S’Dergi Künye Sports International Adına İmtiyaz Sahibi Orhan Koral Genel Yayın Yönetmeni Bora Çınar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Özlem Gürsoy Editör Nilay Uğurlu Yayın Danışmanı Özlem Gürsoy Yapım Grafikir Reklam Ajansı Görsel Yönetmen Yağmur Bilir Tuncay Arığ Görsel Tasarım Yağmur Bilir Tuncay Arığ Yazı İşleri Nil Yalçınkaya Nilay Uğurlu Katkıda Bulunanlar İrem Bütüner Yağmur Bilir Tanıtım ve Reklam Müdürü Füsun Dayıoğlu Halkla İlişkiler Müdürü Filiz Demirci Yayın Türü Süreli / 4 ayda bir / Türkçe Yazışma Adresi Grafikir Tasarım Tanıtım Matbaacılık LTD. ŞTİ. Üsküp Caddesi Nilgün Sok. 14/13 066680 Çankaya / ANKARA Tel: 0312 426 71 41 Faks: 0312 426 71 51 e-posta: info@grafikir.com.tr web: www.grafikir.com.tr Matbaa Korza Yayıncılık Basım Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 06060 İskitler / ANKARA Tel: 0312 342 22 08 Faks: 0312 341 14 27 e-posta: korza@korzabasim.com.tr web: www.korzabasim.com.tr Kızılbey VD 5800409202 Sports ve Yaşam Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Sports ve Yaşam Dergisinin isim ve tüm yayın hakları Sports International’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Sports ve Yaşam Dergisine aittir. Yayın sahibi Sports International Bilkent Fitness ve Spor Merkezi A.Ş. adına Orhan Koral’dır. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların / reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
Kış Mevsiminde Sağlıklı Beslenme Buz Hokeyi Kar Kış Kayak Ekranların Dila Hanım’ı: Hatice Şendil Maskeni Evde Hazırla, Doğal Görün Sports International’da Neler Oluyor? Ankara’da Bir Yıldız: Burak Kayıhan
Kış Aylarının En Sıcak Trendleri Evde Beyaz Hakimiyeti Üç Kış Tatlısı Avusturya, Salzburg Kitaplık Seyirlik 2013’ten İpuçları
2
s’sağlık sports international
3
4
s’sağlık sports international
5
6
s’sağlık sports international
7
8
s’sağlık sports international
9
10
s’sağlık sports international
11
12
s’sağlık sports international
13
14
s’sağlık sports international
15
papalina
Herkese merhaba! Aradan aylar geçince yeni sayı için bambaşka şeyler birikti, paylaşmak istediğimiz. Bu sayıda birkaç yer, birkaç şapka, iyi birer kitap, bir iki sağlıklı ipucu paylaşıyoruz sizlerle; ama bu defa hepsi kış için!
Bu hazırlık sürecinde bir de yepyeni bir yılın telaşı vardı üzerimizde tabi. Ocak, şubat ve mart yeni yılın nasıl geçeceği için içimizde hala kıpırtıların, heyecanlı bekleyişlerin yaşandığı aylar olur, genellikle. Bu yüzden bu sayı sizi biraz daha heyecanlandırsın, diliyorum. Tıpkı bu yıl gibi. Bu yıl için hepimizin ilk, ortak dileği büyük kayıplar yaşamamamızdı sanırım. Bir yandan da neden diyorum, biz zaten şu an bulunduğumuz noktalarda hep birer ziyaretçi değil miyiz? Bu yüzden mi bir otelden, anne baba evinden, yazlıktan kalkıp gelirken bile biraz buruğuz… Bırakmak, ayrılmak, kaybetmek bizi hep üzüyor… Bu his içinde olunca yapılması gereken çok şey sıralanıyor, insanın aklında. Bu sayı için kelimelere döktüklerimi sonlandırırken kısaca aslında şunu bilmenizi istiyorum; birer ziyaretçi olduğumuzu unutmadan, hemen yarın yepyeni birer karar alıp daha sağlıklı olmak için spor yapmaya başlamalı, üst ve alt komşulardan özür dileyip o çok sevdiğimiz müziğin sesini açmalı ve müziğe bağıra bağıra eşlik etmeli, birkaç kilo vermeli, bir uçağa atlayıp güneşin batışını başka bir ülkenin uçurumundan izlemeliyiz. Biz kabak tatlısını, karlı dağların eteklerinde kayak keyfini, meyve maskelerini ve Avusturya, Salzburg sokaklarında küçük bir geziyi paylaşarak ilham verdik, bu sayıda sizlere! Yeni sayımızda dünya üzerinde yapılacak yepyeni fikirlerle ziyaretçileri mutlu etmeyi planlıyoruz! O zamana kadar kendinize çok iyi bakın! Sevgiler, Nilay UĞURLU
16
s’sağlık sports international
17
18
s’beslenme sports international
Kış aylarında olduğumuz bu günlerde, havaların soğuması ile birlikte beslenme alışkanlıklarımızda daha yağlı ve şekerli besinlere eğilim artmaktadır. Kapalı mekanlarda daha fazla vakit harcanması, gecelerin uzaması, televizyon başında daha çok zaman geçirilmesiyle atıştırmalık gıdaların tüketimin artması ve fiziksel aktivite azlığı sonucunda, kilomuzda istemediğimiz artışlar meydana gelmektedir. Bu nedenle kış aylarında sağlıklı beslenme ve düzeli bir fiziksel aktivite önem kazanmaktadır.
ya da 3-4 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir öğünlerde yer almalıdır. Kilo verme diyetlerinde süt ve ürünleri gurubundan yağı azaltılmış veya yağsız olan besinler tercih edilmelidir. Et, yumurta, kurubaklagil, fındık, ceviz grubu demir, çinko ve B vitaminlerinden zengindir. Bu besin grubu genelde ana yemek olarak menülerde yer alır ve günlük beslenmede bu besinlerin biri veya birkaçının karışımı tüketilmelidir. Bu gruptaki besinler sebzelerle karışık da yenebilir; örneğin çok az etli bir sebze yemeği yanına bir kurubaklagil yemeği ile eksiklik tamamlanmış olur. Yüksek lifli diyetlerde kuru baklagiller; yağı uyarlanmış kilo verme diyetlerinde ise tavuğun beyaz eti ve balık tercih edilebilir. Yumurta, örnek bir proteindir ve biyo yararlılığı çok yüksektir; günlük beslenmede tüketilmesini çok önemlidir.
Kalın kıyafetlerin giyildiği bu dönemde fazla kiloların daha kolay gizlenmesi kişilere bir rahatlık kazandırmakta, psikolojik olarak yüksek enerjili besinleri tercih edilebilmektedirler. Yaza daha formda ve sağlıklı girmek isteyen bireylere önerim şimdiden sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz programlarını uygulamaya başlamalarıdır.
KIŞ MEVSİMİNE YÖNELİK SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ
Sağlığımızın korunması için yeterli ve dengeli beslenme esastır. Peki yeterli ve dengeli beslenme kavramı nedir? Vücudun büyümesi, onarımı, yenilenmesi, çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumuna yeterli ve dengeli beslenme denir. Bu nedenle dört temel besin grubunda bulunan çeşitli besinler yeterli miktarda alınmalıdır. Dört Besin Grubu: 1- Süt ve süt ürünleri grubu 2- Et, yumurta, kurubaklagil, fındık, ceviz grubu 3- Meyve ve sebze grubu 4- Ekmek ve tahıl grubu Süt, yoğurt, peynir, çökelek, lor ve benzeri besinler kalsiyum, protein, A vitamini ve B vitaminlerinden zengindir. Bu besinlerin büyümede ve kemik sağlığının korunmasında büyük etkileri vardır. Bu nedenle büyüme çağında olan çocuklar ve gençler, hamile, emzikli (süt salgılama dönemi) kadınlar ve yaşlılar bu grup besinlerden yetişkinlerden daha fazla tüketmelidirler. Günde en az 2 bardak süt veya yoğurt;
Meyve ve sebzeleri kapsayan grup, C vitamininden zengindir. C vitamininden en zengin besinler turunçgiller (portakal, mandalina) yeşil yapraklı sebzelerdir (mevsimine uygun). Bu gruptaki besinlerden günlük en az 5 porsiyon tüketilmesi idealdir. Savunma sistemimizin desteklenmesi için A ve C antioksidan vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzeleri de tüketmeliyiz. Porsiyon meyve, bir orta boy portakal veya bir orta boy elma veya bir büyük boy mandalinaya eşdeğerdir.
“Bir porsiyon sebze ise 4-5 yemek kaşığı sebze veya bir kase salataya eşdeğerdir.”
19
Günlük olarak mevsimine uygun 2 porsiyon sebze, 15-20 adet fındık (30 gr) veya 5-6 adet ceviz (30 gr) ve haftada 2-3 defa kuru baklagil tüketilmelidir. Haftada 2-3 kez balık tüketilmelidir. Balık D vitamini, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerir.
Bir porsiyon sebze ise 4-5 yemek kaşığı sebze veya bir kase salataya eşdeğerdir. İdeal kiloda kalmak isteyenlere önerim, meyve ve sebze ağırlıklı dengeli bir beslenme programı olmaktadır. Ekmek ve tahıl grubu besinler bizim temel enerji kaynağımızı oluştururlar. Ekmek, pirinç, bulgurdan yapılan pilav ve çorbalarla, makarna ve undan çorba, börek ve çörekler bu gruba girer. Bu gruptaki besinler karbonhidratlardan zengindir ve vücuda enerji sağlarlar. Özellikle kepeği alınmamış tahıllar ve bulgur, B vitaminlerinden zengindir. Zayıflama diyet programlarında lif oranı yüksek kepekli ve tam tahıllı ekmeklerin, bireyin enerji harcama durumuna göre tüketilmesi gerekir. Lif (posa) sindirimden daha uzun sürede geçer, tokluk sağlar, bağırsak florasını korur, kabızlığı önler, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur.
Tabii ki bol sıvı alımı gereklidir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılmasında, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında su ile beraber gün içinde ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı gibi bitki çayları da tercih edilmelidir. Özellikle çocukların meyveleri posa ile beraber (bütün olarak yemesi) sağlanmalı. İhtiyaç halinde taze sıkılmış meyve suları hazırlandıktan hemen sonra tüketilerek C vitamini kayıpları en aza indirilebilir. Kış aylarında kilomuzu kontrol altında tutmak için basit karbonhidratlar olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar ve meyve tatlılarının tercih edilmesi ve düzenli fiziksel aktivite yapılması önemlidir. DİYETİSYEN NURSEL EROĞLU
20
s’beslenme sports international
21
22
s’spor sports international
18 yaş altında katıldığı dünya şampiyonalarında gol krallığı bulunan ve üniversite olimpiyatlarında oynamış olan Buz Hokeyi A Milli Takım oyuncusu ve Bilkent Sports International Fitness Eğitmenimiz Egemen Taşboğa, buz hokeyinin fitness eğitmenliğine çok faydası olduğunu, kondisyon ve performans anlamında dünyaca ünlü kondisyoner ve antrenörlerle çalıştığını, öğrendiği bilgileri ve uygulamalarıda üyelerimizle paylaştığını belirtti ve Buz Hokeyi sporunu anlattı:
“Buz hokeyi oynamak bir tutkudur. O adrenalini tadan insan bir daha kolay kolay oynamaktan vazgeçemez.”
Buz hokeyi 5 oyuncu ve 1 kaleciyle oynanan, gücün, esnekliğin, koordinasyonun ve aynı zamanda sertliğin olduğu bir spordur. Ülkemizde henüz yeteri kadar ilgi görmeyen bir spor olsa da buz hokeyinin tarihi orta çağlara dayanmaktadır. İlk kez ilkel olarak Kuzey Avrupalılar tarafından oynanmıştır. Günümüzde buz hokeyi 5 oyuncu ve bir kaleciyle oynanmaktadır. Kask, omuzluk, dizlik ve dirseklik gibi koruma malzemeleri vardır. Ayrıca paten ve sopa gerekmektedir. Buz hokeyi konusunda Kanada, Rusya, İsveç, Finlandiya, Çek Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri ve Slovakya önde gelen ülkelerdir. Ülkemizde ise halen gelişmekte olan bu spor yorucu yorucu olduğu kadar keyifli, heyecanlı ve bir o kadarda zor bir spor dalıdır. Türkiye’de İstanbul, Erzurum, Kocaeli, İzmir ve Ankara dışında takımı olan iller olmamakla birlikte çok fazla bilinmeyen buz hokeyi, gittikçe yayılmaktadır ve başarılar elde etmek için tek yürek olmuş olan sporcularımız, adlarını duyurmaya başlamışlardır.
23
Ülkemizdeki buz hokeyinin tarihçesinden bahsetmek gerekirse, Türkiye buz hokeyiyle 80’li yılların başında tanışmıştır. 1989 yılının şubat ayında Ankara’da Türkiye’nin ilk olimpik buz pisti açılmıştır. Buz hokeyi branşı 1991 yılında Türkiye Buz Sporları Federasyonu’nun kurulmasıyla, Türkiye birlikte yeni kurulan federasyonun çatısı altında toplanmıştır. Türkiye aynı yıl Uluslararası Buz Hokeyi Federasyonu’na (IIHF) üye olmuş ve 1992 yılında yapılacak olan IIHF Dünya Şampiyonası C Grubu müsabakalarına katılmak için A Milli Takımımız oluşturulmuş ve çalışmalara başlamıştır. Türkiye dünya ülkeleriyle karşılaştırıldığında orta sıralarda görülmektedir. Ülkemizde süper lig birinci lig yıldızlar ligi minikler ligi ve bayanlar ligi olmak üzere 5 lig vardır. Her yıl federasyon ve il müsabakaları düzenlenmektedir. 2011 Kış Olimpiyatlarının Erzurum’da yapılması, Erzurum’a da buz pistlerinin açılmasına neden olmuş ve Erzurumlular’ı da bu spora dahil etmiştir. Buz hokeyi oynamak bir tutkudur. O adrenalini tadan insan bir daha kolay kolay oynamaktan vazgeçemez. Bu spor bir yaşam tarzı, bir hayat felsefesidir. Türkiye’de bu branşta ilerleyebildiğimizi maalesef ki Türk basınında duymak imkansıza yakın. Oysaki buz hokeyi ülkemizde hızlı bir gelişim göstermekte ve şu anda federasyonun yaptığı çalışmalar da dikkatleri bu spora yöneltmektedir.
24
Bunun en güzel örneklerinden biri geçtiğimiz aylarda Balkan Şampiyonasının Kocaeli ilimizde yapılması ve Türkiye’nin bu şampiyonada birinci olmasıdır. Birçok insanın bu başarıdan haberinin olmaması üzücü olmakla birlikte, aslında Türkiye’de futbol basketbol ve voleybol dışındaki branşlardan başka branşların olduğunu kanıtlamaktadır.
26
s’spor sports international
Yardım zorunluluğu: Her kayakçı kaza anında kazazedeye yardım etmek zorundadır. Kimlik bildirme zorunluluğu: Herkes kayak yaptığı sürece yanında kimlik bulundurmalıdır.
Sıcak bir fincan içecek alıp camın kenarında karlı manzarayı izlemek muhteşem bir fikir gibi görünse de kış aylarında o karlı dağ manzaralarının tam da içinde olmak inanılmaz keyifli. Şöyle düşünün birilerinin cam kenarından huzurla izlediği karlı dağların eteklerinde kayak yapıyorsunuz! Üstelik kayak, ailece yapılabilecek sporlardan biri. Küçük, hızlandırılmış bir eğitim ve doğru kurallarla hafta sonunuzu renklendirebilirsiniz! Peki kayak sporunun altın kuralları neler? İşte sizler için Yavuz Tanyeri’nin Karlarla Dans Kayak* adlı kitabından aldığımız kayak sporu hakkında bilmeniz gereken on altın kural: Diğer kayakçılara dikkat edilmesi: Diğer kayakçılara tehlike oluşturmayacak şekilde davranılmalıdır. Hız ve kayakların kontrolü: Hız, kişisel beceri ve şartlara uyumlu olmalıdır. Kayak yolunun seçimi: Kayakçı, öndekilere tehlike yaratmayacak şekilde pisti kullanmalıdır. Geçiş (birini geçme): Bir kayakçıyı geçerken ona da rahat hareket edebileceği bir alan bırakılmalıdır. Durmak ve hareket etmek: Kayakçı durduktan sonra tekrar kayacaksa yukarıdan birinin gelip gelmediğini kontrol etmelidir. Duruş: Zorunlu olmadıkça dar alan, geçiş ve görüntünün sınırlı olduğu yerlerde durulmamalıdır. Tırmanma veya iniş: Yamaca tırmanan yaya kayakçılar, kesinlikle kayak pistinin dışını kullanmalıdırlar. İşaretlere dikkat: Kayakçı; pistlerdeki uyarı, yönlendirme ve sinyallere dikkat etmek ve uymak zorundadır.
*Yavuz Tanyeri’nin Karlarla Dans Kayak adlı kitabı; kayak hakkında merak edilen her soruya cevap vermek ve kayak eğitimi alanlara yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış. Bu kitap sayesinde kayak sporu ile ilgili merak ettiğiniz her şeye yanıt bulabilirsiniz. Küçük bir hafta sonu kaçamağı yapmak ve ailenizle birlikte karın keyfini çıkartmak için, sizinle ülkemizdeki önemli kayak tesislerini paylaşmak istedik. Ülkemizin dört bir yanında bulunan kayak merkezlerinin farklı kayak dönemleri sayesinde kış boyunca size en uygun tarihi yakalayabilirsiniz!
BURSA ULUDAĞ: Bursa’nın 36 km güneyinde yer alan Uludağ, ülkemizin en gözde kış sporları merkezi. Uludağ Kayak Merkezi, Alp ve Kuzey disiplini ile ‘tur kayağı’ ve ‘helikopterli kayak’ uygulamaları bakımından uygun coğrafya şartlarına sahip. Kayak dışında tesislerde; snow board, big foot, buz pateni, kar motosikleti gibi aktivitelerde de bulunabiliyor. Bölgede kayak sporu için uygun zaman; 20 Aralık - 20 Mart tarihleri arasındaki dönem. BOLU KARTALKAYA: Köroğlu Milli Parkı içerisinde yer alan kayak merkezi, Ankara’dan 180 km, Bolu›dan 50 km. uzaklıkta. Ankara ve İstanbul›un ortasında sayılabilen bölgede kayak mevsimi 15 Aralık - 31 Mart arasında yaklaşık 4 ay sürüyor. Bölgede 9 adet teleski ile 2 adet telesiyej tesisi bulunmaktadır. Bu da yaklaşık olarak 7000 kişi/saat taşıma kapasitesi anlamına geliyor. Sisli havalarda eğimi fazla olan bölgelerde kaymanın tehlikeli olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bölge; Alp kayağı, kayaklı koşu ve tur kayağı için çok uygun koşullara sahip. ERZURUM PALANDÖKEN: 3 bin 185 metre zirveye sahip Palandöken Dağları, Erzurum’un güneyinde yer alıyor. Doğu-batı yönünde uzanan dağlarda karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca toz kar üzerinde kayak yapılıyor. Türkiye’nin en yüksek ve soğuk illerinden biri olan Erzurum›da 10 Aralık-10 Mayıs arasındaki dönem kayak etkinlikleri için en uygun zaman. Kayak merkezinde beş adet telesiyej, bir adet teleski, iki adet baby lift ve bir adet gondol lift hizmet veriyor. ISPARTA DAVRAZ: Davraz’da bulunan kayak merkezi, Isparta merkezine 26 kilometre uzaklıkta. Davraz, Aralık - Nisan ayları arasında kayak yapmak için uygun. Merkezde uzunluğu bin 155 metre olan telesiyej tesisi bulunuyor.
28
ANTALYA SAKLIKENT: Merkez, Antalya’nın batısında Beydağları üzerinde yer alıyor. 2 bin 747 metre yüksekliği olan Bakırlı Dağı’ndaki kayak merkezinde, kar yağışına bağlı olarak kayak mevsimi iki ya da üç ay sürüyor. Merkezde, 600 ve 800 metrelik iki adet teleski hizmet veriyor. KASTAMONU ILGAZ: Ilgaz sıradağları üzerinde, Ilgaz Milli Parkı içinde yer alan tesisin kayak mevsimi, aralık ayında başlayıp nisan ayına kadar sürüyor. Kayak merkezinde bir adet çift iskemleli telesiyej tesisi ile bir adet teleski tesisi bulunuyor. KARS SARIKAMIŞ: İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan merkez, 2 bin 634 metre yükseklikte bulunuyor. Çamlar arasında toplam 12 kilometreyi bulan beş etaplı piste sahip 2 bin 500 rakımlı Cıbıltepe, kristal karla kaplı. Kayak için en uygun zaman ise; 20 Aralık - 20 Mart tarihleri arası. Sarıkamış ve çevresi; Alp disiplini, Kuzey disiplini ve tur kayağı etkinlikleri için çok uygun koşullara sahip. KAYSERİ ERCİYES: Orta Anadolu’nun en yüksek doruğu olan Erciyes Dağı; sönmüş bir volkan ve dağın yüksek kısımları yılın her mevsiminde kalıcı karlarla örtülü oluyor. Kayak merkezi ise, dağın kuzey yamaçlarında yer alan Tekir Yaylası üzerinde bulunuyor. Kayak için en uygun zaman 20 Kasım - 20 Nisan tarihleri arası. ANKARA ELMADAĞ: Kayak merkezi, Ankara il sınırları içinde yer alan Elmadağ›ın kuzey yamaçlarında bulunuyor. Ankara›ya 18 km uzaklıkta olan kayak merkezinde kayak sezonu Ocak - Mart arasında yapılırken, kar kalınlığı 30-60 cm arasında değişiyor. Merkezde, 548 metre uzunluğunda saatte 720 kişi kapasiteli bir adet teleski bulunuyor.
s’sağlık sports international
29
İlk bölümden bu yana, her hafta seyircisi sayısı hızla artan Dila Hanım Dizisi’nde başrolü Erkan Petekkaya ile paylaşan başarılı ve güzel oyuncu Hatice Şendil’e sizler için sorduk. Bizimle, günlük hayattaki Hatice Şendil’i ve güzellik ipuçlarını paylaştı.
30
s’yakın plan sports international
S’: Hatice Hanım; üniversitede işletme bölümü okurken önce Türkiye Güzeli ardından Avrupa Güzeli seçildiniz. Ve sonrasında kariyer planları bir kenara, eğitiminizi devam ettirdiniz. Yarışma sonucu sonrasındaki duygularınız nelerdi, yarışmalarla hayatınızda neler değişti? H. Şendil: Kendinizin bile farkında olmadığınız yaşlarda, yaptıklarınız veya tercihlerininiz ne akıllı, ne olgun, ne de mantıklı olduğunuzu gösterir. Hayatta bir şeyleri değiştirmek inanın çok uzun bir zaman alıyor. Kendinizde bir şeyleri değiştirmek ise daha uzun…
“
Tıpkı o gün spor salonuna gitmek içinizden gelmez ve zorla spor yapmaya çalışırsınız; ama gidince, o gün o ana dek yaptığınız en iyi antrenmanı yapmış olursunuz. Yaptığınız işe güvenmek ve sevmek size o gücü verir.
”
S’: Sizin için hem okul hem de oyunculuk eğitimi mankenlikten çok daha önemli oldu. Bu, çok genç yaşta verilmiş, olgun bir karar. O dönemde neden böyle bir tercih yaptığınızı öğrenebilir miyiz? Farklı yaşam deneyimleriniz, idoller ve örnekler size yol göstermiyor ise, ben o dönem aldığım kararların sebebini hiç bir zaman kendime sormadım. Öyle olması gerekiyormuş dedim. S’: Okulun ardından aralarında Ayla Algan gibi çok önemli isimlerin yer aldığı hocalardan oyunculuk dersleri aldınız. Biz oyunculuğu kalbinizin, aklınızın bir köşesinde hep taşıdığınızı düşünüyoruz, bu konudaki fikirlerinizi alabilir miyiz? Ben utangaç ve çekingen bir yapıya sahibim. Kendi sınırlarımı hep katı kurallar ve öğretiler ile çevirdim. Mesleğim sayesinde ön yargılarımdan, katı kurallarımdan kurtuldum. Bunu da çok sevdim. Oyun gücümle birlikte her gün bakış açım da, ben de değişiyorum. S’: Özellikle “Kurtlar Vadisi Pusu” , “Karadağlar” dizilerinde ve şimdilerde ise “Dila Hanım” dizisinde farklı karakterlerde; ama her gün biraz daha ışıldayan bir performansla izliyoruz, sizi. Dizi setinin koşuşturmaları arasında bu enerjiyi nasıl sağlıyorsunuz? Setler inanın size o enerji ve adrenalini veriyor. Ne kadar yorgun, hasta, halsiz de olsanız sete adım atar atmaz kendinize geliyorsunuz. Tıpkı o gün spor salonuna gitmek içinizden gelmez ve zorla spor yapmaya çalışırsınız; ama gidince, o gün o ana dek yaptığınız en iyi antrenmanı yapmış olursunuz. Yaptığınız işe güvenmek ve sevmek size o gücü verir. S’: Herkes güzelliğinizi konuşuyor; cildiniz ve fit görünümünüz için okuyucularımızla paylaşabileceğiniz küçük sırlarınız nelerdir? Çok teşekkür ederim. Uyku benim için çok önemli. Uykunun beni güzelleştirdiğine inanırım. Cildim için doğal nemlendiriciler ve peeling haricinde birşey kullanmıyorum. Her gün en az iki litre limon salatalık içinde dinlenmiş alkali oranı yüksek su içmeye gayret gösteriyorum. Tavsiye ederim, kesinlikle işe yarıyor.
31
S’: Peki, binicilik sporunun hayatınızda nasıl bir etkisi oldu? Bu sporu yapmanın insanı ne yönde değiştirdiğini düşünüyorsunuz? Hem ruhen hem bedenen zinde oluyorsunuz. Binicilik; bir canlı ile senkronize hareket etmek zorunda olduğunuz tek alan. Atınız ile uyum içinde olmanız gerekiyor. Onun istekleri ve sizinkiler aynı olduğunda aranızdaki bağ kurulmuş demektir. Algılarınızı ve reflekslerinizi geliştiriyor, kısa sürede tutkunu olursunuz. S’: Binicilik dışında özel olarak hangi sporlarla ilgileniyorsunuz? Dediğim gibi, binicilik benim için bir tutkuya dönüştü; ama vakit buldukça koşuyorum. S’: Son olarak Sports International üyeleri ile paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı? İnsan gündelik olaylar içinde bazen boğulabiliyor; ama kendimizi unutmamalıyız. En azından iki saatimizi spor yapmaya ayırmalı ya da evde bile olsak egzersiz yapmaya çalışmalıyız. Bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.
S’: Çok güçlü bir duruşunuz var. Bizimle gerçek hayattaki Hatice Şendil’i paylaşabilir misiniz? Neleri sever, kimlerle dostluk kurar, bir günü nasıl geçirir? Güçlü durmayı seven biriyim; bu, utangaç ve çekingen tarafımı örtüyor. Anı yaşamayı seven, plan program yapmayan, kendini ciddiye almaktan kaçınan ve bunu başardığı için mutlu olan bir insanım. S’: Oyunculuk dersleri dışında bir de uzun zamandır binicilik dersleri aldığınızı biliyoruz. Bu dersler nasıl başladı? Binicilik benim için artık bir tutku oldu. “Dila Hanım” dizisinde yer alacağım netleşmeye başlayınca tek bir şey düşünmeye başladım: “Nasıl at bineceğim?” Şimdi ise: “Ne zaman at bineceğim?” diyorum. At binmek inanılmaz bir kondüsyon sağlıyor. Bugüne kadar bir çok spor dalı denedim. Yüzdüm, pilates yaptım, fitness, kinesis… Ama at binmek kadar hızlı ve etkin, kalıcı sonuç veren başka bir spor dalı görmedim. Bu söylediklerimin de çok arkasındayım. Deneyip görebilirsiniz.
32
s’yakĹn plan sports international
33
s’gßzellik sports international
36
“SAĞLIKLI GÜZELLİK” Bilkent Sports International Kompleksi içerisinde faaliyet gösteren, Bilkent Estetik sahipliğindeki Özel Bilest Polikliniği’nin Doktoru Sayın Zilha Elma’dan kişiye özel estetik çözümler ve gelişen teknolojiler hakkında önemli bilgiler aldık. Çağımız insanı kadın, erkek, genç, yaşlı fark etmiyor; dinamik, bakımlı, dişinden tırnağa hoş ve estetik görünmek istiyor. Aynı zamanda da doğallıktan taviz vermek istemiyor. Kişi vücudunun fit, yağsız, selülitsiz ve diri olmasını; yüzünde kırışıklık, leke, sarkma olmamasını; saçının dökülmemesini; dişlerinin güzel olmasını; rahatsız edici tüylerinden en kısa sürede kurtulmayı; bacaklarında varis, kılcal damar gibi problemlerin olmamasını istiyor.
amino asid içerikli lifting etkli ürünlerin, mezoterapi tekniği ile uygulanmasıyla sağlanabiliyor. Cildin tüm katmanlarına ayrı ayrı ulaşarak sıkılaşma, yenilenme ve leke tedavisi yapan 3D Skin Rejuvenation olarak adlandırılan 3 boyutlu cilt yenileme teknolojisi ile de cildin gençleşmesi sağlanabiliyor. Burada laser genesis, photo genesis ve titan, kişiye özel olarak hazırlanan tedavi kürü programı kapsamında uygulanıyor. Varis ve kılcal damarlar gibi sorunlar da gelişmiş laser sistemleriyle ve skleroterapi yöntemiyle rahatlıkla çözülüyor. Yine spor yapan, beslenmesine dikkat eden; ama fazlalıklarından kurtulamayanlar için diyetisyen eşliğinde kavitasyon, radyofrekans lenf drenaj gibi yöntemlerle vücudu istenilen forma sokmak mümkün olmaktadır. “Sağlıklı güzellik” bir bütün içinde değerlendirildiğinde dişlerimiz de yüz estetiğimizi etkileyen önemli bir unsur. Bu nedenle estetik kapsamlı çalışan bir sağlık kuruluşunda Estetik Diş Tedavi Bölümü’nün olması Avrupa Standartlarında bütünü tamamlıyor. Bölümün sorumlusu Diş Hekimi Sıdıka Yaşar; hastalara sadece ağız ve diş sağlığı değil, diş estetiği konusunda da tecrübesini sunuyor.
Son yıllarda cerrahisiz yapılabilen tıbbi estetik uygulamalar kişilerin sağlıklı ve güzel olma arzularını kolaylıkla karşılayabilecek düzeye geldi. Bunu; tıbbi gelişmeler ve buna paralel biyomedikal, doku mühendisliği gibi alanların çok hızlı ilerlemesiyle bize sunulan seçeneklerin artmasına borçluyuz. Örneğin son zamanların en ilgi gören gelişmesi Kök Hücre olarak bilinen “Fibrocel Hücre Tedavisi’dir. Kişinin kulak arkasından alınan doku örneği FDA onaylı laboratuvarda üretilerek, özel bir teknikle cilde enjekte edilir. Genel olarak değerlendirdiğimizde en doğal cilt gençleştirme yöntemlerinden biri olmuştur. Benzer şekilde kişinin kanından elde edilen serumun sorunlu cilde enjekte edilmesi olarak kısaca tanımlayabileceğimiz ve çok güzel sonuçlar veren diğer bir antiaging yöntem de P.R.P. tedavisidir. Yüz, boyun, dekolte ve eller gibi her zaman görünen bölgelerimizdeki kırışıklık, sarkma, lekelenme gibi bazen kişiyi olduğundan daha ileri yaşta gösterebilen oluşumlar için botox, dolgu, peeling, dermaroller, laser gibi uygulamalar en az riskle effektif şekilde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca cildin daha diri, parlak ve canlı görünmesi somon DNA, hyaluronic acid, vitamin mineral,
Tüm bu beklentilerin tek bir merkezde, gelişmiş teknolojiler kullanılarak üstelik her biri alanında tecrübeli kişilerce karşılanmasının; hijyenik ve modern bir ortamda yapılmasının zamanı çok değerli olan kişilere büyük bir kolaylık olduğunu düşünüyorum. Ben de bir doktor olarak tüm beklentileri karşılayabilecek kliniğimizde hizmet vermekten gurur duyuyorum. Herkese sağlıklı güzellikler dilerim.
37
ÇOCUK KULÜBÜ YENI YIL PARTİSİ
/ Ankara
Anne-babaları masterclasslara katılıp eğlenceli zaman geçirirken çocuklarımızı da unutmadık. Bilkent Sports International’da çocuklar yeni yılın gelişini Noel Baba’nın dağıttığı sürpriz hediyeler, yarışmalar ve kostüm partisiyle kutladı!
38
“SALLA MAYALARI” PARTİSİ
Bilkent Sports International üye ve personeli, Ankara Salata Mesa’da Mayalara inat, “Salla Mayaları” partisi ile 21 Aralık gecesi yeni yılın gelişini kutladı. Sürpriz hediyeler ve çekilişlerin yapıldığı partide katılımcılar çok eğlendi.
s’aktüel sports international
2012’YE VEDA BLT VE ZUMBA PARTİ
19 Aralık Günü yapılan 2012’ye veda ettiğimiz hem öğle hem akşam saatlerinde BLT ve Zumba Masterclass’larda dans, müzik ve ritm birleşince temposu yüksek çok eğlenceli bir masterclass gerçekleşti. BLT Masterclass aktivitesi eğitmenlerimizden Murat Duzlupınar, tarafından yaptırılırken; Zumba seansında eğitmenimiz Esin Gönülhan’a Sports International İzmir Aerobic Departman Müdürü Günnur Lombur Yıldız eşlik etti. Yapılan çekilişlerle dağıttığımız sürpriz hediyeler de aktivitelerimize renk kattı… Katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
4 HOCA 1 DERS SPINNING MASTERCLASS
Ankara’nın enerjisine, İzmir neşe kattı! ‘’4 Eğitmen 1 Ders’’ sloganı ile gerçekleşen Spinning Masterclass aktivitesi Ankara Bilkent ve İzmir Mavişehir Sports International eğitmenlerimiz tarafından muhteşem bir işbirliği ile hazırlandı. Sports International Ankara Spor Müdürümüz Serhat Çamkerten ve Sports International İzmir Spor Müdürü Hasan Kılıncer’in kareografisini beraber hazırladıkları aktiviteye fitness eğitmenlerimizden Tuğçe ve Melek eşlik etti. Heyecanlı görsel bir şölenle süslü, temposu çok yüksek, enerji ve eğlence dolu 2012’nin son ‘’Spinning Masterclass’’i yoğun ilgi ve katılımla gerçekleşti. Rezervasyon yaptırıp gelen tüm üyelerimize ve emeği geçen tüm eğitmen ve personelimize çok teşekkürler…
39
%100 FITBODY MASTERCLASS
Fitness’ı grup derslerine taşıdık! Hem eğlendik hem yorulduk… İstanbul’dan gelen Aerobic Departmanı Müdürü Orçun Cinpir ve Ertuğrul Tekeli Şubat ayında başlayacak olan fitness aktivitesi için; yeni trendlerden oluşan “%100 Fitbody” dersini tanıttılar. 19 Ocak günü düzenlenen bu özel masterclassta %100 Fitbody dersinin tanıtımı yapılırken, üyelerimiz yoğun bir programı çok eğlenerek tamamladılar… Katılan tüm üyelerimize çok teşekkür ederiz.
ÇOCUK KULÜBÜ DUVAR BOYAMA HAFTASI
Bilkent Sports International’da çocuklarımız ellerini boyayarak çocuk kulübü duvarlarına izlerini bıraktılar! Çok eğlenen çocuklarımız, ailelerine sürpriz yaptılar.
FUTBOL TURNUVASI Gelenekselleşen Bilkent Sports International Salon Futbol Turnuvası 25-26-27 Ocak tarihlerinde eğitmenlerimizden Sedat Işık ve Serdar Özarkon’un organizasyonlarıyla yoğun ilgi ve büyük katılımla gerçekleşti. Açılış maçını eski MHK Başkanı ve ünlü hakem Bülent Yavuz’un yönettiği turnuvaya 14 takım katıldı. Eleme usulü yapılan turnuvada ‘’İlyaslar Takımı’’ birinci olurken, ikinciliği ‘’Serdar ve Ekibi’’ ve üçüncülüğü ‘’Yellow Snakes’’ aldı. Turnuvada gol kralı unvanını, attığı 35 golle Hakan Azman kazandı. Kazanan takımlarımızı kutluyoruz. Turnuvaya katılan tüm üyelerimize ve emeği geçen eğitmenlerimize çok teşekkür ediyoruz.
40
s’aktüel sports international
FITBODY SPINNING MASTERCLASS
19 Ocak günü Bilkent Sports İnternational’da İzmir Spor Müdürümüz Hasan Kılınçer’in gerçekleştirdiği Spinning Masterclass’da yağları yakarken, çok eğlendik! Katılan tüm üyelerimize ve eğitmenlerimize teşekkürler!
ALPARSLAN ÖZYILMAZ “Kendini Kandırmaktan Vazgeç!” Tartı 94 kilogram gösteriyor… İçimden geçiriyorum; “Neredeyse 0,1 ton!” Güzel bir pantolon görüyorum; “Nasıl olsa zayıflayacağım, o zaman alırım…”. “Oh, tatlı da güzelmiş biraz daha yersem ne olur, zaten rejim yapacağım.” “Getir ustam tereyağını, bol dök İskendere, rejim yapacağım dedim ya.” Yalanlar uzadıkça uzuyor, ağırlık artıyor, vakit geçiyor; en önemlisi de sağlığım yavaş yavaş bozuluyordu. Bir gün ayakkabımı giymek isterken başımın ortasında bir ağrı hissettim ve gözlerim karardı; işte o an karar verdim; sağlığımı elden bırakmayacağıma. Sports international’ da Serhat Çamkerten’in yanında aldım soluğu. “Zayıflamak, fit olmak, sağlıklı olmak istiyorum. Hocam lütfen bana yardım edin” dedim. Serhat Hocam reçete gibi bir program hazırladı, benim için. Sevinçli, umutlu, heyecanlıydım; içim içime sığmıyordu.
İlk gün ilk kardio egzersizimde iki dakikada yere düştüm. Nefes alamadım; ama pes etmek, dönmek yok diye düşündüm. 2 dakika yapabiliyorsam, 2 dakikalığına bile olsa Sports International’ın kapısından içeriye girip salona gitmeliydim. Ve her gün gittim, zamanla 2 dakika 1 saate çıktı. Bedenim XL’tı, Medium oldu. Tam 20 kilo vermiştim. Bu başarının reçetesini yazan bilgili, ilgili bir doktorum vardı. “Ben kilo veremiyorum.” “Su içsem yarıyor.” diyenler kendinizi kandırmayın, ben kandırıyordum. Şu an insanlar beni gördüklerinde, “Hayırdır, hasta mısın? Neden bu kadar kilo verdin?” diyorlar. Haksız da değiller. Etraflarında bu kadar kısa sürede 20 kilo veren biri yok. Benim cevabım ise; “Hayır hasta değilim, hasta olmamak için kilo verdim.” oluyor. İşin sırrının sabır olduğunu düşünüyorum. Sabrederseniz vücudunuzdaki değişiklikleri hayretler içerisinde izlersiniz. Spor yapmak, size paha biçilemez şeyleri satın alabilir. Fiyatı ve markası ne olursa olsun Medium ya da Small beden bir t-shirt alabilmenin bedeli sizce ne kadardır? Arada göbeğiniz olmadan çoraplarınızı giyebilmek kaç liradır? Yerden bir şey almak için eğilirken gözlerinizin yerinden çıkacakmış gibi olmaması ne eder? ... Sağlıklı, güçlü, atletik ve fit olmanın bedelini parayla satın alamazsınız. Sabırla, azimle, terle alabilirsiniz; üstelik bunlar bedava ve gerçek duygular… Teşekkürler, Serhat Çamkerten! Teşekkürler, Sports International!
41
ATAKÖY CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUSU
Ataköy Sports International’ın minik üyeleri, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı ‘’Dersimiz Atatürk’’ adlı sinema filmini izleyerek coşku ile kutladılar.
ATAKÖY AVRASYA MARATONU
/ İstanbul
Sports International Ailesi olarak bizler de, dünyada iki kıta arasında koşulan tek maraton olan Avrasya Maratonu’na katılıp, bu coşkuyu birlikte yaşadık.
42
ATAKÖY ÇOCUK KULÜBÜ YENİ YIL PARTİSİ
Ataköy Sports International Çocuk Kulübü olarak 165 çocuğumuzun katılımıyla, 2012 Yılına muhteşem bir parti ile veda ettik.
s’aktüel sports international
ATAKÖY SPINNING MASTERCLASS
Aralık ayında düzenlenen Spinning Masterclass ile 2012 Yılına veda ettik. Üç etapta yapılan etkinliğimize katılım sağlayan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
ATAKÖY ZUMBA GALA
Ocak ayında Ataköy Sports International’da muhteşem bir organizasyon düzenlendi. Üyelerimizin yoğun ilgi gösterdiği Zumba Gala’nın her dakikası coşku ile geçti.
43
LEVENT YAŞARÇELİK “Kendime olan özgüvenim arttı.” 17.03.2008 tarihinde başladı, spor hayatım. Avm standındaki bir bayanın Sports International broşürünü vermesinin ve beni tesise davet etmesinin ardından Sports International’ı görmek, ziyaret etmek istedim. Ziyaretimle birlikte hayata ve spora alışkanlığına bakış açımda önemli değişiklikler oldu. Ölçümler, programlar derken aradan 4 yıl geçmiş; ben inşaat projemi bitirip yeni projeme başlamıştım. Antrenmanlar yapıyordum, arada pilates, Latin dansı gibi salon derslerine katılıyordum; fakat bir gün antrenman sırasında yanıma Fitness Eğitmeni Serdar Hoca geldi. Bazı uyarılarda bulunup, hareketlerimle ilgili ipuçları verdi. Gözlemledim, herkese bu uyarıları yapıyordu. Mesleğini severek yapan, yardım etmeyi önemseyen, işin doğru yapılınca sakatlanma riskinin ortadan kaldırmasına dikkat çeken fitness eğitmenlerinin hepsine teşekkür ederim.
44
Serdar Hocama Personal Training aktivitelerini sordum. Ortak bir kararla denemek istedik. O günden itibaren Serdar Hocamın desteğiyle hayatımda yeni bir sayfa açıldı. Artık beslenmeme daha dikkat ediyorum. Kilolu değildim; hatta zayıftım, herkes çok zayıf olduğumu söylüyordu. Daha çok protein ağırlıklı beslenmeye dikkat ettim, hem fizyolojik anlamda hem de davranışsal anlamda kendime olan özgüvenim arttı. Tüm arkadaşlarımdan, ailemden, iş arkadaşlarımdan olumlu görüşler aldım. Personal Training ile hem daha efektif, hem de zamanı daha iyi kullanarak, hareketleri doğru yaparak güzel sonuçlar aldım. Personal Training çalışmalarım boyunca yanımda olan Serdar Hocama sonsuz teşekkür ediyorum. Çalışmalarımızın bedensel gelişimimin yanında sosyal hayatım ve iş hayatımda da olumlu etkisi oldu. Daha başarılı, daha sonuç odaklı, daha dakik, daha çevik bir yaşam tarzına ulaştım. Personal Training ile güçlendim. Daha sağlıklı, güçlü, başarılı ve mutlu bir birey oldum.
s’aktüel sports international
KADIKÖY ÇOCUK KULÜBÜ’NDE CUMHURİYET BAYRAMI
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı her yıl olduğu gibi coşkuyla kutladık. Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü çocuklarımızı bir kez daha özlem ve saygıyla andık.
KADIKÖY BENCH PRESS YARIŞMASI
14 Ocak 2013 tarihinde düzenlenen Bench Press Yarışması’nın birincisi Tevfik Çağlar Özsaygın oldu. Üyemizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
45
KADIKÖY ÇOCUK CİMNASTİĞİ
Minik üyelerimiz, cumartesi günleri Volkan Hoca eşliğinde hem eğlenip hem temel motorik becerilerini geliştiriyorlar. Bu keyifli etkinlik sayesinde çocuklar spor sevgisini de kazanmış oluyor.
KADIKÖY ZUMBA GALA
KADIKÖY AVRASYA MARATONU
16 Ocak 2013 Çarşamba günü yapılan Zumba Gala etkinliğine katılan üyelerimiz 11 Kasım tarihinde gerçekleşen, dünyada eğlenceli vakit geçirdi. Yoğun katılımla gerçekleşen aktivitemizde yer alan tüm iki kıta arasında koşulan tek maraton olan üyelerimize ve eğitmenlerimize teşekkür ederiz Avrasya Maratonu’na katılan üyelerimizi tebrik ederiz.
46
s’aktüel sports international
KADIKÖY ÇOCUK KULÜBÜ YENİ YIL PARTİSİ
KADIKÖY PERFORMANCE 29 Aralık tarihinde minik üyelerimizin yoğun katılımıyla gerçekleşen yeni yıl partimizde WEEKEND
çok eğlendik! Yüz boyamasıyla başlayan partimiz, sevimli palyaço eşliğinde çeşitli Yeni müzikler, yeni koreografiler ve yeni yarışma ve danslarla devam etti. Partimiz, birbirimize verdiğimiz sürpriz hediyelerle ders sunumlarının yapıldığı etkinliğimize son buldu. katılan tüm üyelerimize ve eğitmenlerimize teşekkür ederiz.
KADIKÖY H.I.I.T. GALA
KADIKÖY SPINNING Kadıköy Sports International üyeleri, Amerika’da son zamanların en popüler derslerinden MASTERCLASS olan H.I.I.T ile 27 Eylül 2012 tarihinde tanıştılar.
Kadıköy üyeleri yeni yılı Spinning Masterclass ile coşkuyla karşıladı. Katılımlarından dolayı tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
47
ÖMER EKEN “Spor, hayatımın birinci sırasında!”
KAMİL KÖMOĞLU “Sağlığı tüm bedenimde hissediyorum!”
Herkese merhaba! Uzun yıllar futbol, yüzme, voleybol gibi spor branşları ile uğraştım. Ancak; yoğun iş hayatının getirdiği zaman problemimden dolayı spora ara vermek zorunda kaldım. İş yemekleri vs. sonucu alınan kilolar beni kalp rahatsızlığına kadar götürdü.
Sports International’da spor yapmaya başlamadan önce rutin bir hayatım vardı. Günlerim ev ve iş arasında geçip gidiyordu. Sports International’da spor yapmaya başladıktan sonra hayatımda sosyal açıdan belirli değişiklikler oldu. Yeni insanlar tanıdım, arkadaşlar edindim.
2004 yılında maalesef kalp krizi geçirdim ve kalbime stent takıldı. Spora başlamak istiyordum; fakat işimin yoğunluğundan dolayı bir türlü fırsat olmuyordu. Gelen bir telefon daveti üzerine Sports International ile tanıştım. Bana sistemi anlatarak ve teşvik ederek spora başlamamı sağladılar. Fitness eğitmenlerimin vermiş olduğu antrenman programları dahilinde haftada en az 3 kez tesise gelerek antrenman programımı uyguladım. Beslenmeme de dikkat ederek 102 kg’dan 85 kg’a kadar indim. Uzun süredir veremediğim kilolarımı verdiğimi görünce doktorum çok mutlu oldu ve bu şekilde devam etmemi önerdi. Sporun aynı zamanda insanların yaşam tarzlarını değiştirdiğini gördüm ve yaşadım. Şu an spor benim hayatımın birinci sırasını teşkil etmektedir. Boş zamanlarımı fırsat buldukça spor yaparak değerlendirmekteyim. Beni spora tekrar başlattığı için Sports International Ailesine çok teşekkür ederim.
48
Fiziksel olarak aşırı kilolarım ve buna bağlı olarak oluşan bel ağrılarım vardı. Giydiğim kıyafetler dar gelmeye başlamış; en sevdiğim kıyafetleri giyemez olmuştum. Bu durum beni çok rahatsız etmeye başlamıştı. Bir karar verdim ve Sports International’da spor yapmaya başladım. Fitness eğitmenlerimizin yazmış olduğu aylık güncellenen antrenman programları ve vermiş oldukları beslenme önerileri sayesinde 14 kg verdim; bel ağrılarımdan da kurtuldum. Artık daha sağlıklıyım. Bunu tüm bedenimde hissedebiliyorum! Eskiye oranla özgüvenim daha yüksek ve en sevdiğim kıyafetlerimi rahatça giyebiliyorum. Fitness eğitmenlerime ve Sports International Ailesine çok teşekkür ederim.
s’aktüel sports international
ŞİŞLİ ÇOCUK KULÜBÜ’NDE ÖĞRETMENLER GÜNÜ
ŞİŞLİ AVRASYA MARATONU
24 Kasım Öğretmenler Günü’nde çocuklarımızla keyifli saatler geçirdik. Birlikte, Avrasya Maratonu, dünyada iki kıta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak, öğretmenler gününün kutlandığı arasında koşulan tek maraton! Maratona çalışmalar hazırladık. katılıp, bizi yalnız bırakmayan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz.
ŞİŞLİ CUMHURİYET BAYRAMI
ŞİŞLİ EYLÜL AYININ EN RENKLİ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Cumhuriyet Bayramımızı minik GALASI üyelerimizle de coşkuyla kutladık!
Amerika’da son zamanların en popüler derslerinden olan H.I.I.T, 25 Eylül’de Şişli Sports International üyeleri ile buluştu! Üyelerimize, göstermiş oldukları ilgiden dolayı teşekkür ederiz.
49
ŞİŞLİ PERFORMANCE WEEKEND
ŞİŞLİ ÇOCUK KULÜBÜ YENİ YIL Avrasya Maratonu, dünyada iki kıta arasında koşulan tek maraton! Maratona katılıp, PARTİSİ bizi yalnız bırakmayan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz.
23 Aralık günü yapılan Çocuk Kulübü Yeni Yıla Merhaba Partimize katılan tüm minik üyelerimize teşekkür ederiz.
ŞİŞLİ YENİ YILA MERHABA AEROBIC & SPINNING MASTERCLAS
ŞİŞLİ MASA TENİSİ TURNUVASI
24 Aralık günümüzün eğlencesi saat 18.30’da Pilates dersi; 20.30’da Spinning ve Free Style dersleri ile başladı. Ardından kokteylimiz ile devam eden, DJ’imizin de eşlik ettiği, yılbaşı çekilişimizle bitirmeye üzüldüğümüz yılın son Aerobic & Spinning Masterclass etkinliğine katılan tüm üyelerimize ve eğitmenlerimize teşekkür ederiz.
50
15-16 Aralık tarihlerinde yapılan yılın son Masa Tenisi Turnuvası’na katılımda bulunan tüm üyelerimize teşekkür eder; birincimiz Müjdat Bankaoğlu ve ikincimiz Haluk Gürser’i başarılarından dolayı tebrik ederiz.
s’aktüel sports international
ŞİŞLİ ZUMBA GALA
Yepyeni müzikleri ve koreografileri ile 15 Ocak Salı günü yapılan Zumba Gala etkinliği son derece keyifli geçti. Yoğun bir katılım ile gerçekleşen aktivitede üyelerimiz çok eğlendiler. Katılımda bulunan tüm üyelerimize ve eğitmenlerimize teşekkür ederiz.
ŞİŞLİ SQUASH TURNUVASI
8-9 Aralık tarihlerinde yapılan yılın son rekabet dolu Squash Turnuvası’na katılımda bulunan tüm üyelerimize teşekkür eder; bayanlar birincimiz Gökçe Dindikan ve baylar birincimiz Metin Köse’yi başarılarından dolayı tebrik ederiz.
51
İbrahim ATMACA Sports International Ailesine; 25 Mayıs 2011’de aranıza Şişli Sports International’da katıldım. Satış temsilcim olan Engin Kartal’ın Sports International ortamından ve olanaklarından bahsederken; insanın hayatı ile ilgilenebilmesi için parasını düşünmeden üye olması gerektiğini düşündüm. Eğitmenlerin düzenli olarak yazdıkları programlar ve gösterdikleri ilgi, alaka sayesinde kişide spor yapma isteği kat kat artıyor... Özellikle benim ilgilendiğim Body Building alanında Cihan Kahraman’ın bilgisi, uyguladığı sistemler ve motive edici davranışları ile günden güne spora olan tutkum arttı.
52
Sports International, sporun insan hayatında önemli bir yere sahip olduğunu ve hayatımızın bir parçası olarak görmemizi ve hatta hobiden bile daha ileri bir zevk olduğunu gösterdi. Spor yapmak insanı fiziken ve manen en üst düzeye çıkaran bir aktivitedir. Aslında benim için aktiviteden çok yaşam tarzı oldu... Çok fazla yazılacak şey var; ama tek kelime ile tarif edecek olursam; ”Spor, Sports International’da yapılır... Fark burada, heyecan burada...” Tüm Sports Internatıonal ailesine saygılarımla...
s’aktßel sports international
53
THRILLER MASTERCLASS
/ İzmir
1958 -2009 yılları arasında yaşamış olan Michael Jackson yaptığı müzikle birlikte dansları ve özel hayatıyla yüzyılın en çok konuşulan isimlerinden... Thriller dansıyla da yeni yılın ilk trendi oldu! Michael Jackson 80’li yıllarda çıkardığı, tüm zamanların en iyi albümü ve en iyi video klipi olan Thriller’ la olağandışı dans figürleri, makyaj ve kostümleriyle Sports International’ın uzman dans eğitmenleri ve üyeleriyle tekrar canlandı.
54
10 Ocak 2013 tarihinde İzmir tesisimizde düzenlediğimiz Thriller Masterclass’a eğitmenlerimiz ve üyelerimiz Zombi makyajı yaparak katıldılar. Thriller gösterisiyle başlayıp ışık sisteminin büyüsüne kapılan üyelerimiz çok keyifli bir seans geçirdiler. Thriller Masterclass’a katılan tüm üyelerimize, eğitmen ve dansçı arkadaşlarımıza; makyaj, fotoğraf, video, saç ve ışık sisteminde bize yardımcı olan herkese çok teşekkürler.
s’aktüel sports international
OLDIES BUT GOLDIES SPINNING MASTERCLASS
WHITE SENSATION SPINNING 21 Ocak Pazartesi akşamı iki seans olarak düzenlediğimiz Oldies But Goldies Spinning MASTERCLASS Masterclass aktivitemize katılan üyelerimiz DJ performansı eşliğinde hem eğlenip hem pedal çevirdiler. Katılan tüm üye ve eğitmenlerimize teşekkür ediyoruz.
Beyaz kıyafet konseptiyle yola çıktığımız aktivitemizi Sensation müzikleriyle birleştirerek muhteşem bir 28 Ocak Pazartesi günü geçirdik!
PRO-RIDERS SPINNING MASTERCLASS
17 Ocak Perşembe günü düzenlediğimiz aktivitemizde ustalaşmış spinning tutkunları 12 farklı spinning koreografisiyle 60 dakika bisiklet sürmenin keyfini çıkardılar.
MUSIC ON WORLD OFF AEROBIC EXTREME TRAINING MASTERCLASS MASTERCLASS 24 Ocak Perşembe sabahı Ayaz ve Hasan Hocalarımız tarafından verilen Aerobic Masterclass’ta müziğin ritmine kapılan üyelerimiz dünyanın stresini bir kenara bıraktılar.
25 şampiyon sporcu ve 116 üyemizin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz masterclassta üyelerimiz şampiyonlar gibi antrenman yaptılar. Eğitmenlerimize ve tüm üyelerimize katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
BEST SONGS OF 2012 SPINNING MASTERCLASS
2012’nin en iyi müzikleriyle 26 Kasım Pazartesi günü yapılan aktivitemiz büyük ilgi gördü. Katılan üyelerimiz akılda kalan tüm şarkıları tek bir ağızdan söyleyerek pedal çevirdiler.
55
FIT’N DANCE 4 LIFE MASTERCLASS 19 Kasım Pazartesi günü 20.30’da gerçekleştirdiğimiz aktivitemiz renkli görüntülere sahne oldu. Hayat için dans eden üyelerimiz haftaya keyifli bir başlangıç yaptılar.
KEMALPAŞA TREKKING
MEDİTASYON SEMİNERİ
YENİ YILIN İLK PARTİSİ
YENİ YIL ÇOCUK SİNEMASI
14 Ekim 2012 sabah 08.00’de İzmir’den hareket eden üyelerimiz 09.30’da Kemalpaşa’ya vardılar. Sinancılar Köyü’ndeki kahvaltı molasından sonra yürüyüşe başlayıp, Ovacık Vadisine ulaştılar. Yorgunluklarını keyifli bir öğle yemeğiyle atan üyelerimiz 15:30’da dönüş yoluna geçtiler.
8 Aralık Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz Meditasyon Seminerimiz yoğun ilgi gördü. Üyelerimiz; içsel tecrübemize dayanan pratik, ruhsal bir yol olan “Sahaj Marg – Doğal Yol” konusunda bilgi sahibi oldu. Stanislas & Keerthi Lajugie ve Serpil Türkeş’e desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
TENİS TURNUVASI
8 - 14 Ekim tarihleri arasında PARK YAŞAM MAVİŞEHİR’in sponsorluğunda Tenis Turnuvamızı gerçekleştirdik. Çekişmeli geçen maçlar sonrasında dereceye giren üyelerimize ödüllerini kokteylimizde verdik. Tenis Turnuvamıza katılan tüm üyelerimize teşekkür eder, dereceye giren üyelerimizi başarılarından dolayı tebrik ederiz.
56
11 Ocak Cuma akşamı The Winston Brasseri’de partimize katılan üyelerimiz Canlı Müzik eşliğinde keyifli bir gece geçirdiler.
25 Aralık akşamı seminer odamızda düzenlediğimiz Yeni Yıl Çocuk Sineması etkinliğimizde çocuklarımız mısır yiyip, yeni yıl içerikli bir filmi keyifle izlediler.
s’aktüel sports international
SEMİH HEKİMOĞLU “Nasıl beslendim? Nasıl çalıştım?” 15 Eylül 2011’de yeni bir hayat biçimine kavuşma isteği ile Sports International’a başladım. Bu yolculukta hedeflerim; var olan beslenme alışkanlıklarımdan uzaklaşmak, sağlıklı, dinç bir vücuda kavuşmak, yaşamsal tıbbi değerlerimi düzeltmek, organlarımın yağlanmasını engellemekti. Dolayısıyla kendime bir beslenme ve spor düzeni oluşturdum. Bu süreçte ilk günden bu yana hiç bir profesyonel destek (tesisimizdeki programlar hariç) ve herhangi bir ilaç desteği almadığımı, tamamen kendi irademle yaptığımı vurgulamak isterim; çünkü bu işin en önemli kısmı bence irade... Bu işe başladığımda kilom 180 idi, uyguladığım bu düzene sadık kalarak, ilk senesinde 60 kilo gibi bir fazlalığı verdim. Bu kiloyu ilk 8 ayda verdim. Akabinde yaz sezonu olduğundan 4 ay boyunca ne kilo aldım ne de verdim. Bu süreçte kilo veremememin sebebi ödül günlerinin fazlalığı idi. Sporu hiç kesmememden dolayı kilo da almadım. Sizlere klişe lafların dışında ben ne yaptım kısaca bahsedeceğim. İlgi duyan insanlara belki bir destek olabilir, belki bir yol açabilir. Öncelikle zayıflamak adına vermiş olduğunuz kararın kesinlikle arkasında durmalısınız. Bu eylemin siz ve çevrenizdeki insanların hayatına katacağı pozitif etkisini hiç unutmamalısınız. Tabii ki senelerce edinmiş olduğunuz alışkanlıklarınızı kısa bir zaman da atmak kolay değil; fakat bu acı bir gerçek ve bu işin olmazsa olmazı olduğunu unutmayın, tercih sizin...
ÇAĞRI BAŞKAYA “Yeni Yaşam Tarzı” Sport International Ailesine 11 Haziran 2012 tarihinde katıldım. Sports International’a düzenli devam etmek hayatımı ve hayata bakış açımı değiştirdi. Düzenli spor yaparak ve beslenmeme dikkat ederek 5 ay gibi kısa bir sürede
Bu iş iç içe geçmiş iki halka; BESLENME ve SPOR... Esas olan bence sizin vücudunuzu tanıyıp ihtiyacınıza göre beslenme düzeni ve seçimleri yapmanız. Bu süreçte muhakkak kendinize ödül günleri yapmalısınız, tabi ki ayarında... Şunu da belirtmemde yarar var; benim herhangi bir tıbbi unvanım ve eğitimim yok, sadece okuduklarım ve bilgi birikimlerim ile kendime bir düzen oturtmuş durumdayım. Tartışmasız katkı tabi ki spor... Bunu da malum İzmir için kazanç niteliğinde olan tesisimizde, fitness eğitmeni Baha Hoca tarafından hazırlanan programlar eşliğinde son derece disiplinli bir şekilde yapmaktayım. Burada şunu belirtmeliyim ki; tesisteki favori makinem climb max... Bu yazıyı kaleme aldığımda kilom 113’tü, kendi adıma hedef kilom 85. Bunu da başarana kadar bu sisteme devam edeceğim ve daha sonra da korumaya geçeceğim. Benim gibi aşırı kilolarda olan insanlar bilmeliler ki; çözüm kendilerinde... Bunu unutmasınlar, hepinize kolay gelsin... Teşekkürler Baha Hoca... Teşekkürler Sports International Ailesi!
120 kilodan 85 kiloya düştüm. Şu an yeni görüntümden çok mutluyum. Sports International’ın sloganı “Yeni Yaşam Tarzı” benim de sloganım oldu. Sports’a üye olmama vesile olan Program Koordinatörü Nilüfer Hanım’a ve bu süreçte beni destekleyen tüm Sports International Ailesine çok teşekkür ederim.
57
2012’NİN SON MASTERCLASS SPINNING ETKİNLİĞİ Mersin Sports International ekibinin hazırladığı enerjinin ve eğlencenin yüksek olduğu, görsel şölen ve konfetiler eşliğinde gerçekleştirilen 2012’nin son Masterclass Spinning etkinliğine katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
/ Mersin
ÇOCUKLAR KİTAPSIZ KALMASIN
58
Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklarımız için “Yeni Yılda Kitapsız Çocuk Kalmasın” sloganı ile başlatmış olduğumuz kampanya da desteklerini esirgemeyen duyarlı üyelerimize teşekkür ederiz.
s’aktüel sports international
AHMET DÖŞ “Sağlığıma kavuşmam kadar önemli olan, Sports International Ailesi’nin içinde huzurlu zamanlar geçirmemdir.”
gerektiğini biliyordum. Kayıt için gerekli işlemi yapmasını istediğimde, kızımız “Murat Bey” diye seslenerek benimle tanıştırdığı kardeşimin, Genel Müdür olduğunu ancak spor yapmaya başladığımda anlamıştım.
Ben, 1964 Antakya doğumluyum. 2011 yılında hayatım ve yaşam tarzım konusunda önemli bir karar verdim. Çok çalışıp çok para kazanarak mutlu olamıyordum. Hayatımda bir şeyler yanlış gidiyordu. Neydi bu yanlış? Dışarıdan bakıldığında, öğretmen ve aynı zamanda şirketleri olan bir iş adamıydım. Herkesin ulaşmak istediği noktaya ulaşmıştım; fakat yinede her şey yolunda değildi. Bu eksiği bulmam gerekiyordu.
Kısa bir beklemeden sonra Sports International’ın hizmete başladığı haberini aldım ve davet edildim. Ölçümlerim yapılacak ve bana bir program hazırlanacaktı. Öyle de oldu. Eğitmen arkadaşlar işlerine o kadar konsantre olmuşlardı ki, sonuçları hiç acımadan yüzüme söylemişlerdi. 48 yaşında olmama rağmen ölçüm yaptıkları cihaz bana “51 yaşındasınız” diyor ve yağ oranımın 25.7, sıvı seviyemin düşük olduğunu söylüyordu. Eğitmenim olan arkadaşım Burak Hoca “Ahmet Bey bu cihaz yanlış söylüyor, benim söylediklerimi yaparsanız üç ya da dört ay sonra size bunu ispat ederim.” demişti.
Yaş ilerledikçe hareket azalıyor, kilom sürekli yukarı doğru çıkıyordu. 92 kilo olmuştum. Şirket işlerimin çoğunun Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde olması nedeniyle bu bölgelere çok seyahat ediyor; bölgenin en güzel yemek ve tatlılarını sıkça yerinde tadıyordum. Bir de bu tatlar damak zevkime uygundu, tabi. Bağcıklı ayakkabı almıyor veya alırsam ökçesine basıyordum. Aynada kendime baktığımda gördüğüm göbeğim için zenginlikten, diye seviyordum. Dış görünüşe hiç önem vermiyordum; içim sağlam deyip geçiştiriyordum. Fakat bir gün yaptırdığım tahlil sonuçlarını doktorum görünce; “Ahmet Bey, size sürekli rapor vereceğim; çünkü siz şeker hastasısınız. Bu ilaçları sürekli kullanmalısınız.” dedi. Üzüldüğümü fark eden doktorum ilaçlara ve perhize uyarsam uzun ve sağlıklı bir yaşam süreceğimden bahsederek, beni teselli etmişti; ama ben yıkılmıştım. 48 yaşında yanımda poşet dolusu ilaçlarla yaşamalıydım… Reçetemi eczaneye verdim. Ne zaman kullanmam gerektiğini üzerlerine yazdıkları ilaçları bir bir, büyük bir poşete atarlarken ilaçların 3 aylık olduğunu 3 ay sonra tekrar edileceği bilgisini aktarıyorlardı. Ama ben bir karar vermiştim bu ilaçları kullanmayacaktım. Nasıl olurdu, ne yapardım bilmiyordum. Ertesi gün okula gittiğimde öğretmen arkadaşım Ramazan Bey oğlunun Ankara’dan döndüğünü, Mersin Marina’da bir spor merkezinde işe başladığını anlattı. Bana, “İstersen görüşme yapalım, spor yap.” diye mucize formülü vermişti. Ertesi gün Marina’daki görüşme merkezine kahverengi deri ceketim ve onu gizlesem de görünen göbeğimle gittim. Akşama doğruydu, içeride gülen yüzleri ile hoş geldiniz diyen bir kızımızın yanına oturdum. Kızımız bana spor merkezini tanıtıyordu; fakat ben dinlemiyordum bile. Bir an önce kayıt yapmalarını ve en kısa sürede spora başlamam
Haftanın 6 günü günde en az 2 saat spor yapıyor ve diyetisyenin verdiği programı uyguluyordum. Bu arada hayatımda beni mutsuz eden şeyi bulmuştum. Ben hep karşımda gördüklerimi aynada gördüğümden önde tutuyordum. Yani kendi bedenimi ikinci sıraya atmıştım. Şimdi kendime daha çok zaman ayırır olmuştum. Spor içerime bir virus gibi girmiş ve beni ele geçirmişti. Günler haftaları, haftalar ayları takip etmişti. Eğitmenim bir ölçüm yapalım dediğinde, “İnşallah cihaz hala bozuk değildir.” dedim. Evet, bozuk değildi; çünkü ben 45 yaşında ve yağ oranı 18, sıvı seviyesi normal gösteriyordum. Kilom 80 kg altına inmiş kıyafetlerim bana bol gelmeye başlamıştı. Sonuçlardan cesaret alarak tahlillerimi yaptırdım. Sonuçlar çok iyiydi; kolesterol değerim 270’lerden 223’e gerilemiş; şeker değerim 180’lerden 130’a inmişti. Bu arada yanlış olduğunu bilmeme rağmen doktorun verdiği ilaçları kullanmamıştım; çünkü kabul edemiyordum hastalığı. Doktorum sonuçların olumlu olduğunu, aynen devam etmemi söyledi. Bende öyle yapıyorum zaten. Şu an henüz 1 yıl oldu ve sonuçlar artık normal değerlere indi. Bu 1 yılda sağlığıma kavuşmam kadar önemli olan, Sports International Ailesi’nin içinde huzurlu zamanlar geçirmemdir. Bilkent Holding’in her departmanındaki çalışanlarına teşekkürlerimi iletirken, sevgili Genel Müdürü kardeşime şu sözleri söylemek isterim; “Bu başarı elbette tüm çalışanlarındır; fakat ön teker nereye giderse arka teker onu takip eder. Allah sana çıktığın bu yolda hep yardım etsin. Unutma ki; HİZMET EDENLER HİZMET EDİLENLERDEN ÖNDEDİR.” Saygı ve sevgilerim ile…
59
Zor olduğu kadar güzel bir sanat... Bale, kimileri için bambaşka bir dünya. Biz de S’Dergi olarak Ankara’nın sevilen baletlerinden Burak Kayıhan ile tanışarak bu dünyanın kapısından içeriye şöyle bir göz attık!
60
S’: Dans etmek sizin için ne ifade ediyor? Sahneye çıktığınızda neler hissediyorsunuz? S’: Sizi Zorba, V. Murad, Fındıkkıran, Kuğugölü gibi balelerdeki performanslarınızla tanıyoruz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? B. Kayıhan: 1984 Ankara doğumluyum. 11 yasinda Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarına girdim. Mezun olduğum günden beri Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde solist dansçı olarak dans ediyorum. S’: Baleye başlama hikayeniz nedir? Sizi baleye yönlendiren etken ne olmuştu? Baleye başlamam tamamen tesadüf olmuştu. Bir yaz ailemle Çanakkale’ye tatile gitmiştik, şans eseri plajda Özden Aktürk ile tanıştık.
Dans etmek benim için bir yaşam biçimi. Sahneye çıkıp o ışığın altında dans ederken kendimi buluyorum. Herhangi bir rolü sahneye çıkıp oynamaktan öte yaşıyor ve gerçekten de hissediyorum. Böylece seyirci de bunu hissediyor. Bu da bir bale sanatçısı için çok önemli. Sahnede huzur buluyorum diyebiliriz. O zamanlarda operada baş balet olarak dans ediyordu. Temsiline çağırdı ve hayran kaldım. Ben de bu sahneye çıkmalıyım dedim ve Özden Aktürk’ün sayesinde baleye başladım. Ona sayenizde burdan bir kez daha teşekkür ediyorum.
S’: Bu işin zor veya keyifli yanları nelerdir? Yaptığımız iş her ne kadar güzel ve gösterişli gözükse de aslında çok zor ve meşakatli. Temsilde izlediğiniz 90 dakikalık bir bale için en az 2-3 ay hiç durmadan prova yapıyoruz. Çünkü bale mükemmellik gerektiren bir meslek. En ufak bir hata her şeyi mahvedebilir. O yüzden hergün çok
61
büyük bir sabırla prova yapıyoruz ve tabii ki çok yoruluyoruz. Ama temsil günü sahneye çıkıp, işinizi güzel yaptığınızda, seyircilerin sizi ayakta alkışladığında bütün yorgunluklar sıfıra iniyor. Hayatımda öyle büyük bir hazzı, mutluluğu hiç bir yerde yaşamadım herhalde. Bundan daha büyük bir keyif düşünemiyorum. S’: Kısa bir süre önce evlendiniz. Yoğun tempoda çalışan bir sanatçı olmanın özel hayatınızda yarattığı farklılıklar var mı? Evet 2012 yazında evlendim. Ve herhalde hayatımda verdiğim en doğru karalardan biriydi ve şu anda da çok mutluyum. Ama tabii ki işim gereği zor yönleri olmuyor değil. Mesela geçen ay Almanya’dan aldığım bir davetle oraya gittim ve 1 hafta evde yoktum. Mart ayında 1 ay boyunca Çin’de olacağım. Yazın da turne programımız çok yoğun. Böyle durumlarda evden uzak olmak ikimiz içinde biraz üzücü ama bu da benim işimin bir parçası. Eşimde bunu bildiği için bir sıkıntı yaşamıyoruz... Hayatımda olduğu için ona çok teşekkür ediyorum ve onu çok seviyorum...
62
S’: Bale sanatçılarının daima sağlığına dikkat etme zorunluluğu var. Peki siz bunun için neler yapıyorsunuz? Nasıl bir beslenme ve spor programı uyguluyorsunuz? Mesleğimizde sağlık ve beslenme çok önemli. Ben özellikle sabah ve akşam yemeklerine özen göstermeye çalışıyorum. Çok yoğun tempoda çalıştığımız için öğle yemekleri ister istemez kaçıyor. Buna ek olarak gıda takviyesi haplar ve eklemlere iyi gelen ilaçlar kullanıyorum. Ayrıca prova sonralarında gücüm kalırsa ağırlıkla güçlendirme çalışıyorum. Ama ne kadar dikkat ederseniz edin sakatlıklar bizim işimizin bir parçası. Mesela ben bu sezon dizimde yaşadığım bir sakatlık yüzünden pek sağlıklı başlayamadım ama gördüğüm fizik tedavi sayesinde şu anda dans ediyorum.
S’: Ülkemizde bale ve operaya son yıllarda artan bir ilgi olduğunu düşünüyor musunuz? İnsanlarda “sahip çıkalım” gibi bir bilinç olduğunu hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Ankara için konuşmam gerekirse inanılmaz bir seyirciye sahibiz ve bundan çok mutluyum.
Çok bilinçli, ne izlediğini, kimi izlediğini bilen bir seyirci kitlemiz var. Temsillerimiz hiç boş geçmiyor, hatta yoğunluktan aileme bilet bulamıyorum. Biletler çıktığı anda tükeniyor. Yani seyircimiz baleyi çok seviyor ve takip ediyorlar. Bu durumda beni ve benim gibi dansçı arkadaşlarımı çok mutlu ediyor. S’: Son yıllarda özellikle yurt dışında bir trend var; küçükken bale yapma hayalini gerçekleştirememiş yetişkinler şimdi hem hobi, hem de spor olsun diye bale kurslarına gidiyor. Ülkemizde de böyle bir ilgi var mı? Siz yetişkinlikte baleye başlanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Evet bu ilgi son yıllarda oldukça arttı. Yetişkin insanların böyle bir hobi edinmeleri çok güzel. İster istemez hayatları güzel yönde ilerleyecektir. Bir kere müzik kulağına sahip olacaklardır; görünüşleri değişecek ve forma gireceklerdir. Ritm duyguları artacaktır. Ama dediğim gibi bunu bir hobi olarak yapmaya karar vermeliler çünkü balede profesyonel olmak için küçük yaşta eğitime başlayıp vücudu o yaştan eğitmek gerekir. Bu da çok uzun bir süreç gerektirir. S’: Bale dendiğinde insanların gözünün önüne ilk gelen şey “balerin” oluyor. Ülkemizde balet olarak kabul görmenin zorlukları neler? Yeni tanıştığınız insanların balet olduğunuzu öğrendiklerinde tepkileri ne oluyor? Artık eskisi kadar bilinçsiz olduğunu düşünmüyorum insanların. Evet, eskiden bir yerde “baletim” dediğin zaman, anlamayanlar, gülenler, gerçek mesleğin ne diye soranlar oluyordu. Ama şu anda ülkemizde çoğu insan baleyi biliyor ve işimize saygı duyuyorlar. Gerçi hala hakettiğimiz değeri gördüğümüze inanmasam da yine de bugünlere gelmek bile önemli diye düşünüyorum.
s’portre sports international
S’: Baş balet olmanın sorumluluğunu taşımak nasıl bir his? Ekipteki diğer dansçı arkadaşlarınıza göre ne gibi farklarınız oluyor? Tabii ki çok büyük bir sorumluluğumuz var. O perde açıldığında, sahnede o kadar seyirci karşısına tek başınıza siz çıkıyorsunuz. Yapacağınız en ufak bir hatanın geri dönüşü yok, tek bir şansınız var. Az önce dediğim gibi çok bilinçli bir izleyicimiz var, onlar da yapılan hatayı anında anlıyorlar. Ben kişisel olarak şöle düşünüyorum: seyircinin kötü bir performans izlemisini kabul edemiyorum ve o yüzden elimden geldiği kadar çok çalışıyorum. Biz solist dansçılar evet belki teknik açıdan yapılması çok zor hareketleri saatlerce çalışıyoruz ama kordo balede dans eden arkadaşlarım da en az bizler kadar, onlara verilen görevi en iyi şekilde yapmak için çalışıyorlar. Sonuçta o perde açıldığı zaman baleyi bütün kılan o sahneye çıkan herkezdir... Ama bence bir solist olarak en büyük ayrıcalık selamın sonunda tek başınıza çıktığınızda seyirciden o alkışı duymaktır herhalde. Çünkü alkış bir sanatçının mutluluğudur...
S’: İleriye dönük planınız nelerdir? Örneğin işinizi yurt dışında da yapmayı düşünüyor musunuz? Ben 29 yaşındayım ve yurt dışında aldığım teklifler sayesinde dans ettim. Ama hiçbir zaman yerleşmeyi düşünmedim. Çünkü ailemi, arkadaşlarımı, ülkemi bırakamadım. Ben böyle bir yapıya sahibim. İnsanlar, direktörler çok ısrar ettiler ama ben bırakamadım... İleriye yönelik düşüncemse şu; aktif bale hayatım bittiği zaman konservatuarda bale hocası olmayı düşünüyorum. Çünkü genç dansçılar yetiştirmek bu ülkenin geleceği için çok önemli bence. Yani anlayacağınız hayatımın hiçbir bölümünde baleden kopacağımı sanmıyorum. S’: Son olarak Sports International üyelerine söylemek istedikleriniz nelerdir? Bence üyeleriniz hayatlarının en doğru kararını vermişler. Çünkü sporun hayatımızdaki yeri tartışılamaz. Umarım hayatlarının her döneminde bıkmadan ve usanmadan spor yapmaya devam ederler. Çünkü spor sağlıktır... Ayrıca hepinizi bütün temsillerimize bekliyorum!
Aranızda bale izlemeyenler varsa emin olun bir kere geldikten sonra alışkanlık haline gelecektir.... SEVGİLER... Biz de size, S’Dergi ekibi olarak tekrar teşekkürlerimizi sunuyor ve buradan çağrınızı yineleyerek bütün üyelerimize bale izlemelerini, özellikle de Burak Bey’i sahnede görmelerini şiddetle tavsiye ediyoruz... S’Dergi Ekibi Adına, Yağmur BİLİR
63
64
s’sağlık sports international
65
S’ Dergi kış sayısında sizlerle kış aylarını anımsatan ve bu kış trend olan parçaları paylaşmak istedik. Soğuk havalarda da en şık siz olun; karın, kışın keyfini çıkarın! Bir kulaklıkla lüksün sınırlarını zorlayın! Eugenia Kim tasarımı kulaklık, Beymen’de!
Beymen
Yargıcı’nın muhteşem tasarımlarından biri; tokalı, kutu çantalar! Renk seçenekleri ile şık bir kış vaat ediyor!
Yargıcı
Beymen
Ayağınızdan çıkartmak istemeyeceğiniz süet bir bot! İpekyol’da! İpekyol
66
Kış günlerinde enerjiyi bileklerinde taşı! Tory Burch tasarımı bilezik Beymen’de!
s’trend sports international
H&M her parçasıyla yepyeni bir akım oluşturuyor! Bu sezonun en güzel parçaları da kalem etekler! H&M
Hem sıcak kal, hem de şık ol! Zara’nın deri eldivenleriyle hemen tanışın!
Yargıcı
Kış aylarında hem üşütmemek hem de trend aksesuarlardan birini taşımak istiyorsanız; mutlaka bir şapkanız olsun! Mudo
Zara
Düz bir gömlek zaman zaman sıkıcı gelebilir. H&M’de kesinlikle öyle değil! Gömleğinizdeki taşlar kış güneşinde parıldayacak! H&M
İpekyol %80 yün, %20 kaşmir bir kaban tasarladı. Yaratacağı hissi siz hayal edin!
Zebra deseni baskılı fular, İpekyol’da! Hem daha sıcak hem daha modern bir kış için! İpekyol
İpekyol
67
Kışın rengi beyaz duvarlarda nasıl durur; küçücük bir odayı baştan aşağıya nasıl da değiştirir; bir-iki neon renkle nasıl da modern ve huzurlu bir tarz yakalanır; yalnızca duvarlarda da değil koltuklarda, aksesuarlarda, banyoda, mutfakta nasıl bir hava yaratır, tümünü örneklerle ve ipuçlarıyla paylaşıyoruz!
68
s’deko sports international
Beyaz duvarlar, beyaz yer döşemesi, beyaz perde ve koltuklara yer verdiğiniz salonunuzda, bir masa lambası, bir yastık ile bambaşka bir hava yaratabilirsiniz. Baştan aşağı beyaz bir odada soğuk havayı kırmak için duvarları doldurmak iyi bir fikir olabilir. İnce bir duvarı kitaplarınızla renklendirebilir, kapının üzerine aynı boyutlarda iki tablo sığdırabilirsiniz.
Mutfaklarda ve evin diğer bölümlerinde geçerli olan bir dekorasyon kuralı da şu; eğer yer döşemelerinde koyu renkleri tercih ettiyseniz, bırakın da geri kalan her şey beyazlar ya da bejlerle tamamlansın. Böylece daha aydınlık bir görüntü oluşturabilirsiniz. Bu örnekte, beyaza boyanan mutfak duvarları mutfak dolaplarıyla kapatılmak yerine küçük raflarla tamamlanmış. Bu ferah görüntünün tamamlayıcılarıysa yeşil küçük saksı bitkileri olmuş!
Kim demiş banyoda tek bir ayna yeterli diye! Evdeki tüm küçük aynaları banyoya taşıyabilir, bembeyaz duvarları ayna yansımalarıyla ışıl ışıl yapabilirsiniz. Kim demiş banyoda tek bir ayna yeterli diye! Evdeki tüm küçük aynaları banyoya taşıyabilir, bembeyaz duvarları ayna yansımalarıyla ışıl ışıl yapabilirsiniz.
Beyaz duvarlar, açık renk yerler ve beyaz modern bir kanepeyi retronun rengi kiremit ile kaplanmış malzeme ve koltuklarla renklendirebilirsiniz!
Dekorasyona yansıtmamız gereken en değerli duygulardan biri de cesaret! Tavanlarda ve duvar altlarındaki işlemeler ile vintage görünüme sahip bu daire oldukça modern görünüyor. Büyük oda penceresi cesur bir sarıyla hareketlendirilirken, objelerde kullanılan neon renkler odaya hayat kazandırmış.
69
Tabloları evin farklı duvarlarında, dağınık sevmeyenler için muhteşem bir ipucu. Duvara sabitleyeceğiniz ince uzun bir dolabın üstünü tablolar için raf. Alt kısmını da dergileri yerleştirmek için başka bir bölüm olarak kullanabilirsiniz!
Yemek masasını bembeyaz bir köşede kullanıyorsanız, oraya canlılık kazandırmanız gerekebilir. Sonbaharda budanan ağaç dallarından birini ister zincirler ister misina ipler ile yemek masasının tam üstüne, tavana asın. Duvarları da fenerlerin loş ışıklarıyla aydınlatın! Artık ruhu olan bir köşeniz var!
Bembeyaz bir çatı katının tam ortasına dev, masif bir sehpa yerleştirip dilediğiniz her rengi dilediğiniz aksesuarlarda Çalışma odaları için muhteşem bir fikir! kullanabilirsiniz! Bir duvarı tamamen cam ile kaplatıp gün ışığından tam anlamıyla yararlanın!
70
Dekorasyonda cesaretten bahsetmiştik değil mi! Bu odada kullanılan hiçbir objenin yapılış yılı bir diğeri ile aynı değil. Üstelik renk uyumu da yok; ama bir ruhu olduğu kesin! Farklı parçaları bir arada kullanmaktan korkmayın!
Beyaz ve kahverenginin tüm tonları her zaman çok daha sıcak bir his yaratıyor! Siz de yemek masanızın tüm bölümlerini açıp upuzun bir masa yaratın ve evdeki tüm sandalyeleri masanın etrafına konumlandırın. Unutmayın, dekorasyonda sınır yok; burası sizin eviniz.
s’beslenme sports international
71
S’dergi’nin kış sayısında birbirinden lezzetli üç kış tatlısı paylaşıyoruz, sizlerle. Aslında hepimizin bildiği, gelenekselleşmiş tatlıların püf noktalarını veriyoruz. Deneyip, lezzetle yemeniz dileğiyle şimdiden afiyet olsun! *Bizler www.mutfaksirlari.com adresini çok beğendik. Kış tatlıları menümüzü hazırlarken bu siteden yardım aldık. Daha birçok tatlıyı ve birbirinden lezzetli yemek tariflerini Mutfak Sırları’nda bulabilirsiniz!
Annelerimiz hep anlatır, onların gençlik yıllarında bayramlarda baklava yerine kabak tatlısı, eğer kabağın zamanı değilse kadayıf tatlısı yapılırmış. Bu romantik, mis kokulu tatlının sırrı anneannelerden sürüp gelen bir gelenek bizce. Damağınızda eski, hoş bir tat kalması için ilk kış tatlısı tarifimiz kabak tatlısı için olacak. Bu tatlının birkaç püf noktası da var; eğer kabağı kendiniz soymanız gerekirse çok derin soymamalısınız. Tatlının çok şekerli olmaması için şekeri kabak miktarının yarısı kadar kullanmalısınız. Örneğin; 1 kilogram kabak kullanıyorsanız, 500 gram şeker kullanmanız gerekiyor. Kabak tatlısı için önemli olan; kısık ateşte, dağılmayacak kadar pişirmeniz.
Malzemeler
1 kilogram soyulmuş kabak 500 gram toz şeker 2 su bardağı çekilmiş ceviz
Hazırlanışı
Soyulmuş kabakları 4-5 cm aralıklarla dilimleyin. Dilimlenen kabakları geniş bir tencereye, yan yana dizin. 1 kat kabak 1 kat şeker olacak şekilde tüm malzemenin dizilimini tamamlayın. Tencerenin kapağını kapatın. Kabakların sulanıp, şekerin erimesi için bir gece boyunca oda sıcaklığında bırakın. Ertesi gün tencereyi ocağa alın. Kısık ateşte iyice yumuşayıncaya, şurubu biraz koyulaşıncaya kadar yaklaşık olarak bir saat boyunca pişirin. Tatlınız soğuduğunda servis tabaklarına alın, koyulaşan sosunu üzerine dökün ve ceviz serperek servis yapın.
72
s’gurme sports international
Tahin susamın en güzel hali bizce. Yine annelerimizi hatırlıyoruz; tahini pekmezle karıştırıp, bize yedirmek için bin bir yol denerlerdi. Tahin farklı bir lezzet, herkes pek sevmez; ama bu tarifi denedikten sonra tahinle ilgili fikriniz değişebilir diye düşünüyoruz. Malzemeler 1 litre süt 1 su bardağı tahin 2 su bardağı şeker 4 yemek kaşığı un 4 yemek kaşığı pekmez Hazırlanışı Şeker, un ve sütü tencerede şeker ve un eriyinceye kadar tel çırpıcı ile karıştırarak pişirin. Karışım yoğunlaştığında içine tahin ve pekmezi ekleyin. Karışım muhallebi kıvamını alıncaya kadar kısık ateşte pişirmeye devam edin. Muhallebi kıvamına ulaşan tatlınızı dondurma kaplarına alın. Oda sıcaklığına gelindiğinde servise hazır olacaktır.
Muhallebi en çok da kış aylarına yakışıyor. Sizlerle mis gibi portakal kokan, hafif bir muhallebi tarifi paylaşıyoruz; mutlaka deneyin! Muhallebi İçin
3,5 su bardağı süt 2 yemek kaşığı pirinç unu 2 yemek kaşığı nişasta 1 çay bardağı toz şeker
Portakal Peltesi İçin
1 su bardağı portakal suyu 1 su bardağı su Yarım çay bardağı toz şeker 2 yemek kaşığı nişasta Çeyrek çay bardağı su
Hazırlanışı Muhallebi için belirttiğimiz ölçülerdeki sütü ve şekeri kısık ateşte, şeker eriyinceye kadar karıştırın. Temiz bir kapta nişasta ve pirinç ununu içine çeyrek çay bardağı kadar su ekleyerek topak kalmayacak şekilde çırpın. Kaynamaya başlayan süte, çırptığınız nişasta-pirinç unu karışımını ekleyerek kıvamı yoğunlaşıncaya kadar kısık ateşte karıştırarak pişirin. Kıvamını alan muhallebiyi kaselere paylaştırın ve soğumaya bırakın. Soğuyan muhallebinin üzeri için hazırlayacağımız portakal peltesi içinse; su, şeker ve portakal suyunu küçük bir tencerede, şekeri eriyinceye kadar kısık ateşte karıştırın. Nişastayı su ile çırpın ve kaynayan portakal suyuna ekleyerek hızlıca karıştırın. Portakal peltesi koyulaşmaya başladığında ocaktan alın. Pelteyi 2-3 dakika beklettikten sonra, soğuyup üzeri kabuk bağlayan muhallebilerin üzerine ince bir tabaka halinde yayın. Portakal dilimleri ile süsleyerek soğuk servis yapın.
73
74
Mozart’ın doğduğu ve büyüdüğü şehir olan Salzburg; sarayları, şatoları, bembeyaz karlar altındaki muhteşem doğası ve sıcacık insanlarıyla, şu müzikli kar kürelerinin adeta yaşayan hali...
76
s’gezgin sports international
Salzburg, Avusturya’nın orta-kuzey kesiminde yer alan bir eyâlet. Salzach nehrinin kenarında yer alan şehir, adını buranın ilk sakinlerinin hayatını kazandıkları zengin tuz çökeltilerinin almış. Avusturya’nın 4. büyük şehri olmasına rağmen sadece 150.000 kişinin yaşadığı Salzburg, Alp dağlarının eteğinde küçük ve sevimli bir masal şehri. Burası, en çok kış turizmiyle ve çevre köylerindeki kayak merkezleriyle tanınıyor. Fakat sanayi kolları arasında çalgı yapımcılığı, bira yapımcılığı, dokuma sanayii, çeştili makineler ve elektrikli gereçler yapımı, basımcılık ve yayımcılık da bulunuyor.
Müzik, Mozart ve Şehir...
Salzburg’u ünlü kılan pek çok özellik var; ama bizce en önemlisi, buranın Amadeus Mozart’ın doğduğu şehir olması. Bu büyük müzik dehasını anmak için her yıl düzenlenmekte olan Salzburg Festivali ile binlerce klasik müzik hayranı Salzburg’ta buluşuyor. Ayrıca Salzburg yıl boyunca pek çok klasik müzik konserine de ev sahipliği yapıyor. Mozart’ın doğduğu ev, o çağın ilk “apartmanlarından” biri. Ünlü bestecinin 1756’da doğduğu düşünülürse, apartmanın ne kadar
iyi korunduğuna şaşırmamanız işten değil. Son derece mütevazi döşenmiş, tarih kokan daire, şimdilerde pek çok insanın ziyaretine açık bir müze konumunda.
Ortaçağ Avrupası’na Zaman Yolculuğu...
Salzburg’u eşsiz kılan bir diğer özelliği, tüm Avrupa’da tarihi binaların yok edildiği veya ağır hasar gördüğü 2. Dünya Savaşı sırasında bu şehrin Barok mimarisinin büyük ölçüde korunmuş olmasıdır. Bunca asırdır ayakta duran eski sokaklar, halen aktif olarak kullanılan küçük ve otantik dükkanlarla, kuytuda kalmış ama muhteşem bir atmosfere sahip olan kafe ve restoranlarla süslü. “Altstadt” yani “Eski şehir” denen bu bölüm, Salzburg’a gelen herkesin mutlaka yaya olarak gezmesi gereken bir yer. Getreidegasse caddesi, buranın en ünlü turistik caddesi ve türlü türlü alışveriş olanaklarıyla dolu. Yani sevdiklerinize bir şeyler bakmayı aklınıza koyduysanız doğru adres burası. İsterseniz ana caddelerde, birbirinden zarif atların çektiği, fraklı sürücülerin yolcularını güleryüzle karşıladığı faytonlarla da tur atabilirsiniz. Şehrin bu bölgesi aynı zamanda artık UNESCO tarafından dünya mirası olarak görülmekte ve korunma altına alınmış durumda.
77
Şatolar ve Saraylarda, Soylular Gibi Hissedin... Bildiğiniz gibi Avrupa’da uzun yıllar bizdeki “Derebeylik” sistemi anlamına gelen feodalite yaygınmış. Yüzlerce hektarlık tarım arazilerinin sahibi olan bu soylu aileler, çiftçilerin gıda üretmesinin kontrolü, ürünlerin dünya ticaretine sunulması ve toprakların düşmanlardan korunması gibi vazifeler üstlenmiş ve halktan vergiler toplamışlardır. İşte Salzburg’da da, bu soyluların yaşadığı ve kendilerini koruduğu şato ve saraylardan bolca var. Bunların başında Hohensalzburg yani Salzburg Kalesi geliyor. Hohensalzburg, şehrin içinde bulunan ve ulaşım açısından en kolay gezebileceğiniz kale. Bu kalenin dışındakiler, hem şehrin biraz dışında hem de oldukça sarp tepelerde buluyor ve özel araçlarla, önceden planlanarak gidilmesi gerekiyor. Salzburg’da sizi çok şaşırtacağından emin olduğumuz bir yer de 1705 yılından beri işletilmekte olan Tomaselli adlı bir kafe. Salzburg kalesine yakın olan bu kafeye gezinizin
78
sonunda uğrayarak bir kahve içmeniz, bizce kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim. Mirabell Sarayı ise, birçok gezginin favori mekânı. 1606 yılında inşa edilen, 1850’lerde yandıktan sonra yenilenen Mirabell Sarayı’nı gördüğünüzde bu manzara size bir yerden tanıdık gelirse şaşırmayın; Evet, bu sarayı 1960’larda çekilen ünlü “Neşeli Günler” müzikalinden hatırlıyorsunuz! Sarayın bir diğer ünlü yanı da geometrik bahçeleri.
Mutlaka Görün!
•Mirabell Sarayı •Aigen Sarayı •Yukarı Salzburg Hisarı •Leopoldskron Sarayı •Johannes Sarayı •Fransis Sarayı •Arenberg Sarayı •Salzburg Kalesi •Avusturya Sokak Tünelleri •Dünyaca Ünlü Rönesans Su Oyunları
s’sağlık sports international
79
Doğa ve Kış Turizmi
Alp dağlarının eteklerinde yer alan Salzburg şehrinin doğasını gözünüzde canlandırmanız çok da zor olmasa gerek... Dört bir yanı dağlar, ormanlar ve karlı tepelerle çevrili şehirde doğa sporları tutkunlarına, yürüyüş sevenlere, bisikletçilere, kış sporları müdavimlerine göre sayısız seçenek bulunuyor. Dağcılık ve trekking için yazın Salzburg’un en yüksek dağı Grossvenediger oldukça popüler. Bisiklet için çoğunlukla Tauern rotası tercih ediliyor. Köyleri ve doğal yaşamı kendi halinde görebileceğiniz pek çok küçük yol, Salzach ve Saalach nehirleri çevresinde konumlanıyor. Normalde oldukça büyük olan Hohe Tauern Milli Parkı’nın bir kısmı Salzburg’da bulunuyor.
80
Avusturya’nın adeta milli sporu diyebileceğimiz kış sporları için de 22 farklı kayak noktasında bulunan 2200 kilometrelik rota ve 2000 kilometrelik arazi rotası, soğuk sevenleri memnun edecek cinsten. Sadece kış sporları için Salzburg’a gelecekseniz, kayak pistlerinin hemen dibinde yer alan ve ailelerin işlettikleri küçük ahşap evlerde kalabilir, piste çıkmadan önce güleryüzlü Avusturyalı ev sahiplerinizin elinden sıcak bir sabah kahvesi içebilirsiniz. Ama herkesin hayranı olacağından emin olduğumuz bir yer varsa, orası da Werfen Dev Buz Mağaraları.
s’gezgin sports international
81
81
Doğa Tarihi Müzesi, çocuklarla gidilebilecek en güzel yer diyebiliriz. Akvaryum, sürüngen bahçesi, dinozor salonu, kristal dünyası, uzay gösterisi, insan bedeninde yolculuk gibi pek çok ilgi çekici aktivite bu müzede yer alıyor.
Ne Yemeli?
Avusturya dendiğinde ilk akla gelen şey “Şnitzel” olsa gerek! Salzburg’da da ‘gasthof ’ denen ve yerel lezzetlerin sunulduğu, beton kemerli, ahşap dekorlu mekanlar var. Loş ışıklı ve keyifli bir ortamda şnitzelinizi yiyebilirsiniz. Bir de Salzburg’a özgü, peynirden yapılan bir hamur yemeği olan kasnocken’in tadına, Riesling şarabı eşliğinde bakmanızı öneririz.
82
“SİZE GÜVENEN KİŞİYİ DOĞRU BAKIMLARA YÖNLENDİRİRSENİZ SONUÇTAN İKİ TARAF DA KEYİF ALIYOR!” Ahsen Demirci Wellness Club, Ankara’nın önemli güzellik kulüplerinden biri! Özellikle gerçekleştirdiği ücretsiz analizler ve kampanyalarla adından sıkça söz edilen kulübün güzel sahibi Ahsen Demirci ile merak edilenleri sizler için konuştuk. Merhabalar. Son dönemde merkezinizin ismini sıkça duyuyoruz. Yapılan işlemlerden bahseder misiniz? A.D. Üyelerimizin Ahsen Demirci Wellness’a gelmekten ve vakit geçirmekten keyif alması bizim için çok önemli. Herkesin ihtiyacı farklı. İhtiyacı doğru olarak belirleyip kişiye özel bakım paketleri uyguluyoruz. Doğru takiple sonuçlar hem bizi hem de üyelerimizi şaşırtıyor. Başarılı kampanyalar ile adınızdan sık söz ettiriyorsunuz. Özellikle 1 beden ve 2 Beden incelme kampanyanızı çok duyduk. A.D. Oldukça ilgi gören bir kampanya oldu. Kişiler incelmek ve şekillenmek istiyorlar. Daha ince ve şekilli bir fiziğe sahip olmak hepimizin hayali! Gelen kişilerin tek endişesi, ödeyecekleri bedel karşılığında sonuç alıp alamayacakları ile ilgili oluyor. Biz de bu endişelerini ortadan kaldırdık. Bize başvuran kişinin hayalini öğrenip, hayali kaç bedense ona yönelik program ayarlıyoruz. Bunun için uzmanlarımızın yaptığı analizler ve seans sayıları belirleniyor. Süre kişiye ayarlı. İstediği sonuca ulaştıktan sonra bir ayda koruma seansı devam ediyor. Bugüne kadar sonuçlardan hem üyelerimiz hem de işletmemiz büyük keyif aldı. Başkasını mutlu etmenin keyfi inanılmaz!
Seans kısıtlaması bulunmuyor mu? A.D. Sorun da burada zaten. Kişiye yönelik analizlerde hangi cihazın kime daha uygun olduğu belli oluyor. Salonumuzda vücut şekillendirmesine yönelik 10 farklı yöntemden faydalanıyoruz. Gidişata göre vücudu şaşırtmak için programı değiştiriyoruz. Sonuca ulaşmak önemli! Kimin kaç seansta ulaşacağı kesin değil; ama sonuca ulaşacağı kesin! Biz sonucu garantiledik ve çok başarılı oldu. Vücut şekillendirmede hangi cihaza güveniyorsunuz? A.D. Herkesin ihtiyacı gerçekten farklı. Bazı üyelerimizin yağ oranı fazla; ama sıkı birer vücutları var. Bazı üyelerimizin ise; yağ oranı düşük; ama ciltlerinde sarkma ve elastikiyet kaybı var. Her iki sorun için seçilen program birbirinden tamamen farklı oluyor. Salonunuzda başka uygulamalar var mı? A.D. Cilt bakımı ve cilde yönelik anti-aging uygulamalarında aldığımız sonuçlardan çok memnunuz. Üyelerimiz düzenli olarak Placenta, Prenses, Havyar, Lifting bakımlarını tercih ediyorlar. Cilt bakım ünitemizde randevu vermekte zorlandığımız dönemler oluyor. Masaj ve pilates son dönemde yoğunlaştığımız alanlar. Özellikle ozon sauna, toksinlerinizi atmanız için harika bir seçenek! Size güvenen kişiyi doğru bakımlara yönlendirirseniz sonuçtan iki taraf da keyif alıyor. Her ayın belli günlerinde kişisel bakımlarımız ve analizlerimiz oluyor. Uzmanlar eşliğinde ücretsiz analizler ve bakımlar yapıyoruz. Bu analizler hem ilk defa gelenler için hem de devam eden üyelerimiz için takip edilen bir program oluyor. Ahsen Demirci Wellness Club’a istediğiniz bir gün bir kahveye uğrayarak, uygulamalarımız ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
84
s’kültür&sanat sports international
Bindokuzyüz Seksendört Yazar: George Orwell Çeviren: Celal Üster Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırmıştır; Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. 1945 yılında yayımlanan Hayvan Çiftliği’nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmaya çalışmasının öyküsü anlatılır. Bir siyasal
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı Değerlerin Sorgulanması Yazar: Robert M. Pirsig Çevirmen: Süha Sertabiboğlu Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı’ roman, otobiyografi ve felsefi deneme türlerinin sınırlarını genişleten; bütün bir akılcılık geleneğini sorgulayan benzersiz bir ‘Kült kitap’. Hikâye bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğundan oluşuyor. Yolcular, metalik-plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü, özdeki çirkinliklerin yapay bir stil cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, Amerikan kentlerinden, sapa dağ yollarından, uçsuz bucaksız düzlüklerden geçer, bir dağa tırmanır ve en sonunda okyanusa varırlar. Adam
yergi başyapıtı sayılan Hayvan Çiftliği’ni 1949’da Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı roman izledi. Orwell’in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkileyecek, güncelliğini hiç yitirmeyecekti.
yolculuk boyunca bir de “iç yolculuk” yaşamakta, başka doruklarda gezinmektedir. Kendi ‘deli’ geçmişine, aklın ötesine yolculuk yapmaktadır. ‘Akılcılık’ dediği hayaletin pesinde antik Greklerden modern bilim felsefesine kadar bütün Batı düşüncesini kat eder. Etrafındaki bütün çirkinliğin, sahteliğin sebebi olduğu söylenen teknolojiyi suçlamaz Sorun, teknoloji üreten insanlarla ürettikleri nesneler arasındaki ilişkidedir. Bunun da temelinde gerçekliği, özne ve nesne diye uzlaşmaz karşı kutuplar koyutlayarak kavramaya çalışan Akıl anlaşısındaki genetik bir bozukluk yatar. Bu anlayış Nitelik sorunuyla hesaplaşamaz. Bir sanatçının yapıtını oluşturduğu bir tamircinin bir motosikleti özenle tamir ettiği saf nitelik anlarında özne ve nesne özdeştir. Bir yanda insan, bir yanda dünya nesne yoktur. Değer yoksa olgu da olamaz.
Watchmen Yazar: Alan Moore Çizer: Dave Gibbons Watchmen Türkçe Olarak Raflardaki Yerini Alıyor... V for Vendetta ve Batman: Öldüren Şaka gibi özgün çizgiromanların yazarı Alan Moore’un öyküsü, Vertigo, DC, İmage, Dark Horse gibi yayınevlerinin çizeri Dave Gibbons’ın resimlediği, HUGO ödüllü kült çizgiroman Watchmen Türkiye’de... Time Dergisi’nin 1923 yılından itibaren değerlendirildiği En İyi 100 Roman Listesinde. Dev bir bütçeyle sinemaya uyarlanan ve 2009 yılının en çok ses getiren filmlerinden biri olan eser.
85
Zaman Makinesi Yazar: H.G. Wells Çevirmen: Volkan Gürses Eğer zamanda yolculuk yapabilseydiniz, ne yapmak isterdiniz? Zaman Yolcusu olarak tanınan macera düşkünü bir adam, bir akşam arkadaşlarıyla yemekte buluşur. Sohbet esnasında, arkadaşlarını zamanda ileri ve geri yönde yolculuk yapma konusundaki fikirleriyle şaşırtır. Ne yazık ki arkadaşları onun fikirlerine inanmazlar. Teorilerini hayat tecrübesiyle
Özgürlüğün Elli Tonu Yazar: E. L. James Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak. Anastasia Steele’in ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Grey’le tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christian’ın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder.
ispatlayabiliyor olmasına rağmen, dostları onun göz boyayan bir sihirbaz olduğunu iddia ederler. Bir hafta sonra, kahramanımız dostlarını yaşamış olduğu yeni bir tecrübeyi anlatarak yine etkiler. Öyle bir hikaye anlatmaktadır ki, dostları bunun inanılması imkansız olduğunu düşünmektedir... Yoksa hikaye gerçek midir? Zaman Yolcusu’nun hikâyesi, cesur bir seyyahın başka bir zaman dilimindeki keşiflerini anlatmaktadır. En çılgın rüyalarında bile görmeyi hayal edemeyeceği teknoloji ve bilgiyle mi karşılaşmıştır? Yoksa kana susamış canavarlarla dolu bir dünyayı mı ziyaret etmiştir? Bunu öğrenmenin tek yolu vardır...
Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Grey’i sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur. Anastasia’nın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Grey’in yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Grey’inse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir. Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ana’nın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür...
Futbol Dünyayı Nasıl Açıklar? Yazar: Franklin Foer Çevirmen: Harun İsmail Çırak Kızılyıldız taraftarları nasıl Sırp ordusunun en önemli parçalarından biri haline geldi? Celtic ve Rangers arasındaki ezeli rekabetin köklerinde ne yatıyor? Chelsea holiganları niçin toplama kamplarına gezi düzenliyorlar? Juventus ve Milan, hakemleri ve medyayı nasıl yönlendiriyor? Barca, niçin bir kulüpten daha fazlası? İran’da kadınlar maç seyredebilmek için neler yapıyor?
86
s’kültür&sanat sports international
Iskarta Yazar: Neal Shusterman Çevirmen: Zarife Biliz Çocukların organlarının başka donörlere nakledilerek ıskartaya çıkarıldığı bir dünya düşünün. Doktorlar ve tedavi yöntemleri yerine sadece cerrahlar ve protezlerin olduğu bir dünya! Connor, Risa ve Levin bedenleri parçalanacak ve ayak parmaklarından beyinlerine kadar tüm parçaları kullanılacak. Sadece birlikte kaçarlarsa hayatta kalabilecekler. Neal Shusterman, ISKARTA’da yaşamın nerede başladığı ve nerede bittiğinin ötesinde, gerçekten
Gökdelen Yazar: J. G. Ballard Çevirmen: Dost Körpe Her şeyin kontrol altında olmasının değişmez kural olduğu modern dünyada, kontrol mekanizması bozulursa birden, modern insandan geriye ne kalır? Dış dünyadan izole, sakinlerinin tüm ihtiyaçlarını dışarı çıkmadan giderebilecekleri bir sisteme sahip, upuzun gökdelenlerden oluşan dev bir site dışarıdan nasıl görünür? Gazete ve televizyonlardaki lüks site reklamları gibi mi? Güvenli? Sıcak? Zengin? Huzurlu?
yaşamın ne anlama geldiğine dair fikirleriyle de genç okurlara meydan okuyor. Karakterler yaşıyor ve nefes alıyor; tamamen gerçekler, bazen iç burkan zor kararlar alıyorlar. Merak uyandıran, oldukça çekici bir kitap. -School Library Journal Sürükleyici, zekice kurgulanmış bir macera... Daha sürükleyici olamazdı -Publishers Weekly Tırnaklarınızı yiyeceğiniz, sürükleyici bir gerilim romanı. -Horn Book Magazine
“Gökdelen”in hikâyesi tam da böyle bir dünyada başlıyor.? ?Gökdelen sakinlerinin kalplerine yayılan küçük nefret tohumları, “üst, orta ve alt kattakiler” arasında giderek vahşileşen akıl almaz derecede şiddetli bir savaşa dönüşüyor. Kaosun merkezinde ise sitenin kalbi olan tüketim katedrali, dev bir alışveriş merkezi yer alıyor. Sonrası Ballard’ın ağzından anlatılan bir modernizm masalı. Ve tüm modernizm masalları gibi, sonu iyi bitmiyor. Ballard’ın çizdiği distopik dünya korkutucu, şiddet dolu ama gerçek: Erk, yetki ve sahip olma arayışıyla, bu arayışın getirdiği kırgınlık ve kızgınlıklarla harmanlanmış bir tüketim kültürünün patlaması..
87
88
s’kültür&sanat sports international
Pixar: 8 Movie Collection Pixar: 8 Film Koleksiyon İnanılmaz Aile Kayıp Balık Nemonun yaratıcısı Akademi Ödüllü Pixar Stüdyosundan bir ev dolusu süper kahramanın inanılmaz yaşamlarının anlatıldığı muhteşem bir animasyon! Oyuncak Hikayesi 1 – 2 – 3 Disneyin gişe rekortmenlerinden Oyuncak Hikayesi hem Disneyin en yaratıcı filmi, hem de özel Oscar Ödülüne sahip! Arabalar 1 - 2 Oyuncak Hikayesi, İnanılmaz Aile ve Kayıp Balık Nemonun ödüllü yaratıcılarından hayatın gerçek anlamını bitiş çizgisi değil, yolculuğun kendisi olduğunu anlatan yüksek oktanlı bir macera. Yukarı Bak Pixar Animasyon Stüdyolarının dahilerinden ve Sevimli Canavarların Yönetmeninden gökyüzünün bile ötesinde, sizi havalara uçuracak bir macera! Vol-i Cars ve Ratatouillein yaratıcılarından ve Finding Nemonun eleştirmenlerce çok beğenilen yönetmeninden sizi çok da uzak olmayan bir galaksiye doğru kozmik ve komik bir yolculuğa çıkaracak Vol-İ adındaki azimli bir robotun macerasına hazır mısınız? Harry Potter Complete Collection Box Set - Harry Potter Koleksiyon Harry Potterın 7 filminden oluşan 24 diskli bu muhteşem sette, hiçbir yerde bulamayacağınız Özel Seçenekler ile Harry Potter dünyasını yakından keşfedin!
War Horse - Savaş Atı Yönetmen: Steven Spielberg Oyuncular: Peter Mullan Jeremy Irvine
Efsanevi yönetmen Steven Spielbergden inanılmaz bir sadakat, umut ve azim hikayesi üzerine yapılmış epik macera War Horseyi izleyin. Tony ödüllü* Broadway oyunu, Birinci Dünya Savaşının panoramik manzarasında Joey adında bir at ve genç terbiyecisi Albert arasındaki unutulmaz arkadaşlığı anlatıyor. Bu Birbirine bağlı arkadaşlar, savaş esnasında ayrılmaya zorlanınca, Joeynin olağanüstü yolculuğu başlar ve tanıştığı herkesin hayatını değiştirirken ve onların yaşamına ilham olurkenki olağanüstü yolculuğunu izleriz. Nefes kesen zengin bir görsellikle dolu ve daha önce görülmemiş bonus özelliklerle War Horse “Gerçek Bir Başyapıt” (Rex Reed, The New York Observer) ve arkadaşlık üzerine yapılan en güçlü ve dokunaklı film.
Hugo (3D Blu-ray + Blu-ray + DVD) Yönetmen: Martin Scorsese
Oyuncular: Asa Butterfield Chloe Grace Moretz “Her yaştan çocuklar için muhteşem bir oyuncak. Kesinlikle kaçırmayın...” Uğur Vardan / Radikal “Scorsese iyi bir film çekmekle kalmamış aynı zamanda büyüleyici bir sinema mirası bırakmış.” Kerem Akça / Haber Türk 2012 Yılı 5 Oscar Ödülü. Uluslararası Festivallerde Oscar Dahil 41 Ödüllü Sinema Şaheseri Görkemli bir maceranın sihirli dünyasına hoş geldiniz! Pariste tren istasyonunun duvarları arasında yaşayan saatlerden sorumlu cingöz Hugo babasından kalan sırrı keşfeder. Ardından bir gizemi çözer ve etrafındaki herkesi değiştirebilecek ve Hugonun sevecen bir ev bulmasına yol açacak bir maceraya atılır. Akademi Ödüllü® yönetmen Martin Scorsese sizi bu nefes kesici yolculuğa davet ediyor.
Ya Sonra
Yönetmen: Özcan Deniz Oyuncu: Özcan Deniz, Deniz Çakır, Barış Falay Adem - (Özcan Deniz) Didem’le evliliğinin yedinci yılını yaşamaktadır. Birkaç ticari denemesi olmuş ama başaramamış ve boyunun ölçüsünü almıştır. Veterinerliğe devam etmektedir. Arkadaşlarıyla vakit geçirmek, maça gitmek, müzikle uğraşmak ve ara da sırada hep beraber dışarı çıkmak haricinde hayatın rutin akışına kendini kaptırmıştır. Ama bencilliği ve hep arkasından sürüklediği karısının uyarılarını dikkate almaması kabusu olacaktır… Karısına olan aşkını hatırlaması için büyük bir sarsıntı onu beklemektedir... Ya sonra?
89
Terazi (22 Eylül-22 Ekim)
2013’ün hepimize sağlık ve mutluluk getirmesi dilekleriyle yeni bir aşk, yeni bir iş, yeni umutlar, evlilik, yeni bir başlangıç, yeni bir sen hakkında küçük ipuçları paylaşıyoruz. Koç (21 Mart-20 Nisan) Yılın ilk ayları hem parasal konularda hem de duygusal anlamda sizi mutlu edecek nitelikte olacak. Yıl içinde tüm ailenizin dahil olduğu bir karar alabilirsiniz. Bu karar sizi ve ailenizi mutlu edecek. Yıl boyunca düşündüklerinizi hayata geçirirken geçmişteki hataları yapmamaya ve fikirlerinizi onaylamayanlara karşı ani tepkiler vermemeye dikkat etmelisiniz.
Boğa (21 Nisan-20 Mayıs) Bu bir yıllık süreç boyunca aşkta ve kişisel tercihlerinizde şans sizinle olacak. Zaman zaman fikirsel anlamında gergin durumlar oluşabilir; ancak kendinizden çok yakın çevrenizdeki akraba ve arkadaşlarınız için zaman harcayacağınız için bu gerginlikler uzun sürmeyecektir. 2013 yılı Boğalar için her anlamda yatırımlarla dolu bir yıl olacak.
İkizler (21 Mayıs-20 Haziran) Bu yıl önsezileriniz güçlü olacak, hisleriniz sizi yanıltmayacak. Duygusal ilişkilerinizde ve maddi konularda hislerinize güvenin. Düşündüğünüz birçok şeyi gerçekleştireceğiniz bir yıl sizi bekliyor. Para ile ilgili konularda büyük problemleriniz olmayacak; ama ekonomik durumunuzu büyük risklerden korumalısınız. Yılın son aylarında bir ev yada arazi sahibi olma girişimlerinde bulunabilirsiniz.
Yengeç (21 Haziran-21 Temmuz) Yeni yıl ile birlikte yeni başlangıçlar yapma ve eskiyi temizleme çabalarınız olacak. İlgilendiğiniz her alanda yeni bir sayfa açılabilir; geçerli çözümler bulmak zorunda kalacağınız olaylarla kolayca başa çıkabilirsiniz. Yılın ortalarında sağlıklı olmanız için sizi dirençli kılacak şeyler yapmalısınız; çünkü bu dönemde yolculuklara çıkma ve halsiz kalma gibi durumlarla karşı karşıya olacaksınız.
Aslan (22 Temmuz-21 Ağustos) Yılın ilk zamanlarında ailenizle ilgili konulara yoğunlaşmak durumunda kalabilirsiniz. Sosyal hayatınız ve arkadaşlarınızla birliktelik gibi konularda güzel gelişmeler sizi bekliyor olabilir. Gelecek hayallerinizde güzel değişimler ve gelişmeler yaşanabilir. Yeni bir yere taşınmak, ailenizle ilgili konularda da yeni kararlar almak durumunda kalabilirsiniz.
Başak (22 Ağustos-21 Eylül) Özellikle yılın ilk yarısı iş yaşamınızda sizi rahatsız eden durumlar, kredi ödemeleri gibi konular can sıkıcı olabilir. Bu dönemde aileniz sizin en büyük destekçiniz olacak. Yılın ikinci yarısı ise çok daha farklı olacak. Özellikle kariyer hayatında çok daha kararlı ve istikrarlı olabileceğiniz koşullar oluşacak. Çocuk sahibi olmayı düşünen Başaklar ise bu yıl çocuk sahibi olabilirler.
90
İsteklerinizi hayata geçirmeniz için yılın ilk yarısı son derece uygun bir dönem olacak. Eğitim hayatı devam eden Teraziler için çok başarılı bir yıl olacak. Bu dönemde yurt dışı bağlantılı kariyer planlarınız gündeme gelebilir. Aile ve arkadaşlar ile geçirilecek tatiller, birlikte planlanacak organizasyonlar ve geziler de sizi bekliyor olabilir. Bugüne kadar ulaşmak istediğiniz yerlere gitmek ve bazı sınırları aşmak için fırsatlar yakalayabilirsiniz.
Akrep (23 Ekim-22 Kasım) Yıl boyunca her şeye yeniden başlama duygusu içinde olabilirsiniz. İçinizde hissettiğiniz farklı bir şeyler yapabilme gücü ve kendinize inancınız sayesinde hayatınızı heyecanlı kılacak ve şimdiye kadar yapamadığınız şeyleri başaracaksınız. İş yaşamınızda olumlu gelişmeler sağlayabilecek güzel fırsatlar yakalayabilirsiniz. Evli olan Akrepler için ailelerine zaman ayırmaya çalıştıkları, aile içi ilişkilerin güçleneceği bir yıl olacak.
Yay (23 Ekim-22 Kasım) Yurt dışı eğitimleri söz konusu olabilir; yabancı kültürler ve felsefelerle tanışabilir, kısa kısa birçok yolculuğa çıkabilirsiniz. Yaylar için oldukça yoğun geçecek bir yıl olacak gibi gözüküyor. Hem kariyer anlamında hem ikili ilişkiler anlamında yaşayacağınız koşuşturmalar sizi zihnen ve bedenen yorabilir. Yeni yıl boyunca her ne kadar ikili ilişkilerde tartışmaların yaşanacak gibi görülse de; iş hayatında oldukça başarılı bol kazançlı, istediğiniz kariyer hedeflerini gerçekleştirdiğiniz bir yıl geçireceksiniz.
Oğlak (22 Aralık-20 Ocak) Yılın ilk bir kaç ayı karamsar olmanıza neden olacak gelişmeler yaşanabilir; ancak bunun geçici bir dönem olduğunu unutmamalısınız. Bu dönemde emek verdiğiniz şeyleri noktalamak için acele etmemelisiniz. Yılın ilk yarısından sonra geleceğe dönük projeleriniz netlik kazanırken; aile bağlarınız ve sosyal çevre ile olan ilişkileriniz kuvvetleniyor. Akraba ziyaretlerinin arttığı ve insanlara fazlasıyla değer verdiğiniz bir dönem yaşayacaksınız; bu sırada kendinizi ihmal etmeyin.
Kova (21 Ocak-20 Şubat) Bu yıl şansınız her zaman olduğundan daha yüksek olacak. Oldukça renkli bir sosyal hayat ve iş yaşamı geçireceğiniz bu yıl neredeyse tüm istekleriniz gerçekleşecek. Yalnızca yılın ilk üç ayı sıkıntı yaşayabilirsiniz. Bu dönemde yolunda gitmeyen işlerinizle ilgili karamsar duygular içine girebilirsiniz. Bunun geçici olduğunu unutmayın. Hiç kimse, hiçbir olay rahatınızı ve huzurunuzu kaçırmayı başaramayacak.
Balık (21 Şubat-20 Mart) Bütçenizi planladığınız ve savurganlıktan uzak durduğunuz taktirde sorunsuz bir yıl sizi bekliyor. Etrafınıza uyum sağlamak, zevk ve konfor içinde yaşamak gibi ihtiyacınızın diğer zamanlara göre çok daha ön plana çıktığı, önünüze çıkan engelleri kolayca aştığınız, barış, güzellik ve estetik duygunuzun yüksek olduğu bir yıl sizi bekliyor. Bu yıl hayatınızda güzel gelişmeler olacak.
s’sağlık sports international
91
92