S236

Page 1



Yeni Evrede

Başyazı

TOPLUMSAL DEVRÝMÝ KESÝNTÝYE UÐRATMA ÇABALARI

Mücadele Birliði

Toplumsal barýþ, devrimin kesintiye uðramasýdýr. Burjuva ve küçük burjuvazinin iç barýþý istemesi, toplumsal devrimi kesintiye uðratmak içindir. Tarihin kesintiye uðramasý burjuvazinin iþine yarar, hýzlanmasý, kesintisiz sürmesi ise iþçi sýnýfýnýn yararýnadýr. Tarihin kesintiye uðramadan ve hýzlandýrýlarak devam etmesi, sömürücü sýnýfýn egemenliðinin yýkýlýþýný çabuklaþtýrýr.

Sahiplenenler sýnýfýyla, emekçi sýnýflar arasýnda, bir uyumun saðlanmasý, “toplumsal barýþýn” yapýlmasýný savunan görüþler, sosyalizm ve siyasal mücadele tarihi kadar eskidir. Sýnýflar mücadelesinin bu yolla yumuþatýlacaðý düþüncesi, toplumsal sýnýflar arasýnda, savaþýmýn þiddetlendiði, yoðunlaþtýðý ve yükseldiði günümüzde yeniden öne çýkartýlýyor. Büyük sermaye açýsýndan, sosyal barýþ, sosyal sýnýflar arasýnda uyumun saðlanmasý, bir dengenin kurulmasý þu anlama gelir: Ezilen ve sömürülenlerin, el koyanlar sýnýfýna karþý sürdürdüðü devrimci mücadeleden vazgeçmesi, sýnýrlý talepler ileri sürmesi, varolan toplumun çerçevesini aþmayarak, sermayenin egemenliðini güven altýna almasý. Toplumsal barýþýn pratik yansýmalarý olarak, örneðin Newroz’un, Kürt halkýnýn özgürlük mücadelesinin bir parçasý olmaktan çýkarýlmasý ve devletin de katýlacaðý bir etkinliðe dönüþtürülmesi; 1 Mayýs’ýn, proletaryanýn sýnýf savaþýmýnýn bir aracý olmaktan çýkarýlmasý ve mülk sahipleri sýnýfla, sýnýf iþbirliðine dönüþtürülmesi; sermayenin ve siyasi iktidarýn denetiminde yapýlmasý. Kýsacasý, emekçi yýðýnlarýn, sermayenin sýnýf egemenliðine dokunan her hareketten kaçýnmasý isteniyor. Ezilen sýnýflar ve halk kitleleri, burjuvazinin bu politikasýna “gönüllü” olarak destek vermezse, bu, zorla, þiddetle, bastýrma yoluyla saðlanacaktýr. Ýþçi sýnýfýnýn ve halk yýðýnlarýnýn uzun süren saldýrý dalgalarýyla, sýnýf egemenliði sarsýlan, yýpranan ve zayýflayan burjuvazi için, egemenliðini yeniden kurmak, en ivedi, en temel ve en yaþamsal sorundur. Çünkü, ekonomik ayrýcalýklarýný korumak, politik egemenliðini saðlamlaþtýrmasýna baðlýdýr. Bu durumda kendisine karþý savaþanlarla bir “sosyal sözleþme” yapmak, onun için bulunmaz bir fýrsattýr. Kendilerine karþý savaþan bir 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

sýnýf ve halk bloku varken, sermaye sýnýfý, kendi egemenliðinden emin deðildir. Dolayýsýyla, þurasý çok nettir ki, toplumsal uzlaþma, yönetici sýnýfa ve onun egemenliðine hizmet eder. Sýnýflar ve siyasi güçlerin arasýnda bir anlaþmanýn yapýlmasýný en çok isteyen, bu iþin ateþli savunucularý olan, ve en büyük çabayý gösterenler, küçük burjuvalardýr. Bu unsurlardan söz ederken, en geniþ yelpaze gözönünde bulundurulmalýdýr. Küçük burjuva sosyalist hareketten, Kürdistan ulusal reformist gruplarýna kadar geniþ bir blok akla gelmelidir. Tepedekilerle “alttakileri” bir masa etrafýnda toplamak isteyen bu çevrelerdir. Bunlar, karþýt sýnýflarýn ve siyasi güçlerin, kendi iradelerini, birbirlerine, zor yardýmýyla kabul ettirmeye çalýþtýklarý, þiddetin, çatýþmalarýn önde olduðu bir ortamda kendilerini gösteremeyeceklerini pratik yaþamlarýndan çok iyi biliyorlar. Öne çýkmalarý için görece sakin bir ortama ihtiyaçlarý var. En tutkulu, sosyal barýþ taraftarý olmalarý bundandýr. Bunlardan bazýlarý var ki, toplumsal barýþ politikasýna teorik bir temel kazandýrmaya çalýþýyorlar. Dolasýyla barýþ siyasetine bu yolla bir tutarlýlýk verme çabasýndalar. Bu yüzden, bunlarda, küçük burjuvazinin tüm çeliþkileri ve tutarsýzlýklarý daha belirgindir ve ön plandadýr. Toplumsal barýþ, devrimin kesintiye uðramasýdýr. Burjuva ve küçük burjuvazinin iç barýþý istemesi, toplumsal devrimi kesintiye uðratmak içindir. Tarihin kesintiye uðramasý burjuvazinin iþine yarar, hýzlanmasý, kesintisiz sürmesi ise iþçi sýnýfýnýn yararýnadýr. Tarihin kesintiye uðramadan ve hýzlandýrýlarak devam etmesi, sömürücü sýnýfýn egemenliðinin yýkýlýþýný çabuklaþtýrýr. Emekçi sýnýf amacýna daha erken varýr. Çok açýktýr ki, iç barýþ yanlýlarý, baský ve sömürü toplumunun sürmesinden yana tavýr almýþ olurlar.

3


Başyazı

Devrimin gücü, olanaklarý ve birikimi gerçek anlamda anlaþýlmýþ deðildir. Sermaye sýnýfýnýn egemenliðine ve ayrýcalýklarýna karþý bir devrim uzun yýllardýr geliþiyor. Bu kadar uzun süreli bir savaþýmýn varlýðý bile tek baþýna, devrimin büyük gücünün, en çarpýcý kanýtýdýr. Devrim, güçler dengesini de kendi yönünde deðiþtirmiþ durumda. 4

Yeni Evrede

Dolayýsýyla bulunduklarý yer, sermayenin yanýdýr. Lafa gelince, emeðin kurtuluþundan yana olduklarýný söyleseler de, toplumun dönüþümünü gerçekleþtirmek için, devrimci mücadele yolunu izleyeceklerine, uzlaþma yolunu seçtikleri için statükodan yana tavýr koymuþ oluyorlar. Tüm bu çabalarýn sonucunda, iç barýþ gerçekleþip, devrim kesintiye uðrar mý? Dolayýsýyla, tekelci sermayenin egemenliði güven altýna alýnabilir mi? Latin Amerika, bu konuda bize bir fikir verebilir. Orada, 90’larda yapýlan geniþ kapsamlý toplumsal anlaþma, egemenler için istenilen sonucu vermedi. Barýþ anlaþmalarýnýn üstünden çok zaman geçmeden, kýtasal ayaklanma ve zincirleme devrimler tarihin gündemine girdi. Çünkü, iç barýþ, halkýn ayaklanmasýný ve devrimi dayatan nesnel durumu ortadan kaldýrmadý. Halk yýðýnlarýnýn devrimci devinimi, yeni koþullarda sürdü. Toplumsal sýnýflar arasýnda barýþ yapýlmasý, bir uyum saðlanmasý Türkiye ve Kürdistan’da gerçekleþemez -aralarýnda uzlaþmaz çeliþki ve karþýtlýklarýn olduðu bir toplumda bu olanaksýzdýr- siyasi güçler -karþýt sýnýflarý temsil eden- arasýnda bir uzlaþma, bu topraklarda, sýnýf çeliþkilerinin son derece keskin ve derin olmasý ve sýnýf savaþýnýn iç savaþ düzeyinde sürmesi nedeniyle, havada kalýyor. Üstelik, burada, yüksek bir politik bilinç, politik ve pratik deneyim, zengin bir devrimci savaþ tarihi var. Uzlaþmacýlýk bu koþullarda, savunucularýnýn beklediði sonucu vermez. Sosyal barýþa yönelik her tasarý, hayal ve hülya, pratik yaþamýn çeliþki ve çatýþmalarýnda siliniyor. Pratik yaþamýn çatýþmalarý, ezilen sýnýflar ve ezilen halklarla, egemenler arasýndaki bu savaþýmýn yönünü derinlikli olarak kavramalýyýz. Halk yýðýnlarýnýn devrimci mücadelesi, parlamentarizme doðru ya da yeniden yazýlmýþ anayasa yönünde ilerlemiyor. Kavganýn daha þimdiden ortaya çýkardýðý iþçi komite ve konseyler ve halk meclisleri vb. yýðýn örgütlerinin parlamentarizmi hedeflediði söylenemez. Devrimci yýðýnsal mücadele ve bu mücadelenin öne çýkardýðý kitle örgütlenmeleri, burjuva devletin yýkýlmasýnýn ardýndan, onun yerine neyin olacaðýný ifade ediyor. Parlamentarizmden baþka bir 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

Mücadele Birliði

þeyi görmeyenler, bunu anlayamazlar. Ýþçi sýnýfýnýn mücadelesi, devrimci iktidarýn kurulmasý ve toplumsal iliþkilerin yeniden kurulmasýna yöneliktir. Ýþçi sýnýfý güncel devlet aygýtýný yýkýp, tekelci sermayeyi yenecek durumda mý? Evet, emekçi sýnýf, düþmanlarýný altedecek güç ve yeteneðe sahiptir. Politik güce sahiptir. 20. yüzyýl toplumsal devrimlerini gerçekleþtiren proletaryanýn, o sýradaki durumundan daha güçsüz deðildir. Siyasal olarak daha deneyimli, bilinçli ve örgütlü durumda. Ekonomik koþullar yönünden de devrimi zafere götürebilir; çünkü, köklü bir toplumsal devrimin ekonomik - toplumsal koþullarý, kapitalizmin tüm geliþmesi boyunca oluþturuldu. Emek araçlarýnýn, bilim ve tekniðin geliþme düzeyi, ulaþým ve iletiþimin ileri geliþmesi, yeni toplumun üzerinde kurulacaðý maddi temelin nasýl uygun durumda olduðunu gösteriyor. Proletarya, ekonomik güce dayanarak, ekonomik yolla, halk yýðýnlarýnýn desteðini alarak, onlarý yeni toplumun kurulmasýna çekebilir. Devrimin gücü, olanaklarý ve birikimi gerçek anlamda anlaþýlmýþ deðildir. Sermaye sýnýfýnýn egemenliðine ve ayrýcalýklarýna karþý bir devrim uzun yýllardýr geliþiyor. Bu kadar uzun süreli bir savaþýmýn varlýðý bile tek baþýna, devrimin büyük gücünün, en çarpýcý kanýtýdýr. Devrim, güçler dengesini de kendi yönünde deðiþtirmiþ durumda. Halkýn kendi gerçekleþtirdiði toplumsal hareket ciddi olarak irdelendiðinde, hareketin devrimci bir anlayýþa sahip olduðu ve devrime yöneldiði net olarak görülecektir. Pratiðin diyalektiðinde, devrimin zorunluluðu sonucu çýkar. Apaçýktýr, bütün uygun duruma raðmen, devrimin önünde engel oluþturan sadece kitle ayaklanmalarýnýn daðýnýklýðý deðildir; asýl olarak, uzlaþmacý sosyalizmin yýðýnlarý yýllarca siyasal ve sosyal reformlar yönünde oyalamasý, ömürlerince toplumsal barýþ peþinde koþmalarýdýr, devrime sýrt çevirmeleridir. Bu yüzden devrim, onlarýn dýþýnda ve gerçek, devrimci iþçi sýnýfý hareketi ile gerçek devrimci siyaset tarafýndan gerçekleþtirilecektir. C.DAÐLI


TÜRKÝYE’NÝN SURÝYE FÝYASKOSU

Yeni Evrede

Editör

Mücadele Birliði

Hükümet, daha doðrusu, Türkiye adýna, tekelci sermaye sýnýfý adýna, Suriye politikasýnýn iflasýný ilan etmek için Waþington’u, ABD’nin baþkentini seçti. R.T Erdoðan, Suriye’ye karþý savaþ açýlmasýný saðlayacak elinde ne varsa, onunla Obama ile görüþmeye gitti. Bunun bir savaþ vizesi arayýþý olduðunu, Türkiye’nin bir savaþ peþinde olduðunu önceki makalemizde ortaya koymuþtuk. R.T Erdoðan, sözümona elindeki kanýtlarla ABD’yi, Obama’yý, “uçuþa yasak bölge”, “güvenlikli bölge”, adýna “muhalif” dedikleri uluslararasý katiller sürüsüne daha fazla “yardým” ve tabii ki, Türkiye’ye daha fazla destek için “ikna”ya gitti. Tekelci sermayenin politik kadrolarýný, hele de dinci faþist kadrolarýný abartmamak doðru deðerlendirme yapmanýn ilk koþuludur. Hepsi de çapsýz, doðru, nesnel tahlil yapma gücünden ve tarih bilgisinden yoksunlar. Lümpen kültürle yetiþmiþ dinci faþist kadrolar için bu sözlerimiz çok daha fazla geçerlidir. Onlarýn uzmaný olduklarý tek alan, mezhep çatýþmasý kýþkýrtýcýlýðý, katliam yapmak ve katliam örgütlemektir. Onlar “öldürmeyi iyi bilirler.” Kahramanlarýný öldürdükleri insanýn kalbini yiyen mahlûklardan seçmeleri boþuna deðil. Ýþte bu kadrolar, kendine aþýrý güven duygusuyla, daha doðrusu, cehaletin cesaretiyle, bir emperyalist devleti, çýkarlarýna þimdilik uygun olmayan bir savaþa ikna edebileceklerini sanýyorlardý. Bu sanýyla Obama’ya gittiler; sýrtlarý sývazlanmýþ ama amaçlarýnýn tersi bir politikaya ikna edilmiþ halde geri döndüler. “Cenevre Sözleþmesi”ni ölü doðmuþ bir anlaþmaya çevirmek için elinden geleni yapan hükümet, gidiþ uçaðýna binerken Rusya-ABD arasýnda 2. bir Cenevre Konferansý’ný “ipe un sermek” olarak deðerlendiren R.T Erdoðan, Beyaz Saray önünde, bu Konferans’a razý olduðunu ilan ediyordu. Peki “Cenevre Sözleþmesi”nin özü

Bir savaþ bahanesi yaratmak ve bu bahane ile ABD’yi ikna etmek için kendi “11 Eylül”ünü, Reyhanlý katliamýný yapan Türkiye savaþ yolunu açamadýðý gibi, kendi topraklarýnda hükümete, iktidara karþý muazzam bir öfkenin birikmesine de yol açmýþ oldu. Hükümete karþý gösterilerin her tarafa yayýldýðýný ve dahasý, katliamý protesto eden kitleleri polisin gaz bombalarýyla daðýttýðýný görüyoruz.

neydi? Kýsaca söylersek, bu “Sözleþme”de Esad’ýn gidiþinin siyasi çözüm için bir önkoþul olmaktan çýkarýlmýþ olmasýydý. Bu önkoþulun kaldýrýldýðý bir Konferansa razý olmak ABD için geri adýmdý. Obama bu geri adýmý atmýþtý. Reyhanlý katliamýyla kendi 11 Eylül’ünü yaratan Türkiye, Esad’ý ABD’nin de fiilen katýldýðý bir savaþla indirmek için yola çýkarken Esad’ýn indirilmesinin bir önkoþul olmaktan çýkarýldýðý Konferans’ý kabul etmiþ halde döndü. “Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmak” diye buna denir. Bir savaþ bahanesi yaratmak ve bu bahane ile ABD’yi ikna etmek için kendi “11 Eylül”ünü, Reyhanlý katliamýný yapan Türkiye savaþ yolunu açamadýðý gibi, kendi topraklarýnda hükümete, iktidara karþý muazzam bir öfkenin birikmesine de yol açmýþ oldu. Hükümete karþý gösterilerin her tarafa yayýldýðýný ve dahasý, 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

katliamý protesto eden kitleleri polisin gaz bombalarýyla daðýttýðýný görüyoruz. Elden giden bulgur bununla sýnýrlý deðil. Þimdi Türkiye’nin Suriye sýnýrý, özellikle Hatay ve Rojova bölgelerinde nerede baþlýyor, nerede bitiyor sorusu sorulabilir ve bu sorunun sorulur hale gelmiþ olmasý bile, baþlý baþýna, Türkiye için çöküþün baþlangýcýna iþaret eder. Bununla bitmiyor ve Türkiye’nin çöküþün eþiðinde olduðu deðerlendirmesi sadece bize ait deðil. Emperyalist çevrelerin Türkiye’nin durum hakkýndaki gözlem ve deðerlendirmelerine iki kýsa örnek: Birincisi, ABD’nin Ankara ve Baðdat eski Büyükelçisi James Jeffrey, “Obama Türkiye’yi Suriye Bataklýðýndan Kurtarabilir mi?” sorusunu ortaya atýyor. Sorunun kendisi açýklamaya gerek býrakmýyor. Ýkincisi, Türkiye’yi çok yakýndan tanýdýðý söylenen Steven A.Cook adýnda ABD politik çevrelerinde etkili bir isme ait bir örnek. Bu adam da Erdoðan-Obama görüþmesi öngününde yazdýðý bir makalesine þu baþlýðý uygun görüyor: “Türkiye: Kurtar Beni”. Bu baþlýklardan sonra ne yazdýklarýnýn önemi kalmýyor; baþlýklar her þeyi anlatýyor. Demek oluyor ki, a- Türkiye, Suriye’de bir bataklýktadýr; b- Türkiye kurtarýlmaya muhtaç bir ülkedir. Suriye ile bir savaþa henüz “resmen” girmemiþ olan Türkiye neden orada bir “bataklýkta” sayýlýyor ve Türkiye kimden “kurtarýlacak?” Bunlardan birine yukarýda deðindik: Türkiye’nin sýnýrlarý muðlâklaþmýþtýr; ikincisi birincisine baðlý ve devamý olarak Suriye’deki çatýþmalar artýk Türkiye topraklarýna taþýnmýþ bulunuyor. Var olan çeliþki ve çatýþma alanlarýna güçlü bir alan daha eklenmiþ durumda. Suriye’yi dinci/faþist bir iktidar marifetiyle tam ilhak etmek için yola çýkan emperyalistleri þimdi Türkiye’yi bir devrimden kurtarma telaþý sarmýþ bulunuyor; bunu görüyoruz.

5


Yeni Evrede

Zindanlar

Mücadele Birliði

ADLÝYE’DE BÝBER GAZLI POLÝS SALDIRISI 19 Aralýk 2000’de 20 zindanda yaþanan katliam sonrasý, hayatta kalan tutsaklarýn hemen hepsine davalar açýlmýþtý. Ümraniye zindanýnda 4 gün süren çatýþmadan çýkmýþ olan tutsaklara açýlan davanýn son duruþmasý bugün Kartal Adliyesi 5.Aðýr Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Saat 11.00’de baþlamasý gereken duruþma 12.30 civarýnda baþladý. TKEP/L davasý tutsaðý Musa Karataþ’ýn da yargýlandýðý duruþmada aileler duruþma salonuna girmek istediklerinde arbede yaþandý. Görevlilerin “Duruþma izleyicisiz görülecek” kararýna, aralarýnda Mücadele Birliði Platformu üyelerinin de bulunduðu tutsak yakýnlarý, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz” sloganlarý ve alkýþlarla karþýlýk verdiler. Devrimci tutsaklarýn avukatlarýnýn heyetle görüþmesi ve tutsak yakýnlarýnýn sloganlarýnýn susmamasý üzerine duruþma baþlarken izleyiciler parça parça içeriye alýnmaya baþlandý. Salonda onlarca asker ve güvenlik görevlisi olmasý nedeniyle tutsak yakýnlarýna yer kalmadý. Ýçeri girebilen tutsak yakýnlarý sanýk bölümündeki yakýnlarýna el sallayýp selamlaþmak isteyince güvenlik görevlisi portakal renkli biber gazýyla tutsak yakýnlarýna saldýrdý. Tutsak yakýnlarý “Ýnsanlýk Onuru Ýþkenceyi Yenecek”, “Kahrolsun Faþizm” sloganlarý atmaya baþlayýnca devrimci tutsaklar da sloganlara katýldý. Polis, jandarma ve güvenlik görevlileri bu kez

devrimci tutsaklara ve ailelere saldýrdý. Jandarma ve güvenlik görevlilerin ailelere saldýrýsýna karþýlýk aralarýnda Musa Karataþ’ýnda bulunduðu devrimci tutsaklar saldýrýya uðrayan ve fenalaþan ailelere yardýmcý olmaya ve saldýrýyý önlemeye çalýþtýlar. Yaþanan arbede sonucu tutsaklardan Nihat Göktaþ, baygýnlýk geçirirken, Ýsmail Karagöz’ün kolundan darp aldýðý öðrenildi. Mahkeme salonundaki arbede büyüyüp “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Ýnsanlýk Onuru Ýþkenceyi Yenecek” sloganlarýyla inlerken mahkeme heyeti ilk dakikalarda kaçarak salonu terk etti. Tutsak yakýnlarýnýn bir çoðu biber gazýndan etkilenerek fenalaþtý ve yaklaþýk 15 kiþi yine mahkemeyi izlemeye gelenler tarafýndan doktor müdahalesi için ilk yardým odasýna götürüldü. Salon boþaltýlarak duruþmaya ara verildi. Salonda çýkan arbedenin ilk anlarýnda ortadan kaybolan mahkeme heyeti duruþmayý 30 Ekim 2013 tarihine erteledi.

Duruþmanýn ertelenmesini protesto eden Mücadele Birliði Platformu üyeleri ve diðer tutsak yakýnlarý “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Ýnsanlýk Onuru Ýþkenceyi Yenecek”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz”sloganlarýyla ve alkýþlarla adliye içinde yürüyüþ yaparak dýþarý çýktýlar. Adliye’nin B Kapýsý önünde tutsak yakýnlarý adýna Mücadele Birliði Platformu’ndan Ali Ekber Seven kýsa bir konuþma yaptý ve “Bugün Ümraniye Davasýnýn görüldüðü mahkeme salonunda davayý izleyenlere, mahkumlara saldýrý olmuþtur. Faþist bir saldýrý olmuþtur. Cezaevlerinden gelen tutsaklar çok kötü durumdadýr. Duruþmayý izlemeye gelen aileler çok kötü durumdadýr. Bu faþizmdir. Faþizm her yerde saldýrmaya devam ediyor. Mahkemelerinde bile kendi yasalarýna uymakta zorluk çekiyor. Bugün devrimci tutsaklara, dün sokaktaki insana saldýran faþist devlet, bugün gene saldýrýlarýna devam ediyor. Ama bu baskýlar, bu faþist saldýrýlarla devrimcileri yýldýramayacaklar. Biz yoldaþlarýmýza, biz çocuklarýmýza sahip çýkmaya devam edeceðiz. Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur” diyerek yapýlan saldýrýyý protesto ettiklerini söyledi. Duruþmayý izlemeye gelen tutsak yakýnlarý “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük” sloganlarý atarak adliyeden ayrýldýlar.

AVUKATLAR TAKSÝM YASAÐINI DELDÝ

22 Mayýs’ta Ýstanbul Barosu önünde bir araya gelen Adalet Ýçin Hukukçular, Çaðdaþ Avukatlar Grubu, Çaðdaþ Hukukçular Derneði Ýstanbul Þubesi, Demokrasi Ýçin Hukukçular Derneði, Ýnsan Haklarý Derneði Ýstanbul Þubesi ve Kartal Hukukçular Derneði’nden avukatlar, Taksim’de 1 Mayýs gününden bu yana uygulanan yasaða karþý yürüdü ve halka bildiriler daðýtarak bilgilendirildi. Akþam saatlerinde bir araya gelen avukatlar cübbeleri ile Ýstanbul Barosu’nun önünde toplandý, bildiriler daðýtarak Taksim Meydaný’na doðru yürüyüþe geçti. Ýstiklal Caddesi’nde her yürüyüþe gaz bombalarýyla saldýran polisin bu kez saldýrmamasý ve ortalýkta sivil polis dýþýnda polis bulunmamasý dikkat çekti. Taksim Meydaný’na yürüyüþte “Taksim Yasaðý Hukuksuzdur. Toplantý Ve

6

Gösteri Yürüyüþü Engellenemez” baþlýklý bildiriler daðýtan avukatlar, “Hiçbir valinin, hiçbir baþbakanýn sözü yasalardan, anayasadan üstün deðildir. Taksim, halka kapatýlamaz” dedi. Avukatlar, Fransýz Konsolosluðu’nun önüne geldiðinde “Toplantý Ve Gösteri Yürüyüþü Haktýr, Engellenemez” yazýlý pankart açtý. Yürüyüþ sýrasýnda sloganlarla da Taksim yasaðý protesto edildi. Meydanda açýklama yapan Avukat Ceren Uysal, “Bugün Türkiye yarý açýk bir hapishaneye dönüþtürülmüþtür. Baský ve terör þiddetlenmiþtir. Devlet, tüm bürokrasi aygýtýyla birlikte suç iþlemektedir. Tüm ilgilileri yasalara uymaya davet ediyoruz. Baský politikalarý hiçbir zaman iþe yaramamýþtýr. Tüm baskýlar son bulmalýdýr.” dedi ve eylem sona erdirildi.

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


Yeni Evrede

TAKSÝM YASAÐINA KARÞI TAKSÝM’DE Sokaklar

Mücadele Birliði

1 Mayýs’tan beri süren fiili “Taksim yasaðý”na karþý devrimciler Taksim’de eylemde. Onyýllar boyu eylemlere yasak olan Taksim Meydaný gerek 1 Mayýslar olsun gerek çok sayýda eylem ve protesto gösterileri olsun ciddi saldýrýlara sahne oluyordu. Taksim’e çýkabilme cesaretini gösterenler þiddetli polis saldýrýsý, terörle mücadele þubesinde günlerce gözaltý, yýllar süren davalar, tutuklanmalar ve sakatlanmalarla ödüllendiriliyordu. Yýllar boyu eylem alaný olarak Taksim’den vazgeçmeyen Leninistler, onyýllar boyu bu ýsrarýn bedelini ödediler. “Taksim’de Israr Devrimde Isrardýr” þiarýyla hareket eden Leninistlerin çabalarý boþa gitmedi ve “Taksim’de eylem yasaðý” sona erdi. 1 Mayýslar baþta olmak üzere devrimciler, iþçiler ve emekçiler, her talebini Taksim’de dile getirdi, her sevincini Taksim’de kutladý. Birleþik devrimimizin “Kýzýl Meydaný” Taksim idi, bu hiç kimse için yadsýnabilecek bir þey deðildi. Faþizm de bunun bilincinde idi ve kaybettiði bu alaný geri almak için direk harekete geçti. Dünya devrimler tarihinde hiç bir alan bu derece önemli olmamýþtý ve hiç bir alan için böyle onyýllar süren bir kavga verilmemiþti. 2013 1 Mayýs’ýndan itibaren Meydaný iþçi ve emekçilere, her tür eyleme kapatan devlet, yine futbol, müzik, polis etkinliklerine açmakta sakýnca görmedi. Buna karþýlýk Taksim ya da Ýstiklal Caddesi’nde yapýlmak istenen her tür eylem devletin vahþice saldýrýlarýna hedef oldu. Toma, çevik kuvvet, gaz bombalarý, tazyikli su Taksim’in alýþýldýk görüntüleri haline geldi. Mücadele Birliði, Alýnteri, Baðýmsýz Devrimci Sýnýf Platformu, Devrimci Hareket, Devrimci Ýþçi Hareketi, Emek ve Özgürlük Cephesi, Halk Cephesi, Kaldýraç, Kazova Ýþçileri bir çaðrý yaparak Taksim’de eylem yasaðý’na karþý bir eylem örgütledi. 25 Mayýs Cumartesi günü yapýlan bu eyleme çok sayýda emek örgütü, siyasi parti, iþçi ve devrimci katýldý. Saat 19.00’da Atlas Pasajý önünde baþlayacak olan eylem için polis Ýstiklal Caddesi’ne çýkan tüm sokaklarý kapattý ve eylem

saati gelmeden üçer beþer toplanmaya çalýþan gruplara saldýrarak daðýtmaya çalýþtý. Ara sokaktan Ýstiklal Caddesi’ne geçmeye çalýþýrken saldýrýya uðrayan ilk gruplar “Ýnsanlýk Onuru Ýþkenceyi Yenecek”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz”, “Taksim Kýzýldýr Kýzýl Kalacak”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Devrimci Ýrade Teslim Alýnamaz” sloganlarý ile karþýladý polis saldýrýsýný. Polis önce copla daðýtmaya çalýþýrken, kitlenin artmasý ve ýsrarcýlýðý üzerine baz bombalarý ile saldýrýya geçti. Muhabirler de aralarýnda olmak üzere çok sayýda kiþi biber gazýndan etkilendi, coplu saldýrýdan dolayý adýný öðrenemediðimiz birkaç kiþinin yüzü kan içinde kaldý. Saldýrýyý önlemeye çalýþan ÝHD Ýstanbul Þube Baþkaný Ümit Efe de polis tarafýndan darp edildi. Ara sokaklarda yeniden caddeye çýkmak isteyen gruplara saldýran polis, ara sokaklarda eylemci kovalamaya baþladý. Atýlan gaz bombalarýnýn sesi ve sloganlar tüm Beyoðlu’nda yankýlandý. Sýraselviler, Tarlabaþý, Galatasaray Meydaný’nda toplanan eylemciler sloganlarla Taksim’e yürümek istedi. Sokakta ortak imzalý “Baskýlarýnýz Saldýrýlarýnýz Sökmeyecek, Taksim Yasaðýný Kýracaðýz” pankartý açan kitle, kararlýlýkla Taksim’e ulaþmaya çalýþýrken tüm cadde savaþ alanýna döndü. Bir saati aþan eylem sýrasýnda 3 BDSP okuru da ayný þiarlý pankartý Meydan’a en yakýn Burger King’in çatýsýna astý. Çevik Kuvvet polisi 3 eylemciyi saldýrarak gözaltýna aldý, gençler ertesi gün serbest býrakýldý. Saatler 20.30’a geldiðinde polisle çatýþan kitle Tarlabaþý ara sokaklarýnda eyleme devam etti. Büyükparmakkapý Sokak’tan geçen kitle ise Sýlaselviler’e kadar polisle çatýþtý. En son Dolapdere’ye çekilen eylemciler, eylemi sona erdirdi. Faþizmin her uygulamasý gibi bu eylem yasaðý da iþçi sýnýfýnýn çelik iradesine çarparak geri dönecektir. Taksim, Kýzýl Meydan olarak þanlý devrim tarihimizde ait olduðu yeri koruyacaktýr.

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

7


Yeni Evrede

Sokaklar

REYHANLI’DA KATLÝAM ANMASINA SALDIRI

Reyhanlý katliamýnýn üzerinden bir hafta geçmiþken, Reyhanlý halký saldýrýyý protesto etmek için sokaklara çýktý. Eðitim Sen, Tüm Bel Sen, Reyhanlý Çerkez Derneði ve CHP’nin Reyhanlý ilçe örgütlerinin yaptýðý çaðrýyla yüzlerce kiþi Reyhanlý giriþinde toplandý. Eylem öncesinde halký eyleme katýlmamaya çaðýran bir bildiri daðýtan polis ise sokaklarý ablukaya aldý. “Oyunlarýmýz vardý oynadýðýmýz kardeþçe / Söndürdünüz ocaðýmýzý kalleþçe -Reyhanlý Halký” pankartý açan kitlenin önü çevik kuvvet polisi ve zýrhlý araçlardan oluþan barikatla kesildi. Polis barikatý açmayýnca kitle geri adým atmayarak “AKP’nin Polisleri Yýldýramaz Bizleri”, “Analarýn Öfkesi Katilleri Boðacak”, “Katiller Bulunsun, Hesap Sorulsun” diye sloganlarý ile yürüyüþe geçti. Polis barikatý “Vali Ýstifa” sloganlarýyla aþýlýnca polis geri çekilerek yeni bir barikat kurdu. Aileler kaybettikleri yakýnlarýnýn fotoðraflarýný taþýyarak “Reyhanlý burada Tayyip nerede”, “Reyhanlý burada Tayyip Amerika’da” sloganlarý ile yeni polis barikatýnýn önüne geldi. Barikat açýlmayýnca taþ, sopa ve þiþe fýrlatýlmaya baþlandý barikata. Bu sefer kitle daðýlarak ara sokaklara girdi ve bombalarýn patladýðý bölgeye ve Belediye Meydaný’na girdi. Burada sloganlarla valiliði ve hükümeti yuhalayan halkýn üzerine polis, 3 toma ile geldi. Polis gaz bombalarý atarak halka saldýrmaya baþlayýnca, 2 kiþi kafasýna gelen bombayla yaralandý. Saldýrýnýn ardýnda yeniden toparlanan halk, yine pankart açarak sloganlarla yürüyüþe geçti. Polisin ikinci saldýrýsýný kolkola girerek karþýladý. Halk yýkýntýlarýn olduðu bölgeye giderek karanfil býrakmayý istiyordu. Polisin her saldýrýsýndan sonra halk yeniden toparlanarak yürüyüþe geçti. Birkaç defa tekrarlanan saldýrýlarýn ardýndan çok sayýda kiþi yaralanýnca çatýþmalar ara sokaklarda devam etti. Ayný saatlerde Ankara, Eskiþehir ve Antakya’da yapýlan Reyhanlý katliamýný protesto eylemlerinde de polis saldýrýsý yaþandý.

8

Mücadele Birliði

“BEYOÐLU HASTANESÝZ KALMASIN”

Beyoðlu’nda bulunan tek kamu hastanesi olan Taksim Ýlkyardým Hastanesi, binanýn çok eski olm a s ý n d a n kaynaklý yýkým tehlikesi ile karþý karþýya. Saðlýk emekçileri ve halk ise duruma tepkili. 21 Mayýs günü Taksim Ýlkyardým Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi önünde bir araya gelen Sosyal ve Saðlýk Hizmet Emekçileri Sendikasý (SES), Cihangir Semt Ýnisiyatifi, Ýstanbul Tabip Odasý Cihangir sokaklarýnda bir yürüyüþ gerçekleþtirdiler. “Beyoðlu Hastanesiz Býrakýlmasýn” pankartý açan kitle sýk sýk “Hastaneler Halkýndýr Satýlamaz”, “Savaþ’a Deðil Saðlýða Bütçe”, “Beyoðlu Hastanesiz Býrakýlmasýn” sloganlarý attýlar. Mahalle sakinleri de evlerinin balkonlarýnda alkýþlarla eyleme destek verdiler. Hastanenin giriþinde Cihangir Semt Ýnisiyatifi adýna konuþan Naciye Deliceoðlu Taksim Ýlk Yardým Hastanesi’nin yýkýlmasýyla bölgede yaþan insanlarýn saðlýk sorunlarýyla baþ baþa býrakýlacaðýný altýný çizdi. Binanýn depreme dayanýksýz olduðunu iddia eden yetkililere seslenen Deliceoðlu “Yerine en kýsa sürede teknoloji kullanýmýyla, dayanýklý hastaneler yapýlamaz mý?” diye konuþtu. Ardýndan ortak basýn açýklamasýný okuyan SES üyesi Nuran Meriç, “Hastanemizin yatak kapasitesi 250, günlük acil baþvurusu 400-500. poliklinik muayene sayýsý ise 2000-3000 kiþidir. Daha ne zaman yýkýlacaðý belli olmayan hastanemiz hizmete kapatýlýnca, zaten çok yoðun olan Þiþli Etfal ve Okmeydaný gibi hastanelere yönlendirilecek olan hastalarýmýz, bu süreçten zararlý çýkacaktýr.” dedi. Saðlýk emekçileri ve halkýn talepleri ise þöyle: -Taksim Hastanesi fiziki koþullarý yetersizliði ve depreme dayanýksýzlýðý nedeniyle kapatýlmak zorunda kalýnsa bile, ayný bölgede, örneðin Gümüþsuyu Asker Hastanesi’nde hizmet vermeye devam etmelidir. Bu, hazýrlanacak bir protokolle mümkündür. -Yerine yine kamu hastanesinin yapýlmasý ve acil birimin güçlendirilmesi, -Burada çalýþan saðlýk emekçileri gönüllülük temelinde Gazi Osman Paþa’da yeni açýlacak olan hastanede geçici olarak çalýþtýrýlabilir.

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


ÝZMÝR AYAKKABI ÝÞÇÝLERÝ EYLEMDE

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

21 Mayýs: Ýzmir’de Ayakkabýcýlar Sitesi’nde çalýþan iþçiler, ucuz, sigortasýz, saðlýksýz çalýþtýrmaya karþý eylem baþlattýlar. 21 Mayýs günü Ayakkabýcýlar Sitesi’nde çalýþan 8-10 Mücadele Birliði okurunun Site içerisinde sloganlarla eylem çaðrýsýnda bulunmasýyla iþçiler de eyleme yoðun bir þekilde destek verdiler. Ýþçilerin toplanmasýyla yürüyüþe geçildi. Ýþçiler büayýna kadar çözeceklerine dair söz verince, tün Ayakkabýcýlar Sitesi’nin içini komple iþçiler daha önce verilen sözleri hatýrlatadolaþarak diðer iþçileri de Site Yönetimi irak yönetimi yuhaladýlar. le pazarlýða oturarak, haklarýna sahip çýkBunun üzerine Mücadele Birliði okurmaya çaðýrdýlar. larýnýn da olduðu iþçilerden oluþan 5 temsilci, sorunlarý görüþmek üzere yönetim odasýna gitti. Ýþçi temsilcilerini ikna etmeye çalýþan yönetime sorunun çözülmesini, aksi taktirde daha büyük eylem hazýrlýklarýna baþlayacaklarýný, ileride yaþanacak herhangi bir olumsuzluðun sorumlusunun site yönetimi olduðunu söyleyerek sloganlarla diðer iþçilerin yanýna döndü. Ýþçi temsilcileri diðer iþçilere toplantýyý aktarýrken “Verilen herhangi bir söz olmadý, fakat yöneticiler ve polisler ‘Sizin için iyi olmaz, sorunlarla karþýlaþabilirsiniz’ diye tehdit Ýki saat boyunca süren yürüyüþe yaketti” dediler. Bunun üzerine diðer iþçiler laþýk 1200-1300 civarýnda iþçi katýldý. Ýþçide temsilcilerin yanýnda olacaklarýný ve lerin eylemi Site’nin giriþ kapýsýna kadar her gün saat 13.00’te toplanarak eylemledevam etti, burada iþçiler oturma eylemirine devam edeceklerini söylediler. Eyne baþladýlar. Pýnarbaþý Yolu’nu yaklaþýk lemci iþçiler sloganlarla iþyerlerine geri on beþ dakika trafiðe kapatan iþçiler, daha sonra tekrar yürüyüþe geçti ve toptan satýþ maðazalarýnýn olduðu tarafa yönelerek patronlarý yuhalayýp eyleme devam ettiler. Eylem esnasýnda iþçiler “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “Ýþçiyiz, Haklýyýz, Kazanacaðýz”, “Susma Haykýr, Emeðine Sahip Çýk”, “Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek”, “Ýþçiler El Ele Dayanýþmaya” sloganlarý attýlar. Site Yönetiminin çaðrýsý üzerine iþçiler yönetim binasýna yöneldiler. Topluca binadaki Konferans Salonu’na geçen iþçilerin büyük çoðunluðu dýþarýda kaldý. Ancak 200 kiþiyi alan salonda hükümet lehine propaganda yapan yöneticiler iþçiler tarafýndan protesto edilince geri adým attýlar. Ýþçiler sloganlarla konferans salonunu hareketlendirince yöneticilerde tedirginlik oldu. Yöneticiler sorunu Temmuz 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

döndüler.

22 Mayýs: Bugün de iþçilerin Ayakkabýcýlar Sitesi’nin içinde baþlayan eyleminde tüm site gezildi. Eyleme katýlým, her girilen sokakla daha da arttý. Ýþçiler yürüyüþ boyunca diðer iþçileri eyleme çaðýrarak mücadele etmeye çaðýrdýlar. Yaklaþýk 700- 800 kiþinin katýldýðý eylemde güvenlik önlemlerini arttýran site yönetimi, iþçilerin caddeye çýkmasýna müsaade etmedi. Polisin TOMA ve çevik kuvvet ekipleriyle iþçilerin önünü kesti. Ýþçiler alkýþ ve sloganlarla bunu protesto ettiler. Ýþçiler yine site yönetim binasýna giderek yöneticilerle görüþmek istediler. Diðer iþçilere eylem nedenleri hakkýnda konuþmalar yaptýlar. Çalýþma koþullarýnýn aðýrlýðýndan, saðlýksýzlýðýndan ve güvencesizlikten bahseden iþçiler, bu sorunlarýn çözülmesini istediler. Temsilciler yönetimle görüþmeye gittiler, görüþmeden dönen iþçi temsilcileri mücadeleye devam edeceklerini söylediler. Eylem sloganlarla sona erdi. 23 Mayýs: Ayakkabý iþçileri, yine tüm siteyi dolaþarak eylem yaptýlar. Otobüs son durakta toplanan iþçiler, yapýlan ajitaston konuþmalarýyla tüm iþçi arkadaþlarýný ey-

9


Sokaklar

Yeni Evrede

kimyasal maddeleri içeren malzemeleri de getiren yaklaþýk 1500 iþçi sloganlarla eylemlerine baþladý. Yine bütün Ayakkabýcýlar Sitesi’ni gezen iþçiler, kendilerine atfen çapulcu ifadesini kullanan Ýzmir Ayakkabýcýlar Odasý Baþkaný Tahsin Güzel’e dönük “Çapulcular Burada, Tahsin Nerede” sloganlarý attýlar. Yürüyüþün ardýndan site yönetim binasýna yürüyen iþçiler, yönetimle görüþmek istediler. “Temsilcilerinizi yollayýn” cevabýna karþýlýk Konferans Salonu’na yürüdüler. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri iþçilerin önünü kesti. Bu arada polisin ikinci TOMA’yý getirmesi de gözden kaçmadý. Temsilciler, Site yönetiminin “sorun bizden kaynaklanmadý” açýklamalarýna cevap olarak tüm iþçileri Pazartesi günü iþ býrakma eylemine davet ettiler. Bu çaðrý iþçiler tarafýndan coþkuyla karþýlandý.

leme davet ederken, patronlara da mücadele de kararlýlýklarýný gösterdiler. Aðýr çalýþma koþullarý ve güvencesizliði protesto eden iþçiler, “Yaþasýn Ýþçinin Direniþi”, “Ýþçiler Kardeþ, Patronlar Kalleþ”, “Siteyi Yakarýz, Hakkýmýzý Alýrýz”, “Sigorta Hakkýmýz Söke Söke Alýrýz” sloganlarý ile yürüdüler. Polisin iþçilerin ana caddeye çýkmasýný engellemek amacýyla kurduðu barikata karþý da “Memur Dýþarý” sloganýný haykýrdýlar. Müzik gruplarýnýn da desteðiyle halaylar çeken iþçiler, eylemlerine site yönetim binasý önünde yaptýklarý basýn açýklamasýyla devam ettiler. Açýklamada çalýþma koþullarýnýn aðýrlýðýnýn yaný sýra patronun, devletin SGK vs. kurumlarýnýn sorumsuzluðuna deðindiler. Yapýlan açýklamanýn ardýndan iþçiler halaylar çekerek eylemlerini sonlandýrdýlar. Bu esnada 3 gündür süren eylemlere öncülük eden Mücadele Birliði okurlarý, polis tarafýndan tehdit ediyor. Bir gün önce yapýlan eylemden önce Mücadele birli27 Mayýs: ði okurlarýný “eylemi baþlattýklarý ve Ayakkabý iþçileri 27 iþçileri kýþkýrttýklarý” için tehdit eden po- Mayýs’ta da bütün Ayaklis, “akýllý olmalarý”ný öðütledi. Okurlarý- kabýcýlar Sitesi’ni dolaþtýmýz sürekli polisin göz hapsinde tutuluyor. lar. Sýk sýk sloganlarýn atýldýðý eylemden sonra iþ24 Mayýs: çiler, parkta oturma eyleSabah saatlerinde Maliye Bakanlý- mine baþladý. ðý’nýn görevlileri sigortasýz çalýþmaya karDaha sonra sorunlarýþý denetim yaptý. Bunun üzerine iþyeri ný anlatmak için Ayakkasahipleri, iþyerlerini iþçilerin üzerine kilit- býcýlar Odasý’na giderek leyip gittiler. Ýþçilerin tepkisini arttýran o- yöneticilerle görüþen iþçilaylardan biri de bu oldu. ler bekleyiþleri sýrasýnda Öðle arasýnda toplanan iþçiler, ilk ön- halaylar çektiler. Ýþçi temce brandadan pankartlarýný hazýrlayarak i- silcilerinin geri geldikten þe baþladýlar. “Ucuz Ýþçilik Ýstemiyoruz”, sonra görüþmeyi iþçilere “Sigortasýz Çalýþmak Ýstemiyoruz” slo- aktardýlar. Ýþçi temsilcileganlarýný yazdýklarý pankartlarýný ayakka- ri, Ayakkabýcýlar Odabý boyasýyla hazýrlayan iþçiler; kartonlarla sý’nýn yöneticilerinin da taleplerini ifade eden dövizler hazýrla- sigortasýz çalýþmaya karþý dýlar. çaba sarf edeceklerini, aEylem için saðlýklarýný tehdit eden

10

Mücadele Birliði

AYAKKABI ÝÞÇÝLERÝNÝN EYLEMLERÝNÝ COÞKUYLA SELAMLIYORUZ!

Ayakkabý Ýþçileri, Sýnýf Kardeþlerimiz; 21 Mayýs’tan bu yana eylemdesiniz. Bizler Genç Emekçiler Birliði olarak eyleminizi coþkuyla selamlýyor ve destekliyoruz. Eyleminiz bizim de eylemimizdir. Çünkü iþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin daha iyi bir yaþam uðruna verdiði mücadele hepimiz için veriliyor demektir. Ve bu mücadele içerisinde bulunmak onurlu her iþçinin görevidir. Ayakkabý Ýþçileri, Sýnýf Kardeþlerimiz; Her gün maðazalarda on binlerce ayakkabý satýlýyor. Ýnsanlarýn beðenip de aldýklarý bu ayakkabýlarýn arkasýnda nasýl bir emek olduðunu; ayakkabý iþçilerinin nasýl saðlýksýz koþullarda ve güvencesiz çalýþma ortamlarýnda bu ayakkabýlarý ürettiklerini insanlar düþünmüyor. Ama sizin haklarýnýz ve daha iyi bir yaþam için baþlattýðýnýz bu eylem, ayakkabý iþçilerinin ne þartlarda çalýþtýðýný herkese göstermiþ oldu. Yýllar önce Genç emekçiler Birliði ilk kurulduðunda da, örgütlediði ilk eylemlerinden biri ayakkabý iþçilerinin grevi olmuþtu. 1978’de Ýstanbul Beyazýt’ta bulunan ayakkabý üretim yerlerinde baþlayan eylem, yine iþçilerin güçlü birliði ve örgütlülüðü sayesinde baþarýyla sonuçlanmýþtý. Sizin Ýzmir’de baþlattýðýnýz bu eylem de birliðinizin gücü ve iþçilerin dayanýþmasýyla baþarýyla sonuçlanacaktýr. Ýþçilerin en büyük silahý kendilerini sömürenlere karþý kurmuþ olduklarý birlikler ve geliþtirdikleri dayanýþma ruhudur. Ancak bu yoldan iþçi ve emekçiler kendilerini sömürenlere karþý ortak bir mücadele yürütebilirler. Saðlýksýz koþullarda ve sigortasýz olarak çalýþan ayakkabý iþçileri yalnýz deðildir. Ayakkabý iþçileri gibi saðlýksýz koþullarda çalýþan, taþeronlaþtýrmayla kölelik zinciri kalýnlaþtýrýlan iþçiler bir arada olmalý ve sömürüsüz bir dünya için birlikte mücadele yürütmelidir. Bu mücadele içerisinde bir iþçiyi bile kazanmak önemli ve mücadelemizin baþarýsý için gereklidir. Daha iyi bir yaþam, insanca bir yaþam yalnýzca iþçilerin kendilerini sömürenlere karþý verdiði mücadelenin nihai zaferiyle mümkündür. Yani bizi ezen ve insanlýktan çýkaran kapitalist sistemin yýkýlmasý, emeðin iktidarýnýn kurulmasý ile mümkündür. Çünkü emeðin iktidarýnda iþçilerin ve tüm ezilenlerin haklarý bizzat kendileri tarafýndan koruma altýna alýnmýþtýr. Ýþçi Yoldaþlarýmýz ve Sýnýf Kardeþlerimiz; Daha iyi bir yaþam umudumuz iþçi sýnýfýnýn ve emekçilerin vereceði, zaferle sonuçlandýracaðý sosyalizm mücadelesine baðlýdýr. Sizlerin eylemleri de bu mücadele içerisinde ve onu büyüten bir yerdedir. Zafer sömürüsüz bir dünya için mücadele eden iþçi sýnýfýnýn ve tüm ezilenlerin olacaktýr! EKMEK KAVGASI SOSYALÝZM KAVGASIDIR! YAÞASIN AYAKKABI ÝÞÇÝLERÝNÝN MÜCADELESÝ! GEB/ Genç Emekçiler Birliði

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

TAK SÝM SA NAT ÇI LA RA DA YA SAK!

Kültür Sanat-Sen, Devlet Tiyatrolarý Sanatçýlarý Derneði (DETÝS) ve Ýstanbul Þehir Tiyatrosu Sanatçýlarý Derneði üyeleri, Turizm Bakanlýðý’nca son þekli verilen Devlet Tiyatrolarý (DT), Devlet Opera ve Balesi (DOB) ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüðü’nü laðveden “Türkiye’deki Sanat Kurumlarýnýn Oluþumu ve Ýþleyiþi” baþlýklý yeni yasa tasarýsý taslaðýný Taksim’de 25 Mayýs günü protesto etti. Orhan Aydýn, Ayþe Emel Mesci, Genco Erkal, Nedim Saban, Levent Üzümcü gibi birçok ünlü tiyatrocunun da aralarýnda bulunduðu yüzlerce kiþi, Taksim’de bir araya geldi. “Sanat Kurumlarý Kapatýlamaz” pankartý ile Galatasaray Meydaný’na yürümek isteyen sanatçýlarýn önünü polis barikatý kesti. Bu “keyfi” tutumu oturma eylemiyle protesto eden sanatçýlar adýna Kültür Sanat-Sen Baþkaný Yavuz Demirkaya konuþma yaparak, bu yasa tasarýsýný protesto etmek için buluþtuklarýný söyledi. Demirkaya, artýk Türkiye’de düþünceler gibi yürüyüþlerin de yasaklandýðýný vurgularken, bu baskýlarýn kendilerini yýldýramayacaðýný söyledi. AKM binasý önüne yürüyen sanatçýlar, Reyhanlý’daki bombalý saldýrýda yaþamýný yitirenler için saygý duruþunda bulundu. Ýlk sözü tiyatrocu Orhan Aydýn aldý ve yaþadýðýmýz sürecin faþist Franco’un Ýspanyasýnda, faþist Mussolini’in Ýtalyasýnda, faþist Hitler’in Almanyasýnda yaþanan süreçler olduðunu söyledi. Tiyatro oyuncusu Levent Üzümcü ise kültür-sanat emekçilerinin sanat okullarýnda yetiþtiðine dikkat çekti ve “Eðer siz kültür sanat kurumlarýný kapatýrsanýz, bu okullarý da kapatmýþ olacaksýnýz. Çoðumuzun bitirdiði bu okullarda maalesef kapanacak” dedi. Bu duruma karþý çýkan sanatçýlara sürekli ABD, Ýngiltere, Almanya örnekleri verildiðini aktaran Üzümcü, “Yýllardan beri Van’da Diyarbakýr’da, Erzurum’da tiyatro yapan sanatçýlara soruyorum, Londra’da sokaða çýktýðýnýzda biber gazý mý yiyorsunuz?” diyerek polisin saldýrýlarýna tepki gösterdi. Sanatçýlar eylemde “Özgür Özerk Baðýmsýz Sanat”, “Hükümetin Sanatçýsý Olmayacaðýz”, “Sanatýn Patronu Sanatçýdýr” sloganlarý attýlar. Sanatçýlar Giriþimi adýna konuþan Ataol Behramoðlu Türkiye’nin yaþadýðý dönemin Ýtalya faþizminden ve Almanya’da Nazizminden bin kat daha beter ve daha sinsi olduðunu ifade ede-

rek “Bunlar çýkarttýklarý yasalarla yaþamamýzýn özüne müdahale ediyorlar. Bize açýkça böyle düþünmeyeceksin, böyle yaþamayacaksýn, köle olacaksýn diyorlar. Modern, çaðdaþ insanýn bin yýllardýr biriktirdiði deðerleri yok etmeye çalýþýyorlar. Bunlar insanlýk düþmanýdýrlar” dedi. Birkaç yýl önce AKM’nin kapatýlmasý konusunda ki bir toplantýda AKM’nin deðil AKP’nin yýkýlacaðýný söylediðini hatýrlatan Berhamoðlu, “AKP’yi yýkýlana kadar omuz omuza sonuna kadar mücadele edeceðiz” dedi. Tiyatro Yönetmeni Yücel Erten ise AKP iktidarýný birçok yerde yaptýðý gibi en son sanata yüklendiðini belirtti. Bir toplumun sanat ve bilim aracýlýðý ile insana yatýrým yaptýðýný ifade eden Erten, bu yatýrýmýn daha duyarlý, daha demokrat, daha adil, daha hoþ görülü bir toplum oluþturmak için olduðunu söyledi. DETÝS Sözcüsü Erdinç Doðan ise AKP hükümetinin sanatýn güneþini söndürmek istediðini vurgulayarak, “Biz görmeyelim istiyorlar, düþünmeyelim istiyor, söylemeyelim istiyorlar; ama biz göreceðiz, düþüneceðiz, söyleyeceðiz. Sanatýn ‘S’sini anlamayan birisi buyurdu ki, biz yetimin hakkýný yiyormuþuz, bak sen! Eðer yetim hakký yeseydik AVM’lerle ortaklýklarýmýz olurdu. Bu halk gayet iyi biliyor kimin yetim hakký yediðini.” dedi ve getirilmek istenen yasayý ortaçað engizisyon mahkemelerine benzetti. Konuþmalardan sonra ortak açýklamayý Kültür ve Sanat-Sen baþkaný Yavuz Demirkaya yaptý. AKP iktidarýnýn toplumsal yaþamýn bütün alanlarýný “daha fazla kar” uðruna ticarileþtirdiðini, hýzla piyasa iliþkileri içine çektiðini belirten Demirkaya, daha fazla demokrasi, daha ileri demokrasi diye yeri göðü inleten AKP’nin sanat kurumlarýnda senaryosunu kendisinin yazdýðý ve yönettiði, adamlarýna da oynattýðý bir yapý kurmaya çalýþtýðýný belirterek, “Biz böyle bir demokrasi istemiyoruz. Getirilmek istenilen sistem, bizzat iktidar tarafýndan atanan kiþilerden oluþturulmaktadýr ve sanatýn deðil iktidarýn sözcüsüdür” dedi. Bu yasa taslaðýnýn sanat kurumlarýný yok etmeyi amaçladýðýný belirten Demirkaya, kültür sanat giriþimi olarak buna asla izin vermeyeceklerini söyleyerek, 5 Haziran’da genel greve gideceklerini, 20 Haziran’da ise kapatýlmak istenilen Antik-Çað Tiyatrosu Aspendos’ta olacaklarýný duyurdu.

ÝÞÇÝ AVUKATLAR HAKLARINI ÝSTÝYOR

“Ýþçi avukatlar”, haklarý için baþlatmýþ olduklarý imza kampanyasýný duyurmak için topladýklarý 1000’i aþkýn imzayý ve taleplerini 25 Mayýs’ta Türkiye Barolar Birliði (TBB) Genel Kurulu’na sundu ve talepler kurul tarafýndan kabul edildi. Delegelerin de desteðiyle basýn açýklamasý yapan avukatlar, “Ýþçi avukatlar, mýzraðýn çuvala sýðmadýðý noktada artýk geniþ kesimlerce kabul edilen iþçi avukatlýk olgusunun yasal statüye sahip olmasýný talep ediyor. Hukuki anlamda var olan muðlaklýktan dolayý keyfi çalýþma koþullarýna maruz kalmayý reddediyor ve tam da bu nedenle avukatlar arasý tip sözleþme zorunluluðu getirilmesini istiyor.” dediler Avukatlarýn talepleri arasýnda, TBB’nin hukuki güvence için ilgili kurumlar nezdinde giriþim baþlatmasý, TBB adýna hazýrlanan Avukatlýk Yasasý taslaklarýnda iþçi avukatlara iliþkin tanýmlayýcý ve koruyucu hükümlere yer verilmesi, “Avukatlar arasý tip sözleþme”nin TBB tarafýndan kabul edilerek tüm yurtta zorunlu hale getirilmesi bulunuyor. 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

11


EMEKÇÝ SINIFLARIN ÝKTÝDA Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

G

Kitle mücadelesi Türkiye ve Kürdistan’ýn her tarafýna yayýlmýþ durumda. Dolayýsýyla, mücadele halindeki tüm kitleleri Ankara’ya, politik iktidarýn temel kurumlarýnýn olduðu yere taþýmaya çalýþmak hem imkânsýz hem de gereksiz. Ama kitleler bulunduklarý yerlerdeki iktidar/devlet kurumlarýna doðru yönlendirilebilir ve yönlendirilmelidir de. Örneðin Valilikler, Emniyet binalarý gibi kurumlar bunlar arasýnda sayýlabilir. Týpký devrimci Mýsýr halkýnýn yaptýðý gibi.. 12

eçtiðimiz haftalarda iki önemli haber, dikkatleri fazla çekmeden gözlerden kayboldu, gitti. Bunlardan birincisi, üniversite öðrencilerinin Ýstanbul’da Reyhanlý katliamýný protesto etmek için Dolmabahçe’deki Baþbakanlýk ofisine yürümeleri idi. Polis, farklý güzergâhlardan ilerleyerek Dolmabahçe’deki Baþbakanlýk ofisine yürümek isteyen öðrencileri büyük bir þiddet kullanarak daðýttý. Ýkinci haber Ankara’ya ait. Savcýlar, Mart ayýnda Meclisi kuþatacaklarýný söyleyen yüz yirmi altý iþçi hakkýnda dava açma hazýrlýklarýný bitirmiþ, süreç dava açma aþamasýna gelmiþti. Gazeteler, “Meclis’i kuþatmak isteyen iþçiler hakkýnda dava” baþlýðýyla haberi duyurdular. Meclis’i kuþatmayý akýldan geçirmek dahi dava konusu olmuþtu. Bu iki örnekten þu basit sonuç hemen karþýmýza çýkýyor: Devlet ve düzen açýsýndan birincisi, Meclis; ikincisi, Baþbakanlýk –buna hükümet de denebilir- mevzileri çok önemli. Düzeni koruma adýna devletin bu iki mevziyi bu kadar önemsemesi sýnýf savaþýnýn ruhuna, mantýðýna, özüne uygundur. Çünkü Meclis ve Hükümet tekelci sermaye sýnýfýnýn iktidarýný, egemenliðini kiþiliklerinde somutlayan en baþta gelen kurumlardýr. Dolayýsýyla bunlara yönelik bir saldýrýnýn düzene, tekelci sýnýf egemenliðine doðrudan yapýlmýþ bir saldýrý olarak algýlanmasýnda þaþýlacak bir durum olamaz. Ama bu durum sýnýf savaþýnýn ruhuna ne kadar uygun ise, ezilen sýnýfýn da gerçek, kalýcý ve tam kurtuluþ için ezen sýnýfýn iktidar aygýtlarýna saldýrmasý, onlarý hedef olarak seçmesi, onlarý daðýtmak ve yerlerine kendi iktidar aygýtlarýný kurmak istemesi sýnýf savaþýnýn ruhuna o kadar uygundur. Ezilen sýnýf ya da sýnýflarýn yapmasý gereken budur. Kendisine karþý savaþan ezilen sýnýf ya da sýnýflarýn dikkatini, ilgisini iktidar dýþýnda kalan her þeye çevirmek, onlarý gün236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

lük mücadelenin her an geri alýnabilir kazanýmlarý peþinde koþturmak, zaman ve enerjilerini bu þekilde tüketmek ezen sýnýfýn, sömürücü sýnýfýn her zamanki yöntemi olmuþtur. Günlük mücadeledeki ufak kazanýmlarý her þey sayan sosyal reformist partilerin politika ve düþüncelerinin bu konuda egemen sýnýfa büyük kolaylýk saðladýðýný ayrýca belirtmeye gerek yok. Ezen, sömürücü tekelci kapitalist sýnýfa karþý mücadelesinde, öncesi bir yana, 15-16 Haziran Ayaklanmasýndan bu yana on yýllarýn mücadele birikimini arkasýna alan iþçi sýnýfý ve diðer emekçi güçler, sorunlarýnýn gerçek, kalýcý çözümünün mücadele hedefini merkezi politik iktidar üzerine yoðunlaþtýrmaktan geçtiðini bu birikimin yarattýðý sezgiyle anladý. Sýnýf sezgisi yoluyla da olsa bu bilinç düzeyine ulaþtýktan sonra iþçi sýnýfý uzun bir süre, her fýrsatta Ankara üzerine yürüdü. Ankara, Meclis demekti, Hükümet demekti, politik iktidar demekti. Ýþçi sýnýfý, Ankara’ya yürüyünce politik iktidarýn üzerine yürüdüðünü anlamýþtý. 90’lý yýllar boyunca Ankara’da, Türkiye’nin çok farklý yerlerinden gelen iþçilerin polisle çatýþmalarýna sayýsýz kez tanýk olduk. Ýþçi sýnýfý, kurtuluþun, yaþamsal sorunlarýn çözümünün politik iktidar meselesinden geçtiðini sezgi yoluyla da olsa anladýysa tekelci sermaye sýnýfý da toplum yönetmedeki engin birikimi sayesinde tehlikenin büyüklüðünü ve boyutlarýný anlamakta gecikmedi. Ýþçi sýnýfýnýn Ankara üzerine yürüyüþüne sert bir karþýlýk verdi. Ankara’ya doðru yapýlan her yürüyüþ denemesinde Ankara giriþleri binlerce asker, binlerce polis, zýrhlý araçlar ve Özel Kuvvetler Timleriyle tutuldu; iþçi sýnýfýnýn, emekçilerin Ankara’ya giriþleri engellenmeye çalýþýldý. Tekelci sermaye sýnýfýnýn amacý da politikasý da belli: Devrimin toplumsal güçleri, iþçiler, devrimci güçler, diðer emekçi sýnýflar Ankara’dan yani politik iktidarýn merkezinden uzak tutulmalýydýlar.


AR HEDEFÝ SOMUT OLMALI Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

90’lý yýllar, Ankara üzerine yürümek isteyen emekçi sýnýflarla onlarý engellemek isteyen devletin çatýþmasýna pek çok kez tanýk oldu. Bunlarýn öne çýkan bir kaç örneði þunlar oldu: Zonguldak maden iþçilerinin Ankara yürüyüþü, Ýzmir belediye iþçilerinin Ankara yürüyüþü, eðitim emekçilerinin Ankara mitingi ve tabii Türk-Ýþ’in Ankara mitingi.

Ýþçilerinin Büyük Ankara eylemi oldu. Ýþçiler Ankara’nýn tam merkez yerinde haftalar süren ve Türkiye’yi sarsan, etkileri Avrupa’ya kadar yayýlan bir eylem yaparken yaný baþlarýndaki Meclis, Baþbakanlýk ya da politik iktidarý simgeleyen her hangi bir devlet kurumu üzerine, örneðin Valilik üzerine yürümeyi ancak eylemin sonlarýna doðru akýllarýna getirebildiler ki, bu konuda da hedef ve amaç çok belirgin Meclis’e Yürümek olmadýðý için devlet çok zorlanmadan iþçiÝþçi sýnýfý kendi mücadele sürecinde lerin eylemini engelleyebildi. “yeni ve ileri” bir örnek yarattýðýnda sonDeneyimlerden Öðrenmek rasýnda iþçiler o örneði uzun süre tekrarlýyorlar. Bunun tipik örneði, Zonguldak Gerçek, tam ve kesin kurtuluþu amaçmaden iþçilerinin Ankara yürüyüþü oldu. layan bir sýnýf, bu konuda önemli örnekler Ýþçi sýnýfý, ilk kez 90’lý yýllarýn baþýnda aç- yaratmýþ halklarýn deneyiminden öðrentýðý bu yolun Türkiye’yi sarstýðýný, politik meyi bilmelidir. Dünya iþçi sýnýfý bu koiktidar üzerinde etkili olduðunu gördükten nuda çok zengin bir birikime sahiptir. Þu sonra her fýrsatta Ankara üzerine yürüme son birkaç yýl bile iþçi sýnýfýnýn yararlanadenemeleri yaptý. caðý son derece zengin örneklerle dolu biBu, sýnýfýn sezgi-deneyim yoluyla u- çimde geçti. Son iki yýlda tanýk laþtýðý bir bilinçti. Devrimci güçlerin ay- olduðumuz Arap halk devrimlerinin pradýnlatma-bilinçlendirme faaliyeti sonucu tiði buna örnektir. edinilmiþ bir bilinç deðildi. Dolayýsýyla, Kýsaca söylemek gerekirse, bu örneksezgi yoluyla edinilmiþ her bilinç gibi, en- lerin ortak yönü, temel ve en önemli özelgellerle, zorluklarla, karþý koymalarla kar- liði, örneðin Mýsýr’da devlet ve politik þýlaþýldýðýnda sýnýfý bu engelleri, zorluklarý, iktidar kurumlarýna doðrudan saldýrýya karþý koyuþlarý aþarak ileri taþýyacak güç geçmiþ olmalarýdýr. Mýsýr’da olsun Tuve saðlamlýktan yoksundu. nus’ta olsun devrim güçlerinin, iþçi sýnýfýDahasý iþçiler Ankara’ya politik ikti- nýn birinci hedefi, devlet baþkanlarý olmuþ, darý simgeleyen hükümet Ankara’da oldu- pratik hareketin hedefi ise ya içiþleri baðu için yürüyorlardý ama politik iktidarý kanlýðý ya devlet baþkanlýðý sarayý ya da yýkmak ya da sarsmak için deðil, onun ü- emniyet müdürlüðü gibi politik iktidarýn zerinde baský uygulamak ve güncel müca- temel kurumlarý olmuþtur. delede ödün vermeye zorlamak için bunu Türkiye ve Kürdistan’da çeliþkiler üst yapýyorlardý. Bu bilinçle hareket eden iþçi- üste yýðýlmýþ, keskinleþmiþ, çatýþmalar, ler haliyle, toplandýklarý Ankara Kýzýlay gösteriler, protestolar üst üste binmiþ ve meydanýna çok yakýn mesafedeki Mec- bunun sonucu olarak iþler emekçi sýnýflalis’e ya da Baþbakanlýk binasýna yürüme- rýn genel bir ayaklanmasýna gelip dayanyi akýllarýna getirmiyorlardý. Bir kaç mýþtýr. Hükümet þahsýnda devlete, düzene, istisnai giriþim olarak bunun denediði de sömürücü sýnýflara karþý halkýn, emekçileoldu ama dediðimiz gibi bunlar istisna i- rin, ezilenlerin öfkesi gizlenemez boyutladiler ve çok belirgin, kararlý amaçlarla ger- ra varmýþtýr. Reyhanlý katliamý sonrasý çekleþmediði için devletin bu giriþimleri iktidara karþý birikmiþ öfkenin boyutlarý engellemesi zor olmadý. daha bir açýða çýkmýþtýr. Bu konuda bilinen son örnek, Tekel Genel olarak söylemek gerekirse iþle236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

rin bu boyuta gelmesinin temelinde ekonomik-politik kriz yani devrimci durum yatýyor. Hükümetin iç ve dýþ politikasý iflas ederken kitlelerin büyük öfkesini üzerine çekiyor, sayýlarý on binlerle ölçülen kitleleri sokaða, eyleme itiyor. Bu, artýk üzerinde fazla söz söylenmeyi gerektirmeyecek kadar açýk bir olgudur. Devlet ve hükümetin, bu durumu önlemenin çaresi olarak, kitleler üzerinde faþist baský ve terörü artýrmalarý tam tersi sonuçlar veriyor. Devlete, düzene karþý mücadeleye atýlanlarýn sayýsý her geçen gün hýzla artýyor. Devrimin toplumsal ordusunu, emekçi, ezilen, sömürülen kitleleri devrime taþýma iddiasýndaki devrimci güçlerin temel meselesi daha çok insaný devrime katmak deðil. Mücadele sürecinin akýþý, sýnýf savaþýnýn geliþimi bu sorunu kendi iç mantýðýna göre zaten çözüyor. Asýl mesele, mücadeleye atýlan kitlelere neyi ne zaman yapacaklarýný göstermek, iktidar hedefini somut biçimde önlerine koymaktýr. Kitle mücadelesi Türkiye ve Kürdistan’ýn her tarafýna yayýlmýþ durumda. Dolayýsýyla, mücadele halindeki tüm kitleleri Ankara’ya, politik iktidarýn temel kurumlarýnýn olduðu yere taþýmaya çalýþmak hem imkânsýz hem de gereksiz. Ama kitleler bulunduklarý yerlerdeki iktidar/devlet kurumlarýna doðru yönlendirilebilir ve yönlendirilmelidir de. Örneðin Valilikler, Emniyet binalarý gibi kurumlar bunlar arasýnda sayýlabilir. Týpký devrimci Mýsýr halkýnýn yaptýðý gibi.. Yazýmýzýn baþýnda dile getirdiðimiz iki örnek henüz kitle gücü bakýmýndan zayýf, politik yönden etkisiz olabilir. Ama genel ayaklanma havasýnýn her geçen gün olgunlaþtýðý bir süreçte kitlelerin yüzünü çevirmeleri gereken hedefleri göstermesi bakýmýndan son derece önemlidir. Devrim sorununa pratik bakmak kitleleri bu hedeflere yönlendirmek anlamýna gelir. Günümüzün temel devrimci görevlerinden biri budur.

13


GÖKLERDE GREV DEVAM EDÝYOR

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

THY emekçilerinin grevi, dergimiz yayýna hazýrlandýðý günlerde devam ediyor. 15 Mayýs’ta günün ilk saatleriyle grev ilan eden Hava Ýþ Sendikasý’nda örgütlü THY iþçileri, daha ilk andan itibaren nelerle karþý karþýya geleceklerini görmüþlerdi. Daha “Grev” pankartý asýlmadan tüm havaalaný polis ablukasýna alýnmýþ, havaalaný TOMA ile tanýþmýþtý. Polis zoruyla eylem alanlarý olan Dýþhatlar giriþinden THY Genel Müdürlüðü önüne sürülmüþlerdi. Eðitimi apar topar tamamlanan ekipler ve part time ekipler uçuþa hazýrlandý. Polis baskýlarý, grev kýrýcýlarý, hükümetTHY yönetimi-burjuva basýnýn “grev yok” duyurularýna raðmen iþçilerin grevi artan katýlýmla sürüyor. Hava Ýþ Sendikasý ve THY iþçilerinin talepleri ise þunlar: -36 saatlik ER Dinlenme hakkýnýn geri verilmesi, -Part time personelle iþlerin yürütülmesine son verilmesi, -Saðlýk raporu nedeniyle iþten çýkarýlmalarýn durdurulmasý, -Haklarýn prosedürlerle deðil toplu iþ sözleþme ile garanti altýna alýnmasý, -Yorgunluða neden olan uçuþ programlarýnýn her gün deðiþmemesi, -Bir tüketici ve yolcu hakký olan uçuþ emniyetini esas alan standartlar olmasý. Kýdem haklarýmýzýn düzeltilmesi, -Yüzde 3’lük zam istenmemesi, -Ýþten çýkarýlan 305 kiþiye yapýlan haksýzlýða son verilmesi,

16 Mayýs: Grevin ikinci gününde iþçiler sabah saatlerinden itibaren Genel Müdürlük önünde toplanmaya baþladýlar. Gün içinde greve katýlan iþçilerin sayýsý artmaya baþladý. Uçuþ Harekat Merkezi’nin raporunda da 15 Mayýs günü 15.00-24.00 arasýnda 560 seferin 218’nin gerçekleþmediði öðrenildi. Havaalanýnda bulunan grev gözcüleri tüm geliþmeleri an an eylem alanýna ulaþtýrýyor. “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn THY Grevimiz”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarýnýn atýldýðý ve halaylarýn çekildiði eylem alanýna Türk Ýþ Bölge Sekreteri Faruk Büyükkucak, Petrol Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Öztaþkýn, Tümtis Genel Baþkaný Kenan Öztürk, Hey Tekstil Ýþçileri, Mücadele Birliði Platformu gelerek destek verdiler. Petrol Ýþ Genel Baþkaný burada yaptýðý konuþmada grevin devlet eliyle kýrýlmaya çalýþýldýðýna ve greve katýlan iþçi olmadýðý söylentisine deðinerek devlet tarafýndan kara propaganda yapýldýðýný söyledi. THY iþçileri her sabah 10.00’dan saat 17.00’a kadar Genel

14

Müdürlük önünde olacaklarýný ilan ettiler.

18 Mayýs: Ýþçiler her sabah 10.00’da grev alanýna geldiklerinde her gün onlara farklý emek ve kitle örgütü katýlarak destek veriyor. Bir gün önce THY yönetimi 5 ay önce TÝS görüþmelerine ilk getirdiði anlaþmayý masaya getirerek “Biz anlaþma öneriyoruz sendika kabul etmiyor” diye ilan etmiþti. Her yerde grev olmadýðý propagandasýný yapan THY yönetimi, bu kez de iþçilerle alay eder gibi aylar önce reddedilen maddeleri iþçilerin karþýsýna getirmiþti. Gün içinde Los Angeles ve Cezayir uçaklarýndan 2 kaptan 4 kabin memuru daha greve katýldý.

20 Mayýs: THY iþçilerini grevin 6. gününde Mücadele Birliði Platformu ziyaret etti. 6 gün boyunca her fýrsatta temsilcilerle iþçilerin yanýnda olan Mücadele Birliði Platformu, grev alanýna yürüyüþ yaparak sloganlarla geldi. Öðle saatlerinde de iþçiler, Fýndýklý’da bulunan Çalýþma Bakanlýðý Ofisi önüne gelerek basýn açýklamasý yaptýlar. Açýklamada Bakýrköy Ýþ ve Ýstanbul Ýþ Mahkemelerine 15 Mayýs 2013 tarihinde yapýlan tüm grev kýrýcýlýðý tespit ve önleme taleplerinin iletildiðini belirten Hava-Ýþ, o tarihten bu yana görevli makamlarca herhangi bir iþlem yapýlmadýðýna dikkat çekti. Hava-Ýþ kendi imkanlarý ile tespit ettiði ve SHGM’ne bildirdiði ihlalleri de þöyle sýraladý: “Uçuþlar minimum kabin ekipleri sayýsý altýnda yapýlýyor; sertifikalarýna uygun uçuþlar planlanmýyor, THY A.O’nun Ortaklýk El Kitabý ve normatif hükümleri geçerli toplu iþ sözleþme hükümlerince belirlenmiþ uçuþ görev ve dinlenme süreleri ile uygulama esaslarý ihlal ediliyor, Eðitimlerini yeni tamamlamýþ 2 iç hat, 2 dýþ hat alýþtýrma uçuþunu tamamlamamýþ part time kabin ekipleri uçuþ görevine veriliyor, Grev çýkan iþçilerin uçuþ programlarýný baþka iþçileri görevlendirerek yasaya aykýrý biçimde gördürdüðü yönünde denetim yapýlmýyor” Bu baþvurularýna hala yanýt alamadýklarýný belirten Hava-Ýþ yöneticileri, grevin devletin resmi makamlarýnca da THY lehine tutumlarla baþarýsýzlýða uðratýlmaya çalýþýldýðýný ifade etti.

21 Mayýs: Grevin 7. gününde akþam saatlerinde Emekli Sen, Enerji Sen, Nakliyat Ýþ, Bank Sen, Limter Ýþ, Dev Saðlýk Ýþ, Sosyal Ýþ, Sine Sen sendikalarý “THY Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Yaþasýn THY Grevi-

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

miz”sloganlarýyla iþçilerin yanýndaydý. Hava-Ýþ Genel Baþkaný Atilay Ayçin açýklamasýnda 2.200 çalýþanýn fiili olarak iþ býraktýðýný, greve katýlýmlarýn önümüzdeki günlerde de süreceðini belirtti. THY’nin Stutgart seferinin iptal edildiðini, Antalya seferinin de 7 gündür uçuþta olan personelle yapýldýðýný söyleyen Ayçin, THY Yönetimi’nin yarýn açýklama yaparak tekliflerini sunacaðýný, taleplerinden geri adým atmayacaklarýný, þirket yönetiminin de toplu iþ sözleþmesi hakkýna sahip sendikaya raðmen ücret ve çalýþma þartlarýnda hiçbir deðiþlik yapamayacaðýnýn altýný çizdi. Ayçin konuþmasýnda pilotlarýn derneði TALPA’yý da THY yönetimiyle iþbirliði yaptýðý için aðýr dille eleþtirdi. Ayçin’in sözlerine grev alanýný dolduran iþçiler, “Ölmek Var, Dönmek Yok” sloganýyla tam destek verdi. DÝSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoðlu, THY grevinin tüm iþçi sýnýfýnýn mücadelesi olduðunu altýný çizerek, emperyalist-kapitalist sistemin iþçi sýnýfýna vadedecek bir þeyi kalmadýðýný söyledi, “Ülkeyi gaz bombalarýyla yönetmeye çalýþýyor, emekçilerin bu mücadelesi gaz bombalarýnýn sisini daðýtýyor. DÝSK olarak bu yolda THY iþçileri ile yan yana olacaðýz, biliyoruz ki THY iþçileri kazanacak” dedi.

23 Mayýs: THY yönetimi, greve karþý yaptýðý kara propagandalardan biri olarak, grevde hiç THY iþçisi olmadýðýný, Genel Müdürlük önünde bekleyenlerin “baþka gruplar” olduðunu ve Hava Ýþ Sendikasýný muhatap almayacaðýný söylemiþti. THY iþçileri bunun üzerine grevlerinin 9. gününde kimlikleri ile geldiler. THY yönetimi ise iþçilere ilk 6 ay için %5 zam yaptýðýný açýkladý. Öðle saatlerinde Birleþik Metal Ýþ Sendikasý iþçileri ve DÝSK Genel Baþkaný Adnan Serdaroðlu THY iþçilerini ziyaret etti. Metal iþçileri, slogan ve alkýþlarla karþýlandýlar. Birleþik Metal Ýþ Baþkaný yaptýðý konuþmada, “Grevi kýrmak için her türlü oyunu yapýyorlar” dedi. Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin de saat 17.00’da grev alanýnda basýna açýklama yaptý. Atilay Ayçin, sabah saatlerinde Sendikal Güç Birliði, DÝSK, KESK, TTB, Eczacýlar Odasý, TMMOB ve Dernek baþkanlarýyla bir araya geldiklerini ve THY grevi için önemli kararlar çýktýðýný söyledi. 24 Mayýs: Hava Ýþ Sendikasý, ortalýkta dolaþan çok sayýda asýlsýz bilgiyi düzeltmek için bir “Bilgilendirme Bülteni” yayýnladý. 1- Sendikamýz 15 Mayýs 2013 Saat 03.00’da grevi uygulamaya koydu. 2- Grevimize saatler kala TALPA ve TASSA üyelerini greve

Sokaklar

katýlmamaya çaðýrdý. 3- Grev uygulamasýnýn yasalara uygun ve özgürce baþlatýlmasýný engellemek amacýyla kolluk güçleri havalimanýnda olaðanüstü tedbirlerle üyelerimizin havalimaný önünde topluluk oluþturmasýný yasakladý. Grev kýrýcýlýðýnýn rahatça uygulanmasýný saðladý. 4- Havalimaný Devlet Konuk evinde THY tarafýndan personel giriþ sistemi kurulduðu yönündeki bilgiler üzerine Havalimaný Mülki Amirliðine yaptýðýmýz denetleme baþvurusu kayýt altýna alýnmadý. 5- Sendikamýz grevde yasa gereði çalýþacak ancak üretime katýlamayacak personel isim listesini talep eden 14 Mayýs 2013 tarihinde Görevli Makam Ýþkur Ýst. Bölge Müdürlüðüne verdiði dilekçeye hala yanýt verilmedi. Bu dilekçelerde grevdeki iþçiler yerine baþka iþçi çalýþtýrma, grevdeki iþçiler yerine yeni iþçi alma, uçuþlarý diðer havayollarý ekipleri ile yaptýrma þeklindeki yasadýþý iþlemlerin tespiti istenmiþti. 6- 6356 sayýlý kanunda bakanlýkça açýkça belirtilmesine raðmen grev çadýrý kurulmasý engellendi. Grevci iþçiler güneþ altýnda zor koþullarda her gün GM Önünde toplanma kararý aldý. 7- Greve katýlým yurt dýþýndan gelen uçuþlar boþ günler raporlar yýllýk izinler ve göreve yeni baþlayacaklar nedeniyle gün gün arttý. Ýlk gün greve 1 kiþi bile katýlmadý diyen THY YK Baþkaný sayý arttýkça hýrçýnlaþtý ve sendika tüzelliðini hedef alan aðza alýnmayacak açýklamalarda bulundu. Sendikamýz bu hakaretler ile ilgili suç duyurusu ve dava için hazýrlýklara baþladý. 8- Ýlk günden buyana siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sanatçýlar, aydýnlar binlerce emek dostu grevimize destek verdi. Hepsine sonsuz teþekkürler. 9- Sendikamýzýn Görevli Makama verdiði 15.05.2013 tarihli ve 20.05.2013 tarihli iki ayrý dilekçe ile iþverence uygulanan grev kýrýcýlýðý ile ilgili teftiþ yapýlmasý talebi hala yerine getirilmedi. 10- Sendikamýzýn Ýstanbul Ýþ Mahkemesine 15.05.2013 tarihinde yaptýðý grev kýrýcýlýðý ile tespit yapýlmasý talebi ile ilgili 21.05.2013’te Mahkeme Heyeti THY Genel Müdürlüðünde tespitte bulundu. Elde edilen bilgiler ile oluþturulacak bilirkiþi raporlarý henüz sonuçlandýrýlmadý. Bu tespitlerde o tarihte greve katýlan ve katýlmayan sayýsýnýn da resmi olarak tespit edilmesi istendi. 11- Sendikamýz oluþan bütün uçuþ operasyon ile ilgili uygunsuzluklarý 15, 16.20.23 Mayýs tarihlerinde 5 resmi yazý ile SHGM’ne iletti. Bu konularda herhangi bir yanýt verilmedi. 12- Sendikamýz yine uluslar arasý havalimanlarý ile ilgili üst kuruluþu ITF ile EASA ve SAFA ilgili koordinatörlüklerine bu uygunsuzluklarý rapor etti. 13- Sendikamýz SPK’ ya Bilgi Edinme yasasý ile ilgili baþvu-

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

15


Yeni Evrede

Sokaklar

ruda bulunarak THY Nisan Ayý ve Mayýs Ayý Sefer sayýlarý ve þirketin wet leasing antlaþmalarý ile yerine getirdiði sefer no’larý ile ilgili bilgi istedi. 14- Ýþveren ÝVR ve bilinmeyen numaralarla grevdeki, yýllýk izindeki, raporlu tüm ekiplere mobbing sýnýrlarýný aþan tacize dönüþen çaðrýlarla göreve çaðýrmaya devam ediyor. 15- Ýþveren 5 ay önce verdiði teklifin imzalanmasý ile ilgili sendikaya yazý yazdý. 16- Sendikamýz yeni bir teklif oluþturarak müzakerelere hazýr olduðunu yazý ile iþverene bildirdi. Ýþveren bu çaðrýya olumlu yanýt vermedi. 17- Ýþveren 22 Mayýs 2013’te 5 ay önceki tekliflerinde sadece ilk altý ya zammý ile ilgili %3’ü % 5 yaparak bu zammý tek taraflý uygulayacaðýný açýkladý. 18- Grevci iþçiler THY YK Baþkanýnýn bir televizyon kanalýnda yaptýðý doðru olmayan beyanlar üzerine 23 Mayýs Günü ID kartlarý ile grevde olduklarýný tüm kamuoyuna duyurdular. 19- Acizliðe düþen iþveren grevci iþçilerin direncini kýrmak ve propaganda amaçlý grevin KANUN DIÞI olduðunu iddia ederek 23.05.2013 tarihinde Ýstanbul 2. Ýþ Mahkemesinde dava açtý. 20- Sendikamýz Hukuk Müþavirliði konu ile ayrýntýlý açýklama yaparak iþverenin iddialarýnýn hiçbir hukuki yaný olmadýðýný belgeledi. Bugün ayrýca Bakýrköy 3. Ýþ Mahkemesi, 11 THY iþçisine iþe dönüþ kararý verdi.

26 Mayýs: THY’da Hava Ýþ Sendikasý’nýn 15 Mayýs’ta baþlatýðý grev 12. gününü aþtý. Genel Müdürlük önünde eylemlerini sürdüren iþçilere emek örgütlerinin desteði büyüyor. Gündüz saatlerini halaylar ve sloganlarla geçiren iþçiler, her gün kendilerini yalnýz býrakmayan emek örgütlerini karþýlýyorlar. 29 Mayýs’ta iþten çýkartýlan 305 iþçiden bazýlarýna mahkeme tarafýndan verilen “iþe iade kararlarýnýn yargýtay tarafýnda bozulduðu” iddiasýnýn yanlýþ bilgi olduðunu söyleyen THY iþçileri, Hava Ýþ Sendikasýnýn yaptýðý yazýlý açýklamada “dün havacýlýkla ilgili web sitelerinde çýkan anti-demokratik grev yasaðýna karþý çýktýklarý için haksýzca iþten çýkarýlan 305 THY iþçisinin iþe iade amaçlý açtýðý ve yerel mahkemelerde kazandýðý bazý davalarda, Yargýtay 7. Hukuk Dairesince onama kararlarý olmasýna raðmen Yargýtay 22. Hukuk Dairesince bozma kararý verildiði yönünde haberler yer almýþtýr. Öncelikle hukuk müþavirliðimizce yürütülen, yerel mahkemede iþçi lehine sonuçlanmýþ ve halen Yargýtay 22. Hukuk Dairesinde onama bekleyen hiçbir dosyamýzda bugün itibarý ile resmi bir bozma kararý görülmemekte ve bu yönde teblið edilmiþ bir karar bulunmamaktadýr.” dediðini hatýrlattý. Bugün 305 THY iþçisinin ailelerinin de greve des-

16

teðe verdikleri görüldü.

Mücadele Birliði

27 Mayýs: Hava-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin, 13 günlük grev sürecinde yaþananlarý ve gelinen noktayý deðerlendirdi. Greve baþladýklarý günden bu yana katýlýmýn arttýðýný söyleyen Ayçin, raporlu ya da izinli olup gelip greve katýlan, iþe ya da grev alanýna gelmeyip evde kalan iþçilerin olduðunu söyledi. Katýlým ne kadar az gösterilirse gösterilsin, katýlýmýn ciddi oranda arttýðýný söyleyen Ayçin, grevin etkisinin rötarlarýn artmasýyla kendini gösterdiðini ifade etti. Artýk çalýþanlarýn ailelerinin de aramaya baþladýklarýný söyleyen Ayçin, “Çocuklarýmýzý bu þartlarda uçurmak istemiyoruz. Boþ günleri dahi ellerinde alýndý” dediklerini, özellikle kaptanlarýn þikayetlerinin olduðunu, “Boþ günümüz kalmadý. Bu ciddi bir risktir. Birilerinin bu iþe el atýp durumu düzeltmesi gerekiyor” dediklerini aktaran Ayçin, “Biz bu yaþananlarý basýndaki abluka nedeniyle çok fazla duyuramýyoruz. Ancak bu þekilde giderse oluþabilecek felaketlerden sendika olarak biz sorumlu deðiliz” dedi. Tiyatro sanatçýlarý da THY iþçilerinin yanýndaydý. Bilgesu Erenus ve Mehmet Esatoðlu yaptýklarý ziyaretle iþçilere destek olurken, hazýrladýklarý küçük bir oyunla da yüzleri güldürdü. Bu sýrada THY’de göreve yeni baþlayan bir kabin memurunun hatasý sonucu bir uçaðýn tahliye botlarýnýn patladýðý öðrenilirken; Yargýtay’dan da 3 THY iþçisinin iþe dönüþ kararýný onayladýðý haberi geldi. Böylece iþe iade kararý onanan iþçilerin sayýsý 47 oldu. 28 Mayýs: Grevin 14. gününde Alevi Bektaþi Dernekleri Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Þahkulu Sultan Vakfý, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneði THY iþçilerini ziyaret ettiler ve iþçilere etli pilav ve ayran ikram ettiler. Grev alanýnda konuþma yapan Alevi Dernekleri Federasyonu Baþkaný Hüsniye Takmaz, Alevi inancý gereði paylaþmanýn önemine deðinerek “Ýnancýmýz gereði, sevgimiz ile hoþgörümüzü, inancý, etnik kimliði ya da siyasi görüþü ne olursa olsun insanlarla paylaþmayý, kendimize bir görev olarak görüyoruz. Onun için bugün buradayýz” diye konuþtu. AKP iktidarýnýn her þeyi ele geçirmeye ona karþý muhalif olan herkese baský uygulandýðýný belirten Takmaz, “Burada grevde olan arkadaþlarýmýzýn hepsi bu baský uygulamalarýyla karþý karþýyalar” dedi. Ardýndan Hava Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilay Ayçin, dayanýþmadan kaynaklý mutlu olduklarýný ifade etti. Ertesi gün, THY grevinde 305 iþçinin iþten atýlmalarýnýn ve iþe dönüþ mücadelelerinin 1. yýlý doluyor. Ýþçiler Genel Müdürlük önünde bir kutlama yapmayý planlýyor

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


Yeni Evrede

Sokaklar

ULUSLARARASI GÖZALTINDA KAYIPLAR HAFTASI’NDA GALATASARAY MEYDANI’NDA

Mücadele Birliði

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 425. kez bir araya gelerek tüm gözaltýnda kaybedilenlerin akýbetini sordu. Eylemde, içinde bulunuðumuz “Uluslararasý Gözaltýnda Kayýplar Haftasý”nda dünyanýn farklý ülkelerinde kayýplar gerçeðine dikkat çekilmekte olduðu, Türkiye’nin ise gözaltýnda kaybetme suçunu sistematik olarak iþleyen ülkelerinden biri olduðu belirtildi. Bu topraklarda devletin kurduðu çetelerle yurttaþlarý infaz ettiði, gözaltýna alarak kaybettiði, iþkenceye tabi tuttuðu belirtilen açýklamada, iþkence sonucu ölenlerin asit koyularýna atýldýðý, toplu mezarlara gömüldüðü, ölü bedenlerin helikopterlerle uçurumlara atýldýðý, askeriyenin kazanlarýnda yakýldýðý hatýrlatýldý. Hükümetin Kayýplar Sözleþmesi’ni imzalamayarak sorumluluklarýndan kaçmaya çalýþtýðý, kiþiye ve topluma yönelmiþ en aðýr insanlýk suçu olan gözaltýna kaybetme ile yüzleþmek yerine “geçmiþte yaþandý, geçmiþte kalsýn” tavrýnýn gösterildiði belirtildi. Cumartesi Anneleri 25 Mayýs’ta da, 17 Mayýs 1994’te kaybedilen Piro Ay için bir aradaydý. Eyleme Uluslararasý Ýnsan Haklarý Federasyonu temsilcileri ile Fransa Ýnsan Haklarý Derneði üyeleri de destek verdi. ÝHD’nin Hatay, Ankara, Amed

þubelerinin de destek verdiði eylemde, OHAL valiliði döneminde ismi çok sayýda faili meçhul cinayet ve gözaltýnda kayýpla anýlan Hayri Kozakçýoðlu’nun kayýplarýn hesabýný vermeden öldüðü vurgulandý. Kozakçýoðlu’nun eylemle ayný saatlerde Teþvikiye Camii’nde cenaze namazýnýn kýlýndýðýný anýmsatan Maside Ocak, “Ölenlerin arkasýndan ‘Nasýl bilirdiniz?’ diye sorulur. Katliamcý, infazcý, iþkenceci, elleri kanlý bilirdik” dedi. Eylemde konuþan gözaltýnda kaybedilen Murat Yýldýz’ýn annesi Hanife Yýldýz ise, Baþbakan’ýn Reyhanlý’ya tepkilerden korktuðu için ilk günlerde gidemediðini belirtti. Ardýndan 1993 yýlýnda kaybedilen Hüseyin Taþkaya’nýn oðlu Þerif Taþkaya söz alarak, “Bizi bu eylemi yapmaya birilerinin yönlendirdiðini söylüyorlar. Evet, bizi bu eyleme birileri yönlendiriyor. Tansu Çiller, Mehmet Aðar, Hayri Kozakçýoðlu gibi isimler bizi bu eyleme yönlendirdi” dedi. Taþkaya, seslerinin devlet tarafýndan duyulmadýðýný belirterek, “Hayri Kozakçýoðlu öldü diye diðerleri aklanýyor mu?” dedi. Hasan Ocak’ýn aðabeyi Ali Ocak ise Hayri Kozakçýoðlu’nun kardeþinin katillerinden biri olduðunu belirterek, “Hayri Kozakçýoðlu suçludur” diye konuþtu. 1995’te dedesi Abdülkerim Yurtseven kaybedilen Emrah Yurtseven ise, “75 yaþýndaki dedem size 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

ne yaptý ki gözaltýna alýp kaybettiniz? Dedemin kemiklerini bulmazsanýz iki elimiz yakanýzda” dedi. Avrupa Akdeniz Ýnsan Haklarý Aðý (FEMED) Baþkaný Nasýra Dutur ise, kendisinin de oðlunu kaybettiðini belirterek, “Acýnýzý paylaþýyorum, sizin gibi ben de oðlumun eve gelmesini bekliyorum, gerçeðin ortaya çýkmasýný bekliyorum, adaletin yerine gelmesini bekliyorum” diye konuþtu. Ýranlý Þirin Ebadi de, dayanýþma duygularýný ifade ederek, “Size 164 ülkenin dayanýþma mesajlarýný getirdik. Ýnsan onuru deðerlidir. Sizler de bunun için mücadele ediyorsunuz. Bu mücadele bütün halklar özgür olana kadar devam edecek” dedi. ÝHD Diyarbakýr Þube Baþkaný Raci Bilici ise Kürtçe yaptýðý konuþmasýnda, kayýplarýn hesabýný sormak için yürüttükleri mücadelelerinin arþivler açýlýp bütün kayýplarýn akýbeti ortaya çýkana kadar devam edeceðini dile getirdi. Konuþmalarýn ardýndan Maside Ocak, haftanýn açýklamasýný okudu. Piro Ay’ýn Derik Ýlçesi Kelektepe Mezrasý’nda aralarýnda Derik Ýlçe Jandarma Komutaný Musa Çitil’in de bulunduðu askerler tarafýndan gözaltýna alýndýðýný belirten Ocak, “Askerler köyü terk ettikten sonra aracýn gittiði alanda Piro Ay’ý arayan köylüler bir dere kenarýnda kan izleri, kýrýk coplar ve Ay’ýn pantolonuna benzeyen kumaþ parçalarý buldu. Civardaki çobanlar Ay’ýn baðýrma seslerini duyduðunu söyledi” dedi. Ocak, ancak sonra tüm giriþimlere raðmen Ay’ýn gözaltýna alýndýðýnýn inkar edildiðini belirterek, konu ile ilgili ancak 18 yýl sonra dava açýldýðýný kaydetti. Açýklamanýn ardýndan, ÝHD Ýstanbul Þube Baþkaný Ümit Efe de söz alarak, “17 yýldýr bu taþlarýn üzerinde mücadele ediyoruz” diyerek BM’ye 400’ün üzerinde kayýp dosyasý ilettiklerini kaydetti. Cumartesi Anneleri eylemlerini konuþmalarýn ardýndan 427. haftada tekrar Galatasaray Meydaný’nda bir araya gelmek üzere sonlandýrdý.

17


Yeni Evrede

Sokaklar

TAÞERON ÇALIÞTIRMA ÝYÝLEÞTÝRÝLMEZ BÝR SÝSTEMDÝR

29 Mayýs günü DÝSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoðlu’nun yaptýðý basýn açýklamasýnda; 16-17 Mayýs tarihlerinde Ankara’da yapýlan Türkiye’nin en büyük sosyal diyalog ortamý olarak tanýmlanan “Çalýþma Meclisi”nin hazýrlýk toplantýsý gerçekleþtirildiðini hatýrlatarak, sermaye sahibi patronlarýn ve hükümetin gündeme getirdiði Alt iþverenlik, Kýdem tazminatý, Özel İstihdam Bürolarý aracýðýyla geçici iþ iliþkisi, 6356 Sayýlý Kanun çerçevesinde sendikal örgütlenme, 6331 Sayýlý Kanun çerçevesinde iþ saðlýðý ve güvenliði uygulamasýyla istihdam politikalarý olduðunu söyledi. 1947’den beri çeþitli aralýklarla toplanan Çalýþma Meclisi’nin gündem maddelerine bakýldýðýnda yeniden toplanma çaðrýsý yapýlmasýnýn nedeni de anlaþýldýðýný belirten Çerkezoðlu, taþeron sisteminin patronlar tarafýndan emek maliyetlerini aþaðýya çekmek, iþçi ile ilgili sorumluluklardan kaçmak amacýyla oluþturulduðunu, kuralsýzlýðýn, esnekliðin, güvencesizliðin zemini olduðunu vurguladý. Çerkezoðlu, “En büyük iþveren olarak devletin ve özel þirketlerin hýzla taþeron sistemine yönelmelerinin nedeni budur. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý verilerine göre taþeron iþçi sayýsý AKP hükümeti döneminde 4 kat artarak 1,5 milyonu geçmiþtir. Dolayýsýyla kurallý çalýþmadan, yasal düzenlemelerden kaçýþýn aracý olarak yaygýnlaþtýrýlmak istenen bir sistemin ‘iyileþtirilebilmesi’ mümkün deðildir. Sermaye örgütlerinin uzun zamandan beri en büyük talebi taþeron uygulamasýna yönelik konulan sýnýrlandýrýlmalarýn bütünüyle kaldýrýlmasýdýr. Hükümet boyalý laflarla, bir yandan yasalarý uygulamadýðýný itiraf ederken, öbür yandan iþçilerin kazanýlmýþ haklarýna saldýrmaktadýr.” dedi.

Mücadele Birliði

ÇEÞME’DE OTEL ÝÞÇÝLERÝ ÝÞTEN ATILDI

Çeþme’de bulunan Ilýca Otel Spa iþçileri çalýþma süresi ve mesai ücretleri için eylem hazýrlýðýndayken, iþten atýldý. Uzun çalýþma saatlerine ve verilmeyen mesai ücretleri almak için aralarýnda toplanan ve yürüyüþ yapma hazýrlýðýndaki iþçilerden aralarýnda Genç Emekçiler Birliði’nden bir iþçinin de olduðu 9’u eyleme dört gün kala iþten atýldý. Ýþten atýlan kadýn bir iþçiye, “eðer otelin ve ‘buradaki iþçilerin huzurunu’ bozup kafasýný karýþtýrmazsan sana maaþ artýrýmý yaparýz” þeklinde rüþvet teklif edildi. Bu aþaðýlýk rüþveti kabul etmemesi üzerine Genel Müdürün odasýndan kovulan kadýn iþçi, güvenlik tarafýndan tehdit ediliyor ve sözlü tacize uðruyor. Daha sonra sözleþmesinden doðan tazminat hakkýndan dolayý henüz iþten atýlmamýþ olan GEB’li iþçiyi sürekli mobbing uygulamasý altýnda tutan ve kendi isteðiyle iþten çýkmasýný isteyen patron ve iþbirlikçileri GEB’li arkadaþýmýza sözlü tacizde bulunuluyor. Daha sonra çýkan kavganýn ardýndan GEB’li arkadaþýmýz “Fiziki þiddet uyguladýðý” gerekçesiyle iþten çýkarýlýyor. GEB’li arkadaþýmýz ‘kavgadan dolayý’ iki gün gözaltýnda tutuluyor, daha sonra serbest býrakýlýyor. ÝÞÇÝ SINIFININ MÜCADELESÝ ENGELLENEMEZ! BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ!

Genç Emekçiler Birliði (GEB)- Ýzmir

“ÝÞÇÝLERÝN BAÞI HÝÇBÝR ZAMAN EÐÝLMESÝN”

10 yýllýk inþaat iþçisi Abdurrahman Sazlý, geçtiðimiz günlerde bankamatik kullanmak için girmek istediði Profilo AVM’de içeri alýnmamýþtý. Boyalý iþçi kýyafeti yüzünden AVM’ye alýnmayan Sazcý için Ýnþaat Ýþçileri Derneði bir basýn açýklamasý düzenledi. 26 Mayýs Pazar günü saat 13.00’de Profilo AVM önünde basýn açýklamasýný yapan Ýnþaat Ýþçileri Derneði, olayýn sadece Sazcý’ya deðil tüm inþaat iþçilerine hakaret olduðunu söyledi. Hem fiili mücadele hem de hukuki mücadele veren bir dernek olduklarýný söyleyen ve 6 ay önce kurulmuþ olan Ýnþaat Ýþçileri Derneði adýna Sazcý, “Bildiðiniz gibi inþaat iþçileri sürekli bir yerde çalýþamýyor. Bir kaç ay bir kaç gün çalýþtýðý oluyor, bu yüzden örgütlenmek çok daha zor. Ancak bugün Türkiye’nin ekonomik yükünü çeken iþkolunun Ýnþaat olduðunu da biliyoruz. En çok haksýzlýða uðrayan insanlar da biziz. Yoldan hangi inþaat iþçisini çevirseniz illaki baþýndan geçen bir kaç olay olmuþtur. Bir yerlerden alacaðý vardýr. Sigortamýz asgari ücret üzerinden yatýrýlýyor. Zaten aðýr iþkoluyuz. Ben emekli olunca yine geçinemeyeceðim, o da emekli olabilirsem. Bizim bu iþkolunda çalýþýp 65 yaþýnda emekli olmayý beklememiz bir fiyaskoyla sonuçlanýyor. Profilo’ya yarýn dava açacaðýz ve konuyu mahkemeye intikal ettireceðiz. Ben o hareketi þahsýma yapýlmýþ olarak almadým, benim þahsýmda Türkiye’deki ve hatta dünyadaki tüm inþaat iþçileri adýna bir müdahale yaptým.” diyerek bir yandan kararlýlýðýný vurgularken, diðer yandan da benzer sorunlar yaþayan iþçilere þu çaðrýyý yaptý: “Hiç bir zaman boyunlarý aþaðýda gezmesinler, baþlarý eðilmesin hiç bir zaman; dik dursunlar, kötü bir þey yapmýyoruz. Ýnsanlarýn mutlu yaþamasý için can saðlýðýmýzý, kendi beden saðlýðýmýzý, ruh saðlýðýmýzý harcadýk. Hiç bir arkadaþýmýz utanmasýn, giydiði elbise onun onurudur, gururudur, çünkü ailesine bakýyor, onurlu bir iþ yapýyor.”

18

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

GERÇEKLERÝN SESÝ OLMAYA DEVAM EDECEÐÝZ

Sokaklar

Ýnsan Haklarý Derneði Ýstanbul Þubesi’nin Cezaevi Komisyonu bu hafta 18 Mayýs’ta F eylemini 63. kez gerçekleþtirdi. Bu hafta hapishanelerde ölüme gün sayan aðýr hasta tutsaklarýn yaþamýndan kesitler aktarýlarak, yetkililere seslenildi ve tedavilerinin saðlanmasý, durumu aðýr olanlarýn serbest býrakýlmasý istendi. Bu haftaki basýn açýklamasýný Elif Akkaya yaptý. Sözlerine “Kör, saðýr ve dilsizi oynamaya devam ediyorlar, Onlar duymak istemediði için mahpuslar adým adým ölüme yaklaþýyor ve aramýzdan ayrýlýyor” diyerek baþlayan Akkaya, her dönem olduðu gibi egemenlerin toplumsal hafýzayý körelterek mahpuslarý unutturmaya çalýþtýðýný, onlara reva gördükleri insanlýk dýþý koþullarý gizlemeye çalýþtýklarýný belirtti. Tutsaklarýn mahkemeye, hastaneye ya da baþka bir hapishaneye sevk edilmeleri sýrasýnda yaþananlarýn Ortaçað döneminde yaþananlardan farksýz olduðunu vurgulayan Akkaya, Pozantý’da çocuklara uygulanan iþkenceleri hatýrlatarak, tedavi edilmesi gereken, þefkate ve ailelerin sevgisine ihtiyaç duyan çocuklarýn yeniden cezalandýrýldýklarýný ve ailelerinden bir kez daha koparýldýklarýný belirtti. Akkaya, daha sonra 1993 yýlýnda gözaltýna alýnan ve müebbet hapis cezasýna çarptýrýlan 7 çocuk babasý Ramazan Özalp’in tedavisinin engellenmesi nedeniyle ölümün eþiðinde olduðunu belirterek, yaþadýðý süreci aktardý. Ömrünün 20 yýlýný cezaevlerinde geçiren Özalp’in geçen yýl kaldýðý Midyat Cezaevi’nde aniden rahatsýzlandýðýný, Mardin Devlet Hastanesi’nde yapýlan tetkiklerde beyninde tümor teþhis edildiðini aktaran Akkaya, tümörün alýnmasý için yapýlan ameliyat sonrasý Özalp’in felç olduðunu ve sol tarafýný bir daha hiç kullanamadýðýný söyledi. Ramazan Özalp’in Urfa Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde yapýlan kontroller sonucu hazýrlanan heyet raporunda “Hastalýk süreklidir. Sakatlýk býrakmýþtýr. Kocama hali niteliðindedir. Takip ve tedavi gerektirmektedir.” denilmesine karþýn Urfa Cezaevi’nde felç olmuþ ve yatalak halde 3 ay kalan Ramazan Özalp’in “isyan çýkardýðý” gerekçesiyle Amasya Cezaevi’ne sürgün edildiðini belirten Akkaya, Özalp’in tedavisinin yapýlabilmesi için ailesinin tüm çabalarýna ve baþvurularýna raðmen 2 yýldýr Adli Týp Kurumu’nun vermesi gereken raporun gelmediðini söyledi ve Özalp’in bir an önce serbest býrakýlmasýný istedi. Akkaya sözlerini “Siz gerçekleri kararttýkça biz onlarýn sesi olmaya devam edeceðiz; siz onlarýn sorunlarýný yok saydýkça biz onlarýn ellerini daha sýký tutacaðýz. Hasta mahpuslarýn ölmesine izin vermeyeceðiz” diyerek tamamladý. Eylem, tecrit uygulamasýna son verilmesi ve hasta tutsaklarýn serbest býrakýlmasý için atýlan sloganlarla sona erdi.

KAZOVA ÝÞÇÝLERÝ PATRONLARININ YAKASINI BIRAKMIYOR

Yýllarca çalýþtýklarý iþ yerlerinden emekleri, alýnterleri gasp edilerek hiçbir açýklama yapýlmadan iþten çýkartýlan Kazova Tekstil iþçileri, her hafta Çarþamba günü Þiþli’de yaptýklarý yürüyüþü 15 Mayýs günü de gerçekleþtirdiler. Saat 13.00’da Þiþli Camisi önünde toplanan iþçiler, “Kazova Tekstil Patronlarý Ümit Somuncu ve Mustafa Umut Somuncu’ya Haklarýmýzý Yedirmeyeceðiz-Kazova Tekstil Ýþçileri” pankartý açarak, 17 gün önce Bomonti’de fabrikalarýnýn önüne kurduklarý çadýra kadar yürüdüler. “Sadaka Deðil Hakkýmýzý Ýstiyoruz”, “Hakkýmýzý Ümit Somuncu’ya Yedirmeyiz”, “Ýþçiyiz Haklýyýz Kazanacaðýz” sloganlarý atarak fabrikanýn önüne geldiklerinde de bir basýn açýklamasý yaparak, aylardýr hiçbir maaþ ödemeden kendilerini çalýþtýran ve hiç bir açýklama yapmadan kaçýp giden patronlarýna hala ulaþamadýklarýný dile getirerek, patronlar hangi yalanlarla, düzenbazlýk yaparlarsa yapsýnlar haklarýný almadan direniþlerini asla býrakmayacaklarýný söylediler. Açýklamanýn ardýndan atýlan sloganlarla eylem, haftaya ayný saatte ve yerde buluþulacaðý duyurularak sonlandýrýldý. 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

19


Sokaklar

ÝSTANBUL ÖÐRENCÝLERÝ DOLMABAHÇE’YE YÜRÜDÜ

Ýstanbul’daki tüm üniversitelerden bir araya gelen öðrenciler, Reyh a n l ý Katliamý’ný protesto etmek için Dolmabahçe’de bulunan Baþbakanlýk Ofisi’ne yürüdü. Ýlk yürüyüþ saat 15.00’te Ýstanbul Üniversitesi Beyazýt Kampüsü’nden baþladý. Üniversite içinden “Reyhanlý Katliamýnýn Sorumlusu AKP’den Hesap Soruyoruz” pankartý ile yürüyüþ baþladý. Eminönü’ne kadar tramvay yolunu kapatarak yürüyen yüzlerce öðr e n c i “Rey han lý’nýn Hesabý Sorulacak”, “Emperyalistler Ýþbirlikçiler 6. Filoyu Unutmayýn”, “AKP Besliyor ÖSO Vuruyor” sloganlarý attý. Yürüyüþ Eminönü, Galata Köprüsü, Karaköy, Tophane üzerinden yol kapatýlarak devam etti. Yürüyüþleri sýrasýnda Mimar Sinan Üniversitesi’nin önünde bekleyen öðrenciler de kitleye katýldý. Marmara Üniversitesi öðrencileri ise Kadýköy Ýskele’ye yürüdü ve vapurla Kabataþ’a geçerek ayný kitleye katýldý. Her katýlýmla birlikte kitle büyüdü. ÝTÜ Gümüþsuyu Kampüsünden yürüyüþü baþlayan öðrenciler ile Beyazýt’tan yürüyüþe baþlayan öðrenciler Dolmabahçe’de birleþtiler. Dolmabahçe’ye gelene kadar hiçbir

20

polisle karþýlaþmayan öðrencil e r , Dolmabahçe’de TOMA ve çevik kuvvet barikatý ile karþýlaþtýlar. Polis barikatýna doðru yürüyen öðrenciler, polisin anons yapmasýný veya “pazarlýk”ý beklemeden polislere soda þiþeleri ve taþlarla saldýrdý. Polis tazyikli su ve biber gazý ile karþýlýk verdi. Öðrenciler Kabataþ yönüne doðru geri çekildiler. Bu sýrada çevredeki insanlar da biber gaz ý n d a n etkilenerek, polisin sert saldýrýsýna tepki gösterdiler. Öðrencilerin bir kýsmý Mimar Sinan Üniversitesi Fýndýklý Kampüsüne girerek kapýlarý kapattýlar; polis ise kampüsün içine gaz bombasý ve tazyikli su ile saldýrdý. Taþlarla cevap veren öðrenciler kampüsün giriþine bir de “Reyhanlý’nýn Sorumlusu AKP’den Gençlik Hesap Soracak” pankartý astýlar. Yüzlerce öðrenci de ara sokaklarda çatýþmaya devam ederken, polis hedef gözeterek plastik mermilerle ateþ etmeye baþladý. Saat 18.00’de Mimar Sinan Üniversitesi’nin önünde basýn açýklamasý yapan öðrenciler, Reyhanlý Katliamý’nýn sorumlusunun AKP hükümeti olduðunu, devlet yanlýsý medyanýn Reyhanlý’da yaþananlarý doðru yansýtmadýðýný ve yaþanan polis saldýrýsýný protesto ettiklerini belirttiler. Eylem sloganlarla sona erdi. 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

NASIL VE NEDEN “EÐÝTÝLÝYORUZ”?

Devrimci Öðrenci Birliði, Antep Ayýþýðý Sanat Merkezi’nde “Eðitim Sistemi ve Gençliðin Devrimdeki Rolü” konulu bir söyleþi gerçekleþtirdi. Söyleþide ilk önce kapitalizmde eðitim sisteminden söz edildi. Öðrenci gençliðin kapitalist sistem tarafýndan sýnavlarýn pençesinde, gelecek kaygýsý içinde býrakýldýðý, kapitalizmin eðitim sistemini varlýðýnýn devamý olarak gördüðü vurgulandý. Sonrasýnda sosyalizmde eðitim sisteminin nasýl olacaðý tartýþýldý. Kapitalizmin verdiði bireycilikten arýnýp, toplumsal düþünmek ve “para için deðil insan için” üretmek gerektiði vurgulandý. Soru cevap bölümünde ise “Neden Örgütlenmeliyiz” konusu tartýþýldý. Son olarak söz alan DÖB’lü öðrenci kendini tanýttýktan sonra, savunduðumuzu ileri sürdüðümüz þeyleri bilip bilmediðimizi sorgulatan kýsa bir konuþma yaptý. Konuþmanýn ardýndan, bir araya gelip neyi savunduðumuzu öðrenebilmek için eðitim çalýþmalarý yapmak gerektiðine karar verildi. Söyleþi böylece son buldu. Söyleþinin ardýndan Genç Yoldaþ dergisi üzerine konuþuldu, yazýlar yazmak ve bunu insanlarla paylaþmak gerektiði, Genç Yoldaþ’ýn bunun aracý olduðu vurgulandý. Antep/ Genç Yoldaþ


Yeni Evrede

Mücadele Birliði

“EMPERYALÝST SAVAÞA HAYIR” DÝYENLER YARGILANIYOR

Antakya’da 21 Eylül günü emperyalist savaþa karþý bütün halklar sokaða inmiþ, emperyalist bir savaþý istemediklerini haykýrmýþlardý. Aralarýnda Ayýþýðý Sanat Merkezi çalýþaný Özgür Aslanyürek, þiir grubundan Seren Karateke ve Süleyman Burç’un da olduðu 32 kiþiye, o eyleme katýldýklarý için dava açýldý. 23 Mayýs günü 13.30 da HDK ve Mücadele Birliði okurlarý, Adliye önünde basýn açýklamasý yaptýlar. Basýn açýklamasýnýn konusu 32 gence açýlan dava idi. Basýn açýklamasýnda öncelikle bu davanýn emperyalist savaþ karþýtý bütün gençlere açýldýðý belirtildi. Açýklamada “Halklarýmýz Antep, Akçakale, Cilvegözü ve son olarak Reyhanlý’da AKP’nin savaþ politikalarýnýn bedelini öderken, ‘Savaþ istemiyoruz’ diyenler, ‘Halklar kardeþtir’ diyenler bugün sanýk sandalyelerinde. Emperyalistler insan haklarý, demokrasi ve özgürlük götürme yalanýyla Irak, Afganistan ve Libya’dan sonra þimdi de gözünü Suriye’ye dikmiþ durumda. Türk burjuva devleti ve AKP iktidarý ise Ortadoðu’yu emperyalist çýkarlarý için kan gölüne çevirenlerin sadýk uþaðý olarak Suriye’ye dönük savaþ çýðýrtkanlýðýnda sýnýr tanýmýyor. Suriye’de mezhep temelinde bir iç sa-

vaþ yaratan gerici muhalif çeteler, Türkiye’deki kamplarda eðitim görerek, yaralýlarý tedavi edilerek ve her türlü siyasi, askeri, ekonomik desteði alarak Suriye’de katliamlar yapýyor. Suriye’de hayatýný kaybeden ve savaþtan dolayý büyük bir yýkým ortasýnda kalan yüz binlerce insandan doðrudan emperyalistler ve iþbirlikçi AKP sorumludur. AKP’nin kirli dýþ politikasý artýk sýnýrlarý aþmýþ ve ülkemizde de kan akýtmaya baþlamýþtýr. Sýnýrlarý kontrol etmeyen ve bu yolla çetelere Suriye’ye rahatlýkla girip çýkma imkaný veren devlet, ülkemizde patlayan bombalarýn asil failidir. Reyhanlý’da patlatýlan bomba onlarca insanýmýzý öldürmüþ,yüzlercesini yaralamýþtýr. Ayrýca sansür ve çarpýtmayla olayýn iç yüzü aydýnlatýlamamýþ, sorumlular hesap vermemiþlerdir. Olayýn hemen ardýndan yaptýðý açýklamada Baþbakan Erdoðan, Reyhanlý halkýna baþ saðlýðý bile dilemeden önce ‘Saldýrýyý muhaliflerin yapmadýðýný’ açýklamaya giriþmiþtir. MÝT ve Emniyet Müdürlüðü arasýndaki yazýþmalarýn ortaya çýkmasý sonucu, olayýn öncesinde çeþitli istihbaratlar alýndýðý, ancak tek bir adým atýlmadýðý görülmüþtür. Bizler emperyalizm karþýtý devrimci gençler, sürecin bu saydýðýmýz sonuçlarý doðuracaðý ve bu savaþýn emperyalistlerin

Ekin Sanat

savaþý olduðunu bugüne kadar ifade ettik. Bugün burada geçtiðimiz yýl Ekim ayýnda yapmak istediðimiz bir basýn açýklamasý nedeniyle yargýlanýyoruz. Yapmaya çalýþtýðýmýz eylem polisin basýnçlý su ve biber gazlý saldýrýsýna uðramýþ, 7 arkadaþýmýz dövülerek gözaltýna alýnmýþ, eyleme katýlan veya çevrede bulunan herkes polis þiddetinin hedefi olmuþtu. Demokratik bir hak olan basýn açýklamasý keyfi þeklinde engellenirken, gaz bombalarý ev ve iþyerlerinin içine kadar atýlýrken dava konusu olan þey, bizim yapmak istediðimiz basýn açýklamasý olmuþtur. Bizler bu davayý meþru kabul etmiyoruz! Yargýlanmasý gereken biz deðil, savaþý kýþkýrtan, kan ve ölümden beslenenlerdir! Yaptýðýmýz eylemin amacý açýktýr ve halklarýmýzýn nezdinde bizim meþruluðumuz da suçlularýn kimler olduðu da bellidir. Halklarýn kardeþliði demek, ABD defol demek, halký kin ve düþmanlýða teþvik ise bu suçu iþlemeye devam edeceðiz” denildi. Basýn açýklamasý okunduktan sonrada duruþma baþladý. 3,5 saat süren dava sonunda duruþma ertelendi. Bu davalar, baskýlar bizi yýldýramayacak! Mücadele Birliði/Antakya

REDHACK REYHANLI TEZGAHINI DEÞÝFRE ETTÝ! dý.

Reyhanlý patlamalarýnýn ardýndan RedHack, Jandarma Ýstihbarat Daire Baþkanlýðý’na ait gizli belgeleri ele geçirdiðini açýkla-

RedHack, 22 Mayýs günü twitterdan duyuru yaparak Reyhanlý saldýrýlarýyla ilgili Jandarma Ýstihbarat Daire Baþkanlýðý’na ait bir takým gizli belgeleri ele geçirdiðini söyledi ve ilerleyen saatlerde de belgeleri yayýnladý. Belgelerde, Suriye’de faaliyet gösteren El Kaide yanlýsý gruplara ulaþtýrýlmak üzere hazýrlandýðý iddia edilen bomba yüklü araçlara iliþkin detaylara yer verilirken, bu araçlarýn Suriye tarafýndan arandýðý bilgisi dikkat çekiyor. Redhack’in yayýnladýðý belgelerde ayrýca, söz konusu planlarýn, 25 Nisan tarihinde elde edildiði belirtilen ve Suriye’deki en etkili silahlý muhalif gruplardan El Nusra’nýn, üç araca Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneði yerleþtirdiði yönündeki bilgilerle paralellik taþýdýðý ibaresi dikkat çekiyor. Haber devlet tarafýndan hemen yalanlanýrken, Utku Kalý isimli asker “RedHack’e belge sýzdýrdýðý” gerekçesiyle tutuklanarak Sivas’taki 5. Er Eðitim Tugayý Komutanlýðý’nda mahkemeye çýkarýlarak askeri cezaevine gönderildi. Belgelerin ortaya çýkmasýnýn ardýndan “Belgeler sahte”, “biz zaten biliyoruz olaylarý” diyerek açýklamalar yapýlmasý ve bir erin tutuklanmasý kamuoyunda tepkiler oluþturdu. Erin tutuklanmasýnýn hemen ardýndan Devlet Bakaný Egemen Baðýþ’a gülücük(!) gönderen Kýzýl Hackerlar, Bakan Baðýþ’a sitesini kapattýrdý. Bu önlem(!)e raðmen Kýzýl Hackerlar Baðýþ’ýn ve ailesinin maillerini kamuoyuyla paylaþtý. “Alkol içmeyen, “tinerci” olmayan, ODTÜ’de okumayan, ahlakla yetiþtirilecek “dindar” neslin milletvekili ve bakanlarý da bunlar oluyor sanýrýz” diyen RedHack, Baðýþ ailesinin iþadamlarýyla para iliþkilerini, küfürlü yazýþmalarýný teþhir etti. 236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013

21


Ekin Sanat

“ROJAVA ÝLE DAYANIÞMA”

Demokratik Öðrenci Dernekleri Federasyonu tarafýndan “Özgür Dil, Özgür Yaþam”, “Zimanê Azad, Jîyana Azad” sloganýyla baþlatýlan Anadil Kampanyasý kapsamýnda ve Rojava Devrimi ile dayanýþma amacýyla dev bir konser düzenlendi. 18 Mayýs günü Sinan Erdem Spor Salonu’nda yapýlan dayanýþma konserine BDP eþbaþkaný Gültan Kýþanak’ýn yaný sýra 16 sanatçý ve müzik grubu katýldý. Yaptýðý konuþmasýna Kürt halkýnýn dinamikleri olan Kürdistan gençliðini selamlayarak baþlayan Kýþanak, “bugün geldiðimiz noktaya sizler sayesinde geldik ve bazýlarý diyor ki sizi kandýrýyorlar, size ne verdiler ki geri çekiliyorsunuz. Onlara diyoruz ki, iþte bizim sigortamýz buradaki gençliktir. Ortadoðu bugün barýþtan bahsediyorsa bu sizin özveriniz sayesinde sizin duruþunuz sayesinde olmuþtur.” dedi. Konuþmalar sýk sýk atýlan sloganlarla bölünürken, marþlar, türküler ve halaylarla süren etkinlik gece geç saatlerde sona erdi. Emeðe Ezgi’nin de Kürtçe, Türkçe ve Arapça parçalarla yer aldýðý konserde Abdal, Agire Jiyan, Comerd, Dengbej Kazo, Erdal Bayrakoðlu, Erdoðan Emir, Ýdris Demir, Koma Azad-Farqin, Koma Çiya, Koma Gulen Xerzan, Koma Xelikan, Koma Wetan, Rezan Þirvan, Turan Þengül, Yasemin Göksu katýldý.

EMEÐE EZGÝ DERSÝM’DE

19 Mayýs Pazar günü Dersim’de cemevi ve TRAM gençliði, Seyit Rýza Parký’nda bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlikte pek çok grup ve sanatçý yer aldý. Emeðe Ezgi de türküleri ve marþlarýyla Dersim gençliðinin yanýndaydý. Ayný meydanda günlerdir çadýr kurmuþ olan Amed, Ýstanbul ve Ankara’dan gelen Barýþ Anneleri de bu etkinliðe destek verdi ve konuþma yaptý. Coþkunun dorukta olduðu etkinlik boyunca Grup Ezel, Lamekan, Emeðe Ezgi, Vedat Gündoðdu, Coþkun Tüzün, Taylan Yýldýz Sahne aldý. Türkçe, Kürtçe, Zazaca ve Ermenice ezgileri seslendiren Emeðe Ezgi, Mayýs Ayýnda ölümsüzleþen savaþçýlarýný anarak baþladý konsere. Tüm gençliðin heyecanýný doruða taþýyan grup, halaylarýn ardýndan devrim ve sosyalizm için “Söz Veriyoruz” dedi. Emeðe Ezgi sahneden inmeden önce Cemevi ve Tram Derneði tarafýndan plaket verilerek teþekkür edildi.

22

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

“TAKSÝM BÝZÝM ÝSTANBUL BÝZÝM”

Ýstanbul halký, sermayenin dört bir taraflý saldýrýsý altýnda olan Taksim’e her açýdan sahip çýkmaya devam ediyor. 28 Mayýs gününün ilk saatlerinde baþlayan aðaçlarýn sökümü, 20-30 kiþilik bir grupla durdurulmuþ, sabah saatlerinden itibaren yüzlerce kiþi polis-zabýta saldýrýsýna raðmen aðaçlara kendilerini siper etmiþ, yýkýmý durdurmuþlardý. Gezi Parkýnda “nöbet” tutan halk, herkese akþam saat 19.00’da parkta olmalarý ve O’na sahip çýkmalarý için çaðrý yapmýþlardý. Yapýlan çaðrýya cevap olarak 2 bine yakýn kiþi akþam saatinde Gezi Parký’nda yerini aldý ve sabaha kadar sürecek olan nöbete baþlandý. Bir taraftan çadýrlar kurulurken, diðer taraftan oturmak için büyük çöp poþetleri yerlere serildi. Öðle saatlerinde de Parka gelerek yýkým ekiplerine müdahale eden Ýstanbul Milletvekili Sýrrý Süreyya Önder, bu nöbetin ilk konuþmasýný da yapan isim oldu. Önder kendisinin sadece Ýstanbul halkýnýn deðil, buradaki aðaçlarýn ve parkýn da vekili olduðunu söyleyerek “burada alkýþý ben deðil, bu yýkýmý durduran ve o zamandan beri parka sahip çýkan insanlar hak ediyor, ben onlarý alkýþlýyorum” dedi. “Bugün bu farkýndalýk yaratýldý ancak büyükþehir belediyesi,bu usulsüz, gayri hukuki iþlemden vazgeçtiðini açýklayana kadar biz burada nöbet tutacaðýz. Her birimiz bir aðacýn nöbetini tutacaðýz, sabah kuþlara tekmil vereceðiz. Biz bize bu gazý atanlarýn da nefes hakkýný savunuyoruz” diyen Önder, bugün sökülen aðaçlarýn yerine fidan dikeceklerini aktardý ve tüm Ýstanbul milletvekillerini burada olmaya çaðýrdý. “Taksim Bizim Ýstanbul Bizim”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza” sloganlarý arasýnda süren konuþmalarda 80 kurumun oluþturduðu “Taksim Dayanýþmasý” adýna da konuþmalar yapýldý. Karadenizli müzik gruplarý adýna Karmate müzik grubunun solisti Oktay Üstün aldý ve yarýn akþam (29 Mayýs) akþamý saat 18.00’de tüm Karadenizli Müzik gruplarý olarak burada olacaklarýný ve sökülenlerin yerine fiden dikeceklerini duyurdu. Üstün herkesi buraya horon tepmneye çaðýrarak “herkes fidanýný alýp gelsin” çaðrýsý yaptý. Daha sonra yemek daðýtýlacaðý ve film gösterimleri yapýlacaðý anonsu ile herkes parkýn içinde aðaçlarýn altýna daðýlýrken, alkýþlar ve ýslýklar eþliðinde yeni fidanlar geldi. “Gezi Parký nöbetçileri” büyük bir coþkuyla yýkým yapýlan alana fidan dikti. Ýlerleyen saatlerde Devinim Tiyatro Atölyesi ve Ayýþýðý Þiir Grubu da Gezi Parký nöbetçilerini ziyarete geldi.

236. Sayý / 31 Mayıs - 14 Haziran 2013




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.