MART 2011
SAYI:7
www.barikatgazetesi.com
FÝYAT: 2 TL
YAÞASIN KIBRIS-ANADOLU HALKLARININ KARDEÞLÝÐÝ
ÝÞGALCÝ T.C. DEVLETÝ
KIBRIS'TAN
DEFOL...!
MART 2011
GÜNDEM
Olayýn üzerinden Basýn açýklamasý yapan YKP,KSP,Baraka ve Barikat þunlarý dile getirdi: YKP, KSP, Baraka Kültür Merkezi ve Barikat Gazetesi, polisin Yasemin Hareketi, KTOEÖS ve Barikat'ýn pankart, döviz ve bayraklarýna müdahale ettiði ve þiddet kullandýðý iddiasýyla yaþananlarý kýnadý. Örgütlerin ortak açýklamasý þöyle: "Bugün bir kez daha Ýnönü Meydaný tarihi günlerinden birini daha yaþadý. Kalabalýk ve coþku tarihe atýlmýþ yeni bir imzaydý. TC-KKTC bayraklarýnýn Öðrencileri) ve daha tek tek 2 Mart Günü yapýlan eyleme taþýnmasý gibi, Kýbrýs sayamadýðýmýz birçok güzel tahminen elli-bin'e yakýn insan Cumhuriyeti bayraðýnýn pankart eylem alanýný süsledi... katýldý... Emekçiler oluk oluk KTÖS'ün eylemden 1 gece önce taþýnmasý da bu mitingin bir Ýnönü Meydanýna aktý... rengi olmasý gerekirken, tüm devrimci sol gruplara çaðrý Sabah saat 09.30 gibi polisin bazý bayraklara yapmasý gerçekten güzeldi. toplanmaya baþlayan kitleler; müdahale etmesi bazýlarýna KTÖS'e tekrar tekrar örgütümüz Peyak önünden Maliye etmemesi anlaþýlýr deðildir. adýna teþekkür ediyoruz... Bakanlýðýna oradan da Kýbrýs Cumhuriyeti bayraðý Sendikal Platform yetkilileri Cumhurbaþkanlýðýna doðru Kýbrýs'ýn kuzeyinde konuþmalar yaparken; halk harekete geçtiler. Kortejlerin kitleleri de sloganlarla Ýnönüyü herbiri düzenli bir þekilde Ýnönü yasaklanmadýðýna göre bu adeta salladý. YKP,Baraka ve meydanýna akarken ilk saldýrý müdahaleler daha da Barikat'ýn eylem alanýndaki Afrika Gazetesine; ikinci saldýrý anlamsýz olur. ise biz Barikat Gazetesine yapýldý. dayanýþmasý gözlerden Ayrýca alanda baþka Kýbrýs kaçmazken; sendikal platformdan Cumhuriyeti bayraklarýnýn Afrika gazetesinin pankartlarý yýrtýlýp, çalýþanlarý polis tarafýndan pankartlara herhangi bir itiraz olmasý ve herhangi bir darp edilirken; Barikat gazetesinin gelmedi. gerginliðe sebep olmamasý, Eylem yerine provakatörler açtýðý pankartlar da adeta “provokasyon olacak” iddiasý tarafýndan sokulan birçok TC ve hýncahýnç yýrtmak istercesine ile bu müdahalenin yapýlmýþ KKTC bayraðý adeta meydandaki olma ihtimalini saf dýþý Polis tarafýndan tacize uðradý. coþkuya kara leke sürdü. Üstüne býrakýr… Ýnönü meydanýndaki kitleyi üslük çýkan söylentiler yanlýþ yararak içeriye giren Yasemin Hareketi, KTOEÖS deðilse DP'nin bunlarý alana Baraka,YKP,Barikat ve Yasemin ve Barikat'ýn küfür içermeyen getirdiði belirtildi. Hareketine baðlý yurtsever pankart, döviz ve Eylemde Barikat Gazetesinin kesimler; “Ankara Elini bayraklarýna müdahale ve “Ýþgalci T.C. Devleti, Kýbrýs'tan Yakamýzdan Çek” þiddet kullanýlmasýný DEFOL..!” yazýlý pankartýna ise (Baraka),”Kýbrýslý-Türkiyeli kýnýyoruz… Kardeþ; Ankara Galleþ”(Baraka), Afrika gazetesine yapýlan saldýrý Bizler, bu saldýrýlarý söz, gibi yine baþka bir faþist bir saldýrý düþünce ve ifade “Ýþgalci T.C. Devleti Kýbrýs'tan düzenlendi. Üç kimliði Defol”(Barikat),”Yaþasýn Kýbrýsözgürlüðüne yapýlmýþ bir belirsiz(Tutuklama tehdidi yaptýðý saldýrý olarak algýladýðýmýzýn Anadolu Halklarýnýn için muhtemelen sivil polis) þahýs da altýný çizeriz… kardeþliði”(Barikat), örgütümüzde çalýþan bir “Emperyalizm yoldaþýmýzýn elinden pankartý Vahþettir”(Barikat),”Tayyip'e Ýnat Yeni Kýbrýs Partisi zorla aldý. Bunun üzerine alanda Kýbrýs Sosyalist Partisi Buradayýz, Kýbrýs Halkýnýn bulunan ilerici-devrimci kitleler Yanýndayýz”(ODTÜ Öðrenci Baraka Kültür Merkezi polisin üzerine “kahrolsun faþizm” Barikat Gazetesi Ýnsiyatifi), “Biz Küçük Ferdiye sloganlarý ile yürüdüler. Daha Benzemeyiz; Derdimiz Koltuk sonra alana geriye dönen Deðil Geleceðimiz” (Liseli Barikat Gazetesi ise kendi devrimciler Bandista konseri Gençlik), “Mezun Olup Göç yaptýðý basýn açýklamasýnda sonrasý daðýldýlar.... Etmek Ýstemiyoruz”(AÖA ek olarak þunlarýn altý çizildi... Bugün toplumsal varoluþ mitinginde “ÝÞGALCÝ TC KIBRISTAN DEFOL” yazýlý pankartmýz karanlýk güçlerin ülkemizdeki kuvvetlerince saldýrýya uðramýþtýr. Bu saldýrý sadece Barikat'a deðil hem Kýbrýsta yýllardýr yaþayan hemde Anadolunun baðrýndan kopup ekmek kavgasý için ülkemizde
Kýbrýs Sallandý..!
SAYFA 2
varlýðýný sürdüren bütün emekçilere hemde bu ülkedeki tüm ilerici-devrimci güçlere yapýlan faþist bir saldýrýdýr. AB, NATO ve IMF destekli T.C. Devletinin ülkemizde yýllardýr uyguladýðý askeri,ekonomik,siyasal, kültürel ve hayatýn her alanýnda sürdürmeye çalýþtýðý baskýcý, sömürgeci ve iþgalci politikalarýna karþý sýnýfsal mücadeleyi örgütlemeye çalýþan biz Barikat Gazetesine yapýlan bu faiþist saldýrý bilinmelidir ki onlarýn “emekçilerin ve ezilen halklarýn baðýmsýzlýk isteklerinden ve verdikleri mücadeleden” korktuklarý içindir...! Onlarýn canýný yakmaya devam edeceðiz..! Onlarýn bu karanlýk saldýrýlarýna boyun eðmemeye devam edeceðiz...!! Bu ülkede yaþayan her milletten tüm emekçiler ve ezilenler böyle faþist baskýlara boyun eðmeyecektir...! Bu ülkenin emekçileri bu dayatmalara, bu paketlere, bu iþgalci politikalara karþý daha da güçlü bir þekilde mücadelesini sürdürecektir...! Barikat susturulamaz...! Ve susmayacak..! Gazetemizin, emperyalizme karþý mücadelesinde, her türden gericiliðe karþý mücadelesinde böyle faþist saldýrýlara asla ve asla boyun eðmeyeceðini, bu faþist saldýrýlarýn bizleri korkutamayacaðýný açýk bir þekilde beyan etmekteyiz Yine bundan sonraki her ortamda ve her eylemde ayni pankartla, ayni sloganlarla ve her zamanki gibi emekçilerle ve halkýmýzla yine hepberaber onlarla iç içe olacaðýmýzý açýk bir þekilde beyan ederiz... ÜSTÜNE BASA BASA TEKRARDAN HAYKIRIRIZ: YAÞASIN KIBRIS-ANADOLU HALKLARININ KARDEÞLÝÐÝ...! KAHROLSUN T.C. DERÝN DEVLETÝ, ARKASINDAKÝ TÜM EMPERYALÝST GÜÇLER VE KIBRIS'TAKÝ ÝÞGALÝ...! YAÞASIN ÝÞÇÝ SINIFI VE BAÐIMSIZLIK ÝÇÝN SAVAÞAN KIBRIS'IN TÜM KARDEÞ HALKLARI VE EMEKÇÝLERÝ....
MART 2011
GÜNDEM ÖDP Ülkemizdeydi...
SAYFA 3
arzuladýklarý çözümdür. Böyle bir çözüm, halkarýn eþitçe Türkiye'nin ilerici partilerinden biri olan yaþayacaðý bir çözüm olmayacak, Kýbrýs sorununun çözülmesiyle 12 Þubat günü, güneyde yapýlan Özgürlük ve Dayanýþma Partisi, aksine emekçi kesimlerin, emek eylemde, Birleþik Kýbrýs Öðretmenler giderilebilir” toplumsal varoluþ mücadelesi içerisinde sömürüsüne daha da fazla maruz Ýki toplumlu eðitim platformu Platformu, Sendikal Platforma bulunan ülkemiz örgütlerinin bazýlarý ile kalacaklarý, sistemin esiri bir þekle temsilcisi Yorgos Lambrou, eylemin muhalif kesimin genelini oluþturan bazý sokulacak olan halidir. Emperyalist destek belirtti. Kuzeyde verilmekte siyasi partilerle temaslarda bulundu. güçlerin emellerine rahatça temel amacýnýn, liderlere en kýsa olan varoluþ mücadelesine destek Öncelikle Sendikal Platformla bazý ulaþabileceði bir çözümü elde zamanda, çözüm isteklerini veren Birleþik Kýbrýs Öðretmenler temaslarda bulunan ÖDP temsilcileri, etmektense, din,dil,ýrk ayýrýmýnýn Platformu, bölünmüþlüðe karþý barýþ göstermek olduðunu, Kýbrýsýn kuzey daha sonra CTP, TDP, DP, BKP,Baraka olmadýðý, sýnýfsal temelde bir anlaþma çaðrýsýnda bulunarak, “çözüm þimdi” tarafýnda böyle bir hareketlenmenin ve YKP'yi ziyaret etti. ile kurulacak olan yeni bir üniter olduðunu ve bu çabalarý mesajýný verdi. yapýlanma devrimci hiçbir örgütün anladýklarýný göstermek ve Kýbrýslý Sendikal Platformun, toplumsal Sendikal Platform Temaslarý karþýsýnda durmak isteyeceði bir yapýlanma deðildir. Bu noktada, ÖDP ve varoluþ mitinginin ardýndan, yapýlan Türklere destek vermek olduðunu Sendikal Platform temsilcileri ile diðer yoldaþ örgütlerden beklentimiz, mitinge destek vermek amacýyla bir belirtti. Lambrou, Kýbrýslý Türklerin, KTOEÖS lokalinde bir araya gelen ÖDP devrimci dayanýþma çerçevesinde yaþadýðý sýkýntýlarýn ancak Kýbrýs araya gelen eðitim emekçilerinin, Baþkaný Alper Taþ, ortak yapýlan basýn verdikleri destekleri ortaya koyarken, sorununun çözülmesiyle Ledra Yolu üzerinde açýklamasýnda ülkemize yaptýklarý bu ülkemizdeki bazý örgütlerin düþtükleri giderilebileceðini kaydetti. gerçekleþtirdikleri eylemde, baþta ziyaretin sebebinin toplumsal varoluþ hatalarý göz ardý etmemeleri ve Kristos Achnio: “ Artýk çözüm Lefkoþa Belediye Baþkaný Eleni çýðlýðýný atanlarýn yanýnda olmak ve Kýbrýs'taki devrimci mücadelenin destek vermek olduðunu belirtti. yalnýzca TC boyunduruðu altýnda Mavru olmak üzere, bazý liderler ve bulunmasýný istiyoruz.” yaþamaktan kurtulmak için deðil, tüm Birleþik Kýbrýs Öðretmenler konuþmacýlar, kürsüde yer aldý. Taþ: “ Sermayenin saldýrýsý” emperyalist güçlerin gölgesinden Platformu temsilcisi Kristos Achnio, Mavru: “ Sesimizi duyurmalýyýz” kurtularak, baðýmsýz, birleþik Kýbrýs yaptýðý konuþmada, Kýbrýslý Türklerle Açýklamalarýnda, Kýbrýs halkýnýn artýk Konuþmasýnýn baþýnda, toplumun mantýðýnda verildiðini, göz önünde dayanýþma içerisinde olduklarýný Kýbrýs konusuna bakýþ açýsýna kendi kendisini yönetmek istediðini bulundurmalarý yönündedir. eleþtirel bir yaklaþým gösteren Eleni göstermek amacýyla bu etkinliði bildiklerini belirten Taþ, halkýn Mavru, toplumun, Kýbrýs sorununun düzenlediklerini belirtirken, Kýbrýs Ankara'nýn dayatmacý politikalarýna ÖDP-Muhalefet Partiler Temaslarý karþý gelmeye çalýþtýðýný ve ayrýca sorununa artýk çözüm bulunmasýný yalnýzca politikacýlarý ve siyasi yýllardýr devam eden anavatanPartilere yaptýðý ziyaretlerde de, istediklerini ve birleþik Kýbrýs için partileri ilgilendirdiði yönünde bir yavruvatan anlayýþýndan halkýn býktýðýný sendikal platforma verdiði mesajlardan Kýbrýslý Türklerle el ele hareket eðiliminin olduðunu ancak bunun kaydetti. Taþ, Ankara'nýn uygulamakta farklý mesajlar vermeyen ÖDP lideri Taþ, edeceklerini kaydetti. herkesi ilgilendiren bir sorun olduðu kemer sýkma politikalarýný, bu görüþmelerin, karþýlýklý fikir alýþ olduðunu belirtirken, ülkemizin daha George Pachis: “ Sonuna kadar sermayenin bir saldýrýsý olarak veriþinde bulunulmasý adýna önemli iyi bir geleceðe sahip olabilmesi için, böyle devam edemez.” tanýmlarken, son dönemlerde artmýþ olduðunu vurguladý ve amaçlarýnýn, olmasý konusunda ise krizin bahane Kýbrýs'taki sorunlarý karþýlýklý tartýþarak, Kýbrýs Türk ve Rum Öðretmenler seslerini duyurmasý gerektiðine konuþulmasý olduðunu kaydetti. TC Platformu temsilcisi George Pachis, edildiðini öne sürdü. Bu saldýrýlardan inandýðýný, Kýbrýslý Türklerin tüm çalýþanlarýn nasibini aldýðýný belirten baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn yaptýklarý miting ve eylemlerle bunu verdiði demeçte, çözüm için Taþ, bu sorunun yalnýzca Kýbrýs ile yönelik tutumunun Türkiye'deki yapmakta olduðunu, kendilerinin de mücadelede seslerini duyurmak için sýnýrlý olmadýðýný AB içerisinde bulunan Kýbrýs'a emekçi kesime karþý sergilediði bu etkinliði düzenlediklerini ve aynýsýný yapmasý gerektiðini ve bu politikalardan nasibini alan emekçi tutumdan pek fazla farký olmadýðýný Kýbrýslý Türklerin sýkýntýlarýný düþündüðünü belirtti. kesimleri iþaret ederek anlattý. anlatan Taþ, toplumsal varoluþ Genel olarak Kýbrýs sorunundaki Bu ülkenin kuzeyinde ve güneyinde anladýklarýný kaydetti. Adayý mitinginin ardýndan, Türkiye'nin güney Kýbrýs'a liman açýp açmayacaðýný merak birleþtirmek için bir þeyler yapmalarý faktörlerin neler olduðu konusundaki verilmekte olan ve verilecek olan farkýndalýðýný ortaya koyan ÖDP lideri, ettiklerini de sözlerine ekledi. gerektiðini söyleyen Pachis, Kýbrýs mücadele, birbirinden ayrý olarak Türkiye'nin IMF ile olan iliþkileri ile Karþýlýklý görüþ alýþ veriþleri, siyasi sorununun sonsuza kadar böyle deðerlendirilmemelidir. Ortak Kýbrýs ile Türkiye arasýndaki iliþkilerle partilerin, kendi politik duruþlarýný, bakýþ mücadelemizin, Kýbrýslý Türk, Kýbrýslý devam edemeyeceðini belirtti. baðdaþtýrýrken, Kýbrýslý Türklerin yýllarca açýlarýný anlatmalarýyla son buldu. Bu ülkede derhal sýnýrlarýn Rum, Türkiyeli veya Yunan veya stratejik konumun kurbaný olduðunu, Ziyaretler esnasýnda, siyasi partiler, herhangi baþka bir milletten olmasý, kaldýrýlmasý gerektiði konusunda, bundan böyle kendi kendisini yönetmesi ÖDP temsilcilerine kendi politikalarýndan bahsederken, DP ile yapýlan önemli deðildir. Mücadelemiz, emek verilmekte olan ve verilecek olan her gerektiðini sýkça vurguladý. TC devletinin, baþta Baþbakan Tayip görüþmede, ÖDP baþkaný Alper Taþ, türlü mücadeleye bakýþ açýmýz temelinde, din dil ýrk ayrýmý Erdoðan'ýn adaya bir sömürge gözüyle siyasi duruþlarýnýn hangi noktada yapýlmaksýzýn, sisteme karþý verilen olumlu iken, federal çözüm baktýðýný anlatan Taþ, bu anlayýþýn artýk olduðunu anlatma gereði hissetti. Siyasi konusunda,redci olmayan bir mücadele olmalý ve bu ülkede deðiþmesi gerektiðini, adaya duruþunu anlatýrken, ÖDP liderinin, sol duruþumuzun yanýnda, eleþtirimiz yaþayan bütün emek güçlerinin Türkleþtirme, Müslümanlaþtýrma gibi kesimde yer aldýklarýný hatta her zaman var olacaktýr. Elbette ki ortak çýkarlarýna hizmet etmelidir. politikalarýn uygulanmakta olduðunu, bu “özgürlükçü sosyalizmi” savunduklarýný çabalardan vazgeçilmesi gerektiðini söylemesi dikkatimizi çekti. bölünmüþlüðün derhal ortadan Sýnýrlar, emek güçlerinin bir araya belirtti. Taþ, iki kesimli federal bir gelmesini engellemeyebilecek kadar kaldýrýlmasý, genel siyasetimizin barýþtan yana olduklarýný ve halklarýn baþlýca unsurlarýndandýr. Ancak, güçlü deðildir. yaþayacaðý bir Kýbrýs'a emperyalist güçlerin gölgesi altýnda eþitçe Keti Klerides: “Federal Kýbrýs için inandýklarýný söyleyerek konuþmasýný kurulacak olan bir düzen, emek mücadele edilmeli” sonlandýrdý. kesimlerinin bugünkü yaþantýlarýnýn Bu noktada, Kýbrýs'taki devrimci Mavru'nun ardýndan söz alan, eski deðiþmesi yönünde bir geliþmeye lider Glafkos Klerides'in kýzý Keti mücadeleyi yakýndan takip eden, yol açmayacaktýr. Federal anlamda anlayan ve anlatan yoldaþ örgütlerimize Klerides, yaptýðý açýklamada, de en az bizimki kadar görev eyleme Kýbrýs sorununun çözümüne bir çözüme gidilmesi, tamamen düþmektedir. Ülkemizde bazý emperyalist devletlerin çýkarlarý yönelik, isteðini göstermek adýna temaslarda bulunarak, devrimci doðrultusunda, “sözde” birleþik, katýldýðýný belirterek, federal Kýbrýs dayanýþma çerçevesinde mücadelemize “özde” ise etnik kökenin, millet için mücadele edilmesi gerektiðini destek olan ÖDP'nin Kýbrýs'ta bulunan kavramýnýn, din ve dil kavramlarýnýn devrimci ilerici kesimlerin, ilgisini çekmiþ kaydetti. ve inkar edilemez pozitif bir þekilde Bizler burada bir ünlem iþareti koymak nitelik anlamýnda farklýlýklarýna Kostis Achniotis: “ Toplumumuz karþýlanmýþtýr. Bu tür devrimci istiyoruz...! Sosyalizmin “daha da dayalý gündemde olacaðý bir Anlayamadý” dayanýþma örnekleri artýrýlmalý, özgürlükçüsü”var mýdýr ? Yoksa yapýlanmayý getirecek olan bir Kýbrýs Rum Öðretmenler Platformu güçlendirilmeli ve devam etmelidir. sosyalizm bir “barbarlýk” mýdýr da daha “düzen” dayatacaktýr. Gölgesinden temsilcisi Kostis Achniotis ise Ancak ve ancak, ÖDP gibi, devrimci da özgürlükçüsü talep ediliyor ?? Nasýl kurtulmak için mücadele ettiðimiz konuþmasýnda, 2003 yýlýnda mücadelemize destek veren yoldaþ bir birþeydir bu “özgürlükçü sosyalizm” diye emperyalist devletlerin sayýsý, kuzeyde düzenlenen eylemleri örgütün, ayný anda halklarýn eþitçe araþtýrdýk... Bir de ne görelim... “Avrupa yaþayacaðý bir Kýbrýs'a inandýðýný dile federal çözüm ve AB çatýsý altýnda toplumun anlayamadýðýný belirtti. Solu” dedikleri AB'ye yamanmakmýþ artacaktýr... “Barýþ” dediðimiz þeyden getirmesi ve bununla birlikte federal bir meðerse...! Proletarya diktatöryasýnýn Amaçlarýnýn topluma bu mesajý çözümden yana olduðunu belirtmesi, reddi imiþ meðerse...! Marksizmverebilmek ve kuzeydeki mücadeleyi bizim anladýðýmýz din,dil,ýrk ayrýmý bizim kafamýzda bazý soru iþaretlerine Leninizm ile uzakdan yakýndan alakasýz olmaksýzýn kendi ülkemizde anlatabilmek olduðunu söyleyen yol açmýþtýr... ideolojilerin rehberliðinde parti örgütleri beraberce; ayni evi ayni apartmaný Achniotis, iki toplumun hedeflerinin Günümüzde federal çözüm, emperyalist ile “devrimcilik nutuklarý” atmanmýþ paylaþmayý baþardýðýmýz, týpký ayný olduðunu, bunun iki toplumlu güçler tarafýndan bölünen ülkemizin, meðerse...! Biz “özgürlükçü sosyalist” yüzyýllarca yaþadýðýmýz ortamý federal bir çözüm olduðunu tekrardan emperyalist güçler tarafýndan, Alper Taþ yoldaþa; mücadele hayatýnda tamamen onlarýn emperyalist çýkarlarý baþarýlar diliyor; “sosyalizmin daha da tekrar kazandýðýmýz ve ortak bir kaydederken, bunun için doðrultusunda yeniden birleþtirilmesi ve özgürleþtirecek dahiane fikirlerini” birgün þekilde emperyalizme karþý savaþan çalýþmalarýnýn süreceðini belirtti. AB çatýsý altýnda iki toplumlu yeni bir bizlere de göndermesini ciddiyetle talep Yorgos Lambrou: “ Sýkýntýlar, ancak bir vatan olduðumuz gündür...! devletin oluþturulmasýný isteyen güçlerin ediyoruz....
Sendikal Platforma Destek...!
MART 2011
GÜNDEM CTP Elini Emekçi'nin Yakasýndan Çek...! Ýktidarý baþka uþak; Muhalefeti büyüðünden küçüðüne çeþit türlü uþak...!! Hepsinin de ortak noktalarý "T.C. Devletine toz kondurmamalarý" ve iþverenlerle, patronlarla sýký iliþki içinde olmalarý... Ýþte size CTP'nin son icraatlarýndan esintiler ve seçmeler...! Gözünüz sözde merkez muhalefet görsün misali...!
SAYFA 4
EDÝTÖR'DEN Ali YALÇINAY ali.yalcinay@barikatgazetesi.com Barikat Yürüyor..!
Daha 2 sene evvel TaþkýnköyGöçmenköy semptinde ülke sorunlarýna kafa yoran bir grup genç vardý... Gençler oturuyor; konuþuyor; ülke sorunlarýna kafa yormaya çalýþýyor ve neler yapabileceklerini tartýþýyorlardý... Bulunduklarý bölgedeki gençlerin; uyuþturucu, aþýrý alkol ve her türlü kötü alýþkanlýklardan uzak durmalarý için neler yapabileceklerini konuþuyorlardý... sorunlarýnýn çözülmesini, UBP Daha önceki sayýmýzda da dile hükümetinin deðiþmesine baðlamýþ ve Yaþlarý 17-23 yaþ arasý sayýca bazen getirdiðimiz gibi; CTP'nin “halkýn 20 kiþi bazen 10 kiþi arasý deðiþen sorunlara kendilerinin çare gözünü boyama” siyaseti devam bir rakamlarý vardý... bulabileceðini ima eden kelimeler ediyor....! CTP; hem dayatmalarýn O dönemler bu genç yoldaþlarla birebir uygulayýcýsý olarak T.C. Devleti kullanmýþtýr. tanýþmazdan önce baðýmsýz bir Varoluþ mücadelemiz, UBP ile iþbirliði yapýyor hemde aklýnca þekilde mücadele vermekteydim... hükümetinin devrilmesiyle zafer sendikalarla ve emekçilerle kendi kendini “halkýn saflarýnda” göstermeye kazanamaz... Sorunumuz, burjuva bir Tek bayrak; tek yürek; tek silah....! partinin yerine baþka bir burjuva partiyi Büyümemiz lazýmdý... Tek insan devam ediyor... getirme sorunu deðildir! Hedef ne UBP nedir ki? Sonra onlarla tanýþtým... Cumhuriyetçi Türk Partisi, geçen ay Günler; aylar geçti.. Gazimaðusa'da Kaza Mahkemesi'nde hükümeti, ne de baþka hükümetin bu düzende baþa geçmesi deðildir; hedef Dinledim... baþlatýlan süresiz greve destek Sabýrla; dirençle; fikirlerimizi sistemin ta kendisidir!! verdiðini beyan etti ve mahkemeye paylaþtýk... Sendikal platformun 2 Mart'dan da destek belirtisi niteliðinde bir ziyaret Aradan þimdi o günden bu güne sonra yapacaðý eylemlerde bu gibi düzenlemiþti. Kendi iktidar sürecinde, uzun bi zaman geçti... toplumsal varoluþ mücadelesinin temel olaylara tanýklýk edeceðimiz O günlerden bu günlere geldik... kaçýnýlmaz bir gerçektir. Devrimci konularýndan olan, “ekonomik Ýdeolojimiz; mücadelemiz hergün dayatmalara göz yuman, TC Devleti ile mücadele içerisinde yer alan bireyler biraz daha yeþerdi.. ve örgütler olarak, CTP ve bu gibi iþbirliðini sürdüren, özelleþtirme Hergün birþey daha kattý bize ML...! partilerin oy kazanmaya yönelik bu politikalarýna destek veren ve göç Ve hergün mücadele hýrsý ile biraz politikalarýný her zaman teþhir etmeli; yasasýnýn altýna imza atmýþ” CTP, halkýn önüne bunlarýn gerçek yüzlerini daha doðdu yeni birileri.. iktidarý sonrasý güç toplayabilmek Birçoðunu kaybettik... Ve birçoðunu koymalýyýz... adýna, týpký DP,ÖRP,TDP ve birtakým Toplumsal hareketleri, kendilerine mal da kazandýk ayni dönem... partilerin yaptýðý gibi, “toplumsal Þimdi ülkemizde Marksizm-Leninizm etmeye ve oy potansiyeli yaratmaya hareketi”, kendilerine mal edebilmek bayaðýnýn yükseliþ mücadelesinde çalýþan düzen partilerine fýrsat adýna, mücadele içerisinde boy iþçi sýnýfý yalnýz deðil... göstermeye, mevcut UBP hükümetinin vermemek adýna ve devrimci Barikat var...! mücadelemizi, daha ileriye alternatifinin kendi partileri olduðunu Onuru ile; belki sayýca çok yüksek götürebilmek, “tüm emek güçleri empoze etmeye devam olarak birlikte hareket etmek” ve CTP olmayan ama saf mücadelesi ile etmektedirler... Marksizm-Leninizm kavgasýný gibi düzen partilerinin hedef saptýran öðrenip; insanlarla paylaþan Kýbrýs'ýn hareketlerine yönelik ortak tutum Soyer: “Kararlýlýðýmýzla tüm tek Marksist-Leninist örgütü sergilemek ve teþhir etmek baþlýca sorunlarý aþacaðýz” Barikat... görevlerimizdendir. CTP ve CTP gibi partilerin politikalarýný; düzenden nasýl Paylaþýmcý; kolektif örgüt kültürü Yapýlan ziyarette, memurlara CTP'li yamalandýklarýný teþhir etmeye devam ile..! Emperyalizme karþý, sömürüye yetkililer tarafýndan çiçeklerin karþý; sermayeye karþý; kendini her edeceðiz..! Bunu kimseye saldýrý daðýtýlmasýnýn ardýndan, kýsa bir amaçlý deðil; emekçileri CTP'nin hem alanda geliþtirip Kýbrýs Komünist konuþma yapan genel baþkan Ferdi Partisi'nin onurlu yolunda iþçi sýnýfý dününü hem bugününü hem de Sabit Soyer, verdiði beyanatla ülke rehberi ile yürüyen Barikat...! Yeni “Vali” Ýþbaþýnda...! Parasý olanýn çok konuþtuðu veya “aileden olanýn” daha çok adamdan 28 Ocak Toplumsal varoluþ eylemi sayýldýðý deðil; siyasi-ideolojik sonrasý ve Tayyip'in Kýbrýs halklarýna anlamda kendini mücadelesine “besleme” demesi sonrasý doðan adayabilen; onurlu bir þekilde Kýzýl tepkilerden sonra eski vali Kaya Türkmen Bayraðý taþýyýp örgütlü mücadele görevinden alýnýp yerine T.C. Yardým heyeti baþkaný Halil Ýbrahim Akça atandý... için savaþan militanlarýn yönettiði bir Ne kadar da “ilk atanmak istenen vali” örgüttür Barikat..! Akça iseydi ve bunu T.C. Dýþiþleri Gazetesi ile iþçi sýnýfýna ýþýk tutmaya Bakanlýðý sonradan yapmýþsa bile; çalýþan; ilk adým olarak dernekleþme bilmemiz gerekir ki kim gelirse gelsin yolunda legal faaliyetlerini gazetesi iþgalci yine iþgalcidir... Sadece Vali'nin adý ile yürüten Barikat... deðiþmiþtir... Bu ülkede adý ister Ýbrahim Barikat büyüyor...! olsun; ister Kaya olsun; ister baþka biri Barikat çok yakýn bir zamanda olsun; bu topraklarda iþgalci hiçbir tiyatro ekibi ile geliyor..! kuvvetin ne elçisinin ne askerinin ne Dernekleþme yolunda en önemli siyasilerinin ne parasýnýn ne memurlarýnýn adýmý olacak bu Barikat'ýn... yeri yoktur..!!!! T.C. Devleti bu atamayý Kendi sosyalist kültürünü ortamý dindirmek için yaptýysa; bilmelidir ki bizim böyle numaralara karnýmýz aþýlayabileceði en güzel ortamlarý toktur... Bizler; T.C. Devletinin elçiliðini de yaratmak için geliyor Barikat...! askerini de; “Anadolu ve Kýbrýs ezilen Maddi sorunlarý var malum... Ama halklarý ve emekçileri” olarak el ele bu dünyadaki hangi devrimci örgütün ülkeden göndereceðiz...!!!! maddi sorunlarý yok ki?
Hiçbir yerden destek almayýp sadece kendi öz gelirleri ile ayakta durmaya çalýþýyor Barikat... Emeði ile alýp; emeðe geri döndürüyor parasýný...! Hep iþçi sýnýfý için.. Hep ezilenlerin kurtuluþu için.. Baþka þansý hiç olmadý ki Barikat'ýn...! Olaylara “tarafsýz” kalýp suskunluðu tercih etmedi ki; sýrf birilerine yaranmak için... Bu mücadele þerefli bir mücadeledir.... Bu mücadele onursuzlarýn, þerefsizlerin, popülistlerin, beylik laflarý ile devrimcilik yapanlarýn mücadesi deðildir...! Ne kaypaklarýn; ne örgüt aðalarýnýn; nede “aklýevvelleri” eleþtirip, kendi “aklýevvelliklerini” görmezden gelenlerin kavgasýdýr bu mücadele...! Özeleþtiri ateþten gömleðini gerektiðinde çekinmeden giyebilen ve kendine hesap veren; gerekmediðinde ise doðrularýný daha da geliþtiren çalýþmalarýna devam edip kendini daha da ilerleten bir Barikat var mücadelede...! Ülkesinde ve dünyada birçok örgüt ile temas kurmuþ; birleþik cephe yolunda mücadelesini verirken; korkusuzca devrimci pratikte az kadrosu ile kavga veren bir Barikat...! Sol içindeki diðer ideolojilerden insanlara saygý göstermeyi bilen; önüne “taþ konulmak” istense bile deftere yazýp önüne bakmasýný ve hiçbiþey olmamýþ gibi sadece kendi içinde yorumunu yaparak yoluna devam edebilen, denizdeki kum kadar sabýrlý bir Barikat var ülkemizde.... Ýþçi sýnýfý yolunda, Kýbrýs'ta antiemperyalist birleþik cephe hükümeti ardýndan sosyalizm ve esas hedefi komünizm yolunda kavga veren, hedefleri büyük bir Barikat var bu mücadele yolunda..! Partisinin geçmiþini didik didik edip; insanlarýn önüne koymaya çalýþan bir Barikat var..! Nazým'ýn þiirinden mýsralarla bitirmek istiyorum bu bizi özetleyen yazýmý: Biz topraktan, ateþten, sudan, demirden doðduk! Güneþi emziriyor çocuklarýmýza karýmýz, toprak kokuyor bakýr sakallarýmýz! Neþemiz sýcak! kan kadar sýcak delikanlýlarýn rüyalarýnda yanan o "an" kadar sýcak! Merdivenlerimizin çengelini yýldýzlara asarak ölülerimizin baþlarýna basarak yükseliyoruz güneþe doðru! Ölenler dövüþerek öldüler; güneþe gömüldüler. Vaktimiz yok onlarýn matemini tutmaya! Akýn var güneþe akýn Güneþi zaaaptedeceðiz Güneþin zaptý yakýn!
MART 2011
DAYANIÞMA
SAYFA 5
AFRÝKA GAZETESÝ'ne düzenlenen saldýrý demokrasiye ve özgürlüðe yapýlan bir saldýrýdýr... Saldýrýyý düzenleyen karanlýk güçlerin er veya geç hesabý sorulacaðýna ve arkalarýndaki gerici kurum ve devletlerin halka hesap vereceklerini vurgular; dayanýþmamýzý yineleriz...
BARAKA KÜLTÜR MERKEZÝ'NE düzenlenen faþist saldýrý arkalarýnda faþist T.C. Devleti ve emperyalist güçler tarafýndanin uþaklýðýný yapan kesimlerce geçtiðimiz ay gerçekleþti... Gazetemizin matbaa'ya girdikten hemen sonra olan bu olayý bu sayýmýzda þiddetle kýnamayý kendimize bir borç bilir; dayanýþmamýzý yineleriz...
MART 2011
TEORÝ-PRATÝK Alman proletaryasýnýn unutulmaz lideri Bebel, bir keresinde, doðru yolda olup olmadýðýný, proletaryanýn sýnýf düþmanlarý tarafýndan kendisine ve tutumuna yöneltilen sözlerle ölçtüðünü söylemiþtir. Bugün Komünist Partisi de ayný biçimde. Birleþik Emek Cephesi taktiðiyle doðru yolda olduðunu sýnýfsal düþmanlarýnýn tutumundan kanýtlamakta; kapitalistler, onlarýn Partileri, ideologlarý, profesörleri ve hukukçularý panik içinde Birleþik Emek Cephesi taktiðine karþý çýktýkça bu taktiðin ne kadar yerinde ve zamanýnda öne sürüldüðü ortaya çýkmaktadýr. Birleþik Emek Cephesi, bütün düþmanlarýna raðmen gerçekleþecektir; çünkü hayat onu gerçek bir zorunluluk haline getirmiþtir. 27 Aðustos 1923
BÝRLEÞÝK CEPHE VEYA SINIF ÝÞBÝRLÝÐÝ Geçmiþteki yenilgi ve acý tecrübelerden sonra ülkemizdeki proletarya ve burjuvazi arasýndaki sýnýf iþbirliðinin tanýnmýþ savunucu ve ideologlarý bugün zafere ulaþmýþlardýr. Ve tatmin olmayan bir duygu ile dünyaya göstermek istemektedirler ki, Birleþik Emek Cephesi için komünistlerin yapmýþ olduðu öneri sýnýf iþbirliði taktiklerinin doðruluðunu kesin¬leþtirmektedir ve burjuva partileriyle kurulan birlik ise onlarýn emekçi kitlelere yaptýklarý bütün zararý kapatabilir. Hayattan yeni hiçbirþey öðrenmemiþ ve tuttuklarý eski örgütleri unutmamýþ sahte politikacýlarýn boþ ve cüretkar bir zaferi! Bu kiþiler tarafýndan çýkarýlan sonuçlarýn, Komünist Partisince önerilen Birleþik Emek Cephesiyle, sýnýf iþbirliði taktiklerinin kabul olunmaz bir þekilde karýþtýrýlmalarý ve bir tutulmalarý üzerine dayandýrýldýðý açýktýr. Bundan daha büyük bir yanýlgý ve Birleþik Cephe düþüncesinin daha derin bir þekilde bozulmasý mümkün deðildir, çünkü; kesinlikle belirtilmelidir ki Birleþik Cephe ve sýnýf iþbirliði, ayný olmaktan çok aksine karþýt, bir araya gelemeyecek iki ayrý BÝRLEÞÝK EMEK CEPHESÝNÝN YARATTIÐI taktiktirGerçekten Birleþik Cephe emekçi kitlelerin, onlarýn politik partilerinin ve KORKU ekonomik örgütlerinin belirli somut talepler ve amaçlar için birlikte çalýþýp mücadele Bir Birleþik Emek Cephesi oluþturulmasý yolunda Sosyal Demokrat Partiye yaptýðýmýz etmeleri demektir; bu amaçlara ulaþýlmasý da öneri, burjuva partilerinin karargâhlarýnda ve burjuvazi, kapitalizm ve onlarýn partileriyle yayýn organlarýnýn bürolarýnda panik havasý savaþmakla olur, onlarla iþbirliði yaparak deðil.Sýnýf iþbirliði en iyi þekliyle bile, uyandýrdý. kitlelerin ihtiyaç ve çýkarlarýnýn, bazý Komünist Partinin bu öneri uyarýnca amaçlamasý gereken hedefler, gördüðümüz partilere, gruplara ve hatta bireylere saðlayacaðý geçici ve küçük bedeller gibi kimi anlamsýz ve gülünç olmak üzere karþýlýðýnda, bu kitlelerin, burjuvazinin sýnýf çeþitli biçimlerde yo¬rumlanýyor. Yaþlý politika falcýlarý ile burjuva yayýn organlarýnýn çýkarlarýna, amaçlarýna ve ayný zamanda sýnýf politikasýna baðýmlý bir hale genç kâhinleri, bu hedefleri bulup or¬taya getirilmesinden baþka bir þey deðildir. çýkarmak için zaten pek saðlam olmayan Sýnýf iþbirliði, emekçi halký daðýtarak, onlarýn beyin¬lerini daha da sarsýyorlar. partilerini ve örgütlerini zayýflatýp Kimileri, Komünist önerisini. Sosyal burjuvazinin sömürme ve baský planlarýný Demokrat Partiyi karýþtýrmak ve saflarýný kolaylaþtýrýrken ve büyük emekçi halk bozmak amacýyla "usta taktisyenler" çoðunluðu üzerinde burjuvazinin hakimiyetini tarafýndan belirlenmiþ, içten¬likten uzak desteklerken, Birleþik Emek Cephesi, "akýllý bir manevra" olarak görmektedir. kapitalist burjuva ve onun tutuculuðuna karþý Kimileri de bu öneride, Komünist Partinin kapitalist toplumdaki proletarya ve bütün temel ilkelerinden, programýndan ve "Bolþevik" yöntem-lerinden geri dönüþünün, diðer emekçi halkýn, gruplarýn ve unsurlarýn yani Komünistlerin partile¬rini "bölünmekten" egemen sýnýflarla çakýþan çýkarlarý ve korumak ve kendi "kellelerini" kurtarmak için haklarýný savunmak üzere birleþtirmek amacýný gütmektedir. yaptýklarý dönüþün kanýtýný bulmaya Sýnýf iþbirliði, kitlelere yabancý olan çýkar ve çalýþýyorlar. amaçlara ulaþmak için, onlarý bir pazarlýk Müflis Demokrat maliye uzmaný tezgahý olarak kullanýr. Birleþik Emek Lyapchev(11) gibi düþünen üçüncü bir grup ise, iþi Komünist Partisinin önerisinde Bulgar Cephesi ise emekçi halkýn ekmeðini, varlýðýný, haklarýný, özgürlüðünü ve Komünizminin "moral çöküþü"nü bulmaya geleceðini garantiye alan somut bir platform kadar vardýrýyor (11) Andrey Lyapchev adýna yaratýlmaktadýr. Birleþik Emek (1866-1933) Demokrat Partinin Cephesi, geniþ kitleleri burjuvazinin politik liderlerin¬den. 1908-19'da bakan ve 1921etkisi ve baðýmlýlýðýndan, sermayenin ve 1931 arasýnda baþbakan oldu. Bunlarýn hepsi tuhaf ve gülünç geliyor. Partiyi yýkmak partilerinin baskýsýndan kapitalizmin boyunduruðundan kurtarmaktadýr. Diðer için býkýp usanmadan tertipler düzenleyen yandan, sýnýf iþbirliði kitleleri burjuvaziye Komünist Partisinin düþmanlarý, þimdi de tutmuþ Komünizmin ve temsilcilerinin "moral teslim eder, burjuvazinin sýnýfsal pozisyonunu saðlamlaþtýrýr, halk çöküþünden" duyduklarý üzüntüyü dile getiriyorlar. Bunun tek ne¬deni de Komünist çoðunluðunun tatminsizliðinden dolayý burjuvazinin düþeceði kritik durumlarýndan Partisinin önerdiði Birleþik Cephe taktiðidir. onu korur; böylece yeni zulüm ve daha Bu arada, oniki burjuva gazetesinin büyük gad¬darlýkla sömürme, yaðma ve bürolarýna daðýlmýþ olan Bulgar kapitalizminin ideologlarý ve kalemþörleri de. baský politikasýnýn devamýný saðlar. Sosyal Demokrat Partiyi "komünistlerin attýðý Her türlü durumda, sýnýf iþbirliði burjuvazinin yemi yutmaktan ve "yokolmaktan kurtarmak", ve kapitalizmin amaçlan için, "bir tas çorba'ya karþýlýk yoksul þehir ve köy daha doðrusu Bulgar iþçi sýnýfýna yönelik emekçilerinin ve proletaryanýn temel saldýrý ve cinayetlerde Sosyal Demokrat çýkarlarýnýn ve baðýmsýzlýðýnýn satýlmasý Partinin kapitalist sýnýfýn suç ortaklýðýndan kopmasýný engellemek için ellerinden geleni demektir. Diðer ülkelerde olduðu gibi, Bulgaristan'daki sýnýf Ýþbirliði kesin bir yapýyorlar.
9 Haziran olaylarýndan önce ve olaylar sýrasýnda bu partinin burjuvaziye yaptýðý hizmetleri vurgula¬yan ve siyasal yaþamýmýzdaki rolünü inceleyen daðýlmýþ Demokrat Partinin yayýn organý Pryapo-rets daha onbeþ gün önce güvenilir kaynaklara dayanarak kesinlikle belirtti ki, Bulgaristan'da Sosyal Demokrat Parti olmasaydý, burjuvazi kendi çýkarlarý adýna bu partinin kurulmasýný saðlardý. Burjuva çevrelerinin bugün içinde bulunduðu panik havasýnýn nedeni kolayca anlaþýlmaktadýr. Birleþik Emek Cephesi, gerici kapitalist saldýrýlar ve burjuvazinin sýnýfsal egemenliði için öldürücü bir silahtýr. Burjuvazi bu silahý doðrudan doðruya kendi kalbine yönelmiþ olarak görmektedir. Bu Cephe, kapitalistler, bankerler, vurguncular, büyük mülk sahipleri, toprak aðalan, yani halkýn büyük çoðunluðu¬nun emeðini bir asalak gibi sömürmek isteyenlerin tümü için gerçek bir tehlikedir. Ne var ki, Komünist Partinin Birleþik Cephe taktiðini önermesinde gizli nedenler arayan yaþlý politi¬ka falcýlarýyla kapitalizmin genç kâhinleri tarafýndan ileri sürülen varsayýmlar düzmecedir; çünkü partinin bu taktiði önermesinde hiçbir gizli niyet yoktur ve olamaz.Akýllý bilim adamlarý ve profesör beyler, konu son derece basit ve açýk seçiktir; dünyadaki en basit þeyden daha yalýndýr.Emekçi halkýn ekmeðini, yaþamýný, haklarýný, özgürlüklerini ve geleceðini güven altýna almak için Birleþik Cephe, emekçi kitlelerini, bütün çalýþan aydýnlarý ve kapitalist olmayan unsurlarý, kapitalist azýnlýðýn sömürüsünden, yaðmasýndan ve boyunduruðundan korumak için, kapitalist azýnlýðýn askeri veya faþist dikta planlarýný bozmak ve gerçek halk egemenliðini kurmak için gereklidir. Herhangi bir yeni askeri serüveni ve felaketi engellemek, ülkenin siyasal özgürlüðünü, ulusal baðýmsýzlýðýný, barýþý ve komþu uluslarla kardeþlik iliþkilerini saðlamak için Birleþik Cephe zorunludur. Son olarak, ama önem açýsýndan sonuncu olmayan koþul da, toplumsal geliþmeye, halký ve ülkeyi kapitalizm boyunduruðundan kurtarýcý bir yön vermek için Birleþik Emek Cephesinin vazgeçilmez zorunluluk oluþudur. Bugün Bulgaristan'da en büyük ve gerçekten halka dönük parti olan, Bulgar emekçilerinin önderi Komünist Partisi, Birleþik Emek Cephesinin kurulmasý için yýlmadan çaba göstermekle, ülkemizdeki emekçi halkýn bütün siyasal partilerini ve ekonomik örgütlerini sermaye ve gericiliðe karþý birleþtirmek için elinden geleni yapmakla sadece kendisine, halkýna ve ülkesine karþý olan ödevlerini yerine getirmekte ve tarihi iþlevini gerçekleþtirmektedir.Komünist Partisi bir kitle partisi olarak, bugün Demokratik Birlik kisvesine bürünen ve emekçilerin nefretini kazanmýþ olan eski burjuva partilerinin müflis kadrolarý gibi perde arkasýnda, karanlýk ve gizli köþelerde, halkýn haberi olmadan iþler çevirmek durumunda deðildir. Komünist Partisi, bütün dünyanýn gözleri önünde, açýk ve seçik olarak Birleþik Emek Cephesinin kurulmasýný savunmakta ve bunun için çalýþmaktadýr; çünkü tek çatý altýnda toplanmak zorunluluðunu duyan ve halktan korktuklarý için birtakým tertiplere giren "Birlikçiler"in ve onlarýn müttefiki Ulusal Liberal Partinin tersine Komünist Partisi karanlýk ve halka karþý iþler içinde deðildir.Komünist Partisi her zaman açýkça söylediklerini uyguladýðý, yaptýklarý ortada olduðu halde, nasýl olur da içtenlikten uzak olmakla suçlanabilir? Emekçi halkýn ihtiyaçlarý ve kurtuluþ eyleminin çýkarlarý. Komünist Partisi için en yüce kanundur. Bu ihtiyaçlar ve çýkarlar partinin temel ilkelerinde, muhalefet ve iktidar programlarýnda kuramsal anlatýma kavuþmuþ ve siyasal açýdan somutlaþmýþlardýr. Taktiklerin temelinde ve özünde hep bu çýkarlar ve gereklilikler bulunmaktadýr. Komünist taktiklerinin sadece biçimleri, deðiþen siyasal durumlara ve mücadelenin yeni koþullarýna uygun olarak deðiþir. Birleþik Emek Cephesi karþýsýnda kapitalist burjuvazinin kopardýðý yaygara ve cephenin gerçekleþmesinden duyduðu korku, Komünist Partisinin taktiklerinin ve Birleþik Cepheyi tam zamanýnda önermiþ olmasýnýn doðruluðunu kanýtlamaktadýr.
YAZI
SAYFA 6 þekilde ispatlamaktadýr ki, burjuva partilerinin Sosyal Demokrat Parti veya diðer küçük burjuva partileriyle kurduðu koalisyon hükümetleri her zaman, belirli anlarda burjuvaziyi tehdit eden halk hareketlerinden onu koruyup kurtaran, geçici hükümetlerdir. Burjuvazi, sýnýf iþbirliðinin Sosyal Demokrat taktiklerini öyle görmekte ve kendilerini sýkýntýlý bir noktada bulduðu, sömürü ve baský politikasýna ve sýnýf hakimiyetine yöneltilen halk hareketlerini saptýrmak veya yoketmek gereðini duyduðu zaman bu taktiklere baþvurmaktadýr. Yine burjuvazi, güçlükleri ve tehlikeleri yendikten ve ayaklarýný saðlamca yere bastýktan hemen sonra Sosyal Demokrat Parti ile iþbirliðini reddeder ve amaçlarýna ulaþtýktan sonra da onu sessizce kapý dýþarý eder.Hem ülkemizde, hem de dýþarýda bunun örnekleri o kadar çoktur ve o kadar bilinir ki, burada anlat¬maya lüzum görmüyoruz.Komünist Partisi tarafýndan önerilen Birleþik Emek Cephesi, Sosyal Demokrat Parti tarafýndan bu kadar ýsrarla elde edilmeye çalýþýlan sýnýf iþbirliði taktiklerinin tam tersidir ve burjuva partilerinin ve Sosyal Demokrat Partinin seçim anlaþmalarý veya hükümet koalisyonlarý ile ortak hiçbir yaný yoktur. Dahasý var: Komünist Partisinin öteki iþçi ya da küçük çiftçi-köylü partileri ve örgütleriyle Birleþik Cephe kurmasýnýn ilk þartý, bu son sayýlanlarýn burjuvazi ve onun partileriyle iliþkilerini kesmeleri ve onlarla iþbirliði yapmaktan vazgeçmeleridir. Birleþik Emek Cephesi, burjuvazi ile sýnýf iþbirliði düþüncesinde deðil, günlük hayatlarýnda ekmek, giyecek, konut, vergi, tazminat, politik haklar, özgürlükler, barýþ ve savaþ ile ilgili bütün büyük meselelerde gösterdiði gibi emekçi halkýn, burjuvazi ve kapitalizm ile uyuþmazlýðý üzerine dayandýrýlmýþtýr.Bu nedenle, emek ve sermaye arasýnda uyuþmaz bir sýnýf mücadelesine karþý çýkmaktan çok uzak olan Birleþik Emek Cephesi, belirli þartlar altýnda meydana gelen ve büyüyen bir sýnýfsal mücadele biçimidir. Bu anýn en büyük emri, emekçi halkýn burjuvaziyle sýnýf iþbirliðine girmesi deðil, sermayeye ve partilerine karþý Birleþik Emek Cephesinin kurulmasýdýr. Ve Birleþik Cephenin kurulmasý için ilk ve kaçýnýlmaz þart burjuvazi ile sýnýf iþbirliði taktiklerinin tamamiyle reddedilmesi ve Demokratik Birlik ve Ulusal Liberal Parti ile hükümet koalisyonunun daðýtýlmasýdýr. Bunu anlamak istemeyenler ve anlamayanlar ya da anlamayý çýkarlarýna uygun bulmayanlar, þüphesiz, Birleþik Cephenin karþýsýnda olacaklar, onu sabote edecekler ve uygulanmasýný önlemeye çalýþacaklardýr.Tamamiyle bu nedenledir ki Sosyal Demokrat Parti bugün, kendisini bir yol ayrýmýnda bulmakta ve iç deðiþimler geçirmektedir, çünkü eski sýnýf iþbirliði burjuva taktikleri ile Birleþik Emek Cephesi taktikleri arasýnda bir seçme yapmak zorundadýr. Bazý Sosyal Demokrat Parti liderleri, popülist organ Mir'in tavsiye ettiði gibi burjuva partileri ile iþbirliðini, sandalyeler ve bakanlýklarýn daðýtýlmasý için anlaþmalarý ve gelecek seçimlerde seçim ganimetlerini eþit olarak sömürmek için perde arkasý pazarlýklar yapma taktiklerini izlemeyi uygun bulabilirler. Fakat, bu taktiklerin kötülüklerini bir kere görmüþ olan parti üyeleri için. Birleþik Cephe ve sýnýf iþbirliði arasýndaki derin farký kavramak ve burjuvaziye karþý uyuþmaz bir sýnýf mücadelesi üzerine dayandýrýlan Birleþik Emek Cephesinin fay¬dalý taktiklerini uygulamak güç olmayacaktýr. Emekçi halkýn kaderiyle ilgili bu sorunlarý çözerken bireysel isteklerden, kavramlardan ve liderlerin hesaplarýndan daha güçlü bir þey vardýr: Kitlelerin ihtiyaç ve emirleri Bunun için Komünist Partisi Birleþik Emek Cephesi önerisini yaparken ve onun gerçekleþebilmesi uðruna olanca gücüyle çalýþýrken herþeyden önce ve özellikle bugünkü durumda en büyük yandaþý (müttefiki) olan canlý, amansýz ve bozulmaz hayata güvenmektedir. 29 Aðustos 1923 http://kutuphane.halkcephesi.net/dimitrov/Fa sizme%20karsi%20birlesik%20cephe/bc%20 sinif%20isbirligi.htm
MART 2011
GENÇLÝK
SAYFA 7
BÝR YOLDAÞ'TAN MEKTUP Burak KURTCEBE Kýbrýs'ta Eylem Sürecý ve UBP Dönemlerýnde Hortlayan Faþizm Ýnsanlar sýkýlmýþ olabilir. Yok yok siyasetten deðil, çünkü ilgi ve alaka 2004 Referandumundan sonra ilk kez bu kadar kitlesel ve 'amaçlý' bir eylem sürecine dönüþtü. Býrakýn TC Devletini, Ýngiltere'den AB ve ABD'ye bir çok tanýdýðmýz ya da ismini bile duymadýðýmýz bir çok yazar türedi Kýbrýs konusunda... YAZI Ýþin garip tarafý bu yazýlarýn hepsi Erdoðan'ýn sözleriyle çoðalmaya basladý.Neden yazdýlar diye bir eleþtirim yok ; keþke TC Devleti ve dünya medyasý her “Faþizme Karþý Omuz Omuza...!” anlamadýklarýný söylediler...! konuya bu kadar ilgi ve alaka gösterseydi... Geçtiðimiz ay gazetemizin matbaaya girdiði Oysa ki Mücahitler Derneðine baðlý bu faþist Mitingde yer alan halkýn özgürlük ve kendini yönetme isteðine , ''biz þu kadar maaþ veriyoruz, yine günden hemen sonra; faþist TMT'nin uzantýsý TMT uzantýsý grubun ve bu gibi örgütlerin yetinemiyoruz'' diye bir yaklaþýmda bulunmak, körolan “Genç Mücahitler” adýndaki ýrkçý bir arkalarýndaki en büyük siyasal partinin bu saðýr-dilsizi oynamaktýr. grup; Baraka Kültür Merkezi önünde bir ülkede UBP olduðu herkes tarafýndan bilinir... Bir baþka açýdan bakarsak Erdoðan'ýn söylediklerini protesto eylemi düzenlemiþti... Bunun UBP ise sadece T.C. Emperyalizminin ve Kýbrýslý Türk halkýnýn çok önemsediðni düþünmüyorum.. üzerine gazetemiz Afrika gazetesi aracýlýðý ile faþizminin ülkemizdeki temsilcisi deðil, Çünkü her insan bilirki, haksýz olan insan; bir mesaj yayýnladý ve yapýlan faþist saldýrýyý T.C.'nin de arkasýndaki büyük emperyalist karþýsýndakine hakaret etmeye , aþaðýlamaya, kendi þiddetle kýnadý. Olayýn ardýndan KTÖS, güçler olan AB'nin,NATO'nýn, ABD'nin ve karþýt görüþünü bastýrýp 'hedef gösterip' , 'fiþleyip' ; Baraka Kültür Merkezi, Barikat Gazetesi, IMF'nin “dolaylý” olarak da temsilcisidir.. susturmak ister... Tayyip Erdoðan gibi post-islamist, YKP, KSP, BKP ve Kýbrýslý Gençlik Platformu Ýdeolojisi ve siyaseti bunu gerektirir...! Genç fetih zihniyetli, emek düþmaný “zat” da bundan ötürü bu söylemlere giriþmiþ ve bu siyasi-ekonomik “Ankara Elini Yakamýzdan Çek” pankartý ile mücahitler iþte bundan dolayý sadece dayatmalara baþvurma ihtiyacý hissetmiþtir.. Zaten son hep birlikte yürüyerek ortak bir eylem UBP'nin deðil tüm emperyalist ve faþist dönemde bu faþistlerin neler düþündüðü o kadar açýk düzenledi. Kalabalýk bir kitle ile odaklarýn bir örgütüdür... Týpký güneydeki bir boyuta gelmiþtir ki: Baraka ve Afrika Gazetesi kuðulupark'tan UBP Ýlçe Binasýna kadar ELAM örgütü gibi.. Týpký T.C.'deki ülkü önünde yine nerden çýktýðý belli olan fakat güya yürüyen kitle bina önünde bir süre ocaklarý gibi ve týpký AB üyesi ve en büyük “baðýmsýz” bir grup ýrkçýu malum pankartý açýp bütün Kýbrýslý Türklere hakaret etmiþtir. Yazýmýn baþlýðýnda bekleyerek slogan attý... “Býçak Kemikte”, söz sahibi ülke olan Almanya'da halen UBP döneminde hortlayan faþizme iþaret etmeye “Kurtuluþ Yok Tek baþýna, Ya Hep Beraber Ya varlýðýný gösteren Nazi örgütleri gibi..! çalýþtým. Bence bu örgütler arasýnda “direkt bir bað” Hiç Birimiz”, “Faþizme Karþý Omuz Omuza”, Bu gibi faþist saldýrýlara boyun eðmeyeceðiz vardýr çünkü aralarýnda tarihsel bir bað var þöyleki “Yaþasýn Baðýmsýz Birleþik Kýbrýs”, “Bütün ve eðdirmeyeceðiz ...! :''Ulusal Birlik Partisi'nin 1975'de kurulduðu bilinen bir Halklar Kardeþtir”, “Kahrolsun Faþizm...” UBP'nin ve destekçilerinin “sinme ve tarihtir. Ancak UBP'nin - pek söylenmese de - Türk sloganlarý devrimci, demokrat ve ilerici sindirme” politikalarýna geçit vermeyeceðiz...! Mukavemet Teþkilatý'nýn (TMT) legal siyasi kanadý kitleler tarafýndan hep birlikte atýlýrken; UBP Yoldaþ örgütlerimizin, bireylerin, iþçi sýnýfýnýn olduðu ve yine faþist TMT'nin kadrolarýnca kurulup örgütlendiði de bilinen bir olgudur. binasý üst katýndan birkaç kiþi ve aþaðýda ve ezilenlerin “kýlýna zarar getirildiði an” ne Faþist TMT, Enosis'ci faþist EOKA'ya karþý bir bekleyen bir grup faþist; kitleyi ýrkçý kendimiz sessiz kalacaðýz; nede toplumu reaksiyon olarak ortaya çýkmýþ ve resmi politikasý pankartlar ve sloganlarla susturmaya çalýþsa sessiz býrakacaðýz...! “Taksim” olmuþtur. Bunlarýn bütün mücadelesi, Kýbrýs'ýn bölünmesi ve Türkiye ile Yunanistan arasýnda da elbette ki baþarýlý olamadý... T.C. emperyalizmi baþta olmak üzere tüm paylaþýlmasý idi. Ýkisinin de kökeni “anavatanlarýna ve Annelerin en önde yürüdüðü eylemde, faþist emperyalist ve faþist güçlerin ülkemizdeki anavatanlarýndaki CIA uzantýlý ana örgütlerine” UBP'li kadýnlarýn; “aðýza alýnmayacak taþeron örgütlerine ve bireylerine bu ülkeyi baðlýydý... 1975'te KTFD, 1983'te ise KKTC derecede küfürlerle” eyleme destek veren zindan edeceðiz...! kurdurtulmuþ, TMT'nin legal askeri kanadý Güvenlik “annelere” saldýrdýklarý, kitle ve toplum Bunu açýk bir þekilde ilan ediyor; Kuvvetleri Komutanlýðý , siyasi kanadý UBP, ideolojik kanadý ise Mücahitler Derneði ve TMT Derneði olarak yürüyüþümüze daha da güçlü bir þekilde tarafýndan tepki çekti..! örgütlenmiþtir. Gerçi burada ekleme yapmak lazým. UBP yetkilileri ; Baraka'ya yapýlan saldýrýnýn devam etmek için elimizden geleni Bazý nedenlerden dolayý TC'nin dönem hükümetleri ile kendileri tarafýndan yapýlmadýðýný belirtti ve yapacaðýmýzý açýk bir þekilde beyan uyuþmamalar ve 1983'de kurdurulan KKTC'nin yaðma “eylemin neden partilerine karþý” yapýldýðýný ediyoruz...! düzeninin yavaþ yavaþ tükenmesi ile UBP, ayrýlýkçý faþistlerin siyasi partisi konumundan hýzla gayrýmeþru Gençler Trodos'ta Buluþtu...! göstergesi olduðunu” öne sürdü... yönetebileceði bir çözüm modeli mi bireysel menfaatlerin peþinde koþan çýkarcýlarýn Adamýzýn kuzeyinden giden örgüt ? Emperyalistlerle iþbirliði içinde örgütüne dönme yoluna girdi. (Yada kuruluþundan beri Her yýl geleneksel olarak AKEL'in temsilcileri de birer konuþma neyin çözümünü konuþmak günyüzüne az çýkan menfaatçi yüzü daha fazla gençlik örgütü EDON tarafýndan mümkün ? yaparak eylemi tamamladýlar. belirginleþmeye baþlamýþtýr) Hâlen de öyle olmaya düzenlenen, Trodos gezisinde bu Barikat Gazetesi olarak açýk bir Bu sorularýn cevaplarý yýllardýr devam etmektedir.. yýl yine renkli sahneler yaþandý... þekilde AKEL in gençlik örgütü AKEL tarafýndan sürekli farklý Her UBP döneminde yukarýda saydýðým tarihsel Yaklaþýk 3500 kiþinin katýldýðý þekillerde verilmiþtir. Ama son EDON'a soruyoruz? nedenden dolayý, faþist , halkýn söz söyleme hakkýnýn eylemde, 700 kiþilik bir grup Ýngiliz 1-Marksist-Leninist olduðunu iddia tahlilde verdikleri cevap: “AB'nin elinden alýnmasýný isteyen örgütler çoðaltýlmaktadýr. Üslerine protesto yürüyüþü eden AKEL in gençlik örgütü EDON sosyalizme bir geçiþ modeli UBP önüne yürüdüðümüz gün buna dikkat çekmek gerçekleþtirdi. Gençlerin bulunduðu nasýl bir strateji ile “AB içerisinde olduðunu söyleme” safsatasý isdedik (ki bizi haksýz çýkarmadýlar) UBP Gençlikalanda bir konuþma yapan AKEL üsleri dýþarýya atmayý” olmuþtur... Bu yalanlara Kýbrýs'taki Genç Mücahitler ve baðlý kollarý tam karþýmýzdaydý . Genel Sekreteri Andros Kiprianu halklarýn karný toktur.. Bizler hedefleyebilir ? Sizce “AB kendi Biz suçlama yapmadan suçunu kabul etme eðilimi bu EDON'da bütün gücü ile “barýþ için olsa gerek. Kaldýki sonra bu Mucahýtler Derneðinin “adanýn iki toplumlu iki kesimli üslerini kendisine üye olmuþ bir mücadele eden saf ve özgürlükçü 'Bizimle ilgisi yok' , DP nin 'tanýmýyoruz', ve UBP nin federasyon çözümü çerçevesinde ülkeden attýrýr” mý ? yeniden birleþmesi ve yabancý gençleri” saygý ve sevgi ile 2-Adanýn yeniden birleþmesi için ''iki pankartta çok yalnýs'' dedikleri arkadaþlarýn ''boyaskerlerin adadan gitmesi “federal çözüm” bir öncelik midir ? selamlýyor; EDON'un ve baðlý boy'' resimleri çýkdý. Neysa zaten bir tanýþýklýklarý da yönündeki isteðin göstergesi bulunduklarý parti olan AKEL'in bu yoksa gittikleri ve isdedikleri esas yol bakýmýndan Yani bugünki ateþkes koþullarý cokdan tanýsmýslardýr . Sonuç olarak Kýbrýslý Turk olduðunu” söyledi.. EDON Genel altýndaki “siyasi harita” statünün ülkede deðil Trodos'a geleneksel Halký bu faþizan iþbirlikçilere ve onlarý yönetenlere Sekreteri Haris Karamanos ise gezi; her sene ücretsiz “Everest devamý; aradan sýnýrlar kalktýðý gerekli cevabý verecektir ve vermelidir. Bütün böyle mücadelenin “yabancý askerlerin, zaman adý “barýþ” mý olacak ? Daðlarý gezisi” bile düzenlese, düþünen ilerici-yurtsever-devrimci örgütlere benim iþgal güçlerinin, tel örgülerin ýrkçýlýk 3-“BM temelinde AB üyesi iki gençlerin ve Kýbrýs'ýn emekçi çaðrýmdýr. ve nefretin olmadýðý birleþik bir halklarýnýn gözünü kesimli federasyon” Kýbrýs Kýbrýs için duyulan arzunun boyayamayacaðýný vurguluyoruz... Bu yol birlikte yürünür...! Halklarýnýn kendi kendini
MART 2011
GÜNLÜK
SAYFA 8
"Tarihi kahramanlar deðil; kahramanlarý tarih yapar." Joseph STALIN TARÝHTE ARALIK AYI 1 Mart 1929 –ABD'nin, özellikle Türkiye Cumhuriyeti'ni ekonomik olarak himayesi altýna almasýný saðlayan ve ekonomik sömürünün en büyük silahý haline gelen Uluslar arasý Para Fonu (IMF) finans iþlemlerine baþladý. Bugün, ülkemize çeþitli ekonomik dayatmalar uygulan TC Devleti'ne benzer uygulamalar, IMF aracýlýðýyla ABD tarafýndan uygulanmaktadýr. 1966 – Tüm Arap ulusunu, sosyalist bir devlette birleþtirmeyi hedefleyen Baas Partisi, Suriye yönetimini ele geçirdi. Bu parti, her ne kadar sosyalist bir yapýlanma taraftarý olduðunu ileri sürmüþse de, Arap Milliyetçiliði çizgisinden öteye gidemedi. 2002 – Emperyalizmin en büyük savunucusu olan Amerika, komplo teorileriyle bugün bile gerçekliði tartýþýlmakta olan 11 Eylül saldýrýlarýný bahane göstererek, “sözde” Afganistan sýnýrlarýnýn güvenliðini saðlamak için Afganistan'a savaþ açtý. 2 MART 1919 – Vladimir I. Lenin önderliðinde, Sovyetler Birliði Komünist Partisi tarafýndan kurulan, silahlý kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarý da kullanarak, burjuvaziyi yýkmak, ortadan kaldýrmak adýna kurulan ve Sovyetler Birliði'nin kurulmasý sürecinde, geçiþ dönemini hedefleyen Komünist Enternasyonal, Moskova'da ilk kez toplandý. 5 Mart 1918 – Büyük Bolþevik Devrimi'nin ardýndan, Rusya'nýn baþkentinin Moskova'ya taþýnmasý kararlaþtýrýldý. 1953 – Sovyetler Birliði'nin en parlak dönemlerinde genel sekreterlik görevini layýðýyla yerine getiren ve günümüzde de Marksizm-Leninizm'e kazandýrdýklarý ile devrimci mücadelemize ýþýk tutmaya devam eden önderimiz Joseph Stalin, hayatýný kaybetti. Tüm dünya iþçi sýnýfý o gün yas tuttu... 6 Mart 1937 – Teknolojik alanda dünya devletleri arasýnda en ileri noktada olan SSCB'de uzaya çýkan ilk kadýn ünvanýný alan ünlü kozmonot, Valentina Tereþkova dünyaya geldi. 1972 – Faþist Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Adalet komisyonu, Türkiye'de devrimci mücadelede önemli katkýlarý bulunan, Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan'ýn idam cezalarýný onayladý. Karar doðrultusunda, devrimci üç yoldaþ, 6 Mayýs 1972 tarihinde Ankara Devlet Kapalý Cezaevinde asýlarak idam edildi. KAHROLSUN FAÞÝZM...! 1995 – Avrupa Birliði üyesi olan 15 ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Gümrük birliði anlaþmasý imzaladý ve yabancý sermayenin önü açýlarak, Anadolu ve kuzey Kürdistan karýþ karýþ emperyalizme peþkeþ çekildi... 7 Mart 1984 – 1974 sonrasý iþgalci Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin oluþturduðu birkaç geçici yönetimin ardýndan kurduðu KKTC Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil eden bayraðýn neredeyse kopyasý olan, ay yýldýzlý bayraðý meclis üyeleri nezdinde kabul etttirildi. 8 Mart 1911 – Dünya kadýnlar günü ilk kez kutlandý. 8 Mart
1957 tarihinde ABD'nin New York kentinde bulunan bir tekstil fabrikasýnda çalýþan yaklaþýk 40.000 iþçinin daha iyi koþullarda çalýþabilme talepleri ile grev gerçekleþtirmiþtir. Polislerin müdahalesi ile fabrikaya kapatýlan iþçilerin arasýndan çoðu kadýn olan 129 kiþinin hayatýný kaybetmesiyle sonuçlanmýþtýr. 1910 yýlýnda 2. Enternasyonal'e baðlý Uluslararasý Sosyalist Kadýnlar Konferansýnda Alman Sosyal Demokrat Partisi Liderlerinden Clara Zetkin, bugünün Dünya Kadýnlar günü olarak anýlmasýný talep etti ve öneri kabul edildi. Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþlarý'ndan sonra yasaklanan dünya kadýnlar günü, güçlü bir þekilde yeniden gündeme geldiði için 16 Aralýk 1977 tarihinde, BM'nin de onayýný almak zorunda kaldý. 9 Mart 1923 – Büyük Önderimiz Lenin, geçirdiði felç sonucu, konuþabilme yeteneðini kaybetti. 1934 – Sovyetler Birliði'nin üstün teknolojik gücünü bir kez daha kanýtlayarak uzaya gönderdiði ilk insan ünvanýna sahip olan ünlü Sovyet kozmonot Yuri Alekseyevich Gagarin dünyaya geldi. 10 Mart 1972 – Daha önce Adalet Mahkemesinin, Türkiye'deki devrimci mücadeleye önemli katkýlarý bulunan Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan için verdiði idam kararý, 53 ret, 6 çekimser, ve 238 kabul oyu ile Faþist Türkiye Cumhuriyeti Devleti meclisinin onayýnda geçirildi. 11 Mart 1947 – Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün hala daha ekonomik olarak boyunduruðu altýnda olduðu, Dünya Bankasý ve Uluslararasý Para Fonu'na (IMF) katýldý. 12 Mart 1918 – Moskova, önceden karar verildiði gibi Rusya'nýn baþkenti oldu. St Peterburg'un baþkent statüsü, 215 yýl sonra deðiþmiþ oldu. 14 Mart 1953 – Büyük önder Stalin'in hayatýný kaybetmesinin ardýndan genel sekreterlik görevine getirilen Malenkov, görevini yalnýzca 8 gün sonra Kruþçev'e devretti. Böylelikle Sovyetler Birliði'ni çöküþe kadar götürecek olan revizyonizmin temelleri atýlmaya baþlandý. 1964 – Emperyalizm faaliyetlerinin ülkemizdeki canlý örneði olan Barýþ Gücü askerlerinin, Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi tarafýndan adamýza gelmesine karar verildi. 1883 – Marksizm'in kurucusu olan ve emek mücadelesine teorik anlamda yön veren önderimiz Karl Marks hayatýný kaybetti. 16 Mart 1921 – Sovyetler Birliði, Türkiye ile Moskova anlaþmasýný imazalayarak, Ankara yönetimini resmen tanýdý. 1964 – Türkiye Cumhuriyeti Devleti, günümüzde hala devam eden iþgalini gerçekleþtirme kararýný, mecliste yapýlan olaðanüstü bir gizli toplantýda aldý. 1971 – Türkiye'de devrimci mücadeleye önemli katkýlarda bulunmuþ olan Deniz Gezmiþ ve Yusuf Aslan, halk kurtuluþ ordusunun hareketi için gittikleri Sivas'a baðlý Gemerek'te, jandarma ile girdikleri bir çatýþma sonrasý yakalandýlar. 1936 –Maksim Gorki dünyaya geldi.
18 Mart 1940 – Faþizmin iki ünlü öncüsü Hitler ve Mussolini bir araya gelerek, ortak faþist çýkarlar doðrultusunda, savaþa birlikte girme kararý aldýlar. 1949 - Emperyalist devletlerin, çýkarlarýný koruyabilmeleri adýna Amerikan Emperyalizminin ekseninde bir araya gelerek, güçlü Sovyetler Birliði'ne karþý sözde “güvenlik” amacýyla oluþturduklarý NATO kuruldu. 1990 – Alman Demokratik Cumhuriyeti ve Almanya Federal Cumhuriyeti birleþti. Yeni kurulan ülke kapitalizmin esiri oldu... 20 Mart 1933 – Faþist Nazilerin insan katliyamý amacýyla kurduklarý toplama kamplarý, öncelikle Münih'te olmak üzere kurulmaya baþlandý. 2003 – Emperyalizmin önde gelen savunucusu Amerika, bin bir senaryo ile zeminini hazýrladýðý Irak'taki petrol savaþýna baþladý. 21 Mart 1979 – Atina Yüksek Mahkemesi, Türkiye'nin Kýbrýs üzerinde gerçekleþtirdiði iþgalin yasallýðýný kabul etti ve Zürih anlaþmasýna göre onayladý. 24 Mart 1999 – Kosova'daki çatýþmalar üzerine NATO, Yugoslavya üzerine hava harekatý baþlattý. II. Dünya Savaþýndan beri en büyük bombardýmanlardan biri olarak bilinen bu harekat, Kosova'nýn Sýrbistan'dan ayrýlmasýyla sonuçlandý. 26 Mart 1942 – Faþist Naziler, daha sonra katlettikleri binlerce Yahudi'yi Polonya'daki Auschwits kampýna götürmeye baþladýlar. 27 Mart 1968 – Teknolojik alanda, dünya devletleri arasýnda en önde gelen Sovyetler Birliði'ndeki, aya çýkan ilk adam ünvanýna sahip olan ünlü kozmonot Yuri Gagarin, hayatýný kaybetti. 28 Mart 1868 - Eserleri ile Marksizm, Leninizm'e önemli katkýlarda bulunmuþ ayný zamanda, Rusya Sosyal Demokrat Ýþçi Partisine resmi üye olarak Bolþeviklerle birlikte hareket etmiþ olan Maksim Gorki dünyaya geldi. 29 Mart 1938 – Devrimci mücadeleye, sanatýyla önemli katkýlarda bulunmuþ olan ve eserleriyle devrimci mücadeleye ýþýk tutan Nazým Hikmet, ilerde Sovyetler Birliði'ne gitmesine sebep olacak olan olaylar serisinin baþlangýcýnda Harp Okulu Mahkemesi tarafýndan 28 yýl hapse mahkum edildi. 30 Mart 1972 – Türkiye'deki devrimci mücadeleye önemli katkýlarda bulunan Mahir Çayan ve dokuz arkadaþý, Tokat'ýn Niksar ilçesine baðlý Kýzýldere köyünde saklandýklarý bir evde katledilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, faþizminin kurbaný olarak ölümsüzlüðe uðurlandý. Katliamdan kurtulan yalnýzca Ertuðrul Kürkçü oldu.
MART 2O11
ÖZELEÞTÝRÝ
SAYFA 9
En büyük silahýmýz ÖZELEÞTÝRÝMÝZ... “Özeleþtiri ateþten bir gömlektir ve onu ancak komünistler giyer” J. STALIN Örgütümüz içinde bulunduðu siyasi tecrübeler içerisinde hergün yeni birþey öðrenmektedir. Öðrendiðini, öðretmeye çalýþmakta; komünizme hizmet etmeye gayret etmektedir... Bu ay eðitim sürecinde 1 haftalýk bir aksama yaþanmýþtýr. Ýþlerimizin yoðunluðu ve kadro darlýðý sebebi ile belli baþlý sorunlarý halen daha yaþamaya devam ediyoruz. Dýþ iliþkilerimize zarar vermemeye gayret ederken bazen kendi içimizdeki iþler aksýyor. Dizgi konusunda halen istediðimiz noktada deðiliz. Yazýlarýmýz ise hepimizin yoðunluðu gereði bazen geç geldiði oluyor ve yeteri kadar kontrolü gerçekleþtiremiyoruz. Bu ay 3
Mart tarihinde gazetemizi ZI yayýna koyduk. BununYAsebebi gazetemizin þuan için sadece aylýk çýkmasý ve ay baþýndan hemen 2 gün sonra düzenlenecek olan; toplumsal varoluþ mitingine yönelik yazýmýzý da içine koymak isteyiþimizdir. Akýllara hemen þu soru gelir.. “Aceba bu miting ayýn 15'inde olsaydý bekletecek miydi?” Cevabýmýz elbette ki “Hayýr”... Bu bir örgüt disiplinidir. Gazetemiz sadece ayýn 1'inde çýkar... Ama bu gibi büyük bir toplumsal olayýn; hemde daha ayýn ilk bir-iki günü içinde geliþen bir olayýn haberini yapamayýp 1 ay bekletmek zorunda kalsaydýk; bu ne derece Marksist-Leninist disipline uygun bir hareket
olacaktý ? Sorun bunu doðru cevaplayabilme sorunudur... Bizler geçmiþteki 6 sayýmýzda ayýn 1'inde gazetemizi neden çýkarttýk da aksatmadýk ? Çünkü böyle bir durumla karþý karþýya kalmadýk. Mesela 1 Mayýs'ta da buna benzer bir uygulamaya gidebiliriz... Þimdiden belirtmek isteriz. Bunlara ek olarak baþka hesapta olmayan sorunlar da her zaman karþýmýzda bizlere engel oluyor. Ama yýlmadan direnerek her sorunu aþmaya çalýþýyoruz. Umutla, mücadeleyle, azimle her þeyin geçmiþte üstesinden geldiðimiz gibi ayni þekilde ve bayraðý daha da yükselterek yürüyüþümüze devam ediyoruz....
MART 2011
Barikat: Öncelikle EL-SEN'in kýsa geçmiþi hakkýnda kýsa bir bilgilendirme alabilirmiyiz? Sendikamýzýn kuruluþ tarihi, Sendikalar Mukayyidliðinden alýnan bilgilere göre 1957 yýlýnda kurulmuþtur. Buna karþýn Yönetim Kurulumuz tarafýndan tutulan Karar Defteri incelendiðinde sendikamýzýn kuruluþu ile ilgili olarak 7 Haziran 1959 olarak bilinir. Barikat: EL-SEN'in özelleþtirmelere karþý genel tutumu nedir son gelinen süreçte fikirlerinizi alabilir miyiz? Son gelinen süreçte “özelleþtirmelerin düzenlenme” yasasý hakkýndaki fikriniz nelerdir? Elektrik Kurumu yýllardýr özelleþtirilmelerle yüzyüze býrakýlmýþtýr. Daðýtýmda özelleþtirme ilerliyor. Burada dayanak olarak gösterilen AB muktesebatý da önemlidir. AB'de her konuda olduðu gibi enerji konusunun da bir hukuðu vardýr ve bu hukuk içerisinde özelleþtirme söz konusu deðildir. Ancak enerji sektörünün liberalleþtirilmesi ve devletin gerisinde olan kuruluþlarla eþit þartlarda özel sektörün de iþ yapabileceði yasal düzenlemeler öngörülmektedir. Bazý ülkeler bunu özelleþtirme olarak uyguladý. Özellikle AB üyesi Fransa'da enerji üretiminin daðýtýmý devletin elindedir. ÝDF adýnda bir þirket tarafýndan yapýlmaktadýr. Yani AB'de özelleþtirme zorunlu deðildir. Sadece piyasanýn serbestleþtirilmesi istenmektedir. Bunun yanýnda baþka yasal düzenlemelerin yapýlmasý istenmektedir. Anti Tekel yasalarý, rekabet yasalarý, çalýþanlarýn sosyal haklarýný düzenleyen baþka yasalar, sendikalaþma özgürlüðü vs. Dolayýsýyla özelleþtirmenin yaratacaðý olumsuz sonuçlar her zaman vardýr. Buna çalýþanlarýn iþsiz kalmasý veya düþük ücretle çalýþmaya zorlanmasý ve tüketicilerin daha yüksek hizmet almasýný örnek verebiliriz. Ama bunu minimize edecek, ortadan kaldýracak demiyorum. AB'de baþka yasal düzenlemeler de vardýr. En önemlisi, enerji ile ilgili hukuðunda küçük ülkelerde bu piyasayý özel sektörde açma, serbestleþtirme konusundaki düzenlemelerin küçük ülkelerde iþlemeyeceði, enerji sektörünün yeterli büyüklükte olmadýðý yerlerde piyasanýn oluþturulamayacaðý ve bunun tekelleþme yaratacaðý piyasada ortaya konan ensrümanlarýyla özel sektörün kontrol edilemeyeceði ve bunun tüketicilere daha yüksek maliyette enerji olarak yansýyacaðý öngörülmüþtür. Buna dayanarak AB üyesi olan Malta 2006 yýlýnda AB Komisyonundan yardým almýþtýr. 2006 yýlýnda AB Komisyonu Malta'nýn baþvurusu üzerine verdiði kararda bu düzenlemelerin sonuçta tüketiciye daha yüksek bir fiyat olarak yansýyacaðýný öngördüðü için Malta'nýn baþvurusunu kabul etmiþ ve Malta'nýn KIB-TEK benzeri kuruluþunun bölünmesinin doðru olmayacaðýný, yani piyasanýn serbestleþtirilmesinin doðru olmayacaðýný karar altýna almýþtýr. Ayný þekilde Kýbrýs Cumhuriyeti'nin de AB Komisyonuna baþvurusu oldu. Yine AB Komisyonu 2006 yýlýnda verdiði bir kararda Kýbrýs Cumhuriyeti'nin baþvurusu 2014 yýlýna kadar olduðu için, böyle bir yardým Kýbrýs Cumhuriyetine verilmiþtir. Hal böyleyken bizim hükümetimiz 29 Aralýk 2010'da Bakanlar Kurulunda geçirilen strateji belgesinde KIB-TEK üretim-iletim-daðýtým-pazarlama þeklinde ikiye bölünmesinin, AB'nin bir gereði olduðunu ifade etmektedir. Bu doðru deðildir ve sendikamýzýn bir
ÝÞÇÝ-SENDÝKA
YAZI
yýlý aþkýn bir süredir bu paket gündeme geldiði günden beridir dayandýðý nokta AB hukuðudur. AB'nin tecrübelerinden yola çýkarak koyduðu düzenlemelerin bizim ülkemiz tarafýndan gerçekleþtirilmesi gerektiðini söylüyoruz. Enerji konusu aslýnda enerjideki yetmezliklerin ve buna baðlý kesintilerin sýklýkla yaþandýðý dönemde dahi toplumda tartýþýlmadý. Ciddi bir gündem olmadý. Bu sürekli olarak TC hükümetlerinin bizim hükümetlerin önlerine koyduðu paketlerle gündeme gelmiþ bir konudur. Barikat: Dediðiniz gibi bu konu 2009 'da önümüze konulan ekonomik pakette gündeme gelmiþti. Bu paketin hedefi ne idi? Önceden de benzer þekillerde doksanlý yýllarda, ondan sonraki süreçlerde az veya çok gündeme geldi Ama en son 2009 Aralýðýnda sunulan pakette, çok ciddi anlamda mali kaynak aktarmayý, o pakette belirlenmiþ takvimler çerçevesinde yapýlan iþlere baðlý olarak gerçekleþtirildiði için ciddi bir þekilde karþýmýzda durmaktadýr. Bize göre ülkemizin son üretim alanlarýnýn elimizden alýnmasý, toplumumuzun ve ülkemizin tamamen dýþa baðýmlý hale getirilmesi sonucunu doðuracak bilinçli bir çabadýr. Sadece salt ekonomik bir çýkýþ yolu olarak ortaya konmuþ ve ülkemizi ekonomi noktasýnda ileriye götürecek bir paket deðildir. Kýbrýslý Türkleri tamamen üretimden koparacak, daha önceki paketlerde olduðu gibi, özellikle Özal döneminde baþlayan paketlerde olduðu gibi son noktalarý da elimizden alýp Kýbrýslý Türklerin adadan göçünü hýzlandýracak bir dayatma olarak görüyoruz. Bunun için hem çalýþanlarýn menfaati açýsýndan hem de ülkemizin enerji tüketicileri açýsýndan son derece sakýncalý olduðunu söylüyoruz. Bunun örneklerini dediðim gibi aksa olayýnda üretim, fiyatlar açýsýndan söyledim. Biz ayný tip santrallerde 18 kuruþa üretim yaparken Aksa dan 20 kuruþa enerji alýyoruz. Baskýyý söyledim. Hilmi Güler in buraya gelip baský yaptýðýný, Aksa da kine bu santrallerin ona verilmesi için baský yaptýðýný söyledim. Bir baþka konu Aksa ile
SAYFA 10
yapýlan sözleþme, 2003 yýlýnda baþladý, 2005 yýlýnda bitti. Oysa sözleþme 2008 yýlýna kadardý. Sözleþme bitmeden 2011 yýlýna kadar uzatýldý. Ýlk yapýlan sözleþmeden sonra yanlýþým yoksa sözleþme bitmeden üç kez, bittikten sonra bir kez yeni sözleþme yapýldý. Aksa 2008 yýlýndan 2010 yýlýna kadar KIB-TEK'in bazý yükümlülüklerini yerine getirmediðini gerekçe göstererek sözleþmeyi tek taraflý feshettiðini açýkladý. 10 Þubat 2009 da mevcut hükümet tarafýndan sözleþme 2024 yýlýna kadar uzatýldý. Bu uzatýlýþ sürecinde her þeyin özel sektörün tekeline býrakýlmasý yüzünden sakýncalý, sýkýntýlý günler yaþandý. Bunlar ne idi? Þimdi aksa iki kalemden ödeme yapýyor. Biri bu tesislerin kira bedeli þeklinde bir ödemedir. Bu'da oradan alýnan her bir enerji için 1.57 cent öngörülmüþtü. Bu 2008 sonuna kadar hatta 2009 Þubatýna kadar bu þekilde uygulandý. Hatta 2009 Þubatýnda yeni sözleþme yapýlýrken bu bedeli 7.5 cent olarak talep etti. Bir kira bedeli olarak ödeme yapýlýyor, bir'de ürettiði enerjinin hizmeti þeklinde yapýlýyor. Yani ödeme iki kalemden oluþuyordu. Ýyi ki o dönemde KIB-TEK vardý. KIB-TEK olmasaydý özel sektörün dayatmalarýna maruz kalacaktýk. Barikat: Ortada yasal bir koruyucu var mýydý? Enerjideki yatýrýmlar gerek planlama aþamasýndan üretim aþamasýna gelinceye kadar belli bir süre gerekir. Kullanacaðý santrale göre minimum iki veya üç sene. Bu süre artabilir. Bir anda ortaya çýkacak bir olumsuzluðun yerine yenisini koymak mümkün deðildir. Dolayýsýyla özel sektör dayatmalarýna çok açýk bir alandýr. Barikat: Yani bu durum yasalarda KIB-TEK çalýþanlarýna deðil de Elektrik Kurumu çalýþanlarýna mý yansýyordu? Ondan önce tüketiciye yansýyan bir olaydýr. Tüketicinin daha pahalýya elektrik almasýna yansýyan bir olay. Yani 1.57 cent yerine, 7.5 cent talep edildi. Bu'da ortalama 3 cent ediyor. Yeni bir sözleþme imzalandý. Kira bedeli üç sene. Yeni santraller için 1.57 cent ödenirken beþ yýlýn sonunda yýpranmýþ makineler için ortalama 3 cent'e yeni bir sözleþme imzalandý ve ek olarak üreteceði enerji için para alacak. Bunun benzerini KTHY olayýnda yaþadýk. KTHY'nýn batýrýlmasýndan ve tasfiye ettirilmesinden sonra bilet fiyatlarýnýn geldiði nokta ortadadýr. Enerji KTHY olayýndan daha çok önemlidir, hayati bir konudur. Toplumun her kesimini ilgilendiren hayatýn her alanýnda vazgeçilmez bir olaydýr. Dolayýsýyla özel sektör tekeline terk edileceði noktada yaratacaðý tahribat çok daha büyüktür. Egemen toplum ve demokrasi üzerinde yaratacaðý olumsuzluklar söz konusudur. Bu konuda adým atýlýrken bunlarýn da düþünülmesi gerekir. Barikat: Su altýndan geçen kablolarla elektrik getirilmesi gündemde. Bu konu hakkýndaki fikriniz nedir? Ekonomik pakette ve TC-KKTC Hükümetleri arasýnda imzalanan ekonomik iþbirliði protokollerinde Türkiye'den deniz altýndan kablo ile elektrik getirilmesi konusu var. Hükümet yol haritasý çizdi. Bize göre bu konu yaklaþýk 10 sene önce gündeme geldi. Deniz altýndan balonlarla su taþýnmasý konuþulmuþtu. O dönemde bunun maliyetinin, burada tüketilen enerji maliyetlerinden çok daha yüksek olacaðý ortaya çýkýnca rafa kaldýrýlmýþtý. Þimdi yeniden ýsýtýlýp önümüze konmaktadýr. Bize göre
MART 2011
maliyetleri yine ayný þekilde çýkacak, ama þu açýdan desteklenebilir. Enerji tedarikinin çeþitlendirilmesi açýsýndan tek bir kaynaða baðlý kalýnmaz. Biliyorsunuz ülkemizde santraller özel sektör olsun, KIB-TEK olsun temel ürerim noktasýnda hammaddesi yakýttýr. Yakýt fulördür. Bunu çeþitlendirme açýsýndan olumludur. Ancak ülkemiz koþullarý dikkate alýndýðýnda, KIB-TEK'in içinde bulunduðu yapý, siyasi müdahaleler dikkate alýndýðýnda ve TC'nin iç iþlerimize müdahalesi dikkate alýndýðýnda, buradan deniz altýndan kabloyla enerji getirilmesi konusu ileride çok uzak olmayan bir zamanda KIB-TEK'in üretimden dýþlanmasý, çalýþanlarýn haliyle iþsiz kalmasý ve tamamen dýþa baðlý bir yapý oluþturacaktýr- ki, liberalizmin egemen olduðu bütün dünyada dahi ülkeler özellikle enerji alanýnda kendi ihtiyaçlarýný çeþitlendirme yoluna gidiyorlar. Tek bir kaynaða baðlý kalmamak için giriþler yapýlýyor. Türkiye üzerinden olsun, Balkan ülkeleri üzerinden olsun enerji koridorlarý tartýþýlýyor. Rusya nýn mý, Türkiye nin mi tercih edileceði tartýþýlýyor. Avrupa üzerinden giden Rus doðal gazýnýn Ukrayna tarafýndan kesildiði fiyat anlaþmasý konusunda da ayný tartýþmalar yaþanmýþtý. Barikat: Ekonomik ve Sosyal yaþam üzerinde baský mý oluþturuyorlar? Ekonomik ve sosyal yaþam üzerinde yarattýðý baskýlardan dolayý ülkeler kaynaklar üzerinde çeþitlendirme yoluna gidiyor. Barikat: Bu onun siyasi kozu mu? Kesinlikle. Türkiye'den deniz altýndan enerji getirilmesi de ayný þekilde ele alýnmasý gereken bir konudur. Egemenliðimiz üzerinde de ciddi tehlikeler olabilecek bir konudur. Bize göre bu da siyasidir. Siyasi bir görüþü vardýr. Olasý bir çözümden sonra, hatta çözümden önce dahi ilgili AB anlaþmalarýndan dolayý Türkiye'den gelecek enerji eðer Güneyde üretilecek enerjiden daha ucuza mal olacaksa, Güney de bu enerjiyi almak zorunda kalacak. Dolayýsýyla buradaki hedef sadece ülkemizin üretimden koparýlmasý deðil, olasý bir çözümden sonra ekonominin Türkiye tarafýndan kontrol edilmesi deðil, Güney'in ekonomisinin kontrol edilmesine yöneliktir. Biz bunu ülkemizin egemenliði açýsýndan da buradaki çalýþanlarýn haklarý bakýmýndan da yararlý görmüyoruz. Kaldý ki buna bel baðlama ülkemizde yeni santrallere yatýrým yapýlmayacaðý anlamýna gelir ve sadece buradan gelecek bir elektriðe baðlý kalma, deniz altý kablolarýnda meydana gelecek bir arýza durumunda ülkemizin aylarca enerjisiz kalmasý demektir. Ülkemizin siyasi koþullarý dikkate alýndýðýnda çok yaralý görmüyoruz. Gerçekleþebilirliði yok. Barikat: Teknik olarak böyle bir þey yapacak donanýmlarý var mý? Var. Mesela Ýstanbul'da adalara enerji kabloyla deniz altýndan gidiyor. Bu mümkün. Barikat: 76 km'lik bir deniz yolunda bu mümkün mü? Mümkün. Hatta daha ucuza mal olur. On yýl önce yapýlan çalýþma daha ucuz olmadýðýný ortaya çýkardý. Bundan dolayý KIB-TEK'in daðýtým kýsmýnýn, orta gerilim, alçak gerilim ve daha sonra yüksek gerilim kýsmýnýn da özelleþtirilmesi talep edilmektedir. Deniz altýndan kabloyla enerji getirilmesi konusu özel sektöre devredilecektir. Bunu bir bütün olarak öngörmektedir. Bunun için TC hükümeti buradaki hükümete baský yapmaktadýr.
ÝÞÇÝ-SENDÝKA Barikat: Bundan en büyük zararý kim görecek? Tabi ki çalýþanlar. Barikat: Son dönemde kendi paketimizi kendimiz yapalým olayý gündemdedir.Biz olduðu gibi tüm paketlere karþýyýz. Çünkü paketler emekçilerin çýkarlarýný temsil etmiyor. Baþkalarýnýn mezarýmýzý kazmasýný tercih etmektense, kendi kendimizin mezarýný kazalým fikri var. Bu sizce doðru mu? Her þeyden önce son yaþanan tartýþmalar dýþýnda þunu söylemek lazým. Yaygýn olarak bazen sendikalar tarafýndan dile getiriliyor. Ülkemizde ekonomik kriz vardýr. Ama bize göre kriz baþlangýç konusu deðildir. Ülkemizin içinde bulunduðu koþullardan ve çözümsüzlük YAZI ortamýndan dolayý aslýnda hep yaþanan ve dýþa, mali kaynaða ihtiyacý olan bir yapý söz konusu. Bu açýdan bakýldýðýnda ekonomik kriz her zaman için vardýr. Hatta 74 öncesinde de bu toplum TC tarafýndan belli dönemlerde finanse edilmiþti. Tanýnmamýþlýk ortamýnda normal ekonomik koþullarýn çalýþmasýný beklemek doðru deðildir. Bunu dikkate alarak ülkemizde ekonomik, mali bir yapý oluþturmak gerekir. Önümüzde iki þýk var: 1) Türkiye ile devletten devlete denen ve buna dayalý olarak kiþilikli bir iliþki geliþtirme 2) Alýnacak yardýmlarýn ülkenin geliþimi için doðru alanlarda kullanýlabilmesi. Bu oluþan yapýyý TC hükümetleri destekledi. Biraz önce konuþtuðumuz konuda, gene önünüze konan paketlerle, elimizde kalan son üretim noktalarý da alýnmaya çalýþýlýyor. Daha önce bunu Sanayi Holding, Saray Otel ve benzeri iþletmelerde yaþadýk. Buna son örnek KTHY dýr.Aslýnda köy kooperatiflerinin devleti yönetenler tarafýndan özelleþtirilmesi gündemdedir. Dolayýsýyla bu iliþki kiþilikli bir þekilde devam edecek. Yardým veren ile alan bu iliþkiyi daha farklý bir þekilde sürdürecek. Biz bunun çok mümkün olmayacaðýný düþünüyoruz. Mali bir iliþki söz konusuysa mutlaka empoze'de olacak. Bunun yerine ülkenin mevcut kaynaklarýný adil paylaþýmý uygulanmalýdýr. Barikat: Yetmediði yerde ne olacak? Yettiði kadar paylaþým þeklinde bir duruþ sergilenmesi lazým. El-Sen bunun gerekleri olan (Bu iþinde þartlarý var) 250.000 nüfuslu bir ülkede 600.000-700.000 nüfustan bahsediliyorsa bu ülke kaynaklarýnýn 700.000'lik nüfusa göre paylaþtýrýlmasý mümkün deðildir. Gereði yapýlmalýdýr. Nüfus politikasý düzenlenmelidir. Barikat: Sizce nasýl düzenlenmelidir? Bize göre kayýt dýþý olan çalýþma gücünün en azýndan ihtiyacýn üstünde olan çalýþma gücünün ülkeden gönderilmesinin saðlanmasý lazým. Belirlenecek ihtiyaç oranlarýnda da kayýtlý bir þekilde bütün sosyal haklarý ve güvenceleri saðlanmýþ, insanca koþullarda çalýþabilmeleri saðlanmalýdýr. Buna paralel olarak barýnma ortamlarý uygun hale getirilerek kontrol altýnda tutulmalýdýr. Bundan önce 'de bir nüfus sayýmý yapýlmalýdýr. Gerçek ve þeffaf bir nüfus sayýmý yapýlmalýdýr.
SAYFA 11
Barikat: Sizce hükümet bugünkü nüfusun kaç olduðunu biliyor mu? Maliye bakaný Ersin Tatar bu konuda çeliþkili açýklamalar yapmaktadýr. Sizce bu açýklamalar inandýrýcý mý? Eðer bir ekonomiden bahsedeceksek, buna göre mali kaynaklarýn ne olduðu konuþulacaksa, hangi nüfusun sayýmý yapýlacak bunlarýn bilinmesi lazým.Bunu kendi kaynaklarýmýzla yapmalýyýz. Biz bunu savunuyoruz. Kendi nüfusumuzla bu iþ yapýlmalýdýr. Taþýma nüfusla bu iþlin yapýlmasý mümkün deðil. Kastýmýz 1974'ten itibaren ülkemize gelmiþ, vatandaþ olmuþ kesimlere yönelik deðildir. Vatandaþ olmayanlarla ilgilidir. Vatandaþ olmayanlarla ilgili Çalýþma Bakaný 30.000 kayýt dýþý çalýlan olduðunu söylüyor. Bizim vatandaþ olmayan otuz bin kiþiye ihtiyacýmýz yoktur. Ýhtiyaç nereye varsa buna yönelik çalýþma yapýlmalý ve kayýt altýna alýnmalýdýr. Bütün sosyal haklarýnýn'da verilmesi gerekir. Az önce 'de söyledik. Aksa olayýnda özel sektör var dedik. Bu santral 2003 yýlýnda kuruldu. Þimdi 2011 yýlýndayýz. Bir kuruþ kazanç vergisi vermediler. Kira bedeli olarak yaklaþýk 85 TL ödendi. Bu santraller günün sonunda bizim olmayacak. Bu santraller kadar beþ santral daha alýnýr. Barikat: Yani devlet kendi eliyle mi þirketi besliyor? Bu þirket 2003'ten günümüze kadar 100 milyon TL'yi bulan zarar beyan etti. Bu rakamlar resmi gazetede yayýnlandý. Bir kuruþ kazanç vergisi vermedi. Ýþte bunlar bu memlekette, olduðu gibi ortadan kaldýrýlacak. Bakan, tanýnmýþ bir aile, iþadamý her yýl açýkladýklarý vergilerden artan zarar beyan ediyorlar. Ama bir yandan da geliþmeye devam ediyorlar. Dolayýsýyla bunlarda oturup konuþulacak. Herkes eþit bir þekilde elini taþýn altýna koyacak. Biz böyle bir düzende birbirimizi taþýmaya, sýrtlamaya hazýrýz. Eldeki ne kadarsa paylaþýlmasýna varýz diyoruz. Barikat: Sizce TC yetkililerinin böyle bir niyetleri var mý? Böyle bir þey yapmaya niyetleri yok. Olmadýðýný görebiliyoruz. Bir yandan mevcut hükümet tarafýndan ekonomik kriz var deniyor. Diðer yandan da Sosyal Sigortalarýn battýðýndan bahsediliyor. Bu amaçla elli olan emeklilik yaþýnýn altmýþa çýkarýlmasý hedeflenmektedir. Barikat: Bu daha önce AB üyesi olan Fransa'da uygulandý. Orada emeklilik yaþý altmýþ beþe çýkarýldý. Yaþýn yükseltilmesi AB uyum yasalarýnýn gereðidir diye biliyoruz. KKTC'de AB uyum yasalarýnýn uygulanmasý için mi emeklilik yaþý yükseltildi? AB'de yaþla ilgili herhangi bir zorunluluk yoktur. Fransa'da uygulanabilir, baþka ülkelerde de uygulanabilir. AB'nin emeklilik yaþý bu olacak diye bir sýnýrlamasý yoktur. Bu tamamen ortalama ölüm yaþýyla ilgili bir durumdur. Sigorta Fonu'nun kaynaklarýyla da çok ilgili deðildir. Ama günümüzde devlet yönetimi görevlerini yerine getirmediði için hem devletin ödemesi gereken rakamlarý ödemediði için, diðer yandan iþverenlerin çalýþanlarýnýn ödemediði sosyal sigorta
MART 2011
primlerinin cezalarýný affetmekten söz ediyor. Dolayýsýyla mevcut hükümette böyle bir niyet yok. Sendikalar ve toplum bunun için ayaktadýr. Doðaldýr ki bu paket geri çekilirse oturulup ne olacaðý konuþulacak, ne yapýlabileceði konuþulacak. Ama biz sendikal platform olarak daha önce 23 maddelik önerilerimizi sunmuþtuk. Bu bir taslaktý. Barikat: Yanlýþ bilmiyorsak bu önerilerin ortaya konmasýndan sonra bir toplantý daha mý yapýlmýþtý? Bu toplantýda taslak son þeklini mi aldý? Hayýr. Dünkü toplantýmýz 2 Mart mitinginin organize edilmesine yönelikti. Ben yanlýþ hatýrlamýyorsam Aðustos 2010'da Saray Otel de çalýþan iþveren, hükümet temsilcileriyle bir toplantýmýz olmuþtu. O toplantýda 23 maddelik önerilerimizi sunmuþtuk ve yazýlý öneri sunan tek taraftýk. Ýþveren temsilcileri %80 oranýnda yazýlý görüþlerimize mutabýk olduðunu söylemiþtir. Ama arkasý gelmedi. Biz dediðimiz gibi günün sonunda bu paket geri çekilecekse –ki çekilmesi þarttýr- böyle bir ortamda oturup eldeki kaynaklar ne ise ve yaratýlabilecek kaynaklarla ilgili alýnacak tedbirleri de diðer taraflarla birlikte görüþmeye hazýrýz. Ýkna edildiðimiz oranda elimizden gelen desteði vereceðiz. Barikat: Sendikal Platformun aldýðý kararlar var. Herhalde dün toplantýda her þey konuþuldu. Röportaj Mart sayýmýzda yayýnlanacaðý için bu konuda yazacaðýz. Þu karar alýndý. Ýnönü Meydanýnda alana girerken herhangi bir pankart açýlmayacak,pankartlar istenilen içerikte olursa açýk tutulabilecek. Sizce bu karar doðru mu? 2 Mart konuþuluyor. Bazý þeylere platform hassasiyet gösterecek. Ama þunu söyleyeyim. Demokrasi kurallarý içerisinde herkes genel olarak kabul görebilecek sýnýrlar içinde kalacaðý ve kendini ifade edebilme þeklini kullanmasý gerekir. Biz bunu destekliyoruz. Platform olarak desteklemesek dahi, baþkalarýnýn kendini ifade etme þekline de saygý duymamýz gerekir diye düþünüyorum. Eðer bu toplumun geniþ kesimleri tarafýndan destekleniyorsa bu ifade etme þekli geliþecektir. Daha farklý anlamlar bulabilecektir. Ama bunun bizim tarafýmýzdan önünün kesilmesinin doðru olmadýðýný düþünüyorum. Herkes fikrini düzgün bir þekilde ortaya koyabilmelidir. Barikat: Elektrik çalýþanýnýn genel sorunlarý nelerdir? Mesela kadrosuz çalýþan dedikodu dediðimiz durumlar vardý. 62-63 kiþi kadrolandý. Belki de geçici çalýþanlar vardýr. Þu anda geçici çalýþanlar var mý? KIB-TEK'te deðiþik görevler var. Teknik Görevler var. Genel memurluk hizmetleri var. Ýç hizmetler var. Buralarda çalýþmak için kadrolu olmak gerekir. Kurumda geçici statüde ve sözleþmeli statüde bir çalýþan bulunmamaktadýr.Sendikamýz geçici çalýþmaya ve sözleþmeli çalýþmaya karþý çýkmaktadýr. Bunun gibi bir, iki kadro hariç kurumda sözleþmeli çalýþmaya müsaade etmedik. Bundan sonra'da müsaade edecek
ÝÞÇÝ-SENDÝKA deðiliz. Barikat: Toplam kaç çalýþan var? Þu anda 615 çalýþaný var. Yasa gereði sendika üyesi olmak isteyen her çalýþan sendikalýdýr. Sendika üyesi olmak isteyen çalýþan toplu iþ sözleþmesinden faydalanabilmek için dayanýþma aidatý ödemektedir. Neredeyse çalýþanlarýn tamamý, üst kademede yönetici pozisyonunda çalýþan birkaç kiþi hariç, hepsi sendikamýza üyedir. Bu kadro sorunuyla ilgili olarak geçtiðimiz süreçte bir olay oldu. KIBTEK'e istihdam edilen herkes altý ay ile iki yýl arasýnda bir deneme devresi sonucunda kadronun gereklerini yerine getirmesi koþuluyla kadrolanmak amacýyla YAZistihdam I edilir. Bu arkadaþlarýmýzýn maksimum iki yýllýk deneme süreleri dolduðunda ilgili sicil amirlerimizin olumlu görüþ vermiþ olmalarýna raðmen, mevcut yönetim tarafýndan kadrolanmak istenmediler ve kadrolanmadýlar. Bu deneme devreleri yasa dýþý bir þekilde toplu sözleþmeye aykýrý olarak altý ay daha uzatýldý. Biz buna karþý çýktýk. Bu davranýþlarý tamamen keyfiydi. Siyasi düþünülerek yapýlýyordu. Bu arkadaþlardan bazý kiþilerin siyasi görüþleri yüzünden kadrolanmayacaðý sorunu ortaya çýkmýþtý. Bunun için biz dirençli durduk ve sonuçta uzatma devresinden sonra'da yani iki buçuk yýllýk süreden sonra ýsrarla yedi arkadaþýmýzýn durdurulmasý konusu önümüze kondu. Bunu kabul etmemiz öngörülüyordu. Sendikamýzýn hedefi, çalýþanlarýn iþ güvencesine sahip olmasý gerektiðinden hareketle ve bu arkadaþlarýmýzýn kuruma kazandýrdýklarý amirleri tarafýndan olumlu karþýlandýðý için kabul edemezdik. Bunun bir grev sebebi olacaðýný söyledik. Görüþmeler bir aþamadan sonra koptu. Biz gece yarýsýndan itibaren grev kararýný uygulayacaðýmýzý üyelerimize duyurduk. Baþbakan devreye girdi. Son bir görüþmemiz oldu. Hepsinin bizim talebimiz noktasýnda kadrolanacaðý sözünü verdiði için grev kararýný uygulamadýk. Akabinde yönetim kurulunun ilk toplantýsýnda bütün arkadaþlarýmýz olmasý gerektiði gibi kadrolandý.Bu süreci böyle geçirdik. Barikat: Sendikanýn çalýþanlarýna genel anlamda verdiði bir eðitim var mý? Varsa bunlar nelerdir? 2005 yýlýndan itibaren 415 kiþiyi bulan(615 çalýþanýmýz olduðunu söylemiþtim) arkadaþýmýza Temel Sendikacýlýk Eðitimi ve daha sonrasýnda da bir kýsmýna yöneticilik eðitimi verdik. Bu eðitimlerde sendikal örgütlenmenin yararlarý, ekonominin ne olduðuyla ilgili eðitimlerimizi verdik. Bu eðitimleri bir gece konaklamalý þekilde verdik. Güne yayýlan programlar þeklinde verdik. Her yýl turizmin ölü sezonunda bunlarý yapmaya çalýþýyoruz. 2010 yýlýnda yaþanan yoðun sendikal mücadele programý içerisinde buna fýrsat bulamadýk. 2010 yýlý hariç, 2002 yýlýndan itibaren bir veya iki kez arkadaþlarýmýzý eðitimden geçiriyoruz. Bizim için sendikal mücadelede eðitim çok önemli. Bunun sonuçlarýný alýyoruz. Arkadaþlarýmýz birbirine kenetlenmiþ durumda. Sendikal bütünlüðümüz üst noktada. Son süreçte bu
SAYFA 12
paket gündeme geldiðinden bu yana altýncý grevimizi yaptýk. Grevlere her seferinde yüksek bir katýlým saðladýk. Biz inanýyoruz ki bu düzenlemiþ olduðumuz eðitimlerin bir sonucudur. KIB-TEK çalýþanlarý sendikalý olmanýn, birlikte hareket etmenin gücünü kavramýþ durumdadýr. Genel toplum menfaatleriyle zümresel menfaatlerini birlikte harmanlayarak koruyan bunun için mücadele eden ve bu mücadeleyi herkese, her kesime karþý gösterebilecek siyasi, partisel kaygýlar taþýmadan bunu ortaya koyabilen birkaç örgütten biridir. Barikat: Son olarak eklemek istediðiniz bir þey var mý? Biz her sene ortaya konan ekonomik pakete karþý bütünlüklü bir mücadele verilmesi gerektiðini savunuyorduk. Sendikal platform içerisinde de bu böyle oldu. Sadece belli gruplarýn menfaatlerine dokunulduðu noktada deðil, gerek çalýþanlarýn, gerek toplumun bütün kesimlerinin menfaatlerine dokunulmuþ bir durumdadýr. Varlýðýmýz ile ilgili bir müdahale söz konusudur. Toplumsal Mücadele adý onun için kondu. Grup çýkarlarý için deðil, toplumun çýkarlarý için bu pakete tümden karþý çýkýlmasý gerektiðini ortaya koyuyoruz. Biz bunun için her sene radikal olarak süresiz ve yasaya raðmen sürecek grevin en uygun mücadele yöntemi olduðunu söylüyoruz. Bunun için El-Sen olarak hazýrýz. Toplumsal duyarlýlýk çalýþanlarýn sorunlarýna ve kavgasýna sahip çýktýðý oranda geçerlidir. Bunu 28 Ocak mitinginde gördük. Ondan önce ek mesai konusunda memurlarýn ayaklanýþýnda gördük. Ümit ederim 2 Martta daha da katlanarak aratacak ve 2 Marttan sonraki süreçte bizim hep savunduðumuz radikal çýkýþý yapabileceðiz diye düþünüyoruz. Biz El-Sen olarak böyle bir mücadeleye hazýrýz. Barikat: Çok teþekkür ederiz Ben teþekkür ederim. Barikat'ýn Notu: El-Sen baþkanýna röportaj için teþekkür ediyoruz. Kendisinin de belirttiði gibi dayatma paketlere,özelleþtirmelere sömürüye karþý toplumsal duyarlýlýðýn yükseltilmesi þarttýr. Ama kurtuluþumuz ülkemizin bugünkü kötü durumundan sorumlu, hatta yaratýcýsý olan emperyalist kurumlara AB'ye ve yasalarýna bel baðlamakla gerçekleþmeyecek. Tersine sadece sömürü þekil deðiþtirmiþ olacak. Birinin gidip ötekinin gelmesi bir þey deðiþtirmeyecek. Kurtuluþumuz için toplumun tüm emekçi sýnýflarýnýn bir araya gelip emperyalizme, sömürüye karþý ortak bir cephede örgütlenmeleri ve sýnýfsal temelde mücadele etmeleri gerekir. Sadece kamu emekçilerinin mücadele etmesi yetmez. Özel sektör emekçileri de örgütlenmeli, onlar da bu mücadeleye katýlmalýdýrlar. Bu mevcut sendikalarýmýzýn görevi olmalýdýr. Bunun olmamasý mücadelenin bir ayaðýnýn boþta kalmasý demektir. Gerçek bir barýþa ve özgürlüðe ancak bu þekilde ulaþabiliriz...
MART 2011
ÝÞÇÝ-SENDÝKA
SAYFA 13
Barikat: Peki siz ne düþündünüz? Ýþçiler arasýnda þöyle bir ayrým vardý. Önce yerli yabancý ayrýmý vardý. Ýkincisi iþ yapabilen iþçiye ve mesleði öðrenmiþ bir iþçiye bu tehdidi yapmazlardý. Barikat: Sizce Türkiyeli iþçilerle, Kýbrýslý iþçiler arasýnda ayrýmcýlýk yapýlýyor mu? Herkesin hissettiði baþkadýr. Ben bilirim, hissederim, aldýrmam. Ama baþkasý farklý hisseder. Vardýr. Barikat: Bu sizin iþinize yansýdý mý? Mesela patron þunu dedi mi? Sen Kýbrýslý bir iþçi deðilsin, Türkiye'den gelen bir iþçisin sana daha az maaþ ya'da…??? Yok iþ yapanýn hakkýný verirlerdi. Barikat: Adamýn derdi aslýnda iþçinin Kýbrýslý veya Türkiyeli olmasý deðil, iþinin dönmesi sonuçta..! YAZI Dönmesi tabi...! Baþka ne düþünecek ? Barikat: Irkçýlýðý, belki de iþçiler arasýnda yaptýrýrdý…!!?? Yaptýrýlmadý. Bak sana bir açýklama yapayým. Ben atölyenin içinde becerikli, yetenekli bir iþçi oldum. Barikat: Türkiye'de mi? Hayýr burada. Patron bana dedi ki seni buraya ustabaþý yapacaðýz veya bu kiþileri idare edeceksin. O anda yerli iþçiler, Kýbrýslýlar kendi aralarýnda toplandýlar. Biz bu kiþiyi istemeyiz dediler. Barikat: Sebebi Türkiyeli olduðunuz için mi? Onlarýn içinden geçen nedir bilmiyorum. Ilýmlý yaklaþýrým, bütün olaylara ýlýmlý bakarým. Sona gelelim. Senin sorman gerekir. Ýþyerlerinin durumu nedir? Kazancý az vergi çok, dayanabilen kalýyor, dayanamayan kapatýyor. Barikat: Þimdi esnafa bayaðý vergi biniyor. Siz günün sonunda bir çalýþansýnýz. Ýþverene, patrona devletin vergiyi fazla veya az koymasý ÝÞÇÝ YOLDAÞLA RÖPORTAJ çocuklarýnýz ne yapýyor? Barikat: Türkiye'den gelen emekçi Eþimden 11 sene önce ekonomik sorunlardan dolayý çalýþmanýzý derece olarak, nitelik olarak baðlamamasý gerekir. Siz orada düzenli olarak insanlarýmýzdansýnýz.Buraya geleli kaç sene ayrýldým. Ama bu süre zarfýnda Üniversitede çocuk disiplinli bir þekilde çalýþýyorsunuz. Emeðinizin oldu? okuttum. karþýlýðýný almanýz en doðal hakkýnýz. 31 sene oldu. Ayný iþyerinde 31 senedir çalýþýyorum. Barikat: Aldýðýnýz maaþtan çocuklarýnýza Vergilerinizin patronunuza yansýmasý, aldýðýnýz Bu seneki kadar iþsizlik olmadý. yetiþtirdiniz… maaþýn düþmesi sizin suçunuz mu? Barikat: Ýþsizlikten kasýt müþteri azlýðý mý? Evet Evet Barikat: Mesela büyük dikim fabrikalarý çoðalýyor. Benim suçum deðil. Þöyle bir þey var. 10 iþçi çalýþtýran bir iþ yeri beþini çýkartýyor. Hem iþ azlýðý Barikat: Bu sizce neye dayanýr. Yani bu azlýðý Ülkemizde gittik sonra geliþen bir giyim sanayisi var, hem de vergi çokluðu. “Nasýl ayakta dururum” nereye baðlýyorsunuz? var. Bir'de bunun yansýmalarý var. 31 senedir bunun hesabýný yapýyor. Ben de bu durumlarý Konfeksiyona baðlýyorum. Çünkü insanlar daha burada olduðunuz için geliþmeleri sürekli takip ucuza giyinebiliyorlar. Kumaþ pahalý, dikiþ pahalý. ediyorsunuz. Büyük fabrikalarýn çoðalmasý sizi ne gördüðüm için 30 seneyi dolduran biri olarak ya idare edeceðim, ya da çekip gideceðim. Bundan sonra bir Herkes yaptýramýyor. kadar etkiledi? Sadece konfeksiyonlar mý, yoksa konfeksiyoncuya gidip bana iþ verir misin? diye Barikat: Yani konfeksiyonlar çoðaldýk sonra Sanayideki büyüme mi sizi çok etkiledi? sormam Yeter ki bu iþyeri ayakta dursun, ayakta terzilere talep azaldý mý? Bunlarýn hiç etkisi yok. Onlar dýþarýyý etkiliyorlar. kalsýn, ben de az çok geçimimi saðlarým. Para Konfeksiyonlar çoðaldý, hem daha ucuza imal Sadece iþçilere faydasý var. Çalýþan iþçilerin geçimini kazanýrým demiyorum, sadece geçimimi saðlarým...! saðlýyorlar. edebiliyorlar, hem de onun yollarýný buldular. 71-81 Barikat: Peki orada çalýþan iþçilerden sizin yaþam Barikat: Ýþçiler haklý olarak emeðinin karþýlýðýný veya 100 TL'ye giysi alýp giyinebiliyorlar. almayý düþünürken, iþyerlerini de düþünmek Barikat: Þöyle bir þey sorsak. Mesela dýþarýda 20 standartý olarak ne gibi farklarýnýz var? Orada zorunda býrakýlýyorlar.. Çünkü ekmek kapýlarý çalýþmak mý daha rahat? Yoksa büyük fabrikalar TL'ye alýnan bir pantolon bir terzide dikildiðinde odur. Bu bilinç onlara aþýlanýyor.. Peki ayný bakýþ da mý? daha ucuza dikilmez mi? açýsý patronlar için geçerli midir? Yani az önce de O ayrý bir sanat. Konfeksiyoncu iþçi onu daha farklý Yok, 50 TL dikiþ parasýdýr. Daha pahalýya gelir. söylediniz. Patronun iþçinin Türkiyeli veya yapýyor vee bir ayda öðreniyor. Ben 35-40 senemi Mesela adam üç, dört tane pantolon alýyor. Kumaþ Kýbrýslý olmasý önemli deðil. Patron için önemli vermiþim, onlar iki üç ayda belli yerleri yapýyorlar. dikim parasý üç dört tane pantolon'un fiyatýna denk olan iþinin dönmesidir. Yani “benim iþim dönsün. Onlarýn iþi o. geliyor. Gerisi önemli deðil” Bu nasýl bir adalettir, yorum Barikat: Yani siz yýllardýr bu iþi yapýyorsunuz ve Barikat: Bu sefer dikim sanatý yavaþ yavaþ yapabilir misiniz? olayýn genelini kavradýnýz ama onlar sadece belli kayboluyor mu? Buna nereden baþlayalým. Biraz sendikacýlara bir alaný yaptýklarý için kýsa sürede öðrendiler. Evet; eriyip gidiyor... Peki þöyle bir þey soralým. Mesela size bu ülkede deðinelim. Bütün sendikacýlar iþçiyi düþünür.Ýþçiyi Barikat: Þöyle bir þey soralým.Örneðin iþ sahibi düþündüðü kadar iþvereni de düþünmek zorundadýr. sahip çýkan, özel sektördeki emekçi insanlara “iþlerim düþük gitti, sana düþük maaþ vermek O iþ yeri iþverenin iþ yeri, ayakta durduðu sürece o sahip çýkan bir sendika var mý? zorundayým der mi? iþçiye maaþ ödeyecek doðru mu? Zaten biz durumu gördüðümüz için ona razý oluyoruz. Yok, olmadý. Geçmiþ yýllardaki çalýþma hayatýmýzda Barikat: Sendikacý her þeyden önce iþçinin Barikat: Yani “Bu ay iþler düþük gitti, bize daha az da sendikalý iþçi olmak gibi bir atýlýmýmýz oldu. Ama temsilcisidir. Yani emeðin temsilcisidir. iþverenler buna razý olmadý. verirseniz, biz bir þey demeyeceðiz mi Ýþvereni de koruma, kollama düþüncesi olmasa, o Barikat: Neden? Size izin vermezken bir sebep diyorsunuz? temsil ettiði iþçinin hakkýný nereden alacak? O iþ yeri Hem iþvereni, hem kendimizi düþünmek zorundayýz. belirttiler mi? kapanýrsa, iþçilerin maaþýný ödemeye gücü Yok. Sendikalý olanlar ayrýlsýn gibi bir tutumlarý oldu. Geçinemiyoruz, aldýðýmýz para yetiþmiyor. yetmiyorsa, evini, arabasýný satsýn. Ýþçiye maaþýný Yani bizi tehdit ettiler... Barikat: Ailenizin durumu nedir? Eþiniz
MART 2011
ÝÞÇÝ-SENDÝKA
YAZI
böyle mi ödesin? Barikat: Ýþverenin birlikte olduðu, var olduðu çok kurum var. Mesela Ýþverenler sendikasý var, Ticaret Odasý, Sanayi Odasý, Ýþ adamlarý derneði vs. Siz iyi niyetle diyorsunuz ki Sendikacýlar iþ yerini de düþünmek zorundadýr ki iþçiyi koruyabilsinler. Patronlarýn olduðu bir birlikte iþçiyi koruma olayý yoktur. Sizce bunda nasýl bir adalet var? Ben sorunlar içinde bunaldým. Yarýným ne olacak? Ne yapabilirim diye düþünüyorum. Ama iþverenler bunu düþünmezler, belli bir yatýrýmý olmuþtur, belli bir parasý vardýr, faizi vardýr, evini almýþtýr. Onlar geçinebilirler. Ýþçi hala daha iþçi. Bunu ekleyebilirim. Normalde bunu düþünmedik. Evim olmadý. Evim oldu ama býraktým ayrýldým. Þu anda biraz sorumluluk taþýsaydým da afedersiniz bir köpek kulubesi kadar evim olsa, uzanýp ayaklarýmý uzatabilsem... Ben þu anda bunu istiyorum. Çünkü yaþ ilerledi. Ýnsanlar bunlara ihtiyaç duyabiliyor. Ama bu iþçilik devamlý... Ne verdin, ne aldýn gibi bir þey yok. Evli olduðum yýllarda, eþimle maaþlarýmýz birleþtirip ihtiyaçlarýmýzý taksitle alýyorduk. Barikat: Özelde olduðunuz için bu bir sorundur. Ama genele baktýðýmýzda bir iþçinin ev alma þansý yok deðil mi? Kesinlikle; Bu günkü þartlarda, bu günkü geliriyle hiç yok... Barikat: Çalýþan sizsiniz, iþçilerdir, emekçilerdir. Demin çok güzel bir þey söylediniz. Ýþverenin sermayesi vardýr, parasý vardýr. Bu sermayeyi iþverene yaratan kimdir? Ýþçilerdir. Bunu iþverenler hiçbir zaman kabul etmedi. Ben çalýþtým, ben kazandým duygusu içindedirler. Esas her iþi yapan iþçilerdir. Ýþçilerin emekçilerin sýrtýndan kazandýlar. Öyle zaman geliyordu, ben kendim için söyleyim; 30 sene çalýþtým, 30 sene emek verdim. Bir birikimim oldu. Ayný þekilde çalýþan diðer arkadaþlarýmýn da birikimi oldu. Ben 30 sene idare ettim. Fakat bu 30 senenin 5 senesi iþsiz geçti. Ben 6 ay 1 sene idare edemeyecek miyim? Ben bu sene Türkiye'ye gideceðim. Aldýðým haftalýktan bilet
parasý, yol parasý ayýramýyorum. Bu duruma geldim. Barikat: Bunlar sizin en doðal haklarýnýz. Ailenizi görmek istiyorsunuz, memleketinizi görmek istiyorsunuz, ziyaret etmek istiyorsunuz, Belki bir sinemaya, tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Ulaþým, eðitim gibi ihtiyaçlarýnýz karþýlamak istiyorsunuz. Bunun için para lazým. Günde asgari kaç saat çalýþýyorsunuz? 8-9 saat. Barikat: Haftanýn kaç günü Cumartesi “yarým” hafta içi her gün.. Barikat: Pazar günü boþ. Yani haftanýn beþ buçuk günü çalýþýyorsunuz. Günde 10 saate yakýn çalýþtýðýnýz oluyor mu? Onu belirttim. Bu gün on saatlik bir iþ yok.. On saat bu gün için geçerli deðil. Barikat: Bir gün 24 saat. 10 saatinizi iþe verdiðinizde uyuma ihtiyacýnýz var, diðer ihtiyaçlarýnýz var, onlarý karþýlamak istiyorsunuz. Size bu ihtiyaçlarýnýzý karþýlamak için zaman kalýyor mu? Bir nebze hayatýnýzý ortaya koyuyorsunuz. Aldýðýnýz para zaten yetmiyor. Ama günler geçiyor, ömrünüzden gidiyor. Öbür taraftan diyoruz ki patronun sermayesini oluþturan yine emekçi kesimlerdir. Adil olmayan bir durum var… Aynen öyle; bunu herkes görebiliyor.. Barikat: Son dönemde memlekette geliþen bazý olaylar var. Tayyip Erdoðan buradaki insanlar için “besleme” dedi..! Bu konudaki fikriniz nedir? Bir anda sinirle söylenmiþ bir laf.... Tayyip Erdoðan TC hükümetinin baþbakanýdýr. Ama sonunda çarketti. Peki bunu söylettiren olmadý mý? Söylettiren biri olmasaydý, söyleyecek miydi? Bir de bu taraftan bakalým.. Barikat: Ama aslýnda baktýðýmýzda bu çok derin ve detaylý bir konu...! Sizce olaylar sadece bu kadar basit mi ? Yani “basit bir yanlýþ bilgilendirilme mi?” Aslýnda ben daha ileri gidemem. Ýyi dedi, kötü söyledi gibi þeylere girmek istemem...! Barikat: Mutlaka. Ama ÝMF ve Amerika Türkiye'ye kredi açar ve der ki “ben sana þu kadar para
SAYFA 14 veriyorum, onu karþýladýðýnýzda þu þu þu olacak” Amerika 'da Obama; Anadolu'daki insanlara besleme deseydi ne olacaktý? Yani “ben size para veriyorum” Bundan rahatsýz olmaz mýydýnýz? Elbette ki rahatsýz olurdum ama sanki biraz daha taraflý konuþuyorsunuz gibi geliyor... Barikat: Biz emekten yanayýz... Emekçiden yanayýz.... Biz sizlerin yanýndayýz... Peki dünden bugüne genel gidiþat konusundaki fikriniz nedir? Bu güne kadar gelmiþ geçmiþ tüm hükümetlerin iyi bir icraatý yok. Dýþarýdan para geliyor, ama “bu parayý onurlu, faydalý bir iþ için kullanalým” gibi bir düþünceleri olmadý ve ülke bu hale geldi doðru mu? Barikat: Kesinlikle ve dýþ güçlerin de patronlarýn da bu yönde talepleri oldu.. Zihniyetleri neydi sizce ? Bu gün 50 TL verdiler harcayým, yarýn 100 TL verdi onu da harcayým zihniyeti… Yani dinleri imanlarý para olmuþ... Barikat: Tabi ki kesinlikle. Sizce Kýbrýs'ta herkes 10 milyar maaþ alýyor mu? Yok caným. Yanlýþ bilgilendirme. Bu günün büyükelçisi herhalde yanlýþ bir bilgi verdi. Barikat: Ama parayý veren kendisi. Sizce ne kadar para verdiðini bilmez mi? Zaten bütün bakanlýklardaki kadrolarýn hepsi þiþmiþ... Bundan dolayý bakanlýklarda çalýþanlar gerçek rakamý bilemeyebilirler... Barikat: Evet kesinlikle. Eklemek istediðiniz, söylemek istediðiniz baþka bir þey var mý? Bizim derdimiz iþçilerin, emekçilerin problemleridir… Onu net olarak söyleyeyim. Emekçi kesimin yaþama hakký azaldý, kalmadý. Yarýným ne olacak hiç belli deðil. Çalýþtýðým iþyeri kapanýrsa hiçbir yerden faydalanamayacaðým. Asker, talebe çarþýya çýkmazsa esnaf havaya bakýyor. Siftah etmeyen çok esnaf var. Barikat: Son olarak ne söylemek istersiniz? Ne diyeyim? Dert çok. Teþekkür ederim. Barikat: Biz teþekkür ederiz… BARÝKAT'IN YORUMU: Ülkemizde yaþayan ve dünyada yaþayan birçok terzi iþçisi gibi; o da örgütsüz ve vermesi gereken mücadele ile çeliþen bir yaþama ve pratiðe sahip... Yaþý ilerlemiþ; ama gördüðünüz gibi tek derdi ekmeðini kazanmak ve sadece hayatta kalabilmek... Ýþyerini de patronunu da kendini de düþünüyor... Patronunun kendisini koruduðunu sanýyor...! Patronunun aslýnda kendisini hiç düþünmediðini, hatta umurunda bile olmadýðýnýn farkýnda ama o ýsrarla patronunu da koruyor...! Patronu kaybedince kendisi de kaybediyor; ama kendisi kaybedince patronunun hiçbiþey kaybettiðini farkýnda bile deðil..! Yaþadýðý düzenin kendi düzeni olmadýðý farkýnda ama deðiþtirmek için mücadele vermiyor... Bütün bunlarýn suçlusu sizce sadece bu emekçi yoldaþ mý? Hayýr.. Biz devrimcileriz... Biz öðretemedik.. Biz ona doðru yolu göstermeye çalýþýyoruz ama demek ki biryerlerde bir sorun var... Bizden kaynaklansa da kaynaklanmasa da bu sorunu bulup düzeltmekten baþka çaremiz de yok... Bizler onu mücadelesine; sosyalizme yönlendiremezsek; kurtuluþa örgütleyemezsek aceba bunu kim baþaracak ? Bizler biliyoruz ki bunun cevabý “hiçkimse”...! Bu yoldaþa gazetemizi her ay götürüp onunla fikirlerimizi paylaþmaya devam edeceðiz... Etmeliyiz...! Aksi takdirde hergün daha fazla yok olmaya tüm emekçiler ve ezilenler gibi hep birlikte devam edeceðiz...
MART 2O11
AYIN KARÝKATÜRÜ
SAYFA 15
KÜLTÜR-SANAT
MART 2011
SAYFA 16
“Gölgeler ve Suretler” Bu Ay Gösterimde... doldurmaya çalýþtýðýný söyleyen Derviþ Zaim, Gölgeler ve Suretler'in ele aldýðý tema ve temayý iþleme biçimi baðlamýnda üçlemenin önceki filmleri Cenneti Beklerken ve Nokta ile ortaklýklarý olsa da biraz daha yoðun ve kývamlý bir film olduðunu ifade ediyor. Hikâyenin fonunu ise Kýbrýs'ýn Karpaz bölgesi ve Büyükkonuk Köyü'nün olaðanüstü güzellikteki doðasý, köyleri, tepeleri ve deniz oluþturuyor. Türk ve Rum oyuncularýn birlikte yer aldýðý filmde, Osman Alkaþ, Settar Tanrýöðen, Erol Refikoðlu, Buðra Gülsoy, YAZKarabiber, I Hazar Ergüçlü, Popi Avraam, Ahmet Nadi Güler, Ekrem Yücelten, Cihan Tarýman, Cem Yardýmcý, Konstantinos Gavriel, Pantelis Antonas gibi oyuncular performanslarýyla göz dolduruyor. Oyunculardan biri olan Buðra Gülsoy yaptýðý bir açýklamada; filmin “T.C. Devletinin senelerdir süren Kýbrýs politikalarý” ile tamamen çeliþtiðini söylerken; vurgulanmak istenen mesajýn “yýllarca beraber yaþayan Kýbrýs'taki halklarýn nasýl biribirine düþürüldüðünü filme yansýtmak” olduðunu Gölgeler ve Suretler, 1963 Kýbrýs çatýþmalarýnýn söyledi... 8 haftalýk ön hazýrlýk sürecinin ardýndan çekimleri 5 haftada tamamlanan gündeme geldiði ilk film olma özelliðini filmde Karpaz, Büyükkonuk, Gazimaðusa halký taþýyor. Bunun yaný sýra; Rum ve Türk da yer aldý. oyuncularýn Kuzey Kýbrýs'ta yer aldýklarý ilk Filmin yapýmcýlýðýný Sadýk Ekinci, uygulayýcý uzun metrajlý sinema filmi olma niteliðine de yapýmcýlýðýný Emre Oskay, sanat sahip. Derviþ Zaim: "Benim meselem, bu coðrafya kokan sinema yapmak"Türk sinemasý yönetmenliðini Elif Tasçýoðlu, kostüm tasarýmýný ise Hüseyin Özinal üstlendi. Filmin ve edebiyatýnýn Kýbrýs'ý görmezden gelme görüntü yönetmeni ise Emre Erkmen. eðiliminde olduðunu, kendisinin bu boþluðu
Derviþ Zaim'in bir filmi olan; Kýbrýs'ýn 60'lý yýllarýnda Türkler ve Rumlar arasýnda yaþatýlan sorunlarý ele alan filmi “Gölgeler ve Suretler” 11 Mart'ta ara bölgede gösterime giriyor. Film; 1963 yýlýnda Kýbrýs'ta Türklerle Rumlar arasýnda yaþatýlan olaylarý ve tema olarak da bir Karagöz kuklacýsý olan babanýn genç kýzý ile yaþadýðý sorunlarý; kýzýnýn gözünden beyaz perdeye aktarýyor. Gölgeler ve Suretler konusu, sürükleyici temposu, dilinin tazeliði ile sinemada farklý bir yapýt olacaðý söyleniyor..!
Kapitalizm ve Spor Dünya üzerinde milyonlarca kiþinin zevk aldýðý spor aktivitelerinin bugünkü pozisyonu, insanlarýn yoðun iþ tempolarýndan kurtulabilmeleri için bir kaçýþ niteliðindedir. Kimileri için, belli bir ekonomik baþarýya ulaþabilme fýrsatý, kimileri içinse sosyal yaþantýsýnda, bir takýma veya bir sporcuya baðlýlýk göstererek renk katmak, anlam kazandýrmaktadýr. Bugünkü konumuna bakýlacak olursa spor, yýllardan beridir milyonlarca insanýn severek, zevk alarak yaptýðý veya destek verdiði bir aktivite olduðundan, kapitalist düzenin, insanlarýn ilgisini kullanarak yarattýðý, büyük bir pazardýr. Sistem, devrimci ilerici mücadele içerisinde, kavga veren tüm örgütlerin bilincinde olmasý gerektiði gibi, yýkýlmaya mahkum oluþunun bilinicindedir. Bu noktada yýkýlma sürecini mümkün olduðu kadar, yavaþlatabilmek adýna ve ömrünü uzatabilmek adýna, halký aydýnlatacak, halka ýþýk tutacak nitelikteki kültür sanat etkinliklerini, önüne koyduðu ekonomik ambargolar vardýr. Bu ambargolar aracýlýðýyla burjuvazi, topluma, ýþýk tutan bu aktiviteleri vermek istediði oranda vermektedir.Ömrünü uzatabilmek adýna bunu yapan burjuvazi, spor aktivitelerinin önüne de ayný ambargolarý uygulayarak, sporu, yalnýzca egolarýný tatmin etmek isteyen varlýklý bir kesimin hobisi haline getirerek, gelir elde etmek amacý gütmektedir. Oysaki sportif aktivitelere sermayeye dayalý; parasal kazanýmlara dayalý bir boyut getiren sistemin aksine, spor anlayýþýnýn, çalýþma hayatýndan birçok þekilde etkilenen çalýþanlarýn, gerek sosyal yaþantýlarýný canlandýrmak, fiziksel ve zihinsel odaðýný çalýþma ortamlarýnýn dýþýnda, rahatlatýcý aktivitelere verebilmelerini saðlayabilmek ve saðlýk adýna yapýlmalýdýr. Karl Marks'ýn deyimiyle :"Fabrikadaki çalýþma hayatý sinir sistemini son kerteye kadar tükettiði gibi, kaslarýn çok yönlü hareketleri üzerinde de ayný etkiyi yaratýr ve özgürlüðün her bir
atomunun, hem fiziksel hem de entelektüel devinimine el koyar." Sporun, kültürün ve sanatýn rolü bu noktada çok önemli bir yerdedir. Spora sosyalist bakýþ, boþ zamanlara ait eðlenceli bir aktivite niteliðini taþýyan sporun bu yönelimini kurtarmaya çalýþýrken; kapitalizmin hedefi masa baþý iþlerde çalýþan ve yalnýzca bir farklýlýk olmasý amacýyla fiziksel hareketlere ihtiyaç duyan büyük bir kesimi yaratmayý amaçlamaktadýr. Mafyalar kapitalizm'e hakimdirler... Spor dallarýndaki yönetim de ellerindedir. Bugün Ýtalya ve Rusya baþta olmak üzere dünyanýn birçok yerinde futbolu bunlar yönetir... Sadece futbolla sýnýrlý kalmazlar; dövüþ sporlarýndan atletizm'e kadar her yerde bunlarýn kirli elleri vardýr....! Pratik olarak sportif aktiviteleri uygulayan kesimin üzerinde sistemin etkisi bu durumdayken, müsabakalarý izleyerek, takip eden ve bu yolla sosyal anlamda sporla haþýr neþir olan kitle üzerinde de sistemin etkileri pek farklý noktalarda deðildir. Ücretli müsabakalarýn yanýnda evinden bu müsabakalarý takip etmek isteyen insanlarýn önünde, özel þirketlerin daha çok para kazanabilmek adýna, özel kanallar aracýlýðýyla koyduklarý engeller ve daha onlarcasý, toplumun belli bir ekonomik seviyeye gelmiþ olan bir kesimini, sportif aktiviteleri takip etmeye yeterli kýlarken, emek sömürüsüne maruz kalan büyük bir kesimi, bu gibi imkanlardan da soyutlar ve mahrum býrakýr durumdadýr. Dünyada en büyük kitlelerden birine hitap etmekte olan futbol, sermayenin esiri olmuþ spor dallarýnýn baþýnda gelmekte ve en önemli örneklerinden biri olarak gösterilebilecek noktadadýr. 19. yüzyýlýn baþlarýndan itibaren deðiþime uðramaya baþlayan futbol, sanayi üretiminin eski yýllara oranla daha da geliþmeye, bir istikrar yakalamaya baþladýðý bir dönemde geliþim göstermiþtir. Bu dönemlerde sanayi üretiminin geliþimi, fabrikalarda aðýr þartlar altýnda çalýþan büyük bir iþçi sýnýfýný yaratmýþ, aðýr þartlar altýnda emek sömürüsüne maruz kalan iþçi
sýnýfý, hafta sonu izinlerinde öðleden sonra bulduðu fýrsatlarda futbol aktivitelerini takip edebilme fýrsatý bulmuþtur. Bu noktada, iþçiemekçi kesimin, futbola olan ilgisini kýsa sürede fark eden sanayiciler, futbola olan yatýrýmlarýn artýrýlmasýna sebep olmuþtur. Bu günlerde, futbol piyasasýnda güçlü sermayelerden birine sahip olan Arsenal takýmý, bahsi geçen tarihlerde Kraliyet Silah ve Cephe fabrikasý iþçileri tarafýndan kurulmuþ ve ardýndan Thames Demir Ýþletmelerinde çalýþan iþçi kesimi tarafýndan kurulan, West Ham United, demiryollarý iþçileri tarafýndan kurulan Manchester United gibi bir çok takým, iþçilerin kurduðu takýmlar arasýna eklenmiþtir. Ýþçi ve emekçilerin, kendi imkanlarýyla kurduklarý ve eðlenceli bir sosyal aktivite haline getirdikleri futbolun, zaman içerisinde bugünkü haline gelmesine sebep olan, sermaye sahiplerinin, “profesyonel futbolcu” yaratma planlarýnýn altýnda uzun zamandan beri, oyuncu transfer etme, parayý, sporla uðraþan sporcularýn, ortaya koyduklarý emek üzerinden kullanabilme adýna gerçekleþtirmek yatmaktaydý. Gizli saklý yürütülen çalýþmalar, 1885 yýlýnda, yasallaþtýrýlarak, uygun zeminin yaratýlmasýnýn ardýndan, iþçi emekçi kesimin kurduðu takýmlara karþýlýk, birtakým mühendis, asker ve fabrika sahipleri ve zengin kesimler tarafýndan kurulan burjuva takýmlarý yaratýlmýþ, böylelikle iþçilerin oynadýðý bu spor dalýnýn kontrolü ve denetimi, üst sýnýflarýn eline geçmiþtir. Ýþte uzun yýllardýr sistemin yatýrým yaptýðý bu piyasa, bu gibi aþamalardan geçerek, bugünkü durumuna gelmiþtir. Bir zamanlar iþçilerin bir araya gelerek oluþturduklarý takýmlar, þimdi ayný iþçi kesimi tarafýndan, izlenmekte bile zorluk çekilen, parayla topluma satýlan ve “profesyonel oyuncu” saçmalýklarýyla, bu sporu icra etmekte olan bir sürü insanýn para karþýlýðý oradan oraya sürüklendiði bir meslek haline getirmiþ ve emek sömürüsü, “yaratma” bu mesleðin de kökenine iþlemiþtir. Ayrýca, uluslar arasý müsabakalar
aracýlýðýyla, milli takým ve bu gibi “milli” olgularla bezenen anlayýþ, sporun milliyetçiliðe alet edilmesine ve böylelikle, tam da sistem yanlýlarýn istedikleri gibi, propaganda aracý olarak da kullanýlmasýna sebep olmaktadýr. SSCB bu nedenle olimpiyatlar gibi milliyetçilik kavramýný vurgulamaya yönelik gerçekleþtirilen spor organizasyonlarýna katýlým göstermemiþtir. Sistem, tepeden týrnaða bütün yaþam alanlarýný kuþatmýþ, her alanda emekçi kesimin önüne, sermayesiyle, sömürüsüyle, engel koymaktadýr. Sosyalizmde tamamen rekabet ortamýna dayalý ve para karþýlýðý izlenen sporcularýn, hem birbirlerine hem de zamana karþý yarýþtýklarý bir spor anlayýþýna yer yoktur. Bunun yerine spor, yardýmlaþmayý ön planda tutan, insanlarýn kendilerini daha iyi hissetmeleri saðlayacak, zevk alacaklarý bir sosyal aktivite haline getirilmesi gerekmektedir. Bütün bunlar, sisteme karþý vermekte olduðumuz kavgamýzýn, yalnýzca sistemin birer piyonu olan siyasetçilere karþý olmadýðýný aslýnda devirmeye çalýþtýðýmýz sistemin bir bütün olarak algýlanmasý gerektiðinin bir göstergesidir. Sistemin gölgesi, yalnýzca ekonomik anlamda, çalýþma alanlarýnda, emek sömürüsünün yapýldýðý iþ yerlerinde deðil, sosyal yaþantýmýzda, kültürde, sanatta ve tamamý ile bütün yaþam alanlarýmýzýn üzerine düþmektedir. Bu nedenledir ki, kültür-sanat ve spor, devrimci mücadele alanýnda, önemli bir silahýmýzdýr. Devrimci mücadelemize katký saðlayabilmesi adýna geliþtirilmeli ve kullanýlmalýdýr. Mücadele, yalnýzca sokaklarda, miting alanlarýnda, yer altýnda veya kürsülerde, mikrofonlar karþýsýnda yapýlan politikalardan ibaret deðildir. Mücadele, devrimci ilerici herkes için bir yaþam biçimidir. Yaþamýmýzýn her alanýnda vardýr, olmaya da geliþtirilerek devam etmelidir.