Sömürge kapitalizmine 105 kurban daha
Felaket geliyor AKP rant peflinde
AKP’lilerin maafl›n› Cargill mi ödüyor
Befl günlük bayram tatilinde karayollar›nda meydana gelen trafik kazalar›nda 105 insan›m›z öldü. Sorumluluk yine “dikkatsiz sürücülerin” üzerine at›ld›. 1955’ten bu yana trafik kazalar›nda 208 bin kiflinin ölümünde, petrol ve otomotiv tekellerinin kar h›rslar›na göre belirlenmifl ulafl›m politikalar›n›n hiç mi suçu yok? Sayfa 4’te
Manyas’ta ve Gölcük’te arka arkaya gerçekleflen son iki deprem beklenen ‹stanbul depremine dair tart›flmalar› alevlendirdi. Ancak, al›nmas› gereken önlemlerden çok fay hatlar›n›n nereden geçti¤i tart›fl›l›yor. AKP’li belediyeler ve hükümet, halk›n can güvenli¤ini koruyacaklar›na, birilerinin cebini dolduran ifllerle meflgul. Sayfa 4’te
Cargill firmas›n›n Bursa’da yasad›fl› kurdu¤u fabrikan›n Dan›fltay karar›yla kapat›lmas›n›n ard›ndan, hükümet harekete geçti. Firma ile beraber haz›rlanan, Cargill’i kurtaracak bir yasa önümüzdeki günlerde TBMM’ye sevk edilecek. Sayfa 9’da
Kas›m’da GAYMAKLI 24sinemalarda DONDURMA ALG‹DA’YA KARfiI Oyuncular›n›n büyük k›sm› Mu¤lal› köylülerden oluflan “Dondurmam Gaymak” filminin yönetmeni Yüksel Aksu, yap›m süreci ve sonras›nda yaflad›klar›n›, hissettiklerini, hedeflediklerini anlatt›.
EK‹M DEVR‹M‹
89 YAfiINDA 6-7 Kas›m 1917’de gerçekleflen Sovyet Devrimi’nin ›fl›¤› 21. yüzy›l›n sosyalizm mücadelelerine ›fl›k tutuyor.
Y›l 1 Say› 15 2 Kas›m 2006 50 YKr 15 Günlük Siyasi Gazete
Sayfa 10’da
REZILLIK UCRETI YOLDA Asgari ücret belirleniyor
n 380 YTL’lik asgari ücretin 2007’de ne olaca¤› bu ay içerisinde belirlenecek. Belirlenecek ücretin açl›k s›n›rlar›n› aflmayaca¤› kesin
Kim belirliyor Üretim+% 35 IMF-patronlar Asgari ücret bu ücreti Ücret -% 20 bunu bile tüm ücretlerin n Asgari Ücret Komisyonu n Geçti¤imiz 10 y›l içinde be¤enmiyor prangas›d›r bir oyun. Ücreti IMF ve pat- üretim %35 artt›. Buna karronlar belirliyor, iflçilere dayat›yor. Sendikalar figüran
fl›l›k Türkiye, ücretlerin en h›zl› eridi¤i Avrupa ülkesi oldu. Polonya ve Bulgaristan bile daha iyi durumda
n Asgari ücretin bölgelere göre belirlenmesini ve fiilen yokedilmesini istiyorlar
n Kimse “bana ne” demesin. Doktorlar›n ücreti bile asgari ücretin katlar›yla belirleniyor Sayfa 5’te
Gerilim dinamikleri birikirken
Umar Karatepe
Bizimkisi bir merak...
ABD’den Yaflar Büyükan›t’a Erdo¤an tarifesi
Ankara Büyükflehir Belediyesi, “Kentsel Dönüflüm Projesi”ne direnen Dikmen halk›n›n direncini k›rmak için mücadeleye öncülük eden ailelerin evlerini y›kma karar› ald›. Yedi ev
hakk›nda ç›kar›lan karara karfl› tüm Dikmen halk› ortak tepki gösterecek. Mahalleli, y›k›m ekiplerini barikatlarla karfl›layaca¤›n› ilan etti. Evlerde 24 saat nöbet tutuluyor. Sayfa 7’de
Erdo¤an’a aylarca randevu vermeyen ABD yönetimi, ayn› takti¤i Büyükan›t’a da uyguluyor. 26 Ekim’de yap›lmas› beklenen ziyaret fiubat ay›na sark›t›ld›. Sayfa 4’te
Hasan H. Baflar
Zengin ve Yoksul
Günefl Çelikkol
Kutuplaflma h›zlan›rken
Sayfa 8’de
Çocukluk hastal›¤›
Sayfa 5’te
Metin Özu¤urlu
Sayfa 3’te
Ankara’n›n Dikmen’i ‹. MEL‹H’‹ YENMEL‹!
Sayfa 2’de
Çok yönlü, çok tarafl› bir gerilim süreci giderek ilerliyor. Çeliflkilerin nerede nas›l d›fla vuraca¤›n› yak›nda görece¤iz.
Al sana bar›fl ödülü
Bangladefl Ocak’ta yap›lacak genel seçimler öncesinde politik kriz ve çat›flmalarla sars›ld›. Onlarca kifli öldü bine yak›n kifli de yaraland›. Halk›n a¤›r sömürü koflullar›yla bo¤ufltu¤u Bangladefl son bir y›l içinde kitlesel iflçi isyanlar›-
na sahne olmufl ve Nobel Bar›fl ödülü Dünya Bankas›’n›n yoksullukla mücadele programlar›n› uygulamakta gösterdi¤i “baflar›” nedeniyle Prof. Muhammed Yunus’a verilmiflti. “Baflar›”n›n yoksullara yaramad›¤› belli!
‹nsanl›¤›n önündeki seçenek
Çocukluk hastal›¤›... Metin ÖZÜGURLU
ozugurlu@politics.ankara.edu.tr
1980’li, 1990’l› y›lar›n Türkiye’sinde “çocukluk hastal›¤›” tan›s›n› cebine koyup sürekli olarak kendi solunu kesen onlarca solcu sendika uzman›, parti ya da kitle örgütü yöneticisi tan›d›m. Bu arkadafllar soldan gelen elefltirilere karfl› hep alert vaziyette beklerlerdi.
Y
eni nesli bilemem ama Sonlar› ne mi oldu? 2000’leleyle ç›kart›p elefltirenlerin yukar›daki bafll›¤› göre gelince bu arkadafllar›n al›nlar›na yap›flt›r›rlard›. Bürünce bizim neslin akl›tün bu y›llar boyunca att›klar› önemlice bir bölümü sessizce na hemen Lenin'in ünlü eseri her ad›m›, “çocukluk hastal›kendi köflelerine çekildiler. gelir: Sol Komünizm, Bir ÇoGeri kalanlar›n› ise hepimiz ¤›yla” malul çevrelerin “procukluk Hastal›¤›... biliyoruz; kendi soluyla araya vakatif” müdahalelerini heLenin bu hastal›k tan›s›n› mesafe koyman›n, ayn› zasap ederek, buna karfl› ön1920'de koydu; 1917 Devrimanda, siyasal yelpazenin dilemler alarak att›lar. Sempmi maya tutmaya bafllam›flt›; ¤er ucuna yaklaflmak demek tomlar› itibar›yla olmasa bile Avrupa'da devrimlerden heoldu¤u gerçe¤ini, bugünkü özü itibar›yla ayn› hastal›¤a nüz umut kesilmemiflti; ortasiyasal konum al›fllar›yla bize kendilerinin yakaland›¤›n› ise l›k gürül gürül devrim ve sos- hiçbir zaman anlayamad›lar. göstermeyi sürdürüyorlar. yalizm ça¤l›yordu. ‹flte bu koBunca laf› TMMOB-HalBu tan›n›n özü neydi? Soflullarda, genel ilkeleri somut kevleri gerginli¤i vesilesiyle mut durumu genel ilkeye fetaktiklerin yerine koyan, ittietti¤im herhalde anlafl›lm›flt›r. da etmek. Bu arkadafllar için faklar› temel çeliflkiye feda TMMOB yönetimindeki dostTürkiye somutunun bir öneeden solculu¤a, Lenin “çolar toplanm›fllar ve “Halkevlemi yoktu; an›lan y›llarda socukluk hastal›¤›” tan›s›n› koy- lun esamesi bile okunmuyor- ri Yönetim Kurulu ile iliflkilemakta tereddüt göstermedi. du; üzerinden silindir geçmifl, rin geçmiflte oldu¤u gibi sürBu eserden sonrad›r ki, dürülemeyece¤inin kendilerine kitle ba¤› ne özgüveni sekterli¤i militanl›k sanan ne bildirilmesine karar” verkalm›fl bir sol zeminde, “çoe¤ilimler söz konusu oldumifller. Tabii bildirim bas›n cukluk hastal›¤›” uzman he¤unda, en az›ndan, bu ülke- kimli¤i yapmay› sürdürdüler. yoluyla yap›l›nca bu karar› de, hep ayn› tan› konur oldu: Çocukluk Hastal›¤›... GEL‹P GEÇERKEN... 1980’li, 1990’l› y›lar›n Türkiye’sinde “çocukluk hastal›¤›” tan›s›n› cebine koyup sürekli olarak kendi solunu kesen onlarca solcu sendika uzman›, parti ya da kitle örgütü yöneticisi tan›d›m. Bu arkadafllar soldan gelen elefltirilere karfl› hep alert vaziyette beklerlerdi. ‹mzalad›klar› toplusözleflme, yürütElleri var özgürlü¤ün tükleri grev ya da Bu umut özgür olman›n kap›s›; eylem soldan eleflMutlu günlere insanca aral›k. tirilip “pasifist”, Bu sevinç mutlu günlerin ›fl›¤›; “uzlaflmac›” vb. Vurur üstümüze usulca ürkek. bulundu¤unda, Gel yurdumun insan› görün art›k, büyük bir hiddete Özgürlü¤ün kap›s›nda dal gibi; kap›l›rlar ve LeArd›nda gökyüzü kardeflçe mavi! Oktay R›fat nin’in tan›s›n› ace-
yaset düzlemi de¤il, bizzat yaflam koflular› da muazzam e¤ik bir profil sergilerken. Bu koflullarda kaz›¤› bir kez oynat›rsan solu¤u kimin yan›nda alaca¤›n bilinmez. Geçenlerde TÜS‹AD ve Sabanc› Üniversitesi “ulusal yenilik” (inovasyon) program›n› aç›klad›; program›n özü net, niyetleri yeni de de¤il; çokuluslu sermayenin Ar-Ge faaliyetlerini fason iliflkilerle ülkemize çekmek istiyorlar; gerekçeleri TMMOB’lu dostlar›m›z›n malumu; memleket ucuz mühendislik deposu. Sermaye program› akademiyi oldu¤u gibi mühendislik mesle¤ini de ortadan yaracak, halihaz›rda zaten yar›yor. Yar›lma; küresel sermaye a¤›na dahil olanlar ve olamayanlar fleklinde belirginlefliyor ve bu durum TMMOB Alaattin T‹MUR üzerinde de küresel elit oluflumun parças› olan mühendislerin örgütü olma yönünde muazzam bir bas›nç yarat›yor. Bunu en derinden TMOBB yöneticisi dostlar hissediyor olmal›. Halkevleri’nin eylemlerdeki tutumlar›na çok k›zm›fl, aç›klamalar›na çok k›r›lm›fl olabilirler; ama, zaman öyle bir zaman ki, masaya önce “neden kendi soluma bu kadar k›z›yor ve k›r›l›yorum” sorusu yat›r›lmal›yd›. Bizimkisi dostça bir hat›rlatma…
duymak isteyen herkes de duymufl oldu. Sonuç: TMMOB, Halkevi yöneticileri ile iliflkisini durdurdu. Bu karar› alan dostlar›n gerekçelerini ve niyetlerini sorgulamak istemem, ama kendilerine sosyolojinin alt›n bir kural›n› hat›rlatmak isterim; her karar, niyet edilmifl sonuçlar kadar niyet edilmemifl sonuçlar da do¤urur. Mahirlik, bir karar› niyet edilmemifl sonuçlar› da öngörerek almakt›r. Bu kararla TMMOB’lu dostlar Halkevleri’ni öznel niyetlerinin ötesinde bir yere itmifl oldular, ama daha önemlisi kendi pozisyonlar› da bir yere do¤ru harekete geçti. Hem de hangi koflullarda? Memleketin ve solun hali pür melali zaten ortada; üstelik salt si-
Gerilimin dinamikleri birikirken
G
azeteciler burada m›, onlar›n haberi var m›?” Tayyip Erdo¤an, “balyoz harekat›ndan” sonra bayg›n halde getirildi¤i hastanede, ay›ld›ktan sonra çevresindekilere ilk olarak bu soruyu sormufl. Kendisine ne oldu¤unu biliyor olsa gerek ki, sa¤l›¤›yla ilgili bilgiden çok gazetecileri merak etmifl. Bu soruyu sorarken de akl›ndan geçen “haberleri yoksa, haber verin” fleklinde bir düflünce de¤ildi herhalde. ‹ster “gizli fleker” isterse “sara krizi” olsun, Erdo¤an bir kez daha Kas›mpaflal› jokeylere yak›flmayacak bir biçimde karizmay› çizdirdi. Üstelik bu hastal›kl› hal, cumhurbaflkanl›¤› seçimi sürecinde “di¤erlerine” tahmin bile edemeyecekleri bir koz verdi. Ertu¤rul Özkök, “epilepsi (sara) olsa ne yazar, nas›l olsa doktor kontrolünde olacak” diye dursun, hastal›kl›, özellikle saral› bir lider bu toplumda (siyasal olarak da) zay›f kabul edilir. ‹ktidar savafllar›nda art›k sa¤l›k çal›flanlar› da söz hakk›na sahip; kimin cumhurbaflkan›, siyasi parti lideri olup olamayaca¤› iki sat›rl›k sa¤l›k raporuyla belirlenebilir. (Bu arada Ecevit’ten haberi olan var m›? Cumhurbaflkanl›¤›na aday olacak m›?) Her ne kadar (!) küreselleflme ça¤›nda yafl›yor olsak da ülkelerin iç siyasi iktidar mücadelelerinin öneminin azalmad›¤› bir gerçek. Bu aç›dan geçti¤imiz birkaç hafta, birçok ülkede birbiriyle ba¤lant›l› çeflitli gerilimlerin önemli birikimler yaratt›¤› bir zaman dilimi olarak yafland›. 7 Kas›m’da ABD’de yap›lacak olan Temsilciler Meclisi ve Senato seçimleri, aralar›ndaki fark Pepsi Cola ile Coca Cola aras›ndaki farktan ibaret olan Cumhuriyetçiler ile Demokratlar› karfl› karfl›ya getirecek. Do¤al olarak böylesi bir dönem gerek Bush’un d›fl dünyayla gerekse d›fl dünyan›n ABD’yle kurdu¤u iliflkide bir tak›m de¤iflikliklere ve beklentilere neden oluyor. ABD iç güvenli¤i; Irak’ta izlenen siyaset; ABD Merkez
Bankas›’n›n faiz politikas›, bu beklentilerin oda¤›nda yer alan konular. Daha flimdiden ABD’de de seçim ekonomisi uyguland›¤› ve çoktand›r beklenen ekonomik daralman›n yine suni yollarla ertelendi¤i belli oldu. Son haftalarda birdenbire “dünya piyasalar›nda rahatlama” haberleri uluslararas› medyada yer almaya bafllad›. Elbette bu k›smi senato ve meclis seçimlerinin iki y›l sonra yap›lacak olan Baflkanl›k seçimi aç›s›ndan yapaca¤› etki de ortada. (Bu arada Erdo¤an’›n ABD gezisi s›ras›nda halledilen konulardan birinin ne oldu¤u a盤a ç›kt›; T.C. tarihinin en büyük savunma ihalesi olan 10 milyar dolarl›k savafl uça¤› al›m›). Ülke içi iktidar mücadelesinin önem kazand›¤› bir di¤er ülke ise kuflkusuz Irak. Silahl› direniflin süreklili¤i ile siyasal güçlerini de artt›ran gruplar, ABD’nin atad›¤› Irak Baflbakan› Nuri Maliki’ye (ABD’yi hedef alarak) “kimse bize takvim kabul ettiremez” dedirtebiliyorlar. Her ne kadar Maliki daha sonra “kula¤› çekilince”, ilk maddesi fiiilerin silahs›zland›r›lmas› olan “ödevler takvimini” kabul etti¤ini aç›klasa da, bu durum, Irak’ta siyasal güçlerin ve siyasal durumun bir uzlaflmaya de¤il, ABD’yi de çekim alan› içine alan ve uzun bir zamana yay›lacak bir iç savafla do¤ru yöneldi¤inin aç›k kan›t›. Irak’taki ana geliflim seyrinin belirginleflmesi aç›s›ndan as›l kritik dönemeç Kerkük referandumu olacak gibi görünüyor. Türkiye’nin Irak konusundaki pozisyonu; ABD-TürkiyeKürtler üçgeni aras›ndaki iliflkiler; fiiiler-Sünniler-Kürtler aras›ndaki çat›flman›n derinli¤i ve bu gerilimlerin bölge güçleri aras›ndaki çat›flmalar› hangi noktalara götürece¤i gibi kritik konular, Kerkük referandumu çerçevesindeki pazarl›klar/çat›flmalar etraf›nda belirginleflecek. Kürt bölgesinin flimdilik bu kargafladan uzakm›fl gibi görünmesi bir yan›lg›. ABD’nin güç yitirdi¤i (Ekim ay› içinde öldürülen ABD’li asker say›s›
100) ve ülke içi siyasal güçlerin geliflmesine ba¤l› olarak bölgedeki petrol üzerinde hak taleplerinin artaca¤› ve bu kaosa Kürtlerin de çekilece¤inden kimse kuflku duymas›n. Tüm siyasi kariyerlerini ABD’nin bölgedeki varl›¤›na ba¤layan Barzani ve Talabani’nin konumlar› risk alt›ndayken, PKK’nin yönelimi de önem kazanacak. (Bu yönelim PKK’nin; ABD, Irak’taki direnifl gruplar›, AKP, CHP, DYP gibi siyasal aktörler karfl›s›nda ald›¤›/alaca¤› tutuma ba¤l› olacak.) Türkiye co¤rafyas›ndaysa, “hem Amerikanc› hem de askeri olmayan” bir çözüm perspektifi ve bu perspektifi savunan güçlü siyasal aktörler oluflturulamad›kça, “demokratik çözüm” noktas›na ulaflmak bir yana; Kürt sorunu Mehmet A¤ar ya da Deniz Baykal gibilerin siyasi rant peflinde kofltuklar› bir konu (!) olmaya devam edecek. Üstelik daha da “afla¤›lara”, “mikro ölçeklere” inerek Örne¤in DYP politikalar›n›n, ABD gibi büyük siyasi muhataplar› bir yana koyulursa, somut hedef kitlesi Bucak Aflireti gibi güçler olmal›. (Bucaklar uzun süredir ilk kez Meclis d›fl›nda kalman›n panik ata¤›n› yafl›yorlar.) Ve bu geçiflle Kürt sorununun yeni aflamas›nda devre d›fl› kalan korucu afliretler, çeflitli mikro senaryolar arac›l›¤›yla kendilerine yeni bir alan oluflturabilecekler. *** Bar›fl Gücü komutas›nda görev yapacak ilk Müslüman birlik olan ve 261 Türk askeri bar›nd›ran ‹stihkam ‹nflaat Bölü¤ü de Lübnan’a yerleflti. ‹lerici toplumsal muhalefet asker gönderme törenlerine kat›lamad›! Medyan›n da katk›s›yla toplumun bu konuya ilgisi, ordunun ABD ile yapaca¤› (baflta cumhurbaflkanl›¤› olmak üzere çeflitli konulardaki) pazarl›kta sonuç alamamas› ve/veya bir k›s›m asker cenazesi gelene kadar donduruldu. fiimdilik as›l pazarl›k Afganistan’da görev yapan Türk askerleri üzerinden sürdürülüyor. Genelkurmay, NATO komutan›n›n “Türk as-
kerleri Kabil d›fl›nda da askeri görevler üstlensin” talebini geri çevirdi. Bunun için “yeni bir meclis karar› gerekir” diyerek, hem AKP’yi yeniden gerilimli bir zemine sürüklemek hem de bu tür kritik konularda siyasi sorumlulu¤u AKP’ye yüklemek istiyor. Öte yandan bu konunun Genelkurmay Baflkan› Büyükan›t’›n ABD ziyareti öncesinde/s›ras›nda en önemli pazarl›k kozlar›ndan birisi oldu¤u biliniyor. ‹ç siyasette birçok cephede (!) savaflmak zorunda kalan Büyükan›t’›n ABD deste¤i için ilk önce Afganistan’daki, daha sonra da Lübnan’daki askeri konumlan›fl›n› kullanmayaca¤›n› kim ileri sürebilir? Afgan da¤lar›nda Taliban ile savaflan, Lübnan’da Hizbullah’› silahs›zland›rma operasyonlar›na kat›lan bir dönüflümün önündeki en problemli konu muhtemelen Büyükan›t’›n üslubundaki “köflelilik”. Bu durum ise siyaset sahnesinde yeni olmas›ndan kaynaklan›yor olsa gerek. Zaman içinde, bu durum konuflmalar›n›n içeri¤ine yans›r m› bilinmez (?) ama üslubu da yumuflamak durumunda. Bu kadar köfleli laftan sonra laf› k›v›rman›n zorluklar›n› anlamak için Demirel kadar deneyimli olmak gerekmez. Ancak bir Deniz Baykal k›vrakl›¤› da fazla kaçar. Laf Baykal’›n k›vrakl›¤›ndan aç›lm›flken müthifl bir al›nt›ya göz atmak gerek. “Nas›l olsa bütün orta-solcular, Aleviler, ordu yalakalar›, devletlü erkan bana oy verecek” diye düflünen “boncuklu Deniz”, bir röportaj›nda, Yeni Sol’u aynen flöyle tarif ediyor; “Bu, Türkiye koflullar›nda solu klasik sol flablonun d›fl›na ç›karmaya yönelen klasik devletçi solu, teknolojideki geliflmeleri dikkate alarak eme¤in dönüflüm süreciyle birlikte de¤erlendiren, eme¤in ve bilginin karfl›l›kl› etkileflimini, iliflkisini dikkate alarak merkez sol anlay›fl›n ekonomi politikas›n›n gözden geçirilmesini talep eden yaklafl›m› yans›t›r”. Anlayan beri gelsin. Üstelik bu ucube tarifindeki Yeni Sol’u, sa¤dan da birazc›k oy alma amac›yla, flimdi
yeni keflfi olan Anadolu Solu’yla (Edibali keflfinden sonra s›ra Mevlana’ya geldi) birlefltirecekmifl. Bunlar da yetmezse arkadan bakal›m ne gelecek? Bu arada AKP, rejim aç›s›ndan iki kritik ç›pa rolü oynayan AB ve IMF ile iliflkileri gevflek tutmaya yönelmifl durumda. AB ile iliflkileri germe, AKP aç›s›ndan bugün için sorun yaratm›yor. Zira zaten gerek Avrupa egemenlerinin de¤iflim geçirmekte olan AB projeleri çerçevesinde Türkiye’nin üyeli¤ine yer vermemek konusunda giderek netleflmeleri; gerekse Türkiye egemenlerinin AB maceras›ndan iyice so¤umufl olmalar›, AKP’nin bu tutumunu büyük bir soruna dönüfltürmüyor. Bu noktada AKP de 301 gibi konularda iç kamuoyunun milliyetçi duyarl›l›klar›na oynayabiliyor. AB Türkiye temsilcisinin görevden ayr›l›rken ordunun siyasetteki a¤›rl›¤›n› elefltirmesi ve bas›na s›zd›r›lan son AB ilerleme raporunda hükümetin Güneydo¤u ve K›br›s politikalar›na yönelik elefltiriler, bu yeni dan›fl›kl› gerilim statükosunun tescili anlam›na geliyor. IMF ile iliflkiler ise bu denli gerilime müsait olmamakla birlikte, ekonominin bir seçim sürecinin gevflekli¤i içinde yürütülmeye bafllamas›n›n yaratt›¤› gerilimler de birikiyor. AKP’yi kontrol alt›nda tutmak ve biraz da yontmak hedefi güden egemen sermayeye ba¤l› siyaset bilimcileri ise, flimdiden 2007 Kas›m›nda yap›lacak genel seçim sonucunda oluflacak Meclis’i belirledi. Meclis’e AKP, DYP, MHP ve CHP girmifl durumda… Koalisyon ortaklar› da belli! AKP-DYP koalisyonu ile CHP-MHP koalisyonu. Tek bilinmeyen hangi koalisyonun hükümet olaca¤›. Sol nerede mi? Solun geleneksel merkezleri ba¤›ms›z bir program ve hareket çizgisinden kaça kaça görünmez hale gelmeyi sonunda baflard›lar! Önümüzdeki süreç, bugünün ba¤›ms›z solunun temellerinin do¤ufluna da tan›kl›k edecek.
Alan Woods
Uluslararas› Marksist E¤ilim
Y
üzy›l›n ilk on y›l›nda insanl›k bir dönüm noktas›nda duruyor. Bir yanda, modern bilim, bizi can›m›zdan bezdiren dertlere çözümler buldu. Ama öteki yanda, gerçekler hayallere uymuyor. Her yanda yoksulluk, açl›k, cahillik ve hastal›k kol geziyor. Korkunç servetler sefaletle yan yana gelifliyor. Her yerde savafl, ya da savafl tehlikesi var. Dünya aniden ç›lg›nlaflm›fla benziyor. Ama bir Marksist olarak, tarihin anlams›z oldu¤unu veya insanl›¤›n karfl›laflt›¤› bu durumun ç›lg›nl›¤›n bir ifadesi ya da insanlar›n do¤al kötülü¤ü oldu¤unu kabul etmiyorum. Büyük filozof Spinoza bir zamanlar, “gülme, a¤lama; anla”, dedi. ‹yi ö¤üt, çünkü içinde yaflad›¤›m›z dünyay› anlayamazsak, onu hiç bir zaman de¤ifltiremeyiz. ABD silah için y›lda yaklafl›k 500 milyar dolar harc›yor. Bu bütün dünyan›n askeri harcamalar›n›n %40’›; Fransa, ‹ngiltere ve Almanya’n›n ve Rusya’n›n her birinin pay› %5-6. Korkunç gücünün bilincinde olan ABD art›k “normal” diplomasi yerine zorbal›k ediyor. Pervez Müflerref, 11Eylül’den sonra ABD’nin, iflbirli¤i yapmay› önermezlerse, ülkesini bombalayarak “tafl devri”ne geri döndürmekle tehdit etti¤ini aç›klad›. Bu kanl› kargafla emperyalizmin bütün dünyada karfl›laflt›¤› çözümsüz çeliflkilerin birgöstergesi. Tarihsel potansiyelinin sonuna gelmifl, ç›kmaza saplanm›fl bir sosyoekonomik sistemin ç›rp›nmalar›. “Terör’e karfl› savafl” terörizmi görülmemifl ölçüde artt›rd›. ABD’li emperyalistler ad›m att›klar› her yerde korkunç y›k›m ve ac›ya neden oluyor. Afganistan ve Irak’›n ürkünç manzaralar› Romal› tarihçi Tacitus’un sözünü akla getiriyor: “Bir çöl yaratt›ktan sonra, ad›na bar›fl diyorlar.” Temel sorun sistemin kendisi. Marks hatal›yd› diyen ekonomi bilginleri hatal› ç›kt›. fiu an Marks’›n tariflerine t›pa t›p uyuyor. Sermaye birikiminin yo¤unlaflma süreci sars›c› boyutlara ulaflt›. Bu, eskisi gibi üretici gücün geliflmesine yol açm›yor. Aksine, fabrikalar kibrit kutusundan yap›lm›fl gibi kapat›l›yor, binlerce kifli iflini kaybediyor. Küçük bir az›nl›k korkunç derecede zenginleflirken, emekçilerin ulusal gelirden ald›klar› pay azal›yor, en yoksullar daha da dibe itiliyor. Katrina ABD’de her fleyden yoksun yaflayan bir alt tabakan›n varl›¤›n› gözler önüne serdi. ABD’de emekçiler on y›l öncesine göre %30 daha fazla üretiyor. Ama ücretleri pek de¤iflmedi. Sosyal doku gittikçe zorlan›yor. Bu da s›n›f çat›flmas›nda patlamalara zemin haz›rl›yor. Bütün dünyada ekonomik canl›l›k afl›r› iflsizlikle beraber olufluyor. The Economist’in aç›klad›¤›na göre ‹talya dünya pazarlar›nda rekabet edebilmek için, 500,000 emekçiyi iflten atmak, kalanlar›n da ücretini %30 düflürmek zorunda. Kapitalizm dünya ticaretini artt›rarak bu çeliflkilerin bir süre için üstesinden gelmeyi baflard›. Tarihte ilk kez bütün dünya, tek bir dünya pazar›n›n içine çekildi. Kapitalistler Çin ve di¤er ülkelerde pazar ve yat›r›m olanaklar› buldular. Ama bu art›k s›n›ra gelmifl durumda. Bat›l› kapitalistler, ucuz Çin mallar› kap›lar›na y›¤›lmaya bafllay›nca, art›k küreselleflme ve serbest ticarete pek istekli de¤il. ABD’de korumac› sesler yükselmeye bafllad›. DTÖ’nün Doha toplant›s›na ara verildi ve çeliflkiler o kadar büyük ki, hiçbir anlaflma olana¤› da yok. Dünya çap›nda büyük bir kriz gelmek üzere. Küreselleflme, kapitalizmin küresel krizi olarak ortaya ç›k›yor. Baflka Bir Dünya Olanakl› -Sosyalizm Sovyetler Birli¤i’nin çöküflünden sonra eski düzen yandafllar› bayram etti. Sosyalizmin ve hatta tarihin sonundan söz ettiler. Serbest pazar›n mucizeleri ile yeni bir bar›fl, refah ve demokrasi ça¤› vaat ettiler. fiimdi, sadece 15 y›l sonra, bu düfller tüten bir tafl y›¤›n›na dönmüfl durumda. Yaflamaya hakk› olmayan, ama ölmeyi reddeden bir sosyal sistemin ölüm sanc›lar›na tan›k oluyoruz. Bu flafl›rt›c› bir fley. Tarih bize hiçbir egemen s›n›f›n iktidar›n› savaflmadan b›rakmad›¤›n› gösteriyor. Ama ayn› zamanda yeni bir toplumun do¤um sanc›lar›na da tan›k oluyoruz.Ülkeden ülkeye yay›lan yeni bir güç, iflçilerin, köylülerin, gençlerin devrimci gücü do¤uyor. Chavez BM konuflmas›nda, “Dünya uyan›yor. Halk aya¤a kalk›yor” dedi. Irak savafl›na karfl› milyonlarca insan sokaklara ç›kt›. Bu uyan›fl›n bir göstergesiydi. Ama hareketin toplumu de¤ifltirmeye yönelik tutarl› bir program› yoktu. En zay›f taraf› buydu. Bush elindeki güçten sarhofl olmufl ve bunun sonsuz oldu¤unu san›yor. Ne yaz›k ki baz› solcular da ayn› inançta. Ama yanl›fl düflünüyorlar. ABD’nin gücünün kesin s›n›rlar› var. Yar›m yüzy›l önce Küba Devrimi ABD emperyalizmine karfl› ç›kt›. Küba devrimini y›kma giriflimlerinin hepsi baflar›s›z oldu, ama Küba d›flland›, tecrit edildi ve ABD’nin bask›s› alt›nda kald›. Bu bask›lar Sovyetler Birli¤i’nin y›k›lmas›ndan sonra çok daha artt›. Ama durum de¤ifliyor. Devrim dalgas› Latin Amerika’da yay›l›yor. Venezüella devrimi bir depremdi ve ard›ndan gelen sallant›lar bütün k›taya yay›ld›: önce Bolivya ve flimdi patlama tam ABD hududunda. Art›k devrim olamaz diyenlere Meksika’da kitlelerin görkemli hareketi en son yan›t. E¤er dünya yaklaflan felaketten kurtar›lacaksa, devrim sadece olanakl› de¤il, ayn› zamanda zorunlu. Genç nesil ba¤›ms›zl›¤›n› kazanmak için savaflmaya istekli. Zafere eriflmek için kendilerine yol gösterecek, esinleyecek bir bayrak ve bir program ar›yor. Bu da ancak bütün dünyan›n sosyalizm için mücadelede birleflmesiyle olur. ‹nsanl›k önündeki seçenek ya sosyalizm ya da barbarl›kt›r. Çeviri: Emine Kunter
2 Kasım 15 Kasım
2006
GÜNDEM 3
Muhalefette köfle kapmaca Seçim sürecinin temel aktörleri geleneksel çizgilerinin ötesine geçiyorlar. Sosyal demokrat Baykal ›rkç›-militarist bir çizgiyi öne ç›kararak AKP’ye yükleniyor, kontrgerilla A¤ar ise liberal-bar›flç› bir çizgiyi öne ç›kararak orduyla kap›fl›yor
Sol çantada keklik A¤ar Demirel’in izinde sa¤a bakal›m Deniz Baykal’›n uzun bir süredir “anlafl›lamayan” çizgisi art›k anlam kazand›. 27 Ekim’de bir aç›klama yapan Baykal flunlar› söyledi: “Merkez sa¤ seçmenlerin önemli bir k›sm› CHP'ye destek verme e¤ilimi içine girdi. ‹zledi¤imiz politikayla güven kayna¤› haline geldik. Merkez sa¤dan oy almam›z soldan gelecek oylar›n kayb›na neden olmaz.” Yani Baykal diyor ki “sol oylar nas›l olsa çantada keklik; sa¤ politikalar›, bu politikalar› art›k savunamayacak hale gelen sa¤c›lardan daha ateflli savunarak, bofllukta kalan sa¤ oylar› da al›rsak iktidar oluruz!” Baykal bu politikas›n›n CHP’nin sosyal demokrat çizgisinde erimeye yol açmad›¤› iddias›nda. Çünkü “Türkiye büyük bir kuflatma alt›nda ve bu kuflatma ulusal bütünlü¤ü bozmay› amaçl›yor”. Böylesi bir tehlike karfl›s›nda sosyal demokratlar›n öncelikli görevi
de “ulusal bütünlü¤ü savunmak” oluyor. Sosyal demokratlar›n ulusal bütünlü¤ü savunma konusundaki tutarl›l›k ve kararl›l›klar›n›n sa¤ seçmeni de etkileyerek sosyal demokrasiye destek vermesine yol açmas›nda da tuhaf bir yön yok. Deniz Baykal, merkez sa¤ seçmenin duyarl›l›klar›n› önemsediklerini de vurgulad›. Merkez sa¤ seçmenin devletin kurumlar› aras›ndaki (ordu-yarg›-cumhurbaflkanl›¤›-hükümet) uyumu önemsedi¤ini, ancak AKP hükümetinde bu duyarl›l›¤› görmedi¤i için CHP’ye yöneldi¤ini ileri sürdü. Ancak, CHP’nin ço¤u faflist veya faflizan alt yap›ya dayanan bu kurumlar aras›ndaki uyumu savunaca¤›m diye ›rç›l›¤›n, gericili¤in, demokrasi düflmanl›¤›n›n birçok yaklafl›m›na sahip ç›kt›¤›n› gözard› etmeyi ye¤ledi. Baykal’›n uzunca bir süredir dile getirilen “MHP ile koalisyon” alternatifini flimdiye dek yalanlamad›¤›; CHP’lilerin meslek örgütleri, kooperatifler gibi alanlarda MHP’lilerle ortak listeler oluflturdu¤u da biliniyor. Deniz Baykal izledi¤i politikaya “sosyal demokrasinin oy taban›n› geniflletme” k›l›f›n› geçiriyor. Baykal sol bir partinin toplumsal deste¤ini art›rman›n tek yolunun politik program›n› sa¤c›laflt›rarak, sa¤daki seçmenin fikirlerini de¤ifltirmeksizin deste¤ini kazanmak oldu¤unu düflünüyor. Ancak bu politika, CHP’nin taban›nda ›rkç›-faflizan yaklafl›mlar›n giderek genifllemesine neden oluyor. Benzer bir çizgi daha önce DSP taraf›ndan izlenmifl ve DSP’nin iktidar politikalar› 2001 kriziyle iflas edince, DSP taban›n›n ço¤unlu¤u lümpen-faflist Genç Parti’ye kaym›flt›. “Kuflatma” dedi¤i durumun bafll›ca bileflenleri olan ABD ve büyük sermaye ile iyi geçinmeyi politika edinen Baykal’›n da DSP’nin akibetine u¤rayaca¤› bir kehanet olmamal›.
Kirli savafl›n kilit adam› “orduyu karfl›s›na ald›”. Tesettürün yasaklanmas›na karfl› ç›karak ilk iflareti vermiflti. “Benim dönemimde asker konuflmayacak”, “(PKK’liler) da¤da silahla dolaflacaklar›na ovaya inip siyaset yaps›nlar” diyerek nihai darbeleri vurdu. Ordunun devlet iktidar›ndaki belirleyici konumunun öne ç›kan üç simgesini aç›kça hedef ald›: Laiklik, “ordu partisi” ve Kürt sorunu. Do¤al olarak Büyükan›t’tan “o zat” diye bafllayan k›nay›c› karfl›l›klar ald›. “Beceriksizlikle” suçlad›¤› hükümetin sözcüleri, A¤ar’la birlikte orduya cephe açmayacaklar›n› ifade etmekle yetindiler. Baykal ise A¤ar’› “Türkiye’ye karfl› kurulan bir tezgaha alet olmakla” suçlad›. A¤ar bu karfl›l›klara, sa¤ seçmen aç›s›ndan kimi hassas noktalarda “düzeltmeler” yaparak, ama genel olarak, ç›k›fl›n›n “bir baflka siyasi aç›l›m” anlam›n› tafl›d›¤›n› vurgulayacak tart›flmalara giriflerek yan›t verdi. Af ç›karmaktan ve PKK’yi siyasallaflt›rmaktan söz etmedi¤ini söyledi; “Kürt” sözcü¤ünü telaffuz etmedi¤inin alt›n› çizdi ama A¤ar’›n “Ordusuz bir devlet idare edilemez. Ama siyaset alan›m› ben tanzim ederim. Siyaset bir özgürlük alan›d›r. Herkesin iyi anlamas›
laz › m . Beni k›rmak iyi bir fley de¤ildir. Analar, ‘Çocuklar›m›z› kaybettik yenilerini vermek istemiyoruz’ diyorsa benim buna kula¤›m kapal› kalamaz. Arkamda halk gücü var. Herkes meseleyi iyi kavramal›” sözleri do¤rudan do¤ruya ordunun siyasal süreçteki konumunu tart›fl›yordu. “Liberal sol ve sa¤” unsurlar, A¤ar’›n “Türkiye’nin t›kanan Kürt siyaseti”nin önünü açmaya hizmet etti¤ini vurgulad›lar. Hat›rlanmas› gereken, DYP’nin tarihsel baflkan› Demirel’in de 12 Eylül cuntas›na kendisinden beklenmeyen “liberal” bir politik programla karfl› ç›k›p siyasette yer yapt›¤› anda asl›na rücu etmesi.
Bu A¤ar’› unutma! Mehmet A¤ar denince ilk akla gelen Susurluk’tur, derin devlettir. “1000 operasyon yapt›k” diye üstlendi¤i derin devlet eylemleridir. 1000 operasyon deyince akla Cumartesi anneleri gelir; çocuklar› kaç›r›lan, kaybedilen ve her hafta onlar›n ak›betini sorduklar› için coplanan; bombalanan Özgür Gündem gazetesi gelir. Faflist ölüm makinesi Haluk K›rc›’n›n serbest b›rak›lmas›n› sa¤layan iliflki a¤lar›n›n merkezindedir A¤ar. Nikah flahididir K›rc›’n›n. ‹talya’da bir operasyonda yakalanan uyuflturucu kaçakç›lar›n›n üzerinden ç›kan telefon numaralar› onun ofisine ba¤lan›r. Faflist çetebafl› Abdullah Çatl›’n›n pasaport alabilmesi için gerekli belgenin alt›nda da A¤ar imzas›
vard›r. A¤ar’›n imzas› ayn› zamanda Çatl›’n›n silah ruhsat›n›n da alt›ndad›r. ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü yapt›¤› dönemde 'Ölüm Timi' kurdurdu¤u yaz›l›r istihbarat raporlar›nda. fiimdi o siyah gözlüklerini ç›kard› ve medyan›n yeni liberal gözdelerinden. Analar›n ac›s›ndan bahsediyor pervas›zca. Yaflar Büyükan›t, “Cumartesi annelerinden bahsediyordur” diye yan›t veriyor A¤ar’a. Y›ld›r›m Türker’in ifadesiyle anneler onlar›n a¤z›nda küfür oluyor… Cumartesi anneleri insanl›¤›n bilincinde ise faflizme karfl› öfkenin simgesi ve toplumsal haf›zam›z› diri tutacak bir simge ve A¤ar gerçe¤ini unutmamam›z için belle¤imize düflmüfl bir nottur…
ABD’den Büyükan›t’a Tayyip Erdo¤an tarifesi Irak’ta denge Türkiye’de gerilim Art›k Irak’›n üçe bölünece¤i ve ABD’nin “y›k›lmamak” için Irak Kürdistan›’n› bölgedeki en büyük üssü haline getirece¤i aç›k. Bu durumda ABD’nin Irak Kürdistan›’nda ilan edilecek bir ba¤›ms›zl›¤›n Türkiye’ye karfl› garantörü olmak zorunda kalaca¤› belirginlefliyor. Bu güç dengesi sayesinde Irak D›fliflleri Bakan› Zebari “PKK’ye karfl› bir cephe aç›lmayaca¤›n› ve mülteci kamplar›na dokunulmayaca¤›n›” kesin bir dille ifade etti. Bu aç›klamalar yap›l›rken, Talabani ABD dönüflünde Murat Karay›lan’la görüfltü. Ard›ndan Irak Kürdistan› yetkilileri “gerillaya genel af ç›kar›lmas› ve siyasi özgürlük verilmesi halinde PKK’nin silahlar›n› ABD’ye teslim edece¤ini” aç›klad›lar. 3 milyonun üzerinde Kürt’ün Abdullah Öcalan’› meflru siyasi iradesi olarak ilan etti¤i referandum ve Öcalan’›n DTP’nin 2007 seçimlerine genifl bir demokratik cephe ile haz›rlanmas› ça¤r›s›n›n, Irak Kürdistan›’ndaki bu geliflmelerle bütünleflip bütünleflmeyece¤i henüz belli de¤il. Ancak, Kürt sorununda kurulan uluslararas› masaya Türkiye ad›na ordu oturuyor ve Türkiye’de seçim yasaklar›ndan DTP’li belediye baflkanlar›na yönelik soruflturmalara dek uzanan bir sertlik ortam›n› oluflturmaya özel önem veriyorlar. 31 Ekim’de yap›lan MGK’da al›nan “ateflkesi tan›mama” karar› TSK’nin gerginlik siyasetine yöneldi¤inin bir göstergesi. TSK’nin bu yöneliminin hükümet taraf›ndan “tafl›n›p tafl›n(a)mayaca¤›n›” birkaç ay içinde görebilece¤iz.
Yaflar Büyükan›t’›n Ekim ay›nda gerçekleflece¤i söylenen ABD gezisi fiubat ay›na ertelendi. Tayyip Erdo¤an’›n da ABD ziyareti benzer flekilde ertelenmifl, ancak Lübnan’a asker gönderme karar›yla Bush’un huzuruna kabul edilmiflti Türkiye ile ABD aras›ndaki askeri temaslar h›z kazand›. Amerikan Kara Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Peter Schoomaker’›n ziyareti medyada sadece askeri bandonun çald›¤› “My Way” flark›s›yla gündem olsa da ülke ve dünyadaki geliflmelere bak›l›rsa görüflmelerde büyük pazarl›klar›n döndü¤ü kesin. Nitekim Türkiye’den ABD’ye ziyaret program› da yo¤unlafl›yor. ‹lk olarak Milli Savunma Bakan› Gönül, ay sonunda ziyaret edece¤i Washington'da, 30 Ekim'de ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld, Savunma Bakan Yard›mc›s› Gordon England ve di¤er üst düzey yetkililerle görüflecek. Ard›ndan Genelkurmay ‹kinci Baflkan› Orgeneral Saygun'un, ABD Genelkurmay Baflkan Yard›mc›s› Oramiral Edmund Giambastiani'nin konu¤u olarak Kas›m ortas›na do¤ru Washington'a gitmesi öngörülüyor. Daha sonra Hava Kuvvetleri Komutan› Orgeneral Cömert'in, muhtemelen Aral›k’ta ABD Hava Kuvvetleri Komutan› Michael Moseley'in davetiyle ABD'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Büyükan›t da fiubat ortas›nda ABD Genelkurmay Baflkan› Orgeneral
Peter Pace'in konu¤u olarak yasetine uyumu ile ilgili. Washington'u ziyaret edecek ABD’nin Türkiye’yi daha aktif NATO'nun Avrupa Kuvvetle- bir askeri güç olarak yan›nda r i ' n i n görmek Amerikal› istedi¤i, Büyükan›t, ABD’de “karanl›klar prensi”, komutan› TürkiBaflkan Yard›mc›s› Dick Cheney ile Orgeneral ye’nin de görüflecek mi? James Jobuna karnes’un fl›l›k Kürt Türk assorununkerinin da kimi Afganistavizler tan'da koparmaKâbil d›y› hedeffl›nda da ledi¤i sag ö r e v n›l›yor. yapmas›n› Pazaryani savaflmas›n› istedi¤ini aç›k- l›klar›n bir di¤er düzlemi de bülamas›ndan hemen sonra gerçek- yük bir olas›l›kla Türkiye’deki leflen temaslarda pazarl›klar›n iki iktidar mücadelesi ile ilgili. NAdüzeyden sürdü¤ü tahmin edili- TO’dan gelen asker talebine Geyor. Pazarl›klar›n bir düzeyi nelkurmay Baflkan› Büyükan›t’›n Türkiye’nin ABD’nin bölge si- verdi¤i olumsuz yan›t ABD’yi
Türkiye’yi cephede görmek istiyorlar Lübnan’a giden Türk birli¤i, güvenilir kabul edilen bölgelere de¤il, ‹srail’in hava sald›r›lar›n›n hedefi olan Sur kentinin Eflfladiye kasabas›na konuflland›. Hemen ard›ndan Afganistan’daki NATO gücünün Baflkomutan› ABD’li Orgeneral Jones Türkiye’den Kabil d›fl›nda savaflacak asker istedi. Büyükan›t’›n olumsuz yan›t› geçi-
ci bir fren oluflturdu ama bu tavr›n karfl›s›na “sosyal demokrat” Hikmet Çetin dikildi. Afganistan’da emperyalistler için ölecek “kiral›k katil” aray›fl› Kas›m ay›ndaki NATO zirvesinin de ana gündemi olacak. “Kodu mu oturtan paflalar›” cephede görme iste¤i hem içerde hem d›flarda giderek daha yüksek sesle duyurulacak.
hoflnutsuz etmifl görünüyor. Ertu¤rul Özkök, Tayyip Erdo¤an’›n ABD ziyareti sonras› Büyükan›t’›n Ekim ay›nda ABD’ye gidece¤ini ve diplomatik teamüller zorlanarak burada askerler d›fl›nda ABD Baflkan Yard›mc›s› Dick Chaney ile görüflece¤ini yazm›flt›. Bu yaz› hiçbir Genelkurmay yetkilisi taraf›ndan tekzip edilmedi. Ancak randevu da bir türlü gelmedi. Son olarak da Büyükan›t’›n ABD ziyaretinin fiubat ay›na al›nd›¤› ö¤renildi. Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerinden hemen önce gerçekleflen ABD ziyaretlerinin, iç politik mücadelede bu ülkenin deste¤ini almay› hedefleyece¤i kesin. Ancak kesin olan bir fley de ABD’nin oldukça “zorlu” talepleri oldu¤u ve kolay kolay “randevu vermedi¤i”. Nitekim Baflbakan Erdo¤an aylarca Bush’tan randevu beklemifl ancak Lübnan’a asker gönderme karar›n› aç›klad›ktan sonra randevuyu koparabilmiflti. Bu dönem gerçekleflecek ve gerçekleflemeyecek her ABD ziyareti iç siyaseti de do¤rudan etkileyecek. Yaflar Büyükan›t’›n Ekim ay›ndaki ABD ziyaretinin bir anda fiubat’a al›nmas› da “ABD’den askerlere Tayyip Erdo¤an tarifesi mi?” sorular›n›n ortaya at›lmas›na neden oluyor.
Bizimkisi bir merak... Umar KARATEPE umar@sendika.org
A
B ilerleme raporu 8 Kas›m’da aç›klanacak. Bir dakika ama; yaz›y› okumay› b›rakmay›n hemen. Biliyorum bir AB “geyi¤i” dinlemeye haliniz yok. Ama hat›rlay›n daha yaln›zca 2 y›l önce, 17 Aral›k’ta Türkiye’de bayram havas› esiyordu; flimdi bu havan›n yerinde yeller esiyor. Herhalde bu kadar k›sa sürede sukuta u¤rayan bir baflka “büyük hayal” yoktur. 8 Kas›m’da sert elefltirilerle dolu bir “ilerleme raporu”nun yay›nlanaca¤› belli. Bu elefltirilerin ard›ndan gelecek “müeyyide”nin ne olaca¤› ise belli de¤il. Sert bir uyar› da olabilir bu, müzakerelerin ask›ya al›nmas› da. Ama AB ile Türkiye aras›ndaki bu kriz de aç›kças› kimsenin umurunda de¤il art›k. “Niçin böyle oldu” sorusunun üzerinde konuflmaya deymez mi? Bence de¤er. Hayalleri y›kan fleyler birkaç kalemde s›ralanabilir: “Serbest dolafl›m” beklentisi zaten daha ilk anda k›r›lm›flt›. Son olarak Bulgaristan ve Romanya’ya konulan dolafl›m k›s›tlamas›yla birlikte, Türkiye’nin üyeli¤inin serbest dolafl›m› içermeyece¤i kesinleflti. Avrupa’da çal›fl›p, ücretini Euro üzerinden almay› art›k kimse beklemiyor. Türkiye için AB üyeli¤inin “bir zenginler kulübüne üyelik” olmad›¤› da iyice ortaya ç›kt›. AB’ye kat›l›m› süreci, flu ana kadar bir zenginleflme getirmedi. Ama baflta fleker sanayii olmak üzere bir çok temel ekonomik alanda y›k›c› kararlar AB sürecinin “kolaylaflt›r›c›l›¤›nda” al›n›yor. Sürecin Türkiye’deki demokratik haklar› geniflletece¤i beklentisinin de karfl›l›¤› olmad›¤› anlafl›ld›. AB, “az›nl›k haklar›”nda hassas. Ama s›ra çok daha genifl y›¤›nlar› ilgilendiren temel demokratik haklara geldi¤inde kay›ts›z. Belli ki Kopenhag kriterlerinin de kendi aras›nda bir “önem s›ras›” var ve bu her ülke için ayr› ayr› belirleniyor. AB’den “demokrasi” bekleyen “ma¤durlar”›n ço¤u, iflçiler, ö¤renciler, tutuklu ve hükümlüler ve hatta Kürtler, bu öncelik s›ralamas›nda yerlerinin olmad›¤›n› anlad›. Ama sorun yaln›zca Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde beklediklerini bulamamas›yla da ilgili de¤il. AB’nin hayallerdeki AB olmaktan ç›kt›¤› da art›k daha çok görülüyor. “Bir uygarl›k projesi”, “refah adac›¤›”, “demokrasi oca¤›” olarak nitelendirilen AB’nin “geniflledikçe” yüzü de¤ifliyor. Geniflleme süreci, AB uygarl›¤›, refah› ve demokrasisinin “sürekli toprak kaybetti¤i” bir tarzda yaflan›yor. Fransa’daki banliyö isyanlar›, Avrupa’n›n her yan›nda yükselen islamofobik hareketler, ABD ve ‹srail’in Ortado¤u’daki ahlak d›fl› sald›rganl›¤›n›n Avrupa taraf›ndan sinik bir tarzda desteklenmesi, ç›kart›lan göçmen yasalar› ve “yabanc›lar›” d›fllay›c› kurallar “Avrupa uygarl›¤›”n›n “kalitesi” hakk›ndaki sorular› art›r›yor. AB ülkelerinde sürekli artan yoksulluk ve geniflleme sürecindeki ülkeler üzerindeki yoksullaflt›r›c› bask›lar; sosyal güvenlik sistemlerinin sürekli erozyonu, Almanya’daki Hartz IV’ün bir salg›n gibi tüm k›taya yay›lmaya bafllamas›; güvencesiz istihdam biçimlerinin patlamas›, “refah adas›”n›n bir yoksulluk denizinin dibine do¤ru göçmekte oldu¤u hissini yarat›yor. Geniflleme sürecinde AB’nin “demokrasi ihraç edece¤ini” bekleyenler de hayal k›r›kl›¤› içinde. Sadece Türkiye’de de¤il, Do¤u Avrupa ülkelerinde de AB’nin siyasi sürece etkisi demokrasiyi geniflletme yönünde de¤il. AB’nin bu bak›mdan olumlu hiçbir katk›s› yok. Ama mesela Bulgaristan’da ve son olarak da Macaristan’da görüldü¤ü gibi, AB süreci, faflist güçlerin geliflmesinin önünü aç›yor; hatta neo-liberal olmayan sosyal-demokrat partilerin iktidarlar›na karfl›, t›pk› ABD’nin Ukrayna, Gürcistan ve di¤erlerinde yapt›¤› gibi “renkli devrim”ler tezgahlamaya bile çal›fl›yor. AB bu tezgahlar›n› iflletmek için yukarda sözünü etti¤imiz faflistlerle iflbirli¤i yapmaktan kaç›nm›yor. AB’ye üyelik sürecinin “halk içinde yaratt›¤› heyecan” bitti. Türkiye’nin AB’ye üyeli¤i sürecinin emperyalist bir geniflleme süreci oldu¤u iddias›nda bulunan ve emperyalizmin demokrasi ve refaha vesile olamayaca¤›n› ileri süren devrimciler hakl› ç›kt›lar. Ama sosyalist düflüncenin tarihsel deneyiminden süzerek vard›¤› bu sonucu benimsemeyen, AB’ye üyelik sürecinin Türkiye’de demokratik devrimin tamamlanmas› demek oldu¤unu ileri süren baz› “eski” sosyalist arkadafllar›m›z da olmufltu. Kimileri bu görüfllerini Türkiye’de faflizmin de, demokrasinin de emperyalistler taraf›ndan yukardan afla¤› infla edildi¤ini ileri sürerek teorilefltirmeye de kalk›flm›flt›. Bir özelefltiri yap›p yapmayacaklar›n› do¤rusu merak ediyoruz.
2 Kasım 15 Kasım
4 GÜNDEM KÜRT SORUNU
GER‹C‹LER BOfi DURMADI
"Oruç" Sald›r›s›
Çal›flan› aç b›rakt›lar
Soruflturmaya Valilik engeli
19 ARALIK KATL‹AMI
ANKARA EMEK ÖRGÜTLER‹:
Özgür Yurttafl Giriflimi, “Abdullah Öcalan'›, Kürdistan'da siyasi irade olarak görüyor ve kabul ediyorum"konulu imza kampanyas›n›n sonuçlar›n› 20 Ekim’de Ankara’da aç›klad›. Aç›klamada, 3 milyon 243 bin imza toplan›ld›¤› belirtildi. Ayr›ca imzalar› iletmek için TBMM ve Baflbakanl›k’tan randevu taleplerinin sonuçsuz kald›¤› aç›kland›.
Haber-Sen Ankara fiubesi Örgütlenme Sekreteri Fatih Ero¤lu, oruç tutmad›¤› gerekçesiyle Ankara’n›n Ulus semtindeki Anafartalar Caddesi’nde yard›m istedi¤i polislerin gözleri önünde gerici yobazlar›n sald›r›s›na u¤rad›. 19 Ekim günü saat 11‘de gerçekleflen sald›r›da yaralanan Ero¤lu için ertesi gün emek örgütlerince bir bas›n aç›klamas› yap›larak sald›r› protesto edildi.
Baflkanlar› AKP'li olan ve yemekhanesi bulunan belediyelerin ço¤unda ramazan ay›nda yemek ç›kmad›. Baz› belediyelerin mutfa¤›nda ise ö¤le yeme¤i ç›kar›lmad›, iftar çad›rlar› için yemek yap›ld›. Türkiye genelinde 59 ilde AKP'li belediyelerden 28'inin yemekhanesi, talep olmad›¤› ya da tadilat gibi gerekçelerle kapal› kald›. Ayn› uygulama MHP’li belediyelerce de hayata geçirildi.
19 Aral›k 2000’de Bayrampafla Cezaevi'nde 12 devrimci tutsa¤›n ölümüyle sonuçlanan devlet operasyonu davas›nda, ‹stanbul Valili¤i, katliama kat›lan jandarmalar hakk›nda soruflturma yürütülmesine üçüncü kez izin vermedi. Tutuklular›n flikayeti üzerine görevli jandarmalar hakk›nda "adam öldürmek", "iflkence yapmak" ve "kötü muamele" suçlar›ndan soruflturma bafllat›lm›flt›.
19 Ekim Sal› günü 12.30'da Sakarya Caddesi'nde KESK Ankara fiubeler Platformu, TMMOB, D‹SK Bölge, BES, ‹HD Ankara, 78'liler Vakf›, Yap› Yol Sen, SES Genel Merkezleri ve ESP taraf›ndan düzenlenen eylemle Terörle Mücadele Yasas›’n›n geri çekilmesi istendi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, sald›r› ve tutuklamalarla karfl› karfl›ya kalan ESP’nin bürosu ziyaret edildi.
Öcalan için 3 milyon imza
AKP’DEN ORUÇ BASKISI
2006
TMY kald›r›ls›n
Polis mahmur, katiller seri, yalanc›lar daha seri Polisin katiller karfl›s›nda basireti ba¤land› ancak medya gerici tahrikler için yalan üretme konusunda tüm yeteneklerini gösterdi
SER‹ KAT‹LLERDE IRKÇI ÇOK “Can›m›z s›k›l›yordu, gidip komünist vural›m dedik; yoldan geçen birini çevirdik vurduk. Birkaç gün sonra komünist oldu¤unu sand›¤›m›z birini b›çaklayarak öldürdük, sonra kahveye gittik.” 16 yafl›nda 10 kadar cinayet iflleyen Veli Can Oduncu adl› faflist genç, cinayetlerini böyle anlat›yordu. Gö¤üslerinde kollar›nda üç hilal, bozkurt dövmeleri tafl›yan, esrar ve di¤er uyuflturucular› kullanan otoyol katilleri de “canlar› s›k›ld›¤› için”, “canlar›n› s›kt›¤› için”, “öyle istedikleri
için” öldürdüler 7 kifliyi. ABD ve di¤er bat› ülkelerinde seri cinayetler iflleyen gençlerin dikkat çeken bir bölümünün ›rkç›-faflist e¤ilimler tafl›d›¤› ve cinayetlerini bu e¤ilimlerinin bir d›flavurumu olarak gerçeklefltirdikleri biliniyor. Elbette bu katillerin hepsi psikopat, hastal›kl› tipler; ama “psikopat-katil” tipinin ayn› zamanda s›kl›kla “›rkç›-faflist” de olmas› bir tesadüf de¤il. Irkç›-faflist zihniyet dünyas› cinayet ifllemeyi bir kendini “ifade biçimi” olarak sunuyor.
Birinin gö¤sünde üç hilal dövmesi, di¤eri ‹mam Hatip mezunu milliyetçi-mukaddesatç› iki seri katil bir haftada 1944 km’lik bir güzergahta geze toza 7 kifliyi öldürdü. Devrimcilerin pefline düfltü¤ünde 1 saat içinde bütün ülkeyi gözalt›na alabilen “Türk Polisi”, gasp edilmifl bir araban›n içinde Türkiye’yi boydan boya kateden uyuflturucu ve silah yüklü katilleri, (“dumanalt›” oldu¤u için mi bilinmez) bir hafta boyunca yakalayamad›. Katiller ancak efle¤in kula¤›na su kaç›r›p Jandarma ‹stihbarat’›n arac›n› gasp etmeye kalk›fl›nca yaka-
Kaz gelecek yerden tavu¤u esirgemiyorlar Üç Baflbakan yard›mc›s›n›n ve ‹çiflleri Bakan›’n›n AKP Yozgat Milletvekili ‹lyas Arslan’›n cenazesinde, yurtd›fl›ndaki binlerce gurbetçiyi doland›rd›¤› gerekçesiyle Interpol taraf›ndan aranan Yimpafl (Yozgat ‹htiyaç Malzemeleri Pazarlama A.fi.) Yönetim Kurulu Baflkan› Dursun Uyar ile yanyana saf tuttmas›yla ilgili tart›fl›lmalar devam ediyor. Olay›n bas›nda infial yaratmas›ndan birkaç gün sonra ise Yozgat Valisi, Belediye Baflkan›, ‹l Jandarma Komutan›, Emniyet Müdürü ve AKP’liler Belediye’de
Uyar ile bayramlaflt›lar. Uyar’›n 1999’da af kapsam›nda ertelenen davas›n›n, ayn› suçtan bir kez daha yarg›lanmas›na ra¤men yeniden aç›lmad›¤›n›n ortaya ç›kmas›, koruma kalkan›nda yarg›n›n da bulundu¤u yorumlar›n›n yap›lmas›na neden oldu ve gözler Uyar’›n hemflerisi, Yozgat Milletvekili Adalet Bakan› Cemil Çiçek’e çevrildi. Alman Die Welt gazetesi ise bu koruman›n nedenini aç›klad›:Yimpafl’›n Almanya’da toplad›¤› para 2002 genel seçimi öncesinde AKP’ye aktar›lm›flt›.
Tecrit a¤›rlafl›yor, direnifl sürüyor Avukat Behiç Aflç›’n›n tecrite karfl› bafllatt›¤› açl›k grevi 7. ay›na girerken TAYAD üyesi yaklafl›k 30 kifli 24 Ekim Sal› günü, F.S. Mehmet Köprüsü’nü trafi¤e kapatt›. "F tipi hapishanelerde tecrite son" yaz›l› pankart› köprüye asan eylemcilerden 20’si gözalt›na al›nd›. TAYAD’l› aileler 1 Kas›m günü de Ankara’dayd›lar.
Bu arada Sincan Kad›n Hapishanesi'nde kad›n mahpuslar da sald›r›lara karfl› açl›k grevi bafllatt›lar. Hapishanede kad›n mahpuslar ç›r›lç›plak soyularak zorla aran›yor, tek kiflilik hücrelerde tutuluyor. Mahpuslara koridordan yüksek sesle müzik dinletilirken, kantinsa¤l›k ve benzeri ihtiyaçlar keyfi olarak karfl›lanm›yor.
Felaket geliyorum diyor AKP rant derdinde
Manyas’ta 20 Ekim’de gerçekleflen ve ‹stanbul’da da hissedilen depremin ard›ndan, “beklenen ‹stanbul depremi” tart›flmalar› yeniden alevlendi. Uzmanlara göre 2007 y›l›nda büyük bir deprem yaflanabilir ve 17 A¤ustos’tan daha y›k›c› olabilir. Türkiye Jeofizik Kurumunun erken uyar› sistemi kurma önerisini yan›tlamayan ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan› Kadir Topbafl, "Depremden korunman›n en iyi yolu 'Kentsel Dönüflüm
lanabildiler. Sermaye bas›n› seri cinayetleri gerici tahrikleri için f›rsat olarak de¤erlendirdi. Üç yalan ›srarla öne ç›kar›ld›. Birinci yalan, katillerden Mehmet Karahasan’›n “afla serbest b›rak›lm›fl bir eski katil” oldu¤uydu. Oysa Karahasan gerçekten de “eski bir katildi” ama “namus cinayeti” iflledi¤i mazeretiyle 28 ay gibi az bir süre hapiste yat›p aftan iki y›l önce ç›km›flt›. Bas›n “namus cinayeti”ni gizledi; af yalan›n› uydurdu. ‹kinci yalan “baronun atad›¤› avukatlar›n katilleri savunmay› reddettikleri” habe-
Seri katiller üzerinden affa ve savunma hakk›na karfl› bir kampanya örgütlendi. Gericilikte h›z›n› alamayan medya idam cezas›n› yeniden gündeme sokmak için bu cinayetleri kulland›. Oysa katillerin, onlar›n yaratt›¤› ve kahraman yapt›¤› dizi film kahramanlar›ndan esinlendi¤i apaç›k ortadayd›
riydi. Avukatlar haberi yalanlad›lar; baronun verdi¤i görevi de¤il, san›klar›n özel avukatl›k teklifini kabul etmediklerini aç›klad›lar. Buna ra¤men baz› gazetelerin bu yalan haberi vermeyi sürdürdü¤ü görüldü. Bu yalan›n amac›, baz› suçlar için savunma hakk›n›n olmad›¤› fikrini yaymakt›.
Üçüncü gerici yalan ise Vatan gazetesi ve Kanal D’den geldi. Vatan gazetesi, manfletinde, “Amerika’da olsa do¤ru gaz odas›” diye yazd›. Oysa ABD’de ölüm cezas› hukuken 50 eyaletin 38’inde bulunmas›na karfl›n pratikte yaln›zca 10 kadar eyalette uygulan›yor. Bunlar›n hepsi de geçmiflinde ›rkç›l›¤›n ve
linç kültürünün önemli bir yer tuttu¤u Güney eyaletleri. Bunlar ayn› zamanda George W. Bush’u baflkan seçen eyaletler. Medya bu yalan›, idam cezas›n›n geri getirilmesini isteyen kitlenin duyarl›l›¤›n› g›d›klamak ve belki de “Türkiye’deki Bush yanl›lar›na yaranmak” için manflete ç›karm›flt›.
Sömürge kapitalizmine Demiryollar›n›n yerine karayollar›n›n infla edilmeye baflland›¤› 1955’ten bugüne dek trafik kazalar›nda 200 bin kifli öldü 5 günlük bayram tatilinde karayollar›nda meydana gelen trafik kazalar›nda 105 kifli yaflam›n› yitirirken 502 kifli de yaraland›. Bu bayramda da kazalar›n sorumlulu¤u sürücülerin cahilli¤ine ve trafik canavar› ad› verilen soyut bir yarat›¤a havale edildi. Emperyalistler taraf›ndan belirlenen ve bir avuç sermaye grubunu zengin etmeyi hedefleyen ulafl›m politikalar› yine tart›flma d›fl› b›rak›ld›. Türkiye'de, 1980 sonras› daha da h›zlanan trafik kazalar›nda her y›l yaklafl›k 7 bin kifli ölüyor. Yani orta büyüklükte bir ilçe topyekun yok oluyor. Ancak bu büyük k›y›m›n arkas›ndaki korkunç karlar gözlerden hep uzak tutuluyor. Türkiye’nin karayolu sevdas› 1950’lerde Demokrat Parti iktidar›n›n ABD destekli politikalar› ile bafllad›. O y›llara kadar demiryollar›n› gelifltirmek temel ulafl›m politikas› iken o tarihten sonra Marshall planlar›n›n koflulu olarak karayollar›na a¤›rl›k verildi. Böylece
Projesi'dir" diyor. ‹nflaat Mühendisleri Odas› ‹stanbul fiubesi ise, 17 A¤ustos depreminin y›ldönümü vesilesi ile yap›lan aç›klamada "‹stanbul'da 'kentsel
hem ABD’li otomotiv tekelleri, hem petrol tekelleri hem de onlar›n yerli acentalar› kazand›. Güvenli¤i düflük ve maliyeti yüksek olan karayolu ulafl›m› flahland›r›l›p, deniz ve demiryollar› yok olmaya terk edilmesi tercihi ile Türkiye’nin genelde tüccar ve toprak a¤as› kökenli para babalar› otomotiv sanayine kapak att›lar. Onlar büyüdü ve bugünün büyük holdingleri oldu ancak 1955’ten 2005 y›l›na trafik kazalar›nda toplam 208 bin 493 kifli hayat›n› kaybetti. Bu rakam Bilecik, Artvin, Gümüflhane gibi illerin nüfusundan daha fazla. Seçim vaadi binlerce kilometre “duble yol” yap-
mak olan AKP hükümeti de ülke kaynaklar›n› daha ucuz, daha çev-
dönüflüm' projelerinde deprem riskinin göz ard› edildi¤ini" vurgulam›flt›. ‹MO ‹stanbul fiube Baflkan› Cemal Gökçe, kentsel dönüflüm çal›flmalar›-
re dostu ve daha güvenli ulafl›m araçlar›na harcamamakta kararl›. Aksine özellefltirme ve istihdam politikalar›yla demiryollar›n› çökerten AKP döneminde, ard› ard›na meydana gelen tren kazalar›, bu ulafl›m biçiminin iyice gözden düflürülmesi için kullan›ld›. AKP Demokrat Parti’nin demiryolu d ü fl m a n › karayolu sevdal›s› politikalar›n› sürdürürken bayram tatilinde 105 kifli daha aram›zdan ayr›ld›.
n›n "daha çok bir rant projesi kapsam›nda olduklar›n›n alt›n› çizmiflti. ‹MO, hükümetin önlem almak yerine, yerli yabanc› inflaat flirketlerini teflvik etmek için deprem riski yokmufl gibi davrand›¤›n› belirtiyor. Ba¤›ra ba¤›ra gelen felaket karfl›s›nda AKP hükümetinin ve AKP’li belediyelerin, “rant amaçs›z ad›m atmam” fleklindeki tavr›, kaç›n›lmaz depremin kaç›n›lmaz bir felaket olarak yaflanmas›na yol açacak.
Çevreye a¤›r tahrisatlar veren ve yüksek maliyetli olan karayolu tafl›mac›l›¤› birilerine servetler kazand›r›rken insanlar›m›z ölmeye devam ediyor
ABD’yi sevmemek için çok nedenimiz var. Hatta bu nedenler o kadar çok ki; cinayetlerini, yalanlar›n›, iflkencelerini, ikiyüzlülüklerini tek tek sayam›yor, astronomik rakamlarla ifade edip geçiyoruz. Oysa rakamlar ve kavramlar ayr›nt›da sakl› baz› gerçekleri hat›rlatmaya yetmiyor. Gazetemizin bu yeni köflesini, iflte bu ayr›nt›lara ay›raca¤›z. Son y›llarda Çukurova’dan gelen karpuzun, narenciyenin tad› bir tuhaf. ABD’nin suçu ne, demeyin. ABD nükleer silah ve enerji üretiminde a盤a ç›kan ve “seyreltilmifl uranyum” diye bilinen radyoaktif at›klar›n›, silah sanayine bedava veriyor ve bu at›klar bomba, mermi ve tank z›rh› yap›m›nda kullan›l›yor. Bu silahlar kullan›l›nca uranyumun yar›s› hava, su ve toprak yoluyla kilometrelerce karelik alana yay›l›yor. ABD sadece Irak iflgalinde 2200 ton seyreltilmifl uranyumlu silah kulland›. Bu silahlar›n hurdaya ç›kanlar› Türk hurda flirketlerince kamyonlarla ‹skenderun’a tafl›nd›. Hurdadaki radyoaktivite tar›m alanlar›n›, özellikle de sulu oldu¤u için radyoaktiviteyi kolayca biriktiren karpuzu, narenciyeyi zehirliyor. Manavdan ald›¤›n›z karpuz ve narenciyedeki ABD pisli¤i, flimdiye kadar 10 binin üstünde ABD askerini öldürdü, 175 binini sakat b›rakt›; Irakl› kurbanlar›n say›s›n›n yüz binleri buldu¤u tahmin ediliyor. Türkiyeli kurbanlar›n ço¤uysa karpuzdaki ABD tehdidinin fark›nda de¤il.
2 Kasım 15 Kasım
2006
EMEK 5
Asgari ücret prangas› yolda Ocak 2007’den itibaren uygulanacak asgari ücretin saptanmas› için ilk toplant› Kas›m ay›nda yap›lacak. 380 YTL ücretle yaflaman›n dahi olanakl› olmad›¤› bilinirken, büyük bir utanmazl›kla, tart›flmalar bu ücrette yap›lacak %5-10’luk iyilefltirmeler üzerinden dönecek. Asgari ücret, yaln›zca “vas›fs›z” iflçilerin ücret seviyesini belirlemiyor. Çünkü ülkemizdeki 16 milyon ücretli çal›flan›n yaln›zca 4 milyonu asgari ücretin üzerinde ücret al›yor. Geri kalan 12 milyon emekçi asgari ücret ve alt›nda ücret al›yor. Örgütlü iflçiler ve memurlar›n ücretleri de asgari ücretin bask›s› alt›nda flekilleniyor. Geçti¤imiz y›llarda, Sa¤l›k Bakanl›¤›’na “sözleflmeli” olarak al›nacak doktorlar›n ücret-
leri dahi “asgari ücretin 2.5 kat›” olarak belirlenmiflti. Yani ülkemizde en vas›fl› emek dahi art›k asgari ücrete ba¤l›. Bu nedenle asgari ücrete dair görüflmeler en az toplu sözleflmeler ve toplu görüflmeler kadar önemli. Oysa kendilerine “sendikay›m” deyip “Asgari Ücret Tespit Komisyonu”na kat›lan iflçi sendikalar›, her y›l bu komisyonlarda meddahl›k yap›yorlar. Kamu çal›flanlar› sendikalar› ise asgari ücreti kendi sorunlar› olarak bile görmüyorlar. ‹flçi sendikalar›, “asgari ücretin nas›l saptanmas› gerekti¤i” konusunda televizyonlara ç›k›p “uzman görüflleri”ni ince hesaplar yaparak anlat›yorlar. Türk-‹fl Genel Baflkan›, bu y›l yapt›¤› aç›klamada, “asgari ücretlerin en
ÜCRET EN ÇOK B‹ZDE DÜfiTÜ Avrupa’da geçti¤imiz 6 y›lda iflgücü maliyetlerinin en çok düfltü¤ü ülke %12,6 ile Türkiye oldu. Romanya, Litvanya ve Polonya’da ücretler, bizden daha az düfltü. 1992-2006 aras›nda Türkiye’de iflçilerin
düflük memur ücretine göre” ayarlanmas›n› istedi. Hak-‹fl Genel Baflkan› ise “asgari ücretin geçti¤imiz 10 y›ldaki ekonomik büyüme oran› olan %35 seviyesine yaklaflt›r›lmas›n›” istedi. Her ikisi de asgari ücretin bugünkü utanç verici durumuna, karar sürecinde sermaye taraf›n›n belirleyicili¤inin neden oldu¤unu ileri sürdüler. Ama flu ana kadar hiç birisi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çekilmekten ve asgari ücretle çal›flan 12 milyon iflçiyi insanca yaflama hakk›n› savunmak üzere soka¤a davet etmekten söz etmediler. “Emek Platformu” asgari ücretin insanca yaflam seviyesine getirilmesi için tüm ücretlileri eyleme ça¤›rm›yorsa ne için var? Muhalefete gem vurmak için mi?
Zengin ve Yoksul
B
elediye otobüsünde “arka tarafa ilerlemek” için ayakta bekleyenlerdenim. Hemen yan›mda iki genç sürekli bir fleyler konufluyorlar. Yafllar› daha 20 yok. Bir tanesinin üstünden (iflyerine gelen büfeci çocuktan tan›d›¤›m) bir ya¤ kokusu geliyor burnuma. Trafi¤in yavafllad›¤› bir s›rada bir BMW otomobil yan›m›za yanaflt›. Gençlerden biri di¤erini dürterek arabay› gösteriyor. “Ben de olacak ki flu BMW…” “Git lan” diyor öteki “BMW kim, biz kim.” Di¤er elindeki telefonla oynamaya devam ederek “Enayi gibi çal›fl›yoruz, millet ne biçim para kazan›yor.” Yan›m›zdan yavaflça uzaklaflan araban›n arkas›ndan bak›yorlar.
A⁄ZI OLAN KONUfiUYOR Asgari ücret görüflmeleri yaklafl›rken bir “sendikac›”, “biz de iflçiler kadar ücret istiyoruz” diye ortal›¤a f›rlad›. Devlet güdümlü BASK’a ba¤l› “Ba¤›ms›z E¤itimciler Sendikas›”n›n Baflkan› Gürkan Avc›, kamu iflçilerinin ortalama ücretlerinin 1300 YTL oldu¤unu ileri sürerek, kamu çal›flanlar›n›n ücretlerinin iflçi ücretlerine endekslenmesini
gelirleri %29 azald›. Toplam üretim ise geçti¤imiz 10 y›l içinde %35 artt›. Yaln›zca 10 y›ll›k adalet iste¤inin karfl›lanmas› için asgari ücrete %100 zam yap›lmas› gerekiyor. Yoksullar için 12 ayl›k enflasyon oran› %12’yi buldu. Buna karfl›l›k, asgari ücret bu süre içinde yaln›zca % 8.5 artt›. Geçen y›l uluslararas› tekeller Türkiye’deki sendikalar›, fabrikalar›n› Polonya, Romanya ve Bulgaristan’a tafl›makla tehdit etmifllerdi.
istedi. Avc›, kamu iflyerlerinde iflçilerin %70’inin güvencesiz iflçiler oldu¤unu ya bilmiyor, ya da o güvencesiz iflçilerle çevrili bir ayr›cal›kl› memur adac›¤›nda sendikac›l›k oynamaya meraklanm›fl. Asgari ücret rezilli¤ine, “iflçiler yüksek ücret al›yorlar” yaygaras›yla sis perdesi çekmeye çal›flt›¤›na göre ikinci olas›l›k daha güçlü.
Metal iflçileri yalana karfl› öfkeli Arife günü imzalanan sözleflmenin ard›ndan Türk Metal Baflkan› Mustafa Özbek , MESS’in esneklik istedi¤i bütün maddelerde geri ad›m att›¤›n›, buna karfl›l›k %13 oran›nda ücret art›fl› elde edildi¤ini söyledi. MESS fazla mesailerin %75’e indirilmesi, telafi çal›flmas›n›n ve deneme süresinin 4 aya ç›kar›lmas› yönündeki isteklerinden vazgeçmiflti, ama “esneklik” çok
Armutçuk’da madenci huzursuz Hema Kandilli Kömür ‹flletmesi iflçileri ücretlerinin yükseltilmesi ve baz› sosyal haklar› için 20 Eylül’de 3 saat oca¤a girmedi. Eylemi bütün vardiyalar destekledi. Gündüz vardiyas› eylemi bafllat›rken, gece ve akflam vardiyalar› da kuyu bafl›nda topland›. ‹flveren iflçilerle yapt›¤› görüflmelerde, bir ücret art›fl›n›n ancak y›lbafl›nda yap›labilece¤ini ifade etti ve iflbafl› ça¤r›s› yapt›. Tamamiyle örgütsüz bir biçimde bafllat›lan eylemde, iflçilerin temsilcisi dahi yoktu. Bu da¤›n›kl›k, iflçilerin, iflverenin ifl bafl› yapma ça¤r›s›na bir süre sonra
olumlu yan›t vermesine neden oldu. Hattat Holdingin iflletti¤i ocakta, iflçiler yeralt›nda 510-530 YTL, yer üstünde asgari ücret al›yor. Zonguldak’da flimdi yeni bir iflçi kufla¤› var. Örgütlenme ve birlikte mücadele deneyimleri yok. Öne ç›k›p hedef olmaktan ve at›lmaktan korkan iflçiler kendi aralar›nda taleplerini dile getirebiliyor, fakat yetkililer karfl›s›nda ya susuyor veya topluca rasgele sorunlar›n› anlat›yorlar. Bu koflullara karfl› geliflen bu küçük küçük hareketlenmeler, Zonguldak’›n yeni iflçi hareketinin ilk iflaretleri.
daha genifl bir planda uygulamaya sokuldu. MESS ile Türk Metal, iflçileri iki ana gruba böldüler. Birinci grupta a¤›rl›kla Koç gurubunun iflyerleri bulunuyordu. Bu iflyerlerinde iflkolundaki örgütlü iflçilerin yar›s›, 40 bin iflçi çal›fl›yor. Ortalama saat ücretleri 4.15 YTL olan bu iflyerleri için saat ücretlerine 50 ku-
rufl seyyanen zam yap›ld›. Bu iflyerlerinde 5 bin kadar düflük ücretli iflçi bulunuyor. Yani bu iflyerlerinde iflçilerin yaln›zca %10’u %18 zam alm›fl oldu. Saat ücreti 8 YTL olan yüksek ücretli gruba ise %6.5 zam yap›ld›. (%10-21 zam yap›ld›¤› yaland›) Di¤er iflyerlerinde ise
ücretler daha düflük. Bu iflyerlerinde %10 zam yap›ld›. Yani düflük ücretle çal›flan 40 bin iflçinin saat ücretine ortalama 40 kurufl zam yap›ld›. Böylece ihracata yönelik iflyerlerinde ücret farklar› azalt›l›rken, iç piyasaya yönelik, “yan sanayi” durumundaki iflyerleriyle bunlar aras›ndaki ücret makas› aç›ld›. Sözleflmeye ilk tepki Bursa’da Valeo iflçilerinden geldi. Yöneticiler, flubeyi basa-
rak öfkelerini ifade eden içileri iflten att›rmakla tehdit ettiler. Birleflik Metal sendikas›, Türk Metal’in, s›k›fl›k durumda bulunan iflverenleri arife günü oldu bittiyle sözleflme imzalayarak rahatlatt›¤›n›; birçok yap›sal sorunu çözme f›rsat›n› heba etti¤i kan›s›nda. Birleflik Metal, ücret farkl›laflmas›n› azaltacak bir sözleflme çerçevesini elde etmek için flimdi tek bafl›na u¤rafl verecek.
Enka iflçiyi ortada b›rakt› Kazakistan’daki Chevron Oil’in Tengiz petrol bölgesinde çal›flan yüzlerce Türkiyeli iflçi sald›r›ya u¤rad›. 400 kadar sald›rgan›n kesici aletler ve demir çubuklarla yapt›¤› ve saatler süren sald›r›da alt›s› çok a¤›r olmak üzere 132 Türkiyeli iflçi yaraland›. Sald›r›ya u¤rayan iflçiler ENKA-Bechtel ortakl›¤›n›n flantiyesinde çal›fl›yorlard›. Sald›rganlar›n ise ayn› böl-
gede baflka firmalarda çal›flan Kazak iflçiler oldu¤u duyuruldu. Sald›r›n›n son zamanlarda bölgedeki iflçi gruplar› aras›nda beliren ›rkç› gerilimleri k›flk›rtan baflka tafleron flirketler taraf›ndan düzenlendi¤i söyleniyor. Olay sonras›nda Türkiye’ye getirilen iflçiler, bölgede uzun bir süredir geliflen ›rkç› gerginliklerin azalt›lmas› için birbiriyle rekabet halindeki flirketlerin hiçbir fley yapmad›¤›n› bildirdi. Aksine, ENKA dahil bölgedeki tüm flir-
ketler bu gerilimleri iflçileri bölmenin, birbirine karfl› kullanman›n, çeflitli ihale oyunlar›n›n bir parças› olarak kulland›lar. Sald›r› bafllad›¤›nda, Bechtel’in güvenlik görevlileri kaçt›. ENKABechtel yetkilileri ve Türkiye’nin resmi temsilcileri, sald›r›dan çok uzun bir süre sonra yaral›larla ilgilenmeye ve bölgede güvenlik için giriflimlere bafllad›. Sald›r›ya u¤rayan iflçiler, havaalan›nda, kendilerini karfl›layan ENKA yetkililerine sald›rd›lar.
fieker kaderine terkedildi Türkiye fieker Fabrikalar›n›n en ucuz fleker üreten üç fabrikas›, Bor, Ere¤li ve Ilg›n, özellefltirilmek için Türkfleker bünyesinden ç›kar›l›p Sümer Holding’e devredildi Sümer Holding’e devredilen 3 fabrika üzerinde kirli bir oyun oynan›yor. “Örgütleri” sahip ç›kmamas›na karfl›n pancar köylülerinin ve fleker fabrikalar› iflçilerinin yerel huzursuzluklar› karfl›s›nda hükümet tereddüte düflmüfl gibi yapt› ve sonuçta bu üç fabrika, Sümer Holding’in kuca¤›nda kald›. Sonuçlar da hemen ortaya ç›kt›. Devirden bu yana, iflçiler avanslar›n› ve ikramiyelerini dü-
zenli alam›yorlar. Bu fabrikalar›n iflletilebilmesi için gerekli olan günlük kaynak dahi Sümer Holding’in kasas›nda yok. Yani “özellefltirilecek” denilen Türkiye’nin en modern fabrikalar›, özellefltirilemeyince ölüme terk edildi. fieker sanayine vurulan bu darbenin arkas›nda büyük bir y›k›m ve ihanet plan› var. Dünya Bankas›’n›n fleker program› Türkiye’de AB ile bütünleflme sürecine
ba¤l› olarak uygulan›yor. AB flu an tamam› fleker üreticisi olan AB ülkelerinde üretici ülke say›s›n› 6’ya indirmeyi, fleker pancar› ve fleker fiyatlar›n› yar› yar›ya düflürmeyi kararlaflt›rd›. AKP hükümetinin iflletti¤i iflte bu y›k›m plan›. M›s›r niflastas›yla fleker üretimini dayatan Cargill’in orta¤› AKP, 13 milyon insan›n geçim kap›s› olan fleker pancar› tar›m› ve sanayisini planl› olarak y›k›yor.
Hayat›m›z›n her yan› kapitalizmin kültürüyle kuflat›lm›flken çal›flmak, kendisine, topluma, ülkesine, dünyaya faydal› ifller yapmak nas›l övünülecek bir yaflam tarz› olarak kabul görebilir? Evet bizim otobüsteki genç iflçi kardefllerimiz bu duyguyu nas›l hissedebilir? Ve insan›n kendisini bu kadar de¤ersiz hissetti¤i bir zamanda ve mekanda nas›l insan olarak kal›nabilir? Bu kadar büyük bir h›zla gayri insani yarat›klar haline dönüflmemiz bundan m›d›r acaba..? Din bizim için bir kurtulufl olabilir mi? Cuma namaz›nda d›flar›lara taflan kalabal›klar hangimizin yüre¤ine su serpiyor… Camiyi bu dünyada kirlettiklerini y›kamak için bir çamafl›rhane gibi gördüklerini bildi¤imiz halde nas›l içimize su serpilir?.. Ahlak neden önemli, neden otobüsteki genç iflçi kardefllerimizin zenginli¤e imrenmesi rahats›z edici? Çünkü ancak temiz olanlar temiz bir fley yapabilir. Çünkü ancak ar›nm›fl olanlar temizleyebilir. Bu ne demek? Abart›l› bir ahlak edebiyat› yapmak için söylemiyorum bunlar›. Sadece genel bir do¤ruyu yeniden hat›rlatmak için … Samimiyet önemli bir fleydir… Sizin gibi olmayanlar› ikna etmenin en kolay ve güvenilir yoludur samimiyet. Bunun konumuz aç›s›ndan önemi ne? Neredeyse bütün çal›flma hayat› boyunca hiç yemeden bütün asgari ücretli maafl›n› biriktirse ancak sahip olabilece¤i bir arabaya sahip olabilme hayali nas›l bir özentidir veya ak›ld›r. Ak›l, yani bilinç… Evet ahlaktan yola ç›kt›k bilince tak›ld›k. Demek ki ahlaki durufl bilinçle beslenir, bilincin olmad›¤› yerde ahlak nereden alacak g›das›n›… Bilinç ise… Bilinç kapat›lan gözlerimizin aç›lmas›, dumura u¤rat›lan beyinlerimizin özgürleflmesiyle olufluyor. Dünyaya kapat›lan kap›lar›m›z nas›l aç›lacak? Tek bir yolu var, biliyoruz: ‹syan. Bir kez soka¤a ç›kmaya cesaret edebildi mi yoksul bir emekçi, orada görür ezildi¤ini… Çünkü sokaktad›r art›k… Çünkü kaderini de¤ifltirmek için soka¤a ç›kmaktan baflka çaresi kalmam›flt›r… Art›k bilinç kap›lar› aç›lm›flt›r. Art›k BMW onlar için imrenilecek bir zenginlik olarak gözükmez. BMW onun için art›k kendi yoksullu¤unun nedenidir. E¤er bir ülkede bir avuç zengin ve onlardan kat be kat fazla yoksul bir arada yafl›yorsa bir avucun zenginli¤i milyonlarcan›n yoksullu¤undand›r. Bu ne kadar ç›plak ve bir o kadar da çarp›c› bir hakikattir. Bu hakikati anlatmak için romanlar da yaz›lmal›, filmler de çekilmeli, fliirler de okunmal›. Ama inan›n, yere e¤ildi¤inizde almak için tafl›, gözlerinizi BMW’den ay›rmadan, iflte o zaman, ancak o zaman sizin hikayeniz anlat›lmaya bafllanacakt›r.
Limter-‹fl üyeleri kazand› SES sesini yükseltiyor
Pegaz’da ücret direnifli
Bir kararl›l›k destan›: SCT fiinasi Kaya’y› yitirdik
n Limter-‹fl üyesi iflçilerin direnifli kazan›mla sonuçland›. Tuzla’da bulunan Dearsan Tersanesi tafleronu CTSA'da çal›flan Limter-‹fl üyesi 65 iflçi yaklafl›k bir buçuk ayl›k ücretlerinin ödenmemesi üzerine 20 Ekim akflam› direnifle bafllam›flt›. ‹flyeri önünde gece yar›s›na kadar süren direnifl s›ras›nda sendika ile patron temsilcileri aras›nda yap›lan görüflmede iflçilerin alacaklar›n›n 21 Ekim’de ö¤leden sonra ödenece¤i sözünün verilmesi üzerine direnifl sona erdirilmiflti. Limter-‹fl’ten yap›lan aç›klamada iflçilerin alacaklar›n›n tamam›n›n ödendi¤i bildirildi.
n Malatya'da do¤algaz da¤›t›m›n› yapan PEGAZ A.fi’nin tafleron firmas› Peker ‹nflaat’a ba¤l› olarak çal›flan iflçiler, 20 Ekim günü dört ayd›r alamad›klar› ücretleri için eylem yapt›. Önce PEGAZ Genel Müdürlü¤ü önüne gelen iflçiler, paralar›n Peker ‹nflaat’ta oldu¤unun söylenmesiyle bu firman›n flantiyesine gitti. ‹çeri al›nmayan iflçiler kap›lar› k›rarak içeri girdi. ‹flçilerin, “ücretlerimizi alana kadar gitmeyece¤iz” ›srar› karfl›s›nda önce para olmad›¤›n› söyleyen firma yetkilileri daha sonra ücretleri ödeyeceklerini söyledi. Ücretler ödenince iflçiler yeniden ifl bafl› yapt›.
n SCT Or-Turbo, Mersin de Alman tekeli SCT için üretiyor ve üretiminin %60’› Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. 330 iflçisinin çal›flt›¤› SCT’de 15 Mart 2006’da greve ç›k›ld›. Grevden hemen önce 54 iflçi iflten ç›kar›ld›. Ard›ndan lokavt ilan edildi, ama lokavt tutmay›nca kald›rd›lar. ‹flyerinden mal ç›kart›lmas›n› engellemeye çal›flan iflçiler jandarma taraf›ndan yerlerde sürüklendi ama direnifl k›r›lamad›. A¤ustos ay›nda da 153 iflçi grevdeyken iflten at›ld›. ‹flçiler kararl›l›klar›n› 29 A¤ustos’ta Tarsus’tan Mersin’e kadar 22 km. yürüyerek gösterdiler. Grev halen sürüyor.
n SES’in bafllatt›¤› “Her fieyin Bafl› Sa¤l›k, Sa¤l›kta Y›k›m› Durdural›m” kampanyas› sürüyor. SES Genel Baflkan› Köksal Ayd›n kampanyan›n program›n› aç›klad›. Önümüzdeki dönemde SES ve oluflturulan platformlar arac›l›¤›yla ‘Sa¤l›kta Dönüflüm Program›’na karfl› bir imza kampanyas› bafllat›lacak. Ad›yaman ve ‹zmir’de bölge mitingleri yap›lacak. 13 Kas›m’da iki koldan, Edirne ve Van’dan Ankara’ya yürüyüfl bafllat›lacak. 17 Kas›m’da Ankara’da bir miting gerçekleflecek. SES bir yandan da hizmet üretiminden gelen gücünü kullanmaya haz›rlanacak.
n D‹SK T. Maden-‹fl Sendikas› Baflkan vekili ve Birleflik Metal ‹fl Genel Baflkan dan›flmanl›¤› yapm›fl olan fiinasi Kaya 20 Ekim günü yaflam›n› yitirdi. 68 yafl›ndaki Kaya'n›n cenazesi, ‹stanbul'da topra¤a verildi. 50’li y›llarda çal›flt›¤› Demirdöküm fabrikas›nda s›n›f mücadelesine kat›lan Kaya, T. Maden ‹fl’in örgütlenmesinde yer ald›. D‹SK kurucular›ndan olan Kaya, Demirdöküm direnifli, Saraçhane mitingi, 1963 Kavel grevi, 15-16 Haziran direnifli, DGM direnifli, MESS grevleri gibi süreçlerde hep haz›r bulundu.
2 Kasım 15 Kasım
6 K‹BELE
Hamile kalan iflsiz kal›r Kad›nlar, en do¤al özelliklerinden birisi olan do¤urganl›k hakk›nda söz ve karar sahibi de¤iller. Kad›nlara cennetin kap›lar›n› açan annelik, iflyerinin kap›s›n› yüzlerine kapat›yor Latin Amerikal› kad›nlar son günlerde yeni bir sald›r›yla karfl› karfl›ya: Katolik kilisesi birçok ülkede kürtaj›n yasaklanmas› için yayg›n kampanyalara giriflti ve baz› ülkelerde bu hedefine de ulaflt›. fiimdi piyasan›n a¤›r sald›r›lar›yla mücadele eden kad›nlar, bir yandan da laiklik ve kürtaj hakk›n›n yeniden yasallaflmas› için mücadeleyi yükseltiyorlar. Türkiye’de de ayn› günlerde patronlar›n kad›n iflçilerin do¤um izni, krefl hakk› gibi haklar›n› gasp etme örneklerine bir yenisi daha eklendi: Son dönemde tüm çal›flanlar›n çal›flma koflulla-
r›n› a¤›rlaflt›ran ve uçufl emniyeti kurallar›n› ihlal eden Türk Hava Yollar› (THY), 800 hostese hamile kalmalar› halinde iflten ç›kart›lacaklar›n› bildiren bir sözleflme imzalatt›. Sözleflme Dan›fltay taraf›ndan iptal edildi ama piyasan›n kad›n eme¤ine yönelik ayr›mc› yaklafl›m›n›n iyi bir örne¤ini sunuyor. Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan Yard›mc›s› Eylem Atefl havayollar›ndaki kad›n çal›flanlar›n di¤er çal›flan kad›nlar gibi a¤›r sorunlar yaflad›klar›n› anlat›yor. THY, 3 y›l önce ifli hamile kalan kabin memurlar›n› kürtaja zorlayan bask› politikalar›
uygulamaya dek vard›rm›fl, tepkiler üzerine geri ad›m atmak zorunda kalm›fl. Hava yolu flirketleri, “güzel hostes” imaj›n› reklam kampanyalar›nda birinci malzeme olarak kullan›yorlar. Kad›n çal›flanlar›n›n bedenlerini kendi mal varl›klar›n›n parças› gibi gören flirketler, “güzel ve al›ml›” kad›n imaj›n› dayatt›klar› hostesleri ya ifl ya annelik ikilemiyle karfl› karfl›ya b›rak›yorlar. Gerçek görevleri yolcular›n emniyetli biçimde tafl›nmas›n› sa¤lamak olan hosteslerin cinsel meta olarak sunulmas›, tacizin de önünü aç›yor. Bunlarsa sadece havayol-
“Memlekete feminizm laz›msa biz getiririz” Sonunda bu da oldu, her gün bir yenisi ifllenen töre cinayetlerine çözüm bulundu: “Kad›na karfl› fliddet, Mehmetçik’le bitecek”mifl! Örgütlü militarizmin fliddeti bitirme iddias› kargalar› güldürürken, TSK “yaflam hakk›na sayg› duy” afifliyle tarihe geçti
P O R T R E : A Y fi E Y U M L ‹ Y E T E R
Geçen haftan›n töre kurban›, tecavüze u¤ray›p hamile kald›ktan sonra polisin teslim etti¤i a¤abeyi taraf›ndan, do¤umdan 7 gün sonra öldürülen, 15 yafl›ndaki Naile Erdafl’t›. Ayn› günlerde, fliddete u¤rayan kad›nlar için k›l›n› bile k›p›rdatmayan Kad›n ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanl›¤› ile ülkenin en fliddetli kurumu olan Genelkurmay Baflkanl›¤›, muazzam projelerini aç›klad›lar: Erbafl ve erlere “Kad›n›n ‹nsan Haklar› ve Toplumsal Cinsiyet Eflitli¤i” konulu e¤itim çal›flmas›n› bafllatt›lar. Bu kampanyayla töre cinayetlerini bitirece¤ini ilan eden TSK ise dünyan›n, “Yaflama Hakk›na Sayg› Duy” diye afifl basan tek ordusu olarak tarihe geçti. “Bu memlekete feminizm laz›msa onu da biz yapar›z” diyen TSK, kampanya ile vahflilere karfl› uygarl›k savafl› veren modern kurum görüntüsünü biraz daha cilalamay›
amaçl›yor olabilir. Ama baz› gerçekler var ki, kampanyan›n baflar›s›na gölge düflürebilir. Bizden söylemesi: Mesela bilinir ki düflman ilan edilen “öteki”ne karfl› örgütlü fliddet, militarizmin temel ilkesidir. Bütün ordular ayn› ilke üzerinden örgütlenir ve militarist kültür her zaman kad›n› da ötekilefltirir. Militarist e¤itim kad›n düflmanl›¤›n› ve kad›nlar›n afla¤›lanmas›n› teflvik eder. Askerlerin talim flark›lar›na bile yans›yan pornografi, “aç aç” geceleri ve fuhufl, gayri resmi onay verilen tek e¤lence biçimleridir. Kad›n ticareti merkezlerinin karargâhlar›n yan› bafllar›nda genifllemesi ve askerlerin cinsel suçlar›n›n has›r alt› edilmesi rastlant› de¤ildir. Tecavüz her zaman savafl›n temel bir silah›d›r. Subay yetifltiren askeri okullarda e¤itim gören her befl kad›n ö¤renciden birisi tacize u¤rar ve subay ailelerinde kad›na karfl› fliddet, militarist kültürün uzant›s› olarak hayat bulur. Ayfle Yumli Yeter flu anda hapiste... 1970 Bingöl do¤umlu. Çocuklu¤u ‹stanbul Tuzla’n›n yoksul mahallelerinde geçti. Ortaokula kadar okudu; 16 yafl›nda konfeksiyon atölyelerinde ortac› olarak çal›flmaya bafllad›. Kartal Halkevi'nde siyasetle tan›flt›. 1990 sonlar›nda Süleyman Yeter ile birlikte çal›flmaya bafl-
Hep bu cahillik yüzünden!
A
lar›nda de¤il birçok iflkolunda çal›flan kad›nlar›n ortak sorunlar›. Hala grevde olan Antalya Serbest Bölgesi’ndeki Novamed t›bbi gereç fabrikas›ndaki iflveren
de kad›n iflçilerin hamile kalmas›n› s›raya bindirmiflti. Toplum ve din kad›nlara birincil görevlerinin annelik oldu¤unu söylüyor; piyasa kad›n iflçilerin do¤um hak-
lar›n› gaspetmek için f›rsat kolluyor, devlet çocuk bak›m ifllerini özellefltiriyor. Annelik yaln›zca cennetin de¤il, düflük ücretli ifllerle iflsizli¤in de kap›s›n› aç›yor.
K›fl›n bafl belas›: ‹drar yolu iltihab› ‹drar yollar› iltihaplanmalar› en s›k rastlanan enfeksiyon hastal›klar›ndand›r. Kad›nlar›n idrar yollar› daha k›sa oldu¤u için, idrar yolu iltihaplanmas›na erkeklerden daha s›k rastlan›r Kad›nlar›n idrar yollar›n›n daha k›sa olmas› nedeniyle, bakterilerin mesaneye ulaflmas› daha kolayd›r. Bu nedenle kad›nlarda idrar yollar› iltihaplanmalar›n›n görülme oran› daha fazlad›r. Hastal›k tedavi edilmedi¤i takdirde böbreklerde ve mesanede kal›c› hasarlara sebep olabilir. NEDENLER‹: Normalde idrarda bakteri bulunmaz. Bakteriler, üreme organlar› ve anüs bölgesinde bulunurlar. Hijyen (temizlik) kurallar›na uyulmad›¤› takdirde anüs bölgesine yerleflir ve mesaneye ulaflarak idrar yollar› iltihab›na neden olur. Bulaflma cinsel birleflme esnas›nda veya genital temizli¤in az oldu¤u durum-
larda oluflabilir. Uzun süre idrar tutulmas›, tümör gibi idrar›n ak›fl›n› engelleyerek idrar yollar›n› kapatacak hastal›klar da iltihaplanmaya neden olabilir. Menopozda düflük östrojen seviyesi de neden olabilir. BEL‹RT‹LER‹: Sar›mtrak ve kötü kokulu ak›nt›, idrar yaparken yanma ve s›z› kendini gösterebilir. ‹drar yapt›ktan sonra da sürebilir. Enfeksiyona ba¤l› olarak s›k idrara ç›kma ve a¤r› olabilir. A¤r› kas›klara ve makata yay›labilir, bulan›k ve kötü kokulu idrar olabilir. Cinsel iliflki esnas›nda a¤r› hissi oluflabilir.
Hastal›¤›n ilerleyen dönemlerinde bulant›, kusma, atefl, terleme ve yorgunluk hissi kendini gösterebilir. KORUNMA YOLLARI - Tuvaletten sonra önden arkaya do¤ru silinin. - ‹drar›n›z› tutmay›n, mümkün olabildi¤i kadar s›k idrar yap›n. - Bakterilerin at›lmas› için sürekli idrar yap›lmas› gerekir. Bunun için günde iki litre kadar su tüketilmesi önerilir. ‹drar s›klaflaca¤› için bakterilerin at›l›m› kolaylafl›r. - Cinsel iliflkiden sonra
temizli¤e ve idrar at›lmas›na dikkat edilmelidir. Bakteriler nemli ortamda daha kolay üreyebildi¤i için, genital bölgeler nemli b›rak›lmamal›d›r. - Naylonlu ve s›k› iç çamafl›rlar› de¤il, pamuklu ve daha rahat çamafl›rlar› tercih edin. Her gün mutlaka iç çamafl›r›n›z› de¤ifltirin. - Kahve, çay ve alkol gibi içecekler mesaneyi zedeleyebilece¤inden iltihaplanmaya sebep olabilir. Mümkün oldu¤u kadar az tüketilmesi gerekir. ‹drar yollar› iltihaplanmalar› antibiyotikler ile tedavi edilebilir. Cinsel birleflme ile bulaflan enfeksiyonlarda efller mutlaka birlikte tedavi edilmelidir.
Sevgili ars›z ölüm Yoksullu¤un öyküsünü yazan Latife Tekin, Sevgili Ars›z Ölüm’ü de di¤er kitaplar› gibi düflsel ö¤elerle ördü. Huvat, Atiye ve çocuklar›n›n köyden kente uzanan yaflamlar›n› bir Anadolu masal›na dönüfltürerek anlatt›¤› romanda masallar, ve manilerle konuflan anne Atiye’nin sesi roman boyunca, çevresinde olup biten her fleye büyülü bir anlam veren Dirmit k›z›n sesine efllik eder. K›z›n›n fliir yazd›¤› için evden kopmas›ndan korkan Atiye, roman›n sonunda, ölüm döfle¤inde yatarken aile meclisini toplayarak bir karar ald›r›r: “Dirmit’e dama ç›kmak, fliir yazmak yasak edildi... Dirmit hiç ses etmeden karar› dinledi. Burnunu çekip, gözünün yafl›n› sildi. ‘Size
mektup yazabilir miyim, peki?’ dedi. (...) Sonra oturdu¤u yerden kalkt›. Dikifl makinas›n›n bafl›na geçti. Önüne bofl bir ka¤›t çekti. ‘Hepinize birden yaz›yorum, iyi okuyun, ha’ dedi. Sonra ‘Ben y›ld›zlar ve ayla konufltum...’ diye bafllayan ve tam alt› gündüz, yedi gecede biten upuzun bir mektup yazd›. Ka¤›tlar› birbirine ekledi.” Dirmit mektubu ip gibi asar, çivilere takar, bir ucunu da damdan afla¤›ya sark›t›r. Mektubu arayan a¤abeyi dama ç›k›p bakar: “Neden sonra upuzun ak bir fleritin flehrin üstünde dolaflt›¤›n› gördü. Elini gözüne siper edip uzun uzun izledi. Gözleri dolu dolu oldu. Usulca flehre, ‘Benim için bac›m ne yazm›fl?’ diye sordu."
1996 y›l› 1 May›s›n›n hemen ard›ndan tutuklanarak “Eskiflehir tabutlu¤una” gönderildi ve 62 günlük ölüm orucu eyleminden sonra, 14 ayl›k hapislikle tan›flt›. Ayfle’nin cezaevinden ç›kmas›n›n hemen ard›ndan bu kez Süleyman Yeter tutukland›. Ard›ndan daha da zoru geldi: 5 Mart 1999’da gözalt›na al›nan
Yüzy›l geriye! Nikaragua'da kad›nlara t›bbi amaçl› kürtaj izni veren ceza kanunu, 5 Kas›m seçimlerinde kilisenin deste¤ini almak isteyen partiler taraf›ndan de¤ifltirildi. Sandinista Ulusal Kurtulufl Cephesi’n›n de destek verdi¤i bu kararla birlikte bu hakk› yüzy›l önce yasalaflt›ran Nikaragua, bir yüzy›l önceye geri döndü. “Karar› ben veririm” slogan›yla birleflen kad›nlarsa sokaklarda polisle çat›flmaya girerken, meclis üyeleri onlar› “ahlak düflkünleri ve katiller” olarak tan›mlamaktan çekinmiyor. Katolik nikah›n›n mutlakl›¤›n› savunan Kilise, t›bbi kürtajla birlikte boflanma hakk›n›n da kald›r›lmas›n› talep ediyor.
lerin, ö¤rencilerin, kay›p yak›nlar›n›n, iflkence ma¤durlar›n›n eylemlerine, ölüme direnen bir hayat yoldafll›¤›n›n sesini katt›; Süleyman Yeter’in katlinin hesab›n› sordu. Ama Ayfle, yaln›zca bir kay›p yak›n› da de¤ildi. 2002 y›l›nda konfeksiyon iflçilerinin sendikas›n› kurmak için kollar› s›vad›. Tekstil-Sen’i,
va kurmak; çok para kazan›p güzel mobilyalar almak olarak de¤il, küçük yafllarda konfeksiyon atelyelerine t›k›lan k›z çocuklar› ve bütün iflçilerle birlikte daha iyi bir dünya kurmak olarak anlad›. En güzel evlerde bile yaflanmayacak gerçek bir sevgiyi paylaflt›. Ortac› olarak bafllad›¤› mücadeleye flimdi ay-
"Bir kad›n olarak, tüm bu mücadele hayat›mda hiçbir engel tan›mad›m. ‹nanc›m, direncim, güvenim her zaman oldu. Bir özgürlük hayaliydi canl› tutan beni. ‹nsan›n, insanca yaflayabilece¤i günlere, güzel günlere olan inanç." lad›¤› ITT fabrikas›ndaki örgütlenme çabas› sonuç verdi. Üstelik bu kez grev alan› Ayfle ve Süleyman’›n dü¤ün alan› oldu. 1990 sonlar›nda bir grev alan›nda bafllayan; cezaevine, ölüm oruçlar›na ve sonunda ölüme karfl› direnen gerçek bir mücadele ve hayat arkadafll›¤› onlar›nki. ‹lkin Ayfle,
2006
Süleyman Yeter, 7 Mart günü gözalt›nda kaybedildi: "Mücadelenin tüm zorluklar›n› birlikte gö¤üslemeye çal›flt›k. Duygular›m›zdan bir fley kaybetmemifltik. Sevdi¤im, afl›k oldu¤um birini kaybetmifltim." Bu ac› kay›p hayat›nda bir baflka dönüm noktas› oldu; Türkiye’nin dört bir yan›nda kamu emekçilerinin, iflçi-
tekstil iflçilerinin haklar›n› arayan gerçek bir sendika olma yoluna sokmaya bafllad›. Ayfle Yumli Yeter’in öyküsü, 16 yafl›nda okulu b›rak›p ortac› olarak çal›flmaya bafllayan bir iflçi kad›n›n cesareti ve inanc›yla kurdu¤u yeni ve güzel bir hayat›n öyküsü. O, iyi bir hayat› evlenip bafl›n› sokacak bir yu-
d›n bir kad›n, devrimci bir sendikac› olarak devam ediyor. Konfeksiyon atölyelerinde, say›lar› artan ve yafllar› küçülen k›z çocuklar›, çocuk yaflta çal›flmak ve evlenmek zorunda kalmay›p, nefleyle oyunlar oynayacaklar› güzel günleri yaratmak ad›na Ayfle ablalar›n›n aralar›na kat›laca¤› günü bekliyorlar.
dam› ifle yolla, çocuklar› okula. Kahvalt› sofras›n› topla, yataklar.... Neyse bir Seda abla molas› verebiliriz art›k. Seda ablam bugün yine fl›k›r fl›k›r. Bakal›m bugün hangi hastalar› sevindirecek, hangi küsleri bar›flt›racak, hangi suçlular› mahkum edip, hangi düflmüflleri kald›racak? FLAfi, FLAfi, FLAfi, GÖRDÜKLER‹N‹ZE YÜRE⁄‹N‹Z DAYANMAYACAK! 14 YAfiINDAK‹ KIZ ÇOCU⁄U NASIL UYUfiTURUCU BA⁄IMLISI OLUP, KÖTÜ YOLA DÜfiTÜ! AZ SONRA.. Do¤udan göçmüfller daha yeni, Tarlabafl›’nda oturuyorlar. K›z›m›z 14 yafl›nda, 9 kardeflin biri. Kardefllerinden ikisi özürlü. Baba yok: terk etmifl onlar›. Anne okutmam›fl k›z›n›. Cahil kad›n iflte ne olacak! Zaten bafl›m›za ne geldiyse, bu cahil kad›nlardan geldi. Küçük k›z, 12 yafl›nda ka¤›t mendil satarken, bir adam durmufl arabas›yla yan›nda: “K›z›m” demifl, “Sana elbiseler alay›m m›?” Ama k›za elbise almam›fl, k›z› arabas›na alm›fl. Önce tecavüz etmifl, sonra da uyuflturucu vermifl. Zaten bafl›m›za ne geldiyse bu küçük cahil k›zlardan geldi. Son-
ras› malum, haberlerde de ç›kt›yd› geçen gün. “Uyuflturucu verin bana” diye yalvar›yordu ya hani polise. Polisler yurda verdiler k›z›, annesi bakam›yor ya. Sonra k›z yurttan kaçm›fl, Seda abla da annesini programa ça¤›rm›fl. Bak bak Seda’n›n gözleri nas›l doldu, kad›n›n yüre¤i yufka can›m! Tüm annelere örnek olsun, k›z çocuklar›na adam gibi sahip ç›ks›nlar diye ne ö¤ütler veriyor kad›na. DA, B‹R DAK‹KA! fiimdi Seda abladan azar üstüne azar ifliten kad›n, bu çocuklar› da al›p, memleketin bir ucundan öbür ucuna, neden gelmifl? Acaba ‹stanbul’u mu merak etmifl? Hadi gelmifl, bu çocuklar› neden okutmay›p da çal›flt›rm›fl? Kay›t ettirseymifl ya bir okula! E¤itim bedava nas›lsa. Hadi okutmam›fl, çal›flt›rm›fl; neden ka¤›t mendil satt›rm›fl yolda, sokakta? 12 yafl›nda k›z ne güzel ortac›l›k yapabilirdi atölyede. Orda da patron tacizi ihtimali var gerçi ama, yapan belli. Akça pakça Seda ablan›n parfüm kokusuyla, ekran ›fl›klar›ndan terleyen esmer kad›n›n ter kokusu birbirine kar›fl›yor. Kad›n ne dese, ne yapsa, bilmedi¤i bu dilde nas›l ifade etse de, k›z›n› gözünden sak›nd›¤›n›, flimdi küçük bir gülümsemesini görebilmek için can›n› verebilece¤ini anlatsa. Ama yok; Seda abla ne dedi: CAH‹LS‹N SEN, HERfiEY SEN‹ TERK EDEN O KOCANIN VE SEN‹N CAH‹LL‹⁄‹N‹N YÜZÜNDEN! Birazdan Seda abla amaann neyse, bu kadar gözyafl› yeter diye oynamaya bafllayacak. Hadi bakal›m bayanlar flu matem havas›n› da¤›tal›m, her koyun kendi baca¤›ndan as›l›r; biraz da oynayal›m: Karn›m›z bugün de doydu, kocam›z bizi terk etmedi, k›z›m›z ba¤›ml› olmad›, halimize flükredelim, bir sonraki insanl›k dram›na kadar zil tak›p göbek atal›m…
Sivas Akp›nar köyü yöresel yeme¤i: Bacakl› Çorba Malzemeler: 500 gram un / 2 yemek kafl›¤› tuz / 2 yumurta / 100 gram yeflil mercimek / 50 gram margarin / 8 bardak su / 1 kuru so¤an / Pul biber ve salça Haz›rlan›fl›: Un, 2 yemek kafl›¤› tuz, 2 yumurta bir kaba koyulup, yeteri kadar suyla mant› hamuru gibi yo¤rulup, hamur yuvarlak hale getirilir. Oklavayla hafif kal›nl›kta yufka olarak aç›l›r. 4 cm uzunlukta kesilir. Unlayarak kesilen fleritleri üst üste koyup ince makarna fleklinde kesilir. Di¤er taraftan yeflil mercimek hafllan›r süzülür.Tencereye ya¤› konulduktan sonra, so¤anlar›m›z ufak k›y›l›r.Ya¤ ile pembelefltikten sonra, pul biber ve salça eklenir. 8 bardak su konur. Su kaynara ç›k›nca, hafllad›¤›m›z mercimekler, kesti¤imiz hamur kaynayan suyun içine at›l›r. Bir yemek kafl›¤› tuz konulduktan sonra, 20 dakika k›s›k ateflte kaynat›l›r. Salata veya turfluyla çoluk çocuk akflam yeme¤i için güzelce servis yap›l›r. Saliha D›flkaya
2 Kasım 15 Kasım
2006
Ankara’n›n Dikmen’i ‹.Melih’i yenmeli Ankara Büyükflehir Belediyesi’nin, Dikmen Vadisi’ne yönelik son karar›, mahalle halk›n›n büyük tepkisine neden oldu. ‹. Melih’in, mücadelede aktif rol oynayanlar› mahalleden atma plan›na karfl› halk karar›n› verdi: “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”
Bar›nma hakk› ve insanca bir yaflam için ‹. Melih Gökçek’in rant projesine karfl› direnen Dikmen Vadisi halk› yeni sald›r›larla karfl› karfl›ya. Vadi halk›n›n kararl› direnifli ile Kentsel Dönüflüm Projesi durma noktas›na gelince, belediye yetkilileri bu sefer de, mücadelede önde gelen vadi sakinlerinden yedisinin evini y›k-
ma karar› ald›. Belediye Encümeni’nin y›k›m karar› ile, söz konusu 7 gecekondunun 15 gün içinde boflalt›lmas›, aksi takdirde polis refakatinde zorla y›k›laca¤› bildiriliyor. Bu hukuksuz ve keyfi y›k›m karar› üzerine ola¤anüstü bir toplant› yapan Vadi halk› yürütmesi ve sokak temsilcileri, acil eylem kararlar›
ald›. Toplant›da al›nan kararla, “Y›k›lmak istenen evler bizim de evimiz” slogan›yla bir dayan›flma kampanyas› bafllat›ld›. Kampanya kapsam›nda Vadi halk› ve kent merkezindeki dost kurumlar›n yöneticileri, ayd›n ve sanatç›lar bu evlere ziyaretler gerçeklefltirecek; y›k›m tarihi yaklaflt›¤›nda ise y›k›lmak istenen evlerde 24 saatlik nöbetler tutulacak; her gece Vadi’de meflaleli yürüyüfller yap›lacak, y›k›m tarihinde ise Vadi’ye barikatlar kurularak y›k›ma karfl› fiili, kararl› bir durufl sergilenecek. Oluflturulacak eylem gruplar› belediye binalar› önünde eylemler gerçeklefltirecek. Konuyla ilgili görüfltü¤ümüz Vadi sakinleri; “Direniflimizde aktif rol üstlenmifl arkadafllar›m›z›n evlerinin y›k›lmak istenmesi, alçakça
bir sald›r›d›r. Her birimiz gerekirse bedenimizi siper edece¤iz, bu evlerin bir tek tu¤las›na dokundurtmayaca¤›z” dediler. Vadide halen 1150 gecekonduda bulunan 3000 insan›n direndi¤ini söyleyen Dikmenliler “Belediyenin dozerleri binlerce insan› çi¤nemeyi göze al›-
yorsa, gelsin y›ks›nlar” diyerek kararl›l›klar›n› dile getirdiler. Vadi halk›n›n hukuki dan›flmanl›¤›n› yürüten Av. Ender Büyükçulha yapt›¤› aç›klamada; ‹.. Melih Gökçek’in rant amac› ve kör inad› yüzünden, Dikmen Vadisi’nin ve bütün Anka-
Dikmen Vadisi sakinleri, aylar süren mücadeleleri sayesinde evlerinde oturmaya devam ediyorlar. Ancak Vadi halk›n›n bu süreçte kazand›¤› tek fley bu de¤il. Dikmen Vadisi art›k bini aflk›n komflunun üç bini aflk›n dostun, yoldafl›n yaflad›¤› bir yerleflim yeri
ra’n›n son derece vahim geliflmelere sürükledi¤ini belirterek “Yaflanacaklar›n sorumlusu, ‹. Melih Gökçek ve onun rant h›rs›na göz yumanlard›r” dedi. Öte yandan mahallelilerle yapt›¤› bir görüflmede, makam›nda halka hakaret eden Emlak ‹stimlak Daire Baflkan› Mehmet Pamuksuz hakk›nda, Vadi halk›n›n yapt›¤› suç duyurusu üzerine dava aç›ld›¤› ö¤renildi. Hakk›nda y›k›m karar› al›nan gecekondu sakinlerinin ayn› zamanda bu ceza soruflturmas›n›n müfltekisi ve tan›¤› olmas›, y›k›m kararlar›n›n keyfi ve siyasi yönünü ortaya koyuyor. Di¤er taraftan vadi halk›n›n direnifline destek veren dernek ve meslek odalar›n›n da dayan›flma amaçl› eylem kararlar› almak için topland›¤› bilgisi ulaflt›.
Dilovas› halk›na sürgün karar› Dilovas›'nda yaflanan çevre katliam› karfl›s›nda kurulan Meclis Komisyonu’nun haz›rlad›¤› raporda halk›n sa¤l›¤› ile ilgili Dilovas›'nda yaflanan çevre katliam› ile ilgili kurulan TBMM Komisyonu’nun haz›rlad›¤› raporda halk›n sa¤l›¤›na dair hiçbir önlem önerisi bulunmazken, sanayicilerin rahat›n›n kaçmamas› için yap›lan öneriler yer al›yor. Konuyla ilgili olarak kurulan Meclis Komisyonu geçti¤imiz hafta araflt›rman›n sonuçlar›n› Meclis’e sundu. Raporda neler var tam olarak bilinmiyor. Ancak Dilovas› Meclis Araflt›rma Komisyonu Baflkan› ve Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, bölgedeki tüm yerleflim alanlar›n›n kald›r›lmas› gerekti¤ini söylemesi vatandafllar›n tepkisine neden oluyor. Dilovas› halk›, milletvekillerinin ve yetkililerin sanayicilerden korktu¤unu ve onlara dokunamad›klar›n› söylüyorlar.
Vatandafllar, “Biz burda yaflamlar›m›z› sürdürüken gelip burnumuzun dibine fabrika yapt›lar. Onlar›n burdan gtimesini istiyoruz” diyorlar. 2005 y›l› verilerine göre, yüzde 44'ü ruhsats›z fabrikalardan oluflan Dilovas› Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikalar›n yüzde 76's›n›n deflarj izinleri bulunmuyor ve bu fabrikalardan yüzde 72'sinin de hava emisyon izinleri yok. Beldenin sa¤l›kta pilot ve afet bölgesi ilan edilmesini istemesine karfl›n, ço¤u kaçak fabrika bacalar› zehir saçmay› sürdürüyor. Dilovas›’nda, sabah özellikle demir-çelik tesislerinin bacalar›ndan filtre edilmeden verilen sar› dumanlar tüm beldeyi kapl›yor ve bölge halk›n›n evlerinin, yaflamlar›n›n üzerine çöküyor.
Sa¤l›k Bakanl›¤› bütçesi Ekim ay›nda bitti çünkü IMF emriyle sa¤l›k harcamalar› k›s›tlan›yor. Bu s›rada hastanelerde kuvöz olmad›¤› için bebek ölüyor. Katili herkes biliyor… Adana'da, do¤duktan sonra 4 saat içerisinde 4 ayr› hastane dolaflt›r›lan bebek, bofl kuvöz bulunamad›¤› için hayat›n› kaybetti. ‹lk çocu¤una hamile olan 25 yafl›ndaki Arzu Serbest, akflam saatlerinde do¤um sanc›lar› bafllay›nca efli Ali Serbest taraf›ndan Adana Çocuk ve Do¤umevi Hastanesi'ne kald›r›ld›. Hastanede bir süre müflahede alt›nda tutulan genç kad›n, daha sonra "Bofl kuvöz yok" denilerek Çukurova Üniversitesi Balcal› Hastanesi'ne sevk edildi. Burada da bofl kuvöz olmamas›na ra¤men Serbest hastaneye kabul edildi. Sezaryenle gerçekleflen do¤umla 8 ayl›k olarak dünyaya gelen erkek bebek, müflahede alt›nda tutulmas› için haz›rlanan ambulansla bofl kuvöz olan bir hastaneye gönderildi.
Bebek, ilk olarak baba Ali Serbest'in refakatinde ambulansla Adana Çocuk ve Do¤umevi Hastanesi'ne götürüldü. Hastane görevlilerinin, "Biz zaten yer olmad›¤› için Balcal› Hastanesi'ne sevk etmifltik" fleklindeki sözleri üzerine bebek, önce Özel Ortado¤u Hastanesi'ne, ard›ndan da Numune Hastanesi'ne götürüldü. Bebek, bu hastanelere de bofl kuvöz olmad›¤› gerekçesiyle kabul edilmedi. Di¤er hastaneleri de telefonla arayan baba, olumsuz cevap al›nca bebe¤ini tekrar Balcal› Hastanesi'ne götürmek zorunda kald›. Burada kuvözdeki bir baflka bebe¤in yan›na konulan Serbest çiftinin bebe¤i, bir süre sonra hayat›n› kaybetti. Bu cinayetin failleri ise hala koltuklar›nda “sa¤l›kta dönüflüm” yap›yor.
PARA YOK, KUVÖZ YOK ÖLÜM VAR
KISA...KISA... Zenginler isteyince oluyor n ‹stanbul Sultanbeyli Mevlana ‹lkö¤retim Okulu'nda varl›kl› ailelerin iste¤i üzerine iki s›n›fta özel e¤itime baflland›. S›n›fa özel bilgisayarlar, projeksiyon makinesi ve klima konuldu, özel s›ra sandalyeleri yap›ld›, kadife perdeler as›ld›, kartonpiyer döflendi. Okuldaki özel s›n›flarda 40’ar ö¤renci okurken, di¤er her s›n›fa 60'ar çocuk düflüyor. Okul Müdürü Harun Yalç›n, s›n›flar› ailelerin iste¤i ile yapt›klar›n› söyledi.
Elektri¤e zam kap›da n Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤›, Türkiye Elektrik Ticaret Afi’nin (TETAfi), TEDAfi’a satt›¤› elektri¤in fiyat›na yapt›¤› yüzde 23,9 zamm›n ard›ndan, Türkiye Elektrik Da¤›t›m A.fi’nin (TEDAfi) maliyetlerinin yüzde 15 artt›¤›n› belirterek, bu maliyet art›fl›n›n tüketiciye yans›t›lmas› gerekti¤ini, aksi takdirde da¤›t›m özellefltirmelerinin zora girece¤ini bildirdi.
Van’da baz› okullar hala aç›lamad› n E¤itim ö¤retim y›n›n bafllam›s›n›n üzerinden iki ay geçti ancak Van'da tadilat› bitirilemeyen iki okulda hala e¤itim yap›lam›yor. E¤itim-Sen Van fiube Baflkan› Özdal Üçer, sorunun Milli E¤itim Bakanl›¤› ile Milli E¤itim Müdürlü¤ü'nün basiretsizli¤inden kaynakland›¤›n› söyledi. E¤itim-Sen flubesinde gazetecilere aç›klamalarda bulunan Üçer, ‹skele Yat›l› ‹lkö¤retim Okulu ile Mustafa Cengiz ‹lkö¤retim Okulu ö¤rencilerinin e¤itimden mahrum b›rak›ld›¤›n› belirtti. Üçer k›fl aylar›nda inflaat çal›flmalar›n›n yap›lmas›n›n do¤ru olmad›¤›n› vurgulad› ve “E¤itim koflullar› kötü olan ilimizde böyle bir uygulaman›n olmas› son derece yanl›flt›r" dedi. Üçer, okullarda yap›lan tadilat›n arkas›nda bir tak›m ç›kar iliflkileri olabilece¤ini, yap›lan›n art niyetli oldu¤unu söyledi. Bir ay boyunca Milli E¤itim Müdürlü¤ü'nden randevu talep ettiklerini, ancak bir türlü yetkililerle görüflemediklerini sözlerine ekleyen Özdal Üçer, sorunun kapat›lmak istendi¤ini kaydetti.
Ambulanss›zl›k ölüm getirdi n Geçti¤imiz ay Diyarbak›r’da inceleme yapan Sa¤l›k Bakan› Recep Akda¤’›n kuca¤›na alarak poz verdi¤i SSPE hastas› Muhammet Ifl›ktafl öldü. Muhammet’in annesi Sa¤l›k Müdürlü¤ü’nden ambulans istemesine ra¤men gönderilmedi¤ini ve hastaneye yetiflemedikleri için o¤lunun yaflam›n› yitirdi¤ini söyledi.
Önce “tehlike yok” dediler, sonra “halk› sürelim”...
Bütçede para bitti bebekler ölüyor
‹NSANCA YAfiAM 7
Dilovas› beldesinde yap›lan ve geçti¤imiz May›s ay›nda sonuçlar› aç›klanan ve TÜB‹TAK Marmara Araflt›rma Merkezi (MAM), Kocaeli Üniversitesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nce yap›lan araflt›rma, bölgedeki kirlilik oran›n›n AB ölçülerinin 30 kat üzerinde oldu¤unu ortaya ç›karm›flt›. Nisan ay›nda beldede incele-
melerde bulunan Meclis Araflt›rma Komisyonu Baflkan› AKP Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ise yapt›klar› çal›flmalar›n ard›ndan Dilovas›'ndaki hava kirlili¤inin ortalaman›n üzerinde oldu¤unu ancak s›n›r de¤erleri aflmad›¤›n› iddia etmiflti. Dilovas›'nda sanayi kurulufllar›n›n yol açt›¤› kirlilik böbrek hastal›klar› ile 'itai-itai' olarak bilinen
kemik hastal›¤›na yol aç›yor. Yap›lan araflt›rmalara göre Dilovas›'nda ölümlerin 32.3'ü kanser nedeniyle gerçeklefliyor. Sa¤l›k Bakanl›¤› Kanserle Savafl Daire Baflkan› Murat Tuncer, hava kirlili¤i ve zehirli at›klar›n etkisiyle bölgede kanserden ölüm oran›n›n kalp ve damar hastal›klar›n›n önüne geçti¤ini belirtmiflti.
‹zmit’te bar›nma hakk› mücadelesi mahalle meclisleriyle geniflliyor Erenler ve Cedit mahallelerinin mücadelesi, halk› yok sayan belediyecilik anlafl›na karfl› alternatifleri mücadele içinde yeflertiyor. Mahalle meclisleri bu alternatiflerin ilk ad›m› Mahalle meclisleri halk›n seçti¤i sokak temsilcilerinden olufluyor ve mücadele sürecini ald›¤› kararlarla belirliyor. Bu meclisin ilk günden beri vurgulad›¤› fley mahallelerinde yap›lacak bu proje için mahalle halk›n›n fikrinin sorulmas› gerekti¤iydi. Meclislerin öncülü¤ünde yap›lan eylemler sonucunda belediyeyle bafllayan para pazarl›klar› geliflerek eve karfl› ev talebine dönüfltü. Erenler ve Cedit mahallele-
rindeki mücadelenin kent kamuoyuna yans›mas›n›n ard›ndan TMMOB ve demokratik kitle örgütlerinin içinde bulundu¤u bir Kentsel Dönüflümü ‹zleme Ko-
misyonu kurulmas› yönünde ad›mlar at›ld›. Bu süreçte Kireçocaklar›'nda yaflayan Roman vatandafllar›n
evlerinin y›k›laca¤› haberinin gelmesi üzerine, Erenler ve Ceditliler, kendi yaflad›klar›n› anlatmak üzere Kireçocaklar›’n› ziyaret etti. Önümüzdeki süreçte Erenler-Cedit halk› ve Kireçocaklar› halk› Kentsel Dönüflüm Projesi'nin rantsal bir projeye dönüflmesine karfl› mücadelelerine birlikte devam etme karar› ald›lar. Kentsel Dönüflüme tepkiler yaln›zca bu mahallelerin de¤il tüm kentin mücadelesi olma yolunda ilerliyor.
Kanser ilac› ödeme listesine geri al›nd› n Maliye Bakanl›¤› sa¤l›k örgütlerinin tepkileri üzerine 2006 Y›l› Tedavi Yard›m›na ‹liflkin Uygulama Tebli¤i'nde yeni de¤ifliklikler yapt›. Bakanl›k, tepkiler üzerine geri ad›m ataarak Neupogen isimli ilac› yeniden bedeli ödenecek ilaçlar listesine ald›. Kanser tedavisinde kullan›lan Neupogen geçti¤imiz y›l 12 Eylül'de yap›lan bir de¤ifliklikle bedeli ödenen ilaçlara iliflkin listeden ç›kar›lm›flt›.
Okullar aç›k aç›k paral› hale geliyor n Ankara’n›n Çankaya ilçesinde bulunan Metin Oktay ‹lkö¤retim Okulu Müdürlü¤ünün velilere gönderdi¤i veli toplant›s› ça¤r› metni e¤itimin devlet okullar›nda paral› hale gelmesine dair belge niteli¤i tafl›yor. Devletin e¤itime ay›rd›¤› bütçeden ödenmesi gereken temizlik, su, elektrik ve yak›t paralar› velilerden almaya çal›fl›l›yor. Okul yönetimi gönderdi¤i toplant› metninde okulun ihtiyaçlar›n› velilerin ödemesini istiyor.
Ankara UKOME ma¤duru n Ankara’da yeni yap›lan kavflaklar nedeniyle trafik ak›fl› yeniden düzenleniliyor, güzergahlar de¤ifliyor, alt ve üst geçitler birbirini izliyor. Trafik çilesi çeken Ankaral›lar yaflananlar karfl›s›nda tepkililer. Ulafl›m ile ilgili Ulafl›m Daire Müdürlü¤ü’nde yap›lan toplant›lara üniversite, sivil toplum ve meslek örgütleri ça¤r›lm›yor.
2 Kasım 15 Kasım
8 DÜNYA
Afganistan’da NATO’nun gücü sivillere yetiyor Afganistan’da Taliban direnifli karfl›s›nda zafiyeti iyiden iyiye a盤a ç›kan NATO’nun sivil katliamlar› büyüyor. Kandehar’da 24 Ekim’de düzenlenen operasyonda ölen 60 kiflinin, ço¤unlu¤u kad›n ve çocuk olan siviller oldu¤u aç›kland›. Oysa NATO bir ay önceki aç›klamas›nda, katliam›n
yafland›¤› Pencvayi bölgesinin direnifl güçlerinden bütünüyle temizlendi¤ini iddia etmiflti. Katliam sonras›nda önce ölenlerin direniflçi oldu¤unu söyleyen, sonra da sivil olduklar›n› kabul edip say›lar› düflük göstermeye çal›flan NATO gücünün inand›r›c›l›¤› tükenmifl durumda.
Katliam›n ard›ndan özür dileyen NATO, hemen üç gün sonra yine 14 sivilin ölümüne yol açt›. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, katliam tart›flmalar› karfl›s›nda “daha genifl bir bak›fl aç›s›na sahip olmam›z gerek, biz demokrasiden yanay›z” diyerek iflgali savundu.
2001’de bafllayan iflgal sonras›nda en kanl› y›l›n› yaflayan ve 3 bini aflk›n kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i Afganistan’da halk›n iflgal gücüne karfl› tepkisi büyüyor. Katliamlar sonras›nda kukla hükümet ve NATO bünyesinde yürütülen soruflturmalar›n da hiçbir anlam› yok, çünkü “sadece
Kutuplaflma h›zlan›rken
özür diliyorlar” ve Afganistanl›lar›n dedi¤i gibi, “özür y›k›lan evleri ölen akrabalar› geri getirmiyor”. Üye ülkelerden istedi¤i askeri deste¤i alamayan NATO, direniflin fliddetlenece¤ini aç›klayan Taliban karfl›s›nda kaybetti¤i savafl›n ac›s›n› masum sivil kan›yla dindirmeye çal›fl›yor.
Günefl ÇEL‹KKOL gunescelikkol@gmail.com
M
Dönülmez Irak’›n bata¤› ABD ve ‹ngiltere, direniflin Irak’a hakim oldu¤unu art›k inkar etmiyor. Bush ilk defa a¤›z de¤ifltirdi ve durumu Vietnam savafl›na benzetti. Irak’ta kalman›n faturas› iflgalciler için giderek kabarsa da, flu an için çekilmenin intihardan baflka bir anlam› yok
Ekim ay›nda ABD’nin Irak’taki kay›plar›n›n son iki y›l›n en üst noktas›na ç›kt›¤› belirtiliyor. Bush’un, kay›plar karfl›s›nda taktik de¤iflikli¤inden bahsetmesi gerçek bir dönüm noktas›na gelindi¤ini ortaya koyuyor. ABD’nin eski BM büyükelçisi Richard Holbrooke’un, Irak politikas›n›n iflas etti¤i ve Irak terk edilemese de kuzeye çekilinmesi gerekti¤i yönündeki makalesi de yenilgi fikrinin yayg›nlaflt›¤›n› gösteriyor. ‹ngiltere’de de yenilgi atmosferi hakim. Komutanlar›n çekilmeyi savunan aç›klamalar›n›n ard›ndan, anketlerde halk›n %60’›n›n Irak’tan asker çekilmesini istedi¤i ortaya ç›kt›. D›fliflleri Bakan› Beckett de Irak’›n iflgalinin bir d›fl politika felaketi oldu¤unu aç›klayarak, hükümetin yaklafl›m›ndaki de¤iflikli¤i a盤a vurdu. ‹flgal gücünün resmi aç›klamalarda söylenenden çok daha a¤›r darbeler ald›¤› yönünde iddialar var. Ba¤dat’›n güneyindeki ABD üssü Falcon, 10 Ekim’de
büyük bir sald›r›ya hedef oldu ve bu kamuoyundan gizlendi. Direniflçilerin internet sitesi El Basrah’›n haberine göre, sald›r›da, 1 milyar dolarl›k cephane havaya uçtu ve üs iki gün boyunca yand›. Çok say›da tank›n da tahrip oldu¤u patlamalarda ölü ve yaral› say›s›n›n toplamda 300’e ulaflt›¤› söyleniyor. H›z kesmeyen
‹flgalciler çekilmeyi tart›fl›yor
Pentagon’a göre 3 y›ll›k iflgal boyunca ölen ABD askerlerinin say›s› ise 2800’ü aflt›. 100 askerin öldü¤ü Ekim 2006 ise son iki y›l›n en a¤›r kay›plar›n›n verildi¤i dönem oldu.
mezhepler aras› çat›flmalarda ise günde ortalama 100 sivil ölüyor. Federalizm yasas›n›n bölünmeyi tetikleyece¤i tart›fl›l›rken, Sünni bölgesindeki bir grup radikal ‹slamc› örgüt, ‹slam devleti ilan etti. fiii-Sünni çat›flma-
lar› ABD’nin hiç istemedi¤i kaotik bir iç savafla dönüflebilir. Irak hükümeti ise, ABD’nin haber vermeden sivil yerleflimlere operasyon düzenlemesinin ard›ndan sert tepkide bulundu. ABD
ve Maliki hükümeti aras›ndaki as›l sorun ABD’nin hükümetten güvenlik sa¤lama görevini üstlenmesini istemesi. Irak’ta kald›kça zarar› büyüyen ancak güvenlik sorununu çözmeden çekilmesi halinde meflruiyetini
bütünüyle yitirece¤ini bilen ABD, güvenli¤in yerel kuvvetlerce sa¤lanmas›n› istiyor. Yerel kuvvetlerinse buna gücünün yetmeyece¤i bir gerçek. Bu koflullarda Maliki hükümetini devirerek yerine diktatoryal bir rejim
getirecek askeri darbe seçenekleri tart›fl›l›yor. Ancak askeri darbenin durumu daha da kötülefltirmeyece¤inin garantisi yok. Özetle; iflgalci yenik, Irak batak ve ufukta kaostan baflka bir fley yok.
Macaristan’da zorlama isyan Baflbakan’›n “yalan söyledik” fleklindeki sözlerinin bas›na s›zd›r›lmas›n›n ard›ndan bafllayan hükümet karfl›t› protestolar SSCB karfl›t› ayaklanman›n y›ldönümünde yeniden alevlendi Baflkent Budapeflte, 23-24 Ekim’de, SSCB karfl›t› 1956 ayaklanmas›n›n y›ldönümü gösterilerinde, afl›r› sa¤c› gruplar›n fliddet eylemlerine sahne oldu. Macaristan Sosyalist Partisi hükümetinin istifas›n› isteyen bin kiflinin polisle çat›flmas› sonucunda 130 gösterici yaraland›, 100’ü de gözalt›na al›nd›. Eylemlerde gamal› haç iflaretleri yer alan bayraklar tafl›yan Nazi sempatizan› gruplar›n öne ç›kmas› dikkat çekti. Afl›r› sa¤›n eylemleri haftalard›r sürüyordu. Protestolar ilk olarak Baflbakan Ferenc Gyurcsany’›n kapal› bir toplant›da sarf etti¤i “son iki y›ld›r halka hep yalan söyledik...” fleklindeki sözlerin bas›na s›zd›r›ld›¤› 17 Eylül’de patlak verdi. Afl›r› sa¤c› FIDESZ (Genç Demokratlar Birli¤i) partisinin ça¤r›s›yla sokaklara dökülen gruplar, hükümet binalar›na sald›rd›. Birkaç bin kifliyle s›n›rl› kalan eylemler, bat› medyas› taraf›ndan sanki Macar halk›n›n büyük ço¤unlu¤unun destekledi¤i
bir demokrasi kavgas›ym›fl gibi abart›larak tüm dünyaya duyuruldu. AB, son eylemlerin ard›ndan, hükümeti göstericilere afl›r› fliddet kullan›ld›¤› iddialar›n› yan›tlamaya ça¤›rd›. “Turuncu devrim” benze-
ri ayaklanmalar› destekleyen bir parlamento karar› bulunan AB’nin tarafs›z olmad›¤› biliniyor. Baflbakan’›n sözlerinin yerel seçimlerden iki hafta önce bas›na s›zmas›; bu sözleri yay›nlayan ve protestolarda bas›lan devlet televizyonunun birkaç ay önce “devrim yapmak isteseydiniz hangi kanal› ele geçirmek isterdiniz?” fleklinde kampanya yürütmesi; dünya medyas›n›n abart›l› ve yanl› yay›nlar›, “yeni bir kadife devrim zorlamas› m›” sorusunu gündeme getiriyor. Neo-liberal çizgideki “sosyalist” hükümet, kadrolar›n “komünist” geçmiflleri nedeniyle yeterince “güvenilir” bulunmuyor ve kimi AB reformlar›n› bütünüyle uygulayam›yor. Örne¤in, hükümet sa¤l›kta özellefltirmeyi savunsa da , geçen y›l toplumsal muhalefet karfl›s›nda geri ad›m atm›fl ve hastaneleri satmaktan vazgeçmiflti. Son geliflmelerin, Macar siyasetini AB’nin dayatmalar› karfl›s›nda zay›flatmaya yarad›¤› aflikar.
Filistin’de uzlaflma aray›fl› ‹srail sald›r›lar› ve ablukas›n›n aylard›r sürdü¤ü Filistin’de, aralar›ndaki gerilimi iç savafl noktas›na kadar t›rmand›ran Hamas ve El Fetih liderlikleri sorunlar›n› çözmek üzere resmi bir anlaflma imzalad›lar. Anlaflma gere¤i, her iki taraf da yasalar çerçevesinde hareket edecek, Filistin’in ulusal liderlerine sayg›l› olacak, karfl›l›kl› k›flk›rt›c› aç›klamalara son verecek. Anlaflma maddelerinin uygulamas›n›n takibi için de bir komite kurulacak. Anlaflma öncesinde yaklafl›k bir ay boyunca süren çat›flmalar karfl›s›nda da örgütlerce uzlaflma ça¤r›lar› yap›lm›fl ancak karfl›l›k bulmam›flt›. Son anlaflma bu anlamda bir ilerlemeyi ifade ediyor. K›smi bir uzlaflma havas› yaratan anlaflman›n kal›c› bir bar›fl sa¤lamas› ise çok zor. Çünkü Hamas hüküme-
Correa’n›n ifli zor
Göçmenlere ABD çiti
Ekvador'da 15 Ekim’de yap›lan baflkanl›k seçimlerinde en yüksek iki oy oran›n› Chavez destekli solcu aday Rafael Correa ve ülkenin en zengin adam› Alvaro Noboa ald›. Say›m sonucu Noboa'n›n %10 önde oldu¤u aç›kland›. 26 Kas›m’daki ikinci tur seçimlerde oylar›n› art›rmas› beklenen Correa'n›n iki önemli engeli var. Sa¤ oylar›n birleflmesi ve di¤er sol yap›lar›n aç›k destek sunmamas›. Kimi sosyalist gruplar ve yerli örgütleri Correa’y› destekleyeceklerini aç›klasalar da, en etkili yerli örgütü CONAIE ba¤›ms›z tavr›n› sürdürüyor. ABD’nin Latin Amerika seçimlerinde sa¤ adaylar›n kazanmas› için gittikçe belirginleflen müdahaleleri ise Correa’n›n önündeki as›l engeli oluflturuyor
ABD Baflkan› Bush, Meksika s›n›r›n›n üçte birini geçifle kapatacak olan duvar inflaat› projesini onaylad›. “Utanç duvar›” olarak da bilinen ve ‹srail’›n ay›rma duvar›n› and›ran projeyle Meksika’dan kaçak iflçi giriflinin engellenmesi düflünülüyor. ABD iflgücünde büyük a¤›rl›¤a sahip olan Latin Amerika kökenli iflçilerin 10-12 milyonu Meksikal› ve bunlar›n yar›s› kaçak statüsünde. ABD hükümeti gerileyen refah koflullar›na karfl› tabanda oluflan tepkiyi göçmen iflçilere yöneltmeye çal›fl›yor. Geçti¤imiz ilkbaharda kaçak göçmenleri s›n›rd›fl› etmeye yönelik bir yasa geçirmek isteyen hükümet Latin Amerika kökenli milyonlarca iflçinin soka¤a dökülmesiyle geri ad›m atm›flt›. Duvar projesi Meksika hükümeti ve toplumsal muhalefetten büyük tepki topluyor.
2006
tine uygulanan abluka sürdü¤ü gibi, ablukay› uygulayan ABD-AB-‹srail cephesinin El Fetih’le iliflkileri de derinlefliyor. D›fl yard›mdan yararlanamayan Hamas hala maafl ödemesi yapam›yor ve hükümet üyelerinin ço¤u ‹srail hapishanelerinde tutuldu¤u için siyasi anlamda da zay›flat›lm›fl durumda. Abbas, bu halde, Hamas hükümetini görevden al›p erken seçime gidebilece¤ini aç›klad›. Hamas’›n Gazze’de silah toplamaya bafllad›¤›n›n aç›klanmas›n›n ard›ndan, “iç savafl kaç›n›lmaz” fleklinde beyanlar› yay›nlanan El Fetih askeri kanad›n›n ABD’li kuvvetlerce e¤itildi¤i ve ABD’nin Abbas’› korumak üzere 11 bin kiflilik bir birlik haz›rlad›¤› yönündeki aç›klamalar ise Filistin’de iç bar›fla dair umutlar› zay›flat›yor.
Venezüella - ABD BM’de kap›flt› BM Güvenlik Konseyi geçici üyeli¤i için yap›lan oylamalar Venezüella-ABD çekiflmesine dönüfltü. K›rk iki turu geride b›rakan oylama ABD karfl›t› söylemini sertlefltiren Venezüella ile ABD’nin aç›k destek sundu¤u Guatemala aras›nda sürüyor. Ancak her iki taraf da gerekli üçte ikilik oy oran›n› yakalayabilmifl de¤il. Guatemala’n›n seçilmesini engelleyerek ABD plan›n› bozduklar›n› belirten Chavez, flimdi de üçüncü bir aday lehine çekilmeyi öneriyor.
ontoneros adl› silahl› peronist örgütün taraftarlar›ndan biri inflaat iflçisiydi. Devlet teröristlerince kaç›r›ld›, iflkence gördü. Bafl›ndan geçenlere dair fazla konuflmam›flt› ilerleyen y›llarda. Neden sonra, soyk›r›m›n alt rütbelilerini af kapsam›nda tutan zorunlu itaat yasas› iptal edilip de yarg›lamalar yeniden bafllad›¤›nda tan›kl›k yapt›. Buenos Aires polis teflkilat›ndan iflkenceci Miguel Etchecolatz soyk›r›m suçundan ömür boyu hapis cezas› ald›, davan›n tan›klar›ndan Jorge Julio Lopez'den ise haber al›nam›yor o günden beri. Demokrasi döneminin ilk kay›p vakas›na tan›k olan Arjantin, yürüyüfl ve mitinglerle tepkisini duyurmaya çal›fl›yor. Plata halicinin karfl› k›y›s›ndaki Uruguay'›n gündemi de o kadar ferahlat›c› say›lmaz do¤rusu. Baflkan Tabare Vazquez, savunma bakan›ndan izin almaks›z›n muhalif siyasetçilerle buluflan kara kuvvetleri komutan› Carlos Diaz'› görevden ald›, on kadar generale de emekliye ayr›lmalar› sinyali gönderdi ama, sular durulmufl de¤il. Akaryak›t fiyatlar›ndaki art›fla karfl› kamyoncular›n bafllatt›¤› grev, fiili'deki Salvador Allende hükümetini deviren 11 Eylül darbesinin koflullar›n› haz›rlayan kamyoncu grevine benzetiliyor pek çoklar› taraf›ndan. ‹flçi sendikalar› konfederasyonu PINCNT, demokrasiye sahip ç›kmak için, kamyoncular›n grevine karfl› bir genel grev örgütledi, güç gösterisi olarak. Haberleri okurken, “acaba flu mazot fiyatlar›n› ayarlayamayan merkez sol hükümet, ekonomik tepkilerden kurtulmak için meseleyi baflka yöne çekerek asl›nda varolmayan bir tehlike mi icat ediyor?” diye akl›mdan geçirmedi¤imi söyleyemem. Ama, en ufak bir ihmali dahi kald›ramayacak bir bafll›ktan söz etti¤imiz de aflikar. Tüm bunlara Bolivya'daki askeri hoflnutsuzluk söylentileri ile Küba ve Venezüella'n›n zaten gerilimli dengelerini de ilave edince, manzara tamamlanm›fl oluyor. ‹yi de tüm bunlar ne anlama geliyor? Arjantin, Ekvador, Bolivya, Venezüella'daki halk ayaklanmalar›n›n ve baz› seçim zaferlerinin egemen s›n›flara geri ad›m att›rd›¤›, siyasal dengeleri çal›flanlardan yana çevirdi¤i ortada. Ama kapitalizm bu kufla¤›n en radikal ülkesi Venezüella'da dahi halen yerli yerinde duruyor ve burjuvazi maddi gücünden fazla fley yitirmifl de¤il. 2005, toplumsal hareketlerin muazzam zaferlerinin sosyalizme prestij kazand›rd›¤› ve egemen s›n›flar› susmak zorunda b›rakt›¤› bir y›l olmufltu. 2006'da sol esas olarak diplomatik ataklar›yla gündeme gelirken Peru'dan bafllayarak sa¤ kesimler bir dizi mevzi kazand›. Önümüzdeki sene, kutuplaflm›fl k›tada tayin edici kopufllara sahne olabilir.
Almanya dünya ile yine savaflmak istiyor n Financial Times’›n, bir strateji belgesine dayand›rd›¤› haberine göre Almanya, ordu yap›s›nda, 1945’ten bu yana ilk kez radikal bir dönüflüm gerçeklefltirecek. Habere göre, Alman ordusu, s›n›rlar›n› koruma fleklinde k›s›tlanm›fl olan görevini, uluslararas› müdahalelerde bulunacak flekilde geniflletiyor. Almanya dünya paylafl›m›nda yer kapmak için iki dünya savafl›na girmifl ve ikisinde de yenilmiflti.
Oaxaca kördü¤ümü aylard›r çözülmüyor n Ö¤retmenler Sendikas›’n›n grevi bitirme karar›na ve sald›r›lara ra¤men, e¤itim grevi ve isyan›n bafl›n› çeken Oaxaca Halk Meclisi APPO, Ulises Ruiz görevden al›nmadan eylemlere son vermeyece¤ini aç›klad›. Valilik ise “operasyon” düzenlenebilece¤ini bildirdi. Aç›klamalar›n ard›ndan barikatlara sald›ran çeteler biri gazeteci, bir ö¤retmen, üç kifliyi öldürdüler. Grevcilerin taleplerini gündemine alan hükümet, politik kriz saptan›rsa Ruiz’in görevden al›naca¤›n› aç›klam›flt›. Ama Senato, hakk›ndaki olumsuz rapora ra¤men Ruiz’i görevden almad›. APPO ise, Ruiz gitmedikçe yeni baflkan Felipe Calderon’un görevi alaca¤› 1 Aral›k’ta bar›flç›l bir isyan bafllat›laca¤›n› aç›klad›.
2 Kasım 15 Kasım
2006
EKONOM‹ 9
Çokuluslu tefeciler cenneti
2007 bütçesi: Vergi, faiz, seçim rüflveti Mustafa SÖNMEZ
www.sendika.org’dan al›nm›flt›r
B
Bankac›l›k sektörü çokuluslu tekellerin eline geçerken, bankalara faiz k›ya¤›n›n yan›na vergi tahsilat› yapma yetkisi gibi f›rsatlar geliyor Bankac›l›k sektörü çok uluslu mali sermayenin tam denetimine geçiyor. Sektörde “yabanc› sermaye”nin a¤›rl›¤›n›n %26 ila %40 aras›nda oldu¤u söyleniyor. Geçti¤imiz günlerde Akbank’›n %20’lik hissesi Citibank’a sat›ld›. Halk Bankas›, Oyakbank ve Alternatif Bank’›n da önümüzdeki aylarda yabanc› bankalara sat›lmas› bekleniyor. Bankac›l›k sektörünün uluslararas› tekellerin tam denetimine girifl sürecinin bafllad›¤› 2001’de sektörde yabanc› sermayenin pay› %4’ler düzeyinde iken, Türkiye’deki sermaye gruplar›n›n kendi flirketlerini fonlamak için kurulan bankalar teker teker
iflas etmeye ve Tasarruf Yunan NBG’ye, fiekerMevduatlar› Sigorta Fonu’na bank’›n ço¤unluk hissesi devredilmeye baflland›. Bu Kazakistan’dan Bank Tubankalar›n borçlar› halk›n ran’a, C Bank ‹srailli Bank ödedi¤i vergilerle kapat›ld› Hapoalim’e, Denizbank ve büyük finans tekellerine Frans›z-Belçika flirketi De“temiz” bir flekilde kelepir xia’ya, D›flbank Fortis’e, fiyat›na teslim edildi. 2001 krizinden sonra ilk olarak Demirbank DB-IMF ve Dervifl’in ortak operasyonuyla ‹ngiliz HSBC’ye peflkefl çekilÖnümüzdeki günlerde gerçekdi. Son iki leflecek blok sat›fllar ve borsada y›lda ise sat›lan hisselerle birlikte bankac›l›k banka sat›flsisteminin yar›s›ndan fazlas› yalar› h›z kazand›. Gabanc› bankalar›n eline geçerken, ranti Bankas› hisseleri Avrupa Birli¤i ortalamalar› da afl›lm›fl olacak. Almanya’da yabanc› Frans›z GE Finance’a, bankalar›n sektördeki pay› %5 Yap› Kredi Unicreditoiken, Danimarka’da %17, ‹spanKoç ortakl›¤›na, ya’da %10, ‹talya’da %8, YunaTEB’in yar›s› Frans›z nistan’da ve Fransa’da %19. AvBNP’ye, Finansbank
Tekfenbank Yunan EFG’ye, Adabank Albaraka'n›n eski Genel Müdürü Fehmi Ak›n'›n da orta¤› oldu¤u Kuveyt merkezli The International Investo’ya ve MNG Bank Lübnanl› Hariri ailesi-
ne sat›ld›. Bu bankalar›n baz›lar›nda hisselerin yar›s›ndan az› yabanc›lara sat›lsa da mali büyüklükleri aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bu bankalar›n yönetiminde yeni ortaklar belirleyici olacak. Bankac›l›k sisteminin bu geliflmelere paralel yeniden düzenlenmesi bekleniyor. Bankac›l›k Derupa’da sadece eski Do¤u Bloku netleme Düzenleme ülkelerinde yabanc›lar›n pay› Kurulu’nun yerine, %50’yi afl›yor. Benzer flekilde güçlenen yabanc› IMF’nin ve çokuluslu bankalar›n bankalar›n daha fazla soyup so¤ana çevirdi¤i Arjansöz sahibi oldu¤u bir tin’de yabanc› bankalar›n sektördeki pay› %40’›n üzerinde. Yani denetleme sisteminin k›sacas› Türkiye, Arjantin ve eski gelifltirilmesi günDo¤u Bloku ülkelerindeki yeni södemde. Yine vergi mürgecilik iliflkilerinin merkezinde sisteminde gerçekleyabanc› bankalar duruyor. flecek “reformlar”la
Yabanc› bankalar yeni sömürgelerde yükseliyor
vergi dairelerinin ortadan kald›r›larak, bankalar›n vergi toplamas› hedefleniyor. Böylece devlete yüksek faizle borç vererek para kazanan bankalar alacaklar›n› tahsil edebilecek. Yani vergi gelirlerine emperyalistlerin dolays›z yöntemlerle el koydu¤u Duyun-Umumiye günlerine geri dönülmüfl olacak. Bankac›l›k sistemini elinde tutanlar ekonomiyi de yönlendirebilecek. Giderek daha az say›da tekelin elinde toplanan bankalar kredi da¤›t›rken yapt›klar› tercihlerle hangi sektörün yükselip hangisinin bataca¤›, hatta hangi flirketlerin öne ç›kaca¤› konusunda da daha belirleyici olacak.
AKP “milletvekilleri”nin maafl›n› Cargill mi ödüyor? Hukukd›fl› infla edilen ve çiftçinin topra¤›n› zehirleyen fabrikan›n Dan›fltay karar›yla kapat›lmas›ndan önce hükümet temsilcileri Cargill ile bir toplant› yapm›fl ve bir yasa haz›rlam›flt›. fiimdi o yasa mecliste Cargill’in, yasalar› ve halk›n tepkilerini hiçe sayarak kurdu¤u Bursa Orhangazi’de fabrikas›na AKP korumas› devam ediyor. Dan›fltay'›n kapat›lma karar›na karfl› uzun süre direnen ve hükümetin de kapanmamas› için elinden geleni yapt›¤› Cargill fabrikas›n›n Kaymakaml›k taraf›ndan mühürlenmesinin ard›n-
dan AKP hükümeti ifli gücü b›rakt› Cargill’e özel yasa ç›kartmak için kollar› s›vad›. Tar›m arazilerinde izinsiz kurulan tesislere ek süre verilmesini sa¤layan yasa, Cargill kapat›ld›ktan iki gün sonra TBMM Tar›m ve Köyiflleri Komisyonu’nda kabul edildi. AKP hükümeti utanmadan s›k›lmadan tar›m arazilerini yok etti-
KISA... KISA... Tar›ma de¤il AB bürokrat›na bütçe n Avrupa Birli¤i hesaplar›n›n mali denetimini yapan en üst organ olan Say›fltay, üst üste 12'inci y›lda da birlik harcamalar›na onay vermedi. AB Say›fltay› tar›m harcamalar›n› ve yerel yönetimlerin altyap› yat›r›mlar›n› afl›r› bularak bütçeye onay vermedi. Toplumu yak›ndan ilgilendiren konularda musluklar›n k›s›lmas›n› isteyen Say›fltay, birli¤in idaresi için yap›lan ve AB Bürokrasisi’ni besleyen harcamalar› ise “sorunsuz” buldu.
Rak› alam›yorsan›z flampanya için n AB’nin uyar›lar› üzerine, özel tüketim vergisinin alkol derecesine göre al›nmas› için çal›flma bafllat›ld›. Yeni düzenlemeye göre rak› gibi yüksek alkol derecesi içeren içkilerde özel tüketim vergisi artacak; bira, flampanya, rom, malibu, flarap gibi daha düflük alkol derecelilerde düflecek. Düzenlemenin genel olarak daha düflük alkol seviyesine sahip ithal içkilere yarar sa¤lamas› bekleniyor.
Niyetler bir olunca... n Hazine Müsteflarl›¤›, IMF heyetiyle niyet mektubu üzerinde anlaflmaya vard›¤›n› duyurdu. Hazine’den yap›lan aç›klamada 2007 için bütçede %6.5 faiz d›fl› fazla hedeflendi¤i duyuruldu. Görüflmelerin merkezinde vergi politikas›, sosyal güvenlik ve Genel Sa¤l›k Sigortas› sistemine geçifl öncesi haz›rl›klar›n bulunmas› önümüzdeki günlerde son hali aç›klanacak mektubun içeri¤i hakk›nda fikir veriyor. Zira bu derece yüksek oranda “fazla” vermek için vergilerin yükseltilmesi ve sosyal harcama kalemlerinin k›s›lmas› d›fl›nda bir çare görünmüyor.
¤i ve çevreyi kirletti¤i için mahkemelerce kapat›lan bir ABD fabrikas›n› korumak için cansiperane “mücadele ederken” Bursa halk›n› karfl›na almaktan çekinmedi. AKP’nin bu giriflimine Bursa’daki bir çok parti ve demokratik kitle örgütü ortak bir aç›klamayla tepki gösterirken, TMMOB Genel Merkezi de AKP’yi k›nad›.
AKP’nin halk› ve hukuku hiçe sayan gözü karal›¤›n›n ard›nda ise ticari ve politik kayg›lar var. Bilindi¤i gibi Erdo¤an ailesinin de orta¤› oldu¤u Ülker, Cargill’inTürkiye’deki en önemli partnerleri. Tayyip Erdo¤an’›n ABD gezisi s›ras›nda da Bush’un bu sorunun çözülmesini istedi¤i bas›na yans›yan haberler aras›ndayd›.
TBMM’deki “milletvekilleri”nin elleri neden hep sermaye ç›karlar› için kalk›yor? Onlar kimi temsil ediyor?
Yalanlar› ortaya ç›kt›! Halk›n Sesi A¤ustos ay›nda bu tezgaha dikkat çekmiflti: Kolesterol ilaçlar›n›n sosyal güvenik kapsam›ndan ç›kar›lmas›n›n ard›ndan piyasaya sürülen ve kolesterolü düflürdü¤ü iddia edilen g›da ürünlerinin reklamlar› nihayet durduruldu Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤› bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu, g›da mevzuat›na ayk›r› ifadeler nedeniyle, Temmuz ay›ndan beri yay›mlanan Danone Danacol, Ülker Kalbim Benecol ve Becel Pro-Activ reklamlar›n› durdurdu. Kurul duyurusuna göre, Danone Tikveflli G›da ve ‹çecek San. ve Tic. A.fi'nin Temmuz 2006 tarihinden itibaren çeflitli yaz›l›, sözlü ve görsel mecralarda yay›mlanan ''Kalbinizi düflünün, kolesterolünüzü düflürün'' ifadelerinin yer ald›¤› ''Danone Danacol'' isimli ürün reklamlar›, mevzuata ayk›r›
bulundu. Ayn› flekilde, Seher G›da Pazarlama San. ve Tic. A.fi.'nin yay›nlad›¤› ''Kolesterolü yüzde 15'e varan oranda düflürür ve kontrol alt›na al›r'' ifadelerinin yer ald›¤› ''Ülker Kalbim Benecol'' isimli ürün reklamlar› ile Unilever’in bir derginin Ekim say›s›nda yay›mlanan ''Kolesterolünüzü yüzde 15'e varan oranda düflürür'' ifadelerinin yer ald›¤› ''Becel Proactiv'' isimli ürün reklamlar›n›n da, söz konusu mevzuata ayk›r› oldu¤u belirlendi. Halk› yan›ltan reklamlar hakk›nda ‹stanbul Eczac› Odas› da dava açm›flt›.
Nazilerin sa¤ kolunun gözü gecekondularda Do¤an Grubu ile Almanya’n›n en büyük bankas› Deutsche Bank, mortgage alan›nda iflbirli¤i yap›yor. Do¤an grubu, evi olmayan 6 milyon aile ile “eski ve sa¤l›ks›z” 8 milyon evin sahiplerinin hedef kitlesi oldu¤unu duyurdu. fiirketin kurulufluna dair yap›lan aç›klama, hükümete ve belediyelere aç›kça mesaj veriyor. Do¤an’›n ve Deutsche
Bank’›n bu iflten para kazanmas› ve 6 milyon evi olmayan›n borçland›r›lmas› için kamusal bir bar›nma politikas›n›n olmamas› gerekiyor. Ayn› zamanda “kurald›fl› yap›lanmalar”›n, yani kondular›n y›k›larak, pazar aç›lmas› isteniyor. Osmanl› Devleti’ne yüksek faizle kredi vererek ser-
maye birikimini sa¤layan Alman bankas› bu kez halk›n bar›nma hakk›n›n ihlali üzerinden rant elde edebilmek için Türkiye’de. Nazi döneminde toplama kamplar›n›n finansörlü¤ünü yapan banka, flimdi bir medya tekelini kuyru¤una takarak yoksul halka savafl açmaya haz›rlan›yor.
ütçeler, hükümetlerin, izleyecekleri rotalar hakk›nda bilgi veren dökümanlar olduklar› için önem tafl›rlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu hafta gönderilen 2007 bütçesinin öngörülerine bakarak AKP iktidar›n›n nas›l bir y›l tasarlad›¤› anlafl›labilir. 2007 bütçesinin öngörülerini, Temmuz’da , yani May›s-Haziran“ dalgalanmas›”n›n (isteyen bunu 3. s›cak para krizi diye okuyabilir) ard›ndan aç›klanan orta vadeli mali programdaki (OVMP) 2007 bütçesi ve 2006 bütçe rakamlar› ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, ekonomik rotadaki sapmalar, yeni niyetler de ortaya ç›k›yor. Yat›r›mlar ask›ya.. 2007 bütçesinin önemli bir mesaj›, yat›r›mc› bütçe özelli¤inde olmamas›. Kamu altyap› yat›r›mlar› ve hizmetler tel tel dökülürken IMF’nin fren telkinleriyle kamuda hemen küçülmeye gidiliyor. Bunun için de önce yat›r›m niyetleri ask›ya al›n›yor. 2007'de mal ve hizmet al›mlar› ve yat›r›m (sermaye giderleri) harcamalar›n›n 2006 bütçesinin alt›nda kalmas› öngörülüyor. Yani, önümüzdeki y›l Hükümet, Temmuz’da aç›klad›¤› yat›r›mlar› bile yapmayacak. Seçim rüflvetleri.. Temmuz’un OVMP'da 2007 y›l›nda yüzde 7 büyüme, yüzde 4 de TÜFE art›fl› olaca¤› varsay›l›yordu. Meclise gönderilen yeni bütçede ise enflasyon hedefinin yüzde 4'te tutulmas›, buna karfl›l›k, büyümenin yüzde 5 civar›na çekilmesi öngörülüyor. Bu, ekonomik ›s›nmay› azaltma, dolay›s›yla cari a盤› daraltma niyetleri de tafl›yor. Gelin görün ki, 2007 seçim y›l›. IMF hedeflerine uymak hükümet için bir zorunluluk görünse de, AKP, ikinci bir iktidar dönemi için IMF’den (dolay›s›yla ABD’den) hoflgörü ve destek bekleyecek. Bu nedenle de büyümedeki hedef küçültmeye ve seçime duyarl› harcamalar›n geçen y›l›n alt›na çekilmesine ra¤men, faiz d›fl› harcama art›fl›n›n temmuzda öngörülen yüzde 14'ü aflarak yüzde 18.7 olmas› , seçimlerin dikkate al›narak baz› elma flekerlerinin da¤›t›laca¤›n›n iflaretlerini veriyor. Gerek maafl ödemelerindeki art›fllar gerek tar›m destekleme ödeneklerinin içinde oldu¤u cari transferlerdeki art›fllar hükümetin seçim flekerleri olarak bütçede yerini al›yor. Bakal›m seçmeni tavlamaya yetecek mi? Ama, bu harcamalar›n enflasyon hedefiyle tutarl› olmad›¤› aflikar. S›cak paraya devam.. Hükümet 2006’da bütçede öngörülen faiz d›fl› harcama tavan›n› aflmayaca¤›n› taahhüt etmiflti. Bu durumda bütçede faiz d›fl› harcamalarda enflasyon ve büyümenin 10 puan üstünde bir art›fl öngörülüyor. Bu durumda bu bütçe için, enflasyonu yüzde 10'lardan yüzde 4'e çekmeye, yüksek cari a盤›n› kontrol alt›na almaya çal›flan bir bütçe demek mümkün mü?. . Bütçe tasla¤›ndan anl›yoruz ki, yüksek faiz cazibesiyle s›cak para girifline dayal› çizgiden 2007’de de vazgeçilmeyecek. S›cak para lobisi için sevindirici bir haber bu. OVMP'de öngörülen 2007 faiz giderleri 44 milyar YTL iken 2007 bütçesinde bu rakam 53 milyar YTL’ye ç›kar›lm›fl, yani yaklafl›k 9 milyar YTL art›r›lm›fl. Bu, yeni bütçeyle Temmuz’da öngörülen borç yükünde art›fl olaca¤›n›, hükümetin de bunu kulak arkas› etti¤ini gösteriyor. Vergi ile vur abal›ya.. Vergi gelirleri de OVMP öngörülerinin üzerine ç›kar›lm›fl. OVMP, vergi gelirlerini 2006’dan 2007’ye yüzde 17,4 art›rarak 155 milyar YTL olarak öngörüyordu. Yeni bütçe, faiz giderlerini de düflünmüfl olacak ki, bununla yetinmeyip vergiyi 158 YTL’ye yani 2006’dakinin yüzde 20 üstüne ç›kar›yor. Yeni vergi sal›nmas› düflünülmüyorsa, bu art›fl nereden karfl›lanacak. Tabi ki en kolay yol olan dolayl› vergilerle, KDV, ÖTV art›fllar› ile yine toplumdan...Bir de baflta elektrik olmak üzere kamu mal ve hizmetlerine gelecek zam ya¤muru var .. Sonuç olarak , * 2007 bütçesi yüzde 4 enflasyon hedefine uyumlu bir bütçe de¤il. * Topluma yeni vergiler yüklüyor, bunu da yüksek faize dayal› s›cak paraya dayal› büyümenin devam› için yap›yor, * Yüksek faizle kamunun borç yükünü biraz daha kabart›yor. * Yat›r›m niyetleri ask›ya alarak toplumu daha kalitesiz bir kamu hizmetine ve olas› istihdam› da rafa kald›rarak iflsizlerin 盤l›¤›na kulak t›kamaya devam ediyor.
2 Kasım 15 Kasım
10 YÜZYÜZE
2006
Oyuncular›n›n büyük k›sm› Mu¤lal› köylülerden oluflan “Dondurmam Gaymak” filminin yönetmeni Yüksel Aksu, yap›m süreci ve sonras›nda yaflad›klar›n›, hissettiklerini, hedeflediklerini Halk›n Sesi’yle paylaflt›. Tabii aday olduklar› Oskar’› da... Röportaj›n tam metni Sendika.Org’da yay›nlanacak
Oskar’a gidiyoz gari F
ilm için “Mu¤lal›lar topland›k bir film yapt›k” diyorsun, neden bildi¤imiz anlamda profesyonel bir çal›flma tarz› benimsemek yerine köylülerle çal›flt›n? Ben flu s›ralar özellikle dünyada ve Türkiye’de bir uzman cahiller ordusu olufltu¤unu düflünüyorum. ‹nsanlar ifli ve uzmanl›¤› d›fl›nda hiçbir fley yapamaz ve konuflamaz gibi bir alg› var. Hedeflerimizden biri bunu k›rmakt›. Ben flunu söylüyorum burada: Herkes Robert de Niro olmayabilir ama herkes oyuncu olabilir. Ben sanat›n birtak›m insanlara b›rak›lmas› yerine her insan›n sanat ve kültürle ilgilenmesi gerekti¤ini savunuyorum. Bu ayn› zamanda sosyalizmin bir önerisidir. Frans›z ihtilalinin bir önerisidir. Yani ütopyadaki gibi “ö¤leye kadar ziraat ö¤leden sonra bal›kç›l›k, akflamda roman yazma” fleklinde. Kültür ve sanatla u¤raflan toplumlara fliddet, gericilik, fafl i z m gibi
P
rojeni gerçeklefltirmeye karar verdi¤inde yap›mc›lardan nas›l tepkiler ald›n? Ben bunu yazd›¤›mda bafltan beri yerel halk› oynatmak istedim. Bunun üzerine yap›mc›lar “Hay›r olmaz, yerel halk orada figüranl›k yaps›n ama flu flu rollerde flunlar oynas›n al sana 1.5 milyon dolar” dedi. ‹stemedim ben, film bu nedenle dört y›l bekledi. Normalde yap›mc›lar mankenin yoksa, flark›c›n-türkücün yoksa kolay kolay sana para aktarm›yor. Ben de “Yapt›rm›yorsan›z yapt›rmay›n” dedim ve filmi çektim. fiimdi genel bir takdir var. Ama alttan alta kem gözler de var. Hissediyorsunuz zaman zaman. Normal bir fley bu. Birkaç yere çomak sokmufl oluyorsunuz. Yerellik giderek yok olan bir fley mi sence de? Giderek de¤il, art›k bundan sonra daha fazla dibe vuramaz herhalde. Art›k atak yapaca¤›n› düflünüyorum. Tek korkum yerellik saplant›s›n›n da ikinci bir faflizm yaratmas›. Yerellikle evrensellik aras›nda bence so¤an zar› kadar fark var. Bir fley zaten yerel oldu¤u kadar evrenseldir, evrensel oldu¤u kadar da yereldir. Bunda bir sorun yok. Ne zaman ki faflistler gibi memleketçilik ve afliretçilik yapt›k, ona yerellik demiyorum ben. O bir tür ›rkç›l›k. Ama yerellik dünyan›n ülkenin yada bölgenin k›sacas› her yerin farkl› kültürlerini farkl› alg›lama biçimlerini de¤er yarg›lar›n› farkl› zenginliklerini ifade etmesi çok enternasyonalist bir fley. Ama kapitalizmin evrenselli¤iyle yerellik aras›nda bir çat›flma var. Çünkü kapitalizm kendisini dayat›yor. Enternasyonalizm kendisini dayatmaz. Enternasyonalizm herkesi birbirine kabul ettirir. Yani dünyadaki globalleflme kapitalizmi dayatmaksa bu bir
enternasyonalizm de¤il bu bir kaz›k. Mesela ben koyu fliveyle çektim, yerel fliveyle. O yüzden yerel oyuncular kulland›m. Orijinal Türkmen lehçesidir. Bir çok kifli flu anda alt yaz›l› yap›n diye önermede bulunuyor. Türkiye’de orijinal Türkmen lehçesi anlafl›lam›yorsa ben ne yapay›m yani, nereye gideyim? Yani yerellikle modernizm aras›ndaki k›r›lmaya benimkisi bir patlama. “Dinlemem abi tan›mam abi” gibi bir patlama.
‹nsanlar ifli ve uzmanl›¤› d›fl›nda hiçbir fley yapamaz ve konuflamaz gibi bir genel alg› var. Hedeflerimizden biri bunu k›rmakt›
Benim üstümden ‹skender de geldi geçti, Sultan Muratlar da geldi geçti, ben arkamdaki tarihsel mirasa ve kültürel dinamiklere bakar›m. Bu kültürel mirasa sahip ç›kabiliyor muyuz? Ben fluna inan›yorum, Türkiye ba¤lam›nda ayd›nlar›n arka bahçesini terk etti¤i her yeri gericiler ve faflistler iflgal ediyor. Sonra da m›zm›zlan›yorlar. Git, arka bahçende çal›fl domates çapala, organik tar›m yap, politika ö¤ret, kültür-sanat ö¤ret yani
Ben kültürlerin de ayn› canl› organizmalarda oldu¤u gibi yaflad›¤›na ve diyalektik bir flekilde evrildi¤ine inanan insanlardan biriyim
Film neyi anlat›yor?
Klasik küçük esnaf olan eski tip üretim yapan bir dondurmac›y› anlat›yor. Panda, Algida gibi büyük dondurma firmalar› karfl›s›ndaki hezimeti sonucu kendi kasabas›na püskürtülmüfl, son paras›yla bir motosiklet alm›fl arkas›na sele yapt›rm›fl, da¤ köylerine dondurma satmaya giden bir adam›n hikayesi. Bütün kavgas› haz›r dondurma üreticileriyle. Bütün iddias› da kendi dondurmas›n›n saf ve hakiki oldu¤u, flimdiki dondurmalar›nsa olmad›¤› üzerine kurulu. Kendisine göre yapt›¤› ifl dünyada profesörlü¤ün üzerinde bir meslek. Seyrek ak›ll› Egeli yok olmufl bir küçük esnaf›n öyküsü. Sosyolojik olarak, globalleflme ve tekelci sermayenin markalar›n karfl›s›nda küçük esnaf›n imhas›n› anlatan bir film. Yani kahraman bakkal süper markete karfl› gibi veya konfeksiyon üretimi karfl›s›nda terzilerin yok oluflu gibi.
Filmin yap›m öyküsünden bahseder misin?
Yap›m tarz› olarak bilindik sosyolojinin
fleyler giremez. Bunun örnekleri ortada: bugün Küba’da 12 milyon nüfusun 5 milyonu profesyonel düzeyde müzikle u¤rafl›yor ama ayn› zamanda adam difl hekimi ya da baflka birfley. Dolay›s›yla bu filmi yaparken siyasal önermemiz fluydu: Taflrada ve her yerde herkes biraz kültür ve sanatla ilgilensin. Örne¤in 5 buçukta ifli biten biri lokalde okey oynayaca¤›na gitsin bir tiyatro grubu kursun. Bu kadar insan› filme emek vermeye iten motivasyon neydi? Oynaman›n keyfiydi esas motivasyon, tabii bölgenin avantajlar› da var. Bana flimdi desen ki ayn› ifli Erzurum’da yapabilir misin? Herhalde yapamam. Birincisi Ege, dünya tragedyas›n›n ortaya ç›kt›¤› bölge. Ben kültürlerin diyalekti¤ine ve süreklili¤ine inan›yorum. “Kültürler bir rejim gelince yok olur bir baflka rejim gelince imha edilir” gibi bir fleye kat›lm›yorum. Ben kültürlerin canl› organizmalar gibi yaflad›¤›na ve diyalektik bir flekilde evrildi¤ine inananlardan›m. Dolay›s›yla orada bir tarihsel miras›n oldu¤unu zaten biliyorum. Ben o bölgenin insan›y›m. ‹kincisi dünya literatürünü tarad›m ve orda,
bu miras›n üstünün örtüldü¤ünü tozland›¤›n› biliyordum. Üfledik, alt›ndan oyunculuk cevheri ç›kt›. Bunun sadece tekni¤i eksikti. Bunun için 10 haftaya yak›n bir ön haz›rl›k yapt›k. Filmde toplam 2 bin oyuncu oynad›. Müdahil olan insan da 4 bine yak›nd›r. Belediye ve cami hoparlörlerinden, yerel televizyonlardan anonslarla filmin çekilece¤ini duyurduk. Elimizde handy-cam kameralarla baflvurular› ald›k. 150 tanesini seçtik. Bunlar› daha sonra sinema ve tiyatro oyunculu¤u kursuna tabi tuttuk. Daha do¤rusu kurs açt›k ve birbirimize kurs verdik. Mehmet Ali Alabora, ben ve ekip arkadafllar›m, uzunca bir süre kurslar yapt›k. ‹çlerindeki oyunculu¤u ortaya ç›kard›k sonra onu dizayn ettik. Bunlar›n içerisinden 51 tane yan karakter oyuncu ç›kt›. Oyuncu olarak kat›lamayanlar da kimisi mekanlar›n› verdi mesela. Baz›lar› aksesuar getirdi. Ben filmimize, ‘‹mece filmi’ di-
vefakar ve cefakar ol. ‘12 Eylül’de beni satt›’ diye küskünlü¤ü uzatma. Cemaatin terk etti¤i yeri baflka cemaat iflgal ediyor. Bence sosyalistlerin bugün felaket teorilerinden vazgeçip pozitif duygular üretmesi laz›m. Kaza geçiren adama sa¤l›k sektörünün sorunlar›ndan söz etmeden, “bu devlet sana bakm›yor gördün mü” demekten önce yaraya pansuman yapmak laz›m. Çok derviflçe ustaca çal›flmalar yapmak laz›m. Bu konuda Halkevleri de önemli bir
karargaht›r. Çok ciddi bir kültürel miras› da vard›r. 70’lerden dolay› ad› biraz y›prat›lm›flt›r. Ancak bu ülkede devrimci bir daimiyeti temsil etmektedir. Bugün yeni bir ayd›nlanma için neler yapmal›? Genel olarak Türkiye ve dünya ayd›nlanmas›n›n en önemli fliarlar›ndan bir tanesi, halk›n kültür ve sanata müdahil olmas›d›r. Tafl›mak de¤il, ‘topla köylüleri senfoni dinlet’, yahut ‘topla devlet tiyatrosu izlet’ de¤il. Ora-
Yap›mc›lar “yerel halk figüranl›k yaps›n ama flu flu rollerde oynas›nlar al sana 1.5 milyon dolar” dedi. ‹stemedim, film 4 y›l bekledi
fiuna inan›yorum, Türkiye’de ayd›nlar›n arka bahçesini terk etti¤i her yeri gericiler ve faflistler iflgal ediyor. Sonra m›zm›zlan›yorlar
ötesinde bir tarz› var. Bu film kendi anlatt›¤› hikaye gibi yahut organik tar›m ürünü gibi tamam›yla Mu¤lal› köylülerin bir araya gelip hem oyunculuk hem sponsorluk yapt›¤› hem dekor ve kostümle u¤raflt›¤› bir imece filmi. Yönetmeni, oyuncular›, senaristi, sponsorlar› Mu¤lal›. Ki büyük sermayeden sponsor bulamad›k, filmde ünlüler, starlar mankenler olmad›¤› için. Topland›k kendi filmimizi yapt›k. Baflta biz dünyan›n en yerel evrensel filmini yapma kurgusuyla yola ç›km›flt›k. Adem-i merkeziyetçi olsun istiyorduk. Demokratik olsun istiyorduk. Bafllarken sloganlar›m›zdan bir tanesi herkes sinema yapabilir ikincisi herkes oyuncu
olabilir. Herkes kültür ve sanatla u¤raflabilir gibi fleylerdi. Elbette bir felsefi arka plan›m›z, dünya literatüründen beslendi¤imiz fleyler vard›. Ama yerel dinamiklerle dünya literatürü aras›nda harmanlad›¤›m›z bir fleydi. Bu daha önce dünyada Sovyet devriminden sonra yap›lm›fl çal›flmalar, pefli s›ra ‹talyan yeni gerçekçilerin uygulad›¤› bir yöntemdir. Biz biraz bunun Türkiye versiyonunu yapar gibi olduk.
Ne zaman vizyondas›n›z?
Film 24 Kas›m’da vizyonda, ama bunu söylemeden önce biz filmin da¤›t›m›na ilk Mu¤la’da bafllad›k. ‹lk gala Mu¤la’da yap›ld›. 21 Nisan’da ve 5 bin kifli yürüyüfl yapt›k davullu zurnal›. Daha sonraki süreç-
yorum. Çünkü yeme¤i mesela orada Süleyman Pafla diye bir arkadafl verdi. Hayvan tedariklerini, Akçap›nar ve Dirgene Köyü muhtarl›klar› yapt›, Mu¤la Valili¤i otellerimizi karfl›lad›, Belediye otellerimizi ve akaryak›t›m›z› karfl›lad›, Ula ve Akyaka belediyeleri ulafl›m›m›z› karfl›lad›, onun d›fl›nda eski bir dondurmac› abimiz 10 milyar nakit verdi. Ekipten bir çok arkadafl para almad›. Dünyadaki kanaatine güvendi¤imiz insanlar taraf›ndan da be¤enildik: ‹stanbul Film Festivali’nde, Jüri Özel Ödülü ald›k, Gerard Depardio’nun en be¤endi¤i film oldu. Adana Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve Halk Jürisi Özel Ödülü ve en iyi erkek oyuncu ödülü ald›. fiimdi de Oskar’a seçildi. Biz de sloganlaflt›rd›k “Oskar’a gitcez gari” diye. Hatta Oskar nerede diye soranlar da oldu. Ben dedim “Elaz›¤’›n bir ilçesi”. O zaman “Çok uzak arkadafl ben gelemem” diyenler de oldu.
dan tiyatro üretebilir misin, oradan müzik üretebilir misin? Dolay›s›yla Halkevleri’nin kurulmas›, halk odalar›n›n kurulmas›, köy enstitülerinin kurulmas› gibi çal›flmalar, bu fliara yönelik çal›flmalard›r. Nitekim Türkiye’deki en baba türküler en baba masallar, en baba bilmeceler, etnografik malzeme Halkevleri arac›l›¤›yla ortaya ç›kt›. Ben ilk tiyatroyu Halkevi vas›tas›yla izledim 1977-78’lerde kendi kasabamda. Halkevleri’nde
fiimdi Almadovar’›n yerine dondurmac› Yüksel. Nas›l olacak bu? Art› Penolope Cruz yerine dombalak dombalak bir sürü kad›n
te bir kamyon yapt›k projeksiyon makinesi ve beyaz perdeyle da¤ köylerine ve kasabalar›na seyyar kamyon sinemas› kurduk. Kimisi sandalyesiyle kimisi minderleriyle geliyordu. Hemen çekirdekçisi gazozcusu toplan›yordu. Böyle bir süreç geçirdik. Çok da iyi oldu. Ben insanlar›n sinemaya susad›¤›n› gördüm orda. Bir tane ihtiyar geldi mesela “Allah bin kere raz› olsun” dedi. Ben sinemaya gitmeyeli 40-50 sene oldu Allah senin tuttu¤unu alt›n etsin” dedi. Muhtemelen o dualar, o pozitif enerji yüzünden Oskar’a gidiyoruz biz. Muhtarlar da konuflma filan yap›yordu. Sayende abi en az 50 oy ald›m diye teflekkür ediyordu. Festivaller öncesinde da¤›t›mc›lar 10 kopya düflünüyordu. fiimdi filmin popülaritesi artt›kça 50 kopyaya ç›kt›k. 24 Kas›mda büyük flehirler ve baz› Anadolu kentlerinde vizyona girecek. Ayn› anda da 8 Avrupa ülkesinde de vizyonunu yap›yor. Bütün ilerici demokrat arkadafllar› filme bekliyorum. Bu filme gelmezlerse ömürleri boyunca beddua ederim onlara mankenli flark›c›l› filmler yapar›m.
kütüphaneler olurdu. ‹nsanlar oraya gider ödevlerini yapard›. 78’den 80’e kadar her hafta abilerimizin haz›rlad›¤› seminerlere kat›l›rd›k. Seminer kavram›n› ilk orda ö¤rendik. 70’lerdeki o yar›lma, iç savafl flartlar›... Bence sivil faflist sald›r›lar sonucu Halkevleri de kendi pozisyonunu alm›fl, ilerici demokrat ve yurtsever refleksi karfl›l›¤›nda daha siyasallaflarak kültürel çal›flmalar› daha talilefltirmifl. Konjonktür bunu gerektiriyormufl ve kültürel çal›flmalar daha propagandif hale gelmifl. Biz flimdi Halkevleri, Halkodalar› ve Köy Enstitüleri miras›n›n üzerinde duruyoruz.. Köy Enstitüleri’nde de, dikkat edin, ders gören ö¤renci ayn› zamanda okulunu yapan marangozdur, ayn› zamanda okulunun aflç›s›d›r. Gittikleri köyde onlar hem ö¤retmendir hem de yarma afl› göz afl›s› ve kakma afl›y› yapan adamlard›r. Hem ö¤retmendir ayn› zamanda da baytard›r, ayn› zamanda da romanc›d›r. Fakir Baykurt, Bekir Y›ld›zlar ve bir kuflak Köy Enstitüleri’nden ç›karak önemli bir sanatç› kufla¤› yetifltirmifltir. Gidilen köylerde bir tür ayd›nlanma yaflanm›flt›r. Peki Mu¤lal›lar olarak Oskar’› alacak m›s›n›z? Oskar’da me¤er tan›t›m faaliyetleri de çok önemliymifl. Ben de yeni ö¤rendim. Mesela Pedro Almadovar’›n -ki tan›t›ma da ihtiyac› yok, oyuncusu Penolope Cruz- 67 milyon dolar tan›t›m bütçesi var. fiimdi Almadovar’›n yerine dondurmac› Yüksel nas›l olacak bu? Art› Penolope Cruz yerine dombalak dombalak bir sürü kad›n. Bir de üstüne bizim tan›t›m bütçemiz 100 bin dolar, onu da bulabilirsek Yani flöyle diyece¤iz “Oskar’› verirlerse Allah raz› olsun vermezlerse de canlar› sa¤ olsun”.
Ç‹ZG‹N‹N BOYNU BÜKÜLDÜ
EDEB‹YATI YAfiATMAK ‹Ç‹N
Yaflas›n Edebiyat
Kültüre s›n›fsal bir bak›fl
S›d›ka Su’yu kaybettik
EZG‹L‹ YÜRE⁄‹N EZG‹S‹ D‹ND‹
GENÇ YAfiAMLARDAN KES‹TLER
Yurt içi ve yurt d›fl›nda 49 ödül kazanm›fl olan ‘karikatürün duayeni’ Semih Balc›o¤lu, 29 Ekim’de hayat›n› kaybetti. Bugüne kadar 7’si yurt d›fl›nda olmak üzere 60 kiflisel sergi açm›fl olan ve 19 kitab› bulunan Balc›o¤lu Sabah gazetesinde karikatürlerine devam ediyordu. Balc›o¤lu ayn› zamanda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu Baflkanl›¤›’n› da yürütüyordu.
Giderek yaflamdan yal›t›lan, paraya ve pazarlamaya indirgenen bir metaya dönüfltürülen edebiyat›n gidifline müdahale etmek amac›yla Naz›m Kültür, 1119 Kas›m tarihleri aras›nda bir dizi etkinlik düzenliyor. “Yaflas›n Edebiyat” ismiyle düzenlenen etkinlikte paneller, imza ve okuma günleri, atölyeler, söylefliler yer alacak. Program için; www.nazimhikmetkulturmerkezi.org
Kutsiye Bozoklar’›n, kültür sorununu s›n›fsal bir bak›fl aç›s›yla ele ald›¤› “Hangi Kültür” Ceylan Yay›nlar›'ndan ç›kt›. Bozoklar’›n onuncu kitab› olan “Hangi Kültür”de kültür sorunu, ezilenlerden yana bir bak›fl aç›s›yla ele al›n›yor. Hangi kültür, sorusuna, yaflam›n çeflitlili¤i ve zenginli¤i düzleminde yan›tlar aran›yor. Bozoklar, Ifl›k Kutlu imzas›yla deneme ve makale türü yaz›lar, fliirler yazmaya devam ediyor.
Ruhi Su’nun efli ve ayn› zamanda Ruhi Vakf›’n›n kurucusu S›d›ka Su 18 Ekim günü yaflam›n› yitirdi. Ruhi Su’nun ölümünün ard›ndan bütün ses kay›tlar›n› ve arflivlerini özenle düzenleyerek eserlerin yok olmamas› yönünde büyük katk› sunan S›d›ka Su, 1952 TKP tevkifat›nda tutuklanarak 5 y›l ceza evinde kalm›fl, Ruhi Su ile hayat›n› cezaevinde birlefltirmiflti.
Daha önce yay›mlanan “Gelece¤i Görme Ortakl›¤›”n› çocuklar için kaleme alan Tolga Gümüflay bu kez gençler için üniversite s›nav› heyecan›ndan aile sorunlar›na, okul an›lar›ndan ilk aflka, internet maceralar›ndan marjinal yaflamlara denk gençlerin yaflam›ndan kesitleri gerçekçi bir uslupla, ustaca öykülefltiriyor. “Keskin Naneli Öyküler” özellikle ilkö¤retimin 6, 7, 8. s›n›flar› ve lise ö¤rencileri için yaz›lm›fl.
Semih Balc›o¤lu öldü
2 Kasım 15 Kasım
BOZOKLAR’IN 10. K‹TABI ÇIKTI
Keskin Naneli Öyküler
2006
KÜLTÜR/SANAT 11
Bir garip Orhan Veli...
ATMA RECEP recepatma@gmail.com
Bundan 56 y›l önce 12 Kas›m’da öldü¤ünde arkas›nda o meflhur bilinmeyen derdini ve dostlar› Melih Cevdet ve Oktay R›fat’la (üstte) birlikte oluflturduklar› Garip ak›m›n› b›rakt›. Belki de fliirimizin en anlafl›l›r yazan buna ra¤men en anlafl›lmayan flairiydi
‹kinci Dünya Savafl›’n›n ne de büyük iddialardan mifl olmakt›r” diye bafll›yor aflina oldu¤u s›n›fl› toplum, en y›k›c› oldu¤u, faflizmin bahsetmeyi seviyordu. Oysa ve “fiimdiye kadar edebiya- fliirlerinde ci¤ercinin kedikol gezdi¤i günlerdi. ‹nsan- bu “cehaleti” bilmemekten t›m›za flekil veren bütün ka- siyle sokak kedisinin iliflkil›¤›n cesarete, kavgaya, mü- de¤ildi. Kendi kaleminden l›plar› atmal›, yap›y› teme- siyle anlat›l›r. Kimi zamancadele etmeye ihtiyac› var- ç›kan garip ak›m›n›n ç›k›fl linden de¤ifltirmeliyiz…” di- sa, “neden hak deyince akd›. Böylesi bir dönemde sa- bildirgesine “Bugüne kadar yerek devam ediyordu Or- l›ma iflçi gelir” diye sorar vafl alan›n›n orta yekendine, yahut “neler rinde flaflk›nca etrafa yapmad›k ki vatan bak›nan bir garip için” der “kimimiz adamd› Orhan Veli. öldük kimimiz nutuk Dünyan›n savafl alan›söyledik”. Hatta aflk na döndü¤ü y›llarda resmi geçidinde onun cevab›n› merak “Hiçbirine ba¤lanmaetti¤i “Ve tüfeklerin d›m/ Ona ba¤land›merhameti yok mu¤›m kadar” dedi¤i, dur/ Biz insanlar ka“sadece kad›n de¤il, dar olsun?” sorusuyinsan” olan kifliye du. Ve en büyük meböyle ba¤lanmas›n›n selesi “harbe giden gerekçesini “Eflit olsar› saçl› çocu¤un gesak”, “Hür olsak” ne böyle güzel döndemesiyle aç›klar. mesiydi”. Büyük meAma yine de Onu “bu güzel havalar” mahvetmeseydi belki de ömrünün sonuna kadar bir memur selelerin büyük davaonun esas derdi tüm olarak yaflamaya devam edecekti. Orhan Veli (sa¤da) o güzel havalardan birinde PTT’deki ifl arkadafllar›yla birlikte lar›n adam› de¤ildi. o egemenlik iliflkileAma dünyan›n en riyle, parayla, pulla, büyük sorunu belki de bü- burjuvazinin mal› olmaktan han Veli. Gerekti¤inde fliir aflkla, ›zd›rapla halk›n diliyyük meseleleri düflünen ve yüksek sanayi devrinin konusunda pek uzlaflamad›k- le ve bir çocuk safl›¤›yla adamlar›n bu küçük mesele- bafllamas›ndan evvel de di- lar› Naz›m Hikmet için ar- dalga geçmekti. Dünya leri göz ard› etmesinden nin ve feodal zümrenin kö- kadafllar› Melih Cevdet ve onunla en büyük dalgas›n› ibaretti. leli¤ini yapmaktan baflka Oktay R›fat’la birlikte üç geçip, hayat› düfltü¤ü belefiiirin “Dalgac› Mah- hiçbir ifle yaramayan fliirde, günlük açl›k grevi yapmay› diye çukuru nedeniyle sona erdi¤inde ise henüz 36 yamut’u” dünyay› elefltirirken de¤iflmeyen tek fley egemen da ihmal etmiyordu. ne büyük teorik laflardan, s›n›flar›n zevkine hitap etAncak onun bu pek de fl›ndayd›.
‹flçi Filmleri güneye indi Türkiye’de ilk defa 1-7 May›s tarihlerinde Ankara ve ‹stanbul’da yap›lan ‹flçi Filmleri Festivali, 5-12 Kas›m 2006 tarihlerinde Adana’da ve 6-11 Kas›m 2006 tarihlerinde Mersin’de düzenleniyor. 20 ülkeden 40 filmin gösterilece¤i festivalde Türkiye, Güney Kore, ‹ran, ABD , ‹ngiltere, Bolivya, ‹spanya, Fransa, Arjantin, Venezüella, Meksika, Brezilya, Güney Afrika, ‹talya, ‹srail, Kanada, Almanya, Kolombiya, Uruguay ve Küba’dan ‹flçi
ve emekçilerin kendi hikayeleri; direniflleri ve yaflamlar› anlat›l›yor. Festivalin Adana Düzenleme Komitesi; Halkevleri, Adana Tabip Odas›, Genel-‹fl, Dev Sa¤l›k-‹fl, Haber Sen, E¤itim-Sen, Sine Sen, S‹NEK\ÇÜ Sinema Kolu bulunurken; Mersin Düzenleme Komitesi ise Halkevleri, Mersin Tabip Odas›, Kristal-‹fl, Dev-Sa¤l›k-‹fl, Kültür Sanat-Sen’den olufluyor.
Binler kap›s› aç›ld› Metin ve Kemal Kahraman kardefller, “Çeveré Hazaru/Binler Kap›s›” isimli çal›flmalar›yla dinleyicileriyle bulufluyorlar. Albüm Dersim bölgesinin bugüne kadar ihmal edilmifl sözlü inanç-ibadet literatürünü örnekleyecek bir alan çal›flmas› olarak haz›rland›. Albümde, biri d›fl›nda tamam› geleneksel
toplam 10 eser yer al›yor. Bunlardan 7´si Zazaca, 1´i Kürtçe ve 2´si ise Türkçe. 100 sayfadan oluflan albüm kitap盤›nda ise sadece orijinal tekstlere ve Türkçe çevirilerine yer verilmekle kal›nmayarak, Alevilik araflt›rmalar› aç›s›ndan, alan çal›flmas›na dayal› olarak ortaya ç›kan tart›flma bafll›klar›na da iflaret ediliyor.
Garip ak›m›n›n öncüsü, kuramc›s› Orhan Veli’nin sa¤l›¤›nda yay›mlad›¤›, Garip, Vazgeçemedi¤im, Destan Gibi, Yenisi, Karfl› isimli kitaplar› ölümünün ard›ndan Bütün fiiirleri ismiyle bas›ld›. La Fontaine’nin 49 fabl›n› naz›m biçimiyle Türkçe’ye çeviren Orhan Veli Kan›k, Nasrettin Hoca Hikayeleri adl› kitab›nda da Hoca’n›n 72 f›kras›n› naz›ma çevirdi.
Kuyruklu fiiir
Uyuflamay›z, yollar›m›z ayr›; Sen ci¤ercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyece¤in, kalayl› kapta; Benimki aslan a¤z›nda; Sen aflk rüyas› görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay de¤il, kardeflim; Kolay de¤il hani, Böyle kuyruk sallamak Tanr›n›n günü.
Cevap
-Ci¤ercinin kedisinden sokak kedisineAçl›ktan bahsediyorsun; Demek ki sen komünistsin. Demek bütün binalar› yakan sensin. ‹stanbul’dakileri sen, Ankara'dakileri sen... Sen ne domuzsun sen
Fakir Baykurt kitaplar› y›llar sonra yeniden... Fakir Baykurt kitaplar›n› tekrar yay›mlayacak olan Literatür Yay›nc›l›k ilk bask›s› 1967 y›l›nda yap›lan ‘Kaplumba¤alar’ roman›yla ifle bafllad›. Kaplumba¤alar, köy roman›n› a¤a-köylü çeliflkisi d›fl›na tafl›yarak devlet bürokrasisi ile köylü aras›ndaki çeliflkiye dikkat çeken ilk romanlardan birisi olmas› nedeniyle edebiyat›m›zda önemli bir yer tutuyor. Baykurt eserlerinde Türkiye gerçe¤ini en ç›plak biçimiyle yaz›ya dökerken, romanlar›na yans›yan muhalif kimli¤ini hayat›na da tafl›m›fl, 12 Mart öncesinde TÖS, sonras›nda TÖB-DER'de Genel
Baflkanl›k yapm›flt› Köy Enstitüleri gelene¤inin en önemli simgelerinden biri olan
Baykurt ö¤retmenlik yapt›¤› köylerdeki gözlemlerini edebi ustal›¤›yla birlefltirerek
A¤›rl›kl› olarak yazd›¤› köy romanlar›yla tan›nan Fakir Baykurt’un kitaplar› yeniden yay›mlan›yor. Baykurt uzunca bir süre ö¤retmen hareketinin de öncüsü olmufltu.
önemli eserlere imza att›. 70'lere gelindi¤inde eserlerinde köyden kente göçün yaratt›¤› s›k›nt›lar›, 80'lerde ise darbe sonras› göç etti¤i Almanya'daki Türk iflçilerinin sorunlar›n› dillendiren roman ve öyküler yazan Baykurt’un kitaplar› uzun süredir yay›mlanm›yordu. Gözalt›lar, tutuklanmalar ve bask›larla dolu yaflam›nda do¤rular›ndan ödün vermeyen, hikâye ve romanlar›yla bir dönemin simgesi haline gelen Fakir Baykurt’un roman ve öykü kitaplar› aras›nda Y›lanlar›n Öcü, Irazca'n›n Dirli¤i, T›rpan, Efendilik Savafl›, Can Paras› gibi eserler de bulunuyor.
Sevgili okur, Bas›n tarihinde ilk defa olmak üzere, balyozlanarak kurtar›lan bir Recep izlediniz. Hastaneden ç›k›p da, melül melül bak›p da, yüre¤imizi yak›p da (buras› fazla oldu buras›n› saymay›n), iflte hani ç›kar ç›kmaz “Gazeteciler burada m›, onlar›n haberi var m›?” deyiverdi ya; on befl günlük bir gazete oldu¤umuz için anca yan›t verebiliyoruz; evet, biz oradayd›k, haberimiz de vard›, bafl›n›n da ucundayd›k. Lakin olaya bayg›n yatan Recep bulduk diye atlamad›k. Çünkü bize yatan› de¤il atan› laz›m. Yüre¤imiz a¤z›m›za geldi, “gitti ekmek kap›s›” diye. Analar bir daha böyle atan bir Recep do¤urur mu, zor. Recepsiz bir dünya mümkün mü, mümkün. O zaman, “o yalanc› recepler, o güzel mercedeslere bindiler, ç›kamay›p öte tarafa gittiler” mi diyece¤iz? Bir de sevinç mi duyaca¤›z? Göbek mi ataca¤›z? Ay›p ay›p sevgili okur, hiç öyle fley olur mu? “Olay› bir tek biz canl› takip ettik” diye afra tafra yapan Zilliyet gazetesinin muhabiri, oruç oruç atmaktan (iflte allah›n sopas› burada devreye giriyor) bay›lm›fl Recebi, Nuri Alçovari bir flehvetle foto¤raflarken; biz, “cam› k›ray›m da patronu kurtaray›m” diye düflündü¤ünden olacak “tafl yok mu tafl” diye aranan saf floföre, önce bir f›rça kayd›k, sonra da bir balyoz uzatt›k. ‹flte Recebi kurtaran o balyoz bizim balyozumuzdur. Velhas›l›kelam, kurtar›c› balyoz oldu, cam tuzla buz oldu, doktor umudumuz oldu… derken kap›da bir Recep has›l oldu. Üç befl günlük bir fas›l oldu. Sonra n’oldu. N’olacak, ç›kt› yine ekrana, “Bayramdan sonra iflimizin bafl›nda olaca¤›z” dedi; öyle böyle diyenlere “bizim iflimiz var arkadafl diyece¤iz” dedi. Beynimizde flimflekler çakt›, sinirimiz tepemize ç›kt›; hani bu adam az çal›flacakt›… yalan yok sevindiydik, atmaktan vazgeçer evinin recebi olur diye (çal›flman› istemiyoruz). Say›n Recep, böyle köfleyi bir daha zor okursun, onun için ay›ksan aç melül gözlerini bir iyi oku. Evvela geçmifl olsun. Lakin, “iflimizin bafl›nda olaca¤›z” diyorsun. Sebep? Can›ndan k›ymetli mi; hani bizim “ekmek kap›s›” muhabbetini diyorsan, sana Ahmet abimizden bir flark› dileriz, “kendine iyi bak, bizi düflünme, bu köfle recepsiz de oluuu-uuuur….” Yukar›daki recebin gerçek hayatla hala bir ilgisi varsa yat›p kalk›p flükretmelidir, floför biraz safçad›r, balyozun ne günah› vard›r.
Foto¤raf›n ‘‹z’inden Dünya’y› dolaflmak
‹z foto¤raf dergisinin 6. say›s› ç›kt›. Birçok önemli foto¤rafç›n›n objektiflerinden yans›yan dünya halleri ‹z’in sayfalar›nda yer buluyor. Dergi foto¤rafla ilgilenen ilgilenmeyen herkes için önemli bir kaynak
. . . ‹ Z L E M E L ‹ . . . D ‹ N L E M E L ‹ . . . O K U M A L I . . .
Bir yabanc›n›n öyküsü
O¤lan bizim k›z bizim
Suçlu kim, ceza ne?
eki Demirkubuz’un, Albert Camus’nün, ‘Yabanc›’ roman›ndan esinlenerek çekti¤i film, hayat›n bir hiçten ibaret oldu¤unu, nas›l yaflan›rsa yaflans›n sonucun de¤iflmeyece¤ini savunan Musa’n›n hayat›n› irdeliyor. Annesinin ölümüne ald›rmayan, aksine bir nebze sevinç duydu¤unu söyleyen Musa bir kad›nla s›rf o istedi¤i için evleniyor. Bu hayat görüflü, iki çocuk ve bir annenin katlediliflinden mesul tutulmas›na neden oluyor. Filmde cevab› aranan soru Musa gerçekten suçlu mudur?
igan müzi¤in Avrupa’daki tarzdan fark› keman›n yerini klarnetin almas›d›r. Ülkemizdeki klarnet üstadlar›ndan Selim Sesler’in usta nefesi geçti¤imiz ay ç›kan› ‘O¤lan bizim k›z bizim’ adl› albümle ‹lkay Akkaya ve Brenna MacCrimmon ile birleflti. Albümü dinleyenler, Edirne’den bafllay›p Urfa, Trabzon, Mu¤la’ya kadar genifl bir co¤rafyada yolculu¤a ç›kacaklar.
oksul bir gencin, hayat› ve ahlak›, sorgulama öyküsü... Roman›n kahraman› Raskolnikov’un, ahlaki sorgular› onu bir tefeci kad›n› öldürmeye kadar sürükler. Sonras›nda ise cezan›n sorgulanmas› bafllar. Bireyin iç dünyas›na do¤ru derinleflen psikolojik ö¤eleri kullanan ilk roman olmas›n›n yan›s›ra Çarl›k Rusya’s›n›n bar›nd›¤› çeliflkileri yans›tmadaki baflar›s›yla “Suç ve Ceza” keflfedilememifl bir dünyan›n kap›lar›n› aral›yor.
Z
C
Y
NEREDE BULURSAN OK U 1- Murtaza Orhan Kemal 2- Demirciler Çarfl›s› Cinayeti - Yaflar Kemal 3- Hasretinden Pra ngalar Eskittim - Ahmed Arif 4- Buzlar Çözülmeden Cevat Fehmi Baflkurt 5- Alice Harikalar Diy ar›nda - Lewis Carrol 6- Atefli Çalmak Galina Serebryakova 7- Sezuan’›n ‹yi ‹nsan› Bertolt Brecht
www.halkinsesigazetesi.net iletisim@halkinsesigazetesi.net 15 günlük Yayg›n, Süreli, Türkçe yay›nd›r.
n Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Umar KARATEPE n Telefon-Faks 0 212 245 9037 n Adres Tomtom Mah. Örmealt› Sk. 6/3 BEYO⁄LU/‹STANBUL n Bas›ld›¤› Yer Sinerji Bas›n Yay. ve ‹let. Hizm. A.fi. Bask› Tesisleri - KOCAEL‹ n Da¤›t›m Yay-Sat
2 Kas›m - 15 Kas›m
K‹RALIK GECEKONDULARI YIKILAN A‹LEYE GECEKONDULULAR SAH‹P ÇIKTI
Yoksulun halinden yoksullar anlad› Dört çocukla sokakta kalan aileye ne Valilik, ne Büyükflehir Belediyesi, ne de televizyonlarda saatlerce reklamlar›n› izledi¤imiz yard›m kurulufllar› sahip ç›kt›. Aylar boyu Ankara Numune Hastanesi’nin bahçesinde yaflamak zorunda kalan Oruço¤lu ailesi, Dikmen Vadisi’nde Melih Gökçek’e karfl› evlerini savunan gecekondulular›n yard›m›yla bafllar›n› sokabilecekleri bir eve kavufltular. Böylece tüm Gökçek ma¤durlar› Vadi’de toplan›yor Alt›, dört, iki buçuk ve bir yafl›nda dört küçük çocuk… Yusuf, Deniz, Y›lmaz ve Umutcan. Anne babalar› Seda ve Bayram Oruço¤lu ile birlikte Ankara Hasköy’de kirada oturduklar› gecekondu y›k›l›nca kendilerini sokakta bulmufllar. Babalar› iflsiz. Baflka bir eve kiraya ç›kabilecek durumlar› olmad›¤› için de Ankara Numune Hastanesi bahçesinde yaflamaya bafllam›fllar. Bir süre bahçede yaflayan aileyi havalar so¤uyunca hastane yönetimi acil servis giriflinin bir köflesine iki sedye koyarak içeri alm›fl. Seda Oruço¤lu kaç gündür hastane bahçesinde ve acil servis giriflinde yaflad›klar›n› hat›rlam›yor fakat hastane görevlileri üç ay oldu¤unu söylüyor. Burada hastane yönetiminin ve çal›flanlar›n yapt›¤› cüzi yard›mlarla bir flekilde yaflamaya çal›fl›yorlar. ‹flsiz baba Bayram Oruço¤lu üç ay boyunca kap›c›l›k gibi ifller aram›fl. Hem bar›nacak bir yerleri olsun hem de ellerine biraz para geçsin diye, fakat bulamam›fl. Yard›mlar göstermelik “Yard›m kurulufllar›na baflvurdunuz mu?” diye sordu¤umuz aile bafll›yor anlatmaya. Valilik bir sefere mahsus olmak üzere 500 YTL vermifl. Bu para ile Ankara’da bir evin ancak bir ayl›k kiras›n› karfl›layabilirsiniz, tabii ev sahibi güvence olarak bir bu kadar daha para istemezse. Sadece evleri de¤il eflyalar› da olmayan aile bu parayla ne yapaca¤›n› flafl›r-
m›fl. Valili¤e birkaç kez daha giden ailenin Valilikten içeri al›nmamas› için bir karar al›nm›fl. Aile daha sonra Deniz Feneri Derne¤i’ne baflvurdu¤unu söylüyor. Ramazan ay› boyunca televizyonlarda yay›nlad›¤› yürek burkan reklamlarla yoksullara yad›m için
Daha sonra hastane yönetimi devreye girmifl ve aile en az dört ay kalmak üzere Ankara Büyükflehir Belediyesi’nin (siz ‹. Melih Gökçek’in diye okuyun) fiefkat Evlerine gönderilmifl. Dört ay rahat edeceklerini düflünerek fiefkat Evine yerleflen aile üç gün sonra “buras› hastane maksat-
Foto¤raflar›n› çeken muhabirimize selam durmaya çal›flan çocuklar›, aylar boyu sokakta kalmalar›na göz yuman Valili¤in kudretli, Belediye’nin meziyetli ya da yard›m kurulufllar›n›n iyiliksever oldu¤una kim inand›rabilir? Onlar, k›sa hayatlar›nda Dikmen Vadisi’nin yoksul gecekondulular›ndan daha zengin, meziyetli ve iyilikseverini görmediler.
Erdo¤an konufltu: Irak’ta baflar›s›z olduk Bush, Blair, Holbrooke derken nihayet Tayyip Erdo¤an da konufltu. ABD Irak’ta baflar›s›z olmuflmufl. Günayd›n. Amma ve lakin, Irak’a asker göndermek için vaktiyle çok çabalar sarfeden, bunu baflaramay›nca da çok üzülen Erdo¤an ABD muhalifi mi oldu? Hay›r. O da ayn› iflgalciler ve ak›l hocalar› gibi, Irak halk›n›n çekti¤i ac›lardan de¤il ABD planlar›n›n suya düflmesinden flikayetçi. Yani Erdo¤an’›n elefltirisi ABD için d›flardan de¤il içerden bir elefltiri. A¤›z ayn› a¤›z, sözler ayn› sözler, niyet ayn› niyet, iflbirlikçillik hevesi yine ayn›...
ARKA SOKAK
hesap numaralar› veren, büyük flehirlerde her köfle bafl›na para toplama standlar› açan Deniz Feneri aileden ikametgah belgesi istemifl. Seda Oruço¤lu “hastane bahçesinin ikametgah› m› olur?” diye soruyor bize. Sonuç olarak aile Deniz Feneri’nden yard›m alamam›fl.
l› kullan›l›yor daha fazla kalamazs›n›z” denerek kap› d›flar› edilmek istenmifl. Aile ç›kmamakta direnince fievkat Evinden polis zoruyla ç›kar›lm›fl. Aile Sosyal Hizmetler’e baflvurdu¤unu da söylüyor. Seda Oruço¤lu buradan da çocuklar› verin siz bafl›n›z›n çaresine bak›n anlam›na gelen bir cevap ald›klar›n› söylüyor. Yard›m için elini uzatanlar›n daha sonra yüz üstü b›rakmas› ve afla¤›lamaya çal›flmas› nedeniyle aile yard›m almaktan korkar olmufl. Devletin düflünmedi¤ini halk düflündü Uzun süreden beri evlerini y›kt›rmamak için Gökçek’e karfl› mücadele veren Dikmen Vadisi halk› ailenin bu durumunu ö¤renince aileye yard›m eli uzatmaya karar vermifl. Aileyi kald›klar› Numune Hastanesi’nde ziyaret eden mahalleliler Oruço¤lu ailesine kendi mahallelerinde bir gecekondu ve ev eflyas› ayarlamay› teklif etmifller. “Verecek çok bir fleyimiz yok size sadece yoksullu¤umuzu paylaflmay› öneriyoruz” diyen mahallelilerin teklifini aile kabul etmifl. Seda Oruço¤lu mahallelilerin önerisini duyunca “yani devletin düflünmedi¤ini halk düflünmüfl oluyor” dedi. Dikmen Vadisi’nde verilen bar›nma hakk› mücadelesinin hukuki ifllerini üstlenen Avukat Ender Büyükçulha ise “bütün Gökçek ma¤durlar›n› Dikmen Vadisi’nde toplayaca¤›z” diyor gülümseyerek...
SEN NE B‹Ç‹M DEL‹KANLISIN
Daniel Ortega
‹stanbul Üniversitesi’nde haklar›nda okuldan at›lma ve uzaklaflt›rma cezas› verilen ö¤rencilerin üniversite kap›s›ndaki çad›r eylemi sürüyor. Tüm engellemelere ra¤men eylemlerinden vazgeçmeyen ö¤renciler, e¤itim haklar› için yürüttükleri mücadelede sonuç almaya bafllad›klar›n› aç›klad›lar. Üni-
Islatal›m Tayyibim
Pedofili vakti
Vakit gazetesinin “bu yasak bu serbest” haberini gördünüz mü? Vakit, befl-alt› yafl›nda k›zlar›n örtüyle kapat›l›p Kuran kursuna gönderilmesinin yasak, bale yapmalar›n›n serbest olmas›ndan flikayetçi. Haber resmindeki 6 yafl›ndaki küçük balerinlerin bacaklar›n› da erotik bulup mozaiklemifl Vakit. Türkiye’deki çocuk pornocusu sap›klar›n nereden ç›kt›¤› merak ediliyordu ki, Vakit “ben burday›m”dedi.
minin ana gündemlerini üniversite yönetimlerinin soruflturmalar, disiplin cezalar› ve özel güvenlik flirketleri eliyle estirdi¤i terör; paral› e¤itim uygulamalar› ve savafl oluflturuyor. ‹stanbul üniversitelerinden ö¤rencilerinin 6 Kas›m eylemine ça¤r› bildirisi flu sözlerle bitiyor: “…üniversitelerin tarih boyunca özgürlükçü, ilerici ve ezilenin yan›nda olma gelene¤ini sürdürmekte kararl› oldu¤umuz için 6 Kas›m’da Beyaz›t Meydan›’nday›z.” Üniversitelilerin mücadelesini destekleyen herkes Beyaz›t’a davetli.
Meydan› bofl b›rakmad›lar
Milli E¤itim Bakanl›¤› liselerde bundan sonra Çince dil dersi de verilece¤ini aç›klad›. De¤iflen dünyan›n koflullar›na ayak uyduran Milli E¤itim’in ayaklar› bu ülke topraklar›na basm›yor ama. Frans›zca, ‹ngilizce, Rusça, Urduca ve nihayet Çince serbest; Kürtçe yassah... Hatta “e¤itim dili Türkçe’dir” diye, Kürtçe e¤itime karfl› ç›kanlar Anadolu Liselerinde ve kimi üniversitelerde dersleri ‹ngilizce verip Türkçe’yi yasakl›yor...
Nikaragua da vak zaman nda de ti vrim yapan Sandinis t hareketin lideri Ortega yeniden iktida r yolunda. Ama im dik tega ayn zam i Oran bir patron rg da t n n de lideri; kar devrimcilerle uzla m bir reel politik ac ve kiliseye ho g r mek i in k rta nj yasaklam bir ex-devrimci...
halen hayatta olan Chomsky’nin l m nden bahsedi ini haberle tirmi , bu da Chavez in cehaletine dair propaganda unsuru olarak kullan lm t . Chavez’e atfedilen s zler t m d nyada yank bulmu , bu haberler pek ok sayg n yay nda yer ald i in Chavez yanda lar ve hatta Chomsky’nin kendisi dahil olmak zere ger ekli ine hemen herkes inanm t .
Üniversitelerin çeyrek as›rl›k belas›, darbe kal›nt›s› Yüksek Ö¤retim Kurulu, 25. kurulufl y›ldönümü olan bu 6 Kas›m’da da protestolarla karfl›lan›yor. ‹stanbul üniversitelerinden ö¤renciler, akademisyenler ve üniversite çal›flanlar› 6 Kas›m’da Beyaz›t Meydan›’na ç›k›p alternatif bir üniversite kürsüsü kuracaklar. Kürsüde özgür, demokratik, halk için e¤itim veren ve insanl›¤›n evrensel ç›karlar›n› savunan bir üniversite talebi dile getirilecek. Ö¤rencilerin eylemine ayd›n ve sanatç›lar›n da destek vermesi bekleniyor. Bu y›lki 6 Kas›m eyle-
Ç‹NCE SERBEST KÜRTÇE YASAK
New York Times’tan Chavez asparagas› Chavez’in, ABD’li yazar Noam Chomsky ile l m nden nce tan amay na hay fland n s yleyerek b y k gaf yapt iddias asparagas kt . Chavez’e atfedilen s zlerin uydurma oldu unu g ndeme getiren gazeteci Ernesto Villegas’ n yay mlad video kayd nda, Chavez’in Chomsky’nin de il iktisat J. K. Galbraith’in l m ne z ld n s yledi i g r l yor. New York Times, Chavez’in
“Kald›r bafl›n› YÖK’e karfl›”
ngiltere Ba bakan Tony Blair, Tayyip Erdoan a bir mektup yazm . Dear Tayyip , yani Sevgili Tayyip diye ba layan mektupta ngiliz i ki irketleri hakk nda verilen mahkeme kararlar n ikayet etmi Blair. Bu i in bir oluru yok mu? minvalinde, irketlere verilen cezalar n hafifletilmesini istemi . Mektup bas na s zd . Blair in bu i hallolsun, slatal m dedi i y n nde dedikodular da km .
versitelilerin aç›klamas›na göre birer dönem uzaklaflt›rma cezas› alan iki ö¤renci mahkeme karar› ile okullar›na geri dönmüfller. Cezal› olduklar› iddias›yla okula girmeleri engellenen üç ö¤renci hakk›nda da resmi bir karar olmad›¤› a盤a ç›kt›. Bu ö¤renciler okullar›na yeniden bafllad›.
A⁄ZINDAN ÇIKANI KULA⁄IN DUYSUN “Ben buraday›m, çok konuflma'' Sel felaketinde dört kiflinin öldü¤ü Ceylanp›nar’da “Aç susuz kald›k, okullar› su bast›, devlet nerede” diyen vatandafla AKP’li vekil Mahmut Kaplan’›n verdi¤i yan›t. “Dün bir arkadafl›m arad›. ‘Tam dansöz gibi yazm›fls›n’ dedi. Daha do¤rusu, zarif ifadelerle bunu ima etti. ‘Tam da öyle yapt›m’ dedim. (...) ‘Demek ki kendimi çok iyi ifade etmiflim’ diye düflündüm.” Ertu¤rul Özkök, Orhan Pamuk hakk›ndaki yaz›s›na dair elefltirilere yan›t verirken. “Cumhurbaflkan›n› halk seçti¤i takdirde herkes aday olabilir. Zekeriya Beyaz da aday olacakt›r ve o odac›l›ktan Cumhurbaflkanl›¤›na kadar adayd›r." Çapk›n imam Zekeriya Hoca Cumhurbaflkanl›¤›’na dair görüfllerini aç›klarken.