S246

Page 1

Rojava İçin 24 Kasım’da Kadıköy’e

DÝREN ROJAVA ÝSTANBUL SENÝNLE!

Ro ja va! De mok ra tik bir halk dev ri mi nin a dým a dým bü yü dü ðü toprak lar!.. Tüm ku þat ma la ra, bas ký la ra i nat, halk la ra u mut a þý la yan dev rim gü ne þi nin yük sel di ði yer... Böl ge ge ri ci li ði nin uy ku la rý ka çý yor. Ka ran lýk ko ri dor lar da yapý lan ku lis ler, ka pa tý lan sý nýr ka pý la rý, ö rü len du var lar... Her þey bu dev ri mi boð mak i çin! A ma bir dev ri min sa de ce düþ man la rý yok, dost la rý çok da ha ka la ba lýk! Þim di Ro ja va’nýn dost la rý nýn ses le ri ni yükselt me vak ti dir! Þim di Ro ja va dev ri mi nin sý ra ne fe ri ol ma, dev ri me ses ve so luk ol ma vak ti dir! E mek çi ler so ka ða! Kar deþ dev ri mi sa vun mak i çin so ka ða! 24 Ka sým’da Ka dý köy’de sa at 14.00’te “Di ren Ro ja va Ýs tan bul Se nin le” de mek i çin herkes mi ting a la ný na!

www.mucadelebirligi.com

FABRİKALAR TARLALAR SİYASİ İKTİDAR HER ŞEY EMEĞİN OLACAK

20 Kasım - 4 Aralık 2013 / S 246 / 1 TL

TANI BUNLARI

Sý ný ra du var, ka le kol lar, ge ril la ya kar þý ba raj lar... Kürt u lu su nun hak la rý nýn gas pý... Ký dem taz mi nat la rý ný iç et me, sen di kal ör güt lü lük le ri da ðýt ma, e me ðe a man sýz sal dý rý... Öð ren ci genç li ði bas ký cen de re si ne al ma, ü ni ver si te le ri kýþ la ya çev ri me... Genç le re iþ siz lik, ge le cek siz lik ten baþ ka bir þey sun ma ma... Yað mur gi bi ya ðan zam lar, dü þük üc ret ler, gü ven ce siz ça lýþ ma... En u fak gös te ri ye po lis or du suy la, gaz ve taz yik li suy la sal dýr ma... Ro ja va dev ri mi ne düþ man lýk, sý nýr la rý ka pat ma... Ýþ te yuka rý da gör dü ðü nüz e ki bin ilk ak la ge len ic ra at la rý! Bun lar a þý mý za ek me ði mi ze göz ko yan lar dýr. Ta ný yýn bun la rý!

Editör

“Van’da Deprem Sürüyor”

Haiti’de Halk Hükümetin Ýstifasý İçin Sokakta

DEVRÝM: KIZLI-ERKEKLÝ

Van Depreminin yýldönümünde depremzedelerin konteynýr evleri terk etmeye zorlanmalarý Kadýköylüler tarafýndan protesto edildi. 9 Kasým günü akþam saatlerinde Kadýköy Altýyol Meydaný’nda toplanan kitle tarafýndan “Van’da Deprem Sürüyor” yazýlý pankart açýldý. Halk battaniyelerle sarýlýp, ellerinde yaktýklarý mumlar ile “Vanlý Depremzedeler Yalnýz Deðildir”, “El Nusra’ya Deðil Van Halkýna Bütçe” sloganlarý atarak Kadýköy Rýhtým Meydaný’na yürüdüler.

3

Haiti’nin baþkenti Port-au-Prince’de 18 Kasým’da binlerce kiþi, devlet baþkaný Michel Martelli’nin istifa etmesi talebiyle sokaða çýktý. Haiti halký, yoksulluðu ve deprem sonrasý gelen yardýmlarda yapýlan yolsuzluklarý protesto ediyor. Polisi sokaklara dökülen Haitililere gaz bombalarýyla saldýrdý, halk da taþlarla ve barikatlar kurarak karþýlýk verdi. Çatýþmalar saatlerce sürdü.

Devrimci Taktik-1 C.Dağlı

2

Özgür Aslanyürek Özgür! Antakya Ayışığı Ekin Sanat Merkezi emekçisi Özgür Aslanyürek'in de aralarında bulunduğu 14 Gezi tutsağı, 19 Kasım günü Adana'da görülen duruşmalarında serbest bırakıldı.

Mücadele Birliği Taylan Işık

9

Bir Mizamsen Üç Dublör Ali Varol Günal

5

Kıdem Tazminatının Gaspı Ve Gençlik Umut Güneş

7

Ayaklanma: İki Tutum Özgür Güven

Hükümetin öðrenci evlerine ve kadýn öðrencilerle erkek öðrencileri mümkün olduðunca birbirinden ayýrma politikasýný yaþama geçirmeye baþlayacaðýný açýklamasý bir sürpriz mi? Perþembenin geliþi Çarþambadan belliydi ve bu politika sadece bu basit gerçeði göremeyenler için bir sürpriz olabilirdi. Hükümet ve onun baþý, RTE, iþlerin bu noktaya geleceðini uzun zaman önce belli etmekten de öte ilan etmiþlerdi. Geldikleri ve toplumu getirmeye çalýþtýklarý nokta “son nokta” deðil. Devamýný getirmeye çalýþacaklarýndan kimse þüphe etmesin. Getirebilecekler mi, bu ayrý bir konu ama bu hedefe ulaþmak için ellerinden geleni yapacaklarýndan kuþku yok. Hedef nedir? Hedef bir din toplumu yaratmaktýr. Kimileri bunu “Þeriat” olarak anlýyor. Böyle de anlaþýlabilir, sakýncasý yok. Ama “Þeriat” düzeni, buna “hukuku” da denebilir, baþlý baþýna bir amaç, iþin özü deðil, bir biçimdir. “Þeriat” olur ya da olmaz, bu ikinci derece önemli bir konudur, sonal hedef bir din toplumu yaratmaktýr. 3

Gezi Günlüğü 8

Sıla Erciyes

11


2

20 Kasım - 4 Aralık 2013

DEVRÝMCÝ TAKTÝK -IBAŞYAZI

Diyarbakýr’da Aydýn Erdem anmasýna katýldýðý için Nisan 2011’de tutuklanan Dicle Üniversitesi öðrencisi Barýþ Kaya’nýn, 11 Kasým günü Tekirdað 2 Nolu F Tipi zindanýna sürgün edileceði haberi geldi. Bulunduðu Mardin E Tipi zindanýndan ailesine gelen bir telefonla, Barýþ Kaya’nýn akþam saatlerinde Tekirdað 2 Nolu F Tipi Zindanýna götürüleceði haber verildi. Ailesi Antep’te ikamet eden Barýþ Kaya tutsak olduðu 2,5 sene boyunca Diyarbakýr Zindaný’ndan Urfa ve Mardin zindanlarýna sürgün edilmiþti. “Ayakkabý benzerliðinden” tutuklanan DÜ öðrencisi ve Y.E.Mücadele Birliði dergisi muhabiri Barýþ Kaya, Diyarbakýr 5. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde, “Örgüte üye olmamak ile birlikte örgüt adýna suç iþlemek”, “Örgüt propagandasý yapmak”, “Toplantý ve Gösteri Yürüyüþleri Kanunu’na muhalefet”, “Polise mukavemet” iddialarýyla yargýlanmýþ ve 6 ay içinde 11 yýl 3 ay hapis cezasýna çarptýrýlmýþtý

Barýþ Kaya’ya Yine Sürgün

C. Dağlı

Proletaryanýn devrimci taktiði, devrimci marksizm tarafýndan uzun süre önce ortaya kondu ve çeþitli yönleriyle açýklandý. Sýnýf mücadelesinin bugün geldiði noktada üzerinde tekrar durma gereksinimi doðmuþtur. Kitlelerin ayaklanmasý devrimci taktiðin önemini çarpýcý bir biçimde gözlerimizin önüne sermiþtir. He def So mut Kon ma lý dýr Yürütülen günlük mücadelenin üretken, etkin, sürekli geliþme göstermesi ve sonuç alýcý olmasý için, somut bir hedefe, devrimci iktidarýn kurulmasý hedefine yönelmelidir. Devrimci iktidara kaba ve ezberci yaklaþým, emeðin devrimci iktidarýný güncel devrimci mücadeleden ve baþkaldýrýlardan kopuk olarak; yani canlý yaþamdan, canlý kavgadan, olaylarýn akýþýndan ayrý olarak koyar. Böylece iktidarýn ele geçirilmesi somut hedefi, devrimin bu temel sorunu, emekçilerin güncel ana görevi, en ilerideki hedef, en ileriye býrakýlan mücadelenin sorunu olarak ele alýnýyor. Ýktidarýn ele geçirilmesini günün öne çýkan, temel ve en önemli görevi olarak görmeyenler bunun yerine neyi koyuyorlar? Reformlar mücadelesini. Taktikleri iktidara baðlamadýðýndan, devrimci deðil, reformist bir taktiktir. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, devrimin temel hedefi olan, iktidarý alma hedefinin ve görevinin önüne, diðer günlük istemleri koyarak, ana görevini ikinci plana itmez. Demokratik halk iktidarý hedefini diðer istemlerin önünde tutar. Dev ri min Gün cel li ði Ve Dev ri min Ko þul la rý ný Dev ri me Çe vir mek Devrimci taktik tam da bunu ortaya koyar. Yalnýzca devrimin güncelliðin belirtmek, devrimin gerçek koþullarýný açýklamak yetmez. Bilimsel analiz yöntemiyle, emekçilerin içinde bulunduðu koþullarý açýklayabiliriz. Ama görevimiz sadece varolan koþullarý açkýlamak deðil, bu koþullarý deðiþtirmektir. Bunun için devrimci sýnýfýn ve emekçi halk yýðýnlarýnýn devrimci görevlerinin belirlenmesi gerekiyor. Emekçilerin öne çýkan birincil önem kazanan görevi, bir araya gelmiþ olan devrimin koþullarýný devrime dönüþtürmektir. Bu kitlelerin görevinin en genel çizgileriyle belirtilmesidir. Devrimci görevin iyi anlaþýlmasý için, devrimin gerçek koþullarýnýn oluþtuðunun belirtilmesi gerekiyor. Leninist Parti, bu koþullarýn oluþtuðunun uzun yýllardýr söylüyor. Leninistlerin devrimci taktiði devrimin gerçek koþullarýnýn ortaya çýktýðý geliþip olgunlaþtýðý, devrimin bu geliþmeye baðlý olarak güncelleþtiði gerçeðinden hareketle saptandý. Proletaryanýn devrimci görevleri yine bu temele baðlý olarak belirleniyor. Dev rim ci Yý ðýn Ey lem ci le ri ni Des tek le mek Güç len dir mek Ve Yay mak Haziran’da üst düzeye çýkan devrimci yýðýn emekçileri, son yýllarýn öne çýkan etkin ve en baskýn eylemleri oldu. Devrimci eylemin, gösterilerin, mücadelelerin yýðýnsal bir karakter kazanmasý, devrimci deðiþimin daha geniþ kitlelerin istemi olmasýnýn bir sonucudur. Emekçiler, devrimci bir deðiþim olmadan bugünkü yaþam koþullarýnýn düzelmesi bir yana, daha da kötüleþeceðini kendi uzun pratiklerinden öðrenmiþ durumda. Etkisiz eylemler ile devrimci dönüþüm getirmez. Daha etkin ve daha devrimci eylemlere baþvurmak bir zorunluluk olmuþtur. Öte yandan iktidarýn artan saldýrýlarý, halk yýðýnlarýnda devrimci mücadeleye baþvurma eðilimi ve yönelimi yarattý. Bu süreçte baþvurulan örgütlü baðýmsýz devrimci eylemler, devrimci yýðýn eylemlerini isyan ve halk ayaklanmasýný bütünleyici onu güçlendirici ve hýzlandýran bir rol oynayabilir. Temel alýnmasý gereken devrimci kitle eylemleri, devrimci halk ayaklanmasýdýr. Dolayýsýyla buradan, devrimci komünistlerin süreç görevlerinin neler olmasý gerektiðine gelmiþ oluyoruz: Devrimci yýðýn eylemlerini desteklemek, pekiþtirmek, geniþletmek ve iktidarýn ele geçirilmesine yönlendirmek. Bir çoðuna yeni gelen bu kavramlar ve mücadele görevleri, Leninist Parti tarafýndan uzun süredir ortaya konmuþ ve savunulmuþtu. Devrimci marksizm için þu durum apaçýktýr: Devrimci ayaklanma yolu devrim yoludur; devrimin zaferi yoludur. Bu nedenle gerçek iþçi sýnýfý devrimcileri, devrimci halk ayaklanmasýna büyük bir önem verirler. Ayaklanmanýn baþarýya ulaþmasý için en büyük çabayý gösterirler. Devam edecek...

Nisan 2011’de tutuklanan Y.E.Mücadele Birliği dergisi muhabiri ve Dicle Üniversitesi öğrencisi Barış Kaya, 11 Kasım günü Tekirdağ 2 Nolu F Tipi zindanına sürgün edildi

YASAK MENDİL Tekirdað 2 Nolu F Tipi Zindanýnda kalan toplam 3 bin yýl hüküm giyen tutsaklardan biri olan Naci Güner’e, Þair Adil Okay’ýn kýzý Öykü’nün gönderdiði el iþlemeli mendil verilmedi. Þair Adil Okay’ýn mektuplaþtýðý tutsaklara Öykü de kendi hazýrladýðý hediyeleri gönderiyordu. Daha önce balon ve deniz kabuklarý skandalýna imza atan devlet, þimdi bir skandala daha imza attý. Bundan üç yýl önce Öykü, 11 cezaevine balon göndermiþti. 3 cezaevi kabul etmiþ 8’i sakýncalý olduðu gerekçesi ile kabul etmemiþti. Geçtiðimiz aylarda gönderdiði deniz kabuklarý bir çok tutukluya ulaþýrken, Sincan ve Bafra F tipinde kalan tutsaklara “yasak” olduðu için ulaþmadý. Naci Güner’in Adil Okay’a yazdýðý faks ile mendilin onlara ulaþmadýðý anlaþýldý. Buna karþýn Diyarbakýr D Tipi Zindanýnda kalan Ayhan Kavak mendili aldýðýný ifade etti. Konuya iliþkin Adil Okay müebbet hapse mahkum edilen insanlara küçük kýzýnýn gönderdiði bir mendilin bile verilmediðini, ancak bazý hapishanelerde ise böyle bir yasaðýn olmadýðýný belirterek, hapishanelerde keyfi uygulamalarýn sýklýkla yaþandýðýný söyledi.

Reyhanlý Patlamalarýnýn Günah Keçisi Utku Kalý Serbest

11 Mayýs günü, Hatay’ýn Reyhanlý ilçesinde patlayan bombalar, 52 kiþinin ölümüne, 130 kiþinin yaralanmasýna sebep olmuþtu. Halk isyan edip sokaklara çýkarken, devlet ise bir günah keçisi aramak için kollarý sývamýþtý. Saldýrýyý kimin yapabileceði üzerinde tahminler ortada dolaþýrken, RedHack (Kýzýl Hackerlar) saldýrýlarýn El Kaide’nin Suriye’deki kolu olan El Nusra Cephesi’nin yapmýþ olabileceðine iþaret eden Jandarma Ýstihbarat Daire Baþkanlýðý’na ait gizli yazýþmalarýný yayýnladý. Apar topar “devletin gizli belgeleri”ni kimin sýzdýrdýðý araþtýrýlmaya baþlandý. Ne saldýrýyý yapanlar, ne onlara yardým yataklýk edenler, ne ölenler... Artýk hiçbir þeyin önemi yoktu. Bu “hain” bulunmalýydý. Fatura Amasya Cezaevi’nde görev yapan 7 aylýk asker Jandarma Er Utku Kalý’ya kesildi. Er Utku Kalý apar topar tutuklanarak cezaevi’ne gönderildi. RedHack’in açýklamalarý, oluþan kamuoyu kar etmedi. Utku Kalý hakkýnda 25 yýl hapis cezasý istenirken Kalý, askeri cezaevinde yaþadýðý baskýlar, iþkence ve tecrit nedeniyle defalarca rahatsýzlýklar geçirdi, çýðlýðý dört bir yanda kampanyalar baþlamasýna neden oldu. Er Utku Kalý, 11 Kasým günü Samsun 3’ncü Aðýr Ceza Mahkemesi’nde görülen 2’inci duruþmasýnda ilk kez ifade verdi. Ailesinin ve milletvekillerinin de katýldýðý duruþmada Kalý 5 sayfalýk yazýlý ifade vererek, belgeleri komutanýn emri ile tutanak karþýlýðýnda iki sivil þahsa verdiðini belirtti ve tahliyesini istedi. Herkesin yürekleri aðzýnda beklediði duruþma sonunda Utku Kalý tahliye edildi. Kalý, tutuksuz yargýlanmaya devam edecek.

“Özel Yaþam Alanlarýmýza Saldýrýlarý Kabul Etmeyeceðiz” Zindanlarda bulunan devrimci tutsaklar, uygulanan baskýlara ve “kameralara” karþý birbasýn açýklamasý yayýnladýlar. Tüm zindanlarda bulunan TKEP/L, DHKP-C, MKP, MLKP, TKP/ML davasý tutsaklarý, kendilerinin yýðýnla sorunu varken, ölüm sýnýrýna gelmiþ onlarca tutsak bulunuyorken, baskýlar, tehditler, disiplin cezalarý ve baþka saldýrýlar sürekli bir hal almýþken, Adalet Bakanlýðý’nýn bunlarý daha da arttýracak, tecrit-tredman politikasýný geliþtirecek bir uygulamayý daha hayata geçirmek istediðini söylediler. Tutsaklar yaptýklarý açýklamada “Hapis ha ne ler de ‘gü ven lik’ ge rek çe siy le her tür lü hak gasp e dil mek te, her tür lü uy gu la ma ya meþ ru luk ka zan dý rýl mak ta dýr. Þim di de ay ný ge rek çey le ya þam a la ný mýz o lan hüc re le rin i çi ni ve ha va lan dýr ma yý gö re cek, ya þa mý mý zý, her ha re ke ti mi zi denet le ye cek þe kil de ka me ra ta kýl mak is ten mek te dir. Ya þa mý mýz ü ze rin de ku rul mak

M

is te nen bu he ge mon ya ya, rönt gen ci, te ca vüz cü her tür lü gi ri þi me, uy gu la ma ya rý za gös ter me ye cek, ka bul et me ye ce ðiz” diyerek, hapishanelerde “güvenlik” gerekçesiyle neredeyse her tarafta kameralar olduðunu, hapishane içi-dýþý, çatýlar kameralarla denetlendiðini söylüyor. Bunlarýn da yeterli görülmeyerek özel yaþam alanlarýna saldýrýldýðýný dile getiren tutsaklar, “Bu a þa ðý la yý cý, o nur ký rý cý uy gu la ma yý hiç bir þart al týn da ka bul etme ye ce ðiz. Her o nur lu in sa nýn yap ma sý ge rek ti ði gi bi bu na kar þý çý ka cak ve di re ne ce ðiz. Ba kan lý ðý bu uy gu la ma dan vaz geç me ye, hal ký mý zý da ha pis ha ne ler de ki tecrit-tred ma na, sal dý rý la ra kar þý tep ki gös ter me ye, di re nen tut sak lar la da ya nýþ ma da ve des tek te bu lun ma ya ça ðý rý yo ruz.” dediler.

Utanç Duvarýný Protesto Eden Tutsaklara Sürgün

ardin Cezaevi’nde Utanç duvarý ve Ýran’da Kürt tutsaklarýn idam edilmesini protesto eden 38 siyasi tutsak 11 Kasým günü Tekirdað 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Ölüm orucu eylemi yapan Nusaybin Belediye Baþkaný Ayþe Gökkan’a destek olmak ve Ýran’da Kürt siyasi tutsaklarýn idam edilmesini protesto etmek amacýyla 2 günlük açlýk grevi eylemi tutsaklarýn sürgün edilmesine neden oldu. Sürgün edilen tutsaklarýn isimleri ise þöyle: Zerdeþt Oduncu, Mesut Gökhan, Aziz Bulut, Agit Küçük, Ali Ertuðrul, Bedri Çakmak, Behçet Bozdemir, Burhan Tekinalp, Hasan Bilir, Mehmet Resul Turgut, Mesut Þengül, Mehmet Selami Öz, Nesim

Uslu, Nurettin Tekin, Ömer Tuðrul, Ramazan Önler, Sayýn Basan, Sýdýk Külter, Süleyman Güneri, Abdulkadir Bozkar, Abdulkerim Varýþlý, Abdullah Ecevit, Aydýn Akdoðan, Barýþ Kaya, Burhan Ata, Cahit Yaþar, Derviþ Çabadak, Halis Tekin, Halit Ýzer, Hamdin Ýzer, Hüseyin Ýpek, Ýsmet Çardak, Mazlum Oðuz, Mehmet Emin Akçaeren, Mehmet Emin Demirdað, Mehmet Emin Gezer, Ramazan Çetedýr ve Þaban Kayar. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nden (ÖHD) avukatlar 18 Kasım’da tutsakları ziyaret ettiklerinde, tutsakların çıplak arama işkencesine maruz kaldıklarını, buna itiraz eden tutsakların da darp edildiğini öğrendi

GEZİ TUTSAKLARI YALNIZ DEĞİLDİR!

İzmir Gezi Tutsak Aileleri her hafta tutsaklar için buluşmaya devam ediyor.

15. hafta eyleminde 9 Kasım günü saat 17.00'de Konak YKM önünde buluşarak valilik önüne yürüdü. Valilik önünde oturma eylemi gerçekleştiren aileler adına basın metnini tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Mehmet Polat'ın ablası Hatice Polat okudu. İzmir Kadın Platformunun da destek verdiği eylemde, platform adına, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Pınar Türk konuştu. Bir süre önce tahliye edilen Göksel Yerdut ise, söz alarak kadınlarımızın özgürlük mücadelesinde onların yanında olmanın gerekliliğini vurguladı. 16. hafta eylemi ise Konak YKM önünden yürüyüşle başladı, Konak Meydanı'nda son buldu. Burada yapılan açıklamada, "Bizler katlettiğiniz ve tutukladığınız evlatlarımızın aileleri ve yoldaşları olarak, şehitlerimizi ve tutsaklarımızı bugüne kadar hep sahiplendik ve sahipleneceğiz" denildi. Kubilay İlyit, Elif Kaya ile Burcu Koçlu'nun ailelere gönderdiği mektuplar okundu. Eylem 20-22 ve 26 Kasım'da görülecek olan davalara çağrıyla son buldu. MB-İzmir


3

20 Kasım - 4 Aralık 2013

Berkin’e Yine Saldırdılar Berkin Elvan için Çaðlayan Adliyesi önünde yapýlmak istenen basýn açýklamasý için toplanan kitleye polis iki defa saldýrdý. Yaralanan ve gözaltýna alýnan .ok sayıda insan oldu, bu gençlerden 3’ü tutuklandý. “Berkin Elvan Ýçin Adalet Ýstiyoruz” þiarýyla Taksim Dayanýþmasý tarafýndan yapýlan çaðrýya yanıt veren kitlenin Adliye önünde toplanmasýna izin vermeyen polis tazyikli su, plastik mermi ve gaz bombalarýyla saldýrdý. Bir kadýnýn ayaðý kýrýldý. Berkin Elvan’ýnýn babasý Sami Elvan da eyleme katýldý. Okmeydaný ve Çaðlayan içlerine çekilen kitle tekrar Adliye önünde toplandý ve burada basýn açýklamasý yaptý. Baba Elvan; “Berkin’in ailesi olarak sadece ateþ edenlerin deðil emri verenlerin de yargýlanmasýný istiyoruz” dedi. Bu saldırılardan, suçlu polisleri açýða çýkartmayan emniyet müdürü, Ýstanbul Valisi, Ýçiþleri Bakaný ve Baþbakan Erdoðan’ýn sorumlu olduðunu söyledi. Taksim Dayanýþmasý’ndan Tayfun Kahraman, Berkin için adalet aramaya geldiklerini belirterek “ancak yine yaptýðýmýz tüm barýþçýl eylemlere polis þiddetle karþýlýk veriyor” dedi. Açýklamanýn hemen ardýndan polis, yeniden TOMA ile kitleye saldýrýda bulundu. E5 yolunu trafiðe kapatan kitleye Okmeydaný Perpa’ya kadar gaz bombasý ve plastik mermilerle

saldýrdý polis.. Adliye önünde dilekçe vermek isteyen kalabalýða da saldýran polis, burada gözaltýna aldı. Okmeydaný’nda çatýþmalar gece yarısýna kadar sürdü. Akþam saatlerinde de Okmeydaný Mahmut Þevket Paþa Ma-

hallesi’nde bir araya gelen kitle barikat kurdu. Çevik kuvvet polisinin akrep tipi zýrhlý araçlar ve biber gazýyla saldýrýsýna taþlar ve havai fiþeklerle karþýlýk verdi. Kitle bir süre sonra ara sokaklara daðýldý. Çatýþmalar gece yarýsýna kadar sürdü. Çaðlayan Adliyesi’nde gözaltýna alýnanlardan Doðukan Çýkar, Gökhan Yýldýrým ve Hakan Yýlmaz tutuklandý.

Katliam Yetmedi Mezarlarý Kaybettiler! Maraþ’ta 34 yýl önce yaþanan Alevi katliamýnda yaþamýný yitirenlerin aileleri yakýnlarýnýn kemiklerini taþýmak istedi. Maraþ Belediyesi’nden mezar yeri sorulan ailelere “Mezar yerlerinin tespit edilemediði” belirtildi. Maraþ’ta Alevilere yönelik saldýrý ve katliamýn acýsý bir türlü dinmiyor. 34 yýl önce yakýnlarýný katliamda kaybeden ailelerinin acılarýna acý ekleniyor. Katliamda yakýnlarýný kaybeden aileler þimdi de mezarlarýnýn kaybolduðu haberiyle sarsýldý. 20-24 Aralýk 1978 tarihleri arasýnda rakamlara göre 150’den fazla insan yaþamýný yitirdi. 34 yýl önce Maraþ’ta yaþanan katliamda aralarýnda Kamil Ün, Gülþen Ün, Zekeriya Ün, Ali Ün, Yusuf Lakap, Hasan Öztaþ, Hatice Görür, Ali Aslan, Cemal Bayýr, Fatma Baz, Yýlmaz Baz, Zeynep Aydoðdu, Ýmam Ergönül, Hüseyin Ergönül, Güley Ergönül, Hacý Bektaþ Bozkurt, Mahmut Ünal, Malik Ünver, Mitat Bozkurt’un da bulunduðu bir çok kiþi Maraþ Belediyesi tarafýndan Þeyh Adil Mezarlýðý’na defne-

dildi. Yýllar sonra yakýnlarýnýn mezarlarý baþýnda onlarý anmak, kemiklerini nakletmek için Maraþ Belediyesi’ne yapýlan baþvuruyla gerçek daha ortaya çýktý: Devlet Alevilerin mezarýna dahi tahammül edemiyordu. Maraþ Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Av. Hasan Kaya tarafýndan 13 Haziran 2013 tarihinde ailelere gönderilen resmi yazýda “Bahse konu cenazelerin mezar adasý belli olmakla birlikte, definden sonra cenaze yakýnlarý tarafýndan mezar üzerine herhangi bir baþ taþý vs. dikilmediði için mezar yerlerinin tam olarak neresi olduðu tespit edilememiþtir.” deniyordu. Katliamda yakýnýný kaybeden Veli Bozkurt, o zaman kendilerine defin edilen mezar yerlerine ait numara verildiðini ve bu numarayla 1986 yýlýnda mezarý aradýklarýnda bulamadýklarýný, dönemin Mezarlýklar Müdürlüðü’nden ise mezarýn yerinin bilinmediðinin söylendiðini belirtti. 1978 yýlýnda yaþanan katliam sýrasýnda Kaþanlý’da 16 kiþinin katledildiðini devletin bu mezarlarý bulmasý gerektiðini belirtti. Hayri Ergönül ise katliamda annesini, babasýný ve aðabeyini yitiren acýsý dinmeyen Alevilerden. Ergönül, Katliamýn ardýndan cenazeleri kendilerinin defnettiðini ve yýllar sonra cenazelerini köylerine götürmek üzere baþvuruda bulunduklarýnda ise Belediyenin kendilerine mezarlarýn kaybolduðu

yönünde bilgi verdiðini aktardý. “Maraþ katliamýnda annem Gülay, babam Ýmam, aðabeyim Hüseyin ve evde misafir olan Adýyamanlý bir öðretmen Mahmut Ünal ile Hacý Bektaþ Bozkurt bizim evimizde katledildi. Biz o zaman cenazelerimizi kendimiz defnettik. Þimdi mezarlarýmýzý kendi köyümüze taþýmak istiyoruz. Bunun için müracaat ettiðimizde bize mezarlarýmýzýn kaybolduðunu, yerlerinin bilinmediðini söylediler. Biz mezarlarýmýzýn bulunmasýný istiyoruz. Bunu için ne gerekiyorsa yapacaðýz” diyen Hayri Ergönül, mezarlarý kaybolan 50-60 kiþi daha olduðunu belirtti. Mezar yerini öðrenmek istediklerinde verilen yanýtta “Bektaþ Bozkurt’un 29125, Cemal Bayýr’ýn ise 29165 mezar sýra numarasýyla defnedildiðinin fakat bugün mezar yerlerinin bilinmediði” þeklinde yanýt aldýklarýný söyleyen ailelerin avukatý Seyit Sönmez, “Maraþ Belediyesi’ne aileler adýna yeni baþvurular yapacaðýz, ancak sonuçtan pek umutlu deðiliz. Burada manevi bir zarar söz konusudur. Sonuç alamazsak, Anayasa Mahkemesi’ne gerekirse Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne baþvuracaðýz. Aileler en azýndan yakýnlarýnýn kemiklerinin bulunmasýný talep ediyorlar” dedi. Avukat Sönmez mezarlarý kaybolan diðer aileler adýna da baþvuru yapacaklarýný söyledi.

“Van’da Deprem Sürüyor” Van Depreminin yýldönümünde depremzedelerin konteynýr evleri terk etmeye zorlanmalarý Kadýköylüler tarafýndan protesto edildi.

9 Kasým günü akþam saatlerinde Kadýköy Altýyol Meydaný’nda toplanan kitle tarafýndan “Van’da Deprem Sürüyor” yazýlý pankart açýldý. Halk battaniyelere sarýlýp, ellerinde yaktýklarý mumlar ile “Vanlý Depremzedeler Yalnýz Deðildir”, “El Nusra’ya Deðil Van Halkýna Bütçe” sloganlarý atarak Kadýköy Rýhtým Meydaný’na yürüdüler. Rýhtým’da söz alan, Van’daki konteynýrlardan birinde kalan Ali Ahi yaptýðý açýklamada, Van’daki depremin 2 yýldýr sürdüðünü belirterek, “Kon tey nýr ev le re yer leþ ti ril dik ten son ra dev let biz den e li ni çek ti. Bu ne den le bir çok a i le yok-

DEVRÝM: KIZLI-ERKEKLÝ EDİTÖR Hükümet ve devlet, þüphesiz tekelci sermayenin onayý ya da kabulü alýnmýþ olarak, bir din toplumu yaratma yolundaki adýmlarý uzun zamandýr atýyor. Devletin kendisinin geçmiþte, örneðin kuruluþundan hemen sonra, “Laik” olduðu; hükümetin þimdilerde devleti yeni yeni dincileþtirmeye çalýþtýðý düþüncesi sermaye sýnýfýnýn bir aldatmacasý; emekçi sýnýflarý, Alevileri, Ýslam dýþýndaki inançtan topluluklarý sistem içinde tutma planý için uydurulmuþ bir yutturmacadýr. Türk devleti, Osmanlýnýn enkazlarý üzerinde yükseldiði ilk andan itibaren bir “din devleti” olarak varolmuþtur. Devlet bir “din devleti” idi ama sermaye sýnýfý ve emperyalistler, tüm çabalarýna raðmen toplumu bir “din toplumu”na çevirmeyi baþaramadýlar. Hükümetin yaklaþýk dört-beþ yýldýr pervasýzlýkla ulaþmaya çalýþtýðý hedef budur. Hükümetin bu konudaki pervasýzlýðýný, her þeyi göze almýþlýðýný RTE’nin açýklamalarýndan ve devlet kadrolarýnýn icraatlarýndan anlayabiliyoruz. Bu aceleciliðin ve bütün tepkileri göze alacak gözü karalýðýn nedenine gelince... Egemen sýnýf, devlet ve hükümet, þu sonuca varmýþ görünüyorlar: toplumu dincileþtirmeden, bir din toplumuna dönüþtürmeden egemenliklerini artýk daha fazla sürdüremeyecekler. Haziran Halk Ayaklanmasý ise onlara ellerini çabuk tutmalarý gerektiðini anýmsattý. Toplumun emekçi sýnýflarý ve ezilenleri politik yaþama uyandýkça, politikleþtikçe sermaye sýnýfý ve devletine karþý mücadele toplumun en ücra köþelerine kadar yayýlýyor. Bunun önüne geçmek için önce Türkiye’nin etrafýný Ortadoðu’da dinci/faþist iktidarlarla kuþatmak için politikalar geliþtirdiler. Ancak Mýsýr’da RTE’nin “Müslüman Kardeþler”i tarihin çöplüðüne atýldýlar. Suriye’deki “Müslüman Kardeþler”i ise ayný akýbeti daha beter yaþamak ve iþledikleri katliamlarýn hesabýný “cennete yolculuk” ile ödemek üzereler. Libya’da, Irak’ta, Ürdün’de ve daha baþka yerlerde dinci faþist örgütler darmadaðýnlar. Kýsacasý, Türkiye’yi yaklaþmakta olan bir devrimden dinci faþist iktidarlarla kuþatarak kurtarmak planý suya düþmüþ bulunuyor. Yapabilecekleri tek þey kaldý: Kendi toplumlarýný dincileþtirmek, aptallaþtýrmak, ahmaklaþtýrmak. Çünkü sermaye sýnýfý ve onun hükümetleri ancak böyle dincileþtirilmiþ, ahmaklaþtýrýlmýþ, aptallaþtýrýlmýþ bir toplumda egemenliðini güvende hisseder. RTE, Hükümetin baþý olarak, kürtaj konusundan “kýzlý-erkekli” muhabbetine kadar toplumun aydýn kesimlerinde tepki çekecek ne kadar konu varsa öne sürerken bunu salt “dinci” düþünce biçiminden dolayý yapmýyor. Ama O, böyle yapmakla Haziran Halk Ayaklanmasýnda sokaða çýkan kitlelere karþý toplumun en geri kesimlerinin en geri duygularýný, en bayaðý güdülerini kaþýmaya, harekete geçirmeye çalýþýyor. Toplumu dincileþtirme, din toplumu yaratma ile toplumun en geri kesimlerinin en bayaðý güdülerini kýþkýrtma, en geri duygularýný harekete geçirme çabalarý birbirini bütünleyen politikadýr. Bu anlamda öðrenci evlerinde “kýzlý-erkekli” yaþama müdahale hükümetin bu politikasýnda sadece bir basamaktýr, arkasý gelecektir. Týpký “dindar nesil” yetiþtirmek için eðitim sistemini deðiþtirmeleri, çocuklarý dört-beþ yaþlarýndan itibaren dinci, üstelik sadece bir mezhebe ait düþüncelerle, yetiþtirmeye baþlamalarý gibi. Hükümetin bu politikasýnda kadýnlarý özel hedef olduklarýný ayrýca söylemeye gerek yok. Haziran Halk Ayaklanmasý, kadýnlarýn devrimde ne kadar büyük bir rol oynayacaklarýný bize gösterdi. Bizim gördüðümüzü hükümet, devlet ve egemen sýnýf da gördü. Liselerde, üniversitelerde kadýn öðrencilere karþý kullanýlan dil, ailelerine, topluma hedef gösterme çabalarý hükümetin kadýnlara yönelik politikalarý hakkýnda yeterince açýklayýcý. Ne yapmalý? Hükümetin gerici, dinci bir toplum yaratma yolunda attýðý her adýma karþýlýk vererek ve mücadeleyi bununla sýnýrlayarak sonuç alýnamayacaðý açýk. Doðrusu, baþta kadýnlar olmak üzere toplumun ezilen sömürülen emekçi kitlelerinin kendilerini ortaçað karanlýðýna itmek isteyenleri tarihin karanlýðýna gömecek bir hedefle harekete geçmeleridir. Bu hedef iktidar hedefidir. Bir devrimle iktidar ele geçirilmeden sermaye sýnýfýný ve onun þimdiki ve gelecekteki hükümetlerini bu amaçlarýndan vazgeçirmek mümkün deðil. Liseli öðrencilerin merdivenlerden “kýzlý-erkekli” inip çýkmalarýndan uykularý kaçanlarý, ayný evlerin “kýzlý-erkekli” paylaþýlmasýndan infiale kapýlanlarý halk iktidarýyla sonuçlanacak bir devrimle yýkmadan gerçek özgürlüðe doðru bir adým bile yaklaþýlamaz. Bu konuda kadýnlara tarihsel görevler düþüyor. Devrimi “kýzlý-erkekli” baþaracaðýz.

luk la bir lik te psi ko lo jik so run lar ya þa ma ya baþ la dý. Ben bu in san la rýn ge le cek le rin den kay gý lý yým bu a i le le rin so run la rý çö zül me li dir. Bi zim hü kü met ten ilk ta le bi miz e lekt rik ve sað lýk týr. Di ðer ta le bi miz i se bu insan la rýn ba rýn ma so run la rý nýn çözül me si dir. Ba rýn ma hak ký a na ya sal bir hak týr. Van’da ha la a ðýr ha sar lý ev ler de o tu ran in san lar var” dedi. Forumlar adýna yapýlan açýklamada da evsiz depremzedelerin kýþ aylarýnda elektriklerinin kesilmesinin kabul edilemez olduðu kaydedilerek, “Dep rem ze de le rin so run la rý çö zül me li dir. Biz fo rum lar o la rak bu so run lar çö zü le ne ka dar ko nu -

nun ta kip çi si o la ca ðýz.” ifadeleri kullanýldý. Depremzedelerin temel ihtiyaç malzemelerinin karþýlanmasý amacýyla yardým kampanyasý baþlatýlýrken, eylem sonunda yurttaþlarýn yanlarýnda getirdikleri battaniyeler Van’a gönderilmek üzere toplandý.


4

20 Kasım - 4 Aralık 2013

Bir duvar izniyle baþlayabilir her þey… Cevizli Tekel Dayanýþmasý kimlerden oluþuyor ve Cevizli Tekel alanýna iliþkin talepleriniz nelerdir? Ali Kemal Ýpek(Maltepe Sokak Kültür Merkezi üyesi): Cevizli Tekel Dayanýþmasý, Kartal, Pendik, Maltepe ilçeleri ve bu güzergahta oturanlarýn oluþturduðu içinde mahalle forumlarýnýn da bulunduðu bir oluþum. Bizler þu anda boþ duran Tekel’e ait arazi ve binalarýn bu çevrede oturan halkýn kullanýmýna açýlmasýný istiyoruz. Rant hesabýyla bir özel üniversiteye devredilmesine karþý çýkýyoruz. Bu alan çevre halkýnýn yararlanabileceði sosyal ve sanatsal faaliyetlerini yapabileceði bir alan olarak tahsis edilmeli diyoruz.

kini): Büyük inþaat alanlarýna açýlan birçok yer için 2-B arazi deniliyor. Ama bunlarýn 2-B olmasýyla bir ilgisi yok. Bunlar en baþýndan beri büyük rantlar saðlayacak alanlarýn inþaata açýlmasýný saðlayan düzenlemeler. Þimdi de ekonomi çýkmazýný bu inþaat-emlak sektörü üzerinden aþmaya çalýþýyorlar. Ýsmail Bulut(Maltepe Belediyesi Ýmar Müdürü): Cevizli Tekel alaný aðaçlýk bir arazi yüzlerce aðaç var. Arazi içinde bir çok da bina yer alýyor. Bu binalar çok katlý deðil 2-3 katlý, tek katlý binalar. Binalarýn bazýlarý makinelerin olduðu üretim yapýlan binalar, bazýsý depo, iþlik, lojman, yemekhane... Kýsacasý büyük bir iþlet-

Kartal Cevizli Tekel arazisi ve binalarýnýn Bilim ve Sanat Vakfý aracýlýðýyla 49 yýllýðýna özel Ýstanbul Þehir Üniversitesi’ne tahsis edilmesi üzerine Kartal, Pendik, Maltepe semtlerinden forumlarýn da desteklediði Cevizli Tekel Dayanýþmasý bu alanýn halka açýlmasý binalarýn ise sanat atölyeleri ve etkinlikler için halkýn kullanýmýna tahsis edilmesi için eylemler yapýyor. Cevizli Tekel Dayanýþmasý’nýn katýlýmcýlarýyla konu üzerine sohbet ettik. Cevizli Tekel arazisi ve binalarý olduðu gibi hem de 49 yýllýðýna Ýstanbul Þehir Üniversitesi’ne devredilmek isteniyor. Bizler de bu rant amaçlý kentsel dönüþüme karþý çýkýyoruz. Unkapaný Tekel binasý da sanýrým bir üniversiteye devredildi Bunun gibi birkaç tane daha var sanýrým. Evet, Unkapaný’ndaki Tekel Binasý’nda þimdi Medipol Hastanesi var, E-5 üzerindeki Devlet Malzeme Ofisi Medeniyet Üniversitesi’ne devredildi örneðin. Necdet Özsaygýn(Emekli Maden Ýþçisi, Maltepe mahallesi sa-

menin ihtiyacý olabilecek iþler için kullanýlan az katlý binalar. Peki bu binalarýn durumu nedir? Üniversite buraya geçtiðinde nasýl kullanacak. Ali Kemal Ýpek: Bu konuda tabiî ki net bir bilgimiz yok… Belki Ýsmail arkadaþýmýzýn daha fazla bilgisi olabilir. Söylemlere göre binalarý tadilat yapýp kullanacaklar. Bu söylem ne kadar geçerli olabilir az çok siz de tahmin ediyorsunuzdur. Üniversite bu binalar ihtiyacýmý karþýlamýyor der ve bir süre sonra baþka binalarýn yükseldiðini de görebiliriz…

Ýsmail Bulut: Bu alan çok geniþ bir arazi, yüzlerce aðaç var. Binalar var. Arazinin üniversiteye tahsis edildiði ama binalarýn olduðu gibi gerekli olanlarýn tadilat yapýlarak kullanýlacaðý söyleniyor. Ama þöyle bir durum olduðu da bir gerçek. Bu binayý özel bir üniversiteye hem de 49 yýllýðýna tahsis ediyorsunuz. Bu üniversite bu eski binalarý verimli kullanamadýðýný yaramadýðýný, yýkýlma tehlikesi olanlarýn bulunduðunu söyleyip bu arazi içine inþaat yapmaya giriþebilir. Bir duvar izniyle baþlayabilir her þey… Yýkýlma tehlikesi olan bu kadar eski hasarlý binalar var mý gerçekten? Çok eski olabilir belki bu nedenle uzun süredir pek de kullanýlmamýþ olan yerler vardýr ama burasý üretim yapýlan bir yerdi bu durumda binalarýn bulunmasý pek inandýrýcý gelmedi desem fazla mý þüpheci olurum acaba. Necdet Özsaygýn: Ee, þimdi biz burada bir duvar izniyle baþladý her þey espirisi yapýnca haliyle siz de þüphelenmeye baþladýnýz galiba… Konuþmaya baþladýðýmýzdan beri insan, çevre, yasal prosedür, imar planý vb. uygulamalarýn hiçbirine uymayan yapýlanmalardan bahsediyoruz. Bunlarýn bir kýsmý hepimizin bildiði, bir kýsmý bizzat sizin yaþadýklarýnýz. Tekel iþçilerinin yaþadýklarý süreci hükümetin uygulamalarýný da düþününce hiç iyimser olamýyorum. Ýsmail Bulut: Evet binalarýn içinde atýl olanlar vardýr. Ama öyle yýkýldý yýkýlýyor türünden bina olduðunu pek sanmýyorum açýkçasý. Ýyi bir tadilat yapýlmasýný gerektirenler vardýr. Bizim kaygýmýz da bu arazide yeni yeni binalarýn yükseleceðine dair sezgilerimiz. Ama en önce de bu arazinin bir özel üniversiteye tahsis edilmemesi halkýn kullanýmýna açýlmasý. Özel üniversite özel bir iþletmedir. Kar amacý var. 49 yýllýðýna bir yere araziyi devrediyorsunuz. Ama 20 yýl sonra kimse buranýn eski bir Tekel binasý yýllarca yüzlerce iþçinin çalýþtýðý bir üretim alaný olduðunu, aðaçlarla dolu bir arazi olduðunu hiç bilmeyecek. Eðer bizlerden yaþayanlar varsa belki anlatýr ancak… Bunlarý þimdiden görebiliyoruz. Tekel arazisinde Bizans-Roma dönemine ait arkeolojik bulgulara

Hava-Ýþ’te Seçime Doðru Þu sýralar THY’de kongre rüzgarý esiyor. 6-7 Aralýk’ta yapýlacak kongre öncesi delege seçimleri bitti. Þimdi herkes kongreyi bekliyor. Kongreye tahminen 3 liste girecek. 1-Gökkuþaðý hareketi 2-Reform hareketi 3-Hava-iþ yönetimi Gökkuþaðý Hareketi: Eski THY kaptaný olan Bahadýr Altan’ýn baþýný çektiði Gökkuþaðý Hareketi neler söylüyor, neler vaat ediyor. Belirli bir süre Atilay Ayçin’le çalýþan Bahadýr Kaptan þimdi, mevcut sendika yönetimine muhalif durumda. Söylemlerinde þeffaf ve demokratik bir sendika anlayýþýný hayata geçireceðini belirtiyor. Fakat sürmekte olan grev konusundaki tutumu, bu hareketin yumuþak karný. Bu konudaki tutumu belirsiz, daha doðrusu atýlan 305 iþçiye ve onlarý destekleyen grevcilere karþý duyarsýz görülüyor. Reform Hareketi: THY yönetim kadrosuyla oluþturulan pat-

ron güdümlü bir liste. Þu andaki AKP hükümetinin bütün sýnýf sendikacýlýðý yapan sendikalara saldýrma politikasýnýn ifadesi. Hükümetin bir komisyonu gibi de düþünülebilir.

Hava-Ýþ Yönetimi: Özellikle 29 Mayýs 2012 günü grev yasaðýna karþý yapýlan basýn açýklamasýndan sonra 305 iþçinin iþten çýkarýlmasýyla baþlanan süreçte hükümetin hedefi haline gelen yönetim, Gökkuþaðý Hareketi ile Reform Hareketi’nin kýskacýnda. Kulislerde her iki kesimin Ayçin yönetimine karþý iþbirliði görüþmeleri yaptýðý yolunda haberler dolanýyor. Atilay Ayçin yönetimi bir yandan hükümet ve THY yönetiminin saldýrý-

larýna göðüs gererken, bir taraftan da sendika içindeki bu ittifaka karþý mücadele ediyor. Sadece sendika deðil, THY grevi de böyle bir kongreye hazýrlanýyor. Bu 3 listenin de delege sayýlarý yönetimi kazanacak oranda deðil nasýl bir söylemde, nasýl bir ittifak içinde olacak tam bir muamma. Önemli olan yönetime gelecek tarafýn direniþteki ve grevdeki iþçileri ne kadar sahipleneceði. Çünkü þu anda yüzlerce THY iþçisi 600 güne yaklaþan mücadelenin zaferle sonuçlanmasýný bekliyor. 24. Dönem Toplu Ýþ Sözleþmesi nasýl imzalanacak buna dair bir tek þu andaki mevcut sendika yönetimi kesin bir dille konuþuyor. Gökkuþaðý Hareketi de Reform Hareketi de bu konuda ketum davranýyorlar. Artýk Kongreye birkaç gün kala bazý þeylerin netleþmesi bekleniyor. Kazanan kim olursa olsun kazanýlmýþ haklarýn korunmasý THY iþçilerinin verdikleri mücadelenin onlarýn lehine sonuç vermesidir.

rastlandýðý bilgisi de var bu konuda ne söyleyebilirsiniz? Ýsmail Bulut: Burada daha önceki yýllarda Bizans dönemine ait bir takým bulgular oldu. Çok ayrýntýlý bilmiyoruz ama bu alanýn içinde bir þehir duvarý olabilir, kazý yapýlýrsa eskiye ait yaþam alanlarýna, o dönemde kullanýlan bir çok eþyayla karþýlaþýlabilir deniyordu. Bir arkeolojik kazý yapýlsa belki hiç kullanýlmamasý gerektiði söylenecek belki çok deðerli tarihi eserler ortaya çýkacak çok büyük bir arazi burasý. Ama sonra unutulup gitti, unutturuldu bir þeyler oldu yani… Peki þimdi bu araziyi bir çoðunuz biliyor. Þimdi Maltepe Sokak sakinleri olarak bu alaný nasýl kullanmayý hayal ediyorsunuz. Ali Kemal Ýpek: Biz derneðimizi kurarken amaçladýðýmýz þeyler vardý. Gençler aðýrlýkta olmak üzere semtimizdeki insanlar sanatsal sosyal faaliyetlere katýlabilmelerini saðlamak. Yaþadýðý alanla, dünyayla, nasýl yönetildiðiyle, saðlýk hizmetleriyle, eðitimleriyle ilgili her konuda bilgi sahibi olmasý bu konuda söz sahibi olabilmesini saðlamaktý. Maltepe semtimizin insanlarýnýn yaþadýklarý semt hakkýnda buranýn nasýl düzenleneceði nasýl yönetileceði, hangi eðitim kurumlarýna ihtiyacý olduðuna burada yaþayanlar karar verebilmeli ama önce

bunun bilincinde olmalý bizim amacýmýz buydu. Ve güzel sonuçlar da alýyoruz. Cevizli Tekel Alaný konusunda sizin nasýl bir hayaliniz var? Ali Kemal Ýpek: Aðaçlar içinde binalar var. Bu binalarda atölye çalýþmalarý yapýlabilir. Burada tiyatro, müzik, resim, edebiyat ve daha bir çok konuda atölye çalýþmalarý yapýlabilir. Gençlerimiz, insanlarýmýz gelsin buralarda çalýþmalar yapsýn. Buralarda çalýþmalarý yürütecek gönüllü arkadaþlarýmýz bile var. Atölyelerde çalýþmalar yapýlsýn. Sergiler, belgesel, film gösterimleri, paneller, seminerler düzenlenebilir. Aðaçlýk alana uygun yapýyý bozmayacak bir kafeterya yapýlabilir oturup aðaçlarýn altýnda çayýnýzý kahvenizi alýp kitabýnýzý okuyabilir, arkadaþlarýnýzla sohbet edebilirsiniz... Bu hayallerinizi hükümet bilse 49 yýllýðýna kiralamaz, tamamen hibe ederdi araziyi! Peki arazinin devredilmesini engelleyebilecek misiniz, yoksa Maltepe sahilinin doldurulmasý gibi mi olacak? Ali Kemal Ýpek: Cevizli Tekel Dayanýþmasý olarak çalýþmalarýmýzý yürütüyoruz. Fakat yeterli deðil tabii katýlan insan açýsýndan. Siz de dahil bu konuda herkesin desteðine çabasýna ihtiyacýmýz var.

Cevizli Tekel Fabrikasý’nýn Talanýna Karþý Eylem Cevizli Tekel Fabrikasý kapanmasýnýn ardýndan boþ kalan arazi ve binalarýn Bilim ve Sanat Vakfý aracýlýðýyla Ýstanbul Þehir Üniversitesi’ne kampüs kurmasý için 49 yýllýðýna tahsis edilmesi Kartal ve Maltepe ilçelerinde oturanlarýn tepkilerine neden oluyor. Cevizli Tekel Dayanýþmasý ve Anadolu Yakasý mahalle forumlarý tarafýndan yapýlan yürüyüþ ve basýn açýklamasýyla Cevizli Tekel alanýnýn Ýstanbul Þehir Üniversitesi’ne tahsis edilmesi protesto edildi. Kartal-Cevizli’deki Talimhane Duraðý’nda 10 Kasým Pazar günü saat 14.00’de toplanan Cevizli Tekel Dayanýþmasý ve forum üyeleri “Cevizli Tekel Alaný Hepimizin” yazýlý pankart açarak Tekel Halkýndýr Halkýn Kalacak”, “Tekel Bizim Ýstanbul Bizim”, “Her Yer Tekel Her Yer Direniþ”, “Yaþam Alanýmýz Parsellenemez”, “Bu Daha Baþlangýç Mücadeleye Devam” sloganlarýyla Cevizli Tekel Kampüsü K9 Kapýsý önüne yürüdüler. Burada yapýlan basýn açýklamasýnda alanýn, arkeolojik ve ekolojik açýdan önemi ve iþçi sýnýfý açýsýndan tarihi önemi anlatýlarak özelleþtirilmesine izin verilmeyeceði belirtildi. Cevizli Tekel Dayanýþmasý adýna basýn açýklamasýný Onur Çeçen okudu. Planlama ilkelerini hiçe sayan yaklaþýmlarla þehrin içindeki yeþil alanlar Cevizli Tekel Alaný, Baþýbüyük Bölge Parký ve Aydos ormanlarý’nýn hýzla plan tadilatlarý ile yapýlaþmaya açýlmakta ve halkýn yaþam alanlarýnýn yaðmalanmakta olduðunu belirten Çeçen, Kuzey Anadolu Fay Hattý üzerinde olmasýndan dolayý depremden en çok etkilenecek alan olduðu söylenen bu alanýn yapýlaþmaya açýlmasýnýn kabul edilemez olduðunu ifade etti. Eyleme katýlanlar bundan sonraki süreç ve yapýlacak eylem üzerine konuþmak üzere forum toplantýsýna gitti.


5

20 Kasım - 4 Aralık 2013

Suudi Arabistan’daki Göçmen Ýþçiler Ýsyan Etti Suudi Arabistan’ýn yabancý göçmenleri ülkeden çýkarmak için baþlattýðý baský kampanyasý çatýþmalara dönüþtü. Baþkent Riyad’da yabancý iþçiler ile güvenlik güçleri arasýnda çýkan çatýþmada 2 kiþi öldü, 68 kiþi yaralandý. Suudi Arabistan resmi haber ajansýnýn geçtiði bilgilere göre baþkent Riyad’ýn güneyindeki Hayy Menfuha mahallesinde Cumartesi akþamý kimliði bilinmeyen bazý kiþiler barikat kurarak polisle çatýþtý. Sabah saatlerine kadar devam eden eylemde, Suudi ve yabancý ülke vatandaþlarýndan yaralananlar oldu. Olay yerinin yakýnýndaki iþ yerleri ve araçlar zarar gördü. Haberde, güvenlik güçlerinin olaya müdahalesinin ardýndan çatýþmalara sebep olduðu ileri sürülen 561 kiþinin gözaltýna alýndýðý belirtildi. Taþ ve býçaklarýn kullanýldýðý iddia edilen olaylar sonucu, biri Suudi Arabistan vatandaþý olmak üzere 2 kiþinin hayatýný kaybettiði, 68 kiþinin yaralandýðý ifade edildi. Suudi Arabistan nüfusun üçte birini oluþturan göçmenlerden bir kýsmýný ülkeden çýkarmak için Riyad öne af ilan etmiþti. 3 Kasým’da af için tanýnan süre dolunca, bu kez gözaltý ve sýnýrdýþý kampanyasý baþlatýldý.

Madrid’de Temizlik Ýþçileri Grevi Sürüyor

Ýspanya’nýn baþkenti Madrid’de temizlik iþçilerinin baþlattýðý süresiz grev sürüyor, sokaklar dev çöp yýðýnýna dönüþtü. Baþkent Madrid’de görev yapan temizlik þirketleri ülkede yaþanan ekonomik kriz nedeniyle 6 bin iþçinin çalýþtýðý Madrid’de 1134 kiþiyi iþten çýkarmak geri kalanlarýn maaþlarýnda ise %40’lara varan bir indirim yapmak istiyor. Buna karþý çýkan sendikalar ise yaklaþýk 10 gündür grev yapýyor. Sokaklarda çöplerin insan saðlýðýný tehdit etmesi üzerine halk ise sokaklarý temizlemesi için orduyu göreve çaðýrýyor

Bangladeþ’te Tekstil Ýþçileri Zafer Kazandý

Bangladeþ’te tekstil iþçileri, maaþlarýnýn arttýrýlmasý talebiyle 11 Kasým’da greve baþladý. Bangladeþli tekstil iþçileri, grevin 5. gününde zaferi kazanarak grevi sona erdirdiler. Ýþçilerin grevi nedeniyle 250 tekstil atölyesi geçici olarak kapatýldý. Ýþçiler grevin 2, 3, ve 4. günlerinde sokaklara çýkýp eylem yaptýlar ve her seferinde polisin saldýrýlarýyla karþýlaþtýlar. Çatýþmalar sonucunda 100’ün üzerinde iþçi yaralandý. 3 bin taka (29 Euro) olan aylýklarýnýn 8 bin takaya (76 Euro) yükseltilmesini isteyen iþçiler, grevleri sonucu %77 zam aldýlar. Dünyaca ünlü tekstil devleri, dünya üretiminin yüzde 75’ini kapsayan bu bölgenin grevine ancak birkaç gün dayanabildi. Asgari ücretleri 86 dolara yükselen Bangladeþli tekstil iþçileri, hala en düþük asgari ücret alan iþçiler. Dünyanýn ikinci büyük tekstil ülkesi olan Bangladeþ’teki 3.200 tekstil fabrikasýnda yaklaþýk 4 milyon iþçi çalýþtýrýlýyor.

Olayýn çýkýþ sebebinin ülkede oturum sorunu yaþayan Etiyopyalý iþçilere yönelik sýnýr dýþý operasyonlar ve bu operasyonlar sýrasýnda aralarýndan birinin öldürülmesinin yattýðý belirtiliyor. Ýþsizliðin yüzde 12,5 olduðu 27 milyon nüfuslu Suudi Arabistan’da dokuz milyon göçmenden, 4 milyonunun af sürecinde gerekli belgeleri tamamlayarak oturum hakký elde ettiði iddia ediliyor. Yaklaþýk 1 milyon kiþi ülkeyi terk ederken, 4 Kasým’dan bu yana binlerce kiþi gözaltýna alýndý. Kaynak: ANF

FELAKETLERE DUR DEMEK Kapitalizmin gölgesini satamadýðý aðacý kestiðini, Gezi Parký ve ODTÜ ormaný sürecinde olanca çýplaklýðýyla gördük. Ama doðaya verilen zararý ne kesilen aðaçlarla ölçebiliriz, ne de avlanan hayvanlarýn kürkleriyle... Son birkaç onyýlda doðanýn, ekosistemin, dahasý dünyanýn aldýðý zarar, bunlarla ölçülemeyecek kadar büyük. Ýnsanoðlunun doðaya verdiði zarar, dünyayý, insanlýðý yok edecek boyuta geldi. Son yýllarda en sýk duyduðumuz haberler depremler, fýrtýnalar, kasýrgalar, tsunamiler... Hemen her yýl dünyanýn çeþitli yerlerinde yaþanan felaketler, yüzbinlerce cana maloldu. Kasabalar, þehirler dakikalar içinde yokoldu. Bu ayýn felaket haberi Filipinler’den geldi. Haiyan tayfunu, neredeyse tüm ülkeyi ezip geçerken, ölü sayýsý -net olmamakla birlikteyüzbinlerden bahsediliyor. Ve doðanýn dengesi bir kez bozulduðunda, domino taþlarý gibi artarak devam ediyor. Deniyor ki, “Filipinler’de yaþanan bu tür kasýrgalar ve hýzý saatte 300 kilometreyi aþan rüzgarlar hiç görülmemiþti. Bu kasýrgayla birlikte denizde çok buharlaþma görüldü, bunun sonucu meydana gelen aþýrý yaðýþlar sellere neden oldu. Dünyanýn bazý bölgelerinde de, deniz suyu sýcaklýðý arttý.” Bunlar göz önüne alýndýðýnda gelecekte kasýrgalar daha þiddetlenecek ve bu bir döngü halinde yükselerek devam edecek. Ve o gelecek hiç uzak deðil. Felaketlerin ardýndan timsah gözyaþlarý döken sermaye, bu felaketlere hemen yardýma koþmayý ihmal etmiyor. Mafya filmindeki gibi, “ilk çelengi gönderen kimse katil o dur” da diyebilir miyiz? Kimisi gýda yardýmý gönderir, kimisi acil ihtiyaç malzemeleri, kimisi ordu. Evet, evet ordu. “asayiþ”i saðlamak, “yaðma”yý önlemek ve “devlet”i koruyacak ordu. Fidel Castro bir yazýsýnda, “Biz doktor yollarýz, asker deðil” diyor, yaþanan bir felaketin ardýndan ordu yollamakla övünen ABD’ye... Ve son yýllardaki pek çok yazýsýnda deðiniyor bu konuya Fidel Castro. Ýklim deðiþikliklerinin nedenleri, bu aþamaya nasýl gelindiði ve neler yapmak gerektiði üzerine... Sahi, son yýllarda film sektörünün en büyük ilgi odaðýnýn dünyanýn sonu ve büyük felaketler olmasý þaþýrtýcý mý? Egemenler bile geleceðini bu kadar karamsar görürken, düzeltmek için hiç bir adým atmýyorken, dünyanýn geleceðini düþünen ve hatta güzel günlerin geleceðini düþünüp buna dair adýmlar atmaya çalýþanlarýn sosyalistler olmasý þaþýrtýcý mý? Peki ya dünyanýn iklim dengesini düzeltmek için sera gazý salýnýmýný sýnýrlamayý öngören Kyoto Protokolünü imzalamayan birkaç ülkeden birinin ABD ve Avustralya olmasý þaþýrtýcý mý?

BÝR MÝZANSEN ÜÇ DUBLÖR Ali Varol Günal Tarih sahnesi ne kadar oynak deðil mi? Oyun nerede baþlýyor, nerede bitiyor; sahneye kim giriyor, sahneyi kim terkediyor insan bazen takip etmekte zorlanýyor. Hele de söz konusu olan adýna “Çözüm Süreci” denilen Türkiye ve K.Kürdistan’da oynanan mizansense... Biliniyor, pragmatizm, günlük çýkarlara büyük amaçlarýn feda edilmesi anlamýna geliyor ve kendine belki de en fazla Ortadoðu denilen bölgede yaþama alaný buluyor. Özellikle bu bölgede faaliyet yürüten siyasi aktörlerin birçoðunda ilkesizlik zamanla bir ilke halini alýyor. Ve “kurtlarla dans” edenlerin birçoðunun kurt olma hayali, bir daha ki dolunaya kalýyor! Bu yazý yazýlýrken henüz Diyarbakýr’da Erdoðan’la Barzani arasýnda öngörülen görüþme gerçekleþmemiþti; ama ortalýk kedinin kuyruðuna baðlanan boþ tenekeye taþ çýkaracak seslerle çýnlayýp durmaktaydý. Kimilerince “tarihi an” olarak nitelendiriliyordu bu görüþme, kimilerince “ihanet”, kimilerince “yetmez ama evet”... Hele garnitüre bakýlýrsa bu buluþma oltayla deðil de serpme aðla balýða çýkan kafadar reislerin bol mezeli tekne keyfini andýrýyor... Baþbakanla Barzani’ye, Þivan Perver ile Tatlýses Ýbo eþlik ediyor. Newroz’a gelmeyen ve ne kadar “perver” olduðunu gösteren Þivan ile uðradýðý silahlý saldýrýdan sað kurtulan, “yýkýlmadým ayaktayým” mesajý vermeye çalýþan Ýbo bu buluþmaya eþlik ediyorlar. Ýþin içindeki mizansen bu kadar sýrýtmasa insan, “allah muhabbetlerini artýrsýn” deyip geçecek ama, ne yazýk ki iþ Selahattin Demirtaþ’ýn açýklamasýnda belirttiði gibi pek de “üstünde durmaya deðmeyecek” türden deðil. Hele de UKH’nin bazý tanýnmýþ simalarýnýn da bu mizansene dahil olma niyetlerini açýktan telaffuz ettikleri bir ortamda! Birincisi ve en önemlisi, bu buluþmanýn zamanlamasýdýr. UKH’nin kafasýnda sürece iliþkin muðlâklýðýn en çok arttýðý, Rojava devriminin geleceðine iliþkin kaygýlarýn yoðunlaþtýðý, PYD’nin deyim yerindeyse KDP baþta olmak üzere bölgedeki birçok gerici yapýlanmanýn zeminini zorladýðý, Suriye’ye karþý emperyalist saldýrganlýðýn hiç deðilse bir süreliðine duraladýðý, Kürt Ulusal Konferansý’nýn ikinci kez ertelendiði, Türkiye’nin yerel yönetimleri belirleyecek bir seçim atmosferine girdiði bir süreçte Türk devleti, ÝP, MHP ve CHP’nin ulumalarý arasýnda böyle bir mizansene baþvurarak neyi hedefliyor olabilirdi? Soru uzun ama cevabý zor deðil: Bir taþla bu kuþlarýn hepsini vurmayý... Yani “çözüm süreci” adý altýnda sürdürülen Kürt halkýný oyalama ve UKH’ni tasfiye etme politikasýný varolan konjonktürden de yararlanarak hayata geçirmeyi ve baþýnýn üzerindeki devrim belasýný uzaklaþtýrmayý... Ýkincisi, buluþmanýn dublörleridir. Hepsi bugün içinde bulunduklarý konum itibarýyla Ulusal Kurtuluþ Hareketinin karþýsýna geçmiþ olan bu þahýslar, emperyalist-kapitalist sistemin Kürt halkýnýn özgürlük mücadelesini engellemek için Kürt halkýnýn önüne koyabilecekleri son dublörlerdir. Daha önce kurgulanan “kedisiz” Kemal Burkay adýmý bir etki yaratmamýþtýr. Þimdi bunlar üzerinden Kürt halký sistem içine çekilmeye çalýþýlacak ve mümkünse AKP’nin peþine takýlmak istenecektir. Bunun anlamý, Kürt halkýnýn onlarca yýl sürdürdüðü özgürlük mücadelesini bir kaç kýrýntý karþýlýðýnda býrakmasýdýr. Emperyalist-kapitalist sistemin Türkiye ve K.Kürdistan’da geliþen devrim mücadelesini engellemek için baþka çýkar yolu kalmamýþtýr. Olasý bir ayaklanma durumunda, ki bu Haziran Ayaklanmasý’nýn ikinci perdesi olacaktýr, sahne karýþacak ve bu kez Ýstanbul-Diyarbakýr hattýnda daha önce yaþanan kopukluk mücadele birliðiyle aþýlabilecektir. O zaman þimdiki mizansenin dublörlerinin ne olacaðý hepinizin malumu. Asýl aktörler mi? Eh onlarý da herhalde kapitalist sistemin ha geldi ha gelecek ikinci büyük krizinden sonra sahneden paldýr küldür yuvarlanýrken göreceðiz.

Kobani’de Bombalý Saldýrý Batý Kürdistan’ýn Kobani kentinde Heyva Sor (Kürt Kýzýlayý) binasý yakýnýnda 11 Kasým günü bomba yüklü araçla düzenlenen saldýrýda 11 kiþi hayatýný kaybetti, 20 kiþi de yaralandý. Ýntihar saldýrýsý yerel saatle 16.10’da meydana geldi.Hayatýný kaybedenlerin 5’i çocuk. (Çocuklardan 2’sinin Hema’dan göç eden ailelerin çocuðu olduðu öðrenildi.) Patlamanýn etkisiyle çevredeki yapýlarda da hasar meydana geldi. Saldýrýya iliþkin asayiþ güçleri tarafýndan soruþturma baþlatýldý.

Halký Soyanlarla Savaþacaðýz Venezuela’da yüksek fiyata elektronik eþya satan Daka isimli þirket ordu tarafýndan iþgal edildi ve yöneticileri de tutuklandý. Hükümet, ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceði için böylesi bir giriþimi baþlattýðýný açýkladý. Venezuela devlet baþkaný Nicolas Maduro, daðýtým þirketlerinin “dürüst fiyatlar”la mallarý piyasaya sunmasý gerektiðini de açýkladý. Ordu maðazanýn önününde de konumlandý. Dün sabah saatlerinden itibaren ise yüzlerce kiþi maðazaya gelip hükümetin indirdiði fiyatlardan faydalanarak alýþveriþ yaptý. Venezuala Devlet Baþkaný Nicolas Maduro ise, “Bunu ulusumuzun

iyiliði için yapýyoruz” açýklamasýnda bulundu. Ayrýca zengin iþ adamlarý ile ABD tarafýndan desteklendiðini belirten saðcý politikacýlarý da eleþtiren Maduro, halký soymaya çalýþanlara karþý savaþacaklarýný da belirtti. Nisan ayýnda yapýlan devlet baþkanlýðý seçimlerinde Maduro karþýsýnda yenilgiye uðrayan Henrique Capriles ise, hükümetin serbest piyasayý kontrol eden politikalarýnýn deðiþmesi gerektiði görüþünde. Ülkede 8 Aralýk’ta yapýlacak yerel seçimlerin de Maduro’nun yürüttüðü politikalarý halk oyuna sunma seçimleri olmasý görüþünde.

Yaralýlardan 17 kiþi Kobanê’deki hastanede tedavi altýna alýnýrken, durumu aðýr 7 kiþi Urfa’daki hastanelere kaldýrýldý. Saldýrý ilk olarak Paris’te yapýlan bir eylemle protesto edilirken, patlamanýn TC’nin, Kobani ile arasýndaki mayýnlarý temizlemesinin ardýndan yaþandýðý haberleri sosyal medyada dolaþmaya baþladý. Faþizmin katliamlarýna raðmen, Rojava Devrimi yükseliþini sürdürüyor. Kobani’nin yaralarý sarýlmaya çalýþýldýðý sýrada, Til Temir’de 2 köy daha YPG tarafýndan El Kaide’nin elinden kurtarýldý.


6

20 Kasım - 4 Aralık 2013

#Ülkenin dört bir yanında Ali İsmail’in adının verildiği amfiler güvenlik gerekçesiyle Kayseri’ye taşınacakmış...

Okuyacaðýnýz konuþma Fransa Cumhurbaþkaný François Hollande ait. Elysee sarayýnda söylenmiþ bu sözler, yýllardýr dünya halklarýný sömüren ve mutluluklarýný, mutsuz milyonlara dayandýran burjuvalarýn korkusunu açýða vuruyor. Konu Avrupa’da yükselen iþsizlik, özellikle de saflarý sürekli dolan, burjuvalarýn mükemmel ordularýný bozguna uðratabilecek bir güce hýzla kavuþan genç iþsizlerin durumu. Konuþma þöyle; “Bu zir ve den son ra

GENÇLİK

Smokinlilerin Genç Ýþsizler Korkusu! ha týr la ma mýz ge re ken üç ke li me var sa, on lar hýz lý lýk, çün kü a cil bir du rum var. Da ya nýþ ma, çün kü bir nes li gör mez den ge le me yiz. Son o la rak ka li te, çün kü genç le re ger çek bir ge le cek su na cak iþ fýr sat la rý o luþ tur mak zo run da yýz” Hýzlýlýk çünkü, gençler kapitalizmin onlara sunduðu sefil yaþama uzun süre sessiz kalabilecek durumda deðil. Kapitalizmin siren sesleri çalýyor ve en

büyük tehdidi gençlikten alýyorlar. Dayanýþma çünkü, gençliðin yýkýcý gücüne karþý ancak tüm AB burjuvalarýnýn ortak dayanýþmasýyla karþý koyabilirler. Çünkü bugünkü genç nesil öylesine yaratýcý ve yýkýcý ki, görmezden gelinirse büyük hata edilmiþ olur. Kalite, çünkü eskimiþ ve ucuz sömürü yöntemleri ile gençlerin geleceðini yok etmek konusunda baþarýlý olamazlar. Daha esnek ve kapitalizme gençliði daha sýký baðlayacak kaliteli yöntemler bulmak arzusundalar. Zira AB’nin iþsizlik ile ilgili rakamlarýna bakýlsa dahi tüm çýplak gerçek ortaya çýkýyor ve her þeyi anlatýyor. Ýþte rakamlar, genel iþsizlik söz konusu olduðunda: Ýtalya’da iþsizlik %12,5. 2012 baþýnda bu rakam %8,9 düzeyindeydi. Yunanistan’da iþsizlik oraný %27,6. 2012 baþýnda bu rakam %21,4

Abdürrezzak Ekonomi Öğreniyor SERMAYE “Ser ma ye tüm gö ze nek le rin den kan ve i rin a ka rak ge lir dün ya ya”... Kafasýnda dönüp duruyordu bu söz. Sermayenin para olmadýðýný öðrenmiþti. Hayýr, para veya makine veya bina, toprak, ticari mal... bunlarýn hiçbiri deðildi sermaye. Hem hepsiydi, hem de hiçbiri! Böyle demiþti Aydýn. “Ne ka rý þýk þey ler böy le” diye geçirdi içinden. Bunca zaman sermaye dedim mi para gelirdi aklýna. Herkes de böyle bilirdi. Anlamak da anlatmak da anlaþmak da kolaydý bu þekilde. Ama Aydýn yine “alengirli þeyler” söyleyerek karýþtýrmýþtý kafasýný. Nasýl oluyordu da sermaye bir sürü kýlýða giriyordu. Farklý bedenlere giren kötü bir ruh gibi! Durdu. Beðenmiþti yaptýðý bu benzetmeyi. “Ay dýn a bi ye söy le ye yim bu nu. E mi nim ho þu na gi der” dedi kendi kendine. Tekrar yürümeye baþladýðýnda Hakan’la burun buruna geldi. “Ke çi nin is te me di ði ot bur nu nun di bin de bi ter miþ! Ner den çýk týn sen ya?” Ýkisi de güldü. “Ne o, Ab dül, de li gi bi ka þýn gö zün oy nu yor, gü lü yor sun ken di ken di ne!” Abdürrezzak elini Hakan’ýn omzuna koydu. “Sor ma, Ha kan, Ay dýn a bi nin dün an lat týk la rý ný dü þü nü yor dum da... Ak lý ma bir esp ri gel di, gül düm iþ te, n’apý yým!” “Dün Ay dýn a biy le mi gö rüþ tün? Bu gün de ðil miy di top lan tý?” Birlikte yürümeye baþladýlar. Bir yandan da toplantýyý konuþuyorlardý. Hakan, her zamanki gibi, ciddi þeyler konuþurken gözlerini kýrpýþtýrýp duruyordu. “Na sýl ya ni? Ser ma ye pa ra de ðil miy miþ?” “Hem pa ray mýþ hem de ðil miþ iþ te.” Hakan anlamaz gözlerle baktý. O sýrada derneðe gelmiþlerdi. Bir solukta çýktýlar merdivenleri. Sobanýn etrafý kalabalýktý yine. Selamlaþýp yerlerini aldýlar. “E kip ta mam. Baþ la sak ar týk...” Faruk’tu konuþan. Elleri yapýþtýrýcý kalýntýlarýyla doluydu. Fabrikadan koþtur koþtur gelmiþlerdi Erdinç’le. “Sýnýf”ýn çalýþkan öðrencileriydi ikisi de. Hakan hemen girdi söze. “Ar ka daþ lar, ser ma ye pa ra de ðil mi dir? Ab dül yol da ga rip ga rip þey ler söy le di. Yok þey tan, yok kö tü ruh, be den fa lan... Val la bi zim Ab dül’ü cin çarp tý di ye dü þün me dim de ðil ha!” Kahkahalar yükseldi. Abdürrezzak “seni seni” der gibi elini sallýyordu Hakan’a. Ayaða kalktý.

“Ön ce çay lar” deyip sobanýn üstündeki demliðe yöneldi. Bardaklar hazýrdý yandaki masada. Çaylarý doldurdu. Hýzla servis yapýldý. “Þöy le ki, ar ka daþ lar... Ser ma ye fark lý be den le re gi ren kö tü bir ruh gi bi dir! Ký lýk tan ký lý ða gi rer. Kah pa ra o lur, kah ma ki ne. Kah bi na o lur kah bil mem ne” “Ab dül... hýmmmm.... þa ir ol muþ sun sen.... hýmmm...” Behzat girmiþti söze, “gah e se rim rüz gar gi bi, gah to za rým yol lar gi bi.... hýmmm... Yu nus gi bi söy le din” Yine kahkalar yükseldi sobanýn etrafýndan. “Val la ben Ay dýn a bi nin ya lan cý sý yým.” Gülen yüzler Aydýn’a döndü. Yavaþ yavaþ sessizlik çöktü. “Ön ce lik le söy le ye yim. Gü zel benzet me yap týn, Ab dül. Du rum ka rý þýk de ðil as lýn da ar ka daþ lar. Çok a çýk. A ma za man za man bu ra da ko nuþ tuk la rý mý zý u nu tu yor su nuz. Bað lan tý kur mu yor su nuz. Ha liy le öð ren dik le ri ni zi fark lý bir dil le du yun ca þa þý rý yor su zun.” Haydar her zamanki aðýrbaþlýlýðýyla girdi söze. “E vet bi ze pa ra nýn ve malla rýn ser ma ye ol du ðu nu an lat mýþ týn, Ay dýn a bi.” “Sa de ce böy le mi de miþ tim” “Hayýr, para meselesi de vardý, dolaþým aracý, ödeme aracý, hesap parasý falan filan” “Ta bii bir de o var. Pa ra pa ra dýr, ar ka daþ! Bir o bir bu o lur muy muþ!” Hakan muzipçe gülüyordu bunlarý söylerken. “Doð ru söy lü yor sun, Ha kan. Pa ra pa ra dýr, top rak da top rak. Ay ný þe kil de bi na, ma ki ne vs. Bu me se le de de ði þen on lar de ðil dir. De ði þen on la ra yük le nen mis yon dur. On la rýn oy na dýk la rý rol de ði þir. Ha di Ab dül’e ö ze nip bir ben zet me de ben ya pa yým. Ay ný o yun cu nun ti yat ro sah ne sin de fark lý rol le re bü rün me si gi bi dir.” “Ne o, Ay dýn a bi, kýs kan dýn be ni ga li ba” Yine kahkaha koptu sobanýn etrafýnda. “Ar ka daþ lar, biz bu ça lýþ ma nýn da ha baþ la rýn da ne de miþ tik? Gör dü ðü nüz her þey, mad di var lý ðý nýn ö te sin de, bir top lum sal i liþ ki ta þý yý cý sý dýr. Bu ne demek tir? Di ye lim pa ra... Pa ra, salt bir ka ðýt ve ya ma de ni bir nes ne de ðil. Me se la siz o nun la bir þey ler a lýr sý nýz, böy le ce o mal la rýn pi ya sa da do la þý mý ný sað la yan bir a raç o lur. Borç ö der si niz, ö de me a ra -

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2012 Çocuk İşgücü Anketi’ne göre, nüfusun yüzde 20,6'sını oluşturan 6-17 yaş grubundaki 15 milyon 247 bin çocuktan 893 bini çalışıyor. düzeyindeydi. Ýspanya’da iþsizlik oraný %26,6. 2012 baþýnda bu rakam %22,8 düzeyindeydi. 2008’de ise sadece %8,6 seviyesindeydi. Gençlerin durumu ise burjuvazinin soluðunu kesiyor. Avrupa genelinde genç iþsizlerin oraný %24,1 düzeyinde. Fransa’da %25,6 - %26,1 aralýðýnda oynuyor, ki Fransa Avrupa’nýn en büyük ikinci ekonomisi... Ýtalya’da ise %40’ýn üzerinde, Ýspanya’da %56,5, Yunanistan’da ise %57,3 oranýnda görülüyor. Avrupa’da durum böyleyken, Türkiye’de ise iþsizlik oranlarý son yapýlan açýklamalara göre genel iþsizlik oraný %9,8 oranýndayken, genç iþsizler %18,7 seviyesinde. Neredeyse her 5 gençten biri iþsiz. Neredeyse her 5

gençten biri yaþamda yok sayýlýyor. Ýþsizlik bir zamanlar yedek iþçi ordusu olarak anýlýrdý. Bir zamanlar diyoruz çünkü uzun zamandýr iþsizlik kalýcý ve kapitalizm için büyük yýkýcý bir güç. O kadar ki iþsizlik sorununa dair AB dahil pek çok emperyalist birlik iþsizlerin, özellikle de genç iþsizlerin kendilerini vurmamasý için, gençliðin öfkesini dindirecek programlar organize ediyorlar. Ama sorunun temeline inmeyen hiçbir ‘çözüm’, sorunu tamamen ortadan kaldýramaz. Smokinli beyler ve bayanlar; kan ve gözyaþý üzerine kurulu düzenlerini, hayallerini çaldýklarý gençliðin öfkesinden koruyamayacaklar. Zira yaþamdan kovulan milyonlar, yaþamlarýný ve hayallerini savunmak için mücadele edecek ve mutlaka geleceðin sahibi olacaklardýr.

ÝLO( Uluslararasý Çalýþma Örgütü) verilerine göre 2013 yýlýnda dünyada 1524 yaþ arasýndaki genç iþsizlerin sayýsý 73,4 milyon. 2013 yýlýnýn sonuna kadar 3,5 milyonluk bir artýþýn olduðu ifade ediliyor.

Üniversitede Kulekol! cý o lur. Ba ki ye he sa býn da he sap pa ra sý o lur. So nuç ta pa ra ay ný pa ra. A ma her iþ lem de fark lý bir rol oy nar.” “Gör dün mü se nin þey ta ný, Ab dül!” Hakan takýlýyordu her zamanki gibi. “Þe tan be nim þey tan ho ca” Yine gülüþmeler oldu. Aydýn tekrar girdi söze. “Otur du ðu nuz e vi dü þü nün. Ba þý ný zý sok tu ðu nuz, ba rýn ma ný zý sað la yan bir bi na. Þim di siz, bi na lar a lýp sat ma ya baþ la sa nýz, ya ni bu i þin ti ca re ti ni yap sa nýz, ya ni gay ri men kul iþ le rin den pa ra ka za ný yor ol sa nýz, o bi na lar si zin ba rýn ma ih ti ya cý ný zý kar þý la ma nýn dý þýn da bir mis yon üst le nir. Ar týk ay rý bir ro lü var dýr. Ve o bi na si zin i çin ser ma ye ha li ne ge lir. Ay ný þey top rak i çin de ge çer li. Top rak ne dir? Ýn sa nýn var lý ðýn dan ba ðým sýz o la rak do ða nýn bir par ça sý dýr. Za man geç miþ in san top ra ðý par sel le miþ, mül ki ye ti ha li ne dö nüþ tür müþ. Þim di bu top ra ðý, di ye lim ta rým da kul la ný yor su nuz. Ha di çýp lak göz le gö rül sün di ye þöy le di ye lim. Çift çi lik ya pan bi ri le ri ne ki ra lý yor su nuz. Ba kýn n’oldu? O top rak par ça sý ser ma ye ye dö nüþ tü. “Ne re ye ba kar sa nýz ba kýn bu na ben zer ör nek gö rür sü nüz. Ya ni nes ne ler ken di ba þý na Bir þey i fa de et mez ler. Ken di ba þý na on lar sa de ce be lir li a maç lar la kul la ný lan nes ne ler dir. An cak bel li þartlar da ser ma ye ha li ne ge lir ler. Týp ký belir li þart lar da bu nes ne le rin me ta ha li ne gel me si gi bi.” Erdinç kafa salladý. “Val la ben an la dým. As lýn da me ta ko nu sun da bu nu u zun u zun an lat mýþ tý Ay dýn a bi. Bir de þu ‘e me ðin kar þý lý ðý’ tar týþ ma mýz da. Ha týr la sa ný za...” “Bra vo, Er dinç, o tar týþ ma mýz da bu ko nu yu e le al mýþ týk as lýn da. Ar ka daþ lar pa ra kaç bin yýl dýr var. A ma o nun serma ye ha li ne gel me si...” Abdürrezzak baðýrdý. “E me ðin öz gür e mek ol ma sý, me ta ha li ne gel me si i le o lur” “Çok doð ru, Ab dül. Bu ra dan çý kan so nuç as lýn da a pa çýk or ta da. Ka rý þýk hiç bir þey yok. Ser ma ye de ni len þey bir i liþ ki bi çi mi dir. Top lum sal i liþ ki bi çi mi dir. Bu sa ye de Ab dül’ün de di ði gi bi ser ma ye fark lý be den le re gi ren kö tü ruh gi bi, çok fark lý gö rü nüm ler le çý ka bi lir or ta ya. Ney miþ?” Koro halinde baðýrdýlar: “Ser ma ye bir top lum sal i liþ ki bi çi mi dir.”

Tunceli Üniversitesi’nin yeni yapýlan Aktuluk Kampüsü’nde jandarmaya ait gözetleme kulesi yapýldý. Rektör, yaptýðý açýklamada kulekolun valilik tarafýndan kendilerine gönderilen resmi bir yazý ile yapýldýðýný açýkladý. Öðrenciler ise bu durumdan rahatsýz. Öðrenciler yaptýklarý açýklamada kulekolun yapýlma nedeninin, Gezi Eylemleri’nden sonra hükümetin üniversiteler üzerindeki artan baskýsý olduðunu, öðrencileri baský ve sürekli gözetim altýnda tutmak amacýyla yapýldýðýný söylediler.

LÝSELÝLER BOYKOTTA Necip Fazýl Kýsakürek Anadolu Lisesi öðrencileri, kantinde satýlan saðlýksýz yiyecekleri ve yüksek fiyatlar nedeniyle okul kantinini boykot ediyorlar. Okul yönetimine baþvurulup söz alýnmasýna raðmen, okul yönetimi sözünde durmayýnca öðrenciler imza topladý. 350 öðrencisi bulunan okuldan 275 imza toplandý. Ayrýca okul içine dýþarýdan yiyecek getirilmesi de okul yönetimi tarafýndan yasaklanmýþ durumda. Öðrencilerin imza kampanyasý devam ediyor. Okul kantinini boykot ise sürüyor.

ÖLÜLERÝMÝZDEN DAHÝ KORKUYORLAR

Ali Ýsmail Korkmaz davasý Kayseri’ye taþýndý. Eskiþehir’de görülmesi gereken dava halkýn ve gençliðin yoðun katýlýmýndan duyulan endiþe ve korku ile davayý Kayse-

ri’ye taþýdý. Adalet Bakanlýðý Ceza Ýþleri Müdürlüðü, davanýn baþka bir yere taþýnmasý ile ilgili olarak Vali ile ayný görüþü paylaþtýðýný bildirdi. Tutuklu sanýklarýn sayýsýnýn çokluðu nedeniyle Eskiþehir Adliyesi’ne getirilmesinin güvenlik zafiyeti oluþturacaðýný iddia eden görüþün altýnda ise Sadullah Ergin’in ismi yer alýyor. Ayný zaman da gerekçeler içinde avukatlarýn terör örgütü baðlantýlý olduðu iddia edildi. Bu nedenle 20 Kasým günü görülecek olan mahkeme Kayseri’ye taþýndý. Oysa dava nereye taþýnýrsa taþýnsan, gençlik orada olacak ve katillerin peþinde olacaktýr.


7

20 Kasım - 4 Aralık 2013

*YÖK 32. yılında öğrencilere yasaklarla dolu bir hediye paketi gönderdi.

GELECEK

AVRUPA’DA ÖÐRENCÝLER SOKAKLARDA Öðrenci gençlik pek çok yerde eylemde. Eðitime ve gençliðe dönük saldýrýlara karþý sessiz kalmayan öðrenci gençlik Avrupa sokaklarýnýn soðumasýna izin vermiyor. Ýþgaller ve çatýþmalar bir çok yerde gerçekleþiyor. Ý TAL YA 10 Kasým’dan bu yana öðrenciler sokaklarda. Hükümetin 2014 yýlý bütçesinde eðitimden yaptýðý kesintilerden dolayý öðrenciler eylemlere baþladý. Roma, Milano, Torino ve Palermo’ da öðrencilerin yaptýklarý eylemler polisin müdahalesi ile çatýþmalara dönüþtü. Eylemlerde bir çok öðrenci yaralandý ve Torino da onlarca gözaltý var. Eylemler hýz kesmeden devam ediyor.15 Kasým’da Roma öðrencileri tekrar sokaklarý doldurdu. Yaðmur altýnda Roma’da baþlayan yürüyüþ 4 saat sonra Repubblica Meydaný’nda olaysýz sona erdi. Torino, Bologna, ve Cagliari yürüyüþlerde çatýþmalar çýktý. Milano’daki eylemde Google binasý iþgal edilmeye çalýþýldý.

BUL GA RÝS TAN Eylül ayýndan bu yana 7 üniversiteyi iþgal altýnda tutan öðrenciler, 15 üniversite de eylemler sürdürüyor. En son olarak öðrenciler Sofya’da meclise yürüdüler. Öðrenciler hükümetin istifasýný talep ettiler. Ancak eylemde polis eylemcilere gaz bombalarý ile müdahale etti ve çatýþmalar çýktý.

vinde. Üniversite öðrencisi olan Jorge 33, Alex 31, Gisela 27, Alex 26 ve Frank 13 gündür yalnýzca þekerli sývý tüketiyorlar ve hükümetin istifa etmesini istiyorlar.

YU NA NÝS TAN Hafta boyunca üniversite personelinin grevi Atina Üniversitesi ve Atina Teknik Üniversitesi’nde devam ediyor. Öðrenciler ise grevcilere destek için üniversitelerde iþgaller baþladý. Grev nedeniyle 10 haftadýr 2 üniversite de ders yapýlamýyor. Hükümetin üniversitelere olan saldýrýlarýna karþý akademisyenler, çalýþanlar ve öðrenciler eylemlerine devam ediyor.

ÝS VEÇ Kamusal eðitimin en geliþkin olduðu ülkelerden Ýsveç’te yüksek eðitimin özelleþtirilmesine dönük yasal düzenlemelere gidilmesi, üniversite öðrencilerini sokaða döktü. Hükümet üniversitelerin özel sermaye tarafýndan finanse edilmesi yoluyla özelleþtirilmesinin önünü açmak isterken, öðrenciler de buna karþý 14 Kasým’da Lund, Göteborg, Uppsala ve Stokholm kentlerinde düzenlediði yürüyüþlerde üniversitelerin iþgal edilmesi çaðrýsýný yaptý.

ÝS PAN YA Hükümetin eðitimden kestiði paralarý “bankalarý kurtarma yasasý hazýrlayarak” büyük sermayeye ve bürokrasiye yedirdiðini öne süren 5 öðrenci, Madrid’de süresiz açlýk gre-

Üniversitelerde Faþist Saldýrýlar Bir süredir eylemlerle gündeme gelen üniversiteler, bu defa faþist saldýrýlarla gündeme geldi. Faþist öðrenciler polislerle iþbirliði altýnda devrimci demokrat yurtsever öðrencilere saldýrýlar düzenleyerek onlarý sindirmeye çalýþýyor. Tüm bu saldýrýlara raðmen devrimci demokrat öðrenciler mücadelelerine devam ediyor. Sivas’ta polislerle iþbirliðinde faþistler yurtsever öðrencilere saldýrdý. Daha sonra ise polisler ‘müdahale etti’ ve yurtsever öðrenciler gözaltýna alýndý, 6 öðrenci ise tutuklandý. Bir diðer saldýrý ise Ege Üniversitesi’nde gerçekleþti. 15 Kasým’da, Nusaybin’de yapýlan duvara karþý yürüyüþ sonrasýnda saldýran faþistlere karþý, 18 Kasým günü DÖB’lü öðrencilerin de katýldýðý, saldýrýyý teþhir ve protesto etmek amacýyla bir yürüyüþ yapýldý. Bütün bunlar olurken Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde de faþistlerle yurtsever öðrenciler arasýnda 3 gün boyunca süren gerginlikler ve çatýþmalar yaþandý.

YUNANÝSTAN’DA ANTÝ-FAÞÝST EYLEMLER

UMUT GÜNEŞ

Kıdem Tazminatının Gaspı Ve Gençlik

Son dönemlerde iþçileri ilgilendiren son derece önemli bir konu sendikalar, sermaye sýnýfý ve hükümetin temsilcileri arasýnda tartýþýlýyor. Tartýþýlan konu kýdem tazminatýnýn fona devredilmesi. Hükümet “iþçilerin %90’ý kýdem tazminatýný alamýyor” diyor ve bu yüzden kýdem tazminatýnýn fona devredilmesini istiyor. Öncelikle bu konu sadece bugünün iþçilerini ilgilendirmiyor. Bu toplumun geneline dönük bir saldýrýdýr ve gençliði de büyük oranda etkilemektedir. Çünkü gençliðin çalýþma hayatýna girmesinden sonra elinde gerçek anlamda hiçbir güvence kalmayacak. Þu an güvenli bir çalýþma hayatýndan bahsedilemez elbette ama “küçük” de olsa bir güvence ifade eden tazminat hakký fona devredildiðinde neler olacak? Devletin fonlarla ilgili geçmiþine bakýlýrsa neler olduðu görülebilir. Sermaye sýnýfý saldýrýyor ama gençliðimizin ne yapacaðý önemli. Ýþte burada bir örneði hatýrlamak bize yol gösterebilir. 2006 yýlýnda Fransa’da CPE(yeni iþ sözleþmesi) yasasýna karþý eylemlerde iþçi ve emekçilerin yaný sýra üniversiteli-liseli gençlik de sokaklara çýkmýþtý. Yüzbinler halinde sokaklarý dolduran gençlik “geleceðimizi karartmanýza izin vermeyeceðiz” sloganýyla mücadeleye atýlmýþ ve baþarý elde etmiþlerdi. Burada mücadelenin baþarý kazanmasýnýn yanýnda önemli olan bir baþka konu ise gençliðin toplumun geneline yönelik saldýrýlara sessiz kalmamasýdýr. Sermayeye geri adým attýrmasýnýn arkasýnda da bu yatýyor zaten. Peki hükümetin ve ona yakýn sendikalarýn istediði olursa neler olacak? 1) Tazminat hakkýnýn fona devredilmesinden sonra iþten atmalar daha da kolaylaþabilecek ve atýlmalardan sonra sermaye sýnýfý iþçilere bir þey ödemek zorunda kalmayacak. 2) Ýþçilerin ve haliyle toplumun genelinde zaten yüksek olan sefalet daha da artacak. 3) Burjuvazi açýsýndan maliyet hesaplarý düþecek ve bu iþ kazalarýný, cinayetlerini arttýracak. Çünkü fona devirden sonra kýdem tazminatýný almanýn koþullarý daha da zorlaþacak. Esnek çalýþma þartlarýnda zaten iþçiler güvenceli bir çalýþma þartlarýndan uzakta iken, fona devirden sonra tazminatýnýzý almanýz için (Tabi 15 yýllýk süreyi doldurmuþ olmanýz gerekiyor) ya öleceksiniz ya da emekli olacaksýnýz. Esnek çalýþma þartlarýnda bu kadar uzun çalýþmak mümkünse tabi. Zira tazminat ödememek için iþçileri 11 ay çalýþtýrdýktan sonra girdi çýktý yapýyorlar. Bundan çýkarý olan sadece sermaye sýnýfý deðil elbette. Her þeyden önce hükümet Kýdem tazminatýnýn fona devredilmesini sýcak paraya olan ihtiyacýndan kaynaklý hararetli bir biçimde istiyor. Bu sýcak paraya endeksli ekonominin zor durumda olduðunu gösteriyor. Bu nedenle gençlik bu tartýþmalara kendi tarzýyla dahil olmalýdýr. Yýllar önce Fransýz yoldaþlarýnýn yaptýðý gibi sokaklara çýkmalýdýr. Biz kapitalizmin sýnýrlarý içinde bir güvencenin olmadýðýný biliyoruz. Ama gençliðin sefilce bir yaþamý kabul etmeyeceðini de biliyoruz. Ýþçi sýnýfýn yanýnda saf tutmak ve bizleri sefalet içinde bir yaþama mahkum etmek isteyen sermaye sýnýfýna karþý gücümüzü ve birliðimizi saðlamlaþtýrma zamaný. Zira bir ayaklanma deneyimi yaþadýk ve anýlarý hala taze ve kýdem tazminatýnýn gaspý da bir ayaklanma sebebi olabilir.

Yunanistan’da anti-faþist eylemler bu yýlda gündeme oturdu. 17 Kasým günü, darbenin 40. yýlýnda baþta Atina ve Selanik olmak üzere, birçok ilde üniversite öðrencileri sokaktaydý. ABD ve NATO karþýtý sloganlarla yürüyen öðrenciler, bazý illerde polisle çatýþtý. Öðrenciler Amerikan konsolosluðu önünde de eylemler yaptýlar. AB, ABD ve Nazi bayraklarýný yaktýlar.

“Arkadaþýmýz Þu An F Tipinde Stajýný Yapýyor” Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 15 Kasým Cuma günü yapýlan mezuniyet törenine devrimci avukatlara yapýlan tutuklamalar, Van’da yaþanan deprem sonrasý sorunlar (konut-ýsýnma sorunlarý vs), Rojava sýnýrýna örülen duvar, Haziran ayaklanmasýnda katledilen ve tutuklananlar damgasýný vurdu; pankart ve dövizler açýldý. Diplomalarýn verildiði sýrada aralarýnda DÖB’lü öðrencilerin de olduðu devrimci- demokrat öðrenciler “Ne Güzel Þeysin Sen Yaþýn Hep 19, Ali Ýsmail Korkmaz Ölümsüzdür” yazýlý pankart açýtý. Bu esnada “Her Yer Taksim Her Yer Direniþ” sloganý yüzlerce kiþi tarafýndan atýldý.

2006’da Paris’te CPE Karşı Yapılan Bir Eylem


8

Emeğin Dünyası

AYAKLANMA; ÝKÝ TUTUM: DEVRÝM VE MUHALEFET

20 Kasım - 4 Aralık 2013

Arkadaþlarý Ýçin Yürüdüler

I þýk kent A yak ka bý Si te si’nde ça lý þan iþ çi ler 16 Ka sým gü nü gü ven ce siz iþ ko þul la rý na kar þý bir yü rü yüþ ger çek leþ tir di.

Özgür Güven Türkiye ve Kürdistan birleþik devrimi açýsýndan büyük bir sýçrama yaþandý. Bu, devrimin gerçek bir atýlýmýydý. Neredeyse bütün kentleri kapsayan bu genel ayaklanmayý tekrar tekrar incelemek, birleþik devrimimiz açýsýndan sonuçlar çýkarmak gerekiyor. Marx olsun Lenin olsun, insanlýðýn ileriye doðru evriminde yaþanan sýçramalara, devrimci dönemlere büyük deðer verirler. Bu sýçrama dönemlerinde, daha önceki bütün süreçte biriken sorunlar çeliþkiler kendilerini açýk olarak ortaya koyarlar. Böylesi alt üst oluþ dönemlerinde toplumdaki bütün sýnýf ve katmanlarýn olaylar karþýsýndaki sýnýfsal tepkileri, tutumlarý, davranýþlarý büyük bir açýklýkla ortaya çýkar. Tarihsel olaylarýn yaþandýðý böylesi sýçrama dönemleri tarihsel açýdan önemli ve toplumsal yaþam açýsýndan da tayin edici dönemlerdir. Marx ve Lenin kendi tezlerini geliþtirirken büyük önem ve deðer verdikleri gibi, kendi tezlerinin doðruluðunu da böylesi tarihsel olaylar içinde sýnar; tekrar tekrar bu dönemdeki olaylarý, sýnýflarýn davranýþlarýný irdeler; daha sonraki dönemlerin örgütlenme biçimleri için sonuçlar çýkarýr, politik çatýþma noktalarýný ve politik görevleri bu ýþýk altýnda deðerlendirirler. Onlar açýsýndan felsefe burada baþat bir rol oynar. Felsefe kategorilerle düþünür ve olaylarý irdeleyip açýklarken baþvurduðu kavramlar vardýr. Leninistlerle küçük burjuva sol arasýndaki en belirgin farklardan biri de devrim, iktidar ve muhalefet kavramlarýnda açýða çýkar. Leninistlerin bütün argümanlarýnda, devrimci mücadele, devrim ve iktidar sorunu önemli bir yere sahiptir. Çünkü aslolan devrimdir ve bir devrimin en temel sorunu da iktidar sorunudur. Küçük burjuva hareketin argümanlarýnda çok sevdikleri bir kavrama, “muhalefet” kavramýna yer verdikleri herkesin malumu. Leninistler özellikle devrim ve iktidarý politik bir hedef olarak ortaya koyup, ayaklanmacýlara devrim ve geçici devrim hükümetini anlatýrken, küçük burjuva hareket, politik kavramlar ve net hedefler yerine, basitçe, teknik olarak parlamenter bir kavram olarak “muhalefet” kavramýný kullandý; muhalefet konumunda kalmayý tercih etti. Devrim ve iktidar, belirgin politik kategorilerdir, oysa “muhalefet” sadece parlamenter bir sözcük ki, hem sosyal reformistleri ve gönüllü takipçilerini hem de CHP gibi tekelci burjuvazinin kimi partilerini, yani bugün açýsýndan hükümette bulunan AKP dýþýndaki bütün partileri kapsar. Muhalefet kavramý, burjuva sýnýf egemenliðinin, kapitalizmin sýnýrlarýný aþmadýðý için düzen içinde kalýr. Oysa devrim varolaný yýkmayý, kapitalizmi burjuvazinin ekonomik ve politik iktidarýný havaya uçurmayý, proletarya, ezilen ulus ve ulusal topluluklardan emekçi yýðýnlarýn iktidarý ele geçirmesini ifade eder. Bizde yaþanan Haziran ayaklanmasý ve sonrasýndaki süreçte ne olduðuna bu ýþýk altýnda bakýnca görülen tablo, küçük burjuva hareketin, ayaklanmacýlarýn önüne yeniden seçim sandýðý koyacaðýný gösteriyor. Kendilerini muhalefet olarak tanýmlayanlarýn koskoca bir ayaklanmadan çýkardýklarý sonuç, seçimlerde elde edecekleri yerel yönetimler ve parlamenter hayaller oluyor, ama asla devrim deðil. Þimdi Leninistler açýsýndan önümüzdeki döneme dair görevler daha bir netlik kazanýyor. Burada Leninistlerin yapmasý gereken proletarya, ezilen ulus ve ulusal topluluklardan emekçi yýðýnlar içinde devrimin görevleri, mücadele ve örgütlenme biçimleri hakkýnda düþüncelerini yaygýn olarak anlatmak, kavratmak olmalýdýr. Bütün uluslardan ve ulusal topluluklardan ezilen, sömürülen emekçi yýðýnlara, halklara, kendi istedikleri bir yaþamý, daha ileri bir yaþamý kurmanýn biricik yolunun devrimci mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeleri ve devrimin zaferiyle gerçekleþebileceðini ikna edici biçimde anlatmak ve örgütlenmelerini saðlamaktýr.

BEDAÞ Ýþçileri Yine Eylemde geldiðini, yine 20 Ekim’de DÝSK binasýnda yapýlan yeni üyelere rozet takma töreninin ardýndan 5 iþçinin iþten çýkarýlmasýnýn tesadüf olmadýðýný bildiklerini belirtti.

BE DAÞ’tan 5 iþ çi nin iþ ten a týl ma sý ü ze ri ne E ner jiSen ü ye le ri tek rar ça dýr la rý ný ku ra cak. Enerji-Sen üyeleri BEDAÞ’ta iþten atýlan 5 arkadaþlarýnýn iþe geri alýnmasý için 14 Kasým’da yürüyüþ ve basýn açýklamasý yaptý. Açýklamayý iþten atýlan iþçilerden Mustafa Bozali okudu. BEDAÞ’ýn Cengiz-Kolin-Limak’a satýlmasýnýn ardýndan enerji iþçilerinin iþten atýlma ve çalýþma þartlarýndaki sorunlarýn günden güne artmaya baþladýðýný söyledi. Bozali, iþten atmalarýn Enerji-Sen’in üyelerinin arttýðý zamanlara denk

BEDAÞ yönetiminin bir yandan iþçilerin çalýþma þartlarýný daha dayanýlmaz hale getirirken bir yandan da Enerji-Sen örgütlenmesini iþten atmalarla ve Tes-Ýþ Sendikasý iþbirliðiyle engellemeye çalýþtýðýný da ifade etti. “DÝSK/E ner ji-Sen o la rak ye ni den da ha ön ce yüz ler ce gün di re niþ ça dýr la rý kur du ðu muz ve zafer le ay rýl dý ðý mýz BE DAÞ ö nün de yiz. Ko lin Li mak Cen giz or tak lý ðý hu kuk dý þý dav ra nýþ la rýn dan vaz ge çip a tý lan iþ çi le ri ge ri a la na ka dar BE DAÞ ö nün den ay rýl ma ya ca ðýz” dedi. Ýþçiler BEDAÞ önüne geldiðinde güvenlik görevlilerinin iþçilerin fotoðraflarýný çekmeleri üzerine kýsa bir tartýþma yaþandý. Durumu sloganlarla protesto eden enerji iþçileri her gün sabah 09.00 ile akþam 17.00 saatleri arasýnda BEDAÞ önünde eylemlerini sürdürecek.

“Ayaklarýnýzýn Yere Deðen Sesi”

“Ülkemizde yaþam koþullarýnýn tüm çalýþanlarý aðýr çalýþma koþullarýna mahkûm ettiði bir dönemde FenÝþ Alüminyum çalýþanlarýnýn, bizleri açlýkla terbiye etmek istiyorlar” Fen-iþ iþçileri direniþlerinin 68. gününde iþ cinayetinde hayatýný kaybeden Nizamettin arkadaþlarý Önelge için 13 Kasým günü yürüyüþ yaparak iþ cinayetlerini protesto ettiler. Fen-Ýþ iþçilerinden Nizamettin Önelge de iþten atýlmasýnýn ardýndan direniþe katýlan iþçilerdendi. Fakat 3 aylýk maaþý ve tazminatýný alamayýnca, 5 çocuk babasý Önelge, iþsizlik maaþýyla evini geçindiremediði için inþaat iþlerinde çalýþmak zorunda kalmýþtý. Ýþ baþlamasýndan 2 gün sonra çalýþtýðý inþaatta asansör boþluðunda duran suntalarý kaldýrýp temizlik yapmak isterken 5. kattan asansör boþluðuna düþerek yaþamýný yitirdi. Fen-Ýþ iþçileri, arkadaþlarýný unutmadýklarýný ve ailesinin yalnýz olmadýðýný göstermek istediler. Eylemlerinin 68. günde hem iþsizliðin sesini duyurmak hem de iþ cinayetlerini protesto ederek bir yürüyüþ yaptýlar. Fabrikadan baþlayarak Gebze kent meydanýna kadar yürüyüþ yapan Fen-Ýþ iþçileri “Katil Aloðlu Hesap Verecek”, “Kaza Deðil Ýþ Cinayeti”, “Patronlardan Hesabý Emekçiler Soracak”, “Nizamettin Önelge Yaþýyor”, “Çalýþýrken Ölmek Ýstemiyoruz” sloganlarý attýlar.

Gebze Kent Meydaný’na gelindiðinde “Nizamettin Önelge Yaþýyor” sloganý atýlarak 5 dakikalýk oturma eylemi yapýldý. Ýþ cinayetinde yaþamýný yitirenler için saygý duruþunda bulunulduktan sonra Çelik-Ýþ Gebze Þube Baþkaný Þerafettin Koç basýn açýklamasý yaptý. “Ülkemizde yaþam koþullarýnýn tüm çalýþanlarý aðýr çalýþma koþullarýna mahkûm ettiði bir dönemde Fen-Ýþ Alüminyum çalýþanlarýnýn, bizleri açlýkla terbiye etmek istiyorlar” diyen Koç, bu aðýr saldýrý karþýsýnda direnen Fen-Ýþ Alüminyum iþçilerinin bir neferi olan Nizamettin Önelge’nin yaþadýðý ekonomik ve sosyal sýkýntýlarý göðüsleyebilmek için inþaatlarda yevmiyeci olarak iþe baþladýðýný ve yaþadýðý talihsiz kazadan dolayý iþ cinayetlerinin yeni bir kurbaný olduðunu söyledi. Fen-Ýþ iþçilerinin yaþadýðý sürece de deðinen Koç, bu iþ cinayetinin baþ sorumlusunun ise Fen-Ýþ patronu Sedat A-loðlu olduðunu belirtti. “Nizamettin kardeþimizin manevi huzurunda söz veriyoruz. Mücadelemiz zaferle sonuçlanýncaya kadar direniþimizi kararlýlýkla sürdüreceðiz ve kazanacaðýz” dedi. Fen-Ýþ iþçileri arkadaþlarý Nizamettin Önelge için konuþmalar yaptýlar.

Konak YKM önünden baþlayýp Eski Sümerbank’ta son bulan yürüyüþ esnasýnda sýk sýk “Kundura Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “Susma Haykýr Emeðine Sahip Çýk”, “Sigortasýz Çalýþmak Ýstemiyoruz”, “Sendika Hakkýmýz Engellenemez”, “Ücretli Köle olmayacaðýz” sloganlarý atýldý. Eski Sümerbank’a gelindiðinde okunan basýn metninde “Kim bu ya ný mýz da yü rü yen, ba ðý ran, ça ðý ran ko ca gürül tü di yor su nuz dur bel ki. Biz ler kun du ra iþ çi le ri, a yak la rý ný zýn ye re de ðen se si! Siz le ri kö þe de ki o to büs dura ðý na gö tü ren, iþ çý ký þý sev dik le ri ni ze, sa ba hýn uy ku mahmur lu ðun da i þe, ço cu ðu nu zu o kul ser vi si ne ta þý yan bi zim el le ri miz dir. Her gün vit rin le re, Pa zar tez gah la rý na di zil miþ kun du ra la rý ü re ten, ya ra tan biz le rin e me ði-a lýn te ri dir. Bir kun du ra sa de ce a yak nu ma ra sý de ðil dir. Bir kundu ra; in sa ni ol ma yan sað lýk sýz ko þul lar da, si gor ta sýz, iþ gü ven li ði ve sað lý ðý ol ma dan ça lýþ mak de mek tir. Bir kundu ra; ço cu ðu mu zun ü ni ver si te harç lý ðý, e vi mi zin pa zar mas ra fý, ba þý mýz da ki da mýn ki ra sý. Ya ni ha ya tý mý zý ka zan dý ðý mýz, ya þa dý ðý mýz her þey de mek tir. Bu ra dan Ça lýþ ma ve Sos yal Gü ven lik Ba kan lý ðý’na ses le ni yo ruz. Biz ler in san o nu ru na uy gun ko þul lar da ça lýþmak is ti yo ruz. Biz iþ çi ler bi li yo ruz ki ka pý da bir sa vaþ var sa; bu sa vaþ zen gin le rin sa va þý dýr. Su ri ye’nin bi zim gi bi yok sul halk la rý na kar þý bir sa vaþ gün de mi miz de. Bu sa va þýn kat li a mý na, yað ma sý na uð ra mak is te me yen bin ler ce in san ye rin den yur dun dan ol du ve kom þu dev let le re sý ðýn dý. Bu dev let ler den bir ta ne si de Tür ki ye’dir. Tür ki ye’de ki bü tün pat ron lar a töl ye ler de Su ri ye li iþ çi le ri ka rýn tok lu ðu dene cek üc re te sö mü rüp, bi zim kar þý mý za re ka bet un su ru, pa zar lýk ko nu su o la rak çý kar mak ta dýr lar. I þýk kent A yak ka bý cý lar Si te si’nde de du rum bun dan fark lý de ðil. Bu in san lar gü ven ce siz-ka çak di ye en a ðýr ko þul lar da ça lýþ tý rý lý yor. Bu ra dan baþ ta Ça lýþ ma Ba kan lý ðý’na ve Si te Yö ne tim Baþ ka ný Tah sin Gü zel’e bir kez da ha hay ký rý yo ruz. ‘Biz ler, I þýk kent Kun du ra Ýþ çi le ri o la rak 8 sa at lik iþ gü nü, si gor ta, iþ gü ven ce si ve in san o nu ru na ya ra þýr bir üc ret is ti yo ruz.’ Bun lar bi zim en ma kul ve in sa ni ta lep le ri miz dir. Biz le rin mü ca de le si ve ta lep le ri baþ ka bir hal kýn yok sul iþ çi le ri ne de ðil, on la rý ve bi zi bu iþ ko þul la rýn da ça lýþ tý ran la ra dýr Bu mü ca de le den as la vaz geç me ye ce ðiz. Her tür lü hak ký mý zý a töl ye le ri miz de, so kak ta, fo rum lar da di le ge ti rip sa vu na cak ve mü ca de le e de ce ðiz.” dendi. Eylem sloganlarla son buldu. Mü ca de le Bir li ði/Ýz mir

Eğitim-Sen'den 23 Kasım İçin Çağrı

ODTÜ’de Kavga Daha Yeni Baþlýyor

E ği tim Sen İs tan bul Şu be ler Plat for mu Ga la ta sa ray Li se si ö nün de bas kı la ra ve ya şam tar zı na ka rı şıl ma sı nı pro tes to et mek i çin bir ey lem yap tı lar. Ga la ta sa ray Lisesi önünde 9 Kasım günü Eğitim-Sen Şubeler Platformu "Yaşam Tarzına Yönelik Müdahalelere Üyelerimiz Üzerindeki Baskı Soruşturma Ve Sürgünlere Karşı Sesiz Kalmayacağız" yazılı pankart açtılar. Eylemde eğitim emekçileri "Baskılar Bizi Yıldıramaz", "AKP Şaşırma Yaşamıma Dokunma" sloganları attılar. KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Turgut Basın açıklamasını okudu. Turgut, “Tür ki ye'de baş ta e ği tim hak kı ol mak ü ze re, en te mel in san hak la rı ve öz gür lük ler yok sa yıl mak ta en te mel de mok ra tik ta lep ler bi le teh dit ler le, bas kı ve şid det le bas tı rıl ma ya ça lı şıl mak ta dır" dedi. Turgut siyasi iktidarın taleplerini yok sayan anlayışına karşı en güçlü ve etkili yanıtı vermek için 23 Kasım'da Ankara'da kitlesel basın açıklamasına katılım için çağrı yaptı. Eylem sloganlarla sona erdi.

ODTÜ’de çalýþan 300 emekçi, Rektörlük’le toplu sözleþme görüþmelerinde talepleri karþýlanmadýðý için 13 Kasým Çarþamba günü Rektörlük önünde yaptýklarý basýn açýklamasýyla birlikte eylemlilik süreçlerini baþlattýklarýný duyurmuþlardý. Taleplerine dönük herhangi bir geliþme olmadýðý taktirde 25 Kasým’dan itibaren greve çýkacaklarýný söyleyen ODTÜ iþçileri, 15 Kasým sabahýnda da Kamu-Ýþ Genel Merkezi önünde basýn açýklamasý yaptýlar. Basýn açýklamasýnýn ardýndan ODTÜ Rektörlüðü önüne gelen emekçiler burada da Rektöre seslerini duyurdular. “Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor”, “Vur Vur Ýnlesin Rektör Dinlesin” sloganlarýyla birlikte kýsa bir konuþma yapan emekçiler, Rektörlük tarafýndan bir adým atýlmadýðý halde greve gideceklerini tekrarlayarak, sendikanýn Aralýk ayýndan itibaren emekçilere ücretlerinin taraflarýndan karþýlanacaðýný söylediðini de duyurdular. Ankara MB


“Kýdem Tazminatýmýzdan Geleceðimizden Vazgeçmeyeceðiz” Türk Ýþ Ýstanbul Þubeler Platformu üyesi sendikalar kýdem tazminatýnýn fona devredilmesini protesto ettiler. Polis iþçilerin yürüyüþüne izin vermedi. Ýþçiler daðýlýrken Tarlabaþý Bulvarýný trafiðe kapattýlar.

9 Kasým günü Türk Ýþ’e baðlý iþçi sendikalarý þubeleri Beyoðlu Tünel Meydaný’ndan Galatasaray Lisesi önüne yürüyüþ gerçekleþtirmek istediler. Tünel Meydaný’nda toplanan Deri Ýþ, TÜMTÝS, Yol Ýþ, TGS, Tek Gýda Ýþ üyesi iþçiler ve iþten çýkartýlan ve eylemde olan Punto Deri Ýþçileri de katýldý. “Kiralýk Ýþçi Olmayacaðýz, Kýdem Tazminatýmýzdan, Geleceðimizden Vazgeçmeyeceðiz” yazýlý pankart açan iþçilerin önünde yüzlerce çevik kuvvet polisi, TOMA ve onlarca sivil polis Ýstiklal Caddesinde yürüyüþlerinin önünde barikat kurdu. Ýþçiler sýk sýk “Ýþçilere Deðil Çetelere Barikat”, “Kýdem’den Vazgeçmeyeceðiz”, “AKP Ýstifa”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Kýdem Hakkýmýz Gasp Edilemez”, “Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz” sloganlarý atýldý. Ýþçilerin önüne kurulan barikat kaldýrýlmayýnca, iþçiler 10 dakika oturma eylemi ger-

Köleliðe Karþý “#DirenÝþçi”ler Ýstanbul ve Ýzmit’te Yürüyüþ Yaptý

çekleþtirdiler. Ardýndan basýn açýklamasýný Yol Ýþ Sendikasý 1 Nolu Þube Baþkaný Erdem Tercan; “Devlet;patronlarý kýdem tazminatý yükünden kurtarmak, esnek ve güvencesiz çalýþmanýn kurallarýný yerleþtirmek için çaba sarf ediyor“ dedi ve kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasýnýn yalnýzca bir hakkýn kaldýrýlmasý deðil, geleceðin de güvencesizleþtirilmesi anlamýna geldiðini, iþçiler için Kýdem Tazminatý’nýn patron karþýsýnda güvence olduðunu söyledi. Tercan; “Baþta Konfederasyonumuz Türk Ýþ’in, Genel Kurul kararý olan “genel grev” hakkýný mutlaka kullanmasýný istiyoruz” dedi. Ýþçiler Tünel’den Þiþhane-Tarlabaþý Bulvarýný trafiðe kapatarak otobüslerin bulunduðu TRT binasýnýn önüne kadar “Her Yer Taksim Her Yer Direniþ”, “Kýdem Hakkýmýz Gasp Edilemez” sloganlarýyla daðýldýlar. Eylem iþçilerin araçlarýna binmesiyle sona erdi.

Maden Ýþçisi Kýdem Tazminatýna Sahip Çýkacak

#Direniþçi Kampanyasý kapsamýnda kýdem tazminatýnýn fona devredilmesi, kölece çalýþma koþullarýna ve taþeron çalýþtýrmaya karþý DÝSK üyesi yüzlerce iþçi DÝSK Genel Merkezi önünden Mecidiyeköy Meydaný’na yürüdü.

DÝSK’in kýdem tazminatýnýn fona devredilmesine karþý baþlattýðý “Köleliðe Karþý #Direniþçi Kampanyasý” kapsamýndaki eylemleri devam ediyor. DÝSK üyesi yüzlerce iþçi 14 Kasým günü Þiþli’deki DÝSK Genel Merkezi önünde kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasý, taþeron çalýþma sistemi ve kölece çalýþma koþullarýný protesto eden dövizlerle DÝSK pankartý arkasýnda toplandý. “Ölmek Var Dönmek Yok, Tazminatý Vermek Yok”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Her Yer Taksim Her Yer Direniþ”, “Bu Daha Baþlangýç Mücadeleye Devam” sloganlarýyla Mecidiyeköy Meydaný’na yürüdü. Yolun tek þeridi trafiðe kapatarak yürüyüþlerini sürdürdüler. Mecidiyeköy Meydaný’nda köprüye “AKP Emekçilere Kölelik Dayatýyor Kýdem Tazminatýmýz Ýþ Güvencemizdir Yok Edilemez –Köleliðe Karþý #Direniþçi” yazýlý pankart asýldý. Basýn açýklamasýný ise DÝSK Genel Baþkaný Kani Beko yaptý. Kýdem tazminatýnýn gasp edilmesine karþý DÝSK olarak 24 Ekim’den beri sokaklarda olduklarýný ve Ankara, Ýzmir, Konya, Kayseri, Antalya, Ýstanbul Kartal ve Mecidiyeköy, Gebze ve Ýzmit’te eylemler yapýldýðýný hatýrlatan Beko, kýdem tazminatýnýn fona devredilmesine iliþkin görüþmelerde iþçi sýnýfýnýn taleplerini tek tek ifade ettiklerini ve þimdi de sokaklarda da taleplerini haykýrmaya devam ettiklerini belirtti. Hükümetin “Kýdem tazminatýný kaldýrmýyoruz, fona devrediyoruz” þeklindeki açýklamalarýna iliþkin ise daha önceki dönemlerde tasarruf teþvik fonlarýnýn da iþçilere ev almalarýný saðlayacaðý söylenerek getirildiðini söyleyen Beko “Kýdem tazminatýnýn fona devri, kýdem tazminatý hakkýnýn yok edilmesinden baþka bir þey deðildir” dedi. Hükümetin IMF ve DB’den 6,2 milyar dolarý þartlý borç aldýðýný ve bu þartýn da Ulusal Ýstihdam Strateji’sini hayata geçirmek olduðunu söyleyen Beko Ulusal Ýstihdam Stratejisi’nin 2014 Programýnýn ise kýdem tazminatýnýn fona devredilmesi al-

9

Emeğin Dünyası

20 Kasım - 4 Aralık 2013

týnda istihdam faaliyetinin düþürülmesi ve iþ gücü piyasasýnýn daha esnek olmasýnýn yer aldýðýný belirtti. “Bunun anlamý bizim, yani iþçi sýnýfýnýn dilinde anlamý kýdem tazminatýný kaldýracaðýz daha ucuz ve güvencesiz iþ gücü yaratacaðýz demektir” dedi. DÝSK olarak kýdem tazminatýnýn fona devredilmesinin taþeron iþçilerin sendikal haklarýndan yararlanmasýnýn önündeki engellerin kaldýrýlmasý anlamýna geldiðini söyleyen Beko, taþeron çalýþma sistemi, güvencesiz çalýþma ortadan kaldýrýlýncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. DÝSK ayný gün Ýzmit’te de yaklaþýk 5 bin iþçi ile kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasýný protesto etti. Merkez Bankasý önünde toplanan DÝSK’e baðlý sendikalardan iþçiler “Kýdem Tazminatlarýmýz Ýþ Güvencemizdir Yok Edilemez” pankartýyla yürüdü. Sabri Yalým Parký’na kadar “Susma Sustukça Sýra Sana Gelecek”, “Vur Vur Ýnlesin Hükümet Dinlesin”, “Hükümet Þaþýrma Sabrýmýzý Taþýrma” sloganlarý attý. Eyleme DÝSK Genel Baþkaný Kani

Beko ve Lastik Ýþ Genel Baþkaný Abdullah Karacan da katýldý. Kýdem tazminatlarýnýn yenilmek istendiðini söyleyen DÝSK Genel Baþkaný Kani Beko konuþmasýnda “Burada yapýlmak istenen Türkiye’deki 12 milyona yakýn iþçi arkadaþlarýmýzýn kýdem tazminatlarýnýn fona devredilerek, geçmiþte bizden almýþ olduklarý fon paralarý ile bugüne kadar ne yaptýlarsa aynýsýdýr. Ýþçilerin kýdem paralarýný leþ kargalarý yemek istiyor. Müsade edecek misiniz? Yaðma yok. Burada lastik iþçileri var. Burada metal iþçileri var. Ýþçiler var oldukça iþçiler ayaða kalktýkça kýdem tazminatlarýmýza el koyamazsýnýz, koydurmayacaðýz. Kýdem tazminatýnýn gasbýna karþý artýk her DÝSK’li iþçi bir direniþçidir“ dedi. Eylem “Ölmek Var Dönmek Yok, Tazminatý Vermek Yok” sloganlarýyla sona erdi.

Türkiye Taþkömürü Kurumu Karadon Müessesi Gelik Ýþletmesinde çalýþan maden iþçileri vardiya çýkýþýnda Genel Maden Ýþçileri Sendikasý Karadon Þube Baþkanlýðý önünde kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasýna yönelik uygulamalarý protesto ederek, haklarýna sahip çýkacaklarýný bildirdi. Türkiye Taþkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesi Gelik Ýþletmesi maden iþçileri 6 Kasým günü vardiya çýkýþýnda Genel Maden Ýþçileri Sendikasý Karadon Þube Baþkanlýðý önünde toplanarak hükümetin kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasýna yönelik uygulamalarýný protesto etti. Maden iþçileri, kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasýna izin vermeyeceklerini ve haklarýna sahip çýkacaklarýný söyledi. Ýþçiler adýna bildiriyi maden iþçisi Ýsmet Hacýbektaþoðlu okudu. Hacýbektaþoðlu, “Bugün burada toplanmýþ olmamýzýn nedeni siyasi iktidarýn, iþçi sýnýfýnýn en önemli kazanýmý olan kýdem tazminatýna karþý hazýrlamýþ olduðu yeni yasa tasarýsýna karþý çýkmak ve bu konudaki tutumunu bildiðimiz Genel Maden Ýþçileri Sendikamýza destek vererek daha aktif tutum almasý için yanýnda olduðumuzu bildirmektir. Türkiye iþçi sýnýfýnýn önderi maden iþçilerinin ve sendikasýnýn her konuda olduðu gibi bu konuda da gerekli mücadeleyi en iyi þekilde yapacaðýna olan inancýmýz tamdýr. Siyasi iktidarýn iþçileri bölmek için ortaya attýðý ‘eski haklara dokunulmayacak’ türünden söylemlere itibar etmeyeceðimizin ve eski iþçi-yeni iþçi ayrýmý yapmaya çalýþarak bizlerin mücadele azmini kýrmaya çalýþanlara en iyi cevabý vereceðimizin bilinmesini istiyoruz” dedi. GMÝS Karadon Þube Baþkaný Neþat Cebeci, “Kýdem tazminatý hakkýmýzdýr. Çeþitli gerekçelerle sürekli önümüze getirilmesini kabul etmiyoruz. Kýdem tazminatý ile ilgili düzenlemeler karþýsýnda maden iþçileri Türkiye’ye örnek olacak duruþu sergileyecek mücadele azmine, bilgisine, tecrübesine, cesaretine ve kararlýlýðýna sahiptir” dedi. Maden iþçileri eylemi sloganlarla sonlandýrdý.

MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Taylan Işık

Haziran Halk Ayaklanmasý, baþka birçok þeyin yaný sýra, “halklarýn mücadele birliði” düþüncesini de öne çýkardý. Mücadele içinde ciddi olan tüm kesim ve güçler, büyük “Haziran Günleri”nden sonra bu konu üzerinde düþünmeye, halklarýn mücadele birliðinin gerekliliði ve nasýl örülmesi gerektiði konusunda düþünceler, öneriler geliþtirmeye baþladý. Tüm bunlardan çýkaracaðýmýz ilk sonuç, Kürt-Türk halklarýnýn ve baþka ulusal topluluk halklarýnýn mücadele birliði ve ortak örgütlenmesi konusunda artýk hemen herkesin hemfikir olduðudur. Leninist Partinin, uzun tarihinin ilk yýllarýndan itibaren kararlýlýk ve ýsrarla savunduðu bu stratejik düþüncenin bugün böyle genel kabul görmüþ olmasý, þüphesiz, Leninist düþüncenin zaferidir. Bu, altý çizilmeden geçilemeyecek bir gerçektir. Leninist düþüncelerin önemini ve bilimsel deðerini hiçbir zaman kavramadan, hasbelkader, Leninist Parti’de yer almýþ bazý kiþi ve kesimler 90’lý yýllarýn baþlarýnda PKK’nin etkisi altýnda kalarak “Halklarýn Mücadele Birliði” düþüncesinden uzaklaþmýþlardý. Ama þimdi onlarý böylesine etkileyen PKK’nin, bugün “Mücadele Birliði ve Ortak Örgütlenme” düþüncesine geldiðini göz önüne alýrsak, Leninist Partinin bu zaferinin ne kadar önemli olduðunu daha net görmüþ oluruz. Ýþte bir örnek. “Biz ger çek ten Tür ki ye hal kýy la bir lik te bir mü ca de le yürüt mek is ti yo ruz. Bu bu gün i çin ö nü mü ze çý kan bir so run de ðil, biz da ha An ka ra’da kü çük bir grup bi çi min de ör güt le nir ken bi le bi zim ö nü mü ze koy du ðu muz; Tür ki ye halkýy la or tak bir mü ca de le yi ge liþ tir mey di. O gün den gü nü mü ze ka dar biz hep Tür ki ye hal kýy la bü tün leþ mek i çin, bir lik te müca de le yü rüt mek i çin, o la nak la rý mý zý bir leþ tir mek pay laþ mak i çin, gü cü müz o ra nýn da bi ze dü þen ney se ye ri ne ge tir me ye ça lýþ týk” Bu sözler, KCK/PKK’nin en önemli kadrolarýndan birine, Cemil Bayýk’a ait. Ýlk çýkýþýnda ve özellikle 90’lý yýllarýn baþlarýnda iþçi ve emekçi sendikalarýný dahi ayrý örgütlemeye kalkýþacak kadar “Mücadele Birliði ve Ortak Örgütlenme” fikrinden uzak PKK’nin bugün bu düþünceye gelmiþ olmasý elbette sevindiricidir ve birleþik devrimimiz adýna önemli bir geliþmedir. UKH’nin bu düþünceyi savunacak noktaya gelmesinde, yürüttüðü sert savaþýn ve Haziran Halk Ayaklanmasýnýn büyük etkisi olduðu kesindir. PKK’deki deðiþimi sadece bir örnek olarak verdik. Ayný deðiþimin, çok daha geniþ çevrelerde söz konusu olduðunu biliyoruz. Ama biz, devrimin bu önemli meselesinde sosyal reformist çevreler dâhil, çok geniþ kesimlerin Leninist Parti gibi düþünüyor olmasýndan memnuniyet duygusuna kapýlýp bu noktada duramayýz. Þimdi þu soruyu sormanýn zamanýdýr: “Mücadele Birliði ve Ortak Örgütlenme” tamam da, ne için? Çünkü biliyoruz ki devrimci politik hedef ve amaçlara baðlanmamýþ hiçbir mücadele aracý ve biçimi devrimci niteliðe sahip olamaz. Þayet halklarýn mücadele birliði ve ortak-birleþik örgütlenmesi devletle, hükümetle, karþý devrimle daha iyi koþullarda bir uzlaþma gerçekleþtirmek için ise, söylemek zorundayýz ki hem doðru deðil hem de mümkün deðil. Doðru deðil zira halklarýn mücadele birliðinden söz etmek bile uzlaþmayý deðil, savaþ çaðrýsýný içerir. Mümkün deðil, zira halklar sokaða, eyleme, mücadeleye devletle, hükümetle, düzenle daha iyi koþullarda uzlaþmak için deðil, bunlarý yýkmak ve devrimci bir iktidara ulaþmak için atýlýyorlar. Dolayýsýyla karþý devrim güçleriyle uzlaþma amaçlý hiç bir çaðrýya itibar etmeyecekler. Haziran Halk Ayaklanmasý, bunun en açýk ifadesi ve kanýtýdýr. Örneðin, “ayaklanma, devrim, hükümeti devirme niyetleri”ne dahi tahammül etmeyen HDP’li Levent Tüzel’ler ile “Haziran Halk Ayaklanmasý”nda “hükümet Ýstifa” sloganýyla sokaða dökülen milyonlarýn bir araya gelebileceði nasýl düþünülebilir? Mücadele birliði, tabanda, halklar arasýnda, emekçi kitleler saflarýnda zaten örülüyor. “Haziran Günleri”nde atýlan Taksim-Lice dayanýþmasý sloganý bunun en somut ifadesidir. Þimdi, devrimci hedeflere, yani devrime ve politik iktidarýn ele geçirilmesi hedefine baðlanýþ bu mücadele birliðini bir de “yukarýdan” örmenin zamaný. Haziran Halk Ayaklanmasý gösterdi ki, devrimimizin en büyük ihtiyacý “yüksek bir devrimci otoritedir.” Sözünü ettiðimiz devrimci hedefe baðlanmýþ olmasý koþuluyla, KCK/PKK’nin halklarýn mücadele birliði ve ortak örgütlenmesi düþüncesini savunmasý, kuþkusuz, çok önemli bir geliþmedir. Devrimimizin ihtiyacý olan “yüksek devrimci otorite”, tabanda geliþen mücadele birliði ancak yukarýdan yapýlacak bir müdahaleyle tamamlanýrsa oluþturulabilir.


10

Emeğin Dünyası

ÇAĞIN GÖRÜNMEZ KÖLELERİ

Deri Ýþçilerinden Fox TV’yi Protesto Deri Ýþ Sendikasý’na üye olduklarý için iþten çýkarýlan Zeytinburnu Punto Deri iþçilerinin eylemi sürüyor. Punto Deri’de sendikalý 8 iþçi daha iþten çýkarýldý. Ýþten çýkarýlan sendikalý iþçilerin sayýsý 27’ye yükseldi.

“Biz iþten çýkarýldýktan sonra, Samatya’da yýkýlan eski bir binanýn çöken duvarýnýn altýnda kalan Abdurrahim Ünal adlý bir iþçi öldü”

Metropollerin vazgeçilmez mega yapýlarý... Büyüklüðü, tasarýmlarý, fizik kurallarýný zorlayan mimari özellikleri, çekiciliðiyle göz kamaþtýran binalar... Mesela Ýstanbul’un en büyük gökdeleni Sapphire... Gözlerinizi dikersiniz gökyüzüne ancak görürsünüz ucunu. En son katýnýn ise Cafe olduðu söylenir. Kimisi de özel kral dairesi olduðunu söyler. Cafe mi yoksa kral dairesi mi... hala bilinmez milyonlar tarafýndan. Bundan bir kaç yýl önce Levent’te Tekel iþçilerinin sendikalarýna karþý kurduklarý çadýrda eylem vardý. Bir akþam üstü çadýra bir kaç inþaat iþçisi geldi. Eylem yapacaklarmýþ, “þurasý hemen, yakýn” dediler. Tekel iþçileri de destek için katýldýlar bu eyleme. Gittiðimiz yer Sapphire inþaatý idi. Her tarafý duvarla kapatýlmýþ bir inþaat... Ýþçiler iþ kazalarýndan dolayý eylemdeydiler. Tabii eyleme katýlan tüm iþçiler daha sonra iþten çýkarýlmýþ. “Bir ar ka da þý mý zýn ce se di ne 2-3 gün son ra u la þa bil dik, 50. kat tan a þa ðý düþ müþ, öl müþ” diyordu iþçiler... ve bunun gibi pek çok olay!.. Hataylý bir Arap arkadaþým Katar’da yeni kurulan bir þehirden bahsetti bana. Yeni baþtan kurulan bir þehirden... 2022 yýlýnda gerçekleþecek Dünya Kupasý için statlar, tesisler... Çöle kurulan bu inþaatlarda Nepal, Hindistan, Bangladeþ gibi ülkelerden getirilen binlerce iþçinin köle gibi çalýþtýrýldýðýný anlattý. Bambaþka bir çaðdan bahseder gibi! Sanki tarih kitaplarýndan fýrlayýp çýkmýþ bir dünyadan bahsediyordu. Bugünlerde gazetelere bakýyorum da arkadaþýmýn iddiasý doðruymuþ. Katar’a getirilen yüzbinlerce iþçinin çalýþacaðý þirket tarafýndan pasaportlarýna el konuluyor, bunu bir baský yöntemi olarak uyguluyorlar. Katar’a gelebilmek için ajanslara ödedikleri ücretler yüzünden birçok iþçi ülkeye borçlarýyla geliyor. Bu durumda çöldeki iþi yapmaktan baþka çareleri kalmýyor. Bu projeye 100 milyar dolar harcanacak. Ortaya ýþýl ýþýl devasa yapýlar, pýrýl pýrýl bir kent çýkacak çölün ortasýnda. Oteller, otobanlar ve stadyumlar... çevre düzenlemesi, yapay yeþillikler... çölün ortasýnda modern bir vaha! Tüm bu þatafatýn ardýndaki dramlar görünmez olacak. Unutulacak. Yahut hiç duyulmamýþ, bilinmemiþ olacak. 55 derece çöl sýcaðýnda sinek gibi ölüveren o köleler topluluðunun varlýðý bilinmediði gibi, izleri de olmayacak. Görünmez, bilinmez, sanki hiç varolmamýþ binlerce ve binlerce insan, yaþam öyküsü... Halk anonimdir, adý olmayan ya-

20 Kasım - 4 Aralık 2013

ni. Devasa projeler hep seçkin birilerinin adýyla anýlýr da, onu yapan eller hep anonim kalýr. Adý olmayanlarýn acýlarý da bilinmez, duyulmaz. Camekanlar, ýþýltýlar, parýltýlar altýnda huþu içinde yenir içilir, gezilir tozulur. Anonimlerin harcanan hayatlarý ve acýlarý görünmez þekilde boþlukta asýlý durur. Açýlýþý bir gövde gösterisi uðruna aceleye getirilen Marmaray’ýn adsýz iþçilerini hatýrlayan oldu mu hiç? Haklarý uðruna seslerini duyurmaya çalýþan iþçilerin o acemi eylemciliklerini hatýrlayan? Tam manasýyla köle þartlarýnda çalýþan iþçileri?.. O iþçilerden Yüksel Topal, arkeolojik kazýlar bölümünde Polat Ýnþaat taþeron firmada çalýþýyordu. Yüksel abiyle biraz Marmaray’dan konuþtuk. Ýlk 3 aydan sonra sigortasý yatmýþ, sonra yatýrýlmamýþ. Onun bölümünde 600’e yakýn iþçi çalýþýyordu. Ýþçilerin tatil günleri olmadýðýný belirten Topal, “Ev den gel dik 2 sa at ça lýþ týk yað mur yað dýy sa yev mi ye ve ril mi yor du. Cumar te si, Pa zar gün le ri ça lý þý yor duk a ma yev mi ye si ve ril mi yor du o gün le rin” diye anlatýyor. 3 yýl zamsýz çalýþtýklarýný belirten Topal; “Po lat ta þe ron fir ma bi ze tekrar i ha le yi a lýr sak si ze zam ya pa ca ðýz de di ler, biz de bek le dik. Ý ha le yi ka zan dý, bi ze 1 li ra zam yap tý lar! Ýs te yen ça lý þýr is te me yen ça lýþ maz de di ler. Biz de bu ko þul lar da ça lýþ ma yý ka bul etme dik, gre ve baþ la dýk. He pi miz, ar ke o lo ji ka zý bö lü mün de ça lý þan la rýn tü mü, ça lýþ ma yýz de dik. Di ðer gün 10 iþ çi i þe a lýn ma dý, ben de iç le rin dey dim. Son ra di ðer iþ çi le ri yan la rý na aldý lar. Ba zý la rý na faz la ver di ler böl dü ler bi zi. Son ra iþ ten çý ka rý lan lar 20 ol du. Biz de di re ni þe baþ la mýþ týk. Da ha son ra iþ mah ke me si ne da va aç týk ba zý la rý mýz ka zan dý, da va lar ha la sü rü yor. Mar ma ray bit ti a ma da va lar bit me di! Da va lar i ki ye ay rýl dý. Hakký ný ka za nan çok az iþ çi var. Da va la rý biz ka za ný rýz di ye dü þü nü yo rum. Þim di de 36 a part ma nýn çö pü nü a lý yor a tý yo rum ki ra kar þý lý ðý, ka ðýt toplu yo rum, hur da top lu yo rum, i ki ço cu ðum var, i ki si ni o ku tu yo rum, bi ri dör dün cü sý ný fa gi di yor, bi ri li se son da ge çen yýl o kul bi rin ci si ol muþ tu. 29 E kim’e Mar ma ray’ýn ye tiþ ti ril me si i çin ba ya bas ký ya pýl mýþ tý bi ze, ben bu nu se çim a ra cý o la rak yap týk la rý ný dü þü nü yo rum.” Ayda 100-130 iþçi iþ cinayetlerinde hayatýný kaybediyor. Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi’nin en son yayýnladýðý raporda, iþ cinayetleri ölen iþçi sayýsý Ekim ayýnda en az 109 olarak belirtilmiþ. En çok iþ cinayeti inþaat sektöründe yaþandý: 26 iþçi öldü.

Mücadele Birliði ve Ayýþýðý Sanat Merkezi’nden Grev Ziyareti 9 Kasým Cumartesi günü eylemlerinin 91. gününde Mücadele Birliði ve Ayýþýðý Sanat Merkezi tarafýndan Araç muayene Ýstasyonu’ndan sendikalý olduklarýndan dolayý iþten çýkarýlan ve iþyeri önünde grevde olan iþçiler ziyaret edildi. Antep Ayýþýðý Müzik Grubu tarafýndan kýsa bir müzik dinletisi verilen ziyaret iþçilerle sohbetle devam etti. Grevdeki iþçiler, hala Araç Muayene Ýstasyonunda sendikal çalýþmalarýn devam ettiðini, sendikal kazaným gerçekleþinceye ve iþyerine geri dönünceye kadar devam edeceklerini belirttiler.

88 gündür fabrika önünde eylemini sürdüren Punto Deri iþçileri, bir basın açıklaması yaptıktan sonra, hemen yaný baþlarýndaki binada bulunan fakat bir kez bile haberleþtirmeyen, defalarca yaptýklarý görüþme

taleplerine cevap vermeyen Fox TV’yi de protesto ettiler. “Fox TV Davetiye mi Bekliyor”, “Fox TV Gelmedi Biz Ona Geldik”, “Ýþçiler Burada Fox TV Nerede” yazýlý dövizler taþýnan ey-

lemde “Punto’ya Sendika Girecek Baþka Yolu Yok”, “Direne Direne Kazanacaðýz” Ýþçiler Burada Fox TV Nerede” sloganlarý atýldý. Punto Deri iþçileri maaþlarýnýn bordroda düþük gösterilmesine son verilmesi, izin ve mesai haklarýnýn kullandýrýlmasý ve çalýþma þartlarýnýn düzelmesi için Deri-Ýþ Sendikasý’na üye olmuþlardý. Punto Deri alt iþvereni olan Maksut Tat Deri ise 31 Aralýk tarihi itibariyle kapatýlacaðýný ilan etmiþ ve sendikalý 60 iþçinin iþten çýkarýlacaðýný belirtmiþti. Geçtiðimiz günlerde ise Punto Deri’nin numune bölümünde çalýþan 40’a yakýn iþçinin iþten çýkarýlacaðý belirtilmiþti. Punto Deri patronlarý iþ yerlerini baþka yere kaydýrarak iþçi özellikle sendikalý iþçileri tasfiye etmeyi amaçlýyor.

“Binalar Mezarýmýz Olmasýn” BES Ýstanbul 3 Nolu Þubesi üyeleri Adalet Bakanlýðý’nýn 2014 bütçesini protesto etti. Büro emekçileri dünyanýn en büyük adliye sarayýnda yangýn sisteminin çalýþmadýðýný, asansörlerin sýk sýk arýzalandýðýný, tuvaletlerinden laðým sularýnýn koridorlara taþtýðýný yapýdaki bir çok eksiklik nedeniyle yaþamlarýnýn tehlikede olduðunu söyledi. BES (Büro Emekçileri Sendikasý) üyeleri 13 Kasým günü birçok þehirde eþ zamanlý olarak adliyelerde yaptýklarý eylemlerle Adalet Bakanlýðý 2014 Bütçesini protesto etti. Ýstanbul’da Kartal’da bulunan Anadolu Yakasý Adalet Sarayý ana kapýsýnda bir araya gelen BES Ýstanbul 3 Nolu Þube üyesi büro emekçileri “Yandaþa Deðil Emekçiye Bütçe”, “Nöbete Angaryaya Hayýr”, “Binalar Mezarýmýz Olmasýn” pankartlarý açarak Adalet Bakanlýðý 2014 bütçesini protesto ederek kamudaki en düþük maaþýn yoksulluk sýnýrý olan 3.741

TL olmasý gerektiðini ve dünyanýn en büyük adalet sarayýnda yapý eksikliklerinden dolayý yaþamlarýnýn tehlike olduðunu belirterek Adalet Bakanlýðý’ný göreve çaðýrdý. Büro emekçilerinin taleplerini içeren basýn açýklamasýný ise BES 3 Nolu Þube Baþkaný Salih Aksoy yaptý. Kamu emekçileri özelinde ise yargý emekçilerine yönelik hak gasplarýnýn sürmekte olduðunu belirten Aksoy, Anadolu Yakasý Adliye Sarayý’nda çalýþanlarýn ve hizmet alanlarýn yaþamlarýnýn tehlikede olduðunu ifade etti.

Aksoy büro emekçilerinin maaþlarýna sembolik zamlar yapýlýrken iþ yükünün ise giderek artmakta olduðunu hatýrlatarak, BES olarak haklarýna sahip çýkacaklarýný belirtti. BES Genel Baþkaný Ahmet Kesik, Yargýçlar Sendikasý Yönetim Kurulu üyesi Tamer Akgökçe, KESK Genel Sekreteri Ýsmail Hakký Tombul de konuþmalar yaparak, Adalet Bakanlýðý’nýn hak gasplarýna izin vermeyeceklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini belirttiler.

Tümtis’li Ýþçilerin Eylemi 97. Gününde Tüm Taþýt Ýþçileri Sendikasý’na (TÜMTÝS) üye olduklarý için iþten atýlan Tüvtürk iþçileri eylemlerinin 97. gününü geride býraktý. Ýþten atmalar baþladýðýnda iþveren tarafýndan oyuna getirilerek imza atan Uður Özyetim, tazminatýnýn bir kýsmýný alamayýnca iþyeri önünde eyleme katýldý. “Ýþe baþlasan da iki gün sonra seni atarým” Yakýnýnýn araç muayenesi için Ýstasyon’a giren Abdil Sezer ve Zafer Türk’ün yanýna gelen iþyeri müdürü Tacettin Baytaz iþçilere “Akþama kadar burada yatýyorsunuz, böyle direniþ mi olur? Aylýk iki bin lira alýyormuþsunuz. Bu sendikaya ben de üye olayým, ben de yatayým.” dedi. Ýþçilerin hiçbir hak iddia edemeyeceklerini ve hukukî süreç sonucunda iþe baþlasalar bile yine de iþten çýkarýlacaklarýný söyleyen Baytaz, “hakimler karar versin de görelim” sözleriyle meydan okudu. “Seni atmak için gerekçem yoktu, sendikayý buraya sokmayalým”

Abdil Sezer iþten ne gerekçeyle atýldýðýný sorunca “Seni atmak için gerekçem yoktu” yanýtýný veren Baytaz, “Sendikayý buraya sokmayalým, iþçileri topla hep birlikte toplantý yapalým” þeklinde teklifte bulundu.

“Çalýþan arkadaþlarýmýz iþten atýlmakla korkutuluyor” Sezer, müdürün bu teklifini sendikayý Tüvtürk’e sokmamak ve direniþi kýrmak için yaptýðýný ve çalýþan iþçilerin sendikadan uzak durmasý için iþsizlikle korkutulduðunu belirtti.

“7000 lira için kafama mý sýkacaksýn?” 5 yýldýr Araç Muayene Ýstasyonu’nda çalýþan Uður Özyetim eyleme 10 gün önce katýldý. Ýþten ilk çýkarýlan iþçi olan Özyetim, iþverenin oyununa gelip haklarýný aldýðýna dair kâðýt imzalayarak iþten ayrýldý. 15.000 liralýk tazminat ve fazla mesai ücretlerini ödeyeceðini vaat eden iþveren, Özyetim’e 8.000 lira verdi. Kalan 7.000 lira ve fazla mesai ücretlerini almak için iþyerine geldiðinde müdür ona “Gerisi için kafama mý sýkacaksýn?” dedi. Bunun üzerine Özyetim de diðer iþçilerle birlikte eyleme geçti ve tazminat ile mesai ücretleri için hukukî süreç baþlattý. “Kazanacaðýz” Ýþçiler adýna eylemin gidiþatýna iliþkin bilgi veren Ahmet Kýlýç, sendikayla birlikte mahkemenin gidiþatýna göre eylemlerini geliþtirmeyi planladýklarýný söyledi. “Kesinlikle kazanacaðýz.” diyen Kýlýç, sendikalý olarak iþe geri dönene kadar eyleme devam edeceklerini vurguladý. Dîlok MB


11

20 Kasım - 4 Aralık 2013

Gazi Mahallesinde Bir Kütüphane Gazi Ekin Sanat Halk Kütüphanesi

Etkinliðin açýlýþ konuþmasýný yapan kütüphane kurucularýndan Güler Aktaþ, Gazi mahallesinin genç emekçileri, iþçileri, kadýnlarý olarak kapitalist sistemle mücadele etmekte olduklarýný, gittikçe yükselen bu mücadeleden zaferle çýkabilmek için ise okumalarý, öðrenmeleri, bilim, kültür sanatla kendilerini donatmalarý gerektiðini ve gelecek güzel yarýnlarý ancak bu birikimle kurabileceklerini belirtti. Burjuvazinin eðitim sistemiyle, medyasý, kültür sanat kurumlarýyla iþçi ve emekçi kadýnlarý, gençliði kendine hizmet edecek insanlar olarak yetiþtirmeye çalýþtýðýný belirten Aktaþ, “Bizler bir kitap bir insan, aydýnlanmýþ bir insan yeni bir dünya diyerek yola çýktýk. Okumak, öðrenmek, tartýþmak, bizleri geliþtirecek olan sanat etkinlikleriyle daha sýk buluþmak istedik. Birlikte filmler, tiyatro oyunlarý izlemek, müzik dinlemek istiyoruz. Yoz çürümüþ kültüre karþý devrimci kültür sanat üretimlerimizle durabileceðimizi biliyoruz. Bunun için de okumanýn ne kadar önemli olduðunu. Bu nedenle Gazi Ekin Sanat Halk Kütüphanesi’ni kurduk.” denildi ve “Gazi emekçileri, gençleri kütüphaneniz sizleri bekliyor” diyerek çaðrý yapýldý. Açýlýþ etkinliðinde sahne alan Emeðe Ezgi, emekçilerin kurduðu bir kütüphaneyi sevinçle karþýladýklarýný ve müzik çalýþmalarý yapmak isteyen emekçilere ve kütüphane gönüllülerine desteðe hazýr olduklarýný belirten Emeðe Ezgi kendi üretimleri olan þarkýlarý emekçilerle paylaþtý. Devinim Tiyatro Atölyesi oyuncularý eðitim tamamlama oyunu olarak çalýþmaya baþladýklarý ve Haziran ayaklanmasýnýn baþlamasý üzerine oyuna Gezi Parký eylemlerinden espriler katarak uyarladýklarý “Sevim Taþan Benim” adlý oyunla kütüphane açýlýþýnda sahne aldý. Gazi Ekin Sanat Halk Kütüphanesi kitaplarýyla, kurslarýyla ve hafta sonu etkinlikleriyle emekçileri bekliyor.

GEZİ GÜNCESİ SILA ERCİYES MERHABA TAKSİM KOMÜNÜ

Gazetenin bir önceki sayýsýnda “Tek Yürek Çapulcular” baþlýklý yazýnýn son iki satýrý teknik bir hata nedeniyle silinmiþti. O nedenle bu yazýya o satýrlarla baþlýyor ve sizden özür diliyoruz.. “Gezi Parký’nda ve Taksim Meydaný’nda milyonlarca el tarafýndan yeni bir yaþam yeni bir dünya yaratýlýyordu.” Mer ha ba De dik Tak sim Ko mü nü’ne... Hangi kararla, hangi organizasyonla oldu tüm bunlar, diye soracak olanlara, kendiliðinden oldu desek yeridir. Neden mi? Çünkü bunlar için oturup karar alýnmadý. Yaþam kendi ihtiyaçlarýný dayattý. Gezi de bulunanlara yalnýzca bunu Ýstanbul Gazi Mahallesi’nde emekçileri kitap ve kültür saorganize etmek kaldý. Ýlk çarpýþmanýn kazanýlmasýnýn ardýndan, ilk iþ, Taksim’e natla buluþturmak için bir süredir hazýrlýklarý sürdürülen Gazi çýkan onlarca sokak, cadde ve yolun barikatlarla örülmesi oldu. Artýk Gezi ParEkin Sanat Halk Kütüphanesi 17 Kasým Pazar günü yapýlan ký ve Taksim Meydaný’na düþman eller uzanamazdý. Tuðlasý genç yürekler olan tiyatro gösterimi ve müzik etkinliðiyle açýldý. barikatlarla örülmüþtü her yaný. Artýk Taksim gerçekten bizimdi. Ýstanbul’un emekçi semtlerinden Gazi Mahallesi’nde Taksim Meydaný’nda coþku, heyecan, mutluluk hüküm sürerken, Taksim’e genç iþçiler, öðrenciler, kadýnlar bir süredir bir çalýþma baþlatçýkan tüm sokaklarda çatýþma devam ediyordu. Ýstanbul’un her yanýndan Taktýlar. Bir kütüphane kurmak, okumak, öðrenmek, tartýþmak, sim’e, yarattýðýmýz Komün’e ulaþmaya çalýþan binlerce insan Beþiktaþ, Harbiye, Sýraselviler tarafýnda gece boyunca çatýþtý. Özellikle Dolmabahçe Sarayý’nýn film gösterimleri, tiyatro ve müzik çalýþmalarý yapmak istiönünde çatýþmalarýn çok þiddetli olduðu haberleri gece boyunca geldi. Ama bizyorlardý. Kütüphaneyi kurmakla iþe baþladýlar. Kimi dostlarý ler Taksim’i býrakmamak gerektiðini, gözbebeði gibi korunmasý gerektiðini düelindeki kitaplarý verdi, kimisi onlara kitaplýklarýnda bulunþündük. Çünkü tüm gözlerin çevrildiði yerde direnç noktasý olarak Taksim vardý. masýný istedikleri bir-iki kitap hediye etti. Onu kaybetmek demek ayaklanmayý kaybetmek anlamýna geliyordu. Gazi Mahallesi’nde okul parkýnýn karþýsýndaki binaya Dolmabahçe’den büyük zorluklarla meydana çýkmayý baþarmýþ insanlar giriþ çýkýþlar sýklaþtý. Kütüphane yapýlacak mekanýn içinde ilk iþ olarak üzeri önlüklü devrimcileri buluyor, aþaðýya yardým istiyordu. Çok onarým ve düzenleme çalýþmalarý baþladý. Gazi mahallesi zor durumda olduklarýný, desteðe ihtiyaçlarý olduðunu söylüyorlardý. Ama bizemekçilerini kitapla, kültür sanatla daha sýk buluþturacak etler Taksim’i, Taksim Komünü’nü korumak gerektiðini düþündüðümüzden, bukinlik programlarý üzerinde tartýþmalar yürütüldü. radan ayrýlmanýn doðru olmayacaðýný, onlarýn ne yapýp edip önlerine kurulan ba rikatlarý aþýp Taksim’e gelmelerini önerdik. Bugünden baktýðýmýzda ise kazaVe 17 Kasým Pazar günü Gazi Mahallesi emekçileri küný la cak bir zaferimiz daha varmýþ Dolmabahçe’de, onu kaybetmiþiz þimdi anGazi Ekin Sanat Halk Kütüphanesi tüphanenin açýlýþ etkinliðinde buluþtu. 75.Yýl Mahallesi 1341 Sk. No: 47/B Sultangazi Tel: 0212 419 68 51 layabiliyoruz. Ýlk çarpýþma kazanýlmýþ, ama her þey daha yeni baþlamýþtý. Çatýþmanýn izlerini, yorgunluðunu üzerinde taþýyordu Taksim. Sabahýn ilk ýþýklarýyla birlikte çalar ise izleyenleri coþturdu. Sloganlarýn da eþlik ettiði ezonlarca el hep birlikte temizliðe baþladý. Kimse bunun için karar almadý. Birisi Emeðe Ezgi giler birlikte söylendi. þunun ucunu tutar mýsýn deyip iþe giriþtiðinde onlarca el ayný anda uzandý yardý ma. Her uzanan ele bir yeni el eþlik etti. Yaralýlarýmýz vardý revir bir ihtiyaçÝþçi-Der Açýlýþ Etkinliðine Katýldý Ardýndan Emeðe Ezgi sahne aldý. “Emek verenler, üretý, yüzlerce doktor, hemþire tarafýndan hemen bir revir kuruldu. Günlerdir çatýþan Ýþçi Dayanýþma ve Yardýmlaþma Derneði Ýþçi-Der’in insanlarýn çaya, þekere, suya, yiyeceðe ihtiyacý vardý, devrim market kuruldu. Anadolu Yakasý Þubesi’nin açýlýþ etkinliði 9 Kasým akþamý Devrim marketten ihtiyacýn olan her þeye tek kuruþ ödemeden ulaþabilirdin. ÝsMaltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde yapýldý. tanbul’un her yanýndan yiyecek, içecek, giyecek akýyordu Taksim Komünü’ne. Bilgiye ihtiyaç vardý hemen bir kütüphane kuruldu. Geceyi geçirecek çadýrlara Ýþçi-Der Anadolu Yakasý Þube Baþkaný Ýsmail Dönmez ih tiyacýmýz vardý çadýrlar kuruldu. Neþeye, eðlenceye, coþkuya ihtiyacýmýz varise derneðin kuruluþ amacýnýn taþeron iþçilerin örgütlülüðünü, dý, kürsümüz kuruldu. Yüzlerce sanatçý o kürsüden ayaklanmanýn kesin etkisi albirleþmesini ve güçlü bir mücadele vermesini saðlamak oltýnda ürettikleri eserlerini paylaþtý ayaklanmacýlarla. duðuna deðindi. Ýþçi sýnýfýnýn örgütlendiðinde, güçlü olabileÝlk iki gün çatýþmalarda tahrip edilen burjuva medyanýn canlý yayýn araçceðini ve dik durabileceðini belirtti. Gezi eylemleri sürecinde larý, iþ makineleri, ÝETT otobüsleri adeta müzelere dönüþtürüldü Taksim’in her bir köþesi insanlarýn duygularýný, taleplerini, isyanlarýný yarý þaka-yarý ciddi dilinsanlarýn gücünün farkýna vardýðýný korku duvarlarýný aþlen dirdikleri yazýlamalarla, karikatürlerle dolduruldu. Daha önce polis otosu otýðýný ve bir eylem sürecinin, ayaða kalkma, haklarýna sahip lan bir araç üzerine asýlan yazýlarla görünmez hale geldi. Her yanda dilek çýkma sürecinin baþladýðýna dikkat çekti. a ðaç larý oluþtu. Taksim Komünü’ne gelen hangi yaþ grubundan insan olursa oltenler, gelecek güzel günleri kuracaklar. Bizler emek verenler Dönmez’in konuþmasý zaman zaman “Her Yer Taksim sun, kendinden bir iz býrakmak için adeta birbiri ile yarýþtý. Kültür ve sanatýn üolarak bunun bilincindeyiz. Gezi sürecinde gücümüzü görHer Yer Direniþ”, “Bu Daha Baþlangýç Mücadeleye Devam” retim yerine dönüþtü. dük, kendimize güvenimiz daha bir arttý. Ya hep birlikte gesloganlarýyla kesildi. Ve AKM... bugüne kadar sanatýn sembolü olmuþ, yýkýlmamasý için mücalecek güzel günleri yaratacaðýz, ya hep birlikte çürüyeceðiz. deleler verilen AKM, 1977’den sonra ilk defa “Devrim”in sembolü olmuþtu. QKonuþmalarýn ardýndan Muazzez Uslu Avcý þiirleriyle Deniz Gezmiþ’in resmi ve sayýsýz pankartla donatýlan AKM, üzerindeki çeþitliÇürüme kapitalist sistemde, onurlu güzel bir yaþam ise sosve baðlamasýyla sahne aldý. Ardýndan “Ýþçiler, emek verenler liðiyle halklarýmýzý ve oradaki siyasi iradeyi temsil ediyordu. yalizmde” diyen Emeðe Ezgi “Her Yer Taksim Her Direniþ” için söylüyorum. Sizlerin olduðu her yerde olmak çok güzel. Taksim’de oluþturulan Komün, 31 Mayýs Ayaklanmasý’nýn en güçlü yönsloganlarýyla karþýlandý. Kendi besteleri olan parçalarý sesÖzlediðimiz yarýnlarýn sizlerle geleceðine inanýyorum” diyen lerinden biriydi. Taksim’de doðrudan demokrasinin güzel bir örneði yaratýldý. Ýnlendiren Emeðe Ezgi gecemiz coþkulu bitsin diyerek Çav Tolga Sað ise baðlamasýyla söylediði ezgilere eþlik edildi. saný insana yabancýlaþtýran kapitalist sisteme karþý insancýl, hümanist iliþkilerin Bella’yla dinletisini sonlandýrdý. yeþertildiði sosyalist bir dünyanýn küçük bir örneðiydi Taksim Komünü. KapiHaydar Karayol ve Mustafa Karaçeper’in söylediði partalizmin insaný insana düþman, Komün’ün ise insaný insana dost ve kardeþ ettiðini somut bir deneyimle görmüþ olduk. Birbirini tanýmayan binlerce insan olarak ayný duygunun ortaklýðýnda dayanýþmanýn en gürak ailelerimize söylüyorsa, emniyete sormak istirak biz, yine net duruþumuz ve kararlýlýðýmýzla müzel örneklerini yarattýk. cadele etmeye devam ettik. Ailelere gidiyorlar, onyorum; valilik de terör örgütlerine yardým ve yaVe merhaba dedik yeni yaþama... larý endiþeye sokmaya çalýþýyorlar; gençleri aileler taklýk mý ediyor?” Ta dý damaðýmýzda kaldý... aracýlýðýyla devrimci mücadelenin her alanýndan, “Örgütlülüðümüzden, örgütlü olmamýzAyýþýðý Sanat Merkezi’nin çalýþmalarýný yasal ASM öznelinde de devrimci sanattan geri çekmeye dan korkuyorlar” yollarla engelleyemeyen Emniyet, Ayýþýðý kursiçalýþýyorlar.” dedi. “Benimle ayný durumda olan arkadaþlarýma yerlerinin ve Ayýþýðý’na gelen gençlerin evlerine “Orasý yasal bir yer, oraya biz gidemeyiz” da þunlarý söylemek istiyorum: biz örgütlenir, örgiderek ailelerine gözdaðý vermeye çalýþýyor. Kitap Fuarý’nýn Ardýndan TMÞ’nin Ayýþýðý’na gelme durumu olmaKonuyla ilgili bilgi veren kursiyerlerden 16 dýðýný, çünkü Ayýþýðý’nýn yasal bir dernek olyaþýndaki Emre Can Ekinci, Ayýþýðý Sanat MerkeGençlerin ilgisi Gezi Ayaklanmasý üzeduðunu belirten Düzdaban, “Bunu onlar da zi’nde gitar ve tiyatro atölyelerinde faaliyet yürütrine yazýlmýþ kitaplara dönüktü. Denizlerle biliyorlar ama aileleri korkutmak, tedirgin etmek tüðünü ve sýrf buraya gelip gittiði için ailesinin ilgili kaynak arayýþý ise her yýl olduðu gibi bu için asýlsýz iddialarda bulunuyorlar. Eðer söyletehdit edildiðini söyledi. yýlda en çok arananlardandý. Siyasal eðilimdikleri gerçekse, ilk önce gelmeleri gereken yer bu“16 yaþýnda kendi aklýnýzla evlenebilirsiniz rasýdýr. Madem ki bu iddialarý yasal yollarla leri geliþmiþ gençlerin yanýnda annelerini ama kendi aklýnýzla devrimci olamazsýnýz” kanýtlanmýþ, neden gelmiyorlar? Yapabilecekleri görmek bir baþka güzellikti bizim için. Baskýlarýn yýldýrmak ve vazgeçirmek amabir þey olmadýðýný onlar da biliyorlar, ailelerden TÜYAP Sanat bölümünde Gezi’yi anlacýyla yapýldýðýný vurgulayan Ekinci, “16 yaþýndaki birine ‘Biz oraya gidemiyoruz çünkü orasý yasal tan resimler vardý. Sivil polislerin de yoðun insanlarýn evlilik kararý alabileceðinin yasalarla bir dernek, ama siz çocuðunuzu oradan çekin’ debir þekilde gezdiklerini görüyorduk. “Duyarlý onaylandýðý bir ülkede 16 yaþýndaki insanlarýn miþler. Gelemiyorlar ve gelemezler de.” vurgusunu vatandaþ”lardan suç duyurusu alan savcýlýk gütlü olursak hiçbir þekilde bizi engelleyemezler. gidip geldiði yerlerde beyinlerinin yýkanacaðýnýn yaptý. Zaten onlarýn korkularý da bu.” dedi. fuara gelmekte gecikmedi. Gezi olaylarýný söylenmesi mantýklý deðil, akýllýca deðil. Bizi baský “Eylemlere baþlayacaðýz” “Çocuðunuz kötü yolda” altýnda tutmak istiyorlar ve bunu da erkenden yapkonu alan “Müdahale Var mý?” baþlýklý serBu duruma iliþkin hukuksal yollara baþvuraTerörle Mücadele Þube polisleri tarafýndan aimak, kendi düzenlerine uyan insanlara dönüþtürcaklarýný belirten Düzdaban, avukatlarla, ailelerle giye “Akýyordu” isimli kolaj çalýþmasýyla kalesi “ziyaret edilen” gençlerden biri de Yakup Çamek istiyorlar.” görüþerek savcýlýða suç duyurusunda bulunacaktýlan Nova Kozmikova’nýn çalýþmasý lýþan. 17 yaþýndaki Çalýþan’ýn aktardýklarýna göre larýný, basýn açýklamalarý gerçekleþtirerek ka“Valilik izniyle yasadýþý faaliyet yürüten “hakaret içerdiði gerekçesiyle kaldýrýldý. polisler ailesine “Çocuðunuz kötü yolda, eylemmuoyu yaratacaklarýný duyurdu. dernek mi olur?” Büyük tepkiye neden olan sanata bu müdalere gidip geliyor, böyle devam ederse baþýn be“Sanatýmýz silahýmýzdýr” “Emniyetin ve devletin yasalarla baþ edemehale sergiye katýlan diðer sanatçýlar tarafýnASM’nin devrimci sanat üreten bir dernek ollaya girer.” þeklinde sözler sarf etmiþler. “Bizden dikleri, engelleyemediklerini Gezi’de gördük, kendi dan protesto edildi. Sanatçýlar sergideki tüm duðuna dikkat çeken Düzdaban “Biz þiirlerimizi, korkuyorlar, bu yüzden de yýldýrmaya çalýþýyorlar, yasalarýný çiðneyerek yaraladýklarý, katlettikleri çalýþmalarýn üzerini siyahla kapatarak “Kesin öykülerimizi, oyunlarýmýzý, ezgilerimizi burjuvabaskýlarý bize hiçbir þey yapamaz.” diyen Çalýþan, dostlarýmýzý, yoldaþlarýmýzý gördük. Bu yüzden bilgi müdahale var” diyerek durumu protesto ziye doðrulttuðumuz bir silah olarak görüyoruz. yýllardýr çalýþmak zorunda kaldýðýný ve bu sisteme yasa dýþý olan bu uygulamalara da þaþýrmýyoruz. ettiler. Umudumuz Kavgada, Kavgamýz Sanatýmýzla þiakarþý savaþmaktan vazgeçmeyeceðini söyledi. Eðer ki bizim yaptýðýmýz faaliyetler yasadýþýysa rýyla çýktýðýmýz bu yolda sanatýmýz silahýmýzdýr, bu Son gün stantlarýmýzý topladýktan sonra “Burasý yasadýþýysa buraya gelsinler” neden buraya gelmiyorlar, nasýl oluyor da bu deryüzden de bizi yasadýþý ilan ediyorlarsa varsýn etgeleneksel fuar bitiþ alkýþý bu kez yerini“Her ASM yöneticisi Züleyha Düzdaban ise bunneðin valiliðe baðlý dernekler masasýnda kaydý sinler!” dedi. lara iliþkin “ASM üzerinde daha önce de Antep’te Yer Taksim Her Yer Direniþ” sloganýna býolabiliyor? Emniyet, valilikte kaydý ve izni buluTMÞ bunu gerçekleþtirdi. Bunlara karþý ASM olaraktý. Bir Ýstanbul fuarý daha böylece bitmiþ nan bu derneði yasadýþý, ‘terör örgütü’ yeri olaMB/Dîlok oldu.

“Sanatýmýz Silahýmýzdýr”


MÜCADELE BİRLİĞİ

Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi / Sayı: 246 / 20 Kasım - 4 Aralık 2013 / Yaygın Süreli Dağıtım / Sahibi: Yeni Dönem Yayıncılık Basın Dağıtım Eğitim Hizmetleri Tanıtım Org.Tic.Ltd. Şti. Adına: Sami TUNCA / Adres: Sofular Mah. / Sofular Cad. No: 8/3 Fatih - İSTANBUL / Tel-Fax: 0 (212) 533 32 57 / Sor. Yazı İşl.Müdürü: Sami TUNCA / Baskı Yeri: Yön Basım Yayın, Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sitesi B Blok 1.kat N:366 Topkapı - Zeytinburnu - İSTANBUL www.mucadelebirligi.com / mucadelebirligi@hotmail.com / info@mucadelebirligi.com / mucadelebirligi@gmail.com /www.facebook.com/mbirligi / www.twitter.com/mbirligi

EMEKÇÝLER ÞEHRÝN DIÞINA KOVULUYOR Mar ma ray ta mam lan ma dan a çý lý ver di. He nüz tek nik dü zen len me ler bi le ta mam lan ma mýþ ken, güven lik du ru mu ge rek li test ler den geç me den, a par to par aç tý lar si ya si þov la rý i çin. Her i ki ya ka da ki ban li yö hat la rý dev re dý þý bý ra kýl mýþ, yeni le me ça lýþ ma la rý ta mam lan ma mýþ du rum da. A ký be ti ha la be lir siz o demir yol la rý nýn. La fa ge lin ce ta ri hi “Ý pek Yo lu” ye ni den can lan dý rý lý yor! A ma yo lun ne As ya u cu ça lý þý yor, ne de Av ru pa kýs mý! Ko pa rýl mýþ de mir yo lu a ðý. A na do lu ya ka sý nýn o muh te þem u cu Haydar pa’þa, gar ol mak tan çý ka rýl mýþ, ya kýl mýþ, bi ri le ri ne peþ keþ çe kil mek te. Di ðer uç, Sir ke ci, iþ lev siz leþ ti ril mek te. Ye tim kal mýþ. Ýþ te bu þart lar da “as rýn pro je si” u la þý ma a çý lý ver di! Geçen sayýmýzda da “bir bilene soralým” diyerek, konunun uzmanlarýnýn fikirlerini aktarmaya çalýþmýþtýk. Bu sayýmýzda 27 yýllýk demiryolu çalýþaný Bekir Taþtan’ýn hem Marmaray hem de genel olarak demiryollarý konusunda görüþlerini aldýk. Bekir Taþtan Haydarpaþa Vagon Atölyesinde çalýþýyor. Kendini “þu an ka pa lý o lan Es ki þe hir De mir yo lu Meslek Li se si me zu nu o la rak 17 ya þýn da i þe baþ la dým. Ça lý þýr ken Sa kar ya Ü ni ver si te si De mir yo lu A raç la rý bö lü mü nü bi tir dim. Ay rý ca KESK’e bað lý Bir le þik Ta þý ma cý lýk Ça lý þan la rý Sendikasý Yönetim Kurulu üyesiyim.” sözleriyle tanýtýyor.

Merhaba. Hemen baþlayalým. Neden demiryolu? Karþýt görüþlerimizdeki bazý yanlýþ algýlarý düzeltmek adýna raylý sistemlere bakýþ açýmýzla baþlayalým. Raylý sistemler güvenli, konforlu ve çevreci ulaþýmý saðlayan bir sistemdir. Raylý sistem ekonomik ve çok yolcuyu biranda az enerji ile taþýyabilen ulaþým sistemidir. Kazalarýn en az olduðu için de yýllardan beri hem sendika olarak hem de bireysel olarak önerdiðimiz bir ulaþým sistemidir.

GÜNLÜĞÜ Di yar be kir Ka le sin den Not lar A di loþ Be be nin Nin ni si

Ne yazýk ki son yýllara kadar gerek þehirler arasý yük ve yolcu taþýmacýlýðýnda gerekse þehir içi ulaþýmda hükümetler tarafýndan hep geri plana atýlmýþtýr demiryolu ulaþýmý. Bunun en yakýn örneði Eski Baþbakanlardan Turgut Özal’ýn demiryolunu ‘komünist ulaþtýrma sistemi’ tanýmlamasýdýr. Tabii o dönemlerde Türkiye taþýmacýlýðýnýn karayollarý ile yapýlmasý destekleniyordu. Ve otoyollar yapýldý karayolu taþýmacýlýðý desteklendi. Tüm karayolu yatýrýmlarýna raðmen bir kamu hizmeti olarak demiryollarý da varlýðýný sürdürdü. Otobüs þirketlerinin zarar edeceði çok yolcusu olmayan ancak ulaþým hakkýný kullanmak zorunda olan Anadolu’nun ücra köþelerine tren seferleri yapýlmaya devam etti. Karlý alan karayoluna, zaruri hizmet demiryollarýna diyorsunuz yani... Evet aynen öyle. Yatýrým olmamasý nedeniyle biraz yavaþ ve konforsuz trenler; Kars’tan Ýstanbul’a, Denizli’den yine Ýstanbul’a, Zonguldak’tan Ankara’ya, Adana’dan Kayseri’ye yolcularý ve yüklerini taþýdý. Bölgesel trenler en ücra köylerin yýllarca tek ulaþým aracý oldu. Son yýllarda yapýlan yatýrýmlar ve taraflý basýnýn bize yansýttýklarý ile raylý sistemde çað atladýk! Ulaþýmýn demiryollarýna kayacaðý ve yüzdelik oranda payýnýn artacaðý vaatlerini dinledik. Ancak bugün; Ýstanbul’a Anadolu’nun hiçbir yerinden tren gelmediðini, günde onbinlerce iþçi ve öðrenci taþýyan Adapazarý bölgesel trenlerinin olmadýðýný ve Ýstanbul’dan

Her cenazede ölü, her düðünde damat... herkes onu sevsin ve herkes ona etsin biat... Heyhat!.. Tumturaklý cümlelerle o ne müthiþ belagat! Daða taþa, il ilçe köy ve mezraya, yetmedi cümle cihana... ölmüþ göçmüþ, uçup gitmiþ ruhlara... bir köþecikte sinmiþ pýsmýþlara... selam, selam, selam... yetmedi gönülden selam, kalpten selam... Ama etmez iþe yarar tek bir kelam! Ahmet Kaya’dan birkaç ezgi... bol selam, bol sevgi... Diyarbekir Diyarbekir olalý böyle zulüm görmedi! Tüccardýr baþhatip, sever pazarlýklarý. Ceplerinde bolca bulundurur taksitli lütufkarlýklarý. Bir sana üç bana... yetmedi beþ bana bir sana... hatta daha iyisi, yok sana hoþ ama boþ laflardan

Adana’ya, Denizli’ye, Burdur’a, Kars’a, Kurtalana’a, Sivas’a ve birçok yerden birçok yere tek trenle ve ucuz seyahat edemediðimizi algýlayamadýk. Artýk yolcu deðil müþteriydik. Birçoðunu tam olarak anlamadýðýmýz güzergâhlar yaratýldý. Demiryollarýnýn özelleþtirilmesinin ve tasfiyesinin önündeki yasal engeller kaldýrýldý. Taþeronlaþma her birimde aþýrý þekilde arttý. Haydarpaþa’ya gelelim mi? Acýmasýzca yaktýlar ve artýk tümden kapattýlar. Haydarpaþa ve Sirkeci Garý belki de dünyanýn bir þehre en güzel konumlanmýþ garlarýdýr. Tarihi dokusu, sanayi ve emek geçmiþi ile her bir noktasý insanlarýn anýlarý ile beslidir. Tabii biz demiryolu çalýþanlarý için bu anýlar daha kalýcý ve hayatýmýzýn bir parçasýdýr. Böyle bir yerde çalýþmanýn ayrýcalýðýný belki de kaybedince daha iyi anladýk. Yýllardýr burada halkýmýza hizmet ettik. Trenlerin saðlam olmasý, ýsýtýlmasý ve temizlenmesi benim iþimin bir parçasýydý. En iyisini yapmaya çalýþtým. Haydarpaþa’nýn yoðun olduðu, yüzlerce çalýþanýn olduðu 2000’li yýllarýn baþýnda bu süreci tüm çalýþanlara anlatmaya çalýþtýk. Gerek sendika olarak, gerekse de bileþeni olduðumuz tüm platformlarla duyurular çaðrýlar yaptýk. Çalýþanlarýmýz baþta olmak üzere halkýmýza bugünü dünden anlatamadýk. Henüz her þey bitmiþ deðil Hay-

baþka, hepsi bana! Kimse bir þey kopartamaz zinhar... o lütfeder, bahþeder ve verir herkese bir ayar! Sýnýra kalekol, sýnýra duvar... boþverin bunlarý, 740 milyon liralýk yatýrýmýmýz var! Kültürel haklar mý demiþtiniz, kardeþler... iþte size Þivan Perwer. Üstelik þov programý tadýnda... Ýbrahim Tatlýses de yanýnda! Ve tabii... bizimle beraber Kak Mesud Barzani. Unutun Rojava’yý, oluþmamalý asla Kürdistan’ýn birliði. Dedik ya sever baþhatip pazarlýklarý. Verin bana Diyarbakýr’ý... Boþaltýrýz ilerde zindanlarý! Yapmadýklarýmýz yapmayacaklarýmýzýn teminatýdýr! Daðdakileri indirmek de alýþveriþin bedavasýdýr.

darpaþa konusunda. Tüm emekçi dostlarýmýzýn bizi anlamasýný, bu tür olaylara duyarsýz kalmamalarýný, dün yaþamamýþlarla bizim sýkýntýmýzý yarýn bizimle yaþamalarýný beklerim. “Asrýn Projesi” Marmaray hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Öncelikle son yýllarýn projelerinde Ýstanbul’da iþçiler iþyerleri ve konutlarý ile þehrin dýþýna yönlendirilmektedir. Haydarpaþa ve çevresi, Karaköy ve çevresi ve tarihi yarýmada gibi birçok bölge þehrin emekçilerine neredeyse kapanacak hale geliyor. Ýstanbul yýllardýr uygulanan göç politikalarý ile öyle bir hal alda ki, herhangi bir yere yeni yapacaðýnýz 100 metrelik bir patika bile birilerini yerinden etmeye yetiyor. Bu nedenle þehir içi toplu ulaþým projeleri ile ilgili karþýt görüþler detaylý anlatýlmalý ve dikkatli dinlenmelidir. TCDD’ye ait ve Anadolu’nun yolcusunu veya yükünü Ýstanbul’un merkezi sayýlan Haydarpaþa’ya getiren, yine Trakya bölgesinin yolcu ve yükünü Sirkeci’ye kadar getiren yollar yýllarca hizmet etti. Birinci karþýtlýðýmýz bu yollarýn özellikle Ýstanbul içinde kalan kýsmýnýn tamamen þehir içi ulaþýma ayrýlmasý ve birinci cümledeki hizmetin yok sayýlmasýdýr. Þehir içi ulaþým için yer altý baþta olmak ü-

Daha önce açmýþtý bir garip paket... konunun muhataplarý buldu onu kudur. Dedi taksitçi baþhatip, elimden gelen þimdilik budur. Bu daha baþlangýç, devamý bulunur... Beklemekten sýkýlanlar baþladý veryansýna... Baktý ipler kopuyor, koþtu bizimki Diyarbakýr’a. Dedi yine “bu daha baþlangýç...” Ama durun... bu þiarý deðil miydi cümle çapulcunun! Tutmadý yine göle çaldýðý maya... Hazýrlanýyor çapulcular selam göndermek için Rojava’ya. Ne kak Mesud, ne Þivan Perwer... durduramaz özgürlüðüne akan devrimi hiçbir bariyer! Karný tok emekçilerin cümle yalana... çoktan ayaða kalktý her iki ülkede son vermek için talana. Bu ninniler ço-

zere birçok güzergah seçeneði bulunmaktadýr. Öyle ki Marmaray projesi planlandýktan sonra düþünülen ve bitirilen Kartal-Kadýköy metrosu güzergahý daha faydalý bir yatýrým olmuþtur. Bu metro zaten tüp geçiþle birleþmiþtir. Avrupa yakasýnda yapýlacak benzer bir metro baðlantýsý ile TCDD’ye ait yollar yine eski iþlevini yürütebilecektir. Sendika olarak yýllarca söylediðimiz gibi “Marmarayýn mantýðý doðru, ancak tüp geçiþi hariç güzergahý yanlýþtýr” Kamu arazilerinin büyük inþaat þirketlerine kat karþýlýðý verildiði Ýstanbul’da bu cümlelerimiz karþýlýk bulmamaktadýr. Bizim gördüðümüzü birçok gören olmakla beraber bu proje sadece þehir içi ulaþým projesi deðil, Kamusal demiryolu taþýmacýlýðýnýn þehrin dýþýna atýlmasý ve çok deðerli demiryolu arazilerinin sermayeye kullandýrýlmasýdýr. Büyükþehir Belediyesi ulaþým reklamlarýnda “2016’da Maltepe-Bakýrköy 47,5 dakika olacak” diyor. Bu arada Maltepe sahil kýyýsý dolduruluyor. Ýstanbul’da neredeyse hiç kullanýlmayan deniz yolu ile Maltepe-Bakýrköy 10 dakika, hem de hiç yatýrým olmadan. Tüm cümlelerin seçim eksenli kurulduðu ülkemizde doðal olarak açýlýþlar da seçimlere göre tarihlenmektedir. Öyle ki; her ortamda Gebze-Halkalý arasý tanýmlanan Marmaray projesinin sadece Tüp geçiþi açýlýþý tüm halka Marmaray bitti olarak anlatýlmýþtýr. Hedef seçime yetiþmek olunca da teknik deðil siyasi kararlar açýlýþ tarihini belirlemiþtir. Tüp geçiþ teknolojisi bildiðim bir teknoloji deðil. Ancak basýndan takip ettiðim ve güvendiðim bilim adamlarýnýn yorumlarý doðrultusunda eksiklikler olduðunu duydum. Ben de kendi dalýmda teknik bir elemaným. Bu konuda siyaset olmayacaðýný Pamukova hýzlandýrýlmýþ tren kazasýnda herkes anlamalýydý. Ancak anlaþýlmadýðý görünüyor. Bence teknik bir konuda bir uzman dahi sýkýntý var diyorsa yapýlan iþ sýkýntýlýdýr. Ancak siyaset ve hukukun durumunun ortada olduðu ülkemizde, hiçbirimizin istemeyeceði bir tüp geçit kazasýnýn da çabucak unutulacaðýný düþünüyorum ne yazýk ki. Teþekkürler...

cuklarýmýzý uyutmaz... bu çocuk müsamereniz bu topraklarda kat’iyen tutmaz. Çocuklarýmýzý büyüttük biz acýlý ninnilerimizle: Bunlar, Engerekler ve çýyanlardýr, Bunlar, Aþýmýza, ekmeðimize Göz koyanlardýr, Taný bunlarý, Taný da büyü... Bu, namustur Künyemize kazýnmýþ, Bu da sabýr, Aðulardan süzülmüþ. Sarýl bunlara Sarýl da büyü.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.