YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2003-21
*Y›l:1
21
*7-20 Kas›m 2003
*Fiyat›: 500 000 TL ISSN:1303-9350
Vuruldukça serpilip ilerliyor direnifl
ORTADO⁄U HALKLARI EMPERYAL‹ZM‹ KUfiATIYOR ‹fiGALC‹LER fiOK VE DEHfiET YAfiIYOR Savafl›n son buldu¤u iddia edilen 1 May›s tarihinden bugüne hemen hemen hergün Irak halk› iflgalcilere darbe üzerine darbe indiriyor. Özellikle son günlerde ABD’li komutanlar›n aç›klamalar›na göre Irak’ta hergün ABD askerlerine yönelik 35’i bulan silahl› sald›r› düzenleniyor. Hergün üç ila befl aras› ABD askerinin öldürüldü¤ü Irak’ta ABD askerlerinin psikolojik ve moral olarak çökmüfl bir durumda olduklar› burjuva bas›nda da yerini almaya bafllad›. ‹flgalciler art›k kendi a¤›zlar›ndan Irak’ta bata¤a sapland›klar›n›, kendilerini daha zor günlerin bekledi¤ini ve neredeyse piflman olduklar›n› söylüyorlar. ABD’L‹LER V‹ETNAM SENDROMU YAfiIYOR Irak’ta sald›r›lar daha organizeli bir flekilde devam ederken özellikle son sald›r›larla birlikte ABD’de "Vietnam hayaletinin geri geldi¤i" yorumlar› yap›lmaya baflland›. Son sald›r›lar›n ard›ndan ABD’de yap›lan anketlerde Bush yönetiminin halk›n›n deste¤ini de büyük oranda yitirmeye bafllad›¤›n› gösteriyor. ABD halk›n›n %87’si ABD’nin Irak’ta bata¤a sapland›¤›n› düflünüyor. D‹REN‹fi, EZ‹LEN HALKLARA UMUT OLUYOR ‹flgalcilerin sald›r›lar› sürdükçe ve fliddetlendikçe direnifl daha da boyutlan›yor. T›pk› Kofi Annan’›n Ekim ay› bafl›nda söyledi¤i gibi "iflgal sürdükçe direnifl artacak" ya da ‹srail Genelkurmay Baflkan› Mofle Yaalon’un dedi¤i gibi "ald›¤›m›z önlemler büyük bir kine dönüflerek geri dönüyor." Emperyalistler sald›rd›kça serpilip ilerleyen bu direnifl tüm ezilen halklara umut olmaya devam ediyor.
‹flten at›lan Tekstil iflçileri tüm iflçilere sesleniyor;
“En büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r” Tarsus’ta kurulu bulunan Çukurova Sanayi ‹flletmeleri Tekstil Anonim fiirketi kriz ve iflyerini küçültme bahanesiyle 17 Ekim’de yaklafl›k 550 iflçinin ifline son verdi. Daha sonra iflten at›lan 50 kifli ile birlikte say›lar› 600’ü bulan iflçilere zor durumda olduklar›n›, ihbar ve k›dem tazminatlar›n›n 2004 y›l›n›n Ekim-Kas›m ve Ocak aylar›nda ödenece¤ini belirtti. Bu konuda sessizli¤ini koruyan TEKS‹F Sendikas› ise patron yanl›s› olma tavr›n› sürdürüyor. ‹flçiler de tepkilerini yapt›klar› eylemliliklerle gösteriyorlar. ‹flçiler 24 Ekim’de Yeni Cumhuriyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. ‹flçiler ad›na aç›klamay›
okuyan Gaffur Pehlivan, bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin fedakarl›¤› hep iflçilerden istedi¤ini, krizin faturas›n› hep iflçilere, emekçilere ödetti¤ini dile getirdi. fiu an iflten at›lan iflçilerin hepsinin zor durumda oldu¤unu, fabrikan›n kendilerine alacaklar›n› ödemedi¤ini, patronun bankalar›na (Mehmet Emin Karamemetlere ait Yap› Kredi Bankas›) borçlu olduklar›n›, bu nedenle hepsinin icral›k oldu¤unu belirtti. Son olarak tüm iflçilerin haklar›n› sonuna kadar arayaca¤›n›, bu konuda patronu son kez uyard›klar›n›, aksi takdirde bundan sonra do¤acak sorunlardan kendilerinin sorumlu olmad›¤›n› da ekledi. Sayfa 2
‹flçi-köylü’den
‹fiGALC‹LER IRAK’TA HER GÜN ÖLÜYOR EMPERYAL‹STLER KAYBEDECEK, HALKLAR KAZANACAK
Sayfa 30
2
7-20 Kasım 2003
21
ÇA⁄RI
HALKLARIN ULUSLARARASI MÜCADELE L‹G‹’N‹N TANITIM TOPLANTISI - ILPS’yi do¤uran flartlar. ILPS’nin program›, ilkeleri ve çal›flma flartlar›. - Günümüz koflullar›nda anti-emperyalist mücadelenin önemi. - ILPS’nin kuruluflundan bu yana gerçeklefltirdi¤i etkinlikler, uluslararas› konferanslar ve önümüzdeki dönem kampanyalar› hakk›nda bilgilendirme, ILPS’yle neden çal›flmal›y›z? -ILPS’nin kurucu üyesi AT‹K olarak çal›flmalar›m›z, ILPS’nin gelifltirilmesi ve görevlerimiz. Tüm bu konular› kapsayan bilgilendirme toplant›m›za, ilerici, demokrat ve yurtsever güçleri, kurumlar› ve bireyleri kat›lmaya ça¤›r›yoruz.
Toplant› tarihleri ve yerleri:
‹LAN Anay›m Yüre¤im yang›n yeridir gözlerim iki kan çana¤› ölenlerin, do¤anlar›n Yeniden do¤anlar›n anas› ... Zalimin zulmüne karfl› duranlara yüre¤indeki sonsuz sevgiyi ak›tarak destek olan Pirey Çiftçi, y›llard›r devam eden rahats›zl›¤›n›n ilerlemesi sonucu 14 Ekim 2003 tarihinde aram›zdan ayr›ld›. Tüm yak›nlar›na ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Düzenleyen AT‹K Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu
I T K I Ç
ILPS Bülteni
22 Kas›m 2003 tarihinde Hamburg, Zürih, Linz 23 Kas›m 2003 tarihinde Köln, Viyana, Basel, Hannover 29 Kas›m 2003 tarihinde Frankfurt, Paris, Londra 30 Kas›m 2003 Stuttgart, Strasburg
‹flçi-köylü gazetesi
işçi-köylü senin sesin!
ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000
OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
Yurtd›fl› Hesap Numaralar› Sema Gül Euro Hesab› Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00 009 Halk Bankas› Laleli fiubesi: 3474/63487 Vak›f Bank Valide Sultan fiubesi: 401 20 35
3
21
7-20 Kasım 2003
Direnifl büyüyor: ‹flgalcilere ve iflbirlikçilerine günyüzü yok!
Irak’ta iflgalcilere karfl› devam eden direnifl, son haftalarda yeni bir boyut alarak devam ediyor. Savafl›n bitti¤inin ilan edildi¤i 1 May›s’tan günümüze, resmi aç›klamalara göre hayat›n› kaybeden ABD’li askerlerin say›s› 150’ye yaklaflm›fl durumda. ‹flgal ordusunun komutanlar›n›n aç›klamalar›na göre, iflgalcilere yönelik say›s› günde 35’i bulan sald›r›lar düzenlenmektedir. Irak’taki direnifl karfl›s›nda psikolojileri tamamen bozulan ve çareyi firarda bulan ABD askerlerine moral vermek, dünya komuoyuna herfleyin yolunda gitti¤ini göstermek için Irak’a giden ABD Savunma Bakan Yard›mc›s› Paul Wolfowitz, u¤rad›¤› sald›r›larla korku içerisinde ülkesine geri dönmek zorunda kald›. Irak’ta ABD askerlerinin burunlar›n›n dibine kadar girerek eylemler yapan direniflçiler, ABD’li askerlere ikinci bir Vietnam sendromu yaflat›yor. Irak’ta devam eden direniflle birlikte ABD’de iflgalin son bulmas› ve askerlerin geri getirilmesine yönelik düzenlenen eylemlere yüzbinlerce insan kat›lmakta. Bunun yan›s›ra ABD’de yap›lan komuoyu yoklamalar›na göre Bush ve çetesine verilen destek, %75’ten %47’ye düflmüfl durumda. Yine ABD’lilerin %87’si ABD’li askerlerin Irak’ta bata¤a sapland›¤›n› düflünmekte. ‹statistiklerdeki bu de¤iflikli¤in en büyük nedeni, hiç flüphesiz Irak halk›n›n iflgalci-
lere karfl› direniflidir. Irak’ta direnifl cephesinde bunlar yaflan›rken, Irak’a asker göndermesi engellenen TC’nin afla¤›lanma duygusuyla yapt›¤› aç›klamalarla, d›fl politikas›n›n ABD emperyalizminin politikas› oldu¤u bugün daha net gözükmektedir. Özellikle 7 Ekim 2003 tarihinde Meclisten Irak’a asker göndermeye yetki veren tezkerenin ç›kmas›n›n ard›ndan “bu ifl bitti” naralar›yla Irak’a “sefere” haz›rlanan Türk Egemen S›n›flar›n›n hevesleri ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld’in son aç›klamalar›yla kursaklar›nda kald›. Rumsfeld, “Irak’a Türk askeri göndermek için, Irak Geçici Hükümet Konseyi ile anlaflmaya var›lmas› gerekiyor” diyerek TC’nin Irak’a asker göndermesinin uzamas›n›n ilk sinyalini vermifl oldu. Tezkerenin ç›kmas›n›n ard›ndan Irak Geçici Hükümet Konseyi üyelerinin, TC ordusunu “istemediklerini” ilan etmeleri, hatta Kürt afliret lideri Mesut Barzani’nin, Türkiye asker yollarsa Geçici Hükümetten istifa edece¤ini aç›klamas› sonucu ABD emperyalizmi TC’ye gidin Hükümet Konseyi ile anlafl›n ça¤r›s› yapt›. Afla¤›lanm›fll›k duygusuyla “bizim muhatab›m›z ABD”dir dense de, TC istemese de Konsey üyeleriyle “anlaflmak” zorundad›r. Asl›nda bu durum defalarca b›kmadan usanmadan alt›n› çizdi¤imiz, TC’nin emperyalizmle olan iliflkisinin “stratejik uflakl›k”
Laik, anti-laik tart›flmalar›n›n gölgesinde
80. YIL KUTLAMALARI Faflist Kemalist devletin kuruluflunun 80. y›l› kutland› birkaç gün önce. Açl›k s›n›r›yla bo¤uflan halktan, açl›¤›na ra¤men laik olup olmama tart›flmas› içine çekilerek, taraf olmas› istendi bir kez daha. Türban krizi, Cumhurbaflkan›n›n resepsiyon krizi, ‹mam Hatip Lisesi tart›flmalar› halk›n açl›¤›na ra¤men burjuva medyan›n da büyük deste¤iyle yürüdü. Yo¤unlaflan bu tart›flmalarla birlikte faflist diktatörlü¤ün 80. y›l› geride b›rak›ld›. Neler yaz›lmad› ki bu 80 y›lda. Yaflanan 15 ekonomik kriz, katliam, yarg›s›z infazlar, hak ihlalleri, emperyalizme ba¤›ml›l›k ve uflakl›kta s›n›r tan›maz tavizler ve anlaflmalar imzaland›, iflsizler ordusu ço¤ald›, açl›k büyüdü ve Kürt halk›n›n imhas›na ve inkar›na devam edildi. IMF’ye en borçlu olan ülke ünvan›m›z var. Ama Guinness Rekorlar Kitab›’na giren bir bayra¤›m›z da var. Yoksullu¤u ve yolsuzlu¤uyla ve borçlar›yla ayakta duran ülkemizin! “fianl› geçmifline” yaraflan bu milyonlar›n tafl›d›¤› flanl› bayrak(!) açl›¤›m›z› unutturacak kadar görkemliydi! Kumafl›n›n kali-
tesi tart›fl›ld› önce. Kimin çal›flt›¤›, ne kadar zamanda yap›ld›¤› gibi konularda yap›lan tart›flmalar s›cak gündemlerimiz aras›na girdi. 10. Y›l Marfl›’n› ünlülerin söylerken sergiledi¤i coflku akflam çocuklar›m›z›n aç karn›n› nas›l doyuraca¤›m›z›n üzüntüsünü ve gelece¤e dair yaflanan belirsizlik ve karamsarl›¤› unutturacak kadar coflkuland›r›yordu bizi(!) 80. y›l›n bitmeyen gündemlerinden biri de “Ordu Göreve” pankart›yd›. An›tkabir’i ziyarette aç›lan bu pankart yine flafl haber olma niteli¤inde halk›n gündemine sokuldu. Ortada kalan pankart› sahiplenen ç›kmad› tart›flmalar›n ilk gününde. Sonra ülkemizin tavizsiz “solcular›” sahiplendi. “AKP iktidar›yla birlikte elden gitmeye bafllayan laikli¤imizin korunmas› ve yüceltilmesi” için yap›lan bu uyar› kimi çevrelerin tepkisini al›rken kimileri ise aç›ktan olmasa da memnuniyetlerini ifade ettiler. Ordu, çürümeye yüz tutan sistemi kurtarabilecek bir darbe daha yapabilirdi. M. Kemal’in ilerici laik ordusu yaflanan s›k›nt›lara çözüm olabilir bir kez
oldu¤unu en bariz flekilde gözler önüne sermektedir. Keza emperyalistlerin TC ile olan bu iliflkisi iflgal alt›ndaki Irak’ta gerici gruplar için de geçerlidir. Geliflmelere bu durum gözard› edilerek bak›ld›¤›nda veya halk›n bu gerçekli¤i görmesini engelleyici bir flekilde yaklafl›ld›¤›nda, ABD emperyalizminin Irak’taki Kürt gruplar›n Türk askerini bölgede istememesi yönünde yapt›¤› aç›klamalardan etkilendi¤i yönünde bir sonuca var›l›r ki, bu sonuç yan›lt›c› ve eksik bir yaklafl›m olur. Herfleyden önce flunu belirtmek gerekiyor, ABD emperyalizmi tezkereden önce bölgeden Türk askerlerine yönelik bir “tepki” oldu¤unu bilmiyor muydu? Keza bu Kürt gruplar›n Türk askerlerine yönelik tepkisini pohpohlayan ABD emperyalizmi de¤il mi? Önemli olan bir di¤er ayr›nt› ise Türk askerine karfl› ç›kan gerici Kürt gruplar›n›n iflgalle birlikte ABD emperyalizminin sözünden ç›kt›¤› nerede görülmüfl? Bu durum hiç kuflkusuz ki efendi-uflak iliflkisi çerçevesinde bak›ld›¤›nda anlam kazanmaktad›r. 1 Mart’taki tezkerenin bir yol kazas›yla meclisten geçmemesi ve iflgalden sonra ABD emperyalizmi taraf›ndan kulaklar› çekilmesiyle zor günler yaflayan TC için Irak’a gönderilecek asker, efendisine yaranmak ve biraz da kemik yalamak için iyi bir f›rsat olacakt›. Hiç kuflkusuz ki TC’nin bu yaklafl›m› belli kayg›lar› da tafl›maktayd›. Öyle ki Irak’ta geliflen direnifl ve Türkiye halk›n›n Irak’a asker gönderilmesini istememesi TC’yi kayg›land›ran bir durumdur. Ancak Irak’a gönderilecek her asker TC’nin geleneksel Kürt politikas›n›n çöküflünü engellemek ve efendisine “ben senin hala en iyi ufla¤›n›m” mesaj›n› vermek aç›s›ndan önemlidir. Bu noktada TC, D›fliflleri Müsteflar› U¤ur Ziyal’in Haziran ay›nda gitti¤i ABD’de TC’nin Irak’a asker gönderme iste¤ini iletmiflti. Ancak, bu durum ABD’nin Türkiye’den asker talep etti¤i fleklinde yans›-
t›larak ülke ve dünya kamuoyu aldat›lmaya çal›fl›larak TC, övünçle “ben hala efendimin en iyi ufla¤›y›m” imaj›n› yaratmaya çal›flt›. Gelinen aflamada TC’nin Irak’a asker göndermede çok istekli oldu¤u daha net görünmeye bafllad›. ‹flgalcilerin Irak’taki sözcülerinden Charles Heatly Ba¤dat’ta düzenledi¤i bir bas›n toplant›s›nda gazetecilerin neden ABD’nin Türk askerinin Irak’a gelmesini istedi¤i fleklinde bir soru üzerine, Türkiye’nin kendisinin bu konuda çok istekli oldu¤unu söyleyerek bu durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Keza aylar öncesinden TC’nin, “ABD benden asker istedi” fleklindeki yalan›, ABD eski Türkiye Büyükelçisi R. Pearson’un “Asker gönderme önerisi Türkiye’den geldi. Büyükelçi Ziyal’›n Washington’da sundu¤u öneriler aras›nda bu da vard›” diyerek ortaya ç›km›flt›. Baflbakan Erdo¤an’›n Rumsfeld’in sözlerinin ard›ndan yapt›¤› aç›klamada “Irak halk›n›n talebi bizim için çok önemli. fiunu da söyleyeyim: Biz Irak’a asker gönderece¤iz diye çok da arzulu de¤iliz. ABD’nin talebi oldu, onu de¤erlendiriyoruz” diyerek “stratejik uflakl›¤›n›” gizlemeye çal›flmas› da beyhude bir çabad›r. Ancak tüm bunlar Türkiye’yi Irak topraklar›na çekmeyece¤inin anlam›n› tafl›maz. ABD Suriye ve ‹ran’a yönelik yo¤unlaflan sald›r› haz›rl›klar›n›n h›zlanmas›yla Türkiye’yi kullanmaya devam edecektir. Suriye ile ilgili olarak Amerikan Temsilciler Meclisinin “Suriye’yi cezaland›rma yasas›n›” onaylad›¤›n› unutmamak gerekir. Son yaflananlardan sonra TC art›k k›rm›z› çizgilerinden bile bahsedemez duruma gelmifltir. Art›k kimse Türkiye ile ABD emperyalizminin “stratejik ortak” oldu¤unu söyleyemez hale gelmifltir. Önümüzdeki süreç TC’nin kemik yalamas›na dahi izin verilmeden ABD emperyalizmi taraf›ndan kullan›laca¤› günler olacakt›r.
daha! 12 Mart, 12 Eylül gibi 80 y›ll›k faflist diktatörlü¤ün tarihinde önemli dönüm noktalar›n› ifade eden bu darbeler bugün yeniden 80. y›l vesilesiyle bir kez daha hortlat›l›yor. “Ordu yegane kurtuluflumuz” imaj› halk kitlelerine bir kez daha empoze edilmek isteniyor. AKP iktidar› her alanda kadrolaflmay› yarat›yor ancak “müdahale eden” yok, milletin yüce meclisi türbanl›larla dolduruluyor “müdahale eden” yok. Ülkemizin tavizsiz “solcular›” bu gidiflat› engellemek için görevini yerine getiriyor ve orduyu göreve ça¤›r›yor. 80. y›l kutlamalar›na bo¤ulan halkla dünyaya s›nav veriyoruz. Törenlerimizle, bayraklar›m›zla zedelenen imaj›m›z› tazeliyoruz. Yan taraf›m›zdaki komflumuzun topraklar›na bar›fl, kardefllik ve özgürlük getirecek olan ordumuz son anda kabul edilmeyerek geri çevrildi. Büyük bir gerilim ve heyecanla ç›kar›lan tezkerenin gelinen aflamada hiçbir anlam› kalmad›. Çünkü komfludaki yang›n› söndürme görevi baflka uflaklara verildi. Halk nezdinde sars›lan bu itibar› kurtaracak tek insan vard› o da M. Kemal’di ve 80. y›lla imdada yetiflti. Düzenlenen kokteyllerde Cumhuriyeti koruma yeminleri edildi bir kez daha. Bu ko-
ruman›n ad› emperyalizme daha fazla ba¤›ml›l›k olarak kendini önümüzdeki dönem daha fazla gösterecek. 80 y›l›n yaratt›¤› tabloyu merak ediyorsak, flu istatistiklere bakmakta fayda var: -Son 13 y›lda 12 hükümet de¤iflti. -Gelir da¤›l›m› adaletsizli¤inde 5. s›raday›z. -Dünyadaki en yüksek enflasyondan birine sahibiz. -53 y›lda toplam 59 hükümet iflbafl›na geldi -T. Kürdistan›’ndaki çocuklar›n yüzde sekseni doktor yüzü görmüyor. -Türkiyeli bir iflçinin 3 ayda kazand›¤› paray›, Yunan iflçisi 1 ayda kazan›yor. -IMF ve Dünya Bankas› kredileri olamadan ayakta duram›yoruz. -1985-2001 aras› yolsuzluk faturas› 300 milyar dolar. Daha da art›r›labilecek olan bu istatistikler ülkemizin tablosunu çizmek aç›s›ndan yeterli verileri sunmakta. Ülkemizde 7 milyon insan yard›ma muhtaç bir flekilde yaflama savafl› verirken art›k dünyaya bedel oluflumuz(!) da karn›m›z› doyurmuyor. Bedel oldu¤umuz bu dünyada her gün daha fazla ölen ve öldürülen bizleriz çünkü.
21
4
7-20 Kasım 2003
S›n›fsal Bak›fl FAfi‹ST D‹KTATÖRLÜK ÖZÜNÜ VE FORMUNU fi‹MD‹L‹K KORUYOR! Bu sistemi anlamak için flu son haftada, görme yetene¤i kaybolmam›fl herkesin gözünün içine sokulan 4 farkl› çocuk portresine bakmak yeterince aç›klay›c› oluyordu. Birinci haber, “bally-tiner çeken” sokak çocuklar› say›s›n›n bir önceki y›la göre yüzde 40’a yak›n oranda art›fl gösterdi¤i ve bu çocuklar›n suça daha büyük oranda bulaflt›¤›na iliflkindi. ‹kinci portre, aileleriyle beraber ramazan çad›rlar›nda y›lda bir kez 2 kap s›cak yemek bulma flans›na sahip olman›n büyük mutlulu¤unu tafl›yan çocuklar›n bu anlar›n› belgeleyen foto¤raflardan olufluyordu. Üçüncü haber, gösteri yapt›¤› gerekçesiyle ‹stanbul Kocasinan’da 10’u 11 yafl›n alt›nda 15 çocu¤un karakolda 10 saat gözalt›nda tutulmas›yla ilgiliydi (31.10.03). Nihayet dördüncü portre, fi›rnak Uludere’nin Andaç köyünde, bulduklar› bir metal cismi kurcalarken meydana gelen patlamada 4’ü ölen 7’si yaralanan çocuklara aitti (02.11.03). Yoksulluk s›n›r›n›n 1.372 milyara ulaflt›¤›, çal›flanlar›n yüzde 25’inin asgari ücretli olarak açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflad›¤› Türkiye’de; D‹E’nin 03.11.03’de bas›nda “utanç tablosu” bafll›¤›yla yay›nlanan resmi istatistiklerinde (Hane Halk› Harcama Anketi-2002), g›dadan sa¤l›¤a, e¤lenceden e¤itime kadar bir dizi alandaki harcamalar bak›m›ndan, toplam 16.445 ailenin da¤›l›m›nda en yoksul yüzde 20’lik aile dilimi ile en zengin yüzde 20’lik aile grubu aras›nda 324 kata varan bir uçurum oldu¤u belgelenmektedir. Yoksullaflt›rmadan, zehirlenmeye ve gözalt›na, Türkiye Kürdistan›’nda her tarafa saç›lan may›n›ndan bombalar›na kadar en baflta çocuklar›n› parçalayan bir düzenin panoramas› böyle bir görüntü veriyor. AKP’nin yaklafl›k 1 y›l› bulan iktidar serüveni, faflist diktatörlü¤ün 80. y›l› kutlama dekorlar›n›n çevreledi¤i bir atmosferde, hiç de i¤reti durmayan bir görüntü arz ediyor. Sistemin geleneksel motifleriyle, demirbafl kurumlar›yla, hatta tabusal refleksleriyle te-
melden çeliflkili gibi alg›lanan kimi çat›flmal› ve gerilimli olgular›n, kolayca sindirilebilen bir tansiyonda tutulabilmesi, “düzen partisi” kimli¤indeki tereddütleri aç›kça ortadan kald›rmaya yetiyor. Asl›nda, “düzen partisi” yani daha net bir ifadeyle “faflist parti” nitelemesinin sistemden kaynaklanan bir karakter tafl›mas›, öteden beri kavrama güçlü¤ü çekilen konular›n bafl›nda gelmektedir. Yine bu eksende bir di¤er sorun, “cumhuriyet”in ve kurucu-resmi ideolojisinin niteli¤inin analizinde yaflanmakta ve bu sorunda meydana gelen sapma, iktidar mücadelesinin seyrini büyük ölçüde etkilemektedir. ‹flgale karfl› yürütülen “kurtulufl savafl›”n›n güdük anti-emperyalist karakterinin gösterifli alt›nda ezilenlerin, hiç flüphesiz s›n›fsal bir pencereden dar ve s›¤ bir yorumla yapt›klar› analiz, “güçlü”den yana bükülmelerine yol aç›p, ufuklar›n› karartan bir sonuçla uzun vadede sisteme yedeklenme mecras›nda demir atmalar› sonucunu do¤urmufltur. Oysa rejim, ›srarla ve inatla kendi sa¤lamas›n› yeniden ve yeniden üretip duruyor. Hem de aksini ispat gösterisine soyundu¤u her pratik marifetiyle/vesilesiyle bunu yap›yor. Hem de her renkten temsilcisi, her alandan sundu¤u görüntüsü ile ç›plak bir temas sa¤l›yor. Faflist karakterinin cenderesini en küçük bir gevfletme göstermeksizin s›kmaya devam ederken, bunu halk s›n›flar›na empoze etme konusunda hat›r› say›l›r bir çaba göstermeyi de ihmal etmiyor. Sadece do¤rudan fliddeti de¤il, hatta ço¤u kez “dolayl› fliddet”i kullan›rken, topluma flekil verme misyonuna sad›k olmay› sürdürüyor. Zira ayakta kalmas›n›n esasta buna ba¤l› oldu¤unu iyi bilmektedir. “Dolayl› fliddet” en a¤›rl›kl› ifadesini “ekonomik sömürü” ile temellendirmekte, yoksullaflt›rma ve yoksunlaflt›rma ise bunun do¤al sonucu olarak özel bir fliddete karfl›l›k gelmektedir. Faflist devlet yap›s›n›n
bizimki gibi ülkelerde yukar›dan afla¤›ya örgütlenen ve ideolojik tarzda da yine ayn› biçimde kurgulanan karakteristi¤i, yoksullaflt›rmay› en ac›mas›z en vahfli biçimde dayatmay› ve bunu sürekli k›lmay› gerektirmektedir. Ba¤l› oldu¤u emperyalist sistemin sürüklendi¤i f›rt›nalar›n, karfl›laflt›¤› dalgalar›n etkiledi¤i bu yolculukta, teknolojik sürece ba¤l› olarak biçimsel farkl›l›k edinse ve yeni yüzler kazansa da, temel iflleyifl hiç de¤iflmemektedir. S›n›f mücadelesinin bas›nc› türlü biçimlerde etki etse de bu devrimle sonuçlanmad›¤› sürece, ak›fl bu tarzda olacakt›r. “Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤in” hep daha kötüye gitmesi trendinin bozulmamas› hali, bu gidiflata paralel s›n›f mücadelesi bas›nc›n›n sistemin menteflelerine ve payandalar›na yapt›¤› bask› neticesinde, rejimin örgütlenifli ve duruflu asli karakterini yans›tmak zorundad›r. Bu, bütün kurumlar›yla, bütün uygulamalar›yla ve bütün politikalar›yla uyumlu olmak durumundad›r. Aksi halde “sistemsel zaaf” ortaya ç›kar ki, bu bofllu¤a müdahale her iki cephe (emek ve sermaye) aç›s›ndan da “sert” bir süreç do¤urmaktad›r. Bu sertlik ço¤u zaman “aç›k faflizm” olgusuna denk düflen bir zeminde (askeri müdahale/darbe) aç›l›m buluyor. Bugün AKP iktidar› eliyle devreye sokulan politikalar, at›lan ad›mlar, getirilen yeni yasal düzenlemeler vb. bütün tasarruflar, merkezi sistemin, yani esas olarak devletin politikalar›d›r. Bunun aksini düflünenler ve savunanlar, büyük bir körlük ve aymazl›k içinde faflist kliklerin demagojik formasyonundan etkilenen en geri kitlelerin bile gerisine düflmektedirler. Ayn› zamanda devrimci dinamiklerin iktidara yönelmesinin önündeki en büyük engellerden birisini de Türkiye’deki sistemin bu yanl›fl analizi oluflturmaktad›r. Oysa komprador patron-a¤a düzeni; kendisini temsilen sahne alan bütün aktörlerinin birbirini tamamlayan icraatlar› sayesinde, gizlemeye hiç de imkan vermeyen biçimde kimli¤ini sergilemektedir. ÖDP’den DEHAP’a kadar genifl bir yelpazede kulaç atan reformistlerin bu eksendeki politik tercihlerinin bozdu¤u ya da güçten düflürdü¤ü platformlar, önemli bir mevzinin yitirilmesine ve eylem birli¤i kültürünün gelifltirilmemesine yol açmaktad›r.
TEKEL iflçisi eylemlerine devam ediyor
✔
“TEKEL’i satt›rmayaca¤›z” slogan› ile çeflitli illerde eylemler yapan iflçiler ayn› zamanda sorunlar›na sahip ç›kmayan sendikac›lara da öfkeli. 21 Ekim günü ‹stanbul AKP il binas› önünde TEKEL, Bak›rköy Sümerbank ve Beykoz Deri Kundura iflçileri biraraya gelerek, AKP hükümetinin özellefltirme politikalar›n› protesto etmek için eylem
yapt›lar. TEKEL iflçileri saat 11:00’de AKP il binas› önünde “TEKEL’i satt›rmayaca¤›z” yaz›l› pankart›n arkas›nda topland›lar. Bak›rköy Sümerbank iflçileri de, AKP’nin biraz ilerisindeki bofl arazide toplanarak “Fabrikalar kalemiz, h›rs›zlara vermeyiz” sloganlar›yla TEKEL iflçilerine kat›ld›. Beykoz Deri Kundura iflçileri de “Fabrikalar k›fllam›z, bacalar› süngümüz” yaz›l› pankartla AKP önüne geldiler. S›k s›k “Gün gelecek devran dönecek hainler halka hesap verecek”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Hükümet istifa, Tayyip Amerika’ya”, “Amerikan itleri satt›rmay›z K‹T’leri” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde, bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n metnini, Tek G›da-‹fl Marmara Bölge fiubesi Baflkan› Özcan Mete okudu. Mete’nin “beni sizlere karfl› utand›ran Türk‹fl’ten de hesap soraca¤›m” sözlerine iflçi-
ler “Suskun Türk-‹fl istemiyoruz” slogan›yla karfl›l›k verdiler. Özcan Mete “Askerlerimizin kan› sat›l›k de¤il, fabrikalar›m›z da, ülkemiz de. Zafer bizlerin olacakt›r” diyerek konuflmas›n› sonland›rd›. ‹fiÇ‹LER, KEND‹LER‹NE SAH‹P ÇIKMAYAN SEND‹KACIYI DÖVDÜ Bu arada AKP önündeki eyleme kat›lmak için 16 otobüsle fabrikalar›ndan yola ç›kan, Cevizli TEKEL iflçileri, Kavac›k civar›nda polis taraf›ndan durduruldu. Uzun süre polisle iflçiler aras›nda itiflmeler ve gerginlik yafland›. Sendikac›lar›n Cevizli iflçilerinin yolunun aç›lmas› için Türk-‹fl ile yapt›klar› görüflmeler sonuçsuz kal›nca, iflçiler Türk‹fl’e büyük tepki gösterdiler. AKP önündeki eylem sonras› otobüslerle Cevizli iflçile-
Rejimin kurulufl y›llar›ndan itibaren bir tür prototipini oluflturan, hakim s›n›flar›n siyasi partileri, günümüzde, yasalardaki yap›lanmadan öte bir ortak kabul ve davran›fl modeli olarak faflist karakter tafl›maktad›rlar. S›n›flar›n›n sahip oldu¤u sistemsel fonksiyonu oynamak ad›na yap›lanan bu kurumlar, tipik “flef sistemi” gelene¤ini bünyelerine alan, demokrasinin biçimsel olarak dahi varl›k bulmad›¤› özellikler tafl›maktad›r. Yasalarla güvence alt›na al›nan bu organik yap›n›n, “flef”in keyfiyetine göre anti-demokratik karakterinde ileri boyutlar tafl›mas› da s›kça rastlanan bir olgudur. Son 1 ay içerisinde gerçeklefltirilen ve farkl› renkleri tafl›yan 3 faflist parti (MHP, AKP, CHP) kongresinde yaflananlar›n bir çok bak›mdan büyük benzerlikler tafl›mas› hiç de flafl›rt›c› say›lmamal›d›r. fief sistemi, muhalefetin ihanet olarak tan›mlanmas›, blok liste uygulamas›, son anda gerçeklefltirilen ve anti-demokratik tarz›n daha kaba bir nitelik ald›¤› tüzük de¤ifliklikleri, yap›lan genel baflkan konuflmalar›ndaki ortak vurgu ve mesajlar (emperyalizme ba¤›ml›l›k, düzen ve devleti sahiplenme, ›rkç› ve floven karakter ) temelli bir karakter ortakl›¤›n› göstermektedir. Nitekim, MGK’ya yap›lan AB’ye uyum görünümlü makyaja konu olan “psikolojik savafl” örgütlenmesinin, ‹çiflleri Bakanl›¤› genelgesiyle yeniden ve daha kapsaml› bir biçimde hem de illegal tarzda (yasas›z yönerge) oluflturulmas›, AKP flahs›nda tümünün alt›na imza ataca¤› bir tasarruf olarak de¤erlendirilmektedir. Faflist diktatörlük, özünü ve formunu (hem biçim hem de performans anlam›nda) koruman›n hesaplar›n› hiç kuflkusuz kitlelerin verdi¤i tepkiye göre yap›yor. Her fleye ra¤men kitlelerdeki politik uyan›fl›n izleri hemen her alanda görülebiliyor. Bunun daha etkili hal almas› ve daha çapl› bir nitelik kazanmas› çok uzak de¤ildir. Bu nedenle de faflizm d›flar›da at›laca¤› “macera”lardan medet ummaktad›r. ABD emperyalizminin yörüngesinde tutturdu¤u yolun, onu da efendisinin ak›betine paralel bir bölge “batakl›¤›”na sürüklemesinin efli¤inde duruyor. Üstelik iradesini tamamen teslim etti¤i bu koflullarda, manevra yetene¤i bile kalmam›fl bir konuma getirilmifl bulunuyor.
rinin yan›na Kavac›k’a gidildi. Sendika Baflkan› Korkut Güler’in gelmemesine k›zan TEKEL iflçileri, öfkelerini, AKP önündeki eylemden yanlar›na gelen Tek G›da-‹fl Marmara Bölge Baflkan› Özcan Mete’den ç›kard›lar. ‹flçiler Mete’nin “Baflard›n›z arkadafllar” diye bafllayan konuflmas›na, “Ne biçim baflkans›n, bizi bir AKP binas›na kadar götüremedin, sorunlar›m›za nas›l sahip ç›kacaks›n” diyerek tepki gösterdiler. Özcan Mete’nin konuflmas›na izin vermeyen iflçiler “Sat›lm›fl baflkan istemiyoruz” diyerek Mete’yi tartaklad›lar. Mete, polisin araya girmesiyle olay yerinden uzaklaflt›r›ld›. “fialter inecek ampul sönecek”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” fleklinde slogan atarak eylemlerine devam eden iflçiler, da¤›lmamakta ›srar edince polisin bask›s› artmaya bafllad›. Polisin bask›s› yetmeyince, sendikac›lar eylemin sona ermesi için otobüsleri kald›r›nca iflçiler de da¤›ld›. (Kartal)
5
21
7-20 Kasım 2003
Yol-‹fl’in Diyarbak›r’da GREV‹ SÜRÜYOR Diyarbak›r Valili¤i Özel ‹dare Müdürlü¤ünde Yol-‹fl Sendikas›’n›n bafllatt›¤› grev, patronun engelleme çabalar›na ra¤men sürüyor. Yol-‹fl Sendikas› Diyarbak›r 1 No’lu fiubenin örgütledi¤i ve Yol-‹fl üyesi 91 iflçinin kat›ld›¤› grevde, patron di¤er kurumlardan getirdi¤i iflçilere Özel ‹dare Müdürlü¤ü’nün ifllerini yapt›r›yor. Bu duruma tepki gösteren fiube Baflkan› Halil Öztopalan, patronun 2822 say›l› Lokavt Kanununun 43. maddesini ihlal etti¤ini belirtti. Grevde bulunan iflçiler ise patrona ra¤men haklar›n› al›ncaya kadar mücadele etmekte kararl›. Evli ve üç çocuk babas› olan fiaban Tan; “Bir y›l da sürse birli¤imizi bozmadan devam edece¤iz” diyerek düflüncelerini dile getirdi. (H. Merkezi)
G‹RESUN SEKA’DA KÖLEL‹K ÜCRET‹ Selüloz-‹fl Sendikas›’n›n örgütlü oldu¤u Giresun SEKA Aksu ‹flletmesini sat›n alan Milda Gazete Da¤›t›m fiirketi, iflçilere kölelik ücretini dayat›yor. Özellefltirme Yüksek Kurulunun karar› ile sat›lan iflletmede çal›flan iflçiler tazminatlar›n› ald›ktan sonra, sendikan›n fabrika yetkilileri ile görüflmesiyle birlikte fabrikada yeniden çal›flmak istediler. Gruplar halinde fabrika yetkilileri ile görüflen iflçiler verilen ücretlere tepki gösterdi. ‹flçiye 250 milyon lira, usta bafl›na da 300 milyon veren fabrika yetkilileri iflçilerin tepkisi üzerine sendika ile görüflmek zorunda kald›. Yaklafl›k 250 iflçinin çal›flt›¤› fabrikada Selüloz-‹fl ile yönetimi aras›ndaki görüflmeler sürüyor. (Ankara)
CAM ‹fiÇ‹LER‹N‹N D‹REN‹fi‹ SÜRÜYOR Eskiflehir Paflabahçe Cam Fabrikas›nda çal›flan iflçiler, 8-9 Eylül tarihinden itibaren sürdürdükleri direnifllerine devam ediyor. Kristal-‹fl Sendikas›na geçtikleri için 300’ü tafleron, 50 kadrolu toplam 350 iflçi patron taraf›ndan iflten at›lm›flt›. Patronun Çimse-ifl sendikas›na tekrar üye olmalar›n› istedi¤i iflçiler sendika talepleri kabul edilene kadar direnifllerine devam edeceklerini belirtiyorlar. Seslerini duyurabilmek amac›yla ‹stanbul’da bulunan ‹fl Bankas›’n›n kuleleri önünde fiiflecam yönetimini protesto eden iflçiler, bu defa Ankara’dayd›. Türk-‹fl binas›na gelen iflçiler Türk-‹fl Genel Baflkan› Salih K›l›ç’la görüflerek Türk-‹fl’in seslerini duymas›n› ve kendilerine sahip ç›kmas›n› istediler. Vali ve Paflabahçe Müdürü ile görüflece¤ini söyleyerek iflçilere demagoji yapan K›l›ç bu arada ö¤üt vermeyi de ihmal etmedi. “‹flverene söyleyin yanl›fltan dönmek büyüklü¤ün flan›ndand›r” diyerek iflçilere “yol” gösteren K›l›ç, iflçilerin dilekçelerini ald›. (Ankara)
Emek inin G ndemi AKP ‹KT‹DARI 1. YILINDA EMEKÇ‹ DÜfiMANLI⁄INA DEVAM ED‹YOR AKP iktidar›n›n kuruluflunun 1. y›l›n› geride b›rakt›¤› bugünlerde iflçi s›n›f› ve kamu emekçilerinin haklar› daha önceki hükümetler döneminde oldu¤u gibi daha fazla t›rpanlanmaya devam ediliyor. 2004 y›l› bütçe tart›flmalar›n›n belli yönleriyle yans›d›¤› kamuoyunda emekçilere ayr›lan oran, önümüzdeki dönem emekçileri nas›l bir yaflam standard›n›n bekledi¤inin de önemli verilerini sunuyor. E¤itime ve sa¤l›¤a vb. kamu harcamalar›na ayr›lan pay oldukça daralt›l›rken al›nan vergiler, s›n›rl› düzeyde artt›r›lan ücretler ile emekçiler sefil bir yaflama mahkum ediliyor. Genel sald›r› dalgas›n›n içinde t›rpanlanan haklar›n yan› s›ra AKP hükümetinin bugünlerde tart›flmaya soktu¤u Kamu Yönetim Reformu ile kamu emekçilerine yönelik sald›r› dalgas›n›n daha da ivmelendirilmesi hedefleniyor. AKP taraf›ndan haz›rlanan Kamu Yönetimi Reformu ile 1.5 milyon kamu emekçisinin yaflam koflullar›n›n bir bütün olarak de¤ifltirilmesi planlan›yor. Yerel Yönetim Yasas›na ba¤l› olarak gündeme gelen bu tart›flma önümüzdeki dönem daha da somutlanacak. Sa¤l›k, Çal›flma ve Sosyal Hizmetler yerel yönetimlere ba¤lanarak
özellefltirmelerin de önü aç›lmak isteniyor. Yap›lacak bu yeni düzenlemelerle tek merkeze ba¤lanacak olan yönetimler, özellefltirilmek istenen çeflitli sektörlerin daha rahat özellefltirilmesinin önünü açacak. Bu de¤ifliklik sektörlerde çal›flan personelin ve kamu emekçilerinin örgütlenme sürecini de etkileyecek bir nitelik tafl›yor. Bugünkü mevcut örgütlenme modeli de¤iflecek ve yeni de¤iflimlere paralel olarak sendikalaflma süreci de biçimle s›n›rl› kalmayan nitel bir de¤iflim süreci yaflayacak. Yani emekçilerin örgütlenme süreci önündeki engeller daha da artt›r›lacak. Yerel yönetimlerdeki bu tasar› gerçekleflti¤i taktirde özellefltirmelerin artmas›na paralel iflten atmalar, ücret ve çal›flma koflullar›nda gerilemeler, sendikas›zlaflt›rma gibi sald›r›lar en alt birimlere ve en ücra yerlere kadar indirilerek daha kapsaml› bir hal alacak. Yasan›n iflleme sokulmas› halinde yerel yönetimlere devredilecek kamu hizmetlerinde çal›flan iflçilerin farkl› illerdeki belediyeleri ve il özel idarelerini karfl›lar›nda iflveren olarak görebilecekler. Bu da mevcut kurulu bulunan sendikalar›n› korumalar›n› zorlaflt›racak. Bugün mevcut beledi-
yelerin ekonomik durumu ve devletin belediyelere ay›rd›¤› bütçe düflünüldü¤ünde ve aylard›r maafllar›n› alamayan iflçi say›s›n›n kabar›kl›¤› hesap edildi¤inde hem ekonomik aç›dan hem de demokratik aç›dan örgütlenme hakk›n›n ellerinden bu tarz yöntemlerle al›nmas›, iflçilerin ve kamu sektöründe çal›flanlar›n hak alma mücadelesi önünde ciddi bir tehlike oluflturacakt›r. Yine Kamu Yönetim Yasalar› “Kamu çal›flanlar› say›s›n›n azalt›lmas›, sözleflmeli personelin yayg›nlaflt›r›lmas›, esnek istihdam uygulamas›, performansa dayal› ücret" gibi sald›r›lar› da kaps›yor. Kamu sektöründe çal›flan "fazla" say›n›n neye göre, nas›l belirlendi¤i ise mu¤lak b›rak›l›yor. Genel idari hizmetlerde çal›flan 320 bin, yard›mc› hizmetler s›n›f›nda çal›flan 150 bin personelin fazlal›l›¤› belirtiliyor. Bugün ülkemizde b›rakal›m taflra yerler, köyler ve özellikle T. Kürdistan›’nda bulunan illere götürülemeyen kamu hizmetlerini merkez illerde dahi personel s›k›nt›s›n›n yafland›¤› gibi genel bir sorun sürekli vurgulan›yor. Doktor, ö¤retmen, hemflire gibi daha bir dizi ihtiyac›n yan› s›ra bugün birçok ilde uzman doktor ve kimi hastanelerde hemflire ya da sa¤l›k personeli dahi bulunmuyor. Bu tabloya ra¤men yap›lan hesaplarda 450-500 bin kadar kamu çal›flan› fazla olarak gösterilirken bu rakam›n özellefltirme zaman› daha ne kadara düflürülece¤i ise
bilinmiyor. Daha birçok sald›r›y› kapsayan bu tasar›, yerel seçimlerden önce yasallaflt›r›larak emekçilerin gündeme sokulmas› planlan›yor. AKP iktidar›n›n somut icraat› olarak gündeme gelen bu de¤iflikler konusunda emekçilerin bilinçlendirilmesi, önümüzdeki dönem daha somut harekete geçirilmesi anlam›nda önemli. Kapal› kap›lar ard›ndan yürütülen pazarl›klarla sürdürülen bu görüflmeleri teflhir etmek yürütülecek çal›flmalarda önemli bir yer arz ediyor. Uluslararas› tekellerin ve çeflitli sermaye gruplar›n›n istemi ve ç›karlar› do¤rultusunda yap›lan bu de¤ifliklikler, önümüzdeki dönem yürütülecek faaliyetlerimiz aç›s›ndan önemli bir yer alacak niteliktedir. ‹flçi s›n›f›n›n ve kamu emekçilerin tüm demokratik haklar›n›n gasp›n› içeren bu sald›r›lar karfl›s›nda al›nacak tav›r ve tutum önemlidir. ‹flçi s›n›f›n›n bugün hali haz›rda yürüttü¤ü çeflitli yerlerdeki çeflitli direniflleri, önümüzdeki dönem iflçi hareketinin nas›l bir zeminde yürüyece¤inin de verilerini sunmaktad›r. Özellefltirmelere ba¤l› artacak iflsizlik bir patlaman›n habercisi olarak kap›m›zda durmaktad›r. Önemli olan ise bu patlamay› örgütlü ve önderlikli bir tarz haline getirmektir. Bu anlamda sendikalarda yürüttü¤ümüz çal›flman›n daha nitelikli ve daha örgütlü bir tarza büründürülmesi için görev ve sorumluluklar›m›z›n bilincinde hareket edelim.
21
6
7-20 Kasım 2003
“Amerika’n›n kölesiyiz, milletin efendisi de¤il”
fiEKER PANCARI ÜRET‹C‹S‹ ÖFKEL‹ Türkiye tar›m›nda önemli bir yere sahip olan flekerpancar›, bölgelerdeki pancar tar›m›na elveriflli tar›m arazisi miktar›na göre, her y›l azami 5 milyon ton fleker üretim potansiyeline sahiptir. 500 bin çiftçi ailesinin tar›m›n› yapt›¤› bir bitki olan flekerpancar› ekiminde her y›l geçmifle oranla düflüfl yaflan›yor. Türkiye tar›m› üzerinde uygulanan IMF, DB, DTÖ vb. y›k›m politikalar› flekerpancar› üreticilerini de üretemez duruma getirdi. Emperyalist efendilerine uflakl›kta s›n›r tan›mayan uflak patron-a¤a
devleti pancar üzerinde oynanan oyunlara her gün bir yenisini ekliyor. Ürüne konulan kotalar yetmiyormufl gibi bir de flekerpancar›n›n tat vermedi¤i iddia edilerek m›s›r›n hammadde olarak kullan›ld›¤› niflasta bazl› fleker üretiminin yap›lmas› köylüye dayat›l›yor. Pancar teslimat›n›n yap›ld›¤› flu günlerde Tokat/Turhal’da her y›l oldu¤u gibi bu y›l da Turhal fieker Fabrikas› karfl›s›na kurduklar› çad›r barakalarda teslimat için ya¤mur-çamur demeden bekleyen pancar üreticilerinden yaflad›klar› s›k›nt›lar› dinledik. Cemal Bozda¤: Turhal’a ba¤-
l› Yeniköy’de benim 100 dönüm arazim var. Tar›mla u¤rafl›yorum. Bunun 40 dönümüne her y›l pancar ekiyorum geçen y›llara oranla bu y›l verim yar›ya düfltü. Bu y›l % 50 kota uygulad›lar. Geçen y›l bu zamanlar Tayyip ba¤›r›yordu. “Vah yaz›k bu köylüye, vah zavall› çiftçi… kotalar› kald›raca¤›m”. Tam bir sene oldu bir kez daha gördük ki gelen sade vaaz veriyor. %50 kotayla 5 dönüm pancar ekecek daha fazla ekemeyecek. Böyle olunca elbet köylü b›rakacak ekmeyi zamanla, ne yapal›m girdinin paras›n› ç›karam›yoruz ki. Kadir Çelik: Turhal’a ba¤l› Dereköy’denim. Pancar yetifltiriyorum. Mart, nisan aylar›nda ekimini yap›yoruz. Avanslar› haziran›n sonunda al›yoruz. O zamana kadar borçlan›yoruz. Gübresine, çapas›na vs. ald›¤›m›z para borca gidiyor. Kotay› getirdiler. Kotay› getirmelerindeki maksat, ektirmek istemiyorlar. “M›s›r ekin” dediler bize. M›s›r›n ne flartlar› var bilmiyoruz. M›s›r yaramaz bize. Taban fiyat› çok düflük. 230 bin veriyorlar. Bizim girdilerimizi karfl›lamaz. Bizler ufak çapta çiftçileriz. O büyük topraklara sahip zenginlere yarar. Durum ortada karde-
flim bunlar çiftçiyi öldürmeye niyetli. Atatürk demifl zaman›nda “köylü milletin efendisi” Yok yok biz Amerika’n›n kölesiyiz. Bu ülkeyi bat›rd›lar Demireller, Özallar flimdi de Tayyip. Zam üstüne zam yap›yorlar, 200 ka¤›tt› mazotun litresi ç›kartt›lar 1500’e. Daha nas›l ekelim de kazanal›m. Pancar›n taban fiyat›n› 88 bin dediler gübrenin çuval› 21 milyon bu verilen fiyat gideri karfl›lam›yor. Pancar› getiriyoruz fabrikaya vermeye. Onlar da günlerce bekletiyor bizi burada, yavafl çal›fl›yorlar. Neden mi bu y›l verim bölgede düflük pancar az seri olsalar bir haftada biter iflleri. Sonra fabrika kapan›r, aç›k tutmak için yavafl çal›fl›yorlar. Bir de s›ralarda s›k›nt› yafl›yoruz. ‹nsanlar birbirinin hakk›na sayg› duymuyor, önce benim iflim görülsün diyor. Durum böyleyken bizim sorunlar›m›z çözülmez, bize önce birlik laz›m. “ÖLMEDEN TOPRAK ATIYORLAR ÜZER‹M‹ZE” Hamit Öztürk: Tokat’a ba¤l› Karadere Manasl› köyündenim. Biz de tar›mla geçiniyoruz. Pancar d›fl›nda hayvanc›l›k yap›yoruz. Hayvanc›l›k destek yoksa aç kal›r›z. Mazotun paras›n› ödeyemedik
mi hayvan›n birini sat›p borç kapat›yoruz. Diyorlar ki pancar kotas›n› gelecek y›la %40 yapacaklarm›fl. O zaman hali periflan bütün köylünün, ekemez herhalde. Kotay›, ekmeyelim de özellefltirmeler kolay olsun diye koyuyorlar. Sata sata birfley b›rakmad›lar zaten. Bu fabrikada en ufak memur bir milyar al›yor ayda. Biz on nüfus 1 y›lda 5 milyar› zor al›yoruz. Bu sene 1,5 ton bu¤day alm›fl›m. 1,5 ton bu¤dayla 10 nüfus geçinir mi? Onu soruyorum, geçiniyoruz iflte. Ben bu sene kotay› parayla ald›m ne yapay›m. Ben buraya her sene bu¤day ekemem. Üç dört sene üst üste eksem sonra verim alamam. Pancar ekmekten vazgeçmiyoruz ama ekmeyelim diye ne laz›msa o yap›l›yor. Mustafa Kemal demifl “köylü milletin efendisi” bu laf beni çok k›zd›r›yor. Köylü milletin kölesi, ek, çapala, u¤rafl. Elde birfley yok bir de. Üstü kötek. Çiftçinin kooperatifi var. Pancar kooperatiflerinin her ilde yatakhaneleri falan var. Bunu çiftçiye söylemiyor, kimse yararlanmas›n diye. Milletvekillerinin yak›n arkadafllar›n› orada yat›r›yorlar, çiftçi olmayanlar›. ‹flin özü bu ülkede çiftçi olmak zor ifl, ölmeden toprak at›yorlar üzerimize. (Turhal)
Besicilik Ardahan’dan Turhal’a göçü dayatt› Yetifltiricilikte verim almak için gerekli olan silaj yap›m›nda kullan›lan yem, saman ve küspenin her bölgede de¤iflen fiyatlar› al›mlar› zorlaflt›r›yor
T. Kürdistan›’ndaki bask›lar ve pahal›l›ktan b›kan köylü, yapabildi¤i tek geçim kayna¤› olan besicili¤i ve hayvanc›l›¤› baflka bölgelere göç ederek sürdürmeye çal›fl›yor. Bu köylülerden biri de; Ardahan’›n Göle ilçesine ba¤l› Gülistan köyünden 42 yafl›ndaki Naz›m Gül. Gül, Turhal’a göç ediflini flu sözlerle dile getiriyor. “Bizim bölgemiz k›rsal oldu¤u için y›llard›r hayvanc›l›kla u¤rafl›yorum. Bu bizim hayat›m›z oldu.” Daha önce Turhal’a 1993-95 y›llar› aras›nda gelip çal›flt›¤›n› ve bu y›l kurbanl›k hayvan yetifltirmek için bir yer kiralad›¤›n› anlatan Naz›m Gül sözle-
rine flu flekilde devam ediyor. “fiu an burada benim 75 hayvan›m var. Bizim bölgelere göre buras› bize daha rahat geliyor. Kars’ta fleker fabrikas› var, ama biz küspe yediremiyoruz. -40 derece so¤uk oldu¤unda küspe donuyor, zorlan›yoruz. Bir de bizim orada saman›n tonu 200 milyon. Pahal›ya geliyor. Buradan saman› 120-150 milyondan, küspeyi 27-28 milyondan, yemin torbas›n› 17 milyondan al›yoruz. Bunlar
burada ucuz oldu¤undan geldik.” Yetifltiricilikte verim almak için gerekli olan silaj yap›m›nda kullan›lan yem, saman ve küspenin her bölgede de¤iflen fiyatlar› al›mlar› zorlaflt›r›yor. Besiciler silaj yap›m›nda pancar, pamuk, ayçiçe¤i küspesi kullan›yor. Küspenin verimlili¤ini art›rd›¤›n› dile getiren Gül “Bunlar genelde pahal›ya geldi¤i için zor ayakta duruyoruz” diyor. Hayvanc›l›¤›n bitirilme nedenlerini IMF programlar›n› uygulayan hükümetlere ba¤layan Gül “Hayvanc›l›¤› bitirdiler. 1997’de Tansu Çiller Baflbakan iken efli Özer Çiller Rusya ve Ukrayna’dan s›¤›r ald›. 17 milyon bize 70 milyona verdi. Biz bu hayvanlar› ald›¤›m›zda kendi imkanlar›m›zla Kaymakam’a söyledik, devlet eliyle bu hayvanlar›n kesilmesi laz›md›. Bizi dinlemediler. Bize sahip ç›kmad›lar, ard›ndan da ç›kartt›lar deli dana hastal›¤›n›. Biz kendi s›¤›rlar›m›z› satamad›k. Bundan da çok bü-
yük zarar gördük, fakirlefltik. O zaman 1997 bugün 2003. Ancak bu günlere gelebildim, hayvan biriktirebildim. Biz o günlerden beri çok büyük yaralar ald›k” fleklinde konufltu. Yetifltirdi¤i hayvanlar› tüccara satt›¤›n›, tüccar›n istedi¤i fiyattan vermek zorunda kald›¤› için ancak masraflar›n› ç›kartabildi¤ini aç›klayan Gül, devletin kendilerine kredi vermedi¤ini aç›klayarak “destekleme kredisi alam›yorum. Ben bir olaya flahit oldum. Zaman›nda DYP ‹lçe Baflkan› 2 hayvan› oldu¤u halde, yan›lm›yorsam 96-97 y›l›, 4 milyar destekleme kredisi ald›. Ben ise 7080 hayvanla 500 milyon yem paras› alamad›m. Bunun nedenini bilemiyorum. Herhalde biz dürüst oldu¤umuz içindir” dedi. Kiralad›¤› yer de dahil olmak üzere, yetifltirdi¤i hayvanlar›n her türlü masraf›n› kendisinin karfl›lad›¤›n›, toplad›¤› hayvanlar›n kayd›nda devletin para ald›¤›n› söyleyerek “bir hayvan›m›z hastalan›yorsa, veteriner paras›yla geliyor. Param›z olmad›¤›nda hayvan›m›z ölüyor. Her hayvan›n kula¤›nda iki küpe var. Bu da herhalde Kaymakaml›k taraf›ndan yapt›r›l›yor. Bu küpeler için hayvan bafl›na iki milyon al›n›yor” dedi. (Turhal)
7
21
7-20 Kasım 2003
“Ar›c›l›k için teflvik yok” Ar›c›l›k üzerine Hac›bektafll› Bilge Orhan ile yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz... -Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z? -‹smim Bilge Orhan. Hac›bektafll›’y›m. 33 yafl›nday›m. 6 y›ld›r ar›c›l›kla u¤rafl›yorum. Ar›c›l›k bende hobi olarak bafllad› ilk önce. Daha sonra ciddi bir üretim tarz› oldu¤unu farkettim. Ar›larla göç etmeyi, ar›larla konaklamay› onlar›n çal›flma sistemlerini gördükçe birfleyleri gelifltirmeye çal›flt›m. Bence güzel bir yaflam tarzlar› var. Sonra do¤ada sürekli birfleyleri varetme çabalar› var. Zor koflullarda çok iyi fleyler ç›kartabiliyorlar. -fiu an kaç tane ar›n›z var? Bunu kovan say›s› üzerinden mi hesap ediyorsunuz? -Ar›lar kovan say›s› üzerinden hesap ediliyor. Bir kovanda 20 binden bafll›yor, yüzbine kadar ar› oluyor. Tabi ço¤unlukla bunlar iflçi ar›lardan olufluyor. Bir tane kraliçe oluyor. 100-200 civar›nda mevsime göre erkek ar› oluyor. Bazen bu erkek ar› say›s› oldukça yükselebiliyor. Özellikle o¤ul dönemine yak›n zamanlarda erkek ar›lar bal üretiminde bulunmad›klar› için yani kovanda asl›nda istenmeyen bir varl›k. O¤ul dönemi geçtikten sonra iflçi ar›lar taraf›ndan öldürülüp, d›flar› at›l›yor. Yani kovanda bulundurulmuyor. -15 gün içinde ne kadar bal topluyorsunuz? -fiimdi flöyle; 15 gün içerisinde e¤er nektar salg›s› iyiyse kolonilerimiz de 80 bin nüfusa yak›nsa 40-50-60 çok iyi senelerde 70-80 kiloya kadar uzayabiliyor. -Kaça sat›yorsunuz bal›n kilosunu? -Kilosunu 10 milyondan satt›k ve kaliteli üretmeye çal›fl›yoruz. Yani kaliteli yapt›¤›m›z için pahal› sat›yoruz. Bir de bu birebir güven iliflkisine ba¤l› oluyor. Çünkü hileler yap›l›yor, ar›ya fleker yedirerek yüksek kilolarda bal üretimi yap›l›yor ve rekabet flans›m›z yok. Onlarla biz kaliteli üretip, yüksek satmaya çal›fl›yoruz. -fieker yedirdi¤iniz zaman kaliteli olmuyor mu? -Hay›r fleker yedirdi¤in zaman bir flekilde insan katk›s› var ve çiçeklerin salg›s›nda bulunmayan flekerler bala dönüfltürülüyor, depolan›yor. Sahtecilik oluyor. Ve bal›n besleyici de¤eri düflüyor. Tabi ar› kursa¤›nda bunu tafl›d›¤› zaman normal flekerden bir miktar muhtevas› de¤ifliyor ama hakiki bal hiçbir zaman olmuyor. fiimdi bala karfl› da flöyle bir yan›lg› var. Bal dondu¤u zaman flekerli bal falan san›l›yor. Halbuki hakiki bal illaki donmak zorunda. Donmuyorsa flüphelenmek laz›m. -Siz ar›c›l›kla geçinebiliyor musunuz? Yani ifli ar›c›l›k olan bir insan o iflle geçinebiliyor mu? -Ortalama 50 kovan› olan bir ar›c› e¤er birkaç yer de¤ifltirebiliyorsa y›ll›k. Yani ailesini geçindirebilir. -Devlet taraf›ndan herhangi bir deste¤e izin verilmifl olsa... -Devlet taraf›ndan destekler var ama ne kadar uygulan›yor bilmiyorum. Türkiye Kalk›nma Vakf› (TKV) daha önce k›rsal kalk›nma projesi alt›nda ar›c›lar› yetifltirip yirmifler kovan da¤›tt›lar. Ve para karfl›l›¤› olmad› bu. Karfl›l›¤›nda bal ald›lar ve bunu befl y›la böldüler. Bu flekilde birçok ar›c›m›z yetiflti ama bunun d›fl›nda devletin teflvikleri on köy vard› daha önceden. Orman köylülerine ar› falan da¤›t›m› vard›. Ama bizim bölgemiz için böyle bir ar› teflvi¤i yok. Özellikle Do¤u Anadolu, Güneydo¤u Anadolu, iflte k›rsal kesimde yo¤un bir ar›c›l›k çal›flmalar› oldu. Ama ne kadar baflar›-
ya ulaflt› derseniz yani yüzde elliyi bulmad› san›yorum. -Bölgede tar›m üretimine dönük ar›c›l›k üzerinde herhangi bir devlet politikas› var m›? -Bölgemizdeki devlet politikas› fludur. ‹nsanlar›n üretim yapmas›n› durdurup teflviklerle flunlarla bunlarla üretimi k›smakt›r. Baflka bizim bölgemizde tar›ma yönelik hiçbir faaliyet görmüyoruz. -Ar›c›l›k için de geçerli mi bu? -Ar›c›l›k için teflvik yok. Sadece ana ar› edindi¤in zaman o da sertifikal› oluyor ve yüksek fiyatlar› oluyor. Kaliteli ama yani yak›n kalitedeki ar›lar› biz üretebildi¤imiz taktirde o teflviklere ihtiyaç duymuyoruz. Ama ar›c›l›k hakk›nda zirai krediler falan uygulanm›yor veya gerçekten ihtiyaç duyulan kadar yap›lm›yor. Özellikle bizim bölgemizde ar›c›l›k kredisi diye birfley yok. Çünkü bölgemiz ar›c›l›k bölgesi olarak geçmiyor. Ama buna ra¤men bölgemizde bir ar›c›l›k var, yap›l›yor yani y›llard›r da yap›lm›fl. ‹flte k›raç arazilerimiz ya¤malanm›fl, k›raçlar›m›z iyice bitmek üzere. Sadece devlet bunun karfl›l›¤› araziyi gaspedenlerden ücret al›yor. Ama burada bir eflitsizlik var. Yani bizim üretimimizi bu bir flekilde etkiliyor. Do¤al denge bozuluyor. Kullan›lan zehirli ilaçlar zaman zaman ar›lar›m›za zarar veriyor. Devlet ilaçlama yapt›¤› zaman, uçakla ilaçlama yapt›¤› zaman iki gün önceden haber veriyor. O sürede biz ar›m›z› oradan uzaklaflt›rma flans› bulamad›¤›m›z anlar oluyor. -Yani flöyle diyebilir miyiz? Devletin tar›m üretiminin önüne geçmesi otomatik olarak ar›c›l›k sektörünü etkiliyor. -Do¤al ortamlar› bozuyor. Do¤al ortam
bozuluyor. Ayr›ca devletin gücü dahilinde oldu¤una da inanm›yorum. Yani bu IMF’nin bir dayatmas›d›r. IMF Türkiye’deki tar›m› öldürüp gebe hale getirmeye çal›fl›yor. Türkiye’deki üretim durdu¤u anda, Türkiye bir pazar haline gelecektir. Yar›n birgün Avrupa’dan gelen veya Amerika’dan gelen bal› ben yemek istemiyorum. Ben kendi bal›m› kendim üretmek istiyorum. Herkesin bunu düflünmesini istiyorum. -Bu sadece bal için mi geçerli? -Bal için de¤il. Herfley için. Yani Türkiye’de birçok ürün yetifliyor. Türkiye’de yetiflmeyen ürün yok denecek kadar az. Ama buna ra¤men her ürünün önünde bir engel var. -Biraz çözüm üzerinde durursak… -Biraz çözüm üzerinde durursak, üretim yap›lmal›, üretim kendi gücüne dayanmal› ve üretimin gelece¤inde üretebilirli¤ini kaybetmemek için yöntemler gelifltirilmeli. Senin üretkenli¤ini yitirmen her zaman pazar olman ve Amerika taraf›ndan istenen de bu. Yani IMF seni çökertip, seni üretimsiz b›rakarak birfleyle-
re zorlayacak. Fabrikas›nda çal›flt›racak, tarlas›nda çal›flt›racak. Ben flimdi üretim yetene¤imi kaybetti¤im taktirde topra¤›m› sataca¤›m. Sonra bu topra¤›m› alan IMF taraftarlar›n›n tarlas›nda amelelik yapaca¤›m. -Araç olarak ne kullan›labilir? -Araç olarak uyar›lar yap›lmal› ve ciddi ciddi bankalar örne¤in tohum bankalar› falan kurulabilir. -Ziraat kooperatifleri…. -Ziraat kooperatiflerinin çiftçiyi bu konuda ayd›nlatma çal›flmalar› olmas› laz›m. Sonra IMF’nin karfl›s›nda durabilece¤imiz tek güç de kooperatifler veya üretim birlikleridir. ‹nsanlar üretim an›nda birlikte olmad›¤› zaman tüketim an›nda birbirinin hakk›n› yeme e¤ilimine girmektedir. Ama üretim an›nda ben daha çok üretmek istiyorum falan e¤ilimi genelde yoktur. Olsa bile bu alk›fllanacak bir durumdur. Ama tüketim an›nda daha fazla tüketme e¤ilimi yani insanlar›n bir arada olmas›n› engelleyen sebep de yok. (Ankara)
YAYLA YASAKLARI HAYVANCILI⁄I B‹T‹R‹YOR OHAL döneminde, bölgedeki çiftçili¤in ve hayvanc›l›¤›n neredeyse yok olmas›na neden olan yayla yasaklar› yine gündemdeki yerini almaya bafllad›. Tunceli’de Hozat Jandarma Karakolu’na ba¤l› askerler, ilçeye ba¤l› Boydafl, Yenibafl, Kurukaymak, Esenevler yaylalar›na ç›kan köylülere 5 Kas›m tarihine kadar yaylalardan inmeleri için uyar›da bulundu. Yaylalarda kalmak için en az 1 ay daha sürelerinin bulundu¤unu belirten köylüler ise ma¤dur olduklar›n› bildirdi. Hozat Jandarma Karakolu, Boydafl (Samufli), Yenibafl (Amutka), Kurukaymak (Zo¤ar), Esenevler (Karsel), A¤vefli yaylar›na ç›kan köylülere, 5 Kas›m’a kadar yaylalardan inmeleri için süre tan›d›. Yaylalardan inmek için 1 ay gibi bir süreleri bulunan köylülere, yasa¤›n nedeni konusunda herhangi bir aç›klamada bulunmayan karakola ba¤l› askerler, yasa¤›n sebebini soran köylülere ise ‘Emir yüksek yerden’ diye cevap verdi. Yasa¤a tepki gösteren köylülerden Ali Ekber Bal›k, [Boydafl (Samufli) Köyü], bu yasa¤›n kendilerini zorlayaca¤›n›
belirtti. 1994 y›l›nda köylerinden göç ettiklerini ve yaylada 11 aile ile birlikte ar›c›l›k ve hayvanc›l›kla u¤raflt›¤›n› belirten Bal›k, kas›m ay›n›n sonuna kadar yaylada kalma sürelerinin bulundu¤unu, ancak askerlerin kendilerine 5 Kas›m tarihine kadar yayladan inmeleri yönünde uyar›da bulundu¤unu ifade etti. 27 Ekim günü Hozat ‹lçe Jandarma Karakolu’na ça¤r›ld›klar›n› kaydeden Bal›k, “bizi ça¤›r›p ‘yaylalar› boflaltacaks›n›z. Birfley olursa kendinizi kurtaramazs›n›z’ dediler. Ayn› gün Hozat ‹lçe Kaymakaml›¤›’na giderek yaylada biraz daha kalaca¤›m›z› söyledik. Kaymakam bize ‘yüzbafl› sak›ncal› bulmufl, sizler de 5 Kas›m’a kadar ç›kacaks›n›z’ dedi. Bizler de bir k›s›m eflyalar›m›z› getirdik. Geri kalan eflyalar›m›z› ve hayvanlar›m›z› getirece¤iz” diye konufltu. “1 AY DAHA KALACAKTIK, MA⁄DURUZ” Çaytafl› Köyüne ba¤l› A¤vefli yaylalar›na ç›kan Karatafl Ailesi fertleri de, yaylada 4 aile olduklar›n›, 2 ailenin indi-
¤ini, 2 ailenin ise halen yaylada oldu¤unu söyledi. Çaytafl› muhtar›n›n yayladan inmeleri için 5 Kas›m’a kadar süre tan›nd›¤›n› kendilerine iletti¤ini ifade eden B›ra Karatafl, flunlar› söyledi: “Hozat Jandarma Karakolu’na baflvurarak bir süre daha kalmak istedi¤imizi söyledik. Ancak ‘kesinlikle izin yok. 5 Kas›m’a kadar ç›kacaks›n›z. Emir üsten geldi. Gününüz geçiyor, ç›kman›z laz›m’ dediler. Bize yaylay› boflaltmam›z için herhangi bir gerekçe gösterilmedi.” En az 1 ay daha yaylada kalmak istediklerini ifade eden Karatafl, “fiimdi yayladan insek çevrede hayvanlar›m›z› otlatacak meralar bulunmuyor. Hatta hayvanlar›n›m›z› koyacak yerlerimiz dahi yok. Ama yapacak bir fley yok. Mecburen yayladan inece¤iz. Ma¤duruz. Ne yapaca¤›m›z› bilmiyoruz” fleklinde konufltu. (D‹HA)
21
8
7-20 Kasım 2003
Gazetemiz Malatya ‹rtibat Bürosu, Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ve At›l›m gazetesi Malatya Temsilcili¤i “eylem haz›rl›¤› içerisinde” olduklar› iddia edilerek bas›ld›!
TC devletinin demokratikleflme anlay›fl›
Faflist TC devletinin çözümsüzlü¤ü artt›kça kendisine muhalif olan kurum ve kurulufllara sald›r›lar› da gittikçe art›yor. Sistemin gerçek yüzünü, çürümüfllü¤ünü halka anlatan, sistemin azg›nca sald›r›lar›na karfl› halka alternatif sunan devrimci ve sosyalist bas›na ve kurumlara sald›rarak halk›n gerçekleri ö¤renmesinin önüne geçmeye çal›fl›l›yor. Bu sald›r›lardan tüm devrimci kurumlar gibi gazetemiz ‹flçi Köylü de üzerine düflen pay› fazlas›yla al›yor. En son Malatya ‹rtibat Büromuz, Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ile At›l›m gazetesi 28 Ekim 2003 tarihinde TMfi ekipleri, Bas›n Masas› ve Güvenlik fiube polislerince keyfi bir flekilde bas›ld›. Malatya 2. Sulh Ceza Mahkemesi taraf›ndan
al›nan 2003/657 say›l› arama karar›nda ‘6 Kas›m YÖK’ün kurulufl y›ldönümünün yaklaflmas›, cezaevlerine yap›lan operasyonunun y›ldönümünün yaklaflmas› nedeniyle TKP/ML, MLKP, DHKP-C örgütlerinin eylem haz›rl›¤› içerisinde olduklar› ...’ ibareleri yer al›yor. Bu nedenlerle büromuz keyfi bir flekilde bas›l›rken, büromuza otomatik silahlarla girilmifl, büroda bulunan misafirlerimizin kimlik kontrolleri ve haklar› olmad›¤› halde üst aramalar› yap›lm›flt›r. Yine haklar› olmad›¤› halde büromuzda bulunan kifliler ve dökümanlar kameraya çekilmifl baz› dövizlerimiz, bildirilerimiz ve Partizan dergisinin 50. say›s›na toplatmas› oldu¤u gerekçesiyle el konulmufltur. Benzeri uygulama-
lar di¤er kurumlarda da yaflanm›flt›r. Keyfi bir flekilde el konulan yay›nlar›m›z 30 Ekim 2003 günü Malatya Emniyet Müdürlü¤ü’nden tutanak tutularak geri al›nm›flt›r. BASKILAR, KEYF‹ UYGULAMALAR B‹Z‹ YILDIRAMAZ Polisin bu keyfi tutumu karfl›s›nda kurumlar› bas›lan ‹flçi Köylü gazetesi, At›l›m gazetesi, Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ile kurumlar› o gün kapal› olduklar› için bas›lamayan Malatya Gençlik Derne¤i ile Ekmek Adalet dergisi 31 Ekim Cuma günü kurumlar›n›n bas›lmas›n› protesto etmek ve bu olay› kamuoyuna duyurmak amac›yla Malatya Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nde bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Saat 13:30’da yap›lan bas›n aç›klamas›ndaki metni gazetemiz Malatya temsilcisi Talip Dönmez okudu. Dönmez, kurumlar›m›z ‘DHKP-C, MLKP ve TKP/ML örgütlerinin YÖK’ün kurulufl ve hapishanelere yönelik operasyonun y›ldönümü nedeniyle eylem haz›rl›¤› içerisinde oldu¤u’ gerekçeleriyle polisler taraf›ndan bas›ld›. Kuflkusuz bu ‘gerekçeyi’ gerekçe kabul edersek, bu ülkede bütün demokratik kitle örgütleri, sosyalist bas›n bürolar› her gün, günün 24 saati bas›labilir. Öyle ya, ad› geçen örgütlerin her an eylem haz›rl›¤› içinde oldu¤u iddia edilebilir, bu iddialarla demokratik kitle örgütlerine, sosyalist bas›na arama kararlar› ç›kar›labilir, kurumlar talan edilebilir, kap›lar›na kilit vurulabilir” dedi. Dön-
Derik’te köy bask›n› Daha önce fi.E adl› genç k›za 405 askerin tecavüz etmesi ile gündeme gelen Mardin’in Derik ‹lçesi askerlerin silahl› sald›r›lar›na maruz kald›. Tecavüz olay›n›n ard›ndan gerginlik içerisinde yaflayan Derik halk› 14 Ekim günü gece saat 24:00 s›ralar›nda silah sesleriyle uyand›. Koval› köyünde yaflayan Murat Demir’ in koyunlar›n› otlatt›ktan sonra köye gelmesinin ard›ndan köpek havlamalar› duyuldu. Sesler üzerine d›flar› ç›kan Ramazan Demir torununa do¤ru giderken torununun “dede asker” diye ba¤›rmas›yla durdu. Bu s›rada pusuda bekleyen askerlerin atefl açmas›yla dede Ramazan Demir ve torunu Murat Demir yaraland›. Silah sesleri ile evden ç›kan baba Hamdullah Demir de yaral› olanlar›n yan›na giderken askerler taraf›ndan tarand›. Bu arada askerlerin çevreye ve evlere rasgele atefl etmeleri s›ras›nda d›flar›da bulunan Nusret Demir ve Mehmet Demir de askerler taraf›ndan tarand›. ‹kisi a¤›r, toplam 5 kiflinin yaraland›¤› olayda, yaral›lar› hastaneye tafl›yan taksi floförü Mehmet Demir de yolda durdurularak gözalt›na al›nd›. Olay› anlatan Demir “yaral›lar› benim arabam oldu¤u için
hastaneye yetifltirmeye çal›flt›k. Bu arada askerler araca atefl ederek bizi durdurdu. Bizi yar›m saat boyunca Üç Yol Karakolu’nda tuttular. Coplarla ve yumruklarla sald›rd›lar. Bize “PKK’ lilere yard›m ediyorsunuz” deyip, feci flekilde dövdüler. Daha sonra hastanede bir fley söylemememizi yoksa bizi öldüreceklerini söyleyerek serbest b›rakt›lar. Yaral›lar› ilk önce K›z›ltepe Devlet Hastanesine götürdük. Buradan Mardin, Diyarbak›r Hastanelerine sevk yapt›lar” dedi. Olay›n görgü tan›klar›ndan Salih Demir ise yaral›lar›n hastaneye götürülürken de dövüldü¤ünü, amcas›n›n o¤lu Burhan’›n gözalt›na al›nd›¤›n› ve sabaha kadar tutuldu¤unu, elektriklerin ise kas›tl› olarak kesildi¤ini söyleyerek “Olay›n peflini b›rakmayaca¤›z” dedi. Olaydan sonra bölgeye gelerek inceleme yapan ‹HD fiubesi ad›na bir heyet olay›n Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n belirtti¤i gibi karfl›l›kl› bir çat›flma olmad›¤›n› bunun askerler taraf›ndan yaflam hakk›na yap›lan bir sald›r› oldu¤unu söyleyerek Jandarma Genel Komutanl›¤›’ndan konu ile ilgili bir aç›klama yapmalar›n› beklediklerini belirtti. (Mersin)
mez konuflmas›n›n devam›nda; “YÖK’e hay›r dedik, diyece¤iz. YÖK’e karfl› demokrasi mücadelesi yürüten gençli¤in örgütlü gücü olaca¤›z. Katliamlar› unutmad›k, unutmayaca¤›z ve unutturmayaca¤›z. Tecrite hay›r dedik, diyece¤iz. Devrimci tutsaklar›n onur mücadelesinin yan›nda olaca¤›z... Bask›nlardaki amaç bellidir. Amaç; halka karfl› psikolojik savafl› yükseltmek, halk›n örgütlenme, haber alma hakk›n› gasp etmektir. Bask› ve terörle halk› haklar›n› savunmaktan, taleplerini hayk›rmaktan vazgeçirmektir. Bizler demokratik kitle örgütleri ve sosyalist bas›n olarak, hak ve özgürlükler mücadelesini yükseltmekten, do¤rular› yazmaktan vazgeçmeyece¤imizi bir kez daha ilan ediyor, bask›lar›n bizi y›ld›ramayaca¤›n› belirtiyoruz” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kurum temsilcileri bask›n yapan polisler ve karar› veren 2. Sulh ve Ceza hakimi hakk›nda suç duyurusunda bulunmak üzere Malatya Adliyesi’ne gitti. Toplu olarak suç duyurusunda bulunmak isteyen kurum temsilcileri, Malatya Cumhuriyet Savc›s› Muhittin Özdemir’e dilekçeyi vermek isterken Özdemir, suç duyurusunu kabul etmeyece¤ini belirterek temsilci arkadafllar› kovarcas›na gönderip kimlerin emrinde oldu¤unu bir kez daha gösterdi. Bask›na u¤rayan dergi ve kurum temsilcileri 3 Kas›m günü Cumhuriyet Savc›l›¤›’na konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. (Malatya)
HPG GER‹LLASININ GÖZLER‹ OYULDU Diyarbak›r’›n Dicle ilçesinin k›rsal›nda 16 Ekim 2003 tarihinde TC askerleri ile HPG (Halk›n Savunma Gücü) gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada HPG gerillas› Harun Çatak kod adl› Haflim Bitik flehit düfltü. fiehit düflen Bitik’in cenazesi askerler taraf›ndan Dicle’de bir çukura gömüldü. Çocuklar›n›n flehit düfltü¤ünü ö¤renen Bitik’in ailesi Dicle’ye gelerek cenazeyi sahiplendi. Hukuki ifllemlerin ard›ndan cenazeyi almak isteyen aile Haflim Bitik’in kollar›n›n iple ba¤land›¤›n›, 2 gözünün oyuldu¤unu ve cesedin ç›plak bir flekilAF‹fi YAPANA POL‹S KURfiUNU Esenler Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i Gençlik Komisyonu üyeleri afifl yap›flt›rmak isterken kurflunland›. F tipleri ve tecriti protesto eden afiflleri 26 Ekim 2003 tarihinde Esenler’in belirli yerlerine asmaya çal›flan Gençlik Komisyonu Üyeleri iki gruba ayr›ld›. Polis afifl yap›flt›rmalar›na izin vermeyerek bir grubu gözalt›na ald›. Kaçmaya çal›flan ikinci gruba polis “durdurmak amac›yla” atefl açt›. Ölü ve yaral›n›n olmad›¤› olay›n ard›ndan Esenler Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, polisin tutumunu k›nad›. (H. Merkezi)
de gömüldü¤ünü gördü. Gördü¤ü manzara karfl›s›nda flok geçiren Bitik’in kardefli Tacettin Bitik “bu insanl›k d›fl›” diyerek tepki gösterdi. Daha sonra ailesi ve dostlar› taraf›ndan al›nan cenaze, Diyarbak›r’a oradan da Van’a getirildi. Cenaze fiabaniye Mezarl›¤›’na getirilirken kitle “fiehit nam›r›n” , “Biji serok Apo” sloganlar›n› att›. Bitik’in cenazesi sar›, k›rm›z›, yeflil renkte örgülü iplerle donat›ld›. Yap›lan cenaze töreniyle birlikte ‘Ey Regip’ marfl›yla Haflim Bitik sonsuzlu¤a u¤urland›. (Malatya) TUNCEL‹’DE PATLAMA Tunceli’nin Ovac›k ‹lçesi’nde gerillalar taraf›ndan yola döflenen bomban›n patlamas› sonucu iki asker yaraland›. Ovac›k ‹lçesi Yeflilyaz› Köyü yak›nlar›nda askerlerin devriye görevi yapt›klar› s›rada, yola döflenmifl tuzak bomba patlad›. Patlamada iki askerin yaraland›¤›, yaral›lar›n Elaz›¤ Askeri Hastanesi’ne sevk edildi¤i ö¤renildi. Söz konusu yolda ikinci bir bomban›n daha bulundu¤u, tuzak bomban›n imhas› için Tunceli’den ilçeye bomba imha ekibi gönderildi¤i kaydedildi. (Malatya)
21
9
7-20 Kasım 2003
DEHAP yöneticileri hapishanede 3
Kas›m seçimleri öncesinde yasal örgütlenmesini tamamlam›fl gibi göstererek “resmi evrakta sahtecilik yapt›klar›”suçlamas› ile 1 y›l 11 ay 10 gün hapis cezas›na çarpt›r›lan DEHAP eski Genel Baflkan› Mehmet Abbaso¤lu ve eski Genel Sekreter Nurettin sönmez DEHAP ve Özgür Parti yöneticilerinin de kat›ld›¤› bir aç›klama sonunda hapishaneye girdi. Burada yap›lan aç›klamalarda asl›nda hapishaneye konulan›n bar›fl, demokrasi oldu¤una de¤inilerek “Kesinlikle bunu içimize sindirmiyoruz. Ama a¤lam›yoruz da s›zlam›yoruz da. Gideriz yatar›z ve ç›kar›z” denildi. Ceza indirimi ile birlikte 9 ay on gün hapishanede kalacak olan Abbaso¤lu ve Sönmez için birçok yerde eylemler yap›ld›. BARIfiIN KARfiILI⁄I GAZ BOMBALARI VE GÖZALTILAR Faili meçhul cinayetler ile hayat›n› kaybedenlerin yak›nlar› 26 Ekim 2003 tarihinde Gazi Mezarl›¤›’n› ziyaret etti. YAKAY-DER, Bar›fl Analar› ‹nisiyatifi ve TUAD üyesi bini
aflk›n kifli Gazi Cemevi önünde topland›. “Bar›fla bir çift ses, tarafl› ateflkes” pankart›n› açan grup polis taraf›ndan engellenmek istendi. Polisin bu tavr›n› k›nayan grup ara sokaklardan mezarl›¤a do¤ru yürüyüfle geçti. R›dvan Karakoç’un mezar› bafl›nda anma ve sayg› duruflu yapan grup ad›na yap›lan aç›klamada Kürt sorununun çözümüne ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite de¤inildi. Mezarl›k dönüflünde tekrar Cemevine yürüyen kitleden ayr›lan bir grubun sloganlar atmas› karfl›s›nda polis kitleye sald›rd›. Ç›kan çat›flmada çevrede bulunan dükkanlar›n camlar› k›r›ld›. Polis mahallede genifl çapl› bir arama bafllatt›. Ayn› gün ‹stanbul Kanarya semtinde de Bitlis Camii önünde toplanan grup Kanarya mezarl›¤›n› ziyaret etti. Mezarl›¤a kadar yürüyen grup ayn› konulu bir aç›klamay› da burada yapt›. Mezarl›k dönüflünde polis panzerler ile kitlenin yolunu kesti. Ç›kan çat›flmada bir kifli dövülerek gözalt›na al›nd›.
Ayr›ca 29 Ekim 2003 tarihinde aralar›nda ‹HD, GÖÇ-DER vb. kurumlar›nda yer ald›¤› kitle Galatasaray Postanesi önünde bir araya geldi. Taleplerini iletmek için oturma eylemi yapmak isteyen gruba polis izin vermedi. Bunun üzerine ‹HD’ye do¤ru yürüyüfle geçen kitleyi çembere alan polis aralar›nda ‹HD fiube Baflkan› Kiraz Biçici’nin de oldu¤u 13 ki-
RADYODAN P‹fiMANLIK YASASI evlet “Topluma kazand›rma” yasas›ndan umdu¤u ilgiyi bulamay›nca her türlü yola baflvuruyor. Son olarak 7. Uyum Paketi çerçevesinde TCK’n›n 169. maddesinde yap›lan düzenlemeler ile serbest b›rak›lan kiflilerin yasadan yararlanm›fl gibi radyo programlar›na ç›karak propaganda yapmalar› isteniyor. Geçen y›l Newroz kutlamalar›na kat›ld›klar› için tutuklanan Esma Sevgin ve Yusuf K›l›ç kendilerine de bu yönlü bask› yap›ld›¤›n› belirttiler. Esma Sevgin yapt›¤› aç›klamada “7. uyum paketi kapsam›nda TCK’nin 169. maddesindeki düzenlemeler ile eylül ay›nda serbest b›rak›ld›m ama polisler bizi rahat b›rakmad›. Evime son zamanlarda s›k s›k gelen polisler bana piflmanl›k yasas›ndan yararland›¤›ma dair bir metin haz›rlayacaklar›n› ve radyoda okuyaca¤›m› söylediler, kabul etmeyince askerdeki abimin adresini istediler. Amaç daha fazla bask› uygulamak. Ben cezaevinde dahi bunu ka-
D
bul etmiyordum. Buna ra¤men bu bask›lar›n yap›lmas›na anlam veremiyorum. Ben aylarca haks›z yere tutuklu kald›m. Piflman olmas› ve özür dilemesi gereken birileri varsa o da devlettir. Bunun için bu tür bask›lardan vazgeçilmesi gerekir” dedi. Esma Sevgin ayr›ca bu bask›lar›n devam etmesi durumunda savc›l›¤a suç duyurusunda da bulunaca¤›n› vurgulad›. Yine 7. uyum paketi çerçevesinde eylül ay›nda serbest b›rak›lan Yusuf K›l›ç da “Mufl cezaevinde oldu¤um dönemde de piflmanl›k yasas›ndan yararlanmam için bask› yap›yorlard›. Özellikle y›pratmak amaçl› oldu¤u için evde olmad›¤›m zamanlarda gidiyorlar, ailemi rahats›z ederek beni teslim almak istiyorlar. Radyoya ç›kar›p piflman oldu¤umuzu söyletmek istiyorlar. Bunu Tatvan’da birçok kifliye yap›yorlar. Fakat bu tür oyunlara gelmem. fiu an avukatlarla görüflüyorum. Bunlar hakk›nda suç duyurusunda bulunaca¤›m” dedi. (Mersin)
Ma¤durlar yine suçlu Mersin’de 2002 y›l› Newroz olaylar›nda panzer alt›nda kalarak hayat›n› kaybeden Mehmet fien isimli seyyar sat›c› Adli T›p taraf›ndan sekizde sekiz kusurlu bulundu. Panzer sürücüsü Ergün ‹lhan ise beraat etti. Olayl› geçen Newroz kutlamalar›nda polis panzerinin ezdi¤i 36 yafl›ndaki 4 çocuk babas› Mehmet fien hayat›n› kaybetmifl, olaydan sonra Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesi 6296 kod nolu panzerin sürücüsü Ergün ‹lhan hakk›nda tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verdi¤i gerekçesi ile TCK’n›n 455-1. maddesi gere¤ince dava aç›lm›flt›. Adli T›p Kurumu ‹htisas Daire Baflkanl›¤›’n›n verdi¤i bilir kifli raporunda san›¤›n savunmas›nda; ölüm olay›n›n kalabal›¤›n taflk›n hareketleri sonucu hasara u¤rayan panzerin di¤er panzer arac›na yol vermek için sa¤a yanaflmas› s›ras›nda yak›ndaki yayaya çarpmas› sonucu meydana geldi¤i belirtildi. San›k polisin alaca¤› önlem olmad›¤› öne sürülerek kusursuz oldu¤u kanaatine var›larak beraatine karar verildi. Raporda görev yapan pan-
zere tedbirsizce gelerek, bu ortamdan kaçmayarak, dikkatsiz ve nizamlara ayk›r› davrand›¤› ileri sürülerek Mehmet fien sekizde sekiz kusurlu bulundu. Mehmet fien’in efli Fatma fien ise karara tepkili. Fatma fien “Bu nas›l adalettir, bir kiflinin öldürülmesinden yarg›lanan kifli serbest b›rak›l›yor. Bu karar adalete karfl› bir sorumsuzluktur. Panzer 13 metre geniflli¤indeki bir caddede cami duvar›n› geçerek bir insan› eziyor ve o insan›n ölümüne yol aç›yor ve bu olaya kaza deniliyor” dedi. Her türlü hukuksal yollara baflvuraca¤›n› belirten fien yüzlerce tan›k olmas›na karfl›n hiçbirinin tan›kl›k etmeye cesaret edemedi¤ini ve insanlar›n nelerden çekindi¤ini ve nelerden korktu¤unu gösterdi¤inin ortada oldu¤unu söyledi. Avukat Kadir Ar›kan ise bilir kifli kurulunun fien’in olay yerinde bulunmas›n› ve panzerin önünden kaçmamas›n› kusur olarak esas al›nd›¤›n›, bunun de¤erlendirme bak›m›ndan yasaya ayk›r› oldu¤unu ve Yarg›tay’a baflvuracaklar›n› belirtti. (Mersin)
fliyi gözalt›na ald›. Olay sonras›nda ‹HD binas›nda bir araya gelen kitle bir bas›n aç›klamas› yapt›. DEHAP ‹l Baflkan› Mehmet Çetin Toprak, ‹HD Yönetim Kurulu Üyesi Do¤an Genç, Bar›fl Analar› inisiyatifinden Fahriye B›k›m, YAKAYDER Baflkan› Pervin Buldan yapt›klar› aç›klamada bu sald›r›y› k›nad›lar. (H. Merkezi)
Mitinge provokatör engeli “Gençlik, Çözüm ‹çin Karadeniz’de Bulufluyor” mitingi Samsun’da 2 Kas›m 2003 Pazar günü yap›ld›. Emek, Bar›fl ve Demokrasi Platformu gençli¤inin düzenledi¤i mitinge ‹stanbul, ‹zmir, Ankara, Mersin, Diyarbak›r, Kars, Kastamonu, Batman, Antep, I¤d›r illerinden gelen gençler Samsun’da bulufltular. Mitinge kat›lmak için Samsun’a gelifli s›ras›nda da eylemcilerin otobüsleri Havza ilçesinde durdurularak polisin kimlik aramas›nda çeflitli nedenlerle 20 kifli gözalt›na al›nd›. Bu flekilde engellemeler ve tart›flmalara ra¤men Fuar Caddesi’nde toplanan eylemcilere kendilerini “milliyetçi” olarak nitelendiren provokatörler bozkurt iflareti yaparak sloganlar atarak mitinge engel olmak istediler. Yap›lan engelleme ve provokasyonlara ra¤men Fuar Caddesi’nde toplanan yaklafl›k 500 kiflilik eylemci sloganlar at›p türküler söyleyerek “Halklar›n kardeflli¤i, özgür birlikteli¤i için biz bar›fl istiyoruz. Ya siz?”, “Botan’dan Karadeniz’e bar›fl yürüyüflümüzle günefli selaml›yoruz” vb. pankartlar açarak yürüyüfllerini gerçeklefltirdiler. Fuar Caddesi’nden Gar Binas› önüne kadar yürüyen eylemcilere burada DEHAP Gençlik Kollar› Üyesi Zehra ‹pek konuflma yapt›. Sloganlar ve türküler eflli¤inde halaylar çekilerek miting sona erdi. Otobüslerine binip miting alan›ndan ayr›lan eylemcilere Samsun’dan ayr›l›fllar› s›ras›nda Ankara yolu ç›k›fl›nda, mitingi engellemek isteyen provokatörler tekrar sald›r›da bulunarak otobüslere tafl att›lar. (Samsun)
21
10
7-20 Kasım 2003
‹maj hiçbir fleydir, açl›k çok fley... “Gerçek” gitgide çekiliyor yaflam›n görüntüsüne yans›maktan. Varolan ama dile dökülmeyen, susturulan bir bafl kahraman art›k hayat›m›zda. “Mavi gözlü dev”in söyledi¤i gibi “Televizyonlar yalan söylüyorsa, yalan söylüyorsa gazeteler...” fleklinde devam ediyor hayat›m›z›n dizeleri ve yukar›da bir yerlerde oturanlar yani “çal›flarak karn›n› doyuranlardan” çok uzak olan birileri yine ince hesaplar yap›yor, yalanlar güzel bir flekilde ambalajlan›p televizyonun, gazetelerin, reklam panolar›n›n yan rolde oynad›¤› bu sahte oyunda beynimize enjekte ediliyorlar. Riyakarl›k ve düzenbazl›k maskelerin arkas›na gizlenemiyor art›k, paçalar›ndan ak›yor, her taraftan sarmafl›k fleklinde hayat›m›z› sarmalayan yalanlar f›flk›r›yor. Son model arabas›ndan cilal› ayakkab›lar›yla ç›kan Kas›mpaflal› “yoksul dostu” baflbakan, “onbir ay›n sultan›n›n” gelmesiyle birlikte “liberalli¤ini” rafa kald›r›p cüppesini geçiriyor s›rt›na, flu “mübarek günlerde” “hay›rsever” yaftas›n› yap›flt›rarak ge-
cekondu mahallesine gidiyor, emekçileri ziyarete. Yoksul sofralar›nda iftar aç›yor, hiç sorun de¤il aç kalksa da olur, karn›n› istedi¤i gibi, istedi¤i yerde doyurabilir nas›lsa, oysa emekçilerin kaçacak göçecek ne bir durumu ne de yerleri var. Dünyan›n neresine giderlerse gitsinler sadece “emek”lerini satacaklar, “yalan pazarlamac›s›” olmayacak/olamayacaklar, “enflasyon düfltü”, “kriz bitti” söylemleri akflam haberlerinde yorgunluktan uyuya kalmadan önceki duyduklar› bir ninni olacak sadece. Yalan pazarlamac›s› olmasalar da, çocuklar›n›n kand›r›kç›s› olacaklar iyimser bir tabirle. Ertelenmifl hayalleri avutmak düflecek aile reisli¤inden paylar›na. Hofl gerçi çok fazla vakit kalmayacak sevgi gibi kar›n doyurmayan bir ihtiyaca, açl›k çok fley çünkü... Vars›n Baflbakanl›k bütçesi 700 trilyon 657 milyar olsun, vars›n bu y›l arts›n da 1 katrilyon 147 trilyon 239 milyar lira olarak öngörülsün, ne de¤iflir ki hayat›m›zda? Sosyal Yard›mlaflma Fo-
TAYAD’l› aileler panel düzenledi 24 Ekim Cuma günü “4. Y›l›nda Ölüm Oruçlar› ve Tecrit” konulu bir panel düzenleyen TAYAD’l› aileler tecriti tart›flt›. Ekin Sanat Merkezi’nde yap›lan panele Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i’nden Av. Selçuk Koza¤açl›, Türk Tabipler Birli¤i’nden Metin Bakkalc›, Mazlum-Der’den Ayhan Bilge ve TAYAD’tan ‹hsan Cibelik kat›ld›. Paneli yöneten Ankara Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nden Umut fiener ilk sözü Selçuk Koza¤açl›’ya verdi. Koza¤açl› tecritin amaçlar› üzerinde durdu. Sorunun 3, 5, 8 kiflilik hücreler yap›lmas›n›n olmad›¤›n›, as›l sorunun muhalif kimli¤i yoketmek isteyen devlet politikas›nda oldu¤unu ifade etti. F tipi hapishanelerin hiçbir Adalet Bakan›n›n ifli olamayaca¤›n› da vurgulayan Koza¤açl› bunun sistemli bir politikan›n uygulanmas› oldu¤unun alt›n› çizdi. Mehmet Özer de F tiplerinin yaflayan birinin diliyle yazd›¤› bir yaz›y› okudu. Metin Bakkalc› ise devletin Adli T›p Kurumlar›nda keyfi flekilde raporlar›n haz›rland›¤›n› belirtti. Mazlum-Der’den Ayhan Bilge de devletin tutumunu elefltirdi. TAYAD ise; herfleyin unutturuldu¤u bir ülkede yaflad›¤›m›z› ve tecritin dostlu¤u yok etti¤ini vurgulad›. 10. Ekiplerin haz›r oldu¤unu belirten TAYAD, isminin de Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibi olaca¤›n› aç›klad›. (Ankara)
nu ya da Fak-Fuk-Fon’a geçen y›l ödenek ayr›lmam›fl da bu y›l 380 trilyon ayr›lm›fl, bizden, bizim eme¤imizin, gaspedilen umutlar›m›z›n binde kaç› eder bu para? Hem o para sahiden bize mi gelecek, seçim diyeti olarak ödenecek borçlara m›? Türk-‹fl Araflt›rma Merkezi taraf›ndan yap›lan araflt›rmaya göre 4 kiflilik bir ailenin Ekim ay› zorunlu g›da harcamas› tutar› 451 milyon 386 bin liraym›fl. Yoksulluk s›n›r› da 1 milyar 371 milyon 994 bin lira. Nas›l yani? Biz ömrümüzde göremeyiz ki o kadar paray› bir arada. Demek ki yoksulluk s›n›r›na bile yaklaflam›yoruz, hayat›m›z›n dört bir yan› s›n›r, sadece s›n›rs›zca ezilme özgürlü¤ümüz(!) var. Hem baflbakan de¤il miydi “446 milyonla geçinemiyorum” diyen vatandafla “haline
flükret” diyen. Sabah, ö¤len, akflam “flükür” tavsiyelerinde bulunan. Renkli cam, boyal› bas›n, bir ayl›k “açl›k” durumu ile zenginlerin fakirlerin halini anlayaca¤›, yard›mlaflman›n artaca¤› söylenir “din” adamlar›nca. Yard›m m› istiyoruz ki biz, insanca bir yaflam için “hakk›m›z” olan› istiyoruz sadece. “Fakir sofralar›na gidin” diyor Kas›mpaflal›, befl y›ld›zl› otellerde haremlik-selaml›k uygulamalar›nda yanm›fl tenlerini türban gizleyemiyor, yüzsüzlüklerini de. Y›lda bir hat›rlananlara özgü üretilen tüketim günleri gibi “din” de bu flekilde pazarlan›yor emekçi halka. Ay bitene dek daha çok imaj görece¤iz emekçilere yönelik sergilenen ama yutturam›yorlar iflte. Gerçek hükmünü sürdürüyor, çünkü açl›k çok fleydir...
Önce yarg›s›z infaz, sonra adil yarg›lama(!) 16-17 Nisan 1992’de ‹stanbul Çiftehavuzlar’da devletin kolluk güçlerinin bir eve yapt›klar› bask›nda evde bulunan Dev-Sol kadrolar›ndan Sebahat Karatafl, Eda Yüksel ve Taflk›n Usta yarg›s›z infaz sonucu katledilmiflti. Kasten adam öldürmek suçlamas›yla polisler aleyhine aç›lan dava, Kad›köy 2. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde bir y›l sürdükten sonra “kamu güvenli¤i”ni tehdit etti¤i için Kayseri’ye nakledilmiflti. San›klar hakk›nda verilen beraat karar›n›, Yarg›tay usul yönünden bozmufltu. Yarg›tay’ca bozulan 22 polisin yarg›land›¤› dava geçti¤imiz günlerde sonuçland›. Sonuç sistemin gerçek yüzünü görenler aç›s›ndan flafl›rt›c› olmad›. Dava da yine bir ceza ç›kmad› ve beraatla sonuçland›. Tutuksuz yarg›lanan san›k polislerden davaya gelen olmazken sonucun ne olaca¤›n› çok iyi bildiklerinden olsa gerek!‹stanbul’dan gelen TAYAD üyesi 30 kifli duruflmay› izlemek istedi. Katledilenlerin foto¤raflar›n› ve pankart-
lar›n› açmak isteyen ailelere polis izin vermedi ve ellerinde bulunan foto¤raf ve pankarta el konuldu. Avukatlar›n d›fl›nda kimsenin al›nmad›¤› duruflman›n ç›k›fl›nda, slogan atan ailelerle polis sald›rd›. Zorla otobüse bindirilen TAYAD’l›lar “Katiller halka hesap verecek” sloganlar›yla yan›t verdi devletin kolluk güçlerine. Eski Özel Harekat Dairesi Baflkan Vekili ‹brahim fiahin ve 16 Mart katliam› san›klar›ndan Gaziantep Emniyet Müdürü Reflit Altay’›n da san›k polislerin içerisinde yer ald›¤› belirtildi. Faflizmin adaletinden hiçbir fley beklemedi¤imiz gibi katledilen, yüzlerce devrimcinin bir gün er ya da geç hesab›n›n sorulaca¤›n› tüm s›n›f düflmanlar› bilmelidirler. Geçti¤imiz günlerde eli kanl› darbeci faflist, yeni çal›nt› resimci Kenan Evren’in söyledi¤i “terör yüzünden evden d›flar› rahatça ç›kam›yorum” laf› tüm benzerlerinin kula¤›na küpe olmal›d›r. Yap›lan hiçbir fley yanlar›na kâr b›rak›lmayacakt›r! (H. Merkezi)
11
21
7-20Kasım 2003
Eylem yapt›klar› iddias›yla 15 çocuk gözalt›na al›nd› Yenibosna’da eylem yapt›klar› iddias›yla 15 çocuk gözalt›na al›nd›. 11 yafl›ndan küçük 10 çocuk gece serbest b›rak›l›rken 5 çocuk, ‘Yasad›fl› örgüt propagandas› yapmak’ ve Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu’na muhalefet etmek suçlamas›yla ‹stanbul Çocuk Mahkemesi’ne ç›kar›ld›. Geceyi karakolda geçiren ve ertesi gün mahkemeye ç›kar›lan 5 çocuk serbest b›rak›ld›. Bahçelievler Kocasinan Karakolu’ndan sabah saatlerinden ç›kar›larak ‹stanbul Çocuk Mahkemesi’ne götürülen yafllar› 11 ila 13 aras›nda de¤iflen H.Y, M.Z.K, J.B, S.K, M.D adl› 2’si k›z 5 çocuk, ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›’nda ifade verdi. Çocuklar›n ifadelerinde, sokakta oyun oynarken nedenini bilmedikleri bir flekilde gözalt›na al›nd›klar›n› söyledikleri ö¤renildi. Edinilen bilgilere göre, kimlik tespiti için
karakolda tutulan 15 çocuktan 10’u 11 yafl›ndan küçük olduklar› için haklar›nda cezai ifllem yap›lamad›¤›ndan serbest b›rak›ld›. 11 yafl›ndan küçük çocuklar, ifllemlerinin uzamas› ve kimlik tespiti yap›lmas› nedeniyle gece saat 23:00’ten sonra avukat nezaretinde ailelerine teslim edildi. 11 yafl›ndan büyük olan 5 çocu¤un ise savc›l›¤a ç›kar›lmas› için önce, “mümeyyiz” (ne yapt›klar›n›n fark›nda olduklar›na dair) rapor al›nd›, sonra ise savc›l›¤a sevk edilebilmeleri için gece gözalt›nda tutuldu. Sabah saatlerinde ‹stanbul Çocuk Mahkemeleri Savc›l›¤›’na sevk edilen çocuklar, “Yasad›fl› örgüt propagandas› yapmak” ve 2911 say›l› Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu’na muhalefet etmek ile suçland›. Savc›l›¤›n dosyay› inceleyip duruma göre dava aç›p açmayaca¤›na karar verece¤i ve e¤er dava aç›l›rsa çocuklar›n 3 y›l ha-
‹HD’den ç›plak ayakl› protesto ‹zmir fiubesi 25 Ekim 2003 tarihinde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla hapishanelerdeki devrimci, komünist ve yurtsever tutsaklara yönelik yap›lan imha politikalar› ve dayat›lan tek tip elbise uygulamas›n› protesto etti. ‹HD’liler ve insan haklar› savunucular›n›n 12:45’te DEHAP Konak ilçe binas› önünde toplanmas›yla bafllayan eylem Konak Meydan›’na yap›lan yürüyüflle devam etti. Yürüyüflte “Tek Tip Elbise’ye hay›r”, “Tek Tip Elbise F tipinin devam›d›r” vb. dövizler açan eylemciler Konak Meydan›’na kadar ç›plak ayakla yürüyerek tutsaklara ç›plak ayakla avukat ve aile ziyaretine ç›kmas›n› da desteklediler. Meydana alk›fllarla giren eylemciler ad›na aç›klamay› ‹HD Yönetim Kurulu Üyesi Mihriban Karakaya okudu. Karakaya “ses-
‹HD
siz 盤l›k mekanlar› olan F Tipi Hapishanelerde insan›n do¤as›na, sosyal yan›na sald›r› yap›l›yor. Tecritte ›srarla insan haklar›na dair ne varsa yerle bir ediliyor. Onur k›r›c› üst aramalar›n› protesto ederek karda-k›flta hastanelere, görüfllere, mahkemelere ç›plak ayakla giden tutuklu ve hükümlülerin yan›nda oldu¤umuzu göstermek için bugün ç›plak ayakl›y›z” dedi. Tek Tip Elbise dayatmas›, D Tipi ve L Tipi Hapishanelere de karfl› olduklar›n› belirten Karakaya “Buraday›z, burada olmaya devam edece¤iz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan befl dakikal›k oturma eylemi de yap›l›rken eylemde s›k s›k “‹çerde d›flarda hücreleri parçala”, “Tek Tip Elbise istemiyoruz”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek” vb. sloganlar da at›ld›. Eylem alk›fllarla sona erdirildi. (‹zmir)
pis cezas›n› geçmeyecek flekilde yarg›lanacaklar› ö¤renildi. 3.5 saat Adliye’de kald›ktan sonra d›flar›ya ç›karak zafer iflaretleri yapan çocuklardan H.Y. kendilerine yemek verilmedi¤ini ve so¤ukta bekletildiklerini söyleyerek, “Biz orada oyun oynuyorduk birileri eylem yapm›fllar, sonra gelip bizi gözalt›na ald›lar. Emniyette çok so¤uk bir yerde tuttular ve sürekli küfür ettiler” diye konufltu. “H‹ÇB‹R fiEY 11 YAfiINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLARIN GÖZALTINA ALINMASINI MEfiRULAfiTIRMAZ” ‹stanbul Barosu Çocuk Haklar› Merkezi Üyesi Av. ‹lhami Sayan, Yenibosna’da eylem yapt›klar› iddias›yla 5 çocu¤un gözalt›na al›narak polis merkezinde bekletilmesinin hukuka ayk›r› oldu¤unu söyledi. D‹HA’ya olay› de¤erlendiren Av. ‹lhami Sayan, gözalt›na al›nan 11 yafl›ndan küçük çocuklar›n saat 13.00’dan 23.00’e kadar polis merkezinde bekletilmesinin hukuka ayk›r› oldu¤unu belirterek, flunlar› söyledi: “Yafl-
lar› 11’in alt›nda olan çocuklar hiçbir flekilde gözalt›na al›namaz ve hiçbir gerekçeyle polis merkezine veya baflka bir yere götürülemez. Ancak korunmaya muhtaç çocuklar, aileleri bulunana kadar güvenlikleri ve korunmalar› için misafir edilebilirler. Bu çocuklar›n hepsi evin yolunu bilen çocuklar, korunmaya muhtaç çocuklar grubuna dahil de¤iller. Öte yandan çocu¤un 11 yafl›ndan küçük oldu¤una dair kimlik tespitinin yap›lmas› için karakola götürülmesine gerek yok. Polis çocu¤u gördü¤ü yerde kimli¤ine bakabilir. Hakk›nda delil toplanmas› gereken yetiflkin bir insan›n tüm ifllemleri insan haklar› savunucular› taraf›ndan yap›lan hesaplamaya kadar toplam 68 saat sürüyor. Bu çocuklar›n gece 23.00’e kadar polis merkezinde bekletilmesinin hiçbir gerekçesi ve hakl› yan› olamaz. Ayr›ca çocuk istedi¤i zaman b›rak›lmal› ve evine gönderilmelidir. ‘‹zinsiz gösteri’, ‘korsan eylem’ gibi fleyler polisin kulland›¤› kelimelerdir. Ve bu tür söylemlerin hiçbirisi de 11 yafl›ndan küçük çocuklar›n gözalt›na al›nmas›n› meflrulaflt›rmaz.” (H. Merkezi)
Beton tabutlarla E-5’i trafi¤e kapatan TAYAD’LILAR GÖZALTINA ALINDI
TAYAD, F tipi hapishanelerdeki tecriti protesto etmek amac›yla, betondan yap›lm›fl temsili tabutlarla E-5 Karayolu’nu trafi¤e kapatt›. Olay yerine gelen çevik kuvvet ekipleri 40 kifliyi gözalt›na ald› ve trafi¤in kapanmas›na neden olan beton tabutlar› kalaslarla k›rd›.
F tipi hapishanelerde devam eden ölüm oruçlar›na dikkat çekmek isteyen TAYAD’l› bir grup, “Tecrite ve iflgal ortakl›¤›na son” yaz›l› pankartla E-5 Karayolu Ambarlar giriflinde yolu trafi¤e kapatt›. Grup daha sonra yanlar›nda getirdikleri ve içinde çocuklar›n› ölüm oruçlar›nda yaflam-
lar›n› yitiren ailelerden 4 kiflinin bulundu¤u 4 temsili beton tabutla yolu trafi¤e kapatt›. TAYAD’l› aileler taraf›ndan burada yap›lan aç›klamada, “Tam 4 y›ld›r F tipi hapishanelerde evlatlar›m›z tecrit alt›nda. Tam 4 y›ld›r tecritin kald›r›lmas› ölümlerin durdurulmas› için sokaktay›z. Tecriti uygulayanlar sa¤›r ve dilsizleri oynuyorlar adeta. Onlar ‘tecrit yok’ dedikçe, F tiplerinden çocuklar›m›z›n cesetleri ç›k›yor. Duyuyor musunuz, F tiplerinde tecrit var, zulüm var. Daha fazla ölüm istemiyoruz. 10. ekip de ölüm orucuna bafllad›. Gazeteler yazmad›, televizyonlar göstermedi. Kafam›z, gözümüz k›r›lmadan ne tecrit ne de ölümlerin haber de¤eri yok. O zaman kafam›z kolumuz k›r›ls›n. Bir parça sesimizi duyurabil-
mek için herfleyi göze al›yoruz” denildi. BETON TABUTLARI POL‹S AYAKLARIYLA KIRMAYA ÇALIfiTI Aç›klaman›n ard›ndan yol üzerinde k›sa bir yürüyüfl yapan TAYAD’l› aileler, “Tecrite iflgal ortakl›¤›na son” slogan› att›. Beton tabut içerisinde bulunan 4 TAYAD üyesinin al›nlar›ndan öpen tutuklu yak›nlar›, bir süre sonra olay yerine gelen çevik kuvvet ekiplerinin müdahalesiyle karfl›laflt›. Çevik kuvvet ekipleri 40 kifliyi gözalt›na al›rken, E-5 Karayolu’nu trafi¤e kapatan beton tabutlar› çevrede bulduklar› kalaslarla ve ayaklar›yla k›rmaya çal›flt›. E-5 Karayolu tabutlar›n kald›r›lmas›n›n ard›ndan trafi¤e aç›ld›.
(‹stanbul)
7-20 Kasım 2003
21
12
Sinan Kay›fl’›n katilleri yarg›land› de da¤›t›lan bildirilerden birisinin mahkemeye verilmedi¤ini söyleyen Yücetepe, söz konusu bildirinin yasal olmad›¤›n› ileri sürerek, mahkemeye verilmesini talep etti. San›k avukat› da, müvekkili Yücetepe’nin “tahrik” alt›nda bu suçu iflledi¤ini savunarak, mahkemenin karar›nda “tahrik” unsurunun gözönünde bulundurulmas› gerekti¤ini ileri sürdü. YÜCETEPE’YE 16 YIL 3 AY HAP‹S Mahkeme Heyeti, tutuklu san›k Ziya Yücetepe’nin “Hafif tahrik alt›nda adam öldürmek”, “Adam yaralamak” ve “Ruhsats›z silah bulundurmak” suçlar›ndan toplam 16 y›l 3 ay a¤›r hapis cezas›na çarpt›r›lmas›n› hükme ba¤larken, tutuksuz san›k Ömer Karakufl’un ise “Kavgada silah boflaltmak” ve “Ruhsats›z silah bulundurmak” suçlar›ndan 11 ay 20 gün hapis cezas›na çarpt›r›lmas›na karar verdi.
Okmeydan›’nda bildiri da¤›tmak için girdi¤i bir kahvede ÖDP üyesi Sinan Kay›fl’›n öldürülmesi ile ilgili dava duruflmas› sonras›nda yaflanan arbedede, bir müdahil avukat ile bir çevik kuvvet polisinin de aralar›nda bulundu¤u 4 kifli yaraland›. ‹stanbul 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruflmas›nda tutuklu san›k Ziya Yücetepe, san›k avukat› ve müdahil avukatlar haz›r bulunurken, tutuksuz san›k Ömer Karakufl duruflmaya kat›lmad›. ÖDP Genel Baflkan Yard›mc›s› Alper Tafl
ve ÖDP ‹stanbul ‹l Baflkan› Sinan Tutal’›n da aralar›nda bulundu¤u ÖDP’li kalabal›k bir grup ise Adliye koridorunda mahkeme sonucunu bekledi. Duruflmada son sözü sorulan san›k Yücetepe, “Ben ekme¤imi savundum. Yaklafl›k on y›ld›r esnaf›m ve bu suçu iflleyecek yarad›l›flta de¤ilim. Kendimi korumak için bunu yapt›m. Çünkü bu arkadafllardan çok çektim. Bu olaydan bir hafta sonra da dükkan›m bombaland›. Bana tehdit savuruyorlard›” dedi. Olay tarihinde kahvehane-
KARAR PROTESTO ED‹LD‹ Duruflma karara ba¤land›¤› s›rada Adliye binas›nda bulunan ÖDP’li grup, “Çeteler halka hesap verecek”, “Sinan yoldafl ölümsüzdür”, “Katil Ziya hesap verecek” fleklinde sloganlar att›. Bu arada duruflma salonundan ç›kar›lan san›k Ziya Yücetepe’nin de “Vatan sa¤olsun, ezanlar susmaz, vatan bölünmez” fleklinde ba¤›rd›¤› görüldü. Sloganlar eflli¤inde yürüyüfl yaparak Adliyenin d›fl›na ç›kan ÖDP’liler ad›na ÖDP ‹stanbul ‹l Baflkan› Sinan Tutal, bir bas›n aç›klamas› yaparak, karar› protesto etti. Tutal, “Bir ölüm makinesi 16 y›l gibi bir cezaya çarpt›r›l›yor. 4-5 y›l sonra ise
serbest b›rak›lacak” dedi. ÖDP’L‹LERE GAZLI VE COPLU MÜDAHALE Daha sonra Sinan Kay›fl’›n resminin bulundu¤u dev pankart› açan kalabal›k grup, Sultanahmet tramvay dura¤›na do¤ru yürüdü. Grubun, ÖDP Eminönü ‹lçe Teflkilat›’na do¤ru yürüyüfle geçmek istemesi üzerine çevik kuvvet polisleri, biber gaz› ve cop kullanarak gruba sert müdahalede bulundu. Müdahale s›ras›nda bafl›na copla vurulan davan›n müdahil avukat› Murat Alt›ndere bafl›ndan a¤›r yaraland›. Bir müddet yerde kalan Alt›ndere, müdahale s›ras›nda darp edilen müdahil avukat Meriç Eyübo¤lu ve Halil Aygül ile birlikte bir taksiye bindirilerek Çapa’da bulunan ‹stanbul T›p Fakültesi’ne götürüldü. Çok say›da göstericinin darp edildi¤i müdahalede, birbirine çarpan polis kalkanlar›ndan birisinin k›r›lmas› sonucunda bile¤i kesilen bir çevik kuvvet polisi de ambulansa bindirilerek hastaneye kald›r›ld›. AVUKAT ALTINDERE MÜfiAHADE ALTINDA Yer yer müdahalenin sürdü¤ü yürüyüfl sonunda grup ÖDP Eminönü ‹lçe binas›na kadar geldi. Burada bir bas›n aç›klamas› yapan ÖDP Genel Baflkan Yard›mc›s› Alper Tafl, “Sinan’› unutmad›k. Bize müdahale eden polisleri de unutmayaca¤›z” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan grup daha sonra olays›z bir flekilde da¤›l›rken, müdahalede bafl›ndan yaralanan Av. Murat Alt›ndere’nin hala müflahade alt›nda oldu¤u ö¤renildi. (D‹HA)
Kamu emekçilerinden eylem hat›rlatarak “Çal›flma bar›fl›n› düzenlemekle görevli Çal›flma Bakanl›¤›, ba¤l› kurulufllar› (SSK, BA⁄-KUR, ‹fiKUR vs.) ile ücret fark›n› gidermeyerek hem anayasal suç ifllemekte, hem de çal›flma bar›fl›n› bozmaktad›r” dedi. Kaya, ayr›ca Çal›flma Bakan› ile yapt›klar› görüflmelerde verilen sözlerin yerine getirilmesini istedi. Eylemin ard›ndan emekçiler taleplerini içeren dilekçelerini Bakanl›¤a fakslad›. (H. Merkezi) Ek ödemelerini alamayan kamu emekçileri, hak ettikleri halde 3 ayd›r ek ödemelerin verilmemesini Ankara ve ‹zmir’de gerçeklefltirilen eylemlerle protesto ettiler. 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara’da ifl b›rakarak Çal›flma Bakanl›¤› önünde eylem yapan kamu emekçileri “Ek ödeme hakk›m›z söke söke al›r›z”, “Yaflas›n sendikal dayan›flma” vb. sloganlar att›lar. KamuSen, Memur-Sen üyelerinin de destekledi¤i BES eylemine yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. Bakanl›k Çal›flan› kamu emekçileri eylemde di¤er kamu makamlar›nda oldu¤u gibi “ek ödemelerin” kendilerine de ayn› oranda yap›lmas›n› talep ederek; daha önceki gibi yine haklar›n› mücadele ederek alacaklar›n› belirttiler. BES Genel Baflkan› Bülent Kaya yapt›¤› aç›klamada, Çal›flma Bakanl›¤›’nda çal›flanlar›n “ek ödeme” haklar›n› kazand›klar›n›
KAMU EMEKÇ‹LER‹ HAKLARINA SAH‹P ÇIKIYOR KESK Samsun fiubeler Platformu "Kamu yönetimi Temel kanunu yasa tasar›s›n›n" Bakanlar Kurulunda imzaya aç›l›fl›n› Çiftlik postanesi önünde protesto etti. 29 Ekim tarihinde saat 13:00’te bir araya gelen emekçiler bu yasa tasar›s› ile kamu hizmetlerine yans›yacak olan olumsuzluklara karfl›n direnme haklar›n› kullanacaklar›n› belirterek att›klar› sloganlar ile tepkilerini gösterdiler. Kamu emekçileri ad›na aç›klama yapan Adem Kocao¤lu "bu tasar›lar devleti sosyal görevleri aras›nda yer alan e¤itim ve sa¤l›k baflta olmak üzere kamu hizmetlerini piyasa koflullar›na daha fazla kâr anlay›fl› ile ticarilefltirmeyi hedeflemifltir" dedi. Sözlerinin devam›nda yasan›n geçmesi ile kamu hiz-
metlerinden yararlanan milyonlarca insan›n sa¤l›k ve e¤itim gibi hizmetlerden men edilece¤ini vurgulayan Kocao¤lu insanlar› bu sürece müdahale etmeye ça¤›rarak eylemi bitirdi. (Samsun) KESK’TEN KAMU YASA TASLAKLARINA PROTESTO KESK Malatya fiubeler Platformu taraf›ndan 30 Ekim 2003 tarihinde Malatya Merkez Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. KESK Malatya fiubeler Platformu ad›na aç›klama yapan KESK dönem sözcüsü Hasan Kald›k ‘hükümet taraf›ndan haz›rlanan ve TBMM’ye getirilen Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasla¤›, Kamu Personel Rejimi Reformu taslaklar›; devletin sosyal görevleri aras›nda yer alan sa¤l›k, e¤itim gibi hizmetleri piyasa ekonomisine açmay› hedeflemektedir. Kamu kurum ve kurulufllar›n›n adalet, savunma, güvenlik, istihbarat, d›fl iliflkiler, diyanet, maliye, hazine, tapu kadastro, nüfus, sivil savunma, ve kriz yönetimi ile milli e¤itim müfredat› belirleme d›fl›ndaki alanlarda mal ve hizmet üretimi yapmas›n› yasaklamaktad›r’ dedi. Kald›k konuflmas›n›n devam›nda Söz konusu taslakla; kamu emekçileri tam ve k›smi zamanl› sözleflmelere ba¤l› çal›flan kamu görevlileri haline gelece¤ini, böylece ifl güvenceleri ve sosyal haklar›n›n ortadan kald›r›laca-
¤›n› vurgulayarak insan haklar›n›n ihlali anlam›na gelen bu tasla¤›n geri çekilmesini talep edeceklerini dile getirdi. Bas›n aç›klamas›ndaki metin baflbakanl›¤a faksland›. Yine KESK Malatya fiubeler Platformu, tasla¤›n geri çekilmesi için yapt›klar› imza kampanyas›nda toplad›klar› imzalar› KESK Genel Merkezine gönderdiler. (Malatya) *31 Ekim Cuma günü saat 12:30’da KESK Mersin fiubeler Platformu IMF ve Dünya Ticaret Örgütü’nün istekleri do¤rultusunda ve 1995 y›l›nda imzalanan GATS’›n (Hizmet Ticareti Genel Anlaflmas›) sonucu olarak özellikle önümüzdeki günlerde çok kapsaml› olarak yaflanacak olan kamusal alan›n tasfiyesini protesto etmek amac›yla bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Platform ad›na aç›klamay› okuyan Recep Kara 4857 say›l› yeni ifl yasas› ile, iflçilere dayat›lan kölelik yasas›n›n bugün de kamu alan›ndaki tasfiye ile kamu emekçilerine dayat›lmak istendi¤ine; kamu emekçilerinin ise, baflta üretimden gelen güçlerini kullanarak ifl b›rakma eylemi ve di¤er eylemlerle bu sald›r›y› püskürteceklerini belirtti. Mersin Merkez Postanesi önünde yap›lan eyleme yaklafl›k 50 kifli kat›ld›. Emekçiler “Kamu alan›n›n talan›na hay›r” ve “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›n› att›ktan sonra tepkilerini ve isteklerini dile getiren fakslar› Baflbakanl›¤a gönderdiler. (Mersin)
13
21
7-20 Kasım 2003
‹flten at›lan Tekstil iflçileri tüm iflçilere sesleniyor;
“En büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r” Tarsus’ta kurulu bulunan Çukurova Sanayi ‹flletmeleri Tekstil Anonim fiirketi kriz ve iflyerini küçültme bahanesiyle 17 Ekim’de yaklafl›k 550 iflçinin ifline son verdi. Daha sonra iflten at›lan 50 kifli ile birlikte say›lar› 600’ü bulan iflçilere zor durumda olduklar›n›, ihbar ve k›dem tazminatlar›n›n 2004 y›l›n›n Ekim-Kas›m ve Ocak aylar›nda ödenece¤ini belirtti. Bu konuda sessizli¤ini koruyan TEKS‹F Sendikas› ise patron yanl›s› olma tavr›n› sürdürüyor. ‹flçiler de tepkilerini yapt›klar› eylemliliklerle gösteriyorlar. ‹flçiler 24 Ekim’ de Yeni Cumhuriyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. ‹flçiler ad›na aç›klamay› okuyan Gaffur Pehlivan, bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin fedakarl›¤› hep iflçilerden istedi¤ini, krizin faturas›n› hep iflçilere, emekçilere ödetti¤ini dile getirdi. fiu an iflten at›lan iflçilerin hepsinin zor durumda oldu¤unu, fabrikan›n kendilerine alacaklar›n› ödemedi¤ini, patronun bankalar›na (Mehmet Emin Karamemetlere ait Yap› Kredi Bankas›) borçlu olduklar›n›, bu nedenle hepsinin icral›k oldu¤unu belirtti. Son olarak tüm iflçilerin haklar›n› sonuna kadar arayaca¤›n›, bu konuda patronu son kez uyard›klar›n›, aksi takdirde bundan sonra do¤acak sorunlardan kendilerinin sorumlu olmad›¤›n› da ekledi. Yaklafl›k 250 iflçinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda “‹flçiler burada sendika nerede”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z” ve “Susma sustukça s›ra sana gelecek” sloganlar›n› atarak eylemlerine son veren iflçiler, Tarsus E¤itimSen’e giderek burada durum de¤erlendirmesi yapt›lar. Eylem sonras› gazetemize aç›klama yapan iflçiler, s›k›nt›lar›n› ve sorunlar›n› anlatt›lar. Bilin Gözübüyük; Ben 16 senedir Çukurova Tekstil Fabrikas›nda çal›fl›yordum. Yaklafl›k 5 y›ld›r maafllar›m›z› düzenli olarak ödemiyorlard›. ‹çerdeki alacaklar›m›z› almaya gitti¤imizde bize dilenci muamelesi yap›yorlard›. Bunun yan›s›ra bütün kazan›lm›fl haklar›m›z› geri ald›lar. Daha sonra bizi tazminats›z olarak iflten att›lar. Bugün iflten ç›kar›lan ma¤dur arkadafllar flu an evlerine ekmek götüremiyorlar. Bizler hepimiz TEKS‹F Sendi-
iflçilerin en az ikifler milyar alacaklar› vard›. Biz bu dönemde zor durumda oldu¤umuz için kendi bankalar›ndan kredi çekebilece¤imizi söylediler. Bizler krediyi çektik fakat hem içinde bulundu¤umuz durumdan dolay› hem de daha sonra iflten at›ld›¤›m›z için ödeyemedik. Bize ihbar tazminatlar›m›z› 2004 y›l›n›n Ekim, Kas›m ve Ocak aylar›nda ödeyecekler. Biz flu an iflsiziz. Zaten fabrika paray› veriyordu, bankalar› geri al›yordu. Bu resmen bir gaspt›r. Bir insan›n gasp yapmas› için eline silah almas› gerekmiyor. Bu modern bir gaspt›r. fiu an bizim istedi¤imiz iflimizi ve kaza“Yapacak bir fleyimiz yok en büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r. n›lm›fl haklar›m›z› geri alBiz bugüne kadar birlik olmad›¤›m›zdan ve örgütlenmedi¤imizden makt›r. Yapacak bir fleyimiz kaybettik. Ama bundan sonra böyle olmayacak.” yok en büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r. Biz bugüne kakas›’na üyeydik. Fakat sendika bizim “Sizin hakk›n›z flu kadar” diye. Bizç›karlar›m›zdan çok patronun ç›karla- ler art›k yavafl yavafl baz› fleyleri ö¤re- dar birlik olmad›¤›m›zdan ve örgütr›n› koruyordu. Biz patrona karfl› niyoruz. Bu konuda hakk›m›z› sonuna lenmedi¤imizden kaybettik. Ama kendi bafl›m›za mücadele yürütür- kadar arayaca¤›z. Gerek hukuki ola- bundan sonra böyle olmayacak. Her ken sendikaya karfl› da mücadele rak gerekse de çeflitli eylemlerle bu türlü eyleme baflvurup iflimizi ve hakediyorduk. Çünkü sendika hiçbir za- iflin peflinde oldu¤umuzu gösterece- lar›m›z› geri alaca¤›z. Son olarak söylemek istedi¤im biz kamuoyu yaratman bizden yana olmad›. ‹flten ç›kar›l- ¤iz. mak istiyoruz. Ama bas›n bu konuda d›¤›m›zda ihbar tazminat›m›z yasal duyars›z kal›yor. olarak 70 yevmiyeydi. Biz Ali Kufldemir; Bugün hepimiz hukuki iflaç›z. G›rtla¤a kadar borcumuz var. Patron bize borçluyken, flu an biz onlar›n bankalar›na borçlu durumuna geldik. Bitirdiler bizi. Biz iflimizi geri istiyoruz. Gerekirse fabrika önünde çad›r kuraca¤›z, her türlü eylemlere baflvuraca¤›z, bize baflka yol b›rakmad›lar. ‹flçiler; 27.10.2003 Pazartesi günü iflçiler flehrin de¤iflik yerlerinde bast›rd›klar› el ilan›n› halka da¤›tarak Tarsus Kamuoyunu iflçi k›y›m›na karfl› duyarl› olmaya davet ettiler. 30.10.2003 günü Eme¤in Partisi Mersin ‹l Örgütü Çukuroval› iflçilerin eylemlerine destek vermek ve Mersinde de bir kamuoyu yaratmak için iflçi arkadafllar›n temsilen kat›ld›¤› tertip komitesi ile Bilal Çetin; birlikte bas›n aç›klamas› yapt›. Bizler ihbar tazminatlar›m›z öden01.11.2003 günü de Tarsus TKP ‹llemleri bafl- meden iflten at›ld›k. Sebebini ise iflyeçe Örgütü Çukuroval› iflçi arkadafllarlatt›k. Patron ise 56 yevmiye- rini küçültme olarak gösterdiler. Fabla birlikte Parti binalar› önünde bas›n yi verece¤ini fakat hukuki ifllemden rikan›n küçüldü¤ünü, ifl yapmad›¤›n› vazgeçmemizi söyledi. Biz bunu ka- söylüyorlard›. Bunun as›l amac› fabri- aç›klamas› yapt›. Biz ‹flçi Köylü Gazetesi olarak Çubul etmedik. Fakat 6-7 ay önce iflten kay› tafleron iflçiler arac›l›¤› ile çal›flkurova ‹flçilerinin hakl› direniflini desat›lan arkadafllar, tazminatlar›n› 56 t›rmakt›. Çukurova Tekstil Fabrikas›, tekledi¤imizi söyleyerek devam edeyevmiye üzerinden alm›fllar. Tabi bu Mehmet Emin Karamemet’lere ait. bilgisizli¤imizden kaynakl›yd›. Sendi- Bize yaklafl›k 4-5 senedir düzenli ma- cek eylemliklerinde yanlar›nda oldu(Mersin) ka da bizi bu konuda uyarmam›flt› afl ödemiyorlard›. Hemen hemen tüm ¤umuzu belirtiyoruz.
✔
7-20 Kasım 2003
14
21
Irak direnifli organize olma yolunda ilerliyor ABD emperyalistleri, Irak’a sald›r› bafllatt›¤›ndan bu yana birçok kay›p vererek ve Irak halk›n›n büyüyen direnifli karfl›s›nda endifleleri artarak iflgalini sürdürüyor. “Küresel patron” olma hayalindeki ABD, bölgedeki uflaklar›n› satranç tahtas›ndaki piyonlar› gibi kullanmaya çal›fl›rken, özellikle Ortado¤u halklar›n›n direnifli, planlar›n› altüst etme yolunda ilerliyor. Ortado¤u ile yak›ndan ilgilenen ve bu konuda birçok çal›flmas› da olan araflt›rmac›-yazar Faik Bulut ile Irak halk›n›n direniflinin bugün geldi¤i aflama ve geliflme seyri üzerine söylefli yapt›k. -Irak direniflinin bugün geldi¤i aflamay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? -Direnifl, genel olarak Basra ve çevresiyle s›n›rland›r›larak ele al›n›yorsa, bu yanl›flt›r. Irak’›n düflmesinden de önce direnifl muazzaml›¤›n› aflm›flt› zaten. Yani kendili¤inden bir hareket olarak da Saddam’› aflm›flt›. Saddam ve yönetiminin despotlu¤undan kaynakl› direniflin Saddam’la s›n›rl› kalmas›, Saddam’›n öncülü¤ünde yürümesi mümkün de¤ildi. Çeflitli oyunlar oldu, çeflitli komplolar tertiplendi. Saddam’dan korkanlar oldu, zulmünü sevmeyenler oldu ama her halükarda bugün direnifl birkaç odakl›d›r. Direniflte ‹slamc›lar var çok genel anlamda. Fakat bunlar› sadece El Kaide ile s›n›rlamak yanl›flt›r. Çeflitli Arap ülkelerinden farkl› ‹slamc› örgütler ABD’ye karfl› ç›karak direnifle destek veriyorlar. Tabi bir amaçlar› flu bunlar›n; kendi bulunduklar› ülkelerdeki rejimleri devirmedikleri gibi bir sürü pisli¤e bulaflt›klar› için itibarlar› düfltü. Bu sefer yönlerini bat›ya ve sömürgecili¤e ve emperyalizme dönerek yeniden bir popülarite ve taban kazanmak için çok genel anlamda ‹slamc›lar var. Di¤er bir odak, Arap yurtseverleri ve milliyetçileri. Bu Nasurculardan Baas Partililere vatan›n› ve yurdunu seven bütün duyarl› Arap insanlar›na kadar uzanan bir yelpaze. Üçüncü odak ise sol kesim. Bunlar biraz daha Marksizme yak›n sosyalist sol diyebilece¤im kendini Marksist olarak tan›mlayan bir çevre var. Saddam ve çevresi var. Bir de halk›n kendili¤inden dedi¤imiz yani Amerika’y› sevmeyen, yurdunu seven Amerika’n›n günlük pratiklerine karfl› ç›kanlar. Ya da çocu¤u hastanede ilaçs›zl›ktan ölmüfltür ya da bir aramada Amerikan askerlerinin küfürlerine maruz kalm›flt›r, ya da annesi veya ailesi bu aramalarda Amerikan askerlerinin tacizine u¤ram›flt›r, veya yak›n› kör bir kurfluna hedef olmufltur vs. vs. Yani çeflitli günlük yaflanan pratiklerden kaynakl› Amerika’ya kafa tutan genifl bir çevre var. ‹flsizler var. Dolay›s›yla direnifli böyle birkaç odakl› saymak gerekir. Genellikle direniflte üç odak yani ‹s-
lamc›lar, Marksistler ve solcular kendi aralar›nda bir flekilde eflgüdüm halindedirler. Fakat derecesini tam olarak bilmiyoruz. Saddam’c›lar biraz daha farkl›, onlar biraz daha nihilist tav›rlar sergiliyorlar. Yani benden sonra tufan anlay›fl› sergiliyorlar. O yüzden Saddamc›lar›n bu iflin önünü götürmesi mümkün de¤il. Fakat halk›n elinde ve direniflçilerin elinde de cephane bilinçli olarak ya ya¤ma edilmiflti ya da halka da¤›lm›flt›. Yani halk bugün silahl›. Her evde üç dört tane silah ya da av tüfe¤i var. Füze ve el bombalar› ya da a¤›r silahlar dedi¤imiz silahlar var halk›n elinde. Direnifl yeni organize ediliyor. Henüz öyle büyük organizasyondan söz etmek mümkün de¤il. Keza direniflin henüz milyonlarla ifade edilen bir taban› yok. Ama binlerle on binlerle ifade edilen bir taban› mevcut. Bu anlamda direnifl sadece sünnilerle ya da Saddam’la s›n›rl› de¤ildir. Bu ABD’nin söylemidir ve bir anlamda psikolojik savaflt›r. ABD sünnilere ve Saddam’a karfl› olan öfke ve tepkinin devam etmesini istedi¤i için direnifli özellikle Saddam’la ve sünnilerle özdefllefltiriyor. fiiiler yavafl yavafl direnifl hatlar›n› yükseltiyorlar. Muhtemelen birkaç ay sonraki fiubat’a kadar mühlet vermifllerdi, Amerika ve müttefikleri Kabili vermezlerse fiiiler aktif direnifle geçebilirler. Fakat kesin bir fley söylemek mümkün de¤il. Ama genel anlamda direniflin yüksek bir e¤ilim mi yoksa dar kapsaml› yerel dedi¤imiz hareket olarak m› kalaca¤›n› birkaç ay sonra görece¤iz. Yani yayg›nlaflaca¤›n› ya da dar bir alana m› s›k›flaca¤›n› genel anlamda Amerika’n›n iflgalini fesh etmekle mi ya da ülkenin kurtuluflunu ve ulusal ba¤›ms›zl›k talebini de alarak yürüyecek mi sorular›n›n cevab›n› önümüzdeki birkaç ay içinde alaca¤›z. Önümüzdeki bahara belli olur. Kitle taban›n›n olmamas› vb. birkaç sebebi var. Bu geçici yönetime kat›lan Kürtler, fiiiler vs. Arap milliyetçileri var. Bunlar direniflin iflgali ebedilefltirece¤ini, kal›c›laflt›raca¤›n› düflündükleri için bu direnifle aktif destek vermiyorlar. Ama Amerika geçici yönetimin bir
Direnifl yeni organize ediliyor. Henüz öyle büyük organizasyondan söz etmek mümkün de¤il. Keza direniflin henüz milyonlarla ifade edilen bir taban› yok. Ama binlerle on binlerle ifade edilen bir taban› mevcut. Bu anlamda direnifl sadece sünnilerle ya da Saddam’la s›n›rl› de¤ildir.
tak›m istek ve arzular›n› yerine getirmezse direniflin büyüyece¤i konusunda bir avantaj olabilir. Di¤er ülkelerin de bu direnifl içinde bir tak›m unsurlar› var. Bunlar istihbarat unsurlar› da olabilir ya da detayl› destekleri olabiliyor. Mesela Amerika Suudi Arabistan kanal›n› devirmek istiyor. O da orada Amerika’y› oyalamak istiyor. Keza Suriye, keza ‹ran, keza Türkiye hatta Amerika’n›n kendi içindeki çat›flmalardan kaynaklanan baz› bombalama ve eylem diyemeyece¤im provokatif fleyler de olabilir. Bu anlamda direniflin profili de bulan›k. Anatomisi oturmufl de¤il. Ama organize olmaya do¤ru gidiyor. Burada bir dezavantaj ortaya ç›kabilir. Organize oldukça Amerika’ya, Amerikan istihbarat›na daha fazla bilgi gidebilir. fiimdi kimin nereden ç›kaca¤› bilinmedi¤i için istihbarat toplamalar› zorlafl›yor. Ama dikkat edin; hiçbir eylemde kimsenin imzas› yok. Yani kimse üstlenmiyor. Bu da kar›fl›kl›¤›n bir göstergesi. Bu durumda teslimiyet e¤ilimleri, ki bugün teslimiyet e¤ilimleri çok fazla yok. Amerika orada objektif flartlardan kaynakl› kendini galip sayam›yor. Ve teslimiyeti de kimse kabul etmiyor. Bu da tamamen objektif flartlardan kaynakl›. Amerika teslimiyeti sa¤layacak bir zemini haz›rlayam›yor. Tersine çeliflkilerin ortaya ç›kmas›na zemin haz›rl›yor. Amerika istikrar› kurmaya çal›flt›kça yan bunal›mlar do¤u-
ruyor. Dolay›s›yla objektif olarak galip gelemiyor. - Tezkere ç›kt›, ABD askerden vazgeçti. ‹htiyaç m› kalmad›? - Her fleyden önce siyasi iktidarlar yani AKP hükümeti inisiyatif tüketmifl. Ba¤›ms›z olmas› gereken, ulusal olmas› gereken politikas›n› Amerika’n›n güdümüne sokmufl. Dolay›s›yla talimatlarla politika yürütüyor. Zaten bu d›fl politikan›n bir misyonu yok. Ön görüsü yok, gelece¤e iliflkin bir stratejisi yok. F›rsatç› ve tipik bir taflra politikas› ve bafl›ndan beri “Amerika’ya direnemeyiz, o halde itaat edelim, Amerika ile iflbirli¤i içinde olmal›y›z” diyen bir politika. Bu anlamda bakt›¤›m›zda Wolfowitz’in çuval meselesinden sonraki demeçleri yani bafl›ndan beridir Türkiye’yi azarlamas›d›r. Çoktan Türkiye’ye müdahale edilmifltir. Bu anlamda müdahale sorununu bugün tart›flmak abestir. Müdahale deyince insanlar›m›z›n akl›na genellikle askeri bir müdahale gelmektedir. Türkiye’ye ABD taraf›ndan müdahale edilmifltir. Bu birincisidir. ‹kincisi olarak ise flu kavram› açmal›y›z. Amerika Türkiye gibi müttefiklerini k›flk›fllamak için “stratejik ortaks›n” diyerek önce s›rt›n› s›vazl›yor. Stratejik ortakl›k Amerikan literatüründe fludur; bizim çok fazla mal ve can kayb›na neden olmayacak, hani çok denilen “Mehmetçik coniye kalkan olsun”.
☞
21 Amerikal›lar›n dilinde ortakl›k budur. Yani seni yedeklemesidir, seni may›n temizleyici olarak kullanmas›d›r. Olay bu olunca Türkiye kamuoyunda ortakl›k sanki ABD ile eflit hale gelindi biçiminde verildi. Birinci tezkerenin reddinden sonra Amerika Türkiye’nin burnunu sürtmek istemifltir. Bir çuval meselesinde, iki bunlara karar ald›rtm›fl ama uygulatmam›flt›r. Yani karar› ald›rtabiliriz. “Bak size ald›rtt›k, siz misiniz bize kafa tutan, sizi böyle yola hizaya getiririz” mant›¤›d›r. Ama istemiyoruz da. Tabi bu istememenin çeflitli nedenleri de var. Türkiye bu karar› ald›ktan sonra dikkat edin flartlar öne sürmüfltür. Bu flartlar Amerika taraf›ndan kabul edilebilir flartlar de¤ildir. Neymifl Kuzey Irak’ta bulunan PKK/ KADEK’in ortak bir flekilde temizlenmesi. Ve burada önemli olan konu Türkiye’nin kendi güvenli¤ini Amerika’ya havale etmifl olmas›d›r. Yani kendi güvenli¤inizi Amerika’ya havale etti¤iniz zaman art›k Amerika size k›rm›z› çizgiler çekmifltir. fiu anda Amerika’n›n k›rm›z› çizgileri vard›r. “Buraya giremezsin”, “fluray› vuramazs›n” vb. K›rm›z› çizgiler tersine dönmüfltür. Olay› böyle alg›lamakta yarar var. Bundan öte Amerika sonuçta parlamentoda karar alt›na al›nan bu karar u¤runa Türkiye ile Kürtler aras›nda bir tercih yapmak durumunda kalm›flt›r. Irakl›lar›n tümü Türkiye’nin oraya asker göndermesine karfl›d›r. Sadece Kürtler de¤il söylendi¤i gibi. Hatta camilerde verilen vaazlarda üç fleytan vurgulan›yor. Birinci fleytan Amerika, ikinci fleytan ‹srail, üçüncü fleytan Türkiye. Irak halk›n›n seni böyle gördü¤ü bir yerde sen istikrar sa¤layamazs›n. Zaten Türkiye istikrars›z bir ülke. Türkiye bir orta boy devlettir. Orta boy devletin tan›m› fludur; istikrars›zl›klar› olan, güvenliklerinde boflluklar olan, içinde bunal›mlar› olan bir ülkedir. Kendi içinizde istikrars›zsan›z, kendi içinizde problemleriniz varsa, kendi içinizde Kürt meselesi varsa ve di¤er meseleler varsa kendi içinizde ekonomik sorunlar›n›z› çözememiflseniz siz oraya istikrar götüremezsiniz. ‹stikrar götürebilmeniz için önce kendinizin güvenilir olmas› gerekir. Birincisi budur. ‹kincisi istikrar götüremeyece¤iniz gibi di¤er müdahaleleri
15 davet edersiniz. ‹ran da diyecek ben gireyim, Suriye diyecek ben gireyim. fiiiler de diyecek ki sünnilerin yan›nda duraca¤›m›za fiiilerin hamisi gelsin. Kürtler de diyecek ki Kürtlerin hami-
si gelsin. Olaylar iyice kar›flacak. Bundan da öte Amerika Türkiye’yi oraya asker göndermek için karar ald›rtmad›. Daha stratejik kullanmak istiyor. Yani Avrasya stratejisinde Türkiye’yi, ‹ran ve Suriye’ye bulaflt›rmak istiyor. Amerika’n›n on tane kara dümeni var Avrasya’da. On tane kara dümen, otuz subay eder. Türkiye’de Türk Silahl› Kuvvetlerinde otuz subaydan fazlas› vard›r ve daha e¤itimlidir. Demek ki Amerika Avrasya stratejisi için önce Türkiye’yi burada suça bulaflt›racak yani Irak’ta suça bulaflt›racak ondan sonra ‹ran’la, Suriye ile, Orta Avrasya ile, Çin ile, Kafkasya ile, Rusya ve Afganistan ile kavgas›nda Türkiye’yi kullanacak. O yüzden Tür-
Çeflitli günlük yaflanan pratiklerden kaynakl› Amerika’ya kafa tutan genifl bir çevre var. ‹flsizler var. Dolay›s›yla direnifli böyle birkaç odakl› saymak gerekir. Genellikle direniflte üç odak yani ‹slamc›lar, Marksistler ve solcular kendi aralar›nda bir flekilde eflgüdüm halindedirler. Fakat derecesini tam olarak bilmiyoruz.
kiye’yi sonraya sakl›yor. Yani önemli olan karar› bu anlamda ald›rmas›d›r. Ve program›n esas› buydu. Dolay›s›yla kabul etti ya da reddetti meselesinden ziyade stratejik hesaplar› nedeni ile bizi yedek salonunda bekletiyor. -‹srail’in toprak sat›n alma meselesi... - Amerika Irak’ta baflar›s›z flu anda, tamamen baflar›s›z. Ayr›ca giderek de geriliyor. Bu yenilgi stratejik olarak bakt›¤›m›zda böyledir. ‹srail de ç›kmazda Filistin meselesinde. Ç›kmazda oldu¤u için Amerika ‹srail’i devreye soktu ya da ‹srail o ç›kmazdan kurtulmak için yine fiaronvari maceralara baflvurdu. Yani Beyaz Saray’daki flahinler dedi¤imiz çeteyle fiaron çetesinin ortak maceras›d›r. Türkiye de bu maceraya sürükleniyor. Bu yüzden Ortado¤u’da muhtemel genifl çapl› taraflar›n do¤abilece¤ini önümüzdeki dönem için düflünüyorum. E¤er böyle devam ederse bu maceralar. Yani Suriye ve ‹ran’la s›n›rl› kalmayacak. Bu macera politikas›d›r. Çünkü buraya sürüklemek istiyorlar. fiimdi Türkiye Musul ve Kerkük’teki arazi al›m›na itiraz edece¤ine daha önce Kayseri’de F4 uçaklar›n› tamir etme fabrikas›n› onlar›n emirlerine tahsis etme konusuna itiraz etmeliydi. Kürtlerin yaflad›¤› alan ve co¤rafyalarda ‹srail ilk defa ayak bast›. Musul onun için bunun devam›d›r. Evet do¤ru. 1974’te Barzani ma¤lup olduktan sonra Kürtler mülteci olarak geldiler. Kürt kökenli Yahudiler bunlar yerlerine dönmek istiyorlard› haklar› olarak. Fakat yani Kayseri’de
7-20 Kasım 2003 uçak fabrikas› için yer veren Musul’a itiraz edince haks›z olur, inand›r›c›l›¤› kalmaz. Kuflkusuz orada Araplar›n da iddias› var, Türkiye’nin de iddias› var, ‹srail’in de iddias› var. Üstelik dolayl› olarak. ‹srail dolayl› olarak bir iddia içinde. Oradaki Kürtler bilinçli bir politika yürütmedi¤i zaman farkl› de¤iflimlere yol açarlar. Yani Kürtler havuç ve sopa olarak kullan›labilirler. Yani ‹srail taraf›ndan, Amerika taraf›ndan. ‹ran’a karfl› kullan›labilirler. Suriye ve Arap ülkelerine karfl› kullan›labilirler. Dikkatli olmalar› laz›m. Ama Türkiye aç›s›ndan bakt›¤›m›zda demokratik yap› giderek de¤ifliyor. Bu flu anlama gelecek afla¤› yukar› yar›n öbür gün bu Saddam’›n asimilasyon ve Araplaflt›rma politikalar› yüzünden orada bütün Kürtler, Asuri, Ermeni vs. yerinden yurdundan olacak. Sürgün edilecek. Bu iddialar birkaç sene sonra yine Amerikan planlar› çerçevesinde ya da mevcut yönetim çerçevesinde flöyle çözülür ya da çözülmeye do¤ru gidiyor. fiudur bir referandum yapacaklar, diyecekler Kerkük Kürt bölgesine mi kat›ls›n Arap bölgesine mi kat›ls›n? Muhtemelen demokratik yap› Kürtlerin lehine de¤iflti¤i için Musul ve Kerkük de kendilerini Kürt devletine katma yönünde karar al›rlar. Onun için Türkiye orada iki nedenden dolay› karfl› ç›k›yor. Olaya sadece Osmanl›n›n bana miras› diye bakt›, petrol hakk› diye bakt›. Bu Araplar›n nezdinde yay›lmac› bir politikad›r. Bu Araplar› k›zd›rd›. Olaya sadece Türkmenler aç›s›ndan bakt›, bu da Kürtleri k›zd›rd›. Türkiye orada kazan›c› bakmad›¤› için kaybedecektir. At› alan Üsküdar’› geçti. Kald› ki Kayseri’ye itiraz etmiyorsun. Ama uluslararas› olarak baflka bir ülkenin topra¤› olan Musul kendi topra¤›n›z de¤il. Türkiye d›fl politikas›n› Amerika’ya teslim etti¤i zaman zaten olaca¤› budur.
16
7-20 Kasım 2003
21
Teorinin kayna¤› toplumsal pratiktir Baflkan Mao’nun pratik için ortaya koydu¤u tezler bilimseldir ve onun ö¤rencileri olarak bizler pratik üzerinde yo¤unlaflmaya özel bir önem vermekle yükümlüyüz Prati¤e dair yürüttü¤ümüz her tart›flma ya da prati¤in önemi ve belirleyicili¤ine iliflkin yapt›¤›m›z her vurgu, genellikle “devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz” söylemiyle karfl›lan›yor. Burada, gözden kaç›r›lan bir esas ve do¤runun karfl›s›na bir baflka do¤ru konularak yap›lan bir yanl›fl vard›r. Birincisi, tam da söylendi¤i gibi, “devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz”. ‹kincisi, elde edilen devrimci teori de, pratik içinde s›nanan, deneylerle ispatlanan bir sürecin ürünüdür. Yani, prati¤in belirleyicili¤ine dair yap›lan vurgunun karfl›s›na konan devrimci teorinin, toplumsal prati¤in
bir ürünü oldu¤u gerçe¤i gözard› ediliyor. Gözard› edilen di¤er bir olgu da ekonomide, siyasette yaln›z yaflanan, bugüne dair de¤il, gelece¤e dair yap›lan somut bilimsel çözümlerin s›n›f mücadelesinin yasalar›na uygun olarak ortaya kondu¤u gerçe¤idir. Ki, bu çözümlemelerin ana hatlar› da s›n›f mücadelesinin yasalar›n› oluflturur. Yani, s›n›f mücadelesinin yasalar› toplumsal pratikten gelmektedir. Bu konuda, yani prati¤in önemine dair yap›lan vurgulardan dolay› özellikle Baflkan Mao’ya yönelik antiMarksistlerin getirdi¤i “dar-deneyci”, hatta “milliyetçi” suçlamas›n› içeren elefltiriler bilinmektedir. Elefltiri
Peki somutlu¤u nerede arayaca¤›z? Tabi ki toplumsal pratikte. Yüzümüzü iflçilere, köylülere, gençli¤e döndü¤ümüz oranda, onlar›n sorunlar›na vak›f oluruz. Ki bugün, esas sorunlar da prati¤e dönük bu faaliyetlerde geri düzeyde olmam›zdan kaynaklan›yor. Oysa militan bir pratik kitlelerle bütünleflmemizi, ideolojik ve siyasal anlamda daha da derinleflip netleflmemizi sa¤lar. Elbette ki, pratik faaliyette, MLM genel, evrensel ilkeler bizim için ortal›¤› ayd›nlatan bir fener niteli¤indedir. Biz bu ayd›nl›ktan ald›¤›m›z güçle kendi yolumuzu kendimiz çizip yürümeliyiz.
sahiplerinin iddias› Mao’nun her fleyi pratikle aç›klad›¤›, Marksizm ad› alt›nda Çin’e özgü milliyetçi formülasyonlar üretti¤i vb’dir. Ve tabi ki bunu yaparken, di¤er Marksist ustalardan al›nt›lar yapmaktan da geri durmuyorlar. Di¤er bir anlat›mla Marks’a, Lenin’e dayanarak Mao’nun ne kadar “anti-Marksist” oldu¤unu ispatlamaya çal›fl›yorlar. Çarp›tma ve tahrifata dayal› bu çabalar›n beyhude oldu¤u, yine Mao’nun s›kça vurgulad›¤›, “gerçe¤in biricik k›stas› olan toplumsal pratik” taraf›ndan da ispatlanm›flt›r. ‹spatlanmaya da devam ediyor. Marksistler insan›n üretimdeki faaliyetini, bütün di¤er faaliyetlerin belirleyicisi olarak al›rlar. Yani insan bilgisi, esas olarak maddi üretimdeki faaliyete dayan›r. ‹nsan bu üretim içinde do¤a ve toplum yasalar›n› inceler, kavrar. Bu temas, bu pratik iliflki olmadan, var olan çeliflkileri görmek, neden ve niçin sorular›na bilimsel yan›tlar bulmak oldukça zordur. Baflkan Mao yoldafl, bu konuda flunlar› söylüyor: “‹nsan›n toplumsal prati¤i sadece, üretimdeki faaliyetle s›n›rl› de¤ildir. S›n›f mücadelesi, siyasi hayat, bilimsel ve sanatsal u¤rafllar gibi daha birçok biçime bürünür. Sözün k›sas›, bir toplumsal varl›k olarak insan, toplumun pratik hayat›n›n bütün alanlar›na kat›l›r. Dolay›s›yla, insan ile insan aras›ndaki farkl› iliflkileri de¤iflen ölçülerde ö¤renmesi, yaln›zca maddi hayat arac›l›¤›yla de¤il, ayn› zamanda siyasi ve kültürel hayat› (her ikisi de maddi hayata s›ms›k› ba¤l›d›r) arac›l›¤›yla da olur. Bu, di¤er toplumsal pratik türleri aras›nda özellikle s›n›f mücadelesi, bütün de¤iflik biçimleriyle insan bilgisinin geliflmesi üzerinde derin bir etki yarat›r”. Aç›kça görüldü¤ü gibi, hayat›n bü-
tün alan›nda de¤iflmenin ve de¤ifltirmenin yolu pratikten geçiyor. Yaflanan de¤iflim ve geliflimleri görmek de pratik bir incelemeyi dayat›yor. Elbetteki pratikte ö¤rendi¤imiz, elde edece¤imiz bilgiler de dolayl› ve dolays›z temelde olacakt›r. Mesela A kiflisi için dolays›z olan bilgi, B kiflisi için dolayl› olabilir. Burada önemle görülmesi gereken, B kiflisi için dolayl› olan bilginin, A kiflisi için dolays›z oldu¤u ve B’nin, A’n›n pratik tecrübeleriyle elde edip teorilefltirdi¤i, tecrübe haline getirdi¤i bir devrimci teoriden yararland›¤›d›r. Nitekim bugün baflka ülkelerin deney ve tecrübelerinden yararlan›yoruz. Ama, bunu yaparken de geneli somuta uygularken, yarat›c› olmam›z gerekiyor diyoruz. Yarat›c›l›¤›m›z› bir yana b›rak›p, genel, evrensel do¤rular› basma kal›p bir tarzda uygulamaya kalkarsak, pratik baflar›s›zl›k kaç›n›lmaz olur. Çünkü, bu yöntem pratik bir incelemeyi hafife al›yor. Oysa bir binan›n infla edilece¤i yer dahi ciddi bir incelemeyi gerektiriyor. Zemin etüdü yap›lmadan ortaya konulan plan›n sa¤l›kl› olup olmad›¤› her zaman tart›flmal›d›r. Somutu incelemeden, genel do¤rulardan hareketle çözüm reçeteleri sunmaya kalkman›n da pratik sak›ncalar› olacakt›r. fiu aç›k ki, kafam›zda tasarlad›¤›m›z veya hararetli bir flekilde savundu¤umuz fikirlerin hayat bulmas› için d›fl dünyan›n nesnel yasalar›na uymas› gerekir. E¤er bu yasalara uygunluk arzetmiyorsa, pratik baflar›s›zl›k o zaman kaç›n›lmaz olur. Demek ki burada görülmesi gereken gerçek, kafam›zdaki planlar›n mevcut ortamda hayat bulma imkanlar›na sahip olmas›d›r. Bunu, en iyi kavraman›n, anlaman›n yolu da toplumsal pratiktir. Mesela, iflçilerle, köylülerle, halk gençli¤iyle vd. k›sacas› devrimden menfaati olan güçlerle yüzleflmeden, bu güçler cephesinde yaflanan farkl›laflmalar› ve de¤iflimleri görmeden, genel do¤rulardan hareketle perspektifler sunmaya kalkmak gerçeklerle ne ölçüde uyum halinde olabilir? Lenin yoldafl›n flu söylemine kulak vermeliyiz: “Pratik, teorik bilgiden daha yüksektir. Çünkü, sadece evrensellik de¤eri de¤il, dolays›z güncellik de¤erine de sahiptir”. Ve yine Mao yoldafl›n: “Diyalektik materyalist Marksist felsefenin iki önemli özelli¤i vard›r. Birincisi, Onun s›n›fsal niteli¤idir. Çünkü, diyalektik materyalizm proletaryan›n hizmetinde oldu¤unu aç›kça ilan eder. ‹kincisi, Onun uygulanabilir
21 olufludur ve her f›rsatta teorinin prati¤e ba¤›ml› oldu¤unu, teorinin prati¤e dayand›¤›n› ve Ona hizmet etti¤i gerçe¤inin alt›n› çizer”. Proletarya Partisi’nin prati¤e ve kitlelere dair s›kça vurgu yapmas›n›n nedeni tam da yukar›da ifade etmeye çal›flt›¤›m›z MLM düflünüfl tarz›d›r. Yani, kitlelerle ba¤lar›n önemli oranda koptu¤u bir ortamda, “kitlelerin sorunlar›na esasta vak›f›z” diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Peki vak›f olmad›¤›m›z sorunlar hakk›nda do¤ru çözümler sunabilir miyiz? Tabi ki sunamay›z. Komünist Parti önderliklerinin rapor sistemine yapt›klar› vurgunun önemini de tam burada aramak laz›m. Tabi ki burada yüzeysel, soyut raporlardan söz etmiyoruz. Sözünü etti¤imiz rapor, mevcut çeliflkileri, kitlelerin özlem ve istemlerini, yaflanan farkl›laflmalar›n nedenini vb. içeren raporlard›r. Di¤er bir ifadeyle, somut durumu içeren ya da Lenin yoldafl›n söylemiyle “güncellik de¤erine sahip” nitelikte olmas› gerekir. Peki somutlu¤u nerede arayaca¤›z? Tabi ki toplumsal pratikte. Yüzümüzü iflçilere, köylülere, gençli¤e döndü¤ümüz oranda, onlar›n sorunlar›na vak›f oluruz. Ki bugün, esas sorunlar da prati¤e dönük bu faaliyetlerde geri düzeyde olmam›zdan kaynaklan›yor. Oysa militan bir pratik kitlelerle bütünleflmemizi, ideolojik ve siyasal anlamda daha da derinleflip netleflmemizi sa¤lar. Elbette ki, pratik faaliyette, MLM genel, evrensel ilkeler bizim için ortal›¤› ayd›nlatan bir fener niteli¤indedir. Biz bu ayd›nl›ktan ald›¤›m›z güçle kendi yolumuzu kendimiz çizip yürümeliyiz. Bu pratik yürüyüflün bizi bir dizi engelle yüzlefltirece¤i aç›kt›r. Her engeli aflmak bizim için bir sorgulama, bir soru cevap sürecidir. ‹flte devrimci teoriyi bu somut durum üzerinde infla edece¤iz. ‹nfla etti¤imiz bu teori üzerinden yüklenece¤iz, yüklenmemiz gerekir. “Somut flartlar›n somut tahlili” ilkesinin pratik anlam› da budur. “Bilgi ile pratik, bilmek ile yapmak aras›ndaki iliflki” üzerine de¤erlendirmeler yaparken Baflkan Mao yoldafl, flunlar› söylüyor: “Bir zamanlar prati¤imizde baz› dogmac› yoldafllar›m›z vard›. Bunlar, uzun bir zaman ‘Marksizm bir dogma de¤il, bir eylem k›lavuzudur’ fleklindeki gerçe¤i inkar ederek ve insanlar› Marksist eserlerden yerli yersiz aktard›klar› sözler ve cümlelerle ürküterek Çin devriminin tecrübesini reddettiler. Bir zamanlar dar-deneyci yoldafllar›m›z da vard›. Bunlar uzun bir zaman kendilerini kendi bölük pörçük tecrübeleriyle s›n›rlad›lar. Teorinin devrimci pratik için ne kadar önemli oldu¤unu kavramad›lar ya da devrimi bir bütün olarak görmediler. Var güçleriyle, ama önlerini görmeden çal›flt›lar. Bu iki türden yoldafllar›n özellikle de dogmac›lar›n hatal› fikirleri 1931-1934 y›lla-
17 r›nda Çin devrimini a¤›r kay›plara u¤ratt›”. Burada sözü edilen dogmac›lar›n bafl›ndaki Va n g - M i n g 1930 y›llar›nda Sovyetlerde e¤itim görmüfl, Sovyet deney ve tecrübelerini teorik olarak ö¤renmifl ve elde etti¤i bu tecrübeleri de basma kal›p bir tarzda Çin prati¤ine uygulamaya kalkm›flt›r. Sonuç, tam bir y›k›m. K›r ve flehir diyalekti¤ini, Çin özgülünde k›rlar›n önemini, Halk Savafl›n›n zorunlulu¤unu kavramayan VangMing ve flürekas›, üç yüz bin kiflilik orduyu, otuz bine indirme baflar›s›n›(!) göstermifltir. Burada esas terslik nerede? Somut çözümlemede geneli basmakal›p bir tarzda uygulamaya kalkma prati¤indedir. Elbette ki bu dogmatik düflünüfl tarz›n›n sahiplerinin kafas›ndaki düflünceler, Çin’in nesnel durumuyla uygunluk arz etmiyordu. Onlar Çin’de Sovyet tarz› bir devrimin benzerini yaratmaya çal›fl›yorlard›. Ve bunu da Çin toplumunun somut durumunu gözard› ederek yapmaya kalk›yorlard›. ‹flte bu pratik, dogmatik bir pratiktir. Somutu incelemekte hastal›kl› olan bu pratik, evrensel ilkelerden hareketle baflar› elde etmek hayalcili¤inden kendini kurtaram›yor. Di¤er hastal›kl› ve tehlikeli tutum ise; devrimci teoriyi küçümseyen, somutluk ad›na her fleyi kendi prati¤inde arayan, di¤er devrimci pratiklerden ö¤renmeyi yads›yan dar-deneyci yaklafl›mlard›r. Bu yaklafl›m sahipleri ço¤u zaman bölük-pörçük bilgilerden hareketle, somutluk ad›na imkan dahilinde olan birçok fleyi dahi imkans›z hale getirebiliyorlar. Ve tüm bunlar› “koflullar teorisi”nin arkas›na gizlenerek yap›yorlar. Marksist yaklafl›m, Marksist yöntem dogmatik ve dar-deneyci yaklafl›mlar› reddederek, MLM evrensel ilkeleri de somuta yarat›c› bir tarzda uygulamakla bafllar. Ve sonunda söylenmelidir ki incelemenin mihenk tafl› da toplumsal pratiktir. Ki Marks yoldafl da toplumsal yaflam›n pratik oldu¤unu söylüyor. Neden böyle diyor Marks? Çünkü Marks’a göre insan›n bilinci, insan›n ilk defa geçim ve üretim araçlar›n› üretebildi¤i anda ortaya ç›km›flt›r. Di¤er bir söylemle “bilgi, ancak toplumsal pratik içinde ortaya ç›kar”. Toplumsal pratikten ba¤›ms›z bir bilgi
7-20 Kasım 2003 Prati¤in belirleyicili¤ine dair yap›lan vurgunun karfl›s›na konan devrimci teorinin, toplumsal prati¤in bir ürünü oldu¤u gerçe¤i gözard› ediliyor. Gözard› edilen di¤er bir olgu da ekonomide, siyasette yaln›z yaflanan, bugüne dair de¤il, gelece¤e dair yap›lan somut bilimsel çözümlerin s›n›f mücadelesinin yasalar›na uygun olarak ortaya kondu¤u gerçe¤idir. Ki, bu çözümlemelerin ana hatlar› da s›n›f mücadelesinin yasalar›n› oluflturur. Yani, s›n›f mücadelesinin yasalar› toplumsal pratikten gelmektedir.
düflünmek idealizmdir. Yine, bilgi toplumsal pratik taraf›ndan belirlenir. Marks’›n “toplumsal yaflam, bilinci belirler” formülasyonu da bu anlay›fl›n özetidir. Ve yine pratikten ç›kan bilgi yeniden prati¤e dönmek zorundad›r. Burada önemle kavranmas› gereken fley, teori ile prati¤in aras›ndaki iliflkidir. ‹kisi aras›ndaki uyumun esas olarak baflar›n›n, uyumsuzlu¤un ise baflar›s›zl›¤a temel teflkil etti¤i gerçe¤inin görülmesidir. Toparlayarak özetleyecek olursak, bu konuda Baflkan Mao’yu dar-deneycilikle suçlayan, Baflkan Mao’nun pratik üzerine tezlerini, di¤er ustalar›n tezleriyle karfl› karfl›ya koyanlar flu de¤erlendirmelere yan›t vermek, en az›ndan bir aç›klama getirmek zorundalar: Engels “tatl›n›n yenmesi onun ispat›d›r” diyor. Yine Lenin yoldafl; “yüzmeyi ö¤renmek için insan kendini suya atmal›d›r” diyor. Ve Baflkan Mao da “armudun tad›n› ö¤ren-
mek için onu yiyerek de¤ifltirmeliyiz” diyor. Devamla, prati¤e bak›fl aç›s›n›n bilgi teorisinin ilk ve temel bak›fl aç›s› oldu¤unu söylüyor Lenin yoldafl. Dikkat edilirse, prati¤in önemi, prati¤in belirleyicili¤i, prati¤in de¤ifltiricili¤i ve dönüfltürücülü¤ü konusunda birbirini yads›yan de¤il, tam aksine birbirini do¤rulayan, tamamlayan pratik de¤erlendirmeleri sözkonusudur. Ki Baflkan Mao yoldafl›n somut inceleme, çeliflmeler ve genel olarak felsefi anlamdaki katk›lar› s›radan ya da basit katk›lar de¤ildir. Her bir faaliyetçimizin çal›flmalar›nda gözden kaç›rmamas› gereken önemli baz› noktalar›n alt›n› çizecek olursak; öncelikle, söylemlerimizde, de¤erlendirmelerimizde, sonuçlar›m›zda somut verilere dayanmal›y›z. Ve de¤iflimi esas, pratik bir süreç olarak ele almal›y›z. Çünkü pratik, sorgulay›c›l›k demektir. Bilimsel sorgulay›c›l›k ise; çözüm gücünü, çözüm iradesini ortaya ç›karma süreci demektir.
7-20 Kasım 2003
18
21
Yetkileri k›s›tlanan MGK Genel Sekreterli¤i’nin bünyesindeki Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤›, ‹çiflleri Bakanl›¤› bünyesinden al›nd› ve Toplumla ‹liflkiler Bürosu ad›yla 81 ile yay›ld›.
Türkiye’de her kente “Psikolojik Harekat Merkezi” Her fleyden önce flunu belirtmek gerekir ki, “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin evrensel hukuk aç›s›ndan hiçbir dayana¤› yoktur. Ad› üzerinde bu uygulama bir yönetmelik oldu¤u için yasa olarak meclisten ç›kmam›flt›r. ‹lgili bakan ya da bakanlar›n resmi onay› ile yürürlü¤e giren bu tür yönetmeliklerin, ayn› zamanda yarg› taraf›ndan denetlenmesi de mümkün de¤ildir. Radikal gazetesinin “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’ni yay›nlanmas›n›n ard›ndan bafllayan tart›flma ülke gündemindeki yerini halen koruyor. Kuruldu¤u günden itibaren “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin içeri¤i hakk›nda böylesine genifl bir bilginin burjuva bas›nda yer almas› bir ilk oluflturmas› bak›m›ndan bile incelemesi gereken bir konudur. 42 maddeden olufltu¤u söylenen “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin ön plana ç›kart›lan maddesi “Psikolojik Harekat” ile ilgili olan k›s›md›r. “Gizli” yönetmeli¤in “Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤›”n›n görevlerine iliflkin 23. maddesinin d f›rkas›nda flunlar yer almaktad›r; “d. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterli¤i’nin emir ve direktifleri ile; 1. Devletin varl›¤› ve ba¤›ms›zl›¤›, ülkenin bütünlü¤ü ve bölünmezli¤i, toplumun huzur ve güvenli¤i anayasal rejimin korunmas›nda; 2. Türk toplumunu Atatürkçü düflünce, Atatürk ilke ve ink›laplar›, milli ülkü ve de¤erler etraf›nda birlefltirerek, milli birlik ve bütünlü¤ü ba¤lay›c› her türlü psikolojik tedbirin al›nmas›nda; 3. Anayasa düzenine, milli birlik ve bütünlü¤e, Türk milletini Atatürkçü düflünce, Atatürk ilke ve ink›laplar› do¤rultusunda ve milli ülkü ve de¤erler etraf›nda birlefltirerek milli hedeflere yönlendirmeye karfl›, yurtiçi ve yurtd›fl›nda oluflan tehdidin etkisiz k›l›nmas›nda; Milli Güvenlik Kurulu kararlar› ile bunlara iliflkin Bakanlar Kurulu kararlar›na istinaden gerekli olan psikolojik harekat, hizmet ve faaliyetlerini planlar, ilgili bakanl›k, kamu ve özel kurum ve kurulufllarda bu konudaki uygulamalar› koordine, takip ve kontrol eder, görevli birimleri planlar istikametinde yönlendirir.” Görüldü¤ü gibi, MGK’n›n “gizli” yönetmeli¤in’de “Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤›”n›n görevi, “psikolojik harekat›” planlamak ve bu noktada çeflitli kurum ve kurulufllar› yönlendirmek olarak belirleniyor. Her fleyden önce flunu belirtmek gerekir ki, “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin evrensel hu-
kuk aç›s›ndan hiçbir dayana¤› yoktur. Ad› üzerinde bu uygulama bir yönetmelik oldu¤u için yasa olarak meclisten ç›kmam›flt›r. ‹lgili bakan ya da bakanlar›n resmi onay› ile yürürlü¤e giren bu tür yönetmeliklerin, ayn› zamanda yarg› taraf›ndan denetlenmesi de mümkün de¤ildir. Egemen s›n›flar›n sömürülerini sürdürebilmeleri için bu tür uygulamalar do¤al ve kaç›n›lmaz olarak her devlet örgütlenmesinde yasalarda yer almayan ya da yasalarda belirtilen içeri¤inden farkl› içeri¤e sahip olarak vard›r. Faflist TC’nin kuruluflundan bugününe kadar 80 y›ll›k tarihinde de bu tür örgütlenmeler, faaliyetler olmufltur. Komünist Önder Mustafa Suphi ve yoldafllar›n›n katlediliflinden, çeflitli Kürt katliamlar›na kadar bu tür örgütlenmeler kullan›lm›flt›r. “Kontr-gerilla” örgütlenmeleri de 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras› özellikle ABD emperyalizminin etkisi alt›ndaki ülkelerde komünist, devrimci ve ulusal hareketlerin bast›r›lmas› için say›s›z katliamlara imza atm›flt›r. Ülkemizde bu tarz örgütlenmelerin 1960’lar›n sonundan itibaren geliflen devrimci hareketler ve Kürt Ulusal Hareketiyle birlikte say›lar› artm›flt›r. “Psikolojik harekat”ta egemen s›n›flar›n sömürülerinin devam› için oluflturulan bir örgütlenmedir. Bu örgütlenmelerin görevi fliddet, kontrgerilla taktikleriyle kazand›¤› farz edilen dost taraf›n, reformlar vb. uygulamalar› devreye soktu¤u, daha do¤rusu fiilen halka kabul ettirdi¤i ve bu amaçla y›k›c› propagandan›n yap›lmas›d›r. Özellikle psikolojik savafl yürütülürken çeflitli kitle iletiflim kanallar›nda halka davran›fl ve düflüncesinin kendi ç›karlar› do¤rultusunda devam›n› sa¤lar. K›sacas› beyinlerin etki alt›na al›nmas›n› amaçlar. Bunun içinde tüm kurum ve kurulufllar› buna göre flekillendirir. Devrimcileri kötüleme, operasyonlar› hakl› gösterme, devrimcilerin ve halk›n moralini bozmaya çal›fl›l›rken, kendi güçlerinin moralini yüksek tutmay› amaçlar. Bu yönteme bir bütün olarak dünya genelinde emperyalistler, egemenliklerinin devam› için sürekli olarak baflvurmaktad›r. Örne¤in ABD emperyalizmi Irak iflgali öncesi Saddam Hü-
seyin’in bir diktatör oldu¤unun, elinde kimyasal ve biyolojik silahlar bulundu¤unun ve bu nedenle dünya halklar› için bir tehdit oluflturdu¤unun propagandas›n› yaparak, Irak’a yönelik yap›lacak bir sald›r›n›n genifl kitleler taraf›ndan destek bulmas›n› amaçlad›. O dönemde, silah denetçilerinin Irak’ta hiçbir kimyasal silaha rastlanmad›¤› yönünde yap›lan aç›klamalara da, medyada çok fazla yer verilmeyerek silah denetçilerinin çal›flmalar›n›n engellendi¤i safsatas› yap›ld›. fiimdi ise iflgalin ard›ndan aylar geçmesine ra¤men ABD emperyalizmi Irak’ta hiçbir kimyasal silaha rastlamad›¤›n› aç›klamak zorunda kalmaktad›r.
Faflist devletin hakim s›n›flar›n›n sömürüsüne devam etmesi için bir dizi ayg›t›, örgütlenmesi ve yöntemi vard›r. MGK Genel Sekreterli¤i Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤› da “psikolojik harekat” sürdüren kurum olarak bunlardan biridir.
19
21 Ama yine iflgali meflrulaflt›rmak için çeflitli araçlar› kullanmaya da devam etmektedir. Yine Bush ve çetesi Irak’ta ölen ABD’li askerlerin cenazelerinin halk›n üzerinde olumsuz etki yapaca¤› gerekçesiyle medyada yay›nlanmas›n› engellemektedir. Di¤er yandan ise ABD ordusunun “güçlülü¤ü”nün çeflitli medya organlar› taraf›ndan propaganda edilmesi dünya halklar›na yönelik topyekün olarak yürütülen psikolojik savafl›n birer örnekleridir. Türkiye’ye bakt›¤›m›zda bu tarz örnekleri yaflam›n her alan›nda görmek mümkün. 19 Aral›k katliam› öncesi dönemin faflist Baflbakan› Bülent Ecevit, devletin hapishanelere hakim olmad›¤›n› belirterek flunlar› söylemekteydi; “Hükümet program›n›n baflar›yla uygulanmas› cezaevi sorununun çözümüne ba¤l›d›r” ve yine “cezaevlerinde otorite-asayifl sa¤lanmadan yurtta asayifl sa¤lanmaz.” Keza operasyon görüntüleri televizyon ekranlar›ndan naklen yay›nlanarak, halka da bir “uyar›” yap›l›yor, “‹syan etme, senin de sonun böyle olur” deniliyordu. Yine ulusal hareketin geliflti¤i dönemlerde bizzat devletin kurumlar› taraf›ndan ifllenen katliamlar›n, PKK’ye mal edilmeye çal›fl›lmas› da “psikolojik harekat”a verilebilecek örnekler aras›ndad›r. SORUN TEK TEK KURUMLAR DE⁄‹L, DEVLET‹N KEND‹S‹D‹R Egemen s›n›flar›n sömürülerini sürdürmek için uygulad›klar› yöntemlerden biri olan Psikolojik Harekat, Radikal gazetesinin “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin belgelerini yay›nlamas›n›n ard›ndan burjuva kalemflörlerin köfle yaz›lar›nda da yerini ald›. Hiç flüphesiz burjuva bas›nda tart›fl›lan konular devrimci ve komünistler aç›s›ndan bilinmeyen fleyler de¤il. Farkl› olan tek fley baz› kavramlar›n ve sözcüklerin burjuva bas›n kalemflörleri taraf›ndan da kullan›lmas›. Ancak kullan›lan bu kavramlar her zamanki gibi gerçeklerin çarp›t›lmas›na yöneliktir. Örne¤in burjuva bas›nda “Acaba U¤ur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner K›fllal› ve hatta Necip Hablemito¤lu cinayetleri birer ‘psikolojik harekat’ m›yd›?” (Radikal Gazetesi ‹smet Berkan) sorular› soruluyor. Bu durumu nas›l yorumlamak gerekir? Her fleyden önce devlet, Lenin yoldafl›n net ifade etti¤i gibi, hakim s›n›flar›n di¤er s›n›flar› ezme ayg›t›d›r. Yaflad›¤›m›z topraklarda hakim s›n›flar, emperyalizmin ufla¤› komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›d›r.
Devlete hakim olan bunlard›r. Bu noktada, Radikal Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni’nin sordu¤u bu soru, devletin gerçek niteli¤ini aklamaya yöneliktir ve devleti bir bütün olarak de¤il de baz› kurumlar›n› hedef alarak halk›n
tepkisini yanl›fl hedeflere yöneltilmesini amaçlamaktad›r. Faflist devletin hakim s›n›flar›n›n sömürüsüne devam etmesi için bir dizi ayg›t›, örgütlenmesi ve yöntemi vard›r. MGK Genel Sekreterli¤i Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤› da “psikolojik harekat” sürdüren kurum olarak bunlardan biridir. Tüm bunlar faflist diktatörlü¤ün bir parças› olmaktan kopar›l›p, kendi bafl›na ele al›nd›¤›nda hem bir bütünlük olarak di¤er ayg›t, örgütlenme ve yöntemleri yok saym›fl oluruz. Bu, parçay› bütünün yerine geçirmek ve di¤er parçalara gözümüzü kapatmakt›r. Bu, ayn› zamanda bütüne ve hem de bütünü oluflturan di¤er parçalara karfl› mücadeleyi zay›flat›r, sapt›r›r, etkisiz k›lar. Çeflitli dönemlerde faflist diktatörlü¤ün ayg›t, örgütlenme ve yöntemlerden biri ön plana ç›kabilir. Böylesi koflullarda yap›lmas› gereken ne bu olguyu yok saymakt›r ne de abart›p bütünün yerine geçirmektir. ‹smet Berkan sordu¤u soruyla “derin devlet” edebiyat› yaparak hedef tahtas›na MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’ni koymaktad›r. Böyle bir kavramla düzenin bir ayg›t›, örgütlenme ve yöntemi bütünün yerine geçirilmektedir. HER ‹LE “PS‹KOLOJ‹K HAREKAT” MERKEZ‹ 22 Ekim tarihli Cumhuriyet gazetesinde yay›nlanan Murat Balbay’›n haberiyle birlikte Radikal gazetesinde yay›nlanan haberlerin neden yay›nland›¤›na da aç›kl›k getiriyor. Murat Balbay haberinde, “psikolojik harekat”›n May›s 2003 tarihinde MGK Genel Sekreterli¤i’nden al›narak valiliklere devredildi¤ini yazd›. Halk›n büyük tepkisine neden olan MGK Genel Sekreterli¤inin ifllevi böylece “da-
ralt›lm›fl” oluyor. Ancak uygulaman›n daha da geniflletilerek devam edece¤i görünen bir gerçek. Öyle ki MGK Genel Sekreterli¤i taraf›ndan 28 ilde
resmi olarak uygulanan yönetmelik, valiliklere devredilmesiyle tüm illere yay›lm›fl oldu. Radikal’in yay›nlad›¤› “gizli” genelgelerin göz boyamaktan baflka hiçbir anlam› yoktur. May›s 2003 tarihinde 81 ilin valiliklerine ‹çiflleri Bakan›
Abdülkadir Aksu taraf›ndan gönderilen genelgede “psikolojik harekat›n” önemi flöyle vurgulan›yor; “Ülkemiz menfaatlerinin gerektirdi¤i konularda milli siyaset
ilkelerinin psikolojik harekat ile desteklenmesi gerekti¤i malumdur. Günümüzde bu konunun önemi daha da artm›flt›r. Bu konularda belirlenen psikolojik harekat programlar›nda
7-20 Kasım 2003 Bakanl›¤›m›za çok önemli görevler düflmektedir. Bu görevlerin yerine getirilmesi etkinli¤i ve verimlili¤i artt›rmak için söz konusu faaliyetlere verilen deste¤in daha güçlü bir hale getirilmesi gerekmektedir.” Genelgede görülece¤i gibi “psikolojik harekat›n” daha etkili yap›lmas› için görev valiliklere devredilmektedir. Burada devletin a ya da b kurumun bu görevi yerine getirmesi çok da önemli de¤ildir. Devlet kendi varl›¤›n› sürdürmek için bu tür ayg›t, örgütlenme ve yöntemlerine defalarca baflvurdu ve bundan sonra da en etkili flekilde baflvurmaya devam edecektir. Burada önemli olan egemen s›n›f›n “psikolojik harekat›” karfl›s›nda, devrimci propagandan›n b›kmadan usanmadan yap›lmas›d›r. Egemen s›n›flar propagandalar›n› yalan ve aldatmacalar üzerinden yaparken devrimciler gerçekler üzerinden propaganda yaparak halk› kazan›rlar. Ne var ki egemen s›n›f›n kulland›¤› kitle iletiflim araçlar› devrimci ve komünistlere oranla daha güçlüdür. Egemenler kitle iletiflimindeki bu gücüyle kitlelerin bilincine de¤il, bilinçsizli¤ine dayanarak, uyutmak ve aldatmak için her fleyi yaparlar. Çünkü onlar ancak zorla, bask›yla, kirli yöntemlerle halk›n içinde otorite sa¤layabilirler. Devrimci ve komünistler ise gerçekler üzerinden halka giderler. Bu nedenle egemen s›n›f›n güçlü kitle iletiflim araçlar›yla yap›lan propagandalar›n›n etkisiz hale getirilmesi, devrimci ve komünistlerin halka gitmelerindeki ›srar›na ba¤l›d›r.
Georg W. Bush’un Irak’ta ölen askerlerin cenazelerinin medyaya yans›mas›n› yasaklamas› da, gerilla cenazelerinin yay›nlanmas› da psikolojik savafl›n örnekleridir.
7-20 Kasım 2003
20
21
Gün gerçekli¤imizi görme, zorluklar›m›z› aflmada
ISRARLI OLMA GÜNÜDÜR Kendi hakl›l›¤›ndan ve meflrulu¤undan kuflkuya düflenler, s›n›f savafl›m›nda baflar›l› olamazlar. Burjuvazinin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda ayakta kalamazlar. Kendilerine hangi maskeyi takarlarsa taks›nlar sonuçta sistemin bir parças› olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Nitekim burjuvazinin ideolojik çöplü¤ü bu f›rt›nal› sürece gö¤üs geremeyip yenik düflen yorgun savaflç› ve döne¤e ev sahipli¤i yap›yor. Bugün dünyada her geçen gün yoksullu¤un ve iflsizli¤in artt›¤›, emekçilerin a¤›r bedeller karfl›l›¤›nda kazand›¤› sosyal haklar›n birer birer budand›¤› ve dahas› emperyalist ABD taraf›ndan fiili iflgallerin gerçekleflti¤i bir dönemin içinden geçiyoruz. Sald›rganl›¤›n daha da artt›¤› bu süreçte kitlelerin emperyalist sisteme yönelik tepkileri de gittikçe artmaktad›r. Bu objektif durum ise devrim mücadelesinin geliflmesinin olanaklar›n› daha da art›rmaktad›r. Çünkü mevcut nesnel zemin devrim için müsaittir. Sovyet, Çin ve di¤er ülkelerin Demokratik ve Sosyalist devrimleri böylesi nesnel zeminler üzerinde yükseldiler. Yani ezen ve ezilenler savafl›m›nda, ezilenler tercihini komünist partilerden, sosyalizmden yana yapt›lar. Di¤er bir ifadeyle tercihini özgürlükten ve eflitlikten yana yapt›lar. Hiç flüphesiz emperyalist-kapitalist sistemin burjuva ideologlar›n›n, kiral›k kalemflörlerinin tüm demagojilerine ra¤men, ezen ve ezilenler aras›ndaki mücadele sürüyor. Ezilenlerin yaflam standartlar› daha yüksek, daha demokratik ve özgürlükçü bir toplumda yaflama arzular› ve özlemleri de devam ediyor. Sosyalist maskeli bürokratik burjuva diktatörlüklerin bilimsel sosyalizme karfl› iflledikleri günahlar›n ezilenler cephesinde sosyalizme karfl› yaratt›¤› derin güvensizliklerin boyutunu da burada arayaca¤›z. Çünkü, sosyalizmin ilerici insanl›k için tart›fl›lmaz olan hakl›l›¤› ve meflrulu¤u bu sosyalist maskeli bürokratik burjuvalar nezdinde tart›fl›l›r hale gelmifltir. fiunu aç›kça ifade etmek gerekir ki kendi hakl›l›¤›ndan ve meflrulu¤undan kuflkuya düflenler, s›n›f savafl›m›nda baflar›l› olamazlar. Burjuvazinin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda ayakta kalamazlar. Kendilerine hangi maskeyi takarlarsa taks›nlar sonuçta sistemin bir parças› olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Nitekim burjuvazinin ideolojik çöplü¤ü bu f›rt›nal› sürece gö¤üs geremeyip yenik düflen yorgun savaflç› ve döne¤e ev sahipli¤i yap›yor. Bu nesnel tablonun alt›n› çizmek,
ümitsizlik ve çaresizli¤in resmini çizmek de¤ildir. Tam aksine çaresizli¤e çare bulmak için varolan› do¤ru tan›mlama hassasiyetidir. Tan›madan de¤ifltirilemez. Yaflanan ideolojik-siyasal dejenerasyonun boyutu, beyinlerde ve yüreklerde yaratt›¤› tahribat›n çap› do¤ru bir tarzda görülmeden, düzeltmek için gereken enerji ve çaba da sarf edilemez. Yak›nmac›l›k, pratikten kopuk söylemler sorunlar› çözmenin reçetesi de¤ildir. Tam aksine bunlar bunal›m
bulundu¤u durum vb. tüm faktörleri de¤erlendirmede hesaba katmakt›rkatmak zorunday›z. Ama tüm pratik baflar›s›zl›klar›m›z› hep d›fl›m›zdaki objektif tabloyla aç›klamaya kalkarsak, en s›radan baflar›s›zl›klar›m›z› baflka komite ve kiflilere ba¤larsak, her fleyden önce kendi kendimize haks›zl›k etmifl oluruz. Nedenine gelince; birincisi kendimize karfl› öz-elefltirel bir tutum içine girmedi¤imizden dolay› eksikliklerimizi gidermenin, yanl›fllar›m›zdan
reçeteleridir. Ve devrimci mücadelede gerilemelerin, duraksamalar›n oldu¤u dönemlerde bu bunal›m reçeteleri revaçta olur. Bu reçetelerin ana fikirlerinden biri de kendisini bütünün bir parças› olarak görmeme ve kendisini hep olumsuzluklardan muaf tutma durufludur.. Bu düflünüfl ve flekillenifl tarz›n›n parti ve devrim davas› karfl›s›ndaki duruflu samimi de¤ildir. “her fleyin bafl› dürüstlüktür” söyleminin buradaki yeri oldukça zay›flam›flt›r. Burada devrimci safl›k, yoldafll›k ve proletaryan›n ahlak›, önemli oranda dejenere edilmifltir. Oysa olmas› gereken, d›fl faktörleri yani uluslararas› geliflmeleri, devrimci ve komünist hareketin içinde
ar›nman›n yolunu kendi elimizle t›kam›fl oluruz. ‹kincisi; her fleyi kendimiz d›fl›nda ararsak do¤al olarak kendimize de bir misyon yüklememifl oluruz. E¤er devrimcilik de¤ifltirme ve dönüfltürme eylemiyse, burada d›fl›ndaki olumsuzluklar› de¤ifltiren, dönüfltüren bir eylemden, iradeden söz edemeyiz. Burada bireyle s›n›rl› kalm›fl “do¤rulardan” söz edebiliriz. Bu durum “do¤ru” sahipleri için anlafl›l›r ve anlaml› olabilir. Ama s›n›f savafl›m› için ne anlafl›l›r ne de kabul edilebilir bir fleydir. Çünkü her partili militan›n en do¤al görevlerinden biri de yoldafllar›na karfl› tafl›d›¤› sorumluluktur. Yoldafllar›n›n baflar›lar›nda sevinç, olumsuz-
luklar› karfl›s›nda üzüntü duyan ve yoldafllar›n› olumsuzluklardan ar›nd›rmak için ilkeli ve yap›c› bir tarzda mücadele etmeyen militan›n yoldafll›¤› tart›fl›l›r. Ve tabi ki burada olmas› gereken yoldafll›k iliflkisinden söz edemeyiz. Bu iliflkinin olmamas›, bu iliflkinin yarat›lmamas› pratik faaliyetlerimizi olumsuz yönde etkiler- etkileyece¤i tart›fl›lmaz bir gerçektir. Di¤er bir gerçek ise her f›rsatta alt›n› çizdi¤imiz ideolojik k›r›lman›n, ideolojik dejenerasyonun pratik sonuçlar› da çal›flmalar›m›zda, iliflkilerimizde olumsuz birer tablo olarak karfl›m›za ç›kar, ç›k›yor da. Çünkü, ideoloji soyut de¤ildir. ‹deoloji yaflam›m›z›n, iliflkilerimizin toplam›d›r. Problemli bir düflünüfl tarz›, problemli bir pratik yarat›r. Bugün yaflanan olumsuzluklar›n kökenini de burada aramak gerekir. Buna döne döne vurgu yapmam›z›n esas nedeni, var olan tabloyu onaylamak ya da hofl görmek de¤ildir. Tam tersine bu tabloyla asla uzlaflmamak ve bar›fl›k yaflamamak gerekir. Ama de¤ifltirmek için öncelikle varolan› do¤ru çözümlemek gerekir. E¤er biz bu olumsuzluklar› yaratan zeminin etki gücünü iyi göremezsek, de¤ifltirme sürecinde gereken proleter sabr› da gösteremeyiz. Dahas› yapt›¤›m›z teorik belirlemelerin ne tür pratik sonuçlara yol açabilece¤i bilimsel öngörüsüne sahip de¤iliz. Kaba bir örnek verirsek, hastaya kanser teflhisi koyarsak hastan›n ölüm riski, ölümü bizim için sürpriz olmamal›d›r. Elbette ki ölümü kabullenmek zor bir olayd›r. Bu anlafl›l›r. Burada anlafl›lmayan bu hastal›k bu sonuca yol açmamal›yd› feryad›d›r. Bunu söylemek hastal›¤›n ciddiyetini, ölümcül gücünü görememektir, kavramamakt›r. Di¤er bir ifadeyle hastal›¤a dair teorik olarak ortaya konulan belirlemelerin pratik olarak ne tür sonuçlara yol açaca¤› gerçe¤ini yeteri kadar bilince ç›karamamakt›r.
☞
21
21 “GERÇEKLER‹ OLGULARDA ARAMALIYIZ” Neden ve sonuçlar›yla birlikte zaaflar›m›z› bilimsel bir tarzda ortaya koymada s›k›nt›lar›m›z bulunmaktad›r. Ama sosyal pratik sonuçlardan hareketle de olsa yaratt›¤›m›z bu olumsuz tabloyu görmemizi sa¤l›yor. Ancak bu tabloyu yaratan nedenleri do¤ru bir tarzda çözümleyip ona uygun bir pratik sergilemedi¤imizden dolay›, bu zaaflar›m›z› aflmam›z da mümkün olmuyor. Ve yine bu do¤ru pratik hatt› uygulamada yeterince ›srarl› ve denetleyici olmad›¤›m›zda prati¤imiz döne döne ayn› zaaflar›m›z› tekrarlama prati¤i oluyor. Burada söylem ile prati¤in aras›nda bir uyumun olmad›¤› ve dolay›s›yla sonuçlardan hareketle yap›lan belirlemelerin s›n›f savafl›m› için hiçbir anlam ifade etmedi¤i de görülmesi gereken di¤er önemli bir gerçektir. Marksist-Leninist-Maoistler gerçe¤i olgularda ararlar. Olgular ise mevcut tablo içinde varolan gerçeklerdir. Bu gerçekler tablonun iç iliflkileridir, çeliflkileridir. Bunlar görülmeden, bilimsel tarzda çözümlenmeden ortaya do¤ru çözüm reçeteleri koymak da mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla
çözüm reçetesi olarak sundu¤umuz fleyler ya baflka ülkelerin deneylerine dayanan kal›pç› “çözümler”dir. Ya da subjektif niyetimize uygun olarak sundu¤umuz “çözüm” reçeteleridir. Bu durumda da subjektivizm ve do¤matizm ikilemi aras›nda dönüp durmak kaç›n›lmaz oluyor. Evet, uluslararas› devrimci deney ve tecrübelerden yararlanaca¤›z. Dikkat ederseniz yararlanaca¤›z diyoruz. Tekrarlayaca¤›z demiyoruz. Tekrarlamak, kendi gerçekli¤ini incelemeden, kendi çözüm reçetelerini üretmeden baflka reçetelerle sorunlara çözüm arama, çeliflkileri çözme prati¤i demektir. Bu pratik baflar› de¤il, baflar›s›zl›¤› üretir. Çünkü bu pratik, gücünün kal›b›na uygun bir teoride olmuyor. Demek ki baflar›n›n ilk ad›m› somutu incelemek ve bu somuta yan›t olacak teoriyi üretmekle at›l›r. Çal›flmalar›m›zda ataca¤›m›z her ad›m, izleyece¤imiz her yol, g›das›n› bu bilimsel düflünüfl ve yürüyüfl tarz›ndan almak zorundad›r. Di¤er bir anlat›mla, di¤er ülkelerin, partilerin tecrübe ve deneylerinden ö¤renece¤iz. Kendi tarihi tecrübelerimizden ö¤renece¤iz. Ama daha da önemlisi, içinde bulun-
PUSULA PART‹ KOM‹TELER‹ B‹RER SAVAfi MÜFREZES‹D‹R Parti komiteleri, proletaryan›n ideolojisini-politikas›n›-yönelimini kitlelere tafl›yan bilinç müfrezeleridir. Bilinç müfrezelerinin s›n›f donan›m› ve s›n›f terbiyesi güçlü olmak zorundad›r. Tafl›nacak s›n›f bilincindeki gerilik, çal›flma tarz›ndaki plans›z-programs›zl›k, ilkesizlik görev ve sorumluluklar›n lay›k›yla yerine getirilmesini engeller. Meydan muharebelerine, savafl alanlar›na her yönüyle donan›ml› ve haz›rl›kl› ç›kan savafl müfrezelerinin savafl› kazanma flans› vard›r. Ayn› flekilde bilinç müfrezeleri olan parti komiteleri de çok yönlü haz›rl›¤› ve kuflanm›fll›¤› olmadan kitlelere s›n›f bilincini tafl›yamaz, onlar› parti etraf›nda örgütleyip, s›n›f düflmanlar›na karfl› lay›k›yla savaflamaz, örgütlemeyi hedefledi¤i kitleleri s›n›f düflmanlar›na karfl› savaflt›ramaz. ‹yi bir komuta ve kumanda merkezi olmadan f›rt›nal› denizlere, okyanuslara aç›lmak mümkün de¤ildir. Tecrübeli ve donan›ml› bir pilot ekibi olmadan saatlerce gökyüzünün sonsuzlu¤unda yolculuk yapmak mümkün de¤ildir. Denizden, okyanuslardan, gökyüzünden korkarak yolculuk yap›lmaz. Yolcu tafl›nmaz. Ölümden korkarak, savafl meydanla-
r›nda zafer kazan›lamaz. Önderlik meselesi, proletaryan›n devrim mücadelesinde kilit meseledir. Bu sorunun çözümünün kavranmas›, devrim sorunlar›n›n kavranmas› demektir. Önderlik sorununu ne kadar çözüyorsak, devrim sorunlar›n› o denli kavramaya bafllam›fl›z demektir. “Baflar›l› bir önderlik, mutlaka proleter kitlelerle en yak›n birli¤i gerektirir’’ Lenin. Ayn› flekilde, Proletarya Partisi yo¤un bir parti faaliyeti sayesinde büyük devrimci kitlelerin örgütlü ve gerçek önderi olabilir. Yo¤un bir parti faaliyetinin amac›, kitlelerle yak›n bir birlik sa¤layarak, güçlü ba¤lar kurarak, onlar› parti etraf›nda örgütlemeye çal›flmakt›r. Bu amaç için yo¤un bir propaganda ve canl› bir ajitasyon faaliyeti gerekir. Devrimci bir hareket gelifltirmek, kitlelerle güçlü ba¤lar kurarak sa¤lan›r. Kitleler kendili¤inden örgütlenmez, onlara önderlik edilmeden savaflmaz. Tarih boyunca, egemen s›n›flar taraf›ndan kitlelere empoze edilen, gerici düflüncelerin, gerici önyarg›lar›n k›r›l›p, parçalanmas› uzun erimli bir mücadele sonucunda baflar›l›r. Bilinç müfrezelerinin önünde duran
du¤umuz koflullar› bilimsel olarak çözümleyip ona uygun pratik ad›mlar atma bilimselli¤ini, cüretini göstermemiz gerekir. Ve elde edece¤imiz tüm bu genel tecrübelerde, pratik ad›m atma sürecinde bize yol gösteren birer ›fl›k olarak görmeliyiz. Fakat biz, kendi ayd›nl›¤›m›z› kendi zeminimiz üzerinde yaratma becerisini göstermeliyiz. Mücadelenin ihtiyaç duydu¤u nokta tam da budur. Do¤ru bir incelemenin olmad›¤› bir yerde, sistemli, do¤ru bir pratikten söz edemeyiz. Proletarya Partisi’nin 7. Konferans›nda da dikkat çekti¤i gibi, siyasal gerili¤imiz, inceleme tarz›ndaki zay›fl›¤›m›z bizi kaç›n›lmaz olarak anti-MLM pratik hatlara yöneltiyor. fiu aç›k; subjektivizm kapsaml› ve sistemli bir incelemeyi reddeder. “Gerçekler yerine” niyetleri koyar. Subjektif düflünüfl tarz›na sahip olanlar genelde kendi küçük dünyalar›n›n öfkesinden hareketle, ülke ve dünya sorunlar›na hükmetmeye kalkan çözüm reçetelerini çantalar›ndan, sözcüklerinden, dillerinden asla düflürmezler. Dayand›klar› en önemli nokta ise, Marksist klasiklerdeki al›nt›lard›r. Onlar için koflullar›n, flartlar›n yani
bu görevin zor ama baflar›lmaz olmad›¤›n› belirtmek gerekir. Gerici düflünce ve gerici önyarg›lar›n parçalanmas› süreklili¤i sa¤lanan canl› propaganda ve ajitasyon faaliyetiyle canl› politik faaliyetle mümkündür. Devrimin ustas›, kitleleri örgütleme ö¤retmeni Lenin yoldafl, parti faaliyetinde izlememiz gereken yolu gösteriyor. “Parti ne kadar zay›f olursa olsun yine sistemli ve verimli örgütlenmifl köklü propaganda ile heyecanl› siyasi olaylardan veya tüm ekonomik sistemi etkileyen büyük çapta grevlerden yararlanabilir.” Çok yönlü politik ajitasyonun ve gerçekleri aç›klayan propaganda faaliyetinin sürdürülmesi siyasal hareketlenme dönemlerinde acil bir nitelik kazan›r. Bu görev üstlenilmek zorundad›r. Kitlelerin, politik canl›l›k içinde geçen bir sürede, sessizlik içinde geçen onlarca y›ldan daha fazla fley ö¤renece¤ini unutmamak gerekir. Mevcut sisteme ve kurulu düzene karfl› her devrimci hareketi, her toplumsal k›p›rdan›fl ve protesto hareketlerini destekleyip, bu hareketler içinde yer al›p, politik ajitasyon ve propaganda çal›flmam›zla bilinç tafl›mal›y›z. Kitlelerin her hareketlili¤i s›n›f bilinçli proletaryan›n teleskopu ve mikroskobu alt›na al›nmal›d›r. D›fl›nda uza¤›nda kalmak, kitle mücadelesinin önemini, kitlelerin devrimdeki rolünü kavramamak
7-20 Kasım 2003 devrimin objektif ve subjektif güçlerinin durumu, düflman›n durumu, uluslararas› siyasal geliflmeler vb. hiçbirinin önemi yoktur. Ne yaz›k ki bugün saflar›m›zda da benzeri anlay›fllar›n etkisi vard›r. Ve bu anlay›fllarla do¤ru bir tarzda mücadele etmek bir zorunluluktur. Yine Proletarya Partisi’nin 7. Konferans›nda da dikkat çekti¤i gibi, pratik çal›flmalar›m›zda, inceleme tarz›m›zda bütünsellikli ve sistemli bir bak›fl aç›s›ndan çok soyut, parçal› bilgilerle sonuca gitmeye, sonuçlar ç›karmaya çal›fl›yoruz. Bu da olmay›nca teorimizi giderek hakl›l›¤›m›z› ve meflrulu¤umuzu sorgulamaya bafll›yoruz. Daha da kötüsü gerçekli¤imizden kopuk, bu soyut teorik bilgilerden hareketle kendi gerçekli¤imizi görmede zorlan›yoruz. Gelen elefltiri ve önerilere kendimizi kapat›yoruz. Bu ben merkezci düflünüfl tarz›, kolektif çal›flmay›, kolektif üretimi sekteye u¤rat›yor. Yukar›dan afla¤›ya do¤ru bu olumsuz flekillenifle karfl› sorgulay›c› ve sorgulat›c› olmak zorunday›z. Unutmamak gerekir ki, tüm bu eksikliklerimizi ancak kolektif bir irade ve kolektif bir çabayla aflar›z. demektir; bu hakk› s›n›f bilinçli proletarya kullanamaz. Kitlelerin bizleri anlamama hakk› vard›r. Ancak bizlerin kitleleri anlamama hakk›m›z yoktur, böyle bir hakka sahip olamay›z. Devrim yapma hakk›n› kullanma iddias›nda olanlar›n kitleleri anlamama hakk›n›n olmad›¤› unutulmamal›d›r. Emperyalist haydutlar›n Irak’› iflgal sürecinde ve devam›nda, kitle eylemliklerinde zay›f da olsa bir k›p›rdanma yaflanmaktad›r. Bilinç ve savafl müfrezeleri bu k›p›rdan›fllar›n› örgütlü bir güce; her k›p›rdan›fl› bir direnifl mevzisi haline getirmelidir. Kürt, Türk ve çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z, bugün Irak halk›na karfl› sorumluluk bilincini ve enternasyonal görevini daha somut hale getirmek zorundad›r. Bu somutluk emperyalizme, feodalizme ve komprador kapitalizme karfl› direnifl mevzilerini ço¤altmakt›r. Irak halk›n›n, Filistin halk›n›n yan›nda olmak emekçi halk›m›z› süreklili¤i sa¤lanm›fl gerilla savafl›m› perspektifiyle örgütlemek ve savaflt›rmakt›r. Kitleleri örgütlemekte, parti örgütlerini sa¤lamlaflt›rmakta, enternasyonal dayan›flmay› güçlendirmekte silahl› eylemlikler, silahl› karfl› koyufllar ve silahl› sald›r›lar fevkalade bir ihtiyaçt›r. Silahl› propaganda ve ajitasyon, kitleleri örgütlemede ve parti örgütlenmesini sa¤lamlaflt›rmada önemli bir faktördür.
22
7-20 Kasım 2003
21
Dünya ABD’ye karfl› yine ayakta Latin Amerika’da sokaklara yay›lan protestolar›n gösterdi¤ini, anketler de gösteriyor. Latin Amerika ülkelerinde yap›lan bir anketin sonuçlar›, Bush karfl›t› görüfllerin sadece Arap ülkelerinde ya da Asya’da veya Avrupa’da yayg›n olmad›¤›n› gösterdi. Latin Amerika’n›n en büyük ülkesi Brezilya’da halk›n yüzde 98’i ABD Baflkan› George Bush hakk›nda olumsuz görüfllere sahip. Meksika’da da Bush hakk›nda olumlu düflünceleri oldu¤unu söyleyenlerin oran› sadece yüzde befl. Anket sonuçlar›na göre, Latin Amerika halk›n›n flüpheyle yaklaflt›¤› bir baflka konu da ABD’nin bu ülkelerle imzalamak istedi¤i serbest ticaret anlaflmalar›. ‹mzalanmas› durumunda 34 ülkeyi kapsayacak ve 800 milyonluk bir pazar oluflturacak serbest ticaret anlaflmalar›n›n, daha çok ABD yarar›na olaca¤›na inan›l›yor. Örne¤in Brezilya’da ankete kat›lanlar›n üçte ikisi böyle bir anlaflmada kâr sa¤layacak taraf›n Washington olaca¤›n› söyledi. Irak Stratejik Araflt›rmalar Merke-
zi’nin yapt›¤› bir baflka araflt›rma da, koalisyon askerlerini iflgalci olarak görenlerin say›s›n›n yüzde 66’ya yükseldi¤ini ortaya koydu. Irak Stratejik Araflt›rmalar Merkezi’nin 7 kentte bin 620 kifli aras›nda yapt›¤› kamuoyu yoklamas›na göre, “ülkede son üç ayda istikrar ve güvenli¤in kötüleflti¤i” görüflünde olanlar›n oran› yüzde 46 olarak belirlendi. Ankete göre, koalisyon askerlerini “özgürlefltirici güç” olarak görenlerin oran› yüzde 14’e gerilerken, koalisyon güçlerine karfl› olanlar›n oran› yüzde 50, koalisyon güçlerine destek verenlerin oran›ysa yüzde 33. IRAK’IN ‹fiGAL‹ AMER‹KA’DA PROTESTO ED‹LD‹ ABD’nin baflkenti Washington’da, Beyaz Saray’a do¤ru protesto yürüyüflü düzenleyen onbinlerce ABD’li, ABD yönetiminin Irak politikas›n› protesto etti. Ellerinde ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesini isteyen pankartlar tafl›yan göste-
Bolivyal› köylülerden toprak iflgali Bolivya’da topraks›z köylüler, 21 Ekim günü eski Devlet Baflkan› Gonzalio Sanchez de Lozada’n›n efli Ximena Iturralde’nin ailesine ait bir mülkü iflgal etti. Toprak Bakan Yard›mc›s› Henry Oporto, La Paz’da yapt›¤› aç›klamada, topraks›z köylülerin cumartesi akflam› La Paz’›n 80 kilometre güneyindeki 1800 hektarl›k mülke girdi¤ini ve tesislere zarar verdi¤ini belirtirken, iflgalci köylülere bu mülkü terk etmeleri için 24 saatlik süre verilece¤ini söyledi. Oporto, “Kendi r›zalar›yla ç›kmazlarsa, ülke kanunlar›na uygun olarak güvenlik güçleri duruma müdahale edecek” dedi ve Angel Duran baflkanl›¤›ndaki “Topraks›z Köylüler Örgütü”nü, istifa eden Sanchez de Lopada’n›n ülkeden ayr›lmas›n›, siyasi olarak niteledi¤i bu eylemi düzenlemek için f›rsat bilmekle suçlad›. Eski baflkan›n eflinin topraklar›, topraklar›n bir k›sm›n›n ifllenmedi¤ini söyleyen ayn› örgüt üyeleri taraf›ndan temmuzda da iflgal edilmiflti.
riciler, 26 Ekim günü Washington An›t›’n›n önünde bir araya geldikten sonra Beyaz Saray’a do¤ru yürüyüfle geçtiler. Gösteriyi ortak düzenleyen Bar›fl ve Adalet ‹çin Birleflildi ile Uluslararas› ANSWER (Savafl› ve Irkç›l›¤› Durdurmak için fiimdi Harekete Geçin) örgütlerinin yetkilileri, 145 kentten gelen 100 bin kiflinin gösterilere kat›larak kendilerine destek verdiklerini ifade ederken, caddelerde görev yapan polisler ise göstericilerin say›s›n›n 20-30 bin aras›nda oldu¤unu iddia ettiler.. Savafl karfl›tlar› ve Irak’ta görev yapan ABD askerlerinin aileleri bas›na yapt›klar› aç›klamalarda, Irak’ta giderek artan asker kay›plar›n›n ve aylarca süren sessizli¤in ABD’de savafl karfl›t› hareketin canlanmas›n› teflvik etti¤ini dile getirdiler.
Bir festival havas›nda geçen gösteriler s›ras›nda göstericilerin caddelerde “‹flgali sona erdirin. fiimdi onlar› eve getirin” fleklinde flark›lar söyleyerek, sloganlar att›klar› gözlendi. Kimi göstericilerin çocuklar› ve köpekleriyle kat›ld›klar› yürüyüfl s›ras›nda, baz› göstericiler göstericilerin “Usame Bin Rumsfeld” yaz›l› tiflörtler giymesi dikkat çekti. BUSH’A ENDONEZYA HALKINDAN DA PROTESTO ABD Baflkan› Bush’un alt› ülkeyi kapsayan gezisinde gitti¤i her yerde halk›n protestolar›yla karfl›land›. 22 Ekim günü Endonezya’daki protestolar›n ard›ndan son durak yeri olan Avustralya’da ABD Konsoloslu¤u’na yürüyen yaklafl›k 2 bin kifli, yollar› trafi¤e kapatt› ve savafl karfl›t› sloganlar att›.
Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in sald›r›lar› sürüyor
Nepal’de 2-10 Ekim tarihleri aras›ndaki Dashain (Dushera) festivali s›ras›ndaki 9 günlük ateflkesin ard›ndan Nepal Komünist Partisi (Maoist) liderli¤indeki Halk Kurtulufl Ordusu (PLA) taraf›ndan tüm ülkede gerçeklefltirilen eylemlerle yank›lan›yor. Hergün pusu kurma, may›n döfleme, komando sald›r›lar›, sabotajlar ve cezaland›rma gibi onlarca eylem yap›l›yor ve bu eylemler düflman› genifl çapl› bir savunma durumuna zorluyor. Devrimci askeri hareketin yeni aflamas›, Banke bölgesindeki Silahl› Polis Ana Kamp›na 10 Ekim gecesi gerçeklefltirilen sald›r› ile bafllad›. Bununla birlikte çeflitli nedenlerden kaynakl› sald›r› baflar›s›z oldu ve PLA ciddi kay›plar vererek geri çekilmek zorunda kald›. 18 saat içinde 12 Ekim’de Dang Bölgesindeki Bhalwang’da benzer bir kampa düzenlenen sald›r›yla bu kay›p telafi edildi. 25’ten fazla kraliyet paral› askeri öldürüldü ve birçok silah ele geçirildi. En büyük zarar› veren pusu ve may›nlama Loti Bölgesindeki Ghanteshwar Gaira’da 15 Ekim günü gerçeklefltirildi. Sald›r› s›ras›nda 20 asker ölürken 6 tanesi de sa¤ olarak yakaland›, ancak bunlar›n tedavisi yap›ld›ktan sonra serbest b›rak›ld›. PLA bu sald›r›da da a¤›r silah ele geçirdi. 16 Ekim günü de 3 RNA görevlisi Sindhuli’de, 3 polis Palpa’da bir polis de Jhapa’da öldürüldü. 19 Ekim’de Dang, Por-
sa, Dhankuta ve Pupandehi bölgelerinin her birinde farkl› pusularda birer polis savafl d›fl› b›rak›ld›. 20 Ekim günü de Chitwan’da, RNA paral› askerlerine baflar›l› bir pusu at›ld›. 22 Ekim’de de Saptari’de bir askerin öldü¤ü onlarcas›n›n yaraland›¤› pusu gerçeklefltirildi. Ekim’in son haftas›nda yap›lan eylemlerden biri de 28 Ekim’de Navalpasari bölgesindeki bir karakolun 200 kiflilik bir gerilla grubuyla bas›lmas›yd›. Karakola atefl açan gerillalar›n bomba atmas› sonucu 6 polis öldü. Gerillalar›n, Pohara’daki bir kamu binas›na da bombal› sald›r› düzenledikleri ve binada ciddi hasar meydana geldi¤i belirtildi. YOLDAfi GAURAV’IN DURUMU HALA BEL‹RS‹Z 19 A¤ustos’ta tutuklanan Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in Siyasi Büro üyesi Chandra Pradesh Gajurel’in tutuklulu¤u devam ederken, gelece¤i hakk›ndaki belirsizlik de sürüyor. En son 15 Ekim’de mahkemeye ç›kar›lan Gajurel’in Nepal gerici devletine iade edilip edilmeyece¤i konusunda da net bir sonuç ç›kmad›. Bir kez daha 15 gün sonras›na ertelenen duruflmada Çenya Yüksek Mahkemesi Hindistan devletine Gajurel’in iade edilip edilmeyece¤ine 15 gün içinde yan›t verilmesini istedi. S›n›rd›fl› karar›n›n verilip verilmeyece¤inin, yasal faktörlerden çok Hindistan yönetici s›n›f›n›n politik karar›na ba¤l› olaca¤› aç›kt›r. Gajurel’in yaflam› ve özgürlü¤ü için Hindistan’›n çeflitli yerlerinde ise ilerici demokratik güçlerin sesleri yükseliyor. Gajurel mahkemenin karfl›s›na getirildi¤i saatlerde dokuz örgüt taraf›ndan onun özgürlü¤ü için bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Güney Hindistan eyaletinde de Gajurel’in Yaflam›n› Savunma Komitesi oluflturuldu. Ayn› flekilde Yeni Delhi’de de Prof. Manoranjan Mohanty, Anand Swarup Verma ve benzeri ileri gelen ayd›nlar ve insan haklar› aktivistleri taraf›ndan Yoldafl Gaurav’› (C.P. Gajurel) Savunma Komitesi kuruldu.
FORD FABR‹KALARINDA D‹REN‹fi Ford fabrikalar›ndan (3 bini Belçika’da, 1 700’ü Almanya ve geri kalan› Kuzey Amerika’da olmak üzere) 12 bin iflçinin at›lma karar› Ford iflçilerini hareket geçirdi. Belçika-Genk’te 9 bin iflçi, 3 bin iflçinin iflten at›lmas›n› ve binlerce iflin de alt sözleflmelerinin kaybedilmesini engellemek için mücadele ediyor. Ford, 15 y›l önce kömür ocaklar›n›n kapanmas›ndan beri bölgedeki tek büyük fabrika durumunda ve Genk’te her 4 gençten biri iflsiz. ‹flçiler birkaç milyarderin yasalar ve sözleflmelerle alay edercesine kendilerini cezaland›rmas›n› kabul etmiyorlar. Ford-Genk geçti¤imiz y›l ekim ay›nda sendikalarla toplu sözleflme anlaflmas›na imza atm›flt›. Bu anlaflma, 2006’ya kadar Ford’da çal›flan 9 bin iflin korunmas›n› garanti alt›na almaktayd›. Ford, ayn› zamanda Flemish (Belçika’n›n kuzeyi) Bölgesinin hükümetiyle yapt›¤› 900 milyon Euro’luk anlaflmay› da sona erdi. Ford’un iflçi s›n›f›na yönelik bu sald›r›lar›na karfl› Belçika ‹flçi Partisi (B‹P) ve militan sendikalar iflçilerle birlikte, tüm güçleriyle mücadele edeceklerini aç›klad›lar.
23
21
Rusya’da maden kazas›
Rusya’da su basan bir kömür madeninde 5 gün mahsur kalan 13 iflçiden 11’i kurtar›l›rken 2’sinden ise bir haber al›namad›. Rus yetkililer, madendeki di¤er iki iflçiden birinin öldü¤ünü, di¤erinin ise hala kay›p oldu¤unu aç›klad›lar. Rostov bölgesinin güneyindeki bir kömür oca¤›nda yaklafl›k 200 metre derinlikten f›flk›ran su, yerin 800 metre alt›nda çal›flan iflçilerin ç›k›fl yolunu kapat›nca, madende çal›flan 65 iflçi mahsur kalm›flt›. ‹flçilerden 52’si geçen ilk aflamada yap›lan müdahaleler sonucunda kurtar›lm›flt›.
Yurtd›fl›nda iflgal karfl›t› eylemler AT‹F Duisburg’un yapt›¤› ça¤r› sonucu Initativ e.V., Demokratik Halklar Derne¤i ve HRD adl› islami bir kurumun da içinde yer ald›¤› Platformun, 27 Eylül günü ikinci Filistin ‹ntifadas›n›n üçüncü y›l› vesilesiyle, günümüz koflulunda ise Irak iflgaliyle bütünlefltirip bir yürüyüfl yapma karar› al›nd›. 300 civar›nda kitlenin kat›ld›¤› eyleme Proletarya Partisi taraftarlar› da aktif kat›l›m sa¤lad›. TKP/ML MK-SB’nin Irak’taki iflgale iliflkin yay›nlad›¤› bildiri, yürüyüfl güzergah› boyunca yayg›n bir flekilde da¤›t›ld›. Yürüyüfle ayr›ca AT‹K, AT‹F ve ILPS de pankartlar› ve flamalar›yla kat›l›m sa¤lad›lar. 6 Ekim ve 24 Eylül tarihleri aras›nda AT‹F Duisburg ve Intiativ e. V. adl› Alman kurumunun ortaklafla düzenledi¤i iki tart›flma toplant›s› yap›ld›. ‹lki 24 Eylül’de olan Irak’taki iflgale iliflkin hem sald›r› öncesi hem de iflgal sonras› Irak’ta bulunan bir gazeteci ile oradaki geliflmeler üzerine bir bilgilendirme ve tart›flma toplant›s› düzenlendi. Ard›ndan 6 Ekim günü Filistin’deki politik tutsaklar›n avukatlar›ndan olan Mahmud Abbas ile oradaki politik tutsaklar›n durumu ve son siyasal geliflimlere iliflkin düzenlenen toplant› da enternasyonal iliflkilerin gelifltirilmesi aç›s›ndan olumlu etkinliklerdi. 15 Ekim tarihinde Aç›l›m Hukuk Bürosu’ndan bir
Dünyadan Notlar EMPERYAL‹ZME KARfiI D‹REN‹fi: HALKLARIN ORTAK TEPK‹S‹ Dünyadaki geliflmeler kitlelerin hoflnutsuzluklar›n›n h›zl› bir yükselifl içinde bulundu¤unu göstermektedir. En son Bolivya’da ekonomik krizin tüm y›k›nt›lar›n›n alt›nda b›rak›lan ezilenlerin baflkald›r›s›na tan›k olduk. Kitlelerin hoflnutsuzluklar›n› ortaya koymas›na her yerde oldu¤u gibi Bolivya’da da burjuvazi azg›nca sald›rd›. Bolivya halk› yaflad›klar›n›n hesab›n› sorman›n bedelini ödemektedir. Ve bu bedel ödetme politikas› dünyan›n her yerinde burjuvazinin varl›k koflulu halindedir. Bolca demokrasiden, insan haklar›ndan, özgürlefltirmeden vs. bahsedenler Bolivya’daki bu katliam boyutundaki devlet müdahalelerine ses ç›kartmamaktad›r. fiafl›lacak bir durum yok. Çünkü, orada kan dökenler kendileri ile ayn› s›n›ftand›r. Onlar da sömürünün tepesinde yer alanlard›r. Ve çok iyi biliyoruz ki, mevcut devletlerin hepsi burjuvazinin elinde birer sömürü ve zulüm ayg›t›d›r. Sömürünün kâr› büyük burjuvalara ak›t›l›yorsa orada demokrasi sorunu yoktur!. Orada sadece bask›lara dayanma gücü olmayan güçsüz halklar vard›r…Onlar›n sömürüye ve zulme katlanmalar› için terbiye edilmeleri gerekir o kadar!!! Bolivya’da yaflananlar insanl›¤›n gerçekte hangi z›tl›klar temelinde ilerledi¤ini göstermektedir. Ayn› flekilde DTÖ protestosunda da bu durumu yaflad›k. “‹mparatorluk” kurdu¤u iddia edilen ABD ve onunla birlikte ‹ngiltere Irak’taki sald›rganl›klar› karfl›s›nda ayn› z›tl›klar›n ürünü olan çetin bir direnifl ile karfl› karfl›ya bulunmakta. Dünya ezenlerin ve ezilenlerin; burjuvazi ile proletaryan›n ve bu iki s›n›f›n taraf›nda saf tutanlar›n güçlü mücadelesini yaflamaktad›r. Bolivya’daki olaylar› bu içerikte de¤erlendirdi¤imizde bu geliflme de bizim için hiç
7-20 Kasım 2003
de anlams›z, tek bafl›na bir olgu olarak gözükmeyecektir. Emperyalizmin “serbestlefltirme” politikas› ile dünya halklar›n›n yoksullaflmas› ayn› sürecin iki kutbunu oluflturmaktad›r. Emperyalizm ile dünya halklar› ayn› süreçte iki z›t yolda yürümeye devam ediyor. ABD ve AB’deki emperyalist güçler Latin Amerika’y› ve dünyan›n geri kalm›fl tüm ülkelerini ürettikleri ucuz mamul mallarla doldururken, mevcut iflbirlikçi/uflak devletleri sunduklar› ekonomi politikalar› uygulamalar› kofluluyla borçland›rmakta ve bu ülkelerdeki sanayiyi tüm yanlar›yla budarken ayn› zamanda yoksulluk, açl›k, iflsizlik yaratmaktad›r. Bu ülkelerde devletler kamu borçlar›n›n ödenmesini vergilere ve kimi devlet kurum veya kurulufllar›n›n sat›lmas›na ba¤lam›fl durumdalar. Bu, hem halk›n görece sahip oldu¤u sosyal haklar›n ve ifl olanaklar›n›n gasp› ve hem de ülke pazar›n›n ve gelir sa¤lay›c› olanaklar›n emperyalist tekellere peflkefl çekilmesidir. Bugün Bolivya’da yaflananlar› dün Brezilya’da, Arjantin’de, Meksika’da, Peru’da da izledik. Bu ülkelerde halklar›n neden baflkald›r›lara giriflti¤ini inceledi¤imizde, bugün ülkemizde de yabanc›s› olmad›¤›m›z ve hatta dünyan›n her yerinde yaflanan sorunlara rastl›yoruz. Özellefltirme, borçlanma, iflsizlik, açl›k, artan sefalet… Orada da halk devletin emperyalizmle olan iliflkisini sorguluyor. Orada da emperyalist devletler, IMF, DTÖ ile yap›lan anlaflmalar halk›n yo¤un tepkisine neden olmaktad›r. Sömürünün kayna¤›na yönelen halk hareketleri dünyan›n hemen her yerinde ortak öfkeleri burjuvazinin yüzüne çarpmaktad›r. Emperyalist tekeller sömürü çark›n› geniflletmek ve sars›lan ekonomilerini ayakta tutmak için dünya halklar›n› aldatmakta yo-
avukat›n kat›ld›¤›, F Tiplerindeki son durum, yeni tip hapishaneler ve bunlar›n evrensel ve hukuksal boyutlar›na iliflkin Almanca-Türkçe bir tart›flma toplant›s› düzenlendi. Etkinlikte ülkemizde yeni yap›lan hapishanelerin mimar› ve hukuksal boyutu, F tiplerinde avukatlar›n, ailelerin ve tutsaklar›n yaflad›klar› hak ihlalleri hakk›nda bilgi verilirken, F tipleri olgusunun uluslararas› emperyalist politikalardan ba¤›ms›z ele al›nmamas› gerekti¤i ve bunlara karfl› insani bir görev olan karfl› durma hakk›n› herkesin kullanmas› gerekti¤i vurguland›. Duisburg´da YDG taraf›ndan di¤er gençlik örgütlerine yap›lan ça¤r›ya olumlu yan›t veren, TECAK, DGH, Initativ e. V. ile oluflturulan platform 25 Ekim günü Türk devletinin Irak’a asker göndermesi sorununa iliflkin gençlik örgütleri olarak bu karara karfl›n yap›lan yürüyüfle 200 civar›nda bir kitle kat›l›m sa¤lad›. Almanca, Kürtçe ve Türkçe, “Irak’a Türk askeri göndermesine hay›r” yaz›l› ortak pankartla beraber AT‹K, AT‹F, YDG ve ILPS imzal› pankartlar›n tafl›nd›¤› yürüyüfle Proletarya Partisi taraftarlar› da parti flamalar›yla kat›ld›. Daha sonra AT‹K taraf›ndan AT‹F Duisburg Derne¤inin konuya iliflkin sinevizyonu eflli¤inde bir seminer verildi.
¤un çabalar harcamaktad›r. 1990’larda tüm dünya ülkelerinin gündemini alan ve “serbestleflme” denen talan politikas›n› kabul ettirmek için emperyalistler tüm çabalar›n› ortaya koydular. “Serbestleflme” politikas›n› kabul ettirmek için Cancun’da düzenlenen DTÖ toplant›s›nda amaçlar›na tam olarak ulaflamad›lar. Oysa ABD’nin ve de AB’nin uygulamalar›nda serbestleflme diye bir olgu gerçekte yoktur. Emperyalist medya tekelleri Cancun’da geri kalm›fl ülkelerin “serbestleflme”ye karfl› direndi¤i yalan›n› emperyalist devletleri “serbestleflme” yanl›s› göstermek ad›na sürekli empoze ediyor. Oysa ayn› emperyalist devletlerin kendi tar›m ihracatç›lar› için sa¤lad›klar› teflvikler geri kalm›fl ülkeler için de bu medya tekelleri için de s›r de¤ildir. Amac› geri kalm›fl ülkelerdeki tar›m üretimini dumura u¤ratmak ve buralardaki üretimin yerine kendi tekellerini koymak olan “serbestleflme” politikas› son çeyrek yüzy›ldaki muazzam yoksullaflman›n önemli bir parças›d›r. Ayn› olguyu AB üyesi olan ve tar›m üretimine dayal› ekonomilere sahip ülkelerde de görebiliriz. Bu ülkelerde ticaretin serbestlefltirilmesi ülke tar›m üreticilerinin muazzam kay›plar›na neden olmakta ve tar›m emperyalist tekellerin kontrolüne geçmektedir. ABD’nin ve de AB’nin bu ikiyüzlü politikalardan vazgeçmesi olas›l›k dahilinde de¤ildir. Kendilerini “Küreselleflme karfl›tlar›” olarak niteleyenlerin ve de emperyalist devletlerle bir uzlaflma sa¤lamay› hedefleyenlerin göz ard› ettikleri olgu bu politikan›n tekeller için, emperyalist devletler için bir varl›k koflulu oldu¤udur. ABD için ifade edecek olursak, ekonomik olarak önemli sorunlar yaflayan ABD’nin en önemli sorunu bilindi¤i gibi bütçe aç›klar›d›r. Bütçe aç›klar›n›n en az›ndan mevcut haliyle korunmas› için dahi bu politikan›n vazgeçilemez oldu¤u rahatl›kla görülebilir. Bununla birlikte s›rt› tekellere dayanan devlet yöneticilerinin siyasi varl›klar›n›n devam› için de bu politika gereklidir. Onlar› siyasi olarak ayakta tutan güçler ekonomik istemlerinin aksi davran›fllar› asla kabul edemezler. ABD’deki tar›m ihracatç›lar›n›n geri kalm›fl ülkelerdeki tar›ma üstünlük sa¤lamalar› ve bu ülkelerde
tekel olmalar› bu politikan›n uygulanmas›n› flart koflmaktad›r. Emperyalist tekellerin kollar› tüm dünya ülkelerine sar›lmaktad›r. Bu kollar›n zay›flat›lmas› onlar›n yaflamsal damarlar›n› kesmekle ayn› fleydir. Devletlerin varl›k koflulu egemen s›n›flar›n ç›karlar›n› korumak ise e¤er, tekellere s›rt›n› dayayan devletlerin bu politikalardan vazgeçece¤ini sanmak sadece aptal rüyalar görmektir. Bu ayn› özellik AB için de geçerlidir. Latin Amerika’da halklar bu politikan›n ac› sonuçlar›n› yo¤un bir flekilde yaflamaktad›r. Cancun’da tüm devletlerin üzerinde uzlaflma sa¤layabildikleri bir anlaflma olmad›. Ancak özellikle ABD ikili anlaflmalarla ayn› politikay› sürdürmeye devam etmektedir. Ba¤›ml› uflak devletlerin de bu ikili anlaflmalara genel olarak hay›r diyemeyece¤i kimse için s›r de¤ildir. Ancak, bu devletlerin karfl› karfl›ya bulunduklar› ciddi bir halk muhalefeti var. Onlar› endiflelendiren de sadece bu gerçektir. Bolivya’da halk da¤›n›k, esas olarak örgütsüz bir baflkald›r›ya giriflti. Kuflkusuz bu baflkald›r› bast›r›lacak ve en iyisinden hükümette baz› de¤ifliklikler olur ve ayn› politikalar devam ettirilir. Ancak bu demek de¤ildir ki, halk baflar›s›zl›¤a mahkumdur. Hay›r, bu do¤ru de¤ildir. Halk›n yenilgileri objektif nedenlere dayanmamaktad›r. Halk›n yenilgileri esas olarak subjektif nedenlere dayanmaktad›r. Halk›n kurtulufl mücadelesine önderlik edenlerin dirayetsizli¤inin, halk›n örgütlenmedeki zaaflar›n›n, savaflma bilincindeki geriliklerin ürünüdür yenilgiler. Ve her yenilgi bu olumsuzluklar›n görülmesinin bir deneyimi olmaktad›r. Halk›n gerçek gücü yenilmezdir. Çünkü halklardan daha güçlü bir baflka kesim hiçbir zaman olmam›flt›r ve halk›n kendi gücünden daha yetkin bir silah da icat edilememifltir ve edilemez de. Bolivya halk› silahl› bir gücü olmad›kça, basitten karmafl›¤a nas›l savaflaca¤›n› ö¤renmedikçe, zay›f bir güç iken güçlü ve yenilmez bir güç olman›n uzun süreli bir mücadeleden geçti¤ini ve en önemlisi de MLM bir önderlikte birleflmedikçe yenilgiler yaflayacakt›r. Bütün geliflmeler eninde sonunda halk›n bilincini gelifltirecektir. Tarih buna tan›kt›r.
7-20 Kasım 2003
24
21
O büyükten küçü¤e herkes için farkl›yd› Mesela çocuklara çok düflkündü. Afl›r› bir düflkünlü¤ü vard› çocuklara karfl›. Aile içinde olsun, aile d›fl›nda olsun sözü dinlenirdi. Birfley olacaksa ona ak›l dan›fl›rd›k. Birfley oldu¤unda dengelerdi terazi gibi. Öyle bir yap›s› vard›. Sonra zaten evden ayr›ld›ktan sonra ba¤›m›z koptu. fiehit düflmeden 1,5-2 y›l önce görmüfltüm en son Perihan’›. -fiehit düfltü¤ü haberini nas›l ald›n›z? Ailesi nas›l karfl›lad›? Benim eflim ailede çok so¤ukkanl›, sakin oldu¤u için telefonda haber verdiler. Perihan’›n flehit düfltü¤ünü söylediler. Eflim de ailesine haber verdi. Tabi da¤da flehit düfltükten iki gün sonra haberimiz oldu bizim. Sonra aile hemen topland›, bizimkiler gittiler. Oraya gittiklerinde zaten gömmüfllerdi. Yani orada avukat tuttuk. Savc›l›¤a falan baflvurdular. Tekrar oradan ç›kar›p burada defnettiler. Perihan 19 Kas›m’da flehit düflmüfltü. 5-6 gün kald› orada toprakta. Burada 24 Kas›m’da topra¤a verdik. Cenazeyi almaya gittiklerinde beklemek çok kötüydü, ac› vericiydi. Geldi¤inde söyleniyordu sonuçta, verdi¤i mücadele içinde flehit düfltü diye. Ama gene de bir can iflte, dayanmas› zor oluyor. Kaynanam yafll› olmas›na ra¤men, fark›ndayd› herfleyin. A¤›t yak›l›rken, marfllarla, devrimci türkülerle a¤›t yak›ld› cenazesinde. Onun için çok farkl›yd›.
19 Kas›m 1990 tarihinde Dersim’de TC güçleriyle T‹KKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada Perihan Çolak, Hasan Alt›ntafl, Fazl› Kaya ve Süleyman Kor flehit düfltü. fiehit düflenlerden Perihan Çolak’›n yengesi ile yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz. zaman. Çok iyi hat›rl›yorum. Benim k›z var flimdi, o da halas›na çok düflkündü. Bunlar, içerdekilere bask› yap›l›yor, ailelere görüfl hakk› verilmiyor diye Sultanahmet’te bir oturma eylemi yapt›. Aileler sabaha kadar orada oturmufllard›. Çok iyi hat›rl›yorum. Hatta d›flar›da da biz ziyaretçiler, -Bize Perihan Çolak’›n yetiflti¤i koflullar› anlat›r m›s›n›z? -Perihan Sivas Zara’n›n köylerinden bir ailenin oniki çocu¤undan biriydi. Aile çok kalabal›k bir aile ve daha sonra ‹stanbul’a Gülsuyu’na tafl›n›yorlar. Perihan burada çal›flmaya bafll›yor ve fabrikada ifle giriyor. Zaten ailesi gerici bir aile de¤il yani, o yüzden ona bir bask› yap›lm›yor. Zaten abisi de devrimci oldu¤u için yabanc› de¤iller. Devrimci olmas›nda abisinin de bir etkilenmesi olmufl olabilir. Perihan birkaç farkl› iflte çal›flt›ktan sonra burada çal›flt›¤› fabrikadan gözalt›na al›nd› ve tutukland›. Daha sonra 3-5 y›l hapishanede kald›. Birkaç farkl› hapishanede yatt›. O dönemde abisi de hapishanedeydi. Perihan hapishaneden ç›kt›ktan sonra tutuklu yak›nlar›n›n aileleriyle beraber eylemlere kat›ld›. Hat›rlad›¤›m, Ankara yürüyüflüne kat›lm›flt› mesela. ‹nsan Haklar› Derne¤i’nin de üyesiydi. Yani nerede bir eylem olsa, Perihan hepsine kat›l›rd› o
oradaki aileler bekliyor. Yani o zaman hepimizin durumu da iyi bir durum de¤ildi. Bir bakkaldan birfleyler al›p ekme¤in aras›na koyup onlara götürüyorduk. Yazd›rarak alsak da. Karfl›ya gidip bakt›¤›m›zda hep tutuklu yak›nlar› ve analarla birlikte eylemlere kat›l›yordu. Kay›nvalidem (Perihan’›n annesi) yafll›yd›. Ama nere olsa onun peflinden gidiyor, o da eylemlere kat›l›yordu. Sonra Perihan evden ayr›ld›. -Perihan’›n kiflisel özelliklerinden bahseder misiniz? Ailesiyle olan iliflkileri nas›ld›?
-Perihan’la ilgili, bizle paylaflmak istedi¤iniz herhangi bir an›n›z var m›? O kadar çok an›s› var ki hangi birini anlatay›m bilemiyorum. Her an›m›z›n beraber geçti¤i zamanlar vard›, mesela biz beraber otururduk onunla. Yani ayn› dairenin içindeydik. Ben kay›nvalidemle oturuyordum. Arada ev-
den ayr›l›p tekrar geliyordu, geldi¤inde oturur konuflurduk, düflüncelerini aktar›rd› bana paylafl›rd›k. Evdeki tüm aileyle böyleydi bu. Perihan’›n ken-
dinden büyük bir abisini düflün, ya da evdeki en küçük çocu¤u düflün, hepsi ona karfl› farkl›yd›. Yani belki de onun farkl›l›¤›ndan ileri geliyordu bu. Ben böyle düflünüyorum yani. Eflim bile flu anda bazen birfley oldu¤unda “Perihan olsayd›” diyor. Bizim hareketlerimizi elefltirirken onu örnek gösteriyor. Çünkü Perihan herhangi birfley oldu¤unda pat diye söylerdi, aç›ksözlüydü. “Bunu böyle yap›yorsunuz, do¤rusu o de¤il bu” diye anlat›rd›. Biz k›zmazd›k, baflka eltiler elefltirse kavga edebilirdik ama Perihan’a karfl› yoktu böyle birfley.
KAVGANIN YAPITAfiLARI OLDULAR Kas›m 1954: Cezayir’de FLN (Ulusal Kurtulufl Cephesi) Frans›z emperyalistlerine karfl› ayaklanma bafllatt›. 9 Kas›m 1918: Berlin Ayaklanmas› (Spartakistler) 7 Kas›m 1930: Filipinler Komünist Partisi kuruldu. 17 Kas›m 1973: Yunanistan’da Askeri Cunta taraf›ndan ö¤renci katliam› gerçeklefltirildi. 10 Kas›m 1976: ‹smet Akdemir, R›za Akdemir, Hüseyin Akdemir 19 Kas›m 1977: Zülfikar Uralçin 20 Kas›m 1978: Ramazan Can 8 Kas›m 1979: Veli Karasu, Eflref fiahlar 14 Kas›m 1979: Mustafa Sar›tafl, fienol Yol Kas›m 1980: Necdet Oynargül, Hasan Gazo¤lu 6 Kas›m 1980: Raci Y›lmaz 19 Kas›m 1981: Ali Sar›bal 8 Kas›m 1983: Ali Haydar Aslan 18 Kas›m 1983: H›d›r Utan Kas›m 1984: Do¤an Erdem 19 Kas›m 1990: Perihan Çolak, Hasan Alt›ntafl, Fazl› Kaya, Süleyman Kor 7 Kas›m 1993: Fethiye Batmaz 19 Kas›m 1993: Serap Koluk›r›k (TDP) 4 Kas›m 1994: Ecevit Balc› (MLKPK) 15 Kas›m 1999: Abdullah Balk›r 7 Kas›m 2001: Eyüp Samur, Nail Çavufl (DHKP-C) 12 Kas›m 2001: Muharrem Çetinkaya (DHKP-C) 5 Kas›m 2001: Arzu Güler (DHKPC), Sultan Y›ld›z, Bülent Durgaç, Bar›fl Koç (Küçük Armurtlu direnifl evi bask›n›) 19 Kas›m 2001: Tülay Korkmaz (DHKP-C) 8 Kas›m 2002: Serdar Karabulut (DHKP-C) 19 Kas›m 2002: ‹mdat Bulut (DHKPC)
21
25
7-20 Kasım 2003
Büyük Proleter Kültür Devrimi Devrimin zaferle taçland›r›lmas›ndan yani 1 Ekim 1949 Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmas›n›n üzerinden 16 y›l geçtikten sonra 10 Kas›m 1965’de dört y›l sürecek olan Büyük Proleter Kültür Devrimi bafllat›l›yordu. “Sosyalizmin bir geçifl rejimi olarak rolü; gelecekteki komünist rejime haz›rlanmakt›r. Fakat bu geçifl çok h›zl› olmamaktad›r ve Çin komünistleri de bu safhan›n tarihte uzun bir dönemi kapsamak zorunda oldu¤unu belirtmektedirler. Sosyalizm aflamas›nda da çeflitli eflitsizliklerin ve sosyal çeliflmelerin bulunmas› flafl›lacak bir olgu de¤ildir. ‹flbölümü ve kafa ile kol eme¤inin ayr›lmas› bu çeliflmeleri ve eflitsizlikleri yaratm›flt›r. Bu ayr›m varoldu¤u sürece, ayd›nlar yine sadece birkaç kiflinin yanaflabilece¤i eriflilmez elit bir tabaka oluflturacaklard›r. Ö¤renim, rekabet esas›na dayanacak ve kolektif olmaktan ziyade, kiflisel ihtiraslar› körükleyecektir. Ayn› olgu sanat ve edebiyat dünyas›nda da geçerlidir. Kapitalist ve feodal toplumlarda kültür bir ayr›cal›kt›r. Bu nedenle kültürlü olmak demek, nüfusun büyük bir ço¤unlu¤unun yararlanamad›¤› f›rsattan yararlanmak demektir. Bu nedenle sosyalist rejimler, bu kültür görünüflünü benimsemifl birçok ayd›n› miras edinirler. Görünüflte rejimi benimsemifl görünseler de, al›flkanl›klar› ve psikolojileri emekçilerinkinden uzak olmaya devam edecektir. Bu durum çerçevesinde 1965 y›l›nda Mao Zedung taraf›ndan bafllat›lan
1967 Büyük Proleter Kültür Devrimi. Pekin’de bir kitle toplant›s›nda, kad›n k›z›l muhaf›z Parti içindeki kapitalist yolcular› suçluyor.
BPKD tamamen mant›kl›, Marksist bir at›l›md›r” diyor Jean Daub›er. Büyük Proleter Kültür Devrimi; bireycili¤in köklerinin ortadan kald›r›lmas›, kolektivizmin gelifltirilmesi, sosyalist kültürün halk içinde yayg›nlaflt›r›lmas› amac›n› tafl›maktad›r. En önemli özelliklerinden biri de, devrimin en önemli aktörlerinin kitleler olmas›yd›.
27 fiubat 1957’de yazd›¤› “Yüz çiçek yanyana açs›n, yüz düflünce ak›m› birbiriyle yar›fls›n” adl› makalesinde Baflkan Mao; “Marksist olmayan düflüncelere karfl› nas›l bir siyaset izlemeliyiz? Su götürmez karfl›-devrimciler ve sosyalizm davas›n› baltalayanlar söz konusu oldu¤unda, yap›lacak ifl kolayd›r; Onlar› söz özgürlü-
3 Kas›m 1996’da Susurluk’ta meydana gelen kaza “devletin enkaz›”n›n da ortaya bir kez daha saç›lmas›n› sa¤lad›. Bir milletvekili, bir polis müdürü ve bir katliam zanl›s› ayn› arabadayd›. Ülkenin gündeminde bir hayli tart›flmalara yol açan bu durum asl›nda y›llard›r söylenenlerin bir görüntüsü idi. Ama bu defa gerçekler k›l›f uydurulamayacak flekilde su yüzüne ç›km›flt›. Milletvekili Sedat Bucak kazadan sa¤ ç›kan tek kifli idi. Önce bir fleyi yokken sonra birden “haf›zam› kaybettim” demeye bafllad›. Devletin görevlendirdi¤i flah›slarla birlikte, devlet düflmanlar›na karfl› mücadele etti¤ini söyledi. Hüseyin Kocada¤ kazada ölen polis flefi olarak geçti kay›tlara. Çatl›’n›n silah referans›nda imzas› olan kifli idi. Abdullah Çatl› 1980 öncesi devrimcilere yönelik birçok operasyona kat›ld›. Bahçelievler katliam›n›n planlay›c›s› olarak an›ld›. Uyuflturucu kaçakç›l›¤›, tetikçilik, faili meçhul cinayetler sicili olarak kald›. Mehmet A¤ar herkesin çete dedi¤ine “arkadafllar›m›z”; faili meçhul dedi¤ine “terörle mücadele” dedi. Tansu Çiller “devlet için kurflun yiyen de atan da flereflidir” dedi. ‹brahim fiahin: Eski Özel Harekat Dairesi Baflkan Vekili. Çatl› ile göbek atan foto¤raflar› ile tan›nd›. Duruflmalara yol paras› bulamad›¤› için(!) gitmedi. Liste böyle uzay›p gidiyor... Bafl roldekilere yan roldeki özel timciler efllik ediyor. Emniyet müdürlerinden spor camias›na, “sanat” dünyas›ndan orduya, söküle söküle geliyordu. Sistem tüm çürümüfllü¤ünü kusuyordu. O dönem yo¤un olarak kullan›lan “temiz toplum” talepleri sistem de¤iflmeden bu iflleyiflin de yok olmayaca¤›n› göremeyenlerin hayali olarak, tarihin tozlu raflar›nda yerini ald›. T›pk› “bozuk düzende sa¤lam çark olmaz” diyen Pir Sultan Abdal’›n dedi¤i gibi. Bilmemiz gereken Susurluk’ta görülenlerin ne ilk ne de son oldu¤u; düzen de¤iflmeden figüranlar de¤iflse de, hep ayn› oyunlar›n oynanaca¤›d›r.
SUSURLUK, DEVLET‹N GERÇEK YÜZÜDÜR
¤ünden yoksun k›lar›z. Ama halk içindeki yanl›fl düflünceler apayr› bir sorundur. Bu tür düflünceleri yasaklamak ve aç›klanmalar›na olanak tan›mamak yarar sa¤lar m›? Kuflkusuz, hiçbir yarar sa¤lamaz. Kaba ve bast›rma yöntemler kullanmak yaln›zca yarars›z de¤il, ayn› zamanda son derece zararl›d›r. Yanl›fl düflüncelerin aç›klanmas›n› yasaklarsan›z, bunlar›n olduklar› gibi kalmalar›n› sa¤lam›fl olursunuz. ‹flte bu yüzden ancak tart›flma, elefltiri ve ikna yöntemini uygularsak, do¤ru düflünceleri pekifltirebilir, yanl›fl düflünceleri altedebilir ve sorular› tam anlam›yla çözebiliriz” diyerek BPKD’den önce uygulanmas› gereken yöntemi belirliyor ve kültür devrimi bu eksende yürütülüyor. BPKD 10 Kas›m 1965’de bafllar, ancak 1966 Nisan›’na kadar bu mücadelenin önemi ve büyük bir devrimin bafllan›g›c› oldu¤u tam olarak kavranamam›flt›r. Bu tarihten 1969 y›l›na kadar sürecek olan BPKD, Çin’in her köflesinde kitlelerin aktif kat›l›m›yla baflar›yla sonuçland›r›ld›. Ancak Mao’nun belirtti¤i gibi bu yaln›zca bir bafllang›çt›. Dedi¤i gibi “Tarihten çok fley ö¤reniyoruz. Sonuç vermeyen çabalar›n içinde olmamal›y›z. Proletaryan›n devrimci yolunda, saflar›m›zdaki küçük burjuva düflüncesini f›rlat›p atmal›y›z. Büyük Kültür Devriminde zaferi kazanmada ana mesele budur.”
26
7-20 Kasım 2003
21
Irak’ta bugüne kadar 400’e yak›n kad›na iflgalci askerler taraf›ndan tecavüz edildi
Irakl› kad›nlar iflgalcilerin cinsel sömürüsü alt›nda Irak’ta y›llarca süren ambargo ve ard›s›ra gelen sald›r› ile yoksullu¤u ve ölümü yaflayan Irakl› kad›nlar flimdi de iflgalcilerin cinsel sömürüsüyle karfl› karfl›ya kalm›fl durumda. ‹flte sözde demokrasi, insan haklar› ve bar›fl da¤›tan emperyalistlerin gerçek yüzü. Y›llarca emperyalistlerin ambargosuyla karfl› karfl›ya kalan Irak halk›; emperyalistlerin talan savafl›yla ölümü de en vahfletlisinden yaflad›. Ba¤dat iflgal alt›ndayd› ve ölüm kol geziyordu Ba¤dat sokaklar›nda. Emperyalistlerin Ortado¤u zenginliklerinden pay kapmak için binbir dalavereyle girdikleri Irak’ta, Irak halk› tutsakt› art›k. Irak topraklar›nda rahatça dolaflamayan, kendi yurdunda sürgün muamelesi gören Irak halk›; gözü dönmüfl, eli kanl› katillerin sald›r›lar›yla karfl› karfl›ya kal›yor iflgalden bu yana. Bir taraftan da korkuyor beklemedi¤i bu direnifl karfl›s›nda emperyalistler ve uflaklar›. Çeflitli yollarla Irak halk›n› sindirmeye çal›flan iflgal-
ci kuvvetler her yolu deniyor onlar› boyunduru¤u alt›na almak için. Bunlardan biri de taciz ve tecavüz. Halk›n kendine olan güvenini sarsmaya ve girdikleri her yerde y›k›m yaratmaya çal›flan iflgalciler bir de namus kavram›n›n, gelenekselleflen namus cinayetlerine vard›¤› anlay›fllar›n yo¤un olarak yafland›¤› Irak gibi ülkelerde psikolojik ve sosyal y›k›ma u¤ratmak için deniyorlar bu yolu. TECAVÜZ OLAYLARI G‹DEREK ARTIYOR Bugün yedisinden yetmifline kad›nlar evlerinden ya da sokaklardan zorla kaç›r›l›p tecavüz ediliyor. Ve bu kaç›rmalar›n ve tecavüzlerin say›s› giderek art›yor. Bunu kimi zaman güvenlik gerekçesiyle yapsa-
lar da insanl›k d›fl› yüzlerini tüm dünya görmüfl durumda. Ba¤datl› kad›nlar sokaklara ç›kam›yor korkular›ndan. Tecavüze u¤rayan kad›nlar Irak gibi ülkelerde bunu dile getirmekten de korkuyor. D›fllanmaktan ya da aile bireyleri taraf›ndan öldürülmekten korkuyorlar çünkü. Fakat bugün tamam› olmasa da bu yaflad›klar› vahflet için güvenlik güçlerine ya da yetkili mercilere baflvuran kad›n say›s› oldukça fazla. D›fllanmak pahas›na yaflad›klar›n› bildiriyor kad›nlar. Kay›tlara geçen 400’e yak›n kad›n var tecavüze u¤rayan. Ya kay›tlara
Do ¤um s›ras›nda ölüm
“Türkiye’nin bir gerçe¤i var, kimse k›z olmayan biriyle evlenmek istemez” Erkek egemen sistem
TECAVÜZÜ MEfiRULAfiTIRIYOR
A
dalet Bakanl›¤› Yüksek Müflaviri Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Do¤an Soyarslan kad›nlar üzerine söyledi¤i sözlerden dolay› çeflitli çevrelerden, çeflitli tepkiler ald›. Türk Ceza Yasa Tasar›s›’nda da sunulan “tecavüzcü, tecavüz etti¤i kad›nla evlendi¤i taktirde ceza almas›n” önerisi; Bakan Soyarslan’›n söyledikleri gözönüne al›nd›¤›nda bu yasa tasar›s›n›n neden ve hangi kafa yap›s›yla Meclise sunuldu¤u da gözler önüne seriliyor. Kad›n› afla¤›layan, ikinci s›n›f vatandafl› bir tarafa b›rakal›m insan olarak bile görmeyen feodal kafa yap›s›yla yirmibirinci yüzy›lda iflte flunlar› söylüyor bakan; egemen sistemin bizzat sözcülü¤ünü yaparak; “Kimse k›z olmayan biriyle evlenmek iste-
mez.” Bu sözlerle kad›n› cinsel bir varl›k olarak gördü¤ünü; onun da duygular›, düflünceleri olabilece¤ini gözard› ederek; kendi bedeninde dahi söz hakk› olamayaca¤›n› vurguluyor asl›nda. Bu tür anlay›fllar elbette ki k›z kaç›rma, taciz ve tecavüzün de say›s›n› art›racakt›r. Hele bir de devlet eliyle yasa olarak veriliyorsa geliflmemifl beyinlere. Kad›nlar›n yaflam›na ise yoklu¤un, yoksullu¤un yan›s›ra bir de tecavüz korkusu ekliyor sistem. Biz kad›nlar kiflili¤imize, kimli¤imize sahip ç›kmad›kça bu yoz sistem karfl›s›nda sustukça bedenimize de sahip ç›kamay›z. Öyleyse bizler hakk›m›z olan insan kimli¤ini kendimiz kazanaca¤›z. Yeter ki birlik olal›m...
geçmeyen... En büyük ac›y›, s›k›nt›y› da kad›nlar yafl›yor savafl ve iflgal zamanlar›nda. Dünyan›n her yan›nda oldu¤u gibi ikinci s›n›f say›lan, insan haklar›ndan, yaflama haklar›ndan yoksun b›rak›lan kad›nlar yüzy›llard›r savafl ganimeti say›larak; mal gibi al›n›p sat›l›yor. Fakat bunun kader olmad›¤›n› biliyoruz... Ve eflitlikten, özgürlükten, onurdan yana bir yaflam› kurmam›z daha bir kaç›n›lmaz oluyor bu yaflananlar karfl›s›nda. Irak halk› ve Irakl› kad›nlar bugün iflgali ve iflgalin yaratt›¤› s›k›nt›lar› yaflarken dünyan›n dört bir yan›ndan sesler yükseliyor. “‹fiGALE SON”
Dünyada yaflanan eflitsizlik sonucu birçok ülke insan› açl›k, yoksulluk ve ölümlerle karfl›ya karfl›ya kal›yor. Yeterli beslenemeyen, bak›m imkan›ndan yoksun ve t›bbi olanaks›zl›klar yaflayan birçok kad›n hamilelik ya da do¤um s›ras›nda ölümle karfl›lafl›-
KADER DE⁄‹L yor. Ya kendisi ölüyor ya da çocu¤unu kaybediyor. Birleflmifl Milletler’in yapt›¤› 2000 y›l›ndaki hamilelik ve do¤um s›ras›ndaki ölümleri içeren araflt›rmaya göre; K›ta Afrika’s›nda yaflayan kad›nlar›n hamilelik ve do¤um s›ras›nda ölümlerinin oran› geliflmifl ülkelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda 175 kat daha fazla. Hamilelik ve do¤um s›ras›nda yaflanan dünya çap›ndaki ölümlerin yüzde yetmifli; geliflmekte olan 13 ülkede meydana gelirken; Hindistan say›sal olarak ölüm s›ralamas›nda 136 bin kad›nla birinci s›rada. Nüfusa oranla bak›ld›¤›nda ise Nijerya, Etiyopya, Kongo ve Angola gibi Afrika ülkeleri bafl› çekiyor.
Ayr›lmaz iki kavram
“KADIN VE fi‹DDET” Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Baflkan› Prof. Faruk Kocac›k, Sivas il merkezinde bulunan 10 mahalledeki 200 evde, aile içi iliflkilerde kad›na yönelik bir araflt›rma gerçeklefltirdi. Araflt›rmada ç›kan sonuçlar ise yine flafl›rtmayacak verileri edinmemizi sa¤l›yor: Her iki kad›ndan birisi fliddet ma¤duru. Kad›nlar›n %46.5’i fliddete maruz kal›yor. Aile içi fliddeti uygulayan kifli ise %98.5’lik bir oranla “koca” olmakta. fiiddet ise “dövme”, “tehdit”, “küfür” fleklinde uygulan›yor. fiiddet uygulama nedenleri aras›nda ise; ilk s›ray› %32.2 ile “kad›n›n ev içi görevlerini yerine getirmemesi” al›yor. Bunu %21.6 ile “erke-
¤in ekonomik ve psikolojik sorunlar›” izliyor. Kad›nlar›n %19.7’si hiçbir nedene dayanmadan fliddete maruz kalmakta. fiiddete maruz kalan kad›nlar›n %15’i yara al›rken, her yüz kad›ndan 29’unun ise her gün fliddetle karfl› karfl›ya kalmakta oldu¤u araflt›rma raporuna yans›yan veriler aras›nda.
27
21
7-20 Kasım 2003
Cigerxwîn ölüm y›ldönümünde an›l›yor As›l ad› fiehmuz olan Cigerxwîn, 1903 y›l›nda Mardin’in Gercüfl kasabas› Hesarê köyünde do¤du. Küçük yafllarda çobanl›k ve ›rgatl›k yapan Cigerxwîn hiç okula gitmedi. 18 yafl›nda geldi¤i Diyarbak›r’da dini e¤itim veren fleyhlerin yan›nda 8 y›ll›k e¤itim gördü. Medresede oldu¤u dönem Kürt kültür ve edebiyat›n› ö¤renerek, klasiklerle tan›fl›rken; 1928 y›l›nda Kürtçe fliirler yazmaya bafllad›. C‹GERXWHÎN ANMA ETK‹NL‹KLER‹ DEVAM ED‹YOR ürt flair Cigerxwîn, ölümünün 19. ve do¤umunun 100’üncü y›ldönümü etkinlikleri kapsam›nda birçok yerde çeflitli etkinliklerle an›ld›. Elaz›¤ Belediye Kültür Merkezi’nde yap›lan anma gecesinde Cigerxwîn’in yaflam›, mücadelesi dia ve sinevizyon gösterimiyle yap›ld›. Gecenin aç›l›fl konuflmas›n› yapan EMEP Elaz›¤ ‹l Baflkan› Ali Cemal Zülfikar; “bugün Cigerxwîn’i anlamak demek halklar›n eflitli¤ini ve özgürlü¤ünü savunmak; emperyalizm ve iflgallerine dur demek anlam›na gelmektedir” dedi. Zülfikar konuflmas›n›n devam›nda
K
1925 fieyh Said ‹syan›’na kat›ld›, isyandan sonra bir grup Kürt ayd›n ve yurtseverle Suriye’ye gitti. 1949 y›l›nda tan›flt›¤› komünistlerle birlikte çal›flarak, 1957 y›l›na kadar Cizre ‹çin Bar›fl Komitesi Baflkanl›¤› yapt›. Bu y›llarda Suriye Kürdistan Demokrasi Partisi’ne kat›ld›. Cigerxwîn yaflam›n›n sonuna kadar Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Merkez Komite-
“Cigerxwîn yaflam› ve mücadelesi ile, emekçilerin yaflam›nda bir pusula ve kutup y›ld›z› gibi yön vermesi nedeniyle egemenlerin tarihinde yer almam›flt›r. Cegerxwîn inkar edilen ve kimli¤i yok say›lmaya çal›fl›lan ac›l› co¤rafyan›n ozan› ve isyanc›s›d›r” dedi. Konuflman›n ard›ndan 60 yafl›ndaki Xali Sebri, Cegerxwin’in fliirlerini Zazaki ve Kurmanci lehçeleriyle okudu. Burhan Berke’nin verdi¤i müzik dinletisinin ard›ndan gece sona erdi. Yine Tunceli’nin Mazgirt ve Hozat ilçelerinde de Cigerxwîn’in yaflam› ve mücadelesini anlatan etkinlikler yap›ld›.Yap›lan etkinliklerde Cigerxwîn’in fliirleri okunurken, Türkçe ve Kürtçe müzik dinletileri verildi. (Malatya)
si Üyesi olarak kald›. 1979 y›l›nda Stockholm’a geçti ve çal›flmalar›n› burada sürdürdü. Cigerxwîn’in birçok roman› ve fliir kitab›n›n yan›s›ra araflt›rma kitaplar› da var. Kürtçe sözlük haz›rlayan Cigerxwîn’in 16 tane Kürtçe eseri vard›r. Sosyalist, araflt›rmac› ve flair olan Cigerxwin, 22 Aral›k 1983’te Stockholm’da öldü.
C‹GERXWÎN YILI ETK‹NL‹KLER‹ ÇERÇEVES‹NDE KÜRTÇE PANEL stanbul Kürt Enstitüsü’nün “Cigerxwîn Y›l›” etkinlikleri çerçevesinde AKMS’de düzenledi¤i Kürtçe panele konuflmac› olarak flair Rodi Zerya ve yazar Baver Baweri kat›ld›. Cigerxwîn’in yaflam›n›n ve sanat›n›n konu al›nd›¤› panelde söz alan Rodi Zerya, Cigerxwîn’nin 1. Dünya Savafl›, Sovyet Devrimi, fiex Said ‹syan› gibi toplumsal olaylara tan›kl›k etti¤ini belirterek, bu tan›kl›¤›n Cigerxwîn’in fliirinde önemli yere sahip oldu¤unu ifade etti. Kürt flairinin fliirlerinde temel temalar›n aflk, yurtseverlik, enternasyo-
‹
nalizm oldu¤unu dile getiren yazar Baver Baweri ise, Cigerxwîn’in kalemsiz bir k›l›c›n yetersizli¤ini savundu¤unu ifade etti. Cigerxwîn’in Klasik Kürt Edebiyat›’n›n bir devam› oldu¤unu kaydeden Baweri, “Cigerxwîn, Ahmedê Xanî’yi ö¤retmeni olarak görürdü; Feqî Teyran’dan da etkilenmifltir. Ayn› zamanda Cigerxwîn’de geliflen yurtseverlik, klasizm yönünden daha a¤›r basm›flt›r. Bu da Cigerxwîn’nin yaflad›¤› dönemdeki reel sorunlardan kaynakl›d›r” dedi. Panele kat›lan baz› dinleyicilerin de flairin dörtlüklerini okudu¤u panel, AKSM çal›flanlar›n›n sundu¤u Kürtçe müzik dinletisiyle sona erdi. (H. Merkezi)
“Ac›n›n Dili Kad›n” kitab›n›n yazar›na hapis cezas› Güvenlik güçlerine hakaretten 1 y›l hapis cezas› verilen Ac›n›n Dili Kad›n adl› kitab›n yazar› M. Erol Coflkun Ceyhan Özel Tip Hapishanesi’nde bulunuyor. 2002 Ocak ay›nda henüz bas›m aflamas›ndayken ‹stanbul 4 No’lu DGM taraf›ndan toplat›lan kitab›n yazar›n›n yan›s›ra kitab›n yay›nlanaca¤› Peri Yay›nlar›’n›n sahibi Ahmet Önal’a da Beyo¤lu 2. Asliye Ceza Mahkemesi taraf›ndan 2 milyar 65 milyon lira para cezas› verildi.
"Yerdeydi akbabalar. Yeter denemifl miydi size. Siz sanki bilmiyor muydunuz; Kürt kad›n›n›; ölümdü Kürt kad›n›; ölürdü Kürt kad›n›, ama dokundurmazd› kendine, kendinin olmayan eli. Zilan tüm renkleriyle oraya, ak›p gidiyordu, güneflin ilk do¤du¤u yere yani. Zilan'›n oraya, buluflmaya verilmifl sözü vard›. Zilan'›n 盤l›¤› tüm evrende yank›land› bir ça¤r›yd› bu ana yurda ça¤r›, mücadeleye ça¤r›, sosyalizme ça¤r›yd›. Bu yank›lanan ses daha tazeli¤ini korurken, sesime ses veren yeni Zilanlar Adana'da, Sivas'ta ve ülkenin dört bir yan›nda yürümeye bafllam›fllard›r. Özgürlü¤ün gizemli yollar›nda."
“Ülkem özgür olunca, ben de özgürleflece¤im” 22. ‹stanbul Kitap özgür olamayaca¤›n› belirtti. Darwish, “Ben Fuar› yap›ld› kimli¤imi elefltirmekten yoksunum. Kimli¤i-
TÜYAP Kitap Fuar› çerçevesinde Naz›m Hikmet Kültür ve Sanat Vakf› taraf›ndan düzenlenen Uluslararas› Naz›m Hikmet fiiir Ödülü, bu y›l Filistinli flair Mahmoud Darwish'e verildi. fiiirin tarihteki bask› ve sald›r›lar›n içinde insanl›¤›n kaderini anlatt›¤›n› söyeleyen Mahmoud Darwish; bireyin kendi kimli¤ini elefltirmezse
22.
mi elefltirmeye hakk›m yok. Ülkem özgür oldu¤u vakit ben, ülkemi terk etme hakk›na sahip olurum. Bu yüzden ben iki kez iflgal alt›nday›m. Ülkem özgür olunca, ben de özgürleflece¤im” diye konufltu. Darwish Filistin'deki son geliflmeler üzerine ise flöyle konufltu; "Filistin konusunda bütün umutlar›m›z› yitiriyoruz. Çünkü ‹srail Hükümeti hala Filistin'in varolma ve devlet kurma hakk›n› inkâr ediyor. Dünya ‹srail'i durduramazsa Filistin ba¤›ms›z devleti imkans›z" dedi. Ödül töreni sonras› konuflma yapan Darwish, flunlar› söyledi: "Benim ‹stanbul'a ilk geliflim. Büyük flair Naz›m Hikmet, bu mekan› belleklerde hep taze tuttu. Onun fliirleri tarihin sonsuzlu¤unu bar›nd›r›r. fiiirlerindeki düfl gücü insanl›¤›n ufkunu aç›yor. fiiirlerimin emekleme döneminde tan›flt›m o güçlü sesle. Tarihi, 盤l›¤› fliiri ile ortaya ç›kar›yordu." (D‹HA)
u y›l 22.si düzenlenen ‹stanbul Kitap Fuar› yaklafl›k 360 yay›nevi ve demokratik kitle örgütünün kat›l›m› ile Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 25 Ekim 2003 tarihinde gerçekleflti. 2 Kas›m 2003 tarihinde sona eren fuarda 215 kültür ve edebiyat etkinli¤ine 750 yazar ve sanatç› kat›l›rken 400’ün üzerinde yazar da imza günü düzenledi. Bu y›lki temas› "Kent Kültürü ve ‹stanbul" olan fuara ulafl›m, ‹stanbul’un merkezlerinden ‹ETT taraf›ndan otobüslerle sa¤land›. Ancak hem Beylikdüzü’nün
B
merkezi bir yer olmamas› hem de sa¤lanan otobüslerin gelifl gidiflleri çift bilet üzerinden yapmas› ve girifl biletlerinin 3 milyon olmas› kitap fuar›n› ziyaretleri etkileyen faktörler oldu. Fuarda Dünya Gazetesi’nin "Edebiyat Dünyas›ndan Portreler", R›fat Kültür Merkezi’nin "Dünden Bugüne R›fat IlgazBiz de Yaflad›k" ve Tarih Vakf›’n›n "Tarihe Bin Canl› Tan›k Projesi-Yaflayan Tarih" sergileri yer ald›. Fuarda her y›l oldu¤u gibi bu y›l da çeflitli ülkelerden yazarlar da kat›l›mc› olarak bulundu.
28
7-20 Kasım 2003
21
✔
‹raqe dikevime em li hember vî flerî ne. Ji ber ku zarokên me ya ewê bikujin yan jî ewê bimirin. ABD’ye 8.5 milyar dolar da Tirkîye da ku Tirkîye jî bafldari vî flerî bibe. Gelêiraqê dibajin dev ji me berdin. Emaixwazin xwe bi rêve neft ji bo ABD’ye giringe û armanca wan jî ew e. ABD dixwaze dest bide sev rojhilata
Ji jiyana suke nifle Mirovên di xizaniyê de di warê aborîde dip›rp›tin... tengasiya kar tengasiyen cih û Avd. De ew karê sûkê didominen. Her kesek gorî wan tengasî û berpirsiyariyên wan hene lê disa jî hewceye vî karî bidomînen. Zordarîya pergalé her çigas li ser wan be jî ew jiwe kedkaran di nav xizaniyê dane û ji hev cûda nin in. Karkerê Sûkê: Ez di 1962’ yan deji dayîk bûme û ji Tersusê me. Min dibistana amadeyî gedandiye. Nezîkî meheke ye ez karê sûkê dikem. Ez zewicanolîme û du zarokên mim hene ji ber bêkariye ez kare sûkê de astengiyên unezin hene. fiaredarî dravên mezinji bonacih ji me distîne. Roje 2 milyona ji me digre Lê bele ji bona herkesî cih nin e. Bona vê yeke cihê cihvar ji bona me çêtir e. fiarêdari dibêje sükên gerok emê rakin di sûna wande eme cihê kudîyarin emê hertim li wir karêxwe bikin. Gor min jî ew gotin di cih de ye jê di uir de ji pirsgirek derdikeve. Hinek kes ewê karibin ji xwe ve firasgeha bikirin lê hinek kes jî ewe nikaribin firosgeha bikirin wê demê disa pirsgirek derdikefe pêfl mekeseu ku kare firotane dikin debara xwe bi karê sûkê dikin. Piraniye geleme birçi û belengaze. A din jî dixwaz›n zarokên me biflinen ‹raq’ ê ‹raqe dikevime em li hember vî flerî ne. Ji ber ku zarokên me ya ewê bikujin yan jî ewê bimirin. ABD’ye 8.5 milyon dolar da Tirkîye da ku Tirkîye jî bafldari vî flerî bibe. Gelêiraqê dibajin dev ji me berdin. Emaixwazin xwe bi rêve neft ji bo ABD’ye giringe û armanca wan jî ew e. ABD dixwaze dest bide sev rojhilata Navin. Ez naxwaz›m ABD li roj hilata navin cih war bibe û di vêderê de xwedî hez be ez naxwazim. Ji Sûkê kesekî din: Tengasiyen sûke ji xwe zêdetir kes te de kare firotanê diken. Tu ji bo daha tûya uan kasamna mîsoger nine Ev jî me dixe nav fikaran. Carcanan ji bo cih firoflvanên sûke pevdiçinin. Pirsgirêka me a din rakirina sûka geroke Ku sûkên bi cihwar ku pêk be kesên di warê aboride dewlwmwndbin ewe ji xwe rw firoflgeha bikirin. Lê ên nikarin birikin ewê çawa li taxek e datinin. Û di her taxêde jî na-
sên me henê. Ez jî naxwazim leflkerê Me herin ‹raq’ ê Bila tu kes pê ne eflê. Sûkvanê 3 mîn: Cirkive ev sûkên gerok ava bûne ez di sûkê de me Rakirina sûkên gerok bi xwe rw xeterekê tîne. Dibejin sûk ewê li derveyî bajer be. De ka gel ewê çawa xwe bigihine sûkên cihvar. A din firoflgah bi kêmanî bi 10 milyara ye. Sûkêvanê 4 mîn: Dinav van sûkêvananan de tu kesek xwedi pifleyekênin in. Ji vir 5-6 hezar kes debara xwe bi vi kari dike.Tudahatûyek kesi mîsoger nîne. Komeleyek sûkevana heye. Ew jî bi flaredariyê re tevdigere. Sûkevanên vê sûke ji sedi 99 Kurdin li vir keft û left zêde ne Cirkive sûk ava bûye 4-5 cara Qertên me ji bana diravan guheandine. Dema dibistan vebune karê me biçeki bafl dibe di heman demê de fiaredari ji me re astenga derdixîne A din flare-
dari ji qastî ji bona cih alozîya derdixine. Gelême ji tê vê listike û bihevdikevin. Di destpêkêde pir kes ketin nava ve litike. Pifltre ev ramyari ya floredariyê dîyar bû hîn pîçekî hiflê me hat serê me. Ji bona leflkerflandina ‹raqê ji ez naxwazim leflkerên me biçin ‹raqê ji bono vê yekê ji derhegê li hember fler çigas çalaki çêbibin ezê tevli wan çalakiya bibim. U gotina min a davin. Ez dibejim dûgelo ku di nav xwe de afltiyê nikaribe pêk bine ewê li dûgelek din çava aflitiye pek bine?
✔
Bir yandan geçim s›k›nt›s› bir yandan devletin pazarc›lara yönelik sald›r›lar›ndan bunalan di¤er taraftan Kürt olduklar› için de çeflitli sorunlarla karfl›laflan pazar esnaf›n›n sorunlar›n› kendi a¤›zlar›ndan dinledik. Yaz›y› hem Kürtçe, hem Türkçe olarak yay›nl›yoruz.
29
21
7-20 Kasım 2003
Pazar yaflam›ndan notlar
✔
Bizim halk›m›z aç, yoksul bir de bu yetmezmifl gibi evlatlar›m›z› Irak’a asker gönderiyorlar. Biz Irak’ta savafla karfl›y›z. Çünkü bizim çocuklar›m›z orada ölüyor, öldürüyor. Amerika’n›n 8,5 milyar dolar kredi vermesiyle Türkiye bu ifle giriflti. Irak’›n gerçek sahipleri “b›rak›n kendi ya¤›m›zla kavrulal›m” diyorlar ama Amerika b›rakm›yor. Sonuçta orada petrol var. ABD’nin Ortado¤u’ya hakim olma iste¤i var. Bunun için Irak’a asker gönderilmesine karfl›y›m. Yaflanan ekonomik s›k›nt›lar içerisinde ç›rp›nan insanlar... ‹fl stresi, yer sorunu ve yaflam›n di¤er zorluklar›na ra¤men pazarc›l›k yapmak zorunda kalanlar. Hepsinin kendilerine göre bir sorumluluklar› var ve bu ifli sürdürmek zorundalar. Sistemin olanca bask›s›na ra¤men evine ekmek götürmek için mücadele eden insanlar›n pazar yerinde yaflad›¤› zorluklardan ba¤›ms›z de¤ildir. Pazar iflçisi: 1962 Tarsus do¤umluyum. Lise mezunuyum. Yaklafl›k 1 y›ld›r pazarc›l›k yap›yorum. Evliyim iki çocu¤um var. ‹flsizlikten kaynakl› pazarc›l›k yap›yorum. Pazarc›l›kta en belirgin çarp›c› sorun yer sorunu. Belediye pazarc›lardan günde iki milyon iflgal paras› al›yor. Fakat herkese ait belli yerler yok. bunun için sabit yerler daha mant›kl›. Belediye sabit pazarlar› kald›raca¤›n›, yerine sabit pazarlar yapaca¤›n› söylüyor. Ama yeterince sabit pazar yapm›yor. Bence bu sorun ancak yeterince sabit pazar yap›l›rsa çözülür. Bir k›sm› dükkan alabilir, bir k›sm› dükkan alamazsa zor olur. Buradaki esnaflar geçimini buradan sa¤l›yorlar. Bizim halk›m›z aç, yoksul, bir de bu yetmezmifl gibi evlatlar›m›z› Irak’a asker gönderiyorlar. Biz Irak’ta savafla karfl›y›z. Çünkü bizim çocuklar›m›z orada ölüyor, öldürüyor. Amerika’n›n 8,5 milyar dolar kredi vermesiyle Türkiye bu ifle giriflti. Irak’›n gerçek sahipleri “b›rak›n kendi ya¤›m›zla kavrulal›m” diyorlar ama Amerika b›rakm›yor. Sonuçta orada petrol var. ABD’nin Ortado¤u’ya hakim olma iste¤i var. Bunun için Irak’a asker gönderilmesine kar-
fl›y›m. 2. pazarc›: Pazar›n zorluklar› kapasitesinin çok oluflu ve sat›fllar›n çok düflük oluflu. Pazarc›lar›n hiçbirinin sosyal güvencesinin olmay›fl› bizi oldukça zorda b›rakmakta. Pazarc›l›kta bu hayat zorluklar› bizi ister istemez strese sokuyor. Pazarc›lar ya yer kavgas› yap›yorlar ya da müflterilerle tart›fl›yorlar. Bir baflka sorunumuz ise geçici pazarlar›n kald›r›lmas› ve yerine sabit pazarlar›n yap›lmas›. fiu anda pazarc›lardan sabit pazarlardan kendilerine dükkan alabilen var, alamayan var. Ve bir dükkan›n hava paras› en az›ndan 10 milyar. fiu hayat koflullar›nda pazarc›lar›n bu paray› verebilmesi imkans›z durumda. Ayn› zamanda gezici pazarlarda de¤iflik müflterileri tan›yabiliyorsun. Bölge bölge de¤iflti¤i zaman insanlar›n yan›na gidiyorsun. Daha fazla ifl oluyor. Ben duyarl› bir vatandafl olarak Irak’a asker gitmesine de karfl›y›m. Sonuçta kim-
✔
Bu pazar›n %99’u Kürt. Ondan dolay› bask›lar var. Buralarda sindirme politikas› var. Buralarda pazar kuruldu kurulal› 4-5 kez kart de¤ifltirildi, her birinde ayr› ayr› zorluklar yafland›. Her seferinde ikametgah, konut bildirme, sab›ka kayd› gibi evraklar istendi. Bizim tam ifl yapaca¤›m›z dönemler okul aç›laca¤›, bayram arifesi gibi günlerdi. Bu gibi günlerde Belediye biz ifl yapmayal›m diye yer sorunu ç›kart›yor.
senin can› yanmas›n. 3. pazarc›: Semt pazar› kuruldu kurulal› benim burada tezgah›m var. Semt pazar› kald›r›l›p yerine sabit pazar getirilirse ben dükkan tutamam. 1 dükkan en az 10 milyar olacak ben nereden bulaca¤›m o kadar paray›. Sabit pazar flehrin d›fl›nda olacak flehrin içinde oturan bir insan flehrin d›fl›ndaki bir pazara gelip al›flverifl yapmaz ki. 4. pazarc›: Pazarda hiç kimsenin baflka bir mesle¤i yok. Buradan yaklafl›k 5-6 bin kifli ekmek yiyor. Burada herhangi bir sosyal güvence yok. Pazarc›lar›n burada bir derne¤i var. O da belediyeden yana oluyor. Bu pazar›n %99’u Kürt. Ondan dolay› bask›lar var. Buralarda sindirme politikas› var. Buralarda pazar kuruldu kurulal› 4-5 kez kart de¤ifltirildi, her birinde ayr›
ayr› zorluklar yafland›. Her seferinde ikametgah, konut bildirme, sab›ka kayd› gibi evraklar istendi. Bizim tam ifl yapaca¤›m›z dönemler okul aç›laca¤›, bayram arifesi gibi günlerdi. Bu gibi günlerde Belediye biz ifl yapmayal›m diye yer sorunu ç›kart›yor. Ayr›ca Belediye’nin yer sorunu ç›kart›p bizi birbirimize düflürme gibi politikas› var. Bafllang›çta herkes bu oyuna alet oluyordu. Sonradan hepimizin akl› bafl›na geldi. fiimdi bu oyuna gelmiyoruz. Irak’a asker gönderme sorununa gelince ben buna karfl›y›m. Ve bunu önleyebilmek için her eyleme kat›l›yorum. Irak’a neden benim o¤lum gidiyor? Bu karar› ç›karanlar kendi o¤ullar›n› göndersinler. Son olarak kendi ülkesinde bar›fl› sa¤layamayan bir devlet baflka bir ülkede bar›fl› nas›l sa¤las›n?
30
7-20 Kasım 2003
‹flçi-köylü’den ‹fiGALC‹LER IRAK’TA HER GÜN ÖLÜYOR EMPERYAL‹STLER KAYBEDECEK, HALKLAR KAZANACAK Emperyalistlerin her geçen gün daha azg›nlaflt›¤› ama ayn› zamanda da sat›r aralar›nda iflgal politikalar›n› uygulamada ne kadar zorland›klar›n› itiraf ettikleri bu süreçte hem Irak’ta yaflanan ve giderek boyutlanan direnifl, hem uflak ve iflbirlikçi ülkelerde yaflanan geliflmeler önemli oldu¤u kadar belirleyici de. Irak’ta iflgal askerleri neredeyse her gün yeni yeni sald›r›lar›n hedefi oluyor. Wolfowitz’e yönelik sald›r›n›n ard›ndan iyice etekleri tutuflan ABD baflkan› Bush, Irak’tan kilometrelerce uzakta dahi bu korkuyu yafl›yor. Ancak flu bir gerçek ki iflgal sürdükçe direnifl de artacakt›r. Bu genel bir do¤rudur. Bu do¤ruyu kan›tlamak için hem yaflananlara hem de emperyalistlerin kendi sözlerini hat›rlamak yeterli olacakt›r. Yaflananlar aç›s›ndan bak›ld›¤›nda Irak’ta direnifl her geçen gün büyümekte ve organize olmaktad›r. Hatta direnifl günü ilan edilen iki gün boyunca Irak’ta iflgal askerlerine yönelik sald›r›larda ölen ABD’li askerlerin ard›ndan ABD’de gazetelerde yap›lan “Vietnam hayaleti geri dönüyor” yorumlar› yaflanan pani¤in yans›malar›d›r. Yine ABD ordusunun gazetesi olan “Stars and Stripes” adl› gazetenin haberlerine göre Irak’ta son yedi ayda 13 ABD’li asker intihar etmifltir. Bu say›n›n ne kadar do¤ru oldu¤u tart›flmas›n› bir kenara b›rak›rsak, tek bafl›na bu rakam bile ABD ordusundaki moral bozuklu¤u ve çöküntünün düzeyini göstermektedir. Bu denli güçlü bir direniflle karfl›laflmay› hayal bile etmeyen, Irak halk›n›n kendilerini çiçeklerle karfl›layaca¤› safsatalar› ile Irak’› iflgal eden ABD’li askerler, flimdi evlerine dönmek için ellerinden geleni yapmaya haz›r. Giderek daha iyi organize olan bu direnifl karfl›s›nda flu gerçe¤in alt›n› bir kez daha çizmek hiç kuflkusuz ki
yanl›fl olmaz; Amerika Irak’ta her geçen gün ölüyor. Ancak tüm bu gerçekler karfl›s›nda emperyalistler hala “yenilmez”, “güçlü” imajlar›n› korumak ad›na yalan aç›klamalar yapmaya devam ediyorlar. Oysa bu aç›klamalar dahi onlar›n ne kadar zorda olduklar›n›n ispat› adeta. Geliflen direnifl karfl›s›nda “Irak’ta sonuna kadar dayanaca¤›z” fleklinde hem kendilerine hem de yandafllar›na ve uflaklar›na moral vermeye çal›flan Bush asl›nda dayanma s›n›r›n› zorlad›klar›n› itiraf etmektedir. Bu sald›r›lar› Amerika’n›n baflar›lar›na ba¤layarak “Amerika ne kadar çok baflar› gösterirse o kadar çok sald›r›lar›n hedefi olacakt›r” diyen Bush, sald›r›lar›n ABD’nin Irak özgülünde yakalamaya çal›flt›¤› performans› yakalayamad›¤›n›n göstergesi oldu¤unu gözlerden uzak tutmak istemektedir. Tüm bu yaflananlar emperyalistlerin, egemenlerin bask› yapt›klar› oranda direniflin de artt›¤›n›n ve artaca¤›n›n bir göstergesidir ayn› zamanda. Bu Irak’ta oldu¤u gibi Filistin’de de böyle. Kendilerine yönelik sald›r›lar› durdurmak için ve hakl› direniflleri bast›rmak için emperyalistlerin ve uflaklar›n›n bafllatt›¤› her sald›r› dalgas› direnifl olarak kendilerine dönmeye mahkumdur. ‹ngiliz gazetesi Guardian’da bir yaz›s› yay›nlanan Liberal Demokrat Parti Lideri Shirley Williams’›n sözleri bu iddiay› do¤rular nitelikte; “Bu ay›n bafl›nda Kofi Annan ‘iflgal sürdükçe direnifl artacakt›r’ demiflti. Yaflanan sald›r›lar bu uyar›n›n do¤rulu¤unu ortaya koyarken Amerikan ve ‹ngiliz iflgal güçlerinin karfl› karfl›ya olduklar› sorunlar› da bir kez daha hat›rlatt›. Bu hiç bafllamamam›z gereken flimdi ise nas›l sona erdirece¤imizi bilemeyece¤imiz bir savafla dönü-
‹flçiler özellefltirmeye karfl› ifl b›rakt› Alia¤a, ‹zmit ve Batman’da TÜPRAfi iflçileri iflyerlerinin özellefltirilmesine karfl› üretimi ve ürün sat›fl›n› durdurdu. ‹flyerlerinde toplanan iflçiler yürüyüfl ve oturma eylemi yapt›. ‹flyerlerinin özellefltirilmesine karfl› ç›kan TÜPRAfi iflçileri, özellefltirme ihalesine kat›lacak firmalar›n teklif süresinin sona erdi¤i günde ifl b›rakma eylemi yapt›. Üretimi ve ürün sat›fl›n› durduran iflçiler sabah saatlerinden itibaren fabrikada toplan›p yürüyüfl ve oturma eylemi yapt›.
AL‹A⁄A, BATMAN VE ‹ZM‹T’TE EYLEM Alia¤a TÜPRAfi’ta iflçiler sabah saatlerinden itibaren fabrikan›n ana girifli ve B kap›s› önünde topland›. Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül, fabrikan›n önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda TÜPRAfi ve TEKEL’in Türkiye ekonomisi aç›s›ndan
flüyor. Yap›lan baz› iyi fleylere ra¤men izlenen politikalar Irakl›lar aras›nda öfkeye neden oluyor ve fliddeti körüklüyor.” Bu söylenenleri bir de ‹srail Genel Kurmay Baflkan› Mofle Yaalon’un a¤z›ndan dinleyelim; “Ald›¤›m›z önlemler ve sert taktikler büyük nefret yarat›yor, Filistin’de terör olarak bize geri dönüyor” Bizdeki baz› kiflilerin ölümleri, özgürlük için kendini feda edenleri “vahflet” olarak ya da sadece “üzüntü verici olaylar” olarak de¤erlendirdi¤i koflullarda çok aç›k ki onlar› “hüzünlendiren” ölümler Irakl›lar›n, Filistinlilerin iflgalcilere, Siyonistlere karfl› savaflma kararl›l›¤›n›, azmini körüklemektedir. As›l olan da budur. Tekrar geri dönersek; iflte bu iki itiraf niteli¤indeki söylemler emperyalistlerin ezilen halklara yaklafl›mlar›n› ve amaçlar›n›, ald›klar› önlemleri, yaflad›klar› ç›kmazlar› çok iyi anlatmaktad›r. Bu döngü onlar›n kurtulamayacaklar› tarihsel kaderidir. Sömürü düzenlerinin devam› için bir yandan sald›rmak zorunda olan egemenler bir yandan da bunun sonuçlar›na katlanmak zorundad›r. Türkiye’de yaflanan geliflmelere bakt›¤›m›zda ise geçti¤imiz hafta bin bir yalan dolanla halk›, ABD’nin Türkiye’den asker istedi¤ine inand›rmaya çal›flan, meclisten tehditvari söylemler ile tezkereyi geçiren egemenler flimdi ise ABD’nin bu talebini ask›ya almas› ile çark etmifl durumdalar. ABD’nin Türkiye’yi her azarlama seans›ndan sonra sistematik olarak yap›lan “stratejik ortakl›k”, “güçlü iflbirli¤i”, “vazgeçilmez ortakl›k” vb. demagojiler yine tekrarlan›rken efendiye de itaatkar mesajlar verilmeye devam ediliyor. 3 Kas›m 2003 tarihinde bas›na bir aç›klama yapan D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül “ABD ile iliflkilerimiz do¤al konumuna oturuyor” diyerek bir yandan da iliflkilerdeki gerginli¤i aç›k etmektedir. ‹htiyaç duyuldu¤u halde iflgalci olarak de¤il insani yard›m için Irak’a her an gidebileceklerinin de alt›n› çizen Gül, bu belirlemeyi yaparken Irak halk›n›n iflgalcilere olan öfkesinden nasibini iflgale flu ya da bu flekilde ortak olan herkesin alaca¤›n› unutarak ya da unutmak isteyerek yap›yor. Irak’ta camilerde okunan hutbeler s›ras›nda üç
önemini vurgulad›. Tek G›da-‹fl ile Petrol-‹fl Sendikas›’n›n ortak eylem karar› ald›klar›n› hat›rlatan Do¤angül, “Özellefltirme sald›r›lar›n› durduraca¤›z” dedi. Petrol-‹fl Batman fiube Baflkan› Nimetullah Sözen, Batman’da dört gündür sürdürdükleri ifl yavafllatma eylemini ifl durdurmaya dönüfltürdüklerini söyledi. Sözen, iflçilerin, fabrikay› terk etmeyeceklerini ve çal›flmayacaklar›n› da bildirdi. ‹zmit’teyse sabah vardiyas› için D-100 karayolu üzerindeki TÜPRAfi köprüsünde toplanan iflçiler, bir süre oturarak alk›fll› protesto eylemi yapt›. ‹flletme ve genel müdürlük önüne kadar olan yaklafl›k bir kilometrelik yolu yürüyen iflçiler, çeflitli sloganlar att›lar. Petrol-‹fl Kocaeli fiubesi Baflkan›
21 fleytan olarak s›ralanan fleytanlar›n ABD ve ‹srail’den sonra üçüncüsü olarak anlat›lan Türkiye’nin Irak topraklar›na insani yard›m için gidece¤i ne kadar inand›r›c› olabilir ki? Tüm bunlar asl›nda Türk egemen s›n›flar›n›n içinde bulunduklar› ç›kmaz› da göstermektedir. “Demokratiklefliyoruz” ad› alt›nda sözde de¤iflikliklere imza atan egemenler için as›l olan›n de¤iflmedi¤ini kamuoyunu uzun süre meflgul eden Psikolojik Harekat Dairelerinin valiliklere tafl›nmas›nda gördük. Bu “gizli” yönetmeliklerin demokrasiye uygun olmad›¤›n› belirten devlet bir taraftan bunlar› kald›rd›m yaygaras› yaparken bu yetkileri valiliklere vererek tüm illerde “psikolojik harekat daireleri” oluflturmaktad›r. Bunun nedeni gerçek anlamda de¤iflim de¤il sürekli vurgu yapt›klar› sosyal patlama endiflesidir. Ki bu korkular›nda hakl›d›rlar. Çünkü geçti¤imiz hafta içerisinde taflk›n bir flekilde, bayrak rekoru k›r›larak kutlanan Cumhuriyetin 80. y›l› halk›m›z aç›s›ndan sömürünün, zulmün, açl›¤›n y›l dönümü olmaktan öte bir anlam tafl›mamaktad›r. Yeni fiafak gazetesinin 28 Ekim Sal› günü yay›nlad›¤› rakamlar bu aç›dan çarp›c›d›r. “Bir Türk dünyaya bedel” slogan› ile birlikte verilen rakamlardan baz›lar› flöyle; Milli gelirler dikkate al›nd›¤›nda 66 Mufllu 1 ‹sviçreliye; 60 A¤r›l› 1 Amerikal›ya eflit durumda. Yine ayn› verilere göre IMF’ye en çok borcu bulunan ülke olan Türkiye ayn› zamanda en çok “ba¤›ms›zl›k” yaygaras› yap›lan ülke durumunda. Tüm bunlar bir yandan egemenlerin politikalar›n›n direkt sonuçlar› iken di¤er yandan da onlar için korkutucu geliflmelere yol açacak durumlard›r. Cumhuriyetin 80. y›l kutlamalar›n›n ard›ndan emekçi halk›m›z› bekleyen açl›k, iflsizlik, yoksulluk, sefalet dolu tablo varl›¤›n› sürdürmektedir. AKP hükümetinin 1. y›l›n› doldurdu¤u bugünlerde yaflanan bu tabloyu de¤ifltirecek olan da elbette ki halk›m›z›n örgütlü mücadelesidir. 1. y›l›nda ekonomi, insan haklar› ve daha bir dizi alanda halk›m›z› daha da s›k›nt›ya sokan geliflmeler yaflanm›flt›r ve yaflanmaktad›r. Bu tabloyu tersine çevirecek olan ise elbette ki halk›m›z›n örgütlü mücadelesidir.
Ali Ufuk Yaflar, TÜPRAfi’a teklif verecek firmalar için son gün olmas› dolay›s›yla iflçinin tepkisini dile getirmek için iflbafl› yapmayaca¤›n› söyledi. Rafineride sat›fllar›n durduruldu¤unu ifade eden Yaflar, “Özellefltirme ad› alt›nda sat›lan fabrikalarda üretim yap›lm›yor. Çal›flanlar iflten ç›kart›ld› ve devletin vergi kayb› oldu. Devlete ödenmesi gereken borçlar ertelendi. Bu nedenle özellefltirme bir fiyaskodur. Bütün bunlar ortadayken, at›l olmayan ve aksine eleman eksi¤i bulunan kurumun blok sat›flla özellefltirilmesini kimseye anlatamazs›n›z” dedi. Bu arada, ‹stanbul Gübre Sanayi A.fi’de (‹GSAfi) çal›flan yaklafl›k 400 iflçi de TÜPRAfi iflçisine destek verdi. (H. Merkezi)
21 TEZKEREYE TEPK‹LER BÜYÜYOR Malatya Savafl Karfl›t› Platform taraf›ndan 25 Ekim 2003 tarihinde saat l3:00’de Malatya Merkez Postane önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda AKP hükümetinin ABD’nin ç›karlar› do¤rultusunda hareket etmesi ve TBMM’den tezkereyi geçirmesi protesto edildi. Postane binas› önünde biraraya gelen platform bileflenleri “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb. dövizler açarken hep bir a¤›zdan “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Kahrolsun ABD iflbirlikçi AKP”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” vb. sloganlar›n› att›lar. Bas›n metnini platform ad›na SES fiube Baflkan› Hasan Kald›k okudu. Kald›k, “ABD askerleri yerine çocuklar›m›z›n ölmesine göz yummayaca¤›z. ABD’nin Ortado¤u’daki kirli emellerine ortak olmamal›y›z. Irak’ta güvenli¤in ve bar›fl›n sa¤lanmas› ve demokratik bir rejimin oluflturulmas› ancak Irak halk›n›n kararl› mücadelesiyle gerçekleflebilir” dedi. Kald›k konuflmas›n›n devam›nda “Afganistan’da yafland›¤› gibi ABD karfl›t› bir diktatörlü¤ün gidip yerine ABD yanl›s› bir baflkas›n›n gelmesi Irak halk›n›n demokratik taleplerini karfl›lamayacakt›r. Irak halk› iflgalci de¤il, ekmek, özgürlük ve bar›fl istemektedir. Asker göndermenin ask›da kalmas›yla birlikte AKP hükümeti h›nc›n› ülkedeki demokratik taleplerini ifade eden halka yönlendirmifl, toplumun her kesiminin demokratik taleplerini fliddetle bast›rma ve her türlü gerici, bask›c› uygulamalar› kurumsallaflt›rma çabas›ndad›r’ dedi. (Malatya)
31 ‹fiGAL KARfiITLARI SOKAKLARDA 18 Ekim 2003 Cumartesi günü Mersin’de ABD’nin 1 May›s’tan beri süre-
“Irak’ta iflgale hay›r” pankart›n› açan gençler “Filistin’e özgürlük”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “YÖK’e, iflgale ve yozlaflmaya hay›r” sloganla-
gelen Irak’› iflgalini protesto eden Mersin Demokratik Gençlik Hareketi giriflimi üyeleri Büyükflehir Belediyesi önünde bas›n aç›klamas› düzenlediler. DGH giriflimi ad›na bas›n metnini okuyan Ali Haydar ABD’nin özellikle 11 Eylül’den itibaren sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤›n› ve dünyay› ortaça¤ karanl›¤›na do¤ru sürükledi¤ini belirtti. Ali Haydar aç›klamas›n› ABD’nin dün Vietnam’da oldu¤u gibi bugün de Irak halklar›n›n karfl›s›nda yenilgiye u¤rayaca¤›n› vurgulayarak ve “DGH olarak herkesi anti-kapitalist, anti-emperyalist ve anti-feodal mücadeleyi desteklemeye ça¤›r›yoruz” diyerek noktalad›.Yaklafl›k 15 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda
r›n› att›. *20 Ekim’de Mersin Gençlik Derne¤i üyesi ö¤renciler Irak’a asker gönderilmesini ve hapishanelerde uygulanan tecriti protesto etmek amac›yla Mersin Taflbina önünde bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. Aç›klamada “Amerikanc› AKP iktidar›n›n meclis aç›l›r aç›lmaz halk›n sorunlar›n› gündemine alaca¤›na, ilk iflinin Irak iflgaline ortak olmak için Irak’a asker göndermeyi öngören tezkereyi meclise sunmak” oldu¤u söylendi. Ayr›ca aç›klamada ölüm oruçlar›n›n 4. y›l›na girdi¤ini hücrelerde direniflin, tecritin halen sürdü¤ünü ve kendine insan›m diyen herkesin buna karfl› mücadele etmesi
7-20 Kasım 2003 gerekti¤ini belirttiler. Yeni YÖK Yasa Tasar›s›na da de¤inen ö¤renciler gelece¤in gençli¤in ellerinden al›nmaya çal›fl›ld›¤›n› YÖK Yasa Tasar›s› ile üniversitelerin halk çocuklar›n›n okuyamayaca¤› birer ticarethaneye dönüfltürülmek istendi¤ini belirttiler. 24 Ekim’de ise Mersin Kad›n Platformu Irak iflgalini protesto etmek için eylem yapt›. Eylem AKP ‹l binas› önünde 100 kiflinin kat›l›m› ile gerçekleflti. Mersin TUHADDER Baflkan› Aynur Çoflkun yapt›¤› aç›klamada; hükümetin Kürt sorununu demokratik yollarla çözmek yerine ABD’ye havale etti¤ini belirterek ABD’nin Ortado¤u halklar›n› birbirine düflman etmek istedi¤ini ifade etti. *25-26 Ekim’de ise Mersin Demirtafl, Günefl mahalleleri semt pazarlar›nda iflgal karfl›t› eylem yap›ld›. ‹flçi Köylü Gazetesi, ESP, Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Al›nteri, Devrimci Demokrasi Gazetesinin de kat›ld›¤› iflgal karfl›t› bileflenler olarak yap›lan eylemler her iki semt pazar›nda da saat 16:00’da “‹flgale de¤il, direnifle ortak olal›m” bildirilerinin da¤›t›lmas› ile bafllad›. Bildirilerin da¤›t›lmas›n›n ard›ndan “‹flgal ortakl›¤›na son” pankart›n›n aç›lmas› ile “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “‹flgal orta¤› olmayaca¤›z”, “ABD askeri olmayaca¤›z”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi” sloganlar› atarak kitle da¤›ld›. Uzun bir süredir Mersin’de bu tarz eylem birlikleri olmamas›ndan kaynakl› böyle bir eylemin yap›lmas› önemliydi. Baz› eksiklikler bar›nd›rsa da özellikle Demirtafl mahallesinde halk›n alk›fllar ve z›lg›tlarla eyleme destek vermesi kitledeki coflkuyu üst boyuta tafl›d›.
YDG’den ça¤r›; Gelece¤imize sahip ç›kal›m!
Yeni Demokrat Gençlik, emperyalist iflgale, YÖK ve YÖK Yasa Tasar›s›’na karfl› Ekim ay› boyunca düzenledi¤i imza kampanyas›n› Ankara Abdi ‹pekçi Park›’nda 2 Kas›m günü düzenledi¤i bas›n aç›klamas› ile sona erdirdi. Mersin, Adana, Hatay, Sakarya,
Çanakkale, ‹zmir, Diyarbak›r, Kars, Malatya, Samsun, Edirne ve ‹stanbul’dan ve Türkiye’nin birçok ilinden gelen Yeni Demokrat Gençlik, Eryaman Göksu Park’ta topland›lar. Buradan Toros Soka¤a geçerek saat: 11:30’da yürüyüfle bafllad›lar. En önde
ILPS pankart›, arkas›nda da YDG imzal› pankart açan YDG’liler “Kahrolsun emperyalist sald›rganl›k”, “YÖK kalkacak polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleflecek”, “‹flgale de¤il, direnifle ortak ol”, “Gençlik yürüyor, YDG büyüyor”, “Paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim”... sloganlar›n› att›lar. ‹brahim Kaypakkaya’n›n resimlerini de tafl›yan, emperyalizmin sald›r›lar›na karfl› sessiz kalmayacaklar›n› hayk›ran YDG dövizlerine de “‹flgalin de¤il, direniflin saf›na”, “Direnen halklar kazanacak” sloganlar›n› yazarak gelece¤imize sahip ç›kal›m ça¤r›s› yapt›lar.. Eyleme Özgür E¤itim Platformu da destek verdi. Toros Sokak’tan bafllayan yürüyüfl, S›hhiye Köprüsü üzerinden devam ederek Abdi ‹pekçi Park›’na kadar sürdü. Burada açl›k grevini sürdüren TAYAD’l› aileler taraf›ndan alk›fllarla
karfl›lanan gençler, bas›n aç›klamas› yapt›lar. Emperyalizmin ka¤›ttan kaplan oldu¤unu ve dünya halklar›n›n devrimci f›rt›nas› ile yok olaca¤›n› vurgulayan YDG; üniversitelerin mali özerklik ad› alt›nda özellefltirildi¤ine dikkat çekti. Bu para ile kardefl Irak halk›n›n kan›n›n ak›t›laca¤›n›n da alt›n› çizerek, düflünmesi engellenen bir ö¤renci gençli¤in yarat›lmak istendi¤ini belirtti. Özgür E¤itim Platformu ad›na yap›lan aç›klamada ise; flu anda bir it dalafl›n›n yafland›¤› ve duyarl› gençli¤in buna karfl› sesini yükseltmesi gerekti¤i ifade edildi. “Paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim” sloganlar› atan gençler, türküler ve halaylar çekerek eylemlerini sona erdirdi. ‹mza Kampanyas› süresince toplanan imzalar ise Meclis’e gönderildi. (Ankara)
işçi-köylü YEN D E M O K R A S Y O L U N D A
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
BÜROLAR
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: MEfiRUT‹YET MAH. KONUR SOK. NO: 14/24 KIZILAY/ANKARA TEL: (0312) 418 25 26 Cep: 0 535 562 33 72
‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33
➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP
➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 427 71 48
Bask›: Gün Matbaac›l›k
➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54
Genel Da¤›t›m: YAY-SAT
➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N
@mail: umutyayimcilik@superonline.com
➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
‹flgal karfl›tlar› sokaklarda ‹K‹TELL‹’DE EYLEM ‹kitelli “Emperyalist ‹flgal Karfl›t› Platform” 26 Ekim 2003 tarihinde bir bas›n aç›klamas› yaparak, savafl karfl›t› mücadelenin art›r›larak sürdürülmesi ça¤r›s›nda bulundu. Platform bileflenleri ad›na aç›klama yapan Tar›k Taflk›ran, AKP hükümetinin ABD’nin Irak iflgaline destek vermek için ç›kard›¤› kanl› tezkerenin hiçbir hükmünün olmad›¤›n›, önemli olan›n halk kitlelerinin gücü oldu¤unu belirtti. Taflk›ran, “8,5 milyar dolar için çocuklar›m›z›n Irak halk›n› iflgal etmesini istiyorlar. Bizlerin Türkmen, Kürt, Arap halklar›yla hiçbir sorunumuz yok. Bizim saf›m›z belli iflgalin de¤il, direnenin saf›nday›z” diyerek aç›klamay› bitirdi. Aç›klaman›n ard›ndan “ABD askeri olmayaca¤›z” ve “Emperyalist iflgale ve tecrite hay›r” sloganlar› at›larak eylem bitirildi. (‹stanbul) YAS TUTMAMAK ‹Ç‹N ANKARA’YA EKB, asker aileleri ve çeflitli kurumlarla beraber yap›lacak olan “Yas tutmamak için Ankara” yürüyüflü bas›n aç›klamas›yla kamuoyuna duyuruldu. 28 Ekim 2003 tarihinde saat 13:00’de ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde Emekçi Kad›nlar Birli¤i Yönetim Kurulu Üyesi Emine Güngör’ün okudu¤u bas›n aç›klamas›nda “Hükümet tezkere yetkisini kullanmas›n” talebiyle toplanan dilekçelerin Meclis’e verilece¤ini duyuruldu. Burada toplanan dilekçeler Meclis’e sunularak Meclis’ten milletvekilleriyle görüflme talep edilece¤ini duyurdu. Aç›klaman›n ard›ndan asker yak›n› olan Solmaz K›l›ç ise; “Irak’ta iflgalci olmayaca¤›, çocuklar›m›z›n tabutlarla geri dönmeyece¤i yönündeki yalanlara inanm›yoruz ve tezkerenin geri çekilmesini istiyoruz” dedi. EKB’nin yan›s›ra ESP, ‹HD, Emekçi Hareket Derne¤i, Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi gibi kurumlar ve fiair Rahime Henden de bu eyleme destek vereceklerini belirterek bas›n aç›klamas› sona erdi. Ayn› flekilde ‹zmir’den de Ankara’ya hareket eden EKB’li kad›nlar asker aileleri ile birlikte tezkerenin geri çekilmesi amac›yla eylem yapt›. Karfl›yaka ‹fl Bankas› önünde toplanan kad›nlar, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Analar›n öfkesi ABD’yi bo¤acak”, “Irakl› kad›nlar yaln›z de¤ildir” fleklinde slogan atarak, bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› okuyan EKB ‹zmir Temsilcisi ‹sminaz Ergün, Hükümete ve MGK’ya seslenerek, asker ailelerinin taleplerini dikkate almaya ça¤›rd›. Ergün, “Birçok ‹lçede imza stantlar› açt›k. Ve yar›n Ankara’da buluflarak bu imzalar› TBMM’ye verece¤iz. Bir kez daha Irakl› kad›nlar›n yan›nda olaca¤›m›z› aç›klayaca¤›z” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan EKB’li kad›nlar
Irak’taki iflgal tüm vahfletiyle sürerken, ülkemizde de tüm dünyada oldu¤u gibi iflgale ve bu iflgale ortak olmak anlam›na gelen bölgeye asker göndermeye karfl› birçok eylem yap›l›yor.
otobüslere binerek Ankara’ya do¤ru yola ç›kt›. Irak’a asker gönderilmemesi için toplad›klar› dilekçeleri AKP milletvekillerine veren EKB üyesi kad›nlar, “Bizim çocuklar›m›z Kürt sorunu bahane edilerek Irak’ta ifllenen insanl›k suçlar›na ortak edilmemelidir” ça¤r›s›nda bulundu. Türkiye’nin birçok ilinden Ankara’ya gelen EKB üyesi kad›nlar ve asker ailesi yaklafl›k 30 kad›n, Irak’a asker gönderilmemesi için toplad›klar› imzalar› Meclis’e vermek üzere TBMM Dikmen Kap›s› önünde bir araya geldi. Burada bir aç›klama yapan EKB temsilcisi Emine Güngör, tezkerinin 7 Ekim’de Meclis’ten geçti¤ini hat›rlatarak, tezkerenin ABD’nin iste¤i do¤rultusunda geçti¤ini vurgulad›. Tezkerinin iptal edilmesini isteyen Güngör, flöyle devam etti: “Irakl› kad›nlar militarist politikalar nedeniyle soka¤a ç›kamaz duruma geliyor, kaç›r›l›p tecavüzlere maruz kal›yor. Fuhufl pazar› Irak’ta yayg›nlaflt›r›l›yor. Bunun yan›nda Irakl›lar›n direnifli sürüyor. Bu durum Vietnam sendromunun bafllad›¤›n›n da göstergesidir. Bizim çocuklar›m›z Kürt sorunu bahane edilerek Irak’ta ifllenen insanl›k suçlar›na ortak edilmemelidir.” Güngör’ün konuflmas›ndan sonra kad›nlar› karfl›lamaya gelen CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özcan, kad›nlar taraf›ndan, “Kanl› tezkere sokakta y›rt›lacak” slogan›yla karfl›lanarak, z›lg›tlarla protesto edildi. Kad›nlar› slogan atmamalar› yönünde uyaran Özcan, 10 kiflilik bir heyetle Meclis’e döndü. Kad›nlar Meclis’ten CHP Grup Baflkan Vekili Ali Topuz, AK Parti Ad›yaman Milletvekili Faruk Ünsal ve Ankara Milletvekili Ersön-
mez Yarbay’la görüflerek, tezkerinin iptal edilmesine yönelik toplad›klar› imzalar› sundu. EKB üyesi di¤er kad›nlar, heyetin Meclis’e gitmesi üzerine Yüksel Caddesi’ne geçti. Burada “Emekçi Kad›nlar Birli¤i” pankart› açan kad›nlar, “Tezkere Meclis’in, çocuklar bizimdir”, “Kad›nlar iflgalin de¤il, direniflin saf›na”, “Tecavüzcü iflbirlikçiler defolsun”, “Irakl› kad›nlar yaln›z de¤ildir” sloganlar› att›. EKB’li kad›nlar tezkerenin iptal edilmesini isteyen bildirileri de vatandafllara da¤›tt›. GENÇL‹K DERNEKL‹ Ö⁄RENC‹LERE ‹fiKENCE “YÖK’e ve Tecrite Hay›r” demek için 23 Ekim günü Kad›köy Haldun Taner Sahnesi önünde slogan atarak bir araya gelen Gençlik Derne¤i Federasyonu Giriflimi üyesi bir grup “Ad›m ad›m yürüyoruz. Kas›m’da Ankara’day›z”
yaz›l› pankart› açarak burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. “YÖK’ün kald›r›lmas›, yurtlar›n ücretsiz olmas›, Irak’a müdahalenin sonland›r›lmas›, hapishanelerdeki tecritin kald›r›lmas›” vb. isteklerin s›raland›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, Ankara’ya yürüyüfl bafllat›lmak istendi. Ancak Ankara’ya yürüyeceklerini söyleyen grupla polis aras›nda yaflanan tart›flman›n ard›ndan, polis gruba sald›rarak 20 kifliyi gözalt›na ald›. 23 Ekim’de gözalt›na al›narak Ankara’ya yürümeleri engellenen ö¤renciler, 25 Ekim 2003 tarihinde Kad›köy Haldun Taner Sahnesi önünde tekrar bir araya geldiler. 26 Ekim günü gözalt›na al›nan gençlerden Mehmet Yayla, ‹brahim Gökçek, Özlem Olgun ve Derya Özkaya, Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤inde bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. Bas›n aç›klamas› yapanlar›n yüzlerinin flifl ve morarm›fl olmas›, gözalt›nda maruz kald›klar› fliddeti yans›t›yordu. Mehmet Yayla adl› ö¤renci, gözalt›nda iflkence gördü¤ünü belirterek flöyle konufltu: “Çevik kuvvet ekipleri bizi gözalt›na al›rken, ayaklar› ve yumruklar›yla surat›m›za ve vücudumuzun her yerine vurdular. Araban›n içinde de üzerimize gaz bombas› att›lar. Polisler, üzerimize oturuyor, postallar› ile de s›rt›m›za vuruyorlard›. Arabadan indirdikten sonra bizi TMfi’ye götürdüler. Orada da ç›r›lç›plak soyarak hayalar›m›z› s›kt›lar. Yemek, su, tuvalet ihtiyaçlar›m›z›n hiçbiri karfl›lanmad›. Daha sonra Adli T›p’a götürdüler. Biz doktora polislerin yan›nda muayene olmayaca¤›m›z› söyledik. Ama doktor polisleri d›flar› ç›karmad› ve bizi afla¤›layarak geçifltirmeye çal›flt›” dedi. (Kartal) Ö⁄RENC‹LER YÖK’E VE ‹fiGALE KARfiI EYLEM YAPTI ‹nsan Haklar› An›t› önünde toplanan ö¤renciler emperyalist iflgali, YÖK ve YÖK Yasa Tasar›s›’n› protesto ederek Sakarya Caddesi’ne yürüdü. 24 Ekim günü saat 17:00’de biraraya gelen Gençlik Dernekleri, Yeni Demokrat Gençlik, Ekim Gençli¤i, YÖK’ü 6 Kas›m’da K›z›lay’da protesto edeceklerini aç›klayarak, tüm ö¤renci gençli¤ini 6 Kas›m’da K›z›lay’a ça¤›rd›. “F tipi üniversite istemiyoruz”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleflecek” vb. sloganlar atan ö¤renciler türküler söyleyerek halaylar çektiler. Buradan Sakarya Caddesi’ne do¤ru yürümeye bafllayan gençlere etraftaki kitlenin ilgisi de oldukça yo¤undu. (Ankara)