YDYIK01

Page 1

YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA

işçi-köylü

www.iscikoylu.org

126345 Say›: 2003-01

1 *Y›l:1 *31 Ocak-13 fiubat 2003 *Fiyat›: 500 000 TL ISSN:1303-0299

Savafl› yaratan emperyalizmdir

Haks›z savafl› hakl› savaflla altedelim ✔ Uzun zamand›r beklenen BM silah denetçileri raporu aç›kland›. Raporda Irak’ta kimyasal silah bulundu¤una dair yeterli hiçbir kan›t bulunmuyor. Ancak sald›r› konusunda oldukça kararl› görünen ABD için raporun bir anlam› olmad›. Sald›r›ya yeni gerekçe ABD flimdi de Irak’›n silah denetçilerine karfl› yeterince “samimi” olmad›¤›n› ileri sürerek tehditlerine devam ediyor. Irak’›n silah bildiriminin yeterli olmad›¤›n› belirten ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell sald›r›da kararl› olduklar›n› “oyalama taktiklerine izin vermeyece¤iz. Irak için zaman h›zla tükeniyor” diyerek gösterdi.

Türkiye sald›r›da anlaflt› Türkiye’de ise bir yandan efendilerinin bir yandan da halk›n gözüne hofl görünmeye çal›flan devlet sahte “bar›fl” söylemlerine ve “bar›fl” turlar› düzenlemeye devam ediyor. Ancak gerçekler onlar› yalanl›yor. Kald› ki ABD ile yap›lan son görüflmelerde Türkiye’nin olas› sald›r›da rol almas› ve do¤acak zararlar›n›n Emperyalist sald›rganl›k çeflitli demagojilerle devam ederken karfl›lanmas› konusunda anlaflmaya var›ld›¤› dünya halklar› da buna karfl› durmaya devam ediyor. biliniyor.

Kürt ulusal hareketi nereye gidiyor? Kürt Ulusal Mücadelesi bugünlere silahl› mücadele ile gelmifltir. Önemli olan Kürt Ulusal Hareketinin tavr›d›r. ‹fade edilen, böyle bir iliflkileniflin olmad›¤›d›r. E¤er gerçekten böyle ise bu olumluluktur. Ancak Kürt Ulusal Hareketi’nin bu konuda flüphelere yer b›rakmayacak bir pratik tav›r tak›nmas› gerekmektedir. Bu pratik tavr› da “savafl k›flk›rt›c›l›¤›” olarak adland›rmak büyük bir yan›lg›d›r. Unutmamak gerekir ki Kürt Ulusal Mücadelesi bugünlere silahl› mücadele ile gelmifltir. Bugün Kürt ulusunda bir ulusal bilinçten söz ediliyorsa, bunda silahl› mücadelenin yads›namaz bir yeri vard›r. Silahl› mücadeleyi savunmak ve bunda ›srarl› olmak olsa olsa, iflah olmaz reformistleri k›zd›r›r. Reformizm, Kürt Ulusal sorununun çözümünü sa¤layamaz. Faflizm, bu soruna çözüm getirmez, getiremez. Sayfa 16-17

Baflar›n›n teminat› teori ile prati¤in uyumunda yatar Bütün sürecin gerçekli¤ini sosyal geliflmenin bütünlü¤ünü hesaba katmayan bir Komünist Partisi’nin s›n›f savafl›m›ndan baflar›yla ç›kmas›, devrimi gelifltirip ilerletmesi düflünülemez.

Hasan Yurtsever

SÖYLEfi‹... SÖYLEfi‹ Bir tarafta ABD 80 bin kiflilik ordu ve silahlarla savafla haz›rlanmaktad›r. Irak ve Ortado¤u’ya yönelik gelifltirilen bu politika planlanm›fl bir sald›r›d›r. Sayfa 20-21

F T‹P‹’NDE G‹ZLENMEYE ÇALIfiILAN GERÇEKLER 16 Ocak 2003 tarihli Radikal gazetesinde Ali Suat Ertosun imzal› “F tipinde AB’ye uyum” bafll›kl› bir yaz› yay›nland›. Sayfa 10

MAYINLI ARAZ‹LER TARIMA AÇILSIN May›nl› arazilerin temizlenerek tar›ma aç›lmas› ile 50 binin üzerinde üretici geçimini sa¤layabilecek. Sayfa 9

‹flçi-köylü’den

Baflkan Mao gücünü bilimsel düflünüfl ve çözümleyifl tarz›ndan al›yordu. Onda haz›r reçete yoktur.

Ama somutu çözümleme ve genel tecrübelerden yararlanma prati¤i vard›r. Sayfa 14-15

ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELEDE YO⁄UNLAfiMAK GÜNCEL GÖREVLER‹M‹ZDEN B‹R‹D‹R Sayfa 30


31 Ocak-13 Şubat 2003

2

1

Yar›n› yaratman›n coflkusu ve umudu ile hep birlikte, yürek yüre¤e... Tohum Kültür Merkezi’nin 7. kurulufl y›ldönümü vesilesi ile düzenlenen konser, 19 Ocak 2003 tarihinde coflkulu bir flekilde gerçeklefltirildi. Uzun, yorucu ama kitlelere birebir gitmenin, onlar›n özlemleri ve tabi ki serzenifllerinin dillendirildi¤i görüflmelerin coflkusunun yafland›¤› bir çal›flman›n ürünü oldu konser

y›l›n umudu, coflkusu, kararl›l›¤› ve bilinciyle harmanlanan Partizan yürekler ve Partizan dostlar› bu kez Bostanc› Gösteri Merkezi’nde biraraya geldiler. Tohum Kültür Merkezi’nin 7. kurulufl y›ldönümü vesilesi ile düzenlenen konser 19 Ocak 2003 tarihinde coflkulu bir flekilde gerçeklefltirildi. Uzun, yorucu ama kitlelere birebir gitmenin, onlar›n özlemleri ve tabi ki serzenifllerinin dillendirildi¤i görüflmelerin coflkusunun yafland›¤› bir çal›flman›n ürünü oldu konser. Gecenin bafllama saati yaklaflt›kça Gazi’den, Yenibosna’dan, So¤anl › ’ d a n , Okmeydan›’ndan, G e b z e ’ d e n , Esenyurt’tan, Avc›lar’dan, Sar›gazi’den... gelen otobüslerle salon dolmaya bafllad›. Salonun ön s›ralar› flehit, tutsak ailelerine ve ölüm orucu gazilerine ayr›lm›flt›. Umudun

30

harmanland›¤› merhabalar›n ard›ndan devrim ve komünizm flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu ça¤r›s› yap›ld› ve “onlardan ö¤renme ve zafere yürüme” bilinci ile salondaki herkes sayg› duruflunda bulundu. Alk›fllarla son bulan sayg› duruflunun ard›ndan TKM ad›na

Kubilay ‹yit bir konuflma yapt›. TKM’nin 7. y›l›na gelinceye kadar devletin birçok sald›r›s›yla karfl› karfl›ya kald›klar›n›, Merkez flubelerinin etkinlik salonunun üç y›ld›r keyfi bir flekilde mühürlü oldu¤unu, Kartal flubelerinin ise tamamen mühürlendi¤ini belirten ‹yit, bu sald›r›lar›n nedeninin ise TKM’nin halklar›n ilerici kültürünü sahiplenerek Yeni Demokrasi Kültürünü yaratma mücadelesini vermeleri oldu¤unu söyledi. Emperyalistler ve onlar›n uflaklar› için insanlar› ve ülkeleri kölelefltirmenin en önemli ad›mlar›ndan birinin de kültürü, sanat›, gelenek ve görenekleri yozlaflt›rmak oldu¤unu vurgulayan Kubilay ‹yit, sözlerine flöyle devam etti. “Kültür ve sanat alan›nda bu anlay›fllara karfl› ç›karken sadece ülkedeki egemen-

işçi-köylü senin sesin!

lere de¤il, ayn› zamanda emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› ç›kmaktay›z. Bizler bugün de yan›bafl›m›zda bulunan Irak halk›na karfl› uygulanan ambargoya ve ABD emperyalizminin savafl senaryolar›na karfl› ç›kmaktay›z. Ancak bununla birlikte Saddam diktatörlü¤üne de karfl›y›z. Bizim sahiplendi¤imiz Ortado¤u’da bask› alt›nda tutulan halklar›n baflta emperyalizme ve yerel gericilere karfl› olan savafl›d›r. Emperyalist ve gerici savafllara hay›r fliar› alt›nda Ortado¤u ve bütün dünya halklar›yla dayan›flma içindeyiz” Bu konuflman›n ard›ndan TKM bünyesinde çal›flmalar›n› sürdüren Gulasor Halk Oyunlar› Ekibi’nin gösterisi gecenin daha bafllar›nda coflkulu bir atmosferi hakim k›ld›. Egemenler farkl› ulus ve milliyetlerden halk› yok sayma politikalar›ndan dolay› onlara ait kültürel zenginlikleri de bask› al-

t›na alarak asimilasyona u¤ratmak ya da ç›karlar› do¤rultusunda kullanarak farkl› ve gerici bir yön vermek istemifllerdir. Ancak Anadolu insan›n›n direngenli¤i ve bafle¤mezli¤i, egemenlerin bu politikalar›n› bofla ç›karm›flt›r. Dahas› Anadolu insan›n›n kültürel miras›, insanl›k ailesinin devrimci, ilerici kültürünü zenginlefltirmeye sahip özellikleri olan büyük bir hazinedir. Anadolu topraklar›ndaki bu kültürel zenginlik ve hazine ayn› zamanda her türden gericili¤e karfl› da bir silaht›r. Ve bu silah› do¤ru bir flekilde kullanmak, gelifltirmek ve mücadelenin hizmetine sunmak bir görevdir. ‹flte bu bilinçle yola ç›kan TKM, bu konser etkinli¤inde olanaklar ölçüsünde bu farkl› seslere yer vermifltir.

ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000

OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

Gulasor Halk Oyunlar› Ekibinin ard›ndan sahneye ç›kan Kaz›m Koyuncu Anadolu’nun bu zengin renklerinden Karadeniz’e ait Lazca ve Ermenice söyledi¤i parçalarla salonu Kaçkarlara, Caniklere, Ilgazlara tafl›d›. Salonda bulunanlar bir anda çal›nan ezgilerle horon tepmeye, bilmeyenler de kendi halaylar›yla Karadeniz’in canl›, ritmik müzi¤ine efllik etmeye çal›flt›. Kendini yaln›zca radyo ve televizyon stüdyolar›na hapsetmeyen, toplumun sorunlar›n› da sahiplenen Tohum dostu Ekrem Ataer de TKM’yi 7. kurulufl y›ldönümü etkinli¤inde yaln›z, geceye kat›lanlar› da onsuz b›rakmayarak Kaz›m Koyuncu’nun ard›ndan sahneye ç›kt›. Kitlenin hep bir a¤›zdan Ataer’e “sanki daha önce defalarca çal›fl›lm›fl gibi” vokal yapmas› kendisiyle dinleyenleri, sevenleri aras›ndaki ba¤› ortaya koyuyordu. Bu duyguyu “iflte bundan korkuyorlar. Hep bir a¤›zdan söyledi¤imiz türkülerden, bu salonlar› binlerle dolduran bizlerden korkuyorlar” fleklinde ifade eden Ekrem Ataer’in herkes için ama öncelikle kad›nlar›m›z, tutsak ve flehit analar›m›z için söyledi¤i türkü de coflku ve duygu yüküyle karfl›land›. Devam› sayfa 25’te

Yurtd›fl› Hesap Numaralar› Sema Gül Euro Hesab› Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00 009 Emlak-Halk Bankas› Atatürt Bulvar› fiubesi: 00 238 041 Vak›f Bank Valide Sultan fiubesi: 401 20 35


3

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

ABD’nin söyledi¤i her fley yaland›r ABD’nin sadece Irak’a sald›r› için ay›rd›¤› pay, 140 milyar dolard›r. ABD bu sald›r› s›ras›nda ortaya ç›kacak zararlar›n› nereden karfl›layaca¤›n› da haz›rlam›fl durumda. Bu kaynak “Irak petrolleri”dir. eçti¤imiz hafta BM silah denetç i l e r i n i n “Irak’ta silah izine rastlamad›k” aç›klamalar›n›n ard›ndan ABD küstahça sald›r› haz›rl›klar›na devam ediyor. Bu arada her ne kadar “gerekçeye ihtiyac›m›z yok” dense de bir bahanenin varl›¤›n›n da fena olmayaca¤›n› düflünen ABD de¤erli bir maden bulmuflcas›na hurdaya ç›km›fl silah bafll›klar›na sar›l›yor. Ancak bu tavr› ile karikatürlere konu olmaktan öteye gidemiyor. Baflka bir aç›dan bak›ld›¤›nda ise ABD için sürenin oldukça darald›¤› rahatça görülebilecek bir gerçektir. Çünkü BM Güvenlik Konseyi 2001 y›l›n›n Kas›m ay›nda silah denetim heyetini Irak’a gönderirken müfettifllere iki ayl›k bir süre tan›m›fl ve Irak’ta kitle imha silah› bulunup bulunmad›¤›na dair raporu en geç 27 Ocak 2003 tarihinde istemiflti. Ancak bir tekrar yapma riskini de göze alarak Irak’›n nükleer silah tarihine bakt›¤›m›zda ABD’nin bu yalan söylemlerle neyi hedefledi¤ini rahatça ortaya ç›karabiliriz. Irak 1970’li y›llarla birlikte sahip oldu¤u tüm kimyasal, nükleer ve biyolojik silahlar› ve bunlarla ilgili malzemeleri baflta ABD olmak üzere çeflitli emperyalist ülkelerden sa¤lam›flt›r. O dönem bu silahlar› ‹ran’a karfl› kullanmas› için tahsis eden emperyalistler Saddam’›n bu silahlar› kullanarak ‹ran ve Kürtlere karfl› giriflti¤i tüm katliamlarda seslerini dahi ç›karmam›fllard›r. Ve 1991 y›l› sonras›nda özellikle 1998’e kadar BM silah denetçileri Irak’›n elindeki tüm silah ve malzemeleri yok et-

G

mifltir. O tarihten sonra da Amerika alt› ayr› uydu arac›l›¤› ile Irak’› sürekli denetleyerek kendi denetiminden ç›kmas›na engel olmufltur. Ancak tüm bunlarla yetinmeyen ABD yine de silah denetçilerinin bölgeye giderek bir savafl sebebi uydurmas›n› dayatm›flt›r. Görünen odur ki ABD’nin Irak’la ilgili söyledi¤i her fley yaland›r. Hatta denilebilir ki ABD’nin her konu ile ilgili söyledi¤i her fley yaland›r. Ki as›l hedef sürekli dillendirildi¤i gibi “Irak’a demokrasi götürmek” veya da “dünya halklar›n› Saddam’›n zulmünden kurtarmak” de¤ildir. Amaç Ortado¤u’ya adeta bir ahtapot gibi yap›flarak bir yandan bu stratejik bölgeye hakim olmak bir yandan da t›pk› kan emici bir sinek gibi Ortado¤u’nun zengin kaynaklar›n› ve Ortado¤u halklar›n›n kan›n› emmektir. Binlerce insan›n ölmesi, yüzlercesinin sakat kalmas› pahas›na da olsa amaç budur. Kald› ki Körfez savafl› y›llar›nda yaflananlar yar›n önümüze ç›kacak tablonun en aç›k ve yal›n tablosudur. Bu sald›r› s›ras›nda binlerce insan ölmüfl, yüzlercesi yaralanm›fl ve sakat kalm›fl, 400’ü aflk›n ülke ise bu sald›r›dan dolayl› ya da dolays›z etkilenmifltir. ABD aç›s›ndan ortaya ç›kan bir di¤er çarp›c› veri de sald›r› sonras›nda orada görev yapan 25 bin askerin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyar hale gelmifl olmas›d›r. Irak sald›r›s› özgülünde yap›lan araflt›rmalara göre ise bu sald›r› s›ras›nda tahmini olarak 70 bin çocuk ölecek. 200 bin çocuk sakat kalacak ve savafl sonras›nda ise 1 milyon civar›nda

Irak’ta da Ortado¤u’da da halklar kendi kaderini tayin edecek güce ve kudrete sahiptir. çocuk sald›r›n›n psikolojik tahribat›n› yaflayacakt›r. ABD’nin bu y›lki bütçesinde silahlanmaya ay›rd›¤› pay› da hat›rlad›¤›m›zda sald›r›n›n boyutunu da tahmin edebiliriz. Bu rakam 355 milyar dolar civar›ndad›r. Bu miktarda bir para ile örne¤in dünyadaki tüm AIDS’li insanlar tedavi edilebilir. Ya da tüm açl›k çeken insanlar doyurulabilir. Yine yap›lan araflt›rmalara göre ABD’nin sadece Irak’a sald›r› için ay›rd›¤› pay, 140 milyar

dolard›r. ABD bu sald›r› s›ras›nda ortaya ç›kacak zararlar›n› nereden karfl›layaca¤›n› da haz›rlam›fl durumda. Bu kaynak “Irak petrolleri”dir. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda di¤er emperyalist ülkelerin özellikle Almanya ve Fransa’n›n sözde bar›fl yanl›s› tutumlar›n›n yan›nda Türkiye’nin “arabulucu” misyonu oynamaya çal›flan tutumu da önemlidir. Savafl ve özellikle Amerikan karfl›tl›¤›n› seçimlerde dahi oy toplamak için bir araç

olarak kullanan ve baflar›ya ulaflan emperyalistler kendi aralar›ndaki çeliflkileri de gözler önüne seriyorlar. Türkiye ise AKP hükümetinin üstlendi¤i yeni rolle tam bir atefl çemberinin içine do¤ru yol almaktad›r. Bu aç›k ortada olan bir gerçekliktir. Çankaya’da yap›lan zirvenin ard›ndan her ne kadar hükümet “s›n›rl› destek verece¤iz” aç›klamalar› yapsa da 150 kiflilik Amerikan heyeti 8 üs ve 3 limanda incelemelerde

bulunarak notlar›n› al›p gittiler. Bu noktada Arap ve Ortado¤u liderleri ile yap›lan bar›fl turlar› vb.nin tek bir amac› vard›r. O da bir yandan efendilerini memnun ederken bir yandan da halk›n hoflnutsuzlu¤unu törpülemektir. Ancak gerçekler yenilip yutulacak ya da has›r alt› edilecek türden de¤ildir. Çünkü bir yandan bu bar›fl turlar› devam ederken bir yandan da ABD’li savafl uzmanlar› incelemelerde bulunmakta, stratejik bölgeler sald›r›ya haz›rlanmaktad›r. ABD ise tüm sorumlulu¤u Saddam’›n omuzlar›na y›karak “e¤er dayatmalar›m›z› kabul ederse sald›rmay›z” söylemleri ile su yüzüne ç›kmaya çal›flmaktad›r. Oysa bu, ABD’nin di¤er tüm tehditleri kadar afla¤›l›k bir tutumdur. Ancak hem dünyada hem de ülkemizde bu oyuna bilinçli ya da bilinçsiz gelerek olay›n dü¤üm noktas›n› Saddam’›n dayatmalar› kabul edip etmemesine ba¤layanlar vard›r. Oysa ki sorunun dü¤ümlendi¤i yer kesinlikle Saddam de¤ildir. Bu Saddam’› savunmak vb. bir tav›r gibi alg›lanmamal›d›r. Saddam binlerce insan›n katili olan bir diktatördür. Ancak bu ABD’nin kendi ç›karlar› için bölgeye müdahale etmesini hakl› ç›karacak bir etmen de¤ildir. Sorun emperyalizmin hiç çekinmeden her hangi bir ülkenin iç ifllerine bu denli kar›flacak cüreti göstermesidir. Kald› ki ABD’nin bu söylemi de asl›nda Irak ve Ortado¤u halklar›na yönelik bir sald›r› ve bir hakarettir. Irak’ta da Ortado¤u’da da halklar kendi kaderini tayin edecek güce ve kudrete sahiptir.


31 Ocak-13 Şubat 2003

S›n›fsal Bak›fl KUVVEDEN F‹‹LE ÇIKAN HALKLARIN GÜCÜ Bir ay öncesine kadar a¤›rl›kl› olarak hafta sonlar› gerçeklefltirilen emperyalist sald›rganl›¤a karfl› protesto eylemleri, art›k her güne yay›lan bir süreklilik kazanm›flt›r. Dünyan›n dört bir yan›n› saran gösteriler, çok daha büyük kat›l›mlara sahne oluyor. Büyük bölümü sermayenin kontrolü alt›ndaki medya kurulufllar›, halklar›n ABD sald›rganl›¤›na karfl› oluflturdu¤u direnifl cephesinin görüntülerine ilk s›ralarda yer vermek zorunda kal›yorlar. Ç›¤ gibi büyüyen ve günlük yaflam›n birinci gündemini oluflturan bir a¤›rl›¤a ulaflan emperyalist sald›rganl›k karfl›tl›¤›, ezilenler cephesinde büyük bir dayan›flma atmosferi yaratm›flt›r. Ortak bir dil tutturan, ortak fliarlar hayk›ran, ortak düflman› hedefleyen itiraz rüzgar› f›rt›naya dönüfltü. Birbirini tetikleyen ve motive eden protesto dalgas› emperyalist karargahlar› ciddi bir biçimde sarsmaya bafllad›. ABD topraklar›nda da etkili olan bu cereyan, savafl baronlar›n›n hesaplar›n› bozacak bir ivme yakalam›fl durumdad›r. Kitlelerin yayg›n ve sürekli eylemlili¤inin yaratt›¤› bas›nç, sald›rganl›¤›n bafl›n› çeken ABD’de öfke ve flaflk›nl›k, ‹ngiltere’de tereddüt

1

4

do¤ururken, dolayl› destekçi ya da “tarafs›z” konumlan›fltaki devletlerde “itirazc›” bir pozisyona sürüklenme yaratt›. Faflist Türk devleti gibi uflak rejimler ise halk›n›n ve dünya halklar›n›n bu öfke seli karfl›s›nda “bar›fl yanl›l›¤›” yalanlar›n› sürekli terennüm eder bir çizgiye sürüklendiler. Bu durum, 8 haftal›k bir “araflt›rma/casusluk faaliyeti” sonras› 27 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan “denetçiler raporu”nda ABD’nin kullanmas›na uygun ibareler ve vurgular olmas›na karfl›n de¤iflmemifltir. Zira dünya halklar›n›n büyük ço¤unlu¤u bilmekte ve inanmaktad›r ki, BM GK’nin 1441 say›l› karar› do¤rultusunda yap›lan denetimler “yasak savma”dan ibarettir ve ABD’nin bu yolu tüketme ihtiyac›n›n ürünü olarak gündeme gelmifltir. Yine görülmektedir ki, ABD D›fliflleri Bakan› Colin Powell’›n son rapor aç›klanmadan bir gün önce yapt›¤› konuflmada bir kez daha alt› çizildi¤i üzere, ABD “tek bafl›na sald›r› hakk›n› elinde tutma” tutumunu sürdürmektedir. Yani, ispat yükümünü “yeni” bir hukuk anlay›fl›yla suçlanana y›kan ABD emperyalizmi, “kan›t” aramamakta, kendi

sözünü yasa, tavr›n›/tutumunu meflru ilan etmektedir. ABD emperyalizminin “kararl›l›k” gösterisiyle bafllayan tehdit-taciz-sald›rganl›k süreci, karfl› koyuflunu ciddi bir potansiyele dönüfltürerek aksi bir kararl›l›kla set oluflturan halklar›n sergiledi¤i tav›r neticesinde, vade biçilemeyecek boyutta bir hesaplaflma aflamas›na ulaflm›flt›r. Emperyalizm ve çeflitli ülkelerdeki faflist ve gerici uzant›lar› ile ezilenlerin/yoksullar›n giderek yüksek tansiyonda cereyan eden bu çat›flmas› “denetçiler raporu”ndan sonra daha da fliddetlenecektir. Bu koflullarda emperyalist sald›rganl›¤a karfl› eylemliliklerin, ulaflt›¤› seviyeden daha da ileriye tafl›nmas› ve daha etkili biçimlerle sürdürülmesi gerekmektedir. En genifl kat›l›m› sa¤lamay› hedefleyerek, üretimi durdurmaktan sekteye u¤ratmaya, boykotlardan iflgallere kadar çok çeflitli eylem ve direnifl biçimleriyle güçlendirilecek ve zenginlefltirecek emperyalist sald›rganl›k karfl›t› etkinliklerin, efl zamanl› bir biçimde, bugün ulaflt›¤› seviyeyi aflacak bir tempoda sürdürülmesi gerekmektedir. Yürütülecek faaliyet, s›radan bir protesto kampanyas› olarak de¤erlendirilemez. En yal›n aç›l›m›yla, haks›z savafllara ancak hakl› savafllarla son verilebilece¤i, kal›c› ve gerçek bar›fl›n savaflarak elde edilece¤i gerçe¤i, soyut ve genel bir bafll›k anlam›nda “savafla hay›r” darlaflt›rmas›nda karart›lmamal›d›r. ‹çinden geçti¤imiz sürece, elde edilecek sonuçlar›n demokratik halk devrimi mücadelesi aç›s›ndan kapsam› ve derinli¤i nedeniyle son derece so-

rumlu biçimde yaklafl›lmas›, bütün güçlerin seferber edilmesi gerekmektedir. Bu muharebe, emperyalistlerin k›sa süreli planlar›ndan öte, orta ve uzun vadeli daha büyük hesaplar›n› bozmay› hedefleyen bir perspektifle yürütülmelidir. Çat›flman›n bugün gelinen noktada dahi ezilen ve sömürülenler cephesindeki kazan›mlar› çok de¤erlidir. Her fleyden önce, kendi tahakkümünü pervas›zca dayatan, bütün dünyaya meydan okuyarak terör estiren ABD emperyalizmine kafa tutma cesareti ve ciddiyeti; efl zamanl› bir flekilde gösterilmekle, halklar›n potansiyeli kuvveden fiile ç›kar›lm›fl olmaktad›r. S›n›f mücadelesinin atardamarlar› daha güçlü kan pompalamakta, bu canlanman›n yaratt›¤› devinim kal›c› mevzi ve kurumlar yaratmaktad›r. Bugün hemen her ülkede ve ülkeler aras› çapta kurulan çok say›da platform, ittifak, cephe, inisiyatif, birlik vb. oluflumlar emperyalizme karfl› mücadelenin giderek yükselece¤i önümüzdeki süreçte önemli ifllevler üstlenecektir. Gerçek düflman›n deflifre edilmesine paralel, hem halk s›n›flar› hem de halklar aras›nda dostluk, kardefllik ve birlik duygular›n›n pekiflmesine proleter dünya devrimi sürecinde büyük ihtiyaç bulunmaktad›r. Bunun güçlü ve kal›c› bir biçimde geliflmesinin yegane yolu birlikte mücadele etmekten geçmektedir. Bugün Irak halk›n›n yan›nda, ABD ve yandafllar›n›n karfl›s›nda saf tutmak eflikten ilk basama¤a ç›kmak anlam›na geliyor. Milofleviç, Taliban, Saddam gibi diktatörleri/canavarlar› yaratan,

kullan›p tükettikten sonra sald›r›lar›na malzeme k›larak harcayan/harcamaya çal›flan; ne “anti-terörizm” sahtekarl›¤›, ne “rejim de¤iflikli¤i/insani müdahale” palavras›, ne de bafl üreticisi ve sat›c›s› olduklar› “kitle imha silahlar›” bahanesi aç›s›ndan inand›r›c›l›klar› kalan emperyalistler; hegemonyac›, yay›lmac›, sömürücü, zalim ve katliamc› yüzlerini gizleyememektedirler. Dünyan›n dört bir yan›ndan akan protesto eylemlerine ait foto¤raf karelerine yans›yan çeflitli dillerdeki döviz ve sloganlar bu gerçe¤i aç›k bir biçimde ifade etmektedir. Kamuoyuna aç›klanan bütün ortak bildirilerde, imza metinlerinde, deklarasyon ve konuflmalarda ortak bir tema halinde emperyalizmin iki yüzlülü¤ü, sald›rganl›¤›, terörizmi ifllenmektedir. Dahas› en önemli vurgu, giderek artan bir biçimde, emperyalistlerin o “muazzam” güçlerinin pek ala yenilgiye u¤rat›labilece¤ine, bunun için birlik ve mücadelenin gereklili¤ine yap›lmaktad›r. Gelinen bu nokta, yakalanan bu tema, elde edilen bu birlik ve dayan›flma, gelifltirilen bu direnifl ve mücadele, s›n›f savafl›m›n›n iktidar› isteyen bir rotay› yakalamas›nda komünistlerin önüne büyük f›rsatlar ç›karmaktad›r. Politikleflmenin elveriflli bir ortam yakalad›¤› anti-emperyalist mücadele flartlar›, iyi de¤erlendirilmek durumundad›r. ‹kinci emperyalist paylafl›m savafl› döneminde a¤›rl›kl› olarak Avrupa ve Asya’da elde edilen büyük kazan›mlar›n, kararl›, tutarl› ve direngen bir antifaflist anti-emperyalist mücadele/savafl zemininde gerçeklefltirildi¤i unutulmamal›d›r.

IMF’nin son ziyareti; özellefltirme, iflsizlik, sefalet % 5 oran›nda büyüme, % 20’lik enflasyon hedefi(!)’ni eyleme dönüfltürme hedefli taslak; flubat ay›nda gerçekleflecek IMF ziyareti ile kesinleflecek. Ama flunu da hat›rlatmakta yarar var. fiimdiden taslaktaki maddeler uygulanmaya baflland› bile. 17-18 Ocak tarihleri aras›nda art›k al›fl›k oldu¤umuz bir IMF ziyareti daha gerçekleflti. IMF 1. Baflkan Yard›mc›s› Anne Koueger taraf›ndan Ankara ve ‹stanbul’da gerçekleflen görüflmelere, Hazine Müsteflarl›¤›, BDDK (Banka Düzenleme Denetleme Kurumu), Merkez Bankas› Bürokratlar›, Maliye Bakan› Kemal Unak›tan, Devlet Bakan› Ali Babacan, Baflbakan Yard›mc›s› Abdüllatif fiener ve Baflbakan Abdullah Gül kat›ld›. Görüflmelerde IMF’ye ba¤›ml›l›¤›n yeni kurulan hükümetle teyit edilebilmesi anlam›na da gelen 2003 y›l› Bütçe Tasla¤›n›n haz›rlanmas› vb. konular ele al›nd›. Dört madde halinde özetlenebilecek taslakta daha flimdiden birçok madde yasalaflt› bile. Bu maddeler k›saca flöyle; *Kamu Harcama Reformu ile K‹T’lerdeki at›l kadrolar›n tasfiyesine yönelik düzenlemelerin tamamlanmas› yani özcesi yüzlerce insan›n daha at›l kadro olarak de¤erlendirilerek iflinden at›lmas› ve sefaletle yüzyüze b›rak›lmas›. *Tasarruf Mevduat› Sigorta Fonu bünyesindeki banka sorunlar›n›n çözüme kavuflturulmas›. *Tekel ve fieker fabrikalar› gibi önemli kurulufllar›n özellefltirilmesine ilifl-

kin ad›mlar at›lmas›. Daha önceki hükümetten özellefltirme politikas›n› oldu¤u gibi devralan AKP hükümetinin ülke ekonomisi yönünden en kritik kurumlar› peflkefl çekmenin önünü bu yasa ile açmay› planl›yor. *Vergi reformunun ikinci etab›na iliflkin yasal düzenlemelerin haz›rlanmas›. Yani vergi kaçakç›lar›n›n büyük patronlar›n vergi borçlar›n› affederek bunun yükünü emekçilerin omuzlar›na bindirmenin hesaplar›n›n yap›lmas›. Devlet Bakan› Ali Babacan’›n ifadesiyle bütçe ile ilgili çal›flmalar tamamland›¤›nda fiubat ay›nda IMF heyeti bir kez daha Türkiye’yi ziyaret edecek. IMF bu ziyaretinde Ankara’ya “borçlar›n ödenmesi için en az % 6,5 oran›nda faiz d›fl› fazla para verin ki borcunuz daha fazla büyümesin” uyar›s›nda da bulundu. O zaman flu soru akla geliyor; “Önceden haz›rlanan bu ödemeler nas›l gerçekleflecek?” Çözüm formülü ise aç›k; k›saca emekçinin daha fazla sömürülmesi, iflten atmalar›n yo¤unlaflmas›, emekçiler için açl›k ve sefaletin yükselmesi vb. olarak özetlenebilir. IMF ile karara ba¤lanan bu kararlar›

madde madde açarsak; *Vergi aff› ne getiriyor? Vergi Bar›fl› Projesi olarak sunulan pakette 2003 y›l› için yap›lan zamlarla 2,4 katrilyon lira gelir elde edilmesi hedef olarak konuluyor. Bu proje uygulanmad›¤› zaman ise elde edilecek gelir miktar› 7 katrilyon lira(!) Projeye göre gecikme zamm› ve cezalar›n tamam› siliniyor. Ancak 9 milyar lira vergi borcu bulunan bir mükellef TEFE baz al›nd›¤›nda 3,1 milyar lira fazla ödemifl olacak. TEFE yerine gecikme zamm› ve faizini % 80’i al›nd›¤›nda ise 2,8 milyar lira ceza ödeyecekti.” (Radikal, 17 Ocak) Vergi rekortmenlerinin (ki onlar›n da kimin paras› ile ödedi¤i herkesin malumudur) d›fl›nda vergi ödemenin vatan borcu, namus borcu olarak yine emekçinin s›rt›na eklenerek devam edecek yani... Vergi aff› gibi düzenlemelerin gelir azalt›c› etkisi oldu¤unu düflünen IMF’nin taslakta yapaca¤› de¤ifliklikler ise fiubat’ta gerçekleflecek ziyarette fazla flafl›rtmayacak gibi görünüyor. *Nayloncuya af geliyor; Projeye göre naylon fatura düzenleyen, basan ve defterlerinde tahribat yapanlara da piflman olmalar› halinde af yolu aç›lm›fl oluyor.

Naylon fatura haz›rlamakla suçlananlar vergi tahribat›n›n % 50’sini ödeyerek ya da piflmanl›k beyannamesi vererek suçlar›ndan kurtulacaklar. *Özellefltirmeler h›zlanarak devam edecek: Yine 17 kurum ve bu kurumlara ba¤l› kurulufllar› satarak toplam 4 milyar dolarl›k gelir elde etmek hedefleniyor. Bu ise emekçiler için daha fazla yoksullu¤un kap›s›n› aral›yor. Bir yandan bu kurumlarda çal›flan yüzlerce insan iflsiz kal›rken bir yandan da üreticiler zor koflullarda kalacakt›r. TEKEL, fieker Fabrikas›, Milli Piyango ‹daresi, TÜPRAfi, PETK‹M gibi kurulufllar öncelikle flahs›ndan gelir beklenen kurulufllar aras›nda. *Kaynak aktar›mlar›nda çare yine ‘kemerleri s›k›n projesi’; Görüflmeler sonucunda özellefltirme paketinin yan›nda bir de kaynak paketi haz›rland›. Uzun süredir devam eden K‹T’lerdeki personelin bir k›sm›n›n tasfiyesine yönelik düzenlemelerin bitirilmesi bekleniyor. Kamuya al›nacak personel say›s›nda ise azaltmaya gidilecek. Personel al›m› 55 binden 35 bine düflürülecek. Paketin temel gelir kayna¤› kamuya iflçi al›m›n› azaltmak olarak konulmufl. Di¤er bir gelir kayna¤› ise

ÖTV’nin art›r›larak zam yap›lmas›. Tütün ve alkollü içkilerden al›nan ÖTV miktar› art›r›larak 1,2 katrilyon kaynak ayr›lmas› planlan›yor. K›saca zamlar kap›da. Emekli ve memur maafllar›na zam yap›larak gelirin azalt›laca¤› görüflünün vurguland›¤› pakette ÖTV’lerde gerçekleflecek zamlarla tüm halk yoksulluk s›n›r›n›n da alt›nda yaflam›n› sürdürmeye çal›flacak. % 5 oran›nda büyüme, % 20’lik enflasyon hedefi(!)’ni eyleme dönüfltürme hedefli taslak; flubat ay›nda gerçekleflecek IMF ziyareti ile kesinleflecek. Ama flunu da hat›rlatmakta yarar var. fiimdiden taslaktaki maddeler uygulanmaya baflland› bile. IMF temsilcisi Anne Koueger son olarak tasla¤›n hedefine ulafl›labilmesi için programa s›k› s›k›ya ba¤l› kal›nmas› uyar›s›n› yap›yor. Bu uyar› önlemlerin aras›nda oldukça ilginç olanlar› da var. Örne¤in Koueger emekçilere “etkisi ayn› olan ilaçlardan ucuz olan›n› tercih edin” önerisini bile yapabilmektedir. A’dan Z’ye tüm konularda yaflam›m›z›n bir parças› olan IMF politikalar›na t›pk› di¤er hükümetlerde oldu¤u gibi bu hükümetin de uflakl›kla efendisinin emirlerine uyaca¤› bir gerçektir.


5

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Gazetemize yönelik sald›r›ya Yarg›taydan onay! Bafltan sona tam bir hukuk katliam› olan “yarg›lama” süreci sonunda, itirafç› Erol Çetin adl› flahs›n yalan oldu¤u defalarca somut delillerle kan›tlanan itiraflar› do¤rultusunda Horuz’a ceza verilmifltir.

18 Haziran 2001 tarihinde ‹stanbul Çemberlitafl’ta gözalt›na al›narak 24 Haziran 2001 tarihinde tutuklanan gazetemiz çal›flan› Memik Horuz’a yönelik sald›r› Yarg›tay’da onay-

land›. 13 Haziran 2002 tarihinde, Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde, “TKP/ML T‹KKO üyesi oldu¤u” iddias›yla, Türk Ceza Kanunu’nun 168/2. maddesi uyar›nca 15 y›l hapis cezas›yla sonuçlanan sald›r›, Yarg›tay taraf›ndan da sürdürülerek 22 Ocak 2003 tarihinde onayland›. Bafltan sona tam bir hukuk katliam› olan “yar-

g›lama” süreci sonunda, itirafç› Erol Çetin adl› flahs›n yalan oldu¤u defalarca somut delillerle kan›tlanan itiraflar› do¤rultusunda Horuz’a ceza verilmifltir. Gazetemiz sayfalar›nda iflçinin, köylünün ve tüm ezilenlerin sorunlar›, çekti¤i ac›lar ve bunlar›n sorumlular›n›n gerçek yüzleri vard›r. Onlar halk›n bilinçlenmesinden korkmaktad›r. ‹flte bu yüzden çal›flan›m›z Memik Horuz’a yönelik iddia edilen tüm suçlamalar›n gerçek d›fl› oldu¤u ispatlan-

mas›na ra¤men F tipi hücrede tutulmaktad›r. Gazetemiz üzerindeki bask›lar; çal›flanlar›m›za yönelik gözalt›, tutuklama ve iflkence terörü; ç›kard›¤›m›z her say›n›n toplat›lmas›, yay›nlar›m›z›n yasaklanmas› gibi sald›r›lar tüm h›z›yla sürmektedir. Son süreçte yaflad›¤›m›z bir baflka örnek de Turhal ‹rtibat büromuzun süresiz olarak mühürlenerek, çal›flan›m›z Sefagül Kesgin’in bir kiflinin ifadeleri do¤rultusunda tutuklanmas›d›r. Memik Horuz

üzerinde oynanan oyunun benzeri bugün de Kesgin üzerinde oynanmak istenmektedir. Yine geçti¤imiz hafta Ankara ‹rtibat Büromuza çal›flan›m›z›n olmad›¤› bir zamanda “kimli¤i belirsiz” kifliler taraf›ndan gizlice girilmifl ve bürodaki eflyalar da¤›t›lm›flt›r. Ancak çeflitli biçimlerde gazetemize yönelik sald›r›lar›n varl›¤› bugün de dün oldu¤u gibi bizleri yay›n çizgimizden ve gerçekleri yazmam›zdan al›koyamayacakt›r. (H. Merkezi)

“Herkes Irak’ta savafla hay›r diyemez” Öyle ki son haftalarda “savafl karfl›t›” maskesini yüzünden eksik etmeyen devletin yöneticileri kimlerin savafla hay›r diyebilece¤ine, kimlerin diyemeyece¤ine de karar veriyor! ürkiye halk›n›n büyük bir ço¤unlu¤u flu ya da bu nedenle Irak’ta savafla karfl› ç›k›yor ve hemen hemen tüm illerde platformlar kurulup eylemler düzenleniyor. Devlet genel olarak bu eylemlere karfl› çok ses ç›karmamakla birlikte, özel olarak kendileri ve sistemleri için tehlike olarak gördü¤ü devrimcileri bu hareketlerden tecrit etmeye çal›flmakta, onlar›n yapt›klar› eylemlere ise sal-

T

d›rmaktad›r. Öyle ki son haftalarda “savafl karfl›t›” maskesini yüzünden eksik etmeyen devletin yöneticileri kimlerin savafla hay›r diyebilece¤ine, kimlerin diyemeyece¤ine de karar veriyor! ‹flte 26 Ocak’ta Beyaz›t Meydan›nda Irak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu’nun düzenledi¤i eylem öncesinde de bunun aç›k bir örne¤i yafland›. Polis eylemden bir gün önce tüm devrimci ve

sosyalist bas›n ve kurumlar› dolaflarak yanda yay›nlad›¤›m›z ‹stanbul Valili¤ine ait belgeyi tebli¤ etti. “…eyleme kurumunuzun da kitlesel olarak kat›larak destek verece¤i bilgisi al›nm›flt›r” denilen belgede bu “kanunsuz olarak düzenlenecek olan eyleme kat›lman›z halinde tüzel kiflili¤iniz ve üyeleriniz hakk›nda adli ve idari ifllemlerin bafllat›laca¤›n›n bilinmesini…” fleklinde de

bir “ihtar”da bulunulmaktad›r. Devletin demokratik alanda dahi en ufak bir eyleme tahammülsüzlü¤ü hepimiz aç›s›ndan “malumken” özellikle eylem öncesinden ve özellikle ‹flçi köylü, K›z›lbayrak, Devrimci Demokrasi vb. devrimci ve sosyalist bas›na ve Tohum Kültür Merkezi gibi kurumlara verilen bu belgeyle bir ilk’e daha imzas›n› atm›flt›r. (H. Merkezi)

OHAL “kalkt›”, uygulamalar› devam ediyor evletin “OHAL kalkt›” aç›klamalar›n›n ard›ndan yaflananlara bakt›¤›m›zda gerçeklerin böyle olmad›¤›n› görüyoruz. Konu ile ilgili Meclis ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu, incelemelerine devam ederken Tunceli Barosu da 20 Ocak 2003 tarihinde “OHAL sonras› Tunceli’de insan haklar›n›n durumu” bafll›kl› bir rapor yay›nlad›. Raporda OHAL’in kald›r›ld›¤› iddia edilen süreçten sonra yaflanan hak ihlalleri örnekleri ile veriliyor. Dersim nüfusunun OHAL döneminde 160 binlerden 80 binlere düfltü¤ünün de belirtildi¤i raporda köylerin üçte ikisinin boflalt›ld›¤› ve in-

D

sanlar›n en temel haklar›ndan dahi mahrum b›rak›ld›¤› belirtiliyor. ‹fiKENCE DEVAM ED‹YOR OHAL’in “kalkmas›n›n” ard›ndan da iflkence yap›ld›¤›na dair flikayetlerin devam etti¤inin belirtildi¤i raporda iflkence yapanlara verilen cezalar›n art›r›lmas›, iflkence davalar›nda zaman afl›m› olay›n›n kald›r›lmas›, iflkence faillerini koruyan hükümlerin kald›r›lmas› vb. talepler yer al›yor. Ayr›ca yine raporda hapishanelerde devam eden tecrit ve izolasyonun da kald›r›lmas› gerekti¤i belirtiliyor. Yaflanan hak ihlallerinin de örneklerinin verildi¤i rapor çarp›c›

al›nt›larla dolu. Örne¤in 27 Ekim 2002 tarihinde merkeze ba¤l› Baldan köyü civar›nda ava giden Cem Diribafl, Adil Diribafl, Gürkan Diribafl, Ayhan Özel ve ‹smail Can isimli kiflilere Tunceli Komando Tugay›’na ba¤l› askeri birliklerce atefl edildi. Raporda ma¤durlar›n anlat›mlar›nda bölge karakoluna ava gideceklerine dair befl kez haber verdikleri, komandolar›n kendilerinin avc› olduklar›n› bildiklerini buna ra¤men yak›n mesafeden öldürmek için atefl ettiklerini, olayda ‹smail Can’›n a¤›r yaraland›¤›, di¤er avc›lar›n gözalt›na al›narak ard›ndan tutukland›¤› belirtiliyor.

KÖYE DÖNÜfi ‹ZN‹ YOK Raporda ayr›ca köylere dönüfl için engellerin devam etti¤i, baz› bölgelerde güvenlik gerekçe gösterilerek köylülerin köye dönüfllerine izin verilmedi¤i belirtiliyor. Yine bu yaflananlara dair bir örnek de Hozat ilçesinde yaflan›yor. Ekim ay›nda 51. Tugay Komutanl›¤›na ba¤l› at›fl poligonunda bulunan bomba ve roket parçalar›n› satmak için çarfl›ya getiren U¤ur Aslan, Gürkan Güner ve U¤ur Güner isimli çocuklar patlama sonucu yaflamlar›n› yitiriyor. H›d›r Çelik ve H. Ç. isimli çocuk ise yaralan›yor. Ayr›ca at›fl poligonunda hiçbir uyar›n›n olmad›¤› da raporda yer alan bilgiler aras›nda. (Malatya)

ÇÖP TOPLAMAK DA SUÇ!.. Yoksulluk s›n›r›n›n 1 milyar liray› aflt›¤›, iflsizli¤in insanlar›n belini büktü¤ü Türkiye’de “ekme¤ini çöpten kazananlar” her geçen gün art›yor. Y›llard›r ekme¤ini çöpten toplayarak kazanan yoksul insanlar flimdi bir de san›k sandalyesine oturtuluyor. fiaban Topçu (41), ‹smail Dalk›ran (21) ve yafllar› 18’den küçük olan M.Ç ve A.Ç bu insanlardan sadece bir kaç›. ‹kisi çocuk dört kiflinin “suçlar›” ise “çöp döküm alan›ndan çöp çald›klar›” iddias›. “‹flte Türkiye” dedirtecek türden. Söz konusu 4 kifli 23 Ekim 2001 günü Gürp›nar Belediyesi çöp döküm alan›ndan toplad›klar› çöpler için önce karakola götürüldüler. Sonras›nda ise mahkemeye ç›kar›ld›lar. Bunun üzerine soruflturma bafllatan Cumhuriyet Savc›s› Alaaddin fien çöp toplad›klar› için dört san›¤a 3 y›ldan 4,5 y›la kadar ceza istemi ile dava açt›. Belediyelere ait çöp döküm yerlerinin nas›l rant alan› haline geldi¤inin en somut göstergesi bu olay. (H. Merkezi)

PÜLÜMÜR’DE DEPREM Tunceli’nin Pülümür ilçesinde meydana gelen 6.5 büyüklü¤ündeki depremde yaflam›n› yitiren bir kifliyle bölgede bugüne kadar meydana gelen depremlerde yaflamlar›n› yitirenlerin say›s› 49.330’a yükseldi. D‹HA muhabirinin derledi¤i bilgilere göre 1903 y›l›ndan beri bölgede meydana gelen depremlerin en fliddetlisi 1939’da Erzincan’da yafland›. 7.9 büyüklü¤ündeki depremde tam 32 bin 962 kifli yaflam›n› yitirirken binlerce kifli de yaraland›. Bugün depremin yafland›¤› Pülümür’de ise daha önce meydana gelen üç ayr› depremde 112 kifli yaflam›n› yitirmiflti. Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu Bölgesi’nde meydana gelen baz› depremler flöyle: 26 Aral›k 1939 Erzincan: Türkiye’nin bu yüzy›lda yaflad›¤› en fliddetli deprem olarak tarihe geçen Erzincan depreminin aletsel büyüklü¤ü 7.9 olarak ölçüldü. Erzincan halk›n› vuran bu felakette ölü say›s› 32 bin 962 olarak aç›klan›rken yaral›lar›n say›s› binlerle ifade edildi. 19 A¤ustos 1966 Varto: Richter ölçe¤ine göre 6.9 olarak ölçülen ve derinli¤i 26 km. olan bu depremde 2 bin 394 kifli öldü, bin 489 kifli yaraland›. 22 May›s 1971 Bingöl: 6.8 büyüklü¤ündeki depremde 878 kifli yaflam›n› yitirdi 9 bin 111 kifli de yaraland›. 13 Mart 1992 Erzincan: 6.8 büyüklü¤ündeki depremde 653 kifli öldü, 2 bin 189 kifli de yaraland›. 5 Aral›k 1995 Pülümür (Tunceli): 5.6 büyüklü¤ündeki depremde yaralanan ve ölen olmad›. (D‹HA)


31 Ocak-13 Şubat 2003

1

6

‹flçiler haklar› için Ankara’da Malatya ‹nönü Üniversitesi Turgut Özal T›p Merkezi’nde çal›flan sa¤l›k iflçileri, Sa¤l›k-‹fl’e üye olduklar› gerekçesiyle 2 ay önce iflten at›lm›fllard›. Sendika ve iflçiler sorunu Malatya’da çözemeyince Ankara’ya gitme karar› ald›lar. Ankara’ya gidecek sendika yöneticileri ve iflten at›lan 80 iflçi 20 Ocak 2003 tarihinde saat 15:00’de Malatya postanesi önünde topland›lar. “Eme¤in hakk›n› teslim et”, “Eme¤e ve sendikaya düflman olanlar, ça¤d›fl› kalanlard›r” vb. pankartlar açan iflçiler “Onurlu yaflamak için iflimi geri istiyorum” önlüklerini giydiler. ‹flçileri Ankara’ya u¤urlamaya KESK, D‹SK, Kamu-Sen ve Memur-Sen yöneticileri de geldiler. Postane önünde toplanan iflçiler “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Kanunsuz rektör Malatya’dan defol” sloganlar›n› atarken yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan SSK hastanesine yürüyerek kendilerini bekleyen otobüslere binip Ankara’ya hareket ettiler. Ankara’ya giden iflçiler ilk önce Sa¤l›k-‹fl Genel Merkezi’ni ziyaret etti-

ler. Burada konuyla ilgili aç›klama yapan Sa¤l›k-‹fl Baflkan› Mustafa Baflo¤lu, Rektör Fatih Hilmio¤lu’nun bir müteahhit firmayla anlaflarak iflçi buldu¤unu, ancak bu tutumun hukuksuz oldu¤unu belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler, Türk-‹fl Genel Merkezi’ne yürüdüler. Direniflteki iflçileri Türk-ifl Genel Baflkan› Salih K›l›ç ile CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslano¤lu karfl›lad›. K›l›ç ile Aslano¤lu iflçilere hitaben birer konuflma yaparlarken Aslano¤lu, Rektör Fatih Hilmio¤lu ile görüfltü¤ünü söyleyerek, Hilmio¤lu’nun Malatya Üniversitesi’nde kadro verilmemesinden kaynakl› sorunlar yafland›¤›n›” söyledi¤ini belirtti. Buradaki görüflmelerden sonra ise iflçiler Çal›flma Bakanl›¤›’na giderek Bakan Murat Baflesgio¤lu’ndan soruna çözüm bulmas›n› istediler. Baflesgio¤lu ise Malatya’ya müfettifl gönderdi¤ini söyleyerek “gerekirse bakanl›ktan da müfettifl gönderece¤iz” dedi. ‹flçiler ve sendikac›lar yapt›klar› görüflmelerden sonra 11 arkadafllar›n› geliflmeleri takip etmeleri için Ankara’da

b›rak›p Malatya’ya geri döndüler. Malatya’ya dönen iflçiler ad›na yaz›l› bir aç›klama yapan Türkiye Sa¤l›k iflçileri Genel Baflkan Yard›mc›s› ve Malatya fiube Baflkan› Halit Kayal› te-

maslar›n›n amac›na ulaflt›¤›n› belirterek, “Malatyal›lar›n bu hakl› mücadelemizde bugüne kadar vermifl olduklar› deste¤i bundan sonra da sürdüreceklerine inan›yoruz” dedi. (Malatya)

KESK ÜYELER‹ KEND‹LER‹N‹ ‹HBAR ETT‹ ● Sahte sendika yasas›n› protesto etmek için Güvenpark’ta toplanan KESK’e ba¤l› sendika üye ve yöneticilerinden 35 kifliye ceza verilmesini k›nayan kamu emekçileri 15 Ocak 2003 tarihinde Ankara Adliyesine gelerek “Eylemde biz de vard›k, bize de ceza verin” dediler ve kendilerini ihbar ettiler. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar atarak, çeflitli dövizler tafl›d›lar. KESK MYK üyesi ‹hsan Avc› KESK üye ve yöneticilerine verilen cezalar›n sendikal haklara, demokrasiye, insan haklar›na ve Yarg›tay kararlar›na ayk›r› bir uygulama oldu¤unu söylerken, kamu emekçileri binlerce dilekçeyi savc›l›¤a teslim ederek kendilerini ihbar ettiler. (Ankara)

Emekçinin Gündemi

TÜS‹AD’tan beklenen tav›r;

SALDIRIYA TAM DESTEK Geçti¤imiz günlerde büyük sermayenin örgütü TÜS‹AD, ABD öncülü¤ünde Irak’a yap›lacak sald›r› konusunda bilinen tavr›n› daha da netlefltirerek ortaya koydu. TÜS‹AD taraf›ndan haz›rlanan “enflasyon ve büyüme dinamikleri” raporunda “karars›zl›k bizi yaln›zl›¤a iter” gerekçesi kullan›larak hükümetin ABD’nin yan›nda aktif olarak sald›r›da yer almas›n› istedi. Devamla Saddam’›n diktatör rejimine at›fta bulunarak “Türkiye gibi ‘demokratik’ bir ülke olarak totaliter rejimlerin yan›nda yer almamal›y›z” denilerek, sald›r›ya karfl› olmay› Saddam’›n yan›nda olmakm›fl gibi göstermeye çal›flan TÜS‹AD kafalar› buland›rmaya çal›fl›yor. Halk›n sald›r›ya karfl› ç›kmas›n›n hükümeti etkilememesi gere¤ine de dikkat çeken TÜS‹AD Baflkan› Tun-

“Baflkas›na ezdirmeyiz biz ezeriz”

cay Özilhan “toplum olarak flunu sormak hakk›m›zd›r; bu toplum istikrar program›n› ve yap›sal reformlar›, a¤›r bir bedel ödeyece¤ini bile bile desteklemedi mi? Daha hiçbir icraat›n› görmeden piyasalar hükümete kredi açt›¤›nda, bilerek bir riski üstlenmedi mi” diyerek hükümetin daha aç›k, etkin bir flekilde savaflta ABD’nin yan›nda yer almas›n› emretti. Komprador patron-a¤a devleti TC’nin gerçek sahiplerinin örgütü TÜS‹AD’›n, efendisi ABD’nin yan›nda savafla girmek istemesi anlafl›labilir bir fleydir, çünkü onlar sahip olduklar› asalak tüketici saltanat yaflamlar›n› beslendikleri kan, sömürü, zulüm imparatorlu¤undan almaktad›rlar. Dolay›s›yla bu tav›rlar› flafl›lacak bir tutum de¤ildir. Ancak flu da bir gerçek ki öne sürdükleri masu-

mane gerekçelere kendileri dahi inanmamaktad›r. Kald› ki TC’nin faflist diktatörlü¤ü Saddam diktatörlü¤üne nal toplatacak, Hitler ruhuna rahmet okutacak cinstendir. Bu konu özgülünde TÜS‹AD’›n kendini “toplumun sözcüsü” gibi sunmas› sadece afla¤›l›k bir politikad›r. Bizler biliyoruz ki kitleleri etkilemek kafa bulan›kl›¤› yaratmak, sömürü, bask›, katliam düzenlerini sürdürmek için makyaj olarak kulland›klar› “demokrasi, insan haklar›, demokratik ülke hedefleri” ancak ve ancak Demokratik Halk Devrimi ve ard›ndan Demokratik Halk ‹ktidar›yla gerçekleflir. Dolay›s›yla bu sözlerin sermaye taraf›ndan dillendirilmesinin zerre kadar k›ymeti ve önemi yoktur. TC hakim s›n›flar›n›n savafl istemelerinin nedeni içine girdikleri ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel krizi aflma ve efendilerine be¤enilerek sömürüden daha fazla pay kapma gayretinden dolay›d›r. Ancak nafile debelendikçe batakl›¤a daha çok batmaktad›rlar. Irak sald›r›s› özgülünde de

Maliye çal›flanlar› yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile gasp edilen haklar›n› istedi. 23 Ocak’ta Mecidiyeköy Vergi Dairesinde toplanan büro emekçileri; Maliye Bakan› Kemal Unak›tan’›n “memuru ezdirmeyece¤iz” demeçlerinin gerçe¤i yans›tmad›¤›n› ve bugünlerde yaflad›klar›yla karfl›laflt›r›l›nca bu demecin “Baflkas›na ezdirmeyiz biz ezeriz” anlam›na geldi¤ini belirttiler. Vergi bar›-

fl›ndan söz eden hükümetin, naylon faturac›lar› ve vergi kaçakç›lar›n› affetmeyi hedefledi¤ini ancak çal›flanlarla bar›fl› düflünmedi¤ini söyleyen maliye çal›flanlar›, 13 bin kiflinin yemek ve servis hakk›n›n gasp edildi¤ini bunlar›n her çal›flana ayl›k 90 milyon ek yük getirece¤ini bunun da 2003’teki zam oran› olan 50 milyonun iki kat› oldu¤unun alt›n› çizdiler. (‹stanbul)

Gazi Belediyesi’nde grev Gazi Belediyesinde çal›flan 36 iflçi sendikal› olduklar› gerekçesi ile iflten at›lmalar›n› protesto etmek için belediye önünde bir oturma eylemi yapt›lar. Y›llarca verdikleri emeklerin ard›ndan birden bire kap› d›flar› edilmelerine bir anlam veremediklerini belirten iflçiler “sendikal› oldu¤umuz için bize bask› yap›yorlard›” dediler. Eyleme destek veren sendika temsilcisi Fahrettin Çankaya iflçilerin yasal haklar›n› kulland›klar›n› belirterek belediye baflkan›n›n gazetelere verdi¤i “bask› yok” yönlü demeç-

yükselen halk muhalefeti egemenleri kara kara düflündürüyor. ‹flçi s›n›f› eylemlilikleri, savafl karfl›t› gösteri mitingleri, bas›n aç›klamalar›, hergün art›yor. Köylülerin IMF’nin sald›r› politikalar›na karfl› seslerini yükseltmeleri, küçük esnaflar›n y›k›c›, a¤›r vergiler karfl›s›nda örgütlenme çabalar›, ö¤rencilerin akademik-demokratik mücadeleyi yükseltme giriflimleri, kamu emekçilerinin toplu pazarl›k görüflme haklar›ndan sonra ivme kazanan grevli toplu sözleflmeli sendikal hak talepleri 58. kukla hükümetin uykular›n› flimdiden kaç›r›yor. Devleti zorba idari tedbirler almaya zorluyor. TC devleti efendilerinin 11 Eylül sonras› anti-terör masallar›yla dünyaya meydan okuma, sald›rma, kendi iç muhalif dinamiklerini sindirme hizaya getirme projesinden de güç alarak faflist politikalar› daha da katmerlefltirerek sürdürme gayreti gösteriyor. Tam da böylesi bir süreçte devlet kangren olmufl sistemine soluk ald›rma hedefiyle ABD sald›r›lar›na dört el-

lerine de¤indi ve “bask› yoksa neden iflçilerimiz iflten ç›kart›l›yor?” diye sordu. Gazi Belediye Baflkan› Nihat Batu ise iflçilerin sözleflmesinin bitti¤ini ve bu yüzden ç›kart›ld›klar›n› iddia ederek “belediyemizde flu an iflçi ihtiyac› yok. ‹flçilerin haklar›n› koruyan biri varsa o da benim” dedi. Haklar›n› alana kadar direneceklerini belirten iflçiler Alt›nkum belediye iflçilerinin bir y›l direndikten sonra ifllerine döndüklerini hat›rlatarak kararl›l›klar›n› vurgulad›lar. (Samsun)

le sar›lma iradesi ortaya koyuyor. Emekçi halk›n örgütsüzlü¤ünden de güç alan devlet, emperyalist sald›rganl›¤› gerekçe göstererek y›k›m politikalar›n› uygulamaya çal›flacak, ayn› gerekçeyle muhalif dinamiklerin bast›r›lmas›n› hedefleyerek, k›r›nt› haklar›n kullan›m›n› dahi ask›ya alma hedefini gözetecektir. Baflbakan Gül’ün Ortado¤u ülkelerine düzenledi¤i sald›r› için son ziyaretlerine her ne kadar “bar›fl” turlar› dense de, biliyoruz ki efendisi ABD’nin kuryeli¤ini yaparak tehdit ve teslimiyet mesajlar› iletmekten öteye gitmemektedir. ‹kircikli görüntü sergilemesi oy depolar›n› tatmine dönük kaba saba sahte manevrad›r. Bu oyunlar›n bofla ç›kar›lmas›n›n olmazsa olmaz koflulu baflta iflçi s›n›f›n›n ifl yeri örgütlülü¤üne dayal› birlikleri olmak üzere, emekçi halk›n kendi özgünlüklerine denk düflen örgütlenmelerden geçer. Bu günden ilmik ilmik, nak›fl nak›fl bu örgütlülü¤ü ifllemeliyiz. Yar›n “geç kald›k” dememek için.


1

7

31 Ocak-13 Şubat 2003

“Özellefltirmeciler yerin dibine bats›n” Nerede özellefltirme oldu ise iflçiler ortada kald›. Onun için flimdiden çok ciddi ad›mlar at›lmal›d›r. Ciddi bir karfl› koyufl gerekmektedir. Birçok alanda özelDevletin neredeyse u¤raflan insanlara belli at›lmal›d›r. Ciddi bir kar- kiflinin elinin alt›na verilefltirmeler sürerken yüz- 1984 y›l›ndan bu yana bir güvence vermek için fl› koyufl gerekmektedir. lerek “sen bu adam› al, lerce insan yar›n ne ola- özellefltirmeleri sevke- bu fabrikalar› elinde tut- Son olarak diyorum ki istedi¤in gibi parçala” ca¤›n› bilmemenin s›k›n- den bir tutumu vard›r. Bu mal›d›r. Bunlar›n en ba- özellefltirmeleri yapanlar demektir. K›sacas› özelt›s› içinde yafl›yor. ‹flten at›lan insanlar ise geçim s›k›nt›s› içinde yaflam›n› idame ettirmeye çal›fl›yor. Özellefltirilmesi gündemde olan Samsun Gübre Fabrikas›’nda çal›flan iflçilerle özellefltirmeler ve yaflad›klar› sorunlar üzerine k›sa bir sohbet gerçeklefltirdik. - Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z? 1. iflçi- Samsun’luyum. 26 y›ldan beri Azot’ta çal›fl›yorum. Hatta bu fabrikan›n montaj dönemlerinde bile çal›flt›m. - Çal›flma koflullar›n›z nas›l? - Fabrikam›z›n kurulufl dönemlerinden bu yana koflullar iyileflmesi gerekirken daha kötülefliyor. Teknik emniyet flartlar› yeterince uygulanmamaktad›r. Kifli kendi becerisi ile ar›zay› yapmaya çal›flmaktad›r. Oysa Samsun Gübre Fabrikas› hem fabrikada çal›flanlar hem de bölgedeki üreticiler aç›s›ndan oldukça önemli. bu sektör büyük ölçüde rehabilite gerektiriyor. fabrikalar zaman›nda ya- fl›nda da gübre fabrikala- yerin dibine bats›nlar. lefltirme bir felakettir. Çünkü buras› bir gübre p›ld›¤›nda %100 kapasi- r› gelir. Çünkü ülkemizin “YEN‹ HÜKÜMET - Yeni hükümet iktidara fabrikas›. Paslanma ve te ile çal›flan, büyük öl- büyük bir kesimi tar›mla D‹⁄ERLER‹NDEN geldi¤inde farkl› görünçürüme çok oluyor. çüde kar eden, devleti u¤rafl›yor. Diyelim ki DAHA PERVASIZ” meye çal›fl›yordu. Sizce - Bu koflullar sa¤l›¤›n›z› kalk›nd›ran kurulufllard›. özellefltirme oldu. Bugün - Siz de kendinizi tan›ta- gerçekten bir fark var nas›l etkiliyor? Ama belli bir zamandan üreticinin bin liradan al- rak k›saca çal›flma ko- m›? - Burada zaten bir mes- sonra fabrikalar sistemli d›¤› gübre yar›n daha flullar›n›zdan bahseder -Yeni hükümetin bir farlek hastal›¤› var. Fakat bir flekilde zarar ettiril- fazla olacak. Ve üretici misiniz? k› var. O da di¤erlerine bunu üniversite hastane- meye baflland›. Zaman›n- art›k üretemeyecek. Üre- 2. iflçi- Ben de 20 y›ld›r göre daha pervas›z oluflu. leri kabul etmiyor. Mese- da 1200 kifli ile çal›flma- timin olmad›¤› yerde Azot’ta çal›fl›yorum. Kraldan çok kralc› oluflu. la memurlara fiili hizmet m›za ve flimdi 400 kifli krizler nas›l afl›l›r? A¤›r koflullar alt›nda çaveriliyor. Çünkü gazl› ve ile çal›flmam›za ra¤men - Bu sald›r›lara karfl› ne- l›fl›yoruz. Tabi beden olatozlu ortamda çal›fl›yo- yine kâr ediyoruz. Ama ler yap›labilir sizce? rak y›pran›yoruz. Göz, ruz. Ama o da masa ba- özellefltirme gündeme - Burada bütün arkadafl- beyin yorgunlu¤u çok fl›nda çal›flanlara verili- geldi¤inden bu yana bir- lar özellefltirmeden dola- oluyor. Ci¤erlerimiz de TÜGSAfi Baflkan› yor, bize verilmiyor. Ör- çok arkadafl›m›z moral y› tedirgin durumdad›r. çok y›pran›yor. Baflka ifl- Selahattin Çam, fabrine¤in mide rahats›zl›kla- çöküntüsü içinde gelifl- Devlet bu konuda daha lerden emekli olanlar 10 kan›n özellefltirilmesi r› s›k görülüyor. Ölenle- meleri bekliyor. Kayg› önceki hükümetlerden de y›l yafl›yorsa Azot’tan durumunda fabrika ürerin ço¤unlu¤u da akci¤er ile yafl›yoruz. gördük hiçbir fley yap- emekli olanlar 2 y›l yafl›- timini do¤rudan ya da kanserinden dolay› ölü- - Bu fabrikan›n özellefl- mad›. 15-20 y›l en kötü yor. dolayl› ilgilendiren keyor. Ayr›ca belli bir yafl- tirmesi üreticileri nas›l flartlarda çal›fl›yoruz. Ya- - Fabrikan›z›n özelleflti- simlerle beraber karfl› tan sonra unutkanl›klar etkiler sizce? ni ömrümüzün en güzel rilmesi gündemde. Bu konulmas› gerekti¤ini bafll›yor. Zaten burada - Asl›nda devletin gübre y›llar›n› buraya gömüyo- konu ile ilgili ne düflü- belirterek “daha önce bir gaz var Fibler gaz› di- fabrikalar›na daha fazla ruz. POAfi özelleflti¤i nüyorsunuz? POAfi’›n özellefltirildiye. Avrupa ülkelerinde önem vermesi gerekir. dönemde birçok arkada- - Özellefltirme fabrikada ¤i dönemde hükümet hissedilse bile dava aç›- Hatta üreticiye uygun bir fl›m›z intihar etti. Eflle- çal›flan bir iflçinin kap›ve yeni patronlar, ‘hiçl›r. Ama buras› Türkiye flekilde devretmesi gere- rinden ayr›ld›lar, çocuk- n›n önüne konulmas›nbir insan ekme¤inden, oldu¤u için hiç sorun ol- kir. Ancak Türkiye’de lar›n› okutamad›lar. K›- dan baflka bir fley de¤iliflinden olmayacak’ slomuyor. uygulanan politikalara sacas› nerede özellefltir- dir. Y›llarca eme¤inizi ganlar›yla geldiler. -Fabrikan›z özellefltirme ak›l s›r erdirilemiyor. me oldu ise iflçiler ortada harcad›¤›n›z kurumda bir Ama daha sonra görkapsam›nda. Ne düflü- Herfley özellefltiriliyor. kald›. Onun için flimdi- kiflinin insaf›na kald›n›z dük. % 90 iflçi soka¤a nüyorsunuz? Devlet asl›nda tar›mla den çok ciddi ad›mlar demektir. Yani özel bir

Biz iflçiler olarak farkl› yerlerde sohbetlerimizde bu hükümete en fazla 3 veya 6 ay süre vermifltik gerçek yüzünü a盤a ç›karmas› için. Yan›lmad›k. Bunun en son örne¤ini nema ödemelerinde yaflad›k. - Son olarak neler söylemek istersiniz? - Söylenecek çok fley var. Ama söylenenler yap›lm›yor. Özellefltirmelerin sonu ne olacak? ‹flsizlik giderek ço¤al›yor. Örgütsüzlük, da¤›n›kl›k alm›fl bafl›n› gitmifl. Ama bunu de¤ifltirecek olan da bizleriz. Bir ç›k›fl yolu bulmal›y›z. - Siz de burada tafleron olarak çal›fl›yorsunuz. Siz neler söylemek istersiniz? - Tafleron iflçi: Ben buraya 1.5 y›l önce girdim. Hep kadrolu iflçi olma umudu ile bekledik. Ald›¤›m›z para bazan asgari ücretin bile alt›na düflüyor. Bizim de kendimize göre sorunlar›m›z var. Evlenece¤iz diyoruz ama para yetmiyor. fiimdi bir de özellefltirme ç›kt›. Zaten tafleron iflçiyiz. 6 ayda bir yenileniyoruz. Devaml› gösterilmiyoruz. Müteahhitler bizi ihale ile al›p sat›yor. ‹nsanl›¤a yak›flmayacak bir flekilde ihale ile al›n›p sat›l›yoruz. (Samsun)

Petrol-‹fl’ten aç›klama at›ld›. ‹flsizler ordusuna binlerce insan kat›ld›. Bugün yaflanan ya¤ma, talan politikas›d›r. Ülkenin kaynaklar›n› yabanc› sermayeye peflkefl çekmektir. fiimdi o süreçlerin yaflanmamas› için çiftçisiyle, iflçisiyle tüm halk ile buna karfl› mücadele etmeliyiz ve fabrikalar› özellefltirtmeyece¤iz. Bunun için gerekli mücadeleyi verece¤iz” dedi. (Samsun)


31 Ocak-13 Şubat 2003

1

8

Devletin ilme¤i köylünün bo¤az›nda ✔ “AKP hükümeti iktidara gelmeden önce bir çok vaatte bulundu. Ancak kendinden öncekilerde oldu¤u gibi ondan da bir fley göremedik. Bir yandan pancarda kotay› kald›raca¤›ndan söz edip bir yandan da fleker fabrikalar›n›n özellefltirilmesinden bahsediyor. Anlafl›lan ilme¤i boynumuza geçirmeye kararl›.” ünya sebze üretimi tahmini olarak 875 milyon 325 bin ton civar›ndad›r. Bu üretimin yaklafl›k %29’u Türkiye’de yap›lmaktad›r. Türkiye aç›s›ndan bak›ld›¤›nda ise üretimin en yo¤un oldu¤u bölgeler Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleridir. Ege ve Marmara bölgelerinde aç›kta sebzecilik Akdeniz bölgesinde ise özellikle k›fl aylar›nda sera yetifltiricili¤i yayg›n olarak yap›lmaktad›r. Sera yetifltiricili¤i içinde ise en fazla üretimi yap›lan ürün %38 oran› ile domates ve ard›ndan da %21 oran›yla salatal›kt›r. Bu rakamlar› %6.5 oran› ile sivri biber izlemektedir. Yap›lan araflt›rmalara göre Türkiye’de yafl sebze üretimi her y›l art›fl göstermektedir. Ancak yine ayn› araflt›rmalara göre bu ürünlerin birço¤unun çeflitli nedenlerle üreticiye ulaflmadan çürüyüp at›ld›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Bu örneklerin yafland›¤› köylerden biri de Tokat’›n Kozova köyü. Kozova köylüleri burada geçimlerini k›fl›n serac›l›k

D

yaparak sa¤lamaya çal›fl›yorlar. Asl›nda hava koflullar›na bak›ld›¤›nda bu köylerin serac›l›k için pek uygun olmad›¤› ortaya

va muhalefeti sonucu verim alamayan köylülerden birisi de Kozoval› Dursun Aziz. Aziz yaflad›klar›n› flöyle anlat›yor: “Buralar-

Salatal›k ekimi yapabilmek için gübrenin torbas›n› 25 milyondan, tohumunu 130 milyondan ve ilac›n› 50 milyondan al›yo-

ç›ksa da Tar›m ‹l Müdürlü¤ü’nün insanlar› serac›l›¤a yönlendirmesi, teflvik kredileri vermesi ve alternatif olarak serac›l›¤› yayg›nlaflt›rmaya çal›flmas› sonucu üreticiler bu yöne e¤ilmektedir. Burada da istedi¤i gibi ürününü ekemeyen ve ayr›ca bir de ha-

da y›lda iki kez sera üretimi yap›l›r. ‹lk üretim mart ay›nda bafllar. A¤ustos ay›nda biter ve araya bir boflluk girer. Daha sonra 10. ayda tekrar bafllar. Ekilen ürün genelde salatal›k, domates, marul ve yeflil so¤an oluyor. Benim 200 dönüm bir arazim var.

ruz. Bu kadarla da bitmiyor. ‹pi, mazotu, suyu, iflçili¤i derken cebimizden 1.5 milyar ç›k›yor. Ayr›ca serac›l›k için buralar›n iklimi de çok uygun de¤il. K›fl aylar› fliddetli geçti¤i için don oluyor ve ürünün ço¤u telef oluyor. fians›m›z varsa bize 600 milyon

ya kal›yor ya kalm›yor. Ekerken yaflad›¤›m›z s›k›nt›n›n iki kat›n› da satarken yafl›yoruz. Ürünümüzü satacak bir yer olmad›¤› için mecburen büyük marketlere sat›yoruz. Tabi onlar›n gözü bizim ak›tt›¤m›z teri görmüyor ve bir kilo salatal›¤› bizden 250 bin liraya al›yor. Kendisi satarken ise 1 milyon 250 bin liraya sat›yor. Bu marketler böyle kazan›yor paray›. Biz olmazsak onlar›n kasalar› nas›l dolar?” Bu anlat›lanlar asl›nda tüm sera yetifltiricilerinin sorunlar›. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda AKP hükümeti, bir yandan “köylüyü kalk›nd›raca¤›z” sloganlar›n› atarken bir yandan da üst üste yapt›¤› zamlarla üreticiyi can›ndan bezdiriyor. Devletin bu sald›r›lar›ndan can› yanan tüm üreticiler ad›na konuflan Dursun Aziz sözlerine flöyle devam ediyor: “AKP hükümeti iktidara gelmeden önce bir sürü vaatte bulundu. Ancak kendinden öncekilerde oldu¤u gibi ondan da daha bir fley göremedik. Bir

Normandy sahte rapor düzenliyor Normandy Maden ‹flletme fiirketinde 13 y›l Kamu ‹liflkileri Müdürü olarak çal›flan Hasan Gökvardar, flok aç›klamalarda bulundu. Maden flirketinin Çevre ve Sa¤l›k ‹zmir ‹l Müdürlüklerine her gün düzenli olarak verdi¤i siyanür analiz raporlar› üzerinde oynad›¤›n› ileri süren Gökvardar, flirketin sahte rapor düzenleyerek devlete yanl›fl bilgi verdi¤ini iddia etti. D‹HA’ya konuflan Gökvardar, flirketin laboratuvarda yapt›rd›¤› test sonuçlar› üzerinde oynad›¤›n› iddia etti ve “‹flletme devlete yanl›fl, düzeltilmifl, hileli raporlar düzenleyerek bilgi

veriyor” dedi. Gökvardar, flirkete ait tehlikeli at›klar›n ruhsats›z ve kontrolsüz olarak firma baraj›nda biriktirildi¤ini kaydederek, “Barajda 1 milyon tonluk çamurlu ve kimyasal su var. Hergün bu oran daha fazlalafl›yor. Yetkililer de seyirci kald›¤›na göre bu iflte kirli iliflkilerin oldu¤u ortaya ç›k›yor” diye konufltu. Analiz sonuçlar›na göre süzülmüfl çamurdaki toplam siyanür oran›n›n korkunç büyüklükte oldu¤unu belirten Gökvardar, oran›n yönetmelikteki s›n›r de¤erlerden tam 126 kez büyük oldu¤unu söyledi. fiirketle baz› konularda an-

laflmad›¤› için ayr›ld›¤›n› dile getiren Gökvardar, “Yabanc›lar benden, olanlara sessiz kalarak flirkette dan›flman olarak part-time çal›flmam› istedi, karfl›l›¤›nda da yüksek miktarda para teklif ettiler. Teklifi kabul etmeyerek iflten ayr›ld›m” fleklinde konufltu. Öte yandan idari mahkemeler taraf›ndan Normandy Maden ‹flletme fiirketi’nin faaliyetinin durdurulmas›na yönelik karar ise bir türlü hayata geçirilmiyor. Tülay Aslan isimli bir vatandafl, mahkeme kararlar›na ra¤men ruhsats›z faaliyet yürüten Normandy Maden ‹flletmesi fiirke-

ti’nin mühürlenip kapat›lmas› için Bergama Kaymakaml›¤›na baflvurdu. Kaymakam Ali fienlier ise 4 Nisan 2002 tarihinde 195 say›l› yaz› ile Bergama Savc›l›¤›’na baflvurarak, flirket faaliyetinin durdurulmas›n› istedi. Savc›l›k ise görevin mahallin en büyük mülki amirine ait oldu¤unu hat›rlatarak, talebin adli de¤il, idari nitelikte olmas› nedeniyle görevsizlik karar› vererek “gere¤inin takdiri için” dosyay› Bergama Kaymakaml›¤›na gönderdi. Ancak Kaymakaml›k, iflletmeyi mühürlemeyerek geliflmelere seyirci kalmay› tercih etti. (D‹HA)

yandan pancarda kotay› kald›raca¤›ndan söz ederken bir yandan da fleker fabrikalar›n›n özellefltirilmesinden bahsediyor. Anlafl›lan ilme¤i boynumuza geçirmeye kararl›. Hepimiz biliyoruz özellefltirmeler sonucu bafl›m›za gelenleri. Suluova fleker fabrikas› özellefltirildi¤inde ‘iflas ettik’ diyen patron hala köylünün paras›n› vermedi. Periflan olan yine köylü oldu. Bu memleket böyle kurtulmaz. Köylünün, iflçinin rahata kavuflmas›n›n tek yolu d›fl ba¤›ml›l›ktan kurtulmakt›r. Bu ülke üretimle kalk›n›r ancak. Ama biz üretemiyoruz. ABD’den, AB’den tüketiyoruz. Tohum, gübre ve ilaç hepsi ithal. Tüm bunlara ra¤men üretsen bile bu kez de pazara sokam›yorsun. Niye mi? Çünkü AB’nin ya da ABD’nin standartlar›na uygun olmad›¤› söyleniyor. Tüm bunlar bize reva görülüyor. Ve her geçen gün bu politikalar bizi bir ad›m daha geriye götürüyor.” (Turhal)

AKP üret‹c‹ye destek de⁄‹l köstek iraat Mühendisleri Odas› Adana fiube Baflkan› Ayhan Barut Do¤rudan Gelir Deste¤i’nin Çukurova ve çevre illerinde halen ödenmemifl olmas›n› “kayg› verici” bir durum olarak de¤erlendirdi. DGD’nin alan uygulamas› yerine ürün bafl›na verilmesinin ve üreticiye mart ay›na kadar ödenmesinin gereklili¤ini vurgulayan Barut AKP’nin seçim öncesi verdi¤i sözleri flimdi unuttu¤unu belirtti. Barut, DGD’nin alan uygulamas›n›n do¤ru olmad›¤›n› 1500 dekar ekili arazisi olan bir üreticiye 500 dekar için yap›lacak yard›m›n yeterli olmayaca¤›n› vurgulayarak DGD’yi ça¤d›fl› bir yöntem olarak de¤erlendirdi. Barut aç›klamas›nda ayr›ca AKP hükümetinin seçimler öncesi çok parlak fikirleri oldu¤una, ancak iktidarda olunca bunlar› unuttu¤una ve sürekli gübreye, mazota zam yapt›¤›na de¤inerek üreticinin hükümetten sözlerini tutmas›n› istedi¤ini belirtti. (H. Merkezi)

Z


1

9

31 Ocak-13 Şubat 2003

May›nl› araziler tar›ma aç›ls›n Maliyetinin ucuzlu¤u ve yaratt›¤› tahribat nedeniyle devletlerin ra¤bet gösterdi¤i may›nlar›n dünyadaki etkisi korkunç rakamlara ulaflm›fl durumda. Bir may›n›n maliyeti 30 dolarken ayn› may›n›n temizlenme maliyeti 100-300 dolar.

Türkiye’nin Irak ve Suriye ile s›n›r bölgelerinde binlerce insan›n ölmesine veya sakat kalmas›na neden olan may›nl› alanlar, bölge tar›m› için de önemli bir engel oluflturuyor. Konuyla ilgili AKP hükümetine rapor sunmaya haz›rlanan Güneydo¤u’daki Ziraat Odalar›, bölgenin may›nlardan temizlenip tar›m arazisi olarak kullan›lmas› durumunda baflta bölge olmak üzere ülke ekonomisine büyük katk›lar sunaca¤›n› belirtiyor. D‹HA’dan ald›¤›m›z bilgilere göre bölgede s›n›rlar›n may›nlanmas› ilk olarak 1956 y›l›nda dönemin baflbakan› Adnan Menderes’in “kaçakç›l›¤›” engelleme ad› alt›ndaki uygulamalar› ile bafllad›. Kürt ulusal hareketinin geliflti¤i y›llarda ise may›n döfleme ifline

h›z verildi. Günümüzde 300 ila 750 metre geniflli¤inde 700 km boyunca uzanan may›nl› alanlar›n kaplad›¤› alan 3.5 milyon dönümü buluyor. Yani iki K›br›s büyüklü¤ündeki arazi, may›nlardan kaynakl› ekilemiyor. Bölge halk›n›n yoksulluk içinde yaflad›¤› düflünüldü¤ünde bu topraklar tar›ma aç›ld›¤›nda binlerce insan geçimlerini tar›mdan sa¤lam›fl olacak. “SINIRLAR MAYINLARDAN TEM‹ZLENMEL‹” D‹HA’ya konuflan Urfa Ziraat Odas› Baflkan› Mehmet Eyüpo¤lu, tar›m›n Türkiye ekonomisi için önemli sektörlerden biri oldu¤unu söyleyerek, GAP için trilyonlar harcan›rken, di¤er taraftan da hiçbir harcama gerektirmeyen ancak yanl›fl politikalar yüzünden kullan›lma-

yan de¤erli arazilerin may›n alt›nda b›rak›lmas›n›n hata oldu¤unu belirtti. S›n›rlar›n art›k may›nlardan temizlenmesi gerekti¤inin alt›n› çizen Eyüpo¤lu, sözlerine flöyle devam etti; “may›nlar temizlenerek, ihtiyac› olan çiftçilere verilmeli. Arazisi olmayan ve bofl duran binlerce çiftçimiz var. Bu alanlar›n temizlenmesi birçok kifliye ifl imkan› sa¤layacak. Temizlenen arazilerde her türlü tar›m yap›labilecek. Hatta, Antakya bölgesinde sulanabilen tarlalar bile bulunuyor.” Diyarbak›r Ziraat Odas› Baflkan› Bahri Erdem de, may›nl› alanlar›n verimli topraklar›n kullan›m›n› engelledi¤i kadar binlerce insan›n sakat kalmas›na ve yaralanmas›na da sebep oldu¤unu söyledi. En verimli arazilerin may›nl› araziler oldu¤unu söyleyen Erdem sözlerine flöyle devam etti; “Buralar kesinlikle tar›ma aç›lmal›. Bu sayede bölgede 50 bin çiftçi geçimini sa¤layabilir. Bölge Ziraat Odalar› olarak önümüzdeki günlerde hükümete may›nlar›n temizlenmesi için rapor sunaca¤›z. Bu konuda iste¤imizin kabul edilmesi

Üretici zor durumda U

ygulanan tar›m politikalar›yla zor flimdi tefecinin eline düflecek. E¤er günler yaflayan köylüleri aldat- desteklenmezse çiftçilerin s›k›nt›lar› mak için verilen Do¤rudan Gelir Des- had safhaya ulafl›r. Hükümet bize verte¤i’nin (DGD) ödemeleri de birçok il- di¤i vaadlerde kesinlikle zam yapmade do¤ru düzgün yap›lm›yor. Ödeme- yaca¤›n› söyledi. Fakat flu ana kadar 7 lere umut ba¤layan köylülerin durumu kez zam yap›ld›. Bu ay›n içerisinde ise gittikçe arazinin hadaha da zorz›rlanmas› lafl›yor. g e r e k i y o r. Konuyla Bunun için ilgili bir de gübre aç›klama yaal›nmas› gepan Urfa Zirekiyor. E¤er raat Odas› bu destekleBaflkan› meler ödenMehmet mezse çiftçi Eyüpo¤lu, zor durumda yeni hükükalacak.” metten çiftçiHükümeÖdemelere umut ba¤layan köylülerin leri destekletin çiftçiye durumu ise gittikçe daha da zorlafl›yor. mesini bekleucuz mazot diklerini belirterek, flunlar› söyledi; verece¤i vaadinde bulundu¤unu, ancak “Bugün burada halk›n yüzde 60’› ta- mazotun sürekli fiyat›n›n artt›¤›n› ber›mla u¤rafl›yor. 2002’nin desteklemesi lirten Eyüpo¤lu, gübreye yap›lan son hala ödenmedi ve normalde y›lbafl›n- zamm›n çiftçinin kafas›na bir balyoz dan önce ödenmesi gerekiyordu. Çiftçi gibi indi¤inin de alt›n› çizdi. (D‹HA)

umudunu tafl›yoruz.” DÜNYADAK‹ MAYINLAR 11. YÜZYILDA TEM‹ZLENEB‹L‹R Maliyetinin ucuzlu¤u ve yaratt›¤› tahribat nedeniyle devletlerin ra¤bet gösterdi¤i may›nlar›n dünyadaki etkisi korkunç rakamlara ulaflm›fl durumda. Bir may›n›n maliyeti 30 dolarken ayn› may›n›n temizlenme maliyeti 100-300 dolar. Kara may›nlar› her y›l yaklafl›k 26 bin kiflinin ölümüne ya da yaralanmas›na yol aç›yor. Dünyada 22 dakikada bir may›n yüzünden ölümler ya da yaralanmalar yaflan›yor. Dünya gene-

linde may›nlar yüzünden 250 bin kifli sakat kald›. May›n kurban›n›n tedavi ve protez masraf› ise kifli bafl›na 5 bin dolar› buluyor. 64 ülkede bulunan 120 milyon may›n›n 25 milyonu Kürtlerin yaflad›¤› co¤rafyada bulunuyor. Tüm dünyadaki may›nlar›n temizlenmesi için 33 milyar dolara ve 11 yüzy›ll›k bir zamana ihtiyaç var. Diyarbak›r ‹HD’nin 2002 y›l›na iliflkin haz›rlad›¤› raporda; bölgedeki may›n vakalar›n›n 2001 y›l›na göre % 101 art›fl yafland›¤› ve 27 kiflinin yaflam›n› kaybederken, 53 kiflinin de yaraland›¤› belirtildi.

May›ndan yaralanan 15 yafl›ndaki fiahin Sak’›n baca¤› ameliyatla kesildi

Toprak verimsizlefliyor Ziraat Mühendisleri Odas› Mersin fiu- Mühendisleri Odas› Mersin fiube Baflbesi Tar›msal ö¤renimin bafllamas›n›n kan› ‹brahim Yal›n yapt›. Yal›n konufl157. y›ldönümü nedeniyle “Sürdürü- mas›nda “ekonomik s›k›nt›lar, yanl›fl lebilir tar›m teknikleri ile organik politikalar ve uygulamalar nedeniyle ürün üretimi” konulu bir panel düzen- güç duruma düflen tar›m sektörünün ledi. ancak radikal Panelde önlemlerle Ziraat Mükalk›nabilehendisleri ce¤ini savunDerne¤i du. Baflkan› AflTekrar kok›n Sürmenuflma yapan li, yanl›fl uySürmeli, gulamalar “paylafl›m sanedeniyle vafl›n›n ard›ntahrip olan dan iflsiz katopra¤›n velan ABD’nin rimsizlefltisilah fabrikaYanl›fl uygulamalar nedeniyle ¤ini vurgular› hükümet tahrip olan toprak verimsizlefliyor. lad› ve “yandeste¤iyle tal›fl gübre kullan›m›, topra¤›n s›k ifllen- r›m makineleri üretmeye bafllad›. Üretmesi ve bilinçsiz kentleflme topra¤›n ti¤i makinalar› satmak için pazar arade¤er kaybetmesine neden oluyor. S›k yan ABD ‘topra¤›n ifllenmesi gerekir’ ifllenen toprakta mikroorganizmalar görüflünü ortaya att›. Bu Amerika’da üremiyor toprak çoraklafl›yor” dedi. bir do¤a facias›na neden oldu” dedi. Panelin aç›l›fl konuflmas›n› Ziraat (Mersin)


31 Ocak-13 Şubat 2003

1

10

F Tipi’nde gizlenmeye çal›fl›lan gerçekler Adalet Bakanl›¤› aç›klamas›nda F Tiplerinde uygulanan tecrite hiç de¤inmiyor. Bir insan›n sesinin kendi sesine yabanc›laflmas›ndan, tecritten kaynakl› yaflanan intiharlardan hiç bahsetmiyor. Oysa Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde Volkan A¤›rman, Sincan F Tipi Hapishanesinde Halil Koçyi¤it uygulanan tecritten kaynakl› intihar etmifllerdir...

Ocak 2003 tarihli Radikal gazetesinde Adalet Bakanl›¤› Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlü¤ü-Ali Suat Ertosun imzal› bir aç›klama yay›nland›. Aç›klama yine Radikal gazetesinin 12.11.2002 tarihli say›s›nda yer alan Adnan Keskin’in “F Tipi AB’ye uymad›” bafll›¤›n› tafl›yan yaz›s›na karfl›l›k yaz›lm›fl... Aç›klamada “Ülkemizde uygulamaya sokulan F Tipi hapishanelerin uluslararas› tüm standartlara sahip oldu¤u, tutsaklara ça¤dafl ve hijyenik bir ortam sa¤lad›¤›” vurgulanarak F Tipi hapishanelerin özellikleri flu flekilde s›ralan›yor: D‹LEKÇELER CEZA GEREKÇES‹ “Mahkumlar taraf›ndan resmi mercilere gönderilen dilekçeler, incelemeye tabi de¤ildir. Bu husus, Ceza ve ‹nfaz Kurumlar› ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezalar›n ‹nfaz›na Dair Tüzük’ün 144. maddesinde aç›kça belirlenmifltir. Savunma amac›yla avukatlara hitaben yaz›lm›fl dilekçeler ve mektuplar da bu çerçevede de¤erlendirilmektedir.” Bunlar› söyleyen Erto-

16

sun, tutsaklar›n ailelerine, avukatlar›na gönderdikleri mektuplar›n nas›l karaland›¤›n› ve okunamaz duruma geldi¤inden hiç bahsetmiyor. Bu durumda olan birçok mektup A‹HM’e gönderildi. En son kamuoyuna yans›d›¤› kadar›yla 4 Kas›m 2002 tarihinde Bakanl›¤a verdikleri dilekçelerden dolay› Kand›ra F Tipi Hapishanesinde kalan tutsaklara bir ayl›k mektup cezas› ve 6 ay süreyle aç›k görüfl yapmama cezas› verildi... F T‹PLER‹NDE EN A⁄IR TECR‹T UYGULANIYOR “Mahkumlar gece-gündüz hücrede kalmay›p, bir ve üç kiflilik odalarda kalmaktad›rlar. Bu odalar›n önünde bulunan havaland›rma bahçelerine sabahtan akflama kadar gün boyu ç›kabilmektedirler. Avrupa’n›n hiçbir yerinde bu tip havaland›rma tolerans› bulunmamaktad›r” Adalet Bakanl›¤› aç›klamas›nda F Tiplerinde uygulanan tecrite hiç de¤inmiyor. Bir insan›n sesinin kendi sesine yabanc›laflmas›ndan, tecritten kaynakl› yaflanan intiharlardan hiç bahsetmiyor. Oysa Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde

Volkan A¤›rman, Sincan F Tipi Hapishanesinde Halil Koçyi¤it uygulanan tecritten kaynakl› intihar etmifllerdir... F T‹PLER‹ T‹CARETHANEYE DÖNÜfiTÜRÜLDÜ “Ülkemizin sosyal ve ekonomik bir gerçe¤i olan gecekondularda yaflayan insanlar›n televizyon, buzdolab›, banyo, s›cak su, temizlik malzemeleri gibi imkanlardan yoksun bulunmas›n›n karfl›s›nda, F Tipi cezaevlerinde bu imkanlar›n tamam›n›n mevcut olmas› ve odalara her gün s›cak su ile temizlik malzemesi sa¤lanmas› taktire flayan bir uygulama olarak de¤erlendirilmesi gerekirken, solaryum makinesinin bulunmamas›n›n hiciv konusu edilmesi objektif ve araflt›rmac› gazeteci niteli¤i ile ba¤daflmamakta, ülkemizin gerçekleri görmezden gelinmektedir.” Yine burada da tecrit ve izolasyon yok say›larak lüks odalar fleklinde gösterilmeye çal›fl›lan F Tiplerinde yaflanan s›k›nt›lardan hiç sözedilmiyor. Bu sorunlar Sincan F Tipinde tek kiflilik hücrede kalan Memik Horuz’un mektubunda flu flekilde yans›yor;

“...hücremizin kötü taraf› afl›r› derecede nemli olmas›. Kaloriferler de ancak son iki gündür biraz canlanmaya bafllad›....Asl›nda son 2,5-3 ayd›r genel bir “tasarruf” yap›yorlar herhalde. S›cak su akm›yor. Yemekler de acayip bozuldu. Ramazand›r belki ondand›r dedik...devam etti....13 Ocak’ta hem bu durumu hem de kantin sat›fllar›ndaki uygulamalar› iflleyen toplu dilekçe verdik. Kantinde kalitesiz fleyler üstelik çok pahal› sat›l›yor. Bir koridordaki hücreye 3’e satt›¤›n›, di¤er hücreye 5’e sat›yor, yani saymakla sayfalar dolduran uygulamalar...” “Mahkumlar günlük 3000 kalori üzerinden meyve, sebze dahil her türlü g›day› alacak flekilde iafle edilmektedir. Bunun d›fl›nda cezaevi kantininden her mahkum istedi¤i meyveyi serbestçe alabilmektedir.” Elektrik, su paralar›n›n, tedavi masraflar›n›n dahi tutsaklardan al›nd›¤›, en ufak bir ihtiyac›n dahi hapishane kantininde d›flardaki fiyat›n›n iki kat› oldu¤u, içme suyunun çok yüksek fiyatlarla kantinden karfl›land›¤› bir ortamda, bir tutsak nas›l istedi¤i meyveyi sebzeyi rahatça alabilecek?...Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Serdar Karaçelik hapishane koflullar›n› anlatt›¤› bir mektubunda bu konuyla ilgili de flu örnekleri veriyor: “Elektrik paralar›n›n tutuklulardan al›nmas› devam ediyor ve kimin ne kadar elektrik tüketti¤i, neye göre paran›n kesildi¤ine iliflkin herhangi bir bilgi verilmemekte. Her hücreye ayl›k 6-10 milyon aras› elektrik faturas› kesilmekte. Sadece su ›s›t›c›s› oldu¤u düflünülürse sorun daha iyi anlafl›lacakt›r. Örne¤in Hasan fiahingöz ve Ayhan Özyurt’un kald›¤› hücrede 15 gün olmamas›na ra¤men (ar›zadan kaynakl›)

ayl›k fatura ayn› gelmifltir. ..Aral›k ay›yla birlikte yeni bir yönetmelik gerekçesiyle 1,5 litrelik petlerde içme suyu sat›lmayaca¤› söylenmifl ve uygulanmaya konulmufltur. Maddi durumu iyi olmayan bir kifli 5 litre su alamay›nca kuyudan verilen sa¤l›ks›z sudan dolay› hastalanm›flt›r. ERTOSUN KAT‹L OLDU⁄UNU G‹ZLEMED‹ “F Tipi cezaevine yönelik elefltirilerin birço¤u as›ls›z, temelden yoksun, söylentiye dayal› ve ideolojik amaçl› marjinal gruplarca ortaya at›lan elefltirilerdir” diyen Ali Suat Ertosun’un her söyledi¤inin aksini gösteren daha yüzlerce örnek say›labilir. Ancak bu, gazete sayfalar›na s›¤mayacak kadar çok oldu¤u için biz yine kendi söylediklerini kendi dilinden ortaya koymak istiyoruz:Kand›ra F Tipi Hapishanesi’nde tecrit koflular›nda intihar eden Volkan A¤›rman’›n babas› Niyazi A¤›rman ile yapt›¤› gö-

rüflme yoruma gerek kalmayacak kadar aç›kça gerçekleri ortaya sermeye yeter. ‹flte bu konuflmadan bir kesit: Ertosun: Onlar teröristti A¤›rman: Hay›r onlar halk çocu¤uydu. Terörist de¤il. Ertosun: Biz bitirdik. Bir daha örgütlenmelerine izin vermeyece¤iz. A¤›rman: Onun için mi 19 Aral›k operasyonunda 28 insan› öldürdünüz? Ertosun: Öyle olmas› gerekiyordu. Örgütlenmeyi bitirmemiz gerekiyordu. A¤›rman: Operasyon zaman›nda sen de görevdeydin. Bayrampafla Cezaevi’nde 6 bayan› diri diri yakt›n›z. Ertosun: Yak›lmas› gerekiyordu. A¤›rman: O¤lumu kim öldürdü? O zaman o¤lumun katili sensin. Ertosun: Evet ben katilim. O¤lunu da ben öldürdüm. Var m› bir diyece¤in....

Mesut Deniz’in sa¤l›k durumu ciddiyetini koruyor fiu anda Bayrampafla Hastanesi’nde bulunan Mesut Deniz’in durumu her geçen gün daha da ciddilefliyor. 19 Aral›k katliam› sonras› Ölüm Orucu 2. ekibinde yer alan Mesut Deniz, Ankara Numune Hastanesi’nde bulundu¤u s›rada yap›lan zorla müdahale sonucu haf›zas›n› kaybetmiflti. Korsakoff tan›s› konuldu¤u halde Ankara DGM’nin bilinçli tavr› nedeniyle tahliye edilmeyen Mesut Deniz’in durumu bu süreçte sürekli kötüye gitti. Sincan F Tipi hapishanesi’nde kald›¤› sürece durumunda hiçbir düzelme olmad›¤› için en son Bayrampafla Hasta-

nesi’ne kald›r›ld›. Edindi¤imiz son bilgilere göre; flu anda hiç kimseyle konuflmuyor ve çevresindekilere sald›rgan davran›yor. Mesut Deniz’in durumu F Tiplerinde uygulanan tecrit ve zorla müdahalelere yaln›zca bir örnek. Hücrelerde onun gibi yüzlerce tutsa¤›n geçmiflleri ve gelecekleri ellerinden al›nd›...


11

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Zorla müdahale yasas› meclise sunuldu 19 Aral›k katliam›n›n mimarlar›ndan olan eski Adalet Bakan› Hikmet Sami Türk taraf›ndan haz›rlanan fakat kamuoyunun tepkisi nedeniyle ortaya ç›kar›lmayan yasa tasar›s›, AKP hükümeti taraf›ndan TBMM’ye sevk edildi. Bu yasayla daha önce yasad›fl› olarak zorla müdahalede iflkenceyle öldürdükleri tutsaklar› flimdi yasal olarak katledebilecekler...

amuoyu taraf›ndan “zorla müdahale yasas›” olarak bilinen iflkence yasas›, TBMM’ye sunuldu. 19 Aral›k katliam›n›n mimarlar›ndan olan eski Adalet Bakan› Hikmet Sami Türk taraf›ndan haz›rlanan fakat kamuoyunun tepkisi nedeniyle ortaya ç›kar›lmayan yasa tasar›s›, AKP hükümeti taraf›ndan TBMM’ye sevk edildi. Bu yasayla daha önce yasad›fl› olarak zorla müdahalede iflkenceyle öldürdükleri

K

tutsaklar› flimdi yasal olarak katledebilecekler... Tasar›n›n görüflülmesi s›ras›nda söz alan AKP Kastamonu milletvekili Hakk› Köylü’nün “örgütü güçlü tutmak için bu tür eylemler yap›l›yor. Benim görev yapt›¤›m dönemde, açl›k grevi 60 günü aflmas›na ra¤men talepleri kabul etmedim. Adalet Bakanl›¤› ‘ne yap yap bunu bitir’ dedi. Ama ben taviz vermedim. Durumlar› a¤›rlaflan tutuklulardan 3 tanesini

“TECR‹T‹ KALDIRIN ÖLÜMLER‹ DURDURUN” ● 16 Ocak 2003 tarihinde saat 18:30’da ‹HD Bursa fiubesi “Tecriti kald›r›n ölümleri durdurun” talebiyle mum yakarak oturma eylemi yapt›. Burada bir aç›klama yapan ‹HD fiube Baflkan› Ayfle Batumlu tecritin insanl›k suçu oldu¤unu, bunun bir an önce kald›r›lmas› gerekti¤ini vurgulad›. Kitle “Tecriti kald›r›n ölümleri durdurun”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak” gibi sloganlar ve z›lg›tlarla eylemi bitirdi. ‹stanbul’dan gelip Bursa üzerinden Ankara’ya gidecek olan TAYAD’l› aileler, 19 Ocak 2003 tarihinde saat 11:00’de Santral Garaj Metrosu önünde birçok devrimci, demokratik kurum temsilcileri ve üyeleri taraf›ndan alk›fl ve sloganlarla karfl›land›lar. Kitle ve aileler alk›fl, z›lg›t ve sloganlarla AKP il binas›n›n bulundu¤u yere do¤ru yürüyüfle geçti. ‹l binas›na geldi¤inde binada kimsenin olmad›¤›n› gören aileler il binas› önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamadan sonra TAYAD’l› aileler otobüslerine binerek Eskiflehir’e gittiler. (Bursa)

hastaneye kald›r›p, karyolaya ba¤layarak zorla tedavi ettik. Bu sonra da devam etti” sözleri yeni hükümetin ölüm oruçlar›na bak›fl›na çok çarp›c› bir örnek... TASARI NELER‹ ‹ÇER‹YOR? Tasar›n›n 2. maddesi, kanuna ayk›r› maddeleri hapishaneye sokanlar hakk›nda 2 ila 5 y›l aras›nda hapis; 5. maddesi, açl›k grevi esnas›nda ya da sa¤l›k durumlar› a¤›rlaflan hastalar›n te-

TAYAD’LI A‹LELER ANKARA’DA ● 20 Ocak Pazartesi günü Abdi ‹pekçi Park›na gelen TAYAD’l› aileler “tecrit öldürüyor, ölümleri durdurun” pankart› açarak eylem yapt›lar. Çeflitli illerden yola ç›kan aileler AKP hükümetinin, iktidara geldi¤i günden itibaren Ölüm Orucu’nda 7 kiflinin hayat›n› kaybetti¤ini belirttiler. Halen hapishanelerde Ölüm Orucu’nda bulunan tutuklu say›s›n›n devletin aç›klad›¤› kadar olmad›¤› ve gerçek rakam›n 16 oldu¤una dikkat çekerek, çözümün tecritin kald›r›lmas›yla gelece¤ini vurgulad›lar. Yapt›klar› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan TAYAD temsilcileri, Meclise Adalet Komisyonu Baflkan› Köksal Toptan ile görüflmeye gittiler. Bu arada heyetin geri dönmesini bekleyen aileler ile polis aras›nda gergin anlar yafland›. Polisin izin vermesiyle birlikte aileler slogan atarak Yüksel Caddesine yürüdüler ve burada heyeti beklediler. (Ankara)

davileri reddetmesi durumunda zorla tedavi edilecekleri; 6. maddesi, hapishaneye girenlerin dedektör ya da x-ray cihaz› ile aranaca¤›, bunlar›n bulunmamas› durumunda elle arama yap›laca¤›; Avukatlar›n savunmaya iliflkin oldu¤u belirtilen evraklar›n aramaya tabi tutulamayaca¤›, flüphe halinde hakimin gecikmesi esnas›nda, sak›ncal› hallerde Cumhuriyet Savc›s›n›n karar› ile avukatlar›n çantalar›n›n aranaca¤› fleklinde hükümler içeriyor. TUTSAKLAR YASAYI PROTESTO ETT‹ Zorla müdahale yasas› ve benzeri yasalarla direnme haklar› ellerinden al›nmaya çal›fl›lan devrimci tutsaklar, kamuoyuna DHKP-C, TKP (ML)-T‹KKO, T‹KB, TDP, KAWA imzas›yla bir aç›klama yaparak hiçbir yasan›n hakl› mücadelelerini engelleyemeyece¤ini duyurdular. “Tecrit iflkencesine karfl› direnme, Ölüm Orucu ve benzeri direniflleri, bu dire-

A‹LELER AÇLIK GREV‹NDE ● “Tecrit öldürüyor, ölümleri durdurun” ça¤r›s›yla Ankara’ya yürüyen aileler, Tutuklu Aileleri Bülteni bürosunda 22 Ocak’ta açl›k grevine bafllad›lar. Tecrite karfl› duyars›zl›¤› protesto etmek ve bu sorunun bir an önce çözülmesi için kararl› olduklar›n› söyleyen aileler, çocuklar›n›n açl›¤›n› paylaflmak için açl›k grevine bafllad›klar›n› duyurdular. (Ankara)

MECL‹SE 104 MEKTUP ● ‹HD ‹zmir fiubesi Cezaevi Çal›flma Grubu üyeleri “Çözümsüzlü¤ün sona ermesi için ça¤r›m›zd›r” bafll›¤›n› tafl›yan ve hapishanelerde yaflanan sorunlar› anlatan, 19 Aral›k operasyonu ve Ölüm Orucu’nda yaflam›n› yitiren 104 kiflinin resimlerinin oldu¤u mektuplar› Cumhuriyet Postanesi’nden Meclis’e postalad›lar. Gönderilen mektuplarda Türkiye gündemini uzun zamand›r meflgul eden hapishanelerde 104 kiflinin ölümüne ra¤men çözümsüzlü¤ün devam etti¤ine dikkat çekildi. Eyleme kat›lan yaklafl›k 30 kifli “Tecriti kald›r›n, ölümleri durdurun”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” vb. sloganlar att›. (‹zmir)

nifllere destek olmay› ‘suç’ sayan zorla müdahale yasas›, faflizmin katliamla, tecrit hücreleriyle, yasal düzenlemeleriyle biz devrimci tutsaklar› teslim almaya yönelik at›lm›fl yeni bir ad›md›r” diyen tutsaklar, bugüne kadar faflizmin bütün sald›r›lar›n› direniflleriyle bofla ç›kard›klar›n› vurgulayarak zorla müdahale yasas›n›n da tecrit hücrelerine karfl› direniflin sürmesini engelleyemeyece¤ini belirttiler. D‹REN‹fiTEK‹ TUTSAKLAR ÖLÜM SINIRINDA fiu ana kadar 104 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i tecrite karfl› yap›lan direniflte flu anda Ölüm Orucu’nu

sürdüren 16 kiflinin ölüm s›n›r›nda oldu¤u aç›kland›. D‹HA’dan ald›¤›m›z bilgilere göre durumu en a¤›r olan direniflçi 6. ekipte yer alan Ankara Numune Hastanesinde bulunan Tanju Mete. Yine 8. ekipte yer alan fiengül Arslan, Mesut Akbulut, Nihat Palab›y›k, Yavuz Atefl, Yusuf Ar›c›, Sinan Akbay›r ve Ali fiahin’de de ölüm orucundan kaynakl› çeflitli rahats›zl›klar bafl gösterdi. Eylem Göktafl, Ümit Günger, Erkan Bülbül, Kemal Gömi, Ayfle Sultan Yaz›c›, Sibel fiahano¤lu, Ali K›l›nç ve Mürsel Kaya ise eylemlerini 9. ekip Ölüm Orucu direniflçileri olarak sürdürüyorlar.

Hapishanede kuflkulu ölüm laz›¤ Kapal› hapisArd›ndan Afyon’a hanesinde tutuklu götürülen Sakyen burada iken kald›r›ld›¤› Elaz›¤ on ay boyunca tek kiflilik devlet hastanesinde inti- hücrede tutuldu. Bu süre har etti¤i aç›klanan Erdal içerisinde sürekli tecrit ve Sakyen’in ailesi o¤ullar›- iflkenceye maruz kald› ve n›n ölümünden Adalet tehdit edildi. Sakyen, bu bakan› ve hapishane ida- uygulamalar üzerine açresini sorumlu tutarak suç l›k grevine bafllad›. Tecduyurusunda bulunacak- ritten kaynakl› fiziksel ve lar›n› aç›klad›lar. psikolojik sorunlar yafla‹HD ‹syan Sakyen Tecritten tanbul flubebunun üzesinde 21 rine kald›kaynakl› Ocak 2003 r›ld›¤› hasfiziksel tarihinde bir tanede yave psikolojik bas›n aç›kflam›n› yilamas› yatirdi. Hassorunlar pan Sakyen tal›¤›ndan yaflayan ailesi Erdal ve tedaviErdal Sakyen Sakyen’in den aileye Elaz›¤ Devlet ölümünden haber verilkuflku duyHastanesi’nde m e d i ¤ i n e duklar›n› de dikkat yaflam›n› yitirdi. belirtti. Aile çeken Celal ad›na konuSakyen flan Celal Sakyen 1993 ölüm haberini Aral›k ay›y›l›nda Tunceli’de düzen- n›n 22’sinde ald›klar›n› lenen bir operasyonda ya- belirtti. Celal Sakyen’in kalanan a¤abeyinin ard›ndan sözü alan anne PKK’ye üyelikten 12.5 Kadriye Sakyen de o¤y›l ceza ald›¤›n› ve ilk lunun ölümünden hapisolarak Çank›r› hapisha- hane idaresini sorumlu nesine götürüldü¤ünü be- tuttuklar›n› belirtti. (‹slirtti. tanbul)

E


31 Ocak-13 Şubat 2003

12

1

Kürt halk› tecrite karfl› sokakta Zaten bir ada üzerine kurulu ‹mral› Hapishanesinde tecrit alt›nda tutulan Abdullah Öcalan, bir süredir avukat ve ailesiyle de görüfltürülmeyerek bu tecrit daha da boyutland›r›lm›fl durumda. Adalet Bakan› Cemil Çiçek’in “tecritin olmad›¤›na” yönelik aç›klamalar› ise ç›plak gerçekler karfl›s›nda bofl bir yalan. ‹STANBUL * Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ile ilgili bakanl›klara dilekçe fakslamak isteyen aileler gözalt›na al›nd›. Tutuklu Aileleri ‹nisiyatifi 17 Ocak’ta Galatasaray postanesinden, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin kald›r›lmas› ile ilgili olarak dilekçelerini bakanl›klara fakslad›ktan sonra bas›n aç›klamas› yapmak istedi. Ancak yo¤un “güvenlik” önlemi alan polis, 60 kiflilik grubun tamam›n› gözalt›na alarak aç›klama yapmas›n› engelledi. * ‹nsan haklar› savunucular› Abdullah Öcalan’›n ailesi ve avukatlar› ile görüfltürülmesini istedi. ‹HD ‹stanbul fiubesi 18 Ocak’ta Galatasaray postanesi önünde; Öcalan’›n 7 haftad›r ailesi ve avukatlar› ile görüfltürülmedi¤ini belirterek konu hakk›nda bir aç›klama yapt›. Hava muhalefetinin inand›r›c› bir neden olmad›¤›n› belirten aç›klamay› ‹HD ad›na Veysi Altay okudu. * Mezopotamya Kültür Merkezi sanatç›lar› da konuyla ilgili bir aç›klama yapt›lar. 24 Ocak’ta ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenlenen ve 125 sanatç›n›n imzas›n›n bulundu¤u bas›n aç›klamas›nda sanatç›lar en yak›c› ve temel sorun olan Kürt sorununun demokratik çözümünü istediler. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› ve M.K.M bünyesinde faaliyet gösteren gruplar›n da imzalad›¤› aç›klama yeni çat›flmalar›n yaflanmamas› dile¤i ile son buldu. BURSA Hapishanelerde süren tecrit ve uygulamalar›, ayr›ca Abdullah Öcalan’a uygulanan tecriti protesto etmek için Bursa Tecrit Karfl›t› Platform (‹HD, DEHAP, SDP, At›l›m, ‹flçiköylü, Ekmek ve Adalet, Devrimci Mücadele, Halkevleri) 20 Ocak 2003 tarihinde saat 12:30’da bir eylem yapt›. Fomara Meydan›’nda toplanan 100 kifliye yak›n kitle AKP Bursa ‹l Baflkanl›¤›n›n bulundu¤u binaya

siyah çelenk b›rakt›. Platform bileflenleri “Tecrit insanl›k suçudur, tecriti kald›r›n” yaz›l› pankart açarak sloganlar, alk›fl ve z›lg›tlarla il binas›n›n bulundu¤u yere kadar

ve “TC flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” fleklinde slogan atan ve daha sonra yürüyüfle geçen grup, bir uzman çavufla ait otomobili atefle verdikten sonra Valili¤e ba¤l› Çok Amaçl› Toplum

rinde KADEK bayraklar› aç›larak, caddelere molotof kokteyl at›ld›. Yine ‹zmir’in Menemen ilçesi Asarl›k beldesindeki eylemde ise gençler duvarlara “Öcalan’s›z

Mahallesi’nde bulunan Vali Adnan Deren Dereliler ‹lkö¤retim Okulu’na akflam saatlerinde molotof kokteyl at›ld›. Okulda maddi hasara neden olan eylemi kendilerine ‘Serhat

bir araya gelen gruplar meflaleli yürüyüfl düzenledi. *Mardin’in Saraço¤lu Mahallesi’nde bir araya gelen gençler, Öcalan’a destek amac›yla yürüyüfl düzenledi. Yeniyol Mahallesi’nde ise gençler atefl yakarak mahallenin yollar›n› trafi¤e kapatt›. Mardin’in Nusaybin ‹lçesi’ne ba¤l› Abdulkadirpafla Mahallesi’nde kendilerine “Yeniden Do¤ufl Gençli¤i” ad›n› veren bir grup, dün akflam fiehitler Köprüsü’nü lastikler yakarak yaklafl›k yar›m saat trafi¤e kapatt›. * Adana’n›n Ceyhan ‹lçesi’ne ba¤l› Belediye Evleri, Yarsuat ve Emek mahallelerinde dün akflam saatlerinde bir araya gelen gençler, E-5 Karayolu’nu bir süre trafi¤e kapatt›. Atefl yakan gençler, “Kürt halk› tecritle s›n›rland›r›lamaz”, “Biji serok Apo”,

yürüdü. ‹l baflkanl›¤› binas›n›n önünde Platform ad›na aç›klamay› ‹HD fiube Baflkan› Ayfle Batumlu yapt›. * Ayn› flekilde Siirt, Çanakkale, Batman ve ‹zmir’de yap›lan gösterilerde de tecrit protesto edildi. Siirt’in Ulus, Dumlup›nar, Serê Zinê, Çal ve Alan mahallelerinde toplanan gruplar, atefller yakarak yürüyüfl düzenledi. S›k s›k “Bi can bi xwin em bi terena ey Serok”, “Cana can kana kan seninleyiz Öcalan” fleklinde sloganlar atan gruplar, Öcalan’a yönelik tecrit uygulamalar›na son verilmesini istedi. * Çal Mahallesinde gösteri yapan gruba polis kalas ve coplarla müdahale etti. Olayda, aralar›nda 9 yafl›ndaki bir çocu¤un da bulundu¤u 15 kifli yaraland›. Siirt Sosyal Sigortalar Kurumu Lojmanlar› önünde biraraya gelen yaklafl›k 500 kifli “Biji serok Apo”

Merkezi (ÇATOM) binas›na molotof kokteyl att›. Bir süre sonra panzerler eflli¤inde olay yerine gelen polis, gruba cop ve kalaslarla müdahale etti. Müdahale esnas›nda Vetha Aybek, Saadet Aybek, Hezna Aybek, Mevlüde Aybek ve Yuflak Aybek adl› 9 yafl›nda bir çocuk yaraland›. * Batman’›n Yavuz Selim ve Petrol mahallelerinde duvarlara “Öcalan’a özgürlük Kürdistan’a bar›fl”, “Baflkana uzanan eller k›r›ls›n” ve “Biji serok Apo” sloganlar› yaz›ld›. Güney Kent Mahallesinde ise bir araya gelen gençler yürüyüfl düzenledi. * ‹zmir’in Torbal› ilçesine ba¤l› Atatürk, Diyarbak›r’›n Seyrantepe, Kofluyolu, Yeniköy, fieyhflamil, Muradiye, Fatih, ‹skenderpafla, Ferit Köflk ve Dicle mahallelerinde Öcalan’a uygulanan tecrit, yap›lan eylemlerle protesto edildi. Protesto gösterile-

Türkiye’yi bafl›n›za y›kar›z” yaz›s› yazd›lar. * Çanakkale’de de DEHAP Biga ‹lçe Örgütü taraf›ndan protesto eylemi yap›ld›. ‹lçe binas› önünde bir araya gelen DEHAP’l› bir grup, Öcalan’a uygulanan tecritin bir an önce kald›r›lmas›n› istedi. * KADEK Genel Baflkan› Abdullah Öcalan’a yönelik tecriti ve olas› Irak savafl›n› protesto eden 20 kifli, HADEP fianl›urfa Merkez ‹lçe Örgütü’nde açl›k grevine bafllad›. HADEP binas›nda bir araya gelen 20 kifli saat 12:00’de açl›k grevine bafllad›. Açl›k grevinin cumartesi gününe kadar devam edece¤i ö¤renildi. * U¤ur Dersanesi Van fiubesi’nde kurs gören 200 kifli, kentin en ifllek caddesi olan Cumhuriyet Caddesinde toplanarak gösteri yapt›. Yaklafl›k 20 dakika süren yürüyüfl nedeniyle cadde bir süre trafi¤e kapand›. Öte yandan, ‹stasyon

fiahinleri’ ismini veren bir grup üstlendi. Hac›bekir Mahallesi’nde de kad›n ve çocuklar›n oluflturdu¤u kalabal›k bir grup, Öcalan lehine slogan at›p yürüyüfl düzenledi. * Diyarbak›r’da da kendilerine ‘Demokratik Halk ‹nisiyatifi’ ad›n› veren bir grup, Suriçi Semti’ne ba¤l› çok say›da mahallede üzerinde Öcalan’›n resimlerinin bulundu¤u “Baflkan Apo’ya tecrit Kürt halk›na tecrittir yaz›l› bildiriler da¤›tt›. Bismil ‹lçesi’ne ba¤l› Fatih, fientepe, Esentepe, Yukar› Darl›, Bozkurt, Dicle ile Sanayi mahallelerinde

“Difle difl kana kan seninleyiz Öcalan”, “Bi can bi xwin em bi terena ey serok” fleklinde slogan atarak olays›z bir flekilde da¤›ld›. * Mufl E Tipi Hapishanesinde bulunan Vahdettin Yalç›ner isimli tutsak ise tecriti protesto etmek için kendini yakt›. Numune Hastanesine götürülen Yalç›ner’in sa¤l›k durumunun ciddi olmad›¤› ö¤renildi. * Ayr›ca yine tecrite yönelik protesto eylemlerinden biri de hapishanelerde yap›l›yor. 5000 KADEK’li tutsa¤›n protesto için süresiz dönüflümlü açl›k grevi yapt›¤› ö¤renildi.


13

1 DA⁄ITIMCIYA AJANLIK TEKL‹F‹ 17 Ocak 2003 cuma günü Yeni At›l›m gazetesi da¤›t›mc›s› Hüseyin Karaçay’› telefonla arayan “meçhul” kiflilerin “arkadafl›ndan mektup oldu¤unu gelip almas›n›” söylemeleri üzerine randevu yerine giden Hüseyin Karaçay gözlerine biber gaz› s›k›larak al›konulmufltur. Daha sonra Karaçay’a para karfl›l›¤› ajanl›k teklif edilmifl, tekliflerini kabul etmeyen Karaçay’a ailesinin çeflitli resimleri gösterilerek tehditler savrulmufltur. Bu kez de 20 Ocak 2003 Pazar günü evi bas›larak gözalt›na al›nan ve Sar›gazi Jandarma Karakolu’na götürülen Hüseyin Karaçay orada da tehdit edilerek “Neden bas›n aç›klamas› yapt›n” denilerek çeflitli bask›lara maruz b›rak›lm›flt›r. Yeni At›l›m Gazetesi 21 Ocak 2003 tarihinde konuyla ilgili yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda bu tür bask›lar›n kendilerini hiçbir zaman y›ld›ramayaca¤›n› ve mücadelesinden al›koyamayaca¤›n› belirterek bask›lar› protesto ettiler. (‹stanbul) AZAD‹YA WELAT ÇALIfiANLARINA AJANLIK TEKL‹F‹ A¤r›’n›n Patnos ilçesinde gözalt›na al›nan gazetenin A¤r› temsilcisi Hatice fien ile da¤›t›mc› Okan Uygar kendilerine ajanl›k teklif edildi¤ini aç›klad›lar. Hatice fien aç›klamas›nda polislerin “Sen buraya gelmeden önce bizim buradaki halk ile aram›z iyi idi. Sen gelince halk ile aram›z bozuldu. Sen halk› rahats›z ediyorsun. Burada gazete da¤›tmana izin vermeyece¤iz” fleklinde konufltuklar›n›, ayr›ca kendisine ve Okan Uygar’a ajanl›k teklif ettiklerini dile getirdi. Ayr›ca yine Özgür Gündem gazetesi Bursa çal›flan› Abdülkadir Kanat da ayn› sald›r›yla yüzyüze kalm›flt›r. Konu ile ilgili 24 Ocak 2003 tarihinde Savc›l›¤a suç duyurusunda bulunan Kanat ard›ndan da bir bas›n aç›klamas› yapt›. Ayr›ca HADEP üyesi olan K›ymet Toprak, Engin Güven ve Bülent Aslan da ayn› sald›r›lara maruz kalm›flt›r. D‹YARBAKIR’DA KADEK OPERASYONU 17 Ocak’ta Diyarbak›r’›n Hani ve Lice ilçelerinde KADEK gerillalar› ile T.C güçleri aras›nda çat›flma yafland›. Dicle-Hani aras›ndaki bölgede bulunan Temeltepe k›rsal› ile fiela Heydan köyü yak›nlar›nda sabaha karfl› 04.30 s›ralar›nda ç›kan çat›flmada bir uzman çavuflun öldü¤ü, 5 askerin de yaraland›¤› belirtildi. 12 KADEK gerillas›n›n öldürüldü¤ü haberlerinin söylendi¤i çat›flman›n ard›ndan aç›klama yapan Orgeneral Yaflar Büyükan›t bölgenin F-14 savafl uçaklar›yla bombaland›¤›n›, korucular›n ve özel timin de deste¤i ile süren operasyonun bölgede bulunan 500 KADEK gerillas›na yönelik olarak daha önceden planland›¤›n› söyledi. KADEK Genel Baflkanl›k Konseyi Üyesi Osman Öcalan 19 Ocak’ta Özgür Gündem gazetesinde yay›mlanan konuflmas›nda bölgede yaflananlar› de¤erlendirdi. Osman Öcalan Türkiye ve Ortado¤u’nun bir atefl topu haline gelmemesi için ateflkes ilan ettiklerini, ancak üzerlerine gelindi¤ini vurgulayarak KADEK’in savafl istemedi¤ini, savafl› tercih eden taraf›n Türkiye oldu¤unun a盤a ç›kt›¤›n› belirtti. Lice operasyonu ile Türkiye’nin savafl ilan etti¤ini söyleyen Öcalan, Türk Parlamentosunun ald›¤› kararlar›n bir kand›rma ve yan›ltmadan ibaret oldu¤unu, çözüm için art›k ad›m atmayaca¤›n›n a盤a ç›kt›¤›n› ifade etti. (H. Merkezi)

31 Ocak-13 Şubat 2003

Diyarbak›r ‹HD ihlal raporunu aç›klad› Diyarbak›r fiubesi 2002 y›l›ndaki hak ihlallerini aç›klayan raporunu, flube binas›nda yapt›¤› bir toplant›yla kamuoyuna duyurdu. Raporu okuyan fiube Baflkan› Selahattin Demirtafl, 2002 y›l›nda insan haklar› kurulufllar›n›n tespit etti¤i hak ihlallerinin üzerine gitmek yerine, bu ihlallerin üzerinin örtülmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtti. May›n vakalar›nda 2001 y›l›na

‹HD

oranla yüzde 101’lik bir art›fl oldu¤unu da sözlerine ekledi. ‹flkence ve kötü muamele iddialar›nda say›sal olarak düflüfller tespit edilse bile rakamlar›n hala ürpetici boyutta oldu¤unu vurgulayan Demirtafl, OHAL’in kalkt›¤› söylenen Aral›k ay›nda da, özellikle yol kontrolleri, k›rsal bölgelerde fiilen sürdürülen gece soka¤a ç›kma yasaklar›n›n, sürgünlerin vb ihlallerin halen devam etti¤ini belirtti.

Hak ihlallerinde 2002 bilan osu Yaflam hakk›na yönelik ihlaller: Çat›flmada yaflam›n› yitirenler:14 Faili Meçhul Cinayetler (sald›r›lar)yarg›s›z infazlar: 41 ölü, 18 yaral› May›n: 27 ölü, 53 yaral› Kifli güvenli¤ine yönelik ihlaller: Gözalt›: 2773 ‹flkence- kötü muamele ve tehdit: 228 Kay›p iddias›: 13 Tutuklama: 464 Toplumsal olaylara müdahale: 123 gözalt›, 79 yaral› Çal›flma yaflam›na yönelik ihlaller: Sürgün: 40 Görevden alma: 8 ‹dari soruflturma ve cezalar: 101 A盤a alma: 22 Yasaklamalar (Tiyatro oyunu, kitap, kaset, vs): 32 OHAL’e girifli yasaklanan gazete ve dergi: 30 Di¤er Cezaevi:158 ‹ntihar:140 Töre cinayeti: 2 ölü 1 yaral› (H. Merkezi)

Devletin terör dersi sürüyor Daha önceden Bolu ve Tunceli’de ö¤rencilere katletti¤i, iflkence yapt›¤› gerillalar›n parçalanm›fl cesetlerini gösteren devlet flimdi de itirafç›lar›n yazd›klar› kitaplar› çocuklara da¤›t›yor. PKK itirafç›s› Nevzat Çiftçi taraf›ndan kaleme al›nan “Girdap PKK’de yaflanmayan y›llar” isimli kitap, A¤r›’n›n Do¤ubayaz›t ilçesindeki

Kurtulufl ‹lkö¤retim Okulu’nda ö¤rencilere da¤›t›ld›. 1988 y›l›nda Turan Yay›nc›l›k taraf›ndan piyasaya sürülen ve önsözünde “PKK’nin da¤ kadrosunda 6 y›l faaliyet sürdürdü¤ü” iddia edilen PKK itirafç›s› Çiftçi’nin kitab›nda “Cudi’nin flahs›nda niçin mücadele ettiklerini bilmeden ölen yüzlerce arkadafl›ma” vb. ifadeler yer al›yor.

GÖZALTINDA KAYIPLAR UNUTULMAYACAK Devlet taraf›ndan iki y›l önce gözalt›na al›nan HADEP Silopi ‹lçe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Sekreteri Ebubekir Deniz’in gözalt›nda kaybedilmesi ile ilgili ‹HD Bursa fiubesi bas›n aç›klamas› yapt›. 25 Ocak 2003 tarihinde ‹HD Bursa fiubesi’nde yap›lan aç›klamay› ‹HD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Camk›ran yapt›. Camk›ran, devletin gözalt›nda kay›p politikas›-

na vurgu yaparak “gözalt›nda kay›p olgusu bir ülkede yaflanabilecek en dehflet verici olgulardan oldu¤u gibi ayn› zamanda demokrasinin, bar›fl›n ve kardeflli¤in en önemli tehditlerindendir. Üzerinden iki y›l geçmesine ra¤men hala ayd›nlat›lmayan bu vaka, insan haklar› savunucular› taraf›ndan unutulmayacak ve benzerlerinin yaflanmamas› için her türlü gayret sarfedilecektir” dedi. (Bursa)

Bir ö¤rencinin ders kitab› alacak paras›n›n olmad›¤› ilçede devletin yat›r›m›n› bilimsel e¤itime de¤il çocuklar›n dünyalar›n› karartmaya yapt›¤›n› gösteren olayla ilgili olarak baflta ö¤renci velileri olmak üzere çeflitli kitle örgütleri tepkilerini dile getirdiler. Velilerin kitaplar› geri götürüp okul müdürüne iade etti¤i ö¤renilirken konuyla ilgili

aç›klama yapan E¤itim-Sen Do¤ubeyaz›t fiube Temsilcisi Nusrettin Bozbo¤a, yaflam› tan›mayan bu çocuklara bu tür kitaplar›n verilmesinin yanl›fl oldu¤unu belirtti. Siyasi kitaplar›n küçük yafltaki çocuklar›n psikolojilerini kötü etkileyece¤ini belirten Bozbo¤a, “e¤itim d›fl›nda siyasi kitaplar› çocuklara okutmak fluçtur” dedi.

“SAYIN ÖCALAN” ‹FADES‹NE TUTUKLAMA KARARI *ABD’nin Irak’a olas› sald›r›s›n› ve KADEK Genel Baflkan› Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit politikas›n› protesto etmek amac›yla düzenlenen gösteride Öcalan için “say›n” s›fat›n› kullanan Hakkari Hadep Gençlik Kollar› Baflkan› Faruk Temel “örgüt üyeli¤i” iddias›yla tutukland›. 22 Ocak günü parti binas›n›n önünde yap›lan ve yo¤un kat›l›m›n oldu¤u bas›n aç›klamas›nda “Say›n Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamas›n›n temel insan haklar› ve evrensel hukuk ölçüleri içinde kabul edilebilir

bir yan› yoktur” diyen Faruk Temel aç›klaman›n ard›ndan gözalt›na al›nm›flt›. TCK’nin 312’nci maddesinin ihlal etti¤ini iddia eden savc›l›¤›n; “Sen bunlarla ne demek istiyorsun, nedir bu say›n Öcalan?” fleklindeki tehditli sorular›na cevap vermek zorunda kalan Temel, yaflanan geliflmelerin bar›fl› tehlikeye soktu¤unu belirtmek istedi¤ini söyledi. Ancak mahkeme Temel’in “silahl› örgüt” üyesi oldu¤u karar›na vard› ve Temel, Hakkari Kapal› Hapishanesi’ne gönderildi. (H. Merkezi)


31 Ocak-13 Şubat 2003

14

1

Baflar›n›n teminat› gücünü somutluktan alan teori ile prati¤in uyumunda yatar Gerilla savafl›n›n mevcut haliyle zorluklar tafl›d›¤› görülmektedir. fiehirlerde örgütlenmenin gereklili¤i artm›flt›r. Gerilla savafl›n›n gelifltirilmesi, güçlendirilmesi aç›s›ndan da bu gereklidir. Marksizm Leninizm Maoizm somut flartlar›n somut tahlilidir. Bunun pratik anlam› flu demektir: Geneli incele, di¤er partilerin deney ve tecrübelerinden ö¤ren. Ama esas olarak kendi nesnel zeminin üzerinden yüksel ve düflman›ndan da ö¤ren, onun hareket tarz›n› ve yönelimini izle. Taktik belirlerken, kitlelerin durumunu ve kendi subjektif gücünü aktif olarak de¤erlendir vb. E¤er sorunlar› bu somutluk çerçevesinde ele al›rsak, politika belirleme tarz›m›z soyut de¤il somut olur. Somutluk üzerinde düflünmek-somutluk üzerinde yürümek, gerçe¤e ve baflar›ya daha çok yak›n olmak demektir. Devrimci ve komünist hareketin tarihi tecrübelerine bakt›¤›m›zda somutluk-nesnel gerçekler üzerinde yürütülen politikalar ve izlenen pratik hatlar, daha çok zaferi selamlama flans›na sahip olmufllard›r. Örne¤in Ekim Devrimi önemli oranda Paris Komünü’nün deney ve tecrübelerinden yararlanm›flt›r. Ama onun bir tekrar› olmam›flt›r. E¤er tekrar› olmufl olsayd› Ekim Devrimi’nin ak›beti de Paris Komününden farkl› olmayacakt›. Oysa komünarlar›n “eflitlik, özgürlük” düflleri, Ekim Devrimi flahs›nda maddi bir güce dönüfltü. Bu gücü yaratan baflta komünarlar›n olmak üzere tüm tarihi tecrübelerin olumluluk ve olumsuzluklar›ndan ö¤renen, olumluluklar› daha da büyütüp günün koflullar›na uyarlayan, politikay› kendi nesnel zemini üzerinde yapma yetene¤ine ve yarat›c›l›¤›na sahip olan

Bolflevik Partisidir. Ayn› durum Çin devrimi için de geçerlidir. Çin devriminin Sovyet devriminin bir tekrar› olamayaca¤›n› ve esas olarak Çin’in somut durumunu çözümleyerek, zaferi elde edecekleri noktas›nda

ÇKP’nin görüflleri çok aç›k ve nettir. Baflkan Mao bu gücü bilimsel düflünüfl ve çözümleyifl tarz›ndan al›yordu. Bu bilimsel yaklafl›m, kendi halk gerçekli¤ini kavramada ve düflman› çözümlemede gereken ustal›¤a sahipti. Baflkan

flullar›yla birlikte bütünsellikli bir tarzda çözümlemeyi hedefleyen bilimsel yöntemi kendimize rehber edinmeliyiz. Yani bütün sürecin gerçekli¤ini sosyal geliflmenin bütünlü¤ünü hesaba katmayan ona uygun çözümlemeler

Devletin merkezi otoritesi, militarist geliflkinli¤i önemli seviyededir. Kitlelerin talepleri biçim olarak farkl›d›r. Köylülerin sosyal yaflamlar› de¤iflim göstermifltir. Meseleye salt toprak sorunu olarak bak›lamaz. Tar›ma dayal›

Halk savafl›n›n uygulanmas›yla ortaya ç›kacak sonuçlar› yeniden de¤erlendirerek prati¤imize yön verecek somut taktikler belirleyerek ilerleyebiliriz. Gerilla savafl›n›n mevcut haliyle zorluklar tafl›d›¤› görülmektedir. fiehirlerde örgütlenmenin gereklili¤i artm›flt›r. Gerilla savafl›n›n gelifltirilmesi, güçlendirilmesi aç›s›ndan da bu gereklidir.

✔ Bütün sürecin gerçekli¤ini sosyal geliflmenin bütünlü¤ünü hesaba katmayan ona uygun çözümlemeler üretip, pratik ad›mlar atmayan bir Komünist Partisi’nin s›n›f savafl›m›ndan baflar›yla ç›kmas›, devrimi gelifltirip ilerletmesi düflünülemez.

Mao’da haz›r reçete yoktur. Ama somutu çözümleme ve genel tecrübelerden yararlanma prati¤i vard›r. Her fleyden önce kendi tarihini inceleme, kendi tarihinden ö¤renme yaklafl›m› ve mütevazili¤i vard›r. O halde tecrübe ve deneylerden yararlanma, inceleme ve art›rma konusunda Baflkan Mao’nun bu tecrübelerinden yararlanmal›y›z. Elbette ki yararlanmak, tekrarlamak ve genel fleylere saplan›p kalmak de¤ildir. Tam aksine pratikte daha çok etkin olmakt›r. Karfl›laflt›¤›m›z her somut sorunda, teorik araflt›rmalarda bu tecrübeler baflar›m›z için bir ›fl›k olmal›d›r. Kendi ayd›nl›¤›m›z› yaratmak için bu ›fl›ktan yararlanmal›y›z. Yine her somut sorunu ko-

üretip, pratik ad›mlar atmayan bir Komünist Partisi’nin s›n›f savafl›m›ndan baflar›yla ç›kmas›, devrimi gelifltirip ilerletmesi düflünülemez. Proletarya Partisinin son oturumunda alt›n› çizmeye çal›flt›¤› gerçek tam da budur. Bu mant›¤›n, bu anlay›fl›n pratik mücadelesi içinde daha da derinleflmesine ihtiyaç vard›r ki bu yaz›m›z›n hedefi de baz› kararlar›n mant›¤›n› biraz daha açmakt›r. Oturum özgünlükler ve somutluklara dair flunlar› söylüyor: “Devrimimiz kendine has özgünlükler tafl›yacakt›r. Türkiye’de Halk Savafl›, gerilla savafl› önceki örneklerinin ayn›s› olmayacakt›r. Türkiye’nin kendine has özellikleri bulunmaktad›r ve bölge itibar›yla farkl›l›klar› vard›r.

çeliflkiler gücünü korumaktad›r. Savaflla birlikte de¤iflimler olmufltur. Bu de¤iflimlerin incelenmesi gerekir. Türkiye’de sanayi iç dinami¤iyle geliflmemifltir. Köylerden göç edenlerin ezici ço¤unlu¤unun flehirlerde fabrika iflçisi olarak yaflamad›¤› biliniyor. Halk savafl›n› reçetelere indirgeyemeyiz. Halk savafl›n›n uygulanmas›yla ortaya ç›kacak sonuçlar› yeniden de¤erlendirerek prati¤imize yön verecek somut taktikler belirleyerek ilerleyebiliriz. Gerilla savafl›n›n mevcut haliyle zorluklar tafl›d›¤› görülmektedir. fiehirlerde örgütlenmenin gereklili¤i artm›flt›r. Gerilla savafl›n›n gelifltirilmesi, güçlendirilmesi aç›s›ndan da bu gereklidir. (7. Konferans kararlar› s.50-51)

Hemen flunu belirtmeliyiz ki burada verilen ana mesaj fludur: Yaflanan nicel de¤iflimleri gör ve taktik politika üretmede, örgütsel konufllan›fl›nda tüm bu de¤iflimleri hesaba kat. Bunun d›fl›nda söylenenlere baflka bir anlam yüklemeye kalkmak sonuç ç›karmaya çal›flmak gerçekçi bir yaklafl›m de¤ildir. Her fleyden önce oturumun gündemi bellidir ve al›nan tüm kararlar da gündem çerçevesiyle s›n›rl›d›r. Dolay›s›yla tart›flmay› ve yo¤unlaflmay› gündemimizde olmayan de¤il, varolan somut durumlar üzerinde yürütmek parti ve s›n›f savafl›m› için daha yararl› ve anlaml›d›r. Evet her devrimin oldu¤u gibi, bizim devrimimizin de kendine has özellikleri vard›r. Herfleyden önce stratejik olarak emperyalistler için çok önemli olan ve bugün bafl haydut ABD’nin ileri karakolu say›lan bir co¤rafyada yafl›yoruz. Yönetenler ekonomik ve siyasi olarak derin bir kriz içindeler. Bu krizi atlatman›n bir yolunu emperyalist haydutlara tetikçilik yapmakta görüyorlar ve de yap›yorlar. Bugün Irak özgülünde bu sorun, somut olarak yaflan›yor. Kamuoyumuza yönelik yap›lan demagojik aç›klamalar› bir yana b›rak›rsak, komprador- burjuvalar›n emperyalist efendilerine söylemek istedikleri fley “Tamam savafla gireriz, ama ücretini biraz daha art›r›n”d›r. Ki eflit bir pazarl›k yapacak durumda da de¤illerdir. Dahas› bu tetikçilik ve sald›rganl›k politikas› bundan sonra da bölgede devam edecektir. Bu bir.


15

1 ‹kincisi: Ulusal harekete, devrimcilere ve komünistlere karfl› y›llard›r savaflan ve bu savafl içinde tecrübe kazanan bir düflman gerçe¤iyle yüz yüzeyiz. Özellikle Kürt topraklar›nda ulusal hareket flahs›nda somutlaflan gerilla savafl›n›n askeri ve kitlesel gücünü hesaba katt›¤›m›zda mücadele etti¤imiz gücün savafl kapasitesini, sahip oldu¤u askeri gücü daha iyi anlar›z. E¤er savafl karfl›l›kl› iki güç aras›nda süren çetin bir muharebeyse, bugün gerilla savafl›n› sürdürmede ataca¤›m›z her ad›mda karfl› gücü ve gücümüzü hesaba katmak zorunday›z. Üçüncüsü: Faflist devlet baflta Kürt topraklar›nda olmak üzere gerilla savafl›n›n yürütüldü¤ü her alanda, binlerce köyü zorla boflaltt›. Yine IMF’nin dayatt›¤› tar›m politikas› köylülü¤ün belli bir bölümünü topra¤›n› iflletemez hale getirdi. Tüm bu ve

benzeri faktörler nedeniyle, köylü nüfusunda kentlere önemli bir ak›fl oldu. Hiç flüphesiz bu ak›fl esas olarak kapitalizmin geliflimi sonucu ortaya ç›kan do¤al bir ak›fl de¤ildir. Her fleyden önce emperyalizme ba¤›ml› bir komprador kapitalizm gerçe¤iyle yüz yüzeyiz. E¤er kimilerinin iddia etti¤i gibi yaflananlar böyle bir geliflmenin sonucunda olmufl olsayd›, ortada iflsizlik ordusu de¤il iflsizlik bölükleri olmas› gerekirdi. Dördüncüsü: Devrim kitlelerin eseri ise Proletarya Partisi nüfus bilefliminde yaflanan bu de¤iflimi hesaba katarak, düne oranla bugün flehirlere biraz daha önem vermelidir. Bu önemin temel mant›¤› ise, yine ana damar› güçlendirmektir. Militarist güçlerin gerillaya karfl› yaratt›¤› tecrit, kuflatma çemberini k›rmaya dönüktür. Dahas› ana damara hizmet edecek tarzda, dönemsel olarak

belli alanlarda yo¤unlaflmak savafl›n mant›¤›yla çeliflmez. Bilakis onu besler ve güçlendirir. Beflincisi: Tüm bu nesnel gerçeklerin hesaba kat›lmas›, buna uygun taktiklerin gelifltirilmesi do¤ru olan, bilimsel oland›r. Aksi yaklafl›mlar gücünü ger-

✔ Herfleyden önce kitlelerle diyalog kurmak ve ayn› dilden konuflman›n zeminini yaratmak için mevcut çeliflkileri, istemleri hesaba katarak bunun üzerinden çözüm önerileri sunmam›z gerekir. Soyut ça¤r›lar, soyut reçeteler kitleler için bir anlam ifade etmez.

PUSULA “OLA⁄ANÜSTÜ” PART‹ BELLE⁄‹ Proletarya Partisi yeni bir sürece girmifl bulunuyor. Bu sürecin ana özelliklerini çeflitli biçimlerde yans›tmaya çal›flt›k/çal›fl›yoruz. Bu sürecimizin belli farkl›l›klar tafl›d›¤› gözden kaçmamaktad›r. En az›ndan kamuoyuna yans›y›fl biçimiyle, baz› “duyarl› okurlar›m›z”›n hakl› olarak neden böyle yap›yorsunuz? Ya da daha ileri giderek neden “gürültüpat›rt›” ç›karm›yorsunuz? sorular›na ve söylemlerine s›kça maruz kal›r olduk. Herfleyden önce flunu ifade edelim. Evet bugünkü sürecimiz, eski süreçlerimize benzememektedir. Proletarya Partisi yapt›¤› 7. Oturumunda kendisine belli bir hat çizdi. Bu do¤rultuda bugün kendisini flekillendiriyor. Bu pratik faaliyet içerisinde olumluluklar›n› ve baflar›lar›n› abartmadan, mütevazi ad›mlar at›yor. Hiç kuflkusuz ki Proletarya Partisi’nin 7. Oturumunda geçmifl süreç bütünlüklü olarak de¤erlendirilmeye çal›fl›ld›.

Sürecin ideolojik-politik-örgütsel-pratik ve askeri boyutlar›, parça-bütün, genel-özel, önderlik-kitle ba¤›, dünü-bugünü diyalektik bütünlük içinde sorguland›. Olumsuzluklar tespit edilirken olumluluklar benimsendi. Proletarya Partisi’nin olumlu bir gelene¤i vard›r, sürecin de¤erlendirilmesinde olumluluklardan fazla bahsedilmez “bunlar zaten baflar›lar›m›zd›r” denerek, övünme prati¤ine düflülmez, ancak bu olumluluklar yeterince bilince ç›kar›l›p, benimsenmezse baflar›lar, koflullar› gözard› edilerek bütünsellik içinde yeterince sahiplenilmezse bu gerçeklik, bizleri inkarc›l›¤a götürebilir. ‹nkarc›l›k, proletaryan›n bilimsel tutumu olamaz. Her olgu, içinden geçti¤i süreçle kendisini kuflatan ekonomik, sosyal ve politik koflullar içinde ele al›n›p de¤erlendirilir. Hiçbir fley kendisini kuflatan koflullardan ba¤›ms›z, ideolojik-politik, iç-d›fl olgulardan yal›t›lm›fl tarzda ele al›n›p

31 Ocak-13 Şubat 2003

çeklerden almayan soyut reçetelerdir. Ve itirazlar da bu soyut reçeteleredir. Alt›nc›s›: Nüfus bilefliminde ortaya ç›kan bu farkl›laflma kaç›n›lmaz olarak taleplerde de belli farkl›laflmalar gündeme getiriyor. Herfleyden önce kentlere gelenin önceli¤i ifl sorunu oluyor. Topra¤a ve tar›ma dayal› istemler tali plana düflüyor. Elbette ki kimi demokratik talep ve istemlerde esasta bir de¤iflim olmuyor. Mesela kentlere göç eden ya da zorla göç etmek zorunda b›rak›lan Kürt halk›n›n ulusal demokratik talepler noktas›nda sürdürdükleri duyarl›l›klar gibi….Yaflanan bu farkl›laflmalar› daha da somutlayarak ço¤altmak mümkündür. Ama burada önemli olan mant›¤› anlamak, örgütsel düzenlemede, araflt›rma ve incelemede, taktik politika ve mücadele biçimlerini belirlemede hep bu bak›fl aç›s›na uygun pratik ad›m atmak-

de¤erlendirilemez. ‹kinci ola¤anüstü süreç, dünyada ve ülkemizdeki ekonomik-sosyalpolitik koflullar içinde, geçti¤i sürecin yaflad›¤› a¤›r sorunlar›yla birlikte ele al›n›p de¤erlendirilirse gerçe¤in diliyle konuflulmufl olur. Gerçe¤in diliyle konuflmak, görevimizdir. Neydi baflar›lar›m›z? Herfleyden önce partinin yaflad›¤› örgütsel da¤›n›kl›¤a son vererek, merkezileflmeye gidildi. Bafl afla¤› do¤ru gidifle dur denildi. Bu ad›m, kendisini illegal koflullarda var etme iddias› tafl›yan bir parti için yaflamsald›r. Bu baflar›ld›. Bu görülmeli ve kavranmal›d›r. Emperyalizmin ideolojik sald›r›lar›n› kapsaml› ve çok yönlü sürdürdü¤ü, hakim s›n›flar›n bask› ve zulmünü yo¤unlaflt›rd›¤› süreçte, parti saflar›nda ideolojik olarak dönüflemeyen küçük burjuva unsurlar›n karamsarl›¤a, umutsuzlu¤a kap›larak “kurtuluflu” saflar› terk etmekte buldu¤u, ad›na tasfiyecilik denilen sald›r› dalgas›n›n, s›n›f–devrim ve parti bilincini önemli oranda k›rd›¤› bu olumsuz sürece dur demek tarihsel anlamda önemliydi. ‹kinci ola¤anüstü yönelim, parti aç›s›ndan zorluklar›n ve sorunlar›n hayli kabar›k oldu¤u bir süreçte gerçekleflti. Yaflanan gerçeklik örtbas edilerek, ikinci ola¤anüstü yönelim anlafl›lamaz. ‹kinci ola¤anüstü süreç yaflad›¤› sorunlar ve kendisini kuflatan koflullar

t›r. Yine çal›flt›¤›m›z her alanda kitlelerin sisteme bak›fl aç›lar›n›, onlar›n önceliklerini ve çeliflkilerini do¤ru bir yöntemle a盤a ç›karamazsak, somut perspektifler koymada, yönelim belirlemede de zorlan›r›z. Herfleyden önce kitlelerle diyalog kurmak ve ayn› dilden konuflman›n zeminini yaratmak için mevcut çeliflkileri, istemleri hesaba katarak bunun üzerinden çözüm önerileri sunmam›z gerekir. Soyut ça¤r›lar, soyut reçeteler kitleler için bir anlam ifade etmez. Evet devrimin bizler için güncel bir durum oldu¤u do¤rudur. Ama genifl y›¤›nlar için bu do¤ru bugün güncel bir sorun de¤ildir. Evet kitleler sisteme tepki duyuyor; sistemden hoflnutsuz. Ama bu hoflnutsuzlu¤un bizim kanallar›m›za akmad›¤› da aç›kt›r. O halde devrimin bu nesnel ordusunu örgütlü

içinde alg›lan›rsa, anlafl›l›r ve kavran›r. Darbecilik olarak uç veren tasfiyecili¤in ve her türden kaçk›nl›¤›n artt›¤› bir süreçte, ikinci ola¤anüstü müdahale do¤ru ve yerinde bir müdahaleydi, hatta gecikmifl olarak bile de¤erlendirilebilir. Soldan ve sa¤dan darbelenmek istenen partinin, ilkeleri üzerinde yeniden aya¤a do¤rulma çabas› olumlu ve devrimciydi. Kafa kar›fl›kl›¤›n›n önemli oranda artt›¤›, “ucuz kahramanlar›n”, pusulas› kayan “önderlerin” ço¤ald›¤›, devrim-parti ve önderlik noktas›nda bilincin k›r›ld›¤›, güvensizli¤in geliflti¤i bir süreçte at›lan ad›mlar olumludur. Sars›lan-zedelenen sayg›nl›¤›n s›n›f savafl›m› içinde yeniden tesis edilmesi öncü bir güç aç›s›ndan yaflamsal önemdedir. Manevi sayg›nl›¤› zedelenen ve otoritesi k›r›lan s›n›f hareketinin politik bir güç olmas› beklenemez. Önce manevi sayg›nl›k kazan›lmal› ve otorite tesis edilmeliydi, bunda önemli baflar›lar elde etti. Savafl ikliminden uzaklaflan partinin yeniden savafl iklimine sokulma ad›mlar› cesaretliydi. S›n›f savafl›m›nda yeniden mevzilenmek, yüzünü s›n›f savafl›m›na dönmek savaflç› bir partinin kaybetti¤i de¤erlere yeniden kavuflmas›yd›. ‹kinci ola¤anüstü süreçteki gerilla faaliyet alan› böyle de¤erlendirildi. “1996 y›l› sonras›nda süreklili¤i sa¤lanm›fl

bir güce dönüfltürmenin yolu, çeliflkileri ve öncelikleri do¤ru tespit etmekten ve her çeflit mücadele arac›l›¤›yla bu do¤rular üzerinde yo¤unlaflmaktan geçer. Daha da somutlarsak bugün yaflanan iflsizlik, yoksulluk, haks›z savafl k›flk›rt›c›l›¤› genifl kitleler için güncel bir sorundur. Bu güncel sorun üzerine yürütece¤imiz ajitasyon, ataca¤›m›z her pratik ad›m bizi kitlelere daha çok yak›nlaflt›r›r. Bu yak›nlaflt›rma üzerinde, ortaya ç›kan bu sonuçlar›n nedenlerini, çözüm perspektiflerini kitlelere anlatmam›z hem daha kolaylafl›r, hem de anlafl›l›r. Unutmamak gerekir ki, kitlelerin bilinç düzeyindeki geliflmeler somutluk ve pratik hareket üzerinde olur. Soyut ça¤r›lar, soyut sosyalizm ve devrim propagandas› kitleler için b›kt›r›c›; yapan militan için ise yorucu olur. Sonuç ise bir hiç.

gerilla savafl› için gerçeklefltirilen çal›flmalar belirlenen görevlerde kitlenin haz›rlanmas› görevi d›fl›nda di¤erleri gerçekleflmifltir.”, “Alanda yakalanan olumlu ivme bir üst aflamaya s›çrat›lamam›fl” ancak alan özgülünde savaflç›l›¤›n, militanl›¤›n feda ruhunun önemli oranda ad›na uygun tarzda kuflan›ld›¤› dönem olmufltur, ikinci ola¤anüstü yönelim. Bu görülmeli ve kavranmal›d›r. Bedel ödeme ve bedel ödetme bilincinin güçlendirildi¤i, halk ordusunun hesap sorma gelene¤inin yeniden tesis edildi¤i dönem olmufltur ikinci ola¤anüstü süreç. ‹kinci ola¤anüstü yönelim, gençlik alan›nda, gerilla alan›nda, iflçi s›n›f› faaliyetinde, yay›n alan›nda, enternasyonal alanda at›lan olumlu ad›mlar›n süreklilefltirilememesidir, ikinci ola¤anüstü yönelimde istisnas›z her alanda ileriye yönelik olumlu ad›mlar at›lmaya çal›fl›ld›, ancak süreklileflemedi. S›n›f savafl›m›nda elde edilen bilgiler tecrübeler kesintiye u¤rad›, önderlik kesintiye u¤rad›. Yedinci süreç, geçmifl sürecin olumluluklar›n› kuflanarak, olumsuzluklar›n› giderme ve eksikliklerini tamamlama göreviyle yükümlendirildi. Görev nedir? Olumluluklar›m›z› abartmadan her alanda faaliyetin süreklilik kazanmas›d›r. Bu görev bugün bizlerin omuzlar›ndad›r. Göreve sar›lal›m.


31 Ocak-13 Şubat 2003

1

16

Kürt ulusal hareketi nereye gidiyor?! Bugün özellikle Ulusal Hareket nezdinde yaflanan geliflmeler, mu¤lakl›klar tafl›makla birlikte, soruna s›n›fsal pencereden; Proletarya Partisi’nin ve Kaypakkaya’n›n ortaya koydu¤u perspektifle yaklafl›ld›¤›nda belli netlikler tafl›maktad›r. PKK/KADEK ulusal devrimci geçmiflten, ulusal reformist zemine kaym›flt›r. Ki bu bir süreç sonucudur. Ve bu sürece damgas›n› vuran özellik burjuva milliyetçili¤idir. ABD/KADEK GÖRÜfiTÜ ‹DD‹ASI Son haftalarda ABD’nin Irak’a yönelik sald›rganl›¤›nda Türkiye kamuoyunu önemli derecede meflgul eden geliflmeler yafland›. Bu geliflmeler içerisinde en fazla ön plana ç›kart›lan ise ABD ile PKK/KADEK görüflmesi oldu. Gazeteci Can Dündar’›n gündeme getirdi¤i ve ard›ndan misyonu belli Do¤u Perinçek’in üzerine hararetle at›ld›¤› (Daha öncesinden de deli saçmas› oldu¤u belli olan ve bir merkezden yönlendirildi¤i aç›k olan iddialar› olmufltu) ve “katk›” sundu¤u bu geliflmeler, devrimci hareket için de¤erlendirmeye muhtaçt›r. Yaflanan bu geliflmelerden sonra, yap›ld›¤› iddia edilen görüflmenin “iki taraf›” da böyle bir görüflmenin yap›lmad›¤›n› ileri sürdüler. Özellikle ABD, büyükelçisi arac›l›¤›yla ‘dikkate de¤er bir tarzda’ bu görüflmeyi yalanlad›… fiu bir gerçek ki Ortado¤u’da politika yapmak zordur. Bugün neredeyse at iziyle it izinin birbirine kar›flt›¤› bir süreçten geçiyoruz. Bu nedenle ad›mlar at›l›rken dikkatli at›lmal›, söylenenler dikkatli söylenmelidir. Ortada PKK ile ABD’nin görüfltü¤üne ve ABD’nin Irak sald›r›s›nda ve gelecekte KADEK’e bölgede bir misyon biçti¤ine dair belgeler yay›nlan›yor. Bu belgelerden bir tanesi de PKK Baflkanl›k Konseyi ad›na Mustafa Karasu’nun 21 Ocak 2002 tarihinde yaz›ld›¤› söylenen bir mektup. Bu mektupta “ABD’nin Irak’a müdahalesi hem dost hem de düflman durumunda bulunan rejimlerin afl›lmas›n›n olana¤›n› yaratacakt›r” denilerek “bölgede bekledi¤imiz

böylesi bir geliflme en baflta Kürt halk›n›n yarar›na sonuçlar do¤uracakt›r”…. “PKK yukar›da belirtti¤imiz çerçevede yaflanacak geliflmelerde, uluslararas› toplulukla birlikte ortak tutum içine girecektir. Demokratik rejimlerin kurulmas› için ABD ve AB ile

yürütülecek imha savafl›na hem de Kuzey Irak’a girme plan›na kamuoyundan onay al›nm›fl olacak!” (Ankara savaflacak ‘iç düflman’ ar›yor. 21 Ocak 2003 Sal› Özgür Gündem Editörden) Gerçek kendisini o kadar dayat›yor ki; konunun

reformistler sürece büyük payeler biçiyorlard›. Tarihi ad›mlardan bahsediyorlard›. “Demokratik Özgür Birliktelik” çizgisi ad› alt›na reformistler bugün kendileri için yararl› olan fleyi istiyorlard› ve kitleleri de bu istekleri do¤rultusunda flekillendirmeye çal›fl›yorlar-

her alanda kal›c› iflbirli¤ine önem verecektir. Bu do¤rultudaki kal›c› iflbirli¤ini kendisi için esas alacakt›r” ifadeleri yer al›yor. Baz› çevreler bu ifadelerden hareketle TC’yi uyar›yorlar; PKK ile ABD’nin iflbirli¤i içerisinde oldu¤una dair. Öte yandan hakl› olarak Kürtlerden buna tepkiler de geliyor. fiu aç›klama bu tepkiye karfl› yaz›lan yerinde bir ifadedir: “Tüm bunlar kapsaml› bir plan›n parçalar›. Plan ise flu: Kamuoyunda ABD ve savafl karfl›tl›¤›n›n yükseldi¤i bir süreçte KADEK; ABD’nin gelifltirdi¤i Irak plan›n›n bir parças›/taraftar› olarak gösterilecek. Bu ortamda kamuoyunun KADEK’e tepki duymas› sa¤lanacak, böylece hem

muhatab› KADEK Baflkanl›k Konseyi Üyesi Mustafa Karasu da benzer ifadelerde bulunuyor. “ABD ile iliflkide oldu¤umuz iddias›n›n bu süreçte ortaya at›lmas›n› hareketimize karfl› yöneltilmifl bir provokasyon olarak görüyoruz. Bunu hareketimiz üzerinde yürütülen komplonun bir parças› olarak de¤erlendiriyoruz. Anlafl›l›yor ki, Irak’a bir hareket oldu¤unda bize karfl› da çeflitli güçlerin içinde yer alaca¤› bir sald›r› planlanmaktad›r.” (Özgür Gündem. 27 Ocak 203) deme ihtiyac›n› duyuyor. Asl›nda bu yaflananlar› önceden görebilmek için kahin olmak gerekmiyor. Ancak gözleri kör olan ya da reformizme demir atanlar bunu görmeyebilirdi. Burjuva milliyetçi

d›. Tüm politikalar›, pratik eylemlilikleri bu temel mant›k üzerine kurulmufltu. Ancak gelinen aflamada gelifltirdikleri “çözümün çözüm olmad›¤›” a盤a ç›kmaktad›r. Kürt hareketi bir ayr›m noktas›ndad›r. Kendisine yönelik çok aç›k ve net bir yaklafl›m bulunmaktad›r. Bu yaklafl›m TC’nin bildik imhac› ve inkarc› yaklafl›m›d›r. F‹L‹ST‹N SENARYOSU IRAK KÜRD‹STANI’NDA SAHNELENMEK ‹STEN‹YOR Nitekim gazetemizin 316 Ocak 2003 tarihli ‹flçi köylü’den köflemizde flu tehlikeyi ve gerçekli¤i ifade etmifltik. “Böylelikle flu aç›k bir biçimde ortaya ç›k-

m›fl bulunmaktad›r. Türkiye bu savaflta etkin bir politika izleyecektir. Bu etkin politikas›n› da özellikle “Türkiye’nin uzun vadeli ç›karlar› aç›s›ndan, ‘Kürt meselesi’ üzerinden, Kürt tehdidini dillendirerek kendi sald›rganl›¤›n› ve emperyalizmin ufla¤› olma misyonunu gizlemek isteyecektir. Nitekim bu yönlü aç›klamalar yap›l›yor. Faflist Kemalist Diktatörlük Irak Kürdistan›’ndaki bir Kürt devleti oluflumunu bile ‘savafl sebebi’ sayaca¤›n› ifade etmektedir. Faflist Kemalist Diktatörlük emperyalist ç›karlar›n maflas› olma misyonunu bu tehlikeyi gerekçe göstererek yerine getirecektir. Bu bahaneyle kesinlikle bir Kürt devletinin ortaya ç›kmas›na izin vermeyecek, s›n›ra askeri güç ve malzeme konumland›r›lacak ve yine bu bahaneyle savafl an›nda ise gelebilecek tehlikeler s›n›r›n ötesinde karfl›lanacak ve orada denetlenecektir. K›sacas› bölgedeki savafl›n aktif bir bilefleni olacakt›r. TC Irak Kürdistan›’n› iflgal edecek, bu iflgali süreklilefltirecek ve bunu Irak’›n yeniden flekillendirilmesi plan›nda daha etkin söz ve karar sahibi olmada etkili bir politik ve askeri koz olarak kullanacakt›r. Ve hiç kuflkusuz bunu da devletin ‘milli ç›kar’lar› için yapt›¤›n›n propagandas›n› yapacakt›r. Uygulanan senaryo ABD-‹srail ortak yap›m›d›r ve bu oyunda TC’ye baflrol verilmektedir. Bu senaryo daha önceden ABD taraf›ndan ‹srail arac›l›¤›yla Filistin’de uygulanm›flt›r. Bugün genelde Irak’ta özelde ise Irak Kürdistan›’nda Kürt halk› üzerinden kimilerinin ‘demokratik cumhuriyet’ söylemleri eflli¤inde bu senaryo yeniden sahne-

lenmektedir. Bu oyunda TC d›fl›nda Talabani ve Barzani’ye rol verildi¤i anlafl›l›yor. Bölgedeki di¤er Kürt gruplar›n›n nas›l bir rolde oynayaca¤›n› ise zaman gösterecek….” Nitekim gelinen aflamada yaflan›lanlar ve yap›lan aç›klamalar bizleri do¤rular niteliktedir. Ortada bir “bar›fl” durumu yokken ve TC her zamanki imhac› ve inkarc› prati¤ine devam ederken (son olarak Lice’de yaflananlar ve 12 gerillan›n katledilmesi sadece bir örnektir) artan ABD ve hiç kuflkusuz ki TC sald›rganl›¤›na yönelik “bizi savafla zorluyorlar” söylemi yeterli ve ikna edici bir söylem de¤ildir. Olsa olsa koflullar›n gerçe¤in dayatmas›n›n yal›n bir ifadesidir. H‹ÇB‹R “BÜYÜK GÜÇ” KÜRT HALKINA ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRAS‹ GET‹REMEZ Herfleyden önce flu net olarak ortaya konulmal›d›r. ABD’nin bölgeye müdahalesi bar›fl, ya da “rejimlerin demokratiklefltirilmesi” amac›n› tafl›mamaktad›r. Bunun böyle olmad›¤›n› dünya halklar›n›n büyük bir bölümü görüyor. TC’nin ise olas› bir Irak sald›r›s›nda görev almas› bölgede “terörizmin” kökünü kaz›mak ad›na yap›lacakt›r. Bu bir yan›yla TC’nin Kürtler üzerinde milli politikas›yken öte yandan, TC’nin Irak sald›r›s›nda yer almas›n›n gerekçesi yap›lacakt›r. Böylelikle TC bir taflla iki kufl vurmay› hedeflemektedir. At›lan bu ad›mlar›n ABD aç›s›ndan anlam› TC’nin sald›r›ya kat›lmama ihtimalinin s›f›ra indirgenmesi ve öte yandan bölgede “yeni” müttefiklerin elde edilmesidir.


17

1

KADEK aç›s›ndan ise bu durumu bölgede oynanan rolde etkinlik kurma çabas› olarak de¤erlendirmek gerekiyor. Bu bir yan›yla gayet do¤al bir durumdur ve bu haliyle anlafl›labilirdir. Ancak varoldu¤u söylenen iflbirli¤inde ve görüflmelerin içeri¤inde iddia edildi¤i gibi bir gerçeklik pay› varsa flunu hiç çekinmeden ifade edebiliriz. Böylesi bir “ittifak” Kürtlere yarardan çok zarar getirir ve bunu da en iyi Kürtler bilir. Çünkü bu durum kendi tarihlerinde kötü ünlü örnekleriyle oldukça sabittir. Kürt halk›n›n isyanlar, kahramanl›klar, ihanetler ve ac›larla dolu tarihi ortadad›r. Hiçbir “büyük güç” Kürt halk›na özgürlük, ba¤›ms›zl›k ve demokrasi getirmemifltir… Bu görülmeli ve bilinmelidir. Böylesi bir görüflmenin oldu¤u görüflmenin taraflar› taraf›ndan yalanlan›yor. Ki hemen belirtelim bizim burada tart›flt›¤›m›z görüflmenin yap›l›p yap›lmamas› de¤il, yap›ld›¤› söylenen görüflmede ileriye sürülen, ifade edilenlerin do¤ru olup olmad›¤›d›r. fiu bir gerçek ki ABD emperyalizminin bu görüflmeyi yalanlamas› çok bir anlam ifade etmiyor. Çünkü baflka pratiklerinde bir yandan baz› örgütleri “terörist” olarak gördü¤ünü ifade ederken öte yandan görüflmeler yapt›¤› biliniyor. Nitekim ABD’de KADEK’i “terörist” örgütler listesine alm›flt›. Burada önemli olan Kürt Ulusal Hareketinin tavr›d›r. ‹fade edilen, böyle bir iliflkileniflin olmad›¤›d›r. E¤er gerçekten böyle ise bu olumluluktur. Ancak Kürt Ulusal Hareketi’nin bu konuda flüphelere yer b›rak-

mayacak bir pratik tav›r tak›nmas› gerekmektedir. Bu pratik tavr› da “savafl k›flk›rt›c›l›¤›” olarak adland›rmak büyük bir yan›lg›d›r. Unutmamak gerekir ki Kürt Ulusal Mücadelesi bugünlere silahl› mücadele ile gelmifltir. Bugün Kürt ulusunda bir ulusal bilinçten söz ediliyorsa, bunda silahl› mücadelenin yads›namaz bir yeri vard›r. Silahl› mücadeleyi savunmak ve bunda ›srarl› olmak olsa olsa, iflah olmaz reformistleri k›zd›r›r. Reformizm, Kürt Ulusal sorununun çözümünü sa¤layamaz. Faflizm, bu soruna çözüm getirmez, getiremez. Kürt Ulusal Hareketi “bar›fl” ad› alt›nda “Demokratik Özgür Birlik” çizgisi ad› alt›nda teslimiyeti dayat›yor. Bugün de bu görüflmelerin yap›ld›¤› ileriye sürülüyor. Kör göze parmak sokarcas›na aç›k olan bu geliflmelerin tek bir izah› var. Dayat›lan ve istenen koflulsuz bir teslimiyet. Yaflananlar o kadar

sel olarak sistemle bütünlefltirmeyi, onun bir parças› haline getirmeyi hedeflemektedir ki yap›lan da budur. Bu bir çürütme politikas›d›r. ULUSAL HAREKET BÖYLES‹ GÖRÜfiMELER YAPAB‹L‹R. BU N‹YET SORUNU DE⁄‹L,SINIFSAL B‹R OLGUDUR fiunu unutmamak gerekir ki Ulusal Hareket, s›n›fsal karakteri gere¤i bu tür iliflkilere girmeye yatk›nd›r ve bunda flafl›lacak bir fley yoktur. Ulusal hareketlerin genel e¤iliminin ayr› devlet kurmak oldu¤unu, ama, içinde bulunulan konjonktürel ve yerel nedenlerle her zaman ayr› devlet kurmak ile sonuçlanmayaca¤› gibi, ulusal burjuvazi flimdi KADEK’in yapt›¤› gibi, dil üzerinde yasa¤›n kalkmas›, Kürtçe e¤itimin verilmesi, Kürt ulusal kültürü üzerindeki bask›lar›n ve yasaklar›n kalkmas›, Kürtçe bas›n-

31 Ocak-13 Şubat 2003

“çat›” alt›nda “kardeflçe” birlikte kal›nabilece¤ini gündeme getirmifltir. Kürt ulusal burjuvazisinin bu istemleri, onun ayr› devlet kurma iste¤inden vazgeçti¤ini ya da böyle bir e¤ilim içinde olmad›¤›n› göstermez. Uluslararas› ve ülkedeki koflullar ve güçler dengesi buna elveriflli oldu¤unda, Kürt ulusal burjuvazisi biran önce ayr›l›¤›, ayr› devlet kurmay› dayatacak ve bu e¤ilimini aç›ktan dile getirecektir. GEL‹fiMELER ULUSAL SORUNUN ÇÖZÜM ADRES‹N‹ B‹R KEZ DAHA GÖSTER‹YOR Proletarya Partisi, PKK’nin ard›l› KADEK’in bu özelliklerini sürekli belirtegelmifl, sahip oldu¤u niteli¤i gere¤i ve hatta, e¤er kendi istemleri do¤rultusunda, yerel ve konjonktürel geliflmelerden yararlanmak isteyebilir ve bu istek böylesi güçlerle ve devlet-

dünyada ve en yak›n›m›z olan Irak ve ‹ran’daki Kürt ulusal hareketlerinin tarihi incelendi¤inde, bunun örnekleri rahatl›kla görülecektir. Fazla uza¤a gitmeye de gerek yok. Irak Kürt ulusal hareketinin flu andaki durumunu gözönünde bulundurmak bile yeterlidir. Bilindi¤i gibi, (her ne kadar bu kavram baz›lar›nca eskimifl olarak görülse de) ça¤›m›zda, yani emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda, ulusal sorunun çözümü proletaryan›n omuzlar›na binmifltir. Ezilen ulus burjuvazisi bu sorunu çözemez, k›smi “iyileflmeler” baflar›lsa da bu, kal›c› olmaktan öte, her zaman ezen ulusun zulmüne maruz kalacakt›r. Irak ve ‹ran’daki yer yer “otonom çözüm”leri buna örnektir. Egemen ulus egemen s›n›flar›, ezilen ulus burjuvazisini ve halk›n› sürekli ezecek ve ona zulüm uygulayacakt›r. Ya da bugün kabul etti¤i baz› k›smi ulusal haklar› yar›n geri alacakt›r. Irak’ta, Filistin’de oldu¤u gibi. Öte yandan ezilen ulus burjuvazisi çözümü sürekli emperyalistlerden bekler ve s›rt›n› onlara dayamaya çal›fl›r. Bugün Irak Kürt ulusal hareketi buna örnek oldu¤u gibi, KADEK de çözümü emperyalist devletlerden beklemektedir ve bunu saklamamaktad›r. Kürt, Türk ve di¤er az›nl›k uluslardan Türkiye ve T. Kürdistan› proletaryas› ise, emperyalizmin ulusal sorunu çözmek yerine, soruna kendi emperyalist ç›karlar› aç›s›ndan yaklaflarak, halklar› ve uluslar› birbirine düflman ettirerek, s›n›rlar› kendi ç›karlar› do¤rultusunda çizdi¤ini iyi bil-

Uygulanan senaryo ABD-‹srail ortak yap›m›d›r ve bu oyunda TC’ye baflrol verilmektedir. Bu senaryo daha önceden ABD taraf›ndan ‹srail arac›l›¤›yla Filistin’de uygulanm›flt›r. Bugün genelde Irak’ta özelde ise Irak Kürdistan›’nda Kürt halk› üzerinden kimilerinin “demokratik cumhuriyet” söylemleri eflli¤inde bu senaryo yeniden sahnelenmektedir. aç›k ve net. Türkiye’nin Irak sald›r›s›nda Kürt ulusal mücadelesi gerekçe gösteriliyor. Bunun zemini haz›rlan›yor. Bunun için Kürt kurumlar›n›n yasal zeminde siyaset yapmas› dahi engelleniyor. Buna ra¤men hala ‘özgür birliktelik’ten, ‘bar›fl’tan söz ediliyor. Tüm bu haz›rl›klar›n hedefi ve amac› belli. Ortada bu nesnel gerçek varken, halen kitleleri yan›lt›c› belirlemelerde ›srarl› olmak Kürt halk›n› faflizme karfl› silahs›zland›rmakt›r. Canl› ve diri olan herfleyi yok etmeyi, düflün-

yay›n üzerindeki bask› ve yasaklar›n kalkmas› vb...de diyebilir. Kürt ulusal hareketi, ilk ortaya ç›k›fl›nda “ayr›lma” istemini dile getirmesine karfl›n, özellikle 1990’dan itibaren böyle bir istemden söz etmemifl, ulusal hareketin amac›n› Kürt kimli¤inin tan›nmas›na indirgemifltir. Türk devleti ile “bir arada” kalabilece¤ini, ayr›l›¤a “karfl›” oldu¤unu ve gelinen aflamada ise “Demokratik Cumhuriyet” anlay›fl› ile ayn›

lerle böyle bir iliflki içine girmeye yatk›nd›r ve girebilir anlay›fl›nda olmufltur. Çünkü, onun s›n›fsal niteli¤i böyle bir iliflkiyi reddedecek durumda de¤il, tersine bu tür iliflkilere aç›kt›r. Ve elbette böyle bir iliflki gündeme geldi¤inde, KADEK Kürt halk›na “Kürt kimli¤i” için “Demokratik Cumhuriyet” için bölgedeki “rejimlerin demokratiklefltirilmesi” için bunun zorunlu oldu¤unu anlatacakt›r. Bu saptamalar›m›z, bugün bir varsay›m olsa da,

mektedir. Yine tarihte Kürt ulusunun dört parçaya bölünmesinde, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk›n›n çi¤nenmesinde bafl rolü oynad›¤›n› ve bu nedenlerle de emperyalizmin hiçbir çözümünü kabul etmeyece¤ini ilan etmektedir. Özellikle ezilen ulus mensubu emekçileri bu konuda sürekli uyarmakta ve emperyalist çözüme karfl› mücadele etmeleri gerekti¤inin ça¤r›s›n› yapmaktad›r. Proletaryan›n ulusal sorunda çözümü

net ve berrakt›r, demokratiktir: “Marksist Leninist hareketin demokratik halk diktatörlü¤ü sisteminde ulusal soruna getirece¤i çözüm fludur: Demokratik halk diktatörlü¤ü sisteminde bütün uluslar›n ve dillerin tam eflitli¤i garanti edilecektir. Hiçbir zorunlu dil tan›nmayacak, halka bütün yerli dillerin ö¤retildi¤i okullar sa¤lanacakt›r. Halk devletinin anayasas›, her hangi bir ulusun, her hangi bir ayr›cal›¤a sahip olmas›n› ve ulusal az›nl›¤›n haklar›na her hangi bir tecavüzü kesinlikle yasaklayacakt›r. Her ulusa kendi kaderini tayin etme hakk› tan›nacakt›r. Bütün bunlar›n gerçekleflmesi için, özellikle yayg›n bölgesel özerklik ve tamamen demokratik yerel kendi kendine yönetim gereklidir. Bu özerk ve kendi kendini yöneten bölgelerin s›n›rlar› ekonomik ve toplumsal koflullar, nüfusun ulusal bileflimi vb. temeli üzerinde bizzat yerel nüfus taraf›ndan belirlenecektir.” Sonuç olarak bugün özellikle Ulusal Hareket nezdinde yaflanan geliflmeler, mu¤lakl›klar tafl›makla birlikte, soruna s›n›fsal pencereden; Proletarya Partisi’nin ve Kaypakkaya’n›n ortaya koydu¤u perspektifle yaklafl›ld›¤›nda belli netlikler tafl›maktad›r. PKK/KADEK ulusal devrimci geçmiflten, ulusal reformist zemine kaym›flt›r. Ki bu bir süreç sonucudur. Ve bu sürece damgas›n› vuran özellik burjuva milliyetçili¤idir. Bugün PKK /KADEK hareketine yön veren “‹mral› Manifestosu”nun özü, uluslar›n kendi kaderini tayin hakk›n›n reddidir. ‹ltihakç› ve egemen ulus flovenizmi ile el ele yürümektedir. Ve bugün gelinen aflamada Kürt ulusunun milli zulme karfl› yürüttü¤ü hakl› ve meflru mücadelesine iliflkin tereddütlerin yarat›lmas›na, hakl›l›¤›n›n gölgelenmeye çal›fl›lmas›na ve teslimiyetin Kürt ulusuna dayat›lmas›na karfl› durmak gerekmektedir. Emperyalizmin ve bölge gericili¤inin Kürt sorununa çözümü olmaz. Olsa bile bu çözüm Kürt ulusunun kendi ç›karlar›n› de¤il, emperyalizmin ve bölge gericili¤inin ç›karlar›n› gözetir. Bu görülmelidir.


31 Ocak-13 Şubat 2003

18

1

ONLARA IRAK B‹ZE YAKIN,

‹Z‹N VERMEYECE⁄‹Z ABD savafl haz›rl›klar›n› sürdürürken tüm dünyada ve Türkiye’de anti-emperyalistler bir araya gelerek Irak halk›n›n yaln›z olmad›¤›n›, Saddam diktatörlü¤ünü bahane eden ABD’nin as›l amac›n›n Irak petrollerini ele geçirmek oldu¤unu vurgulad›lar. Türkiye’de birçok ilde yap›lan mitingler ve çeflitli eylemlerde binlerce kifli “ABD üsleri kapat›ls›n”, “ABD askeri olmayaca¤›z” sloganlar›yla emperyalist sald›rganl›¤› protesto ederek örgütlü güçle bu savafl› durdurabileceklerini hayk›rd›lar. ‹STANBUL Emek Platformu 16 Ocak’tan itibaren tüm ülkede yar›m saatlik ifl b›rakma eylemi yapma karar› ald›. Aksaray meydan›nda, KESK ‹stanbul fiubeler Platformunun ve SES Aksaray flubesinin kat›l›m› ile 16 Ocak günü bir bas›n aç›klamas› yap›larak ifl b›rakma eylemi kamuoyuna duyuruldu. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde konuflan KESK Merkez Yürütme Komitesi üyesi Mustafa Avc›, Emek Platformu’nun ifl b›rakma ça¤r›s›n›n önemini vurgulayarak savafl› durdurmak için üretimden gelen güçlerini kullanacaklar›n› söyledi. Ayn› gün Belediye-‹fl 2 No’lu fiube ve Emekli-Sen’e üye emekçiler Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›. * 17 Ocak günü Tepebafl›’ndaki TÜS‹AD binas› önüne gelen Irak’ta Savafla Hay›r Platformu üyeleri, TÜS‹AD Baflkan› Tuncay Özilhan’›n “Türkiye savafla girmeli” yönündeki aç›klamalar›n›n toplumun istekleri ile çeliflti¤ine dikkat çekerek kan üzerinden rant elde etmenin hesaplar›n› yapmamalar›n› istediler. Ellerinde “savafla hay›r” yaz›l› dövizler tafl›yan grup getirdikleri postal ve üniformay› savafl naralar› atan Tuncay Özilhan’a gönderilmek üzere TÜS‹AD binas›na b›rakt›. * D‹SK Baflkanlar Kurulu’nun, Habur S›n›r Kap›s› önünde yapt›¤› eyleme destek veren ‹stanbul’daki D‹SK üyesi iflçiler 23 Ocak’ta Saraçhane Park›’nda bas›n aç›klamas› düzenlediler. “Emperyalist savafla hay›r”, “Amerikan üsleri kapat›ls›n”, “Biji azadiya Irak” yaz›l› dövizlerin tafl›nd›¤› eylemde bas›n metnini okuyan D‹SK ‹stanbul Merkez Temsilcisi Ali Canc› Irak halk›n›n üzerine ya¤an bombalar›n Türkiye’deki halklar için bedeli a¤›r bir fatura olaca¤›n› vurgulad›. * Vicdani Retçiler olas›

bir Irak sald›r›s›na karfl› olduklar›n› ve askere gitmeyeceklerini aç›klad›lar. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde 24 Ocak günü bir bas›n toplant›s› düzenleyen vicdani retçiler hiçbir silahl› kuvvet bünyesinde yer almayacaklar›n›, onlarla hiçbir flekilde iflbirli¤i yapmayacaklar›n› ve savafla kat›lmay› reddettiklerini söyleyerek, herkese kendi vicdan›na sahip ç›kma ça¤r›s› yapt›lar. Bir bombard›man uça¤›n›n içinde ya da alt›nda ölmek istemediklerini dile getiren retçiler, askere gitmedikleri için haklar›nda aç›lacak hiçbir davada savunma yapmayacaklar›n›, mazeret sunmayacaklar›n› ve kendilerine verilecek çürük raporunu kabul etmeyeceklerini söylediler. Vicdani Retçi Mehmet Bal’›n ‹zmir’de tekrar gözalt›na al›nd›¤›n› da hat›rlatarak derhal serbest b›rak›lmas›n› istediler. * E¤itim emekçileri de savafl istemediklerini aç›klad›lar. 24 Ocak’ta Gaziosmanpafla Cumhuriyet Meydan›’nda toplanan e¤itimciler savafl›n demokratik hak ve özgürlüklerin ask›ya al›nmas› anlam›na geldi¤ini ve savafla karfl› olduklar›n› hayk›rd›lar. 40 kiflinin kat›ld›¤› ve “Savafla hay›r, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” pankart›n›n aç›ld›¤› aç›klamada 4 No’lu fiube Baflkan› Ahmet Korkmaz; ABD’nin dün Afganistan’a sald›rd›¤›n›, bugün ise Irak‘ta savafl rüzgarlar› estirmek istedi¤ini söyledi. * ABD sald›rganl›¤›n› protesto eylemlerinden en kitleseli ise 26 Ocak tarihinde “Irak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu” taraf›ndan Beyaz›t Meydan›’nda gerçeklefltirildi. Mitinge birgün kala devletin, kat›l›m› düflürmek için eylemi yasaklad›¤› yönündeki aç›klamalar›na ra¤men, “Irak’ta savafla hay›r” diyen binlerce insan saat 10:30 civar›nda Saraçhane Park› ve Sultanahmet Meydan›’nda toplanmaya bafllad›. Çeflitli

kitle örgütlerinin oluflturdu¤u kortejler saat 12:00’ye do¤ru Beyaz›t Meydan› yönünden yürüyüflü bafllatt›. Yürüyüfl s›ras›nda “Emperyalist savafla hay›r”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Irak’ta Savafla Hay›r” yaz›l› pankart ve dövizler aç›l›rken s›k s›k Irak

Kartal

Malatya halk›n› destekleyen ve emperyalist sald›rganl›¤› protesto eden sloganlar at›ld›. Eylemde E¤itim-Sen, Yol-‹fl, Belediye-‹fl, Deri-ifl vb çeflitli sendikalar da kortejleri ile yerlerini ald›lar. Eyleme ayr›ca ‹HD, TUYAP, ILPS Türkiye Seksiyonu, Özgür-Der, Halkevleri, ESP, Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Kald›raç, Devrimci Demokrasi, Mücadele Birli¤i, Al›nteri, DEHAP, SHP, ÖDP, EMEP, SDP de kat›ld›. Kat›l›m›n yüksek oldu¤u eylemde Beyaz›t Meydan› tamamen doldu. Kitlenin meydana s›¤mamas›na ra¤men polisin sürekli eylem alan›n› dar tutmaya çal›flmas› ve provokatif tutumu nedeniyle k›sa süreli gerginlik yafland›. Polis geri çekilince gerginlik sona erdi. Binlerce insan›n “Emperyalist savafla hay›r” seslerini yükseltti¤i Beyaz›t Meydan›’nda kitlenin coflkusu da di¤er eylemlere oranla daha yüksekti. Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi Türkiye Seksiyonu eyleme “Irak’ta Emperyalist Sald›rganl›¤a karfl› diren ve birlefl” ve “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” yaz›l› pankartlar-

la kat›ld›. Yo¤un olarak ILPS imzal› bildiriler de da¤›t›ld›. KARTAL 18 Ocak 2003 tarihinde Deri-‹fl Tuzla fiubesi önünde biraraya gelen deri iflçileri, mahalle halk›, çeflitli parti ve sendikalar savafla karfl› olduklar›n› yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla kamuoyuna duyurdular. Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Hasan Sonkaya, fiube sekreteri Musa Avyüzen ve Deri-‹fl Genel Baflkan Yard›mc›s› Musa Servi ve TEKS‹F Bak›rköy fiube Baflkan› Çetin Yelken mahalle muhtar› Haydar Avgörür ve çeflitli yöre dernekleri de eyleme destek verdiler. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Musa Avyüzen “emperyalizmin hedefi Ortado¤u petrolüdür. Bafl haydut ABD’yi ve suç ortaklar›n› Irak’a yönelik bu denli sald›rganl›¤a iten Saddam’›n elinde bulundu¤unu iddia ettikleri kimyasal silahlar de¤ildir. Bu sald›rganl›¤a iten bölgenin zenginliklerine hakim olma ç›lg›nl›¤›d›r” dedi. Tuzla Deri-‹fl flube binas›n›n önüne “Savafla Hay›r” pankart› as›ld›¤› s›rada “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Emperyalist savafla hay›r”, “Yaflas›n haklar›n kardeflli¤i” sloganla-

r›yla eylem bitirildi. ANKARA Ankara Savafl Karfl›t› Platformun yapt›¤› ça¤r›yla yaklafl›k 700 kifli ABD Büyükelçili¤i önüne giderek burada ABD sald›rganl›¤›n› protesto ettiler. “ABD askeri olmayaca¤›z. Emperyalizme ve savafla hay›r” yaz›l› pankart arkas›nda yürüyen kitle s›k s›k “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Üsler sökülsün ABD defolsun” sloganlar›n› atarak çeflitli dövizler tafl›d›lar. ‹HD Ankara fiubesi Baflkan› Ender Büyükçulha yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda ABD’nin sahte nedenlerle yapmay› planlad›¤› sald›r›n›n gerçek nedenlerinin petrol ç›karlar› ve dünya devletleri üzerinde egemenlik kurma hayalleri oldu¤unu belirterek, “ülke yöneticilerinin size yan›t› ne olursa olsun, ülkenin gerçek sahibi olan emekçilerin yan›t› hay›rd›r” dedi. Büyükçulha’n›n aç›klamas›n›n ard›ndan üzerinde “ABD Ortado¤u’dan elini çek” yaz›l› siyah çelenk ABD Büyükelçili¤i kap›s›na b›rak›ld›. Eylem sloganlarla sona erdi. * Her Cumartesi 12:30’da Yüksel Caddesi’nde Savafl Karfl›t› Platform taraf›ndan gerçeklefltirilen “Savafla hay›r” eylemi 25 Ocak 2003 tarihinde de yap›ld›. Bas›n aç›klamas›n› ‹HD Ankara fiube Baflkan› Ender Büyükçulha okudu. Ayr›ca bu eylem görsel aç›dan zenginlefltirilerek, ABD’nin yapmak istedi¤i

sald›r›ya karfl› Yüksel Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne kadar kitlenin el ele tutuflmas›yla bar›fl zinciri oluflturuldu. Yaklafl›k olarak 300 kiflinin kat›ld›¤› eyleme ayd›nlar, sanatç›lar, kamu emekçileri, ö¤renciler ve çeflitli DKÖ üye ve yöneticileri de destek verdi. Eylem alk›fl ve sloganlarla sona ererken önümüzdeki günlerde yap›lacak sokak eylemlerine de ça¤r› yap›ld›. ‹ZM‹R 3 Ocak Perflembe günü Genel-‹fl Sendikas› ‹zmir 5 No’lu fiube Üyesi Kent Afi iflçileri Karfl›yaka park›nda toplanarak “Savafla hay›r” dediler. Çevredeki insanlar taraf›ndan da ilgiyle karfl›lanan eylemde “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. sloganlar at›ld›. *‹HD ‹zmir fiubesi, Türkiye havaalanlar›n›n ABD’li haydutlar›n kullan›m›na aç›lmas›n› flube binas› önünde bir bas›n aç›klamas› ile protesto etti. 13 Ocak Pazartesi günü yap›lan aç›klamada AKP hükümeti elefltirilirken 3 Kas›m öncesi söylenen sözler de hükümete hat›rlat›ld›. Yaklafl›k 40 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada “ABD askeri olmayaca¤›z”, “ABD üsleri kapat›ls›n”, “Susma hayk›r savafla hay›r” sloganlar› at›ld›.


19

1 * Emek Platformu ‹zmir Bileflenleri savafla hay›r demek için 16 Ocak günü Konak Meydan›’ndayd›. Emek Platformu dönem sözcüsü Yaflar Gül konuyla ilgili bir bas›n metni okudu. Metinde “Körfez Savafl›’nda oldu¤u gibi mazlum halklar bu savafltan da ma¤lup ç›kacak” diyerek “tepkimizi üretimden gelen gücümüzü kullanarak göstermek için bugün 2 saat ifl b›rakt›k” fleklinde devam etti. Yaklafl›k 300 kifliden oluflan savafl karfl›tlar› “Susma hayk›r savafla hay›r”, “Irak’ta savafla hay›r” vb. sloganlar›n›n ard›ndan aç›klama sona erdi. * Karfl›yaka Savafl Karfl›t› Platform taraf›ndan 18 Ocak günü Karfl›yaka ‹skelesinde “Savafla hay›r” slogan› ile bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. E¤itim-Sen 2 No’lu fiube Baflkan› Galip Güçlü taraf›ndan ortak bir aç›klama yap›ld›. Güçlü bu savafl›n haks›z oldu¤unu belirterek “bunun için herkesi bar›fl› savunmaya ça¤›r›yoruz” dedi. Bir aç›klamada E¤itim-Sen 4 No’lu fiube taraf›ndan Bornova Cumhuriyet Meydan›’nda yap›ld›. Burada toplanan 300 kifli flube baflkan›n›n k›sa bir aç›klamas›n›n ard›ndan sloganlar atarak da¤›ld›lar. * Ege Bölgesi ‹HD flubeleri (Ayd›n, Mu¤la, ‹zmir) ‹zmir flube binas›nda savafl› protesto etmek için bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. 18 Ocak Cumartesi günü saat 12:00’de yap›lan aç›klamada milyonlarca insan›n açl›kla bo¤ufltu¤u, her y›l 3 milyon insan›n açl›ktan öldü¤ü 2002 y›l›ndaki çat›flmalarda emperyalistlerin ba¤lant›l› oldu¤u olaylarda 7 milyon insan›n öldü¤ü belirtilerek özellikle savafl gündemde tutularak F tipi tabutluklar›n gözden uzak tutulmaya çal›fl›ld›¤›na de¤inildi. MERS‹N 25 Ocak’ta yap›lan mitinge onbinin üzerinde kitle kat›l›m gösterdi. Mersin Emek Platformu taraf›ndan düzenlenen miting saat 11:30’da devlet hastanesi önünde bafllad›. Sendikalar›n, derneklerin, çeflitli demokratik kitle örgütlerinin yan›s›ra devrimci ve sosyalist bas›n da pankartlar›yla kat›ld›. Bunlar›n yan›s›ra mitinge siyasi partiler de kat›l›m gösterirken, bunlar›n içinde en yo¤un kat›l›m HADEP’indi. Yürüyüfl Metropol miting alan›nda tamamland›¤›nda gündeme iliflkin çeflitli konuflmalar yap›ld›. ‹lk konuflmay› Mersin Tabip Odas› ad›na Nejdet Tamamo¤ullar› yapt›. Sendikalar ad›na konuflma yapmak için kürsüye Kamu-Sen’den Muharrem Köse geldi. Ard›ndan TMMOB ad›na Zehra Korkmaz konuflma yapt›ktan sonra son konuflmay› Emek Platformu dönem sözcüsü Abbas Koluaç›k yapt›. Yap›lan konuflmalar›n ard›ndan Grup Karar Veren savafltan sonra bir askerin yaflad›¤› psikolojik bunal›m› anlatan k›sa bir skeç oynad›. Ard›ndan yine grubun söyledi¤i parçalarla halaylar çekilerek miting bitirildi. “Emperyalist Sald›rganl›¤a ‹zin Vermeyece¤iz” yaz›l› Parti-

zan pankart›yla, “Onlara Irak Bize Yak›n ‹zin Vermeyece¤iz” yaz›l› Yeni Demokrat Gençlik pankart›yla ve ‹flçi Köylü pankart›yla kat›lan gazetemiz okurlar› sloganlar›yla mitinge kat›ld›lar. * Saat 12:00’de Mersin Tafl binan›n önünde kitlesel bir bas›n aç›klamas› yapan Emek Platformu yapt›¤› ba-

manda kitlesel bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. MALATYA Emek Platformu bileflenleri saat 12:00’de Malatya Postanesi önüne gelerek bir bas›n aç›klamas› düzenledi. Bas›n metnini KESK fiubeler Platformu ve Emek Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin K›n›k okudu. K›n›k “Bu savafl evlerimizden, televizyonlar›m›zdan izleyece¤i-

31 Ocak-13 Şubat 2003 Platform” pankart›, arkas›nda sendikalar, siyasi partiler, dernekler ve devrimci bas›n yürüdü. Yürüyüfle ayr›ca Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi de “Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi ILPS” pankart›yla “Emperyalizm ka¤›ttan kapland›r”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i, kahrolsun ABD emperyalizmi” vb dövizleriyle kat›ld›lar. Emeksiz

26 Ocak’ta savafla hay›r mitinginde Tuzla deri iflçileri de sloganlar› ile yer ald›. s›n aç›klamas›nda ”Bu savafl Irak’ta, ülkemizde ve Ortado¤u’da sivillerin ölmesi demektir. Bu savafla raz› de¤iliz, ölüme raz› de¤iliz” dedi. Aç›klamay› Emek Platformu ad›na Dönem Sözcüsü Abbas Koluaç›k yapt›. * Tarsus’ta 18 Ocak’ta Emek Platformu’nun düzenledi¤i “Emperyalist savafla hay›r” mitingine yaklafl›k 2000 kifli kat›ld›. Klopatra kap›s›n›n önünde, saat 11:00’de bafllayan mitingde Cumhuriyet alan›na do¤ru yürüyüfl bafllad›. Cumhuriyet alan›nda bir konuflma yapan E¤itim-Sen fiube Baflkan› Cuma Erce “Halk›m›z bu savafla ortak olmayacakt›r. Bu savafltan kimin menfaati varsa buyursun onlar savafls›n” dedi. Mitingde ÖDP, E¤itim-Sen, DEHAP, TKP, EMEP, KESK’e ba¤l› sendikalar ve gazetemiz ‹flçi-köylü pankart› aç›ld›. * ‹stanbul’dan yola ç›kan bar›fl treni 24 Ocak’ta Adana’ya geldi. Sabah 8:30’da karfl›lanan heyetle birlikte ‹ncirlik Üssü’ne gidilerek bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda Türkiye’deki üslerin savaflta kullan›lmamas›na de¤inilerek savafl›n istenmedi¤i bir kez daha vurguland›. Slogan atarak da¤›lan kitle, heyeti Mersin’e u¤urlad›. 14:30’da Mersin’de heyet karfl›land›. Heyet Emek Platformu ile postane önüne giderek bar›fl için toplanan imzalar› meclise fakslad›lar. Daha sonra hep beraber liman önüne sloganlar eflli¤inde yürünerek li-

miz bir savafl olmayacak. Bu savafl ekme¤imizi, afl›m›z› küçültecek, yeni krizler yaratacakt›r. Bu savafl Irak’ta ülkemizde ve Ortado¤u’da sivillerin ölmesi demektir” dedi. * Yine Malatya’da 18 Ocak tarihinde saat 14:30’da Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Giriflimi savafl karfl›t› bas›n aç›klamas› düzenlendi. Dernek önünden kortej oluflturarak yürüyüfle geçen kitle Malatya Postanesi önüne kadar “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaflas›n ba¤›ms›z demokratik Türkiye” vb. sloganlar›yla yürüdü. * Malatya Savafl Karfl›t› Platform ABD’nin Irak’a yapaca¤› sald›r›y› protesto etmek amac›yla 2024 Ocak 2003 tarihleri aras›nda imza standlar› açt›. Malatya Postanesi, Akp›nar Özel ‹dare ‹fl Merkezi ve Emeksiz Kavfla¤›’nda “Savafla hay›r” pankartlar›yla aç›lan standlara halk yo¤un ilgi gösterirken 4 günde toplanan 31 bin imza TBMM’ye, Baflbakanl›¤a ve Cumhurbaflkanl›¤›na gönderilecek. Toplanan imzalardan sonra 24 Ocak 2003 tarihinde postane önündeki standta saat 16:00’da bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas› at›lan “Kahrolsun ABD emperyalizmi” slogan›yla son buldu. * Malatya Savafl Karfl›t› Platformunun 25 Ocak 2003 tarihinde düzenledi¤i “Savafla Hay›r” mitingine yaklafl›k 2000 kifli kat›ld›. Mitinge kat›lan kitle Ofis’in önünde toplan›rken en önde “Savafla Hay›r Malatya Savafl Karfl›t›

kavfla¤›nda polis barikat›na gelindi¤inde polis ILPS isminin platformda olmad›¤›n› söyleyerek pankarta ve dövizlere el koymak istedi. Tertip Komitesinin ve bizlerin müdahalesine ra¤men pankart ve dövizler alana al›nmak istenmedi. Bu arada Malatya Gençlik Derne¤i, Hak-Der ve ILPS pankart› arkas›nda yürüyen kitle pankart ve dövizlerin alana al›nmamas›n› protesto ederek oturma eylemi yapt›lar. Oturma eylemiyle pankart›m›z geri al›n›rken dövizlere el konuldu. Alanda Malatya Savafl Karfl›t› Platform Dönem Sözcüsü Nurettin K›n›k, Mazlum-Der Genel Baflkan› Y›lmaz Ensario¤lu, ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü Öndül ile Ankara Savafl Karfl›t› Platform Baflkan› Ayhan Bilgili kitleye hitaben birer konuflma yapt›lar. Mitingde temsili olarak ABD kuklas› yak›ld›. Çocuklar›n mitinge dövizleriyle kat›lmas› ilgi çekerken, tecritle ilgili sloganlar›n at›lmas› da dikkat çekti. Miting saat 15:30’da sona erdi. BURSA 16 Ocak 2003 tarihinde saat 12:00’de Bursa Emek Platformu Santral Garaj Metrosu önünde “Savafla de¤il emekçiye bütçe” sloganlar›yla ABD sald›rganl›¤›n› protesto etti. Emek Platformu’nun merkezi olarak ç›kard›¤› “Savafl kap›m›za dayand›” bafll›¤›n› tafl›yan bildiriyi Bursa Emek Platformu Dönem Sözcüsü E¤itim-Sen fiube Baflkan› Saim Gültekin okudu. Gültekin’in, Emek Platformunun

merkezi olarak 26-27-28 Ocak akflamlar›nda yapaca¤› ›fl›k söndürme eylemine ça¤r› yapmas›n›n ard›ndan bildiri da¤›t›ld›. *Ayr›ca yine Bursa Savafl Karfl›t› Platformu 18 Ocak 2003 tarihinde saat 12:30’da Setbafl›’ndaki Mafel kafe önünde toplanarak, savaflta çekilen resimleri ve “Savafla hay›r” kartlar›n› ellerinde tafl›yarak alk›fllarla Heykel Ulu Cami Postanesine geldiler. Burada Platform ad›na aç›klamay› SDP Bursa ‹l Baflkan› Bülent Çal›k yapt›. * 26 Ocak akflam› yaklafl›k 300 kifli meflalelerle yürüyerek emperyalist sald›rganl›¤› protesto etti. SAMSUN 20 Ocak 2003 günü akflam saatlerinde Cumhuriyet Meydan›’nda toplanan yaklafl›k 500 kifli bir kez daha “savafla hay›r” diye hayk›rd›. Eylemde önce mumlarla “savafla hay›r” yaz›ld›. “ABD Samsun liman›na giremez”, “Amerika defol bu memleket bizim” vb. sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde bas›n metnini platform sözcüsü Bekir Belovac›kl› okudu. Belovac›kl› bu sald›r›n›n tamamen ABD’nin ç›karlar› için oldu¤una dikkat çekti. TOKAT ABD’nin Irak’a yönelik sald›r› haz›rl›klar› tüm Türkiye’de oldu¤u gibi Tokat’ta da çeflitli kurumlar›n kat›ld›¤› bir aç›klama ve imza kampanyas› ile protesto edildi. 11 Ocak 2003 tarihinde Cumhuriyet Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›nda örgütleyici kurumlar›n çeflitli eksiklerine ra¤men Gaziosmanpafla Üniversitesi ö¤rencilerinin de kat›l›m› ile yaklafl›k 300 kifli biraraya geldi. Yap›lan aç›klamada ABD’nin sald›r› planlar›n›n bir insanl›k suçu oldu¤u ve binlerce insan› ölüme mahkum edece¤i üzerinde duruldu. ABD’nin as›l amac›n›n Ortado¤u’ya el atmak oldu¤unun da belirtildi¤i aç›klamada üniversite ö¤rencileri “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Saddam bahane petrol flahane” vb. sloganlar att›lar. AMASYA Yavuz Selim Park›’nda stand açan savafl karfl›tlar› 10 binin üzerinde imza toplad›klar›n› belirterek eylemlerine devam ettiler. Kitle ad›na konuflan E¤itim-Sen fiube Baflkan› Hanife Konar seslerini imza kampanyas› ile duyurmaya çal›flt›klar›n› belirterek imzalar› daha sonra TBMM’ye göndereceklerini duyurdu. ERZ‹NCAN KESK fiubeler Platformu taraf›ndan 26 Ocak’ta Cumhuriyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› aç›klamada s›k s›k anti-emperyalist sloganlar ve tecrit karfl›t› sloganlar at›ld›. HATAY Hatay Savafl Karfl›t› Platformun 26 Ocak’ta düzenled¤i mitinge yaklafl›k 5000 kifli kat›ld›. El ilan› da¤›t›m› yap›ld›¤› s›rada bir ‹HD yöneticisi ve bir At›l›m okuru gözalt›na al›nd› ve mahkemeye dahi ç›kar›lmadan tutukland›.


20

31 Ocak-13 Şubat 2003

1

“Türkiye’de yaflayan halk kendi gücüne güvenmiyor” ✔Ülke ve dünya kamuoyunun en önemli gündemi ABD’nin Irak’a yönelik müdahalesi ve bu konuda yaflanan geliflmelerdir. Ancak bu s›cak gündemin yan›s›ra ülkemizde özellikle Kürt halk› aç›s›ndan önemli geliflmeler ve tart›flmalar yaflanmaktad›r. Abdullah Öcalan 9 haftad›r ailesi ve avukatlar›yla görüfltürülmemektedir. Uygulanan tecritin kald›r›lmas›na yönelik halk tepkilerini ortaya koyarken devlet cephesinden bu konuda ciddi bir ad›m at›lmamakta ve bu da halk›n kayg› ve tepkisi art›rmaktad›r. z›rlanmaktad›r. Irak ve Ortado¤u’ya yönelik gelifltirilen bu politika planlanm›fl bir sald›r›d›r. Tüm bu geliflmeler birbirinden ba¤›ms›z politikalar de¤ildir. Asl›nda alabildi¤ine birbirine ba¤l› politikalard›r. A. Öcalan 9 haftad›r ailesi ve avukatlar›yla görüfltürülmüyor. Bugün gündemleflen tecrit politikas› ‹mral› ile s›n›rl› kalÖcalan üzerinde gelifltirilen tecrit politi- mayarak tüm siyasi yönelik uykas› kamuoyunda tart›fl›l›yor. Niçin bu dö- tutuklulara gulanan sistemli bir polinemde tecrit politikas› uygulan›yor? Tabi s›- tika olmufltur. F tipi cecak savafl›n naralar›n›n at›ld›¤› bir ortamda zaevleriyle bu politika Türkiye’yi de bu savafl›n taraftar› yapma gi- yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Yeni Adalet Bakan› 2-3 ayd›r riflimleri var. Bu giriflimler do¤rultusunda görev yap›yor. Bas›n›n elbette ki bir tak›m gerekçelerin olmas› gere- tecrite iliflkin sordu¤u sorulara verdi¤i yan›tlar kir. oldukça abestir. Dünya - A.Öcalan’a yönelik n›n t›rmand›r›lmas› ve ve Türkiye kamuoyu uygulanan tecrit politi- bunun sonucunda yafla- Abdullah Öcalan’›n 9 kas›n›n amac› nedir? nacaklar›n bir gerekçe haftad›r kimseyle görüflSizce devlet bu süreçte olarak gösterilmesi duru- türülmedi¤ini biliyor. böyle bir politikay› uy- mu. 20-30 y›ld›r yaflanan Adalet Bakan› ise 1 hafgulamaya neden ihtiyaç çat›flmalar› düflündü¤ü- tad›r görüfltürülmedi¤i müzde tekrardan ülkenin biçiminde bir aç›klama duymaktad›r? - Abdullah Öcalan’a belli topraklar›n›n yeni- yapmaktad›r. Asl›nda bu uygulama öz olarak ‹nuygulanan tecrit politika- den bombalanmas›, insan hakk›n›n ihlalidir. s› Türkiye’deki insanlar› sanlar›n yaflad›klar› yerYani siz devlet olarak ciddi anlamda kayg›lan- lerden zorla göç ettirilhukukun üstünlü¤ünü d›rmaktad›r. Sebebine mesi durumlar› yaflansavunacaks›n›z di¤er tagelince ülke oldukça tar- m›flt›r. 2-3 y›ld›r sa¤lanraftan da hukuksuzlu¤u t›flmal› bir ortamda. ‹m- maya çal›fl›lan bir bar›fl üst bir flekilde uygulayaral›’da Öcalan üzerinde ortam› var. Bu ortam›n caks›n›z. ‹ster siyasi olgelifltirilen tecrit politi- zedelenerek, yeniden sun, ister adli olsun cezakas› kamuoyunda tart›fl›- kan ve gözyafl›n›n ak›t›l- evlerinde insana yak›fl›r l›yor. Niçin bu dönemde mas› yönünde bir zihni- kanun ve yönetmelikletecrit politikas› uygulan›- yet tafl›nmaktad›r. Bu rin uygulanmas› gerekir. yor? Tabi s›cak savafl›n hem halk› hem de bizi Öcalan’a uygulanan tecnaralar›n›n at›ld›¤› bir ciddi anlamda kayg›lan- rit, kargafla ve kan ortaortamda Türkiye’yi de d›rmaktad›r. Bu ba¤lam- m›n›n yeniden ç›kmas›n› bu savafl›n taraftar› yap- da efl zamanda Lice’deki isteyen kesimlerin uyguma giriflimleri var. Bu gi- çat›flma gündeme geldi. lad›¤› bir politikad›r. riflimler do¤rultusunda Bu çat›flma da düflündü- A. Öcalan’a yöneelbette ki bir tak›m ge- rücüdür. Yine ABD ile lik uygulanan tecrit porekçelerin olmas› gere- görüflme yap›ld›¤› gün- litikas› öz olarak Kürt kir. Kamuoyunu as›l deme getirildi. Bir tarafta ulusuna yönelik bir salkayg›land›ran konu da ABD 80 bin kiflilik ordu d›r›d›r. Bu sald›r›y› devbudur. Tecrit politikas›- ve silahlarla savafla ha- letin gelenekselleflen im-

✔Di¤er taraftan geçti¤imiz hafta Diyarbak›r’›n Lice ilçesinde yaflanan çat›flma ve devam›nda yaflanan tart›flmalar› ve KADEK yöneticilerinin ABD D›fliflleri Bakan›yla görüflme yap›ld›¤› yönündeki iddialar› da yine ülke kamuoyunu meflgul eden konular aras›nda. Bu konuda yap›lan aç›klamalarla iki taraf da yap›lan görüflmeyi reddetmektedir. Bu tart›flmalar ve gündemler üzerine DEHAP Mersin ‹l Baflkan› Hasan Yurtsever ile görüfltük.

ha ve inkarc› politikas›n›n devam› olarak de¤erlendirebilir miyiz? - Tarihe bakt›¤›m›zda hiçbir fleyin gizli ya da sakl› kalmad›¤›n› görürüz. Örne¤in Cumhuriyet’in kuruluflunda Anadolu halk›n›n birlikte ortak mücadelesi söz konusudur. Türk ve Kürt halk› Cumhuriyet’in kuruluflunun asli unsurlar› olmufltur. Ancak ne yaz›k ki dün ve bugün bakt›¤›m›zda Kürt halk›na yönelik inkar›n ve imhan›n her türlüsü yaflanm›flt›r ve yaflanmaktad›r da. Asl›nda halk›n birbiri ile bir al›p veremezli¤i yoktur. Günün koflullar›ndaki yöneticiler ç›karlar›ndan kaynakl› halk› birbirine düflman etmifllerdir. Halka verilen politika bu ç›karlar›n hayata geçirilmesine yönelik olmufltur. Bu yüzden de halk birbirine düflman edilmifltir. Az önce de belirtti¤im gibi halk›n birbirine düflman olma durumu yoktur. Türkiye’de Türk ve Kürt halk› neden bir arada yaflamas›n ki. Ama ne yaz›k ki var olan anlay›fl biçimi Kürtleri asimile etmek, Kürtleri yok etmek ve inkar etmek üzerine kurulu. Asl›nda bu var olan bir zenginli¤in yok edilmesi siyasetidir. Bu anlay›fl hem bölge halk› aç›s›ndan ciddi bir tehlike iken bugün bu tehlike Ortado¤u halklar›na da s›çramaktad›r. Bugün halk yaflanan bask›lara karfl› demokratik çerçevede tepkilerini dile getirmektedir. Halk fliddet ve çat›flmadan yana de¤ildir. Bu yüzden karfl› taraf aç›s›ndan da demokratik çözümün yollar› zorlanmak zorunda-

d›r. Özellikle de Türk halk› sivil dinamiklerini zorlamal›d›r. 30 y›ld›r Kürt halk›n›n yürüttü¤ü hakl› mücadele karfl›s›nda Türk halk›n›n sivil dinamiklerinin hiçbir biçimde harekete geçirilmemesi durumu var. Bize ço¤u zaman Kürt partisi oldu¤umuz yönünde suçlamalar getirilmekte. Bu ülkede Kürtlerin yaflad›¤›, bir gerçekliktir. Söz konusu bünyemizde bu kadar Kürt var ise bu bizim suçumuz de¤ildir. Var olan siyasi iktidar partilerinin elinde her türlü imkan vard›r. Böl-

✔ ABD ile görüflmeler konusunda çok fazla bilgi sahibi de¤iliz. Ama bu tart›flmalar düflündürücüdür. Her iki taraf da görüflmeyi reddeden aç›klamalar yapt›. Can Dündar bu sorunu köflesinde iflledi. De¤er verdi¤imiz bir yazard›r. Ancak bu aç›klamalar›yla kimin sesi olmaya çal›flt›¤›n› bilemiyorum. Bu tart›flman›n gündeme getirilmesini sistemli bir politikan›n devam› olarak düflünüyorum.

gedeki halk› siz bünyenize al›n, siz örgütleyin. ✔ Kuzey Irak’ta Federatif bir Alevi ve Sünni olmayan

sistem partilerinin DE- devlete HAP, HADEP gibi parti- bu kadar çok tepki ler bölge halk› üzerinde bu flekilde demokratik

duymas›n› ve kendi varl›¤›na

bir kanal› aç›yorlar ise yönelen ciddi bir tehlike bunun nedeni sistemin olarak görmesini eski halk üzerindeki devlet otoritesidir ve Türk halk›

anlay›fl›n›n devam

da bu konuda tüm öneri- ettirilmesi olarak görmek lerini ve düflüncelerini sunmal›d›r. Sonra kald›

gerekiyor. Bölgede Kürtler

ki DEHAP HADEP poli- önemli bir nüfusa sahipse tikas›, kapsam› alt›nda böyle bir hakk›n›n oldu¤unu sadece ›rkç›, ilkel milliyetçi bir politika de¤ildir.

da kabul etmek

Yani burada Türk halk›- gerekiyor. Nas›l ki n›n da sivil inisiyatifle- Türkmenlerin böyle bir hakk› rinden gelecek destekle, sorunun çözümü müm-

varsa Kürtlerin de böyle bir

kün olacakt›r.

hakk› oldu¤unu düflünmeliyiz.


21

1 - Demokratik inisiyatifin gelifltirilerek tecrit politikas›n› ortadan kald›rmaya yönelik aç›klamalar ve giriflimler var. Ancak devletin bu giriflimlere yönelik sert müdahaleleri de söz konusu. Sizce bu süreç demokratik tepkilerle afl›labilecek mi? - Bu konuda emniyet güçlerinin ve devletin anlay›fl›n›n halk›n demokratik inisiyatifinin gelifltirilmesine yönelik gösterdi¤i tahammülsüzlüktür. Ancak halk›n, demokratik inisiyatifini gelifltirme noktas›nda bir bilinç edindi¤ini görüyoruz. Bu anlamda ülkenin birçok yerinde ortaya konulan tepkiler var. Ancak bunlar çok ciddi anlamda abart›lacak tepkiler de¤ildir. Yani flu anda bir gerginlik yaflat›lmak istenmiyor. Uygulanan tecrit halka yönelik gelifltirilen sald›r›larda önemli bir ayakt›r. Devlet tecrit politikas›yla birilerini yine hedef göstermektedir. T›pk› geçmiflte oldu¤u gibi Kürt halk› yine potansiyel tehlike olarak gösteriliyor. Bas›n Türk halk›n› yine bu flekilde yönlendirmeye çal›fl›yor. Halk bunu k›rmak için bir fleyler yap›yor ancak al›nan yan›t gerginli¤in t›rmand›r›lmas› oluyor. Bu gerginlik yaflanmadan devlet uygulad›¤› tecrit politikas›na bir an önce son vermelidir. Sadece ‹mral›’daki tecrit de¤il siyasi tutuklu ve hükümlüler üzerindeki tecrit ve izolasyona son verilerek aile ve avukatlar›yla görüfltürülmelidir. Tabi flunu da vurgulamak gerekir ki Öcalan üzerindeki tecritin arkas›nda çok gizli ve hesapl› planlar vard›r. Bu ülkede yaflayan önemli bir kesim olan Kürtler bugün hala devletçe kabul edilmeyerek kendi kültürlerini ve dillerini var etmeye tahammül gösterilmeyerek imha politikalar› sistemli olarak devam ettirilmektedir. Bu, uygulanan tecrit politikas›n›n bir halkas›d›r. Bu konuda da yine Türk halk›n›n daha fazla duyarl› olmas› gerekir. fiunu bilmeliyiz ki yaflanacak bir çat›flma ortam›n›n az›nl›k bir kesimden baflka hiç kimseye faydas› olmayacakt›r. Türk halk› kendi üzerine düflen sorumlulukla birlikte özellikle tabanda çok iyi bir reaksiyon örgütleyerek devletin bu politikalar›na karfl› ç›kmal›d›r. - Devlet uygulad›¤› tecrit politikas›n› kald›rarak var olan gergin ortam› ortadan kald›rmal›d›r dediniz. Devlet

31 Ocak-13 Şubat 2003

tecrit politikas›n› uygulamaya devam ederse nas›l bir süreç yaflanabilir? - Bu konuda var olan politikan›n ve tutumun de¤iflebilmesi için elimizden gelen her türlü çabay› sarfedece¤iz. Devlet içinde aç›kland›¤› kadar›yla savafla karfl› bir gücün oldu¤u söyleniyor. Savafla karfl› olan bu grubun gücünü daha fazla göstermesi gerekmektedir. Sivil toplum örgütleri savafla ve onun yaratt›¤› y›k›mlara karfl› tepkilerini demokratik biçimde soka¤a tafl›mal›d›r. Yoksa devletin bahsini etti¤imiz tecrit politikas›n› ortadan kald›rmas› mümkün olmayacakt›r. Geçmiflten beri gördü¤ümüz ve ya-

olaca¤›n› düflünmüyoruz. Ama neden bu tecrit olay›yla birlikte bu çat›flmay› gündeme getirdi, bu çat›flmay› gerçeklefltirdi. Kamuoyu bunun üzerine düflünüyor. Bu konuda söyleyeceklerim ülkede ve bölgede çat›flmal› ortam›n yeniden yaflanmas›n› isteyen güçlerin hareketidir, savafla giderken gerekçelerini de oluflturma çabas›d›r. KADEK’in silahl› güçlerini bar›fl politikas›n› ilan etti¤inden beri ülke d›fl›na ç›kard›¤› bilinmektedir. Ama güçler daha burada tutularak bir sald›r› düzenlenmesi ve savafl 盤›rtkanl›¤›n›n yap›lmas› do¤ru de¤ildir. - ABD ile görüflmelerin yap›ld›¤›na dair tart›flmalara ilifl-

aç›klanmakta. Kuzey Irak’ta Federatif bir devlete bu kadar çok tepki duymas›n› ve kendi varl›¤›na yönelen ciddi bir tehlike olarak görmesini eski anlay›fl›n›n devam ettirilmesi olarak görmek gerekiyor. Bölgede Kürtler önemli bir nüfusa sahipse böyle bir hakk›n›n oldu¤unu da kabul etmek gerekiyor. Nas›l ki Türkmenlerin böyle bir hakk› varsa Kürtlerin de böyle bir hakk› oldu¤unu düflünmeliyiz. Buna bu kadar fliddetle karfl› ç›kmas›n› ben bir kompleks olarak de¤erlendiriyorum. Yani bunu asl›nda belli güçler kendi varl›k koflullar›n›n ortadan kalkmas› olarak de¤erlendiriyor. Y›llard›r Kürtler bir sürü

flad›¤›m›z bir gerçeklik var; o da devletin uygulad›¤› politikan›n halk›n yarar›na olmad›¤›n› görüp de vazgeçme durumu yaflanmam›flt›r. Bu yüzden de halk örgütlü gücüyle ve tüm demokratik yollar› zorlayarak devlet üzerinde bir bas›nç yaratmal›d›r. Ve yine her fleyin bir bedeli vard›r. Halk demokratik yollardan da olsa bu bedeli ödeyerek bir tak›m uygulamalara son verilebilir. Bu gerginlik politikas› ancak böyle son bulur. - Lice’de yaflanan çat›flmay› ve ard›ndan yap›lan aç›klamalar› nas›l de¤erlendiriyordunuz? - Bu az önce de belirtti¤im gibi planlanm›fl bir politikan›n devam› olarak gündeme geldi. Her halde bu güçlerin bölgede durdu¤unu, devletin bilmemesi gibi bir durumun söz konusu

kin neler diyeceksiniz? - Tabi biz bu konuda çok ayr›nt›l› bilgi sahibi de¤iliz. Ama bu tart›flmalar düflündürücüdür. Her iki taraf da görüflmeyi reddeden aç›klamalar yapt›. Can Dündar bu sorunu köflesinde iflledi. De¤er verdi¤imiz bir yazard›r. Ancak bu aç›klamalar›yla kimin sesi olmaya çal›flt›¤›n› bilemiyorum. Bu tart›flman›n gündeme getirilmesini sistemli bir politikan›n devam› olarak düflünüyorum. - Irak sald›r›s›n›n ard›ndan bölgede Federatif bir devletin oluflturulmas› dikkat çeken konulardan biriydi. Siz bu konuda neler düflünüyorsunuz? - D›flifllerinde görev yapan insanlar›n TV’lerde yapt›¤› Kuzey Irak’ta Federe bir devletin Türkiye topraklar› ve bütünlü¤ü için ciddi bir tehlike oldu¤u

soyk›r›m uygulanarak ortadan kald›r›lmak istendi ancak olmad›. Bu halk buharlafl›p ortadan kalkamayaca¤›na göre varl›¤›n› kabul edip ona göre çözüm yolu bulacaks›n. Bu de¤il hala eski tarzda devam edifl var. Tabi evdeki hesap ço¤u zaman çarfl›ya uymaz. Bu anlamda da savafl›n hiç kimseye faydas› olmayacakt›r. ABD’nin Ortado¤u politikalar›n›n tutmama durumunda oldu¤unu düflünmek gerekiyor. 3-4 ay içerisindeki geliflmelere bakt›¤›m›zda ABD savafl konusunda gittikçe yaln›zlaflmaktad›r. Hatta kendi ülkesinde bile destek zay›fl›yor. ABD bu savafla çok ciddi haz›rlan›yor. Savafl için bir sürü diplomatik görüflmeler yap›lm›flt›r. Bu savafl›n içinde Türkiye gibi bir ülke çok daha kayg›l› olmak zorunda. Türkiye bölge halk›n›n kan›

üzerinden bölge zenginliklerine göz dikmifltir. Savafl›n halk için bir k›y›m, göz yafl› oldu¤unu biliyoruz. Savaflta dramatik görüntülerin yaflanmas›n›, çocuklar›n ölmesini istemiyoruz. Siyasetin savafl gibi kirli bir yöntemle uygulanmas›n› istemiyoruz. - Hafta sonu Mersin’de yap›lan mitingle birlikte, genel anlamda ülkemizdeki savafl karfl›tl›¤›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Çok fazla kayda de¤er demokratik taleplerin olufltu¤una inanm›yorum. Mersin’de Emek Platformunun düzenledi¤i bir miting vard›. Mitinge biz de kat›l›m sa¤lad›k. Ancak bu mitingin daha kat›l›ml› ve görkemli olmas› gerekirdi. Avrupa’dan bafllayarak Türkiye’ye kadar gelen canl› kalkanlar var. Bu duyarl›l›¤› ve tepkiyi büyütmek için Türkiye’dekilerin de daha fazla tepki ortaya koymas› gerekir. Bölgemiz aç›s›ndan Mersin Liman› savafl için haz›rlanmaktad›r. Yine ABD Adana ‹ncirlik üssünde askeri gücünü konumland›rm›fl durumdad›r. Bu üs y›llard›r ABD topraklar›ym›fl gibi kullan›l›yor. Buralar direkt savafl alan› gibi kullan›lacak. Ki Türkiye’de sadece bu iki yer de¤il birkaç yer daha belirlenmifl durumdad›r. Ancak bizim, bölgemizi direkt ilgilendiren Mersin ve Adana’d›r. Savafl ülke ekonomisini önemli ölçüde etkileyecektir. Ancak savafl alan› olarak kullan›lacak bu iller daha fazla etkilenecektir. Halk›n tepkisine bakt›¤›m›zda ciddi anlamda bir tepkinin olufltu¤unu söylemek zordur. Mersin mitingi buna örnektir. Kat›l›m ve coflku aç›s›ndan zay›ft›. Nedenleri konusunda ise halk sanki biraz da bu durumu kan›ksam›fl gibi geliyor bana. Yani flöyle düflünülüyor. Ben karfl› ç›ksam da bir fley de¤iflmeyecek. Onlar yine istediklerini yapacaklar. Mesela bölgede yo¤unluklu yaflayan Kürt halk› savafl› çok iyi bilmekte. Çünkü y›llarca süren çat›flmal› ortam›n ard›ndan buraya geldiler. Ancak halk›n tepkisine bakt›¤›m›zda ciddi bir karfl› koyufl göremiyoruz. Yani Türkiye’de yaflayan halk kendi gücüne güvenmiyor. Son olarak eklemek istedikleriniz? Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyor, görüflme için teflekkür ediyorum.


31 Ocak-13 Şubat 2003

22

Hükümetin

1

öncelikli

görevi;

Özellefltirme Ve “yeni” hükümet de göstermifltir ki özellefltirme politikalar› k›sa zamanda kald›¤› yerden aynen ve daha h›zlanarak devam edecektir. AKP hükümetinin k›sa ama çokça sald›r› s›¤d›rd›¤› iktidar dönemine bakt›¤›m›zda da ayn› gerçe¤i görüyoruz. Kas›m seçimleri sonucunda iktidara gelmesi ile birlikte iki yönlü bir k›skac›n aras›nda bulunan AKP hükümeti, bir yandan IMF’ye verilmifl sözleri yerine getirerek efendisinin gözüne girmeye çal›fl›rken, bir yandan da ço¤unlukla seçim sürecinde kendisinin verdi¤i sözleri yerine getirememesinden dolay› halkta yaflanan ve yaflanacak olan tepkileri en alt seviyeye çekerek törpülemeye çal›fl›yor. Di¤er bir deyiflle, do¤as› gere¤i ve kendi gelece¤i için her iki taraf›n da gönlünü hofl tutmaya çal›fl›yor. Ancak bu pek de mümkün bir fley de¤il. Örne¤in asgari ücret belirlenmesinde yaflananlar göstermektedir ki hükümet her ne kadar “ben yeniyim, di¤erleri gibi de¤ilim” dese de son kertede yine emekçi halk›n de¤il efendilerinin gönlünü hofl tutacakt›r/tut-

3

mak zorundad›r. Di¤er bir gerçek de; asgari ücret belirlenmesi de dahil olmak üzere devletin yapaca¤› her sald›r› öncesi mutlaka “kaynak yok” yalan›na baflvurdu¤udur. Bu bahanenin en çok kullan›ld›¤› sald›r›lar›n bafl›nda da özellefltirme gelmektedir. Ve “yeni” hükümet de göstermifltir ki özellefltirme politikalar› k›sa zamanda kald›¤› yerden aynen ve daha h›zlanarak devam edecektir. AKP hükümetinin k›sa ama çokça sald›r› s›¤d›rd›¤› iktidar dönemine bakt›¤›m›zda da ayn› gerçe¤i görüyoruz. ‹lk olarak en stratejik madenlerden olan ve emperyalizm aç›s›ndan silahlanmadan tutal›m da izolasyona kadar birçok alanda kullan›lan bor madenlerinin, hükümetin özellefltirme hedefi oldu¤unu görüyoruz. Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Ab-

düllatif fiener’in bu konu ile ilgili aç›klamalar›, halk düflmanl›¤›n›n ve sat›lm›fll›¤›n en ibret verici belgeleri aras›na girmeye aday. fiener’e göre son 17 y›lda yap›lan özellefltirme bedelinin yar›s› kadar bir özellefltirme tüm 2003 y›l› içinde yap›lacak. Bu sözlerle k›saca anlat›lmak istenen, 2003 y›l›n›n emekçiler için h›zland›r›lm›fl ve yo¤unlaflt›r›lm›fl bir sald›r› y›l› olaca¤›d›r. 2003 y›l›n›n özellefltirme ve peflkefl y›l› olaca¤›d›r. Bu plan dahilinde özellefltirilecek kurumlardan baz›lar› flöyle; *‹lk üç ay içerisinde; Petkim, SEKA’n›n Akdeniz ve Bal›kesir iflletmeleri, TZDK’n›n Adapazar› iflletmeleri, *‹kinci üç ay içerisinde; Sümer Holding’in Diyarbak›r, Malatya ve Ad›yaman iflletmeleri, *Y›l›n ikinci yar›-

s›nda; Türk Hava Yollar›, Karadeniz Bak›r ‹flletmeleri, SEKA ‹zmit ‹flletmeleri, Bu yukar›da sözü edilenler elbette ki özellefltirilecek kurumlardan sadece baz›lar›. Bunlar›n d›fl›nda özellefltirme ç›lg›nl›¤› o boyutlara ulaflm›fl ki Milli Piyango ‹daresi, otoyollar ve köprüler dahi söz konusu plan›n içinde yer al›yor. Yine önemli bir di¤er konu da bu iflletmelerde çal›flan iflçi say›s› ve

özellefltirmeler sonucunda bu iflçilerin ak›betinin ne olaca¤›. Toplam olarak ad› geçen iflletmelerde çal›flan iflçi say›s› 64 bin. Daha önceki özellefltirme deneyimlerine bakarak bu 64 bin insan›n çok büyük bir bölümünün kap› d›flar› edilece¤ini tahmin etmek zor olmaz. Yani sonuç olarak iflten at›lan binlerce insan, ülkenin ve bulunduklar› kentlerin can damar› olan iflletmelerin kapanmas›, önemli varl›klar›n bir ç›rp›da devredilmesi vb. sonuçlar yine kap›m›zda ve dolay›s›yla daha fazla açl›k ve sefalet. Bir anlam›yla üretimsizli¤i de dayatan özellefltirmeler sonucu emekçileri bekleyen, sadece ve sadece geleceksizliktir. Ezilenlerin, çal›flanlar›n yokluk cenderesi alt›nda iyice s›k›flmas›d›r. Ancak burada anlafl›lmas› gereken en önemli nokta, bunun sadece AKP hükümetinin bir politikas› olmad›¤› ve emperyalistler taraf›ndan dayat›ld›¤› gerçe¤idir. Türkiye aç›s›ndan bak›ld›¤›nda özellefltirmelerin de etkisi ile iflsizli¤in %20’lere vard›¤› bu süreçte sadece bu-

nunla kalmay›p yeni yeni sald›r›lar›n kap›da oldu¤unu da görmek gerekir. T›pk› fiener gibi felaket habercili¤i yapan Murat Baflesgio¤lu da sosyal güvenlik sisteminin faturas›n›n ülke ekonomisine yük oldu¤unu iddia ederek “bu politikalar› gözden geçirmeliyiz” diyerek yeni yeni sald›r›lar›n habercisi oldu. ‹ddialar›n› kan›tlamak için Türkiye’de her ay emekli olan 40 bin kiflinin bulundu¤unu, bunun y›lda 480 bin gibi bir rakama denk düfltü¤ünü sözlerine ekleyerek SSK ve Ba¤kur’u hedef gösterdi. Özellikle emekli ve belli bir yafl›n alt›ndaki insanlara verilen yar›m yamalak hizmet, hükümeti ve IMF’yi rahats›z etmifl olacak ki flimdi de buna göz dikmifl durumdalar. Tüm bu sald›r›lar›n karfl›s›nda ciddi ve cayd›r›c› bir hareketin olmamas› da devleti daha sald›rgan yapmakta, pervas›zlaflt›rmaktad›r.. Ve flu da bir gerçektir ki sald›r›ya ilk olarak karfl› durmas› gereken, bu iflyerlerinde örgütlü olan sendikalard›r ve buralarda çal›flanlard›r..


23

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Köylülerin direnifline yan›t: Katliam ABD’nin hükümetle iflbirli¤i içinde koka üretiminin tamamen bitirilmesi yönündeki ›srar›, Bolivya devletini köylülere karfl› fliddet kullan›m›na ve direnifllerini kanla ve terörle bast›rmaya yöneltiyor. müdahale edebilen ABD’nin, bölgede askeri gücü de bulunuyor. Son ç›kar›lan yasalarla bu müdahaleyi “iç hukuka da uygun hale getiren” ABD’nin, köylülere karfl› bu askeri gücünü de kullanabilmesi gündemde.

olivya köylülerinin “iç tüketim için koka üretimine engel ç›kart›lmamas›” temel talebiyle uzun süredir sürdürdükleri direnifl çeflitli flekillerde devam ederken Bolivya ordusu, 15 Ocak’ta yap›lan gösteriye sald›rarak 4 köylüyü katletti. Geçti¤imiz y›l temmuz ay›nda yap›lan seçimlere kadar, hükümetin direkt ABD’nin yönlendirdi¤i tar›m politi-

B

kalar›na karfl› barikatlarla, gösterilerle direnen Bolivyal› köylülerin eylemleri seçimlerin ard›ndan hukuk mücadelesiyle sürüyordu. Ancak ABD’nin hükümetle iflbirli¤i içinde koka üretiminin tamamen bitirilmesi yönündeki ›srar›, Bolivya devletini köylülere karfl› fliddet kullan›m›na ve direnifllerini kanla ve terörle bast›rmaya yöneltiyor. Bolivya’n›n iç ifllerine direkt

SOSYAL‹ZM HAREKET‹: MAS Köylülerin mücadelesini sahiplenen ve bir köylü hareketi olan Sosyalizm Hareketi (MAS)’›n seçimlere adayl›¤› sürecinde Bolivya’daki ABD Büyükelçili¤i bir aç›klama yaparak aç›kça, köylülerin içinden ç›kan adaylara oy verilmemesini isteyerek ülkedeki ABD müdahalesini de ortaya koymufltu. Ancak bu “uyar›”ya ra¤men MAS lideri Evo Morales devlet baflkanl›¤›n› kaç›rsa da 27 mil-

letvekiliyle Kongre’ye seçilmeyi baflarm›flt›. Ancak yaklafl›k 6 ay boyunca Kongre’de köylülerin yarar›na verdi¤i hiçbir yasa teklifi kabul edilmeyerek Sosyalizm Hareketi’nin Kongre’deki varl›¤› etkisizlefltirilmeye çal›fl›larak tar›m›n yok edilmesi sald›r›s›na devam edildi. MAS’›n tüm yasa tekliflerinin reddedilmesi üzerine köylüler 6 ayd›r “ara verdikleri” eylemlerine yeniden bafllad›lar. Bu gösterilerden yerli nüfusun yo¤un olarak yaflad›¤› Cochabamba bölgesinde gerçeklefltirilen ve binlerce köylünün kat›ld›¤› gösteride ordu birlikleri köylülere sald›rarak dördünü katletti, birço¤unu a¤›r bir flekilde yaralad› ve birço¤unu da tutuklayarak eylemleri engellemeye çal›flt›. Ancak ordunun bu sald›r›s› eylemleri bitirmek bir yana yayg›nlaflarak büyümesini de engelleyemedi. 2002 y›l›nda büyük köylü gösterilerine sahne olan Bolivya’da ayn›

direnifllerin 2003 y›l›nda da yaflanaca¤› görünüyor. KÖYLÜLER‹N D‹REN‹fi GELENE⁄‹ Cochabamba’da yaflayan köylüler direnifl konusunda ciddi bir geçmifl ve deneyime sahipler. Zira 1999’da Dünya Bankas› Cochabamba’n›n belediyeye ait su flirketinin (SEMAPA) özellefltirilmesini tavsiye etmiflti. Ekim 1999’da hükümet yard›mlar›n› sona erdiren ve özellefltirmeye izin veren ‹çme Suyu ve Sa¤l›k Önlemleri yasas› kabul edildi. Bu özellefltirme sald›r›s›yla f›rlayan ortalama ayl›k su faturalar› befl kiflilik bir ailenin neredeyse 15 günlük beslenme maliyetine ulaflt›. Bunun üzerine Suyu ve Yaflam› Koruma Koalisyonu adl› bir ittifak kuruldu. Bu ittifak kitlesel seferberlik ilan ederek flehri dört günlü¤üne kapatt›. Bir ay içinde milyonlarca Bolivyal› Cochabamba’ya yürüdü, genel grev yapt› ve tüm ulafl›m durdu.

Halk›n flirket ç›karlar›n›n yüre¤ine inen talepleri sürekli reddedildi ama halk da mücadelesinden vazgeçmedi. Bunun üzerine Nisan 2000’de Pazar yasas›yla halk› susturmay› deneyen fakat baflaramayan devlet, protestocular› katletti, tutuklad› ve medyay› da sansürledi. Tüm bunlara ra¤men taleplerinde ›srarl› olan halk 10 Nisan 2000’de mücadelelerini zaferle sonuçland›rd›lar. Özellefltirilen suyu sat›n alan flirket Bolivya’y› terk etti ve özellefltirme yasas› iptal edildi. Belediyeye ait olan su flirketi SEMAPA borçlar›yla birlikte iflçilere ve halka devredildi. Kuflkusuz “su savafl›” bitmedi ama Bolivya halk› haklar›n› nas›l alaca¤›n› göstererek hem kendi hem de dünya halklar›na önemli bir deneyim kazand›rd›. Bolivyal› köylüler iflte bugün de bu deneyimden yararlanarak mücadelelerini sürdürüyor.

Petrol için savafl is-te-mi-yo-ruz ABD sald›rganl›¤›na karfl› yüzbinlerce insan savafla karfl› sesini yükseltirken, ABD’de de Amerikan halk› 19 Ocak günü çeflitli kentlerde bu gösterilere ses verdi. ünyan›n birçok kentinde Irak’a yönelik ABD sald›rganl›¤›na karfl› yüzbinlerce insan savafla karfl› sesini yükseltirken, ABD’de de Amerikan halk› 19 Ocak günü baflta Washington olmak üzere çeflitli kentlerde bu gösterilere ses verdi. Bu gösteriler Vietnam Savafl›n›n durdurulmas› için yap›lan gösterilerden bu yana yap›lan en büyük savafl karfl›t› gösterilerdi. Zira Vietnam’a karfl› savafl›, büyük özverilerle savaflan Vietnam halk› ve ABD’nin bu savafl›na karfl› koyan ve

D

binlerce eylem yapan dünya halklar›n›n protestolar› durdurmufl ve ABD o güne kadar ald›¤› en büyük yenilgi olarak ülkeyi terk etmek zorunda kalm›flt›. Bugün de ABD’nin sald›rganl›¤›n› durduracak olan olan Irak, Amerikan ve di¤er dünya halklar›n›n bu sald›rganl›k karfl›s›ndaki duruflu ve direniflidir. ABD’nin çeflitli kentlerinde düzenlenen eylemlerin en büyü¤ü Washington’da yüz binlerce insan›n kat›ld›¤› gösteri oldu. ABD Kongre binas›n›n karfl›s›ndaki Ulusal

Park’tan bafllayan ve askeri tersanede son bulan yürüyüfle kat›l›mc›lar›n ifadesiyle befl yüz bine yak›n kifli kat›ld›. “Petrol için kan dökmeye hay›r” diyen Amerikan halk›n›n yapt›¤› ve elli bin kiflinin kat›ld›¤› ikinci büyük gösteri de San Francisco kentinde gerçeklefltirildi. Bunun yan›nda Chicago ve Tampa kentlerinde de daha küçük çapta gösteriler gerçeklefltirildi. Yap›lan araflt›rmalar da Amerikan halk›n›n Bush’a savafl konusunda deste¤inin azald›¤›n› gösteriyor. Son yap›lan araflt›rmaya göre

Amerikal›lar›n %31’i ABD’nin tek bafl›na savafla girmesini desteklerken, %39’u ise BM yetkisi alarak Irak’a sald›r›y› onayl›yor. Bunun yan›s›ra Kanada’n›n 30 kentinde, Tokyo, Paris, Heidelberg’de; Filipinler, Floransa, ‹talya Bologna, Ba¤dat, Ortado¤u ülkeleri, Madrid’de... on binlerin kat›ld›¤› gösteriler düzenlendi. Hollanda’daki ABD üssü Volkel’e girmeye çal›flan ve kendilerini “Amerikan kitle imha silahlar›n›n denetçisi yurttafllar” diye tan›tan eylemcilerden 90’› gözalt›na al›nd›.


31 Ocak-13 Şubat 2003

Dünyadan Notlar ABD VE FRANSALMANYA ARASINDA DALAfiMA!

B

afll›kta görülece¤i üzere ABD ile Fransalmanya aras›nda, iki emperyalist blok aras›nda varolan çeliflkiler geçti¤imiz hafta iyice gün yüzüne ç›kt›. Emperyalist sistemin kendi içindeki bloklar› aras›ndaki çeliflkiler ABD’nin Irak sald›rganl›¤›nda kendini gösteriyor. ABD yaflam›fl oldu¤u ekonomik durgunlu¤u kendi cephesinden yeni iflgal ve pazarlar›n ele geçirilmesiyle aflmaya çal›fl›rken, ayn› zamanda dünyan›n tek patronu oldu¤unu di¤er emperyalist bloklara kabul ettirme çabalar› karfl›l›¤›nda di¤er emperyalist bloklar buna daha fazla tahammül etmediklerini pratik tutumlar›yla gösteriyorlar. Bunun en son örne¤ini Irak’a yönelik gerçeklefltirilmesi planlanan sald›r›da yaflamaktay›z. ABD’nin Irak konusunda son zamanlarda BM’de zorluklar ve dünya kamuoyunun savafla karfl› artan tepkisi, Washington’› uzlaflma yerine sertleflmeye yöneltiyor. ABD art›k savafl› tek yol gördü¤ünü belli ediyor ve bunun için savafla karfl› ç›kan herkese rest çekiyor. ABD, içine girdi¤i krizi aflmak için yeni stratejisini hayata geçiriyor. ABD’de muhazafakar elit aras›nda yeni savunma

1

24

stratejisinin flu üç bilefleni özellikle tart›fl›l›yor: “Tek bafl›na davranma”, “rejim de¤iflikli¤i”, “önleyici vurufl/savafl stratejisi”. Bu strateji ABD’nin üstünlü¤ünün kabul edilmesi, ABD’nin istedi¤i yere sald›rmas›, ABD ile di¤er emperyalist bloklar aras›ndaki mesafenin en az on y›l olmas› ve bunun kapat›lmas›na müsaade edilmemesi olarak tercüme edilebilir. Bununla ABD üç fleyi hedefliyor. Birincisi, krizi savafl sanayiyle aflmak; ikincisi, ihtiyaç duydu¤u enerji kaynaklar›na sahip olmak; üçüncüsü ise, Ortado¤u, Asya ve Kafkaslar’a yeni bir düzen vermek. Emperyalistler aras› çeliflkilerin kayna¤› da buradan do¤uyor. ‹flte bu çeliflkiden dolay› ABD geçen hafta içerisinde aç›k aç›k AB’ye ve bu birli¤in bafl›n› çeken Fransalmanya’ya rest çekti. Savunma Bakan› Donald Rumsfeld Fransalmanya’ya yönelik “Fransa ve Almanya problem ülkeler” diyerek ayn› zamanda “di¤er Avrupa ülkelerine bakarsan›z, onlar›n Fransa ve Almanya’n›n de¤il, ABD’nin yan›nda yer ald›¤›n› göreceksiniz” ifadeleriyle ABD’nin tavr›n› ortaya koyarak, hem ABD AB aras›nda bir

çeliflki oldu¤unu hem de bu çeliflkide AB içerisinde ABD yanl›s› bir bloklaflma oldu¤u yaklafl›m›n› vermeye çal›flt›. Öte yandan AB içerisinde Fransa ve Almanya’n›n 40 önce imzalad›klar› ve geçti¤imiz hafta yürürlülü¤e koyduklar› “Fransalmanya” birli¤ini/ittifak›n› uygulamaya koymalar›, AB içerisinde bafl› çeken bu iki emperyalist gücün daha s›k› bir iliflki gelifltirdiklerini ve bu anlam›yla ABD karfl›s›na daha güçlü ç›kt›klar›n› gösteriyor. Bu durum ayn› zamanda AB içerisinde birli¤in motor gücü olan iki emperyalist gücün birlik içinde ayr› bir ittifak oluflturma giriflimi olarak da görülüyor. ABD ve AB emperyalistleri aras›ndaki çeliflkiler pazar alanlar›nda paylafl›lmas›ndan daha yerinde bir ifade ile hakimiyet kurma çabas›ndan kaynaklan›yor. Bir yandan 11 Eylül sonras› anlaflt›klar› ‘terörizme karfl› savafl’la ezilen mazlum halklara sald›rmaya devam ederlerken, di¤er yandan yeni alanlar için kap›flmaktad›rlar. Irak operasyonunda ABD’ye destek vermeyen ve aç›k tav›r alan Almanya ve Fransa’n›n çeliflkileri de buradan do¤uyor. ABD’nin bu tehditkar tavr›na Fransa Cumhurbaflkan› Chirac’tan an›nda yan›t geldi. “Almanya ve Fransa, bu krizde ayn› yarg›ya sahip. Savafl bizim için baflar›s›zl›¤›n kan›t› ve her zaman için en kötü sonuçtur. Savafltan kaç›nmak için gerekli her fley yap›lmal›” diyerek varolan çeliflkiyi kendileri aç›s›ndan da ortaya koymufl oldu. Ard›ndan Almanya Baflbakan› Schröder, aç›klama yapt›, “Halklar›m›z, Fransa ve Almanya hükümetle-

rinin bar›fl› koruma çabas› içinde olaca¤›na güvenebilir.” Hiç kuflkusuz ki bu aç›klamalar bu emperyalist güçlerin bar›fl iste¤inden kaynaklanm›yor. ABD’nin tek bafl›na Irak ve Ortado¤u’ya hakim olmas› durumunda, gerek enerji alan›nda, gerekse de pazar alan›nda büyük kay›plar› olaca¤›ndan, Almanya ve Fransa Irak operasyonuna karfl› ç›kmaktad›r. ‹flin özü budur. Yoksa gerçek anlamda savafl istemediklerinden de¤il. Bu görülmelidir. Öte yandan ABD’nin Irak’a yönelik bu sald›rgan tutumu AB’yi özellikle memnun ediyor. Bunda hiç kuflkusuz ki yine dünya üzerinde tahakküm kurma çabas› önemli bir faktör. ABD’nin bu tavr› bir yandan da AB’nin elini güçlendiriyor. Nitekim bu gerçe¤i AB D›fl Politika fiefi, eski NATO Genel Sekreteri, Javier Solana “Çok da kötümser de¤ilim? Bunlar, AB’yi dünya politikas›nda daha etkin bir aktör olmaya itebilir” diyerek ifade etmekten kaç›nmamaktad›r. Çeliflkilerin her iki blok aras›nda farkl›l›klar gösterdi¤i aç›kt›r. ABD, bugün için en güçlü rakip olarak kendi aç›s›ndan Avrupa Birli¤i’ni görüyor. Avrupa Birli¤i’nin co¤rafya olarak genifl bir alan› kapsamas› ABD’nin bu bölgedeki etkisini zay›flatmaya yöneliktir. Avrupa Birli¤i’nin co¤rafi olarak klasik Avrupa s›n›rlar›yla kalmayaca¤› ve daha da geniflleyece¤i görülmektedir. Nitekim bu yönlü ad›mlar› görmekteyiz. AB’nin yeni aday ülkeler almas› ABD’nin ülkelerin birli¤e dahil edilme plan›n›n alt›nda yatan AB’nin kendi co¤rafyas›nda

YKP/ML: Irak ilk de¤il son da olmayacak mperyalist sald›rganl›¤a karfl› ciddi anlamdaki mücadele ve protestolar›n geliflti¤i bu süreçte Yunanistan Komünist Partisi/Marksist Leninst taraf›ndan yay›nlanan bildirinin baz› bölümlerini yay›nl›yoruz. Hedef Saddam de¤il Bütün bunlar niye? “Terörizme” karfl› savafl m›? Alçakça bir ikiyüzlülük. Bu ikiyüzlülük zaman›m›z›n en büyük teröristinden gelince daha da i¤renç oluyor... Hedef “fleytan” Saddam m›? Ya da onun despotik ve halk karfl›t› rejimi mi? Bu çok gülünç. Herkes bilir ki Amerikal›lar bu tür rejimleri her zaman desteklediler, bu tür rejimler kurdular ve bu tür rejimleri her yerde istediler. Bu en çirkin, en alçak, en ac›nacak rejimleri. Ama tabi ki kendi ç›karlar›na ise. fiu ABD’nin ilk ve direkt hedefidir; Saddam ve Avrupa, Rusya, Çin ve Japonya aras›ndaki anlaflmalar›n iptal edilmesi ve Amerikan ç›karlar›na hizmet eden kukla bir hükümetin kurulmas›yla Irak petrol yataklar›n› kontrol etmek....

E

Bizler inan›yoruz ki ABD’nin Afganistan’a sald›r›s›n›n -orta vadede- amac› 1979’da ‹ran Devrimi ile at›ld›¤› bölgeye yeniden yerleflmektir. Bu durumda “anahtar” ülke ‹ran ve sad›k Suudi Arabistan üzerinden yükselen sorunlard›r. Hangisi fieytan Ekseni? Tüm bu olanlar› ABD’nin dünya hakimiyetini hedefledi¤i koflullarda görmeden anlamak kolay de¤ildir. Bu amac›n kökeninde sistemin do¤as› yatmaktad›r. Onun “do¤um” tarihi Alamogarda’da ilk “baflar›l›” atom bombas›n› test etti¤i 1945’dir. Ve ard›ndan Hiroflima ve Nagazaki’deki daha “baflar›l›” denemelerdir. ABD elinde “s›n›rs›z silah” bulundurmaktayd›. Sonraki y›llarda ve birçok f›rsatta (1945, 1948, 1953) ABD “son çözüm” fikriyle flört etti. Biz bunun Amerikal›lar›n bizi tümden yok olmaktan kurtarma iyi niyeti oldu¤unu düflünmüyoruz. Karar zaman› Problem satranç tahtas›nda üçüncü ve önemli “oyuncu”nun olmay›fl›d›r. Ye-

nilmifl ve silahs›zland›r›lm›fl halk hareketi. Bu her fleyin yak›n zamanda daha iyi olaca¤› gerçe¤ini de göstermektedir. Çünkü birçok insan tehlikeyi görüyor, ortaya ç›k›yor ve ABD de dahil birçok ülkede savafl›yor. Dünyan›n umudu da burada yatmaktad›r. Onlara kat›lal›m. Bu, k›s›r döngüyü k›rabilmenin tek yoludur. fiimdi ya da sonra Halklar savafl istemiyor. Onlar savafl›n kendileri, kendi yaflamlar› ve çocuklar›n›n yaflamlar› için ne demek oldu¤unu biliyorlar. Fakat açgözlü akbaba ve savafl k›flk›rt›c›lar›n›n daha çok neden korkmalar› gerekti¤ini gösterelim. Birinci Dünya Savafl›, Ekim Devrimine ve ilk sosyalist ülkenin kurulmas›na vesile oldu. ‹kinci Dünya Savafl›, sosyalist kamp›n kurulmas›na götürdü. Üçüncüsü dünyan›n sonu olmayacak. Emperyalist kapitalist sistemin sonu anlam›na gelecek. Ya da Mao Zedung’un dedi¤i gibi; “Ya devrim savafl› önleyecek, ya da savafl devrime neden olacak.”

etkisini iyice perçinlemesinin ad›m›d›r. ABD’nin Türkiye’nin AB’ye al›nmas›nda bunca ›srar etmesinin nedeni kendisine yak›n güçleri birli¤e dahil ederek ileride etki gücünü art›rmak istemesinden kaynaklan›yor. Keza ‹spanya ve ‹talya’n›n ABD’ye olan yak›nl›¤› düflünüldü¤ünde, ABD’nin nas›l bir plan dahilinde hareket etti¤i daha iyi anlafl›lacakt›r. AB kendi içindeki ekonomi, hukuk ve pazar anlaflmalar› ile, ABD’nin gerek dünyada ve gerekse de Avrupa’daki etkisini daha da zay›flatmaktad›r. Euro’nun dolar karfl›s›nda de¤er kazanmas› ve eflit düzeye gelmesinin yan›nda, dünya pazar›nda bir de¤iflim arac› olarak kullan›lmas›, ABD’nin dolar üzerinden yapt›¤› kazançlar› afla¤›lara do¤ru çekmektedir. Bu da ABD’nin ekonomik olarak dünya borsalar›nda paradan para kazanmas›na engel teflkil etmektedir. Nitekim bir süre önce Irak, aralar›nda petrol sözleflmelerinin de yer ald›¤› d›fl ticaret anlaflmalar›n› dolardan Euro’ya kayd›raca¤›n› ilan etmiflti. 2003’ün ilk ay›n› devirdi¤imiz bu süreçte, bu y›l›n, önümüzdeki on y›llar› belirleyecek geliflmelere gebe oldu¤u anlafl›l›yor. Emperyalistler aras›nda artan çeliflkiler, yeni saflaflmalara ve ittifaklara neden oluyor. Ve hiç kuflkusuz ki bugün ön plana ç›kan ABD özgülünde savafl 盤›rtkanl›¤› oluyor. Ama onlar bir fleyi unutuyor. Bu dalaflma devrimi körüklüyor. Ne yaparlarsa yaps›nlar, enternasyonal proletaryan›n yarg›layan ve hesap soran prati¤inden kurtulamayacaklard›r.

YEN‹ HALK ORDUSU’NDAN CEZALANDIRMA Filipinler’de Yeni Halk Ordusu (YHO), eski komutanlar›ndan Romula Kintanar’› ölümle cezaland›rd›. FKP sözcüsü Gregorio Rosal konu ile ilgili yapt›¤› aç›klamada cezaland›rman›n “Kintanar’›n çürümüfllü¤üne, cinayetlerine, karfl› devrimci ve kanl› siciline son vermek” amac›yla yap›ld›¤›n› ifade etti. 1988 y›l›nda tutuklan›ncaya kadar YHO’na ve FKP’nin askeri komisyonuna liderlik eden Kintanar, parti içindeyken ve at›ld›ktan sonra kaç›rma, banka soygunlar›, FKP’nin paras›n›n çal›nmas›, Ulusal Demokratik Cephe politik dan›flman› Jose Maria Sison’u öldürme plan› yapmak ve yoldafllar›n› ele vermek suçlar›yla bu cezaya mahkum oldu. Kintanar, tahliye oldu¤u 1990 bafllar›nda Partiden at›lm›flt›. Bu süreç-

ten sonra da hükümetle FKP aras›ndaki görüflmelerde bölücü bir rol oynayan Kintanar iki hükümet acentas›nda sözde güvenlik dan›flman› olarak çal›flmaya bafllad›. Kintanar, ayr›ca Hollanda’da sürgün olan J.M Sison’a yönelik May›s 2000’de baflar›s›z suikast girifliminin sorumlusuydu. Bu cezaland›rman›n ard›ndan bir aç›klama yapan Sison, Kintanar’›n polis ve askeriyenin suç dünyas›nda birçok rakip ve düflman› oldu¤unu; e¤er bunlar taraf›ndan de¤il de devrimci güçler taraf›ndan öldürüldüyse de bu sonucu gerici devletin bir istihbarat ajan› olarak devrimcilerin ihbar edilmesinden beyaz kad›n ticaretine, kendisine yönelik suikast giriflimine kadar birçok suçuyla yine kendisinin haz›rlad›¤›n› ifade etti.


25

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Yar›n› yaratman›n coflkusu ve umudu ile hep birlikte, yürek yüre¤e... Bafl taraf› Sayfa 2’de Dedik ya Anadolu’nun zenginli¤i, kültürel renkleri geceye tafl›nmaya çal›fl›lm›flt› diye; bu renklerden y›llard›r verdikleri mücadele, ödedikleri bedel ve u¤rad›klar› ak›l almaz zulüm ve bask›ya karfl› direnmifl ve direnmeye devam eden Kürt halk›n›n rengi de Burhan Berken’in türkülerinde bulufltu kitleyle. Geceyi Türkçe ve Kürtçe selamlayan Burhan Berken ve dostlar›n›n söyledikleri parçalarda izleyenler için yerinde oturmak çok zordu. Nitekim salonun ayakta durulabilecek her yan›nda halaylar kurulmufltu vakit kaybetmeksizin. Burhan Berken’in ard›ndan “May›s” adl› marflla dinletisine bafllayan Günefle Türkü sahne ald› gecede. Bir anda -özellikle de gençler- ellerinde ‹brahim Kaypakkaya’n›n foto¤raflar› ve s›k›l› yumruklar›yla marfla efllik eden yürek buluflmas›na, umudun paylafl›m›na sahne oldu Bostanc› Gösteri Merkezi. Kürtçe ve Türkçe parçalar› harmanlayan Grup, dinletisini “‹brahim” adl› marflla bitirdi. Ama süresini k›sa tutan gruptan ayr›lmak istemeyen kitle alk›fl ve sloganlarla kab›na s›¤maz coflkusunu ifade edi-

yordu. Ayd›n ve sanatç›lar yaflad›klar› topraklardaki demokrasi ve insan haklar› mücadelesinde üzerlerine düflen görevleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Çünkü kültürün ve sanat›n beslendi¤i topraklard›r. Kültür vc sanat ise asla ülke gündeminden ve politikadan ba¤›ms›z de¤ildir. Bunun tam tersini düflünmek ve savunmak sömürücü egemen güçlerin kültür ve sanat anlayafl›na yani sömürücü sisteme hizmet etmektedir. Sanat yaflam›n› ülkedeki demokrasi ve insan haklar› mücadelesinden ba¤›ms›z ele almayan ve bu mücadeleye omuz veren Suavi gecenin son konu¤u olarak yerini ald›. Müzi¤e geçmeden önce yapt›¤› konuflmayla daha bafltan kitlenin be¤enisini kazanan ve bunu alk›fl ve sloganlarla ifade eden kitleye yapt›¤› konuflmada Suavi; “Tohumlar›n yaflamas›na bile asla flans tan›mayaak olan i¤renç savafl rüzgarlar›n›n ülkemiz üzerinde estirildi¤i bu süreçte TKM’nin, inad›na 7. yafl›na böylesi bir coflkuyla merhaba diyor olmas›, asl›nda bu rüzgara tepkinin de ifadesi olsa gerek. Bu anlamda 7 y›ll›k süreçlerinde ne badireler atlatt›klar› süreci flöyle ya da böyle ta-

Suavi

“Sak›n 7 yafl›nda olmas›na bak›p onu bebek sanmay›n. Tohum bence 7 y›l› devretti ama derinliklerde 7’nin karesi kadar bir süreç ve o süreçte tepeden t›rna¤a kan, binlerce insan›n› yitirmifl bir süreç yat›yor”

kip eden dostlar yak›ndan biliyor. Demokrasi ve özgürlük talebi olan insanlar, kurumlar ve sivil inisiyatifler üzerinde çok büyük engeller yaflan›yor. Hele bunun içerisinde ben devrimciyim, ben ülkem ad›na bir parça vatan›m, bir yan›m pa-

ramparçayken her birimiz bir parça vatan›z dedi¤imiz andan itibaren bu bask› daha da yo¤unlafl›yor. Asl›nda bu bask› dönemlerinde devrimci bilinci ahlak ve örgütlenme bilinci gerçek anlamda önem kazan›yor” dedi. Bu kadar insan› bu konserle yanyana getiren TKM’nin 7 y›l önce tohumlar›n› atan ama kökü daha derinlerde olan bir sürecin merhabas› oldu¤unu söyleyen Suavi, bu 7 y›la karfl›n “Sak›n 7 yafl›nda olmas›na bak›p onu be-

bek sanmay›n. Tohum bence 7 y›l› devretti ama derinliklerde 7’nin karesi kadar bir süreç ve o süreçte tepeden t›rna¤a kan, binlerce insan›n› yitirmifl bir süreç yat›yor”

diyerek Tohum’un Partizanlar için önemine dikkat çekti. Konuflmas›nda özellikle emperyalist sald›rganl›¤a de¤inen ve haydutlu¤a karfl› alanlar›n doldurulmas› gerekti¤ine vurgu yapan Suavi bu konuflmas›n›n ard›ndan seslendirdi¤i parçalar›yla da kitlenin bir kez daha sevgi ve be¤enisini kazand›. Suavi geceye “Eminim ki sizler için çok anlaml› ve özel oldu¤unu düflündü¤üm” dedi¤i “Çav Bella”y› belki müzik kalitesi bak›m›ndan çok da güzel de¤il ama herkesin ayakta ve alk›fllarla oluflturdu¤u

dev bir koroyla birlikte söyleyerek noktalad›. 6 saat süren ve gelenlerin ilgisinin hiç da¤›lmad›¤› gecede Avrupa, Almanya, ‹sviçre, Hollanda Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu, Avusturya Türkiyeli ‹flçi Gençlik Federasyonu, AT‹K Kad›n Komisyonu, AT‹K YDG, Fransa AT‹K Komitesi, ‹ngiltere AT‹K Komitesi, ‹flçi-köylü, Partizan, YDG, Kald›raç okurlar›, YÇKM, Gaziosmanpafla ve Gebze Tuncelililer Dernekleri ve daha birçok kurum ve çevrelerden gönderilen mesajlar da okundu. Saat 11:00’de biten etkinli¤in sonunda otobüslerle evlerine dönenler coflkular›n› yol boyunca söyledikleri türkü ve marfllarla ininceye kadar sürdürdüler. Binlerce insan› bir araya getiren, böyle güzel bir gece haz›rl›¤›nda kolektif bir emek harcayan, semt semt, ev ev dolafl›p etkinli¤in amac›n› anlatan, onlarla süreci tart›flan yani k›saca bu gecede pay› olan herkese teflekkürler; teflekkürler umudun büyütülmesine, yüreklerin ayn› ritmde atmas›na olanak sa¤layanlar...


26

31 Ocak-13 Şubat 2003

1

Umut 30 yaşında

Parti ve Devrim fiehitleri Albümü

fiubat flehitleri ölümsüzdür

“Bu albüm yaflam›n oldu¤u gibi ölümün de tarz›n› yüce k›lanlar›n albümüdür” nlar; tarih boyunca yaflamlar›yla oldu¤u gibi ölümleriyle de gelece¤e de¤er b›rakanlar; devrim yolunda hiçbir bedel ödemekten kaç›nmayanlar; yaflamlar›n› devrime feda edenler; k›sacas› devrimi ilmek ilmek ören ve flehitlik mertebesine ulaflanlar; devrim ve komünizm flehitleri... On-

O

yüce k›lanlar›n albümüdür. ‹nsanl›k kazanmak ve özgürleflmek için kan›n› ve can›n› vermeyi bir zorunluluk olarak ortadan kald›rana kadar devrim, kendi flehitler albümünü kabartmaya devam edecektir.” dedi¤imiz “Umut 30 Yafl›nda, Parti ve Devrim fiehitleri Albümü” çal›flmas›, bir bütün

de ve eski dava dosyalar›nda yapt›¤›m›z araflt›rmalarda flu ana kadar elimizde olmayan bilgilere ulaflma flans›m›z oldu. Büyüklü küçüklü elde etti¤imiz her bilgiyi daha önceki bilgilerle karfl›laflt›rarak, varsa aradaki çeliflkileri gidermeye çal›flt›k. 432 sayfadan oluflan bu albümde flehitlerle ilgili daha önceden elimizde

ya da yeterli bilgiye sahip olamad›¤›m›z flehitlerimizle ilgili belge ya da foto¤raflara ulaflmak oldu. Savafl ve direnifl cephesinde flehit düflen her bir devrimci, her bir komünist, devrim tarihinin önemli bir parças›d›r. Mücadele onlar›n b›rakt›¤› de¤erler üzerinden yükseliyor. Bu bilinçle haz›rlad›¤›m›z flehitler al-

tad›r. Bunun bilincindeyiz. Bu albümü bu yönlü eksikliklerin giderilmesi için at›lan önemli bir ad›m olarak de¤erlendiriyoruz. Nitekim Albüm çal›flmam›z yay›nland›ktan sonra baz› eksikliklerimizi görme flans›m›z oldu. Ancak herfleye ra¤men bunun gelifltirilmesi, eksiklerinin telafi edilmesi, ad›-

Selahattin Do¤an 1954 y›l›nda Sinop’ta dünyaya gelen Selahattin Do¤an, 1975 y›l›nda devrimci düflüncelerle tan›flt›. K›sa sürede Proletarya Partisi içerisinde örgütlenerek askeri faaliyetler yürüttü. Birçok kamulaflt›rma ve cezaland›rma eyleminde imzas› olan Selahattin Do¤an, 5 Ocak 1978’de ‹stanbul Haznedar’da gitti¤i bir randevuda tesadüfen baflka bir örgütün yapt›¤› kamulaflt›rma eyleminden dolay› polis taraf›ndan farkedilince çat›flmaya girdi. Baca¤›ndan yaralanan Selahattin Do¤an, yaral› olarak gözalt›na al›nd› ve 2 fiubat 1978’de iflkencede katledildi.

Mehmet Düzen 1955’te Dersim’de dünyaya gelen Mehmet Düzen, gençlik y›llar›nda çevresindeki devrimcilerin de etkisiyle devrimci düflüncelere sempati duydu. 12 Eylül 1980 sonras› profesyonel gerilla faaliyeti yürütmeye bafllad›. 5 fiubat 1981’de Mazgirt’te devlet güçleriyle ç›kan çat›flmada flehit düfltü.

lar› anlatmak, yaflamlar›ndan, mücadele deneyimlerinden ö¤renmek ve gelece¤imize ›fl›k tutmak bilinciyle Proletarya Partisi’nin yürüttü¤ü “‹brahim’den Mehmet’e s›n›f bilincini, parti bilincini, önderlik bilincini kuflan” kampanyas› çerçevesinde 30 y›ll›k mücadele tarihinde yaflamlar›n› tereddütsüzce sunanlar› kitlelere tafl›yabilmek için bir çal›flma yürüttük. “Bu albüm yaflam›n oldu¤u gibi ölümün de tarz›n›

olarak kampanya sürecine yay›ld› ve Proletarya Partisi taraf›ndan Parti ve devrim flehitlerini anma haftas› olarak belirlenen Ocak ay›n›n son haftas›nda kitlelere ulaflt›. Bu çal›flma sürecinde koflullar›m›z çerçevesinde çeflitli araflt›rmalar yapt›k. Özellikle flu ana kadar ulafl›lamam›fl flehit yak›nlar›na ulaflmaya çal›flt›k, onlardan çeflitli bilgi, resim, belge vs. materyaller toparlad›k. Çeflitli kütüphanelerde, dönemin gazetelerin-

olan an› anlat› ya da röportajlara fazla yer vermedik. Albümü daha çok belge olarak düzenledi¤imiz için flehitlerin özgeçmifllerine ve çeflitli resimlerine, onlarla ilgili söylenen a¤›t ya da marfllara, direnifl ve kavga fliirlerine yer verdik. An› anlat› ya da röportajlar› daha da zenginlefltirerek gazete sayfalar›m›zda de¤erlendirmeyi düflünüyoruz. Bu süreçte yaflad›¤›m›z en güzel fley de daha önceden hakk›nda hiçbir bilgiye sahip olamad›¤›m›z

bümümüz, esas olarak Proletarya Partisi flehitlerini kapsamas›na ra¤men ayn› zamanda devrimin yap› tafllar› olan enternasyonal flehitlere ve di¤er devrim flehitlerinden baz›lar›na da yer verilmektedir. Büyük bir özveri ve emekle ortaya ç›kartt›¤›m›z bu ürünümüz, flu ana kadar yay›nlad›¤›m›z devrim flehitleri özel say›lar›n›n daha kapsaml›s› olmas›na ra¤men gerek teknik aç›dan gerekse bilgi bak›m›ndan çeflitli eksiklikler tafl›mak-

m›n büyütülmesi kolektif bir çaban›n ürünü olacakt›r. Okurlar›m›zdan bu yönlü de¤erlendirme-düzeltme ya da öneriler geldi¤i oranda çal›flmam›z kolektif bir eme¤in ürünü olarak önümüzdeki süreçte daha da büyütülecektir.

Salih Günefl 1976’da Tarsus’ta bir fabrikada montajc› olarak çal›flan Salih Günefl, fabrikadaki siyasi faaliyetlerinden dolay› uzaklaflt›r›ld›. 1978’de Proletarya Partisi saflar›na kat›ld›. 12 Eylül sonras› gözalt›na al›narak çeflitli iflkencelerden aln› ak ç›kt›. Hapishaneden ç›kar ç›kmaz gerilla bölgesinde faaliyete bafllad›. 1 fiubat’ta Dersim’den yeni görev alan› olan Çukurova’ya giderken geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi.

Yunus Koç Kars’ta dünyaya gelen Yunus Koç, Proletarya Partisi saflar›nda mücadele yürütürken 2 fiubat 1979’da Ardahan’›n Ölçek köyünde jandarmalar taraf›ndan katledildi.


27

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Stalingrad Zaferi

“Bir ad›m bile geri gitmek yok” “K›fl seferi K›z›l Ordu’nun sald›r› gücünün artt›¤›n› göstermifltir. Birliklerimiz, Almanlar› sadece 1942 yaz›nda iflgal ettikleri bölgelerden atmakla kalmay›p, birbuçuk y›ldan beri düflman›n elinde bulunan kent ve kasabalar› da kurtarm›fllard›r. Almanlar›n güçleri K›z›l Ordunun sald›r›s›na karfl› koymaya yetmemifltir. “Stalingrad muharebesi, 300.000 kiflilik Alman ordusunun kuflat›lmas›, ezilmesi ve kuflat›lm›fl birliklerin yaklafl›k üçte birinin tutsak edilmesiyle

son bulmufltur. Tarihte efline rastlanmayan Stalingrad önlerinde bu dev çarp›flma hakk›nda bir fikir edinmek için, çarp›flma sona erdikten sonra savafl alan›ndan 147.200 ölü Alman asker ve subay›yla, 46.700 ölü Sovyet asker ve subay›n›n toplan›p gömüldü¤ü bilinmelidir. Faflist Alman ordusunun y›ld›z› Stalingrad önlerinde sönmüfltür. Kanl› Stalingrad çarp›flmas›ndan sonra bilindi¤i gibi Almanlar bir daha kendilerini toparlayamam›fllard›r.” (Stalin cilt 14)

1. Emperyalist Paylafl›m savafl›m›ndan yenilgiyle ç›kan Almanya, 1939’da Sovyetler Birli¤i ile sald›rmazl›k anlaflmas› imzalad›¤› halde 1941’de Sovyetler Birli¤i’ne savafl açt›. Bütün Avrupa’y› geçip Moskova ve Stalingrad önlerine ilerleyerek ummad›klar› bir baflar› elde ettiler. 1942 bahar›nda K›r›m yar›madas› ve Harkov bölgesine kadar girerek Kafkasya’y› ele geçirmek için sald›r›ya geçtiler. 17 Temmuz 1942’de Stalingrad’a sald›rmaya

bafllayan Almanlar Stalingrad’› al›rlarsa önlerindeki son engeli de kald›rm›fl olacaklard›. Oysa oraya kadar rahatça giren Almanlar, oradan bir türlü ileriye gidemediler. 28 Temmuz tarihli 227 numaral› emrinde Savunma Halk Komiseri Stalin, “bir ad›m bile geri gidilmemesini” söylüyordu. Savunmada iflçiler ve komsomol üyeleri askeri birlikler ile birlikte çarp›flmaya kat›ld›lar. Alman ordular› kentin bir bölümüne girmeyi baflard›larsa da sokak çarp›flmalar›nda genç, yafll›,

kad›n, erkek, bütün halk savafla kat›ld›. Çok a¤›r kay›plar veren Nazi birlikleri ancak 3,5 km ilerleyebildiler. Temmuz’dan Kas›m’a kadar süren savunma s›ras›nda Almanlar Stalingrad’da 700 bin asker, 1000 tank ve 1400 uçak kaybetti. Kas›m sonlar›nda bafllayan Sovyet karfl› taarruzu, 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›nda bir dönüm noktas› olan Stalingrad çarp›flmas›nda 12 fiubat 1943’te Alman ordular›n›n bozgunu ile sonuçland›.

“Faflist Alman ordusunun y›ld›z› Stalingrad önlerinde sönmüfltür. Kanl› Stalingrad çarp›flmas›ndan sonra bilindi¤i gibi Almanlar bir daha kendilerini toparlayamam›fllard›r.”

D‹SK (Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu) kuruldu

12

fiubat 1967’de ‹stanbul’da fiafak sinemas›nda 3 sendika (Türkiye MADEN-‹fi, Türkiye LAST‹K-‹fi, Türkiye BASIN-‹fi) kongrelerini yaparak önce TÜRK-‹fi Konfederasyonu’ndan ayr›lma, sonra da Türkiye Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu’nu (D‹SK)’i kurmaya oy birli¤iyle karar verdiler. Türkiye GIDA-‹fi sendikas› zaten TÜRK-‹fi’e üye olmad›¤›ndan yapt›¤› kongrede yaln›zca D‹SK’i kurma karar› ald›. Daha önce toplanan ve merkezi Zonguldak’ta bulunan Türkiye Maden ‹flçileri Sendikas› Genel Yönetim Kurulu da kurucu heyet olarak D‹SK’i kurma ve D‹SK’in kurulufl bildirisi ve kurulufl tüzü¤ünü aynen kabul etme karar›n› aynen kabul etmifl bulunuyordu. Böylece 13 fiubat 1967’de bu 5 sendika taraf›ndan D‹SK kuruldu. D‹SK Genel Baflkanl›¤›’n› yapan Kemal Türkler’in reformcu ve revizyonist anlay›fl›na ra¤men iflçi s›n›f›n›n deneyimli ve bilinçli kesimleri bu sendika etraf›nda topland›. D‹SK özünde reformcu karakterdeydi. ‹flçi s›n›f›n›n yükselen sendikal, ekonomik mücadelesinin ihtiyaçlar›n› az çok karfl›layan ve direnifl örgütlemeye çal›flan tek yöneticisi Kenan Budak, 1981 y›l›nda polis taraf›ndan vuruldu. 12 Eylül cuntas›n›n boy hedefi olan D‹SK, kapat›ld›. Ancak 1991 y›l›nda tekrar aç›ld›. D‹SK yeni imaj› ile iflçi s›n›f›n›n mücadelesinin reddi temelinde yeniden flekillenerek günümüze kadar faaliyetlerini sürdürdü.

fieyh Sait Ayaklanmas› 1925 y›l›nda Kürt halk›n›n kurtulufl mücadelesinde önemli bir yer tutan fieyh Sait ayaklanmas›n›n bafllang›c› 1920’li y›llar›n bafllar›na kadar uzan›r. Ayaklanma Kürt cemiyetlerinin 1923 y›l› May›s’›nda “Kürt ‹stiklal (Azadi) Cemiyeti” ad›nda kurduklar› gizli bir örgütün mücadelesinin bir ürünü olarak do¤mufltur

19

25 y›l›nda Kürt halk›n›n kurtulufl mücadelesinde önemli bir yer tutan fieyh Sait ayaklanmas›n›n bafllang›c› 1920’li y›llar›n bafllar›na kadar uzan›r. Ayaklanma Kürt cemiyetlerinin 1923 y›l› May›s’›nda “Kürt ‹stiklal (Azadi) Cemiyeti” ad›nda kurduklar› gizli bir örgütün mücadelesinin bir ürünü olarak do¤mufltur. 19231924 k›fl›nda Kürt önderleri Palu’da yapt›klar› toplant›da Kürt hareketinin gizli çal›flmalar›n›n güçlendirilmesini kararlaflt›rd›lar. Cemiyetin önderlerinden

Yusuf Ziya ve Cibranl› Xal›d Beg bizzat Mustafa Kemal’in emriyle baflkald›r› ve gizli faaliyetlerinden ötürü yakalanarak askeri mahkemede yarg›lanmak üzere Bitlis’e gönderildiler. Yusuf Ziya ve Cibranl› Xal›d Beg’in yerine fieyh Sait, Cemiyet baflkanl›¤›na seçildi. Ard›ndan genel ayaklanman›n bafllat›lmas› ve Türk hapishanelerindeki siyasi Kürt önderlerinin kurtar›lmas› için karar al›nd›. Ulusal ba¤›ms›zl›k hareketi olan fieyh Sait ayaklanmas› k›sa sürede dört vilayeti kap-

sayan genifl bir bölgeye yay›ld›. Ba¤›ms›z Kürdistan talebiyle 13 fiubat’ta bafllayan ve 200 bin Türk askerine karfl› 40 bin Kürt savaflç›s›n›n savaflt›¤› ayaklanma Nisan ortalar›nda çözüldü. fieyh Sait ve ayaklanman›n di¤er önderleri, Murat çay› üzerindeki köprüde yakaland›lar. Ayaklanma bast›r›ld›¤› halde Türk yöneticileri zulümlerine devam etti. 31 May›s’ta Mustafa Kemal halka yapt›¤› ça¤r›da Kürt ayaklanmas›n›n bast›r›lmas›

için gönderilen askeri kuvvetleri eski görevlerine iade edece¤ini fakat ‹stiklal Mahkemelerinin göreve devam edeceklerini ve cumhuriyeti y›kmak ya da ülkenin ilerlemesi önünde durmak isteyen her kim olursa ol“Dünya yaflant›m›n sonu geldi. sun ortadan kald›r›laca¤›n› ilan Kendimi halk›m için feda etti¤ime etti. hiçbir flekilde piflman de¤ilim. 29 Haziran’da Diyarbak›r ‹lerde torunlar›n›z›n bizden dolay› ‹stiklal Mahkemesi, fieyh Sait ve önderli¤inde ayaklanmaya düflman önünde utanç duymamakat›lan 47 kifli hakk›nda idam lar› bizim için yeterlidir” (fieyh Sait’in idama giderken söylekarar› verdi. Karar ertesi gün di¤i son sözler) infaz edildi.


31 Ocak-13 Şubat 2003

28

1

Savafl›n kad›n üzerindeki etkisi

arsça bir sözcük olan SEL‹S’in kelime anlam› ayd›nl›k. Diyarbak›r’da bu isimle kurulu olan flirket, devletin y›llard›r bölgedeki uygulamalar›ndan dolay› a¤›r tahribatlar alan kad›nlara alternatif bir yaflam oluflturma mücadelesi içinde. Savafl›n toplum üzerinde yaratt›¤› a¤›r tahribat›n en çok kad›nlarda ve çocuklarda yafland›¤›n› biliyor ve vurguluyoruz. Gerek Diyarbak›r’da gerekse de T. Kürdistan›’ndaki di¤er illerde uygulamalar› ve ABD’nin Irak’a yönelik savafl projesi kapsam›nda savafl›n kad›n üzerindeki etkilerini biraz daha somutlamak için SEL‹S’te müdür olarak görevli olan Hacire Özdemir’le görüfltük. - Bize flirketinizden, kurulufl amac› ve çal›flmalar›n›zdan k›saca söz edebilir misiniz? - Kurumumuz y›llard›r savafltan etkilenen kad›nlara yönelik çal›flmalar›n› yürüten bir kurumdur. Kurum olarak yaklafl›k 1 y›ld›r çal›flma yürütüyoruz. Halkla iliflkiler dan›flmanl›¤›m›z var. Burada as›l olarak kad›nlar›n haklar›n›n ne oldu¤una yönelik bilinçlendirilmesi çal›flmas› yürütülüyor. Özellikle de aile içi fliddet konusunda. Bunun yan›nda y›llard›r süren savafl›n etkilerinden, bask› ve fliddetten, korucu, asker ve efl bask›s›ndan etkilenen kad›nlar›n tedavisine yönelik çal›flmalar yap›yoruz ve bunlar 6 haftal›k bir zaman› kaps›yor. Bu tarz çal›flmalarla kad›nlar›n ortak paylafl›m ve güven ortam›n› sa¤lamaya çal›fl›yoruz. Ayr›ca kad›nlara yönelik bu tarz kurumlar›n olmas› kad›nlar›n daha rahat gelip gitmesini sa¤l›yor. Bölgede okuma-yazma seviyesinin düflük olmas›ndan kaynakl› okuma kültürü de yok. Bu anlam›yla da çal›flmalarda bu yönlü çabalar da oluyor. Ayr›ca flirketimize ba¤l› bir dikifl atölyesi var. Yöresel giysiler ve kilim yap›l›yor. fiu anda çok fazla insan çal›flt›rma koflulu-

F

muz yok ama bunu büyütmeye çal›fl›yoruz. Bu çal›flmam›zda özellikle kad›n›n ekonomik özgürlü¤ünün kazan›lmas› bilincini verme amac› güdülüyor. Halkla ‹liflkiler Dan›flmanl›¤›’nda sürekli bir uzman psikolog bulunduruyoruz. Bu psikologlar arac›l›¤›yla kad›nlara yönelik tedavi gerçeklefltiriyoruz. - Bölgede yaflanan en ciddi s›k›nt› hangisi ? - Bölge aç›s›ndan genel anlamda insanlar›m›z›n bunun içinde kad›nlar›m›z›n en ciddi s›k›nt›s› kendi dilleriyle kendilerini ifade edememeleridir. Hastaneye veya farkl› bir kuruma gitti¤inde kendini ifade edememeleridir. Bu durum da beraberinde kad›n›n içine kapanmas›n› getiriyor. Bölgede yaflanan temel sorunlardan biri bu. Kendi kimli¤ine yabanc›laflm›fl bir kad›n görmek mümkün bölgede. Kendini ifade edebilmek için erkeklefliyor. Kendi özelliklerini, kendini kad›n olarak ifade etmeyi bir kenara b›rakarak erkek özellikler kuflan›yor. Bu da beraberinde kad›n›n kendisine yabanc›laflmas›n› getiriyor. Buna neden olan etmenleri sayd›¤›m›zda erkek egemenli¤i, bölgenin ekonomik koflullar›, devletin bask›s› had safhada olmas›n› söyleyebiliriz. Bölgede namustan kaynakl› hala cinayetler iflleniyor. Ve yine son dönemde gündemimize yo¤un olarak giren ve bizler aç›s›ndan önemli bir sorun olan k›s›rlaflt›rma uygulamas›. Devlet bunu kabul etmese de bölgede yaflanm›fl örnekleri var. Ameliyat edilen kad›nlar var. Ancak kad›nlar yap›lan ameliyatlar›n k›s›rlaflt›rma amaçl› yap›ld›¤›n› bilmiyorlar. Ameliyattan sonra enfeksiyon kap›yor ve gitti¤i doktorda a盤a ç›k›yor. Bu kad›n bedeni üzerinde uygulanan bir kirli savaflt›r diyebiliriz. Kad›nlar yaflad›klar› bu durumu gizlemeye çal›flarak, hastaland›¤›nda kendi yöntemleriyle tedavi etmeye çal›-

flarak olay› kapatma durumunu tercih ediyorlar. - Devlet uygulad›¤› k›s›rlaflt›rma politikalar›n› kabul etmeyerek k›l›f›n› aile planlamas› olarak gösterdi. Bu uygulamalara iliflkin ne diyeceksiniz? - Bu konuda biz de aç›klama yapt›k. Kad›nlar› hem bu konuda hem de aile planlamas› konusunda bilinçlendirmeye çal›fl›yoruz. Devlet ya da doktorlar etik aç›dan böyle bir yönteme baflvurduklar›nda erke¤in de iznini almak zorundalar. Ancak buradaki uygulamada b›rak›n erke¤in iznini almay›, kad›na haber vermeden, söylemeden yap›l›yor. Uygulamaya maruz kalan kad›n, tedavi bahane edilerek hastaneye yat›r›l›yor. Ameliyat edildikten sonra b›rak›l›yor ancak yap›lanlardan haberi yok. Bu uygulama y›llard›r süren devlet politikas›n›n bir parças› ve kirli savafl›n devam›d›r. Yine fliddete en yo¤un maruz kalanlar›n kad›nlar oldu¤unun da göstergesidir E¤er aile planlamas› yap›lacaksa aileler okullarda bilinçlendirilmeli, okul olmayan köyler var, buralara okullar yap›lmal›, krefller aç›lmal›. Devlet bölgede bir tak›m fleyler yapmak istiyorsa bunlar› yaps›n. Biz k›s›rlaflt›rmay› bir devlet politikas› olarak düflünmek istemiyoruz. Çünkü bizi ürkütüyor. Bu konuda özellikle sa¤l›k personellerinin ve doktorlar›n hassas olmas› gerekiyor. San›r›m Tabipler Birli¤i’nin bu konuyla ilgili özel bir çal›flmas› var. Bu uygulamaya bütünüyle karfl› ç›kmak gerekiyor. Çünkü her fleyden önce yap›lanlar bir insanl›k suçudur. - Zorla göç ettirme politikas›n›n kad›n üzerindeki etkisi nelerdir? - ‹ntiharlar ve birçok psikolojik travman›n nedenini araflt›rd›¤›m›zda, karfl›m›za ç›kan olgu zorla göç ettirilme oluyor. Uzun y›llar köyünde yaflayan kad›n metropollere geliyor, metropolde

yaflam mücadelesi veriyor. Köy ve kentleflme aras›ndaki çarp›kl›k ve bocalama kad›n› bunal›ma itiyor. Köyünde yaflama hakim, yapt›¤› ifle hakim olan kad›n metropollerde tamamen siliklefliyor. Evde dört duvar aras›nda s›k›flan kad›n tam anlam›yla cezaevi koflullar› yafl›yor. Çocuklar›n› yetifltirmede s›k›nt›lar yafl›yor. Bunun yan›s›ra göçün ekonomik krizle birleflen yan›yla kad›n daha fazla eziliyor. Çocuklar›n› nas›l doyuraca¤›, nas›l okutaca¤› çok büyük bir sorun. Bu sorumluluklar› omuzlayan kad›n kendisine ç›k›fl bulamay›nca intihar› çözüm olarak seçiyor. - OHAL için ne diyeceksiniz? - OHAL AB için kald›r›lmamal›, Kopenhang kriterlerine uyum için kald›rmamal›. Bu ülkede yaflayan insanlar için kald›r›lmal›. Geçti¤imiz günlerde burada bir toplant› yap›ld›. OHAL valiliklerinin ve yönetmeliklerinin hiçbiri kald›r›lmad›. OHAL’e ba¤l› olan kurumlar hala devam ediyor. Bunlar›n devam ettirilmesini de savafla haz›rl›k olarak aç›klad›lar. Bunun tamamen kald›r›lmas› gerekiyor. Halk ne OHAL’i ne de savafl› istemiyor ve halk›n bu talebi mutlaka gözönünde bulundurulmal› ve tan›nmal›. Bölgede yasakç› mant›k kendini hala koruyor. Demokratik tepkiler hala yasaklan›yor. Bunlar›n ortadan kalkmas› gerekiyor. Biz kurum olarak savafla ve silahlanmaya karfl›y›z. Ancak egemen güçler sürekli buna a¤›rl›k vermektedir. Savafl, silahlanma çal›flmalar›n›n meflru bir zemine oturtulma çal›flmas›d›r. Biz ABD’nin kendi ç›karlar› için bafllataca¤› bizim hiçbir ç›kar›m›z›n olmad›¤› bu savafl› sadece kad›nlar için de¤il, tüm insanl›k için istemiyor ve karfl› ç›k›yoruz. Bu konuda gerekli tüm çabalar›m›z› hem bireysel hem toplumsal üzerimize düflenleri acilen yapmal›y›z. Çünkü gerek bölge insan› gerekse de tüm insanl›k büyük bir kaosun içine sürükleniyor ve bizim de çok fazla bir zaman›m›z yok. - Kad›n olarak savafl› nas›l

de¤erlendiriyorsunuz? - Savafl istemiyor ve savafla hay›r diyoruz. Çünkü biz y›llard›r savafl›n içindeyiz ve savafl›n yaratt›¤› sonuçlar› çok net görüyoruz. Biz annelerin çocuklar›n›n ve efllerinin gözlerinin önünde kaybedildiklerini biliyoruz. Savafla yak›n bölgeler olarak Diyarbak›r, Mardin ve di¤er illere mülteciler gelecektir. Bunlar›n da yo¤un olarak yaflayacaklar› sorunlar olacakt›r mutlaka. Gelecek mültecilerin büyük bir ço¤unlu¤unu kad›n ve çocuklar›n oluflturaca¤›n› söylemek san›r›m yanl›fl olmayacakt›r. Bunlar›n sorunlar› da a盤a ç›kacakt›r. Bugün dünya ve ülkemiz halklar› savafla karfl› ç›ksalar da egemen güçler zengin petrol yataklar›n› ele geçirmek için bu savafl› yapacaklar. ABD gözü doymad›¤›, sürekli farkl› topraklar› ele geçirmek istedi¤i için Irak’› bombalad›ktan sonra baflka bir ülkeye s›ra gelecektir. Bu anlam›yla da bu savafla tüm gücümüzle karfl› ç›kmam›z gerekiyor. - Kad›nlar savafl sonucu intihar edecek kadar bunal›ma girmifl durumda. Bölgede kad›nlar›n üzerinde savafl›n yaratt›¤› etkiyi somutlar m›s›n›z? - OHAL burada belki kalkt› deniliyor ama etkileri hala devam ediyor. Korucu ve asker bask›s› ki bu köylerde daha yo¤un yaflan›l›yor- hala devam ediyor. Bir savafl durumunda bunlar yeniden yaflanacakt›r. Ve buradaki halk›n böylesi bir durumu kald›racak gücü yok. Mesela y›llard›r bölge OHAL ile yönetiliyordu. fiimdi OHAL’siz bir yaflam nedir diye sorarsan›z kimse bilmez. Buradaki insanlar flu anda acaba OHAL’siz bir yaflam nas›l oluyor sorusunu bekliyor. Çünkü insanlar hep savafl ortam› gördü, gençler, çocuklar bu ortamda büyüdü. Özellikle analar merak ediyor. Çünkü eskiden çocuklar› evden ç›kt›¤›nda acaba akflam eve sa¤ m› dönecek sorusu ve korkusuyla yafl›yordu. fiimdi analar bu savafl tart›flmas›yla bu kayg›lar› yeniden yaflamaya bafll›yor.

Gelecek mültecilerin büyük bir ço¤unlu¤unu kad›n ve çocuklar›n oluflturaca¤›n› söylemek san›r›m yanl›fl olmayacakt›r.


29

1

31 Ocak-13 Şubat 2003

Kad›nlar sinema yap›yor D

ünyan›n çeflitli ülkelerinde yaflayan kad›nlar›n, yaflam öykülerinden kesitlerin sergilenece¤i Filmor festivali, kad›nlar›n yaflamlar›na ayna tutmay› hedefliyor. Kad›nlar›n Sinema Atölyesi ve Women Make Movies (WMM)’in gerçeklefltirdi¤i; Uçan Süpürge, Pazartesi Dergisi, fiirinköy Fiskos Kad›nlar Çevre Kültür

En iyi film seçildi AFM Sinemalar› ve Kolektif Prodüksiyon’un birlikte düzenledi¤i, 1. ‹stanbul 2. AFM Uluslararas› Ba¤›ms›z Filmler Festivali’nde en iyi film ödülüne “Mutlu Y›llar Sharon” adl› film lay›k görüldü. AFM Beyo¤lu Fitafl Sinemas›’nda gerçeklefltirilen ödül töreninde, aralar›nda sanatç› Lale Mansur ve Ümit Ünal’›n da bulundu¤u jüri, “En ‹yi Film” ödülüne “Mutlu Y›llar Sharon” filminin de¤er görüldü¤ünü aç›klad›. Festivalde izleyicilerin kulland›klar› oylarla belirlenen “En Çok Sevilen Film” ödülünü ise “Beden Monologu” adl› filmin kazand›¤› belirtildi. Törende, “Mutlu Y›llar Sharon” filmini yöneten Gözde Hiçdurmaz ve Russell Zel›nderi ile “Beden Monologu” filmini yöneten Cem Yard›m’a ödülleri sunuldu. Törenin ard›ndan davetlilere, izleyicilerden en çok oyu alan k›sa filmlerden bir bölüm gösterildi. (D‹HA)

ve ‹flletme Kooperatifi ile Feminist Kad›n Çevresi taraf›ndan desteklenen Filmor “Kad›nlar Sinema Yap›yor” festivali 2 fiubat’ta bafllayarak ve 9 fiubat’a kadar sürecek. Festivalin bütün filmleri Bilgi Üniversitesi Dolapdere salonlar› ile Frans›z Kültür Merkezi’nde (FKM) gösterildi. Kad›nlar›n tüm yaflam deneyimlerine, gizli kalm›fl yönlerine ›fl›k tutarak görünür k›lmak, kad›nlar›n sinemaya kat›l›m›n› sa¤lamak, bu alandaki üretimini desteklemek, gelifltirdikleri sinema ürünlerini izleyici ile buluflturmak, Feminist sineman›n tart›fl›lmas›na olanak yaratmak ve dayan›flma örgütleri kurmak festivalin amaçlar› aras›nda. Festivalde gösterilecek filmler; Kad›nlar›n Belle¤i, Kad›nlar ve Ekonomik Geliflme, Kendine Ait Bir Cüzdan, Toplumsal Cinsiyet olmak üzere 4 kategoriyi kaps›yor.

erçek sanatç›lar yazd›klar› fliir, roman, öykü ve senaryolarla; söyledikleri türkülerle vb. halk›n ac›lar›n›, sevinçlerini, kavgalar›n›, sevdalar›n› dile getirdiler. Bundand›r ki onlar hep bask› ve tehditlere maruz kald›lar. Vahfletin ve zulmün en karanl›k dönemlerinde dahi türküleri ve fliirleri dilden dile dolaflt›. Ne zulüm tehditleri, ne demir parmakl›klar ve ne de sürgünler... hiç ama hiçbiri onlar› kavgalar›ndan ve sevdalar›ndan al›koyamad›. Onlar “halk›n sanatç›s› ayn› zamanda halk›n savaflç›s›d›r” gerçe¤ini defalarca dile getirerek, ona uygun davrand›lar. Tam da bundan dolay› halk›n sanatç›lar›na ve halk›n davas›na sahip ç›kmak; Naz›mlar›, Ahmed Arifleri, Y›lmaz Güneyleri, Ape Musalar›, Ahmet Kayalar›, Mahzuni fierifleri anmak oldukça önemlidir. Bu anlay›fl ve perspektifle 12 Ocak 2003 tarihinde iki bin kiflinin kat›ld›¤› anma gecesinde Ferhat Tunç, K›v›rc›k Ali, Arzu, Tohum kültür Merkezi bünyesinde faaliyet yürüten Tohuma Türkü müzik grubu, ‹syana Özlem çocuk korosu, Tohum Çocuk Halk oyunlar› ekibi, Serhat Tunç Ar›can ve Hüseyin Ak›c› yer ald›lar. Gecede AT‹K, ILPS, ‹flçi köylü, Partizan, YDG ve Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤inin mesajlar› okundu. Ayr›ca; Tohum Kültür Merkezinin haz›rlam›fl oldu¤u “Su Damlas›na S›¤d›r›lan Yaflam” adl› belgeselden kesitler sunuldu ve halk sanatç›lar›n›n yaflamlar›n› anlatan dia gösterimi yap›ld›. Kitlenin yo¤un ilgisinin oldu¤u etkinlik günün anlam ve önemine uygun bir flekilde sonuçland›. (Londra)

G

Ahmet Telli dinletisi fi

Ö

Ç

ça¤›n tan›¤› ve san›¤› olanlard›r!

air Ahmet Telli, olas› Irak savafl›n›n yaklaflt›¤› bir süreçte en çok fliire ihtiyaç oldu¤unu söyledi. Ritüel Kitabevi’nde söylefli düzenleyen fiair Ahmet Telli, ABD’nin emperyalist politikalar›n›n savafl› dayatt›¤›n› ifade etti. ‹nsanl›ktan ve bar›fltan yana olan herkesin bu savafl rüzgar›na karfl› ç›kmas›n› isteyen Telli, “Savafl›n yak›nlaflt›¤› bu süreçte, en çok aflka ve fliire ihtiyaç var. Amerikan emperyalizmi egemenlik isterken fliir ve flair egemenlik istemez. Kendi fliirinizin flairi olun” diye konufltu. Telli daha sonra sevilen fliirlerinden oluSavc›l›- flan bir fliir dinletisi sundu. (D‹HA) ¤› taraça¤r›s›nda bulunmufllard›. f›ndan soruflturma aç›ld›. Irak’a yönelik bir sald›r›- Grup Yorum’un konserde ya karfl› olduklar›n›, yapt›¤› bu konuflmalar ile KahrolABD’nin Ortado¤u’daki seyircilerin att›¤› “K petrol pazar›na hakim ol- sun Amerika” sloganlar›n› mak için savafl› bahane et- gerekçe olarak gösteren ti¤ini belirten Grup Yorum savc›l›k grup elemanlar›n›n elemanlar›, son kaset çal›fl- ifadesini ald›. Grup Yorum elemanlar› Dört malar› “Feda”dan “D ise yapt›klar› konuflmalar›n Mevsim Aç” isimli flark›lar›n› seslendirerek, F tipi ha- her yerde dile getirildi¤ini pishanelerdeki tecrit ve söyleyerek soruflturman›n Ölüm Orucu ile ilgili bir ko- sona erdirilmesi gerekti¤ini nuflma yapm›fllar, hükü- söylediler. (‹stanbul) ölümleri durdurun” mete “ö

Özgür Radyo yay›na “Kahrolsun Amerika” davalarla bafll›yor slogan›na soruflturma zgür Radyo yeni yay›n hayat›na yine davalarla bafll›yor. 1995 y›l›nda 95.1 frekans›ndan yay›n yapmaya bafllayan Özgür Radyo yedi y›ll›k yay›n yaflam›nda RTÜK’ün verdi¤i cezalar nedeni ile 3 y›l 9 ay yay›n yapamad›. Buna karfl›n Özgür Radyo 1.5 y›ld›r yay›nlar›n› internet üzerinden devam ettirerek dinleyicileri ile bulufltu. Hakk›nda verilen cezan›n 4 fiubat günü dolaca¤›n› ve yeniden ayn› frekanstan yay›na devam edece¤ini aç›klayan Özgür Radyo çal›flanlar› bu arada RTÜK’ün bofl durmad›¤›n› da eklediler. RTÜK yapt›¤› toplant›da Özgür Radyo hakk›nda yeniden dava açmaya haz›rlan›yor. Gerekçe ise izinsiz yay›n yapmak. RTÜK sitesinde orum’da düzenledi¤i yay›nlanan bilgilere göre radyonun 3984 say›l› konserinde, ABD’nin yasan›n 34. maddesine ayk›r› davrand›¤› aç›kla- Irak’a sald›r›s› ve Türkin›yor. (‹stanbul)

Gerçek ayd›nlar yaflad›klar›

ye’deki üsler hakk›nda konuflma yapan Grup Yorum elemanlar›na Cumhuriyet


31 Ocak-13 Şubat 2003

30

‹flçi-köylü’den ANT‹-EMPERYAL‹ST MÜCADELEDE YO⁄UNLAfiMAK GÜNCEL GÖREVLER‹M‹ZDEN B‹R‹D‹R Bafl haydut’un Irak’a yönelik sald›r› haz›rl›klar› tüm h›z›yla devam ediyor. Bush ve suç ortaklar› petrol ve silah sanayicileri sald›r› için pefl pefle ürettikleri tüm senaryolar, gerekçeler, gerçek amaçlar›n› gizlemeye dönük yalanlar oldu¤unu daha önceki yaz›lar›m›zda ortaya koyduk. Bugün b›rakal›m komünist, devrimci ve ilerici güçleri dünya kamuoyunun önemli bir bölümü afla¤›da özetleyece¤imiz düflünceleri asgari düzeyde paylafl›r durumdad›r. Her fleyden önce Saddam diktatörünün yarat›c›s› emperyalist haydutlard›r. E¤er Saddam “dünya bar›fl›” için bir tehdit ise ABD ve suç ortaklar› dünya bar›fl› için en büyük tehdittirler. Yak›n tarihimizde ve yine bugün dünyan›n farkl› bölgelerinde yarat›lan tüm haks›z savafllar›n, farkl› milliyetlerden halklar›n birbirini bo¤azlayan çat›flmalar›n arkas›nda bafl haydut ve suç ortaklar› vard›r. fiöyle yak›n tarihimize bakal›m: Irak-‹ran savafl›nda Saddam diktatörünün arkas›nda emperyalist haydutlar vard›. Saddam diktatörünü Kuveyt’i igal etmeye yönelten, Halepçe katliam›na seyirci kalan yine bu emperyalist haydutlard›. Dolay›s›yla Irak halk›na sald›rmak için gerekçe üstüne gerekçe üreten bafl haydut ve suç ortaklar› art›k kendi kamuoylar›n› ikna etmekte dahi zorlan›yorlar. Bugüne kadar üretilen tüm yalanlara ve BM deneticilerinin k›flk›rt›c› aç›klamalar›na ra¤men bafl haydut ve suç ortaklar› sald›r› için gereken kamuoyunu yaratamad›lar. Hem de tekellerinde bulundurduklar› yalan makinelerinin tüm çabalar›na ra¤men. Tam tersine dünya kamuoyunun önemli bir bölümü, bafl haydutu Ortado¤u’ya çeken Saddam diktatörünün dünya “bar›fl›” için oluflturdu¤u tehdit de¤il, petrol ve di-

¤er zenginlik kaynaklar›n› denetim alt›na alma çabas› oldu¤unu görmektedir. Tüm bunlara ra¤men mevcut güçler dengesinden kaynakl› olarak bafl haydut bu tepkileri dikkate almadan sald›r›ya geçebilir ve k›sa vadede belli baflar›lar sa¤lamas› da pekala mümkündür. Ama uzun vadede, bafl haydut’un ifli zor. Bafl haydut’un Filistin, Afganistan suç dosyalar›na Irak dosyas› da eklenecektir. Suç dosyalar›na paralel olarak Ortado¤u ve komflu halklar›n›n öfkesi de giderek büyüyor. ABD karfl›t› bu öfke ABD’nin bölgedeki uflak yönetimlerini de korkutuyor. Uflak yönetimlerinin “bar›fl sever” kesimleri bu korkunun ürünüdür. Elbette ki bu tabloyu bafl haydut ve suç ortaklar› da görmüyor de¤il. Ama içine düfltükleri ekonomik krizi, bölge zenginlikleri üzerinde denetim kurarak asgari düzeye indirebileceklerini düflündüklerinden her türlü pervas›zl›¤a bafl vurmaktan çekinmemektedirler. Yine onlar› bu denli sald›rganl›¤a iten, siyasal iktidar perspektifiyle anti-emperyalist mücadeleyi yürüten devrimci ve komünist partilerin zay›fl›¤›d›r. Evet, bugün dünya co¤rafyas›nda ezilen halklar cephesinde mayalanan bir anti-emperyalist bilincin geliflmesinden söz edebiliriz. Ama henüz ciddi anti-emperyalist hareketlerden söz edemeyiz. Geliflen hareketlerin ço¤u emperyalist-kapitalist sistemin çok yönlü ve kapsaml› olarak yarat›¤› tahribatlara bir itiraz niteli¤ini tafl›maktad›r. Bu nesnel zemin üzerinde devrimci ve komünist güçlerin sürece müdahale etmesi; bu müdahale içinde, kitlelere anti-emperyalist bilincin tafl›nmas›, yeni taze güçlerle ba¤ kurulmas› bir zorunluluktur. Bu zorunluluk bugün bize bafl haydut ve suç ortaklar›n›n Irak halk› flahs›nda

Ortado¤u ve dünya halklar›na vermeye çal›flt›¤› terörist mesaja karfl›, bulundu¤umuz her alanda savafl karfl›t› platformlar› içinde yer almay›, yeni platformlar›n oluflturulmas› için ön ayak olmay› dayat›yor. Bu terörist mesajdan ç›karmam›z gereken sonuç anti-emperyalist mücadeleye bu süreçte daha bir ivme kazand›rmakt›r. Çünkü somut bir olguyla yüz yüzeyiz. Yani zay›f da olsa y›¤›nlar›n tepkilerine tercümanl›k yapacak, onlarla ba¤ kurmam›z› sa¤layacak somut bir gerçeklikle karfl› karfl›yay›z. Yapaca¤›m›z tek fley; kitlelerin sonuçlardan hareketle gözleriyle gördüklerini, bilimsel bir temelde çözümlemek, neden ve niçinleriyle birlikte ortaya koymakt›r. Tabi ki yaln›z ortaya koymak ve belirlemek yetmez. Önemli olan bu belirlemelere uygun olarak pratik ad›mlar›m›z› daha bir h›zland›rmakt›r. TC’Y‹ ‹STANBUL Z‹RVES‹ DE KURTARMAYACAKTIR Bir önceki say›m›zda TC’nin yapt›¤› “bar›fl” hamlesinin alt›nda yatan gerçekleri ortaya koymufltuk. ‹stanbul Zirvesi’yle birlikte TC bu ikiyüzlü politikalar›n› sürdürdü ve sürdürmeye devam ediyor. Savafla karfl› oldu¤unu söyleyen Türk egemen s›n›flar›, Hava alanlar›n›, Limanlar›n› bafl haydut’un denetimine sunmufl durumdalar. Dolay›s›yla “savafla karfl›y›z” söylemleri ikiyüzlü ve sahtekar söylemlerdir. Yine co¤rafyam›za ne kadar ABD askeri yerleflece¤ine dair yapt›klar›n› iddia ettikleri “pazarl›k da” büyük palavra ve yaland›r. Çünkü; Havaalanlar›nda ve Limanlarda yap›lanlar pazarl›¤›n de¤il, savafla haz›rl›¤›n resmidir. TC bu savafla emperyalist efendisinin ç›karlar› u¤runa flu veya bu flekilde girmeye mahkumdur. Çünkü; içinde bulunduklar› ekonomik krizi atlatman›n bir yolu olarak efendilerine tetikçilik yapmakta, baflka halklar›n kan ve göz yafllar› üzerinde ömrünü uzatacak, toplumsal muhalefeti susturmaya çal›flmaktad›r. TC tarihinde bunun örnekleri çoktur. Çünkü her fle-

1 yin bir bedeli vard›r. Bu uflakl›¤›n bedeli de Irak halk›na karfl› sald›rganl›k, Filistin halk›n› katleden ‹srail Siyonistleriyle de her türlü ortakl›¤› kaps›yor. Türk egemen s›n›flar›n›n yapt›¤› da budur. ‹slamc› Gül ve Tayyip de t›pk› di¤er uflaklar› gibi BM çetesi ve Bush’un a¤z›yla konufluyorlar. “Savafl önleminin” adresi olarak Saddam’› gösteriyorlar. Nitekim TC’nin Baflbakan› Gül, Davos’ta gerçek niyetlerini a盤a vurdu. “Evet, savafl› önlemek için çal›fl›yoruz ama savafl önlenmezse, müttefiklerimizin yan›nda yer al›r›z.” Halk›n dini duygular›n› istismar eden bu uflaklar›, suçlar›yla birlikte en genifl kitlelere teflhir etme görevleriyle yüz yüzeyiz. ABD askerlerinin co¤rafyam›zdan defolup gitmelerini içeren sloganlar› alanlarda hayk›rma görevleriyle yüz yüzeyiz. KÜRT CEPHES‹NDE DE⁄‹fiEN B‹RfiEY YOK! Kürt tarihi direnifller ve ihanetler tarihidir. Kürt tarihi cellatlar› aras›ndaki çeliflkilerden yararlanma ad› alt›nda, cellatlar›na yem olma tarihidir. ‹flte o tarihi süreçlerden birini daha yafl›yoruz. Irak Kürdistan›’nda Kürt halk› içinde etkin olan, Talabani ve Barzani önderlikli partiler, kurmaylar›, Tahran, Ankara ve emperyalist haydut’lar üçgeninde dönüp duruyorlar. Ayr›ca Barzani’nin Irak yönetimiyle görüfltü¤ü iddialar› da söz konusudur. Ama görünen O ki; bu güçler bu sefer esas olarak bafl haydut’un k›l›c›n› sallayacaklar. Bugün izlenen bu politikalar›n ortaya nas›l bir sonuç ç›karaca¤› noktas›nda derinlemesine bir tahlile gerek yok. Geçmiflin deney ve tecrübeleri bize özde bir fleyin de¤iflmeyece¤i verilerini sunmaktad›r. Çünkü; bu burjuva feodal önderliklerin beyinlerinde özgürlük yok. Ve özgürlük Kürt topraklar›nda hala çok uzakta. ‹MRALI Ç‹ZG‹S‹ DE KADEK’‹ HEDEF OLMAKTAN ÇIKARAMADI TC Kürt topraklar›nda bu sald›rganl›k atmosferi içinde öngördü¤ü politikalar› uygu-

lamaya çal›fl›yor. Di¤er bir söylemle Kürt ulusuna karfl› yürüttü¤ü imha ve inkar siyasetini daha da derinlefltirmeye çal›fl›yor. Öcalan’a konulan ziyaret yasa¤›, gerillaya yönelik yürütülen imha operasyonlar›, Kürtçe isimlerin yasaklanmas› için pefl pefle aç›lan davalar… Tüm bunlar›n yan› s›ra Irak Kürdistan›’nda bulunan KADEK’in silahl› güçlerine karfl› TC ile ABD aras›nda belli anlaflmalar›n olabilece¤i gerçe¤ini de asla gözden kaç›rmamak gerekir. TC’nin Kürt topraklar›na yapt›¤› askeri y›¤›na¤›n baflka bir aç›klamas› olamaz. Yaflanan tüm bu geliflmelerin KADEK cephesinde yaratt›¤› etkiyi KADEK sözcüleri taraf›ndan yap›lan aç›klamalardan hareketle bir sonuca varmak çok zor. Çünkü; aç›klamalar çeliflkili, söylemle pratik aras›nda uyum yok. Dolay›s›yla gerçek tabloyu, yap›lan aç›klamalarda de¤il, izlenen pratik hatta aramak en do¤ru ve bilimsel oland›r. Her fleyden önce ‹mral›’da süren “Avukat ve ziyaret yasa¤›n› tek bafl›na Öcalan’›n bölgeye iliflkin politikalar sunmas›na” dönük bir giriflim oldu¤unu iddia etmek yerli yerine oturan bir sav›n gerçek s›n›rlar›n› zorlamaktad›r. Keza KADEK ve Öcalan’›n Kürt sorununun çözümü için baflta bafl haydut olmak üzere di¤er tüm emperyalist güçlere ça¤r›da bulunduklar› bilinen bir gerçek. Son günlerde burjuva gazetelerinde yay›nlanan haberlerin do¤rulu¤u ve yanl›fll›¤› tart›fl›labilir. Ama tart›fl›lmayan bir gerçek var ki, o da KADEK ve önceli olan PKK’nin bu yönlü isteklerinin daha önce de kamuoyuna yans›d›¤› olgusudur. Aç›k olan flu ki; ‹mral›’da uygulanan tecrit politikas› TC’nin yürüttü¤ü genel sald›r›dan ba¤›ms›z de¤ildir. Bilindi¤i gibi yurtsever güçler enerjisini bir dönem idama karfl› kampanyaya kilitlerken, flimdi ise tecrite karfl› kampanyaya kilitlemifl durumdalar. Egemen s›n›flar›n burada oynamaya çal›flt›klar› ince taktikleri iyi görmek gerekir. Elbette ki bizler ‹mral›’da uygulanan tecrit politikas›na karfl› da tav›r almak zorunday›z.


31 Ocak-13 Şubat 2003

31

1

fiehitlerimizi anarak umudumuzu büyütüyoruz Bu tarih enternasyonal proletaryan›n ülkemizdeki temsilcisi ve ezilen s›n›flar›n, ezenlere karfl› sürdürdü¤ü 30 y›ll›k bir destand›r. Öyle bir tarih ki 300’ü aflk›n flehitleriyle ayd›nlat›yor yolumuzu. 1978’de Proletarya Partisi’nin 1. Konferans›’nda ald›¤› kararla Ocak ay›n›n son haftas›n› Parti ve devrim flehitleri haftas› olarak ilan etmesinin ard›ndan, her y›l Ocak ay›n›n son haftas›nda devrim ve parti flehitleri çeflitli etkinliklerle an›l›yor. Bu çerçevede de Türkiye ve Avrupa’da yap›lan anmalarla bir kez daha flehitler an›ld›.

ve parti flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflunun ard›ndan bir arkadafl yapt›¤› konuflmada “bir tarihtir yaz›lan. Bu tarih enternasyonal proletaryan›n ülkemizdeki temsilcisi ve ezilen s›n›flar›n, ezenlere karfl›

MALATYA Malatya’daki Partizan okurlar› 26 Ocak Pazar günü bir etkinlik düzenledi. Duvarlar›n baflta ‹brahim Kaypakkaya olmak üzere 5 ustayla birlikte devrim flehitlerinin foto¤raflar›yla süslendi¤i anmada devrim

sürdürdü¤ü 30 y›ll›k bir destand›r. Öyle bir tarih ki 300’ü aflk›n flehitleriyle ayd›nlat›yor yolumuzu. fiimdi onlar› anmak kavgaya dört elle sar›lmakt›r!” dedi. Konuflman›n ard›ndan k›sa bir sürede anmaya haz›rlanan

ALMANYA-NRW NRW, Partizan okurlar› taraf›ndan 25 Ocak 2003 tarihinde Hagen Gençlik ve Kültür

Program: Suavi ve grubu K›v›rc›k Ali Arzu fiahin Grup fiiar Ozan Dino Halk Oyunlar› Konuflmac›lar: Den Haag Belediye Baflkan› Drs. WJ. Deetman Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K/ Baflkan›) Çeflitli Parti Temsilcileri Anti-faflist gruplardan konuflmac›lar

15 fiubat 2003 Cumartesi Saat: 16:00 Yer: Dr. Anton Philipszaal Spuiplein 150 Den Haag

nen gece 16:00’da sayg› durufluyla bafllad›. Gece Tertip Komitesi ad›na yap›lan konuflmada Parti ve devrim flehitlerini anman›n tarihsel önemine de¤inilerek gündemde olan F tipleri ve Irak’a yönelik müdahale ve benzeri konularda

Malatya Grup Umuda Yolculuk güzel bir müzik dinletisi verdi. fiiirler okunduktan sonra yap›lan sohbet ve halaylarla anma etkinli¤i sona erdi.

Irkç›l›¤a ve Ayr›mc›l›¤a Karfl› T‹ÖD’ün 20. Kurulufl Y›ldönümünde Buluflal›m

Derne¤i’nde 100 kiflinin kat›l›m› ile parti ve devrim flehitleri anmas› yap›ld›. Sayg› duruflu ile bafllayan anma toplant›s› aç›l›fl konuflmas›n›n okunmas› ile bafllad›. Yaz›da özellikle içinden geçti¤imiz sürecin önemi vurguland›. Yap›lan dia gös-

Paris teriminin ard›ndan, okunan fliir ve söylenen marfllarla birlikte anma sona erdi. PAR‹S 26 Ocak’ta Paris’te düzenle-

aç›klamalarda bulunuldu. Çeflitli türkü, fliir ve halk oyunlar›n›n ard›ndan geceye gönderilen TKP/ML YDB ve di¤er devrimci örgüt mesajlar›yla etkinlik son buldu

Umut Yay›mc›l›k’tan ç›kan son kitaplar


UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ YEN D E M O K R A S

YOLUNDA

Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Bar›fl AÇIKEL

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: MEfiRUT‹YET MAH. KONUR SOK. NO: 14/24 KIZILAY/ANKARA TEL: (0312) 418 25 26 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84

Aksaray-Fatih/‹STANBUL.

Bask›: Gün Matbaac›l›k

BÜROLAR

Genel Da¤›t›m: YAY-SAT

➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 536 558 45 04 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0535 454 22 50 ➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54

ISSN: 1303-0299

➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N CEP: 0543 434 12 53

@mail: haber@iscikoylu.org

➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Siz öldürülecek yaflta m›s›n›z? Kendi ambargosu nedeni ile 1.5 milyon Irakl› çocu¤un yaflam›n› yitirdi¤i, yönetti¤i dünyada 25 milyon çocu¤un mülteci hayat› yaflad›¤›, son on y›lda 2 milyondan fazla çocu¤un çat›flmalarda öldü¤ü, 6 milyonunun yaraland›¤›, 4 milyonunun AIDS nedeni ile, on bin çocu¤un kara may›nlar›na basarak yaflam›n› yitirdi¤i bir dünyada ABD’nin kuklas› BM’den ne beklenebilir ki? *“Çocu¤un özel yaflant›s›na, ailesine, konutuna, iletiflimine, onur ve itibar›na haks›z olarak müdahale edilemez” (Uluslararas› Çocuk haklar› sözleflmesiMadde 16) *“Çocu¤un esenli¤i ve sa¤l›¤›n›n geliflimi için bilgi ve belge edinmesi sa¤lan›rken, az›nl›k gruba ya da yerli ahaliye üye olufluna göre dil gereksinimi dikkate al›n›r” (TC bu maddeye çekince koymufltur-UÇHS -Madde 17) *“Çocuk her türlü sömürü, kötü muamele, fliddet ve ihmale karfl› korunur (UÇH S. Madde 19)” Kula¤a hofl gelen bu söylemleri rahatl›kla ço¤altabiliriz. Çünkü emperyalist sistemdeki devletler olumsuz gerçekleri de¤ifltirmek yerine güzel söylemleri, vaatleri öne ç›kart›yorlar. Riyakarca, durmaks›z›n belge imzal›yor, daha

h›zl› olarak da bask› ve fliddet tezgah›n› çal›flt›r›yorlar. Öyle de olsa bunlar› duymak insanlar› rahatlat›yor. Olumsuzluklar› perdeliyor. Hele de kendisi do¤rudan yaflam›yorsa. Ancak t›pk› bir Türk atasözünde oldu¤u gibi “aynas› ifltir kiflinin lafa bak›lmaz.” Öyleyse biz de onlar›n prati¤ine bakal›m. Ve bafllarken de ilk olarak Adolf Hitler’in bir sözünü aktaral›m; “Savafl› seçecek kadar ak›ls›z de¤ilim. Biz bar›fl ve uyumdan baflka bir fley istemiyoruz. Eski düflmanlar›m›za dost elimizi uzat›yoruz. Alman halk› ne zaman sözünde durmam›flt›r ki?” Hitler’in prati¤i ne olmufltu? Tekrar etmenin gere¤i yok. Hemen herkes biliyor ve lanetle an›yor. Peki Ariel fiaron’un söyledikleri ve yapt›klar›? O da Hitler kadar cesurdur

yapt›klar›n› anlat›rken. ‹flte günümüz ‹srail Baflbakan› Ariel fiaron’un 1956’da General Ouze Merham’a verdi¤i demeç; “Ben uluslararas› ilkeler falan bilmem. Bu topraklarda do¤acak her Filistinli çocu¤u yakaca¤›ma yemin ederim. Filistinli kad›nlar ve çocuklar erkeklerden daha tehlikelidir. Çünkü Filistinli bir çocu¤un hayatta kalmas›, nesillerinin devam edece¤i anlam›na gelir. Ama bir erkek çok fazla bir tehlike yaratmaz. Yemin ediyorum, e¤er sade bir ‹srail vatandafl› olsayd›m ve bir Filistinliyle karfl› karfl›ya gelseydim, onu yakard›m ve ac› çekmeden ölmesine izin vermezdim” “Bir vuruflta 750 Filistinliyi öldürdüm. (Ayn› y›l Refah mülteci kamp›nda) Askerlerimi Arap k›zlara tecavüz etmeleri için cesare t l e n d i r d i m . Zaten Filistinli kad›nlar Yahudilerin kölesidir ve onlara istedi¤imiz herfleyi yapabiliriz. Kimse bize ne yapaca¤›m›z› söyleyemez. Ama biz baflkalar›na emir verebiliriz.” Konuflan›n Hitler olmas› ihtimali yabana at›l›r gibi durmuyor. ‹srail ve Yahudi yerine Alman ve Nazi; Filistin ve Arap yerine de Yahudi kelimelerini koyarak okudu¤umuzda iki faflistin kardeflli¤ini görüyoruz. Bu faflistlerin ›rkç› zihniyetlerine göre çocu¤un suçsuz, günahs›z olmas› de¤il kimin çocu-

¤u oldu¤u önemlidir. ABD ve ‹srail’in stratejik orta¤› TC egemenleri de görüldü¤ü kadar› ile onlarla ayn› fikirdedir. Ayn› fikirdedir, çünkü 14 ayl›k bir k›z bebe¤i Garam El Tel, ‹srail askerlerinin El-Halil’de Pazar yerine att›klar› bomba sonucu bo¤ulup öldü¤ünde ses ç›kartmam›flt›r. ‹sa’n›n do¤umu ile bafllat›lan y›ldönümünde, daha 1 Ocak 2003’de 13 ve 16 yafllar›nda üç Filistinli çocuk ayn› kiflilerce öldürüldü¤ünde ses ç›kartmam›flt›r. Son iki y›lda yüzlerce Filistinli çocu¤un öldürülmesine, iflgale, konutlar›n bombalanmas›na ses ç›kartmam›fl, ama bir Filistinlinin feda eyleminde ‹srailli bir çocu¤un ölmesi üzerine resmi aç›klama yaparak olay› k›nam›flt›r. Duyarl›l›k göz yaflart›c›d›r. Cenin’de aç›kça soyk›r›m yap›l›rken Ecevit bir “gaflete” düflerek ‹srail zulmünü k›nad›¤› için defalarca özür dilemifl, zulmün koyu karanl›k günlerinde tank ihalesi ‹srail’e verilmekten geri durulmam›flt›r. Çocuklara iflkence yap›lan, tutuklanan, sokaklar-

da perperiflan dolanan, daha dünyaya gözlerini açt›¤›nda 1650 dolar borçla karfl›lanan bebeklerin oldu¤u, çocu¤unu okutamad›¤› için intihar eden babalar›n ço¤ald›¤› ülkemizde elbette egemenlerin daha farkl› davranmalar›n› beklemiyoruz. Çünkü sömürü gerçe¤i de s›n›f gerçe¤i de akla kara gibi ayr›flm›flt›r. Çünkü idam edilerek öldürülme s›ras›nda bile son iste¤i o¤lundan önce as›lmak olan Seyit R›za’ya o¤lunun ölümünü yaflatan, kapkara bir zihniyet ile karfl› karfl›yay›z. Keza BM’den bir fley beklemiyoruz. Kendi ambargosu nedeni ile 1.5 milyon Irakl› çocu¤un yaflam›n› yitirdi¤i, yönetti¤i dünyada 25 milyon çocu¤un mülteci hayat› yaflad›¤›, son on y›lda 2 milyondan fazla çocu¤un çat›flmalarda öldü¤ü, 6 milyonunun yaraland›¤›, 4 milyonunun AIDS nedeni ile, on bin çocu¤un kara may›nlar›na basarak yaflam›n› yitirdi¤i bir dünyada ABD’nin kuklas› BM’den ne beklenebilir ki? ABD’ye, ‹srail’e serbest olanlar hangi hukukla

baflkalar›na yasakt›r? Tersinden herkese yasak olan nas›l ABD’ye ve ‹srail’e serbesttir? Vietnam’da ölen çocuklar için “hepsi de ölecek yafltayd›” diyen ABD baflkan› Nikson, Irak’ta ambargo nedeni ile ölen çocuklar için; “üzücü ama gerekliydi” de¤erlendirmesini yapan ABD’nin o tarihteki D›fliflleri Bakan› Albrayt, açl›kla parça parça ölüme giden Filistinli çocuklar için “en az›ndan yafl›yorlar” diyerek lütufta bulunan ‹srail Sa¤l›k Bakan› filomo Benizri’nin… ve bu nitelikteki tüm yöneticilerin yarg›lanmas› gerekmez mi? Irk, cins, milliyet ayr›mc›l›¤›n›n olmad›¤› bir dünya için mücadele, antiemperyalist mücadeledir. Gerçek demokrasi için mücadeledir. Tek bir çocuk öldü¤ünde gerçekten ç›ld›raca¤›m›z ve do¤al ölümlerin d›fl›nda ölümlerin tarihten silinece¤i yeni bir dünya için mücadele görevimizi sürdürelim. ‹nan›yoruz ki biz kazanaca¤›z ve o zaman gerçek adalet yerini bulacak.






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.