s’beslenme sports international
1
2
S’Dergi Künye
Kurucu ve İmtiyaz Sahibi Orhan Koral Genel Yayın Yönetmeni Bora Çınar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Esra Kaytaz Editör Nil Yalçınkaya Yayın Danışmanı Esra Kaytaz Yapım Grafikir Reklam Ajansı Görsel Yönetmen Yağmur Bilir Tuncay Arığ Görsel Tasarım Yağmur Bilir Tuncay Arığ Yazı İşleri Nil Yalçınkaya Begüm Ağılönü Nilay Uğurlu Katkıda Bulunanlar Soner Kızılay İrem Özterzi Begüm Ağılönü Nilay Uğurlu Tanıtım ve Reklam Müdürü Füsun Dayıoğlu Halkla İlişkiler Müdürü Filiz Demirci Yayın Türü Süreli / 4 ayda bir / Türkçe Yazışma Adresi Grafikir Tasarım Tanıtım Matbaacılık LTD. ŞTİ. Üsküp Caddesi Nilgün Sok. 14/13 066680 Çankaya / ANKARA Tel: 0312 426 71 41 Faks: 0312 426 71 51 e-posta: info@grafikir.com.tr web: www.grafikir.com.tr Matbaa Korza Yayıncılık Basım Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 06060 İskitler / ANKARA Tel: 0312 342 22 08 Faks: 0312 341 14 27 e-posta: korza@korzabasim.com.tr web: www.korzabasim.com.tr Kızılbey VD 5800409202 Sports ve Yaşam Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Sports ve Yaşam Dergisinin isim ve tüm yayın hakları Sports International’a aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Sports ve Yaşam Dergisine aittir. Yayın sahibi Sports International Bilkent Fitness ve Spor Merkezi AŞ adına Orhan Koral’dır. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların / reklamların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
Boyun ve sırt ağrıları, hayatınızı mahvetmesin... Rollerblade ile açık havanın tadını çıkarın... Uyku kaçıran gece acıkmaları... Hadise ile spor hakkında bir sohbet... Sports International’dan son gelişmeler... Acil durumlar için hızlı güzellik çözümleri... Sihirli bir yetenek: Aref... Şampiyon eğitmenimiz Hüseyin Gümüş ile Squash hakkında... Eğitmenimiz Burcu Pekkaya’dan pilatese giriş dersleri... Rengarenk bir yaz için stil önerileri... Alerjik bünyeler için sağlıklı kaçamaklar... 1 Günde 5000 Yıl: Yalvaç Medeniyeti... Kitaplık, Seyirlik ve Vizyon... Bu yaz size neler getirecek...
2
s’beslenme sports international
3
4
s’beslenme sports international
5
6
s’beslenme sports international
7
8
s’beslenme sports international
9
10
s’beslenme sports international
11
12
s’beslenme sports international
13
14
s’beslenme sports international
15
16
17
18
s’beslenme sports international
19
20
s’beslenme sports international
21
22
s’beslenme sports international
23
papalina
Sevgili Sports International üyeleri ve S’Dergisi Okurları,
İstanbul ve Ankara’da gerçekleşen alışveriş festivalleri ile yaza rengarenk ve hızlı bir giriş yaptık. Sert geçen kış, aniden gelen kavurucu sıcaklarla son buldu. Güneşin yüzünü biraz fazla cömertçe göstermesi sebebiyle serinlemenin farklı yollarını arar olduk... Serinleme arayışını sporla birleştirmek isteyen Sports üyeleri ise havuzlara akın etti! Eh ne de olsa tatil zamanı geldi; plajlarda mayolarla ve bikinilerle vücudumuza güvenerek salınmanın yegane yolu, spor ve doğru beslenmeyle sağlanan sağlıklı bir yaşam, öyle değil mi? Yaz gibi sımsıcak ve kıpır kıpır olan bu sayımızda size yine açık havada ailecek yapabileceğiniz eğlenceli bir egzersizden, Rollerblade’den bahsedelim dedik. Eğitmenimiz Hüseyin Gümüş ile squash hakkında bilinmeyenler ve kendisinin spor kariyeri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra yine eğitmenimiz olan Burcu Pekkaya’nın, pilates ile yeni tanışanlara yardımcı olacak yazı dizisini de başlatmış olduk... Dergimizin bu sayısındaki ünlü iki isim ise sesi ve sıcak tavırlarıyla bizi tavlayan Hadise ve illüzyon alanında ülkemizi başarıyla temsil eden sihirli, genç yetenek Aref.
Sağlıktan beslenmeye, modadan gezi rehberine her alanda elbette ki dergimiz yine dopdolu, yine ona ayırdığınız zaman dilimine değer katacak cinsten. Fırsat bu fırsat, gelin bilgisayar başında hareketsizleşen yaşamımıza biraz daha güneş, biraz daha spor ve enerji katalım... Hepinize keyifli ve spor dolu bir yaz dileriz! Nil YALÇINKAYA
24
25
26
s’sağlık sports international
Bayındır Hastanesi Kavaklıdere fizik tedavi ve rehabilitasyon bölüm başkanı Prof. Dr. M. Nafiz Akman, omuz ve sırt ağrılarını ve tedavi yöntemlerini anlattı: “Omuz, günlük yaşamda çok sık zorlanan ve zedelenen eklemlerden biri. Hemen her aktivitede elimizi kullandığımızdan ve ele pozisyon vermek gerektiğinde omuz eklemi devreye girdiğinden, bu bölgede yaşanan rahatsızlıklar, ciddi sorunlar yaratıyor. Omuz ağrılarının en sık nedeni, tendon, bursa gibi yumuşak dokuların zedelenmesi. Omuz hareketlerinin pek çoğundan sorumlu rotator kılıf denen adelelerin tendonları, iki kemik arasında oluşan dar bir kanalda yer alıyor. Kol yandan yukarıya kaldırıldığında bu tendonlar iki kemik arasında sıkışarak zedeleniyor. Doğuştan veya yaşa bağlı dejenerasyon sonucu bu kanalı daralmış olanlarda tendon kolayca sıkışıyor.
Ellerin Kullanımı Etkiliyor
Bu tendonlara çok yakın bulunan ve yastık vazifesi gören bursa adı verilen yumuşak dokular, kolayca iltihaplanabiliyor. Özellikle elleri baş seviyesi üzerinde, dirence karşı çalışanlarda (badanacılar, perdeciler, elektrik teknisyenleri, temizlikçi kadınlar gibi) çok sık görülüyor. Diğer omuz ağrısı nedenleri arasında; donuk omuz, göğüs çıkış sendromu, fibrozitler, boyun fıtığına bağlı sinir basısı, kırıklar, çıkıklar, tümörler ve diğer organlardan (kalp, akciğer, safra kesesi, vb. yansıyan ağrılar sayılabilir. Omuz ağrılı hastalarda en değerli bilgiler manyetik rezonans görüntülemeyle elde ediliyor. İyi bir hikaye ve fizik muayeneyi takiben çekilen grafilerde önemli bir bozukluk saptanmazsa öncelikle kişinin baş üzeri aktivitelerden sakınması, omuzunu zorlamaması öneriliyor. Lokal ve ağızdan alınan ağrı kesiciler tavsiye ediliyor. Akut zorlanmalarda buz uygulama faydalı olabiliyor. Çok ağrılı durumlarda omuza yapılacak steroid-lokal anestetik kombinasyonları rahatlama sağlayabiliyor. Ağrı azalmaya başlayınca omuzdaki donma riskine karşı eklem hareketlerini koruyan egzersizlere başlanıyor. Hasta bunları yapamıyor ve ağrı devam ediyorsa veya hareket kısıtlılığı gelişmişse mutlaka fizik tedavi eklenmeli. Akut alevli dönemi takiben zayıflamış kasları güçlendirmek ve omuz fonksiyonlarını yeniden kazandırmak üzere hastaya uygun egzersiz programı veriliyor. Omuz kanalı çok dar olan veya rotator kılıfta ciddi kopması ve fonksiyon kaybı olanlarda cerrahi tedaviye başvurmakta fayda var.”
27
BİLGİSAYAR BAŞINDAKİLER DiKKAT!
Sırt ağrıları, özellikle ofis çalışanları arasında en fazla görülen sağlık sorunlarından biri. Kabaca her beş insandan birinin sırt ağrısı çektiği biliniyor. Özellikle çalışan kesimde en başta gelen sırt ağrısı nedenleri kas kaynaklı yani; duruş bozuklukları, uzun süre aynı pozisyonda durma, bilgisayar kullanımı ve hareketsiz yaşamdan kaynaklanan, kasların gerilmesi, sertleşmesi ve içinde düğümlerin oluşması sonucu görülen miyofasiyal ağrılar. Diğer sırt ağrısı nedenleri arasında; kamburluk, omurganın yana eğrilikleri, omurga kireçlenmeleri, disk hernileri, kalp-akciğer, mide ve safra kesesi başta olmak üzere iç organlardan yansıyan ağrılar, omurgayı tutan iltihabi romatizmal hastalıklar, osteoporoz, omurganın tüberkülozu, çökme kırıkları ve tümörler sayılabilir. Çoğunluğu inatçı fakat tehlikeli olmayan sırt ağrılarında bazı belirtiler eşlik ediyorsa hiç vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekiyor. Bunlar; gece terlemesi, geceleri artan ağrı, zayıflama, ani başlayan şiddetli ağrı, duyu ve kuvvet kaybıyla solunum sıkıntısı, balgamda kan görülmesi.
Fibromiyalji ve Miyofasiyal Ağrı
Kas kaynaklı ağrılar temelde iki hastalığa bağlı: Fibromiyalji ve miyofasiyal ağrı sendromları. Fibromiyalji sadece sırtta değil vücudun pek çok noktasında yaygın ağrı, genel halsizlik ve kas hassasiyeti, uyku bozukluğu, şişlik hissi, uyuşmalar gibi çok farklı sistemik belirtilerle seyreden, depresyonla yakından ilişkili, tedavisi zor bir hastalık. Buna karşın miyofasiyal ağrı sendromu (yada fibrozit), boyun ve sırtta bir veya birkaç kas üzerinde sertlik, hareket kısıtlılığıyla seyreden, sistemik belirtilerin eşlik etmediği, tedavinin daha başarılı olduğu bir durum. Fibromiyalji daha çok antidepresan ilaçlar, davranış tedavileri ve psikolojik destekle tedavi edilirken, miyofasiyal ağrılar lokal tedavilere çok iyi cevap veriyor. Kas ve omurga kaynaklı mekanik ağrılarda basit ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve lokal etkili merhemler kullanılıyor. İnatçı ve şiddetli durumlarda mutlaka fizik tedavi, varsa fibrozitlere yönelik lokal uygulamalar eklenmeli. Hastanın psikolojik durumu gözden geçirilip gerekirse antidepresana veya psikoterapiye başlanmalı. Sırt ve omuz kuşağı kaslarının gevşetilmesi, güçlendirilmesi tedavinin en önemli parçası. Bu amaçla uygulanacak ev egzersiz programlarına ek olarak hastanın haftada 3-4 gün yapacağı aerobik egzersizler, fitness ve yüzme yararlı oluyor. Milliyet Cadde
28
29
Havalar güzelleşti, yaz geldi... Artık dizliklerinizi, kaskınızı takıp çocuklarınızla veya arkadaşlarınızla birlikte parklarda yuvarlana yuvarlana paten kaymayı öğrenmemeniz için hiçbir sebep yok! “Ama ben düşerim...” dediğinizi duyar gibi oluyoruz. Belki de küçükken paten kaymıştınız ama şimdi unuttunuz ya da daha önce hiç paten kaymayı denemediniz. Her şeyin bir ilki vardır; herkes bir şeyleri ilk kez öğrenirken hata yapar ve kötü görünür, ama çocuk olsaydınız rezil olmaktan korkar mıydınız? Elbette hayır! Önemli olan eğlencedir, keyif almaktır; düştüğünüzde arkadaşlarınızla birlikte karşılıklı gülebilmektir. Kendinizi çocukmuş gibi hayal edin ve sadece işin eğlencesine takılın. Haydi, kaskımızı, dizliklerimizi takıyor ve en yakın düz zeminli parka gidiyoruz ve paten kaymayı öğreniyoruz!
30
s’spor sports international
Önce Güvenlik
Söylememize gerek yok sanırız ama yine de hatırlatalım; paten kaymayı öğrenirken bol bol düşüp kalkacaksınız ve hem çocuklarınız açısından hem de sizin açınızdan gereken en önemli şey ilk olarak dizlik, dirseklik ve kasktan oluşan güvenlik setiniz. Neyse ki artık spor mağazalarında bu alanda pek çok ürün bulmak ve bir bilenden yardım almak mümkün. Kaskların ve dizliklerin, birbiriyle uyumlu rengarenk ve şık seçenekleri bulunuyor.
Ne Tür Bir Paten Satın Almalıyım?
Şaşıracaksınız belki ama araba gibi 4 tekerlekli olan patenlerden bu yana paten dünyası oldukça çeşitli bir hal aldı, teknolojik olarak da gelişti. Bugünlerde adrenalin tutkunlarının artistik hareketlerde bulunmak üzere ihtiyaç duyduğu paten türlerinden, yarış ve hokey patenlerine kadar uzanan model çeşitliliği arasında bizim gibi gezinti amaçlı paten kaymak isteyenlerin ihtiyaçlarına cevap veren ve Fitness Paten olarak bilinenlerin tasarımları oldukça farklı. Fitness Paten: Genelde 4 tekerleği olur. Teker çapları 72mm yada daha üstüdür. Sağ ayak topuğunda frenleri vardır. Ulaşım yada spor amaçlı kullanılabilirler. Amacınız spor yapmak, sahilde pateninizle tur atmak ise veya uzun mesafeler kat etmeyi seviyorsanız almanız gereken paten fitness patendir. Düz paten kaymanın dışında ufak tefek hareketlerde yapabilirsiniz. Geri geri gitmek, 180 yada 360 derece dönüşlü atlamalar, normal atlamalar gibi...
Paten Nasıl Giyilir?
Pateninizi doğru giymek, ayak bileğiniz için çok önemli. Öncelikle patenlerinizi sakın ayaktayken giymeye çalışmayın. Tavsiyemiz, pateninizi ya dizlerinizin üzerine çökmüşken ya da -daha deneyimliyseniz- bir bankta otururken giymeniz; yerde tam otururken de giymeyin yoksa yerden kalkarken geriye veya öne doğru düşebilirsiniz. Pateninizin üst kısmında, bağcıkların haricinde ekstra bir sıkıştırıcı kemer aparatı göreceksiniz. Ayağınızı patene sokarken bu aparatı tamamen açmayı unutmayın, yoksa oldukça zorlanırsınız. Ardından, bu kemeri bileğinizin paten içinde sağa sola sallanmasını engelleyecek şekilde sıkın. Tam sıkmazsanız paten bileklerinizi tam korumaz; çok sıkarsanız da kan dolaşımını engellersiniz. Bu yüzden ikisinin arası bir ayar tutturun. Yaptıkça bu ayara alışırsınız...
31
Paten Üstünde İlk An: Ayağa Kalkmak...
Ayağa bir eliniz dizinizde, bir eliniz yerde kalkabilirsiniz. Kalkarken bir ayağınızı, öteki ayağınızın yanına getirin; bu şekildeyken ayaklarınız V şeklinde durmalı. Paralel durursa öne ya da arkaya doğru gitmeye başlarsınız, aman dikkat! Bir başka önemli nokta da, sakın yolda yürüyecekmiş gibi dimdik durmayın, ayaklarınız öne, bedeniniz arkaya doğru gider ve kalçanızın üzerine düşersiniz. Her zaman ilk anda bedeniniz öne eğilmiş şekilde ve dizleriniz hafif kırık olmalıdır.
Aman Tanrım, İlerliyorum!
Geldik patenleri ayağınıza giymiş olmaktaki esas amacınıza: ileri doğru kaymak! Bunun için, ilk duruşta V şeklinde duran ayaklarınızı hatırlayın. Önce küçük küçük adımlarla başlayın, bir anda bacaklarınızı kocaman açarak ileri doğru atılmayın. İlk başta kaymıyormuşsunuz da, normal yürüme adımlarını ayağınızda
tekerlekler varken yapıyormuşsunuz gibi gelecek. Önemli değil, zamanla tek ayağınız üzerine ağırlığınızı korumanız daha uzun süreye yayılacak ve adımlarınızın aralarının açılması ile birlikte, aldığınız mesafe ve hızınız da artacak.
Peki Ama Nasıl Duracağım Şimdi?
Aslında durmanız için pek çok seçeneğiniz mevcut... İlk başlarda pek hızlı gitmeyeceğinizi varsayıyoruz ama diyelim ki hızlandınız ve durmanız gerekiyor. Öyleyse, ilk aklımıza gelen yöntem pateninizin arkasında bulunan fren çıkıntısını yere sürtmek. Ancak bu yöntem yeni başlayanlar için çok uygun olmayabilir, çünkü çok ani bir frendir. Bunun yerine, sizi yavaşlatarak durduracak diğer yöntemlere göz atalım. Bunlardan biri, T şeklinde duruştur; tek ayağınızı arkaya alın ve ayak ucunuzu dışa çevirerek patenlerinizin tekerlekleri ile sürtünme yaratın. İkinci yöntem, tıpkı kayakta olduğu gibi “kar sapanı” yapmaktır. Bacaklarınızı açın ve ayak uçlarınızı birbirine çevirerek bacaklarınız geri kapatın. Tam durana kadar bu hareketi tekrarlayın. İleride, kendi etrafınızda daire çizerek dönme yöntemiyle daha havalı duruşlar yapabileceksiniz...
Patenlerle Dönebilmek
Yol sola kıvrılıyor, ama siz dönmeyi bilmediğiniz için her seferinde çimlere saplanıyorsunuz değil mi? Öyleyse dönmeyi öğrenme vaktiniz gelmiş demektir... Dönmek aslında çok kolay, sadece dönmek istediğiniz yöndeki ayağınızın diğerinden önde olması ve ağırlığınızı da bu yöne vermeniz yeterli. Paten kaymaya başlamak için gerekli olan en temel bilgileri öğrendiniz. Haydi, hemen şimdi korkunuzu ve “ya düşer rezil olursam” düşüncenizi aklınızdan silip pratik yapmaya başlayın! Paten kaymanın ne kadar eğlenceli bir egzersiz olduğuna inanamayacaksınız...
32
s’spor sports international
33
34
s’beslenme sports international
“Akşam saatlerinden itibaren inanılmaz acıkıyorum. Kendimi tanıyamıyorum, sabah hep pişmanlıkla uyanıyorum” diyorsanız yalnız değilsiniz. Bunun temelinde yatan faktörler ve çözüm önerilerini sıralayalım... Takip ettiğim danışanlarım içinde “Sanki iki farklı insan gibiyim. Gün içinde hiç acıkmıyorum, her şey akşam başlıyor” diyen çok fazla kişi oldu. Eğer siz de benzer şikayetlerden muzdaripseniz, belki aşağıdaki ipuçları bu sorununuzdan kurtulmakta faydalı olabilir.
Kalorileri Dağıtamıyor Olabilirsiniz
“Sabah aç hissetmiyorum, bu yüzden kahvaltı etmiyorum, böylece saat 14.00-15.00’e kadar kalori almadan kendimi tutuyorum ama gece yarısı iştah canavarım uyanıyor” diyenlerdenseniz, yaptığınız hata da çözüm de cümlenizin içinde saklı. Sabah kahvaltısında iştahlı olup gece iştahı köreltmek için öncelikle akşam yemeklerinizin boyutlarını sınırlandırın, birkaç gece atıştırmalıklara direnin, göreceksiniz ki sabah çok aç uyanacaksınız ve gün içinde dengeli seçimler yaptığınızda gece acıkmayacaksınız. Aç olmasanız bile, sabahları küçük de olsa bir şeyler yemeye özen gösterin. Kendinize, çocuklarınıza davrandığınız gibi davranın, onların nasıl öğün atlamalarına, kahvaltı yapmadan evden çıkmalarına izin vermiyorsanız, kendiniz için de aynısını uygulayın.
Reaktif Hipoglisemi Şikayetiniz Olabilir
“Akşam yemeğinden sonra sanki hiç yemek yememişim gibi 1 saat içinde yeniden çok acıkıyorum ve tatlı yemeden duramıyorum. Üstelik yedikçe yiyesim geliyor” diyorsanız mutlaka endokrinoloji ve metabolizma uzmanı bir hekimle görüşmelisiniz. Doymak bilmeyen tatlı ihtiyacı ve kilo verememe şikayetleri genelde bu sonuçla birleşiyor.
Depresyonda Olabilirsiniz
yan etkisi de kilo almak olabiliyor. Depresyon ve kilo alımı kısır döngü haline geliyor. Sıkkınlık, yalnızlık, izole hissetme ve birçok farklı diğer duygusal sebepten dolayı yemek yediğinizde, kilo alıyorsunuz. O zaman da daha depresif hissediyorsunuz ve kendi beden imajınızla mutlu olmuyorsunuz. Bu da sizin kendinizi daha rahat hissetmek ve bu olumsuz duygularla baş edebilmek için yemeklere yönelmenize yol açıyor olabilir. Bu durum özellikle birey kendiyle baş başa kaldığında yani aile, iş veya arkadaş ortamından koptuğu gece saatlerinde tıkınırcasına yemek şeklinde kendini gösterebiliyor.
Gece Atıştırmaları Testi
Eğer aşağıdakilerden en az üçüne sahipseniz bu konuyu çözmek için bir terapist ve beslenme uzmanıyla görüşmenizde fayda var. * Kişinin sabah kahvaltısında iştahı çok az ya da hiç yoktur. Sabah kalktıktan sonra saatlerce ilk öğünü erteler. Aç değildir ya da bir gece önce ne kadar çok yediğine üzülüyordur. * Akşam yemeğinde yediklerinden daha fazlasını sonrasında yer. * Günlük gıda alımının yarısından fazlasını akşam yemeğinden sonra yer. Gece atıştırmak için yataktan kalkabilir. * Bu davranış kalıbı en az iki ay boyunca devam eder. * Kişi yerken, kendisini asabi, kaygılı, üzgün ya da suçlu hissedebilir. * Gece yarısı atıştırmasının stresle ilişkili olduğu düşünülüyor. Kişinin, özellikle geceleri ruh hali dengesiz olabilir * Uykuya dalmada veya uyanık kalmada zorlanır. Sık sık uyanır ve atıştırır. * Çoğunlukla karbonhidratlı besinler tercih eder. * Gece yarısı atıştırmaları, oldukça kısa aralarla yapılan yiyeceklere saldırma şeklinde olmaktan çok, gece saatleri boyunca devamlı olarak yeme davranışına deniyor. * Kişi bazen gece yediğinin farkında bile değildir, sabah uyandığında fark eder. Dilara Koçak / Milliyet Cadde
Aslında obez bireyler üzerinde yapılan çalışmalarda, bireylerin depresyon sebebiyle yedikleri için mi obez oldukları veya obez olma şikayeti sebebiyle mi depresyona girdikleri tam olarak belirlenemiyor. Ortak görüş, obeziteyle depresyonun sıklıkla bir arada görülmesi. İştah artışı ve kilo alımı depresyonun yaygın belirtilerinden. Ayrıca, depresyon için geliştirilmiş birçok ilacın
35
36
YENİ KONTAKT LENSLER SAYESİNDE, SPORA ARA VERMEK YOK!
özgür sayılmazsınız. Size dilediğiniz güneş gözlüğünü kullanma özgürlüğünü verecek tek seçenek gözünüze uygun bir kontakt lens kullanmak olacaktır.
Yine yaz geldi ve tatil hazırlıkları başladı. Yazın en önemli aksesuarlarından biri de cşüphesiz ki gözlükler. Günümüzde numaralı gözlük ve güneş gözlüğü kullanımının yanında kontakt lens kullanımında da büyük bir artış gözleniyor. Gözlük ve lens konusunda bilgi almak üzere Atakent ArenaPark AVM ve Avcılar PelicanMall AVM’de Elegance Optik Shops mağazaları bulunan sektörün önemli isimlerinden, Sports International üyemiz Hikmet Doruk ile sizler için bir röportaj yaptık. Merak ettiğiniz konular ve çözümleri için faydalı olacağını düşündüğümüz bu röportaj gözden kaçmaz diyoruz.
GÜNLÜK KULLAN-AT Kapalı ortamlarda da spor yaparken hareket özgürlüğünüzü sağlayacak en sağlıklı çözüm kontakt lenslerdir. Sürekli numaralı gözlük kullananlar için, spor yaparken kullanabilecekleri günlük kullanıp atılan DAILIES AQUA COMFORT PLUS lensler çok büyük rahatlık sağlayacaktır.
Hikmet Bey yazın numaralı gözlük kullananlar özellikle sportif aktivitelerde bazı sıkıntılar yaşıyor. Bize gözlük kullananlar için aktif spor yaşamlarında rahat edebileceği ne tür önerilerde bulunabilirsiniz? Sportif Yaşam Özgürlüktür Sportif bir yaşam, özgür bir yaşam tarzıdır. Bu yüzden spor yaparken de sizin hareket özgürlüğünüzü engelleyen bütün fazlalıklardan kurtulmanız gerekir. Daha rahat hareket etmenizi sağlayan kıyafetler, ayakkabılar ve aksesuarların yanında gözlerinizin de rahat etmesi lazım. Bunun için de sportif yaşam tarzınıza uygun gözlükler ya da kontakt lensler kullanmanız gerekiyor.
Dailies Aqua Comfort Plus her göz kırpışta sağladığı nem sayesinde gün boyu konfor sağlar. Günlük kullan-at lensler gün sonunda temizleme ve bakım gerektirmez. Böylece size her gün yeni bir çift lens kullanma rahatlığını sağlar. Nefes Alan Sağlıklı Lensler Spor yaparken vücudumuz en çok oksijene ihtiyaç duyar. Gözleriniz de bu ihtiyacı en fazla duyan organınızdır ve oksijen kaynağı olarak atmosferdeki oksijeni kullanır. Gözlerinizin oksijen almasını engelleyen lensler kullanırsanız uzun saatler sonunda gözlerinizde kızarma ve yalancı damarlanmalar meydana gelir. Üstelik yeterli oksijen alamamaktan dolayı göz sağlığınız da tehlikeye girer. Bu yüzden uzun süre lens kullanacaklara biz AIR OPTIX AQUA’yı öneriyoruz. AIR OPTIX AQUA, gözlerinizin ihtiyaç duyduğu oksijenin neredeyse tamamını korneanıza ulaştırır. Ayrıca görme konforunu azaltan birikinti oluşmasını engelleyen patentli plazma yüzey işleminden geçirilmiştir. AIR OPTIX AQUA, nemi tutan TriComfort teknolojisi ile de kontakt lense bağlı göz kuruluğu hissini ortadan kaldırır. Kısaca numaralı gözlük kullanan herkesin, eğer göz numaraları uygunsa ve göz doktorlarının yazacağı reçeteye göre en azından özel zamanlarda kullanmak üzere günlük ya da uzun süreli kontakt lens konforunu yaşamalarını öneriyorum.
Güneş Gözlüğünde Seçme Özgürlüğü:
Kontakt Lensler
Açık havada güneş altında spor yapıyorsanız mutlaka koruyucu özellikli bir güneş gözlüğü kullanmalısınız. Eğer numaralı gözlük kullanıyorsanız dilediğiniz güneş gözlüğünü kullanmakta çok da
37
MN Group’un organize etmiş olduğu “Büyük Spor Buluşması”nın yüzü olan Hadise ile spor ve sağlıklı yaşam üzerine kendisi gibi sımsıcak bir sohbet gerçekleştirdik...
38
s’yakın plan sports international
Devamlı ekranlarda ve sahnelerdesiniz, haliyle formunuza dikkat etmeniz gerekiyor... Sporun yaşamınızdaki yeri nedir? Spor önemli bir konu... Bir insan nasıl sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa diş fırçalamayı alışkanlık haline getiriyorsa, spor da gündelik yaşamımızda bu şekilde yer edinmeli ve alışkanlık halini almalı diye düşünüyorum. Siz günde ne kadar süre spor yapıyorsunuz ya da günde kaç dakikamızı spora ayırmamızı önerirsiniz? Aslında her gün en az 1 saatimizi, hatta zaman bulamıyorsak yarım saatimizi bile spora ayırsak çok güzel olur. Bazıları sizin biraz kilolu olduğunuzu söylüyor; onlara ne söylüyorsunuz? (Gülerek kendisini gösteriyor) Sizce kilolu duruyor muyum? Hayır kesinlikle! Gayet güzelsiniz... Peki yemek yemeyi seviyor musunuz? Farklı tatları denemekten hoşlanır mısınız örneğin? Evet çok seviyorum elbette... Ama dikkat etmek lazım; özellikle ekmek, börek, çörek tarzı hamur işi yiyeceklerden uzak durmaya çalışıyorum. Yemek yemek güzeldir, herkes sever ama dengeli ve abartmadan bunu yapmak lazım. En sevdiğiniz yemek? En sevdiğim yemek olarak, bir tane değil iki tane söyleyeceğim izninizle! İkisi de çok farklı; birincisi İtalyan mutfağı yani makarnalar, mantı ve pizzalar ağırlıklı ve ben çok severim... İkincisi ise Japon mutfağından suşi. Duyduğumuza göre sarımsağı çok seviyormuşsunuz... Evet! Sarımsağı çok ama çok seviyorum! Biraz koku sıkıntısı var ama onun dışında çok sayıda faydası bulunan ve herkesin yemesi gereken doğal bir şifa kaynağı bence. Üstelik tüm yemeklere lezzet de katıyor.
39
Peki en çok hangi spor dalını seviyorsunuz, şu an en çok hangi sporu yapıyorsunuz örneğin? Ben koşmayı çok seviyorum. Hızlı yürüyüş yapmayı ayrıca çok seviyorum. Bisiklete binmeyi ve yüzmeyi özellikle severim. Yani beni terleten ve yaşamıma hareket katan tüm sporlara aşığım... Hangi ülkeleri ya da şehirleri seversiniz ve nereleri gezmeyi istersiniz? Türkiye’ye sevdalıyım ama İstanbul tabii ki de inanılmaz bir yer benim için... İstanbul’un spor başkenti seçilmesiyle ilgili duygularınızı alabilir miyiz? Bir kere çok gurur verici bir olay... Nasıl ben 2009’da Türkiye’yi Eurovision’da temsil ettiysem, nasıl gurur duyduysam Türk halkı da bu konuda çok gurur duyacaktır, bundan gayet eminim. Çok büyük bir olay ve Türkiye’nin, özellikle İstanbul’un bu sorumluluğun altından kalkabileceğine ve başarılı olacağımıza inanıyorum. Projenin yüzü olmanızla ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz? Bu projenin yüzü olmak benim için çok büyük bir gurur. Çünkü spor hakikaten benim hayatımın çok önemli bir kısmı. Nasıl her gün yemeğimizi yiyorsak, aynı şekilde spora da vakit ayırmalı ve bunları çok iyi şekilde dengelemeliyiz. Son olarak sporseverlere söylemek istediğiniz bir şey var mı? Sporu ve spor adına yapılan tüm organizasyonları, projeleri tüm kalbimle destekliyorum. Son olarak da spora evet, şiddete hayır diyorum. Sizlere sevgilerimi sunuyorum! Biz de size bu kısa ama keyifli sohbet için çok teşekkür ediyoruz!
40
s’yakĹn plan sports international
41
Ter Kokusuna Karşı, Gün Boyu Koruyan Doğal Yöntem:
Alvin Connor Sprey Deodorant(Yeşil Çaylı)
Alvin Connor Deodorant Doğal deodorantlar ter kokusuna karşı sağlıklı bir seçim olarak giderek popüler ürünler arasına yerleşiyor. İngiltere’de The Sunday Times- Style Magazine tarafından “Yılın En Başarılı Doğal Deodorantı” seçilen Alvin Connor’ın ürünleri terlemeyi önlemeden kötü kokuya sebep olan bakterilere karşı etki sağlıyor. Yani bedende terleme fonksiyonuna, başka bir deyişle vücudun doğal çalışma dengesine asla müdahale edilmiyor. Hem kadın hem de erkek tarafından kullanılabilen bu benzersiz ürünler, doğal olduğu kadar da sağlıklı!
Alvin Connor Stick Deodorant:
• Ter kokusunu önler, • Doğaldır; Aluminum Chlorohydate, yapışkan yağ, yağlı jeller, silikon ve parfüm içermez, • Mineral Tuzlar içerir, • Kokusuzdur, • Kıyafetinizde iz bırakmaz, • Kadın ve erkek için, • Uzun süreli kullanım sunar (6-9 ay), • Çevre için güvenlidir.
Doğal deodorantları ile ün kazanan İngiliz Markası Alvin Connor 2012 yılı itibariyle ürün portfoyüne yeşil çay kokulu sprey deodorantı dahil etti. Alvin Connor Stick Deodorant ile aynı özelliklere sahip olan Alvin Connor Sprey Deodorant ayrıca içerigindeki Jojoba, Geranium, Sandal Ağacı ve Ardıç yağları sayesinde cildinizde yumuşaklık sağlar. Cildi nemlendirerek canlandıran içeriğe ek olarak, hafif ve ferahlatıcı yeşil çay kokusu ile kendinizi daha iyi hissedersiniz. Sadece eczanelerde satılan Alvin Connor deodorantları unisex olmasının yanı sıra hamileler, emziren anneler, kemoterapi tedavisi gören hastalar ve alerjik bünyesi olan kişiler tarafından da güvenle kullanılabiliyor. www.zeymark.comwww.facebook.com/ AlvinConnorDogalDeodorant Alvin Connor Sprey Deodorant eczanelerde tavsiye edilen satış fiyatı: 45 TL (KDV Dahil) Alvin Connor Body Stick Deodorant eczanelerde tavsiye edilen satış fiyatı: 35 TL (KDV Dahil)
42
s’beslenme sports international
43
BASKETBOL TURNUVASI
/ Ankara
27–29 Mart 2012 tarihleri arası gerçekleştirmiş olduğumuz Basketbol Turnuvası son derece çekişmeli maçlara sahne oldu.12 takımın katılımı ile gerçekleşen turnuvada “Sofa King” takımı üçüncü olarak turnuvayı tamamladı. Final maçı oynayan “Kurtlar” ve “Salı-Perşembe” takımları turnuvanın tansiyonunun en yüksek olduğu maça imza attılar. Bu maç sonunda zafere ulaşan taraf “Kurtlar” oldu. Dereceye giren takımlar kupa ve madalyalarını tesis müdüründen aldılar. Hediye sponsorumuz Tabanway’e ve turnuvamıza katılan tüm sporculara teşekkür ederiz.
ANNELER GÜNÜ SPINNING SEANSI
Kulübümüzde anneler gününe özel organize ettiğimiz spinning seansımız, üye annelerin katılımı ile son derece güzel ve özel geçti. Bu mutlu günlerinde profesyonel spinning eğitmenlerimiz eşliğinde keyifle pedal çeviren anneler, hem çok eğlendi, hem de bolca kalori yaktı. Katılan tüm anneleri kutluyoruz.
44
MASA TENİSİ TURNUVASI
Kulübümüzde ilk kez düzenlediğimiz masa tenisi turnuvamız, 48 erkek ve 10 bayan üyemizin katılımı ile son derece çekişmeli geçen maçlara sahne oldu. Erkeklerde Hüseyin Ulutaş 1., Önder Kadıoğlu 2. ve Oğuzhan Nalbant 3. olurken; bayanlarda Nurten Tertancı 1., Canan Barçin 2., Öykü Çelebi 3. olarak turnuvamızı tamamladı. Dereceye giren tüm üyelerimiz madalyalarını fitness ekibinden ve hediyelerini Bilest yetkililerinden aldılar. Katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
TENİS SEZONUNA MERHABA PARTİSİ
Tenis turnuva ve liglerine başlamadan önce tüm tenis sever üyelerimizle beraber moral ve motivasyon sağlayıp eğlenmek amacıyla 20 Nisan akşamı Salus Restaurant’ta DJ müzik ve birbirinden leziz ikramlar eşliğinde kutlama partisi yaparak çok keyifli bir akşam geçirdik. Uzun lig maratonu ve tüm tenis turnuvalarımıza katılan üyelerimize başarılar diliyoruz.
s’aktüel sports international
19 MAYIS ÖZEL SPINNING SEANSI
SI Bilkent tesisinde, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na özel olarak düzenlenen Spinning Seansı son derece coşkulu ve eğlenceli geçti. Spinning eğitmenlerimiz eşliğinde gerçekleşen seansa katılan üyelerimiz, son derece hareketli, bu özel güne özel olarak seçilmiş müziklerle hem doyasıya eğlendiler, hem de sporun keyfini çıkardılar. Bu özel seansa katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
KARTALKAYA 2012
Bütün bir kış sezonu boyunca üyelerimize özel olarak organize etmiş olduğumuz Kartalkaya Kayak Turlarımız, “Kışa Veda” isimli sezon finali ile kayak ve eğlencenin bir arada olduğu muhteşem bir kapanış yaptı. Son derece keyifli geçen tur organizasyonlarımızda katkılarından dolayı Jolly Tur ve ekibine teşekkür ederiz.
BİSİKLET 500
Kulübümüzde 20 Şubat – 23 Mart 2012 tarihleri arası yer alan “Bisiklet 500” aktivitesine katılan üyelerimiz hem eğlendi, hem de bisiklette iddialı olduklarını göstermek için kıyasıya yarıştı. Aktivite tarihleri süresince 500 kilometre pedal çeviren üyelerimiz yarışmayı kazanarak sertifikalarını almaya hak kazandırlar.
23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI ŞENLİĞİ Kulübümüzde çocuklarımızla beraber kutladığımız geleneksel 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamamız bu yıl da çok hareketli ve eğlenceli geçti. Yüzme yarışları ile başlayan etkinliklerde kendi yaş kategorilerinde yüzen kızlar ve erkekler kıyasıya yarıştılar; madalyalarını yüzme eğitmenlerinden aldılar. Aktivitemiz basketbol turnuvası, palyaçolar eşliğinde çeşitli oyunlar, dans ve çeşitli gösterilerle devam etti. Balonlar ve çeşitli görsellerle süslü şenlik alanında çocuklarımız doyasıya eğlendiler. Tüm çocukların bayramını kutluyoruz.
SPRING ZUMBA-LATINO & SPINNING MASTERCLASS
10 Nisan 2012 Salı akşamı çok özel bir organizasyon olan Spring Zumba-Latino & Spinning Masterclass aktivitesinde, üyelerimizle beraber bahara merhaba dedik. Son dönemlerin en popüler egzersizlerinden olan Zumba ve Latin danslarıyla hem eğlenip hem spor yapan üyelerimizin yanı sıra spinning salonumuzdaki üyeler de pedal çevirerek kalori yaktı. Toplam 200 üyenin katılımı ile uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilen aktiviteler sonunda tüm katılımcılara geceye özel tasarım bandana hediye edildi. Aktiviteler sonrası yer alan After Party’de tüm katılımcılar DJ eşliğinde doyasıya eğlendiler.
45
KAPALI KORT TEKLER TENİS TURNUVASI
Kulübümüzde 11 - 19 Şubat 2012 tarihleri arası gerçekleşmiş olan Kapalı Kort Tekler Tenis Turnuvası 246 katılımcı üyemizin kıyasıya geçen maçları ile tamamlandı. Katılan tüm üyelerimizi tebrik ederiz. Erkekler Masters: 1- Mete Büyükşahin 2-Birol Başlar Erkekler A 1-Mert Muallaoğlu 2-Tuna Boylu Erkekler B 1-Sühan Temüge 2-İsa Altınsoy Erkekler C 1-Anıl Bingöl 2-Fuat Nizamoğlu Erkekler D 1-Cem Demirci 2- Kubilay Pakin Erkekler 50 yaş üstü 1-Bülent Özçağatay 2-Ahmet Dicle
Bayanlar A 1-Ezgi Bulca 2-Esra Çelik Bayanlar B 1-Sebla Uluçay 2-Tuğba Küçükarslan Bayanlar C 1-Gökçe Kazancıoğlu 2-Ayşe Delibaş Bayanlar D 1-Deniz Nadirler 2-Gülcan Özkan
etkilerini hissetmeye başladım. Melek hocanın motivasyonunun önemi çok büyüktü spor hayatımda; beslenmemdeki yanlışları düzeltmesi, daha yoğun egzersizler için verdiği tavsiyeler daha randımanlı çalışmamı ve bu sayede amacıma daha hızlı ulaşmamı sağladı. Diğer spor salonlarındakilerin aksine program verdikten sonra da Melek hocanın sürekli beni takip etmesi, ilerlemedeki her adımda yanımda olması ve bana destek vermesi benim spora kendimi daha çok vermemi ve bir günümün bile sporsuz geçmemesini sağladı.
İlker FINDIK Fitness eğitmenim Melek hocayla antrenmanlarım üç buçuk ay önce başladı. Kendisinin yardımlarıyla bu süre zarfında 22 kilo vererek 107 kilodan 85 kiloya düştüm ve hayatımda kendime yeni bir sayfa açtım. Beni spor salonuna düzenli gelmeye teşvik etmesiyle spor benim için vazgeçilmez oldu. Melek hoca çok cana yakındı ve bir eğitmenden çok yeri geldiğinde beni zorlayan yeri geldiğinde de anlayış gösteren bir arkadaş gibiydi. Hazırladığı profesyonel program sayesinde daha ilk günden sporun vücudumdaki
46
İdeal kiloma ulaşmamdaki her adımımda Melek hocanın yanımda olması bana daha da güç verdi. Bugün daha sağlıklı, daha aktif ve daha fit biri olmamda en büyük katkıyı sağlayan Melek hocamdır.
s’aktüel sports international
/ Mersin-Çeşme
SI MERSİN MARİNA’DA BEYMEN CAFE İLE YAZA MERHABA
27 Nisan Cuma günü Mersin Marina Sports International’da Beymen Cafe’nin sponsorluğunda yapılan yaza merhaba partisi konuklarına eğlenceli saatler yaşattı. Spor merkezinin üyelerine düzenlenen gecede yoğun bir katılım yaşandı. Misafirlere, girişte Mersin Beymen ekibi tarafından “B Card” takdim edildi. Kullanıcılarına çeşitli avantajlar sağlayan ve Mersin Beymen Cafe’de geçerli olan “B Card”, misafirler tarafından beğeniyle karşılandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde yapılan çekiliş sonucu kazanan konuklara Mersin Beymen tarafından hazırlanan hediye çekleri sunuldu. Organizasyondan oldukça memnun ayrılan Sports International üyeleri, Beymen Cafe ikramlarından oldukça keyif aldıklarını dile getirdiler.
ÇEŞME ILICA OTEL’DE KEYİFLİ HAFTA SONU
Sports International Eğlenceli aktivitelerine bir yenisini daha ekledi... 19-20-21 Mayıs tarihlerinde Çeşme Ilıca Otel’de Türkiye’nin tüm Sports şubelerinden gelen üyelerimizle sporu ve tatili birleştirerek mükemmel bir hafta sonu geçirdik. Cuma öğlen otele giriş yapan üyelerimiz, sahilde güneş ve denizin keyfini çıkardıktan sonra akşam üstü yurt dışından gelen eğitmen Erle LIVAK’la birlikte aerobik derslerimize güzel bir başlangıç yaptılar. Cumartesi hem sabah hem akşam tüm tesislerden gelen hocalarımızla birlikte aerobik seanslarımız devam etti. Açık büfe akşam yemeğinden sonra gerçekleşen Sports International partisiyle üyelerimiz keyifli bir akşamı tamamladılar. Pazar günü yogayla başlayan seanslar Zumba partisiyle sona erdi. Güzel bir hafta sonu geçiren üyelerimiz akşam üstü saatlerinde otelden ayrıldılar. Katılan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz.
Gülgüney MUTLU Sevgili Sports International Çalışanları ve İdaresi, İzmir’den Mersin’e tayinim çıktığı andan itibaren İzmir Sports International’da edindiğim spor alışkanlığımı burada da devam ettirmek için pek çok spor kulübü gezdim ve hiçbirinde aradığımı bulamadım. Derken, spor hayatımdan çıktı; bu yüzden tam 15 kilo aldım... Sports’un inşaatının başladığını duyduğum an, araba ile başka bir tarafa giderken yönümü değiştirdim ve kendimi Marina’da buldum. Büronuza girdiğim an çok tatlı bir ekip beni karşıladı, haliyle bana Sports hakkında bilgi vermeye başladılar ama benim bunlara hiç ihtiyacım yoktu çünkü bildiğim, güvendiğim bir işletmeydi. Ancak yine Mersin’den ayrılırım diye 5 senelik üyelik yaptırmayı düşünürken, o sırada Sports’un müdürü Murat Bey çıka geldi. Samimi sohbetimiz sonucunda 10 senelik kurucu üye olmaya karar verdim. İyi ki buralara geldin Sports International! Ayrıca böyle genç, dinamik bir müdürümüzün olması da gurur verici... Temizlik işlerinden, teknik servise, antrenöründen, müdürüne kadar hepinize çok teşekkür ederim. 47
HIP HOP MASTERCLASS
22 Şubat Çarşamba günü 18.30’da düzenlediğimiz GP Dance Company gösterisinin de yer aldığı Hip Hop Masterclass’ta Hip Hop dansını daha yakından tanıyan üyelerimiz Günnur hocamızın performansıyla adeta coştular.
/ İzmir
ZUMBA GALA
48
Tüm dünyayı kasıp kavuran, Latin müziklerini egzotik dans ritmleriyle birleştiren ZUMBA, üyelerimizin yoğun katılımıyla çok eğlenceli geçti. 13 Şubat Pazartesi 19.30’da Günnur hocamızın eğitmenliği eşliğinde düzenlediğimiz ZUMBA GALA aktivitemizde üyelerimiz hem yüksek kalori harcayıp hem de keyifli vakit geçirdiler. Özel ışık sisteminin kurulduğu gecede parti tadında bir seans yaşandı.
23 NİSAN ÇOCUK AKTİVİTESİ
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamasını 18 Nisan Çarşamba günü Çocuk Bakım merkezimizde çeşitli oyunlar, yarışmalar ve özel etkinliklerle kutladık...
SQUASH TURNUVASI
17-18-19 Nisan 2012 tarihlerinde Özgünbey ana sponsorluğunda İzmir Kulübümüzde, turnuvamızı 30 Squash severin katılımıyla gerçekleştirdik. Farklı kategorilerde bay ve bayanların çekişmeli maçlarının yer aldığı turnuvamıza katılan tüm üyelerimize teşekkür eder, dereceye giren üyelerimizi başarılarından dolayı tebrik ederiz.
s’aktüel sports international
YOGA MASTERCLASS
21 Mart Çarşamba Seda Hocamızın eşliğinde düzenlediğimiz YOGA MASTERCLASS’ta çeşitli nefes egzersizleriyle zihinsel temizlik yapıp farklı yoga duruşlarıyla bedenlerini tanıyan üyelerimiz, ruhsal ve fiziksel olarak rahatladılar.
DART TURNUVASI
25 Şubat Cumartesi günü Dart Turnuvamıza katılan üyelerimiz eğlenceyi tam onikiden vurdular. Çekişmeli geçen turnuvamızda dereceye giren üyelerimizi tebrik ediyoruz.
KİPA MASTERCLASS
7 Nisan Cumartesi, 13.00 – 15.15 saatleri arasında Kipa sponsorluğunda sporseverler için özel tasarlanan F&F Active ürünlerinin tanıtımının yapıldığı Masterclass aktivitemizi düzenledik. Tüm katılımcılara aktivite öncesinde t-shirt dağıttık. Günnur, Altan ve Tahir hocalarımızın Pilates ve Zumba seanslarıyla üyelerimiz pilatesle rahatlayıp, Zumbayla da enerjilerini attılar. Tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz. LADY NIGUMA YOGA MASTERCLASS
JUST FUN BY MASTERCLASS
B&H
AEROBIC
16 Nisan 2012 tarihinde Burcu ve Hasan hocalarımızın eşliğinde gerçekleştirdiğimiz aktiviteye yoğun bir katılım oldu. Üyelerimiz, DJ Hüsrev’in canlı performansıyla hem dans edip hem de keyifli vakit geçirdiler.
BİSİKLET TURU 1. ETAP
1. Etap Bisiklet Turunu 28 Nisan Cumartesi Mavişehir – Doğal Yaşam Parkı güzergahında gerçekleştirdik. Sabah 7.00’de Sports’tan hareket eden üyelerimiz toplamda 30km yol yapıp, güzel havanın keyfini çıkardılar.
11 Nisan 2012 Çarşamba 20.30’da Elif Poile tarafından Lady Niguma Yoga Masterclass aktivitemizi düzenledik. Dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan, her çakra üzerinde çalışmaların yapıldığı Lady Niguma Yoga’da üyelerimiz hayatın streslerinden kurtulup, rahatladıkları bir seans geçirdiler.
49
5-14 YAŞ ARASI TURNUVASI
STREETBALL HAYVAN HAKLARI SEMİNERİ
5 Mayıs Cumartesi günü düzenlediğimiz turnuva üyelerimizden yoğun ilgi gördü. Turnuva bitiminde dereceye giren çocuklarımız başarı belgesi, madalya ve çeşitli hediyeler kazandılar. Toplam 4 kategoride düzenlenen turnuvada ailelerin ve çocukların heyecanları görülmeye değerdi. Turnuvamıza katılan tüm çocuklarımızı tebrik ediyoruz.
25 Nisan Çarşamba günü Haytap Ege Bölge Koord. Başkanı Sayın Funda Ersoy, Karşıyaka Veteriner İşleri Müdürü Sayın Çağlayan İnanlı ve Hayvan Hakları Savunucusu Sayın Av. Barış Kaşka tarafından verilen seminerde üyelerimiz hayvanlarıyla yaşadıkları sorunlar ve çözümlerinin yanı sıra hayvan hakları gibi konularda bilgi aldılar. Değerli katkılarından dolayı konuşmacılarımıza teşekkür ediyoruz.
Berat SÖZKESEN Merhaba, Öncelikle herkese iyi ve sağlıklı günler diliyorum. 16 yaşındayım. Bu yaşıma kadar yüzme ve basketbolla ilgilendim. Ama düzenli devam edemedim. Bu senenin başında bel fıtığı olduğumu öğrendim. Doktorum kilo vermezsem fıtığının ilerleyeceğini, yürümede zorluk yaşayacağımı söyledi. 04.11.2011 tarihinde 102,7 kiloydum ve bu dönemde düzenli spor yapmaya, sağlıklı beslenmeye başladım. Önceleri hızla kilo verdim
50
SPOR VE KALP DAMAR SAĞLIĞI SEMİNERİ
13 MART Salı günü Kent Hastanesi’nin desteğiyle Opr. Dr. Sayın Ulusal Coşkun tarafından verilen seminerde üyelerimiz sporun kalp ve damar sağlığımız üzerindeki etkileri konusunda bilgilendiler. Ulusal Bey’e katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
ve etrafımdaki insanlardan zayıfladığımı duydukça daha çok motive oldum. 04.05.2012 itibariyle 82,8 kiloya düştüm. Bu 7 aylık dönemde haftanın 4-6 günü egzersiz yaptım. Düzenli bir spor programı uyguladım ve programımı hedeflerime göre değiştirdim. Beslenmemde ise öğün saatlerine ve ara öğünlere önem verdim. Tatlılardan uzak durdum. Ara sıra kaçamaklar yaptım ama çok sık değil. Ben bu 7 ayda hedeflerime ulaştım. Sizlerin de en yakın zamanda hedeflerinize ulaşmanızı dilerim.
s’aktüel sports international
Sinan ERDOĞAN Sports International Ailesine, 14 Ocak 2012 tarihinde Sports International’a üye oldum. O tarihte spordan tamamen uzak, ofis ortamında çalışan, dengesiz beslenme alışkanlığı olan bir hayatım vardı. 1.86 boyundayım bahse konu tarihte tam 92 kiloydum. 10 kilo yağ fazlalığı yapılan testte ortaya çıkmıştı. Sayın beslenme danışmanım Ebru Hanım o gün bana yaşam şeklimi sordu. Hangi sıklıklarla spora gelebileceğimi hangi zaman diliminde spor yapacağımı öğrendi. Sizinle de bu bilgiyi paylaşmaktan keyif duyuyorum; haftada 5 veya 6 gün spora gelmekteyim. Genelde spor saatlerim mesai bitişi 7 gibi oluyor ve genelde 2 ila 2,5 saat spor yapıyorum. Spor aktivitesi olarak, Fitness Eğitmenim Sefa Hocanın yaptığı program, spinning dersleri ve Özge Hocanın Crunch derslerine giriyorum. Ebru Hanım’ın beslenme alışkanlığında bana ilk tavsiyesi tatlıdan uzak durmam gerektiği oldu, sabahları sağlıksız öğünlerden uzak durup (Poğaça, gevrek, açma vb..) mutlaka yumurtalı peynirli bir kahvaltı tavsiyesinde bulundu. Daha sonra
Alp KÖKPINAR Hikaye Değil, Gerçek… 47 yaşındayım. Neredeyse tüm öğrenim hayatım boyunca, değişik branşlarda, yarışmacı olarak spor yaptım. Ancak, iş hayatı ve onun yoğun temposunun arkasına sığınarak, neredeyse spordan tamamen kopmuştum. Elbette, dönem dönem yürüyüşler ve ağırlık çalışmaları yapmış ve hatta diyetisyene bile gitmiştim. Dönemsel girişimlerimin sonucunda, geçici olarak kazanımlar elde etmiş olmama rağmen, sporu ve beslenme şeklindeki düzenlemeyi yaşam tarzınız haline getirmeden, sağlıklı bir bedene ve kaliteli bir günlük yaşama kavuşulamadığını test etmiş oldum. Esas olan devamlılıktı. Uzun yıllar, çevremdeki birçok kişiye, sporun nasıl yapılması ve nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda tecrübelerimi aktarmış olmama rağmen, kendim uygulama konusunda bir türlü yol alamıyordum. Sporculuk döneminden kalan beslenme alışkanlıklarının devam ettirilmesi, hareketsizlik ( yetersiz fiziksel aktivite ), metabolizma hızının azalması ve yaşın ilerlemesi sonucunda, vücudumda, günden güne ve yıldan yıla artan yağ miktarına ve azalan kas miktarına dönüştü. İşin aslı, fiziksel olarak görüntü kirliliğinin ötesinde, bel tutulmaları – sırt ağrıları – boyun tutulmaları - böbrek rahatsızlıkları ve hatta alerjik reaksiyonlar gibi sağlık problemleri baş gösterdi. Artık kaybedilmiş olan zamanın geri kazanılması gerekiyordu. Yaygın olarak bazı tarihleri kendimize hedef seçeriz. Ben de 2012 yılını, yılbaşını kendime hedef seçtim ve uzun süredir, çevremden duymama rağmen hep geri durduğum Sports International ile görüşmeye karar verdim. Aslında görüşmeye
öğle yemeğini pilav veya makarnası az ve eğer bunlar varsa ekmeksiz protein ağırlıklı besinler yememi önerdi. Mutlaka spordan 2 saat önce çok ağır bir beslenme olmadan akşam yemeği yememi, spordan sonra da geç saatte ağır gıdalar almamam konusunda tavsiyede bulundu. 14 Ocak tarihinden itibaren tamamen hayat tarzımı değiştirerek Sayın Ebru Hanım’ın tavsiyelerine harfiyle uymaya başladım. İlk zamanlar kötü beslenme alışkanlığım nedeniyle karnım doymuyordu ve tatlı yeme isteğim fazlaydı; 2 hafta içinde tamamen bu duygu ortadan kalktı. Düzenli spor ve iyi bir yemek alışkanlığı ile 5 Mayıs 2012 tarihindeki testte 82 kiloya düştüğüm ve kaslarımı koruduğum tespit edildi. Yani 4 ay gibi kısa bir süre de toplam 10 kilo yağ eritmiştim. Bunun günlük yaşamıma inanılmaz bir etkisi oldu. Artık birçok yerde nefes nefese kalmıyorum ve hareketlerim daha canlı olmaya başladı. Spor yapmayı seviyorum, kendimle yarışmayı seviyorum, hedeflerime ulaşmak bana mutluluk veriyor. Sports International’ın çalışanlarına teşekkürlerimi iletir, hedeflerimi her geçen gün sayelerinde artırdığımı bilmelerini isterim. Saygılar...
giderken çok da kararlı değildim. Kendi kendime de gerekenleri yapabilir veya dışarıdan bakıldığında lüks gibi görünen SI yerine, daha mütevazi bir spor salonuna da yazılabilirdim. Ancak, Sn. Simay TAŞER’in ilgisi, alakası, yoğun çabası ve becerisi sayesinde SI’a üye olmaya karar verdim ve hatta aile paketini satın aldım. Geçen 4 aylık sürede, beslenme uzmanı Sn. Ebru ŞENYURDUSEV’in değerli yönlendirmeleri ve pozitif enerjisi yüksek Sn. Gonca ASLAN’ın hazırladığı ve takip ettiği kişisel eğitim programlarım sayesinde, toplamda ~ 10 kg kadar kilo vererek 87,5 kg oldum. Bu kiloyu verirken, 13,5 kg yağ kaybedip ~2,5 kg da kas kazandım. En büyük korkum kas kaybetmek olmasına rağmen, kas kazanmak beni daha da motive etti. Görünüşümün yanında, sağlık problemlerimin tamamen ortadan kalkması, kendimi daha dinç ve enerji dolu hissetmem ve gerçekten de bu durumun günlük yaşamıma etki etmesi, en büyük kazanımlarım oldu. Beklentilerimin ötesindeki memnuniyetimi anlatmak çok zor, gerçekten yaşamak lazım. Artık, çevremdeki herkese SI’ı anlatıyorum. Başlangıçta çok taraftar olmayan, nasıl olsa yarım bırakırım diye düşünen eşim de fırsat yaratıp tesisten faydalanmaya başladı. Başlangıçta bir lüks olarak gördüğüm SI’ın, artık yaşam tarzımın gereği ve bir parçası haline gelmesinde emeği geçen, sabır ve güler yüzleri hiç eksik olmayan, güvenlik görevlilerinden tüm hizmetlilere, beslenme danışmanından spor hocalarına, idarecilerden resepsiyon görevlilerine kadar herkese teşekkür ediyorum. Teşekkürler Gonca Hanım teşekkürler SI…
51
ATAKÖY 23 NİSAN ÇOCUK KULÜBÜ ETKİNLİĞİ
23 Nisan 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 92nci yılında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Sports İnternational Ataköy Çocuk Kulübü olarak büyük bir coşkuyla kutladık. Ataköy Çocuk Kulübümüz tarafından organize edilen kutlamalarda bu sene misafir bir okulumuz da vardı. Florya Doğa Koleji bu sene kulübümüz üyesi çocuklarımızla birlikte kutlamalara katıldı. Biz biliyoruz ki dünyada çocuklara ait tek bayram 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır ve tüm dünya çocuklarını kapsamaktadır. Florya Doğa Koleji’nin katkıları ile kulübümüzün çocukları neşe içinde eğlendiler ve aynı zamanda hünerlerini sergilediler. Şenliğimiz ilüzyon gösterisi ile başladı ancak bu gösteri sadece çocuklarımızın seyretmesi ile sınırlı değildi. Gönüllü olarak sahneye çıkmak için yarışan çocuklarımız ilüzyonist ile birlikte oldukça başarılı gösteriler gerçekleştirdiler. Palyaçolar eşliğinde dans eden miniklerimiz dansın sonunda sosis balonlar ve yüzlerine yapılan bir birinden komik çizimler ile ödüllendirildiler. Her hafta sabırla dans derslerine katılan kulübümüz çocukları konfetiler eşliğinde muhteşem bir dans gösterisi gerçekleştirdiler. Kutlamaların sonunda dağıtılan kitap ve balonları alan çocuklarımızın gözlerindeki sevinç ve gurur görülmeye değerdi.
/ İstanbul
6 MAYIS 2012 BABADAĞ’DAN KERPEYE TREKKING TURU Günübirlik olarak İstanbul kulüpleri arasında düzenlediğimiz trekking turumuza ilgi büyüktü. Hafta sonunu ailecek spor dolu geçirmek isteyen üyelerimiz bizleri yalnız bırakmadı... Gün’e köy kahvaltısı ile başlanıp, yaklaşık iki buçuk saat kadar yürüyüş yapıldı ve günün sonuna doğru barbekü için ateş yakılıp akşam yemeği yenildi... Bol oksijen alıp, sağlıklı ve spor dolu bir pazar geçirdik. Katılan tüm üyelerimize teşekkür eder, bir sonraki aktivitemize de bekleriz.
52
ATAKÖY ZUMBA
Dünyanın bir numaralı dans-fitness çılgınlığı Zumba... Latin müziklerini egzotik dans ritimleri ve dinamik egzersiz hareketleri ile birleştirerek, fit ve zinde bir görünüm sağlıyor. Vücut çalıştırmayı partiye dönüştüren Zumba ile kalori yakmak ve kasları esnetmek hem çok kolay hem çok eğlenceli. Dünyayı kasıp kavuran Zumba, Ataköy Sports International’da yapılan Mart Şöleni aktivitemizde üyelerimizin yoğun katılımı ile birlikte gerçekleştirildi.
s’aktüel sports international
ATAKÖY YOGA MASTERCLASS
21 Mart Çarşamba günü Seda Hocamız eşliğinde düzenlediğimiz YOGA MASTERCLASS’ta çeşitli nefes egzersizleriyle zihinsel temizlik yapıp farklı yoga duruşlarıyla bedenlerini tanıyan üyelerimiz, ruhsal ve fiziksel olarak rahatladılar.
KADIKÖY BARBELLCURL CONTEST 21 Nisan 2012 tarihinde düzenlenen Barbellcurl Contest’in birincisi Bora Yener’i tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Yarışmaya katılan tüm üyelerimize de teşekkür ederiz.
ATAKÖY BENCH PRESS
Üyelerimizin yoğun ilgisiyle gerçekleşen yarışmada, finalistlerimizi kutluyoruz.
Orhan TAVUKÇU Sports International’a ilk adımımı 1997’de attım. İlk üyelerden biriyim ve beşe yakın arkadaşımı da Sport International’a üye olmaları için ikna ettim. Çünkü kısa zamanda hayatımda birçok değişiklik olmuştu. Örneğin; 50 yaşından sonra tenis öğrenmeye karar verdim; bu zaman içerisinde tenis tutkumu ilerleterek her yıl Sports International’ın düzenlediği tenis turnuvalarına katılmaya başladım; bu benim için mükemmel deneyimdi! Tenisten kalan zamanlarımda fitness bölümünde egzersiz yaparak vücudumu dinç tutmaya çalışıyorum. Bu bölümdeki hocalarım da bana son derece yardımcı olup, beni motive ediyorlar. Spora başlamadan önce 100 kiloydum ve şeker hastasıydım; devamlı hastaneye gitmek zorunda kalıyordum. Sporla birlikte yaklaşık 25 kilo verdim ve şeker hastalığımı kontrol altına aldım. Sports Internatınonal’a bana bu değişikliği sağladığı ve sağlığımı geri kazandırdığı için çok teşekkür ediyorum. Tüm çalışanları kutluyorum... 53
KADIKÖY MART ŞÖLENİ
17 Mart 2012 tarihinde yapılan Mart Şöleni aktivitesinde hocalarımızdan Orçun Cinpir, Ertuğrul Tekeli ve Fulya Keskin eşliğinde yapılan spinning ve %100 fit derslerine katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
KADIKÖY BENCH PRESS YARIŞMASI KADIKÖY DETOKS SEMİNERİ 15 Mayıs 2012 tarihinde düzenlenen Bench Press yarışmasının Birincisi Çağlar Özsaygın’ı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Yarışmaya katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
8 Nisan 2012 tarihinde Dr. Cenk Pala ile daha sağlıklı bir yaşam için yapılan detoks seminerimize katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
ŞİŞLİ 19 ŞUBAT & 4 MART KARTALKAYA 6 Mayıs 2012 tarihinde Babaağaç’tan Dünyanın bir numaralı dans-fitness çılgınlığı KAYAK ORGANİZASYONU
KADIKÖY TREKKING TURU
KADIKÖY ZUMBA GALA
Kerpe’ye düzenlenen günübirlik trekking turuna katılan üyelerimiz sabah açık büfe kahvaltı, öğlen sucuk ekmek barbekü ve akşam çay molası ile keyifli zaman geçirdiler. Bir dahaki organizasyonda tekrar buluşmak dileklerimizle...
ZUMBA... Latin müziklerini egzotik dans ritimleri ve dinamik egzersiz hareketleri ile birleştirerek fit ve zinde bir görünüm sağlıyor. Dansın sporla buluştuğu eğlenceli aktivitemize katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
54
29 üyemizin katılımı ile Kartalkaya’ya düzenlediğimiz kayak turumuza gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederiz. Haftanın yoğunluğunu ve yorgunluklarını atmaya çalışıp, hep beraber eğlenceli bir pazar günü yaşadık. Bir sonraki organizasyonda bizi yalnız bırakmayın, aktivitelerimize renk katmanızı istiyoruz...
s’aktüel sports international
ŞİŞLİ 15 MAYIS 2012 BENCH PRESS CONTEST
1’i bayan, 19’u bay toplamda 20 üyemizin katılımıylarıyla gerçekleşen Bench Press aktivitesi kuvveti ve kassal dayanıklılığı en iyi olan üyelerimizin dereceleri ile son buldu. Şampiyonlarımızı kutlar, başarılarının devamını dileriz...
ŞİŞLİ 21 MART BARBELL CURL CONTEST
ŞİŞLİ 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK 2 bayan, 16 bay katılımcı ile BAYRAMI toplamda 18 üyemizin katıldığı Barbell Curl Contest aktivitelerinin kupaları sahiplerini buldu. Renkli görüntülere sahne olan yarışmada bayanların birincisi Emine Cengiz, bayların birincisi Mehmet Kemal’i tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz...
Minik üyelerimiz için düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarımızda eğitici oyunlar ve eğlenceli şovlarla güzel anlar yaşandı. Tüm miniklerimize sevgilerimizi sunar, bayramlarını kutlarız...
ŞİŞLİ 13 MAYIS 2012 ANNELER GÜNÜ SPINNING MASTERCLASS
Sadece annelerimiz için düzenlenen Spinning Masterclass duygusal anlara sahne oldu... Tüm annelerimizin anneler gününü kutluyor, daha nice sağlıklı ve spor dolu günler görmelerini diliyoruz...
1.İbrahim Atmaca 2.Özgür Şahin 3.Halil Mustafayev
ŞİŞLİ 19 MAYIS SPINNING MASTERCLASS
Gençlik ve Spor Bayramımızı genç ve dinamik olarak kutladık, spinning ile formda kaldık.
Ömer YILDIZ
Uzun yıllardır, spor yapmak hayatımın bir parçasıydı. Kas kütlemi arttırıp body yapmak benim için sporun olmazsa olmazlarındandı; fakat askerlik döneminde omzuma aldığım darbeden sonra omuz hareketleri yapamaz hale gelmiştim. Omzumdaki sıkıntı kaliteli yaşamamı engelliyordu. Üyelerinizden biri olan, çok değer verdiğim Cem Göncü beni Sports Internatıonal’a üye olmam için ikna etti. Tesisinize geldim, onun sayesinde sizlerle tanıştım ve ne kadar doğru bir karar verdiğimi şu an tekrar görüyorum... İnsan sevdiği yerde mutlu olur diye düşünüyorum. Benim de sporumu zevkle ve büyük bir istekle yapmamın başlıca sebebi; kulübü seviyor olmam. Spor yapmadığımda omzumdaki ağrılar tekrar oluşmaya başlıyor, Sport International sayesinde sporun bu ağrılarımı ortadan kaldırdığını gördüm. Böylece spor hayat tarzım oldu. Yorucu ve stresli bir işim var; fakat ben bazen sabah, bazen akşam saatlerinde mutlaka kulübe gelmeye çalışarak sporumu hiç aksatmadan yapıyorum; çünkü sağlık her şeyden önce geliyor. Sağlıklı ve uzun bir yaşam için ve yaşam kalitesini en üst seviyelere çıkarmak için düzenli spor yapmayı herkese tavsiye ediyorum... Bu arada güler yüz ile beni karşılayan Sports International çalışanlarına, ardından sporuma yardımcı olan eğitmenlere ve son olarak tüm isteklerime kısa sürede çözüm bulan program koordinatörüm ve üye ilişkileri departmanına teşekkür ederim... 55
56
s’güzellik sports international
Sivilcelerinizi Saklayın
Gözdeki kırmızılığı almaya yarayan herhangi bir ürünü alın ve bir parça pamuğa az bir miktar döküp, pamuğu bir dakika kadar sivilcenin üzerinde tutun. Bu ürünler renksiz ve görünmez yaparak sivilcedeki kırmızılığı alırlar. Sivilceli bölgeye kapatıcı da uygulanabilir. Diş macununuzdan (jel değil, beyaz olanlardan) bir parça alıp, hafifçe dağıtarak sivilceye sürün. Sonra bir parça buzu direk sivilceye birkaç saniye uygulayın. Bu yöntem, sivilcedeki yanma ve acı hissini de hafifletecektir. Hidrokortizonlu bir kremle yüz, boyun, göğüs ve sırttaki kusurların kurdeşen benzeri görünümünü yok etmek için, kalamin losyonunu (çinko oksidi) geceleyin kullanın.
Uçuğa Pratik Tedavi
Ağız ya da dudak uçuğu için ilaçlar vardır. Ama elinizde bir şey yoksa bir aspirin alın ve nemlendirerek uçuğun üzerine uygulayın. Aspirini, en az üç dakika uçuğun üzerinde bekletin. Uçuğu ve çevresini bakterilerle savaşmak için temiz ve kuru tutun. Uçuğunuz geçene kadar çikolatadan, baharatlı ve işlenmiş gıdalardan, kuru yemişlerden ve jelatin içerikli ürünlerden sakınarak hafif bir diyet yapın. Bu tür yiyecekler uçuğu azdırabilir ve ileri derecede bir iltihap oluşabilir.
Nefesiniz Kokuyorsa
Nefes kokusu mideden ya da ağızdan kaynaklanıyor olabilir. Sebebi ne olursa olsun bu sonuna pek çok çare mümkün! Bir yemek masasında nefes için nane şekeri ya da sakızınız yoksa paniklemeyin; tabağınızda maydanoz varsa hemen onu alıp çiğneyin. Maydanozda nane şekerindeki klorofil vardır ve kokuyu hızla azaltır.
Sofrada maydonoz yoksa, garsondan limon ve su isteyin. Limonu suya sıkarak için, nefesiniz tazelenir. Bir başka seçenek olarak biraz fesleğen, zencefil ya da nane yaprağı çiğneyin. Eğer menüde bunlar da yoksa veya yemeğin sonunda tatlı ve meyve yiyecekseniz size zencefilli kurabiye yemenizi öneririz. Ayrıca bir elma yemek, dişleriniz arasında kalan yiyecek kırıntılarını temizleyecektir. Sorunun dişlerinizden kaynaklandığını düşünüyorsanız ve dişlerinizi fırçalamaya fırsatınız yoksa, garsondan karbonat isteyin. Lavaboda dişinizi ve dilinizi karbonatla ovalayın. Bu yöntem dişlerinizdeki çay kahve lekelerini de çıkartacaktır.
Şiş Gözlere Çare
Kaşığı soğuk bir suyun altında tutun, sonra kaşığı gözünüze yerleştirin. Yüzünüz şişmişse, buzdolabının kapağını açın ve yüzünüzü içeriye sokun, yüze kadar sayın. (Bunu mümkünse evde kimsenin olmadığı bir anda yapın çünkü çok komik gözükebilirsiniz!) Bir başka seçenek, uzanın ve plastik buz kaplarını gözlerinizin üzerine yaklaşık iki dakika için yerleştirin. Göz çevresine parmak uçlarınızla hafif ve kısa vuruşlarla dokunun. Bir çift çay poşetini önce sıcak sonra soğuk suda beklettikten sonra en az beş dakika gözlerinizin üzerinde tutun.
Gözleriniz Yorgun Gözükmesin
Siyah ya da kahverengi maskara yerine mavi renklisini tercih edin. Gözler için kahverengimsi gri ve pembe gibi yumuşak renkler koyu tonlardan daha iyidir. Mavi göz kaleminizi göz kapağının dibinden çerçevelemek için uygularsanız, gözlerin beyaz kısmını daha parlak gösterir.
Göz Altı Halkaları Kader Değil
Cildinizin renk tonundan yarı ton daha açık bir renkte kapatıcı edinin. Makyaj ürünleri satan bir yerden, ürün 57
Ojeniz Tırnak Renginizi Sarı Yaptı
satıcısından da yardım alarak, deneyerek alın. Gözaltındaki büyük halkalara bu kapatıcıyı uygulayın. Bir başka önerimiz de; önce fondöteninizi uygulayın. Üzerine biraz nemlendirici ile bir parça mavi far karıştırarak sürün ve son olarak tekrar üzerine fondöten sürün. Bu yöntemle ışık gözlerinizin altındaki koyulukları daha açık renkte yansıtacaktır.
Saçınızın Dip Boyası Çıkmışsa
Kırtasiyelerin sanatsal malzeme bölümlerinde satılan renkli tebeşirlerden saçınızın rengine en uygun olanını seçin ve alın. Evinizde bu tebeşirlerden bulunsun ve istediğinizde boyası çıkmış saç dipleriniz için kullanın. Saçınıza sakın pastel boya kullanmayı düşünmeyin çünkü pastel yağ bazlı boya olduğu için onu asla çıkaramazsınız ve yapış yapış olursunuz. Koyu renk saçınız varsa saç diplerine uyan renkte bir maskara kullanabilirsiniz.
Eger kullandığınız oje tırnağınızın rengini sarıya döndürdüyse yapmanız gereken; sararan tırnaklarınıza beyaz sirke sürmektir. Bu problemin yeniden oluşmasını önlemek için UV emicileri içeren (şişenin üstünde bu yazıyor olmalı) bir astar kat cila kullanın. Gerekirse ojeyi bunun üzerine uygulayın.
Askı İzini Yok Etme
Eğer straples (askısız) elbise giyiyorsanız ve askı izleriniz varsa hoş bir görüntü oluşturmaz, bunun için askı izini yok etmeniz gerekir. Askı izini renkli bir nemlendirici ya da teninizden bir ton daha koyu bir fondötenle kapatabilirsiniz. (Bu uygulama sırasında sünger kullanın ve renk tonunu yavaş yavaş oluşturun.)
Eteğiniz Sürekli Toplanıyor
Cildiniz Kırmızı mı?
Eğer sadece burnunuz kırmızı ise, daha koyu tondaki bir parça ilave kapatıcı rengi hafifletir. Kırmızılığı almak için burnunuzun iki yanına daha koyu renkte bir fondöten ile gölgeleme yapın.Tüm yüzünüz kırmızı ise, yüzde 70’i aloe vera içeren bir losyon sürün. Kırmızılığı daha etkisiz kılmak için sarı tonda bir fondötenin ardından kırmızılığın olduğu yere bronzlaştırıcı pudra ve yarı saydam pudra kullanın. Kırmızılık olan yeri çileklere ovabilirsiniz. Yüzünüze soğuk buz torbası uygulayabilirsiniz.
Parfümü Fazla Kaçırdıysanız
Elinizin ayarı kaçtı ve çok fazla parfüm sıktınız. Hemen ılık sabunlu bir bez hazırlayın. Hazırladığınız ılık sabunlu bezi nabzın attığı noktalara koyarak oluşan ağır parfüm kokusunu hafifletip, seyreltebilirsiniz. Not: Parfümü her zaman teninize sıkın, asla giysiye sıkmayın.
58
Giydiğiniz etek sürekli toplanıyor ve sizi rahatsız ediyorsa iste size pratik bir çözüm: Eteğinizin kıvrım dikişinin hemen altından küçük bir kesik açın. Ağırlık oluşturması için bu kesikten içeriye birkaç tane madeni para atın ve kesiği tekrar dikin. Bu oluşturduğunuz ağırlık eteğinizin aşağıda kalmasını ve düz durmasını sağlayacaktır.
Kanlı Gözler
Eğer gözleriniz kanlandıysa veya sık sık kanlanıyorsa öncelikli olarak bilmeniz gereken şey, her zaman için kahverengi tonlarından uzak durmanızdır. Çünkü kahverengi güçlü bir kırmızı pigmenti taşır ve kırmızılığı daha da vurgular. Bunun için göz makyajında ve kıyafetlerinizde soğuk renkleri yani mavi tonlarını tercih edebilirsiniz.
Genç yaşta illuzyona adanmış bir hayat... Ekranlardan tüm Türkiye’yi şaşırtan ve adeta “büyüleyen” isim Aref, hakkında merak edilenleri S’Dergi için yanıtladı. Aref Bey, öncelikle sizi ve yaptığınız işi biraz tanıyalım. Çoğumuz sizi ilk kez geçtiğimiz yıl yayınlanan Yetenek Sizsiniz Türkiye’de gördük, ama bildiğimiz kadarıyla siz illüzyon sanatına çok daha küçük yaşlarda başlamışsınız. İlk kez ne zaman illüzyona ilgi duydunuz ve bu işe nasıl başladınız? 11 yaşında iken, İran’da amcamın gözlerimin önünde bir ampulü kırıp yemesi beni etkilemiş ve illüzyona başlama kararı almama neden olmuştu. O zamanlar ilgi duyduğum illüzyon sanatı, ilerleyen yıllarda farklı çalışmalara yönelmemle hayatımı etkilemeye başladı.
60
s’portre sports international
Yarışma dönemi boyunca Türkiye’nin gündemine oturdunuz, bu kadar ünlü olmadan önce de profesyonel gösteriler yapıyor muydunuz yoksa sadece kişisel bir tutku muydu illüzyon? Nerelerde gösteri yapıyordunuz? Evet o dönemde neredeyse tüm Türkiye beni konuşuyor ve yeni gösterimi merak ediyordu. Ama sizin de bahsettiğiniz gibi ben o dönemde de profesyonel gösteriler yapıyor ve Ankara’da oldukça biliniyordum. O dönem Ankara’nın çeşitli AVM’lerinde gösterilerim oluyor ve orada da oldukça ilgi görüyordum. Yarışma bilinirlik ve kariyer sürecimde benim için hızlandırıcı bir araç oldu. r araç oldu. Etrafınızdakiler illüzyonun yanı sıra bazı derin zihinsel yeteneklere de sahip olduğunuzu ifade ediyormuş. Siz bu konuda kendinizi nasıl tanımlarsınız? Gerçekten psişik güçleriniz olabilir mi ve varsa bunlardan bize biraz bahsedebilir misiniz? Ben bir mentalist ve illüzyonist olarak insanlara benim özel güçlerim var da diyemem, yok da diyemem. Ben çıkıp gösterimi yaptığım zaman insanlar orada olağan bir durum algılıyorsa, zaten onlar için her şey olağandır. Olağan dışı durumlar algılanıyor ise de, o zaman her şey olağan dışıdır. Aslında yaptığım şovların açıklaması bu kadar basit. Siz ne algılarsanız ben onu yapıyorum; ben ne yapıyorsam, siz kendi istediğinizi algılıyorsunuz. İran’ın Urumiye şehri doğumlusunuz. Türkiye’ye ise ODTÜ Endüstriyel Tasarım bölümünü kazanmanız dolayısıyla gelmişsiniz. İllüzyon ve endüstriyel tasarım branşlarının ilginç bir ilişkisi olduğu söylenir. Endüstriyel Tasarım bölümünü tercih etmenizde illüzyon sanatınızı geliştirme arzunuz olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu iki birbirinden çok ayrı gözüken alan nasıl birbirini tamamlıyor sizce?
Evet İran’ın Urumiye şehrinde doğdum ve yaşadım. ODTÜ Endüstriyel Tasarım bölümünü işimi geliştirmek amacıyla tercih ettiğim de doğru; sonuçta bir endüstriyel tasarımcı her alanda ciddi ve gelişebilir tasarımlar yapabilir ve ben de kendi illüzyonlarımı tasarlayabilmek adına bana katkısı olabileceğini düşünerek Endüstriyel Tasarım bölümünü tercih ettim. Hocalarınız ise devamsızlığınızdan şikayet ediyormuş. Okulunuzu dondurduğunuzu duyduk, eğitim hayatınıza devam etmeyi düşünüyor musunuz yoksa ağırlıklı olarak illüzyon konusunda çalışmaya devam mı edeceksiniz? Evet şu an okulumu dondurmuş durumdayım ve daha ağırlıklı olarak illüzyon ile uğraşıyorum. İllüzyonla uğraşmaya uzun süre devam edeceğimi düşünüyorum. Sihirbazların Oscar’ı sayılan Uluslararası Sihirbazlar Federasyonu’nun verdiği Merlin Ödülleri’nde, 2011 Yılının Dünyadaki En Ekstrem Sihirbazı Ödülü ile onurlandırıldınız. Bu uluslararası ödül daha önce sadece David Copperfield, Penn & Teller, Siegfried & Roy, Criss Angel gibi dünyanın en saygın illüzyonistlerine verilmiş. Siz ise bu ödülü alan en genç isimsiniz. Bu konuda yaşadığınız duyguları bizimle paylaşır mısınız? Bu noktaya varacağınızı hiç düşünmüş müydünüz? Bu ödül sizin de bahsettiğiniz gibi daha önce birçok uluslararası ve ulusal illüzyoniste verilmiş ancak ben bunu hem uluslararası bir illüzyonist sıfatıyla hem de en genç hak eden kişi olarak almış olmaktan dolayı çok büyük gurur duydum. Bu noktaya geleceğim konusunda bir düşüncem yoktu, ama çevremdekiler bana çok inanıyorlardı ve dünyanın bir gün beni konuşacağını söylüyorlardı.
61
İnternet sizinle ilgili olarak “Aref ’in sırrını çözdük” gibi haberlerle dolu. Gösterinizde kullandığınız söylenen alet hakkında bilgilerin ortaya çıkması sizi nasıl etkiledi? Türkiye o dönemde hiç alışık olmadığı mentalizm gösteri tarzı ile benimle yeniden tanıştı ve bu olanlara insanların anlam yükleme çabası, ortaya Aref ’in sırrı diye sayısız video çıkardı. Ama ben bu videoları gülerek izledim ve bu kadar bu gösteri üzerine gidilmesi beni şaşırtmadı. Sonuçta ortaya çıkartıldığı düşünülen sır ile ilgili büyük gazeteler bile işini gücünü bırakıp araştırmalar yaptılar ve beni alt ettiklerini düşünerek, bundan garip bir zevk duydular. Ama unuttukları bir şey vardı; ben onların bu iddialarına cevap verecek biri değildim. Ben cevabımı, aynı yarışmanın yılbaşı özel programında verdiğimi düşünüyorum.
Bazı izleyiciler gösterilerinizden keyif almaya bakmak yerine size “foyasını ortaya çıkaralım” gibi bir tavırla yaklaşıyor. Bu durum sizi üzüyor mu, yoksa insanları şaşırtmaktan ve onların sizi çözmeye çalışmasından hoşlanıyor musunuz? Hayatta insanlar anlamlandıramadıkları her konu üzerine merak edip, o konuyu anlamlı ve anlaşılır hale getirmeye çalışırlar. Bu durum beni hiç üzmedi, çünkü bu işi yapıyorsam ve tanınıyorsam tüm bu tür olaylar ve beni çözmeye çalışan insanlar olacaktır. Bu durum beni üzmekten çok, daha da iyi ve özel gösteriler yapmam için beni heveslendiriyor. 20 Mart 2011 Tarihinde Yayınlanan Yetenek Sizsiniz Türkiye Büyük Final Programında şovunuzla seyirciyi ve ekran başındaki milyonlarca insanı deyim yerindeyse “büyülediniz”. Fakat yarışmada ikinci oldunuz. Yarışma sizin ünlü olma konusunda ilk kıvılcımınız oldu diyebiliriz, peki ikincilik sizi yarışma sonrası ne yönde etkiledi? Final gösterim ile ilgili birçok kişiden “bizi çok korkuttun” gibi yorumlar aldım, ama amacım onları korkutmaktan daha çok onların en çok şaşıracakları gösteriyi sunmaktı. Güzel bir gösteri olduğu, herkes tarafından bana bildiriliyor ve bu beni mutlu ediyor. Yarışmada ikinci olmak ise benim tarafımdan hiç önemli değil; çünkü ben ilk gösterimi yaptığım gün dahi kendimi bir yarışmada gibi düşünmüyordum ve elenmiş dahi Ben gösterimi yaptım; insanlar takdir ettiler ve beni şimdi de destekliyorlar. Bu bile yarışmayı kazanmaktan daha özel ve önemli benim için. Arkadaş çevrenizden bahsedelim isterseniz. Bir illüzyonist olmak, hele ki bu kadar ünlü olmak ilgi çeken bir durum olmalı. Etrafınızda devamlı sizden numara yapmanızı isteyenler, rahat bırakmayanlar oluyordur; bu durum arkadaşlarınızla ve çevrenizle ilişkinizi nasıl etkiliyor? Eskiden de her isteyen kişiye bir gösteri yapmıyordum, yarışma sonrasında da bu prensibimi değiştirmedim. Her ortamda gösteriler yapmaktan hoşlanmıyorum. Bu durumu bildiği için yakın arkadaşlarım da benden gösteriler istemezler.
s’portre sports international
Okuyucularımızın en çok merak ettiği soruyla söyleşimizi noktalayalım: 1989 doğumlusunuz ve bu genç yaşınızda, belki de kariyerinizin çok başında olmanıza rağmen pek çok başarı elde ettiniz, öyle kolay kolay da bu tutkunuzdan vazgeçeceğinizi düşünmüyoruz. Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? Yeni gösterilerinizi ne zaman izleyebileceğiz? Sizin de bahsettiğiniz gibi aslında mentalizm ve illüzyon benim hayatım gibi ve uzun yıllar bu gösterilerimi tekrar etmek istiyorum. Ben genellikle gösterilerimle alakalı hedef belirlemem; insanlar neyi talep ediyorsa ben onun üzerine bir gösteri gerçekleştiririm.
Ama bir gün tüm dünyayı şok edecek bir gösteri ile yine çok konuşulacağımızı düşünüyorum ve o gün çok uzak olmayacak. Derginiz ve okurlarına saygılarımla... Bize ve Sports International S’Dergi okurlarına zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, bizi yeni gösterilerinizle şaşırtmaya ve yeni başarılara imza atmaya devam etmenizi diliyoruz. Röportaj: Nil YALÇINKAYA Fotoğraf: Coşkun TURGUT
63
64
s’portre sports international
65
Son zamanlarda hızla yayılan ve geçtiğimiz ay Forbes Dergisi tarafından dünyanın en sağlıklı sporu seçilen squash sporu üzerine Türkiye Şampiyonu, Milli Sporcu ve Dünya 324.’sü eğitmenimiz Hüseyin Gümüş ile söyleşi yaptık. Squash nasıl keşfedilmiştir? Kökeni 1500’lü yılların Fransa’sına dayanan bu spor, insanların eğlence amacıyla duvara top çarptırmasıyla başladı. Oyun asıl popülerliğini 1886 yılında İngiltere’de Harrow School öğrencilerinin, kendi tenis sahalarının boşalmalarını beklerken, oyalanmak amacıyla duvara top atmalarıyla kazanmış ve oyun, bundan sonraki süreçte geliştirilmiştir. Ritmik çarpma sesleri, öğrenicilerin aklını çelince bu oynama ve oyalanma kısa sürede kişilik kazandı. 1886 yılında oyunu kuralları ve saha boyutları belirlendi. Ayrıca oyunun ilk kortları da bu okulda yapıldı ve topun doğal malzemesi kauçuk oldu.1911’de Squash, Tenis Komitesi tarafından resmen tanındı, oyunun boyutları Bath Kulübü’nün ölçülerine uygun kaldı, kurallarda çok az değişiklik yapıldı. Dünyada Squash başta İngiltere, A.B.D, Mısır olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde oldukça yaygın bir spordur. Squash nasıl oynanır kuralları nelerdir? Squash, birçok kişinin duvar tenisi olarak bildiği, 4 tarafı cam ya da duvar ile çevrelenmiş kortta, raket ve top ile oynan bir spordur. Parke bir zeminden oluşan kortun alanı yaklaşık 64 metrekaredir. Duvarları yüksek hızdaki topların darbelerine dayanıklı özel alçı ve boyadan ya da ahşaptan oluşur. Dünyada tamamen camdan imal edilmiş kortlar olmasına karşın, ülkemizde çoğunlukla yan ve ön tarafında duvar, arka tarafında ise cam olan kortlar mevcuttur. 11 puan üzerinden toplam 5 set oynanır. 5 setin 3’ünü alan maçı kazanmış olur. Vurulan topun mutlaka karşı duvar ile temas etmesi gerekir. Top ön duvara direk olarak ya da önce yan duvarlara sonra ön duvara da çarpabilir. Top yerde en fazla bir kez zıplayabilir. Rakip oyuncu topun yere düşmesini beklemeden havada da vurabilir. Oyuna başlamak için çekilen kura sonunda, kazanan oyuncu servis ile oyuna başlar. Servisi sağ ya da sol kutulardan herhangi birinden atabilir. Servisi atan oyuncu sayıyı kazanırsa bir sonraki servisi diğer kutudan atmak mecburiyetindedir. Her hata sayı anlamına gelir. Sayıyı kazanan oyuncu aynı zamanda servis atmaya da hak kazanır. 11 sayıya ulaşan oyuncu seti kazanmış olur. Skorun 10-10 olması durumumda uzatma sayılarına gidilir ve 2 fark olana kadar set devam eder. (1210, 16-14) her set arasında 90 saniye dinlenme molası verilir.
66
s’söyleşi sports international
Squash’ın faydaları ve farkları nelerdir? • Squash, Forbes dergisinin araştırmasına göre dünyanın en sağlıklı ve çok kalori yaktıran sporudur. • Her yaşta başlayıp rahatlıkla öğrenebileceğiniz ve oynayabileceğiniz bir spordur. • Birçok yerde, düşük maliyetler ile yapabileceğiniz bir spordur. • Bayan - erkek karışık ya da grup ve ferdi olarak da oynayabilirsiniz. • Yüksek sosyalleşme olanağı sayesinde yeni arkadaşlıklar edinirsiniz. • Hava koşulları ne olursa olsun yılın 4 mevsimi yapabileceğiniz bir spordur. • Aynı anda tüm kas gruplarınızı ve beyninizi koordineli olarak çalıştıran tek spordur. • Form tutmanız ve kilo vermeniz için idealdir. • Kardiovasküler sisteminizi, atletik kondisyonunuzu ve iyi huylu kolesterolünüzü olumlu yönde etkiler. • Özgüveninizi ve disiplininizi arttırır. • Sigarayı bırakmanıza yardımcı olur. • Su içmenin keyfini tadar, geceleri rahat uyumanın sırrını çözmüş olursunuz. • Squash, başladığınız günden itibaren yaşam tarzınız ve tutkunuz olur. Denediğiniz ilk gün, bunca yıldır oynamamanızın pişmanlığını yaşayacaksınız. Hadi, bu tutkuyu daha fazla ertelemeyin! Bize biraz da sporcu olarak başarılarınızdan ve hedeflerinizden bahseder misiniz? 17 Aralık 1980 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğretimimi tamamladıktan sonra 1999-2000 yılları arasında dil eğitimi için Londra’da yaşadım. İlk kez 1999 yılında amatör olarak başladığım squash’a hiç ara vermeden devam ettim. 2004 yılında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik yıllarında başladığım squash, her geçen gün hayatımda daha çok yer kaplamaya başladı. Geçen bu süreçte lisanslı sporcu oldum ve Türkiye’de bir çok resmi ve özel turnuvada birincilik, 2010, 2011 Türkiye Şampiyonluğu, 3 kez milli takım düzeyinde Avrupa Şampiyonası’nda mücadele etme gibi birçok başarıya imza attım. Şu an 45 puanla Türkiye sıralamasında birinci sıradayım.
oynamaya hak kazanarak 389. olarak dünya sıralamasına girdim. Haziran ayı itibari ile 324. sıraya yükselmiş durumdayım. Hedefim öncelikle yine her sene oyduğu gibi Türkiye şampiyonluğu ve milli takıma seçilmek; ikincisi ve daha önemlisi, oyun becerimi ve seviyemi mümkün olduğunca yukarılara taşımak. 2008 yılından beri Sports International Bilkent tesislerinde squash eğitmeni olarak çalışmaktayım. Sports International’ın Avrupa standartlarındaki tesisinde squash’ı zevkle insanlara tanıtıyoruz. Hafta sonları üyelerimize özel Challange Court uygulaması ve ayrıca yılda 2 kez turnuva organize ederek, gerek üyelerimizin gerekse dışarıdan katılan squash severlerin birbirleriyle mücadele etmesine olanak sağlıyoruz. Squash ile ilgili ayrıntılı bilgilere bana ait olan www.turkiyesquash.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Amerika, Fransa, Rusya, Macaristan, Malta gibi ülkelerde bir çok uluslararası turnuvalara katıldım. 2012 yılının başında İstanbul’da gerçekleşen PSA Uluslararası Squash Şampiyonası’nda ana tabloda
67
Burcu PEKKAYA – Pilates Trainer
Bu sayımızda pilatesin kaynağından söz edeceğiz. Pilates, yirminci yüzyılın başlarında Joseph Hubert Pilates (1880-1967) tarafından bulunmuş ve programlı bir şekilde geliştirilmiş hareket, denge ve nefes sistemlerinin bütünüdür. Pilates metodu özellikle zihnin, kaslar üzerindeki kullanımını hatırı sayılır bir katkı sağladığı için J. H. Pilates tarafından Contrology (Kontrol bilimi) olarakda adlandırılmıştır. J. H. Pilates’in bu çok sistemli egzersizler bütününde, temel olarak vücudun merkezinin (core) kuvvetlendirilmesi ve bu kuvvetlendirme neticesinde sabit tutulabilmesini amaçlar.
Çocukluğu kronik astım ve romatizmal hastalıklarla geçen J. H. Pilates bu hastalıklarla mücadele dönemlerinde kendi vücudunun gelişimi için büyük mücadele vermiştir. Ayrıca boksörlük ve koruma eğitmenliği de yapan J. H. Pilates özellikle 1. Dünya Savaşı sırasında hasta bakıcı olarak çalıştığı kamplarda doğu formunda egzersizler geliştirmiş bu egzersizleri fizyoloji ve hareket bilimlerinin de katkılarıyla geliştirerek bugünkü modern Pilates Sisteminin temellerini atmıştır. Contrology adını verdiği sistemde yatarak tedavi gören hastalara yönelik geliştirdiği bugün kullanılan modern ekipmanların temeli olan ekipmanlar sayesinde hastaların yatak yaralarının ilerlemesine engel olmuş, hastaların kaslarını kuvvetlendirerek iyileşme sürelerini kısaltmıştır. O yıllarda İngiltere’de oluşan büyük grip salgını sırasında J. H. Pilates’in çalıştığı kamplardaki hastaların salgından etkilenmemesiyle birlikte J. H. Pilates’in ünü hızla yayılmaya başlamıştır. 1926 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden J. H. Pilates New York’ta kendine ait bir stüdyo açmıştır. “10 seansta farkı hissedecek,
68
s’uzman sports international
20 seansta farkı görecek ve 30 seansta yepyeni bir vücuda sahip olacaksınız” sözleriyle geliştirdiği sistemin iddiasını ortaya koyan J. H. Pilates alanında dünya çapında bilinir bir eğitmen haline gelmiştir. J. H. Pilates geliştirdiği metodun sonuçlarının çok kısa sürede alınmadığını ancak alınan sonuçların açık seçik ve kalıcı olduğunu söyler. Aniden geliştirilen kaslar hızla gelişirken, çalıştırılmayan bölge kasları ise zayıf kalacaktır. Oysa J. H. Pilates’in metodunda dengeli bir şekilde kalıcı ve güçlü vücut hedeflenmektedir. 1000’e yakın farklı eksersizi barındıran Pilates metodunda lokal, amaca ve tedaviye yönelik çalışmalar yapılacağı gibi bütün vücudu hedefleyen çalışmalar da yapılabilmektedir. J. H. Pilates’in geliştirdiği metodun temelde 6 prensibi vardır. Metot bu 6 prensip üzerine inşa edilmiştir. 1-Konsantrasyon: Egzersizler sırasında harekete yoğunlaşmak. Hareketin hangi kası neden çalıştırdığının farkında ve bilincinde olmak. 2-Kontrol: Potansiyel sakatlıkların önlenmesinde dinlenmiş bir vücut ve kontrollü bir hareket çok önemlidir. 3-Merkezleme: Tüm hareket sanatlarında olduğu gibi Sistemli Pilates Metodunda da merkez göbek, bel ve kalça çevresidir. Merkezleme üst bedenin sabitlenmesini, esnemesini ve uzamasını sağlayacaktır. 4-Akıcı Hareket: Egzersizler asla acele edilmeden, ancak kesintisiz
ve duraksamadan yapılmalıdır. Aşırı, olağan dışı hareketlerden kaçınılmalıdır. 5-Kesinlik: Hareketler, belirsizce, bilgisizce ve kararsız yapılmamalıdır. Her noktadan geçerek kesintisiz hareket temeldir. 6-Nefes: Pilatesin en kilit prensiplerindendir. Acele etmeden doğru nefes amaca ulaşmadaki tetikleyici güçtür. Doğru nefes kas gelişimine doğrudan katkı sağlayacaktır. J. H. Pilates’in temelde çizdiği sistemin bilgileri ışığında günümüzde modern pilatese evrimlenen süreçte yazılarımıza devam edeceğiz. Önümüzdeki sayılarda pilates nasıl yapılır, ne kadar süreyle yapılır, hamilelikte pilates, tedavi metodu olarak pilates gibi konuları işliyor olacağız. Pilates eşliğinde daha sağlıklı ve mutlu günler dileklerimle… Burcu PEKKAYA – Pilates Trainer Sports International Ankara Kaynakça: Return to Life through Contrology ve Your Health: A Corrective System of Exercising That Revolutionizes the Entire Field of Physical Education.
69
70
s’beslenme sports international
71
/ Kadın
rini, bu ngi turuncunun ye re e zd gö en n k nu en espadriller sıca ı geldi. Kış sezonu an nd ri m ile za lc ın si an m te m t at imizden zel ve raha şın kasvetini üzer eniz tarzının en gü kd A . i. or ıy al vr Uzun ve soğuk kı de ı ar bu yazın gözdes el tonlar nl st ru pa bu ve i r vr le si nk ve re lgu topuklar yaz sarılar, neon oluyor. Ayrıca do ı ıs ıc ar rt ku in in yaz mevsim le kendini ler özellik k n re n o e N gösteriyor. bluzlarda
Bu sezonun gözdelerinden biri de platform topuk. Özellikle pastel ve neon renklileri.
Giuseppe-Zanotti
Nars
Alexander Wang
neşin
izi gü yaz b or u b y kalar koru k şap arından ü y ü l B lı ışın zarar
H&M
Beyaz ve pastel renkli zarf ve küçük çantalar da sezonun vazgeçilmezleri arasında.
Jilsander
Tül, transparan ve uzun etekler dolaplarımızda yerini alması gerekenlerden.
Top Shops
Şehir hayatının gürültüsünden renkli ve eğlenceli kulaklıklarla uzaklaşın. Spor yaparken de stilinizden taviz vermeyin. Urbanears
72
Tırnaklar bu yaz gösterişli ve rengarenk. Tasarımcı Thakoon’un Nars için hazırladığı özel oje serisi yazın ne kadar renkli geçeceğini yeterince iyi anlatıyor.
s’trend sports international
/ Erkek
Yazın gelişi erkek modaseverlerin dolaplar ında da bu yıl renkli kutlanıyor. Özellikle mavi ve parlak renkler baharda da olduğu gibi yazın da etkisini arttırarak göst eriyor.
“Ben neon renkler giymem!” diyen erkekler içinse favori olabilecek parçalar; haki, beyaz ve bej renklerde keten pantolonlar, yine aynı renklerde keten gömlekler...
drilin
pa l ve es e t n a d di; n tren u n o z Se ası. buluşm Dockers Toms
Burberry
Büyük saatlerin modası hiç geçmiyor. Bu yaz da durum aynı! Bileklerde büyük ve spor saatler olacak! emli en ön lükler! n i r e l z or. erkek biri de gö a dönülüy , z u s r u n Kuşk arlarında 60’lı yılla i u l ’ s e 0 s 5 ak de ükler Gözl
Oliver Peoples
Pantolon ve şortlara rahat ve şık espadriller eşlik edecek. Erkeklerde görmeye alışık olmadığımız neon sarılar ve özellikle nar çiçeği rengi 2012 yazının en trend tonları. Erkeklere bir tüyo; üzerinizdeki tek bir parça neon renklerden biri olsun. Siyah ya da beyaz baskılı bir t-shirt, spor ayakkabılar ve nar çiçeği bir pantolon!
73
74
s’beslenme sports international
75
SAĞLIKLI, ENERJİ BOMBASI KURABİYELER Bu kurabiyeler özellikle yorucu egzersizlerden önce veya sonra size güç verecek; üstelik besleyici değeri çok yüksek ve artık kansere davetiye çıkardığı bilinen rafine şeker içermiyor. Dahası, buğday proteini olan glutene hassasiyeti olanlar ve çölyaklı kişiler için de tamamen güvenli!
Malzemeler
• 2,5 Su bardağı kadar çekilmiş badem (Robotta çekebilirsiniz. Fazla çekmeyin, badem ezmesi kıvamına gelir.) • 1 Elma • 1 Muz • 6-8 Adet hurma • 1 Yumurta • İstediğiniz kadar bal • Belki biraz fındık, biraz vanilya... • Bolca tarçın, isteğe göre zencefil.
76
Yapılışı
Malzemeleri karıştırın, ağır, yapış yapış bir kıvam elde edin. Önceden ısıttığınız 170-200 derece fırında yaklaşık 20-25 dk kadar pişirin. İlk çıkarttığınızda henüz pişmemiş gibi bir yumuşaklıkta olacaktır, merak etmeyin; bekleyince sertleşiyor. Atın saklama kabınıza; hele ki işten çıkıp yemek yiyecek zaman bulamadan spora gidiyorsanız birkaç tane bu kurabiyelerden ağzınıza atmak çok işinize yarayacak.
s’gurme sports international
LAKTOZSUZ DONDURMA
Dondurmayı çok sevse de sütü sindiremediği için her yedikten sonra karın ağrısı yaşayanlar veya süte alerjisi olanlar, bu tarif hem size hem sevdiklerinize. Bu dondurmamız sindirimi zor olan süt şekerini, yani laktozu içermiyor; ayrıca rafine şeker oranı hiç yok veya çok düşük. Tadını ise alıştığınız sütlü ve şekerli dondurmadan ayıramayacaksınız!
Malzemeler:
• 1,5 - 2 su bardağı Hindistan cevizi sütü • 3 yumurtanın sarısı • Katı kakao yağı (aktarlarda bulabilirsiniz) 1-2 yemek kaşığı kadar • 1 dal gerçek vanilyanın içinden çıkarttığınız tohumların birazı • 1-2 yemek kaşığı pekmez • 1-2 yemek kaşığı bal • Zevkinize göre saf, katkısız, şekersiz kakao
Yapılışı
1. Önce kakao yağını ağır ağır eritin, yakmamaya dikkat edin. 2. Yumurta sarılarını çırpın, içine Hindistan cevizi sütünü boşaltın. 3. Bal, pekmez, vanilya gibi aromaları ekleyin. 4. Kendi zevkinize göre -Örneğin bol çikolatalı seviyorsanız 1 su bardağı kadar- kakao koyun. 5. Tencereye alın, çırpa çırpa pişirin; topak bırakmayın. 6. Kaynamadan hemen önce ocaktan alın. 7. Bir kaba boşaltıp oda sıcaklığına gelene kadar soğutun. 8. Şekilli kaplara ya da bir borcama döktükten sonra buzluğa koyun. 9. Yarım saat ya da saatte bir dondurmanızı karıştırın. Dondurma makineniz varsa daha macunsu, maraş usulüne yakın sonuç alabilirsiniz. İşin sırrı, ne kadar sık ve iyi şekilde karıştırıldığında. Afiyetle yiyin ve sevdiklerinize ikram ettikten sonra “Biliyor musun bu dondurmada hiç süt ve rafine şeker yok” diyerek onları şaşırtın!
77
Isparta’nın kuzey doğusunda bulunan sevimli kasaba Yalvaç, tarih öncesi çağlardan bu yana binbir çeşit medeniyete ev sahipliği yapmış, ziyaretçilerine adeta 1 günde 5000 yılı birden yaşatan bir kültür noktası. Anadolu’nun bir zamanlar belki de en işlek coğrafyasına, tüm yolların, yolcuların buluştuğu bir konuma sahip Yalvaç’ı gezmekle, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel yaşamlardan kıymetli el işçiliklerine, tarihi kalıntılardan bu kalıntıların günümüze uzanan kültürel etkileşimlerine zengin ve keyifli bir yolculuğa çıkmış olacaksınız...
78
Neden 1 Günde 5000 Yıl Diyoruz?
Yalvaç, Anadolu’nun eşsiz zenginlikteki tarihi dokusunda önemli bir yer tutar. Yontma taş devrinden günümüze Yalvaç, insanlığın yerleştiği ve geliştiği yegane medeniyet beşiğidir. Paleolitik ve Neolitik çağ, Tunç çağı, Persler, Makedonyalılar, Bergama Krallığı, Romalılar, Kapadokyalılar, Bizans, Araplar, Haçlılar, Selçuklular, Hatimoğulları, Osmanlı... Hepsinin yolu ortak bir şehirden; Yalvaç’tan geçmiştir.
Yalvaç’ta Mutlaka Görmeniz Gereken Tarihi Zenginlikler: Psidia Antiokheia
Roma döneminde Yalvaç Pisidia bölgesine başkentlik yapmıştır ve adı Pisidia Antiokheia olarak geçer. Kent, en parlak dönemini Roma egemenliğinde yaşamış. Bu dönemde yoğun imar faaliyetleri görülmüş. Augustus döneminde (İ.Ö 27-İ.S. 14) Psidia Bölgesinde 8 koloni kurulmuş, ancak konumu nedeniyle yalnızca Antiokheia’ya “COLONIA CAESAREİA”, yani Sezar’ın şehri ünvanı verilmiş. Yine bu dönemde kent, hakim olduğu Psidia Bölgesinde, başkent konumuna
yükselen önemli bir Roma kolonisi haline gelmiş. Kent, imarı sırasında aynı diğer Roma kentlerinde olduğu gibi 7 tepe üzerinde kurulmuş ve 7 mahalleye bölünmüş. Bugün kenti gezerken görebileceğimiz yapıların büyük bir kısmı da, Roma Dönemi’nde bu yoğun imar faaliyetlerinden günümüze ulaşabilenler.
Augustus Tapınağı
Kentin en yüksek noktasında kayaların azimle oyulmasıyla elde edilen düzlükte kurulu olan muhteşem tapınak... Tapınağın frizlerinin önemli bir bölümü kutsal alan ve Yalvaç Müzesi’nde korunmuş durumda; tapınağın olduğu alanı gezdikten sonra müzeyi de ziyaret ederek bu eserleri görebilirsiniz.
Nympheum ve Su Kemerleri
Yaklaşık 11 km uzaktan, Sultan Dağları’ndaki “Suçıktı” kaynağından aldığı suyu kente getiren su iletim sisteminin, sifon bölümünü oluşturan 800 metrelik su kemerlerinin günümüze ulaşabilen kalıntıları var. Yalvaç kasabası da, su ihtiyacını bugün aynı kaynaktan sağlıyor. Uzun yılların deneyimiyle elde edilen bu kusursuz mühendislik uygulaması sayesinde, günlük ortalama 3000 metreküp su düzenli ve sorunsuz olarak, izleri her yerde görülebilen şebekeyle kente dağıtılmış. Su kemerleri ve çeşme binası,
Antiochia’nın Colonia Caesareia adını alıp, başkent konumuna ulaştığı I. yüzyılın ilk yarısına tarihleniyor. Su kemerlerinin manzarasını gün batımında görmenizi, özellikle fotoğrafçılık meraklılarına tavsiye ediyoruz.
Merkezi Kilise: St. Paul
Yalvaç, din turizmi konusunda oldukça önemli bir noktada bulunuyor, çeşitli ülkelerden Yalvaç, Hıristiyan hacılarının uğradığı kutsal bir mekana ev sahipliği yapıyor. İsa’nın havarilerinden St. Paul’un geldiği ve bir süre yaşadığı şehir olan Yalvaç, zamanla dini bir merkez durumuna gelmiş. Yalvaç bu eşsiz inanç ve kültür zenginliğiyle, adeta dinler arası bir dostluk ve kardeşlik merkezi; bu nedenle dünyanın pek çok ülkesinden insanlar tarafından da sık sık ziyaret ediliyor.
Men Kutsal Alanı ve Men Kültü
Men Tapınağı, Yalvaç’ı ziyarete gelenlerin mutlaka uğraması gereken en önemli yerlerden biri. Burası, Antiokheia antik şehrinin yaklaşık 5 km. Güneydoğusunda, yaklaşık 1600 m. yükseklikte, Anadolu’nun eski inanışlarından Ay Tanrısı Men adına yapılmış bir tapınak ve onun çevresinde toplanmış yapılardan oluşan bir kutsal alan. Kutsal Alan, Frig devrinden Erken Hristiyanlık devrine dek Antiokheia’nın
79
baş tanrısı olmuş Men adına şehirleşmiş dinsel bir merkez olma özelliği taşıyor ve bu yönüyle tüm dünyada eşi benzeri yok. Alanın bulunduğu Germen Korusu, bugün bile çıplak Sultan Dağları üzerinde Antiokheia’nın baş tanrısı Patrios Theos’un kutsal ağacı olan çamlarla kaplı olmasıyla dikkat çekiyor. Kutsal Alan, aşağıdaki Antiokheia’nın egemenlik alanı olan günümüz Yalvaç Ovası’nı, güneydoğudaki Beyşehir Gölü’nü ve güneybatıdaki Eğirdir Gölü’nü aynı anda görüyor; eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini çağlar öncesinde bir yolculuğa çıkarıyor... Araştırmacılar bu alanda çevresi duvarla çevrili kutsal alan içinde bir tapınak, daha küçük başka bir tapınak, stadion, tören salonu, kült yemeklerinin yendiği bir ev ve ev benzeri, 20 kadar niteliği tam anlaşılamayan yapıdan oluşan bir kutsal alan ve daha sonraki yüzyıllarda inşa edilmiş kilise kalıntıları bulmuşlar. Kalıntıların İ.Ö. 4. - İ.S. 4. yüzyıllar arasına tarihlenen uzun bir sürece, dolayısıyla sağlam kökleri olan güçlü bir külte ait olduğu bulunan yazıtlardan anlaşılmış. Bizden uyarması, henüz mekanda arkeolojik çalışmalar devam etmekte olduğu için kutsal alanın bulunduğu dağa çıkışlara izin verilmiyor.
Kaya Mezarları
Yalvaç’ın yaklaşık 25 km. batısındaki Hoyran Gölü’ne doğudan dik inen kayalıklarda bulunan Kaya Mezarları, soylulara özgü
80
bir mezar türü. Oldukça dik bir patikadan tırmanılarak ulaşılabilen mezarların bulunduğu göl kenarı rotası, özellikle trekking meraklılarını tatmin edecek cinsten. Mezara tırmandığınızda, kapıdan gördüğünüz muhteşem göl manzarasından etkilenmemek elde değil.
Selçuklu Devlethan Camii
Yalvaç’ın merkezinde, Çınar Altı Mevkiinde ve yolların kesişme noktasında bulunan Selçuklu Devlethan Camii, yakınındaki medrese ve hamamıyla Selçuklular Dönemi’nin yerleşim merkezi anlayışını çok güzel gösteriyor. 14. Yüzyılda II. Kılıç Arslanın kardeşi Devlethan adına yapılan cami, daha sonraki yıllarda birkaç kez çeşitli onarımlar geçirmiş olarak günümüze ulaşmış. Beylikler Dönemi özellikleri gösteren caminin mimarı maalesef bilinmiyor. Cami, kireç harcıyla birleştirilmiş kesme taşlardan inşa edilmiş. Ama caminin esas özelliği, Antiochia ören yerinden getirilen mermer işlemeli bloklar ve yazıt parçalarının duvar malzemesi olarak kullanılmış olması.
Yalvaç Müzesi
1966 yılında hizmete sunulan müzenin girişinde, Yalvaç’ın 17 km. güneybatısındaki Tokmacık Beldesi’nde ortaya çıkan fosil buluntuları sergileniyor. Çok çeşitli memeli hayvanlara ait fosiller, 7-8 milyon yıl önceki Geç Miyosen dönemine ait. Sonraki vitrinlerde, Yalvaç ve çevresinde yapılan yüzey
araştırmalarında bulunan ya da köylüler tarafından müzeye teslim edilen, İlk Tunç Çağı’na ait (İ.Ö. 3.-2. Bin) buluntular; Klasik Salonda, çoğunlukla Antiokheia ve Men Kutsal Alanı buluntuları sergileniyor. Büyük boyutlu mermer heykellere ait fragmanlar, portreler, kabartmalar; vitrinlerde ise günlük kullanım kapları, süs eşyaları, koku şişeleri, terra-kotta ve bronz figürinler, mermer heykelcikler, erken Hıristiyanlığın günümüze ulaşan haçları ve Men Kutsal Alanı’nda bulunan adak stellerinden oluşan zengin bir koleksiyon sergileniyor. Etnografya salonunda, XII. yüzyılda Yalvaç’a yerleşen Türk kültürünün en güzel örnekleri bulunuyor. Burada Yalvaç Evi maketi, günlük kullanım eşyaları, elbiseler, süs takıları, silahlar, Osmanlı sikkeleri ile nişanlar ve madalyalar bulunuyor. Kazı ve araştırmalarla birlikte, müzenin gelişimi de sürüyor. Daha şimdiden, depolardaki eserlerin sergilenebilmesi için daha geniş bir müze ihtiyacı doğmuş. Sikkeler, el yazmaları, silahlar, kabartmalar, heykel fragmanlarından oluşan geniş bir koleksiyon, yapılacak tadilatlarla sergilenmeyi bekliyor. Yalvaç’ın merkezinde olan müze ve Pazartesi günleri dışında her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık.
s’gezgin sports international
Geleneksel Yaşamın İzinde:
Yalvaç Kültürü
Hani günümüzde hepimizin özlemini çektiği, o el değmemiş kültürleriyle, gelenekleriyle, içten gülüşlü insanların yaşadığı yerler vardır. İşte Yalvaç misafirperverliğiyle, bu kendine has yaşam tarzının kapılarını sizlere sonuna kadar açıyor...
Çınaraltı
Kasabanın göbeğinde, ulu bir çınar karşılar Yalvaç ziyaretçilerini. Bu çınar, Selçuklular zamanında dikilmiş ve günümüze kadar ulaşmış tarihi bir abidedir. Yaşam, her mevsimde ayrı güzellikleriyle bu ağacın altında yaşanır, kahveler çaylar yudumlanırken dostluklar paylaşılır.
Yoğurt Pazarı ve Normal Pazar
Pazartesi günleri Yalvaç’ta kurulan pazar, ziyaretçilerini canlılığı ve çeşitliliğiyle şaşırtır. Antalya, Aydın, Denizli illerinden getirilen taze sebze-meyvelerin bulunduğu pazarda, çevre kasaba ve köylerde üretilmiş doğal ürünler bulmak da mümkündür. Dikkate değer bir husus pazar yerinde alışverişin dua ile başlamasıdır. Pazarda satılan mahalli ürünler içinde kaymak, kaymak yağı, yoğurt önemli bir yer tutar. Eskiden sıklıkla manda yoğurdunun bulunduğu Yoğurt Pazarı kavramı, yalnızca Yalvaç’a özgüdür.
Haydi Hanımlar, Ekmek Yapmaya!
Yalvaç’a gelirseniz, belki de hayatınızda ilk kez şahit olacağınız çok ilginç bir adetle karşılaşacaksınız: Bu şehrin kadınları, sabahları hanım hanıma hep beraber girdikleri mahalle fırınlarında kendi ekmeklerini kendileri üretiyor! Yalvaç’ta marketten ekmek satın almak, oldukça nadir bir durum. Kadınların ekmek yaptığı bu fırınlar da, sadece Yalvaç’a özgü.
Tarihi Yalvaç Evleri
Birbiriyle uyumlu sıra sıra dizili özgün ahşap evler, Yalvaç’ın mahallelerini süsleyen tarih kokulu bir atmosfer sunuyor. Üstelik, restore edilen evlerde hala yaşam var; insanlar dedelerinden, atalarından kalan bu evlerde oturuyor. Dilerseniz, tarihi Yalvaç evlerinden biri olan Tıraşzade Konağını gezebilir, içeride Yalvaç’ın günlük yaşantısına dair hoş detaylar yakalayabilirsiniz.
Tıraşzade Konağı:
Kaşyukarı Mahallesi, Kahveci Bekir Sokak No:23 adresindedir. Hemen kuzey yanında bulunan Kaşyukarı Mahallesi Mescidi ile komşudur.Bir yıl öncesine kadar yıkılmak üzere olan ev, Yalvaç Belediyesi tarafından alınarak, ÇEKÜL Vakfı’yla birlikte onarımı yapılmıştır. Ziyaret için belediye telefonlarından bilgi alabilirsiniz.
Yalvaç’ın Tadı, Kalacak...
Damağınızda
Zengin bir mutfağa sahip Yalvaç’ın, sadece ilçeye has yemeklerini anlatan bir tarif kitabı bile bulunuyor. Özellikle hamur işini seven Yalvaçlılar arasında tercih edilen en yaygın börek türü, bayramlarda ve düğünlerde ikram edilen kıymalı su böreği. Bunun yanında bir eve, evin damadı misafir geldiğinde muhakkak damat baklavası ikram ediyor. Keşkek, yörenin en bilinen mahalli yemeği; kaburgadan yapılan yerli pastırma ve önceden ıslatılmış keşkekliğin, toprak çömleğe konarak ateşi sönmüş mahalle fırınlarında yaklaşık 12 saat pişirilmesi ile yapılır. Ayrıca Yalvaç’ta bilinen diğer bir yöresel yemek de boranıdır. Boranı, fasulye ya da ıspanaktan yapılır.
Yalvaç’ın Nesi Meşhurdur? Keçecilik
Çok az kişi tarafından sürdürülen bu gelenek ile üretilen çeşitli ürünler, Türkiye’nin dört bir yanına satılıyor ve özellikle el işi meraklılarının, eğitimcilerin ve Anadolu geleneklerinden ilham alan çeşitli yerli ve yabancı sanatçıların ilgisini çekiyor.
81
Semercilik
Otomobillerin olmadığı eski zamanlarda at, eşek ve katır gibi binek hayvanları ile ulaşım sağlanıyor olması, semerciliğin Yalvaç’ta gelişmesine yol açmış. Bugün ise bu gelenek, yalnızca bir kişi tarafından sürdürülüyor.
Dericilik
Günümüzde sanayileşmeyle makinaların yaptığı işi, Yalvaçlı ustalar halen elleriyle yapmaya devam ediyor. Yoğun kuvvet ve sabır gerektiren bu zanaat, sırları ustadan çırağa geçen en önemli geleneksel uğraşlardan biri.
Halıcılık
Türk halılarının ünü, dünyaya yayılmış bir gurur kaynağı... Yalvaç’ta da bu işin en kendine özgü ürünlerini bulmak ve halıcılık sanatını yerinde incelemek ve halı satın almak, pek yakında kurulması planan atölyelerle mümkün olacak. Meyvecilik Antalya yöresinin “kurutulmuş meyve” geleneği, burada da karşımıza çıkıyor. Sevimli sepetler içinde rengarenk kurutulmuş meyveler, herkesin ilgisini çekiyor.
Yalvaç’ta Doğa Yürüyüş ve trekking meraklılarına soluksuz bir keşif ortamı sunan Yalvaç’ın çevresinde de gezilebilecek pek çok doğal güzellik bulunuyor. Biz bu güzelliklerden sadece iki tanesini sizinle paylaşıyoruz; adı üstünde, diğerlerini sizin “keşfetmeniz” gerekiyor.
82
Ayıini Mağarası
Yalvaç’ın 16 km. kuzeydoğusunda yer alan Ayıini Mağarası, Nazilli Deresi’nin yakınındaki doğal bir oluşum. Bizans Dönemi’nde çeşitli amaçlarla kullanıldığı, içinde su sarnıçlarının ve sarkıt ve dikitlerin bulunduğu biliniyor. Bu ilginç mağara, mağara kaşiflerine ve trekking severlere hoş bir ziyaret alanı.
Hoyran Gölü
Yalvaç’ın yaklaşık 25 km. batısında, Eğirdir’in kuzey uzantısını oluşturan Hoyran Gölü, kıyısında kamp yapmaya uygun yapıdaki arazisi ve durgun, tertemiz suyu ile şehrin gürültüsünden huzura kaçmak isteyenler için birebir dinlenme alanı.
Nasıl Ulaşırım? Isparta İline bağlı ve Isparta’nın 105 km. kuzeydoğusunda bulunan bir ilçe olan Yalvaç’a ulaşmanın pek çok yolu bulunmaktadır.
Uçakla
Türk Hava Yolları’nın, İstanbul-Isparta arasında Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri karşılıklı uçak seferi var. İstanbul’dan gelecek olanlar uçakla Isparta’ya gelip, buradan otobüsle Yalvaç’a geçebilirler.
Otobüsle
Yalvaç Aran Otobüs Firması’nın günde bir kez Ankara, Antalya, Konya, İstanbul ve İzmir’e otobüs seferleri var. Ayrıca yine Yalvaç
Belediyesi ve Yalvaç Özen Otobüs firmasının Isparta-Yalvaç arasında iki saatte bir hareket eden otobüs ve minibüsleri bulunuyor. Isparta-Yalvaç arası 110 km. ve yaklaşık iki saattir.
Trenle
Trenle Isparta’nın Eğirdir ilçesine gelinip, buradan da otobüslerle Yalvaç’a geçmek mümkün. Yalvaç - Eğirdir arası 50 km. ve yaklaşık 45 dakika sürüyor.
Otomobille
Özel aracınızla ülkenin batısından AfyonDinar üzerinden Uluborlu-Senirkent yolunu takip ederek; kuzeyden Afyon-Şuhut ve Ankara-Polatlı-Yunak-Akşehir yollarını taklip ederek; doğudan Konya-SeydişehirŞarkikaraağaç yollarını takip ederek ve güneyden de Isparta-Eğirdir yolunu takip ederek Yalvaç’a ulaşmak mümkün.
Her türlü detaylı bilgiyi Yalvaç Belediyesi’nden alabilir ve ücretsiz broşür isteyebilirsiniz. Ayrıca yine Yalvaç Belediyesi’nin web sayfasında Yalvaç’la ilgili her türlü bilgiye ulaşabilirsiniz.
Yalvaç Belediyesi
Tel : 0 246 441 50 35 - 441 24 67 Faks : 0 246 441 50 07 e-posta : info@yalvac.bel.tr
www.yalvac.bel.tr
s’gezgin sports international
83
84
OTOMOTİV DÜNYASINDA USTALAŞAN BİR MARKA... “Markalaşmak Yürek İster” prensibiyle yola çıkarak USTAOĞLU OTOMOTİV’i sektöründe hak ettiği noktaya getiren Ustaoğlu Otomotiv Genel Müdürü Ziya USTAOĞLU keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sizi ve kurumunuzu tanıyabilir miyiz? Ustaoğlu Otomotiv Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesiyim. USTAOĞLU OTOMOTİV 1997 yılında Beypazarı ilçesinde kurulmuştur ve 15 yıldır faaliyet göstermektedir. Yıllardır hizmet gösterdiğimiz otomotiv sektöründe tecrübemiz, yenilikçi yapımız, verimli çalışmalarımızla beklentilerin üzerinde müşteri memnuniyeti sağlayan, nitelikli, motivasyonu yüksek çalışanların oluşturduğu sektörü en iyi tanıyan rekabetçi yapısıyla sürdürülebilir büyümeyi amaçlayan bir firmayız. Bize faaliyet alanlarınızdan bahseder misiniz? USTAOĞLU OTOMOTİV olarak, Ostim merkez ve Beypazarı şubemizde binek, kamyonet, kamyon, iş makinası, zirai grup ve bunun gibi tüm araçların ihtiyaç duyduğu lastik, jant ve akünün satış ve servis hizmeti vermekteyiz. Sizi tercih eden müşterilerinize ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz? Alacağınız hizmet ve ürünlerle ilgili bütçe, ödeme koşulları ve işlemin bitiş zamanı hakkında bilgi verdikten sonra, günlük gazete ve dergilerimizi bulabileceğiniz müşteri bekleme salonumuzda çeşitli ikramlarımızla ağırlamaya çalışırız. Lastikleriniz araca monte edilirken bijonlarınız yağlanır ve torkmetre kullanılarak sıkılır. Yazlık, kışlık lastik değişiminde, lastiklerinizi, lastik otelimizde sizin için saklarız. Saklama ve taşıma sorununuz olmaz. Aracınızın stepne dahil tüm lastikleri, ön düzen ayarı, motor yağı, filtreleri, balataları ve silecekleri kontrol edilir ve güvenli bir sürüş için hazır hale geldiğinde teslim edilir. Müşterimiz şayet bakım onarım amacıyla aracını getirecek vakti bulamıyorsa, adresten araç alma ve adrese araç bırakma hizmetimiz bulunmaktadır. Ayrıca yol yardım aracımızla, Filo müşterilerimiz için şantiye ve garajlarında lastik değişimi, hava basınç kontrolü, ilave subap takma, kaplama ve diş açma için lastik takibi ve balans gibi hizmetler vermekteyiz. Ek olarak satışını yaptığımız iki adet lastik için 6 ay, dört adet lastik içinde 1 yıl yol yardım hizmeti vermekteyiz. Otomotiv sektöründe karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de çeşitli sorunlar yaşamaktayız. Özellikle doğal kauçuk fiyatlarının artması lastik maliyetlerini artırdığından dolayı özellikle bu yıl lastik fiyatlarında yüksek oranda artış olmuştur. Ancak firmamız sorunlara değil, çözüme odaklı olduğu için ekibiyle birlikte her türlü sorunun üstesinden gelecek güce sahiptir. Lastik seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Son 10 yılda ülkemizdeki araç sahiplerinin lastik seçiminde daha bilinçli hale geldiğini görebiliyoruz. Günümüzde bilinçli bir otomobil kullanıcısı bir lastikten, güvenlik ve konfordan başka özellikler de aramaktadır.
86
Bunlar lastiğin kuru ve ıslak zemin yol tutuşu, iyi bir fren mesafesi, yüksek hızlardaki yola hakimiyet durumu, uzun ömrü, yakıt tasarrufu sağlayabilmesi, çevreci olması ve de iklim - arazi koşullarına uygunluğu olarak sıralayabiliriz. Öncelikle otomobil üreticisinin önerdiği lastik ebadının dışına çıkmamak en doğrusudur. Ancak estetik kaygılarla veya özel amaçlarla lastik ebadı değiştirilebilir. Böyle durumlarda denklik tablosunda belirtilen muadil ebat kullanılmalıdır. En iyi performans için, dört tekerleğin tamamında aynı lastik tipi kullanılması gerekmektedir. Farklı ebada, yapıma sahip lastik aşınma seviyeleri taşıt hâkimiyetini ve dengesini etkileyebilir. Araçların yazlık bakımlarıyla ilgili tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikli olarak araçlarımızın periyodik bakımlarını zamanında yapmalıyız. Yazlık bakımda aracımızı çeşitli noktalarıyla kontrol etmeliyiz. Bunları sayarsak bujiler, motor yağı, hava, yağ ve yakıt filtreleri, farlar, silecekler, klima ve polen filtresi, akü bakımı, soğutma sistemi ve de yolculuğunuzda en önemli güvenlik unsuru olan lastiklerimizin bakımı ve hava basıncıdır. Havaların ısınmaya başladığı günlerde kışlık lastiklerimizi aracınızın orijinal ekipman listesindeki yazlık lastikler ile değiştirmeliyiz. Kullandığımız lastiğin diş derinliklerinin 4 mm’nin üzerinde olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Eğer 4 mm ve altındaysa mutlaka güvenliğimiz açısından yenilemeliyiz. Ayrıca lastiklerimizdeki aşınmaları da takip ederek aracımızın iyi bir yol hâkimiyetine kavuşması için rot balans ayarlarının da yaptırılması gerekliliğini unutmamalıyız. Sektördeki son gelişmeler hakkında bizlere bilgi verir misiniz? Son yıllarda otomobillerde 16’’ ve üzeri jant ve lastik kullanımı artmıştır; buna bağlı olarak da pazardaki talep artış göstermektedir. 2013 yılı başından itibaren lastiklerde beyaz eşyada olduğu gibi etiketleme sistemine geçilecektir. Bu sınıflandırma ıslak zemin yol tutuşu, lastiğin sessizliği ve yakıt tasarrufu sağlama kriterleri üzerinden gerçekleştirilecektir. Zirai grup traktörlerde de radial lastik kullanımı ve özellikle ilaçlamada kullanılan dar lastiklerin kullanımı artmış, sektördeki gelişmeleri çok iyi takip eden firmamız, bu konuda da ürün çeşitliliği ve teknik bilgiye sahip profesyonel ekibiyle Türk Çiftçisinin çözüm ortağı olmuştur. Bundan sonrası için hedefleriniz nelerdir? USTAOĞLU OTOMOTİV olarak şu ana kadar tüm hedeflerimize ulaştık. Bundan sonra da ‘’BİZ’’ bilincine sahip ekibimizle, sektörümüzün en iyisi olma hedefimizi gerçekleştireceğimize inanıyorum. İleriye yönelik projelerimiz; ürün ve servis çeşitliliğimizi artırarak, değişen müşteri beklentilerine cevap verebilmek, daha çok kişi ve kuruluşu kurumumuz hakkında haberdar etmek ve dış ticaret konusunda da firmamızı daha ileriye taşımaktır.
s’kültür&sanat sports international
87
88
s’kültür&sanat sports international
Evrenden Torpilim Var Yazar: Aykut Oğut Yayınevi: Dharma Yayınları Aykut Oğut 2009 yılına damgasını vuran kitabı, sahip olduğunuz enerjiyi nasıl doğru kullanabileceğinizi,insan ilişkilerini nasıl başarıyla yürütebileceğinizi, yaşam kalitenizi nasıl arttırabileceğinizi anlatan ve bunları yaşanmış örneklerle bizlere sunan ilk kitabıdır. Yazarın ikinci kitabı ise isimsiz olmakla birlikte kapağında ayna görselini kullanan bir devam kitabı niteliğindedir.Klişe kişisel gelişim kitaplarından çok farklı olduğunu okudukça göreceksiniz. Enerjiye ve gücünüze inanıyorsanız bu iki kitabı da mutlaka okumalısınız
Kalan
Yazar: Leyla Erbil Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları Leyla Erbil 5. romanı Kalan ile adeta bir kültür yelpazesi sunuyor okurlarına. İstanbul’un Rumlarla, Ermenilerle ve Yahudilerle iç içe olan kozmopolit ve çok kültürlü halini hatırlatıyor. Kitapta hikayeyi Lahzen’in ağzından dinliyoruz.Şiir-metin olarak yazılan kitabın büyülü dilinden son derece radikal toplumsal-siyasal eleştiriler sızıyor. Yazarın deyimiyle “Hiçbir şeyden ve her şeyden kalan” olarak değerlendirilen kitapta sizi eşsiz bir yolculuk bekliyor.
Çoluk Çocuk
Gizli Anların Yolcusu
Yazar: Patti Smith Yayın Evi : Domingo Yayınevi
Yazar: Ayşe Kulin Yayınevi: Everest Yayınları
2010’un en iyi kitabı olarak gösterilen çoluk çocuk, yayınlandığı günden bu yana hala en iyi kitap ünvanını elinde tutuyor. National Book Award sahibi kitap; 20li yaşlarda iki gencin ilginç tanışma,aşk ve dostluk hikayesini anlatmıştır. Kitapta,Patti Smith ve Robert Mapplethorpe’un sanat hayatlarına başlarken yaşadıkları sıkıntıları, şöhret dönemlerini, ikili ilişkilerinde yaşadıkları olayları ama en önemlisi ne olursa olsun her zaman el ele, bitmek tükenmek bilmeyen dostluklarını ve sevgilerini görüyoruz.
Ayşe Kulin’den okurları şaşırtan bir kitap; Gizli anların yolcusu... Bugüne kadar kendi hayatından, etrafından kesitlerle okurların karşısına çıkarken, bu kez toplumda bastırılmış ve gizli kalmış bir konuyu gözler önüne seriyor. Bir kadın gözüyle eş cinsel bir erkeğin hayatını,duygularını,çelişkile rini ele alan kitap aşkın hiç görülmediği bir halini ele alıyor Eda, Derya, Handan, İlhami ve Bora’nın hikayesinde.
70lerin bohem hayatına göz kırpıp,o dönemin sanatçılarıyla ufak bir seyahate çıkmak isterseniz, dostluğa yakılmış bir ağıt, olarak nitelendirilebilecek olan bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Yazar bize bir kere daha hayat pamuk ipliğine bağlıyken,o ipte nasıl yüründüğünü gösteriyor.
89
90
s’kültür&sanat sports international
In Bruges
Zamana Karşı / In Time
Adamı öldürdükten sonra, silahımı Thames Nehri’ne attım, ellerimi Burger King’in tuvaletinde yıkadıktan sonra eve dönüp gelecek talimatları bekledim. Kısa bir süre sonra beklenen talimat geldi, “Hemen Londra’yı terkedin sizi ahmaklar, hemen Bruges’e gidin.” Bruges’ün nerede olduğunu bilmiyordum bile.
Zamanın para ve güç demek olduğu bir dünyada yaşamak için ne yaparsınız?
Tür: Komedi, Polisiye, Dram, Gerilim Dil: English – Türkçe Altyazı: Türkçe Süre: 102 Dakika Yapım Yılı: 2008 Yönetmen: Martin McDonagh Oyuncular: Brendan Gleeson, Colin Farrell, Ralph Fiennes, Clémence Poésy
Belçika’da... Son işini elini yüzüne bulaştıran tetikçi Ray (Farrell) patronu tarafından meslektaşı Ken (Gleeson) ile tatil yapmaları için Belçika’nın ortaçağdaki bir peri masalı tadındaki şehri Bruges’e yollanır. Geldiği andan itibaren Bruges’den nefret eden Ray’i Bruges bir çok sürpriz ile karşılamaktadır. Mizah ve aksiyon çizgisini çok iyi tutturmuş bu film aynı zamanda dramı da senaryosuna iyi harmanlamış. İzlenilmesi gereken bir yapıt.
Gönül Avcısı / L’arnacoeur
Tür: Romantik Komedi Dil: Fransızca – Türkçe Altyazı: Türkçe Süre: 105 Dakika Yapım Yılı: 2010 Yönetmen: Pascal Chaumeil Oyuncular: Romain Duris, Vanessa Paradis, Julie Ferrier, François Damiens Kızınızın ya da en yakın arkadaşınızın yanlış biriyle mi birlikte olduğunu düşünüyorsunuz? Bu birliktelikleri bozmak karakedi Alex’in (Duris) işi... Kızının İngiliz milyoner nişanlısı ile evlenmesini istemeyen baba son çareyi Alex’e başvurmakta bulur. Alex’in Julliette’in (Paradis) düğününü engellemek ve onu kendisine aşık etmek için 10 günü vardır. Özellikle Romain Duris ve Belçikalı komedyen François Damiens’in başarılı oyunculu izlemeye değer. Hollywood romantik komedilerinden sıkılanlar için ideal bir yaz gecesi filmi.
Tür: Aksiyon, Bilim Kurgu, Gerilim Dil: İngilizce – Türkçe Altyazı: Türkçe Süre: 109 Dakika Yapım Yılı: 2011 Yönetmen: Andrew Niccol Oyuncular: Justin Timberlake, Amanda Seyfried, Cillian Murphy, Johhny Galecki, Olivia Wilde, Alex Pettyfer, Vincent Kartheiser
İnsanların 25 yaşında yaşlanmayı bıraktığı fakat vücüdunun sadece bir yıl daha yaşamaya programlandığı, zaman kazanmak ve daha fazla yaşamak için herkesin canla başla çalıştığı bir dünya kurgulanmış filmde. Zenginin sonsuz ömrünün olduğu, fakirin ise 25’inde güçsüz düşüp öldüğü bu sistemde, işlemediği bir suç yüzünden zaman polisi tarafından takibe alınan Salas (Timberlake), adaleti sağlamak ve sistemi çökertmek için kolları sıvar.
Aşk Dersi / An Education
Tür: Dram Dil: English – Türkçe Altyazı: Türkçe Süre: 100 Dakika Yapım Yılı: 2009 Yönetmen: Lone Scherfig Oyuncular: Carey Mulligan, Peter Sarsgaard, Olivia Williams, Alfred Molina, Dominic Cooper, Cara Seymour, William Melling, Connor Catchpole 60’lı yıllar Londra’sında, bir banliyöde yaşayan Jenny(Mulligan) lisede okuyan ve tek hedefi Oxford’a gitmek olan zeki ve çekici bir kızdır. Günün birinde 30’lu yaşlarındaki David’in (Sarsgaard) hayatına girmesiyle başka bir dünyayı keşfeder ve bir tercih yapması gerekir. Bu yeni hayatın ona sunduğu hazlar ve zenginlik, eğitim ve kariyerin önüne geçecek mi? 2009 yılında en iyi film, en iyi kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo dallarında Akademi Ödüllerine aday olmuş olan, iyi kurgulanmış bir film. 91
92
s’kültür&sanat sports international
Uzatmalı Nişanlım The Five Year Engagement Yapım: 2012 – ABD Tür: Romantik Komedi Yönetmen: Nicholas Stoller Oyuncular: Jason Segel, Emily Blunt, Chris Pratt,Alison Brie, Lauren Weedman, Mimi Kennedy, David Paymer, Rhys Ifans Gösterim Tarihi: 29 Haziran 2012
Aşkzede (Forgetting Sarah Marshall) ve Nedimeler (Bridesmaids) filmlerinin yaratıcılarının imzasını taşıyan bu romantik komedide bir yıla yakın olan ilişkilerini evliliğe taşımaya karar veren Tom (Segel) ve Violet’in (Blunt) hikayesi anlatılıyor. Violet’in iş nedeniyle başka bir eyalete tayinin çıkması ile düğün tarihi 2 sene ertelenir. Bir çok komedi filminin bittiği bir yerden başlayan filmde çiftin nişanlılık sürecinin aksilikler nedeniyle uzaması komik bir dille işleniyor.
Can Dostum Intouchables
Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları (3D) Madagascar 3: Europe’s Most Wanted (3D) Yapım: 2012 – ABD Tür: Animasyon, Komedi, Macera, Aile Yönetmen: Eric Darnell, Tom McGrath, Conrad Vernon Oyuncular: Ben Stiller, Chris Rock, David Schwimmer, Jada Pinkett Smith, Sacha Baron Cohen, Andy Richter Gösterim Tarihi: 08 Haziran 2012 Alex, Marty, Gloria, Melman ve tabii ki penguenler Avrupa’nın altını üstüne getiriyor! New York’daki Centeral Park Hayvanat Bahçesi’ne geri dönmeye çalışan kahramanlarımızın yolu penguenleri bulmak için Monte Carlo’ya düşer. Monako’da başları hayvan kontrol ile derde girince çareyi gezici bir sirke katılmakta bulurlar. Böylece dikkat çekmeden Avrupa’yı gezebileceklerine inanan Madagaskar kaçkınların başlarına bu sefer neler gelecek?
Örümcek Adam 4 (3D) The Amazing Spider Man (3D) Yapım: 2012 – USA Tür: Aksiyon, Macera, Gerilim, Fantastik Yönetmen: Marc Webb Oyuncular: Emma Stone, Andrew Garfield, Martin Sheen, Rhys Ifans, Stan Lee Gösterim Tarihi: 6 Temmuz 2012
Peter (Garfield) yıllar önce gizemli bir şekilde kaybolan ailesini bulmaya dair bir ipucu bulur. Ve bu ipucu onu babasının eski ortağı Dr. Curt Conners’a götürür. Peter hayatını değiştirecek olaylar yaşamaya başlar ve yeni keşfettiği güçlerini kullanarak bir kahraman olma yoluna baş koyar.
Yapım: 2011 – Fransa Tür: Dram, Komedi Yönetmen: Olivier Nakache, Eric Toledano Oyuncular: François Cluzet, Omar Sy, Anne Le Ny, Audrey Fleurot Gösterim Tarihi: 11 Mayıs 2012
Konusunu gerçek bir hikayeden alan ve Fransa’da gişe rekorları kırıp, tüm zamanların en çok izlenen filmlerinden biri olan Intouchables, farklı kültür düzeylerine ve yaşamlara sahip olan iki erkeğin dostuğunu anlatıyor. Yamaç paraşütü yaparken kaza geçirip kötürüm kalan aristokrat Philippe (Cluzet), kendisine evinde yatılı olarak kalacak bir yardımcı aramaktadır. Cezaevinden yeni tahliye olmuş Senegal göçmeni Driss (Sy) ile Philippe’in yolu böylece kesişir. İş veren - çalışan ilişkisinin zaman içinde ömür boyu bir dostluğa dönüşmesini etkileyici bir dille anlatan film bir çok ödül almış ve Fransa’da kültürel bir fenomen haline dönüşmüştür.
La Cara Oculta Yapım: 2012 – Kolombiya, İspanya Tür: Gerilim, Psikolojik Yönetmen: Andrés Baiz Oyuncular: Martina Garcia, Clara Lago, Quim Gutiérrez Gösterim Tarihi: 8 Haziran 2012 İspanyol çift Adrian ve Belen, içinde panik odası bulunan, II. Dünya Savaşı sırasında inşa edilmiş Kolombiya’daki bir eve taşınır. Kıskançlık ve güven sorunları olan Belen erkek arkadaşının sadakatini kontrol etmek için kendisini evlerindeki bu gizemli odaya kitler. Tüyler ürpertici ve güzel kurgulanmış bu film psikolojik gerilim sevenleri etkileyecek gibi görünüyor.
93
Başak (22 Ağustos-21 Eylül) Her şeyi aynı anda mükemmel şekilde yapmaya çalışmak sizi çok yoruyor. Bir kez de enerjinizi tek bir amaca yöneltmeyi deneyin, başarınca yaşadığınız haz çok daha büyük olacak.
Koç (21 Mart-20 Nisan) Ailevi sorunlar önümüzdeki yaz aylarında canınızı sıkabilir. Gerginliğinizi atın; bu durum olgunlaşmanıza ve yeni kararlara daha net bakmanıza olanak sağlayacak. Uzun zamandır var olan arada kalmışlık hissinden en sonunda kurtuluyorsunuz.
Boğa (21 Nisan-20 Mayıs) İş yaşamında alacağınız iyi yorumlarla kendinize daha çok güveneceksiniz. Aşk hayatınız en sonunda huzura kavuşuyor; ama siz yine de ufak sürtüşmelerde inatlaşmayı bir yana bırakın, sakin kalın ve her zaman alttan alın.
İkizler (21 Mayıs-20 Haziran) Hayatı akışına bırakmayı ve anın tadını çıkarmayı deneyin. Hobilerinize ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın, her şey iş değildir. Bu duruma çevreniz de memnun olacak. Yalnızsanız, sürpriz bir aşka hazır olun.
Yengeç (21 Haziran-21 Temmuz) Büyük kararlar için çok temkinli hareket edin, çok kazançlı da çıkabilirsiniz, yıkım da yaşayabilirsiniz. Arkadaşlarınız arasında gerçekten iyi insanlar var ama siz yine de çok konuşanlara ve özellikle dedikodu huyu olanlara daha dikkatli yaklaşın.
Aslan (22 Temmuz-21 Ağustos) Zorlukları küçümsemeyin, evet karşınıza zorluk çıkacak ama bu sizin suçunuz değil. Kendinize haksızlık etmeyi bırakın ve olaylara müdahale etmeyin. Sonunda istediğinize kavuşacak ve rahatlayacaksınız.
Başak (22 Ağustos-21 Eylül) Her şeyi aynı anda mükemmel şekilde yapmaya çalışmak sizi çok yoruyor. Bir kez de enerjinizi tek bir amaca yöneltmeyi deneyin, başarınca yaşadığınız haz çok daha büyük olacak.
94
Terazi (22 Eylül-22 Ekim) Teraziler, bu yıl hareketli ve eğlence dolu bir yaşam tarzına geçecekler. Vurdumduymazlığın dozunu kaçırmayın; aşk fırsatlarını ıskalayabilir, kilo alabilir ve banka hesaplarınızı alt üst edebilirsiniz.
Akrep (23 Ekim-22 Kasım) Aslında düşündüğünüzden çok daha iyi bir noktadasınız ve elinizdekilerin kıymetini bilmelisiniz. Parasal konularda uzun zamandır beklediğiniz rahatlığa sonunda erişeceksiniz.
Yay (23 Ekim-22 Kasım) Aklınızda kurguladığınız ideal yaşantıya tek seferde balıklama atlanılmayacağını gördünüz. Ama sevdiğiniz kişiyle aranızdaki bağ çok daha fazla hissedilecek ve onun da desteğiyle her şeyi aşacaksınız.
Oğlak (22 Aralık-20 Ocak) Güven verici bir dönem, sizi daha cesur adımlar atmak için yüreklendirebilir ve kendinizi yılın sonuna doğru hiç beklemediğiniz kadar olumlu bir durumda bulabilirsiniz.
Kova (21 Ocak-20 Şubat) Uzun zamandır durgunsunuz. Artık silkelenip kendinize gelmeli ve mutsuz olduğunuz konuları düzeltmek için harekete geçmelisiniz. İlk adımı siz atın, yıldızlar yardımcınız olacaktır.
Balık (21 Şubat-20 Mart) Sizin dışınızdakilerin çok katı olduğunu düşünmeniz doğru bir yaklaşım değil; etrafınızdakilerin de incinebileceğini hesaba katarak konuşmalarınızdaki kelimelere çok dikkat etmelisiniz.
s’beslenme sports international
95
96
s’beslenme sports international
3
4