YDYIK39

Page 1

YEN‹ DEMOKRAS‹ YOLUNDA

www.iscikoylu.org

Say›: 2004-15

39

*Y›l:2 *15-28 Temmuz 2004 *Fiyat›: 750. 000 TL ISSN:1303-9350

NATO Zirvesi sonuçlar› bizlere yeni görevler yüklüyor

DAHA FAZLA D‹REN‹fi, DAHA YAYGIN D‹REN‹fiLER...

den

‹flçi

lü’ köy

NATO Zirvesinin Sonuçlar›: Sald›r›ya Karfl› Direnifl, Daha Yayg›n Direnifller Sayfa 30

✔ Öncesi ve esnas› ile; al›nan kararlar›, hatta yap›lan bas›n toplant›lar›nda emperyalizmin temsilcilerince sarf edilen sözleri ile NATO’nun ‹stanbul Zirvesi flafl›rt›c› hiçbir özellik tafl›madan geliflti ve sonuçland›. Ayn› durum, emperyalistlerin bu toplant›s›na karfl› ülkemizdeki bütün s›n›flar›n çeflitli siyasi temsilcilerinin verdikleri tutumda da kendini göstermifltir. NATO Zirvesi, ABD emperyalizmi aç›s›ndan Haziran boyunca gerçeklefltirilen G-8, ABD-AB toplant›lar› ve ‹KÖ D›fliflleri Bakanlar› toplant›lar›nda olgunlaflt›r›lan bir sürece son noktan›n konulaca¤› final niteli¤i tafl›yordu. ✔ NATO ‹stanbul Zirvesi, nafile de olsa ABD aç›s›ndan gelinen aflamada istedi¤ini elde etti¤i bir toplant› oldu. Irak’taki iflgal birliklerine NATO üniformas› giydirmenin koflullar› da önceki toplant›larla ortaya ç›kt›¤› üzere henüz olgunlaflmam›flt›. Oysa Afganistan’da yeni ad›mlar atman›n (Ka-

bil’in d›fl›na ç›kma) flartlar›/zorunlulu¤u vard› ve bu yönde ilerlenebilir, Irak’ta “güvenlik kuvvetlerine e¤itim verme” ad› alt›nda NATO iflin içine resmen bulaflt›r›labilir, GOKAP konusunda da ortak bildirilere “anlay›fl ve temel kavramlar yerlefltirilerek” projenin esaslar› fl›r›nga edilebilirdi. ✔ Zirve günlerinde yap›lan Irak’ta yönetimin “devrinin” hemen ard›ndan direniflçilerin sald›r›s›nda 3 ABD’li askerin ölmesi, ABD emperyalistlerinin sahte gülücüklerini yüzlerinde dondurdu. Direniflçilerin bu anlaml› mesaj› Zirve günlerinde Okmeydan›’nda kurulan barikatlarla birleflerek direniflin geliflece¤i ve yayg›nlaflaca¤› umutlar›n› ço¤altt›. Emperyalistlere ve yerli uflaklar›na rahat vermemek, planlar›n› yaflama geçirmelerini engellemek ve nihayetinde bu köhne sistemi yerle bir etmek için NATO Zirvesi sonuçlar›n›n bizlere yükledi¤i görevlere dört elle sar›lal›m.


15-28 Temmuz 2004

2

Standart Kargo İşçisi Direnişte ‹zmir’in P›narbafl› ilçesinde bulunan Standart Kargo iflçileri TÜMT‹S sendikas›na üye olduklar› için MHP’li patron taraf›ndan iflten ç›kar›ld›. Bunun üzerine direnifle geçen iflçiler fabrika önünde beklemeye bafllad›. Patron ise Ülkü Ocaklar›’ndaki faflistleri fabrikaya iflçi olarak ald›. Bu iflçiler hem patrona yard›m ederken hem de sürekli polis eflli¤inde direniflteki iflçilere sald›r›yor. Geçti¤imiz günlerde yine sald›r›ya geçen iflçiler ve polis birkaç iflçiyi yaralad›. ‹flçilerden biri b›çaklan›rken, birisi aç›lan atefl sonucu yüzüne gelen saçmalardan yaraland›. Bir iflçi de bafl›na ald›¤› sopa darbelerinden yaraland›. Sald›r›ya karfl› savunmaya geçen iflçiler de tafllarla karfl›l›k verdiler. Daha sonra iflçilerin aileleri ve mahalle halk› da olay yerine gelince faflistler geri çekilmek zorunda kald›lar. Patronun ifle ald›¤› faflistlerin sald›r›lar› üzerine direniflteki iflçileri ziyarete ve röportaj yapmaya giden gazetemiz ‹zmir büro çal›flan› Erdinç Özbay da engellenmek istendi. Çal›flan›m›z iflçilerle söylefli yapt›ktan sonra fabrikay› ve fabrikaya as›lan Ülkü Ocak’lar› bayra¤›n› görüntülemek isterken polisin müdahalesine maruz kald›. Çal›flan›m›z›n haber yapmas›n› engellemek isteyen polis, muhabirimizin bas›n kart›na el koydu. Bu s›rada muhabirimizi sahiplenen iflçiler “arkadafl bizimle röportaj yapmaya geldi. Niye engelliyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi. Polis iflçilere de tehditkar yaklaflt›. K›sa süre sonra bas›n kart›n› alan çal›flan›m›z tekrar iflçilerin yan›na döndü. TÜMT‹S Sendikas› ‹zmir fiube yöneticisi Cengiz Bildirici ve direniflteki Standart Kargo iflçisi Özgür Y›lmaz’dan direniflle ilgili görüfllerini ald›k. Cengiz Bildirici: Standart Kargo Varan Koç’un devam›d›r. Standart Kargo aç›ld›ktan sonra bütün ifl buraya kayd›r›ld›. Burada 9 arkadafl çal›fl›yordu. Biz 9 arkadaflla iliflkiye geçip sendikaya üye yapt›k. Yaklafl›k iki ayd›r bekleme sürecindeydik.

Bu arada Ankara’da yetki beklerken patron durumu ö¤renip arkadafllar› iflten att›. ‹flin kötü koflullar›ndan kaynakl› sabah 8.00 gece 01.00’ lere kadar çal›fl›yorlard›. Akflam yeme¤i yok, mesai ücreti yok. 350 milyon gibi bir ücrete çal›fl›yorlard›.Yol paras› verilmeyerek burada sömürülüyorlard›. Biz burada yedi kifliyle direnifle ç›kt›¤›m›zda

Sendikaya üye oldu¤umuzdan dolay› iki ay öncesine kadar bizi iflten att›lar. Burada MHP’den silahl› flah›slar› getirdiler. Bir hafta yan›m›zda çal›flan bu flah›slar bizi sendikadan istifaya zorlad›lar. Afl›r› derecede bask›lar oldu. Belli vaatlerde bulundular. Biz de kararl› oldu¤umuzu ve sendikadan ayr›lmayaca¤›m›z› söyledik. Bugün ifle geldi¤imizde kap›daki 8 MHP’li korumas›yla bizi içeriye almad›lar. ilk hafta iflveren MHP’de yönetici oldu¤undan dolay› çeflitli Ülkü Ocaklar›ndan insanlar getirdi. Buradaki arkadafllara içeriden yaklafl›k 35-40 kiflinin sald›rmas› sonucu bir arkadafl›m›z b›çakland›, bir arkadafl›m›z› da otomatik tüfekle yaralad›lar. Bu kifliler Ülkü Ocaklar›ndan getirilen sald›rganlard›r. Patron zaten MHP il yöneticisi. Direniflteki iki MHP’li arkadafl yan›m›zdayd›. Onlar› elediler. Buradaki befl arkadaflla halen direnifl yerindeyiz. Bizim buradaki amac›m›z sendikal› olmak, iflçilerin sosyal haklar›n›, mesai ücretlerini almak. Manevi destek bekliyoruz, inançl›y›z, mutlaka burada örgütlenece¤iz.

Özgür Y›lmaz: Biz ilk etapta buraya bafllarken ifl koflullar›n›n a¤›r oldu¤unu biliyorduk. Bu yüzden patronun iflçiyi ezip, s›rt›ndan kene gibi kan emdi¤ini biliyorduk. ‹fle bafllad›¤›m›zda 7-8 kamyonda 8-9 kifli biz bu ifli yap›yorduk. Her gün gece yar›lar›na kadar çal›fl›yorduk. Karfl›l›¤›nda hiçbir fley alam›yorduk. Ö¤le yemeklerinde kendilerinin yemeyece¤i yemekler ç›kar›yorlard›. Yani köpe¤in önüne koysan köpe¤in yemeyece¤i yemeklerdi. Akflam saat 21.00 olunca da ifl bitmiyordu tabi. Akflam yeme¤i yemek istiyorduk. Kendi cebimizden, arkadafllar›m›zla aram›zda para toplay›p yiyorduk. Bunun böyle gitmeyece¤ini anlad›k. 9 arkadafl bir araya geldik. Kararl› bir sendika oldu¤u için TÜMT‹S’ i bulduk. Bu zaman içinde de “sizin sigortan›z› flu gün yapaca¤›m, bugün yapaca¤›m” diyerek bizi sallad›lar. Sigortam›z› yapmad›lar. Sendikaya üye oldu¤umuzdan dolay› iki ay öncesine kadar bizi iflten att›lar. Burada MHP’den silahl› flah›slar› getirdiler. Bir hafta yan›m›zda çal›flan bu flah›slar bizi sendikadan istifaya zorlad›lar. Afl›r› derecede bask›lar oldu. Belli vaatlerde bulundular. Biz de kararl› oldu¤umuzu ve sendikadan ayr›lmayaca¤›m›z› söyledik. Bugün ifle geldi¤imizde kap›daki 8 MHP’li korumas›yla bizi içeriye almad›lar. Arkada da 30-40 kifli bekletiyormufl. “Sizin iflinize son verdim. Hiçbir hakk›n›z yok” dedi. Kimse böyle iflten at›lamaz. Biz de fabrikan›n karfl›s›nda direnifle geçtik. Sendikadan arkadafllar geldiler. Burada beklemeye bafllad›k. Bu bekleme süreci de zor geçti. Biz inand›¤›m›z için zor gelmedi. Direnifle sonuna kadar devam edece¤iz. Biz y›lmay›z, iflçiyiz. Onlar›n bizden y›lmas› laz›m. Biz kazand›r›yoruz, onlar yiyorlar. Patron bizden büyük de¤il, biz patrondan daha büyü¤üz. Biz yaln›z de¤iliz. TÜMT‹S gibi sendikalar oldukça patron bizden küçük oldu¤unu görecektir. (‹zmir)

‹stanbul ‹HD’den Kulak Kesenlere Dair Suç Duyurusu 26 Temmuz günü TC devletinin kolluk güçlerinin HPG gerillalar›yla fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda girdi¤i çat›flmada ölü olarak ele geçirdi¤ini iddia etti¤i, vücudunda çeflitli iflkence izleri ve yüzünde de tüfek dipçi¤i ile yap›lm›fl darplar›n izleri bulunan, kulaklar› ise kesilmifl olan Meas Reflit Reflo’nun asl›nda sa¤ ele geçirildi¤i ve gördü¤ü iflkence ile öldürüldü¤ü iddias› üzerine ‹HD ‹stanbul fiubesi, fi›rnak Cumhuriyet Savc›l›¤›na sunulmak üzere ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›na suç duyurusunda bulundu. 10 Temmuz Pazartesi günü Sultanahmet Adliyesi önünde bir araya gelen kitle ellerinde Meas Reflit Reflo’nun adli tabipten ailesine verilirken çekilmifl resimlerini tafl›yarak bas›n işçi-köylü senin sesin!

aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›nda suç duyurusuna kat›lan DEHAP, ESP, TUAD, GÖÇ-DER, Özgür Toplum Partisi, SDP ve KESK ad›na konuflan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Av. Eren Keskin; Reflo’nun sa¤ ele geçirilip iflkence ile öldürüldü¤ünü anlatarak “iflkenceye s›f›r telorans” diyenlerin izah bile edemeyece¤i bir durumun varoldu¤unu bu konu da ise bu uygulamalar›n önünü açanlara as›l dava aç›lmas› gerekti¤ini söyledi. Av. Eren Keskin bas›n aç›klamas›ndan sonra Cumhuriyet Savc›l›¤›na suç duyurusu dilekçesini vererek delil olarak da 7 Temmuz tarihli gazetelerde ç›kan insanl›k d›fl› foto¤raflar› verdi. Yap›lan suç duyurusunun ard›ndan kitle sessizce da¤›ld›. (‹stanbul)

ABONEL‹K fiARTLARI 6 AYLIK: 10.200.000 1 YILLIK: 20.400.000

OKU-OKUT! ABONE OL! ABONE BUL!

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›rarak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z. Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

39 MAO‹ST GER‹LLALAR NEPAL’DE EYLEM YAPTI Nepal’de Maoist gerillalar›n 5 Temmuz günü düzenledi¤i bir sald›r›da 12 polisin öldü¤ü ö¤renildi. Nepal ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n aç›klamas›na göre, Katmandu’nun güneyindeki Bindhibasini köyünde geçti¤imiz hafta kaç›r›lan bir ifladam›n› kurtarmak için operasyon düzenleyen polisler gerillalar›n pususuna düfltü. Pusu sonucunda ç›kan çat›flmada 12 polisin öldü¤ü kaydedildi. Söz konusu çat›flma Nepal’de 1 aydan beri yaflanan en ciddi çat›flma özelli¤i tafl›yor. PAR‹S’TE S‹VAS fiEH‹TLER‹ ANILDI 2 Temmuz 1993’te faflist Türk devletinin her türlü imkan ve yard›m›yla, gerici ve sivil faflistler taraf›ndan katledilen 33 ayd›n Paris’te yap›lan bir anma etkinli¤i ile an›ld›. Anma etkinli¤i Strasbourg Saint Denis Kemeri’nin önünde bafllad›. Sivas flehitleri flahs›nda devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. ASEP, ACT‹T, HÖC, ODAK, B‹R-KAR, FDHA imzal› ortak bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan, okunan fliirler ve birçok sanatç› taraf›ndan okunan devrimci türkü ve halaylarla etkinlik saat 20:00’de son buldu. NATO Z‹RVES‹ KARfiITI EYLEMLER NATO Zirvesi’ne karfl› Avrupa çap›nda yap›lan etkinlikler kapsam›nda Avusturya’n›n baflkenti Viyana’da da çeflitli etkinlikler düzenlendi. Bu etkinlikler 20 Haziran 2004 tarihinde AT‹GF lokalinde ayr›ca 24 Haziran 2004 tarihinde Viyana Üniversitesinde NATO zirvesi ve Büyük Ortado¤u Projesi konulu iki Panel düzenlendi. Ayr›ca 26 Haziran 2004 tarihinde Viyana’da içinde Federasyonumuz ATIGF ve çeflitli devrimci ve demokratik kurumlar›n kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlendi. NATO ve emperyalizm karfl›t› slogan ve konuflmalar›n yap›ld›¤› yürüyüfl saat 12:00’de Viyana Westbahnhof’dan bafllad› ve ABD Konsoloslu¤u önünde yap›lan mitingin ard›ndan sona erdi. Canl› ve disiplinli bir havada geçen yürüyüfle kat›l›m azd›. Kitle ABD Konsoloslu¤u önünde yap›lan konuflmalar›n ard›ndan devrim and› içerek da¤›ld›. Avusturya Türkiyeli ‹flçi Gençlik Federasyonu

BANKA HESAP NUMARALARI Emriye Demirk›r Ziraat Bankas› ‹stanbul/Aksaray fiubesi Euro Hesab›: 0751 0067 5731 0000 009 TL Hesab›: 0751 0067 5743 0000 009 ‹fl Bankas› ‹stanbul/Aksaray fiub. Euro Hesab›: 1002 1130549-TL Hesab›: 1002 1180043 Vak›fbank Valide Sultan fiubesi Euro Hesab›: 00158 048 000 213746


3

39

15-28 Temmuz 2004

28-29 HAZ‹RAN NATO Z‹RVES‹ VE EMPERYAL‹ST KUTUPLAfiMANIN DER‹NLEfiMES‹ Son y›llarda uluslararas› alanda kapitalistemperyalist sistemin içine girdi¤i süreç hem iç çeliflkileri, hem de emperyalistler aras› çeliflkileri daha derinlefltirmifltir. Uluslararas› mali sermayenin temsilcileri, ç›karlar› do¤rultusunda girdikleri yeni saflaflmayla süreci daha çat›flmal› bir rotaya sokmufllard›r. Yaflanan bu pratik, emperyalistler aras› iliflkilerde son tahlilde belirleyici olan unsurun pazar rekabeti ve dünyaya hükmetme mücadelesinin oldu¤unu bir kez daha göstermifltir. Nitekim bu pazar kavgas›n›n bafl›n› çeken ABD emperyalizmi tek bafl›na dünyaya sahip olma dürtüsüyle hareket ederken; AB, Çin, Rusya, Japonya vb. emperyalist devletler de daha fazla pazara sahip olma ve uluslararas› etkilerini daha da gelifltirme emelleriyle hareket etmektedirler. Emperyalistler aras› çeliflkiler bundan sonra daha da geliflecektir. BOP yaftas›yla gücünü ve egemenli¤ini daha da pekifltirmek isteyen ABD, denetimindeki NATO’nun jeo-politik stratejisini de salt kendi emperyalist ç›karlar› do¤rultusunda gelifltirip, Avrasya’ya tek bafl›na egemen olmak hayalindedir. Ancak ABD’nin bu emelleri di¤er emperyalistlerle olan çeliflkileri daha da derinlefltirmektedir. ABD’N‹N TEK KUTUPLU S‹STEM HAYAL‹ VE DER‹NLEfiEN ÇEL‹fiK‹LER 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonra emperyalistler aras› mücadele ve saflaflmada ABD üstünlü¤ü ele geçirmiflti. Savaflta yenilgiye u¤rayan rakiplerinin d›fl›nda müttefiki durumunda olan emperyalist devletlerin de a¤›r hasarlara u¤ramas› ve sosyalist blokun güçlenmesi ve geliflmesi, savafl sonras›ndaki emperyalizmin konjonktüründe ABD’yi bat›l› emperyalistlerin lideri haline getirmiflti. Savafl sonras›n›n tahribatlar›n›n onar›ld›¤› bu süreçte bat›l› emperyalistlerde ‘70’li y›llara kadar genelde istikrarl› bir hat izlendi. Ancak sistemin hatt› görelidir. Dolay›s›yla sistem içi ekonomik, sosyal, siyasal çeliflkilerin geliflmesi ve derinleflmesi esas e¤ilimdir. Nitekim RSE’nin de havlu atmas›yla birlikte uzlaflma süreci yerini tekrar emperyalistler aras› kutuplaflman›n ve saflaflman›n giderek daha derinleflti¤i bir sürece b›rakm›flt›r. Oysa ABD, emperyalistler aras› iliflkilerde tek kutuplu hatt›n savunuculu¤unu yapmaktad›r. ABD emperyalizmi dünyaya tek bafl›na egemen olmak istemekte ve rakiplerinin de kendisine tabi bir hatta yer almas›n› savunmakta olup, bu do¤rultuda politik-stratejik bir hat izlemektedir. Büyük Ortado¤u Projesi (BOP) ad› alt›nda ABD taraf›ndan gündeme getirilen bu politika ile bu hat hedeflenmektedir. ABD emperyalizmi rakiplerine k›yasla hala en güçlü emperyalist devlettir. Hala en fazla sermaye ihraç eden ve en fazla pazarlara sahip olan devlettir. Silah ve askeri bak›mdan da en geliflmifl devlettir. Dolay›s›yla di¤erlerine k›yasla, karfl› devrimci güçler üzerinde hala en fazla otoriteye sahip devlet de ABD emperyalizmidir. Lakin ABD’nin di¤er emperyalistlere dayatt›¤› “kendisine ba¤l› tek kutuplu konjonktür” de mümkün olmam›flt›r. Kâr h›rs› ve daha fazla pazara sahip olma dürtüsü emperyalistler aras› iliflkilerde esast›r. Rekabet ve politik üstünlük mücadelesi emperyalist sistemi girilen her süreçte emperyalistler aras› saflaflmalara itmifltir. Bu nedenle ABD emperyalizminin di¤er rakiplerine dayatt›¤› kendi he-

gemonyas›nda tek kutuplu stratejik hat mümkün olmam›flt›r. ABD emperyalizmi tüm üstünlüklerine ra¤men giderek gerilemekte ve karfl› devrim üzerindeki otoritesi de zay›flamaktad›r. Yak›n döneme kadar birlikte hareket etti¤i emperyalist devletlerin önemli bölümüyle giderek saflaflma sürecine girmektedir. Ekonomik bak›mdan rakiplerine k›yasla hala en üstün devlet olmas›na karfl›n, giderek de gerilemeye bafllam›flt›r. ‹stikrarl› süreçte lehte en fazla etkilenen ABD, dünya çap›ndaki krizin tahribatlar›ndan da en fazla etkilenen emperyalist güçtür. NATO Z‹RVES‹ VE BOP STRATEJ‹S‹ Gerileme kayg›s› ABD’yi sald›rganlaflt›rm›flt›r. Ortado¤u, Kafkaslar, Uzakdo¤u gibi bölgelerde birçok devlete sald›r›p, pazar alanlar›n› geniflletmek, sömürü oranlar›n› art›rmak, dünya çap›nda stratejik üstünlü¤ünü güçlendirmek hedefiyle Afganistan ve Irak’a yap›lan askeri sald›r›lar, ciddi direnifllerle karfl›laflm›flt›r. ABD planlad›¤› emperyalist emellerine ulaflamad›¤› gibi, girdi¤i ülkelerde askeri ve siyasi bak›mdan t›kanm›fl kalm›fl ve h›zla dünya çap›nda teflhir olma sürecine girmifltir. Di¤er emperyalist devletlerle olan çeliflkileri de giderek derinleflmifltir. Almanya ve Fransa’n›n bafl›n› çekti¤i kutupla, Çin ve Rusya’n›n bafl›n› çekti¤i di¤er emperyalist kutuplar›n ABD ile çeliflkileri artm›flt›r. Her ne kadar ABD ile çeliflkileri olan bu emperyalist devletler ekonomik, askeri, siyasi bak›mdan henüz so¤uk savafl dönemindeki gibi s›k› bir saflaflmaya gitmemifllerse de, BOP süreci de çeliflkilerin giderek daha derinleflece¤i bir rotaya sokacakt›r. Amerikan emperyalizmi di¤er emperyalistlere karfl›n hükmünü ve egemenli¤ini dünya çap›nda gelifltirmek istemektedir. BOP ad› alt›nda dünyan›n en verimli bölgelerini içine alan Avrasya’ya tek bafl›na sahip olmak isteyen ABD, denetimindeki NATO’yu da bu alana tafl›mak istemektedir. Bu nedenle son NATO Zirvesi’nde bu durum gündeme gelmifltir. Amac› bu alanlara aç›lacak NATO üsleriyle petrol, do¤al gaz ve di¤er enerji kaynaklar› bak›m›ndan hayli zengin olan bu topraklar üzerinde ekonomik üstünlük sa¤lamakt›r. Ve bu do¤rultuda bu bölgenin ABD kökenli çok uluslu tekellerin denetimine geçmesi için gerekli olan koflullar› oluflturmakt›r. Böylelikle en verimli alanlarda ABD kökenli flirketlerin tümden üstünlü¤ünü sa¤lamak ve dünya çap›ndaki askeri ve siyasi hegemonyas›n› daha da pekifltirmeyi hedeflemektedir. ABD emperyalizmi son NATO Zirvesi’ni gündeme getirirken, baflta iflgal etti¤i Irak’ta kendi ve yandafllar›n›n askerlerinin d›fl›nda, Almanya, Fransa gibi emperyalist devletlerin de askeri iflgalini gündeme getirmek ve iflgaldeki askeri gücü art›rmay› hedeflemifltir. Böylece di¤er emperyalistleri de kendi etkinli¤indeki NATO askeri kurumu üzerinden kendi denetiminde seferber etmeyi planlam›flt›r. Böylece ABD’nin hedefi, kendi liderli¤inde NATO’yu Asya’ya kayd›rmak ve Avrupal› rakiplerini de NATO kisvesiyle kendi önderli¤indeki askeri harekata seferber etmekti. Böylece hem Irak iflgaline yasal bir görünüm vermeyi, hem de Avrupal› rakiplerini kendi denetiminde tutmay› hedeflemifltir.

EMPERYAL‹STLER ARASI ÇEL‹fiK‹LER Bilindi¤i gibi ABD ve müttefikleri Irak’›n iflgalinin NATO imzas›yla savunulmas›n› gündeme getirmifllerdir. Amaçlar› iflgali meflru göstermek ve di¤er emperyalistlerle tek kutupta hareket ederek dünya çap›ndaki üstünlüklerini sa¤lamlaflt›rmakt›. Ancak Almanya ve Fransa NATO içinde kalmay› savunmakla birlikte, ABD’nin Irak iflgali sonras›nda getirdi¤i son NATO misyonunda anlaflamam›fllard›r. Sonunda “orta nokta”y› NATO’nun Irakl› askerleri “e¤itmesi” karar›yla bulmufllard›r. Ancak bu karar› hafife almak da do¤ru olmayacak. Zira ABD’li askerlerin Filipinler’de, Nepal’de de sözde e¤itim amac›yla bulundu¤unu unutmamak gerek. ABD kendi denetimindeki NATO’nun Avrasya’ya aç›lma ve yo¤unlaflmas›n›n gerekçelerini BOP ile gündeme getirirken, Almanya ve Fransa bu gerekçeye karfl› ç›kmakta ve kendi denetimlerinde ayr› bir askeri örgütlenmeyi savunmaktad›rlar. ABD daha fazla pazara tek bafl›na sahip olmak ve di¤er emperyalistler üzerinde de tahakküm kurmak isterken, Almanya ve Fransa gibi Rusya ve Çin gibi emperyalistler ve oluflturduklar› ittifaklar da ABD d›fl›nda ayr› bloklaflmay› savunmaktad›rlar. ABD’nin dünya çap›ndaki üstünlü¤ü ve tüm pazarlara sahip olma stratejisi, süreci ve emperyalistler aras› saflaflmay› da h›zla rekabetin ve çeliflkinin derinleflti¤i sürece sürüklemektedir. Almanya ve Fransa henüz ABD liderli¤indeki NATO’dan kopmamakla birlikte, rolü ve askeri hatt›nda ayr›flmakta ve birbirlerine rakip olmaktad›rlar. Bunda NATO içinde 50 y›l› aflk›n bir süredir bulunmalar›n›n ve ayr› askeri örgütlenmelerinin henüz zay›f olmas›n›n rolü vard›r. Çin ve Rusya NATO d›fl›nda olduklar› gibi fianghay Zirvesi ad› alt›nda bir kutuplaflma da oluflturmufllard›r. Dolay›s›yla Almanya ve Fransa ile Çin ve Rusya’n›n oluflturdu¤u kutuplar tümden bir blok içinde olmamakla birlikte, ABD ile olan rekabet bu emperyalist devletleri de ortak bir paydada birlefltirmektedir. Emperyalistler aras› çeliflkinin giderek derinleflmesi ve keskinleflmesi, ABD’ye karfl› di¤er emperyalistlerin tek bir zeminde birleflmelerinin koflullar›n› daha da olgunlaflt›r›r. ABD emperyalizminin en sa¤lam müttefiki ‹ngiltere’dir. ‹talya hükümetinin karar› tümden ‹talyan tekelci burjuvazisini yans›tmamaktad›r. ‹spanya’da oldu¤u gibi yap›lacak seçimler sonucu ‹talya’da da olas› hükümet de¤iflikli¤i saf de¤iflikli¤ine neden olabilir. Ortado¤u’da ise en sa¤lam müttefik ‹srail’dir. TC devleti ve egemen s›n›flar a¤›rl›kl› olarak ABD’nin uflakl›¤›n› yapmakla birlikte, baflta tasarlanan fiili askeri deste¤i de tümden verememifllerdir. ‹leride emperyalistler aras› çeliflkilerin giderek derinleflmesiyle birlikte aralar›nda oluflacak olan saflaflmalar da daha bir netleflecek ve belirginleflecektir. Tek kutuplu dünyay› savunan ABD emperyalizmi rakipsiz bir devlet olarak tek bafl›na dünyaya hükmetmeyi hedeflemektedir. Di¤er emperyalistlerin kendi ülke s›n›rlar›n›n d›fl›na ç›kmadan, kendisine tabi hareket etmesini savunmufltur. Emperyalistler aras› yeni çeliflkilerin ve saflaflmalar›n ortaya ç›kmas› ve derinleflmesi ABD’nin subjektif hatt›n› daha belirgin bir zeminde göstermifltir. Bunun üzerine BOP’nin gündeme getirilmesinde Avrupa ve Çin emperyalizminin gide-

rek geliflmesi, yay›lmas› ve ABD karfl›t› emperyalist kutuplaflmalar oluflturmalar›n›n büyük pay› vard›r. Öyle ki BOP ile Kuzey Afrika’dan, Orta Asya ve Uzak Do¤u’ya kadar tek bafl›na sahip olma giriflimi pazarlar›n yeniden paylafl›m›n›n gündeme gelmesidir. Çünkü ABD’nin rakipleri Avrasya’da üstün olduklar› alanlar› terk etme niyetinde olmad›klar›n› gösterdikleri gibi, ABD’nin etkin oldu¤u pazarlar› da ele geçirmeyi hedeflemifllerdir. Öyle ki, NATO Zirvesi öncesinde Çin ve Rusya önderli¤inde fianghay’daki zirve ile ABD’nin emelleri gündeme al›nm›fl ve karfl›t emperyalist gündemlerle durumun de¤erlendirilmesi yap›lm›flt›r. Latin Amerika’da en büyük Pazar olan Brezilya’dan Çin’e politikac›lar›n ve ifladamlar›n›n ziyareti yap›lm›flt›r. Brezilya ve Arjantin’in, Çin’le olan iliflkileri geliflmifltir. Yap›lan antlaflmalarla Çin emperyalizminin ihtiyaç duydu¤u hammaddeler bu ülkeler taraf›ndan karfl›lanacak, ihtiyaç duyulan yabanc› sermaye de Çin taraf›ndan karfl›lanacakt›r. Ayr›ca Avrupa Birli¤i ülkeleri, Latin Amerika ülkeleriyle 28 May›s’ta zirve toplant›s› yapm›fllard›r. ABD d›fl›nda di¤er emperyalistlere on y›llard›r kapal› olan bu bölge böylece di¤er emperyalistlere de aç›lm›flt›r. Ayr›ca Asya Krizi sonras›nda Uzak Do¤u bölgesindeki ülkelerle ABD’nin iliflkilerinin zay›flamas› sonucu, Japonya’yla ve Hindistan’la iliflkileri gelifltirme giriflimlerine karfl›n; Çin de Hindistan ve Japonya’yla iliflkileri gelifltirme ve yak›nlaflma stratejisi uygulamaya bafllam›flt›r. (Cumhuriyet gazetesi Ergin Y›ld›zo¤lu) Görüldü¤ü gibi emperyalistler aras› çeliflkiler giderek daha derinleflmifl ve geliflmifltir. Mevcut emperyalist güçler içerisinde en h›zl› geliflen Çin’dir. Amerika, Avrupa, Japonya gibi emperyalist ülkeler uzun bir dönemden beri giderek derinleflen kriz içerisindeler. Ekonomideki afl›r› üretim ile mali piyasadaki afl›r› sermaye birikiminin neden oldu¤u kriz, yüz y›l› aflk›n emperyalist ülkelerde art›k günümüzde kronik boyut alm›flt›r. Sosyalizmdeki geri dönüfl ile kapitalizm sürecini rakiplerine k›yasla yeni yaflayan Çin kapitalizmi henüz istikrarl› süreçte olan tek emperyalist devlettir. Bu nedenle en h›zl› geliflen Çin emperyalizminin, orta vadede giderek gerileyen ABD emperyalizmini aflaca¤› tahminleri yap›lmaktad›r. Elbetteki, Çin de kapitalist sistemin ürünü olan krizi mutlaka yaflayacakt›r. Bugün ABD kadar deflifre olmad›¤› için onun kadar teflhir olmam›flt›r. Ama ABD’yle çeliflkilerin geliflmesi, k›z›flmas› ve artan sald›rganl›¤› ile Çin emperyalizmi de dünya çap›nda kitlelerin nabz›nda daha da deflifre olacakt›r. Tüm bunlar kapitalist emperyalist sistemin çeliflkilerinin giderek nas›l geliflti¤ini göstermektedir. Burjuvazi sürecini uzatmak için elinden gelen tüm çabay› gösterecektir, ama, sistemin iç çeliflkilerinin dayana¤›n› oluflturan üretici güçlerle üretim iliflkileri aras›ndaki çeliflkileri ve giderek derinleflmesini de engelleyemeyeceklerdir. Bu da tek tek ülkelerde devrimin objektif koflullar›n› oldu¤u gibi, bugün nispeten zay›f olan subjektif koflullar› da aç›kt›r ki daha da olgunlaflt›racakt›r. ‹çinde bulundu¤umuz süreç, artan iflsizlik ile, sosyal haklar›n gasp› ile, artan yoksulluk ile kitlelerin kapitalist-emperyalist sisteme karfl› artan hoflnutsuzluk ve flimdilik kendili¤indenci mücadeleleri gelecekte çeliflkilerin ve mücadelelerin geliflece¤inin göstergeleridir.


39

4

15-28 Temmuz 2004

S›n›fsal Bak›fl RÜYA GÖRENLER, GÜYA D‹RENENLER VE OKMEYDANI’NDAN FELLUCE’YE B‹N SELAM! Öncesi ve esnas› ile; al›nan kararlar›, hatta yap›lan bas›n toplant›lar›nda emperyalizmin temsilcilerince sarf edilen sözleri ile NATO’nun ‹stanbul zirvesi flafl›rt›c› hiçbir özellik tafl›madan geliflmifl ve sonuçlanm›flt›r. Ayn› sürprizsizlik, emperyalistlerin bu toplant›s›na karfl› ülkemizdeki bütün s›n›flar›n çeflitli siyasi temsilcilerinin verdikleri reaksiyonda da kendini göstermifltir. Ancak bütün bunlar›n, kitlelerin genifl kesimleri taraf›ndan aç›k biçimde alg›lanmad›¤›n› bilmek durumunday›z. NATO zirvesi, ABD emperyalizmi aç›s›ndan Haziran boyunca gerçeklefltirilen G-8, ABD-AB toplant›lar› ve ‹KÖ d›fliflleri bakanlar› toplant›lar›nda olgunlaflt›r›lan bir sürece son noktan›n konulaca¤› final niteli¤i tafl›yordu. G-8’de Afrika baflta olmak üzere bütün dünyada “bar›fl operasyonlar›”n› geniflletmek amac›na yönelik bir eylem plan› benimsendi (10.06.04). ‹KÖ’de aç›l›fl konuflmas›n› yapan A. Necdet Sezer, “De¤iflim rüzgarlar›n›n güçlü bir biçimde kendini hissettirdi¤i bir dönemden geçmekteyiz. Hiçbir ülke de¤iflim rüzgarlar›ndan kendini soyutlayamaz.” diyordu (14.06.04). ABD-AB doru¤u ortak deklarasyonunda ise Akdeniz ve Ortado¤u ile AB Stratejik Ortakl›¤› projelerine destek vurgulan›yordu (26.07.04). Yeri ve tarihi çok daha önceden saptanan ama bambaflka rüyalarla tasarlanan NATO ‹stanbul zirvesi1, nafile de olsa ABD aç›s›ndan gelinen aflamada istedi¤ini elde etti¤i bir toplant› oldu. Onlar›n ‹stanbul’a gelirken son adland›rmada GOKAP (Geniflletilmifl Ortado¤u ve Kuzey Afrika Projesi) olarak tarif ettikleri projelerinin NATO belgelerine aç›k bir tarzda yaz›lmas› fleklinde planlar› olamazd›. Yine ayn› biçimde, Irak’taki iflgal birliklerine NATO üniformas› giydirmenin koflullar› da önceki toplant›larla ortaya ç›kt›¤› üzere henüz olgunlaflmam›flt›. Oysa Afganistan’da yeni ad›mlar atman›n (Kabil’in d›fl›na ç›kma) flartlar›/zorunlulu¤u vard› ve bu yönde ilerlenebilir, Irak’ta “güvenlik kuvvetlerine e¤itim verme” ad› alt›nda NATO iflin içine resmen bulaflt›r›labilir, GOKAP konusunda da ortak bildirilere “anlay›fl ve temel kavramlar yerlefltirilerek”2 projenin esaslar› fl›r›nga edilebilirdi. ABD bunu sinsice ve gizlice de¤il, pazarl›klar ve mevcut güç dengesi içinde yapt›. Yani hem kap›flma hem de anlaflma ortam›nda (Bosna’daki SFOR’dan EUFOR’a yetki devri gibi) ifller kotar›ld›. ABD aç›s›ndan, Almanya-Fransa ekseni ile olan çatla¤›n giderilmesi gerekti¤i gibi bir “sorun” oldu¤u da tart›flmal›-

d›r. Ve sa¤lanm›fl gözüken “mutabakat›n” s›n›rlar› ve kapsam› iyi tart›lmal›d›r. Zirvedeki temsilini Putin’in bilinçli olarak kat›lmamas› ile D›fliflleri Bakan› seviyesine düflüren Rusya’n›n mesafeli tavr›n› da, fiangay ‹flbirli¤i Örgütü’nün (Rusya, Çin, K›rg›zistan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan) 19.06.04 tarihli son toplant›s›nda ABD’nin Asya hesaplar›na karfl› yap›lacaklar›n tart›fl›lmas› çerçevesinde de¤erlendirmek gerekir. Yani herkes bir yandan siper kazmakla meflguldür. fiu gerçek ak›llardan ç›kar›lmamal›d›r: Emperyalistler aras› uzlaflmalar geçicidir. Bu yüzden bugün “anti-terörizm” bayra¤› alt›nda dünya halklar›na karfl› çeflitli platformlarda birlik sergileyip savafl sürdürüyor olsalar da her f›rsatta birbirlerine düflmekte ya da düflebilme potansiyeli tafl›maktad›rlar. Zira temel güdü ve dürtüleri olan “daha fazla kâr” ve “yeniden paylafl›m” olgusu onlar› sürekli rekabet ve kap›flma içinde tutmaktad›r. Bugün, Irak’taki direniflin dünya halklar›na verdi¤i umutla beraber, s›n›fsal çeliflkilerin keskinlefltirdi¤i flartlar›n “barut f›ç›s›na” çevirdi¤i dünya, emperyalistler için giderek daha “tehlikeli” bir konuma sürüklense de, ABD emperyalizminin hesaplar›ndaki bozulmalar›n do¤urdu¤u ve do¤uraca¤› f›rsatlar, di¤er emperyalist güç ve gruplar taraf›ndan de¤erlendirilmek istenmektedir. Bu tarih boyunca hep böyle oldu¤u için, kimse taraf›ndan yad›rganacak bir durum da yoktur. Fazla eskilere gitmeye gerek yok; Rus sosyal emperyalizminin çöküfl döneminde, parçalan›fl›na zaten bir k›sm› rol de oynayan di¤er emperyalistler seyirci kalm›fl, do¤ald›r ki yard›m›na koflan olmam›fl, aksine adeta kap›flma yaflanm›fl ve bu ya¤ma hala da ABD ile AB’nin merkezi ülkeleri aras›nda sürmektedir. ABD için en az›ndan kendi topraklar› aç›s›ndan böyle bir yak›n tehlike söz konusu de¤ilse de, Asya, Afrika, Ortado¤u, Latin Amerika ve di¤er nüfuz alanlar› aç›s›ndan belli bir vadede oluflacak kay›plar› aç›s›ndan di¤er emperyalistlerin bu hesaplar› elbetteki vard›r. NATO zirvesi, 11 Eylül sonras›nda ata¤a kalkan ABD emperyalizminin Afganistan’da soluksuz kalmas›, Irak’ta iflasa sürüklenmesinin ard›ndan NATO’yu devreye sokarak yeni manevralar tasarlamak üzere gerçeklefltirdi¤i bir toplant› hüviyetine bürünmüfltü. ‹lk planlama, muhtemelen Ortado¤u’da daha ileri ad›mlar atma hesaplar›n›n yap›laca¤›, Irak’a iliflkin zafer kutlamalar› üzerine kuruluydu. Ancak süreç öyle ifllemedi.

Rüya görenler kabus ile uyand›lar. NATO’nun bilinen genel ve yeni süreçteki özel ifllevine iliflkin birinci a¤›zlardan verilen beyanatlar gerçekli¤i bütün ç›plakl›¤› ile bir kez daha do¤ruluyor, bu arada ‹stanbul seçimi vesilesiyle faflist Türk devletinin rolü ile ilgili planlar›n/görevlendirmelerin de resmen alt›n› çiziyordu. Bu sözler zirvenin bafl›nda ve sonunda sarf edilirken, bir parantezi olufltururcas›na meseleyi özetliyordu: “NATO’nun dünyan›n jandarmas› olmak gibi bir niyeti yoktur ama dünyada olanlara ne kadar kay›ts›z kalabilirsiniz? Bir yerde soyk›r›m oluyorsa, buna kay›ts›z m› kalmak gerek? Umar›m bunun yan›t› hay›r olur. NATO’nun temsil etti¤i de¤erlerin korunmas› için her gün savafl vermek gerek.” Jaap De Hoop Scheffer, NATO Genel Sekreteri, ‹stanbul, 27.06.04 “‹stanbul NATO’nun yeni yönünü simgeliyor. So¤uk savafl NATO’su ile art›k Kafkaslar ve Orta Asya’ya uzanan, tehdit ve meydan okumalara daha global yaklaflan, Afganistan’da olan, Irak’ta rol almaya haz›rlanan, Akdeniz ve Ortado¤u’da iflbirli¤i ve yeni inisiyatifler bafllatan yeni NATO aras›nda bir köprü ‹stanbul. ‹ttifak faaliyetlerinin yeni merkez üssü ‹stanbul.” Jamie Shea, NATO Genel Sekreter Yard›mc›s› vekili, Cumhuriyet, 30.06.04 Bütün yönleriyle tahlil edildi¤inde, süreci bizim cephemizden ele alacak olursak, “flafl›rt›c› olmayanlar” kategorisinin en bafl›nda, militan anti-emperyalist mücadele gelene¤inin yaflat›lmas› ve/veya terk edilmesi gelmektedir. Söz konusu ABD emperyalizmi olunca, eylemin “s›n›r› aflan” bir tarza bürünmesi “yaflamsal” bir duruma karfl›l›k geldi¤i için, daha “ileri” gitmemeyi tercih edenler; ya kap›lar›n› kapatt›lar, ya yasak savar gibi uyduruk kofluflturmalar yapt›lar, ya da hadlerini bilip oturdular. AKP hükümetinin d›fl›nda di¤er hakim s›n›f partilerinin bile tümüyle endekslendi¤i NATO’ya yatakl›k konusunda (CHP’nin NATO arifesinde26.07.04- ‹stanbul’da evsahipli¤i yapt›¤› “Sosyalist Enternasyonal” isimli burjuva kulüp; Irak’taki iflgale BM makyajl›, BOP’a laiklik soslu, NATO’ya fleffafl›k tavsiyeli destek bildirisi yay›nlad›.) “muhalefet” sözde dahi büyük ölçüde halk saflar›ndaki güçlere düflmüfl durumdayd›. Müslüman halklar›n katliamdan, iflkenceden geçirildi¤i bir süreçte islamc› siyasete soyunan çevrelerin çok sinik kald›¤›; Kürt ulusal hareketinin z›mni bir tav›r sergileyerek kendi gündemiyle oyaland›¤›; çeflitli renkten reformistler ve revizyonistlerin yukar›da de¤indi¤imiz üzere “ak›ll›” ve “uslu” oldu¤u bir arenada ifl her zaman oldu¤u gibi yine komünistlere ve devrimcilere düfltü. Bir de onlara kimi zaman kat›lan baz› reformist, anarflist gruplara… Burada sorun, birkaç bin kifliyle s›n›rl› kalsa da bu direniflin/duruflun gösterilebilmesidir. Bu say›n›n nicelik ola-

rak düflük olmas› elbetteki iyi de¤ildir ve tart›fl›lmaya ve de¤erlendirmeye muhtaçt›r. Ancak bunun da flafl›rt›c› olmad›¤› herkesçe bilinmektedir. Yani bu tart›flma ve de¤erlendirme bugüne ait de¤ildir. Hem hakim s›n›flar›n hem de Kürt ulusal çevrelerinden bilumum reformist kesimlere kadar bir çoklar›n›n ortaklaflt›¤› husus; say›sal azl›ktan yola ç›karak direnifli küçümsemek, yok saymak, marjinallik tart›flmas›n› öne ç›karmak, böylelikle kendi tav›rlar›n› meflru k›lmakt›r. Buna baz› devrimci gruplar da yapt›klar› benzer de¤erlendirme-yorumlarla bilinçsizce destek olmaktad›rlar. Nicelik her zaman yakalanabilir ama nitelik öyle de¤ildir. Nitelik bir kere kaybedildi mi onu bir daha edinebilmeniz, kuflanabilmeniz kolay kolay mümkün de¤ildir. Gelenekler nitelikle yarat›l›r. Nitelikle sürdürülür. Devrim, nitelikli bir öncünün önderli¤inde baflar›lacakt›r. Nicelikleri harekete geçirecek olan niteliktir. S›n›f mücadeleleri tarihi buna her yerde oldu¤u gibi bu topraklarda da say›s›z kez tan›kl›k etmifltir ve etmeye de devam ediyor. Bütün büyük kitlesel hareketler, devrimler, ulusal kurtulufl savafllar› bir avuç “marjinalin” “ç›lg›nl›¤›” olarak bafllam›flt›r. Hiç biri de akflamdan sabaha zafere ulaflmam›fl, nice yenilgilerden geçmifl, yok olufllar›n efli¤inden dönmüfl, uzun y›llar sab›r ve ›srarla direnmifl, dövüflmüfl ve sonuca ulaflm›flt›r. Kald› ki kimi tekrar yenilgiye u¤rasa da yeniden s›f›rdan bafllamay› bilmifltir veya bilecektir. S›n›f mücadelesi böylesine zorlu, böylesine çetrefilli bir süreci öngörmektedir. Bu yüzden herkesin harc› ve tercihi de¤ildir. Bu yüzden hainleri ve dönekleri çoktur. 1 Noam CHOMSKY, Yeni Harman dergisinden Kerem fienel’in röportaj›, Leman, say› 2004/27, 02.07.04 “NATO Zirvesinin yeri ve zaman›, Washington taraf›ndan titizlikle planlanm›flt›r. Zirvenin, Irak’taki yönetimin ‘el de¤ifltirmesi’nden hemen önce yap›lmas›, bu plan›n önemli bir parças›yd›. Zirvenin yap›laca¤› kentin, NATO s›n›rlar› içerisinde, Ba¤dat’a mümkün oldu¤unca yak›n olmas› düflünülmüfltü. Böylece ABD baflkan›, ‹stanbul’da zafer deklarasyonu verecek ve buradan Ba¤dat’a uçup, Irakl›lar›n ona duydu¤u ‘ölümsüz sevgi’ 盤l›klar›yla karfl›lanacakt›! Ki bu manzara, daha önce fethettikleri pek çok ülkede yaflanan manzaralardan pek de farkl› olmayacakt›. Bu plan, flu an itibar›yla ABD ordusunun Irak’ta kontrolü tamamen ele geçirmesi öngörülüp yap›lm›flt›. Ancak öyle olmad›.” 2 “Yeni Dönemde Güvenli¤imiz” bafll›kl› 28.06.2004 tarihli NATO ‹stanbul Zirvesi bildirisinden: “…co¤rafi konuma bak›lmayaca¤›n›..”, “…çok daha genifl bir co¤rafya..”, “…geniflletilmifl Ortado¤u devletleriyle ortak güvenlik kayg›lar› çerçevesinde..”


5

39

15-28 Temmuz 2004

Castleblair iflçileri yaln›z de¤ildir! Esnek çal›flma, düflük ücret, ikramiyelerin azalt›lmas› vb. dayatmalara karfl› örgütlü bir karfl› durufl sergilemeye çal›flan Castleblair tekstil iflçileri 1 y›l› aflk›n bir zamand›r mücadelesini verdikleri haklar›n› kazanma yolunda sendikan›n ihanetiyle karfl›laflt›lar, iflten at›ld›lar, tazminatlar›n› alamad›lar. At›lm›fl olmalar›na karfl›n geride kalan iflçilerin insanca bir yaflam sahibi olmalar› için direnifllerini sürdüren Castleblair iflçileriyle bu süreçte yaflad›klar›n› ve direnifllerinde geldikleri aflama üzerine k›sa bir söylefli yapt›k. -Bize süreci anlat›r m›s›n›z? Saime Örs: Geçen y›l›n Temmuz ay›yd›, bizim zam dönemlerimizdi, her alt› aydan alt› aya bir zam veriliyordu. Patron bir taraftan düflük ücret, bir taraftan esnek çal›flma dayat›yordu. En son alt›nc› ay zamm›nda biz bir eylemlilik süreci yaflad›k. Bize 20 milyon gibi komik bir zam yapacaklar›n› söylediler. Biz de bununla geçinemeyece¤imizi, bunu kabul edemeyece¤imizi belirttik. Ama bizi ciddiye almad›lar, bir toplant› talep ettik. Bunu da kulak arkas› ettiler, bunun üzerine biz de dedik ki üretimden gelen gücümüzü kullanal›m ifli yavafllatal›m. Biz içerde ifl yavafllatarak, d›flar›daki arkadafllar›m›z da fabrika önünü terk etmeyerek bir kamuoyu yaratmaya çal›flt›k. Bu ifl yavafllatma eylemiyle at›lan arkadafllar 25 kifliyi buldu. 2.5 gün süren direniflimizle biz ücretlerimizi de yükseltmeyi baflard›k, at›lan arkadafllar›m›z› da tek fire vermeden geri ald›rd›k. Bunun üzerine buradan yakalad›¤›m›z birlikteli¤i bir sendikal örgütlülükle birlefltirelim istedik, buradaki haks›zl›klara bire bir karfl› koymak mümkün de¤il çünkü. Toplu hareket edelim dedik ve sendikal örgütlülü¤ü bafllatt›k, üyelik çal›flmalar›na bafllad›k. P›nar Korku: Patron bu süreçte sendikal mücadelemizi duymufltu ve kesinlikle tepki göstermeyece¤ini söylemiflti. O zaman fiube Baflkan› olan flu anda D‹SK Genel Sekreteri

Muharrem K›l›ç’t›. Bu süreçte patron yine iflçi ç›kartmaya devam ediyordu. Tek tek de olsa özellikle öncü iflçilere yöneliyordu. Farkl› gerekçelerle 6 arkadafl›m›z iflten ç›kart›ld›. Ne D‹SK yönetimi buna karfl› bir tepki gösterdi ne de içerideki potansiyel. Sözleflme tasla¤› 56 maddelik bir taslak. Bu taslaktaki maddelerin ço¤u kölelik yasas›ndan ve esnek çal›flmadan ibaret. Sadece, yüzde otuzluk bir zam talebimiz vard›, dört ayda bir tam ikramiyemiz vard›, bunun yan›nda sosyal yard›mlar vard›, yani çok yüksek bir fley koymam›flt›k. Ama buna ra¤men Muharrem K›l›ç sözleflme tasla¤›na bize sormadan yüzde otuz olarak belirledi¤imiz zam oran›n› yüzde yirmi olarak koydu. Art› taslakta kesinlikle vardiyadan falan bahsedilmiyordu ki, bunu da bize sormadan patronla masaya oturup bir vardiya koydu, yani sözleflme aflamas›na geçildi¤i zaman bir vardiya girdi fabrikaya. Her banttan belli arkadafllar seçildi, 2-3 bant› vardiyaya dönük çal›flt›rmaya bafllad›. Zaten yüzde yirmi olarak belirlenmifl olan zamlar içinde Türkiye koflullar›nda ancak bunu koparabildiklerini söyledi. -Sözleflme sürecinde neler yafland›? S. Örs: Son olarak da patron yüzde alt›l›k bir zam oran› verdi, alt› ayda bir ikiyüz milyon. Yüzde otuzdan yüzde yirmiye inen zam oran› yüzde alt› olarak belirlendi. Muharrem K›l›ç ‘hak verilmez al›n›rdan öte verileni

Emekçinin Gündemi AKP HÜKÜMET‹ ÖZELLEfiT‹RME SALDIRILARINI SÜRDÜRÜYOR AKP hükümetinin Kamu Yönetimi Temel Kanunu’na ba¤l› olarak ç›karmay› düflündü¤ü yasalar tek tek Meclis’te tart›fl›lmaya ve kabul edilmeye baflland›. Bunlardan bir tanesi de Belediyeler Kanunu. Bu kanun ile Belediyeler özellefltirilerek hizmetlerin tümü özel flirketlere devredilecek ve bundan da aslan pay›n› yabanc› firmalar alacak. GATS ve Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile yak›ndan ilgili olan ve bunlar›n yürürlü¤e girmesinin önemli bir ön aya¤› olan bu yasa, belediyeleri adeta özel firmalara para aktaran kurumlar haline getirerek özellefltirmeyi yerelleflme ad› alt›nda yap›yor. IMF’nin talepleri do¤rultusunda ç›kart›lan bu yasa ile ayn› zamanda çal›flanlar›n ifl güvencesi de ortadan kalkm›fl oluyor. Asl›nda daha önceki yasalarla birlikte al›nd›¤›nda daha anlafl›l›r hale gelen bu yasa Belediyeleri hem arac› hem de kirac› duruma düflürüyor. Örne¤in Belediyeler art›k herhangi bir ifl için araç almak yerine bunu kullanaca¤› süre zarf›nda özel sektörden kiralamak zorunda kalacak. Maddeler halinde s›ralarsak afla¤›daki hizmetler art›k belediye hizmeti olmaktan ç›kacak ve özel flirketler taraf›ndan daha yüksek fiyatlar ile halka sunulacak

ve sonuç olarak halk bu hizmetlere ulaflamayacak; * ‹çme ve kullanma suyu, at›k su tesisleri * Kara, hava, deniz ulafl›m yollar›, her türlü toplu tafl›ma sistemleri * Çöplerin toplanmas›, geri kazan›lmas›, yok edilmesi ve depolanmas› * Otobüs terminalleri, toptanc› ve perakendeci halleri, fuar alanlar› * Büyükflehir statüsündeki illerde mezarl›klar Tüm bu hizmetlerin art›k özel flirketler taraf›ndan verilmesi art›k bu hizmetlere ulafl›m›n daha zor olaca¤› anlam›na geliyor. Bunun örnekleri birçok ülkede yaflanm›fl durumda. Özellikle su, ulafl›m gibi olmazsa olmaz hizmetleri veren yerel hizmetlerin özellefltirilmesi bir yandan söz konusu flirketlere devasa büyük kârlar sa¤larken bir yandan da sürekli artan fiyatlar ile bu hizmetleri halk›n ulaflamayaca¤› hizmetler statüsüne sokmaktad›r. Tasar›yla ayr›ca personel sözleflmeli çal›flt›r›lmas›n›n ve belediye baflkan› taraf›ndan atanmas›n›n da önü aç›l›yor. Böylelikle hangi partinin baflkan› görevdeyse onun yandafllar› personel olarak görevlendirilebilecek.

alal›m’ dedi. -Son geliflmeleri anlat›r m›s›n›z? P. Korku: ‹flten at›lan ve ayr›lan arkadafllar›m›z için ifl yavafllatma eylemi bafllatt›k, her banttan komiteler oluflturarak kendi aram›zda ald›k. Sonras›nda Muharrem K›l›ç fabrikaya gelerek üretimi normale çevirmemizi, yapt›¤›m›z›n yasal olmad›¤›n›, ücretten belki biraz ödün verebilece¤imizi ama ikramiyelerden taviz vermeyece¤imizi söyledi. Burada iflçilerin çok büyük tepkisiyle karfl›laflt›, alk›fllarla gönderildi. K›l›ç bunun üzerine “arkadafllar siz bizi dinlemiyorsan›z e¤er, biz de D‹SK olarak kesinlikle sizin yan›n›zda yer alm›yoruz” diyerek çekip gitti. At›lan arkadafllara ise “bafl›n›z›n çaresine bak›n siz sözleflmeyi imzalam›yorsan›z bizim D‹SK olarak bunu imzalama yetkimiz var” dendi. Burada da Castleblair iflçisi sat›lm›fl oldu. -Peki sendikan›n bu tutumunu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? S. Örs: Biz zaten sendikan›n geçmiflteki ihanetçi kimli¤ini biliyorduk. Zaten ilk örgüt-

lülü¤ümüze bafllarken kesinlikle sendika üzerinden biraraya gelmek de¤il de taban›n söz sahibi oldu¤u bir sendika oluflturma düflüncesindeydik. Ancak sendika taban›n iradesini tan›mak yerine patronla iflbirli¤ine girdi. -Bundan sonra ne yapmay› düflünüyorsunuz? P. Korku: Bizim talebimiz flu: At›lan iflçiler geri al›ns›n. ‹flçi at›m› durdurulsun. Bunun d›fl›nda sendikan›n yapt›¤› ihanetin hesab›n› sormak, bir nevi teflhir etmek için buraday›z. Bundan yola ç›karak bu direniflimizi devam ettirece¤iz. Bu kadar kolay olmamal›, bu s›n›fa karfl› yap›lm›fl bir ihanet. Sadece Castleblair’e karfl› yap›lm›fl bir ihanet de¤il. Biz istiyoruz ki Castleblair iflçileri olarak burada yaln›z b›rak›lmayal›m. Çünkü burada Castleblair iflçilerinin kazanmas› demek K›raç’taki iflçilerin kazanmas› demek, iflçi s›n›f›n›n kazanmas› demek. Biz de bugün burada geri al›nmayaca¤›m›z› bile bile duruyorsak bunu vermek istedi¤imiz içindir. Emekten yana olan tüm kesimleri yan›m›zda olmaya ça¤›r›yoruz.

Dört tasar›l›k bir y›k›m program›n›n alt›na imza atan AKP hükümeti ayr›ca haz›rlad›¤› bir baflka tasar› olan sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesini daha h›zland›r›yor. Sa¤l›k hizmetlerinin paral› hale getirildi¤i, emeklilerin haklar›n›n t›rpanland›¤› bu yasa paketi Emeklilik Sigortas› Sistemi ve Emeklilik Sigortalar› Kurumu Yasa Tasar›s›, Genel Sa¤l›k Sigorta Sistemi ve Sa¤l›k Sigortas› Kurumu Yasa Tasar›s›, Sosyal Güvenlik Kurumu Baflkanl›¤› Yasa Tasar›s›, Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yard›m Temel Yasa Tasar›s› adl› bölümlerden olufluyor. fiu anki yasalar çerçevesinde yaflananlarla yeni yasalar ile gelecek olan duruma bakt›¤›m›zda sald›r›n›n neleri hedefledi¤ini görmek zor de¤il. fiu an iflçilerin mevcut maafllar›ndan % 15’lik sosyal güvenlik kesintisi yap›l›yor. Yeni düzenleme ile bu oran % 17.5’e ç›k›yor. Emekçiler aç›s›ndan yaflanan bu art›fl patronlar aç›s›ndan ise ayn› oranda bir düflüfle sahne oluyor. Patronlar brüt maafl›n % 21.5’ini sosyal güvenlik ödemesi yaparken art›k bu rakam art›k % 21’e düfltü. Yani iflçinin toplam maafl› azalacak ancak bunun yan›nda iflçinin patrona maliyeti de düflecek. Tüm bunlar›n yan›nda ayr›ca emeklilik yafl›n›n yükseltilmesi vb. sald›r›lar da tasar› ile birlikte gündeme geliyor. Hizmetlerin özelleflmesi kapsam›nda ele al›nan önemli sektörlerden birisi de sa¤l›k sektöründeki özellefltirme sald›r›s›. Bakanl›¤›n gündeme getirdi¤i yeni düzenleme ile daha önce özelleflen temizlik ve yemek hizmetlerinde oldu¤u gibi sa¤l›k çal›flanlar›

da tafleronlara havale ediliyor. Bu yeni düzenleme ile yasaya “sa¤l›k hizmeti sat›n al›nacakt›r” ifadesi yerlefltirilerek aç›kça insan sa¤l›¤› al›n›r sat›l›r bir duruma getirilmifl oldu. Düzenleme ile çal›flt›r›lacak olan sa¤l›k personelinin çok kötü flartlar alt›nda, her an iflten at›lma korkusu ile yaflamas› de vahim bir tablo oluflturmaktad›r. Örne¤in idare herhangi bir koflula ba¤l› olmaks›z›n çal›flan›n ifline tek yanl› olarak son verebilecek. Hastal›k veya do¤um durumunda ise en fazla izin süresi 20 gün olacak. Bu süreyi uzatmak iflten at›lmak için en makul gerekçeler aras›nda say›l›yor. Ayr›ca yine her alt› ayda bir yenilenen sözleflmeler s›ras›nda da patronlar istedi¤i çal›flan›n ifline son verebilecek. Sa¤l›k hizmetleri için talep edilecek ücrette böyle bir durumda özel firmalar taraf›ndan belirlenecek, yani hastalar özel flirketlerin insaf›na terk edilecek. NATO zirvesi sonras›nda bir yandan al›nan kararlar çerçevesinde pratik ad›mlar›n› art›ran ve emperyalist efendilerine daha çok yaranma telafl› ile h›zla sald›r›lar›na devam eden AKP hükümetinin bu sald›r›lar›ndan bir tanesi de E¤itim-Sen’e aç›lan kapatma davas›. E¤itim emekçilerinin belli ölçülerde tepkilerini alanlarda dile getirdi¤i bu dava asl›nda örgütlü mücadele yürüten tüm emekçilere yönelik bir sendikas›zlaflt›rma sald›r›s›d›r. Ve bu flekilde yan›tlanmal›d›r. Tüm bu sald›r›lar karfl›s›nda önemli olan örgütlü, birlikte bir durufl sergileyebilmektir.


15-28 Temmuz 2004

39

6

Mersin’de Tar›m-‹fl Der Örgütleniyor

Türkiye’de tar›m ve narenciye üretiminin en çok yap›ld›¤› illerden biri olan Mersin’de tar›m iflçilerinin sorunlar›n›n tart›fl›labilece¤i, sosyal statülerinin yükseltilece¤i ve iflçilerin haklar›n› savunaca¤› Tar›m-‹fl Der kuruldu. ‹fllemleri haz›rlanan ve 15-20 gün içerisinde 1. Ola¤an Kongresi’ni yapacak olan derne¤in haz›rl›klar› devam ediyor. Derne¤in kurulufl amac›n› anlatan Baflkan fiemsettin At›z ile yapt›¤›m›z röportaj› yay›nl›yoruz: -Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? -Anadolu Üniversitesi’nde okuyorum. Tar›m-‹fl Derne¤inin baflkanl›¤›n› yap›yorum. -Bize derne¤in kurulufl amac›n› anlatabilir misiniz? -Benim oturdu¤um semtteki insanlar›n geneli tar›m iflçisi. Ne kadar k›smi de olsa yaz›n tatillerde ben de onlarla ifle gidiyordum. Onun zorluklar›n› biliyorum. Çal›flan arkadafllar›m›z var. Onlar›n sorunlar›n› dinlerken flu anda yönetimde olan arkadafllarla geldik ve birçok konuda tar›m iflçilerinin sorunlar›na çözüm bulmay› amaçl›yoruz. Bire-

yin hangi alanda olursa olsun örgütlü olmas›ndan yanay›z. -Tar›m iflçilerinin yaflad›¤› zorluklar nelerdir? Sizin bu sorunlar için çözüm önerileriniz nelerdir? -Tar›m iflçilerine genel olarak bakarsak, narenciye tar›m gibi çok genifl bir alanda çal›flt›klar›n› görürüz. Ama sorunlar› hemen hemen ortakt›r. Bizim bu konuda çekti¤imiz s›k›nt›lar, insanlar› derne¤e üye yapmakt›r. Çünkü insanlar korkuyor. ‹flini kaybetmekten korkuyorlar. ‹flçilerin patronuyla yaflad›¤› sorunlar, ücret konusunda yaflad›¤› sorunlar var. ‹flçilerin haklar›n› vermiyorlar, çok az ücret veriyorlar. Ve bu ücretten kesintiler had safhada yap›l›yor. -Sizce iflçiler neden üye olmaktan çekiniyorlar? -‹flçilerin ifllerini kaybetme korkusu var. Ve asl›nda en önemlisi iflçilerin içerisinde örgütsüzlük sorunu var. Sistemin zaten yaratmak istedi¤i de bu. Hak aramayan bireyler yaratmaya çal›fl›yor. Devlete karfl› örgütsüz bireylerle tek tek mücadele vermenin pek bir olana¤› yok, dolay›s›yla örgütlü bir güç olarak ç›kmak gerekiyor. Bizim yapmak istedi¤imiz bu. Bir de kendi içimizde sorunlar›m›z var. Nedir bu sorunlar: ücret dengesizli¤i, ayn› ifl kolunda farkl› farkl› yevmiyeler, sosyal yaflama yönelik sorunlar. Ve ayr› olarak kad›nlar›n kendi içerisinde yaflad›¤› sorunlar. Bunlar bize böylesi bir örgütlülü¤e ihtiyaç oldu¤unu gösterdi. Önümüze koydu¤umuz bu k›sa-orta-uzun vadedeki hedefleri elimizden geldi¤ince yapmaya çal›flaca¤›z. Örnek verecek olursak; kad›n iflçilerin tuvalet ihtiyaçlar›n› karfl›layabilecekleri bir yer yok tarlalarda. Kad›n iflçilerin kendi içinde yaflad›¤› sorunlar var. Bunun d›fl›nda çeflitli ifl sorunlar› var. Bunlara çözüm bulmaya çal›flaca¤›z. Yevmiyeler için ise Ziraat Odas› ile bir görüflmemiz olacak. Yevmiyelerin art›r›lmas›

konusunda. Üç-dört sene boyunca yevmiye ücretlerine zam yap›lm›yor. Bizim arkadafllar›n müdahalesi sonucunda çok az bir art›fl yap›l›yordu. Örgütlü bir yap›lanma olmad›¤› ve giriflim düzeyinde kald›¤› için pek fazla ücret art›r›m›na gidilmedi. Tabii bu dernek Mersin ile s›n›rl› de¤il. Türkiye tar›m ülkesi, sanayi toplumuna bir geçifl yap›l›yor ama Türkiye temelinde tar›m toplumu. Türkiye’nin nüfusunun önemli bir bölümü tar›m alan›nda çal›fl›yor. Bunun için derne¤in bir tek Mersin’le s›n›rl› kalmas›n› düflünmüyoruz. Biz derne¤i uzun vadeli süreçlerde tüm Türkiye’ye yaymay› istiyoruz. Tar›m alan›nda çal›flan kad›nlara açmay› da düflünüyoruz. Onun da ötesinde mahallemizde yayg›n olarak kullan›lan ve bilinçli bir politika olarak ortaya ç›kan uyuflturucu ve esrar noktas›nda duyarl› olaca¤›z. Gençlerin, çocuklar›n esrar, uyuflturucu içti¤i bu ortamda bizler örgütlülü¤e gidiyoruz. -Daha önce Mersin’de böyle bir dernek kapat›lm›flt›. Bunu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sizi nas›l etkiliyor? -Tabii böyle bir durumun olmas› bizi

olumsuz etkiledi. Nas›l olumsuz etkiledi? Geçmifl dönemlerde çal›fl›lm›fl bir dernek faaliyeti var. Farkl› nedenlerle kapat›lm›fl ama flu anda ortaya ç›kan sonuç bizi ilgilendiriyor. Nedir bu sonuç? Alanda çal›flan iflçilerin derne¤e karfl› ilgisizli¤ini görüyoruz. Biz flu anda üye yapmakta zorlan›yoruz. Bu güvensizli¤i aflmak, bizim önümüzde duran en büyük hedeflerden biri. fiunu görüyorum; iflçilere samimi yaklaflt›¤›n zaman, ciddi yaklaflt›¤›n zaman, gerçekten onun sorunlar›yla ilgilendi¤in zaman kurumuna en çok sahip ç›kan onlar olacakt›r. ‹flimizin bu konuda zor olaca¤›n› biliyoruz. Ama ben arkadafllar›ma güveniyorum, baflaraca¤›z. -Son olarak söylemek istedi¤iniz bir fley var m›? -Alandaki insanlar›n sonuçta kendi kurumlar› bu. Kurumlar›na sahip ç›kmalar› ve dört elle sar›lmalar› gerekti¤ini söylüyorum. Onlar olmadan bir hiçiz. Görünürde 7 tane yönetici var, ama onlar yaln›z bir hiçtir. Ama iflçiler oldu¤u zaman çok fleydir. Her yere kafa tutabiliriz. Son olarak kurumlar›na sahip ç›ks›nlar diyorum. (Mersin)

Vezirköprü’de hayvansal üretim sorunları Samsun’un f›nd›k, çeltik, fleker pancar›, soya ve mevsim sebzelerinin yetifltirildi¤i Bafra ve Terme’yi içine alan Çarflamba Ovas›’n›n d›fl›nda tar›m yapmaya uygun olmay›p da kaliteli flark tipi tütün yetifltirilebilen alanlar vard›r. Bu ürünlerin yan›nda Vezirköprü, Ladik, Kavak gibi ilçelerinde de hayvanc›l›k büyük önem tafl›maktad›r. Hay-

vanc›l›k ve süt üretimiyle Vezirköprü ilçesi önemli bir yere sahiptir. Ancak yöredeki köylüler hayvanc›l›¤›n geliflmesini engelleyen birçok sorunla da u¤raflmak durumundad›r. Köylüler hayvan yemlerini kendileri üretmesine karfl›n, ilçede slafl makinesinin bulunmamas›, yem fiyatlar›n›n yüksek olmas› ve desteklemelerin ya-

p›lmamas› yüzünden bir sürü sorunla bo¤uflmaktad›r. Samsun Yerel Gündem 21 Ziraat Konseyi, May›s ay›ndaki toplant›s›n› Vezirköprü’de gerçeklefltirerek hayvanc›l›kla ilgili sorunlara de¤inmiflti. Toplant›da görüflülen sorunlar slafl makinesinin bulunmamas›, keflif yem fiyatlar›n›n yüksek olmas›yla devletin sübvansiyan uygulamas› gerekti¤i, örgütlenmifl birlik ve kooperatiflerin ödemesi gereken vergilerin yüksek olmas›, Vezirköprü’de hayvan say›s›n›n çok olmas›na karfl›n hayvan pazar›n›n ve mezbahanenin bulunmamas›, tar›m arazilerinde sulama sorununun olmas›, hayvan yetifltiricileri, dernek, kooperatif vb. birlik kurulmas›n›n gereklili¤i ve böylece sorunlar›n çözümünde ve hayvanc›l›¤›n gelifltirilmesinde kooperatif ve birliklerde sorunun çözümüne gidilece¤i, çiftçilerin e¤itimi vs. olmufltu. Oluflturulan rapor, ilgili tüm yerlere iletilmek üzere düzenlenerek, Samsun milletvekillerine de iletilmifl, çözüm aray›fllar›n› ortaya koymufltur. Ancak bir gerçeklik var ki ülke tar›m politikalar›, IMF ve DB programlar›na uygun

hareket edilerek hayvanc›l›¤›n gelifltirilmesinin önüne engeller konulmufltur. Baflta Et-Bal›k Kurumu 1983 y›l›nda, Yem sanayi tesisleri ve Samsun’daki tesis de dahil özellefltirme ad› alt›nda sat›lm›fl, SEK Süt’ün sat›fl› da yap›larak hayvanc›l›kla geçimini sa¤layan köylü yaln›zlaflt›r›larak sermayenin insaf›na terk edilmifltir. Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma Vakf› ile Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› kaynakl› projelerle kurulan kooperatif ve birliklerden köylünün sorunlar›n›n çözümü ve hayvanc›l›¤›n gelifltirilmesine olanak verilmemifltir. Hayvan ve hayvansal ürünleri üreten köylü ile tüketici aras›nda bazen 5-6’y› bulan arac›, tüccar sorunu çözülememifltir. Bu noktada köylüden, kasapl›k hayvan ve et pazarlamas› örne¤i gerçekçidir. Köy toplay›c›lar›, hayvan tüccarlar›, besiciler, komisyoncular, toptanc› kasaplar›, perakendeci kasaplar, ihracatç›lar, arac›lar, yetifltiricilikte hiç eme¤i olmayan tefeci tüccarlar köylüden ald›klar›n› tüketiciye ulaflt›r›ncaya kadar, araç pay›n›n büyük k›sm›n› almaktad›r. (Samsun)


7

39

15-28 Temmuz 2004

FA‹Z KURBANI KÖYLÜLER ‹SYAN ETT‹;

“Dayıbaşılık sistemi kalksın”

“Devlet tefeciden beter”

Ziraat Odas›’n›n gündelikçi iflçiler için belirledi¤i 8 milyon 500 bin liral›k günlük taban yevmiye miktar›na tepki gösteren ‹zmir Gündelikçi ‹flçi Dayan›flma Derne¤i Baflkan› Cevher Özdemir, yetiflkin bir insan›n günlük harcamas›n›n 7-8 milyon lira oldu¤una dikkat çekerek, bu parayla günümüz koflullar›nda insanlar›n açl›¤a mahkum edildi¤ini söyledi. 8 milyon liran›n tar›m iflçileri için “vicdans›zl›k” oldu¤unu kaydeden Özdemir, “Evini bark›n› b›rak›p ekmek paras› için buralara kadar gelen bu insanlar›n emekleri sömürülüyor. Bu ald›¤› para ile 6-7 nüfuslu bir aile nas›l geçimini sa¤las›n? Bu fiyatla bir köle dahi çal›flamaz. Ama biliyorlar ki, bölgeden gelen bu insanlar yoksul” dedi. ‹flçi ile patron aras›nda anlaflmay› sa¤layan day›bafl›lar›n da yaflanan bu olumsuzlu¤a seyirci kald›klar›n› kaydeden Özdemir, “Ziraat Odas›’n›n aç›klad›¤› fiyatlardan sonra biz day›bafl›larla bir toplant› ald›k ve onlara iflverenle konuflup fiyat yükseltmelerini söyledik. Ancak, bu duruma çok s›cak bakmayan day›bafl›lar, gündelikçi tar›m iflçisini ald›klar› yüzde 18’lik komisyona satt›lar” dedi. Turgutlu’da iflçinin eme¤ini gasp eden day›bafl›lar hakk›nda Turgutlu Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na baflvuruda bulunduklar›n› hat›rlatan Özdemir, yasal olarak bu haks›zl›¤›n giderilmesi için mücadele edeceklerini söyledi. Day›bafl›l›k sisteminin kald›r›larak, derneklerinin muhatap al›nmas› için çaba sarf ettiklerini belirten Özdemir, hiçbir sosyal güvencesi olmayan gündelikçi iflçiler için bir kooperatifleflmeye gitmek istediklerini ekledi. (H. Merkezi)

Hüseyin Karadeniz

Kars’ta Ziraat Bankas›’ndan ald›klar› kredi borçlar› yaflanan kurakl›k nedeniyle 2 y›l ertelenen köylüler, 2 y›l sonra borçlar›n›n faiziyle birlikte istenmesi, istenen rakam›n 30 milyar gibi rakamlara ulaflmas› sonucunda zor duruma düfltü. Bilgileri d›fl›nda birbirlerine kefil olarak gösterilen köylüler, devletin kendilerini kand›rd›¤›n› söylüyor. Kars’ta binlerce köylü “Tar›m Kredisi” çerçevesinde 1999 y›l›nda Ziraat Bankas›’ndan kredi alm›flt›. Ancak köylülerin para çekti¤i y›llarda büyük bir kurakl›k yaflan›nca üretim de gerçeklefltirilemedi. Bunun üzerine, Tar›m ‹l Müdürlü¤ü’nün de araflt›rmalar› ›fl›¤›nda köylülere verilen kredi borcu 2 y›l faizsiz olarak ertelendi. Ancak bu karara ra¤men Ziraat Bankas›, 2 y›l sonra borçlar›n› ödemeye gelen köylülerden, borcu 2 y›ll›k faizi ile birlikte istedi. “Devlet bizi kaz›klad›” Ziraat Bankas›’n›n uygulamas›na tepki

gösteren Kars Ziraat Odas› Baflkan› Hüseyin Karadeniz, köylülerin çok zor durumda oldu¤unu belirterek, “Binlerce ma¤dur borçlar›n› ödeyemedi. Üst üste faiz yüklendi. 1999 y›l›nda 2 milyar alan bir kifli flimdi 20 milyar borçlanm›fl. Bu durumda yaklafl›k 2 bin kifli var. Bu insanlar nas›l kalk›nacak, kalk›naca¤›na hepten yoksullaflt›lar. Aç›kças› devletimiz bizi kaz›klad› diyebiliriz” diye konufltu. Karadeniz, ayr›ca Ziraat Bankas›’nda kredi çekimi s›ras›nda köylülerin birbirlerinden haberleri olmadan birbirlerine kefil olarak gösterildi¤ine dikkat çekerek, flunlar› söyledi: “O dönemde kredi çekenler birbirlerine kefil olarak gösterilmifl. Birbirlerini tan›mayan memurlar›n maafllar›na haciz konulmufl. Ne biçim ifltir, haberim olmadan kefil oldu¤um flah›s borcunu ödeyemedi¤i için benden kesiliyor, bana haciz konuluyor. Böyle giderse insanlar birbirlerini öldürecekler. Bütün yetkili kurumlara baflvurduk ancak hiç kimse sorunumuzla ilgilenmedi.” “Devletin bize yapt›¤›n› tefeciler bile yapm›yor” Kars Merkez Çakmak Köyü’nde oturan üretici Kas›m Kadirhan da, 1999 y›l›nda Ziraat Bankas›’ndan ald›¤› 5 milyar lira paran›n flimdi 30 milyar› geçti¤ini belirterek, “Devletimiz sözde bizi kalk›nd›rmak için bize kredi verdi. Biz de ald›k. Ald›¤›m›z y›l da kurakl›k oldu. Borçlar›m›z 2 y›l faizsiz flekilde ertelendi. Aradan 2 y›l geçtikten sonra

kand›r›ld›¤›m›z› gördük. 5 y›l içinde ald›¤›m›z 5 milyar 30 milyar oldu” dedi. ‹stenen rakam› ödeyemeyeceklerini kaydeden Kadirhan, “Ödeyemiyoruz, bütün herfleyimize haciz konuldu. Üstüne üstlük hiç haberimiz olmadan bizi birbirimize kefil göstermifller. Hiç tan›mad›¤›m›z insanlarla karfl› karfl›ya geliyoruz. ‹nsanlar borç yüzünden birbirlerini öldürecek duruma gelmifller. Kars’ta yap›lan yo¤un tefecilikte bile bu kadar faiz ifllemiyor ama devletin bize yapt›¤›n› tefeciler bile yapm›yor. Ne biçim ifltir, biz kalk›nal›m derken yoksullaflt›k. ‹limizde hayvanc›l›ktan baflka da hiçbir gelir kayna¤› yok. Do¤rudan Gelir Deste¤i ad› alt›nda verilen paraya da bu nedenle banka el koyuyor. Biz hiçbir fleyden yararlanam›yoruz. Hükümetin seçimlerden önce verdi¤i sözü yerine getirmesini istiyoruz” diye konufltu. (H. Merkezi)

Kas›m Kadirhan

ADANA’DA KURAKLIK KÖYLÜYÜ VURDU Adana’da afl›r› kurakl›k ve so¤uklardan dolay› bu¤day üretiminde % 40 verim kayb› yafland›¤›n› belirten Ziraat Mühendisleri Odas› Adana fiube Baflkan› Ayhan Barut, 2004 y›l›nda domates, patates, so¤an ve karpuz gibi ürünlerin yanl›fl tar›m politikalar› yüzünden tarlada kald›¤›n› söyledi. Barut, yaflanan sorunlar›n çözümü için, köylülerin biraya gelerek kooperatifler arac›l›¤›yla örgütlenmesi gerekti¤ini ifade etti. Bu y›l mevsimin Adana’da afl›r› kurak ve so¤uk geçmesi birçok tar›m ürününün rekoltesinde düflüfle neden oldu. Geçen hafta TMO taraf›ndan bu¤day taban fiyat›n›n 365 bin Türk Liras› olarak aç›klanmas› ise Adanal› bu¤day tar›m üreticilerini tatmin etmedi. ZMO Adana fiube Baflkan› Ayhan Barut, “Adanal› bu¤day üreticileri hasad›n ilk bafllad›¤› günlerde maliyetinin alt›na 360 Türk Liras›ndan bu¤day›n› tüccara satmak zorunda b›rak›lm›flt›r. Bölgemizde bu¤day›n fiyat› 320 bin 330 liraya gerilemifl olup hükümet bu duruma seyirci kalm›flt›r. Hükümetin bu¤day taban fiyat›n› aç›klamakta geç kalmas› üreticiyi periflan etti¤i gibi, ürünün yüzde 70’ini zarar ederek satan bu¤day üreticisi 365 bin Türk Liras› olarak aç›klanm›fl olan taban fiyat›na tepkisiz kalm›flt›r” diye konufltu. Barut ayr›ca, 2004 y›l›nda domates, patates, so¤an ve karpuzun da yanl›fl tar›m politikalar› yüzün-

den tarlada kald›¤›na dikkat çekti. Yaflanan sorunlar›n çözümü olan üretimin talebe göre planlanmas›, ürünün kalitesinin iyilefltirilmesi, pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk edilmesi ve ürünlerin ulusal ve uluslararas› ölçekte pazarlama gücünü art›r›c› tedbirler al›nmas› için tar›m üreticilerinin biraya gelerek örgütlenmesi gerekti¤inin alt›-

mel, en vazgeçilmez ilkeleri olan kooperatiflerin özerkli¤i, kooperatifin ortaklar› taraf›ndan yerine getirilmeyerek kooperatifçilik gözden düflürülmüfltür. Kooperatiflerde güçlerini birlefltiren üreticiler dünya piyasalar›ndan ald›klar› sinyallere göre üretimlerine yön verebilir. Ürünlerini kendileri pazarlayarak katma de¤erdeki as›l pay›n arac› tefecilerde de¤il de üreticilerde kalmas›n› sa¤layabilir. Böylece tar›m sektöründe yaflayanlar›n refah› art›r›labilir. Yeterli gelire sahip üreticiler birikimlerini tekrar tar›m sektörüne geri döndürerek tar›msal verimlili¤i art›rabilir, rekabet gücü kazanabilir.”

“Köylüler devlet politikalar›na boyun e¤memeli”

n› çizen Barut, flunlar› dile getirdi: “Örne¤in güçlü iyi iflleyen kooperatifler arac›l›¤›yla bu gerçeklefltirilebilir. Tabi kooperatifleflme derken Türkiye’de yaflananlar›n kooperatifçilikle hiçbir iliflkisi olmam›flt›r. Politikac›n›n, yerel eflraf›n, tefecinin eli-gölgesi sürekli kooperatiflerin içinde olmufltur. Dünya kooperatifçili¤inin en te-

Köylülere yönelik de elefltirilerde bulunan Barut, köylünün kaderci yaklafl›m› ile devlet politikalar›na boyun e¤di¤ini söyledi. Türkiye’de küreselleflme sürecinin sonucu olarak yaflanan krizlerin a¤›r bask›s› alt›nda ezilen yoksul kesimlerin tepkisinin yanl›fl adrese yöneldi¤ini vurgulayan Barut, “Tar›m emekçileri için tek ç›kar yol, toplumsal ekonomik ç›karlar›na hizmet edecek güçlü bir örgütlenmeyi yaratmak, örgütlü mücadeleyi bafllatabilmektir. IMF ve Dünya Bankas› patentli program›n uygulanmas›n› ve aleyhlerine geliflen süreci ancak bu flekilde etkileyebilirler” fleklinde konufltu. (H. Merkezi)

Konya’da köylünün isyanı Konya’da Bahri Da¤dafl Uluslararas› Tar›msal Araflt›rma Enstitüsü’nde, “Anadolu Esmeri Gelifltirme Projesi” tan›t›m› aç›l›fl törenlerinde Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Sami Güçlü köylünün tepkisiyle karfl›lafl›nca zor anlar yaflad›. 2 Temmuz günü düzenlenen törende aç›l›fl konuflmas› yapan Güçlü’yü protesto eden ve kaçak et girifline herhangi bir önlem al›nmamas›na ve hasat dönemindeki bu¤day›n fiyat›n›n aç›klanmamas›na k›zan köylülere alandaki di¤er köylüler de kat›ld›. Güçlü’nün konuflmas›nda, köylülerin s›k›nt›lar›na çözüm bulmaya çal›flaca¤›n› söylemesi de köylüleri ikna etmedi. Köylülerin devam eden protestolar› ve kendisini dinlememesi üzerine Güçlü konuflmas›n› yar›da keserek aç›l›fl törenini terk etti. (Samsun)


15-28 Temmuz 2004

39

8

Kürt cephesindeki son geliflmelere k›sa bak›fl aha önce de ifade etti¤imiz gibi, TC’nin Kürt sorununa ve di¤er demokratik hak ve özgürlüklere yaklafl›m› ikiyüzlü ve hilelidir. Kimi Kürt siyasetçilerin, Kürt çevrelerin at›lan bu ad›mlara büyük payeler biçmeleri, olaylara reformist bir pencereden bak›p ehveni fler bir mant›kla ele almalar›n›n ürünüdür.

D

sorununun çözümüne dönük de¤ildir. Tam aksine sorunu sürece yayarak ve Kürtleri beklenti içine sokarak, çürütmeye dönük yürüttü¤ü bir çabadan ibarettir. Asl›nda bu konuda çok derin bir yoruma da gerek yok. Kürt topraklar›nda yo¤unlaflan imhaya dönük operasyonlar; TC’nin ezmeye dönük, temel politikas›nda bir de¤iflimin olmad›¤›n›n somut kan›t›d›r.

AB uyum paketi olarak tan›mlanan baz› yasalar›n ç›kar›lmas›, aralar›nda Kürtçe’nin de bulundu¤u, Türkçe d›fl›ndaki baz› dillerde haftada bir kez dakikalara s›¤d›r›lm›fl TV yay›n›n yap›lmas›, hapishanedeki DEP milletvekillerinin serbest b›rak›lmas›yla birlikte, yeniden “bu memlekette bir fleyler de¤ifliyor” sesleri yükselmeye bafllad›. Bu geliflmelere iliflkin düflüncelerimizi baz› yönleriyle daha önceki say›lar›m›zda ortaya koymufltuk. Görünen o ki; hayallerle gerçeklerin iç içe kar›flt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› böylesi süreçlerde, gerçeklere daha çok vurgu yapmak, döne döne alt›n› çizmek gerekli ve zorunludur. Daha önce de ifade etti¤imiz gibi, TC’nin Kürt sorununa ve di¤er demokratik hak ve özgürlüklere yaklafl›m› ikiyüzlü ve hilelidir. Kimi Kürt siyasetçilerin, Kürt çevrelerin at›lan bu ad›mlara büyük payeler biçmeleri, olaylara reformist bir pencereden bak›p ehveni fler bir mant›kla ele almalar›n›n ürünüdür. Her fleyden önce bu sorun bir k›yaslama mant›¤›yla ele al›n›p de¤erlendirilemez. Yani, sorular, bu mant›k ekseninde sorularak yan›t aranmaz. Sorulmas› gereken; “Y›llard›r yürütülen mücadelenin, verilen bunca eme¤in karfl›l›¤›, TRT kanal›nda dakikalara s›¤d›r›lm›fl bir Kürtçe yay›n› m›d›r?” sorusudur. Ya da ana diliyle TC meclisinde yemin

ettiler diye, haks›z yere on y›l hapiste yatan DEP milletvekillerine yap›lan bu haks›zl›¤› tart›flma, bunun hesab›n› sorma yerine; bir y›l erken b›rak›lmalar›n›n “demokratikleflmenin” bir ürünü olarak gösterilmesi hangi mant›¤›n ürünüdür? Hiç flüphesiz k›r›nt›larla yetinme mant›¤›n›n ürünüdür. Ancak bu gibi hileli yaklafl›mlar› geliflme olarak gösteren, yanl›fl ve yan›lg›l› tutumlar sürdükçe, kal›c› baflar›lar›n elde etmenin zorlaflt›¤› da ortadad›r. Oysa bilimsel bir yaklafl›m, yaln›z sonuçlar›n de¤il bu sonuçlara yol açan nedenlerin üzerinde durur. Örne¤in TC y›llard›r haks›z yere hapishanede tuttu¤u DEP milletvekillerini b›rakmas›n› bir haks›zl›¤›n düzeltilmesi olarak de¤il, “demokratikleflmede” at›lan bir ad›m olarak gösteriyor. Yani milletvekillerini “vatan-millet-Sakarya” edebiyat›yla tutukluyor; “demokratikleflme” demagojisiyle b›rak›yor. Kendilerini nas›l tan›mlarsa, tan›mlas›nlar milletvekillerini haks›z yere tutuklayan zihniyeti sorgulama, yarg›lama yerine, b›rak›lmalar›n› “demokratikleflme” aç›s›ndan at›lan büyük bir ad›m olarak gösterenler, objektif olarak bu hileli politikaya hizmet etmifl oluyorlar. Bu son geliflmeler; TC’nin Kürt sorununda izledi¤i inkara ve imhaya dönük politikalar›n›n de¤iflti¤i anlam›na gelmez. Dolay›s›yla TC’nin yapt›¤› her hamle Kürt

BALIKES‹R’DE HALK GÖZET‹M ALTINDA Bal›kesir Emniyet Müdürlü¤ü F Tipi hapishanelerden geride kalmayarak halk› gözetim alt›na almak için flehrin birçok yerine kamera yerlefltirdi. fiehri F Tipi hapishaneye dönüfltüren devlet flehre 57 kamera yerlefltirirken Bal›kesir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya yapt›¤› aç›klamayla uygulamay› resmen ilan etti. Aç›klamaya göre, trafi¤in yo¤un oldu¤u noktalarla giriflç›k›fl noktalar›na kameralar yerlefltirildi. Aç›klamada, flehirde yaflanacak trafik sorunlar›na ve asayifl olaylar›na bu uygulamayla müdahale edilece¤ini belirten Uzunkaya, kameral› sistem için 800 milyar harcand›¤›n› söyledi. (‹zmir)

KONGRA-GEL KEND‹S‹N‹ KIRINTILARA K‹L‹TLEM‹fiT‹R KONGRA-GEL’in yöneticilerinin “Kürtler devlet de¤il, kültür özgürlü¤ü istiyor. Kimli¤inin anayasal ve yasal güvenceye kavuflturulmas›n› istiyor. Resmi dili Türkçe olarak kabul ederken, Kürtçe’nin de temel e¤itim okullar›nda ana dil olarak kullan›lmas›n› istemek, vatan› bölmek de¤ildir. Kürtler bu özgürlükler temelinde ortak vatan Türkiye’de birlikte yaflamak istiyor” fleklindeki taleplerle birlikte gündemlefltirilen di¤er bir talepleri ise; “koflulsuz genel bir af”t›r. Görüldü¤ü gibi Kürt ulusal hareketi, art›k s›n›rlar› belirlenmifl bir özerklikten de söz etmiyor. Tüm politikalar›n› sistem içi bir çözüme kilitlemifl durumdad›r. Ve TC yukar›da ifade edilen talepler noktas›nda k›smen ad›m atarsa ve att›¤› bu ad›mlara anayasal bir güvence kazand›r›rsa, Kürt ulusal hareketinin silahl› güçlerini silahs›zland›rmas› da kaç›n›lmaz hale gelir. Bugün ve bundan sonra gelifltirilen tüm silahl› eylemler, yukar›da öngörülen taleplerin yerine getirilmesi için TC üzerinde bas›nç kurma eksenlidir. Bu silahl› eylemlere baflka bir misyon yüklemeye kalmak, yan›lg›l› bir tutum olur. TC de bu gerçe¤i bilmektedir. Öncelikle söylenenleri aktaral›m: “Eskiden uluslar›n kendi kaderini tayin etme hakk› devlet kurma olarak anlafl›l›rd›. Kürtler içinde de a¤›rl›kl› zihniyet böyleydi. Kürtlerde de milliyetçilik güçlüydü.” “PKK, milliyetçilik konusunda Kürtlerde köklü bir zihniyet de¤iflikli¤i getirdi. Halklar›n kardeflli¤i fikrini Ortado¤u top-

raklar›nda gelifltirdi. Ayr› devlet kurma, bizim de bir devletimiz olsun, düflüncesini de de¤ifltiren Kürt halk önderi oldu.” “Türkiye ve Ortado¤u halklar›, halklara zarar getiren milliyetçi ve devletçi anlay›fla karfl› ç›kt›klar› için say›n Öcalan’› ve Kürt özgürlük hareketini taktir etmelidirler.” PKK’nin milliyetçilik konusunda Kürtlerde ne kadar köklü bir zihniyet de¤iflikli¤i yaratt›¤›; sistemle bütünleflmeye çal›flmas›n›n halklar›n kardeflli¤ine, s›n›fsal ç›karlar›na ne kadar hizmet etti¤i tart›fl›lmaya muhtaçt›r. Tart›fl›lmaya muhtaç olmayan tek fley; Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n›n ayr› bir devlet kurma hakk›ndan baflka bir fley olmad›¤› gerçe¤idir. Ama geçmiflte, istisnalar hariç tüm Kürt hareketlerinin en büyük yan›lg›s›; somut ve özgün koflullar› hesaba katmadan toplumsal geliflmeleri, sosyalizm ve proletaryan›n s›n›f mücadelesinin ç›karlar›n› dikkate almadan her koflulda ayr›lmay› savunmalar›yd›. Ve esas milliyetçilik de tam bu noktada bafll›yordu. Di¤er bir ifadeyle “kendi kaderini tayin hakk›n›n, kendi kaderini tayine” indirgenmesiydi. Yani her koflulda ayr›lma haline getirilmesi idi. Oysa bir hakk›n kullan›l›p kullan›lmamas› somut koflullardan ba¤›ms›z olarak ele al›namaz. Lenin yoldafl Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n› boflanma hakk›na benzetir. Boflanma hakk› her koflul alt›nda ve kay›ts›z, koflulsuz savunuldu¤u halde, bizzat boflanman›n kendisi bilindi¤i gibi baz› koflullarda savunulur, baz› koflullarda ise savunulmaz. Ulusal hareketin gerçek duruflu, tablosu bu olmas›na ra¤men ulusal demokratik talepler noktas›nda, yani ana dilde e¤itim, anadilde yay›n vb. tüm talepler hakl› ve meflrudur. Hakl› ve meflru olan bu talepleri savunmak; TC’nin bu demokratik talepleri s›n›rlayan tüm anti demokratik yasalar›n ortadan kald›r›lmas› için mücadele etmeyi pratik bir görev olarak alg›lamal›y›z. Unutmamak gerekir ki genel do¤rular güncel geliflmelerle birlefltirilerek pratik ad›m at›l›rsa bir anlam ifade eder. Aksi durumda hiçbir anlam ifade etmez.

BAZ ‹STASYONLARI YAYGINLAfiIYOR Bütün tepkilere ra¤men insan sa¤l›¤›na zararl› olan baz istasyonlar› flehir merkezlerine yay›lmaya devam ediyor. Yine insan sa¤l›¤›n› hiçe sayarak Mersin’in 50. y›l Mahallesi’nde AVEA (Arial ve Aycell) flirketlerinin yapmak istedi¤i baz istasyonuna mahalle halk›ndan tepkiler büyüyor. Hukuki ifllem bafllatmak için çevre evlerden imza toplamaya bafllayan mahalle sakinleri ayn› zamanda çevre korumaya da baflvurarak istasyon kurulmak istenen yerlerde inceleme yap›lmas›n› istediler. Bunun üzerine bafllat›lan inceleme nedeniyle mahalle sakinleri hala beklemekteler. Mahalle sakinleri yapt›klar› aç›klamalarda “Biz mahalle sakinleri olarak imza kampanyas›n› daha yayg›nlaflt›rarak, ayn› zamanda baz istasyonlar›n›n zararlar› ile ilgili semti bilinçlendirerek eylemler bafllataca¤›z” dediler. (Mersin)


39

9

15-28 Temmuz 2004

HPG gerillas› iflkence ile katledildi 26 Haziran 2004 tarihinde fi›rnak’›n Gabar da¤›nda TSK ve HPG (Halk Savunma Güçleri) aras›nda ç›kan çat›flmada Suriye uyruklu Meas Reflit Reflo adl› gerilla yaflam›n› yitirdi. Cenazesi 5 Temmuz’da fi›rnak Devlet Hastanesinden Mardin’e götürülüp gömülmesi için ailesine teslim edildi¤inde Reflo’nun cesedine iflkence yap›ld›¤› ortaya ç›kt›. Nusaybin’e götürülen Meas Reflit Reflo’nun kulaklar›n›n kesildi¤ini belirten ailesi ve yak›nlar› bunu yapanlar›n insan olamayaca¤›n› dile getirdiler. Nusaybin’de yap›lan cenaze töreninde “fiehit Nam›r›n” sloganlar›yla gömülen Reflo’nun cenaze töreninde Reflo’nun çat›flmada yaral› olarak askerlerin eline geçti¤i ve iflkenceyle katledildi¤i gerçe¤i ortaya ç›kt›. Meas Reflit Reflo’nun ablas› Midya Reflit Reflo ve enifltesi Fahrettin Akdeniz yapt›¤›

aç›klamada “Vahflet sadece Reflo’nun kulaklar›n› kesmekle kalmam›fl, dudaklar› kesilmifl ve gözleri de oyulmufltu. Dudaklar›n›n kesilmesi, gözlerinin oyulmas› gösteriyor ki kardeflim yaral› ele geçirilmifl. Sol gözü oyulmufltu. Kula¤› kesilmiflti. Vücudunda dipçik izleri vard›. Özellikle aln›na dipçiklerle vurulmufltu. Bu insan beyninin alg›layamad›¤› bir vahflettir” dediler. Özellikle 90’l› y›llarda jandarma, kontr-gerilla, J‹TEM vb. devletin militarist güçleri taraf›ndan yayg›nlaflan bu iflkence çeflidi, kopar›lan kulaklar, oyulan gözlerden yap›lan tesbihler, iflkence an›nda çekilen hat›ra foto¤raflar›yla haf›zalar›m›za kaz›nm›flt›. Yaral› veya ölü yakalanan gerillalara karfl› s›n›rs›z bir kinle sald›ranlar kitleler üzerinde korku yoluyla belli bir hakimiyet kurmay› amaçlayarak bunu zamanla sistemlefltirmifller-

di. Cesetlere ve ölmek üzere olan bir insana iflkence yap›lmas›n› insan beyninin alg›layamad›¤› bir vahflet olarak ifade eden Meas Reflit Reflo’nun ablas› ise “Türkiye’de y›llard›r Kürtlerin talepleri iflkence ve sürgünlerle bast›r›ld›. Öldürüldük. Ama dünya bu gerçe¤e gözlerini kapatt›. ‹flkencelerden geçirildik. Sürgün edildik, gün ortas› sokaklarda öldürüldük. Biz bu a¤›r yaralar›m›zla savafla da bar›fla da haz›r›z. Ödememiz gereken bedeli ödedik. Art›k kaybedecek bir fleyimiz yoktur” diyerek kardefline ve daha pek çok gerillaya yap›lanlara sessiz kalmayacaklar›n›, peflini b›rakmayacaklar›n› dile getirerek iflkence olay›n›n ayd›nlat›lmas› için savc›l›¤a suç duyurusunda bulunaca¤›n›, savc›l›ktan gereken hukuki yard›m› almamalar› durumunda A‹HM’e baflvuraca¤›n› belirtti. (H. Merkezi)

‹hmalkarl›k bir can daha ald› 8 Temmuz 2004 tarihinde ‹zmir’in Yeflilyurt semtinde babas› Hüseyin fiahin’le birlikte karfl›dan karfl›ya geçen 6 yafl›ndaki Yunus fiahin bir araban›n çarpmas› sonucu olay yerinde yaflam›n› yitirdi. Kazan›n oldu¤u yol bozuk ve rampa bir yol oldu¤u halde

ve daha önce defalarca gündeme gelen bu soruna ra¤men belediye sorunla ilgilenmemiflti. Birçok kazan›n yafland›¤› ve rampa olmas›ndan kaynakl› arabalar›n sürekli kaza yapt›¤› ve kald›r›m›n olmad›¤› yol bu sefer küçük bir çocu¤un can›n› ald›. Bunun üzerine 9 Temmuz 2004 tarihinde saat 15:00 sular›nda kazan›n oldu¤u yere gelen Yunus fiahin’in ailesi ve mahalle halk› burada a¤›tlar yakmaya bafllad›. Bunun üzerine halk›n yan›na gelip sorunu sahiplenen Partizanc›lar, DEHAP’l›lar ve Halkevciler halka destek sundular. Kazan›n oldu¤u yere büyük tafllar ve moloz çu-

vallar›yla barikatlar kuruldu. Trafi¤e kapat›lan caddede oturma eylemi yapan kitle s›k s›k “Yunuslar Ölmesin”, “Sesimize kulak verin”, “Yetkililer görev bafl›na” vb. sloganlar atarken, dövizler de aç›ld›. Sürekli alk›fll› eylemin yap›ld›¤› yere polis çok geçmeden gelirken, kitlenin ço¤almas›, tepkinin büyümesi üzerine ve eylemde devrimcilerin de olmas›ndan kaynakl› TMfi polisleri de geldi. “Da¤›l›n yoksa çevik kuvvet getiririm” tehdidinde bulunan TMfi polisleri kitleye, devrimcileri kastederek “Bunlara kulak asmay›n, siz giderseniz bunlar da burada durmaz, da¤›l›n” gibi ça¤r›da bulundu. Halk bu tehdit ve ça¤r›lara kulak asmadan eylemlerini sürdürüp Belediye Baflkan›’n› olay yerine ça¤›rd›lar. Daha sonra sorunun halledilece¤i sözünün verilmesi üzerine kitle da¤›ld›. Mahalle halk› sorun çözülmezse tekrar eylem yapaca¤›n›, yolu kapayaca¤›n› söyleyerek yetkililere süre verdiler. Devlet burjuva semtlerinde her dönem milyonlarca liral›k yat›r›mlar yap›p sorunlar› çözerken, emekçilerin yaflad›¤› semtlerdeki sorunlar› görmezden geliyor. Bu yüzden umursanmayan emekçi halk ve çocuklar› yaflamlar›ndan oluyorlar. Yunus fiahin örne¤inde de oldu¤u gibi halk kendi haklar›n› mücadele ederek kazanacakt›r. (‹zmir)

Do¤ubeyaz›t’ta Deprem! 18 Ölü A¤r› Do¤ubeyaz›t’ta 2 Temmuz gecesi saat 01:30’da 5.0 büyüklü¤ünde deprem yafland›. Halk kendi yapt›¤› tafl y›¤ma, toprak daml› evlerinin alt›nda kald›. 75 haneli Y›¤›nçal köyü kelimenin tam anlam›yla haritadan silindi. 13’ü çocuk 18 kiflinin öldü¤ü depremde, 800 kiflilik nüfusun 700’ünün depremden hiçbir yara al-

tan›’ndaki feodal üretimden gelen yoksulluktan çok” evlerin yap›lar›na tak›l› kald›. Ayn› gün aç›klama yapan Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakan› Zeki Ergezen, hasar gören ve y›k›lan ev ve ah›rlar için projenin ve paran›n haz›r oldu¤unu söylese de depremde ma¤dur olan halk, geçici konut diye önceden çeflitli nedenlerle boflalt›lm›fl ka-

madan kurtulmas›n›n nedeni ise yaflad›klar› ayn› sefaleti azaltma ve aç kalmama umuduyla yaylada çal›fl›yor olmalar› idi. Çok say›da evin y›k›ld›¤› veya hasar gördü¤ü depremde; çevrede bulunan Sa¤l›ksuyu, Kucak ve Kutlubak köylerinde ise can kayb› olmad›. En çok kayb›n yafland›¤› Y›¤›nçal köyüne ise devlet “yard›m eli”ni ancak halk›n “deprem oldu, köy y›k›ld›; çok say› da ölü var” ihbar› ile uzatabildi(!) Depremin ertesi günü burjuva medyada da “pek çok konuya hakim bilim otoriteleri Türkiye Kürdis-

p›s›, penceresi ve hiçbir altyap›s› olmayan evlere yerlefltirildi. Bu konutlar›n “geçicili¤i” geçti¤imiz y›llarda yaflanan Marmara ve Bingöl depremlerinde oldu¤u gibi bellidir. Bu bölgelerde depremden zarar gören halk, üzerinden geçen zamana karfl›n hala prefabrik evlerde yaflamlar›n› sürdürmekte. Efendilerinin rahat› için 2 milyar dolar harcayanlar›n Türkiye’nin sözde bir ücra köflesinde onlar›n dayatt›¤› yaflamdan ma¤dur olanlara yapt›¤› “yard›m” bir kez daha önemsemezli¤i gözler önüne serdi. (H. Merkezi)


15-28 Temmuz 2004

39

10

DEVRİMCİ TUTSAKLARDAN AÇIKLAMA;

“Direnme Kararlılığımızı Bir Kez Daha İlan Ediyoruz” Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutsaklar bas›na bir aç›klama yaparak devletin sald›r›lar› karfl›s›nda sessiz kalmayacaklar›n› kamuoyuna duyurdular. Aç›klamay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz.

Guantanamo, Ebu Garib görüntüleri nas›l ki Afganistan ve Irak’taki emperyalist iflgalin çarp›c› ifadesi ise; F tiplerinde yaflananlar da iflbirlikçi egemenlerin ve “demokratik hukuk devletinin” gerçek yüzüdür. Hepsi direnme hakk›n› zorla bast›rma çabas›n›n ürünüdür. Tecrit koflullar›nda zorbal›k ailelerimizi de hedefler düzeye t›rmand›r›lm›fl, ziyaretçilerimizin coplanmas›, çeflitli bahanelerle gözalt›na al›nmas› biçiminde a盤a ç›km›flt›r. Tecritin tutsaklara yönelen yaflamsal tehdit oldu¤unu, her an›n›n fiziki psikolojik iflkence ile keyfi yapt›r›mlarla, mevcut en gerici genelgelerde yer alan tutsak haklar›n›n dahi ihlaliyle onursuzlaflt›r›lmaya yönelik sald›rganl›kla dolduruldu¤unu defalarca dile getirdik. Birebir karfl›laflt›¤›m›z keyfiliklere–sald›r›lara iliflkin somut kan›tlar sunarak sorumlular hakk›nda flikayetlerde bulunduk. Tamam›n›n takipsizlik ya da görevsizlik kararlar› ile sonuçlanmas› bir kez daha gösterdi ki hapishaneler söz konusu oldu-

¤unda mevcut yasalar dahi tan›nmamaktad›r. Ba¤›ms›zl›k(!) iddias›ndaki kurumlar politik kararlar vermekte (Cemil Çiçek’in Adli T›p Kurumu-ATK hakk›nda bunu aç›kça dile getirdi¤i bas›nda yer alm›flt›r) do¤rudan merkezi yönetimin iradesine tabi olmayanlar›n iflleyifli t›kanmaktad›r. (Çapa ve Cerrahpafla’da Adli T›p Ana Bilim Baflkanlar›n›n görevden al›nmas› bunun örneklerindendir.) Devrimci tutsaklar› teslim almay›, imhay› amaçlayan tecrit sald›r›s›n›n tüm yönleriyle anlafl›l›p, anlafl›labilmesi için sürdürdü¤ümüz direnifl dördüncü y›l›nda. Direnifl sürecinde yüzü aflk›n insan›m›z ölümlerin en zorunu yi¤itçe gö¤üsledi. Yüzlercesi iyileflemez hastal›klara yakaland›. Hala onlarca arkadafl›m›z “tedavi” ad›na iflkence görüyor, ölüme sürükleniyor. Tecritin uygulay›c›lar› hapishanelerde yaflananlardan çok az›n›n dahi bas›na yans›mas›ndan rahats›z. Bakanl›k, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlü¤ü; çeflitli kurum ve kiflileri yan›ltmay›, bask›layarak susturmay› amaçlayan yalan yanl›fl aç›klamalar

yaparak, suç iflleyerek bundan medet umuyor. Onlarca örnekten birisi olan kanser hastas› Erol Zavar’›n durumuna iliflkin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlü¤ü’nce yap›lan; Cumhuriyet ve Birgün gazeteleri ard›ndan da 12 Haziran 2004 tarihli Sabah’ta yay›nlanan aç›klamada ayn› amaca hizmet etmektedir. Yap›lan aç›klamada “herhangi bir ihmalin söz konusu olmad›¤›” belirtilmektedir. Oysa; 1- Erol Zavar’›n ola¤an kontrolleri iki y›l boyunca yap›lmam›flt›r. Ceza erteleme talebi ise kanser ameliyat› aras›nda böylesi bir hastal›kla hayati öneme sahip iki y›l geçmifltir. 2- ATK ve Hastane Sa¤l›k Kurulu raporlar› gerekli tetkikler yap›lmadan düzenlenmifl, hastal›¤›n yenilemeyece¤i varsay›m›na dayand›r›lm›flt›r. 3- Sevklerin ve raporlar›n geciktirilmesi nedeniyle ameliyat sonras› alt› ay kontrol alt›nda tutulmas› gerekti¤ini belirten raporlara ra¤men bu sürenin, ilk dört ay› fiilen hapishanede geçmifltir. Sonuçta arkadafl›m›z›n hapishanedeki hareketi tekerlekli sandalye ile hücre içi hareketi de s›rt›m›zda, kuca¤›m›zda sa¤lanabilmifltir. Bu süreçte en acil durumlarda dahi tek müdahale biçimi a¤r› kesici i¤ne yapmak olmufltur. 4- Kas›ta varan bu tutumlar nedeniyle 9 Haziran 2004 tarihinde üçüncü kez ameliyat yap›lmas› zorunluluk haline gelmifl üç adet ur al›nm›fl; derhal yap›lmas› gereken safra kesesi ameliyat› vücudun kald›ramayaca¤› gerekçesiyle ertelenmifltir. Kanserin yenilenmesi ile, tüm raporlar›n öngörüsü bofla ç›km›flt›r. ‹lgili aç›klaman›n de¤il do¤ruyu ortaya koymas›, do¤ruyu yak›n bir yan› dahi yoktur. Daha k›sa süre önce Ali fiahin isimli arkadafl›m›z tecrit koflullar›nda tedavisi yap›lmad›¤› için yaflam›n› yitirmifl iken bu tür

aç›klamalar inand›r›c› de¤ildir. Yeni tutsaklar›n katledilmesine davetiye ç›kartmakt›r. Bakanl›¤›, Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlü¤ü’nü aç›klamaya sevk eden, tek tek örneklerinin bas›na yans›mas› ile tecritin sorgulanmas›ndan duyulan rahats›zl›kt›r. Guantanamo, Ebu Garib gibi iflkence merkezlerinde görüntüler bas›na yans›rken F tiplerinde görüntü al›nmas›, demokratik kurumlar›n ve bas›n›n buralar› görmesi engelleniyor. Çünkü tecritin tutsaklar›n yaflam›na kastetmek oldu¤u gerçe¤i gizlenmek isteniyor. Çünkü hapishaneler aras› sevklerde, hastane ve mahkeme gidifl dönüfllerinde tutsaklara sald›r›lar sürüyor. Çünkü hala avukatlar›m›zla görüflme imkanlar›n›n çok s›n›rl›, savunma hakk›m›z gasp ediliyor. Çünkü ring araçlar›na kamera yerlefltirilerek tecrit her an›m›za yay›lmak isteniyor. Çünkü ad›na arama denen taciz ve talan devam ediyor. ‹nsanlar›m›z psikolojik-fiziki rahats›zl›klar yafl›yor, tedavileri yap›lmayarak ölümleri bekleniyor. Hala en temel ihtiyaçlar›m›z›n ailelerimizce karfl›lanmas› engelleniyor. Çünkü hala mektuplar›m›z keyfi olarak gönderilmiyor, taraf›m›za verilmiyor. Kitap dergi vb. yay›nlarda s›n›rlamalar sürüyor. “Disiplin” keyfiyeti ile tecrit katmerlendirilirken, tutsaklar ikinci kez cezaland›r›l›yor. Bu uygulamalar her geçen gün derinlefliyor. Çünkü tecrit sürüyor. Hem bugünün tecrit düzenine hem gelmekte olan Tek Tip Elbise ve zorla çal›flt›rma sald›r›lar›na karfl› direnme kararl›l›¤›m›z› bir kez daha ilan ediyoruz. Tekirda¤’daki tutsaklar ad›na Bayram Kama, Ömer Kaya, Murat Karayel, Hasan Polat, Hasan Rüzgar, ‹mam Akmul, Resul Kocatürk

Yeni Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’na Karfl› Ç›kan Aileler Hayk›r›yor:

“Evlatlar›m›z Sahipsiz De¤ildir”

Bas›n› ziyaret eden TUYAB (Tutuklu Yak›nlar› Birli¤i) Ceza ‹nfaz Yasa Tasar›s›’n›n yasalaflmadan, gerçek yüzünü teflhir etmek ve yasan›n amaçlar› hakk›nda kamuoyu yaratmak amac›yla görüflmeler yapt›lar. Aileler, bugün bile tan›nan pek çok hakk›n gerçekte uygulanmad›¤›n›, Yeni Ceza ‹nfaz Ya-

sa Tasar›’s› yasalafl›rsa, çocuklar›n› çok daha büyük hak gasplar›n›n bekledi¤ini, buna izin vermeyeceklerini ve bunun için kamuoyu yaratmaya çal›flt›klar›n› belirttiler. Kand›ra F tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Haydar Ceylan’›n babas› Halil Ceylan, varolan durumun da kötü olmad›¤›n›, tecritin tutsaklara fiziki ve psikolojik anlamda pek çok zarar verdi¤ini belirterek “çal›flma alanlar› olacak, çal›flacaklar denildi, henüz çal›flm›yorlar ama hücrelerin elektrik, su paras›n› ödüyorlar, yani biz ödüyoruz. Spor yapacaklar denildi, top sahalar›nda gardiyanlar top oynuyor. Yeni tasar›ya göre de günde bir saat havaland›rmaya izin var, o da hava koflullar› iyi olursa” dedi.

“Tek tip elbise tekrar gündemde” 1996 Ölüm Orucu Direniflçilerinden Semiray Y›lmaz ise, “Bu yasa ile 12 Eylül sürecinde hayata geçirilen, uzun süren direnifllerin ard›ndan 1988 y›l›nda sonland›r›lan tek tip elbise uygulamas›na geri dönülmek isteniyor” dedi. Edirne F Tipi Hapishanesi’nde bulunan Zeki fiahin’in annesi Güzel fiahin ise, “Herhangi bir fleyi protesto amac›yla idareye karfl› toplu olarak sessiz direniflte bulunmak yasak, gereksiz olarak marfl söylemek yasak. Konuflsalar suç, sussalar suç oluyor” dedi. Aileler, çocuklar›n›n tecrite ve di¤er hak gasplar›na karfl› mücadele ettiklerini, bask›lar›n onlar› y›ld›ramayaca¤›n› ve kendilerinin de çocuklar›na destek olmak için her fleyi yapacaklar›n› belirttiler. (H. Merkezi)

✔ ‹T‹RAFÇI ‹FADELER‹ ‹LE TUTUKLAMA Dersim’in Ovac›k, Pertek ve Hozat ilçelerinde gözalt›na al›nan 10 kifli tutuklama talebiyle sevk edildikleri Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi taraf›ndan “yasad›fl› örgüte yard›m ve yatakl›k” suçlamas›yla tutukland›. Bir süre önce teslim olan itirafç› Ali Çabuk’un ifadeleri do¤rultusunda 5 Temmuz’da gözalt›na al›nan Seydali Karyemez, Erdal Kotan, ‹smail Atay, Hasan Arslan, Deniz fiahin, ‹smail Yeflil, Baki Karabulut, Veli Ba¤r›yan›k, Hüseyin fiahin ve Yusuf Ero¤lu tamamlanan sorgular›n›n ard›ndan tutukland›lar. (H. Merkezi)


11

39

15-28 Temmuz 2004

TECR‹T, PS‹KOLOJ‹K SORUNLARIN BAfi SORUMLUSUDUR 6 Temmuz 2004 Sal› günü Bak›rköy Ruh Ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi önünde toplanan ‹HD üyeleri tecrite ve tecritin yaratt›¤› sorunlara dikkat çekmek, flu an tecritten kaynakl› psikolojik problemler yaflayan tutsaklar Hasan Tahsin Akgün ve Mesut Deniz’in durumlar›n› kamuoyuna duyurmak amac›yla bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. ‹HD Cezaevi Komisyonu ad›na söz alan Ümit Efe, tecritin ülkemizde 114 kiflinin ölümü ve birçok tutsa¤›n sakat kalmas›yla süreci devam ettirdi¤ini, bu koflullarda da birçok tutsa¤›n ruhsal ve fiziksel rahats›zl›klara yakaland›¤›n› söyledi. Bu tutsaklardan ikisinin durumunun acil oldu¤unu belirten Efe, “bugün bunlar› kamuoyuna tafl›yarak tecrit uygulamalar›n›n görünmeyen bir yüzünü daha duyurmak istiyoruz” dedi. Hasan Tahsin Akgün’ün Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde bulunan bir tutsak oldu¤unu söyleyen Efe, tutukland›ktan bir süre sonra rahats›zland›¤›n› belirterek flunlar› aktard›: “Tutuklan›fl›n›n ilk yedi ay›nda tek bafl›na bir hücrede tutulmufl ve alt›nc› ayda tamamen 10 yafl›nda bir çocuk gibi davranmaya bafllam›flt›r. Ailesinden hiç kimseyi tan›mamaktad›r. Olmayan sesler duymakta, olmayan kiflilerle konuflmakta, bu kiflilerle sürekli kavga etmekte, bu kiflilerin kendisini öldürece¤ini düflün-

mektedir. Bu nedenle bir keresinde eflofman›n›n paçalar›n› tutuflturarak kendisini yakmak istemifl ve paçalar›ndan yanarken ifadesiz gözlerle etraf›na bakarak kendi kendine konuflmufltur.” Hasan Tahsin Akgün’ün geçen ay geçirdi¤i kriz sonras› Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi’ne kald›r›ld›¤›n› belirten Efe, tedaviyi kabul etmeyerek tedaviyi ret etti¤i için Bayrampafla Özel Tip Hapishanesi’nin hastanesine gönderildi¤ini, üç hafta burada tutuldu¤unu, annesinin burada kendisini biraz daha iyi buldu¤unu ve ilk kez kendisini tan›d›¤›n› belirtti¤ini söyledi. Ancak 7 Haziran tarihinde Hasan Tahsin Akgün’ün Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi¤i, sevk esnas›nda ç›r›lç›plak soyularak üstü aranmak istendi¤i, bunu kabul etmedi¤i için de çok kötü bir flekilde dövüldü¤ü belirtilen aç›klamada, ç›r›lç›plak soyulunca tekrar elbiselerini giymedi¤i ve bu flekilde sevk arac›na bindirilerek sevk edildi¤i ve ayn› flekilde hapishane giriflinde de kötü bir flekilde dövüldü¤ü belirtildi. Vücudunda morluklar ve t›rnak izleri bulunan tutsa¤›n ailesi taraf›ndan suç duyurusunda bulundu¤u aç›kland›. Ankara 1 No’lu F Tipi’nde tutsak bulunan Mesut Deniz’in durumuna da k›saca de¤inen Ümit Efe, ayr›nt›l› bilgi vermesi için sözü Deniz’in avukat› Gül Altay’a b›rakt›. Mesut Deniz’in 19 Aral›k “Hayata Dönüfl” operasyonu ile Nev-

‹HD Yeniden Yap›land›rma Kurultay› Yap›ld› ‹HD Genel Merkezi 3-4 Temmuz 2004 tarihlerinde Ankara-Sokullu’da bulunan Hac› Bektafl› Veli Anadolu Kültür Vakf›’nda daha önce koydu¤u yeniden yap›lanma kurultay›n› gerçeklefltirdi. ‹ki günden oluflan kurultay›n birinci gününde aç›l›fl konuflmas›n› ‹HD Genel Baflkan› Hüsnü Öndül ve ‹HD Genel Sekreteri Emir Ali Türkmen yapt›. S›ras›yla TH‹V baflkan› Yavuz Önen, Uluslararas› Af Örgütü Türkiye Baflkan› ve Hacettepe Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Levent Korku ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Mithat Sancar birer konuflma yapt›lar. Yap›lan konuflmalarda genel olarak Türkiye ve dünyada insan haklar› savunuculu¤u, 11 Eylül sald›r›lar› sonras› Türkiye ve dünyada insan haklar›nda geriye gidiflten ve Büyük Ortado¤u Projesi’ne de¤indiler. Ayr›ca uluslar aras› insan haklar› örgütleriyle de ortak çal›flma vurgusu yap›ld›. ‹kinci bölüm sadece delege, üye ve yöneticilerin kat›ld›¤› ve bas›na kapal› bir flekilde gerçeklefltirildi. ‹HD’nin içine girdi¤i süreçle ilgili tebli¤ler sunuldu. ‹kinci günün birinci oturumunda 4 ayr› çal›flma masas› oluflturuldu. Masalarda üyelik kriterleri, organlar›n ifllevi, insan haklar› e¤itimi ve kurumsallaflma ve resmi kurumlar ve DKÖ’lerle iliflkiler tart›fl›l›p, öneriler yap›ld›. Ayr›ca iflkenceye karfl› haz›rlanan projenin de aç›klamas› yap›ld›. Hüsnü Öndül’ün kapan›fl konuflmas›yla kurultay sonuçland›r›ld›. (‹zmir)

flehir E Tipi Hapishanesi’nden Ankara’ya nakledildi¤ini ve Ölüm Orucu eylemine kat›ld›¤›n› belirten Altay, flu anda ruh sa¤l›¤›n› yitirmifl olmas›na ra¤men hiçbir tedavi görmedi¤ini belirtti. fiu anki durumunu ise flu flekilde dile getirdi: “Kendini d›fl dünyaya tamamen kapatm›fl durumda. Hiç kimseyle konuflmuyor, sadece el ve kol hareketleriyle iletiflim kuruyor. Annesiyle dahi konuflmuyor. Günün büyük bir k›sm›n› yata¤›n içerisinde geçiriyor, çevresinde olup biten hiçbir fleye tepki vermemekte sanki orada de¤ilmifl gibi davranmakta, yata¤›ndan ancak güçlükle ikna edilerek tuvalet ve yemek için ç›kar›lmaktad›r. Hücre arkadafllar›n›n zorlamas›yla ancak ayda bir banyo yapmaktad›r. Ailesi K›rklareli’nde oturmaktad›r ve maddi imkans›zl›klardan dolay› s›kça ziyarete gidememektedir. Ziyarete dahi zorla ikna edilerek ç›kar›lmakta ve 10-15 dakika ziyaret kabininde kalmadan ko¤ufluna dönmektedir. Kendisini geçen hafta ziyarete gitti¤imde, hücresinde kalan baflka bir arkadafl› geldi ve gelmek istemedi¤ini söyledi” dedi. Ailesinin sa¤l›k sorunlar› nedeniyle iki defa Ankara Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na baflvurarak Adli T›p Kurumuna sevkini istedi¤ini belirten Altay, ç›kacak rapora göre CMUK 399. maddesi gere¤i cezas›n›n ertelenmesini, d›flar›da tedavi edilmesini talep ettiklerini, bu talebin her defas›nda ret edildi¤ini, ailesinin

Cumhurbaflkanl›¤›na baflvurdu¤unu ancak Adli T›p Kurumu’na sevkin sa¤lanamad›¤›n› belirterek, hapishane idaresinin de durumun fark›nda oldu¤unun alt›n› çizdi. Bu iki örnekten de anlafl›ld›¤› gibi tecrit, tutsaklar› yaflamdan, kimliklerinden kopararak onlar› hem fiziki hem de psikolojik olarak y›k›ma sürüklemek istemektedir. Devrimci tutsaklara gerek aileleri gerek duyarl›, demokrat, devrimci, ilerici kitle taraf›ndan daha fazla destek ç›k›lmas›, bunun için tüm araçlar›n zorlanmas› ve içerdekilerin asla yaln›z olmad›¤›n›n dosta düflmana gösterilmesi gerekmektedir.

‹HD ADANA fiUBES‹ ‹HLAL RAPORUNU AÇIKLADI ‹HD Adana fiubesi, Adana’da hak ihlallerinde art›fl yaflanmas› üzerine May›s ve Haziran aylar›nda yaflanan hak ihlallerini raporlaflt›rarak 12 Temmuz günü kamuoyuna aç›klad›. Rapora göre, iki ay içerisinde 1 kifli polislerce öldürüldü, 54 kifli gözalt›na al›nd› ve 12 kifli tutukland›. Raporu kamuoyuna sunmak amac›yla dernek binas›nda bas›n toplant›s› düzenleyen ‹HD fiube Sekreteri Ethem Aç›kal›n, “Gözalt›na al›nanlara elektrik verildi¤i, Filistin ask›s›na al›nd›klar›, tazyikli su s›k›ld›¤› ve uyutulmad›¤› yönündeki iddialar devam ediyor. Demokratik eylemlere keyfi bir flekilde müdahale ediliyor. Sokak ortas›nda insanlar dövülüyor, öldürülüyor” dedi.

1 infaz, 54 gözalt› ve 12 tutuklanma Rapora göre, May›s ve Haziran aylar›nda toplam 54 kifli gözalt›na al›nd›. Bunlardan 12 kifli örgüt üyesi oldu¤u gerekçesiyle tutukland›. 30 kifli hakk›nda ise 2911 say›l› Toplan-

t› ve Gösteri Yürüyüflleri Yasas›’na muhalefet ettikleri gerekçesiyle tutuksuz yarg›lanmak üzere dava aç›ld›. Sokak ortas›nda bir kifli infaz edildi. Adana Emniyet Müdürlü¤ü’nde bir kifliye sistematik iflkence yap›ld›¤› iddia edildi. Sendikaya üye olduklar› gerekçesiyle 20 iflçi iflten at›ld›. Aç›kal›n, raporu aç›klamas›n›n ard›ndan, Gabar Da¤›’nda 26 Haziran’da ç›kan çat›flmada yaflam›n› yitiren Meas Reflit Reflo adl› HPG gerillas›n›n kulak ve di¤er uzuvlar›-

n›n kesilerek iflkence yap›lmas›n› k›nad›. Daha önce de bu tür dehflet verici olaylarla karfl›lafl›ld›¤›n› hat›rlatan Aç›kal›n, flunlar› söyledi: “Daha önce de özellikle kafa kesmeler, kulak kesmeler görüldü. Askerler taraf›ndan kad›n gerilla cesetlerine tecavüzler daha önce de bas›nda ifllendi. Meas Reflit Reflo’nun kulaklar›n›n, dudaklar›n›n kesilmesini ‹HD Adana fiubesi olarak bir insanl›k ay›b› oldu¤unu belirterek k›n›yoruz.” (Mersin)


15-28 Temmuz 2004

39

12

Sivas’ta katledilenler eylemlerle an›ld› ‹STANBUL 2 Temmuz günü Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan kitle, bundan 11 y›l önce Sivas Mad›mak Oteli’nde sivil faflistler ve devletin ifl birli¤i ile katledilen 33 ayd›n, sanatç›, ozan ve semahç›n›n katillerini lanetlemek için topland›. Yaklafl›k olarak 600 kiflinin kat›lm›fl oldu¤u anma etkinli¤inde kitle taraf›ndan s›k s›k “Sivas’›n katili patron a¤a devleti”, “Sivas flehitleri ölümsüzdür” , “Dün Sivas’ta bugün Marafl’ta, çözüm faflizme karfl› savaflta” sloganlar› at›ld›. PSAKD ad›na aç›klama yapan Erdal Y›ld›r›m; “fieriatç›, gerici, faflist ayaklanma her ne kadar Pir Sultan etkinliklerinde sahnelenmifl ve 33 can›m›z flehit edilmifl ise de, ayaklanman›n amac› demokrasiyi yok etmek, insan haklar› ve eme¤i yok ederek, antidemokratik yönetimlerin ülkemizde egemenli¤ini pekifltirmektir” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan yap›lan semah gösterisinden sonra kitle otobüslerle, Karaca Ahmet Cemevi önüne gitti. Burada oluflturulan kortejler ile Karaca Ahmet Mezarl›¤›’na yüründü. Nesimi Çimen’in mezar› bafl›nda toplanan kitle Sivas flehitleri ad›na bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu. Sayg› duruflundan sonra, Grup Munzur ve Grup Vardiya söylemifl olduklar› türkülerle anmaya kat›ld›lar. Nesimi Çimen’in mezar› bafl›nda yap›lan anmadan sonra kitle bu sefer de Zincirli Kuyu Mezarl›¤›’nda mezarlar› bulunan As›m Bezirci ve Ruhi Su’nun mezarlar›n› ziyaret ettikten sonra sloganlar eflli¤inde otobüslerle semtlerine döndüler. Anma etkinli¤ine Partizan kitlesi de açm›fl oldu¤u “Sivas’›n Katili Patron A¤a Devleti” pankart›yla kat›ld›.

*** ‹HD ‹stanbul fiubesi 2 Temmuz Cuma günü Taksim Gezi Park’ta bas›n aç›klamas› yaparak Sivas katliam›n›n as›l sorumlular›n›n yarg›lanmad›¤›n› belirtti. Saat 20:30’da Gezi Park›’na gelen insan haklar› savunucular› katliam› protesto etmek amac›yla mum yakarak oturdular. ‹nsan haklar› savunucular› ad›na bas›na aç›klama yapan ‹HD Genel Baflkan Yard›mc›s› Eren Keskin “katliam›n birinci dereceden sorumlusu devlettir” dedi. Konuflman›n ard›ndan 5 dakika sessiz oturma eylemi yap›larak katliam protesto edildi. ANKARA Ankara’da 2 Temmuz’da Toros Sokak’ta biraraya gelen kitle, ellerinde Sivas flehitlerinin resimleriyle, Abdi ‹pekçi Park›’na yürüdü. Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i (PSAKD) “Unutmad›k Unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankartla en önde yürürken arkas›ndan KESK, D‹SK, TMMOB, ÇHD, ‹HD ve çeflitli derneklerin yan›s›ra Yeni Demokrat Gençlik, HÖC, ESP, Kurtulufl ve Halkevleri yerlerini ald›lar. Yürüyüfl boyunca ve alanda kitle s›k s›k “Çorum, Sivas, Marafl çözüm faflizme karfl› savafl”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Sivas’›n hesab› sorulacak” sloganlar›n› att›. Yeni Demokrat Gençlik; “Sivas’›n katili patron-a¤a devleti”, “Katillerden hesap sorduk, soraca¤›z” sloganlar› ile dikkat çekti. Abdi ‹pekçi Park›’na gelen kitle devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulundu. Bu s›rada Sivas’ta katledilenler için teker teker isim okunarak kitleden cevab› al›nd›. Mitingde flehit aileleri ad›na konuflan Serdar Do¤an aradan geçen 11 y›la ra¤men ne ac›lar›n dindi¤ini, ne öfkelerin azald›¤›n› ne de Mad›mak yang›n›n›n söndü¤ünü belirterek katillerin Topluma Kazand›rma Yasas› ile serbest b›rak›lmak istendi¤ini söyledi.

Yap›lan di¤er konuflmlarda da Sivaslar›n, Marafllar›n, Çorumlar›n unutulmad›¤›, unutulmayaca¤› vurguland›. Konuflmalar›n ard›ndan sahne alan Ali Asker ise insanlar›n, a¤açlar›n yanabilece¤ini, ama türkülerin asla yanmayaca¤›n› belirterek Sivas flehitlerini and›. ‹ZM‹R ‹zmir’de 2 Temmuz günü biraraya gelen kitle Cumhuriyet Meydan›’nda topland›. Mitingi Alevi-Bektafli Federasyonu organize ederken mitinge Bektafli Platformu, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i fiubesi, Hac› Bektafli Veli Derne¤i, E¤itim-Sen 1 No’lu flube, SES, Siyasi Partiler ve devrimci çevrelerin yan›s›ra ‹HD ‹zmir fiubesi de pankartlar›yla kat›ld›. Buradan Gündo¤du Meydan›’na kadar yürünürken s›k s›k “Sivas’›n hesab› sorulacak”, “Katil devlet hesap verecek”, “Sivas’› unutmad›k, unutmayaca¤›z” sloganlar› at›ld›. Mitingde, NATO’ya karfl› verilen mücadele ön plana ç›kar›larak “Yaflas›n Okmeydan› Direniflimiz”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar at›ld›. Gündo¤du Meydan›’nda katliama iliflkin konuflmalar yap›ld›, müzik dinletisiyle halaylar çekildi ve semah gösterisi yap›ld›. Mitinge yaklafl›k 500 kifli kat›ld›. BURSA 2 Temmuz günü Setbafl› Mafel Kafe önünde toplanan kitle “Sivas’› unutmad›k

unutturmayaca¤›z”, “Sivas flehitleri ölümsüzdür” Kardefl Dernekleri Platformu imzal› pankart açt›. Kortejler oluflturan ve katledilenlerin resimlerini tafl›yan kitle s›k s›k “Sivas’›n katili faflist diktatörlüktür” vb. sloganlar att› ve alk›fllarla Heykel Meydan›’na kadar yürüdü. Kurumlar ad›na bas›n metnini Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Bursa fiube Baflkan› Ali Geçgin okudu. Geçgin “Sivas’ta gerici, fleriatç› ve faflist bir ayaklanman›n provas› yap›ld›. Yaz›lm›fl olan senaryo sekiz saat boyunca devletin ve güvenlik güçlerinin seyirci oldu¤u bir tiyatroda sahnelendi” dedi. Geçgin Irak, Filistin ve Afganistan’da yaflanan iflgale seyirci kalmamak gerekti¤ine de vurgu yapt›. SAMSUN Sivas katliam›n›n 11. y›l›nda Samsun Pir Sultan Abdal Derne¤i 5 Temmuz Pazartesi günü akflam dernekte anma etkinli¤i düzenledi. Dernek Baflkan› Y›lmaz Birdal’›n konuflmas›n›n ard›ndan Sivas’ta Mad›mak Oteli’nde gericilerin atefliyle yanan ayd›n, flair, sanatç› ve semah ekibinden gençlerin isimleri tek tek okunarak foto¤raflar› ayd›nl›¤› temsilen ampullerle ayd›nlat›lan panoya as›ld›. Devam›nda derne¤in gençler semah ekibi semaha durdu. Yafllar› 6-10 aras› olan çocuk semah grubuyla devam eden anma etkinli¤i Grup May›sa Hayk›r›fl’›n müzik dinletisiyle sona erdi.

Seyyar sat›c›lardan oturma eylemi Uzun zamand›r çal›flmalar›na engel olunan; tezgahlar› ellerinden al›nan Eminönü iflportac›lar› 10 Temmuz 2004 tarihinde saat 12:00’de Eminönü Yeni Camii önünde bir araya geldi. Kendilerinin tezgahlar›na ve mallar›na belediye zab›talar›nca el konuldu¤unu anlatan iflportac›lar Belediye Baflkan› Nevzat Er’in tezgahlar› ‘hofl bir görüntü vermemesinden’ yak›narak kald›rt›rken, flimdi o çevrede yaln›z kendi yandafllar›ndan olan bir gruba göz yumdu¤unu söylediler. Her cumartesi günü ayn› yerde bir araya gelen iflportac›lar ad›na aç›klama yapan ‹kbal Ifl›k her seçimden önce belediye baflkan› adaylar›n›n oy telafl›yla kendi yandafllar›na tezgah sözü verme gibi bir hastal›¤›n mevcut oldu¤unu söyleyerek

“fiimdiki baflkan Nevzat Er de seçimden önce verdi¤i sözü yerine getirmek için

bizzat Beyaz›t’ta, Gülhane’de ve Eminönü’nün birçok bölgesinde kendi yandafllar›n›n çal›flmas›na göz yummaktad›r. Emi-

nönü Belediyesinin amac› sorunu çözmek de¤ildir” dedi. Kitle, sorunlar›na vak›f olunmad›¤› ve çözüm getirilmedi¤i taktirde gerekirse açl›k grevi yapacaklar›n› söyleyerek, sonras›nda belediye binas›n›n önüne yürümek istedi. Bu s›rada polis engeline tak›lan iflportac›lar olay ç›kmamas› için “Bask›lar bizi Y›ld›ramaz” sloganlar›n› atarak da¤›ld›. Daha sonra belediye binas›na gelen bir grup yürütmeye itiraz ederek yapt›klar› bilgilendirmede belediyenin zaten hukuk d›fl› davrand›¤›n›, kendilerinin de vergi ödeyerek yasal olarak çal›flabileceklerini, ancak bunun için karfl›lar›na sürekli engel ç›kar›ld›¤›n› vurgulayarak eylemlerinin devam edece¤ini ve çal›flma haklar›n› geri alacaklar›n›

söyledi. 11 Temmuz 2004 tarihinde de Eminönü Yeni Camii önünde toplanan seyyar sat›c›lar ve iflportac›lar tezgahlar›na el konulmas›n› ve iflsiz b›rak›lmalar›n› protesto ettiler. “Biz yoksullar güneflte bile üflüyoruz” diyen ve seyyar sat›c›lar›n sözcülü¤ünü yapan ‹kbal Ifl›k, tek isteklerinin belediyenin kendilerine bir yer vermesi ve çocuklar›n› okutabilmek oldu¤unu dile getirdi. Y›rt›k ayakkab›s›n› gösteren, tedavisi zor olan bir hastal›¤a yakaland›¤› halde tedavi ettiremeyen, ödenmemifl elektrik ve su faturalar›n› göstererek “Biz çocuklar›m›z›n çeteci, h›rs›z olmas›n›n istemiyoruz ancak bizi buna kendileri itiyorlar” diyen seyyar sat›c›lar alk›fllarla oturma eylemi gerçeklefltirdi. Eylemin ard›ndan “Biz sabun köpü¤ü de¤iliz, biz halk›z” diyerek ara sokaklara do¤ru yürüyerek eylem bitirildi. (‹stanbul)


13

39

15-28 Temmuz 2004

E¤itim-Sen kapat›lamaz mücadele, zafer” sloganlar›n› atarken ellerinde tafl›d›klar› ve destek veren di¤er demokratik kitle örgütlerinin imzas›n› tafl›yan “Hepimiz E¤itim-Sen’liyiz”, “E¤itim-Sen kapat›lamaz”, “Eflit, paras›z, anadilde e¤itim” yaz›l› dövizler de dikkat çekiciydi. Bas›n aç›klamas› E¤itim-Sen’in 11 Temmuz’da yap›lacak Ankara eylemine ça¤r›yla sona erdi. (H. Merkezi) E⁄‹T‹M-SEN KAPATILAMAZ E¤itim-Sen hakk›nda aç›lan kapatma davas› üzerine tepkiler devam ediyor.

Anadil üzerine yap›lan onca sözde demokratikleflmeye ra¤men E¤itim-Sen, tüzü¤ünde yapt›¤› de¤ifliklik bahane edilerek kapatma davas›yla karfl› karfl›ya kald›. 1995’te kurulan E¤itim-Sen’e 4688 Say›l› Kamu Görevlileri Sendikalar› Yasas›’n›n ard›ndan Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› taraf›ndan 3 Temmuz 2002’de de¤ifltirilen tüzü¤ü onaylanmadan geri gönderildi. Tüzükte itiraz edilen “Toplumun bütün bireylerinin, temel insan haklar› ve özgürlükleri do¤rultusunda demokratik, laik, bilimsel ve paras›z e¤itim görmesini, bireylerin anadilde ö¤renim görmesini ve kendi kültürlerinin gelifltirilmesini savunur” içerikli maddesinden dolay› Ankara Valili¤i’nin baflvurusu ile kapatma davas› aç›lm›fl, ancak savc›l›k takipsizlik karar› vermiflti. Ancak dava daha sonra tekrar aç›lm›flt›r. E¤itim-Sen ‹stanbul fiubeleri 9 Tem-

muz günü saat 12:30’da Galataray Postanesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. E¤itim-Sen üyelerinin yan›nda bas›n aç›klamas›na E¤itim-Sen’e demokratik mücadelesinde destek vermek isteyen Belediye-‹fl, Tuzla Deri-‹fl, Tez Koop ‹fl, Limter-‹fl, EMEP, TKP, ESP ve Kad›köy Pir Sultan Abdal Derne¤i de kat›ld›. “E¤itim-Sen Kapat›lamaz” yaz›l› pankart açan kitle “E¤itim-Sen kapat›lamaz”, “Yaflas›n demokrasi mücadelemiz” sloganlar›n› s›k s›k att›. Kitle ad›na bas›n metnini okuyan E¤itim-Sen ‹stanbul 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Toprak önceki dava süreçlerinde de k›saca bahsedip kapatma davas› ile ilgili bilgilendirme yapt›. Kitle “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Birlik,

9 Temmuz günü saat 12:00’de E¤itimSen’in kapat›lmas› ile ilgili olarak bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer, KESK Genel Baflkan› Sami Evren’in de kat›l›m›yla gerçekleflen toplant›ya sendikalar, dernekler de destek verdi. Bas›n aç›klamas›nda konuflan Alaattin Dinçer; E¤itim-Sen’in demokrasi güçlerinin umudu oldu¤unu ifade ederek baz› çevrelerin bundan rahats›z oldu¤unu aktard›. Aç›klamaya ‹HD, SES, Haber-Sen, Pir Sultan Abdal vb. pek çok kurum destek sundu.

Esnaf iflyerini terketmeyecek Dükkanlar› Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan mühürlenen ‹skitler esnaf› sorunlar›n›n çözülmesini istiyor. 2 Temmuz günü sabah saatlerinde ‹skitler’in ana caddesinde toplanan bir grup esnaf dükkanlar›n›n mühürlenmesini protesto etti. Dükkanlar›n kapat›larak ‹vedik Sanayi Bölgesi’ne tafl›nmas›n› isteyen Belediye’ye karfl› esnaflar kiralar›n 600-700 milyonu buldu¤unu söyleyerek tepki gösterdiler. Çevik Kuvvet polisinin yo¤un y›¤›nak yapt›¤› ‹skitler’de kendili¤inden geliflen esnaf eylemi, di¤er esnaf›nda dikkatini çekti. “Esnafa uzanan eller k›r›ls›n” slogan› atan esnafa, polis taraf›ndan sorunlar›n›n çözülece¤i söylenerek da¤›t›lmak istendi. Ancak esnaf buradan bafllayarak Sanayii gezdi ve K›z›lay-Ulus yolunu kesti. Yürüyüfl boyunca sloganlar, ›sl›klarla çal›flan esnaf› da eyleme ça¤›ran eylemci esnaflar›n say›s› yola ulafl›ld›¤›nda 2000’i buldu. Yolu trafi¤e kapatan esnaflar “Esnaf burada Gökçek

nerede” sloganlar› att›. Uzun süre burada bekleyen esnaflar polisin yönlendirmesiyle yolun bir taraf›ndan Esnaf Odas›’na yürüdü. Büyükflehir Belediye Baflkan› Melih Gökçek’le görüflmek üzere heyetin gönderilmesi ile eylem sona erdi. Ertesi gün Balgat’ta bulunan AKP binas› önünde toplanan yaklafl›k 3000 esnaf öfkesini hayk›rd›. “Gökçek flafl›rma, sabr›m›z› tafl›rma”, “Vur vur inlesin Melih Gökçek dinlesin” sloganlar› atan esnaf baflbakanla görüflen heyeti bekledi. Heyet ise “sorunlar›n çözülece¤ini” söyleyerek esnaf›n tepkisini dizginlemeye çal›flt›. Gökçek ise yapt›¤› aç›klamada geri ad›m atmayaca¤›n› söyledi. Esnaf›n tepkisi Erdo¤an’›n, Gökçekle görüflerek, ortak yol bulunaca¤› aç›klamas›yla sürdürüldü. Kendili¤inden geliflen esnaf eylemi siyasal bir önderli¤in olmamas› yüzünden egemenler taraf›ndan kontrol alt›na al›nabiliyor. Esnaflar›n yaflad›¤› s›k›nt›lar›

kendi dillerinden ö¤renmek amac›yla bir röportaj gerçeklefltirdik; Kemal Usta: Burada ifllerimiz iyi. Benim dükkan›m oto kaporta, müflteriyi toparlamak için 30 sene geçti. Yeni bir yere tafl›nd›¤›m›z da müflterimizi zor toplar›z. Masraflar›m›z çok, 4 çocuk okuyor. Buradan 5 kifli ekmek yiyiyor. 31 y›ld›r bu ifli yap›yorum. 15 senedir buraday›m. Bu bölge zenginlere peflkefl çekiliyor, servisler kald›r›lm›yor. fiehir merkezinde sanayi yasaklanm›fl, ifl merkezi yapmak istiyorlar. Esnaf Odas›’n›n bize bir faydas› yok, 33 tane dükkan› var, tabi buran›n kalkmas›n› istiyor. Çünkü büyük geliri var. Bize 1 ay süre verdiler sonra dükkanlar›m›z› mühürleyecekler. Zenginlere 4 ay veriyorlar, gariban esnafa 1 ay. Sanayide kiralar 600700 milyon civar›nda. Ayr›ca 30004000 dolar depozito istiyorlar. Esnaf›n ço¤u periflan olacak. Çözüm olarak yapt›¤›m›z eylemi tekrar yapabiliriz. Esnaf Odas›, konuflmalar›m›za, direnifllerimi-

E⁄‹T‹M EMEKÇ‹LER‹N‹N D‹REN‹fi‹ SÜRÜYOR E¤itim-Sen hakk›nda aç›lan kapatma davas›n› protesto etmek amac›yla Türkiye’nin dört bir yan›ndan Ankara’ya gelen e¤itim emekçileri K›z›lay Meydan›nda oturma eylemi yapt›. Eylemlerine Güven Park’ta devam etmek isteyen sendika üyeleri polisin kurdu¤u bariyerle karfl›laflt›. 11 Temmuz pazar günü ülkenin pek çok ilinden gelen e¤itim emekçileri sabah saatlerinde Ziya Gökalp Caddesindeki E¤itim-Sen 1 No’lu fiubesinin bulundu¤u binan›n önünde topland›. Buradan Güven Park’a yürümek isteyen e¤itim emekçileri polis panzerleri ve çevik kuvvet ekipleriyle karfl›laflt›. ‘’E¤itimsen kapat›lamaz’’ pankart› açan E¤itimSen’liler ara sokaklardan geçerek YKM ile Güven Park aras›ndaki kesimde topland›. Burada, “Yaflas›n demokrasi mücadelemiz”, “E¤itimciyiz çete de¤il”, “AKP halka hesap verecek” vb sloganlar›n› att›lar. Polisin Güven parka almamas› üzerine E¤itim emekçileri Milli Müdafa Caddesinde ve Gazi Mustafa Kemal Bulvar›nda oturma eylemi yapt›. E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaattin Dinçer yapt›¤› aç›klamada 13 Temmuz’daki duruflmaya kadar eylemlerinin devam edece¤ini bildirdi. Dinçer, kapatma davas›n›n hukuki siyasi oldu¤unu belirtti. E¤itim emekçileri geceyi ve 12 Temmuz Pazartesi gününü Yüksel Caddesinde oturma eylemlerine devam ederek geçirdiler. Oturma eylemi s›ras›nda s›k s›k ‘’E¤itim-Sen kapat›lamaz’’ slogan›n› atan E¤itim-Sen’liler kendilerine gönderilen mesajlar› okuyup hep birlikte halaya durdular (Ankara)

ze gelmiyor. Gariban esnafa yard›mc› olsunlar, bize dükkan versinler. Hüseyin Yalç›n: Kaporta-boya yap›yorum. 79 y›l›ndan beri buraday›m. Gün geçtikçe ifller kötüye gidiyor. Teknoloji ilerledi¤i için ifller servise gidiyor, tabi esnaf ifl yapam›yor. Burada 100 milyon kira veremeyen esnaf, orada 600-700 milyonu nas›l verecek? 30004000 esnaf var. Bunlardan ancak 1000’i gidebilir. Di¤erleri gidemez. Herhangi bir çözüm söylenmiyor, “siz tafl›n›n nakliyeyi biz verece¤iz” diyorlar. Her esnaf eflyas›n› kendisi tafl›yabilir. Çözüm bu de¤il. Yeniden bir sanayi sitesi kurulsa da herkes kendi dükkan›n› kursa daha farkl› olur. Seçimlerden önce gelip söylemifllerdi. Seçim yaklafl›nca vazgeçtiler. Sonra tekrar bafllad›. Bu kadar büyük yeri ne yapacak? Belediye özel flirketlere vermifl. Burada herkesin tapulu arazisi var. Kirayla geçinen insanlar var, onlarda aç kalacak. Esnaf Odas› da esnaf›n hakk›n› korumuyor. Baflkan, belediye baflkan›n›n yan›nda avukata gidip, yaflananlar› anlatmam›z gerekiyor. Yukar›daki “hale” bir fley yapam›yor, gücü bize yetiyor.


14

15-28 Temmuz 2004

39

Yeni Halk Ordusu sözcüsü “Ka Roger” ile bir karfl›laflma-2 Yay›mc› Dante A. Ang Manila Times, 9 Haziran 2004

Ka Roger Komünizmin zaman›n›n geldi¤ine ve “zaferin” ellerinde oldu¤una inan›yor. Filipinlilerin özgür olaca¤›; yabanc› güçlerin ve özel ç›kar gruplar›n›n emirlerinden özgür; kendi kaderini çizmekte özgür; zenginler, güçlüler ve çürüme taraf›ndan üzerlerindeki adaletsiz y›¤›ndan; ve açl›ktan özgür olaca¤› günün hayalini kuruyor. KA ROGER’‹N AMAÇLARI Sadece 1.55 boyundaki Ka Roger, akranlar›n›n sayg›s›na hakim bir durumda. O konuflurken, dinleyememezlik yapamazs›n›z. Derinli¤e sahip. Sonuçta kendisi Parti sözcüsü. Saat 4.00’ü biraz geçiyordu. Hava hala ayd›nl›kken röportaj için televizyon kameras›n› kurmaya bafllad›k. On saatlik bir röportaj için kaset getirmifltik. Röportaj›n ilk k›sm›n› bitirdi¤imizde saat 6.00’y› geçiyordu. Karanl›k çökerken, akflam yeme¤i için kulübeye gittik. Yemek masas›n› iki gaz lambas› ayd›nlat›yordu. Ka Roger, bizi getiren James ve iki Yeni Halk OrdusuYHO savaflç›s›, bir baflka silahl› YHO savaflç›s› ve kad›nlarla birlikte akflam yeme¤ini yedik. ... (Sabah uyand›¤›mda) Ka Roger, kulübeden birkaç metre ileride, bir mango a¤ac›n›n alt›nda cep telefonuyla bir sabah spikeriyle konuflmakla meflguldü. Güvenlik müfrezesi sabah ifllerini yap›yordu. Bunlardan biri kahvalt› için m›s›r kaynat›yordu. M›s›r› yedim ve adeta flok oldum. Öylesine

Filipinler Komünist Partisi-Yeni Halk Ordusu’nun sözcüsü Gregoria Rosal (Ka Roger) ile yap›lan bu röportaj, Manila Times’da 9 Haziran 2004’te üç bölüm halinde yay›nland›. Röportajda yer alan özel görüfller yazara aittir. Önceki say›m›zda ilk bölümünü yay›nlad›¤›m›z bu röportaj›n son bölümünü k›saltarak sunuyoruz.

sertti ki, çi¤nemek için büyük çaba gerektiriyordu. Yine de gerillalar, hiçbir hoflnutsuzluk, tereddüt göstermiyorlard›... Benim, m›s›r›ma dokunmad›¤›m› fark etmifl olmal›lar. YHO ile birlikte geçirdi¤im iki gün bir gece öncesine kadar yoksullu¤u bildi¤imi düflünüyordum. M›s›r›m› bitiremedi¤im için çok utand›m. Ama beni anlad›klar›n› tahmin ettim. Ka Roger ile röportaj haz›rl›klar›n› mümkün oldu¤unca erken bir saatte tamamlamaya karar verdik. Kampta bir gece daha uykusuz ve “hofl geldin komitesinden” sivrisineklerle geçirmeye dayanabilece¤imi sanm›yordum. Çok sert, taze bir salabat’tan (zencefil çay›) sonra Ka Roger ile röportaja kald›¤›m›z yerden devam ettik. Salabat’› fazla sert ve çok tatl› sevdi¤ini söyledi. Böylesine hofl ve düzenli bir insan için çok uygun bir seçimdi do¤rusu. Ka Roger, YHO’nu “mevcut hükümetin seçim yöntemiyle” ayr› tutmaya dikkat ediyordu ve tutarl›yd›. Kendilerini ayr› ba¤›ms›z bir hükümet olarak kabul ediyorlar. Hükümetle sürdürdükleri görüflmeler sayesinde ülkede ço¤unlukla da k›rsal bölgelerde sa¤lam bölgelerin kontrolü için savaflç› bir konum elde etmifllerdi. Bir “Devrimci” olarak seçimlerin ülkede bir de¤ifliklik getirebilece¤ine inanm›yorlar. Onlara göre, meydana gelecek tek de¤iflim hükümeti sürdüren kifli veya liderlerin de¤iflimi olacakt›r. Ka Roger, Birleflik Devletler taraf›ndan atand›ktan sonra kimin Baflkan olaca¤›n›n önemli olmad›¤›n›; bunun sonuçta Amerikal›lar›n kumandas›nda olaca¤›n›, çünkü hala ekonomik olarak ba¤›ml› oldu¤umuzu söyledi. “SELF-SERV‹S DEMEÇLER” Ekonomik gücü kullanan, politik gücü

de kullan›r. ‹flte bu yüzden Ka Roger’e göre Amerikal›lar taraf›ndan bize politik ba¤›ms›zl›k verilse de, ülke ekonomik olarak onlar taraf›ndan kontrol edilecektir. YHO, seçimlerin anlaml› bir de¤ifliklik getirebilece¤ine inanm›yor. Ayr›ca seçimler s›ras›nda öylesine çok para harcand› ki, Ka Roger bu harcamalar›n ekonomiye daha da dibe bat›raca¤›ndan korkuyor. Daha da kötüsü, kazanan politikac›lar›n kampanya harcamalar›n› seçimlerin hemen ard›ndan halktan ç›karaca¤›n› söyledi. Ka Roger, “halk yanl›s› ifllerin sesi” olarak tan›mlad›¤› Baflkan Yard›mc›s› Teofisto Guingona Jr. için hayranl›k dolu sözler sarf etti. Ka Roger, politik sistemin onu, ulusalc› bak›fl›n› yaflama geçirmesini engelledi¤ini, çünkü hükümettekilerin ço¤unlu¤unun halk karfl›t› oldu¤unu söyledi... Ka Roger’a göre “ac›nacak haldeki” ifladamlar›n›n ço¤unlu¤u Fernando Poe Jr’› destekliyor. Bunu kamuoyuna aç›klayam›yorlar ancak, onlar›n Poe’nun arkas›nda olduklar› gün gibi aç›k. YHO, her ne kadar Poe’nun kendi inançlar› oldu¤unu düflünse de, onun patronlar›n›n emirlerini cesaretle karfl›lay›p karfl›layamayaca¤›n›, kendi bak›fl›n› onlara zorla kabul ettirip ettiremeyece¤ini ve Guingona’n›n tavsiyelerinin önemsenip önemsenmeyece¤ini görmek ilginç olacak. Ka Roger, baflbakan›, ülke için karar al›rken vicdan›n›n sesini dinlememekle suçluyor. Kendisini iktidara getiren çiftçilere, ö¤rencilere ve çeflitli örgütlerine verdi¤i sözleri yerine getirmede baflar›s›z oldu¤unu söyledi. Herhalde, Baflkan Estrada’n›n taht›n› b›rakmaya zorland›¤› zaman verdi¤i EDSA 2 sözünü ima ediyordu. Ka Roger, örgüte girdi¤inde koyu bir Katolik’ti. Fakat daha Batangas’ta ö¤renciyken dahi, baz› sorulara yan›t ar›yordu. ‹sa Mesih, Mao Zedung ve komünistlerin ö¤retileri aras›ndaki fark› ö¤renmek istiyordu. Her iki ö¤retide de komflu sevgisi ve ülkenin ç›karlar›na hizmet etmede bir fark olmad›¤›n› söylüyordu. Ka Roger, komünistlerin tanr›s›n›n halk oldu¤unu kabul ediyor. Harekete geçmeye bir kez karar veren halk› hiçbir fley durduramaz, diyen Ka Roger, Çin, Vietnam ve Filipinler (EDSA 1 ve 2) örneklerine iflaret etti. Onlar› terörist, insan kaçakç›s›, zorba ya da baflka bir fley olarak adland›rabilirsiniz. Fakat onlar kesinlikle kad›n peflinde koflan zamparalar de¤iller. Asl›nda onlar çok disiplinliler. YHO’nun kurallar› alt›nda bir adam›n yaln›z bir tane efli olabilir. Bekarlar›n birden fazla k›z arkadafl› olamaz. Flört ederken de YHO’na mensup erkekler, belli kurallar› yerine getirmekte. ‹lk olarak örgüt, kad›n›n geçmiflini soruflturuyor: ailesini, e¤itim durumunu, politik e¤ilimini, dinsel inançlar›n› ve YHO’nun di¤er ilgilendi¤i konularla ilgili bilgileri.

Parti müstakbel k›z arkadafl›n ya da eflin politik inançlar›n› paylaflt›¤›ndan emin oluyor en az›ndan. Bir yoldaflla evlendi¤inde bir problem yaratmayaca¤›n› gözetiyor. Her fley bir kez netlefltirildikten sonra, Parti yoldafl›na iliflkinin sürmesi için yard›mc› oluyor. Kendi bafllar›na yoldafllar o kad›nla konuflabilir, kalbini kazanmak için her fleyi yapabilir. Muhtemelen bu nedenle, kad›nlar›n ço¤unlu¤u evlendikten sonra örgütün üyesi olmakta. Hepsi olmasa da kad›nlar›n baz›lar› evlendikten sonra da¤larda ya da “savafl bölgesinde” efllerine kat›lmakta. Ayr› olan efllerin y›lda en az bir kez ya da y›ll›k tatillerde görüflmelerine izin veriliyor. Koflullara ba¤l› olarak, erkek eflini ziyaret edebilir ve ço¤unlukla da kad›n ve çocuklar›n, eflin bulundu¤u kampta kalmas›na izin verilir. Ka Roger, iflte bu yüzden, kad›n›n müstakbel eflinin inançlar›n› paylaflmas›n›n önemli oldu¤unu aç›kl›yor. Aksi takdirde iliflkilerin bozulmas› ve kad›n›n kocas›n› ele verme riski yüksek bir ihtimal olmaktad›r. Parti, üyelerinin güvenli¤iyle ilgilenmektedir ve aflk› u¤runa kendi üyelerinin yaflamlar›n›n tehlikeye girmesini istemez. Dahas›, baz› noktalarda, çocuklar› dahi a盤a ç›kmaktan ya da yetifltirmeden kaynakl› FKP’ye kat›lmakta. “KURAL KURALDIR” Örne¤in, Ka Roger’in 23 yafl›ndaki en büyük k›z› da YHO’nun bir üyesi. O da anne babas› gibi aktif bir örgütçü. Fakat babas›, o ne zaman bir seferberli¤e kat›lsa endifleleniyor. E¤er Parti liderleri bir kad›n›n bir yoldafl için efl ya da k›z arkadafl olarak uygun bulmazsa ne olur? Ka Roger bu soruyu flöyle yan›tl›yor: “Kural kurald›r. Herkes riayet eder. Parti üyeleri Parti taraf›ndan uygun görülen kad›nlarla beraber olabilir.” Örne¤in James hala bekar. Eski k›z arkadafl› baflka bir adam için onu terk etmifl. Bundan sonra dahi piflmanl›k duymuyor. Parti’nin iznini kazanan bir baflka kad›nla karfl›lafl›ncaya kadar bekliyor. O, Parti liderlerinin sonsuz akl›na inan›yor. Onun davaya ba¤l›l›¤› ve sadakati mutlak görünüyor. James, Parti ne derse onu yap›yor. Kiflisel ç›karlar›ndan önce Partinin ç›karlar›. E¤er’ler, Ama’lar yok. Orta yol yok. Ka Roger, Partinin kendisine bakt›¤›n› söyledi. Üyelerin ayl›k maafl› yok. Parti onlar›n beslenmeden, sa¤l›¤a, çocuklar›n›n okul taksitine kadar kiflisel ihtiyaçlar›yla ilgileniyor. Neye ihtiyaçlar› varsa, Parti karfl›l›yor. Onlar lüks içinde yaflam›yorlar ancak yeterinden fazlas›na da sahipler. Bu yüzden flikayetçi de de¤iller. Ayr›ca basit zevkleri var. Ka Roger, s›k› ekonomik koflullar nedeniyle, üyelerin çocuklar› için e¤itim deste¤i geçici olarak her aileden bir çocukla s›n›rland›r›ld›¤›n› söyledi.


39 PART‹’N‹N GÜNDEM‹ Ka Roger’e göre, Parti ekonomik ve politik de¤iflimleri yaflama geçirecek, somut bir hükümet program› sunmufltur. Öncelikle sosyo-ekonomik reform ve ard›ndan politik ve anayasal reform. Filipinler Ulusal Demokratik Cephe çok fleffaft› ve hükümet görüflme grubuna kendi pozisyonunu sundu. Demokratik Cephe, problemlerin kökeni hedef al›nd›¤› müddetçe uzlaflmaya aç›k durmakta. Gündemin sabit konular›ndan biri, AFP ve PNP karfl›s›nda FUDC’nin silahl› bölümü ve YHO’na iliflkin. Ka Roger ayr›nt›ya girmedi. Ancak zannediyorum ki, O FUDC ile hükümet aras›nda bar›fl gerçeklefltirilirse YHO’nun gelece¤ine iliflkin endifleli. Silahlar›n b›rak›lmas›, yerel komünistler aç›s›ndan tart›fl›lamaz bir konu. Bununla birlikte AFP ve PNP’ye entegrasyon çok uzak bir ihtimal. Uluslararas› yasalara göre Karfl›l›kl› ‹nsan Haklar›na Sayg› Anlaflmas› Baflkan Estrada’n›n döneminde sonuca ulaflt›r›lm›flt›. Ka Roger bu anlaflman›n hükümet ve FUDC taraf›ndan onaylanmas›na ra¤men hükümetin reddetmesini k›n›yor. ORTAK ‹ZLEME BÜROSU Hükümet tüm insan hak ihlallerini izleyecek bir ortak izleme komitesi kurdu. Birçok ihlale karfl›n hükümet harekete geçmedi. (Hükümet ve FUDC geçti¤imiz hafta FUDC’nin k›demli üyesi Fidel Agcaoili’nin refakatinde ortak bir izleme bürosunu oluflturdu.) FUDC, hala ortadan kald›r›lmaya ya da de¤ifltirilmeye ihtiyac› olan Markos yasalar›n›n gözden geçirilmesini bekliyor. Ka Roger ayr›ca, hükümetin say›lar› 200 civar›ndan oldu¤unu söyledi¤i politik tutsaklar›n serbest b›rak›lmas›n› reddetmesini de k›n›yor ve hükümetin 2001’de onlar› serbest b›rakaca¤›na dair verdi¤i sözü hat›rlat›yor. Bunun bir parças› olarak YHO da kolayl›kla serbest b›rakabilece¤i iki politik tutsa¤› elinde tutuyor. Hükümetin tek yapaca¤›, FUDC görüflme grubuna konuyu görüflece¤ine dair bilgilendirmek. Ka Roger, YHO’nun iki askeri serbest b›rakmak için hükümetten karfl›l›k olarak bir fley istemedi¤ini söyledi. Hükümetin onlar›n serbest b›rak›lmas›n› istedi¤ini FUDC’ye bildirmesiyle tutsaklar›n b›rak›laca¤›n› tekrarlad›. Bu iki tutsak hakk›nda hala karara ba¤lanmam›fl bir dava bulunsa da, FUDC görüflme grubu onlar›n özgürlüklerini talep ederse YHO yarg›lamay› iptal edecek ve onlar› serbest b›rakacak. DEVR‹MC‹ “VERG‹LER” Kampanya ‹zin Ücreti, May›s seçimlerinde s›cak bir konu haline gelmiflti. Yerel konumlara aday birçok kiflinin YHO’nun etkisi ya da kontrolü alt›ndaki bölgelerde kampanya yapmalar›n›n engellendi¤i ifade ediliyordu. Baz› adaylar ücret ödemeyi reddetti¤i için pusuya düflürüldü. Ka Roger ücret talebini hakl› ç›karmaya çal›fl›yor. Gerçekçi olarak flu anda iki hükümet oldu¤unu söylüyor. Birisi gerici, kukla hükümet; di¤eri Komünist Parti’nin liderlik etti¤i, 30 y›ll›k silahl› mücadeleyle do¤an devrimci hükümet. Bir hükümetin çal›flmas› için paraya ihtiyaç oldu¤unu söylüyor. YHO’nun ifla-

15 damlar›ndan ve politikac›lardan toplad›¤› “vergiler” hükümetin bürokratik ifllerini sürdürüyor, kesinlikle hükümete karfl› gerilla kampanyas› yürütmenin giderlerini de¤il. Ka Roger, Komünist Parti’nin ayr› bir hükümet oldu¤unu söylüyor ve bu yüzden kontrolü veya etkisi bulundu¤u bölgelerde halk› ve ifladamlar›n› vergilendirmeye hakk› vard›r diyor. YHO’nun eflk›yadan baflka bir fley olmad›¤› suçlamalar›n› gülerek geçifltiriyor. Fakat, e¤er onlar eflk›yaysa da halk için kurumlar oluflturanlar›ndan diyor. Onlar “seçmenlerine” ücretsiz e¤itim ve t›bbi hizmet veriyorlar. YEN‹ HALK ORDUSU OKULLARI Onlar›n da okullar› var. Fakat onlar›nki ö¤rencilerin 6 y›ll›k ilkokul, 4 y›ll›k lise ve 4 y›ll›k üniversiteye devam ettikleri düzenli okullardan oldukça farkl›. Onlar›n okullar› haftalar sürüyor. Okullar k›salt›lm›fl ve ard›fl›k de¤il. Ö¤rettikleri konular daha pratik ve daha çok da politik sorunlar›n anlafl›lmas› ve halk›n haklar›yla ilgili. Ö¤renciler mezun olup diploma da al›yorlar. Ka Roger, YHO’nun “t›p okulundan” oldukça gurur duyuyor. T›p ö¤rencilerine cerrahi operasyonlar, bulafl›c› hastal›klar›n ve di¤er rahats›zl›klar›n tedavisi gibi temel konular›n ö¤retildi¤ini söylüyor. Ayr›ca halka sosyal yard›mlar›n›n bir parças› olarak çeflitli barangay’larda (yerleflim yeri) t›p ve difl hekimli¤i görevlerini de yürütüyorlar. Üyelerine t›pla ilgili temel bilgilerin ö¤retilmesi flafl›rt›c› de¤il. YHO hükümetle savafl içinde ve hastal›klar› ve yaralanmalar› tedavi etmek için t›p personeline de ihtiyaç duyuyorlar. Bunun yan›nda e¤er gerillalar t›bbi bilgilerini kendi yollar›na çekmek için kullansalard› da flafl›rmazd›m. Bu, halkla paylafl›m› sa¤l›yor onlara. Bu gerçekten de YHO propaganda araçlar›n›n önemli bir parças›. Ka Roger, devrimci vergiyi ödemeyi reddedenlerin disiplin eylemleriyle karfl› karfl›ya oldu¤unu söyledi. Ancak YHO’nun para ödemeyi reddedenlerin yaflamlar›n› tehdit etmedi¤ini söyledi. Baflka yöntemler oldu¤unu söyledi ancak ayr›nt›ya girmedi. ALTERNAT‹F HÜKÜMET Parti, k›rsal kesimde 128 gerilla cephesinde kendi alternatif hükümetini kurmufl

durumda. Ka Roger “bunlar küçük yerler olabilir ancak devrimci bir hükümet olarak k›rsal kesimdeki etkileri, bir bütün olarak ele al›nd›¤›nda etkili oluyor” diyerek övünüyor. YHO taraf›ndan kontrol edilen ya da etkisi alt›nda bulunan bölgelerde paralel bir hükümetin oldu¤undan söz ediyor. YHO, hükümetini barangay konseylerini ve eyalet hükümetini dikkate almayarak yürütüyor. Ka Roger’a göre gençlik, barangay ya da eyalet hükümetinden çok devrimci komiteyi tan›yor. 128 devrimci cephenin baz›lar›nda demokratik hükümetler kurulmufl veya en az›ndan demokratik bir hükümetin tohumlar› ekilmifl durumda. Ka Roger’a altyap› olmaks›z›n bir hükümetin olamayaca¤›ndan bahsettim. YHO’nun davas›nda altyap›y› görmedi¤imi söyledim. Benimle ayn› fikirde de¤ildi. Yap›y› kuran›n halk›n kendisi oldu¤unu söyledi. Onlar barangaylar içinde birimler oluflturuyorlar; silahl› birimler ve hükümet birimleri. En düflü¤ü, barangay konseyine benzeyen; herkesin (çiftçi, gençlik, kad›n ve orta güçlerden temsilcilerin) temsil edildi¤i barrio devrimci komiteleri. Bu komiteye, bilgi düzeyine göre seçilmifl bir baflkan liderlik yap›yor. Ka Roger, halk oldu¤u müddetçe yap›n›n da olaca¤›n› söylüyor. Fakat kontrol alt›ndaki barangaylarda ordu ya da polis ne zaman sald›r› bafllatsa YHO’nun gizlendi¤ini kabul etti. Asker ya da polis bölgeyi terk etti¤inde “demokratik” faaliyetlerine devam ediyorlar. Ka Roger hükümetin bu “sald›r›lar›ndan” etkilenmiyor. Ço¤unlukla bu sald›r›lar›n ya da “takip” operasyonlar›n›n, komutanlar›n kendilerine çok büyük bütçe alabilmek için bafllat›ld›¤›n› ifade ediyor. Ka Roger ayr›ca maafllar› bedenlerini ve ruhlar›n› bir arada tutmaya yeten baz› dost askerlerden YHO’nun silah temin etti¤ini iddia etti. Komite üyeleri seçimle iflbafl›na geliyorlar. Ancak bafllang›çta eski gelenekler ortadan kalk›ncaya kadar komite yetkilileri atanacak. DEMOKRAT‹K HÜKÜMET Fakat atanm›fl yetkililerin görevden al›nmas›n›n da yolu var. YHO demokratik bir hükümetin kurulmas›nda bir dizi kurala sahip. Komite yetkilileri sadece ilerici ola-

15-28 Temmuz 2004 rak kabul edilen bölgelerde gizli oylamayla seçiliyorlar. Daha az ilerici bölgelerde, yetkililer el kald›rma yöntemiyle seçiliyorlar. Ka Roger, YHO’nun uzak yerlere da¤›lm›fl ve hükümetin varl›¤›n›n zor hissedildi¤i barangaylarda örgütlenmeye bafllad›¤›n› söyledi. Onun örgütlü çabalar› art›k yoksul barangaylarla s›n›rl› de¤il. YHO flimdi flehirlerde, fabrikalarda, okullarda ve hatta kiliselerde örgütlenebiliyorlar. Ka Roger baflar›lar›n›n, hükümetin ihmaline dayal› oldu¤una inan›yor. Gerilla cephelerindeki barangaylarda oturanlar örgütlenmifl durumda ve onlara haklar› ö¤retilmifl. Propaganda ya da de¤il; Ka Roger Komünizmin zaman›n›n geldi¤ine ve “zaferin” ellerinde oldu¤una inan›yor. Filipinlilerin özgür olaca¤›; yabanc› güçlerin ve özel ç›kar gruplar›n›n emirlerinden özgür; kendi kaderini çizmekte özgür; zenginler, güçlüler ve çürüme taraf›ndan üzerlerindeki adaletsiz y›¤›ndan; ve açl›ktan özgür olaca¤› günün hayalini kuruyor. Onunla ayn› fikirde olmayabilirsiniz; politik görüfllerini ifade ederken ve ideolojisini bize kabul ettirirkenki devrimci (baz›lar›na göre terörist) taktikleri için ondan nefret edebilirsiniz; fakat onun hayalleri ve amaçlar› iflsiz, e¤itimsiz, t›bbi yard›mdan yoksun hasta ve adaletsizli¤in kurbanlar›n›n yüre¤inde yank›lanmakta. Ona terörist, insan avc›s›, zorba, devlet düflman› diyebilirsiniz; fakat bir ço¤umuz gibi Ka Roger da bar›fl› arzuluyor, onurlu bir bar›fl›.

Onunla ayn› fikirde olmayabilirsiniz; politik görüfllerini ifade ederken ve ideolojisini bize kabul ettirirkenki devrimci (baz›lar›na göre terörist) taktikleri için ondan nefret edebilirsiniz; fakat onun hayalleri ve amaçlar› iflsiz, e¤itimsiz, t›bbi yard›mdan yoksun hasta ve adaletsizli¤in kurbanlar›n›n yüre¤inde yank›lanmakta.


15-28 Temmuz 2004

16

39

NATO karfl›t› süreç... NATO ve Bush Karfl›t› Birlik üzerine

“Uyku yok. Öç Alana Kadar Uyuyamay›z” Amerikal› gazeteci Mark Danner Irak’ta direniflin sembolü olan Felluce’ye girerek direniflçilerden birine burada direnen as›l güçlerin kimlerden oldu¤u sorusunu sorar. Sordu¤u soruya ald›¤› yan›t flu olur; “Kap›lar›n›n yabanc›lar taraf›ndan k›r›lmas› Felluceliler için utançt›r. Sokakta kad›nlar›n›n üstlerinin yabanc›lar taraf›ndan aranmas› utançt›r. Yabanc›lar›n bir erke¤in kafas›na çuval geçirmesi, onu yere yat›r›p üstüne basmas› utançt›r. Anl›yor musunuz; bunlar tüm kabile için çok büyük utançlard›r. O adam›n, o kabilenin görevi, bu askerden öç almakt›r; onu öldürmektir. Görevleri, bu askerlere sald›r›p utançtan ar›nmakt›r. Utanç kirli bir lekedir, y›kanmas› gerekir. Uyku yok. Öç alana kadar uyuyamay›z. Askerler öldürülmelidir.” Kritik geliflmelerin yafland›¤› Irak topraklar›nda ABD iflgaline karfl› Felluce baflta olmak üzere ülkenin her köflesinde süren onurlu direnifl, devam ediyor. Ebu Garib Hapishanesi’nde yaflanan vahfletin foto¤raflar› dünya kamuoyunun gündemine girdi¤inde herkes bu vahfletin anlam›n› ve nedenini sordu, kendince yorumlar yapt›. ‹flgalin s›n›r tan›maz hukuksuzlu¤unun yan›s›ra bu iflkencelerin nedeni, yukar›da Felluceli direniflçinin verdi¤i yan›tta as›l anlam›n› bulmaktad›r. ABD’nin Irak’a ilk sald›r›s›n›n ard›ndan bugüne dek yaflanan geliflmeler, gerek dünya gerekse de ülkemiz co¤rafyas› için üzerinde durulmas› gereken ve en önemlisi de sonuçlar ç›kar›lmas› gereken konular aras›ndad›r. Çünkü emperyalizmin sald›rgan politikas›na karfl›, Irakl› direniflçilere yan›t ve ses verilmesi anlam›nda ülkemizden de bir ses ç›karmak görevi ile yüzyüzeyiz.

laflman›n ülkemiz topraklar›na yans›y›fl› kendini bu biçimde bir kez daha somutlad›. Koordinasyon ise merkezindeki diri dinamiklerle “Irak’ta ‹flgale Hay›r Koordinasyonu” olarak yoluna devam etti. ‹flgale yönelik yap›lan eylem ve etkinlikler NATO Zirvesi’nin gündeme oturmas›yla yerini 28-29 Haziran tarihlerinde yap›lacak NATO Zirvesine yönelik eylemlere kayd›rd›. Koordinasyon “daralan” bilefleniyle bu sürecin gö¤üslenmesinde önemli bir rol oynayaca¤› gerçe¤ini asl›nda ortaya koydu. Çekirdek ve ana gücünü devrimcilerin oluflturdu¤u bu birliktelik sürece yön verecek kararlar›n al›nmas›nda ve tart›flmalar›n yürütülmesinde bugünkü görece güçlerinin zay›fl›¤›na ra¤men önemli rol oynam›flt›r. Koordinasyonun devam etti¤i dönemde NATO sürecini daha kitlesel ve güçlü karfl›lama anlay›fl›ndan hareketle NATO ve Bush Karfl›t› Birlik kuruldu. Küreselleflme karfl›tlar›ndan, Anarflistlere, sendikalardan, reformistlere ve devrimcilere kadar uzanan bu genifl birliktelik bu dönem boyunca olumlu ad›mlar atarak NATO sürecine karfl› tepkinin örgütlenmesinde çaba sarf etmifltir. Bir dizi yan›yla tart›flmaya ve de¤erlendirmeye muhtaç olan bu birlikteli¤in ilk tart›flmalar› ve sorunlu olan yan› ismi idi. Bush ile s›n›rland›r›lm›fl bir tepkinin örgütlenmesi ve tepkinin bu tarzda ifade edilmesi do¤ru olarak tan›mlanacak bir durufl de¤ildi. Ancak bunu bir ilke sorunu haline getirerek bu genifl birlikten çekilme ya da ayr› bir saf oluflturma tutumunun biz komünistlerin tutumu olamayaca¤› gerçe¤inden hareketle konuya iliflkin düflünceler ifade edilmifl ve süreç, bu tart›flmalarla birlikte bafllam›fl oldu.

IRAK’A SALDIRI ÖNCES‹ BAfiLAYAN SÜREÇ Biraz geriye dönüp de¤erlendirirsek; ABD sald›r›s›n›n gündeme geldi¤i dönemde ülkemizde de bir sürecin bafllat›lmas› anlam›nda “Irak’ta Savafla Hay›r Koordinasyonu” olarak adland›r›lan ve genifl bir yelpazeyi kapsayan bir eylem birlikteli¤i kuruldu. Koordinasyon bu s›cak dönemlerde önemli eylemler gerçeklefltirdi. Yap›lan miting ve gösteriler bu dönemde tarihe düflülen anlaml› ve onurlu notlard›. Ancak bu hareketlilik bir döneme kadar devam etti. Bu dönem de Saddam’›n devrildi¤i ve fiili iflgalin bafllad›¤› dönemdi. Uzun erimli bir mücadelenin de sinyallerini içeren bu dönem bir anlamda yol ayr›m›n› da kaps›yordu. ‹flgalin uzun sürece¤i, bu anlamda verilecek mücadelenin uzun ve çetin olaca¤› gerçe¤i saflaflman›n zeminini oluflturan temellerden biri idi. Bu aflamadan sonra baflta ÖDP olmak üzere Sosyal Forumcu, sivil toplumcu anlay›fla sahip birçok kesim bu saflaflmada yerini belirleyerek Koordinasyon’dan çekildi ya da çekilmeye dahi gerek duymaks›z›n pratikte ortadan “kayboldular”. Dünya çap›nda yaflanan bu kaç›n›lmaz saf-

HERKES KEND‹ ZEM‹N‹ ÜZER‹NDEN “B‹RL‹K’TE” OLDU Birlikte hareket noktas›nda “muzdarip”lik elefltirisine yan›t ve devrimci dayan›flman›n ve sürecin itici gücünün ancak devrimcilerin ortak hareketiyle sa¤lanaca¤›n›n en güzel örne¤i 1 Nisan tarihi ertesinde ortaya konulan pratikle gösterildi. Çeflitli demokratik kurumlar›n faflizmin yasalar›yla bas›ld›¤›, gözalt› ve tutuklaman›n yafland›¤› bu tarihlerde, devrimci yap›lar bir araya gelerek ‹stiklal Caddesi ve daha bir dizi yerde Ekmek ve Adalet dergisi da¤›t›m› yapm›fl, kurumlar nöbetlefle aç›lm›fl, çeflitli teknik olanaklar sunulmufltur. Bu, yine o dönem aç›s›ndan tarihe düflülen anlaml› bir nottur. Reformistlerin temsili düzeyde yani bir anlamda kerhen kat›ld›klar› bu süreçte kendini Birlik içinde ifade eden kimi çevreler bu pratik sürecin içinde yer almazken, bir k›sm› da korkular›n› ifade ederek yine kerhen bir kat›l›m gerçeklefltirdi. Devlet bu operasyonla herkese bir mesaj verdi. Bu mesaja herkes sisteme karfl› durdu¤u zemin üzerinden yan›t verdi. Tüm bu pratik süreçler asl›nda Birlik’in zeminini de gös-

Sar›yer ABD Konsoloslu¤u teren önemli pratiklerdi. NATO karfl›t› sürecin örgütlenmesinde ilk olarak kitlelerin gündemine bu süreci sokmak hedeflendi. Bu amaçla yap›lan eylemler NATO Zirvesi’ne haz›rl›k mahiyetinde ele al›nd›. Sürecin, tansiyonun ad›m ad›m yükseltilmesi gerekti¤i anlay›fl›ndan hareket edilerek iflletilmesi genel kabul gören bir yaklafl›m oldu. Birlik’in bu dönem boyunca gerçeklefltirdi¤i eylemlerin önerilmesinde, flekillenmesinde ve gerçeklefltirilmesinde a¤›rl›kl› eme¤i veren yine Birlik içindeki devrimci güçlerdi. NATO ve Bush Karfl›t› Birlik olarak 18 May›s 2004 günü ABD Konsoloslu¤u önünde yap›lan eylem buna örnektir. Ebu Garib Hapishanesi’nde yaflanan iflkenceleri protesto etmek ve bunlar›n ülkemiz somutunda da yafland›¤›n› komünist önder ‹brahim Kaypakkaya flahs›nda vurgulamak amaçl› yap›lan eyleme reformist ve sivil toplumcu anlay›fllar temsili düzeyde dahi olsa bir kat›l›m göstermemifllerdir. Bu pratikleri basit ya da kaba anlamda bir eyleme kat›l›p kat›lmama sorununa indirgemeyerek düflünmek durumunday›z. Sonuçtan hareketle yap›lan kimi de¤erlendirmelerde Birlik’in kazan›m ve baflar›lar›ndan söz edilirken emek hareketleriyle olan “iliflkisini” esas alma anlay›fl›, asl›nda devrimcileri tecrit eden ve devrimcilerin gücünü yads›yan yaklafl›mlar›n ürünüdür.

KESK ve ‹stanbul Sendikalar Birli¤i’nin Birlik içinde kendisini ifade etmesi bir olumlulukken bu örgütlenmelerin süreç içindeki tav›rlar› ço¤u kez yorum gerektirmeyecek kadar aç›kt›r. Özellikle KESK ve D‹SK bu süreçte att›¤› ad›mlar ve durufluyla süreci bölme konusunda az›msanmayacak bir pay sahibidir. Yap›lan eylemlere katt›¤› “güç”, bunun yan›s›ra kendi hareket plan› bugün bu sendikalar›n gerçekli¤ini kavramak aç›s›ndan bir aynad›r. Bu anlamda Birlik’in bu süreç boyunca elde etti¤i baflar›larda “emek hareketleriyle olan iliflkisi” de¤il, Birlik’in içinde yer alan devrimci dinamiklerin pay› merkeze konulmal›d›r. Bu süreçte Birlik içinde kendini ifade eden Kürt hareketi ise yabanc›s› olmad›¤›m›z bir tutum gelifltirdi ve “öncelikli gündemler”i etraf›nda hareket etti. Bir dizi eylem ve etkinli¤in finali anlam›nda 27-28-29 Haziran tarihleri örgütlendi. 27’sinde yap›lacak mitingin yeri konusunda yap›lan tart›flmalar› ayr›nt›lar›yla açmak bugün için yersiz bir tart›flma olacakt›r. Ancak flunu da vurgulamak gerekir ki “bizden baflka komünist tav›r tutunan yoktu” diyerek devrimcileri “suyun öteki yakas›na” sürülmekle itham etmek; Birlik içerisinde yer almay›p, Okmeydan› için hiçbir haz›rl›¤a kar›flmay›p ard›ndan Okmeydan› barikatlar›nda önderlik ettiklerini iddia ve hatta “orada bulunmalar›n›n devrimci yap›-


17

39 lar› rahatlatt›¤›n›” ifade etmek bu sürecin kald›ramayaca¤› kaba yaklafl›mlard›r. Zirve’nin Avrupa yakas›nda yap›lmas›na ra¤men, Zirve öncesi mitingin Anadolu yakas›nda yap›lmas› hiç kimsenin do¤ru gördü¤ü bir tutum olamazd›, olmad› da. Ancak 28-29 Haziran günlerinin anlam›na uygun geçebilmesi için birlikteli¤in korunmas›, 27 Haziran’›n en kitlesel biçimde geçirilmesi için devrimci çevrelerin tümü “flerhini koyarak” mitingi gerçeklefltirdi. Ayr›nt›lar›n bu de¤erlendirme ve tart›flmalara yans›t›lmas› ile siyasal mücadelede baflvurulmamas› gereken bir yöntem olmas› gereklili¤inden hareketle, yap›lacak tart›flmalarda bu olgunlu¤un iflletilmesi do¤ru oland›r. ÖNCES‹ B‹R YANA Z‹RVE GÜNLER‹ TURNUSOL ‹fiLEV‹ GÖRDÜ 28-29 Haziran günlerinde yaflananlar ise Birlik’in içeri¤ini anlamak aç›s›ndan son noktad›r. Sürecin gö¤üslenmesinde emek veren ve anti-emperyalist mücadeleyi bu topraklarda ancak kimlerin yürütece¤i sorusuna da belli boyutlar›yla yan›t olan Okmeydan› barikatlar› anlaml› ve önemlidir. Fatma Girik Park›’nda bir araya gelen, esas›n› devrimcilerin meydana getirdi¤i çevreler (tüm devrimci yap›lardan söz etmedi¤imizin alt›n› çizmek gerekiyor. Zira Mecidiyeköy’deki durum önceden rahatl›kla görülebiliyorken baz› devrimci çevreler çeflitli kayg›lar›n› aç›kça ifade ederek Okmeydan›’nda bulunmay› reddetmifllerdi) kendilerini neyin bekledi¤ini bilerek hareket ettiler ve öyle haz›rland›lar. Baz›lar›n›n bu noktada karar de¤ifltirerek buradaki iradeden çekilmeleri ise yine sürecin ç›plak saflaflmalar›ndan biridir. Okmeydan›’nda sald›ran devlete karfl› kurulan barikatlar, omuz omuza at›lan sloganlar NATO Zirvesi’ne karfl› yürütülen mücadelede önemli bir çat›flma ve karfl› koyufl alan› olmufltur. 2004 NATO karfl›t› mücadeleden söz edilece¤i zaman flu bir gerçek ki tarihe düflülen notlarda Okmeydan›’nda kurulu olan barikatlardan söz edilecektir. Okmeydan›’nda konaklama ve sabah ç›karken hedef, Mecidiyeköy’e ulaflmak, NATO barikatlar›n› zorlamak ve Zirve’nin yap›ld›¤› Lütfü K›rdar’a ulaflmakt›. Ancak devlet NATO barikatlar›n› Perpa’da kurunca çat›flma da kaç›n›lmaz olarak burada bafllad›. Sald›r›n›n ard›ndan Okmeyda-

n›’nda kurulan barikatlarla çat›flma sürdürüldü. Devrimciler kendilerini neyin bekledi¤ini iyi bildiklerinden haz›rl›klar da buna göre yap›lm›flt›. Tarihe barikatlarla düflülen bu notta unutulmamas› gereken di¤er bir önemli nokta da Okmeydan› halk›n›n iki gün boyunca gösterdikleri tutumdu. Konaklama yerini sürekli ziyaret ederek haz›rlanan etkinlikleri izlediler. Evlerine misafir etme ›srarlar›, ihtiyaçlar› giderme çabalar› unutulmayacakt›r. 28 Haziran sabah› yola ç›k›flta u¤urlayanlardan yürüyüfle kat›lanlar da vard›. Çat›flman›n bafllad›¤› andan itibaren barikat kurulmas› için evdeki masas›n› d›flar› ç›karanlar, inflaat malzemelerini sokaklara dökenler, yüzü aç›k eylemcilere kamufle etmeleri için tülbent atanlar, yaral›lar› evlerine al›p müdahale edenler yani Okmeydan› emekçi halk›, bu direniflin önemli bir parças› oldu. Barikat arkas›na gazdan etkilenen eylemcilere limonlarla koflan küçük çocu¤u göndermeye çal›fl›rken “yan›n›zda kal›p o da ö¤rensin” diyenler çok fley ö¤rettiler. Tüm yetersizlikler ve yetmezliklere ra¤men halk devrimcileri sahipleniyor ve sahip ç›k›yordu. Zirve’nin yaklaflt›¤› günlerde yap›lan 28-29 Haziran günlerinde Mecidiyeköy’deyiz ça¤r›s› yine reformistler ve içlerinde epey bir devrimci yap›n›n da bulundu¤u çeflitli anlay›fllar›n korkular›n›n sonucu olarak yerine getirilemedi. Bu konudaki anlay›fl ve tutumumuz devletin sald›r›s›na ra¤men Mecidiyeköy’de olmak ve bu kararl›l›¤› göstermek olmas› yönündeydi. Ancak bu konudaki ›srar ve çabam›z “etkili olamam›fl” ve 29’unda Taksim’de olunaca¤› karar› ç›km›flt›r. Bas›n aç›klamas›yla günü geçifltirme mant›¤›na sahip olanlar maalesef yan›ld›lar. Ve devlet burada da sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan ortaklafl›labilen güçlerle Okmeydan›’na dönülmüfl ve barikatlar yeniden kurularak Zirve’ye karfl› tepki ortaya konulmufltur. Okmeydan›’nda devletin yo¤un sald›r›s›na ra¤men kurulu barikatlarla saatlerce direnen de bir iradeydi, Mecidiyeköy’de sald›r›n›n yaflanmas›yla birlikte saniyeleri bulan da¤›lma prati¤ini sergileyen de bir iradeydi. Bu iki irade ayn› zamanda tarihin sayfalar›na kimlerin not düflece¤inin de göstergesi ve kan›t› idi. Birlik içinde yer alan reformistler ise renklerini ve devrimcilere karfl› tutumlar›n› bu sürecin sonunda bir kez daha gösterdiler. Mecidiyeköy’de sergilenen “direnifl”

Kartal

reformizmin saf rengiydi. Anti-emperyalistlikten dem vuranlar›n demi idi Mecidiyeköy saflaflmas›. Bahsetti¤imiz “dem”, kendini en somut olarak 24 Haziran 2004 tarihinde bir otobüste kaza sonucu patlayan bomban›n ve flehit düflen Semiran Polat’›n arkas›ndan yaz›lanlarda ortaya koymufltur ve devrimcilere yap›lan fütursuz sald›r›n›n bir örne¤i olarak unutulmayacakt›r. Bu topraklarda hakl›l›¤›n› ve meflrulu¤unu yüzlerce örnekle kan›tlam›fl olan silahl› mücadelenin “bireysel terör” olarak adland›r›lmas› basit bir eylem de¤erlendirmesi de¤il, ideolojik bir yaklafl›md›r. “Bu tarz örgütlerle birlikte yürümenin zemini güçleflmifltir” iradesini belirleyen onlar de¤il devrimciler olmufltur ve olacakt›r da. Eylem birlikleri bizler için önemlidir. Ki bugüne kadar izlenen pratikle ve ortaya koyduklar›m›zla (tüm bu süreç boyunca) bu kan›tlanm›flt›r. Ancak bu yürüyüflü her fley pahas›na yürütmek ve bu tarz sald›r›lar karfl›s›nda sessiz kalarak ya da boyun e¤erek olmayaca¤› da bir o kadar aç›k olan bir gerçektir. Bugün güç anlam›nda yaflanan görece zay›fl›k bizim bu tarz anlay›fl ve yaklafl›mlara prim vermemiz anlam›na gelmemelidir/gelmemektedir. Bundan sonraki dönemde kimlerle nas›l yürüyece¤imizi bu dönemin pratikleri ile gördük ve yaflad›k. Bundan ç›kar›lan sonuçlarla önümüzdeki döneme yön verme anlay›fl› ile hareket etmek do¤ru olan tutumdur. KAYGAN ZEM‹N‹NE KARfiIN “B‹RL‹K” SÜREC‹ ÖRGÜTLEM‹fiT‹R Bu süreçte önemli üç saflaflma ortaya ç›km›flt›r. Bunlardan Biri “NATO ve Bush Karfl›t› Birlik”, di¤eri Küresel Bar›fl ve Adalet Koalisyonu (ÖDP) ve ‹flgale Karfl› Komiteler (TKP) olmufltur. Sivil Toplumcu anlay›fltan beslenen Küresel Bar›fl ve Adalet Koalisyonu isimli bu oluflum Haziran 2003’de Tar›k Ali’den Zapatistalara kadar her renkten insan›n ve örgütün imzalad›¤› “Bar›fl ve Adaleti Savunuyorum” adl› metin etraf›nda bir araya gelen örgüt ve bireylerden oluflmufltur. Bu anlay›fla iliflkin söylenecek fleyler esas›nda sivil toplumcu anlay›fla iliflkin söylediklerimizle birebir örtüflmektedir. Bu nedenle bu anlay›fla iliflkin ideolojik mücadelenin yürütülmesi belirleyici önemdedir. Süreci medyatik baz›

15-28 Temmuz 2004 eylemlerle geçifltirme ve kitleleri oyalama pratikleri ile bu süreçte rol oynad›lar. Bu saflaflma içerisinde bir de “‹flgale Karfl› Komiteler” adl› örgütlenme de vard›. Kendisini Türkiye “Komünist” Partisi olarak adland›ran Parti’nin bu örgütlenmesine yön veren anlay›fl “Komünist”likle ad›ndan baflka hiçbir iliflkisi olmayan yasal ve revizyonist bir anlay›fl› temsil etmektedir. Hiç kuflkusuz ki bu örgütlenmeye yön veren anlay›fla yani revizyonizme karfl› mücadele bizler aç›s›ndan sadece bugünün sorunu de¤ildir. Komünizmle hiçbir ilgisi olmayan; “komünist”li¤i polis barikat›yla karfl›lafl›nca içlerinden temsilci seçip Taksim’e ç›karak, “Yanki Go Home” slogan› at›p, çelenk koymakla s›n›rl› olan; Komünizm gibi bilimsel bir ideolojiyi halk kitlelerinin bilincinde yasal ve revizyonist emellerine alet ederek, buland›rmaya çal›flan bu revizyonist anlay›fla karfl› mücadele do¤al olarak “‹flgale Karfl› Komiteler” olarak isimlendirilen örgütlenmeye karfl› mücadele ile birlikte ele al›nmal›d›r. NATO Zirvesi’nin yap›ld›¤› günlerde parti binalar› önünde yapt›klar› bas›n aç›klamalar› ile içeri girerek “‹stanbul’da NATO’ya kap›lar›n› ‘içerden’ kapatan” bu anlay›fl Kemerburgaz piknik alan›nda NATO Zirvesi için kurulu “barikatlara yüklenerek” rollerini oynad›! “NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in tüm bu de¤erlendirmelerle birlikte elde etti¤i kazan›mlar› nedir?” gibi bir soru sordu¤umuzda yan›t› bizler aç›s›ndan aç›kt›r. As›l olarak emperyalistlere “Her yer Felluce, hiçbir yerden ç›k›fl yok” sloganlar› ile verilen “bugün için kararlar alabilirsiniz, ancak bunlar› yaflama geçirmeniz sand›¤›n›z kadar kolay ve rahat olmayacakt›r” mesaj› tarihte ve mücadelede hak etti¤i yeri alacakt›r. 28-29 Haziran’da yap›lan NATO toplant›s› bitti. Ancak sonuçlar› ve dünya halklar›na yönelik yap›lan kapsaml› sald›r› planlar› ve ülkemize biçilen misyonla birlikte zor ve çetin bir süreç bizi bekliyor. Bu çetin süreçte eylemde birlik ajitasyon ve propagandada serbestlik ilke ve anlay›fl›m›zla hareket etmek durumunday›z. Felluce’de onuru için direnenler “zafere kadar uyku yok” diyorlar. Bizim de kaybedecek, bofla geçirecek tek bir an›m›z yok. Dünya halklar›n›n ortak direnifl 盤l›¤› için, ülkemizden bir 盤l›k da biz olal›m.

Galatasaray


15-28 Temmuz 2004

18

39

NATO karfl›tlar›na sald›ranlar hakk›nda suç duyurusu ‹ki gün boyunca 44 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› yüzlerce kiflinin de yaraland›¤› eylemlerde polis yo¤un olarak biber gaz›, göz yaflart›c› bomba, cop ve plastik mermi kullanm›flt› ve a¤›r yaralanan 63 kifliden 11’inde yaralanma, 1 kiflide tendon kesi¤i, 8 kiflide burun, el ve ayak kemi¤i k›r›¤›, üç kiflide ateflli silah yaralanmas›, 1 kiflide gaz nedeniyle ast›m krizi, bir kiflide omuz ç›k›¤›, bir kiflide beyin sars›nt›s› oluflmufltu. Sald›r›dan sadece eylemciler de¤il esnaf ve halk da zarar görmüfltü. SALDIRININ SORUMLULARINA SUÇ DUYURUSU 28-29 Haziran tarihlerinde ‹stanbul’da gerçekleflen NATO Zirvesi’ni protesto eden ve Okmeydan›, Mecidiyeköy, Taksim ve Galatasaray Lisesi önünde polisin sald›r›s› sonucu yaralananlar 6 Temmuz 2004 tarihinde Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Saat 13:00’de Adliye önünde NATO ve Bush Karfl›t› Birlik’in ça¤r›s›yla bir araya gelen NATO karfl›tlar› sald›r›lar›n sorumlular› olan Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer, Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an, ‹çiflleri Bakan› Abdülkadir Aksu, ‹stanbul Valisi Muammer Güler ve ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakk›nda suç duyurusunda bulunarak yarg›lanmalar›n› istediler. Birlik ad›na aç›klamay› yapan Oya Ersoy; ‹stanbul’da Zirve süresince yaflanan olaylar›n, girdi¤i her her ülkeye açl›k, yoksulluk, iflkence ve ölüm götüren NATO’nun bir savafl örgütü oldu¤unu aç›kça gösterdi¤ini ifade ederek “Bir kez daha ilan ediyoruz ki ülkemizi emperyalizmin insanl›¤a karfl› iflledi¤i suçlara ortak ettirmeyece¤iz. Emperyalizme karfl› Irak, Filistin ve Afganistan halklar›n›n yan›nda olaca¤›z” dedi. Birlik temsilcileri Adliye’ye dilekçeyi verdikten sonra aç›klama bitirildi. ‹ki gün boyunca 44 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› yüzlerce kiflinin de yaraland›¤› eylemlerde polis yo¤un olarak biber gaz›, göz yaflart›c› bomba, cop ve plastik mermi kullanm›flt› ve a¤›r yaralanan 63 kifliden 11’inde yaralanma, 1 kiflide tendon kesi¤i, 8 kiflide burun, el ve ayak kemi¤i k›r›¤›, üç kiflide ateflli silah yaralanmas›, 1 kiflide gaz nedeniyle ast›m krizi, bir kiflide omuz ç›k›¤›, bir kiflide beyin sars›nt›s› oluflmufltu. Sald›r›dan sadece eylemciler de¤il esnaf ve halk da zarar görmüfltü. * 1 Temmuz 2004 tarihinde ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yapan Mücadele Birli¤i dergisi çal›flanlar› ve okurlar› 29 Haziran’da Flash TV’de yapt›klar› bas›n aç›klamas› sonras› polisin sald›r›s›n› protesto ettiler. Aç›klama öncesinde TV yetkililerinden izin alan dergi okurlar› bina ç›k›fl›nda polisin kendilerini durdurarak sald›rd›¤›n› ve coplarla öldüresiye dövüldü¤ünü belirttiler. TV önünde sald›r›ya u¤rayanlardan Berna Barmanbek ald›¤› darbelerden yere y›¤›ld›¤›n› belirterek “Polis amirini Flash TV çal›-

flanlar› durdurdu. Bas›n mensuplar› ambulans ça¤›rm›fllar ancak polisler beni karga tulumba bir ekip arabas›na bindirdiler. Arabada da tehdit ettiler” dedi. Hastanede kafas›na 15 dikifl at›lan ve doktorlar›n hayati risk tafl›d›¤›n› be-

lirtti¤i Barmanbek, polislerin bu sorumlulu¤u almak istemedi¤inden dolay› kendisini b›rak›p kaçt›klar›n› belirtti. Bas›n metnini okuyan Vefa Serdar ise uygulaman›n vahflice oldu¤unu dile getirerek “Biz bu sald›r›lar› yaflayanlar olarak bütün bu sald›r›lar karfl›s›nda Denizlerin yoldafl› olma kararl›l›¤›m›zla bir kez daha hayk›r›yoruz” dedi. * Mücadele Birli¤i’nin aç›klamas›n›n ard›ndan yine ‹HD’de Al›nteri, Devrimci Demokrasi, Kald›raç ve K›z›l Bayrak dergilerinin yapt›¤› ortak aç›klamada polisin s›radan demokratik eylemlere ve özellikle fliddete karfl› direnen ve cevap hakk›n› kullanan kitle eylemlerine yönelik sald›rganl›¤›n›n bilinmeyen birfley olmad›¤› dile getirildi. Aç›klamay› yapan Sakine

K›l›ç “NATO karfl›tlar›na uygulanan fliddet, NATO’nun bafl aktörü ABD’nin Irak’ta uygulad›¤› emperyalist terörden farkl› de¤ildir, onun esinleyicili¤ini tafl›maktad›r ve ayn› amaca hizmet etmektedir. Zirve’de biçilen rollerle de ortaya ç›kt›¤› flekliyle polis, NATO’nun polisidir” dedi. Aç›klama destek verenlerin de görüfllerini belirtmeleriyle sona erdi.

n›’nda kendilerine yönelik yap›lan sald›r›larda polisin hiçbir flekilde ikazda bulunmad›¤›n› ifade eden Ifl›k, yaflananlar› insanl›k d›fl› olarak niteledi. Bas›n aç›klamas›na kat›lan ve müdahale s›ras›nda polisler taraf›ndan yüzüne ve a¤z›na dakikalarca biber gaz› s›k›lan Ali Günefl ise, tek sevinçlerinin, Irak’ta esir al›nan iflçilerin, yapm›fl olduklar› eylemler sayesinde b›rak›lm›fl olmalar› oldu¤unu söyledi.

“NATO TERÖRÜNÜN B‹R PARÇASIYIM” E¤itim-Sen ‹stanbul 3 No’lu fiube, NATO karfl›t› eylemde polis taraf›ndan dakikalarca yüzüne biber gaz› s›k›larak kötü muamele ve küfre maruz kalan E¤itim-Sen üyesi Ali Günefl’in yaflad›klar›n› “insanl›k d›fl›” uygulamalar olarak de¤erlendirdi ve 1 Temmuz 2004

“30 METRE BOYUNCA YÜZÜME VE A⁄ZIMA SIKTILAR” Sald›r› s›ras›nda defalarca ö¤retmen oldu¤unu ve NATO karfl›t› eylem yapman›n demokratik bir hak oldu¤unu polislere hat›rlatt›¤›n› kaydeden Günefl, “Ben bunlar› söylerken onlar da küfürlerle karfl›l›k verdiler. Benim için en önemli olan onurumdur. Birden bire her taraf›m yanmaya bafllad› ve yaklafl›k 30 metre boyunca yüzüme ve a¤z›ma biber gaz› s›kt›lar. Ben sadece bas›na yans›yan biriyim. Sokak aralar›nda suratlar›na tekmelerle vurulan ve saçlar›ndan yerlerde sürüklenen insanlardan sadece biriyim. NATO terörünün yans›yan bir parças›y›m” dedi. E¤itim-Sen üyeleri ayr›ca 7 Temmuz günü de bir araya gelerek NATO Zirvesi karfl›t› protesto gösterileri s›ras›nda, eylemlere coplu ve gaz bombal› müdahalede bulunan polisler hakk›nda, fiiflli Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu. fiiflli Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunan grup, daha sonra Adliye önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Grup ad›na konuflan E¤itim-Sen 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Toprak, y›llardan beri demokrasi mücadelesi yürüttüklerini ve bu tür uygulamalarla daha önce de karfl›laflt›klar›n› belirtti. Toprak, NATO Zirvesi’ni protesto ettikleri s›rada, polisin haks›z uygulamas›na maruz kalan üyeleri Ali Günefl’e yap›lanlar›n kabul edilemez oldu¤unu söyledi. Toprak’›n ard›ndan konuflan Ali Günefl, gaz bombas›n›n insan sa¤l›¤› üzerindeki olumsuz etkilerini dile getirerek, gaz›n bir iflkence uygulamas› olarak sokaklarda kullan›ld›¤›n› belirtti. 13 Temmuz’da E¤itimSen’in kapat›lmas›na yönelik davan›n görülece¤ini ve o süreçte de mücadelelerini sürdüreceklerini kaydeden Günefl, “Mücadelemiz s›ras›nda bize uygulanacak cop ve gaz v›z gelir” dedi.

tarihinde flube binas›nda bas›n aç›klamas› yaparak bu olay› k›nad›. fiube Baflkan› Ekber Ifl›k yapt›¤› aç›klamada NATO karfl›t› eylemlerde polisin öfke ve düflmanl›k duygular›yla eylemcilere müdahale etti¤ini söyledi. Valilik taraf›ndan demokratik eylemler için izin verilen fiiflli ve Mecidiyeköy Meyda-


39 NATO PROTESTOSUNDA POL‹SLER KADINLARI TAC‹Z ETT‹ Emekçi Hareket Partili kad›nlar, NATO Zirvesi sürecinde yap›lan eylemlere polisin müdahalesi esnas›nda, bir kad›n arkadafllar›n›n polis taraf›ndan taciz edildi¤ini belirterek ‹stanbul Adliyesi önünde 1 Temmuz günü bir bas›n aç›klamas› yapt›. Grup ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan EHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Sevgi Göral, 29 Haziran günü ‹stiklal Caddesi Galatasaray Lisesi önünde bas›n aç›klamas› düzenleyen NATO karfl›t› gruba polisin sald›rd›¤›n› belirterek, “Polisin bu sald›r›s› s›ras›nda çevik kuvvette görevli bir polis, EHP üyesi bir kad›n arkadafl›m›z› apartmana sokarak elle ve sözle cinsel tacizde bulunmufltur. NATO Zirvesi boyunca polis protesto eylemlerine vahflice sald›rm›flt›r. Erkek egemen fliddetin bir yüzü de devletin kad›nlara yönelik uygulad›¤› fliddettir. Devlet kaynakl› cinsel fliddet, bu topraklarda örgütlü siyasal mücadelenin içinde olan kad›nlara sistematik olarak uygulan›yor” dedi. EHP’li kad›nlar olarak bu fliddete “Art›k yeter” dediklerini vurgulayan Göral, arkadafllar›na cinsel tacizde bulunan çevik kuvvet polisinin hemen bulunarak cezaland›r›lmas›n› istedi. Göral, ad›n› aç›klamak istemeyen tacize u¤rayan arkadafllar›n›n arkadafllar›n›n polisin cinsel tacizi ile ilgili olarak ‹stanbul Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulundu¤unu da bildirdi. Bas›n aç›klamas› esnas›nda kitle, “Tecavüzcü polis hesap verecek”, “Tecavüzcü NATO Ortado¤u’dan defol” fleklinde sloganlar at›ld›. ATILIM ÇALIfiANININ BURNU POL‹S SALDIRISINDA KIRILDI 28-29 Haziran tarihleri aras›nda ‹stanbul’da düzenlenen NATO Zirvesi dolay›s›yla fiiflhane’de yap›lan protesto gösterisini izlerken çevik kuvvet polisleri taraf›ndan dövülen At›l›m Gazetesi ‹zmir muhabiri Bar›fl Yavuz, ald›¤› darbeler nedeniyle burnunun k›r›ld›¤›n› söyledi ve 2 Temmuz 2004 tarihinde ‹zmir ‹HD’de bir bas›n toplant›s› düzenleyerek yaflad›klar›n› anlatt›. Yavuz aç›klamada, flunlar› dile getirdi: “Ben fiiflhane’de yap›lacak eylemi izlemek için gazeteci s›fat› ile alana gittim. Bu arada çevrede büyük bir karmafla vard›. Yaflanan arbede s›ras›nda bir grup çevik kuvvet ekibi beni bir duvar kenar›na çekip dövmeye bafllad›lar. Daha sonra fiiflhane Park›’na götürülerek, burada baflka bir ekibe teslim edildim. Yeni ekip de bir süre beni dövdü. Cop kullanm›yorlard› ama ellerindeki kasklarla kafama vuruyorlard›. Bir ara surat›ma bir fleyle vurdular. Burun kemi¤im k›r›ld›.” Polislerce feci flekilde dövüldükten sona Beyo¤lu Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürüldü¤ünü belirten Yavuz, yedi¤i

19

dayaktan dolay› bir süre sonra bay›ld›¤›n› söyledi. ‹ki polisin kendisini bir arabaya bindirdikten sonra Kas›mpafla’da yol kenar›nda bir yere att›klar›n› ifade eden Yavuz, çevreden birilerinin yard›m› ile Haydarpafla Numune Hastanesi’ne gitti¤ini, burada yap›lan tetkiklerde vücudunun birçok yerinde ezilmeler ve burnunda da k›r›k olufltu¤unun tespit edildi¤ini söyledi. ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na polisler hakk›nda suç duyurusunda bulundu¤unu söyleyen Yavuz, “AKP hükümetinin demokrasi ad›na yapt›¤› yeni düzenlemeler göz boyamadan baflka birfley de¤il. NATO karfl›t› bir gazeteci olarak, iflkencenin bizleri y›ld›ramayaca¤›n› buradan bir kez daha aç›kl›yoruz” dedi. T‹HV: “NATO Z‹RVES‹NDE GÖSTER‹C‹LERE GAZ SIKANLAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALI” T‹HV, NATO ve Bush’a karfl› en temel haklar›n› kullanan kiflilere sald›ran polislerin derhal yarg› önüne ç›kar›lmas›n› istedi. T‹HV taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, 28-29 Haziran tarihlerinde ‹stanbul-Okmeydan›, Taksim, Mecidiyeköy ve Galatasaray’da NATO Zirvesi’ni protesto etmek için toplananlara polisin uygulad›¤› fliddet ve yo¤un gaz uygulamas› nedeniyle 100’den fazla ki-

flinin T‹HV ‹stanbul Temsilcili¤i’nden tedavi destek talebinde bulundu¤una dikkat çekti. Yine aç›klamada durumu önemli görülen 63 kifliye yo¤un t›bbi destek sunuldu¤u belirtildi. Aç›klamada, t›bbi destek sunulan 63 kifliden 8’inin el, burun ve ayak kemiklerinde k›r›klar, bir kiflide omuz ç›k›¤›, 3 kiflide ateflli silahla yaralanma, bir kiflide beyin sars›nt›s›, bir kiflinin elinde tendon kesi¤i ve 11 kiflide de maddi yara saptand›¤›na dikkat çekildi. “BU GAZLAR YÜZÜNDEN ÖLÜM OLAYLARI OLAB‹L‹R” 63 kiflinin tedavisine iliflkin olarak yap›lan de¤erlendirmede flunlara dikkat çekildi: “63 kiflinin tamam› gazlardan etkilenmifl ve tamam›n›n vücudunda çeflitli düzeylerde kas, eklem ve yumuflak doku yaralanmalar› mevcuttu. Polis taraf›ndan kullan›lan bu gazlar› üreten fabrikalar, gaz bombalar›n›n üzerine kesinlikle kapal› mekanlarda kullan›lmamas› gerekti¤ini yazmaktad›r. Oysa birçok baflvurucu polisten kaç›p s›¤›nd›klar› kapal› mekanlara gaz bombas› at›ld›¤›n› vurgulad›lar. Güvenlik güçlerinin kulland›¤› CN ve CS gazlar› kesinlikle öldürücüdür. Cilt, solunum sistemi, kalp, göz, sinir sistemi ve sindirim sistemi üzerine yo¤un etkileri bilinmektedir. Dünyan›n çeflitli ülkelerinde

15-28 Temmuz 2004

bu gazlar yüzünden ölüm olaylar› bildirilmifltir. Bilindi¤i gibi Adli T›p Kurumu raporlar›na göre 19 Aral›k 2000 hapishane operasyonlar› s›ras›nda en az 2 kifli bu gazlar nedeni ile ölmüfltür. Bu gazlara maruz kalan kiflilerin, daha önce hiçbir flikayet ve belirtileri olmasa da gazlar taraf›ndan bafllat›lan ast›m hastal›¤›na yakalanabilece¤i bilinmektedir.” SALDIRI VE GÖZALTILAR PROTESTO ED‹LD‹ Bursa NATO ve Bush Karfl›t› Birlik ‹stanbul’da 28-29 Haziran tarihlerinde NATO karfl›t› gösterilere kat›lan kitleye yönelik sald›r›lar› protesto etti. 1 Temmuz günü saat 15:30’da Adliye Saray› önünde toplanan Birlik üyeleri ad›na bas›n metnini okuyan Safiye Ok, “yaral› arkadafllar›m›z›n faillerinin bir an önce yarg›lanmas›n›, gözalt›na al›nanlar›nsa derhal serbest b›rak›lmas›n› istiyoruz. Çünkü onlar emperyalizme ve iflbirlikçilerine karfl› insanl›k onurunun koruyucular›, halk›m›z›n ve emekçilerin özgürlük mücadelesinin savunucusudurlar. Çünkü hakl› olan da meflru olan da bizleriz” dedi. Kitle “Kahrolsun halklar›n katili NATO”, “Kahrolsun emperyalizm ve iflbirlikçileri”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar att›lar.


20

15-28 Temmuz 2004

39

Görevlerimizi layıkı ile yerine getirelim! Proletarya Partisi ile yürümeye karar vermek, örgütlü ve kolektif iradenin bir parças› olmak demektir. Kolektif iradenin parças› olmak, örgütlülü¤ün amaç ve hedeflerini benimseyip ortaya bu yönlü bir irade koymakt›r. Yani devrimin vazgeçilmez arac› olan Komünist Partisi’nin görüfllerini benimsemek, disiplinini tan›mak, tüm enerjisini ve gücünü O’nun direktifleri do¤rultusunda, s›n›f savafl›m› u¤runda seferber etmektir.

Tam tersine bu tart›flma ortam›n›n daha da verimli hale getirilmesi için gereken azami çaba sarfedilmelidir. Bu tart›flmalar somut bir karara dönüfltükten sonra yap›lacak tek fley karar›n uygulanmas›d›r. Örne¤in hiç kimse parti kongresinin-konferans›n›n-Merkez Komitesi’nin kararlar›n› “ben böyle düflünmüyorum” diyerek uygulamama hakk›na sahip de¤ildir Bunu söylemek; örgütlü faaliyet, örgütlü yaflam için ortaya koydu¤u iradeyi geri çekmektir.

Bu bir irade beyan›d›r. Ortaya konulan bu beyan›n anlam kazanmas› tamamen s›n›f savafl›m› karfl›s›ndaki duruflumuzla, yani görev ve haklar›m›z› do¤ru bir tarzda alg›lama ve ona uygun davranmayla ilgilidir. Di¤er bir ifadeyle karar vermek, pratik bir çaba için, düflünsel planda ifade edilen bir irade beyan›d›r. As›l önemli olan bu beyan›, bu istemi gerçeklefltirmektir. Bu pratik ad›m› somut bir olguya dönüfltürmektir.

Çünkü komünist partilerinde demokratik-merkeziyetçilik ilkesinin ruhuna uygun hareket etmeyenler siyasal iktidar mücadelesinde kolektif iradenin bir parças› olmak için ortaya koyduklar› irade beyan›nda samimi de¤illerdir. Demokrasi ve merkeziyetçilik birbirinin karfl›t› de¤il, birbirini tamamlayan olgulard›r. Hep demokrasi deyip sürekli tart›flarak ortaya uygulanabilecek bir politikan›n, bir iradenin ç›kar›lmamas›, s›n›f mücadelesi aç›s›ndan hiçbir anlam ifade etmez. Dahas› bu demokrasiden çok, olsa olsa anarflizm olur. Sosyal pratikten kopuk, bol gürültülü bir tart›flma kulübü olur. Tersi durumda yani, merkeziyetçilikten hareketle, fikir üretme, tart›flma kanallar›n› t›kayan, yarat›c›l›¤› körelten, farkl› fikirlere karfl› bürokratik tedbirlere baflvuran yaklafl›mlar da geliflme dinami¤ine en büyük darbeyi vururlar.

Görev ve haklar bir bütündür. Ve mücadelenin ve Proletarya Partisi’nin gelifliminde temel faktörlerdir. Di¤er bir anlat›mla haklar, görevlerle birlikte vard›r. Görevlerine s›rt›n› dönen, onu lay›k›yla yerine getirmeyen bir militan›n, sürekli hak-hukuktan söz etmesi, e¤er bir kavray›fls›zl›k ürünü de¤ilse, ortada bilinçli dejenerasyon, gerçekleri ters yüz etme çabas› vard›r. Nedenine gelince; bir militan›n görev ve haklar› zaten belirlenmifltir. Dolay›s›yla buna uygun davranmamak demek, sahip oldu¤u kimli¤e uygun bir durufl ve çaba içinde olmamak demektir. Bu, objektif olarak verilen kimli¤in terkidir. Çünkü bu kimlik görevlerle anlam kazanm›flt›r. Görev yoksa, kimli¤in terki kaç›n›lmazd›r. Görev yoksa haklar› kullanma iddias› ve çabas› gereksiz ve anlams›zd›r. Proleter disiplin ve proleter ahlaka uygun bir davran›fl de¤ildir.

‹flte tüm bunlar›n yaflanmamas› örgüt içi görev ve haklar›n do¤ru bir tarzda kavranmas›yla ancak mümkün olabilir. Yani, iradenin belirledi¤i her politika-ald›¤› her karar militanlar taraf›ndan uygulanmas› gereken bir görevdir. Bu görev yerine getirildi¤i oranda militan kimli¤inden söz edebiliriz. E¤er bu görevler yerine getirilmiyorsa militan kimli¤ine yarafl›r düflünüfl ve yaflam tarz›m›zda ciddi problemler var demektir. Bu problemlerin afl›lmas› tabi ki görevlerimizi kavrama ve yerine getirmeyle direkt ba¤lant›l› bir durumdur.

Konunun daha iyi anlafl›lmas› için örnekler vererek devam edelim; Demokratik merkeziyetçili¤in özü neydi? Demokratik merkeziyetçili¤in özü, Parti hukukuna uygun olarak içte demokrasinin uygulanmas›, yani tart›flma, fikir üretme ortam›n›n yarat›lmas› ve bu tart›flma neticesinde al›nan kararlar›n tek merkezde prati¤e uygulanmas›d›r. Di¤er bir ifadeyle, oybirli¤i ile al›nmayan kararlarda az›nl›¤›n ço¤unlu¤a uymas›, kararlar› uygulamada irade ve eylem birli¤inin korunmas›, karara yönelik elefltirilerin, kararlar›n uygulanmas› önünde engel olmamas›. Bilakis kararlar›n yarat›c› bir tarzda uygulanmas› için sonsuz bir enerjinin sarf edilmesi; örgütlü olman›n gere¤i budur.

Di¤er yanda yine bu demokrasi gere¤i her militan›n belirlenen hukuk çerçevesinde, örgüt içinde tart›flma süreçlerine aktif olarak kat›lma, görüfllerini ifade etme, elefltiri ve önerilerini dile getirme hakk› vard›r. Aç›kça görüldü¤ü gibi, görevler ve haklar bir bütünün parçalar›d›r. Sürekli haklardan söz edip görevlerini unutanlar, demokrasiden söz edip merkeziyetçili¤e alerjisi olanlar, örgüt çal›flmas›n› kavramada, görev ve sorumluluk bilincini alg›lamada yetersiz ve problemlidirler.

Proletarya Partisi sorunlar›n›, bütün militanlar›n›n belirlenen hukuka uygun olarak tart›flmas›na elbetteki bir s›n›rland›rma koymaz.

Görev ve haklar›m›z› kavrama konusunda ortaya koyaca¤›m›z hassasiyetin benzerini, kolektif ve planl› çal›flmada da ortaya koymak zorunday›z. Örgütlü yaflamda, örgütlü mücadelede ko-

Planl› ve kolektif çal›flma

lektif üretim ve planl› çal›flma bir istemden çok, yerine getirilmesi ve uyulmas› gereken bir zorunluluktur. Bu sorunu içinden geçti¤imiz süreçte sahip olunan kadro ve militan tipiyle birlikte ele ald›¤›m›zda plan ve kolektivizmin zorunlulu¤u ve aciliyetinin daha bir önem kazand›¤›n› rahatl›kla görebiliriz. Di¤er bir anlat›mla, kadro ve militan tipinde geliflimin sa¤lanmas› ve sorunlar›n afl›lmas›nda bu çal›flma metotlar›n›n uygulanmas›n›n önemi asla küçümsenemez. Kadro ve militanlar›m›z›n her konuda asgari bir birikime sahip olmalar›, yani çok yönlü ve kapsaml› bir düzeyde olmalar› bir istemden çok olmas› gerekendir. Meselenin bir yan› buyken di¤er yan› ise; her kadro ve militan›n mutlaka güçlü yanlar›n›n yan›s›ra zay›f yanlar›n›n olmas›d›r. Hiç kimse her konuda tam ve yetkin de¤ildir. ‹yi bir ajitatörün örgüt yan› zay›f olabilir. ‹llegal parti çal›flmas›nda güçlü olan biri aç›k alan faaliyetinde zay›f olabilir. ‹flte ayr› ayr› yeteneklere sahip olan kadrolar› kolektif bir ruhla harekete geçirmek, ortaya kolektif bir enerji ç›karmak, yaln›z do¤abilecek zay›fl›k ve boflluklar›n önüne geçmekle kalmaz; ayn› zamanda ortaya kolektif bir heyecan, kolektif bir hare-

ket ve birbirinden ö¤renme gerçe¤ini de ç›kar›r. Tek tek kadrolar›n, militanlar›n alt›ndan kalkamayaca¤› sorunlar “kolektif akl›n” neticesinde bir çözüme kavuflabilir. Ya da çözüm yolu aç›l›r. Demek ki farkl› yetenekleri bir araya getirmek, bunlar›n hareket birli¤ini yaratmak, çal›flmalar›m›zda verimlili¤i kaç›n›lmaz hale getirir. Tüm bunlar› ifade ederken, parti içinde uzmanlaflma fikrine karfl› ç›kt›¤›m›z anlafl›lmamal›d›r. Dahas› uzmanlaflmay› ifade etmek, kolektif çal›flmay› yads›mak anlam›na gelmez. Bilakis uzmanlaflma çabam›z› da kolektif bir bilinç ve sorumlulukla ele almal›y›z. fiu aç›k ki herkes her alanda ayn› baflar›y› gösteremez, do¤ru bir görevlendirme ile ve tüm ifllerin parti iflleri oldu¤u sorumluluk bilinciyle hareket edilirse, baflarmamak için hiçbir neden yoktur. Her kadro, her militan av›na haz›rlanan kartal gibi; faaliyet bölgesinde do¤acak her bofllu¤u doldurmaya haz›r olmal› ve bütüne karfl› sorumlu oldu¤unu asla unutmamal›d›r. “Benim bölgem”, “benim alan›m” mant›¤›ndan hareketle bütüne karfl› sorumluluk duymamak, bu yönlü herhangi bir çaba içine girmemek olumsuz bir tutumdur. ☞


21

39

Tabi ki bütüne karfl› sorumluluk duymak, olur olmaz yerde her fleye kar›flmak anlam›na gelmez. Herkes örgütsel s›n›rlar›n›-yetkilerini bilmek zorundad›r. Asl›nda burada da sorun, görev ve haklar› örgütsel iflleyifl çerçevesinde kullanma noktas›nda dü¤ümleniyor. Parti çal›flmas›nda kolektif iradenin belirledi¤i görevleri belli bir plan dahilinde ad›m ad›m uygulamaya çal›flmak zorunlu bir görevdir. Plans›z, düzensiz bir çal›flma ortaya baflar›y› de¤il baflar›s›zl›¤› ve verimsizli¤i ç›kar›r. Oysa her bir militan kendisine k›sa ve uzun vadeli planlar yapmak zorundad›r. Bu planlar tabi ki kolektif iradenin belirledi¤i çal›flma ve hedeflere uygun olmal›d›r. Bunun d›fl›nda yap›lacak planlar, yani kolektif çal›flmaya, sürecin sorunlar›n›n çözümüne yan›t olmayan her çaba bofla harcanm›fl emektir. Yine uzun vadeli plan yapmak, günü hiç hesaba katmamak demek de¤ildir, tam aksine, uzun hedefli planlar› gerçeklefltirmek için,

PUSULA ZOR VE KARMAfiIK SÜREÇLERDE SINIF B‹L‹NC‹ Devrimci mücadelenin zorluklarla dolu oldu¤u, sorunlar›n karmafl›k oldu¤u bir ülkede yafl›yoruz. Devrimci mücadelenin zorlu¤u ülkemizin ekonomikpolitik-sosyal dokusundan, mutlu bir az›nl›k olan komprador burjuva-feodallerin fliddete dayal› örgütlenmesinden, her türlü gerici kurumlara ve yap›lanmalara, iktidar›n erkine ve bütün yönetsel ve bask› mekanizmalar›na, maddi olanaklara sahip olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n, köylülerin, emekçilerin ve ezilenlerin yeterli ekonomik-demokratik-siyasal ve sosyal temelde örgütlenmelere sahip olmamalar›, var olanlar›n da zay›f ve c›l›z oluflu, güçlü bir mücadele gelene¤ine ve demokrasi bilincine sahip olmamalar›, devrimci mücadelenin zorluklar›n› art›rmakta, s›n›f bilinçli proleterlerin görev ve sorumluluklar›n› daha fazla ço¤altmaktad›r. Güçler dengesinin eflit olmad›¤›, koflullar›n dezavantajl› oldu¤u bir süreçte mücadele yürütülmektedir. Mutlu az›nl›k her yönüyle örgütlü iken mutsuz ço¤unluk yeterince örgütlü de¤ildir. Böylesi bir gerçeklik içinde mücadele örgütlenmeye çal›fl›lmaktad›r. Toplumsal hareketlenmeleri ve geliflmeleri çok yönlü ve bütünlüklü gözlemlemek, geliflmelerin ileride alaca¤› boyutu bilinçli ve objektif olarak tahlil etmek esas oland›r. Dura¤anl›ktan, edilgenlikten, hareketsizlikten a¤›r a¤›r s›yr›lan, geriliklerden kopmaya çal›flan devrimci mücadele, toplumsal hareketlenmeler ve geliflmeler henüz proleter devrimci bilincin müdahale ve yönlendirmesinden uzakt›r. S›n›f bilincinin etkileme, yönlendirme, harekete geçirme ve örgütleme gücü henüz zay›ft›r. Çünkü s›n›f bilinci zay›f, s›n›f bilinçli proleterler yeterince örgütlü de¤ildir. Sürecin geliflimi karfl›s›nda h›zl› ve çok yönlü, birden fazla olguyu bir anda düflünebilmeyi, h›zl› ve bütünlüklü hareket etmeyi ö¤renmeli-

yiz. S›n›f bilinçli proleterler, bilinçli, bütünlüklü ve ortak hareket etmeye, yetersiz ve zay›f olan s›n›f ve parti bilincini güçlendirmeye önem vermeli ve deneyimlerini art›rmal›d›r. Parti bilincindeki derinleflme burjuvaziye ve her türden gericili¤e karfl› mücadeleyi güçlendirir. Parti bilinci, savaflman›n ve kazanman›n bilincidir. S›n›f bilinçli proleterlerin örgütledi¤i ve kendi d›fl›nda örgütlenen kitle eylemliklerini, iktidar perspektifiyle etkilemek, yönlendirmek ve örgütlemektir. Parti bilinci teorimize, stratejimize uygun bir tarzda, kitle eylemliklerini, silahl› mücadeleyi ve devrimi örgütlemektir. At›lacak her ad›m›, örgütlenecek her eylemi politik iktidar perspektifine yöneltmektir. Örgütlenen her kitle eylemi ayn› zamanda Proletarya Partisi’nin örgütlenmesine hizmet etmelidir. Parti bilinci, bir yandan kitlelerin öfke ve nefretini, u¤rad›¤› zulmü, yaflad›¤› sefaleti örgütlemek iken di¤er yandan Proletarya Partisi’nin ilke ve kurallar›na uygun davranmak, çal›flma tarz›n› ö¤renmek ve örgütlemektir. Parti bilinci elefltiri-özelefltiri, demokratik merkeziyetçilik ve kolektivizm silah›n› do¤ru, yarat›c› ve gelifltirici bir tarzda kullanmakt›r. Kitle çizgisini, parti çizgisini derinlefltirmek ve gelifltirmektir. Proletarya Partisi’nin geliflimi demek kendi iç yasalar›na uygun hareket etmek, ilke ve kurallar›na dikkatlice uymak demektir. S›n›f savafl›m›n›n kendi iç yasalar›yla Proletarya Partisi’nin gelifliminin iç yasalar› birbirinden kopuk ve farkl› de¤ildir. Birbiriyle bütünlük içindedir. Proletarya Partisi’nin geliflim yasalar›, kitleleri örgütlemenin, e¤itmenin ve savaflt›rman›n yasalar›yla do¤ru orant›l›d›r. ‹ki dinamik olgunun geliflimleri iç içedir. Geliflmek, ilerlemek, s›çramalar yap›lmak isteniyorsa Proletarya Partisi’nin, s›n›f savafl›m›n›n ve toplumun geliflim yasalar›na uygun hareket

edilmelidir. Dogmatik, yüzeysel öznel niyetlerle olgulara yaklaflarak, geliflim sa¤lanamaz. De¤ifltirirken de¤iflmek, geliflirken gelifltirmek, ö¤retirken ö¤renmek ilkesine uygun davran›lmad›¤› sürece kitlelerin gerçek, yak›c› yaflamsal sorunlar› etraf›nda örgütlenmesi baflar›lamaz. S›n›f bilinçli proleterler kendi pratik deneyimlerinden ö¤renmeye daha fazla önem vermek zorundad›r. Çünkü gerçek ve somuttan ö¤renme kal›c› ve güçlüdür. Somuttan ve gerçekten ö¤renme ayn› zamanda de¤iflimi ve dönüflümü de sa¤lar. Pratik sürece kat›lmadan önceki bilgi ve tecrübemiz zay›f ve yetersiz iken, prati¤e kat›ld›ktan sonra elde edilen bilgi ve deneyim ›fl›¤›nda de¤iflim ve buna uygun dönüflüm güçlü olur. Geliflim bu hatta yürümezse, böyle hareket etmez ise dogmatizmin betonuna çivilenilir. Geliflim donar. ‹lerleme sa¤lanamaz. Kitleleri tan›ma, sorunlar›n› kavrama amaçl› gösterilen yaklafl›m gibi bir düflüncenin, politikan›n onlara tafl›nmas› amaçl› ve bu politika do¤rultusunda e¤itilip, örgütlenmesi amaçl› propaganda çal›flmas›nda izlenmesi gereken yöntemde ak›l ve sevgi ba¤›n›n birlikte kurulmas› gerekir. Bilinç ve sevginin ak›lla gönül ba¤›n›n bütünleflti¤i yerde ilerleme sa¤lan›r. Böylece bilinç tafl›y›c›lar, kitlelerin do¤al bir parças› olur. Kitleler, s›n›f bilinçli proleterlerde, bilinç tafl›y›c› müfrezelerde içtenli¤i, s›cakl›¤› ve sevgiyi görmelidir. Sadece politikay›, propaganday› tafl›yan olarak kal›n›rsa sadece akl›n temsilcileri olarak onlar›n karfl›s›na ç›k›l›rsa bütünleflme sa¤lanamaz. Kitlelere bilinç tafl›n›rken, politika tafl›n›rken, ›fl›k tafl›n›rken içtenlik, s›cakl›k ve sevgi de tafl›nmal›d›r. Yol gösterirken ö¤retirken ö¤renen; deklare ederken deneyim kazand›ran olunmal›d›r. Güçlü ba¤ yarat›lmadan bütünleflme sa¤lanamaz. Köylere gidip devrimci çal›flma yapan ancak onlar›n gerçekli¤inden, yaflam›ndan, sevgisinden uzak bir tarzda sadece “bilenler”, “yol göstericiler” olarak kal›narak, bütünleflme sa¤lanmaz. Politika ve devrimci kararlar maddi güce dönüflmez. Soyutlanman›n, yabanc›laflman›n oldu¤u yerde geliflme ve ilerleme gerçekleflemez. Kitlelerle bütünleflme do¤-

15-28 Temmuz 2004 yak›n ve günlük görevlerimizi aksatmamal›y›z. Di¤er bir anlat›mla yar›na iyi haz›rlanmak için, bugün yap›lmas› gerekeni yapmal›y›z. Yar›n›n zeminini bugünden örmeliyiz. Tüm bunlar› yapmak önceliklerimizi do¤ru saptamakla, ›srarl› çal›flmakla ancak mümkün olabilir. Evet her parti militan› planl› çal›flmada ›srar etmelidir ve bu plan da kolektif iradenin alm›fl oldu¤u kararlar ve belirlemifl oldu¤u yönelime uygun olmal›d›r. Yani, bireyin plan› kolektif iradenin plan›na uygun de¤ilse, ortaya konulan eme¤in-ç›kar›lan ürünlerin s›n›f mücadelesine, partinin sürecine pek bir katk›s› olmaz. Ve bu çal›flma da partinin çal›flmas› de¤il, olsa olsa bireyin çal›flmas› olur. Dolay›s›yla yapaca¤›m›z her plan, ataca¤›m›z her ad›m kolektif iradenin yönelimine ve kararlar›na uygun olmak zorundad›r. Kiflisel yarat›c›l›¤›m›z›-enerjimizi bu temelde kullanmal›y›z. ru ve devrimci bir bak›fl aç›s› kadar do¤ru bir yaklafl›m ve onlar› benimseme, onlarla bütünleflme sorunudur. Kitlelere gidifl, onlardan ö¤renme tarz›m›zla, bilimi ve gerçekleri ö¤renme tarz›m›z bütünlük içindedir. Tepeden inme, hotzotçu, her fleyin en do¤rusunu en iyisini bilen, karfl›s›ndakini bilgisiz, ö¤renmeye muhtaç zavall› gören anlay›fl, yaklafl›m ve tutumlar burjuva tutumlard›r. Kitlelerle her düflünce ve öneri, her politik karar paylafl›lmal›d›r. Düflünce ve politik kararlar›n onlar›n düflünce ve kararlar› haline getirilmesi için onlarla tart›fl›lmal› ve onlara benimsetilmelidir. Diyalo¤un, paylaflman›n olmad›¤› yerde benimsetme ve kavratma olamaz. Kendi gerçekli¤imizle uyuflmayan yaklafl›m, düflünce ve önerilerin halk›n dünyas›nda yank› bulmas›n› bekleyemeyiz. Halk, yaflad›¤› gerçek sorunlara denk düflen kararlar› benimser. Bu do¤rultuda kolektif çabas›n› kararlar›n uygulanmas›na katarsa, çözüme varmak kolaylafl›r. Halk›n bireysel düflüncesinin, önerisinin karar mekanizmas›na her kat›l›m› karar›n çözümünde güçlü bir etki yarat›r. Halkla bütünleflmenin gerçekleflti¤i yöntemleri zenginlefltirmek temel bir görev olmal›d›r. Her alanda yaflanan baflar› ve baflar›s›zl›klar üzerinde ciddi düflünmeli, nedenleri bulunup ortaya ç›kar›lmal›, eksiklikler giderilmeli, baflar›lar büyütülmelidir. Bilinç ve sevginin, paylafl›m ve bütünleflmenin her baflar›s›nda “kitlelerden kitlelere” ilkesinin yarat›c› ve bilimsel tarzda derinlefltirici, zenginlefltirici çaba ve ad›mlar›n› görmek mümkündür. Kitle çal›flmas›nda, alan örgütlenmesinde, illegal parti örgütlenmesinde, savafl› devrimle bütünlefltirme ad›mlar›nda ön birikimlerin ço¤almas›na, bilinci dönüfltüren deney ve tecrübelerin ço¤almas›na yaflamsal ihtiyaç vard›r. Kitlelerin yar›n daha ileri talepler do¤rultusunda somut eylemliklere tafl›nmas› isteniyorsa izlenmesi gereken yol ve yöntemlere dikkat edilmelidir. Proletarya Partisi’nin yürüyüflüne h›z katmak isteniyorsa bunun yolu kitlelerle ba¤lar›n›n güçlendirilmesinden, sa¤lamlaflt›r›lmas›ndan, ilke ve kurallar›n zenginlefltirici ve gelifltirici tarzda prati¤e uygulanmas›ndan geçer.


15-28 Temmuz 2004

22

39

Filistinlilere kendi topraklarında tecrit

‹srail Siyonistlerinin Filistin halk›na yaflatt›¤› zulüm, art›k iyiden iyiye yükselen ve Filistinlilerin yaflamlar› üzerinde kara bulut gibi çöken ›rkç›-ayr›mc› duvarla katmerlefliyor. Bugün muhalefette olan “‹flçi Partisi”nden Haim Ramon’un fikri olarak ilk kez ortaya at›ld›¤›nda milliyetçi sa¤, duvar fikrine, ‹srail ile Filistin aras›nda gelecekte oluflacak yeni bir s›n›r›n tasla¤› olarak görerek, karfl› ç›k›yorlard›. Ancak Siyonist ‹srail devletinin bugünkü temsilcisi fiaron ve ekibinin bu sorunu da “aflarak” duvar’›n hatt›n› isteklerine göre yeniden flekillendirdi¤i ayr›mc› duvar bitti¤inde 720 kilometre uzunlu¤unda olacak. Yani Berlin Duvar›n›n dört kat› uzunlukta ve pek çok k›sm› da iki kat yüksekli¤inde olacak. Dikenli tellerin, bir çukurun ve 8 metre yüksekli¤inde, elektronik alarm sistemiyle donanm›fl duvar›n, toprak bir yolun ve yine dikenli tel örgülerin art arda gelmesiyle ay›r›c› bölmenin geniflli¤i birçok yerde 60-70 metreye yükseliyor. Özellikle beton bariyerler, gözlem kuleleri, her iki tarafta derin hendekler, askeri devriye için oluflturulan yollar, ayak izlerini kaybedecek bir sistem, dikenli teller, elektronik uyar› sistemi düflünüldü¤ünde Filistinlilerin askeri bir hapishane duvar› içine hapsedilmek istendi¤i tam bir netlik kazan›yor.

Ancak Güney Afrika’daki ›rk ayr›m›na benzetilerek Apartheid Duvar› olarak adland›r›lan bu duvar›n tek sonucu tecrit olmayacak. Zira ‹srail Siyonistleri, Filistin’i ekonomik olarak kapana k›st›racak, ekonomik kaynaklar›n› ellerinden alacak biçimde bir projeyi de uyguluyor, duvar inflaat›yla. Bölgeye sözde bar›fl getirmek için çizilen “Yol Haritas›ndaki” 2005 y›l›nda Filistin devleti kurulmas› aldatmacas› aç›ktan bir yalana dönüflüyor. Bir devlet kurulmas›ndaki en temel ihtiyaçlardan ekonomik ve do¤al kaynaklar Filistinlilerin ellerinden al›n›yor. Örne¤in “Kalkiliya’n›n 40 kilometre kuzeyindeki bir bölgede, ›rkç›l›k duvar›n›n uzunlu¤unun yüzde 12’sine yak›n büyüklükte bir toprak, yani yaklafl›k 90 bin dönüm (90 kilometre kare) bu duvar yüzünden kaybedilecektir. ‹lk safhan›n tamam›nda, ‹srail taraf›ndan 160 bin ila 180 bin dönüm aras›nda topra¤a el konulmas› öngörülmektedir. En az 15 köyün yerleflim alan› ›rkç›l›k duvar›n›n Do¤usunda kal›rken, bu köylere ait topraklar›n önemli bir bölümü ya duvar›n aras›nda ya da öte taraf›nda kalacakt›r.” (Fuat Yasin) Duvar Filistinlilerin seralar›na ve tar›m ürünlerine zarar veriyor, bölgenin turizm, su ve mineral kaynaklar›n›n denetimi ile verimli tarlalar›n büyük bölümü ‹srail’e kal›yor. Bu duvarla birlikte Filistin halk›n›n

tüm hareketleri ‹srail devletinin “insaf›na” terk edilecek; Filistinliler hastaneye gitmek için dahi kontrol noktalar›ndan geçmek zorunda kalacak. Ayr›ca Filistinlilerin her zaman üzerinde önemle durduklar› sürgün edilen, zorla göç ettirilen Filistinlilerin ülkeye geri dönüflü imkans›zlaflt›r›l›yor bu duvarla. Sözde “Yol Haritas›nda” bu konuda da az da olsa aral›k b›rak›lan kap›n›n önüne de çekiliyor bu duvar. Bugün Filistinler için daha fazla tecrit, daha fazla ekonomik yok olufl... demek olan duvar›n, asl›nda ‹srail halk› için de ayn› anlama geldi¤ini görmek gerekiyor. % 20’sini Araplar›n oluflturdu¤u 6,5 milyon nüfuslu ‹srail için de kendini tecrit etmek olan bu duvar›n rengini ‹srail halk› da görmelidir. “Baflka bir ulusu bask› alt›nda tutan bir ulus özgür olamaz” gerçe¤inden hareketle Duvar, yaln›zca Filistin topraklar›n› iflgal etmenin bir arac› olmakla kalm›yor, ‹srail halk›n› da kuflat›yor. Duvar›n amac›n› “terörist sald›r›lardan korunmak” olarak aç›klayan ‹srail’in, tüm bu sonuçlar›yla birlikte de¤erlendirildi¤inde amac›n›n hiç de böyle olmad›¤› aç›kça görülüyor. Zaten Duvar inflaat›nda epey yol kat edilmiflken, ülkelerini iflgalden kurtarmak için savaflan

Filistinli Tutuklular Açl›k Grevinde Beer Shaba Hapishanesi’nde tutulan Filistinli esirlerin 6 Temmuz 2004 Sal› günü bafllad›¤› açl›k grevi sürüyor. Al›nan bilgilere göre hapishane yönetiminin bask›c› s›n›rlamalar› ve tav›rlar›n› protesto etmek için bafllayan Beer Sheba Hapishanesi’ndeki açl›k grevinde tutuklular›n eylem gerekçeleri ve talepleri de belli olmaya bafllad›. Beer Sheba’da tutuklu bulunan Filistinlilerin talepleri flunlar: - Yönetimin, her gün tutuklular›n tüm vücutlar›n›n bafltan afla¤› aranmas›n› zorlamas›na son verilmesi ve bu afla¤›lay›c› eylemin son bulmas› talep ediliyor.

Peru ve fiili’de emekçiler ayakta Güney Amerika ülkeleri Peru ve fiili’de emekçiler, daha iyi çal›flma koflullar› talebiyle sokaklara döküldü. 3 Temmuz’da Peru’da ö¤retmenler, fiili’de ise bal›kç›lar polisle çat›flt›. PERU’DA ALANLAR EMEKÇ‹LER‹ND‹ Peru Komünist Partisi’nin önemli oranda güçlü oldu¤u bilinen Peru’nun Ayakucho kentinde daha iyi çal›flma koflullar› ve e¤itim hakk› eflitli¤ini ihlal etti¤ini öne sürdükleri yasan›n kald›r›lmas›n› talep eden ö¤retmenler sokaklara döküldü. Polisin emekçilere sald›r›s›yla çat›flma ç›kt›.

Hakl› talepleri için soka¤a ç›kan emekçiler, olaylar s›ras›nda baz› hükümet binalar› ile biri belediye baflkan›na ait iki oteli atefle verdi. E¤itim sendikas› yetkilileri çat›flmalarda 2 ö¤retmenin öldü¤ünü öne sürdü. Ancak bu bilgi ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan yalanland›. Hükümet yetkilileri olaylarda 39 kiflinin yaraland›¤›n›, 15 kiflinin de tutukland›¤›n› bildirdi. fi‹L‹’DE 800 BALIKÇI ‹SYAN ETT‹ Peru’nun komflusu fiili’nin ‹kiukue kentinde de, bal›kç›larla devlet

Filistinli direniflçilerin sald›r›lar›n› durduramad›¤›/durduramayaca¤› da bir gerçekliktir. Ancak katil fiaron bu sald›r›lar› da bahane ederek Duvar›n “gereklili¤ini” anlatmaya çal›fl›yor ve Birleflmifl Milletler’e ba¤l› Lahey’deki Uluslararas› Adalet Divan›nda al›nan “duvar›n yasad›fl› oldu¤u ve y›k›lmas› gerekti¤i” karar›n›n Filistinlileri cesaretlendirdi¤ini iddia ediyor. Uluslararas› Adalet Divan›n›n ald›¤› karar›n her ne kadar bir yapt›r›m gücü olmasa da uluslararas› kamuoyunun dikkatlerini konuya çekmesi aç›s›ndan önem arz ediyor. Nitekim Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi (ILPS)’nin de aralar›nda bulundu¤u birçok anti-emperyalist, savafl karfl›t› vb. örgüt, Duvar’›n inflaat›n›n durdurulmas› için harekete geçmifl durumda. Aç›lan çeflitli kampanyalarla Filistin halk›n›n direnifline destek vermek ve ayr›m duvar›n›n y›k›lmas› için mücadele ortaklaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bu tür uluslararas› giriflimlerin ve faaliyetlerin önemi daha önce Güney Afrika’daki Apartheid politikalar›n›n sona erdirilmesinde büyük katk›s› olmufltu. fiimdi de Filistin halk›n›n yaflam›n›n tecrit edilmesine karfl› ayn› duyarl›l›kla yürütülen mücadelenin ülkemiz aya¤›n› örmek önemli bir gündemdir.

güçleri karfl› karfl›ya geldi. Dinlenme sürelerinin iki saatten sekiz saate ç›kar›lmas›n› isteyen yaklafl›k 800 bal›kç›, polisle çat›flt›. Polis, tafl, flifle ve araba lastikleri f›rlatan göstericileri da¤›tmak için göz yaflart›c› gaz kulland›. 12 polisin yaraland›¤› çat›flmalarda, 21 göstericinin gözalt›na al›nd›¤› bildirildi. Ayr›ca fiili Parlamentosu ülkede kalan son politik tutsaklar olan solcu 32 tutuklunun kaderini tart›flmaya bafllad›¤› esnada tutuklu yak›nlar› da parlamento önünde “Politik Tutsaklar Açl›k Grevi’nde” dövizleri tafl›yarak protesto gösterisi yapt›.

- Yönetimin hasta tutuklulara yönelik olarak tedavi ve ilaç konusunda gösterdi¤i bofllama ve kasti engellemelerin kald›r›lmas› talep ediliyor. Al›nan bilgiye göre sa¤l›k konusundaki bask›lar o derece yo¤un ki acil t›bbi müdahaleye ihtiyaç duyan tutuklular dahi tedavi edilmiyor. -Tutuklulara verilen yemeklerin kalite ve ö¤ününün art›r›lmas› isteniyor. -Tutuklular›n tabi tutulduklar› gayri insani koflullar›n iyilefltirilmesi talep ediliyor. Beer Sheba’da yaklafl›k 750 Filistinli esirin al›konuldu¤u ifade ediliyor.


23

39

Filipinler, Irak’taki askerlerini çekece¤ini aç›klad›

Uzun bir zamand›r, Filipinler’deki anti-emperyalist güçlerin düzenledi¤i hükümeti bask› alt›na alan eylemler sonuç verdi. Filipinler Devlet Baflkan› Gloria Macapagal Arroyo’nun sözcüsü Ignacio Bune, Irak’ta sözde bar›fl gücü görevi nedeniyle bulunan askerlerin 20 A¤ustos’ta ülkeye dönece¤ini bildirdi. Irak’ta bir Filipinlinin kaç›r›lmas›n›n ard›ndan, Devlet Baflkan› Ar-

royo, baflka Filipinlilerin Irak’a çal›flmaya gönderilmemesi için hükümete talimat vermiflti. Irakl› direnifller taraf›ndan kaç›r›lan Filipinli rehine Angelo de la Cruz, El Cezire televizyonunda yay›nlanan görüntülerinde, ülkesine militanlar›n isteklerini yerine getirmesi ve Filipin askerlerini Irak’tan çekmesi ça¤r›s›nda bulundu. Ancak Arroyo, bu konuda da iki-

yüzlü tutumunu devam ettirmekten geri durmamakta. Bu görüntüler yay›nlanmadan önce Filipin halk›na yapt›¤› konuflmada Filipinli rehinenin serbest b›rak›ld›¤›n› söylemesine karfl›n, bu haber birçok kaynak taraf›ndan yalanland›. ILPS Filipinler Seksiyonu da yapt›¤› aç›klamada Arroyo’nun “bir yalanc›” oldu¤unu söyleyerek, Filipin halk›n› ve Cruz’un ailesini kand›rd›¤›n› ifade etti ve “ABD-GMA rejimi neden bu ölüm kal›m meselesinde ad›m atm›yor? Angelo’nun kaderi hakk›nda karar vermekte bu kadar yavafl davran›yor? Angelo yaln›zca bir kamyon floförü oldu¤u için mi?” diye sordu. ILPS Filipinler Seksiyonu konu ile ilgili olarak 11 Temmuz günü bir protesto eylemi yaparak askerlerin derhal Irak’tan çekilmesini ve Angelo’nun yaflam›n›n kurtar›lmas› için giriflimlerde bulunulmas›n› istedi.

Dünyadan Notlar KASIM’DAK‹ ABD SEÇ‹MLER‹NE BAKARKEN BUSH-EMPERYAL‹ZM-KERRY DENKLEM‹

Son aylar›n G-8 ve NATO Zirveleri gibi ABD emperyalizminin temsilcilerinin yapt›¤› “dünya turu”nun ard›ndan Birleflik Devletler’de gözler bu Zirvelerin sonuçlar›yla birlikte iç politikaya yöneldi. ABD’nin önümüzdeki on y›llara dair plan ve projelerinin bir nevi görücüye ç›kt›¤› bu süreçteki kazançlar›n› ve emperyalistler aras›nda geliflen çeliflkiler ayr› bir de¤erlendirme konusu olarak bir yana b›rak›rsak ABD aç›s›ndan süreç Kas›m ay›nda yap›lacak seçimlere dönük kampanyalara kilitleniyor. Planlar› çok öncesinden çizildi¤i art›k iyiden iyiye gün yüzüne ç›km›fl olan ve 11 Eylül sald›r›lar› ile birlikte h›zla uygulamaya konulan ve “terörizme karfl› küresel savafl” olarak adland›r›lan sürecin oyuncu ekibinin bafl aktörü konumuyla George W. Bush, dünya ezilen halklar› nezdinde en çok nefret edilen adam madalyas›n› da gö¤süne takt›. Kendisine ve flahinler ad› verilen ekibine duyulan nefret ve öfke emperyalist emellerini gerçeklefltirmek üzere gittikleri her ülkede yap›lan protesto eylemleriyle kendini a盤› vuruyor. ABD’de iktidarda oldu¤u üç buçuk y›l içinde, yan›nda bulunan Condeleeza Rice, Wolfowitz, Perle, Kagan, Cheney isimlerle birlikte bin y›l›n en kötüleri olarak an›lan W. Bush, Kas›m seçimlerindeki kampanyas›n›n temelini süreci sa-

vunma ve politikalar›n aklama üzerine kurmaya çal›fl›rken, “karfl›s›ndaki” Demokratlar›n Baflkan Aday› John Kerry de ayn› konular üzerinden yükleniyor W. Bush’a. Emperyalist kapitalist sistemin ekonomik, askeri ve politik olarak zay›flasa da hala en güçlüsü olma özelli¤ini koruyan ABD emperyalizmi ile ilgili her geliflme tüm dünyan›n gündemini de etkiliyor. Sözkonusu olan geliflme ad› geçen katilin önümüzdeki dönemde yine sahnede bulunup bulunmayaca¤› ile ilgili olunca dikkatler daha bir yo¤unlafl›yor. Buraya kadar sorun yok. Ancak bu yo¤unlaflma içinde en dikkat çekici nokta ise yarat›lan “umut” ortam›. Bu umudun temelini ise Bush’un seçilmemesi oluflturuyor. Kuflkusuz Bush’un seçimlerdeki olas› yenilgisi, önemli göstergelere iflaret edecektir. Örne¤in Amerikan halk›n›n esas olarak son üç y›lda t›rman›fla geçen sald›rganl›k politikalar›na karfl› olmas›n›, yaflam›n gitgide daha zorlaflt›¤›, iflsizli¤in son y›llar›n en yüksek oranlar›na ulaflt›¤› bir ülkenin ekonomi politikalar›n› kabul etmedi¤i vb. önemsenmesi gereken konulard›r. Bu tüm dünyadaki ezilen halklar ve onlar›n mücadelesi için de önemli verilerdir. Ancak Bush’un seçilememesine olmad›k payeler biçme, olmad›k hayallere/umutlara kap›lma e¤ilimi de oldukça tehlikeli bir yaklafl›m içeri-

15-28 Temmuz 2004 LONDRA’DA METRO GREV‹

‹ngiltere’nin baflkenti Londra’da kendilerine teklif edilen ücret art›fl› ve çal›flma saati azalt›m›n› yetersiz bulan metro çal›flanlar›n›n 30 Haziran’da bafllatt›¤› grev, kentin tamam›nda hayat› felce u¤ratt›. Her gün yaklafl›k üç buçuk milyon kiflinin kulland›¤› Londra metrosundaki grev nedeniyle otobüs duraklar›nda uzun uyruklar olufltu. Deniz ve Demiryolu Çal›flanlar› Sendikas›, anlaflmazl›¤›n sürmesi halinde grevlerin devam edece¤ini bildirdi. Londra metrosu yöneticileri ise grevin kabul edilemez oldu¤unu ifade etti.

yor. Emperyalist sald›rganl›¤a karfl› mücadeleyi kifliyle s›n›rlamaya çal›flan, örne¤in Bush’a duyulan nefreti emperyalizme karfl› örgütlü bir güce dönüfltürmeyi de¤il, Bush’un “isminden yararlanarak” popülist politika yapan anlay›fllar bu yaklafl›m›n önemli bir yan›n› teflkil ediyor. Anti-emperyalist güçlerin defalarca vurgulad›¤› gibi emperyalist politikalar›n yaflama geçirilmesinde direkt rol alanlar›n sald›rgan ya da yumuflak bafll› olmas›, bu politikalar›n niteli¤ini belirlemez. Hitler, kriz içindeki Alman tekelci burjuvazisinin temsilcili¤ini “lay›k›yla” yerine getirmiflti, kiflilik özellikleri de bu role çok uygundu ancak Onun yerinde kim olsa 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› tarihteki yerini alacakt›. Bunun yan›nda Bush’un “karfl›s›nda” yönetime aday olan Demokratlar›n (ad›na kanmay›n) aday› John Kerry’nin de Bush’tan esasta farkl› olmad›¤› yürüttü¤ü seçim kampanyas›ndaki sözleriyle kendini a盤a vuruyor. Kampanyas›n›n önemli bir k›sm›n› Bush’un d›fl politikas› ve özellikle Irak’›n iflgali üzerine kuran Kerry’nin elefltirileri esas olarak üslup ve yöntemler noktas›na odaklan›rken, bunu flu flekilde ifade ediyor: “Ben George Bush’u terörle savafl konusunda yapt›klar›n› çok buldu¤um için elefltirmiyorum; inan›yorum ki, bu konuda çok az fley yapt›.” Bu anlamda Afganistan ya da Irak’›n iflgalinin sona erdirilmesinden bahsetmek bir yana daha fazla silah kullan›m›n› da taahhüt ediyor. Kerry vaatlerini flu flekilde s›ral›yor: “Terör gruplar›n›n ve liderlerinin yakalanmas› ve yok edilmesi için do¤rudan askeri harekette

bulunmakta tereddüt etmeyece¤im. George Bush, dünyan›n en güçlü ordusunu miras ald›; fakat onu zay›flatt›... ‹kinci olarak, e¤er baflkan olursam istihbarat ve yasal önlemleri içeride ve d›flar›da güçlendirece¤im... Üçüncü olarak teröristlere giden fonlar› kesmemiz gerekiyor. Suudi Arabistan örne¤inde Bush yönetimi teröristlere ait mali kaynaklar›n sa¤lanmas› ve aklanmas› konusunda çok temkinli davrand›... Dördüncü olarak, terörist gruplar ile mücadele uzun vadeli bir ifl oldu¤undan teröristleri nükleer kimyasal ve biyolojik silahlara ulaflmalar›n› engellemeliyiz... Bir sonraki ifl Irak’ta ve Afganistan’da bafllan›lan iflin bitirilmesidir... Ve Irak’ta ifl bitene kadar kalmal›y›z.” Kerry, bu vaatlerinin yan›nda baflta Filistin halk› olmak üzere bölge halklar› için bir zulüm kayna¤› olan ‹srail Siyonistleri ile iliflkileri bak›m›ndan da örnek teflkil ediyor. Senatörlük yapt›¤› dönemde Yahudi lobisiyle çok yak›n çal›flan Kerry, bu iliflkisini de “20 y›ld›r ‹srail ile olan özel iliflkiyi, dostlu¤u devam ettirmede % 100’lük bir karneye sahibim, % 99 de¤il: ‹srail’in varl›k nedeni Amerika’n›n varl›k nedeni olmal›d›r. ‹flte Bush seçilmedi¤i takdirde ABD yönetimine gelecek müstakbel Baflkan›n ezilen halklar üzerindeki planlar› böyle. ‹flte emperyalizme karfl› mücadeleyi kiflilere indirgeyenlerin, ezilenlerin sorunlar›n› baflkalar›na havale edenlerin güvendikleri, umut ba¤lad›klar› yerin demokratl›¤›... Sonuç olarak “Gelenin gideni aratmamas›” için oklar›n do¤ru rotay› hedeflemesi yaflamsal önem tafl›yor.


39

24

15-28 Temmuz 2004

96 Ölüm Orucu: Zafere Kadar Direnifl 45 gün süren süresiz açl›k grevi eyleminin ard›ndan s›ray› bekleyen daha büyük bir yaflam koflusuydu. Ölümü ad›mlayan yoldaki büyük yaflam koflusu. Bütün ko¤ufllarda yaflanan ayn› telafl, ayn› heyecan, ayn› coflku ve ayn› hüzündü. Elenmiflti bu yaflam koflusunda kimileri. Koflanlar›m›z en önde olanlar›m›zd›. Yap›lan konuflmalar›n ana ve ortak temas› zafere kenetlenifl ve kofluyu sonuna kadar götürmenin inanc›. Bu inançt› kenetleyen birbirine. Konuflmalar›n ard›ndan Ölüm Orucu direniflçileri ve tutsak kitlesinin tümü akflam yap›lacak tören için haz›rlanmaya bafllam›flt› bile. Bu tarihsel yürüyüflün bafllayaca¤› gün de içeri¤ine uygun olmak zorundayd›. Havaland›rman›n ortas›nda yak›lan dev ateflin etraf›nda çarpan yüreklerin tümünde ses ve ritim ayn›yd›; Biz Kazanaca¤›z! Bu inançla yürüyüflün and› içildi. Ve start› verildi o büyük koflunun. Bu süreçte koflanlar, koflanlar›n yan› bafl›nda yer alanlar ve di¤erleri… herkes yaflanan tarihi sürecin heyecan› ve sorumlulu¤uyla hareket etme çabas›ndayd›. Tutuklu yak›nlar›n›n d›flar›da çarpan yüre¤i, görüfl kabinlerinde analar›n yükselen 盤l›¤›yla büyüyordu. “Ölme O¤ul” diye yakar›fllar›n anlams›zl›¤›n› onlar da biliyordu. Verildi mi söz, bafllad› m› yürüyüfl onlar da çok iyi biliyordu ki dönüfl yoktu art›k. D›flar›n›n sesine ses olunmas› gerekti¤ini bir ço¤u o zaman diliminde ö¤rendi belki de… Ölüme nerden, nas›l bakarsak bakal›m so¤uktu yüzü. Onur ve erdem yüklü ama so¤uk. Onurlu yaflam›n ilk omuz bafl› oldu Aygün U¤ur. ‹lk o yakalad› yaflam ipini. Ve devretti kendinden sonrakilere. Hapishane koridorlar›n›, ko¤ufllar›n› dolduran z›lg›t Aygün’ün yaflam z›lg›t›yd›. Ümraniye’den bafllatt›¤› z›lg›t ülkemiz hapishanelerinde binlerce tutsak kitlesi taraf›ndan çekilen z›lg›tla yan›tland›. “Onlar elbette ki yiyorlar, içiyorlar” bö¤ürtüsü kulaklarda iken, Aygün gülüflüyle yan›t verdi. Tarihin bu kesitinde yürütülen muharebe de t›pk› di¤erleri gibi hafife al›namayacak kadar önemliydi. Düflman›n her sald›r› ve manevras› mutlak suretle yan›tlanmal›yd›. Aygün

yaflam›yla verdi bu yan›t›. Ard›ndan di¤erleri çekti yaflam›n onurlu ipini. S›ras›yla ve hiç tereddüt etmeden. Çanakkale’den duydu¤umuz ses Ayçe ‹dil Erkmen’in sesi kad›n savaflç›lara ayr› ve daha anlaml› bir mesaj gönderiyordu. Ölüm Orucu’nda flehit düflen ilk kad›n tutsak olma onuruyla devretti bayra¤›n› kendinden sonrakilere. SAG direniflçisi Tahsin’in onur yüklü, y›llar›n› devrime adam›fl olman›n tüm mütevazili¤iyle katafalk›nda yat›yordu. Meflalelerle ayd›nlanan yüzü kavgaya daha fazla at›lman›n gerekti¤ini anlat›yordu. Yüzüne birikmifl yaflam çizgileriyle. Nöbet tutan yoldafllar›, siperdafllar› yaklaflan zaferin müjdesini f›s›ld›yordu

Gülü bizden bizi çekirdekten Evrim evrim do¤uran evren duy bizi Tomurcuklar›m›z yang›n yeri Bir fidan›z gelece¤e yükselen Yazg›lara boyun e¤medik hiç Kulak kabartt›k bahar›n sesine

kulaklar›na. Ko¤ufl kap›s› aralan›p ç›kt›¤›nda Tahsin hep bir a¤›zdan yükselen tek bir ses ve tek bir 盤l›k vard›. Bize Ölüm Yok! Hücre tipi hapishanelerin provas›n› ’96 y›l›nda Eskiflehir tabutlu¤unu açarak yapan devlete yan›t aç›k ve netti. Direniflin biçimi ve bedeli ne olursa olsun ödenecekti ve hücreler hiçbir biçimde kabul edilmeyecekti. Devletin ödenen bedellerle birlikte köfleye s›k›flm›fll›¤› ile yapt›¤› bir dizi aç›klama gecikmeden yan›t›n› buluyordu. Gerek d›flar›da oluflan ka-

GÜN’DE DÜN... 15 Temmuz 1927. Viyana’da solcular ayakland›; polis atefl açt›: 89 ölü. 1954. ‹zmir liman iflçileri yasa¤› delerek grev yapt›; 24 iflçi gözalt›na al›nd›. ‹zmir’de 700 liman iflçisi bir y›l sonra gene grevde. Bu kez iflçiler mahkemeye sevk edildi. 1958. Amerika Birleflik Devletleri iç savafl süren Lübnan’a asker ç›kard›. 16 Temmuz 1888. Sözleri Paris Komünü’nün y›k›lmas›ndan sonra Komüncülerin mücadelesi ad›na Eugene Pottier taraf›ndan yaz›lan Enternasyonal, Pierre Degeyter taraf›ndan marfl olarak bestelendi. 1918. Rus Çar› Nikola ve hanedan›n di¤er fertleri idam edildi. 1958. Ortado¤u’da görev alacak 11 bin

muoyu ve kitle deste¤i, gerekse de direniflçilerin içerdeki kararl› tutumu kazan›mlar›n temel zeminini oluflturuyordu. Devlet yapt›¤› aç›klamalarla çaresizli¤ini ve köfleye s›k›flm›fll›¤›n› ifade ederken, komünist ve devrimci tutsaklar ortaya koyduklar› irade ile kazanacaklar›n› çok iyi biliyorlard›. Direniflin 67. gününde s›radaki Yemliha’yd›. Beklenen haberin tüm ko¤ufllara ve hapishanelere yay›lmas› uzun zaman almam›flt›. U¤urlad›¤›m›z her bedel ö¤reterek ayr›ld› aram›zdan. Boylu boyunca yatt›¤› katafalkta gülümseyerek bak›yordu dünyaya. Açl›¤›n ve ölümün so¤uk yüzünü parçalamak istercesine gülümsüyordu. Eriyen bedene inat gülümsüyordu. Her gün biraz daha eriyen bedenin a¤›rl›¤›yla, ad›m atman›n dahi zorlaflt›¤› o günlerde gidenlerimiz koflmay› emredercesine yat›yorlard› katafalkta. O da haz›rland› gidece¤i yolculu¤a. Upuzun koridoru dolduran insan y›¤›n› bu onurlu gidifli u¤urlamaya haz›rlan›yordu. Bir bedel ödemeye daha. Sar›ld›¤› bayra¤›n alt›nda karanfillerle u¤urland› Yemliha. Ç›karken direnifl ko¤uflundan yoldafllar›n›n omuzlar›nda tek tek tutsak kitlesinin yüzünü izlerken hüzünle bakan gözlerin tümüne güç ve cesaret veriyordu. Ve yine hapishane duvarlar›nda yank›lanan o 盤l›kla u¤urland› Yemliha; Bize Ölüm Yok!, Bize Ölüm Yok!, Bize Ölüm Yok! 69 günlük bu çarp›flman›n ard›ndan kazan›mlar›n ilan edildi¤i saatlerde Hayati Can’›n sesini duyduk Bursa Hapishanesinden. Tarihe alt›n harflerle yaz›lan bu direniflin son noktas› oldu O. Zaferi mufltulad› ve kutlarcas›na tüm tutsak kitlesini, solu¤unu b›rakt› kavgas›na. Bu tarihi tecrübenin kazan›mlar›yla birlikte karfl›land› hapishane sald›r›lar›. 19 Aral›k katliam›n›n ard›ndan yaflanan Ölüm Orucu direniflinde 96’n›n ö¤retileri ve sonuçlar›yla hareket edildi. Nergiz, Muharrem ve di¤erleri kendilerinden önce direnerek ve ölümü küçülterek yazd›klar› tarihin takipçileri olarak yaz›ld›lar bu süreçte...

Amerika Birleflik Devletleri askerinin ‹ncirlik üssüne indirilmesine baflland›. 17 Temmuz 1879. ‹stanbul’da tersane iflçileri grevde. 1936. ‹spanya Fas’›nda General Fransisco Franco cumhuriyetçi hükümete isyan etti; ‹spanya iç savafl› bafllad›. 18 Temmuz 1981. ‹rlanda Cumhuriyet Ordusu, IRA taraftarlar›n›n Dublin’deki gösterileri s›ras›nda 120 kifli yaraland›. 1986. ‹nsan Haklar› Derne¤i Ankara’da kuruldu. 19 Temmuz 1979. Sandinist devrimci güçler, Nikaragua’da Managua’ya girdiler. 2000. Liseli iki k›z ö¤renciye gözalt›nda cop ile tecavüz etti¤i iddias›yla yarg›lanan polis memuru Gürkan ‹lhan’a Hatay Emniyeti taraf›ndan “üstün baflar›l›” çal›flmalar› nede-

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER Tuncay Bali: Malatya do¤umludur. Üniversitede okurken tan›fl›r Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle. Zeytinburnu’nda demokratik kitle örgütlerinde faaliyet yürütürken 16 Temmuz 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Erol Do¤an: Sivas Divri¤i Ar›kbafl› (Birestik) köyü do¤umludur. Zeytinburnu’nda 24 Temmuz 1977’de bir sivil faflist taraf›ndan katledildi. Pafla Soylu: 18 Temmuz 1980’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Hasan Gülünay: 1965 Erzincan Kemah do¤umludur. Çal›flmak için geldi¤i ‹stanbul’da Proletarya Partisinin düflünceleriyle tan›fl›r. 1980 döneminde oluflan kopuklu¤unu 1983’te giderir. 1987’de T‹KKO’nun flehir askeri faaliyeti içinde görev al›r. 20 Temmuz 1992’de evinden ç›kt›¤›nda gözalt›na al›n›r ve gözalt›nda kay›plar›n ilklerinden biri olarak ölümsüzleflir. Emre Bilgin: 1962 ‹stanbul do¤umludur. Hapishane yaflam› boyunca gösterdi¤i kararl› tavr›n› ç›kt›¤›nda da sürdürür. Israrla askeri faaliyette görev almak istedi¤i için bu alanda görevlendirilir. 20 Temmuz 1992’de içinde bulundu¤u araban›n çevrilmesi sonucu ç›kan çat›flmada örnek bir tav›r sergiler. Üstündeki hiçbir parti de¤erinin düflman›n eline geçmemesi için hepsini yakar. Yaraland›¤›nda umudun ad›n› duvara kan›yla yazar. “Gülümsememi yok etmek için surat›m› parçalaman›z gerekir” sözüyle ve yi¤itçe direnifliyle haf›zalarda yer eder. Mustafa Kalkan: 1958 Dersim Hozat K›rnik (Buzlup›nar) do¤umludur. Hozat çevresinde faaliyet yürütür. 1982’de tutuklan›r ve Elaz›¤ Hapishanesi’ne konur. Buradan bir grup yoldafl›yla birlikte firar eder. T‹KKO gerillalar›na kat›l›r. Özgül durumu nedeniyle yurtd›fl›na ç›kt›¤›nda 17 Temmuz 1993’te bir trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir. M. Tahsin Budak: 1957 ‹skenderun do¤umludur. Arap milliyetindendir. Liseli y›llar›nda tan›flt›¤› düflünceyi Almanya’ya iflçi olarak çal›flmaya gitti¤inde de devam ettirir. Ülkeye dönüp burada mücadele etmek isterken, 21 Temmuz 1995’te trafik kazas› sonucu aram›zdan ayr›lm›flt›r. Ak›ner Ça¤lar: 1961 Erzincan Tercan do¤umludur. 1980 öncesi ‹stanbul Ba¤c›lar’da faaliyet yürütür. 1981’de yakalan›r. 6 y›l TKP/ML dava tutsaklar›yla kal›r. Tahliye olup Akhisar’a yerleflti¤inde burada Partizan kitlesinin yarat›c›s› olur. Daha sonra Özgür Gelecek dergisi Malatya temsilcili¤i görevini üstlenir. 24 Temmuz 1998’de görev için gitti¤i bir köyden dönerken geçirdi¤i kalp krizi sonucu yaflam›n› yitirir.

niyle teflekkür belgesi verildi. 20 Temmuz 1923. Meksikal› devrimci Panço Villa öldürüldü. 1979. Nikaragua’da Sandinistalar Somoza rejimine son verdiler. 21 Temmuz 1959. Mersin’de 650 iflçi grev yapt›, savc›l›k olaya el koydu. 1987. Hapishane koflullar›n›n düzeltilmesi, tek tip elbisenin kald›r›lmas›, iflkence ve onur k›r›c› ifllemlerin son bulmas› için Malatya ve Sa¤malc›lar Hapishanelerinde 675 tutuklu ve hükümlü açl›k grevine bafllad›lar. 22 Temmuz 1980. Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK) eski baflkan›, Maden-‹fl Genel Baflkan› Kemal Türkler öldürüldü. 23 Temmuz 1888. Enternasyonal, ilk kez Fransa’n›n

Lille flehrinde iflçiler taraf›ndan söylendi. 1948. ‹stanbul Hapishanesi’nde ç›kan isyan mahkumlar›n üzerine atefl aç›larak bast›r›ld›:1 ölü, 20 yaral›. 1980. Maden-‹fl Genel Baflkan› Kemal Türkler’in öldürülmesini protesto eden Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu D‹SK üyesi iflçiler tüm yurtta üretimi durdurdu. 24 Temmuz 1978. Yarg›tay, yasalar›n faflistçe haz›rland›¤›n› ve bunlar›n kald›r›lmas› için mücadele vermek gerekti¤ini söylemenin suç olmad›¤›na karar verdi. 25 Temmuz 1950. Bakanlar Kurulu 25 Temmuz 1950’de Kore’ye 4 bin 500 kiflilik bir askeri birlik göndermeye karar verdi. 27 Temmuz 1794. Frans›z devrimci lider Maximillien Robespierre idam edildi.


39

25

15-28 Temmuz 2004

MALTEPE’DE ÜÇ CAN...

Madem ki türküler yüre¤imize iflliyorsa, madem ki kitaplar bilincimize ›fl›ld›yorsa, madem ki her düflenin ard›ndan yas tutmuyorsak ve madem ki hücre hücre bedenimizle direniyorsak tutuflsun her bir yan›m›z, alevlensin orta bir yerimizde; çünkü güçlüyüz ve biz kazanaca¤›z! Zafere duydu¤umuz inançla yeter ki kavgaya daha fazla kenetlenelim... 13 Temmuz 1993’te flehit düflen Mehmet Ali Çak›ro¤lu’nu bir kez daha an›yor, an›s›n› mücadelemizde yaflataca¤›m›za söz veriyoruz. Seni unutmayaca¤›z... ÇAKIRO⁄LU A‹LES‹

Hasan Demir

19 Temmuz 1992 tarihinde, Kartal Maltepe’de polisin yarg›s›z infaz›yla evde bulunan Hasan Demir, Nurgüzel Yaflar ve Ramazan Ceviz katledilmifltir... Hasan Demir (Ünal), Bursa Yeniflehir do¤umludur. ‹lk olarak TMLGB’de örgütlenmifltir. Nurgüzel Yaflar, 1969 Kars Selim Baykara köyü do¤umludur. Anne taraf›ndan Çerkez’dir. ‹stanbul Gültepe’de geçirir yaflam›n›. 1991’de profesyonel devrimcili¤e bafllar. Ya-

Ramazan Ceviz

Nurgüzel Yaflar

flam› boyunca insanlarla iyi bir iletiflim kurmufl ve bu özelli¤iyle kendini sevdirmifltir. Ramazan Ceviz, Ad›yamanl› bir iflçi ailenin çocu¤udur. Aile sonradan Adana’ya yerleflmifltir. Uzun y›llar T‹KB içerisinde faaliyet yürütmüfltür. 1979’da yakalan›r ancak 1980’de firar eder. 1982’de TKP/ML saflar›na geçer. 1984 fiubat’›nda yakalan›r. Pek çok hapishanede yatar: Selimiye, Metris, Adana, Mersin... Daha sonra hakk›ndaki idam cezas› onaylanm›fl-

TAYAD’DAN 12 TEMMUZ ANMASI

ken, yasadan yararlanarak tahliye olur. Üzerinden 30 adet kurflun yaras› ç›kan Ramazan Ceviz’in ayak topu¤unda kurflun yaras› olmas›, boyun ve kolunun k›r›k olmas› nas›l vahflice katledildiklerinin kan›t›d›r. Ramazan Ceviz Adana’da, Hasan Demir Bursa’da, Nurgüzel Yaflar ‹stanbul’ da topra¤a verilmifltir. Bu yarg›s›z infazlar TKP/ML TMLGB güçleri taraf›ndan molotoflu sald›r›larla protesto edilmifltir.

K›saca...

ROBESP‹ERRE ‹DAM ED‹LD‹ 27 Temmuz 1794 “Hükümetlerin en soysuzu, halk›n kör inançlar›ndan, al›flkanl›klar›ndan ve eski e¤itime ba¤l›l›klar›ndan büyük bir destek bulurlar. Zorbal›k özgürlükten kuflkulan›r ve belirtilerinden ürken insanlar›n kafas›n› öyle bozar ki, insanlar zorbal›¤a tapar hale gelirler.” Frans›z Devrimi’nin önderlerinden olan Robespierre özellikle de Rousseau’nun eserlerinden çok etkilendi. Avukatl›k yaparak yoksul halk›n davalar›n› üstlenen Robespierre, “Yoksullar›n Avukat›” diye an›lmaya baflland›. 1790’da Jakobenler Kulübü’nün baflkanl›¤›na seçildi. Ayn› y›l Versailles Mahkemesi’ne yarg›ç olarak atand›. Avusturya ile savafla karfl› ç›karak, orduya ve militarizme cephe alan Robespierre, ayaklanmadan sonra krall›¤a son verilmesi ve Cumhuriyetin ilan edilmesi için çal›flt›. 1794’de tutuklanan Robespierre, yarg›lanmaks›z›n idam cezas›na çarpt›r›ld›.

12 Temmuz 1991 y›l›nda, 10 devrimci (Niyazi Ayd›n, ‹brahim Erdo¤an, ‹brahim ‹lçi, Cavit Özkaya, Hasan Eliuygun, Nazmi Türkcan, Bilal Karakaya, Zeynep Eda Berk, Yücel fiimflek, Ömer Coflkun›rmak) ‹stanbul’un çeflitli semtlerinde faflist TC taraf›ndan düzenlenen operasyonlarla katledilmiflti. 12 Temmuz günü Karacaahmet Mezarl›¤›’nda toplanan bir grup TAYAD’l› aile, faflizm taraf›ndan katledilen devrimciler için

anma etkinli¤i gerçeklefltirdi. Anma için Karacaahmet Mezarl›¤›’n›n giriflinde oluflturulan kortejlerle ve “Kahramanlar ölmez halk yenilmez”, “Halk›z hakl›y›z kazanaca¤›z” sloganlar›yla katledilen devrimcilerin mezarlar›na yüründü. Mezar bafl›nda yap›lan sayg› duruflu esnas›nda “Günefle Ak›n” fliiri okundu. Yap›lan konuflmalardan sonra Grup Yorum marfllar›yla anma etkinli¤i son buldu. (Kartal)


15-28 Temmuz 2004

26

39

“Sorgulamak ve De¤ifltirmek ‹çin 1. Kad›n Kurultay›” gerçeklefltirildi Hedefimiz sendikal ve toplumsal alanda kad›n örgütlenmesinin güçlenmesini sa¤layacak kararlar›n al›nmas›d›r. Toplumsal alanda di¤er kesimlerle ortak bir mücadele zemini gelifltirmek, bu mücadele zemini üzerinden talepleri gündemleflirmek ve bunun sendikayla birlikte hareket etmesi için politikalar üretmektir.

E¤itim-Sen’in düzenledi¤i “Sorgulamak ve De¤ifltirmek için 1. Kad›n Kurultay›” 2-3-4 Temmuz tarihleri aras›nda Ankara Baflkent Ö¤retmenevi’nde gerçekleflti. Kad›n Kurultay›’n›n organizasyonunda yo¤un eme¤i geçen E¤itim-Sen Genel Merkez Kad›n Sekreteri Elif Akgül ile Kad›n Kurultay› üzerine söylefli yapt›k. - E¤itim-Sen 1. Kad›n Kurultay›’n› yapt›. Bu organizasyona yo¤un eme¤i geçenlerden birisi olarak niçin bir kad›n kurultay› düzenledi¤inizi anlat›r m›s›n›z? Bildi¤iniz gibi Kurultay›m›zda küreselleflmeye özellikle de¤indik ve küreselleflmeyle birlikte cinsiyetçi ideolojiye de vurgu yapt›k. Dolay›s›yla bunun yans›malar›n› her alanda görüyoruz. Çal›flma yaflam›nda, özel alanda, kamusal alanda, toplumsal alanda farkl› flekillerde cinsiyetçi ideolojinin uygulamalar› devam ediyor. Kad›nlara yönelik bask›, fliddet, sömürü politikalar› her geçen gün daha da derinlefliyor. Kamunun yeniden yap›land›r›lmas›yla birlikte, emek alan›nda çal›flan kad›nlara yönelik sömürü, yasalarca güvence alt›na al›narak daha da katmerleflti. Kamu sektörü bugün bizim için art›k serbest piyasa sektörüne dönmüfl durumda. Bu yasalarla birlikte birçok haklar›m›z gasp ediliyor. Dolay›s›yla birçok alanda genel yaflanan s›k›nt›larla birlikte özel anlamda da cinsiyetçi ideolojinin uygulamalar›yla karfl› karfl›yay›z. Cinsiyet eflitsizli¤ine karfl› bir duyarl›l›k oluflmufl ve bu olgunlaflan süreçle birlikte 2002 y›l›nda yapt›¤›m›z Genel Kurul karar› do¤rultusunda bu Kurultay›n düzenlenmesi karar› al›nm›flt›. Biz de Genel Merkez olarak bunu hayata geçirmek için çal›flmalar›m›za bafllad›k. Sorgulamak ve de¤ifltirmek için öncelikle bir bilinçlenme sürecinin olmas›, daha sonra sorgulaman›n, bununla birlikte örgütlenmenin, örgütlenmeyle birlikte mücadelenin yükseltilece¤ine inan›yoruz. Temel hedeflerimizden, amaçlar›m›zdan birincisi bu bilinç-

lenmeyle birlikte sendikan›n iç politikalar›n›n yeniden düzenlenmesi. Ayn› zamanda hükümete yönelik, sisteme yönelik cinsiyet eflitli¤i politikalar›n›n netlefltirilmesi ve bir hareketlili¤in bir mücadele zemini, yeni bir stratejinin belirlenmesini hedefliyoruz. Sendikan›n iç yap›s›ndaki bütün düzenlemelerin yani bütün kademelerde kad›nlar›n konumland›r›lmas›n› kad›n e¤itim emekçilerinin sendikayla bütünlefltirilmesini talep ediyoruz. Hedefimiz sendikal ve toplumsal alanda kad›n örgütlenmesinin güçlenmesini sa¤layacak kararlar›n al›nmas›. Toplumsal alanda di¤er kesimlerle ortak bir mücadele zemini gelifltirmek, bu mücadele zemini üzerinden talepleri gündemleflirmek. Ve bunun sendikayla birlikte hareket etmesi için politikalar üretmektir. -Mecliste yasalaflmay› bekleyen Kamu Reformu Yasa Tasar›s› var. Bu tasar›n›n e¤itim emekçilerine, özelde kad›n e¤itim emekçilerine getirileri neler? Küreselleflme politikalar›n›n Türkiye’de uygulanmas›yla birlikte son bir y›ld›r AKP hükümetinin gündeme getirdi¤i acil eylem program›yla birlikte gündeme getirilen Kamu Reformu Yasa Tasar›s›, kamunun yeniden yap›land›r›lmas›yla birlikte kamu çal›flanlar›n›n ifl yasas› olarak de¤erlendirdi¤i personel reformu ya da tasar›s› getirilmeye çal›fl›l›yor. Geçirilmeye çal›fl›lan Kamu Reformu Yasa Tasar›s› denilen asl›nda kamunun tasfiyesini öngören bir yasad›r. fiu ana kadar emek alan›nda di¤er alanlarda geçerli olan yasalar›n kamu alan›nda geçerli olmas›d›r. Nedir bunlar? Personel reformu kapsam›nda esnek çal›flma modeli, toplam kalite, norm kadro uygulamas›, sözleflmeli personel uygulamas› ve performansa göre uygulamalar. Tabi ki bu uygulamalardan tüm kamu emekçileri olumsuz etkileniyor. Ancak kad›n bu uygulamalar›n en büyük ma¤duru olacakt›r. Örne¤in sözleflmeye istihdamda, ifle al›nmada performans kriteri getiriliyor. Kad›n do¤umdan dolay›, çocuk emzirmekten, ai-

le ve efl durumundan dolay› ifliyle ev iflini eflit düzeyde tutmak zorunda olan birisi olarak ciddi anlamda zorlanacakt›r. Tüm bu sorunlarla birlikte iflyerinde baflar›l› olmas›, yüksek performans göstermesi mümkün de¤ildir. Tabi iki bunun pek çok yan etkileri olacakt›r. ‹flte sözleflme yap›lan örne¤in bugün e¤itim ifl kolunda Milli E¤itim Bakanl›¤›n›n ç›kard›¤› yönetmeli¤i var. Al›nan personelin belli zaman diliminde çal›flt›r›lmas›, performansa göre çal›flaca¤›, performans kriterlerine uymayanlar›n sözleflmelerine son vermekten bahsediyor. Hamile bir kad›n›n performans kriterlerine ne kadar uyabilece¤ini düflünmek gerekiyor. Çocuk do¤urdu¤unda çocu¤un emzirilmesi, hastalanmas›, onun bak›m› vb. sorumluluklar› birinci olumsuzluk bu yine norm kadroyla birlikte bulundu¤u yerden baflka bir yere istendi¤i takdirde gönderilebilecek. ‹stihdamda daraltmaya gidilece¤i için çok zor koflullarda ayn› anda birçok iflyerinde çal›flmak durumunda kalacak. Birden fazla okulda görev almas› mümkün olacak. Bu hem zaman, hem de mekan aç›s›ndan zorluklar getirecektir. Çal›flma süresi esnek tutulacakt›r. ‹dari amirler dersleri istedikleri zaman dilimine koyacaklard›r. Fazladan çal›flt›r›labilecek, ek ders ücreti vermeyecek, hem zaman elveriflli, çal›flma koflullar›n›n esnekli¤i, bir yerden baflka bir yere gönderme hem de ücret esnekli¤i söz konusu. ‹stedi¤i zaman ücreti farkl› flekilde de¤erlendirebilir. Bunu kendi keyfine göre; performans›n› yüksek gösterebilir. Özellikle “kay›rmac›l›¤›n” çok fazla oldu¤u ülkemizde kendine göre de¤erlendirerek, kafas›na uymayan kendisine boyun e¤meyen, düflüncesinden olmayan insanlar› “seçecektir”. Bu da ciddi anlamda kad›nlar› zor durumda b›rakacakt›r. -Kamu Reformu Yasa Tasar›s›’ndan sonra flimdilerde ise “apoletlendirme” ad› alt›nda yeni bir yasa ç›kard›lar. Bunun Kamu Reformu Yasa Tasar›s› ile ilgisi ne ve kad›nlar özelinde getirileri neler? Yasallaflmayan kamu reformu yasa tasar›s›n›n içeri¤ine uygun bir flekilde “apoletlendirme” yasalaflt›. Apoletlendirilmifl bir sistemde yafl›yoruz. Apoletlendirmeye çal›flan sistemin kendisi apoletli. Dolay›s›yla bunun yasal anlamda güvenceye al›nmas›yla birlikte kad›n›n bafl ö¤retmen olma, daha üst rütbelere gelmesi çok zor olacakt›r. Apoletlendirme bir s›nav yöntemiyle gerçeklefltiriliyor. Kad›n›n s›navlara ha-

z›rlanmas›, s›navlarda baflar›l› olmas› zaten aile sorumluluklar› nedeniyle ciddi anlamda problemler yaflayacakt›r. Çal›flmas›, haz›rlanmas›, s›nav kazanmas› ikincisi okuldaki idari amirin verdi¤i puan›n da göz önünde bulundurdu¤unda birlikte okul idaresinin bunu kademesinin performas›n›n gözönünde bulundurulmas› zaten bafltan kaybetmifl kad›n›n baflar›l› olmas› mümkün de¤ildir. Biz zaten apoletlendirmeye genel olarak karfl›y›z. Sadece kad›n boyutuyla de¤il, ö¤retmenler aras›nda ciddi bir uçurum meydana getirecektir. Yabanc›laflmay› getirecektir. ‹spiyonculu¤u getirecektir. Ayr›mc›l›¤› getirecekler. Ö¤retmeni hem veli nezdinde hem ö¤renci nezdinde tart›fl›l›r duruma getirecektir. Ö¤retmenin itibar›n› tart›flt›racakt›r. Veli; “Benim ö¤rencim baflö¤retmenin s›n›f›nda okusun” diyerek dolay›s›yla veli ve ö¤rencilerin de ö¤retmenleri tart›flmas› durumunu da beraberinde getirecektir. Dolay›s›yla buna kad›n boyutuyla bakt›¤›m›zda bunun en büyük ma¤duru kad›nlar olacakt›r. Kad›nlar› bafltan kaybetmifl olarak de¤erlendirdi¤imizde böyle bir kademelendirmede kad›n›n en altlarda kalaca¤› flimdiden belli. Çünkü flu anki sistemde bile yönetim mekanizmalar›nda yer alamayan kad›n›n durumu orda da devam edecek. Apoletlendirme toplam kalite yönetimi, ödüllendirme yöntemi, performans sistemiyle kamu reformunun içeri¤ini de bütünleyen, o iskeletin içeri¤ini dolduran bir uygulamad›r. Buna ba¤l› olarak pek çok uygulama da gelecektir. -Teflekkür ederiz. -Ben teflekkür ederim. (Ankara)


27

39

BU⁄DAYIN TÜRKÜSÜ Halk›m ben, parmakla say›lmayan Sesimde p›r›l p›r›l bir güç var Karanl›kta boy atmaya Sessizli¤i aflmaya yarayan Ölü, yi¤it, gölge ve buz, ne varsa Tohuma dururlar yeniden Ve halk, topra¤a gömülü Tohuma durur bir yerde Bu¤day nas›l filizini sürer de Ç›karsa topra¤›n üstüne Güzelim k›z›l elleriyle Sessizli¤i burgu gibi deler de Biz halk›z, yeniden do¤ar›z ölümlerde.

15-28 Temmuz 2004

Pablo Neruda’n›n foto¤raflar› Cervantes’te ünyaca ünlü fiilili fiair Pablo Neruda’n›n 100. do¤um y›ldönümü nedeniyle yaflam›ndan kesitlerin yans›d›¤› foto¤raflar› Cervantes Enstitüsü’nde sergileniyor. ‹spanya ve Latin Amerika kültürünü dünyaya tan›tmay› amaçlayan Cervantes Enstitüsü ve fiili’nin Türkiye Büyükelçili¤i iflbirli¤i ile düzenlenen sergide, Pablo Neruda’n›n 36 foto¤raf› yer al›yor. Çal›flma masas›, kulland›¤› eflyalar ve kiflisel foto¤raflar› gibi yaflam›ndan kesitler sunan sergi, 18 Tem muz tarihine kadar Cervantes Enstitüsü’nde aç›k olacak ve haftan›n 7 günü 09:00-20:00 saatleri aras›nda gezilebilecek. Cervantes Enstitüsü kütüphanesinde de Temmuz ay›n›n yazar› Pablo Neruda olacak. (D‹HA)

D

Sanata düflman olan, Sanata devlet müdahalesi insana da düflmand›r!.. 28 Mart seçimleriyle ‹zmit’te yor” dediler. yerel yönetimin de¤iflmesiyle yeni Büyükflehir Belediye Baflkan› AKP’li ‹brahim Karaosmano¤lu oldu. Ancak AKP’li Belediye Baflkan› göreve bafllad›¤› günden itibaren ‹zmit fiehir Tiyatrosu’nda keyfi uygulamalar bafllad›. ‹zmit fiehir Tiyatrolar› sanatç›lar› belediye baflkan›n›n yapt›klar›n› “‹zmit fiehir Tiyatrosu’nda kara bulutlar dolafl›yor” bafll›kl› bir bildiriyle k›nad› ve destek istedi. Yay›nlad›klar› bildiride “daha kurulufl aflamas›nda binam›z sat›ld› ve salonsuz kald›k. Depremin ard›ndan ‘o kente tiyatro yap›lamaz’ dendi. ‹zmit yeniden infla edilirken, biz de tiyatroyu yeniden do¤urduk. Tam her fleyi yerine koydu¤umuzu, istedi¤imiz tiyatroya kavufltu¤umuzu düflünürken, 28 Mart seçimlerinden sonra göreve gelen yerel yönetim bizi yolumuzdan al›koyu-

‹zmit fiehir Tiyatrosu sanatç›lar›, bugün yaflad›klar› sorunlar› da flöyle s›ral›yorlar; “Hizmet sözleflmemiz hala imzalanmad›. Dört ikramiyemiz henüz ödenmedi. Kurum esnafa borçlu. Esnaf, tiyatroyu icraya vermeye bafllad›. Tiyatroya karfl› karalama kampanyas›n› yürütenler, belediyenin odalar›nda toplant› yapt›lar. Müdür ve idari amir haber verilmeksizin de¤ifltirildi.” ‹zmit fiehir Tiyatro sanatç›lar›, haz›rlad›klar› metni tiyatro ile ilgili tüm kurumlara göndererek destek istediler. Sanatç›lar süreci anlatt›klar› metinde “bizler tepemizde oluflan kara buluta inat, bu körpe, bu sadece yedi y›ll›k tiyatronun kurtar›lmas› için gerekli savafl› vermekte kararl›y›z. Yan›m›zda olman›z sözümüze söz, sesimize ses katman›z bize güç verecektir” dediler. (Ankara)

‹nsana yabanc› olan, yaln›zca kâr h›rs›yla ve sistemin devam› için insanl›¤›n› üçbefl kurufla satanlar›n sanata düflmanl›¤› tarih boyunca süregelmifltir. En ufak ilerici bir yan tafl›yan herfleye azg›nca sald›rmaktan geri durmam›flt›r sistemin bekçileri. Çünkü varl›¤›n›n devam›n›, yoz kültürün toplumun tüm hücrelerine yay›lmas›yla mümkün oldu¤unu bilir. Sanat sosyal bilincin geliflmesinde önemli bir ifllev görürken; burada cevaplanmas› gereken önemli soru; kim için ve ne için sanatt›r? Bir tarafta halk için yap›lan kültür sanat etkinlikleri ve yan›s›ra ödenen bedeller tarih boyunca varl›¤›n› korurken; di¤er tarafta ise, halka yabanc› sözde “sanat için sanat” yapanlar vard›r ki, bunlar sistemin yoz kültürünü beyinlere yerlefltirmek; kitleleri de¤erlerinden koparmak için ellerinden geleni ardlar›na koymazlar. Kültür sanat›n insan›n geliflimindeki rolü tart›fl›lmaz. Yar›n› yaratmak isteyen, bunun kavgas›n› verenler; yar›n›n kültürünü de flimdiden yaratmak, en az›ndan günümüzdeki yoz kültürden elden geldi¤ince toplumu korumak zorundad›rlar. Bugün sistemin bekçili¤ini yapan AKP hükümeti de geçmiflinden ald›¤› mirasla yoluna sanat düflmanl›¤›yla devam ediyor.

Birçok kültür sanat kurumu kapat›lmayla yüzyüze durumdad›r. AKP hükümeti, Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasar›s›yla kültür ve sanat alan›nda yerelleflmenin ve özellefltirmenin önünü açmaya çal›flmaktad›r. Kültür Sanat-Sen, TOBAV, Devlet Konservatuarl›lar› Dayan›flma Derne¤i ile Müzik E¤itimcileri Derne¤i, kültür ve sanat kurumlar›n›n kapat›lmas›n›n, emperyalist ve yoz bir kültüre teslim olmak anlam›na geldi¤ini belirterek, yetkililere; “kapat›lan kurumlardaki sanatç›lar›n ak›betinin ne olaca¤›n›n aç›klanmas›” ça¤r›s› yapt›lar. 10 Temmuz 2004 tarihinde düzenlenen ortak bas›n aç›klamas›nda; Kültür SanatSen Genel Baflkan› Bilal fiimflir Çukurova Devlet Senfoni Orkestras›’n›n, Mersin Devlet Operas› ile birlefltirilerek kapat›lmas› giriflimini, Adana’da yo¤un tepki karfl›s›nda geri al›nd›¤›n› hat›rlatt›. “Aç›lma karar› verilmifl, kadrolar› ç›km›fl sanat kurumlar›m›z kadrosuzluktan ve ödeneksizlikten ilk kez konser iptal etmek zorunda kalm›flt›r” denilen aç›klamada kültür sanat alan›na yöneltilen bu bilinçli ihmal ve müdahalenin sanatç›lar›n önünü t›kayaca¤›n› ve emperyalist, kozmopolit, yoz ve feodal kültürün kuflatmas›n› yarataca¤›na dikkat çekti.


28

15-28 Temmuz 2004

39

“Görüntü kirlili¤ine” neden olanlara yaflam hakk› tan›nm›yor Emekçi halk›m›z bir daha görmüfltür ki, burjuva partileri hiçbir zaman halk›n yan›nda olmam›fllard›r bundan sonra da olmazlar. Çünkü; onlar her zaman emekçilerin karfl›s›nda, sermayenin yan›nda olacaklard›r. Bugün Aydos’ta oldu¤u gibi gecekondular›n› y›kt›r›p bunlar›n arsalar›n› sermayeye peflkefl çekmeyi istemeleri, onlar›n kimin yan›nda oldu¤unun en somut örne¤idir.

Pendik’in Ertu¤rul Gazi Mahallesi (Aydos Tepesi) sakinleri 15 güne yak›n bir süredir, evlerinin y›k›laca¤› korkusuyla evlerinden ayr›lam›yorlar. Egemenler seçim döneminde oy karfl›l›¤›nda gecekondu yap›m›n›n önünü aç›yor, seçimler bittikten sonra ise bu gecekondular›n yap›m›ndan sanki hiç haberdar de¤illermifl gibi, emekçi halk›n al›nterini yerle bir ediyor. fiimdilerde Aydos’ta da böyle bir durum yaflan›yor. Seçim sürecinde her belediye baflkan aday› Aydos halk›n›n oturmufl oldu¤u evlerin tapular›n›n olmad›¤›n› bildi¤i için, bu durumu kullan›p oy alman›n yollar›n› aram›fl, AKP’den Pendik Belediye Baflkan aday› olan Erol Kaya da bu kozu en iyi flekilde kullanmak için paçalar› s›vam›flt›. Ancak emekçi halk›m›z bir daha görmüfltür ki, burjuva partileri hiçbir zaman halk›n yan›nda olmam›fllard›r bundan sonra da olmazlar. Çünkü; onlar her zaman emekçilerin karfl›s›nda, sermayenin yan›nda olacaklard›r. Bugün

Aydos’ta oldu¤u gibi gecekondular›n› y›kt›r›p bunlar›n arsalar›n› sermayeye peflkefl çekmeyi istemeleri, onlar›n kimin yan›nda oldu¤unun en somut örne¤idir. Biz de Aydos’ta yaflananlar›, orada yaflayan emekçilerle yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz. - Kendinizi tan›t›r m›s›n›z? Salih Gülbahar: Tokat Turhall›y›m. 18 y›ld›r Pendik Aydos’ta ikamet etmekteyim. Bakmakla yükümlü oldu¤um 8 nüfus var. Bisiklet tamiriyle geçimimizi sa¤lamaya çal›fl›yorum. - Gecekondu y›k›mlar› nas›l bafllad›? Anlat›r m›s›n›z? fiimdiye kadar gecekondu y›k›mlar› yoktu. Erol Kaya belediye baflkan› olduktan sonra evlerimizin y›k›m› gündeme geldi. Erol Kaya, 3 dönemdir belediye baflkanl›¤› yap›yor. Son dönemde AKP’den belediye baflkan aday› idi, seçimlerden önce gelip bizimle konufltu, “e¤er belediyeyi al›rsak 1,5 y›l içinde size ta-

“Geçmifl y›llarda bize tapu vaadinde bulunuyorlard› ama bu seçimde kesin vereceklerini, çünkü iktidarda AKP’nin oldu¤unu, e¤er büyükflehir belediyesini de al›rlarsa 1,5 y›l içinde tapular› da¤›taca¤›na dair Erol Kaya bizlere söz verdi. Ben sunu söylüyorum, flu karfl›m›zda bulunan villalar›n yeri de hazine arazisi üzerine Kiptafl Aydos Evleri yap›ld›. Neden onlar› y›km›yorlar! Çünkü oralar›n sahipleri zengin, onlara dokunam›yorlar. E¤er kanunsuzluk varsa ilk önce oralar› sonra da buray› y›ks›nlar.”

pular› da¤›taca¤›m” vaadinde bulundu. Bizim de baflka çaremiz olmad›¤› için oylar›m›z› verdik. Ama flimdi daha iyi görüyoruz ki Erol Kaya tapu yerine bizden evlerimizi y›kmak için oy alm›fl. Y›k›m gerekçesinin arsalar›n milli emlaktan milli e¤itime devri oldu¤unu söyledi. Ve burada iflgalci durumunda oldu¤umuzu söylüyor. Evleri y›k›lacak olan insanlar, 1718 senedir burada ikamet eden insanlar, bizler buraya ilk yerleflti¤imizde buralar dere tepe idi. Bu bölgeye evler yapt›k, yollar yap›ld›, kanalizasyon flebekesi yap›ld›. fiimdi bizler soruyoruz: E¤er belediye bu evleri y›kacak ise neden bizim yolumuzu, kanalizasyonumuzu yapt›? fiimdi de bizden bu yerleri al›p zengin villa sahiplerine peflkefl çekiyorlar. - Buraya geldi¤imizde mahallede barikatlar›n kurulmufl oldu¤unu gördük, çevik kuvvet ekiplerinin buraya gelip müdahale etti¤ini ve halk›n da buna karfl› direndi¤ini ö¤rendik. Son gelinen aflamay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Bizi belediyeye ça¤›rd›lar. Biz de 15-16 hane belediyeye gittik. Bize “Arkadafllar burada ilk y›k›lacak evler sizin evleriniz. Sak›n direnmeyin ve herhangi bir yere baflvurmay›n. Bu evlerin y›k›lmas›n› engelleyemezsiniz, e¤er direnmeden evlerinizi boflalt›p ç›karsan›z, biz de size hazine arazisinden sizin her birinize 2,6 milyar karfl›l›¤›nda 110 metrekare yer verece¤iz dediler. E¤er direnirseniz bunu da ala-

mazs›n›z” diyerek bizleri tehdit ettiler. Buradaki ailelerden sadece iki tanesinin bu paray› ödeyebilecek ve verilecek olan arsaya ev yapabilecek ekonomik durumu var. Di¤erleri ise çok zor flartlarda evlerine ekmek getirebiliyorlar. Zaten durumumuz iyi olsa idi, buralara gelip yerleflmezdik. Ben flimdi 47 yafl›nday›m, bu evi bile 18 y›lda çok zor flartlarda yapt›m. Nerden baksan›z, iki odal› bir yer yapmaya kalk›flsan 10 milyar paraya ihtiyaç var. Ben bu yafl›ma geldim bu kadar paray› bir arada görmedim. Biz sonuna kadar direnece¤iz, çünkü hakl›y›z. - Bize kendiniz tan›t›r m›s›n›z? - Sinopluyum, memur emeklisiyim. Evlerin y›k›m› gündeme gelmeden önce AKP Aydos sorumlusuydum. fiimdi ise istifa ettim. - Sizce neden buradaki evler için y›k›m karar› al›nd›? - Buradaki evler birilerine haks›z kazanç sa¤lamak için y›k›lacak. Burada oturan her ailenin ortalama 6-7 çocu¤u var. Okul için bizlerin evlerini y›kacaklarsa okul için ayr›lan 7 dönüm arazi zaten var. Daha önceden okul ve hastane için ayr›lan arsalar›n hepsi zenginlere peflkefl çekildi. fiimdi o arsalar›n üstünde villalar var. Neden o villalar› y›km›yorlar da buradaki gariban halk›n tek gözlü evlerine gözlerini dikiyorlar. - Evlerin y›k›lmamas› için siz mahalle halk› olarak ne gibi önlemler ald›n›z? Ve son geliflmelerden bahseder misiniz?


29

39

“Biz sonuna kadar direnece¤iz, çünkü hakl›y›z. E¤er zengine var ise fakire de olmal›d›r. E¤er biz buraya ev yaparak suç ifllediysek, belediye de bizim yolumuzu, suyumuzu, elektri¤imizi getirdi¤i için suçludur.”

- Mahallenin sokaklar›na barikatlar kurduk. ‹ki Cuma üst üste çevik kuvvet sald›rd›. Birçok kez belediye baflkan›yla görüflmek için belediyeye gittik, her seferinde de bizleri kap›dan geri çevirdiler. Oy zaman› kap›lar›m›za kadar gelmesini ve bizden oy istemesini biliyorlar da, neden flimdi bizim sorunlar›m›z› dinlemiyorlar. fiimdilik bekliyoruz. Halk›n yo¤un tepkisinden kaynakl› ara verdiler. Ama her an tekrar y›kmaya gelebilirler. -17-18 senedir burada tapusuz oturuyorsunuz, flimdiye kadar herhangi bir y›k›m karar›yla da karfl›laflmad›¤›n›z› dile getiriyor-

15-28 Temmuz 2004 sunuz. Sizce neden flimdi böyle bir durumla karfl›lafl›yorsunuz? Bir mahalle sakini: 17-18 y›ld›r burada oturuyorum. Belediye bütün hizmetlerimizi verdi. Eskiden buralarda zenginlerin gözü yoktu, flimdi ise gözlerini buralara diktiler. Belediye de ne yapacak, buralar› zenginlere rant karfl›l›¤›nda peflkefl çekecek. Geçmifl y›llarda bize tapu vaadinde bulunuyorlard› ama bu seçimde kesin vereceklerini, çünkü iktidarda AKP’nin oldu¤unu, e¤er büyükflehir belediyesini de al›rlarsa 1,5 y›l içinde tapular› da¤›taca¤›na dair Erol Kaya bizlere söz verdi. Ben flunu söylüyorum,

flu karfl›m›zda bulunan villalar›n yeri de hazine arazisi üzerine Kiptafl Aydos Evleri yap›ld›. Neden onlar› y›km›yorlar? Çünkü oralar›n sahipleri zengin, onlara dokunam›yorlar. E¤er kanunsuzluk varsa ilk önce oralar›, sonra da buray› y›ks›nlar. -Sizce ne gibi olaylar geliflebilir? Bir mahalle sakini: Biz sonuna kadar direnece¤iz, çünkü hakl›y›z. E¤er zengine var ise fakire de olmal›d›r. E¤er biz buraya ev yaparak suç ifllediysek, belediye de bizim yolumuzu, suyumuzu, elektri¤imizi getirdi¤i için suçludur.

“Korkup başeğmeyle olmaz bu iş” “Onlar›n gelece¤i varsa görece¤i de var. Biz bu evleri yapt›r›rken bir fley demediler. Direnmeli, hak aramal›y›z. Evleri y›kt›rmayaca¤›z. Biz biliyoruz bununla yetinmeyecekler iç taraftaki gecekondular da gidecek. E¤er halk›m›z birleflmezse daha kötü fleyler de olabilir.” Günlerdir egemenlerin Pendik’te yaflayan gecekondu halk›na yönelik sald›r›lar›n›n bir benzeri de Tarsus’ta fiahin Mahallesinde yaflan›yor. Mahallede yaflayan halk›n tek suçu yoksul olmalar›n›n yan›nda faflist belediye baflkan› Burhanettin Kocamaz’a oy vermemeleri ve ço¤unlu¤unun Kürt ve Arap olmas›. Mahalleye gelen polis ekipleri mahallenin arka taraflar›ndaki evlerin büyük bölümünün yolu iflgal etti¤ini söylemifl ve y›kmalar› gerekti¤ini aç›klam›fllar. Bahaneleri ise yeni çevre yolu. Mahalle halk› evlerini bu bahanelerle y›kmak isteyenlere “burada yaflayanlara bu arsalar sat›l›rken buran›n çevre yolu oldu¤u bilinmiyor muydu? En yenisi 8-9 senelik olan bu evlerin yolu iflgal etti¤i yeni mi ak›llara geliyor?” diye soruyor. Mahallede yaflayan halk›n sorunlar›n› dinlemek ve y›k›mla ilgili düflüncelerini almak için onlarla bir röportaj yapt›k. - Bize y›k›mla ilgili size yap›lan aç›klamay› anlat›r m›s›n›z? Fatma Akgün; Geçenlerde geldiler yanlar›nda ölçü aleti falan vard›. Daha önce yoldan yar›m metre fazlam varken, flimdi 80 cm fazlam oldu¤unu

söylediler. Ben de “size y›kt›rmam” dedim ve elime ald›m balyozu, “kendim yapt›m kendim y›kar›m” dedim. - Peki y›k›m karar›n› size söylemediler mi? F. Akgün; Söylediler, çevre yolu buradan geçecekmifl. Fakat biz as›l sorunu ö¤rendik, fazlal›¤› olan bizim evler de¤il, karfl› tarla ve bahçelermifl. Tabi onlar›n sahibi a¤alard›r. Onlara gücü yetmez bunlar›n. Ac›s›n› bizim gibi fakir halktan ç›kar›yorlar. Onlar baflkas›n›n cebine 3-5 kurufl koydu mu bir de yukar›dakilere haber etti mi tamam. - fiimdi ne yapmay› düflünüyorsunuz? F. Akgün; Ne yapabiliriz, onlar devlettir, güçlü oland›r. Bizim ne gücümüz ne param›z var. ‹flte görüyorsunuz y›kt›k. - Siz neler söyleyeceksiniz? Ahmet Kalan; Benim bahçemin yar›s› gitti. Bundan iki ay önce yoldan 1.5 metre alaca¤›m vard›. fiimdi karfl› tarladan pay gitmesin diye bahçemin yar›s›n› götürdüler. - Arsa tapunuz yok mu? A. Kalan; Var, fakat evin oturma izni yok. Mesken görünümünde. Ya

evimi de y›karlarsa ben ne yapar›m. Zaten ifl yok, para yok. - Sizce bu olaylar niye flimdi yaflanmaya bafllad›? A. Kalan; Arkadafl›n dedi¤i gibi, tarla ve bahçeler yolu iflgal etmifl. Ama onlara da gücü yetmeyince bizden ç›kard›lar ac›s›n›. Bir de Kürt oluflumuzdan kaynakl› bir antipatisi var bize. Yani bizi hor görüp d›fll›yorlar. Belediye Baflkan› o kendisi gibi faflist MHP’nin adam›. Bizden ona oy ç›kmaz. O da intikam›n› böyle al›yor. Zaten mahalle hizmetlerin gelmemesinden dolay› hastal›k saç›yor. Çamur, la¤›m, toz, pislikten kaynakl› her hastal›k mevcut. Biz bahçenin yar›s› ile kurtard›k ama baz›lar›n›n evinin tamam› gidiyor. Ama biz istersek, y›k›lmas› gereken yerleri ve komflular›m›z› kurtarabiliriz. ‹flte ‹stanbul Pendik. Y›kam›yorlar bak›n. Biz neden direnmeyelim, korkup bafl e¤meyle bu ifl olmaz. - Sizin evinizin hemen hemen yar›s› gidiyor, siz ne diyorsunuz? Yusuf Eker; Ne diyeyim evlad›m. Bizim evimizi yapt›r›rken 1 metre boflluk vard›, yol arsadan geçiyordu. fiim-

diyse tersine döndü. Me¤er arsa yoldan geçiyormufl. - Evi yapt›r›rken tapusunu almad›n›z m›? Y. Eker; Ald›k ama neye yarar. Onlar eflk›ya gibi, gücümüz yetmez. Biz fakiriz, bu evin de¤il yar›s› y›k›ls›n bir tu¤las› düflse yeniden koyacak param›z yok. Çünkü ifl yok, güç yok. - Peki karfl› koymay› düflünmüyor musunuz? Y. Eker; Kimle karfl› koyar›z ki, biz az›z onlar çok. Hem de bize karfl› nefretleri var. Çünkü biz Kürt’üz. - Siz bir fley söyleyecek misiniz? Soner Kap›c›; Evet söyleyece¤im. Onlar›n gelece¤i varsa görece¤i de var. Biz bu evleri yapt›r›rken bir fley demediler. Direnmeli, hak aramal›y›z. Evleri y›kt›rmayaca¤›z. Biz biliyoruz bununla yetinmeyecekler iç taraftaki gecekondular da gidecek. E¤er halk›m›z birleflmezse daha kötü fleyler de olabilir. Madem böyle bir fley var yapt›r›rken uyarsalard› bizi. fiimdi benim evim y›k›l›rsa bir daha nas›l yapar›m. Onun için evimi y›kt›rmayaca¤›m.


15-28 Temmuz 2004

30

‹flçi-köylü’den NATO Zirvesinin Sonuçlar›: Sald›r›ya Karfl› Direnifl, Daha Yayg›n Direnifller 4 Nisan 1949’da 12 ülke taraf›ndan kurulan NATO’ya Türkiye 18 fiubat 1952’de kat›lm›flt›. fiu an Türkiye’de toplam 5 yerde resmi olarak NATO üssü bulunuyor. Bunlardan biri ‹zmir’de bulunan Güneydo¤u MAB Komutanl›¤›. Yani 1991 y›l›nda NATO Savunma Komitesi taraf›ndan kurulan Güneydo¤u Müttefik Mobil Gücü. Bu üste 42 uçak ve 300 kadar askeri personel bulunuyor. Di¤erleri ise Konya’da bulunan 3. Ana Jet Üs Komutanl›¤›; fiile’de bulunan Uluslararas› At›fl Alan›; Bal›kesir’de bulunan 9. Hava Üssü ve Aksaz’da bulunan Karaa¤aç Deniz Üssü. NATO toplant›s›n›n ard›ndan Türkiye’nin bundan sonraki önemini anlamak için yap›lan aç›klamalara bakmak yeterli. Bu önemi NATO D›flifllerinden Sorumlu Genel Sekreter Yard›mc›s› Jamie Shea flu sözleri ile ortaya koyuyor; “Türkiye benzersiz bir vokasyona sahip. Güneyde ‹srail ve Arap ülkeleri ile çok iyi iliflkileri var. Orta Asya ve kuzeyindeki Kafkaslar’la güçlü bir dil ve kültür ba¤› bulunuyor. NATO’nun Afganistan’daki varl›¤› için bunlar önem tafl›yor. NATO’nun varl›k gösterece¤i Balkanlar’da da Türkiye’nin etkisi büyük. Bu unsurlardan ötürü Türkiye, NATO’nun ilgili oldu¤u nerede ise tüm bölgelerde her ajandada nerede ise en üst s›rada yer al›yor.” Yine Shea “‹ttifak aç›s›ndan hayati öneme sahip. NATO’nun dünyan›n gerisi ile kurmak istedi¤i köprüleri Türkiye’siz kurmak mümkün de¤il” diyerek Türkiye’nin kimilerine göre “stratejik, vazgeçilmez ortak” asl›nda ise ileriki süreçte hareket kabiliyetinin daha art›r›laca¤› al›nan kararlar ile ortaya ç›kan iflah olmaz bir uflak oldu¤una vurgu yap›yor. Tüm bu geliflmeleri, “tarihi” NATO

Zirvesi’nde al›nan kararlar› ABD emperyalizminin yeni savunma stratejisi; bu ba¤lamda Irak deneyiminden ç›kard›¤› dersler ve rakip emperyalist devletleri özellikle de Rusya’y› s›k›flt›rma planlar› içerisinde ele almak gerekiyor. Üsleri arac›l›¤› ile Rusya’y› nerede ise kuflatan ABD, Kafkaslar’a yerleflerek cendereyi di¤er emperyalistler için daha da daraltma telafl›nda. Gürcistan’da yaflanan darbe, Türkiye’den Karadeniz’de yeni üs talepleri vb. geliflmelere de bu eksende bakmak konuyu aç›kl›¤a kavuflturmaktad›r. Askeri yap›s›nda özellikle çabuk konufllanabilen ve esnek davranabilen; say›lar› ile de¤il hareket kabiliyetleri ile öne ç›kan birliklere yönelen ABD, mevcut üsler ve yeni aç›lacak üslere kayd›r›labilecek askeri güçlerin buralara yerleflmesi ve ç›k›fllar›n›n rahat olabilmesi için “esnek yasal düzenlemeler”i dayat›yor. Bu düzenlemeler ile ABD istedi¤i zaman üslerinin bulundu¤u ülkelerde asker de¤iflimi yapabilecek, ek asker sevkiyatlar› gündeme gelecek, ülke hükümetlerinin sözde kalan yetkileri dahi ellerinden al›narak bu konuda tam bir kukla haline getirilebilecek. Bu ABD aç›s›ndan gereksiz baz› ifllemlerin ortadan kalkmas›n› sa¤layarak zamandan tasarruf etmesini sa¤layacak. ABD Savunma Bakanl›¤› Müsteflar› Douglas Feith’in afla¤›daki sözleri de bu geliflmeleri özetliyor; “Yeni Savunma Konumlanmas› derken yaln›zca üslerden söz etmiyoruz, güçlerimizin gerektirdi¤i yer ve zamanda operasyonel hale getirilmesi yetene¤inden söz ediyoruz.” Ayn› de¤erlendirmeyi bir de NATO Genel Sekreteri Joop de Hoop Schef-

AVCILAR BELEDİYESİNDE İŞÇİLER GREVE GİDİYOR Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmelerinde dört ay› aflk›n bir zamand›r anlaflma sa¤lanamamas› üzerine greve giden Avc›lar Belediyesi iflçileri 7 Temmuz Çarflamba günü Avc›lar Belediye binas› önünde saat 10:00’da bir aç›klama yapt›lar. Genel-‹fl sendikas› flubelerinin de destek verdi¤i bas›n aç›klamas›nda “Sözleflme masas›na tafleronlar› de¤il IMF’yi ça¤›r›yoruz” yaz›l› pankart aç›ld›. Sendika ve çal›flanlar ad›na aç›klama yapan Belediye-‹fl 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm 2003 y›l›nda kabul edilen 4857 say›l› ‹fl Yasas›’nda Esnek Çal›flman›n dayat›ld›¤›n› vurgulayarak; 4 ayd›r T‹S görüflmelerinin sürdürüldü¤ünü ve belediyelerin IMF taraf›ndan önerilen programdan ç›kmayan tavr›ndan dola-

y› uzlaflma sa¤lanamad›¤›n›, isteklerinin sadece 4 kiflilik bir ailenin geçim endekslerine uyan maafl miktar› oldu¤unu söyledi. Bas›n aç›klamas›na kat›lanlar s›k s›k “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Direne direne kazanaca¤›z” gibi sloganlar att›. Daha sonras›nda Belediye Binas›na grev ilan›n› asan iflçiler “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” sloganlar› eflli¤inde da¤›ld›. Bas›n aç›klamas›ndan sonra görüfllerini sordu¤umuz pek çok iflçi temsilcisi uzlaflma masalar›nda belediye yönetimlerinin “Sosyal haklar için olan maddeler sizin için, olay›n olmazsa olmaz› ise bizim içinde ücret öyle” dedi¤ini söyleyerek “uzlaflma yollar›n› sendikan›n de¤il belediyelerin t›kad›¤›n›” belirtti. (‹stanbul)

fer’den al›nt› yapal›m; “‹stikrar sa¤lamak, So¤uk Savafl dönemindekinden çok daha farkl› kuvvetler gerektirir. Basitçe koymak gerekirse daha fazla kargo uça¤› ve daha az a¤›r tanka gereksinim duyuyoruz. Daha uza¤a ulaflabilecek, sahada daha uzun kalabilecek ancak daha çok savaflacak, daha küçük, daha güçlü ve daha h›zl› güçler gerekli.” Bu planlar› ile NATO 2006 y›l›nda sald›raca¤› herhangi bir bölgeye 5 gün içinde ulaflman›n hesab›n› yap›yor. 28-29 Haziran’da yap›lan NATO Zirvesi’ni sonuçlar› itibar› ile de¤erlendirdi¤imizde ABD aç›s›ndan önümüzdeki dönem politikalar›n planlanmas› ve hayata geçirilmesi anlam›nda önemli bir Zirveydi. Irak’ta “Rehine krizi” ile birlikte daha fazla s›k›flma yaflayan ABD, ülkedeki askeri gücü hem çeflitlendirmek hem de artt›rmak hedefinde. Y›pranan güçlerini bölgeden çekme, s›n›rl› bir komuta gücü ile Irak sorununu çözme amac›nda. Irak’ta direniflçilerin iki Filipinliyi rehin almas›n›n ard›ndan Filipinler hükümetinin ülkeden askerlerini çekece¤i karar›n› aç›klamas› ABD’nin yaln›zlaflmas›n›n da sinyallerini veriyor. BOP politikas› ana eksen al›narak “terörle mücadele” ve üslerle birlikte Zirvenin sonuçlar› anlam›nda damgas›n› vuran geliflmeler olmufltur. Zirvenin sonuçlar› boyutuyla Türkiye’nin artan rolü ve biçilen misyon önümüzdeki dönem hem co¤rafyam›z› hem de yak›n bölgeleri neyin bekledi¤inin de önemli sinyallerini veriyor. “Terörle mücadele” kapsam›n›n geniflletilerek operasyonlar›n, yeni birlikler ve yeni üslerle sürdürülmesi geliflmeler aras›nda. Ülkemize biçilen misyon anlam›nda Afganistan’daki komuta say›s›n›n artt›r›lmas› ve denetimin Türkiye’ye b›rak›lmas› gözden kaç›r›lmayacak önemli bir geliflmedir. Yine Zirvenin hemen ertesinde NATO heyetinin “e¤itim amaçl›” Irak’› ziyaret etmesi önemli geliflmeler aras›nda. NATO Zirvesinin devam etti¤i günde Irak’ta egemenli¤in Irakl›lara devre-

39 dildi¤i haberini gülümseyerek karfl›layan Bush’un sevinci hat›rlanaca¤› üzere çok sürmedi. Yetki devrinin ilan edildi¤i gün 3 ABD askeri Felluce’de direniflçiler taraf›ndan öldürüldü. Yine yetki devrinin içeri¤ini anlamak aç›s›ndan bir gün sonra Felluce’ye bombalar ya¤d›r›ld›. Direniflin ç›kmaz›n› yaflayan ABD, halk›n artan deste¤i ile birlikte sorunun çözümünü askeri sald›r›lar›n› artt›rmakta buluyor. ‹flbirlikçi bir Irak hükümetinin kurulmas› direnifllerin azalmas› yönlü beklentileri de bofla ç›kartm›fl ve direniflçiler ara vermeden eylemlerine devam etmifltir. Bölge ve dünya kamuoyundaki deste¤ini her gün biraz daha kaybeden ABD nükleer silahlar›n tozuna dahi ulaflamay›nca “istihbarata müdahale edece¤iz” aç›klamalar›n› yapmakla yetindi. Bu geliflmelerle birlikte Saddam il kez mahkemeye ç›kar›ld›. Mahkemeyi kukla, yarg›çlar› ABD ufla¤› olmakla suçlayan Saddam bir dönem oynad›¤› misyonerli¤i unutmufla benziyor. Kendisi gibilere örnek teflkil edecek bir mahkeme görüntüsü ve yarg›lama süreci yaflad›. Ülkemizde ise meclisten art arda ç›kar›lan yasalarla önümüzdeki dönem aç›s›ndan yap›lacak kapsaml› sald›r›lar›n planlar› da belirginleflmeye bafllad›. Hapishaneler aç›s›ndan içinde ciddi sald›r› maddelerini bar›nd›ran Ceza ‹nfaz Yasas› kabul edildi. Tek tip elbisenin yan›s›ra tutuklu ve hükümlülerin ücretli köleler haline getirilmesi, hapishanelerin özel sektörlere çevrilmesi bir anlamda AB yasalar›n›n iflletilmesi yak›n dönem yaflayacaklar›m›z. Bunun yan›s›ra gündemde olan Belediyeler Yasas› ile özellefltirme alanlar› gittikçe geniflletiliyor. E¤itim-Sen’in kapat›lma davas› ve daha bir dizi geliflmeler ülkemiz emekçilerine yönelik sald›r›lar›n somut anlam› ve kapsam›n› ifade ediyor. Önümüzdeki dönem yaflanacak geliflmelerin tümü rüzgar›n bizden yana olaca¤›n› gösteriyor. Bu rüzgar› en iyi biçimde de¤erlendirme ve halklar›n örgütlü f›rt›nas›na çevirmek için daha fazla irade ve daha fazla çaba...


39

31

15-28 Temmuz 2004

Dersimlilerin çektiği çile sonra dilekçenin cevab› geldi. “Kanalizasyon ve çeflitli rehabilitasyon çal›flmalar› yap›lmadan girilemez” denildi. Aradan üç sene geçmifl hala yap›lacak ve biz hala geri dönmek için bekliyoruz. Bundan sonra da yaflanan çat›flmalar› bahane edip bizi yine köyümüze göndermeyecekler. Ben köyüme y›llar sonra ilk defa geçen y›l gittim. Sadece iki gün kalmama izin verdiler. Orda yaylaya ç›kan insanlar›n eflyalar›n› k›r›p da¤›tt›lar. Size bir örnek anlatay›m; Benim bir arkadafl›m var, köyüne sürekli yerleflmek için döndü. Çünkü Merkez’de çocuklar›na bakam›yordu. Adam bütün var›n› yo¤unu köye götürdü. K›fl›n ulafl›m sorunu yafland›¤› için ve çocuklar› okula gitti¤i

Yap›lan istatistiklere göre Dersim’de 100 bine yak›n insan yerinden yurdundan kovulmufl. Bir ço¤u bulundu¤u yerlerde bir gün köyüne geri dönmenin umuduyla yaflam kavgas› veriyor.

“Kardefl bana ne sorars›n, Memleketim atefl içindedir. Dersimi atefle vermifller Tafl› topra¤› hep yan›yor’’ Dersimli bir anan›n feryad›, y›llar›n çilesini en yal›n flekliyle anlat›yor bize. Geliflen hakl› bir mücadelenin önünü t›kamak isteyen faflist TC çoluk-çocuk, genç-yafll›, kad›n-erkek demeden bir halk› sindirmenin amac›n› güderek bask› ve zulmün en katmerlisini yaflatt›/yaflat›yor bu topraklarda. Gözlerinin önünde evleri ve köyleri atefle verilen analar›n, tecavüze u¤rayan gelinlerin 盤l›klar› hala yank›lan›rken Munzur’un kayal›klar›nda, zorla göç ettirilerek açl›kla karfl› karfl›ya getirilen bir halk… Yap›lan istatistiklere göre Dersim’de 100 bine yak›n insan yerinden yurdundan kovulmufl. Bir ço¤u bulundu¤u yerlerde bir gün köyüne geri dönmenin umuduyla yaflam kavgas› veriyor.

Ancak göç sadece yoksulluk getirmekle kalmam›fl ayn› zamanda kimliklerinden, kültürlerinden de eksiltmifl zaman geçtikçe. Çal›flmayan madde ba¤›ml›s› olan bir gençlik oluflmaya bafllam›fl Dersim topraklar›nda. Zorunlu göçün yaflamlar›n› nas›l etkiledi¤ini yaflayanlardan dinledik: Sercan Zuhal: Tunceli Merkez’e ba¤l› Ç›ral› Köyü’ndenim. Köyümüz çevre köylerle beraber 1993 y›l›nda TC’nin kolluk güçleri taraf›ndan bask› ve zorla boflalt›ld›. ‹nsanlar buna çok fazla direnemediler. Can güvenlikleri tehlikedeydi. Faili meçhul cinayetlere hergün bir yenisi ekleniyordu. Ambargo uyguland›, insanlar zorunlu ihtiyaçlar›n› dahi getirip götüremez oldu. Ve en sonunda köyleri terk ettik. Biz y›llard›r köye geri dönmek istiyoruz. 2001 senesinde köyümüze dönmek için Valilik’e baflvuruda bulunduk. Valilik köy hizmetlerine sevk ettirdi. Tüm ifllemler bittikten

için merkeze döndü. ‹lkbaharda köyde bir operasyon düzenlendi. Arkadafl›m tencereleri delinmifl, pirincin, bulgurun ve birçok fleyin yere serpildi¤ini görmüfl. Ondan sonra flikayette bulunmufl, karakol komutan› buna demifl “biz de¤il bunlar› örgüt yapm›fl.” O da demifl “örgüt ifli de¤il onlar olsa unu, flekeri kazmay›, küre¤i kendisine laz›m olan› al›r gider.” Bu sadece bir örnek bunlar yak›n zamanda yaflanm›fl, gidenlerin hali ortada. fiimdi yine kimse köye gidemiyor yasak. Bu ülkede hukuk yok… Bugün buraya gelip yerleflen köylünün hepsi ma¤dur. Neden derseniz köyde kira vermiyorduk, oduna para yine vermiyorduk, hayvanlar›m›z vard› günlük ihtiyac›m›z› karfl›l›yorduk. Bir tek elektri¤e para veriyorduk. Bu¤day› un yap›p bir k›fl ekme¤imizi pifliriyorduk, kimseye muhtaç olmadan yafl›yorduk. fiehre gelince bir sürü sorumluluk üstlendik. Ekonomik yönden zorluk

çekiyoruz. Kiral›k ev bile bulam›yoruz; özel harekatç›lar›n, polislerin buraya yerleflmeleri kiralar› yükseltti. Olan hayvanlar›m›z› mecburen hiç paras›na satt›k. Biliyorsunuz bizim memleketimizde ifl sahas› yok. Bu da insanlar› üretimsizli¤e al›flt›r›yor. Ben üniversitedeyim, ailemin beni okutacak durumu yok. Ben de yaz boyuca burada tezgah aç›p masraflar›m› karfl›lamaya çal›fl›yorum, hem de bireysel olarak bir fleyler yapmak için u¤rafl›yorum. Çünkü gençli¤in üretmemesi sistemin ifline geliyor. ‹flsiz herkesin ad›na balici diyorlar. Gençli¤i kazanmak için bir fley yapmad›klar› gibi bir de bu flekilde d›fll›yorlar. Makbule Nine: Ne anlatay›m ben size? Biz otuz sekizden bu yana çekiyoruz. Ben seksen yafl›nday›m, yafl›m kadar dert gördüm. Geyiksuyu nahiyesi Dikenli köyündenim. On bir sene önce köyümüzden bizi zorla ç›kard›lar. Odur budur çekmedi¤imiz çile kalmad›. Biz köyümüzde rahatt›k, bolluk içinde yafl›yorduk, b›rakmad›lar ki bo¤az›m›zdan bir lokma ekmek rahat rahat geçsin. Köyümüze getirdiler karakol kurdular. Her gün bize bask› yapt›lar. “Köyü boflalt›n” dediler. Biz de bu çoluk çocukla nereye gidelim, ne yapal›m, derdimizi kimseye anlatamad›k. Sonra Bolu askeri geldi 1993’te. Onlar halka yapmad›klar›n› b›rakmad›lar. Karfl› dural›m dedik, çocuklar›m› kocam› dövdüler. Yine ç›kmad›k, evlerimizi atefle verdiler. “Ya gidersiniz ya da burada ölürsünüz” dediler. Kalkt›k Merkez’e geldik. Açl›k, yoksulluk bir türlü yakam›z› b›rakmad›. fiimdi diyorlar “gidin para yok, ev yok, yard›m yok.” Nas›l gidelim. Herkes geliyor, yaz›yor, çiziyor. Diyorlar “hepsi geçecek.” Ne zaman, biz art›k beklemekten b›km›fl›z. Köyü neden istemeyelim. ‹ki tane o¤lum var. ‹kisi de bofl geziyor. Köyde olsak kendi ifllerimizle u¤rafl›rlar. Ali Karabulut: Naz›miye’nin Dokuzkaya köyündenim. Bizim köyümüz 1975’te olaylar gerekçe gösterilerek boflalt›ld›. Köyümüzün tüzel kimli¤i elinden al›nd›. Yani köyümüzün varl›¤› yok say›l›yor. Köye geri gidip ikamet etmemizin imkan› yok, çünkü flartlar› çok a¤›r. Köyümüzün ulafl›m sorunu var. Köye gitmek için Za¤ge’nin üstünde köprü vard›, asker kesti. fiimdi sudan karfl›ya geçmeye bile izin vermiyorlar. Ancak Naz›miye veya Büyükyurt (Hakis) üzerinden gidebiliriz. Geri gitmemiz için köprünün yap›lmas› ve köyün tüzel kimli¤inin verilmesi gerekiyor. Bizim köyün bütün insanlar› flimdi ma¤dur; gelir kaynaklar› yok, sosyal güvenceleri yok, yetkili merciler bu konuda harekete geçsin. Ben flimdi esnafl›k yap›yorum. Köy ürünleri sat›yorum. Köylü olmazsa ürün nas›l olsun.


UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹

➧ ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT:3 DA‹RE:32 ÇANKAYA TEL: (0312) 432 23 01 Cep: 0 535 562 33 72

‹mam Murat Sok. No:14/1

➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84

Aksaray-Fatih/‹STANBUL. Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP

➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19 ➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98 ➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 597 69 84

Bask›: Gün Matbaac›l›k

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

BÜROLAR ➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30

Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.

➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54

Genel Da¤›t›m: YAY-SAT

➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N

@mail: umutyayimcilik@superonline.com

➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

S›tamê sarê Dêrsimi ke. Usari dewe de operasyon bi. Na olvoz fliyo ke qavé ho péro lone biyé, p›r›ncé ho, bul¤uré ho péro çarçé hardi biyo. Nae sera fliyo gére kérdo. Qumandaré qereqoli vato nu ma né, naé ke b›rr ra inu kérdo. Ney ki vato nu isé naé b›rri niyo, eke i vé, i ardu, sekér tey béne, huy-zengenu bené, ç›ke ç›ré laz›mé. N›ka onci néverdané flime dewe. Na welat de hukuk çino. N›ka iyé ke goç kérdo ita biyé ma¤dur. Eke ç›nay ré? Vané, ma dewe de kira nédéné, koliu ré perey nédéné. Mal-gaé ma bi, ma werdé ho vetené. Zu peré alat›r›ki déné. Ma gén›m ram›tené, noné ho vetené. Ma ke ameyme suke zof çet›neni onte. Eve kirawa çé bile nediyéné, riyé polisura kirey kérdi vi berz. Ma mal-gaé ho bila seve etsené uwe, uz›z rotené. S›ma ki zonené ke welaté made kar çino. M› ki omnoni stend kerdené ra çi guretené rotené hore xerzl›¤e ho vetené. békar mendene amené ro sisteme. Céncé ke békar vi, namé dinu balici vi. Kéfli seveta cencu thoaé nékérdené. Niajni Mexbula: Çena m’ ez toré ç› qeseyb›kérine, ma ‘38i ra nat onceme. Ez hefltay sere derune, hondé serruné ho m› derdi diyé. Ez naya (nahiye) Desta Ç›¤nu dewa (Dikenliye) raune. 11 serre ra avé, ma dewa mara kérdime tever. Awa nawa s›tamé kem a onté kéfli néonté. Ma dewa hode ret vime, zerré boll›¤éni de vime, néverda ke loqmé noni gula maro fléro. Amey dewa made qereqol sana c›. Se ke qereqol niya ro ki, zor da ve ma ke dewe thol kéré. Ma ki vake “mas e b›kérime, kata flérime, çhél-çuké ma, domoné mas e b›kéré.” Ma néflikrayme dérdé ho kéfli ré vajime. Peé coy 1993 de Bolu “Ç› pers kéna m›ra, b›ra Welaté m› sojia sura Ad›r verdo Dérsimi ser de, Dar-ber, kuçi péro vésené” Na flüara de hermeta ders›m›za. Derduné serru Ana ‘ra zon. Devleta T›rkuné faflistuna ke wasto ke v›rendiya zu qomi bijero, q›ji, pili, kok›mi, hermeti, cüamerdi ciyarti nékérdé zul›mo en g›ran c›ré no ve ro. Veré ç›muné mau de çé u dewi vésné. Na qomo ke z›rçaisé veyv›kuné ho i veyv›ké ke T›rkuné faflistu pé kay kérdo, fliyo ve kouné muz›ri, kouné Muz›ri ra péyser yeno, n›ka s›tamuné newu onceno. ‹statiku ra gore Dérs›m de néjdiyé 100 hazari de ison hardé hora kérdo tever. Hama hona om›dé ho esto ke, cao ke fliyo c› rozé uza ra péyser yeno hardé ho. Goç kérdene tenya feqireni néarda, qomé ma zagoné hora ki fisto düri. Heni biyo ke Dérs›m de céncé ke négureené bali u çiyo bin oncené. Péro zonené ke na politika dewleta. Hama desté mara thoa nino. Saré Dérs›mi vané na derdi kéy qediné u ç› ke amo sarri ser de qesey kéné. Sercan Zuhal: Ez Bor raune. 1993

ine de dewi bi tholi. Dewé ke néjdiyé suke deré péro kérdi ve thol. Dewi eve zoré polés u cendermu ra kérdi ve thol. M›leti besenékérd dusté naynu vejiyo. Taé m›let k›fliyené, kami k›stené beli névi. Kéfli besenékérdené b›v›ndarno. Néverdené m›let thoaé bero dewa ho biaro. M›let werté d› ad›ru de mend, na ruval ra dewé ho caverday. Çondi serrio kem a wazeme ke flérime dewuné ho. Sera 2001ye de ma serva dewe flime leé vali, vali ma rusnayme Köy Hizmetleri (Dayra X›zmeta Dewu). Peé coy cüav maré ame. Cüav de vake ma n›ka géreke qanalizasyon u karo bin b›kérime, ae ra tepia hona fléré dewa ho. Nae ser r ahire seri vérdi ra, karo ke inu vake, o kar hona nébiyo. Ma ki hona dewa ho néflime. Ruvalé na qew¤a rozuné peénu ra ki kés néthoreno fléro. Ez s›fte par fliune dewa ho,tenya d› roji izne déve m›. Uza iyé kefl iyé ware çi-miyé dinu vésna. S›maré misalé b›dine; olvozé de m› esto, wazeno ke fléro dewa ho, hama hal-waxté ho r›nd niyo. Ç›ké ho esto-çino péro berd ve dewe. Z›m›ston ray qapan vi, hem ki domoné hofl iyené mektev, coka ame su-

ra eksér amé. Awa ke inu maré kérde, mérdé m›, domoné m› kuay. Ma oncia névéjiayme. Nafa ki ad›r kérd çéu ver vésnay. Ma onci néwast ke vejime. Qumandané qereqoli, vali mare vake “ya vejine ya k› m›rené ma qarsé c› nébeme”. Ma saré dewe péro bime top ameym› suke. Ewru ma wazeme ke peyser flime dewa ho. Hama ne pereo, ne çéo, ne ki ord›mo, ç›turi flérime, se b›kérime, nezonéme. Herkés yeno, çiyé nuseno, vano “derdé s›ma ré çare vineme” kéy, ç›turi vinené, ma indi v›netene ra bézar bime. Ez ç›nay ré dewe mewajiné, d› lazé m› leé m› deré. Kar çino, thoa çino. Herkés mordemé horé yard›m kéno. Lazé m›no ju loqanta de gureeno hata ve su l›ngu sereo, yevmiawa ke céno ki thoay ver nég›nena. Ao bin thol fetelino. Eke dewa hode vime karé hode gureeme, kés thol némaneno Ali Karabulut: Ez esnafeni kén, dewa Najmia Dokuzkaya raune. Dewa ma 1975 ine de ruvalé hadisu ra kerde thole. Werte ra darde we. Resmiyet de néosena. Ewru na halde kés néflkino fléro dewe de w›ndero. Raé dewa maki çetiné, cao ke rae sona dewa ma, coreniya Za¤gey de p›rdo de taxtein bi. Eskéri na p›rd dardo we. N›ka izne nédané ké bile uwe ra bover v›flime flérime. Ancax heté Hak›fli ro ison flikino fléro. Dewa ma gereke resmiyet de b›oso ke, peyser flerime dewa ho. P›rd gereke onci v›rajiyo. Saré dewa ma péro biyo ma¤dur. ‹yé ke amé ita n›ka vésané, caé ra c›ré thoa nino, karé ho ki çino. Dayré hukmati gereke na mesela sero v›nderé. Ez esnafune, çiyé dewe rosen, dewuji ke mevé çiyé dewe ç›turi roflino?

statiku ra gore Dérs›m de néjdiyé 100 hazari de ison hardé hora kérdo tever. Hama hona om›dé ho esto ke, cao ke fliyo c› rozé uza ra péyser yeno hardé ho. Goç kérdene tenya feqireni néarda, qomé ma zagoné hora ki fisto düri.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.