YEN‹ DEMOKRAS‹ YOLUNDA
www.iscikoylu.org
Say›: 2004-13
37
*Y›l:2 *18-30 Haziran 2004 *Fiyat›: 750. 000 TL ISSN:1303-9350
Savafl makinesi NATO’nun Türkiye difllisini k›rmak için ileri! NATO, liderli¤ini ABD’nin yapt›¤› çeflitli emperyalistler ile onlar›n iflbirlikçileri ve uflaklar›n›n oluflturduklar› savafl örgütüdür. ‹fllevine uygun bir biçimde, kuruluflundan itibaren bütün icraat› halklar›n kan›n› dökmek yönünde olmufltur Meselenin Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi çerçevesinde ele al›nmas›, bu emperyalist planlar içinde Türkiye’nin “model”, “kilit”, “köprü” fleklinde tan›mlanmas›; di¤er yandan projenin yürütülmesinde ve NATO’nun “yeni rolü” kapsam›nda bu kez de “cephe”, “öncü” olarak adland›r›lmas›; genifllemeli ve yeni ifllevli “tarihi” toplant›ya ev sahibi ülke olarak tayin edilmesiyle, ‹stanbul Zirvesi’ni bir çok aç›dan kritik öneme sahip hale getirmifl bulunmaktad›r.
Emperyalistleri ve faflistleri durdurmak zorunday›z. Durdurmaktan öte püskürtmek ve yenilgiye, bozguna u¤ratmak zorunday›z. Afganistan’da baflkent Kabil’e s›k›flm›fl durumdalar. Irak’ta sefilleri oynuyorlar. Felluce’nin “girilemez bölge” haline gelmesini kabullenmek zorunda kalan; komplo ve provokasyonlarla direniflçilere karfl› k›flk›rtt›¤› fiiilerin, tam tersi bir yönelifle girip belli bir silahl› güçle iflgalcileri hedef almas› üzerine, bu konuda da planlar› bozulan ve son olarak da ortal›¤a saç›lan iflkence foto¤raflar›yla ciddi biçimde sars›lan iflgalcilerin önderi ABD emperyalistleri; ç›kmaz, flaflk›nl›k ve çaresizlik içinde k›vran›yor. Emperyalizme ve faflizme militanca karfl› koyuflumuzun sembol flehirlerinden; silahl› mücadele
gelene¤imizi savaflç›lar›m›z›n her köflesine namlular›yla iflledi¤i, fabrikalardan zindanlara, üniversitelerden gecekondulara kadar yay›lan can bedeli direnifllerimizin ve k›yas›ya kavgalar›m›z›n tarihe ayn› zamanda bu flehri parça parça bize katarak geçti¤i ‹stanbul; birkaç günlü¤üne de olsa aç›k iflgale u¤rat›lman›n, daha da i¤renç biçimde kirletilmenin efli¤indedir. Engelleyici olman›n, cayd›r›c›l›k yaratman›n, önder yoldafl›m›z ‹brahim ile Mahir’lerin ve Deniz’lerin bafl›n› çekti¤i militan an-
-
‹flçi
den
lü’ köy
ti-emperyalist mücadele gelene¤ini sürdürmenin, 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direniflinin ateflini yeniden harlaman›n ve güçlü bir barikat oluflturman›n yolu, bu tarz bir direnifl sergilemekten geçmektedir. Aksi halde, de¤il bu fonksiyonlar› oynamak, düflmana cesaret afl›lanm›fl ve güç verilmifl olacakt›r. ‹flkenceci katillerin korkular›n› daha da büyütmek, morallerini daha da bozmak; böylelikle ‹stanbul’un sokaklar›ndan ve meydanlar›ndan Irak ve Filistin’in kahraman direniflçilerine güçlü birer mesaj göndermek gerekiyor.
G-8 Z‹RVES‹ F‹YASKO ‹LE SONUÇLANDI! NATO Z‹RVES‹ DE AYNI SONU YAfiAYACAK!
Sayfa 30
18-30 Haziran 2004
2
37
HALKLARIN ULUSLARARASI MÜCADELE LİGİ TARAFINDAN ÇAĞRI YAPILAN “ABD’NİN BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE NATO TOPLANTISINA KARŞI EMPERYALİST SAVAŞ VE YAĞMACILIĞA KARŞI BİRLEŞ VE DİREN” ADIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN ULUSLARARASI KONFERANS BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi ‹stanbul’da yap›lacak NATO zirvesine karfl› gerçeklefltirdi¤i uluslararas› bir konferansla NATO toplant›s›n›n ana gündemini oluflturan “Büyük Ortado¤u Projesi” ve ABD’nin sald›rganl›k savafl›n› tart›flt›. 12 Haziran 2004 tarihinde Almanya’n›n Frankfurt kentinde Goethe Üniversitesi’nde gerçeklefltirilen konferansa; Filipinlerden Sosyal Bilimler Merkezi “Savafl, Emperyalizm ve Kökten Direnifl” teziyle, Prof. Haluk Gerger “‹stanbul NATO zirvesi ve geniflletilmifl Ortado¤u Projesi” teziyle, Yunanistan Militan Halklar “Avrupa Birli¤i’nin geniflletilmesi ve emperyalistleraras› iç rekabet” teziyle, Irak Yurtseverler Birli¤i “ABD iflgaline karfl› Irak halk›n›n direnifli” tezleriyle, Filistin’den Irkç› duvara karfl› komite
temsilcisi Sharif Omar, “Filistin halk›n›n direnifli ve duvar›n Filistinliler için ne anlama geldi¤i” teziyle, Filipinler’den Anti-emperyalist Bilimler Merkezi “ABD’nin askeri üslerine karfl› kampanya” teziyle, AT‹K “Emperyalistler aras› çeliflkiler, Türkiye’deki NATO zirvesi ve ABD’nin büyük Ortado¤u projesi” teziyle, Ve ayr›ca AG‹F, Bir-Kar ve ADHK ‹stanbul’daki NATO zirvesi ve ABD’nin büyük Ortado¤u Projesine iliflkin tezleriyle kat›ld›. Filipinlerden kat›lan delegelerin ABD üslerinin dünyay› bir ahtapot gibi sarmas›n› somut verilere dayanarak vermeleri, Prof. Haluk Gerger’in ABD’nin “Büyük Ortado¤u Projesi”nin ne anlama geldi¤ini, ABD’nin içinde bulundu¤u ç›kmazlar› tarihten ve günümüzden örnekler vererek anlat-
mas›, AT‹K, AG‹F, ADHK ve BirKar’›n kendi tezleriyle soruna yaklafl›m tarzlar› ‹stanbul NATO zirvesi ve ABD’nin Büyük Ortado¤u projesinin tüm detaylar›yla ortaya koydu. Konferans yay›nlad›¤› sonuç bildirisiyle NATO karfl›t› eylemleri destekledi¤ini, Irak’taki tüm iflgalci güçlerin derhal Irak’tan çekilmesini ve Irak halk›n›n direniflinin yan›nda oldu¤unu aç›klarken, 25 Eylül-2 Ekim tarihleri aras›nda Filistin’de 2. ‹ntifada’n›n 4. y›l›n› bir kampanya olarak ABD askeri üslerinin kapat›lmas› kampanyas›yla birlefltirerek yürütmeyi karar alt›na ald›. Ayr›ca Hindistan’da tutuklanan Nepal Komünist Partisi MK üyelerinin derhal serbest b›rak›lmas› ça¤r›s›nda bulunuldu. Bunun d›fl›nda Türkiye’de oldu¤u gibi yurtd›fl›nda da Resitanbul ad›yla
kurulan komite bir dizi etkinlik karar› alarak ‹stanbul NATO zirvesini protesto eylemlerini devam ettiriyor. ‹çlerinde AT‹K, AG‹F, ADHK, Bir-Kar, HÖC, Yaflanacak Dünya dergisi ve MBP’nun içinde yer ald›¤› güçler bir ayl›k programlar›n› kamuoyuna yay›nlad›klar› bir bildiriyle aç›klad›lar. Avrupa’n›n bir çok yerinde Panellerle bafllayan bu kampanya, birçok bölgede standlar›n aç›lmas›yla devam ederken ç›kar›lan bir afiflle NATO teflhir edilirken, 26 Haziran’da Köln, Sututtgart, Berlin, Viyana, Paris, Londra, Hollanda ve ‹sviçre’de yap›lacak yürüyüfllerle ‹stanbul NATO zirvesi protesto edilecek. Ayr›ca toplant›n›n bafllang›ç tarihi olan 28 Haziran günü Brüksel’de bir bas›n toplant›s› ve ard›ndan yap›lacak bir yürüyüfl Resitanbul komitesinin eylem takviminde yer al›yor.
12 HAZİRAN DA FRANKFURT`TA YAPILAN
KONFERANSIN SONUÇ BİLDİRGESİ Bizler, ‹LPS’in inisiyatifi do¤rultusunda ve 28-29 tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lacak NATO Zirvesi’ne karfl› planlanan protesto eylemlerinin haz›rl›¤› için “Emperyalist Savafla ve Ya¤maya Direnme” üzerine gerçeklefltirilen bu konferans›n kat›l›mc›lar› olarak, ABD-‹ngiltere ittifak›n›n Irak’› istilas› ve iflgalini mahkum ve protesto ediyoruz. Bu iflgalci güçler on binlerce Irak halk›n›n ölümüne, evlerinin, yaflam araçlar›n›n, fabrikalar›n›n, su sistemlerinin, enerji tesislerinin iletiflim binalar›n›n halklar›n kültür ve kutsal de¤erlerini yok eden ve di¤er altyap›lar›n›n y›k›m›na sebebiyet vermifllerdir. Amerikan ve ‹ngiliz emperyalistleri petrol kaynaklar›n› kapmak, halk›n de¤erlerini özellefltirmek, ve Irak`da Amerikan askeri üsleri kurabilmek için bu barbarl›klar›n› sürdürüyorlar. Irak’›n kontrolüyle, Amerikan egemenli¤ini bütün Ortado¤u da daha da ilerletmek, global petrol ticaretinde Amerikan kontrolünü s›klaflt›rmak ve de Amerikan dolar›n› petrol ifllemlerinde kullan›lan para birimi haline getirmeyi amaçlanmaktad›r.
Bizler Irak halk›n›n kendi kaderini tayin etme için ba¤›ms›zl›k hakk›na sayg› gösterilmesini ve Amerikan emperyalistlerinin ve onlar›n iflgalci güçlerinin Irak`tan koflulsuz olarak geri çekilmesini istiyoruz. Bizler Irak halk›yla dayan›flma içindeyiz ve onlar› Amerikan emperyalizmine ve onlar›n uflaklar›na karfl› gösterdikleri kahraman mücadelelerinde destekliyoruz. Bizler bütün Amerikan askerlerinin Irak`tan geri çekilmesini ve ödedikleri vergilerin savafl için de¤il halk›n ç›karlar› için kullan›lmas›n› talep eden Amerikan halk›yla ayn› görüflleri paylafl›yoruz. Bizler Amerikan-‹srail- Türkiye iflbirli¤ini k›n›yor ve protesto ediyoruz, ayr›ca Filistin halk›n›n kendi topraklar›na ve evlerine dönme hakk›n› da içeren kendi kaderini tayin etme hakk›na olan deste¤imizi ifade ediyoruz. Filistin halk›n›n; Siyonist ‹srail devletinin devam eden iflgalini ve Filistin halk›n› iflgalcilerin insaf›na kalm›fl bir flekilde izole edilmifl gettolara hapsetmeyi amaçlayan ay›r›mc› duvar› y›kmak için kampanya bafllat›lmas› önerisini destekliyoruz.
Bizler Filistin halk›n›n kendi ulusal kurtulufllar›n› Amerikan emperyalizminden ve Siyonistlerden almak için her türlü arac› kullanma hakk›n› destekliyoruz. Bizler ‹stanbul Resistanbul 2004 ad›yla, ‹stanbul’daki NATO zirvesi için planlanan, kitle eylemlerini de destekliyoruz. Bizler 25 Eylül 2 Ekim 2004 tarihleri aras›nda Filistin`de 2. intifadan›n bafllang›c›n›n 4. y›ldönümüyle çak›flacak flekilde iflgale, ya¤maya ve
BANKA HESAP NUMARALARI Emriye Demirk›r Ziraat Bankas› ‹stanbul/Aksaray fiubesi Euro Hesab›: 0751 0067 5731 0000 009 TL Hesab›: 0751 0067 5743 0000 009 ‹fl Bankas› ‹stanbul/Aksaray fiub. Euro Hesab›: 1002 1130549-TL Hesab›: 1002 1180043 Vak›fbank Valide Sultan fiubesi Euro Hesab›: 00158 048 000 213746
işçi-köylü senin sesin!
askeri üsleri protesto haftas› bafllat›lmas› önerisini de destekliyoruz. AT‹K, AG‹F, B‹R-KAR, ADHK, F‹L‹PNLER SOSYAL B‹L‹MLER MERKEZ‹, M‹L‹TAN HALKALAR (YUNAN‹STAN), IRAK YURTSEVERLER B‹RL‹⁄‹, F‹L‹ST‹N IRKÇI DUVARA KAfiI KOM‹TE, ANT‹ EMPERYAL‹ST B‹L‹MLER MERKEZ‹ (F‹L‹P‹NLER), PROF. HALUK GERGER
ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000
1 YILLIK: 20.400.000
OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!
NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.
37
3
18-30 Haziran 2004
Petrol bunal›m›, krizi daha da derinlefltirecek!
Uluslararas› alanda dünya çap›nda varolan kriz, derinleflmifl ve iyice yay›lm›flt›r. Bilindi¤i gibi bu bunal›m emperyalist-kapitalist sistemin do¤as›nda mevcuttur. 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde bafllayan bunal›m, yerini istikrara terk etmedi¤i gibi, giderek daha geliflmifl ve günümüzde varl›¤›n› devam ettirmifltir. Emperyalist ülkelerde dönem dönem geçici aral›klarla gündeme gelen kriz yerini birkaç y›ll›k aral›ktan sonra geçici ve göreceli de olsa istikrara b›rakm›flt›. Ancak son girilen resesyon süreci, geçmifle k›yasla en uzun bunal›ml› süreç olmufl ve giderek de derinleflmifltir. Ayr›ca petrol fiyatlar›na son dönemde yap›lan zamlar, kapitalizmin krizine iliflkin olumsuz kuflkular› daha da art›rm›flt›r. Bilindi¤i gibi 1974’teki petrol fiyat›na yap›lan zamlar burjuvazi taraf›ndan bile son krizin bafllang›ç nedeni olarak gösterilmektedir. Oysa krizin ana nedeni afl›r› üretimden kaynaklanm›flt›r. Ve petrol fiyatlar›ndaki art›fl afl›r› üretimin zemin teflkil etti¤i krizi daha da derinlefltirmifltir. Üretici güçlerin geliflmesi giderek petrol tüketimini h›zla art›rm›fl olup, kullan›lan petrol miktar›n› ve fiyatlar›n› da art›rm›flt›r. Nitekim ABD’de petrol fiyatlar›na geçen ay yap›lan son zamla 1973’teki zamlardan sonra en yüksek zam yap›lm›flt›r. Gerçi son zamlardan evvel 1973, 1979, 1990, 1997 ve 1998 y›llar›nda da zamlar yap›lm›flt›. Ancak yap›lan son zamlarla petrol fiyatlar› en yüksek fiyata ulaflm›flt›r. ABD’de bir varil petrolün fiyat› 41 dolar›n üzerine ç›km›flt›r. Bilindi-
¤i gibi ABD emperyalizmi dünya çap›nda en fazla petrol tüketen devlettir. Dolay›s›yla petrol fiyatlar›ndaki fiyat art›fllar› en fazla petrol tüketen devletleri etkiliyor. Üretimde olsun, silahlanmada olsun kullan›lan petrol miktarlar› h›zla artmaktad›r. Öyle ki yap›lan hesaplara göre flimdiye de¤in bir y›lda kullan›lan petrol tutar› 29 milyar varili bulmaktad›r. Ancak yap›lan son hesaplar, bu rakam›n 2020 y›l›nda 42 milyar varile ulafl›laca¤›n› gösteriyor. Bu durum kapitalist-emperyalist sistemin ifllerli¤inin sonucudur. Çünkü petrolün tüketimi kapitalist sistemin üretiminde en fazla kullan›lan hammadde ve do¤al kaynakt›r. Üretim araçlar›ndaki teknolojinin geliflimi do¤al olarak kapitalizm aç›s›ndan en etkili ve en çok kullan›lan hammadde olan petrole duyulan ihtiyac› art›rmaktad›r. Bu nedenle afl›r› üretimin neden oldu¤u krizin giderek derinleflmesine de olumsuz etkide bulunmaktad›r. Bir baflka deyiflle, krize neden olan afl›r› üretimin teknolojisi de geliflmekte ve üretimde kullan›lan en etkili hammadde ve do¤al kayna¤a da duyulan ihtiyac› art›rmaktad›r. Nitekim dikkat edilirse en fazla petrol kullanan ülkeler en fazla geliflmifl üretim araçlar›na sahip olanlard›r. Petrol fiyatlar›ndaki art›fl kapitalizmin üretti¤i ürünlerin fiyatlar›n›n artmas› ihtimalini büyütmüfltür. Ancak krizin nedeni afl›r› üretim olup, petrol fiyatlar›ndaki art›fl›n da zeminini oluflturmufltur. Afl›r› üretime neden olan, üretim araçlar›ndaki geliflme petrol tüketimini de art›r-
m›flt›r. Üretici güçlerle üretim iliflkilerinin çeliflmesinin ürünü olan afl›r› üretim, do¤al olarak mevcut sistemin gündeminde yer alan krizin ön koflulunu oluflturmaktad›r. Toplumsal ihtiyaçlar› karfl›lama yerine, afl›r› kâr dürtüsüyle yap›lan üretim, iflçi s›n›f›n›n ve emekçi halklar›n gasp edilen haklar›n›n giderek artmas›yla al›m gücünün düflmesini daha da derinlefltirmifl ve üretilen ürün kitlesinin tüketilememe durumunu daha da art›rm›flt›r. Emek taraf›ndan üretilen ürünlerin pazarlarda tüketilememe durumu, meta al›fl, sat›fl ve de¤ifliminde daralma durumunun daha da derinleflmesi demektir. Nitekim ABD, Avrupal›, Japonya, Rusya vb. emperyalist ülkelerde üretilen tüketimindeki daralma, üretimde k›s›tlamay› da beraberinde getirmifltir. Dolay›s›yla üretimdeki bu aksama ve daralma iflsizli¤i de art›rmaya bafllam›flt›r. ‹flçi say›s›nda h›zla nispi azalma sürecine girilmifltir. Afl›r› üretimin girdi¤i süreç üretim d›fl›ndaki iflsizler ordusunun say›s›n› h›zla art›rmaya devam etmektedir. ‹flsiz say›s›ndaki art›fl ve tüketimdeki düflüfl h›zla afl›r› üretim sürecine sokmufltur. Bu da kâr oran›nda düflüflü de h›zland›rm›flt›r. Geçmiflte emekçilerin kazand›¤› sosyal haklar burjuvazi taraf›ndan gasp edilerek kâr oran› yükseltilmek istenmektedir. Tüm bu uygulamalar tekelci burjuvazinin ve mensup oldu¤u sistemin sorunlar›n› çözememifltir. ‹flas eden flirket, firma say›s› azalmam›flt›r, artm›flt›r. Hatta bu tekelci firmalar kâr dürtüsüyle geri kalm›fl ve emperyalistlerin pazarlar› durumundaki ülkelere kaymaktad›rlar. Ama di¤er taraftan emperyalist ülkelerdeki iflsizlik say›s›n› da art›rmaktad›rlar. Geri kalm›fl ülkelerde ucuz iflgücüyle üretilen metalar›n iflsizlik say›s›n›n h›zla artt›¤› emperyalist ülkelerde sat›fl› planlanmaktad›r. Ancak bir dönemler çal›flt›klar› iflyerlerinin kapanmas› ve baz› geri kalm›fl ülkelere tafl›nmas› ile iflsizli¤in daha artt›¤› flartlarda tüketimin tamamlanmas› mümkün de¤ildir. ‹flsizli¤in artmas›yla ve sosyal haklar›n giderek gasp›yla, kitlelerin al›m gücü iyice düflmüfltür ve düflmektedir. Dolay›s›yla krize müdahale
edemedi¤i gibi iflsizli¤in artmas› ve al›m gücünün düflmesi de krizi daha derinlefltirmektedir. Sonuçta burjuvazi bir dönemler sistem içinde buldu¤u göreli çözümlerle sa¤lad›¤› istikrar› art›k sa¤lamaktan uzakt›r. Tüm bu geliflmeler art›k günümüzde derin çeliflkiler yaratmaktad›r. Nitekim hareket halindeki sermayenin üretimden daha koparak tefeci piyasalara kaymas› ve tefecileflmesi sermayenin afl›r› birikiminin ürünü olup, mali krizin daha da derinleflmesine neden olmufltur. Krizin sonucu üretim d›fl›nda borsalarda daha fazla yer alan sermayenin önemli bir bölümü dönem dönem hisse senetlerinin düflüflüyle borsa d›fl›na kaymaktad›r. Bu durumda da düflen hisse senetlerine karfl›n dolar›n de¤eri yükselmektedir. ABD emperyalizminin dünya çap›ndaki cari aç›klar›n›n iyice büyümesi, bir taraftan kendi ülkesindeki faiz oranlar›n› art›rma giriflimine de zorlam›flt›r. Dünyan›n en zengin emperyalist devletinin y›ll›k bütçe a盤› 500 milyar dolar› bulmaktad›r. Dünyaya tek bafl›na hükmetme dürtüsü, Afganistan, Irak s›cak savafllar›, 70’ten fazla askeri üslerin varl›¤› ve tüm di¤er emperyalist emeller için harcanan paralar ABD emperyalizminin mali durumunu da iyice zora sokmufltur. Bu nedenle de, dolar›n de¤erinin yükseltilmesine ihtiyaç duymaktad›r. Dolar›n de¤erinin yükseltilmesiyle ve yabanc› piyasalardan kendi piyasalar›na bir miktar çekmesiyle borç a盤›n› kapatmay› düflünmektedir. Ancak bu durumun da epey riskleri vard›r. Çünkü krizin daha da derinleflme olas›l›¤› vard›r. Tüm bu duruma karfl›n petrole yap›lan zam da ekonomideki ve mali piyasalardaki mevcut krizin daha derinleflme ihtimalini gündeme getiriyor. Petrol ihtiyac› giderek artacakt›r ve emperyalist burjuvazi s›n›f karakteri gere¤i bunun faturas›n› her zaman oldu¤u gibi yine emekçi s›n›flara yükleyecektir. Tüm bunlar da s›n›f çeliflkilerinin daha derinleflmesi ve bu do¤rultuda proletaryan›n ve tüm emekçilerin her zamankinden daha fazla örgütlenmesinin zorunlu k›l›nmas› demektir.
Irak’a yeni yönetimle birlikte yeni katiller ordusu girecek Bush, geçti¤imiz hafta içinde yapt›¤› aç›klamalarda Irak’tan ne zaman çekilece¤ine dair net bir tarih vermeyerek “birlikler ancak Irak özgürlefltikten sonra” aç›klamas›nda bulundu. Aç›klamas›na “bu iflin sonu özgür Irak” z›rvalar›yla devam ediyor. “Özgür Irak”›n tarihi pratiklerini yaflad›¤›m›z bugünlerde durum resmi belge ve raporlarla da kan›tlanmaya çal›fl›l›yor. ABD Savunma Bakanl›¤› taraf›ndan haz›rlanan bir raporda; “Hiçbir fley, ABD vatandafllar›n›n korunmas› için hayati önem tafl›-
yacak bilgileri almaktan daha önemli olamaz ve bu nedenle iflkenceyle ilgili normal k›s›tlamalar uygulanmayabilir.” Haz›rlanan bu raporun ard›ndan bir y›l gibi bir zaman geçti ve Irak’ta Ebu Garib hapishanesinde ABD vatandafllar›n›n korunmas› için “gerekli” olan uygulamalar› gördük. Irak’ta geçici yönetimin el de¤ifltirdi¤i Haziran ay› bafllar›ndan itibaren bir dizi geliflme yafland›. Yönetimin tamamen ABD iflbirlikçilerine devir edilece¤inin aç›kland›¤› tarihe kadar, Çelebi’nin
☞
37
4
18-30 Haziran 2004
S›n›fsal Bak›fl “LEYLA DIfiARDA, SIRA APO’DA !” Abdullah Gül’ün kendileriyle görüfltükten sonra, “Uzun hapis hayat›n›n verdi¤i olgunluk oluyor herkeste. Bunlarda da ben iyi niyeti gördüm. Umar›m herkes sorumluluklar›n› tafl›r. Öyle gördüm.” diye tasvir etti¤i DEP’li eski parlamenterlerden, popülaritesi cinsiyetinden kaynakl› en yüksek olan› Leyla Zana; tahliyelerin ard›ndan kameralar›n karfl›s›na geçip bir kahraman edas›yla mikrofonlara ilk kez uzand›¤›nda, söylenecek onca söz varken hiçbirisini etmedi¤i gibi, “rahmetli” Özal’› anarcas›na, ABD’deki Tayyip’e selam gönderircesine ve BOP’ni idrak edercesine flu sözleri sarf ediyordu: “Bu ülke kendi içsel sorunlar›n› çözerse, bölgenin y›ld›z› haline gelece¤ine inanc›m› 10 y›l önceki gibi taptaze koruyorum.”(09.06.04) Bu sözlerin, hangi misyona ait oldu¤u, nas›l bir ruh halini ve koflullanmay› ifade etti¤i aç›kt›r. Ulusal hareketin ‹mral› süreci ile demirledi¤i teslimiyet liman›nda konaklayan ve bu eksende üretilen politikalarla flekillenen bütün eski ve yeni siyasi kimlikler böyle konuflmak ve hareket etmek durumundad›rlar. Onlar için art›k “yeni dönemin” gere¤i olarak “yeni roller” yaz›lm›flt›r ve bunu oynayacaklard›r. Bunu isteyerek yerine getirenler için do¤ald›r ki her fley daha kolay olmaktad›r. Daha bir gün önce ‹stanbul’da yurtsever kesimin çeflitli bas›n kurulufllar› ve demokratik kurumlar›, “NATO Zirvesi ve Kongra-Gel’in ateflkesin kald›r›lmas› karar›” bahanesiyle hiçbir ciddiye al›nabilecek “yasal” dayanak olmaks›z›n (t›pk› “DHKP-C operasyonunda” oldu¤u gibi) bas›larak talan edilmifl, onlarca çal›flan› gözalt›na al›nm›flt›. K›sa bir süre önce (28.05) de ayn› çevreden yurtsever bir genç fiiyar Perinçek, Adana’da polisler taraf›ndan cadde ortas›nda yere yat›r›l›p s›rt›na iki el atefl edilerek katledilmiflti. Tahliyelerin oldu¤u gün ise televizyonlarda “Kürtçe ya-
y›n” aldatmacas› bafllat›lm›flt›. Bütün bunlar›n yan› s›ra, çok yönlü hukuk ihlali neticesinde 10 y›l hapis yat›r›lan DEP’lilerin bizzat kendi durumlar› hakk›nda söyleyecekleri çok fleyleri olmal›yd›. Onlardan NATO Zirvesi, Irak iflgali, ‹srail’in vahfleti, ABD emperyalizminin katliamlar›, Ebu Garib Hapishanesi, F Tipi Hapishaneler ve di¤er bir dizi gündemle ilgili bir kelime söylemelerini do¤rusu kimse beklemiyordu. Ama yerli ve yabanc› o kadar bas›n mensubunun önünde o f›rsat do¤muflken, kendi çevreleriyle ve yaflamlar›n› adad›klar›n› iddia ettikleri sorunla (Kürt sorunu) ilgili dahi “demokratik” çerçevede bir ayd›n söylemi dahi tutturamad›lar. Bunlar›n söylenmemesi, unutkanl›ktan ileri gelmiyor. Ya da yaz›m›z›n bafl›nda yer verdi¤imiz sözler, heyecanla rastgele a¤›zdan dökülmüyor. Yani her fleyin bir aç›klamas› var. ‹flte o aç›klaman›n asl›, sorunla ilgili madalyonun öteki yüzüne bak›ld›¤›nda daha rahat okunabiliyor. Madalyonun öteki yüzünde PKK’nin evrilifl serüveni ve önderinin tutsakl›k prati¤indeki “hidayete erifl” öyküsü yer al›yor. PKK; KADEK’ten Kongra-Gel’e uzanan isim ve örgütsel biçim de¤ifltirme sürecinde, esasen karmafl›k ve çok fazla gibi görünen de¤iflimler yaflamad›. Görüntüye yans›yanlar böyle olsa da özünde temel tezler ve yönelim terk edilmek suretiyle ana rotadan ç›k›ld›. Böylelikle esas mücadele biçimi de silahl› olmaktan ç›k›yor ve örgütlenme buna uygun flekillenmeye bafll›yordu. Koflullar›n etkisi ve düflman›n tutumu ile zorunlu olarak muhafaza edilen askeri yap›n›n, savaflç› karakterinin ciddi oranda zay›flad›¤› bilinebilecek bir gerçektir. HPG taraf›ndan 1 Haziran’dan itibaren tek tarafl› sürdürdükleri ateflkesin kald›r›ld›¤›n›n ilan edilmesi ve devam›nda “aktif savunma”, “misilleme hakk›n› kullan-
ABD yönetiminin gözünden düflmesinin ard›ndan yeni iflbirlikçi geçici hükümet baflkanl›¤›na Meflal Acil el Yaver getirildi. Irakta’ki yeni hükümet Ba¤dat’ta ABD iflgalcilerine karfl› patlat›lan bombalarla “selamland›.” Irak’›n yeni Baflbakan› ‹yad Allavi yapt›¤› ilk aç›klamada sonuna kadar sad›k bir uflak olarak kalaca¤›n›, “güvenlik politikas› ve ortak askeri operasyonlar konusunda tam iflbirli¤i içinde” çal›flaca¤› sözleriyle ifade etti. Yönetimin yeni el de¤ifltirdi¤i bu dönemde ve 30 Haziran’da kal›c› yönetimin yerlefltirilece¤i tarihten itibaren de ABD, Irak’ta güvenli¤i tamam›yla devretmifl olmayacak. Irak Adalet Bakan› Malik Dohan El Hasan, 30 Haziran’dan sonra ülkede idam cezas›n›n yeniden uygulamaya konulaca¤› aç›klamas›n› yapt›. “Özgürlefltirilen” Irak topraklar›nda idam sehpalar›n›n kurula-
ca¤›n›n haberi veriliyor. Oluflturulan yeni hükümetten iflbirlikçi Kürt liderler oldukça rahats›z. Barzani yapt›¤› aç›klamada; “oluflturulan yeni hükümetle Kürtlere gerekli özenin verilmedi¤i”ni ifade etti. Irak pazar›ndan pay alma hesab› güden Barzani, ABD’yi bir nevi tehdit ederek gerekli hassasiyet gösterilmedi¤i takdirde Kürtlerin haklar›n› savunaca¤›n› tehdidini de savuruyor. “Kürtlerin sorun ç›karaca¤›ndan flüphe duyulmas›n” ifadesini kullanarak, iflgalci emperyalist güçleri s›k›flt›rabilirim flantaj›n› kullan›yor. ABD ve ‹ngiltere taraf›ndan haz›rlanan ve yeni hükümet konseyine sunulan karar tasar›s›nda iflbirlikçi Kürt liderlerin beklentisinin aksine özerklik gibi bir “hakk›n” tan›nmamas› Barzani’nin kayg›lar›n›n ve tehditlerinin temel kayna¤›n› oluflturuyor. Çat›flmalar›n kesintisiz sürdü¤ü Irak sokaklar›nda ABD askerleri her gün bi-
ma” gibi yorumlar›n yap›lmas› (buna uygun pratiklere girilmesi) kimseyi yan›ltmamal›d›r. Zira bu ad›m, silahl› reformizmin ülkemizdeki bafl temsilcisi olan ulusal hareketin tipik bir manevras›d›r. Silahlar; bu hareketin son 3 konferans ve kongre belgelerine resmen geçti¤i üzere, “demokratik cumhuriyet” program›yla beraber, farkl› bir ifllev kazanm›flt›r. ‹ktidar olma arac› de¤ildir. Kurtulufl için patlamayacakt›r. Ancak flu s›ralar oldu¤u gibi pazarl›k, blöf veya iç hesaplar, kendi taban›na mesaj vb. amaçlarla kullan›lacakt›r. 10 y›l, ABD’den AB’ye araya girmeyen kalmad›¤› halde inatla içerde tuttuktan sonra hapislik sürelerinin bitmesine aylar kalm›flken, Yarg›tay’a basit bir müdahaleyle ve dalga geçercesine tahliye edilmelerini büyük bir lütuf gibi de¤erlendirip, dü¤ün dernekli kutlamalara giriflmek; sabah›n köründeki radyo yay›n› ile haftada yar›m saatlik bayat haberli Kürtçe televizyon yay›n›n› “tabular›n y›k›lmas›nda büyük bir ad›m” olarak alk›fllamak nas›l bir ruh halidir? HPG gerillalar›, Kürtçe televizyon yay›n›n› haftada 1 saate ç›karmak için mi savaflacaklar? Ulusal hareketin yasal ve yasad›fl› platformdaki örgütlenmesi, iç sorunlar›n›n çözülmesi, politika ve taktiklerinin saptanmas›, ‹mral› üzerinden düflman›n tam denetimi ve kontrolü alt›nda gerçeklefltirilmektedir. Bunlar, bas›n bültenleri, günlük gazeteler, dergiler ve internet arac›l›¤›yla bütün aç›kl›¤›yla kamuoyuna da duyurulmaktad›r. A.Öcalan’›n avukatlar›yla yapt›¤› görüflme notlar›ndan oluflan bu belgelerde kulland›¤› dil ve daha düne kadar örgütü yönetenler için seçti¤i s›fatlar›n düflündürücü olmas› bir yana, mevcut yöneticiler ve çal›flanlar için sarf etti¤i ifadeler de oldukça çarp›c›d›r. Dahas› kendisine biçti¤i de¤er ve misyondur. Bunun için örnekleme yapmakta bir sak›nca yoktur: “Savunmalar›m en süper filozoflar›n çözümlemelerinden daha derinliklidir.” (Özgür Halk, 15 May›s 2004, sf.21) “Marks’› aflan bir çizgiyi Öcalan baflar›yla tamamlam›flt›r, Marksizm’in yüz elli y›ll›k çözümsüzlü¤ünden ç›k›fl buldu, bundan büyük mutluluk duyabilirsiniz.” (Özgür Halk, agd, sf.23)
“Ben iktidar› çözdüm Lenin bile çözememiflti. Son savunmalar›mda var iktidar› ele geçirmek de¤il, iktidar› söndürmek istiyorum.” (26 May›s 2004, Avukatlarla Görüflme Notlar›-‹nternet) “‹mral›’ya geliflim benim için adeta ilaç gibi oldu. Sonuç gerçekli¤imin ta kendisi, sonuçta gerçe¤e ulaflt›m.” (Özgür Halk, agd, sf.26) Apo’nun ulaflt›¤› gerçeklik, düflman›n eline geçti¤i andan itibaren tak›nd›¤› ve bugüne kadar hiç de¤iflmeyen tavr›n› da belirleyen s›n›fsal bir gerçekliktir. Sergiledi¤i, bir durufltur. Her durufl da bir s›n›f tavr›na karfl›l›k geldi¤inden, o s›n›f›n gerçekli¤ini yans›tmaktad›r. Ancak bizim burada aç›mlamaya çal›flt›¤›m›z bir baflka gerçeklik ise, düflmana teslimiyetin böylesi durumlarda ve konumlarda anl›k ve dönemlik olmad›¤›, süreklilik arz eden/ettirilen bir rolü gerektirdi¤idir. Bugün, aç›k bir biçimde düflman›n gözü önünde, bilgi al›p emir ve talimatlar vermektedir. Sadece son görüflme notlar›na bak›ld›¤›nda; yasal alanda yeni kurulacak çat› partisinin oluflumundan, yasal gazetenin bafl›na getirilecek kiflinin isminin saptanmas›na, PJA önderli¤inde kimlerin yer alaca¤›ndan, PKK kongresinin ne zaman toplanmas› gerekti¤i ve yönetimin kaç kifliden oluflaca¤›na, son kongre öncesi ve sonras› haz›rl›k, ayr›l›k ve de¤erlendirmelere kadar bir dizi mesele detayl› biçimde ele al›nmaktad›r. Bütün bunlara izin verildi¤i koflullarda; HPG’nin tek tarafl› ateflkes karar›n› kald›rmas›, 4 DEP’linin tahliye edilmeleri ve Diyarbak›r’da kahramanlar gibi karfl›lanmalar›, radyo ve televizyonlarda Kürtçe yay›n yap›lmas› ve bunun “olumlu” karfl›lanmas›, D‹HA’n›n ve Özgür Halk’›n bas›lmas› ve daha önemlisi ABD’nin terörist örgütler listesine ald›¤› halde Irak Kürdistan’›ndaki PKK kamplar›na yönelik harekat yapmamas›, bir bütün halinde okunup de¤erlendirilmelidir. O zaman, Diyarbak›rl›lar›n Leyla Zana ve arkadafllar›n› karfl›lama an›nda att›klar› “Leyla d›flarda, s›ra Apo’da” slogan› bir anlam kazanmaya bafll›yor. Halk›m›z Apo’nun içeride tutulmas›n›n gereksiz ve anlams›z oldu¤unun fark›ndad›r!
raz daha artan bir bilançoyla kay›p vermeye devam ediyor. Çat›flmalar›n dinmedi¤i bölgede 28-29 Haziran NATO Zirvesinin ard›ndan bölgeye NATO gücü yerlefltirilmesi planlar›, yap›lan G-8 Zirvesinde ABD taraf›ndan tart›flt›r›lmak istenmesine ra¤men “baflar›l›” bir sonuç al›namad›. ‘Güvenli¤in’ Ortado¤u’da nas›l sa¤lanaca¤›na iliflkin tart›flmalar›n yap›laca¤› ‹stanbul Zirvesinde bilindi¤i gibi ana gündem NATO’nun Irak topraklar›nda konumland›r›lmas› olacak. Irak’ta bata¤a saplanan Bush yönetimi, durumu temizlemek ve kendisi aç›s›ndan belli bir rahatlama sa¤lamak için NATO flemsiyesi ile bölgede kendi denetimini sa¤lama alma çal›flmalar› yürütecek. Sald›r› ve iflgalle birlikte y›pranan ABD askeri gücünü -hepsini de¤il- çekerek NATO’yu bölgede konumland›rma planlar› içinde. Bu durumu 30 Haziran’da kurulacak yeni hükümetle de pekifltirmeyi hedefliyor.
Tabi bunlar ABD’nin hesap ve planlar›; ne kadar tutaca¤›n› ise önümüzdeki dönem gösterecektir. G-8 Zirvesinin sonuçlar› do¤ru de¤erlendirildi¤inde ABD aç›s›ndan önümüzdeki dönemin hayli zor ve sanc›l› geçece¤i flimdiden belli. “Bar›fl gücü NATO’nun” katliamlar›n›n ABD’nin “b›rakt›¤› yerden” devam etti¤i koflulda direniflin devam edece¤i düflünüldü¤ünde bu ihtimalin gerçekleflme koflullar› o zaman daha net tart›fl›lacakt›r. ABD, ‹stanbul Zirvesinde bu planlar›n› gerçeklefltirmek için onay alabilirse halklar›n katili NATO’nun önümüzdeki dönem bu ülkeye müdahalesi söz konusu olacakt›r. Bu, BOP içinde yer alan tek NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin de Ortado¤u halklar›n›n karfl›s›na ç›kmas› demek olacakt›r. K›sacas› NATO’ya ve yapaca¤› Zirveye karfl› ç›kmak için oldukça çok ve geçerli nedenlerimiz vard›r.
5
37
18-30 Haziran 2004
Belediye-‹fl, T‹S görüflmelerindeki anlaflmazl›k üzerine aç›klama yapt› 2 Haziran günü Bak›rköy Özgürlük Meydan›’nda Belediye-‹fl 2 No’lu fiube üyesi emekçiler bas›n aç›klamas› yapt›. “Sendikal Hakk›m›z Engellenemez/Belediye-‹fl 2 No’lu fiube” yaz›l› pankart› meydana asan emekçiler “Sendikal hakk›m›z engellenemez”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” sloganlar›yla bas›n aç›klamas›na bafllad›. Belediye-‹fl ad›na bas›n metnini okuyan 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm, NATO sürecine de¤inerek varolan iflten ç›karmalar›n, ekomomisi daralan ve rant çevreleri arayanlar›n ifli ol-
du¤unu belirterek Bak›rköy Belediyesi’nin Toplu ‹fl Sözleflmeleri (T‹S) ve Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki iflten ç›karmalarla ilgili tavr› de¤erlendirdi ve “Bak›rköy Belediyesi’nde var oldu¤u ileri sürülen mevcut sorunlar›n kayna¤› çal›flanlar de¤ildir. Çal›flanlar gece-gündüz Bak›rköy halk›na hizmet etmektedir” dedi. Gülüm ayn› zamanda T‹S sürecinden 60 gün geçmifl olmas›na ra¤men anlaflma sa¤lanamad›¤›na iflaret etti. Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki iflten ç›karma durumu için de, iflten ç›kart›lanlar-
dan 82 kiflinin sendikalar›n›n üyesi oldu¤unu, gereksiz eleman denerek at›ld›klar›n›, ancak Belediye yönetiminin ifller için sürekli tafleron flirketleri görevlendirdi¤ini aç›klad›. Hasan Gülüm konuflmas›n› Bak›rköy Belediyesi’ni çözüm üretmeye davet etti ve kendilerine destek veren di¤er sendikalar›n da ad›n› sayarak destekleri için teflekkür etti. Bas›n aç›klamas›n›n sonunda iflçiler “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Birlik mücadele zafer”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›n› atarak da¤›ld›lar. (‹stanbul)
Sa¤l›k alan› ticarethane de¤ildir Performansa göre ücretlendirme giriflimi
SES Samsun fiubesi’ne üye sa¤l›k emekçileri 9 Haziran günü Sa¤l›k ‹l Müdürlü¤ü önünde toplanarak performansa dayal› döner sermaye uygulamas›nda sa¤l›k kurumlar›n›n ticarethaneye dönüflerek yurttafl›n müflteri olarak görülmesini protesto eden bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda konuflan SES Samsun fiube Baflkan› Süleyman Bal “Temel ücretler ve
emeklili¤e yans›mayan, bizi birbirimizle rekabete zorlayan, eme¤imize göre de¤il ‘kazand›rd›¤›m›za’ göre ücretlendiren, ifl bar›fl›n› bozan, çal›flma ortam›n› sa¤l›ks›zlaflt›ran, sa¤l›k ortam›n› ticarilefltiren performansa dayal› döner sermaye uygulamas›n›n sonland›r›lmas›n›, ücretlerimizin insanca yaflanacak düzeye yükseltilmesini, döner sermaye sonland›r›l›ncaya kadar ise
Emekçinin Gündemi 15-16 HAZ‹RAN D‹REN‹fi RUHUNUN NERES‹NDEY‹Z? 1960’l› y›llarda dünyada ve Türkiye’de güçlenmeye bafllayan sosyalist hareketin etkileri ülkemiz iflçi s›n›f›na da yans›m›fl, Türk-‹fl’in tutumundan rahats›z olan baz› sendikalar ve Türk‹fl’e olan tepkiler nedeniyle daha önce kurulmufl ba¤›ms›z sendikalar 13 fiubat 1967’de Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu’nu kurdu. 1970’li y›llarda TC’nin emperyalistlere olan borcu katmerleflerek artm›fl, ekonomi felce u¤ram›fl, enflasyon % 100’ü aflm›fl, var olan bunal›m›n ve içine düflülen krizin faturas› emekçilere kesilmeye çal›fl›lm›flt›r. Emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n birlikte kurduklar› fabrikalar, iflletmeler binlerce iflçinin eme¤ini sömürerek ayakta dururken, kârlar›na kâr katarken, iflçi ve emekçilerin ise yoksulluklar› günden güne artm›flt›r. Bu ezilen emekçi kesimlerin toplumsal çeliflkilerinin derinleflmesi-
ne neden olmufltur. Yükselen devrimci dalga iflçi s›n›f›n›n kendili¤inden de olsa sendikal ve toplu sözleflme haklar› için direnifle bafllamalar›n› getirmifl, irili ufakl› birçok iflyerinde direnifller boy vermifl ve geliflmifltir. Emperyalistlerin ve yerli uflaklar›n›n uykusunu kaç›rtan, bafl›n› a¤r›tan bu hareketlenme, dönemin AP hükümeti taraf›ndan bir an önce bast›r›lmaya çal›fl›lm›fl, 1961 Anayasas›yla getirilen baz› esneklikler 274 ve 275 say›l› yasalar ç›kart›larak engellenmeye çal›fl›lm›flt›r. Yasalar›n mecliste kabulüyle sendikalar eylem örgütlemeye bafllam›fllard›r. 15 Haziran 1970 sabah› ‹stanbul, ‹zmit, Gebze meydanlar›na-sokaklar›na dökülen yüzbini aflk›n iflçi alanlar zapt etmifl, fabrikalarda çal›flan iflçiler aileleriyle birlikte insan seli olup sokaklara akm›fllard›r. 16 Haziran sabah› daha da kalabal›klaflan kortejler önlerine ku-
Burjuva-feodal sistem emekçi halk katmanlar›n› sindirme ve kendi çizmifl oldu¤u çerçevenin içinde hareketlerini sa¤laman›n araçlar›n› yaratmaya çal›fl›yor. Bu sald›r›lar ise özellefltirme, esnek çal›flma ve performansa göre ücretlendirme vd. s›ralan›yor. E¤itim emekçilerini yar›fl at› konumuna getirmek için uygulanmaya çal›fl›lan performansa göre ücretlendirme tasar›s› flimdilik mecliste bekliyor. Tasar›ya göre ö¤retmenler adayl›ktan sonra, “ö¤retmenlik, uzman ö¤retmen ve bafl ö¤retmenlik” olarak üzere üç aflamada s›ralanacak ve her ö¤retmen alm›fl oldu¤u, bulundu¤u
konuma göre ücretlendirilecek. Tasar› toplam serbest ö¤retmen kadro say›s› içinde bafl ö¤retmen say›s›n› %10, uzman ö¤retmen say›s›n› %20 ile s›n›rl›yor. E¤itim-Sen’in haz›rlad›¤› ve yetkililere de sundu¤u raporda bu amaçlara ulafl›lmas› için “yar›flmay› ön plana ç›karacak bir teflvik sisteminin kurulmas›” elefltirilirken, tasar›n›n esnek çal›flma uygulanmalar›n› yayg›nlaflt›rarak ifl güvencesini ortadan kald›r›lmas›na hizmet edece¤i vurgulan›yor. Tasar› ayn› zamanda emekçilerin bölünmesi anlam›na da geliyor. (Kartal)
gelirlerin tek havuzda toplanarak, ifl bar›fl›n› bozmayacak flekilde eflit, adil da¤›t›lmas›n› talep ediyoruz” fleklinde konufltu. Bas›n aç›klamas›na kat›lan sa¤l›k emekçileri “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”, “Paras›z sa¤l›k paras›z e¤itim” sloganlar› att›. Süley-
man Bal “insan onuruna yak›fl›r, eflit, ücretsiz ulafl›labilir sa¤l›k hizmeti, insanca yaflayacak ücret ve ifl güvencemiz için; yap›lmak istenenlere seyirci kalmayaca¤›z” diyerek bas›n aç›klamas›n› sonland›rd›. (Samsun)
rulan barikatlar› aflarak ilerlemifl; TC’nin kolluk güçleri çareyi insanlar›n üzerine kurflun s›karak, insanlar› katletmekte, s›k›yönetim ilan etmekte, soka¤a ç›kma yasa¤› getirmekte bulmufltur. Üç iflçi flehit düflmüfl, yüzlercesi yaralanm›fl ve yüzlerce insan da gözalt›na al›nm›flt›r. Otuzdört y›l önce yaflanan bu geliflmelere bakt›¤›m›zda bugün bu flanl› direniflin neresinde oldu¤umuzu görmüfl oluruz. Ayr›ca kim ilerisinde oldu¤unu iddia ediyorsa da yalan söylemifl olur. O günlerde yaflanan yoksulluk, sömürü ve hak gasplar› bugünlere daha da katmerleflerek sürmüfl, iflçi ve emekçilerin kan ve can pahas›na kazan›lan haklar› her gün biraz daha budanarak neredeyse küçük bir k›r›nt› dahi b›rak›lmam›flt›r. Sendikalar›n içi boflalt›lm›fl, Amerikan ve Japon tipi sar› sendikac›l›k bize emekçilere dayat›lm›fl ve iflçilerin sendikalara olan güveni ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lm›fl, bunda da büyük ölçüde baflar›ya ulafl›lm›fl, sar› sendikac›l›¤›n hakimiyeti giderek güçlendirilmifltir. Sendikal bü-
rokrasi oluflturularak sendikalarla iflçilerin bütünleflmesi engellenerek sendika a¤alar› yarat›lm›flt›r. Emperyalizmin sald›r›lar›n›n her geçen gün artarak devam etti¤i, böylesi keskin süreçlerde yürüttü¤ümüz kitle faaliyetinin ve örgütlenme çal›flmalar›n›n önemini geçmiflten kazand›¤›m›z tecrübelere bakarak görebiliriz. Kitlelerin kendili¤inden geliflen öfke ve tepkileri örgütlenmedi¤i sürece sönmeye mahkum oldu¤unu görmeliyiz. Anl›k öfke ve tepkilerle ortaya ç›kan/geliflen hareketlilikleri iyi de¤erlendirmeli, DDSB saflar›n› gelifltirmeli/güçlendirmeliyiz. ‹flçi s›n›f› içerisinde yürüttü¤ümüz örgütleme çal›flmas›n› zincire bir halka daha eklemek zorunlulu¤uyla ele almal›, kavramal›y›z. Emekçi halk›m›za ve iflçi s›n›f›na karfl› sald›r›lar›n artt›¤› bu dönemi kitlelere dayanarak kendi gücümüze güvenerek, sürece bilinçli müdahalelerle aflabiliriz. Biz DDSB aktivistleri, bu süreci gö¤üsleyerek bilgi ve güce sahibiz. Birlik mücadele zafer!
18-30 Haziran 2004
37
6
Do¤al afetlerden kaynakl› çok ciddi sorunlar› yaflayan köylüye karfl› devlet görevini yapmal›d›r
Ya¤mur köylünün ürününü ekmesine engel oldu
Bir yandan ürünlerine kota koyulmas›, desteklemelerin yap›lmamas› gibi sorunlar yüzünden s›k›nt› yaflayan köylüler bir yandan da son haftalarda yo¤unlaflan kötü hava flartlar› nedeniyle s›k›nt›da. Köylümüz, ülkemiz tar›m› üzerine uygulanan talan politikalar›yla, ürünlere kota konmas›yla, geçinebilece¤inden daha az üretmeye zorlanmas› ile, borcunun her hasatta katlanarak ço¤almas›yla ve pazar sorunu gibi sorunlarla bo¤uflurken son 50 y›l›n en büyük do¤al afetlerinin ardarda yaflamas› ile de yaflam koflullar› içinden ç›k›lmaz bir
hal ald›. So¤uklar f›nd›k ve meyvelerin üçte iki ürün kayb›na neden olurken yaklafl›k 3 haftad›r aral›ks›z süren sa¤anak ya¤mur, Karadeniz köylüsünün yaz sebzesi ve tütününü tarlaya ekmesine engel oldu. Ekili olan hububat tarlalar›nda ekinlerin dane tutmas›n›n gecikmesi ve fazla ya¤›fltan kaynaklanan bakteriyel hastal›klar söz konusu. Köy-
lünün bu seneki ürününü hasat› geciken hastal›kl› mahsul nedeniyle yetifltirdi¤i çeflitlerden zarar edecek. Köylünün yaflad›¤› bu sorunlar üzerine Samsun Ziraat Odas› Baflkan› Gülbey Abaza’n›n görüfllerini ald›k. - Bu y›l so¤uklar ve ard›ndan devam eden sa¤anak ya¤murlar›n köylünün yetifltirdi¤i ürüne zarar›n› anlat›r m›s›n›z? Bu konuda yap›lmas› gerekenler nelerdir, Ziraat Odas› olarak önerileriniz neler? - Bu üç haftad›r ya¤an ya¤mur yüzünden ekinlerde dane tutmama durumu ortaya ç›k›yor, tamam›yla dane tutam›yor ve çürüyor. Meyveler ise so¤uk nedeniyle bu sene yok, otlar çürüdü. F›nd›k yok. Köylülerimiz periflan durumda, tütün dikemiyorlar. Fideler fidelikte çürüdü. fiimdi bu sene tütün yap›lamad›¤› gibi fleftali de vard› o da ya¤›fllardan ve so¤uktan dolay› olmad›. Bu ma¤duriyetimizden dolay› köylümüz devletten yard›m bekliyor. Köylümüz flu anda DGD’den yararlan›yor. 2 taksit olarak verilen DGD’den üç-befl kurufl para al›yor. Mazot yard›m› al›yor. Bunlar da yeterli olmuyor. Köylümüz tütün yetifltiremiyor, kotadan dolay›. Bak›n›z benim köyüm Kulacada¤ Merkez köyü olarak tütün yapan 80 haneydi. Bugüne kadar 5 tona yak›n tütün yapard›. fiu anda 10 hane tütün yap›yor. Kotadan dolay› b›rakt›. Yani 200 kilo tütün yapabiliyor. Köyümüz tütünü b›rakt› flimdi hayvanc›l›¤a
Bergamalı köylülerin AİHM’deki davası başladı
Uzun y›llard›r siyanürlü alt›n aramas›na karfl› direnen ve mücadeleleri birçok yerde örnek al›nan Bergama köylülerinin A‹HM’e açt›klar› dava görüflülmeye baflland›. A‹HM’de görülen ilk duruflmada, köylülerin avukatlar› Mehmet Nur Terzi ve Noyan Özkan, Normandy Madencilik Afi’nin 3 ton si-
yanür kulland›¤›n›, 18 ton siyanürün de flirketin depolar›nda stokland›¤›n› belirtti. Siyanür kullan›m›n›n çevre, insan sa¤l›¤› ve güvenlik aç›s›ndan tehlikelere neden oldu¤una iflaret eden avukatlar, bunun bölgede yaflayanlar›n sa¤l›k ve güvenli¤inin tehdit alt›nda oldu¤unu belirterek, Türkiye’nin Avrupa ‹nsan Haklar›
Sözleflmesi’nin “yaflama hakk›” ile ilgili maddelerini ihlal etti¤ini ifade etti. Avukatlar, siyanürle alt›n ç›karan Eurogold Madencilik Afi’nin yarg› karar›yla iflletme ruhsat›n›n iptal edilmifl olmas›na karfl›n kapanmad›¤›na dikkat çekerek, hukuki koruma alma haklar›n›n da ihlal edildi¤ini vurgulad›. Avukatlar, maden iflletme karar›n›n Türk mahkemelerince iptaline ra¤men, resmi makamlar›n bu karara uymad›¤›na iflaret ederek, alt›n madeninin kapat›lmamas› nedeniyle Türkiye’nin mahkum edilmesi gerekti¤ini kaydetti. 12 fiubat 1992’de Türk makamlar›n›n siyanürle alt›n aranmas›na izin vermesi üzerine eski Bergama Belediye Baflkan› Sefa Taflk›n ile köylüler Hasan Gen, Günseli Karacao¤lu, Tahsin Sezer, M. Ali Karacao¤lu, Muhterem Do¤rul, ‹zzet Öçkan, ‹brahim Da¤, Ali Duran ve Sezer Umaç Türkiye aleyhine A‹HM’e baflvurmufllard›. (H. Merkezi)
önem veriyor. Tütünü b›rakmas›n›n sebebi devletin “do¤rudan do¤ruya tütünü yapma” demesidir, “f›nd›k yapma” diyor, bu¤day zaten bizim oralarda sadece satmak için de¤il. ‹htiyac›n› karfl›layacak 5 tane hayvan›n› beslemek için yetifltiriyor. Hayvanc›l›¤a devlet önem veriyor, hayvanc›l›k yap›n diyor ama yo¤urdu, tereya¤›n›, sütünü nereye satacaks›n, köylülerimiz pazara getiriyor, onu da satam›yor. Bunlara pazarlama yeri düflünmek gerekiyor. Biz Ziraat Odas› olarak da bir kooperatif kurulmas›n›, köylümüzün ürettiklerinin buralarda pazarlanmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. Kooperatifler olmad›ktan sonra tek bafl›na pazarda satmas› köylümüzün zarar etmesi demek. Bak›n›z köylümüz bu sene ya¤›fltan dolay› periflan oldu. Köylümüzün Ba¤-Kur’a borcu var, Ba¤kur’a çiftçi sigortas› yapt›rm›fl, ödeyemiyor, satacak bir fleyi de yok. Ayda 70-80 milyon bile bulamayan köylünün bir geliri olmay›nca bu borcunu nas›l ödeyecek? Devletimiz DGD’yi 2’ye böldü, mazot paras› verdi, bunlar da yeterli gelmiyor köylüye. Üretti¤i ürünü pazarlayam›yor, onun için köylümüz iyi durumda de¤il. Ürününün pazarlanmas› için kooperatiflerin kurulmas› gerekiyor. Biz Ziraat Odas› olarak yasalarda düzenlenirse bu konuda her türlü deste¤e haz›r›z. (Samsun)
Soya üreticisinden devlete tepki Adana’da yaflanan ithalat probleminin çözülmesi için aç›klama yapan Adana Soya Üreticiler Derne¤i Baflkan› Suat Kalfa, “Ya¤l› tohum üretiminin ya¤l› tohumlar aras›nda stratejik öneme sahip oldu¤unu” söyledi. Türkiye’de üretimin gelifltirilmesi gerekti¤i yerde üretici köylünün adeta kaderine terk edildi¤ini vurgulayan Kalfa, dünya ya¤l› tohum üretiminin 327 milyon ton oldu¤unu, bunun %56’s›n›n soyadan karfl›land›¤›n› söyledi. Geliflmifl ülkelerin ya¤l› tohum politikas›n›n bafl›nda soya geldi¤ini, sadece ABD’nin 8.12 milyon dolarl›k soya ihracat›n›n yapmas›n›n bile önemli bir etken oldu¤unu vurgulad›. Türkiye’nin bitkisel üretiminin %7’sini ya¤l› tohumlar›n oluflturdu¤unu, y›ll›k ihracat›n 1.3 milyon oldu¤unu bilerek yaklafl›lmas›n›ve ihracat için geçen y›l 350 milyon dolar›n üzerinde ödeme yap›lmas›n›n düflündürücü oldu¤unu belirten Kalfa, “ya¤l› tohum bitkileri üretim a盤› had safhadad›r. Bununla birlikte destekleme uygulamalar› yerine s›f›r gümrükle ithaline izin vermektedir. Bu yaklafl›m çiftçilere soya ekmeyin demektir” dedi. (Mersin)
7
37
18-30 Haziran 2004
Devlet Cargill’e özel statü veriyor
Baflbakan R. Tayip Erdo¤an’›n ABD’de ziyareti s›ras›nda bir araya geldi¤i Cargill firmas› yetkilileri ile yapt›¤› görüflmenin yak›c› sonuçlar› ortaya ç›kmaya bafllad›. Yap›lan bu görüflmelerde, esas olarak flirketin yasalardan kaynakl› olarak önüne ç›kan engellerin kald›r›lmas› tart›fl›ld› ve karara ba¤land›. Asl›nda yasalar› da önünde çok fazla engel olarak görmeyen ve Dan›fltay karar›na ra¤men örne¤in Bursa’da faaliyetini sürdüren Cargill firmas› bir de yasal olarak bu engellerin ortadan kald›r›lmas› ile daha rahat çal›flabilir hale getiriliyor. Firman›n bulundu¤u alan› “özel endrüstri bölgesi” olarak ilan etmesine olanak tan›yan yeni düzenlemeler ile Cargill, faaliyet sürdürdü¤ü her arazinin tar›m
arazisi ya da farkl› bir amaçla kullan›l›r oldu¤una bakmaks›z›n “özel endrüstri bölgesi” ilan edecek ve istedi¤i gibi kullanacak. Bu bölgeler içinde kendi kâr› için çal›flacak ve kendine özgü kanunlar ile insanlar› çal›flt›racak. Bu amaçla mecliste tart›fl›lacak olan yasan›n söz konusu maddesi flöyle; “Üzerinde kurulu sanayi tesisleri bulunan, arazi alan› 150 bin metre kareden büyük, kuruldu¤u dönemde geçerli olan mimar planlar› uyar›nca gerekli izinleri alarak faaliyete geçmifl, mülkiyeti yat›r›mc›lara ait alanlar, mülk sahibi gerçek ya da tüzel kiflilerin baflvurusu ve bakanl›¤›n uygun görmesi üzerine kurulun de¤erlendirmesinin ard›ndan Bakan-
lar Kurulu karar› ile özel endüstri bölgesi olarak ilan edilebilir. Özel endüstri bölgelerinin kamulaflt›r›lmas› yap›lamaz. Bölgenin yönetim ve iflletmesinden mülk sahibi gerçek ya da tüzel kiflilikler sorumludur…” Bu anlamda yaflanan en yak›n örnek olarak Bursa verilebilir. Cargill Bursa Valili¤i ‹l ‹dare Kurulu’ndan ald›¤› inflaat ve imar ruhsat› izni ile 1998 y›l›nda yat›r›ma bafllad›. Yüksek Planlama Kurulu Cargill’in yat›r›m yapt›¤› 195 bin metre karelik topra¤› tar›m d›fl› alan olarak ilan etti. Ancak yap›lan baflvurular sonucunda karar geri al›nmak zorunda kal›nd›. Ancak Dan›fltay’›n alm›fl oldu¤u karara ra¤men Cargill faaliyetine devam etti. fiimdi buralarda yap›lan fabrikalar ile Cargill y›lda 600 bin ton m›s›r iflleyerek 440 bin ton Glukoz ve Fruktoz flekeri üretiyor. Asl›nda yasalar olmadan da emperyalist flirketlerin ç›karlar› için çal›flan devletin bundan önceki olay› da herkesin hat›rlad›¤› gibi Bergama köylülerinin durumudur. Bergama köylüleri de yarg›n›n ald›¤› karar›n uygulanmas› için çabalar›n› sürekli devam ettirmifllerdi. fiimdi Cargill’e zaten uygulanan ayr›cal›klar› resmilefltirecek olan bu yasallaflt›rma ifllemi sadece ifllerini biraz daha rahatlatacakt›r. Rahatlayan emperyalist flirketler olurken köylü ise bu flirketler karfl›s›nda daha da eriyecek, geçim s›k›nt›s› daha da artacakt›r.
Pancar üreticilerinden eylem;
“KANTARLARIMIZ AÇILSIN”
Pancar kantarlar›n›n Türkiye fieker Fabrikalar› Genel Müdürlü¤ü karar›yla kapat›lmas›n› protesto eden köylüler, Malatya’da traktörlü eylem yapt›. Tür Köy-Sen Malatya fiubesi taraf›ndan Ören Pancar Kantar›’nda düzenlenen eyleme yaklafl›k 100 üretici traktörleriyle kat›ld›. Ören, Dilek ve Sürgü Beldesi’ndeki köylülerin eyleminde, “IMF defol, bu topraklar bizim”, “Tar›mda IMF Program›na Hay›r”, “Pancarda kota
kald›r›ls›n”, “Dün tütün, bugün pancar, yar›n kay›s›”, “Kantarlar›m›z aç›ls›n” pankartlar› aç›ld›. Eylemde konuflan Tür Köy-Sen Malatya fiube Baflkan› Hayri Y›ld›r›m, gelmifl geçmifl tüm hükümetlerin seçimlerden önce köylünün yan›nda yer ald›¤›n› belirterek, hükümet kurduklar›nda da adeta en büyük zulmü köylüye yapt›klar›n› söyledi. Y›ld›r›m, “AKP hükümeti 3 Kas›m seçimlerinden önce köylünün dostu olaca¤›n›, köylüye her türlü
deste¤i verece¤inin vaat ederek bizlerden ald›¤› oylarla tek bafl›na hükümet olmufl, fakat flimdi s›rt›n› çevirerek bizleri açl›¤a ve sefalete mahkum etmifltir. ‹lk önce TEKEL tütün al›m sözleflmeleri iptal edildi. Tütün ekiminden geçinen 4 bin 500 aile, ne yiyip ne içecek? Bu sene kay›s› da do¤al afet nedeniyle yüzde 90 oran›nda zarar gördü. Zaten pancar üretiminde kota uygulanm›fl durumda. fiimdi de pancar kantarlar› tek tek kapat›lmaktad›r” diye konufltu. Türkiye’de 35 milyon köylünün nas›l yaflayaca¤›n›n, ne yiyip ne içece¤inin hükümet taraf›nda aç›klamas›n› isteyen Y›ld›r›m, AKP’nin IMF programlar›n› uygulayarak, tar›m› bitirmeye çal›flt›¤›n› da sözlerine ekledi. Y›ld›r›m, kapat›lan kantarlar›n derhal aç›lmas›, tütün ekiminin serbest b›rak›lmas›n›, pancara uygulanan kotan›n kald›r›lmas›n› ve köylünün borçlar›n›n ertelenmesini istedi. Köylüler ise, sorunlar›na kantarlar›n aç›lmamas› durumunda eylemlerini Malatya merkezine tafl›yacaklar› uyar›s›nda bulundular. (Malatya)
Dünya Çevre Günü, Çevre Sorunu ve Türkiye Rant ekonomisi ve tüketim ç›lg›nl›¤›n›n s›n›r tan›mad›¤›, do¤al kaynaklar›n bir üretim unsuru olarak görüldü¤ü ve onlara el koyma planlar›n›n binlerce insan›n ölümüne neden oldu¤u, do¤an›n katledildi¤i günümüz dünyas›nda 5 Haziran Dünya Çevre Günü, kutlamalara de¤il, olsa olsa saptamalara ve yeni politika önerilerine araç olmal›d›r. Konu ile ilgili bir aç›klamada bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odas› Genel Baflkan› Gökhan Günayd›n, emperyalist ve kapitalist ülkelerin sanayisinin çevre kirlili¤ine neden olan zararl› gazlar ve at›klar›n›n do¤al ortam›n dengesini bozarak ozon tabakas›n› deldi¤ini ifade etti ve yap›lan uluslararas› anlaflmalara uyulmad›¤›n›, emperyalistlerin özellikle ABD yönetiminin soruna yaklafl›m›n›n çevreye zarar verdi¤inin, özellikle ozon tabakas›n›n delinmesine en büyük katk›y› ABD’nin yapt›¤›n›n alt›n› çizdi. Günayd›n, emperyalist ve kapitalist ülkelerin, sanayisini ve yaratt›¤› tehlikeli at›klar› kendi ülkeleri d›fl›na ç›kartt›¤›n› belirttikten sonra aç›klamas›nda “çevre sorunlar›n›n sorumlusu, kapitalist üretim süreçlerini yürüten merkez ülkeler olmas›na karfl›n, merkez ülkeler gelifltirdikleri politikalarla, çevre sorununu az geliflmifl/geliflmekte olan ülkelere transfer etmeye yönelmektedirler. Özellikle en çok çevre kirletici sektörler olan tekstil, demirçelik, tafla topra¤a dayal› sanayi üretimi ve ka¤›t üretimini çevre ülkelere yapt›rmakta ve nihai ürünün d›flal›m›n› yapmaktad›rlar. Di¤er taraftan, merkez ülkeler zehirli-tehlikeli at›klar›n› kendi ülkeleri d›fl›na ç›karmaktad›rlar” dedi. Günayd›n, Türkiye’de kurulu sanayi bölgelerinin %60’›ndan fazlas›n›n tar›m topraklar› üzerinde oldu¤unu, toprak politikas›n› sürdürecek bir kurumsal yap›dan yoksun b›rak›lan tar›m topraklar›n›n amaç d›fl› kullan›lmas›n› ve bunun olana¤›n› kolaylaflt›ran yasalar›n ç›kart›ld›¤›n›, sanayi tesislerinin denetimsiz koflullarda üretim yapmas›ndan kaynakl› Trakya’da Ergene, Marmara’da Nilüfer Çay›’nda adeta zehir akmakta oldu¤unu, K›z›l›rmak havzas›nda ÇED raporuna gerek duyulmadan petrol ve do¤al gaz aranmas›na izin verildi¤ini, Alia¤a’da gemilerden sökülen aspestlerin Ege Denizi’ne at›ld›¤›n› aktard›. Yaflanan tüm bu gerçekler ortada iken Türkiye tar›m sektörünün baz› çevreler taraf›ndan “çevre kirletme kayna¤›” olarak gösterilmeye çal›fl›ld›¤›n› belirten Günayd›n, “baflta AB ve ABD olmak üzere, yo¤un (entansif) tar›m›n do¤ay› kirletti¤i ve çevre üzerine olumsuz etkiler ortaya koydu¤u bilinmektedir. Ancak Türkiye tar›m›, bu çerçevede de¤erlendirilemez” dedi. Pestisit (tar›m ilaçlar›) kullan›m›n›n Türkiye’de ABD, Fransa, Almanya vb. ülkelerdekinden daha düflük oldu¤unu aç›klayan Günayd›n “Türkiye’nin baz› bölgelerindeki ortalaman›n üzerinde pestisit kullan›m› ise tar›m dan›flmanl›¤› ve reçeteli tar›msal savafl›m ilaç sat›fl› sistemine geçilerek olumsuz etkilerinden ar›nd›r›lmal›d›r. Türkiye’de tar›m sektörü çevre kirleten de¤il, aksine çevre kirlili¤inden olumsuz etkilenen bir konumdad›r” dedi. Türkiye’de tar›m›n kendi kendine yeterlili¤i sa¤lama, sürdürme gereklili¤i ile siyasi ve ekonomik ba¤›ml›l›k iliflkilerini k›rman›n, baflka ülkelerin üretti¤i geneti¤i de¤ifltirilmifl organizmalar› (ürünleri) tüketmek yerine do¤a ve çevre de¤erlerini kabul edip bu mirasa sayg›l› ve do¤ayla dost üretim tekniklerini gelifltiren bir ülkede güvenli bir gelecek sa¤lanabilir. (Samsun)
18-30 Haziran 2004
37
8
“Mayınlı alanlar ve koruculuk hala varken geriye dönüşler mümkün değildir”
Devletin özellikle gerilla mücadelesinin ivmelendi¤i dönemlerde ve bölgelerde baflvurdu¤u köy boflaltma sald›r›s› sonucu bir yandan da belli illerde y›¤›lma olmakta ve göç ettirilen insanlar buralarda birçok sorunla karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Sadece Diyarbak›r’da göç eden insanlardan kaynakl› nüfus 34 kat›na ç›km›fl durumda. Bu konu ile ilgili GÖÇ-DER Diyarbak›r fiube Baflkan› Avukat Serdar Talay’›n görüfllerini ald›k. - Boflalt›lan köyler hakk›nda bilgi verir misiniz? Bölgede yaflanan en büyük sorunlardan biri de zorunlu göç ettirme politikalar› sonucunda ortaya ç›kan sorundur. Zorunlu göç ayn› zamanda, yaflam hakk›n›n ihlalinden çevre hakk›n›n ihlaline kadar tüm hak kategorilerinin ihlali anlam›na da gelmektedir. Bölgede yaflanan çat›flma ortam› ile birlikte PKK’ye lojistik deste¤in kesilmesi için zorunlu göç politikalar› yaflama geçirilmifltir. Dönemin baflbakan› Turgut Özal gerilla halk iliflkisini kastederek deniz ve bal›k iliflkisi içerisinde ele alm›fl ve ‘denizi kuruttuk mu bu sorunu da hallederiz’ diyerek zorunlu göç politikalar›n›n gerçeklefltirilmesinin mant›¤›n› da kurmufltur.
Ola¤anüstü Hal Bölge Valili¤i ‹hdas› Hakk›nda Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. Maddesinin h f›kras› ile OHAL Valisi, güvenlik yönünden gerekli düzenlemeleri yapabilmek için geçici ve sürekli olarak görev alan› içinde bulunan köy, mezra gibi yerleflim birimlerini boflaltt›rabilir, yerlerini de¤ifltirebilir denilmektedir. TBMM Göç Araflt›rma Komisyonu’nun 1998 y›l›nda haz›rlad›¤› raporda, OHAL valilerinin köy boflaltma yetkisini kullanmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Köy boflaltmalar fiilen gerçekleflmifl ve belirtmifl oldu¤umuz yetki kullan›lmam›flt›r. Bu yetkinin kullan›lmay›fl›n›n amac› devleti daha sonra hukuken sorumlulu¤unun do¤mas›n› engellemek oldu¤u gibi siyasi boyutu ile de köy boflaltmalar konusunda ulusal ve uluslararas› iliflkilerde, bu konuda gerçe¤i gizlemek ve köy boflaltmalar›n sorumlulu¤u üstlenmemektir. - Resmi rakamlara göre boflalt›lan köy say›s› nedir? Resmi rakamlara göre 3428 yerleflim birimi (köy, mezra, kom) boflalt›lm›flt›r ve 378-335 kiflinin göç etti¤i belirtilmektedir. Kifli say›s›n›n gerçekleri yans›tmad›¤›n› söylemek mümkün. Yap›lan çal›flmalar da aksini göstermektedir. Sadece Diyarbak›r’› ele al›rsak 1990 y›l›ndan önce nüfusu 300 binlerde olan kent, özellikle 1991 y›l›nda köy boflaltmalar neticesinde kent merkezinin fiziki yerleflim yeri olarak 3-4 kat›na ç›kt›¤›n› bilmekteyiz. fiu an Diyarbak›r nüfusunun bir buçuk milyon oldu¤unu söylemek mümkün. Genel olarak köy boflaltmalar neticesinde üçbuçuk milyon insan›n zorunlu göçe tabi
oldu¤unu düflünmekteyiz. - Zorunlu göçün yaratt›¤› sorunlar nelerdir? ‹nsanlar› nas›l etkiliyor? ‹nsan›n tüm de¤erlerini önemli ölçüde bulundu¤u co¤rafyan›n flekillendirdi¤ini, duygu ve düflüncelerini oluflturdu¤unu söylemek mümkün. Köy boflaltmalarla birlikte bu insanlar›n habitatlar› yok edildi. Habitat› yok edilen bir canl›n›n yaflamas› elbette olanakl› de¤ildir. ‹radesi d›fl›nda kendisine kültürel olarak yabanc› olan bir mekana gitmek zorunda b›rak›lan insanlar›n en büyük problemi kendisine yabanc›laflmaya bafllamas›d›r. Bar›nma ihtiyaçlar›, beslenme ihtiyaçlar›n› gideremedikleri gibi, e¤itim, sa¤l›k ve çal›flma haklar›ndan yararlanamamak gibi bir durumla karfl› karfl›ya kalm›fllard›r. Genellikle sa¤l›ks›z mekanlarda yaflam›n› sürdürmeye çal›flan bu insanlar›n bulunduklar› yerlerde altyap› olanaklar›ndan yararlanma olana¤›n›n da olmad›¤›n› belirtmek gerekir. Altyap› sorunlar›n›n büyük ölçüde oldu¤u yak›n dönemlere kadar, kanalizasyon ve içme suyu flebekelerinin yetersiz ve eski olmas› nedeniyle, özellikle yaz aylar›nda ba¤›rsak enfeksiyonlar›nda büyük bir art›fl oldu¤u ve bu yüzden çocuk ölümlerinde art›fl›n oldu¤unu bilmekteyiz. Diyarbak›r’da göç ile birlikte özellikle son befl y›ldan bu yana h›rs›zl›k ve fuhufl gibi adli suçlarda büyük bir art›fl›n oldu¤unu da belirtmek gerekir. Diyarbak›r Çocuk Mahkemesi’nde 2004 y›l›n›n 5 ay›n› kapsayan 4.700 dosya bulunmaktad›r. Dosyalar›n büyük bir bölümü h›rs›zl›k suçlar›na iliflkindir. Adliyeye yans›yan suçlar›n yan›nda en az bir o kadar da yans›mayan, faili bel-
li olmayan suçlar› düflündü¤ümüzde sorunun vahim boyutlarda oldu¤unu söylemek mümkün. - Köye geri dönüflte resmi kurumlardan sizin ya da köylülerin beklentileri nelerdir? Bir zorunlu göçün Kürt sorununa ba¤l› olarak yaflanan fliddet ortam›n›n neticesinde ve devletin politikalar› ile ortaya ç›kt›¤›n› söylemek mümkün. Bu sorun demokratik olarak çözülmedi¤i sürece toplumsal sorunlar› giderir bir rol oynamayaca¤› ve sorunun çözümünün mümkün olmad›¤›n› belirmek gerekir. May›nl› alanlar dururken, koruculuk kald›r›lmazken geri dönüfllere çözüm olunaca¤›n› söylemek gerçekçi olamaz. En önemlisi Kürt sorununa bak›fl, sorunu çözümsüz b›rakmaktad›r. Geri dönüfllerde al›nmas› gereken önlemler geri dönüfllerin amac›na uygun yap›lmas›nda yaflamsal bir önem olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Sadece geri dönüfl önünde hiçbir engelin olmad›¤› yönlü resmi aç›klamalar›n bulunmas› yeterli olmamaktad›r. Herkes köyüne dönme imkan›na eflit olarak sahip olmal› ve flarta ba¤l› izin uygulamalar› keyfiyeti getirece¤inden bu uygulamalara son verilmelidir. Koruculu¤un kald›r›lmas› sorunun çözümünde önemli bir ad›md›r. May›nlanm›fl araziler temizlenerek geri dönüfl ile birlikte baflkaca sorunlar›n yaflanmas›n›n önü al›nmal› ve may›nlanm›fl araziler tar›ma aç›lmal›d›r. Üretimin canland›r›lmas› aç›s›ndan geri dönen ailelere finansal destek sa¤lanarak, ça¤dafl tar›msal üretimin temellerinin at›lmas› gerekmektedir. (Diyarbak›r)
ADANA’DA YARGISIZ ‹NFAZ Adana’da Dörtyol kavfla¤› civar›nda sokak ortas›nda polisler taraf›ndan infaz edilen fiiyar Perinçek’in cenaze törenine polis sald›rd›. Cenazesi, 3 Haziran’da Adli T›p Morgu’ndan al›nd›ktan sonra infaz edildi¤i yere götürülen fiiyar Perinçek için sayg› duruflunda bulunuldu. Sayg› duruflunun ard›ndan Perinçek’in cenazesi memleketi Diyarbak›r’a gönderildi. Daha sonra ‹HD Adana flube binas›na do¤ru giden kitleye polis sald›rd›. Sald›r›da 4 kifli gözalt›na al›nd›. Perinçek’in cenazesi Diyarbak›r’daki Yeniflehir Mezarl›¤›’nda topra¤a verildi. Yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› cenaze töreninde “Katil polis hesap verecek” slogan› at›ld›. Cenaze töreni boyunca sürekli polis müdahale etmeye çal›flt›. Yaflanan gerginlik sonucu Hatun Keklik, Bar›fl Elkaplan ve ismi ö¤renilemeyen 2 kifli gözalt›na al›nd›. 5 Haziran’da fiiyar Perinçek’in yar-
g›s›z infaz sonucu öldürülmesini protesto eden ‹HD Genel Merkezi üyeleri ‹çiflleri Bakanl›¤› an›t› önüne çelenk b›rakt›lar. Burada bir konuflma yapan ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü Öndül, ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu’ya göndermek için bir mektup haz›rlad›klar›n› belirtti ve insan haklar› hukukunun egemen olmas› durumunda yarg›s›z infazlar›n yaflanmayaca¤›na dikkat çekti. Adalet Bakanl›¤›’n›n kap›s›na b›rak›lmak istenilen “fiiar Perinçek öldürüldü, yarg›s›z infazlara hay›r” yaz›l› çelengin b›rak›lmas›na izin verilmedi. 10 Haziran’da yarg›s›z infaz› protesto etmek için Adana’da bas›n aç›klamas› yap›ld›. Adana ‹HD’de yap›lan bas›n aç›klamas›na yaklafl›k yüz kifli kat›ld›. ‹HD fiube Yöneticisi Sabri Kahraman 28 May›s’ta gerçekleflen kovalamacan›n gözler önünde gerçekleflti¤ini ve Adana Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› polislerin sa¤a sola atefl ederek herkese
gözda¤› vermeye çal›flt›¤›n› söyledi. Olayda ismini aç›klamak istemeyen bir kiflinin de tan›k oldu¤unu söyleyen Kahraman, kendilerinin de olaya flahit olduklar›na ve olay›n bir yarg›s›z infaz oldu¤una vurgu yaparak “kas›tl› ve amac› aflarak sa¤ yakalad›¤› ve herhan-
gi bir çat›flman›n olmad›¤› bir olayda yerde yatan ve kalkamayan flah›sa neden kurflun s›karak infaz etmeye çal›flm›flt›r? Bu tutuklama olay› halk›n güvenli¤i gözönünde bulundurularak hiç silah kullan›lmadan yap›lamaz m›yd›?” diye sordu. (Mersin)
37
9
18-30 Haziran 2004
Kongra GEL: ‹mral› çizgisinde›srar etmeye devam ediyor
Kongra-Gel’in 2. Genel Kurul toplant›s›n›n sonuçland›¤› bas›na yans›d›. Bu kararlara bakarak bir de¤erlendirme yapacak olursak al›nt›larla birlikte bafllamak do¤ru olur. Kongre kararlar›ndan biri bir süredir devam eden tek tarafl› ateflkesin kald›r›larak savunma temelinde sald›r›lar›n bafllat›lmas› idi. Ateflkesin, “atefle” dönüflmesi de özde bir politika de¤iflikli¤ini ifade etmiyor. Burada sözü edilen atefl söylemi dahi, k›r›nt›lar›n elde edilmesine dönük, sistem üzerinde bir tehdit oluflturma amaçl›d›r. Ancak bu tehditkar tutum bile kendi içinde bir tutarl›l›k arz etmiyor. fiöyle ki; tek tarafl› ateflkesin bozuldu¤una dair yap›lan aç›klaman›n sonras›nda Kongra-Gel’in yöneticilerinden M. Karay›lan’›n yapt›¤› aç›klamalar tam da bu düflüncemizi do¤rular niteliktedir. Karay›lan: “Bu koflullarda demokratik eylemler her fleyden önemlidir. Diplomatik çal›flmalar ve serh›ldanlara her zamandan daha çok ihtiyac›m›z var. Bunun yan›nda meflru savunmam›z devam edecektir. Siyasal çözümü esas al›yoruz. Stratejimizde bir de¤ifliklik yoktur.” Stratejide bir de¤ifliklik olmad›¤›na göre, gelifltirilecek silahl› eylemler, savunmaya, kendini korumaya ve yurtsever Kürt kitlesi içinde yeniden bir moral-motivasyon yaratmaya dönüktür. Özellikle Kongre-Gel içinde son süreçte örgütsel olarak yaflanan ve kamuoyuna yans›yan sorunlar, sorular›n daha fazla sorulmas›na neden oldu. Bu objektif tabloya, bir de TC’nin çok yönlü ve kapsaml› sald›r›lar› eklenince pratikte de bir ifllevi olmayan tek tarafl› ateflkese zorunlu olarak son verildi. Karay›lan ise bu durumu “mevcut koflullarda ulusal de¤erlerin ve onurun korunmas› için bir zorunluluk” olarak ifade ediyor. K›sacas›, Kongra-Gel’in ikinci genel toplant›s›nda ortaya ç›kan sonuçlar›, ‹mral› çizgisine duyulan ba¤l›l›¤›n yeniden teyit edilmesi olarak okumak gerekir. Tek tarafl› ateflkesin ortadan kald›r›lmas›n› ise; yo¤un sald›r›lara karfl› zorunlu olarak kendini daha aktif olarak savunmak -ki bu yönlü askeri ey-
lemler de olacakt›r- yine örgüt içinde yaflanan sorunlardan kaynakl› do¤an güvensizlikleri güvene dönüfltürme çabas› olarak alg›lamak gerekir. Kongra-Gel içinde yaflanan sorunlar›n ciddiyeti, 2. Genel Kurul toplant›s›n›n gündemini esas olarak örgüt içi sorunlar›n oluflturulmas›yla da anlafl›l›yor. Hiç flüphesiz örgütsel sorunlar›n bu kadar a¤›rlaflmas›na yol açan siyasal t›kan›kl›klard›r. Kongra-Gel’in yaflad›klar›n› daha da tart›fl›l›r hale getiren esas etmen; Kürt hareketini bu duruma getiren ‹mral› çizgisinin, yine mevcut durumu tersine çevirebilecek olan bir yönelim olarak görülmesinde yatmaktad›r. Oysa bu çizginin, sorunlar› çözen de¤il, a¤›rlaflt›ran bir çizgi oldu¤u, yaflanan pratik süreçte önemli oranda a盤a ç›kt›. Kürt hareketi ‹mral› çizgisinde ›srar ettikçe; tasfiyecilikte derinleflir, TC’nin imhaya dönük sald›r›lar›ndan kendini kurtaramaz. Hiç kimse “yeniden savafl bafllar” tehdidiyle, TC’nin ‹mral› çizgisine evet der hayaline kendini kapt›rmas›n. Tam tersine TC’nin tüm çabas›, ‹mral› çizgisinde istedi¤i ya da dayatt›¤› “flu belay› bafl›m›za sen açt›n sen de yok edeceksin”dir. Hele hele ABD’den sonra AB ülkeleri taraf›ndan KongraGel’in “Terörist örgütler” listesine al›nd›¤› ve bölgede s›cak geliflmelerin yafland›¤›; TC’nin ABD emperyalizmin ileri karakolu olmaya devam etti¤i böylesi bir dönemde hala çözüme dair hayaller kurmak, kendi kendini kand›rmaya yemin etmektir. TC’N‹N SON H‹LES‹; TV’DE KÜRTÇE YAYIN KOMED‹S‹! Osmanl› y›k›nt›lar› üzerinde kurulan TC, Osmanl› hileleriyle hastal›kl› bir tarzda yaflamaya devam ediyor. TC’nin son hilesi ise; AB üyeli¤i, “demokratikleflme” tart›flmalar›n›n yafland›¤› bir dönemde “kültürel zenginli¤imiz” demagojisiyle Türkçe d›fl›ndaki di¤er dillerle de haftan›n belli günlerinde dakikalara s›¤d›r›lm›fl yay›n yapma hilesidir. fiöyle bir hat›rlayal›m: ABD emperyalizmine uflakl›k yapmakta hiçbir kusuru olmayan AKP hükümetinin baflbakan› R. T. Erdo¤an ne diyordu:
“AB bizim üyeli¤imizi kabul etmezse, biz de AB kriterlerini bir yana b›rak›r, Ankara kriterleriyle hareket ederiz.” ‹flte size bir Ankara kriteri: Devlet tekelinde dakikalara s›¤d›r›lm›fl bir Kürtçe yay›n. Bunun pratik anlam› da fludur: E¤er Kürtçe yay›n olacaksa, onu da biz yapar›z. Çünkü Ankara kriterleri; bir halk›n kendi dilinde kendini ifade etmesini devlet bütünlü¤ü aç›s›ndan sak›ncal› görüyor. Hemen flunu belirtmeliyiz ki; bir halk›n kendi dilinde kendini ifade etmesi onun en do¤al ve insani hakk›d›r. Bu do¤al ve insani hakk› Kürt halk›na bir lütufmufl gibi sunanlar; bunu bir de¤iflim, bir demokrasi örne¤i olarak gösterenler ikiyüzlü sahtekarlard›r. Oysa Kürt topraklar›nda silahl› savafl›m›n boyutland›¤› dönemlerde; ABD uflaklar›n›n sözcüsü Özal “federasyon dahil her fley tart›fl›labilir” diyordu. Ama gelinen aflamada egemenlerin denetiminde haftan›n bir gününe ve hem de dakikalara s›¤d›r›lm›fl bir yay›ndan söz ediliyor. Burada görülmesi gereken birkaç önemli nokta vard›r. Birincisi; devrimci fliddetle beslenmeyen, silahlardan güç almayan bir kitle mücadelesi egemenleri sistem içinde reform yapmaya dahi zorlayamaz. Çünkü etki gücü zay›ft›r. fiiddetle beslenen, fliddetle ayakta kalan bir sistem ancak devrimci fliddetle durdurulur; geri ad›mlar atmaya zorlan›r ve sonuçta yerle bir edilebilir. ‹kincisi; yenilgilerin yafland›¤› ve mücadelenin geriledi¤i veya duraksad›¤› dönemlerde; radikal mücadeleye karfl› kitlelerde bir ilgisizlik ve ilgisizli¤in radikal güçler üzerinde bir moral bozuklu¤una, silahl› mücadeleye karfl› bir güvensizli¤in geliflmesine kaç›n›lmaz olarak yol aç›yor. Bugün Türkiye ve Türkiye Kürdistan›’ndaki ilerici ve devrimci güçlerde, emekçi kitleler üzerinde bunun derin etkilerini görmek mümkündür. Ama burada unutulan, gözden kaç›r›lan gerçek flu ki; bu topraklarda yurtseverlerin devrimcilerin güç oldu¤u kitleler üzerinde prestijleri ve sayg›nl›klar› olduklar› dönemler; silahl› savafl›m› boyutland›rd›klar›, idealleri u¤runa can bedeli dövüfltükleri dönemlerdir. Dolay›s›yla bugünkü somut durumdan hareketle; radikal mücadeleye kara çalanlar, tarihi boyunca kara kara düflünmeye mahkumdurlar. Yine bu “demokratikleflen” ortam›n içinde eski DEP milletvekillerinin tahliyesini “10 y›ll›k ay›b›m›z› silme” pahas›na TV ekranlar›ndan izledik. 11 y›ll›k tutsakl›k durumunun ard›ndan serbest b›rak›lan milletvekilleri demokratikleflme makyaj› ile Kürt ulusal harekini daha fazla pasifize etme ve teslim alman›n bir gerekçesi olarak öne sürecektir. Yap›lan miting ve aç›klamalarda ateflkes ça¤r›s› tabandan bas›nç yaratma ve bu karar› uygulatma hedefidir.
TOKAT’TA BASKILAR SÜRÜYOR Yerel kaynaklardan ald›¤›m›z bilgilere göre Tokat Gaziosmanpafla Üniversitesi’nde ülkücü ö¤renciler üniversite içerisinde jandarman›n ve d›flar›da emniyetin deste¤iyle devrimci demokrat ö¤renciler üzerinde terör estiriyor. fiimdiye kadar birçok ö¤renci kar maskeli, ellerinde demir çubuklarla gezen gruplar taraf›ndan daya¤a maruz kalm›flt›r. Yine birçok ö¤renci bu sald›r›lar sonucunda hastanelerde de¤iflik tarihli raporlar alm›flt›r. Ö¤rencilerin birçok flikayet ve suç duyurusu ise sonuçsuz kalm›flt›r. Sürekli tehdit edilen ö¤renciler bu olaylardan kaynakl› okula dahi gidemiyor. (H. Merkezi) ÇALIfiANIMIZA KEYF‹ TUTUKLAMA 13 Mart ‹nisiyatifi’nin Ankara K›z›lay’da YÖK Yasa Tasar›s›n› protesto etmek amaçl› yapmak istedi¤i bas›n aç›klamas›na polis sald›rm›fl ve 67 kifliyi gözalt›na alm›flt›. 3 gün süren gözalt›n›n ard›ndan 13 kifli tutuklanm›fl ve 54 kifli tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lm›flt›. Hemen ard›ndan savc›l›¤›n serbest b›rak›lanlar için g›yabi ç›kartmas› üzerine avukatlar›n itirazlar› sonucu 4 gün sonra g›yabi tutuklamalar kald›r›lm›flt›. Bu olay›n ard›ndan 3 ay geçmesine ra¤men 3 Haziran’da gazetemiz çal›flan› Özgür Elitemiz, hakk›nda g›yabi tutuklama karar› oldu¤u gerekçesi ile Tarsus Siyasi fiube Ekipleri taraf›ndan mahkemeye götürülerek Tarsus Kapal› Hapishanesine gönderildi. Ard›ndan avukatlar›n itiraz› ile Ankara’dan gelen g›yabinin kald›r›ld›¤›na dair belge ile serbest b›rak›ld›. (Mersin) TMLGB’DEN MOLOTOFLU EYLEM Elimize posta kanal›yla geçen bir aç›klamaya göre; TKP/ML TMLGB militanlar› yapt›klar› bir eylemle emperyalistlerin kanl› terör örgütü NATO’nun Türkiye’de gerçeklefltirmeye haz›rland›¤› Zirveyi protesto ettiler. “Emperyalizme onlar›n ufla¤› faflist TC’ye korku dolu günler yaflatmak ve yaklaflan sonlar›n› h›zland›rmak için molotoflar›m›z› alevlendirmeye h›z kazand›rmaktay›z” denilen aç›klama flöyle devam etti: “Bu do¤rultuda TMLGB militanlar› olarak 9 Haziran 2004 tarihinde Kozyata¤› mevkiinde bulunan bir Pamukbank ATM’sini molotoflar›m›zla tahrip ettik. Akflam 22.00 sular›nda gerçeklefltirilen eylem sonras›nda ATM’de ciddi oranda hasar meydana geldi. Molotoflar›m›z emperyalist sistemin bizlere yaflatt›¤› karanl›¤› ayd›nlatmaya ve halk gençli¤ine kurtuluflun yolunu göstermeye devam edecektir.” (H. Merkezi)
18-30 Haziran 2004 Devrimci tutsaklardan aç›klama
37
10
Hücre tiplerinde yo¤unlaflan iflkence, dayak ve bask›lar
CEZA ‹NFAZ KANUNU ÇIKMADAN UYGULAMASI BAfiLADI!
Dördüncü y›l›m›z› doldurmakta oldu¤umuz F Tiplerinde tecrit tüm kat›l›¤›yla sürdürülürken, iflkence, dayak uygulamalar›nda son dönemde daha da bir art›fl görülmektedir. Adalet Bakanl›¤›’n›n haz›rlam›fl oldu¤u Ceza ‹nfaz Kanunu Tasar›s›, tutsaklara karfl› her türlü ezay›, cezay›, iflkenceyi “yasallaflt›rmak” zihniyetiyle haz›rlanm›flt›r. Tasar› daha yasalaflmadan, uygulamas› bafllam›flt›r. Baflta tüm F Tipi hapishaneler olmak üzere, Malatya’da bayan tutsaklara ve Adana Kürkçüler Hapishanesi’ndeki tutsaklara yönelik peflpefle sald›r›lar yap›lm›flt›r. Tecrite efllik eden sansür nedeniyle kamuoyu bunlardan haberdar olamamakta, istisna olarak baz› gazetelerde yer bulabilen aç›klamalar›m›z karfl›s›nda ise, Adalet Bakanl›¤› yetkililerinin gösterdi¤i tahammülsüzlük, F Tiplerindeki iflkence gerçe¤inin duyulmas›na tahammülsüzlüktür. ‹flkencelere her gün yeni örnekler ekleniyor: ÖZEL ‹ZOLASYON HÜCRES‹NDE ‹fiKENCE! 14 May›s 2004’te Edirne F Tipi Hapishanesi’nde 1. Müdür Emrullah Turan ve 2. Müdürün emrindeki kalabal›k bir gardiyan güruhu, A-4/11 no’lu hüc-
reye bir bask›n düzenlediler. Bask›nda, hücrede kalan tutsaklardan Sad›k Çelik koridora ç›kar›larak yere yat›r›lm›fl, bo¤az›na gardiyanlar›n ayaklar›yla bas›lm›fl, dayak at›lm›fl ve daha
sonra özel yap›lm›fl, her taraf› süngerle kapl› izolasyon hücresine götürülerek burada fiziki iflkence yap›lm›flt›r. Ayn› hücrede kalan Bekir fiimflek ve Veysel fiahin de daya¤a maruz kalm›fllard›r. ‹zolasyon odas›nda üzerindeki giysiler soyularak bekletilen Sad›k Çelik, bir süre sonra hücresine geri getirilmifl ve ard›ndan da 1 ay ziyaret yasa¤› verilmifltir.
A‹LELER‹M‹ZE SALDIRI 17 May›s 2004’te Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’ne ziyaret ç›k›fl›nda Niyazi Sayg›l› isimli ziyaretçi, keyfi bahanelerle askerlerin sald›r›s›na u¤ram›fl ve ard›ndan da gözalt›na al›nm›flt›r. Bu haks›zl›¤a tepki gösteren ailelerimiz de orada bulunan Yüzbafl›n›n talimat› üzerine askerlerin sald›r›s›na maruz kalm›fllar, ziyaretçilerimizden Mahmut Akça, fienay Akça ve Suzan Akça cop ve yumruk darbeleriyle yaralanm›fllard›r. fienay Akça’ya, sald›r› sonras› yap›lan doktor muayenesinde 10 gün ifl göremez raporu verilmifltir. Ziyaretler s›ras›nda her türlü engel ç›kar›lan, afla¤›lanan, onursuz aramalar dayat›lan ailelerimize karfl› aç›k fiziki sald›r›lara da bafllanm›fl olmas›, F Tiplerindeki tecrit ve iflkence politikas›n›n›n a¤›rlaflt›r›laca¤›n›n aç›k bir kan›t›d›r. AKP, “AB’YE UYUM” ‹MAJININ ARKASINA SI⁄INIP, ZULMÜ ARTIRIYOR Sansürün ve “AB’ye uyum” yasalar›n›n arkas›na s›¤›nan AKP hükümeti, F Tiplerinde baflta Tek Tip Elbise olmak üzere yeni dayatmalar› gündeme getirmek için f›rsat kollamaktad›r. Yeni yapt›r›m ve dayatmalar›n› kabul ettirebilmek için de bugünden bask›y›, fiziki iflkenceyi, keyfilikleri alabil-
di¤ine yo¤unlaflt›rmaktad›r. Tedavileri engellenen, etraf› boflalt›lm›fl tek kiflilik hücrelerde izole edilen, her gün say›m, arama bahanesiyle fiziki bask›ya maruz kalan tutsaklar›n say›lar› yüzlerle ifade edilebilir. Sad›k Çelik arkadafl›m›z›n yaflad›klar›nda görüldü¤ü gibi, art›k her F Tipi’nde özel bir de “iflkence odas›” oluflturulmaktad›r. Devrimci tutsaklar, dört y›ld›r oldu¤u gibi, bundan böyle de bu bask›lara direnmeye devam edeceklerdir. AB’ye uyum yasalar›yla “demokratikleflildi¤i” gibi bir aldatmaca içinde gerçekleri görmez hale getirilmek istenen tüm halk›m›z› uyarmak istiyoruz. Bu demokratikleflme makyajlar›, hapishanelerde de, d›flar›da da daha fazla bask›y›, zulmü beraberinde getirmektedir. Bu nedenle nerede ve kime yönelirse yönelsin, bask›lar karfl›s›nda tav›r almak, örgütlü bir mücadeleyi gelifltirmek, flimdi her zamankinden önemli ve acildir. 10 Haziran 2004 F Tiplerindeki devrimci tutsaklar ad›na: Ercan Kartal, Kenan Güngör, Yunus Aydemir, M. Aytunç Altay, Tuncay Kurtbafl, Bayram Kama, Erol Turan, Hasan Rüzgar, Erol Kangal, Ahmet Karayel
Tahsin Geçimli davas› devam ediyor
TAYAD’LI A‹LELERE YAPILAN BASKILAR DEVAM ED‹YOR
TKP/ML dava tutsa¤› Tahsin Geçimli’nin duruflmas› 23 Mart 2004’te Ankara 1 nolu DGM’de görüldü. Geçimli yapt›¤› yaz›l› savunmas›nda, “anayasal düzeni silah zoruyla y›kmaya teflebbüs suçlamas›yla buraday›m, do¤rudur, ben buna tekabül eden eylemleri yapt›m. Yaln›z hemen belirtmeliyim ki sizin suç olarak de¤erlendirdi¤iniz fiilleri, devrimci-komünist düflünceleri benimsemifl birisi olarak meflru gördü¤üm ve bir görev olarak kabul etti¤im için yapt›m. Yani size göre suç, bana göre görevdir” dedi. Savunmas›n›n devam›nda, “bu durum hizmet etti¤imiz s›n›flar›n dünyaya bak›fl aç›lar›yla ilgilidir. Bugün burada proleter bak›fl aç›s›yla görev olarak yerine getirdi¤im kimi eylemlerden burjuva-feodal bak›fl aç›s›na sahip sizlerce sorumlu tutulmakta ve yarg›lanmaktay›m. Ama elbette ki as›l olarak beni yarg›layabilecek olan Türkiye emekçi halk› ve enternasyonal proletaryad›r. Ancak onlar›n hakk›mda verece¤i hüküm benim için geçerli tek hüküm olacakt›r. fiu andaki durumda temsil etti¤imiz s›n›flar›n insanl›k tarihinde bize biçti¤i misyonu tafl›yor ve uygulamaya çal›fl›yoruz” dedi ve devletin meflru mücadeleleri “terör” olarak niteledi¤ine de de¤inerek “Kim terörist? ‹srail siyonizminin Filistin’deki iflgal ve katliamlar›na karfl› Cenin’de so-
1 Nisan 2004 tarihinden beri yo¤un halde devlet terörüne maruz kalan TAYAD’l› ailelere bask›lar devam ediyor. Birço¤u halen F tipi hapishanelerde bulunan çocuklar›n›n d›flardaki sesi olan TAYAD’l›lardan Suzan Akça, Fadime Tezgel ve Alt›nay Akp›nar adl› analarla, Enver Gündüz adl› baba 4 Haziran günü keyfi olarak gözalt›na al›nd›, evleri aranarak aileler taciz edildi. Süregelen gözalt› terörünü protesto etmek için 4 Haziran tarihinde TAYAD’l› aileler, yaz›l› bir bas›n aç›klamas› yay›nlayarak sabah›n 5.30’unda yap›lan ev bask›nlar›n› k›narken ayn› gün “Gençlik Gelecektir” dergisi çal›flanlar› Elif Kara, Onur Urbay ve Harika Y›lmaz’›n da gözalt›na al›nd›klar›n› belirtti. Aç›klamalar›nda TAYAD’l› aileler “hiçbir gerekçe gösterilmeden al›nan bu insanlar›n derhal serbest b›rak›lmas›n› istiyor, polisin hukuksuzlu¤unu protesto ediyoruz” dedi. (H. Merkezi)
kak sokak, ev ev direnen, ölü çocuklar pahas›na özgürlük tutkusunun nas›l bayraklaflt›r›ld›¤›n› dünya halklar›n›n bilincine kaz›yan Filistin halk› m› terörist? 1. y›l›na girdi¤imiz Irak iflgalinde Kasr’da, Felluce’de, Musul’da, Basra’da, Ba¤dat’ta elindeki tüfeklerle son teknoloji ile donan›m› bünyesinde bulunduran helikopterleri düflüren Irak köylüsü, ‘gündüz bal›k, gece Amerikan askeri avl›yorum’ diyen Irak emekçisi, çocuklar›n›n iflgalcilerin postallar› alt›nda büyümemesi, geleceklerini, onur ve flereflerini korumak için bedenlerini siper eden, gerekti¤inde bedenlerine ba¤lad›klar› bombalar› düflman karargahlar›yla beraber havaya uçuran Irakl› analar, babalar m› terörist? Elbette ki halk›n›n özgürlük mücadelesini verenler ‘terörist’ de¤ildir. As›l onlar› katledenler, topraklar›n› iflgal edenler ya da ülkesinin topraklar›n› emperyalizme peflkefl çekenler, sömürü ve talan düzeninin devam› için özgürlük savaflç›lar›n› tutuklay›p zindanlarda çürütenler teröristtir” dedi. Ülke ve dünya gündemine iliflkin belirlemelerle savunmas›na devam eden Geçimli ,savunmas›n›n ilerleyen bölümlerinde ise “TKMP/ML halk›m›z›n tüm sorunlar›n›n çözüm oda¤›d›r. TKP/ML, ezilen ulus ve milliyetlerin tam hak ve eflitli¤ini sa¤layabilecek tek güçtür. TKP/ML, topra¤›ndan sürülen, IMF
programlar›yla dününü arar duruma getirilen köylünün, al›nteri çal›nan iflçinin, örgütsüzlük cenderesinde haklar› gasp edilen kamu emekçilerinin, Holdingler karfl›s›nda iflasa sürüklenen orta ve küçük ölçekli iflletme sahiplerinin tek kurtulufl umududur” diyerek Vali Ayhan Çevik eylemine geldi ve burada da “... Faflist Vali Ayhan Çevik, Tokat’ta görev yapt›¤› süre içinde gerek emir ve talimatlar›yla, gerekse de bizzat içinde yer alarak, onlarca insan›m›z›n iflkenceli sorgudan geçmesini, köylülere yap›lan zulmün yo¤unlaflmas›n› sa¤lam›fl, Çerdek’in köyünde bir geline tecavüz eden özel timlerin sorgulanmas›n› engellemifl ve son olarak da flehit düflen 4. Genel Sekreterimiz Mehmet Demirda¤’›n da aralar›nda bulundu¤u 5 yoldafl›m›z›n flehit düflmesine yol açan operasyonda etkin olarak rol alm›flt›r. Halk›m›z›n s›rt›na inen k›rbac› tutan ve devrimci ve komünistlerin kanlar›yla y›kanan elleri elbette ki k›racakt›k..” de¤erlendirmesinde bulunup kendisinin eylemin sadece haz›rl›¤›nda yer ald›¤›n› belirtti. Savunmas›n› okuduktan sonra sorulan soru üzerine “ayakkab›lar›n›n zorla ç›kar›ld›¤›n›, bu onursuz aramay› kabul edemeyece¤ini, bunu protesto etmek için ayakkab›s›z olarak duruflmaya geldi¤ini” söyleyen Geçimli’nin davas› ertelendi. (H. Merkezi)
11
37
18-30 Haziran 2004
TEK‹RDA⁄ F T‹P‹ HAP‹SHANES‹NDE HAK ‹HLALLER‹ Yaflad›klar› sorunlar ile ilgili Savc›l›¤a suç duyurusunda bulunan Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’ndeki tutsaklar yapt›klar› aç›klamada “tecrit ve izolasyon uygulamas› yaflam›n her alan›nda devam ediyor” diyerek sözlerine flöyle devam ettiler; “En son 27 May›s 2004 tarihinde ‹stanbul DGM’ye giden Neslin Ça¤lar K›l›nç, Ercan Aygündüz, Zeki Eker, Ramazan ‹çgel, Celal Yayla arkadafllar›m›z kameralar› kapatt›klar› için askerler ve subaylar taraf›ndan sald›r›ya u¤ram›fllard›r. Bu sald›r› buradan gidiflte olmufl ve DGM ç›k›fl› ailelerimizin önünde yine arkadafllar›m›za sald›rm›fllard›r. Bu sald›r› yar›n bize de gelecek. Çünkü bu uygulamay› kabul etmiyoruz. Ring arac›ndaki kameralar›n bir kez daha kald›r›lmas›n› belirtiyoruz. Bundan sonra yaflanacak geliflmelerden de hapishane idaresi, d›fl güvenlik sorumlular›, bizleri mahkeme ve hastanelere götürenler, subay ve askerler sorumlu olacakt›r.” Yine d›fl güvenlikten sorumlu Jandarma Komutanl›¤› hakk›nda da suç duyurusunda bulunan tutsaklar “Bir süre önce ziyarete gelenlerin d›fl güvenlikten sorumlu askerlerce sorgulanma tarz›nda fifllenmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtip suç duyurular›nda bulunmufltuk. Ancak bu konuda bizleri flafl›rtmayan bir süreç ile suç duyurular›m›za red cevab› verilmifltir” diyerek flöyle devam ettiler; “19 May›s 2004 tarihinde aç›k görüflten ç›kan ailelerimize yine ayn› kurum taraf›ndan bizzat yüzbafl›n›n emriyle nöbetçiler ve askerler sald›rm›fl, sald›r› sonucu Mahmet Akça, Suzan Akça, fienay Ak-
ça cop ve yumruk darbeleriyle yara alm›fl, fienay Akça’n›n kolunda ise ç›k›k ya da k›r›k oldu¤u doktor raporuyla belgelenmifltir. Sald›r› gerekçesi ise Niyazi Sayg›l› isimli ziyaretçiye askerin sald›r› ve gözalt›na al›nmas›na ailelerimizin tepki göstermesidir. Ayr›ca, sald›r› sadece 3-4 kifliyle s›n›rl› kalmam›fl, o an orada bulunan
Mülaz›m Çokflirin, ‹nan Gök isimli arkadafllar Tekirda¤ Adliyesi’ne götürüldüler. Bu arkadafllar› Adliye’ye götüren kameral› ring arac›yd›. Ring arac›n›n (hücreli ring arac›n›n) hücre kap›lar›ndan istenildi¤i an bulundu¤umuz bölme, kap›lardaki cam pencerelerden kontrol edilebildi¤i halde, hücre-
20-25 kiflilik ziyaretçi toplulu¤una da sald›r›lm›flt›r. Sald›r›ya maruz kalan 2 kifli doktordan 10 günlük ifl göremez raporu alm›flt›r. Bir yandan bizleri F tipi tecrit hücrelerinde iflkenceli ölüm dayatmalar›, onursuz yapt›r›mlarla teslim almaya çal›flanlar, di¤er yandan ailelerimize azg›nca sald›r›yorlar. Hem de demokrasi, insan haklar› söylemleri bu ülkenin baflbakan›ndan, kaymakaml›¤›na kadar dilden dile dolafl›rken. 13 May›s 2004 tarihinde Neslin Ça¤lar K›l›nç, Ercan Aygündüz,
nin kamera ile de gözetlenmesi tavr› tam bir keyfiyettir. Bu kamera ve çeflitli araçlar ise bizim kiflili¤imizi ezme ve bizi sindirme amaçl›d›r. Bu nedenle arkadafllar›m›z›n kameralar› kapatmalar› üzerine ring arac›ndaki subay komutas›nda askerler hücreye dald›lar. Subay ve beraberindeki askerlerce sald›r›ya ve iflkenceye maruz kald› arkadafllar›m›z. Tekme-tokat dövüldüler, kafalar›na bas›ld›, ayaklar›ndan çekilerek sürüklediler. Ve yere yak›n koltuk demirine kelepçelediler. Daha son-
Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin! 19 Aral›k’ta, Bülent Ecevit’in “IMF program›n› uygulamak için” sald›rd›¤› hapishpaneler yeniden bir sald›r›ya ve direnifle gebe. Daha önce de devrimci tutsaklar› teslim almaya çal›flan faflizm, her defas›nda devrimci irade karfl›s›nda diz çöktü. Bu dönemde öne sürülen sald›r› paketi ise “Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›” ad›yla an›l›yor. Tutsaklar›n tecritte tabi tutulmas›n›, hücrede zorla çal›flt›r›lmas›n›, tek tip elbise giydirilmesini amaçlayan, bununla da s›n›rl› kalmayan devrimci kiflili¤i yok etmeyi, kifliyi düflüncelerinden soyutlamay› önüne koyan bir tasar› bu. fiu anda baz› hapishanelerde iç yönetmeliklerle uygulanmaya bafllat›lan yasaya karfl› demokratik kitle örgütleri, duyarl› kesimler tepkilerini ortaya koyuyor. ‹nsan Haklar› Derne¤i Ankara fiubesi’ne ba¤l› Cezaevi Komisyonu yaklafl›k 3 haftad›r konuyla ilgili olarak bas›n aç›klamas›n› örgütlüyor. 5 Haziran günü saat 18:30’da Yüksel
Caddesi’nde bir araya gelen insan haklar› savunucular› hapishaneden gönderilen bir mektuptan al›nt›lar yaparak, yaflanan hak ihlallerini belirtti. 11 Haziran günü saat 18:30’da yine Yüksel Caddesi’nde toplanan Cezaevi Komisyonu üyeleri, ellerinde “Ceza ‹nfaz Yasas› geri çekilsin”, “‹çerde d›flarda hücreleri parçala” yaz›l› dövizlerle tepkilerini dile getirdiler. Aç›klamada “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” sloganlar› at›l›rken, okunan bas›n aç›klamas›nda, hapishanede bulunan hasta tutsaklar›n sa¤l›k durumlar›na dikkat çekildi. Hüseyin Y›ld›r›m’›n felçli olmas›na, Erol Zavar’›n mesane kanseri olmas›na ra¤men hapishanede tutuldu¤u aktar›ld›. Edirne F Tipi Hapishanesi’nde tedavi edilmeyerek katledilen Ali fiahin ile ilgili olarak da yaflananlar anlat›larak hasta tutsaklar›n özellikle de hapishanede kalamaz raporu olanlar›n tahliye edilmeleri istendi. (Ankara)
ra arkadafllar›m›za türkü söyledikleri için sald›rd›lar. Neslin Ça¤lar K›l›nç ve Mülaz›m Çokflirin arkadafllar›m›z›n surat›na yumruk, kafalar›na darbeler vuruldu. Di¤er arkadafllar ise sürüklenerek arka bölmeye al›nd›lar. Bir arkadafl›m›z tek bafl›na ön hücrede prangaland›. Ayn› flekilde 17 May›s 2004 tarihinde Adli T›p Kurumu’na götürülen Do¤an Akçiçek ve Erol Zavar da kameral› ring arac›yla götürülürken kameray› kapatmalar› nedeniyle hakaretlere maruz kald›lar. Do¤an Akçiçek arkadafl›m›z koltuk demirine kelepçelendi. Erol Zavar, mesane kanseri oldu¤unu bilmelerinden dolay› “O.. çocu¤u, sen ölmedin mi daha” gibi küfür ve hakaretlerine maruz kald›. Sald›r›y› yapan komutan Tekirda¤ Adliyesi’nin önündeyken bu sald›r›lar› yapt›. Sonra ise hapishane komutan› ile telefonda yapt›¤› görüflme sonunda Adliye’ye giden arkadafllar›m›zdan sadece Mülaz›m Çokflirin’i Adliye’ye sokaca¤›n›, di¤er arkadafllar› geri getirece¤ini belirtti. Arkadafllar›m›z Savc›l›¤a ç›kamadan geri döndüler. Savc›l›¤a götürülme sebepleri ise yine 27 Nisan 2004’te ‹stanbul DGM’ye götürülürken kameral› ring arac›nda u¤rad›klar› sald›r›yd›. Lakin, sanki amaç savc›ya götürmek de¤il, arkadafllar›m›za iflkence yapmak oldu¤u izlenimini kazand›k” diyen tutsaklar “Arkadafllar›m›za iflkence yapan subay ve askerler hakk›nda yasal ifllemlerin yap›lmas›n›, ifllenen suçtan dolay› subay ve askerler hakk›nda suç duyurusunda bulunuyor, gere¤inin yap›lmas›n› istiyoruz” diyerek suç duyurusunda bulundular. (H. Merkezi)
Dan›fltay tart›flmay› noktalad›: Avukatlar›n üstünü aramaya devam! Adalet, ‹çiflleri ve Sa¤l›k Bakanl›klar›nca haz›rlanan protokolle, 1999’da hapishanelere girifl ç›k›fllar, hapishanelerde yap›lacak uygulamalar yeniden belirlenmiflti. “Üçlü Protokol” olarak adland›r›lan protokolün alt›nc› maddesinde avukatlar›n hapishane giriflinde üzerlerinin, eflyalar›n›n fiziki aramaya tabi tutulaca¤›; 11. maddesinde tutuklu ve hükümlülerin avukat görüfl mahalline al›nmadan önce ve görüflten sonra üzerlerinin aranaca¤›; 24. maddesinde de hapishanelere giren ç›kan tüm araçlar›n aranaca¤› düzenlenmiflti. Türkiye Barolar Birli¤i (TTB) ile 15 ilin Baro Baflkanl›¤›,
özellikle 6. maddesinin avukatl›k yayas›ndaki “Avukatlar a¤›r cezay› gerektirecek suç halleri d›fl›nda aranamaz” düzenlemesine ayk›r› oldu¤unu savunarak Dan›fltay’a baflvurmufltu. Dan›fltay 10. Dairesi barolar›n iptal istemlerini ret edince barolar karar› temyiz etti. Ancak dosyay› inceleyen Dan›fltay ‹dari Dava Daireleri Genel Kurulu, bu karar›, düzenlemenin güvenlik için gerekti¤ini avukatlar› “iftiradan koruyaca¤›n›” belirterek onaylad›. Ancak böylesi komik bir gerekçe uyduran Dan›fltay avukatlar›n devletin iftiralar›ndan nas›l korunaca¤›na dair bir aç›klama getiremedi.
18-30 Haziran 2004
12
NATO öncesi muhalif kurumlara sald›r›
28-29 Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak NATO Zirvesi öncesinde devrimci ve demokrat bas›n çal›flanlar› da devletin estirdi¤i terörden nasibini ald›. 8 Haziran günü hiçbir gerekçe ve izin olmadan ‹stanbul polisi taraf›ndan bas›larak aranan D‹HA (Dicle Haber Ajans›) ve Özgür Halk, Genç Bak›fl, Gençlik Gelecektir dergileri, Okmeydan› Halkevleri, Tunceli Ovac›kl›lar Derne¤i, ‹stanbul Gençlik Derne¤i, Sosyal Ekolojik Dönüflüm Dergisi gibi kurumlara destek olmak ve bu yaflananlar› k›namak amaçl› 9 Haziran’da DEHAP ‹stanbul ‹l Örgütü Galatasaray Postanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada 2 No’lu DGM’nin “NATO Zirvesi” güvenli¤ini gerekçe göstererek ç›kard›¤› arama karar› ile yap›lan bask›nlarda pek çok dergi, kültür merkezi ve ajans›n ba-
s›ld›¤› belirtilerek 34 kiflinin gözalt›na al›nd›¤›, her kurumun adeta talan edilerek araç gereçlerine el konuldu¤u söylendi. 10 Haziran günü ise yurtsever-devrimci-demokrat bu kurumlara yap›lan bask›nlara dair bir aç›klama da D‹HA’n›n binas›nda yap›ld›. Üstün Akmen, Cezmi Ersöz, Hasan Mollao¤lu, Zübeyir Perihan, Hürriyet fiener, Abdülselim Y›lmaz ve fianar Yurdatapan’›n kat›ld›¤› bas›n toplant›s›nda D‹HA ad›na konuflan konuflmac› “20 arkadafl›m›z al›nd›, 14’ü serbest b›rak›ld›. 6’s› içinse ek süre istendi. Geldiklerinde iflimiz için gerekli tüm araçlar› kullanmam›z engellendi. Öte yandan hiçbir gerekçe, delil veya suçlama yoktu” dedi. Gençlik Gelecektir dergisi ad›na konuflan ‹brahim Gökçek ise “Arama kararlar›n› sorduk, verdikleri belge ‹stanbul Gençlik Dergisi’nin aranmas› içindi. ‹zin vermedi¤imiz halde herfleyi da¤›tt›lar, araç-gereçlerimize el koymak istediler” dedi. Gözalt›na al›nanlardan Dicle Haber Ajans› (D‹HA) Yönetim Kurulu Baflkan› U¤ur Bal›k ve Özgür Halk dergisi ‹mtiyaz Sahibi Bar›fl Güllü tutukland›. Tutuklananlar Bayrampafla Hapishanesi’ne gönderildi. DEVR‹MC‹ BASIN SUSTURULAMAZ! 7 Haziran günü Galatasaray Postanesi önünde bir aç›klama yapan At›l›m gazetesi çal›flanlar› At›l›m Ankara çal›flan› Metin
Kürekçi’nin tutuklanmas›n› protesto etti. Ellerinde “Metin Kürekçi serbest b›rak›ls›n”, “Sosyalist bas›n susturulamaz” yaz›l› dövizler olan At›l›m gazetesi çal›flanlar› yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda “Sosyalist bas›n üzerindeki bask›lar›n son dönem yo¤unlaflmas›n›n 28-29 Haziran’da ‹stanbul’da toplanmas› planlanan NATO Zirvesiyle ba¤lant›s› vard›r” dediler. Bas›n aç›klamas›ndan sonra Galatasaray Postanesi’nden Metin Kürekçi’ye kart atanlar›n aras›nda olan ve bas›n aç›klamas›n› okuyan Özgür Tektafl’›n babas› fierafettin Tektafl konuyla ilgili “Haks›z yere tutukland›. Suç unsuru hiçbir fley yok. 4 ayd›r ifadesi al›nm›yor, mahkemeye sevkedilmiyor” dedi. Bas›n aç›klamas› “Sosyalist bas›n susturulamaz” slogan› eflli¤inde son buldu. ANKARA 3 Haziran Perflembe günü Kald›raç dergisi yazarlar›ndan Köksal Kays›, 2001 y›l›nda yazd›¤› bir yaz›yla yay›n yoluyla yard›m yatakl›k yapma suçu gerekçesiyle sokak ortas›nda polisler taraf›ndan yap›lan kimlik kontrolü s›ras›nda “tutuklama karar› oldu¤u” gerekçesiyle gözalt›na al›narak Sincan F Tipi Hapishanesine konuldu. Yine Ankara Ekmek ve Adalet muhabiri de daha önceden aramas› oldu¤u gerekçesiyle Savc›l›k taraf›ndan üyelik suçundan tutuklanarak Sincan Hapishanesi’ne götürüldü.
15-16 Haziran Direnifl Ruhuyla NATO’ya Geçit Vermeyece¤iz! ‹stanbul Sendikalar Birli¤i 15 Haziran Sal› günü saat 12.30’da Saraçhane Park›’nda 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli ile ilgili bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamaya devrimci dergi ve gazete okurlar›, siyasi parti temsilcileri, ILPS ve Bak›rköy Sümerbank iflçileri de kat›larak destek verdi. Belediye-‹fl sendika flubeleri flube önünden pankartlar›n› açarak sloganlarla Saraçhane Park›’na geldi. “‹stanbul Sendikalar Birli¤i” pankart›n›n yan›nda “NATO bir savafl örgütüdür, da¤›t›lmal›d›r/Belediye-‹fl ‹stanbul fiubeleri”, “Yaflas›n 15-16 Haziran fianl› Direniflimiz /D‹SK Genel-‹fl”, “Teksif Sendikas› Bak›rköy fiubesi” vb., pankartlar›n yan›s›ra “15-16 Haziran ruhuyla NATO’yu parçala”, “‹flçilerin Birli¤i sermayeyi yenecek”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” dövizleri aç›lan aç›klamas›nda bas›n metnini ‹stanbul Sendikalar Birli¤i dönem sözcüsü Kamil Kartal okudu. Kartal, “15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli, üzerinden geçen 34 y›la karfl›n mücadelemizi ayd›nlatmaya devam ediyor. 34 y›l önce karfl›lar›na dikilen süngüleri ve tanklar› süpürüp atan iflçi seli bize, bugünün iflçilerine hala büyük bir güçle sesleniyor. Umut ellerimizdedir, bir kez yapt›ysak yine yapabiliriz” dedi. Kartal konuflmas›n›n devam›nda emperyalist sald›rganl›¤a, 28-29 Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak NATO zirvesine de¤indikten sonra “1 Mart’ta, 6 Mart’ta, 1 May›s’ta meydanlar›, sokaklar›, hayat› yoklayan eller 15-16 Haziran direniflçilerinindi. 1516 Haziran büyük direniflinin isimsiz kahramanlar›n›n fabrikalarda, iflyerlerinde,
bürolarda, yollarda, flantiyelerde itilmifl olduklar› karanl›¤›n perdesini y›rtacaklar›, emperyalistlerin ve mali tekellerin uflaklar›n›n s›rça saraylar›n› yerle bir edecekleri günler uzakta de¤ildir. Türkiye iflçi s›n›f› önündeki yolun 15-16 Haziran direniflçilerinin yolu oldu¤u bilincindedir” dedi. Aç›klamaya yaklafl›k 300 kifli kat›l›rken s›k s›k “‹flçilerin birli¤i sermayeyi
yenecek”, “Birlik, mücadele, zafer”, “‹stanbul NATO’ya mezar olacak”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” vb. sloganlar att›lar. Aç›klama saat 12.50’de sona erdi. ANKARA Türkiye iflçi s›n›f› hareketinde önemli dönemeçlerden birisi olan 15-16 Haziran 1970 iflçi direnifli Ankara’da D‹SK taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›yla hat›rlat›ld›. 15 Haziran 2004 Sal› günü saat 11:00’de Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen D‹SK’li iflçiler ad›na bas›n metnini okuyan D‹SK Ankara Bölge Temsilcisi M. Ali Akgün “15-16 Haziran’› farkl› k›lan, iflçi s›n›f›n›n tafl›d›¤› büyük gücün a盤a ç›kmas›nda, iflçi s›n›f›n›n da örgütlü
bir güç olarak kendine güvenini kazanmas›ndad›r” diye belirtti. Akgün özellikle 15-16 Haziran’›n iflçi s›n›f› için bir günü de¤il, tam tersine mücadelenin, bilincin ve inanc›n pekiflti¤i günler olmas› gerekti¤i, emperyalizmin kanl› ve kirli ellerine karfl› bar›fl› savunmak, sömürü düzenine karfl› adaletli bir dünya kurmak için iflçi s›n›f›n›n özgürlük mücadelesinin yükseltilmesi gerekti¤i üzerinde durdu. Yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan iflçiler, D‹SK Genel Merkezi’nde 1516 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli ile ilgili panele kat›lmak için Genel-‹fl merkez binas›na gittiler. ‹ZM‹R 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direniflinin y›l dönümünde ‹zmir’de Genel-‹fl ‹zmir flubesi önünde biraraya gelen D‹SK’e ba¤l› sendikalar bir bas›n aç›klamas› yap›t›lar. ‹flçiler s›k s›k “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaflas›n 15-16 Haziran direniflimiz” vb. sloganlar att›lar. D‹SK üyesi iflçiler ad›na bas›n metnini Birleflik Metal-‹fl ‹zmir flubesi baflkan› Ali Çeltek okudu. Çeltek 15-16 Haziran’›n önemine de¤inerek “15-16 Haziran bizler için bir an› günü de¤il; tam tesrine mücadelemizi, bilincimizi, inanc›m›z› pekifltirdi¤imiz bir gün olmal›d›r” dedi. Çeltek konuflmas›n›n devam›nda 15-16 Haziran’›n ruhu ile emperyalizme karfl› koyulmas› gerekti¤ini de belirtip “15-16 Haziran D‹SK’i yaratm›flt›r” dedi. Bas›n metni okunduktan sonra eylem alk›fl ve sloganlarla bitirildi.
37 SUTTGART’TA NATO PROTESTOLARI BAfiLADI Stuttgart’ ta sekiz demokratik kurum biraraya gelerek RES‹STANBUL 2004 Platformu’nu oluflturdu. Platformda ilk olarak yap›lmas› gerekenler tart›fl›ld›. Platformun ilk yapt›¤› eylemler aras›nda 6 Haziran’da yap›lan panel bulunuyor. Sayg› duruflu ve aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan bafllayan panelde ilk söz alan kifli Stuttgart Göçmen ‹flçiler Federasyonu (AG‹F) ad›na konufltu ve NATO’ nun tarihsel sürecini anlatt›. Ard›ndan s›ras›yla Mücadele Birli¤i ve Reutlingen Emek Kültür Merkezi ad›na birer kifli konufltu. Daha sonra Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu (AT‹K); Almanya Demokratik Haklar Platformu (ADHF); ‹flçilerin Birli¤i ve Halklar›n Kardeflli¤i Platformu; Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC), Stuttgart Yaflam Evi’nden konuflmac›lar söz ald›. Soru cevap bölümünün ard›ndan yaklafl›k 130 kiflinin kat›ld›¤› etkinlik sona erdi. Gerçeklefltirilen ilk toplant›da al›nan kararlardan üçüncüsü ise 26 Haziran’a kadar haftada iki gün (Cuma ve Cumartesi) flehir merkezinde stand açmakt›. Bu karar do¤rultusunda 12-13 Haziran’da stand aç›ld›. ‹ki gün içinde aç›lan standlarda, merkezi platformun ç›kartt›¤› Almanca bildirilerden 3000 civar›nda da¤›t›ld›. SORUMLUSU DEVLETT‹R Diyarbak›r’›n Hani ilçesinde bulunan eski askerlik flubesinin bodrum kat›nda roket mermisinin patlamas› sonucu 6 çocuk yaraland›. Yaralanan 2 çocu¤un durumunun a¤›r oldu¤u ö¤renildi. Yaflanan olaydan devleti sorumlu tutan aileler davac› olacaklar›n› belirttiler. Askerlik flubesindeki roket mermisinin patlamas› sonucu yaralanan çocuklar Diyarbak›r Devlet ve Dicle Üniversitesi T›p Fakültesi hastanelerine kald›r›ld›lar. Yaral›lardan Ali Arak, Bayram Etik, Fatih Topla¤an ve Sedat Topkaya ayn› gün gece taburcu edilirken Hayrullah Çiçek ile Welat Mengit’in Dicle Üniversitesi ve Araflt›rma Hastanelerinde tedavilerine devam ediliyor. Yaral›lardan Hayrullah Çiçek’in göz klini¤inde tedavisi devam ederken Çiçek’in annesi Fatma Çiçek, o¤lunun hayat›n›n tehlikede oldu¤unu ve doktorlar›n kör olabilece¤ini söylediklerini belirtti. Çiçek, “Bu Hani’de yaflanan 4. patlamad›r. Her seferinde çocuklar yaralan›yor, devletten davac› olaca¤›m” dedi. Kalp Damar Cerrahisi Klini¤inde tedavi gören Welat Mengit’in babas›, patlamadan devletin sorumlu oldu¤unu, roket parçalar›n›n o¤lunun akci¤er ve midesinde oldu¤unu söyledi. Mengit, “O¤lumun bir kula¤› flimdi kesik, mermi parçalar› ayak ve kollar›na saplanm›fl. Düflünsenize, patlama flehrin merkezinde olsayd› kaç kifli yaflam›n› yitirirdi? Bu yüzden sorumlusu devlettir diyorum” dedi. (Mersin)
13
37
18-30 Haziran 2004
ESP’Lİ TUĞBA GÜMÜŞ KAÇIRILDI ‹LKÖ⁄RET‹M Ö⁄RENC‹S‹NE KARAKOLDA DAYAK
9 Haziran 2004 tarihinde saat 20:00’de 1 May›s Mahallesi’ndeki evinden ç›kan Tu¤ba Gümüfl biri silahl› kar maskeli 3 kifli taraf›ndan zorla bir minübüse bindirilerek kaç›r›ld›, tacize u¤rad›. 12 Haziran’da Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen EKB ve ESP üyeleri konuya iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›. ESP temsilcisi Hülya Gerçek yapt›¤› aç›klamada Gülbahar Gündüz, Derya Aksakall›, Afife Mintafl ve Aliyah Elisabeth Brunner gibi kad›nlar› örnek vererek, hepsinin ortak yan›n›n polis taraf›ndan kaç›r›lmalar› oldu¤unu belirtti. Gerçek, “biz bu kaç›r›lmalar›n faillerini biliyoruz. Gözalt›nda
kaybedenler, sokak ortas›nda iflkence edenler ayn›d›r. Biz sosyalistler olarak diyoruz ki bask›lar›n›z, iflkenceleriniz bizleri hakl› mücadelemizden al›koyamayacakt›r” dedi. “Kaç›rmalar, iflkenceler bizleri y›ld›ramaz”, “‹flkenceci devlet hesap verecek, “Tu¤ba Gümüfl yaln›z de¤ildir” dövizlerinin aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda yaflad›¤› olay› anlatan Gümüfl, kaç›r›ld›ktan sonra kendine geldi¤inde yar›ç›plak bir halde ormanda bulundu¤unu ve gece oldu¤unu söyledi. Kendisini kaç›ranlar›n polis oldu¤unu belirten Gümüfl daha önce de polisler taraf›ndan tehdit edildi¤ini, ald›¤› son tehdidin de “seni Derya Aksakall› gibi ka-
ç›r›r iflkence yapar›z, aya¤›n› denk al” oldu¤unu ifade etti. Gümüfl “Kaç›r›p taciz etmekle, iflkence yapmakla, tehdit etmekle beni korkutamazlar. Bask›lar›n›z, iflkenceleriniz beni mücadelemden al›koyamayacak” dedi. “‹nsanl›k onuru iflkenceye yenecek”, “Tu¤ba Gümüfl yaln›z de¤ildir”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klamaya ILPS, At›l›m, EHP, SDP, SODAP, ‹HD, DEHAP, Halkevleri, Kald›raç, Ça¤r›, Halk Kültür Merkezleri, ‹flçi Mücadelesi, Gözalt›nda Taciz ve Tecavüze Karfl› Hukuki Giriflim ve Devrimci Hareket dergisi de destek verdi. (‹stanbul)
26 May›s’ta Hakkari 50. Y›l ‹lkö¤retim Okulunda okuyan dört ö¤renci “Türk bayra¤› yakt›klar› ve Atatürk posterlerine zarar verdikleri” gerekçesiyle gözalt›na al›nd›klar› karakolda kaba daya¤a maruz kald›lar. Hakkari 50. Y›l ‹lkö¤retim Okulu panosunda as›l› bulunan Atatürk posterlerinin y›rt›ld›¤› ve Türk bayra¤›n›n yak›ld›¤› ihbar› üzerine okula gelen polis, yafllar› 12 ila 13 olan 4 ö¤renciyi okul ç›k›fl› gözalt›na alarak Hakkari Emniyet Müdürlü¤ü Çocuk fiubesine götürdü. Burada 24 saat süren sorgulama sonucunda polis taraf›ndan haklar›nda “5816 say›l› bayrak yasas›na muhalefet ve PKK’ye adam kazand›rma” suçlamas›yla tutanak tutulan çocuklar ç›kar›ld›klar› savc›l›kta iddialar› reddettiler. Ö¤renciler polisin haz›rlad›¤› tutana¤› uygulad›klar› kaba kuvvet sonucu imzalamak zorunda kald›klar›n›, ayr›ca baz› arkadafllar›n›n aleyhine de ifade vermeye zorland›klar›n› belirttiler. Ç›kar›ld›klar› savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›lan çocuklar polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunacaklar›n› belirtirken, ö¤rencilerden H.K.’nin babas› Hivzullah K. yaflanan olaydan o¤lunun psikolojisinin bozuldu¤unu söyleyerek “güya AB’ye girece¤iz ve karakollar›m›zda iflkence ve bask› yok. ‹flte örne¤i, bu yap›lanlar neyin nesi? fiu an o¤lum bir türlü kendine gelemiyor. Polislerin kendini dövdü¤ünü söylüyor. Di¤er çocuklar›n velileriyle görüfltükten sonra yasal yollara baflvuraca¤›m” dedi. (Mersin)
Karaduvar Mahallesi’ne rapor verildi Mersin’in Akdeniz Belediyesi’ne ba¤l› 20 bin nüfuslu Karaduvar Mahallesinde faaliyet gösteren OPET-TUTA gibi petrol dolum tesisleri çevreyi tehdit etmeye devam ediyor. Karaduvar halk›n›n konuya tepkisinin artmas› sonucu ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü Büyükflehir Belediyesi, Devlet Su ‹flleri 6. Bölge Müdürlü¤ü ve DS‹ 67. fiube Müdürlü¤ü taraf›ndan bölgede çal›flmak üzere bir komisyon oluflturuldu. Komisyonun haz›rlad›¤› raporda flu noktalara de¤iniliyor: “TUTA petrolcülük Afi. petrol tanklar›n›n bulundu¤u sahan›n drenaj sisteminin bulunmad›¤›, tanklar›n bir k›sm›n›n akaryak›t kirlili¤i oluflturdu¤u sahada bulunan toplama logarlar›n›n yetersiz oldu¤u tespit edilmifltir. Tüm tank sahas› ile ilgili olarak drenaj sistemi infla edilmeli, toprak kanallarda kirlilik oluflturan akaryak›t içinden temizlenerek kanal ve toplama logarlar› ile ilgili gerekli tedbirler al›nmal›d›r. Denizde bulunan SPM tesisine
ba¤lant›y› sa¤layan akaryak›t transfer hatt›na paralel olarak seyreden ve hali haz›rda denizle ba¤lant›s› bulunmad›¤› ifade edilen eski boru hatt› kald›r›lmal› veya gerekli yasal izinleri yerine getirerek yenilenmelidir.” OPET ve petrol firmalar› da raporda flu flekilde geçiyor: “Tüm petrol firmalar›nda tuzlu suyun sahaya ve topra¤a olan dejarj› engellenmeli, slop tank›na al›nan veya sepere edilen tuzlu suyun kanalizasyona etkilerini gidermek amac›yla OPET ve TUTA firmalar›nca kirlili¤in yo¤unlaflt›¤› bölgedeki mevcut su kuyular›ndan günlük olarak su çekilerek ar›t›lmas› ve bertaraf edilmesi” öneriliyor. 5 Haziran Dünya Çevre Gününde Karaduvar Mahallesinde petrol dolum tesislerinden kaynaklanan petrol s›z›nt›s›n› protesto etmek için bir eylem yap›ld›. Kitle Karaduvar Su Ürünleri Kooperatifi önünde bir araya gelerek “Sermaye Do¤ay› Kirletti” pankart›n› açt› ve “Toprak namustur, namus sat›lmaz”,
“Yaflama hakk›m›z engellenemez”, “Bu toprak bizim, bu deniz bizim kalacak” sloganlar›n› att›. Eylemde birer konuflma yapan Karaduvar mahalle muhtar› Habib Hazar ve Karaduvar Su Ürünleri Baflkan› Mehmet Alm›fl ve Çevre Mü-
hendisleri Odas› Mersin Baflkan› Zehra Korkmaz Karaduvar çevresinde bulunan petrol tesislerinin çevreye ve tar›ma büyük zarar verdi¤ini belirttiler. Aç›klamaya birçok kurum da kat›larak mahalle halk›na destek verdi. (Mersin)
14
18-30 Haziran 2004
37
Red Sun (K›z›l Günefl) Yaz› Kurulu Üyesi ile Röportaj*
Emperyalistlerin en büyük korkusu MLM’dir 1986 y›l›nda Peru Komünist Partisi liderli¤inde bafllat›lan Halk Savafl›n›n çok ciddi baflar›lara imza att›¤› Peru’da PKP Baflkan› Gonzalo Yoldafl›n (Abimael Guzman) 1992’de tutuklanmas›n›n ard›ndan kendi deyimleriyle “yolda gerçekleflen büküntü” sonras› çok düzenli biçimde haber alamad›¤›m›z Peru Halk Hareketi ile ilgili bu röportaj›n Peru’daki son durum hakk›nda belli oranda bilgi sa¤layaca¤›n› düflünüyoruz. Peoples’ March: Peru’daki devrimci hareketten pek fazla haber alam›yoruz. Baflkan Gonzalo’nun yakalanmas›n›n ard›ndan yolda bir büküntü vard›. Bugünkü durum nedir? Red Sun: Bu tesadüfi (kazara) bir fley de¤ildir. Bu, düflük yo¤unluklu çat›flman›n, psikolojik savafl›n bir parças›d›r. Peru halk savafl› hakk›nda bilgi alman›n zorlu¤u sadece yurtd›fl› için geçerli de¤il. Bu emperyalizmin; Yanki emperyalizminin ve onlar›n Perulu köpeklerinin aç›ktan kötü bir sald›r›s›d›r. Ancak bu sald›r›larla halk savafl›n› özellikle de halktan gizleyemezler. Haberlerin bu flekilde tahrif edilmesi emperyalizmin öncülük etti¤i büyük çapta bir kampanyas›d›r. Filistin’de bir fley oldu¤unda bu medyada yer almaktad›r. Ancak devrimciler bir fley yapt›¤› zaman ise bu medyada yer almamaktad›r. Ne yaz›k ki, halk savafl› ile ilgili haberleri ayr›flt›rma yetene¤ine sahip olan baz› yoldafllar, bunu politik niyetlerle yapmamaktad›r. ‹flin do¤rusu, 1991’den bu yana halk savafl› stratejik denge aflamas›na ilerlemektedir. Eylül 1992’den itibaren de yolda bir büküntü vard›. Bu bir de¤iflim yaratt›. Devrimlerin anahtar güçlerinin (Parti, Ordu ve Birleflik Cephe/Yeni Güç) geçici olarak zay›flamas›n› getirdi. O zamanlar ve 1993’te, Perulu gericiler ve özelde ise Yanki emperyalizminin silahl› güçleri bar›fl mektuplar›n› ortaya att›. Onlar bunu teslimiyet çizgisini savunan, hapishaneden bir grup hainin, revizyonist/teslimiyetçinin iflbirli¤i ile yapt›lar. Bu revizyonistler, savunduklar› çizgiyi partide yaflama geçiremediler ancak halka karfl› bunu yapt›lar. Bunu yapt›klar›nda hapishanedeydiler. Bu çizgi ve onlar›n umutlar› Parti taraf›ndan iki çizgi mücadelesi yoluyla ustaca yenilgiye u¤rat›ld›. Böylece halk savafl› bir saniye dahi durmad›. Aksine, bu y›llar boyunca dahi düflman›n Yeni Güç üzerindeki sald›r›lar› devam etti ve özellikle en fliddetli bask›lar uyguland›. Çok a¤›r bir katliama (jenoside) ra¤men Yeni Güç savunuldu ve korunda. Bu durumda Parti, devrimin üç silah›yla yoldaki bu büküntüyü alt etme ad›mlar›n› atma
durumuna geldi. Örne¤in, halk savafl›nda bu yaz Ayacucho’da Techint adl› bir flirkete karfl› önemli ve dikkat çekici bir eylem vard›. Bu flirket emperyalist bir flirkettir ve bir gaz projesi içinde yer al›yor. Silahl› polis güçleri taraf›ndan korunan büyük bir inflaat alan› vard›. Halk Kurtulufl Ordusu’nun ana güçlerinden biri tüm bu bölgenin kontrolünü ele geçirdi, onlar› tutsak ald› ve 24 saat elinde tuttu ve burada iflçilerle birlikte bir miting organize etti. Ayn› zamanda üslerden de bir mesaj al›nd›. On iki dinamit cephanesi, iletiflim teçhizat›, ilaç vb. üslere tafl›nm›flt›. Bu eylemden sonra gerillalar çekildi¤inde, gericiler panik içindeydi. Gericiler, bölgeye seçkin komandolar›n› helikopterlerle gönderdi. Fakat tek bir yoldafl› dahi yakalayamad›lar. Tüm bu seçkin askerler teslim al›nd› ve ortadan kald›r›ld›. Yüksek düzey bir yetkili de bunlar›n aras›ndayd›. Geçti¤imiz y›l, halk savafl›n›n çok güçlü oldu¤u yerlerden biri olan Huanaco adl› bölgede Yeni Güç’e karfl› bir imha kampanyas› vard›. Bu kam-
panya Ekim 2003’te bafllad›. Silahl› güçlerin bu askeri operasyonu Fiaero (Demir) 2003 olarak adland›r›lm›flt›. Devrime karfl› bu kampanyaya uyuflturucuya karfl› savafl maskesiyle Yanki emperyalizmi liderlik ediliyordu. Burada önemli bir dipnot düflmek gerekiyor. Yanki emperyalizmi hala uyuflturucuya karfl› savafl bahanesini kullanmakta, çünkü onlar en çok MarksistLeninist-Maoist partilerin liderlik etti¤i anti-emperyalist hareketten korkmaktad›rlar. Bu yüzden, Peru’da parlayan halk savafl› ›fl›¤›n›n dünya halklar› taraf›ndan bilinmesini istemiyorlar. Bu kampanyada, helikopterler, geliflmifl kara güçleri kulland›lar fakat Parti karfl› bir kampanya gelifltirerek aktif savunma uygulad›. Birçok pusu kuruldu ve düflman a¤›r kay›plar verdi. Parti bu karfl› kampanyas›yla zaferi kazand›. fiehirlere gelince; önceleri flehirlerde çal›flmak daha kolayd›, bahsetti¤imiz yolumuz üzerinde oluflan büküntüden sonra müthifl bask›larla karfl›lafl›ld›. Örne¤in duvarlara yaz›lama yapt›¤›n›z için hapishaneye konulabilir ve
1991’den bu yana halk savafl› stratejik denge aflamas›na ilerlemektedir. Eylül 1992’den itibaren de yolda bir büküntü vard›. Bu bir de¤iflim yaratt›. Devrimlerin anahtar güçlerinin (Parti, Ordu ve Birleflik Cephe/Yeni Güç) geçici olarak zay›flamas›n› getirdi. Yanki emperyalizmi hala uyuflturucuya karfl› savafl bahanesini kullanmakta, çünkü onlar en çok Marksist-Leninist-Maoist partilerin liderlik etti¤i anti-emperyalist hareketten korkmaktad›rlar. Bu yüzden, Peru’da parlayan halk savafl› ›fl›¤›n›n dünya halklar› taraf›ndan bilinmesini istemiyorlar. Devrimci Enternasyonal Hareket içinde ve özelde de Komite üyeleri aras›nda sa¤ oportünist çizgiye yak›n duran revizyonist fikirler ifade edilmektedir. Bu fikirlere karfl› bizler iki çizgi mücadelesini gelifltiriyoruz.
37 iflkence görebilirdiniz. fiimdi ise öldürüyorlar. Ayr›ca halk hareketlerinin liderlerine karfl› birçok sald›r› düzenliyorlar. Bu yüzden, Parti yeni koflullarda daha gizli yollarla kitle çizgisi uyguluyor. Örne¤in ö¤retmenlerin son süreçteki grevi ya da iflçiler, sa¤l›k emekçileri ve köylüler aras›nda Parti, flu anda onlara mücadelelerinde liderlik yap›yor. Peoples’ March: Peru Komünist Partisi (PKP) ve Devrimci Enternasyonal Hareket (DEH) aras›ndaki iliflkilerin durumu nedir? Red Sun: Peru Komünist Partisi Devrimci Enternasyonal Hareket’in üyesidir. Ve do¤ru bir ideolojik ve politik çizgi izledi¤i müddetçe Devrimci Enternasyonal Hareket’i dünya çap›nda komünistlerin yeniden birleflmesinde ileri do¤ru at›lm›fl bir ad›m olarak de¤erlendiriyor. Devrimci Enternasyonal Hareket içinde ve özelde de Komite üyeleri aras›nda sa¤ oportünist çizgiye yak›n duran revizyonist fikirler ifade edilmektedir. Bu fikirlere karfl› bizler iki çizgi mücadelesini gelifltiriyoruz. Bizim Devrimci Enternasyonal Hareket’e karfl› oldu¤umuzu iddia edenleri katiyetle ret ediyoruz. Bu yanl›flt›r ve bir yaland›r. Bizler Marksizm-Leninizm-Maoizm ve özellikle de Maoizm temelinde revizyonizme karfl› kusursuz mücadele yürütüyoruz ve dünya devrimine hizmet ediyoruz. Partimiz, 17 May›s 1980’de halk savafl›n› henüz daha yeni bafllatt›¤›ndan bu yana proleter dünya devrimine hizmet
15 etmek için halk savafl›n› gelifltirdi¤imiz iddia etmektedir. ‹flte bu yüzden iki çizgi mücadelesini gelifltiriyoruz. Bu, Baflkan Mao’nun da söyledi¤i gibi kötü bir fley de¤ildir, iyi bir fleydir. Baflkan Gonzalo ile hapishanede herhangi bir iletiflim kurulabildi mi? fiu anda sa¤l›k durumu ile ilgili bir bilgi var m›? Red Sun: Baflkan Gonzalo’nun 1992’den bu yana tam bir tecrit alt›nda olmas› bir sorundur. Kiflisel gardiyanlar› d›fl›nda hiç kimse ile iliflki kuramamaktad›r. Bu temel çizgidir. Kim ki Baflkan Gonzalo ile konufltu¤unu ya da onu gördü¤ünü iddia etmektedir, o ya gerici güçlerden bir unsur ya da onun yalanc› bir karfl›t›d›r. Baflkan Gonzalo ile 24 Eylül 1992’deki ustal›kla dolu o konuflmas›ndan bu yana hiçbir iletiflim söz konusu de¤ildir, bu konuflmas›nda Baflkan Gonzalo her birimizi Partinin görevlerini ve planlar›n› yerine getirmeye ve halk savafl›n› sürdürmeye ça¤›rm›flt›. Tüm sözde toplant›lar vb. ile dolu bu montajlar (video hilesi) bar›fl anlaflmalar›n›n hilelerinin düflünceleridir. Parti, Baflkan Gonzalo’nun ulusal ve uluslararas› medya önünde canl› ve direkt olarak gösterilmesi hakl› ve do¤ru talebini ileri sürmektedir ve Baflkan Gonzalo’nun kendini bizzat sunmas›na izin verilmesini istemektedir. Çünkü bu, tecriti k›racakt›r. Fakat düflman buna izin vermemektedir çünkü kendileri de bilmektedir ki, bu dünya halklar›n›n dünya devrimi için za-
feri olacakt›r ve ayr›ca onlar halk›n, Gonzalo Düflüncesini özümseyece¤inden korkuyorlar. Yani O’na befl dakika için dahi izin vermeyeceklerdir. fiimdi de bir baflka flov olacak, yeni bir mahkemeden bahsediyorlar. Ve Baflkan Gonzalo’nun konuflmay› ret etti¤ini söylüyorlar. O konuflmay› neden ret etsin ki? Bu bir hiledir. Baflkan Gonzalo için somut durum, yaflam›n›n her zamankinden daha büyük bir tehlike içinde oldu¤udur. Hapishaneye konulmadan önce dahi baz› tipik fiziksel problemleri vard› ve Fujimori’nin kendisi 1993’te Onun tutuldu¤u koflullarda hiç kimsenin çok fazla yaflayamayaca¤›n› söylemiflti ve bu on y›l önceydi. O zamandan beri onu hiç kimse görmedi. Biz bunu kabul edemeyiz ve dünya halklar› Baflkan Gonzalo’nun yaflam›n› savunmay› yükseltmek zorundad›r, çünkü O halk devriminin büyük bir lideridir ve dünyan›n yaflayan en büyük Marksist-Leninistidir. Ve burada flunun alt›n› çizmek de gerekir ki, Baflkan Gonzalo’nun yaflam›n› savunmak kesintiye u¤rayacak bir fley de¤ildir, bu komünist hareketin stratejik bir görevi olacak bir kampanyaya dönüfltürülmelidir. *(Red Sun, Peru Halk Hareketi’nin (MPP) Avrupa’daki yay›n organ›d›r. Peru’daki Maoist Parti üzerine haberleri yay›nlamaktad›r. Bu röportaj Ocak 2004’te Mumbai-Hindistan’da yap›lan MR-2004/DSF sürecinde Hindistan Komünist Partisi (Marksist Leninist) (Halk Savafl›)’nin yay›n organ› Peoples’ March taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir.
18-30 Haziran 2004
Kim ki Baflkan Gonzalo ile konufltu¤unu ya da onu gördü¤ünü iddia etmektedir, o ya gerici güçlerden bir unsur ya da onun yalanc› bir karfl›t›d›r. Baflkan Gonzalo ile 24 Eylül 1992’deki ustal›kla dolu o konuflmas›ndan bu yana hiçbir iletiflim söz konusu de¤ildir, bu konuflmas›nda Baflkan Gonzalo her birimizi Partinin görevlerini ve planlar›n› yerine getirmeye ve halk savafl›n› sürdürmeye ça¤›rm›flt›. Baflkan Gonzalo için somut durum, yaflam›n›n her zamankinden daha büyük bir tehlike içinde oldu¤udur. Hapishaneye konulmadan önce dahi baz› tipik fiziksel problemleri vard› ve Fujimori’nin kendisi 1993’te Onun tutuldu¤u koflullarda hiç kimsenin çok fazla yaflayamayaca¤›n› söylemiflti ve bu on y›l önceydi. O zamandan beri onu hiç kimse görmedi. Biz bunu kabul edemeyiz
18-30 Haziran 2004
16
37
HAVA DÖNDÜ, HALKLARDAN YANA ES‹YOR YEL” “H
‹STANBUL’U EMPERYAL‹STLERE DAR EDEL‹M! Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz. Türk, Kürt Çeflitli Milliyetlerden Emekçi Halk›m›za; Yaral› bir sald›rgan ile karfl› karfl›yay›z. Var gücüyle önce Afganistan sonra da Irak sald›r› ve iflgalleriyle bölgeye yönelik “operasyon”lara giriflen ABD önderli¤indeki emperyalistlerin, özellikle Irak’ta karfl›laflt›klar› direnifl nedeniyle ilerleme kaydedemeyince, bölge halklar›na yaflatmak istedikleri flok ve dehfletten kendi paylar›na henüz tam manas›yla “dehflet” olmasa da “flok” düflmüfl bulunuyor. ‹liklerine kadar sinen, iflkence foto¤raflar›ndaki pozlar›nda yüzlerinden okunan “korku”yu, pek hoflland›klar› “dehflet”e çevirmek için direniflçi Irak ve Filistin halk›na, halk›m›z›n ve di¤er ülkelerin halklar›n›n kat›lmas› gerekecektir. Irak’ta iflgalcilerce kurulan zulüm, iflkence, ölüm mekanizmas›n›n vahfli difllilerinin k›skac›nda en afla¤›l›k yöntemlerle katledilen, bütün de¤erlerinden kopar›larak hiçlefltirilmeye, böylelikle de kölelefltirilip teslim al›nmaya çal›fl›lan bir halk›n evlatlar›n›n onurlu bir direniflle püskürttü¤ü emperyalistler; yeniden yüklenmek, kazanmak ve bölge çap›ndaki daha büyük boyutlu hedeflerine do¤ru planlar›n› kald›klar› yerden sürdürmek istiyorlar. Ad›na önce Büyük Ortado¤u Projesi, sonra de¤ifltirip Geniflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika Projesi/Giriflimi vs. deseler, ya da yar›n bir baflka isim de verseler, eskiden beri Ortado¤u ve çevresindeki stratejik bölgeye yönelik bütün emperyalist güçlerin hegemonya mücadelesinin flekillendirdi¤i çok çeflitli plan ve projelerin varl›¤› bilinen bir gerçekliktir. Bu anlamda, bugün ortaya at›lanlar›n yeni olmad›¤› iyi bilinmelidir. Yine NATO’nun y›ld›z›n› parlatmak meselesi de belli ölçülerde bu çerçeveye oturmaktad›r. NATO, liderli¤ini ABD’nin yapt›¤› çeflitli emperyalistler ile onlar›n iflbirlikçileri ve uflaklar›n›n oluflturduklar› savafl örgütüdür. ‹fllevine uygun bir biçimde, kuruluflundan itibaren bütün icraat› halklar›n kan›n› dökmek yönünde olmufltur. Bugün sahneye sürülmesinin yegane amac› da budur. Bakmay›n arada bir yap›lan diplomasi gevezeliklerine ve uluslararas› toplant› ve zirve ad› alt›ndaki flarlatanl›klara, bugün dünyan›n kritik noktalar›nda esas olarak bombalar›n ve silahlar›n konufltu¤u bir süreçten geçilmektedir. Mevcut ba¤lant›lar ile kümelenen, yani ABD ve hempas› ‹ngiltere emperyalizmi ile etraflar›nda yedeklenen devletler; Irak prati¤indeki ç›kmazlar›n› aflmak için yeni bir formülasyona ihtiyaç duyduklar› noktada, NATO bünyesinde farkl› bir oluflumla, de¤iflik bir senaryoyla hareket etmeyi, bu arada flimdiye kadar at›l kalan, “tarafs›z/karars›z” duran di¤er güçleri de bu vesileyle iflin içine katmay› hedeflemektedirler.
Meselenin Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi çerçevesinde ele al›nmas›, bu emperyalist planlar içinde Türkiye’nin “model”, “kilit”, “köprü” fleklinde tan›mlanmas›; di¤er yandan projenin yürütülmesinde ve NATO’nun “yeni rolü” kapsam›nda bu kez de “cephe”, “öncü” olarak adland›r›lmas›; genifllemeli ve yeni ifllevli “tarihi” toplant›ya ev sahibi ülke olarak tayin edilmesiyle, ‹stanbul Zirvesi’ni bir çok aç›dan kritik öneme sahip hale getirmifl bulunmaktad›r. ‹flçiler, Köylüler, Gençler; Bunu ülkemiz somutunda bu gündemle birlefltirerek ele ald›¤›m›zda, öncelikle flu siyasal saptamalar› yapmak durumday›z: Birincisi; bu proje, sald›r›, operasyonlarla yarat›lacak “savafl ortam›”nda meflruiyeti kendilerinden menkul hukuklar›yla seri halde yap›lacaklar (katliamlar, cinayetler, esir kamplar›na, zindanlara doldurmalar, iflkencelerden geçirmeler, her türlü zulüm vb.), bölge genelinde olaca¤› gibi, ülkemizde de esas olarak “terörizmle savafl”, “güvenlik” ad› alt›nda, baflta komünistler (Marksist-Leninist-Maoistler) olmak üzere tüm devrimci, ilerici, yurtsever, demokrat, muhalif güçlerin imhas›n›, ezilmesini, sindirilmesini hedeflemektedir. ‹kincisi; ABD emperyalizminin sürüklendi¤i bu durumda gelifltirece¤i manevralara/sald›r›lara tam bir itaatla ve var gücüyle destek verece¤ini aç›klamakla; faflist Türk devleti, kaderini her dönemden daha fazla ve süresiz biçimde bu politikalara ba¤l› olarak çizece¤ini ilan etmifl bulunmaktad›r. Bu durum, bölgede geliflecek daha çapl› çat›flma ve yang›nlar›n içerisine ülkemiz topraklar›n›n da dahil edilece¤i, “savafl” atmosferine girilece¤ine iflaret etmektedir. Yine bu durum, faflist Türk devletinin bölge halklar›n›n kan›na girme rolüne aktif biçimde soyunmas›na paralel, halk demokrasisi ve ba¤›ms›zl›k mücadelesinin yükselmesiyle oluflacak koflullar›n sunaca¤› f›rsatlar›n, iyi de¤erlendirilebildi¤i taktirde halk savafl›n› büyütebilece¤i anlam›na gelmektedir. Üçüncüsü; faflist Türk devleti ve ordusuna “Türkiye” bahsiyle emperyalistler aç›s›ndan bu dönemde biçilen ve “kilit”, “köprü”, “cephe” ifadesinde karfl›l›¤›n› bulan kritik önemdeki rol; ayn› oranda emperyalizme ve bu rolü biçtikleri uflaklar›na karfl› direngen ve etkili bir mücadele yürüterek bu hassas noktadaki diflliyi ifllemez hale getirme göreviyle halk›m›za düflmektedir. Filistin halk› nas›l on y›llard›r sadece ‹srail Siyonizmine karfl› kendi topraklar›n› ve onurunu savunan bir direnifl timsali de¤il ayn› zamanda bütün bölgeye moral veren bir mücadele örne¤i olmuflsa; Ortado¤u’nun iflgaline aç›lan kap›da Irak halk›n›n direnifli bugün ciddi bir barikat oluflturuyorsa; planlar›n› yeniden canland›rmak, sald›r›lar›n› tazelemek, heveslerini art›rmak amac›yla emperyalist katillerin ‹stanbul’dan yola koyulma hesaplar›n› bozmak da bizim elimizdedir. Bunun uzun soluklu, sab›rl›, zorlu, difle difl bir kavga oldu¤unu,
devrim mücadelelerinin çeflitli muharebe pratiklerinden biliyoruz. Bunun da iniflli ç›k›fll›; engelli, yenilgili; ihanetli, dökülmeli; düflmeli, kalkmal› bir süreç oldu¤unu hiç akl›m›zdan ç›karmayaca¤›z. Ancak bunun kazanmaya mahkum bir süreç oldu¤unu da bilecek ve onun için de mutlaka kazanaca¤›z. Türkiyenin bütün yoksullar›, ezilenleri, emekçiler; Emperyalistleri ve faflistleri durdurmak zorunday›z. Durdurmaktan öte püskürtmek ve yenilgiye, bozguna u¤ratmak zorunday›z. Afganistan’da baflkent Kabil’e s›k›flm›fl durumdalar. Irak’ta sefilleri oynuyorlar. Felluce’nin “girilemez bölge” haline gelmesini kabullenmek zorunda kalan; komplo ve provokasyonlarla direniflçilere karfl› k›flk›rtt›¤› fiiilerin, tam tersi bir yönelifle girip belli bir silahl› güçle iflgalcileri hedef almas› üzerine, bu konuda da planlar› bozulan ve son olarak da ortal›¤a saç›lan iflkence foto¤raflar›yla ciddi biçimde sars›lan iflgalcilerin önderi ABD emperyalistleri; ç›kmaz, flaflk›nl›k ve çaresizlik içinde k›vran›yor. Bush, “direniflçileri anl›yorum, ülkeleri iflgal alt›nda” gibi demeçler vermeye bafllad›. Bu sözler, saçmalaman›n ötesinde bir anlam tafl›maktad›r. Onlar, özgürlük ve demokrasiyi de¤il, sömürgelefltirmeyi ve kölelefltirmeyi temsil ediyorlar. ‹nsanl›¤›n temel de¤erlerini, haklar› ve adaleti de¤il katliamlar›, zulmü, alçakça iflkenceleri temsil ediyorlar. Söyledikleri bütün sözlerin yalan oldu¤u, gösterdikleri belgelerin düzmece bir biçimde haz›rland›¤›, birbirlerine dahi türlü ayak oyunu oynad›klar› k›sa sürede ortaya serildi. Onlar art›k zaferlerin ve yengilerin de¤il, hüsran ve yenilgilerin mimar› olarak an›lmaktad›r. Ozan›n dedi¤i gibi art›k “hava dönmüfltür”, “halklardan yana esmektedir yel”. Kendili¤inden esen ve süreklilik arz etmeyen halklar›n yeli, emperyalizmin kalelerini sarsar ama deviremez, y›prat›r ama y›kamaz. Bunu hem sürekli k›lmak, hem de do¤ru bir rotada tutmak gerekmektedir. Ama ilkin ve ilkin karfl› koyufl tavr› gösterilmelidir. Hem de militanca gösterilmelidir. Yasak savar bir tarzda de¤il, “ödev yapar” biçimde de¤il, yenilgiyi bafltan kabullenir biçimde de¤il, “flartlar” ve “güçler” edebiyat›n›n arkas›nda teslimiyet bayra¤› sallayarak de¤il, emperyalizmi “yenilmez”, “y›k›lmaz”, “kadir-i mutlak” bir güç olarak belleyerek de¤il, kendi gücünün fark›nda olmayarak de¤il, halk›n örgütlü gücünün/iradesinin yenilmezli¤inin aymazl›¤›nda davranarak de¤il, iflçi s›n›f› önderli¤inin nihai zafer için mutlak koflul oldu¤u gerçe¤ini ihmal ederek de¤il, en genifl kitlelerin seferber edilmesinin tayin edici önemini unutarak de¤il. ‹stanbul’u emperyalistlere karfl› savunal›m! Muharebenin ilk randevusunu ‹stanbul’a verdiler. Bu onlar›n seçimidir. Sadece Türkiye de¤il, ‹stanbul da bilinçli bir tercihtir. Mesaj› her bak›m›ndan yerli yerine oturtmaya çal›fl›yorlar. ‹stanbul’un tarihsel önemi, de¤erini hiç yitirmeyen jeo-
stratejik konumu ve dünya çap›ndaki zengin poli-kültürel birikimi; özellikle bu süreçte, çok yerinde bir zirve atmosferi/mekan› oluflturmaktad›r. Emperyalizme ve faflizme militanca karfl› koyuflumuzun sembol flehirlerinden; silahl› mücadele gelene¤imizi savaflç›lar›m›z›n her köflesine namlular›yla iflledi¤i, fabrikalardan zindanlara, üniversitelerden gecekondulara kadar yay›lan can bedeli direnifllerimizin ve k›yas›ya kavgalar›m›z›n tarihe ayn› zamanda bu flehri parça parça bize katarak geçti¤i ‹stanbul; birkaç günlü¤üne de olsa aç›k iflgale u¤rat›lman›n, daha da i¤renç biçimde kirletilmenin efli¤indedir. ‹stanbul veya bir baflka flehir bugün emperyalistlerin, gericilerin veya faflistlerin elinde/denetiminde, yani gizli veya aç›k iflgali alt›nda olabilir. Bu, o flehrin onlara ait oldu¤unu göstermez. T›pk›, hiçbir ülkenin, dahas› dünyan›n emperyalistlere, burjuvaziye ait olmamas› gibi. Bu yüzden, biz sadece NATO’ya ve emperyalistlere karfl› koymuyor, zirveye ve sald›r› planlar›na/projelerine yönelik eylemler örgütlemiyor, ayn› zamanda ‹stanbul’a da sahip ç›k›yoruz. Haramilerin bugün ‹stanbul’da saltanat sürüyor, dört bir taraf›nda cirit at›yor olmas›; her köflesini parsellemeleri, ya¤malamalar›, emperyalistlerin de gelip çi¤nemelerine sessiz kalmam›z› gerektirmez. Üstelik bunu yapacak olanlar, k›sa bir süre önce dünyada emsali az görülür bir katliam ve iflkenceler dizisini bafllatan ve sürdürenler ise... Ve yine bu katiller, ‹stanbul’da daha büyük sald›r›lar›n ad›mlar›n› atman›n hesaplar› için bir araya geliyorlarsa durum daha baflka bir hal alm›fl demektir. Sorun ‹stanbul flahs›nda kendi ülkemize sahip ç›kman›n ötesine geçmifl ve emperyalizmin “eflik” haline getirdi¤i ‹stanbul buluflmas›nda bozguna u¤rat›lmas› için seferber olmaya ve gücümüzü bu noktaya yo¤unlaflt›rmaya tafl›nm›flt›r. “NATO Vadisi” ad› alt›nda ‹stanbul’un en ifllek bölgesi “terörize” edilmekte, burada oturan ve çal›flan üçyüzbin kifli güvenlik soruflturmas›ndan geçirilmekte, oyuncak sat›fllar›n› yasaklamaktan, dü¤ün ve nikah törenlerinin iptaline kadar genifl çapl› yasaklamalara gidilmekte, kentin göbe¤inde beton ve çelik bariyerlerle örülen trafi¤e kapal› yal›t›lm›fl korunakl› bir üsflehir yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. CIA’n›n köpekleri bizzat ifli yönetmek üzere flimdiden flehre dolufltular. Kentin kilit noktalar›na füze bataryalar› yerlefltirilmeye baflland›. Üniversiteler erken tatil edilecek. Montrö anlaflmas›ndan beri ilk kez ‹stanbul Bo¤az› trafi¤e kapat›lacak. Bütün bunlar, hem yap›lacak NATO Zirvesinin önem derecesini ve bu ba¤lamda gövde gösterilerini, hem de gerek askeri gerekse de kitlesel eylem ve direnifllerden ne kadar korktuklar›na iflaret etmektedir. T›pk› uluslararas› alanda emperyalistlerin “sosyal forum” parantezine alarak pasifize ettikleri, giderek bir k›sm›n› yedekledikleri, bir bölümünü de o sürece soktuklar› “küreselleflme karfl›t›”
☞
37 hareketler olgusunda yaflananlar gibi; t›pk› hakim s›n›flar›n reformistlerin deste¤iyle ülkemizde de ayn› süreci benzer platformlarda öteden beri iflletmekte olduklar› gibi; ‹stanbul Valili¤i de bu direnifl sürecinde hamle yaparak, bir taflla çok kufl vurma hesab›yla, “protestocular” için “kendini avutma/oyalanma” alanlar› ilan etmifl bulunmaktad›r. Bu yöntem ayn› zamanda yasaklaman›n tersten ifadesidir. Hareket tarz›n›n nas›l olmas› gerekti¤ini bilmeyen flaflk›nlar, pusulas›n› yitiren aymazlar, düflman›n izledi¤i taktiklere bakarak bile yön tayini yapabilirler. Düflman böylesi durumlarda size bir yol gösteriyorsa, bu aksi yöne gitmeniz gerekti¤i anlam›na gelmektedir. Yasal s›n›rlar içinde eylem biçiminin kald›raca¤› ya da etkili olaca¤› durumlar vard›r ve bu koflullar kullan›l›r.
17 Ancak, bunun afl›lmas› ve çi¤nenerek ileri tafl›nmas› gereken durumlar vard›r ki o zaman da yaln›zca bu yönde yürünmesi gerekecektir. Emperyalistler katillerin fiili iflgal havas›nda ‹stanbul’a çöreklenip, Ortado¤u’da kan banyosu senaryolar›n› tart›fl›p gevifl getirecekleri türden bir toplant›y›/zirveyi engellemek ancak militan bir mücadeleyle/çat›flmayla baflar›labilir. Bu durumlarda sorun, “güç” ve “koflul” zemininde tart›fl›lmaz, gücün azami oranda nas›l etkili k›l›nabilece¤i çerçevesinde ele al›n›r. Di¤er eylem biçimleri ve olanaklar›n›n yads›nmas› gerekmemekle beraber, esas a¤›rl›¤›n hangi tür eylemlere verilece¤i ve seferberli¤in hangi yönde yap›laca¤› aç›kt›r. Engelleyici olman›n, cayd›r›c›l›k yaratman›n, önder yoldafl›m›z ‹brahim ile Ma-
hir’lerin ve Deniz’lerin bafl›n› çekti¤i militan anti-emperyalist mücadele gelene¤ini sürdürmenin, 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direniflinin ateflini yeniden harlaman›n ve güçlü bir barikat oluflturman›n yolu, bu tarz bir direnifl sergilemekten geçmektedir. Aksi halde, de¤il bu fonksiyonlar› oynamak, düflmana cesaret afl›lanm›fl ve güç verilmifl olacakt›r. ‹flkenceci katillerin korkular›n› daha da büyütmek, morallerini daha da bozmak; böylelikle ‹stanbul’un sokaklar›ndan ve meydanlar›ndan Irak ve Filistin’in kahraman direniflçilerine güçlü birer mesaj göndermek gerekiyor. 15-16 HAZ‹RAN D‹REN‹fi‹N‹N ATEfi‹N‹ YEN‹DEN YAKACAK; ‹STANBUL’U EMPERYAL‹STLERE DAR EDECE⁄‹Z!
18-30 Haziran 2004 KAHROLSUN DÜNYA HALKLARININ KAT‹L‹ NATO! SAVAfi MAK‹NES‹ NATO’NUN TÜRK‹YE D‹fiL‹S‹N‹ KIRMAK ‹Ç‹N ‹LER‹! YAfiASIN IRAK VE F‹L‹ST‹N HALKLARININ ‹fiGALE KARfiI D‹REN‹fi‹! YAfiASIN PROLETARYA ENTERNASYONAL‹ZM‹! KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K! YAfiASIN HALK SAVAfiI! Haziran 2004 Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist MK-SB
Zirve protestolar› yayg›nlaflarak büyüyor
*28-29 Haziran’da baflta Ortado¤u olmak üzere dünyay› yeniden flekillendirmek için gerçeklefltirilmesi planlanan NATO Zirvesi’ne sponsor olan Do¤an Yay›n Holding, Petrol Ofisi, Coca-Cola, Turkcell, Ülker, Zorlu Holding (Ulusoy, Vestel), AKSA, Çal›k Holding, Do¤ufl Otomotiv, Efes Pilsen, MNG Bank, Enterken, Nurus, Sanko, Setkom, ‹fl Bankas›, Türkiye Müteahhitler Birli¤i, TOBB, FNSS/UDLP/NUROL (silah flirketleri), NATO ve Bush Karfl›t› Birlik taraf›ndan 6 Haziran 2004 tarihinde Do¤an Yay›n Holding (Hürriyet) binas› önünde protesto edildi. Saat 11:30’da Holding önünde “Irak’ta, Türkiye’de ve her yerde iflkencelerin sorumlusu emperyalizmdir” pankart› arkas›nda toplanan Birlik bileflenleri “Emperyalistler, iflbirlikçiler 6. Filo’yu unutmay›n” vb. sloganlar att›. Birlik ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Selma fiahin “Bugün NATO Zirvesi’nin sponsorlu¤unu yapaca¤›n› aç›klayan sermaye çevrelerinden biri olan Do¤an Holding’i protesto etmek için buraday›z. NATO’ya sponsorluk yapmak Irak, Filistin ve dünyan›n birçok yerinde ABD ve di¤er emperyalistlerin iflgallerine, iflkencelerine ve katliamlar›na ortak olmakt›r. NATO’ya sponsorluk yapmak halklar›n kan›na ellerini bulamakt›r” dedi. Aç›klama sloganlarla sona erdi. NATO’nun sponsorlu¤unu yapacak olan sermaye çevrelerine karfl› yap›lan ey-
lemlerden biri de, 9 Haziran günü de Sabanc› Holding’e ait ikiz kuleler önünde gerçeklefltirildi. * NATO Zirvesi’nin Türkiye topraklar›nda gerçekleflmesini istemeyen yaklafl›k 6 bin kifli, NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in 6 Haziran 2004 tarihinde Cemil Topuzlu Harbiye Aç›khava Tiyatrosu’nda düzenledi¤i NATO rüzgar›na karfl› NOTA f›rt›nas› oldu. Saat 13:00’de bafllayan etkinlikte sanatç›lar türkülerini söyledi, halk oyunlar› ekipleri halaylar çekti. Emperyalistlerin önünde semah dönmeyi kabul etmeyen Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Semah Ekibi, NATO ve Bush Karfl›tlar› için semah döndü. Aynur Do¤an, Adnan Özyalç›ner, Ataol Behramo¤lu, Burhan Berken, Cezmi Ersöz, Emre Saltuk, Ferhat Tunç, Gülsüm Cengiz, Grup Yorum, Gökhan Birben, Hasan Cihat Örten, ‹smail Hakk› Demircio¤lu, Koma Çiya, Nurettin Güleç, PSAKD Semah Ekibi, Ruhan Mavruk ve Yaflar Kurt’un sahne ald›¤› etkinlikte NATO ve Bush Karfl›t› Birlik imzal› “NATO’ya hay›r, üsler kapat›ls›n”, “NATO’ya hay›r, savafl tüccarlar›n› ‹stanbul’da istemiyoruz”, “NATO’ya geçit yok” pankartlar› aç›ld›. Sahne alan sanatç›lar ve konuflmac›lar yapt›klar› konuflmalarda NATO’nun kurulma ihtiyaçlar›ndan bahsettiler. 2 y›ld›r direniflte olan Sümerbank iflçilerinin de kat›ld›¤› konserde Filistin ve
Irak bayraklar› da aç›larak NATO’ya karfl› ç›kman›n, iflkenceye, iflgale karfl› ç›kman›n insanl›k onuruna sahip ç›kmak oldu¤u belirtildi. “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Filistin halk› yaln›z de¤ildir” vb. sloganlar›n s›k s›k at›ld›¤› etkinlik saat 18:00’de sona erdi. * Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi 8 Haziran 2004 tarihinde Taksim Gezi Park’ta yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla deri iflçilerinin emperyalizmin silahl› örgütü olan NATO’yu Türkiye topraklar›nda istemedi¤ini hayk›rd›. ‹ki grup halinde toplanan deri iflçilerinin bir k›sm› ile sendika yönetimi Gezi Park’ta beklerken, ikinci grup otobüs duraklar›ndan Gezi Parka kadar “‹flgale, iflkenceye, NATO’ya hay›r”, “Emperyalizm ve iflgale karfl› birlik mücadele zafer” Deri-‹fl imzal› pankart›n arkas›nda “NATO’ya hay›r, üsler kapat›ls›n”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› atarak yürüdü. “Yaflas›n Tuzla direniflimiz”, “Birlik mücadele zafer” yaz›l› önlükler giyen Tuzla deri iflçisi “Irak halk› yaln›z de¤ildir”, “NATO, Bush, Blair iflçi s›n›f›n›n düflman›d›r”, “Büyük Ortado¤u Plan› emperyalizmin oyunudur”, “6. Filo’yu unutma katil Bush” vb. dövizleri kendilerine destek veren ILPS ve DDSB aktivistleriyle bebareber tafl›d›. Saat 12:30’da bafllayan bas›n aç›klamas›n› yapan Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi Baflkan› Hasan Sonkaya, emperyalistlerin bölge ve dünya halklar› üzerinde oynamay› sürdürdü¤ü oyunu bofla ç›karman›n bir yolunun da ‹stanbul’da 28-29 Haziran’da yap›lmak istenen NATO Zirvesine izin vermemekten geçti¤ini çünkü NATO Zirvesine karfl› ç›kman›n emperyalistlerin ve onlar›n yerli uflaklar›n›n ülkemiz iflçi ve emekçileri üzerinde giderek artan hak gasplar›na, iflten ç›karmalara, özellefltirmelere ve ülke de¤erlerinin talan edilmesine/ettirilmesine karfl› ç›kmak oldu¤unu ifade etti. Polisin yo¤un y›¤›nak yapt›¤› bas›n aç›klamas› “Yaflas›n Tuzla direnifli-
miz”, “NATO’ya hay›r, üsler kapat›ls›n”, “NATO’ya karfl› genel grev genel direnifl”, “Birlik mücadele zafer” sloganlar›n›n at›lmas›yla sona erdi. * 12 Haziran Cumartesi günü Alibeyköy’de saat 8:30’da NATO ve ‹flgal Karfl›t› Birlik ad›na yüz kiflilik bir grup taraf›ndan yap›lmak istenen bas›n aç›klamas›na polis, biber gaz› kullanarak sald›rd›. Cengiz Topel Caddesinin giriflinde toplanan ve “Savafl örgütü NATO’yu da¤›taca¤›z-Alibeyköy NATO ve ‹flgal Karfl›t› Birlik” imzal› pankart açan grup, meflaleleri yakarak yürüyüfle geçtiler. Caddeyi trafi¤e kapatan ve “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “‹stanbul’da NATO’yu da¤›taca¤›z” sloganlar›n› atan grubu çember içine alan çevik kuvvet, meflaleleri söndürmelerini, “izinsiz bir gösteri yapt›klar›” ve “yolu trafi¤e kapatt›klar›” gerekçesiyle gözalt›na alacaklar›n› söyledi. Hemen ard›ndan gruba cop ve biber gaz› kullanarak sald›ran çevik kuvvet ile NATO karfl›tlar› aras›nda k›sa süren çat›flman›n ard›ndan eylemciler ara sokaklara da¤›ld›lar. 20 kifli ise gözalt›na al›nd›. Ard›ndan ara sokaklardan ç›k›p ana caddeye gelen bir grup, panzerlere tafl atarak “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Yeniden ara sokaklara giren eylemcilerin ard›ndan çok say›da sivil ve resmi polis arac› uzun bir süre ara sokaklarda dolaflt›. Bu esnada sakinleflmifl görünen çat›flman›n gerçekleflti¤i caddede bir grup yeniden bir araya gelerek çevredeki esnaf ve halka yapt›klar› propagandada sald›r›n›n hiçbir meflru yan›n›n olmad›¤›n›, faflizmin NATO Zirvesi dolay›s›yla daha da azg›nlaflt›¤›n›, ‹stanbul’da yap›lmas› planlanan NATO Zirvesinin dünya halklar›na zulüm getirece¤ini ve NATO’nun ‹stanbul’da da¤›t›lmas› gerekti¤ini anlatt›lar. Gözalt›na al›nan 20 kifli ise, gece hastaneye götürülerek 13 Haziran Pazar günü ç›kar›ld›klar› Savc›l›k taraf›ndan serbest b›rak›ld›. * “Esenyurt NATO ve ‹flgal Karfl›t› Platform 6 Haziran günü Esenyurt Cumhuriyet Meydan›’nda bas›n aç›k-
18-30 Haziran 2004
18
‹stanbul
lamas› yapt›. “NATO’ya Hay›r/Emperyalist ‹flgale ve Savafla Son” yaz›l›, platformun imzas›n› tafl›yan pankart› açan kitle “Katil ABD Ortado¤u’dan Defol”, “Emperyalistler, ‹flbirlikçiler 6. filoyu Unutmay›n” sloganlar›n› att›. Platform ad›na okunan bas›n aç›klamas›nda emperyalizmin ve onun yay›lma silah› NATO’nun bugüne kadar girdi¤i her yere ölüm, iflkence ve açl›k getirdi¤i, Türkiye’deki uflaklar›n da buna kat›lmak istedi¤i belirtildi. Bas›n metninin sonunda “Bizler sessiz kald›¤›m›z sürece bunlar›n sald›rganl›¤› daha da pervas›zlaflacakt›r. Bunun için sald›r›lar›n hedefinde olan kesimler olarak sessiz kalarak boyun bükmektense halk olman›n onuruyla sald›r›lara karfl› ç›kmak zorunday›z. Hakl› olan bizleriz” denildi. * 21 May›s 2004’te ‹stanbul Valili¤i’nin “NATO Zirvesi Öncesi Ve Sonras›nda Düzenlenebilecek Etkinlikler Nedeniyle Tespit Edilen Alan ve Al›nacak Emniyet Tedbirlerine Dair Karar” isimli Resmi Gazete’de yay›mlanan karar› için NATO karfl›t› avukatlar yürütmenin durdurulmas› istemiyle 8 Haziran günü saat 13:00’da ‹stanbul Bölge ‹dare Mahkemesi’nin önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak dava açt›. Belirlenen 19 yer haricinde baflka yerde etkinlik yap›lamayaca¤›n› belirten karar›n Anayasa’n›n 13. Maddesi’ne ve 34. Maddesi’ne ayk›r› oldu¤u belirtilen dava dilekçesinde “NATO Zirvesi boyunca insanlar›n ma¤dur olmamas›” için yürütmeyi durdurma istendi. NATO karfl›t› avukatlar ad›na konuflma yapan Av. ‹lke Çand›rbay “E¤er bir hak k›s›tlanacaksa buna dair bir kanun olmal› ve burada bir kanun da yok” derken bu birli¤in NATO sürecinden sonra devam edip etmeyece¤ine dair gelen bir soruya “NATO Zirvesi bahanesiyle flu ana kadar pek çok insan gözalt›na al›nd› veya tutukland›. Bunun devam› da var. NATO Zirvesinden sonra da yarg›lama süreci devam edece¤inden bu birlik NATO sonras›nda da olacak” diye cevap verdi. Çand›rbay ayr›ca kendilerinin ‹stanbul’da oluflturulan “NATO ve Bush Karfl›t› Birlik”e dahil olduklar›n› belirterek NATO sürecinde ma¤dur olan herkesin kendilerine baflvurabilece¤ini söyledi. * 12 Haziran günü Kartal Meydan›nda bir araya gelen NATO Karfl›t› Kar-
tal Platformu bileflenleri, 28-29 Haziran tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lacak olan NATO Zirvesini protesto etmek için bas›n aç›klamas› yapt›lar. Bas›n aç›klamas›na yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. Bas›n aç›klamas›n› Platform ad›na E¤itim-Sen 5 No’lu fiube Baflkan› Necdet Uygun yapt›. Uygun, “‹stanbul’da yap›lacak zirve s›radan bir toplant› de¤ildir. BOP’un, karar düzeyinde ele al›narak planlanaca¤› bir zirvedir. ABD dünya ölçe¤inde hegemonyas›n› pekifltirmek için savafl örgütü NATO’yu devreye sokmak istemektedir” dedi. Aç›klaman›n devam›nda Uygun; “Biz iflsizli¤i, yoksullu¤u, açl›¤› ve iflkenceleri dayatan savafl örgütü NATO’yu istemiyoruz” dedi. MERS‹N * 5 Haziran Cumartesi günü Mersin Kufllu Camii önünde toplanan ‹flgal ve NATO Karfl›t› Gençlik Platformu üyesi yaklafl›k 25 kifli Taflbina önüne kadar yürüyüp burada bir bas›n aç›klamas› düzenlemek istedi. Pankart aç›p “Kahrolsun ABD Emperyalizmi” slogan› atarak yürümek isteyen gruba polis azg›nca sald›rd›. Biber gaz›n›n kullan›ld›¤› sald›r›da 19 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar ayn› gün ç›kar›ld›klar› mahkeme taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›lar. Platform 6 Haziran Pazar günü yeniden Taflbina’da toplanarak yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla gözalt›lar› protesto etti. * 7 Haziran Pazartesi günü Partizan, Al›nteri, ESP ve HÖC AKP il binas› önünde yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla tüm duyarl› halk› NATO Zirvesine karfl› koymaya ça¤›rd›. * 10 Haziran Perflembe günü aralar›nda Partizan’›n da oldu¤u yaklafl›k 34 kurumun bir araya gelerek kurdu¤u Demokratik Kent ‹nisiyatifi bir bas›n aç›klamas› düzenleyerek yaklafl›k 1 hafta boyunca NATO ve Bush’a karfl› bafllatt›klar› imza kampanyas›n› duyurdular. * Tarsus’ta Partizan, ESP ve Devrimci Parti Güçleri taraf›ndan kurulan Emperyalizm ve NATO Karfl›t› Devrimci Birlik 12 Haziran Cumartesi Günü bir bas›n aç›klamas› yaparak NATO Zirvesini protesto ettiler. Saat 12.30’da AKP ilçe binas› önünde toplanan kitle “Emperyalizm kaybedecek, biz kazanaca¤›z”, “Kahrolsun ABD emperyaliz-
mi”, “Çukurova iflçisi yaln›z de¤ildir” dövizlerini tafl›d›lar. Grup ad›na aç›klamay› okuyan Emrah Topalo¤lu “emperyalizmin Irak’ta sergiledi¤i katliamc›, tecavüzcü yönü bizlere NATO’nun insanl›¤a bar›fl, demokrasi de¤il, savafl ve açl›ktan baflka bir fley getiremeyece¤ini gösteriyor. Bunun için NATO Zirvesine hay›r demeliyiz” dedi. AKP hükümetinin de bu Zirvede NATO’nun güvenli¤ini sa¤lamak amac›yla 33 trilyonluk bir bütçe ay›rd›¤›n›, ama iflten at›lan Çukurova iflçilerinin sorunlar› çözme noktas›nda ad›m atmad›¤›n› söyleyen Topalo¤lu sözlerini “bizler Emperyalizm ve NATO Karfl›t› Devrimci Birlik olarak diyoruz ki: sömürünün hiçbir türlüsünün yaflanmamas› için, tüm sömürülen, ezilen halk›n ‘68 gençlik hareketinin anti-emperyalist ruhunu kuflan›p emperyalist gericili¤e karfl› mücadele etmesi gerekmektedir” diyerek bitirdi. Kitle “Çukurova iflçisi yaln›z de¤ildir”, “NATO halklar›n katilidir”, “Emperyalistler, iflbirlikçiler 6. filoyu unutmay›n” sloganlar›yla eylemine son verdi. ADANA Adana “Emperyalizm, NATO ve ‹flgal Karfl›t› Platform” NATO’ya ve iflgale karfl› Ortado¤u halklar›yla dayan›flma gecesi düzenledi. Mimarsinan Aç›k Hava Tiyatrosu’nda gerçekleflen etkinlikte Gurup Yol, Vardiya Müzik Toplulu¤u ve Grup Munzur sahne ald›. Ayr›ca slayt gösteriminin yap›ld›¤› geceye sloganlar ve coflku hakimdi. Etkinlikte 28-29 Haziran’da ‹stanbul’da gerçeklefltirilmesi düflünülen zirveye dikkat çekilerek kendisine insan›m diyen herkesin Irak’taki iflkence foto¤raflar›ndan sonra bu zirveye karfl› ç›kmas› gerekti¤inin alt› çizildi. Etkinlik genel olarak coflkulu geçerken polisin, Tertip Komitesi tüm yasal sorumlulu¤u almas›na ra¤men TAYAD’›n pankart›n› indirmesi gerginlik yaratt›. ‹nce Memed KitapKafe ve Yeni Demokrat Gençlik dergisi okurlar› da etkinli¤e kat›ld›lar. Yap›lan konuflmalar s›ras›nda “‹stanbul NATO’ya mezar olacak”, “NATO’ya geçit vermeyece¤iz”, “‹flgale de¤il direnifle ortak ol” vb. sloganlar at›ld›. 19 Haziran’da ‹ncirlik’te yap›lacak bas›n aç›klamas›na ça¤r› yap›larak etkinlik sona erdirildi.
37 ANKARA * NATO Zirvesinde ‹stanbul’u emperyalistlere dar etmek amac›yla kurulan “Bush’a, NATO’ya, Emperyalizme Karfl› Ankara Platformu” da etkinlik program› ç›kararak çal›flmalar›na h›z verdi. ‹lk eylemini 1 Haziran günü YKM önünde düzenleyen Platform; NATO’nun gerçek yüzünü ortaya koyarak, zirvenin ‹stanbul’da yap›lmas›n› protesto etti. Yine haz›rlanan eylem program› çerçevesinde 8 Haziran günü saat 12:30’da E¤itim-Sen binas› önünde bir araya gelen Platform bileflenleri bir bas›n aç›klamas› yaparak, imza standlar›n›n duyurusunu yapt›lar. “NATO’ya hay›r, üsler kapat›ls›n”, “ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar›n›n at›ld›¤›, Irak’ta yaflanan iflkence foto¤raflar›n›n tafl›nd›¤› eylemde KESK Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü ‹smail Sa¤d›ç Erdo¤an’›n G-8 Zirvesine gitmesini elefltirerek Ortado¤u vizyonunun savafl ve iflgal oldu¤unu söyledi. Direnen halklar›n yan›nda olacaklar›n› aktaran Sa¤d›ç, ‹stanbul Valili¤i’nin 16 eylem alan› vermesinin kabul edilemez oldu¤unu vurgulad›. ‹mza standlar› Ziya Gökalp Caddesi üzerinde, Konur Sokak’ta ve Onur Çarfl›’n›n karfl›s›nda kuruldu. * Platform eylemliliklerine 11 Haziran günü yapt›¤› suç duyurusu ile devam etti. Saat 12:30’da bir araya gelen Platform bileflenleri; “‹stanbul’u NATO’ya dar edece¤iz” sloganlar› atarak Ankara Adliyesi’nin önüne yürüdüler. Burada Platform ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹smail Sa¤d›ç; Tayyip Erdo¤an’›n G-8’in misyonerli¤ine soyundu¤unu söyleyerek, demokrasi ve insan haklar›n›n dünya halklar› için katliam oldu¤unu belirtti. Ard›ndan George W. Bush’un iflledi¤i suçlar› içeren metin okundu. Bush’un yakalanmas› için Bas›n Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunuldu. Platformun önümüzdeki günlerde yapmay› düflündü¤ü eylem program› ise flöyle; -23 Haziran 2004 Saat 12:30 Akay Caddesi ile Tunus Caddesi’nin kesiflme yerinde buluflulup ABD Büyükelçili¤ine yürünecek ve bas›n aç›klamas› yap›lacak.
‹stanbul
37 -26 Haziran 2004 Ankara’da büyük bir miting yap›lacak. * Her Cumartesi günü saat 18:00’de Yüksel Caddesi’nde bir araya gelen NATO’ya Karfl› Gençlik Platformu üyeleri buradan Sakarya Caddesine yürüyorlar. 5 Haziran’da her Cumartesi oldu¤u gibi tekrar bir araya gelen gençler; “‹stanbul’u NATO’ya dar edece¤iz” yaz›l› pankart açarak “NATO’ya hay›r” slogan›n› hayk›rd›lar. Burada bir bas›n aç›klamas› yaparak Sakarya’ya do¤ru yürüyüfle geçtiler. Kald›raç, SGD, Ekim Gençli¤i, Devrimci Parti Güçleri, SDP gençli¤i, Gençlik Dernekleri ve Partizan flamalar› ile Yeni Demokrat Gençlik eylemdeki yerlerini al›rken kitlenin coflkusu dikkat çekiciydi. Polisin yo¤un y›¤›nak yapt›¤›, yoldan geçenlerin ilgiyle seyretti¤i eylemde Gençlik Derne¤i Müzik Grubu seslendirdi¤i türkülerle gençli¤i kavgaya ça¤›rd›. Bir önceki gün Gazi Üniversitesi’nde sald›r›ya u¤rayan SDP gençli¤inden bir ö¤rencinin hastaneye kald›r›ld›¤›n› belirten bir genç, yapmak istedikleri bas›n aç›klamas›na faflistlerin müdahale etti¤ini, kendilerinin de buna karfl›l›k verdi¤ini söyledi ve polisin ortam› provoke ederek havaya atefl açt›¤›n› aktard›. SAMSUN ‹stanbul’da yap›lacak NATO Zirvesi öncesi Samsun’da KESK’in ça¤r›s›yla bir araya gelen siyasi partiler, KESK’e ba¤l› sendikalar, dernek, devrimci ve sosyalist bas›n çal›flanlar› taraf›ndan Samsun NATO Karfl›t› Platform oluflturuldu. Oluflturulan Platformun bas›na ve kamuoyuna duyurusunu Platform Sözcüsü BES Samsun fiube Baflkan› Mustafa ‹htiyaro¤lu, E¤itim-Sen Samsun flubesinde 4 Haziran Cuma günü akflam 16:00’da yapt›. NATO’nun kurulufl amac›, yeni misyonu ile yeniden örgütlenmesinin nedenlerinin aktar›ld›¤› bas›n aç›klamas›n› okuyan Mustafa ‹htiyaro¤lu “Dünyan›n bütün ilerici, ayd›n ve devrimci güçleri ile birlikte bizler bu sald›r› karfl›s›nda mücadele örgütlemeli, verilecek mücadelede yerimizi almal›y›z. NATO’nun yeni misyonu ile yeniden do¤uflu mutlaka engellenmeli, insanl›k düflman› güçlerin bu eli kanl› savafl ve terör örgütü tümüyle da¤›t›lmal›d›r. Bizler NATO karfl›t› bir eylem grubu oluflturmufl bulunuyoruz. Oluflturdu¤umuz Platform, NATO karfl›t›y›m diyen tüm demokratik kitle örgütlerine ve siyasi partilere aç›kt›r” fleklinde konuflarak halk›m›z› NATO karfl›s›nda bilgilendirmek için Platform’un yapaca¤› çeflitli etkinlikleri duyurdu. Samsun NATO Karfl›t› Platform’u oluflturan kurumlar: KESK’e ba¤l› ESM, BES, Enerji ve Yap› Yol-Sen,
19 SES, Samsun Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Partizan, Ekim Gençli¤i, Kald›raç, ÖDP, SDP, DEHAP, EMEP, TKP ve Halkevleri. Samsun’da NATO öncesi oluflturulan Platform etkinlik ve eylemleri: -Halk›m›za NATO gerçekli¤inin anlat›laca¤› merkezi yerlerde standlar kurulmas›. -16 Mart’ta Forum 19 Haziran’da miting ve mitinge ça¤r› afifl ve bildiri çal›flmas›. D‹YARBAKIR Diyarbak›r’da oluflturulan NATO’ya Karfl› Gençlik Platformu, NATO’nun ‹stanbul’da yapaca¤› zirveyi protesto etmek amac›yla 3-18 Haziran tarihleri aras›nda imza kampanyas›
bafllatt›. Platform ad›na stand açmak için Yeniflehir Belediyesi’ne baflvuru yap›l›rken Belediye’nin izin vererek gösterdi¤i Sanat Soka¤› girifli ‹fl Bankas› önüne 5 Haziran Cumartesi günü saat 11:00’de “NATO Defol”, “Halklar›n katili NATO’ya Geçit Yok” NATO’ya Karfl› Gençlik Platformu pankartlar›yla stand aç›ld›. Stand aç›l›r aç›lmaz çevreye yo¤un y›¤›nak yapan TMfi ekipleri, Çevik Kuvvet polisleri ile stand açanlar aras›nda tart›flma yafland›. Platform üyeleri Belediye’den ald›klar› izin belgesini Güvenlik fiube Müdürü’ne gösterirken, Güvenlik fiube Müdürü bu izni kendilerinin vermedi¤ini, kamu alan›n›n iflgal edildi¤i gerekçesiyle stand›n kald›r›lmas›n› yoksa müdahale ederek gözalt›na alacaklar›n› söyledi. Platform üyeleri yapt›klar›n›n yasal oldu¤unu söyleyerek stand› kald›rmayacaklar›n› belirttiler. Bunun üzerine Çevik Kuvvet polisleri stand bafl›nda bulunan 13 kifliyi zorla, tartaklayarak Çevik Kuvvet otobüsüne bindirdi. Kalabal›¤›n içinde gözalt›na al›nanlara fazla fliddet kullanmamaya çal›flan polisler, 13 kifliyi arabaya al›r almaz dövmeye bafllad›. Otobüs içerisinde yaflanan arbede d›flar›dan gözükürken gözalt›na al›nanlar “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “‹nsanl›k
18-30 Haziran 2004
onuru iflkenceyi yenecek” vb. sloganlar› att›lar. Gözalt›na al›nanlar hastaneye, ard›ndan da Güvenlik fiubeye götürüldüler. Sonraki gün ayn› yerde ve ayn› saatte stand ve bas›n aç›klamas› için toplan›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda “gerek dün yaflanan hukuksuzlu,k gerek Türkiye genelinde yaflanan bask›nlar, gözalt›lar ve tutuklamalar bizleri, NATO karfl›t› mücadeleyi susturamayacakt›r. Her koflulda ve her flekilde katillerin, iflkencecilerin, iflgalci ve ›rz düflmanlar›n›n, ABD’nin ve NATO’nun karfl›s›nda olaca¤›z” denilerek “Bask›lar, gözalt›lar, tutuklamalar bizleri y›ld›ramaz”, “NATO da¤›t›ls›n üsler kapat›ls›n” sloganlar›
ciler ülkemize gelerek yeni projeler haz›rlayacaklar. Biz devrimciler olarak bu katliamlar›n, iflkence kararlar›n›n ülkemizde al›nmas›na izin vermeyece¤iz” denildi. * Malatya’da NATO ve Bush Karfl›t› Birlik bas›n aç›klamas› yapt›. 12 Haziran Cumartesi günü büyük baharatç›n›n karfl›s›nda yap›lan bas›n aç›klamas›na Birlik bileflenleri üzerinde “NATO’ ya Hay›r” yaz›l› tiflörtleriyle kat›l›rken aç›klamaya halk›n ilgisi de yo¤un oldu. Bas›n aç›klamas›nda 28-29 Haziran’da ‹stanbul’da yap›lacak Zirvenin anlam ve önemi üzerinde duruldu. BOP ve bu do¤rultuda uflak TC’nin kendisine biçilen ‘›l›ml› ‹slam devleti modeli’ ile emperyalistlerin sald›rganl›klar›nda birinci dereceden rol alaca¤›na de¤inildi. Aç›klaman›n sonunda ise ‹stanbul tüm DKÖ’lere ve duyarl› demokrat insanlara katliamlara sessiz kalmamalar› ve eylemlere kat›lmalar› yönünde ça¤r›da bulunuldu. Aç›klama sonras› okunan “Gün do¤du” marfl› ise kitlede coflku yaratt›. Aç›klamadan sonra halka siyah kurdele da¤›t›ld›. Eylemde “NATO’ya Hay›r!”, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek!” , “‹stanbul’u NATO’ya dar edece¤iz”, “Emperyalistler, ‹flbirlikçiler, 6. Filo’yu unutmay›n!” vb. sloganlar at›ld›.
at›ld›. Emniyetin keyfi engellemelerine karfl› stand aç›l›fl› gerçekleflti. MALATYA Malatya’da 4 Haziran 2004 tarihinde NATO ve Bush Karfl›t› Birlik kuruldu. 28-29 Haziran’daki NATO Zirvesine karfl› birlikte hareket etmek üzere; ILPS, ESP, DHP, EKB, HÖC, Gençlik Derne¤i, Partizan ve SGD-G NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in Malatya bileflenini oluflturdular. 5 Haziran’da AKP il binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla kuruluflunu bas›na deklare eden birlik, bas›n aç›klamas›nda 1 Nisan’da TAYAD ve Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin valili¤in emri ile NATO zirvesinin güvenli¤i gerekçesiyle kapat›ld›¤›na de¤indi. Irak’taki, Filistin’deki iflkence, katliam ve tecavüzlere de de¤inilirken “ABD’nin Irak’a nas›l demokrasi götürdü¤ünü gördük. Ülkemizde ise bu katil ve iflkencecilerin gelmesi için insanlar›m›z tutuklan›yor derneklerimiz kapat›l›yor” denildi. Ayr›ca aç›klamada “ABD di¤er emperyalistlerle birlikte Ortado¤u, Afrika ve Asya’ya kadar uzanan bölgelerde hakimiyet sa¤lamak için BOP’u uygulamak istiyor. Katiller, iflkenceciler, iflgal-
ADIYAMAN KESK Güneydo¤u Bölge temsilcili¤i 5 Haziran tarihinde saat 14.00’te NATO karfl›t› ve sürgünlerle ilgili bir miting düzenledi. Mitinge Marafl, Antep, Malatya, Adana, Tarsus, Mersin, Urfa, Diyarbak›r, Siirt, Batman, Elaz›¤, Dersim illerinin kat›l›m› oldu. Ad›yaman Karap›nar Mahallesi’nde pankartlar›n›n arkas›nda toplan›larak kortejler oluflturan ve Uzay Center’a kadar sloganlarla yürüyen emekçiler taleplerini dile getirdiler. Kitle yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Birlik mücadele zafer”, “‹stanbul NATO’ya mezar olacak” vb. sloganlar›n› att›. Ad›yaman üniversite gençli¤i ise “YÖK kalkacak polis gidecek” slogan›n›n yan›nda Irak ve Filistin direnifli ile ilgili sloganlar att›. Alanda ise polis Ad›yaman üniversite gençli¤ini kameraya çekerek Mücadele Birli¤i okurlar›yla tart›fl›nca Tertip Komitesi’nin müdahalesi ile sahnenin elektrikleri kesilerek ses düzeni bozuldu. Provokatif bir ortam yaratan polis, kitlenin oturma eylemiyle protesto edilidi. Kitle hep bir a¤›zdan “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Direne direne kazanaca¤›z”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› att›. Ses sisteminin onar›lmas›ndan sonra Sami Evren ve KESK’e ba¤l› sendika baflkanlar›n›n da kat›ld›¤› miting, Koma Çiya ve Servet Kocakaya’n›n verdi¤i konserle halaylar çekilerek sona erdi.
18-30 Haziran 2004
20
37
Geliflmenin adresi taktikte geliflmek, pratikte yo¤unlaflmakt›r! S›n›f mücadelesinde taktik zenginli¤i yaratmak, tamamen kavray›fl ve mücadele içindeki durufl ve yürüyüfl temposundaki çok yönlülü¤e ve h›za ba¤l›d›r. Mesela, s›n›f düflmanlar›yla yüz yüze gelmeyi, soka¤a ve sald›r›ya dönük pratikleri belli takvimsel günlere ve dönemlere ba¤layan bir hareket, geliflmelere uygun taktik üretme, günceli yakalama, di¤er bir ifadeyle mücadele içinde bir taktik zenginli¤i yaratma flans›na sahip olabilir mi? Bizce olamaz. Oysa s›n›f savafl›m› onlarca, yüzlerce takti¤in üzerinde yükselir. Ve bu taktik zenginli¤i yaratmayan, bundan güç almayan bir stratejinin baflar› flans› zay›ft›r. Yine bu pratik zenginli¤i, coflku ve heyecan› yaratmayan bir parti, siyasal iktidara emin ad›mlarla yürüyen bir önderlik ve sürece yan›t olacak bir kadro ve militan tipi yaratamaz. Peki nas›l bir kadro ve militan tipi yarat›r? Hiç flüphesiz refleksleri zay›flam›fl, taktik zenginli¤i ve yarat›c›l›¤› yerine, ufku takvimsel günlerle s›n›rlanm›fl, planl› ve iradi bir tarzda sürecin kadro ve militan›n› yaratma yerine, kendili¤indenci bir tarzda “baht›ma ne ç›karsa” anlay›fl›na kendini hapsetmifl bir kadro ve militan tipini ortaya ç›kar›r. Böyle bir kadro ve militan tipiyle istenilen düzeyde illegal bir örgüt yaratmak, s›n›f düflmanlar›na karfl› partiyi korumak san›ld›¤› kadar kolay de¤ildir. Çünkü; illegal çal›flma, illegal yaflam tarz› parti bilincinden ba¤›ms›z de¤il. E¤er parti bilincinde bir zay›flama varsa; pratik ad›mlar›n zay›flamas›, at›lganl›k yerine dura¤anl›¤›n, sistemliplanl› bir çal›flma yerine sistemsiz, plans›z bir çal›flman›n yer almas› kaç›n›lmaz hale gelir. Tüm bunlar›n yafland›¤› bir yerde, Bolflevik bir çal›flma tarz›n›n gereklerinin yerine getirilmesi düflünülemez. Yine planl› çal›flma ile takvimsel faaliyetleri birbirine kar›flt›rmamal›y›z. Planl› çal›flma, parti içinde ifl bölümüdür. Planl› çal›flma, güçlerimizi baz› takvimsel günlere göre haz›rlay›p organize etmek de¤ildir. Tam aksine an›, günü ve yar›n› örgütlemektir. Bu öngörü, bu planlar, ani geliflmeler karfl›s›nda önceliklerin de de¤iflebilece¤i bilimsel bak›fl aç›s›na ve esnekli¤ine sahip olmak zorundad›r. Geliflmelere gözünü kapayan, an›, günü hesaba katmayan, mekanik-dogmatik bak›fl aç›lar›ndan kesinlikle uzak durmal›y›z. Ufku, belli günlerle, aylarla s›n›rlanm›fl bir militan “somut flartlar›n somut tahlili” ilkesinin özünü kavramam›flt›r. Bu kavray›fls›zl›¤›n; günceli yakalama, kitlelerin güncel taleplerini içeren taktik politikalar üretme, pratik ad›mlar atma noktas›nda da problemler yarata-
ca¤› aç›kt›r. Di¤er bir nokta ise, parti bilinci-sorumluluk bilinci gücünü nesnel gerçeklerden alan teori ile prati¤in uyumuyla elde edilir. Tersi yaklafl›mlar, yani araflt›rma ve inceleme perspektifinden, kitle çal›flmas›ndan canl› pratikten kopmufl militanlar›n sabah akflam parti bilinci demeleri ve bu yönlü yaz›p çizmeleri hiçbir pratik anlam ifade etmez. Sadece ve sadece partiyi oyalayarak ve kendilerini de kand›rarak bofla zaman harcam›fl olurlar. Çünkü, karfl›l›¤› olmayan, olmas› için ortaya bir çaba, bir irade konulmayan her söylem, bofl bir söylemdir. Söylemin parlak ve ateflli olmas› bu gerçe¤i de¤ifltirmez. Devrimci pratik konusunda Marks’›n “ileriye do¤ru at›lan her ad›m, her gerçek ilerleme bir düzine programdan daha önemlidir” söylemleri, bugün yaflanan dura¤anl›¤›, müdahalesizli¤i aflma noktas›nda hangi yolda yürümemiz gerekti¤inin de somut bir mesaj› niteli¤indedir. Çünkü; pratik, ayn› zamanda de¤ifltirmek için de soru sormad›r-sorgulamad›r. Çünkü, pratik heyecan ve coflku yaratmad›r; flekilsize flekil, dura¤ana hareket kazand›rmad›r. Ve yine teoriyi sosyal pratikte s›namad›r. Bu s›nama eksik ve yanl›fllar›m›z› görme ve bunu gidermek için bize de düzeltme f›rsatlar› sunar. Güncel geliflmelere gözünü kapayan, sosyal prati¤e s›rt›n› dönen her komitenin, her militan›n yapaca¤› araflt›rmalar›n, yürütece¤i polemiklerin eksik ve
yetersiz olmas› kaç›n›lmazd›r. Çünkü somut durumdan yeteri kadar beslenmemektedir. Somut durumdan beslenmeyen, gücünü nesnellikten almayan bir polemik, bir pratik duruflun, ortaya sa¤l›kl› de¤il, sa¤l›ks›z sonuçlar ç›karaca¤› aç›kt›r. Proletarya Partisinin kurucusu ve önderi ‹. Kaypakkaya yoldafl› and›¤›m›z flu dönemde O ve bir avuç yoldafl›n›n o tarihi kesitteki pratiklerinden ö¤renme görevleriyle yüz yüzeyiz. Hepimizin de çok iyi bildi¤i gibi, onlar›n etraf›nda ne yüzlerce kadro ne de pefllerinde y›¤›nlar vard›. Ve ne de büyük devrimci tarihi bir mirasa sahiplerdi. Sahip olduklar› tek fley olmas› gerekendi. Peki neydi o? O Marksizim-Leninizm ve Maoizm’e olan inançt›. Do¤ru çizginin mutlaka kazanaca¤› bilinciydi. Kitlelere duyulan sonsuz güvendi. Ve bundan hareketle mevcut say›sal durumlar›na bakmaktan çok, hakl›l›k ve meflruluklar›ndan ald›klar› güçle, olmazlar› olur k›lmak için tüm enerjilerini prati¤e yönelttiler. Bu kazanma bilinci, bu özgüven ve sorumlulu¤u yüklemiflti. Dahas› bu, onlar›n varl›k kofluluydu. Bunlar yap›lmadan, devrimci ve komünist kimli¤ine sahip olunamaz. Bunlar yap›lmadan, derin bir halk sevgisinden, ezilenlerin ac›lar›n› paylaflmaktan söz edilemez. ‹flte o bir avuç devrimci ve komünist militan› üniversite iflgallerine, anti-emperyalist gösterilere, toprak iflgallerine, grev çad›rlar›na, halk düflmanlar›ndan hesap sorma
prati¤ine yönelten, sahip olduklar› o devrimci ve komünist iradenin gücüydü. Bedel ödemeden, kazanman›n mümkün olamayaca¤› bilinciydi. Önder yoldafl› and›¤›m›z bu süreçte, öncelikle ö¤renmemiz gereken onun yön verdi¤i bu pratik ve bu prati¤e uygun olarak flekillendirdi¤i kadro ve militan tipidir. Elbette ki söz konusu süreçte var olan tüm kadro ve militanlar›n bu politikaya uygun olarak flekillendi¤ini iddia etmek objektif bir yaklafl›m olamaz. Burada sözünü etti¤imiz bu yönelime uygun flekillenen kadro ve militanlar›n ortaya koydu¤u s›n›rs›z özveri gerçe¤idir. Dikkat ederseniz, bu pratikte ifl yapmamak için mazeret üretmek yoktur. Tam aksine “koflullar” teorisine s›¤›nmadan, yap›lmas› gereken her fleyi yapma cüreti ve cesareti vard›r. Devrimcileri ihbar eden halk düflmanlar›ndan hesap sormalar›nda, halka zulüm eden militarist odaklara yönelmelerinde, hep bu gerçek prati¤i görürüz. Ne yaz›k ki bugün yaflanan birçok baflar›s›zl›¤›n veya istenilen devrimci militanl›¤›n yarat›lamamas›n›n nedeni de kadro ve militanlar›m›z›n o tarihi kesitte tafl›nan o özelliklere yeteri kadar sahip olmamalar›d›r. Bunun birçok nedeni var. Kuflkusuz bu durum, ülke ve dünyadaki geliflmelerden ba¤›ms›z de¤ildir. Bu durum, bafll› bafl›na ele al›n›p de¤erlendirilmesi gereken bir konudur. Burada bizim üzerinde durmaya çal›flt›¤›m›z, söz konusu sürecin kadro ve militan tipinde var olan bu devrimci ve komünist özelliklerin görülmesi ve bugünkü sürecin olumsuzluklar›n›n afl›lmas› için o cesur ve at›lgan militan kiflili¤in kuflan›lmas› gerekti¤i gerçe¤idir. Ve prati¤imizden ö¤renme gerçe¤i de budur. Daha da somutlarsak, yan› bafl›m›zda süren emperyalist iflgale ve Haziran’da yap›lacak olan NATO Zirvesine karfl› “68 kufla¤›” ve bu kufla¤›n, iflkencehanelerde, dara¤açlar›nda, K›z›ldere’de direnerek flehit düflen devrimci, komünist önder ve kadrolar›n anti-emperyalist mücadele bilinçlerini kuflanarak soka¤a yönelmektir. Tüm dezavantajlara ra¤men hiçbir mazerete s›¤›nmadan yap›lmas› gereken her fleyi yapmakt›r. Hiç kimse bugün sahip olunan imkanlar›n o günden az oldu¤unu iddia edemez. O halde sorun nerede? Sorun, o gün tafl›nan devrimci dayan›flma, devrimci coflku ve heyecan›n bugün yeteri kadar tafl›nmamas›ndad›r. Bu gerçe¤i devrimci ve komünist flehitleri sahiplenmede, anmada, güncel geliflmeler karfl›s›nda pratik tav›r koymada; ‹. Kaypakkaya yoldafl›n söylemiyle “halk›n inleyiflleri” karfl›s›nda ortaya konulan tutumda görmek mümkündür.
☞
21
37 Bunu de¤ifltirmek, her fleyden önce sistemi hedefleyen hakl› ve meflru olan her türlü eyleme kat›lmakt›r. Bu tür eylemlerin örgütleyicisi ve soka¤a yönelteni olmakt›r. Burada güç faktörünü tabi ki göz ard› etmiyoruz. Ama esas sorunun bundan de¤il, kavray›fls›zl›ktan ve bu kavray›fls›zl›¤›n yön verdi¤i pratikten kaynakland›¤›n› düflünüyoruz. Çünkü, bir bas›n aç›klamas›, bildiri, afifl, sokak gösterileri, toplu mekanlarda kitlelere dönük propaganda faaliyeti çok büyük de¤il, küçük kuvvetlerle de yayg›n bir tarzda ortaya konulacak pratiklerdir. Yine bu yönlü d›fl›m›zda geliflen pratiklere de her alanda bulunan kurumlar›m›z vas›tas›yla mutlaka kat›lmal›y›z. Bu konuda teorik olarak ortaya
konulan do¤ru anlay›fl›m›z›n pratikte uygulanmas› için her militan›m›z›n azami çaba göstermesi gerekir. Son süreçteki tüm pratiklerimiz ve etkinliklerimizi her militan›m›z bu bilinç ve sorumlulukla ele al›p de¤erlendirmelidir. Herkes her fleyden önce kendi prati¤ini masaya yat›rmal›d›r. Emperyalist iflgali protesto eylemlerinde, 1 May›s eyleminde, 24 Nisan ve 18 May›s sürecinde, yine YÖK karfl›t› vb. güncel geliflmeler karfl›s›nda neler yap›labilirdi? Ve ben ne yapt›m? Yine bu pratik süreçte yeni yeni insanlar› sürece katma ve var olan geri arkadafllar› daha da ileriye tafl›ma noktas›nda ortaya somut bir verim ç›karabildim mi? Madem prati¤in de¤ifltiricili¤ine ve dö-
PUSULA KEND‹ GÜCÜNÜ ANLAMAK Örgütsüz kitlelerin say›s› s›n›rs›z da olsa gücü s›f›rd›r. Kitlelere güç katan onun say›sal bileflimi de¤ildir. Kitlelerin gücü, örgütlenmesinde yatmaktad›r. Bundand›r ki niceli, nitel güce dönüfltürmek için s›n›f bilincine ve bunun maddi güce dönüflümü olan örgüte ihtiyaç vard›r. Say›sall›¤›n maddi güce dönüflüm motoru; s›n›f bilinci ve örgüttür. Bu güce varmak, bununla donanmak, s›n›f bilinçli proletaryan›n temel görevidir. Sömürülen ve ezilenlerin kendi gücünü anlamalar› demek, örgütlenmenin ve devrimin bir ihtiyaç oldu¤unu anlamalar› ve buna uygun örgütlenmeleri demektir. Bu örgütlenmenin en ileri ad›m› ise Parti’dir. Parti, proletaryan›n ve sömürülen-ezilenlerin, “alttakilerin” en ileri örgütüdür. En ileri kalesidir. Bu kalenin sa¤laml›¤› onun ideolojik gücünden, politik yetkinli¤inden, örgütsel deney ve tecrübesinden, kadrolar›n, militanlar›n bilinç ve cesaretinden, manevi sayg›nl›¤›ndan gelir. Örgütlü bir yap›n›n gücü onun say›sal gücünden her zaman fazlad›r. Örgütlü yüzün gücü yüz de¤ildir, bu güç, yüz kat daha fazlad›r. Gücün s›rr› say›da de¤il, örgüttedir. Örgütlü gücün, kendisinden kat be kat say›sal ço¤unlu¤u harekete geçirme, yönlendirme, etkileme boyutu kendi say›sal gücünden her zaman çok fazlad›r. Bundand›r ki az say›da örgütlü bir güç kendisinden kat be kat örgütsüz ço¤unluktan daha etkilidir. fiayet örgütlü gücün s›rr› kendi say›sal gücünde de¤ilse o zaman say›sal gücünden fazla kendisine güç katan nedir? Bunun yan›t› bilimsel dünya görüflüdür, hedef ve amac›n bilimselli¤idir, tafl›nan iddian›n hakl›l›¤› ve meflrulu¤udur. Kolektif irade, çelik disiplindir. Eylem ve irade birli¤idir. ‹nanç ve kararl›l›kt›r. Cesaret ve cürettir. Tüm bunlarla birlikte bilinç, çözümleme gücü, örgütleme ve yönlendirme yetene¤i, ortaya ç›kan engelleri aflmada gösterilen taktik ustal›kt›r.
Bundand›r ki egemenlerin en fazla korktu¤u an, ezilenlerin, sömürülenlerin örgütlenmeye bafllad›¤› and›r. Burada bafllar her türlü çat›flma; burada bafllar s›n›flar›n birbirini alt etme hamleleri. Bu hamlelerin üstünlük sa¤lamas›, örgütlü olma gücünün bilincine varmak, buna uygun ad›mlar›n güçlendirilmesini h›zland›rmakt›r. Ezilenler ezenlere karfl› mücadele ad›mlar›n› süreklilefltirerek güçlendirmek istiyorlarsa güçlü örgütlülükler yaratmak zorundad›rlar. Örgütün bir silaha dönüflmesi, onun ifllevli hale gelmesidir. Do¤ru iflleyen örgüt mekanizmas›, çal›flan, üreten, yaratan, örgütleyen, etkileyen, de¤ifltirip dönüfltüren kadrolar, militanlar, taraftarlar örgütü güçlü bir silah haline getirir. Örgüt s›n›f savafl›m yasalar›na, devrimin geliflim yasalar›na uygun hareket etti¤i sürece, s›n›f savafl›m›n›n ilke ve kurallar›na uygun yürüdükçe, yenilmez bir ordu yarat›r. Devrimci enerjinin, devrimci yarat›c›l›¤›n ve devrimci giriflimin büyük bir ustal›kla birlefltirilmesi, s›n›f bilinciyle mümkündür. Bu bilincin, hakim s›n›flara karfl› savafl›m için güce dönüflmesi, örgütlenmekle baflar›l›r. “Kitlelerin gücü örgütlenmesinde yatar”, dedik. Gücünün düzeyini ise mücadele ortaya ç›kar›r. Ufkunu geniflleten, yeteneklerini gelifltiren, iradesini çeliklefltirip, zihinsel aç›kl›k kazand›ran mücadeledir. Mücadele edilmeden hiçbir fley kazan›lamaz. Bilinçli, planl› ve örgütlü mücadele kitlelerin gücünü büyütecektir. Burjuva feodal karanl›¤›n içinde kaybolmufl kitlelerin e¤itimi ancak mücadele ile elde edilir. Sömürücü egemenler, kitlelerin örgütlenmeleri karfl›s›nda suskun kalmaz, bofl durmaz. Onlar da kendi s›n›fsal ç›karlar› için ve mevcut sistemlerinin devam› için harekete geçer. Kitlelerin kendi öz güçlerine güvenip örgütlenmelerini engellemek için sadece onlara karfl› bask› ve zulüm politikalar› uygulamaz; ayr›ca onlar›n düflünme yeteneklerini körelt-
nüfltürücülü¤üne inan›yoruz, o zaman bu pratiklerin baflta bizde olmak üzere bulundu¤umuz alanda küçük çapl› da olsa bir de¤iflim yarat›p yaratmad›¤›n› de¤erlendirerek ortaya sonuçlar ç›karmal›y›z. Dahas› ortada böyle somut bir sonuç yoksa, izledi¤imiz prati¤i ve yaklafl›m tarz›m›z› sorgulamal›y›z. Ama varsa o zaman bunu daha da büyütüp, kal›c› ve sistemli bir hale getirmeliyiz. Do¤ru olan ve yap›lmas› gereken budur. Daha da somutlarsak, de¤erlendirme demek; ortaya objektif ve somut sonuçlar ç›karmakt›r. Bu sonuçlardan hareketle, eksiklikleri giderme, yanl›fllar› terk etme, do¤rular› da tekrarlama de¤il, daha da büyüterek ileriye tafl›mameye, iradelerini, kendilerine olan güvenlerini parçalamaya çal›fl›rlar. Onlar›n devrimci düflünceler etraf›nda örgütlenme yerine daha basit düflünceler etraf›nda dolaflmaya, devrimci olmayan örgütlenmeler etraf›nda toparlanmalar›na, daha alt düzeyde talepler u¤runa mücadele etmelerine ve örgütlenmelerine müsaade eder ve bunun için her türlü olanaklar›n ortaya ç›kmas›n› kolaylaflt›r›r, her türlü hile ve yalana baflvurur. Hakim s›n›flar, bir yandan bask› ve zulüm politikalar›na ›srarla ve sistematik olarak baflvururken, di¤er yandan ideolojik-psikolojik sald›r›lara baflvurmaktan çekinmezler. Öncülerin ve kitlelerin, kendilerine olan güvenlerini azaltacak, güçlerini parçalayacak, karamsarl›k ve hayal k›r›kl›¤› yaflatacak politikalara ve hamlelere önem verirler. Örgütlü gücü d›flar›dan sald›r›larla yok edemeyece¤ini bilen hakim s›n›flar›n her zaman baflvurduklar› bir yöntem vard›r; örgüte ve örgütlenmeye karfl› ideolojik-psikolojik sald›r›y› bafllatmak. Onlara karfl› güvensizlik tafl›yan düflünceleri yaymak, karamsarl›k tohumlar› ekmek, önder kadrolar›na ve militanlar›na karfl› fiziki ve psikolojik sald›r›lar›n› sistematik olarak art›rmak. Oysa bilinir ki, güvensizlik, düfl k›r›kl›¤› ve karamsarl›k, toplumsal kötülüklerin nedenlerini anlayamayan, çözüm bulamayan, savaflma yetene¤ini kaybeden küçük burjuvazinin ruh halidir. Bilinir ki en büyük çaresizlik, mücadeleden çekilmedir. Örgütlü güce karfl› güvensizlik duymak, sürecin özgünlü¤ünden kaynakl› yaflanan yetmezlikleri ön plana ç›kar›p, felaket tellall›¤› yapmak, her zaman karfl› devrime hizmet etmifltir. Güç, örgütlü olmakta yat›yorsa öyleyse yaflanan sorunlar› ifade etmek, belirlemek yerine; çözümler üretmek, müdahale etmek, üretilen çözümler için çal›flmak, örgütün yürüyüfl düzenini güçlendirmek, moral ve motivasyonu art›rmak gerekir. Bilinçli ya da bilinçsiz, örgütün yürüyüfl ve iflleyifl gücünü, ileri do¤ru at›lmas› gereken karar gücünü zay›flatan, irade ve eylem birli¤ini zay›flatan, ilke ve kurallar›n› bofla ç›karan her ad›m, her davran›fl ve düflünce hakim s›n›flar›n iflini kolaylaflt›r›r.
18-30 Haziran 2004 n›n yollar›n› arama prati¤ine yönelmek demektir. Yani flu do¤ru flu yanl›fl deyip temennilerde bulunmak bizim iflimiz olmamal›d›r. Çünkü; bunu söylemek var olan durumu tespit etmektir. Her pratik eylem sonucunda yap›lan de¤erlendirmeler neticesinde ortaya ç›kar›lan do¤rular üzerinde ›srarla yürümeye devam etmektir. Ertelemeci, takvimsel düflünüfl tarz›, özü itibar›yla ifli kendili¤indencili¤e b›rakmakt›r. Do¤ru tespitleri, do¤ru söylemleri pratikle uyumlu hale getirmemektir. Bu tarz bir flekilleniflin, bu tarz bir duruflun s›n›f savafl›m›na kataca¤› pek fazla bir fleyi olamaz. Bu gerçe¤i görmek için, tarihi tecrübeleri do¤ru bir tarzda okumak bile yeterli olacakt›r. Halka açl›k ve zulümden baflka bir fley vermeyen bir devletin gücü ekonomik-askeri gücünden çok, kitlelerin örgütsüzlü¤ünde yatar. Hakim s›n›flar bir yandan ekonomik-askeri gücünü art›r›rken di¤er yandan kitlelerin her türlü ekonomik-demokratik-siyasal örgütleme gücünü parçalamak, etkisiz k›l›p zay›f düflürmek için çal›fl›r. Politikalar üretir, yeni düflünceler gelifltirir, bask› ve eziyet politikalar›na h›z katar. Kitlelerin örgüte dönüflme ad›m ve hamlelerini ezmeye, yok etmeye giriflir, yo¤un bir sald›r› politikas›na yönelir. Ancak, halk süreç içinde bask› ve fliddetten korkmayacak, hile ve aldatmacaya, her türden manipülasyona karfl› ç›kmay› ö¤renecektir. Yaflad›klar› gerçekler ve onlar› çevreleyen, kuflatan koflullar üzerine düflünmeye ve kafa yormaya bafllayacakt›r. S›n›f bilinçli proleterlerin sürece ve geliflmelere, yaflanan gerçeklere iliflkin düflünce ve söylemlerine, örgütleme, devrimi gerçeklefltirme politikalar›na dikkatlice kulak verip, anlamaya çal›flacakt›r. Kitlelerin yeterince s›n›f bilinciyle tan›flm›yor olmalar› onlar›n geri ve kavray›fls›z olduklar›n› getirmez. Yaflanan çeliflkiler, çekilen ac›lar kitlelerin kavrama ve alg›lama güdülerini güçlendirir. Bu s›n›f güdüleri s›n›f bilincinin k›v›lc›mlar› olacakt›r. Ac› ve gözyafl›na açl›k ve sefalete çare olacak olan sadece örgütlü mücadele olacakt›r. Yoksulluk ve cehaleti ortadan kald›racak, her türlü s›n›fsal-ulusal-cinsel köleli¤i tarihin çöplü¤üne gömecek olan dipten gelen devrim dalgalar› olacakt›r. “Proletaryan›n örgütten baflka hiçbir silah› yoktur” kavray›fl›na o muzaffer güce s›n›f bilinçli proleterlerin mücadelesi sayesinde eriflilecektir. ‹deolojik muzaffer güç, maddi örgütsel güce mutlaka dönüflecektir. Bunun yolu bellidir. S›n›f bilinci, silah ve örgüt! Kitleleri bu yaflan›lmaz dünyadan kurtaracak olan budur. Yüzy›l önce söylenen, flu bilge insan›n sözüne kulak verelim. “Kurtlar aras›nda yaflayanlar›n kurtlaflmas› gerekiyor. ‹yi ama sa¤duyulu bir insan toplumunda kurtlara yer yoktur.” Lenin
18-30 Haziran 2004
22
37
Nepal’de Halk Savafl›na karfl› bask›lar art›yor
Nepal’de Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in liderli¤inde yürütülen Halk Savafl›nda stratejik denge aflamas›ndan stratejik sald›r› aflamas›na geçiflin haz›rl›klar›n›n yap›ld›¤› bir süreçte pek tabi ki Nepal gerici devletinin sald›r›lar› da olanca yo¤unlu¤u ile sürüyor. Ancak bu sald›r›lar yaln›zca Nepal devleti ile s›n›rl› kalm›yor. Baflta ABD olmak üzere çeflitli emperyalistler ve bunun yan›nda Hindistan yay›lmac› devleti de Nepal’de ülkenin % 70’ini kontrolü alt›nda tutan ve zafere ilerleyen Halk Savafl›’na karfl› sald›r›lar›n› yo¤un-
laflt›r›yor. ABD emperyalistleri Nepal Kraliyet Ordusu ile ortak tatbikat ve e¤itim ad› alt›nda askerlerini Nepal’e gönderirken, Hindistan devleti de Nepal Komünist Partisi (Maoist)’in kadro ve sempatizanlar›n› tutukluyor ve gerici Nepal devletine teslim ediyor. NKP(M) MK Siyasi Büro üyesi Yoldafl Gaurav (Chandra Prashad Gajurel) ve Merkez Komite üyeleri Matrika Yadav ve Suresh Ale Magar olmak üzere bir dizi kadro ve militan tutuklanm›flt›. Bu tutuklama ve Nepal devletine iade etme sald›r›lar›na 2 Haziran günü bir yenisi daha eklendi. Hindistan’›n Patna kentinde NKP(M)’nin 11 lider ve kadrosu tutukland›. 2 Haziran günü tutuklananlar aras›nda NKP(M) Merkez Komite üyeleri Kulaprasad KC, Lokendra Bista, Anil Sharma; Birleflik Devrimci Halk Konseyi Merkez Komite üyeleri Kumar Dahal, Hitbahadur Tamang; Tüm Nepal Köylü Örgütü (Devrimci) üyesi Chitra Bahadur Shrestha; Nawar Ulusal Kurtulufl Cephesi eski baflkan› Dilip Maharjan da bulunuyor. Anti-emperyalist Devrimci Forumu, Nawar Ulusal kurtulufl Cephesi ve NKP(M) yapt›klar› aç›klamalarda 11 kiflinin Bihar Eyaletinin baflkenti Patna’da tedavi ve di¤er iflleri için bulunduklar› s›ras›nda tutukland›klar›n› bildirdiler. “DÜNYANIN EN GEN‹fi DEMOKRAS‹S‹” Nawar Ulusal Kurtulufl Cephesi yapt›¤› aç›klamada Hint-Nepal s›n›rlar›n›n aç›k
olmas›na ve halk›n iki ülke aras›ndaki geçiflinin yasal olmas›na karfl›n “dünyan›n en genifl demokrasisi” olarak tan›t›lan Hindistan’da bu tutuklamalar›n olmas›n›n utanç verici oldu¤u vurguland›. Birleflik Devrimci Halk Konseyi Koordinatörü Baburam Bhattarai ise, Konsey Merkez Komite üyeleri Yadav ve Magar yoldafllar›n birkaç ay önce tutuklanmalar› ve Nepal Kraliyet jandarmalar›n›n eline iade edilmelerinin ard›ndan bu olay›n yaflanmas›n›n her iki ülke gericileri aras›ndaki halk karfl›t› ba¤lar› teflhir etti¤ini ifade etti ve Hindistan hükümetini n uluslararas› anlaflmalar› ve Birleflik Devrimci Halk Konseyine sempati duyan milyonlarca Nepalliyi dikkate alarak tutuklanmalar› kald›rmas›n› istedi. Ayr›ca NKP(M) Baflkan› yoldafl Prachanda da 3 Haziran günü yapt›¤› aç›klamada konuyla ilgili bilgi vererek Patna’da tutuklanan yoldafllar›n›n Parti görevleri ve fiziksel tedavi için orada bulunduklar›n› söyledi. Prachanda ayr›ca “Partimiz, feodal otokrasiye karfl› gerçek bir demokrasi için savaflan bu devrimcilerin bir an önce serbest b›rak›lmalar› konusunda güçlü bir biçimde uyar› yapmaktad›r. Demokrasisiyle övünen Hindistan hükümeti, bu savaflç›lar›n tutuklamas› ve bask›c› feodal monarfliye karfl› tavr› ile halk karfl›t› karakterini teflhir etmifltir. Partimiz, her iki ülkenin halk yanl›s› güçlerini, ayd›nlar›n›, insan haklar› örgütlerini ve genifl halk kitlelerini ve birliklerini; tutuklanan devrimcilerin güvenli¤i, sayg›nl›¤› ve serbest b›rak›lmalar› için Nepal ve Hindistan egemen s›n›flar›n›n bask›c› faaliyetlerine karfl› seslerini yükseltmeye ça¤›r›yoruz” dedi.
KALKÜTA’DA PROTESTO
5 Haziran günü Hindistan’da ABD emperyalizminin Irakl› esirlere yönelik barbarl›klar› ve Filistin halk› üzerindeki ‹srail siyonizminin katliamlar›n› k›nayan bir protesto eylemi gerçeklefltirildi. ABD’de örgütlü olan ANSWER örgütünün Irak, Filistin ve di¤er ezilen halklar›n mücadelesiyle dayan›flmak için yapt›¤› ça¤r›yla Tüm Hindistan Anti-Emperyalist Forumu, Bat› Bengal Eyalet Komitesi Kalküta’daki Amerikan Merkezine bir protesto yürüyüflü organize etti. Yürüyüflte insanl›¤a karfl› suç iflleyen emperyalistleri teflhir eden dövizler ve pankartlar tafl›nd›. Mullick Meydan›ndan bafllayarak Amerikan Merkezinde son bulan eylemde George Bush ve Ariel fiaron’un kuklalar› yak›ld›. SEUL’DE DÜNYA EKONOM‹K FORUMU PROTESTOSU
ABD protestolar› her yerde ABD emperyalizmi ve temsilcileri gittikleri her yerde halk›n protestolar›yla karfl›lan›yor. Bangladefl’in Irak’a “bar›fl gücü” askeri göndermesi konusunu ele almak üzere Dakka’da bulunan ABD Savunma Bakan› Donald Rumsfeld, halk taraf›ndan protestoyla karfl›land›. Baflkent merkezinde protesto eylemi yapan göstericiler “Geri dön Rumsfeld. Ellerinde Irakl›lar›n kan› var” fleklinde slogan att› ve Amerikan bayra¤› yakt›. Bunun yan›nda ‹talya ve Fransa’y› kapsayan üç günlük resmi ziyaretinde Bush da ayn› gösterilerle karfl›laflt›. 4 Haziran günü 150 bini aflk›n kiflinin toplan-
d›¤› Roma’da Bush ve Irak iflgali lanetlendi. Bush kendi ülkesinde de Beyaz Saray önünde fliddetli ya¤mura ra¤men toplanan yüzlerce ve San Francisco’da binlerce kifli taraf›ndan protesto edildi; Irak’taki askerlerin geri dönmesi istendi. Bush, Normandiya ç›karmas›n›n 60. y›ldönümü dolay›s›yla düzenlenen törenlerin “onur konu¤u” olarak Fransa’da da protesto edildi. Savafl karfl›t› platform ve kitle örgütleri "bar›fl düflman›" olarak nitelendirdikleri Bush’un Fransa’dan defolmas›n› istediler. Bush’a protesto amac›yla Normandiya bölgesi yerel yetkilileri de törenlere kat›lmayacaklar›n› ilan ettiler.
Paris’te Bush ve NATO karfl›t› eylem! Amerikan emperyalizminin temsilcisi George Bush’un 5 Haziran günü Büyük Ortado¤u Projesi ve emperyalist destek aray›fllar› çerçevesinde Paris’e gelece¤inin duyulmas› ile birlikte, anti-emperyalist kurumlar ve birçok çevre harekete geçti. Türkiyeli devrimci çevreler olarak (Partizan, At›l›m, Al›nteri, Dev-
rimci Demokrasi, K›z›l Bayrak, Ekmek ve Adalet, Odak) yaklaflan NATO Zirvesi ve emperyalist politikalar› teflhir etme, Haziran ay› boyunca Resistanbul-2004 etkinlikleri çerçevesinde kitleleri harekete geçirme aç›s›ndan, ortak irade ile bu hareket etme bilinciyle eylem birli¤i oluflturuldu. Ayn› gün gerçeklefltiri-
len yürüyüfle devrimciler ortak pankartlar›yla kat›ld›. “Emperyalist savafl ve iflgallere hay›r! Halklar›n direnifli terörizm de¤ildir” yaz›l› pankart oldukça büyük bir ilgi çekti. Kortejin k›z›ll›¤›, coflkusu ve uyumu yürüyüflün rengini belirleme noktas›nda oldukça etkileyici oldu. Yerli iflçi s›n›-
f›ndan emekçilerin de ortak korteje kat›lmas› ise baflka bir olumluluktu. 250 kiflilik kortej Resistanbul olarak da¤›t›lan bildiriler ve sloganlarla verilen mesajlar aç›s›ndan oldukça olumlu olan bu etkinlik, haziran ay› boyunca devam edecek olan etkinliklerin ça¤r›s›n›n yap›lmas› ile baflar› ile sona erdirildi. (Paris)
Emperyalistlerin kurtlar sofras›ndan birinin ad› olan Dünya Sosyal Forumu’nun Asya Toplant›lar› bu y›l Güney Kore’nin baflkenti Seul’de yap›ld›. Ancak yine karfl›lar›nda halklar›n öfkesi ve nefreti vard›. 13 Haziran günü toplant›lar›n yap›ld›¤› otelin yak›nlar›nda toplanan yaklafl›k 9 bin gösterici polise tafl ve içi boya dolu balonlarla sald›rd›. Polisin göstericilere tepkisiyse sert oldu. “Küreselleflmeye hay›r” ve “Asya sat›l›k de¤ildir” gibi sloganlar atan göstericilerin polise tafl ve su flifleleri atmas›n›n ard›ndan çat›flma ç›kt›. Çat›flmalarda 13 bin polis ve 9 bin gösterici karfl› karfl›ya geldi. Polis kendisine k›rm›z› ve sar› renkli boyalar dolu balonlar atan göstericilere karfl› kalkan ve plastik cop kulland›. Gösterilere 12 Asya ülkesinden 170 yabanc›n›n da kat›ld›¤› belirtildi. Protestocular ayr›ca, Güney Kore hükümetinin Irak’a ek asker gönderme karar›n› da protesto etti. 2 gün süren Dünya Ekonomik Forumu Asya yuvarlak masa toplant›lar›nda Asya ekonomisi ve siyasi geliflmeler ele al›n›yor.
23
37
18-30 Haziran 2004
G. Kore’de göçmen iflçilerin mücadelesi Güney Kore’de Seul’ün kalbinde Myoung Dong Oturma Eylemi Mücadele Kolektifi’nden (Myoung Dong Sit-In Collective) göçmen iflçilerin “Bask›lar› Durdurun! Tüm Göçmenlere Haklar›n› Verin” fliar›yla bafllatt›¤› mücadele, 200 günü aflk›n bir süredir devam ediyor. Kore’de buna ek olarak ABDKore Serbest Ticaret Anlaflmas›na, Güney Kore devletinin Irak’a asker göndermesine, Güney Kore’de ABD’nin yeni bir askeri üs açmas›na ve nükleer at›k tesisine karfl› toplumsal mücadele sürdürülüyor. 30 May›s Pazar günü göçmen Myoung Dong Oturma Eylemi Mücadele Kolektifi’nden iflçilerin mücadelesinin 200. günü nedeniyle bir protesto eylemi gerçeklefltirildi. Göçmen iflçilere uygulanan bask›lara son verilmesini, s›n›rd›fl›lar›n durdurulmas›n›, çal›flma izni ve iflyeri de¤ifltirme hakk›
verilmesini ve onbinlerce iflçinin kitlesel olarak s›n›rd›fl› edilmesine olanak sa¤layacak olan ‘EPS’ program›na son verilmesini talep ediyorlar. 200 günden fazla
süren oturma eylemi, göçmen iflçi örgütçülerinin zorla s›n›rd›fl› edilmeleri, baz› göçmen iflçilerin ölümü; Güney Kore’de-
Dünyadan Notlar ABD G-8 Z‹RVES‹NDE UMDU⁄UNU BULAMADI Emperyalistlerin, dünya halklar›n›n sömürülmesinde, dünyan›n düzeninin flekillendirilmesinde, nüfuz alanlar›n›n paylafl›m›nda vb. yaflad›klar› çeliflki ve çat›flmalar›n yans›malar›n›n en aç›ktan gözlemlenebildi¤i yerlerdir; Zirveler. Bu alanlardaki çat›flmalar tamamen ç›karlar›n çat›flmas›d›r. Bunlar›n isimleri her ne kadar Birlik, ‹ttifak, Antlaflma vb. terimlerle ifade edilse de esas olan olgu her zaman çat›flma ve (güce göre) bu çat›flman›n sonucunda halklar›n sömürülmesindeki paylar›d›r. ‹flte uzun zamand›r gündemimizde olan NATO Zirvesi, 9-10 Haziran tarihleri aras›nda yap›lan dünyan›n zenginleri G-8 Zirvesi de, AB-ABD Zirvesi, 2-3 Haziran’da gerçeklefltirilen Bilderberg Toplant›s› da bu alanlard›r. Son süreçte yap›lan bu toplant›lar›n ana gündem maddelerini Irak’›n iflgali, NATO’nun yap›s› ve Büyük Ortado¤u Projesi oluflturuyor. Ancak özellikle Büyük Ortado¤u Projesi olarak ifade edilen ABD patentli dünya hegemonyas› projesi ve NATO’nun Ortado¤u’da kullan›lmas› konusundaki çat›flma G-8 Zirvesiyle iyice ortaya ç›kt›. ABD’nin NATO’nun Irak’a birlik göndermesi ve dünya hakimiyeti stratejisine uygun olarak yeniden yap›land›r›lmas› iste¤i G-8 Zirvesi’nde baflta Fransa, Rusya ve Almanya olmak üzere kabul görmedi. Ancak esas raund, 28-29 Haziran tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lacak. 1990’l› y›llara kadar emperyalizmin kanl› k›l›c› olma rolünü “baflar›y-
la” oynayan NATO, 1990’lar›n ikinci yar›s›nda Balkanlar’da üstlendi¤i görevlerle “alan d›fl›” kavram› tart›flmal› hale gelmifl, Afganistan’›n iflgali ile birlikte ise ad› geçen alan›n epey d›fl›na ç›k›lm›flt›. NATO Zirvesi sonunda ise NATO’nun kapsama alan›n›n tüm dünya üzerine yay›lmas› isteniyor. Bunun için de 1994 y›l›nda NATO Konseyi’nde al›nan kararla oluflturulan Akdeniz Diyalogu’nun gelifltirilmesi isteniyor. Bu diyalog için 1995’te M›s›r, ‹srail, Moritanya, Fas ve Tunus’a ayn› y›l sonunda Ürdün’e ve 2000’de de Cezayir’e ça¤r› yap›lm›flt›. Bu güçlendirme ifllemi ittiffak›n Prag Zirvesi’nde de gündeme gelmifl, bunun için de bir önlemler paketi üzerinde karara var›lm›flt›. Hala küresel üstünlü¤ü elinde tutan ABD emperyalizmine karfl› rakip güç olarak ç›kmaya çal›flan Bat› Avrupa’n›n ekseninin oluflturan FransaAlmanya ve bunun yan›nda Rusya, G8 Zirvesi’nde çeflitli oranlarda ABD’nin planlar›n›n karfl›s›nda durdu. En yumuflak “karfl› durufl” bir süredir ABD ile iliflkileri hayli yak›nlaflmaya giden Almanya’n›n Baflbakan› Gerhard Schröder’den geldi. Almanya’n›n NATO’nun Irak’ta rol almas›na muhalefet etmeyece¤ini ifade eden Schröder flu anda konuflulan›n, Irak’ta birliklerin yerini NATO birliklerinin almas› olmad›¤›n› konuflulan›n “NATO’nun Irakl› askerlerin e¤itimi konusunda nas›l bir rol oynayabilece¤i” oldu¤unu söyledi. Irak’a sald›r› öncesi Alman-
ki 4 milyon göçmen iflçinin toplumsal bilinçle hareket etmesini sa¤lad›. Göçmen iflçilere Kore ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu’ndan da (KCTU) baz› destekler geldi fakat KCTU son dönemde daimi ve geçici iflçiler aras›nda bir bölünme yaflad› ve göçmen iflçilerin mücadelesine güçlü bir destek vermedi. Eflitlikçi ‹flçi Sendikas›, Göçmen ‹flçiler fiubesi, Seul’ün merkezinde bulunan Myoung Dong Katolik Katedralinin karfl›s›nda çad›rlarda kal›yor. Myoung Dong Katedrali iflçiler ve ö¤renciler için 90’lar›n sonuna kadar iktidarda olan otoriter devletin bask›lar›na karfl› kitlesel hareketlerde bir bar›nak rolü üstleniyor. K›smen bas›n ve haber sitelerinin etkisiyle dünyada internetin en yo¤un kullan›ld›¤› ülke olan (halk›n %80’i internete ba¤lan›yor) Ko-
re’de sürpriz bir flekilde hükümet de¤ifltirmiflti ve yeni hükümet bat›l› bas›n taraf›ndan liberal, hatta ilerici olarak nitelenmiflti. Fakat yeni hükümet çok geçmeden neo-liberal çizgisini aç›klad› ve Koreliler flu s›ralar ABD-Kore Serbest Ticaret Anlaflmas›na ve devletin Irak’a asker gönderme karar›na karfl› mücadele ediyor. Güney Kore’de kurulmas› planlanan -kuruldu¤unda Asya’daki en büyük ABD askeri üssü olacak- yeni ABD askeri üssüne karfl› bir protesto gerçeklefltirildi. 200 günü aflk›n bir süredir Myoung Dong Katedralinin karfl›s›ndaki çad›r kentte yaflayan göçmen iflçiler Bangladefl, Nepal, Pakistan, Rusya ve di¤er Asya ülkelerinden gelen 4 milyondan fazla göçmen iflçinin haklar› için mücadelelerini sürdürüyor. Ayr›ca savafla, Irak’›n iflgaline, Güney Kore’nin Irak’a asker göndermesine, Kore’de yeni ABD üslerinin kurulmas›na ve ABD emperyalizmine karfl› mücadele ediyorlar. ‹flçi haklar›ndan, seyahat ve çal›flma özgürlü¤ünden yana tav›r al›yorlar.
ya’n›n tutumu ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda bu “yumuflama” oldukça dikkat çekici olurken, Fransa Cumhurbaflkan› Jacques Chirac ise NATO’nun Irak’a müdahalesine karfl› ç›karak (“NATO’nun bölgeye müdahalesi ise bize çok tehlikeli görünüyor. Bu tehlikeler aras›nda H›ristiyan Bat› ile Müslüman Do¤u’nun çat›flmas› da var.”) Fransa’n›n tavr›n› aç›klad›. NATO’da gözlemci olarak yer alan Rusya ise en net ifade ile karfl› ç›karak “NATO’nun düflmana ihtiyac› var, eskiden böyle bir düflman› da vard›, belki bugün de düflman ar›yorlar” dedi. Ancak buna ve hatta G. W. Bush’un Zirvenin kapan›fl›ndaki “NATO’nun Irak’a birlik göndermesini yönündeki talebinin gerçekçi olmad›¤›” fleklindeki sözlerine karfl›n yukar›da da söyledi¤imiz gibi konu kapanmam›flt›r. Zira Bush di¤er yandan da NATO’nun Irak’ta rolünün art›r›lmas› konusunda G-8 ülkeleri aras›ndaki “görüfl ayr›l›¤›n›n” ‹stanbul Zirvesinden önce çözülece¤ini umdu¤unu da ifade ederek, ›srar›ndan vazgeçmedi¤ini aç›klad›. Bu ›srar›ndan vazgeçmesi ABD’nin Irak’ta düfltü¤ü durum ve ayr›ca mali, askeri ve siyasi gücünün s›n›rlar›n› zorlad›¤› düflünüldü¤ünde bu yeniden yap›land›rma konusundaki ›srar› daha anlafl›l›r olmaktad›r. Bu ayn› zamanda ABD aç›s›ndan üstünlü¤ünü koruma, Avrupa aç›s›ndan ise rakip olma isteklerinin bir yans›mas›d›r. NATO’nun ABD daimi temsilci Nicholas Burns’un “Baz› Avrupal›lar gelecekte bir noktada Avrupa’n›n ABD’ye karfl› bir denge gücü haline gelmesi gerekti¤ini söylüyorlar. Biz Amerikal›lar bunu tamamen reddediyoruz” sözleri de bunun ifadesidir. Bu tart›flmalara bir de NATO’nun 16 üyesinin Irak’ta halihaz›rda askeri güç bulunduruyor olmas› eklenince durum Avrupa aç›s›ndan da güç-
leflmektedir. Bu tart›flmalar›n hepsi Irak’ta yönetimin devredilece¤i(!) iddia edilen tarihten birkaç gün önce yap›lacak ‹stanbul Zirvesi’ne tafl›nacak. G-8’LER‹N ANLAfiTI⁄I KONULAR DA VAR En baflta emperyalistler aras›ndaki ittifaklar›n, birliklerin temelini çat›flman›n oluflturdu¤unu söyledik. Ancak dünyan›n ezilen halklar›na yönelik sald›r› temelinde ise ortaklaflmalar› nispeten kolay oluyor. Örne¤in 8’li çete, A¤›r Borçlu Yoksul Ülkeler olarak adland›r›lan 23’ü Afrika’da bulunan 27 yoksul ülkenin borçlar›n›n silinmesi için oluflturulan program›n süresinin iki sene daha uzat›lmas›n› tart›flmas›z kabul etti. Buna karfl› yine Afrika baflta olmak üzere dünyada “Bar›fl” operasyonlar›n› geniflletmek amac›yla 2010’a kadar görev yapacak 75 bin askerin e¤itim ve donan›m›n› öngören giriflime imza at›l›verdi. Ya da havayollar›nda “güvenli¤in” art›r›lmas› karar› gibi konularda fikirbirli¤i esas hale geliyor. Birlefltikleri noktay› yine Burns’un sözlerinden okuyabiliriz; “... ortak bir güvenlik tehdidine maruzuz. Avrupal›lar›n, Bay Solana’n›n Selanik Zirvesi’nde sallay›p durdu¤u güvenlik belgesi, Baflkan Bush’un ve ulusal önderli¤imizin kabul etti¤i tehditler ile benzerlikler göstermektedir. Bütün bunlar bizi birlefltirmektedir.” Evet, biz Burns’un sözlerinin sat›r aralar›n› da okuyal›m. Halklardan bir emperyalist ülkeye gelecek olan zarar tüm sistemimizi etkileyecektir ve sizler süpergüç olarak benim kanatlar›m alt›nda olmaya devam etmelisiniz. Dolay›s›yla benim ç›karlar›m merkezde olmak üzere ortak hareket etmeliyiz. Avrupa’n›n bu mesaj karfl›s›ndaki tavr› ve hangi noktalarda ortalaflabilecekleri ise AB-ABD ve NATO ‹stanbul Zirvesi’nde daha net olarak ortaya ç›kacak.
18-30 Haziran 2004
37
24
‹flbirlikçi olmaktansa, idam› tercih eden Rosenbergler: “‹nanc›m›za ba¤l›l›¤›m›z, yaflama ba¤l›l›¤›m›zdan daha güçlü!”
Bugün dünyan›n jandarmal›¤›na soyunmufl ABD emperyalizminin “özgürlük” götürdü¤ü ülkelerde nas›l ac› ve direnifl iç içe geçmiflse, ABD tarihi da kendi halk›na karfl› yapt›¤› haks›zl›klar›n, zulmün ve buna paralel onurluca karfl› koyufllar›n tarihidir. Resmi söylem itibar›yla ABD emperyalizmi pek do¤al olarak bu onurlu insanlar› “kara bir leke” gibi göstermeye çal›flsa da, dünya halklar›n›n onurlu sayfas›nda onlar tarihe geçmifllerdir. ‹flte bunlardan biridir Ethel ve Julius Rosenberg. Her ikisin ailesi de Avrupa’dan göç etmifl Ortodoks Yahudilerdir. Ethel, yoksulluk nedeniyle okuyamaz ve girdi¤i yar›m günlük bir iflyerinde ilk kez devrimci iflçilerle tan›fl›r. Ekonomik krizin yol açt›¤› müthifl yoksulluk ve SSCB’nin dünya üzerindeki etkisi ABD’de de devrimci hareketi güçlendirmektedir. Legal bir parti olan ABD Komünist Partisinin 1939’da yaklafl›k 100 bin üyesi vard›r. Julius çok baflar›l› bir ö¤rencidir ve mühendislik bilimleri okumufltur. Sanayi Sendikas›nda örgütlüdür ve Komünist Parti üyesidir. 1936’da Noelde Ethel ve Juilus Uluslararas› Gemi Tayfalar› Birli¤inin toplant›s›nda tan›fl›rlar. Bu dönemde, komünist avc›lar›n›n ana karargah› FBI’d›r. ‹lericilere yönelik bu avda 6.000 FBI eleman›, 1.800 Adalet Bakanl›¤› memuru ve di¤er hükümet kurumlar›n›n 7000 güvenlik eleman› kullan›l›r. Binlerce kifli siyasi düflüncelerinden dolay› hapse girer, ifl bulamaz ve bask› görür. Juilus da parti üyesi oldu¤u için ifline son verilir. Her ikisi
de iflsiz oldu¤u için durumlar› oldukça kötüdür, iki çocuklar›yla beraber Juilus’un ailesinin yan›nda kalmaya karar verirler. 17 Temmuz 1950’de Juilus tutuklan›r. 1950’li y›llarda Amerika; So¤uk Savafl›n, McCarthy’nin Sovyetler Birli¤i’ne karfl› k›flk›rtmalar›n, Kore Savafl›n›n, afl›r› silahlanman›n, ›rkç›l›¤›n Amerika’s›d›r. ABD’nin sosyalist kampa karfl› esas tehdit arac› ise atom bombas› tekelidir. Fakat Eylül 1940’da Sovyetler ilk atom bombas› yer alt› denemesini yap›nca, bu tekel k›r›l›r. Bu “teknolojik yenilgi”yi örtbas etmek, So¤uk Savafl› daha da k›z›flt›rmak ve ülkesindeki devrimci insanlara sald›rmak için büyük bir komplo kurmak gerekecektir. Çünkü Sovyet atom araflt›rmalar›n›n temeli, sosyalist bilginlerin baflar›lar› de¤il, olsa olsa casuslar›n›n ABD’deki araflt›rma s›rlar›n› elde etmesinin baflar›s› olabilirdi(!) ‹flte Rosenberglere haz›rlanan komplo için de FBI, üç sat›l›k flahit bulmufltu. Bunlara dayanarak Rosenberglerin ölümüne sebep olacak casusluk iddias›n› uydurdu. Esas flahit Ethel Rosenberg’in kardefli David Greenglass idi. Bir baflka flahit ise onun kar›s› Ruth’du. David, gençli¤inde ABD Komünist Partisinin gençlik örgütü üyesiydi. Askerli¤ini atom bombas›n›n gizlice üretildi¤i yer olan Los Alamos’ta yapm›flt›. Terhis edilir-
ken uranyum ve baz› aletler çald› ve yakaland›. Böylece FBI’›n flantajlar›na müthifl uygun bir hale gelmiflti. Casusluk zann›yla tutukland› ve Rosenberglerle Juilus’un üniversiteden arkadafl› Morton Sobell aleyhine bir iddianame uydurdu. AMER‹KAN ADALET‹NDEN B‹R fiEY BEKLEM‹YORUZ 8 Mart 1951’de bafllayan yarg›lama sonucunda, bas›n›n fliddetli sald›r›lar› alt›nda Rosenbergler, ölüme mahkum edildi. David Greenglass, 15 y›la mahkum oldu, erken tahliye edildi ve kendisine yeni bir kimlik verildi. Kar›s› Ruth hakk›nda dava dahi aç›lmad›. Rosenbergler, kefalet için istenen 100 bin dolar› bulamad›lar. Ethel idam edilinceye kadar kalaca¤› Sing Hapishanesinin idaml›klar kanad›nda hücreye konuldu. Juilus da sonradan buraya nakledildi. Aralar›nda bir koridor olmas›na ra¤men iki y›l boyunca haftada bir kez iki saatli¤ine demir kafeslerin ard›ndan görüflebildiler. Rosenbergler defalarca karara itiraz ettiler ve suçsuz olduklar›n› kan›tlad›lar. Ama mahkeme söylenenleri duymuyor, yaz›lanlar› okumuyordu bile. Kendilerini ancak halk›n yürütece¤i mücadelenin kurtarabilece¤ini biliyorlard›. Amerikan adalet ve devlet temsilcilerinin bir pazarl›¤a yanaflma yönündeki bask› ve çabalar›na direndiler. Özellikle Ethel, annesinin ifade verip kendisini ve özellikle kardeflini kurtarmas› yönündeki manevi flantajlar›na maruz kald›. ‹damlar›ndan onbir gün önce hükümet ad›na gelen arac› Mr. Bernett flöyle söylüyordu: “Hükümetle iflbirli¤i yapmaya haz›r olursan›z elde af için bir gerekçe olurdu.” Ethel ona flöyle yan›t veriyordu: “Elektrikli sandalyede idam edilme tehdidiyle ne sizin sayg›nl›¤›n›z› kurtaracak kadar gözümü korkutabilirsiniz, ne de biz yurttafllar olarak hakk›m›z olan adaleti talep etmek yerine çirkin kirli bir pazarl›k yaparak anti-demokratik polis devleti yöntemlerine ortak oluruz. Gerçekten büyük ve onurlu bir ulusun görevi haks›zl›¤› gidermektir. Haks›zl›¤a u¤ram›fl olanlardan istemeye istemeye hayatlar›n› ba¤›fllamak için haraç
talep etmek de¤il.” Rosenberglerin affedilmesini reddeden, ABD Baflkan› Eisenhower yapt›¤› bir aç›klamada Ethel için “‹rade bak›m›ndan daha güçlü ve besbelli ki elebafl›” diyordu. Çünkü Ethel “Kad›n ve anne” olmas›ndan dolay› ifade vermesi karfl›l›¤›nda uygulanacak “esirgeme”yi kabul etmemiflti. “Böyle bir ‘alicenapl›k’ sayesinde rezillik içinde yaflamaktansa kocamla birlikte ölmeyi tercih ederim” diyordu Ethel. Bu esnada Rosenberglere Adalet için Ulusal Komite oluflturuldu. Solcu bir gazete olan National Guardian bu konu ile ilgili bir röportaj yay›nlar. Sonras›nda Ethel ve Juiulus’un mektuplar› “Ölüm Evinden Mektuplar” olarak yay›nlan›r. Böylece uluslararas› bir dayan›flma oluflur. Beyaz Saray’a 3 milyonu aflk›n telgraf ulafl›r. Albert Einstein, Jean Paul Sartre gibi ayd›nlar destek verir. Ancak tüm bunlar katledilmelerini engelleyemez. Ethel ve Juilus Rosenberg 19 Haziran 1953’te elektrikli sandalyeyle idam edilirler. Çocuklar›na yazd›klar› son mektupta flunlar› söylerler: “…geri kalan›n› size hayat›n›z ö¤retmeli, ayn› bana benim hayat›m›n ö¤retti¤i gibi. Yaflam›n›z size özgürlü¤ün ve yaflam› gerçekten güzel k›lan her fleyin baszen çok pahal›ya ödenmek zorunda oldu¤unu ö¤retmelidir. Ve bizim yerimize baflkalar›n›n mücadeleyi sürdüreceklerinden emin oldu¤umuz için biz teselli buluyoruz…” Onlar komünist liderler de¤ildi. Kendi deyiflleriyle “sadece insanlar”d›. Onlar emperyalizmden ve onun kültüründen dünyalar kadar ileriydi. Çünkü onlar insanl›¤› ve ideallerini savundular. Yaflama ba¤l›yd›lar, ama ilkelerine ihanet etme karfl›l›¤› yaflama aldanmas›na kendilerini asla kapt›rmad›lar. Bugün Amerika’da yaflayan ölülere inat onlar hala yafl›yorlar.
37
25
18-30 Haziran 2004 KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER
BARG‹N‹ fiEH‹TLER‹
Hayrettin Bak›fl
Nihat Topuzo¤lu
Metin Eker
Hayrettin Bak›fl komutas›ndaki gerilla birli¤i 29 Haziran 1985’te Hozat’›n Bargini köyüne yak›n bir mezrada konaklad›¤› esnada bir iflbirlikçinin ihbar› sonucu TC askerleriyle T‹KKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada Hayrettin Bak›fl, Nihat Topuzo¤lu ve Mehmet Eker flehit düfltü. Hayrettin Bak›fl, 1957 Dersim Mazgirt, Rijik do¤umludur. Genç yaflta örgütlü mücadeleye kat›ld›. Faaliyetini sürdürürken esir düfltü. 80’li y›llar›n so-
nunda hapishaneden ç›kt›¤›nda s›n›f savafl›n›n engin denizine at›ld›. Gerilla alan›nda görevlendirildi¤inde var gücüyle kendini kavgan›n içine katt›. Yanl›fllar›n karfl›s›na dikilmifl, her daim alçakgönüllü davranm›flt›r. Hiçbir olana¤›n görülmedi¤i yerlerde olanak yaratm›fl, imkan ortaya ç›karm›flt›r. fiehit düfltü¤ünde MK-SB üyesi ve Bölge Komutan›d›r. Nihat Topuzo¤lu, 1961 Dersim Ovac›k Topuzlu do¤umludur. Yurtd›fl›ndan ülkeye dönmüfl ve Dersim da¤lar›-
n›n Mazlum’u olarak flehit düflmüfltür. Metin Eker, 1962 Dersim Hozat, Ergen (Geçimli) do¤umludur. Genç yafllarda tan›flt›¤› TKP/ML’nin bayra¤› alt›nda ölümsüzleflmifltir. Yine ayn› gün flehit düflen; Aziz Erkoç, Dersim Hozat Tagar do¤umludur. 1980 öncesi mücadeleye kat›lm›flt›r. 29 Haziran 1985’te Dersim Ovac›k E¤rikavak köyünde TC güçleriyle T‹KKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada flehit düfltü.
BEYAZ DA⁄ fiEH‹TLER‹
Mahmut fiefik Karaa¤aç
Düflman bir ihbar üzerine Dersim’in Hozat ilçesindeki Beyaz Da¤› dört bir yandan kuflatma alt›na al›r. Konaklamak için gittikleri bu yerde nöbetçinin dikkatsizli¤i durumu daha da zorlaflt›r›r. 19 Haziran 1982’de ç›kan çat›flmada Hüseyin Gözlü flehit düflerken Mahmut fiefik Karaa¤aç a¤›r yaral› olarak düflman›n eline geçer ve iflkencede katledilir. Mahmut fiefik Karaa¤aç; 1956 Dersim Hozat Inc›ga do¤umludur. Liseden itibaren TKP/ML ile iliflkiye geçen M. fiefik (Karlas), T‹KKO içerisinde çeflitli komutanl›klarda görev yapm›flt›r. Hüseyin Gözlü; Dersim Merkez Rayberler do¤umludur. Köyünde kuryelik görevi yürüten Bozo, daha sonra T‹KKO içinde yer ald›. M›nt›ka komutanl›¤›nda da görev ald›. Samimili¤i ve alçakgönüllülü¤ü ile sevilen bir partizand›.
GÜN’DE DÜN ... 18 Haziran 1815. Napoleon Bonaparte, Waterloo’da ‹ngiliz ve Avusturya ordular›na karfl› yenildi. 19 Haziran . 1969. Ege Üniversitesi’nde sa¤c› ö¤renciler devrimci ö¤rencilere sald›rd›; 20 ö¤renci yaraland›. Üniversite süresiz kapat›ld›. 20 Haziran 1995. Türkiye genelinde 600 bin kamu emekçisi “sendika hakk›” için iki günlü¤üne ifl b›rakt›. 21 Haziran 1959. Kuzey Atlantik Antlaflmas› Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Paul Henri Spaak Türkiye’de. Spaak, “Komünizm tehlikesi gittikçe yay›l›yor.
Komünizmin Avrupa’da yay›lmas›na NATO set çekiyor” dedi. 22 Haziran 1987. Cumhurbaflkan› Kenan Evren, “NATO’nun gözden geçirilmesinde yarar var, böyle ittifak olmaz” dedi. Ayn› gün Türkiye, “iflçi haklar›ndaki s›n›rlamalar” bahanesiyle Amerika’n›n “Ekonomide en çok kayr›lan ülkeler” listesinden ç›kar›ld›. 23 Haziran 1978. 1971’de ‹stanbul Maltepe’de Hüseyin Cevahir’i vuran emekli Deniz Yarbay› Cihangir Erdeniz dükkan›nda öldürüldü. 24 Haziran 1967. ‹stanbul’da üniversite ö¤rencileri Amerikan 6. Filosunun ‹stanbul Liman›na geliflini protesto ettiler. 1996. Halk›n Demokrasi Partisi (HA-
Efendi Diril: 1956 Dersim Ovac›k Hülükufla¤› do¤umludur. 1976’da saflara kat›ld›. Çeflitli askeri eylemlerde yer ald›. ‹stanbul Bölgesi Örgütlenme Komitesinde yer al›yordu. Yi¤it, militan, fedakar mücadelesiyle k›sa zamanda düflman›n korkulu rüyas› haline geldi. 30 Haziran 1980’de ‹stanbul Kanarya Çakar Soka¤›nda vücudunda 20 kurflun s›k›lm›fl flekilde katledilmifl olarak bulundu. Cenazesi Ovac›k merkezde iki bin kiflilik bir kitleyle karfl›land›. Köyünde de yoldafllar› ve binlerce kiflilik bir kitle taraf›ndan sonsuzlu¤a u¤urland›. ‹smail Bulut: 1963 Dersim Hozat Zenkire do¤umludur. 1983 y›l›na kadar milislik yapt›. 1986’da yedi delegenin flehit düflmesinin ard›ndan asil delegeli¤e seçildi. 3. Konferans döneminde partiden ayr›lan DABK Hizbinde yer ald›. 1992’de birlikten sonra MK üyeli¤i ve Askeri Komisyon sekreterli¤ine getirildi. 21 Haziran 1992’de bomba imal edilirken bomban›n patlamas› sonucu yaraland›. Yaral› ele geçirildikten sonra iflkencede katledildi. Do¤an Karada¤: 1962 Dersim Hozat Tagar (Ormanyolu) köyü do¤umludur. ‹lk baflta Devrimci Yol taraftar›yd›. 12 Eylül AFC’sinin ard›ndan T‹KKO’ya kat›ld›. Dersim da¤lar›n›n Aliflar’›, 21 Haziran 1992’de Artvin fiavflat’ta bomba yaparken bomban›n elinde patlamas› sonucu flehit düfltü. ÖLÜM ORUCU fiEH‹TLER‹ Aysun Bozdo¤an, 26 Haziran 2001 (TKEP/L); Zehra Kulaks›z, 29 Haziran 2001 (TAYAD)
Hüseyin Gözlü
DEP) Kongresi’nden dönen delegelerin otomobili tarand›, 3 delege yaflam›n› yitirdi. 25 Haziran 1980. K›rflehir’de sa¤ görüfllüler solculara ait iflyerlerini tahrip ettiler. Olaylar iki gün sürdü; 1 kifli öldü; soka¤a ç›kma yasa¤› ilan edildi. 1981. Sol görüfllü Ahmet Saner ve Kadir Tanbo¤a idam edildiler. 26 Haziran 1984. “Ayd›nlar dilekçesi”nde imzas› olan 56 kifli hakk›nda dava aç›ld›. 1256 ayd›n›n imzalad›¤› ve kamu oyunda “ayd›nlar dilekçesi” diye bilinen dilekçenin bafll›¤› “Türkiye’de Demokratik Düzene ‹liflkin Gözlem ve ‹stemler” idi. Dava 19 ay sürdü. 7 fiubat 1986 tarihinde bütün san›klar beraat etti.
1984. Tek Tip Elbiseye karfl› yap›lan Ölüm Orucu eyleminde Devrimci-Sol davas›ndan yarg›lanan Hasan Telci flehit düfltü. 27 Haziran 1905. Kurtlu yeme¤e karfl› ç›kan tayfalar›n kurfluna dizilmesini önlemek isteyen Rus Savafl gemisi Potemkin’in mürettebat› Karadeniz’de ayaklan›p gemiyi Odessa’ya do¤ru yönlendirdi. Birinci Rus devrimin ilk ayaklanmas› Odessa’da bafllad›. 1954. Guatemala’da CIA’n›n destekledi¤i darbeyle halk›n seçti¤i hükümet devrildi. 29 Haziran 1925. Do¤u ‹stiklal Mahkemesi’nce ölüm cezas›na çarpt›r›lan fieyh Sait ve arkadafllar› idam edildi.
18-30 Haziran 2004
26
37
Mücadeleye adanm›fl bir yaflam CLARA ZETK‹N
Faflizme ve emperyalizme karfl› güçlü bir durufl sergileyen, mücadeleden taviz vermeyen devrimci s›n›f mücadelesi olmaks›z›n kad›nlar›n gerçek ve tam kurtuluflunun olamayaca¤›n› ve kapitalizmin parçalanmas›n›n kad›nlar olmaks›z›n olanaks›z oldu¤unu bilen
ve bunun mücadelesini veren Clara Zetkin 5 Temmuz 1857 tarihinde Saksonya’da do¤du. 1871’de ailesiyle birlikte Leipzig’e tafl›nd›. Zetkin, 1877 y›l›nda ise Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin toplant›lar›na kat›lmaya bafllam›flt›r. S›k›yönetimin gelmesiyle
birlikte bafllayan bask› ve tutuklamalar onun yurtd›fl›na ç›kmas›n› gerektirir. ‹talya ve Zürih’in ard›ndan Paris’e giderek oraya yerleflir. Paris’te tan›fl›p evlendi¤i Osip’in 1899’da ölmesinin ard›ndan Almanya’ya dönen Clara Zetkin burada “Die Gleichheit” (Eflitlik) dergisinin sorumlulu¤unu üstlenir. Alman Sosyal Demokrat Partisi arac›l›¤›yla Almanya’y› dolaflarak emekçi halk›n sorunlar›yla ilgilenir, dertlerine ortak olup yol gösterir. Bu arada ise di¤er partilerin programlar›n› araflt›r›r. 1905 ve sonras› Rusya’daki Bolflevik hareketin destekçisi oldu¤unu ilan eder. Bu arada 1883 y›l›nda tan›fl›p, dost oldu¤u Rosa Luksemburg ile miting ve gösteriler düzenleyerek kitlelere bilinç tafl›r. Kopenhag’da 1910 y›l›nda toplanan Uluslararas› Emekçi Kad›n Kongresi, Zetkin’in önerisiyle 8 Mart’› Uluslararas› Emekçi Kad›nlar Günü ilan eder. Birinci Emperyalist Paylafl›m Savafl› patlak verdi¤inde emperyalist savafl› teflhire koyulur ,yoldafllar›yla beraber.
KADINLAR ŞİDDET MAĞDURU Yap›lan araflt›rmalara göre Türkiye’de kad›nlar›n % 57’si fiziksel fliddete maruz kal›yor. Uluslararas› Af Örgütü’nün “Türkiye; Aile ‹çi fiiddete Karfl› Mücadelede Kad›nlar” raporunu yay›nland›. Raporda yer alan bilgilere göre; farkl› ekonomik ve sosyal statü gruplar›ndaki kad›nlar, aile içi fliddete maruz kal›yor. Türkiye’de kad›na yönelik fliddetin boyutlar›na yönelik flu örnekleri veriyor Uluslararas› Af Örgütü. * 1999-2003 y›llar› aras›nda KAMER’in acil yard›m hatt›n› arayan kad›nlardan yüzde 57’si fiziksel fliddete, yüzde 46.9’u cinsel fliddete, yüzde 14.6’s› enseste ve yüzde 8.6’s› tecavüze maruz kalm›flt›. * 1995’te Ankara’daki gecekondularda yaflayan kad›nlar aras›nda yap›lan bir araflt›rma, kad›nlar›n yüzde 97’sinin fliddete maruz kald›klar›n› ortaya koydu. * 1996’da orta ve yüksek gelir
gruplar›nda yer alan ailelerle yap›lan bir araflt›rmada, sorular›n bafllang›c›nda kad›nlar›n yüzde 23’ü efllerinin kendilerine karfl› fliddet kulland›¤›n› söyledi, fakat belirli fliddet tipleriyle ilgili sorular soruldu¤unda bu oran yüzde 71’e yükseldi. * Kad›nlar›n yüzde 58’inin yaln›zca efllerinden, niflanl›lar›ndan, erkek arkadafllar›ndan ve erkek kardefllerinden de¤il, kad›n akrabalar da dahil olmak üzere efllerinin ailesinden de fliddet gördü¤ü tahmin ediliyor. * Bir araflt›rmaya göre, fliddet sonucu ölen 40 kad›ndan 34’ü evde öldü, 20’si as›ld› ya da zehirlendi, 20’sinde öldürüldüklerine dair kesin belirtiler görüldü ve 10’u da ölmeden önce aile içi fliddete maruz kald›. * Bursa’daki halk sa¤l›¤› merkezlerinde yap›lan bir araflt›rma, kad›nlar›n
Kad›n iflçilere sürgün ‹zmir Halkap›nar’da bulunan Alkollü ‹çki Fabrikas›’n›n kapat›lmas›yla iflçiler baflka illere gönderilmiflti. fiimdi ise yaprak iflletmelerde çal›flan 103 kad›n iflçi hakk›nda da “baflka il-
lere atama” karar› Haziran sonunda uygulamaya konulacak. Bu konu üzerine aç›klama yapan Tek G›da-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Mehmet Özmen “Özellefltirmeye
yüzde 59’unun fliddet kurban› oldu¤unu ortaya koydu. * Mor Çat›’n›n 1990-1996 y›llar› aras›nda bin 259 kad›n aras›nda yürüttü¤ü bir araflt›rma, kad›nlar›n yüzde 88.2’sinin bir fliddet ortam›nda yaflad›¤›n› ve yüzde 68’inin eflleri taraf›ndan dövüldü¤ünü gösterdi. * Ankara’da yap›lan baflka bir kad›n araflt›rmas›na göre, kad›nlar›n yüzde 64’ü efllerinden, yüzde 12’si ayr›ld›klar› efllerinden, yüzde 8’i birlikte yaflad›¤› erkeklerden ve yüzde 2’si de efllerinin ailesinden fliddet görüyor. Yüzde 60’›, efllerinin kendilerine tecavüz etti¤ini söyledi. * Güneydo¤u bölgesinde 599 kad›n üzerinde yap›lan bir araflt›rma, yüzde 51’inin evlilik içi tecavüze ve yüzde 57’sinin de fiziksel fliddete maruz kald›¤›n› gösterdi.
karfl› ç›k›yoruz. TEKEL Genel Müdürlü¤ü, bize ‘O zaman verimli çal›fl›n’ diyor. Kad›n arkadafllar›m›z da ifl yapmad›klar› gerekçesiyle baflka yere gönderiliyor. Biz bakana, baflbakana yaz›lar yazd›k. Karar›n geri al›nmas›n› bekliyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi. (Kartal)
Zetkin’e göre mücadelenin önemi tart›fl›lmazd›. Ve do¤ru yerde, do¤ru bir mücadele hatt› izlenmeliydi. Mücadelesinden yaflam› boyunca taviz vermeyen ve politik ölümü, fiziki ölümle eflde¤er gören Zetkin, “Yaflad›¤›m sürece politik ölümün yan›ma yaklaflmas›na izin vermeyece¤im” diyordu. Clara Zetkin’in devrim yolunda bitip tükenmeyen enerjisi, dopdolu geçen yaflam›; mücadele yürüten herkese özellikle de kad›nlara örnek olmal›d›r. “…Faflizmin tüm ülkelerdeki karfl›tlar›! Kanl› zulümle, terörle, açl›k ve savaflla birleflmifl faflizm paramparça edilip yere serilmeden, aram›zdan hiç kimse dinlenme ve mola verme hakk›na sahip de¤ildir” diyordu 75 yafl›nda a¤›r hasta oldu¤u halde Almanya’ya giderek Reictag’›n aç›l›fl›nda konuflma yapan Clara Zetkin. Yaflam›n›n son dönemlerini Sovyetler Birli¤i ve Almanya’da geçiren Zetkin ,Alman Komünist Partisi’nden iki dönem milletvekili seçildi. Ve 20 Haziran 1933’te ard›nda mücadele azmi ve coflkusu b›rakarak yaflama veda etti.
Gabriela’n›n seçim baflar›s› Filipinler’de 10 May›s’ta yap›lan seçimlerde Ulusal Demokratik Cephe içerisinde yer alan Gabriela 7.2’lik baraj› aflarak % 3.68 oran›nda oy ald› ve 66 parti içinde 7. oldu. Seçimler konusunda çok yeni olan Gabriela temsilcisi Liza Largoza Maza “20 y›l› aflk›n bir süredir Filipinli kad›nlar›n mücadelesi saflar›nday›z. Bize verilen vekaletle, ülke içinde ve kongre d›fl›nda kad›nlar›n ve çocuklar›n sorunlar›na karfl› militanl›kla vaatlerimizi yerine getirece¤iz. Ulusal Güvenlik Dan›flman› Norberto Gonzales taraf›ndan yap›lan karalama kampanyas›na ordunun taciz ve katliamlar›na karfl› büyük bir destek kazand›k” dedi. Maza ayr›ca Filipinli kad›nlar›n koflullar›n›n düzelmesi için yasal düzenlemeler için mücadele edeceklerini vurgulayarak flunlar› söyledi. “Yap›lacak çok iflimiz var. Öncelikliler aras›nda kad›nlar›n annelik ve sa¤l›kla ilgili sorunlar›na dair yasal düzenlemelerin yap›lmas› var. Ayr›ca ifl yaflam›nda kad›na yönelik ayr›mc›l›k, cinsel tacizle mücadele, e¤itim sisteminde kad›nlar›n yarar›na de¤ifliklikler yap›lmas› da gündemde.”
37
27
18-30 Haziran 2004
Diyarbak›r Kültür Sanat Festivali’nden izlenimler Bu y›l 4.’sü düzenlenen Kültür Sanat Festivali “Surlar S›rlar›n› Paylafl›yor” ad›yla yap›ld›. 4 y›ld›r yap›lan festivallere Umut Yay›mc›l›k olarak ilk defa bu y›l kat›ld›k. Diyarbak›r’› TV’lerdeki, gazetelerdeki haberlerden ve dostlar›m›z›n anlat›mlar›ndan, yaflanan hak ihlallerinden, çat›flmalardan duymufltuk. fiimdi duyduklar›m›z› görme, yaflama flans› do¤mufltu bize. Büyük bir coflku ve sab›rs›zl›kla Diyarbak›r halk›yla karfl›laflmak, sohbet etmek için acele ediyorduk. Ve 29 May›s günü stand›m›z› açarak bafllad›k faaliyetimize. Festival broflürünü elimize ald›¤›m›zda festival içeri¤inin geçen y›llara oranla zay›f oldu¤unu, daha çok konserler, sinema, tiyatro ve sokak etkinliklerinden olufltu¤unu gördük. Festivalin birçok etkinli¤inde bar›fl slogan› öne ç›ksa da, bizler gördük ki bu topraklar ‹brahim Kaypakkaya’dan, Kemal Pir’lerden günümüze birçok komünist, devrimci ve yurtsever insan›n iflkencelerde, yarg›s›z infazlarda katledilifllerine, direnifllerine, ba¤›ms›zl›k ve özgürlük mücadelesindeki kararl›l›klar›na tan›kl›k etti. Surlar›n paylaflmak istedi¤i en büyük ve önemli s›rlar› bunlard› asl›nda. Bunlar halk›n beyninde ve yüre¤inde yer etmiflti. Ki, ayn› günlerde 3 Kongra-Gel gerillas›n›n sa¤ olarak yakaland›ktan sonra yarg›s›z infaz edildi¤inin aileleri taraf›ndan dile getirilmesi, yine Türkiye Kürdistan›’n›n di¤er illerinde devletin kolluk güçleriyle Kongra-Gel gerillalar› aras›nda çat›flmalar›n yaflanmas›, operasyonlar›n yo¤unlaflmas›, Adana’da bir gencin sokak ortas›nda infaz edilmesi bu gerçekleri ortaya koyuyordu. Sokak etkinliklerine binlerce insan kat›l›rken tiyatro ve sinemalara ilgi büyüktü. Oynanan oyunlar ve seçilen filmler kaliteliydi. Etkinliklerin sokakta yap›lmas› insanlar›n kat›l›mlar›n› art›rd›. Mahallerde yap›lan konserlere kat›l›m azd›. Festivali mahalle halk›yla buluflturmak olumlu iken buralara di¤er semtlerden insanlar› tafl›mamak kat›l›m› düflürdü. Konserlerde Kürtçe, Türkçe, Arapça, Lazca dinletilerin verilmesi halk›n be¤enisini kazan›rken Nilüfer’in yuhalan-
mas›, hatta sahneye tafl at›lmas› Diyarbak›r halk›n›n yoz kültüre karfl› kendi öz kültürünü sahiplendi¤inin ve bu tip sanatç›lar› önümüzdeki festivallerde görmek istemediklerinin bir iflareti ve kendi dillerini, kültürlerini istemelerinin de tepkisiydi. Panel salonunun küçük olmas›, izleyicilerin yer bulamamas›n› beraberinde getirdi. Konular genelde iyiydi ancak baz›lar› halk›n uza¤›ndaki konulard›. Buna bir örnek vermek gerekirse “Yazarlar ve Cezaevi” konulu bir panel yap›ld›. Bu ülkede binlerce devrimci ve yurtsever tutsak varken ve bu tutsaklara her türlü bask› ve fliddet uygulan›rken sadece yazarlar›n ifllenmesi di¤er tutsaklara de¤inilmemesi üzücü bir durum yaratt›. Festivalin ad›, kültür ve sanat festivali olmas›na ra¤men bölge kültürünün özellikle de Diyarbak›r kültürünün fazlaca yans›t›lamad›¤›n› söyleyebiliriz. Daha ziyade farkl› kültürler yans›t›ld›. Çeflitli yay›nevlerinin açt›klar› kitap, dergi standlar›n›n yeri Sanat soka¤›yd›. Bu sokak her daim kalabal›kken soka¤a genelde ö¤renci, memur ve zengin insanlar›n gelmesinin yan›s›ra halk›n bu soka¤a az gelmesi standlara ilgiyi etkiledi. Bunun yan›nda genel olarak bu y›l kitaplara ilginin fazla oldu¤unu söyleyemeyiz. Bunun bir nedeni okuma, araflt›rma al›flkanl›¤›n›n fazla olmay›fl›yken di¤er bir yönü de insanlar›n al›m gücünün düflük olmas›yd›. Birçok insan kitap fiyatlar›n› soruyor ama alam›yordu. Umut Yay›mc›l›k stand›na ilgi iyiydi. Özellikle ‹brahim Kaypakkaya’n›n posterlerini stand›n önüne asmam›z, partizan flamalar›n› açmam›zla birlikte birçok insan›n stand önünde durdu¤unu, ‹brahim’i tan›d›klar›n›, mücadelesini bildiklerini gördük. Birçok insan stand›n önünden geçerken “Partizanc›lar da buradaym›fl” gibi sözler söylerken baz› insanlar›n da standa gelerek bizden ‹brahim’in posterini istemeleri, bizimle sohbet etmeleri bizi sevindiren bir yand›. Satt›¤›m›z kitaplar›n ço¤unlu¤unu ‹brahim’le ilgili kitaplar oluflturmas› da bu gerçe¤i bize bir kez daha gösterdi. Yeni Diyarbak›r festivallerinde buluflmak üzere...
Naz›m Hikmet ölümünün 41. YILINDA ANILDI Naz›m Hikmet ölümünün 41. y›ldönümünde çeflitli etkinliklerle an›ld›. Moskova’daki mezar› bafl›ndaki anmaya bir zamanlar onu vatan haini ilan eden TC’nin Moskova Büyükelçili¤i, Rus Türk Araflt›rmalar› Merkezi, Rusya’da çal›flan Türkler ve flairin arkadafllar› kat›ld›. Törende Naz›m Hikmet’in hayat› anlat›ld› ve fliirleri okundu. Naz›m Hikmeti anma etkinlikleri ‹stanbul, Ankara ve Çukurova’da da gerçeklefltirildi. ‹stanbul’da Naz›m Kültürevi’nin düzenledi¤i Harbiye Aç›khava Sahnesi’ndeki anma gecesine Action Selanik Müzik Toplulu¤u, Esin Afflar kat›ld› ve Naz›m Kültürevi Çocuk ve Gençlik Korolar›nca çeflitli flark›lar seslendirildi. Kemal Özer ve Ataol Behramo¤lu da Naz›m Hikmet’in fliirlerini okudu. Naz›m Hikmet Ankara’da Naz›m Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle an›ld›. Naz›m Hikmet’in yaflam›n›n anlat›ld›¤› slayt gösterisi sunuldu. Nihbin fiiir Grubu taraf›ndan Naz›m Hikmet’in fliirleri okundu. Ard›ndan k›sa bir konuflma yapan yazar Müslüm Kabaday›, Naz›m Hikmet’in yaflam›n› anlatarak eserlerinden al›nt›lar yapt›. Naz›m Hikmet Kuvayi Milliye fliirlerine konu edindi¤i Çukurova’da da edebiyatç›lar taraf›ndan an›ld›. Edebiyatç›lar Derne¤i’nde bir araya gelen edebiyatç›lar, Naz›m Hikmet ve fliirleri üzerine söylefltiler. Edebiyatç›lar, ba¤lama eflli¤inde birbirlerine Naz›m’›n fliirlerini okudular. (Ankara)
18-30 Haziran 2004
28
37
Ahlak dersi verenlerin düfltükleri çaresizlik ve
DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹’N‹N HAZMEDEMED‹⁄‹ GERÇEKLER 13 Nisan 2004 tarihinde Proletarya Partisi saflar›nda mücadele yürütürken Dersim’de devlet güçleriyle girdikleri çat›flmada flehit düflen Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar› bir kez daha sayg›yla anarken, Devrimci Demokrasi gazetesinde yay›nlanan, flehit yoldafllar ve Proletarya Partisi hakk›ndaki karalama yaz›lar›na dair bilgilendirme niteli¤indeki afla¤›daki yaz›y› yay›nl›yoruz.
Devrimci Demokrasi gazetesinin 41. say›s›n›n 13. sayfas›nda, “Ufuk Çizgisi” köflesinde Bak›fl Can imzas›yla “Bir vesileyle Komünist harekette etik de¤erler üzerine” bafll›¤›yla yay›nlanan yaz›y› okuyanlar, al›flkanl›k oldu¤u üzere Proletarya Partisi’ne yine çamur atmaya kalk›ld›¤›na tan›k oldular. “Gün gelir kullan›r›m” anlay›fl›yla o ünlü ‘s›rlar›n’ bir bir nas›l ortaya konuldu¤u, ahlak dersi vermeye kalkanlar›n nas›l acizlik içine düfltükleri, baflkalar›na “hile ve entrika ile u¤raflmay›n” dersi vermeye kalkanlar›n, iliklerine sinen hile, entrika ve darbe kültürünü nas›l sergiledi¤i bu yaz› vas›tas›yla bir kez daha görülmüfl oldu. Devrimci Demokrasi, 13 Nisan 2004 tarihinde Dersim’de flehit düflen Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar›n flahs›nda Proletarya Partisi’ne sald›rarak, hem flehit yoldafllar›m›z› ince ve kurnazca “teflhir” ederken, di¤er yandan ise Proletarya Partisi’ne sald›r›p sözüm ona teflhir etmeye yeltenmektedir. MKP 1. Kongre’sinden sonra Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar›n tav›r tak›nmas› ve süreç içinde özelefltiri vererek Proletarya Partisi saflar›na geçmeleri hazmedilememektedir. Bunun için sald›r›yor, flaibeler yaratarak karal›yor ve ellerinden geldi¤ince yoldafllar›n duruflunu siliklefltirmeye kalk›flarak, sa¤ken gerçeklefltiremedikleri hesaplaflmay› onlar flehit düfltükten sonra yapmaya çal›flarak, bir anlamda ‘intikam’ peflinde kofluyorlar. Bu dürüst ve devrimci bir tav›r de¤ildir. “komünist etik” de¤erlerden bahsedenler, buna önce kendileri uymal›d›r. Yoksa elefltirinin inand›r›c›l›¤› kalmaz. Söz konusu yaz› her fleye sald›r›yor. Yazar o kadar heyecanlanm›fl ki, her fleyi bir anda söyleme telafl›yla, bir makale içinde ne kadar sald›rabi-
lirsem o kadar kârd›r anlay›flla hareket etmifl. ‹flçi-Köylü gazetesinde Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllarla ilgili yay›nlanan bir yaz›ya iliflkin elefltiri yapmaya çal›fl›rken, yak›n zamanda yay›nlanan baflka yaz›lara da gönderme yaparak, bir anda birçok fleyi halletmeyi amaçlayarak, ne yapmaya çal›flt›¤›n›, nas›l bir mesaj vermek istedi¤ini, ancak konuyu yak›ndan bilenlerin anlayabilece¤i düzeye getirmifltir. Ne diyor Devrimci Demokrasi, bunlar› s›rayla ele alal›m: Önce, Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z yoldafllar için; “Olumsuzlama bab›nda flehitlerin ard›ndan konuflulmayaca¤›n› düflünerek flehitler üzerinden siyaset yapmaya çal›flan çarp›k bir yaklafl›mla, geçti¤imiz günlerde bir çat›flmada yaflam›n› kaybeden iki arkadafl üzerine tekrar tekrar defalarca yaz›l›yor. (….) Ama anlat›rken yan›lsamalar yaratma e¤ilimi tafl›mak, komünist hareketin etik de¤erleri aç›s›ndan hiç de ahlaki bir davran›fl de¤ildir. Çünkü komünistler hiçbir zaman halk› aldatma ve yan›lsamalara bo¤ma güdüsüyle hareket etmemifltir” denilerek, bizlerin yalan yanl›fl fleyler söyleyip MKP’nin de¤erleri üzerinde oynad›¤›m›z ve bu yoldafllara hiç de hak etmedikleri payeler biçti¤imizi anlatmaya çal›fl›yorlar. “Bunlar öldüler, bu kadar övmeyin, bunlar› sizden çok biz tan›yoruz” demeye getiriyorlar. Ve ayn› zamanda, “Sizler flehitlerin ard›ndan konuflulmayaca¤›n›, susaca¤›m›z› san›yorsunuz, dikkat edin biz konufluruz ve konufluyoruz” fleklinde mesaj vermeye çal›fl›yorlar. Ve hiç s›k›lmadan Proletarya Partisi flehitleri için neden “defalarca” yaz›ld›¤›n› elefltirecek kadar ileri gidiyorlar. Defalarca yazmam›z›n Devrimci Demokrasi gazetesini neden bu kadar rahats›z etti¤ini bizler anl›yoruz. Fakat bilmeyenler vard›r gerçe¤inden hareketle flunu bir kez daha belirtelim ki, bu öfkeli ve sald›rgan tutum Ahmet Laço ve Sevda
Y›ld›z’›n MKP Kongre’sinden sonra ayr›lmalar› ve tav›r almalar›ndan ileri geliyor. Evet biz daha çok yazaca¤›z. fiehitlerimizi mümkün oldu¤unca genifl halk kitlelerine, taraftarlar›m›za anlatacak ve onlar›n yaflamlar›ndan ö¤renmesini bilece¤iz. Biz flehitlerimizi anlat›rken ne onlar› oldu¤undan farkl› gösteriyor ne de olmayan payeler biçiyoruz. Her devrimcinin eksikleri, hatalar› ve zaaflar› vard›r. Ancak bununla beraber flehit düflen bir devrimciyi anlat›rken olumlu yönlerini öne ç›kartmak kadar do¤al bir durum da yoktur. Biz bu yoldafllar› anlat›rken hiçbir abartmaya, sizin deyimizle “yan›lsamalar” yaratmaya çal›flmad›k. Yazd›klar›m›z ortadad›r. fiehit yoldafllar›m›z› yak›ndan tan›yanlar imzal› yaz›lar› okuyan herkes, bizim gayri “ahlaki” bir tav›r içinde olmad›¤›m›z› görecektir. Tam tersine, yazd›klar›n›zla, birazdan gösterece¤imiz gibi, ahlaki davranmayan›n sizler oldu¤u aç›kt›r. Devrimci Demokrasi, ayn› tav›rlar›n› sürdürerek, “geçti¤imiz günlerde ‘Ata Yurtlar› Dersim’de’ ç›kan bir çat›flmada yaflam›n› kaybeden Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z’›n flahadetini sömürü malzemesine dönüfltürüyor” demektedir. Aç›k ve dürüst olman›n bir gere¤i olarak iddia edilen bu durumu ispatlamak gerekmektedir, ispatlayamazsan›z sizin devrimci dürüstlü¤ünüzden geriye hiçbir fley kalmam›fl demektir. Ahmet Y›ld›z ve Sevda Y›ld›z’›n MKP’ye tav›r almalar›ndan dolay› böyle kinci, karalay›c› yaklaflman›z sadece size kaybettirir. Bizim yazd›klar›m›z ve söylediklerimiz ortadad›r. Biz f›rsatç› yaklaflsayd›k bu yoldafllar Proletarya Partisi saflar›na kat›ld›klar› andan itibaren sizin deyiminizle onlar› “sömürür”dük. Bizim böyle bir anlay›fl›m›z yok ve olamaz da. Yaz›daki çarp›tlamalar flöyle devam ediyor; “Sözüm ona MKP tasfiyecili¤ine tav›r alarak TKP/ML’ye henüz geçmifl olan iki savaflç›y› anlat›rken, kendi tarihi ile de çeliflen sa-
y›s›z erdemler atfediyor. Örne¤in ‘‹K çizgisinde ›srarla yürümek isteyen her bilinç ve yüre¤in yapmas› gereken budur’ denilirken, Dersim ve Karadeniz’de say›s›z eylemlere imza att›¤›, proletarya partisinin amans›z bir militan› oldu¤u ve sair vurgulan›yor.” Ve yine devamla “Ahmet Laço’nun Dersim ve Karadeniz’de say›s›z eyleme imza att›¤›n› söylüyorsunuz. Evet atm›flt›r ama TKP/ML için aslolan komünist çizgide kurflun s›kmak ise, Ahmet Laço, TKP/ML’nin yorumlar›na göre komünist çizgiden hareketle de¤il, dünyaya namlunun ucundan bakan “sol” sekter askeri çizgiden hareketle kurflun s›km›fl, eylem yapm›flt›r”. Bununla Devrimci Demokrasi’nin siyaset yapt›¤› san›labilir. Fakat yapmaya çal›flt›klar› kesinlikle bu de¤ildir. Birincisi “‹K çizgisinde ›srarla yürümek isteyen her bilinç ve yüre¤in yapmas› gereken budur” söylemini elefltiriyor ve yanl›fl buluyorlar. Yanl›fl bulduklar› esasen, Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z’›n Proletarya Partisi saflar›na geçmeleridir. ‹kincisi; “Dersim ve Karadeniz’de say›s›z eyleme imza att›¤›” elefltirisine gelince, yaz›da bu eylemlerin Proletarya Partisi ad›na yap›ld›¤›na dair bir belirleme yoktur. Fakat bunu neden söyledi¤imizi getirip, Laço ve Y›ld›z’›n o dönemde MKP saflar›nda olmalar›ndan hareketle, bu eylemlere “namlunun ucundan, ‘sol’ sekter askeri çizgiden” bakt›klar› ve dolay›s›yla bunu böyle yazmad›¤›m›z elefltirisiyle bize sald›rmaktas›n›z. Bu mant›k devrimci bir bak›fl aç›s› de¤ildir. Biz geçmiflte sadece sizden de¤il, baflka yap›lardan flehit düflen devrimci savaflç›lar› da anarken, onlar›n nas›l bir çizgiye sahip olduklar›ndan yola ç›kmad›k. ☞
29
37 O anki düflmana karfl› durufllar› ve dövüfllerini anlatt›k. Onlar›n o anki duruflu ile savunduklar› dünya görüfllerinin elbette bir ba¤› vard›r. Ancak sorun onlar› anarken dünya görüfllerinden hareketle onlar› elefltirmek de¤il, devrimci durufllar›n› ve düflmana karfl› savafl ve direnifllerini anlatma olay›d›r. Biz flimdiye kadar bu yolu izledik ve izlemeye de devam edece¤iz. Biz yaz›da Laço ve Y›ld›z’›n MKP ad›na faaliyet yürüttü¤ü dönemdeki hiçbir eylemini Proletarya Partisi’ne mal etmedik. Devrimci yaflam ve mücadeleleri boyunca “bu yoldafllar›n say›s›z eylemlerde imzalar› vard›” söylemini, onlar›n düflmana karfl› durufllar›n› ifade etmek ve devrimci kararl›l›klar›n› söylemek için kullan›yoruz. Devrimci Demokrasi Laço ve Y›ld›z’›n yaklafl›k bir y›ld›r parti saflar›na kat›lmalar›na ra¤men bunu dahi elefltiri konusu yaparak, “nas›l oluyor da bunlar birden bire yoldafllar›n›z oldular” demeye getirerek kendince sonuçlar ç›kartmaya çal›fl›yor. Ve flöyle diyor:“Ahmet Laço’nun on y›l› aflk›n profesyonel yaflam› içerisinde TKP/ML ile olan resmi birlikteli¤i ve dolay›s›yla TKP/ML’ye göre yoldafll›¤› komünist parti güçlerinin 1992 Nisan’›nda yapt›¤› birlik ile -ki bu birlik de TKP/ML taraf›ndan olumsuzlanan bir birliktir ve bu yüzden özel olarak resmi birliktelik vurgusu yap›yoruz- yap›lan bu birli¤in 1994 Nisan’›nda da¤›lmas›na kadard›r. Bu iki y›l›n d›fl›nda kalan süre, TKP/ML’nin yorumuyla, Ahmet Laço aç›s›ndan ‘DABK’ç›’, ‘darbeci’ diye an›lan süreçlere denk geliyor. On y›l› aflk›n bir zaman›n topu topu iki y›l›nda kendilerine yoldafll›k eden (……) bir savaflç›y›, ömrünün son günlerindeki bir prati¤iyle -üstelik savaflç›n›n kendisine ait resmi bir beyan› da yokken- proletarya partisinin y›lmaz savaflç›s› olarak telakki etmek, komünist de¤erler aç›s›ndan ne denli Marksist olabilir” Asl›nda bu paragraf›n içinde söylemek istediklerini dolayl› bir flekilde anlatarak, yaratmay› amaçlad›klar› flaibeyi kamufle etmeye çal›fl›yorlar. As›l söylemek istedikleri, “(…) bir savaflç›y› ömrünün son günlerindeki bir prati¤iyle -üstelik savaflç›n›n kendisine ait resmi bir beyan› da yokken- proletarya partisinin y›lmaz savaflç›s› olarak telakki etmek, komünist de¤erler aç›s›ndan ne denli Marksist olabilir”dir. Yani “bunlar›n size geçip geçmedikleri bile aç›k de¤ildir” demeye getiriyorsunuz. Böyle olunca da güya biz bu durumu kendi lehimize kullan›p yararlanmak istiyoruz, “sömürü” arac› yap›yoruz, vb. vb. Bu flaibeler yaratma politikas›d›r. Bu devrimci bir tarz de¤ildir. Biz bunu size yak›flt›rmak istemiyoruz. Ama anlafl›lan bu yöntemi sizler kendinize
yak›flt›rm›fl olacaks›n›z ki, böyle bir “elefltiriyi” getirmekte sak›nca görmüyorsunuz. Üstteki bir paragrafta, “TKP/ML’ye henüz geçmifl olan iki savaflç›” derken, yukar›ya ald›¤›m›z paragrafta ise, “bir savaflç›y› ömrünün son günlerindeki bir prati¤iyle –üstelik savaflç›n›n kendisine ait resmi bir beyan› da yokken- proletarya
Biz flehitlerimizi anlat›rken ne onlar› oldu¤undan farkl› gösteriyor ne de olmayan payeler biçiyoruz. Her devrimcinin eksikleri, hatalar› ve zaaflar› vard›r. Ancak bununla beraber flehit düflen bir devrimciyi anlat›rken olumlu yönlerini öne ç›kartmak kadar do¤al bir durum da yoktur. Biz bu yoldafllar› anlat›rken hiçbir abartmaya, sizin deyimizle “yan›lsamalar” yaratmaya çal›flmad›k. Yazd›klar›m›z ortadad›r. fiehit yoldafllar›m›z› yak›ndan tan›yanlar imzal› yaz›lar› okuyan herkes, bizim gayri “ahlaki” bir tav›r içinde olmad›¤›m›z› görecektir. partisinin y›lmaz savaflç›s› olarak telakki etmek, komünist de¤erler aç›s›ndan ne denli Marksist olabilir” diyorsunuz, hangisi do¤ru? Aç›k davran›n, dürüst olun ve elefltiride sis perdesi yaratmay›n. Laço ve Y›ld›z’›n Proletarya Partisi saflar›na geçtiklerini bugüne kadar d›fl kamuoyuna açmad›¤›m›z, bir aç›klama yapmad›¤›m›z do¤rudur. Bunun birçok nedeni vard›. Bunlar› buraya geniflçe yazmaya gerek görmüyoruz. Ancak gerek DD’nin gerek di¤er baz› çevrelerin bu flaibe yaratan söylem ve elefltirilerini bofla ç›kartmak ve bu vesileyle kamuoyunu da bilgilendirmek için, 4 Eylül 2003 tarihinde bu yoldafllar›n saflara kat›ld›klar›na dair, parti içinde kendilerinin de özel talebiyle yay›nlanan belgeden bir paragraf› aktarmay› gerekli görüyoruz.
18-30 Haziran 2004
“XX: ‹brahim yoldafl›n görüfllerini savunan ve uygulamaya çal›flan güç, TKP/ML’dir. TKP/ML, 94 darbesinden sonra yapt›¤› 2. OPK ile birlikte toparland› ve s›n›f mücadelesinde yerini ald›. Özelikle 98’e kadarki süreci bu yönde oldu. (….) TKP/ML’yi ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n görüfllerini savunan ve uygulamaya çal›flan bir güç olarak görüyor ve bu nedenle parti ile hareket etmek istiyoruz. (….) XX: Kendimizi bir örgüt olarak görmüyor, öyle de adland›rm›yoruz. MKP’ye tav›r alan ve MKP’den ayr›lan TKP(ML) üyeleri olarak görüyoruz. Ç›kard›¤›m›z bildiride de bu flekilde bir imza kulland›k. Bu kendimizi ifade etmek için gerekliydi. (….)
bir taraf› olmad›¤›n› okuyucu görüyor. Devrimci Demokrasi yazar›n›n baflka bir saftayken bir kiflinin durufluyla, saf de¤ifltirmeleri aras›ndaki fark› göremeyecek kadar geri olduklar›n› sanm›yoruz. Evet flaibeler yaratmak istiyorlar demifltik. ‹flte ispat›: “TKP/ML’nin yorumuyla, Karadeniz’de imza att›¤› eylemlerle ve hareket tarz›yla, TMLGB saflar›ndan geliflip serpilerek komünist hareketin önemli bir kadrosu haline gelen Mehmet Demirda¤ yoldafl›n flahadetine de sebep olmufltur. Ve sair….ve sair’’ Evet burada da çok ciddi bir flaibe yaratma ve karalama çabas› vard›r. Ahmet Laço Karadeniz’de oldu¤u süre içinde bireysel de¤il, MKP ad›na hareket etti¤ine göre, Mehmet Demirda¤’›n flehit düflmesinde sorumluluk sahibi olmak, esasen sizi ba¤layan bir
partinin özelefltiri isteme karar› oldu¤unu biliyoruz. Bu karar hala geçerliyse bunu yapar›z. (….) Az önce de ifade etti¤im gibi biz bafllatt›¤›m›z bir süreci tamamlamak istiyoruz. Di¤er yoldafllar›n görüfllerini almak istiyoruz. Bu süreç tamamlanmadan partiye kat›l›fl›m›z kamuoyuna aç›lmamal›d›r. Dedi¤im gibi di¤er yoldafllar›n görüflü ne olursa olsun bu bizim görüflümüzü de¤ifltirmez. Parti içinde bizim partiye geçti¤imiz aç›klanabilir. Bunda bir mahsur yoktur. Biz bu aflamadan sonra partiyle birlikte hareket ediyoruz.” Evet gayet aç›k ve net. Laço ve Y›ld›z Eylül 2003 tarihinden bu yana Proletarya Partisi saflar›na geçmifllerdir ve Dersim’de flehit düflene kadar da TKP/ML ad›na hareket etmifllerdir. Devrimci Demokrasi, “Ahmet Laço’nun on y›l› aflk›n profesyonel yaflam› içerisinde TKP/ML ile olan resmi birlikteli¤i ve dolay›s›yla TKP/ML’ye göre yoldafll›¤› komünist parti güçlerinin 1992 Nisan’›nda yapt›¤› birli¤e kadard›r” diyor ve “nas›l oluyor da bunlar› hemen yoldafl olarak ilan ediyorsunuz” demeye getiriyor. Bu mant›¤›n savunulacak
Biz geçmiflte sadece sizden de¤il, baflka yap›lardan flehit düflen devrimci savaflç›lar› da anarken, onlar›n nas›l bir çizgiye sahip olduklar›ndan yola ç›kmad›k. O anki düflmana karfl› durufllar› ve dövüfllerini anlatt›k. Onlar›n o anki duruflu ile savunduklar› dünya görüfllerinin elbette bir ba¤› vard›r. Ancak sorun onlar› anarken dünya görüfllerinden hareketle onlar› elefltirmek de¤il, devrimci durufllar›n› ve düflmana karfl› savafl ve direnifllerini anlatma olay›d›r. Biz flimdiye kadar bu yolu izledik ve izlemeye de devam edece¤iz. durumdur. Özellikle Demirda¤’› örnek vermekteki amaç nedir? fiaibe yaratmak istiyorsunuz. Hassas olunan bir konuyu aradan yedi y›l geçtikten sonra yeniden dile getirip Ahmet Laço’ya kara çalmaya, kötü damga vurmaya çal›fl›yor, hesaplaflmak istiyorsunuz. Ancak size bir kez daha hat›rlatmak istiyoruz, tüm bunlar devrimci bir tarz de¤ildir.
18-30 Haziran 2004
30
‹flçi-köylü’den G-8 Z‹RVES‹ F‹YASKO ‹LE SONUÇLANDI! NATO Z‹RVES‹ DE AYNI SONU YAfiAYACAK!
Daha önce de vurgulad›¤›m›z gibi ABD’nin son dönem siyasal yaklafl›mlar›n›n temelini oluflturan nokta, NATO silah›n›n ifllevli bir hale getirilerek dünya pazarlar›n› ele geçirme dalafl›nda daha aktif kullan›lmas›. Bu anlamda son dönem yap›lan emperyalistler aç›s›ndan önemli tüm toplant›lar›n ana gündem maddesini NATO ve baflta Ortado¤u olmak üzere, Hazar ve Kafkaslar› içine alan bölgenin “güvenli¤i” oluflturuyor. G-8 toplant›s›n›n gündem maddelerinden birini de bu oluflturuyordu. Ancak toplant› sonuçlar›n›n kamuoyunda tart›fl›lan boyutu ABD’nin bu konuda bir baflar› sa¤layamad›¤› üzerinde yo¤unlafl›yor. Kimsenin kolay kolay eriflemeyece¤i, halk›n boflalt›ld›¤› bir adada yap›lan zirve ilk olarak 29 y›l önce 5 ülkenin kat›l›m› ile yap›lm›flt›. Bugün Almanya, Kanada, ‹talya, Hollanda, Japonya, Rusya, Fransa, Amerika’dan oluflan ve Türkiye’nin de “demokratik ortak” ça¤r›ld›¤› toplant›n›n bir fiyasko ile sonuçland›¤›n› söylemek yanl›fl olmaz. Dünyan›n zengin petrol kaynaklar›n›n ele geçirilmesi temelinde yürütülen pazarl›klar›n tart›fl›ld›¤› Zirvede ABD istedi¤i sonucu alamad›. Aylard›r Büyük Ortado¤u Projesi olarak kamuoyuna sunulan kanl› projenin fazla ra¤bet görmemesi üzerine ad› patent sahibi ABD taraf›ndan de¤ifltirilerek Geniflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika olarak de¤ifltirildi. Ancak Zirvede bu ismin de tepki toplayaca¤› düflüncesine kap›lanlar yeni bir formülle Büyük Ortado¤u Projesini “Geniflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Ortak Bir Gelecek ve ‹lerleme ‹çin Ortakl›k” haline getirdiler. Demokrasi götürme noktas›nda Irak’ta oldukça teflhir olan ABD proje kapsam›nda önem verdi¤i bu gündemi reformlar›n desteklenmesi boyutuyla s›n›rland›rm›fl durumda.
Zirvede NATO ve eski ad›yla BOP’u tart›flt›rma hedefi içinde olan ABD, bu amac›n› büyük oranda gerçeklefltiremedi. Filistin’deki tart›flmalar›n önemli bir yer tuttu¤u Zirvede bu gündem maddeleri detaylar› ile tart›fl›lamad›. Zirvede buraya ABD’nin “demokratik orta¤›” olarak davet edilen Türkiye baflbakan› R. Tayyip Erdo¤an da yerini “gururla” ald›. Tabi karfl›lama esnas›nda yaflanan burjuva medyan›n deyimiyle “rezilli¤i” saymazsak. Arap ülkelerinin tepkiyle karfl›lad›klar› ABD planlar›na tav›r alarak gelmedikleri zirvede Türkiye’nin böylesine “flaaflal› karfl›lanmas›” ve ›srarl› bir flekilde davet edilmesi önümüzdeki süreç aç›s›ndan oldukça önemli. Zirve ay› olan Haziran ay›nda yap›lacak olan di¤er bir önemli toplant› da ABD-AB toplant›s› olacak. Ve ard›ndan da NATO Zirvesi. Yukar›da da belirtti¤imiz kapsaml› planlar çerçevesinde NATO toplant›s› emperyalistler aç›s›ndan oldukça önemli. ‹lk olarak NATO’nun etkinlik alan›n›n geniflletilmesi projesi kapsam›nda yap›lacaklar›n netlefltirilece¤i bu toplant› Irak bozgunundan ç›kart›lan derslerin de göz önüne al›narak yeni kararlar›n al›naca¤› bir oturum olmas› aç›s›ndan da kritik öneme sahip. Bu geniflleme kapsam›nda düflünülenleri tek tek s›ralarsak; Birincisi bölge ülkelerinin savunma yap›lar›n› NATO’ya entegre etmek; ikincisi bu ülkelerde NATO temas bürolar› kurmak; üçüncüsü NATO özel temsilcilerini görevlendirmek; dördüncüsü ayn› ülkelerin kat›l›m› ile “Çok uluslu terörle mücadele birli¤i” oluflturmak. Yine bu planlar›n›n yan›nda ABD’nin Irak’ta yaflad›¤› kaosa karfl› bir ç›k›fl noktas› olarak denedi¤i ve bu amaçla ‹ncirlik Üssü’nü de kulland›¤› a¤›r, kalabal›k üsler yerine hareketli, çabuk yer
de¤ifltirebilen üs uygulamas› ABD için önem tafl›yor. Bu plan için özellikle K›br›s bu aç›lardan bak›ld›¤›nda ‹ncirlik Üssü kadar hatta daha da fazla önem tafl›yor. Emperyalistlerin bir uçak gemisi gibi kulland›¤› K›br›s Adas› bu yer de¤ifltirme, rotasyon ifllemleri için oldukça elveriflli bir alan durumunda. Bu do¤rultuda ABD’nin att›¤› ad›mlar sadece K›br›s’la da s›n›rl› de¤il. Örne¤in Bulgaristan 16 Aral›k 2003 tarihinde ABD’nin ülkesi içinde üs kurmas›na olanak veren bir karar ald›. 8 Ocak 2004’te ise Polonya ayn› konuda görüflmelere bafllad›. Romanya bu yönlü ad›mlar att›. ‹lerleyen süreçte ABD emperyalizmi 40 bin askerini belli bölgelerden çekmeyi ve 500 üssünün %20’sini kapatmay› düflünüyor. Ancak elbette ki bu ABD emperyalizminin sald›rgan politikalar›ndan vazgeçti¤i anlam›na gelmemektedir. Bu ABD’nin Irak örne¤inde oldu¤u gibi savafl taktiklerinde t›kand›¤›, yeni çareler arad›¤› anlam›nda gelmektedir. Ve Türkiye. Zaten ‹ncirlik Üssü’nü sürekli emperyalistlerin ihtiyaçlar› için aç›k tutan Türkiye’de yeni olarak Karadeniz’de NATO deniz üsleri gündeme geliyor. G-8 toplant›s›nda tart›fl›lan konular›n bafl›nda NATO’nun ifllevi ve bundan sonraki flekillenifli olaca¤›n› yaz›m›z›n bafl›nda dile getirmifltik. Bu kapsamda yap›lacak olan de¤iflikliklere baflland› bile. Örne¤in daha önce de sözünü etti¤imiz ‹zmir’de kurulacak üs meselesinde somut ad›mlar at›lmaktad›r. ‹zmir’de Güney kanad›ndan sorumlu hava operasyonlar›n› denetlemek için Bölge Kuvvet Komutanl›¤› kuruluyor. Konya’da NATO Taktik Hava E¤itim Merkezi oluflturuluyor. 2002 y›l›nda Prag’da yap›lan NATO toplant›s›nda NATO’nun askeri komutas›n›n ald›¤› “ittifak›n tüm misyonlar›n›n hareket gereklerini karfl›layabilecek daha küçük, daha etkili ve konufllanabilir bir yap›ya dönüfltürülmesi” anlay›fl› etraf›nda at›lan bu ad›mlar çerçevesinde özellikle iki stratejik komutanl›k üzerinde duruluyor. Bunlardan ilki NATO’nun tüm operasyonal ifllevi, ittifak›n tüm sorumluluk alanlar›na bakan
Canik Belediyesi iflçilerinden ifl b›rakma eylemi
Samsun’a ba¤l› Canik Belediyesi’nde toplu sözleflme görüflmeleri sürecinde AKP’li Belediye Baflkan› Osman Genç taraf›ndan iflçilerin Belediye-‹fl Sendikas›’ndan istifaya zorlanmas› sonucu gerginlik yaflanm›flt›. Canik Belediyesi’nde
çal›flan 55’i kadrolu, toplam 251 iflçiden, sözleflmeli olarak çal›flan 46 iflçi, üye olduklar› sendikadan istifa etmedikleri gerekçesiyle ücretsiz izne gönderilmifllerdi. Önceki dönem belediye yönetiminden kalan ve bu dönemde de devam eden iflçiler-
den kadrolu olanlara yaklafl›k 3,5 milyar, geçici olanlara ise yaklafl›k 700 milyon lira alacaklar› ödenmiyor. Ba¤l› bulunduklar› sendikadan bask› yoluyla istifaya zorlanmalar› ve alacaklar›n›n ödenmemesi nedeniyle Canik Belediyesi iflçileri 2 Haziran’da ifl b›rakt›lar. ‹fl akitleri ask›ya al›nan arkadafllar› iflbafl› yapt›r›lmadan çal›flmayacaklar›n› söyleyen iflçilerin ifl b›rakma eylemi 3 gün boyunca sürdü. Belediye atölyesinde ifl b›rakma eylemini sürdüren 251 iflçi, sendika ve belediye yönetiminin uzlaflmas› üzerine eylemlerini sona erdirdi. Belediye-‹fl Sendikas› Samsun fiube Baflkan› Mustafa Çift, Belediye ile yapt›klar› görüflmeler sonucunda iflçilerin alacaklar›n›n bir ödeme plan› içinde yap›laca¤›n›, ayr›ca 46 iflçinin de görevlerine dönece¤ini belirtti. (Samsun)
37 Müttefik Harekat Komutanl›¤› yani ACO. ‹kincisi ise Müttefik Dönüflüm Komutanl›¤› yani k›sa ad›yla ACT. ACO üç düzeyli bir komuta aflamas›na sahip. Belçika’n›n Mons kentinde Avrupa Müttefik Komutanl›¤› Karargah› (SHAPE) bulunuyor. Bunun komutanl›¤› ise Avrupa Müttefik Yüksek Komutanl›¤› (SACEUR) yap›yor. Buralar›n irtibatlar› ise Hollanda, Napoli, Portekiz ve ‹talya’da bulunan karargahlar taraf›ndan sa¤lanacak. ACO alt›nda da üç komuta düzeyini oluflturan 6 bölge kuvvet komutanl›¤› kurulacak. ‹zmir-Türkiye, Ramstein-Almanya’da iki Hava Kuvvet Karargah›; Madrit-‹spanya, HeidelbergAlmanya’da iki Kara Kuvvet Karargah›; Napoli-‹talya ve Nurtwood-‹ngiltere’de iki Deniz Komutanl›¤› kurulacak. ‹zmir’deki deniz kuvvet komutanl›¤›n›n bafl›nda bir ABD’li bir general olacak. Yunanistan’da kurulacak olan Hava Operasyon Merkezi’ni de içerecek olan ‹zmir’deki karargah hem stratejik konumu hem de Yunanistan meselesinden dolay› emperyalistler aç›s›ndan oldukça önemli. Tüm bu aç›lardan bak›ld›¤›nda NATO Zirvesinin anlam› emperyalistler aç›s›ndan önemli ve anlafl›l›rd›r. Afganistan’›n ard›ndan Irak’ta yaflanan t›kan›kl›¤›n bugünden yar›na afl›lmas› ve bir biçimde çözülmesi emperyalistler aç›s›ndan kilit sorun durumundad›r. ‹stanbul irvesinde tart›fl›lacak konular ve al›nacak kararlar bu anlamda önemlidir. Önümüzdeki döneme yön verecek politik kararlar›n al›nmas› önemli ölçüde bu zirveye ba¤l›. Yine Türkiye’nin rolü bu zirvede belirlenecek ve çerçevesi karar alt›na al›cak. Bu kararlar› almalar›na izin vermeyelim. dünya halklar›n›n kan›n› döke planlar›n› yapmak için ülkemize ve flehrimize gelecek olan katiler ordusuna karfl› tüm gücümüz ve irademizle karfl› dural›m. Y›llard›r emperyalizme ve siyonizme direnen Filistin halk›, Afganistan ve yine direnifliyle emperyalistleri köfleye s›k›flt›ran Irak halk› bizden bunu bekliyor ve istiyor. Tüm bu beklentilere yan›t olmak için kararl›l›k ve inançla bu s›cak mücdele günlerini karfl›lamaya haz›rlanal›m.
ÇUKUROVA ‹fiÇ‹S‹ D‹RENMEYE DEVAM ED‹YOR Medya patronu Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi oldu¤u Çukurova Tekstil’den 8 ay önce iflten at›lan iflçiler 3 Haziran’da geldikleri Ankara’dan elleri bofl döndüler. Yaklafl›k 8 ay önce iflten at›lan ve aylard›r hiçbir haklar›n› alamayan, sigortalar› yat›r›lmad›¤› için sa¤l›k hizmetlerinden de yararlanamayan iflçiler haklar›n› aramaya devam ediyor. 3 Haziran günü Ankara’ya gelerek örgütlü olduklar› TEKS‹F sendikas›n›n kendilerine sahip ç›kmas›n› isteyen iflçiler, bir sonuç alamadan geri döndüler. ‹flçiler önümüzdeki günlerde aralar›ndan seçecekleri dört temsilci ile flube baflkan›n›n Ankara’ya gelece¤ini ve toplant› yapacaklar›n› belirttiler ve as›l amaçlar›n›n ‹stanbul’a gidip holding önünde bir miting yapmak oldu¤unu söylediler. ‹flçiler ayr›ca di¤er iflçilere de fabrikan›n art›k bitti¤ini ve tek yapacaklar› fleyin birlikte olmak oldu¤unun ça¤r›s›n› yapt›lar. (Ankara)
31
37 Bafltaraf› sayfa 32’de Gürcü Halk Müzi¤i söyleyen Bayar fiahin ve grubu söyledikleri flark›lar›n bar›fla katk› olmas›n› ve iflgalin durmas›n› isteyerek flark›lar›na bafllad›. Grubun de¤iflik enstrümanlar kullanmas› müzi¤e zenginlik katarken kitle horonlarla Bayar fiahin’e efllik etti. Programda ayr›ca Partizan, ‹flçi-Köylü Gazetesi, Yeni Demokrat Gençlik, ILPS Türkiye Seksiyonu, Gebze’deki tutsak Partizan’lar, Çukurova Partizan, ‹flçiKöylü, YDG okurlar›, Adana ‹nce Memed Kitabevi, Sakarya YDG, ‹HD Tarsus fiubesi, ‹stanbul Kürt Enstitüsü, BEKSAV, ESP, Güney Kültür Merkezi, Munzur Çevre ve Kültür Derne¤i, ODAK ve Genç Direniflçiler’in gönderdikleri mesajlar okundu. Tutsak Partizanlar›n mesaj›n›n ard›ndan “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur”, “Tecriti kald›r›n, ölümleri durdurun” sloganlar› hayk›r›l›rken, Partizan mesaj›nda da “Dersim, Tokat, Erzincan, Savafl›yor Partizan”, “Faflizme isyan, halka önder Partizan” sloganlar› at›ld›. Glasor Halk Oyunlar› Ekibi’nin ar-
d›ndan AT‹K ad›na bir konuflmac› “Sizlere AT‹K’ten devrimci selamlar getirdim, sizin direniflçi ruhunuzu orada yaflatmaya çal›fl›yoruz. Buradaki güçlü kavga ruhu emperyalizmi,
komprador kapitalizmi, feodalizmi ve her türden gericili¤i y›kacakt›r. Bu kavga ruhuyla NATO’ya ciddi bir karfl› koyufl sergileyece¤inize inan›yoruz. Yaflas›n Proletarya Enternasyonalizmi” dedi. Çal›flmalar›n› Avrupa’da sürdüren Grup fiiar Türkiye’de ilk defa bir etkinli¤e kat›l›rken “Selam olsun sizlere, kültürü yozlaflt›r›lan, emperyalist haydutlara peflkefl çekilen, katliamlara, iflkencelere maruz b›rak›lan emekçi halk›m›z, sizlere bin selam” diyerek kavga türkülerini, ‹brahim ile ilgili marfllar› söylemeye bafllad›lar. Bu arada kitle içerisinde “‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür/Partizan” yaz›l› afifller ile ‹bo’nun karakalem portreleri aç›l›rken s›k s›k “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”sloganlar› at›ld›. Önderimiz ‹brahim parças›nda binler yumru¤unu s›karak parçaya efllik etti. Program›n son konu¤u Suavi sahnede yapt›¤› konuflmada emperyalizme, faflizme, her türden gericili¤e karfl›
18-30 Haziran 2004 herkesi birleflmeye ça¤›rd›. ‘68 kufla¤›ndan geldi¤ini belirten Suavi 6. filonun nas›l denize döküldü¤ünü hat›rlatarak Deniz’lerin, Mahir’lerin, ‹bo’lar›n ruhunun yakalanmas› gerekti¤ini vurgulad›. Ülke topraklar›n›n yeni ‹bo’lar yaratmaya gebe oldu¤unu belirten Suavi, NATO’ya ciddi bir karfl› koyuflun ancak piknikteki gibi birlikteliklerle olabilece¤ini söyledi. “Devrimci tutsaklar›n ölüm oruçlar›n›, Cumartesi annelerini düflünün, sürekli haf›zan›z› canl› tutun. Sizler Tohum’san›z bu tohumlar› her yere serpin, sulay›n. Ancak bu flekilde emperyalizmi, faflizmi altedebiliriz” diyen Suavi’nin söyledi¤i kavga ve özgürlük türküleriyle coflku doru¤a ulaflt›. Bütün kitle s›k s›k “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “‹stanbul NATO’ya mezar olacak” vb. sloganlar att›. Esenler’de bulunan Nergis Kitabevi, Suavi’ye ‹bo’nun karakalem çal›flmas› portreyi hediye ederken duygu dolu anlar yafland›. Suavi hapishanelerdeki devrimci tutsaklara arma¤an olarak “Gidip de dönmemek var” isimli parças›n› da seslendirdi. Suavi’nin söyledi¤i Çav Bella parças› ile program saat 20.30’da sona erdi.
‹zlenimler...‹zlenimler...‹zlenimler...‹zlenimler...
Haziran ay›nda ‹stanbul’da yap›lacak olan NATO Zirvesine karfl› genifl halk y›¤›nlar›n› bilinçlendirmek, zirveyi ve emperyalistleri teflhir ederek, kitlelerde anti-emperyalist bilinci uyand›rmak için 13 Haziran tarihinde yapt›¤›m›z piknik, di¤er y›llarda oldu¤u gibi olumluluklar› ve olumsuzluklar›yla ö¤retici bir tecrübe olarak mücadele birikimimize yaz›ld›. Piknik öncesi emekçi semtlerde yap›lan çal›flmalar deneyimin as›l halkas›n› oluflturdu. Hem onlardan ö¤rendik, hem de bir fleyler ö¤retmeye çal›flt›k. Yine sitemle kar›fl›k bizleri bekleyen emekçiler vard› karfl›m›zda. Yoksulluklar›na ra¤men yüreklerindeki zenginliklerle karfl›lad›klar› sofralar›nda paylafl›lan bir dilim ekme¤in de¤eri bizler ve onlar için baflkayd›. Bizlerin piknik faaliyetinin amac› sürece müdahale etmek, siyasal geliflmeleri, ülkemiz gündemini halk›m›za anlatmak ve kolektif yaflam› içsellefltir-
mektir. Bunun yan›nda piknik öncesi faaliyete kat›lanlar› örgütlülü¤e bir ad›m daha yak›nlaflt›rmakt›r. Geçen y›l pikni¤imize gelen kitleyi bu y›l da katmak amac›m›z aras›ndayd›. Ancak bununla s›n›rl› kalmayarak daha genifl kitlelere de ulaflmak ve onlar› da gelenekselleflen bu etkinli¤imize çekmek hedefimizdi. Piknik alan›nda gördü¤ümüz yeni yüzler bu hedefin k›smi anlamda da olsa baflar›ld›¤›n› gösterdi bizlere. Piknik alan›na girildikten sonra birçok yerde kahvalt› sofralar› kolektif tarzda haz›rland›. Kahvalt›dan sonra gruplar oluflturularak halaylar çekildi. Türküler, marfllar birlikte söylendi. Birbirlerini ilk defa gören yüzlerce yürek ayn› anda, ayn› fleyleri yapman›n coflkusunu yaflad›lar. Bu y›lki pikni¤e daha çok gençlerin kat›lmas› da dikkatimizi çeken bir yand›. Daha çok gençlerin olmas› pikni¤e ayr› bir hava ve coflku katt›. Havan›n gölgede 35 derece olmas›
ö¤len sahnede yap›lan etkinliklere ilgiyi az gibi gösterse de kitlenin bulunduklar› yerden etkinlikleri ilgiyle dinledi¤i, izledi¤i görüldü. Türkçe, Kürtçe, Gürcüce türküler, ezgilerle coflan kitle halaya, horona durdu. Çeflitli kültürlerin bir arada kaynaflmas› güzel görüntüler oluflturuyordu. Tiyatro etkinli¤i, Artvin, Diyarbak›r yöresinin halk oyunlar› büyük bir be¤eniyle izlendi. Özellikle “S›n›r” adl› tiyatro oyunu s›ras›nda havan›n çok s›cak olmas›na ra¤men kitle uzun süren oyunu dikkatle izledi. Baflta Suavi olmak üzere sahneye ç›kan tüm sanatç›lar, tüm konuflmac›lar ve pikni¤e gönderilen tüm mesajlarda emperyalist sald›rganl›k, özelde de ABD emperyalizminin dünya halklar› üzerindeki katliamlar›, iflgalleri anlat›ld›. Suavi yapt›¤› konuflmada pikni¤e kat›lan kitleyi oldukça etkiledi. Kitleye hep
bir a¤›zdan att›rd›¤› sloganla ve yine hep bir a¤›zdan söyletti¤i türkülerle atmosferi oldukça etkiledi. Yap›lan konuflmalarda NATO Zirvesinin ‹stanbul’da yap›lmas›n›n utanç verici oldu¤u belirtilirken TC ufla¤›n›n ABD emperyalizmine ba¤›ml› oldu¤u vurguland›. NATO Zirvesine karfl› koyman›n, birlikteli¤in önemine vurgu yap›ld›. Program›n bafllamas›ndan bitimine kadar s›kça ABD ve NATO karfl›t› sloganlar at›ld›. Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n resminin bulundu¤u “Unutmak ‹hanettir” yaz›l› pankart, “‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür” afiflleri ve ‹bo’nun karakalem portreleri dikkat çekiciydi. Piknik sonuç itibar›yla amac›na ulaflt›. Dedi¤imiz gibi objektif olarak baz› ufak-tefek aksakl›klar yaflansa da halka verilmek istenilen mesaj verildi, halk›n kaynaflmas› sa¤land›. Herkes piknikten coflku ve umutla ayr›ld›.
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:14/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP Bask›: Gün Matbaac›l›k
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30 ➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72 ➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84 ➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84 ➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54
Genel Da¤›t›m: YAY-SAT
➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N
@mail: umutyayimcilik@superonline.com
➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Binler umudu tohumca büyütmenin coflkusunu yaflad› Tohum Kültür Merkezi’nin geleneksel olarak düzenledi¤i Partizan eme¤iyle yo¤rulmufl “Umudu Tohumca Büyütece¤iz” Pikni¤i 13 Haziran Pazar günü Kemerburgaz Azizpafla piknik alan›nda yap›ld›. Bir kez daha umudu tohumca büyütenlerin, binlerce tohum dostunun bir araya geldi¤i piknikte emperyalizme, faflizme karfl› birlik, beraberlik içinde karfl› konulaca¤› hayk›r›ld›. Dünya gündemine oturan NATO Zirvesinin halklara daha fazla sömürü, zulüm ve kan zirvesi olaca¤› hayk›r›ld›. Kürtçe, Türkçe, Gürcüce söylenen türküler, ezgiler, marfllarla coflku dolu anlar yafland›. “Umudu Tohuma, Tohumu Topra¤a Sald›k / Tohum Kültür Merkezi”, “Umudu Tohumca Büyütece¤iz”, “Emperyalist Sald›rganl›¤a, ‹flgale ve NATO’ya Hay›r!/Partizan”, “NATO’ya Hay›r! Savafl Makinesi NATO da¤›t›ls›n!/AT‹K”, “NATO Halklar›n Katilidir, Non Pasaran/ILPS”, “Emperyalizme Karfl› Örgütlen, Anti-emperyalist mücadeleyi Yükselt!/Yeni Demokrat Gençlik” ve ‹bo’nun resminin alt›nda “Unutmak ‹hanettir” yaz›l› pankartlar›yla piknik alan› donat›l›rken Umut Yay›mc›l›k, YÇKM, ODAK, Ça¤r›, Ceylan Yay›nlar› ve K›z›lbayrak da pankartlar›yla birlikte stand açt›lar. Yaklafl›k 5 bin kiflinin kat›ld›¤› piknik tüm devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan Tohum Kültür Merkezi ad›na Sefagül Kesgin’in yapt›¤› konuflmayla bafllad›. Kesgin “Umudu tohumca büyütmenin bilinçlere, yüreklere yeni yeni tohumlar› serpmenin coflkusuyla merhaba! Komünist Önder ‹brahim Kaypakkaya, Marksizm-LeninizmMaoizm’in bu topraklara düflen ilk tohumuydu. Mustafa Suphi ve yoldafllar›n›n katledilmesinin ard›ndan komünistlerin önderli¤indeki s›n›f mücadelesinin baflar›ya ulaflmas›d›r Kaypakkaya” dedi. Kesgin konuflmas›n›n devam›nda dünyada ve ülkemizdeki geliflmeleri, süreci anlat›rken 2829 Haziran’da ‹stanbul’da NATO Zirvesinin yap›lmas›n›n planlanmas›n›n utanç verici oldu¤unu belirterek ülkemiz patron-a¤alar›n›n uflakl›k tav›rlar›na karfl› proletaryan›n tavr›n›n konulaca¤›n› söyledi. “Da¤›lman›n de¤il, birleflmenin, karamsarl›¤›n de¤il umudun, y›lg›nl›¤›n de¤il direniflin ad› olmal›y›z. Bu bilinçle 28-29 Haziran’da ‹stanbul’a gelen katil sürülerini karfl›lamal›y›z” diyen Kesgin “‹brahim’lerin, Deniz’lerin, Mahir’lerin, Mazlum’lar›n, 15-16 Haziran iflçi direniflinin ruhuyla emperyalizme ve uflaklar›na ‹stanbul’u
dar edece¤iz” dedi. Kesgin, emperyalizmin ve uflaklar›n›n sald›r›lar›na karfl› ancak ve ancak örgütlenerek karfl› konulabilece¤ini de vurgulad›. Ard›ndan TUYAB ad›na bir konuflma yapan ‹smail Karagöz birlik ve dayan›flman›n önemi üzerine konuflarak Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›n›n getirece¤i sald›r›lardan bahsetti ve devrimci tutsaklara sahip ç›k›lmas›n› istedi. Çal›flmalar›n› TKM bünyesinde sürdüren Glasor Halk Oyunlar› Ekibi’nin Diyarbak›r ve Artvin yöresi oyunlar›n›n ard›ndan sahneye Koma Ag›re Jiyan ç›kt›. Ag›re Jiyan, “Bar›fl, kardefllik ve özgürlü¤e olan inanc›m›zla sizleri selaml›yoruz” diyerek söyledikleri Kürtçe parçalarla kitleyi coflturdu. Çekilen halaylar›n ard›ndan Devrimci Demokratik Sendikal Birlik ad›na konuflan Ali Y›ld›z da Nisan Günefli’nin ve May›s›n k›z›ll›¤›yla kitleyi selamlad›. ‹flçi s›n›f›n›n ancak örgütlenerek emperyalizme, feodalizme ve her türden gericili¤e karfl› koyabilece¤ini belirten Y›ld›z, NATO Zirvesine karfl› herkesi alanlara ça¤›rd›. “Bir ses geliyor dostlar, umudu doldurarak torbas›na El alm›flt›r Pir Sultan’dan, Ruhi Su’dan Ve yüre¤i de¤er, yüre¤imize dostlar Gelin bu sesle, co¤rafyam›z›n ›rmaklar›nda, ya¤murlar›nda Islanmaya ç›kal›m Da¤lara ç›kal›m dostlar, da¤lara…” TKM’de ba¤lama e¤itmenli¤i yapan Atilla Meriç ve kursiyerleri sahneyi al›rken Meriç, söyledikleri parçalar› Irak’ta öldürülen 6 bin çocu¤a hitaben okudu¤unu belirterek “Irak’l› çocuklar›n öfkesi emperyalistlerin belas›n› verecektir” dedi. Meriç ve kursiyerlerinin dinletisinin ard›ndan programa ara verildi. Verilen aran›n ard›ndan çal›flmalar›n› TKM bünyesinde sürdüren Barbara Halk Sahnesi oyuncular›, yönetmenli¤ini Mine Ergen’in yapt›¤› “S›n›r” adl› oyunu sergiledi. Emperyalist sald›rganl›k ve ABD-Türkiye iliflkilerinin anlat›ld›¤› oyun kitle taraf›ndan be¤eniyle izlendi. “O, Gürcistan denen bir ülkenin de¤il yaln›z, Dünya denen o büyük ülkenin ezgi harman›n› alm›flt›r avuçlar›na Ve paylafl›r bizimle kardefllik ad›na Sal›nca gökyüzüne yurdundan getirdi¤i türküleri” Devam› sayfa 31’de
Kitle içerisinde “‹brahim Kaypakkaya Ölümsüzdür/Partizan” yaz›l› afifller ile ‹bo’nun karakalem portreleri aç›l›rken s›k s›k “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim Kaypakkaya”sloganlar› at›ld›.
“Devrimci tutsaklar›n ölüm oruçlar›n›, Cumartesi annelerini düflünün, sürekli haf›zan›z› canl› tutun. Sizler Tohum’san›z bu tohumlar› her yere serpin, sulay›n. Ancak bu flekilde emperyalizmi, faflizmi altedebiliriz.”