaya çalýþmýþtýr… Evet bizler bugün neler yaptýðýmýzý çok iyi biliyoruz onlar bizim burada Hatay’daki yaþadýðýmýz topraklarda yeni yeni katliamlar planladýðýný biliyoruz! Ve devletin bugün Suriye politikasýný hayata geçirmek için ne kadar hýzlý adýmlar attýðýný görüyoruz! Faþistlerin Hatay’da nasýl konuþlandýrýldýðýný çok iyi biliyoruz! Ve diyoruz ki “Biz emeðin yanýndayýz! Emekçi halklar için savaþacaðýz! Biz bu savaþta siz burjuvazinin yanýnda olmayacaðýz!” Baskýlarýnýz, tehditleriniz výz gelir bize výz! Antakya Ayýþýðý Sanat Merkezi Emekçileri

Mücadele Birliði

ÝÞKENCEYLE MÜEBBET CEZASI ONAYLANDI

17 yýl önce tutuklanarak, haklarýnda “Anayasal düzeni yýkmaya kalkýþmak” suçlamasýyla açýlan davadan müebbet hapis cezasý alan TKEP/L davasý tutsaklarý M.Reþat Güvenilir ve Ergül Çiçekler, dosyanýn AÝHM’den “Adil yargýlanmama” nedeniyle dönmesinden dolayý 3 yýldýr süren davanýn karar duruþmasý yapýldý. 14 Mayýs günü Çaðlayan Adliyesi 10. Aðýr Ceza Mahkemesinde görülen duruþmada Leninist tutsaklar da duruþmaya gelerek son savunmalarýný yaptýlar. M.Reþat Güvenilir dosyayý hukuksal ve siyasal olarak deðerlendirdi. Dosyanýn hukuksal olarak hiçbir delile dayanmadýðýný söyleyen Güvenilir devamla savunmasýnda “Bizi anayasal sistemi yýkmaya teþebbüsten yargýlýyorsunuz. Tarih boyunca hiçbir zaman anayasal diye bir sistem olmadý. Bugün Türkiye’nin sistemi, dünyanýn pek çok ülkesinde olduðu gibi kapitalist sistemdir. Ýþte biz komünistlerin yýkmak istediði sistem kapitalist sistemdir. Kapitalist sistem koþullarýnda anayasa, burjuva sýnýfýn egemenlik aygýtý olan burjuva devletin iþleyiþine dair bir belgedir. Bu belgeyi de belirleyen esas olarak toplumsal dokuda var olan sýnýflar arasý güç iliþkisidir.” Leninist tutsak Reþat Güvenilir’in savunmasýný “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” ve “Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist” sloganlarýyla bitirmesinin ardýndan salonda bulunanlarýn savunmayý alkýþlamalarý mahkeme heyetini telaþlandýrdý ve izleyicilerin duruþmanýn geri kalan kýsmýný takip etmesine izin vermeyerek salona polis çaðýrmasý ortamý bir anda gerdi. Mahkeme heyeti daha salona polisler gelmeden duruþma salonunu öncelikle kendisi terk ederek telaþýný açýða vurmuþ oldu. Ardýndan aileler ve izleyiciler içerideyken tutsaklar da salondan çýkarýldýlar. Avukatlar ve aileler mahkemenin bu tutumuna tepki göstererek salondan çýktýlar. Verilen aranýn ardýndan devam eden duruþmada Leninist Tutsaklara daha önce verilen müebbet cezasý sabit görülerek AÝHM’in verdiði tekrar yargýlama kararý da reddedilmiþ oldu.

ÝÞÇÝLERE TAKSÝM YASAK

Hey Tekstil iþçilerinin 15 aydýr haklarý ve alacaklarý için her hafta Cumartesi günü Taksim’de yaptýklarý yürüyüþü bu hafta polis engelledi. 11 Mayýs günü Taksim Meydaný’nda akþam üstü bir araya gelen iþçilere Ýstiklal Caddesi giriþi TOMA ve çevik kuvvet ekipleri ile kapatýldý. Yürüyüþün yapýlmasýný engelleyen polis, geçen hafta da iþçileri cop ve biber gazýyla Gümüþsuyu’na sürükleyerek saldýrmýþtý. Hey Tekstil iþçileri adýna açýklama yapan Zeki Gördeðir; “456 gündür yasal haklarýmýz olan ihbar ve kýdem tazminatlarýmýzý, üç aylýk maaþlarýmýzý almamýz için kýlýný kýptýrtmayan mevcut iktidar, söz konusu sermaye çýkarlarý olunca ülkenin bütün imkanlarýný seferber etmektedir. Direniþimiz boyunca yaptýðýmýz eylemlerde, haklarýmýzý gasp e-

14

den, hýrsýz patronlar Aynur Bektaþ ve Süreyya Bektaþ’ý korumak için yüzlerce çevik kuvveti, toma araçlarýný karþýmýza çýkarýyor, bununla da yetinmiyor TOBB’daki mevkisini koruyarak ödüllendiriyor.” diye konuþtu. Gördeðir, her Cumartesi günü Taksim Meydaný’nda toplandýklarýný, son yürüyüþlerinin polis tarafýndan engellendiðini yüzlerce çevik kuvvet, toma araçlarý, biber gazý ve boyalý tazyikli su ile saldýrýldýðýný hatýrlattý. Taksim’de olmaya devam edeceklerinin altýný çizen Gördeðir, son olarak “Hýrsýz patronlarýn, koruyuculuðunu yapan mevcut iktidarýn, iþçi direniþlerine karþý üç maymunu oynayan siyasi partilerin, yani iþbirlikçilerin saldýrýlarýna karþý, haklarýmýzý alýncaya kadar direnmeye devam edeceðiz.” dedi. Eylem sloganlarla sona erdi.

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013


Yeni Evrede

H A VA D A G R E V E G Ý D E R K E N

Mücadele Birliði

4 Mayýs günü Hava Ýþ Sendikasý önünde bir araya gelen THY iþçileri “15 Mayýs’ta Türk Hava Yollarýnda Greve Çýkýyoruz” pankartý açarak Bakýrköy Özgürlük Meydaný’na geldi; yürüyüþ sýrasýnda “THY Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “305 Ýþçi Ýþine Geri Dönecek”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganlarý atýldý. Hava Ýþ Sendika Genel Baþkaný Atilay Ayçin, 15 Mayýs’ta greve gideceklerinin altýný çizerek, Toplu Ýþ Sözleþmesi görüþmelerinde uyuþmazlýk yaþanmasýnýn nedeninin 305 iþçinin iþlerine iade edilmesi olduðunu söyledi. Ayçin 1 Mayýs iþçilerin emekçilerin dayanýþma ve mücadele gününde valinin Taksim’i yasaklamasýna da tepki gösterdi, “1 Mayýs’ta poliste tank vardý, gaz vardý, cop vardý, bir de mermileri silahlara sürseydiniz. Devletin emekçilere bu þiddetini, þiddetle protesto ediyoruz” dedi. Greve çýkmak zorunda kaldýklarýný belirten Ayçin “15 Mayýs’ta artýk mücadele farklý þekilde devam edecek, bu grev, iþçisini, yolcusunu, turistini, uçak kargolarýný etkileyecek.” diyerek THY’deki sorunlarýn çözümü için çok uðraþtýklarýný, yetkililerle konuþmak istediklerinde hep bir bahanelerle karþýlaþtýklarýný söyledi. Ayçin, bu hafta Bakýrköy yürüyüþlerinin sonuncusunu yaptýklarýný dile getirerek, gelecek hafta Taksim’de yürüyüþ yapmak istediklerini söyledi. Kurum temsilcilerinin kýsa dayanýþma mesajlarýndan sonra halaylar çekildi. Ey-

lem slogan ve halaylarla sona erdi. 15 Mayýs’ta greve hazýrlanan THY iþçileri, bu hafta eylemlerini Galatasaray Meydaný’nda yaptý. Hava-Ýþ’in çaðrýsýyla bine yakýn kiþi, Galatasaray Meydaný’nda THY iþçilerinin yanýnda durdular. Devletin 1 Mayýs’tan sonra Taksim’de yapýlan her eyleme saldýrmasýnýn üzerine DÝSK, KESK, Türk-Ýþ, SGBP ve Mücadele Birliði’nin aralarýnda olduðu çok sayýda iþçi, emekçi, devrimciler ve eylemdeki iþçiler, THY iþçilerinin eyleminde yanlarýnda yer aldý. 11 Mayýs günü THY iþçilerinin grev öncesi Taksim’de yapmak istedikleri yürüyüþ, polis tarafýndan engellendi. TOMA aracýlarý ve çevik kuvvet ekipleri ile Ýstiklal Caddesi’ni yaya trafiðine saatlerce kapalý tuttu; Taksim’e yürüyüþe izin verilmedi. Eyleme Türk Ýþ Bölge Temsilcileri, Sendikal Güç Birliði Platformu, TÜMTÝS, Kristal Ýþ, Belediye Ýþ, Mücadele Birliði Platformu ve bir çok devrimci örgüt destek verdi. Hava Ýþ Sendika Genel Baþkaný Atillay Ayçin, TÝS sürecini hatýrlatarak, “5 aydýr THY yönetimini masaya bekliyoruz, ama onlar ‘sizin hiçbir teklifinizi kabul etmeyiz’ diyorlar” dedi. Ayçin, Bakanlýklarla görüþmek istediklerini, ama 235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

Sokaklar

kimseye dertlerini anlatamadýklarýnýn altýný çizdi. 305 iþçinin iþten çýkartýldýðýný hatýrlatan Ayçin, iþçilerin iþe iadeleri saðlanmadan, THY ile uzlaþma saðlanamayacaðýný söyledi ve atýlan iþçiler için Ýþ Mahkemeleri’nin verdiði iade kararlarýnýn uygulanmasýný istedi. Ayçin, 15 Mayýs günü THY yönetiminin grevi kýrmak için çevik kuvvet ekiplerini çaðýrarak uçmak isteyen yolcularýn uçmalarýný saðlayacaklarýný söylediklerini hatýrlattý ve “Eðitilmiþ köpeklerini getirin isterseniz, THY teknisyeni, kabin görevlisi, pilotu ile birlikte uçmayacak, uçmayacak” diye konuþtu. Eylem sýk sýk atýlan “THY iþçi Yalnýz Deðildir”, “Taksim Kýzýldýr Kýzýl Kalacak”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak”, “Ýþçiler Birleþin Devrim Ýçin Savaþýn”, “Polis Defol Taksim Bizimdir” sloganlarýyla sona erdi.

15


Sokaklar

HAVADA GREV VAR

“Haklarýmýz, Emeðimiz, Ýþ Uçuþ Güvenliðimiz Ýçin Grevdeyiz” diyen THY iþçileri, 15 Mayýs günü sabaha karþý 03.00’de greve baþladý. Saatler 00.00’yi geçince Atatürk Havalimaný’nýn tüm kapýlarý biber gazlarý, kalkanlarý, kasklarý ve TOMA ile gelen çevik kuvvet polisleri tarafýndan tutuldu. Ýþçilerin aylardýr eylem yaptýklarý Dýþ Hatlar bölümündeki alanýn boþaltýlmasýný isteyen polis, iþçileri zorla THY Genel Müdürlüðü önüne sürdü. Saat 01.00 civarý Havalimaný giriþlerini tutmuþ olan polis, sendikanýn ve aralarýnda Mücadele Birliði Platformu’nun da bulunduðu emek örgütlerinin giriþlerine izin vermeyince Havalimaný “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý ile çýnladý. Greve 2 Saat kala Türkiye Havayolu Pilotlar Derneði TALPA, greve katýlmayacaðýný duyurdu ve “Üyelerimizin uçuþ emniyetinden taviz vermeden alacaklarý her türlü bireysel kararlarýna saygý duyarýz.” dedi. THY Genel Müdürlüðü önünde toplanan iþçiler ve desteðe gelenler slogan, alkýþ ve ýslýklarla THY Genel Müdürlüðü’nü yuhaladý ve polis þiddetini protesto etti. Polisin ablukaya aldýðý iþçiler, yaðmur altýnda sloganlar ve halaylarla duyurulan grev saatini bekledi. Saat 03.00’dan önce grev pankartýnýn asýlmasýna izin vermeyen polis, iþçilerin Dýþ Hatlar bölümüne geçmelerine de kesinlikle izin vermeyeceklerini bildirirken Genel Müdürlük de havaalaný içinde hiç bir yerde basýn açýklamasý ya da eyleme izin vermeyeceðini duyurdu. Hava Ýþ Sendikasý da grev çadýrýný Genel Müdürlük binasý önüne kurmaya karar verdi. Saat 03.00 olduðunda grev pankartý THY Genel Müdürlük binasýnýn giriþ kapýsýna asýldý. Saðanak yaðmur altýnda grev saatini bekleyen iþçiler, Grev Gözcülerini burada býrakarak Hava Ýþ Sendikasýna geçtiler. Grev saatinden itibaren uçuþlarda rötarlar baþladý. THY, grev baþladýðýndan beri 178 seferin gerçekleþtiðini, grevin iþe yaramadýðýný duyururken, bir gün önce mezun ettiði 500 yeni kabin memuruyla bu

16

uçuþlarý gerçekleþtirdi. Hava Ýþ Sendikasý sabah saatlerinden itibaren aksamalarýn yaþanacaðýný söyledi. Greve katýlan bazý kabin memurlarýnýn 235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

yerine yedek ekipten takviye yapýldýðý haberleri gelince, Hava Ýþ Genel Sekreteri Mustafa Yaðcý grevle ilgili hukuksuzluklar hakkýnda Bölge Çalýþma Müdürlüðü ve Ýþ Mahkemelerine baþvuru yapacaðýný açýkladý. Saat 10.00’da yapýlacak olan basýn açýklamasý için grevdeki tüm iþçiler, sendikacýlar ve emek dostlarý THY Genel Müdürlük önünde toplandý. Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin yaptýðý basýn açýklamasýnda önce THY’nin anlaþýlmaz uzlaþmaz tutumu sayesinde bu noktaya geldiklerini hatýrlatarak, “Þu an grevi kýrmak için yönetici kadrolarla uçaklarý uçuruyorsunuz. Eksik personelle yolcuya servis yapýyorsunuz, part timelarýn eðitimleri bitmeden uçaðýn içine gönderiyorsunuz. O insanlar hangi uçaða hangi kapýdan gideceðini sorarak bulmaya çalýþýyorlar. Güven ve emniyetten uzak þekilde grev kýrýcýlýðý yaparak dolaþmaya utanmayacak mýsýnýz? 305 kiþiye yeni 305’ler ekleyeceðinizi söylüyorsunuz. (...) Uluslararasý standartlara uygun uçuþ yapýlmýyor. Emniyetsiz güvensiz uçuluyor. Sivil Havacýlýk Genel Müdürlüðü’nü göreve davet ediyorum. Bu görevi yerine getirmezlerse olabilecek kazanýn ve ölümlerin sorumlusu hükümet, THY yönetimi ve Sivil Havacýlýk Genel Müdürlüðü olacaktýr” dedi. Türk Hava Yollarý’ndaki grev nedeniyle Hava-Ýþ Sendikasý’na destek vermek amacýyla Birleþik Metal-Ýþ, Kristal-Ýþ, Nakliyat-Ýþ Sendikasý, TÜMTÝS, Sendikal Güç Platformu, Türk-Ýþ, çeþitli siyasi partiler ve aralarýnda Mücadele Birliði Platformunun da bulunduðu emek örgütleri de Havalimanýnda idiler. 15-16 Mayýs günlerinde saat 10.0017.00 arasý grev alanýnda olan iþçiler ve emek dostlarý, grev sona erene kadar her gün bu saatlerde eylem ve etkinlikler yapacaklarýný duyurdular. Dergimiz yayýna hazýrlanýrken, grevin ilk 24 saatinde 560 uçuþ yapmasý gereken THY 218 uçuþu gerçekleþtirememiþ, gerçekleþtirdiði 342 uçuþu ise eksik kadro, yedek ve yeni iþçilerle tamamlamýþtý.


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

HALKIN DENİZİ DENİZLEŞEN HALKLA BULUŞTU

DENİZLERİ ANMAK DEVRİM İÇİN SAVAŞMAKTIR

Mücadele Birliði Platformu’nun 2013 yýlý Denizleri Anma programlarý kapsamýnda düzenlediði mezar baþý anmasý, 6 Mayýs günü saat 10.00’da Ankara Karþýyaka Mezarlýðý’nda baþladý. 2 nolu kapýda toplanan DÖB’lü öðrenciler, “Denizleri Anmak Devrim Ýçin Savaþmaktýr” pankartýyla yürüyüþe geçtiler ve Denizlerin mezarlarý baþýna sloganlarla, marþlarla yürüdüler. Mezar baþlarýna gelindiðinde yol kenarýna Denizlerin bayraklarýyla dizilinmesinin ardýndan anma programý saygý duruþuyla devam etti. Saygý duruþunun ardýndan kitle hep bir aðýzdan Emeðe Ezgi’nin “Adým Deniz” marþýný söyledi. Ardýndan Liseli DÖB’lü öðrenciler Deniz GEZMÝÞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin ÝNAN’ýn mezarlarý baþlarýnda onlarýn son mektuplarýný ve daraðacýnda haykýrdýklarý son sözleri dillendirildi. Daha sonra Mücadele Birliði Platformu adýna Vefa SERDAR, Denizlerin devrim mücadelesini anlatan ve onlarýn devrimci özünü vurgulayan bir konuþma yaptý. Konuþmanýn ardýndan Adana’dan gelen Denizlerin yoldaþý olan Osman KARATOP bir þiir okudu. Ve DÖB’lü bir öðrenci ise THKO’nun Kuruluþ Bildirisini paylaþtý kitleyle ve sonrasýnda liseli DÖB’lü bir öðrenci “Delikanlým” þiirini okudu. Þiirlerin, konuþmalarýn ardýndan söz sýrasý Devrimci Öðrenci Birliði ve Genç Emekçiler Birliði adýna yapýlacak konuþmaya geldi. Konuþma cüret, kararlýlýk ve öfke doluydu. Bu coþku “Adým Deniz”in hep beraber söylenmesiyle doruða ulaþtý. Ardýndan Pir Sultan Abdal Canlar Derneði – Canlarýn Kýzýl Yolu adýna Muharrem COÞKUN mikrofonu aldý. Sözlerine Denizler için söylenen bir marþla baþladý ve mücadeleye devam sözü verdi. Ve etkinlik EKA’lý bir kadýnýn Mare Nostrum’u okumasýyla devam etti. Denizlerin mezarlarý baþýnda sona yaklaþan etkinlik, kitlenin hep bir aðýzdan Þarkýþla, Nurhak ve Çav Bella’yý söylemesiyle sona erdi. Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mezarlarý önünde “Denizleri Anmak Devrim Ýçin Savaþmaktýr-Devrimci Öðrenci Birliði” ve “De-

6 Mayıs

niz, Ýsyan, Devrim-Mücadele Birliði Platformu” pankartlarý arkasýnda kortej oluþturan kitle sýrasýyla, Halit ÇELENK, Ulaþ BARDAKÇI, Niyazi YILDIZHAN, Mahir ÇAYAN ve 2 Temmuz’da yakýlan canlarýn mezarlarýnda anma yapmak üzere yola koyuldu. Halit ÇELENK’in baþ ucunda, hukuk fakültesi öðrencisi bir DÖB’lü konuþma yaptý ve Halit ÇELENK’in 2005 yýlýnda Harbiye Açýk Hava’da yapýlan Denizleri anma etkinliðine yolladýðý mektubu okudu. Ulaþ BARDAKÇI’nýn baþucunda, hayatý ve mücadelesini anlatan bir konuþma yapýldý ve ardýndan “Ulaþa Aðýt” söylendi. Mahir ÇAYAN ve Niyazi YILDIZHAN’ýn mezarlarý baþýnda da liseli DÖB’lüler siperdaþlýðý, devrimci cüreti ve yoldaþ sevgisini dile getiren konuþmalar yaptý ve “Kýzýldere” söylendi. 2 Temmuz Anýt Mezarý’na doðru yola çýkan kitle DÝSK’li iþçilerle karþýlaþtý. Ýþçiler “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði” sloganlarýyla selamlandý. Kitle daha sonra sloganlar eþliðinde 2 Temmuz Anýt Mezarý’na yöneldi. Orada da 2 Temmuz’da yakýlanlar anýsýna saygý duruþunda bulunuldu ve canlara söz verilen bir konuþma yapýldý. Burada yapýlan anmanýn ardýndan kitle çýkýþ kapýsýna yöneldi. Halaylarla otobüsü bekleyen kitle, Mart Güneþi Kültür ve Sanat Derneði’ne doðru yola koyuldu. Gün boyu sýk sýk “Deniz, Ýsyan, Devrim”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara”, “Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” sloganlarý atýldý. Mart Güneþi Kültür ve Sanat Derneði’ne gelen kitle günü kararlýlýk ve azim dolu sohbetlerle sona erdirdi.

DENİZLEŞEN HALKLA BULUŞMAK

Mücadele Birliði Platformu, bu yýl yoldaþlarý Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ý idamlarýnýn 41. yýlýnda anmak için bir dizi eylem ve etkinlik düzenledi. Ýstanbul’da da son yýllarda olduðu gibi, 6 Mayýs günü Kadýköy Ýskele Meydaný’nda miting düzenlendi. Saat 13.00’de Tepe Nautilus önünde toplanýlarak baþlayacak yürüyüþ için saatler öncesinden gelen Mücadele Birliði Platformu bileþenleri, pankartlarý ve bayraklarý ile bekleyiþe geçti. Bu esnada tüm Kadýköy Denizlerin afiþleriyle donatýldý, cadde ve sokaklarda mitinge çaðrý için sesli ajitasyonlar yapýldý. “Adým Deniz, Devrimciyim” yazan dev bir Deniz Gezmiþ pankartý ve “Denizleþenlerimizle Yürüyoruz - Mücadele Birliði Platformu” pankartlarý ardýnda bir araya gelen Devrimci Öðrenci

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

17


Yeni Evrede

6 Mayıs

Mücadele Birliði

Birliði (DÖB), Devrimci Ýþçi Komiteleri (DÝK), Devrimci Emekçi Komiteleri (DEK), Emekçi Kadýnlar (EKA), Ayýþýðý Sanat Merkezi ve emekçi semtlerinden ve bölgelerden gelen iþçiler, emekçiler ve gençler “Deniz, Ýsyan, Devrim!” sloganýyla yürüyüþü baþlattýlar. Yürüyüþte en önde Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan ve onlarýn ardýndan 13 Mart 1982’de idam edilen 13 Mart Savaþçýlarý Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar’ýn resimleri taþýndý. “Þimdi Deniz olma zamaný, þimdi Yusuf olma zamaný, þimdi Hüseyin olma zamaný” denilerek yol boyunca yapýlan konuþmalarda halk mücadeleye ve Denizlerin izinden gitmeye çaðrýldý. Nazým Hikmet’in daraðacýndaki partizan Tanya’nýn aðzýndan söylediði “Gün yiðitlik günüdür, Soluk aldýrmayýn faþistlere, Yakýn, yýkýn, öldürün, Biz milyonuz, milyonlar asýlýr mý, Gidebilirim ben, Ama gelecek bizimkiler” sözleri ve “Hedef Ýktidar” sloganlarý ile çýnladý Kadýköy Rýhtýmý. Yürüyüþ boyunca “Deniz Ýsyan Devrim”, “Denizler Yaþýyor, Savaþýyor”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”, “Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara”, “Denizler Yaþýyor, Leninistler Savaþýyor”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Yaþasýn Ýþçilerin Emekçilerin Mücadele Birliði” sloganlarý atýlarak Eski Ýskele Meydaný’na ulaþýldý. Denizleri anmak için Miting alanýna gelenler, “Denizlerin bu topraklarda yaktýðý ateþi yüreðinde taþ ý y a n l a r , Denizleþenlerimiz, hoþgeldiniz” denilerek Denizlerin resimleriyle bezeli sahne ve “Ben de Denizler Ýçin Bir Þey Söylemek Ýstiyorum” denilerek hazýrlanmýþ bir stant karþýladý. Stantta açýlan deftere Denizleri anmaya gelenlerin

18

duygu ve düþünceleri alýndý. Anma programý 41. yýl önce ölümsüzleþen Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan nezdinde tüm devrim ve sosyalizm savaþçýlarý için yapýlan saygý duruþu ile baþladý. Saygý duruþunun ardýndan Sarýgazi Ayýþýðý Sanat Merkezi þiir grubu Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn son mektuplarýný okuyarak duygu yüklü bir atmosfer yarattýlar. Ardýndan Nurettin Güleç gelerek Denizlere ve topraklarýmýzda yaþayan devrim önderlerine ithaf edilen parçalarý söyledi. Halaylarýn ardýndan Çav Bella ile veda etti. Mücadele Birliði Platformu adýna konuþan Ali Ekber Seven Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn kapitalizmi ortadan kaldýrmak için mücadele verdikleri için idam edildiklerini belirtti ve “Onlarý idam ederek kapitalizmi ortadan kaldýrma düþüncesini de yok edebileceklerini, bu düþünceye sahip olanlarý bitirebileceklerini zannettiler. Fakat bugün yüzlerce, binlerce Deniz, Yusuf, Hüseyin var. Bugün iþçiler, emekçiler, kadýnlar, öðrenciler halen so kak lar da lar. Kapitalizmi ortadan kaldýrmak ist e y e n l e r i bitiremediler, bitiremezler” dedi. Devletin yasaklamasýna raðmen “1 Mayýs Alaný Taksim’dir” diyen iþçilerin emekçilerin, gençlerin, kadýnlarýn sokaklara çýktýðýný ve Taksim’e çýkabilmek için çatýþtýðýný hatýrlatan Seven, “Denizleri anmak, onlarýn yolundan gitmek burjuvaziye, egemenlere karþý savaþmaktýr. Bu 1 Mayýs’ta Denizlerin açtýðý yoldan yürümek isteyenler sokaklarda alanlardaydý. Denizleri idam ederek kapitalizmi ortadan kaldýrma mücadelesini de yok etmek isteyenlerin yanýldýklarý bir tokat gibi yüzlerine vuruldu” diyerek Denizlere sahip çýkmanýn, Denizler gibi olmanýn burjuvaziye karþý savaþmak olduðunu ifade etti. Seven burjuvaziyle iþçi sýnýfý ve emekçilerin arasýndaki sýnýf savaþýmýný anlamak ve bunun gerektirdiði gibi mücadele etmek gerektiðini belirterek, reformistlerin Denizlerin ismini kullanarak siyaset yapmasýný ve burjuvaziyle uzlaþmasýný eleþtirdi. Denizlerin, devrimci önderlerin burjuvaziyle iþçi sýnýfý, emekçiler arasýndaki sýnýf savaþýmýný büyüttükleri için zindanlara atýldýðýný ve idam edildiðini söyleyen Seven “Denizlerin savaþý burjuvaziye karþý verilen bir savaþtý, bir sýnýf savaþýmýydý. 1 Mayýs’ta Taksim’e gitmeye çalýþanlar bu sýnýf savaþýmýnýn farkýndaydý” dedi. Ýþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin kazanýmlarýný koruyabilmesi verdiði mücadelede birinci hedefinin iktidarý almak olduðunu belir-

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

ten Seven, “Tüm dünyanýn emeðin olmasýný istiyorsak bihedefimiz rinci iktidarý almak olmalýdýr. Ancak o zaman kapitalizmi tarihin çöplüðüne gönderebiliriz” diyerek sözlerini tamamladý. Ardýndan sahneye gelen þair Selah Özakýn da 1 Mayýs’ta Galata Köprüsünün kaldýrýldýðýný ve gemilerin, metrobüsün, otobüslerin çalýþmadýðýný hatýrlatarak, bunun bir tek 15-16 Haziran 1970’te yaþandýðýný hatýrlattý. Ve 15-16 Haziran yürüyüþünün ardýndan yazdýðý “Haziran Ortasý” adlý þiirini seslendirerek “Bu Haziran’da olmadý ama mutlak bir Haziran’da kendimizin efendisi olacaðýz” diyerek sözlerini tamamladý. Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB) ve Genç Emekçiler Birliði (GEB) adýna konuþan Kenan Aktaþ ise Devrimci Öðrenci Birliði’nin Denizlerin kurduðu bir örgütlenme olduðunu ve halen Denizlerin baþlattýðý devrim mücadelesini sürdüklerini belirterek, “Bizler öðrenciler olarak, genç iþçiler olarak onlara 41 yýl önce vermiþ olduðumuz sözü tutmak için devrim mücadelesini sürdürüyoruz.” dedi. Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn kapitalizmi yýkma mücadelesini baþlattýklarýný ve bu mücadeleyi kapitalizm yýkýlýncaya kadar sürdüreceklerini ve verdikleri sözü yerine getireceklerini belirten Aktaþ, “Deniz Ýsyan Devrim” diyerek konuþmasýný sonlandýrdý. Aktaþ’ýn konuþmasýnýn ardýndan kitle “Deniz Yusuf Ýnan, Savaþa Devam”, “Denizler Yaþýyor Savaþýyor” sloganlarý attý. Emeðe Ezgi ise “Adým Deniz” diyerek sahneye çýktý. Emeðe Ezgi, albümlerinin geçen yýl 6 Mayýs’ta çýktýðýný ve ayný gün kendilerinin Antep’te Denizleri Anma Mitingi’nde marþ söyledikleri için “Örgüt Üyesi Olmak”la yargýlandýklarýný söyledi. Denizleri andýklarý için açýlan davayý göðüslerinde bir madalya gibi taþýdýklarýný söyleyen Emeðe Ezgi, marþlarýný ve Denizlere adanmýþ türküleri söylemeye devam etti. Kitlenin coþkulu alkýþlarý ile marþlarýna devem eden Emeðe Ezgi, Antep’te “örgütsel þarký söylemek”le suçlandýklarý Ruhi Su’ya ait parçayý da yeniden düzenlediklerini belirterek “Ýþte size örgütsel þarký” diyerek Ruhi Su’nun eserini bir kez daha seslendirdiler. Emeðe Ezgi Türkçe-Kürtçe parçalarla sürdürdükleri parçalara eþlik eden kitle ellerinde bayraklarla halaylar çekti. Emeðe Ezgi dinletisini eylemlerde, alanlarda, direniþlerde, devrim mücadelesi verenlerin olduðu her yerde bir final parçasý haline gelen “Söz Veriyoruz” marþýyla bitirdi. Emeðe Ezgi’nin dinletisinin ardýndan sloganlarla miting sonlandýrýldý.

DENİZLEŞENLERİMİZLE YÜRÜYORUZ

Ýdamlarýnýn 41. yýlýnda Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan Hüseyin Ýnan unutulmadý. Yoldaþlarýmýzý 5 Mayýs Pazar günü düzenlediðimiz mitingle andýk. Öncelikle Þahinbey ve Þehitkamil ilçelerinde ve öðrenci

6 Mayıs

gençlik içerisinde çalýþmalarý yürütecek olan onlarca yoldaþýmýzla komiteler oluþturduk. Antep’in bütün emekçi semtlerinde yoðun çalýþmalar yaptýk. Çýkarttýðýmýz onbinlerce bildiri gerek mahallelerde, gerek þehir merkezlerinde, gerekse yapýlan çeþitli konser çýkýþlarýnda, önlüklerle megafonlarla sesli ajitasyonlar yapýlarak daðýtýmý gerçekleþtirildi. Yine çýkarttýðýmýz binlerce afiþ her türlü engellemelere raðmen yaygýn bir þekilde yapýldý. Yerel radyolarda çaðrý duyurularý yapýldý, internetten miting duyurusuyla geniþ bir kesime ulaþýldý. Mitinge çeþitli illerden insanlarýn katýlmasý da bu çalýþmanýn bir sonucu olarak görülebilir. Mitingden bir gün önce de bir ses aracý bütün Antep’i defalarca turlayarak ajitasyon konuþmalarý ve çaðrý duyurusuyla iþçi ve emekçiler mitinge çaðrýldý. Miting günü sabahýn erken saatlerinde heyecanýmýz doruk noktalarýna ulaþmýþtý. Saat 08.00’de bütün yoldaþlarla buluþarak son durum ve görevlendirmeler yapýldý. Düztepe Mahallesinde erken saatlerde ses aracý ve megafonlarla yine mitinge çaðrý yapýldý. Cemevinin önünden “Denizlerin Yolunda Devrime Yürüyoruz, Düztepe Gençliði” pankartý açýlarak “Denizlerin Yolunda DÖB Saflarýna” “Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam” “Düztepe Gençliði Devrime Yürüyor” sloganlarýyla toplanma yerine yürüyüþ yapýldý. Mücadele Birliði Platformu da Balýklý Parký’nda toplanarak sloganlarla toplanma yerine doðru bir yürüyüþ gerçekleþtirdi. Toplanma yerine gelindiðinde de bir çok kiþi yavaþ yavaþ toplanmaya baþladý. Sloganlarla, konuþmalarla Antep halký eyleme katýlmaya, Denizleri sahiplenmeye çaðrýldý. Daha sonra saat 13.30’a doðru mitingin yapýlacaðý yere Yeþilsu Parký’na doðru yürüyüþe geçildi. Coþkulu yürüyüþ sýrasýnda sýk sýk “Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan, Mahir Çayan, Ýbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doðan Yaþýyor Devrim savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam”, “Deniz Ýsyan Devrim”, “Antep Halký Devrime Yürüyor”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak” sloganlarý atýldý. Özellikle “Antep Halký Devrime Yürüyor” sloganý defalarca coþkulu bir þekilde tekrarlanarak iþçilerin, emekçilerin, gençliðin devrime olan özlemleri coþkulu bir þekilde ifade edilmiþ oldu. Miting alanýna gelindiðinde ilk önce alana giren kitle selamlandý ve bu topraklarda devrim mücadelesinde ölümsüzleþen devrim savaþçýlarý anýldý, Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan þahsýnda ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý adýna saygý duruþuna davet edildi.

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

19


Yeni Evrede

6 Mayıs

Program tertip komitesi baþkaný Engin Baltacý’nýn konuþmasý ile baþladý. Engin Baltacý konuþmasýnda “Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan üç devrimci önder üç özgürlük savaþçýsý üç kýzýl çiçek... Sýnýfsýz, savaþsýz, sýnýrsýz sömürüsüz bir dünya özlemi ile çýktýklarý yolda ölümsüzleþtiler... Onlar bu yola çýkarken baþlarýna neler gelebileceðini biliyorlardý. Ama idam sehpasýna giderken asla tereddüt etmediler... Deniz, Yusuf, Hüseyin, bugün binlerce insan çocuklarýna onlarýn ismini koyuyor. Yani idam ederek bitireceklerini zannedenler onlarý bitiremediler bitiremeyecekler... Denizleri anmak denizler gibi savaþmaktýr... Bizlere düþen görev onlarýn bize gösterdiði bu yolda yürümek onlarýn yolunda ilerlemektir.” dedi. Ardýndan Güneþi Ýçenlerin Türküsü þiiri okundu ve Antep Mücadele Birliði Platformu Temsilcisi Serkan Yýlmaz konuþmasýný yapmak üzere sahneye davet edildi. Serkan Yýlmaz konuþmasýnda “Deniz Gezmiþ Yusuf Aslan Hüseyin Ýnan üç yiðit devrimci. Onlar bizim devrimci önderlerimiz. Onlar bize nasýl mücadele etmemiz gerektiðini öðrettiler. Reformizmden düzen içi mücadele anlayýþýndan kopuþu sergilediler. Hiç bir mücadele araç ve yöntemini reddetmeden mücadele ettiler.” diyerek Denizlerin emperyalizme ve kapitalizme karþý mücadele anlayýþýndan bahsetti. Denizlerin Mahirlerin Ýbolarýn 68 devrimci kopuþunu gerçekleþtirdiklerine deðinerek, “onlarý anmak onlarýn arkasýndan üzülmek, göz yaþý dökmek deðildir. Onlarý anmak onlarýn mücadelelerini devam ettirmektir. Onlar gibi kavga vermektir, onlar gibi devrimci mücadeleyi yükseltmektir. Gerektiðinde de onlar gibi idamlarý göðüslemektir” dedi. Program Nazým Hikmet’in Delikanlým þiirinin okunmasý ile devam ederken þiirin devamýnda Deniz Gezmiþ Yusuf Aslan Hüseyin Ýnan’ýn mektuplarý okundu. Ardýndan, yaþamýný sosyalizm mücadelesinde geçirmiþ iþçi emeklisi Ýmam Özharat da yaptýðý konuþmasýnda gençlik dönemlerinde verdikleri mücadeleden ve 68 kuþaðýnýn gençliðinden bahsederken bugünün gençlerinde de hala ayný inancýn olduðunu ve gençliðin, devrim önderlerinin býraktýðý bayraðý taþýma kararlýlýðýndan duyduðu sevinci anlattý. Emeðe Ezgi sahneye çýkmadan önce sözü Devrimci Öðrenci Birliði’nden Hazal Yazgan alarak iþçi gençliðin, genç kadýnlarýn, öðrenci gençliðin, Kürt gençlerinin, alevi gençlerinin, iþsiz gençliðin sorunlarýna deðinerek bu sorunlarýnýn sebebinin kapitalizmden kaynaklandýðýný, bu yüzden de kapitalizm yýkýlmadan bu sorunlarýn çözülemeyeceðini vurguladý. Devrimci Öðrenci Birliði’nin kurucularý olan Denizlerden mücadele bayraðýný devraldýklarýný belirten Yazgan “Denizler, kapitalizmi ortadan kaldýrabilmek, tüm bu sorunlarýmýza son verebilmek için daraðacýna gitmeyi de göze alarak çýktýlar yola. Bizler, onlarýn devrim ve iktidar mücadelesini yükseltmeli, Denizler gibi dövüþüp sosyalizmi kurana dek mücadele etmeliyiz. Faþizm ve kapitalizm karþýsýnda birer Deniz birer Yusuf birer Hüseyin olacaðýz. Denizleþmeye Söz mü yoldaþlar” diyerek konuþmasýný sonlandýrdý. Ve Emeðe Ezgi’nin çaðrýlacaðý sýra bütün kitleye sahneden “Adým Deniz, Adým Yusuf, Adým Hüseyin demeye hazýr mýyýz?” diye soruldu. Herkesin büyük bir coþku ile hazýrýz demesi üzerine Emeðe Ezgi, Adým Deniz parçasý ile konserine baþladý. Eme-

20

Mücadele Birliði

ðe Ezgi yaptýðý konuþmalarda da geçen sene Antep’te gerçekleþtirilen 6 Mayýs anmasýna katýldýklarýný ve bu yüzden haklarýnda dava açýldýðýndan bahsetti. Bu yýl da yine Antep’te olduklarýný ve Denizleri andýklarýný belirtti. Özellikle Ruhi Su tarafýndan söylenen bir marþýn davanýn iddianamesine konulduðunu da söyleyerek “yeniden söyleyelim mi”

dediler. Ve miting bitirilmeden önce Bolu’da tutsak olan Leninist tutsaklardan gelen mesaj okundu. mesajýn ardýndan “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarý yükseldi. Bu sefer miting boyunca onu aþkýn kamerayla çekim yapan, sabahýn erken saatlerinden itibaren alaný abluka altýna alarak katýlýmcýlar üzerinde terör uygulayan ve Yýlmaz Ekþi’yi tehdit eden polislerin tavrý üzerine Yýlmaz Ekþi bir konuþma yaptý. Mücadele Birliði ve Ayýþýðý Sanat Merkezi üzerindeki polis baskýlarýnýn sürekli olarak devam ettiðini söyleyerek “bu baskýlarýnýzýn bizi korkutacaðýný mý sanýyorsunuz, bizi gerileteceðini mi sanýyorsunuz. Bizi korkutamazsýnýz, bizi yýldýramazsýnýz” dedi. Miting bitiminde Ayýþýðý Sanat Merkezi’ne geçildi. Ayýþýðý’nda da sohbetlerle gün devam etti. Mitinge BDP, SYK, Gençlik Muhalefeti ve ESP temsili düzeyde katýlarak destek verdi. Antep Mücadele Birliði Platformu

DENİZLER SAMANDAĞ’DA ANILDI

Ýdamlarýnýn 41. yýlýnda Denizlerin savaþý, onlarýn adýmlarýnýn izinden yürüyenlerle büyüyor. Deðil onlar gibi savaþmamýza, onlarý anmamýza bile tahammül edemeyen bir düþman duruyor karþýmýzda. Çünkü Deniz demek; sosyalizm demek, cesaret, onur, erdem, güzel yaþama duyulan özlem burjuva düzene karþý duyulan öfke demek! Bizler de Denizleri anmak için Antakya’da etkinlikler gerçekleþtirdik. Özellikle emperyalist savaþýn sýcaklýðý burada yaþayan halklarý daha da politize etmiþ durumda... Bundandýr ki Denizleri anmak burada daha da önem kazanmýþtýr. 5 Mayýs Pazar Günü Antakya Saray Caddesi’nde, 6 Mayýs Pazartesi günü de Samandað Parký’nda etkinliklerimiz gerçekleþti. Etkinliðe çaðrý yapmak için Saray Caddesi’nde stantlarýmýz kuruldu, bildiriler daðýtýldý. Okul ve dershanelere bildiri daðýtýldý, afiþler esnaflara ve dershane binalarýna, kafelere asýldý, mahallerde çaðrýlar yapýldý. 1 Mayýs’tan hemen sonra bu çalýþmalara daha yoðunlaþýldý. Çalýþmalar sürerken faþistler arkadaþlarýmýzdan bazýlarýnýn ailelerine gitti. Eylem boyunca sivil faþistler yoðun olarak etrafta idiler ve eylemi baltalamak için fýrsat kol lu yor lar dý. Faþist güçler Denizleþen

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

halklardan bu kadar korkuyor. Aslýnda bize sadece ne kadar çok güçlü olduðumuzu hatýrlatýyor. De niz le ri anma etkinlikleri konuþmalarla baþladý. Emperyalist Savaþa Karþý Halk Ýktidarý þiarýyla örgütlenilmesi gerektiði, gençliðin kapitalist sistemin vermiþ olduðu tek þey olan o karanlýða karþý savaþmasýna, kadýnlarýn, iþçilerin, emekçilerin, bütün halklarýn tek yumruk halinde, birlikte mücadele etmesi gerektiðine, Denizleþmesi gerektiðine vurgu yapýldý. Hem eylemden önce sokaklarda yapýlan ajitasyonlara, hem de bu konuþmaya, özellikle Samandað’da ilgi büyüktü. Antakya’da ve Samandað’da alana yürüyüþlerle gelindi. Deniz bayraklarý ve pankartlarla gelenler “Adým Deniz” marþlarýyla karþýlandý. “Denizleri Anmak Onlar Gibi Savaþmaktýr”, “Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” sloganlarý ve konuþmalardan sonra Ayýþýðý Sanat Merkezi Aysun Bozdoðan Þiir Atölyesi Denizlere atfen hazýrlamýþ olduklarý þiirleri bizlere sundu. Hemen ardýndan Ayýþýðý Sanat Merkezi Müzik Grubu alandaki kitleyi selamladýktan sonra hep birlikte türküler söylendi, marþlar okundu. Kitle Denizlere ve tüm devrimciler adýna saygý duruþuna durdu. Emeðe Ezgi Müzik Grubu’ndan da bestelenen marþlar, türküler seslendirildi. Coþkulu bir þekilde halaylar çekildi. Çav Bella, Söz Marþý hep birlikte sloganlar eþliðinde söylendi, coþkulu umutlu bir þekilde etkinliðimiz sona erdi. Ve yeniden anlamýþ olduk ki, devrim mücadelesi devrim savaþçýlarýyla birlikte daha da yeþeriyor, yeni filizler veriyor. Anlamýþ olduk ki düþmana öfke günden güne büyüyor. Umudumuz kavgada kavga zaferi müjdeliyor! Mücadele Birliði/Antakya

DENİZLER İÇİN ANKARA’DA SÖYLÜYORUZ

Mücadele Birliði Platformu’nun düzenlediði “Denizler Ýçin Söylüyoruz” etkinliði, 4 Mayýs Cumartesi günü saat 15.00’da Ankara Sakarya Meydaný’nda gerçekleþtirildi. Can Yücel’in Mare Nostrum þiirinin okunmasýyla baþlayan etkinlik, Denizler nezdinde ölümsüzleþen tüm devrim savaþçýlarý anýsýna yapýlan saygý duruþuyla devam etti. Ardýndan Mücadele Birliði Platformu adýna Devrimci Öðrenci Birliði’nden bir öðrenci konuþma yaptý. Konuþmasýnda Deniz ve yoldaþlarýnýn idamý üzerinden onca yýl geçmesine raðmen hala tüm halkýn yüreðinde olduklarýný; içinin boþaltýlmasýna çalýþýlmasýna raðmen onlarýn hala sahiplenildiðinin ve onlarýn devrimci

6 Mayıs

mücadelesinin bugün hala devrim ve sosyalizm davasýna yön verdiðini söyledi. Yapýlan konuþmanýn ardýndan Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn son mektuplarý ve son sözleri Liseli DÖB’lülerce okundu. Ardýndan, yapýlan etkinliði selamlayan Leninist tutsaklarýn mektubu okundu. Ve sahne Emeðe Ezgi’ye býrakýldý. Konser boyunca coþku artarak devam etti. Kitle defalarca Adým Deniz parçasýný dinlemek istedi ve bu isteklerini “Adým Deniz Devrimciyim” sloganlarýyla dile getirdi. Hep bir aðýzdan söylenen türkülerin, marþlarýn ardýndan konser sona erdi. Etkinlik boyunca sýk sýk 6 Mayýs günü saat 10.00’da Karþýyaka Mezarlýðý’nda yapýlacak olan Denizler Anmasý’na çaðrý yapýldý. “Deniz, Ýsyan Devrim!”, “Adým Deniz Devrimciyim!”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara!”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük!” sloganlarýnýn sýkça atýldýðý etkinlikte coþku yüksek, ilgi yoðundu. Alana açýlan stantlarda, kitlenin Emeðe Ezgi albümlerine olan ilgisi ve Denizlerin mücadelesi ile ilgili sohbetleri dikkat çekti. Etkinlik sona erdikten sonra Mart Güneþi Kültür ve Sanat Derneði’ne geçildi ve gün sohbetlerle devam etti. 6 Mayýs günü Denizlerin baþucunda buluþmak üzere “söz verildi”.

DENİZLERİN CÜRETiYLE DEVRiME YÜRÜYORUZ

Ýzmir’de Mücadele Birliði Platformu bileþenleri, idamlarýnýn 41. yýlýnda Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ý andý. Konak YKM önünde baþlayan yürüyüþte “Denizlerin Cüretiyle Devrime Yürüyoruz- Mücadele Birliði Platformu” pankartý açýldý. Konak YKM önünde yapýlan ajitasyon konuþmalarýyla emekçileri anmaya çaðýran Mücadele Birliði, saat 14.15’de yürüyüþe

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013

21


Yeni Evrede

6 Mayıs

Mücadele Birliði

DENİZLER ADANA’DA ANILDI

geçti. Yapýlan ajitasyon konuþmalarýnýn yaný sýra sýk sýk “Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam”, “Denizlerin Cüreti Devrime Yürüyor”, “Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Denizlerin Yolunda Leninist Saflara”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” sloganlarý atýldý. Cumhuriyet Meydaný’na yürüyen kitlenin coþkusu ve canlýlýðýyla dikkat çekti. Yürüyüþ boyunca sýk sýk Emeðe Ezgi’nin “Adým Deniz” ve “Söz Veriyoruz” marþlarý ve “Aþk Olsun” parçasý ses aracýndan çalýndý. Cumhuriyet Meydaný’nda toplandýktan sonra Deniz’in çok sevdiði ve idamýndan önce dinlemek istediði Rodrigo’nun Gitar Konçertosu dinlendi ardýndan saygý duruþuna geçildi. Ardýndan Deniz’in son mektubu ve basýn açýklamasý okundu. Açýklamada, “Deniz, Yusuf, Hüseyin; Adlarý halkýn bilincine ve yüreðine sýmsýký kazýnarak bugünlere ulaþmýþ üç devrimci önder. Türkiye ve Kürdistan devriminin hem yüreði, hem beyni olmayý ayný anda baþarabilmiþ yiðit devrim savaþçýlarý... Onlar, kapitalist düzenin, insanlýðýn çektiði tüm acýlarýn, çürümenin ve yýkýmýnýn asýl sorumlu olduðunu gördüler ve burjuvaziye güvenmemeyi en baþ ilke olarak benimsediler. Devrimin ve burjuvazinin kan emici düzenine son vermenin ilk koþulunun iktidarý almak olduðunu biliyorlardý. ve iktidarý ele geçirmenin devrimci zor dýþýnda bir yolu olmadýðýnýndan da emindiler. Denizlerin yoldaþlarý, bugün onlarýn geleneðini sürdürüyorlar THKO/ Mücadele Birlik’ten bugüne Leninistler Denizler gibi cürretle ve devrimi gerçekleþtirme iddiasýyla yürümeye devam ediyorlar. Denizlerin yoldaþlarý, onlarýn bayraklarýný onurla, gururla taþýyarak burjuvazinin çürümüþ devrim korkusuyla titreyen bedenine dikeceklerdir. Deniz, Yusuf, Hüseyin yoldaþlarýn anýlarý sonsuza dek yaþayacaktýr.” denildi. Eylem genç bir arkadaþýmýzýn Nazým Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” isimli þiirinden bir bölümünü okumasýyla devam ederken, Zonguldak’tan emekli bir maden iþçisi de “Daraðacýnda Üç Fidan” isimli þiirini okudu. Ýzmir Ayýþýðý Sanat Merkezinden dostlarýmýz da kýsa bir müzik dinletisi gerçekleþtirdi. Enver Gökçe’den “Dost” isimli þiirinin ardýndan eylem “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma” sloganlarýyla sona erdi. Eyleme BDP, DHF, Devrimci Gençlik ve Ýzmir Alevi Gençlik Platformu katýlarak destek verdi.

22

Mücadele Birliði /ÝZMÝR

Ýdamlarýnýn 41. yýlýnda Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan Adana’da bir eylemle anýldý. 6 Mayýs günü saat 17.30’da Ýnönü Parký’nda yapýlan basýn açýklamasýnda ilk olarak Nazým Hikmet’in “Hürriyet Kavgasý” þiiri okundu. Ardýndan yine þiirler okunarak eyleme devam edildi. “Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam” pankartýný açtýðýmýz eylem boyunca “Ýdamlar Bizi Yýldýramaz”, “Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür”, “Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” sloganlarýný hep bir aðýzdan attýk. Daha sonra okunan basýn açýklamasýnda, “Bugün 6 Mayýs. Bundan 41 yýl önce Türkiye ve Kürdistan devriminin öncüleri olan Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan’ýn idam edilmelerinin yýldönümleri. Kýsa yaþamlarýna koca bir devrimi sýðdýran Denizleri anmak için buradayýz. Onlara olan devrim sözümüzü haykýrmak için buradayýz. Denizlerin yoldaþlarý olarak her yýl 6 Mayýs’ta sokaklara çýkarak, ‘Denizleri anmak onlar gibi savaþmaktýr’ diyoruz. (…)Deniz, Yusuf, Hüseyin yoldaþlar dönemlerinin sorunlarýna kayýtsýz kalmadýlar. Ve üniversitede okurken bir yandan da toplumsal olaylara dair çözüm yöntemlerini araþtýrdýlar. Bu araþtýrma onlarý bilimsel sos ya lizm o l a n MarksizmLe ni nizm ile tanýþtýrdý. Çünkü yaþadýklarý tüm sorunlarýn kaynaðýnýn bu sistem ve devlet olduðunu gördüler. Bilimsel ve demokratik bir üniversite için ayaða kalktýklarýnda karþýlarýnda devletin zor aygýtý olan kolluk kuvvetlerini buldular. Mücadele arkadaþlarý olan Taylan Özgür böyle bir eylemde yurt binasýndan aþaðýya atýlarak katledildi. Vietnam halkýnýn özgürlük savaþýna bu ülkeden bir ses olabilmek için Amerikan emperyalizminin katil sürüsü olan 6. Filo denize dökülmüþ ve bunun karþýlýðý olarak yine Denizlerin mücadele arkadaþý olan Vedat Demircioðlu katledilmiþti. Mücadeleyi üniversite sýnýrlarýnýn dýþýna taþýyan Denizler, topraksýz köylülerin toprak iþgallerinde köylülerin yanlarýnda yer almýþ, 15–16 Haziran ayaklanmasýnda iþçi sýnýfýna güç taþýmýþ ve sadece ülke sýnýrlarýyla da kalmayarak siyonizme karþý mücadele eden yiðit Filistin halkýyla dayanýþmak için bir süre Filistin’de hem savaþmýþ hem de gerilla eðitimi almýþlardýr. Ülkeye dönüp emperyalizme ve onun yerli iþbirlikçilerine karþý ilk gerilla savaþýna baþlamýþlardýr. (…)Denizlerin yoldaþlarý onlarýn bayraklarýný onurla, gururla taþýyarak burjuvazinin çürümüþ, devrim korkusuyla titreyen bedenine dikeceklerdir. Deniz Yusuf Hüseyin yoldaþlarýn anýlarý sonsuza kadar yaþayacaktýr.” denildi. Eylem Denizlere olan devrim sözümüz olan sloganlarýmýzla sona erdi. Mücadele Birliði / Adana

235. Sayý / 17 - 31 Mayıs 2013




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.