YDYIK33

Page 1

YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA

işçi-köylü www.iscikoylu.org

Say›: 2004-9

33

*Y›l:2 *23 Nisan-6 May›s 2004 *Fiyat›: 750. 000 TL ISSN:1303-9350

Emperyalist sald›rganl›¤a, iflgale ve NATO’ya karfl›

1 MAYIS’TA ALANLARA Yenilmez Denilen Gücü Direnifl Yeniyor Dünya halklar›n›n yüre¤i Irak’ta büyüyen direniflle birlikte çarp›yor. ABD’nin tüm sald›r›lar›na ve “yenilmezli¤ine” Irak halk› birleflerek, direnerek ve bedel ödeyerek karfl› koyuyor. ABD’nin her türden ölüm makinelerine karfl›, birleflmenin verdi¤i güçle karfl› koyuyorlar. ‹flgalcilerin çirkefleflen ve son günlerde daha da belirginleflen katliamc› yüzü halklar›n nefretini kazanmaktan ve bu nefreti büyütmekten baflka hiçbir ifle yaram›yor. Yapt›klar› bu ve bunun gibi daha onlarca ç›rp›n›fl, iflgalcileri hazin sonu yaflamaktan al›koyamayacakt›r. Yak›n co¤rafyam›zda yanan bu atefl, hakl› ve onurlu mücadelelerini yükseltenlere güç ve umut veriyor.

24 Nisan ve 1 May›s’› Bu Direniflle Selamlayal›m

Karadeniz’de neler yaflan›yor?-3 Türkiye Kürdistan›’nda s›kça düflük yo¤unluklu savafl›n uygulamalar›n› yapan, bu yönlü kurdu¤u ÇATOM vb. merkezler, mehmetçik kirve teranesi ile yap›lan sünnet kampanyalar›, ö¤rencilere askerin verdi¤i üniversiteye haz›rl›k kurslar› ile halk› gerilladan ay›rma ve kendisi ile bütünlefltirme çabalar› yönlü çal›flmalara benzer uygulamalar, Karadeniz’de gerillan›n faaliyet yürüttü¤ü alanlarda da yap›lmaktad›r. Temmuz ay›nda, Tokat, Çorum, Amasya, Sivas illerini kapsayan; ortak yürütülen ve jandarman›n yönlendirdi¤i, ilaç kampanyas› bafllat›lm›flt›r. Toplanan ilaçlar›

“yoksul insanlara” da¤›tma kampanyas›n›n duyurusu sürekli Yöre FM radyosundan yap›larak iflin bafl›nda bizzat jandarma durmufltur. “Sa¤l›k kampanyas›” sonras›, yine bu illerin ortak koordinesi olarak gösterilen her ilçeden baflar›l› iki yoksul lise ö¤rencisinin gönüllü subaylar taraf›ndan okutulaca¤› kampanyas› duyuruldu. TC ordusu hay›rsever, iyilik sever gösterilmeye çal›fl›ld›. Jandarman›n “iyilikleri” bitmedi. Bu kez de ö¤rencilere turistik yerleri gezdirme çal›flmas› bafllad›. Sonuçta bunlar “jandarmahalk el ele” imaj› yaratmak içindi. Sayfa 16-17

Proletaryan›n öncü kurmay›n›n kurulufl y›ldönümünü selamlayaca¤›m›z bu günlerde, Felluce’de yanan direnifl ateflini bu topraklara düflürmenin günü olarak kavrayaca¤›z ve bu direniflin gücüyle karfl›layaca¤›z. Bu güçle iflçi s›n›f›n›n flanl› mücadele günü olan 1 May›s’a haz›rlanaca¤›z. Militan anti-emperyalist mücadelenin ülkemiz topraklar›ndaki öncüsü oldu¤umuz gerçe¤i ve bilinciyle hareket ederek emperyalist sald›rganl›¤a, iflgale ve NATO’ya karfl› kuraca¤›m›z güçlü barikat›n provas›n› yapmak üzere 1 May›s’ta alanlarda ve Partizan saflar›nda buluflal›m!

’den

ylü i-kö

‹flç

BUGÜN IRAK’IN ÖZGÜRLÜ⁄ÜNÜN YOLU FELLUCE’DEN GEÇMEKTE! Sayfa 30


işçi-köylü senin sesin! OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000

1 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

Yurtd›fl› Hesap Numaralar› Sema Gül Euro Hesab› Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00 009 Halk Bankas› Laleli fiubesi: 3474/63487 Vak›f Bank Valide Sultan fiubesi: 401 20 35


3

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Irak’ta harlanan isyan atefli ve

KÜRTLER CEPHES‹NDEK‹ SON GEL‹fiMELER ÜZER‹NE Baflta ABD emperyalizmi olmak üzere; tüm iflgalci güçler Irak iflgalinin birinci y›ldönümünü, direniflçilerin kurflunlar› alt›nda geçirdiler. Ve Irak halk›, emperyalist iflgalcilerin Irak halk›n›n kaderini belirleyemeyece¤ini, iflgalin birinci y›ldönümünde de aç›k ve net olarak ortaya koydu. Yap›lan sald›r›lar›n yo¤unlu¤u ve yayg›nl›¤› direniflçilerin giderek daha da örgütlendiklerinin de somut bir iflareti durumunda. Nisan ay›n›n ilk haftas›ndan itibaren iflgalcilerin kay›plar› giderek artarken çat›flmalar da, baflta Felluce olmak üzere Ba¤dat, Kerbela, Basra, Bakura, Nas›r›ye, Kut vb. büyük kentlerde sürüyor. Irak’ta direniflin giderek boyutlanmas›na paralel olarak, iflgalci güçlerin kitleye dönük katliamlar› da h›z kazand›. Di¤er bir anlat›mla iflgalciler Irak sokaklar›nda kan banyosu yap›yorlar. Çocuk, yafll› demeden yüzlerce insan kurflunlanarak katledildi. Deyim yerindeyse Irak halk›n› “kurtarmaya”, “özgürlefltirmeye” gelen iflgalciler, Irak halk›n› yok etmek istiyorlar. Ve Irak iflgali emperyalistlerin katliamc›-soyk›r›mc› ve ezilen halklara düflmanl›¤›n› bir kez daha bütün ç›plakl›¤› ile ortaya ç›kard›. Yaflanan bu durum ABD’nin Irak’ta oluflturmaya çal›flt›¤› Geçici Konsey’in de da¤›lmas›na neden oldu. Çat›flmalar›n yo¤unlaflmas›n›n ard›ndan Konsey üyeleri teker teker istifa ettiler. Ve hepsi flimdi ABD’yi “yasad›fl› ve tümüyle kabul edilemez fliddet” kullanmakla suçluyorlar. Elbetteki emperyalist iflgalcilerin bu i¤renç yüzünün a盤a ç›kmas› kendili¤inden olmad›. Bunu sa¤layan direniflçilerin kararl› duruflu oldu. Bilindi¤i gibi Irak’ta direniflin boyutlanmas› demek, ABD’nin di¤er ülkelere dönük iflgal planlar›n›n da bozulmas› demekti. “ABD istedi¤ini yapar” düflüncesinin önemli bir darbe almas› demekti. Afganistan ve Irak’taki özellikle Irak’taki son tablo y›k›lmaz, yenilmez, karfl› durulmaz denilen ABD’nin asl›nda “ka¤›ttan kaplan” oldu¤unun da bir iflaretidir. Son geliflmelerle birlikte, yani ABD emperyalistlerinin en çok korktu¤u fiii ve Sünnilerin birlikte sald›r›ya geçmesi ile birlikte, halk›n deyimiyle “korktuklar›n›n bafllar›na gelmesi” art›k iflgalcileri “baflka ülkeleri nas›l iflgal ederiz” de¤il, “Irak’ta nas›l kalabiliriz” hesaplar› içine itti. ‹flgalci güçler cephesinde yaflanan çatlaklar, kimi ülkelerin askerlerini geri çekme planlar›n› daha yüksek sesle dile getirmeleri, ABD emperyalizmini daha da tedirgin etti. Bunun için ABD, Irak’taki sald›r›lar›na paralel olarak Irak’ta askeri bulunan iflgalci ülkeleri ziyaret etmeye dönük diplomasi ataklar›n› da yo¤unlaflt›rd›. Bu telafl›n esas nedeni; geri çekilen her ülkenin yenilgiyi kabullendi¤i ve gayr› meflru, iflgalci ve haks›z konumda oldu¤unun kabulü olmas›d›r. Bu durum iflgalcilerin korkusunu daha da büyütecek, kendi kamuoylar›nda da iflgal karfl›t› e¤ilimleri giderek art›racakt›r. Nitekim son yap›lan kamuoyu araflt›rmalar›na göre, Bush’a sunulan destek yüzde 44’lere inmifl durumdad›r ve flu da aç›k ki; iflgalcilerin artan korkular›, beraberinde psikolojik y›k›m ve moral bozukluklar›n› da getirecek-

tir. ‹flgalci güçler bugün bunu somut olarak da yafl›yorlar. Askerlerin içinde artan intihar olaylar› ve ço¤alan psikolojik vakalar bu durumun en somut kan›tlar›d›r. Dolay›s›yla tek tek ülkelerin askerlerini geri çekmesi, yukar›da özetlemeye çal›flt›¤›m›z tablonun ABD aç›s›ndan daha a¤›r bir boyutta yaflanmas› anlam›na gelecektir. ‹flte ABD emperyalizmini telaflland›ran nedenler bunlard›r. Tüm bu geliflmeler ABD emperyalistlerinin kimi ülkelere bölgeye askeri güç göndermeleri yönünde bask› yapmaya da zorlayabilir. TC’nin de bu ülkelerden biri olabilece¤i ihtimali gözard› edilmemelidir. EMPERYAL‹ZM ÖZGÜRLÜK GET‹REMEZ! Hat›rlanaca¤› gibi, Irak’›n iflgaliyle birlikte; kimi çevreler Kürtler için tarihi f›rsatlardan “emperyalizm destekli kurtulufllar”dan, “özgürlükten” söz etmeye bafllam›fllard›. Devrimciler-komünistler ise; emperyalistlerin sorunlar›n çözücüsü de¤il, yarat›c›s› oldu¤unu, Kürtlerin k›y›mlar›ndan-sürgünlerinden de as›l olarak emperyalistlerin sorumlu oldu¤u ve özgürlü¤ün iflgalcileri alk›fllayarak de¤il, ancak onlarla savafl›larak kazan›laca¤› gerçe¤inin alt›n› çizdiler. Yine emperyalist iflgalcilerin yan›nda savaflan Kürtlerin, bölge halklar›n›n dostlu¤unu de¤il, düflmanl›¤›n› kazanacaklar›n› bunun da kaç›n›lmaz olarak ezilenlerin mücadelesine, halklar›n birlikteli¤ine zarar verece¤ini ve gelecek aç›s›ndan büyük tehlikeler yarataca¤›na dikkat çektiler. Ve nitekim dikkat çekilen o tehlike flimdi somut bir olgu haline gelmifltir. Irak’ta geçici yönetim içinde yer alan Kürtler, yaln›z yönetim içinde yer alan di¤er güçlerle sorun yaflam›yorlar, ayn› zamanda iflgale karfl› ç›kan tüm direniflçi güçlerin karfl›s›nda hedef olmaktan kurtulam›yorlar. Bu durum burjuva-feodal Kürt önderlerini emperyalist iflgalcilerin kuca¤›na itiyor, uflakl›k olgusu daha bir derinlefliyor. Ve yine fiii, Sünni cephesinde iflgalcilere karfl› geliflerek büyüyen direnifl, ABD emperyalistlerini Kürt faktörü üzerinde daha fazla plan yapmaya zorluyor. Bu tabi ki ABD’nin sahip oldu¤u Kürt sevgisinden de¤il, koflullar›n dayatt›¤› zorunluluktand›r. Ve bu politika bugün Irak’ta Kürt topraklar›nda en uç boyutta yaflanmaktad›r. Bir yanda

ABD’siz yaflamay› unutan, yaflad›klar› tarihi tecrübelere s›rt›n› dönen Talabani ve Barzani gibi; feodal burjuva uflak önderlikler, di¤er yanda emperyalist ç›karlar› için bölgeden ç›kmaya hiç niyeti olmayan ve Irak Kürdistan›’n› kendi askeri üssü ve bölge halklar›na karfl› bir sald›r› merkezi haline getirmeyi planlayan ABD emperyalizmi. ABD emperyalizminin bu politikas›n›n somut bir olgu haline gelmemesi için, Kürtlerin de iflgalci güçlere karfl› tav›r alarak, direnifl cephesinde saf tutmalar› gerekir. Ancak bu cephede tam tersine “özgürlü¤ün” ancak ABD emperyalizminin deste¤i ile kazan›laca¤› düflüncesi vard›r. Bu düflünce bölgede yaflayan Kürt halk› içinde küçümsenmeyecek derecede yayg›nd›r. Nitekim Suriye’de ayaklanan Kürtlerin Amerikan emperyalizmi ve Bush lehine sloganlar atmas› tam da bu düflünüfl tarz›n›n ürünüdür. ABD emperyalistlerinin Suriye ve ‹ran yönetimlerini hedef alan politikalar›n› dikkate ald›¤›m›zda, Suriye ve ‹ran’da Kürtler üzerinde oynayaca¤› “k›flk›rt›c›” rolü asla gözden kaç›rmamam›z gerekir. Hiç flüphesiz iflin içinde emperyalistlerin olmas›, ne Suriye ve ‹ran gerici yönetimlerinin Kürtlere uygulad›klar› milli zulmü görmezlikten gelmemizi ne de Kürtlerin ulusal demokratik taleplerini sahiplenmememizi, bu yönlü hakl› mücadelelerini desteklemememizi gerektirmez. Aksine bu konuda çok hassas olmam›z ve her türlü toptanc› de¤erlendirme ve yaklafl›mlardan uzak durmam›z gerekir. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi, Irak Kürdistan›’n› bir sald›r› üssü haline getirmeye çal›flan ABD emperyalizminin hedefi daha genifl kapsaml› ve boyutludur. En son Suriye topraklar›ndaki Kürt kentlerinde geliflen kitlesel olaylarda da görüldü¤ü gibi, ABD Irak Kürdistan›’nda yaratt›¤› “sempatiyi” Suriye ve ‹ran’daki Kürt co¤rafyalar›na tafl›mak istiyor. Ve böylece hem hedef tahtas›na oturttu¤u Suriye ve ‹ran yönetimleri üzerinde bask› kuruyor hem de bask› alt›nda olan Kürt halk›n›n hakl› mücadelesini emperyalist ç›karlar›na alet etmeye çal›fl›yor. Yani planlanan tüm bu hamlelerin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar›n, Kürtlerin lehine de¤il, aleyhine olaca¤› aç›k ve nettir. Irak’ta Kürtlerin “hamili¤ine” soyunan, Suriye ve ‹ran’da bunun zeminini arayan, daha do¤rusu var olan çeliflkilerden yararlanmaya

çal›flan ABD emperyalistleri Türkiye Kürdistan›’nda ise; uflak TC’nin KONGRA-GEL’e yönelik imha ve inkara dayal› politikas›na her türlü deste¤i sunmaktad›r. ABD’den sonra, AB’nin de KONGRA-GEL’i “terörist” örgütler listesine almas›, yürütülen çok yönlü ve kapsaml› sald›r›n›n bir parças›d›r. ABD’den sonra AB’nin de KONGRA-GEL’i “terörist” örgütler listesine almas›, Kürt meselesinin çözümünü AB emperyalistlerinden bekleyen, AB “demokrasisine”, “özgürlü¤üne” hayranl›k besleyenlerin bir kez daha hayalleriyle bafl bafla kald›¤› gerçe¤ini gösteriyor. Bunun yan›nda tüm bu sald›r›larla efl zamanl› olarak TC’nin gerillaya yönelik sürdürdü¤ü imha operasyonlar›, baflta DEHAP olmak üzere Kürt parti ve demokratik kurumlar› üzerinde varolan bask›lar›n giderek artmas› ve tutuklamalar›n yo¤unlaflmas› da yaflanan geliflmeler aras›ndad›r. Tüm gerçekler bütün somut verileriyle orta yerde dururken, hala emperyalist çözüme umut ba¤layanlar, tasfiyecili¤i, yani çözümsüzlü¤ü çözüm olarak gösterenler elbetteki çaresizlik içinde çare ar›yorlar. Oysa koflullar ne kadar zor olursa olsun, gerçek çarelerin-çözümlerin ezilenlerin gücünde, ezilenlerin birli¤inde yatt›¤› ortadad›r. Bunun için derin bir tahlile de gerek yoktur, Kürtlerin mücadele tarihine bakmak yeterlidir. Yani Kürtler kendi öz gücüne dayanarak savaflt›klar›nda, kimi zaman istedikleri baflar›y› elde edemeseler de, hep halklar›n sevgisini kazanm›fllard›r. Bölge halklar›na umut ve cesaret olmufllard›r. Kendilerine olan özgüvenleri giderek artm›flt›r. Hakl› ve meflru savafl Kürt halk›n› özgür k›larak her anlamda geliflimini sa¤lam›flt›r. K›sacas›, devrimci savafl, toplumsal uyan›fl›n ve ayd›nlanman›n temel tafl› olmufltur. Mesela Kürt topraklar›nda ulusal devrimci savafl›m›n yükseldi¤i dönemlerde, savafl›n Kürt kitleleri ve di¤er bölge halklar› üzerinde yaratt›¤› etkiyle; emperyalist kap›larda çözümlerin arand›¤› dönemlerle k›yasland›¤›nda, aradaki fark› rahatl›kla görebiliriz. Yani, istedi¤ini almakta ve bu u¤urda a¤›r bedeller ödemekte ›srarl› ve kararl› bir halk ile “ne verirlerse iyidir” mant›¤›yla hareket eden bir halk gerçe¤i ile yüzlefliyoruz. Elbetteki bu tablonun yarat›c›s›, burjuva feodal ve ulusal burjuva milliyetçi önderliklerdir. Bugün özellikle üzerinde dikkatlice durmam›z gereken nokta, Irak Kürdistan›’ndaki burjuva feodal önderliklerin ABD emperyalistlerinin bölgedeki sosyal dayanaklar› haline gelmeleri, Suriye’deki geliflmeler ve yine di¤er parçalarda “emperyalist çözüme” önemli oranda umut ba¤layan yaklafl›mlardan hareketle, bir bütün olarak mücadeleyi olumsuzlayan yaklafl›mlardan uzak durmak ve bu yönlü yaklafl›mlara karfl› da tav›r almak gerekir. Kürt halk›n›n ulusal demokratik talepli her istemi hakl› ve bu eksenli mücadelesi de meflrudur. Bunu sahiplenmek, bu u¤urda mücadele etmek bizim de görevimizdir. Bir yanl›fla karfl› tav›r al›rken, do¤rular› ve yapmam›z gereken görevlerimizi asla gözard› etmemeliyiz.


S›n›fsal Bak›fl 24 N‹SAN’DAN GÜNÜMÜZE VE GÜNDEM‹M‹ZE 24 Nisan 1972, ‹brahim yoldafl önderli¤indeki bir avuç komünist taraf›ndan, karanl›¤a tutulan meflalenin kurumsallaflmas› olarak tarihe geçti. Dönemin, savafl ve direnifl gelene¤i Mahir ve Deniz’lerle birlikte örülüyordu. Antiemperyalist kavgada yakalanan ivme, devrimci bir mücadele yaratm›flt›. ‹brahim yoldafl savafl cephesine proletaryay› temsilen kat›ld›. Türkiye devriminin temel meselelerine MLM ideolojinin çözümleme gücüyle aç›kl›k getirdi ve fiovenizme, Kemalizme, reformizm, revizyonizm, oportünizmin “sol” içinde yuvalanan bilumum türlerine a¤›r darbeler indirerek, Proletarya Partisi’nin çat›s›n› oluflturdu. 24 Nisan, Türkiye topraklar›nda, komünizm mücadelesinin Mustafa Suphi yoldafltan sonra yeniden bafllad›¤›n› müjdeliyordu. Bugün, 24 Nisan’›n anlam›, aradan geçen 32 seneye karfl›n ayn› tazeli¤ini korumaktad›r. T›pk› Komünist Manifesto’nun enternasyonal proletarya ve ezilen halklar için tafl›d›klar› gibi. Türkiye’de her cephede yürüttü¤ümüz faaliyette karfl›laflt›¤›m›z bütün sorunlar›n alt edilmesinde, hem perspektif olarak yol göstericimiz, hem de mücadele ve at›l›m ruhu olarak ilham ve güç kayna¤›m›z 24 Nisan’d›r. 24 Nisan, anti-emperyalist gençlik eylemlerinin, köylü/toprak iflgal ve direnifllerinin, 15-16 Haziran direniflinin bileflkesidir. Dönemsel olarak, Halk Savafllar›n›n, Vietnam’›n, Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünüdür. Proletarya Partisi, s›n›f mücadelesine at›ld›¤› andan itibaren çok çetin muharebelerden geçerek bugüne gelmifltir. Önder kadrolar›n›, yüzlerce üyesini, militan›n› ve savaflç›s›n› flehit vererek de¤erlerini korumay› baflarm›fl ve bu sayede devrim iddias›n› sürdürebilmifltir. MLM ideolojinin güzergah›nda yol alarak büyük bir deney-

33

4

23 Nisan-6 Mayıs 2004

im ve birikim yaratm›flt›r. Ayn› kararl›l›kla yoluna devam etmektedir. Bu güncelde, emperyalist sald›rganl›¤a karfl› tutarl› bir barikat oluflturulabilmesinde, uzun soluklu bir mücadele yürütülebilmesinde, 24 Nisan’›n felsefesine fliddetle ihtiyaç vard›r. Bugün Irak’ta bir kez daha kan›tlanmaktad›r ki, düflman›n yenilgiye u¤rat›labilmesi için hakl›l›¤›na inanan, kendine güvenen ve direniflte ›srarl›, mücadelede kararl› olanlar mutlaka sonuç elde ediyorlar. Sorun, hamle yapma, ileriye at›lma cesaretini gösterebilmektedir. Bunun için komünist bilinci olmayanlar ço¤u kez iflgal vb. flartlar› beklemektedirler. Ve yine bu bilince sahip olmad›klar› için savafl›n ve direniflin sonunu getirememektedirler. Zalimler ve haydutlar kovulsa ve defedilse de halk›n gerçek manada kurtulufla ulaflaca¤› bir düzen kurulamamaktad›r. Proletarya Partisi’nin kurulufl tarihi olan 24 Nisan’›, 1 May›s’a ba¤layan haftay›; 2004’ün politik atmosferi git gide k›z›flan dünyas›nda, ama özellikle içinde yer ald›¤›m›z bölgedeki geliflmelerle birlikte, ülkemizi giderek daha fazla içine çeken özel bir gündemle karfl›l›yoruz. Bu gündemin yükledi¤i görevlerin yerine getirilmesi, 24 Nisan ve 1 May›s’›n en üst düzeyde “anlam ve de¤er” kazanmas› olarak alg›lanmal›d›r. ‹flçi s›n›f›n›n uluslararas› birlik, dayan›flma, mücadele gününün ve onun biricik kurmay›/partisi’nin kurulufl y›ldönümünün “kutlamalar›” da yegane ifadesini s›n›f savafl›m›n›n o özgülde en iyi biçimde “ifllenmesi”nde bulacaklard›r. Ancak sorun, bu özel gündeme damgas›n› vuracak olan proleter ideolojinin 24 Nisan vesilesiyle 1 May›s’›n özgün zemininde bir kez daha hat›rlat›lmas› ve karakteristik çizgilerinin alt›n›n çizilme-

sidir. Öyle ki, hemen her renkten küçük burjuvan›n her k›l›ktan reformist, revizyonist ve oportünistin ortal›kta cirit at›p, tipik “at izinin it izine kar›flt›¤›” bir ortamda, buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç vard›r. Her ne kadar, as›l yarg›y› pratik verecek ve s›n›f mücadelesinin difllileri ö¤ütme ve ayr›flt›rma ifllemini gerçeklefltirecekse de, tarih t›pk› devrimdeki rollerinde oldu¤u gibi, komünistlere burada da “iradi müdahale” görevi yüklemifltir. Bu da ustalar›m›z taraf›ndan devrim mücadelesinin bir parças› olarak say›lagelmifltir. Gündem; bafl›n› ABD emperyalizminin çekti¤i sald›rganl›¤›n, iflgal ve katliamlar dizisi halinde yo¤unlaflt›¤› süreçte; buna karfl› koyuflun ve direniflin güçlendirilmesi, daha da büyütülmesi, yeni cephelerin aç›lmas›, daha güçlü barikatlar›n örülmesini hedefleyen bir eksende mücadele etmeyi ve örgütlenmeyi esas almaktad›r. Bunun için her fleyden önce tutarl› bir anti-emperyalist politika güdülmesi gerekmektedir. Ön koflul, baflka bir emperyalist güçten medet ummamak, onlara dayanmamak, hesab› onlara göre yapmamakt›r. Bu noktada Sosyal Forum gibi organizasyonlar›n önderliklerine çöreklenen, onlar›n etraf›nda toplanan bir tak›m reformist, troçkist, revizyonist gruplar ve ak›mlar ile kimi “anti-emperyalist” platformlarda bir araya gelifllerimizin uzun ömürlü olmad›¤›n› bilmemiz gerekmektedir. Sendikalar›n, demokratik kitle örgütlerinin, devrimci güçlerin, ilerici, demokratik, yurtsever çevrelerin; olabildi¤ince en genifl biçimde; do¤ru bir zeminde; do¤ru talepler/sloganlar etraf›nda bir araya geldi¤i bir platformda yer al›nmas› ne kadar isabetliyse; bunun yozlaflt›r›lmaya kalk›ld›¤› anda, birli¤e zarar vermemeye özen göstererek müdahale etmekten geri durmamak da o kadar gereklidir. Komünistler/Marksist-LeninistMaoistler her f›rsatta konuya iliflkin kendi siyasi tezlerinin propagandalar›n› yaparlar, yapmal›d›rlar. Görüflleriyle, kitlelerin kafas›n› açmal›, düflüncelerini k›flk›rtmal›, anti-emperyalist mücadelede do¤ru bir hatt›n yakalanmas› için, unut-

turulmaya, revize edilmeye çal›fl›lan MLM ilkeleri canl› k›lmal›d›rlar. Bu tezlerin bafl›nda, yirminci yüzy›l›n ilk dönemlerinde ortaya ç›kan emperyalizmin yirmibirinci yüzy›l›n flu y›llar›nda da karakteristik özelliklerinden esas olarak bir fley yitirmeden hüküm sürdü¤ü; alternatifinin eskisi kadar güçlü bir flekilde sosyalizm oldu¤u; sosyalizme proletarya önderli¤inde devrimler yoluyla ulafl›laca¤›; bu devrimlere komünist partisinin öncülük edece¤i; komünist partilerine rehberlik eden ideolojinin Marksizm-LeninizmMaoizm oldu¤u gelmektedir. Komünist ideolojiyi oluflturan, s›n›f mücadelesi prati¤inden ustalar›n dam›tarak teorize etti¤i bu görüfller, canl›l›¤›n› korumaktad›r. Bugün herkese kavrat›lmas› gereken hususlar›n bafl›nda, emperyalizmin her fleye muktedir olmad›¤›n›n; yenilmez, bafl edilemez, y›k›lamaz bir güç olmad›¤›n›n bilince ç›kar›lmas› gelmektedir. Aksine, yenilgiye u¤rat›lamayacak, boyun e¤dirilemeyecek tek gücün do¤ru bir önderlik alt›nda direnen, savaflan, mücadele eden örgütlü halk y›¤›nlar› oldu¤u gerçe¤i iyi bir biçimde ifllenmelidir. Bunun büyük oranda eksik oldu¤u nice örneklerde dahi bugün emperyalist, faflist, Siyonist iflgalcilerin nas›l zor durumlara düfltüklerine bütün dünya tan›k olmaktad›r. En mükemmel teknolojiyle donat›lsa, en a¤›r kapasiteyle yüklense, çok say›da asker gücü sevk etse de, hiçbir savafl makinesi; direnen halk› ve hakl›l›k faktörünü alt edemiyor. Bu gerçeklik, emperyalizme ve faflizme karfl› bütün teslimiyet teorilerinin yerle bir edilmesi için bafll› bafl›na ç›k›fl noktas›, tüm reformist anlay›fllar›n iflas› için yeterli bir kaynak olarak kabul edilmelidir. “Güç”lerinin “kof”, “hayali”, “göreceli” oldu¤u gerçe¤i, Baflkan Mao’nun “ka¤›ttan kaplan” esprisinde ifadesini bulmaktad›r. Köfleye en çok s›k›flt›klar›, iflasa sürüklendikleri anda, her fley yolunda gidiyormufl gibi, eski projelerini (Büyük Ortado¤u) yeniden piyasaya sürmeleri, klasik bir atraksiyondan öte, “köprüden önce son ç›k›fl” olarak de¤erlendirilmelidir.

Alia¤a iflçileri özellefltirmeye karfl› direnifle devam ediyor TÜPRAfi Alia¤a Rafinerisi’nde çal›flan yaklafl›k 800 iflçi, iflbafl› yapmayarak TÜPRAfi’›n özellefltirilmesini protesto etti. Rafineri önünde toplanan iflçiler “TÜPRAfi halk›nd›r sat›lamaz”, “TÜPRAfi’› satanlar vatan hainidir” fleklinde sloganlar att›. Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül, “Bugüne kadar sendikam›z›n özellefltirmelerle ilgili söylediklerinin hakl›l›¤› tek tek ortaya ç›kt›. Entegre yap›daki petrol sektörünün yap›s› önce parçaland› ve bugünlere böyle gelindi” diye konufltu. TÜPRAfi’›n neden sat›ld›¤› sorusuna hâlâ bir yan›t verilmedi¤ini ifade eden Do¤angül, “Bir yandan hukuk mücadelesi verirken bir yandan da ülkenin göz bebe¤i TÜPRAfi, PETK‹M gibi stratejik kurulufllara sahip ç›kmaya devam edece¤iz” dedi. ‹flçilerin eylem süresince tanker dolumu yapmamas› nedeniyle rafineri kap›s› önünde tanker kuyruklar› olufltu. * Daha sonra yine eylemlerine devam eden TÜPRAfi iflçileri tesisler önünde ey-

lem yaparak özellefltirmeleri protesto etti. Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül burada da bir konuflma yaparak, “Bu sat›fltan hem ülkemiz, hem de Tüprafl’›n küçük yat›r›mc›lar› büyük zarar görecektir” dedi.

TÜPRAfi girifl kap›s› önünde toplanan yaklafl›k 750 iflçi, hükümet ve Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤› (Ö‹B) aleyhine sloganlar atarak ö¤leye kadar iflbafl› yapmad›lar. Eylem boyunca rafinerinin sadece asgari çal›flma zorunlulu¤u olan birimleri çal›flt›, kara

dolumu ve tankerlere sat›fl yap›lamad›. * Son olarak 13 Nisan günü toplanan TÜPRAfi iflçileri ifl b›rakma eylemi yapt›lar. Özellefltirmenin durdurulmas›n› isteyen iflçiler, ifl b›rakma eylemini, tam gün ve yar›m gün fleklinde 16 Nisan’a kadar sürdürdüler. Alia¤a TÜPRAfi Rafinerisi’ne servislerle gelen iflçiler, servislerden inerek d›fl kap›da topland›. Özellefltirme karfl›t› sloganlar atan iflçiler, “TÜPRAfi Türkiye’nin onurudur, sat›lamaz” yaz›l› dövizler tafl›d›. Petrol-‹fl Alia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤angül, “‹haleye giren Eframov firmas›n›n 18 Nisan’da bitmesi gereken ihalenin uzat›lmas› yönünde talepleri oldu¤u söyleniyor. Biz onlar›n yayd›klar› dedikodulara kulak t›k›yoruz. Bu ihalenin bir an önce iptal edilmesini istiyoruz” dedi. ‹halede her gün yeni bir flaibenin ortaya ç›kt›¤›na dikkat çeken Do¤angül, “Bunca zaman ortaya koydu¤umuz kirli ve flaibeli dosyalar ihalenin iptal edilmesine yeter. Bu ihaleyi iptal ettirecek güç halk›m›zd›r” diye konufltu.


5

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Beykoz Deri ve Kundura Fabrikas› SERMAYEYE PEfiKEfi ÇEK‹LMEK ‹STEN‹YOR

Ülkemizdeki birçok iflyeri gibi Beykoz Deri ve Kundura Fabrikas› da sermayeye peflkefl çekilmeye çal›fl›l›yor. Fabrikan›n bulundu¤u arazinin turizme elveriflli olmas› para babalar›n›n ifltah›n› kabart›yor, bu nedenle yine bildik bahanelerle yani “zarar ediyor” söylemleri ile Beykoz Deri de özellefltirme kapsam›na al›nd›. Fabrikan›n özellefltirilmesi için aç›lan ihalede 29 milyon 750 bin dolarla en yüksek teklifi Y›ld›r›m D›fl Ticaret Firmas› verdi. Oysa 182 bin metre ka-

re alan içinde lojmanlar, iki liman ve fabrika bulunuyor. Sadece arsan›n metre kare bedeli 1000 dolar. Baflbakan yard›mc›s› Mehmet Ali fiahin, dört y›l önce Meclis’te yapt›¤› konuflmada, o zaman arsan›n toplam de¤erinin 150 trilyon olarak hesapland›¤›n› ifade etmiflti. Yani, bugünkü bedelle 280 milyon dolar. Hükümetin satmaya çal›flt›¤› fiyat ise fabrikadaki makinelerin de¤erini bile karfl›lam›yor. Özellefltirme Yüksek Kurulu da en az›ndan flimdilik ihaleyi onaylamad›. Bu durumu

Emekçinin Gündemi Emperyalistlere ve uflak iktidarlara karfl›

1 MAYIS’TA ALANLARA ÇIKALIM! Emperyalistler 1. ve 2. emperyalist paylafl›m savafllar›n› yaflam›fl olduklar› yap›sal krizi atlatmak için ç›karm›flt›r. Fakat dünya ezilen halklar› baflta iflçi s›n›f› ve onun örgütlü öncüsünün vermifl oldu¤u iktidar mücadelesi, sosyalizmin geliflmesi onlar›n heveslerini kursaklar›nda b›rakm›flt›r. Bunun üzerine kapitalizmin kurtar›c›lar› sosyalizmin geliflmesini ve iktidar›n› engellemek için (Keynesyen politikalar›n›) “sosyal devlet” diye adland›r›lan burjuva devlet sistemini devreye sokmufltur. Bundan 118 y›l önce yani 1886 y›l›nda emperyalistler, iflçi s›n›f›n›n örgütlenme haklar›n› almas› ve çal›flma yaflam›n›n düzenlenmesi, çal›flma saatlerini 12 saatten 8 saate indirilmesi için ABD ve Kanada’daki iflçi sendikalar›n›n alm›fl olduklar› grev karar›n› bo¤mak için çeflitli senaryolar devreye sokmufl fakat baflaramam›flt›. ‹flçi sendikalar› grevi 350 bin iflçiyle hayata geçirmifltir. Bu greve kolluk kuvvetleri ve iflbirlikçi grev k›r›c›lar›yla birlikte sald›ran devlet yüzlerce iflçiyi tutuklay›p, yüzlercesini yaralam›flt›r. Tutuklanan 8 iflçi liderinden 4’ü devlet taraf›ndan idam edilmifltir. Bunun üzerine her y›l 1 May›s’ta iflçi sendikalar› mitingler düzenleyerek devlet taraf›ndan

katledilen iflçi sendikalar›n›n öncü liderlerini sahiplenip k›z›l direnme ruhunu ve mücadelelerini yaflatm›fllard›r. 2. Enternasyonal’in 1889 y›l›ndaki toplant›s›nda al›nan kararla her y›l dünyada 1 May›s iflçi s›n›f›n›n haklar›n›n elde edilmesi için Birlik, Mücadele ve Dayan›flma günü olarak kutlan›yor. ‹flçiler, emekçiler bugün de ülkemizde ve dünyada emperyalist sald›rganl›k ve iflgallere karfl› 1 May›s’ta alanlara ç›kmaya haz›rlan›yor. Bugün dünya ezilen halklar›n›n vermifl oldu¤u onurlu direnifller h›zla geliflip büyümektedir. Bafl›n› ABD emperyalizminin çekti¤i, emperyalistler dünyan›n birçok yerinde haks›z savafllar ç›kartarak dünya halklar›n› tehdit edip, köleci yaflam›, tam teslimiyeti dayat›p iflgallere bafllam›flt›r. Afganistan ve Irak iflgali gibi. Fakat geliflmeler emperyalistlerin istedi¤i gibi olmamaktad›r. Bu ülkelerde ve dünyada emperyalist iflgallere karfl› direnifller büyümektedir. Direnen halklar emperyalizmin korkulu rüyas› olmaya bafll›yor ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Filistin’de siyonist ‹srail devletinin uygulamalar›na ve sald›r› politikalar›na ra¤men onurlu direnifl geliflip güçlenmektedir.

de¤ifltirmiyor, fabrika flu an bitirilme noktas›na getirilmifl durumda. Fabrikada zorunlu emeklilik kapsam› d›fl›nda kalan 126 iflçi var ama fabrika sessiz, çal›flm›yor. “fiu anda 100 bin çift ayakkab› ç›karacak hammadde ve bunu iflleyecek iflçi var” diyen Deri-‹fl Beykoz fiube Baflkan› Mustafa Sar›, fabrikan›n bilinçli olarak çal›flt›r›lmad›¤›n› söylüyor. Sar› uzun y›llar fabrikan›n üretiminin bilinçli olarak azalt›ld›¤›n›, ayakkab› üretiminin özel sektöre kayd›r›ld›¤›n› söyledi. Konuflmas›na devam eden Mustafa Sar› fabrikan›n 1989 y›l›nda modernize edildi¤ini, fabrikadaki makinalar›n “s›f›r” denecek durumda oldu¤unu belirterek “Y›ld›r›m firmas›n›n buras› için verdi¤i para, fabrikadaki makinalar› almaya yetmez. Fabrikada deri ve ayakkab› üretiminde kullan›lan bütün makinalar var. Kald› ki bu fabrika da 182 bin metre karelik bir alan üzerinde, bunun 600 metre karesi deniz cephesi” dedi. TSK’n›n da fabrikay› almak için devreye girdi¤ini düflündü¤ümüzde, durumun burjuvazi için önemi biraz daha berraklafl›yor. Her fleyde oldu¤u gibi bunda da emekçilerin durumu gözard› edilerek, tamamen burjuvalar›n kâr› için çaba harcan›yor. (Kartal)

AYSER TEKST‹L ‹fiÇ‹LER‹ GREVDE TEKS‹F Bak›rköy fiubesi üyesi Ayser tekstil iflçilerinin grevi 52. günü geride b›rakt›. Jandarman›n çad›r ve baraka kurmalar›na izin vermemesine ra¤men grevlerini sürdüren iflçiler, “taleplerimiz yerine getirilene kadar eylemimizi sürdürece¤iz” dediler. Çal›flma sürelerinin 12 saate ç›kar›lmas›na ve bayram tatillerinin kald›r›lmas›na karfl› sendikalaflan iflçiler, toplu sözleflme yetkisini alm›fl ancak, görüflmeler patronun sendikay› tan›mamas› nedeniyle ç›kmaza girmifl ve 17 fiubat’ta greve ç›k›lm›flt›. Sendikal› olduktan sonra bask›lar›n artt›¤›n› belirten Bahri C›b›r, sendikalaflma nedeniyle iflten at›lanlar›n yerine al›nan iflçileri de örgütlediklerini anlatt›. “Patron bask›lar› daha da art›rd›. ‹flçilerin ulafl›m servisleri ile ö¤len istirahatlerini ve çay paydoslar›n› kald›rd›. S›rf sendikal› oldu¤umuz için patron bize 16 ton tuzu 20 metre uza¤a tafl›tt›r›p sonra tekrar eski yerine getirtti” diyen C›b›r, bu geliflmeler üzerine greve ç›kma karar› ald›klar›n› ifade etti. Yasalar›n iflçileri korumad›¤›ndan yak›nan Salih Atefl, patronun yan› s›ra Jandarman›n da kendilerine bask› yapt›¤›n› belirtti. Greve ç›kt›ktan sonra iflçi al›nmas›n›n yasad›fl› oldu¤una dikkat çeken Atefl, “Durumu Çal›flma Bakanl›¤›’na bildirdik. Ama her fley sermayeye hizmet ediyor. Bu yüzden bakanl›ktan yana umudumuz yok” diye konufltu. (Kartal)

Dünyan›n birçok yerinde sosyal kurtulufl hareketleri ve iktidar mücadelesi h›zla geliflip güçlenmektedir. Nepal’de, Filipinler’de, Peru’da, Hindistan’da, Latin Amerika ülkelerinde geliflen iflçi s›n›f›n›n örgütlü öncülerinin vermekte oldu¤u iktidar mücadelesi dünya ezilen halklar›na umut ve ›fl›k olup selamlanmaktad›r. Bugün ülkemizde emperyalizmin ufla¤› olan AKP hükümeti emperyalizmin politikalar›n› ekonomik alanda IMF ve Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü vas›tas›yla hayata geçirmektedir. Bu politikalar iflçi s›n›f›na yönelik uygulamalarla daha fazla sömürü daha fazla iflsizlik ve hak gasp› dayatm›flt›r. Yaflanan özellefltirmelerin ard›ndan milyonlarca iflçi iflini kaybederken devletin en kârl› alanlar› yerli yabanc› tekellere peflkefl çekilmifltir. Rüflvet yolsuzluk had safhaya varm›flt›r. ‹flçi emekçilerin haklar› gaspedilip yeni yeni sald›r›larla hayat› dayan›lmaz ve çekilmez bir duruma getirilmifltir. ‹flçi s›n›f›na ve emekçi halka dayat›lan kölelik yasalar› bir bir ç›kart›l›rken 4857 say›l› Kölelik Yasas›, Kamu Temel Yasas›, Yerel Yönetimler Yasas›, Personel Rejim Yasas›, daha önce ç›kard›klar› mezarda emeklilik gibi yasalar iflçilerin hayat›n› dayan›lmaz k›lmaktad›r. Yine özellefltirmelerden, sa¤l›¤›n özellefltirilmesi, e¤itimin özellefltirilmesi, kamu temel yasas›yla getirilen personel rejim yasas› da esnek çal›flma, tafleronlaflt›rma, kurals›zlaflt›rma, toplam kalite çemberi yönetimi, performansa dayal› ücretlendirme norm kadro çal›flmas›, kiral›k

çal›flma gibi anti-demokratik sald›r› paketleriyle iflçi s›n›f› karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Bütün bu sald›r›lara karfl› iflçi s›n›f› cephesinde ise iflbirlikçi sar› sendikal anlay›fllar ve bürokratik reformist sendikalar›n tav›rlar› tamamen durumu kabullenmifl görünmekteler. Bu ölü topra¤›n› atman›n yolu s›n›f bilinçli s›n›f sendikac›l›¤›n› örgütleyip Devrimci Demokratik Sendikal Birlik çat›s› alt›nda mücadeleyi gelifltirip s›n›f mücadelesine katk›da bulunmakt›r. Emperyalist sald›rganl›¤a, emperyalist iflgalcilere, IMF ve Dünya Bankas› politikalar›na karfl›, özellefltirmelere, sendikas›zlaflt›rmaya, örgütsüzlefltirmeye ve eme¤in azg›nca sömürülmesine, iflsizli¤e, yolsuzlu¤a ve yoksullu¤a karfl›, bask›lara, tehditlere karfl›, 28-29 Haziran’da emperyalistlerin ‹stanbul’da yapaca¤› NATO toplant›s›na ve ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi’ne karfl› durmak ve mücadeleyi yükseltmek için 1 May›s’ta alanlara ç›kal›m. Proletaryan›n dayan›flmas›n› ve öncünün örgütlü gücünü düflmana gösterelim. Mao’nun dedi¤i gibi “Do¤u rüzgar› Bat› rüzgar›n› altedecektir.” Gücümüze güvenelim. Gelecek iflçi s›n›f›n›n örgütlü mücadelesinden ve s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n›n geliflmesi s›n›f mücadelesinin k›z›l iktidar anlay›fl›n› gerçeklefltirmesinden geçecektir. 1 May›s’ta alanlarda May›s’›n k›z›ll›¤›n› ve tüm iflçi s›n›f›n›n öncü örgütleyicisi devrim flehitlerini selamlayal›m! 1 May›s k›z›ld›r k›z›l kalacak!


23 Nisan-6 Mayıs 2004

33

6

Don nedeni ile ürünlerinin yüzde 90’› yanan kay›s› üreticilerinin iste¤i;

“AFET YASASI ÇIKARTILSIN”

Ali Gürel Türkiye tar›m› üzerinde uygulanan talan politikalar›yla üretemez duruma gelen köylünün karfl›s›na bir de do¤al afetler ç›k›nca üreticinin durumu daha da zor bir hal al›yor. Örnekleri çok yak›n›m›zda. Henüz haf›zalar›m›zda s›cakl›¤›n› koruyan Antalyal› sera üreticisinin ‘eme¤imi sel götürdü’ feryad›. Kurakl›k nedeniyle Çukuroval› bu¤day üreticisinin içine düfltü¤ü pani¤i izlerken, bugünlerde ise Malatya’da kay›s› üreticisinin ürününün % 90’›n›n yanmas›na neden olan don, üreticiyi kara kara düflündürüyor. Malatyal› kay›s› üreticilerinin s›k›nt›lar›n› kendilerinden dinledik: - Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z? - Ad›m Ali Gürel. 1957 Malatya Do¤anflehir do¤umluyum. Köylüyüm, ayn› zamanda esnafl›k da yap›yorum. Arazimde kay›s› üretiyorum, 17 y›ld›r çiftçilikle u¤rafl›yorum ve iki y›ld›r Türkiye Köylü Sendikas›na üyeyim. - Sendikaya üye olman›zdaki etken nedir? - Benim her zaman kafamda böyle bir fley vard›. Herkesin bir yeri, sendikas›, kooperatifi var ama pratikte olan bir fley yok, dün de bugün de köylüye hizmet etmek amac›yla kurulan birlikler, kooperatifler, Ziraat Odalar› devlet taraf›ndan sürekli desteklenen kurulufllard›r. Bunlar köylüye uzak, sorunlar›na duyars›z kiflilerin rant kap›s› haline gelmifl durumda. Oysa Tür-Köy

Sen üreticinin kendi sendikas›d›r. - Malatya özgülünde üreticinin yaflad›¤› s›k›nt›lar nelerdir? - Malatya özgülünde kay›s› üreticisinin yaflad›¤› s›k›nt›lar özünde tütünde, pamukta vs. yaflanan s›k›nt›lardan farkl› de¤ildir, sonuç üreticinin yoksullaflmas› ve iflsiz kalmas›d›r. Bunlar›n yaflanmamas› için elbetteki devletin üreticiyi desteklemesi laz›m. fiu anda hükümet emperyalistlere yüzünü dönerek kimi destekledi¤ini aç›kça göstermifltir. Biz bunun karfl›s›nday›z, bu tutum de¤ifltirilmelidir. Bu ülkenin gerçek sahipleri bizleriz yani üreticisi, köylüsü, memuru, esnaf›, ço¤unlukta olan yoksul insan›. Bizler örgütlenerek emperyalist talana dur diyebiliriz. Çiftçiler kendi sorunlar›na sahip ç›kabilirler, bunun yaflanm›fl örnekleri de vard›r. Kolombiya da, Yunanistan da. - Malatya’da tar›mla geçinen ortalama nüfus nedir? - Bugün; 4000 aile tütünle geçimini sa¤l›yor bunu ortalama üç kifliyle çarpt›¤›m›zda hiç de küçümsenmeyecek bir rakam ç›kar karfl›m›za. Yine kay›s›da 60.000 aile sadece üretim yaparak geçimini sa¤l›yor, bunlar net verilerdir. Dolay›s›yla Malatya’da tek geçim kayna¤›d›r tar›m. Dünyan›n %78 oran›nda kay›s› ihtiyac›n› Türkiye karfl›l›yor ve bunun büyük oran› Malatya’dan ç›k›yor. Malatya’n›n iklim, toprak, su olarak do¤as› buna elveriflli. Örne¤in bir Elaz›¤’daki kay›s›n›n niteli¤i dahi Malatya’dakinden çok düflüktür, arada sadece 80 kilometrelik bir mesafe var. Böyle devasa bir ürünün %90’›n›n Malatya’da don olay›ndan yand›¤› hesap ediliyor. - Don üreticiyi nas›l etkiledi? - Bugün bunu Malatya halk› düflünüyor. Geçen gün fiire pazar›nda bir bas›n aç›klamas› yapt›k. Esnaf flunu söylüyor (kay›s› esnaf›) bunu üretici ile tüccar aras›ndaki arac› kurum olarak da ifade edebiliriz. Diyor ki ‘büyük tüccar elindeki stokunu yapt›, tüccar yeni y›lda da ihtiyac›n› karfl›layacak durumda ihracattan dolay›. Ama ben ne sataca¤›m, çocu¤uma ne götürece¤im. Do¤ru bugün Malatya’da sadece köylü ölmedi, esnaf› da öldü. Bu memura da yans›yor, iflçiye de, bu

Türkiye’ye yans›yor. Bu Urfa ve Ad›yaman’dan gelen 15.000 ila 20.000 mevsimlik iflçinin ekme¤ine yans›yor. Devlet yetkililerinin tüm bunlara cevab› ise dönümü 80 dolardan alternatif ürün. Bizler bunun alt›ndaki amac›n› biliyoruz. Köylünün üretiminin önüne geçmek. - Ürünün don ile yanma sürecini anlat›rm›s›n›z? Üreticinin beklentileri nelerdir? - Bugün sis bombas› at›l›rsa ürünümüzü kurtarabilir miyiz diye düflünüyor üretici. Devletten bilimsel akademik araflt›rmalar sonucu çözüm üretmesini istiyor. Bak›n size don olay›n›n ürüne yans›mas›n› anlatay›m; Kay›s›n›n en tehlikeli dönemi çiçe¤in aç›p kay›s›ya dönüfltü¤ü dönemdir. Çiçek açmad›¤› sürece -10,-12 dereceye kadar dayanabiliyor. Çiçek çok dayan›kl›d›r. Ama açt›¤› dönem tozlanmay› yaflay›p da sulanmaya bafllad›¤› dönem en riskli dönem. Bu da 1 veya 2 gece sürüyor. Burada devlet baflta da söyledi¤im gibi bunu politika haline getirip çiftçiye yönelik bir sorumluluk tafl›yarak hareket etse belki de 3-5 derece etkileyecektir. Donun etkisi 2 gece ve gecede 2 saat 02 ila 04 aras›. Köylünün ürününü korumak için yapt›¤› ilkel yöntemler var. Mesela atefl yak›l›r vb. bunlar desteklenebilir. Meteorolojiyle Tar›m ‹l Müdürlü¤üyle, di¤er kurum ve yetkilileriyle Malat-

ya’daki çiftçiler harekete geçirilebilir. Türkiye’nin ekonomisine bu kadar etkili bir ürün 2 gece yaz›da yat›l›p kurtar›labilir. Çünkü 2 gece benim çocu¤umun r›zk›n› etkiliyor. Bizim devlet yetkililerinden beklentilerimiz bu. 2 saat için çeflitli fleyler düflünsünler bunun üzerine kafa yorsunlar. -Yapt›¤›n›z bas›n aç›klamas›nda devletin sizi krediyle desteklemesini istediniz buna biraz de¤inir misiniz? - Evet don do¤al bir afettir. Ancak bundan y›llar önce anayasadan ç›kar›lan afet yasas›n›n yürürlü¤e geçmesini istiyoruz. Ama bize verilen cevap; “bu yasay› bugün meclisten geçirmemiz mümkün de¤il. O zaman Antalyal› üreticinin zarar›n› da karfl›lamak durumunday›z.” Böylesi bir zihniyet var karfl›m›zda. Bugün ürünümüzün yüzde 90’› don nedeniyle yand›. Afet yasas› geçmezse yap›lacak farkl› fleyler de var. Örne¤in bakanl›k çiftçiye uzun vadeli düflük faizli krediler vererek üreticinin ma¤duriyetini bir nebze olsun giderebilir. Bunun için mücadele edece¤iz. Yapt›¤›m›z bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan imza kampanyas› bafllatt›k. Ziraat Odalar›n›n da bu yönlü çal›flmalar› var. Gerekirse mitingler düzenleyip Ankara’ya gideriz. Hakk›m›z› aramakta kararl›y›z. Do¤al afetler bizim kaderimiz olmaktan ç›kar›lmal›. (Malatya)

KAR YA⁄IfiI FINDIKTA ÜRÜN KAYBINA SEBEP OLAB‹L‹R Nisan ay›n›n ilk hafta sonu ya¤an kar ya¤›fl› Samsun, Ordu, Giresun, Rize vb. illerde hayat› olumsuz yönde etkiledi. Samsun’un yüksek köylerinde 40 cm’yi aflan kar, köy yollar›n›n kapanmas›na neden olmufltu. Samsun, Terme ve Çarflamba ilçelerinde f›nd›k yetifltirilen köylerde kar ya¤›fl›yla rekoltenin yaklafl›k yüzde 60 oran›nda kayb›n›n olabilece¤i tahmin ediliyor. Rekolte kayb›n›n f›nd›k bahçelerinde tespitinin yap›labilmesi için Terme Ziraat Odas› öncülü¤ünde ya¤an kar›n f›nd›kta meydana getirebilece¤i kay›plar›n tespit edilebilmesi için Karadeniz Araflt›rma Enstitüsü, OMÜ Ziraat Fakültesi, Tar›m ‹l Müdürlü¤ü Giresun F›nd›k Araflt›rma Enstitüsü’ne müracaatta bulunarak, f›nd›¤›n çi-

çeklenme döneminde ya¤an kar›n f›nd›k rekoltesini ne kadar etkileyece¤inin araflt›r›lmas› ve zaiyat›n neticesinde ürün kayb›n›n ne kadar olaca¤›n›n tespitine yönelik bir araflt›rma komisyonunun oluflturulmas›n› istedi. Terme Ziraat Odas› Baflkan› Yetkin Karamollao¤lu, konu hakk›nda “Terme’nin yüksek köylerinin kar ya¤›fl›yla yollar› kapand›. F›nd›k yetifltirilen bu köylerle birlikte Terme ilçesinin birçok köyünde f›nd›¤›n çiçeklenme zaman›nda ya¤an kar yaklafl›k yüzde 60’a kadar ürün kayb›na sebep olabilir. Bu kay›plar›n araflt›r›lmas› için f›nd›kta yetkin olan kurumlara müracaat›m›z› dilekçeyle yapt›k. Araflt›rma sonucunun bir rapor halinde haz›rlanmas›n› istiyoruz” dedi. (Samsun)


7

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

TZOB Baflkan› Bayraktar: Tar›m Ürün Sigortas› derhal ç›kar›ls›n

fiemsi Bayraktar

Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i (TZOB) Baflkan› fiemsi Bayraktar, bu y›l yaflanan sel, don, kurakl›k gibi do¤al afetlerin köylüyü ciddi anlamda ma¤dur etti¤ini belirterek, Tar›m Ürün Sigortas›’n›n derhal ç›kar›lmas›n› ve köylülerin borçlar›n›n faizsiz ertelenmesini istedi. Bayraktar yapt›¤› yaz›l› aç›klamada, don olay›n›n baflta Ordu ve Giresun olmak üzere tüm Karadeniz bölgesinde f›nd›k a¤açlar›na zarar verdi¤ini, Çanakkale ve Bal›kesir baflta olmak üzere tüm Marmara’da zeytin bahçelerindeki hasar›n yüzde 80 oran›nda oldu¤unu hat›rlatt›. Manisa’da ba¤ alanlar›nda yaflanan don olaylar›ndan dolay› hasar tespit çal›flmalar›n›n devam etti¤ini kaydeden Bayraktar, Kilis’te ise ba¤ alanlar›ndaki hasar›n yüzde 80-90 oran›nda oldu¤unu kaydetti. Malatya kay›s› bahçelerindeki hasar›n yüzde 65, Kilis’te f›st›k ve cevizde hasar oran›n›n ise yüzde 80-90 civar›nda oldu¤unu belirten Bayraktar, ya¤mur ya¤›fl›n›n devam etmesinden dolay› verim kayb›n›n yafland›¤›n› ifade etti. Bayrak-

F›nd›¤› söken üreticiye meyve fidan› alternatif olmaz Karadeniz köylüsünün tar›msal üretiminde önemli bir yere sahip olan f›nd›k emperyalist politikalar›n kurban› olmaya devam ediyor. Sürekli de¤indi¤imiz gibi Türkiye dünyada en fazla üretimiyle ve pazar pay›n›n %70’ini aflmas›yla f›nd›k üreten ülkelerin ilk s›ras›nda yer al›yor. Böyle bir duruma tahammül edemeyen emperyalist tekeller IMF arac›l›¤›yla üretim fazlas› olan ürünlere s›n›rland›rma dayatm›flt›r. TC egemenleri IMF’ye verdi¤i niyet mektubu do¤rultusunda ilk olarak desteklemeleri kald›rm›fl, devam›nda f›nd›k üretiminin yap›laca¤› yerlerde s›n›rlamalara gidilmesi için 2001 y›l›nda yasalar›n› ç›karm›flt›r. Buna göre f›nd›k bahçelerini sökerek alternatif ürün yetifltirecek köylülere f›nd›k bahçelerinin sökümü, alternatif ürüne girdi deste¤i ve gelir kayb› tazminat› olarak dönem bafl›na ilk 2001 y›l›nda 146 dolar verilmesi öngörülmüfltür. Ç›kart›lan yasaya göre bafllat›lan f›nd›k sökümleri 2003 y›l›nda Samsun’da devam etmifltir. Sökümler ve alternatif ürün deste¤i için köylülere 2003 y›l›nda 200 dolar verilmesiyle bafllayan sökümler Terme ilçesinde de devam etmifltir. Bu y›l Mart ay›nda Terme ilçesinde f›nd›¤a alternatif

olarak sökümü yap›lan bahçelere Tar›m ‹lçe Müdürlü¤ü taraf›ndan meyve fidan› da¤›t›m› sa¤lanm›flt›r. Evci ve Hüseyinmesci beldelerinde 15 bin meyve fidan› dikimine bu proje çerçevesinde bafllanm›flt›r. Beldede f›nd›ktan bir türlü umduklar›n› bulamayan ve meyvecilik projesini uygulamaya bafllayan köylüler “f›nd›kta oynanan oyunlar bizi bitirdi, o yüzden f›nd›¤›m›zdan art›k ümidimizi kestik, art›k meyvecili¤e karar verdik” dediler. F›nd›¤a alternatif ürün olarak meyvecili¤e geçen köylülere Vak›f’tan faizsiz ve 5 y›l ödemeli kredi verilece¤inin aç›klamas› yap›ld›. F›nd›¤a alternatif meyve yetifltirmeye bafllayan köylülerimizin sorunlar›n›n çözülmedi¤i ve yetifltirilen meyvelerinin de f›nd›kta devam eden pazar sorunu gibi meyvede de yaflanaca¤› bellidir. Çözüm, f›nd›¤›n sökülerek alternatif ürün yetifltirilmesini teflvik edecek politikalarla de¤il, tar›msal faaliyetin desteklenmesi, kooperatifleflmeye gidilerek üreticilerin yetifltirdi¤i ürünleri buralarda sat›fl fiyat›n›n belirlenmesiyle yarat›lan olanaklar›n köylüye destek olunmas›yla gerçekleflir. (Samsun)

tar, kurakl›k nedeniyle de özellikle Çukurova’da bu¤day üretiminde yüzde 50’lere varan verim kayb›n›n yafland›¤›n›, ya¤›fllar›n olmamas› halinde hububattaki verim kayb›n›n tüm ülke genelinde ayn› flekilde seyredece¤i uyar›s›nda bulundu. “Zarar› üretici cebinden karfl›l›yor” Bayraktar, geçti¤imiz ay yaflanan ve yaklafl›k 22 ildeki tar›m alanlar›na zarar veren afl›r› ya¤›fl, rüzgar ve sel felaketinin faturas›n› 283 bin dekar arazide yaklafl›k 68 trilyon olarak hesaplad›klar›n› kaydederek, “Üretici tüm bu zarar› cebinden karfl›lamaktad›r” dedi. “Tar›m Ürün Sigortas› olmad›¤›na göre üreticilerimiz kaderlerine terk edilemezler” diyen Bayraktar, Tar›m Ürün Sigortas›’n›n derhal ç›kar›lmas›n› ve köylülerin borçlar›n›n faizsiz olarak ertelenmesini istedi. Bayraktar, mazot ve Do¤rudan Gelir Deste¤i’nin (DGD) ikinci taksitlerinin bir an önce ödenmesi gerekti¤ini de kaydetti. (H. Merkezi)

Bafral› tütün üreticisinden TEKEL’i protesto eylemi Tütün yasas›yla getirilen kota ve tüccar›n ç›karlar›na göre haz›rlanan sözleflme uygulamas› üreticiye “ekti¤iniz tütünün miktar›n› biz belirleriz, istedi¤iniz fiyattan al›r›z” dayatmalar› özellikle Samsun gibi tütün yetifltiricili¤inde dünya ile yar›flan kaliteli tütünlerimize, emperyalizmin dayatmalar›yla ekim alanlar›n›n s›n›rland›r›lmas› amaçlan›yor. ‹thalat› yoluyla kendi ürünlerinin iç tüketim için ifllenilerek kullan›lmak istenmesi yönelimi bu yasayla desteklenmekte. S›n›rl› miktarda üretti¤i ürünü istedi¤i fiyattan satamayan üretici geçim s›k›nt›s›na düflünce isyan etmeye bafllad›. Samsun’un Bafra ilçesine ba¤l› Köseli köyünden tütün üreticisi Nuri Sülün, ürününe TEKEL’in iyi fiyat vermemesi nedeniyle kendini yakmak istedi. ‹lçenin Hükümet Kona¤› önünde minübüsündeki tütün denklerini boflaltarak, 6 nüfuslu ailesini tütün tar›m› yaparak geçindirmeye çal›flt›¤›n› ifade eden üretici, TEKEL’den istedi¤i fiyat› alamay›nca elinde bulunan bir flifle benzinle kendini yakmak istedi. Meydanda ne oldu¤unu anlamaya çal›flan halk›n oluflturdu¤u kalabal›k aras›nda

olaya müdahale etmeye çal›flan polis, Nuri Sülün’ün bir anl›k dalg›nl›¤›ndan yararlanarak arac›n üzerine ç›kt› ve gözalt›na ald›. Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürülen Nuri Sülün soruflturmaya al›nd›. Yaflanan olay›n ard›ndan TEKEL ‹flletme Müdürü Cafer Varl›, yapt›¤› aç›klamada Nuri Sülün’ün TEKEL’in sözleflmeli üreticisi olmad›¤›, TTL adl› flirketle sözleflme yapm›fl oldu¤u iddias›nda bulundu. Yaflanan bu olay›n gerçekli¤i gösteriyor ki emperyalist politikalar do¤rultusunda uflak hükümetlerin ç›kard›¤› yasalarla birçok üründe oldu¤u gibi tütün üretimi yok edilmeye çal›fl›l›yor. Yetifltirdi¤i ürünle ailesini geçindirmeye çal›flan köylülerimiz düfltü¤ü ekonomik s›k›nt›lar›yla yetifltirdi¤i ürünü satamamas› sonucu yar›n›n ne olaca¤›n›n ç›kmaz› içerisinde. Tüccar›n ç›karlar› do¤rultusunda haz›rlanan sözleflme flartlar›n›n üreticiye dayat›lmas›n›n önüne geçmek için tütün üreticileri kooperatif kurarak örgütlenmeli. Kurulacak kooperatiflerde, tütün fiyat›n›n belirlenmesine müdahale edilmesi örgütlü olarak gerçekleflebilir. (Samsun)


23 Nisan-6 Mayıs 2004

33

8

T. Kürdistan›’nda insan haklar› tablosu de¤iflmedi tür üzerindeki bütün yasaklamalar ve k›s›tlamalar kald›r›lmal›d›r” dedi. ‹HD’nin verilerine göre, Mart ay› içerisinde yaflanan hak ihlalleri flöyle: Faili meçhul cinayetler, sald›r›lar, yarg›s›z infazlar sonucu: 8 ölü, 1 yaral› May›n ve patlay›c› madde ile yaralanma: 2 Gözalt›na al›nanlar›n say›s›: 272 Toplumsal olaylara müdahale say›s›: 3 Müdahaleler s›ras›nda yaflanan gözalt› say›s›: 194 Müdahalelerde yaralanan ve darp edilen-

‹HD Diyarbak›r fiube Baflkan› Selahattin Demirtafl, Türkiye Kürdistan› Mart Ay› ‹nsan Haklar› ‹hlalleri Raporu’nu aç›klad›. Rapora göre, 272 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› ve 8 kiflinin faili meçhul cinayetler, sald›r›lar, yarg›s›z infazlar sonucu yaflam›n› yitirdi¤i Mart ay› içinde toplam 477 hak ihlali gerçekleflti. Demirtafl, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, Newroz etkinlikleri ve yerel seçimler nedeniyle hareketli olan bölgelerde mart ay›nda önceki aylara k›yasla baz› hak ihlallerinde art›fl gözlendi¤ini belirtti. Gözalt›na al›nma uygulamas›n›n yo¤un bir flekilde devam etti¤ini ifade eden Demirtafl, Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Yasas›’na muhalefet etmekten gözalt›na al›nan insanlar›n savc›l›¤a ç›kar›lmadan tutulmas›n› ise bölge genelinde halen kifli özgürlü¤ü hakk›na yeterince sayg› gösterilmedi¤inin ifadesi olarak de¤erlendirdi. Kiflilerin gözalt›na al›nma esnas›nda ve gözalt›nayken iflkence ve kötü muamele gördüklerine dikkat çeken Demir-

tafl, “Geçmiflte sorgulama yöntemi olarak oldukça s›k kullan›lan, iflkence yöntemleri, flimdilerde cezaland›rma yöntemi olarak kullan›lmaktad›r. Kifliler gözalt›na al›n›p dövülmekte ve daha sonra serbest b›rak›lmaktad›r. Bu flekilde insanlar, bizzat güvenlik güçleri taraf›ndan cezaland›r›lmaktad›r” diye konufltu. Düflünce ve ifade özgürlü¤ü alan›nda halen ciddi sorunlar yafland›¤›n› belirten Demirtafl, Diyarbak›r’da bas›n mensuplar›n›n sokak ortas›nda dövülmesine ve yerel yay›n yapan ART TV’nin kapat›lmas›na de¤indi. Demirtafl, kültürel haklar alan›nda yap›lan yeni düzenlemelerle fianl›urfa, Batman ve Van’da Kürtçe dil kurslar›n›n faaliyete bafllad›¤›n› belirterek, “Bu geliflme kültürel haklar gibi çok yönlü bir hak kategorisi aç›s›ndan ‘k›r›nt›’ olarak de¤erlendirilebilir. Bütün farkl›l›klar›n kendi dillerinde s›n›rlama olmaks›z›n e¤itim, ö¤retim ve yay›n yapabilme hakk› tan›nmal› ve bu do¤rultuda yasal düzenlemeler yap›lmal›d›r. Dil ve kül-

Yalç›n ve Kaya mezarlar› bafl›nda an›ld› 1993 y›l›nda J‹TEM taraf›ndan Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde katledilen HEP K›z›ltepe ‹lçe Baflkan› fieyh Davut Yalç›nkaya, parti üyesi A. Halim Yalç›nkaya ile Diyarbak›r’da katledilen SES fiube Baflkan› Necati Ayd›n mezar› bafl›nda an›ld›. Aralar›nda DEHAP K›z›ltepe ‹lçe Baflkan vekilinin de bulundu¤u yaklafl›k 150 kiflilik kitle DEHAP ilçe binas›ndan flehitler mezarl›¤›na kadar “fiehit Nam›r›n” sloganlar›yla yürüdü. Mezar bafl›nda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan konuflan DEHAP K›z›ltepe ‹lçe Baflkan Vekili Zeyni ‹pek, binlerce Kürdün faili meçhul cinayetlerle katledildi¤ini katillerinin ise bir an önce bulunup kamuoyuna aç›klanmas›n› istediklerini belirtti. Kitle konuflman›n ard›ndan sloganlar atarak DEHAP ‹lçe binas›na kadar yürüdü. Yine J‹TEM taraf›ndan SES Diyarbak›r fiube Baflkan› iken katledilen Necati Ayd›n’da mezar› bafl›nda an›ld›. Kürtçe ve Türkçe fliirlerin okundu¤u ve mezarlar›na karanfil b›rak›ld›¤› anmada konuflma yapan SES Diyarbak›r fiube Baflkan› fiadin Balsak, J‹TEM tetikçisi Abdulkadir Aygan’›n anlat›mlar›n› aktararak faillerin aç›kland›¤›n› belirtti ve buna ra¤men devletin somut bir ad›m atmad›¤›n› ifade etti. (Mersin)

lerin say›s›: 13 ‹flkence ve kötü muameleye maruz kalanlar›n say›s›: 39 Çal›flma yaflam›nda idari soruflturma ve cezalara maruz kalanlar›n say›s›: 38 Düflünce ve ifadeleri dolay›s›yla soruflturma ve cezalara maruz kalanlar›n say›s›: 21 Kapat›lan sivil toplum örgütü say›s›: 1 Yasaklanan etkinliklerin say›s›: 1 Di¤er: 33 Toplam ihlal say›s›: 477 (H. Merkezi)

Devletin Serdar Tan›fl ve Ebubekir Deniz’le ilgili gecikmeli yan›t›;

“GÖZALTINA ALINMADILAR” 2001 y›l›nda fi›rnak’›n Silopi ilçesinde ‹lçe Jandarma Komutanl›¤›na gittikten sonra kendisinden bir daha haber al›namayan HADEP ‹lçe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Yöneticisi Ebubekir Deniz’in faillerinin bulunmas› için aileleri taraf›ndan Baflbakanl›k ‹nsan Haklar› Baflkanl›¤›’na yap›lan baflvuru sonucu baflkanl›k taraf›ndan yap›lan aç›klamada Tan›fl ve Deniz’in gözalt›na al›nmad›¤› belirtildi. 27 Ocak 2004 tarihinde Yakup Tan›fl taraf›ndan ‹nsan Haklar› Baflkanl›¤›’na bir baflvuruda bulunmufl ve bir komisyon oluflturarak kay›plar konusunda inceleme bafllat›lmas› talep edilmiflti. Yap›lan baflvuruya Baflkan

Vekili Vahit B›çak imzas›yla gönderilen cevap yaz›s›nda “Söz konusu kiflilerin ‹lçe Jandarma Komutanl›¤› ve Emniyet Müdürlü¤ü birimlerinde gözalt›na al›nmad›¤› bildirilmifltir” fleklinde cevap geldi. Karara tepki gösteren Yakup Tan›fl, yan›t› gayri-ciddi buldu¤unu belirterek “Verilen cevap komedinin ötesine geçmiyor. Herkes taraf›ndan bilinen ve art›k tart›flmas›n›n bile saçma oldu¤unu, gözalt› olay›na iliflkin ‘gözalt›na al›nmad›lar’ gibi komik bir cevap veriliyor. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine ra¤men hala böylesi bir cevab›n veriliyor olmas› bizi devletin konuya yaklafl›m› konusunda kayg›land›r›yor” dedi. (Mersin)

At›l›m muhabirine tecavüz giriflimi ‹nsan Haklar› Derne¤i yöneticisi ve Bursa At›l›m gazetesi muhabiri Burcu Gümüfl, 6 Nisan 2004 tarihinde evine giderken “kimli¤i belirsiz” bir kifli taraf›ndan sald›r›ya u¤rayarak tecavüz giriflimine maruz kald›. Ba¤›rd›¤› için kaba daya¤a maruz kalan Gümüfl, bo¤ulmak istendi. Yar›m saate yak›n süren sald›r›da ald›¤› darbelerin etkisiyle diflleri kanayan, boyun bölgesinde flifllikler oluflan ve bacak aralar›na vurulan tekmelerle kanamas› artan Gümüfl, olay yerine gelen polisler taraf›ndan karakola götürüldü. Burada polisin “sadece bu kadar m›” gibi söylemleriyle psikolojik iflkenceye maruz kalan Gümüfl, daha önce de defalarca gözalt›na al›nm›fl en son gözalt›na al›nd›¤›nda ise “Aya¤›n› denk al. Buras› Bursa baflka yere benzemez” denilerek tehdit edilmifl ve 15 gün sonra da bu insanl›k d›fl› sald›r›ya maruz kalm›flt›r.

Olay›n ard›ndan ‹HD Bursa fiubesi’nin AKP önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›na Devrimci-sosyalist bas›n okurlar› ve SDP ‹l Baflkan› da kat›larak muhalif kad›n kimli¤ine yap›lan bu insanl›k d›fl› sald›r›y› k›nad›lar. Son olarak da 9 Nisan 2004 tarihinde Osmangazi park›nda biraraya gelen Bursa Kad›n Kurumlar› da olay› k›nayarak ‹çiflleri Bakanl›¤›na faks çektiler. ESP AKT‹V‹ST‹ UFUK KÖSE KAÇIRILDI ESP aktivisti Ufuk Köse 12 Nisan günü Gümüflçeken Caddesi’nde yürürken, kendilerini polis olarak ta-

n›tan iki kifli taraf›ndan yolu kesilerek kaç›r›ld›. Kartal marka, siyah renkli, plakas›z bir arabaya zorla sokulan Köse, kafas› koltuk aras›na s›k›flt›r›larak At›c›lar civar›nda üç katl› bir binaya götürüldü. Köse götürüldü¤ü yerde kendisine çeflitli mitinglerden fotograflar gösterildi¤ini ve foto¤raflardaki kifliler konusunda sorular sorduklar›n›, kendisine “ifl ve para” karfl›l›¤›nda ajanl›k dayatt›klar›n› dile getirdi. Sorgu boyunca kaba dayak iflkencesine maruz kalan Köse, “Yine görüflece¤iz” fleklinde tehdit edilerek Elmasbahçeler civar›nda bir tarlaya at›ld›. Olay›n ard›ndan ESP’liler yeni Adliye önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak Köse’nin polis taraf›ndan kaç›r›lmas›n› protesto ettiler. ‹HD Bursa fiubesi de, dernek binas›nda bir bas›n aç›klamas› yaparak “Yaflam hakk›, temel insan hakk›d›r” diyerek yaflanan bu ve buna benzer sald›r›lar› nefretle k›nad›klar›n› dile getirdi. (Bursa)


9

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

ILPS aktivistine NATO öncesi sorgulama 18 Nisan 2004 tarihinde Tuzla’da düzenlenen bir panele kat›lmak için Tuzla Köprüsü’nden Ayd›nl›köy dolmufluna binen Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi Türkiye Seksiyonu (ILPS) aktivisti Aliyah Elizabeth Brunner, kendisinden sonra araca binen iki kifli taraf›ndan zorla araçtan indirilmek istendi. Kendisinin araçtan inmeyerek direnmesi ve dolmufl floförünün de sahiplenmesine karfl›n zorla dolmufltan indirilen, gözleri ba¤lanan kafas›na darbe alan Brunner, beyaz bir araca bindirildi. Gözleri ba¤lanarak bilmedi¤i bir yere götürülen Brunner’e götürüldü¤ü yerde fiziksel iflkence yap›ld›. Burada, sivil polisler taraf›ndan ‘terörist örgütlerin uluslararas› çapta irtibat›n› sa¤lad›¤›’, ‘son günlerde geliflen uluslararas› hareketin bafl›n› çekti¤i’ öne sürüle-

rek, Brunner’den bilgi al›nmaya çal›fl›ld›. “Bu art›k senin son flans›n, sen bunu flaka m› san›yorsun” vb. söylemlerle tehdit edilen Aliyah Elizabeth Brunner’e daha iyi bir yaflam ve can güvenli¤i sa¤lanaca¤› yönünde vaatlerde bulunan polisler Brunner’in, “Onursuz bir yaflam sürmektense ölmeyi tercih ederim” cevab›yla karfl›lafl›nca kendisine iflkence yap›ld›. Arac›n içerisinde cinsel tacize u¤rayan Brunner’in kolunda da sigara söndürüldü. “Öleceksin” tehditleriyle devam edilen iflkenceden istedi¤i sonucu alamayan sivil polisler Brunner’i arabadan indirip bafl›na silah dayayarak diz üstü oturttu. Bu esnada da tehditlerine devam eden polis sert bir cisimle Brunner’in ensesine vurarak olay yerinden uzaklaflt›. Ald›¤› darbe ile yar› bayg›nl›k geçiren Brunner

TUTSAK GAZETECİLER SERBEST BIRAKILSIN

17 Nisan Cumartesi günü Galatasaray Postanesi önünde saat 13:00’te Yeni At›l›m Gazetesi, Ekmek ve Adalet gazetesi, Hareket Dergisi, Yeni Dünya ‹çin Ça¤r› dergisi, Direnifl Dergisi, Partizan dergisi, Devrimci Hareket dergisi, K›z›l Bayrak gazetesi, Sömürüsüz Bir Dünya için Dayan›flma gazetesi, Özgür Gençlik dergisi, Devrimci Demokrasi gazetesi, Sosyalist Barikat dergisi, Sosyalist Demokrasi gazetesi, Odak dergisi, Proleter Devrimci Durufl dergisinin destek verdi¤i bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Hareket Dergisi çal›flan› Özgür Sevgi Göral “Türkiye’de muhalif yay›n yapan gazeteler ve dergiler, çal›flanlar›na y›llard›r uygulanan her türlü sald›r›lara ve tutuklamalara ra¤men gerçekleri

yazmaya devam diyor. Türkiye’de onlarca gazeteci hapishanededir. Avrupa Birli¤i’ne girme sürecinde demokratik reform paketinden devrimci ve sosyalist bas›na yasaklamalar ve çal›flanlar›na da tutuklamalar ç›kt›. Bu da gösteriyor ki Avrupa Birli¤i’nin getirece¤i demokrasi, sosyalistler ve emekçiler için tam bir aldatmacad›r” dedi. Bas›n aç›klamas› “Bask›lar bizi y›ld›r›maz”, “Tutuklu gazeteciler serbest b›rak›ls›n”, “AB, ABD NATO bizleri y›ld›ramaz”, “Sosyalist bas›n susturulamaz” sloganlar›yla son bulurken bas›n aç›klamas›na kat›lan devrimci ve sosyalist bas›n çal›flanlar› tutuklu gazetecilere yazm›fl olduklar› dayan›flma kartlar›n› Galatasaray Postanesi’nden yollayarak eylemlerini sonland›rd›lar. (‹stanbul)

kendine geldi¤inde bofl bir alana b›rak›ld›¤›n› gördü. Olaya iliflkin 20 Nisan 2004 tarihinde ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yapan Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) Türkiye Seksiyonu aktivistleri bu sald›r›n›n tüm devrimci-demokrat-ilerici kesimlere yönelik oldu¤unun alt›n› bir kez daha çizdi. Aç›klamay› yapan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Eren Keskin, ILPS aktivistleri Selma fiahin ve Aliyah Elizabeth Brunner sald›r›y› protesto ettiler. Brunner’in olay› anlatmas›n›n ard›ndan bas›n metnini okuyan Selma fiahin Haziran ay›nda yap›lacak olan NATO Zirvesinde “Büyük Ortado¤u Projesi” kapsam›nda özelde Ortado¤u halklar›na genelde dünya halklar›na karfl› emperyalizmin silahl› örgütü NATO’nun yeniden yap›land›r›lmas› ve bölgede daha aktif kullan›lmas› için yap›lacak olan görüflmeler öncesinde bu zirvenin teflhirini yapacak olan anti-emperyalist, demokratik güçlere yönelik bir sald›r› oldu¤unu belirtti. fiahin “Bu sald›r›lar›n hedefi olan kurumlardan biri olan Halklar›n Uluslar aras› Mücadele Ligi Türkiye Seksiyonu Çal›flan› arkadafl›m›z Aliyah Elizabeth Brunner bu sald›r›lara maruz kalan ilk kifli de¤ildir, ancak daha kötüsü son olmayaca¤›n› da biliyoruz. ‹flte bu yüzden tüm demokratik, ilerici, devrimci, anti-emperyalist güçleri birlikte hareket etmeye ça¤›r›yoruz. Emperyalizmi de onun silahl› örgütü NATO’yu da durduracak olan bu birleflik gücümüz olacakt›r” dedi. Aç›klamaya devam eden Eren Keskin buna benzer bir olay›n daha birkaç gün önce yafland›¤›n› belirterek Brunner’in yaflad›¤› sald›r›ya iliflkin 20 Nisan tarihli gazetede yer alan haberleri dikkate alarak Fatih Cumhuriyet Sav-

c›l›¤›n›n soruflturma bafllatt›¤›n› söyledi. Aç›klamaya destek veren kurumlar: TUYAB, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i, Tekstil-Sen, SDP, SDP Kad›köy fiubesi, EMEP, Limter-‹fl, EKB, Tuzla Deri-‹fl, Tar›m Orkam-Sen, ÖMP, DEHAP, EHP, ESP, Belediye‹fl, TAYAD, DHP, Yeni Dünya ‹çin Ça¤r›. Mersin’de de polisin sald›r›lar›n› protesto etmek için bir eylem yap›ld›. Saat 13:00’te Tafl Bina önünde toplanan kitle “Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi” pankart› açarak “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n halklar›n Mücadele Ligi” vb. sloganlar att›. Kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Özgür Elitemiz devletin NATO zirvesi öncesi tüm ilerici, devrimci, demokrat insanlara, kurumlara yönelik sald›r›lar›ndan birinin de ‹stanbul’da yafland›¤›n› belirterek tüm bu sald›r›lara karfl› herkesi 1 May›s’ta alanlara ça¤›rd›. “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “NATO’ya geçit yok” dövizlerinin de tafl›nd›¤› aç›klama sonras› kitle alk›fllar eflli¤inde da¤›ld›.


10

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Devrimci tutsaklardan bas›n aç›klamas›:

33 TAYAD’DAN ‹HLAL RAPORU

DEVR‹MC‹ ‹RADE TESL‹M ALINAMAZ

Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde bulunan devrimci tutsaklar kamuoyuna aç›klama yaparak, F tiplerinde sald›r›lar›n devam etti¤ini belirttiler. Tutsaklar yapt›klar› aç›klamada flunlar› dile getirdiler: “19 Aral›k 2000’de onlarca tutsa¤›n katledilmesi ile aç›lan F tipi hapishaneleri iflkence ve katliam merkezleri olma özelli¤ini koruyor. Bugüne kadar F tipi hapishanelerine karfl› geliflen tarihsel ölüm orucu direniflinde 109 insan›m›z flehit düfltü, 500’ü aflk›n tutsak da sakat kald›. Bunun d›fl›nda F Tipi tecrit ve izolasyona, iflkenceye dayanamayarak intihar eden ve hayat›n› kaybeden 10’un üzerinde adli tutuklu ve hükümlünün bulundu¤u, onlarca kiflinin de a¤›r psikolojik sorunlarla yüzyüze oldu¤u herkesin malumudur. F Tipi iflkencesinin son örne¤i de 15 Mart 2004 Pazartesi günü 3 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi salonunda yafland›. Sabah saatlerinde daha hapishaneden ç›kmadan önce arkadafllar›-

m›z ring arac›na bindirilirken gerginlik yarat›p, sald›r›labilece¤i sinyalini veren jandarma personeli, 3 No’lu DGM’de görülen duruflmaya ara verildi¤i s›rada ailesine el sallayan arkadafllar›m›za tekme, tokat ve yumruklarla sald›rm›flt›r. Sald›r› s›ras›nda baz› arkadafllar›m›z›n bo¤azlar› s›k›larak nefes almalar› engellenmifl, gözlükleri k›r›l›p, k›yafetleri parçalanm›flt›r. Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde T‹KB davas›ndan tutuklu bulunan H›d›r Canpolat, Ali Can Erkol, Fahri Türk, Mehmet Sarar, Yüksel Okuyucu, Erkan Altun, Erdinç Yücel isimli arkadafllar›m›z›n yan›s›ra Gebze M Tipi Hapishanesi’nden ç›kan Aysel Güldo¤an ve Hasdal Özel Askeri Hapishanesi’nden gelen Kadir Ayd›n isimli yine ayn› davadan tutuklu arkadafllar›m›z bu sald›r› s›ras›nda yaralanm›fllard›r. Jandarmaya mahkeme salonunda bulunan bir polisin de kat›ld›¤› bu sald›r› DGM heyeti, avukatlar ve tutsak

SANATÇI VE AYDINLARDAN BASIN AÇIKLAMASI Geçti¤imiz günlerde Beyo¤lu ‹mam Adnan Sokak’ta katledilen Devrimci Hareket dergisi okuru Önder Babat için 17 Nis a n ’ d a TMMOB’da toplanan sanatç›, ayd›n ve gazeteciler katillerin bulunmas›n› istediler. Ses sanatç›s› Hasan Sa¤lam, cinayetle ilgili soru iflaretlerinin bir an önce yan›tlanmas› gerekti¤ini söyledi. Ayd›n ve sanatç›lar olarak bu olay›n peflini b›rakmayacaklar›n› dile getiren Sa¤lam, olay›n unutturulmas›na izin vermeyeceklerini belirtti. Sanatç› Sad›k Gürbüz ise, ‹stanbul’un göbe¤inde Beyo¤lu’nda genç bir üniversite ö¤rencisinin öldürülmesinin ürkütücü oldu¤unu belirtti. Yazar Sennur Sezer ise, NATO Zirvesi’nin yaklaflt›¤› günlerde gençli¤in de bir sindirme hareketi ile karfl› karfl›ya oldu¤unu belirterek, hep beraber direnerek bu olaylar›n önüne geçilebilece¤ine inand›¤›n› belirtti. (H. Merkezi)

yak›nlar›n›n gözleri önünde gerçekleflmifltir. Sald›r›ya “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Devrimci tutsaklar esir al›namaz” slogan›yla karfl›l›k veren devrimci tutsaklar, daha sonra ring arac›na al›n›p, havaland›rmas› aç›lmayarak saatlerce ring arac›nda bekletilmifl ve hiçbir ihtiyac› karfl›lanmam›flt›r. Sald›r›ya tan›kl›k eden tutsak yak›nlar› da “robocop” ad› verilen çevik kuvvet polislerince tehdit ve taciz edilerek DGM’nin önünden uzaklaflt›r›lm›fllard›r. Hapishaneye döndüklerinde, vücutlar›ndaki darp izlerini tespit ettirmek isteyen arkadafllar›m›z “Adnan” isimli hapishane doktoru taraf›ndan hakaretlere u¤ram›fl ve sevk defterine ne yazd›¤›n› ö¤renememifllerdir. Bizler, devrimci tutsaklar olarak varolan ve gelifltirilmeye çal›fl›lan bu yeni sald›r› politikalar›na karfl› tüm emekçi halk›m›z› uyan›k ve örgütlü olmaya ve ortaya koyulan devrimci iradede birleflip, mücadeleyi içerde d›flarda tecrite, sansüre, bask›ya ve iflkenceye karfl› mücadeleye destek olmaya ça¤›r›yor, tüm bas›n› ve kamuoyunu devrimci tutsaklara karfl› yürütülmeye çal›fl›lan imha politikalar› hususunda duyarl› olmaya davet ediyoruz...” Tekirda¤ 1 No’lu Hapishanesi’nde bulunan TKP/ML, T‹KB, MLKP, MKP, Direnifl Hareketi, PKK/DÇS, TKEP/L davas›ndan yarg›lanan tutsaklar.

Tüm hapishanelerde TTE’ye karfl› Açl›k Grevleri Devrimci tutsaklar› teslim alma amaçl› 19 Aral›k’ta bafllat›lan katliam ve tecrit sald›r›s› yeni sald›r› araçlar›yla daha üst boyutlarda yaflan›yor. Fiilen uygulanan zorla müdahale yasalaflt›r›ld›. Ölüm Orucu eylemcilerinin yarg›lanmas›, açl›k grevlerine dava aç›lmas› yasal dayana¤a kavuflturuldu. ‹tirafç›l›k yasas› yenilendi. Haz›rlanan Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›yla Tek Tip Elbise, zorla çal›flt›r›lma, direnme hakk›n› yok sayan disiplin cezalar› dayat›l›yor. Haz›rlanan bu yasa tasar›s›yla ayn› zamanda tecrit ve izolasyon iflkencesi de yasallafl›yor. Faflizme mutlak itaat etmeyi dayatan, tüm direnme haklar›n› dilekçe yazmayla, flikayet ve talepte bulunmayla s›n›rlayan yeni sald›r› yasalar›, devrimci tutsaklar› yaflayan ölüler haline getirmeyi hedefliyor. Ancak tüm bu sald›r›lar karfl›s›nda devrimci ve komünist tutsaklar zulme karfl› yarat›lan direnifl gelene¤ini sürdürüyorlar. En a¤›r tecrit koflullar›nda dahi büyü-

yen direnifl zulmü yeniyor. Yeni bir aflamaya giren sald›r› politikalar› karfl›s›nda tutsaklar›n da direnifli yeni bir aflamaya girdi. 2 No’lu F Tipleri ve D Tiplerinin aç›lmas›n›n ard›ndan kimi hapishanelere gönderilen yeni yönetmeliklerle yeni bir sürece giriliyor. Devrimci tutsaklar, uygulanan bu yeni sald›r› dalgas›n› da bir dizi direniflle karfl›l›yorlar. Tutsak aileleri ve avukatlardan edindi¤imiz bilgilere göre tüm hapishanelerde bulunan TKP/ML, MLKP, T‹KB, MKP, DHKPC, Direnifl Hareketi ve PKK/DÇS dava tutsaklar› 15 Nisan tarihi itibar›yla bir ayl›k dönüflümlü açl›k grevine bafllad›lar. Tecritin kald›r›lmas› yönündeki daha önceki taleplerin yan› s›ra devrimci tutsaklar ek olarak “Tutuklu ve hükümlü mahpuslar zorla çal›flt›r›lamaz. Hiçbir mahpus zorla çal›flt›r›lmamal›, zorlanmamal›d›r. Tek Tip Elbise yaklafl›m›ndan vazgeçilmelidir” fleklinde taleplerini s›ral›yorlar.

TAYAD, “Mart Ay› ‹hlal Raporu”nu 13 Nisan 2004 tarihinde Taksim’deki binas›nda düzenledi¤i bas›n toplant›s›yla aç›klad›. Raporu aç›klayan TAYAD Yönetim Kurulu Üyesi Naime Kara, bugüne kadar hak ihlallerine yönelik yap›lan suç duyurular›ndan bir sonuç al›namad›¤› gibi tutsaklara yönelik ihlallerin her geçen gün artt›¤›na dikkat çekti. F Tipi hapishanelerde herfleyin psikolojik ve fiziki iflkence arac› olarak kullan›lmaya devam etti¤ini kaydeden Kara, flunlar› söyledi: “Hapishane girifl ç›k›fllar›nda X-Ray cihaz› olmas›na ra¤men elle onur k›r›c› arama dayat›l›yor. Bu kabul edilmeyince tutuklular kaba dayak ve hakaretlere maruz kal›yorlar. Sa¤l›k sorunu olan tutuklu ve hükümlüler hastanede, kelepçeleri ç›kar›lmad›¤› için muayene olam›yorlar. Tedavileri engelleniyor. Muayene olabilenler ise ya ilaçlar› keyfi bir flekilde revir doktoru taraf›ndan verilmiyor ya da masraflar›n tutuklular taraf›ndan karfl›lanmas› isteniyor.” F Tipi hapishanelerde en küçük hak ve insani talebin karfl›l›¤›n›n dayak, iflkence ve bask› oldu¤unu belirten Kara, “Tekirda¤ F tipi hapishanesinde kalan tutuklular teker teker üst aramas›na götürülmüfller. Arama s›ras›nda tutuklular onur k›r›c› davran›fllara, sald›r› ve daya¤a maruz kalm›fllard›r. Sald›r› s›ras›nda ‘‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek’ slogan› atan tutuklulara ‘Buras› insan haklar› derne¤i de¤il. Burada onur-monur yoktur’ denilmifltir” fleklinde konufltu. Yak›nlar›n› ziyarete giden ailelere de birçok zorluk ç›kar›ld›¤›n› dile getiren Kara, bütün bask›lara bir an önce son verilmesini istedi. 16 Nisan’da TAYAD’l› aileler TAYAD binas›nda yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla 1 Nisan’dan beri TAYAD’a yönelik devam eden sald›r›lar› ve son günlerde artan kaç›rma, hiçbir sebep yokken gözalt›na alma, tutuklamalar› k›nad›. TAYAD Baflkan› Niyazi A¤›rman yapt›¤› aç›klamada TAYAD üzerinde estirilen terörle hakl› mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini, bu u¤urda bedeller ödediklerini ve ödemeye devam ettiklerini vurgulad›. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Niyazi A¤›rman da dernek ç›k›fl›nda gözalt›na al›nd›. TAYAD’l› aileler ve TAYAD yönetim kurulu üyeleri 19 Nisan’da Sultanahmet Adliyesi’nde 1 Nisan 2004 tarihinden itibaren derne¤in ve üyelerinin üzerinde oluflturulan bask›lar gözalt› ve tutuklamalar›n hala devam etmesi ile ilgili olarak suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusunun ard›ndan k›sa bir aç›klama yapan TAYAD Baflkan› Feridun Osmana¤ao¤lu bizim derne¤imiz yasal bir kurum sanki illegal görüntüsü verilmek isteniyor, madem illegalse neden derne¤imizin ve di¤er kurumlar›m›z›n aç›lmas›na izin veriyorlar, bask›lar bizi y›ld›ramaz” dedi. Ard›ndan avukat Sevda Y›lmaz ise TAYAD’a yönelik yap›lan bu sald›r›lar›n hiçbir yasal gerekçesi olamayaca¤›n› belirtti. (H. Merkezi)


11

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Devletin sald›r› terörü devam ediyor dafllar›n›n birarada bulunmas›n› f›rsat bilen polis kameraya çekerek insanlar› rahats›z etti. Ailelerin yan›na destek amaçl› gelen 3 kifli de listede ismi oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na al›nd›. Savc›l›k soruflturmas›n›n ard›ndan 4 kiflinin tutuklu, 7 kiflinin serbest yarg›lanmas›na karar verildi. Serbest b›rak›lan 7 kiflinin Ankara DGM’den gelen talimat neticesinde savc›l›k 14 Nisan akflam› tekrar 6 kifliye tutuklama karar› verdi. NATO Zirvesi öncesi, tüm devrimci ve muhalif güçleri sindirmek amac›yla ya-

Haziran ay›nda ‹stanbul’da yap›lacak olan NATO zirvesi öncesi 4 AB üyesi ülke ile birlikte birçok ilde eflzamanl› olarak demokratik kitle örgütlerine yönelik düzenlenen ve “DHKP-C operasyonu” olarak yans›t›lan sald›r›lar 1 Nisan’da bafllam›flt›. 56 kifli gözalt›na al›narak aralar›ndan 22 kifli tutuklanm›flt›. Ancak sald›r›n›n sonuçlar›ndan tatmin olmayan egemenler sald›r›lar›na son sürat devam etmekte. Üstelik bunlar› da pervas›zca “NATO öncesi terör örgütlerine yönelik çal›flma” ad› alt›nda yapt›klar›n› meflru göstermeye çal›flmaktad›r. Bu sald›r›lar›n devam› olan gözalt› furyas› Kocaeli, Samsun, Ordu, ‹zmir, Bursa vb. illerde yans›mas›n› buldu. 8 Nisan 2004 tarihinde Amasya-Merzifon’da gözalt›na al›nan TAYAD’l› ailelerden Sad›k Türk, ‹hsan Özdin ve Günefl Erdemir, 9 Nisan’da tutuklanarak Amasya Kapal› Hapishanesi’ne konuldular. 1 Nisan’da Kocaeli’de gözalt›na al›nan Münevver Köz ertesi gün tutukland›. 9 Nisan 2004 tarihinde Kocaeli Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i baflkan› Y›lmaz fien, Ekmek ve Adalet dergisinden Ayd›n Yavuz, Arif B., Mesut K. çal›flt›klar› kurumlar bas›larak gözalt›na al›nd›. Ordu’da bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i bas›larak dernek baflkan›

Bülent Yaz›c› ve dernekte bulunan Ceyhun Çavufl, ‹lker Keskin, Nihat Sönmez, Yeliz Sönmez, Hüseyin Saka gözalt›na al›nd›. 13 Nisan’da TAYAD Baflkan› Orhan Eski dernek binas› önünden kaç›r›larak gözalt›na al›nd›. 14 Nisan’da da yine TAYAD üyesi olan Bülent Solgun Aksaray metrosu giriflinde üzerine sald›ran yaklafl›k 20 sivil polis taraf›ndan yaka paça kaç›r›larak gözalt›na al›nd›. Arkadafllar›n›n kaç›r›lma olay› ile ilgili TMfi’ ye yapt›klar› baflvuru sonuçsuz kald› ve Solgun’un gözalt›nda olmad›¤› cevab› verildi. Yine 14 Nisan 2004 tarihinde Elaz›¤’da konser veren Grup Yorum elemanlar›ndan, konser bitiminde Özcan fienver, Beril Güzel, Umut Yetkin ve Öznur Turan gözalt›na al›nd›. 5 Nisan 2004 tarihinde akflam saatlerinden itibaren Samsun Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i, Gençlik Derne¤i, Ekmek ve Adalet bürosu bas›ld›. Otobüslerde ve sokaklarda polisin düzenlemifl oldu¤u sald›r›larda toplam 11 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar, 4 gün süren sorgulamalar›n›n ard›ndan 9 Nisan 2004 tarihinde savc›l›¤a ç›kar›ld›lar. Gün boyu süren savc›l›k soruflturmas› sürecinde, adliyede aileler ve arkadafllar› durumlar›n›n ne olaca¤›n› merakla beklediler. Adliyede ailelerin ve arka-

Nergiz Gülmez Mezar› bafl›nda an›ld› Proletarya Partisi’nin yi¤it neferlerinden Nergiz Gülmez F Tipi Hapishanelere karfl› bafllat›lan ölüm orucunun 123. gününde 11 Nisan 2001 tarihinde Proletarya Partisi’nin ilk kad›n Ölüm Orucu flehidi olarak tarihe ismini alt›n harflerle yazd›rd›. 11 Nisan 2004 tarihinde Nergiz Gülmez’in mezar› bafl›nda toplanan kitle, komünizm ve devrim flehitleri ad›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu. Sayg› duruflundan sonra söz alan Seza Mis Horuz; “halk› için mücadele edenlerin halk›n kurtuluflu için çekinmeden can›n› ortaya koyanlar›n ve bu u¤urda flehit düflenlerin halka b›kmadan usanmadan anlat›lmas› gerekiyor” dedi. Kitlenin hep bir a¤›zdan hayk›rd›¤› “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Nergiz yoldafl ölümsüzdür” sloganlar›n›n ard›ndan söylenen türküler ve marfllardan sonra anma sona erdirildi. (Kartal)

Erol Zavar serbest b›rak›ls›n Mesane kanseri olmas›na ra¤men 2001 y›l›ndan bu yana Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Erol Zavar’›n hastanede kalmas› ve tedavi olmas› gerekti¤ini belirten efli Elif Zavar, yaflam hakk› ve sa¤l›k hizmetinin bir insan hakk› oldu¤una dikkat çekerek eflinin bu haktan yararlanamad›¤›n› söyledi. Elif Zavar, efli Erol Zavar’›n, hapishaneden cenazesini almak istemedi¤ini bu nedenle eflinin serbest b›rak›larak tedavisinin yap›lmas›n› istedi. Sakarya Caddesi’nde bas›n aç›klamas› yapan Elif Zavar, eflinin tedavisinin F Tipi Hapishanede de¤il tam teflekkülü bir hastanede sürdürülmesi gerekti¤ini belirti. F tiplerinde direniflin

p›lan bu sald›r›lar›n devam etmesi, özellikle düzen sözcülerinin “siyasi istikrar” yaygaralar› kopararak, “demokratikleflme” rüzgarlar› estirdi¤i bir süreçte gerçekleflmesi karfl›s›nda Samsun’da bulunan DKÖ’ler ve devrimciler birlikte hareket etmeye bafllad›. Bu sald›r›lar›n önüne geçebilmek ve egemenlere tüm sald›r›lar›n›n karfl›s›nda çok büyük bir güç olan devrimci dayan›flmay› sonuna kadar göstermek gerekti¤ine inanan kurumlar bu birlikteli¤i devam ettireceklerini belirttiler.

sürdü¤üne, bugüne kadar 109 insan›n yaflam›n› yitirdi¤ine ve yüzlercesinin sakat kald›¤›na, birço¤una iyileflemez raporu verildi¤ine dikkat çeken Zavar, eflinin de bu tutuklulardan biri oldu¤unu vurgulayarak flunlar› söyledi: “Odak dergisi eski yaz›iflleri müdürü olan eflim Erol Zavar, 2001 y›l›ndan beri kanserli bedeniyle direniyor. Erol Zavar’›n tedavisinin sürdürülmesi için 339. maddeden yaralanmas› için Tekirda¤ Baflsavc›l›¤›’na dilekçelerle baflvuru yapt›k. Adli T›p’tan rapor istememize ra¤men sevki yap›lmam›flt›r. Tekirda¤ Devlet Hastanesinden ‘cezaevinde yatmas›na engel teflkil edecek hiçbir sa¤l›k sorunu yoktur’ raporu ç›km›flt›r.” Zavar, “hapishanede insanlar›n yaflamlar›n›n riske atan tecritin sorumlular›n›n ve uygulay›c›lar›n›n ölümlere sebep olmaktan ve göz yummaktan yarg›lanmalar› gerekti¤ini” ifade ederek “Eflim Erol Zavar’›n hapishaneden cenazesini almak istemiyorum, çocuklar›m›n babas›z kalmas›n› istemiyorum, eflimin yaflam hakk›n›n geri verilmesini istiyorum” dedi. (H. Merkezi)

Hapishanelerde olanlar› anlatmak da suç! Siyasi hükümlü Kerem Özdikmenli’nin annesi Sakine Tekelio¤lu hakk›nda, o¤lunun cezaevinde yaflad›¤› onur k›r›c› muameleleri Evrensel’e anlatt›¤› için “konuyu araflt›rmadan ifllenmemifl suçu ifllenmifl gibi uydurarak suç iflledi¤i” iddias›yla dava aç›ld›. Bolu F Tipi Hapishanesi’nde hükümlü olan Kerem Özdikmenli isimli o¤lunu ziyaret eden annesi Sakine Tekelio¤lu, Ankara’ya dönüflünde ‹nsan Haklar› Derne¤i (‹HD) Ankara fiubesi’ne baflvuruda bulunmufltu. Özdikmenli, cezaevinde maruz kald›¤› bask›lar›, hastane ve adliye sevklerinde gardiyanlar taraf›ndan dövüldü¤ünü anlatm›flt›. Anne Tekelio¤lu ise, o¤lunun anlatt›klar›n› Evrensel’e iletmifl, Evrensel’in 17 Kas›m 2003 tarihli say›s›nda, anlat›lanlar ha-

ber olmufltu. Tekelio¤lu, Meclis insan Haklar› ‹nceleme Komisyonu ve Adalet Bakanl›¤›’na baflvurularda bulundu. Bolu Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n konuyla ilgili bafllatt›¤› soruflturma, iki ay içinde “takipsizlik karar›yla” sonuçland›r›larak, hapishane görevlileri akland›. Karar sonras› Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, Tekelio¤lu hakk›nda “o¤lunun a¤z›ndan duyduklar›n› araflt›rmaks›z›n bas›na aktard›¤›” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Anne Tekelio¤lu hakk›nda, Türk Ceza Yasas›’n›n 283. maddesinde tan›mlanan “ifllenmemifl suçu ifllenmifl gibi uydurmak” iddias›yla 30 aya kadar hapis cezas› istemiyle dava aç›ld›.


23 Nisan-6 Mayıs 2004

33

12

EME⁄‹N BAYRAMI 1 MAYIS TÜM DÜNYA ‹fiÇ‹ SINIFINA KUTLU OLSUN

1 MAYIS’I EMPERYAL‹ST ‹fiGALLERE VE KAZANILMIfi SOSYAL HAKLARIMIZIN GASPINA KARfiI

MÜCADELE GÜNÜNE ÇEV‹REL‹M EMEKÇ‹LER, Dünyan›n tüm co¤rafyalar›nda iflçi s›n›f› dil, din ve renk ayr›m› yapmadan 1 May›s’› kutlamaktad›r. Emek ve sermaye aras›ndaki kavga devam ediyor. ‹flçi s›n›f›, sömürüsüz ve bask›s›z bir dünya kurma mücadelesinden vaz geçmifl de¤ildir. 1 May›s, iflçi s›n›f›n›n kan ve can pahas›na kazand›¤› emek bayram›d›r. Hiçbir hak kendili¤inden verilmifl de¤ildir. Kapitalizm tüm dünyada eme¤e azg›nca sald›rmaya devam ediyor. Kazan›lm›fl sosyal haklar›m›z bir bir gasp edilmektedir. Dünyan›n her yerinde kapitalist tekeller daha çok kar etmek, rekabet güçlerini daha da art›rmak için, kukla hükümetlerini harekete geçirmifl bulunuyorlar. Bu sald›r›lar›n yap›ld›¤› co¤rafyalardan biride Avrupa’d›r. Avrupa Birli¤i hükümetleri efl güdüm halinde iflçi s›n›f›n›n kazan›lm›fl haklar›n› pefl pefle gasp ederek uluslararas› tekellere büyük olanaklar yaratmaktad›rlar.

‹stisnas›z olarak uygulamaya sokulan, çal›flma flartlar›n›n bafltan afla¤›ya yeniden düzenlenmesi, iflsizlikten do¤an haklar›n k›s›tlanmas›, emeklilik ve sa¤l›k sigortas› haklar›n›n yontulmas›, iflten atmalar›n kolaylaflt›r›lmas›, emeklilik yafl›n›n yükseltilmesi tart›flmalar›, vergilerin art›r›lmas›, ö¤renim haklar›na getirilen k›s›tlamalar tüm Avrupa ülkelerinin uygulamaya koyduklar› hak gasplar›d›r. Emperyalistler sald›rganl›kta s›n›r tan›m›yor. ABD ve ‹ngiliz emperyalist güçleri 20 Mart 2003 tarihinden bu yan Irak’› iflgal alt›nda tutmaya devam ediyorlar. ‹flgalden bu yana y›k›lmad›k yer b›rakmayan iflgalci güçler, binlerce insan›n katledilmesinden birinci dereceden sorumludurlar. 11 Eylül 2002 tarihinden sonra tüm projelerini bir bir hayata geçiren ABD emperyalizmi Afganistan’la bafllay›p Irak iflgaliyle sald›rganl›¤›n› devam ettiren ABD, flimdilerde ise ‘’Büyük

Ortado¤u Projesi’’ni dile getirerek savafl› geniflletmenin zeminini haz›rlamaktad›r. ABD emperyalizmi ve ona destek veren di¤er iflgalci güçler Irak’ta batakl›¤›n içine gömülmeye do¤ru gitmektedirler. Irak halk› iflgalci güçlere karfl› verdikleri ulusal kurtulufl mücadelesiyle direnifli her geçen gün daha da yükseltmektedirler. Ortado¤u’nun kanayan yaras› Filistin Siyonist ‹srail devleti ABD emperyalizminin deste¤ini arkas›na alarak Filistin halk›n› katletmeye devam ediyor. Filistin topraklar›n› iflgal alt›nda tutan Siyonist ‹srail devleti taraf›ndan, fieyh Yasin’nin öldürülmesinin ard›ndan Hamas’›n yeni lideri Rantissis öldürülmesine ABD’nin destek ve onay› oldu¤u aç›kt›r. Mazlum Filistin halk›n›n verdi¤i hakl› mücadelenin yan›nday›z. Kad›n ve erkek emekçiler, iflçiler; 2004 1 May›s’› dünyan›n her ya-

n›nda iflsizlik, yoksulluk, açl›k ve emperyalist iflgalin oldu¤u bir tarihi süreçte kutlan›yor. Eme¤in hakim oldu¤u bir dünya yaratmak bizim ellerimizdedir. Haks›zl›¤a, emperyalist iflgallere, sosyal haklar›m›z›n gasp›na karfl› üretimden gelen gücümüzü kullanarak mücadeleyi yükseltelim. Unutmayal›m ki, hiçbir hak mücadele edilmeden al›nmam›flt›r. YAfiASIN EME⁄‹N BAYRAMI 1 MAYIS! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! TÜM ‹fiGALC‹ GÜÇLER ELLER‹N‹Z‹ IRAK’TAN ÇEK‹N! SOSYAL YIKIMA VE HAK GASPLARINA HAYIR! AT‹K AVRUPA TÜRK‹YEL‹ ‹fiÇ‹LER KONFEDERASYONU AT‹F, AT‹GF, ‹T‹F, H‹T‹F, YDG

Yaflas›n kavga ve hesap günü 1 May›s! “Demokrasi ve bar›fl”!... Emperyalist iflgalcilerin ne pahas›na olursa olsun iflgale yeltendikleri ülkelere girerken yüzlerindeki maske haline gelmifl durumdad›r. Baflta ABD emperyalizmi olmak üzere bu haydutlar çetesi ne zaman ki Bar›fl ve Demokrasinin lafz›n› etmiflse orada yüz binlerce ölü, yüz binlerce yaral›-sakat insan, y›k›lan, ya¤malanan topraklar olmufltur. Sadece son 30 y›lda emperyalizmin süngüsüne geçirilen ülkelere, Panama’dan Haiti’ye, Somali’den Balkan ülkelerine Filistin’den Irak’a bak›n. Kan, gözyafl›, katliam ve kargafladan baflka hangi “istikrardan” bahsedilebilir. Halklar›n sömürüsüne ve birbirine k›rd›r›lmalar›m›d›r Bar›fl. Her türden kirli iflin erbab› kontra çetesi ve savafl tüccarlar›n›n o ülke kaynaklar›na ve yönetimine el koymas› m›d›r Demokrasi. Hay›r! Bu tarihin bize gösterdi¤i, yeniden ispat etti¤i gerçek fludur: emperyalist ve uflak devletlerinin dünyas›, anlay›fl› ve dili ile bir ezilen, sömürülen halk y›¤›nlar› ve proletaryan›n dünyas›, anlay›fl ve dili apayr›d›r. Ortak bir gelece¤imiz olamaz. Ya onlar ya biz. Ortak bir gelecekten bahsedenler, emperyalizmi ehlilefltirmeyi umut edenler, hala barut ve duman tüten bu topraklara yeniden bakmal›d›r. Irak’ta, Filis-

tin’de iflgale karfl› can siperane taflla, bombayla, bedeniyle karfl› koyan direnifllerinden, kararl›l›¤›ndan ö¤renmelidir. Tarihin döne döne ispat etti¤i bu gerçek ortadad›r. Biz ezilen halk kitleleri bu gerçe¤i her gün yafl›yoruz. Bu iflgal, sömürü ve katliam tarihini bizler yaflad›k, yafl›yoruz. Uluslararas› tekellerin sömürge-yar›-sömürge ülkeleri nas›l borç bata¤›na çektiklerini, ülke iktidar›n› nas›l sat›n al›p uflaklaflt›rd›klar›n›, darbe yapt›klar›n›- yapt›rd›klar›n› biliyoruz. Biz yafll›s› ve genciyle, kad›n› ve erke¤iyle her gün iflsizli¤e, evsizli¤e açl›¤a nas›l mahkum edildi¤imizi biliyoruz. Bizler ad›na özellefltirme dedikleri; sa¤l›¤›m›zdan, e¤itime, haberleflme hakk›ndan ulafl›m hakk›m›za kadar her alan›n sömürüye, talana aç›ld›¤›n› görüyoruz. Bizler ad›na reform dedikleri; emperyalist efendileri istedi diye çal›flma rekorlar› k›rarak meclisten kaç tane yasa tasar›s› geçirildi¤ini görüyoruz. Yine tarihin, günümüzün yaflam›m›z›n bize ispat etti¤i ikinci bir gerçekse, gerçek Bar›fl ve Demokrasinin ancak proleter enternasyonalizm ile müm-

kün olaca¤›d›r. Her türden ulusal, etnik, cinsel farkl›l›¤›n çat›flmaya de¤il dünya halklar›n›n zenginli¤ine dönüflebilece¤i tek yer proleter enternasyonalizmin topraklar›d›r. Ancak bu topraklarda bar›fla gerek kalmaks›z›n halklar›n kardeflli¤i ve özgürlü¤ü elde edilebilir. Bunun en baflat gere¤i ise kendi ülkelerindeki emperyalist haydutlara ve her türden uzant›lar›na karfl› mücadele etmek, aya¤a kalkmakt›r. Iflçi s›n›f›n›n yine büyük bedellerle bizlere b›rakt›klar› o tarihi gün 1 May›s yaklafl›rken bugünü proleter enternasyonalizmin coflkusuyla anal›m. Tam da emperyalist haydutlar›n küreselleflme balonunun söndü¤ü as›l küreselleflen fleyin halklar›n sömürü ve eziyetinin oldu¤u ve bu yüzden de ezilen, yoksullaflan bizlerin daha güçlü ve daha ortak bir zeminde mücadele hatt› örmemiz gerekti¤i günümüzde 1 May›s daha anlaml› daha coflku dolu bir gündür. Proleter enternasyonal ruhunu kuflanarak emperyalist efendilerden hesap sorma günüdür. 1 May›s’ta “baflka” bir dünyan›n oldu¤u ve bu dünyan›n da azametli halk kitlelerini çetin mücadelesiyle kurulabilece¤ini daha güçlü hayk›ral›m. Meydanlarda semtlerde, okul ve

fabrikalarda Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS) pankartlar›yla, enternasyonal dayan›flma ve kardefllik slogan›yla yerlerimizi alal›m. ILPS’yi genci, yafll›s›, iflçisi, köylüsü, memuru, kad›n› ve erke¤iyle devrimci-demokratik tüm kurum ve kitle örgütleriyle iç içe, eylem birli¤i içinde güçlendirerek yürüyelim. Dünyan›n çeflitli ülkelerinde, Nepal’de, Filipinler’de, Hindistan’da, Türkiye’de, Peru’da, Kolombiya’da, Ortado¤u’da halklar›n yükselen mücadelesine sahip ç›karak, destekleyerek ve bu ülke egemenlerine emperyalistlerce verilen destek ve yard›ma karfl› ç›karak duyarl›¤›m›z› ortaya koyal›m. Ezilen sömürülen hakk›, dili gasp edilen ve emperyalist, faflist egemenlerce “lanetli” ilan edilerek çilekefl bir yaflama hapsedilen halk y›¤›nlar› ve proletarya s›n›f›n›n tarih sahnesinde son sözü söyleyece¤i kaç›n›lmazd›r. Bilimseldir. Kesindir . Bunu bugün daha güçlü, daha cüretli hayk›rarak 1 May›s alanlar›nda saflar›m›z› tutaca¤›z. Kahrolsun emperyalizm! Yaflas›n proletarya enternasyonalizmi! Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i! ILPS Gençlik Çal›flma Komisyonu


13

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Irak’ta iflgale ve katliama son! 28-29 Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak olan NATO Zirvesini ve Irak’ta son süreçte yaflanan çat›flmalarda yüzlerce Irakl›’n›n katledilmesini protesto etmek için Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu bileflenleri 18 Nisan 2004 tarihinde eski TÜYAP önünde bir araya gelerek eylem yapt›. “Irak’ta iflgale ve katliama son” pankart›n›n arkas›nda “NATO’ya hay›r üsler kapat›ls›n”, “‹stanbul NATO’ya mezar olacak”, “Katiller Zirvesine izin vermeyece¤iz”, “‹flgale de¤il direnifle devam” vb. dövizlerin aç›ld›¤› eylemde Taksim’de öldürülen üniversite ö¤rencisi Önder Babat’›n resimleri tafl›narak s›k s›k “Sömürgeciler yenilecek direnen halklar kazanacak”, “Önder Babat yoldafl ölümsüzdür”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “‹flgale de¤il direnifle destek” sloganlar› at›ld›.

Demokratik Haklar Platformu, ESP, Devrimci Hareket, D. Durufl, Halkevleri, Halk Kültür Merkezi ve ‹flçi Mücadelesinin de aralar›nda oldu¤u yaklafl›k 150 kiflilik grup ad›na bas›n metnini okuyan E¤itim-Sen 3 No’lu fiube Baflkan› Ekber Ifl›k, emperyalizmin Ortado¤u’ya özgürlük ve demokrasi götürmek gibi bir amac›n›n olmad›¤›n›n, son süreçte iflgale karfl› ç›kan Irak halk›n›n öldürülmesi ve Felluce ve Necef’te yaflanan katliamlarla çok net görülebilece¤ini söyledi. Ifl›k “Bu toplant›da masaya yat›r›laca¤› söylenen ‘Büyük Ortado¤u Projesi’, ülkemizin de içinde bulundu¤u co¤rafyan›n yeniden sömürgelefltirilmesinin, her birimiz için daha fazla açl›¤›n, sefaletin, yoksullu¤un ve y›k›m›n ad›d›r” diyerek Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak olan toplant›ya herkesin karfl› ç›kmas› gerekti¤ini belirtti. (‹stanbul)

NATO’YA HAYIR EYLEM‹ DEHAP, EMEP, SDP, TKP ve ÖDP ‹zmir ‹l Örgütleri Haziran ay›nda ‹stanbul’da yap›lacak NATO Zirvesini protesto etti. Konak Üst Geçidi’nde biraraya gelen yaklafl›k 300 kifli, “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol” yaz›l› bir pankart açarak, Konak Meydan›’nda bulunan Eski Sümerbank önüne kadar yürüdü. “ABD askeri olmayaca¤›z”, “NATO defol”, “Katil ABD, iflbirlikçi MGK” yaz›l› dövizler tafl›yan kitle, “Dün Vietnam, bugün Kürdistan, kahrolsun sömürgecilik”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” vb. sloganlar att›lar. Siyasi partiler ad›na ortak aç›klama yapan EMEP ‹zmir ‹l Baflkan› Cabbar Demirci, ABD’nin, Irak’› özgürlük ve demokrasi yalan›na dayanarak iflgal etti¤ini belirterek, “Saddam’› devirerek, Irak’› özgürlefltirece¤i yalan› a盤a ç›kan emperyalistler, bugün iflgale karfl› direnen halk güçlerine, en a¤›r silahlarla sald›rmakta, çocuk-genç-yafll›-kad›n ay›rmaks›z›n katliamlara devam etmektedir” dedi. Irak halk›na yönelik sald›r›lar›n, ABD’nin Ortado¤u’ya yönelik planlar›n›n bir uzant›s› oldu¤una dikkat çeken De-

mirci, flunlar› söyledi: “ABD, Büyük Ortado¤u Projesi’ni tezgahlayarak ve NATO’yu devreye sokarak, bölge halklar› üzerinde hegemonyas›n› devam ettirmeye çal›flmaktad›r. NATO zirvesi ‹stanbul’da düzenlenecek, Türkiye, bu kirli

oyunun öznesi yap›lmak isteniyor” dedi. Konuflmas›n›n sonunda, Irak halk›n›n yaln›z olmad›¤›n› vurgulayan Demirci, “Irak halk› onurlu direniflinde yaln›z b›rak›lmayacak, emperyalist sald›rganl›¤a karfl› Türk, Kürt ve Arap halklar›n›n kardeflli¤i kazanacakt›r” dedi. (‹zmir)

EL‹ KANLI KAT‹LLER TÜRK‹YE’YE GEL‹YOR ABD’nin Irak’› iflgaline ve Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak NATO zirvesine karfl› ç›kan Ankara Gençlik Dernekli Ö¤renciler Yüksel Caddesi’nde bir araya geldi. Buradan Sakarya Caddesi’ne yürüyen ö¤renciler yürüyüfl s›ras›nda “NATO’ya geçit yok kahrolsun emperyalizm”, “‹stanbul NATO’ya mezar olacak”, “ABD Ortado¤u’dan defol”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fleklinde sloganlar att›lar. Sakarya Caddesi’nde yap›lan aç›klamada ABD’nin krize girdi¤i, krize giren ABD firmalar›n›n dönüflümü olmayan silah sanayisini canl› tutmak için, Ortado¤u halklar› üzerinde savafl naralar› att›¤› ifade edildi. 2. Dünya Savafl› sonras›nda emperyalistlerin “komünizm tehdidine” karfl› kurduklar› NATO’nun tarihi boyunca dünya halklar›na kan, gözyafl› ve ölümden baflka hiçbir fley getirmedi¤ine dikkat çekilen aç›klamada, “Emperyalistlerin sald›r› ayg›t› NATO kendisini yeniden gözden geçirmek, yani sald›r› planlar›n› belirleyebilmek için 28 Haziran’da ‹stanbul’a geliyor. Eli kanl› katiller, Bush’lar Blair’ler ‹stanbul’u kirletmeye geliyor” denildi. (Ankara)

KÖLN´DE SOSYAL KISITLAMALARA KARfiI YÜRÜYÜfi Sendika, DKÖ ve di¤er kurulufllar›n yapt›¤› ça¤r› çerçevesinde 3 Nisan‘da Avrupa´n›n de¤iflik ülkelerinde sosyal haklar›n geri al›nmas›na karfl› düzenlenen yürüyüfller, Almanya´n›n Berlin, Stuttgart ve Köln flehirlerinde 500 binin üstünde bir kitlenin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Almanya´da Ajanda 2010 reform paketi ad› alt›nda hayata geçirilmeye çal›fl›lan, haklar›n geri al›nmas› sald›r›s›na karfl› kitleler, tepkisini soka¤a dökerek gösterdiler. AT‹F’te Köln flehrinde binlerce insan›n yürüdü¤ü eyleme kat›ld› ve AT‹F imsal› Sosyal haklar›m›z›n gasp edilmesine karfl› aya¤a kalkal›m, zira bu bizim son flans›m›z bafll›kl› bildiri genifl flekilde da¤›t›larak propaganda yapt›. Ayr›ca ILPS´in pankart›n›nda tafl›nd›¤› yürüyüflte Sosyal haklar›n geri al›nmas›na hay›r, Dayan›flma direnifltir, her ülkede sosyal hak gasplar›na karfl› ç›k, Yaflas›n Enternasyonel dayan›flma vb. sloganlar at›ld›. AT‹F´in sosyal hak gasplar›na yönelik haz›rlad›¤› bildiri s›k s›k okunarak yürüyüfl, boyunca genifl bir flekilde sesimizi duyurmaya çal›flt›k. Toplanma alan›na gelindi¤inde yap›lan konuflmalardan sonra bitirildi. NRW ATIF


14

23 Nisan-6 Mayıs 2004

33

Bir süre önce gündeme getirilen ve emekçiler cephesinde önemli bir sald›r› olarak görülen Kamu Reformu Yasa Tasar›s› ve son süreçteki ekonomik, sosyal ve politik geliflmeler üzerine Türkiye Ziraat Mühendisleri Odas› Baflkan› Gökhan Günayd›n ile yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz.

“Cebinde paras› olan hizmete ulaflabilecektir” Türkiye d›fl yard›m olmadan borcunu çeviremez bir noktadad›r. Ekonomik noktadan tutularak bir anda alafla¤› edilebilir bir yap›dad›r. AKP’nin bu dönemdeki “uyumlu” çal›flmalar›, ekonomik düzelme, çevre ve merkez ülkelerin ekonomiyi bozma faaliyetlerinde bulunmamalar› sonucunu do¤urmufltur. Ancak farkl› geliflmeler farkl› sonuçlar da üretebilecektir. Yani yurttafl yaflam›nda olumluya do¤ru de¤iflen birfley yoktur. -Kamu Reformu Yasa Tasar›s› hakk›nda düflüncelerinizi alabilir miyiz? -Türkiye’de AKP’nin uygulamaya çal›flt›¤› Kamu Yönetimi Reformu asl›nda küresel düzenin flu anki gereksinimleri ile birebir örtüflen bir reformdur. Nedir yap›lmaya çal›fl›lan? Sosyal devletin tümüyle tasfiye edilmesi, sosyal devletin flu anda vermekte oldu¤u hizmetin, özel sektör taraf›ndan ancak ücret mukabilinde verilmesidir. Bu ne anlama geliyor? Örne¤in; sa¤l›k giderini devlet sizin ad›n›za çal›flan olarak karfl›larken sosyal güvenlik flemsiyesi alt›nda iseniz, flimdi özel hastanelerde bu hizmetin karfl›lanmas› ve bunun bedelinin kamu taraf›ndan oldukça abart›l› faturalar›n özel sektöre aktar›lmas› anlam›na geliyor. Bu mekanizma bir anlamda kamusal kaynaklar›n özel sektöre koflulsuz aktar›lmas› ve do¤al olarak da kamunun bu alanlar› terk etmesi demektir. Kamu nereye dönüyor, daha do¤rusu devlet nereye dönüyor? Devlet sosyal devlet ifllevinden tümüyle s›yr›l›yor yeniden eski bask›c› özüne dönüyor. Yani devlet adalet, polis, asker görevinden ibarettir. Bunun Türkiye’de yarataca¤› fludur; yurttafl olarak ödedi¤iniz verginin özel sektöre rant sürecini do¤uracakt›r, yurttafl›n ald›¤› hizmetin kalitesini son derece olumsuz etkileyecektir. Cebinde paras› olan›n hizmete ulaflmas› niteli¤ine dönüflecektir. Baflka bir deyiflle yurttafl müflteri ile yer de¤ifltirmektedir. Ama hepsinden önemlisi kent ve k›r yoksulunun bu hizmetlerden asla yararlanamamas› anlam›na gelir. Çünkü bazen kamu hizmetlerinin ücretsizli¤i özelli¤i vard›r ama e¤er sosyal devleti tasfiye edip de yerine özel sektörü, sermayeyi koyarsan›z cebinizde para yoksa bu hizmeti alamazs›n›z. AKP dünyan›n birçok ülkesinde yap›lan›n benzerini yapmaktad›r. Za-

ten bu AKP’nin tasar›s› de¤ildir. OECD’nin tasar›s›d›r. Amaç da dünyan›n her taraf›nda piyasay› bütünlüklü ve birleflik bir piyasa haline dönüfltürmektir. Yani Endonezya’da, Türkiye’de ve Çin’de bu piyasa düzenini engelleyen yap›lar ortadan kald›r›lmal›d›r ki çok uluslu flirketler tüm dünya içerisinde rahat bir flekilde hareket edebilsinler. Süreç bundan ibarettir. Kamu Yönetimi Yasa Tasar›s› da tümüyle bu esasa dayanmaktad›r. Tabi bunun içerisinde aç›lmaya çal›fl›lan farkl› yap›lar vard›r. ‹l Özel ‹dareleri, belediyeler bunlar›n hepsi bu sürecin araçlar›d›r. -Kamu Yönetimi Yasa Tasar›s›’ndan söz ederken ço¤unlukla Kamu Reformu üzerinde duruyoruz. Ancak bu tasar›n›n içinde oldukça kapsaml›, içeri¤i hakk›nda yeterli bilgiye sahip olmad›¤›m›z maddeler de var. Yasa Tasar›s›’n› biraz açar m›s›n›z? -Asl›nda Kamu Yönetimi Yasa Tasar›s› dedi¤imizde bu Kamu Reformu’ndan ibaret de¤ildir. Bu bir çerçeve yasa olarak topluma sunuluyor. Ama bu yasay› tamamlayan baz› yasalar var. Örne¤in ‹l Özel ‹dareleri Yasas›, Büyükflehir Belediyeleri Yasas›, Yerel Yönetimler Yasas› bu flemsiyenin tamamlay›c› parçalar› olacak buna Kamu Personel Rejimi Yasas› gibi gelecek yasa tasar›lar›n› eklemek gerekiyor. Dolay›s›yla Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun ortaya koydu¤u çerçevenin içi hemen önümüzdeki günlerde Meclis’e getirilerek bu tasar›larla doldurulacak ve böylece çerçeve hukuken boflluk b›rakmayacak flekilde doldurulacak. Bu yap›ld›¤› zaman merkezin birçok yetki alan›, finans gücü yerele devredilmifl olacak. Bu yerel yönetimlerin güçlendirilmesi de¤il bir yerelleflme projesidir. Küreselleflme, özellefltirme ile beraber Yeni Dünya Düzeni’nin 3. önemli aya¤›d›r. ‹l Özel ‹darelerine, belediyelere iki aflamada

yetki aktar›l›yor. Bunlar da yetkili kurumlar›n karar› ile kamu kurumu niteli¤indeki meslek kurulufllar›na, ki bunlar TDBBB ihracatç› birlikleridir. Özel sektöre, alan›nda uzmanlaflm›fl sivil toplum kurulufllar›na, hizmet birliklerine ifllerini gördürüyorlar. fiimdi ‹l Özel ‹daresi içindeki Valinin rolü san›ld›¤› kadar tek yönlü de¤ildir. Orada Vali hem ‹l Özel ‹daresi’nin bafl› olarak oradaki yerel unsurlar› temsil eder, di¤er bir görevi ise kamu ajan›d›r. Yani devletin yetki geniflli¤i çerçevesinde alandaki gücünü temsil eder. fiimdi valinin dolay›s›yla iki ayr› flapkas› vard›r. Bunlar› birbirinden iyi ay›rmak laz›m. Kapitalizmin geliflmedi¤i yörelerde Vali birinci gücünü, ikinci gücünün üzerinde kullan›r ve merkezi hükümet bütün damarlar›yla alana yerleflir. Yerel kapitalizmin güçlendi¤i yerlerde valinin ikinci flapkas› her istedi¤ini yapmas› anlam›na gelmez. Orada yerel eflraf, yerel güç odaklar› Valiyi yönlendirirler, Vali’den istedi¤i kararlar›n ç›kmas›n› sa¤larlar, baflka bir deyiflle Vali’nin her istedi¤i karar ç›kmayabilir. -Bu yasan›n kamu alan›nda nas›l yans›malar› olacak? Halk bundan nas›l etkilenecek? -Tar›m Bakanl›¤›’n›n taflra teflkilat› kald›r›l›yor. Yani tasar›ya göre merkezi hükümet taflra teflkilat›ndan olan ve olmayan bakanl›klar olmak üzere ikiye ay›r›yor. Taflra teflkilat› olan bakanl›klar mevcut taflra teflkilat›n› bir flekilde devrediyorlar. Tar›m Bakanl›¤› da bunlardan biri. Sadece ulusal ve bölgesel düzeyde faaliyet gösteren, enstitüler hariç tüm Tar›m Bakanl›¤› taflra teflkilat›, bütçesi, ödene¤i, personeli ile birlikte devrediliyor. Bu durum kamusal hizmetin etkinli¤ini, verimlili¤ini düflürecektir. Çünkü kamusal hizmetler genellikle havza baz›nda yürütülen hizmetlerdir. Dolay›s›yla bir bütüncül bak›fl aç›s›, planlama gerektirmektedir. Her ‹l Özel ‹daresi’nin ve belediyenin ayr› bir tar›m politikas› yürütmesi beklenemez. ‹kincisi hizmetin piyasalaflt›r›lmas›n›n bir sonucu olarak hizmet art›k kamu hizmeti olmaktan ç›kacak ve özel sektör taraf›ndan sunulan hizmet haline gelecektir. Hizmetin hem pahal›laflmas› anlam›na gelecek hem de ulafl›labilirli¤ini k›s›tlayan ifl haline gelecek. Yurttafl aç›s›ndan süreç oldukça sanc›l› ve olumsuz yürüyen bir süreç haline gelecek. Kamu görevlileri aç›s›ndan bakarsak durum daha da vahimdir. Türkiye’de memur say›s›n›n fazla oldu¤u, devletin büyük oldu¤u y›llard›r

söyleniyor. Ve bunun h›zla küçültülmesi gerekti¤i ifade ediliyor. Bir ülkede kamunun büyüklü¤ünü iki ölçütü baz alarak de¤erlendirirsiniz. Birincisi; Gayri Safi Milli Has›la (GSMH) içinde kamunun pay›d›r. ‹kincisi de yurttafl bafl›na düflen kamu görevlisi say›s›d›r. Bu iki temel nitelik aç›s›ndan bakt›¤›m›zda da devlet küçüktür. Nihayet bunu TESEV bile söylemifltir. Bu devleti küçültmeye çal›fl›yorlar; özellefltirme uygulamalar›ndan sonra memurlar› havuza at›yorlar. Havuz doldu tafl›yor. fiimdi buna bir çözüm buluyorlar. Buna bulunacak çözüm; onlar› 657 say›l› yasan›n kendileri için tan›d›¤› garantili statü hukukundan s›y›rmak ve onlar› ifl sözleflmesi esas›na göre çal›flan, performans ölçütüne göre de¤erlendirilen çal›flanlar niteli¤ine dönüfltürmek. Yani kendisi belediyeye görevlendirilen, çal›flt›¤› kurum belediyeye aktar›lan bir kamu görevlisi, art›k Belediye Baflkan›n›n görevlisi haline gelecek. Belediye Baflkan› çok do¤al olarak, Türkiye’deki yerel ve ulusal siyasi yap›y› de¤erlendirdi¤inizde; o görevliyi siyasi görüflüne göre de¤erlendirecektir. Yani A belediyesinde A partisini tutanlar olumlu, B partisini tutanlar olumsuz olarak de¤erlendirilecek. Her y›l performans ölçütü kriterlerine göre de¤erlendirilecek. Devlet sosyal devletten tümüyle s›yr›lacak, üretim alanlar›ndan tümüyle çekilecek. Devletin çekildi¤i alan içinde flekillenen yeni düzen, farkl› insan gruplar›, s›n›flar için farkl› sonuçlar do¤uracak. E¤er siz TÜS‹AD ve TESEV çerçevesi içinde kurgulanan büyük sermaye, çok uluslu flirketlerin tafleronu niteli¤indeki ‹stanbul sermayesinin bir unsuru iseniz bu alan sizin için çok verimli bir alan niteli¤ine dönüflecektir. Örne¤in; bugün belediyelerin düflük ücretlerle sa¤lad›¤› su hizmetlerini, siz özel sektör olarak yüksek fiyatlarla sa¤layacak, faturalayacaks›n›z. Dolay›s›yla size bir rant do¤acak. Yaflam alanlar›n›n tümünde benzer etkiler olacak. Sorun, Türkiye’nin emek kesiminin bundan nas›l etkilenece¤idir. Emek kesimi bundan son derece olumsuz etkilenecek. Artan fatura, düflen hizmet kalitesi ve etkinli¤i, giderek sömürgeleflen bir emek yap›s›. Türkiye’yi yak›n gelecekte bekleyen bunlard›r. -Yasan›n bu süreçte gündeme getirilmesinin nedeni nedir? -Türkiye’de her kesim yasan›n kendisine açaca¤› bir tak›m alanlardan medet umuyor. Bu çok aç›k. Eme¤i s›f›rlayacak ve sömürgelefltirecek bir yasa tasar›s›d›r. ☞


33 Ama bölgeselleflme istekleri olanlar bu yasadan medet ummaktad›rlar. Baflörtüsü sorunu olanlar bu yasadan medet ummaktad›rlar. Bu bileflim eskiden geçirilemeyecek yasay› flimdi geçirilebilecek bir siyasi yap› do¤urmufltur. Ortado¤u’da flekillenen bir düzen Türkiye’de flu anda siyasi islam›n kurgulan›fl› buna uygun bir çerçeve yaratm›flt›r. -Yasaya karfl› geliflen, örülen muhalefeti nas›l de¤erlendiriyorsunuz? -Emek Platformu bu yasaya karfl› süreci örgütlemeye çal›fl›yor. En son 6 Mart mitingi umut vericiydi. Ama bunun çok daha etkin olmas› laz›m. Yol-‹fl’in bugün gösterdi¤i duyarl›l›¤›, Türk-‹fl içindeki di¤er sendikalar›n neden yeterince gösteremedi¤i bir temel soru olarak ortada olmal›d›r. Yol-‹fl Köy Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü’nün kapat›lmas› yüzünden 30 bin insan› alana dökebilmifltir. Ama adlar› do¤rudan say›lmayan di¤er bakanl›klarda ve müdürlüklerde örgütlü bulunan sendikalar ayn› duyarl›l›¤› göstermemifllerdir. Çünkü adlar›n› yar›n kapat›laca¤›z olarak tasar›da görmemifllerdir. Bunun yar›n›, öbür günü yoktur. Herkesin bafl›na gelecek ayn›d›r. Birbirimizden farkl› çözümler, birbirimizden farkl› kurtulufllar yoktur. Hep beraber ölece¤iz, hep beraber kurtulaca¤›z. Süreç böyle bir süreçtir. Dolay›s›yla bu çabalar›n flimdi oldu¤undan daha fazla yüksek olmas› laz›m. Alanlara s›¤mamal› emek kitlesi, sadece alanlarda konuflmakla kalmamal›, siyasi yap›ya da el koymal›, entelektüel yap›ya da el koymal›. Bu gücü Türkiye’nin ekonomisini, siyasi yap›s›n› kilitleyerek göstermeli. Bunu durdurmal›, e¤er bu durdurulamazsa, AKP’nin seçim sonuçlar›n› görme iste¤indendir. Seçim sonuçlar›ndan sonra flimdi art›k bir pürüz kalmam›flt›r. Bu tasar› h›zla yo¤unlaflacakt›r. Dolay›s›yla yapt›¤›m›z muhalefeti, çok olumlu sonuçlar ald›k diye gösterebilece¤imiz bir yerde de¤iliz. Kiflisel kaprislerden h›rslardan uzak örgütsel, kurumsal kayg›lardan s›yr›lm›fl bir yeniden yap›lanan büyüyen Emek Platformu’na gereksinim vard›r. Türkiye’de insanlar yasa d›fl›nda birçok fleyden bilgi sahibi de¤iller. ‹nsanlara bak›n size böyle bir yar›n haz›rl›yor diye diye onlar hakk›nda kötü birfleyler yapamazs›n›z. Birfleyler yapars›n›z ya hiç söylemezsiniz ya da oldu¤undan farkl› söylersiniz. Muhalefe-

15 tin de üzerine düflen halk›n bafl›na gelecekleri halka olabildi¤ince net bir flekilde anlatabilmektir. Bu süreç çok baflar›l› bir flekilde geliflmedi. Bunda hem Meclis içinde bulunan hem meclis d›fl›nda bulunan muhalefetin ortak eksik-

da yapmas› gerekeni yapt›. Bunun için AKP yükseliyor. Enflasyon konusunda istatistiksel bir düflme var ancak yaflama yans›yan birfley yok. Daha da önemlisi Türkiye’de yat›r›m›n artmas› canlanmas›, istihdam oranlar›n›n artmas›

likleri mevcuttur. Ama bütün bunlardan çok daha önemlisi 1980 sürecinde siyasetten siyasi yap›lardan uzak kalm›fl ve bir depolitizasyon süreci yaflam›fl büyük halk kesimlerinin kendi yaflamlar›na yönelik önemli alanlarda bile duyars›z kalmas›n›n büyük etkisi vard›r. -AKP seçimlerde ald›¤› oy oran› ile politikalar›n› daha rahat uygulama f›rsat› bulmufl oldu mu? -Bu bir yerel seçimdir. Yerel seçim sonuçlar›n› analiz ederken ihtiyatl› davranmak gerekir. Ayr›ca demokrasi denilen fley sahip oldu¤umuz oy miktar› ile ölçülen bir fley de¤ildir. Sahip olunan oy oran› da ülkenin kaderini tek bafl›na yönlendirecek bir oy oran› de¤ildir. Yaflayaca¤›z ve görece¤iz. AKP Türkiye’de sol partilerin varofllar-

gibi bir durum söz konusu de¤ildir. Bunlar gerçek ekonomik göstergelerdir. 3’er ayl›k dönemler içerisinde yat›r›m ne olmufl, istihdam ne olmufl bunlar›n hepsinde negatif geliflmeler var, olumlu bir durum yok. Dolay›s›yla Türkiye’nin ekonomisi hala k›r›lgand›r, hala vergilerin son derece önemli bir oran› iç ve d›fl borç faizlerine gitmektedir. Hala Türkiye d›fl yard›m olmadan borcunu çeviremez bir noktadad›r. Ekono-

Devlet sosyal devletten tümüyle s›yr›lacak, üretim alanlar›ndan tümüyle çekilecek. Bask›c› özüne geri dönecek. Devletin çekildi¤i alan içinde flekillenen yeni düzen, farkl› insan gruplar›, s›n›flar için farkl› sonuçlar do¤uracak. E¤er siz TÜS‹AD ve TESEV çerçevesi içinde kurgulanan büyük sermaye, çok uluslu flirketlerin tafleronu niteli¤indeki ‹stanbul sermayesinin bir unsuru iseniz bu alan sizin için çok verimli bir alan niteli¤ine dönüflecektir.

23 Nisan-6 Mayıs 2004 mik noktadan tutularak bir anda alafla¤› edilebilir bir yap›dad›r. AKP’nin bu dönemdeki “uyumlu” çal›flmalar›, ekonomik düzelme, çevre ve merkez ülkelerin ekonomiyi bozma faaliyetlerinde bulunmamalar› sonucunu do¤urmufltur. Ancak farkl› geliflmeler farkl› sonuçlar da üretebilecektir. Yani yurttafl yaflam›nda olumluya do¤ru de¤iflen birfley yoktur. Küresel sürecin en önemli ayaklar›ndan biri bilinç kayd›rmas›d›r. Kendi yaflam›n› analiz etme gücünü insan›n elinden almas›d›r. Medya arac›l›¤›yla duydu¤unu içsellefltiren bir yurttafl yap›s› kurgulamakt›r. Bir gece önce televizyondan izlediklerini kendi düflünceleriymifl gibi farketmeden aktaran birçok insanla doldu Türkiye. Bu fikirleri içsellefltiren süreç, medya bombard›man› alt›nda devam ediyor. Ortaya bir siyasi bilinç ç›kmad›¤›nda seçim dönemlerinde da¤›t›lan mercimek, nohut sizin için, sizin oyunuzu manipüle edebilir bir önem kazan›yor. -Önümüzdeki aylarda ‹stanbul’da NATO Zirvesi yap›lacak. Türkiye’nin bu süreçte rolü ne olacak? -Bu konu benim uzmanl›k alan›m de¤il. Herkesin gördü¤ü birfley var. NATO eski merkezi ve Do¤u Avrupa ülkelerini içine alarak geniflliyor. Sonuçta kapitalizmin güvenli¤ini sa¤lamaya yönelik bir örgüttür. NATO içindeki Amerikan bask›nl›¤› ortadad›r. Ve Amerika’da kurgulanan Yeni Dünya Düzenini uygulama araçlar›ndan bir tanesi de hatta en önemli araçlar›ndan bir tanesi de NATO’dur. Büyük Ortado¤u Projesi içinde Türkiye’ye düflen rol çevrenin polisli¤ini oynamakt›r. Merkez ülkelerin güvenli¤ini, oradaki yapmaya çal›flt›klar›n› etkin bir flekilde yapabilecek, askeri varl›k olarak Türkiye’yi manipüle etmeye yöneliktir. Ancak her zaman masa bafl›nda kurgulanan düzenlerin yaflama aksettirilemedi¤ini görüyoruz. Irak’ta bugün Amerika’n›n düfltü¤ü durum ortadad›r. Dolay›s›yla bu süreç tüm kesimler için sanc›l› geçmeye aday bir süreçtir.


16

23 Nisan-6 Mayıs 2004

33

Faflizmin devrimci ve komünistlere yönelik sald›r›s› geçmiflte oldu¤u gibi bugün de sonuçsuz kalacakt›r!

KARADEN‹Z’DE NELER YAfiANIYOR?-3

3. bölüm

Bölgeye burjuva kalemflörler de getirilmifl; Ordu, Giresun, Tokat, Trabzon illerinde güya halk›n sorunlar›n› dinleyerek onlara yard›mc› olundu¤u imaj› verilmeye çal›fl›lm›flt›r. Çeflitli kesimlerle görüflerek yaz›lar yazan burjuva yazarlardan Milliyet gazetesi yazar› Mustafa Bakacak’›n Tokat’la ilgili yaz›s›nda yazd›¤› konu, devletin Tokat’taki y›¤›na¤›na bir örnek olmas› aç›s›ndan bir örnektir.

Kitleye yönelik manipülasyonlar› da b›rakmayan, Düflük Yo¤unluklu Savafl Stratejisi’nde epey bir tecrübe kazanan faflist devletin, kitleyi manipüle etme, gerilla ile ba¤lar›n› koparma çal›flmalar›nda bu y›l bir dizi faaliyetleri olmufltur. Türkiye Kürdistan›’nda s›kça düflük yo¤unluklu savafl›n uygulamalar›n› yapan, bu yönlü kurdu¤u ÇATOM vb. merkezler, mehmetçik kirve teranesi ile yap›lan sünnet kampanyalar›, ö¤rencilere askerin verdi¤i üniversiteye haz›rl›k kurslar› ile halk› gerilladan ay›rma ve kendisi ile bütünlefltirme çabalar› yönlü çal›flmalara benzer uygulamalar, Karadeniz’de gerillan›n faaliyet yürüttü¤ü alanlarda da yap›lmaktad›r. Temmuz ay›nda, Tokat, Çorum, Amasya, Sivas illerini kapsayan; ortak yürütülen ve jandarman›n yönlendirdi¤i, ilaç kampanyas› bafllat›lm›flt›r. Toplanan ilaçlar› “yoksul insanlara” da¤›tma kampanyas›n›n duyurusu sürekli Yöre FM radyosundan yap›larak iflin bafl›nda bizzat jandarma durmufltur.

“Sa¤l›k kampanyas›” sonras›, yine bu illerin ortak koordinesi olarak gösterilen her ilçeden baflar›l› iki yoksul lise ö¤rencisinin gönüllü subaylar taraf›ndan okutulaca¤› kampanyas› duyuruldu. TC ordusu hay›rsever, iyiliksever gösterilmeye çal›fl›ld›. Jandarman›n “iyilikleri” bitmedi. Bu kez de ö¤rencilere turistik yerleri gezdirme çal›flmas› bafllad›. Sonuçta bunlar “jandarma-halk el ele” imaj› yaratmak içindi. Bunu baflard›klar›nda gerillan›n kitle aya¤›n› kesmifl olacaklard›. Hedef gerillayd›. Bu paralelde TC ordusunun manipülasyonlar› sürekli devam etti. Gençlere ifl bulma vaatleri, kontra örgütlenmeler yaratarak “gerillaya destek veriyor” dedikleri köylere, köylülere sald›rtma uygulamalar› vb. olaylar da yafland›. Lise ö¤rencilerine “Terör” e¤itimi de veren TC ordusu, Sivas’ta de¤iflik bir yönteme baflvurarak “Terör” e¤itiminde en iyi soruyu bilen ö¤rencilere birincilik için çikolata ödülü verdi. Terörü yapanlar›n “terör” e¤itimi ise okun yönünü flafl›rtarak o bildi¤imiz yöntemlerle yine halk› kand›rma pratiklerinden biri olarak yaflan›yordu. Halk için sava-

flan gerilla “terörist”(!), halka zulüm eden TC Ordusu ise “iyiliksever”di(!) Bölgeye burjuva kalemflörler de getirilmifl; Ordu, Giresun, Tokat, Trabzon illerinde güya halk›n sorunlar›n› dinleyerek onlara yard›mc› olundu¤u imaj› verilmeye çal›fl›lm›flt›r. Çeflitli kesimlerle görüflerek yaz›lar yazan burjuva yazarlardan Milliyet gazetesi yazar› Mustafa Bakacak’›n Tokat’la ilgili yaz›s›nda yazd›¤› konu, devletin Tokat’taki y›¤›na¤›na bir örnek olmas› aç›s›ndan bir örnektir. Yazar flöyle yaz›yor: “Gaziosmanpafla Bulvar› üzerindeki Cumhuriyet Meydan›nda kurulan Milliyet T›r’›n›n çevresinde k›sa sürede kalabal›k halk topland›. Halk sorunlar›n› s›ralarken, s›k s›k hangi yazarlar›n geldi¤ini soran ve isimleri tek tek not alan kifliler dikkatimizi çekti. Her seferinde farkl› iki kifli gelerek ‘hangi yazarlar var’ diye sorup, not ald›ktan sonra kenara çekilip bekliyordu. Biz de kalabal›k aras›nda ne kadar sivil polis oldu¤unu tahmin etmeye çal›flt›k. Sonunda, ‘her befl kifliden biri polis’ dedim. Ancak hemen


33 arkamda durdu¤unu sonradan fark etti¤im sivil polis usulca yaklaflarak, ‘dört kifliden biri polis’ diye uyard›. Evet, Tokat’ta halkla buluflmam›z sivil polisin yak›n takibinde gerçekleflti. Yapt›¤›m›z karfl› araflt›rmada, terörle mücadele, istihbarat, güvenlik flubeden polislerin yan› s›ra, askeri istihbarat hatta M‹T’ten bile görevliler oldu¤unu ö¤rendik. Ancak ilerleyen saatlerde sivil polisler de çözüm bulunur umuduyla sorunlar›n› aktarmaya çal›flt›lar. ‘Terör tazminat› ad› alt›nda ödenen 200 milyon liray› alamad›k. Üzerinden iki ay geçti. fiunu yaz›n, belki öderler’ dediler. fiehir merkezinde durumun normal oldu¤unu, ancak k›rsalda terör örgütlerinin varl›¤›n› sürdürdü¤ünü anlatt›lar.” Tüm bu yaflananlara paralel devletin kitleye yönelik uygulad›¤› ekonomik sald›r›lar da h›zlanm›flt›r. Bu y›l “terör” bahane edilerek (köylülerin kalk›namamalar›n›n nedeninin gerilla “terörü” oldu¤u söylenerek) yeni projeler ortaya koymufllard›r. Bunlardan biri Kelkit Vadisi Kalk›nma Projesi olmufltur. Proje için 7 ilin valisi, Cumhurbaflkan› ve askeri kurmaylar›n da aralar›nda oldu¤u bir toplant› yap›lm›flt›r. Bu toplant› ile mesaj aç›kt›r; yoksullaflman›z›n adresi “terör”. Böyle bir dalavere ile flaflal› bir flekilde tan›t›lan bu proje, zorbalar›n halk› uyutma plan›ndan baflka bir fley de¤ildi. Start verilmiflti. Sürekli kalk›namaman›n nedenini “terör” olarak vurgulamakt›. Bu kapsamda Ekim 2003’te Tokat, Sivas, Giresun, Gümüflhane vb. illeri kapsayan bu proje kapsam›nda Tokat’ta ÇEKUL Vakf› Tokat Kent Senatosu, Kelkit havzas›nda tar›m ve hayvanc›l›k sorunlar› kapsam›nda “Kelkit Havzas› Kalk›nma Platformu Bilgilendirme” toplant›s› düzenlendi. Platformun baflkanl›¤›n› yapan Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyo¤lu, toplant›da köylülerin sorunlar›n› çözmenin kendileri için onur oldu¤unu söyledi. Bu toplant›ya Tokat Belediye Baflkan› Nizamettin Ayd›n, Sivas Valisi Hasan Canpolat, Çekül Vakf› Baflkan› Prof. Dr. Metin Sözen, Gaziosmanpafla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli, AKP Tokat Milletvekilleri, CHP Tokat milletvekili, ilçe belediye baflkanlar› da kat›ld›. ‹nsanlara katliam›, yoksullu¤u reva görenlerin, insanlar›n sorunlar›n› “çözerek” “fleref” duymalar› nas›l bir fleref acaba? Bu “fleref” halka zulümden baflka bir fley de¤ildir. Önemsedikleri bu projeyi Kas›m ay›nda Sivas’ta yapan egemenler, görüldü¤ü gibi tüm kurumlar› ile önemle projenin üzerinde durmaktalar. Proje ile sulama ve enerji amaçl› 5 baraj tamamlayacaklar›n›n propagandas›n› yapmaktad›rlar. Gerilla-kitle bütünleflmesine engel olmak için sadece bölgede bu proje

17 yoktur. Bölgede ayr›ca “Bir köy bir ürün” projesinin de yayg›n tan›t›m› yap›larak, köylülerin bu projeye destek vermeleri istenmektedir. Ordu, Giresun, Tokat, Rize gibi birçok ilde uygulanan bu projenin tan›t›m›n› ise jandarma, Tar›m ‹l Müdürü, Vali, Kaymakam ile beraber yapan egemenler, gerillan›n faaliyet alan›nda buna daha çok önem vermifllerdir. Bir taraftan Türkiye tar›m›n›n önemli ürünleri olan f›nd›k ve fleker pancar›na alternatif gelifltiren bu ürün projelerinin sözde verimlili¤i anlat›larak projeye teflvik için destekleme yard›mlar› da yap›lmaktad›r. F›nd›¤›n alternatifi kivi teflvik edilirken, Tokat’ta ise seçilen pilot köylere göre ürün belirlenmifltir. Yine bu politikalar›n bir parças› olarak valiliklerin düzenlemifl oldu¤u “bir köy, bir ürün projesi” tarz›yla köylerde, viflne, kiraz, sar›msak, m›s›r

maktad›r. Bu proje kapsam›nda Giresun iline bakt›¤›m›zda da devlet buray› da önemsemifl, Espiye ilçesi bir köy bir ürün projesi kapsam›nda pilot bölge seçilmifltir. Bölgede festivaller, devletin üzerinde önemle durdu¤u bir pozisyonda yap›lmaktad›r. Her festival, flenlik, aç›l›fl konuflmas›nda esas vurgular› hep “terör” olmufltur. As›l terörü uygulayanlar›n böyle bir çal›flma yapmas› da manipülasyondan baflka bir fley de¤ildir. Yeni y›la ise gerillan›n kitleyle ba¤›n›n engellenmesi, köylülerin hoflnutsuzluklar›n›n törpülenmesi amaçl› çal›flmalar Tokat’ta Akbelen (Bizeri) beldesinde yap›lan ‘tarla günün’de elma fidan› dikimi yap›l›rken yine valisi, emniyet müdürü, tar›m il müdürü, jandarmas›n›n da kat›l›m› ile devam etti.

Yine bu politikalar›n bir parças› olarak valiliklerin düzenlemifl oldu¤u “bir köy, bir ürün projesi” tarz›yla köylerde, viflne, kiraz, sar›msak, m›s›r vb. ürünler ektirdiler. Burada da devlet bir taraftan köylülerin kendi ürettikleri ürünleri denetim alt›na al›rken, di¤er taraftan bu kurumlar›n› kitleleri kazanmak için bir araç haline dönüfltürmekteler. Örne¤in Tokat Turhal Sat›rova köyünde karpuz, Tokat merkez K›z›löz köyünde viflne, Tafll›k köyünde sar›msak, baflka bir köyde havuç “Bir köy bir ürün” projesi kapsam›nda ele al›nm›flt›r. Bu proje kapsam›nda ürün sonunda flenlik yapt›rmay› da unutmam›fllard›r. vb. ürünler ektirdiler. Burada da devlet bir taraftan köylülerin kendi ürettikleri ürünleri denetim alt›na al›rken, di¤er taraftan bu kurumlar›n› kitleleri kazanmak için bir araç haline dönüfltürmekteler. Örne¤in Tokat Turhal Sat›rova köyünde karpuz, Tokat merkez K›z›löz köyünde viflne, Tafll›k köyünde sar›msak, baflka bir köyde havuç “Bir köy bir ürün” projesi kapsam›nda ele al›nm›flt›r. Bu proje kapsam›nda ürün sonunda flenlik yapt›rmay› da unutmam›fllard›r. Bu flenliklerden bir tanesi de 9-10 A¤ustos tarihlerinde Tokat Gaziosmanpafla Stadyumunda KAZOVA 1. Alt›n Domates fienli¤i olmufltur. Mahsül sonlar›nda yap›lan flenliklere Vali Ayhan Nasuhbeyo¤lu, Tar›m ‹l Müdürü Yaflar Kavak ve jandarmadan yetkililer kat›larak hiçbir festivali kaç›rmam›fllard›r. Tümüne kat›lan vali ve di¤er yetkililer hep kalk›nmadan, önerdikleri ürün sayesinde köylünün geliflece¤inden, ekonomik olarak rahatlayacaklar›ndan söz edilmifltir. Özellikle “babacan” pozlarda olan Vali Ayhan Nasuhbeyo¤lu tüm flenlik, festivallerde (bu festival ve flenlikler bilinçli yayg›nlaflt›r›lm›flt›r) konuflturulmufltur. Köylülere, iyiliksever vali, efendi vali imaj› verilmeye çal›fl›l-

Vali Ayhan Nasuhbeyo¤lu burada belde halk›na yönelik bir konuflma yapt›. Sanki sorunlar› baflkalar› ç›kar›yor kand›rmas› ile kendilerinin yard›mc› olacaklar›n› söylemeleri gerçekçi olmayan sahte konuflmalard›r. Bunlar›n sahte maskesini görmeyenler san›rlar ki bunlar bizim için çal›fl›yorlar. Bu projelerle k›sa vadede halk› kand›rd›klar›n› zannetseler de, bu politikalar› da deflifre olacakt›r. Direkt emperyalistlerin belirledi¤i politikalar› uygulayan devletin, tarlas›n› ekemeyen, ç›kan ürününü pazarlayamayan, düflük ücretlere mahkum edilen köylüye bu kadar yalan söylemesi onlar›n pervas›zl›¤›ndand›r. Bu pervas›zl›klar›n devam etmesi, Tokat’ta Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›’n›n “Organize Hayvanc›l›k Projesi”nin yöre halk›na tan›t›m› ile kendini bir kez daha gösterdi. Bu proje Artova, Sulusaray, Yeflilyurt ilçelerinde köylülere tan›t›ld›. Sahnede her zamanki gibi vali ve tar›m il müdürü Yaflar Kavak vard›. Tokat’a ilk etapta 50 trilyonluk katk› sa¤layaca¤› söylenen bu proje kapsam›nda bu katk›n›n 250 trilyon liraya ulaflaca¤› bildiriliyor. ‹lk etapta istihdam alan› sa¤lanaca¤› aç›klanan projenin tan›t›m›nda “Babacan” vali flu sözleri söylüyordu;

23 Nisan-6 Mayıs 2004 “Art›k Türk çiftçisi bu projenin hayata geçirilmesiyle aya¤a kalkacak... ‹flbirli¤i ve koordinasyonla aflamayaca¤›m›z hiçbir fley yok.” ‹flin bilincinde olanlar için valinin sözlerinin ne amaçla söylendi¤i apaç›k ortadad›r. Türk çiftçisi bu proje ile aya¤a kalkacakm›fl! Bizce duruma bakt›¤›m›zda; tar›m› tasfiye u¤rafllar›nda, kotalar, destekleme al›mlar›n›n kald›r›lmas›, yüksek girdi fiyatlar› ile iyice yoksullaflt›r›lan köylülü¤ün; bu proje ile mi aya¤a kalkacak, yoksa devletin sömürüsü karfl›s›nda dayanamay›p da hakk›n› aramak için yalanlar›n›z› gördü¤ünde: “Yeter art›k”(!) dedi¤inde mi aya¤a kalkacak? Onlar halk›n neden aya¤a kalkaca¤›n› iyi bildiklerinden bu yalanlar› söylüyor, göz boyamay› amaçlayan politikalar› hayata geçirme projeleri gerçeklefltirmiyorlar m›? Bölgede köylüye yönelik as›l yapmak istediklerini gizlemek, emperyalistlerin tar›m politikalar›n› uygulamak için daha birçok projeler var. Alternatif ürün kapsam›nda hayvanlara yem olarak kullan›lmak için (yonca, korunga, fi¤ vb.) yem bitkileri de teflvik edilmektedir. Özellikle bu Tokat’ta oldu¤u gibi, Ordu’da da yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Ordu ve köylerinde silaj yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Köylerde silaj›n art›r›lmas› için teflvik amaçl› silaj makinesi ücretsiz olarak köylülerin hizmetine sunuluyor. Silajla yem maliyetini daha ucuza mal etti¤ini belirten devlet, bölgede bunu da yayg›nlaflt›rmaya çal›fl›yor. F›nd›k, fleker pancar› ekme, flunlar› ek propagandas› ile köylüler etkilenmeye çal›fl›l›yor. Sonuç olarak bakt›¤›m›zda, devletin bölgede ideolojikpsikolojik-ekonomik sald›r›lar› hala devam ediyor. Devlet ideolojik ayg›tlar›n› yo¤unlaflt›rarak bölgede uygularken, nas›l olsa halk cahildir, bir iki fley söyler hallederiz mant›¤›yla sürekli halk› yönlendirmeye çal›flmaktad›r. Bu paralelde IMF’nin köylüye yönelik politikalar› “terör” bahaneli kalk›nd›rma projeleri halka umut olarak yutturulmaya çal›fl›lmaya devam edilecektir. 2004 y›l›nda da devletin sald›r›lar› sürüyor-sürecektir. Devletin gerilla halkt›r korkusu oldu¤u için de gerillay› engellemenin çabalar›n› yine gösterecektir. Ancak flu da unutulmamal› ki halka zulüm uygulayanlar, kan ak›tanlar, bir gün hesap vermekten kurtulamayacakt›r. HALK SAVAfiI’nda ›srar›n› sürdüren, s›n›f mücadelesindeki net duruflunu gösteren Proletarya Partisi ve önderli¤inde savaflan halk ordusu devletin tüm ablukalar›na ra¤men savafl›m›n› sürdürecektir. B‹TT‹


23 Nisan-6 Mayıs 2004

18

33

Gerilla anlat›mlar›... Gerilla anlat›mlar›... Gerilla anlat›mlar›... Gerilla anlat›mlar›...

Bu yürüyüfl zafere kadar devam edecek Ve ilk grup ayr›lmak için son haz›rl›klar›n› yap›yor. Eskiyen ayakkab›lar, üst üste yamalar yap›lm›fl pantolonlar, parkalar yenileriyle de¤ifltiriliyor. Komutan, iafleci, e¤itimci hepsi sa¤a sola koflturuyorlar. Faaliyette ihtiyac›m›z olan hiçbir fley unutulsun istemiyoruz. Ancak iste¤imiz bu olsa da faaliyet alan›na gitti¤imiz zaman unutulan bir fleyler mutlaka ç›kar. Haz›rl›klar tamamland›. Yürüyüflümüz gece de devam edece¤inden birkaç saat uyumam›z için izin veriliyor. Ama gelin görün ki kimsenin gözünü uyku tutmuyor. Yar›m saat uzanm›fl vaziyette etraf› seyreden, kalk›p yoldafllarla sohbete bafll›yor. Söylenmemifl sözü kals›n istemiyor kimse. Günefl baflka diyarlar› ayd›nlatmak üzere bizden a¤›r a¤›r uzaklafl›rken, T‹KKO’cular da hem günefli u¤urlamak, hem de yoldafllar›yla vedalaflmak üzere ayakta. Kalacak olanlar bir tarafta, gidecek olanlarsa s›rtlar›nda çantalar›, ellerinde silahlar› ile karfl› tarafta tek s›ra dizildiler. Ve kucaklaflmalar bafll›yor. Yoldafl›n› içine almak istercesine s›ms›k› sar›yor s›ras› gelen. Hüzünlü bak›fllar, art›k engel olunmak istenmeyen gözyafllar›, tebessümler, son ana s›k›flt›r›lan temenniler, beklentiler hepsi birbirine kar›fl›yor. Tuhaf bir duygu içerisindeyim. fiu an hem saatlerce sürsün hem de biran önce bitsin istiyorum. Yoldafllar›n gözlerinde de az çok benzer duygular okunuyor. “Öncü nerede, öncü” diye soruyor yoldafllardan biri. Kalabal›¤›n d›fl›ndan bir silah yükseliyor yukar›ya ve “buraday›m, ben haz›r›m” diyor Süheyla. Öncünün arkas›nda herkes yerini ald›ktan sonra tüm silahlar yukar› kald›r›l›yor ve “görüflmek üzere yoldafllar” diyerek koyuluyorlar yola. ‹lk bir iki hafta köylere girmeyece¤imiz için grubun iki haftal›k yiyece¤i çantalarda. Bu yüzden çantalar›m›z oldukça a¤›r. Aylard›r dar bir alanda s›n›rl› bir hareketlili¤imiz oldu¤u için vücutlar›m›z biraz hantal. Buna çantalar›m›z›n a¤›rl›¤› da eklenince k›sa bir süre sonra mola ihtiyac› duyuyoruz. Çantalara yaslanarak oturmay› ve dinlenirken de sigara içmeyi öyle özlemifliz ki. Sigara içmeyenler de bu seferlik birer sigara yak›yorlar. Yoldafllardan ayr›lman›n hüznü ve bafllayan faaliyetin coflkusu sigaralardan çekilen nefeslere yans›yor. Hani tam da Ahmet Arif’in ifade etti¤i gibi ilk nefeste yar›l›yoruz sigaralar›. Muhabbet hemen ayr›lma an›na kilitleniyor. “Cem de a¤lad› gördünüz mü” diyor yoldafllardan biri. “Çok duygusalm›fl daha önce hiç fark etmemifltim” diyor bir di¤eri. Yoldafllar›n duygu dünyalar›n›n bu derece deflifre

olmas›, duygular›n bu kadar yal›n a盤a ç›kmas› asl›nda herkesin hofluna gidiyor. Zaman zaman hepimiz dertleflme, kendimizi anlatma ya da a¤lama ihtiyac› duyar›z. Ancak toplumun üzerimizdeki çeflitli etkilerinden kaynakl› bunlar› yeterince yapam›yoruz. Baz› zamanlar rahat, içimizden geldi¤i gibi davranam›yoruz. ‹flte flu anda hepimiz bunu yapm›fl olman›n hazz›n› yafl›yoruz. Komutan muhabbetin sonunun gelmeyece¤ini anl›yor ve “sigaralar bittiyse kalk›yoruz yoldafllar” diyor. Çantalar› s›rtlan›p yola koyuluyoruz. Uçsuz bucaks›z arazide, gece ve gündüz sürekli yürüyoruz. Yeni yoldafllar, temp o l u yürüyü-

flün ve a¤›r çantalar›n da etkisiyle epeyce zorlan›yorlar. Hakim noktalara, yüksek tepelere vard›¤›m›z zaman araziye dürbün at›yoruz. Orman henüz yeflil elbisesini giymedi¤i için ç›r›lç›plak ve güçsüz gözüküyor. Yapraklar›n açmas›n› bekliyoruz. Yapraks›z orman bizim için dezavantaj düflman için ise avantaj oluflturuyor. Sonbaharda ve ilkbahar›n öngünlerinde yo¤un operasyon yap›yor. Bu nedenle flimdilik temkinli hareket etme ve yapraklar›n açmas›n› beklemekten baflka bir fley yapam›yoruz. Bu günleri e¤itimlerimizi yaparak de¤erlendiriyoruz. E¤itimlerde kitlenin durumu, düflman›n durumu, karfl›laflaca¤›m›z tabloya iliflkin de¤erlendirmeler, yorumlar yap›l›yor. Bar›nak sürecinde tüm bunlar› yo¤un

bir flekilde yapm›fl ve öncekilerden farkl› pek çok sonuçlar ç›kartm›flt›k. Amaç hem bunlar› taze tutmak ve hem de yoldafllar›n düflüncelerini ö¤renerek onlara yön vermeye, haz›rlamaya çal›flmakt›. Bu sene son y›llardaki faaliyetimize oranla daha yo¤un bir kitle faaliyetine bafllad›k. Bu sene bu tarzda, hatta daha da yo¤unlaflt›rarak faaliyete devam edebilece¤imizi düflman da biliyordu elbette. ‹flte tüm bunlardan kaynakl› düflman›n bu y›l çok daha yo¤un sald›raca¤›n›, imhaya yönelece¤ini kestirmek o kadar da zor olmad›. Ve önceden belirledi¤imiz üzere grubumuz çok daha küçük gruplara bölüner e k yo-

¤un bir kitle faaliyeti yürütecektik. Ulaflabildi¤imiz kadar çok insana ulaflmak, alabilece¤imiz kadar çok bilgi almak... Çünkü yar›n yürütece¤imiz faaliyetin daha verimli olmas›, bunu ne kadar baflar›p baflaramad›¤›m›zla ilgilidir. Kavurucu s›cak alt›nda yapt›¤›m›z ekmekten sonra ter içinde kalm›fl›z. S›ca¤›n etkisi art›k tamamen k›r›lm›fl, ›l›k bir rüzgar yorgunlu¤umuzu almak istercesine terli vücudumuzu yalayarak geçiyordu. Gelen sese herkes kulak kabartt›. ‹flte o u¤ursuz sesti bu, helikopter sesi. Bu saatte helikopter sesi hayra alamet de¤ildir. Hele de akflam saatinde gelen bu ses av köpeklerinin bir koku ald›klar›n›n iflaretidir. Kopmufl olan f›rt›na haberini en ücra köfleye duyurmak için ›srarla gidip gelen

helikopterin sesi geride kalan yoldafllar›n bulundu¤u taraftan geliyordu. Ama hay›r, kimse kabullenmek istemiyordu “Bizimkiler de¤ildir, çoktan oray› terk etmifllerdir” diyordu yoldafllar a¤›z birli¤i etmiflçesine. Ama o u¤ursuz ses gelmeye devam ediyordu. Telsizden de yoldafllar›n oldu¤u yere do¤ru bir yönlendirme oldu¤unu ö¤rendik. Bu telsizden ald›¤›m›z tek bilgi oldu. Ve ondan sonra da düflman telsizi hiç kullanmad›. Sürekli telsizi dinledi¤imiz ve ona uygun hareket tarz›m›z› de¤ifltirdi¤imiz bilgisi düflmanda vard›. Bu nedenle operasyonlarda telsizi hemen hemen hiç kullanmad›. fiu anda yapabilece¤imiz bir fley yok. Yat›yoruz. Ertesi gün haberlere yans›yan bir fley olmuyor. Hiçbir bilgi alamadan çantalar›m›za yoldafllar için duydu¤umuz kayg›y› da doldurarak devam ediyoruz. Art›k yükümüz biraz daha a¤›r. Ayr›l›fl›m›z›n üzerinden zaman geçiyor. Zaman ilerledikçe yapraklar açmaya bafll›yor. Karadeniz orman› al›flk›n oldu¤umuz görüntüsüne kavufluyor yavafl yavafl. Art›k e¤itimlerimiz bitti. Ormanda rahat hareket edebilece¤imiz kadar yapraklar da açt›. Düflmana, çevreye iliflkin genel bilgileri daha önce alm›flt›k. Ve flimdi ayr›lan grup da bölünerek ilk kitle faaliyetine bafllayacak. Yeni yoldafllar a¤›rl›kl› olarak bizden ayr›lan gruptalar. Benim de içinde yer ald›¤›m grup konaklama yerinden ilk ayr›lacak grup. Haz›rl›klar›m›z› yap›yoruz. Birkaç gün sonra buluflmak üzere vedalafl›yoruz... Yorgun ve uykusuz geçirdi¤imiz gecenin ard›ndan kahvalt› için haz›rl›klara bafll›yoruz. Gün ayd›nlanmaya, orman da hareketlenmeye bafllad›. Ama o da ne? Sabah›n bu saatinde yine o ses, helikopter sesi. Bu saatte çal›flan helikopter bir çat›flman›n habercisidir. Ses bizden ayr›lan grubun faaliyet yürüttü¤ü taraftan geliyor. Hepimiz gözlerimizi kaç›r›yoruz birbirimizden. Kimse yaflanan durumun ad›n› koymak istemiyor. “Hay›r” diyoruz yine “bizimkiler de¤ildir”... Komutan hemen dürbünü alarak bir a¤aca ç›k›yor. Bizler de gözlerimizi Almus’un karfl› k›y›s›na dikmifl geliflmeleri takip etmeye çal›fl›yoruz. Ve evet ayn› yöne seyreden bir konvoy, onlarca araçtan olufluyor. Bir çat›flma oldu¤undan art›k eminiz, ama “bizimkiler mi, de¤il mi” sorusu beyinlerimizi kemiriyor. Bir süre gözetledikten sonra h›zl›ca kahvalt›m›z› yaparak karfl› taraf› daha iyi gözetleyebilece¤imiz daha yüksek bir yere ç›k›yoruz. Gün boyu gözetliyoruz. Helikopter de akflama kadar çal›fl›yor. Köye girmek için haz›rl›klar› tamamlad›ktan sonra akflam yeme¤imizi yerken radyoyu da aç›yoruz.


33 Ve hepimizi oldu¤umuz yere çivileyen haber geçiyor radyodan; “Tokat’›n Almus ilçesine ba¤l› ... mevkii k›rsal›nda teröristlerle...” Grubumuzun öncüsü, sa¤l›kç›s› can yoldafl›m›z Süheyla’yd› flehit düflen. Kulaklar›m›za inanmak istemiyorduk. Donmufl bir vaziyette birbirimizin yüzüne bak›yorduk yaln›zca. Hemen toparlanarak gerisin geri geldi¤imiz tarafa do¤ru yola koyuluyoruz. Ben artç›y›m, yani grubun en arkas›nda yürüyorum. Fakat ad›mlar›m öylesine a¤›rlaflm›fl ki bir türlü gruba yetiflemiyorum. Süheyla’n›n yüzlerce görüntüsü geliyor gözlerimin önüne. Bir yoldafla i¤ne yaparken, biriyle tart›fl›rken, ipe t›rmanmaya çal›fl›rken, çantas›n› s›rtlam›fl konaklama yerinden ayr›l›rken... gülümsüyor bize. Ve onunla omuz omuza çat›fl›yoruz. Yan taraf›ma bak›yorum silah› elinde o da benim gözlerime bak›yor. Ben ondan, o ise benden güç al›yor ve bas›yoruz teti¤e. Çevremize bak›yoruz kimse yok di¤er yoldafllar çekilmifller. Biz de h›zl›ca çekiliyoruz ve buluflma an›. Yoldafllar bizi gördüklerinde gözleri faltafl› gibi aç›l›yor, s›ms›k› kucakl›yorlar bizi. fiimdi o an› tekrar yaflamak onu s›ms›k› kucaklamak istiyorum. Bunun art›k mümkün olmad›¤› fikri içimi ac›t›yor. Gözyafllar›ma engel olam›yorum. Her ölüm karfl›s›nda oldu¤u gibi kendimi çaresiz hissediyorum. Bu çaresizlik sadece gidenin fiziksel yoklu¤unun yaratt›¤› bir çaresizlik. Ama onlar düflünceleri, idealleri ile her an yan›bafl›m›zda, bizimle birlikteler. Biliyorum, ölümün uygun zaman› yoktur, her ölüm erkendir, zamans›zd›r. Ama baz› ölümler vard›r ki bu erkenlik, zamans›zl›k çok daha yo¤un hissedilir. ‹flte Süheyla’n›n flehit düflüflü tam böyle erken ve zamans›z bir ölümdü... O, toplumun kad›na biçti¤i rolün etkileriyle gelmiflti buraya, di¤er kad›n yoldafllar› gibi. Bunlar kendisine gösterildi¤inde ise bunlar› de¤ifltirmenin, bu etkilerden kurtulman›n yo¤un çabas›na girdi ve bu çabay› hiç b›rakmad›. “Al›flkanl›klar›n ölü yükü a¤›rd›r” diyor Lenin. Bu yükün alt›nda sendeledi¤i, düfltü¤ü, kendisini güçsüz hissetti¤i an-

19 lar oldu. Ama kendisiyle ve çevresiyle mücadeleyi hiç b›rakmad›. Y›llard›r içine girdi¤i çaban›n birikimi, son süreçte yap›lan 7. Konferans ve onun bir sonucu olarak yap›lan bar›nak e¤itim çal›flmalar›n›n yaratt›¤› politik ortamdan en fazla etkilenenlerden biriydi. Susam›flças›na okuyor, okuduklar›n› tart›fl›yor ve teorik olarak ortaya konulanlar› pratikte uygulamak için sab›rs›zlan›yordu. Yoldafllar›n ço¤u için geçerliydi sab›rs›zl›k. Ancak özellikle kad›n yoldafllarda daha çarp›c› ve derin kökleri olan kendine güvensizli¤in, mücadelede yaflamda özne olma bilincindeki yetersizli¤in fark›na var›fl ve bir an önce bunu giderme iste¤i onda çok daha çarp›c› yans›yordu. Tüm bunlar›n etkisiyle faaliyete heyecanla, coflkuyla bafllad›. Üzerinde yükselebilece¤i, nitel s›çramalar yapabilece¤i noktalar› yakalamaya bafllam›flt›; bu nedenle flehit düflüflü çok erken ve zamans›zd› diyorum. Onunla ilgili kafamdan geçen tüm bu düflünceler beni altüst etmiflti. Kabullenmek istemiyordum. Bir yandan bunlar› düflünürken, öte yandan da di¤er yoldafllara ne oldu¤u düflüncesi beynimizi kemiriyordu “Acaba yaral› var m›yd›? Di¤er yoldafllar çekilebilmifl miydi? fiu anda neredeler?”... Herkesin akl›nda onlarca soruyla, ay ›fl›¤›n›n gün gibi ayd›nlatt›¤› patikalarda, orman içlerinde yürüyoruz. Y›llard›r bu alanda faaliyet yürütüyoruz. Süheyla ilk de¤il, daha önce onlarca yoldafl›m›z› flehit verdik bu dava u¤runa. Gerilla koflullar›n› bilmeyenlerin tasavvur edemeyece¤i fedakarl›klar gösterildi, zorluklara katlan›ld›. Asl›nda özgürlük mücadelesi yürütenlerin her alanda, her ülkede benzer koflullarda, benzer tav›rlar sergilediklerini kendi deneyimlerimiz ve di¤er ülkelerin deneyimlerinden okudu¤umuz romanlardan biliyoruz. Ama bunun içerisinde de her alan›n kendine özgü koflullar› oldu¤unu gözard› etmemek gerekir. Gerilla alan› da bu anlam›yla di¤er alanlardan biraz daha farkl›, çeliflkilerin daha keskin yafland›¤› bir alan. Burada çözülmesi gereken ilk sorun fiziksel olarak varl›k-yokluk sorunu-

dur. Yani faaliyet yürütmeniz için öncelikle yaflaman›z gerekiyor... Ölümü ta bafltan göze alarak yaflaman›z... Devrimciler kolay yetiflmiyor. Hele de belli bir yeterlili¤e ulaflmalar› uzun y›llar al›yor. Bu nitelikte insanlar›n yitirilmesi de belli bir boflluk yarat›yor do¤al olarak... Yoldafllar› bulmak üzere yolumuza devam ediyoruz. Ormanda att›¤›m›z her ad›mda günlerce süren yo¤un düflman operasyonunun izleri var. Yollarda, patikalarda, orman içlerine kadar birçok yerde düflman›n yediklerinden geriye kalan çöplerle karfl›lafl›yoruz. Buralar› çok yeni terk ettikleri anlafl›l›yor. Binlerce güçle belki birgün belki de bir saat önce buralarda, bizi, yoldafllar›m›z› ar›yorlard›. Ve bir saat sonra onlar›n b›rakt›klar› art›klara basarak biz geçiyoruz ayn› noktadan. ‹flte gerillan›n fark›, gerillan›n gücü. Gizlilik, manevra, h›zl›l›k, düflman›n hiç beklemedi¤i yerde ve zamanda hareket etme. Gerillan›n bu avantaj›, helikopterleri, konvoylar›, z›rhl› araçlar› eflli¤inde binlerce gücüyle çekirge sürüsü gibi ormana üflüflen düflman›n hevesini bir kez daha kursa¤›nda b›rakt›. Evet bir kay›p vermifltik ama karfl›l›kl› iki gücün savaflt›¤› bir yerde bu kaç›n›lmazd›r da. Çünkü ayn› mekan içinde birbirini yok etmeye çal›flan iki güç hareket halindedir. Ama baflar›ya ulaflmak, daha az kay›p vermek için kendimizi ve düflman› iyi tan›mak ve ilkeli hareket etmek zorunday›z. Bunun içinde yenilgiler, kay›plar olsa bile durumu tersine çevirmek yine bizim elimizdedir. Bu arada epeyce yorulduk. K›sa bir mola vermek üzere uygun bir yer bulup oturuyoruz. Radyocu yoldafl komutandan izin alarak radyoyu aç›yor. Ama haber saati olmad›¤› için kanallar› üstünkörü tar›yor. Ve radyonun sesini iyice k›st›ktan sonra kula¤›na dayayarak dinlemeye bafll›yor. Bir ara gözüm ona tak›l›yor. Yüzündeki kan›n çekildi¤ini, gözlerinin sabitlendi¤ini görüyorum. “Ne oldu” demeye kalmadan “Giresun” diyor bo¤uk bir sesle. Bölge illerinin adlar› geçti¤inde dikkat kesilir gerilla. Giresun’u duyar duymaz tüm gözler ona çev-

23 Nisan-6 Mayıs 2004 riliyor. Radyocu “Giresun... Çat›flma... Üç flehit...” diyor kesik cümlelerle. Baflka bilgi yok. Örgüt ismi, flehit düflenlerin isimleri... Yok, yok, yok... Buz gibi birkaç sözcükten baflka hiçbir fley yok. “Acaba bizimkiler mi?” sorusu bir kez daha gelip yerlefliyor beyinlerimize. Ama üzerine fazla konuflmaktan çekiniyoruz. Sanki yorumlar yap›p sorular sordukça bizimkiler olma olas›l›¤› yükselecekmifl hissine kap›l›yoruz... Çok sonralar› Giresun’daki çat›flmada Bülent Ertürk ve Murat Ar›cak yoldafllar›m›z›n flehit düfltü¤ünü ö¤reniyoruz... Herhangi bir olumsuzlukta buluflabilmek için önceden belirlemifl oldu¤umuz posta kutusuna vard›¤›m›zda hepimizde hem heyecan ve hem de kayg› doru¤a ç›k›yor. Yoldafllardan biri notun b›rak›lmas› gereken yere elini dald›r›yor ve notu ç›kararak h›zla okumaya bafll›yor. Yüzlerdeki endifleli ifade yerini umdu¤unu bulmufl bir yüz ifadesine b›rak›yor. Yoldafllar›n hepsinin iyi oldu¤unu ve bizimle buluflmak üzere yola koyulduklar›n› ö¤reniyoruz. Buluflma yeri ve tarihinin yaz›l› oldu¤u not elimizde. Hepimiz rahatlam›fl bir flekilde çantalar›m›za yaslan›yor ve birer sigara yak›yoruz. Gerillan›n sevincinde de, kederinde de yapt›¤› gibi derin nefesler çekiyoruz sigaralar›m›zdan. Ak›llara hemen flimdi ne yapaca¤›m›z sorusu gelip yerlefliyor. Asl›nda cevap aç›k; faaliyetimize, kitle faaliyetimize kald›¤›m›z yerden devam edece¤iz, hem de daha bir sar›larak. fiimdi Süheyla’n›n omuzlayaca¤› yük de bizim omuzlar›m›za bindi. Ayr›ca düflman›n nas›l yönelece¤i de bir anlamda somutlaflm›fl oldu kafalar›m›zda. Daha dikkatli olmam›z, baz› taktiklerimizi de¤ifltirmemiz gerekiyor. Bu yürüyüfl zafere kadar devam edecek. Silah elde tereddütsüzce topra¤a düflenlerimiz oldu¤u, olaca¤› gibi bu a¤›r yükü kald›ramayarak saflar› terk edenler de olacak. Biz bunlar›n bilinciyle ç›kt›k bu yola ve düflenlerimizin silahlar›n›, görevlerini, ideallerini omuzlayarak, yüklenerek yolumuza devam ediyoruz. O mutlu günde, zafer meydanlar›nda buluflmak üzere yürüyoruz, yürüyece¤iz...


23 Nisan-6 Mayıs 2004

20

33

Elefltiri-özelefltiriyi etkili bir silaha dönüfltürelim! Elefltiri-özelefltiri, proletaryan›n ideolojisi Marksizm-Leninizm-Maoizm bilimi taraf›ndan en sistematik hale getirilen ve de¤iflimin en alttan en üste kadar kaç›n›lmaz bir arac› olarak ele al›nm›flt›r. Elefltiriözelefltiri, diyalektik materyalist bir anlay›flla proletaryan›n elinde bir silah haline gelmifltir. De¤iflimi en çok isteyen ve bu de¤iflimden korkmayan tek s›n›f proletaryad›r. Çünkü kendini ortadan kald›rma perspektifine sahip, insanl›¤›n büyük kurtuluflu için kendi varl›¤›n› yok etmeye muktedir tek s›n›ft›r proletarya. Bu noktada kendi varl›¤›n› ortadan kald›rman›n tek yolu olarak kendinden daha gerici olan z›dd›n› yani burjuvaziyi, savafl›m›nda baflat düflman olarak alg›lar. Elefltiri ve özelefltirisi de bu s›n›f›n ve ondan önceki bütün ezen s›n›flar›n oluflturmufl oldu¤u kültürün, dejenerasyonun yans›y›fllar›na karfl› sistematik mücadelesi fleklinde alg›lanmal›d›r. Bu anlamda elefltiri-özelefltiri silah›n› en ileri noktaya tafl›yan ve sistemlefltiren büyük usta Mao’dur. Özellikle s›n›f mücadeleleri tarihinin sentezi do¤rultusunda ve nihayet Büyük Proleter Kültür Devrimi’de proletaryan›n bu silah›n› eflsiz bir flekilde ele alm›fl ve uygulam›flt›r. Yine çeliflkilerin çözümleri noktas›ndaki izledi¤i yol ve yöntemler elefltiri özelefltiri noktas›ndaki alg›lay›fl› oldukça ileri bir noktaya tafl›m›flt›r. Bu temelde bizlerin bugün bu silah› alg›lay›fl›m›zdan uygulay›fl›m›za kadar bir dizi sorunla karfl› karfl›ya oldu¤umuz ortaya ç›kmaktad›r. Elefltiri özelefltiri çeflitli kesimlerin bilinç düzeylerine göre s›n›fland›r›lmal›d›r. Bu s›n›fland›rma t›pk› toplumun çeflitli kesimleri aras›ndaki çeliflkileri ele al›fl›m›z gibi olmal›d›r. 1- Kitlelerle parti aras›ndaki elefltiri-özelefltiri yöntemi 2Parti içindeki elefltiri-özelefltiri yöntemi. 1- Kitlelerle örgüt aras›ndaki elefltiri-özelefltiri yöntemi: Elefltiri ve özelefltiriye bak›fl aç›s› en ileri seviyede olan s›n›f›n proletarya ve somutta onun ideolojisinin temsilcisi olan Komünist Partisi oldu¤unu ortaya koymufltuk. Bu minvalde, kitlelerin elefltiri özelefltiri anlay›fl› daha geri ve yetersizlik bar›nd›ran ve esasta sistemleflmemifl bir olgu olarak karfl›m›za ç›kar. Genifl kitlelerin bu noktadaki yetmezlikleri kaç›n›lmaz olarak KP’ye ve onun bir bütün örgütlülüklerine her konuda oldu¤u gibi bu konuda da bilinç tafl›ma ve kavratma misyonunu yüklemektedir. E¤er “s›n›f mücadelesinde kitleler belirleyici bir misyona sahip” diyorsak bu silah da onlar›n elinde daha etkili bir silaha dönüfltürülmelidir. Bu hem egemen zorbalara karfl› bir silaha dönüflmeli hem de bizlerin denetlenmesinde etkili bir silaha dönüflmelidir. Özellikle bizlerin denetlenmesi ve bir bütün hatalardan ar›nmas› kitlenin bizlere yönelik elefltirisiyle tam anlam›yla yerine gelecektir. Esasen kitlelerin hem ö¤rencisi hem ö¤retmeni olma espirisi tam da anlam›n› burada bulmaktad›r. Yukar›da kabaca ortaya koymaya çal›flt›¤›m›z genel do¤rular temelinde kitlenin elefltirilerini ele al›fl›m›z nas›l olmal›d›r? Ve bizler nas›l ele almaktay›z? Öncelikle kafalarda flu netleflmelidir; Kitlelerin sonsuz elefltiri haklar› vard›r. Elefltirile-

Bizim elefltirilere bak›fl aç›m›z ve ele al›fl›m›z kitlelerin bizim karfl›m›zdaki rahatl›¤›n› ve aç›kl›¤›n› belirleyecektir. Sab›rla dinleyen ve anlamaya çal›flan bir tarz ile sürekli elefltirileri bertaraf etmeye çal›flan sürekli savunma pozisyonunda duran bir tarz kitlelerin yaklafl›m›n› etkileyecektir. Bu noktada uygulamam›z gereken yöntem kaç›n›lmaz olarak sab›rla dinlemek, anlamaya çal›flmak olmal›d›r.

rin objektifli¤i subjektifli¤i sorununa bakmaks›z›n bu hakk›n var oldu¤unu kavramak oldukça önemlidir. Bu anlamda kitleleri bu özgürlükle donatmak, bu anlay›fl› kafalar›nda berraklaflt›rmak do¤rudan bizimle ilintilidir. Bizim elefltirilere bak›fl aç›m›z ve ele al›fl›m›z kitlelerin bizim karfl›m›zdaki rahatl›¤›n› ve aç›kl›¤›n› belirleyecektir. Sab›rla dinleyen ve anlamaya çal›flan bir tarz ile sürekli elefltirileri bertaraf etmeye çal›flan, sürekli savunma pozisyonunda duran bir tarz kitlelerin yaklafl›m›n› etkileyecektir. Bu noktada uygulamam›z gereken yöntem kaç›n›lmaz olarak sab›rla dinlemek, anlamaya çal›flmak olmal›d›r. Özellikle bu tarz› uygulamadaki yanl›fll›¤› ideolojik bir mesele olarak ele almak gerekmektedir. Burjuvazinin anlay›fl›nda elefltirilmek tahammülsüzlükle karfl›lan›r. Hele de özelefltirel yaklafl›mdan ›srarla kaç›n›l›r ve küçültücü bir davran›fl olarak alg›lan›r. Burjuvazinin bu yaklafl›m› do¤al olarak bizlere de yans›maktad›r. Devrim ile kitleler aras›ndaki iliflkiyi kavrayamayan, kitleleri küçümseyen bir ideolojik yaklafl›m olarak ortaya ç›kmaktad›r. Kitlelerin bizlere yönelik elefltirilerini genellikle savunmac› ve koruyucu bir yaklafl›mla ele almaktay›z. Elbetteki haks›z ve yersiz elefltiriye karfl› do¤rular› ortaya koyarak savunmal›y›z ve kitleleri bilinçlendirmeliyiz. Ancak sorun bunun ötesinde; ço¤u zaman birçok noktada kitleleri mahkum etmeye, yapt›¤›m›z hatalarda da, yetmezliklerimizde de savunmaya yönelik yaklafl›mlard›r. Bu, kitle elefltirilerinin an-

lafl›lmas›na ve onlar›n sorunlar›n›n kavranmas›na ço¤u zaman engel olmaktad›r. Ve bir süre sonra kitlenin bizlere güvensizleflmesine ve uzaklaflmas›na neden olmaktad›r. Bunun küçük burjuvazinin sinsi ideolojik hastal›klar›n›n bir yans›mas› oldu¤unu görmek oldukça önemlidir. Özellikle “bireycilik” bunda oldukça belirleyicidir. Öncelikle sorunu kendimizi koydu¤umuz yerle ba¤lant›land›rmak önemlidir. “Bedel ödeyenin söz hakk› vard›r” yaklafl›m› ço¤u zaman yaklafl›m›m›zda çok büyük sakatl›klara neden olmaktad›r. Devrimci mücadele içinde olmam›z ve bunun gerektirdi¤i bedelleri ödememiz küçük burjuva bir yaklafl›mla bizleri “büyük adamlar” oldu¤umuz e¤ilimine sokmaktad›r. Özellikle mücadelenin halk için verildi¤i yaklafl›m› ço¤u zaman sinsi bir flekilde kendimiz için de verildi¤i yaklafl›m›n› karartmaktad›r. E¤er bizler halk›n bir parças› isek bu noktada mücadele kendi d›fl›m›zda birileri için ödenen bedellerle s›n›rlanmamal›, ayn› zamanda kendi gelece¤imiz ve kendi kurtuluflumuz içinde verildi¤i kavranmal›d›r. Özellikle genifl kesimlerin duyars›z oldu¤u dönemler halka güvensizleflme “bireyselleflme” bu flekilde ortaya ç›kmaktad›r. Kendimizi genifl kesimlerin bir parças› olarak alg›lamaktan çok onlardan ba¤›ms›z, onlar için bedel ödeyen bir pozisyona sokmaktay›z. Bu yaklafl›m kitlelerle diyaloglar›m›zda onlar›n elefltirilerini ciddiye al›fl düzeyimizde ortaya ç›kmaktad›r. Bunun en uçlaflan hali ise “bu halktan bir fley olmaz”, “elveda proletarya” diyerek ör-

gütlü mücadeleden kopmak fleklindedir. Yani elefltiri özelefltiriyi alg›lay›fl›m›zdaki sakatl›klar do¤rudan kitlelere yönelik ideolojik bak›fl aç›m›zla ilintilidir. 2- Örgütlülük içindeki elefltiri-özelefltiriyi ele al›fl›m›z: Örgütlülük içinde elefltiri özelefltiri yöntemini uygulamak komünist kiflili¤i yaratmada, ideolojik-politik yetmezlikleri gidermede büyük bir silaht›r. Her bireyin, her komitenin varolan niteliklerine göre alt kademeden üst kademeye kadar bu silah kesinlikle kullan›lmal›d›r. Örgütlülü¤ün var olan mekanizmalar› arac›l›¤›yla kendi çal›flma alanlar›m›zdan di¤er alanlara kadar uygulanmal›d›r. Sa¤l›kl› iflleyen bu mekanizma geliflimin vaz geçilmez bir motoru olacakt›r. Elefltiriyi ele al›flta öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta yoldafll›k samimiyetinde olmas›d›r. Elefltiri kiflinin zaaf ve hatalar›n› düzeltmeyi amaçlayan bir nitelik arz etmelidir. Özellikle elefltiriyi getirirken kiflinin fikirlerine ve ruhuna dokunmadan sorunun ideolojik kökenine inmek oldukça önemlidir. Elefltiriyi getirirken gözlem oldukça önemlidir ve yine gözlemin sa¤l›kl› olmas› için gereken zaman ve sab›r ayn› flekilde karfl›dakinin anlay›fl›n› ortaya ç›karmada belirleyicidir. Kiflinin fikrini özgürce ifade etmesi için o kifliye özgür bir ortam yarat›lmal›d›r. Hastal›¤›n a盤a ç›kmas› için iyi bir tetkik ve muayane yap›lmas› flartt›r. Yine hastan›n kendini ifade etmesi gerekmektedir. Bu anlamda elefltirilmekten korkmamas› birey için oldukça önemlidir. Fikre ve ruha dokunmamak ise oldukça hassas bir dengede durmaktad›r. Bireycilik geldi¤imiz toplumsal yap›dan kaynakl› her bireyde öyle ya da böyle bulunmaktad›r. Bu anlamda yap›lan hatalara veya yanl›fl düflüncelere karfl› yaklafl›m›m›z bireyin kendini, gerçekli¤ini göstermesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Hata yapana, yanl›fl düflünene “tu-kaka” gözüyle bakmamak ve öyle yaklaflmamak ve en önemlisi de soyutlamamak önemli bir yöntem olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Yaflam tarz›, politik yaklafl›m› temelinde verileri toplamak, buradan kiflinin ideolojik sorunlar›n›n kökenine inmek gerekmektedir. Bireydeki yarg›lar›n ortaya ç›kar›lmas› ve bireyin bu yarg›lara yönelmesini sa¤lamal›y›z. Ve kendi içindeki yarg›lara vurdu¤u ve y›kt›¤› oranda kendine karfl› zafer kazanm›fl olacakt›r. Elefltirilerin bireyselleflmemesi bu anlamda oldukça önemlidir. Yaflam içerisinde ç›kacak ufak tefek hatalar› ortaya koyarak yap›lacak elefltiriler aç›kt›r ki bireyin sorunlar›n›n derinine inememeyi getirecektir. Bu anlamda elefltirilerimizi sunarken beklemek, düflüncelerimizin sistemleflmesini sa¤lamak belirleyicidir. Elefltiri de önemli bir noktada hiyerarflik düzlemde üstler ve altlar aras›ndaki yöntemdir. Bu noktada üst kademelere büyük görevler düflmektedir. Yani altlar›n duygu ve düflünceleri ›srarla dinlenmeli, onlar›n yaklafl›mlar› büyük bir çabayla anlafl›lmaya çal›fl›lmal›d›r. Ve gelen elefltiriler ciddiyetle dinlenmelidir. Bu noktada yoldafllar›n kendilerini rahat hissetmeleri ve elefltiri getirmekten çekinmemeleri gerekmektedir.


21

33 Üst organlar›n yaklafl›m› alttaki yoldafllar›n daha rahat olmalar›n› sa¤lamaktad›r. Kitle örgüt iliflkisindeki yaklafl›mda belli biçimsel de¤ifliklikler d›fl›nda yöntem olarak ayn› yöntemi uygulamak önemlidir. Bu anlamda gelecek subjektif elefltirileri detaylar›yla ortaya koyup mahkum etmek elefltiriyi getireni e¤itmeyi amaçlamal›d›r. Bu anlamda sadece kendimizi savunma de¤il ayn› zamanda karfl›dakine ö¤retmeyi amaçlamal›d›r. Yine gelen do¤ru elefltirilerde statüyü kullanmamak samimiyetle özelefltiri vermek ve özelefltirisini verdi¤imiz anlay›fl› pratik hatt›m›zda da mahkum etmek oldukça önemlidir. Genel olarak özelefltiri yönteminde ise ço¤u zaman süreci tersten iflletmekteyiz. Özelefltiri bir dengeleme hareketi olarak alg›lanmal›d›r. Yani “suçlama”larla karfl›lanan kiflinin yoldafllar›na karfl› kendi durumunu anlatt›¤› bir dengeleme hareketidir. ‹ddialar› de¤erlendirmek ve bunu kabullenmek belli bir zaman al›r; kiflinin kendini yeniden ölçüp biçmesi ve gelen elefl-

tirileri içsellefltirmesi bu anlamda önemlidir. Özelefltiriyi alelade bir “tövbe” olgusundan ç›kar›p ideolojik de¤iflimin bir parças› olarak koymak oldukça önemlidir. Özelefltiri veren kiflinin bir anda de¤iflmesini beklemek oldukça yanl›flt›r. Bu anlamda tedbir almak, denetlemek ve yard›mc› olmak gerekmektedir. Özelefltirel yaklafl›mda genel olarak düflülen hata ise gelecek elefltirileri bertaraf etme niteli¤indedir. Özellikle bir faaliyete bafllarken, onu ele al›rken kendi yetmezliklerimize, zaaflar›m›za çok sert elefltiriler getirmekteyiz. Deyim yerindeyse “kendimizi yerden yere vurmak” fleklinde ele almaktay›z. Bu anlamda öncesinde kendimizi elefltirerek ç›kacak yetmezliklerin habercisi olmaktay›z. Elbette kendi gerçekli¤imizi bilmemiz ve buna göre bir beklenti içerisinde olmam›z oldukça önemlidir. Ancak esas sorun bundan sonra bafllamaktad›r. Faaliyetimizde ç›kan yetmezliklere yönelik gelen elefltirilere hofl gözle bakmayan bir bireyselleflme sorunu karfl›m›za ç›kmakta-

PUSULA “DÜNYADA ATEfi VE BARUTLA YOK ED‹LMES‹ GEREKEN ÇOK fiEY KALDI” LEN‹N Örgüt biliminde, politikan›n belirlenmesinden sonra, politikay› en yüksek irade ve çabayla prati¤e uygulayacak olan kadrolar›n rolü ve misyonu tayin edicidir. S›n›f savafl›m›nda kadrolar, yani s›n›f bilinçli proleterler, kitlelerin eseri olan devrimi kitlelere benimseten, kabul ettiren, onlara gerçe¤i yak›nlaflt›ran bilinç tafl›y›c›lard›r. Egemen sömürücü s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar› alt›nda, ideolojikpolitik-psikolojik kuflatma içinde serseme u¤rat›lm›fl, her türlü feodal-dinsel önyarg› ve al›flkanl›klarla karanl›¤a gömülmüfl bir toplumda ›fl›k, bilinç, k›lavuz olanlar, s›n›f bilinçli proleterlerdir. Bilinç müfrezeleri, yani s›n›f bilinçli proleterler, devrimi ve özgürlü¤ü herkesten daha fazla, herkesten daha güçlü isteyerek rolünü oynayabilir. Böyle bir rol s›ra-d›fl› özellikler gerektirir. S›radan bir bilinç, s›radan bir durufl böylesi zorlu rolü oynamaya yetmez. Bundand›r ki, süre¤en ve sistematik hale gelmifl bir inceleme araflt›rma ve yo¤unluklu bir devrimci pratik faaliyet gerektirir. As›l sorun devrim ve kurtulufl gerçekli¤ini ayd›nlatma yönteminin kavranmas›d›r. Devrimci önderleri egemen seçkinlerden ay›rt eden fley sadece s›n›fsal hedefleri de¤il, ayn› zamanda hareket tarz›d›r. Davran›fl tarzlar›, günlük politik yaflamlar›, insanlar aras› iliflkileri, olaylar karfl›s›ndaki tutum ve tav›rlar›, tepkileri farkl›d›r. Halk, önderlerde kendini bulmal›d›r. Halk, özgürlük ba¤›ms›zl›k ve devrim isteminin bütün özelliklerini öncülerinde bulmak ister. Bundan dolay› onlara “ola¤anüstü”, “kaya gibi insan” vb. misyonlar yükler, büyük beklentiler içine girer. Halk, öncülerinde mertli¤i, cesareti, kararl›l›¤› ve devrimci adalet ilkelerini uygulamas›n› bekler. Özgürlü¤e ait ne kadar yüce düflünce, duygu ve davran›fl varsa öncülerden bekler. Haks›zl›¤a, zulme ve sömürüye karfl› mücadele bilincini bekler. Cesaret ve kahramanl›k bekler. Halk›n öncülerinden çok fazla fley beklemesinin anlafl›l›r nedeni vard›r bu neden onun bask› ve sömürü alt›nda suskunlu¤a gömülmesinden kaynakl›d›r. Cehalet ve yoksul-

luk içinde yaflamas›ndan kaynakl›d›r. Önderler de halkta kendilerini bulmal›d›r. Toplumsal kurtulufl istemleri halk› ve önderlerini dayan›flma içinde birlikte hareket etmelerini sa¤lar. Önderler, halka alçakgönüllü sevgi dolu ve cesurca iliflki kurarak, dayan›flmay› yarat›r. Ö¤retirken ö¤renen, ö¤renirken ö¤reten olmal›d›r. Ö¤retmen sadece ö¤reten de¤il, ö¤rencilerle diyalog içinde kendisi de ö¤renendir. Ö¤renciler ise ö¤renirken ö¤reten olmal›d›r. Bu ö¤renme ve ö¤retme metodu s›n›f bilinçli proleterler ile kitleler aras›nda yaflanan diyalog için de geçerlidir. Devrimciler sadece ö¤retmenlik yapamazlar ö¤retmenlik yaparken ayn› zamanda ö¤renci olmay› baflar›rlarsa, gerçek anlamda ö¤retmen olmay› baflarm›fl olurlar. Kitleleri ikna etme yetenek ve bilincinin temelinde sevgi ve alçakgönüllülük yatar. Alçakgönüllülük ve kitleleri sevme edimi olmadan onlarla diyalog yarat›lamaz. Örgütleme, kitleleri ikna etmeyle baflar›l›r. ‹kna etme eylemi ise güçlü ve do¤ru bir diyalogla yarat›l›r. Diyalog için kitleleri sevmek flartt›r, bu olmadan ikna eylemi gerçekleflemez, ikna eylemi gerçekleflmeden de örgütleme eylemi baflar›lamaz. Bunun için s›n›f bilinci gerekir. Bunun için sevgi ve alçakgönüllü tutum gerekir. Kibir ve tepeden bakma, hor görme, be¤enmeme tutum ve davran›fllar›n alt›nda burjuva ideolojisi sakl›d›r. Kim ki kitlelere ve yoldafllar›na kibirli ve tepeden bak›yorsa o burjuva ideolojisinin etkisi alt›ndad›r demektir. Bu gerçek, aç›k ve net anlafl›lmal›d›r. Hakim s›n›flar yönetti¤i toplumu yabanc›laflt›rarak, bölüp parçalay›p, korkutarak, onlar› aptallaflt›rarak, kitlelerin kendilerine olan güvenlerini sarsarak, onlar›n “yönetme, ifl yapma” düflünce ve duygular›n› bask› alt›na alarak onlar›n beceriksizliklerinden sürekli bir flekilde bahsederek, “yönetilmeye muhtaç, birer zavall› olduklar›n›” empoze etmeye çal›flarak, yönetim saltanat›n› sürdürebilir. Hakim s›n›flar›n tarih boyunca vazgeçmeden

d›r. “Zaten ben bunlar› söylemifltim kendimi ortaya koymufltum” yaklafl›m› gelen elefltirileri ciddiyetle ele almada sorunlar yaflamam›za neden olmaktad›r. Yani hatalar›m›za vuracaksak da kendimiz “vuraca¤›z”, yetmezliklerimizi peflinen ortaya koyarak kendimize toz kondurmayaca¤›z. Bu yaklafl›m oldukça sinsi bir “ben”in yans›mas›d›r. Bu tarz yaklafl›mlar›n oldukça sakat ideolojik temelleri de vard›r. Kendimize bak›fl aç›m›zda, devrimcili¤i alg›lay›fl›m›zda bafltan yetmezliklere neden olacak bir anlay›fl›n ürünüdür. Bu anlay›fl yeniyi yaratmada, zorlamada bafltan kendine bir set koymaktad›r. Verimli ve üretken bir çal›flma yürütemeyece¤ine kendini inand›rm›flt›r. Zorluklar karfl›s›nda zaaflar›na teslim olaca¤›n› beyan etmifltir. Yani objektif olarak kendini donan›ms›z k›lm›flt›r. Gelen elefltiriler karfl›s›nda ise y›pranmakta, tepkisel tav›rlar konmaktad›r. Kendi gerçekli¤inin anlafl›lmamas›ndan flikayet ederek güvensizleflmekte, gelen elefltiriler karfl›s›nda flaflk›na düflmektedir. Bu yaklafl›m tarz› kabul sürdürdükleri politika bu olmufltur. Toplumsal anlamda bütün devrimci dinamikler, canl› militan özellikler yok edilmeye, bask› alt›na al›narak, sindirilmeye çal›fl›l›r. Kendine güvensiz, yoldan ç›kar›lm›fl, bilinci ve yüre¤i karart›lm›fl binler, yüz binler yarat›l›r. Kitleleri ikna etme eyleminde güven önemlidir. Söz ve eylemin uyuflmad›¤› yerde güven olmaz. Söylenenden farkl› davranmak, söylenenin z›dd› bir fley yapmak güven yaratmaz. Devrimden bahsederken, özel mülkiyete ait her düflünce ve davran›fl› örgütlemek, insanlar› afla¤›lamak, onlar› hor görmek, güven yaratmaz. Devrimden bahsedip hiçbir fley yapmamak, demokrasiyi kendine; suskunlu¤u karfl›ndakine hak olarak görerek, güven yarat›lamaz. Do¤ru ve bilinçli bir diyalog yoluyla kitlelerle ve yoldafllar›yla ba¤ kurup onlar› ikna edemeyenler onlar› “emir ve talimatlarla”, “tüzük ve hukukla”, “üst” olarak boyun e¤direrek edilgen k›lar. Bu yöntem asl›nda burjuvazinin ve tüm ezenlerin yöntemidir. Bu yöntem devrimci ve ilerici olamaz. Do¤ru ve bilinçli bir diyalog yoluyla karfl›s›ndakini ikna edemeyen, zor zahmetli inand›rma ve e¤itme yolunu sab›rla seçemeyen her tutum ve davran›fl, her hareket ve eylem biçimi ezenlerin yönetimi olarak kal›r. Alçakgönüllülükten uzak olanlar halka ulaflamaz, halkla diyalog kuramaz. Ve halk› örgütleyemez. Bir yandan hakim s›n›flar›n kitlelerin bilincini yabanc›laflt›rma hamleleri sürerken di¤er yandan saflarda yaflanan bilinç k›r›lmas› devam ederken, bunun yans›mas› olarak kitlelere güvensizlik ve onlara karfl› alçakgönüllü davranamama tutum ve davran›fllar› görülür. Bugün yaflanan süreç tam da böyledir. Kitlelere güvenmemek, yoldafllar›na güvenmemek, proleter özden kopman›n, burjuvaziye yak›nlaflman›n tavr›d›r. Halk› sevmek özgürlü¤ü, ba¤›ms›zl›¤› ve devrimi istemektir. Bu bir bilinç ve cesaret sorunudur. Proletarya Partisi’nde, partiye kabul edilenlerin kendisini inanc› kadar çal›flmas›yla kan›tlamad›kça, partide üye olarak kalmas› kolay de¤ildir. ‹nanç ve çal›flma beraber yürür. Proletarya Partisi’ne kabul edilme, kolay ve k›sa sürede kazan›labilecek bir fley de¤ildir. Her usta örgütleyici ve faaliyetçi kitleleri parti ve kitle etkinlikleriyle nas›l ikna edebilece¤ini düflünmelidir. Her pratik kitle faali-

23 Nisan-6 Mayıs 2004 edilemezdir; geliflimin sa¤lanmas›nda ideolojik bir yetmezliktir. Bir faaliyete bafllarken gerçekli¤imiz do¤rultusunda beklenti içerisinde olmak gerekir. Hata yapmaktan korkmamal›, hatalar›n kaç›n›lmaz bir gerçeklik oldu¤unu kavramal›y›z. Ancak ç›kacak hatalar› bafltan koyarak kendimizi korumaya almak kaç›n›lmaz olarak hatalarla bar›fl›k olmay› getirecektir. Yap›lacak elefltirilere karfl› savunmac› pozisyonda durmam›z› sa¤layacakt›r. Yaflam›n bizzat s›ca¤›nda, içerisinde hatalar› görelim ve bu temelde yarg›lar›m›z› yetmezliklerimizi aflal›m. Bu temelde d›flardan gelecek gözlemlere ve elefltirilere bakabilelim. Elefltiri-özelefltiri silah›n›n etkin kuvvetini ve vazgeçilmezli¤ini kavrayal›m. Hata yapmaktan korkmadan cesurca prati¤e girelim. Burjuva korkular›m›za yenik düflüp savunma mekanizmalar› gelifltirmeden proleter dönüflümümüzün önünü açal›m. Gelecek elefltirilerden korkmadan bütün benli¤imizle s›n›f mücadelesinin engin denizine at›lal›m. yeti, kitle eylemlikleri sonucunda somut politik dersler ç›karmak amaçl› derin bir inceleme ve araflt›rma çal›flmas› yürütmelidir. Kitleleri örgütleme, onlar› ikna etme yetene¤i yüksek, e¤itilmifl, ç›kar gözetmeyen, enerjik kiflilerden oluflan bir yap› yaratmak, faaliyetçilerini yetifltirmek bugün temel bir sorundur. Devrim hedefine ulaflmak için direnç ve dayan›kl›l›k ve genifl manevra esnekli¤i ile bütünleflmek, ç›kabilecek engelleri aflmak, s›n›f savafl›m›n›n sorunlar›na yan›t olmak, ancak yüksek düzeyde bir s›n›f bilincini gerektirir. S›n›f savafl›m›n bilgi ve tecrübesi, yetenek ve becerisiyle donanmak, kitleleri örgütlemek, s›n›f düflmanlar›n› yok etmek için olmazsa olmaz gereksinimlerdir. S›n›f bilinci ayn› zamanda kitleleri ikna etme, inand›rma ve örgütleme k›lavuzudur. Bu k›lavuz kitleleri ve partiyi beraber örgütleme için fevkalade ihtiyaçt›r. Kitleleri ve partiyi örgütlemek, kurtulufl hedefini yak›nlaflt›rmakt›r. Bugün uzak olan bu hedefin her alanda yürütülecek yo¤un ve sistematik devrimci çal›flmayla k›salt›laca¤› bilinci kazan›lacak zaferin güvencesidir. Kitlelerin devrim ihtiyac› dünden daha fazla yak›c› halde kendini hissettirmektedir. Bu yak›c› gereksinimin karfl›lanmas›, s›n›f savafl›m›n›n geliflim yasalar›n›n bilinciyle donanm›fl, kitlelerle kurulan güçlü politik ba¤larla onlar›n destek ve sevgisini kazanm›fl, devrimci savafl yasalar›n›n bilincini savafl al›flkanl›klar›yla donatm›fl bir yap› oluflturmak vazgeçilmez görevdir. Her faaliyet alan›nda canl›, diri ve militan bir avuç insandan oluflan yürüyüfl ve savafl müfrezeleri yaratarak, kitleler ad›m ad›m örgütlenmeye bafllan›r, devrimci savafl ad›m ad›m h›z kazan›r. Yo¤unlafl›lmas› gereken temel konu, kitleleri ve partiyi silahl› mücadelenin yasalar›yla devrimin kendi atefli içinde birlefltiren bilimi her tarafa yaymakt›r. Kitleleri ikna inand›rma ve örgütleme yetene¤i güçlü, düflman› yok etme ustal›¤›n› savafl al›flkanl›klar›yla birlefltiren, cesaretli ve zeki savaflç›lar yetifltirmek, ertelenemez görevdir. “Dünyada atefl ve barutla yok edilmesi gereken çok fley kalm›flsa” bizim için “at›lgan ama sakin kafa ile yo¤un ama düzenli bir çal›flma”yla sürecin öznesi olma bilincini kuflanarak, kitleleri ve partiyi savafl içinde örgütleme yürüyüflüne h›z katmaya devam edece¤iz.


23 Nisan-6 Mayıs 2004

22

33

‹srail terörü Rantisi’yi de vurdu Rantisi Kimdir? Hamas’›n kurucusu ve dini lideri fieyh Ahmed Yasin’in geçen ay ‹srail hava sald›r›s›nda öldürülmesinden sonra örgüt içinde en güçlü isim olarak göze çarpan Abdülaziz Rantisi, örgütün siyasi liderli¤ini yürütüyordu. Gazze ‹slam Üniversitesi’nde okuduktan sonra e¤itimine M›s›r’da devam eden ve mesle¤i çocuk doktorlu¤u olan 56 yafl›ndaki Rantisi, bas›na s›k s›k yapt›¤› aç›klamalarla, örgütün sözcülü¤ü görevini de k›smen yerine getiriyordu. ‹srail’in geçen Haziran ay›ndaki hava sald›r›s›nda hedef al›nan Rantisi, sald›r›dan sadece aya¤› yaralanarak kurtulmufltu. ‹srail taraf›ndan birkaç kez hapishaneye gönderilen Abdülaziz Rantisi, Filistinlilerin 1992’de ‹srail’e ilk baflkald›r›lar› (birinci ‹ntifada) s›ras›nda Güney Lübnan’a sürülmüfltü. ‹srail, 1973’ten bu yana düzenledi¤i operasyonlarda birçok Filistinli lideri öldürdü. Bu kifliler ve öldürülüfl tarihleri flöyle: 13 Nisan 1973: Filistin Kurtulufl Örgütü’nün (FKÖ) 3 lideri Kemal Advan, flair Kemal Nas›r ve Yusuf El Neccar öldürüldü. 22 Ocak 1979: El Fetih’in ‹srail’deki “özel operasyonlar” dairesi flefi Ali Hasan Salame (Ebul Hasan), Beyrut’ta arac›na bomba yerlefltiren ‹srailliler taraf›ndan öldürüldü. 9 Ekim 1981: FKÖ’nün enformasyon sorumlusu Macid Ebu fiarar, ‹talya’n›n baflkenti Roma’daki

“Bir gün hepimiz ölece¤iz. Apaçi’yle ya da kalpten. Ben Apaçi’yle ölümü tercih ederim.”

Siyonist ‹srail devleti resmi devlet terörünün bir örne¤ini daha vererek, HAMAS’›n ruhani lideri fieyh Ahmed Yasin’in katledilmesinin ard›ndan Gazze liderli¤ine getirilen Abdülaziz Rantisi’yi 17 Nisan günü katletti. ‹srail helikopterlerinin Gazze’de düzenledi¤i füze sald›r›s›nda Rantisi, o¤lu ve korumas› ile birlikte yaflam›n› yitirdi. 22 Mart’ta HAMAS’› 1987 y›l›nda birlikte kurduklar› HAMAS’›n bir önceki lideri fieyh Ahmed Yasin’in katledilmesinin ard›ndan yukar›daki sözleri söyleyen Rantisi’nin de ayn› yöntemle öldürülmesi üzerine HAMAS örgütünün askeri kanad› ‹zzeddin El Kassam Tugaylar›, Rantisi’nin intikam›n› almak için 100 misillemede bulunma sözü verdi. HAMAS’›n önde gelen otel odas›nda öldürüldü. 16 Nisan 1988: Tunus’un baflkenti Tunus’ta El Fetih’in askeri kanat sorumlusu ve Filistin lideri Yaser Arafat’›n en yak›n adamlar›ndan olan Ebu Cihad öldürüldü. 8 Haziran 1992: Fransa’n›n baflkenti Paris’te FKÖ’nün güvenlik servisleri sorumlusu At›f Bseyso öldürüldü. 26 Ekim 1995: ‹slami Cihad’›n Filistinli lideri Fethi fiakaki Malta’da öldürüldü. 5 Ocak 1996: ‹srail’in bir numaral› düflmanlar›ndan say›lan Hamas’›n bombac›s› Yahya Ayyafl öl-

isimlerinden ‹smail Haniya da “‹srail,buna piflman olacak. ‹ntikam geliyor… Bu kan, bofluna akmayacak” dedi. HAMAS’›n bu aç›klamalar›na karfl› ABD de kendinden beklenen aç›klamay› yaparak “Daha önce söyledi¤imiz gibi ‹srail’in kendini sald›r›lara karfl› koruma hakk› vard›r” dedi. ABD’nin her benzeri aç›klamalar›n›n ard›ndan ‹srail’in Filistin halk›na karfl› uygulad›¤› terör de fliddetlenerek devam ediyor. ABD Baflkan› Bush, Rantisi öldürülmeden önce de fiaron ile birlikte bir bas›n aç›klamas› yaparak, ‹srail’in 1967’de iflgal etti¤i topraklardan çekilmesinin “gerçek d›fl›” oldu¤unu belirtmiflti. ‹flgalin resmi olarak onaylanmas› demek olan ve ‹srail’i oldukça memnun eden aç›klama Bush taraf›ndan “‹srail’in 1967’de iflgal etti¤i topraklardan (Gazze fieridi ve Bat› fieria)

tamamen geri çekilmesi veya Filistinli mültecilere geri dönüfl hakk› tan›nmas› gerçekçi olmaz” fleklinde ifade edilmiflti. Bu aç›klaman›n ard›ndan fiaron, Bush’un deste¤inden cesaret ald›¤›n› aç›klam›flt›. fiaron bu cesaretin ilk örne¤ini de Rantisi’nin öldürülmesiyle tüm dünyaya gösterdi. HAMAS’IN YEN‹ L‹DER‹N‹N ADI G‹ZLEN‹YOR Rantisi’nin cenazesinin on binlerce Filistinli taraf›ndan topra¤a verilmesinin ard›ndan HAMAS, örgütün yeni Gazze liderini atad›. Ancak yap›lan aç›klamada, HAMAS liderlerinin 25 gün arayla öldürülmesinin ard›ndan yeni liderin ad›n›n güvenlik gere¤i gizli tutulaca¤› kaydedildi. Öne ç›kan isimler ise; Mahmud Zahar, ‹smail Haniya ve Muhammed Deif olarak ifade ediliyor.

dürüldü. 27 A¤ustos 2001: Filistin Halk Kurtulufl Cephesi Genel Sekreteri Ebu Ali Mustafa, Ramallah’taki ofisine yönelik ‹srail helikopter sald›r›s›nda öldürüldü. 21 A¤ustos 2003: Hamas’›n önde gelen siyasi liderlerinden ‹smail Ebu fianab, ‹srail’in Gazze’de arac›na yönelik sald›r›s›nda öldürüldü.

28 fiubat 2004: ‹slami Cihad’›n askeri kanad›n›n üst düzey komutanlar›ndan Mahmud Cuda dahil olmak üzere 3 Filistinli öldürüldü. 22 Mart 2004: ‹srail helikopterlerinin Gazze’de düzenledi¤i füze sald›r›s›nda, fieyh Ahmed Yasin. Arafat’a FKÖ’nün bafl›na geçti¤i 1969’dan bu yana say›s›z sald›r› girifliminde bulunuldu.

Avustralya’da bir milyon çocuk yoksul St. Vincent De Paul Society taraf›ndan haz›rlanan raporda, Avustralya’da 1 milyon çocu¤un yoksulluk s›n›r› alt›nda yaflad›¤›n› ortaya koydu. Avusturalya Baflbakan› John Howard, raporun gerçekleri yans›tmad›¤›n› ileri sürdü. St. Vincent De Paul Society taraf›ndan haz›rlanan rapor, çocuklar›n yaflad›¤› yoksullu¤a iliflkin çarp›c› verileri ortaya koydu. Avustralya’da 1 milyon çocu¤un yoksulluk s›n›r› alt›nda yaflad›¤› belirtilen raporda,

850 bin çocu¤un 435 bin iflsiz aile içinde ve 163 bin çocu¤un ise çal›flan yoksul aileler içerisinde yaflad›¤› kaydedildi. Rapora göre, ülke genelinde yaklafl›k 4.1 milyon Avustralyal›n›n yoksulluk s›n›r›nda yaflad›¤› tahmin ediliyor. Raporu haz›rlayan St Vincent De Paul Society kuruluflu federal hükümete, yoksullukla mücadele için ba¤›ms›z bir sistemin derhal oluflturulmas› gerekti¤i ça¤r›s›nda bulundu.

Hükümet önlem almal› Rapora iliflkin bir aç›klama yapan St. Vincent De Paul Society Sözcüsü Terry McCarthy, yetiflkinlerin yan›bafl›nda yaflayan yoksul çocuklar›n say›s›nda h›zla bir yükseliflin yafland›¤›na dikkat çekerek, hükümetin acil önlemler almamas› durumunda bu rakam›n k›sa sürede 1 milyonu katlayaca¤› uyar›s›nda bulundu. Avustralya’da çocuklar›n kar›flt›¤› kriminal suç oranlar›nda yükseliflin yaflanmas›n›n bafll›ca nedeninin yoksulluk oldu¤una dik-

kat çeken McCarthy, ülke genelinde yoksullukla bo¤uflan binlerce ailenin kendi çocuklar›na kahvalt›l›k bulamad›¤› gibi okula gönderecek maddi imkanlardan yoksun oldu¤unu söyledi. Baflbakan’dan rapora tepki Avusturalya Baflbakan› John Howard, rapora tepki gösterdi. Raporun gerçekleri yans›tmad›¤›n› ileri süren Howard, “Avustralya’da zenginler daha da zenginleflirken, yoksullar yoksullaflm›yor. Rapor, gerçekleri yans›tmaktan uzakt›r” dedi. (D‹HA)


23

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Irak’›n iflgaline ABD’de protesto

Özellikle son süreçte Irak’ta direniflin büyümesi ve ABD askerlerinin kay›plar›n›n artmas›yla asker aileleri harekete geçti. ABD’nin baflkenti Washington’da Irak’›n iflgalini pro-

testo eden asker aileleri ve savafl gazileri 15 Nisan günü bir gösteri düzenledi. ABD’de Irak’›n iflgaline karfl› ç›kan asker aileleri ve savafl gazileri protesto için baflkent Washington’›

Dünyadan Notlar “ONLARA IRAK HALKININ NE OLDU⁄UNU GÖSTERECE⁄‹Z” Irak’ta son haftalarda yaflananlar, dönüp dolafl›p çokça ifade etti¤imiz gerçeklerin alt›n› çiziyor, bu gerçekleri görmek istemeyenlerin gözünü iyiden iyiye kör ediyor. Irak’taki emperyalist iflgal güçlerinin “küçük bir terörist çetesi” olarak ifade etti¤i genç fiii lider Mukteda El Sadr’›n haftal›k gazetesi El Havza’y› Amerikal›lara karfl› fliddet ça¤r›s› yapt›¤›” suçlamas›yla yasaklamas› ve Sadr’›n bir yard›mc›n›n tutuklanmas› üzerine baflta ABD olmak üzere iflgal güçlerine karfl› alevlenen direnifl ABD’nin girdi¤i batakl›¤› derinlefltirmekte, Vietnam benzetmeleri bizzat Senato üyelerinde dahi dillendirilerek girilen ç›kmaz yol ifade edilmekte. “‹flgalci bir güce karfl› bir direnifl bafllad›¤›nda, bunu durdurmak imkans›zd›r.” Üstelik bu durum iflgalcilerin ne kadar zorba ya da yumuflak olmas›yla da ilgili de¤ildir. Zorbal›k ve katliamlar iflgalci güçlerin ömrünü k›salt›r, o kadar. Irak’ta ise iflgale karfl› direnifl esas olarak “Ba¤dat’›n düflüflünden önce de¤il, sonras›nda bafllam›flt›r.” Bu direnifl emperyalist iflgalcilere ve iflbirlikçilerine korku dolu kabuslar yaflatmakta. ABD kay›plar› son iki hafta içinde 88’e ulafl›nca Rumsfeld “Bu kadar kay›p vermeyi ummuyorduk” diye flaflk›nl›¤›n›, dini bütün W. Bush ise “Daha az kay›p olmas› için her gün dua ediyorum” diyerek çaresizli¤ini dile getiriyor. Irak halk› ise son haftalarda, ço¤u sivil halk olmak üzere 900’e yak›n kay›p vermesine karfl›n iflgalcilere karfl› kararl›l›klar›n› “Irak halk›n›n önünde iki yol var; olmak ya da olmamak. Irak halk› kan›n›n

son damlas›na kadar olmak için savaflacak”, “Geçici yönetim de iflgal güçleri de ayaklar›m›z›n alt›nda ezilecek” fleklinde ifade ediyorlar. Irak halk› bugün farkl› mezhepleriyle bir bütün olman›n, Irakl› olman›n gücüyle karfl› koyuyor iflgalcilere. Bunca y›ld›r aralar›ndaki çeflitli düflmanl›klar› ya da sürtüflmeleri bir kenara b›rakarak birlikte olman›n gücüne ad›m atmalar›n› sa¤layan, bu birlikteli¤i gelifltirme payesine sahip olan ABD emperyalizmi ve yandafllar›ndan baflkas› de¤ildir. Daha Irak’a sald›r›y› bafllatmadan önce, ülkeyi iç savafla sürükleme planlar›n›n bir parças› olarak Sünnileri ve fiiileri birbirine karfl› k›flk›rtan Amerika, bunu baflaramaman›n ötesinde güçlerin birleflmesini besliyor, sald›r›lar›yla kendisine karfl› direnifli de büyütüyor. Bunu bile bile bundan sonra da çok daha büyük fliddet uygulamaya, katliamlar›n› boyutland›rmaya devam edecektir. Ve bunu da karfl›s›ndaki direnifl daha bir örgütlenerek, daha bir merkezileflerek ve etki alan›n› büyüterek gelifltirece¤ini bile bile yapacakt›r. Ancak kendinden önceki klasik sömürgeci olsun, “modern” emperyal güçler olsun dünya hegemonyas› peflinde koflan tüm “süpergüçler” gibi kendi yaratt›¤› fliddet sarmal› içinde, kendi çöküflünü haz›rlayacakt›r. Unutmamal› ki, emperyalist güçler için tarihten ders almak gibi bir flans yoktur; onlar›n Lenin’in bahsetti¤i “tarih yaln›zca ahmaklar için tekerrür eder” belirlemesindeki ahmaklar gibi, nitelikleri ve do¤alar› gere¤i aksi bir davran›fla girmeleri de mümkün de¤ildir. ‹flte bu “süpergüç” de küçük bir grup

seçti. Irak iflgalinin sona erdirilmesi ve askerlerin eve dönmesini isteyen göstericiler, düzenledikleri bas›n toplant›s›n›n ard›ndan Beyaz Saray’a do¤ru yürüyüfle geçti. Göstericiler, Beyaz Saray’›n parmakl›klar›na Irak’ta ölen Amerikan askerleri an›s›na karanfiller, ölen binlerce Irakl› için de gül yapraklar› b›rakt›. Eylem s›ras›nda baz› göstericiler göz alt›na al›nd›. Bu arada Los Angeles kentinde yaflayan El Salvadorlular da, Irak’taki askerlerin evlerine dönmesini istedi. El Salvador Konsoloslu¤u önünde toplanan göstericiler, Irak’ta ölen 19 yafl›ndaki El Salvador askeri Natividad Mendez’i and›. ‹flgal karfl›tlar›, haks›z iflgalin durdurulmas›n› ve askerlerin evlerine dönmesini istedi. PASKALYA KUTLAMALARINDA SAVAfi PROTESTOSU Bar›fl hareketi kurulufllar›, gelenekolarak gördükleri, gerçekten de fiii liderlerin en az etkili olanlar›ndan biri olan Mukteda Sadr’a karfl› sald›r›lar› geri tepmifltir. Sadr’›n gücünün nicel olarak küçük olmas› ancak özellikle yoksul kesimler ve gençler üzerinde etkili bir güç olmas› Irak halk› içinde k›sa sürede taraf bulmas›n›n en önemli etkenlerinden. 30 yafl›ndaki Sadr fiiiler taraf›ndan fazlas›yla genç ve radikal olarak bafllarda çok da ciddiye al›nm›yordu. Geçti¤imiz y›l Haziran ay›nda Amerika’n›n atad›¤› Geçici Hükümeti tan›mayarak alternatif bir yönetim kurdu¤unu ilan eden Sadr daha sonra bu iddias›ndan vazgeçmiflti. Bugüne kadar ABD karfl›t› gösterilerle yetinen fiiiler bu k›v›lc›mla direnifl saflar›nda önemli bir yer edindiler. Bunun yan›nda iflgale karfl› “Sünni Üçgeni”nden bahsederken, fiiilerin ABD’ye kucak açt›¤› ya da en az›ndan pasif kald›¤› kan›s›n› da de¤ifltiren bir direnifl büyüyor bugün Irak’ta. ABD yönetimine karfl› ›l›ml› bir isim olarak bilinen ve fiiilerin en büyük liderlerinden say›lan Sistani’nin dahi “sokaklar› kaybetme korkusuyla” Sadr’a destek vermek durumunda kalmas› önemli bir geliflmedir. Zira bu halk hareketinin ve Irak halk›n›n iflgal güçlerine karfl› öfke ve nefretinin gücüdür. Bu gücü göremeyen/görmek istemeyen ABD emperyalizminin yeni-muhafazakar yönetimi bir y›l önce Ba¤dat düflüp, Saddam’›n heykelinin bafl›na Amerikan bayra¤› geçirilip devrilmesinden sonra 1 May›s günü arkas›nda “Görev tamamland›” pankart›yla Irak’ta zaferi ilan etmesinin ne derece büyük bir gaflet ve basiretsizlik örne¤i oldu¤unu bir kez daha görüyoruz son haftalarda. Nitekim bu gafleti Baflkan W. Bush’un siyasi dan›flmanlar›ndan Karl Rove “Keflke Baflkan geçen y›l 1 May›s’ta Abraham Lincoln uçak gemisinde Irak’ta savafl bitti demeseydi” sözleriyle ifade ediyor. Irak’ta savafl bitmedi, Irak’ta savafl iflgal güçleri çekilinceye kadar da bit-

sel “Paskalya Bayram› Yürüyüflleri”nin ilk gününde 12 Nisan günü, savafla ve silahlanmaya karfl› ç›kt›lar. 1960’dan beri her y›l gerçeklefltirilen Paskalya Bayram› yürüyüfllerinin bu y›lki gündemini, ABD’nin Irak’› iflgalini ve ‹srail’in Filistin topraklar›nda Filistinlilere karfl› giriflti¤i sald›r›lar belirledi. Bielefeld’deki yürüyüfl, bar›fl örgütlerinin saat 11.00’de flehir merkezindeki Jahnplatz’da toplanmas›yla bafllad›. Bar›fl yanl›lar›, ellerindeki dövizlerle ABD ve ‹srail’i protesto etti. “Duvar istemiyoruz, bar›fl için köprü istiyoruz” sloganlar› atan bar›fl yanl›lar›, yap›lan konuflmalar›n ard›ndan flehir merkezine do¤ru yürüyüfle geçtiler. Bahnhof caddesinden yürüyen bar›fl yanl›lar›na halk da destek verdi. Çevredekilere broflür, el ilan› ve rozetler da¤›tan bar›fl giriflimcileri, kalabal›k bölgelerde durup savafl karfl›t› konuflmalar yapt›lar. Bar›fl yanl›lar›, yaklafl›k üç saat süren yürüyüfllerini, yine meyecek. Bu direniflin lideri El Sadr ya da bir baflkas› olabilir. Ama Irak’ta iflgal güçlerine karfl› savaflan kad›n›yla, çocu¤uyla Irak halk› oldu¤u gerçe¤ini hiçbir fley gizleyemez. ABD ise bu bir y›ll›k süreçte iflgal etti¤i topraklarda fiiilerin hoflgörülü yaklafl›mlar›n› da kaybederek sadece Kürtlerle bafl bafla kalm›fl durumdalar. Ve tabi bu arada iflgal koalisyonundaki çatlaklar da durmaks›z›n büyüyor. Bir yanda iflgale karfl› büyüyen direniflin kendi halklar› üzerindeki etkisi ve hükümetlerine “askerlerin geri çekilmesi” bask›s› di¤er yanda ise emperyalizmin yenilgisinin kabul edilmesi anlam›na gelecek olan geri çekilme karar› bu devletleri iki arada b›rakmakta. Bunun yan›nda örne¤in Fransa gibi bu iflgal sald›r›s›na kat›lmayarak muhalefet yapmaya çal›flan ülkeler de ikili bir durumu yafl›yorlar. Bafltaki tav›rlar›n›n sonucu olarak ABD gibi bir rakiplerinin zor duruma düflmesinin memnuniyeti bir yanda dururken, kendisi de bir emperyalist güç olarak dünya halklar›n›n bu direniflten alaca¤› güç tüm emperyalist kapitalist sistem için tehlike oluflturdu¤u için geliflmeleri kayg›yla takip ediyor. Evet bu emperyalist güçler, kayg›lar›nda yerden gö¤e kadar hakl›lar. Irak halk› aralar›ndaki çeliflkileri bir yana b›rakmadan ama yine de iflgale karfl› birleflerek, direnifli daha örgütlü ve merkezi bir hale getirerek iflgalcilere Irak’›, bo¤ulacaklar› bir batakl›¤a çevirmeye devam ediyor. Ancak Irak halk›n›n yapt›¤› yaln›zca bununla da kalm›yor. Dünya halklar›na direnifli ö¤retirken emperyalist kapitalist sisteme bir kez daha ders veriyor. T›pk› daha önce Vietnam halk›n›n, Küba halk›n›n vb. verdi¤i cinsten bir ders bu. Ancak emperyalizm bu dersten de üzerine düfleni almayacak, ayn› hatalar› dünya halklar› onlar› tarihin çöplü¤üne at›ncaya kadar yapmaya devam edecektir.


33

24

23 Nisan-6 Mayıs 2004

“Onlar› en iyi yoldafllar› anlatabilir”

21 Nisan 1999’da Tokat Serkiz’de çat›flmada flehit düflen Erol Özel’in ailesiyle onu konufltuk.

Mehmet Özel

Fatma fiengül

- Bize Erol Özel’i anlat›r m›s›n›z? Nas›l bir insand›, devrimci düflüncelerle ne zaman tan›flt›? - Fatma fiengül: (Kardefli) Genel olarak devrimcilerde var olan, asl›nda tüm insanlarda olmas› gereken özellikler yani insanlarla ilgilenen, sayg› ve sevgisini onlara yans›tan, s›cak kanl› yanlar Erol’da da vard›. Ailesiyle olan iliflkisi çok iyiydi. Özellikle çocuklar› ve yafll›lar› çok severdi. Gitti¤i her yerde e¤er çocuk varsa mutlaka onlarla iletiflim sa¤layacak birfleyler götürürdü. Dostluklar› güçlüydü, sürekli kofltururdu, okumay› çok severdi. Ülkemizin koflullar›ndan dolay› insanlar devrimci oluyor. Biz Gülsuyu’nda gecekondularda yaflayan yoksul insanlar›z. Bu nedenle halk›n bü-

Fehiman Bozgurt 25 Nisan 2000’de Dersim-Ovac›k Mercan vadisinde 6 yoldafl›yla beraber flehit düflen Fehiman Bozgurt’un ailesiyle yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz. ‹.K: Öncelikle bize Fehiman’› anlat›r m›s›n›z? Annesi: Fehiman bana çok düflkündü ve “analar›n üzülmemesi için her fley yap›lmal›” derdi. ‹nsanlar›n üzüntü ve s›k›nt›lar›na karfl› duyarl› ve paylafl›mc›yd›. Kardefli: Köyde yaflad›¤›m›z sürece, köylüler taraf›ndan çok sevilen, kavga etmeyi sevmeyen bar›flç›l bir kiflili¤e sahipti. Derslerinde çok baflar›l›, insanlar› anlamakta usta bir yap›dayd›. Lise ö¤renimini Mersin’de tamamlad›. S›n›f çeliflkileri ço¤ald›kça ablam›n gelece¤e dair düflleri de de¤ifliyordu. Lise dönemi boyunca hep t›p fakültesinde okumak istedi ve sürekli doktor

yük kesimi duyarl›d›r. Bu duyarl›l›k Erol’u da kamç›lad›. Daha önce hapishanede yatan amcam›zdan da etkilendi. - Erol Özel’in daha önce tutukland›¤›n› biliyoruz, bu nas›l oldu anlat›r m›s›n›z? - F. fiengül: ‹lk gözalt›s› üniversitede oldu. Daha sonra gerillaya gitti. Ordu’da yakaland›. Nevflehir’de kald›. Her ay mutlaka ziyaretine gidiyorduk. Birçok aile gibi benim ailem de b›rakmas›n›, bu ifllerle u¤raflmamas›n› söylerdi; ama o ›srarla onlar› ikna etmeye çal›fl›rd›. Büyük oranda da bunu baflard›. Zamanla ailelerimiz belli fleyleri kabul ediyor ve çocuklar›n›n yan›nda yer al›yorlar. Bir süre sonra Nevflehir hapishanesinden firar ettiler. Firardan önce en son ziyaretine ben gittim. Bir hafta sonra firar ettiler. Bu durum hepimizde bir sevinç yaratt›. Firardan sonra uzun süre görüflemedik, arada bir mektuplafl›yorduk. - fiehit düfltü¤ünü nas›l ö¤rendiniz, ne yapt›n›z? - F. fiengül: Televizyondan ö¤rendik vuruldu¤unu. Önce biraz tereddüt ettik, sonra polisler aray›nca durum netleflti. Hemen yola ç›kt›k. Bizi y›¤›nlarca polis ve jandarma karfl›lad›. Onlara göre bir “terörist”in ailesi gelmiflti. Bizden önce Seyit Külekçi’nin ailesine çok kötü bask› olmufltu. Biz bu kadar bask› görmedik. Amcam› daha önce içeride yatt›¤› için gözalt›na ald›lar. Bizimle gelen di¤er insanlar› taciz ederek orada ne iflleri oldu¤unu sordular. Cenazeyi ald›k, ‹stanbul’a gelene kadar eskortlarla bizi takip ettiler. Kartal Cemevine götürecektik polis bask›s›n› bahane ederek kabul etmediler. Daha sonra Gülsuyu mezarl›¤›na getirdik. Cenazeye kat›l›m çok yo¤undu. Genelde bu tür cenazelerde insanlar korkarlar. Ancak Erol’un cenazesinde fark vard›. Mahallelinin geçmifl gelene¤inden kaynakl› ve kendi köylülerimiz çok sahiplendiler. Dostlar› ve yoldafllar›n›n da iyi kat›l›m›yla cenazeyi gömdük.

- Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - F. fiengül: Her giden insan bizim insan›m›z, her devrimci benim abim. Ama kendi abiniz veya tan›d›¤›n›z biri olunca duygular›n›z daha farkl› oluyor. Tabii biz de abimi çok özlüyoruz. Yapt›¤› herfleye, devrimcilere sayg› duyuyorum. Keflke herkes onlar gibi güçlü ve iradeli olsa. - Bize o¤lunuzu anlat›r m›s›n›z? - Mehmet Özel (Babas›): Çocuklu¤u çok hareketliydi. Cana yak›nd›, insanlar› severdi. Bana “baba sen bafl›ndan geçenleri anlat” derdi. Ben anlat›rd›m o dinlerdi ve dinledikten sonra benim söylediklerimi yazm›fl. Bir gün bana bir roman okumak istedi. Okudu bakt›m benim hayat›m› anlat›yor. Dedi “ben senin hayat›n›n roman›n› yaz›yorum” o durumu anlam›fl yoksullu¤umuzu, ezilmiflli¤imizi yazm›fl.

olup yoksul insanlara yard›m edece¤ini söylerdi. Fakat üniversite s›navlar›nda istedi¤i bölümü kazanamam›fl olmas›, yoksullara bütün insanlara ve kendine faydal› olma düflünü engellemedi. Kendine yeni alanlar yarat›rken, bunu sessiz ve derinden yapt›. Evde sürekli kitap okur ve devrimcilerin yaflamlar›n› anlat›rd›. Bize örnekler verirdi ve ço¤u zaman kendi yaflam›nda bunu içsellefltirdi¤ini davran›fllar›yla kan›tlard›. Her zaman insanlar›n davran›fllar›n› irdelerken onlar›n yaflant›lar›na bakarak, davran›fllar›n alt›ndaki nedenleri objektif olarak de¤erlendirmeye çal›fl›rd›. Ve so¤ukkanl›l›¤› ile ailede bir destekçi ve hepimiz için bir dosttu. - Fehiman devrimci düflüncelerle ne zaman tan›flt›? Kardefli: Oturdu¤umuz mahallede 12 Eylül sürecinde yaflan›lanlar›n anlat›lmas›, Deniz Gezmifllerin mücadelelerinin anlat›lmas› ablam› devrimci mücadele konusunda araflt›rma yapmaya itti. Çevresinde tan›d›¤› devrimci insanlar›n mücadeleleri ablam›n bu yaflam› tan›mas›n› sa¤lad›. - Gerillaya kat›laca¤›n› size söylemiflmiydi, siz nas›l karfl›lad›n›z? Annesi: Sürekli “da¤a gidece¤im” diye söylerdi. Evden ayr›ld›ktan sonrada, art›k kararl› oldu¤unu anlam›flt›m ama, yavrudan ayr›lmak kolay m›? Kardefli: Kat›laca¤›n› söylemiflti ama tarihini bilmiyorduk, evden ayr›ld›ktan üç y›l sonra da gerillaya kat›ld›¤›n› ö¤rendik. Ablam›n yazm›fl oldu¤u notlar›n içinde, flu fliirde bunda kesin kararl› oldu¤unu gösteriyordu. ‘Oy sende ah›m var, Munzur suyu, bizi de bekle, da¤ kuy-

tuluklar›nda.’ - fiehit düfltü¤ü haberini nas›l ald›n›z? Annesi: Haberi dedesine ilçede bulunan jandarma telefonla haber vermifl. Bize de dedesi haber verdi. - Fehiman flu anda flehit düfltü¤ü topraklarda Dersim’de yat›yor, ne düflünüyorsunuz? Annesi: K›z›m›n yatt›¤› toprak önemli de¤ildir. Önemli olan onun nerede ‘varoldu¤udur.’ Kardefli: Ablam›n hep istedi¤i fleyi yapm›fl olmas›d›r, bu topraklarda olmas›. Dersim da¤lar›nda mücadele etmek istiyordu ve yoldafllar›yla birlikte bu topraklarda yi¤it, mazlum bir halk›n sesine ses katarak yaflamak. Sonuçta onlar için önemli olan toprak parças›n›n neresi oldu¤u de¤il, nerede tohuma durup, yar›nlara inanç ve sevgi olabildi¤idir. - Gazetemiz arac›l›¤›yla Fehiman’›n yoldafllar›na ve okurlar›m›za söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? Annesi: Dostlar›na ve yoldafllar›na diyece¤im mücadeleleri boyunca yüreklerindeki insan sevgisi eksik olmas›n, Fehiman da oldu¤u gibi, çünkü bu sevgi olmadan o ve onlar yaflat›lamaz. Kardefli: Bir insan, bir ömür bir kaç kelimeye s›¤d›r›labilir mi ki? Yani bu sevdaya, insan olmak kavgas›na, bilinci ve bedeniyle bafl koyabilenler yapacakt›r. Onlar yaflamlar› ve yaflatt›klar›yla bize bunu anlat›yorlar. Onlar› en güzel yoldafllar› anlatabileceklerdir. Ve Feho’nun, Umut’un, Yusuf’un, adlar›n› sayamad›¤›m binlerce onurlu insan›n, ve 25 Nisan’da toprakta umut olan Mercan güllerinin önünde sayg›yla e¤iliyorum. ‹yi ki varoldular ve varlar.

Babas›n›n Erol Özel için yazd›¤› fliir Tokat sen bafl›ma neler getirdin Benim yavrumu da ald›n götürdün Son zamanlar ifllerini bitirdin Dumanlar bafl›ndan gitmesin Tokat ‹çimdeki yara böyle duruyor Ci¤erime hançer gibi vuruyor Annesi de yavrusunu ar›yor Dumanlar bafl›ndan gitmesin Tokat Yavrum Tokat da¤lar›nda yat›yor Ayr›l›¤› flu sinemi yak›yor Al kanlara boyanm›flta bak›yor Dumanlar bafl›ndan gitmesin Tokat Erol’umu kara teneflire koyard›m Ben yavrumun çamafl›r›n soyard›m Kendim y›kar kefenine sarard›m Dumanlar bafl›ndan gitmesin Tokat Garip Mehmet sen yavruna bakard›n O¤lun cenazesi kendin y›kard›n Hüzünlenip etraf›na bakard›n Dumanlar bafl›ndan gitmesin Tokat

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Nurettin Gül: 1941 y›l›nda Dersim Mazgirt’e ba¤l› K›z›lc›k köyünde do¤du. Çukobirlik’de iflçi olarak faaliyet yürütürken Adana Narl›ca’da 26 Nisan 1980’de sosyal faflistler taraf›ndan pusu kurularak kalleflçe katledildi. Elif Atakl›: 26 Nisan 1981 tarihinde Almanya’da geçirdi¤i bir kaza sonucu yaflam›n› yitirdi. Bahar Y›ld›z: 1963 y›l›nda Dersim’in Naz›miye ilçesinde do¤du. Devletin kolluk güçlerinin takibini atlatmaya çal›fl›rken 1 May›s 1982’de katledildi. Mehmet Ali Elalm›fl: May›s 1990’da flehit düfltü. Mehmet Kocada¤: 1950 Mufl Varto do¤umludur. 1 May›s 1976’da kutlaman›n ard›ndan M‹T taraf›ndan kaç›r›larak katledilmifltir. Türkiye’nin ilk 1 May›s flehidi olarak tarihteki yerini alm›flt›r. Dursun Adabafl: 19 yafl›nda kat›ld›¤› ilk 1 May›s’da 1996 y›l›nda TC güçlerinin açt›¤› atefl sonucu iki kifliyle beraber flehit düfltü. ‹brahim Bozkurt: (Çermo Day›) 1937 y›l›nda Malatya Kürecik Harunufla¤› köyünde do¤du. Duisburg’da temizlik ifllerinde çal›fl›rken 1970’lerde ATÖF içinde faaliyet yürüttü. Duisburg Türkiyeli iflçiler Derne¤i’nin kurucular› içinde yerald›. Yakaland›¤› hastal›k sonucu 5 May›s 1998’de yaflam›n› yitirdi. Mercan vadisi flehitleri: ‹syanc› gelene¤i ile, direngen kimli¤iyle yüzlerce flehit vermifl olan Dersim topraklar›nda 25 Nisan 2000’de Ovac›k’›n Mercan vadisinde TKP/ML T‹KKO’ya ba¤l› bir gerilla birli¤inin bir pusu sonucu düflmanla girdi¤i çat›flmada; Partizanc›lar›n bir kez daha direnifl destan› yazd›¤› gün, Yusuf Ayata, Hasan Akyol, Fehiman Bozgurt, Umut ‹l, Fikret Vural, Zeynel Erdo¤an ve Mustafa Toptafl ölümsüzleflerek halk›n bilincine kaz›nd›lar. Ölüm Orucu fiehitleri: Sedat Karakurt 25 Nisan 2001 (DHKP-C), Fatma Hülya Tümgan 28 Nisan 2001(DHKP-C), Erdo¤an Güler 25 Nisan 2001 (DHKP-C), Kaz›m Gülba¤ 25 Nisan 2001 (Protesto için kendini yakt›.)


33

25

23 Nisan-6 Mayıs 2004

TAR‹H‹ D‹RENENLER YAZAR... …flayet bir insan haks›zl›ga u¤ram›fl ya da u¤rad›¤›n› düflünüyor, ve ac›ndan ölüyorsa baflkas›n›n efli¤inde, Halk›n 盤l›¤› patlayacak ilelebet o eflikte, eflik Kral’›n olsa bile. Böyle söylüyordu W.B. Yeats “Kral’›n Efli¤i”nde ölüm oruçlar›ndan bahsederken… Roma devrinden itibaren bir protesto ve direnifl arac› olarak kullan›lmaktayd› açl›k grevleri. Kimi zaman Roma ‹mparatorlar›na, kimi zaman ortaça¤ derebeylerine, kimi zaman da sömürge valilerine karfl› yap›lm›flt›. Ama dünyan›n neresinde olursa olsun zalimin zulmüne karfl› koyulan tav›rd›, bedel ödemeyi göze alanlar›n, dört duvar aras›na al›narak ‘teslim al›nd›¤›’ zannedilenlerin, “hiçbir fleyi kalmad›¤›” san›lanlar›n irade beyan›yd›. Düflüncelerinden vazgeçmemeyi erdem bilmifl ve buna gönül ba¤lam›fl olanlar›n usulca ölümün koynuna girmeyi göze almalar›yd›...

Bobby Sands ‹ngiltere taraf›ndan iflgal edilen ve bölünen ‹rlanda’n›n y›llar süren mücadelesinde pek çok bedel ödendi. Onlar, Protestan olan ‹ngiltere’yi ‘korumak’ bahanesiyle kendi hayatlar›n›n k›skaç alt›na al›nmas›n› anlayam›yorlard›. Üçüncü s›n›f vatandafl durumuna düflürülmüfllerdi. Yap›lan eylemlerde hergün onlarca kifli tutuklan›yordu. Belfast d›fl›ndaki Long Kesh cezaevinde H bloklar›na konan tutuklular, çeflitli iflkencelere tabi tutuluyorlard›. Don-

durucu so¤ukta, giysileri olmadan sadece onlara verilen ince battaniyeye sar›larak günlerini geçiriyorlard›. Bobby Sands, bu direniflçilerden biriydi. O, Katolik olarak do¤mufl olman›n bedelini hayat› boyunca ödeyecekti. Ailesiyle birlikte kald›klar› mahalleden at›lacak, iflinden olacak, 27 y›ll›k hayat›n›n son 10 y›l›n› bir direniflçi ve tutsak olarak geçirecekti. Açl›k grevindeyken Sinn Fein taraf›ndan milletvekili seçilecek ve Long Kesh’deki H blokta, tuvalet ka¤›tlar›na gizlice yazd›¤› notlar›, di¤er mahkumlarla birlikte yaflad›klar› cehennemi gözler önüne serecekti. Bu notlar ve hapishanelerde yaflananlar hiç unutulmad›. Bobby Sands 1981 y›l›n›n 5 May›s’›nda ölüm orucunun 66. günde sonsuzlu¤a u¤urlan›yordu, daha sonra dokuz arkadafl› da onun pefli s›ra kucaklayacakt› ölümü. Adli hükümlü olarak tutsak kalmaya karfl› ç›km›fl, siyasi kimliklerini sonuna dek savunmufllard›. Yapt›klar› bu direnifl sonucu Güney ‹rlanda’y› ba¤›ms›zl›¤a tafl›yan yolu açt›lar ve H bloklar›n›n kapat›lmas›n› sa¤lad›lar.

Bugün Günlerden Deniz, Yusuf, Hüseyin Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan 6 May›s 1972’de idam edildiler. Onlar›n idamlar›na “onay” verenlerin tümünü tarih, silip att›. Deniz, Yusuf, Hüseyin ise bütün gençlikleriyle yafl›yorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihine, yarg›lanarak öldürülen “ilk Marksist-Leninistler” olarak geçen Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n idam edilifllerinin (6 May›s 1972) 34. y›l dönümü... ‹dam edildikleri tarihte Deniz Gezmifl ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin ‹nan 23 yafl›ndayd›lar. O dönemde (12 Mart Askeri Darbesi) iktidardan indirilen Süleyman Demi-

rel, Denizlerin idam›na “Evet” oyu veren Adalet Partisi’nin lideriydi. Mobilya Yolsuzlu¤u’ndan yarg›lanan ye¤eni Yahya Demirel’le ilgili olarak ‘25 yafl›nda çocukla u¤rafl›yorlar’ diyordu. 6 May›s 1972’de idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam kararlar› oylan›rken elini “‹dama Evet” için kald›rd›¤›nda arkas›na dönüp bak›yor, herkesin kald›r›p kald›rmad›¤›n› kontrol edi-

GEÇM‹fiTEN BUGÜNE 1 MAYIS… 1886. ABD’nin Chicago kentinde iflçiler 8 saatlik ifl günü için genel greve gittiler. Polisin sald›rmas› sonucu, çok say›da iflçi öldü ve yaraland›. ‹flçi liderlerinden Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer ve George Engel düzmece tan›klar ve kan›tlarla idam edildi. 1889. II. Enternasyonal, 1 May›s’›n, bütün dünyada iflçilerin birlik ve mücadele günü olmas›n› kararlaflt›rd›. 1906. 1 May›s Türkiyeli iflçi ve emekçiler taraf›ndan da kutlanmaya bafllad›. 1923. ‹stanbul’da tütün iflçileri, askeri fabrika ve demiryolu iflçileri, f›r›nc›lar, ‹stanbul tramvay, telefon, tünel, gazhane iflçileri 1 May›s’› sokakta kutlad›lar. “Yabanc› flirketlere el konsun”, “8 saatlik ifl günü”, “Hafta tatili”, “Serbest Sendika ve Grev Hakk›” pankartlar›n› tafl›d›lar. 1925. Takrir-i Sükun Kanunu’yla her türlü gösteri ve yürüyüfl yasaklan›nca, 1 May›s

da kitlesel olarak kutlanamaz hale geldi. 1976. 50 y›ll›k aradan sonra 1 May›s ‹flçi Bayram› ‹stanbul Taksim Meydan›nda yap›lan büyük bir mitingle kutland›. 1977. (Kanl› Pazar) D‹SK taraf›ndan Taksim Meydan›nda düzenlenen 1 May›s mitingine 500 bine yak›n iflçi, emekçi kat›lm›flt›. Akflam saat 7’yi biraz geçe, alana girifl sürerken Sular ‹daresi binas›n›n üzerinden ve Intercontinental Oteli’nden (flimdiki The Marmara Oteli) kalabal›¤›n üzerine atefl aç›ld›. Silah sesleri dinmeden polis panzerleri sirenlerini çalarak toplulu¤un üzerine yürüdü. Polisin sald›r›s› sonucu 37 kifli öldü, yüzlerce kifli yaraland›. 1979. ‹stanbul’da 1 May›s kutlamalar› yasakland› ve soka¤a ç›kma yasa¤› kondu. 1980. 12 Eylül darbesinden önce son “yasal” 1 May›s kutlamalar› yap›ld›. S›k›yönetim alt›ndaki ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir’de göste-

yordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. ‹damlar kabul edilmiflti. Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan bu ülkenin ezilenleri, emekçileri, iflçileri, yoksullar› için u¤raflan üç yi¤it devrimciydi... Bu u¤urda ölümü göze alm›fllard›. ‹dam sehpas›nda taburelerini kendileri tekmeleyecek kadar cesurdular. Ard›llar›na direnmeyi miras b›rakt›lar. Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan her 6 May›s’ta yeniden do¤uyor. Onlar› yok edebileceklerini sananlar, bugün çoktan yokolmufl durumdalar. Onlarsa halk›n yüre¤inde ve bilincinde onurlu birer devrimci olarak sonsuza dek sakl› kalacaklar... riler yasakland›. D‹SK, Mersin’de “izinli” 1 May›s kutlamas› yapt›. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, o zamana kadar “Bahar Bayram›” ad›yla resmi tatil günü olan 1 May›s çal›flma günleri aras›na dahil edildi. 1989. ‹stanbul’da 1 May›s’› kutlamak için ‹stiklal Caddesi’nden Taksim’e yürümek isteyen 2000 kiflilik grup polis taraf›ndan da¤›t›ld›. Olaylar s›ras›nda aln›ndan vurulan Mehmet Akif Dalc› adl› genç bir gün sonra öldü. 400’ü aflk›n gösterici gözalt›na al›nd›. 1990. ‹stanbul’un çeflitli semtlerinde yap›lan 1 May›s eylemlerinde 40 kifli yaraland›, 2 bin kifli gözalt›na al›nd›. Yaral›lardan Gülay Beceren felç oldu. 1994. ‹stanbul ve Ankara’da 1 May›s’› kutlad›ktan sonra da¤›lan gruplar polis taraf›ndan copland›. 1996. ‹stanbul Kad›köy’de yap›lan 1 May›s kutlamas›na polis sald›rd›. 3 kifli öldü, 67 kifli yaraland›, birçok iflyeri zarar gördü..

GÜN’DE DÜN ... 23 Nisan 1978. I¤d›r’da ülkücüler Cumhuriyet Halk Partililere ait ev ve iflyerlerine sald›r›p tahrip etti. Türk Hava Yollar›’nda Hava-‹fl Sendikas›na üye iflçiler greve bafllad›. 24 Nisan 1916. Patrick Pearse önderli¤indeki gizli milliyetçi örgüt ‹rlanda Cumhuriyetçi Kardeflli¤i Dublin’de ‹ngiliz egemenli¤ine karfl› Paskalya ayaklanmas›n› bafllatt›. 1959. M›s›r Devlet Baflkan› Nas›r, Shell ve Anglo-Egyptian petrol flirketlerini kamulaflt›rma emri verdi. 1975. Türk Hava Yollar› iflçilerinin bir gün önce bafllayan grevi, “milli güvenlik” gerekçesiyle 1 ay ertelendi. 25 Nisan 1974. Portekiz’de “Karanfil Devrimi”, General Antonio Spinola’n›n yönetti¤i askeri ayaklanmayla Salazar’›n faflist diktatörlü¤ü devrildi. 26 Nisan 1986. Rusya’da Çernobil nükleer santralinde patlama oldu; yay›lan radyoaktif s›z›nt› bulutlar arac›l›¤›yla ‹skandinav ülkeleri, Do¤u Avrupa ve Karadeniz’e k›y›s› olan ülkeleri, bu arada Türkiye’nin Trakya ve Karadeniz bölgelerini etkiledi. 27 Nisan 1937. Adolf Hitler’in ‹spanya’da ayaklanan Falanjist güçlerin lideri Francisco Franco’ya gönderdi¤i uçaklar Guernica’y› bombalamay› sürdürdü. 28 Nisan 1945. ‹talya’n›n faflist lideri Benito Mussolini ve sevgilisi Clara Petacci ‹talyan partizanlar› taraf›ndan kurfluna dizildi ve cesetleri bir benzin istasyonunda ayaklar›ndan as›larak teflhir edildi. 1993. Ümraniye çöplü¤ünde biriken metan gaz› patlad›. Çöp da¤› kayarak onüç gecekondunun üzerine y›¤›ld›. 39 kifli öldü. 29 Nisan 1429. Jan Dark Orleans’da Frans›z ordular›n›n bafl›nda ‹ngilizlere karfl› zafer kazand›. 1945. Sovyet tanklar› Berlin’e girdi. 30 Nisan 1965. Dominik Cumhuriyeti’nde yeni bir askeri cunta yönetimi ele geçirdi. Amerika Birleflik Devletleri askeri darbeye yard›m etti. 1975. Kuzey Vietnam birlikleri Saygon’daki Ba¤›ms›zl›k Saray›’na girerek Vietnam Savafl›’n› bitirdi. 2 May›s 1969. NATO-‹fl Sendikas›na ba¤l› 300 iflçi ‹zmir’de Amerikan Executor gemisini iflgal ederek tahliyeyi durdurdu. 1973. Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere sald›rmas›yla Lübnan iç savafl› bafllad›. 3 May›s 1889. Almanya’da 100 bin maden iflçisi greve ç›kt›. 4 May›s 1929. ‹ngiltere Sendikalar Birli¤i’nin ça¤r›s›yla Britanya tarihinin ilk genel grevi bafllad›. Genel grev 9 gün sürdü. 5 May›s 1972. Askerin emir almadan da silah kullanabilmesi yasalaflt›. 1818. Alman düflünür ve Bilimsel Sosyalizmin kurucusu Karl Marx do¤du.


23 Nisan-6 Mayıs 2004

26

33

Tekstil iflçisi kad›nlardan mesaj; “Mücadele etmek bizim için bir zorunluluk”

“Bir flekilde mücadele etmemiz haklar›m›za sahip ç›kmam›z gerekiyor. Ki böylesi bir ortamda kad›nlara ‘Ya sen kad›ns›n otur oturdu¤un yerde senin ne ifline’ denilirken bunun bilincinde olanlar›n seslerini daha da yükseltmeleri gerekiyor. Kad›nlar do¤ufltan beri ‘sen kad›ns›n’ denilip geri plana at›l›yor. E¤itimden erkek kadar yararlanam›yor. Bu yüzden kad›nlar da kendilerinde mücadele edecek hakk› göremiyorlar. Korkmas›n kad›nlar mücadele etmekten. Bir fleylere dur demek bizim elimizde.” Tekstil iflçileriyle yapm›fl oldu¤umuz röportajlara gazetemizin önceki say›lar›nda da birkaç kez yer vermifltik. Röportaj yapt›¤›m›z tüm iflçilerin anlatt›klar› asl›nda bu sektörde yaflanan sömürünün, eme¤in nas›l ya¤ma edildi¤inin bir tablosunu çiziyordu. ‹flçilerin kendi anlat›mlar›yla ifl saatleri, çal›flma koflullar› hakk›nda bilgi edinmifl, ücretlerin ne kadar düflük oldu¤una, çal›flt›r›lan küçük yaflta çocuklara tan›k olmufltuk. Bu say›m›zda yay›nlad›¤›m›z bu ropörtaj ise tekstil sektöründe çal›flan kad›nlar›n yaflam›fl olduklar› sorunlar› aktarabilme amac›n› tafl›yor. - Bize kendini tan›t›r m›s›n? - Ad›m Gülten, 22 yafl›nday›m ve 7-8 y›ld›r tekstilde makineci olarak çal›fl›yorum. - Çal›flma flartlar›ndan, ifl koflullar›ndan bahseder misin? - Asl›nda flu an çal›flt›¤›m yer 7-8 y›ld›r çal›flt›¤›m yerleri düflündü¤ümde gayet rahat bir iflyeri. Çünkü di¤er çal›flt›¤›m yerlerde mesai saatleri o kadar uzun, ustabafl›lar o kadar disiplinli ve bir o kadar da y›l›fl›k oluyorlard› ki flu anki durumum gözümde gayet iyi görünüyor. Ancak biliyorum ki bu da tesadüf. Ço¤u patron daha çok kazanmak daha çok kâr etmek amac›yla mesaileri oldukça fazlalaflt›r›yor. Mesala parça ifl getiriyorlar 1-2 gün içerisinde bitmesi gerekti¤ini söylüyorlar. Pazartesi ald›ysan ifli “Perflembeye vereceksin” deni-

yor. Ancak normalde biz bunun bir haftada olabilece¤ini biliyoruz. Daha h›zl› üretim yapt›rarak sürümden kazanmak için mesai saatlerini her geçen gün daha da artt›r›yorlar. Kad›nlar da erkekler gibi ayn› saatlere kadar kal›yorlar. Ancak tek farkla; Kad›nlar bir de iflten ev gittiklerinde bir de orda çal›flmaya devam ediyorlar. Ne kadar çal›flm›fl, yorulmufl olurlarsa olsunlar. - ‹flyerlerinde kad›n olman›n getirdi¤i sorunlar› yafl›yor musunuz? - Tabi ki mesela nerdeyse ayn› ifli yapmam›z ve ayn› saatlere kadar çal›flmam›za ra¤men erkek iflçilerin alm›fl oldu¤u ücret her zaman kad›nlar›nkinden daha yüksek oluyor. Ben makineciyim ancak erkek makineciyle ayn› paray› alam›yorum. Ben 470 milyon al›rken onlar 550 milyon al›yorlar. Tekstilde kad›n eme¤i erke¤e göre çok daha fazla sömürülüyor. 150-170 milyona çal›flan arac› kad›nlar var. Asl›nda onlar›n yapt›klar› ifl, ço¤unun yapt›¤› iflten daha a¤›r. Gün boyu ayaktalar ve kim ne isterse getirmek, yapmak zorundalar. En düflük ücreti alanlar da onlar. Sadece bu de¤il ki kad›nlar›n yaflad›klar›. Önceki çal›flt›¤›m yerde bir ustabafl› vard›. Eflinin yan›nda baflka bir kad›nla iliflki kurup daha sonra efli karfl› ç›k›nca da herkesin ortas›nda eflini dövüyordu. Ancak kimseden ses seda ç›km›yordu. “Aman kar›s›d›r, burada dövmesin de evde ne yaparsa yaps›n”

diyorlard›. - Peki, 1 May›s yaklafl›yor, bir iflçi olarak gazetemiz arac›l›¤›yla iflçi kad›nlara iletmek istedi¤in bir mesaj var m›? - Bir flekilde mücadele etmemiz, haklar›m›za sahip ç›kmam›z gerekiyor. Ki böylesi bir ortamda kad›nlara “Ya sen kad›ns›n otur oturdu¤un yerde senin ne ifline” denilirken bunun bilincinde olanlar›n seslerini daha da yük-

seltmeleri gerekiyor. Kad›nlar do¤ufltan beri “sen kad›ns›n” denilip geri plana at›l›yor. E¤itimden erkek kadar yararlanam›yor. Bu yüzden kad›nlar da kendilerinde mücadele edecek hakk› göremiyorlar. Korkmas›n kad›nlar mücadele etmekten. Bir fleylere dur demek bizim elimizde. Evde, iflyerinde üretim bizim ellerimizdeyken bask›ya zülme karfl› mücadele etmek de bizim için bir zorunluluk.

“K›z Çocuklar›n›n Yüzde 34’ü Okula Gitmiyor” Van’da 6-14 yafl aras› okula gitmeyen k›z çocuklar›n›n oran› yüzde 34’lerde. Yap›lan araflt›rmalara göre ‹stanbul’da oturan ve okula hiç gitmemifl veya bafllay›p yar›m b›rakm›fl olan, 6-14 yafl grubunda 75 bin k›z çocu¤u oldu¤u ortaya ç›kt›. UNICEF E¤itim Program Sorumlusu Fatma Özdemir Uluç, ‹stanbul’un “say›sal olarak en kötü durumdaki il” oldu¤unu söyledi. Uluç, “75 bin okul ça¤›ndaki k›z, okula gitmiyor. Milli E¤itim’e kay›tl› olan ö¤renci say›lar›na bakt›k. Erkek ve k›z ö¤renci say›lar›n›n aras›ndaki fark› kabaca ald›k. Çünkü nüfusun yüzde 50’si kad›n, yüzde 50’si erkek. Bir de kay›tl› olmayanlar var. Daha fazla da ç›kabilir. Çünkü nüfusa kay›tl› olmayan ö¤renciler ve göç var. fiu anda resmi kay›tlarda görünen durum bile böyle bir fark› ortaya koyuyor. Bu rakam da bize sa¤lam bir fikir veriyor” dedi. Uluç, di¤er illere göre ‹stanbul’un durumunu ise flöyle de¤erlendirdi: “Oransal olarak bakt›¤›m›zda en kötü il Van. Orada 6-14 yafl aras›ndaki k›zlar›n yüzde 34’ü okula gitmiyor. Ama say›ya döktü¤ünüzde ‹stanbul en kötü, fianl›urfa onu takip ediyor.” Uluç, ‹stanbul’da okumayan k›z çocuklar›yla ilgili en sorunlu ilçelerin bafl›nda Ba¤c›lar, Gaziosmanpafla ve Ümraniye’nin geldi¤ini; Çatalca, fiile ve Eminönü’nde ise k›z çocuklar›n›n yo¤unlukla okudu¤unu belirtti.


27

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Geçmiflten gelece¤e kurulan köprü

11 Nisan 2004 günü ‹stanbul BEKSAV’da “30 Mart’tan 18 May›s’a Mahir, Deniz, ‹brahim’in açt›¤› yol” konulu bir panel düzenlendi. BEKSAV yönetim kurulu üyelerinden Muharrem Demircio¤lu’nun yönetti¤i panele; BEKSAV ad›na Hac› Osman, Yüz Çiçek Açs›n Kültür Merkezi ad›na Ökkefl Karao¤lu ve Tohum Kültür Merkezi ad›na Eyüphan Baflar kat›ld›. Panelde Mahir, Deniz ve ‹brahim’in Revizyonizme, refor-

mizme, parlamentoculu¤a karfl› devrimci ç›k›flta ortaklaflmalar› ve bugün bunlarla birlikte emperyalizme, faflizme ve her türden gericili¤e karfl› açt›klar› bu yolun ortaklaflt›r›lmas› üzerinde yo¤unlafl›ld›. Ökkefl Karao¤lu’nun ilk konuflmac› olarak; Mahirlerin, Denizlerin idam›n› engellemek için Amerikal› askerleri rehin al›p K›z›ldere’de destan yaratarak flehit düflmeleri; ‹brahim’in Sinan’lar›n katledilmesine neden olan ihbarc› muh-

Zeugma da NATO’ya peflkefl çekiliyor!

tar Mordeniz’i cezaland›rmas› önderlerimizin devrimci mücadele ve bu mücadeleyi can bedeli sürdüren devrimciler olarak birbirlerine ba¤l›l›klar›n›n günümüze örnek olmas›n›n zorunlulu¤unu belirtti. Bugün birisi flehit düfltü¤ünde “hangi yap›dan” diye öncelikli sorulmas› ve kendi yap›s›ndan de¤ilse rahat bir soluk almas›n›n yanl›fll›¤›, bunun ortak de¤erlere yabanc›laflma oldu¤u üzerinde duruldu. Bu de¤erlendirme üzerinden her üç konuflmac› da geçmiflte yaflanan; bu gün de emperyalist sald›rganl›¤a ve egemenlerin sald›r›lar›na karfl› devrimcilerin eylem birliklerinin iyi örnekleri oldu¤u ve bunlar›n güçlendirilerek büyütülmesinin önemi vurguland›. Geçmiflten gelece¤e bir gelece¤e bir köprü kurulmas›nda bu yönün öne ç›kar›lmas› gerekti¤ini anlatt›lar. Her sürecin kendi somut koflullar› içinde olumlu ve olumsuz yanlar›n›n oldu¤u; olumsuzluklardan dersler ç›kar›larak giderilmesinin olumluluklar›n büyütülmesinin gere¤i oldu¤u; bugün ortaklaflma ve eylem birliklerinin büyütülmesi önündeki engelin ben merkezci

bak›fl aç›s› ve grupçu yaklafl›mlar oldu¤una de¤inildi. Bu durumun devrimci mücadelenin genel ç›kar› esas al›narak, ortak paydalarda birleflilerek ideolojik tart›flmalar›n prati¤i engellemeyecek tarzda sürdürülmesiyle afl›labilece¤i belirtildi. ABD’nin bafl›n› çekti¤i emperyalistlerin Irak’a sald›r›s› ve iflgaline karfl› yap›lan ortak eylemlikler ile faflizmin Ekmek ve Adalet Dergisine sald›r›s›na karfl› tüm devrimci ve sosyalist gazete ve dergilerin birlikte dergiyi ç›karmalar› ve da¤›tmalar› örneklerinin büyütülmesinin önemi üzerinde duruldu. 1 May›s ve NATO zirvesi öncesi çal›flmalarda 71 süreci ve günümüz deneyimlerinden yarat›lan de¤erlerden hareket etmenin gücümüzü büyütece¤i ve mücadelenin yükseltilmesinde önemli ad›mlar olaca¤› üzerinde yo¤unlafl›ld›. Devrimci Kültür Merkezlerinin bu ortak kültürü büyütmedeki önemi vurguland›. Panel bu anlamda geçmiflten gelece¤e uzanan köprünün kazan›mlar›n›n tart›fl›lmas› ve ortaklafl›lmas›nda olumlu bir ad›m oldu.

Van’da yeni bir kültür merkezi aç›ld› SANAT VE HAYAT KÜLTÜR MERKEZ‹ Van’da yeni bir kültür merkezi aç›ld›. Sanat ve Hayat; Serhat Kültür Merkezi ve Yüksektepe Kültür Merkezi’nin ard›ndan Van’da aç›lan üçüncü kültür merkezi. Van Devlet Tiyatrosu’nda gerçekleflen aç›l›fla Yüzüncü Y›l Üniversitesi ö¤rencileri yo¤un ilgi gösterdi. 19 Aral›k katliam›n› anlatan sinevizyon gösteri-

siyle bafllayan aç›l›flta ayr›ca Grup Vardiya bir saat süren bir konser verdi. Kürtçe parçalar›n ve marfllar›n a¤›rl›kta oldu¤u konserde bar›fl ve kardefllik mesaj› verildi. Grup Vardiya’n›n ard›ndan daha önce sahnelenmesi yasak olan Naz›m Hikmet’in tek kiflilik oyunu Tanya da izleyiciyle bulufltu.

AKP’nin, halk›n kültürüne tahammülsüzlü¤ü

Zeugma mozaikleri dünyan›n en önemli tarihi eserleri aras›nda yer al›yor. Son günlerde Kültür Bakanl›¤›’n›n mozaikleri Haziran ay› sonunda düzenlenecek olan NATO zirvesi için Topkap› Saray›’na getirmek istemesi Zeugma Platformu taraf›ndan engellendi. Zeugma mozaiklerinin Gaziantep’ten baflka bir yere götürülmesine karfl› ç›kan Zeugma Platformu, tafl›nmaz eserlerin naklinin suç oldu¤unu belirterek 11 Mart’ta Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne baflvurdu. Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne baflvurdu. Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ald›¤› ihtiyati tedbir karar› sonras›nda mozaiklerin bulundu¤u salonun demir

kap›s› kilitlendi, müze ziyarete kapat›ld›. Mahkemenin yürütmeyi durdurma karar› üzerine hukuk tan›maz aç›klamalar yapan Bakan›n ard›ndan önceki gün de Zeugma kaz›lar›na 10 milyon dolar yat›ran The Packard Humanities Institute (PHI), gazetelere ilan vererek Zeugma Platformunu suçlad›. Zeugma mozaiklerinin Gaziantep d›fl›nda baflka bir yerde varl›¤›n› devam ettiremeyece¤i bilinse bile Kültür Bakanl›¤› ‹stanbul’da yap›lacak olan NATO zirvesinde emperyalistlere sunmak amaçl› Zeugma mozaiklerini yerinden etmekte ve bir tarihi kültür kal›nt›s› da TC’nin kendi Kültür Bakanl›¤› taraf›ndan kapat›lmaktad›r.

Esenyurt Belediye Baflkanl›¤›’n› kazanan AKP’li Necmi Kad›o¤lu, Esenyurt Kültür Merkezi’ni ifllevsiz hale getirmek için kollar›n› s›vad›. Tayyip Erdo¤an döneminde ‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi’nin ‹haleler ve Mali ‹fller Daire Baflkan› ‹GDAfi ve AKB‹L davalar›n›n san›¤› Necmi Kad›o¤lu yaflamlar› duru, su gibi berrak ne kadar sanatç›, yazar varsa tümünü duvarlardan söktür-

müfltür. Kendi dünya görüflünden baflka düflüncelere tahammül edemeyen bu faflist kafa Esenyurt Kültür Merkezi’nin tüm faaliyetlerini s›n›rland›rmakla kalmam›fl Esenyurt Belediyesi Tiyatrosu ö¤retmeni Naz›m Y›lmaz’› ve Esenyurt Belediyesi Kültür Merkezi Karikatür Atölyesi Ö¤retmeni Kamil Masurac›’y› Park ve Bahçeler Müdürlü¤ü emrine sürmüfltür.

‹ZM‹R 9. K‹TAP FUARI YAPILDI ‹zmir 9. Kitap Fuar› bir çok yay›nevinin kat›l›m›yla 11-18 Nisan 2004 tarihleri aras›nda yap›ld›. Büyük yay›nevleri fuara ticari amaçla kat›l›rken devrimci-demokrat yay›nevleri ise emekçi kitlelere yay›nlar›n› ulaflt›rmak, tan›tmak amac›yla kat›ld›. Umut Yay›mc›l›k da emekçi halka yay›nlar›n› ulaflt›rmak, gazetesini, dergisini, kitab›n› ulaflt›rmak ve onlar› bilinçlendirmek amac›yla kat›ld›. Önceki y›llara oranla kat›l›m daha iyi olurken özellikle son iki gün fuara ilgi yo¤undu. Umut Yay›mc›l›k stand›na u¤rayan insanlar özellikle Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya ve Komünist Usta Mao Zedung’u anlatan kitaplara yo¤un ilgi gösterdi. Umut Yay›mc›l›k stand›nda Partizan, ‹flçi Köylü, YDG ve ILPS Bülteni de da¤›t›ld›. (‹zmir)


23 Nisan-6 Mayıs 2004

28

33

Ka¤›t iflçilerinin yaflam savafl› “1500 kiflinin ekme¤i, hep bile¤imizden ç›k›yor burada. Ka¤›t parças›, demir parças›. Devletten bir fley istemiyoruz. Kendi bile¤imizle çal›fl›yorduk. Onu da b›rakmad›lar. fiimdi bofluz. Buralarda geziyoruz. Görmedin mi az önce zab›talar geldi, da¤›l›n burada kalmay›n dediler. Arabalar› da çekin. Burada 2-3 dönümlük tapulu arazimiz var. fiimdi ne yapaca¤›m›z› bilemiyoruz. Seçimden önce partiler geldiler, bizden oy istediler. fiöyle yapaca¤›z, böyle yapaca¤›z. Oy verdik, kazand› bize dirsek att›lar. Çaremiz yok flimdi. Nereye gitsek b›rakm›yorlar.” Sokaklarda el arabalar› ile ka¤›t toplayan iflçilerin say›s›ndaki art›fl, son y›llarda hepimizin dikkatini çekmifltir. Ya evimize en yak›n çöp noktas›nda karfl›laflm›fl›zd›r ya da kalabal›k caddelerde arabalar›na ka¤›t atarken görmüflüzdür. Belki de kimimiz görmüfl ama fark etmemifltir. Art›k onlar da yaflam›m›z›n bir parças› oldu¤undan di¤erleri gibi çok da düflünmeye gerek yoktur belki de. Sadece kendi dünyas›nda gezinen, kendi sorunlar› içinde bo¤ulanlar›n d›fl›ndaki canl›lar›n, duygular›n›, yaflamlar›n› farketmesi zordur zaten. Asl›nda yabanc›laflt›¤›m›z dünyay› tam da kendi duygular›m›z ve de¤erlerimizin insan olarak hissettiklerimizin fark›na vard›¤›m›z oranda görmeye bafllayaca¤›z. “Etraf› kirletiyorlar”, “görüntü kirlili¤i yap›yorlar” düflüncesiyle uzak duruyoruz onlardan. Belki de bizden “farkl›” olduklar› için. Ancak bizim yaflad›¤›m›z herfleyi onlar da hissediyorlar. Yaflamla savafllar› bizden çok daha zorlu. Çöpten toplad›klar› ka¤›tlar afllar›, ekmekleri. Kimisinin kar›nlar› aç, çocuklar› dört gözle eve gelmesini bekliyor, kimisinin yafll› annesi, babas›. Küçümseyerek bakt›¤›m›z, ço¤u zaman yok sayd›¤›m›z bu insanlar›n yaflad›klar›nda bizim hiç sorumlulu¤umuz yok mu? Peki ya onlar bu ifli isteyerek, severek mi yap›yorlar? Yaflam›n difle difl müca-

delesinde onlar›n pay›na düflürülen bu. Ço¤unlukla Kürt olmalar›, farkl› bir dil konuflmalar›, kendi kültürlerinin olmas› onlar›n bu kavgada yaln›z kalmas›na neden oluyor belki de. Yaflad›klar› co¤rafyadan evleri yak›larak, y›k›larak, çocuklar› eflleri katledilerek zorla göçettirilen bu halka elimizi ne kadar uzatt›k acaba? Evsiz yurtsuz kalan, topraklar›ndan kopar›lan, ailesi da¤›t›lan bir insan›n yaflama tutunma çabas› onlar›nki. Kimseden yard›m istemeden, dilenmeden, eme¤i, bile¤inin gücü ile ekme¤ini ç›karmak. Evine ekmek götürmek, bütün bask›lara, afla¤›lanmalara ra¤men. Ancak onlar› buraya sürenler bunu da çok görüyorlar. Ülkesinden sürülmüfl bir ulusun ac›lar›n› yaflayacaklar. Burada da kimlikleri, dilleri yüzünden ayn› bask›y› görüyorlar. Ekmek için al›nteri dökseler de yine ayn› cellat ç›k›yor karfl›lar›na ve tekrar yere seriyor, kavgan›n ortas›na al›yor. Kaybedebilecekleri herfleyi kaybetmifller. Topra¤›, suyu yasaklanm›fl bir ulus ne yapabilir ki? Savaflmak. Özgürlü¤ü, eme¤i, kurtuluflu için mücadele etmek, zordur bedel gerektirir. Ama zaten flimdi de bedel ödemiyorlar m›? Neden mücadelenin hakl›l›¤›, onuru ile ödenmesin bedeller. Neden özgürlü¤ü için kurflun s›kmas›n. Tarih buna tan›kt›r. Bu oldu ve tekrar mücadele ederek, gerçek kurtulufla yürünebilir. Ka¤›t iflçilerinin yafla-

d›klar› denizde sadece bir damla. Geride koca bir okyanus, bir ulus var ac›lar›yla. fiimdi evleri de yok, ne yapacaklar›n› bilmiyorlar, yüzleri gergin, öfkeli ama yaflam varsa umut da var diyorlar. Ve biz onu bulaca¤›z, o bizi bulmazsa. Ve tekrar yank›lanacak Cudi da¤lar›nda silah sesleri. Bu defa kimli¤imizi, topra¤›m›z› da alaca¤›z, eme¤imizi de özgür k›laca¤›z. Tan›k olacak Dicle’nin suyu umudun savaflç›lar›na. Bu güç, ulusun tarihinde sakl›d›r, onu al›p yeniden iflleyece¤iz. “P‹SL‹K TOPLAMAYIN D‹YORLAR B‹Z BU P‹SL‹KTEN Y‹YORUZ EKME⁄‹M‹Z‹” -Ankara’ya ne zaman geldiniz. Yaflad›klar›n›z› anlat›r m›s›n›z?

-Hüsniye Orhan: Kars’tan geldik. 50 senedir Ankara’day›m. Gün çal›fl›p, gün yiyorum, her gün. Kocam rahats›z, bende fleker var, tansiyon var. Safra kesemden ameliyat olaca¤›m, gücüm yetmiyor. Hayat›m›z bu çöplükte. Bize bir ifl versin devlet. Ka¤›t topluyoruz. Ben 24 y›ld›r bu ifli yap›yorum. 24 ekmek sahibi de¤ilim. Geldiler, sövdüler, att›lar ç›kard›lar bizi. Hiçbir neden söylemediler. Pislik toplamay›n diyorlar. Biz bu pislikten yiyoruz ekme¤imizi. Çolu¤umuz, çocu¤umuz aç kald›. Art›k yeter flu insanlar›n haline bak›n. D›flar›da yat›yorlar. Bizi 8 gündür oyal›yorlar. Bugün, yar›n yer verece¤iz diyorlar. Mamak çöplü¤üne götürdüler, tapulu mal ç›kt› kovdular bizi. Bine yak›n kifli var burada, hepsi aç. Benim 8 tane çocu¤um var. 8 tane evsize bak›yorum. Hepsi ufak. Melih Gökçek bize söz verdi, size yer verece¤im oylar›n›z› bana verin, yer vermedi. Bütün halk› da soka¤a att›. Polis geldi bize sald›rd›. Benim o¤lum kendini öldürmeye kalkt›. Ben yaraland›m. Ardiyelerimizi yakt›lar, y›kt›lar gittiler. Yine ayn› ka¤›d›n peflindeyiz, çöplü¤ün peflindeyiz. Buradaki halk h›rs›zl›k m› yaps›n, hangisini yapaca¤›z? ‹ki iki dört. Köyde tarlam›z kalmad› mecbur kald›k flehre geldik. Bize yer versinler, ölmek var dönmek yok. Yer vermezlerse ya katillik yapaca¤›z ya adam soyaca¤›z!


29

33 “SEÇ‹M ZAMANI GELD‹ B‹ZDEN OY ‹STED‹LER, KAZANDIKTAN ‹K‹ GÜN SONRA ARD‹YELER‹M‹Z‹ ALTÜST ETT‹LER, YIKTILAR”

-Buraya niçin göç ettiniz? Ardiyeleriniz neden y›k›ld›? -Ramazan Yalç›n: Hakkari’nin Ördek köyünden göç ettik. 1994 y›l›nda ve öncesinde orada bir PKK mücadelesi vard›, o yüzden köyümüzü yakt›lar, y›kt›lar mecbur kald›k, oradan göç etmeye bafllad›k. Milletin koyununu, hayvan›n› beslememesi için köylerini yakt›lar. Hayvanlar›m›z›, koyunumuzu satmak zorunda kald›k. Koyunumuzu çok ucuza satt›k, paras› da elimize geçmedi. Bu yüzden kimisi Ankara’ya, kimisi Adana’ya göç ettiler. Millet çoluk çocu¤unu yedirmeye içirmeye çabalad›. 1994 y›l›ndan beri burada ka¤›tç›l›k yap›yoruz. Bir yeri kira tuttuk. fiimdiye kadar o yerde kal›yorduk. Ondan sonra seçim zaman› geldi. Bizden oy istediler. Melih Gökçek diyor siz oyunuzu bana verin, ben kazan›rsam size yer verece¤im. Oyumuzu Melih Gökçek’e verdik. Kazand›ktan iki gün sonra bakt›k zab›talar› polisleri hepsini gönderdi. 3 gün mühlet verdi. 3 günü geçirmedi polis, zab›ta geldi. Daha öteberimizi kald›rmadan milyarlarca mal›m›z› kantar›m›z›, el arabalar›m›z› ald›. Ardiyelerimizi altüst etti, y›kt› yakt›. Gözyaflart›c› bomba att›lar. Bu mal›m›z bu kadar ziyan oldu, devlet bize yard›m etmedi. Kald›¤›m›z yer flah›s mal› diyor. Tamam diyoruz. Bize kiraya verin onu da kabul etmiyorlar. Size bir yer gösterece¤iz diyorlar. Melih Gökçek’in yan›na gitmek istiyoruz bizi b›rakm›yorlar. Onun sekreteri, Gazi fiahin’in sekreteri, Emniyet Amiri geldi. Durun dedi size bir yer verece¤im. Gittik ö¤lene kadar orada kald›k, bakt›k bütün köyler hepsi geldi. Buras› flah›s mal›d›r b›rakmad›lar bizi. Geri döndük buraya. ‹ki de bir polis geliyor, zab›ta geliyor. Bunlar birfley yapacaklar. En afla¤› 1500 kifli var burada. Bir yere

yerlefltirsinler. Veya bizim tazminat›m›z› versinler, bizi memleketimize göndersinler. 1500 kiflinin ekme¤i, hep bile¤imizden ç›k›yor burada. Ka¤›t parças›, demir parças›. Devletten bir fley istemiyoruz. Kendi bile¤imizle çal›fl›yorduk. Onu da b›rakmad›lar. fiimdi bofluz. Buralarda geziyoruz. Görmedin mi az önce zab›talar geldi, da¤›l›n burada kalmay›n dediler. Arabalar› da çekin. Burada 2-3 dönümlük tapulu arazimiz var. fiimdi ne yapaca¤›m›z› bilemiyoruz. Seçimden önce partiler geldiler, bizden oy istediler. fiöyle yapaca¤›z, böyle yapaca¤›z. Oy verdik, kazand› bize dirsek att›lar. Çaremiz yok flimdi. Nereye gitsek b›rakm›yorlar. Valiye gitsek b›rakm›yorlar, belediyeye gitsek b›rakm›yorlar. Bizi yoldan çeviriyorlar. 4-5 gündür aç›z. Çoluk çocu¤umuz zaten günlük çal›fl›yordu. Toplay›p bir araziye b›rakt›¤›m›zda da zab›talar b›rakm›yorlar.

23 Nisan-6 Mayıs 2004

t›yoruz. Evlerimizi de y›kt›lar, d›flarda yat›yoruz. Bize ne dediler? Size yer veriyoruz, biz kar›flm›yoruz. Biz gittik yere, tapulu mal ç›kt› ondan sonra geri geldik yar›n yar›n diye bekletiyorlar, zab›ta geldi az önce dedi arabalar› buradan götüreceksiniz arkadafllar biz de diyoruz buras› tapulu yerimiz. Mahalledekiler de bizi flikayet ediyorlar. fiimdi bekliyoruz, allah büyüktür. Yar›n ne olaca¤› belli olmaz. Biz çad›rlar›m›z› buraya kuraca¤›z, a¤z›m›z› da kapataca¤›z, mezar da yapaca¤›z ya öldürün ya bize yer verin, bu kadar. Ya da bizi bir yere göndersinler. Gerçekten ayr›mc›l›k yap›yorlar. Melih Gökçek yiyip-içiyor demiyor ki bu gençler ne yap›yor? “B‹Z DE ‹NSANIZ GELS‹N DURUMUMUZU GÖRSÜN BAKSINLAR”

“B‹Z ÇADIRLARIMIZI BURAYA KURACA⁄IZ, A⁄ZIMIZI KAPATACA⁄IZ, MEZAR DA YAPACA⁄IZ, YA ÖLDÜRÜN YA B‹ZE YER VER‹N”

-Siz Ankara’ya ne zaman geldiniz? fiimdi ne yapmay› düflünüyorsunuz? Tahsin Kahraman: Hakkari’den buraya geldik. 1994’te köyümüzü boflaltt›lar. Önce Hakkari’ye geldik. Orada ifl olmad›¤› için herkes bir yere gitti. Biz de 1996’da Ankara’ya geldik. Burada çal›flmaya çal›flt›k ama bizi b›rakmad›lar. Ka¤›t topluyoruz. En az 1500 kifli var. Biz fakiriz. Bize böyle yapt›lar. Bize dediler oy vereceksiniz. Biz de oy verdik ama Çankaya’da CHP kazand›. CHP buraya kar›flmad›. Büyükflehir bak›yor. Bize 2000 polis gönderdiler. Çok kifliyi gözalt›na ald›lar. Kamu mal›na zarar vermekten herbirine 11 milyar ceza, 5 y›l hapis davas› açt›lar. Yani flu anda buraday›z. Baflka ne yapabiliriz ki. Belki bir haftad›r d›flar›da ya-

-Siz bize yaflananlar› anlat›r m›s›n›z? -Hakkari Ördekli köyünde 1965 do¤umluyum. Ad›m Hac›. 9 senedir burada ikamet ediyorum. Köyümüz 1994’ten itibaren yerlebir oldu. Göç oldu, buraya geldik. At›k ka¤›tla u¤rafl›yoruz. Köylerimizi yakt›lar biz devletten tazminat bekliyorduk, köylerimizi yaps›n biz bir sabah kalkt›k çevik kuvvet arkam›zda havan topu üstümüze çekmifller. Biz de sorduk kime gelmifller diyor size gelmifller. Hay›r bize niye gelmifller? ‹nsanlar›-

m›z›n havanlar›, toplar› yok ki. Gidin K›br›s’› kurtar›n. Yetkililere sorduk bu neyin nesidir? Dediler sizi kald›rmaya geldik. Hayret biz devletten yard›m beklerken neyle karfl›laflt›k. Bizim milyarlarca mal›m›z› yakt›lar, çöpe tafl›d›lar. O günden itibaren d›flar›da kal›yoruz. Kemal Sunal arabas› gibi kendimize araba yapaca¤›z oradan göç edece¤iz buraya. Buradan göç edece¤iz baflka yere, flu anda flok durumday›z, periflan›z, devlet nerededir ç›ks›n piyasaya? Diyor “devlet vard›r Tayyip Erdo¤an ben de devlet adam›y›m.” Hiçbirfley de de¤il. E¤er bizim halimizi görüyorsa gelsin bize bir yer versin, temin etsin. Çocuklar›m›z› bu at›k ka¤›tlarla besliyoruz. Bir gecekonduya 150200 milyar para ödüyoruz. Bugün d›flar›dan kovdular. Ev yok ki. Kira veremiyoruz bu flartlarda d›flar›da kal›yoruz. Bizim halimiz ne olacak. Gelsin görsün büyük adamlar, boynu kal›n adamlar. Bizim Hakkari milletvekilleri orada ekmek yiyorlar. Ben de ekmek yiyorum burada, ne oturuyorlar orada hiç olmazsa d›flar› ç›ks›nlar. Biz de insan›z, gelsin durumumuzu görsün baks›nlar bu böyle geçmez ki yar›n ben cepçi olurum. Bir sürü talebimiz var, ö¤rencileri okula gönderemiyoruz, maddi durumumuz yok. Kiminin defteri yok, kiminin kalemi yok. D›flar›da ö¤renci ders görebilir mi, hay›r göremez. Bu nedenle hepsi d›flar›da kalm›fl. Ben gittim kamyonumu götürdüm zab›ta geldi tekrar buraya getirdi. Herkes bizim durumumuzu anlas›n büyük adamlar neredeyse ç›ks›nlar, bu kadar insan› yok etmeye gerek yok. Azerbaycan’dan Aliyev geliyor karfl›l›yorlar. Biz Türk vatandafl›y›z önce bizi besleyecekler. Bunu iyice bilsinler. E¤er bizi baflka yere göndereceklerse göndersinler. Hepsi de ayn› köylü vallahi çok ayr›mc›l›k yap›yorlar. Hakkari’den gelenlere çok eziyet yap›yorlar. Hepsi Ördekli’den, tek aileyiz. Nerededir bunlar? (Ankara)


23 Nisan-6 Mayıs 2004

30

‹flçi-köylü’den BUGÜN IRAK’IN ÖZGÜRLÜ⁄ÜNÜN YOLU FELLUCE’DEN GEÇMEKTE! ABD 11 Eylül sald›r›lar›n›n ard›ndan dünyay› atefl topuna çevirme savafl›na bafllad›¤›n› ilan etti¤inde, ateflin içinde kendisinin de böylesine yanaca¤›n› belki de hiç düflünmemiflti. Irak’ta on günü aflk›n bir zaman diliminde yaflananlar yeni bir Irak resmi ve iflgalci güçlerin gerçek yüzlerini gösterdi. ABD iflgali bir y›l› doldurmuflken ve yeni manevra ve sald›r›lara haz›rland›¤› günlerde Felluce’de büyüyen direnifl tüm iflgalcileri flaflk›na çevirdi. ABD’nin iflgalin bafl›ndan itibaren engellemeye çal›flt›¤› bu ortak direnifl cephesi hesapta tuttu¤u en kötü ihtimallerden biriydi ve emperyalistler bu “kötü” ihtimali yafl›yorlar flimdi. On günü aflk›n zaman diliminde yaflanan geliflmeler yeni bir dönemin bafllang›c› niteli¤inde. Irak’ta yaflanan ç›kmaz çok daha keskin bir hal alm›fl durumda. Al›nan kay›plar karfl›s›nda büyüyen direnifli bast›rman›n tek “çare”sini pervas›z sald›r›larda bulan ABD emperyalizmi, direniflin bafllad›¤› günden bu yana 900’e yak›n Irakl›y› katletti. Pazar yerlerine at›lan bombalardan, sokak infazlar›na, kente yap›lan füzeli sald›r›lardan daha bir dizi vahflete imza atan ABD’nin kanl› katilleri flimdi korku ve çaresizlikle her an ölebileceklerinin hesab›n› yap›yorlar. Rehin al›nan ABD askerinin yerinde olmay› hiç biri istemezken, s›ran›n kendilerine geleceklerini çok iyi biliyorlar. Geliflen direnifl, Irak’taki iflgalci güçlerin birli¤ini de önemli ölçüde etkiledi. Filipinler durumun devam etmesi halinde ülkedeki vatandafllar›n› geri çekece¤i aç›klamas›n› yaparken, birçok ülke durumu yeniden de¤erlendirecekleri yönünde aç›klamalar yapt›. Frans›z K›z›lhaç Örgütü ise, yine geliflmelerden kaynakl› çal›flmalar›n› ask›ya ald›¤›n› aç›klad›. ABD’yi fazlas›yla telaflland›ran bu durumun devam›nda yaflanan diplomasi trafi¤ini iflgalci güçlerin ikna turlar›

olarak da de¤erlendirebiliriz. Irak’ta yaln›z kalmaktan korkan ABD, bu güçlerin geri çekilmesinin direnifl karfl›s›nda bir yenilgi durumunun yafland›¤›n›n aç›k ilan› oldu¤unu çok iyi biliyor. Ancak istese de istemese de ne yaz›k ki bu yenilgiyi yaflamaya do¤ru at›lan ad›mlar h›zlan›yor. Ve ABD Irak’ta ilk yenilgisini ald›. Direniflçilere ça¤r›da bulunan Irak’taki sivil vali Paul Bremer Felluce’deki direniflçilere ABD’nin yaklafl›k bir hafta önce yapt›¤› ateflkese yan›t vermeleri ve yapt›klar› sald›r›lar› durdurmalar›n› isteyerek teslimiyetin ilk ad›m›n› att›. Ancak bu ateflkesin direniflçiler taraf›ndan yan›t› çoktan sald›r›larla verilmiflti bile! ABD askerlerinin ölüm haberlerinin geldi¤i saatlerde, halk›na seslenen Bush’un direniflin etkisiyle titreyen sesi, tutuklaflan konuflmas› gözlerden kaçmayan bir ayr›nt› olarak gazete sayfalar›nda ifllendi. Amerikan bas›n› Bush’un gösterdi¤i bu performans› be¤enmeyerek büyüyen direniflin yaratt›¤› etki ve telafltan ister istemez söz etmeye bafllad›lar. Saddam yönetimi alt›nda birbirine düflman edilen fiii ve Sünniler, emperyalist iflgale karfl› birleflerek tarihi bir direniflin alt›na ortak imza at›yorlar. ABD aç›s›ndan gerekti¤inde önemli oranda kullan›labilecek bu çatlak, bir anlamda da kimi dönem bu çatlaktan yararlanarak yeni hamleler yapabilece¤i bir durum olarak de¤erlendiriyordu. Ancak yanl›fl hesap Felluce’den döndü. Sünniler Felluce’de, iflgalci ABD güçlerine karfl› savaflarak direnirken, fiiiler kendi bölgelerinde direnmekle s›n›rl› kalmayarak Felluce’ye s›zarak direnenlerin yard›m›na kofltu ve bununla da s›n›rl› kalmayarak, erzak dolu kamyonlarla binlercesi yürüyerek sokaklara döküldü. fiiilerin direnifle kat›lmas›yla birlikte Irak’ta oluflan yeni direnifl cephesi, yü-

rütülen ba¤›ms›zl›k savafl›n› ve halklar›n sald›r›lar karfl›s›nda birbirine nas›l kenetlendiklerini de gösterdi. Karfl› durulmaz san›lan ABD gücü, iflte böylesine a¤›r bedeller ödenerek de olsa dize getirilebilecek bir güçtü. Büyüyen direnifl bir kez daha gösterdi ki, aslolan direnen halklar›n gücüdür ve yenilmez olan da ancak o güçtür. ABD sergiledi¤i tüm vahflete ra¤men, direnifli bast›rmaya gücünün yetmeyece¤ini göstermifltir. Direniflin ve kay›plar›n gölgesinde Washington’da “Irak zirvesi” yapan Bush-Blair ise çizdikleri “mutlu”, “herfley yolunda gidiyor” tablosunun arkas›na gizlemeye çal›flt›klar› korkularla “kararl›l›klar›n›” tazelediler ve bir kez daha “Irak’› özgürlefltirece¤iz” sözünü verdiler. Irak özgürleflecek bu do¤ru. Ancak bu özgürlü¤ün yolunun Felluce’den geçti¤i de bir o kadar kesin. Direniflçiler taraf›ndan rehin al›nan bir ABD askerinin “Irak’› özgürlefltirmek için gelmifltik. Ancak burada olmak benim seçimim de¤ildi” fleklindeki piflmanl›k dolu sözleri “Irak’ta her fley yolunda ve kontrolümüz alt›nda” imaj›n› vermeye çal›flan Bush ve Blair’i yalanlar nitelikte. ABD bölgedeki askerlerinin görev süresini uzatt›. Hepsinin geri dönme isteklerini reddederek ve görmezden gelerek. Ve “gerekirse daha fazla asker gönderece¤iz” aç›klamalar›n› yapt›. Ancak geçti¤imiz hafta yap›lan aç›klamalarda gözden kaçmayan bir ayr›nt› var ki o da; Bush’un “NATO’yu bölgede nas›l konumland›rabiliriz” tart›flmalar›n›n oldu¤u aç›klamas›yd›. Önümüzdeki dönem planlar› içinde önemli bir yer tutan NATO’yu, önümüzdeki günlerde Irak’ta görmemiz olas› ihtimallerden biri olarak karfl›m›zda duruyor. Bu direnifl Ortado¤u halklar› aç›s›ndan çok önemli mesajlar tafl›yor. “Büyük Ortado¤u Projesi” ile özellikle bölge halklar›na özgürlük götürece¤ini söyleyen ABD’nin özgürlü¤ünün anlam›n› art›k çok daha iyi biliyorlar. Bilinen di¤er bir gerçek ise Irak’la bafl edemeyen ABD’nin bu büyük projeyi yaflama geçirme ihtimalinin oldukça zor oldu¤udur. 30 Haziran’da Irak yönetimini uflaklar›na devretmeyi düflünen ve bu konuda

‹zmir’de Deri-‹fl Genel Kurulu yap›ld› Deri-‹fl ‹zmir fiubesi Genel Kurulu’nu 18 Nisan 2004 tarihinde saat 10:00’da Eflrefpafla Sanat Merkezi’nde yapt›. Eski fiube Baflkan› Hüseyin Y›lmaz’›n aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan Genel Kurul sayg› durufluyla devam etti. Bu s›rada salonda misafir olan bir grup At›l›m okuru ad›na kürsüye ç›kan arkadafl misafir olarak yapaca¤› konuflmas›nda DDSB’li güçleri hedef ald›. Devrimci etik çerçevesinin d›fl›na ç›karak, Genel Merkez ve Musa Servi’ye hakaretlere varan bir konuflma yapan At›l›m okuru, provokasyon ortam› yaratmaya çal›flt›. Konuflman›n ard›ndan iflçileri salonu terk etmeye ça¤›ran gruba iflçiler kat›lmad› ve sendikal hatta tutarl› bir çizgi izleyenlerin yan›nda yer ald›lar. Hatta iflyerlerinde bulunan ve bir süre kendileriyle hareket eden

okurlar› da bu ça¤r›ya kulak vermediler. fiube Sekreteri Hayriye Çavufl kürsüye ç›karak “Biz yönetim listemizi kendimiz yani iflçiler olarak belirledik. Bu yüzden burada arkadafllar›n bu tür konuflmalar yapmas› yanl›flt›r” diyerek elefltirdi. Ve bu tür davran›fllar›n iflçi s›n›f›na bir fley kazand›rmayaca¤›n› da belirtti. ‹flçiler ise yapt›klar› konuflmalarda örgütlenmenin önemine, birlik ve beraberli¤e de¤inerek, kendi iradeleriyle seçilen yönetimi desteklemeye ça¤›rd›lar. Yeni fiube Baflkan› Nadir Ambarc› ise “Bir konuflma metni haz›rlad›m. Ancak yap›lan haks›zl›klar› elefltiriyorum ve metnimi okumuyorum” diyerek At›l›m çevresini elefltirdi. Yönetime aday olan listelerin iflçiler taraf›ndan belirlendi¤ini söyleyen Ambarc› “Genel Merkez

33 kararl› oldu¤unu aç›klayan ABD bu konuda da hayli s›k›flm›fl durumda. Çünkü ülkedeki uflaklar› da direnifl cephesinin büyümesi ile birlikte istifa ediyorlar. Bununla birlikte ABD askerleri taraf›ndan e¤itilen 200 Irakl› asker kendi halk›na karfl› savaflmay› reddedince ABD taraf›ndan cezaland›r›larak tutukland›lar. Di¤er taraftan ‹srail’in yapt›¤› katliamlara tam destek sunan ABD Filistin halk›n›n katili olarak da tarihteki yerini al›yor. 17 Nisan günü fieyh Yasin’in katledilmesinin ad›ndan yerine geçen Rantisi’yi de ayn› yöntemle katledildi. Rantisi’nin o¤lu ve eflinin de bulundu¤u arabaya füze ya¤d›ran ‹srail, direnifli bast›rmak için HAMAS’a yönelik sald›r›lar›n› t›rmand›r›yor. Ancak bu sald›r›lar Filistin halk›n› direniflten vazgeçirmek yerine daha da kinlendiriyor ve öfkeyle ‹srail’e sald›rmas›na neden oluyor. Irak ve Filistin halk›n›n emperyalistlere ve uflaklar›na karfl› yakt›¤› bu direnifl ateflinin içinde Proletarya Partisi’nin kurulufl tarihi olan 24 Nisan’› ve iflçi s›n›f›n›n kavga günü olan 1 May›s’› karfl›lamaya haz›rlan›yoruz. Ortado¤u’da büyüyen bu direnifl atefli içinde Proletarya Partisi’nin kuruluflu olan 24 Nisan tarihi, tüm bunlarla birlikte daha bir anlam ve önem kazan›yor. Halklar›n bu direnifl ateflini kucaklamak ve büyütmek bizlerin omuzlar›nda. ‹bo’nun partisine gönül vermifllerin omuzlar›nda. Omuzlar›m›zdaki bu görevi lay›k›yla yerine getirmek ise büyüyen direniflin ateflini ülkemiz topraklar›na tafl›maktan ve yakmaktan geçmektedir. Tarihi direnifller ve ülkemizdeki ezilen milyonlar›n bizden beklentileri bunlar. Proletarya Partisi’nin kuruluflunu selamlayaca¤›m›z bugünlerde emperyalist sald›rganl›¤a ve anti emperyalist mücadelenin önemine özel vurgular yapmal›y›z. Kökleri 6. Filo’nun bu topraklardan at›lmas›yla bafllayan 32 y›ll›k onurlu tarihin her bir savunucusu ve militan› bu ruhu kuflanmal› ve ad›mlar›n›n ahengini buna göre haz›rlamal› ve h›zland›rmal›d›r. Düflman›n her türlü sald›r›s›yla kuflatma alt›na almaya çal›flt›¤› hakl› ve tarihsel mücadelenin yenilmezli¤i ve kök salm›fll›¤› böylesi kritik dönemlerde at›lan ad›mlarla kendini göstermifl ve kan›tlanm›flt›r.

yöneticilerinin politikalar› do¤rudur. Bu yüzden çal›flmalar›n› takdir ediyoruz ve edece¤iz” dedi. Ambarc› son olarak “Bize destek verilece¤ine inan›yoruz. Bundan sonraki çal›flmalar kolektif çerçevede olacakt›r” dedi. Ö¤leden sonra oylamaya geçildi. Tek listeyle seçime kat›l›n›rken oy say›m›yla yeni yönetime baflar›lar dilendi. Saat 16:00’da sona eren Genel Kurul’da kapan›fl konuflmas›n› yapan Deri-‹fl Genel Merkez Baflkan Vekili Musa Servi “Bir y›l önce size söylemifltik. Buray› örgütleyip bir y›l sonra size devredece¤iz dedik. fiu anda bunu gerçeklefltiriyoruz. Tüm provokasyon çabalar›na ra¤men bunu baflard›k. Seçilen arkadafllara baflar›lar diliyoruz” dedi. Genel Kurul’a Türk-‹fl 1. bölge çelenk gönderirken, At›l›m çevresinin kongreyi iptal ettirme, da¤›tma provokasyonlar›na ra¤men Genel Kurul sonuçland›. (‹zmir)


31

33

23 Nisan-6 Mayıs 2004

Kavgan›z kavgam›z, yolunuz yolumuzdur yoldafllar! Emperyalist kapitalist sistem ve onun ufla¤› komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n baflta devrimciler ve komünistler olmak üzere tüm ezilenlere Kürt ulusuna karfl› çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar›n yürütüldü¤ü tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte ezilenlerin yan›nda olmak mazlumlar›n sesi olup namluya sürülmek halka ve devrime karfl› hesaps›zca bir tutum içinde olmak derin bir halk sevgisini gerektirir. Bu sevgiden yoksun olanlar, ezilenlerin kurtuluflu için yaflamlar›n› feda edemezler, bu sevgiden yoksun olanlar, tüm zor koflullara ra¤men inad›na kavga diyemezler. ‹flte devrimciler-komünistler tüm bu zor koflullara ra¤men, zindanlarda, flehirde ve k›rda inad›na kavga diyorlar. Emperyalistkapitalist sistemin ve onun iflbirlikçilerinin yaratt›¤› bencil-bireyci ve yaflama hay›r diyecek, kurtuluflu ve özgürlü¤ü, demokrasi ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinde ar›yorlar. Ve bunun içinde a¤›r bedeller ödüyorlar. Elbetteki bunun böyle olaca¤›n› tarihi tecrübelerimizden biliyoruz. Yani tarihi tecrübelerimiz bize, ezilenlerin sessizli¤ini sese, hareketsizli¤ini harekete dönüfltürmenin bedelinin çok a¤›r oldu¤unu ve büyük bir emek, özveri ve çaba gerektirdi¤ini defalarca kan›tlam›flt›r. ‹flte bugün her topra¤a düflenimiz yaln›z hangi yolda nas›l yürümemiz gerekti¤ini de¤il ayn› zamanda bu uzun yürüyüflün ne tür a¤›r bedeller istedi¤inin de so-

mut bir kan›t› niteli¤indedir. ‹deolojik çürümenin-tasfiyecili¤in yayg›n oldu¤u s›n›f savafl›m›n› büyütüp gelifltirmek için de¤il, yozlaflt›r›p dejenere etmek için teorilerin üretildi¤i, taktiklerin belirlendi¤i böylesi tarihi bir dönemde, idealleri u¤runa silah elde savaflarak flehit düflen, her devrimci her komünist daha çok sayg›yla an›lmay› hak ediyor. Son dönemde Dersim’de flehit düflen DHKP-C gerillalar› ve yoldafllar›m›z Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z da bu sayg›y› fazlas›yla hak etmifllerdir. Elbetteki her devrimci her yurtsever ve komünist flehidi sayg›yla anman›n biricik yolu, onlar›n b›rakt›klar› bayra¤› devral›p daha da ileriye tafl›makt›r. Bunun ad› kavgay› büyütmektir. Örgütü ve partiyi daha da güçlendirmektir. R›za ve Barbara yoldafllar bu bilinç ve sorumlulukla anmal›y›z. Yoldafllara ba¤l›l›k ve yoldafllara sadakat böyle davranmam›z› emrediyor. Açt›klar› yolda yürümenin pratik anlam› da budur. R›za ve Barbara yoldafllar›n mücadele yaflamlar›na dair daha genifl anlat›mlar›m›z bundan sonra da olacakt›r. Ama bu k›sa yaz›m›z bir anlamda R›za ve Barbara yoldafllar›n TKP/ML saflar›na kat›ld›klar›na dair devrimci kamuoyuna yapmay› düflündükleri aç›klamay› yapmadan flehit düflmelerini aç›klar nitelikte olacakt›r. Yoldafllar› olarak bu görevi yapmak bize düfltü.

R›za yoldafl uzun y›llar TKP(ML) saflar›nda mücadele etti ve mücadele tarihi içinde örgütün her kademesinde görev ald›. Dersim ve Karadeniz bölgesinde say›s›zca askeri eylemin alt›na imzas›n› att›. TKP(ML)’nin birinci kongresinden sonra, MKP tasfiyecili¤ine tav›r alarak TKP(ML) çizgisinde mücadelesini sürdürmeye devam etti. Daha sonra ise TKP(ML)’den TKP/ML saflar›na kat›lma karar› ald›. R›za yoldafl bir yandan bu karar›n› TKP/ML’li yoldafllara bildirirken di¤er yandan MKP tasfiyecili¤ine tav›r alan biz baz› yoldafllara da karar›n› iletti, ki bu karar MKP tasfiyecili¤ine tav›r alan kimi yoldafllar›n düflünceleriyle de çak›fl›yordu. Tüm sorun ‹K partisine ve çizgisine ba¤l› olan, flu veya bu nedenle tasfiyecili¤e tav›r alan ve mücadele etmede samimi olan tüm yoldafllar›n bu sürece dahil edilmesi görevini yerine getirme noktas›nda kilitleniyordu. Ve ne yaz›k ki bu süreç tamamlanmadan R›za ve Barbara yoldafllar flehit düfltüler. fiimdi bu görev bizimdir. Bu görevi lay›k›yla yerine getirmek her fleyden önce flehit yoldafllar›m›z›n mesaj›n› do¤ru alg›lamakla mümkündür. Bu mesaj› do¤ru alg›lamak her türlü kiflisel kayg› ve dar grup anlay›fl›ndan uzak durup, tüm enerjimizi ve gücümüzü parti iradesine katmakt›r. Kavgay› büyütmenin, alternatif olman›n yolu buradan geçer ve biz belli farkl›l›klar›m›za ra¤men bu yoldan yürü-

yece¤iz. Ve bu sürece sunaca¤›m›z her pratik katk›n›n, flehit yoldafllar›m›z›n an›s›na sad›k kalman›n da somut bir ifadesi olaca¤›n›n bilincindeyiz. Bu bilinç ve sorumluluktan hareketle bir kez daha ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n kurdu¤u partiye emek vermifl, gönül vermifl ama yaflanan a¤›r süreçlerden ve ayr›flmalardan dolay› örgütlü yap›n›n d›fl›nda kalm›fl tüm yoldafllar› TKP/ML saflar›nda mücadele etmeye ça¤›r›yoruz. Üzerinde yükselece¤imiz temel zemin ‹K yoldafl›n ideolojik-siyasalörgütsel-politik hatt›d›r. Bunun d›fl›nda varolan tüm farkl›l›klar›n mücadele içinde ve yoldafll›k ruhuna uygun elefltiri ve özelefltiri yöntemiyle afl›laca¤›na inan›yoruz. Ve bir kez daha diyoruz ki: Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar›n kavgam›zda yaflatma bilinci ve sorumlulu¤uyla, partiyle yürüyece¤iz, partiyle kavgay› büyütece¤iz. Partiye, halka ve devrime ve flehitlerimize karfl› tafl›d›¤›m›z sorumluluk bilinci böyle davranmam›z› emrediyor. Çünkü; olmas› ve yap›lmas› gereken budur. Ve bizde bunu yap›yoruz. Devrim ve komünizm flehitleri ölümsüzdür! Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar› kavgam›zda yaflataca¤›z! Yaflas›n partimiz TKP/ML ordumuz T‹KKO ve gençlik örgütümüz TMLGB! YOLDAfiLARI

“R›za’y› anlatmak beni onurland›r›r”

Cenaze töreninin ard›ndan R›za Laço’nun abisinin görüfllerini ald›k. ‹K- Bize R›za’y› anlat›r m›s›n›z? - Biz befl kardefltik R›za benim küçü¤ümdü. O çocuklu¤undan bu yana haks›zl›¤a tahammül edemezdi. Ailesi de olsa haks›z olan R›za için bir fley de¤ifltirmezdi. Çok zekiydi yat›l› okula verdik. Birincilikle bitirdi. Gururlu ve cesurdu. Elaz›¤’da liseye bafllad› bitirmeden b›rakt› yat›l› okuldayken tan›flt›¤› devrimci düflünceler art›k onda flekillenmeye bafllam›flt›. Babam›n “oku, devlet büyüktür, sana ifl verir” söylemlerine R›za flu cevab› verirdi; “Diyelim ben okudum ifl güç sahibi oldum. Ya di¤er yoksul insanlara ne olacak?” Çal›flmak için 1989’da ‹stanbul’a gitti. Çok duyarl›yd› tüm eylem ve mitinglere kat›l›r-

d›. Art›k onun için her fley netti ve bu nedenle 1991’de k›rsala ç›km›flt› daha sonralar› ara s›ra köye gelirdi, orda görürdük - R›za’n›n devrimci olmas›ndaki etken neydi? - Sisteme olan kiniydi. Bizlerin çocuklu¤unda köye askerler gelip çocuklar› yanlar›na ça¤›r›rlard›, fleker vermek için. R›za o zaman bile askerin yan›na gitmezdi. Bir gün hiç unutmam daha ufakt› babam›n karfl›s›na dikildi “Beni do¤urdunuz diye benim size ait oldu¤umu sanmay›n.” O çocuklu¤undan bu yana halkç›yd›. Köyde bir münakafla oldu mu önce benim ve babam›n karfl›s›na dikilirdi ve “Siz haks›zs›n›z” derdi. Düflüncelerinden taviz vermezdi. O hep dünya halklar›n›n bir ve kardefl oldu¤unu söylerdi. Sosyalizme giden yolun ise ‹brahim Kaypakkaya ideolojisinde oldu¤unu ve bu nedenle Partizan saflar›nda mücadele etti¤ini anlat›rd›. Bizim en çok tart›flt›¤›m›z nokta Kürt ulusal mücadelesiydi. “Verilen mücadele hakl›d›r ama Kürt ulusu böyle kurtulamaz” derdi. Ancak enternasyonal mücadele ile kurtulur. - R›za’n›n flehit düfltü¤ü haberini al›nca neler yaflad›n›z?

- Tabi ki insan›n içi ac›yor. Ben onun 14 y›ld›r k›rsalda oldu¤unu biliyorum. Üç dört y›ld›r hiç görmedim. Ben hapishaneden ç›kt›ktan sonra flehir d›fl›na her ç›k›fl›mda imza dayatmas›yla karfl›laflt›m. ‹mzalamamak için de hiçbir yere gitmedim. Kardeflim evlenmifl yoldafl›yla. ‹kisini yan yana gömmek isterdim, yapamad›k bu beni üzüyor. R›za mücadeleye bafllad›¤› andan itibaren böyle bir olas›l›k vard›. O bunu biliyordu ancak hiç önünde engel olmad›. Kardeflimle gurur duyuyorum ve ona sayg› duyuyorum. Belki ona yak›fl›r flekilde tam olarak yolcu edemedik ama R›za’y› halk sahiplendi. Önemli olan bu, o da bunu isterdi zaten. - Dostlar›na ve yoldafllar›na iletmek istedi¤iniz bir mesaj var m›? - Öncelikle bizi R›za’y› seven herkes mücadeleye destek sunmal›. Yoldafllar› ise mücadelede en az R›za kadar ›srarl› ve kararl› olmal›. - Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? - Ac›m hala çok taze biliyorum ki R›za’y› ifade etmekte yetersiz ve eksik kald›m. Ancak R›za’y› anlatmak her zaman beni onurland›racakt›r.


UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP Bask›: Gün Matbaac›l›k

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54

Genel Da¤›t›m: YAY-SAT

➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N

@mail: umutyayimcilik@superonline.com

➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar ölümsüzdür! Aç›klama: Elimize posta kanal›yla ulaflan bu aç›klamay› haber de¤eri tafl›d›¤› için yay›nl›yoruz. ‹flçiler, emekçiler, devrimciler… Emperyalizm ve uflak faflist diktatörlükleri ve her türden gerici yönetimlerin baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm emekçilere ve ezilen halklara karfl› ekonomik, siyasi ve askeri sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› bir dönemden geçiyoruz. Art›k emperyalistlerin “yeni dünya düzeni” masallar›, “demokrasi” ve “özgürlük” yalanlar›, s›n›f savafl›m›n›n gerçek yasalar› karfl›s›nda bütün ç›plakl›¤›yla a盤a ç›k›yor. Görmeyen gözlerin görmesini, duymayan kulaklar›n duymas›n› sa¤l›yor. Elbetteki tüm bunlar kendili¤inden olmuyor; tüm bu gerçeklerin ad›m ad›m a盤a ç›kar›lmas› ezilenlerin-komünistlerin ödedi¤i a¤›r bedeller sonucunda oluyor. ‹flte yan› bafl›m›zda Irak halk›, emperyalist iflgalcilerin i¤renç yüzünü, gerçek amac›n› a盤a ç›karmak için, çok a¤›r bedeller ödüyor. Çünkü bedel ödemeden kazanmak zordur. Ancak bedeller ödenerek gerçekler a盤a ç›kar›l›r ve

kitleler bu gerçeklerin etraf›nda bir yumruk haline getirilerek iktidara yürünür. Türkiye devrimci, komünist hareketi, Kürt ulusu bugüne kadar faflist diktatörlü¤e karfl› mücadelede yaratt›¤› tüm de¤erler, verilen yo¤un emekler ve ödenen a¤›r bedeller ile kazan›lm›flt›r. Bu dünde böyleydi, bugünde, yar›nda böyle olacakt›r. Bu anlam›yla yitirdi¤imiz her komünist, her devrimci s›n›f savafl›m› için bir kay›pt›r, ama kazanmak içinde baflka bir yol yoktur. Bunu anlamak için Kürt topraklar›nda yaflananlara bakmak yeterlidir. O halde tüm sorun, düflenlerimizin b›rakt›¤› kavga bayra¤›n› daha da ileriye tafl›makta dü¤ümleniyor. Bunu yapman›n yolu da mücadelenin her cephesinde emperyalizme faflizme ve her türden gerilicili¤e karfl› flehitlerimizden ald›¤›m›z güçle savafl› daha da büyütmekten geçiyor. ‹mkans›zl›klar ve zorluklar ancak böylesi devrimci ve komünist bir iradeyle afl›l›r. Yeter ki hakl›l›¤›m›zdan ve meflrulu¤umuzdan kuflkuya düflmeyelim yeter ki kitlelere olan sonsuz güvenimizi yitir-

meyelim. Unutmamak gerekir ki flehitlerimizi anman›n devrim ideallerini somut bir olgu haline getirmenin yolu bu bilinç ve sorumluluktan geçiyor. Devrimciler, yoldafllar… Yürüttü¤ümüz demokrasi ba¤›ms›zl›k ve sosyalizm mücadelesinde iki yoldafl›m›z› daha kaybettik. 13 Nisan 2004 tarihinde Dersim’de faflist TC güçlerinin TKP/ML-T‹KKO gerillalar›na yönelik sürdürdü¤ü operasyonda partimizin direnifl gelene¤ini sürdüren Ahmet Laço (R›za), Sevda Y›ld›z (Barbara) yoldafllar flehit düfltüler. Dersim topraklar› bir kez daha k›z›l kanlara boyand›. Teslimiyetin ve tasfiyecili¤in teorilefltirilmeye çal›fl›ld›¤› bir dönemde yoldafllar›m›z bir kez daha hangi yoldan nas›l yürünmesi gerekti¤ini dosta düflmana gösterdiler. Ve biz biliyoruz ki bugün yoldafllar›m›z›n bize b›rakt›klar› miras› sahiplenmek demek tüm zorluklara tüm dezavantajlara ra¤men onlar›n açt›¤› yoldan yürümektir. Çünkü; flehitlerimizi anmak savaflmakt›r. fiehitlerimizi anmak, s›n›f savafl›m›n› her

cephesinde kazanma bilinciyle cesaretle ve cüretle ileriye at›lmakt›r. Kavga bizden bunu istiyor, partili ve örgütlü olmam›z böyle davranmam›z› emrediyor. Ve flehitlerimizi anmak da ancak böyle anlam kazan›r. Yoldafllar… Faflist diktatörlü¤ün en küçük demokratik talebe ve hak arama eylemine karfl› azg›nca sald›rd›¤›, k›rda ve flehirlerde kapsaml› sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› bir dönemde; her alanda direnme ve kazanma bilinciyle hareket etme göreviyle yüz yüzeyiz. Bu görevlerimizi baflarmal›y›z. Komutan R›za, Barbara ve di¤er tüm flehit yoldafllar›m›z›n an›lar›na ba¤l› kalman›n anlam› budur. Bunu baflarmal›y›z ve baflaraca¤›z. Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar ölümsüzdür! Yaflas›n partimiz TKP/ML Ordumuz T‹KKO ve gençlik örgütümüz TMLGB! Yaflas›n halk savafl›! 15 Nisan 2004 TKP/ML MK

‹ki Halk Ordusu Gerillas› fiEH‹T DÜfiTÜ

Yerel kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre 13 Nisan Sal› akflam› saat 22.00 civarlar›nda Dersim Çiçekli nahiyesi Z›mr›k deresi civarlar›nda devletin kolluk güçleri ile TKP/ML T‹KKO gerillalar› aras›nda çat›flma ç›kt›. Ç›kan çat›flmada halk savaflç›lar›ndan R›za kod adl› Ahmet Laço ile Barbara kod adl› Sevda Y›ld›z flehit düfltü. Askerlerin kay›p verip vermedi¤i hakk›nda ise bilgi edinilemedi. fiehit düflen halk savaflç›lar› 14 Nisan Çarflamba günü Tunceli Devlet Hastanesi Morgu’na kald›r›ld›. 1969 Hozat Yergen (Geçimli) do¤umlu Sevda Y›ld›z’›n cenazesi ayn› gün ailesi taraf›ndan al›narak Hozat’a götürülürken

1964 Ovac›k Çemberlitafl köyü do¤umlu Ahmet Laço’nun cenazesi ise 15 Nisan Perflembe günü ailesi taraf›ndan al›nd›. AHMET LAÇO SONSUZLU⁄A U⁄URLANDI 15 Nisan Perflembe günü Tunceli Cemevi’ne getirilen Laço’nun cenazesi burada y›kand›ktan sonra k›z›l beze sar›larak ailesi, devrimci dostlar› ve yoldafllar› taraf›ndan minibüslerle Ovac›k’a ba¤l› Pozvenk köyüne do¤ru yola ç›k›ld›. Köyün yolu olmamas›ndan kaynakl› cenaze Afla¤› Torunoba Karakolu’nun yan›ndan omuzlara al›nd›. Yaklafl›k 6 km.lik yolda “Gerillalar ölmez yaflas›n halk savafl›”, “Katil devlet hesap verecek” vb. sloganlar at›ld›. Mezarl›kta defin ifllemlerinin ard›ndan mezar karanfillerle süslenirken bir kifli yapt›¤› Zazaca konuflmada “O halk› için savaflt›, onuruyla yaflad›, halk› için flehit düfltü. Ahmet’i mücadelemizde yaflataca¤›z” dedi. Konuflman›n ard›ndan tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›l›rken Ahmet Laço’nun çok sevdi¤i “Vartinik’te bir köm, kömün içinde yeflil gözlü ve arkadafllar›, ellerinde silahlar›…” fliiri okundu. “Gerillalar ölmez yaflas›n halk savafl›”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür”,

“R›za yoldafl ölümsüzdür” sloganlar›n›n ard›ndan “fiu Dersim’in Da¤lar›” marfl›yla anma sona erdi. Sevda Y›ld›z’›n cenazesi de ayn› gün Hozat’a ba¤l› Yergen köyünde topra¤a verildi. BARBARA MEZARI BAfiINDA ANILDI Barbara kod adl› Sevda Y›ld›z da Hozat’a ba¤l› Yergen köyünde 15 Nisan Perflembe günü ailesi, dostlar› ve yoldafllar›ndan oluflan yaklafl›k 300 kiflinin kat›l›m›yla sonsuzlu¤a u¤urland›. Cenaze töreni s›ras›nda tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›l›rken burada da “Vartinik’te bir köm” fliiri okundu. Bir kifli yapt›¤› konuflmada “Sevda halk› ve idealleri için savaflt› ve flehit düfltü. O devrim flehididir” dedi. At›lan “Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “TKP/ML flehitleri ölümsüzdür”, “Barbara, R›za yoldafllar ölümsüzdür” vb. sloganlar›n ard›ndan kitle mezarl›ktan ayr›ld›. 17 Nisan 2004 tarihinde ise yoldafllar› ve dostlar› Barbara’n›n mezar› bafl›nda bir anma gerçeklefltirdi. Köyde kortejler oluflturan kitle befl ustan›n, ‹brahim Kay-

pakkaya’n›n ve Barbara’n›n resimlerini tafl›d› ve Gündo¤du marfl› ve sloganlarla mezarl›¤a do¤ru yürüyüfle geçti. Mezarl›¤a gelindi¤inde Barbara’n›n mezar› karanfillerle süslendi. Anma parti ve devrim flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllad›. Ard›ndan kavga fliirleri okundu. “Yaflas›n partimiz TKP/ML”, “Barbara yoldafl ölümsüzdür”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlar›n ard›ndan kitle disiplinli bir flekilde tekrar kortej oluflturarak köye Barbara’n›n ailesinin yan›na gelirken köyde kalanlar taraf›ndan alk›fllarla karfl›land›lar. Ard›ndan hep birlikte Barbara’n›n ailesi ziyaret edildi. (Malatya)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.