Sports & Yaşam

Page 1

s’beslenme sports international

1


2


S’Dergi Künye Kurucu ve İmtiyaz Sahibi Orhan Koral Genel Yayın Yönetmeni Bora Çınar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Esra Kaytaz Editör Nil Yalçınkaya Yayın Danışmanı Esra Kaytaz Yapım Grafikir Reklam Ajansı Görsel Yönetmen Yağmur Bilir Tuncay Arığ Görsel Tasarım Yağmur Bilir Tuncay Arığ Yazı İşleri Nil Yalçınkaya Begüm Ağılönü Nilay Uğurlu Katkıda Bulunanlar İrem Özterzi Begüm Ağılönü Nilay Uğurlu Tanıtım ve Reklam Müdürü Füsun Dayıoğlu Halkla İlişkiler Müdürü Filiz Demirci Yayın Türü Süreli / 4 ayda bir / Türkçe Yazışma Adresi Grafikir Tasarım Tanıtım Matbaacılık LTD. ŞTİ. Üsküp Caddesi Nilgün Sok. 14/13 066680 Çankaya / ANKARA Tel: 0312 426 71 41 Faks: 0312 426 71 51 e-posta: info@grafikir.com.tr web: www.grafikir.com.tr Matbaa Korza Yayıncılık Basım Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 06060 İskitler / ANKARA Tel: 0312 342 22 08 Faks: 0312 341 14 27 e-posta: korza@korzabasim.com.tr web: www.korzabasim.com.tr Kızılbey VD 5800409202 Sports ve Yaşam Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Sports ve Yaşam Dergisinin isim ve tüm yayın hakları Sports International’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Sports ve Yaşam Dergisine aittir. Yayın sahibi Sports International Bilkent Fitness ve Spor Merkezi A.Ş. adına Orhan Koral’dır. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların / reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

Kilo vermek için ipuçları...

14

Egzersizi 12’den vurmak: Okçuluk...

18

Başarabileceğinize inanın...

24

Ebru Şallı Tan’ın S’Dergi söyleşisi...

30

Sports International’da yaz böyle geçti...

36

Vücut şeklinize göre saç modeli seçimi...

48

Doğal Malzemelerin Bakım Gücü

52

Sezonun Spor Modası

58

62

Güç, esneklik ve denge: Pilates-2...

66

2012 Sonbahar Trendleri...

68

Sports’da Forma Girenler İçin Stil Yenileme Tüyoları

74

Sezonun meyvesi: Nar...

76

Çıkmak istemeyeceğiniz labirent: Dalyan...

82

Kitaplık ve Seyirlik

86

Ankara’da Yeni Bir Grup Doğuyor: Denizcinin Kedisi

90

Yılın son ayları size neler getirecek...


2


s’sağlık sports international

3


4


s’sağlık sports international

5


6


s’sağlık sports international

7


8


9


10


s’sağlık sports international

11


papalina

Sevgili Sports International üyeleri ve S’Dergisi Okurları,

Biliyorum, kış geliyor, yapraklar dökülüyor, içimizi bir hüzün kaplıyor... Havanın daha erken kararması ve gün ışığının azalması insanın da ruhunu karartıyor. Kimi zaman “Yağmuru da özlemişim aslında” desek de, ifil ifil, rengarenk yazlıklarımızı hurçlara kaldırmak ister istemez bizi durgunlaştırıyor.

Biliyor musunuz, bu duygunun esas nedeni tamamen bilimsel bir temele dayanıyor aslında; kışın tüm doğa uykuya yatarken ve enerji tasarrufu moduna geçerken, vücudumuz da buna uyum sağlıyor. Biz de doğanın bir parçası olduğumuz için geç doğan güneşle birlikte yataktan daha geç çıkmak ister hale geliyoruz. Ama elbette modern yaşam, bize karşı pek de anlayışlı değil! Kışın hepimizin işleri yoğunlaşıyor, öğrenciler okullarda, sınavlarda stresle boğuşuyor. Güneş ışınlarının azalması, D vitamini sentezlememizi azaltıyor. Bu da mutluluk hormonlarımızın daha az çalışmasına neden oluyor. Peki ama bu mutluluk hormonlarımızı nasıl daha fazla çalıştırabiliriz? Uzmanlar, kışın her güneş açtığında fırsat bulup dışarı çıkmamızı ya da D vitamini takviyesi almamızı öneriyor. Bir de bugünlerde en büyük silahımız ne biliyor musunuz; Elbette SPOR! Söz konusu mutluluk hormonlarımızı tetiklemek olduğunda, can yoldaşımız spor adeta sihir gibi etkili. Kış depresyonundaki kişilere sıklıkla düzenli egzersiz yapmaları öneriliyor. Gerçekten de, içimizin karardığı bir gün spor salonuna geldiğiniz o ilk an ile çıktığınız anki ruh haliniz arasında dağlar kadar fark oluyor. Sports’a düzenli gelenler bu duyguyu iyi bilir! Biz size yine dopdolu bir sayı hazırladık. Pilatesin ülkemizdeki en ünlü ismi Ebru Şallı Tan ile uzun ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Ayrıca bu sayıda bir de “Spor Modası” sayfası ekledik ki, spora başlarken yeni cicilerinizle daha güzel motive olun, Sports’taki arkadaşlarınıza havanızı atın... Hepinize bol sporlu, endorfinli ve D vitaminli bir kış dileriz!

Nil Yalçınkaya

12


13


14


s’sağlık sports international

Toplumun giderek kilo aldığını hep birlikte gözlemliyoruz. Yaşın ilerlemesiyle kilo alımı doğru orantılı artıyor olsa da günümüzde gençlerde hatta çocuklarda da fazla kilo sorunu dikkat çekici boyutlarda. Fiziksel aktivitenin azlığı, televizyon, bilgisayar karşısında geçen sürenin fazlalığı, yoğun araba kullanımı yıllar içinde gelen kiloların sebepleri arasındadır. Çok büyük kısmımız ofis ortamında çalışıyoruz ve günlük aktiviteler için harcadığımız enerji minimum seviyelerde. Bu yüzden harcadığımız enerji miktarını artırmak için düzenli egzersiz yapmak kilo kontrolü için çok önemlidir. Egzersizin yaşınıza ve sağlık durumunuza uygun olması gerekir. Bu yüzden mutlaka konusunda

tecrübeli ve eğitimi olan bir fitness danışmanı ile egzersiz programının yapılması amaca ulaşmak için gereklidir. Sports International’da mutlaka kişiye özel spor programları yapıyoruz. Bunun yanı sıra beslenme tarzımıza baktığımızda o kadar çok karbonhidrat içeren gıdalar kullanıyoruz ki aldığımız karbonhidrat miktarı ihtiyacımızın oldukça üzerinde. Özellikle şeker içeren gıdaları kullanma sıklığımız ve miktarları inanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. Şekeri sadece çay şekeri olarak algılamamak; içinde şeker olan içecekleri, çikolata, dondurma, sütlü - hamurlu tatlılar, kek, kurabiye, pasta vs. yi de unutmamak gerekir. Gün içinde bu gıdaları ne kadar tükettiğimizi bir gözden geçirmekte fayda vardır. Şeker içeren gıdaları yedikçe iştahımız artıyor ve bir süre sonra tekrar ihtiyaç haline geliyor. Aldığımız enerji fazlalığı da vücudumuzda ki yağ dokusunu artırıyor. Şeker içeren gıdaları hayatımızdan tamamen kaldırmak vücudumuz için hiçbir problem yaratmaz ancak tamamen kaldıramıyorsak bile azaltmak eskisine göre bir fark yaratmak bile uzun sürede mutlaka etkili olacaktır.

15


Kilo alımında diğer önemli bir faktörde akşam yemeklerinin geç saatte yenilmesi yani hava karadıktan sonra beslenmektir. Dünyanın en faydalı en sağlıklı gıdasını bile geç saatte yiyorsak bu bizim için faydalı değildir. Geç akşam yemeği ya da yemekten sonra yatana kadar yenilen atıştırmalıklar yağ dokumuzu artırır.

Yukarıda belirttiğim 3 esas unsura dikkat ederken eksik beslenmemeye tüm gıda gruplarından yeterince almaya ve beslenmede çeşitliliği sağlamaya özen göstermek çok önemlidir. Çünkü her gıdada öne çıkan besin öğeleri farklıdır. 4 ana besin grubundan (et-süt-meyve sebze-tahıl) her gün almalıyız. Ayrıca grup içinde mevsimine göre beslenmeyi ve çeşitliliği de sağlamalıyız. Ebru ŞENYURDUSEV

Sports International Beslenme Danışmanı

16


s’sağlık sports international

17


Belki de bu sefer aradığınız sporu buldunuz? Belki de bu kez aradığınızı tam onikiden vurdunuz? Belki de bu yazıyı okuduktan sonra milli bir okçu olmak ve ülkemizi olimpiyatlarda temsil etmek üzere heveslenip, hemen bir kursa yazılacaksınız kim bilir... Sebebi her ne olursa olsun, dünyaya adımızı duyurduğumuz ve literatüre “Türk Okçuluğu” olarak geçen ata sporumuzu daha yakından tanımanın vakti bizce geldi de, geç bile kaldık diyebiliriz. Kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalı olan okçuluk fiziksel güç kullanmayı gerektirdiği gibi, konsantrasyon, refleks ve zeka gibi unsurları da içinde barındırıyor. İlk kez 1904 Olimpiyatları’nda olimpik programa alınan ve 1972’den beri de aralıksız olarak müsabakaları yapılmakta olan okçuluk, teknolojiyle de paralel olarak gelişmeye devam ediyor. Bu branşta ilk dönemlerde Fransa, Belçika ve Büyük Britanya söz sahibiyken, daha sonraki dönemlerde ABD, Rusya, İskandinav ülkeleri, İtalya ve Kore bu ülkeleri izlemiş. 1931’de kurulan ve halen 140 ülkenin üye olduğu Uluslararası Okçuluk Federasyonu (FITA - Fédération Internationale de Tir a l’Arc) okçuluk dalında en büyük otorite olmayı sürdürüyor.

18


19


Okçuluk sporunda kullanılan malzemelere bir göz atalım isterseniz. Olimpik yay, makaralı yay gibi yaygın kullanılan yay türleri, fiber, ahşap, karbon veya çelikten imal ediliyor. Yayın esnek maddesi solar kauçuktan yapılıyor. Mirsin adı verilen bu esnek yapının tarihte ilk bilinen kompozit (çok parçalı) katı yayı, Hunlar tarafından imal edilmiş. Oklar ise fiber, karbon, alüminyum tahta veya çelikten olabiliyor. Oklar kompozit olarak birkaç malzemenin birlikte kullanılması ile de yapılabilirken, okun arkasında oku yönlendiren 3 tane tüy bulunuyor. Oklar 60 ila 71 cm uzunluğunda, buna karşın 20 ila 28 gram gibi oldukça hafif bir yapıya sahip.

Gelelim oyunun kurallarına... Her ok hedefte vurduğu yere göre puan alır. Bir ok halkaları ayıran çizginin tam üzerine saplanmışsa, daha yüksek olan puanı alır. Uluslararası yarışmalarda erkekler iki turda 144’er ok atarlar. Her turda okçu 90, 70, 50 ve 30 metreden hedefe üçer düzine ok atar. Bayanlarda bu uzaklıklar, 4 ayrı mesafeden 3’er metredir. Okçular her seferinde sayılarını okumadan önce 6 atış yaparlar. 50 ve 30 metreden daha küçük hedefe yaptıkları atışlarda ise 3 atışta bir sayı okunur. Bir yarışmada her sporcu toplam 288 atış yapar. Hedefin çapı, ok atış uzaklığına göre belirlenmiştir. Yarışmanın birincisi toplam puana göre belirlenir.

Hedef, çember çizgilerle beş renge boyanıyor. Bu renkler merkezden dışa doğru sırasıyla sarı, kırmızı, mavi, siyah ve beyazdan oluşuyor. Her renk şerit de ikiye ayrılıyor. Böylece hedef içten dışa doğru 10’dan 1’e inen sayılarla numaralanıyor. 122 cm çapındaki hedef 90, 70, 60 metre atışlarında, 80 cm çapındaki hedef ise 50 ve 30 metre atışlarında kullanılıyor. Salon yarışlarında, 25 metre uzaklıktaki hedefin çapı 60 cm, 18 metre uzaklıktaki hedefin çapı ise 40 cm oluyor.

Okçuluğa Nasıl Başlanır?

Elbette her sporda olduğu gibi okçuluğa da çocuk yaşta başlamanın avantajları büyük. 12-14 yaşları, okçuluğa başlamanın en uygun dönemi olarak kabul ediliyor. İyi bir ok atıcısı olmak için de 1,5 ya da 2 yıl gerektiği söyleniyor. Başlangıç döneminden gençlere (16-18 yaş) geçtikten sonra 18 yaş üstü, yani büyükler klasmanına ulaşmak, 4-6 yıl gibi bir zamanı kapsıyor. Fakat sakın “Benden geçti artık” diye düşünmeyin; profesyonelleşmek için günde 3-4 saat, haftada en az 5 gün antreman gerektiren bu sporu sadece hafta sonları yapabilir, zamanla keyifli bir hobi haline dönüştürebilir ve kendiniz gibi amatör sporcularla turnuvalara katılabilirsiniz.

Okçuluk Hakkında Bilgi Alabileceğiniz Merkezler: İSTANBUL İstanbul Okçuluk ve Gençlik Spor Kulübü 0542 253 03 01 Metin GAZOZ okculuk@istanbulokculuk.com Demka Okçuluk (Ataşehir) 0216 533 89 29 0541 634 02 85 Recep DEMİRKAN recepdemirkan_@hotmail.com Demka Okçuluk (Zeytinburnu) 0507 349 02 30 Bahadır AĞDERE

Okçuluk sporu, kol ve sırt kaslarını, göz koordinasyonunu geliştirir. İlk zamanlarda yayı gergin ve kımıldatmadan tutmak için epeyice fazla ter dökeceğinizi ve bunun son derece normal olduğunu bilmelisiniz. Ama hemen yılmayın, cengaver bir okçu olmanın yolu sabırlı, azimli ve sakin olmaktan geçiyor.

20

Demka Okçuluk (Çekmeköy) 0543 598 02 34 Burak BAŞARAN İVY Okçuluk 0542 414 24 54 ivkokculuk@gmail.com


s’spor sports international

21


İstanbul Teknik Üniversitesi Okçuluk Kulübü 0506 934 28 42 0541 816 80 87 okculuk@itu.edu.tr ituokculuk@gmail.com İstanbul Okçuluk İhtisas Kulübü (Küçükyalı) 0216 388 00 17 okspor@okspor.com İstanbul Atlı Okçuluk Derneği Spor Kulübü (Sarıyer) 0212 203 87 46 info@istanbulatliokculuk.com ANKARA TÜRKİYE OKÇULUK FEDERASYONU tof.gov.tr +90 (312) 310 07 52 Abdullah TOPALOĞLU info@tof.gov.tr Okçuluk İhtisas Spor Kulübü (Çankaya) 0312 440 32 83 Macide ERDENER ok@okculukihtisasspor.com ODTÜ Okçuluk Kulübü odtuokculuk@gmail.com Ankara Okçuluk İhtisas Spor Kulübü (Siteler) 0532 212 46 69 Ertan KÜÇÜKKAYALAR Yıldırım Okçuluk İhtisas Spor Kulübü (Batıkent) 0505 256 12 77 Cengiz YILDIRIM Başkent Spor Kulübü 0312 309 21 00 (İl Müdürlüğüne Bağlı) Elmadağ Gençlik ve İhtisas Spor Klübü 0505 293 53 89 Mustafa ERDURAN

22

Ankara Okçuluk Eğitim Merkezi (Cebeci) 0312 362 42 22 Gülüşen Güler BALCI ankaraokculukmerkezi@hotmail.com İZMİR Yakaköy Okçuluk Kulübü (Manisa Yolu) 0 532 653 44 86 Ahmet KÜTAHYALI TÜRKLERDE OKÇULUK Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık M.Ö. 5000’den itibaren Altay ve Tanrı Dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan “Atlı Bozkır Kültüründe” atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir. Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Uluslararası literatürde “Part Atışı” olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları Türkler olmuşlardır. Türk kahramanı Tarkanların tolgalarına şahin tüyü takma hakkı yalnızca Part atışını başarılı bir şekilde uygulayabilenlerine verilmiştir. Vur-kaç, sahte geri çekilme ve düşmanın etrafını sarma gibi taktikler Türk atlı okçularının kullandığı ve birçok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir. Türk destanlarından Oğuz Kağan Destanı’nda ok ve yay, sembolik anlamlarla yer almaktadır. Türk kültürünün geçmişinde okçuluk geniş bir alanda öneme sahip olmuştur. Orta Asya’da geçim kaynağı ve askerî tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamış; Türkler bu becerilerini Orta Asya’dan Anadolu’ya taşımışlardır. Savaşçılık, avcılık, sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Örneğin askeri bayramlarda, dinsel törenlerde çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta yer almıştır. Avrasya coğrafyasında göçebe yaşayan Türklerin ok ve yay yapımında kullanılan özel malzeme ve teknikleri gizli bir şekilde usta-çırak yoluyla

nesilden nesile aktarması, teknolojik fark sayesinde yerleşik halklara karşı Türklere üstünlük sağlamış ve silah üreticisiyle ailesine sosyal yaşamda seçkinlik kazandırmıştır. Türkler at üzerinde ileri, geri ve yanlara ok atma konusunda uzmanlaşmışlardır. Anna Komnena bu konu hakkında şöyle demiştir: “Bir Türk kovalamaya geçmişse, düşmanını ok atarak haklar. Kendisi kovalanıyorsa, okları sayesinde üstün gelir. Fırlattığı ok uçarak ata veya atlıya saplanır. Ok çok güçlü bir elle gerilmişse, gövdeyi delip geçer. Türkler gerçekten çok usta okçulardır.” Dr. Paul E. Klopsteg’in 1929 yılında yayımladığı “Türk Okçuluğu ve Bileşik Yay” adlı kitabında ve Ralph Payne-Gallwey’in “Orta Çağ ve Daha Sonraki Zamanların Türk ve Diğer Doğu Okları” adlı eserlerinde belirttikleri üzere Türklerin binlerce yıl önce gerçekleştirdikleri uzaklık rekorları uzun yıllar boyunca kırılamamıştır. Arkeolojik araştırmalardan, yazılı ve sözlü kaynaklardan elde edilen veriler, okçuluk geleneğinin nesilden nesile aktarılan birikimlerini ve öğretilerini göstermiştir. Özellikle dönemin komşu halklarının yazılı kaynakları ve kültürel tarihin en erken kayıtları, bu birikim ve öğretilerin folklor formu içinde kullanıldığını göstermiştir. Bu verilere ek olarak sembollerle bağlantılı resimlerin olduğu bazı erken yazı sistemi formları da günümüze kadar ulaşmıştır. Kaynak: Vikipedi.com


s’spor sports international

23


Işıl ışıl yaz günlerinin ardından, romantik sonbahar aylarını yaşamaya başladık bile. Aramızdaki en şanslılar da, şehrin karmaşasını bir kenara bırakıp birkaç gün de olsa tatil yapmaya vakit bulanlar oldu. Sonbahar yavaş yavaş ilerlerken, vücudumuz da mevsim değişikliğine tepki göstermeye başladı. Daha az hareket ettiğimiz, özellikle yoğun çalışma temposu içinde olanların hareketlerinin daha da kısıtlandığı zamanlar yaşamaya başladık.

24


s’beslenme sports international

Peki modern yaşamın koşuşturması içinde sağlıklı olmak ya da sağlıklı kalmak, formumuzu korumak için neler yapıyoruz? Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; erkeklerin “kimin umurunda, bu konu kadınları ilgilendirir.” dediğini düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz, çünkü erkekler formlarına en az kadınlar kadar dikkat ediyor. O halde başlıyoruz! Güzellik, zayıflamak, formda kalmak, sıkılaşmak… Tüm bu karmaşa arasından konuyu daraltıyoruz; fazla kilolarımızdan nasıl kurtulabiliriz? Bu cümle çok tanıdık gelecek, biliyoruz; ama ister inanın ister inanmayın, aldığınız kilolardan kurtulmak için yapmanız gereken ilk şey; kararlı olmak. Bir de şunu aklınızdan hiç çıkartmamanız gerekiyor; maalesef kilo vermek, kilo almak kadar hızlı ilerleyen bir süreç değil. Hem zihinsel olarak sizin, hem de biyolojik olarak bedeninizin bu dönemde birçok hassasiyeti olacak. Ve söylediğimiz gibi bedeninizin tüm bu başkaldırışlarını ancak kararlılığınızla yenebilirsiniz. Eğer bu fikir sizi yeterince motive etmediyse, bir de şunu düşünün; hayatınızın geri kalanını daha formda, artık elbiseleri başka birinin üzerinde değil de kendi üzerinizde beğenerek geçirme şansınız olmasın mı? Olsun! Şimdi bu noktada anlaştıysak, artık tüm cesaretinizi zayıflamak, fazla kilolarınızdan kurtulmak ve fit görünmek fikirlerine yönlendirdiyseniz; yeni bir beslenme tarzından bahsetmenin zamanı geldi. Dukan Diyeti! Dukan Diyeti, bugüne kadar denediğiniz ve başarısızlığa uğradığınız; üstelik verdiğiniz tüm kiloları fazlasıyla geri aldığınız diğer diyetlere benzemiyor. Dr. Pierre Dukan; meslek yaşamını diyet yaparak kilo kaybetmeye ve kilolarını korumaya çalışanlara yardım etmeye adamış, 35 yıllık klinik deneyimlerini de Dukan Diyeti adı altında bizlere sunmuş olan Fransız bir doktor. Son zamanlarda medyada Dukan Diyeti ile ilgili olumsuz görüşlere yer verilse de, Dr. Pierre Dukan’ı

ve bize anlatmaya çalıştığı yaşam tarzını takip eden 5 milyon Fransız’a ve 20 ülkede diyeti uygulayan insanların başarı öykülerine inanmamak mümkün değil!

25


Dukan Diyeti, dört aşamadan oluşan bir diyet programı. Dr. Dukan; her aşamada günde 1.5- 2 litre su içmeniz ve en az 20-25 dakika yürüyüş yapmanızı öneriyor. Programın ilk aşaması olan Atak Diyeti; saf protein içeren gıdalarla beslenmeyi gerektiriyor. Beş gün boyunca devam eden bu aşamada, hızla ve ortalama 4 kilo kaybediyorsunuz.

26

Dukan’ın ikinci aşaması; Seyir Rejimi. Bu aşamada alternatif proteinlerin ve sebzenin de işin içine girdiği dönem oluyor. İstediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar; bir gün saf protein diyetinizi devam ettiriyor, bir gün bu diyete sebzeleri ekliyorsunuz. Bu şekilde ilerleyerek haftada bir kilo veriyorsunuz. Bu evrenin belli bir süresi yok. Haftada birer ikişer kilo vererek istediğiniz kiloya ulaştığınızda, üçüncü aşama olan güçlendirme rejimine geçiyorsunuz.



Güçlendirme rejiminde; Dukan Diyeti’ne başladığınız günden bugüne kadar verdiğiniz her bir kilo için on gün boyunca rejime devam ediyorsunuz. Yani toplamda 10 kilo verdiyseniz 100 gün boyunca atak rejiminin proteinlerini, seyir döneminin sebzelerini ve muz, üzüm ve kiraz dışında her gün bir porsiyon meyveyi tüketmeye başlıyorsunuz. Hesapladığınız gün sayısını da bu diyet ile tamamladıktan sonra dördüncü aşama olan kesin koruma rejimine giriyorsunuz. Kesin koruma rejimi; eski yaşantınıza döndüğünüz, ancak önemli kuralları içeren aşama! Artık haftada yalnızca bir gün saf protein diyetinizi yapmaya devam edeceksiniz. Bir de asansör kullanmayı bırakmanız ve günde üç çorba kaşığı yulaf kepeği tüketmeniz gerekiyor. Görüldüğü gibi her şey çok basit ve oldukça açık! Burada anlattıklarımızın tümünü daha birçok ipucuyla; Dr. Dukan Pierre’in bizler için hazırladığı “Dukan Diyeti” kitabında bulabilirsiniz! Unutmayın, her şeyden önce yalnızca tüm cesaretinizi toplayıp, başarabileceğinize inanın!

28


s’beslenme sports international

29


O, pilates denince aklınıza gelen ilk isim! Ebru Şallı Tan ile pilates, anne olmak, güzellik, sporla renklenen bir yaşam ve yeni projeler üzerine S’Dergi ve Sports International üyeleri için çok özel bir röportaj gerçekleştirdik...

30


s’yakın plan sports international

S’: Ebru Hanım, öncelikle bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi daima yeni bir şeyler yaparken ve planlarken görüyor, Ebruli programından takip ediyoruz. Bu aralar en çok ne tür projelerle meşgulsünüz? E. Şallı: Şu sıralar tekrar Ebruli’nin başlaması için hazırlıklar içindeyiz. 17 Eylül’de tüm Türkiye canlı yayında pilates yapma arzusuna kavuşacak. Çok mutluyum, çünkü çok güzel ve keyifli bir iş yapıyorum, talep çok. Pilates, herkesi hem ruhen hem bedenen çok mutlu ediyor. S’: Sağlık ve formda bir yaşam sürerek pek çok anneye, özellikle de çalışan annelere ilham kaynağı oluyorsunuz. Ebru Şallı Tan, bir gününü nasıl geçiriyor acaba? E. Şallı: Günüm çok yoğun geçiyor. Eşim, çocuklar derken zaman su gibi akıp gidiyor. Zamanla yarışıyor gibi koşuyorum sürekli... İş hayatı çekimler çocuklar okul, aktivite, eşim, evin ihtiyaçları derken bir bakıyorum 24 saat geçmiş... Ama ben tempoyu severim. Yemek yapmayı da çok seviyorum, evde yemekleri hep ben yaparım. S’: “Besleyici ve Lezzetli Çocuk Yemekleri” ve “Ebru’nun Mutfağından” adlı iki yemek kitabınız var. Bize sağlıklı yaşamınızın mutfakla ilişkisini anlatabilir misiniz? Sporla bu denli iç içe olmadığınız yıllarda da mutfakla aranız iyi miydi? Beslenme alışkanlıklarınız zamanla nasıl değişti? E. Şallı: Evet, ilk olarak bebekler ve çocuklar için eğlenceli, lezzetli ve sağlıklı mamalar ve yemek tarifleri kitabı yaptım. Bebek ve çocuklar için çok ideal bir kitap, bu kitabı yaparken Beren bana çok ilham kaynağı oldu. Sonrasında yetişkinler için sağlıklı, hafif ama yine lezzetten ödün vermeyen tarifler kitabını yaptım; çok büyük ilgi gördü, herkese çok teşekkür ediyorum. Şimdi 3. yemek kitabı yolda, çok yakında geliyor... Parstan esinlenerek hazırladığım yeni kitabım yine bebek ve çocuklara hitap edecek. Annelerin hayatını kolaylaştırıyor bu kitaplar; anne sütünden sonra ek gıdalara geçiş aşamasında çok büyük fayda sağlıyorlar. S’: 2004 yılında Beren’i, daha sonra ise Pars’ı dünyaya getirdiniz. Onların -tabii Pars henüz çok küçük ama- sporla ve sağlıklı beslenme ile arası nasıl? Yapay ve sağlıksız gıdalarla dolu ve hareketsiz yaşam tarzının insanı ele geçirdiği günümüzde, çocuklara doğru bilinci aşılamak için neler yapmalı dersiniz?

E. Şallı: Beren çok hareketli bir çocuk, ayrıca iki oğlumu da ilk yıl anne sütü ile besledim, sonrasında ek gıdalara geçtim. Bu besinleri hazırlarken hep dikkat ettim. Hala ev yoğurdu yerler. Lezzet benim için çok önemlidir, çocukların da doğdukları andan itibaren damak zevkleri hızla gelişir. Ben hep lezzeti sağlıkla buluşturma taraftarıyım. Ayrıca çocuklar kesinlikle spor yapmalı, spora kanalize edilmeli. Anne ve babalara burada biraz iş düşüyor.

Lezzet benim için çok önemlidir, çocukların da doğdukları andan itibaren damak zevkleri hızla gelişir. Ben hep lezzeti sağlıkla buluşturma taraftarıyım.


ashtanga yoga... Pilates dışında ilgilendiğim spor dallarından bazıları. Sporun her türlüsünü seviyorum ama pilatesin yeri bende başka... S’: Pilatesi diğer sporlardan sizin için özel ve farklı kılan şey nedir? Örneğin bir arkadaşınıza pilatesi önerirken, onun hangi olumlu yönünü vurgularsınız? E. Şallı: Pilatesi diğer sporlardan farklı kılan özellikleri çok etkileyici; hem ruha hem bedene hitap etmesi ayrı bir özelliği. Kısa süre içinde bedendeki olumlu değişiklikleri gözle görebiliyorsunuz. Bu kadar çabuk cevap vermesi bence harika... Çünkü herkesin zamanı kısıtlı ve değerli. Günde 50 dk pilates yaparak herkes mucizeler yaratabilir. Yeter ki istesinler... Ayrıca hazırlamış olduğum 21 Günde Süper bir Karın DVD’si ve 21 Günde Selulitlerden Kurtulma DVD’sinin

S’: Artık neredeyse pilates denince ilk akla gelen isimsiniz. Bütünleştiğiniz bu sporla tanışma öykünüzü, pilatese ne zaman ve nerede başladığınızı anlatabilir misiniz? E. Şallı: Pilatese ilk oğlumun hamileliğinde başladım, 9 yıl önceydi. Sonrasında bedenime ve ruhuma çok yakıştırdım. En iyi pilates okullarından biri olan Stott Pilates’ten, Advanced eğitimine kadar aldım. Sonrasında hamilelikte pilatesin eğitimini de aldım. Ayrıca Türkiye Cimnastik Federasyonu’nun eğitimine katılarak, artık Türkiye’de de geçerliliği olan çift sertifikalı bir hoca oldum. Pilatesi çok seviyorum, Türkiye’de kadınlar da pilatesi çok sevdi. Ruha etkisi çok mühim. Herkes mutlu inceliyor, güzelliğine ve sağlığına kavuşuyor... Daha ne isteyelim? S’: Başka ne tür sporlar denediniz, şu anda pilates dışında düzenli olarak ilgilendiğiniz başka bir spor var mı? E. Şallı: Başka sporlarla da hep ilgilendim. Küçüklüğümden itibaren yüzme, kısa bir süre bale, wakeboard, snowboard, kayak, yürüyüş,

32


s’yakın plan sports international

sonuçları mükemmel. Herkesten çok iyi geri dönüşler ve fotoğraflar alıyorum. Pilates bir mucize, inanın buna... Bizler çok şanslıyız, pilatesin nimetlerinden yararlanıyoruz. S’: Kişisel bakımınızla da pek çok hanımın ilgi odağısınız ve herkes sırlarınızı merak ediyor. Ama siz bu sırların paylaşılması konusunda oldukça cömert davrandınız ve “Ebru’nun Doğal Güzellik Sırları” ile “Hamilelikte Sağlıklı ve Güzel Kalmak” adlı iki kitap çıkardınız. Burada paylaştığınız bakım kürleriyle ilgili size nasıl geri dönüşler oldu? E. Şallı: Ebru’nun Doğal Güzellik Sırları kitabına ilgi çok büyük oldu... Ben kendim için hep maske ve bir takım bakımlar yaparken, sebze ve meyvelerden, ayrıca özel yağlardan yararlanmayı tercih ediyorum. Yıllardır TV programlarımda da bu bakımların tariflerini veriyordum, sonra ilgi olunca kitap yaptım. Bu yıl da Beyaz TV’de haftanın 2 günü bu özel doğal güzellik sırlarımdan yeni tarifleri izleyicilerimle paylaşacağım. Ayrıca hamilelikte güzel ve sağlıklı kalmak kitabımı Beren’in doğumundan sonra yaptım, bu yüzden hamilelere farklı bir yol çizdiğini, ışık tuttuğunu düşünüyorum. Farkındaysanız hamileler son 9 yıldır büyük değişime uğradı. Hamile Pilatesi DVD’si de Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandı. Türkiye’de böyle bir ilki insanlarla paylaşmak beni çok mutlu etti. S’: Sizi hep gülümserken görmeye alıştık; yaşam içerisinde mücadeleci biri olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Her zaman her şeye olumlu yönden bakmak gibi ilkeleriniz var mıdır? E. Şallı: Mutlu olmak ya da mutluluğu elde etmek hiç de zor değil. Her şeyin mutlu, pozitif bir yönünü bulurum ben. Hayatta gülmek için sebep çok, bunu yaratabilmek mühim. Ben pilates sayesinde zihnimi ruhumu ve bedenimi dinlendiriyorum. S’: Son olarak, Sports International üyelerine vermek istediğiniz bir mesajınız? E. Şallı: Eylül ayı itibariyle Beyaz TV’de saat 10:00’da Ebruli Canlı Yayında Pilates tekrar başlıyor. Özellikle hanımlar bunu uzun süredir bekliyordu, muhteşem bir sezon bizi bekliyor! Okurlarınıza pilates kardeşliğine ilgilerinden dolayı çok teşekkür ediyorum... Bizimle bu keyifli sohbeti gerçekleştirdiğiniz ve sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz Ebru Hanım.

33


34


s’yakĹn plan sports international

35


EN GÜÇLÜ KİM YARIŞMASI

/ Ankara

Kulübümüzde 7 Temmuz 2012 tarihinde havuz başında yer alan “En Güçlü Kim” yarışmamız erkeklerde 6, bayanlarda 2 kategoride yarışmacı üyelerimizin katılımı ile gerçekleşti. Bayanlarda Göze Demircioğlu ve Yeliz Ekinci kendi kategorilerinde birinci olurken; erkeklerde Ümit Tezcan, Sinan Aslan, Serhan Özdemir, Kerem Tokay, Hakan Eriş, Ünver Akman kategorilerinin birincileri oldular. Car & Era ile Delta Bisikletin hediye sponsoru oldukları aktivitede, gerçekleştirilen çekiliş ile Göze Dermircioğlu ve Ünver Akman Geotech marka dağ bisikleti sahibi oldular. Aktivitemize katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

SUMMER BREEZE PARTY 18 Temmuz Çarşamba akşamı Salata Mesa Space’te üyelerimizle beraber doyasıyla eğlenip, dans ederek unutulmaz bir yaz akşamı yaşadık.

36


s’aktüel sports international

FIT FOR SUMMER CARDIO MASTERCLASS

13 Haziran 2012 Çarşamba akşamı Teppanyaki Alaturka sponsorluğunda açık havuz alanımızda gerçekleştirdiğimiz Fit For Summer Cardio Masterclass ile üyelerimizle beraber yaz sezonuna merhaba dedik. Son derece eğlenceli geçen aktivitemiz sonrasında üyelerimiz parti alanına geçerek ikramlarımızla serinlediler, yorgunluk attılar. Aktivitemize katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

ÖZEL ZUMBA SEANSI

22 Eylül 2012 tarihinde İstanbul Aerobik Departmanı Müdürü Orçun Cinpir önderliğinde tesisimizde gerçekleştirdiğimiz “Özel Zumba Seansı” son derece keyifli geçti. Yoğun bir katılım ile gerçekleşen aktivitede üyelerimiz hem zumbaya özgü dans adımlarını öğrendiler hem de çok eğlendiler. Orçun’a ve katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

PLAJ VOLEYBOLU TURNUVASI Tesisimizde yeni yapılan Plaj Voleybolu sahamızda 12 takımın katılımı ile ilk turnuvamızı gerçekleştirdik. Çok keyifli ve eğlenceli geçen maçlar esnasında takımlarımız mücadeleyi elden bırakmadı ve son derece çekişmeli geçen final maçının sonunda “Serhat The Best” takımı şampiyon olurken, “Şen Kardeşler” ikinci, “TED” üçüncü ve “Gençler” takımı dördüncü oldu. Takımlarımız madalyalarını ve hediye sponsorlarımız “Car & Era” ile “Bilestetik”in verdiği birbirinden değerli hediyeleri Spor Müdürümüz Serhat Çamkerten’den aldılar. En kısa zamanda bir başka Plaj Voleybolu turnuvası sözü alan üyelerimize katılımları için çok teşekkür ederiz.

TEKLER TENİS TURNUVASI

Tesisimizde 9 – 16 Haziran 2012 tarihleri arası yer alan Tekler Tenis Turnuvası, bugüne kadar katılımın en fazla olduğu turnuva olma özelliğini taşıyor. 300 üyemizin katılımı ile gerçekleşen ve son derece çekişmeli maçların yer aldığı turnuvada hediye sponsorumuz Beuer, final oynayan tüm tenis sever üyelerimize ayak masaj makinesi hediye etti. Turnuvamıza katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

ERKEKLER: 50 yaş Üstü: 1) Taner İbrişim 2) Bülent Özçağatay Masters: 1) Başar Kırang 2) Mert Muallaoğlu A kategorisi: 1) Tuna Boylu 2) Mert Öngelen B kategorisi : 1) Tolga Örücü 2) Ahmet Cihangir C kategorisi: 1) Mete Sancay 2) Sadrettin Uzun D kategorisi: 1) Levent Köksal 2) Cem Balkan BAYANLAR: A kategorisi: 1) Dilara Çeliker 2) Mine Bekensir B kategorisi : 1) Burcu Erbil 2) Tuba Küçükaslan C kategorisi: 1) Gökçe Kazancıoğlu 2) Elif Yılal D kategorisi: 1) Fulya Akgüngör 2) Menekşe Gerede

37


TENİS LİGİ 2012

Bu yıl 12.’si düzenlenen Sports International Bilkent Tenis Liginde, bayan ve erkeklerde toplam 50 takım ve 540 üyemizin iştiraki ile rekor katılım gerçekleşti. 24 Nisan 2012 tarihinde başlayıp 1. lig ve 2. lig bayanlar ve erkekler kategorilerinde oynanan maçlar, 23 Eylül 2012 tarihinde oynanan final maçları ile son buldu. Katılan tüm tenis sever üyelerimizi tebrik ederiz.

ÇİFTLER TENİS TURNUVASI

ERKEKLER I. LİG ŞAMPİYONU: BAYANLAR I. LİG ŞAMPİYONU: N1 TAKIMI B1 TAKIMI

Sports International tenis camiası her geçen gün büyüyor, oyuncu sayısı artıyor ve oyun seviyesi yükseliyor. Tesisimizde 17 – 24 Haziran 2012 tarihleri arası yer alan Çiftler Tenis Turnuvası, 100 takımın katılımı ile gerçekleşti. Erkekler ve bayanlarda farklı kategorilerde mücadele eden tüm üyelerimizi kutlarız. ERKEKLER: Masters: 1) İsmail Geliç – Başar Kırang 2) Mihail Stoian – Cengiz Özkan A 1) Gürol Öksüzoğlu – Alper Aktaş 2) Umut Cankurtaran – Kaan Dingiloğlu B 1) İbrahim Değirmenci – Bülent Özkan 2) Raşit Cesur – Okan Sağlam C 1) İskender Özten – Faik Serdaroğlu 2) Anıl Bingöl – Ağahan Ünlü D 1) Mete Oral – Sina Yurtoğlu 2) Uğur Seyman – Erman Çilsal

BAYANLAR: A 1) Burcu Erbil – Selen Ermanlı 2) Sebla Uluçay – Yonca Doyan B 1) Nagehan Dönmez – Sebla Uluçay 2) Kadriye Kerimoğlu – Evren Soytok C 1) Nurten Tezcanlı – Beril Demirel Huriye Ongankul – Emir Çınar D 1) Hale Üstünel – Didem Yüzer 2) İrem Üreten – Burcu Tosun

KARIŞIK: Masters: 1) Şükren Atik – Hakan Azman 2) Deniz Paykoç – Aydın Paykoç

B 1) Nagehan Dönmez – Oktay Baş 2) Firdevs Başlar – Raşit Cesur C 1) Neşe Çıldık – Faik Serdaroğlu 2) Sadrettin Uzun – Feyza Başol D 1) Didem Yüzer – Bora Yüzer 2) Aydan Göl – Ünal Kerimoğlu

A 1) Ebru Yaraş – Levent Koç 2) Beril Hamzaoğlu – Kemal Çetinkaya

38

NO İSİM

KAT.

NO

İSİM

KAT.

1

Tuna Boylu

A

1

Ceyda Süer

A

2

Ahmet Güven

A

2

Yasemin Doğan

A

3

Deniz Türkmen

A

3

Dilara Çeliker

A

4

Murat Can Akın

B

4

Sibel Özaksakal

A

5

Barış Akın

B

5

Sirel Yelman

B

6

Murat Akçan

B

6

Evren Soytok

B

7

Cengiz Korkmaz

B

7

Nilgün Ertaş

B

8

Serdar Yıldırım

B

8

Kadriye Kerimoğlu B

9

Arda Kerimoğlu

B

9

Canan Dicle

B

BAYANLAR II. LİG ŞAMPİYONU: ERKEKLER II. LİG ŞAMPİYONU: F2 TAKIMI F2 TAKIMI NO

İSİM

KAT.

NO İSİM

KAT.

1

Lale Özyurt

B

1

Yağız Taşdemir

2

Figen Aşıcı

C

2

İskender Özten

C

3

Nur Çağlar

C

3

İsmet Taşdemir

C

4

Gülsün Özyurt

C

4

Umut Salihoğlu

C

5

Ecmel Salihoğlu

C

5

Kemal Karabulut

C

6

Alici Quijano Uzer

C

6

Faik Serdaroğlu

C

7

Deniz Nadirler

C

7

Hakan Başbuğ

D

8

Rengin Tan

C

8

Özgür Savaşçı

D

9

Sevgi Macit

D

9

Ali Öztürk

D

10

Feyza Başol

D

10

Onur Serdaroğlu

D

11

Didem Yüzer

D

12

Hale Üstünel

D


s’aktüel sports international

AÇIKHAVA MASTERCLASS SHOW

30 ekim 2012 tarihinde Özcanlar Lastik sponsorluğunda düzenlenen masterclass aktivitesi ile yaza veda edip, sonbahara merhaba dedik. Organizasyon sırasında dev platform kurularak aerobik eğitmenlerimiz ve üyelerimizin eşliğinde unutulmaz bir interval günü yaşadık. Çeşitli hediyelerin ve ikramların sunulduğu günde çocuklar da unutulmadı; onlar da şişme oyuncaklarda eğlendi ve oyunlar oynadı. Bu güzel günün yaşanmasında emeği geçen tüm aerobik ekibine, tüm tesis çalışanlarına ve katılımcı üyelerimize teşekkür ederiz…

Gülten AYSEV Keyifle kilo vermenin adresi Sports International’a teşekkürler… 2011 Aralık ayında oğlumun Londra’daki diploma törenine kadar 3 senede yavaş yavaş aldığım kiloların beni ne hale getirdiğini fark etmemiştim. Her alışverişte 1 beden büyük kıyafet alarak 40 bedenden 48 bedene çıkmıştım. 54 yaşında 68 kg, 57 yaşında 90 kg. 15 Aralık tarihini kendime milat ilan edip, diyet programı eşliğinde Personal Training programına katılarak, kardio yaparak 6 ayda 17 kg. verdim. Kendimi çok mutlu ve sağlıklı hissetmeme neden olan sevgili dostlarıma, başta Esin hoca olmak üzere Sports International’ın tüm değerli hocalarına, tüm emek verenlere pozitif enerjilerinden dolayı binlerce teşekkür eder, sevgiler sunarım.

39


KİLYOS SEANERGY BEACH YAZA MERHABA PARTİSİ

MICHAEL KING MASTERCLASS

TENİS TURNUVASI

BODY BUILDING MİLLİ TAKIM SEÇMELERİ

/ İstanbul

9 Haziran Cumartesi günü Kilyos Seanergy Beach’te düzenlenen yaza merhaba partimiz Şişli, Ataköy, Kadıköy kulüplerimizden 450 üyemizin katılımıyla gerçekleşti. Aktivitemiz süresinde üyelerimiz keyifli vakit geçirdiler. Üyelerimize göstermiş oldukları ilgiden dolayı teşekkür ederiz.

40

11-17 Haziran 2012 arasında gerçekleşen tenis turnuvamız şampiyonlarını buldu. Bayanlar ve erkekler olmak üzere iki kategoride düzenlenmiş olan yarışmamızda dereceye giren üyelerimizi tekrar tebrik eder, tüm üyelerimize ilgilerinden dolayı teşekkür ederiz.

Dünyaca ünlü pilates eğitmeni Michael King 13 Haziran günü pilatesin tüm incelikleriyle, yepyeni bakış açılarıyla beraber bizlerleydi. Michael King Pilates Masterclass’a katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

Üyelerimizden Kamer Pierssens 15 Eylül’de Türkiye vücut geliştirme fıtness ve bilek güreşi federasyonunun düzenlediği Body Building Dünya Şampiyonası milli takım seçmelerinde büyük bayanlar kategorisinde 1. oldu. Üyemizi başarılarından dolayı tebrik ederiz.


s’aktüel sports international

HAVUZ BAŞI PARTİSİ

11 Temmuz Çarşamba akşamı Ataköy Sports Internatıonal’da düzenlenen havuz başı partimiz Şişli ve Kadıköy üyelerimizin de katılımıyla gerçekleştirildi. Latin dans gösterilerinin yapıldığı partide üyelerimiz keyifli vakit geçirdi.

MICHAEL KING KADIKÖY SPORTS’TA

Dünyaca ünlü pilates eğitmeni Michael King, 14.06.2012 tarihinde Kadiköy Sports International üyereleriyle buluştu.

BASKETBOL TURNUVASI

16-17 Haziran arasında düzenlenen basketbol turnuvamıza, her biri 4’er kişiden oluşan 10 takım katıldı. Dereceye giren tüm takımları kutlar, tüm üyelerimize ilgilerinden dolayı teşekkür ederiz.

İLKBAHAR TENİS TURNUVASI

1 – 9 Haziran tarihleri arasında yapılan turnuvaya 150 kişi katılım gösterdi. Güzel müsabakaların yapıldığı turnuvada 20 kişi finalist oldu ve ödüllerini kazandı. Turnuvanın sonunda yapılan ödül töreni ile finalistlerimiz kupalarını aldılar. Kendilerini kutluyoruz. Turnuvanın ana sponsoru olan Audi Şenyıldız’a tenis sporuna ve Sports International’a verdiği destekten dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.

BEACH VOLLEY TURNUVASI

Haziran ayının başlamasıyla Beach Volley heyacanı da başladı. Ayın ilk haftası düzenlenen turnuvada birçok grup doyasıya mücadele etti. Finalistlerimizi kutluyoruz...

41


PAINTBALL AKTİVİTESİ

W OTEL KOKTEYL

29 Temmuz’da Beykoz’da Paintball oynadık. 12 Temmuz Perşembe akşamı W Otel’de Şişli ve Ataköy üyelerinin katılımda düzenlenen kokteylimize katılan tüm bulunduğu aktivitemiz güzel bir akşam üyelerimize teşekkür ederiz. yemeğiyle son buldu. Bu keyif dolu aktiviyete katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

Cenk ÖZÇELİK İkinci ailem olan Sports Internatıonal’a; 5 Kasım 2011 tarihinde üye oldum. Bu kuruma öncelikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum. 5 Kasım tarihinden önce dengesiz beslenme ve durağan bir hayat koşullarım vardı, iş hayatındaki özellikle ofis ortamları bu durumu daha da güçlendiriyordu. Profesyonel bir ekip tarafından yönlendirilmek fikrine kapıldığım gün ilk önce Sports Internatıonal’a geldim ve hiç düşünmeden kayıt oldum. 5 Kasım’da testlerim

42

YAZ PARTİSİ ATAKÖY MARİNA ELİO

20 Haziran Çarşamba günü Ataköy Sports İnternatıonal üyelerine Marina Elio Restaurant’ta bir parti düzenlendi. Kübalı bir grubun da yer aldığı partide üyelerimiz keyifli anlar geçirdiler...

yapıldığında 86 kg.’dım, 16 kg yağ fazlalığım vardı. Bu ailenin değerli eğitmenlerinden Uğur Başkan ve Cihan Kahraman’a destekleri için teşekkür ederim. Değerli hocalarımın eşliği ile spor programıma başladım ve 10 ay sonrasında 75 kg.’ya ulaşıp kas kütlem artış gösterirken yağ ağırlığım da 8 kg. düştü. Vücudum fizyolojik ve psikolojik olarak değişim gösterdi. İstediğiniz kıyafetleri giyebilmek en güzel mutluluktur. Sports Internatıonal’ın sıcak ortamını seviyorum ve eğitmenlerin özverili yaklaşımlarını takdir ediyorum. Sports Internatıonal’da olduğum için sağlıklı, mutlu ve huzurluyum... Herkesi spora davet ediyorum.


s’aktüel sports international

Erhan ASLAN

Nuray YAZICI

Sports International’a üye olmadan önce 88 kilo ve sigara kullanan birisiydim. Yaklaşık 7 aylık üyeliğim boyunca 10 kilo vererek 78 kiloya indim ve daha da önemlisi bu süre içerisinde sigarayı bıraktım. Tabi ki bunu başarmamda fitness eğitmenlerimizin yazmış olduğu antrenman programlarının ve beslenme uzmanlarının önerilerinin etkisi çok büyüktür. Bana bu sağlıklı yolda yardımcı olan tüm Sports İnternational ailesine en içten ve samimi duygularımla teşekkür ediyorum.

İnsanların hayatta olmazsa olmazları vardır ya... İşte benim olmazsa olmazlarım içinde yer alan en önemli şeylerden biri de spordur. Kendimi bildim bileli spor yapıyorum dersem inanın yanlış olmaz. Tabii Sports International’dan önce de düzenli egzersiz yapıyordum. Mahallemizdeki bir gönüllü evinde spor yaptırdığım bir grubum bile vardı. Evet yanlış duymadınız. Spor yaptırdığım dedim. Benim de önceden dahil olduğum bir grup. Hocamız ayrılmak zorunda kalınca arkadaşlarım derslere benimle devam etmek istediler. Böylelikle yıllarca gönüllü evinin hocalığını yaptım. Hem de severek... Çünkü spor benim için bir gereksinim. Hem de bir mutluluk kaynağı. Sports’a da bu yüzden başladım. Daha kapsamlı, hedefe yönelik bir çalışma yaparak, profesyonel eğitmenlerden yardım alarak spor hayatıma devam etmek istedim. Ve bir yıl bitti bile... Nasıl geçtiğini anlayamadığım koca bir yıl. Sports’ta çok güzel günler geçiriyorum. Hem spor yapmanın mutluluğu ve huzuru, hem de sıcacık bir ortamda bulunmanın hazzı var... Tabi böyle hissetmemi sağlayan etkenlerden en önemlisi de Sports’ daki dostlar... Dost diyorum; onlar bütün üyelere aynı sıcaklıkla yaklaştıkları için. Kimler derseniz... Üyelerin her sıkıntısıyla bire bir ilgilenen üye ilişkileri sorumlumuz ve tabii ki birbirinden değerli hocalarımız...

Daha önce FAT’tım şimdi FİT’im.

Pedram SOYSAL Merhaba ben Pedram Soysal, 22 yaşındayım. Spor hayatıma Sports Internaıonal’da başladım... Spora başladığımda 150 kiloydum. Hedefim sağlıklı bir şekilde beslenmeyi de düzenleyerek kilo vermekti. Birçok kere kilo verdım fakat baktım ki kontrol altında olmadığımda tekrar kilo almaya başladım. Sıdıka Hocamla 35 paketlik bir programa başladık. Derslerimiz de kickbox, cardio, ağırlık ve kınesis antrenmanları yer aldı. İlk başta spor yaparken çok zorlanıyordum. Fakat hocamın desteği ve antrenman şekliyle bu sorunu da kolay bir şekilde atlatmış olduk. Ama antrenmanlarımın içinde en çok kıckbox’u seviyorum çünkü o beni deşarj ediyor ve hırsımı kum torbasından almamı sağlıyordu. Beslenme düzenimi ise sağlıklı beslenerek diyetisyen yardımı ve Sıdıka Hocamın bana dediği gibi ara öğünler ve bol bol yoğurt protein ve sebze yememdi... Sıdıka Hocayla derslerimiz bittikten sonra irtibatımız devam etti. Programlar yazdı ve beni her şekilde destekledi. Tabii ki ailemin desteği çok ayrı. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Şimdi ise 96 kiloyum, 8 aylık bir dilimden sonra bunu düzenli spora beslenmeye borçluyum çevremdeki. Su süre zarfında sunu öğrendim ki kimin ne dediği hiç önemli değil. Kendine güveniyor isen ailen yanındaysa ve doğru kişiyle antrenman yapıyorsan olay bitmiştir... Fakat benim olayım devam ediyor. Amacım 75 kiloya düşmek ve bunun içinde haftanın 4 gününü spora ayırmak. Spor, spor, spor... Zorlansan bile hayatta bırakma; o senin yaşama kaynağın...

Son bir not: Sports International... Benim spor salonum; ve ben burada çok mutluyum.

Hasan GÜL Merhabalar, 2009 yılında Sports International üyesi olan arkadaşım sayesinde Sports ailesine katıldım. Lise yıllarında futbol oynadım fakat 2 kez ayağım kırıldı ve bel fıtığından dolayı sporu bırakmak zorunda kaldım. Uzun yıllar spordan uzak kaldım bu zaman zarfında hareketsizlikten ve beslenmeme dikkat etmediğimden dolayı 107 kg ve 30 kg yağ kütlesi olan bir insan haline geldim. Sports’a geldiğim zaman hedefe ulaşmam konusunda eğitmenlerden ve beslenme uzmanlarından ciddi yardımlar aldım. Artık daha sağlıklı olma yolunda hızla ilerliyorum. İyi sonuçlar aldıkça daha mutlu oluyorum ve hedefi daha da ileriye götürüyorum. Spor sayesinde 22 kilo verdim ve ciddi bir kas oranına ulaşarak inanılmaz fit bir görüntüye sahip oldum. Şu an çok mutluyum. Artık futbol, tenis oynamaya devam edebiliyorum. Çevreden aldığım olumlu tepkiler beni daha fazla mutlu ediyor. Sağlıklı ve fit olmak isteyen herkese sporu ve Sports International’ı tavsiye ediyorum. Teşekkürler...

43


İLKBAHAR SPOR HAFTASI

/ İzmir

Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz İlkbahar Spor Haftamızı da bu yıl da LEZİTA ana sponsorluğunda gerçekleştirdik. Tenis & Voleybol & Streetball Turnuvaları, Çocuklar Yüzmenin yer aldığı spor haftamız Yaza Merhaba Kokteylimizle son buldu.

44

VOLEYBOL TURNUVASI

22 & 24 Mayıs 2012 tarihlerinde Orta ve İleri seviyelerde gerçekleştirdiğimiz turnuvalarımızdaki maçlar seyretmeye değerdi. Tüm katılımcılarımızı başarılarından dolayı tebrik ediyoruz.

TENİS TURNUVASI

21 - 27 Mayıs tarihleri arasında İlkbahar Spor Haftası Tenis Turnuvamızı LEZİTA sponsorluğunda gerçekleştirdik. Turnuvamızı Tek Erkekler A Grubu & B Grubu ve Tek Bayanlar A Grubu & B Grubu kategorilerinde gerçekleştirdik. Dereceye giren üyelerimize ödüllerini Yaza Merhaba kokteyliyle verdik.

STREETBALL TURNUVASI

İlkbahar Spor Haftası bünyesinde gerçekleştirilen ve yoğun katılımın olduğu Streetball Turnuvamızı 26 Mayıs tarihinde gerçekleştirdik. Çekişmeli geçen maçlar sonunda dereceye giren tüm takımları tebrik ediyoruz.


s’aktüel sports international

YAZA MERHABA KOKTEYLİ

31 Mayıs 2012 tarihinde İlkbahar Spor Haftasının bitiminde, LEZİTA ana sponsorluğunda Yaza Merhaba Kokteylimizi gerçekleştirdik. Hem eğlenip hem canlı müziğin muhteşem performansını dinleyen üyelerimiz, keyifli bir kokteyl geçirdiler.

ÇOCUKLAR YÜZME YARIŞLARI

26 Mayıs Cumartesi düzenlediğimiz yüzme yarışlarında küçüklerin heyecanları görülmeye değerdi. Hem eğlenip hem de spor yapan yüzücülerimizi katılımlarından ve başarılarından dolayı tebrik ediyoruz.

%100 DANCE MASTERCLASS

30 Mayıs 2012 tarihinde Günnur & Burcu Hanım & Tahir Beyin yüksek performanslarıyla 19.00-20.15 saatlerinde gerçekleştirdik. Sporu dansla harmanlayıp, enerjilerini yükselten üyelerimiz, çok keyifli bir seans geçirdiler.

SURF & ZUMBA

27 Temmuz Cuma günü Alaçatı Çağla Kubat Windsurf Okulu’nda aktivitemizi gerçekleştirdik. 08:00’de İzmir’den hareket eden üyelerimiz yolda verilen kahvaltı molasının ardından Alaçatı’ya vardılar. 11:00 – 12:00 saatleri arasında üyelerimizden bazıları sörf dersi alırken bazıları da denizin keyfini çıkartmayı tercih ettiler. 12:00 – 14:00 saatlerinde yapılan nefis öğle yemeğinden sonra saat 16:00’ya kadar dinlenen üyelerimiz, 16:00’da Günnur Hanım ve Tahir Bey’in muhteşem performansıyla geçen Zumba dersinde dans, spor ve eğlenceyi harmanladılar...

RAIN DANCE IN ADALAND

1 Eylül 2012 tarihinde Kuşadası Adaland’da gerçekleştirdiğimiz aktivitemiz üye ve Adaland müşterilerinden yoğun ilgi gördü. 8:00’de İzmir’den yola çıkan üyelerimiz 10:00’da Kuşadası’na vardılar. Saat 15:00’e kadar serbest zamanın ardından 15:00’te Hasan Bey ile Rain Dance Masterclass’ta su ve dansın keyfini çıkardılar.

FIT’N DANCE MASTERCLASS

27 Haziran 2012 tarihinde DJ Hüsrev Tunaboylu’nun canlı performansıyla gerçekleşen Fit’n Dance dersinde üyelerimiz hem spor yapıp hem de dans ettiler.

45


BİSİKLET TURU 2. ETAP

1. Etap Bisiklet Turunu, 10 Haziran Cumartesi Mavişehir – Doğal Yaşam Parkı güzergahında gerçekleştirdik. Sabah 07:00’de Sports’tan hareket eden üyelerimiz toplamda 30km yol yapıp, güzel havanın keyfini çıkardılar.

ÇEŞME TEKNE TURU

23 Haziran 2012’de düzenlenen tekne turumuzu, 35 üyemizin katılımıyla gerçekleştirdik. Sabah 09:00’da İzmir’den yola çıkan üyelerimiz 10:30’da tekneyle hareket edip gün boyu denizin tadını çıkararak 18.00’de İzmir’e döndüler.

ZUMBA IN ÇEŞME

8 Eylül 2012 Cumartesi 08:00’de İzmir’den hareket eden üyelerimiz kısa bir moladan sonra 10:30’da Çeşme Ladin Otel’e vardılar. 11:00’de Günnur Hanım ve Tahir Bey’in ZUMBA seansıyla coştular. 13:00’deki öğle yemeğinden sonra deniz ve güneşle buluşan üyelerimiz 17:00’deki Altan Bey’in T.B.W.O dersine katıldılar. Keyifli bir günün ardından 19:30’da İzmir’e hareket ettiler...

Akın İŞBİLİR

Levent UZUNDERE Sports ailesine, Nisan 2012’de 110 kg olarak katıldım. Beslenme Danışmanı ile tanışıp aldığım öneriler ve yönlendirmeler, beslenme tarzımı baştan aşağı yenilememde bana çok yardımcı oldu. Meğer yanlış uyguladığım ya da bana uygulatılmış ne kadar fazla şey varmış. Gururla söyleyebildiğim, (eşimi tanıyıp onunla evlenmemden sonra) kendim için yaptığım en önemli şey; sağlıklı, yağsız bir vücut ve önerileriniz sayesinde ideal kilom olan 86 kiloya ulaşmış olmam. Artık sağlıklı bir üyeniz var karşınızda! Bu süreçte şunu anladım: İnsan gerçekten isterse başarabiliyor, bahanelerden ve kendimize söylediğimiz yalanlardan kurtulabilirsek tabii... Yeter ki bir hedefimiz olsun ve bu hedefe ulaşırken yanımızda, işi bilen uzman bir ekibin her zaman yanımızda olduğunu bilelim. Tek söyleyebileceğim şey, Teşekkürler Ebru Hanım, Hakan Hoca; Teşekkürler Sports ailesi.. Sevgi ve selamlarımla,

46

Şöyle bir geriye dönüp baktım da, Sports International ailesine katılalı tam altı yıl dolmuş, bu ay yedinci yıla girmişim. Akreple yelkovanın bu kıyasıya yarışını maalesef eskiye dönük bir şey hatırlamaya çalıştığımda ya da herhangi bir gerekçeyle her geriye dönüp baktığımda yine fark eder, acı bir tebessüm ederim. Başarı Öyküleri köşesine birkaç cümle yazmak isteyince, bandı altı yıl öncesine sardım; yüzümün bir yarısı hızla akan zamanı protesto eder şekilde burkuldu, diğer yarısı yazıya konu olan Sports International yaşamımdan kesitleri yansıtırcasına aydınlandı. Mona Lisa tablosuna rakip yüz mimikleri daha çehremden silinmemişken, bu iki duygularımı tetikleyen beynim yine şu algımı anımsattı: Zamanın akışını durdurabilir miyiz? Elbette hayır. O halde zamanı en iyi, en verimli ve günü ıskalamadan yaşarken, ileride sağlık ve zindelik olarak geri dönecek uğraşlar olmalı hayatımızda. Paylaşabileceğim tek başarı öyküsü, Sports International kapısından girerken bende hakim bu ruh halinin iyi bir pusula görevi görerek beni doğru adrese getirmiş olduğu ve geçen süre boyunca beni bu ailenin sadık bir bireyi haline dönüştürdüğüdür. Kendime bu dönüşüm nasıl oldu diye sordum; zira ben de şaşkınım bir miktar. Düşünüyorum da, sanırım sorunun yanıtı “vizyon birlikteliği”. Sports International yönetimi, daha kaliteli, konforlu bir yaşam sürmek isteyen, kendini dilediği gibi şekillendirmeye

çalışan üyeleri için güzel fırsatlar sunuyor, eğitime ve yeniliklere önem veriyor. Altı yıl içerisinde pek çok fitness danışmanı arkadaşımı tanıdım; bir kısmı işin doğası gereği sirkülasyonun bir parçası oldu, bir kısmı hala bizlerle. Son dönemlerde de pek çok yeni katılım var. Her biri için kişiye özel eğitim planları hazırlandığını gözlemliyorum. Eğitimler alıyorlar, belli alanlarda uzmanlaşıyorlar, her öğrendiklerini büyük bir heyecanla bizlere öğretmeye, aktarmaya çalışıyorlar. Her bilgi, her deneyim, her deneme, heykeltraşın keski çekiçle bir darbesi gibi kendimizi şekillendirme serüvenine bir katkı daha sağlıyor. Birbirinden değerli eğitmen arkadaşlarımca verilen geniş yelpazeli, çok seçenekli grup dersleri işte bu dönüşümün, yani ailenin sadık bir üyesi haline gelmenin tutkalı oldu sanırım bende. Sosyal hayatımı planlarken spinning, extreme training, pilates gibi derslere göre program yapar hale geldim. Herhangi bir gerekçeyle derslere katılamayacak, kaçıracak olursam, gerçekten rahatsızlık duyuyorum. Evet, sanırım maya tutmuş ve bir önceki kartlarda yazılı Sports International sloganı gerçeğe dönüşmüş yani yaşam tarzım haline gelmiş. Güler yüzlü, cana yakın, vizyon sahibi ve çok değerli Sports International çalışanları ile daha nice yılı sağlıklı, güzelliklerle bezenmiş şekilde geçirmeyi ümit ediyorum. Teşekkürler... Spor, sağlık, mutluluk hayatlarımızdan eksik olmasın.


s’aktüel sports international

MERSİN SPORTS INTERNATIONAL ŞAMPİYONLAR YETİŞTİRİYOR: OBERON ALKIM KARAKUŞ

/ Mersin

Sports International sporcusu Oberon Alkım Karakuş, Türkiye Tenis Federasyonu’nun Ordu’da düzenlemiş olduğu 12 yaş kategorisinde teklerde ve çiftlerde Türkiye Şampiyonu olmuştur. Sporcu arkadaşlarımıza destek vermemiz konusunda bizden yardımlarını esirgemeyen sayın Orhan Koral’a, Mersin Sports Internatıonal ekibi ve Karakoç ailesi adına sonsuz teşekkürler. Sporcumuzu kutlar, başarılarının devamını dileriz...

MERSİN SPORTS INTERNATIONAL VAKKO TENİS TURNUVASI ÖDÜL TÖRENİ

Sports International Vakko Tenis Turnuvası ödül töreninde davetliler şık ve zarif seçimleri ile geceye renk kattılar. Toplam 300 tenisçinin katıldığı, lig usulü başlayıp eleme usulü son bulan ve kıyasıya mücadelerinin verildiği turnuva, 52 gün sürdü. Düzenlenen özel gecede toplam 30 kişiye kupa ve Vakko’nun sürpriz hediyelerini, Sports International ve Vakko yöneticileri takdim etti. Big Chefs’in özel sunumları gecede beğeni topladı.

Yeşim ÖZTÜRK Mersin ve Mersinliler’in hizmetine sunduğunuz uluslararası standartlardaki bu kuruluşun ortaya çıkmasında emeği geçen tüm samimi organizasyonunuza sonsuz teşekkürler. Verdiğiniz hizmetin kalite ve güzelliği yanında karşılama deskinde güzel Açelya ve Hüseyin’in gülen yüzüyle karşılanmak ve profesyonel kadronuzun sunduğu en doğru, en gerçek ve eğlenceli hizmetlerden faydalanmak gerçekten çok güzel. Şimdiden Mersin’in çehresini değiştirdiniz, çalışkan ve samimi bu ekiple beraber burada olduğumuz için size de çok teşekkürler sevgili Murat Bey...

47


48


s’güzellik sports international

MİNYON YAPILIYSANIZ...

Boyunuz 165cm’in altındaysa ve fazla kilolarınız yoksa, minyon hanımlar kulübüne hoş geldiniz! Kısa boylu ve fazla kilolu olmayan hanımların orta ve kısa boy saç kesimlerinden şaşmaması gerekiyor. Omuz hizasından çene hizasına kadar olan uzunluklar, bu vücut yapısına sahip olanlar için ideal olarak gösteriliyor. Saçlarınız ince telliyse katlı veya asimetrik kesimlerle hareket katabilir, geniş bir alına sahipseniz kakül ve perçem kullanabilirsiniz. Hafif dalgalar da hoş olabilir. Renk olarak pek çok cesur tonu deneyebilirsiniz! Uzak durun: • Omuz hizasından daha uzun saçlar • Kısa ama kabarık saçlar (Başınız vücudunuza göre büyük gözükür) • Çok geniş dalgalar • At kuyruğu, örgü gibi çocuksu durabilecek modeller • Fazla renkli ve büyük saç aksesuarları Bu Tarzın Stil İkonu: Audrey Tautou

KIVRIMLIYSANIZ...

Biraz kilolu bir hanımsanız saç modelinizi seçerken dikkat etmeniz gereken bazı kurallar var. Birincisi, aşırılıklardan uzak durmak; çok kabarık saç, çok kabarık bukleler, çok uzun veya çok kısa kesimler gibi seçenekleri hemen eleyin. Yanlarda fazla katlı ve enine kabaran modellerden uzak durun, bunlar yüzünüzü olduğundan daha geniş gösterir. Orta uzunlukta, uçlardan katlı, hafif dalgalı saçlar sizin için idealdir. Alnınız yeterince geniş veya uzunsa asimetrik perçem deneyebilir, saçınızı yandan ayırabilirsiniz, böylece yüzünüzün yarısı örtüleceği için daha ince bir görünüme sahip olursunuz. Uzak durun: • Omuz hizasından daha kısa kesimler • Çok kısa veya küt kahküller • Kısa ve bol katlar • Geniş dalgalar • Büyük aksesuarlar • Çok cesur renkler Bu Tarzın Stil İkonu: Jennifer Lopez

49


UZUN BOYLUYSANIZ...

Boyunuz 175’in üzerinde ve yapı olarak atletik veya zayıfsınız. Manken standartlarına uygun bir vücuda sahip olsanız da, size uygun olmayan bazı saç modelleri var... Örneğin “Pixie Cut” dediğimiz, erkek tipi kısacık kesimler uzun ve atletik hanımları biraz fazla maskülen gösteriyor. Sizin için en uygun kesim, boyunuzla orantılı uzun ve dalgalı saçlar... Geniş dalgaları, küt kesimleri, kahkül ve perçemleri deneyebilirsiniz; ama renk olarak doğal tonlardan şaşmayın; yoksa biraz fazla iddialı görünebilirsiniz. Saç aksesuarlarında ve şapkalarda ise cesur olun! Bunları kullanmak için en uygun vücut tipine sahipsiniz. Uzak durun: • Çok kısa (Erkek tipi) • Tepeden topuz (Çok uzun boyluysanız) • Tepeden kabartmalı modeller • İddialı renkler Bu Tarzın Stil İkonu: Taylor Swift

50


s’sağlık sports international

51


52


s’güzellik sports international

Hangi tipte olursa olsun, özellikle de yaz aylarının ardından cildimize özel bakım programları uygulamamız gerekiyor. Güneşlenme, mevsim değişimleri ve hormonsal etkenler gibi nedenlerle nemsiz kalan cildimizde aşırı hassasiyet, alerji ve kuruluk gibi sorunlar oluşuyor.

sağlıklı yaşam önemli olsa da doğal bitkilerle hazırlayacağınız bu karışım selülit görünümünü azaltacaktır.

Peki cilt bakımımızı doğal yollarla nasıl yapabiliriz? İlk adım cildimizi ölü derilerden arındırıp sonbahar-kış aylarına hazırlamak olacaktır. Bunun için de en çok tercih edilen yöntem; cildimizi keselemek. Yüz, vücut ve ayaklarımız için ayrı ayrı uygun olan keselerden edinerek, cildimize zarar vermeden hafif dokunuşlarla keselemek en güzel arınma yöntemi.

PAMUK GİBİ ELLER Mevsim geçişlerinde yaşadığımız en büyük sorunlardan biri de kuru ve üstü çatlamış eller. Limon suyundaki C vitamini ellerdeki lekeler üzerinde etkili, ayrıca ölü hücreler üzerinde peeling işlevi yapıyor. Kürün içindeki zeytinyağı da kuruluğu gideriyor ve cildi yumuşatıyor. Ellerinizin kuruduğunu hissettiğiniz her an bu kürü kullanabilirsiniz.

Cildimizi ölü derilerden arındırdıktan sonra nemlendirme işlemine geçebiliriz. Özellikle yüz, göğüs, boyun, el, ayak ve bacaklarımız dış etkilere daha açık olduğu için daha sık nemlendirmemiz gereken bölgelerdir. Daha önce denediğimiz ve cildimiz için uygun olan bir nemlendirici ile ihtiyaç duydukça ya da olabiliyorsa her gün cildimizi nemlendirmemiz gerekiyor.

Bu kür için; limon suyu ve zeytinyağı kullanılıyor. Üç damla zeytinyağıyla bir limonun suyunu karıştırın. Karışımı ellerinize sürün. Yarım saat bekledikten sonra bir parça pamukla ellerinizi silin, ardından yıkayın.

Bakımlı ve güzel olmak için çok pahalı ürünler kullanmak gerekmiyor. Üstelik doğal malzemelerin cildimizde alerjik sorunlar yapma oranı kozmetik ürünlere göre çok daha düşük.

Bu kür için; rezene, anason ve biberiye kullanılıyor. Bir litre suya bir tatlı kaşığı rezene, bir tatlı kaşığı anason ve bir tatlı kaşığı biberiye atın. Bu karışımı kısık ateşte beş dakika kadar kaynatın. Karışımı on dakika demlenmeye bırakın. Soğuyan karışımı gün boyunca bol limonla tüketin.

Sizinle paylaşacağımız pratik bakım önerileri ile hem çok fazla vakit harcamadan hem de doğal malzemeler kullanarak cildinizi sonbaharkış aylarına hazırlayabilirsiniz. SÜT BANYOSU Süt banyosu derinlemesine temizliyor ve epidermisin hassasiyetine zarar vermediği için cildi kurutmuyor. Tuz ise, ölü derinin atılmasına yardımcı oluyor. Cildiniz kuruysa, süt banyosunu haftada bir kez yapılmanız cildiniz için yeterli olacaktır. Bu kür için; süt, bal ve tuz kullanılıyor. Boş bir su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı çalkalayarak karıştırın. Karışımdan elde ettiğiniz köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın. SELÜLİT TEDAVİSİ Selülit oluşumu ve oluşumunun hızlanmasında östrojen, doğum kontrol hapı, gebelik, sigara, hormonal bozukluklar önemli rol oynuyor. Beslenmede doymuş yağ miktarının fazlalığı da selülit oluşumunu arttırıyor. Selülitin tamamen yok olması için sağlıklı beslenme ve

53


NEFES ALAN SAĞLIKLI SAÇLAR Yumurta sarısının saçlar üzerinde yarattığı yumuşatıcı etki sayesinde saçlarınız çok daha kolay taranır hale geliyor. Romun içerdiği alkol dezenfektan özelliğiyle saç derisini rahatlatıyor. Adaçayı yağının ise arındırıcı etkisi var. Hazırlayacağınız bu kremle saçlarınız daha yumuşak ve ipeksi olurken, taramanız sırasında zarar görmüyor. Bu kürü haftada bir ya da iki kez kullanabilirsiniz.

Bu kür için; yumurta sarısı, rom ve adaçayı yağı kullanılıyor. Derin bir kapta yumurta sarısını, bir kaşık romu ve dört damla adaçayı yağını iyice karıştırın. Bu karışımı temiz saçlara uygulayın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra da ılık suyla durulayın. NEMLENDİRİCİ MASKE Kuru ve nemsiz ciltler için uygun olan bu maske, içinde bulunan yumurta sarısı ile cildinizi beslerken, süt ile nemlendiriyor. Maskeyi uyguladığınızda yüzünüzün sıkılaştığını ve yumuşaklık kazandığını göreceksiniz. Kürü haftada bir kez uygulamanız yeterli olacaktır.

Bu kür için; yumurta sarısı ve süt kullanılıyor. Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra sırasıyla; ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın. SİYAH NOKTALARA SON Siyah noktalar; gün içinde maruz kaldığımız kirin gözenekleri doldurmasıyla oluşuyor ve özellikle burnumuzun üzerinde yoğunlaşıyor. Siyah noktaları yok etmek hazırlayacağımız bu kürde limon suyu kullanmamızın nedeni; limon suyunun cildi dezenfekte ediyor olması. Yoğurt ise cildi besleyerek, yağ miktarını dengeliyor. Kürü haftada bir kez uygulamanız yeterli olacaktır. Bu kür için; limon suyu ve yoğurt kullanılıyor. Bir kase yoğurt ve bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve on beş dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.

54


s’gßzellik sports international

55


DAHA AZ KIRIŞIK DAHA GENÇ BİR CİLT Yaşımız ilerledikçe yüzümüzde beliren kırışıklıklar, güneş ışığına maruz kaldığımızda da gözle görülür şekilde artıyor. Hazırlayacağımız kürde kullanacağımız kaymak cildi yumuşatırken nemlendiriyor ve cilde elastiklik kazandırıyor. Elma ise; cildin diri kalmasına neden oluyor. Bu kürü düzenli olarak haftada bir kez yüzünüze uygulamalısınız. Bu kür için; kaymak ve elma kullanılıyor. Soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.

56

YAĞ DENGELİ BİR CİLT Bal cildi yumuşatıyor ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlıyor. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengelerken, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önlüyor. Bu kür yağlı ciltlerin fazla yağ sorununu ortadan kaldırmak için iyi bir çözüm. Kürü, cildinizin ihtiyacına göre on ya da on beş günde bir tekrarlayabilirsiniz. Bu kür için; bal, süt ve limon suyu kullanılıyor. Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Yüzünüzü ılık su ile yıkayın.


s’gßzellik sports international

57


ADİDAS www.adidas.com.tr

Adidas’ın tam olarak etek gibi duran cıvıl cıvıl tenis şortları bizden tam puan aldı!

Neden bütün spor çantaları erkeklere özel o kocaman çirkin şeyler olmak zorundadır ki? Bu isyanımızı duymuş olacak ki, Adidas normal kadınlara özel ve normal zamanlarda bile kullanılabilecek kadar şık spor çantaları tasarlamış.

58


s’spor giyim sports international

ASICS www.aasics.com.tr

Koşu ayakkabıları konusunda uzmanlaşan marka, ayağında içe basma sorunu olan kişilere özel seçenekler bile sunuyor... Hatta Asics’in websitesinde bir online ayakkabı danışmanı bile var! Kadın

Erkek

PUMA www.puma.com

Usain Bolt hayranları, haydi Puma mağazalarına! Efsane koşucuya özel tasarlanan ürünlerde hemen her çeşit bulunsa da, biz en çok tişörtlerini ve sırt çantasını tuttuk...

59


NIKE www.nike.com.tr

Hiç böyle saat gördünüz mü? Nike+’ın yeni SPORTWATCH GPS modeli, GPS, tempo takibi, süre tutma, yakılan kalori hesabı, nabız, adım sayacı ve tur sayacı özelliklerini bir arada tutuyor. Üstelik, nikeplus.com adresine girerek performansınızı başka kullanıcılarla da paylaşabiliyor, seviyenizin nerede olduğunu görebiliyorsunuz.

Nike’ta her vücut şekline ve egzersiz tarzına bir pantolon modeli bulmak mümkün. İster tayt şeklinde, ister bermuda, ister bol veya düz kesim olsun, spor yaparken de tarzınızı konuşturmanız çok kolay!

JACK & JONES

www.jackjones.com

Beyler! Spor giyimim kişiliğime özgü olmalı diyorsanız, Jack & Jones’a mutlaka uğrayın. Biz özellikle, havaların da soğuduğu şu günler için uzun kollu üstleri pek beğendik. Bu yumuşacık ve şık üstler sayesinde, artık spordan sonra dışarı çıkınca üşütmezsiniz!

60


s’portre sports international

61


Burcu PEKKAYA – Pilates Trainer

Önceki sayımızda pilatesin doğuşu ve sistematik olarak gelişmesi ve yaygınlaşmasından söz etmiştik. Bu temel girişten sonra bu sayımızda aletli pilatesten söz edeceğiz.

62


s’uzman sports international

Günümüzde Modern yaşamın pek çok pozitif katkısı olduğu gibi özellikle sağlığımız açısından negatif geri dönüşleri birer birer ortaya çıkıyor. Artık kas ve iskelet sisteminde sorunu olmayan bir modern insan görmek gittikçe zorlaşıyor. Aynı zamanda da obeziteyle boğuşan modern insan sayısı da hızla artıyor. Tüm bu sorunlarla baş edebilmek ve günümüz yaşamının nimetlerinden faydalanırken zararlarını en aza indirmek için hareket etmek gerekiyor. Aletli pilates köklü sistematiği ve sağladığı pozitif sonuçlar nedeniyle hareketin amaca uygun olmasını ve sonuç alınmasını sağlıyor. Bel ve boyun bölgesinde ağrısı olanlar, fıtık ve benzeri sorunlarla boğuşanlar, kas ve iskelet sistemlerinde problem yaşayanlar, kilo problemleri olanlar için aletli pilates özellikle kalıcı iyileşmeye yardımcı oluyor.

Genel bir ön yargı olarak pilates denildiğinde akıllara gelen ilk imajlar mat, thera-band (lastik) ve gymball (top) oluyor. Bu üç ekipman Mat Pilates’in önemli birer parçası. Ancak bu yazımızın konusu kalıcı ve uzun vadeli etki sağlayan aletli pilates. Önceki sayımızda söz ettiğimiz J. Pilates’in geliştirdiği sistematik içerisinde aletli pilates hayati bir önem taşıyor. Mat Pilates’te içinde pek çok yardımcı enstrüman kullanılıyor. Ancak aletli pilates için kullandığımız enstrümanlar özel olarak tasarlanmış, gelişkin ve farklı aletlerden oluşuyor. Bu özel aletlerin kaşifi Joseph Pilates’tir. Zamanla dünyanın saygın pilates eğitmenleri tarafından ihtiyaca göre geliştirilen aletler nihayet günümüzdeki hallerini aldılar. Fitness için kullanılan pek çok egzersiz aletinden farklı olarak tasarlanan bu aletler, büyük kasların yanı sıra küçük kasları da geliştirerek güçlendirmektedir. Böylece dengeli bir kas gelişimi sağlanır ve sağlıklı bir postür hedeflenir. Aletli pilates, fiziksel bir sağlık problemi olmayan insanların daha dengeli ve güçlü bir vücuda sahip olmalarını sağladığı gibi fiziksel sağlık sorunları olan insanlar için de iyileştirmeye yönelik ciddi katkılar vermektir. ( Önceki sayımızda J. Pilates’in özellikle savaş sonucunda vücudunda hasarlar meydana gelen askerleri iyileştirmek için bu sistematiği geliştirmiş ve somut başarılar elde etmiştir.)

Vücudumuzda sadece kol, bacak, karın, sırt kaslarımız olduğunu düşünür ve bunları geliştirmeye yönelik çalışırız. Oysa vücudumuz pek çok büyük ve küçük kastan oluşmaktadır. Dolayısıyla güçsüz küçük ve esnek olmayan kaslarımız, güçlü büyük kaslarımızın hak ettiği ölçüde kullanılamamasına ve büyük sakatlıklara sebep olabilir. Özellikle profesyonel sporcularda görülen büyük sakatlanmalar gelişmiş büyük kaslara sahip olmalarına rağmen küçük kaslarının gelişmesine ve güçlenmesine aynı özeni göstermemelerinden kaynaklanmaktadır. Aletli pilatesle birlikte vücudunuzdaki tüm kasları öncelikle hissetmeye başlayacaksınız. Hissetmeyle beraber gelişme ve güçlenme başlayacak. Vücudunuzu tanımak ve hissetmek anlık ve kontrol edilemez bir gelişime engel olacak. Artık kontrollü, dengeli ve kalıcı bir gelişim sağlayacaksınız. Vücudunuzun bir müzik enstrümanı olduğunu düşünün: Örneğin görkemli bir kontrbas vücudunuz, ya da güzel bir piyano, narin bir flütte olabilirsiniz, gergin bir keman da; neden enstrümanınızla sadece Do ya da Re notasını çıkartasınız? Enstrümanınızdan tüm notaları duyabilmek için sizi aletli pilates yapmaya davet ediyorum. Pilates eşliğinde daha sağlıklı ve mutlu günler dileklerimle…

63


64


65


Modacılar bu sezon bizi altınlar, parıltılar, işlemeler ve keskin desenlerle First Lady havasına sokmakta kararlı... Biraz ağır, biraz elit, biraz da güçlü kadın imajı yaratan bu trendleri S’Dergi olarak yakından inceledik.

Altın / E Ağırlığınca

Cilalan

lie Saab

ın Can

Asil Takım / Prada

66

lanın! / Jil San d

er


s’trend sports international

Kadife Te n

espeare / Aşık Shak bbana Dolce Ga

/ Gucci

Kafes De sen

Kocaman Ölçüler / Jil Sander

i / Balma in

agamo tore Ferr er / Salva sk A n u rş Ku

67



s’deko sports international

Artık siz, eskisi gibi kilolu, güçsüz veya çökmüş görünümlü insan değilsiniz... Saklamanız gereken sarkıklarınız, fazlalıklarınız günden güne azalıyor, kendinize güveniniz artıyor. Eh, haliyle dolabınızdaki eskileri yenilemek de gerekiyor!

1.Aşama: Dolabı Açıyoruz!

Eskiden olsa her sabah dolabınızın karşısına geçip “Giyecek bir şeyim yok” der, oflayıp puflar ve sonunda gözünüze kestirdiğiniz en bol kazağı üstünüze geçirip çıkardınız... Bu, Sports International ile tanışmadan önceydi... Şimdi muhtemelen yine “Giyecek hiçbir şeyim yok” diyorsunuz, ama bu kez bir farkla; artık fit vücudunuza o eski bol kıyafetleri yakıştıramıyorsunuz! Evet, siz artık daha iyisiniz ve daha iyi giyinmeyi hak ediyorsunuz. Gelin, dolabınızdakileri baştan aşağı yenileme yolculuğunda size eşlik edelim. S’Dergi’nin pratik tüyolarıyla gözünüzde büyüyen alışveriş işi çok kolay ve eğlenceli olacak, üstelik sizi hiç giymeyeceğiniz parçalar alıp masrafa girmekten koruyacak.

En sevdiğiniz ve sık sık giydiğiniz şeyleri bir köşeye ayırın. Bunların nesini sevdiğinizi, neden onlarla rahat ettiğinizi oturup düşünün.

Öncelikle gözünüzde büyüyen dolabın kapaklarını bir açın bakalım... Çekmeceleri de açın, inceleyin bakalım neleriniz var. Ortalığı dağıtmaktan korkmayın, nasıl olsa bunların pek çoğu muhtemelen bir daha o dolaba girmeyecek.

Hatta mümkünse bir liste yapın, üşenmeyip yazın. Örneğin; • Pek çok iklimde birden giyebiliyorum. (Serin havada da giysem, sıcakta da giysem saçma durmuyor) • Dokusu çok yumuşak • Terletmiyor • Etek boyu çok kullanışlı • Pek çok farklı parçayla kombine etmek mümkün vs... Şimdi de, gerçekten yıllardır, aylardır elinizi sürmediğiniz, alıp da pişman olduğunuz kıyafetlerinizi çıkartıp bir köşeye alın. Eğer çok fazla böyle giysiniz varsa, o zaman gerçekten en az sevdiğiniz 4-5 parçaya odaklanın. Sonra aynı şekilde, neden beğenmediğinizi düşünün... • Dekoltesi çok iddialı • Tarzıma uymuyor, çok yaşlı/çok genç gösteriyor • Rengi dolabımdaki çoğu kıyafete uymuyor • Kumaşı kötü/kaşındırıyor vs... 2.Aşama: Atın, Ayrıştırın, Bağışlayın... Şimdi, gerçekten uzun zamandır giymediğiniz, bundan sonra da giymeyi düşünmediğiniz giysilerinizi ayırın ve bunları da kendi içinde atılacaklar ve bağışlanacaklar olarak gruplayın. İkinci el giysi dükkanlarına, hayır kurumlarına, giysi değiş tokuş etkinliklerine, bit pazarlarına verebileceğiniz giysileriniz düzgün, temiz, fazla yıpranmamış ama üzerinize veya zevkinize artık uymayan giysiler olmalı. Vereceğiniz kişilerin mutluluğunu da düşünerek, bu giysilerinizi temizleyin ve düzgün bir şekilde katlanmış olarak teslim etmeye özen gösterin... Diğerleri, yani hem kimseye verilemeyecek kadar eski ve yıpranmış hem de sizin giymek istemediklerinizi, bir takım el işi projelerinde kullanılmak üzere kesip biçip hobi kutunuza doldurabilir, toz bezi yapabilir ya da -gerçekten kötüyse- çöpe gönderebilirsiniz.

69


3.Aşama: Yeni Stilinizi Araştırın! Oh... Şimdiden dolaplarınızın yüzü gözü açıldı. Artık daha kullanışlı giysiler için yeterince yeriniz var. Şimdiki aşama, en eğlencelisi! Araştırma yapın. Moda dergilerini karıştırın, yeni tarzınızın nasıl olması gerektiği hakkında düşünün. Siz klasik tarzları seven bir kadın mısınız, bir outdoor erkeği mi; öğrenci misiniz, çocuklu bir ailenin reisi mi? Neler sizin için daha kullanışlı olur, neler giymek sizi mutlu eder? Bir daha yanlış parçalara para bayılmış olmak istemiyorsanız, bunları mutlaka aklınızda tutun... Pinterest.com, Polyvore.com gibi sitelerde pek çok farklı tarzı görebilir, kendi stil kombinasyonlarınızı oluşturabilirsiniz. 4.Aşama: Liste Yapmak... Bugün alışverişe çıkıp tek seferde listenizdeki her şeyi almaya kalkışırsanız, sadece bu yılın modasından oluşan bir gardrobunuz olur ve seneye takılıp kalırsınız. Bu yüzden, kişisel stilinizi oluştururken sakın acele etmeyin. Bir ay tek bir elbise, sonraki ay tek bir gömlek... Yavaş yavaş ve adım adım ilerlerseniz, seçimleriniz içinize daha fazla sinecektir. Modası geçmeyecek türden, her şey ile kombine edilebilen ana parçaları mutlaka edinin. Örneğin, bu listedekileri aklınızın bir köşesine not etseniz iyi olur; • Vücut tipinize uygun, siyah bir elbise • Blazer (Resmi ceketin biraz daha spor versiyonları) • Klasik kesimli bir kumaş pantolon • Diz üstü, desensiz bir kumaş etek • Farklı renklerde külotlu çoraplar • Siyah, beyaz ve bej gibi ana renklerde basit atlet ve tişörtler • Klasik, siyah veya ten rengi, kapalı topuklu ayakkabı • Erkekler için, klasik, siyah ayakkabı • Yine erkekler için, Docker’s tarzı bej renkte pantolon • Bir-iki tane, çok kullanılan renkte, düz gömlek 5. Aşama: Alışveriş Zamanı! Aman dikkat, buraya kadar çok iyi geldiniz, ama gelirken öğrendiklerinizi aklınızda bulundurmayı sakın unutmayın! Mümkünse notlarınızı, dergilerden beğendiğiniz sayfaları yırtıp yanınıza alın.

70

Bu kez alışveriş yaparken; • Vücut şeklinize, boyunuza göre seçimler yapmaya çalışın, • Birbiriyle kombine edilebilen, klasik ve zamansız parçalara yatırım yapın, • Mutlaka deneyin; gerekiyorsa terziye uğrayın, • Mümkünse alışverişe yalnız gidin, yanınızda getirdiğiniz kişi kendi zevkiyle kafanızı karıştırmasın, • Almış olmak için almayın, bazı şeyleri zamana bırakın...

Sonunda! Sports International’ın eseri fit bir vücut ve mükemmel bir stil bir araya geldi... Evet, bu şık, sağlıklı ve imrenilen kişi sizsiniz!


s’deko sports international

71


72


73


“Çarşıdan Aldım Bir Tane; Eve Geldim Bin Tane” tekerlemesi ile çocukluktan itibaren hafızamıza yer etmiş, değdiği yeri boyayıp bizi deli eden, moda dünyasına ilham veren muhteşem renkli çiçeğe sahip bu güzel meyve ile yapamayacağımız tarif yok! İster ana yemeklerde, salatalarda ve tatlılarda süsleme amaçlı olsun, ister vitamin deposu içecekler hazırlamak için kullanılsın, nar meyvesi “nar ekşisi” sosundan şerbetlere her yerde karşımıza çıkıyor. Bereketi sembolize eden bu meyve, tekerlemesine ve lakabına yakışır şekilde hemen her alanda kullanılabiliyor.

Kaynaklar: Mute’nin Dünyası, Cafe Fernando, Oktay Usta’m, İsmail Karataş.

74

Nar Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler

• Bir narın içerisinde 600 kadar çekirdek bulunur. • Antalya’nın bir ilçesi olan Side, “nar” demektir. • Türkiye nar üretiminde dünya üçüncüsüdür. • 100ml nar suyu, yetişkin bir insanın günlük C vitamini gereksiniminin %16’sını karşılar. • Nar meyvesinin kabuğu, ishale karşı çay halinde kullanılır. • Çarpıntıya iyi gelir. • Mideyi kuvvetlendirir. • Safra söker, pekliği giderir. • Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa bağırsak kurtlarına karşı etkilidir, bu yüzden veteriner hekimliğinde özellikle sığırlara yedirilir. • Nar suyu virüs önleyici özelliğinden ötürü diş taşı temizlemede kullanılır. • Nardaki tanen maddesinin kalp krizi riskin düşürdüğünü ortaya koyan çalışmalar yapılmaktadır. • Nar tohumu yağının, östrojen sentezlenmesini engelleyerek, göğüs kanseri hücrelerinin üremesine karşı etkili olduğu düşünülmektedir. • Son zamanlarda, nar suyunun prostat kanseriyle mücadele etmede kullanılıp kullanılamayacağı araştırılmaktadır.


s’gurme sports international

NAR LİKORÜ Malzemeler • 3 litre nar likörü için: • 2 kg nar • 750 gr şeker • 500 ml saf alkol • 10-15 adet karanfil • 5 adet çubuk tarçın • 1 litre su Yapılışı Narları ovalayarak yıkayın ve süzülmesi için süzgece alın. Tüm narları enine 2 parçaya bölün. Kabuğuna hafif çizik atıp elle bölmeniz gerekiyor. Parçaladığınız narları kavanoza yerleştirin. Üzerine alkolü, şekeri ve suyu ekleyin. Son olarak çubuk tarçınları ve karanfilleri koyarak kavanozun ağzını sıkıca kapatarak 1-2 dakika çalkalayın. Güneş görmeyen bir yere koyun, kavanozu 2 günde 1 çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra şeker tamamen eridiğinde tülbentle süzerek servis yapın.

NARLI DONMUŞ YOĞURT Malzemeler • 2 su bardağı taze sıkılmış nar suyu • 1.5 su bardağı yoğurt • 2/3 su bardağı nar aromalı şurup • 1/2 su bardağı şeker • 2 tatlı kaşığı limon suyu Yapılışı Nar suyu ve şekeri orta ateşte şeker eriyene kadar karıştırın. Limon suyunu ekleyip oda sıcaklığına gelmesini bekleyin. Bir kapta yoğurdu, nar aromalı şurubu ve nar suyu karışımını iyice karıştırın. Hava geçirmeyen bir kaba aktarıp buzlukta en az 3-4 saat (veya buzdolabında ertesi güne kadar) bekletin. Karışım iyice soğuduğunda dondurma makinenizin talimatlarına uygun bir şekilde hazırlayıp tekrar hava geçirmeyen bir kapta buzlukta muhafaza edin.

NARLI HİNDİ GÖĞÜSÜ Malzemeler • 1 tablet hazır tavuk suyu • 1su bardağı beyaz şarap • 3 adet nar • Kuş üzümü • 2 dal taze biberiye • 80 gr tereyağı • 1 kg dövülmüş hindi göğsü • 2 çorba kaşığı zeytinyağı • Yeterince tuz, karabiber Hazırlanışı Hindi göğsüne biberiye ve kuş üzümlerini serpiştirin, rulo şeklinde sararak, bir mutfak ipiyle açılmayacak şeklinde bağlayın. Zeytinyağını ve 30gr tereyağını genişçe bir tavada eritip, hazırladığınız ruloyu yağda pembeleşinceye kadar kızartın ve sonra şarabı ekleyerek kısık ateşte şarap buharlaşıncaya kadar devamlı çevire çevire pişirin. Daha sonra 2 adet narın tanelerini bir tülbent içine koyup sıkarak suyunu çıkartın ve bu nar suyunu da ekleyin tuzu ve karabiberi de ekleyerek biraz pişirin, ateşten indirin. Fırın tepsisine dizin. 200c’lik fırında pişirin. Çıkardıktan sonra sıcak kalmasına özen gösterin. Ayrı bir tencerede tavuk suyu tabletini, kalan tereyağını ve limon suyunu kısık ateşte çok az su ile karıştırın sos haline getirin. Rulo halindeki hindi göğsünü halka halka kesin, bir tabağa dizin üzerine sosu gezdirin ve son olarak nar taneleriyle süsleyin.

NAR REÇELİ Malzemeler • 2 su bardağı nar tanesi • 1 kg toz şeker • 1.5 su bardağı taze sıkılmış nar suyu • 1 limon Yapılışı Şeker ve nar suyunu karıştırıp kaynatın. 10 dk kaynadıktan sonra nar tanelerini ilave edin. 15 dk daha kaynatın. Oluşan köpükleri alın. Kaşıkla ayrı bir yere damlatıp soğumasını bekleyerek kıvam ayarı yapın. Kıvam olduğunda limon suyunu ekleyip 5 dk daha kaynatın. Reçelimiz hazırdır.

75


Muğla’nın Ortaca ilçesinde bulunan ve adını Köyceğiz Gölünün denize dökülen bölümünde yer alan doğal bir oluşumdan alan Dalyan bölgesi, her yıl yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğruyor. Misafirlerine tarih, doğa, deniz ve sağlık turizmini aynı anda sunan Dalyan, sizleri dinlendirici bir tatile çağırıyor.

76


s’gezgin sports international

KÖYCEĞİZ GÖLÜNDE DİNGİNLİK Dalyan, Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birleştiren ana kanal üzerinde bulunuyor. Her ne kadar otobüsle doğrudan Dalyan’ın içinden gezinize başlayabilecek olsanız da biz size mutlaka bu gölün üzerinden tur tekneleriyle geçmenizi öneriyoruz. Köyceğiz gölü dinginliği, temizliği ve doğal faunasıyla sizi daha gezinizin ilk anlarında stresli hayatınızdan alıp uzaklara götürecek. Eğer uygun bir tur teknesiyle yola çıktıysanız, bu tatlı su gölünde yüzme şansı bulabilirsiniz.

KAUNOS ANTİK KENTİ VE KAYA MEZARLARI Dalyan’a göre kıyının diğer tarafında yer alan ve MS 1. yüzyıla kadar ünlü bir liman kenti olan Kaunos, hepimizin kartpostallardan ve turizm panolarından aşina olduğu ünlü Kaya Mezarlarına ev sahipliği yapıyor. Bu mezarlar, o yıllarda ticaretle uğraşarak gücüne güç katmış soylulara ait ve tapınak formunda inşa edilmiş. Yıllar içerisinde dalyanın taşıdığı alüvyon topraklarla işlevini kaybeden liman zamanla eski ışıltısını kaybetmiş. Muhtemelen Kaunoslular da bu nedenle şehri terk etmiş; artan sıtma vakalarının da bu kararlarında önemli rol oynadığı tahmin ediliyor. Tam karşısında otellerin iskelelerinin bulunduğu Kaya mezarları, her akşam ışıklandırılıyor ve bu muhteşem manzara renk oyunlarıyla süslenip insanı büyülüyor...

SAZLIKLARDAN LABİRENTTE TEKNE GEZİSİ Yüksekten bakıldığında bir labirenti andıran, yer yer genişleyen yer yer daralan geçitli sazlıklarıyla Dalyan’ı gezmenin tek yolu elbette küçük tur tekneleri... Bu dinlendirici yolculukta kimileri suyun sazlıklarla oluşturduğu renk oyununu izlemeyi ve rüzgarı dinlemeyi tercih ederken, kimileri de tur teknelerinde müziği açıp dans ederek kurtlarını döküyor. Dar geçitlerde yol alan teknelerin yolcuları, her seferinde birbirlerine el sallıyor. Eğer gezinizin şu anına kadar henüz çamura girmediyseniz, tekneniz sizi öncelikle çamur banyosunun yapıldığı kaplıcanın tesislerine götürecektir, kendinizi hazırlayın!

77


ÇAMURLA GELEN SAĞLIK İnsanı 10 yaş gençleştirdiği rivayet edilen, pek çok ünlünün ziyaret ettiği, bol mineralli sağlık kaynağı çamurlara bulanmak üzere kaplıcaya ulaştığınızda ilk şokunuz kesik bir yumurta kokusu olacaktır, hazırlıklı olmanızı öneririz... Kokunun nedeni pislik değil; aslında toprakta doğal olarak bulunan minerallerden kükürtün burada biraz daha bol olması. 39 santigrat derece sıcaklığında olan bu termal su kükürt, klorür, florür içeriyor. Bu koku ilk başta sizi rahatsız etse de, zamanla burnunuz alışıyor, hiç merak etmeyin. Çamurlu suya gireceğiniz zaman saçlarınızı tepeden toplamayı unutmayın. Bir de çamurlu suyun göz, kulak içi ve ağzınıza kaçmasına izin vermeyin. Yanınızda gelen aileniz veya arkadaşlarınızla yardımlaşarak birbirinizi çamura bularken mutlaka fotoğraflarınızı çektirin; böylece bu fotoğraflara soğuk kış günlerinde bakıp yeniden gülebilirsiniz. Çamura bulanma faslının ardından, üzerinizdeki çamurun tamamen kuruması için güneşte bekleme aşamasına geçiliyor ki, bu aşamada ayakta dikilip beklemekten başka çareniz yok. Çamur kururken cildinizde ilginç bir gıdıklanmaya neden oluyor, ama sonra duşa girip çamurunuzu akıtıyor ve kurtuluyorsunuz. Ve mutlu son; çamur havuzunun kenarında bulunan küçük termal havuzda iyice gevşeyip çıkıyorsunuz, artık gezinizin diğer aşamalarına geçebilirsiniz...

ları: osunun Fayda y n a B r u m a Ç Dalyan rın tedavisinde, • Romatizmala esinde, ğunun geçirilm • Kas yorgunlu lıklarda, • Sinirsel hasta rında, me rahatsızlıkla en çl re ki ve em • Ekl de, r yolu tedavisin ra id ve k re öb B • larda... ları ve kırışıklık • Cilt rahatsızlık

78


79


SEVİMLİ CARETTA CARETTA’LARLA TANIŞIN

Teknenize yeniden binip sazlıklar arasında ilerlemeye devam ettikten sonra, bir noktada caretta caretta beslemek için inşa edilen bir tür iskeleye yanaşılıyor. Bu iskelede artık turistlere gösteri yapmayı meslek edinmiş elemanlar bulunuyor. Elemanlar bir ipin ucuna taktıkları yengeci suya indirmeye başladıkları an, artık bu olaya alışmış caretta carettalardan biri suyun yüzeyinde beliriveriyor! Yengeci mideye indiren sevimli ve kocaman deniz kaplumbağası, onun fotoğrafını çekmek isteyen hayranlarının yoğun ilgisi ile karşılaştıktan sonra karnını doyurup sahneyi terk ediyor...

Caretta Caretta’lar Hakkında:

Denizkaplumbağaları yaklaşık 95 milyon yıldan beri dünyamızda yaşamaktadırlar. Ataları, yıllar önce, dinozorların yaşadığı devirde deniz ortamına geçmiş dev kara kaplumbağalarıdır. Bunların yedi değişik türü, dünyamızı çevreleyen sıcak ve ılıman okyanuslarda hâlâ yüzmektedirler. Dişilerin karaya çıkarak yuva yapıp yumurtladıkları kısa devreler dışında,

80

bütün hayatlarını suda geçirirler. Ağırlıkları 135-180 kilogram arasında değişir. Yengeç ve başka deniz hayvanlarıyla beslenirler. Denizkaplumbağaları dünya çevresindeki geniş, ılıman kuşak içinde yaşarlar. Denizkaplumbağalarının başka bir özelliği büyüdükleri zaman yumurta bırakmak için doğdukları kumsallara geri dönmeleridir. Bu kaplumbağaların yumurtlamak için binlerce kilometre yüzdükten sonra doğdukları yeri nasıl buldukları bilim adamlarınca halen tam anlaşılamamıştır. Akdeniz’deki denizkaplumbağalarının bir kısmının da sadece Akdeniz’de yaşadığı ve kışladığı sanılmaktadır.

Gecenin Karanlığında, Yaşama Koşmak...

Dişi bir caretta caretta, 35-40 yaşına gelince çiftleşebilecek olgunluğa erişir. Kaplumbağa, çiftleşme sonrasında kumsalda bir çukur açarak bu çukura tek seferde ortalama 100 yumurta bırakır. Zamanı geldiğinde yavru kaplumbağalar yumurtadan çıkar ve başlarının üzerindeki kumu kazmaya başlarlar. Bu kazı, birkaç gün sürer. Derken

bir gece kumsalda koyu renkli küçük caretta caretta bebekleri belirir. Beş santimetrelik yavrular, yuvadan çıkar çıkmaz denize doğru yarışlarına başlarlar. Kaplumbağa yavruları deniz yönünü denizin pırıltısından hissederler. Yavruların denize varabilmeleri için etrafın tamamen karanlık olması gereklidir. Bu nedenle ışık yanan bir ev, araba, sokak lambası varsa yavrular ışığa doğru ilerler ve sonunda hepsi ölür. Caretta caretta’ların soylarının tükenmesinde, insanlara ait yapay ışıklandırmaların sorumlu olduğu düşünülmektedir. Yumurtadan çıkan yavrular insanlar haricinde kuşlara da yem olur. Denize varmayı başaran yavruların bir kısmını da balıklar yer. Bu zorlu mücadelenin sonunda yavrulardan ancak bir, iki tanesi hayatta kalır. Hayatta kalmayı başaran bu bir - iki yavrunun, yaşamlarının ilk yıllarını nerede geçirdikleri doğanın çok sayıdaki sırlarından biridir. Akdeniz’de olduğu gibi Pasifik ve Atlantik okyanuslarında yaşayan kaplumbağa topluluklarının sayıları da her geçen gün azalmaktadır. Kaplumbağaların yumurtalama alanı olduğu bilinen Dalyan’da, çevrecilerin büyük mücadeleleri sonunda belirli noktalar koruma altına alınmış ve bu bölgede yaşayan hayvanların yaşam alanları önemli ölçüde kurtarılmıştır.


s’gezgin sports international

İNCECİK KUMUYLA İZTUZU PLAJI

Yolculuğumuzun son durağı, kendimizi incecik ama bir o kadar da sıcak kumlardan denize atacağımız İztuzu plajı. Bir tarafı açık deniz (Akdeniz), bir tarafı Dalyan kanalı, bir tarafı da kanalı denize bağlayan boğaz olan İztuzu plajı, aslında doğal bir yarımada. Carreta caretta’ların üremek için yumurtalarını bıraktıkları, dünyadaki nadir plajlardan birisi olan bu plaj dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne de sahip bir doğa harikası... Denize dikey uzanan Radar tepesi’nin dibinden başlayarak Delik Ada’ya kadar uzanan plaj, Dalyan deltasının ağzında bulunuyor. Tertemiz, berrak, dibi kum ve hemen derinleşmeyen deniz, ziyaretçi akınına uğruyor.

NASIL GİDİLİR?

Çevre ilçelerde Dalyan’a günü birlik paket turlar bulabilirsiniz, ama siz yine de kendi imkanlarınızla gelmek veya Dalyan’da konaklamak istiyorsanız aşağıdaki bilgileri incelemenizi öneririz.

Uçakla

Dalyan Dalaman havaalanına sadece 28 km uzaklıktadır. Dalaman - Dalyan

arası taksilerle 20-25 dakika sürmektedir. Hava alanından Dalyan’ a ise taksi en geçerli ulaşım aracı. Kış aylarında sadece THY ile ulaşılan Dalaman’ a yaz aylarında diğer şirketler de uçmaktadır.

Otobüsle

İstanbul İzmir ve Ankara gibi merkezlerden gelecek olanlar ve otobüs firmalarını tercih edenler ise öncelikle Ortaca’ya ulaşmaları gerekiyor. Onun için otobüs biletinizi alırken Fethiye istikametine giden otobüsten bilet almalısınız. Bu bölgeye yaz kış Pamukkale ve Kamilkoç otobüs firmalarının düzenli seferleri vardır. Bazı firmalar ise sadece yaz sezonu sefer koyar. Ortaca’ya ulaştıktan sonra sizi 15 dakikalık bir dolmuş yolculuğu bekliyor. İstanbul’dan geleceklere uyarı: İzmir üzerinden yol 12 saat kadar sürüyor. Afyon üzerinden ise 14 saati buluyor. Siz ısrarla İzmir üzerinden gelen otobüslerden yer almaya çalışın.

Özel Araçla

Otomobilinizle gelecekseniz, Dalyan’a Doğudan Fethiye yönünden, Batıdan ise Muğla veya Marmaris yönünden ulaşabilirsiniz. Dalyan, Muğla-Antalya Karayolu’nun Ortaca ilçesinden 12 km içeride bulunuyor. Muğla ve Marmaris

yönünden gelecek olanlara küçük bir uyarımız olacak: Köyceğiz’i geçtikten sonra Yuvarlakçay Köprüsü’nün hemen sonunda sağa bir yol ayrılıyor ve burada da bir “DALYAN” levhası var. Lütfen bu yola girmeyin. Bu yol eski bir yol ve aynı zamanda bozuk zeminli ve çok virajlı. Ana yoldan Ortaca’ya ulaşın ve Dalyan’a yönelin.

NEREDE KALINIR?

Dalyan’da üç-dört adet 3 yıldız seviyesindeki otellerin dışındaki tesislerin çoğunluğu 10-20 odalı küçük aile otelleri veya apart otellerdir. Dalyan’da herkese ve her bütçeye hitap edebilecek türde konaklama tesisleri bulabilirsiniz.

NE YENİR?

Dalyan’a gelip de doğal afrodizyak olan mavi yengecin tadına bakmadan ayrılmak olmaz. Dalyan kanalları aynı zamanda DALKO (Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi) doğal balık üretim merkezidir. Burada doğal ortamda çupra, levrek ve kefal üretilmektedir. Yörede en çok tercih edilen özellikle dalyan kefalidir.

81


82


s’kültür&sanat sports international

Tüm Hastalıkların Şahı Yazar: Sıddhartha Mukherjee Yayınevi: Domingo

Tüm Hastalıkların Şahı derin bir tutkuyla kaleme alınmış, muhteşem bir kanser “biyografisi”: Belgelerde ortaya çıkmaya başladığı binlerce yıl öncesinden onu tedavi etmek, kontrol altında tutmak ve yenmek için destansı bir mücadelenin verildiği 20. yüzyıla ve nihayet özüyle ilgili yepyeni ve kökten bir anlayışa ulaşıldığı günümüze… Kanserin öyküsü, insan yaratıcılığının, direncinin ve azminin öyküsü olduğu kadar kibrin, paternalizmin ve yanlış algılamanın da öyküsüdür. Mukherjee kitabında, inanılmaz ölçüde becerikli ve sınırsız kaynağa sahip bir düşmana karşı sürekli uyanık kalmak durumunda olmuş selefleri ve çağdaşlarının gözüyle, yüzyıllar boyunca karşılaşılan engeller, kazanılan zaferler ve ölümlerin hikâyesini anlatıyor. Kitap kanserin başkahraman konumunda olduğu bir macera romanı gibi akıyor. Tüm Hastalıkların Şahı, kötü huylu tümörü olasılıkla Yunanlı kölesi tarafından çıkarılmış Pers Kraliçesi Atossa’dan, ilkel radyasyon terapisi ve kemoterapi yöntemlerine maruz kalan 19. yüzyıl hastalarına, hatta Mukherjee’nin kendi lösemi hastası Carla’ya kadar, hayatta kalabilmek için hırpalayıcı tedavi programlarını cesaretle sürdüren ve bu ikonlaşmış hastalıkla ilgili anlayışımızı geliştirmek için mücadele veren insanlar hakkında.

Proje

Yazar: Brian Falkner Yayınevi: Akılçelen Kitaplar Yaşaması Dünyayı Değiştirebilir, Ölümü Kurtarabilirdi Her şey bir kitapla başladı. Dünyanın en sıkıcı kitabı... Öyle sıkıcı ki, dünyada hiç kimse okumamıştı. İşte müthiş bir sırrı saklamak için en ideal yer. Ama şimdi kitap su yüzüne çıkarken, dünya asla artık eskisi gibi olmayacak… Luke ve Tommy dünyanın en sıkıcı kitabını ararken yüz yıllardır bulunamayan “Leonardo’nun Nehri” adlı bir kitaba ulaşırlar. Kitabın tek bir kopyası milyonlarca dolar değerindedir ve casuslar tarafından tarihin akışını değiştirmek için hazırlanan bir projede kullanılmak üzere aranmaktadır. İçeriğinde türlü sırlar barındıranbu kitap, iki arkadaşı macera dolu bir yolculuğa sürükleyecektir.

Kağıt İnsanlar

Yazar: Salvador Plascencia Yayınevi: Siren Yayınları Sıra dışı bir yazardan, oyuncaklı, dokunaklı ve fazlasıyla sıra dışı bir roman: KÂĞIT İNSANLAR. Yazarı roman karakterlerinin arasına, kâğıdı olay örgüsüne katan, yıkımı körükleyip küllerinden yeniden doğan, özgün ve çarpıcı bir metin. Alınyazısına karşı koymanın, kurmacanın ve başkaldırının, kayıplara rağmen ayakta kalmanın hikâyesi... Kâğıt kadar hassas, kâğıt kadar tanıdık. Kâğıt İnsanlar, sizinle konuşacak. Öykülerini sütunlarla kuracak, mahrem hayatlarını gizlemeye çalışacak. Göğüs kafesinizin içine kâğıttan bir kalp yerleştirip defalarca yırtacak, sonra tekrar yamayacak... Ve siz, kağıdın üzerinde dile gelen sayfaları çevirirken kendi kaderinizi, kendi kâğıt insanlarınızı, kendi yaralarınızı nasıl yamadığınızı düşüneceksiniz. Kelimeler birer yara izi gibi kâğıda tutunacak. İnsanın canını en çok, ama en çok, kâğıt kesikleri yakacak. a Kâğıt İnsanlar kısmen gerçeklere, kısmen kurmacaya dayanan, kâğıdın olasılıklarını benzersiz bir biçimde öyküye karıştıran, yaprak yaprak çoğalan ve soluk alan bir roman.

Siddharta

Yazar: Hermann Hesse Yayınevi: Can Yayınları “Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buddha yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap’tan kat kat üstün bir ilaçtır...” 20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller’a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman yazar Hermann Hesse’nin baş¬yapıtıdır. I. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda insanları yaşamlarını yeniden kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir “kutsal kitap” gibi okunmuştur. Siddhartha’da Buddha’nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. “Bu kitapta,” der, “tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım.”

Kurtlarla Koşan Kadınlar Yazar: Clarissa P. Estes Yayınevi: Ayrıntı Yayınevi

İnsanlık tarihi boyunca bastırılmış ve örselenmiş kadınların durumunu sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ele çok sayıda inceleme yapıldı. Her inceleme, kadınları “tanımlama ve çözme” açısından farklı yöntemler önerdi. Bu önermelerin ne ölçüde kadının doğasına ilişkin isabetli ve farklı alternatifler olduğu ise tartışmalı... Clarissa P. Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar’da gerçekten farklı bir önermede bulunuyor; kadınlar için yalın, uygulanabilir ve doğal çözümler öneriyor. XIX. yüzyılla birlikte insanlığın doğadan kopuşu ve duygulara yer vermeyen kapitalist bir endüstri çarkının içinde kayboluşundan yola çıkarak, kadınların yapması gereken ilk şeyin içlerindeki doğal sesi keşfetmek olduğunu söylüyor ve kadınların içlerinde yatan sınırsız güç ve yaratıcılığın, kurtların doğal yabanıllığında yattığı savını ileri sürüyor. Kadınların çoğu zaman farkında olmadan içselleştirmek zorunda bırakıldıkları eziklik ve yetersizlik duygusuna, bastırılmış cinsel güdülerine çok değişik bir malzemeden yaklaşıyor: Masallar! İnsanlığın ortak bilinçaltının aynaları olduğunu düşündüğü masallar aracılığı ile kadın psişesinin derinliklerine iniyor ve birçok açmazdan kurtulmalarına yardımcı olacak masal tadında terapiler uyguluyor.

83


84


s’kültür&sanat sports international

House Sezon 6 DVD Set

Dil: İngilizce (Orijinal), Türkçe (Dublaj), Türkçe (Altyazı) Yönetmen: David Shore Oyuncular: Hugh Laurie, Omar Epps, Robert Sean Leonard Sürükleyici hikayeleriyle House dizisinin bu sezonunda, dolu dolu 21 bölüm sizleri bekliyor. James Earl Jones (Yıldız Savaşları), Laura Prepon(That ‘70s Show) ve David Strathairm(Son Ültimatom) gibi oyuncuların misafir edildiği bu sezon ona Emmy adaylığı getiren ve Altın Küre kazandıran Dr. Gregory House rolüyle Hugh Laurie yine bizlerle. Bu muhteşem sezonda, doktorumuz oldukça rahatsız edici bir durumla karşı karşıyadır. House doktorluk ruhsatını ve hayatını geri almaya çalışırken, ekibi ise kadro değişiklikleri, ahlaki ikilemler ve dolambaçlı ilişkiler ile boğuşmaktadır. House her zamankinden daha inatçı bir adam olarak geri döndüğünde Princeton-Plainsboro Hastanesi’ nde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Açlık Oyunları

Dil: İngilizce (Orijinal), Türkçe (Dublaj), Türkçe (Altyazı) Yönetmen: Gary Ross Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson Bir zamanlar Kuzey Amerika olarak bilinen ama bugün harabe olan bölgede yaşayan Panem ulusu bölgeleri her yıl düzenlediği Açlık Oyunları için başkente yarışmacı olarak bir genç erkek ve kız göndermeye zorlamaktadır. Onaltı yaşındaki Katniss Everdeen küçük kız kardeşinin yerine gönüllü olur. O andan itibaren Katniss hayatları boyunca bu yarışma için hazırlanmış güçlü rakiplerine karşı sadece kendi keskin içgüdüleriyle başbaşa kalacaktır. Eğer 12. Bölge’ye yani evine dönmek istiyorsa çıktığı arenada çok zorlu seçimler yapmak zorundadır: insani duygulara karşı karşı hayatta kalma arzusu mu yoksa aşka karşı hayat mı?

Entel Köy Efe Köy’e Karşı

Dil: Türkçe Yapım Yılı: 2011 Yönetmen: Yüksel Aksu Oyuncular: Sahin Irmak, Ayla Arslancan Metropolde yaşamanın yarattığı keşmekeşten kurtulup, hep hayalini kurdukları doğayla baş başa bir yaşam sürmek isteyen bir grup ekolojist, Ege’de bir komün köyü inşa ederler. Kentli ekolojistlerin köylerine yerleşmelerinden dolayı çok memnun olan köy halkı, artık hiçbir işe yaramayan kıraç tarlalarını ve eski evlerini değerinden fazla fiyata aldıkları için aktivistleri büyük bir sevgiyle karşılar. Her şey yolundadır, ta ki bölgeye kurulması gündemde olan termik santral kararı onaylanana kadar... Termik santral ile birlikte eski köylüler ile köyün yeni sakinleri aktivistler arasında ilginç bir süreç başlar ve olaylar karşılıklı protestoyla tam bir komediye dönüşür.

Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe

Dil: İngilizce (Orijinal), Türkçe (Dublaj) ,Türkçe / İngilizce (Altyazı) Yönetmen: Ahmet Turgut Yazman Oyuncular: Turgay Cinoğlu Bir çiftçinin sabanına takılan kaya parçası bilim dünyasını hayrete düşüren bir dizi keşfe yol açtı. 12,000 yıl önce insan eliyle toprağa gömülmüş tapınaklar, dev taş anıtlar ıssız bir tepenin göbeğinde saklanıyordu. Yönetmen Ahmet Turgut Yazman izleyiciyi bu tapınaklarda bulunan sembollerle dolu bir mitoloji ve alternatif tarih yolculuğuna çıkarıyor. Yüksek bilincin izleri, evrenin döngüleri, Kundalini’nin yükselişi Hindistan’dan Mısır’a, Paskalya Adası’ndan Tibet’e uzanan öykülerle aydınlanıyor. Kazıldıkça insan hakkında bildiklerimizi ve yazılı tarihi silbaştan yazdıran bu tapınakların üzerindeki gizem perdesinin aralanmasına siz de tanıklık edin. Göbeklitepe üzerine yapılmış ilk uzun metrajlı belgesel olan “GÖBEKLİTEPE - DÜNYA’NIN İLK TAPINAĞI” Cannes Film Festivali Türkiye standı seçkisinde ve kataloğunda yer aldı. Cine Verite, Guangzhou Doc, T.A.C Oregon, Medimed Film Festivalleri, 30.İstanbul Film Festivali ve 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilen belgesel Atlanta Docufest’te de “En Eğitici Belgesel” ödülünü kazandı.

The Grey / Gri Kurt

Dil: İngilizce (Orijinal), Türkçe (Dublaj), Türkçe (Altyazı) Yönetmen: Joe Carnahan Oyuncular: Liam Neeson, Dermot Mulroney “Liam Neeson her rolün hakkını veren büyük bir oyuncu olduğunu yine gösteriyor” Atilla Dorsay-Sabah Vahşi doğanın tam ortasında, dondurucu havada aç kurtlarla karşı karşıyalardı. Kaderlerine karşı çıkarak hayatta kalmak için ölümüne savaştılar. Gri Kurt’ta Liam Neeson, uçakları Alaska’nın ücra ve ıssız bir bölgesine düşen bir grup petrol işçisine liderlik ediyor. Aldıkları ölümcül yaralar ve acımasız hava şartlarıyla başa çıkmaya çalışan kazazedelerin, öldürücü soğuktan ve vahşi aç kurtlardan kurtulabilmek için sadece birkaç günleri vardır. 85


86


s’kültür&sanat sports international

1. Merhaba! Öncelikle söyleşimize grubun kurucusu ve vokalisti Ertan Bey ile başlayalım. Denizcinin Kedisi grubunu biraz tanıyabilir miyiz; ne zamandan beri birlikte çalışıyorsunuz, kaç kişiden oluşuyorsunuz, kim neler çalıyor? Ertan: Ben vokal yapıyorum ve akustik gitar çalıyorum... Yani çalmaya çalışıyorum. Sevgili kediler de bunu görmüş olmalılar ki, çoğu parçada “abi, bu şarkı bak elektrik gitarla çok hoş oluyor” diyorlar. Bir de Erdem, elektrik gitarcımız aynı zamanda gitar hocası olunca ben sadece mikrofonun başına geçmeyi yeğliyorum ister istemez. Aydoğan bas çalıyor. Onun da armonik düzenlemelerine bayılıyorum. Çağrı, grubumuzun yegane babası da davulcudur kendisi. Disiplini ile ön plana çıkar. Sürekli kendini eleştirir. Bazen de bizi çok fena eleştirir... İşte yaklaşık bir senedir beraberiz. 2. Peki Denizcinin Kedisi ismi nereden geliyor? Ertan: Denizcinin Kedisi, gerçekten de bir kedinin adına kurulmuş bir grup. (İnsan olmasaydım, kedi olmak isterdim) O kedi benim kedim; adı “Zey”. “Zeytin” denince bakmıyor... Onun için adı Zey oldu. Ben de eski bir deniz subayıyım. “Denizcinin Kedisi” oradan geliyor özetle. Çağrı: Ertan’ın kedisi Zeytin, pardon “Zey” çok bilge bir mahluk. Ne zaman Ertan’ın evinde çalışma yapsak, bir koltuğa oturup ciddi ciddi bizi izliyor ve sanki bakışlarıyla yorum yapıyor. Bazen “Zey şarkının burasını beğenmedi galiba. Farklı bir şeyler deneyelim!” dediğimiz bile oluyor.

4. Bir de film çalışmalarınız varmış Ertan Bey? Ertan: Bu oyunculuk işi üç yıl önce FİLMSTAR’a tesadüfen yolumun düşmesi ile başladı. FİLMSTAR Aclan Büyüktürkoğlu’nun 10 küsur yıllık Holywood geçmişinin ardından Ankara’da kurmuş olduğu bir kamera önü oyunculuğu okulu. Şimdi hocamız ikinci uzun metrajını çekiyor ve ben bu filmde, Antikacı’da, başrol oynamanın heyecanını yaşıyorum. 2013’de vizyona girecek filmimiz. Film, kendiniz olmak, kendinizi tanımak ve kendinize izin vermekle ilgili; aynı zaman da başkası olabilmek... Henüz başındayım bu yolun ama müzik gibi beni ölene kadar bırakmayacak gibi görünüyor. İnşallah gerçekleştirebilirim hayallerimi sinemaya dair.

“Belli bir tarzımız olsun diye müzik yapmıyoruz. O anda içimizden nasıl gelirse onun üzerine gidiyoruz.” 5. Müziğinizin tarzı ağırlıklı olarak nelerden oluşuyor? Erdem: Bu soruya cevap vermek zor. Belli bir tarzımız olsun diye müzik yapmıyoruz. O anda içimizden nasıl gelirse onun üzerine gidiyoruz. Örneğin “Aşık Oldum Sana” sıkı bir rock parçası olarak düşünüldü ama nakarat bölümü stüdyoda disko hit’ine dönüştü.

3. Peki şarkıların söz yazarı, bestecisi ve vokalistinin motor kullanan, uzun saçlı bir yarbay emeklisi olduğunu söylediğinizde insanlar şaşırıyor mu? Ne tepkiler alıyorsunuz? Aydoğan: Görmeden inanmıyorlar desem yeridir. Erdem: Çok şaşırıyorlar. Özellikle çok genç bir sesi olduğu söylüyorlar. Çağrı: Herkesin ilginç bulduğu bir ayrıntı bu. Şaka olduğunu sanan, resmini soran, ordudan müzik için mi ayrıldığını soran oluyor. Aynı tepkileri Ertan’la tanıştığımızda biz de vermiştik. En çok da bir asker emeklisinin nasıl bir müziğin içinde yer aldığı merak konusu oluyor ki bu merakı buradan teşvik etmek isteriz. Ertan: Ben hala askerken bile, insanlar şaşırıyordu subay olduğuma. Oysa işimi hep iyi yaptım. Ama ruhum başkaydı... Motorculuğa gelince, on yılda 20.000 kilometre ile sanırım motorcuların yüz karasıyım. Motor özgürlüğü tadabildiğim çok önemli bir şey hayatımda. O gerçek motorculara özeniyorum ama dağınığım; biraz biraz, sağdan sağdan...

87


6. Tarzınızın oluşmasında grup üyelerinin farklı müzik alt yapıları nasıl etkili oldu? Herkes aynı tarz müzik dinlemiyordur herhalde...

8. Ankara, pek çok sanatçının doğduğu, geliştiği bir şehir. Sizce bu grubun da Ankara’da kurulmuş olması bir tesadüf mü?

Ertan: Grubun bu konudaki en cahili benimdir eminim. Ama bazı idollerim de vardır. Cohen ne güzel adamdır, ya da Mazhar Alanson ve Teoman. Bazen tek bir gitarla öyle bir dokunur ki kalbimize ismini bilemediğim, hatırlayamadığım o ozanlar; yaşadığına şükreder insan. Onları hep hayranlıkla ama bazen da kıskançlıkla dinliyorum...

Aydoğan: Olmayabilir. İklimsel etkiler var bence biraz. Ankara’nın soğuk ayazında evde ya da stüdyoda oturup sevdiğimiz insanlarla müzik yapıp sohbet etmekten daha keyifli bir şey yoktur herhalde

Erdem: Eskiler her zaman güzeldir. Klasik rock ve klasik müzik diyebilirim. Aydoğan: Farklı gibi görünse de temelinde hepimiz rock müzik seviyoruz ve yapıyoruz. Farklı tarzların dinlenmesi tabii ki yapılan müziğe de renk katıyor diye düşünüyorum. Günümüzde de kalıpların birleşmesi söz konusu. Bizde de her renkten biraz var diyebiliriz. Çağrı: Birbirinden çok uzak tarzlarla haşır neşir değiliz elbette. Aynı da değil, ancak, birbirini tamamlayan tarzları dinliyor olmamız, bizi ortak paydada buluşturuyor. Blues, Klasik Rock, Hard Rock, Alternatif Rock ve Heavy Metal çizgisinde birbirini tamamlayan tarzlardan bahsediyorum. Ertan’ın şarkılarının nev-i şahsına münhasır havasını bu çizgide harmanladık ve mevcut müziğimiz ortaya çıktı.

“Rock’ın unutulmaya yüz tutmuş değerlerini canlandırmaya, bir yandan da modern yöntemlerin sağladığı geniş hareket alanından faydalanmaya çalışıyoruz.” 7. Pek çok yeni çıkan rock grubunun genel yaş ortalaması çok küçük. Bunun özellikle dinleyici kitlesinin yaş grubuyla ilgisi olduğunu tahmin ediyoruz... Siz ise yaş ortalaması ve sound olarak bu gruplardan farklısınız. Kimlere hitap ediyorsunuz? Ertan: Ben yaş konusuna girmiyorum... :) Çağrı: Müziğimizde dinleyici yaş gruplarına göre nokta atışı yapmaya çalışmadık. Yaş ortalamamızın yüksek olmasının dinleyici kitlesi üzerinde bir etkisi olur mu bilemem, ancak yaşını başını almış rock’çıları dinleyen gençler, gencecik grupları dinleyen babalar, dedeler de var. Biz daha çok Rock adına yeni denemelerden zevk alan kitleye yöneliyoruz. Rock’ın unutulmaya yüz tutmuş değerlerini canlandırmaya, bir yandan da modern yöntemlerin sağladığı geniş hareket alanından faydalanmaya çalışıyoruz. Bu tarz çalışmaları takdir eden herkese hitap edebiliriz.

88

Çağrı: Ankara menşeyle tanınan pek çok sanatçı var, doğru. İşte tam da bu yüzden, bu soruyu tanınmış bir grup haline geldikten sonra cevaplamayı tercih ederim. Ancak ileride böyle bir soruyu cevaplamak için düşünmek ihtimalinin hoşuma gittiğini itiraf etmek isterim. Sanırım bu cevap şimdilik yeterli olacaktır. 9. Gruptaki herkes farklı mesleklere sahip. “Denizci” olan Ertan’ı tanıdık; peki “kediler”in meslekleri neler? Erdem: Ben kimya mühendisiyim. Çağrı: Ben 10 yıldır çeşitli üniversitelerin İngilizce Hazırlık okullarında İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum. Meslektaşlarım kendilerini ‘okutman’ olarak adlandırmayı uygun görseler de bence yaptığımız işi öğretmenlikten ayrı tutmaya çalışmanın anlamı yok. Mesleğim aslında müziğimiz için önemli avantaj teşkil ediyor. Zira, en büyük destekleyicilerimiz benim eski ve mevcut öğrencilerim. Hepsine buradan selamlar. Bir yandan da doktora çalışmalarıyla uğraşıyorum. İşim zor yani. Aydoğan: 3ds Max programıyla 3 boyutlu çizgi film yapılan bir animasyon stüdyosunda modelleme ve kaplama uzmanıyım. Kısaca CG artist yani computer graphics anlamına gelen ve sanal ortamda 3 boyutlu tasarım yapan kişiyim. 10. Sizin kazanç odaklı değil, daha çok, iyi müzik yapmaya ve ekip ruhuna odaklı bir grup olduğunuzu söyleyebiliriz öyleyse... Farklı hayalleriniz var mı? Çağrı: Kısa vadedeki hedefimiz ilk albümümüzü raflarda görmek. Bu arada canlı müzik mekanlarında ve üniversitelerin bahar festivallerinde çalarak sağlam bir kitle oluşturmak istiyoruz. Ayrıca, medya bağlantılarımızı da kullanarak daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyoruz. Hayalimiz ise bütün bunları müzik tarzımızdan taviz vermeden, müziğimizi melezleştirmeden gerçekleştirebilmek. Aydoğan: Rockstar olmak!


s’kültür&sanat sports international

11. Öyleyse sizi bir albüm yapmaya iten en büyük faktör nedir? Eminim bu konuda herkesin farklı bir sebebi vardır... Ertan: Yazmalıyız. Çalmalıyız. Söylemeliyiz. Bizim de söyleyecek sözlerimiz var. İnsanların kalplerine dokunmalıyız. Erdem: İşte bunları biz yaptık diyebileceğimiz, müzikal olarak içi dolu olan bir çok albümümüzün olması. Çağrı: Denizcinin Kedisi’nin Ertan tarafından yazılan ve kolektif olarak düzenlenip şekle sokulan şarkılarında pek çok insanı yakalayacak yönler keşfettim kendimce. Sanırım bu grup elemanlarına heyecan veren ortak bir keşif. Yani bizi albüm yapmaya iten en büyük faktör şarkılarımıza olan beğenimiz ve güvenimiz. 12. Madem spor dergisiyiz, adettendir deyip soralım: Denizcinin Kedilerinin sporla arası nasıl? Aydoğan: Müziği de sporun bir dalına dahil edebiliriz belki. Örneğin bateristimiz Çağrı çalışmalarda gerçekten 100 m koşucusu kadar efor sarf ediyor. Benim de parmaklarım çalışıyor işte. Ertan: Ben voleybol oynadım öğrencilik yıllarımda.. Şimdiki sistem olsaydı o zamanlar ben kesin libero olurdum. Sonra tenis oynarım, kayak yaparım. Yürürüm, koşarım. Erdem: İşten fırsat buldukça koşmaya çalışıyorum. Kısa bir süre de yogayla ilgilendim. Çağrı: Müzik, iş ve doktora çalışmalarımdan kalan süreyi spor salonunda fitness ve koşu yaparak geçirmeye çalışıyorum, ancak bu tempo içinde düzenli yapabiliyor muyum bunu? Hayır. Sports International ile bu sohbetimiz belki işin seyrini değiştirir. 13. Son olarak S’Dergi okurlarına, sizi nerelerde dinleyebileceğimiz ve albümlerinize ne zaman, nereden ulaşabileceğimiz hakkında bilgi verir misiniz? Çağrı: İnternet adreslerimizden çalışmalarımızın gidişatı güncel biçimde takip edilebilir ve şarkılarımız dinlenebilir. Yakında gerçekleşecek etkinliklerimize tüm Sports International üyelerini ve sporseverleri bekleriz. S’Dergi’ye zaman ayırdığınız için çalışmalarınızda başarılar dileriz!

teşekkür

eder,

albüm

http://www.soundcloud.com/denizcininkedisi http://www.facebook.com/groups/denizcininkedisi http://www.denizcininkedisi.blogspot.com http://www.twitter.com/denizcininkds

89


Terazi (22 Eylül-22 Ekim)

Koç (21 Mart-20 Nisan) Özellikle Ağustos sonu Eylül başı döneminde kendini özel bir takım konuşmalara, yazışmalara adaman sana şans getirebilir. Sınırları aşmak için aileden bazı insanları sorun olarak görmekten vazgeçme cesaretinde bulunabilirsen, aşk hayatında önemli, yenilikler olabilir. Bu tavrın aile içine de olumlu yansıyabilir. Ekimin ortasına kadar işler ve sorumluluklar biraz yorabilir, yardımlar başarı sağlayabilir.

Boğa (21 Nisan-20 Mayıs) Ağustos’ta fırsatları değerlendirip özellikle parasal konularda kendini kolladın. Biraz bunun da etkisiyle sevdiklerinle kalabalık ortamlarda daha keyifli vakit geçirebilirsin. İnsanlarla bir araya gelmek kendini güvende hissetmeni sağlayabilir. Eylül başlarında aşk hayatında aşırı duygusal tepkiler göstermekten kaçınman gerekebilir. Bu dönemde planlarını iptal etmemeni tavsiye ediyoruz.

İkizler (21 Mayıs-20 Haziran) Ağustos sonunda en küçük olasılıkları en güzel şekilde kendin için değerlendirmelisin. Sevdiklerinle ilgili gelişmeler ve iletişim trafiğin seni yoğun tutabilir, bu sürede yeni fikirlere açık olmalısın. Yengeç burcundaki Venüs maddi açıdan sana bolluk kazandırabilir, kendini güvende hissedebilirsin. Eylül boyunca herkese ve her işe yetişmen mümkün olmayabilir, yanında duran insanları hatırla.

Yengeç (21 Haziran-21 Temmuz) Özellikle Ağustos boyunca, yengeç burcuna geçen Venüs sayesinde insanların ilgi ve sevgisi sana yoğunlaşabilir; bu da beklentilerinin karşılanmasını sağlayabilir. Ağustos sonlarında bir yakınınla ilişkin senin için karmaşık bir hal alabilir, geleceği görmekte zorlanabilirsin; bu durumda iyimser kalmaya çalış. Maddi açıdan iyi geçen Ağustos, Eylül ve Ekim’e de aynı etki ile girmeni sağlayabilir.

Aslan (22 Temmuz-21 Ağustos) Kendin için yapacağın yenilikler sana güzel fırsatlar kazandırabilir, böylece kendini çok daha iyi hissedebilirsin. Sevdiklerinde arandaki ilişkileri belli bir duruma getirmek için zorlanmaktan kaçınmalısın. Ağustos’ta ev ve aile içinde tartışmalar olsa da, özellikle Eylül sonunda kendini adadığın işlerden kazançlı çıkabilir, bir dileğini gerçekleştirebilirsin. Hayatını biraz akışına bırakmanı öneriyoruz.

Başak (22 Ağustos-21 Eylül) İş ile ilgili yeni bir uğraş sana şans getirebilir. Özel hayatında ise, Eylül sonuna kadar güzel günler seni bekliyor. Rahat ve huzurlu zamanlar geçirebilirsin; bu da geçmişteki izleri silmeni kolaylaştırabilir. Eylül boyunca kendine olan güvenin artabilir. İnsanlarla iletişim içinde olmayı başarırsan, çok güzel bir şans yakalayabilirsin. Hayal kırıklıklarını unutmalı ve şanslı günlerinin değerini bilmelisin.

90

Ağustos boyunca hedeflerin üzerinde yoğunlaşabilirsin. Yeni dostlar, yeni ilişkiler ya da uzun zamandır görüşmediğin insanlar senin için ön planda olabilir. Kendi kendine çizdiğin sınırları aşabilirsen, daha cesur ve korkusuz olabileceğini göreceksin. İş ve sosyal hayatında kendini iyi ve mutlu hissedebilirsin. Eylül sonuna sağlığına daha fazla özen göstermen gerekebilir. Gizli bir takım gelişmeler seni güçlendirebilir.

Akrep (23 Ekim-22 Kasım) Ağustos boyunca karşılaşacağın tüm değişimler için isyan edebilir, bu duruma direnebilirsin. Değişimler karşısında daha güçlü durabilmek için artık kendine yaptığın haksız eleştirilere son vermelisin. Ailene ve kendine zaman ayırabilirsin. Olaylar ve insanlar karşısında sergilediğin tavır nedeniyle pek çok insanın desteğini alabilirsin. Eylül boyunca sosyal hayatın çok renkli olacak, tadını çıkarmalısın.

Yay (23 Ekim-22 Kasım) Ağustos boyunca insanların desteğine ihtiyaç duyabilir, yardımlaşmalardan mutlu olabilirsin. Eylül sonuna kadar yepyeni fikirlere sahip olabilir, yeni planlar ve yolculuklarla hayatını renklendirebilirsin. Çok sevdiğin bir arkadaşınla ilişkini sorgulayabilir, kendi fikirlerini önemseyebilirsin; ama onu kırmaktan kaçınmalısın. Parasal açıdan kazançlı bir dönemdesin. Evine ve kendine zaman ayırabilirsin.

Oğlak (22 Aralık-20 Ocak) Son zamanlarda biraz gergin olabilirsin; ama özellikle Ağustos boyunca iş arkadaşların ve sevdiklerinle ilişkilerinde ılımlı olmayı başarman gerekebilir. Aşk hayatında hızlı hareket etmemelisin, bunun yerine yaralarını iyileştirmeyi deneyebilir; yepyeni bir sayfa açabilirsin. Eylül ortalarında iş hayatın ile ilgili yeni teklif, yeni proje ya da yer değişiklikleri söz konusu olabilir. Kendini çok daha güçlü hissedeceksin.

Kova (21 Ocak-20 Şubat) Tek başına kararlar almak ve bunları uygulamak Ağustos boyunca senin için oldukça zor olabilir; bu yüzden sevdiklerinin onayına ihtiyaç duyabilirsin. Özel bir insan ya da bir iş arkadaşına odaklı yaşayabilirsin. Kendine sınırlar koymaktan vazgeçmeli ve içindeki güç ve isteğin farkına varmayı denemelisin. Farklı fikirlere açık olmalı, tartışmalardan uzak kalmalısın. Eylül sonunda sosyal hayatının temposu artabilir.

Balık (21 Şubat-20 Mart) Ağustos boyunca geçmişinin etkisine kapılarak dalgın zamanlar geçirebilirsin. Senin dışında gelişmiş bir karar nedeniyle açığa çıkan tatsız durumlar karşısında her zamanki sabrını korumayı denemeli, dayanışmayı seven yanını ortaya çıkarmalısın. Aşk hayatında seni mutlu edecek güzel bir gelişmeyle karşılaşabilirsin. Eylül sonunda sevdiklerinle bir araya gelebilir, kendini güçlü hissedebilirsin.


91


92


s’beslenme sports international

3


4


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.