fiark›lar Filistin ve Lübnan halklar› için Halkevleri’nin düzenledi¤i Filistin ve Lübnan halklar›yla dayan›flma kampanyas› halktan yo¤un ilgi görüyor. Halkevciler, sokak sokak, kap› kap› dolaflarak g›da mal-
zemesi toplamaya devam ediyor. Kampanya ‹stanbul ve Ankara’da yap›lacak dayan›flma konserleriyle son bulacak. 8 Ekim’de Harbiye Aç›khava’da, 15 Ekim’de ise Ankara Atatürk Kapal› Spor Salonu’nda yap›lacak dayan›flma konser-
lerinde, bilet yerine Filistin ve Lübnanl› çocuklara gönderilmek üzere mama getirilmesi istenecek. Ankara’daki konsere, Bulutsuzluk Özlemi, Gece Yolcular›, Ali Ekber Eren, Bayar fiahin, Nurettin Rençber ve Grup Günyüzü kat›lacak.
Y›l 1 Say› 13 5 Ekim 2006 50 YKr 15 Günlük Siyasi Gazete
?
BU BEDELLER‹ ÖDEMEYE DE⁄ER M‹ ‹fiGALE KARfiI SAVAfiAN KOMfiU HALKLA DÜfiMANLIK
Erdo¤an Bush’u masaya oturtmad›, Bush Erdo¤an’› ça¤›rd›. Bush’un gündemi, ‹ran-Suriye ablukas›n›n ilerletilmesi ve Irak’ta derinleflen batakl›¤›n maliyetlerinin hafifletilmesi. Erdo¤an, Bush’tan alaca¤› görevleri görüflmek üzere gitti; masaya onurumuzu ve gelece¤imizi koydu
Direnen Irak halk›, bir gün kendi ülkesinde yeniden egemen olacak. Ayn› co¤rafyay› paylaflt›¤›m›z bir halk› zor gününde arkadan vurman›n utanc› tarih boyunca hat›rlanacakt›r.
Sayfa 3’de
YEN‹ GÖÇLER, YEN‹ YANGINLAR Türkiye’den göç ettirilmifl Kürtlere yeniden sürgün yolu gösteriliyor. Bu kirli savafla aç›k bir davetiye, köylerin ve kamplar›n yak›ld›¤› yeni vahflet tablolar› demektir
‹RAN’LA 500 YILLIK BARIfiI BOZACAKLAR Türkiye ile ‹ran aras›nda 500 y›ld›r kesintiye u¤ramayan bir bar›fl var. ABD’nin zorlamas›yla bu bar›fl› bozmak, bölgemizde halklar aras›nda bar›fl›n yeniden yarat›lmas› umutsuz bir hayale dönüflecek.
LULA B‹R KEZ DAHA
Brezilya’da sa¤ yine kaybediyor
Hayal de¤il, e¤itim paras›z olacak Ö⁄RENC‹LER 18 EK‹M’DE ANKARA’DA
Herkese “Eflit, Paras›z, Nitelikli Üniversite E¤itimi Hakk›” talebiyle üniversitelerde, yoksul mahallelerde, kent meydanlar›nda, tüm Türkiye çap›nda yaklafl›k 100 bin imza toplayan Ö¤renci Kolektifleri 18 Ekim’de Ankara’da olacak. Düzenlenecek mitingin ard›ndan, imzalar› TBMM’ye teslim edecek olan Kolektifler, toplumsal muhalefetin tüm bileflenlerini mücadelelerine destek vermeye ça¤›r›yorlar. Sayfa 12’de
LÜBNAN VE F‹L‹ST‹N’DE ‹Ç SAVAfi ZORLAMASI Gazze’de El Fetih ve Hamas aras›ndaki çat›flmalarda çok say›da ölü ve yaral› var. Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin kurulamamas› çat›flmay› derinlefltirdi. Lübnan’da da hükümetin BM yanl›s› tavr› Hizbullah’la iliflkilerini gerdi. Sayfa 8’de
Kurban bayram›na haz›rl›k yapal›m
Devlet kirli savafl rüzgar› estiriyor Türkiye ABD’nin peflinde Ortado¤u batakl›¤›na sürüklenir, Kürt sorununda “askeri çözüm” öne ç›karken rejim sertlefliyor. “Gaye” operasyonu ile gazetecilerin, kültür merkezlerinin, sendikac›lar›n ve sosyalistlerin hedef al›nmas›; U¤ur Kaymaz’› öldüren polislerin davas›na kat›lmak isteyenlere yönelik polis terörü kirli savafl›n devrede oldu¤unu gösteriyor. Sayfa 4’te
Michel Chossudowsky
Dünya kritik bir yol ayr›m›nda
Hedef somut kazan›mlar Siyasal sahnede a¤›r toplar›n at›fl halinde oldu¤u bu dönemde her an de¤iflebilecek dengeler içinde yer aramak yerine, kendi ba¤›ms›z politik/pratik program›m›z› uygulamak en do¤ru tercih olacakt›r. Bunu gerçeklefltirdi¤imizde solun siyaset yapma yönteminde de köklü bir de¤iflikli¤in a¤›r a¤›r bafllayaca¤›n› görmeliyiz. Sayfa 2’de
Umar Karatepe
Dalgalar yükselirken
Sayfa 9’da
Çal›flanlar›n ortak örgütlenmesi
H. Hüseyin Baflar
Sayfa 8’de
E¤itime bütçe okulumuza ödenek
Metin Özu¤urlu
Sayfa6’da
Hamide Yi¤it
Sayfa 4’te
Brezilya’da 1 Ekim’de yap›lan baflkanl›k seçimlerinde ‹flçi Partisi lideri Cumhurbaflkan› Lula da Silva ilk turda galip gelmesine yetecek oy oran›n› k›l pay› farkla kaç›rd›. Yüzde ellinin yaklafl›k bir puan alt›na düflen Lula da Silva'n›n Ekim sonunda yap›lacak ikinci turda rakibi Sao Paula eski valisi Geraldo Alckmin olacak. Lula da Silva'n›n en yak›n rakibi Geraldo Alckmin'in deste¤i Lula'n›n lideri oldu¤u ‹flçi Partisi'nin ad›n›n yolsuzluk skandallar›na kar›flmas› sonras›nda artt›. Yaklafl›k %41 oran›nda oy alan Alckmin’in ikinci tur için pek flans› yok. Çünkü oylar›n geri kalan›n› da ‹flçi Partisi’nden ayr›lan sol kanad›n kurdu¤u Özgürlük ve Sosyalizm Partisi PSOL aday› Heloisa ald› ve PSOL seçmenlenirinin küçük bir bölümünün deste¤i dahi Lula’y› yeniden Baflkan yapmaya yetecek. Lula’n›n ikinci kez seçilmesini, neo-liberal çizgisi nedeniyle flu flekilde yorumlan›yor: “Sa¤ yine kaybetti ama sol da kazanmad›.” Sayfa 8’de
Sayfa 2’de
E¤itim Sen, “E¤itime yeterli bütçe okuluma ödenek istiyorum” kampanyas›yla kamusal e¤itimin y›k›m›na karfl› mücadeleyi gündemine ald›.
Sayfa 5’de
Ö⁄RETMEN: E⁄‹T‹M PARALI OLMAZ
Sa¤l›kta ikinci raund bafll›yor Aile Hekimli¤i uygulamas› Düzce’nin ard›ndan 10 pilot bölgeye daha yayg›nlaflt›r›l›yor. GSS, 2007 Ocak ay›ndan itibaren uygulanmaya bafllayacak. AKP halk›n sa¤l›¤›yla oynamaya d e v a m ederken, toplumsal
muhalefette de hareketlenmeler bafllad›. Edirne’nin ard›ndan Samsun’da gerçeklefltirilen Aile Hekimli¤i karfl›t› mitingine de ilgi yo¤un oldu. SES ise aç›klad›¤› eylem takvimiyle sa¤l›kta y›k›m› durdurmay› hedefliyor. Sayfa 3’de
“E¤itime Bütçe Okulumuza Ödenek” nas›l istenmeli Hamide Y‹⁄‹T
E¤itim-Sen’in bu mücadele sürecinde kendi taban›n› kararl›l›¤›na ikna etmesi özel bir gereklilktir. Çünkü E¤itimSen taban› y›llard›r iktidarlar›n ad›m ad›m okullar› ödeneksiz b›rakarak piyasalaflman›n yolunu döfleyen ad›mlar›na sendika yönetiminin seyirci kald›¤›n› gördü, biliyor.
T
E
¤itim-Sen yönetimi nihayet e¤itimdeki özellefltirmeci y›k›m politikas›n›n, sendikal hareketi de y›k›ma sürükledi¤ini hissetmeye bafllad›. “E¤itime Bütçe, Okuluma Ödenek ‹stiyorum” kampanyas› bafllat›ld›. Hemen ard›ndan da belirlenen ilk sürenin yeterli olmayaca¤› görüldü¤ü için kampanyan›n uzat›ld›¤› aç›kland›. “E¤itime bütçe” talebi, hükümetin, kendisinden önceki hükümetlerden devrald›¤› ve uygulamakta bugüne kadar kararl› ad›mlar att›¤› köklü bir siyasal programa karfl› siyasal-toplumsal bir baflkald›r›d›r. Böyle bir talep hareketinin kitlesellefltirilmesi mücadelesi, 1-1,5 ayl›k gibi bir zamana, bas›n aç›klamalar›na, imza kampanyalar›na, sembolik hareketlere s›k›flt›r›lamazd›, s›k›flmad›¤› da ancak görüldükten sonra kabul edildi. E¤itim-Sen’in bu mücadele sürecinde, kendi taban›n› kararl›l›¤›na ikna etmesi özel bir gereklilktir. Çünkü E¤itim-Sen taban› y›llard›r iktidarlar›n ad›m ad›m okullar› ödeneksiz b›rakarak piyasalaflman›n yolunu döfleyen ad›mlar›na sendika yönetiminin seyirci kald›¤›n› gördü, biliyor. Yine bu taban, yönetimin, on y›ld›r “paras›z e¤itim hakk› için bir mücadele program› oluflturulmas›” yönünde sunulan tüm önerilere kulaklar›n› t›kad›¤›n› da biliyor. Mücadele karar›nda samimiyetin en temel göstergesi, e¤itimde flimdiki noktaya gelinene kadar hükümetlerin att›¤› ad›mlar› hat›rlamak ve E¤itim-Sen’in bu ad›mlar karfl›s›ndaki tav›rs›zl›¤›n›n yol açt›¤› mevzi kayb›n› kavramakt›r. Bu özelefltirel tutum, “Okuluma Ödenek ‹stiyorum” kampanyas›n› sonuç al›c› bir kampanyaya dönüfltürecek kapsaml›l›kta, derinlikte bir yaklafl›m› üretebilmek için de özel bir önem tafl›maktad›r. Hükümetleri farkl› olsa da programlar› ayn› olan Milli E¤itim Bakanlar› kamusal e¤itim kurumlar›n› hangi ad›mlar› atarak y›km›fllard› ve buna karfl› E¤itim-Sen’in tavr› ne olmufltu? 1- 90’l› y›llar›n bafl›nda okullarda “ba¤›fl” ad› alt›nda e¤itime katk› pay› toplama uygulamas› çok düflük bir mebla¤la (50 TL) bafllad›. Bu uygulaman›n, e¤itimin özellefltirilmesi program›n›n bir parças› oldu¤unu
ürkiye için çok önemli siyasi geliflmelerin yaflanaca¤› önümüzdeki bir y›l için resmi bafllama düdü¤ü çald›. Art›k herkesin kendi planlar›n› uygulamaya geçirme zaman›. Hakkari’de sivil k›yafetli askerlerin flehrin çöplerini toplama giriflimi ve belediye hizmetlerinin yetersizli¤ini protesto etmeleri bir iflaret fifle¤i gibiydi. Cumhuriyet tarihinde ordu ilk defa “sivil görünümlü bir kitlesel protesto hareketi” düzenledi. Bir askeri yetkilinin belirtti¤i gibi, “her zaman tank geçirmek gerekmez”di. Eylemden önce, Kara Kuvvetleri Komutan› Baflbu¤, “anlaml› bir tesadüf” sonucu, 2. Ordu bölgesindeki askeri birlikleri ve bu arada Hakkari’yi de denetlemiflti. ‹ki gün sonra da Büyükan›t ve kuvvet komutanlar› 2. Ordu karargah›n›n bulundu¤u Malatya’da ve 3. Ordu karargah›n›n bulundu¤u Erzincan’da ABD’yi ve PKK’yi hedef alan aç›klamalar yapm›flt›. “Ordunun, flimdilik Kürt sorununu öne ç›kararak, güçlü bir meflruiyet oluflturmay› hedefledi¤ini” geçen say›m›zda belirtmifltik. Bu bafllang›ç noktas›ndan hareket eden ordu, bir ad›m daha att› ve “irtica tehlikesi”ni vurgulayan ç›k›fllar› da bafllatt›. Bütün bu ç›k›fllar serisi “tüm devlet ad›na” Bush’la masaya oturan Erdo¤an’›n ABD yolculu¤u öncesine denk geldi. Kuvvet komutanlar›n›n harp okullar›nda yapt›klar› konuflmalarda dikkat çeken “sivil deste¤e” yap›lan vurgulard›. Ordunun uzunca bir süredir “sivil deste¤i” bizzat örgütledi¤i ve maniple etti¤i biliniyor (ADD, Ça¤dafl Kad›nlar Derne¤i, ASAM, vb ile). Dan›fltay sald›r›s›nda tepkileri bizzat Org. Özkök’ün k›flk›rtmas›; komutanlar›n son dönemdeki her asker cenazesine kat›lmalar›; Erman Toro¤lu’nun ‘kodu mu oturtan pafla talebi’ türü medya organizasyonlar›; ve elbette CHP’nin “Ordu Partisi” haline getirilmesi. Ancak tüm bunlar “sivil destek” için yeterli görülmüyor olmal› ki yeni ve güçlü destekler aran›yor; özellikle birbirini izleyecek seçimler döneminin öncesinde. Avrupa Birli¤i Türkiye Temsilcisi Hansjörg Krestschmer’in 22 Eylül’de yapt›¤› konuflmada “TSK’n›n yasal ve kurumsal düzene sayg› duymad›¤›, kontrol kabul etmedi¤i”ni söylemesi Yaflar Büyükan›t’› çok etkilemifl olmal› ki, 2 Ekim’de Harp Akademisi’nde yapt›¤› konuflman›n önemli bir bölümünü bu rapora ay›rd›. Ama bu konuflma, Erdo¤an’›n Bush ile
ve bunun bu rakamla kalmayaca¤› öngörüsüyle hareket etmek gerekti¤ini söyleyenlere kulak as›lmad›. 2- Katk› pay›n›n ö¤retmenlere toplatt›r›lmas›na karfl› ç›k›lmad›. 3- E¤itim-Sen, kendi üyelerine “katk› pay›n› toplamay›n” ça¤r›s› yapmad›, kesin bir karar bildirmedi. 4- Hükümetler “meflru” bir biçimde para toplatabilmek için ‘Norm Kadro’ uygulamas›yla hizmetli kadrolar› s›n›rlad›. Bu uygulama, temizlik iflini tümüyle ve zorunlu olarak velilerin omuzlar›na yükledi. E¤itim-Sen yönetiminin sonuçlar› en a¤›r basiretsizli¤i bu noktada ortaya ç›kt›. “Norm Kadro”ya karfl› iptal davas› bile aç›lmad›, Milli E¤itim Bakanl›¤› ile yönetmeli¤in temeldeki tahribat›n› engellemeyen
bir uzlaflma yolu tercih edildi. fiimdi tüm okullarda, veliden toplanan parayla sözleflmeli hizmetli çal›flt›r›l›yor. 5- Okullar›n yükünü velilerin omuzlar›na y›kan uygulamalar karfl›s›nda e¤itim emekçileri ile velileri ortak bir cephede buluflturmay› hedefleyen bir mücadele program›n›n oluflturulmas› önerileri, E¤itim-Sen yönetimince dikkate al›nmad›¤› için, olay, “veli-ö¤renci” sözleflmesi imzalatt›r›lmas›na kadar ilerletildi ve veliler, giderek a¤›r yükümlülükler alt›na imza atmaya al›flt›r›ld›lar. Bu duyars›zl›k ve basiretsizlik, “kamusal hizmet” kavram›n›n e¤itim hakk› ile iliflkisinin genifl y›¤›nlar›n bilincinde gizlenmesine; e¤itim hakk›n›n önce ücretsiz olarak “al›nan bir hizmet” daha sonra “art›k
GEL‹P GEÇERKEN...
bir bedel ödemeksizin ulafl›lamayan bir hizmet” arkas›ndan da “bedeli ödenerek sat›n al›nmas› gereken bir mal” olarak alg›lat›lmas›na katk›da bulundu. Do¤rudan do¤ruya biz ö¤retmenler aras›nda da ayn› kavray›fl yay›ld›; bu anlay›flta olmayanlar için bile ola¤anlaflt›. K›sacas› gelinen noktada “okulumuza ödenek istiyoruz” talebinin kitleselleflmesinin olanaklar›, okullar›n ödene¤inin kesilmeye baflland›¤› ilk günlerle k›yasland›¤›nda daralm›fl durumdad›r. Kampanyan›n, e¤itim hakk› bilinci çarp›lm›fl genifl kitleye ve ö¤retmen arkadafllar›m›za bu hakk›n bilincini yeniden kazand›racak bir mücadele anlay›fl›yla yürütülmesi bu nedenle yaflamsal önemdedir. Bu yüzden ilk elden flu
Alaattin T‹MUR
bir el gördüm Havana'n›n 150 kilometre do¤usunda deniz k›y›s›na yak›n / bir duvar›n üstünde bir el gördüm / ferah bir türküydü duvar (...) sen el resimleri yapars›n Abidin bizim ›rgatlar›n demircilerin ellerini Kübal› bal›kç› Nikolas'›n da elini yap karakalem (...) kocaman bir el / deniz kaplumba¤as› bir el / ferah bir duvar› okflayabildi¤ine inanamayan bir el / art›k bütün sevinçlere inanan bir el / güneflli denizli kutsal bir el / Fidel'in sözleri gibi bereketli topraklarda flekerkam›fl› h›z›yla f›flk›r›p yeflerip ballanan umutlar›n eli / 1961'de Küba'da çok renkli çok serin a¤açlar gibi evler ve çok rahat evler gibi a¤açlar diken ellerden biri / çelik dökme¤e haz›rlanan ellerden biri / mitralyözü türkülefltiren türküleri mitralyözlefltiren el / yalans›z hürriyetin eli / Fidel'in s›kt›¤› el ömrünün ilk kurflunkalemiyle ömrünün ilk kâad›na hürriyet sözcü¤ünü yazan el Naz›m Hikmet
noktalar›n alt›n› çizmemiz gerekir. n Kampanya, k›sa bir zaman dilimine s›k›flt›r›lmamal›, toplumsal muhalefetin bütününü harekete geçirerek genifl y›¤›nlar›n ortak bilincini etkilemeyi hedefleyen zengin ve genifl bir ufuklu bir eylem ve etkinlik tarz›yla örgütlenmelidir. n E¤itim-Sen, paras›z e¤itim ve paras›z sa¤l›k hakk› için, ‘ortak mücadele’ program›n› oluflturmak üzere KESK ve di¤er tüm demokrasi güçleriyle birlikte ad›m ataca¤›n› tam bir kararl›l›kla deklere etmelidir. n E¤itim-Sen tüm üyelerine “para toplamamalar›” konusunda ça¤r› yapmal› ve bunu örgütsel bir kara dönüfltürmelidir. n Kampanya, KESK’in tüm bileflenleriyle ortaklaflan eylem ve etkinliklerle donat›lmal›d›r. n Kampanyan›n veli ve ö¤renci aya¤› mutlaka yarat›lmal›, il il, bölge bölge bu ortak mücadelenin odaklar› oluflturulmal›d›r. E¤itim-Sen bunun için, yerel demokratik güçler ve örgütlenmeleri içine alan flemsiye tarz›nda örgütlenmelerin önünü açmal›d›r. n Bu mücadele, kampanyan›n afiflinin okul panolar›nda as›lmas›ndan ibaret olarak alg›lanmamal›d›r. Para okullarda toplanmaktad›r ve konunun merkezinde de okul e¤itimi bulunmaktad›r; bu nedenle kampanya her fleyden önce iflyeri örgütlenmesini güçlendiren biçimlerle yürütülmelidir. Bunun için bütün iflyerlerimizde sürekli çal›flma birimleri oluflturulmal›, en az›ndan sürekli masalar kurulmal›d›r. n Hizmetli kadrosu verilmedi¤i için temizlik eleman› çal›flt›rmak ve paras›n› veliye ödettirmek zorunda b›rak›lan her ö¤retmen ve idareciyi, bu mücadelenin öznesi haline getirecek bir çal›flma tarz› kullan›lmal›d›r. Devam›nda, iflyerlerinin kendi özgün yerel iliflkileriyle gelifltirdikleri hareketlere dayanan “hizmetli kadrosu istiyorum” kampanyalar›n›n taçland›raca¤› bir program oluflturulmal›d›r. n Kamusal e¤itimin y›k›m›na yönelik olarak at›lan ad›mlar kitle muhalefetinin sürekli bir gündemi kabul edilmeli ve bu ad›mlara karfl› kitle tepkisinin örgütlenmesi E¤itim Sen’in birincil sorumlulu¤u olarak görülmelidir.
fiimdi hedef küçüklü büyüklü somut kazan›mlar yapaca¤› görüflmeden alt› saat önce yap›ld› ve Akademi’den canl› yay›nla Washington’a kadar ulaflt›r›ld›. Oysa Erdo¤an uça¤a binmeden önce “Yaflar Pafla’ya gerginlik yarat›c› aç›klamalardan kaç›n›lmas› gerekti¤ini” söylemifl, “bunlar ekonomiyi etkiliyor” demifl ve bunu da uça¤›na ald›¤› gazetecilerine aktarm›flt›. Yani Erdo¤an da bofl durmuyor, Washington’a ordu gerilimden, ben istikrardan yanay›m mesaj›n› veriyordu. Cumhurbaflkan›’n›n 1 Ekim’deki “özgürlüklerin laiklik için ask›ya al›nabilece¤i” do¤rultusundaki tehditkar konuflmas› ilk bak›flta, askerlerin ard› ard›na gelen “ç›k›fllar›”yla birlikte bir dizi oluflturuyormufl gibi görünse de özdefl de¤ildi. Bunun, devletin tepesinde çok bafll› bir gerilim sürecinin gündeme gelmesi demek olup olmad›¤› yak›nda anlafl›lacak. Bu noktada YÖK Baflkan›’n›n Sezer’in ayr›lmas›ndan önce istifa etmesi ve yenisinin atanmas› hesab›na dikkat edilmeli. Ordu ile Erdo¤an aras›ndaki ortak payda, ABD ile mutlaka uyum sa¤lanmas› gere¤inde yat›yor. ABD’nin de Ortado¤u’da izledi¤i politika nedeniyle Türkiye’de 1 Mart’taki gibi bir kargaflal›¤›na tahammülü yok. Bu yüzden ordu ve AKP aras›ndaki iktidar çat›flmas› ne kadar gerilirse gerilsin bir “yüksek hakem” ve “hizaya getirici” var. Bu nedenle ABD’nin hakemlik misyonunun gere¤i olarak Bush’un, T. Erdo¤an’› dinlerken, Büyükan›t’›n konuflmalar›ndaki vurgular› es geçmesi beklenmemelidir. *** Erdo¤an’›n ABD gezisinin öncesinde Ortado¤u’daki uluslararas› ortam ve iliflkilerin yeni bir düzenleme dönemine girdi¤i apaç›k görülüyordu. Oluflturulan “PKK’yle mücadele ortak çal›flma grubu”nun, Kürt sorununun de¤iflik ülkelerdeki geliflme seyrinin Ortado¤u çap›ndaki bir plana ba¤l› olarak flekillendirildi¤i askeri nitelikli bir diplomasi masas› olaca¤› daha bafltan belliydi. ABD’nin öteden beri konunun böylesi bir masadan ve tek elden yönetilmesini istedi¤i biliniyordu. Ancak Türkiye ilk defa, Kürt sorununun ortak iradeyle flekillendirilecek uluslararas› bir sorun oldu¤unu kabul etti. Bu geliflmeler karfl›s›nda PKK’nin ateflkes ilan›; ABD-AKP-ordu aras›ndaki uzlaflman›n içeri¤ini ve imkanlar›n› de¤erlendirmek için bir “mola” olarak gündeme geldi. Bu ateflkesin bütün taraflar taraf›ndan istenmifl oldu¤u o¤ul Talaba-
ni’nin aç›klamalar›yla ortaya ç›kt›. Yeni Irak Anayasas›’n›n iflleyifline ba¤l› olarak önümüzdeki günlerde yap›lacak Kerkük referandumu öncesine ABD Irak Kürtleriyle Türkiye aras›nda PKK üzerinden bir anlaflma tesis etmek istiyordu. Bugüne dek reel politik manevralarla idare eden PKK’nin pragmatizmi de s›n›rlarna yaklafl›yor. PKK do¤rudan ve bütün varl›¤›yla Amerikan projesinin bir parças› olmakla (Talabani ve Barzani gibi) ya da yoksul Kürt halk›yla birlikte ba¤›ms›z bir sol/sosyalist proje aras›nda giderek daha fazla s›k›fl›yor. PKK için bir baflka yo¤un dönem ilkbaharla birlikte bafllayacak. Genel Seçimlere do¤ru Kürt halk›n›n siyasal temsili sorunu önem kazanacak. AKP’nin ikinci parti durumunda oldu¤u bölgede Erdo¤an’la flimdiye kadar oldu¤undan çok daha fazla karfl› karfl›ya gelecekler. *** AKP iktidar›nda dördüncü Ramazan ay› da bafllad›. Sosyal yaflam› de¤ifltirmeye dönük zorlay›c› müdahaleleri en ç›plak haliyle Ramazan ayl›nda görmek mümkün. ‹slamc›lar için bu ay siyasal faaliyetin en yo¤un ve mütecaviz biçimlerle sürdürülmesi demek. AKP’nin iktidar olanaklar›n› do¤rudan kullanarak örgütledi¤i birkaç örnek çok taze; K›br›s’ta gerici örgütlenmenin geliflimi ve Diyarbak›r’da kuran kurslar›n›n üç kat artmas›. Ancak buna ra¤men AKP Ramazan ay› boyunca, faturas› kendisine kesilecek her türlü giriflimi bizzat parti mekanizmalar›yla engellemeye çal›flsa da radikal ‹slamc› gruplar için bu dönem para toplama, örgütlenme ve eylem zaman›. Gerici hegemonya halk›n üzerinde her geçen gün a¤›rl›¤›n› artt›r›yor ama yoksullu¤u örtemiyor. ‹ftar saatinden 2-3 saat öncesinde kuyruklar çad›rlar›n önlerinde uzam›fl oluyor. Erdo¤an’›n dilinde bu durum; “partimizin oylar›nda karars›zlara do¤ru bir kay›fl var” fleklinde ifade ediliyor. CHP’de yanl›fl bir biçimde Deniz Baykal’›n kiflili¤iyle özdefllefltirilen sol akl›n d›fl›ndaki muhalefet çizgisi k›r›lmaks›z›n sürüyor. Anlafl›lan o ki Baykal ve ekibinin plan›nda iki kritik nokta var. Arkas›na orduyu almak ve Erdo¤an’›n (veya gericili¤i tescilli baflka bir flahsiyetin) cumhurbaflkan› seçilmesini beklemek. Bu durumun gerçekleflmesiyle girilecek genel seçimlerde ana tema belli: “Dengeyi sa¤lay›n, Cumhurbaflkan› onlardan oldu, bari hükümet bizden olsun”. Buna bir plan m›
denir yoksa spekülatif bir hayal mi, bunu hep birlikte görece¤iz. Sol muhalefet cephesindeki geliflmeler ise izlenmesi gereken yolun bafllang›c›na ›fl›k tutuyor. Solun dayand›¤› toplumsal muhalefet temelindeki daralma, savafl ve kirli savafl tehdidi alt›nda flekillenen iç politika gündemi karfl›s›nda güçlü bir sol kitle muhalefetinin gelifltirilememesine neden oluyor. ‹ktidar›n Türkiye’nin gelece¤ini karartan tehlikeli oyunlar›na karfl› politik-toplumsal tepkiler, etkisiz gösteriler ve adet yerini bulsun diye yap›lan kampanyalarla karfl›lan›yor. Sol merkezler bu tablo karfl›s›nda ortak bir strateji gelifltirmeye yanaflm›yor, da¤›n›kl›k ve parçal›l›k devam ediyor. Bu koflullarda devrimci çizginin nas›l somutlanaca¤› sorusuna yine de anlaml› pratik yan›tlar verilebiliyor. Devrimciler kurucu bir politik kavray›flla hareket ederek baz› olumlu örnekler yaratabiliyorlar. Somut bir örnek olarak “savafl karfl›s›ndaki” konumlan›fl verilebilir. Bir taraftan ilerici toplumsal muhalefet içinde tüm güçle yer al›nmaya çal›fl›l›rken, di¤er yandan ba¤›ms›z bir eylem çizgisi izlenmeye çal›fl›ld›. Savafla ve asker göndermeye karfl› ç›kman›n yan›nda, pozitif bir siyasetin gere¤i olarak, (Filistin ve Lübnan halk›na) bir yard›m kampanyas› örgütlenmeye giriflildi. Ayn› dönemde, kamusal alan›n tasfiyesine karfl› bulunulan her yerde bir direnifl hatt› oluflturmaya dönük çal›flmalar da ihmal edilmemeye çal›fl›ld›. E¤itim ve sa¤l›k hakk› mücadeleleri, enerji ve ulafl›m alanlar›n›n tasfiyesine karfl› mücadele, kentsel dönüflüm politikalar›na karfl› direnifl çizgisinde somutlaflan bar›nma hakk› mücadelesi, Ö¤renci Kolektiflerinin MP3 kampanyas› bu kapsamdaki çal›flmalar. Tam bu noktada E¤itim Sen ve SES’in e¤itim ve sa¤l›k hakk› mücadelesini sendikal kanaldan kitlesellefltirmeyi hedefleyen giriflimlerinin geliflmesiyle yeni bir toplumsal hareket alan›, siyasal mücadele alan›n›n yan› bafl›nda verimli bir topra¤› yaratmaya bafllayacak gibi görünüyor. Tüm bu faaliyetleri bir zihniyet dönüflümüyle de birlefltirerek kavramal›y›z. Bu bafllang›ç an›nda etkinlik say›s› ya da sesin gür ç›kmas› tek bafl›na baflar›n›n kriteri say›lmamal›. Geri çektirilen uygulamalar, elde edilen kazan›mlar›n yeni hareketin kitleselleflmesinin s›çrama tafllar›n› oluflturaca¤› bilinmeli. Bu nedenle, paras›z e¤itim için mücadelenin baflar› öl-
çüsü kaç okulda kaç çocu¤un paras›z kay›t yapt›r›ld›¤›; kaç okulun kamu kaynaklar›ndan sa¤lanan bütçesinin gelifltirildi¤inde aranmal›d›r. Okullar›n ve hastanelerin elektrik, su ve do¤algaz gibi ihtiyaçlar›n›n ücretsiz sa¤lanmas› için mücadeleyi salt bir “fikri propaganda etme vesilesi” saymak yerine, bunlar› parça parça elde etmeyi amaç edinmeliyiz. Somut kazançlar› hedefleyen ad›mlarla ilerlemeli, bu kazançlar› sa¤layacak yeni kitle mücadelesi örgütleri flekillendirmeliyiz. Siyasal sahnede a¤›r toplar›n at›fl halinde oldu¤u bu dönemde her an de¤iflebilecek dengeler içinde yer aramak yerine, kendi ba¤›ms›z politik/pratik program›m›z› uygulamak en do¤ru tercih olacakt›r. Bunu gerçeklefltirdi¤imizde ise, solun siyaset yapma yönteminde de köklü bir de¤iflikli¤in a¤›r a¤›r yaflanmaya bafllayaca¤›n› görmeliyiz. Egemenlerin iktidar mücadeleleri kendileri için nas›l yeni bir dönemin arifesinde oldu¤umuzu ortaya koyuyorsa, bugün muhalefetteki de¤iflim dönemi de “ba¤›ms›z bir sol” hareketin mayalanmas› için uygun koflullar› yaratmaktad›r. Ülkemizdeki sol parti, örgüt ve gruplar›n içinde ne yaz›k ki ba¤›ms›z bir sol hareket yaratma iradesi ve yetene¤i bugün için güçlü de¤ildir. Baz› parti ve örgütler izledikleri egemenlerin çeflitli fraksiyonlar›yla (ulusalc›larla, ‹slamc›larla, sosyal demokratlarla, AB’cilerle ve hatta Amerikanc›larla) ittifak siyasetleriyle, “kuyrukçuluk” yapmakta ve solun temel bir politik güç olmas›n› engellemektedirler. Bu durum bir yandan solun üzerinde yükselece¤i politik çerçeveyi bulan›klaflt›r›p, solun amaçlar›n› belirsizlefltirirken, di¤er yandan da solu düzenin de¤iflik fraksiyonlar›na yamamak için bitmez tükenmez bir iç çat›flmaya sürüklemektedir. Bugün her fleyden önce, uluslararas› planda ve özellikle de ulusal düzlemde ba¤›ms›z sol hareketin yeniden yarat›lma, yeniden infla dönemidir. Bu infla döneminde halkç›-sol politikalar›n en berrak biçimlerde ortaya konmas› temel bir ihtiyaçt›r. Ba¤›ms›z halkç›-sol politikalar›n hayata geçirilmesi sürecinde ise, egemenlerle hiçbir ittifak aramadan, halk kesimleri aras›nda en genifl hedefler ve en genifl çal›flma biçimleri esas al›nmal›d›r. Mücadele ve örgütlenme tarz›m›z› “en ar› halkç›-sol siyaset için, halk kesimleri aras›nda en genifl çal›flma” prensibi çerçevesinde biçimlendirmeliyiz.
Ortado¤u’daki serseri may›n: Pakistan Immanuel WALLERSTEIN
Binghampton Universitesi Sosyoloji Prof.
D
ikkatler yanl›fl yere yönelmifl durumda. Ço¤u analist, gazeteci ve siyasi lider, kimi yönetimlerin Ortado¤u’da denge bozarak genifl bölgesel tahribat yaratmas›ndan kayg›lan›yor. Standart san›klar -ki, kiflinin politik alg›s›na göre de¤iflir- Irak, ‹ran, ‹srail ve ABD’dir. Fakat, bunlar›n hiçbiri yak›n gelecekte savafl› genellefltirecek bir senaryoyu teflvik etmeye e¤ilimli de¤il. Irak, iç savafla ve ABD varl›¤›n› sonland›rma çabalar›na saplanm›fl durumda. ‹ran’›n istikrarl› bir rejimi var ve sadece hareketlerinin ABD taraf›ndan k›s›tlanmayaca¤›ndan emin olmaya çal›fl›yor. ‹srail Lübnan fiyaskosundan sonra bir çat›flma ç›karacak durumda de¤il. ABD ise Ortado¤u yaralar›n› sarmakta ve kendi ç›karlar›na halihaz›rda vermifl oldu¤u zarar› en aza indirgemeye çal›flmaktad›r. Ortado¤u’daki serseri may›n Pakistan’d›r. Tarihini düflünelim. ‹ngiliz Hindistan’›nda, buradan Müslüman a¤›rl›kl› bir bölge elde ederek ba¤›ms›z bir devlet olarak tan›nma savafl›ndaki oldukça laik ve “modern” bir politik hareket vard›. Hindistan ve Pakistan 1948’de ba¤›ms›zl›klar›n› kazand›ktan hemen sonra, birbirleriyle savafl›p a¤›r kay›plar verdiler ve bir nüfus mübadelesine girifltiler. S›n›r bölgesi Keflmir’in taksiminden beri, iki taraf da taksimi tan›mam›flt›r; iki devlet aras›nda bir gerilim yaflanmaktad›r. Bundan sonra, önemli de¤iflimler olmufltur. Pakistan ikiye bölünmüfltür. Do¤u yar›s›n›n Bangladefl haline gelmesiyle co¤rafi olarak bölünmüfltür. Hindistan ve Pakistan aras›nda birçok savafl yaflanm›flt›r. So¤uk Savafl boyunca Hindistan, SSCB ile dostane iliflkilerini sürdürerek Ba¤lant›s›zlar Hareketi’nin lideri olmufltur. Sonuç olarak, iki ülke Hindistan’›n d›fl politikas›ndan dertlidir: ABD ve Çin. Bu yüzden her ikisi de Pakistan ile yak›n iliflki içindedir. Ne Hindistan ne de Pakistan Nükleer Silahlar›n Ço¤almas›n› Önleme Antlaflmas›’n› imzalam›flt›r. ‹kisi de nükleer silah gelifltirmifltir. Hindistan’›n 1948’den beri karmafl›k bir iç siyasi tarihi olmufltur. Fakat görünüflteki da¤›lma potansiyeline ra¤men politik istikrar›n› korumufltur. Hindistan ordunun müdahalesine dair hiçbir iflaret bulunmayan çok fazla hükümet de¤iflimi yaflam›flt›r. Pakistan’›n öyküsü ise büsbütün farkl›d›r. Birçok rejim de¤iflikli¤i yaflanm›flt›r ve ordu bunlar›n ço¤undan sorumludur. fiu anki rejim de bir darbe sonucunda ortaya ç›km›flt›r. Din, iki ülkede farkl› roller oynam›flt›r. Hindistan’da Hindu köktencili¤i çok güçlü ve fliddete e¤ilimli olagelmifltir ama kendisini bir siyasi partiyle ifade etmifltir. Bu, parlamenter kurallarla oynayan Birleflik Hindistan Partisi’dir. Hindistan’da büyük bir Müslüman nüfus bulunmaktad›r. Pakistan’da ‹slami köktenciler bir ç›rp›da çok yol alm›flt›r. Partiler kurmufl ama Keflmir’deki gerilla hareketleri de yaratm›fllard›r. Dahas›, bir zamanlar tamamen laik olan silahl› kuvvetlere ve özellikle istihbarat operasyonlar›na s›zm›fllar ve Kuzeybat› s›n›r›nda fiili otonom rejimler kurmufllard›r. Pakistanl› hükümetler varl›klar›n› sürdürebilmek için mücadele etmek zorunda kalm›fllard›r. Ayn› anda iki taraf› tatmin etmeleri gerekmifltir: bir yanda “modernleflmeci” s›n›f di¤er yanda çok daha “popüler” olan ‹slamc› gruplar. Bu kolay bir oyun de¤ildir. Anahtar tekniklerinden biri ABD ile mu¤lak ama yak›n bir iliflki gelifltirmektir. Burada amaç, ABD’den mümkün olan en fazla mali ve politik-askeri deste¤i al›rken en az›n› vermektir. Bin Ladin’in bafltaki amaçlar›ndan biri bu mu¤lakl›k oyunuyla cesaretleri k›rmakt›r. Ladin, 11 Eylül sald›r›lar›yla, ABD’nin Pakistan’a daha emin bir müttefik olmas› için bask› yapaca¤›n› ummufltur; (Bush rejiminin jeopolitik kütlü¤üne ba¤l› olarak) bunu bir dereceye kadar baflarm›flt›r. Bu, Pakistan’a karfl› aç›k bir tepki do¤urmufltur. Ordunun kuzeybat› eyaletlerine “düzen” getirme ve Ladin’i yakalama teflebbüsü baflar›s›z olmufl ve ordu çekilmek zorunda kalm›flt›r. Bu esnada Hindistan, ABD’yi nükleer geliflmelerini meflrulaflt›rmakta kullanm›flt›r ve ABD ayn› fleyi, geliflen Hindistan iliflkileriyle ilgili planlar› akamete u¤ratmas›ndan korktu¤u için Pakistan’la yapmay› reddetmifltir. Pakistan bu bofllu¤u doldurmak için yüzünü eski müttefiki Çin’e dönmüfltür Yine de Pakistan Devlet Baflkan› Pervez Müflerref artan bir politik baflar›s›zl›k içerisindedir. Ordusu Afganistan’daki (1990’larda bafll›ca destekleyicisi oldu¤u) Taliban’a olan deste¤ini gizlice yenilemekteyken ABD bundan artan bir rahats›zl›k duymaktad›r. E¤er Müflerref sendelerse, Pakistan’›n bir sonraki yönetimi gerçekten ABD’ye tamamen düflman ve ‹slamc› nitelikte olabilir ve hatta bu kez Pakistan, Ladin’in dokunulmazl›kla ikamet etti¤i askeri olarak güçlü nükleer silahl› bir ülke olabilir. Peki sonra? Çeviri: Açalya Temel / Sendika.Org
5 Ekim 18 Ekim
2006
GÜNDEM 3
Iktidar icin pis pazarl›k Erdo¤an, ABD’nin “kirli savafl vizesi” vermesi karfl›l›¤›nda, Ba¤dat’taki ABD gücüne 5 bin asker verme teklifini götürdü. Bu teklif, Kürt sorununun askeri çözümünde ›srar›n Türkiye’yi nas›l ak›l d›fl› bir konuma sürükledi¤ini gösteriyor
E
rdo¤an’›n “aktif ‹ran diplomasisi” için May›s ay›nda baflvurusunu yapt›¤› Bush görüflmesi bafllad›. Görüflmenin temel konusunu ABD’nin ‹ran, Suriye, Lübnan, K›br›s ve Irak’ta Türkiye’den istedikleri oluflturuyor. Erdo¤an bu randevu için aylarca kap›da bekledi. Randevuyu ancak Türkiye’nin ‹ran’a karfl› ABD’nin yan›nda yer almay› kabullendi¤i “Stratejik Vizyon Belgesi”ni imzalay›p, Lübnan’a asker gönderme karar›n› ç›karaca¤› güvencesini vermesinden sonra alabildi. Erdo¤an’›n masaya götürdü¤ü tek konu olarak “PKK’nin Irak Kürdistan›’ndaki silahl› varl›¤›na son verilmesi” talebi görünüyor. Türkiye bas›n›n›n tamam›, Beyaz Saray’daki gündemi Erdo¤an’›n belirledi¤i ve masada yaln›zca PKK sorununun bulunaca¤› havas›n› estirdi. Oysa Bush Erdo¤an’la görüflmesini, Pakistan Devlet Baflkan› Müflerref ve Afganistan Devlet Baflkan› Karzai’nin ard›ndan yap›yor. Erdo¤an Bush’u masaya oturtmad›, Bush Erdo¤an’› ça¤›rd›. Bush’un gündemi, ‹ranSuriye ablukas›n›n ilerletilmesi ve Irak’ta derinleflen batakl›¤›n maliyetlerinin hafifle-
tilmesi. Erdo¤an, bu gündemle ilgili olarak Bush’tan alaca¤› görevleri görüflmek üzere ABD’ye gitti. E r d o ¤ a n “ABD’deki Türk toplumu temsilcileri”ne yapt›¤› k o n u fl m a d a , “‹kili görüflmelerimiz olmufltur. Ortak bir kanaatimiz vard›r o da terör örgütünü yok etmektir. Terör örgütünü zarars›z hale getirmektir. E¤er Afganistan'da varsak, terörle mücadele için var›z. Ayn› flekilde dünyan›n de¤iflik yerinde varsak, bunun için var›z” dedi. Erdo¤an’›n bu konuflmas› ABD’nin verece¤i “görevleri”
ZAL‹M‹N SOFRASINA OTURAN DA ZAL‹MD‹R
almaya haz›r oldu¤unu, “PKK sorununu” da ABD’nin terörle mücadelesi kapsam›nda bir sorun olarak çözüm masas›na koyaca¤›n› göstermifl oldu. Erdo¤an’›n, “PKK’yle mücadelede etkin iflbirli¤i” karfl›l›¤›nda Ba¤dat’a 5 bin as-
ker göndermeyi ve ABD’nin ‹ran’a sald›r›s›na aktif veya pasif destek sunmay› önerece¤i yolundaki haberler yalanlanmad›. ABD’nin bu katk›y› isteyip istemeyece¤i henüz bilinmiyor. Ancak ABD’nin Ba¤dat’taki birliklerinin komutan› Gn.
Bush’un, Erdo¤an’› 5 ay kap›da beklettikten sonra kabul etmesinin arkas›nda, istedi¤i her fleyi kabul ettirece¤i bir noktaya getirmifl olmas› var. Erdo¤an’›n Bush’tan istediklerinin ne ölçüde karfl›lanaca¤›, karfl›lansa bile etkili olup olmayaca¤› belirsiz
Thurman geçti¤imiz hafta 3 bin askere daha ihtiyac› oldu¤unu aç›klam›flt›. Erdo¤an’›n bu “hizmetler” karfl›l›¤›nda ABD’den almak istedi¤i fley ise “kirli savafl vizesi”. PKK’nin Irak’taki “bütün faaliyetlerinin” engellenmesini isteyecek olan Er-
do¤an’›n bu iste¤inin, Mahmur kamp›n›n da¤›t›lm a s › n d a n PKK’nin Irak’taki silahl› varl›¤›na son verilmesine dek uzanan unsurlar› içerdi¤i belirtiliyor. Böylece köyleri yak›larak Türkiye’den göç ettirilen PKK sempatizan› Kürtlerin Irak Kürdistan› içinde eritilmesi ve PKK’nin silahl› birimlerinin buradaki “yasal bar›nma olana¤›n›n ortadan kald›r›lmas›” öngörülüyor. Bunun ard›ndan ç›kar›lacak yeni bir “piflmanl›k yasas›” ile PKK’nin politik olarak tasfiye edilebilece¤i, bu tasfiyeye boyun e¤me-
YANLIfi HESABIN FATURASI FELAKET VE ONURSUZLUK ABD’nin vermesi istenilen “Kirli Savafl vizesi” karfl›l›¤›nda al›nacak görevler Türkiye için tam bir onursuzluk ve felaket tablosu yaratacak. Ba¤dat’taki ABD kuvvetlerine asker vermesi halinde, Türkiye öncelikle, iflgal alt›ndaki bir komflu halk›n kurtulufl savafl›n›
bast›rma rolüne soyunarak, onun hakl› düflmanl›¤›n› kazanacak. Bu savaflta Türkiye’nin verece¤i kay›p da silahl› Kürt ulusal hareketinden kaynaklanan kay›plar›n›n çok ötesine geçecek. Bir di¤er büyük felaket ise 1639’dan bu yana 500 y›ld›r neredeyse kesintisiz bir bar›fl içinde
oldu¤umuz bölgenin en köklü devleti ‹ran’la geliflecek tehlikeli husumet olacak. ABD saf›nda yer alarak ‹ran’la gelifltirilecek bir husumetin yol açabilece¤i y›k›c› potansiyeli kavramak için ‹ran’›n 72 milyon nüfusa, 1 milyonluk bir orduya ve 8.5 y›l süren ‹ranIrak savafl›n› yürütecek ölçekte
güçlü ve önemli ölçüde ba¤›ms›z bir silah sanayine sahip bir ülke oldu¤unu hat›rlamak yeterli. Devleti yöneten güçlerin Türkiye halk› için utanç verici ve felaketli bu sonuçlar› getirecek angajmanlara girmesinin temel nedeninin, Türkiye’nin kendi içerisindeki Kürt sorununu demokra-
tik yöntemlerle çözümlemek yerine “kirli savafl”la çözme tercihi oldu¤u görülmelidir. Türkiye’nin Kürt sorununu bu yolla çözemeyece¤i görülüyor. Türkiye’nin Kürt sorununu çözmek için demokrasiye mahkum oldu¤u ancak büyük bir felaket yaflanarak m› kabul edilecek?
mesi halinde ise PKK sorununun askeri çözümü için ABD’nin izninin al›nabilece¤i varsay›l›yor. Evdeki bu hesab›n çarfl›ya uymas› ise hemen hemen olanaks›z. PKK’nin yaln›zlaflt›r›larak bask›lanmas› ve da¤›t›lmas›na dayanan bu plan›n önündeki birinci engel, Türkiye’deki Kürt halk›. Plan, Irak Kürdistan›’n›n PKK’ye kazand›rd›¤› hareket alan›n›n daralt›lmas› ve ABD’nin Türkiye’nin uygulayaca¤› “topyekün savafl” politikalar›na müsamahas› ile PKK’nin yaln›zlaflt›r›labilece¤ini varsay›yor. Bu varsay›m Türkiye’deki Kürtlerin ulusal taleplerini, siyasal ihtiyaçlar›n› görmüyor. Böyle olunca da daha bafllang›çtan itibaren büyük mülteci trajedilerinin gündeme getirilmesine, PKK’nin silahl› varl›¤› bahanesiyle “imha” politikas›na yönelinmesine ve bunun devam›nda da 90’l› y›llar›n kirli savafl ortam›n›n yeniden yarat›lmas›na giden bir sürecin ortaya ç›kmas› çok daha büyük olas›l›k. Erdo¤an’›n bu her taraf› batak olan siyaseti uygulamaya sokmak için ç›rp›n›fl›n›n tek nedeni ise Türkiye’de liberal siyasi islam› iktidara tafl›yacak iç ve d›fl dengelerin oluflmas›n› sa¤lamak.
Generaller: ‹ktidara orta¤›z! Kara, Deniz ve Hava Harp okullar›n›n aç›l›fl törenlerinde komutanlar›n yapt›klar› “zehir zemberek” denilen konuflmalar serisi, Cumhurbaflkan› Sezer’in Meclis’in aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflman›n ard›ndan, Org. Büyükan›t’›n Harp Akademilerinin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmayla tamamland›. Bütün bu konuflmalarda generallerin “ateflli” bir biçimde vurgulad›klar› konu irtica tehlikesi oldu. Generaller, bu konunun d›fl›nda hükümeti aç›kça suçlayan ifadeleri pek kullanmad›lar. Ateflli üslu-
plar›n›n a¤›rl›kl› hedeflerini AB, Kürtler, bas›n, kimi sivil kurumlar ve liberal ayd›nlar olarak belirlediler.
Cumhurbaflkan›’n›n özellefltirmelerden d›fl politikaya, idarenin iflleyiflinden bas›n›n tekelleflmesine kadar uzanan oldukça genifl bir alan› içine alan elefltirilerinin hemen tamam› ise hükümeti hedefliyordu. Büyükan›t’›n, di¤er komutanlar›n elefltirilerini “toparlayan” konuflmas› da ayn› çizgide oldu. Kendinden önce konuflan tüm komutanlara
“harfiyyen” kat›ld›¤›n› ifade eden Büyükan›t da, hükümeti yaln›zca irtica konusunda aç›kça hedef ald›, buna karfl›l›k, “hassasiyetinin” a¤›rl›kl› unsurunu “ordunun y›prat›lmas›” ve “bölücü teröre karfl› mücadelede, bat› dünyas›n›n gösterdi¤i iki yüzlülük” olarak belirledi; en önemli vurgusu, “silahl› kuvvetlerin kendisini savunma hakk› vard›r” biçimindeydi. Komutanlar›n konuflmalar›n›n özeti fluydu: TSK iktidar›n orta¤›d›r ve iktidardaki konumunu savunacakt›r!
fiemdinli çetesi yeniden faal 24 Eylül’de Hakkari ilginç bir “sivil toplum” eylemi gördü. Eylemciler “sivil” k›yafet giymifl askerlerdi. Eylemci askerlerin iddias› “Hakkari’de çöplerin toplanmad›¤›” idi ve belediyeye “Bölücülü¤ü b›rak iflini yap” mesaj› verildi. Üst düzey bir askeri yetkili Sabah’a yapt›¤› aç›klamada 28 fiubat sürecinin Sincan operasyonuna at›fla “Her zaman tanklar yürütülmez” dedi. Bu eylemin Hakkari halk›n›n gönlünü kazanmak için yap›ld›¤› ve psikolojik savafl›n bir parças› oldu¤u iddia edildi. Ancak eyleme Hakkari halk› hiç pas vermedi ve hatta sonras›nda eylemi k›nayan gösteriler yap›ld›. Kaynak yetersizli¤i içinde ç›rp›nan, borçlardan bo¤ulan, çal›flanlar›na 20 ayd›r maafl ödeyemeyen Beledi-
ye’ye yönelik “sivil” tepki çarfl› iznine ç›kan askerlerle s›n›rl› kald›. “Tebdili k›yafet” Hakkari sokaklar›na inen TSK’n›n, DTP’li belediye ile kap›flarak Türkiye siyasetinde yeni operasyonlar için meflruiyet kazanmaya çal›flt›¤› iddia edildi. Zira eylemin örgütçüsü Hakkari Da¤ Komando Tugay›’n›n bölge halk› aras›nda meflruiyet kazanmas› çok zor.
n fiemdinli eylemini savunmak için görev yat›¤› dönemde “sa¤a sola bomba atmak”la övünen MHP’li Altay bu tugay›n komutan› idi. Tugay Genelkurmay Baflkan› Büyükan›t’a ba¤l›yd›. Tugay›n ad› 18 Temmuz 1989’da Yoncal›’da üç köylünün yak›lmas› ve dört köylünün kaç›r›lmas› ile gündeme geldi. Bu köylülerden hala haber yok. n EMASYA (Emniyet Asayifl
Yard›mlaflma) Direktiflerinin güncellefltirildi¤i 6 Temmuz 2005’ten sonra bölgeye bir çok atama yap›ld›. Tugay Komutanl›¤›’na EMASYA Tali Bölge Komutanl›¤› statüsü verildi. Ard›ndan Hakkari Bölgesi'nde 18 patlama meydana geldi. Sonuncusu halk›n failleri suçüstü yakalad›¤› fiemdinli patlamas›yd›. n PKK itirafç›s› olarak Tugay Komutanl›¤› emrinde görevli Kahraman Bilgiç geçen y›l bölgedeki zenginlerden haraç ald›klar›n›, fidye için adam kaç›rd›klar›n› itiraf etmiflti. n Kirli savafl döneminde ayyuka ç›kan uyuflturucu ticareti ifllerini yürüten “Hakkari ve Yüksekova çetelerinin” yarg›lanan üyeleri aras›nda bu tugay›n emrinde kifliler bulunmaktayd›.
Ateflkese karfl› ayn› nakarat DTP’nin ve Abdullah Öcalan’›n ça¤r›lar›n› yapt›¤›, Talabani’nin öncesinden duyurdu¤u tek tarafl› ateflkes, PKK Kongra Gel taraf›ndan geçti¤imiz günlerde ilan edildi. Ateflkesin “Kürt sorunun çözümü ve demokratik sürecin bafllat›lmas›” için ilan edildi¤i duyuruldu. Ateflkesin ilan›ndan sonra “en iyi Kürt ölü Küttür” cephesinden geleneksel aç›klamalar geldi: “K›fl›n sald›r› yürütemeyecekleri için ateflkes ilan ettiler” “Belleri büküldü, köfleye
s›k›flt›lar. Ateflkes çaresizlikle al›nm›fl bir karard›r” “Ateflkes devletler aras›nda olur, böyle bir tan›m› kabul etmiyoruz”. Bu 22 y›ld›r silahl› eylemlerini sürdüren PKK’nin dördüncü ateflkesi. Yani resmi a¤›zlar›n söyledi¤i gibi PKK her k›fl ateflkes ilan etmiyor. Madem bu karar çaresizlikten al›n›yor, neden tükenmifl bir örgütün Irak’tan sürülmesi için tüm egemenler ABD’nin her dedi¤ine eyvallah çekmeye bafllad›? Belli ki, PKK’nin ilan etti¤i
ateflkesi küçümseyenler, gerçekte, askeri çözümü mutlaklaflt›r›yor. Oysa y›llard›r ›srarla sürdürülen askeri çözüm yöluyla “kökü kaz›nan” PKK olmad›. Aksine Türkiye’nin görece ba¤›ms›z hareketini sa¤layan tüm olanaklar›n, ‹ran baflta olmak üzere komflular›yla olan “dengeli” d›fl politikas›n›n kökü kaz›n›yor. Nedeni ne olursa olsun ateflkes tüm Türkiye toplumu için, Kürt sorununda gerçekten etkili ve olumlu bir çözüm yöntemi üzerinde yeniden düflünebilme f›rsat› veriyor.
AKP HEM SERVETLER‹ HEM KUYRUKLARI BÜYÜTÜYOR AKP’li belediyelerin geleneksel iftar çad›rlar›n›n hem say›lar› artt› hem de önlerindeki kuyruklar uzad›. S›rada bekleyen yoksullar›n iftar vakti zenginlerden bir-iki saat geç geliyor art›k. Bunun nedenini Erdo¤an’›n ABD’ye giderken uçakta söy-
lediklerinde aramak laz›m: AKP iktidar›nda Ciner ve Do¤an 10 kat zenginleflmifl. Ve Erdo¤an’›n ifadesiyle AKP’nin oylar› azal›rken karars›zlar›n say›s› art›yor. “Say›s› artanlar” kuyruklarda, flimdilik karars›z... Ama flimdilik...
Liberal sol AB’ye bakt› hizay› ald› AB projesi Türkiye halk› için ran liberal sol eski al›flkanl›klar›numut olmaktan ç›karken iç ve d›fl dan vazgeçemiyor. Özgürlük ve demokrasi mücasiyasetin iplerini giderek ABD’ye teslim eden iktidar için de “pa- delesini AB ufku ile belirleyen zarlanabilir bir illüzyon” olmaktan bu kesimlerin son günlerdeki kiç›k›yor. Etnik/kültürel temelli “de- mi geliflmelere karfl› çifte stanmokratikleflme” tart›flmalar› ve dartl› tav›rlar› AB izi tafl›yor. At›l›m Gazetesi bürolar› baK›br›s sorunu AB ile ips›l›rken, radyocular ve lerin gerilmesine neden sendikac›lar tutuklaoluyor. Geçti¤imiz n›rken, kültür mergünlerde onaylaAB’ci ayd›nlar›n kezleri talan edilirnan Avrupa Parlatatl› su liberalli¤i ken “üç maymentosu raporumun”u oynayan nun K›br›s’a liAt›l›m operasyonuyla sol ve sa¤ liberalmanlar›n aç›lmaiyiden iyiye s›r›tt› ler, AB’nin ilgi mas›na dair talepalan›na giren 301. leri hükümetin ve madde söz konusu askerlerin sert elefloldu¤unda gayet baflar›l› tirilerine neden oldu. bir muhalefet performans› ABD’nin yeni bölgesel politikalar›yla dengesi bozulan iktidar un- sergiliyorlar. AB’nin hiç de derdi surlar› “AB ile ipleri atmay›” tar- olmad›¤› aç›kça görülen örgütlent›flmaya bafllad›lar. Hükümetin ne- me özgürlü¤üne, sendikal haklara oliberal “dönüflümleri” gerçekleflti- ve toplumsal muhalefete yönelik rirken kulland›¤› ana malzemele- bask›lar karfl›s›nda liberal sol da rinden olan “AB projesi” giderek dut yemifl bülbüle dönüyor. K›labir avuç liberal ayd›n›n “özgürlük vuzu karga olan liberal sol, devve demokrasi masal›”na dönüflü- letin ve AB’nin Türkiye solunu yor. Uzun süredir tüm siyasetini “terörist ve uslu sol” olarak ayve konumlan›fl›n› AB’ye göre ku- r›flt›rmas›n› normallefltiriyor.
ÜN‹VERS‹TEDE ÖRGÜTLÜ DEVLET TERÖRÜ ‹stanbul Üniversitesi yeni ö¤renim y›l›na, afifl asan ö¤rencilerine sald›rarak merhaba dedi. 2 Ekim’de aç›lan ‹Ü Avc›lar Mühendislik Fakültesi’nde, üzerinde “Üniversitemiz Ticarethane Olmas›n”, “Müflteri De¤il Ö¤renciyiz” yaz›l› afiflleri indirmeye çal›flan özel güvenlikler ö¤rencilerin direnifliyle karfl›lafl›nca sald›r›ya geçtiler. Dekan gözetiminde gerçekleflen sald›r›da sandalyeler uçufltu, ö¤renciler yaraland›. Okul kap›s›nda da solcu ö¤rencileri taciz eden güvenlikler, itiraz eden bir ö¤renciyi kelepçelemeye kalk›flt›. Mesut Parlak dönemiyle birlikte solcu ö¤rencilere ve özellefltirme karfl›t› herkese savafl açan ‹Ü yönetimi polisle s›k› iflbirli¤i içinde. Ayn› sertleflmenin di¤er üniversitelerde de izlenmesi bekleniyor. Bu y›l 23 üniversitenin yöneticileri, Vali Muammer Güler baflkanl›¤›nda, Celalettin Cerrah’›n da kat›ld›¤› bir toplant› düzenlemiflti. Güler, muhalif ö¤rencilere karfl› en sert tedbirlerin al›nmas›n› istemiflti. Anlafl›lan o ki, rektörler tercihlerini ak›l ve bilimden de¤il polisten ve bask›dan yana koymufl.
5 Ekim 18 Ekim
4 GÜNDEM URFA KÖYLÜLER‹ PES ETM‹YOR
BEH‹Ç AfiÇI D‹REN‹YOR
DICKINSON SINIRDIfiI ED‹L‹YOR
2006
“ABD ile uzlaflm›yoruz”
Emek tecrite karfl›
“Ya sev ya terket” dediler
Belediye gazete kapatt›
fiER‹ATIN KEST‹⁄‹ PARMAK:
301’LE KAT‹LLER‹ KORUYORLAR
Köylerine füze düflüren ABD’lilerin araçlar›n› tafllad›klar› için yarg›lanan Urfal› köylüler 29 Eylül’deki mahkemede “ uzlaflma” teklifini yine reddetti, duruflma sonras› konuflan muhtar Mustafa Karakufl, “Hiçbir devlet yetkilisi bu olay› k›nayacak bir aç›klamada bulunmad›¤› için biz kendi tepkimizi ortaya koyduk ve o gün yumurta ve tafl att›k” dedi.
D‹SK, KESK, TMMOB ve TTB genel baflkan ve yöneticileri, ölüm orucu direniflinin 177. gününde Av. Behiç Aflç›’y› ziyaret etti. fiiflli’deki direnifl evinde Aflç›’y› ziyaret eden heyet ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi siyasal iktidar›n tecrit sorununu çözme noktas›nda hiçbir ad›m atmad›¤›n› söyledi ve tecritin kald›r›lmas›n› istedi.
Baflbakan Erdo¤an'› Bush'un köpe¤i olarak tasvir etti¤i kolaj çal›flmas› nedeniyle Ümraniye Cezaevi ve Zeytinburnu Yabanc›lar fiubesi'nde 10 gün tutulan kolaj sanatç›s› Michael Dickinson 20 y›ld›r yaflad›¤› Türkiye’den s›n›rd›fl› ediliyor. “Baflbakan isen karikatürün çizilir” diyen Dickonson Türkiye’ye turist vizesiyle dönece¤ini söyledi.
Tuzla Belediyesi’nce da¤›t›lan “Aile ‹lmihali”nde nikâh yapan çiftlere fleriat hükümlerine göre yaflamalar›n›n ve bunun için cihat yapmalar›n›n önerildi¤ini yazan "Ça¤dafl Tuzla" gazetesine ait iflyeri, "iskans›z oldu¤u" gerekçesiyle mühürlendi. Gazete çal›flanlar› açl›k grevine bafllarken bölgedeki hemen hemen tüm binalar›n iskans›z oldu¤u bildirildi.
1 May›s 1977 katliam› ile ilgili bir aç›klama yapan Mersin 78'liler Derne¤i Baflkan› Ethem Dinçer hakk›nda TCK'nin 301. maddesi uyar›nca dava aç›ld›. Dinçer 15 Aral›k’ta Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hâkim karfl›s›na ç›kacak. Mersin 78'liler Derne¤i ise Dinçer'e aç›lan dava üzerine, ''Bu suçsa biz de orta¤›z'' kampanyas› bafllatmaya haz›rlan›yor.
Mersin 78’lilere dava
Devlet kirli savafl rüzgar› estiriyor Gazeteciler, radyocular, kad›nlar, kültür ve sanat emekçileri, sendikac›lar tutukland›. Polisin terörle mücadele ad› alt›nda yürüttü¤ü “Gaye Operasyonu”nun toplumsal muhalefete gözda¤› vermeyi amaçlayan bir terör harekat› oldu¤u aç›kça ortaya ç›kt›. 12 yafl›ndayken öldürülen U¤ur Kaymaz’›n davas›n› izlemeye gelenlere yönelik polis terörü, kirli savafl›n giderek yükseltilece¤ini gösteriyor “Gaye”nin gayesi terör Polisin “Gaye” ad›n› verdi¤i operasyonun “gaye”si her geçen gün daha net ortaya ç›k›yor. Kültür merkezleri çal›flanlar›, sendikac›lar, gazeteciler, radyocular, kad›n mücadelesi aktivistleri üzerindeki devlet terörü giderek t›rman›yor. Yaklafl›k bir ayd›r At›l›m Gazetesi, Özgür Radyo, Sanat ve Hayat Dergisi, BEKSAV, Dayan›flma Gazetesi, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Emekçi Kad›nlar Derne¤i bürolar›n› basan, bu kurumlar›n emekçilerine yönelik bir sindirme harekat› bafllatan polis toplam olarak 150’nin üstünde kifliyi göz alt›na al›rken, 60’›n üzerinde kifli tutuklanarak cezaevine gönderildi. Operasyonun zamanlamas› da oldukça ilginç. Hükümet ve ordunun, Kürt sorunun sözde çözümünde ABD’nin katk›lar›n› ve onay›n› alabilmek için emperyalistlerin tüm kirli ve kanl› hesaplar›na angaje olmak konusunda görüfl birli¤ine vard›klar› bu dönemde, ülke içinde de kirli savafl yöntemlerinin yayg›nlaflmas› beklenen bir geliflmeydi. Opererasyon ile sadece gözalt›na al›nan, tutuklanan devrimciler hedef al›nm›yor,
K
korku salmaya yönelik bir terör harekat›yla karfl› karfl›ya olundu¤unu gösteriyor. ‹flte tutuklanan kiflilerden baz›lar›: At›l›m Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni ‹brahim Çiçek, Yay›n Koordinatörü Sedat fieno¤lu, gazete çal›flan› Özge Kelekçi, Gazete yazar› Hasan Coflar, Antep muhabiri Mehmet Güzel, Diyarbak›r temsilcisi Serdal Ifl›k. Dayan›flma Gazetesi Editörü Emin Orhan. Özgür Radyo Genel
ayn› zamanda tüm toplumsal muhalefete iflbirlikçilik ve kirli savafl karfl›s›nda sessiz kal›nmas› mesaj› veriliyor. Operasyonda tutuklananlar›n kimlikleri toplumsal muhalefetin tümüne
reketi bu varl›k alan›n› ret ve terk amu çal›flanlar› hareketi “çal›flanlar›n ortak örgütlen- etmedi¤i müddetçe, s›n›f›n derdine mesi” konusunu yeniden ve derman olamaz. Telafla mahal yok. Evet, manzara daha yayg›n bir flekilde tart›flmaya iç aç›c› de¤ildir.1990’la birlikte gehaz›rlan›yor. Mevcut sendikal yap› ve iflleyiflle yeni liberal sald›r›ya karfl› nelleflen ve eme¤in üretim ve topkonulam›yor olmas›, bu aray›fl›n te- lumsal yeniden-üretim sürecini çevreleyen muazzam çapta bir enformel gerekçesini oluflturuyor. malleflmeye tan›kl›k ediyoruz. Bu Sermaye sald›r›s›n›n niteli¤i ile ise, emekçilerin bünyesinde; iflsizle eme¤in direnifl çizgisindeki muazifli olan›, gençle yafll›y›, kad›nla erzam asimetriye dikkatinizi çekmek ke¤i, düflük ücretliyle yüksek ücretisterim: Sermaye her alandan, efl liyi, falanca sektördekiyle filanca zamanl› olarak ve fiili bir biçimde sektördekini, sald›r›yor. Emek güvencesizle gühareketi ise mevzi nitelikte, Çal›flanlar›n venceliyi, vas›fs›zla vas›fl›y› ve ard›fl›k zamanl› ortak nihayet örgütlü ve a¤›rl›kla huile örgütsüzü kuksal zeminde örgütlenmesi karfl› karfl›ya geyo¤unlaflan bir tiren, emekçiledirenme çizgisi rin bünyesindeki izliyor. Bu duMetin ÖZU⁄URLU her türlü farkl›l›rum karfl›s›nda ozugurlu@politics.ankara.edu.tr ¤› çat›flmal› bir “ne yapmal›” sokaraktere bürusunun yan›t› ründürerek derinlefltiaç›k; bu asimetriye Çal›flanlar›n ren bir süreci tetikliemek lehine son veyor. Bu sürece, ayn› rilmeli. Her alanda, ortak örgütlenzamanda, toplumsal eflzamanl›, birleflik ve kimlik inflas›nda s›n›f fiili bir direnifl çizgisi mesi, kamusal kodlar› yerine, ›rk, etinfla edilmeli. “Çal›ni, din, mezhep gibi flanlar›n ortak örgütalan› yeniden kodlar›n efllik etmesi lenmesi” konusu aninfla etme eklendi¤inde, vaziyet cak bu ba¤lam içinde sendikac›l›k hareketi anlam kazan›yor. Bu ba¤lam›na bak›m›ndan tam anise, tüm ortak örgütlam›yla bir ç›kmaza lülü¤ün yeni-liberayerlefltirilmelidir dönüflüyor. lizmle kavgan›n heAma yine de telafla men bafl›nda de¤il fakat sonunda gerçekleflece¤i anla- mahal yok; elefltirel emek tarihçilem›na gelir. Bu tarihsel bilinçle sab›r- rinden ö¤rendi¤imiz fludur; sermayenin toplumsal› parçalama yönelil› ve kararl› ad›mlarla yürümek gemi, yeni-liberal politikalara özgü olrekiyor. may›p sermayenin karakteri gere¤iBu nokta önemlidir; zira özellikle geliflmifl kapitalist ülkelerin örgütsel dir. Yani, sermayenin mayas› bozguncudur. Eme¤in do¤rultusu da gücü zay›flayan ve temsil krizine bafl›ndan beri hep toplumsal› yenisürüklenen yerleflik sendikalar›nda, den infla etme yönünde olmufltur. büyük sendikalar›n küçükleri bünEmek hareketi bugün atalar›n›n yoyesine almas› fleklinde gerçekleflen lunu izleyecekse, “çal›flanlar›n ortak bir birleflme furyas› yaflanmaktad›r. örgütlenmesi” program›n› cemaatBizim flu meflhur “kafa ve kasa birlili¤i” slogan›, bugün Avrupa sendi- leflerek çözülen toplumsal› yeniden infla etme, güncel anlam› itibar›yla kac›l›k hareketinin gündemindedir. kamusal alan› yeniden infla etme “Çal›flanlar›n ortak örgütlülü¤ü” program› e¤er bu temelde kavran›- ba¤lam›na yerlefltirmek durumundad›r. yorsa, bunun en hafif deyimle anBu ba¤lam içinde “çal›flanlar›n lam›, iflçi s›n›f›n›n bütüncül ç›karlaortak örgütlenmesi”, emekçiler arar›n›n, örgütlü olan bölü¤ün k›sa s›nda yukar›da an›lan farkl›l›klar› iherimli ç›kar›na feda edilmesidir. mal etmeyen ve fakat bütünün ç›Yerleflik sendikalar›n günü kurtarma ve varl›klar›n› sürdürme tela- karlar›n› gözetmek suretiyle, farkl›l›klar›n parçalay›c› etkisini ortadan fl›yla birleflmelere yönelmeleri anlakald›ran bir örgütsel forma ve ifllefl›l›rd›r; ancak, sermayenin sendikayifle sahip olmak durumundad›r. lara tan›d›klar› varl›k alan› bellidir; sendikalara, “firman›n kar ve reka- Bunun örneklerini yeni ve militan bet önceli¤ine tabi olursan yaflarsendikac›l›k hareketlerinde bolca s›n” denmektedir. Sendikac›l›k habulmak mümkündür.
Yay›n Koordinatörü Füsun Erdo¤an, Haber Müdürü Halil Dinç, radyo çal›flan› Sinan Gerçek. D‹SK Limter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Cem Dinç, Genel Sekreteri Zafer Tektafl, Tekstil-Sen Genel Baflkan› Ayfle Yumli Yeter. Emekçi Kad›nlar Derne¤i ‹stanbul Baflkan› Çiçek Otlu. Ezilenlerin Sosyalist Platformu ‹stanbul Temsilcisi Figen Yüksekda¤. Sosyalist Gençlik Derne¤i Antep Baflkan› Sinan Tanr›verdi. fiimdi dayan›flma zaman› “Gaye” operasyonu kapsam›ndaki devlet terörüne karfl› dayan›flma da giderek geniflliyor. Gazeteci ve yazarlar Varl›k Özmenek, Hasan
Pek çok ayd›n yazar ve gazeteci At›l›m bürolar›nda çal›flarak sald›r›ya karfl› tav›r al›rken, pek çok yerde At›l›m gazetesi sat›fl›na toplumsal muhalefetin fark› kesimleri de kat›ld›.
O¤uz, Ayfle Çekiç Yamaç ve Günay Kubilay At›l›m gazetesine yaz›lar›yla destek verirken Haluk Gerger, Uluslararas› PEN Türkiye temsilcisi Rag›p Zarakolu, Birgün Gazetesi Yaz›iflleri Müdürü ‹brahim Çeflmecio¤lu ve Ege’nin Sesi gazetesinin sahibi Sinan Kara, Devrimci Hareket ve Al›nteri dergilerinin çal›flanlar› ve Ferhat Tunç At›l›m Gazetesi’nde birgün çal›flarak dayan›flma örne¤i sergilediler. Halk›n Sesi gazetesi emekçileri de gazetede bir gün çal›flacaklar. SDP ve ‹flçi Köylü gazetesi ise bilgisayar deste¤inde bulundu. 27 Eylül’de ise Adana’da ESP, SDP, EMEP, DHP ve Halkevleri At›l›m Gazetesi sat›fl› yapt›lar. Benzer flekilde ‹stanbul 1 M a y › s mahallesinde de toplu gazete sat›fl› gerçeklefltirildi.
Öldürmek serbest hesap sormak yasak! ‹ki y›l önce, 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz ve babas› Ahmet Kaymaz’›n Mardin K›z›ltepe’de öldürülmesi ile ilgili davada bir kez daha polis terörü yafland›. 27 Eylül günü Eskiflehir’de yap›lan duruflmaya kat›lmak isteyen Kaymaz ailesinin avukat› Ayfle Batumlu ve SDP üyeleri duruflmaya de¤il gözalt›na al›nd› ve gözalt›ndayken polisin fliddetine maruz kald›lar. Avukat Batumlu’nun duruflman›n herkese aç›k oldu¤unu polise bildirmesine ra¤men polis “Yasak! Sen kim oluyorsun?” cevab›n› verdi. Batumlu’nun gözalt›ndan ç›kt›ktan sonra görüfltü¤ü Savc› Ahmet Tekne ise “Ben bir savc›n›n yarg›land›¤› davada tarafl› olurum, polisler de polisler yarg›lan›rken böyle davran›yor, normal” diyerek devletin ve yarg›n›n kime taraf kime tarafs›z oldu¤unu aç›k bir flekilde ortaya koydu. Gözalt›na al›nan avukat ve beraberindekilerin kat›lamad›¤› davan›n sonucunda ise cinayete kat›ld›¤› kamera görüntülerinden tespit edilen polisler hakk›nda istenen tutuklu yarg›lanma talebi reddedildi.
Sol’da savrulmalar Solu bir süredir etkisi alt›na alan sa¤a yanaflma çabalar› giderek daha keskin bir savrulmaya dönüflüyor. Solun bir k›sm›n›n sa¤a çark› ›rkç›larla, bir k›sm›n›n ki ise siyasal islamla kol kola girerek gerçeklefliyor
Kerinçsiz’i vekil yap tam olsun
Solculuktan istifas›n› verip sa¤c›lara göz k›rpan CHP Genel Baflkan› Deniz Baykal faflist provokatör Kerinçsiz ile ayn› dili konuflmaya bafllad›. Meclis’teki CHP grup toplant›s›nda, birçok ayd›n ve yazar›n yarg›lanmas›na sebep olan 301. maddeyi savunan Baykal “Neredeyse Türk olmaktan
dolay› özür dilemek zorunda kalaca¤›z” dedi. Türklü¤ün hakarete tabi tutulmas›n›n, düflünce özgürlü¤ü olarak düflünülmemesi gerekti¤ini söyleyen Baykal konuflmas›na ''Ne mutlu Türküm diyene'' sözüyle devam etti. Bir süredir resmi ideolojinin biraz d›fl›na düflen ayd›nlara karfl› bafllat›lan linç kampanyas›n›n sivri ucu olan 301. maddeye Baykal’›n sahip ç›k›fl› çok da yad›rganmad›. Bilindi¤i gibi Baykal son dönemlerde partisinde yaflanan daralman›n çaresini sa¤a göz k›rpmakta ar›yor. Baykal daha önce de emekçi ve yoksul düflman› ekonomi politikalar›n› hayata geçiren
“liberal” Kemal Dervifl’i ve Diyanet ‹flleri Eski Baflkan› “sa¤c›” Yaflar Nuri Öztürk’ü saflar›na katm›flt›. fiimdi ak›llara düflen soru MHP’nin bile do¤rudan sahiplenmekte tereddüt etti¤i fanatik Kerinçsiz’in Baykal taraf›ndan milletvekili aday› gösterilip gösterilmeyece¤i. Durumun vahim taraf› sosyal demokrat tabandan hiç kimsenin gönül rahatl›¤› ile bu soruya “hay›r“ yan›t› verememesi ve “bu kadar› da olmaz” diyememesi. Yurt gezilerinde MHP konvoylar› ile karfl›lanman›n gaz›yla, çubu¤u giderek daha sa¤a büken Baykal’›n s›n›r›n› kimse tahmin edemiyor.
Birdal’dan AKP’ye mavi boncuk SDP ve ‹HD’nin eski Genel ile ilgili konuflurken de “Baflör- lum-Der ile çok kardeflçe Baflkanlar›’ndan Ak›n Birdal, tülü ö¤rencilerin bize büyük bir ortak çal›flma kültürü ‹nternethaber adl› web sitesin- sempatisi vard›r. Biz ‹slamc› yaratt›k” dedi. Birdal Kürt de yay›nlanan röportaj›ndaki çevrelerin hak ve özgürlükleri- sorunundan bahsederken giderek “milliyetçi-›rkç›” kimi sözleriyle söylemlerini art›ran AKP’ye “s›cak” meAKP’nin de ateflkes süsajlar verdi. “Röporreci istedi¤ini “ama tajda, insan haklar› baflka güçlerin izin verkonusunda görüfllemedi¤ini” iddia etti ve rini aktarmak için genel olarak hükümeC u m h u r b a fl k a tin, ana muhalefetin n›’ndan birkaç kez tam tersi daha özgürrandevu istediklerini lükçü, daha eflitlikçi, ama yan›t alamad›kdaha sivil göründü¤ülar›n› söyleyen Birdal, nü savundu. Meclis Baflkan› BüBirdal, üç ay önce ‹HD’nin 20. y›l resepsiyoCumhurbaflkanl›¤› lent Ar›nç ile istedi¤i nunda Bülent Ar›nç ile bu samimi pozu vermiflseçimleri öncesi ülke zaman görüflebilditi. Ar›nç bu foto¤raf çekilmeden iki gün önce siyaseti milliyetçi ve ‹s¤ini söylemeyi de ihlamc› gericilikler eksemal etmedi. “Lenin’i ölü görmekten mutlu oldum” demiflti. ninde flekillendirilirken Cumhurbaflkan›’n›n “türban” gibi gündemi ni öncelik olarak gören ve son- Birdal’›n sözleri gerici kamplamanipüle eden konularla u¤- ra da bütün hak ve özgürlük- rdan birinin de¤irmenine su raflt›¤›n› vurgulayan Birdal ‹HD ler çerçevesinde çal›flan Maz- tafl›d›.
Kerinçsiz ava gitti avland› Yapt›¤› provokatif eylemlerle, son dönem yükselen “linç kültürü”nün simge ismi haline gelen Kemal Kerinçsiz’in Elif fiafak davas›ndaki flov giriflimi hüsranla sonuçland›. Kerinçsiz ve ekibi 21 Eylül günü Beyo¤lu Adliyesi’nde yarg›lanan Elif fiafak davas›n› provoke etmek için günler öncesinden linç ça¤r›lar›na bafllam›fllard›. Halk› “Milletine küfretmenin bedelini Türk düflmanlar›na ödetmek için” adliye önüne ça¤›ran Kerinçsiz’in ça¤r›lar› karfl›l›¤›n› bulmad› ve mahkeme önünde ancak bir avuç faflist topland›. Faflistlere karfl› mahkemeye gelen çok say›da avukat, ayd›n, yazar, sendikac›, demokratik kitle örgütü ve parti temsilcisi ile Elif fiafak’›n okurlar› faflizme karfl› önemli bir dayan›flma sergilediler. Duruflma sonunda fiafak’›n beraatine tahammül edemeyen Kerinçsiz ve flürekas› yine olay ç›karmaya çal›flt›. Kameralar›n karfl›s›na geçip fiafak’a ve destek için gelenlere hakaretler ya¤d›ran Kerinçsiz “Faflizme karfl› omuz omuza” slogan›yla durduruldu. Burada ç›kan arbedede Kerinçsiz çetesi polis korumas›nda olay yerinden uzaklaflmak zorunda kald›. Kerinçsiz’in hakaretlerine ve provokasyonlar›na anlad›¤› dilden yan›t veren toplulu¤a müdahale eden polis ‹HD emekçisi fiaban Dayanan ve yay›nc› Latif fiimflek’i gözalt›na al›rken, aralar›nda "Nokta" dergisi muhabiri Ahmet fi›k'›n da bulundu¤u çok say›da gazeteciyi tartaklad›. Geçti¤imiz aylarda da Hrant Dink davas›nda olay ç›karmaya çal›flan Kerinçsiz, Dink ile dayan›flma için mahkemeye gelenlerden dayak yemiflti.
5 Ekim 18 Ekim
2006
GÜNDEM 5
Dayan›flma sokak sokak büyüyor Yoksul mahallelerde kap› kap› dolaflan Halkevciler, ABD emperyalizmi ve ‹srail siyonizmine karfl› Lübnan ve Filistin halklar›n›n yan›nda olma ça¤r›s› yap›yorlar. Emperyalizmin iflbirlikçilerinin Lübnan’a asker, silah, kan ve gözyafl› göndermesine karfl› ç›kan Halkevcilere kampanyan›n yürütüldü¤ü her yerde halk yüre¤ini açt›. Yoksullu¤unu paylaflanlar, akflam piflirece¤i makarnas›n›, çocu¤unun mamas›n›, eczaneden bin bir zorlukla ald›¤› ilac›n› Lübnanl›, Filistinli kardefllerine gönderiyor. Kampanya, ‹stanbul’da ve Ankara’da yap›lacak konserlerle son bulacak ‹stanbul’da kampanya 8 Ekim’de gerçeklefltirilecek dayan›flma konseriyle son bulacak. Konsere kat›lacaklar bilet de¤il Filistin ve Lübnanl› çocuklara mama alacak. Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda ve Kad›köy Meydan›’nda her gün aç›lan dayan›flma masas› ve resim sergisine ilgi yo¤un. Binlerce imzan›n ve kolilerce yard›m›n topland›¤› dayan›flma çad›rlar›nda demokratik kurumlardan ziyaretçiler de eksik olmuyor. Bak›rköy stand›na 30 Eylül’de Bak›rköy TKP ve E¤itim-Sen 1 No’lu flube temsilcileri ziyarette bulundu. Esenyal› Halkevi, mahalle marketinin önünde dayan›flma masas› aç›yor. Al›flverifle gelen halk al›flverifl sepetine bir de Filistin ve Lübnan halk› için erzak at›yor. 1-2 Ekim’de Ayd›nl› Köyü’nde kap› kap› dolafl›larak erzak topland›. Beykozlu Halkevciler açt›klar› dayan›flma masas› ile yard›m toplamay› sürdürüyorlar. 15 Ekim’de Beykoz Karya Sinema Salonu’nda Beykoz Halkevi Tiyatro Atölyesi’nin “Y›k›las›n Paris” adl› oyunu kampanyaya destek için sergilenecek. Hopa’da Artvinli sanatç› Bayar fiahin 29 Eylül’de Hopa Meydan›'ndaki dayan›flma çad›r›n› ziyaret ederek Halkevcilerle kampanya hakk›nda sohbet etti. Öte yandan 26 Eylül günü Halkevciler’in ast›klar› kampanya pankart› polis taraf›ndan indirildi. Polisin pankart› ald›¤›n› reddetmesine ra¤men Halkevcilerin ›srar› sonucunda polis pankart› geri getirmek zorunda kald›. Yap›lan bas›n aç›klamas› sonras› Hopa ‹lçe Emniyet Müdürü
dayan›flma çad›r›na gelerek özür diledi. Sungurlu Mahallesi’nde ise kampanyan›n duyurulmas›n›n ard›ndan bulgurlar›, pirinçleri ve bebek mamalar›yla standa gelen kad›nlar kap› kap› dolafl›p yard›m toplayarak kampanyaya sahip
Zenginli¤imiz banka hesab›nda de¤il yürekte!
ç›kt›lar. Adana ‹smetpafla Mahallesi’nde, bir kad›n toplad›¤› yard›mlarla kalmay›p Kayseri’deki köylülerini de Lübnan için seferber ederek çuvallarla erzak toplanmas›n› sa¤lad›. Halkevleri Çukurova Böl-
gesi Temsilcisi Sevil Ulafl, "Antakya’dan Mersin’e; ‹skenderun’dan Adana’ya kadar Halkevleri’nin oldu¤u her yerde yard›m kampanyas›n›n her geçen gün daha da büyüdü¤ünü” söyledi. ‹zmir Eskiizmir, Limonte-
pe, Güzeltepe, Gültepe dayan›flma flenlikleri yap›ld›. fienlik öncesi kampanyan›n duyurusu tiyatro ekibi ve çocuklar›n trampetleriyle ve bofl fliflelerle yapt›klar› “gürültü” ile duyuruldu. fienliklere Gültepe Halkevi Müzik Grubu türkü-
Bir çok ilde devam eden dayan›flma kampanyas›, yoksul halk›n yo¤un ilgisiyle karfl›land›. Birçok zengin, ‹srail’in kuyru¤unda Lübnan iflgaline destek verirken, yoksul halk›m›z zenginli¤in banka hesaplar›nda de¤il yürekte oldu¤unu gösterdi. SSPE hastas› Ozan Ergen’in annesi yandaki mektupla kendi çocu¤u için getirilen mamalar›n, Filistin ve Lübnanl› çocuklara ba¤›fllanmas›n› isteyerek dayan›flma ruhunun en güzel örneklerinden birini sergiledi
leriyle, Zülfikar fiahin dost sesiyle efllik ederken; AKP ve ABD aras›ndaki iflbirli¤ini mizahi bir dille anlatan liseli ö¤rencilerin tiyatro oyunu sergilendi. Yeni Kap› Tiyatro Toplulu¤u da oyunlar›yla kampanyaya destek verdi.
“Bizler SSPE’li çocuklar›m›z nedeniyle mama (enteral besinin) ne denli özel, ne denli zor bulunur, ne denli yaflamsal oldu¤unu biliyoruz. Gönlümüz tüm yata¤a ve bak›ma ba¤›ml›lar ve tüm engellilerin ve tüm hastalar›n ve tüm ma¤dur edilmifllerin temel insan haklar›ndan biri olan BESLENME HAKKI/ YAfiAMDA KALMANIN TEMEL YOLU/YAfiAMA HAKLARIn› sa¤layal›m istiyor. Ne yaz›k ki henüz o kadar güçlü de¤iliz. Olaca¤›z ama. Ne yaz›k ki bizler de, çocuklar›m›z›n kurban oldu¤u/edildi¤i SSPE nedeni ile yoksullaflm›fl aileleriz. Kendi aram›zda t›bbi malzeme yard›m› yap›yoruz. Ozan Ergen adl› hastam›za derne¤imiz mensubu olmayan, Ozan'›n annesinin arkadafllar›nca kendi paralar› ile flifle flifle al›p getirdikleri mamalar› annesi; derne¤imiz ve Halkevleri arac›l›¤› ile Filistin ve Lübnanl› yata¤a ve bak›ma ba¤›ml› hastalara iletilmesini rica eder. OÇU OLUfiUM SSPE HASTA ve YAKINI HAKLARI KURUMU DERNE⁄‹ bir baflka savafl alan›nda yaflamda kalma mücadelesi veren yata¤a ve bak›ma ba¤›ml›lara SEVG‹LER‹N‹ VE DUALARINI YOLLUYOR. Sa¤l›cakla.”
fienlikler gelecek haftalarda devam edecek. Kocaeli‘nde çeflitli mahallelerde düzenlenecek olan dayan›flma konserlerinde bilet yerine yard›m malzemeleri toplan›yor. Kampanya 4 Kas›m'da Kardefl Türküler ve Sabahat Akkiraz'›n kat›laca¤› büyük bir konser ile son bulacak. Bekirpafla Halkevi, Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda evleri y›k›lmak istenen ve Erenler Mahallesi'nde bir etkinlikle beraber yard›m toplad›. Mahalle halk›n›n kampanyaya ilgisi yo¤undu. Derince Çeneda¤› Halkevi 1 Ekim’de Erzurum Mahallesi’nde düzenledi¤i bir konserle yard›m toplad›. Öte yandan Derince Çeneda¤› Halkevi 8 Ekim’de Ö¤retmenler Mahallesi’nde; Körfez Halkevi, 4 Ekim Çarflamba Esentepe Mahallesi’nde ve 15 Ekim Pazar Çaml›tepe Mahallesi’nde Grup Hazal konserleri gerçeklefltirecek. Bekirpafla Halkevi, 7 Ekim Cumartesi Yuvam Akarca Konutlar›’nda Grup Hazal’›n kat›laca¤› konserler yapacak. Kampanyan›n finali 4 Kas›m’da Atatürk Kapal› Spor Salonu'nda Kardefl Türküler, Sabahat Akkiraz ve Grup Hazal'›n kat›l›m›yla gerçekleflecek. Mersin’de merkez ve mahallelerde sürdürülen kampanya çeflitli etkinliklerle sürdürülüyor. 23 Eylül’de Grup Nidal, Tafl Bina önündeki dayan›flma masas›nda bir dinleti verdi. Ankara’da yard›m masalar› aç›lmaya devam ederken, 15 Ekim’de Atatürk Kapal› Spor Salonu’nda yap›lacak dayan›flma konseriyle kampanya son bulacak.
servis Ö¤retmen: E¤itim paral› Veliler hakk›n› kazand› olmaz ‹stanbul Gaziosmanpafla ilçesindeki Melehat Öztoprak ‹lkö¤retim Okulu 1 Eylül’de bafllayan tadilatla, baflka okullara tafl›nd›. Ö¤rencilere gösterilen okullara servis olmaks›z›n ulaflmak ise imkans›zd›. 170 YTL servis fiyat› yoksullar›n a¤›rl›kta oldu¤u velilerin tepkisine neden oldu. Valili¤e sorunlar›n› anlatan veliler, “servislerin fiyat›n›n 130 milyona çekilebilece¤i” karfl›l›¤›n› ald›lar. Bunu yeterli bulmayan veliler iki yerde yol kesme eylemi yapt›lar. E¤itim-Sen’le toplant› yapan veliler, e¤itim emekçilerinin tavsiyeleri üzerine bir veli komitesi kurmaya karar verdiler. Veliler 20 kifliden oluflan bir komite kurarak, taleplerini bildirdiler. Ücretsiz ulafl›m,
E¤itim-Sen, özel okullara kaynak bulmakta “zorlanmayan” hükümete asli görevini hat›rlatmak ve ödeneksizli¤i nedeniyle kaloriferi yanmayan, araç gereci eksik, susuz, elektriksiz okullar›nda daha nitelikli bir e¤itim talep etmek için yola ç›kt› E¤itim-Sen paras›z, nitelikli e¤itim için 15 Eylül’de ülke çap›nda "E¤itime Yeterli Bütçe, Okuluma Ödenek ‹stiyorum" bafll›kl› bir kampanya bafllatt›. 20 Ekim’de sona erecek olan kampanya kapsam›nda tüm Türkiye’de e¤itim emekçileri, taleplerini destekleyenlerden imza topluyor ve flehir merkezlerinde kampanyalar›n› tan›tan masalar aç›yor. E¤itim-Sen Genel Merkezi de sendikalar›, meslek odalar›n›, kitle örgütlerini ve siyasi parti yöneticilerini ziyaret ederek kampanyaya destek verme ça¤r›s›nda bulunuyorlar. E¤itim-Sen bu kampanyayla e¤itim hizmetinin giderek paral› hale getirildi¤i bu günlerde e¤itimin herkese eflit bir biçimde nitelikli ve paras›z verilebilmesi için kamuoyunda bir duyarl›l›k yaratmay› amaçl›yor.
"E¤itime Yeterli Bütçe, Okuluma Ödenek ‹stiyorum" diyen e¤itim emekçileri, birçok ilde çal›flmalar›n› sürdürüyor. E¤itim emekçileri bas›n aç›klamalar› yaparak ve imza toplayarak, e¤itime daha fazla kaynak ay›r›lmas›n› talep ediyorlar
AKP Hükümeti’nin e¤itim hizmetini giderek piyasaya açt›¤›; devlet okullar›na bütçe yetersizli¤ini bahane ederek kaynak ay›rmad›¤›; buna ra¤men Özel Okullara Teflvik Yasas›’yla beraber özel okullara maddi kaynak sa¤lad›¤› biliniyor. Bu sebeple E¤itim-Sen özel okullara kaynak bulan hükümete asli görevini hat›rlatmak ve ödeneksizlik nedeniyle kaloriferi yanmayan, araç gereci eksik, susuz, elektriksiz okullarda hizmet veren e¤itim emekçilerinin, okullar›ndaki bu eksikliklerin giderilmesi için ödenek talep etmek için Eylül ay› bafl›ndan bu yana çal›flmalar›n› sürdürüyor.
DERS K‹TAPLARI ‹Ç‹N GECEYARISI EYLEM‹ E¤itim-Sen Ankara flubeleri, Milli E¤itim Bakanl›¤›'n›n (MEB) Ders Kitaplar› ve E¤itim Araçlar›'n›n denetimini Talim Terbiye Kurulu'nun elinden alan yönetmeli¤ini protesto etmek için 16 Eylül günü bakanl›k önüne siyah çelenk b›rakt›lar. Siyah elbise giyen Ankara E¤itimSen’liler yönetmeli¤in geri çekmesini ta-
lep ettiler. Ayn› taleple 21 Eylül Perflembe günü de Ankara E¤itim Sen fiubeleri Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde saat 15’ten itibaren bir oturma eylemi bafllatt›. E¤itim emekçileri gece yar›s›na kadar sürdürdükleri eylemle ders kitaplar›n›n denetiminin yeniden Talim Terbiye Kurulu’na devredilmesini istedi.
Kampanya tüm Türkiye’de “E¤itime Yeterli Bütçe, Okuluma Ödenek ‹stiyorum” kampanyas›yla beraber geçti¤imiz hafta E¤itim-Sen Çaycuma fiubesi ilçelerinde bulunan demokratik kitle örgütleri ve kurumlar› ziyaret etti. 20 Eylül günü E¤itim-Sen Ankara 1 Nolu fiube üyeleri K›z›lay’da bulunan sendika binalar›n›n önünde kampanya masas› açt›. E¤itim-Sen Hatay fiubesi, “E¤itime yeterli bütçe, okuluma ödenek istiyorum” kampanyas› çerçevesinde 23 Eylül günü Antakya Ulus Meydan›'nda imza stand› açt›. E¤itim-Sen Tunceli fiubesi 24 Eylül günü Sanat Soka¤›’nda bir bas›n aç›klamas› yaparak 2 Ekim’e kadar aç›k tutacaklar› kampanya masalar›n› açt›. Adana’da ise çok say›da destekçi kurumun kat›l›m›yla 29 Eylül günü ‹smet ‹nönü Park›'nda yap›lan bir ba-
okulun ikinci döneme kadar e¤itime haz›r hale getirilmesini, tamirat›n bitiminden sonra katk› pay› aln›nmamas›n› talep eden veliler, taleplerin kabul edilmemesi halinde çocuklar›n› okula göndermeyeceklerini ve eyleme geçeceklerini belirttiler. 16 Eylül’de otobüs gönderilece¤inin söylenmesinin ard›ndan eylemden vazgeçen veliler okullar›n aç›ld›¤› sabah 4700 kifliye iki otobüs gönderildi¤ini görünce otoban› trafi¤e kapatt›lar. Emniyet Müdürü’nün temsilcilerle görüflmesi ve sorunun çözülece¤i sözü vermesi üzerine eylemi bitiren veliler, 12 otobüsün gelmesiyle önemli bir kazan›m elde ettiler ve benzer sorunlar yaflayan velilere yol gösterdiler.
Okulda polis var! s›n aç›klamas›yla E¤itim-Sen flubesi kampanyalar›n› bafllatt›. Ni¤de E¤itim-Sen flubesi ise 27 Ekim’de Cumhuriyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirerek kampanyay› Ni¤de’de sürdüreceklerini duyurdu. 27 Eylül’de Zonguldak E¤itim-Sen fiubesi de benzer bir aç›klamayla Zonguldak Vergi Dairesi önündeki kampanya masalar›n› açt›. E¤itim-Sen Dersim fiubesi 25 Eylül’de bir bas›n aç›klamas› ile kampanyay› bafllatt›. ‹mza kampanyas›n› destekleyen kitle örgütlerinin Dersim temsilcileriyle birlikte Sanat Soka¤›'nda imza masas› aç›ld›. Bolu E¤itim-Sen fiubesi, flube baflkan› Ahmet Özkan’›n 28 Eylül’de yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile kampanyay› bafllatt›.
Okullarda yaflanan fliddet tart›flmalar›, okula polis girmesi noktas›na vard›r›ld›. Daha önce Fransa’da ve Almanya’da sa¤c›-›rkç› politikac›lar›n; özellikle yoksullar›n ve göçmenlerin yaflad›¤› bölgelerdeki okullarda yaflanan fliddet sonras› gündeme getirdi¤i okullara karakol uygulamas› Türkiye’de hayata geçiyor. Asl›nda toplumsal eflitsizli¤in, yoksullu¤un, s›n›flar›n kalabal›k olmas›n›n, e¤itimci yetersizli¤inin, bas›nda fliddetin sürekli yüceltilmesinin sonucu olan bu sorunu okulda polis bulundurarak çözmeye çal›flmak sorunu daha da büyütmekten baflka bir ifle yaramayacak gibi görünüyor.
5 Ekim 18 Ekim
6 EMEK
2006
Patronlar daha çok esneklik diyor
Kurban bayram›na haz›rl›k yapal›m
K
urban bayram›na daha epeyce var ama geçen hafta Zonguldak’ta meydana gelen olay daha flimdiden haz›rl›k yapmam›z› gerektiriyor. Küçük Alperen basit bir göz rahats›zl›¤› için gitti¤i hastanede yanl›fl anestezi uygulamas› yüzünden hayat›n› kaybetti. Cinayetin sebebi belli: Ameliyata girmesi gereken anestezi uzman› hastanede yok, yerine teknikerler girmifl ve en önemlisi kullan›lan cihaz 32 y›ll›km›fl ve daha önce hurdaya ç›kart›lmas› için rapor düzenlenmifl. Sa¤l›k Bakan›’n›n olayla ilgili aç›klamas› ise tam bir “özrü kabahatinden büyük” cinsinden. “Bu kadar çok say›da insana hizmet verilen bir ortamda böyle fleyler olur” diyor say›n Bakan. “Biz nerede hata yapt›k” diye sormuyor. Çünkü sorsa hatan›n büyük bir pervas›zl›kla takip etti¤i liberal kapitalist uygulamalarda oldu¤unu görecek. Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n kamu yat›r›mlar› için ayr›lan bütçesi neredeyse %2’ler civar›nda. Devlet bütçesinin yar›s›na yak›n› zaten faiz ödemesiyle yerli-yabanc› zenginlere gidiyor. Bu durum karfl›s›nda say›n bakan›m›z “Keflke bütçeden daha fazla pay ayr›lsa da kamu hastanelerimizdeki teknik donan›m›m›z› yenilesek” diyemiyor. Muhtemelen akl›ndan geçirmeye bile korkuyor. Çünkü biliyor ki, akl›ndan geçirdi¤i an kafas›na IMF sopas› inecek. “Höst diyecek” IMF, “bütçe paras› bize laz›m, öyle hastaneye yat›r›m, personele maafl falan yok.” Bizimkiler çaresiz ellerini kucaklar›na koyacak. Baflka türlü iktidarda kalma flanslar› yok çünkü. ‹kinci sebep anestezi uzman› yoklu¤u imifl. Çapa T›p Fakültesi Anestezi Bölümü Baflkan› Profesörün dedi¤ine göre 4 bin anestezi uzman› ihtiyac› varken 2 bin anestezi uzman› varm›fl. NEDEN? “Çünkü” diyor bölüm baflkan›, “anestezi uzman›n›n para kazanma flans› düflük, bu nedenle yeni mezun doktorlar bu bölümü seçmiyor, üstelik bu bölümü bitirenler de zamanla baflka bölümlere kay›yorlar.” Doktorluk parayla ölçülür hale gelmifl. Zavall› hekimlik! Her fleyin parayla al›n›p sat›ld›¤› bir düzende hekimlerin “insan” olarak kalmas›n› beklemek bofluna. T.C. Devletinin yöneticileri asla bu gerçe¤i görmek istemeyeceklerdir. Çünkü 300 milyar dolar borçla bu devletin düzeni bütün varl›¤›n› emperyalistlerin deste¤ine ba¤lam›flt›r. Emperyalizmden ba¤›ms›z ne sanayisi, ne tar›m›, ne askeri teknolojisi ne meclisi ne de hükümeti var olabilir. Neyse biz flimdi bunlar› b›rakal›m. Hastaneleri kurtarmak yine bize düfltü. Baksan›za küçük Alperen’in ölümünden bir gün sonra hastaneye anestezi cihazlar› gelmifl. Yeni cihazlar azot ve oksijenin ayr› ayr› verilmesini engelleyen bir mekanizmaya sahipmifl. Yani bu cihaz olsayd› Alperen ölmeyecekti. fiimdi kurban bayram›na haz›rl›k yapma zaman›. Yeni canlar vermemek için baz›lar›m›z›n çocuklar›n›n kurban olmas› flart oldu art›k!Hastanelerimizi ve gelecek nesilleri kurtarman›n yolu bugünkü annelerin, babalar›n ve çocuklar›n fedakarl›klar›na ba¤l›. Kurban bayram› için yurdun dört bir yan›ndaki hastanelerde çocuklar›m›z› kurban olmaya haz›rlayal›m. Para tanr›s› ve onun yeryüzündeki gölgeleri böyle istiyor!
Isciler lastik mi?
AKP-Fiskobirlik el ele
Metaldeki sözleflme görüflmelerinde MESS, fazla mesainin kald›r›lmas›n›, deneme süresinin 4 ay olmas›n› istedi Metal iflkolundaki grup toplu sözleflmesi görüflmelerinde MESS, esnek çal›flma çerçevesinin daha da geniflletilmesini istedi. MESS, denklefltirme süresinin ve halen 2 ay olan deneme süresinin 4 aya ç›kar›lmas›n› istedi. Bu fazla mesailerin ve ifl güvencesinin ortadan kald›r›ld›¤› bir çal›flma düzeninin kurulmas› demek. MESS, bu iste¤ini “rekabetin gere¤i” olarak sunuyor ve süre s›n›rlamas›yla güvenceli çal›flma usulünü savunmay› “kat› ve köhne kurallarla çal›flmay› talep etmek, uyumu reddetmek” olarak nitelendiriyor. MESS’in “esneklik” istedi¤i konular flöyle s›ralan›yor: “Çal›flma Süreleri, Vardiya Çal›flmalar›, Çal›fl›lm›fl Say›lan Süreler, Fazla Çal›flma, Hafta Tatili, ‹fl ve ‹flyeri De¤iflikli¤i, Deneme Süresi, K›dem Tazminat›, SSK’yla ilgili izinler, ‹fl Sa¤l›¤›”. Türk Metal ve Çelik
‹fl’in yetkili oldu¤u bir çok iflyer i n d e MESS’in istedi¤i denklefltirme ve deneme sürelerinin fiilen uygulanmas› nedeniyle MESS’in bu isteklerinde ›srarl› oldu¤u görülüyor. Türk Metal’in MESS’in öngördü¤ü çal›flma düzenini yetkili oldu¤u iflyerlerinde uygulatt›¤› biliniyor. ‹ki “sendika”n›n üzerinde anlaflt›¤› “Hasar Tazminat›”yla iflbirli¤i iyice ilerledi. “‹mal etti¤i ifli bozan, hatal› yapan iflçiden vukua getirdi¤i zarar›n tazmini”ni öngören bu tazminatla patronlar, yap›lan hatal› üretimin bedelini iflçiye ödetebilecekler.
4 Ekim’den itibaren bafllayacak ücret müzakerelerinde D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal’in izledi¤i çizgi, di¤er sendikalar› da bir ölçüde etkileyecek gibi. Türk Metal ve Çelik ‹fl, her zaman oldu¤u gibi %18-20’lik zam talepleriyle masaya oturmufllard›. Birleflik Metal, iflçiler aras›ndaki ücret farkl›l›klar›n› azaltmay› öngören bir paket teklif etmiflti. Teklifte, “önce düflük saat ücretlerinin 2,80 YTL’ye ç›kar›lmas› ve bundan sonra tüm ücretlere ortalama olarak yüzde 8 art› 0,40 YTL zam yap›lmas›” öneriliyordu. 19 Eylül’de yap›lan üçüncü oturumun ard›ndan Çelik-‹fl sendikas› da bir aç›klama yaparak, iflçiler aras›ndaki ücret uçurumunun gideril-
mesini istedi¤ini belirtti. Esneklik dayatmas›yla birçok maddenin ertelenmesinin ard›ndan Birleflik Metal sendikas› iflyeri komiteleriyle “2. tur görüflmelerini bafllatt›¤›n›” aç›klad›. Birleflik Metal ayr›ca, görüflmelerin genel gidiflini bültenlerle üyelerine duyuruyor. Çelik-‹fl sözcüleri de görüflmelerini iflyerlerindeki üyelerine sözlü olarak aktard›klar›n› söylüyorlar. Metal iflkolundaki 4. tur sözleflme görüflmeleri Ekim ay›n›n ilk haftas›nda yap›lacak.
Türk-‹fl’in ikiyüzlülü¤ü Hükümetin Avrupa Sosyal fiart›’na çekince koymas›na karfl› ç›kan Türk-‹fl, sendikal yasalardaki ILO hükümlerine ayk›r› k›s›tlamalar›n kald›r›lmamas› için bin dereden su getiriyor Emek Platformu 25 Eylül’de Meclis önünde bir aç›klama yaparak, hükümetin Avrupa Sosyal fiart›’n› çekincesiz kabul etmesini istedi. Türk-‹fl’in de kat›ld›¤› aç›klamada, AKP’nin sözleflmenin “adil ücret”, “örgütlenme özgürlü¤ü” ve “toplu pazarl›k hakk›”na iliflkin maddelerine koydu¤u çekincelere karfl› ç›k›ld›. KESK Genel Baflkan› ‹. Hakk› Tombul’un yapt›¤› aç›klamada, “Özgürce örgütlenme, toplu pazarl›k, grev ve adil ücret hakk›m›z› istiyoruz. Çekinceler kald›r›l›ncaya dek mücadele edece¤iz” denildi. Hükümet, Sosyal fiart’›n sendikal örgütlenme, grev ve toplu sözleflme haklar›n› düzenleyen 5. ve 6. maddesine iliflkin çekincesinde flunlar› söylüyordu: “Ülkemiz sosyo-ekonomik flartlar› gözönünde bulundurulmufl, bu maddeler (5 ve 6) üzerinde konulmufl olan çekincelerin geçerlili¤ini korudu-
Tafleron iflçisi kendini yakt›
¤u kanaatine var›lm›flt›r.” AKP’nin bu çekincesine sözde karfl› ç›kan Türk-‹fl, sendikal yasaklar›n gevfletilmesinin önündeki en büyük engel olmay› sürdürüyor. AB’ne uyum süreci vesilesiyle yeniden gündeme gelen Sendikalar, Grev ve Toplu Sözleflme Yasalar›n›n de¤ifltirilmesi yine Türk-‹fl engeliyle karfl›laflt›. Geçen hafta toplanan Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu’nun ard›ndan, örgütlenme, grev ve toplu sözleflme hakk›n› kullan›l-
Beykoz Belediyesi'nin tafleron temizlik firmas› Yön Temizlik A.fi.'deki iflinden ç›kar›lan Serkan Öztürk Beykoz Belediyesi önünde kendisini yakt›. ‹flten ç›kart›ld›ktan sonra paras›z kalan ve kirac›s› oldu¤u evden de ç›kar›l›nca Beykoz Belediye
maz hale getiren düzenlemelerin yerinde kalmas›n› hatta güçlendirilmesini öngören görüfller savunuldu. ‹flkolu baraj›n›n tamamen kald›r›lmas›n›n “asla tart›flma konusu yap›lmayaca¤›” bildirilen aç›klamada, bu baraj›n iflkollar›n›n say›s›n›n azalt›lmas›na ba¤l› olarak tart›flma konusu edilebilece¤i belirtildi. Halen 28 olan iflkolu say›s›n›n 18’e düflürülmesi halinde Türk-‹fl’in halihaz›rdaki yetkileri tart›flma konusu olacak ve “fliflirilmifl” üye say›lar› da bu
baraj› aflmaya yetmeyecek. Türk-‹fl, “esnek çal›flma” yani iflletme içi tafleronlaflt›rmalar ve geniflleyen kapsamd›fl› personel uygulamas› nedeniyle iflyeri baraj›n›n art›k afl›lamaz hale geldi¤ini belirterek, flu an %50+1 olan bu baraj›n %33’e düflürülmesini istedi. Türk-‹fl sendika üyeli¤i ve istifas›nda uygulanan “noter flart›”n›n kald›r›lmas›na da dolayl› olarak karfl› ç›kt›. Noter flart›n›n kald›r›lmas› halinde “k›ymetli evrak niteli¤inde belli formatta ve seri numaral› olarak bast›r›lan formlar›n sendikalara zimmetle teslim edilmesi ve iflçinin parmak izinin al›nmas›” istendi. Bilindi¤i gibi ILO sözleflmelerine ayk›r›l›¤› defalarca ilan edilen 12 Eylül damgal› sendikal yasaklar Türk-‹fl’in yapt›¤› engellemelerin de etkisiyle y›llard›r de¤ifltirilemiyor. Bu yasalar›n yard›m›yla sendikalar›n üye say›lar› 2.5 milyondan 700 bine kadar düflürüldü.
Baflkan› Muharrem Ergül'e sorununu aktarmak isteyen Öztürk, Baflkan’la görüflemeyince belediyenin girifl kap›s› önünde üzerine benzin dökmeye bafllad›. Polislerin müdahalesi üzerine elindeki çakma¤› yakan Serkan Öztürk, bir anda alevler içerisinde kald›.
Öztürk halen Haydarpafla Numune hastanesinde tedavi alt›nda. Geçti¤imiz günlerde Tafleron flirketlere ba¤l› olarak belediye hizmetlerinde çal›flt›r›lan iflçiler kadrolu iflçilerin sendikal haklar›ndan yararlanmamas› için yeni bir yasa daha ç›kar›lm›flt›.
AKP’nin Fiskobirlik’i MHP’yi truva at› olarak kullanarak denetimi alt›na ald›¤› ortaya ç›kt›. Kongrenin ard›ndan TMO ile Fiskobirlik aras›nda “bar›fl” imzaland›. Fiskobirlik kendi f›nd›k depolar›n› TMO’ya tahsis etti, karfl›l›¤›nda ise daha önce buldu¤u yabanc› banka kredisine hazine garantisi ald›. Ald›¤› krediyi eski borçlar›n› kapatmakta kullanacak olan Fiskobirlik, yeni mahsule, gelecek sene ödenmek üzere 5 YTL fiyat verdi. Böylece bu y›l›n mahsulünü alivrecilerin 2,30 YTL’ye kapatabilmesinin yolu aç›lm›fl oldu. Fiskobirlik’in denetim alt›na al›nmas›yla birlikte, Hükümet, tar›msal y›k›m program›nda üreticilere karfl› bir mevzi daha kazand›. Hükümetin bu manevras› karfl›s›nda, Özgürlük ve Dayan›flma Partisi 29 Eylül’de Trabzon’dan Ankara’ya bir “F›nd›k Üreticlerine Destek Yürüyüflü” bafllatt›. Yürüyüfl, Tar›m Bakanl›¤›’na tar›mda yaflanan y›k›m›n boyutlar›n› ve çözüm önerilerini içeren bir raporun verilmesiyle tamamlanacak.
Çiftçi sendikalar›na kapatma Hükümet, Birlikleri mali bask› ve siyasi kanallarla “yola getirirken”, çiftçilerin yeni ba¤›ms›z mücadele kanallar› oluflturmas› da kapatma kararlar›yla engellenmek isteniyor. F›nd›k Sen hakk›ndaki kapatma karar›ndan sonra, ‹zmir 2. ‹fl Mahkemesi 19 Eylül’de Tütün-Sen hakk›nda kapatma karar› ald›. Tütün-Sen Genel Baflkan› Ali Bülent Erdem karar› temyiz edeceklerini ve mücadelelerini sürdüreceklerini aç›klad›. Türkiye'nin çiftçilerin sendikal haklar›n› güvenceleyen 6 uluslararas› sözleflmeyi onaylad›¤›n› hat›rlatan Erdem, sendikalar›n›n yasal ve meflru oldu¤unu söyledi. AKP’nin bu konudaki iç hukuk düzenlemesinden kaç›nd›¤›n› belirten Erdem “oysa uluslararas› sözleflmelerin sermayeyi ilgilendiren k›s›mlar›nda iç düzenlemeler an›nda yap›lmakta” diyor. Çiftçi Sendikalar› sözcüsü Abdullah Aysu, “Çiftçi örgütlenmesi durdurulamayacak” dedi.
Üreticiden Mey’e protesto Elaz›¤'da üzüm üreticileri, Mey ‹çki 'nin üzüm taban fiyat›n› 800 bin lira olarak aç›klamas› karfl›s›nda 22 Eylül’de fabrika önünde eylem yapt›. Üreticiler ad›na Mey yetkilileriyle görüflen üretici ‹lbay Çal›k, görüflmenin ard›ndan bir bas›n aç›klamas› yapt›. Fiyatlar›n 2002 y›l›nda verilen fiyat›n alt›na çekildi¤ini söyleyen Çal›k, Amerikal› yetkililerin, üreticilerin örgütsüzlü¤ünden yararland›¤›n›, 3 gün boyunca bekleyeceklerini ve ba¤ bozumu yapmayacaklar›n› belirtti.
KESK soka¤a ›s›n›yor KESK’in “grev ça¤r›s›”n›n “geleneksel bütçe eylemi” s›n›rlar›n› aflmas› için tabanda güçlü bir istek var Toplu Görüflme masas›ndan çekilerek, soka¤a dönme karar› ald›¤›n› aç›klayan KESK ve ba¤l› sendikalar, hükümetin 2007 y›l›na iliflkin olarak yapt›¤› zam aç›klamas›n›n ard›ndan hareketlenmeye devam ediyor. Hükümetin %3+3 ile 4+4 aras›nda de¤iflen maafl zamm› ve %2.6 denge tazminat› aç›klamas›n›n ard›ndan KESK ad›na yap›lan aç›klamada tüm kamu çal›flanlar› bütçe görüflmeleri s›ras›nda greve ça¤›r›ld›. ‹flyerlerinden bafllayarak bütün kamu çal›flanlar›n› seferber etmeyi hedefledi¤ini ilan eden KESK, tüm konfederasyonlar› ortaklafla eyleme geçmeye davet etti. Hükümetin zamm› Memur Sen taraf›ndan yeterli
Balcal›’da bask› k›nand› Emekli-Sen’in miting ça¤r›s›
Novamed greve ç›kt›
TMMOB’dan miting ça¤r›s›
n Çukurova Üniversitesi Balcal› Hastanesi'nde hastane ve üniversite yönetimleri taraf›ndan sendikal› olduklar› için iflten ç›kart›lan 3 iflçinin davalar›n›n ard›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda Balcal› Hastanesi ile ilgili yerel bas›na da yans›yan sorunlar›n ve ayr›ca Konya Selçuk Üniversitesi Hastanesi’nde önceki gün yaflanan ölümlerin alt› çizilerek, bunlar›n güvencesiz çal›flt›rman›n sonuçlar› oldu¤u vurguland›. Yaklafl›k 50 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamaya D‹SK ve KESK’e ba¤l› sendikalar›n Adana temsilcileri ile Halkevleri, EMEP ve ESP temsilcileri destek verdi.
n Antalya Serbest Bölgesi’e ilk kez sendika girmesini sa¤layan Alman Novamed fabrikas› iflçileri 26 Eylül’de greve ç›kt›. Diyaliz hastalar›na set üreten firman›n iflçileri iki y›l önce örgütlenme çal›flmalar›na bafllam›flt›. Greve, patronun sendika düflman› tutumu ve toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinde 6 ayd›r anlaflma sa¤lanamamas› neden oldu. 300 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada 104 iflçi greve ç›karken, 213 iflçi çal›flmaya devam ediyor. Fabrikaya, grev karar›ndan sonra 60’a yak›n iflçi alan patron, toplu görüflme sürecinde Petrol-‹fl üyesi iflçiler üzerinde bask› uyguluyordu.
n AKP Hükümeti’nin ülkesinin mühendisini, mimar›n›, flehir planc›s›n› gözden ç›kararak, IMF-DB patentli yasal düzenlemeleri uygulamas›na karfl› TMMOB tüm emekçileri mitinge ça¤›r›yor. Neoliberal politikalar›n yaratt›¤› tahribata, yoksullaflmaya, ifl kazalar›na, açl›k s›n›r›nda yaflamaya mahkum b›rak›lmaya karfl› düzenlenen "Eme¤e, ‹nsan›m›za, Üyemize, Yaflama, Mesle¤imize, Ülkemize Sahip Ç›k›yoruz" bafll›kl› miting için tüm illerden otobüsler kalkacak. 14 Ekim Cumartesi günü 10'da, Ankara Gar›nda buluflacak mimar, mühendis ve ö¤renciler buradan yürüyüfle geçecek.
n Emekli-Sen, “Yeter Art›k, B›çak Kemi¤e Dayand›” slogan›yla 7 Ekim’de Ankara’da miting düzenliyor. ‹nsanca yaflanacak ücret ve toplu sözleflme taleplerini dile getirecek olan emekliler çeflitli illerde yap›lan bas›n aç›klamalar› ve eylemlerle mitinge tüm emekçileri ça¤›rd›. “‹ste¤imiz eme¤imizin karfl›l›¤›d›r” diyen emekliler, insanca ücret, banka ve hastane kuyruklar›n› ortadan kald›r›lmas› ve toplu görüflme hakk› talep ediyorlar. Emekli-Sen 11 y›ld›r verdi¤i mücadele ile tüzel kiflili¤ini kabul ettirdi, ancak emekliler ad›na taraf say›lmas›n› sa¤layacak yasa hala ç›kar›lmad›.
bulundu. %5+5 zam isteminde bulunan Türkiye Kamu Sen ise “soka¤a ç›kaca¤›n›” ifade etmesine karfl›n program›n› aç›klamad›. BES, SES ve E¤itim Sen’in soka¤a yönelik hareketlenmesi sürerken, KESK’e ba¤l› tüm sendikalar, iflyerlerine yönelik çal›flmalar› art›rmak üzere bölge toplant›lar› yapmaya bafllad›lar. KESK’in söyleminin “y›ll›k geleneksel bütçe eylemi” flablonunu aflan bir mücadele çizgisiyle buluflup buluflmayaca¤› önümüzdeki günlerde görülecek. Kamu çal›flanlar›, istekli olmakla birlikte, KESK’in ça¤r›s›na di¤er konfederasyonlar›n kat›l›p kat›lmayaca¤›n› merak ediyorlar.
E¤itim-Sen: Kadrolaflmaya Hay›r! n E¤itim-Sen üyeleri “Kadrolaflma, bask›, ceza ve sürgün politikalar›na hay›r” demek için 28 Eylül’de Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde oturma eylemi yapt›. “E¤itime iflimize ve ifl yerimize sahip ç›k›yoruz” yaz›l› bir pankart açan emekçiler “Mücadelemiz, AKP Hükümeti’nin kadrolaflma, bask› kurma, okullar› cemaatlerin arka bahçesi yapma politikalar›ndan vazgeçmesine kadar sürecektir. Ders kitaplar›ndan dahi rant elde ediyorlar, çocuklara siyasal anlay›fllar›n› aktarmaya çal›fl›yorlar” dedi.
2006 Aile Hekimli¤i uygulamas›na tepkiler yükseliyor 5 Ekim 18 Ekim
‹NSANCA YAfiAM 7
Sa¤l›kta ikinci raund bafll›yor!
MUHALEFET Çimento fabrikas›na karfl› protesto eylemi n Antalya-Akseki’de, çimento fabrikas› yap›lmas›n› onaylayan Belediye Baflkan› Osman Salih Çelikel 23 Eylül’de yap›lan eylemle protesto edildi. ‹lk olarak Hükümet Kona¤› önünde toplanan yöre halk› ve 11 köy muhtar›, çimento fabrikas› kurulmas› giriflimine tepki gösterdi. Eylemciler, haz›rlad›klar› siyah tabutu da fabrikan›n yap›laca¤› alana b›rakt›. Fabrikan›n, do¤ay› ve yerleflim birimlerini olumsuz etkileyece¤ini belirten eylemciler, “Alternatif turizm imkanlar›, fabrikan›n kurulmas›yla yok olacak" dedi.
Aile Hekimli¤i pilot uygulamas› Düzce’nin ard›ndan 10 vilayete daha yayg›nlaflt›r›l›yor. Bu y›l›n sonuna kadar tamamlanmas› planlanan uygulama sa¤l›k emekçilerinden ve halktan tepki toplamaya devam ediyor. Çünkü Aile Hekimli¤i sistemine geçilen illerde bakanl›¤›n iddialar›n›n aksine sa¤l›k sistemi giderek dibe vurmaya bafllad› Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan Düzce’deki uygulaman›n sonuçlar› de¤erlendirildikten sonra di¤er illere geniflletilip geniflletilmeyece¤ine karar verilece¤i aç›klanm›fl olmas›na ra¤men Düzce’ye dair herhangi bir de¤erlendirme yap›lmaks›z›n uygulama yayg›nlaflt›r›l›yor. TTB Sa¤l›k Bakanl›¤›n›n yapmad›¤›n› yaparak pilot uygulamalar›n sonuçlar›na dair bir de¤erlendirme yay›nlad›. “Aile Hekimli¤i’nde Son Durum” bafll›kl› raporda, Düzce uygulamas›n›n bir propoganda faaliyetinden ibaret oldu¤unun alt› çiziliyor. Sa¤l›k hizmetleri tüm ülkede giderek paral›laflt›r›l›rken Düzce’de kayna¤› belirsiz bir biçimde sa¤l›k hizmetlerinin ücretsiz verilmesi bunun kan›t› olarak gösteriliyor. Di¤er taraftan, 2. basamak sa¤l›k hizmetlerine ulaflmak için aile hekiminden sevk alma zorunlulu¤u ile hekim bafl›na muayene say›s›n›n yaz aylar›nda dahi 130’a ulaflt›¤›, bunun ise sa¤l›k hizmetlerinde ciddi bir ni-
Aile Hekimli¤i hükümetin iddialar›n›n aksine ilk s›nav›nda son derece olumsuz sonuçlara neden oldu. Uygulama bir çok ilde yo¤un tepkilere neden oldu. Ancak hükümet bu konudaki ›srar›na sürdürüyor
telik kayb›na yol açt›¤› ne sevksiz giden hastalarvurgulan›yor. Uygulama dan 5 YTL ücret al›nmasüresince Düzce’de hes› plan› da elefltiriliyor. kim bafl›na konulan Cari giderler ad› %15’lik sevk koalt›nda verilen ve HEK‹M tas›, hastalar ile “idareli kullan›rBAfiINA hekim aras›nda san›z üstü sizde 3750 s›k s›k gerginlikkal›r” denilen HASTA ler yaflanmas›na 1900 YTL’nin yetneden olmufl. Rapormedi¤inin ortaya ç›kda bakanl›¤›n bu soruna t›¤› Düzce’de, bu rakam›n çözüm olarak önerdi¤i 2. üzerine ç›kan harcamalar basamak sa¤l›k hizmetleri- hekim ücretlerinden kesil-
di¤i için, hekimler hastalar›n› bir sonraki ay baflvurmaya yönlendirmek durumunda kalm›fl. Raporda sözü geçen di¤er bafll›klardan baz›lar› flöyle: “Bafllang›çta 104 olarak belirlenen aile hekimli¤i pozisyonu 84’e düflürülerek hekim bafl› nüfus 3750’ye ç›kar›lmak istenmektedir. Aile Hekimli¤i uygulamas› yap›lan birçok
ülkede sistemin tüm olumsuzluklar› bir yana bu rakam 500-2000 aras›ndad›r.” Raporda, uygulaman›n mevcut kaynaklar› verimsizlefltirdi¤i verilerle ortaya konuluyor: “Düzce’deki pratisyen hekim say›s› 80’den, 180’e ve hekim d›fl› sa¤l›k personeli say›s› 180’den, 200’e ç›km›fl oldu¤u halde sa¤l›k göstergelerinde hiçbir de¤ifliklik olmamas› Aile Hekimli¤i’nin iddia edildi¤i gibi sa¤l›k hizmetlerini olumlu etkilemedi¤inin göstergesidir”. Aile Hekimli¤i di¤er pilot illerde de sorunlarla bafllad›. Eskiflehir’de uygulamayla birlikte 60 bin kifli “aile hekimi”nden mahrum kald›. Gönüllülük üzerine kuruldu¤u iddia edilen sistem hekimlerin %90’›ndan fazlas›n›n karfl› ç›kmas›na ra¤men uygulan›yor. 7-10 günlük uyum e¤itimlerinin yetersizli¤inden söz edilen raporda birçok hekimin tehditlerle e¤itimlere kat›lmaya zorland›¤› ortaya konuluyor.
Samsun’da örnek davran›fl TTB, SES, TMMOB ve D‹SK’in düzenledi¤i “Sa¤l›kta y›k›m› durdural›m, Aile Hekimli¤i’ne hay›r” mitingi 23 Eylül‘de yap›ld›. Yürüyüfle 2000’i aflk›n kifli kat›ld›. Mitinge KESK, TMMOB, SES Genel Baflkanlar› da kat›ld›. Miting alan›na giriflte polisin hakaret ve tacizine u¤rayan Halkevleri Samsun fiube Sekreteri Tolgahan Y›ld›r›m bir sivil polisi “dövdü¤ü” iddias›yla gözalt›na al›nd›. Bunun üzerine Halkevleri yöneticilerinin serbest b›rak›lmas› talebi ile oturma eylemi bafllatt›. Tertip komitesinin örnek bir davran›fl sergileyerek, “Arkadafl›m›z serbest b›rak›lmadan miting alan›n› terk etmeyece¤iz” aç›klamas› polisin geri ad›m atmas›n› sa¤lad›. Yap›lan giriflimler üzerine Tolgahan Y›ld›r›m’›n savc›l›¤a ç›kar›laca¤› ve tutuklama talebinde bulunulmayaca¤› taahhüdünün verilmesiyle miting normal seyrine döndü.
GSS’ye karfl› SES ç›kt›! SES 1 Ocak 2007 itibariyle hayata geçecek olan SSGSS yasas›na karfl› bafllatt›¤› “Sa¤l›kta Y›k›m› Durdural›m” kampanyas› için haz›rlad›¤› program› aç›klad› Sa¤l›k emekçileri önümüzdeki dört ay› kapsayan mücadele programlar›n› 21 Eylül’de yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla duyurdu. Sa¤l›k Bakanl›¤› önünde yap›lan eyleme bir çok dernek ve demokratik kitle örgütü
destek verdi. Eylemde “Sa¤l›kta Y›k›m› Durdural›m, ‹lac›ma Dokunma, Sa¤l›k Hakt›r Sat›lamaz” sloganlar› at›l›rken, gazetelerde ç›kan sa¤l›kta y›k›m›n yol açt›¤› rezalet haberleri döviz olarak kullan›ld›. Sa¤l›k emekçilerinin mücadele prog-
ram› flöyle: Eylül ay›nda bölge mitingleri, Ekim ay›nda yayg›n bildiri da¤›t›m›, standlar kurma, afiflleme ve programa destek veren kurumlar›n aç›klamalar›, Kas›m ay›nda mitingler, kol yürüyüflleri, flayet y›k›m program› durdurulmazsa
1 günlük uyar› ve devam›nda birkaç günlük ifl b›rakma eylemleri gerçeklefltirme. 27 Eylül’de ise SES Kocaeli flubesinde kampanyan›n Kocaeli program› kamuoyuna duyuruldu.
Öldüren “hata” Önce halk›n evlerine göz dikti, sonra Halkevlerine
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nde göz ameliyat›na giren 3.5 yafl›ndaki Alperen Büber'in yanl›fl narkoz yüzünden ölmesiyle ortaya ç›kan skandal, anestezi cihaz›n›n 32 y›ll›k oldu¤u ve 12 y›l önce hurdaya ç›kar›lmas› gerekti¤inin ortaya ç›kmas›yla korkunç bir boyut kazand›. SES Zonguldak fiube Baflkan› Özgür Nizam, “Yeni cihazlarda hata pay› s›f›r. Maalesef sa¤l›kta gidilen tasarruf tedbirleri ölümleri de beraberinde getiriyor" dedi. Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤ ise olay›n normal karfl›layarak, "Böyle bir hizmet alan› içinde zaman zaman yanl›fl uygulamalar olabilir" dedi.
Kocaeli Erenler ve Cedit mahallelerinde yap›lmak istenen y›k›mlara karfl› kurduklar› mahalle meclisi ile direnen mahalle halk›n›n mücadelesinden rahats›z olan Kocaeli Büyükflehir Belediye Baflkan› ‹brahim Karaosmano¤lu çareyi Halkevi’ne sald›rmakta buldu. “Halkevleri ortal›¤› kar›flt›r›yor, ma¤dur yok” diyen Bafl-
Sa¤l›k oca¤› için imza fi›rnak'›n Silopi ‹lçesi'nde fiehit Harun Boy Mahallesi halk›, sa¤l›k oca¤› kurulmas› için imza kampanyas› bafllatt›. 2 bin imza toplayan mahalle halk›, en yak›n sa¤l›k oca¤›n›n 3 kilometre uzakl›kta oldu¤unu belirterek, mahalleye sa¤l›k oca¤› yap›lmas›n› istedi. Mahalle halk› sa¤l›k oca¤› için ödenek geldi¤ini ancak ihaleyi alan flirketin iflgüzarl›¤› yüzünden sa¤l›k oca¤›n›n yap›lmad›¤›n› savundu. Mahalleliler toplad›klar› imzalar› en k›sa zamanda kaymakaml›¤a vereceklerini söylediler.
kan’a yan›t mahalle halk›ndan geldi. Erenler ve Cedit mahallesinde oluflturulan Mahalle Meclisi 27 Eylül’de Ana Çocuk Sa¤l›¤› Merkezi'nin önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak bar›nma hakk› mücadelesinin aktif yürütücüsü olan Halkevleri’nin hedef gösterilmesine tepki gösterdi. Meclis ad›na aç›klama yapan Fatma Demir, Halkevleri'nin kamuoyunda “öcü” gibi gösterilmesini k›nad›klar›n› ve Karaosman o ¤ lu'nun bu
tavr›ndan vazgeçmesi gerekti¤ini söyledi. Demir, Kentsel Dönüflüm Projesi ile ilgili ma¤duriyetlerini bir dizi eylem ve etkinliklerle dile getirmeye çal›flt›klar›n› ancak Büyükflehir Belediyesi'nin bunu görmezden geldi¤ini belirtti. Demir, “Projenin gündeme gelmesinden itibaren muhatap al›nmay› istedik. Bu projenin ne oldu¤u, nas›l yap›ld›¤› konusunda bize bir aç›klama yap›lmas›n› istedik. Bu taleplerle iki kez Belediye'ye yürüdük ama muhatap al›nmad›k ve tatmin edici bir aç›klama ile karfl›laflmad›k” dedi. Demir, her türlü destekleriyle yanlar›nda olan Halkevleri'ne teflekkür ettiklerini söyledi. Kocaeli Halkevleri de 27 Eylül’de bir bas›n aç›klamas› yap›larak Halkevleri’ni hedef gösteren Belediye Baflkan›’n› protesto etti.
Sat›l›k mahalle var!
n Sakarya'n›n Hendek ‹lçesi'ne ba¤l› Yeni Mahalle halk› 17 y›ld›r çektikleri yol sorununun çözülmesi için eyleme geçti. 27 Eylül’de haz›rlad›klar› "Sat›l›k mahalle" pankart› ile eylem yapan mahalleli, yoldan kalkan tozlar nedeniyle ya kanser ya üst solunum yolu enfeksiyonu hastas› oldu¤uklar›n› söyledi. Yeni Mahalle ‹lkö¤retim Okulu'nun yolunun da bulunmad›¤›n› söyleyen mahalle sakinleri “Okulun yolu yok. Yetkililere defalarca durumu ilettik ama kimse bizimle ilgilenmedi. fiimdi çocuklar kayalar›n üzerinden, dikenli tellerin içinden geçip okula gidiyor" dediler.
“K›z›l›rmak ölmesin”
n Kimyasal at›klar nedeniyle K›z›l›rmak'›n kirlili¤inin artmas› ve K›z›l›rmak Deltas›’ndaki canl› yaflam›n› tehdit etmeye bafllamas›na karfl› "K›z›l›rmak'a A¤›t Yürüyüflü" düzenlendi. Bafra Çevre Platformu taraf›ndan düzenlenen "K›z›l›rmak'a A¤›t Yürüyüflü" ile K›z›l›rmak'›n rafineriler ve beton fabrikalar› taraf›ndan kirletilmesine tepki gösterildi. Mitingde Türkiye Çevre Platformu ad›na konuflan Tanay S›tk› Uyar, toprak ve su kirlili¤inin endüstriyel at›klar nedeniyle artt›¤›n› kaydederek, acil önlem al›nmas›n› istedi.
Avflar: Oca¤›n›z bats›n
Gökçek çizmeyi aflt› ‹lker Mahallesi’nde Gökçek’in y›k›m ekipleri 23 Eylül’de, Olukman ailesine ait evi, ailenin evde olmamas›n› f›rsat bilerek y›kmak istedi. Y›k›m flartlar›n› kabul etmeyen, üstelik ellerinde tapu tahsis senedi bulunan Olukman ailesi evlerinin y›k›lmakta oldu¤unu görünce olay yerine gitti. Ancak, y›k›m ekipleri evi kullan›lamaz hale getirmiflti. Olukman ailesi y›k›mc›lar› durdurduktan sonra durumu polise bildirdi. Üç saat sonra olay yerine gelen polis y›k›mc›lar› ve aileyi ifadelerini almak üzere karakola götürdü.
n Bodrum Avflar Köyü sakinleri, çevreye zarar veren ve sa¤l›klar›n› bozan tafl oca¤›n›n kapat›lmas› için tafl oca¤›nda 23 Eylül günü bir eylem yapt›. Yurtsever Cephe ça¤r›s›yla yap›lan eyleme yerel ve ulusal çevre örgütleri de kat›larak destek verdi. Yap›lan konuflmalarda, oca¤›n bal›k çiftliklerini kuruttu¤u, zeytini, pamu¤u bu¤day› yok etti¤i, evleri temelinden sarst›¤› anlat›ld›. 13 y›ld›r Avflarl›lara toz yutturan oca¤›n art›k kapat›lmas› gerekti¤ini belirten köylüler, ocak kapat›lana kadar mücadele etmekte kararl› olduklar›n› belirttiler.
Y›k›ma geçit yok
Mücadele ettiler kazand›lar Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤ 22 Eylül günü Diyarbak›r Çocuk Hastanesi'nde, k›zam›k sonras› ortaya ç›kan a¤›r beyin iltihab› hastal›¤›na (SSPE) yakalanan çocuklar›n yak›nlar› taraf›ndan protesto edildi Bakan›n önünü kesen aileler çocuklar›n›n ilaçlar›n›n devlet taraf›ndan karfl›lanmad›¤›n›, hastanelerde paras›z tedavi olmad›klar›n› söyleyerek isyan ederken Bakan’›n ailelere karfl› öfkeli tavr› dikkat çekti. SSPE hastas› çocuklar›n› kucaklar›na alan aileler “Bunun sorumlusu kim? Çocuklar›m›z günden güne
odun gibi oldu sizin evlad›n›z olsa dayanabilir misiniz? Bize yard›m edin” diye veryans›n ettiler. Baz› anneler ise Güneydo¤u’ya bozuk afl› gönderilmesi nedeniyle k›zam›¤›n ve SSPE’nin bu bölgede daha çok görüldü¤ünü söylediler. 1993’te Türkiye çap›nda yap›lan tek doz afl›laman›n hastal›¤›n önemli bir
nedeni oldu¤una dair iddialar Bakan taraf›ndan da teyit edilirken Akda¤ “Bu durum bizim dönemimizde gerçekleflmemifltir” dedi. Uzun zamand›r eylemlerini sürdüren aileler, Diyarbak›r’daki sert tepkileri sonras›nda Bakan ile özel bir toplant› yaparak paras›z ilaç ve tedavi haklar›na dair söz ald›lar.
n Denizli Belediyesi'nin Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda y›k›m yapmak istedi¤i ‹lbar› Mahallesi halk› 23 Eylül’de eylem yapt›. Siyasi partilerin ve yerel derneklerin destekledi¤i eylemde mahalle halk›n›n insanca yaflanacak konutlara hakk› oldu¤u ancak bu y›k›mlarla mahallelinin madur edilece¤i vurguland›.
5 Ekim 18 Ekim
8 DÜNYA
Filistin ve Lübnan’da iç savafl zorlamas› Lübnan’da direnifl ve hükümet aras› ayr›l›klar derinlefliyor. Filistin’de El Fetih ve Hamas birbirine girdi. Lübnan savafl›n› kaybeden ‹srail’in iç savafl ç›karma planlar› ilerliyor
GAZZE’DE ‹NSANLIK CAN ÇEK‹fi‹YOR El Fetih ve Hamas aras›nda fliddetlenen çat›flmalarla yeniden hat›rlanan Gazze’de, insani kriz tahammül edilemeyecek boyutlara ulaflt›. ‹srail’in dört ayd›r abluka alt›nda tuttu¤u bölgede 1,5 milyon insan elektrik, su, g›da ve t›bbi araçtan yoksun. Bir Birleflmifl Milletler uzman›, durumu "Gazze'nin ‹srail taraf›ndan bir cezaevine dönüfltürülerek anahtar›n›n da d›flar› at›lmas›" sözleriyle özetliyor. Dünyan›n nüfus yo¤unlu¤u en yüksek bölgelerinden biri olan Gazze'de yaflayan Filistinlilerin dörtte üçü abluka yüzünden g›da yard›m›na muhtaç. D›fl yard›mlar›n kesilmesiyle aylard›r maafl alamayan çal›flanlar, El Fetih kanal›yla da¤›t›lacak 370 dolarl›k yard›m›n da yeterli olmayaca¤›n› söylüyor ve eylemlerini sürdürüyorlar. ‹ç çat›flmalar›n t›rmanmas›n›n durumu daha da kötülefltirmesinden korkuluyor.
Lübnan ve Filistin’de korkulan oluyor. Savafl›n y›k›nt›lar› üzerinde ekonomik ve siyasi zorlamalarla iç ayr›l›klar yarat›lmaya çal›fl›l›yor. ‹ç savafl›n kaç›n›lmazl›¤›ndan bahsetmek abart›l› olsa da, iflgal cephesinin ülke içi güçleri “düflman” ve “müttefik güçler” olarak s›n›fland›rmas› baflar›l› olmufl görünüyor. 1 Ekim’de fieba bölgesi hariç Lübnan’dan bütünüyle çekilen ‹srail, bundan sonra bütün sorumlulu¤un Fuad Sinyora hükümetinde oldu¤unu ilan etti. Bu koflullarda ülke içinde giderek yaln›zlaflan ve askeri ve ekonomik anlamda da oldukça zay›f olan Lübnan hükümeti ise BMABD-‹ngiltere karfl›s›nda daha teslimiyetçi bir çizgiye yöneliyor. Sinyora’n›n Lübnan’a gelen Blair’e dostluk gösterisinde bulunmas›yla belirginleflen ayr›l›k, Nasrallah’›n demeçleri ve
22 Eylül Zafer Mitingi ile derinleflmifl görünüyor. Beyrut’ta yaklafl›k 500 bin kifliye seslenen Nasrallah, “dünya yüzünde bizi silahs›zland›racak ordu yok” diyerek BM karar›na, ‹srail’e ve hükümetin ülkede tam hakimiyet iddias›na rest çekti. Nasrallah, El Cezire’ye verdi¤i röportajda da hükümetin istifas›n› istedi. Di¤er yandan ‹srail hükümeti, Hizbullah’la üç dört ay içinde yeniden çat›flaca¤›na kesin gözüyle bak›yor. ‹srailli bir hükümet yetkilisi, “‹srail, bu kez sivillere çok zarar vermeden Nasrallah’› öldürmeli” diye konufltu. Filistin ise, tüm siyasi güçleri bir araya getirecek bir Ulusal Mutabakat Hükümeti kurma yönündeki giriflimin baflar›s›z olmas›yla birlikte El
r Küçük generalle e rin le bu kez kardefl ar t›l tafl at
Gazze’de, Ramallah sokaklar›nda büyüklü küçüklü El Fetih ve Hamas taraftarlar› s›k s›k fliddetli çat›flmalarda karfl› karfl›ya geliyor (üstte) 500 bin kiflilik Hizbullah mitinginde hükümetin istifas› istendi (solda)
Fetih ve Hamas aras›nda ç›kan kanl› çat›flmalarla sars›l›yor. Hamas hükümeti, onlarca üyesinin ‹srail taraf›ndan kaç›r›lmas› ve d›fl yard›mlar›n kesilmesi karfl›s›nda adeta felç olmufltu. Hamas’› terörist ilan
Tayland’›n “Genç Parti”sine ABD-DTÖ darbesi
DARBEYE ABD DE AVRUPA DA SESS‹Z
kontrolündeki ordunun darbesiyle devrildi. Darbe gerekçesi, Thaksin’in yolsuzluklar› ve hükümetinin “flimdiye dek görülmemifl ölçüde toplumu bölmesi” oldu. Pentagon’a ba¤l› generallerin yönetimindeki Tayland ordusu, son y›llarda “reform”dan geçirildi ve Do¤u Timor’daki BM Bar›fl Gücü ve Irak’daki ABD iflgal gücü içinde görev alan birlikler oluflturdu. Darbenin ard›ndan ülkede s›k›yönetim ilan edildi. Darbeciler, “uluslararas› toplumun güvenini kazanmak için” Pentagon’un emri alt›nda, ordu reformunu yapan General Surayud Chulanon’u getirdi. 1997’de Polis Örgütü’nün bilgisayar sistemini kurarak zengin olan eski polis albay› Thaksin, ik-
ti. Ancak, yükselen gerilim de yabana at›l›r gibi de¤il. Zengin eyaletlerde "özerklik" propagandas› yükseliyor. Bu bölgelerde faflist gençlik örgütleri kuruluyor. Toprak sahipleri, toprak reformuna karfl› silahl› çeteler örgütlüyor. MAS hükümeti ise son olarak, köylülerin ilerici süreci savunmak gerekti¤inde silahlanmas› yönünde bir ça¤r› yay›nlad›.
kesin gözüyle bak›lan Lübnan’da mevcut ayr›m›n direnifl hareketini korumak ve diri tutmak gibi bir anlam› var. Ancak Filistin’in iç çat›flmas›, flu anda kendi krizini derinlefltirmenin ötesine geçemiyor. Yak›n vadede, ‹ran’a sald›r›y› gündemine alan ABD-‹srail cephesinin bu gerilimleri derinlefltirme çabalar›na flahit olaca¤›z.
Baflkenti sivil direnifle geçen Obrador’un ikili iktidar ilan›yla sars›lan Meksika’da, Oaxaca Halk Meclisi’nin baflkald›r›s› egemen siyasetin krizini derinlefltiriyor
tidara geldikten sonra, iç pazar› gelifltirmeye dayal› bir büyüme modelini izledi. KOB‹’leri güçlendiren sa¤l›k ve e¤itim reformlar›, mikro kredi, köy destekleme fonlar›, üreticiye teknik destek programlar› Thaksin iktidar›n›n halka dönük yüzünü oluflturdu. Di¤er tarafta ise Thaksin’in piramidin tepesinde oldu¤u kendine ba¤›ml› yeni bir burjuvazi yaratma politikas› bulunuyordu. Thaksin, son olarak orta¤› oldu¤u Shin Holding’deki hisselerini vergisiz sat›fl›yla büyük bir skandala yol açm›flt›. Thaksin’in politikas›ndan zarar gören Tayland’›n geleneksel burjuvazisi, meflruti monarfliyle yönetilen Tayland’da kralc›-liberal bir “muhalefet” hareketi bafllatm›flt›.
Andlarda karfl›devrim tehdidi büyüyor Bolivya’da ilerici süreci baltalama çabalar›na darbe söylentileri efllik ediyor. Söylentiler üzerine, Genelkurmay Baflkanl›¤› darbe iddialar›n›n as›ls›z oldu¤unu aç›klad›. Bolivya ordusu, ABD yanl›s› darbelerle dolu geçmifline ra¤men do¤algaz›n kamulaflt›rmas›nda hükümete do¤rudan destek vermifl-
lar›n›n hükümete destek gösterileri Eylül’de çat›flmaya dönüfltü. Çat›flmalar 1 Ekim’de doruk noktas›na ç›kt›; 5 kifli öldü, 30 kifli yaraland›. Protestolar›n sürmesi karfl›s›nda Hamas’›n bakanl›k faaliyetlerini durdurmas› ise yaflanan krizin derinli¤ini a盤a vuruyor. Dört ay gibi bir süre sonra savafl›n yeniden bafllamas›na
Halk Meclisi iktidar›n› ilan etti
Thaksin, Cem Uzan’›n “baflar›l›” örne¤iydi. IMF’yi karfl›s›na ald›; hem halkç› politika izledi hem küpünü doldurdu. Irak’a gönderdi¤i ordunun darbesini yedi 1998’deki Asya Krizi’yle mevcut partilerin tümünün itibar›n›n s›f›rland›¤› s›rada kurdu¤u “Taylandl› Taylandl›y› Sever Partisi” (TAK) ile IMF ve DB ile ba¤lar› koparma ça¤r›s› yaparak iktidara gelen Thaksin, Pentagon’un
eden ‹srail-ABDAB cephesi de kuflatmay› sürdürürken, müzakerelerde ve hükümete ödenmesi gereken yard›mlarda El Fetih’i muhatap alarak gerilimi t›rmand›rm›flt›. El Fetih yandafllar›n›n maafllar›n ödenmemesi karfl›s›ndaki protestolar› ve buna karfl› Hamas yandafl-
Pervez Müflerref zorbas›ndan memnun Eylül ay›nda ABD’ye giden Pakistan Devlet Baflkan› Pervez Müflerref, Afganistan iflgali bafllad›¤›nda dönemin ABD D›fliflleri Bakan Yard›mc›s› Richard Armitage’›n Pakistan'› bombalay›p “Tafl Devri'ne döndürmekle” tehdit etti¤ini söyledi. Müflerref, bunun üzerine Afganistan
iflgalinde ABD’yi desteklediklerini aç›klad›. ‹kilinin görüflmesinden bir gün önce, Bush’un Pakistan’a askeri müdahale olas›l›¤›ndan söz etmesi üzerine, Müflerref bunu kendilerinin yapmak istedi¤ini ve Bush’a güvendi¤ini aç›klad›.
Meksika'n›n Oaxaca eyaletinde Ulusal Ö¤retmenler Sendikas› taraf›ndan sürdürülen grev beflinci ay›na girerken sendikan›n Oaxaca'da örgütlü Section 22 flubesinden greve devam karar› ç›kt›. fiube baflkan› Enrique Rueda Pacheco, vali Ulises Ruiz Ortiz'in görevden al›nmas› yönündeki talepleri kabul edilmedi¤i takdirde grevin kitlesel ve birleflik bir flekilde devam ettirilece¤ini aç›klad›. Ö¤retmenler Meclisi taraf›ndan gerçeklefltirilen toplant›da konuflan Pacheco, örgütünün, Oaxaca Halk Meclisi’ni oluflturduklar› di¤er örgütlerle birlikte, direnifli sürdürece¤ini ve parçal› de¤il tek bir cephe olduklar›n› söyledi. Sendika, halka dönük bask›lar›n durdurulmas›, halka sald›ranlar›n cezaland›r›lmas› ve politik tutsaklar›n koflulsuz olarak derhal serbest b›rak›lmas› yönündeki taleplerini tekrarlad›.
Meclis, herhangi bir askeri sald›r›n›n 14,000 okulda ve eyaletin di¤er bölgelerinde direniflle karfl›laflaca¤›n› aç›klad›. Ö¤retmenler, eyalete dönük askeri müdahalelere karfl› olduklar›n› ve askerlerin k › fl l a l a r › n a dönmesini istediklerini bildirdi. Bu arada, Kurumsal Devrimci Parti PRI yandafllar›n›n Halk Meclisi’ne karfl› eylemler düzenledi¤i ve sald›r› planlar› yapt›¤› bildiriliyor. Hükümet yanl›lar›n›n oluflturdu¤u “flok birlikleri” provokatif sald›r›lar düzenlerken, federal polisin ve ordunun da bu durumdan istifade ederek kente sald›rmas›ndan endifleleniliyor. Halk Meclisi’ne ait asi radyo geliflmeleri an be an aktar›rken barikatlar›n güçlendirilmesi ve sald›r›ya haz›r olunmas› ça¤r›s›nda bulunuyor. Vali Ortizin istifas›, politik bask›lar›n son bulmas› ve yaflam koflullar›n›n iyilefltirilmesi talepleriyle greve giden ö¤retmenler öncülü¤ünde kurulan Halk Meclisi (APPO), Federal hükümeti tan›mad›¤›n› aç›klayarak kendi iktidar›n› ilan etmiflti. Seçim hilesiyle iktidara gelen Baflkan Calderon, hükümetin ana gündeminin Oaxaca oldu¤unu belirterek, rakibi Obrador yandafllar›n›n baflkentte iki ayd›r süren kuflatmas›n›n ve ikili iktidar ilan›n›n dahi kendileri aç›s›ndan Oaxaca’dan daha az tehlikeli oldu¤unu aç›klam›flt›. APPO benzeri halk meclislerinin ülkenin di¤er bölgelerinde de ortaya ç›kt›¤› bildiriliyor.
2006
Dünya Kritik Bir Yol Ayr›m›nda Michel CHOSSUDOVSKY
Küreselleflme Hakk›nda Araflt›rma Merkezi
B
ush yönetimi insanl›¤›n gelece¤ini tehdit eden askeri bir macera bafllatt›. Bu abart› de¤il. ‹ran’a karfl› hava sald›r›lar› bafllat›lacak olursa, bu, kara savafl›n› ve çat›flman›n yay›lmas›n› da tetikleyecek. Hava ve füze sald›r›lar›, konvansiyonel silahlar kullan›ld›¤›nda bile, ‹ran’›n nükleer tesislerinin y›k›m›ndan do¤acak “Çernobil tipi” bir nükleer kabus bafllatacak. Tarih boyunca, askeri ittifaklar›n yap›s› önemli çat›flmalar›n tetiklenmesinde yaflamsal rol oynad›. Irak iflgali öncesindeki durumun tersine, flimdi ABD’nin askeri maceras› Franko-Alman ittifak›nca destekleniyor. Üstelik, ‹srail’in bu operasyonda do¤rudan rol oynamas› öngörülüyor. NATO, Anglo-Amerikan-‹srail askeri ekseni ile ittifak içinde. NATO 2005’te ‹srail ile askeri iflbirli¤i anlaflmas› imzalad› ve ‹srail-Türkiye ile çift tarafl› askeri anlaflmaya sahip. ‹ran, fianghay ‹flbirli¤i Örgütü’nde gözlemci ve tam üye olmas› bekleniyor. Çin ve Rusya’n›n, ‹ran’la uzun erimli askeri iflbirli¤i anlaflmalar› var. Çin ve Rusya, ABD yönetimindeki askeri operasyona karfl› ç›kt›lar. ABD’nin plan› Rusya ve Çin’in, Orta Asya ve Hazar havzas›ndaki ç›karlar›n› tehdit ederken, bu ülkelerin ‹ran ya da Suriye için bir askeri müdahalede bulunmalar› beklenmiyor. Çat›flma Ortado¤u’dan Hazar havzas›na kolayca yay›labilir. ABD birliklerinin konuflland›¤› Azerbaycan ve Gürcistan’› da içerecektir. ‹ran ve Suriye’ye karfl› askeri eylem, Ortado¤u’da daha genifl bir savafl› tetikleyecek olan ‹srail’in do¤rudan kat›l›m›n› içerecektir. Türkiye de öngörülen hava sald›r›lar›yla yak›ndan iliflkilidir. ABD-Britanya-‹srail savafl planlar› ilerlerse, Genifl Ortado¤u-Orta Asya bölgesi, Do¤u Akdeniz’den Afgan-Çin s›n›r›na dek yang›n yerine döner. fiimdi, üç önemli savafl tiyatrosu var: Afganistan, Irak ve Filistin-Lübnan. ‹ran’› hedef alan bir sald›r› bu tiyatrolar›n bütünleflmesine hizmet eder. ‹ran’a yönelik ABD bombard›manlar› Irak’taki koalisyon birliklerine yönelik ‹ran sald›r›lar›yla karakterize olan bir kara savafl›n›n tetiklenmesine de katk›da bulunabilir. ‹srail güçleri de Suriye’ye girecektir. ‹ran’a yönelik sald›r› Irak direniflini do¤rudan etkiler. ABD’nin Irak ve Afganistan’da afl›r› zorlanan askeri yetenek ve kaynaklar›n› da bas›nç alt›na sokar. Orta Asya-Ortado¤u bölgesinin sallant›l› jeopoliti¤i, ABD’nin içinde oldu¤u üç savafl tiyatrosu, ‹srail ve Türkiye’nin do¤rudan kat›l›m›, ABD sponsorlu¤undaki askeri ittifaklar›n yap›s› vb. daha genifl bir çat›flma olas›l›¤›n› gündeme getirmektedir. ‹ran’a yönelik savafl, tüm Hazar havzas›n›, eninde sonunda Rus Federasyonu’nun istikrars›zlaflt›r›lmas›na ve fethedilmesine yol açacak biçimde askerilefltirmeyi hedefleyen uzun vadeli ABD askeri gündeminin parças›d›r.
Yazar›n “Ortado¤u Savafl›n›n Bir Sonraki Evresi” bafll›kl› makalesinin bir bölümüdür.
Gerilim t›rman›yor n ABD Baflkan› George Bush, ‹ran'a destek veren flirket, kurulufl veya devletlere yapt›r›m uygulanmas›n› öngören bir yasay› onaylad›. Yasada, ‹ran’›n “kitle imha silah›” elde etmesine yönelik desteklerin hedef al›nd›¤› belirtilse de, bu esnek ifadenin ‹ran’› bütünüyle tecrit etmeyi hedefledi¤i çok aç›k. D›fl politikada sertleflen ABD yönetimi, ayn› sertleflmeyi içerde de sergiliyor. ABD Senatosu, ''terörle savafl'' flüphelilerinin sorgulanmas› ve yarg›lanmas› s›ras›nda “iflkence izni” ya da “yarg›s›z infaz izni” olarak da nitelenen bir yasay› kabul etti.
Yunanistan’da ö¤retim üyeleri grevde n Yunanistan'da e¤itimciler sendikas›, düflük maafllara ve yeni e¤itim yasas›na karfl›, Eylül ortas›nda ülke genelinde bafllatt›klar› grevi haftalard›r sürdürüyor. Eylemlerinin üçüncü haftas›nda bir toplant› yapan e¤itimciler, hükümetin umursamaz tavr› karfl›s›nda grevi sürdürme karar› ald›lar. Hükümet ö¤retim görevlilerinin maafllara zam talebini kabul etmiyor. E¤itimciler hükümetin bu tavr›n› 2 Ekim’de ülke genelinde kitlesel eylemlerle protesto ettiler. Yo¤un bir eylem program› aç›klayan e¤itimciler hükümetin geri ad›m atmamas› halinde grevin süresiz devam ettirilece¤ini aç›klad›lar.
5 Ekim 18 Ekim
2006
EKONOM‹ 9
Hanuka’da haham, Ramazan’da imam oluyorlar
Kâr için her fley caiz
Umar KARATEPE umar@sendika.org
T
Büyük g›da, finans ve perakende tekelleri Ramazan ay› reklam kuflaklar›yla Osmanl›’y› ve dini yeniden keflfediyorlar. Yap› Kredi’nin “Vadaa”lar› fes tak›yor, Burger King hamburgerin yan›nda “apple pie” de¤il hurma veriyor, Coca Cola iftar sofralar›n›n bafl köflesine konuluyor
RAMAZAN GELD‹ ZAM SEZONU AÇILDI
Ramazan’›n geldi¤ini anlamak için bir markete girip fiyatlara bakmak yetiyor. Ramazan’da reklamlarla körüklenen tüketim art›fl›na geleneksel zamlar da eklenince sermayeye gün do¤uyor, olansa yine vatandafla oluyor. Bu y›l da Ramazan öncesi pek çok g›da ürününe zam yap›ld›. Et en az yüzde 12 zamlan›rken yumurtan›n fiyat› iki kat›na ç›kt›. Ya¤, salça, un, fleker gibi temel g›da maddeleri yüzde 20’ler civar›nda zamland›. Türk-‹fl’in Ramazan zamlar› sonras› yapt›¤› araflt›rmaya göre 4 kiflilik bir ailenin açl›k s›n›r› 586 YTL’ye yükseldi. Zamlar›n üstüne sonbahar›n gelmesiyle yükselen sebze meyve fiyatlar› eklenince yoksullar›n hali iyice evlere flenlik oluyor. Bu zam haberleri sonras› bozulan a¤z›m›z›n tad›n› bir tatl›yla düzeltelim dedi¤imizde Güllaç’a gelen yüzde 36, baklavaya gelen yüzde 10 Ramazan zamm› bunun da mümkün olmad›¤›n› gösteriyor.
Bilderberg Konferans›
Yap› Kredi’nin Vadaa yarat›klar› kafalar›na fesleri takm›fllar, sultan kay›klar›yla Migros’a Ramazan al›flverifline gidiyorlar. Müslüman olan Vadaa yarat›klar› Osmanl›’y› yeniden keflfetmifller. Osmanl›’y› keflfeden bir di¤er firma da Amerikan fast food zinciri Burger King. Ramazan için sunduklar› Sultan Menü’nün reklamlar›nda yeniçeriler hamburgerli iftar›n tad›na var›yor. Hamburgerin yan›nda hurma veren Burger King’in Ramazan menüsü Amerikanc›-Osmanl›c› çizgiyi ülke iktidar›ndan sonra iftar sofralar›nda da egemen k›lmaya çal›fl›yor. Gelenek-
sel Ramazan reklam›n› günler öncesinden gösterime sokan Coca Cola ise sevgi, yard›mseverlik, hoflgörü dolu reklamlar›yla “Coca Cola karfl›s›nda hepimiz eflitiz” mesaj› veriyor. Televizyonlar Ramazan’a özel reklam ve promosyonlarla dolup tafl›yor. Tüm fl i r k e t l e r “eksik kalmayal›m” diyerek bir reklam çevirmifl Ram a z a n için. Bu topraklara ait ne var ne yoksa yerlisiyle yabanc›s›yla flirketlerin malzemesi. fiirketlerin Ramazan’›n maneviyat›ndan etkilendi¤ini düflünenler varsa yan›l›yor. Bunlar›n
hepsi “kâr kokan” hareketler. Koç Grubu yeni ald›klar› Yap› Kredi Bankas›’n›n müflterilerini yine kendisine ait Migros’a çekerek koç gibi kâr etmenin peflinde. Coca Cola karfl›s›nda ne kadar eflit oldu¤umuz sorusunun yan›t›n› ise bize geçen y›l Coca Cola’n›n kendisi vermiflti. Haklar›n› örgütlü bir flekilde aramak isteyen 110 Coca Cola iflçisi D‹SK’e ba¤l› G›da-‹fl’te örgütlenince kendilerini birden kap›n›n d›fl›nda bulmufllard›. Sendikal› iflçiye tahammülü olmayan ve onlar› iflten atan Coca Cola geçen y›lki reklam›nda utanmadan iftar›n› Coca Cola ile açan maden iflçilerini kullanm›flt›. Reklamlar›n kimsenin diniyle iman›yla bayram›yla ilgisi yok. Amaç reklamlarla tüketimi körükleyip sat›fllar› art›rmak. Bunun en aç›k göstergesi ABD-‹srail
Paskalya’da papaz, Hanuka’da haham, Ramazan’da imam olmak sermayeyi gocundurmuyor. Emperyalizm ile “muhafazakarl›k-mukaddesatç›l›k” siyasi iktidar›n ard›ndan Ramazan’a özel reklam kampanyalar›nda da kol kola giriyor.
Haydutlar Türkiye’de toplan›yor
Emperyalist-kapitalist sistemin en önemli legal suç örgütlerinden Bilderberg’in 2007 y›l›ndaki toplant›s›n›n May›s ay›nda ‹stanbul’da gerçeklefltirilece¤i duyuruldu Dünyay› yöneten siyasetçilerin, askeri kurmaylar›n ve sermaye kesimlerinin “gizemli” toplant›s› olarak bilinen Bilderberg Konferans› 2007’de Türkiye’de toplanacak. ‹kinci Dünya Savafl› sonras› emperyalizmin sosyalizme karfl› savafl›n› örgütlemek ve ABD egemenli¤ini dünya çap›nda yayg›nlaflt›rmak için toplanan bu konferans ad›n› ilk toplant›n›n yap›ld›¤› otelden al›yor. Toplant›ya kat›lanlar kesinlikle gizli tutuluyor ve kat›l›mc›lar›n
menfleli bir flirket olan Coca Cola’n›n bir yandan Ortado¤u savafl›n› desteklerken di¤er yandan Müslümanlar›n iftar sofras›na konuk olmaya çal›flmas›. Yerlisi yabanc›s›yla sermaye için kâr deyince akan sular duruyor. Kârlar› art›rmak için
içeride konuflulanlara dair bilgi vermesi yasaklan›yor. Toplant›da not al›nam›yor ve yaz›l› bir tutanak kesinlikle tutulam›-
yor. Her y›l›n May›s ay›nda organize edilen toplant›lara 40 ila 120 kifli aras›nda kat›l›m gerçeklefliyor ve gizlilik koflullar›
alt›ndaki toplant›ya ancak en güvenilir isimler davet ediliyor. Büyük tekellerin en üst düzey yöneticileri, devlet baflkanlar›, merkez
bankas› baflkanlar› ve generaller seçilerek toplant›ya davet ediliyor. Türkiye’den bu toplant›ya flu ana kadar Adnan Mende-
ABD dünya kaynaklar›n› emerek bir y›lda en zenginlerini %10 zenginlefltirirken bu ülkede ücretler düflmeye devam ediyor. Biliflim tekeli Microsoft’un patronu Bill Gates bu sene de ABD’nin en zengin adam› oldu
Amerika: Kimine rüya, kimine kabus Forbes dergisinin aç›klad›¤› “ABD’nin En Zengin 400 kiflisi” listesindeki isimlerin serveti bir y›lda %10 civar›nda artt›. Ayr›ca bu y›l ilk kez, listeye girenlerinin hepsinin serveti 1 milyar dolardan fazla. En zenginler listesinde en üstte bir kez daha biliflim tekeli Microsoft’un patronu Bill Gates yer al›rken, ilk onda Migros’u almas› beklenen Wal Mart flirketinin 4 orta¤› birden yer ald›. ABD ekonomisi zenginlerini zengin ederken, Ekonomik Politikalar Enstitüsü'ne (EPI) göre hane halk› reel gelir ortalamas› son befl y›ld›r düflüyor. ABD'de maafllar gerilerken, EPI, gelirde yaflanan düflüflü Afrikal› ve Hispanik ailelerin daha çok hissetti¤ini aç›klad›. Emek piyasas›na yeni gi-
renler de eskiye oranla daha kötü maafllarla ifle bafll›yorlar. Üniversite mezunlar›n›n ifle girifl ücretleri de 2000-2005 aras›nda reel olarak gerilerken, flirketlerin çal›flanlar›na sundu¤u sosyal imkanlar da giderek azal›yor. 1992-2005 y›llar› aras›nda ABD'de büyük flirketlerin CEO'lar›n›n ald›¤› ücretler ise üç kata yak›n bir oranda art›fl gösterdi. Böylece 1960 y›l›nda flirketlerin üst düzey yöneticileriyle iflçiler aras›nda 24 kat olan maafl fark› da geçen sene 262 kata yükselmifl oldu. Dünya kaynaklar›n› emen ABD’de h›zla artan toplumsal kutuplaflman›n, bu ülke egemenlerince dünya çap›nda sürdürülen terörist sald›rganl›¤›n ülke içine tafl›nmas›na neden olabilece¤i tart›fl›l›yor.
res, Süleyman Demirel, Mesut Y›lmaz, ‹smail Cem, Ali Babacan, Fehmi Koru gibi isimler ça¤›r›lm›flt›. Bu “çete” toplant›s›nda muhalif hareketlere ve sola karfl› uygulanacak terör yöntemlerinden, kapitalizmin sorunlar›na kadar birçok konu konufluluyor. 2007’de ‹stanbul’da toplanacak Bilderberg çetesine Türkiye’den kimin kat›laca¤› merak edilirken, Türkiye soluna da bu toplant›y› engellemek gibi önemli bir görev düflüyor.
2009’da çok iflimiz var Dünya Su Forumu’nun ard›ndan, IMF ve Dünya Bankas›’n›n 2009 y›l› toplant›lar› da Türkiye’ye kesildi IMF ve Dünya Bankas›’n›n 2009 y›l› toplant›lar›n›n ‹stanbul'da yap›lmas›na iliflkin mutabakat zapt›, Singapur'da imzaland›. Yoksul halklar›n bafl düflman› bu iki örgüt d›fl›nda, dünyan›n su kaynaklar›n› uluslararas› su tekellerine peflkefl çekmek için oluflturulan Dünya Su Forumu da 2009’da ülkemizde toplanacak. 2009 y›l› Türkiye halk›n›n, dünyan›n dört bir yan›ndaki yoksul halklar ad›na sömürgecilerden hesap soraca¤› bir y›l olacak.
‹flçi düflman› Wal-Mart Türkiye’ye mi geliyor? TÜPRAfi’› sat›n al›rken alt›na girdi¤i d›fl borçlar ile zor günler yaflayan Koç Grubu Migros’u satmaya haz›rlan›yor. Sat›flta ad› en çok geçen grup, iflçi düflmanl›¤›n›n “kitab›n› yazan”, girdi¤i ülkelerdeki küçük parakendeciyi ezip geçen ABD’li Wal-Mart marketler zinciri Koç grubunun Migros için ABD hipermarket zinciri Wal-Mart ile flörtü sürüyor. Migros’un sat›fl› için geçen y›l Wal-Mart ile yap›lan görüflmelerde, “biraz daha büyüyün öyle alal›m” dendi¤i bas›na yans›m›fl, Migros bu süre içinde Tansafl’› da bünyesine katm›flt›. 90 milyar dolarl›k servet ile dünyan›n en zengin ailelerinden birinin sahip oldu¤u Wal-Mart’›n y›ll›k cirosu 300 milyar dolara yak›n. Türkiye’nin Gayri Safi Milli Has›las›’na yak›n bir ciro elde eden Wal-Mart’›n temel slogan› “Minimum zamanda maksimum kar”. Bu amaca u l a fl -
mak için yo¤un bir emek sömürüsü mekanizmas› kuran Wal-Mart’›n iflçi düflman› yöntemleri “WalMartizm” ad›yla insan kaynaklar› literatürüne de girmifl durumda ve okullarda ders olarak okutuluyor. Wal-Mart çok düflük ücretleri, a¤›r çal›flma koflullar›n› ve esnek çal›flma saatlerini iflçilere kabul ettirebilmek için iflyerlerinde sendikaya göz açt›rm›yor. Wal-Mart ma¤azalar›nda sendika aç›k aç›k “iç düflman” olarak tan›mlan›yor. ABD d›fl›nda, Arjantin, Brezilya, Kanada, Ç i n , Almanya, Güney Kore, Meksika, ‹ngiltere ve Meksika'da da ma¤azalar› bu-
lunan Wal-Mart’›n sadece Kanada’daki ma¤azalar›na sendika girebildi ve firma bu ülkedeki tüm ma¤azalar›n› kapatt›. Kapat›rken “Kanada’daki çal›flma yasalar›n›n demokratik olmad›¤›n›” gerekçe gösterdi. Wal-Mart birçok ülke-
Dalgalar yükselirken...
nin GSMH’sinden bile yüksek cirosuyla girdi¤i ülkelerin siyasetinde de belirleyici rol oynuyor. Bu yüzden Wal-Mart’›n Migros’u almas› durumunda Türkiye’deki iflçi düflmanl›¤›n›n “Koç bafl›” olaca¤› düflünülüyor.
ürkiye ekonomisi 22 Eylül Cuma günü bir kere daha “dalgaland›”. Dolar 1.44 YTL’den 1.55 YTL’ye yükselirken, faiz oranlar› %22’ye ulaflt›. Gün içerisinde borsa tepetaklak olurken yaflanan dalgalanma birçok ekonomist taraf›ndan “s›cak paraya dayanan büyümenin yarataca¤› büyük bir depremin öncü sars›nt›lar›” olarak yorumland›. Ekonomi benzeri bir dalgalanmay› Haziran ay›nda da yaflam›fl, hükümet sars›nt›n›n d›fl etkilerden kaynakland›¤›n› söyleyerek “iyimser bir tablo” çizmiflti. Fakat Haziran sars›nt›s›ndan sonra h›zla devreye sokulan faiz oranlar›n›n art›r›m› ve faiz geliri vergilerinin s›f›rlanmas› gibi önlemler asl›nda ortada bir sorun oldu¤unu göstermekteydi. S›cak para “Türkiye’nin riski yükseldi” diyerek daha fazla “risk primi” yani daha fazla faiz geliri istiyor, hükümet de bu talebe yan›t vermek zorunda kal›yordu. Tüm bu geliflmelerden 2-3 ay sonra Türkiye ekonomisinin yeniden “ufak çapl› bir sars›nt›” geçirmesi hiç de hayra alamet de¤il. Hükümet ve sermaye medyas›n›n büyük bir bölümü sorunun “Polonya, Macaristan, Tayland, Brezilya ve Ekvador kaynakl› oldu¤unu”, bu ülkelerdeki kimi geliflmelerin s›cak paran›n “yükselen piyasalar” denilen rant alanlar›ndan çekilmesine neden oldu¤unu iddia ediyorlar. Gerçekten de dünya kapitalizminin yaflad›¤› daralman›n ve kriz emarelerinin artmas›ndan dolay› spekülatörler “yükselen piyasalar”dan çekilme e¤ilimindeler. Çünkü bu ülkelerin 2000’li y›llarda suni bir flekilde, yani “tafl›ma suyla” büyüdü¤ünü en iyi onlar biliyor ve krizden ilk etkilenecek olan bu ülkelerde risk almak istemiyor, “risk al›rsak da daha tatl› karlar isteriz” diyorlar. Bu yüzden Türkiye’de 2005 Eylül’ünde %14.8 olan faiz oranlar› 2006’n›n ayn› ay›nda %22’ye yükseliyor. Giderek s›klaflan dalgalanmalar spekülatörlere vur-kaç olanaklar› yarat›rken, sermayenin tüm kesimlerinin spekülatif e¤ilimleri daha da güçleniyor. Bu koflullar alt›nda “dünya çap›nda büyük bir finansal depremin olup olmayaca¤›”na dair de¤il, “ne zaman” olaca¤›na dair tart›flmalar al›p bafl›n› gidiyor. IMF Baflekonomisti bile s›cak para ile büyümenin sonuna gelindi¤ini itiraf ederken hükümet “nuh diyor peygamber demiyor”. Merkez Bankas›’n›n ‹stanbul’a tafl›nmas›yla beraber finans kesimine yeni vergi k›yaklar›n› gündemine al›yor ve ülkeyi bir s›cak para merkezi yapaca¤›n› iddia ediyor. Yani sorun ekonomik sars›nt›n›n d›fl kaynakl› olup olmamas›ndan öte, hükümetin deprem riskini göre göre pamuk ipli¤ine ba¤l› s›cak para ba¤›ml›l›¤›nda ›srar etmesi. Hükümet oluflabilecek finansal depremlere karfl› s›cak para girifl ç›k›fllar›n›n s›n›rland›r›lmas›n› içeren korumac› tedbirler almak yerine dalgalar›n ortas›na alt› delik bir tekneyle daha fazla aç›l›yor. Eylül sonunda dünya çap›ndaki sars›nt›n›n etkilerinin en çok Türkiye’de hissedilmesinin en önemli nedeni de bu. AKP’nin ekonomi politikalar›yla öncü sars›nt›lar›n merkez üssü haline dönüflen Türkiye ekonomisi, eli kula¤›nda denilen finansal depremlerde büyük bir ekonomik ve toplumsal y›k›mla karfl› karfl›ya kalacak.
KISA... KISA... B›rak›n›z kaç›rs›nlar b›rak›n›z çals›nlar n Türkiye’de vergi kay›plar› ve kaçaklar› giderek artarken, vergi denetim kadrolar› azalmaya devam ediyor. Gelir ‹daresi verilerine göre 2004 y›l›nda beyan edilen her 100 YTL’lik gelire karfl›l›k 84.6 YTL’nin gizlendi¤i anlafl›l›rken, 2005’te bu rakam 119 YTL’ye yükseldi. Vergi kaç›rma yayg›nlafl›rken “devletin küçültülmesi” slogan›yla yürütülen politikalar›n sonucu her 3 vergi denetim kadrosundan sadece 1’i dolu. Sermayeden vergi almamak için k›rk dereden su getiren hükümet, sadece yasal düzenlemelerle de¤il kaça¤› denetleyecek kamu kurumlar›n›n içini boflaltarak ta h›rs›zlara yol veriyor.
Yeni vergiler can s›kar n ‹l Özel ‹daresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasar›s› ile baz› vergilerin kapsam› geniflletilirken, yeni vergiler de getiriliyor. Tasar›yla emlak vergileri art›p, otopark ve ek e¤lence vergisi getirilirken, en önemli düzenleme kanalizasyon ve su yat›r›mlar›nda halk›n masrafa kat›l›m›n›n yasayla prensip haline getirilmesi. Hükümet ve belediyeler düzenlemeyi “Hizmet alan paras›n› öder” sözleriyle savunuyorlar.
5 Ekim 18 Ekim
10 YÜZYÜZE
2006
“Ba¤lant›s›zlar aya¤a kalkt›” Gazeteci yazar Ertu¤rul Mavio¤lu, Ba¤lant›s›zlar Hareketi’nin Havana’da toplanan 14. Zirvesi’ni izlemek için Küba’dayd›. Mavio¤lu ile Ba¤lant›s›zlar’›n dünü ve bugünü, Ba¤lant›s›zlar içinde Küba-Venezüella-Bolivya ekseninin yaratt›¤› yeni rüzgar üzerine konufltuk Ba¤lant›s›zlar Hareketi (BH) bugünkü koflullarda ne anlama geliyor? Bandung Konferans›’yla Ba¤lant›s›zlar Hareketi’nin ilk harc› at›l›yor ve Yugoslavya lideri Tito bafl› çekiyor. “Ne Sovyetler Birli¤i’nin ne de ABD’nin hükmü alt›nda olmadan nas›l bir yaflam alan› bulabiliriz?” sorusuna yan›t ar›yorlar. 1980’lerin sonlar›na do¤ru, Sosyalist Blok parçalan›yor ve Ba¤lant›s›zlar›n varl›k flartlar› ortadan kalk›yor. Uzun bir dönem toplanam›yorlar. Epey sonra toplanan bir zirve var Kuala Lumpur’da. Orada al›nan kararlar da çok da çarp›c› de¤il. Benim de izledi¤im, flimdiki Havana toplant›s› o dönemde kararlaflt›r›lm›fl. BH’deki ülkelerin say›s›, son iki üyenin de kat›l›m›yla 118’e ç›km›fl durumda. Dünya nüfusunun %61’ine tekabül ediyor bu. fiu anda BM’den sonraki en büyük güç BH. BH’yi yeniden gündeme getiren fley ne? Ba¤lant›s›zlar›n bir araya gelmesinin birkaç nedeni var. Bunlardan biri, kendi ülkelerinin ç›karlar›n› savunacak bir zemine sahip olmad›klar›n›, son 15-20 y›ld›r, özellikle Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas› ile birlikte, BM’nin ABD güdümü alt›na girdi¤ini düflünüyorlar. Ba¤lant›s›zlar BM’nin, baflta ABD olmak üzere Güvenlik Konseyinde veto hakk› olan ülkelerin güdümüne girmifl bir topluluk oldu¤una inan›yorlar. Sadece ABD’ye yönelik de¤il miydi bu karar? “ABD baflta olmak üzere” diye bir vurgu var. Bu, Venezüella gibi baz› ülkeler aç›s›ndan di¤er ülkelerin ismi dahi an›lmadan ifade ediliyor. Baz› ülkeler aç›s›ndan
da, veto hakk› olan ülkeler diye ifade ediliyor. Bu, iflin bir taraf›. Ama esas taraf›, “dünyada nas›l bir tabloyla karfl› karfl›yay›z” sorusuna verilen cevapla alakal›… Afganistan iflgal edilmifl. Pakistan, o dönem iflgal tehdidiyle karfl› karfl›ya kalm›fl, Müflerref boyun e¤mifl. Lübnan’da ‹srail’in aç›k sald›r›s›… Filistinlilerin haklar›n›n hiçbir flekilde tan›nmamas›... ‹ran’›n ve Suriye’nin hedefte olmas›. Büyük ülkelerdeki nükleer programlara ses ç›kart›lmazken, ABD’nin Kuzey Kore’nin nükleer çal›flmalar›n›, keza ‹ran’›nkini de düflmanca bir tav›rla karfl›lamas›. Küba’n›n yaflad›¤› ambargolar. Venezüella’ya karfl› hasmane tutumlar. Bolivya’da ve benzeri ülkelerde, darbe tehditlerinin gündemde tutulmas›… ABD’nin dünyay› bir jandarma gibi yönetiyor olmas›; baflka bir ifadeyle tek kutuplulu¤un art›k ifrada varmas›; ülkelerin kendi egemenlik haklar›n› ciddi bir flekilde tehdit etti¤i gerçe¤inden hareketle baflka bir birlik zemini ortaya ç›kart›yor. Ama bana sorarsan›z, bu zemin, üye 118 ülkenin 118’ini de kucaklayan bir özelli¤e sahip de¤il. Dünya 11 Eylül’den beri, tam da Bush’un “ya bizdensiniz ya onlardan” fleklinde özetledi¤i yeni zeminde ilerliyor.
Peki Ba¤lant›s›zlar›n bu konuda gelifltirdi¤i ortak bir tav›r var m›? Bu olay› kendili¤inden bir süreç gibi alg›lamayan, daha iradi bir tav›r içerisinde bulunan, son Zirve’nin lokomotifi konumunda olan ülkeler var. Örne¤in Venezüella, Küba, Bolivya, Kuzey Kore, Belarus. Bu ülkelerin, zirve öncesinde belli bir anlaflma zeminleri oldu¤unu net bir flekilde hissettik.
Küba dünyan›n o yakas›na farkl› bir pencere açm›fl oldu. O pencereden görünen ne? Temsilciler ülkelerine döndüklerinde, küresel kapitalizmin dünyay› açl›¤a mahkum eden tavr›n›n sorgulamas›n› hiç kuflkusuz yeniden yapacak. Dünyan›n bir yakas›n›n buna zorlanmas› bile, bence bu Ba¤lant›s›zlara ayr› bir karakter üstünlü¤ü kazand›r›yor. Son söyleyece¤ini ilk söyle
Temsilciler ülkelerine döndüklerinde, dünyay› açl›¤a mahkum eden küresel kapitalizmin sorgulamas›n› hiç kuflkusuz yeniden yapacak. Dünyan›n bir yakas›n›n buna zorlanmas› bile, bence bu Ba¤lant›s›zlara ayr› bir karakter üstünlü¤ü kazand›r›yor. fiimdi, “bunun içerisinde ‹ran’›n yeri nedir?” sorusu; bu anti-Amerikan birli¤in çizmifl oldu¤u çerçeve içerisinde de¤erlendirilmesi gereken daha genifl bir konu. Arjantin ve Brezilya’n›n pozisyonu neydi? Arjantin gözlemci konumunda. Brezilya’n›n sesi bile ç›kmad›, yoktu Zirve’de. Küba’n›n gerçek bir inisiyatifi vard›. Dünyan›n açl›k, e¤itim sorunlar›na iliflkin Küba’n›n bugüne kadar “ba¤lant›s›z” politikalarla elde etmifl oldu¤u birikimler, bir rapor halinde bu zenginlikten yararlanmak isteyen herkese sunuldu.
derseniz, bu Zirve’den bir rüzgar yakalanm›flt›r derim ben. Peki dünya bu rüzgar› nas›l de¤erlendirebilir? Zirve öncesinde de “bu sonuç ç›kacak” denilenden daha ileri noktalar elde edilemedi. Niye? Bilemiyorum. Kapal› kap›lar ard›nda sürdürülen heyet çal›flmalar› var. Muhtemel ki, daha ileri noktalarda, örne¤in ABD’ye daha aç›k tav›r ve ABD’nin iflgaline karfl› bir yapt›r›m oluflturma gibi öneriler de gelmifltir. Bunlar›n, en az›ndan, yay›nlanan bildiri düzeyinde bir karfl›l›¤›n›n olmad›¤›n› biliyoruz. Burada, mevcut bileflimin bir
öncekine göre ileri olmas›na ra¤men amorf bir bileflim olmas› m› etkili? Tabii, çok amorf. Ama öncekine göre, 2003 Malezya bileflimine göre çok ileri. Ama, alt›n› çizerek ifade ediyorum, “siyasal düzlemdeki somut sonuçlar› ne olacak?” sorusu, sahiden belirsiz. Dünyada düne kadar ABD’nin borusu öterdi. Ama görüldü ki, ABD’nin borusunun sesinin k›s›ld›¤› yerler de var. Öyle cesur tav›r alm›fl, vatan›n› savunma namusunu bafl›na taç yapm›fl ülkeler var. Baflka bir gerçek daha var ki, ABD’nin dayatmalar› hala sürüyor. ABD, Ba¤lant›s›zlar var diye herhangi bir hesab›ndan geri ad›m atm›fl de¤il. Ba¤lant›s›zlar›n hayata geçirebilecekleri somut bir fleye ihtiyaçlar› var. Küba-Venezüella-Bolivya’n›n, ABD tehdidi karfl›s›nda, ilerici liderliklere sahip olmayan ‹ran gibi uluslararas› ittifaklara a¤›rl›k vererek, içteki ilerici süreci geri plana atma riski var m› sizce? Chavez sadece ‹ran’a gitmedi. Rusya’ya, Çin’e, pek çok ülkeye gitti. Soru flu belki de, “Venezüella niye kendi ülkesindeki devrimi tamamlamak yerine uluslararas› iliflkileri daha öne ç›kart›yor?” Anlayabildi¤im kadar›yla, Chavez flöyle bir strateji izliyor. Kendi ülkesinde sald›r›lar› bofla ç›karabil-
mesinin yolunun, ABD’yi güçsüzlefltirmekten geçti¤ini biliyor. Peki, Ba¤lant›s›zlar’›n hareket etti¤i zemini, hegemonyas› sars›lmakta olan ABD’nin tek tarafl›l›¤› karfl›s›nda çok kutuplulaflma e¤ilimine girmifl bir dünya olarak tarif edebilir miyiz? Ba¤lant›s›zlardan yola ç›karak, dünya çok kutuplulu¤a gidiyor dersek do¤ru bir fley yapmay›z. Ba¤lant›s›zlar› bir kutuplaflma olarak kastetmiyorum zaten, Rusya ve Çin’in pozisyonunu de¤erlendirirken diyorum mesela… Yok, henüz bence ayr› bir kutup oluflma gibi bir durum söz konusu de¤il. ABD baflta olmak üzere dünyan›n en büyük 7 ülkesi G-7’ler, “Biz her yerde istedi¤imiz gibi sömürü mekanizmalar›n› oluflturmak istiyoruz” diyorlar. Bence, Ba¤lant›s›zlar içinde bir damar bunu engellemeye kararl›. Venezüella lideri Chavez’in, ç›k›p da Bush’a “ayyafl” demesi, “sen bir efleksin” demesi asl›nda biraz karizma çizme çabas›. “Bu asl›nda san›ld›¤› kadar korkunç bir herif de¤il” diyor yani. Gerçekten art›k flunu düflünmeye bafll›yorsunuz; dünyaya ölüm ya¤d›ran bu kudret yenilmez bir kudret de¤il. Bugünkü durum, bence yeni bir safhan›n habercisi. Yani dünyada öyle bir damar geliyor ki, ABD’nin, emperyalizmin yenilmezli¤i düsturunu yerle bir edecek bir damar. Ben, karfl› durufl zemininin güçlenme e¤iliminde oldu¤unu net olarak gördüm. “Bütün ülkeler bu dalgaya kap›lacak, yeni bir odak ç›kt›” gibi fleyler, abart›l›. Bizi yeni hayal k›r›kl›klar›na u¤rat›r. Tabii bir de flu var. S›rtlar art›k duvarda, gidecek yer kalmad›. Yani sinme devri, art›k aya¤a kalkma devri ile yer de¤ifltirmek zorunda.
Bolivya’n›n hedefteki lideri saf, kurnaz, yerli EVO MORALES:
Asla politikac› olmak istemedim Amy Goodman ve Juan Gonzales “Democracy Now!” isimli bir radyo program›nda o s›rada BM aç›l›fl toplant›s› için ABD New York’ta bulunan Bolivya Baflkan› Evo Morales ile görüfltü
Baflkan Morales, BM’ye niçin bir koka yapra¤› getirdiniz? Koka yapra¤›n›n uyuflturucu oldu¤u iddia edildi, ben de öyle olmad›¤›n› ve çok yararl› oldu¤unu göstermek için buraya getirdim. Yararlar› nedir? Bolivya için neden bu kadar önemli? Koka yapra¤› kültürümüzün bir parças›. Koka yapra¤›n› çi¤nemek geleneksel bir kullan›m. Harvard Üniversitesi’nde yap›lan bir çal›flma koka yapra¤›n›n beslenme aç›s›ndan yararl› oldu¤unu gösterdi. Dini törenlerde önemli bir yeri var. Evlenme teklif ederken de koka yapra¤› önemli. ABD’de seçmenler adaylar›n seçildikten sonra sözünü unutmas›na al›fl›k. Siz Baflkan seçildikten sonra h›zla de¤ifliklikler yapmaya bafllad›n›z. Nas›l bir mesaj vermeye çal›fl›yorsunuz? Ben hiçbir zaman politikac› olmak istemedim. Ülkemde politikac›lar yalanc›, h›rs›z ve kibirli kifliler olarak görülüyor. 1997’de baflkanl›k yar›fl›na kat›lmam istendi ama kabul etmedim. At›n kuyru¤u olmaktansa farenin bafl› olmak tercihimdi. Bofl vaatlerde bulunmak yerine örgütlerimin bafl›nda mücadele etmeyi ye¤ledim. Ama ’95, ’96, ’97 y›llar›nda politik çal›flman›n halka hizmet oldu¤unu ö¤rendim. Tabandaki örgütlerin taleplerini iflittikten sonra
baflkanl›k yar›fl›na kat›lmaya karar verdim. On maddelik bir program›m›z vard›. Alt›s›n› flimdiden gerçeklefltirdik. Kendi maafl›mla beraber, bakanlar›n ve milletvekillerinin maafl›n› yar› yar›ya indirdim. Tasarruf edilen paray› sa¤l›k ve e¤i-
Tembel olma. Halk, üniversiteye gitmedi¤imi biliyor. Hiç olana¤›m olmad›. Ama, çocuklu¤umdan beri mücadelenin içindeyim. 1998’den beri önde gelen liderlerden biriyim. Çok kereler beni sat›n almak isteyenler oldu. Ama kültürümüzde dürüstlük çok
Bu ayr›mc›l›¤a u¤ram›fl insanlar›n birlik olma duygular› kuvvetli ama h›nç almak, ezmek için de¤il tim hizmetlerine aktard›m. Do¤algaz ve petrol sektörünü kamulaflt›raca¤›z dedik, bu sözümüzü de tuttuk. Y›llar boyu biriken baflka sorunlarla da u¤rafl›yoruz. Örne¤in, açt›¤›m›z göz bak›m› ve ameliyat› merkezleri, okuma-yazma seferberli¤i gibi. Seçimlerden önce halk›n sizi destekledi¤i görülüyordu ama seçimleri beklenmeyen bir ço¤unlukla kazand›n›z. Bu ço¤unlu¤u kazanman›z neye dayan›yordu? Bizim kültürümüzde yayg›n bir inanç var. Çalma. Yalan söyleme.
önemli. Beni baflkanl›¤a getirenin dürüstlük oldu¤una inan›yorum. Baflkan Bush hakk›nda düflünceleriniz nedir? Yerli kültürleri ölüm ve savafl de¤il diyalog ve yaflam kültürleridir. ABD askerlerini Irak’tan çekmeli, çünkü hem iflgalciler hem de iflgal edilenlerin, özellikle masum insanlar›n ölmeye devam etmesi kabul edilebilir bir fley de¤ildir. Uyuflmazl›klar BM gibi kurumlarda tart›fl›lmal›d›r. BM’nin demokratiklefltirilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Yerli topluluklar Tabiat Ana
ile de uyum içinde yaflar. ‹nsanlar› susuz b›rakan, küresel ›s›nmadan kayg›l›y›z. Su kaynaklar›n›n azald›¤›n› görüyoruz. Ifl›k olmazsa ya¤ lambalar›yla ayd›nlanabiliriz ama su olmazsa yaflayamay›z. Kamulaflt›rd›¤›n›z gaz flirketlerinden baz›lar› da Bolivya gaz›nda söz sahibi olan Brezilya flirketleriydi. Bölgeler aras› sorunlar› nas›l hallettiniz ve pazarl›k yapt›n›z? Bafllang›çta itirazlar vard›; hatta yoldafl Lula’dan bile. Dört baflkan Arjantin’de acil topland›k. Kapal› kap›lar ard›nda konufltuk. Bu konuda ilk defa konufluyorum. Bana sald›rd›lar. Lula çok fliddetli ç›k›flt›, “Ortakl›¤›m›z nerede? Aram›zdaki samimiyet nerede? Önce niye bana dan›flmad›n?” Ama kendimi savundum ve ona ba¤›ms›z bir ülke olarak gelecek için stratejik kaynaklar›m›z ile ilgili her türlü karar› almaya hakk›m›z oldu¤unu söyledim. Avrupal›lar›n k›tay› fethetmesinden 500 y›l sonra, Latin Amerika’da yerliler politikada aktif rol oynamaya bafllad›. Bu hareketin Latin Amerika için önemi nedir? 500 y›ldan beri d›fllananlar›n da tam haklar› var.
34 y›l önce annemin kamusal yerlerde, kald›r›mlarda, alanlarda yürüme¤e hakk› yoktu. Bu ayr›mc›l›¤a u¤ram›fl insanlar›n birlik olma duygular› kuvvetli ama h›nç almak, ezmek için de¤il. Yerlilerin nas›l konuksever oldu¤unu, insanlar› d›fllamad›¤›n› biliyorum. Ayr›mc›l›¤a u¤rayan kendileri. Ama biz temelde sadece haklar›m›z›n kabul edilmesini istiyoruz. Son bir soru, say›n Baflkan. ABD’nin sizin karfl›tlar›n›z› paraca destekledi¤ini düflünüyor musunuz? Elimde belgesel kan›t yok ama USAID’in Latin Amerika Bölümü yöneticisi eflit kuvvette politik bir muhalefeti fi-
Koka yapra¤›n›n uyuflturucu oldu¤u iddia edildi. Öyle olmad›¤›n› göstermek için getirdim.
nanse edeceklerini aç›klad›. Bu bizim için bir sorun. E¤er ABD yard›m› olacaksa, ulusal yetkililer arac›l›¤› ile yap›lmal›. USAID’in yard›m› ABD halk›n›n vergilerinden karfl›lan›yor. Bu paran›n politik nedenlerle de¤il sosyal programlar›n gerçekleflmesi için, yolsuzlu¤a yer vermeden iyi kullan›lmas› gerek. Çünkü, örne¤in, Chapare’de belediye baflkanlar›m›z çok güzel bir spor sahas›n› 30,000 bolivyanoya mal ediyor. USAID ise 90,000’e yap›yor. Bu fonlar›n iyi kullan›lmas›n› ve bundan gençlerimizin yararlanmas›n› istiyoruz. S a y › n B a fl k a n , çok teflekkürler. Ben de t e fl e k k ü r ederim.
cmy k
3. GÜZ F‹LM fiENL‹⁄‹
TUSSY MARX’IN YAfiAMI
‹STANBUL FOTO⁄RAF B‹ENAL‹
GENÇ SANATÇILAR BULUfiUYOR
1. ‹zmir düfl günleri
“Roman m› Öykü mü”
Ankara’ya film ya¤acak
Eva Weissweiler yazd›¤› bu sürükleyici biyografide, Karl Marx’›n en küçük k›z›n›n hayat› anlat›l›yor. Hayat›n› sosyalizm ve kad›n hareketi için çal›flmakla geçiren ve Marx’›n birçok elyazmas›n› yay›na haz›rlayan Tussy’nin yaflam öyküsünde Karl Marx’›n ve 19. yüzy›l iflçi hareketi öncülerinin hayat› hakk›nda pek çok bilgi gün ›fl›¤›na ç›k›yor. Çitlembik yay›nlar›ndan ç›kan kitap Ays›n Öymen çevirisiyle kitapç›larda yerini ald›.
1. Uluslararas› ‹stanbul Foto¤raf Bienali, sokaklara tafl›n›yor. Bienal‘de “Çocuklar›n Gözüyle” projesi sergileniyor. ‹zleyiciler, ‹stiklal Caddesi’ni geçerek Ahmet Y›ld›r›m vapurundaki “fiehir Hayali, Hayali fiehir” sergisini izlemek için Kad›köy'e geçebiliyor ve Kargart'taki çal›flmalar› takip edebiliyorlar veya Eminönü-Darphane-i Amire'deki çal›flmalar› görebiliyorlar. www.ifsak.org.tr/bienal
Türkiyenin çeflitli kentlerinden genç sanatç›lar›n çal›flmalar›n›n yer alaca¤› 1. ‹zmir düfl günleri Hayalbaz Sanat Derne¤i’nin K›br›s fiehitleri Caddesi’ndeki binas›nda gerçeklefltirilecek. 7-17 Ekim tarihleri aras›nda yap›lacak olan etkinlik kapsam›nda resim, foto¤raf, video-art, k›sa film, fanzin sergisi; bilimkurguworkshop çal›flmas› ve müzik yer alacak.
‹ki ayl›k öykü kültürü dergisi Eflik Cininin 5. say›s› öykü roman iliflkisini irdeliyor. Dergide ayr›ca Ece Ayhan’›n kitaplaflmam›fl öyküleri yay›nlan›yor. Nurduran Duman Amerikal› feminist öykücü Cris Mazza’y› ilk kez tan›t›yor. Murat Batmankaya, C. S. Taranc›’n›n öykülerine bak›yor. Dergide geçen ay yitirdi¤imiz Muzaffer Buyrukçu da unutulmam›fl.
Ankara Sinema Kültürü Derne¤i (ASKD) taraf›ndan, gerçeklefltirilen film+/Ankara Güz Film fienli¤i’nin üçüncüsü 5-15 Ekim tarihleri aras›nda Ankaral› sinemaseverlerle bulufluyor. Ankara Tüze Ankapol Sinemas›’nda gerçeklefltirilecek olan flenlikte her biri özenle seçilmifl ve bol ödüllü, Avrupa ve Dünya Sinemas›’ndan büyük yank› uyand›ran yeni filmler ile usta yönetmenlerin baflyap›tlar› yer al›yor. www.askfest.org
Babas›n›n k›z›
5 Ekim 18 Ekim
‹ki k›ta aras› sergi
Efi‹K C‹N‹ 5. SAYI ÇIKTI
2006
Hollywood’a mahkum de¤iliz Bir aralar, y›lda ancak on filmin çekilebildi¤i s›k›nt›l› bir dönem geçiren sinemam›z son y›llarda çok say›da yap›m›n izleyiciyle bulufltu¤u bir aflamaya geldi. Türkiyeli filmlerin ulaflt›¤› seyirci rakamlar› Hollywoodlu rakiplerini aratm›yor. Önümüzdeki haftalarda vizyona girecek befl film mutlak izlenmeyi hak eden yerli yap›mlar Sinema, paray› verenin düdü¤ü çalmas›na en müsait sanat dal› oldu¤u için son y›llarda say›s› giderek artan yerli filmlerin ço¤u ticari kayg›lar›n ön planda oldu¤u toplumun sorunlar›ndan kopuk ‘kaç›fl filmleri’ niteli¤inde. Yine de tüm bu ticari, ticari oldu¤u kadar da kötü filmlerin içerisinde kömür madeninde bir elmas gibi parlayan filmler de var. Bir avuç yönetmen diflleriyle t›rnaklar›yla çabalayarak, paran›n hükmetmedi¤i filmler yapmay› sürdürüyor. Önümüzdeki haftalarda vizyona girecek yerli yap›mlardan göze çarpan, ana ak›m›n d›fl›ndaki filmlere dik-
katinizi çekmek istedik. Bu filmler kaçmaz… Befl Vakit: Yazan ve Yöneten: Reha Erdem Oyuncular: Özkan Özen, Ali Bey Kayal› S›rt›n› yüksek kayal›klara dayam›fl, yüzünü denize dönmüfl, etekleri zeytinliklerle süslü küçük fakir bir köyde çocukluktan gençli¤e geçen, 12-13 yafllar›nda üç çocu¤un öyküsü. Filmin odak noktas›n› zaman kavram›
o l u fl t u r u y o r . Film, ad›n› da zaman›n ezan sesiyle befl vakte ayr›lmas›ndan alm›fl. Reha Erdem filmin temas›n› “Günde befl kez okunan ezan, insan›n befl vaktini yani befl halini, korkusunu ve arzusunu, sevgisini ve kinini, inanc›n› ve ac›s›n›, 盤l›¤›n› ve h›çk›r›¤›n›, tutkusunu ve nefretini mevsimler gibi, günefl gibi, ay gibi döndürüp karfl›s›na getiriyor” diye özetliyor. Bir Ege köyü olan Kozlu’da çekilen film Anadolu do¤as›n›n büyüleyici görüntülerini içeriyor. ‹klimler: Yazan ve Yöneten: Nuri Bilge Ceylan Oyuncular: Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan 20 Ekim’de izleyiciyle buluflacak olan ‹klimler, Kasaba, May›s S›k›nt›s› ve Uzak’la Tür-
Özgürlük Rüzgar› Filmekimi’nde esiyor Filmekimi 13-19 Ekim tarihleri aras›nda dünlenecek. 21 filmlik bir seçkinin yer alaca¤› Filmekimi’nde gösterimler Beyo¤lu Emek Sinemas›’nda yap›lacak. Festivalde yer alan iki yap›m özellikle izlenmeye de¤er. Cannes’da Alt›n Palmiye kazanan, Ken Loach’un son filmi ‘Özgürlük Rüzgar›’ ve Richard Linklater’in ‘Hamburger Cumhuriyeti’. Ken Loach’un Ba¤›ms›z ‹rlanda Cum-
huriyeti’nin ve Kuzey ‹rlanda’n›n ortaya ç›k›fl›yla sonuçlanan olaylar› anlatt›¤› filmi, Irak’ta süregelen savaflla da paralellikler kuruyor. Hamburger Cumhuriyeti ise Amerika’n›n fast food endüstrisinin karanl›k s›rlar›n› gözler önüne seriyor. Festivalin ayr›nt›l› program, www.iksv.org/ filmekimi adresinden bulunabilir. Ayr›ca gündüz seanslar›ndan yer bulanlar filmleri 2.5 YTL’ye izleyebilir.
Hepimiz BEKSAV’l›y›z Birçok ayd›n, yazar, sanatç› ve ilerici kültür merkezi 28 Eylül günü yay›nlad›klar› “Hepimiz BEKSAV’l›y›z” adl› bildiride BEKSAV ile Sanat ve Hayat’a dönük TMY terörünü protesto ettiler. Ayr›-
ca 21 Eylül günü Kad›köy ‹skele Meydan›’nda bir araya gelen BEKSAV ve Sanat Hayat çal›flanlar›, yapt›klar› eylemle onlarca kurumun bas›lmas›na ve çal›flanlar›n›n gözalt›na al›nmas›na tepki gösterdi.
kiye sinemas›n›n son dönemde yurt d›fl›nda en çok yank› yaratan yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’›n yeni
filmi. Ceylan bu kez ikili iliflkilere odaklan›yor. Yönetmenin önceki filmlerinde oldu¤u gibi ‹klimler’de de insan ruhunun derinliklerine çentikler atmay› sürdürece¤inden emin olabiliriz. Ceylan’a Alt›n Portakal’da En ‹yi Yönetmen ödülü kazand›ran film, Cannes’da da Uluslararas› Elefltirmenler Birli¤i (FIPRESCI) Ödülü kazand›. Filmlerinde ailesinden insanlar› oynatmay› imzas› haline getiren yönetmenin bu son filminde efliyle birlikte bizzat kamera karfl›s›na geçti¤ini de belirtelim.
Kader: Yazan ve Yöneten: Zeki Demirkubuz Oyuncular: Ufuk Bayraktar, Vildan Atasever 90’l› y›llarda sinemam›za damgas›n› vuran, “Masumiyet”in geçmiflini anlatan bir film. Sadece Türkiye’de de¤il dünya sinemas›nda da, kendine özgü bir felsefesi olan ve bunu tüm filmlerinde temel bir tema olarak gelifltirip çeflitlendiren say›l› yönetmenlerden birisi Zeki Demirkubuz. Demirkubuz’un ‘varoluflçu arabesk’ olarak adland›rabilece¤imiz felsefesi bu filme de damgas›n› vurmufl. Alt›n Portakal’da büyük ödülü kazanan filmde, Masumiyet’ten tan›d›¤›m›z, Bekir ve U¤ur’un marazi a fl k › n › n öyküsü anlat›l›yor. Kader 17 Kas›m’da vizyona giriyor. Bu y›l sonuna
kadar vizyona girecekler aras›nda önerdi¤imiz bu üç filmin d›fl›nda da, önemli yerli filmler var. Ömer U¤ur’un 12 Eylül’ü iflleyen filmi Eve Dönüfl 3 Kas›m’da vizyona giriyor. 24 Kas›m’da gösterime ç›kacak Yüksel Aksu imzal› Dondurmam Gaymak, izleyicilere s›cak bir Ege filmi vaat ediyor. n Ahmet Meriç fiENYÜZ
Pantolondaki Tekme, halka aras›na hiçbir mesafe, sahne koymaks›z›n sokaklarda tiyatro yap›yor. Her yer tiyatro herkes oyuncu olabiliyor ¤erine “Yoksul halk›n Bush’a ataca¤› tekmeyi simgeleyen bir tekme” atmas›yla bafllayan bir öykünün sonunda ismini
buldu. Tekmeyi yiyen oyuncunun iki gün sonra ayn› pantolonla Halkevi’ne gelip “tekme izi halen duruyor” demesi üzerine topluluk ismini belirledi. Pantolondaki Tekme Tiyatro Toplulu¤u 32 kifliden olufluyor, bun-
ATMA RECEP recepatma@gmail.com
Bir tekme de tiyatrodan “Biz Hopa Halkevi ‘Pantolondaki Tekme’ tiyatro toplulu¤u olarak gericili¤in ve yozlaflman›n karfl›s›nda tiyatronun bir perde oldu¤unu ve bu perdenin bar›fltan kardefllikten dostluktan insanl›ktan ve insanca bir yaflamdan yana aç›lmas› gerekti¤ini düflündü¤ümüz için yola ç›kt›k”. Pantolondaki Tekme bu sözlerle bafllad› sokakta tiyatroya. Tiyatroyla soka¤a ç›kma serüveni NATO’nun Türkiye toplant›s› öncesinde bafllad›. Emperyalistlerin temsilcileri daha çok kan daha çok gözyafl› için ‹stanbul’a gelirken Hopa Halkevi, ‘Pantolondaki Tekme‘ ile tiyatro çal›flmalar›n› soka¤a ve eylemlere tafl›d›. NATO sürecinde isimsiz olan toplulu¤un bir oyun çal›flmas›nda, oyunculardan birinin di-
KÜLTÜR/SANAT 11
lardan sekiz tanesi tiyatronun çocuk üyelerinden olufluyor. Kimi zaman sa¤l›kta dönüflüm yasas›na karfl›, kimi za-
man 8 Mart kad›nlar gününde, kimi zaman da yerel sorunlarda; fuhufla uyuflturucuya ve çetelere karfl› yoksulun ve emekçinin sesini soka¤a tafl›yor. Topluluk oyunlar›n› soka¤a tafl›d›¤›nda provalar›na sad›k kalam›yor. Çünkü oyu-
nun bir yerinde seyirciler içerisinden gelip oyuna dahil olanlar oluyor, hemen orac›kta tiyatro elemanlar› d›flar›dan müdahalelere ba¤l› olarak oyunun seyrini do¤açlamalarla de¤ifltiriyorlar. Tiyatro elemanlar› yoksulun yaflam›n› soka¤a tafl›rken sokakta yoksuldan emekçiden ö¤rendiklerini de hemen orada oyuna aktar›yorlar. 1 May›s alanlar›nda kamyonun üstünde ‘Sponsorsursuz Halk Festivali’nde sokak aralar›nda ya da meydanlarda emperyalizme ve faflizme karfl› tiyatral durufllar›yla halk› örgütlenmeye ça¤›r›yorlar. ‘Pantolondaki Tekme’ ezilenlerin tiyatrosunu yapan tiyatro topluluklar›yla iletiflimlerini gelifltirmek istiyor. ‹letiflim için; pantolondakitekme@hotmail.com
Amerika seyahati öncesi Recebin yan›na tak›ld›k havaalan›na do¤ru gidiyoz. Tramvayla havaalan›na do¤ru giderken ABD’de ne kadar e¤lenece¤imizin planlar›n› yap›yoz. Derken havaalan›na geldik. Havaalan›nda bi görevli pasaportlar› filan kontrol ederken bizi pis pis kesmeye bafllad›. K›sa süre sonra olay aç›kl›¤a kavufltu. Pasaport als›n diye yollad›¤›m›z Atma Recep emekçisi verdi¤imiz bütün paray› ataride harcam›fl. Bize de k›rtasiyeden ikametgah ilmuhaberi alm›fl. Ulan biz de diyoz bizim pasaportlar niye komple patates bask›. Neyse sevgili okur paralar› yiyen Atma Recep emekçisini Ertu¤rul Özkök’ü öpmekle cezaland›rd›ktan sonra gözyafllar›yla Recebimize sar›ld›k bize yazmay› unutma dedik. Bufla sürpriz olsun diye özenle paketletti¤imiz ‹smail YK’n›n Allah Belan› Versin kasedini recebe vererek eve döndük. Bu say› ne yazsak ne yazsak diye düflünürken, birden kap› ac› ac› çalmaya bafllad›. Postac› elinde Waflingtondan gönderilmifl bir mektupla gülümsüyordu. Recepten gelen bu mektubu virgülüne dahi dokunmadan yay›nl›yoruz. “Sevgili Atma Recepciler Burada çok can›m s›k›l›yo iyi ki gelmemiflsiniz. Bufl iyice fl›marm›fl. Seni cumhurbaflkan› yapacam diye beni kand›r›p akflama kadar s›rt›mdan inmedi. Bütün beyaz saray› öylece dolaflt›k. Belim b›k›n›m k›r›ld›. Zaten hep demiflimdir dünyada üç beyazdan uzak duracan; beyaz Türkler, Zekeriya beyaz bi de beyaz saray… Sonra Buflla 90 dakika görüflme yapt›k. Ben bel a¤r›s› nedeniyle yerde biraz k›vrand›¤›m için 10 dakika da uzatma oldu. Ben Kuzey Irak’tan konu açmaya çal›flt›kça Bufl her seferinde “abi güneyde süper yerler var bencede Kuzeyi bIrak” diye anlamazl›¤a vurdukça vurdu. Mübarek gün asab›m› iyice bozdu. Neyse pek yak›nda yan›n›zda olacam. Memlekette irtica tehtidi varm›fl aman kendinize dikkat edin:).Yours recep” *** Sevgili okur Amerika’ya gidemedi¤imiz gibi alt taraf› da peter pana kapt›rd›k, moralimiz bozuk. Bu haftal›k böyle art›k. Biz flu petere bi güzellik düflünecez de uçuyo eflflolusu.
Peter Pan: 100 y›l sonra geriye döndü
James Matthew Barrie'nin unutulmaz eseri Peter Pan’n›n maceralar› 100 y›l sonra devam ediyor. 5 Ekim’de Candan Baysan’›n çevirisiyle kitapç›lardaki yerini alan “Peter Pan Define Av›nda”da, Peter eski dostlar›yla yeniden bulufluyor ve dünyada en çok istedikleri fleyleri bar›nd›ran bir definenin peflinde maceral› bir yolculu¤a düflüyor. 2004’te kitab›n yay›n haklar›na sahip olan bir çocuk hastanesinin düzenledi¤i yar›flmay› kazanan Geraldine McCaughrean’›n yazd›¤› kitap, çocuklara paylaflman›n ve dostlu¤un de¤erini ö¤retiyor.
. . . ‹ Z L E M E L ‹ . . . D ‹ N L E M E L ‹ . . . O K U M A L I . . .
Köylüler kavgay› ö¤renirken
Müzikte çingeneler zaman›
Bir dönemin penceresinden
amuray ustas› Kambei’nin cesareti ve fedakarl›¤›na inanan bir grup köylü, eflkiyalar taraf›ndan talan edilen köylerini korumas› için yard›m ister. Kambei köyü savunmas› için kendisine bir tak›m gerekti¤ini söyler. Ve yan›na 6 samuray ister. Kambei köylülere savaflmay› ve köylerini savunmay› ö¤retecektir. Akira Kurosawan›n yönetti¤i 1954 Japonya yap›m› ‘Yedi Samuray’ tam bir bafl yap›t.
es Yeux Noirs grubu, iki keman, bir viyolonsel, bir bas, bir gitar, bir akerdeon ve bir bateriden olufluyor. Otantik figürlerini bozmadan Çigan müzi¤i yap›yorlar. Genelde Macar çingenelerinin üretti¤i bu flark›lar› tüm dünyaya çok sevdirdiler. ‘Balamouk’ albümlerinde, filmlerden ve televizyondan aflina oldu¤umuz flark›lar›n orijinal halleri yer al›yor. 2000 y›l›nda yap›lan bu albüm kesinlikle dinlemeye de¤er.
May›s öncesinin hareketlenen siyasi atmosferinde, biri soldan kopmufl di¤eri henüz kavgaya at›lm›fl iki kiflinin roman›. Y›llar önce “müdüriyette yedi¤i iki tokatla” tüm cesaretini yitiren Kenan, afl›k oldu¤u Günsel’de yitirdi¤i de¤erlerini bulmaya çal›flacakt›r ancak yitirdikleri o kadar çoktur ki… Vedat Türkali’nin ilk roman› olan “Bir Gün Tek Bafl›na” fonda bir dönemin sol hareketinin yans›t›ld›¤› bir aflk öyküsü.
S
cmy k
L
27
NEREDE BULURSAN OK U 1- Sevdad›r Arkadafl Z. Özger 2- Bütün Öyküleri Sait Faik Abas›yan›k 3- Demir Ökçe Jack London 4- Ve Çeli¤e Su Verildi Nikolay Ostrovski 5- Dirilifl Lev Tolstoy 6- Gurbet Kufllar› Orhan Kemal 7- fieker Portakal› Vascancelos
www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n Telefon-Faks 0 212 245 9037 n Adres Tomtom Mah. Örmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n Bas›ld›¤› Yer Sinerji Bas›n Yay. ve ‹let. Hizm. A.fi. Bask› Tesisleri - KOCAEL‹ n Da¤›t›m Yay-Sat
4 Ekim - 17 Ekim
Kolektifler Meclis’e ders verecek Üniversite s›nav›ndan mezuniyete kadar bütün bir yüksek ö¤renim yaflam›n› ö¤rencilerin ve velilerin büyük ço¤unlu¤u için eziyet kap›s›na çeviren yasalar ç›karan TBMM, 18 Ekim’de üniversitelileri dinlemek zorunda kalacak Herkese eflit, paras›z, nitelikli üniversite e¤itimi talebiyle sürdürdükleri imza kampanyas›n›n sonuna yaklaflan Ö¤renci Kolektifleri, kampanya boyunca toplad›klar› imzalar› TBMM’ye teslim etmek için 18 Ekim’de Ankara’da olacaklar. Türkiye’nin pek çok ilindeki üniversitelerde paral› e¤itim uygulamalar›na karfl› eylem ve etkinliklerde bir araya gelen ö¤rencilerin oluflturdu¤u Kolektifler, Meclis’ten MP3 diye adland›rd›klar› üç temel taleplerinin yerine getirilmesini isteyecekler: Harçlar›n ve kay›t paralar›n›n kald›r›lmas›, üniversite içi tüm hizmetlerin paras›z olmas›; E¤itim süreci boyunca ulafl›m, beslenme, bar›nma ihtiyaçlar›n›n ücretsiz olarak sa¤lanmas›; Üniversitelerde nitelikli ve bilimsel bir e¤itim sürecinin gerektirdi¤i tüm koflullar›n sa¤lanmas›. Bu talepleri savunan tüm üniversitelileri 18 Ekim’deki Ankara eylemine ça¤›ran Ko-
lektifler; YÖK’ün de hükümetin de dünya yansa vazgeçmedi¤i özellefltirme sevdas›na karfl› üniversitelilerin ortak sesini yükseltmenin önemine dikkat çekiyorlar. ‹mza kampanyas› d›fl›nda, okullar›n aç›l›fl döneminde yap›lan toplu paras›z kay›t eylemleriyle de gündeme gelen Kolektifler anlaml› bir enerji ve birikim de yakalam›fl durumda. Üniversitelilerin paras›z e¤itim mücadelesinin, neo-liberalizme karfl› insanca bir yaflam mücadelesinin de önemli bir parças› oldu¤unu belirten Kolektifler, toplumsal muhalefetin di¤er bileflenlerini 18 Ekim eylemine destek vermeye ça¤›r›yorlar. Kolektiflerin kampanya ve eylemleriyle ilgili ayr›nt›l› bilgiye kolektifler.net sitesinde ulaflabilirsiniz. Miting öncesi ulafl›m ve iletiflim bilgilerine de siteden ulafl›labilecek.
Rektör hem suçlu hem güçlü Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Emin Al›c›’yla görüflebilmek için 90 YTL ödeyerek randevu alan Prof. Dr. ‹zge Günal hakk›ndaki soruflturma sonucunda “amirini küçük düflürdü¤ü için görevden çekilmifl sayma” cezas› verildi. Günal A¤ustos’ta üniversitedeki temizlik flirketinin iflten ç›kard›¤› 213 iflçinin geri al›nmas› için toplanan imzalar› rektöre iletmek istemifl ancak randevu alamam›flt›. Bunun üzerine ayn› koridorda görev yapt›¤› rektörle görüflebilmek için hasta gibi randevu alm›flt›. Olay›n bas›na yans›mas›n›n ard›ndan Günal hakk›nda soruflturma aç›lm›flt›. Günal, rektörün ayk›r› ses istemedi¤ini ifade etti. fiu anda ortopedi alan›nda en çok uluslararas› makalenin sahibi Günal, yasal oldu¤u halde hastalar›ndan prim alm›yor.
Ö¤renciler konufltu Aras’›n nutku tutuldu Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras, aç›l›fl töreninde, üniversitenin belgeli hukuksuzlu¤unu dile getiren ö¤rencilerin sürpriziyle karfl›laflt›. Kay›tlarda zorla toplanan paralar›n geri ödenip ödenmeyece¤ini soran Ö¤renci Kolektifi üyesi ö¤renciler, Kemal Vuraldo¤an
adl› ö¤rencinin kay›t paras›n›n geri ödenmesi için açt›¤› davay› kazand›¤›n› söylediler. Ö¤rencilere verecek yan›t bulamayan rektör, özel güvenlikleri imdada ça¤›rarak ö¤rencileri d›flar› ç›kartt›. Ö¤renciler, kay›t paralar›n›n geri ödenmesi için toplu davaya haz›rlan›yor.
‹nsaf be hocam! Ni¤de Üniversitesi ö¤rencileri, ders geçme notunun 60’dan 70'e ç›kart›lmas›n› ve s›n›rs›z kredi haklar›n›n kald›r›lmas›n› 30 Ekim’de düzenledikleri bir eylemle protesto ettiler. Rektörlük önünde toplanan 150 ö¤renci, yap›lan de¤ifliklikler yüzünden yüzlerce ö¤rencinin okulunun bir ya da iki y›l uzad›¤›n› ve bu durumun kendilerine a¤›r bir yük getirdi¤ini belirttiler. Dar gelirli ailelerin çocuklar› olduklar›n› belirten ö¤renciler, ma¤duriyetlerini giderecek somut bir ad›m at›lmas›n› talep ediyorlar.
Ulafl›m zamm›na ö¤rencilerden tepki Bursa Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri ulafl›m ücretlerindeki art›fllar› protesto etmek için bir kampanya b a fl l a t t › . Zamlar›n geri al›nmas› için bir platform oluflturan ve 25 Eylül’den beri her gün
kampüste yürüyüfl yapan ö¤renciler yüzlerce kiflinin kat›ld›¤› ve gün geçtikçe kalabal›klaflan kortejlerle yürüyor. Genifl yank› uyand›ran eylem sayesinde zamlar›n geri çekilece¤i tahmin ediliyor.
18 EK‹M’DE ANKARA’YA
Kolektifler, “bu sese kulak verin” diye yola ç›km›flt›. Yaz döneminde öyle yo¤un bir tempoyla çal›flt›lar ki bu sesi duymayan kalmad›. 18 Ekim eyleminde de, en zor ve en a¤›r duyan Meclis’e seslenecekler.
PARALI E⁄‹T‹ME 100 B‹N KERE HAYIR! Ö¤renci Kolektifleri’nin paral› e¤itime karfl› bafllatt›klar› imza kampanyas›na üniversiteli, liseli, yoksul mahalleli, esnaf, genç, iflsiz yaklafl›k yüz bin kifli kat›ld›. Yaklafl›k 20 ilde sürdürülen kampanyaya halk›n gösterdi¤i yo¤un ilgi üniversitelilerin moral kayna¤› oldu.
Kay›t soyguncular›na aman yok Bu y›lki üniversite kay›tlar›nda can› s›k›lan sadece ö¤renciler ve veliler de¤ildi. Pek çok üniversite yönetimi kay›t paras› ödemek istemeyen ö¤rencilerin itirazlar› karfl›s›nda pes etmek zorunda kald›. Kay›tlar paras›z yap›ld›. Y›llard›r s›zlanman›n ötesine geçemeyen tepkilerin, bu y›l yayg›n biçimde sonuç al›c› eylemlere yönelmesinde ö¤renci hareketinin ›srarl› çabalar›n›n ve birikiminin pay› büyük Ö¤renci Kolektifleri’nin 20 Eylül günü Dokuz Eylül Üniversitesi Buca E¤itim Fakültesi'nde bafllatt›¤› toplu kay›t eylemi esnas›nda okul yönetimi okulu kapatmaya ve herkesi d›flar› ç›karmaya çal›flt›. Buna karfl› ö¤renciler de dilekçeleri topluca dekanl›¤a iletti ve di¤er fakülte ö¤rencileriyle birlikte dilekçe vererek paras›z kay›t yapt›rmay› yayg›nlaflt›rma karar› ald›lar. Ertesi gün çeflitli fakültelerden 143 ö¤renci toplu kay›t yapt›rd›. Kay›t kabul paras› vermeden kay›t olan ö¤rencilerin say›s› giderek artt›. Daha sonra zorunlu kay›t paras› uygulamas›ndan fiilen vazgeçen yönetim, para vermeyen ö¤rencilerin kapat›lm›fl kay›t sayfalar›n› da açmaya bafllad›. Böylece 500 civar›nda ö¤ren-
ci bu y›l DEÜ’de paras›z kay›t yapt›rm›fl oldu. Trakya Üniversite Ö¤rencileri de, üniversite yönetiminin kay›t için ‹fl Bankas›’na 40 YTL yat›r›lmas› yönündeki talebine karfl› ç›karak, banka ve rektörlü¤e bu paray› ödemeyeceklerini bildiren dilekçeler verdiler. Rektörlük ise ö¤rencilere kay›t yapmama tehdidi ile yan›t verdi ve görüflmeye giden ö¤ren-
cileri kovdu. Bunun üzerine ders kay›tlar› yap›lana kadar ‹fl Bankas›’n›n önünde bekleyen ö¤renciler bankaya gelen di¤er ö¤rencilere de durumu anlatt›. K›sa süre sonra 80 ö¤rencinin kayd› para al›n-
maks›z›n yap›ld›. Kocaeli Üniversitesi’nde de çok say›da ö¤renci, Ö¤renci Kolektifi’nin çabalar› sonucu paras›z kay›t yapt›r›rken, yönetim kay›t paras› ödemeyen ö¤rencilere soruflturma açarak adeta intikam almaya ç a l › fl › y o r . Üniversite hayatlar› henüz dokuz günden ibaret iki ö¤renci “kay›tlar s›ras›ndaki hal ve davran›fllar›” gerekçe gösterilerek rektörlük soruflturmas›na ta-
“Rektör karfl›t› slogana megafon tutmak...” E¤itim-Sen 6 No’lu fiube E¤itim Sekreteri Hüseyin Y›lmaz’la, ‹stanbul Üniversitesi’ndeki bask›lar, ö¤retim üyeleri ve üniversite çal›flanlar›n›n durumu üzerine konufltuk Pek duyulmad› ama ‹Ü’deki ö¤retim üyeleri ve üniversite çal›flanlar› da Rektör Parlak’›n bask› politikas›ndan etkilendi. Neler oldu k›saca anlat›r m›s›n›z?
Parlak’›n, bask› politikas› karfl›s›nda ö¤rencilerin yan›nda yer ald›k. Bir de bas›n aç›klamas› yapm›flt›k. Soruflturmalar, bu bas›n aç›klamas›na iliflkindi. Gerekçeler de çok komik; “ö¤rencilerin rektör aleyhine att›¤› sloganlara megafon tutmak, açt›klar› pankart› toplatmamak”. Alt› kifliye soruflturma aç›lm›flt›. ‹ki kiflinin cezas› kesinleflti. Verilen ceza nedir? Üç y›l kademe ilerlemesinin
durdurulmas›. Soruflturmalar karfl›s›nda, yaflanan yaln›zlaflmaya karfl› ne yapmak gerek, ne yapacaks›n›z? Mücadele içerisine girmeyenlerin, baflkalar›n›n u¤rad›¤› haks›zl›klara tepki vermesi maalesef mümkün olmuyor. Bu kampanyalar› sürdürdü¤ümüz ölçüde insanlarla bir araya gelme flans›m›z olacak. Duyars›zl›¤› ancak böyle k›rabiliriz. Parlak çok pervas›zca sald›r›yor. Bunun ard›ndan ne var, kim durduracak bu adam›? (Gülerek) Bir dahaki seçimler durduracak. Hiç çekinmiyor. Çünkü AKP ile yak›n iliflkide. Ayr›ca, sadece bir dönem rektörlük yapacak. Bu bast›rma kampanyas›n›n, bir dahaki dönem ona olumsuz bir yans›mas› olmayacak. Art›, milletvekili aday› olmay› planl›yor. Sa¤l›k Bakanl›¤›’na oynuyor. Bu hizmetkarl›kla, olur da. Bu yüzden kayg›s›zca muhalefeti bast›rmaya çal›fl›yor.
bi tutuldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Ö¤renci Kolektifi üyesi ö¤renciler, "etkinlik ücreti" olarak adland›r›lan kay›t paras›n› ödemeden toplu kay›t yapt›rmak amac›yla 25 Eylül'de kampüs içerisindeki banka flubesine baflvurdular. Banka memurlar›yla yap›lan tart›flmalardan sonuç alamay›nca, alk›fllar ve sloganlar›yla rektörlü¤e yürüyen ö¤renciler, özel güvenlik ve jandarman›n sald›r›s›na maruz kald›lar. Rektörlü¤ün görüflmekten kaç›nd›¤› ö¤renciler, “etkinlik ücreti” adl› bu soyguna karfl› sonuna kadar direneceklerini aç›klad›lar. Ö¤renci Kolektifleri Eskiflehir Anadolu ve Kütahya Dumlup›nar üniversitelerinde de paras›z kay›t yapt›rd›lar.
Üniversitelilerin çad›rlar›na da el konunca karton barakalar kurdular
Meydan› Parlak’a b›rakmad›lar Rektör Parlak yönetiminin soruflturma bombard›man›n›n ard›ndan, yaz›n gizlice okuldan at›ld›klar›n› ö¤renen Beyaz›t Ö¤renci Kolektifi üyesi ö¤rencilerin çad›r eylemi di¤er ö¤renci gruplar›n›n da kat›l›m›yla sürüyor. “Beyaz›t’ta meydan› Parlak’a b›rakmayaca¤›z” diyen üniversiteliler ilk olarak 18 Eylül’de ana kap› önünde çad›r açm›fl, polis eylem karfl›s›nda ilginç engelleme taktiklerine baflvurmufltu. ‹lk gün ö¤rencilere müdahale edemeyen polis, ikinci ve üçüncü günler zab›ta ekipleri, dördüncü gün de temizlik iflçileri ile gelerek ö¤rencilerin çad›r›na el koymufl daha sonra bas›n›n ilgisinin artmas›yla sald›rmaktan vazgeçmiflti. Çad›r eylemlerini okulun 2 Ekim’de aç›lmas›yla yeniden bafllatan üniversiteliler, okul kap›s›n›n d›fl›nda imza toplayarak rektörlü¤ün sald›r›lar›n› di¤er üniversitelilere teflhir ediyorlar. Ö¤renciler cezalara karfl› dava açarak mücadelelerini hukuki alanda da sürdürüyorlar.