ROJAVA DEVRİMİNİ BOĞAMAYACAKSINIZ!
IŞİD denen katil sürüsü Kobani’de Kürt halkına ve diğer ezilen ulusal topluluk halklarına karşı alçakça ve vahşice saldırıyor. Bizzat Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, İsrail, ABD ve diğer emperyalist güçler tarafından desteklenen bu insanlık düşmanı çeteler, Rojava devrimini boğmak, bölgede gerici çıkarlara dayalı çatışma ve kaos ortamı yaratmak için ortaçağ vahşeti sergilemekten geri durmuyor. Bu vahşete karşı Rojava devriminin yanında yer almak, Kürt halkıyla aynı saflarda savaşmak, Rojava ile, Kürt halkıyla, her inançtan ve ulusal topluluktan ezilenlerle söze/lafa değil pratiğe dayalı bir dayanışma örmek günün en acil görevlerinden biridir. Kobani artık Türkiye'dir, Kürdistan'dır! Kobani kendi evimizdir, kendi varlığımızdır! Rojava'nın özgürlüğü Türkiye'deki emekçilerin özgürlüğüdür. Kobani'yi savunmak için, Rojava devrimini savunmak için tüm emekçiler seferber olmalıdır. Sokağa, cepheye, her alanda enternasyonal dayanışmayı büyütmeye!
BOYKOT! BOYKOT!
FABRİKALAR TARLALAR SİYASİ İKTİDAR HER ŞEY EMEĞİN OLACAK
16 - 30 Temmuz 2014 / S 263 / 1 TL
Yeni bir diktatör seçin diyorlar bize, elbette “demokrasi” adına! .Dinci faşist iktidarın tepe noktasında kim olsun? Polise “daha ne bekliyorsunuz” sözleriyle “vur” emri veren mi, yoksa ömrünü komünizme karşı mücadeleye adamış bir başka dinci faşist mi? Bu Karagöz oyununda figüran olmamız isteniyor. Sahte, göstermelik, “demokrasi” ile hiç bir alakası olmayan seçimlere meşruiyet kazandırmaktan başka bir rolü olmayan ve olamayacak olan HDP’li adayı saymaz isek, emekçi sınıflarla ezilen halkların önüne koyulan seçenekler işte bundan ibaret. Seçime katılmak, dinci faşist figürlerden hangisinin bu hazırlıkları yürüteceğine karar verme sürecine katılmak, suça ortak olmaktır. Bu tarihi hataya düşmekten sakınmanın tek yolu, seçimleri boykot ederek Haziran Halk Ayaklanmasının yolundan yürümek, düzene, onun tüm politik ve askeri güçlerine karşı başlatılmış olan genel saldırıyı sürdürmektir. Seçimlerle oyalanmak, cellatlarımızın başına kimin geçeceğini seçmek emekçi sınıfların, Kürt halkının, ezilen ulus topluluklarının çıkarına değil.
Şimdi devrim zamanı!
BENİM KANIM BİR TUTAM YAĞ
Üç erkek çocuğunu İsrail saldırısında kaybeden Filistinli bir ana feryat ediyordu, “neden daha fazla doğurmadım, kim bakacak bana ve kız kardeşlerine”... Bu cümlelerle anlatıyor Filistin kadınları, neden çok çocuk doğurduklarını ve çocuk
Kitle
C.Dağlı
2
doğurup büyütmenin de devrim mücadelesinin bir parçası olduğunu... Ve son bir haftadır yaşadığımız saldırılarda da katledilenlerin çoğu çocuk... Filistinlilerin yarım asırdan fazla süredir devam eden özgürlük mücadelesini
Kobani Direnişi İle Dayanışmaya Taylan Işık
4
hiçbir saldırı, hiçbir katliam durduramadı. Her saldırı intifada ile karşılandı ve dost görünen gerici devletlere rağmen, tüm halkların enternasyonal desteği ile dimdik durdu. “Benim kanım bir tutam yağ, yakar
Devrimden Kaçış Ali Varol Günal
5
özgürlüğün ateşini” diyen Filistin’in yiğit halkını, kadınlarını, erkeklerini ve çocuklarını hiçbir saldırı yıldıramayacaktır. Şimdi, “Hepimiz Birer Filistinliyiz” diyerek Filistin Devrimi’ne sahip çıkmak zamanı.
Kahrolsun Emperyalizmin Yeşil Kuşağı
Umut Güneş
7
Editör
BOYKOT
Emekçi sınıfların ve ezilen halkların önüne yeniden yeni bir sandık koyuluyor ve onlardan yeni bir diktatör seçmeleri isteniyor. Elbette “demokrasi” adına. Sermaye sınıfının tüm medyası, televizyon kanallarıyla, sosyal medyasıyla, gazeteleriyle bu konuyu emekçi sınıfların ve ezilen halkların gündemine sokmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Dinci faşist iktidarın tepe noktasında kim olsun? Polise “daha ne bekliyorsunuz” sözleriyle “vur” emri veren mi, yoksa ömrünü komünizme karşı mücadeleye adamış bir başka dinci faşist mi? 3
Neden Boykot
Umut Çakır
12