Sayi11

Page 1

cmy k

Ordu deste¤i iktidar› sald›rganlaflt›rd› Yeni genelkurmay›n atanmas› ve orduyla AKP aras›nda ABD eliyle sa¤lanan mutabakat›n ard›ndan savafl karfl›t› eylemler baflta, tüm kitle gösterileri hedef al›n›yor Bat›’da ‹stanbul, ‹zmir, Samsun, Adana, Ankara baflta, birçok ilde yap›lan savafl karfl›t› eylemlere polis ölçüsüz bir fliddetle müdahale etti. Linç k›flk›rtmalar› tezgahlama-

A¤z›na bir türlü ayar veremeyen Erdo¤an, “flehit cenazesi görmek istemiyoruz” diyen ailelere “askerlik yan gelip yatma yeri de¤ildir” diyerek edep seviyesini bir kez daha gösterdi.

ya çal›flt›. Di¤er yanda ise DTP’nin 3 Eylül’deki Diyarbak›r mitingi yasakland›; ‹stanbul mitingi ise polisin sald›r›s›na u¤rad›. Cumhurbaflkan›’ndan asker ailelerine kadar

sesini yükselten herkese karfl›, “iktidar benim, nas›l olsa ABD ve orduyu da arkama ald›m, istedi¤imi yapar›m” tavr›n› tak›nan AKP gemi az›ya ald›.

H›zl› bir de¤iflim döneminde hem çekece¤iz, hem itece¤iz Sayfa 10’da

Sayfa 4’te

Y›l 1 Say› 11 7 Eyl l 2006 50 YKr 15 Günlük Siyasi Gazete

ISRAIL’IN BODYGUARDI MI OLACAKSINIZ? HALK SORUYOR

ABD AKP ‹LE ORDUYU ‹SRA‹L’‹N ARKASINDA SIRAYA SOKTU

Ortado¤u bata¤›na koflar ad›m Hükümetin büyük bir heves ve telaflla asker göndermeye çal›flt›¤› Lübnan, Büyük Ortado¤u Bata¤›’n›n kap›s›. Hükümet asker gönderme karar›yla ABD ve ‹srail’in sapland›¤› bata¤a ortak oluyor.

30 A¤ustos öncesinin sert tart›flmalar›, AKP Hükümeti ile Genelkurmay’›n, ABD’nin yol göstericili¤inde uzlaflmalar›yla sonuçland›. Uzlaflma temeli d›fl polikitada ABD’yi desteklemek, içerde ise bask› politikalar›n› fliddetlenSayfa 4’te dirmek.

Türkiye ve Lübnan halklar› asker sevkine karfl› AKP’nin orduyla anlaflarak Meclis’ten geçirdi¤i Lübnan’a asker gönderme tezkeresi, yap›lan tüm anketlerde halk taraf›ndan %90’lar› aflan oranlarda reddediliyor. ABD ve ‹srail’in ç›karlar› için kimse çocu¤unu Lübnan’a göndermek istemiyor. AKP’nin asker cenazelerinde bile sorgulanan tutumu, T. Erdo¤an’› “askerlik yan gelip yatma yeri de¤ildir” diyecek kadar pervas›zlaflt›rd›. Lübnan’da da bar›fl gücü askerlerini istemeyenlerin ve Türkiye’ye so¤uk bakanlar›n ço¤unlukta oldu¤u görülüyor. Sayfa 3’te

Onur halk›n utanç Meclis’in

KOORD‹NATÖRLER ATANDI, KÜRT SORUNU MASADA Türkiye’nin “Kandil Da¤›’na operasyon düzenleyip” PKK sorununu “kökten çözme” hevesi k›sa sürdü. ABD’nin ard›ndan Türkiye’nin de PKK Koordinatörü’nü belirlemesiyle birlikte, Kürt sorununda fiilen bir masa kurulmufl oldu. Sayfa 4’te

Halkevleri’nin uzun süredir devam ettirdi¤i paras›z e¤itim hakk› çal›flmalar› sonucunda Türkiye’nin çeflitli illerindeki birçok okulda veliler bir araya geldi. Veliler zorunlu ba¤›fl ad› alt›nda toplanan paralar› ödemeyerek, paras›z e¤itim hakk›n›n birinci etab›n› kazand›lar. Sayfa 7’de

Chavez dünyaya umut tafl›d› Venezüella lideri Chavez A¤ustos ay›n›n ikinci yar›s›n› Çin, Malezya, Suriye ve Angola’y› kapsayan bir diplomatik tura ay›rd›. Temmuz’da da Rusya ve ‹ran’› ziyaret eden Chavez, ‹srail’in Lübnan sald›r›s› karfl›s›nda ald›¤› sert tutumla da uluslararas› arenada olumlu puan toplad›. Chavez, ABD karfl›t› bir “iyilik ekseni” kurmak Sayfa 8’de istiyor.

Dr. Abbas Bakhtiar

Geçici Koalisyon Hükümeti

Sayfa 10’da

Hakikaten reform bunlar

Ali Ergin Demirhan

Düflman›m›z›n düflman› dost mu

Sayfa 10’da

Sivil itaatsizlik kurumlar› yaratmak

Bayram Ünal

Sayfa 9’da

Kavuklu neo-liberalizm

Günefl Çelikkol

Sayfa 8’de

Metin Özu¤urlu

Sayfa 4’te

Tezkere süreciyle birlikte yurt çap›nda yayg›n protesto eylemleri düzenlendi. Bunlar›n en etkililerinden biri tezkerenin Meclis’te görüflüldü¤ü saatlerde K›z›lay’da on bini aflk›n kiflinin kat›l›m›yla gereçeklefltirilen gösteriydi. TTB, D‹SK, KESK, TMMOB, TÜRMOB, Halkevleri, TKP, ÖDP, EMEP, ESP, HÖC ve di¤er kitle örgütü ve dergi çevrelerinin kat›ld›¤› gösteri Türkiye halklar›n›n e¤ilimini yans›tt›. Eylemde mücadeleyi tezkere sonras› dönemde de t›rmand›rma vurgusu öne ç›kt›. Sayfa 12’de

Amerikan ekonomisinin freni patlad› ABD Merkez Bankas› faizleri önce yükseltti, sonra indirdi. Emlak fiyatlar› düflerken, petrol fiyatlar› yükseliyor; iç talep geriliyor. Savafl harcamalar› cari a盤› büyütüyor. Bu geliflmeler ABD tüketici piya-

sas› için mal üreten ülkeleri de durgunlu¤a sürükleyecek. Mali piyasalar s›k›flacak. ABD’deki durgunluk bizim gibi ülkelere fliddetli bir kriz olarak yans›yabilir Sayfa 9’da


cmy k

‹çimizdeki fleytan ç›kar, içimizdeki fliflman ç›kmaz Kad›nlar› sürekli olarak bedenleriyle u¤raflmaya teflvik edenler, Hatice Danabafl’a “yarat›k” muamelesi yapt›lar Ankara’n›n bir gecekondu mahallesinde Kayafl’ta yaflay›p eskiden bir konfeksiyon atelyesinde çal›flan 28 yafl › n d a k i 20 kiloluk Hat i c e Danab a fl , uzayl› bir yarat›k g i b i günlerce teflhir edildi. Birçok insana göre, alt› y›ld›r neredeyse hiçbir fley yemeyen ama kilosundan hoflnut oldu¤unu söyleyen Hatice, kuflkusuz “deli”ydi. Ama zaten sürekli saç›yla bafl›yla u¤raflan, ald›¤› verdi¤i kilolar› dirhem dirhem hesaplayan kad›nlar›n hepsi biraz böyle de¤il miydi? Hatice bu önyarg›y› do¤rulayan biraz uç bir örnek olarak k›sa süreli¤ine dikkatleri üzerine çekti. Sonra televizyonlar en yeni zay›flama reçeteleriyle, Hatice’den biraz daha “kilolu” mankenlerin hayatlar›n› yay›nlamaya devam ettiler. Atelyedeki arkadafllar›n›n “çok fliflmans›n” elefltirilerinden etkilenerek yemek yemeyi kesen Hatice de sadece manken olmaya özenmiflti. ‹nsanlar›n kendisini güzel bulmas›ndan çok, zay›f bulmas›na önem verdi¤ini söylüyordu. Yarat›k muamelesi gören Hatice’nin belki de tek suçu, ayn› hastal›¤› paylaflan mankenlerden bir ad›m önde gitmesi; tabii bir de üretti¤i giysileri asla giyemeyecek olan Kayafll› genç bir kad›n tekstil iflçisi olmas›yd›. Hatice, bir

anoreksi hastas›. T›p literatüründe hastal›¤a yakalanan tek bir erkek vaka bile yok. Hastal›¤a yakalananlar bafllang›çta yiyip kusar a k , daha sonra hiçbir fley yemeyerek afl›r› zay›fl›yor. Ortak özellikleri yetiflkin kad›n rolünü ve bedenini reddetmemeleri. Önceden zengin s›n›flar›n kendileri için çizilen kaderi reddetmeye çal›flan genç kad›n üyeleri aras›nda yayg›n olan hastal›k, flimdi yoksul s›n›flar aras›nda da yay›l›yor. Anoreksiyi pazarlanan bir ürün haline getiren moda sanayi sayesinde! Moda dünyas›, 1960’lardan bu yana gerçekten kendileri de anoreksi hastas› olan birçok mankeni ulafl›lmaz güzellik simgeleri olarak öne ç›kard›. Giderek “0 beden” giysiler gibi birçok ürünle birlikte hastal›¤›n kendisi bir ürün türü olarak pazarlanmaya baflland›. Baz› firmalar ifli ürünlerini “anoreksi kotlar›” vs gibi isimlerle satmaya kadar vard›rd›lar. Bu arada örgütlü “anoreksi piyasas›”n›n d›fl›na düflecek kadar zay›flayan birçok kad›n hayat›n›, bedenini yitirdi. Tekstil sektörü hastal›¤› bir ürün haline getirerek kar etti. Yoksul tekstil iflçisi k›zlarsa, hayatlar›n› de¤ifltirme enerjilerini kendi bedenlerini tahrip ederek tükettiler.

7 Eylül 20 Eylül

2 K‹BELE

PATRONU 24 YAfiINDAK‹ MERYEM’E ‹K‹ AY ‹fiKENCE YAPTI esine Polis iflkenc r erke¤in bi e iy rk Tü al›flan pt›¤› ya na d› bir ka rs›ld› sa ile e iflkenc

Meryem Sak iki ay boyunca patronu taraf›ndan yap›lan iflkencelere maruz kald›

Gündelik fliddet vahflete dönüfltü Antalya kent merkezindeki Karaalio¤lu Park› yak›nlar›ndaki bir evde, iki ay boyunca patronu Mustafa Hüseyin K›vr›k taraf›ndan kendisine yap›lan korkunç iflkencelere maruz kalan sekreter Meryem Sak örne¤iyle, say›lar› yaz aylar› boyunca onlara ulaflan namus cinayetlerine namus iflkencesi de eklendi Bujiteri firmas› sahibi ifladam› Mustafa K›vr›k, sekreteri Meryem Sak’a 19 Haziran günü bafllad›¤› iflkenceli fleytan ç›kartma ayinini, iki ay sonra k›zlar›n›n polise ihbar etmesi nedeniyle bitirmek zorunda kald›. Meryem, bu süre içinde t›rnaklar›n›n sökül-

mesinden, kemiklerinin çekiçle k›r›lmas›na, cinsel organ›n›n da¤lanmas›ndan üstünde sigara söndürülmesine kadar inan›lmaz iflkencelere maruz kal›rken, K›vr›k’›n s›k› denetimi alt›nda olduklar› anlafl›lan annesi ve erkek kardefli de yan›ndayd›lar. Çevresinde fleyh

KADINDAN CAN ÇIKAR fiEYTAN ÇIKMAZ Antalyal› Meryem Sak’a iki ay boyunca akla gelmedik iflkenceler uygulayan patronu, bu iflkencelerle M e r yem’in içindeki fleytan› ç›kartmay› amaçlad›¤›n› aç›klad›. Kendi tarikat çevresinde fl›h olarak tan›nan patron, asl›nda art›k çok fazla tan›k olmad›¤m›z ama tarihte derin köklere sahip olan bir uygulamay› tekrarl›yordu: Kad›ndan fleytan kovmak. Müslümanl›kta pek yayg›n olmayan bu uygulama, H›ristiyanlar taraf›ndan çok da uzak olmayan bir tarihe kadar yüzy›llarca yayg›n biçimde tekrarland›. Kad›n bedenini fleytan›n yuvas› olarak gören Kilise, özellikle ortaça¤›n bitiminde

yüzbinlerce kad›na içindeki fleytan› ç›karmak amaç›yla korkunç iflkenceler yapt›. 100 bin kadar kad›n tek bir yüzy›l içinde fleytanla bedensel iliflki kurduklar› ve cad› olduklar› gerekçesiyle yak›ld›. Ebelik, do¤um kontrolü gibi faaliyetler fleytanla iflbirli¤inin ve cad›¤›n kan›t› say›larak yasakland›. Müslümanl›kta benzer uygulamalara rastlanmasa da, kad›nlar bu din aç›s›ndan da, günaha en aç›k insanlar ve kad›n bedeni günah›n en önemli ça¤r›c›lar›ndan birisi. Ancak demek ki iflkenceci patrona günah›n kayna¤› bedeni örtmek yetmemifl. Zamane fl›h› ortaça¤›n kiise adetlerini de benimsemifl.

olarak tan›nan K›vr›k, aile üyelerine, Meryem’in içini temizleyece¤ini söylemiflti. Meryem’in yaflad›klar› tüm Türkiye’yi sarst›. Ne yaz›k ki tüm boyutlar›yla tart›fl›lmad›. Gerici bas›n K›vr›k’›n fleyh olmad›¤›n› kan›tlama pefline düfltü, bas›n çarp›c› ayr›nt›lar›n. En

alan› uygundu. Mahalleli, buray› çocuk park› yapmaya karar verdi. Molozlar düzlendi, toplama malzemelerle sal›ncak, taht›revan çat›ld›. Kad›nlar›n kurdu¤u sofra ile “temel atma” günü flenli¤ine dönüfltü. 30 y›ll›k mahalle sakini Murat Gün “hiçbir hizmetin gelmedi¤i mahallemizde halk›n her fleyi yapabilece¤ini gösteriyoruz” derken Hac›

önemli ayr›nt›larsa flunlard›: Meryem genç, yoksul ve hayat dolu bir kad›nd›. ‹flkencecisi ise yafll› zengin dinci “aile dostu” erkek patronu. Yani Meryem’i bu kadar parçalamasa att›¤› iki tokat belki de mübah say›lacak, hatta hakl› görülecek birisi.

Di¤erleri ne olacak? Yapt›¤› televizyon programlar›n› çocuk do¤urmak isteyen yoksul kad›nlar›n, hastalar›n, güvencesizlerin doldurdu¤u Sayan bu kez içten olsa ne olur!? Seda Sayan, özellikle k›fl sezonunda yapt›¤› bitmek bilmez e¤lence programlar›yla kad›nlar›n düzenli seyirliklerinden ve “ak›l hocalar›ndan” birisi. Sayan bu programlarda “Kad›rgal›” kimli¤inin yan› s›ra, özellikle yoksul kad›nlara yönelik “koruyucu” kimli¤ini de öne ç›kart›yor. Tüm sosyal güvenlik kurumlar›n›n çökertildi¤i, yoksullu¤un alabildi¤ine yayg›nlaflt›¤› ülkemizde s›radan bir flark›c›, giderek bir kad›n vakf› ya da vak›f kad›n halini al›yor. Tüp bebek için para bulamayanlardan kendisinin ya da ailesinin önemli sa¤l›k sorunu olanlara kadar yüzlerce kad›n

Derinceliler yapt›klar› eylemlere ra¤men sorunlar›n› çözmeyen belediyeye tepkili. ‹stenildi¤inde yap›labilece¤ini göstermek isteyen mahalle halk› kendi park›n› kendisi yap›yor ‹zmit Derince Erzurumlular mevkiinde 4 ay önce yüksek gerilim hatt›n›n alt›nda bulunan prefabrik enkaz›nda oynayan 4 çocuk yüksek gerilime kap›larak a¤›r yaralanm›fl, mahalleli de Çeneda¤ Halkevi ile birlikte, enkazlar›n kald›r›l›p yerine oyun park› yap›lmas› için bir yürüyüfl düzenlemiflti. Belediye, “Park için yer yok” dedi, oysa enkaz

2006 Kad›nlar›n krefl

Yalç›n, “Sabr›m›z› tafl›rmas›nlar, Belediye'nin kap›s›na dayan›r›z” diyor. “Yoksul oldu¤umuz için unutulduk” diyen Yalç›n, “Bizler çocuklar›m›z›n yaflamlar›na sahip ç›kaca¤›z. Onlar kendi çocuklar›n›n böyle yaflamas›na izin vermezler. Belediye Baflkan›m›z çocu¤unu getirip böyle bir yerde bir gün b›raks›n” sözleriyle tepkisini gösterdi.

çare bulsun diye bu programa kofluyor. Seda Sayan son olarak iflkence gören Meryem’i ziyaret ederek himayesine ald›¤›n›, onu özel hastanelerde tedavi ettirip masraflar›n› üstlenece¤ini aç›klad›. Meryem’in durumundan çok etkilendi¤ini ve kardefllik görevini yerine getirdi¤ini söyleyen Sayan, belki de bu kez reklam yapmay› amaçlam›yordur. Peki ya fliddet gören, hasta ve yoksul düflen kad›nlar Meryem kadar dikkat çekmediklerinde onlara kim kol kanat gerecek? Her kad›na bir Seda düflmedi¤ine göre, kad›n bafl›na düflen sosyal güvenlik harcamalar›n› art›rmak en iyisi.

talebi eyleme geçti

‹zmir Güzeltepe’de Halkevci kad›nlar›n örgütledi¤i krefl kampanyas› sürüyor. Ev toplant›lar›, afifllemeler ve flenliklerle devam eden kampanyada s›ra eyleme geldi. 28 A¤ustos'ta Çi¤li sokaklar›na dökülen kad›nlar taleplerini çocuktan yafll›ya ve esnafa herkese duyurdular. Eyleme anneleriyle gelen çocuklar dö-

vizlerle taleplerini dile getirdiler: “Baflkan Anneme Söz Ver, Krefl Aç, Paras›z Krefl ‹stiyoruz”. ‹mzalar›n› Çi¤li Belediyesi’ne veren kad›nlar, belediye baflkan yard›mc›s›yla görüfltüler. Kad›nlar 26 Eylül’de nas›l bir krefl istediklerini anlatmak üzere heyetlerini belediyeye gönderecekler.

Yevmiye: 20 YTL A¤ustos ay›yla birlikte birçok ürünün hasad› yap›l›rken, k›rk derece s›cakta çal›flan tar›m iflçisi kad›nlar›n ortalama günlük yevmiyeleri 18-20 YTL düzeyinde. Aile bütçesine katk›da bulunmak ya da çeyiz paras› denklefltirmek gerekçeleriyle çal›flan kad›nlar›n hiçbir sosyal güvencesi ya da ifl garantileri de yok. Üzüm kesme ve serme iflinde çal›flan kad›nlar farkl› dönemlerde farkl› ürün hasatlar›nda da çal›yorlar. Kad›nlar›n günlük emeklerinin karfl›l›¤› ise sadece 18–20 YTL.

Kad›n platformu, bar›fl zinciri ‹zmir Savafl Karfl›t› Kad›n Platformu 1 Eylül Bar›fl Günü’nde Konak Meydan›’ndan Karfl›yaka’ya geçerek ‹srail’in Filistin ve Lübnan’a karfl› askeri sald›r›lar›n› protesto etmek için bir bar›fl zinciri oluflturdu.

“Ortado¤u’ya Bar›fl Kad›nlara Özgürlük” sloganlar› atan 50 kadar kad›n› esnaf da alk›fllarla destekledi. Boyunlar›na ast›klar› foto¤raflarla y›k›m› sergileyen eylemci kad›nlar, emperyalizmi lanetlediler.

Sincan’da kad›n tutukluya taciz ‹nsan Haklar› Derne¤i ve Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i taraf›ndan aç›klanan rapora göre, Ulucanlar Cezaevi’nden Sincan Kad›n Kapal› Cezaevi’ne sevkedilen kad›n tutuklulara sistematik iflkence yap›ld›¤› ve tacizde bulunuldu¤u saptand›. Dayak, s›cak su vermeme, anüs ve vajina aramas›, keyfi biçimde hücrelere girme, hücre cezas›, dilekçelerin iflleme sokulmamas› gibi uygulamalar raporda yer alan sistematik iflkence ve taciz biçimleri.


7 Eylül 20 Eylül

2006

GÜNDEM 3

Batt›kça bat›r›yorlar Hükümet Lübnan’a asker göndermenin hem gerekli hem de Türkiye ve Ortado¤u halklar›n›n ç›kar›na oldu¤unu iddia ediyor. Oysa ki asker gönderilen Lübnan, Büyük Ortado¤u Bata¤›’n›n kap›s›; asker gönderen Türkiye de bata¤a saplanan ABD ve ‹srail’in müttefiki BM Bar›fl Gücü kapsam›nda asker gönderme karar› ç›karan hükümet, Genelkurmay’›n da onay vermesiyle adeta gemi az›ya ald›. “Lübnan’a asker göndermek bizim iflimiz de¤il” sözleriyle karar› elefltiren Cumhurbaflkan› Sezer ve CHP’nin muhalefeti de hükümeti durdurmay› baflaramad›. Genelkurmay’›n tüm siyasi riski hükümete yükledi¤i 1 Mart tezkeresi tart›flmalar›nda sözüm ona savafl karfl›t› tutum alan hizbin lideri Bülent Ar›nç, bu kez asker gönderme karar›n›n ateflli savunucular›ndan biri oldu. Cemil Çiçek ve Bülent Ar›nç, Sezer’in ç›k›fl› karfl›s›nda “Cumhurbaflkan›n›n yetki ve sorumlulu¤u yok. “Karar› hükümet verecek” deyip karar› herhangi bir flekilde tart›flma niyetinde olmad›klar›n› gösterdiler. Hükümetin Lübnan’daki BM gücünün görev kapsam› daha netleflmeden Meclis’i ola¤anüstü toplant›ya ça¤›rmas› ve olas› fireleri önlemek için tezkere görüflülmeden bir gün önce bir toplant› düzenlemesi de kararl›l›¤›na bir de telafl›n efllik etti¤ini gösteriyor. Bu telafl›n bir nedeni Erdo¤an’›n aylar-

d›r randevu almaya çal›flt›¤› ABD Baflkan› Bush’un Ekim bafl›na gün vermesi ise, bir nedeni de Lübnan’daki ateflkesin her an bozulabilir sahte ve geçici bir ateflkes olmas›d›r. Hükümet asker gönderme karar›n› bar›fla katk›, etkili bölgesel bir güç haline gelme ad›na savunuyor.

Hükümet bu gücün bir savafl gücü olmad›¤›n› iddia ederken, Genelkurmay da Lübnan’a asker göndermenin “düflük riskli” bir operasyon olaca¤› yönünde bir rapor yay›nlad›. Oysa Lübnan’daki BM müdahalesinin “‹srail yanl›s›” oldu¤u Lübnan Savunma Bakan›’nca dile getirildi.

Operasyonun, bar›fl tesis etmeyi amaçlamad›¤›; ‹ran’›, Suriye’yi ve Filistin direniflini karfl›s›na alan bölgesel stratejinin ABD ve ‹srail lehine bir ön haz›rl›¤› oldu¤u biliniyor. Ortado¤u’da ABD ve ‹srail’in en büyük askeri müttefiki olarak bilinen Türkiye de bu denkleme dahil olarak

bölgesel savafl›n iflgalcilerden yana bir taraf› olmay› kabul edecek. Bölgesel güç olma iddias›n›n ise ciddiye al›n›r bir yan› yok. Türkiye’nin ABD karfl›s›ndaki askeri, ekonomik, siyasi ba¤›ml›l›k düzeyi en çok bölgesel tafleronlu¤a olanak tan›yor.

Bu tafleronluk hükümetin “çat›flmayaca¤›z” iddialar›n›n aksine “bar›fl” gücüne çat›flma görevi de veriyor. Türkiye’nin kat›laca¤› Bar›fl Gücü’nden istenen, Hizbullah’› ‹srail sald›r›lar›na karfl›l›k veremeyece¤i bir noktada, Litani nehrinin kuzeyinde tutmak. BM gücünün Hizbullah’› silahs›zland›rma görevini üstlenememesi ve ‹srail’in de bu durumu ateflkes bozma gerekçesi ilan etmesi BM gücünün yerleflmesinin ard›ndan Lübnan’da yeniden savafl ç›kmas›n› kaç›n›lmazlaflt›r›yor. BM karar›n›n ‹srail’e tek tarafl› sald›r› hakk› tan›mas›, Lübnan içinden gelecek bir sald›r›ya ise karfl›l›k verilece¤ini aç›klamas› bu flekilde “bar›fl gücünün” Lübnan direnifliyle çat›flmas›n› öngörmüfl oluyor. AKP Hükümeti’nin, askerin bir sald›r› durumunda elbette karfl›l›k verece¤i fleklindeki aç›klamas› da bu çat›flman›n kabulü anlam›na geliyor. Eylül ay› sonunda 1000 askerle Lübnan’daki BM gücüne kat›lmas› beklenen Türkiye, gelece¤ini emperyalist kuyrukçulu¤una ba¤layan AKP Hükümeti taraf›ndan bölgesel bir savafla itiliyor.

Kürt sorunu masada ama

PKK’yi tasfiye plan›n›n koordinasyonu için oluflturulan ABD-TürkKürt müzakere masas›n›n kurulufluyla birlikte, Türkiye, Kürt sorununun uluslararas› sürece tafl›nmas›n› fiilen kabul etmifl oldu

Türkiye’nin “Kandil Da¤›’na operasyon düzenleyip” PKK sorununu “kökten çözme” hevesi k›sa sürdü. Tam da ‹srail’in Lübnan operasyonunun bafllad›¤› s›ralarda, ABD’nin piflirdi¤i ve hem Türkiye’ye, hem de Irak Kürdistan› Federe Yönetimi’ne kabul ettirdi¤i bir “PKK’yi tasfiye plan›”n›n bulundu¤u gazetelerin ön sayfalar›na ç›kmaya bafllad›. Bafllang›çta yalanlanan bu plan, PKK’yi silahs›zlanmaya zorlayacak çok yönlü bir bask›n›n yürürlü¤e sokulmas›; buna karfl›l›k da Türkiye’nin af, sürgün vb. yollarla PKK’nin “bar›fl içinde da¤›lmas›na” olanak sa¤layacak düzenlemeleri yürürlü¤e sokmas› gibi unsurlardan olufluyordu. Plan›n uygulanmas› için dü¤meye bas›ld›¤›, Türkiye’nin Irak Kürdistan›’nda baz› köyleri basmas›; PKK’nin önemli kadrolar›na yönelik suikastler ve kaç›rma operasyonlar›na giriflmeye bafllamas›; ‹ran’a PJAK’a sald›r› bahanesiyle Kandil’in tamam›na yönelik sald›r› izni verilmesiyle hissedilmiflti. Son olarak ABD’nin PKK’nin tasfiyesi sürecini iflletecek bir koordinasyon sistemini oluflturmak

üzere somut ad›m atmas›yla, bu süreç resmiyet kazand›. Eski NATO Avrupa Kuvvetleri Komutan› Joseph Ralston’un ABD D›fliflleri Bakan Yard›mc›s› Daniel Fried’e ba¤l› olarak çal›flaca¤› bildirildi. Eylül ay› bafl›nda Türkiye’ye gelecek olan Ralston’la ayn› kurul içinde yer alacak Türk görevlinin de bölgede ve NATO’da

Joseph Ralston

görev alm›fl bir emekli general olaca¤› söyleniyor. Irak Kürtleri ad›na bu sürece kat›lacak olan temsilcinin kim olabilece¤i konusunda ise flimdiye kadar bir haber ç›kmad›. Böylece Kürt sorunu için ilk defa, içinde Türkiye’nin de yer ald›¤› bir “masa” oluflturulmufl oldu. Bu masan›n “PKK’yi tasfiye” için oluflturulmufl olmas› bu masadan hareketle bir “çözüm süreci”nin geliflmeyece¤ini

gösteriyor. ABD’nin Ortado¤u’daki iflgalinden Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü için elveriflli bir konjonktür sa¤layaca¤›n› sananlar için bu geliflme yeterince ö¤retici. ABD, Türkiye ile stratejik ittifak›n› gelifltirme yolunda ad›m att›¤› her seferinde, Kürtlere karfl› bir hamlenin daha önünü açacak. ABD’nin Ortado¤u’daki politik-askeri hegemonyas› çerçevesinde olufltudu¤u bu “koordinasyon”un “astar›n›n yüzünden pahal›ya malolaca¤›”; sorunu çözmeyece¤i gibi, Türkiye s›n›rlar› içindeki Kürtleri ABD’nin kontrolü alt›ndaki Irak Federe Kürt Devleti’nin yönlendirmesine açaca¤› kayg›s›, koyu ABD’ci olmayan bütün flovenist çevreler taraf›ndan paylafl›lmaktad›r. Bunlar›n önemli isimlerinden Avni Özgürel, iki hafta önce, ABD ve Irak’›n aradan ç›kar›larak, Türkiye Kürtleri ile ilgili sorunlar›n çözümü için Abdullah Öcalan’la görüflülerek anlafl›lmas›n› istedi. Bir yandan bu tart›flmalar sürerken, di¤er yandan da Bat›’daki Kürtlere yönelik olarak yarat›lan linç giriflimleri ve provokasyonlar›n ard› arkas› kesilmiyor.

Lübnan halk›: BM Bar›fl Gücü’nü istemiyoruz! Lübnan’da Bar›fl Gücü’nü istemeyenler ço¤unlukta. Bunda en önemli etken, BM’nin, savafla ‹srail zora girdikten sonra ve ‹srail lehine bir ateflkes ça¤r›s›yla müdahale etmifl olmas›. BM gücünün komutas›n› üstlenen Fransa’n›n imaj› da olumsuz. Fransa, Lübnan’da uzun y›llar iflgalci olarak kalm›fl ve direnifl sonunda ülkeyi terk etmiflti. Görev kapsam› netleflmedi¤i ve süreç henüz bafllad›¤› için, Lübnanl›lar›n gerçek tepkisini ölçmek zor. Ancak kamuoyu yok-

lamalar›, büyük ço¤unlu¤un yabanc› askere karfl› oldu¤unu gösteriyor. Devlet Baflkan›, Türkiye dahil hiçbir ‹srail müttefikine s›cak bakmad›klar›n› aç›klam›fl, Savunma Bakan› da BM karar›n›n ‹srail lehine oldu¤unu belirtmiflti. Ülkedeki H›ristiyan ve fiii topluluklar› Türk askerine s›cak bakmazken, Sünnilerin de k›smi onay verdi¤i belirtiliyor. Ne var ki, bu onay›n da “insani yard›mla s›n›rl› kalmak” flart›na ba¤l› oldu¤u biliniyor.

‹flgal gücüne soldan takviye

AKP ile Orduyu, ABD planlar› “uzlaflt›rd›” Uzlaflma temeli, d›fl politikada ABD’nin emperyalist müdahalelerine destek olmak, iç politikada ise anti-demokratik iktidar kurumlar›yla bask› politikalar›n› fliddetlendirmek 30 A¤ustos öncesinin sert savafl sürecinde ABD’nin Türkitart›flmalar›, hükümetle ordu li- ye’nin ç›karlar›n› dikkate almaderli¤inin, ABD’nin yol gösteri- yan tutumlar›yla karfl›lafl›r›z, böcili¤inde uzlaflmalar›yla sonuç- lünmeye sürükleniriz” diyordu. land›. Uzlaflma, AKP, iktidar›n›n Böylece Özkök, kendisine “uluhiç olmazsa bir süreli¤ine ordu salc›” ad›n› veren Kürt düflmataraf›ndan tehdit edilmemesini n›, ordu flakflakç›lar›n›n beklensa¤lad›. Buna karfl›l›k, ordu, tilerinin aksine, ABD’nin Ortaözellikle Kürt sorununda ald›¤› do¤u’daki politik-askeri hegeinisiyatif ve ABD ile Ortado- monyas›na tamamen boyun e¤il¤u’daki emperyalist sald›r› orga- mesi ve bu hegemonyal güçle nizasyonunda yak›n mesai halin- yak›n iflbirli¤i içinde kalarak yede olmaktan elde etti¤i güçle ni Ortado¤u haritas›n›n olufluhareket serbestisini art›rd›. muna kat›lmak gerekti¤ini ileri 30 A¤ustos’taki devir teslim sürüyordu. töreninde eski Genelkurmay Bu Özkök’ün kiflisel düflünBaflkan› Hilmi Özkök, orcesi de de¤ildi. Bu stratedunun stratejik kavray›jik bak›fl aç›s›n›n çok fl›n›n ABD ile ayn› “ULUSALCILAR”IN uzun bir süredir paydo¤rultuda oldu¤unu lafl›ld›¤› TSK’n›n yaABD KARfiITI gayet aç›k bir biçimp›s›nda köklü de¤iGÖRÜNÜMÜ fliklikler öngören de ifade etti. Kuvvet 2014 plan›n›n Özkök: “11 Eylül FOS ÇIKTI uygulanmas›n›n son sonras› dönem de dahil safhalar›na gelinmifl olmaolmak üzere, Bat›n›n yeni yaklafl›mlar› ülkemiz taraf›ndan s› gösteriyordu. AKP ile ordu anlaflmas›n›n paylafl›larak desteklendi. Özellikle NATO’daki yeni güvenlik ABD’nin Lübnan’dan bafllayarak ortam›n›n bir sonucu olan de¤i- Suriye ve ‹ran’a sald›r›ya yönelflim çabalar›na katk›larda bulun- di¤i anda ortaya ç›kt›¤›na dikkat duk ve kendi de¤iflimimizi de edilmelidir. Bu anlaflman›n tezamanl›ca bafllatt›k. TSK’nin mel politik zemini, d›flar›da kuvvet yap›s›n› yeniden olufltur- ABD’nin emperyalist iflgal ve may› hedefleyen Kuvvet 2014 sald›r› politikalar›yla “etkin iflprojesi bu yaklafl›m›n bir sonu- birli¤i” içerde ise, sol politik ve cu olarak ortaya ç›kt›” diyordu. toplumsal muhalefet hareketleriÖzkök’ün “güvenlik krizi”ne ne karfl› aç›ktan a盤a y›ld›r›c› iliflkin temel tespiti çarp›c›yd›. politikalar›n öne ç›kar›lmas› ve Özkök, “Kitle ‹mha Silahlar›na Kürt düflmanl›¤› oluflturmaktad›r. ABD’nin, Türkiye’deki iktisahip veya sahip oldu¤u yönünde flüpheler yaratan ülkelerin dar güçleriyle mutabakat›n› Kürt varl›¤›, ülkemizin güvenli¤i için düflmanl›¤› (PKK düflmanl›¤›) ciddi ve yön verici bir tehdit üzerinden oluflturmufl olmas› ayr›ca dikkat çekici önemdedir. oluflturmaktad›r. Bu sorun, Bu düflmanl›k, Büyükauluslararas› camian›n yo¤un n›t’›n “silahs›z terör” kavdiplomatik çabalar›na ram› kullanarak Terörle ra¤men çözülemezMücadele kavram›nda büse, ülke olarak yayük bir genifllemeyi emk›n gelecekte poze etmeye çal›flmalaönemli karar nokr›nda ortaya ç›kmaktalar›yla karfl›lafltad›r. Büyükan›t, mam›z kuvvetle askerin devlet muhtemel. Aksi iktidar› içindetakdirde bölgeki konumunun deki stratejik üstart›fl›lmas›nda “niyet ölçütünlü¤ümüzü kaytü” koyarak, bu tart›flmalabederiz” diyordu. r›n tamam›n› vatan hainliYani Özkök, ¤iyle özdefllefltirme e¤ilimi ABD’nin ‹ran’a içinde oldu¤unu da gösterve Suriye’ye di. karfl› savafl›na kat›lmamam›z halinde, Ortado¤u’daki

Emek Platformu’nda beklenen ayr›flma

Me¤er Türkiye solunda ‹srail sevgisi ne de çok geliflmifl. ‹srail’e hizmet için mazeret icat etme yar›fl›na giren girene

Devlet ve iktidar güdümlü sendika ve örgütler, emek hareketinin bir bilefleni olmaktan ç›kt›klar›n› fiilen ilan ettiler

SHP Genel Baflkan› Murat KarayalBelge olan› ise “her nas›l olup da” ç›n, Ayd›n Do¤an’a ait Radikal gazete- bar›fl gücünün bu kadar bar›flsever olsi yazar› Murat Belge ve yine Do¤an’a du¤una inand›r›lm›flsa “Yapabilece¤im ait Hürriyet gazetesinin köfle yazar› Öz- bir fley oldu¤una inan›yorsam, bu yardemir ‹nce. Son günlerde kimisi Lüb- d›m› isteyenlerin beni de orada beklenan’a asker di¤ini gögönderme rüyorsam, “Murat”›n› evet, gidedile getiririm tabii” yor kimi de diyor. BM gücüne Bir di“‹nce”den ¤er Do¤an destek verG r u b u mek gerek“emekçisi” ti¤ini. Özdemir MuratMurat Belge Özdemir ‹nce Murat Karayalç›n ‹nce, savalar’dan Kafla karfl› ç›rayalç›n olakan sol n› meclisteki “1.5” sandalyesiyle hükü- çevreleri “1970’lerde solu psikiyatri klimetin s›rt›n› s›vazlarken bir yandan da ni¤i haline getiren ruhsal ve zihinsel ya“askerlerimizin Can Güvenli¤i ‹çin Ge- p›, flimdi Lübnan konusunda ortal›¤› rekli Taahhüt Ve Teminatlar Al›n›rsa velveleye veriyor.” Anlafl›lan Özdemir Lübnan’a Asker Gönderilebilir. Hatta ‹nce’nin bulundu¤u makamdan bak›Türkiye Bar›fl Gücünün Komutas›na Ta- l›nca iflbirlikçili¤e karfl› ç›kmak delilik gilip Olabilir” diyerek el yükseltiyor. bi görünüyor

5 Eylül günü Lübnan’a asker gönderme tezkeresinin TBMM’de kabul edilmesini engellemek için harekete geçme önerisiyle, 1 Eylül tarihinde toplanan Emek Platformu, ortak bir karar alamad›. Türk-‹fl, “Meclis’in karar›na sayg› göstermek laz›m” diyerek, bir muhalefet gücü olarak “görünmekten” dahi kaç›nd›. Hak-‹fl ise toplant›ya bile kat›lma gere¤i duymad›.Bu geliflme, platformun OrtaSalih K›l›ç do¤u savafl› ekseninde bölünmesine neden oldu. Platformun ilerici güçlerinden D‹SK, KESK, TTB, TMMOB, TÜRMOB, Difl Hekimleri Birli¤i, Tüm Emekliler Derne¤i, Tüm Ba¤kur Emeklileri Derne¤i 5 Eylül 2006'da Ankara'da tezkereyi durdurma eyleminde bulunacaklar›n›

belirten bir karar ald›lar. ‹lerici emek örgütlerinin önemli bir bölümü, gelinen noktan›n, toplumsal muhalefet hareketleri için yeni bir sürecin bafllang›ç noktas› oldu¤unu halen kavrayabilmifl de¤il. Oysa, emekçi s›n›flar›n somut ç›karlar›n› savunan bir kitle hareketi temelinin yarat›labilmesi için art›k aç›kça ilerici, halkç› ve sol programlara, bak›fl aç›lar›na ihtiyaç oldu¤u her ad›mda Salim Uslu ortaya ç›k›yor. A n l a fl › l a n önümüzdeki dönem bu ihtiyac› somut olarak hisseden ilerici toplumsal muhalefet güçlerinin sürükleyici inisiyatifleriyle yeni bir toplumsal hareket temelinin birikiminin oluflturuldu¤u bir dönem olacak.


7 Eylül 20 Eylül

4 GÜNDEM SOL MAHALLELERDE POL‹S TERÖRÜ

PROTESTOCUYU ‹fi‹NDEN ETMEK ‹ST‹YORLAR

‹stanbul’da solun yo¤un oldu¤u semtlerde, polis ablukalar› ve aramalar s›klaflt›. Okmeydan›’nda, 27 A¤ustos akflam› terör estirmeye çal›flan polise karfl› mahallenin devrimcileri direndi. 2 Eylül’de de 1 May›s Mahallesi’nde yap›lan yerel bir flenli¤e sald›ran polis, mahalleyi ablukaya ald›. Gece boyu süren çat›flmalar›n ard›ndan polis geri çekildi.

Baflbakan Erdo¤an'› protesto etmek için yumurta atan Trabzon Halkevleri üyesi Ethem Küçük'e karfl› Zaman gazetesi’nin tetikçili¤ini yapt›¤› bir sald›r› bafllat›ld›. “Bugün Baflbakan›m›z'a sald›ran› belediyeye al›rsan yar›n adam Cumhurbaflkan›'na sald›r›r" ifadeleri ile Ethem Küçük iflinden edilmek isteniyor. Ayn› AKP’nin Sivas davas› san›klar›n› ifl sahibi etti¤i ise biliniyor.

Y›ld›rma çabas› bofluna

AKP hem suçlu hem güçlü

OVACIK Y‹⁄‹T O⁄LUNU UNUTMADI

Erdal Y›ld›r›m an›ld›

2006

NÜKLEER ÇÖPLÜK TUZA⁄I

ÖZENÇ ‹DAMININ 25.YILINDA ANILDI

‹skenderun Liman›'nda, Irak iflgalinde kullan›lan Abrams tanklar› ile z›rhl› araçlara yap›lmas› planlanan kimyasal ve biyolojik kirlilik temizli¤inin yan› s›ra ''nükleer temizlik'' de yap›laca¤› belirtildi. CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar, ''Böylece iflgalde kimyasal ve biyolojik silah kullan›ld›¤› iddias› do¤rulan›yor. Yap›lan ifl uluslararas› hukukuka ayk›r›” dedi.

12 Eylül faflizmi taraf›ndan 20 A ¤ u s t o s 1981'de idam edilen yi¤it devrimci Mustafa Özenç, mezar› bafl›nda an›ld›. Mücadele arkadafllar›n›n kat›ld›¤› anmada, Özenç'in arkadafllar›na ve babas›na yazd›¤› son mektuplar ile yazd›¤› fliir mezar› bafl›nda okundu.

‹skenderun yine tehlikede Aram›zda, kavgam›zdas›n

1995’te Keçiören Belediye Baflkan› Alt›nok’un faflist çetesi A Tak›m› taraf›ndan Ovac›k’ta katledilen Erdal Y›ld›r›m 30 A¤ustos’ta, mezar› bafl›nda an›ld›. Mahalle halk›, ailesi ve devrimcilerin kat›ld›¤› anma töreninde, “Faflizmi Döktü¤ü Kanda Bo¤aca¤›z, Erdal Y›ld›r›m Ölümsüzdür” sloganlar›yla Erdal’›n mezar› bafl›na bir yürüyüfl yap›ld›.

Mutabakat›n ilk ürünü: zorbal›k

Kürtleri hedef alarak bafllat›lan “linç” görünümü verilmifl sald›r›lar, F tipi aleyhtar› gösterilerden sonra flimdi ‹srail’in hizmetine asker verilmesine ve AKP’ye karfl› geliflen protesto hareketlerini de içine ald›. Polis bir çok yerde, protesto gösterilerini linç k›flk›rtmas› yaparak ezmeye çal›fl›yor. Tepki yo¤un

ZAMAN’IN ZORU NE

Ö¤renci Kolektifi üyesi dört üniversitelinin, Lübnan’a asker gönderilmesi karar›n› protesto etmek için düzenledi¤i eyleme sald›ran polisin “linç” girifliminde do¤rudan teflvikçilik yapt›¤› gözler önüne serilmiflti. Celalettin Cerrah’›n linç giriflimini öven sözleriyle birlikte medya yaflananlara yo¤un ilgi göstermifl ve elefltirilerin hedefine polisi oturtmufltu. Ancak bir gazete vard› ki, geleneksellefltirdi¤i üzere, nedense baflka hiçbir gazetenin bulamad›¤› bilgilerle ö¤rencilere sald›rmay› tercih etti. Fethullah Gülen cemaatinin Zaman gazetesi, yaflananlar› flu flekilde anlatmay› ye¤ledi: “Vatandafllar›n tepkisi üzerine polisin müdahalesi ile pankart açmas›na f›rsat verilmeyen 4 kiflinin yasad›fl› sol örgüt Devrimci Yol üyesi olduklar› belirtildi. Eylemcilerin, daha önce de sol gruplar›n çeflitli bas›n aç›klamalar› ve protestolar›na kat›ld›¤› ifade edildi.” Linç girifliminden “vatandafl tepkisi” diye söz eden Zaman, polislerin ve Cerrah’›n tavr›na karfl› yükselen tepkileri ise görmezden geldi. Zaman bunu ilk defa yapm›yor. ‹lerici yap›lar›n hemen bütün eylemlerini, dezenformasyon dolu bir Zaman haberi takip ediyor. Zaman, solun eylemlerini 5N 1K kural›na göre yazmak yerine; “halk›n tepkisini çeken, marjinal ve yasad›fl› bir örgütün ifli” kal›b›na oturtmay› tercih ediyor. Bu haberleri yazarken hangi bilgi kayna¤›n› kulland›¤› ise henüz keflfedilebilmifl de¤il. Zaman bir y›l önce de Halkevleri hakk›nda “Ata’n›n Halkevleri’nde yasad›fl› sol örgütler cirit at›yor” fleklinde haber yapm›fl; Halkevleri avukatlar›n›n ‹çiflleri Bakanl›¤›’na yapt›¤› baflvuruda bu haberin resmi bir muhatab› olmad›¤› aç›klanm›fl, Zaman’›n bilerek ve isteyerek sola karfl› bir dezenformasyon sald›r›s› yürüttü¤ü anlafl›lm›flt›.

12

Eylül darbecilerinin yeriyle ekonomik, diplomatik hatta di¤i haltlardan biri de turistik iliflkisi dahi olmayan devlet Türk-‹slam sentezini yöneticilerinin neredeyse ayn› resmi ideoloji mertebesine yerleflcümle kal›plar›yla konufltuklar› bir tirmek olmufltu. Geçen onca sedünyada yafl›yoruz. nede bu ideolojiye ne oldu acep? Yine de bu üst emperyalist diBu devletin ekonomi politikas› de- lin yerelleflmesi gerekiyor; hele de ¤iflti, sosyal politikas› de¤iflti, örbizim gibi ‘güçlü devlet gelene¤igütlenmesi de¤iflti, birkaç madde ne’ sahip yap›larda, bu neredeyse haricinde anayasas› de¤iflti, yasabir zorunluluk. lar› de¤iflti… 12 Eylül cuntas›n›n yerlefltirdi¤i Türk-‹slam sentezi, resmi ideoloji De¤iflti de, geliflip güzelleflti mi? olarak devlet kat›ndan tasfiye mi Hay›r. Özellikle emekçiler bak›oluyor? Hay›r; m›ndan birçok sadece kendi noktada daha mant›ki sonubeteri gelip yercuna dönüflüleflti. Ayn› geliflyor. Ad›n› kome devletin resyal›m; bunun mi ideolojisinde ad› yeni-Osde gerçekleflmifl manl›c›l›kt›r. ‹solmas›n? Sahi, terseniz “kabu devletin resMetin ÖZU⁄URLU vuklu neo-libemi ideolojisine ozugurlu@politics.ankara.edu.tr ralizm” de dine oldu? yebilirsiniz. fiimdi, bu Bu ideoloji; devlet, ‘alt› BOP üstü Türk-‹slam senneo-liberal dönüAB’ olan bir jeopolitik flümlerle çözülen kulvarda, iktisadi dütezi, resmi idetoplumu ve kamumeni “küresel yönetisall›¤›, meta iliflkiflim” heveslisi ayg›tlaoloji olarak devlerine tabiiyeti gara (Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankas›, let kat›ndan tas- ranti alt›na alan cemaatleflmeler IMF vb.) teslim etmifl fiye mi oluyor? yoluyla yeniden vaziyette yol al›yor. infla etmenin ideSen sa¤ ben selamet Hay›r; sadece olojisidir. demeyeceksek, kulvaBu ideoloji; ra ve dümene dikkatkendi mant›ki dünya kapitalist lice bakmak durusonucuna sistemine derin munday›z; bak›nca ba¤larla entegre da bunlar›n tamam›dönüflüyor edilmesi planlanan n›n ulus-üstü aktörler Ortado¤u’da iktive oluflumlar oldu¤usadi ve askeri roller üstlenmeyi nu görürüz. meflrulaflt›rman›n ideolojisidir. Geleneksel biçimiyle bir ulusYeni-Osmanl›c›l›¤›n Kürt sorudevlet bu yolda nas›l ilerler? ‹ki flenu ve siyasal ‹slam konular›ndaki kilde: Bir, kendi ulusuna d›flsallaçizgisini merak edenler Özal’›n bir flarak; iki, kendi üst düzey bürokzamanlar dillendirdi¤i çözümlere rasisini küresel elit oluflumunun bakabilirler. Emperyalist kuflatmabir parças› k›larak. Devletin kendi n›n itkisiyle bu iki sorun da art›k iç örgütlenmesi ve devlet-toplum bildi¤imiz biçimleriyle ‘finifle’ yakiliflkisi bak›m›ndan bu noktalarda az›msanmayacak mesafeler al›nd›- laflm›fl durumdad›r. Yeni-Osmanl› ideolojinin mer¤›n› biliyoruz. ce¤inden bak›ld›¤›nda, Kürt soruBu do¤rultuda bir dönüflüm geçiren devlet, ideolojik harca ge- nu esasen bir pazar sorunu olarak reksinim duyar m›? Duyar; çünkü, görülmektedir. Kavuklu neo-liberalizmin kaonun da kendi varoluflunu anlamvu¤undan ne ç›kaca¤› s›r de¤ildir; land›racak ve meflrulaflt›racak kültürel kod ve sembollere gerek- Gaziantep, ‹skenderun ve Kerkük sinimi vard›r. Geleneksel ulus-dev- üçgenini ‘serbest iktisadi bölge’ statüsünde örgütlemeyi hedeflelet ideolojilerinin buna yan›t veryen bir çözümün taktik ad›mlar› mesi beklenmemelidir. “stratejik müttefikle” istiflare edileGerçi, maflallah› var, neo-liberek at›lmaya bafllanm›flt›r. ralizm, bu yola girmifl devletlerin Ne denir? Tebaaya hay›rl› ortak resmi ideoloji üretim merkeu¤urlu olsun. zi gibidir; onun sayesinde, bir bi-

‹stanbul’daki linç tezgah›n›n ard›ndan ‹zmir’de Lübnan’a BM misyonuna asker göndermeye karfl› gösteri yapan Ö¤renci Kolektifi ve Halkevi üyeleri de linç ettirilmek istendi. Halk, polisin tahrikine itibar etmeyince, bu kez polis vahflete varan bir fliddet uygulad›.

‹srail’in hizmetine asker verilmemesi için 30 A¤ustos töreninde gösteri yapan ö¤rencileri polis tribünlere sürükleyerek dövdü. Polis gençleri, “galeyana gelmifl halk”›n tepkisi kisvesi alt›nda izleyiciler aras›na yerlefltirilmifl faflist serserilere linç ettirmeye kalk›flt›. ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, linç giriflimini aç›kça destekledi. Ayn› gün Konya Bozk›r’da Kürt inflaat iflçilerine yönelik linç giriflimi yafland›. 2 Eylül’de ‹zmir’de Ö¤renci Kolektifleri ve Halkevlerinin düzenledi¤i gösteride de polis önce halk› “vurun vatan hainlerine” ça¤r›lar›yla galeyana getirmeye kalk›flt›. Bu takti¤inin ifle yaramad›¤›n› görünce, protestoculara vahflice sald›rd›. Linç politikas›, 2005 Newroz’unun ard›ndan gündeme getirilmiflti. Amaç, Kürt sorununda yeniden fliddete dayal› çözüm yoluna girilmesini zorlayan bir politik ortam oluflturmakt›. K›flk›rtmalar, ordunun yüksek kademeleri taraf›ndan

aç›kça savunulmufltu. Son olarak Org. Hilmi Özkök, devir teslim töreninde yapt›¤› konuflmada, “Türk halk› olaylar› yak›ndan takip etmeli, bölücü ve irticai hareketlere karfl› demokratik tepkisini sürekli olarak ortaya koymal›d›r” diyerek linç tezgah›n›n arkas›nda oldu¤unu gösterdi. fiiddetlenen bask› ortam›, linç k›flk›rtmalar›yla s›n›rl› de¤il. Yoksul mahallelerin kuflat›lmas› ve terör estirilmesi; Samsun’da, ‹zmit’te, Ankara’da, Adana’da ve Türkiye’nin daha birçok yerinde polisin MGK taraf›ndan arkaland›¤›n› aç›kça hissetirerek uygulad›¤› bask›lar da giderek yo¤unlafl›yor. ‹ktidar›n ve ordunun üzerinde mutab›k oldu¤u ‹srail’e destek politikalar› da en kirli araçlarla korunacak bir “milli ç›kar” olarak tan›mlanm›fl oldu. AKP hükümetinin ABD

uflakl›¤› politikalar›na ve neo-liberal sald›r›lar›na karfl› militan protesto hareketleriyle öne ç›kan Halkevleri, Ö¤renci Kollektifleri gibi gruplar polis-faflist ortak yap›m› y›ld›rma giriflimlerine hedef edilmeye baflland›. Savafl karfl›tl›¤›na yönelik iktidar sald›r›s›n›n linç hareketlerine kadar uzanmas›, kimi liberal ayd›nlar ve CHP de dahil genifl bir kesimin tepkisini çekti. Ancak tepkilerin Cerrah’›n “sorumsuz aç›klamalar›”yla s›n›rlanmaya çal›fl›ld›¤› görülüyor. Oysa, “linç” tezgahlar› uzun bir süredir iç politik ortam› flekillendirmekte etkin bir araç olarak kullan›l›yor. Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlü¤ü ve yarg› organlar›, tamamen merkezi bir politikayla linç hareketlerine neredeyse dokunulmazl›k kazand›r›yorlar. Ama bütün bu y›ld›rma taktiklerinin Devrimci Gençli¤i ve yoksul mahalle insanlar›n› etkileyemedi¤i de görülüyor. Bütün bask›lara karfl›n sokaklara ç›kmaya, bar›fl›n, kardeflli¤in ve adaletin sesini duyurmaya devam ediyorlar.

Yang›nlar, özellestirme ve sovenizmden

Orman yang›nlar›, toplumsal krizin aynas› gibi. ‹ktidar, çökertti¤i ormanc›l›¤›n bedelini orman köylüsüne y›kmaya çal›fl›yor. Kirli savafl k›flk›rt›c›lar› güvenlik bahanesiyle orman yak›yor, milliyetçi Kürt gençlerinin intikam duygusuyla zehirlenen zihinleri, orman yakmay› bir intikam biçim olarak görüyor. Hakkari, Bingöl ve Tunceli’de bafllayan orman yang›nlar›, A¤ustos ay›nda Akdeniz’den Ege, ‹ç Anadolu ve Marmara’ya kadar geniflledi. Orman Bakanl›¤›’n›n aç›klamas›na göre 4 bin hektar orman alan› yand›. Oysa 1997-2005 y›llar› aras›nda y›lda ortalama 7 bin hektar orman yanm›flt›. Dumanlar› uzay foto¤raflar›nda dahi görülen bu y›lki yang›nlar›n bu ortalaman›n çok alt›nda bir alan› etkiledi¤i iddias› garip karfl›land› Birçok uzman, bu y›l yanan orman alan›n›n ilan edilenin çok üzerinde oldu¤unu ileri sürdü.

Kavuklu neoliberalizm

Devlet sözcülerinin orman yang›nlar›n› oldu¤undan küçük göstermeye çal›flmas›n›n arkas›nda suçüstü yakalanma korkusu var. Yang›nlar›n kontrol alt›na al›namamas›nda sorumsuz özellefltirme ve tafleronlaflt›rma politikalar› bulunuyor. “Yetkili”lerin, durumu, orman köylülerinin yang›n söndürme ekiplerine yard›m etmemelerine ba¤lamalar› dolayl› bir itiraf. Çünkü y›llard›r ormanlar› özellefltirmek için Orman ‹flletmeleri bilinçli olarak çökertiliyor. Orman köylüsü, kendisine ifl vermeyen, ifl alan› açmayan “‹flletme”den koptu.

Ama zaten orman köylüleri isteseler de yang›nlar›n söndürmek için çok fazla fley yapamazlard›. Çünkü ne orman içlerinde yeterli miktarda yang›n söndürme havuzu vard›, ne de yang›n bantlar› aç›lm›fl ve aç›k tutulmufltu. Yang›n söndürme iflleri için gerekli uçak, helikopter ve ifl araçlar› büyük ölçüde “d›flardan”, tafleron flirketlerden temin ediliyor. Daha önce yang›n söndürme uçak ve helikopterlerinin üslendi¤i Selçuk ve Gaziemir havaalanlar› “masrafl›” olduklar› gerekçesiyle geçti¤imiz y›l kapat›lm›flt›. Geçti¤imiz y›l içinde

Kürt iflçilerine linç giriflimi Konya'n›n Bozk›r ilçesinde Kürt iflçilerle yaflanan bir kavgay› bahane eden MHP’lilerin k›flk›rtmas› sonucu toplanan 500 kiflilik güruh iflçileri linç etmek istedi. 'Ya Allah, Bismillah Allahü Ekber', 'Bozk›r’da Do¤ulu istemiyoruz', 'Siz PKK'lisiniz buray› terk edin gidin" sözleriyle Kürtlere yap›lan sald›r›da, 2 iflçi a¤›r yaraland›. Kürt iflçinin verdi¤i bilgiye göre, ilçede bir süreden beri Kürtlere yönelik

sözlü sald›r›lar›n oldu¤unu, ancak son olay›n planl› bir flekilde gelifltirildi¤ini söyledi. ‹flçiler, 'Olay, gece geç saatlere kadar sürdü. Sokaklarda yürüyüfl yapt›lar Kürtlere küfür ettiler, bizi öldürmekle tehdit ettiler. Olayda polis hiçbir müdahalede bulunmad›. Adeta sald›r›y› teflvik ediyordu. fiimdi can güvenli¤imiz yok, buray› terkedip köylerimize dönece¤iz'' dedi.

yap›lan yang›n söndürme havuzu aç›lan yang›n band› yok denilecek kadar azd›. Mevcut yang›n bantlar›n›n aç›k tutulmas› için gerekli bak›m çal›flmalar› yap›lmam›flt›. Patlama yapan orman yang›nlar›nda devletin tek suçu “özellefltirme” y›k›c›l›¤› de¤il. Hakkari, Bingöl ve Tunceli’deki orman yang›nlar›n›n büyük bir bölümü, havadan yap›lan bombard›manlarla ç›kar›ld› ve söndürülmesine de “operasyon” gereçesiyle engel olundu. TEMA, ÇEKÜL vb. “çevre” örgütleri bu yang›nlar karfl›s›nda hiçbir tepki göstermedi¤i gibi, yanan bölgeleri yeniden yeflertmek için herhangi bir çal›flmaya da yönelmedi. Di¤er yandan “Kürdistan Özgürlük fiahinleri” adl› “gençlik grubu”, yaz aylar›nda bir yandan turizm bölgelerinde bombalar patlat›rken di¤er yandan da yayg›n bir biçimde orman yang›nlar› ç›kard›. Grup, orman yang›nlar›n›n büyük bir bölümünü kendilerinin ç›kard›¤›n› ilan ederek, “Kürdistan’da devlet taraf›ndan yak›lan ormanlara misilleme” yapt›klar›n› savundu. Yani Kürt sorununu milliyetçili¤i ve kör fliddeti t›rmand›rarak “çözme” politikas›n› benimseyen güçlerin bu y›lki büyük kurban› ormanlar oldu.

TAK HALK SAVAfiINI YOZLAfiTIRIYOR TAK (Kürdistan Özgürlük fiahinleri) adl› örgüt “Kürdistan’da yanan ormanlara karfl›l›k, Türkiye’deki ormanlar› yakt›klar›n›” ilan etti ve Kürt gençlerini “faflist düflman›n co¤rafyas›nda” ormanlar› yakmaya ça¤›rd›. Böyle bir “misilleme” ça¤r›s› yaln›zca halklar›n kardeflli¤ini sabote etmiyor; do¤rudan do¤ruya Anadolu’nun ve Mezopotamya’n›n bütününde canl› hayat› sabote ediyor. Halk savafl›, halk›n kurtuluflunu amaçlar, yok oluflunu de¤il! Hep birlikte yok oldu¤umuz zaman geriye kurtar›lacak ne kalacak? Elbette “Kürt co¤rafyas›nda” orman yakarak “savafl kazanaca¤›n›” iddia eden “Özel Harp” kurmaylar›n›n suçu öfkeli gençlerin aptall›¤›yla k›yaslanamayacak i¤rençliktedir. Ama bir halk›n kurtuluflu ad›na hareket eden gücün halk›n bütününe zarar veren savafl yöntemlerini karfl›s›ndaki gerici ordunun yöntemleriyle hakl› ç›karmas› kadar yanl›fl bir fley olabilir mi. TAK, halk savafl›n›n en temel ilkelerini çamura bulamakta, onu yozlaflt›rmaktad›r. PKK, TAK’› aç›kça halk düflman› bir örgüt olarak ilan etmedi¤i ve onu etkisiz hale getirmek için aç›k bir çabaya giriflmedi¤i sürece, bu örgütün “hamisi” olarak alg›lanmaktan, sorumlulu¤unu tafl›maktan kaç›namayacakt›r.

ORMANIN M‹LL‹YET‹ VATANI, SINIRI YOK Orman yang›n›, yaln›z üzerinde yetiflti¤i topra¤a zarar vermez; tüm co¤rafyay› etkiler. Orman›n vatan› devlet s›n›rlar›, milleti çevresinde yaflayan insanlar›n etnik kimli¤i de¤il, bir ekosistemin ulaflt›¤› s›n›rlar ve temas etti¤i tüm insan topluluklar›. “Bat›”da yanan orman›n tahrip etti¤i atmosfer, “Do¤u”nun da üstünü kaplar! “Bat›”daki ormanda biten yaban hayat, ayn› kara parças› üzerindeki “Do¤u”daki hayat› da bitirir.


7 Eylül 20 Eylül

2006

GÜNDEM 5

Iki yüzlülü¤e karfl› halk dayan›flmas› Bir yanda AKP’nin ön açt›¤› islac› ‹HH’n›n iki yüzlü kampanyas›, di¤er yanda, Halkevcilerin analar›n›n ak sütü kadar temiz kampanyas›. Aradaki fark, emekçi halk›n gözünden kaçm›yor ‹ktidar›n yard›m kampanyalar›na karfl› tak›nd›¤› ikiyüzlü tav›r hergün yeni örneklerle gün yüzüne ç›k›yor. Hükümet destekli yard›m kurulufllar›na, baflvuru yap›l›r yap›lmaz izin veren makamlar, Halkevlerinin yapt›¤› baflvuruya cevap vermek için tam 17 gün “düflündü”. Di¤er taraftan Halkevleri standlar› dakka bafl› yap›lan belge kontrolleriyle taciz edilirken. di¤er kampanyalarda böylesi bir sorgulama yap›lm›yor. Oysa ‹HH’n›n Süleyman Mercümek’ten bugüne uzanan miras› yard›m çal›flmalar›na dair soru iflaretleri yarat›yor. 1992 y›l›nda Almanya’n›n Freiburg kentinde kurulan ‹HH, 95 y›l›nda ayn› isimle Türkiye’de de faaliyetlerine bafllad›. Bosna’ya toplanan yard›mlar›n RP’nin kasas›na aktar›lmas›ndan sorumlu olan Süleyman Mercümek davan›n zamanafl›m›na u¤rat›lmas›yla cezadan kurtulmufltu. Peki o dönem Mercümek’i aklama peflinde koflanlar, Mercümek’in “yard›m” çal›flmas›na yard›mc› olanlar flimdi ne yap›yor?

Bülent Y›ld›r›m: 95 y›l›nda kurulan ‹HH Türkiye temsilcili¤inin baflkan›yd›, DGM taraf›ndan "Yard›m Toplama Yasas›'na muhalefet ve çete oluflturmak" suçundan aç›lan davada Y›ld›r›m'›n Hizbullah ve Hamas gibi örgütlerle iliflki kurulmas›nda aktif rol oynad›¤› da ileri sürülmüfl olmas›na

ö¤renci göndermekten yakalanan Alan, halen ‹HH’n›n mütevelli heyetinde yönetici üye. Mehmet Ali fiahin: Mercümek davas›nda Refah partisini aklayan dosyay› haz›rlayan milletvekili halen AKP’den milletvekili ve devlet bakan›. ‹HH kendi internet site-

ra¤men halen görevinin bafl›nda. Bülent Alan: Mercümek döneminde ‹HH Ankara temsilcili¤i yapan ve 1998 y›l›nda m›s›rda bulunan fleriatç› El-Ezher üniversitesine yasad›fl› yollardan

sinde Bosna-Hersek’e yard›m etmek amac›yla kurulduklar›n› gururla anlat›yor. fiöyle diyor sitede: “‹flte Bosna savafl›yla beraber h›zl› bir flekilde çal›flmalara bafllayan ve bu çal›flmalar›n›

Çeçenistan savafl›nda da sürdüren gönüllüler 1995 y›l›nda bir araya gelerek ‹nsan Hak ve Hürriyetleri ve ‹nsani Yard›m Vakf›'n› kurarlar. Temel amaç bellidir…” Ne diyelim bellidir… Tabi örgütün genel sekreterinin de AKP Tuzla Belediye Meclisi üyesi oldu¤unu dolay›s›yla da örgütün Lübnan’a asker gönderme fikrine onay verece¤ini kestirmek güç de¤il. ‹HH’n›n internet sitesinde yay›nlanan son Erdo¤an haberi, Baflbakan›n Artvin’de yapt›¤› ‹srail’e esip gürledi¤i konuflmas›. Sonras›na dair göze çarpan di¤er haber ise, “‹srail BM gücü gelene kadar vuracak”. ‹HH’n›n gösterdi¤i yol biraz arka sokaktan dolaflarak da olsa ayn› yola ç›k›yor. ‹srail askeri olma yoluna.

Kampanyaya destek büyüyor Ankaral› Halkevciler kampanyan›n bafllad›¤› 15 A¤ustos’tan itibaren açt›klar› masalar ve da¤›tt›klar› bildirilerle mahallelerinde Ortado¤u halklar›yla dayan›flmay› örüyor. Yüksel Caddesi’nde aç›lan merkezi stand›n ard›ndan kampanya bildirileri, afiflleri ve ‹srail sald›r›lar›n›n konu alan resim sergileriyle halkevcilerin stand› çeflitli mahallelere de tafl›nmaya bafllad›. Dikmen’de Ahmet Arif Park› önünde Bat›knette ise Metro istasyonu ç›k›fl›na aç›lan kampanya standlar› ile yard›m kampanyas› yayg›nlafl›yor. K›z›lay’daki stand gün içerisinde çok say›da kiflinin yard›m malzemelerini ulaflt›rmak için kendilerine en yak›n halkevi flubesinin adresini telefonunu ald›¤› bir irtibat merkezi haline geldi. Dikmen ve Bat›kent’te aç›lan kampanya masalar›nda hem kampanyay› anlatan

Halkevlerinin kampanyas›, ‹srail sald›r›s› karfl›s›nda “tav›rs›z” bir göz boyama de¤il.

‹stanbul’da sol dayan›flmay›, dayan›flma da solu hat›rlad› Kampanya Akdeniz’de MERS‹N n Mersin sokaklar›n› afifllerle donatan Mersinli Halkevciler da¤›tt›klar› binlerce bildiri ile Filistin halk›n›n sesini Mersin halk›na tafl›yorlar. Mersin Halkevi önünde aç›lan stand resim sergisi ile ilgi topluyor. Kent merkezinin d›fl›nda Demirtafl Mahallesi’nde de afiflleme ve pazarlarda bildiri da¤›t›m› yapan Halkevciler, kap› kap› dolaflarak yard›m kampanyas›na tüm emekçileri davet ediyorlar.

HATAY n Hatay Halkevi 26 A¤ustos cumartesi günü yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla “Yaflas›n Filistin Filistin Yaflas›n” Kampanyas›na start verdi. Bas›n aç›klamas›na KESK'in yan› s›ra bir çok örgüt temsilcisi de destek verdi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Yeflilp›nar beldesinde yap›lan Kültür ve Sanat Festivali'nde stand aç›larak kampanya halka anlat›ld›. Hatay halk› kampanyaya büyük ilgi gösteriyor.

‹SKENDERUN n ‹skenderun Halkevi 26 A¤ustos günü yapt›g› bas›n aç›klamas› ile Halkevlerinin Türkiye çap›nda bafllatm›fl oldu¤u Lübnan ve Filistinle Dayan›flma yard›m kampanyas›na ‹skenderun'da da start verdi.

“Çabam›z yafl›tlar›m›z için”

Halkevciler ‹stanbul’un sokaklar›n›, caddelerini, meydanlar›n› dayan›flman›n adresi haline getirdi. ‹nsanlar Halkevcileri aray›p yard›mlar›n› getiriyor Halkevciler resim sergileri, kermesler, müzik yay›nlar›, film gösterimleri ve dinletilerle kampanya standlar›n› birer dayan›flma flenli¤i halinde örgütlüyorlar. Birçok insan yard›m paketleri al›p standlara gelirken kimileri apartmanlar›nda, iflyerlerinde ve sokaklar›nda kampanyay› örgütleyip halkevcileri ça¤›r›yorlar. Halkevciler mahallelerde megafonla konuflmalar yaparak ve bildiriler da¤›tarak kampanyay›

anlat›yor. Yap›lan duyurular kimi zaman ayn› gün kimi zamansa ertesi gün cevab›n› buluyor. Ertesi gün ayn› kap›lar çal›nd›¤›nda önceki akflam aile içinde konunun tart›fl›l›p karara var›ld›¤›n› görüyorlar. Herkes gücü oran›nda destek veriyor, kimisi bir paket makarna kimisi bir poflet. Halkevcilere s›ks›k sorulan sorular kimi zaman saatler süren tart›flmalar aç›lmas›na neden oluyor. Mahalle halk›yla yap›lan

tart›flmalar kampanyan›n bir di¤er aya¤›. “Araplar bizi sevmez biz niye yard›m edelim?”, “orada fieriatç›lar etkin neden yard›m edelim?”, “sizin toplad›¤›n›z yard›mlar fleriatç›lara de¤il solculara gider de¤il mi?” sorular› en çok karfl›lafl›lan sorular. Standlara gelen bir çok insan ise bu kampanyay›, A¤r›’da, Denizli’de, Çanakkale’de ve daha birçok ilde hatta köylerde nas›l yürütebileceklerini soruyor.

K›z›lay’da aç›lan kampanya masas›nda yard›m toplama çal›flmalar›na destek veren üç liseli kampanya aktivisti Ulafl, Okay ve Eren’e ne Lübnan’da yaflananlar, kampanya hakk›nda neler düflündüklerini ve bugüne kadar neler yapt›klar›n› sorduk. Ulafl: Filistin’de ölen masum insanlar için bir fley yapabilmek amac›yla bu kampanyaya kat›ld›m. Kampanya için imza topluyor, yard›m malzemeleri toplayabilmek için bildiriler da¤›t›yorum.

Yard›m yollamalar› için insanlar› teflvik ediyorum. Okay: Filistin’de ezilen, aç susuz, sokakta kalan insanlar için burada imza topluyor, bildiriler da¤›tarak insanlar› bilgilendiriyoruz. Eren: Filistin ve Lübnan’da ölüm tehlikesi alt›nda yaflayan yafl›tlar›ma yard›m edebilmek için bu kampanyaya kat›ld›m. Kampanya kapsam›nda insanlarla sohbet ediyor, onlar›n kampanyam›za destek vermeleri için çaba sarf ediyorum.

Eskiflehir’de flenlik coflkusu

ADANA n Halkevleri 10. Bölge Temsilcisi Sevil Ulafl, Adana Halkevi Baflkan› Duran Bolat ve fiakirpafla Halkevi Baflkan› Esef Do¤an 26 A¤ustos günü bir bas›n aç›klamas› yaparak Adana’da kampanyay› bafllatt›klar›n› duyurdu. Aç›klamada Adana halk›n›n yard›mlar›n›, Filistin ve Lübnan’a tafl›mak için kent genelinde seferberlik ilan ettiklerini söyleyen Halkevciler, Adana’da girilmedik sokak, çal›nmad›k kap› b›rakmayacaklar›n›, her mahalle muhtarl›¤›n› yard›m toplama noktas› olarak belirleyeceklerini vurgulad›lar. Kampanya kapsam›nda bilet yerine yard›m malzemelerinin kabul edilece¤i konser, tiyatro, sinema gösterimi gibi etkinlikler düzenlenece¤i duyuruldu. Kampanyan›n ana toplama merkezleri olarak üç yerin belirlendi¤ini söyleyen Adana Halkevi Baflkan› Duran Bolat Adana halk›n› Filistin ve Lübnan halk›yla dayan›flmay› büyütmeye ve siyonizme ve emperyalizme karfl› ezilen halklarla yan yana olmaya davet etti.

bildiriler yayg›n bir biçimde da¤›t›l›yor hem de yard›m malzemesi getiren, kampanyaya destek olan mahalle halk›n›n buluflma noktas› oluyor. Benzer kampanya masalar› önümüzdeki haftadan itibaren Saimekad›n ve Seyranba¤lar’da halkevi flubelerince aç›lacak. Kampanya kapsam›nda Filistin ve Lübnan Halk›yla Dayan›flma flenlikleri düzenlenmeye baflland›. fienliklere biletle de¤il kampanyaya yard›m malzemesi getirerek girilebilecek. Makarnas›n›, bulgurunu getiren dayan›flma flenliklerine kat›lacak, 17 Eylül’deki Saimekad›n Halkevi fienli¤ini 22 Eylül’de SeyranEsat pazar yerinde Umut Halkevinin fienli¤i, takip edecek. Ay sonunda da benzer bir etkinli¤i Bat›kentli Halkevciler gerçeklefltirecek.15 Ekim’de ise Ankaral›lar›n yine yard›m malzemesi getirerek kat›labilece¤i büyük bir halk flenli¤i için haz›rl›klara baflland›. Filistin ve Lübnan Halk›yla Dayan›flmaya ad›yla Atatürk Spor Salonda gerçeklefltirilmesi düflünülen flenli¤e binlerce Filistin ve Lübnan dostunun kat›lmas› bekleniyor. Halkevi flubelerine gelen yard›m malzemeleri ve bilgi edinmek isteyen telefonlar ise kampanyan›n büyüdü¤ünü gösteriyor.

Eskiflehir Gültepe Halkevi’nin düzenledi¤i film flenli¤i sona erdi. Gültepe mahallesi cem evi yan›ndaki toprak sahada yap›lan flenlik dört gün sürdü. Filmlerden önce Eskiflehir Halkevleri’nin haz›rlam›fl oldu¤u Filistin ve Lübnan konulu slayt gösterimi yap›larak halkevlerinin tüm Türkiye’de bafllatm›fl oldu¤u "Filistin ve Lübnan’la Dayan›flma" kampanyas› hakk›nda bilgi verildi. ‹lk gün "Babam ve O¤lum", ikinci gün "Pardon", üçüncü gün "S›r Çocuklar›" filmleri gösterildi. Her gün ortalama 700-800 kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflen flenli¤in geleneksellefltirilmesine karar verildi.

“Bizi destekleyen varsa ayakta kalabiliriz” Hizbullah’a yak›nl›¤›yla bilinen Lübnan Al Manar TV’nin Türkiye’deki tek temsilcisi Hasan Tahrawi Sendika.Org’da yay›nlanan röportaj›nda, dayan›flman›n devam etmesi gerekti¤ini söyledi

Sendika.Org: Türkiye’de Lübnan ve Filistin’e yard›m kampanyalar› yürütülüyor. Hem ‹slami kesimin bir de Halkevleri’nin kampanyas› var. Bu konuda bilginiz var m›? Hasan Tahrawi: Bilgim var. Halkevlerinin bafllatt›¤› kampanya çok iyi. O tür faaliyetler, oradaki halklara o kadar psikolojik destek veriyor ki. Türkiye’de yap›lan baz› gösteriler büyütülerek anlat›l›yor. Ben orada yaflad›¤›m için, içinde oldu¤um için hissedebiliyorum. Bir arkadafl›m var, Gazze’de konufluyor-

dum, Türkiyedeki gösterilerden çok duyguland›m diyor. Biz yaln›z de¤iliz, mesela Hizbullah, kendini savunabiliyor, savaflabiliyor. Ama yeter ki kendini yaln›z hissetmesin. Filistin’deki ayn›. ‹nsanlar hala maafl alm›yor. ‹nsanlar nas›l yafl›yor, aç›klamas› yok. Ben de Filistinliyim ama anlam›yorum. Asl›nda mucize bir ifl yap›l›yor. Bizi destekleyen, bizi düflünen varsa dünyada, biz de ayakta kalabiliriz, yola devam edebiliriz. Sendika.Org: Gelen

yard›mlar, dünyan›n de¤iflik ülkelerinden de geliyordur, ne gibi bir mekanizmayla da¤›t›l›yor? Hasan Tahrawi: Orada çok muntazam bir mekanizma var. Devlet var, kuzeyde. Güneyde devlet yok ama orada muntazam çal›flan bir Hizbullah var, bir Emel Hareketi var. Unutmayaca¤›m›z, Kimse Hizbullah de¤ildi, fiii aras›nda gerçekten iyi çal›fl›yor. ‹yi organize bir flekilde çal›fl›yorlar. Zaten savafl bitti¤i gün, güneyde hayat bafllad›. Yeni evler yap›l›yor, yard›m yap›l›yor. Za-

ten d›flar›dan ne geliyorsa orada da¤›t›l›yor. Sendika.Org: Halkevleri kampanyas› nakit para de¤il, daha çok çocuk mamas› ve malzemeler fleklinde oluyor. Hasan Tahrawi: Zaten size bir fley söyleyeyim mi, bu tür yard›m daha önemli. Suudi Arabistan 1,5 milyon dolar Lübnan’a verdi ama halk buna iyi gözle bakm›yor. Para veriyorsun da baz› fleyleri isteyebiliyorsun. 1,5 milyon dolar az para de¤il ama karfl›l›¤›n› isteyebilir. Paraya gerek yok.


7 Eylül 20 Eylül

6 EMEK

2006

KESK çok önce yapmas› gereken fleyi yaparak Toplu Görüflme oyununu terketti

Tersanelerde iflçiler ölüyor

Güdümlüler masadan kalkamad› ADEM BULAT

(SES Ankara fiube Baflkan›)

Masalar soka¤a

G

eçen gün gazetenin birinde Irak’ta geçen y›l kaç›r›lan ve fidye karfl›l›¤›nda serbest b›rak›lan ünlü bir armatörle yap›lan röportaj vard›. Bir Arap fleyhine Atatürk’ün yat› olarak bilinen Savarona’y› gezdirirken, fleyhin yan›ndakilerden birinin Atatürk tablolar›ndan birine bakarak hakaretamiz laflar söylemesi üzerine onu nas›l yattan kovdu¤unu (gururla) anlat›yordu. Röportaj› yapan gazeteci bilgi olarak Tuzla tersanelerinde dünyan›n en iyi teknelerinin yap›ld›¤›ndan bahsediyor. Dünyan›n en tan›nm›fl zenginlerinin Tuzla’ya siparifl verdi¤inden, bunun ülke ekonomisine katk›s›ndan söz etmeyi de unutmuyorlar söyleflilerinde.

Kapitalizm böyle bir düzendir iflte. Asla, kim, nas›l üretiyor sorusunu sordurmaz insana. Bu durum gazetecinin sermaye yanl›s› bir düflünceye sahip oldu¤undan ya da aptall›¤›ndan de¤ildir. Kapitalizm eme¤in üzerini örter, görünmez k›lar onu. Eme¤in hiçbir toplumsal de¤eri yoktur. O sadece üretim için gerekli sat›n al›nan bir metad›r, t›pk› hammadde gibi. Toplumsal ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› için gerekli bütün ak›l ve para sermayesinin sahibi sermaye s›n›f›d›r. ‹flçiler ise ihtiyaçtan oralara çal›flmaya giden zavall›lard›r. Tuzla tersanemiz gerçekten de dünya çap›nda tekneler üretiyor. Trilyonluk sat›fllar oldu¤u söyleniyor. Ancak bu kadar k›ymetli teknelerin nas›l üretildi¤ini sormak bizim gazetecinin akl›na gelmiyor. Çünkü emek küçük bir ayr›nt›d›r onun gözünde. As›l olan giriflimdir, yani sermaye. Peki bu trilyonluk tekneleri kim üretiyor? Bu armatörlerin kendileri mi çal›fl›yor yoksa çocuklar› veya kar›lar› m›… Nas›l birikmifltir bu sermaye denilen meret? Birken üç, üçken befl, beflken on nas›l olmufltur? Emek sömürüsü de¤il midir bu biriken? Bir baflka deyiflle sermaye dedi¤iniz fley karfl›l›¤› ödenmemifl emek gücüdür. Emek gücünden baflka ne kendisinden kat kat fazla de¤er üretebilir? Bu tekneleri üretirken bu anl› flanl› patronlar üretimde çal›flan iflçilere karfl› hiçbir insani sorumluluk duyuyorlar m›? Hay›r. Sendika üyesi olup daha iyi çal›flma koflullar›n› talep etmek isteyen iflçileri iflten at›yorlar, sendika yöneticilerini mafyaya kurflunlat›yor, olmad› polisi devreye sokup as›ls›z iddialarla hapse att›r›yorlar. Ve biliyor muyuz kaç iflçinin kafas›na sac düfltü¤ü için, kaç iflçi bilmem kaç metre yükseklikten yere çak›ld›¤› için öldü. Kaç iflçi bir tersane gazisi olarak hayat›n› sakat sakat sürdürmek zorunda kald›. Bunlar›n çetelesini tutan var m›? Ne ifl güvenli¤i, ne sigorta! Olsun d›flar›da onlardan daha milyonlarcas› var… Ama olsun, patronumuz baflar›l› bir ifl adam› ya. Üstelik bir de Atatürkçü. Allah›n fleriatç› Arab›na da haddini bildirmifl. Daha ne olsun. Orada o çok övünerek bahsetti¤i teknede kaç iflçinin kan› var acaba? Bu akan kan›n, y›k›lan hayatlar›n, çekilen ac›lar›n sahibi kimdir? Kim bu gencecik yaflta, üç kurufl maafl için yitip giden insanlar›n hesab›n› soracak? Uzun söze gerek yok. Her fley kendi kural›na uygun yaflan›yor. Zaman› gelen bir düflünce kadar tehlikeli bir fleyin olmad›¤› bilinir. Zaman› geldi¤inde haz›r olmak için öfke birikiyor. Biriken öfkeyi bilinçle ve örgütle yo¤urmak için geç kal›nmamal›.

Devlet Memurlar› Kanun Tasar›s› Tasla¤› gibi kamu emekçilerinin ifl güvenceleri ve sosyal haklar›n› t›rpanlayacak, bir gündem maddesinin üzerinde yo¤unlaflaca¤› düflünülen görüflmelere devlet güdümlü Kamu-Sen ve iflbirlikçi Memur-Sen sendikalar›n›n ücret pazarl›klar› damgas›n› vurdu.

K

ESK’i masadan atma gayretleri, görüflmelerin 1. oturumunda yaln›zca Kamu-Sen baflkan›na söz verilmesiyle bafllad›. Sonraki iki turda ise hükümet ve sahte sendikalar›n anlaflmalar› gere¤i görüflmeler ücret art›fl›na kilitlendi. Hükümet %2-%2 zam öneriyor sendikalar ise en az 200 YTL zam istiyordu. Kamu-Sen ve Memur-Sen bir önceki sene %5lik zamma imza atm›fllard›. Hükümetin %4lük bir zamm› dayatmas› ve di¤er gündemlere geçilememesi ile masan›n d›fl›nda kalan KESK 4. oturumda art›k görüflmelerden çekildi¤ini aç›klad›. Toplu görüflmelerin toplu anlaflmaya döndü¤ünü ve masay› art›k soka¤a kuracaklar›n› söyleyen KESK Baflkan› ‹. Hakk› Tombul, yeni bir mücadele evresine girdiklerini, fiili mücadeleyi örgütleyeceklerini ifade etti. Ancak, 23-24 A¤ustos’ta yap›lan Ankara merkezli oturma eylemi ve daha sonra 29 A¤ustos’ta illerde yap›lan ve D‹SK’in de ça¤r› yapt›¤› eylemlere kat›l›m zay›f oldu. KESK’in görüflmelerden çekilmesi ve zay›f da olsa sokak eylemlerini örgütlemesi iflbirlikçi Memur-Sen ve devlet güdümlü Kamu-Sen’in planlar›n› bozdu. Kamu-Sen 26 A¤ustos'ta Ankara'da bir miting karar› ald›.

Yap›lan miting kamu çal›flanlar›n taleplerinden çok milliyetçi hezeyanlar ve dini motiflerle süslenmifl bir gösteriye dönüfltü. Hükümetin dayatmalar›na karfl›n toplant›lar›n sonuna dek masada kalan bu iki “sendika” 30 A¤ustos’ta bitmifl görüflmenin masas›ndan çekildiklerini aç›klad›. Görüflmelerin ard›ndan, Memur-Sen ve Kamu-Sen hiç bir yapt›r›m› olmayan ''Uzlaflt›rma Kurulu''na baflvurdu. KESK’in görüflmelerden çekilerek, yüzünü iflyerlerine, fiilimeflru mücadele hatt›na dönece¤ini ilan etmifl olmas› olumlu bir geliflme olarak görülebilir, ancak toplu görüflme süreci ve bu süreçteki eylemliliklerin gösterdikleri KESK’in söylemine uygun bir politik hatt›n›n, mücadele program›n›n ve eylem takviminin olmad›¤›. Mevcut program ise pratikte örgütlenemeyen, sözde kalan bir mücadele program› olarak havada kald›.

Adli personele adalet için büyük yürüyüfl Büro Emekçileri Sendikas› yarg› personelinin olumsuz ve adaletsiz çal›flma koflullar›na karfl› 4 Eylül’de ‹zmir’den bafllayan ve 6 Eylül’de Türkiye çap›nda kat›l›mla Adalet Bakanl›¤› önün-

de sona erecek olan bir yürüyüflü bafllatt›. BES Genel Baflkan› Mustafa Ç›nar, KESK’in toplu görüflme masas›ndan hükümetin olumsuz tavr› nedeniyle çekildi¤ini belirtti ve BES’in mücadele masas›n› soka¤a kurma karar›n› vurgulad›. “Artan hizmet verme ihtiyac›n›n mevcut personelin uzun mesailere zorlanarak karfl›lanmaya çal›fl›ld›¤›n›” belirten Ç›nar, -Tüm yarg› çal›flanlar› için yeni bir yasal düzenleme; adli yarg› tazminat›n›n artt›r›lmas›; ücret adaletsizli¤inin ve zorunlu mesainin kald›r›lmas›; Yayg›n sosyal hak; örgütlenme özgürlü¤üne sayg›” gibi taleplerini dile getireceklerini sözlerine ekledi.

Hükümetten iflbirlikçilerine: Konufl ama yerini bil Hükümetin y›ll›k yüzde 4 zam oran› önermesi üzerine, Kamu-Sen Baflkan› Bircan Aky›ld›z verilen zamm›n memura "hakaret" oldu¤unu söyledi. Görüflmeleri neredeyse Aky›ld›z ile el ele sürdüren M. Ali fiahin 2005

görüflmelerini hat›rlatarak "Geçen y›l yüzde 5’e imza atarken kamu çal›flanlar›na hakaret de¤ildi de flimdi yüzde 4 mü hakaret. Sevgili dostum Bircan Bey'e hat›rlatmak isterim" dedi. Güdümlü sendikalar›n

peflinde kofltuklar› tek konu, geçen y›l ald›klar› aidat rüflvetini art›rmak oldu. Ancak KESK’in masadan ayr›lmas›yla bunu dahi yakalayamad›lar. Fiili meflru mücadelenin ça¤r›s› dahi, masay› kar›flt›rmaya yetti.

Toplu Görüflmeler, KESK’in etraf›nda oturacak sandalye bulmakta zorland›¤›, hükümetin masaya oturmadan önce alay eder gibi y›ll›k (hatta 3 y›ll›k!) maafl art›fllar›n› önceden aç›klad›¤› bir pervas›zl›¤a büründü. Ücret konusundaki bu zay›f konum do¤al olarak Toplu Görüflmelerin çal›flma koflullar› ile ilgili maddeler için yap›lan “mutabakat metinleri”ni de anlams›zlaflt›rd›. Genifl kamu çal›flan› kitlesince ilgisizlik ve kay›ts›zl›kla izlenen bu süreç, KESK ve ba¤l› sendikalar›n yöneticilerinde çaresizlik ve esas y›k›c› sonuç olarak da kadrolarda y›lg›nl›¤a yol aç›yor. IMF program›na ve tafleronu AKP hükümetine karfl› yürütülecek mücadeleyi “Toplu Görüflme” masas›na s›k›flt›rmak, daha bafl›ndan kaybedilen bir maça ç›kmak anlam›na geliyor. Ne yaz›k ki 10 y›l önce tüzük oluflturma ve kurulufl döneminde süreci alg›layamayan KESK yönetim ittifak›, bu günde sürecin güncel ihtiyaçlar›n› fark edip buna uygun mücadele program› oluflturabilmekten çok uzak durumda. Tart›flma KESK’in “Toplu Görüflme” masas›ndan kalkmas› üzerinden yürütülemez. KESK’in masa yerine mücadele zeminini nerede tan›mlayaca¤› iflin özünü oluflturur. Örgütü Kamu-Sen’e karfl› “üye yapma” ve “yetki alma” yar›fl›na kilitleyen, yetki kayb›yla Toplu Görüflme masas›ndaki sandalyesi sars›lan KESK’in, çare olarak “Toplu Sözleflme Hakk›m›z Vard›r” konulu bir uluslararas› konferans düzenlemeye çal›flmas› kafa kar›fl›kl›¤›n›n boyutlar›n› göstermeye yeter. Kamu emekçileri KESK’in nüvelerini kurarken üyelerin nas›l art›r›laca¤›n›, kitleselleflmenin ancak tüm emekçi kesimlerle bütünleflen gerçek talepler do¤rultusunda fili-meflru ve hareketli bir zeminde olabilece¤ini ö¤renmifl ve ö¤retmifllerdi. Bu masalar›n nerede kurulaca¤›n› kamu hizmetinin verildi¤i her okulun, hastanenin, dairenin bahçesinin buna uygun oldu¤unu göstermifllerdi. Buralarda toplanan gücün K›z›lay meydan›nda neye dönüflebildi¤ini de! Kamu emekçileri için henüz son sözler söylenmedi. Ne hükümetin önerdi¤i %2’lik yoksulluk zamlar› ne de uzlaflt›rma kurulunun etkisiz kararlar› gerçekte bir anlam ifade ediyor. Yeter ki kamu emekçilerinin mücadelesi sendikac›lar›n statükolar›n›, “memurlar›n” kadrolar›n› korumaya yöneldi¤i girdaptan ç›kar›labilsin; tüm emekçilerin taleplerinin ve tepkilerinin en dinamik ve yenileyici unsuru haline gelebilsin.

ALCO’da çete gölgesi Sa¤l›k emekçisine karfl› hile saptand› Hayam Garipo¤lu’nun sahibi oldu¤u Kocaeli Uzunçiflik beldesinde kurulu AL-CO Tencere fabrikas›nda iflçiler, Mart ay›nda Birleflik Metal-‹fl sendikas›nda örgütlenmeye bafllad›lar. ‹flveren örgütlenme giriflimini da¤›tmaya çal›flt›. Önce öncü iflçileri iflten att›. Mart ay›nda iflçiler fabrikay› iflgal ederek bu sald›r›y› püskürttüler. Geçti¤imiz ay iflveren 41 AL-CO iflçisini birden iflten att›. ‹flten ç›kar›lmalardan sonra AL-CO iflçileri fabrikan›n kap›s›nda direnifle bafllad›lar. Direnifllerini, haftalard›r jandarma sal-

SCT direnifli sürüyor n Grevlerinin 168. gününde seserini duyurabilmek için 42 derece s›cakta 22 kmlik bir yürüyüflle Tarsus’tan Mersin’e yürüyen SCT filtre iflçileri patrona sendikay› kabul ettirmeye kararl›. ‹nsanca yaflam koflullar› için Birleflik Metal‹fl Sendikas›’nda örgütlenen iflçiler, patronun bask›lar› ve iflten ç›karma sald›r›s›yla karfl›laflm›fllard›. Direniflleri boyunca çeflitli sendika, kitle örgütü ve sol partilerden destek alan iflçiler direnifllerini çeflitli eylemlerle sürdürecekler. 310 kiflinin çal›flt›¤› fabrikada 297 iflçi sendikaya üye olmufl, 100 iflçi ç›kar›lm›flt›.

d›r›lar›na karfl› fabrika önündeki çad›rlar›nda, di¤er fabrikalardan iflçilerin, sendikalar›n, sol partilerin ve Halkevleri’nin destekleriyle sürdüren AL-CO iflçileri 2 Eylül’de patronun Adana’dan getirdi¤i iflçi ve güvenlik elemanlar›n›n sald›r›s›na u¤rad›. Direnifl k›r›c›lar fabrikaya, patronla anlaflma yapan jandarman›n iflçilere sald›r›p gözalt›na almas› sayesinde sokulmufllard›. Sald›r›da baz› direniflçilerin a¤›r yaralanmas›na karfl›l›k, jandarma sendika flube baflkan›n› gözalt›na ald›. Direnifl sürüyor.

Adana Balcal› Hastanesi’nde sa¤l›k hizmetlerinin tafleronlaflt›r›lmas›na yeni bir darbe daha vuruldu. Dev Sa¤l›k-‹fl’in baflvurusu üzerine hastanede inceleme yapan Çal›flma Bakanl›¤› Müfettiflleri, tafleron flirket sözleflmesinin dan›fl›kl› dö¤üfl oldu¤unu saptad›. Sözde “tafleron flirket” anlaflmas› üzerinden düflük ücretle çal›flt›r›lan sa¤l›k iflçilerinin üniversite yönetiminin iflçileri oldu¤unu belirleyen müfettifller, sa¤l›k emekçilerine uygulanan ayr›mc› muamelenin yasad›fl› oldu¤unu da belirttiler. Ra-

Limter-‹fl ifl cinayetlerinin Gemlik Gübre’de eylem n Petrol-‹fl Sendikas› üyesi Gemlik peflini b›rakm›yor Gübre Fabrikas› iflçileri, son bir ay içinn Limter-‹fl Sendikas› 30 A¤ustos’ta Dearsan Tersanesi önünde bas›n aç›klamas› yaparak, geçti¤imiz hafta yaflam›n› yitiren ‹brahim Levent'in ölümünden sorumlu tuttu¤u Dearsan patronunun yarg›lanmas›n› istedi. Dearsan'daki patlamada yaflam›n› yitiren ‹brahim Levent'in efli ve çocuklar›n›n da kat›ld›¤› eylemde yap›lan aç›klamada iflçi öldükten sonra aya¤›na çelik uçlu ayakkab› ve kafas›na baret geçirilerek patronlar›n kendi suçlar›n› örtmeye çal›flt›klar› hat›rlat›ld›.

de 26 sendikal› arkadafllar›n›n iflten ç›kar›lmas› ve sendikal› iflçilerin iflten at›lmakla tehdit edilmesi üzerine patronu protesto etmek için 22 A¤ustos'ta bir eylem gerçeklefltirdi. Gemlik Gübre Tesisleri'nden ilçe merkezine kadar 10 kilometrelik yolu yürüyen Petrol-‹fl Sendikas› üyesi iflçiler, 2003 y›l›nda özellefltirme yoluyla fabrikay› sat›n alan flirket yetkililerine tepki göstererek, iflyerindeki sendikas›zlaflt›rmaya yönelik bask›lara son vermesini istedi. ‹flçiler yap›lan bask›lar› "zulüm" olarak nitelendirdi.

porda, “‹flyerinde temizlik iflleri d›fl›nda kalan alt iflverenin iflçilerinin bafllang›çtan itibaren as›l iflverenin iflçisi say›larak ifllem görecekleri; memur kadrolu personelle ayn› ifli yapan iflçilere asgari ücret üzerinden ödeme

yap›lmas›n›n Anayasan›n “ücrette adalet”le ilgili 55. maddesinin ihlali oldu¤u bu durumun as›l iflveren taraf›ndan düzeltilmesi gerekti¤i” söyleniyor. “As›l ifl”in tafleronlaflt›r›lamayaca¤› hükmü ne-

deniyle Dan›fltay, sa¤l›k hizmetlerinin tafleronlaflt›r›lamayaca¤› karar›n› vermiflti. Ancak hastaneler, “temizlik” gibi yan hizmetler için açt›klar› ihalelerle, doktor, hemflire, laborant gibi sa¤l›k emekçilerini “temizlikçi”, “elektrikçi”, “çamafl›rhane görevlisi” olarak çal›flt›r›yor. Balcal› Hastanesi’nde yap›lan tesbitin y›llard›r “temizlik” iflçisi olarak y›ll›k sözleflmelerle çal›flt›r›lan sa¤l›k emekçilerinin örgütlü mücadelesi için güçlü bir dayanak oluflturaca¤› belirtiliyor.

‹CFTU’dan hükümete sendikal bask› uyar›s›

Aky›l Tekstil’de iflçiler kazanacak!

n Uluslararas› Hür ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu taraf›ndan Baflbakan Erdo¤an'a gönderilen mektupta, Tüm BelSen'in belediyelerle yapm›fl oldu¤u ''130'dan fazla toplusözleflmenin uygulanmamas› için ‹çiflleri Bakanl›¤› yetkililerinin yerel otoriteleree bask› yapt›¤›'' iddialar› gündeme getirilerek, bu durumun örgütlenme özgürlü¤üne ayk›r› oldu¤u uyar›s› yap›ld›. Mektupta, bu hukuksuzlu¤un giderilmemesi halinde, durumun ILO Örgütlenme Özgürlü¤ü Komitesi'nce de¤erlendirilece¤i bildirildi.

n Diyarbak›r’da kurulu Aky›l Tekstil’de örgütlenen TEKS‹F sendikas› toplu ifl sözleflmesi imzalamaya haz›rlan›yor. Aky›l patronlar› ise sendikalaflman›n önüne geçmek için iflçileri sendikadan istifaya zorluyor, istifa etmeyenleri ise hiçbir belge vermeden iflten at›yor. At›lanlar›n yerine al›nan iflçilerin sendikaya üye olmalar›n› engellemek için ise bofl belgeler imzalat›ld›¤› belirtiliyor. ‹flçiler, bask›lar›n sürmesi ve sendikan›n tan›nmamas› halinde eylemlere bafllayacaklar›n› söylediler.


7Eylül 20 Eylül

2006

E⁄‹T‹M 7

Okullar paras›z olur, veliler birlik olsa Halkevlerinin uzun süredir devam ettirdi¤i paras›z e¤itim hakk› çal›flmalar› sonucunda birçok okulda biraraya gelen veliler, kay›t için istenen yüksek mebla¤lar› ödemeyerek paras›z e¤itim hakk›n›n birinci etab›n› kazand›lar

‹stanbul Esenyal› Halkevi’nde örgütlenen veliler kay›t için para istenen Nuh Çimento Lisesi’nde oyunu bozdu. 28 A¤ustos’ta okula toplu kay›t yapt›rmaya giden veliler, Halkevciler ve Halkevleri avukatlar›na ilk olarak özel güvenlik elemanlar› engel ç›kard›. Engeli aflarak okula giren toplulu¤a, velilerin tek tek Okul Aile Birli¤i ile görüflmeye al›naca¤› ard›ndan kay›tlara geçilebilece¤i duyurul-

du. Veliler hem okul aile birli¤i hem de okul müdürü ve yard›mc›s›na “paras›z e¤itimin anayasal hak oldu¤u ve bu hakk› kullanmaya geldiklerini” ifade ettiler. Okul müdürü para al›nmas›n› savunmak için ›srarla “sizler olay› baflka yönlere çekmek istiyorsunuz, gidin benim personel sorunumu çözün” gibi ç›k›fllarda bulundu. Veliler müdüre sorunun muhatab›n›n Milli E¤itim Müdür-

OKMEYDANI VE ESENYALI HALKEVLER‹ VEL‹LERLE B‹RL‹KTE OKUL KAYITLARINI ÜCRETS‹Z YAPTIRDI

lükleri ve Bakanl›¤› oldu¤unu hat›rlatt›lar. Velilerin ›srarlar› sonucunda kay›tlar al›nmaya baflland› ve 20 veli okul kay›tlar›n› paras›z yapt›rd› Halkevi di¤er velileri de paras›z kay›t yapt›rmak için bir arada davranmaya ça¤›r›yor. Paras›z kay›t yapt›rmay› baflaran veli komitesinin bundan sonraki hedefi de y›l boyu okullardaki e¤itimin kalitelerinin denetlenmesi olarak belirlendi.

Okmeydan› halk› paral› e¤itimi yasaklad› Paras›z kay›t mücadelesinde önemli bir dizi baflar› da Okmeydan›’nda kazan›ld›. Hüseyin Avni Kurflun ve Fuat Soylu ‹lkö¤retim Okullar›nda, kay›tlar için 500 YTL’ye varan ücretler istenmesi üzerine harekete geçen Halkevcilerle beraber okula giden on iki aile kay›tlar›n› ücretsiz yapt›rd›. Daha önce Halkevi’ne gelerek internet üzerinden kay›t yapt›ran ve konuyla ilgili toplant›lara kat›lan veliler 23 A¤ustos’ta Halkevi yöneticileri ve avukatlar›yla okula giderek çocuklar›n›n kay›tlar›n›

Siz E¤itim-Sen’e yak›flm›yorsunuz ‹zmir Konak ilçesi Eski ‹zmir mahallesinde bulunan Naci fiensoy Lisesi'nde paras›z kay›t çal›flmas› yapan Halkevciler, okulun E¤itim-Sen üyesi yöneticileri taraf›ndan engellendi Eski ‹zmir Naci fiensoy Lisesi’nde idarecilerin ba¤›fl olarak pul ve ka¤›t getirmeyen ailelerin çocuklar›n› kay›t yapmamas› üzerine harekete geçen halkevciler 22 A¤ustos günü velilerle birlikte paras›z kay›t tal›p etmek üzere okula gittiler. Yap›lan görüflmelerde okul yöneticilerinin toplad›klar› ka¤›t ve pullar›n nedenini aç›klayamamas› üzerine Halkevciler neden kay›t yap›lmad›¤›na dair resmi belge istediler. Okul yöneticileri ise böyle bir belge olmad›¤›n› ve bunun bir zorunluluk oldu¤unu ifade ettiler. Bunun üzerine Halkevciler durumu belgelemek için kamera kayd› ald›lar. E¤itim-

Sen üyesi olan okul yöneticileri ise hakaretler ya¤d›rarak kameralar› k›rd›, okul kap›lar›n› kilitledi ve Halkevcileri darp etti. Bu geliflmeler üzerine Halkevciler, okul yöneticisi ve okulda yaflananlar hakk›nda görüflmek için E¤itim-Sen 1 No’lu flubeye gittiler. fiube yöneticileri kendileriyle görüflmeye gelen Halkevcilere, istenilenin sadece 2 top ka¤›t oldu¤unu fakat Halkevcilerin niyetlerinin ortal›¤› kar›flt›rmak oldu¤u için okulda olay ç›kard›klar›n› söyleyerek, hakaret etti. Olumsuz biçimde sonuçlanan görüflma sonras›nda Halkevciler, E¤itim-Sen Genel Merkezi’nden bu yöneticileri disiplin kuruluna vermesini talep etti.

Paras›z e¤itim yalan›na suçüstü! E¤itim-Sen’in yapt›¤› kapsaml› araflt›rma Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n “okullarda ö¤renci kay›tlar› paras›z yap›l›yor” yalan›n› ortaya ç›kard› E¤itim-Sen’in 15 ilde yapt›¤› bir araflt›rmaya göre ilkokul ve lise ö¤rencilerinin kay›tlar›nda velilerden ortalama 360 YTL al›n›yor. Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n her y›l tekerleme gibi tekrarlad›¤› “para toplamak yasak” aç›klamas›na ra¤men velilerin çok büyük bir bölümü bu paralar› ödemek zorunda b›rak›l›yor. Araflt›rmada katk› paylar›n›n da her geçen y›l artt›¤› ve 190 milyonu aflt›¤› tespit ediliyor. Katk›

pay› toplama oran› Türkiye çap›nda illere göre yüzde 50 ila 80 aras›nda de¤ifliyor. Araflt›rmada bir lise veya ilkokul ö¤rencisinin sadece okul için yapt›klar› y›ll›k masraf 1000 YTL ile 2258 YTL aras›nda de¤ifliyor. Olabilecek en düflük e¤itim harcamas›n›n asgari ücretin 2.5 kat› olmas› Türkiye’de yoksul emekçi çocuklar›n›n e¤itim haklar›n›n nas›l gasp edildi¤ini aç›kça gösteriyor.

ücretsiz yapt›rmay› baflard›lar. Ailelerin örgütlü hareket etmesi di¤er velileri de etkiledi ve kay›t s›ras›nda orada bulunan onlarca veli de Halkevcilere kat›larak kay›tlar›n› paras›z yapt›rd›. Bu kazan›mdan iki gün sonra Kad›nlar Çeflmesi ‹lkö¤retim Okulu’nda 70 milyon lira kay›t paras›n› zorunlu tutan okul müdürü, velilerin ve Halkevcilerin kararl› tutumu karfl›s›nda geri ad›m att›. Müdür’ün “paras›z kay›t yapt›racaksan›z, okulun güvenlik görevlisinin maafl›n› Halkevleri ödesin”

demesi üzerine ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne karfl› okula ayr›lan bütçenin art›r›lmas› talebiyle bir kampanya organize edilmeye baflland›. Halkevciler ve veliler Okul Aile Birli¤i baflkan›yla görüflerek “paras›z ve nitelikli e¤itim” için kaynak talep edilecek muhatab›n›n Milli E¤itim Bakanl›¤› oldu¤unu söylediler. Görüflme sonucu Okul Aile Birli¤i Kad›nlar Çeflmesi ‹lkö¤retim Okulu’na sahip ç›kmak için velilerden para toplamaya de¤il, Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne bask› yapmaya ikna edildi.

DÜNYA KLAS‹KLER‹ imana geldi

MUHALEFET Körfez’de “paras›z e¤itim hakt›r” kampanyas› n Körfez Halkevi ve mahalle sakinleri okullara paras›z kay›t yapt›rmaya devam ediyorlar. ‹zmit’teki bir çok okulda kay›tlarda zorunlu ba¤›fl uygulamas› karfl›s›nda Halkevcileri buluyor. Okul yönetimleri ise taksitle ödemeden malzeme ald›rmaya kadar çeflitli yollar› kullan›yorlar. Körfez Halkevi halka da¤›tt›¤› broflürlerle, velileri kay›t yapmadan önce Halkevi’ne baflvurmaya ça¤›r›yor. Bugüne dek Mustafa Kemal Lisesi ve Gn. Edip Bayo¤lu ‹lkö¤retim oklunda yapt›r›lan ücretsiz kay›tlar Körfez halk›nda hak bilincinin geliflmesine katk›da bulunuyor. Halkevciler, yönetimlerin, e¤itimi paral›laflt›rmak için dolayl› yöntemler gelifltirdiklerini; bunlardan birinin de Veli-Okul Anlaflmas› denilen sözleflmeler oldu¤unu söylediler.

Jandarma gitti yaflas›n okulumuz Marafl’›n Ekinözü ‹lçesi'ne ba¤l› Çiftlik Köyü sakinleri, jandarma karakolu yap›lan okullar›n›n yeniden e¤itime aç›lmas›n› istiyor. Çiftlik Köyü sakinleri, 1974 y›l›nda yap›lan ancak 1988 y›l›nda jandarma karakoluna çevrilen binan›n, jandarman›n tafl›nmas› üzerine tekrar okula dönüfltürülmesini bekliyor. Köyde bulunan 100 ö¤rencinin y›llard›r tafl›mal› sistemle periflan oldu¤unu söyleyen Çiftlik Köyü Dayan›flma ve Yard›mlaflma Derne¤i Baflkan› Seyit Usta flöyle konufltu: "Köye gelen araçlar köy d›fl›ndaki evlerde bulunan ö¤rencilere ulaflam›yor ve merkezde ö¤rencileri bekliyor. Servise yetiflmek için çocuklar›m›z a¤›r ve çetin k›fl flartlar›nda sabah saat 04.00'de kalkarak, 6 kilometre yürümek zorunda kal›yorlar. 1998 y›l›ndan beri tafl›mal› e¤itim yap›l›yor ve periflanl›¤›m›z devam ediyor" dedi.

MEB’in önerdi¤i 100 Temel Eser fiyaskosuna her gün bir yenisi ekleniyor. Önerilen eserlerin birço¤u eserlerin çarp›t›lm›fl çevirileri Zambak Yay›nlar›'ndan ç›kan Pinokyo'nun önsözünde ruhun ancak Allah taraf›ndan üflenece¤i, bir kuklan›n bu yüzden canlanamayaca¤› kitab›n islami inançlara uymad›¤› söyleniyor. Kitapta Pinokyo isimli kuklay› yapan marangoz usta orijinalindeki gibi peruk de¤il takke tak›yor. Pinokyo “Allah raz› olsun” diye konufluyor. Benzer flekilde Heidi isimli kitab›n çevirisinde de orijinalinde olmama-

s›na ra¤men Heidi dua ediyor. Milli E¤itim Bakanl›¤› Victor Hugo’nun yazd›¤› Sefiller roman›n›n T‹MAfi yay›nlar›ndan ç›kan çevirisini tavsiye ediyor. Kitapta Victor Hugo’nun ölüm döfle¤inde papaz istememesinden yola ç›k›larak Müslüman olu¤u iddia ediliyor. Bakanl›k argo içeren ifadeleri ö¤rencilere “yanl›fll›kla” tavsiye etmifl olabilir. Ancak dünyaca ünlü klasik eserlerini tahrif edilmifl çevirilerinin önerilmesi AKP’nin herkesi kendine benzetme, kendi yaflam tarz›n› herkese empoze etme zihniyetinin bir devam› olarak gözüküyor. Zorla kendilerine benzetmek istedikleri sadece Pinokyo, Victor Hugo, Heidi kitaplar› de¤il, çocuklar›m›z.

Üniversiteliler bir dokunuyor bin ah iflitiyor Herkese eflit paras›z nitelikli üniversite e¤itimi talebiyle Ö¤renci Kolektifleri’nin bafllatt›¤› imza kampanyas› halktan yo¤un ilgi görüyor Ö¤renci Kolektifleri’nin gerçeklefltirdi¤i imza kampanyas›, bir çok ilde yo¤un ilgi görüyor. Üniversiteliler imza toplaman›n yan› s›ra taleplerini dile getirdikleri renkli eylemler de gerçeklefltiriyorlar. Kampanyan›n bafllang›c›ndan bugüne, sadece ‹stanbul’da toplanan imzalar 25 bine ulafl›rken, Türkiye çap›nda say› 50 bini aflt›. Türkiye’nin dört bir yan›nda ö¤renciler bir taraftan kentlerin merkezi yerlerinde imza standlar› açmaya bafllarken, bir ta-

raftan da kampanyalar›n› yoksul mahallelere tafl›yorbilece¤ini vurgulad›. lar. Kampanya Adana ve Bursa’da ‹stanbul Ö¤renci Kolektifleri’nden üniversite- gerçeklefltirilen eylemlerle halka liler yoksul mahallelerde duyuruldu. Bursa’da üniversiteliler imza toplarlarken yanlar›- 24 A¤ustos günü bir eylem yapana gelen bir çok ö¤renci rak taleplerini dile getirdiler. Kent velisinin ilk ve orta de- merkezine maket evler kuran ö¤renciler bar›nreceli okullarda zorla ma sorunlar›na toplanan padikkat çektiler. ralartelinin si er iv ün ve n Adana Çudan fliÜniversiteni olektifler.org kurova Ünikayet sesi www.k a yay›nd versitesi Ö¤ettiklerenci Kolektifi rini söyise 31 A¤ustos günü Adana ‹nönü lüyor. Ö¤renci Kolektiflerinin "Her- park›nda üniversitelerin giderek pakese Eflit, Paras›z Üniversite ral›laflt›r›lmas› nedeniyle yaflam›fl E¤itimi" kampanyas›nda ‹s- olduklar› sorunlar› sokak tiyatrosu tanbul'daki yirmi bininci ile ifade etti. Halk ö¤rencilere alimzas›n› atan TMMOB k›fllar›yla destek verirken tiyatrodan Baflkan› Mehmet So¤anc› sonra yap›lan aç›klamada MP3 eflit, paras›z ve bilimsel e¤itimin (Müflterilefltirmeye ve Piyasalaflt›rtüm emek ve demokrasi güçleri- maya Karfl› 3 Talep) kampanyas› nin ortak mücadelesiyle sa¤lana- anlat›ld› ve imza topland›.

Okullar aç›l›rken

H

aftaya yeni bir e¤itim ö¤retim y›l› daha bafllayacak, kimileri hayatlar›n› belirleyecek birkaç saatlik s›nav için on ayl›k maratona, kimileri de toplumsal hayata ad›m atacaklar. Ö¤renciler; heyecan, sevinç ve hüznü bir arada yaflayacaklar; yeni bir okula veya yeni bir y›la bafllaman›n heyecan›n›, en çok sevdikleri oyundan ve tatilden uzak kalman›n hüznünü, arkadafllar›na ve ö¤retmenlerine kavuflman›n sevincini. Ö¤rencilerin belki de büyük bir k›sm› velileri ile ortak kayg›y› ve üzüntüyü yaflayacaklar. Her y›l okullar aç›ld›¤›nda karfl›lanmas› gereken veya öyle söylenen ihtiyaçlar›n kayg›s›n›. Asl›nda; eflit-paras›z e¤itim hakk›n›n gere¤i olarak tamam›n›n devlet taraf›ndan karfl›lanmas› gereken, ama yaln›zca kitapla yetinilen e¤itim-ö¤retim giderleri her sene yoksullar için kriz oluyor. Paral› e¤itimin gere¤i olarak her dönem yeni yard›mc› kitaplar, yeni araç-gereçler isteniyor. Bir k›sm› gerçekten ö¤rencilerin geliflimine hizmet ederken bir k›sm› da birilerinin cebine hizmet ediyor. Bu krizlerin çözümü paras›z e¤itimden ve onun için mücadeleden geçiyor. Ancak sorunlar› k›smen de olsa çözebilmek mümkün. Asl›nda var olan ama gittikçe azalan dayan›flma birinci çözüm, çocuklar›n ve velilerin dayan›flma içinde olmas›, birbirileriyle rekabet halinde olmamas› krizlerin hissedilirli¤ini azaltacakt›r. Ortak ve toptan al›flverifller, gerekli görülen hallerde ortak kullan›ma aç›k kaynak kitaplar, araçgereçler dayan›flma duygusunu güçlendirecektir. Okulun aç›lmas›yla birlikte ö¤rencilerin sosyal hayattan, oyundan, e¤lenceden kopar›larak onlara ders çal›flmas› gereken birer robot, ya da yar›fl at› gibi davran›lmas› da ö¤rencilerin bir baflka sorunu. Okulun hangi devresinde olursa olsun ö¤rencilerin sosyal hayattan, özellikle ilkö¤retim ça¤›ndakilerin oyundan kopar›lmas› onlara yap›labilecek en büyük kötülüktür. Ö¤rencilerin ihtiyaçlar› her zaman gözetilmelidir. Son olarak; hepimizin gözleri önünde öldürülen veya flu anda okula bafllayamayacak durumda olan çocuklara; Filistinli ve Lübnanl› çocuklara selam ve yard›m yollamak, çocuk olman›n temizli¤ini Filistinli ve Lübnanl› kardefllerine hediye edilecek birer resimle tekrar göstermek çok yerinde olacakt›r. ‹srail taraf›ndan at›lacak bombalara anlam›n› kavramad›klar› yaz›lar yazd›r›larak, büyükleri taraf›ndan yürekleri kirletilen ‹srailli çocuklar için üzülerek.


7 Eyül 20 Eylül

8 DÜNYA

Büyük yang›n öncesi sahte ateflkes ‹RAN’A BLÖF TUTMADI

Birleflmifl Milletler Güvenlik Konseyi’nin A¤ustos ay› sonuna kadar nükleer program›n› ask›ya almas›n› istedi¤i ‹ran, “bir santimetre dahi geri ad›m atmayaca¤›z” diyerek nükleer program›n ilerletildi¤ini aç›klad›. ABD bu durumda Güvenlik Konseyi’nden a¤›r yapt›r›m karar› ç›kmas›n› istemiflti ancak Rusya ve Çin’in yapt›r›m karar›na so¤uk bakmas› ve AB ülkelerinin ‹ran’a daha fazla zaman tan›mak gerekti¤i yönündeki aç›klamalar› ‹ran’›n elinin güçlendi¤ini gösteriyor. BM Genel Sekreteri Kofi Annan da ‹ran yönetiminden, ancak BM’nin önkoflullar› ortadan kald›r›l›rsa nükleer programa dair görüflmelere tekrar bafllanabilece¤i yan›t›n› ald›.

‹srail sald›r›s›n›n as›l amac›, ‹ran ve Suriye’ye sald›rmadan önce Lübnan’› “düzlemek” ve böylece ‹srail’in güvenli¤ini sa¤lamakt›. BM iflte bu görevi devrald›

‹fiGALC‹ KEND‹ DÖKTÜ⁄Ü KANDA BO⁄ULUYOR Irak ve Afganistan’daki iflgal güçleri, kan gölüne çevirdikleri her iki ülkede de a¤›r kay›plar vermeye devam ediyor. Özellikle, ‹ngiliz askerlerinin görev yapt›¤› güney Irak ve güney Afganistan’da verilen kay›plar ‹ngiltere’de iç tart›flmalar› ateflledi. Eylül bafl›nda Afganistan’da düflen bir ‹ngiliz savafl uça¤›nda yer alan 14 askerin ölümü, birkaç gün sonra Kabil’de düzenlenen bir intihar sald›r›s›nda bir ‹ngiliz askerinin yaflam›n› yitirmesi ve bundan bir gün sonra da Basra’da direniflçilerin atefl açmas› sonucu yaflanan iki kay›p ‹ngiliz askeri gücünün zafiyetine dair tart›flmalara yol açt›. Sa¤ muhalefet askeri gücün daha fazla desteklenmesini istiyor. Son sald›r›yla birlikte Irak’taki kay›plar› 117’ye ulaflan ‹ngiltere, ABD’nin sald›r› siyasetindeki en büyük destekçisi. ABD’den sonra en fazla kay›p veren ülke de yine ‹ngiltere. ABD’ye verdi¤i destek yüzünden Bush’un fino köpe¤ine benzetilen Tony Blair’in pozisyonunun bu kay›plarla birlikte daha da zorlaflaca¤› tahmin ediliyor.

“Bar›fl Gücü” askerlerinin Lübnan’a sevk›yat› sürüyor. Ancak ne bu gücün görev kapsam› netlefltirildi ne de kal›c› bar›fltan söz edilebiliyor. Net olan, bu gücün, bir taraf›nda ABD ve ‹srail bir taraf›nda da ‹ran, Suriye, Filistin ve Lübnan direnifli bulunan bölgesel gerilimin oda¤›na yerleflmekte oldu¤u. Ateflkesin önce ‹srail askerlerinin b›rak›lmas›, ‹srail’e savunma amaçl› sald›r› hakk›

tan›nmas› ve Hizbullah’›n silahs›zland›r›lmas›n› içeren 1701 say›l› karar›n uygulanmas› fleklindeki maddeleri BM’nin ‹srail taraf›nda oldu¤unu belgeliyor. Lübnan Savunma Bakan›’n›n “karar ‹srail’den yana” aç›klamas›nda da gösterdi¤i gibi bölgedeki bütün güçler de bunun fark›nda. ‹ran ve Lübnan’›n ateflkese ›l›ml› yaklaflmas› ise çat›flmadan avantajl› ç›km›flken bozguncu taraf olarak

görülmek istememeleri fleklinde yorumlanabilir. Di¤er yandan, asker gönderecek ülkeler Hizbullah'›n silahs›zland›r›lmas›nda görev almayacaklar›n› aç›klarken, Kofi Annan da, Lübnan istemedikçe Suriye s›n›r›nda görev yap›lmayaca¤›n› söyledi. ‹srail’in Hizbullah’›n silahs›zland›r›lmamas›, askerlerinin serbest b›rak›lmamas› ve Suriye s›n›r›n›n kapat›lmamas› halinde ateflkes ol-

mayaca¤›n› aç›klamas› ve bölgeden çekilmemesi ise savafl›n yeniden alevlenmesini kaç›n›lmazlaflt›r›yor. Bu durumda, “Bar›fl Gücü”nün ‹srail karfl›s›nda Hizbullah’› s›n›rland›rarak, iflgalci pozisyonuna düflmesi iflten de¤il. ‹srail’in Suriye karfl›s›nda sertleflmesi, Filistin iflgalini suikastler eflli¤inde derinlefltirmesi ve ‹ran geriliminin t›rmanmas› ise bölgesel savafl›n koflullar›n› haz›rl›yor.

Evo Morales: Pes etmeyece¤iz Bolivya’y› bir yeniden kurulufl sürecine tafl›yan Evo Morales liderli¤indeki Sosyalizme Do¤ru Hareket iktidar›, iddial› reformlar›n› zorluklara ra¤men ilerletmeye çal›fl›yor. Geleneksel egemen s›n›flar ve yabanc› flirketler reform sürecini frenlemeye çal›fl›rken, kimi toplumsal hareketler ilerlemeleri yetersiz buluyor Bolivya lideri Evo Morales, kimi güçlüklere karfl›n petrol ve do¤algaz kaynaklar›n› kamulaflt›rma politikas›ndan geri dönüfl olmad›¤›n› aç›klad›. Çokuluslu flirketlerin hükümetle iliflkileri her geçen gün daha kötüye giderken, toplumsal hareketler de kamulaflt›rma sürecinin yetersiz oldu¤unu ifade ediyorlar. Son olarak ‹spanyol Repsol flirketi Bolivya’y› uluslararas› mahkemeye vermekle tehdit etmiflti. Bir süre önce kapasite yetersizli¤i nedeniyle kamu-

laflt›rma takvimini geciktiren, devlete ait petrol flirketi ise bu kez de yolsuzluk iddialar› ile sars›ld› ve baflkan istifa etmek zorunda kald›. Yerine, bu sektörün içinden gelen Juan Carlos Ortiz atand›. fiirketin 180 milyon dolar acil kayna¤a ihtiyac› oldu¤u belirtiliyor. Hükümetin vaatlerine ra¤men bölgedeki do¤algaz kaynaklar›ndan elde edilen gelirden pay alamad›klar›n› belirten bir grup yerli ise bir do¤algaz pompalama istasyonunu bir süreli¤ine ifl-

gal ederek Arjantin'e sevk›yat› engelledi. Bölgeye as-

Bu ifl burada bitmez Hileli seçimlerin yap›ld›¤› günden beri protestolara sahne olan Meksika'da gerilim yükseliyor. Yüksek Mahkeme’nin seçimlerin galibinin sa¤c› aday Calderon oldu¤unu ilan eden karar›na karfl›n, Lopez Obrador taraftarlar› eylem-

lerini t›rmand›r›yor. Demokratik Devrim Partisi üyesi senatörlerin meclis kürsüsünü kuflatarak devlet baflkan› Vicente Fox'un konuflmas›n› engelledi¤i ülke, tarihinde ilk defa, bir yasama y›l›na baflkan›n aç›l›fl konuflmas› yap›lmaks›z›n girdi. Bir ayd›r devasa eylemlere sahne olan baflkentte baflta Meclis binas› olmak üzere kilit noktalardaki polis ablukas› s›k›laflt›r›l›p askeri birlikler devreye sokuldu. Obrador, Fox-Calderon ekibine hitaben

Latin rüzgar› sosyal hareketlerin omuzlar›nda Metin Ye¤in bu kez de Topraks›zlar ve Patronsuzlar adl› kitaplar›n›n yeni bask›s› yap›lan Metin Ye¤in’le toplumsal hareketlerin Latin Amerika’n›n sol yükseliflindeki yeri üzerine konufltuk

"kurumlar›yla beraber cehenneme gitsinler" ifadesini kulland›. "Burada bir devrim do¤uyor, bilinç devrimi" fleklinde konuflan Obrador, ordunun devreye sokulmas› konusunda "Meksika Ordusu, özgürlük ve adalet mücadelesi veren halk› ezmek için kullan›lamaz. Ordu kurumuna sayg› gösterece¤iz, ama onlardan da yurttafllara sayg› göstermelerini bekleyece¤iz" aç›klamas›n› yapt›. Daha önce, Calderon’un galip ilan edilmesi durumunda paralel bir hükümet kurmaktan bahseden Obrador, gerilim artt›kça daha radikal bir sol söyleme yönelmiflti.

Latin Amerika’daki sol yükseliflte patronsuzlar ve topraks›zlar›n rolü nedir? Toplumsal hareketler bu yükseliflin esas aktörleridir. Brezilya’daki Topraks›z ‹flçi Hareketi (MST) en önemli unsurlar›ndand›r. Toprak ve fabrika iflgalcileri; Bolivya’da madenciler, bu hareketlerin önemli bir k›sm›n› teflkil ederler. ‹ktidarlar bu hareketlerin yans›malar›d›r. Düzen bu hareketleri

keri birlikler sevk edildiyse de, iflgal herhangi bir çat›fl-

ma yaflanmaks›z›n son buldu. Morales’in h›zland›rma sözü verdi¤i toprak reformunda da iki ilginç geliflme yafland›. Geçmifl dönem yöneticilerinin ve yüksek maafll› bürokratlar›n ya¤malad›¤› orman alanlar› 26 A¤ustos’ta yeniden kamulaflt›r›larak koruma alt›na al›nd›. Santa Barbara’da Cotapata park›ndaki ormanl›k alanda daha önce verilen maden arama ve çal›flt›rma izinleri iptal edilerek bölge koruma alt›na al›nd›.

Morales hükümetinin Kübal› doktorlar ve ö¤retmenlerin yard›m›yla bafllatt›¤› e¤itim ve sa¤l›k programlar› da yoksul yerli halk›n deste¤ini al›rken baz› iflçi sendikalar›n›n tepkilerine yol açt›. Müfredatta yerliler yarar›na yap›lan de¤iflikliklerin de içinde oldu¤u bir dizi geliflmeye karfl› 29 A¤ustos’ta greve giden ö¤retmenler Bolivya isyan›n›n baflkenti El Alto’da yaflayanlar taraf›ndançocuklar›n›n e¤itimini engellemekle suçlan›yor.

Chavez diplomatik atakta Venezüella lideri Hugo Chavez A¤ustos ay›- fl› Esad yönetimiyle birlikte direneceklerini söylen›n ikinci yar›s›n› Çin, Malezya, Suriye ve Ango- di. Suriye’de ve ard›ndan gitti¤i Angola’da enerla’y› kapsayan bir diplomatik tura ay›rd›. Tem- ji iflbirli¤i anlaflmalar›na imza atan Chavez, emmuz ay› sonundaki ‹ran ziyareperyalist sald›rganl›k karfl›s›ntiyle ve ‹srail’in Lübnan sald›r›s› da petrol üretiminden gelen karfl›s›nda ald›¤› sert tutumla gücünü bu flekilde pekifltirdikkatleri üstüne çeken Chavez meyi hedefliyor. uluslararas› arenada puan topChavez’in diplomasi turulamaya devam ediyor. nun en önemli amaçlar›ndan Ülkesinin uzun y›llar biri de BM Güvenlik KonseABD’yle s›n›rl› kalan d›fl iliflkileriyi'nde Latin Amerika kontenni bu kuflatmadan kurtarmak isjan›ndan üyelik elde etme çateyen Chavez, Çin’le ticaretin bas›na destek toplamak. güçlendirilmesine önem veriyor. Venezüella Devlet Baflkan› Hugo ABD’nin muhalefetine ra¤Chavez bir dizi ticaret anlaflmas› Chavez Suriye ziyaretinde men Chavez bu yolda oldukimzalad›¤› Çin ziyaretinde, ça büyük destek toplad›. “Çin’le stratejik ortak” olduklar›n› belirtti. Ülkesine dönmeden önce Castro’yu da ziyaSuriye’de de coflkulu törenlerle karfl›lanan ret eden, Chavez, Venezüella’ya ulaflt›¤›nda bu Chavez, ABD’nin emperyalist sald›rganl›¤›na kar- turun oldukça baflar›l› geçti¤ini aç›klad›.

kendine entegre edebilir mi? Bu bir süreç. Yani “entegre edemez” ya da “edecektir” denilemez. ‹ki örne¤imiz var. Mesela MST Lula’ya destek verse de, Lula’ya mahkum olmad› ve elefltirdi de. Lula’n›n tek bafl›na çözüm olaca¤›n› da düflünmüyordu. Ayr›ca MST herkesin birlikte karar al-

d›¤› örnek demokratik yap›s›yla, düzen taraf›ndan emilemez. Bu soruya as›l cevap Arjantin’dir. Piqueteros, yani iflsizler hareketi, kifli bafl› belli bir para almay› hak etti. Kirchner hükümeti maafl da¤›t›m›nda bu hareketleri yan unsur olarak kulland›.

Bir entegrasyon söz konusu oldu. Ama birçok Piqueteros hareketi ortak komünlerini, ba¤›ms›z örgütlenmelerini üretmeyi sürdürdü. Bu hareketleri nas›l bir politik gelece¤in bekledi¤ini düflünüyorsunuz? Bu bütün dünyayla ba¤lant›l› bir fley. Bu hareketlerin, yeni ad›mlar atarak,

di¤er hareketlerle ba¤lar›n› güçlendirerek kendi özyönetimlerini sürdürmeleri gerekiyor “Ne istiyorsunuz” dedi¤imde, “devrim istiyoruz” diyorlar. Ama bu bir süreç sorunu. Alttaki atefli ne kadar körüklerlerse, beslerlerse… Atefle ba¤l› yani.

2006

Sivil itaatsizlik kurumlar› yaratmak Günefl ÇEL‹KKOL

gunescelikkol@gmail.com

nsan ömrüne seksen sene versek, seçmenlik yafl›n› da on sekizden hesaplasak, arada da demokrasinin kesintiye u¤ramayaca¤›n› varsaysak, sonuç yine de ortada: On befl defa befl dakikal›¤›na sand›¤a gidip oradaki ka¤›tlar üzerine mühür vurmaktan ibaret bir “siyasal kat›l›m hakk›” söz konusu. Ara ve yerel seçimleri de ilave edin, vars›n otuz, bilemedin elli olsun. Egemenlerin bu kadar›na dahi tahammül edemeyifli fazlas›yla yüzsüzlük de¤il mi? Eskiden kalma bir söz “bir ifle yarayacak olsayd›” der, “seçimler çoktan yasaklanm›fl olurdu”. Eskiye gitmeye gerek yok. Venezüella seçimlerini Chavez kazand›, egemen s›n›f askeri darbe tertiplemeye kalkt›. Meksika'da Obrador'un kazanaca¤› ortaya ç›kt›, seçimlere hile kar›flt›. Türkiye'den söz etmeye gerek var m› bilmiyorum: Bir bölgenin tamam›nda oylar›n neredeyse yar›s›n› alan parti meclise giremedi, en yüksek oy oranlar›yla seçilmifl belediye baflkanlar› hedef tahtas›na yerlefltirildi. Peki ne yapmal›? Herhalde en iyi cevab› Meksika veriyor. Seçimlere hile kar›fl›p da sand›ktan Calderon'un ç›kt›¤› söylenince, “halk›n seçti¤i baflkan benim” diyerek mücadeleye giren Obrador'un ilan etti¤i bar›flç›l sivil itaatsizlik kampanyas› daha flimdiden tarihe geçecek bir örnek oluflturmufla benzer. Meksikal›lar sokaklara ç›k›yor, meydanlar› dolduruyor, haklar›n› ar›yor. Ama di¤er yandan da kendi kurumlar›n› yaratmaya koyuluyor. Madem ki hükümetin tanklar› varsa da meflruiyeti yok, onu tanklar› kullanmas›na meydan vermeden devre d›fl› b›rakabiliriz. Mahalle ve iflyeri konseylerine, alternatif meclislere, özyönetim birimlerine dayanacak bir örgü flekillendirmek neden mümkün olmas›n? Tam ve do¤rudan demokrasinin uygulanaca¤› bu alternatif yap›lanma, hükümetin kapsam alan› d›fl›nda, kendi ifline bakabilir. Okullar ve benzeri kamu kurumlar› da, hükümetten gelecek emirlere ald›r›fl etmeksizin, kendi ifllerini sürdürebilir. E¤er bunlar baflar›l›rsa Meksika egemenleri, k›s›tl› burjuva demokrasisiyle seçilmifl bir merkez solu iktidara gelmekten al›koyduklar›na bin piflman olacaklard›r herhalde. Hile kar›flmasa, ülkeyi Obrador yönetecekti. Halbuki flimdi, halk›n kendi kendisini yönetme ihtimali var. Üstelik Obrador tüm bunlardan sonra iktidara gelmeyi baflar›rsa, sokaklara eskisine göre daha fazla fley borçlu olacak. Devrimciler, tüm bu senaryoya Obrador'un merkez sol çizgisini pek sevdikleri için gönül verecek de¤iller elbette. Ama, hem halk›n adil seçim talebi mücadelesine destek vererek demokrasiyi savunmak, hem de sosyalizmin altyap› kurumlar›na dönüflebilecek bu altenatif ayg›tlar›n içinde olmak zorundalar.

Bangladefl’te halk madene isyan etti n ‹ngiliz menfleli Asia Energy flirketinin, Phulbari bölgesinde binlerce aileyi yerinden edecek olan kömür madeni plan› ülkeyi kar›flt›rd›. Bölge sakinlerinin 26 A¤ustos’ta gerçeklefltirdikleri protesto gösterisine sald›ran polisin 6 kifliyi öldürmesi ve yüzlercesini de yaralamas› üzerine, eylemler yay›ld›. Ertesi gün flirket binalar›n›n yak›nlar›nda yap›lan eylemde de çat›flma ç›kt›. Bir baflka protestoda ise baflkenti kuzey bölgelere ba¤layan ana köprü trafi¤e kapat›ld›. Dakka Üniversitesi ö¤rencileri ‹çiflleri ve Enerji Bakanlar›n›n görevden al›nmas› talebiyle boykota gitti. Hükümet ise, sald›r›lar› savunan bir tutumla, yabanc› sermaye çekmeye çal›flt›klar› bir dönemde, bu tarz protestolara tahammüllerinin olmad›¤›n› aç›klad›.

Köle eme¤ine davet n Aralar›nda Sainsbury’s market zinciri ve Londra Borsas›’n›n da yer ald›¤› baz› dev ‹ngiliz flirketleri “Yeni bir Avrupa ‹çin Ticaret” bafll›kl› bir aç›k mektupla, gelecek y›l AB üyesi olduklar›nda Romanya ve Bulgaristan’da yaflayanlara s›n›rs›z göç hakk› verilmesini istediler. Bu ça¤r›ya onay verilirse yar›m milyon kiflinin düflük ücretli ifllerde çal›flmak üzere ‹ngiltere’ye akmas› bekleniyor. Göçmen iflçi çal›flt›rmak büyük flirketlerin en önemli maliyet düflürme yollar›ndan biri.


7 Eylül 20 Eylül

2006

EKONOM‹ 9

DIKKAT! ABD’nin freni patlad› ABD Merkez Bankas› faizleri önce yükseltti, sonra indirdi. Konut ve petrol fiyatlar›n›n olumsuz denklemi iç talebi düflürüyor; savafl harcamalar› cari a盤› büyütüyor. ABD’deki durgunluk bize kriz olarak yans›yacak ABD’de konut fiyatlar› düflüyor. “O zaman gidip ABD’den ev alal›m” diye heveslenemeyece¤imize göre bizim için bu bilginin ne anlam› var? Bu bilginin bizim için anlam› flu: ABD ekonomisinin freni patl›yor. Çünkü, ABD ekonomisi, 2001 krizinin ülke içindeki etkisini, konut fiyatlar›nda bir “balon” yaratarak dengeledi. 2001 ile 2005 y›llar› aras›nda ABD’deki konut fiyatlar› y›lda ortalama %9 artt›. Bu oran 1996-2000 aras›nda %4’tü. 2005’te konut fiyatlar›n›n art›fl› 1970’den bu yana en yüksek art›fl› göstere-

rek %12’ye ulaflt›. Çok düflük faizli mortgage kredileri sayesinde, sat›fltaki evlerin al›c›lar› da h›zla artt›. %68’i bir eve sahip olan ABD aileleri sözkonusu dönemde gerçek ücretlerinde ciddi bir düflüfl yaflamalar›na karfl›l›k, bu sayede tüketim harcamalar›n› art›rabildiler. Bu dönemde ABD’deki tüketim harcamalar›, Gayri Safi Milli Has›la’daki art›fl›n %25 fazlas›na ulaflt›. Yani ABD yurttafllar›, ürettiklerinden %25 daha fazlas›n› tükettiler. Kiflisel tüketimi kamç›layan tek etken ABD’nin içer-

Y›llara yay›lan bir politikayla örgütsüzlefltirilen ve güvencesizlefltirilen ABD’nin geleneksel iflçi kitlesi, konut fiyatlar›nda yarat›lan mali köpükle 5 y›ll›¤›na “orta s›n›f” gibi hissetti. fiimdi bu dönemin sonuna gelindi

deki ekonomik büyümesi de¤ildi; ihracata yöneltilmifl ekonomiler, ABD iç pazar›na düflük ücrete dayanan ucuz mallar ak›tarak bu e¤ilimi desteklediler. Asya’daki üretim genifllemesine dolay›s›yla küresel enerji talebinin art›fl›na yol açan bu süreç, Irak savafl›n›n neden oldu¤u üretim aksamalar› ve Rusya’n›n kendi enerji kaynaklar› üzerindeki kontrolünü art›rmas›ndan kaynaklanan piyasa daralt›c› etkenlerle birleflince uluslararas› enerji fiyatlar› artt›. Bu geliflme ABD tekellerinin kazançlar›n› do¤rudan olumsuz etkilemedi; hatta karlar›n›n artmas›n› dahi sa¤lad›. Ama ABD’li tüketicilerin al›m gücünü olumsuz etkiledi. Ve konut fiyatlar› düflmeye bafllad›. Sat›lamayan evlerin oran› 2006’n›n ikinci yar›s›nda %20’nin üzerine ç›kt›. Buna ba¤l› olarak mortgage faizleri %65 artt›. Tabii ki bu durum, evlerini peflin ödemeyle al›p mortgage ile finanse eden konut al›c›lar›n› çok zor bir duruma düflürdü. Bu ise ABD bankac›l›k sisteminde alarm zil-

U

ABD ekonomisinin içerdi¤i toplumsal eflitsizlik potansiyeli ve neo-liberal politikalar›n toplumu sürükledi¤i güvencesizlik koflullar›, geçti¤imiz y›l, New Orleans’› y›kan kas›rgayla görülmüfltü. Neoconlar o günden bugüne tekellerin küplerini doldurmakla zaman tükettiler. Kriz kap›dan girdi¤inde ellerindeki tek araç emperyalizm olacak

lerinin çalmas›na neden oldu. Yükselen risk, ABD Merkez Bankas›’n›n (FED) faizleri art›rmas›na neden oluyor. Ancak, yaklaflan Kas›m ara seçimleri, enflasyonu tetikleyen bu politikay› frenliyor. Kas›m’dan sonra FED’in faiz oranlar›nda bir s›çramaya gitmesi ve dolar›n de¤erini serbest

b›rakmas› büyük bir olas›l›k gibi duruyor. Bu geliflme, ihracat ekonomilerinin önemli bir parças› ABD tüketici piyasas› için mal üretmek olan ülkelerin de durgunlu¤a sürüklenmesi demek olacak. Yani ABD’de kap›ya dayanan durgunlu¤un faturas› yeni sömürge ülkelerde fliddetli bir kriz olabilir.

Kara delik dediler, SSK’y› yediler

BOfi B‹R HAYAL Baz› ABD’li yorumcular, konut fiyatlar›n›n gerilemesinden kaynaklanacak bir talep daralmas›n›n ücretlerin genel düzeyini art›rarak dengelenmesini bekliyorlar. Ancak bu beklentinin ciddi bir karfl›l›¤› bulunmuyor. Tam tersine, kiflisel tüketim harcamalar›n›n bask›lanmas›, ayn› zamanda ABD’deki iflsizli¤in bugünkü oranlar›n›n çok daha üzerine ç›kmas› demek olacak, bu ise her zaman ücretlerin daha da düflmesi demek.

Önce semirt sonra sat 20 elektrik da¤›t›m bölgesinin s›rayla özellefltirilece¤i süreç gazetelere verilen ilanla resmen bafllat›ld›. Elektrik da¤›t›m›ndaki bu özellefltirme y›l›n en büyük özellefltirmesi olacak. Kat›l›m flartlar› gere¤i sadece büyük sermayenin kat›labilece¤i özellefltirmelerin sonras›nda ise yat›r›mlar kamu kaynaklar›yla yap›lacak

IMF, Dünya Bankas›, hükümet ve sermaye çevrelerince “kara delik” diye adland›r›lan SSK’n›n bat›r›l›fl›n›n en büyük failinin yine bu çevreler oldu¤u bir kez daha ortaya ç›kt› bilecek ameliyatlarda hastalar 15-20 gün süreyle hastanede yat›r›l›yor. Performansa dayal› ücretlendirme uygulamas› nedeniyle ve hastanelerin gelirini art›rmak için ameliyat gerekmeyen durumlarda bile ameliyat karar› verilerek hastalar›n sa¤l›¤› tehlikeye at›l›yor. Raporda “Her hastada yak›nma olmasa bile de¤iflik organlarda kanser, hepatit, AIDS gibi hastal›klar rutin aranmakta, öksürse gö¤üs hastal›klar› konsültasyonu, biraz atefli ç›ksa mikrobiyoloji konsültasyonu istenmektedir. Sadece bir hekim taraf›ndan tedavi edilen hasta neredeyse kalmam›flt›r” deni-

liyor. Bu rapor, IMF ve DB’nin talimat›yla uygulamaya konan sa¤l›k politikalar›n›n sonuçlar›n› bir kez daha gözler önüne serdi. Özellefltirilmesi planlanan 20 da¤›t›m bölgesinde, özellefltirme sonras› befl y›ll›k uygulama dönemi boyunca 2 milyar 750 milyon YTL’lik yat›r›m yap›lacak. ‹haleleri alan flirketler yat›r›mlar› istedikleri gibi belirlerken, finansman› kamu kaynaklar›ndan sa¤lanacak. Yani sermayenin masraflar› halk›n cebinden karfl›lanacak. Elektrikte kay›p ve kaçaklar›n azalt›lmas› ihaleleri kazanan flirketlerin karlar›n› do¤rudan art›raca¤› için özellefltirme sonras›nda halk

üzerindeki denetim s›k›laflt›r›lacak. Kamu kaynaklar›yla yap›lacak bu yat›r›m›n ard›ndan sermayenin elektrik da¤›t›m›ndaki alt yap› ihtiyaçlar›na yat›r›m yap›p yapmayaca¤› belirsiz. ‹ngiltere’nin baflkenti Londra’da su da¤›t›m›n› üstlenen Thames Water flirketi gereken alt yap› yat›r›mlar›n› yapmayarak en k›sa sürede en çok kar› elde etmeye çal›flm›flt›. Alt yap› yat›r›mlar› yap›lmad›¤› için bu yaz Londra’da yaflanan kurakl›kla birlikte Londra hal-

Ürkütmeden yolma plan› Hedefinden sapan enflasyonun ücretlere yans›t›lmas›na s›ra geldi¤inde bindelik puan pazarl›klar›na giriflen hükümetin, en temel tüketim harcamalar›ndan biri olan do¤algaza yapt›¤› zam %32’ye ulafl›yor. Gizlemek için yap›lan numaralar ise parmak ›s›rt›yor Son olarak bu ay içerisinde yüzde 7’ye yak›n zamlanan do¤algaza Eylül ve Ekim aylar›nda da yüzde 5’erlik zam yap›lmas› planlan›yor. BOTAfi planlanan zamlar› yapt›¤› takdirde bu y›l içerisinde her biri en az yüzde 5’lik 5 zam yap›lm›fl olacak. BOTAfi y›l›n ilk zamm›n› 1 Mart’ta yüzde 5.83 oran›nda yapm›flt›. Haziran’daki yüzde 5.74’lük ikinci zamm›n ard›ndan BOTAfi do¤algaza A¤ustos’ta da yüzde 6.8 oran›nda zam yapt›. Eylül ve Ekim aylar›nda yap›lmas› planlanan yüzde 5’erlik zamlar da yap›ld›¤›nda 2006 y›l› içerisinde do¤algaza yap›lan bileflik zam yüzde 31.74’e ulaflm›fl olacak. Ocak 2005’ten itibaren yap›lan zamlar göz önüne al›nd›¤›nda ise Aral›k 2006’ya kadar iki y›lda yüzde 60’›n üzerinde

zam yap›lm›fl olacak. Bakanl›¤›n piflkinli¤i Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› yetkililerinin yapt›¤› aç›kla-

Bayram ÜNAL

Binghampton Üniv. Sosyoloji Bölümü

AKP’N‹N PAROLASI: H‹ZMETTEN KES , YA⁄MALATTIR, KARfiI ÇIKANA SALDIR

Antalya SSK Sa¤l›k ‹flleri Müdürlü¤ü’nde görevli doktorlar›n haz›rlad›¤› rapora göre özel hastanelere, devlet ve üniversite hastanelerine tedavi olmak için giden SSK’l› hastalara gereksiz ameliyatlar yap›l›yor, diz ve kalça protezleri tak›l›yor, normal do¤um yapabilecek hastalara sezaryenle do¤um yapt›r›l›yor. Raporda dile getirilenler SSK’n›n Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devrinden sonra Antalya SSK Sa¤l›k ‹flleri ‹l Müdürlü¤ü’nün faturalar› incelemesiyle ortaya ç›kar›ld›. Rapora göre tedavi masraflar›n› kabartmak için yap›lmayan ifller faturaya yans›t›l›yor, gereksiz tahliller yap›l›yor, ayn› tetkik defalarca yap›lm›fl gibi gösteriliyor. K›sa sürede taburcu edile-

Hakikaten reform bunlar

maysa AKP hükümetinin piflkinli¤ini gözler önüne seriyor. Bakanl›k yetkilileri zamlar›n vatandafl taraf›ndan daha az hissedilsin diye gaz›n ›s›nma amac›yla yo¤un ola-

rak kullan›ld›¤› ve faturalar›n zaten yükseldi¤i k›fl aylar› öncesinde yap›ld›¤›n› dile getiriyorlar. Yetkililerin hesab›na göre Kas›m ay› faturas› ile Aral›k ay› faturas› birbirine yak›n gelen vatandafl yap›lan zamm› fark etmeyecek. Do¤algaza zam elektri¤e zamm› da tetikleyecek Do¤al gaza üst üste zam yap›lmas›yla son aylarda hükümet üzerindeki bask›lar›n› art›ran, tehdit olarak vatandafl› elektriksiz b›rakan do¤algazdan elektrik üreten özel flirketlerin zam taleplerinin daha da fliddetlenece¤i tahmin ediliyor. Hükümetin kamu çal›flanlar›na yüzde 4’lük zam dayatt›¤› flu günlerde emekçilerin do¤algaz ve elektrik faturalar›n›n alt›ndan nas›l kalkaca¤›na dair ise hiç kimse bir tahmin yürütemiyor.

k› susuz kalm›fl, Thames Water flirketi karlar›n› art›r›rken bahçe bak›m›na merakl› Londral›lara ise bahçe sulamak bile yasaklanm›flt›. Elektrik da¤›t›m›nda da teknoloji gelifltikçe ve tüketim artt›kça mevcut alt yap›n›n yetersizleflti¤i ve zamanla hatlar›n y›prand›¤› biliniyor. Hala elektrik gitmeyen köylerinin oldu¤u bilinen Türkiye’de tek güdüsü kar olan sermayenin halk› karanl›kta b›rakaca¤› ise flimdiden görülebiliyor.

lke ekonomisini, iflçisini (en son örne¤i fleker iflçileridir), çiftçisini (pancar ve f›nd›k üreticisini) ve memurunu açmaza sürükleyen AKP hükümeti, yapt›klar›na nas›l oluyor da reform diyor diye kendime soruyorum. Son Sosyal Güvenlik Tasar›s› ve ‹fl Kanunu’nun bütün olumsuzluklar›na ra¤men hükümetçe ›srarla kabul ettirilmesinden sonra, ülke insan›na bu kadar zarar verecek ad›mlar›n “reform” olarak kabul edilmesi ve lanse edilmesi flafl›rt›c›. Reform kavram› sözlükde “›slah etmek, iyilefltirmek, düzeltmek”anlam›na geliyor. Örtük önkoflulu, toplumun genel iyili¤i yönünde bir ilerleme sa¤lamas›. Ama bunlar böyle de¤il, durumu kötülefltiriyorlar. fiimdiki reform kavram›nda bir “iyilik” var ama bu “yapan”›n iyili¤i. Ülkeyi uluslararas› sermaye gruplar›n›n emanetçisi olarak kontrol eden sözde Uluslararas› Kurulufllara göre bu hamleler reform olarak kabul edilebilir. Öyle ya, kendine yeten bir ekonomiyi zay›flatarak çal›flan› güçsüzlefltirerek, ekonomiyi, sa¤l›¤› ve e¤itimi metalaflt›rarak, hissedarlar›na pazar yaratt›lar. Yani kendi ç›karlar› için yeterince uygun olmayan ekonomiyi ›slah etmifllerdir. Kendilerine uygun hale getirmifllerdir. ‹flte bu reformdur. Ama üzücü olan kendi hükümetimizin bunlara reform demesi, ve hükümetin bafl›ndaki siyasi partinin hemen hemen tüm üylerinin buna inanm›fl olmas›d›r. IMF ve Dünya Bankas›, bir rapor fleklinde isteklerini sunmufl, hükümet de bu istekleri yerine getirmifltir. Bir baflka deyiflle, bu gruplar, reform paketi haz›rlayarak Türkiye ekonomisini re-form etmesi için hükümete yönetim hakk› tan›m›fllard›r. “Reform”da hükümetin pay›, “istenileni yapmaktan” ibarettir. Uluslararas› ekonominin idaresi ile do¤rudan ilintili kurulufllara göre "Yüksek k›dem tazminatlar› gibi düzenlemeler" iflçilerin patronlar taraf›ndan iflten ç›kar›lmas›n› güçlefltirmektedir. ‹flten ç›karmay› maliyetli hale getiren bu düzenlemeler, ifli korumaya dönük oldu¤u gerekçesiyle hedef gösteriliyor. Bu raporlara göre "bu düzenlemeler ifli koruma anlam›nda baflar›l› olsa da, gelecekte ekonomik koflullardan kayg› duyan iflverenler, ekonomik koflullar›n elveriflsiz oldu¤u zamanlarda iflten ç›karman›n çok maliyetli olmas› halinde yeni iflçi alma konusunda çekingen davranabilir." Dolay›s›yla hükümet, “istihdam dostu” iflgücü piyasas› düzenlemeleri için yap›labilecek reformlara odaklanmal›d›r. ‹stihdam dostu bu reformlar, sermayeye istedi¤i zaman gerekçesiz olarak iflçi ç›karabilme hakk›n› vermelidir ki istihdam›n önü aç›ls›n. Maliyetsiz bir flekilde "biri gider biri gelir" mekanizmas›n›n yarat›lmas› istihdami art›r›c› bir fley olarak lanse edilmektedir. Bunlar› reform olarak lanse edenler uluslararas› yap›sal uyum hamlesinin mimarlar›d›r. Reform kavram›n› kullanmaya yerden gö¤e haklar› var. Ç›kar›na uygun bir Türkiye ekonomisi yarat›yorlar. Ekonomiyi de¤il ama bizleri “›slah” ediyorlar, yola getiriyorlar...

Deli Dumrul’a karfl› direnifl Otoyol ve köprü geçifl ücretlerine %20 ile % 50 oran›nda zam yap›ld›. Yap› Yol-Sen Gn. Baflkan› Bedrii Tekin, “zamlar›n amac›n›n özellefltirmeye zemin haz›rlamak oldu¤unu” söyledi. Tekin, otoyol ve köprü çal›flanlar›n›n ayda 650 YTL’ye, 12 saatlik çal›flma süresince eksoz gaz› soluyarak sa¤l›¤›n›n bozuldu¤unu ama kendilerine insanca bir ücret ve

çal›flma koflullar› sunmayan devletin 8 ayda otoyol ve köprülerden 250 milyon YTL kazand›¤›n› aç›klad›. Tekin, 14 Eylül’de’de “Otoyol ve köprülerin ücretsiz olmas›, iflkolundaki tüm çal›flanlar›n maafllar›n›n insanca yaflam seviyesine yükseltilmesi ve sendikalarla toplu sözleflme masas›na oturulmas›” talepleriyle ifl yavafllatacaklar›n› ilan etti.

Türkiye truva at› m› olacak

Prof. Türkel Minibafl, Türkiye, bir savafl yürüdü¤ünü, flu s›ralar Çin, Güney Kore ve Meksika’n›n yap›lan düzenlemelerle maden ve IMF’deki oy oranlar›n›n art›r›lma- enerji piyasalar›n›n IMF’ye uyars›n› endifleyle karfl›lad›land›¤›n› söyledi. Bu dü¤›n›, bu ülkelerin maden zenlemenin “göz boyamave enerjiye dönüfltürüle” oldu¤unu söyledi. Bilinbilecek kaynaklar ba¤ladi¤i gibi ABD de Türkim›nda bakir ülkeler olye’nin IMF’deki oy oraduklar›n› vurgulad›. n›n›n artmas›n› kurumda Enerji kaynaklar›n›n yekendi a¤›rl›¤›n›n daha da niden paylafl›m› üzerine Prof. Türkel M‹N‹BAfi artmas› için destekliyor.


Ali E. DEM‹RHAN

‹ran emperyalistkapitalist sistemin bir parças›. Sahip oldu¤u petrol yataklar› ve uzun savafllarla s›nanm›fl askeris›nai alt yap›s› ile emperyalistkapitalist sistem içinde daha güçlü bir yer edinmeye çal›flan bir ülke. Irakla savafl›n›n 1988’de bitiminden itibaren neo-liberal politikalara yönelen ve bu yönde büyük bir mesafe kateden ‹ran, bu stratejik hedefine ulaflmak için “‹slam co¤rafyas›”nda etkili bir politik varl›k oluflturmay› öteden beri önemsiyor.

T

ABD’ye karfl› ‹ran Cephesi: Düflman›m›z›n düflman› dostumuz mu?

A

BD’nin Ortado¤u’da izledi¤i iflgale ve savafla dayal› sömürgecilik politikalar› çeflitli türden direnifllerle karfl›lafl›yor. Direnifllerde dinci ak›mlar, oluflumlar, güç merkezleri özel bir yer tutuyor. Bütün bunlar, “‹slami Direnifl” genel kavram› ile nitelendirilerek sanki ayn› flemsiyenin alt›ndaym›fl gibi de¤erlendirilebiliyor. Avrupa solunun sömürgeciOrientalist düflünce kal›plar›na yatk›n kesimleri, “Müslüman do¤u”nun emperyalizme karfl› tepkisinin ana kanal›n›n “‹slami Direnifl” oldu¤u yarg›s›yla hareket ediyorlar ve emperyalist savafla karfl› mücadelede sol ile “‹slami Direnifl” aras›nda bir ittifak kurulmas› gerekti¤ini ileri sürüyorlar. Gerçekte ise “Do¤u’daki” Siyasal ‹slam kümeleri, tarihsel, toplumsal ve politik arka planlar› aç›s›ndan birbirlerinden büyük farkl›l›klar gösteriyorlar. Her birinin öngördü¤ü ulusal ve uluslararas› politik proje bir di¤erininki ile çeliflebiliyor, çat›flabiliyor. Hatta birçok zaman birbirleriyle savafl halinde bulunuyorlar. CIA art›¤› El Kaide ile Mübarek’in payandas› M›s›r Müslüman Kardeflleri, ‹ran’daki Molla rejimi ve uzant›lar›n› ya da Lübnan’daki Emel örgütünü ayn› genel hareketin bileflenleri olarak tan›mlayabilmek olanakl› de¤il. Gerçek durum biraz farkl›. Emperyalist iflgal ve sald›r›ya karfl› bir k›sm› çeflitli düzeylerde direnifl durumunda bulunan çeflitli ‹slami Hareket eksenleri var. Bu hareket eksenleri, Siyasal ‹slam ak›mlar› üzerinde bir hegemonya mücadelesi veriyorlar. Bu durumda herhangi bir Siyasi ‹slam grubuyla “ABD emperyalizmine karfl› birlikte hareket etmek üzere” bir araya gelindi¤inde, bu ayn› zamanda, Siyasal ‹slam’›n politik geliflme süreciyle de belirli bir iliflki kurmak, bu süreci etkilemek ve ondan etkilenmek anlam›na geliyor. Son zamanlarda ‹ran merkezli Siyasi ‹slam ekseninin bu ak›mlar içinde iyice öne ç›kt›¤› gözleniyor. Bunda, ABD ve ‹srail’in ‹ran’da Ahmedinecat’›, Filistin’de Hamas’›, Lübnan’da Hizbullah’› hedef haline getirerek bafllatt›¤› sald›r› süreci ve bu sald›r› karfl›s›nda ‹ran’›n öteden beri oluflturdu¤u güç tahkimat› ile sa¤lanan politik ve askeri baflar›lar›n önemli bir pay› var. ‹ran, ABD emperyalizminin sald›rgan politikalar›na karfl› ittifaklar›n› gelifltirmeye, ABD ve ‹srail karfl›t› bir cephe oluflturmaya da çal›fl›yor. Oluflturmak istedi¤i cephe yaln›zca kendi kontrolündeki güçlerle s›n›rl› de¤il. Suriye

BMM’den Lübnan’a asker gönderme karar› –bu sat›rlar›n yaz›lmas›ndan k›sa bir süre sonramuhtemelen ç›km›fl olacak. Zira bu kez ABD y›¤›na¤›n› iyi yapm›fl ve Türkiye’deki tüm siyasal güçleri iyice silkelemifl durumda. ABD’nin Ortado¤u planlar›nda yer almamak (Lübnan’a asker göndermemek), son dönemde ABD taraf›ndan önce silkelenip ard›ndan madalya verilen Büyükan›t ve Bush’tan zor bela randevu koparan T.Erdo¤an için yap›labilecek bir fley de¤ildir. Siyasi iktidar›n kurulufl biçimi her türden halkç› ve anti emperyalist yönelimi en bafltan beri d›fllama üzerine kuruludur. Di¤er düzen partilerinin (CHP, DYP, ANAP, MHP,vd) muhalefeti (!) kuru gürültüden baflka bir fley de¤ildir. ‹ktidarda olsalar, ayn› fleyi onlar da yapacaklard›. T›pk› Erdo¤an’›n da Afganistan’a asker gönderilmesine bir zamanlar karfl› oldu¤u gibi. Bu tablonun ortaya ç›kard›¤› ve yak›n gelece¤i etkileyecek bir dizi zincirleme geliflmeye dikkat çekmek gerekir. Öncelikle Ordu ve AKP aras›nda (flimdilik Cumhurbaflkanl›¤› seçimi d›fl›nda) bir mutabakat sa¤land›¤› görülüyor. ABD eliyle sa¤lanan bu mutabakat yeniden yap›land›r›lmakta olan ekonomi, rejim, iç ve d›fl siyaset aç›s›ndan önemli bir dönemeçtir. Ordu ve AKP’nin aralar›ndaki kimi sorunlara yönelik çözümlerden ziyade, esas olarak yeni Amerikanc› politikalara ve neo-liberalizmin yeni sald›rganl›klar›na uyum sa¤lama üzerinde mutab›k kald›klar› aç›kt›r. Bu geliflmeye ba¤l› olarak, ABD’nin ölçülü onay›yla giriflilen “PKK’yi ezme” operasyonu, Bat›’da da savafl karfl›t› sola yönelerek genel bir bask›c›l›¤› hedeflemektedir. fiimdiden bunun ilk ipuçlar› ‹stanbul, ‹zmir, Samsun, ‹zmit’teki savafl karfl›t› eylemlerde do¤rudan polisin yönlendirdi¤i linç k›flk›rtmalar› ya da ölçüsüz sald›r›larla sergilenmeye bafllad›. Di¤er yanda ise, Diyar-

gibi Arap milliyetçili¤inin izlerini tafl›yan bir devletle, Venezuela, Brezilya gibi Güney Amerika’daki sol iktidarlarla ABD’nin sald›rgan politikalar›na karfl› tek bir cephe halinde hareket etme ça¤r›lar› yap›yor. ‹ran’›n bu “ortak hareket” aray›fl›, uluslararas› politika alan›nda çeflitli yank›lar yarat›yor. Ama yaratt›¤› yank›, yaln›zca “devletler” düzeyinde de¤il. Örne¤in EMEP, ‹ran’›n bafllatt›¤› bu cephe girifliminin, Türkiye’deki anti-emperyalist mücadele sürecine de aktar›lmas›n›n, ‹ran’›n giriflimine olumlu bakan Türkiye’deki Siyasi ‹slam gruplar›yla Türkiye’de de bir anti-emperyalist cephe kurulmas›n›n bu günün do¤ru stratejik çizgisi oldu¤unu savunuyor. Anti-emperyalist mücadele platformlar›na Hizbullah, Hamas vb. do¤rultulardaki Siyasi ‹slam gruplar›n› empoze etmek için afl›r› bir heves ve çaba gösteriyor. Ancak ‹ran’›n kurmaya çal›flt›¤› cephe tekdüze bir cephe de¤il. ‹ran öteden beri kendisine ba¤l› bir Siyasi ‹slam a¤› oluflturmay›, bu a¤ vas›tas›yla “‹slam Devrimi”ni yaymay› önemsedi. Bugün ABD sald›rganl›¤›na karfl› bir “genifl cephe” oluflturmaya çal›fl›rken, bu cepheyi yaln›zca “ortak düflmana karfl› ortak mücadele” cephesi olarak tasarlam›yor; çekirde¤ini kendisinin ördü¤ü Siyasi ‹slam a¤›n›n hareket alan›n› geniflletecek, etki gücünü Ortado¤u halklar› aras›nda art›racak bir uluslararas› politik konum elde etmeye çal›fl›yor. ‹ran’›n tek meselesinin ABD karfl›s›nda kendisini savunmak olmad›¤› biliniyor. ‹ran emperyalist-kapitalist sistemin bir parças›. Sahip oldu¤u petrol yataklar› ve uzun savafllarla s›nanm›fl askeri-s›nai alt yap›s› ile emperyalist-kapitalist sistem içinde daha güçlü bir yer edinmeye çal›flan bir ülke. Irak savafl›n›n 1988’de bitiminden itibaren neo-liberal politikalara yönelen ve bu yönde büyük bir mesafe kateden ‹ran, bu stratejik hedefine ulaflmak için “‹slam co¤rafyas›”nda etkili bir politik varl›k oluflturmay› öteden beri önemsiyor. K›sacas›, ‹ran’›n ABD karfl›s›nda oluflturmaya çal›flt›¤› “Siyasal ‹slam a¤›” emperyalist-kapitalist sistem içinde ‹ran’a stratejik üstünlük sa¤layacak bir k›smi bloklaflmay› hedefliyor. Ortado¤u’da ABD’ye karfl› ‹ran’›n önderli¤inde geliflecek bir direnifl cephesinin kazanaca¤› baflar›lar›n bölgenin bütün ülkelerinde ve bu arada Türkiye’de (‹ran hegemonyas›na yatk›n gruplar› daha fazla gelifltirecek olsa da) genel olarak Siyasi ‹sla-

m› gelifltirece¤i apaç›k ortada. Türkiye’de “›l›ml›” denilen Siyasi ‹slam’›n, “islami” politik atmosfer üzerindeki hegemonyas›n›n “içerden” sars›lmas›n›n neredeyse olanaks›z oldu¤u da bir s›r de¤il. AKP’nin 4 y›ll›k iktidar süresi boyunca “radikal” denilen ‹slamc› ak›mlar›n, bu hükümetin izledi¤i ABD ve ‹srail yanl›s› politikalara karfl› hiçbir etkili muhalefet gelifltirmedi¤ini hepimiz görüyoruz. Dolay›s›yla ABD emperyalizmine karfl› “‹ran’›n önderli¤indeki bir direnifl cephesiyle” mücadele etmeye yönelmek, Türkiye’de yeni sömürgecili¤in iktidar temelini güçlendirmekten, toplumsal muhalefetin ufkunu karartmaktan baflka hiçbir fleye yaramayacakt›r. Lübnan Hizbullah’›n›n Türkiye’nin Birleflmifl Milletler Bar›fl Gücü içinde yer almas›n› taktik de¤erlendirmelerle tercih edilir bulmas›n›n ard›ndan “radikal” denilen Siyasal ‹slam gruplar›n›n her birinin bir köfleye çekilmesinden de anlafl›laca¤› gibi, ABD sald›rganl›¤›na karfl› bu güçlerle yap›lacak bir ittifak›n içeri¤i ABD’ye karfl› ‹ran’a güç kazand›rmaktan ibarettir. ‹ran’a güç

ve dokunulmazl›k kazand›rmay› amaçlayan ve bu yolla bölgesel ‹slam Devrimi’nin önünü açmaya çal›flan bir politik strateji elbette ‹ran yanl›s› Siyasi ‹slam gruplar› için son derece ak›lc›d›r. Ama böyle bir politik stratejinin enstrümanlar›nda yer alman›n sosyalistler için ayn› ak›lc›l›kta oldu¤u söylenemez. Elbette sosyalistler buradan hareketle, “önce ABD ‹ran’› bombalay›p ‹slam Cumhuriyetini y›ks›n, sonra da sosyalistler ‹slamc›lar›n yerine yerleflirler” gibi daha önce Siyasi ‹slamc›lar›n benimsedi¤i bir pozisyonu benimseyemezler. Bu hem do¤ru de¤ildir, hem de gerçekçi de¤ildir. Sosyalistler, ABD emperyalizminin bölgesel müdahalesine karfl› ilerici emek güçlerinin aç›k bir saflaflmas›n›, kal›c› bir politik güç merkezi oluflturmas›n› önemseyen bir anti-emperyalist cephe politikas›n› tercih etmelidirler. Venezuela Devlet Baflkan› Hugo Chavez’in uluslararas› politika platformunda ABD’ye karfl› ‹ran ‹slam Cumhuriyeti ile oluflturmaya çal›flt›¤› ortak cepheyi, bu gerçekli¤in karfl›s›na koymak

GEL‹P GEÇERKEN...

Bir Akflamda Çocuklar›n Türküsü Baba, nisan ya¤murlar› bir panay›r türküsüdür Birazdan günefl aç›nca verecekler oyuncaklar›m›z› Baba, savafl olmas›n; savafl ç›karsa Kirletirler göklerimizi, y›rtarlar uçurtmalar›m›z› Baba, savafl patlarsa en çok bize k›zacaklar A¤abeylerimiz k›racak, çelimsiz bacaklar›m›z› Bilyalar›m›z› ezecek tanklar, düfllerimizi dövecek toplar

do¤ru de¤ildir. Chavez, devrimci bir süreçte ilerleyen bir “devlet”in baflkan›d›r. Uluslararas› politika alan›nda kendisine karfl› sald›r› halindeki ABD’nin gücünü baflka “devletlerle” oluflturaca¤› ittifaklarla s›n›rland›rmas›, zay›flatmas› bu devrimci sürecin yüzyüze oldu¤u yak›n tehdidi hafifletecektir. Ancak Venezuela bir “devlet”tir; Türkiye’li devrimciler ise halen siyasi gericili¤in fliddetli hegemonyas› alt›nda bunalan, varl›k koflullar›n› gelifltirmeye çal›flan “zay›f muhalifler” durumundad›rlar. EMEP’lilerin bak›fl aç›lar›n›n tam tersine, bu zay›fl›k ABD emperyalizmine karfl› kitle direnifliyle “bir araya gelmek için” Siyasi ‹slam’›n “platformundan faydalanma”ya kalk›flmam›z› de¤il, bu güçlerden ayr›flm›fl bir anti-emperyalist politik eylem düzlemini benimsememizi gerektirir. ÇKP’den devral›nan ve 1960’l› y›llardan beri sosyalistlere sürekli hata yapt›rtan “düflman›m›n düflman› dostumdur” biçimindeki üç dünyac› mant›¤›n terkedilmesi için daha kaç kez yanl›fllanmas› gerekiyor?

Alaattin T‹MUR

Çamurlara bulayacaklar nisan ya¤murlar›m›z› Günefllerimizi ve aylar›m›z› söndürecekler Kendi çocuklar›na götürecekler belki de portakallar›m›z› Baba onlar da çocuktur, onlar da kufl dili bilir Kufl, dal› gözünden anlar; dal, kuflu tüyünden tan›r Rüzgârlardan rüzgârlara y›k›m gelmez hiçbir zaman O çocuklar o portakallar› ölür de yemez Afflar T‹MUÇ‹N

H›zl› bir de¤iflim döneminde, hem çekece¤iz, hem itece¤iz bak›r DTP mitinginin yasaklanmas› ve ‹stanbul DTP mitinginde bizzat C.Cerrah gibi polis müdürleri eliyle yürütülen kitle gösterilerini ezme operasyonu da Kürt kitle hareketine yönelen yeni bir fliddet politikas›n›n ilk sinyalleridir. Ancak milliyetçi köfle yazar› Avni Özgürel’inki gibi her hangi bir solcu veya Kürt söyledi¤inde “acilen derdest edilece¤i” türden devletin Kürt siyasetinde radikal de¤ifliklik öneren düflünceler de daha s›k dile gelmeye bafllad›. Ek olarak, PKK ile çat›flmalarda giderek artan cenazelerin yaratt›¤› 盤l›klar aras›nda farkl› sesler de duyulmaya bafllad›. T.Erdo¤an’›n kahve a¤z›yla söyledi¤i “askerlik yan gelip yatma yeri de¤ildir” türü pervas›zl›klar ise bilinçlerde birikiyor. Yani bir yandan al›flt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›m›z “Lübnan’a de¤il Kandil’e” sloganlar› ve gelifltirilmeye çal›fl›lan linç kültürünün karfl›s›na; “Ortado¤u’da da, içerde Kürtlerle de bar›flç›l çözüm” isteyen genifl y›¤›nlar›n etkili sesinin yükselebilmesinin zemini gelifltirilebilir. Burada solun atak bir çizgi izleyebilmesi kadar; Kürt hareketinin, Kürt sosyalist ve devrimcilerinin milliyetçi savrulmalar, ABD ile iliflkiler ve lanetlenmesi gereken birçok TAK eylemi gibi konularda h›zla yeni politikalar gelifltirmesi gerekir. Bilinmeli ki, bu konuda ›s›t›lmaya bafllanan “Amerikanc› çözüm” gerçek ve kal›c› çözüm olmayacakt›r. Di¤er yandan, cemaat camilerine artan ilgi; burada alenen yaflanan bir linç olay›; fleriatç›-gericilerin yuvaland›¤› polisin bunu intihar olarak sunma cüretkarl›¤›nda da ortaya ç›kt›¤› üzere, gündelik yaflam›m›zda gerici de¤er yarg›lar›n›n bask›c› etkileri giderek artmaktad›r. Buna karfl›n, rejimin (‹slam’dan istedi¤inde faydalanan) otoriter-laisizminin ç›kmazlar› da aç›k seçik hale gelmifl durumdad›r. Bu konudaki Amerikanc› çözüm zaten ›l›ml› ‹slam projesiyle birlikte devletin bu konudaki tutu-

munda önemli bir de¤iflime ittirilmesi ve dinsel gericili¤in devletin ana eksenlerinden birisi haline getirildi¤i bir rejimin oluflturulmas›d›r. Ad›m ad›m bu hedefe do¤ru mesafe al›nmaktad›r. (Olas› ikinci bir AKP döneminin uygulamalar›n›n bu aç›dan daha derin olaca¤› öngörülmelidir.) Bu konuda da solun laisizmi yeniden ayaklar› üzerine dikecek yeni bir “vicdan ve kanaat özgürlü¤ü çerçevesi” gelifltirmeye ihtiyac› olmakla birlikte, bugün bu konu “gericilikle mücadeleyi” ihmal etmeden ele al›nmal›d›r. Günümüzde gericilikle mücadeleyse, AKP’nin iflbirlikçili¤ine odaklanarak yükseltilmelidir. Zira bu nokta Türkiye’deki Sünni gericili¤inin en zay›f karn›d›r. Ayr›ca solun kendisini ulusalc›-otoriter laikçi çevrelerden ayr›flt›rabilmesinin zeminini de sunmaktad›r. *** Tüm bunlar yan yana kondu¤unda, AKP ile ordu aras›ndaki mutabakat›n önemli ölçüde sa¤lanmas›n›n bir di¤er politik etkisi üzerinde de düflünülmelidir: ülkemizde “orduyu arkaya alma üzerine kurulan ulusalc›l›¤›n s›n›rlar›” bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. Bu cenah›n ordu ve bürokrasi içindeki son ele gelir kal›nt›lar› da anlams›zlaflacak, bunlar›n sivil siyasete yönelmek zorunda kalan bölümü de yeni bir hayal k›r›kl›¤›na ard›ndan da hezeyana düflecektir. Bu dalgan›n önümüzdeki dönemde Kürt düflmanl›¤›n›n öfke seli içinde eritilerek geleneksel milliyetçi-faflist kampa aç›ktan kat›lmas› sürpriz olmamal›d›r. Bunun soldaki yans›mas› ise, CHP’den ‹P’e ve di¤er sol parti ve gruplara kadar uzanan sol-ulusalc›l›¤›n etki alan›n›n c›l›zlaflmas› olacakt›r. Siyasal geliflmelerin bir di¤er boyutu ise, Kürtler aras›nda artan milliyetçilik e¤ilimi ve soldan uzaklaflmaya karfl›n, ABD’den medet umma beklentilerinde yaflanacak s›¤laflman›n birbirine karfl›t etkisinin Kürt

kitlelerinde ve Kürt siyasetine yaslanan solda yarataca¤› boflluktur. Di¤er yandan, 1990’lar›n ard›ndan iflas eden sol-liberalizmin flimdilerdeki kendini yenileme çabas›n›n güdüklü¤ü ortadad›r. ‹slamla iflbirli¤ini savunan liberal-sol, üç dünyac› ve militer e¤ilimlerin yaratt›¤› savrulmalar›n solu halk kitleleri nezdinde etkisizlefltirdi¤i de görülmektedir. Halk kitlelerinin giderek yoksullaflt›r›ld›¤› ve ABD ekonomisindeki bir yavafllama/kriz durumunda bu yoksullaflman›n etkisinin katlanarak artaca¤› bir zaman dilimine do¤ru h›zla yol al›yoruz. Bu koflullarda ülkemizde sol hareket, liberal, otoriter-milliyetçi (ulusalc›), ‹slamc› ittifaklara hiçbir biçimde bulaflmadan, kesinlikle ba¤›ms›z bir çizgiye yönelerek yeni iflçi ve yoksul kitleler içinde bir yeniden kurulufl ata¤› gerçeklefltirmeyi hedeflemelidir. *** Seçimlere kadar ki süreçte, toplumsal muhalefetin (savafl, kamunun tasfiyesi, Kürt sorunu ve halk demokrasisi üzerinden gelifltirilebilecek) gerek k›sa vadeli program›na gerekse de uzun vadeli yönelimlerine ket vuracak bir dizi politik kavray›fl zafiyeti bulunuyor. Emperyalizmin bölgemizdeki ve geneldeki askeri/siyasal uygulamalar›, ekonomik/sosyal uygulamalar›ndan ba¤›ms›z, apayr› parçalar de¤ildir. Aksine genel bir program›n alt bafll›klar›d›r. Bir taraftan Ortado¤u’nun yeralt› kaynaklar› gasp edilmeye çal›fl›l›rken, di¤er taraftan yerüstü kapitalist pazar›n prensiplerine göre kurulmaya çal›fl›l›yor. Bir taraftan bizim gibi ülkelerin askeri/siyasal üst yap›s› mutlak boyunduruk alt›na al›n›rken, di¤er taraftan kamusal alan›n tasfiye ediliyor, yoksunluk ve yoksulluk genellefltiriliyor. Sald›r› program›n›n bu bütünlü¤ü karfl›s›nda etkili bir savunma/direnifl program› da bütünlüklü olmak zorundad›r. ‹flte tam

da bu yüzden, ilerici güçler bütünsel bir “toplumsal muhalefet program›” oluflturmak durumundad›r. Toplumsal muhalefetin bugünkü baflar›s›zl›¤›n›n nedenleri aras›nda, 1) Sorunlar›n birbirinden ayr›flt›r›lmas› (sadece e¤itim-sa¤l›k, sadece Kürt sorunu, sadece AB, sadece ücret); 2) Toplumsal kesimlerin ayr›flmas› (sadece memurlar, sadece iflçiler, sadece kad›nlar, sadece Kürtler); 3) Mücadele eden güçlerin ayn› sorun etraf›nda ayr›flmas› (savafl karfl›tl›¤› konusunda, toplumsal muhalefetin çeflitli unsurlar›n›n siyasal ‹slam ve AB’ye yaklafl›mlar›ndaki savrulmalar nedeniyle birbirinin önünü kesen tarzda konumlanmas›), önemli birer yer tutmaktad›r. Bu sorunlu yaklafl›mlar›n solun ve iflçi hareketinin içinden geçti¤i yap›sal de¤iflim ve kriz atmosferinin nesnel etkileriyle ba¤› olmakla birlikte, bu parçal› sürecin yaklafl›k 25 y›l› bulan uzunlu¤u bu zaafl› kavray›fllar› adeta kroniklefltirmifltir. Bu durumun afl›lmas› ve ideolojik yak›nlaflman›n/ayr›flman›n sa¤l›kl› bir tarzda gerçeklefltirilebilmesi için ideolojik üretkenli¤in artt›r›lmas›; politik/pratik bir program etraf›nda ortaklaflma ve demokratik bir temsil etraf›nda birlik sa¤lanmas› bir gerekliliktir. Bu noktada bize düflen görev, yaparak gösterirken ayn› anda gösterirken yapmakt›r. Kendi eylemimizi baflka hiç kimse gelmeyecek gibi güçlü bir iradeyle gerçeklefltirmek ama binlerce kifli kat›lacakm›fl gibi esnek örgütlemek gerekir. Kendi politik program›m›z› bütün ilerici güçlerin ortak program› gibi oluflturmak ama tamamen yaln›z kalsak bile kararl›l›kla uygulamak zorunday›z. K›sacas› hem çekece¤iz, hem itece¤iz.

Geçici Koalisyon Hükümeti Dr. Abbas Bakhtiar

A

merika Irak’› iflgal ettikten sonra, Geçici Koalisyon Hükümeti’ni kurdu. Bu, Irakl›lar bir seçim yap›p hükümet oluflturana kadar sürecek geçici bir hükümetti. Paul Bremer’e s›n›rs›z yetki verildi. Bremer, yüksek mahkeme ve parlamento baflkan› ilan edildi. O da, yasalarla desteklenen emirler vermeye bafllad›. ‹flte o emirlerden birkaç›: “39 no’lu emir: Irak’›n 200 devlet teflebbüsünün özellefltirilmesi, Irak’taki tüm yat›r›mlar›n %100 yabanc›lar taraf›ndan yönetilebilmesi ve tüm gelirlerin vergiden muaf olmas›.” Bu durum yabanc› flirketlere Irak flirketlerini sat›n alma ve karlar›n›n tamam›n› ülkelerine gönderebilme izni vererek Irak’›n yeniden inflas›n› engelliyordu. “17 no’lu emir, özel güvenlik flirketleri de dahil yabanc› yat›r›mc›lara Irak yasalar›ndan tam muafiyet imtiyaz› veriyor.” “49 no’lu emir vergi oran›n› %40’tan %15’e düflürüyor.” “12 no’lu emir Irak’a giren ve ç›kan tüm ürünler için geçerli olan fiyat tarifelerini, gümrük prosedürlerini, ithalat vergilerini, lisans ücretlerini vs. ask›ya al›yor.” Bu durum ülkeye ucuz yabanc› mallar›n ak›n etmesine ve yerel üreticilerin çöküflüne yol aç›yor. Ortado¤u’nun yeni-sömürgelefltirilmesinden söz ederken iflte bu düzenlemelerden bahsediyordum. ABD, ulusal güvenlik nedeniyle, yabanc› flirketlerin ya da bireylerin bafll›ca Amerikan flirketlerini yönetmesini kesin bir dille reddeder. Ama Irak söz konusu olunca, oras› bat› flirketleri için tamamen aç›kt›r. Fakat Irak’ta her fley bafltan beri yanl›fl gitti. Halk, birlikleri çiçeklerle de¤il bir gerilla savafl›yla karfl›lam›flt›. Buradaki iflleri bitip ‹ran’a geçmesi düflünülmüfl olan birlikler direniflçilerle savaflmak için Irak’ta kalm›flt›. Batakl›k Bu durum ABD ve ‹ngiltere’yi batakl›kta b›rakm›flt›r. Daha önce Irak iflgalinin bedelini yaklafl›k 100 milyar dolar olarak hesaplam›fllard›. fiu anda maliyet 2 trilyon dolar› bulmufl durumda. ABD, petrol kuyular› ele geçirilir, petrol maliyetinin düflürülmesiyle de bu masraflar karfl›lan›r diye hesaplam›flt›. Hesap tutmad›. Petrol yataklar› ABD ve ‹ngiltere’nin hesaplad›¤› üretim düzeyine yaklaflamad›. Petrol fiyatlar› 60-78 dolar seviyesinde ve ucuzlayacak gibi de görünmüyor. Hiçbir ekonomi bu petrol fiyatlar›n› ve s›n›r ötesi askeri bir operasyonu uzun süre kald›ramaz. Petrol fiyatlar›n›n milli geliri de olumsuz etkiledi¤i aç›kt›r. ABD milli geliri 436.45 ila 623.5 milyar dolarl›k bir kay›p yaflam›flt›r. Enerji ‹stihbarat Dairesi bu olumsuz etkinin daha da kötüleflece¤inin fark›nda. ABD’nin seçenekleri Bundan önceki hiçbir ABD hükümeti ülkeye k›sa sürede bu kadar zarar vermemiflti. Bu yönetim 1 milyar›n üzerindeki Müslüman’›, Avrupal›lar›, Afrikal›lar› ve Asyal›lar› uzaklaflt›rd›. Dostluk kazanmak yerine kendine düflmanlar yaratt›. Rusya, Çin, ‹ran ve Venezüella korkusuzca ABD’nin daha fazla güçlenmeyece¤inden emin olarak ellerinden geleni yapt›lar. ABD’ye birkaç seçenek kald›. Ortado¤u’daki güç dengesini bozmas› onu ya yeni düzeni kabul etmek ya da dünyay› eflsiz bir ekonomik kaosun içine atmak gibi iki seçenekle bafl bafla b›rakt›. ABD’nin 3 ç›k›fl yolu var: Irak’tan çekilmek, ‹ran’la pazarl›k yapmak, ‹ran’a sald›rmak. 1. ‹lk seçenek, ABD için büyük bir stratejik yenilgidir. Bu, tüm Ortado¤u’yu etkiler. ABD’nin çekilmesi yenilgiye davetiyedir. Kendi halklar›n› dahi karfl›lar›na alarak ABD’yi destekleyen ülkeler ‹ran’la benzer diyaloglara girip ‹ran’›n yükseliflinin önünü açacaklard›r. 2. ABD ‹ran’la anlaflamaz. ABD ekonomik ve stratejik kazan›mlar ister. ‹ran ABD hegemonyas›n› kabul etmeyecek ve ABD’nin gelecekte sald›rmayaca¤›n›n garantisini isteyecektir. ABD de bu garantiyi vermeyecektir. Tabii bir de ‹srail sorunu var. Müslümanlar Filistinlilerin haklar›n› korumas› için ‹ran’a bakmaktad›rlar. Ciddi bir pazarl›k ayn› zamanda ‹srail’in iflgal etti¤i topraklardan 1967’deki s›n›rlar›na çekilmesi anlam›na gelecektir bu da ABD’deki Yahudi lobisinin kabul etmeyece¤i bir fleydir. 3. Bu da ABD’yi tek bir seçenekle bafl bafla b›rak›yor: önce ‹ran’› zay›flatmak ve yaln›z b›rakmak ard›ndan da sald›rmak. Tüm bu NPT ve uranyum zenginlefltirmesi hakk›ndaki konuflmalar›n varaca¤› nokta buras›d›r. Bu yönetim kendisini bir köfleye s›k›flt›rm›flt›r. E¤er ‹ran’a sald›r›rsa Amerika fark›nda ki en az›ndan baflka birçok ülke de kendisiyle birlikte olacakt›r. E¤er Amerika ‹ran’a sald›r›rsa gelecek hepimiz için oldukça karanl›k görünüyor. Görünüyor ki bu yönetim kontrol edemedi¤i her fleyi yerle bir etmeye odaklanm›fl ve bunu yaparak da tüm kontrolü kaybediyor. Zmag.org’dan çeviren Sendika.Org


K‹TAPLAR SOKAKLARDA

Oku beni b›rak beni Dünyada kitaplar›n daha çok insana ulaflmas›n› sa¤layan "bookcrossing", Türkiye'de de bafllad›. Türkiye çap›nda 145 noktaya da¤›lan kitaplar bedavaya okunacak; yeni kat›l›mlarla ço¤alacak elden ele dolafl›p özgür kalacak. fiimdilik 18 ilde yaklafl›k 145 mekânda 3 bin 59 kitap dolafl›ma sokuldu. Konuyla ilgili ayr›nt›l› bilgi www.sokakkitaplari.org adresinden al›nabilir.

7 Eylül 20 Eylül

NAZIM KÜLTÜR MERKEZ‹’NDE

‹STANBUL FOTO⁄RAF B‹ENAL‹

Almanya'da yay›nlanmakta olan Türkçe-Almanca Mizah Dergisi Don Quichotte'un “Ortado¤u'da Savafla Hay›r!” ça¤r›s›na gelen destek ile oluflturulan karikatür sergisi ‹stanbul Nâz›m Hikmet Kültür Merkezi'nde. 70 karikatürün yer ald›¤› sergi 10 Eylül’e kadar devam edecek. Eserler www.donquichotte.at/Bugun adresinden de izlenebilir.

15 Eylül - 31 Ekim 2006 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilecek IFSAK 1. Uluslararas› ‹stanbul Foto¤raf Bienali, “Kent: Kaos ve Büyü” temas› üzerine yo¤unlafl›rken, tema d›fl›ndaki heyecan verici çal›flmalar› da içinde bar›nd›racak. Bienal projeleri ‹stanbul'un tarihi mekanlar›n›n yan› s›ra genifl kamusal mekanlara da yay›larak foto¤raf izleyicisine ulaflacak. Bienalle ilgili ayr›nt›l› bilgi için www.ifsak.org/bienal.

Savafla karfl› karikatür

Kent: Kaos ve büyü

YAZAR MUZAFFER BUYRUKÇU’YU KAYBETT‹K

“Yaln›zl›¤›n Arkas›ndaki Gülümseme” k›rg›n ayr›ld› Öykü ve roman yazar› Muzaffer Buyrukçu 27 A¤ustos günü Gaziosmanpafla’da yaln›z yaflad›¤› evinde ölü bulundu. fiöhret ve para peflinde koflmadan yazman›n “ödülünü” hastaneye kabul edilmeyerek ve ölümünün üzerinden 5 gün geçtikten sonra bulunarak alan Buyrukçu; Haldun Taner Öykü Ödülü, Yunus Nadi Öykü Arma¤an›, Sait Faik Hikaye Arma¤an› gibi ödüllerin de sahibiydi.

Muzaffer Buyrukçu yazd›¤› birbirinden güzel öykülerinde ve Cemal Süreyya’n›n Turgut Özal için yazd›¤› “‹ntihar Önerisi” flirinde yaflayacak. Ülkemizi sizden, / Sizi de kendi özel s›k›nt›lar›n›zdan / Kurtarmak için / Arkadafl›m Muzaffer Buyrukçu`yla / Bir önerimiz var: / ‹ntihar etmelisiniz! / Ben ve Buyrukçu bu konuda / Dostça omuz veriyoruz size. / Gelin, halk›n önünde, / Üçümüz birlikte intihar edelim. / Yer: Kad›köy eski iskelesinin önü, / Gününü ve saatini siz saptay›n. / Ülkemiz sizden kurtulsun, / Biz de bir ifle yaram›fl olal›m

2006

KÜLTÜR/SANAT 11

Ortado¤u için “pasta tarifleri” ORTADO⁄U K‹TAPLARI Gönlü Ortado¤u halklar›ndan yana olan araflt›rmac› yazarlar›m›za Ortado¤u’yu daha yak›ndan tan›yabilmek için önerdikleri kitaplar› sorduk

B

u ülkenin insanlar› Ortado¤u’ya müdahale edilmesi konusunda tecrübesiz de¤il, 60’lar›n Dev-Genç’lileri, 80 sonras›n›n Dev-Yol’cular›, Lübnan ve Filistin halklar›yla Türkiye halk›n›n ortak atan kalbi olmufllard›. Türkiye halk›n›n al›flk›n olmad›¤› durumsa, Ortado¤u'ya ezilenin de¤il egemenin, yan›nda müdahale etmek. Bu ülkenin insanlar› için Ortado¤u pay kap›lmas› gereken bir pastadan ibaret de¤il. Eskiden canl› tan›kla-

r›n, savaflmaya gidenlerin lar, az bile” diyor Ortado¤u an›lar›yla tan›d›¤›m›z Orta- halklar› için. Cümle gerici do¤u’yu, bugün televizyonla- ve bir k›s›m sol içinse orar›m›z bafl›nda ço¤u zaman s› Müslüman mahallesi, devda savafl uçaklar›n›n karimciler ise salyangoz sameralar›yla, ABD ve t›c›s›. Ancak kim ne ‹ngiliz televizyonlar› derse desin vicdan›YEN‹ arac›l›¤›yla seyrediBAfiLAYANLAR m›z, insanl›¤›m›z yoruz. yan› bafl›m›zda otu‹Ç‹N ORTADO⁄U ran komflular›m›z›n Asl›nda Ortado¤u kavram›n›n kengerici barbarlar olK‹TAPLI⁄I disi dahi co¤rafi oladu¤unu, öldürülmeyi rak bat› merkezli bir dühak ettiklerini ve kendi flünüflün yans›mas›d›r. Peki kendini yönetmekten aciz bir Ortado¤u bizim için nedir? toplum olduklar›n› kabul etFaflist ideoloji “Araplar Os- miyor. Kalbimiz hep Ahmetmanl›’ya ettiklerini çekiyor- lerden, Alilerden, Ayflelerden

yana at›yor. Ancak Ortado¤ulu adafllar›m›z›, kader ortaklar›m›z›, iflgalciyi tan›d›¤›m›z kadar iyi tan›m›yoruz. Bunda medya manüplasyonlar›n›n pay› büyük. Ortado¤uyu daha yak›ndan tan›mak için flimdilik en iyi kaynak, kitaplar. Bu nedenle konunun uzmanlar›ndan siyasetiyle insan›yla Ortado¤u’yu anlatan kitap önerilerini ald›k. ‹flgalciler için bu kitaplar pasta tarifi gibi gelecek belki, ama bizim için dostumuzu, kader orta¤›m›z› tan›man›n en iyi yolu.

Faik Bulut: n B.J Odeh-Lüban’da ‹ç Savafl, n M. Hasaneyn Heykel-Kahire Dosyas› n Olivier Roy-Afganistan’da Direnifl ve ‹slam n Edward Said-Yeni Biny›lda Filistin Sorunu n Immanuel WallersteinGüncel Yorumlar n Haluk Gerger-Kan Tad› n Tar›k Ali-Fundamentalizmler Çat›flmas› n M. Hasaneyn Heykel-1973 Arap-‹srail Savafl› ve Ortado¤u

lins-Kudüs Ey Kudüs Abu fiehmuz Demir: n Faik Bulut-“Araplar›n Gözüyle Irak ‹flgali / ‹slamc› Örgütler / ‹slam Komüncüleri / Ortado¤u’nun Solan Renkleri n Edward fiaid’in-Orientalizm n Edward Said-Siyasal ‹slam›n ‹flas› n Esat Sakar-Filistin ‹flçi Hareketi n Tar›k Y. ‹smail-Arap Dünyas›nda Komünist Hareket n Thierry HentchHayali Do¤u Bat›’n›n Akdenizli Do¤u’ya Politik Bak›fl›

Nuray Mert: n Gilbert AchcarBarbarl›klar Çat›flmas› n Ekrem MemiflKaynayan Kazan Ortado¤u n Falih R›fk› Atay-Zeytin Da¤› n Mete Çubukçu-Bizim Filistin n Mete Çubukçu-Ortado¤u’nun Yeniden ‹flgali

Ahmet K›rm›z›gül: n Samed Behrengi-Küçük Kara Bal›k n Sadik Hidayet-Kör Baykufl n Ahmed fiamlu-Bana Ayd›nl›ktan Söz Et n Furu Ferruhzad-Sadece Ses Kal›c›d›r n Necip Mahfuz-Dilenci n Adonis-Dallar›n Güncesi n Mahmud DerviflBeyrut Kasidesi n Ahmadu Kuruma-Allah Mecbur De¤il ki n Tahar Ben Jelloun-Ifl›¤›n O Kör Edici Yoklu¤u

Mete Çubukçu: n N o a m Chomsky-Kader Üçgeni n Gilber AchcarKaynayan Ortadogu n Tar›k Ali-Bush Ba¤dat’ta n Dominique Lapierre, Larry Col-

Gam Şiir ve Müzik Topluluğu köyleri dolaşıyor

Ne Anlatay›m Ben Sana Ece Temelkuran Everest Yay›nlar› 259 Sayfa

Ne Anlatay›m Ben Sana! Ece Temelkuran, F tipi cezaevleri, tecrit, açl›k grevleri ve ölüm oruçlar› hakk›ndaki kitab›nda 96’dan bugüne toplumun yaflad›¤› de¤iflimi ve duyars›zlaflmay›, ölüm oruçlar› karfl›s›ndaki tav›r ba¤lam›nda de¤erlendiriyor. Kitap, halen devam etmekte olan ölüm oruçlar›n› analar›n, ayd›nlar›n ve direniflçilerin gözünden anlat›yor. 96 ölüm oruçlar›na da de¤inen kitap unutturulmaya çal›fl›lan bir direnifl öyküsünü yeniden hat›rlat›yor.

‹syan›n notalarla buluflmas› Karadeniz’de 100‘ü aflk›n etkinlik gerçeklefltiren Gam fiiir ve Müzik Toplulu¤u Anadolu’ya do¤ru esmeye haz›rlan›yor. 8 y›lda yaklafl›k 100 kiflinin emek verdi¤i Gam, 12 kiflilik müzik, 20 kiflilik fliir grubuyla toplam 32 kifliden olufluyor Kimi zaman büyük bir mitingde sahnede marfl söylerken görürsünüz onlar›, kimi zaman bir köy meydan›nda kamyonun üstünde türkü söylerken, kimi zaman konser salonlar›nda, kimi zaman sokaklarda kampanyalara destek verirken. Adlar› ve simalar› yoktur onlar›n. Hepsi tek bir amaç için bir araya gelmifl, Anadolu’nun dört bir taraf›nda yetiflip,

Az Gittik Uz Gittik Pertev Naili Boratav

1998 y›l›nda bir araya gelen bir grup genç, müzikle beraber mücadeleye nas›l daha fazla katk› sa¤layabileceklerini

tart›flm›fl ve yeri, zaman› ve kiflileri olmayan bir grup yaratmaya karar vermifllerdir. Amaçlar› ise sosyal, kültürel faaliyetlerin ulaflamad›¤› alanlara bu faaliyetleri ulaflt›rmak yani köylere kasabalara. Gam’› dinlerken, Trabzon’dan bir sevda türküsünün pefline modern düzenlenmesi yap›lm›fl bir semahla çofluyor oluyorsunuz bir anda. Hareketli bir Trakya ritmini Kürtçe bir a¤›t izliyor. Do¤u Anadolu halaylar›n›n pefli s›ra horonlar kar›fl›yor. En önemlisi Lazca, Hemflince,

Gençli¤in müzik ve fliire ilgisini art›rmak, Anadolu kültürünün yozlaflt›r›lmas›na karfl› ç›kmak için 1998’de kurulan grup kamyon kasas›nda köy köy geziyor.

Rumca, Gürcüce bir anda farkl› dünyalara dal›p gidiyorsunuz. Ayr› bir birim olarak çal›flan fliir toplulu¤u ise düzenledikleri fliir dinletileri ile emekten yana, sevda-

Beyaz perdede çirkin bir arkadafl

‹mge Yay›nevi 367 Sayfa

Az Gittik Uz Gittik Az Gittik Uz Gittik, flimdi kimisi Türkiye s›n›rlar› d›fl›nda kalan topraklar›n ve Anadolu masalc›lar›n›n dillerinden y›llar boyunca derlenmifl masallar› bir araya getiren kapsaml› bir araflt›rma. Sözlü gelenek içinde kuflaktan kufla¤a aktar›lan masallar› Pertev Naili Boratav titiz bir çal›flmayla geçmiflte kalmaktan kurtar›p günümüze ulaflt›r›yor; kendi deyimiyle, onlara “belge” niteli¤i kazand›rarak her yafltan okuru masal dünyas›n›n büyülü perdesini aralamaya ça¤›r›yor.

Trabzon’da buluflmufllar. Kimisi Üniversite ö¤rencisi, kimisi lise, kimisi ise iflsiz bir müzisyen.

9 Eylül 1984

Y›lmaz Güney ölümünün üzerinden geçen 21 y›la ra¤men sinemac› kimli¤inin yan› s›ra devrimci bir halk kahraman› olarak da toplumun haf›zas›ndan hiçbir zaman silinmedi. Sinema hayat› boyunca düflman çatlat›rcas›na hep zirvede yer alan Güney, ezilenlerin iktidardaki yans›mas› olarak yer ald› beyaz perde de. Çirkindi ama yine de iktidarda o vard›. o “Çirkin Kral”d›. Sinema yaflam›na, aksiyon filmleri ve Spagetti western tarz› yap›mlarla bafllayan Güney ileriki y›llarda sinema tarihine damgas›n› vuran filmlere imza att›. Aç Kurtlar, Umut,

Umutsuzlar, Ac›, A¤›t gibi filmlerinde ülke gerçeklerine de¤inen ve ezilen insan› oda¤›na alan bir sinema dili gelifltirdi. Yaflam› tüm gerçekli¤iyle yans›tan bu sinema, bir yönüyle 2. Dünya Savafl› sonras›nda ‹talya'da geliflen Yeni Gerçekçilik Ak›m›'n›, bir yandan da geleneksel halk destanlar›n› an›msatmaktad›r. Güney, Arkadafl, Endifle, Yol ve Duvar`da kendine özgün tema ve anlat›m biçimlerini gelifltirerek uygulad›. Yol, 82 Cannes Film fienli¤i`nde Alt›n Palmiye kazanarak sinemam›za en önemli ödüllerinden birini getirdi. 1974 y›l›nda Yumurtal›k Savc›s›'n› öldürme suçundan, 18 y›la mahkum oldu. 1981 sonunda izin alarak ayr›ld›¤› Isparta Cezaevi'ne dönmeyen Güney, daha sonra Fransa'ya yerleflti ve TC uyru¤undan ç›kar›ld›.

dan yana tav›r al›yorlar. Bu y›l gerçeklefltirdikleri Naz›m Hikmet anmas›nda fliire tiyatral gösteriyi, dans›, müzi¤i, sinevizyon gösterimlerini katarak izleyenleri mest ettiler.

ATMA RECEP recepatma@gmail.com

Atma Recep emekçilerinin Recebin cekedinin cebine “gencadams›n laz›m olur” diyerekten s›k›flt›rd›klar› 20 YTL’li¤in içinde bulunan dinleme cihaz› sayesinde Kopi Annan’la yapt›¤› görüflmeleri büromuzda “yuuuhhh, ooooha, bu kadar da olmaz ki” nidalar›yla dinleme flans› bulduk. Gizli görüflmede Recebin Annan’a s›k s›k “biz çat›flmaya girmesek olmaz m›?” dedi¤i duyuldu. Onun yerine gerekirse Hizbullah militanlar›n›n kulaklar›n› çekme ve morartmamak kayd›yla cimcirme gibi görevlere haz›r olduklar›n› söyledi. Konuflman›n ilerleyen bölümlerinde Recep bir askerimizin bile burnu kanasa askeri çekeriz diye aç›klama yapt›¤›n› ama e¤er istenirse bu aç›klamay›, “bir askerimizin burnu kanarsa çekeriz konufluruz, güneflte fazla gezme deriz” diye de¤ifltirebilece¤ini söyledi. PPP Recebin Akpak partilileri tezkereye “evet” demeleri konusunda ikna etmek için yapt›¤› konuflmada duygulu anlar yafland›. “BM gücüne kat›lmazsak BM’nin gücüne gider” diyerek konuflmas›na bafllayan Recep konuflman›n ilerleyen bölümlerinde yeryer gözyafllar›n› tutamayarak “Bufl bi dahaki aya beni bekliyo, e¤er bu sefer de tezkereyi götüremezsem, beni meclisten al›p sanayiye verecek bunu mu istiyorsunuz ha bunu mu” diyerek veryans›n etti. E¤er tezkereyi k›r›ks›z getirirse Buflun kendisine bisiklet alaca¤›n› söyleyen Recep h›çk›r›klara bo¤ularak konuflmas›n› yar›da b›rakmak zorunda kald›. PPP Bi ‹ngiliz bi Frans›z bi de Alman bilim adam›n›n yapt›¤› araflt›rmalar sonucunda, “Receb”in tersten okununca “becer” oldu¤unu buldu. Bilim dünyas›n› flok eden bu geliflme uzmanlar taraf›ndan “Receb”in birtak›m iflleri becermek için özel olarak seçilmifl oldu¤u yönünde yorumland›. Konuyla ilgili aç›klama yapan Ehud Olmert “ne alakas› var” dedi. PPP Geçti¤imiz günlerde Recep köflemizde yay›nlanmas› için bir mail gönderdi. Recep mailde flöyle dedi, “AB diye bir fley vard› hat›rlar m›s›n ey Atma Recep okuru? Y›llarca bu AB beni ben seni kand›rd›m durdum. N’oldu gire gire BM Bar›fl Gücü’ne girdik. O da Lübnan’a gidiyomufl. Ama Lübnan’da da güzel cevizli sucuk yap›yolarm›fl. Art›k yerseniz. Yemezseniz paket yapt›r›y›m. PPP Köflemizi okuyan Uluslararas› Atma Enercisi Kurumu (UAEK) Baflkan› Muhammed El Amaney. E¤er Recep atma enerjisi üretme çal›flmalar›n› durdurmazsa BM arac›l›¤›yla yapt›r›m uygulayabileceklerini duyurdu. PPP Bu hafta da Zafer Kiraz’›n TRT’de sundu¤u haber bültenleri tad›nda geçen bir köflemizin daha sonuna geldik sevgili okur. Köflenin tam s›¤mas› için laf› ne kadar uzatmaya çal›flsak da, sonuçta sözcükler de bir yerde tükenip bitiyor. Bu son cümlelerle köflemizi doldurduktan sonra, bir sonraki say›m›zda görüflmek dile¤iyle diyoruz... Esen kal›n... Esen Kal›n kimdi o da m› sunucu?

Midak Soka¤›’nda art›k hüzün var “Kahire Üçlemesi” roman›yla Nobel Ödülü’nü kazanan ilk Arap yazar olan 94 yafl›ndaki Necib Mahfuz, 30 A¤ustos’ta öldü. 12 y›l önce ‹slamc›lar taraf›ndan sald›r›ya u¤rayarak bo¤az›ndan b›çaklanan Mahfuz’un eserleri aras›nda, “Midak Soka¤›”, “H›rs›z ve Köpekler”, “Nil’in 3 Çocu¤u” ve “Dilenci” bulunuyor. 40’› aflk›n roman› bulunan yazar, eserlerinde M›s›r’›n tarihini, sosyopolitik ortam›n› felsefi ögelerle harmanlayarak yans›tt›. 1959 y›l›nda yay›mlanan bir kitab› fleriatç› El Ezher Üniversitesi’nce yasaklanm›flt›.

www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.

n Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n Telefon-Faks 0 212 245 9037 n Adres Tomtom Mah. Örmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n Bas›ld›¤› Yer Sinerji Bas›n Yay. ve ‹let. Hizm. A.fi. Bask› Tesisleri - KOCAEL‹ n Da¤›t›m Yay Sat


cmy k

Onur halk›n, utanc meclisin ‹srail ve ABD’nin ç›karlar› do¤rultusunda Lübnan’da oluflturulan BM Bar›fl Gücü’ne asker gönderme tezkeresi mecliste görüflülürken Türkiye halklar›n›n anti-emperyalist ve savafl karfl›t› tavr›n› temsil eden binler de meydanlardayd›

AKP’nin orduyla anlaflarak Meclis’ten geçirdi¤i Lübnan’a asker gönderme tezkeresi, yap›lan tüm anketlerde %90’lar› aflan oranlarda halk taraf›ndan reddediliyor. ABD ve ‹srail’in ç›karlar› için kimse çocu¤unu Lübnan’a göndermek istemiyor. AKP’nin asker cenazelerinde bile sorgulanan tutumu, T. Erdo¤an’› “askerlik yan gelip yatma yeri de¤ildir” diyecek kadar pervas›zlaflt›rd›. Her yerde savafl karfl›t› eylemlere polis sald›rd›, linç giriflimleri tezgahland› ama hepsi geri tepiyor. Ne halk T.Erdo¤an’a inan›yor ne de gösteriler ve eylemler duracak. Ülkeyi Ortado¤u batakl›¤›na sokanlar bunun bedelini er yada geç ödeyecekler ve vicdanl› insanlar›n tepkilerinden asla kurtulamayacaklar. Tezkere sürecinde

yurdun dört bir yan›nda yüzlerce irili ufakl› protesto gösterisi ve eylem gerçekleflti. Bu süreçte ‹slamc› kanad›n çok c›l›z tepkiler vermesi ayr›ca dikkat çekiciydi. Bu tablonun kendisi halk›n vicdan›n› kimin temsil etti¤ine dair net bir kanaat oluflturdu. Bu gösterilerin en anlaml›lar›ndan birisi de TBMM’de tezkere oylamas› s›ras›nda Ankara’da yap›ld›. 5 Eylül günü yurdun dört bir yan›ndan gelen binlerce savafl karfl›t› Ankara sokaklar›nda buluflarak Lübnan’a asker gönderilmesine yönelik tezkereyi protesto etti. Bar›fl için binlerce kad›n, çocuk, emekçi seslerini Meclis’te tezkereyi oylayanlara duyurmak için hayk›rd›: “‹srail Askeri Olmayaca¤›z.” Ö¤len saatlerinde Türkiye’nin çe-

flitli flehirlerinden binlerce kifli Kurtulufl Park›’nda bir araya gelmeye bafllad›. Saat 14.00’da K›z›lay istikametine do¤ru yürüyüfle geçtiler. KESK, D‹SK, TMMOB, TTB, Eczac›lar Birli¤i, Difl Hekimleri Birli¤i, TÜRMOB, Tüm ‹flçi

BU ÖFKE BU KARARI ALANLARI BO⁄AR Emeklileri Derne¤i, Tüm Ba¤kur Emeklileri Derne¤i’nin ça¤r›s›yla bir araya gelen siyasi partiler, devrimci yap›lar ve kitle örgütlerinin kat›ld›¤› gösteriye “Asker Gönderen Vatan Haini, ‹srail Askeri Olmayaca¤›z” sloganlar› damgas›n› vurdu.

K›z›lay’da polis barikat›n›n önüne gelinmesinin ard›ndan kat›l›mc› kurumlar ad›na KESK Baflkan› ‹. Hakk› Tombul bir konuflma yaparak Lübnan’a asker gönderilmesi karar›n› protesto ettiklerini savafla ortak olmamak için mücadele edeceklerini söyledi. Miting alan›na getirilen ses araçlar› ve ses sistemi teçhizatlar›na polisin el koymas› üzerine Halkevciler mitinge yönelik bu sald›r› karfl›s›nda ses araçlar›na el konulmas›n› önlemek üzere polis barikat›na do¤ru yürüyüfle geçti. Bir grup halkevci flamalar› ve Filistin bayraklar›yla polis panzerlerinin üstüne ç›karak yolu kapatan polis barikatlar›n›n kald›r›lmas› ve ses arac›n›n serbest b›rak›lmas›n› istediler. Devrimci yap›lar›n da destek verdi¤i protesto sonras› miting kald›¤›

yerden devam etti. Eylemde devrimci yap›lar›n kortejleri oldukça kalabal›k ve coflkuluydu. Ça¤r›c› kurumlar aras›nda en kalabal›k olan emek örgütü KESK’ti. Halkevciler ve Ö¤renci Kolektifleriyle Liseli Genç Umut eyleme yolu trafi¤e kapatarak Dikimevi’nden yapt›klar› bir yürüyüflle kat›ld›. BDSP, HKP, Al›nteri, ESP, ÇHD, HÖC, Kald›raç gibi çok say›da yap› “Emperyalizme ve Siyonizme Karfl› Platform” olarak açt›klar› bir genel pankart›n arkas›nda kendi pankartlar›yla eyleme kat›ld›lar. Yap›lan konuflmalar›n ard›ndan “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” sloganlar›yla miting sona erdi. Ayn› esnada TKP, Yüksel caddesinde buluflup Akay yokufluna kadar yürüdü ve coflkulu bir gösteriyle toplad›¤› imzalar› Meclis’e iletti.

DARBEC‹LER TÜM DÜNYADA HESAP VERD‹

Dar›s› 12 Eylül’cülerin bafl›na Türkiye darbecilerini yarg›layamam›fl nadir ülkelerden biri. Oysa ki hesap sorulmayan darbenin karabasan› hala üzerimizde. Darbecilerin yarg›land›¤› ülkelerde ise toplumsal muhalefet muazzam ilerlemeler kaydetti Dünyan›n pet çok ülkesinde cuntac›lar› yarg›latan toplumsal hareketler, hala 12 Eylül‘le yaflayan Türkiye halk›na da örnek oluyor. Güney Kore darbecisi Roh Tae-Woo 1996’daki yarglamada 1979 darbesi, Kwangiue Katliam› ve rüflvetten suçlu bulunarak hapse at›ld›. ‹flçi hareketi bu süreçte oldukça et-

kin rol ald›. fiili’li eski diktötör Pinochet de 973-1989 aras›nda 3,000 fiililinin öldürülmesi ve 27,000 kiflinin de iflkenceden geçirilmesi suçlamalar›yla yarg›land›. Pinochet akli dengesini yitirdi¤i gerekçesiyle yarg›lamadan kurtulmak istediyse de, hala göz hapsinde tutuluyor ve yarg›lan›yor.

Yunanistan’da 1967’de iktidara el koyan Albaylar Cuntas›, halk muhalefetinin de bas›nc›yla Karamanlis hükümeti döneminde yarg›land› ve cuntac› subaylar›n tümü müebbet hapse mahkum oldu. Arjantin’de 70’li y›llarda 30 bin devrimci, sendikac› ve ilericiyi katleden Vileda cuntas› halk›n yükselen muhalefeti karfl›s›nda yarg› önüne ç›kar›ld›. 1985’te cuntac›lar a¤›r hapis cezalar›na çarpt›r›ld›. Arjantin’de ders kitaplar› cuntadan bir kara leke olarak bahsediyor, meclis kap›lar›n› darbe kal›nt›lar›na kap›yor. Perulu eski askeri diktatör Fujimori de yarg›land› ve hapse mahkum edildi. Fujimori Japonya’da saklan›yor. Dar›s› 12 Eylül’cüleVileda döneminde cuntan›n kaybetti¤i binlerce ilericinin aileleri taraf›ndan yükseltilen mücadele Cuntac›lar›n cezaland›r›lmas›n› sa¤lad› rin bafl›na…

‹flbirlikçiler sokaklarda protesto edildi Ankara Ö¤renci Kolektifleri 4 Eylül akflam› tezkereyi görüflmek üzere yap›lan AKP Grup Toplant›s› öncesi TBMM Kap›s›nda “ ‹srail Askeri Olmayaca¤›z” yaz›l› bir pankart açarak Tezkereye karfl› AKP’ye "dur” dedi. Ayn› gün Halkevci kad›nlar kendilerini TBMM önüne zincirleyerek hükümeti protesto etti. ‹stanbul 30 A¤ustos töreninde “‹srail Askeri Olmayaca¤›z – Ö¤renci Kolektifleri” pankart› açan üniversiteliler, polisin k›flk›rtmas› ile sald›r›ya u¤rad›. Ö¤rencilere sald›ranlar›n ço¤u eylemin amac›n› anlay›nca sald›r›y› sona erdirdi. Ancak polis sald›r›lar›na devam ederek 4 ö¤renciyi gözalt›na ald›. Halkevleri 2 Eylül günü AKP ‹l Binas› önünde bir eylem gerçeklefltirdi. Ça¤layan Meydan›’nda buluflan yaklafl›k 200 Halkevci buradan AKP ‹l Binas› önüne kadar yürüdüler. ‹ncirlik'ten 15 Temmuz'da yola ç›kan Yurtsever Cephe’nin "ABD defol, bu memleket bizim" yürüyüflü, 2 Eylül günü Dolmabahçe'de yap›lan mitingle sona erdi. ESP, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesini protesto için bir imza kampanyas› bafllatt›. ‹zmir 2 Eylül’de Çankaya Metro Ç›k›fl›’nda bir araya gelen Halkevleri ve Ö¤renci Kolektifleri yol keserek Lübnan’a asker gönderilmesi karar›n› protesto ettiler. Eyleme sald›ran polis, "bunlar vatan haini, vurun..." diyerek çevredekileri eyleme sald›rtmaya çal›flt›. Halktan bekledi¤i deste¤i göremeyen polis, çevik kuvvetin olay yerine gelmesiyle

4 eylemciyi döverek gözalt›na ald›. Emperyalizme ve Siyonizme Karfl› Platform 3 Eylül’de, NATO’ya ba¤l› Orgeneral Vecihi Ak›n K›fllas› önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Giydikleri k›rm›z› boyal› beyaz önlüklerle caddeye yatan eylemciler, Lübnan’da ölen sivilleri temsil ettiler. Samsun 1 Eylül’de ‹stiklal Caddesi'nden Cumhuriyet Meydan› yürüyüfl yapmak isteyen Halkevcilere sald›ran polis 10 kifliyi gözalt›na ald›. Sald›r› s›ras›nda biber gaz› ve cop kullanan polis birçok eylemcinin yaralanmas›na neden oldu. Antalya Halkevleri ve Yurtsever Cephe üyesi 200 kifli, 1 Eylül günü Ayd›n Kanza Park› önünde toplanarak K›fllahan Meydan›'na yürüdü. ‹skenderun Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Bar›fl Günü’nde Boyac›lar Park›'nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. Adana 1 Eylül günü Adana’ya giden Tayyip Erdo¤an’›n yolu Halkevciler taraf›ndan kesildi. Erdo¤an’›n yolunu kesen Halkevcilerden üçü kolluk kuvvetleri taraf›ndan gözalt›na al›nd›. 3 Eylül günü düzenlenen “Ortado¤u halklar›na Özgürlük! , Tezkereye hay›r! ‹srail Askeri Olmayaca¤›z!” mitingine 1500 kifli kat›ld›. Kocaeli Dünya Bar›fl Günü dolay›s›yla KESK ve baz› demokratik kitle örgütleri yürüyüfl yolunda kitlesel bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klama sonunda Yürüyüfl yolunda sloganlar atarak da¤›lmayan Halkevcilere polis, biber gaz›yla sald›r›da bulundu.

Gecekonducular yürüdü Dikmen Vadisi Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda evlerinin y›k›lmas› karfl›l›¤›nda kabul edilemez flartlar dayat›lan Yukar› Dikmen Mahallesi halk›, 26 A¤ustos günü projenin uygulay›c›s› olan ve ç›kt›¤› TV programlar›nda mahalle halk›na sürekli hakaretler ya¤d›ran ‹. Melih Gökçek’i kendi partisi olan AKP genel merkezi önünde protesto etti. “Durdurun Art›k Bu Adam›” slogan›yla düzenlenen eylemde “Gökçek’in kula¤›n› çekmek için AKP’ye geldik” denildi. AKP Genel Merkezi önüne gelen yaklafl›k 700 mahalle sakini dövizleri ve “Gökçek Halka Hesap Verecek, Evler Bizim Hakk›m›z Söke Söke Al›r›z” sloganlar›yla ‹. Melih Gökçek’i protesto etti. Renkli dövizleriyle, kad›n çocuk yafll› engelli çok say›da mahal-

le sakini evlerine sahip ç›kmak için AKP binas› önündeydi. Mahalle halk› aras›ndan seçilen befl kiflilik bir heyet AKP’lilerle görüflerek taleplerini ve durumlar›n› ileten bir dosya sunmak üzere parti binas›na girdi. Yaklafl›k yar›m saat süren görüflme s›ras›nda parti binas› önünde bekleyen di¤er eylemciler s›ras›yla megafonu alarak yaflad›klar› sorunlar› ve taleplerini anlatt›. Yaklafl›k yar›m saat süren görüflmenin ard›ndan heyet d›flar› ç›karak k›sa bir aç›klama yapt›. Heyet ad›na konuflan Tar›k Çal›flkan; “Bugün buraya Gökçek’e ders vermeye geldik, taleplerimiz hala ayn› biz ne saray, ne köflk istiyoruz biz sadece insanca yaflanabilir konut istiyoruz” dedi.

Bursa'da Çekirge Devlet Hastanesi Akflemsettin Çocuk Hastanesi'nde yaflanan bebek ölümleri ile ilgili olarak Bursa Halkevleri ve Bursa SES 1 Eylül günü Akflemsettin Çocuk Hastanesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› eylemde SES Bursa fiube Baflkan› Dr. Çetin Erdolu'nun okudu¤u bas›n aç›klamas›nda yaflanan bebek ölümlerinden sa¤l›k çal›flanlar›n›n suç-

land›¤›n› ve günah keçisi ilan edildi¤i ve böylece yap›lan yanl›fllar›n örtülmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Ayr›ca hastanedeki durumu da anlatan Erdolu, bir küvez de iki bebe¤in yat›r›ld›¤›n› 18 küveze bir hemflire düfltü¤ünü, ödeneksizlikten küvez say›s›n›n artt›r›lamad›¤›n› anlatt›. Aç›klamada, AKP'nin uygulad›¤› sa¤l›kta tasarruf programlar›n›n sonuçlar›ndan birininde bebek ölümleri oldu¤u vurguland›.

Çocuk ölümlerine protesto


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.