S73

Page 1



MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

Yeni bir sayýmýzla sizinle birlikteyiz. Geriye baktýðýmýzda çok güzel günler görüyoruz. Geleceðe baktýðýmýzda ise daha güzel günleri getireceðimizi görüyoruz. Çünkü 31 Mayýs halk ayaklanmasý bu topraklarý, bu topraklarýn insanýný, havasýný, suyunu deðiþtirdi. Çünkü Türk, Kürt, Ermeni, Arap ve o dönemde buralarda olan Amerikalý, Fransýz, Ýngiliz, Lübnanlý ve daha pek çok halktan emekçiler faþizme karþý ayaklandýlar. Bu büyük ayaklanma Türkiye devrim mücadelesinde gerçekleþmiþ en büyük ve en geniþ ayaklanma... Bu ayaklanmanýn mimarlarý ise 90 kuþaðý diye tabir edilen gençlik kesimi... Aslýnda 31 Mayýs ayaklanmasý yýllardýr faþizmin kitleler üzerinde uyguladýðý baskýnýn ve þiddetin bir sonucu olarak yaþandý. Faþizmi yýkmak için sokaklara çýkanlar, sokakta bulduklarý özgürlüðü kaybetmemek için bir çok bedel ödediler. Hala da bedeller ödenmekte... Binlerce insanýn yaralanmasý, binlercesinin gözaltýna alýnmasýnýn yaný sýra; 5 ölü ve onlarca tutuklu... Ölülerimiz þimdi bizlere yol gösteriyor; “ruhum sizinle þimdi” diyen Ali Ýsmail Korkmaz’dan tutunda, “Devrim Ýçin Öleceðiz” diyen Abdullah Cömert’e kadar hepsi barikat baþýndakine, revirde çalýþana, taþ toplayana ya da sokakta kitleye ajitasyon çekene güç veriyor. Þimdi ayaklanmanýn ürünü olan forumlarda emekçiler, gençler geleceklerini nasýl örgütleyeceðini tartýþýyor ve ölülerimizin canlarýný feda ettikleri davanýn zaferi için örgütleniyor... Bu büyük ayaklanma genç yoldaþlar, sizlerin çabanýzla zafere ulaþacak. Ayaklanma devam ediyor ve faþizmi yýkana kadar da sürecek... HER YER TAKSÝM HER YERDE DEVRÝM!


! K A M I Þ A T E R E F A AYAKLANMAYI Z

2

Öðrenciler, Genç Emekçiler! Genç Ýþsizler, Kadýnlar! maya. Bedeller ödedik. Mehmet Ayvalýtaþ’ý, Abdullah Cömert’i, 31 Mayýs’ta baþlayan halk ayaklanmasýnýn en önünde, Taksim’de, Kýzýlay’da, Antakya’da, Ýzmir’de, An- Ethem Sarýsülük’ü, Medeni Yýldýrým’ý, Ali Ýsmail Korkmaz’ý faþizm katletti; hala hastanelerde omuz omuza mücadele ettitep’te, Eskiþehir’de... sokak sokak savaþan gençler! ðimiz yoldaþlarýmýz yaþam mücadelesi veriyorlar, gaz fiþekAyaklanmanýn en önünde, müthiþ bir bilinçle, ne sadece leriyle gözlerini kaybedenlerimiz, aðýr yaralýlarýmýz oldu. okul içi sorunlara, ne sadece parasýz eðitim için, ne de sadece Çatýþmalar azalýnca, faþizm bu kez de ev baskýnlarýyla ilk heiþsizlik ya da ekonomik iyileþtirmeler için; büyük bir cesaret- def olarak gençliði seçti; tutuklamalar baþladý. Unutmayýn yitirdiklerimizi, parmaklýklar ardýna düle ayaklanmanýn en önünde bütün sorunlarýmýzýn temel sebebine, faþizme karþý savaþtýk; faþizme karþý kavgaya yüreðimizi þenleri! Unutmayýn baþardýklarýmýzý! koyduk. Büyük bir militanlýk, yaratýcýlýk, cesaret gösterdik. Unutmayýn polisi kovduðumuz her yerde bulduðu“Apolitik” denilen gençliðin, ruhunun devrimci olduðunu, harekete geçebildiði zaman neler yapabileceðini gösterdik. Öz- muz özgürlüðü! Unutmayýn 12 gün boyunca Taksim’de yaratýlan yeni gürlüðümüzü kazanacaðýmýz o büyük güne, devrime doðru dünyayý! en büyük adýmýmýzý attýk; bir halk ayaklanmasý yarattýk. Eylemlerin azalmýþ olmasý azaltmasýn umutlarýmýzý! Gezi Parký’na devletin saldýrýsýyla baþlayan eylemler; GeAyaklanma bitmedi; sürüyor sürecek; zafere kadar! zi Parký’ný korumaktan, faþizme, baskýcý yönetime, gelecekAyaklanma boyunca en büyük gücümüz, bütün baskýlasizliðimize, iþsizliðimize, bize dayatýlmaya çalýþýlan yaþam rýn ortak sebebine, politik iktidara karþý “Hükümet Ýstifa” slobiçimine karþý bir isyana dönüþtü. Faþizmin baskýsýyla karþýlaþan her kesim bu ayaklanma- ganýyla birleþmemiz oldu. Ayaklanmamýzýn hedefine politik da yerini aldý; Nazým ustanýn deyiþiyle, kesesinden verecek iktidarý koyduðumuz her yerde daha da büyüdük, güçlendik; bir þeyi olmayanlar, yüreðinden destek verdi bu ayaklanmaya. ne zaman kendi köþemize çekilip, sadece kendimizi ilgilendiBaretler, deniz gözlükleri, Talcid’ler ayaklanmacýlarýn beceri- ren sorunlarla ilgilenmeye baþladýk, küçüldük, güçsüzleþtik. siyle en büyük yardýmcýmýz oldu. Özgürlüðü kaldýrým taþla- Bu, ayaklanmanýn bize öðrettiði en önemli ders oldu; birlikte rýnýn altýnda bulduk. Her mahalle tencere tava sesleriyle, mücadelenin gücü. Ýþte Lice’de Medeni Yýldýrým’ýn katledilmesinden sonra mahallelerin içine kadar süren çatýþmalarla katýldý ayaklan-


yapýlan eylemler; Kürt ve Türk halklarý arasýnda hiçbir zaman böylesi görkemli bir bað, bir kardeþleþme yaþanmamýþtý. Sosyal-þovenizmin bütün zincirlerini bir anda kýrýp attýk. Ýþte 2 Temmuz, Sivas Katliamý anmalarý; Madýmak’ta kurulan kürsüden gelen “Bugün Roboski için, Reyhanlý için de buradayýz” sesleri. Halklarýn mücadele birliði hiçbir zaman böylesine güçlü olmamýþtý. Ýþte Onur Yürüyüþü; türlü baskýlara uðramalarýna, katledilmelerine karþý hiçbir zaman LGBT bireylerle böyle bir bað kuramamýþtýk. Ýþte polisin elinden rakip takým taraftarlarýný kurtaran tribün gruplarý. Yýllarca aralarýna ekilmeye çalýþýlan düþmanlýðý bir hamlede paramparça ettiler.

Bu çaðrý içi boþ, özgürlük hedefinden uzak, kuru bir “örgütlenin” çaðrýsý deðildir; kendi dar grupçu, küçük çýkarlarýný düþünerek hareket edenleri atalým sýrtýmýzdan. Devrimci Öðrenci Birliði ve Genç Emekçiler Birliði sizleri özgürlük dolu yarýnlarý kurmak için ayaklanmayý zafere taþýmaya, devrimi örgütlemeye çaðýrýyor!

Sadece bir tane hedefimiz var; talep deðil, faþist hükümetten hiçbir þey talep etmiyoruz; istifa edip gitmelerinden baþka. Bundan sonra birilerinin tepemize dikilip, lütfedip bir þeyler vermelerine ihtiyacýmýz yok. Neyi baþardýysak kendi gücümüzle baþardýk, neyi istiyorsak öyle baþaracaðýz! Forumlar yoluyla kurmaya baþlanýlan örgütlenme, özgürce konuþarak, tartýþarak, bir arada nasýl karar alabildiðimiz ve uygulayabildiðimizin küçük bir örneðidir yalnýzca. 5 yýlda bir Öðrenciler, Genç Emekçiler! Genç Ýþsizler, Kadýnlar! sandýk baþýnda deðil, her gün kendi hakkýmýzdaki kararý kendimizin vereceði doðrudan demokrasi, istediðimiz yönetim þekli iþte bu. Yýllarca bize dayatýlan ucube demokrasiye karþý, iþte halk demokrasisi. Bunlarý daha da saðlamlaþtýrmalýyýz. Forumlar saðlamlaþtýkça, seçilen sözcüleriyle merkezi bir birliktelikle hareket ettikçe ve özgürlük ve demokrasiye kavuþacaðýz. Faþizmden, bu iktidardan sadece onlarý baþýmýzdan atarak kurtulabiliriz. Bizi oyalamalarýna, “sandýk” çaðrýlarýna kanmayalým! Polisi, yargýyý, her þeyi tekeline almýþ bir güç var karþýmýzda; hala çöplerden çýkan oy pusulalarýnýn hesabýný verememiþ bir güç. “6 ay sonra sandýkta” deðil; bugün sokakta hesaplaþacaðýz! Önümüzde baþarmamýz gereken daha çok þey var. Ama umudumuz ve inancýmýz dünden daha fazla. Bugüne kadar yapýlanlar, yapabileceklerimizin bir fragmaný, bir özetinden baþka bir þey deðildi; sadece bir baþlangýçtý. Þimdi ayaklanmayý zafere taþýmak, Halk Ýktidarý’ný kurmak için saflarý sýklaþtýrmanýn zamanýdýr! “Daha gün o gün deðil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduðunuz çakallarýn ulumasýdýr. Saflarý sýklaþtýrýn çocuklar, bu kavga faþizme karþý, bu kavga hürriyet kavgasýdýr!” DEVRÝMCÝ ÖÐRENCÝ BÝRLÝÐÝ (DÖB) GENÇ EMEKÇÝLER BÝRLÝÐÝ (GEB)

3


G

4

“OLAYLARIN ARKASINDA KÝM VAR?”MIŞ

meydanlarý yüz binlerle doldurduk. Ankaezi Parký’nýn yýkýmýyla ra’nýn göbeðini iþgal eden iþçi eylemlerimiz, baþlayan ve kýsa sürede üniversitelerden yükselen “BAÞKALDIRIbir halk ayaklanmasýna YORUZ”lar yaptýk. Ama hiç birisinin tepkidönüþen olaylarý kimin çýkardýðýsi hükümete- kapitalist devlete geri adým na dair burjuvazinin ve tabii ki attýrmýyordu. Durum böyleyken böyleydi. RTE’nin müthiþ fikirleri, istihbaVe bir 31 Mayýs günü, giderek sayýlarý artratlarý var. Öyle ya, 11 yýldýr bümaya baþlayan kitleler polisin saldýrýsýnýn yük bir þükür duygusuyla her þeyi karþýsýnda geri adým atmadýlar. sineye çeken, yapýlan tüm zamla31 Mayýs günü manzara þuydu: önceki ra, alýnan ve sürekli yenisi getiriüç günden daha kalabalýk ve kýzgýn bir kitlen tüm vergilere, her gün le þafakla birlikte polisin yine saldýrýsýna uðtelevizyonlardan aþaðýlanmaya ramýþ, daðýlmýþ ama birkaç saat sonra tekrar bana mýsýn demeyen “koca bir toplanmýþ. Bu durum öðleden sonra 4-5’e halk” vardý dün. Bütün Ortadoðu kadar sürdü. En sonunda akþama doðru öyülkeleri, Avrupa ülkeleri hatta süle bir duruma geldi ki, ana caddelere sýðmarekli küfürleþilen Yunanistan’da yan on binlerce insana sabaha karþý bile kaç yýldýr halk sürekli sokakevlerinde tencere-tavalarýyla, yol kapatmalarýyla eþlik eden larda, eylemde, ya da ayaklanma yýðýnlar… 1 Haziran’da da durum hiç farklý deðildi. Tam terhalindeydi. Buna bakarak RTE ve hempalarý herhalde sine o gün ayaklanmanýn kitleselliði adeta zirveye çýkmýþtý. “biz çok iyi yönetiyoruz. Diðer ülke yöneticileri çok beVe sonraki günlerin de diðerlerinden farký yoktu. ceriksiz” diyorlardý. Ama halkýmýzýn kendisi de “yok karÝþte mesedeþ bizden bir lenin düðüm þey olmaz. Biz noktasý, bu birleþip sokaðanasýl yaþandý? mokaða çýkaKim çýkardý mayýz” diyordu. bu olaylarý? Hatta eyleme Kim düðmegeçen gençlere, ye bastý? Biz yani bizlere bübirleþemeyiz yüklerimiz “badiyenleri kacak çoluðun kim birleþçocuðun yok. tirdi? ApoGençsin devletle l i t i k uðraþýlmayacaðýgençliði ný bilmiyorsun kim politimusun?” diyorkanýn en ölardý. n ü n e Mem le ke tin fýrlattý? anasý aðlýyordu. Baþta RTE Ya açlýktan, ya kýolmak üzeyýmlardan ya da re bütün burjuva siyasetçiler ve yazarlar harýl harýl yaþam zeminleri ayaklarýnýn altýn“Gezi Parký Olaylarýnýn” arkasýnda kimin, kimlerin dan çekiliyor olmasýndan. Tamam biz de o kadar boþ durmuolduðunu açýklamaya çalýþtýlar. Ýþte onlardan küçük yorduk. Milyonlarla yapýlan 1 Mayýslarýmýz vardý. Kaç kez bir seçki:


* “Olaylarýn arkasýnda faiz lobisi var.” Tayyip Erdoðan * “Gezi olaylarýnýn arkasýnda PKK var.” Devlet Bahçeli * “Gezi olaylarýnýn arkasýnda Yahudi diasporasý var.” Beþir Atalay * “Gezi Parký’nda ki olaylarýn arkasýnda CIA ve MOSSAD var.” Þamil Tayyar *

“Bu iþin arkasýnda birçok terör örgütü var, þimdilik 11 tanesini tespit ettik.” Egemen Baðýþ * “Olaylarýn arkasýnda uluslararasý Siyonizm ve Türkiye taþeronlarý var.” Dr. Deniz Þar * “Gezi Parký eylemleri ile baþlayan olaylarýn arkasýnda iki ülke var: Almanya ve Ýngiltere.” Yiðit Bulut * “Taksim Gezi Parký olaylarýnýn arkasýnda Kadife ve Turuncu devrimlerinin arkasýndaki isim olan George Soros var.” Melih Gökçek

Bu liste böyle uzayýp gider ama halkýmýzýn da onlara ve bu soruya birkaç yanýtý var: * Aziz Yýldýrým. ‘Aykut giderse ben de giderim’ lafýný yememek için gündemi deðiþtirmiþtir. (bezelye19, mobil,

04.06.2013 01.39) * Manuel Fernandes. baþka açýklamasý olamaz. (dozi, 04.06.2013 01.40) * Belki halk falan ha kardeşim, belki insanlar ………… doydu artýk, ha rahatýnýzý bozduk kusura bakmayýn. (el ahmet krl, androidapp, 04.06.2013 01.44) * Tayyip’in devamlý kendine sorduðu bir türlü cevabýný bulamadýðý için delirdiði sorunsaldýr. bu olaylarýn arkasýnda halbuki kendisi vardýr. halk bir kiþiye karþý birleþmiþtir. yoksa bu kadar farklý görüþ, bu kadar farklý taraftar grubunu bir araya toplamayý kimse akýl dahi edemez. (uwaa, 04.06.2013 01.48) * Çarþý var (doktor mikrop, 04.06.2013 01.50) * Gezi Parký olaylarýnýn arkasýnda halk var ama polisin arkasýnda olan eli sopalý akp liler s i z i sokakta görmeyim ananýzý avradýnýzý o sokakta. * Greenpeace oraya giden ilk gruptur. Polis saldýrýsý olmasa o kadar kalacaktý. Saldýrý olunca halk geldi. (orta kafa gol, 04.06.2013 01.53) * (bkz: recep tayyip erdoðan) ve onun erk sarhoþu þeytansý kibiri var. (juve, 04.06.2013 01.54) * (bkz: gandalf) ve gizli iþbirlikçisi (bkz: yuzuk tayflarý) * Çare Drogba..

.

(Cevaplar Ýnternetten alýntýdýr)

5


6

Ayaklanmanýn ilk günlerinde uzaktan izlemek çok yýpratýcýydý. Devrimci halk ayaklanmasý ve Devrimci halk iktidarý üzerine kitaplar okumuþtum ama DÖB’lü olduktan kýsa bir süre sonra böyle bir ayaklanmaya þahit olmayý beklemiyordum. Galatasaray Lisesinin arka sokaklarýnda ben de savaþtým. Az ilerimizde üç- dört tane polis vardý. Biz ise 2000’e yakýndýk ve çok aðýrlýklý olarak örgütsüz kitleler vardý. Her sokakta insanlar savaþýyordu. Orada çatýþan kitlenin yüzü gerçekten de korkunçtu. Bir hayli öfkeliydiler. Herkes barikat kuralým diyordu birbirine. Böylece insanlar ne bulurlarsa barikata taþýmaya baþladýlar. Gaz bombalarý gelmeye baþladýðýnda herkes geriye yokuþ aþaðý indi. Ýnsanlarýn bir an da koþuþturmasý beni de panikletti. Daha önce de çatýþtým ama çatýþan kitlenin gaz bombasýndan korkmasý beni de korkuttu. O korkuyu üzerimden atmakta zorlandýðýmý itiraf edebilirim. Ýnsanlar üzerime üzerime koþarak iniyordu. Kalbim çarpa çarpa ileri devam ettim ilerde ne olduðunu görmemiz gerekiyor düþündüm. Patýr patýr bir þeyler geliyordu gaz bulutu arasýndan. Gaz bombasý deðildi. Mermi gibiydi ama canýmý yakmýyordu çok fazla. Plastik mermi de olamaz diye düþündüm, boynuma sýrtýma gelmeye devam ediyordu. Bir atýþlarýnda beþ- altý tane birden geliyordu. Bir kez ateþ ediyorlar ve altý tane sýrtýmda bir þey patlýyor. Ara sokaklardan birine çekildiðimizde üzerimizde sarý sarý boyalarýn olduðunu gördük. Güldük hep birlikte. Bir yer bize kapýsýný açtý. “Girin” dediler. Girdik biz de. Temizlendik iyice. Biri sürekli bir þeyler yazýyordu twittera. Geri çýktýk, ilerledik. Diðer sokakta ilerde barikat arkasýnda baþka DÖB’lüler de vardý. Onlarý gördüm. Bu esnada bir çok yaralý arkadaþ da vardý. Onlar revire gittiler. Bizler de orada kalmaya devam ettik. DÖB’lü Bir Öðrenci

Gezi Parký eyleminin 2. günü ben de oradaydým. Ziyaret amaçlý gittiðim Gezi Parký’nda insanlardaki coþkuyu, inancý, direnci gördükten sonra o gece orada kalmaya arkadaþýmla karar vermesi pek de uzun sürmedi. Hayatýmda ilk defa ölümle burun buruna geldiðin o gece saat 4’tü… Köþeye sýkýþmýþtýk. Yoðun biber gazý ve en son Vietnam savaþýnda kullanýlmýþ portakal gazý arasýnda kalmýþtýk. Hiçbir yere hareket edememenin öfkesi ve her an gelebilecek bir ölüm tehlikesi. Yanýmda genç bir kadýn “Anne!” diye çýðlýk atýyor aðlayarak. Arkamda ki adam, dur durak bilmeden attýklarý gazlardan çýkarýyor öfkesini. Basýyor küfürü. “Yeter lan yeter öldüreceksiniz!” diye baðýrýyor hemen ardýndan. Dumandan göz gözü görmüyor. Kafalarýmýzý eðmek zorundayýz. Niþan alarak gaz atýyorlar! Sýkýþmýþlýðýn verdiði kin ve nefret duygusu ile öfke dolup duvarlara yürüyoruz. Orada bir delik açýyorlar. Sanki orasý nefes kaynaðýmýz. Orasý sokak! Orasý kavganýn meydanýna çýkýyor. Binlerce kiþi birbirini iterek açýlan o boþluktan geçiyor. Düþme tehlikelerini bir an olsun düþünmeden yanýmýzda ki büyük çukura aldýrmaksýzýn, nefes alabilmek adýna atlýyoruz birer birer. O an içimize dolan gaz ya da diðer kimyasallar deðildi. O an içimizde dolan soluksuz bir öfkeydi. Ve bu öfke bir ayaklanmanýn baþlangýcýydý… Ýktidarýn sonu yakýndýr. Sokaklar dolup taþarken, sloganlarýmýz dünyanýn bir ucunda yankýlanýyorken; ne baskýlar, ne yasaklar, ne polis, ne asker, ne de evde bekleyen %50 durdurabilir bizi. Afrika’da kanat çýrpan kelebeðin uzak denizlerde yarattýðý fýrtýna gibi, kýtadan kýtaya gider sesimiz. Bu sesleri, bu yüzleri unutma iktidar! Ne zaman bir þeyler yanlýþ gitse yine bizi karþýsýnda bulacak bu sistem. Tayyip gitse, onun bir benzeri gelir. Bu yüzden diyoruz ki, sistemin deðiþmesi gerek. Þimdi daha güçlü, daha dirençli atýyoruz sloganlarýmýzý: Hükümet Ýstifa, Ýktidar Halka! DÖB’lü Bir Öðrenci


Ben Leninist bir genç olarak, 31 Mayýs günü Gümüþsuyu’nda akþam 7’de ayaklanmanýn trenine atladým. Faþist devletin gezi parkýna müdahalesini öðrendikten sonra akþam taksime eylem çaðrýsýný gördüm ve hemen Taksim’e yöneldim. Gümüþsuyu’ndan yukarý çýkarken kitleye dahil oldum ve çatýþmanýn içine girdim. Ýlk baþlarda sayýmýz 100 civarýndaydý ama daha sonra taraftar grubu Çarþý’nýn da dahil olmasýyla sayýmýz iyice arttý. Faþizmin kolluk kuvvetleriyle göðüs göðse çatýþdýk. Polis iyice meydana çekilerek sadece oradan gaz ve TOMA’yý kullanarak bizlere karþýlýk veriyordu. Yine inanýlmaz sayýda gaz kullanýyorlardý. Ama kitle önce gelen saldýrýyla biraz geri çekiliyor ve sonra tekrar yükleniyordu. Ve geride kalanlarý ise ilk defa o gün kullanýlan “GEL, GEL , GEL ...” sloganý ile motive ederek yukarý çekmeye devam ettik. Birbirini daha önce hiç tanýmayan bir çok insan birbirine inanýlmaz bir güvenle çatýþýyordu. Gümüþsuyu’ ndan 9.30 civarýnda ayaðýma çarpan gaz bombasýndan dolayý çekilmek zorunda kaldým. Ýlk baþta yaþanan þeyin bir ayaklanmanýn baþlangýcý olduðunu anlamamýþtým ta ki Ýstiklal Caddesi’nde on binlerce insanýn faþist polise karþý savaþtýðýný görene kadar...saat 10 civarýnda ulaþmýþtým Ýstiklal’e... Ayaðýmda ki aðrýyý unutarak tekrar ön saflara yöneldim ve kitleyle beraber çatýþmaya devam ettim... Gece 12 sularýnda da kafama yediðim biber gazýndan dolayý çatýþma alanýndan çýkarýldým... Ve o gün sabaha kadar sokakta insanlarýn dövüþtüðünü görmek harikaydý... 1 Haziran, ayaklanmanýn ikinci günüydü ve Taksim meydanýnýn kazanýldýðý ilk gün... Öðlene yapýlan çaðrýya uyarak biz Leninistler, buluþmanýn olacaðý yere doðru ilerledik. Tabi faþizm saldýrmaya baþlamýþtý...Taksim’ de Ýstiklal üzerinde, Gümüþsuyu’ndan, Harbiye yönünden, Tarlabaþý’ndan her yerden akýn akýn insanlar meydana doluþuyordu ve Faþizmin kolluk kuvvetlerini taþlayarak meydandan kovuyordu. Polislerin korkusu gözlerinden okunuyordu. Önce çevik kuvvet ekibi çekildi ve sonra TOMA’lar geri çekildi tabi bu öyle elini kolunu sallayarak bir çekilme deðildi... TOMA’larý taþ yaðmuruna tutarak Robocoplarý (çevik kuvvet) döverek, kovalayarak oldu... Ve Zafer Savaþan Halkýn olmuþtu... Bu olanlardan sonra bir kiþinin meydanda bir direðe “DEVRÝM BAÞLADI FAÞÝZMÝ YIKACAÐIZ - HALK” yazýlý bir döviz astý. Evet, devrim baþlamýþtý... Genç Bir Leninist

7


BU DAHA BAÞLANGIÇ

8

31 Mayýs akþamý Ýstanbul’un kalbine, Taksim’e dört bir koldan on binlerce kiþi ilerliyordu... Birbirlerini tanýmayan bu on binlerce kiþi, yýllardýr faþizmin uyguladýðý baskýya, yoksulluða karþý birleþmiþ; ‘Artýk Yeter’ demiþ ve ayaklanmýþlardý. Ayaklananlar birden bire, yerden biter gibi sokak baþlarýnda gözüktü. Hem de bir yerden deðil. Her taraftan... Ankara’dan, Ýzmir’den, Adana’dan, Antep’ten, Antakya’dan ve daha pek çok yerden... Ayaklananlarý dahi þaþýrtacak derecede kalabalýk, öfkeli kitleler, korku duvarlarýný yýkmýþ, yepyeni bir dünyaya gözünü açmýþ ve bir anda sokaklarý doldurmuþtu. Karþýlarýnda baþtan aþaðýya donanýmlý ve silahlý, dünya gericiliðinin en gerici ve faþist ordularýndan biri. Oysa ayaklananlar ölümle alay edercesine keyifli, mutlu ve yaþananlarla dalga geçecek kadar cesaretli... Yýllar önce söylenmiþ bir sözü hatýrlýyor barikatlarda savaþanlar; “Savaþta gülmek ciddi bir iþtir” Dünyanýn bu en oyuna gelmez iþi, ayaklanma denen bu olay, burada devrimin merkezi Taksim’de, Kýzýlay’da ve diðer yerlerde ayaklananlarýn cesaretiyle, mizahý ile düþmanýný çýldýrtýyor, dünyanýn diðer yerlerindeki dostlarýna ise güç veriyordu... Büyük savaþlar birbirini tanýmayan insanlarý kardeþ yapar derler. Yýllar sonra tarih kitaplarý bugünleri yazacak, filmler çekilecek, romanlar yazýlacak. Yýllar sonra herkes anlatmaya “Her þey 3 aðaçla baþladý” diyerek baþlayacak; “Ýþte bugünleri o zaman verdiðimiz mücadele ile kazandýk.”

diyecekler. Ve belkide sadece barikatta bir kez gördüðü kiþinin yardýmýyla, yaralý halde barikattan taþýndýðýný, ilk defa gördüðü bir doktordan ve bilmediði bir yerde tedavi edildiðini, tanýmadýðý insanlarýn evinde tanýmadýðý kiþilerce korunduðunu büyük bir mutlulukla anlatacak. Çünkü 31 Mayýs’tan bu yana olanlar bu topraklarda yaþayanlarý ve dünyanýn diðer yerlerindeki dostlarýmýzý çok mutlu ediyor. Çünkü devrime en yakýn olduðumuz ve faþizmi ezmeye kalktýðýmýz bu anlar emekçi halklarýn ve devrimci gençliðin en mutlu anlarýdýr. Daha mutlusu ise zaferi ilan ettiðimizde olacak...

Peki bu ayaklanma nasýl baþladý? Ayaklanmanýn fitilini ateþleyen, yýllardýr biriken öfkeyi sokaða taþýran bizzat faþizmin kendisi oldu; Gezi Parký’na yaptýðý polis saldýrýsýyla kendi sonuna davetiye çýkardý. Televizyonlarýn ver(e)mediði görüntüler, sosyal medya yoluyla herkese ulaþtý. Ýstanbul’da Taksim’e, diðer illerde baþka merkezlere giden bütün sokaklar on binlerce insan tarafýndan iþte bu yollarla doldu. Nasýl ki ilk köle ayaklanmasýnda hýzlý koþucular Spartacüs ayaklanmasýný daha geniþ alanlara yaydýlarsa, bizde de twitter, facebook gibi sosyal medya aðlarý, 31 Mayýs akþamý milyonlarý sokaða dökecek iletiþimi saðladý. Ýþte, o büyük özgürlük gününe doðru atýlacak ilk büyük adým, halk ayaklanmasý böyle baþladý. Yýllar günlere deðil, saatlere sýðdý. Da-


Ç... FAÞÝZMÝ EZECEÐÝZ!

ha önce polisle hiç karþý karþýya gelmemiþ insanlar, ikinci günlerinde baretleri, deniz gözlükleri, solüsyonlarý ve eldivenleriyle geldiler. Her saldýrýya karþý bir çözüm, yeni bir taktik bulundu. Donanýmlý faþist orduya karþý ayaklanmacýlarýn kolektif dehasý büyük bir mücadele yürüttü... Twitter, Zello ayaklanmacýlarýn iletiþim aðý oldu, revirler kuruldu, otobüsler barikat, iþ makinalarý POMA... Herkes savaþ anýnda örgütlenen bir ordunun parçasý oldu. Yaþananlar bir rüyanýn gerçeðe dönüþmesiydi. Öðrenciler, iþçiler, genç emekçiler, beyaz yakalý memurlar, kadýnlar, LGBT’ler, Ermeniler, Çerkesler, Kürtler, Türkler, Aleviler, Sünniler, taraftar gruplarý… Herkesi bir tek þey buluþturdu alanlarda; öfkeleri. Öfke faþizme dönüktü, öfke iþsizliðe, geleceksizliðe, öfke AVM’lerle dolu koca þehirlerde bir parça yeþili korumak için çýktý sokaða!... Böyle baþlayan ayaklanma birçok ilde sokak çatýþmalarý ile, Ýstanbul’da 12 gün boyunca Taksim Meydaný’nda kurulan Komünle devam etti. Devrimimizin Kýzýl Meydaný, 12 gün boyunca özgürlüðün, bir arada nasýl yaþayabileceðimizin, paylaþmanýn ve beraber üretmenin, beraber karar almanýn, uygulamanýn; “yeni bir dünya mümkün”ün simgesi oldu.

Ayaklanmanýn Öðrettikleri Ayaklanma herkese bir þeyler öðretti. Sosyalist hareket devrimin ne kadar yakýn

olduðunu öðrendi... Sermaye sýnýfý ve faþizm ise sonunun... Emekçiler birlikte olduðunda ne kadar çok ve ne kadar güçlü olduðunu öðrendi, faþizm ise emekçileri dini, dili ve kültürleriyle bölemeyeceðini... Gençlik sokaklarýn özgürlük getirdiðini öðrendi, faþizm ise sokaklara çýkan ayaklanmacýlarýn kendi mezarýný kazdýðýný... Devrimin merkezi Taksim’e gelen kitleler ya da baþka merkezlerde sokaklara çýkanlar birbirleri için ne kadar önemli olduklarýný öðrendiler, bu dünyanýn sömürücüler olmadan ne kadar güzel olduðunu öðrendiler, faþizm ise karanlýðýn asla zafer kazanamayacaðýný... 31 Mayýs ayaklanmasýnýn daha öðrettiði çok þey var. Nihayetinde devrim tam anlamýyla zafere ulaþmýþ deðil. Çünkü devrim bir süreçtir ve aþmamýz gereken daha çok engel var. Örneðin sosyal- þovenizmin zincirleri Lice için yapýlan eylemlerde bir anda kýrýlýp atýldý. Ama yeterli deðil... Sokaklara milyonlar “Hükümet Ýstifa” ya da “Tayyip Ýstifa” diye çýktýlar. Bu ilk adým için son derece olumlu olsa da politik iktidarýn fethini önüne koymayan hiç bir ayaklanma tam anlamýyla zafere ulaþamaz. Kitleler bu gerçeði fark ettiklerini, bugün ayaklanmanýn ürünü olan forumlarda merkezi bir yönetime olan ihtiyacý dile getirerek gösteriyorlar... Hemen her kesimden insaný sokakta bir arada tutan “Hükümet Ýstifa” sloganý, bugün ayaklanmanýn ürünü olan forumlarda, yaratýlmak istenen “Halk Meclisleri”

hedefiyle devam etmelidir...

Bundan Sonra Ne Yapmalý? Bu yazý yazýlýrken sokak eylemlerinin biraz daha geride kaldýðý (Antakya bu dönemlerde her gün sokaklarda), ancak forumlarda ayaklanmanýn geleceðine dönük çok canlý ve geniþ katýlýmlý tartýþmalarýn yapýldýðý bir süreç yaþanýyor. Yukarýda bu konuya biraz deðindik. Bu durum ayaklanmanýn bittiði, herkesin köþesine çekilmediðini gösteriyor; zaten geriye çekilmenin imkaný da yok. Ayaklanma bir kez baþladýðýnda iki taraftan biri yenilene kadar sürecektir. Ayaklanma emekçi halk ve gençlik için bir umut oldu. Devrim ezilen halklarýmýz için bir umut oldu. Þimdi forumlarla devam eden süreç son derece önemlidir. Ve forumlarda en çok iþlenmesi gereken konulardan bir de budur. Tüm bölgelerde yapýlan forumlardan seçilen temsilci ya da sözcülerle oluþacak bir “Halk Temsilcileri Meclisi” emekçilerin devrimci iktidar organlarý olarak iþ görmelidir. Ayaklanmanýn dayanacaðý bu organlar toplumu en geniþ anlamýyla örgütleyecek ve faþizme karþý mücadelemizde en büyük gücümüz olacaktýr. Binlerce yaralýmýz var! Gencecik yaþta ölülerimiz var! Tutsaklarýmýz var! Ve mücadelenin her aþamasýnda ödediðimiz bedeller bize yol gösterecek... Ve Faþizmi Ezeceðiz!

9


Tutsaklardan Mektup Var

“ Gezi Parký’nýn yýkýmýný engellemek için baþlayan eylemlere polisin sert saldýrýlarýnýn ardýndan 31 Mayýs ve sonrasýnda ayaklanma ve bir halk devrimi aþamasýna yükselen kitle eylemlerine, Adana halký da tüm coþkusuyla katýldý. Ayaklanmanýn “Hükümet Ýstifa” sloganý ile ortaya çýkmasýyla Adana halký da yüzünü AKP il binasýna dönmüþtü. 1 Haziran günü (bu eylemin en þiddetli günüydü) baþlayan Adana ayaklanmasýnýn merkezini Atatürk Parký oluþturuyordu. Burada akþam saatlerinde toplanan halk, Atatürk Caddesinden Kasým Gülek köprüsünü aþýp Ýl binasýna ulaþmak istediler. Ve köprünün üstünde konuþlanan polislerle Sular Caddesinde biriken halk arasýnda günlerce þiddetli çatýþmalar yaþandý. Bu çatýþmalar boyunca polisin halka karþý kullandýðý gaz bombasý, plastik mermi ve tomalardan sýkýlan tazyikli su ile onlarca kiþi yaralandý... Ayaklanmayý þiddet ile bastýrmayý baþaramayan devlet, 3. günün ardýndan ulusalcý güçleri devreye sokarak eylemleri barýþçýl bir çizgiye çekmeyi hedefledi... Adana iþsizliðin ve güvencesiz çalýþtýrýlmanýn en yoðun yaþandýðý kentlerden biridir. Yýllarýn biriktirdiði öfkesini sokaklarda göstermek isteyen Adana halkýný uzlaþmacý pasifist çizgiye çekmek imkansýz gibiydi. Ve öyle de oldu. Akþamýn ilk saatlerinde uzlaþmacý eylemlerin ardýndan geç saatlere doðru (özellikle Arap halkýnýn yoðun olarak yaþadýðý Akkapý, Mýdýk ve Havuzlubahçe mahallerinden gelen halkýn da katýlýmýyla) sadece çatýþmaya ve sisteme olan öfkesini yýkýcý bir þekilde yansýtmak isteyenlerin eylemi yerini alýyordu. Bu çatýþmalý eylemler de gece geç saatlere kadar sürüyordu. ...Haziran ayaklanmasý ile burjuvazi ve onun temsilcisi hükümet ruh saðlýðýný daha fazla yitirdiðini bizleri tutuklayarak göstermiþti. Yýllardýr emekçi halkýn eylemlerinden bunalmýþ ve kendini savunma durumundan bir adým öteye gidemeyen faþist devlet, bu ayaklanma ile sonunu görmüþtü. Kendi hukukunu bile hiçe sayarak bizleri tutuklayan devlet içinde bulunduðu politik-ekonomik durumu da bir kez daha gözler önüne sermiþti. Yaþanan bu tutuklama saldýrýsý avukatlarýmýz tarafýndan yapýlan itirazlar deðerlendirildikten sonra 28 Haziran günü karara baðlanarak tahliye edildik... Þimdi tekrar kavganýn ortasýnda yerimizi almanýn sevinciyle ve yaþamýn bizden yana olan akýþýný hýzlandýrma mücadelesini daha kararlý bir þekilde sürdürmeye devam. Çünkü Zafere Kadar Devrim.” Ulaþ Yýldýz (Daha sonra serbest býrakýldý)

“Merhabalar… Ben Yusufcan Yýldýrým. 18 Haziran sabahý Ankara’da evi basýlarak gözaltýna alýnan ve 22 Haziran’da tutuklanan 22 kiþiden biriyim. Avukatlarýn yaptýðý itiraz sonucunda dün (4 Temmuz) serbest býrakýldým. Sizlere Sincan’daki Gezi Tutsaklarý’ndan selam getirdim. Onlar çok güçlüler, moralliler ve hala direniþe devam ediyorlar. Biz neredeysek onlar da bizimle beraberler. Ýçim buruk aslýnda. Mutlu deðilim. Beraber tutuklandýðým, ayný hücreyi paylaþtýðým dostlarýmla sarýldýk birbirimize, gardiyanlar kapýyý kapattý onlarla arama ve dýþarýdayým bugün. Böyle, sanki onlara sýrtýmý dönmüþüm gibi hissediyorum. Özgür müyüm? Deðilim. Onlar orada oldukça, orada tutsaklar oldukça, ben de özgür olmayacaðým... Ýþin ilginç yaný, benim tutuklanan diðer arkadaþlarýmýzdan bir farkým yok... Peki ilk baþta niye tutuklandýk ? Beraber tutuklandýðým Yoldaþ Aydýn ne güzel anlatmýþ ; bir tek temel ortak özellik bulduk 22 kiþi arasýnda. Hepimiz sosyalistiz. Bunu görünce anladýk neden tutuklandýðýmýzý. “Haa” dedik, “O mesele...” Eylemlere katýlmadým mý ? Katýldým. Tutuklanmadan önce geçirdiðim 20 gün, 22 yýllýk hayatýmýn en güzel günleriydi. Bir araya gelince ne kadar güçlü olduðumuzu gördüm; farklýlýklarýmýzý bir yana koyup, her biri farklý farklý sorunlarý olan yüzbinlerce insan, sorunlarýnýn ortak sebebine karþý birleþince neler yapabildiðimizi gördüm. Tanýmadýðý birisi için, canla baþla yardým etmeye çalýþan insanlar gördüm. ’91 doðumlu birisi olarak, “apolitik” denilen ’90 kuþaðýnýn ve genç kuþaðýn neler yapabildiðini gördüm, bununla gurur duydum. Ve Ethem’in vuruluþunu gördüm… Unutmayacaðým, asla affetmeyeceðim... Kýrdýk zincirleri, prangalarý ! Özgürlüðe merhaba! Merhaba doðacak güzel günlere!” Yusufcan Yýldýrým (Daha sonra serbest býrakýldý)

10


“Ýstanbul Taksim Gezi Parký Platformu’na Merhaba dostlar, arkadaþlar, Ýstanbul... Kavganýn Baþkenti merhaba... Gazetelerden okuduk. Bizleri “kendimi ihbar ediyorum” kampanyasý baþlatarak yalnýz býrakmadýnýz. Bundan kaynaklý onurlu ve gururluyuz. Bizler Gezi Parký eylemlerinden sonra evlerine baskýn yapýlan ve daha sonra Ýzmir 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderilen tutsaklarýz. Adlarýmýz Emre KAPTAN, Barýþ BULUT, Ali HÝZMETÇÝ. Sizleri F Tipi zindanlardan selamlýyoruz. Biz de burada her gün “Her Yer Taksim Her Yer Direniþ” sloganýný haykýrýyoruz. Sesiniz sesimizdir. Asla yalnýz olmadýðýmýzý biliyoruz... Dünyanýn ve ülkenin bütün güzelliklerini biz üretiyoruz ve o güzelliklerden biz mahrum býrakýlýyoruz. Demokrasi hak ve özgürlüklerimizin elimizden alýnmasýna ölmek pahasýna asla ve asla müsaade etmeyeceðiz. Artýk uykumuzdan uyandýk. Gelecek ellerimizdedir. HER YER TAKSÝM HER YER DÝRENÝÞ! TAKSÝMDE DÜÞENE DÖVÜÞENE BÝN SELAM! MÜCADELE YENÝ BAÞLIYOR!” Buca Kýrýklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi

GEZÝ TUTSAKLARINA MEKTUP ATMAK ÝÇÝN ADRESLER

TUTSAKLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYALIM!

Tekirdað 1 No’lu F Tipi Cezaevi Dinçer Ergün, Erdal Demirhan, Alp Altýnörs, Ali Karaçay, Ali Sönmez Kayar, Emrah Görtaþ, Erhan Baybekman, Hasan Tunç, Hüseyin Þahin, Mustafa Diren Saygýlý, Salih Coþar, Sercan Genç ve Ümit Yetik, Boran Atýcý, Ali Haydar Akdeniz, Ersin Topçu Bakýrköy Kadýn Kapalý Cezaevi Çiçek Otlu, Goncagül Telek

Ankara Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi Can Deliduman, Erdal Kozan, Ali Yýlmaz, Ýbrahim Akyol, Akýn Can, Osman Nuri Orhan, Soner Temel, Hikmet Tanýl, Bayram Balyan, Mahir Çaðlar, Taner Aka, Hasan Koç, Yusuf Bahtiyar Özkan, Denizcan Aydýn, Cihan Aðtaþ, Murat Bozkurt, Ali Yýlmaz,Birkan Sabaz, Mazlum Demir, Mert Atmaca. Ankara Sincan Kadýn Kapalý Cezaevi Hazal Kangal, Gizem Bayram

Ýzmir 1 No’lu Kýrýklar F Tipi Cezaevi PK/60 Þirinyer / Buca Ali Hüseyin Ahirci, Vedat Yener, Ýbrahim Kaya, Kubilay Ýyit, Hakan Polat, Ozan Adýyaman, Erhan Ýnal, Ýzzet Uysal, Akgün Irgat, Çaðlar Korkut, Cem Barýþ, Çakýl Sait Özdemir,Sercan Üstündaþ, Süleyman Göksel Yerdut, Mehmet Polat, Görkem Özer, Barýþ Bulut, Müslüm Güvendir, Ali Hizmetçi ve Emre Kaplan, Miraç Vayiç, Ulaþ Arslan, Mehmet Barýþcan Yalçýn, Orhan Yýldýz, Görüþ Atýcý, Yasin Sünger, Soner Ýnanç, Serdar Gür, Mehmet Yunus Kýzýltaþ, Erol Özdemir, Hüseyin Gülbitti, Abdullah Yüksel Ýzmir 2 No’lu Kýrýklar F Tipi Cezaevi PK/60 Þirinyer / Buca Vedat Biçici , Atilla Dalkýlýç, Hicri Serviler, Faruk Erdoðan, Hüseyin Kaya, Emrah Akdað, Cem Ekici,Özgür Demirci, Canol Bayatbalað, Mitat Kavak

Þakran Kapalý Kadýn Cezaevi Aliaða/Ýzmir Gizem Türkmen, Pýnar Türk, Elif Kaya, Burcu Koçlu, Esra Ayyýldýz, Kezban Doðan Erzurum H Tipi Cezaevi Çetin Kirsiz,Can Koçak, Daðlar Delen, Mukamet Çelik, Özgün Kaya, Özcan Kaya, Ali Saðlýk

Edirne F Tipi Cezaevi Sýtký Güngör, Okan Danacý, Ergün Üzüm, Çaðrý Aydoðan, Mehmet Kara, Emre Kaya, Ýmran Aydýn, Þahin Yeþilýrmak, Ulaþ Bayraktaroðlu, Emek Ulaþ Suna, Doðukan Oci, Ceyhun Dönmez, Furkan Tombul

Kocaeli C Tipi Cezaevi Vedat Gündüz ve Mesut Bulut

Kürkçüler F Tipi Cezaevi /ADANA Mahmut Yiðit ve Murat Akýncý

(Adresler Gezi Tutsaklarýyla Dayanýþma aðýndan alýnmýþtýr)

11


12


A NKA RA G E Z Ý T UT S A Ð I Y US UF CA N Y I L D I R I M ’L A R Ö PO R TAJ

Ye ni den öz gür lü ðe hoþ gel din. Bi ze ký sa ca ne den tu tuk lan dý ðý ný ve ney le suç lan dý ðý ný söy ler mi sin? Tu tuk lan ma ne de ni o la rak biz le re 13-14 ta ne suç la ma yö nel til di. “Te rör ör gü tü ü ye si ol mak ve pro pa gan da sý ný yap mak” i le baþ lý yor, “hal ký is ya na teþ vik et mek”, “a dam öl dür mek”, “ka mu ma lý na za rar ver mek”, “dev let bü yük le ri ne söv mek”, “se ya hat ve ti ca ret öz gür lü ðü nü en gel le mek” i le de vam e den bir çok mad de var. As lýn da bir çok ko mik de ne bi le cek du rum var dý; ör ne ðin “a dam öl dür mek”le suç la ný yor duk a ma sav cý ya da ha ki me de de fa lar ca sor ma mý za rað men “ki mi öl dür dü ðü mü zü” söy le ye me di ler. Za ten son ra sýn da bu suç la ma dan be ra at et tik a ma ge ri ka lan lar dan tu tuk lan dýk. Bu ka dar suç la ma nýn tek de li li o la rak da ey lem ler de çe kil miþ 3-4 ta ne fo toð raf gös ter di ler. Bu çok ö nem li de ðil as lýn da, çün kü bi raz i þin for ma li te si gi bi ge li yor ba na. Bir tu tuk la ma sal dý rý sýy la ey lem le rin ö nü ne geç mek is te di ler, he def o la rak da An ka ra’da da ha ön ce ta ný nan, bi li nen in san la rý seç ti ler. Bi ri de ben ol dum. Bu ka dar a le ni bir þe kil de, key fi tu tuk la ma lar ya pý lý yor, son ra da is ya na bi zim teþ vik et ti ði mi zi söy lü yor lar. Dev le tin yap tý ðý sal dý rý lar o ka dar ba riz ki, as lýn da is ya na ken di le ri teþ vik e di yor hal ký. Ya ni di yor sun ki, hal ký is ya na teþ vik e den hü kü me tin- dev le tin bas ký ya sa la rý ve kö tü uy gu la ma la rý dýr. Bu a yak lan ma nýn bir genç lik a yak lan ma sý ol du ðu söy le ni yor. Bu na ka tý lý yor mu sun? Ve genç li ðin ta lep le ri ne ler ol du bu a yak lan ma dan? A yak lan ma da he men her yer de genç lik, ö zel lik le 90 ku þa ðý de nen genç lik hep en ön dey di. Ey lem le ri hep genç lik sü rükledi, ama bir gençlik ayaklanmasýndan ziyade gençliðin sürüklediði bir halk ayaklanmasý olarak nitelemek daha doðru o lur di ye dü þü nü yo rum. Du var ya zý la rý na, slo gan la ra, ey lem bi çim le ri ne ba kýn hep genç li ði gö re cek si niz. Ben ce genç li ðin en ö nem li ta le bi öz gür lük. Öz gür lük is ti yo ruz, ge le cek i le il gi li ka rar lar da söz sa hi bi ol mak is ti yo ruz, hiç bir da yat ma yý ka bul et mi yo ruz. Do ðal o la rak a yak lan ma da da en ö ne çý kan ta lep hep fa þiz min uy gu la yý cý sý o lan hü kü me te dö nük ol du, “hü kü met is ti fa” ol du.

Pe ki sen ce a yak lan ma so na er di mi? Ke sin lik le ha yýr. Bir ke re de ði þen hiç bir þey yok. Da ha hiç bir þey ka zan ma dýk, do ðal o la rak so kak ey lem le ri 31 ma yýs, 1-2 Ha zi ran’da ol du ðu gi bi her yer de, on bin le rin so kak ta ol du ðu bir þe kil de i ler le mi yor þu an. Ay lar ca böy le sü re mez di za ten, a ma bu na ba kýp a yak lan ma nýn so na er di ði ni söy le ye me yiz. A yak lan ma nýn ek sik lik le ri var dý, fo rum lar yo luy la bu ek sik lik ler tar tý þý lý yor, ka pa týl ma ya ve ör güt lü bir þe kil de ha re ket e dil me ye ça lý þý lý yor. Ya ni düz gün te mel ler a týl ma ya ça lý þý lý yor, bun lar ta mam lan dýk tan son ra in san lar tek rar so kak la ra çý ka cak týr. Bi ze An ka ra a yak lan ma sýn da se ni en çok et ki le yen ke si ti an lat de sek... O ka dar çok var ki. a ma en gör kem li gün 1 Ha zi ran’dý sa ný rým, Ký zý lay’ýn et ra fýn da ki her so kak ta bin ler ce in san var dý. To ma la ra, gaz bom ba la rý na, plas tik mer mi le re rað men hiç ge ri a dým at mý yor lar dý. Hat ta bir kaç ki þi en ön de ku ru lan ba ri ka týn ar ka sýn da si ga ra i çip, soh bet e de rek din le ne cek ka dar ra hat tý lar. O gün An ka ra’da her þey i na nýl maz dý. Za ten po lis te da ha faz la da ya na ma dý, ki mi le ri ça lý la rýn üs tün den at la ya rak, bir bir le ri ni e ze rek ka çý yor lar dý. Bu gö rün tü u nu tu la ma ya cak bir þey di. Gö rün tü ler in ter net te pay la þýl mýþ tý bir çok kez, bir To ma ba ri ka týn ar ka sýn da ki bir gen ci sü rük lü yor du. O an da yüz ler ce in sa nýn To ma nýn et ra fý ný sar ma sý ve o gen ci o ra dan kur tar ma la rý da as la u nu ta ma ya ca ðým an lar dan. A ma en çok ha týr la ya ca ðým þey du var ya zý la rý o la cak. Çün kü her yer de ken di ya þa dý ðým a ný la rý mý, kü çük lü ðü mün par ça la rý ný gör düm. a ma Et hem’in vu ru lu þu, bu ka dar gü zel þey ya þa mýþ ken bir an da to kat gi bi çarp tý yü zü me. Rö por taj i çin te þek kür e de riz...

13


14


“Gaz bom ba la rýy la ve TO MA’la rý nýn i çin de ki zehirli sularla bizlere saldýrdýlar ve insan la rý mýz ya ra la dý lar. A ra so kak lar da ar ka daþ la rý mý zý sý kýþ tý rýp iþ ken ce yap tý lar. Et hem’i, Ab dul lah’ý, Meh met’i, Ali’yi katlettiler. Evlerimize operasyonlar düzenlediler, insanlarýmýzý gözaltýna aldýlar, tutuk la dý lar. Biz le ri yi ne bas ký al tý na al ma ya ça lý þa rak, ye ni bir kor ku dö ne mi ya rat ma ya ça lýþ tý lar. A ma bu se fer ba þa ra ma dý lar, çün kü biz ör güt lü bir halk ol duk. Ya pý la cak her tür lü sal dý rý ya kar þý tep ki mi zi ör güt lü bir þe kil de koy duk. Ben de bir Ge zi ey lem ci si yim ve 31 Ma yýs’ tan be ri bu a yak lan ma nýn i çin de yim. Ben de da hil ol mak ü ze re 59 ki þi 6 Tem muz ak þa mý gö zal tý na a lýn dýk. Ço ðu muz gö zal tý sý ra sýn da po lis ten iþ ken ce gör dük. Ve 8 ki þi tu tuk lan dýk. Fa þiz min mah ke me le rin den za ten me det um mu yor duk, a ma bu ka dar da ol maz de dir ten bir ka rar la tu tuk lan dýk. Si ya si bir o lay dan a lý nýp, ad li bir suç lu mu a me le si gör dük. Biz ve bizim gi bi bir çok ki þi gö zal tý na a lýn mýþ ve tu tuk lan mýþ tý. A maç yi ne ay ný sý ol muþ tu. Bi ze ve dý þa rý da bu lu nan di re niþ çi le re göz da ðý ver me ye ça lýþ tý lar. Ve bir kez da ha ye nil di ler. Biz bu ra da yýz, hiç bir ye re git mi yo ruz, ta ki ger çek öz gür lü ðü mü zü el de e de ne ka dar bu mü ca de le yi sür dür me ye de vam e de ce ðiz. Ge zi Tut sak la rýn dan Öz gür Yýl dý rým”

15


16




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.