4
5
6
7
8
LATA 0232 421 97 62
Yılmazkoçlar İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 0232 461 12 67 Adres: İslam Kerimov Caddesi No: 2/107 - Bayraklı/İZMİR www.yilmazkoclar.com.tr E-Posta: info@yilmazkoclar.com.tr
9
10
11
LATA 0232 421 97 62
12
13
Şubat 2014 14
15
İçindekiler 16
Renan Kaleli Yaşanmış Hakikatler
Sevda Tezol
Mabel Matiz Röportaj
Duygu Ela Erdoğan Olgun İlişki
Aldat-ma
Nilüfer Açıkalın Röportaj
44 52 56
Moda Time Of The Gypsies
46 54 70
YAYINCI LATA BASIN YAYIN FİLM REKLAMCILIK İTH. İHR. TİC. VE LTD. ŞTİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Lale Antitoros ( lale@stiletto.tc ) KREATİF DİREKTÖR A. Tacettin Tırnaklı (taci@stiletto.tc) YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bahar Susup ( bahar@stiletto.tc ) YAYIN KOORDİNATÖRÜ Duygu Ela Erdoğan (duyguela@stiletto.tc) GENEL KOORDİNATÖR MODA EDİTÖRÜ Renan Kaleli ( renan@stiletto.tc ) GÖRSEL YÖNETMEN VE GRAFİK TASARIM Tuna Agçe ( tuna@stiletto.tc ) Büşra Deriş (Stajyer)
Ayakkabı Maskülen Vintage
Güzellik
Makyaj Stilleri
94 114
FOTOĞRAF DİREKTÖRÜ Merve Hasman ( merve@stiletto.tc ) GÜZELLİK EDİTÖRÜ Gila Benezra ( gila@stiletto.tc ) MARKA YÖNETMENİ Gökçe Karayağız ( gokce@stiletto.tc ) YAZARLAR Merve Hasman - Bay J Murat Tavlı - Renan Kaleli Duygu Ela Erdoğan - Sevda Tezol Tuba Benian - Gila Benezra Sinan Hızalan - Doruk Öztürk Tevfik Urgancıoğlu - Burcu Aksoy Burcu Bülbül - Cenk Erdem KATKIDA BULUNANLAR Can Gürcan - Başak Koçoğlu Derin Tırnaklı -Serhan Akgün Serap Önder - Aytekin Yalçın HUKUK DANIŞMANI Av. Nilhan Antitoros MALİ MÜŞAVİR ve FİNANS MÜDÜRÜ Serra Aytaç YÖNETİM YERİ Nevvar Salih İşgören Cad. No:1/4 Daire:4 Alsancak/İZMİR Tel/Fax: 0232 421 97 62 STILETTO ABONE HİZMETLERİ Müşteri Hizmetleri : abone@stiletto.tc
Modacı Alexader McQueen
Burcu Bülbül Romantik Rotalar
110 126
BASKI METRO Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Cad. No. 94 BEGOS 3. Bölge Buca İZMİR Tel: 0232 290 33 11 Fax: 0232 290 33 21 DAĞITIM Dünya Süper Dağıtım Tic. San. A.Ş Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın BASKI TARİHİ 1 Şubat 2014 Dergide yer alan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı STILETTO dergisine, yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir.
17
Londra'dan bildiriyor.
Sinan Hızalan
Murat Tavlı
Kendisi gibi karizmatik tasarımlara imza atan mimarımız!
Biz O’nu Şehzade olarak kabullendik bir kere.
Merve Hasman Fotoğraf makinesini konuşturan kadın...
Renan Kaleli
Aklını kullanmayı seven, ender adamlardan...
Hayatın içinden noktaları aktarıyor.
18
Burcu Aksoy Duygularını konuşturanlardan...
Sevda Tezol
Tuba Benian
“Deliliğin kafasına vurmak” O’ndan geçiyor.
BayJ Yetenekleri malum. Fazla söze ne hacet?
Tasarımlarına, kişisel enerjisini yansıtmakla meşgul...
Gila Benezra Altın portakallı makyaj sanatçısı.
Cenk Erdem Dünya starları ondan sorulur...
Burcu Bülbül Gezgin ruhlu kadın...
“İyi ki varsın” demenin en içten hali...
19
edito YAŞASIN YENİ SEZON Hala soğukları atlatamamış olsak da, vitrinler yeni sezon parçalarıyla bahara göz kırpmaya başladı bile. Bu değişim bile insanı heyecanlandırmayı başarıyor. Yeni sezona şöyle bir baktığımızda sofistike, modern ve feminen ayrıntılar dikkat çekiyor. Bu ayki ayakkabı çekimi, rahatlığa önem veren okuyucularımıza gelsin istedik. "Maskülen Vintage", sezonun hit trendi olmakla birlikte sportif bir görüntü yakalamak isteyenlerin öncelikli tercihi olacak gibi... İki ünlü konuğumuzla gerçekleştirdiğimiz sohbetlerimiz var Şubat sayımızda. Müzik dünyasının "Kent Ozanı" Mabel Matiz'e şarkılarını ve aşkı sorduk. Tiyatro, sinema oyunculuğunun yanı sıra yazar kimliğiyle tanıdığımız Nilüfer Açıkalın, bu kez karşımıza bir albümle çıktı. Biz de "Başka Şarkılar" adlı albümü ve projelerini sorduk.
Genel Yayın Yönetmeni
Lale Antitoros
Her ne kadar bana çok gereksiz gelse de, Sevgililer Günü birçoğumuz için özel bir gün. Cuma gününe denk gelmesi, akla hemen küçük bir tatil kaçamağını getiriyor. Gezgin yazarımız Burcu Bülbül, bunu fırsat bilip soluğu İtalya'da alınca, çok güzel bir rota çizdi. Kendi objektifinden ve kendi kaleminden romantik rotaları ve bu yerlerle ilgili tavsiyelerini yazdı sizin için. Benim Sevgililer Günü'ne karşı olmam, yazarlarımızın bu günle ilgili yazmayacakları anlamına gelmiyor elbette. Aşk, ayrılık, aldatma, yalnızlık! İlişkilerle ilgili tüm bu konulara sayfalarımızda rastlamanız mümkün. Ocak için çok sevdiğim bir aydı diyemeyeceğim! Bir kısmını malum virüsle geçirmek zorunda kalınca, ayın kalan yarısını pek keyifli geçirdim sayılmaz. Şubat'ta tüm hastalıkların ve olumsuzlukların geride kalacağından, yeni ayın daha keyifli ve renkli olacağından emimin. O halde, Yaşasın Şubat! Sevgilisi ya da eşi olmayanlar, Sevgililer Günü'nde yalnızım diye yakınanlara küçük bir tavsiye; arkadaşlarınız, dostlarınız, çocuklarınız, anneniz, babanız, kardeşiniz, kediniz ya da köpeğiniz de birer sevgili değil mi? Aşk yalnızca sevgiliyle yaşanınca mı aşk olur? Benim ve nişanlımın yaptığı gibi; yalnızca 14 Şubat'ın değil, her gününüzün sevgi ve aşk dolu geçmesini dilerim...
20
21
Not Defteri
’nin
Akdeniz Cenneti
130 yıllık markanın zevk sahibi ve ince zanaatini yansıtan değerli taşlarla süslü kapağın ardındaki saat, adeta eşsiz bir cennetin kapısını aralıyor. 'Mediterranean Eden' isminin hakkını sonuna kadar veren usta işçilik, ametist, peridot, turmalin, topaz, 135 brilliant kesim pırlanta ve süslü pembe altın ile adeta büyülüyor. Kapağın üzerindeki farklı hatlardan oluşan kesim ve değerli taşların uyumu zarifliğe vurgu yapıyor.
Romantik Notalar
Estée Lauder'ın varisi Aerin Lauder, gün geçtikçe kendinden daha fazla söz ettirmeye devam ediyor. Son olarak mücevheri andıran, renkleri ve cezbedici kokularıyla duygulara hitap eden 5 farklı parfümden oluşan 'Aerin Fragrance Collection' serisi ile karşımıza çıkıyor. Floral notaların öne çıktığı kokular, yeni sezonda da oldukça öne çıkacak gibi görünüyor.
Kiehl’s Adrenalin Tutkunu Erkekler için üretti! Özellikle kayak gibi extreme spor yapan erkekler için üretilen Cross Terrain serisi kış ayları için vazgeçilmezler listesinde! Cross Terrain maceracıları için bu çok yönlü enerji veren temizleyici, etkin şekilde saçı nemlendirirken, hafif bir köükle de saçı, vücudu ve cildi kurutmadan temizliyor. Aynı zamanda hızlı traş yardımcısı olarak da kullanılabilen hareket halindeki formül, hindistan cevizinden elde edilen temizleyiciler içeriyor.
22
Chanel’in Bahar Müziği Chanel İlkbahar-Yaz 2014 makyaj koleksiyonu, müziğin eşsiz uyumuyla bütünleşerek karşımıza çıkıyor. Philippe Lacombe imzalı fotoğrafların ilhamı notalar ve ilkbaharın canlı renklerini yansıtan koleksiyon şimdiden içimizi ısıttı! 'Notes de Printemps' adlı koleksiyonda pastel tonlar ve dinamik dokunuşlar ön planda. Krem yapılı allıklar, ışıltılı farların öne çıktığı koleksiyona göz atmadan makyaj alışverişinizi tamamlamayın.
23
Not Defteri
Modanın Sanat Hali
Bruno Bisang ve Martine Brand, modanın sanatla olan ilişkisini illüstrasyonlar üzerine kuran sergileri Gallery Kaune Köln'de 25 Ocak'ta gösterime girdi. Modanın sanattan bağımsız düşünülemeyeceği ve her ikisinin de birbirinden beslendiği fikri öne çıkıyor. Chanel, Dior, Yves Saint Laurent, Versace gibi haute couture tasarımcıların defilelerine ait backstage fotoğrafları illüstrasyonlarla bütünleştiren bu yaratıcı sergi, 26 Mart tarihine kadar gösterimde olacak.
Batiste Sephora’da! Çabuk yağlan an saçları n kurtarı cısı, İngiltere'nin 1 numaralı kuru şampu anı Batiste'ye artık Sepho ra mağazaların dan ulaşab ilirsiniz. Farklı kokula rı ve eğlenceli tasarım larıyla 2 dakika da saçları nıza şekil verip, ince telli saçları nıza da hacim verme k için kullana bilirsin iz. Saç dipleri nize sıktıkta n sonra parma k uçların ızla saç dipleri nize masaj yapara k uygulayın, ardınd an saçlarınıza istediğiniz şekli verin! Batiste Orij inal boy kuru şampu anın fiyatı sadece 24TL
BEBEKLER FİRARDA DÜNYACA ÜNLÜ 42 MARKA UNİCEF'E YARDIM ETMEK İÇİN OYUNCAK BEBEKLER TASARLADI. SATIŞLARDAN ELDE EDİLEN GELİR UNICEF'E BAĞIŞLANACAK. Ch an el
24
Cha ntal Tho mass
25
street style Londra LONDRALI'LARIN STİLLERİNDEKİ CAPCANLI RENKLER VE DESENLER SAYESİNDE ŞEHİRDE DİNAMİZM HER DAİM DORUKTA.
26
27
street style NEW YORK MACERACI RUHLARINI ORTAYA KOYAN NEWYORKLU'LAR, FARKLI OLMAKTAN KORKMAYAN STİLLERİYLE GÖZ DOLDURUYOR.
28
29
street style parİS ROMANTİZMİN BAŞKENTİ PARİS, AŞKIN RENGİ KIRMIZIYI CESURCA KULLANARAK ŞEHRE RENK KATIYOR.
30
31
Londra Notları
MEMBERS CLUB ÜYELİK SİSTEMİYLE ÇALIŞAN KULÜPLER KAVRAMI BİZLERİN PEK YAKINDAN BİLDİĞİ, TECRÜBE ETTİĞİ BİR ŞEY DEĞİL. SANIRIM ŞU AN İSTANBUL'DA SADECE ANADOLU YAKASINDA YER ALAN BÜYÜK KULÜP BU ŞEKİLDE HİZMET VERİYOR. 32
H
aberiniz olmuştur mutlaka, basında geniş bir şekilde yer aldı, Londra'nın ünlü Soho House Club'ı İstanbul'da Serdar Bilgili öncülüğünde, Tepebaşı'ndaki Amerikan Konsolosluğu'nun eski binasında açılacak. Henüz tarih belli değil ama çalışmalar büyük hızla devam ediyor. Biz millet olarak ne kadar hazırız kulüp konseptine pek emin degilim. Ama şunu söylemeliyim, Türkiye'de gece hayatı bir akımdır. Eğer Soho House Club açılırsa bunu diğer üyelik sistemiyle çalışan kulüpler izler. Bu kulüplerin yapısını biraz anlatabilmek için size bu sayıda, Londra kültürünün bir parçası haline gelmiş kulüplerden ve tarihçelerinden, verilen hizmetlerden bahsedeceğim. Tahmin edebileceğiniz gibi yüzlerce üyelik sistemiyle çalışan kulüp var, ben size en popüler ve bekleme listeleri oldukça uzun, elit kulüpleri seçtim. Eğer üye olan bir tanıdığınız varsa şiddetle bu kulüplerden birine gitmenizi tavsiye ederim.
The Arts Club
S
anat, edebiyat ve ilimle, amatör veya profesyonelce ilgilenen bireyleri bir araya getirmek amacıyla 1863'te kurulmuş olan kulüp, 1940'ta bir hava saldırısı sırasında yıkılan binasından, günümüzde de hala faaliyet vermekte olan yeni binasına geçmiş.
2011'de büyük bir renovasyona giderek, hem kulüp alanını genişletmişler hem de dekorasyonunu güncellemişler. Kulübün kuratörü Ameli Van Wedel'in seçtiği parçalar, duvarları süslüyor. İçinde, Japon restoranı Kyubi, Library barı, cam bahçesi (conservatory), brasiyeri, bahçesi ve canlı performans/gece kulübü bulunuyor. Üyelerden biri tarafından önerilmeniz gerekiyor üye olabilmeniz için. Hem giriş üyelik ücreti hem de senelik ücret alınıyor. Eşler giriş üyeliği vermeden, senelik üyelik ücretine tabi tutuluyorlar. Uzun bir üye listesi olduğu dedikodular arasında.
Annabel’s Club
M
ayfair'in en prestij li caddesi Berkeley'de yer alan kulüpte yaş ortalaması 40'ın üzerinde. Ortalamayı hesap ederken 60'lı yaş grubu erkeklerle, 20'li yaş grubu bayanları örnek aldım. Maalesef içerde böyle bir kalabalık mevcut fakat şehrin en popüler ve kalabalık mekanlarından biri. Bir de dans pistindeki DJ çok başarılı, dans etmeyi sevmem diyeni bile piste çıkartabilir. 1963'te açılan kulübün 60'lı yıllardan kalma dekoru, biraz bunaltıcı ve ruh karartıcı bana kalırsa. Ama aynı zamanda sıcaklıkta veriyor. Kısaca Londra'nın havası ile uyumlu bir dekorasyon diyelim. Küçük bir kulüp, ama yine de içinde restoran, gece kulübü/bar ve bir oturma odası var. Ceketsiz giriş yasak olduğu gibi ceketsiz dans pistine çıkmanıza da izin vermiyorlar. Arap ve Rus üyelerin daha çok ağırlıklı olduğunu gözlemledim. İngilizler de yok değil ama onlar yeni açılan kardeş kulüp 5 Hertford Street'i tercih ediyorlar.
33
Londra Notları
5 Hertford Street
L
oulou's gece kulübünü kesin magazin dergilerinden duymuşsunuzdur. İşte bu meşhur Loulou's, bu kulübün alt katında yer alıyor. Sosyeteden, dünya starlarından ve kraliyet ailesinden birini, herhangi bir gidişinizde görmemek imkansız gibi bir şey.
Klasik İngiliz dekorasyonunun tipik bir örneği. Bu kadar sıcak döşemeyi nasıl başarıyor İngilizler anlamıyorum. İçinde salonlar, film odası, şömineli oda, restoran, cigar bar ve dükkanı, açık hava bahçesi bulunuyor. Bahçe küçük fakat ihtiyaci karşılıyor. Ve alt katta da meşhur Loulou's. Gece kulübünün sanki ayrı bir müşteri kitlesi var. Şimdiye kadar gittiğim, gördüğüm en kaliteli, elegant, özel kulüptü. Üyelik listesinde bekliyoruz yaklaşık bir senedir, bakalım ne zaman sıra gelecek? Size, biraz dedikodu ile karışık, bu son iki kulübün hikayesini anlatayım : Robin Birley, İngiliz bir işadamı. Annesi Lady Annabel Goldsmith, babası gece kulüpleri sahibi Mark Birley. Robin, babasının rahatsızlığı sırasında kızkardeşi ile birlikte, babasının annesinin ismini verdigi gece kulübünü (Annabel's) devralıyor ve dönemin en popüler mekanı haline getiriyor. 2006'da kızkardeşi ile aralarında çıkan anlaşmazlık sebebiyle burdan ayrılıp, 2012'de '5 Hertford Street' Kulübünü kuruyor. Bu isimler muhtemelen size hiçbir şey ifade etmiyor ama Robin'in üvey kardeşlerinden biri, hepinizin magazinlerden tanıdığı bir isim Jemima Khan, Hugh Grant'in eski ve uzun soluklu aşkı. O yüzden bu iki kulüp de sahiplerinin taşıdığı isimlerden ötürü ve kraliyet ailesine olan dolaylı kan bağlarından dolayı çok popüler ve elit olarak biliniyor.
Soho House Club
1
995'te kurulan kulüp, diğerlerine göre daha yeni sayılmakla beraber, daha geniş bir ağa sahip. Film, medya ve kreatif endüstride çalışanları bir araya getirmeyi hedefleyen kulübün faaliyet alanları ve yerleri sürekli genişliyor. Soho House'lar; Toronto, Miami, Londra, Berlin, West Hollywood ve Newyork'ta bulunuyor. Herhangi bir Soho House'a üye olduğunuz zaman tüm Soho House'lardan faydalanabiliyorsunuz. Bünyesinde restoran, otel, sinemalar bulunan kulübün diğerlerinden, bana kalırsa en büyük farkı daha gündelik oluşu.
34
Şubat Ayında Londra’da neler var, bir göz atalım:
ROYAL ALBERT HALL Gipsy Kings 20 Şubat
The O2
Taylor Swift - 1-2-4-10 -11 Şubat Beyonce - 28 Şubat Brit Awards - 19 Şubat
Sevgililer günü kapımızda. Ben şahsen restoranların iki kişiye düşürülmüş masa düzeninden ve güne özel yaratılmış, yapmacık kırmızılığından hiç hoşlanmıyorum. Ama eğer bu özel günde şehirdeyseniz, size birkaç restoran önerim olacak. Cut- İyi et yemek ve bunu da kaliteli bir mekanda yemek istiyorsanız doğru yerdesiniz. The Ledbury- Nothing Hill'de yer alan bu restoran 2 Michelin yıldızı ile modern Avrupa mutfağını masanıza servis ediyor. Şık ve ağır bir ortamı var. Alain Ducasse at the Dorchester- Alain Ducasse, yemeklere en çok süsleme yapan şef olarak tanınır. Kendi ismini verdiği restoranında Fransız mutfağını tadabilirsiniz. Maze- Meşhur şef Gordon Ramsay'in gözbebeği restoranı. Amerikan stili eti, İngiliz soslarla hazırlıyor. Ayrıca, sushi barı da mevcut. Güleryüzlü, hızlı ve kaliteli bir servis bulabilirsiniz.
Doruk Ozturk 35
Mimari / Dekorasyon
36
İtalya ve Tasarım, Tasarım ve İtalya Neden İtalya? Evet, neden İtalya? İnsan yaşadıklarını, gördüklerİnİ, İtalya’da hatıralarında kalanları yenİden hatırladığında, evet İtalya demekten kendİnİ alamıyor. İtalya hakkında tasarımın en güçlü olduğu ülke demekten başka bİr söz kullanamaz hale gelİyor. Gerçekten de hızlı bİr şekİlde zİhnİmİzİ zorladığımızda cevabını bİrden veremİyoruz.
37 35
B
Mimari / Dekorasyon
en şahsen bir olguyu nitelikli bir şekilde ele aldığımda, düşünce yapısını, isteği ve hatta bazen hislerin oluşumunu bir bütün olarak görürüm. Bu bütünlüğün en iyi uygulandığı alanlardan birinin tasarım, bu tasarım olgusunun da İtalya da olduğunu düşünürüm. Ağacın köklerinde de olduğu gibi,
Göze çarpan aslında, ülkenin ve mensup insanlarının yarattığı tasarım olsa da, tasarımın temel kaideleri ile esas alınmasında çok büyük fayda vardır. Genel itibari ile tasarım olgusuna baktığımızda, bugün günümüzde kullandığımız 'design' kelimesinin aslen Latince kökenli olduğunu görüyoruz. İngilizce'de de aynı hali ile kullanılmakta. Derinden
38
olgunun toplumun tüm saç ayaklarına işlenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte geniş bir perspektiften bakılması da şarttır. İşte durum böyle olduğunda İtalya'nın orij inal ve güçlü tasarımlarda hedefte olması şaşırtıcı olmuyor. Dikkat edilirse, İtalyanların tasarım yaparken, tasarım ve teknolojiyi en iyi şekilde birleştirdikleri, bu yaklaşım ile farklı kültürleri benimseyen ve önemseyen bir yapıya sahip oldukları görülür. İtalya'da genç tasarımcı nesil, farklı hammaddeleri bir arada kullanarak, bilinenin dışında farklı ürünler yaratırlar.
baktığımızda ise tasarım, algı ile kavram arasında kullanılan bir bağlaç gibidir. Nesnel gerçeklik ile doğrudan ilişkisi bulunmaz. Bu nedenle önemsiz ayrıntılar yerine, önemli özelliklere dikkat çeker. Bunun sonucu olarak da, algılardan genelleştirme yapılarak kanılara varılır. Bir şeyi zihinde biçimlendirme, kurma, tasarlama biçimi, tasavvur
İtalya tasarımının en önemli özelliği, tasarlanan ürünlerin kullanıma üst düzeyde cevap verebilmesidir. Aslında bu, yapılan tasarım ayaklarından en önemlisidir. Kendisini tasarım dünyasına kanıtlamış birçok markadan da biliyoruz ki fonksiyon işlevini fazlası ile halletmişlerdir. Yazımın başında da söylediğim gibi işi kafa yapısından, düşünme tarzından yani çekirdekten halletmişlerdir. Bu sebeptendir ki, tasarım dünyasına hitap eden aktivitelerin çoğu, dünya çapında İtalya'da gerçekleştirilmektedir.
manasındadır. Oluşumunda ise kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahip olmalıdır. Ele alındığında, bütün sanatların temelinde bir tasarım olgusu bulunmaktadır. Tasarlama eylemi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içine almaktadır. Tasarım, problemin tanımı, o konu hakkında bilgi toplama, yaratıcılık ve buluş süreci, çözüm bulma ve nihayetinde de, uygulama kısmı olarak kabul edilebilir. Bir de, tasarımın atlanılamayacak vazgeçilmez unsurları var. Bunlar çizgi, ton , renk, doku, biçim, ölçü ve yön olarak karşımıza çıkıyor. Bu
kavramlar tasarım ile birlikte daimi göz önünde bulunmalıdır. Tüm bunları karşıma alıp düşündüğümde, kanaatimce İtalyan tasarımcıların başarılı olmalarının, genlerden gelen bir unsur ile birlikte oran, orantı, bu işteki denge, görsel devamlılık, bütünlüğü ve vurgulama konularında bir bütünü oluşturabilip çok başarılı çalışmalara imza atmış olmalarıdır. Herkese sevgi dolu günler, Bir sonraki yazımda görüşmek üzere... Saygılarımla.
39 37
Mimari / Dekorasyon
Conforama Sarkıt 93.99TL
RENK rüzgarı
Conforama 91.99TL
Dışarıdaki soğuk havaya inat, dekorasyonunuzda seçtiğiniz pastel renklerle evinize sıcaklık dolsun! Bakır Masaüstü Aydınlatma 649TL
www.mumyak.com 11.90TL Conforama 9.89TL Çubuklu Koku Conforama 69.99TL
And So What Yastık 80,75TL
Conforama Flipp Açılır Masa 169TL
G ö kkuşağı Yastı k 92 ,6 5T L
Boom Beyaz Lambader 1.615TL
Diana Butonlu Yan Sehpa 765TL
Bear Hug Yastık 55TL
40
Conforama 5.99TL Kapta Gul
Tepe Home
41
O'nun
İçin
Sevgililer Günü’ne özel elegan, spor ya da şık hediyeler arasından seçim yapmadan önce, önerilerimize göz atın! Cacharel 59TL
Bvlgari Aqva Amara 100ml EDT
Stan Smith Tracktop 266TL
42
Graf von Faber Castell Intuition Platino
Koton Erkek 179,99TL
Adidas Colorada 168TL
Cacharel 59TL
Victorinox Divemaster 3. 400TL
KİP
Victorinox SwissChamp 215TL
Levi's 189.9TL Adidas Stan Smith 230TL
Ramsey KİP
Bath&BodyWorks Erkek Parfüm Traş Seti 135TL
Molton Brown Black Pepper 150TL
43
Zevkli
Sevgilinizin size alacağı sürpriz hediye tahminleri karşınızda! Eğer kalbiniz boşsa kendinizi şımartmak için hediyenizi kendiniz seçebilirsiniz!
Seçimler! Levi's 129TL
PAÑPURI Velvet Blossoms Diffuser Set Bath&Body Works Forever Red Eau de Parfum 119TL
44
Fabrika 99TL
MIU MIU 570TL
HERRY 189 TL
Adidas 190TL
Koton 12,99TL
Tekin Seyrekoğlu Taç Yüzük 299TL
La Passion 245.00TL Sephora Valentine's Day One Shot Love Box BD 49.90TL Bath&Body Works 59TL Art Deco Fincan Seti 275 TL
La Passion 390TL
Desa 59TL
Nine West 399 TL Desa 69TL The Body Shop Blueberry Body Scrub 34.90TL Nine West 279TL
Desa 69TL
45
YAŞANMIŞ HAKİKATLER
Resim: Renan Kaleli
44 46
Zamanından önce gitmek ya da gelmek… Sipariş etmediğin yemeği yemek... Seni üzenlerle selamlaşmak... Umursamadan durmak... Beşiktaş’ta yalnız yapılan kahvaltılar... Peşindekiler ve peşinde oldukların... Kokmayan çiçekler, kokan insanlar... Ankaralılar, İzmirliler... Bedava konu mankenleri ... Maviyi diğer renklerin yanından geri çağırmak... Daha iyilerine layık olmak... İhanetleri süsleyip, püsleyip sokakta gezdirmek... Alkışlanan hatalar... Kolay öpüşmeler ve çabuk vedalar… Düşünmek ve sonra kendinden taşınmak... İçine atmak, içinden atamamak... Akordu bozuk duygular, yayı gerilmiş insanlar... Öğrenilen gülmeler, öğretilen ağlamalar... Sokakta gezen akraba kediler... Yarım kalan yemekler, biten şişeler... Durduk yere gülmeler ve karşıya geçen vapurlar... Siyah ve beyaz... Bizsiz ben ve sen... Sonra sadece ben... Sen... İşte bunlar hep İstanbul...
Renan Kaleli
45 47
Röportaj
MABEL Sessİz ve sakİn bİr halİ var… Sonra, o sakİn halİnİn altında, İçİnde kopan fırtınaları müzİğİne ve sözlerİne yansıtan bİr adam çıkıyor ortaya. Mabel Matİz, tüm samİmİ duygularını şarkı sözlerİne döken, şarkı söylerken devleşen, İltİfatlar karşısında mütevazİlİğİyle sıfır ego bİr adam. Fotoğraflar: Aytekin Yalçın Röportaj: Lale Antitoros
48
49
Röportaj
"
"
Yok olmak da bir duruş. Aşk yok olmaktır, var etmektir, çoğalmaktır; içinde bütün haller var. Karmaşık ve çok sesli bir şey.
50
Mersin’de geçen çocukluğunuzun ardından İstanbul’a geliyorsunuz ve hikayenin can alıcı kısmı aslında burada başlıyor. Akdeniz çocuğu olarak nasıldı Erdemli’de hayat? Aydınlık ve güzel bir çocukluk geçirdim. Erdemli bir sahil kasabası. Limon, portakal bahçeleri, uçsuz bucaksız tarlalar ve deniz kenarında özgürce büyüdüm. Taşra yaşamının, bir çocuğun gelişiminde oldukça olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum. Bugün sahip olduğum pek çok şeyi o günlere ve oralara borçluyum. Orada büyüdüğüm için çok şanslıyım. Diş hekimliğinden mezunsunuz ama siz müzik adamı olmayı tercih ettiniz… Bu bir geçiş miydi? Müzik, hayatımda hep vardı. Üniversite yıllarında, diş hekimliği okurken ilk şarkılarımı yazmaya başladım. Mezun olduktan sonra, diş hekimi olarak çalışmaya başladım ve aynı günlerde ilk demolarımı yayınladım. Demolar zaman içinde beni ilk albümümün sürecine götürdü. Albümü kaydederken de mesleği bırakıp tamamen müziğime odaklandım. Diş hekimliğini bırakalı 3,5 yıl oluyor. Yani geçiş bir anda olmadı, her şey kendi doğal sürecinde gelişti. Şarkı sözleriniz çok derin ve sahici. Dinlemeye alışkın olduğumuz laylaylom şarkılardan farklı. Şarkılarınız sizin derinliğinizi yansıtıyor diyebilir miyiz? Şarkı sözü hep çok önemliydi. Dinleyiciyken de, yazarken de... Şarkı sözlerimin beni doğrudan ve dolaylı yollardan yansıttığını söyleyebilirim. Birbirinden farklı anlatım biçimleri ve şarkı türleri kullanıyorum. Basitlik ve karmaşa hep bir arada. Tıpkı içimdeki gibi. Size ‘Kent Ozanı’ denmesini nasıl yorumluyorsunuz? Sizi anlatan bir tabir mi sizce? Büyük bir tabir bu. Yolun bu kadar başında bir müzisyen için erken bir ödül belki. Beni ne kadar anlatıyor emin değilim. Çünkü müziğimde hınzır pop, etnik tını, rock'n roll bir arada. Kent ozanı tabiri için fazla karmaşık bir karşılığım var yani. Yine de bunu duyduğumda mutlu oluyorum, gururla karışık. Hep daha çok çalışmalıyım diyorum.
İkinci albümünüz ‘Yaşım Çocuk’ ile dinleyici kitleniz bir anda çok genişledi ve albüm, tabir-i caizse patladı. Neye bağlıyorsunuz bu yükselişi? Samimiyetle, bir gerçekliğin peşinde yapılmış her iş er geç alıcısına ulaşıyor, karşılığını buluyor bence. Bu albümü yaparken çok inat ettim, kendim olmak ve en iyisini bulmak adına. Özgünlüğümü korumaya çok gayret ettim. Albümün ve sesimin duyulmasında bence pek çok etken söz konusu. Zor Değil, Aşk Yok Olmaktır gibi şarkılar; daha sonra çıkan Ayselin albümündeki Sultan Süleyman cover'ım, bunların başında geliyor. Mete Özgencil, Aysel Gürel, Yıldız Tilbe gibi büyük sanatçıların eserlerine ses vermek; kayıtları, uzun zamandır aynı sahneyi paylaştığım müzisyen dostlarımla gerçekleştirmek, albümün dilini daha özgün, zengin ve iddialı kıldı. Bütün enerjiler çarpıştı, birleşti ve olanlar oldu. “Kendimi bu çağa ait hissetmiyorum” demişsiniz. Nedir size bunu hissettiren? Bu çağ fazla hızlı, her şey çok mekanik ve çok çabuk tükeniyor. İletişimin bu kadar hızlı olması bence hayatlarımızdan çok şey götürdü. Ben 60'larda, 70'lerde yaşamak isterdim bu yaşlarımı. Mektuplar, gerçekler, hasretler, özgürlük akımı... Aklım hep oralarda. Bir gözüm hep eskide, eski olanda. Aşkı nasıl tanımlarsınız? Söylenecek çok şey var. Aşk bütün kimyamı ve dengelerimi değiştiren bir şey. Bir virüs. Bazen iyileştiren, bazen yıkan. Neticede her şeyi
ama her şeyi değiştirme kudretine sahip karmaşık bir hal. Elektrik akımı gibi bir şey. Aşk yok olmak mıdır gerçekten? Her aşk için geçerli olduğunu söyleyebilir misiniz? Yok olmak da bir duruş. Aşk yok olmaktır, var etmektir, çoğalmaktır; içinde bütün haller var. Karmaşık ve çok sesli bir şey. Şarkı sözleriniz ve besteleriniz nasıl çıkar? Nasıl bir ruh hali tetikler ilham perilerinizi? Ben canım sıkkın olduğunda şarkı yazıyorum daha çok. Mutluyken yazdığım şarkı sayısı yok
51
Rรถportaj
52
denecek kadar azdır. Herhangi bir şey benim şarkılarımın konusu olabilir. Herhangi bir anda, bir melodi ya da bir cümle bulup onu şarkıya dönüştürebilirim. Tramvayda, sokakta ya da yatakta, birdenbire... Sürekli gülümsüyorsunuz ve itiraf etmeliyim ki, samimiyetinize hayran kaldık. Karşıdan bakılınca bir derdiniz yok gibi, ama yine de sormak isterim, hayatla bir derdiniz var mı? Hayatla derdim; mutluluk. İyi şeyler yapmak, tarihe geçmek istiyorum. Artık barışsın istiyorum dünya; bütün farklılıklarla, bütün dillerle çok büyük bir barış gerçekleşsin istiyorum. İktidar sarhoşlukları, güç savaşları, bunca zulüm, ayrımcılık son bulsun istiyorum. Hayatla derdim buralarda geziniyor. Kurduğum müzik dilinde ve bireysel yaşamımda bunları dillendirmeye ve bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorum. Yeni projelerinizden bahsedelim mi? 3. albümün repertuarını hazırlıyorum, yeni şarkılar yazıyorum. Ceylan Ertem'le sözü ve bestesi bana ait yeni bir şarkımı düet yaptık. Şarkı, performans videosu şeklinde yayınlandı. İleride başka dillerde de şarkılar söylemek ve yazmak istiyorum. Bunun için Fransızca öğreniyorum. Bazı şarkılarımı Fransızca'ya çevirdik. Bir film müziği ya da şarkısı yapmak istiyorum. Ferzan Özpetek, Fatih Akın, Reha Erdem en sevdiğim yönetmenlerden. Onlarla çalışmayı çok isterim. Ayrıca Özge Fışkın, Cemil Demirbakan, Ayşegül Aldinç gibi müzisyen arkadaşlarıma şarkılar yazdım, ilerleyen günlerde seslendirecekler... Konser programımız çok yoğun, konserlere son hızla devam ediyoruz.
53
Aldat-MA! Aldatma, İlişki söz konusu olduğunda, başına bir kez geldiğinde gözünü açan, eğer çabuk toparlanabilirsen seni katılaştıran, acımasızlaştıran bir durum. Zaten bir noktadan sonra takmamaya başlıyorsun çünkü sen de yapıyorsun. Umursamıyorsun, böylece garip bir şekilde ilişkinin öbür kişisinin ilgisinin artmasına sebep oluyorsun, hatta ona “acı” da vermeye başlıyorsun. Üstelik bundan garip bir şekilde zevk de almaya başlıyorsun... Bu ne bu yaa!
54
Aldatmak veya aldatılma değil beni rahatsız eden.
Tamam anladık. Aldattın! Hatta belki aldatıldın.
Benim sorguladığım bu aldatmalardaki cinsel politikalar.
İyi de bunları niye anlatıyorsun? Bunca insanı özeline, mahremiyetine, yatak odana niye sokuyorsun? Bundan bize ne ve bizden buna ne!
Ve bu eylem sapmasında, ben tarafların tatminkarlığına değil birbirlerine, en çok da kendilerine sarf ettikleri, içi boşalmış kelimelere takılıyorum. Aldatıldığında, susmayı ve kabullenmeyi seçtiğin zaman kendini aldatarak, aslında aldatılmayı seçmiş olmuyor musun? Nedir aldatmak? Mutsuz ya da tatminsiz olanın, huzursuz tenini yatıştırmak için bir an önce mutlulukları yaratmak, yatağa atmak, ondan sonra da üzerine bir sigara yakmak mıdır? Yoksa sadece ticari bir ilişkiden ibaret olan evliliğinde ya da birlikteliğinde o tene dokunmadan, kendine sponsor yaptığın insanın tüm kaynaklarını kullanmak mı? Üstelik erkeksin diye aldatan sen olunca elinin kiri, kadın olunca kancığın teki! Erkek olman sana aldattığın herkesin aleyhinde konuşup, özel hayatını çıfıt çarşısı gibi ortaya dökme hakkı verir mi?
Bunları yaptıktan sonra bir de seni aldatan kadına "Sen de beni aldattın. Beni aldatmanı geçmişteki kaçamaklarıma say, gel ödeşelim." diyorsun. Anlaşılmayı geçip, anlamayı beklediği halde, anlayamamanın getirdiği o anlaşılmaz anlaşmazlık hali bence bu... Satır arası bırakmadan, nefes almadan yaralamak belki biraz da haklı çıkmak için! Ama elinde mutluluk, içinde huzur yoksa haklılık bir işe yaramıyor. Olumsuz bir sonuçta sana düşen hak ne olabilir ki? Her iki taraf da kaybetmişse, kime ne faydası var bu saatte haklı olmanın. Bu durumda, haklı - haksız olma durumu gereksiz en son ayrıntı olmuyor mu?
Kaybettiklerini geri getiriyor mu kendine sadık olmaman ama haklı olman? Artık bunun bir önemi yok, masum ya da değil ne fark eder? Kimse masum değil. Yaşayan herkes yaşadıkça kirleniyor. Bu mudur kavganın kuralı? Öfkesi daha büyük olan mı kazanır? Bazen öfkeyi zulada saklamalısın. Ve bir iç savaşta şehit verdiysen sadakatini, benim bu hikayedeki yerim buraya kadarmış deyip gidebilmelisin. Yok gidemiyorsan, o zaman kalmanın hakkını verebilmelisin. Yeter ki öyle ya da böyle, bu sessiz cinayete tanıklık etme! Çünkü kaybetmenin son anda 'haklı olma' durumu, kaybetmeyi kazanca dönüştürmüyor bence... Sence?
Sevda Tezol
Sevda Tezol 55
“Sevmek Bir Varoluş Biçimidir” Olgun ilişki dendiğinde aklınıza ilk ne gelir? Ya da hiç böyle bir şey düşünmüş müydünüz? “Olgun ilişki” yaşça büyük insanların yaşadığı ilişki mi mesela, nedir? Bu konuyla ilgili bir kitaba rastladım geçenlerde, adı direkt olarak ”Olgun İlişki”, yazarı David Richo. Diyor ki Richo; “Çoğu insan sevginin bir duygu olduğunu sanır, oysa sevgi duygudan ziyade bir mevcudiyet biçimidir.” İlişkilerdeki kabul, takdir, sevgi gösterme, ilişkiye verdiğin değer gibi konuları ele almış. İlgilenen olursa alıp okuyabilir tabii ama daha çok Budist bir felsefe anlayışı üzerine kurulu olduğunu anladığım kitaptan ziyade daha ne diyebiliriz bu konuyla ilgili, oturup bunları düşündüm. 56
A şk dediğimiz patolojik bir vaka, gel gör ki sevgiyi anlatmak güç de olsa tecrübelerimizle bunu tarif edebiliyoruz, peki ya aşk?
Bu ikisi illa ki aynı şey değil. Birçok insan hayatının değişmesi, parlaması, yücelmesi için bir aşk bekliyor. Aşk gelecek ve berbat olan tüm hayatını düzeltecek, yoluna koyacak, sonra neler mi olacak?
Aslında süreç biraz şöyle gelişiyor galiba. Romantik bir ilişki yaşadığını düşünen herkesin, aşık olma sebepleriyle ilişkiyi bitirme sebepleri aşağı yukarı aynı. Buradaki enteresan durumu bir tek ben görmüyorumdur herhalde. Hal böyle olunca aşkı hastalıklı bir duruma düşmekten kimse kurtaramıyor. Temel ihtiyacı güven olan bir duyguya ben şahsen güvenemem, öncelikli hissiyat sevmek ve sevilmek olmalı ama her şey o 'an'da gelişmeli. Neyse, ne diyordum, süreç? Evet, bir şekilde kurtarıcı olarak gördüğün aşk önceleri pek bir tatlı. Bu elbette harika ama damdan düşer gibi hayatımıza soktuğumuz bu insanlar nasıl kısa sürede sorunun kaynağı haline geliyorlar? Cevabı basit
aslında, bir mucize yaratmasını beklediğin ve daha kötüsü de yarattığına inandığın insana tapınma hali, hayranlık duygusu, onun hata yapmayacağına olan inancın daha en baştan çok kolay terk etmeyi ve terk edilmeyi de beraberinde getiriyor, bunlar hep kol kola gezen duygular ama kimse kabul etmiyor, ne de olsa aşk kutsaldır, vay arkadaş! Kendimi tutamadım, güldüm. Çünkü bu ilişkiye abanmaktan başka nedir ki? Bize gösterilen ilgiye duyduğumuz minnet duygusunu sevgiyle karıştırmak, seksi aşkla karıştırmak ve tüm bu karmaşanın yarattığı zihin bulanıklığının sonuçları ağır; sınırları görememek, hayatında nefes alamayacak kadar dar alanlarda yaşamak, hak görmek, fark etmeden bağımlı kişilikler haline gelmek, manipüle olmak ve daha da uzayıp gidecek bir yığın şey. Çok çabuk kapılıyoruz bu tür yanılgılara çünkü kurtarılmayı bekliyoruz. Aşk gelsin, alsın seni, artık yol nereye giderse... Burada temel sorun şu ki, herkes en doğal ve şu hayatta en gerekli olan şeyin, kişinin kendisini sevmek olduğunun farkında bile değil. Bilerek ya da bilmeyerek karıştırdığımız her şey gibi bunu da bencillikle karıştırıyoruz. Oysa elbette ki ilişkiler yaşayacağız ama en yalın haliyle, en doğalıyla, abartı olmaksızın, 'gerçek' ilişkiler. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim, herkesin kurtuluşu kendinde, bir başkasında değil. İnsan yavrusunu sevmek için bile önce kendini çok sevmeli.
Etrafımdaki pek çok insanın kendisiyle ilgili bilmediği tonla şey varken, nasıl da her şeyi çok biliyormuş gibi davranıyor, benim aklım almıyor. Bunu bari kabul etsek, etsek de yine bilmediklerimiz öyle kalsa bir köşede, zamanı vardır, zamanı gelince çözülür desek, kendi hayatımızın ritmini, kimyasını bozmasak, ah keşke! Aşkı tek bir kişiyle bağdaştırmadan, sınırlamadan, HAYATLA ilişki kurma biçimi olarak düşünmek en sağlıklı yaklaşım olsa gerek. Aşkı KAN revan hale gelmeden kurtarmanın bir yolu olmalı çünkü. Ben ne aşkı ne sevgiyi yeriyorum, aksine çok arkasındayım, derdim 'gerçek' olan, çünkü onu yaşamak öyle hafif öyle güzel! Hayatı olduğu gibi karşılamak, kaderle boğuşmamak gibi bir şey bu. Kafası karışıklar için minik bir not düşmem gerekirse, başına gelen her şeyi kabul et demek de değil bu. Günümüzde aşk diye tanımladığımız kavram, kendimizde hayran olduğumuz özelliklerin, bir başkasında -belki daha gelişmiş bir şekilde- vücut bulmuş haline hayran olmaktan öte değil. Bir çeşit narsizm. Oysa ki gerçek aşk, mucizevi bir bütünlükte bir parça olmak, bir ahengin tamamlayıcı ritmi olmak gibidir. Bu bütünlük bir beden, bir ruh, bir ağaç, evren ya da bir su damlası olabilir. Aslolan, bu bütünlüğünde kaybolarak, sonsuza dek var olmaktır.
Duygu Ela Erdogan 57 55
Rรถportaj
56 58
NİLÜFER AÇIKALIN’DAN
’ R A L I K R ‘BAŞKA ŞA Tiyatro ve sinema sanatçısı Nilüfer Açıkalın, bir süre önce dijital platformda çıkardığı ‘Başka Şarkılar’ adlı albümüyle büyük ilgi gördü.
Ş
arkılarıyla milyonların beğenisini kazanan ünlü oyuncu, gelen övgülerden cesaret alıp bu kez yepyeni şarkılarını fiziki bir albümle müzikseverlerin beğenisine sunuyor.
10 yıldır üzerinde sır gibi çalıştığı projeyi 6 ayda tamamlayan ünlü sanatçının "Başka Şarkılar" adını verdiği ilk albümü müzik marketlerindeki yerini aldı. Albüm hazırlığı boyunca 40 şarkı biriktiren Açıkalın, Anadolu Punk tarzında çıkaracağı albümümde Gökhan Dabak'la da iyi bir ikili oldu. Ütopya Müzik etiketiyle çıkan albüm de; Pusula, Demli Şarkı, Kiraz, Gömlek, Hükümsüz, Mayna, Aklım Gitti, Kendine Emanet Ol, Derviş Baba.. gibi şarkılar yer alıyor.
Nilüfer Açıkalın: "Gökhan'la birlikte yıllar yılı şarkı yazdık söyledik, şimdi vakti geldi. İkimiz de yaşam biçimimize bu kadar uyan başka bir eğlencenin içinde olmuş muyduk hatırlamıyoruz. Rock, Punk ve Anadolu izleği yolumuzu gökkuşağı renklerine boyamış. Bütün bunların izlerini benim öykülerimde ve Gökhan karikatürlerinde de sürdürmek mümkün. Dinleyici çok eğlenecek orası kesin çünkü her şarkı çok farklı bir öykü anlatıyor. Bazen sağlam bir mizah, bazen lirik bir anlatım, bazen de oynatan, kıpırdatan, şapka uçurtan yeniliklerle dolu. Her şeyiyle çok çarpıcı, gurur duyduğumuz bir çalışma. Tiyatro ve sinema geleneğinden gelen biri olarak sahnede bu şarkıları söylemek, müzikle bu öyküleri anlatacak olmak beni çok heyecanlandırıyor." Albüm, Ütopya Müzik etiketi ve İMM dağıtımıyla raflarda yerini alıyor. Sanatçı önümüzdeki günlerde konser programına başlayacak.
59
Rรถportaj
Rรถportaj: Lale Antitoros
60
Yeni sanal albümünüzle bu sıralar adınızdan sıkça söz ediliyor. Büyük beğeni topladı Başka Şarkılar albümü. Albüm fikri nasıl çıktı? Albüm fikri hiç hesapta yokken çıktı ve belki bu yüzden hayallerimizin ötesine geçti. Yaklaşık on yıl önce, daha da öncesinden tanıdığım can arkadaşlarımdan Gökhan Dabak'la karşılaştık ve o gün hızlıca karar verdik birlikte çalışmaya. Çok kolayca yapacağımız bir işin içine dalmış gibiydik ve şarkılarla ilişkimiz bizi hiç zorlamadı ama onun dışında gelişen mücadeleler zorluydu. Neden dijital platform üzerinden yayınlamayı uygun buldunuz? Uzun zaman kafamıza gerçekten uyan ve tarzımızı anlayan insanlarla karşılaşma umudu içindeydik. Sonunda Ayhan Orhuntaş ve Ali Kerrar Akıncı ile, dolayısıyla Ütopya Müzik'le yine şans eseri karşılaştık. Bizim için önemli olan ilişkilerdeki güvenilirlik ve doğruluk. Şimdi doğru yerdeyiz. Ben şahsen üretim aşamasında yaratıcı olabilen biriyim ama bir eseri okuyucu ya da dinleyici ya da izleyici ile buluşturmak apayrı bir konu. Onu da işi bilenlere bırakmak gerekiyor. Öyle de yaptım. Ütopya Müzik önce üç şarkıyı internet üzerinden sundu, gelen tepkiler çok heyecan vericiydi ve hemen albümü çıkardık. Çok alışkın olmadığımız bir soundla girdiniz müzik piyasasına. Dinleyicileriniz ne diyor bu konuda? Ticari değil, daha çok teatral olmuş albüm. Bizim kişiliklerimiz, hayata bakışımız, anlayışımız doğrultusunda yazılmış, söylenmiş şarkılar. Gökhan Dabak'ın mizahçı yanı, benim oyunculuk ve yazarlık alt yapım, şarkılardaki farklı yanı etkiledi. Bu daha çok yaratım aşamasında ruhumuzu özgür bırakabilmemizle ilgili, aksi taktirde özgün bir eser üretmek mümkün olamaz. Ticari denilen kavram da bana göre çok göreceli. Peki yeni albümünüz ile ilgili neler söylemek istersiniz? Anadolu punk yine sıra dışı bir tarz değil mi? Sıra dışı olduğu doğru, sıradan olmadığı kesin, bu durum mutluluk verici. Hesapsız kitapsız yapılmış şarkılar, biz yaparken mutlu olduk, söylerken heyecan duyuyorum ve bu heyecanı seyircide de görmek paha biçilemez bir şey. Kimsenin kayıtsız kalamayacağı şarkılar Başka Şarkılar.
Neler hissediyorsunuz şarkı söylerken? Sahne eğitimi almış biri olarak her zamanki gibi büyük bir disiplin ve azimle çalışıyorum. Sevdiği işi yapan herkes gibi coşku doluyum. Profesyonel bir şarkıcıdan çok, profesyonel bir oyuncu olduğumu bilmek güven verici. Benim ilkem her zaman profesyonel iş, amatör ruh; mutluyum çok. Sinema ve tiyatro sanatçısı olmanızın avantajları neler? Şarkı söylerken size mutlaka katkısı oluyordur. Sinema ve tiyatro sanatçısı olmanın en büyük kazancı disiplindir. Bunu ilk adımda öğrenir, hayatına katarsın. Gerisi kolay. Albümlerinizden sonra kariyerinize bir yenisi daha eklenmiş oldu. Oyunculuğunuzun yanı sıra kitaplarınızı da unutmuş değiliz. Hepsi bir arada zor olmuyor mu? Disiplin derken bu kavramı çok geniş anlamda kullanıyorum. Oyunculuk ve yazarlık hiçbir zaman aynı dönemlerde sürdürdüğüm iki uğraş olmadı. Televizyondan ziyade sinema kariyerim var ve sinema filmi için belli bir zaman dilimi verip, geri kalan zamanı öykülerimle geçiriyorum. Bu arada düzenli bir hayat sürmenin de faydasını eklemem gerek. Dizilerin sessiz sedasız yayından kalkmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Nitekim, çok iyi bir kadroya sahip olan ve sizin de rol aldığınız ‘İnadına Yaşamak’ final bile yapmadan bitti. Kendimi dizilerde konuk olarak görüyorum, eğer öyle olmasa herşey daha farklı olurdu ama yapımcıların matematiğini de zayıf bulduğumu belirtmeliyim. Bir dizide belli başlı unsurların ya da şöyle demeli; temel taşların çok iyi bir şekilde yerli yerine oturmuş olması lazım. Herkesin düşündüğünün aksine seyircinin artık bu işten çok iyi anladığını biliyorum. Yeni, yenilikçi senaryolara da ihtiyaç var. Dizi sürelerini kısaltıp sayısını arttırmak akıllıca olur sanırım. Yeni nesil oyuncularla ilgili görüşleriniz nelerdir? Çok yetenekli ve ışıklı oyuncular var. Onları her gördüğümde düş kırıklıklarının az olmasını temenni ediyorum. Oyunculuk çok zor ve çok sabır isteyen bir meslek. Genç oyuncuların Oyuncular Sendikası Biroy gibi oluşumların içinde yer almaları çok önemli ve gerekli. Umarım yolları açık olur. Sinema ve tiyatro ya da yeni bir dizi projeniz var mı yakın zamanda? Ya da yeni bir kitap? Evet, evet, evet.
61
Editoryal
60 62
İçimizdeki
Soylu
Her kadın içinde biraz prenses, her erkek ise prens değil midir? Yaşadığımız gerçek ile gördüğümüz rüya hep aynı mıdır? Çocukluğumuzun izdüşümlerinde biraz hüzün, biraz da acı tatlı hikayeler, tadı damağımızda kalan... Bir masal içinde çok eskilere gitsek; krallar ve kraliçeler, dükler ve düşesler ve elbette saray atları. Bir prenses olsa, atına binmiş prensini arayan... Ve "Bir varmış, bir yokmuş" diye başlayan... Tasarımcı: Tuba Benian Model: Alona Kral
63 61
Editoryal
64 62
63 65
Editoryal
66 64
67 65
? Madonna Neden
Haz覺rlayan: Cenk Erdem
66 68
Bir derginin şu meşhur kapak öyküsündeki tecavüz trajedisi basınımızda sanki Madonna ilk kez bahsediyormuş gibi yazıldığından beri, doğru haber yazan da yok... Sıkı hayranları Madonna'nın 1995 yılında İngiliz müzik dergisi New Musical Express'e verdiği röportajdan tecavüz hikayesini zaten biliyorlardı ancak özellikle bizim basına, basın danışmanlığı da yapan biri olarak yazılanlara pek şaşırıyor değilim, misal Türkiye'nin en çok satan gazetelerinden birinde İspanyol piyaniste şarkıcı başlığı atabildiklerine göre, hele hele çocukluğumda beni sinir ettiği üzere en büyük gazetelerimizin Cyndi Lauper ve Madonna fotoğraflarını sıklıkla karıştırdıklarını da hatırlayacak olursak, internet bizde ancak 1996'dan sonra yaygınlaşabildiyse, aslında ilk kez 1995'te itiraf ettiği tecavüz hikayesi için attıkları başlıklar ya da yorumlar beni hiç şaşırtmıyor...
Trend yaratıyor Ünlü Forbes dergisi 2013 yılının dünyada en çok kazanan müzisyenler listesini açıkladığından beri yine herkesin dilinde Madonna… 125 milyon dolarlık kazancıyla listenin zirvesine yerleşen Madonna için bizim basında da öyle başlıklar atıldı ki sormayın: “Madonna ezdi geçti”, “Herkesi geride bıraktı”, “Kraliçe tahta oturdu…” Tüm bu başlıkların hepsi de ayrı ayrı Madonna hayranlarını zevkten dört köşe yapabilecek başlıklar… Madonna’ya “Hard Candy” ve “Celebration” albümlerinin Türkiye’deki resmi tanıtım partilerinden, yaş günü partilerine kadar özel kutlamalar da düzenleyen bir dj olarak, hem günlerdir ardı ardına haberlerle zirvedeki isim olduğunu tüm dünya basını da belgelerken, “Neden Madonna?” Oyunun kurallarını en iyi bilen pop kraliçesinin dinmeyen haberlerini ve dedikodularını kaleme dökmeseydim de, avukatı olarak vakitsiz ölürdüm…
İçini döküp saçtığı yazısında çok kolay yollardan geçmediğinin altını çizmek üzere yeniden değindiği tecavüz hikayesi bir yana öncelikle cesur tavrıyla bilinen bir moda fotoğrafçısı olarak Terry Richardson'ın çektiği olağanüstü fotoğraflar tüm dünya basınının hafızasına kazındı bile. Ama açıkçası fotoğrafçısından tasarımcısına moda dünyasında da birçok isim aslında Madonna sayesinde çok daha fazla ünlenmiş oldu. Elbette Terry Richardson Obama'yı bile fotoğraflamış biri olarak uzunca zamandır marka bir isim, hatta o unutulmaz, çıplak vücudu etlerle sarılmış Lady Gaga çalışmasını da bilirsiniz, ama bahsettiğimiz çekimlerden önce de Mario Testino'dan Terry Richardson'a kadar popüler kültürde Madonna ile yan yana gelen hangi moda fotoğrafçısı ya da zamanında turnelerinde ya da kliplerinde çalıştığı hangi tasarımcı varsa şöhretine şöhret kattı... John Galliano'dan Jean Paul Gaultier'e kadar birçok dev tasarımcıyı hayranları ve birçokları hep Madonna'dan öğrenmiş oldu, Madonna işte tam da bu yüzden trend yaratan bir isim olarak en büyük pop ikonu olmayı da sürdürüyor. 125 milyon dolarlık geliriyle 2013'ün de 1 numarası olan Madonna'nın kariyerine 1982 yılında başladığı düşünülürse, müzik endüstrisinde 30 yılı geride bıraktığı halde gözden düşmeyen başka kim var?
69
Nerede bizimkilerde o yürek? Ne var ki bir yandan da Madonna'nın aylarca sır gibi sakladığı ve "secretprojectrevolution" adını verdiği projeyle de barış ve ifade özgürlüğü mesajlarıyla 30 yıldan sonra bir özgürlük savaşçısı kimliği de yükseltiyor! Barışa hiç inanmadığım halde kendini ifade etme özgürlüğü için savaşan tavrıyla Madonna'ya politikacılardan daha çok inanıyorum. Her ne kadar o proje çok başarılı bir kısa film olmanın ötesine geçemese de, bir devrim hareketi olmaktan, zekice sembollerle dolu ve alt metinleri de inanılmaz zengin harika bir video çalışması olarak karşımıza çıkıyor. Gezi olayları döneminde bizim sözde pop kraliçelerinin cesaretsizliğine rağmen, Madonna'nın Türkiye'deki polis şiddetine gösterdiği tepki de yine bir dünya starı oluşunun da farkını ortaya koyuyordu. Nitekim Madonna Amerika'nın Irak müdahalesi döneminde de gerektiğinde gidip İngiltere'ye yerleşip, Bush'a karşı hatta kendi ülkesine karşı savaş karşıtı tavrını da ortaya koyma cesaretini sonuna kadar göstermişti. Vatikan'a, ifade özgürlüğünü baskılayan her türlü güce, Pakistan'da kızlı erkekli okul açmaya varıncaya kadar, kadınları eşitsiz duruma düşüren her türlü gericiliğe karşı dimdik duruşu da onu farklı kılıyor, nerede bizimkilerde o yürek?
Lider Madonna'nın en başından beri kendini ifade etme özgürlüğünü cesaretlendiren bir lider olduğunu
70
düşünüyorum. Cinsellik konusunda ve her açıdan bireysel özgürlükler konusundaki lider tavrını da sürdürüyor. İşin tuhaf tarafı kimi mızmız yazarlar cinselliği anlatsa "Kaç yaşına geldi, hala nelerden bahsediyor" eleştirisi yaparlarken, özgürlükler konusunda konuştuğunda da tıpkı Putin'in dediği gibi başımıza ahlak kumkuması mı oldu, yorumunu yapıyorlar. Durum böyleyken Madonna'nın hiç umrunda olmayan tavrı da ayrıca ilham verici, tıpkı zamanında aforoz edilip Papa'yı kızının vaftizine davet etmesi gibi, ya da MDNA turnesinde Vatikan'a poposunu açması gibi "Madonna canı nasıl isterse öyle oluyor" ve özellikle gençler Madonna'nın bu güçlü tavrından da ilham alabilirler; hatta şimdi aktif kullanmaya başladığı instagram sayesinde ekstra bir yakınlık fırsatı da doğuyor. Ancak barış muhabbetine girmesine pek de bayıldığımı söyleyemem, çünkü barışa inanmıyorum; Madonna'yı bir özgürlük savaşçısı olarak görüyorum ve bir psikolog olarak ancak kendimizle olan barışımıza ve ifade özgürlüğümüze inanıyorum!
Sahnede şovun marka ismi Sahnede, kostümlerde, tavrında bir gay ikonu olarak aslında Cher, Madonna'nın da atası sayılabilir ancak karşılaştırıldığı bir başka pop dehası Lady Gaga çok yaratıcı ve başarılı olduğu halde, yaratıcılığı en çok Madonna ne yaptıysa bir yolunu bulup başka bir kılıfta sunmaya yarıyor. O meşhur "Born this way" şarkısının Madonna'nın "Express Yourself" için yeni bir versiyon gibi olduğunu, yaşasa dedeciğim bile anlayabilirdi ancak "Art Pop" albümünün ilk şarkısı "Applause" videosunda bile Gaga yine yer yer "Vogue" şarkısının ko-
reografilerini de hatırlatıyor. Hem Cher için Madonna'nın sahne işine kattığı şov anlayışının atası olduğunu düşünmesi, hem Lady Gaga'nın işlerinin ucundan bile olsa Madonna'yı çağrıştırması olsa olsa iyi bir iş çıkarma yolunda olduklarını gösterir çünkü velhasıl Billboard Hot 100 tarihinde en çok Top Ten hiti çıkaran sanatçı Madonna, nasıl konuşmasınlar? İşte belki de bu yüzden tam da hem Cher hem Lady Gaga yeni albümleri çıkmışken sosyal medya dahil olmak üzere heryerde bol bol Madonna muhabbeti yapıyorlar!
Konserleri birer film seti Her ne kadar konserler boyunca satışlarından gelirler elde edilen hediyelik eşyaları ve benzerleri, parfümü ve "Material Girl" tekstil koleksiyonu işin içine dahil olsa da Madonna'yı 2013 Forbes listesinin en çok kazananlar zirvesine taşıyan aslında MDNA turnesi ve dudak uçuklatan geliri, 305 milyon dolar. İstanbul'dan da geçen MDNA bir konser değil, bir rüya ve kaçıranlara dvd olarak da piyasada. İstanbul'da da konserin açılışını o dev buhurdanlıkla yaparken bir konser değil, sanki dev bir ayin olduğunu 52 bin kişi görmüştü. Sahnede 22 dansçıyla olağanüstü görkemli bir atmosfer yakalayan konserde bir ara dansçılar trompetlerle havada uçarken izleyicinin ağzı açık kalmış, sahnede soluk soluğa adeta aksiyon filmleri çekildiğine şahit olmuştuk. İtiraf ediyorum, özellikle "Open your heart" şarkısını söylerken ve "Ben kalbimi size açıyorum, siz de bana açın derken" ben de artık yerde değildim!
71
Moda
KIŞIN son ayında, içimizi ısıtan ve farklılık yaratan yepyeni trend ve ipuçlarıyla dolu sayfalar sizleri bekliyor…
70 72
73 71
Jackpot
Moda
COOL LADY
H&M 24.95TL
Victoria Beckham 1895¤
Bele oturan kalıplar, kloş etekler, siyah-beyaz ve pastel tonların hakim olduğu minimalist tarz, lady zerafetini cool bir şıklıkla bütünleştiriyor.
Lanvin 2.860¤
Alexander McQueen 795¤
H&M 34.95TL
"ipucu" Sade kesimli parçaları, renk uyumunu dikkate alarak, gösterişli ve parlak kolyelerle, hareketlendirebilirsiniz.
Peter Pilotto 895¤
Peter Pilotto 940¤
Christian Louboutin 595¤
74
Christian Louboutin 995¤
ERDEM 3890¤
Gianvito Rossi 425¤
TIME OF GYPSIES
Pull&Bear 24.95TL
Renk cümbüşünün öne çıktığı, desenlerin ve farklı detayların gövde gösterisi yaptığı stil ile baharın gelişini şimdiden kutlamaya başlayın!
"ipucu"
Eugenia Kim 160¤
Çiçek taçlar, abartılı kolyeler… Detayların kullanımı hakkında hayran olduğumuz isim, Frida Kahlo’dan ilham alın!
H&M 59.95TL
Beara Beara 138¤
H&M 79.95TL Givenchy 297¤
Lulu Frost 45¤
H&M 79.95TL
Forever 21 36¤
Zara 99.95TL
Pikolinos 119¤
75
Moda
Alexander McQueen 557¤
Caipora 64¤
Maison Martin Margiela 875¤ Masion Martin Margiela 1.052¤
Maria Lau 48¤
Irıs Van Herpen 7. 128euro
Caipora 41¤
Mary Katrantzou 3.073¤
"ipucu" Çağdaş sanattan rol çalan aksesuar ve ayakkabılarla dikkat çekeceğinizden emin olun!
3D EFFECT Maison Martin Margiela 1363¤
Gerçeklik kavramını yeniden inşa ediyoruz! 3D Effect temalı parçalarla farklı boyutlar gardırobumuzda yer edinmeye başladı bile!
76
Alexander McQueen 1.1 87¤
Julian Hakes
Jane Norman 46¤
Forever 21 16¤ Temperley London 679¤
"ipucu" Yüksek belli kalem eteğinizin üzerine giyeceğiniz kısa, şık bir bluzla ofiste de şıklığı yakalayabilirsiniz. Robert Rodriguez 221¤
Pamela Love 384¤
Jane Norman 59¤
Moschino 649¤ Burberry 384¤ Shourouk 322¤ Gianvito Rossi 585¤
Altuzarra 870¤
Isabel Marant 410¤
BELLER YUKARI!
80’ler ve 90’ların yüksek bel modası uzun süredir yükselişte. Kısa üstlerle tamamlayabileceğiniz parçalarla hem şık hem de bohem görünebilirsiniz.
Roberta Di Camerino 600¤
77
Valentino 349¤
Moda
Mango 79.90TL
Red Valentino 707¤ Love Moschino 215¤
"ipucu"
Saint Lauren 195¤ Pretty Ballerinas 250¤ Love Moschino 160¤
Siyah elbisenizdeki fiyonk detayı elegan ama bir o kadar da sofistike bir görünüm kazandıracak.
UNIQLO 39¤ Valentino Red 335¤
Kate Spade 261¤
FİYONK
Cool tasarımlarla fiyonklar, çocuksuluktan çıkarak günlük kıyafetlerimizde rahatlıkla kullanabileceğimiz bir trend haline geliyor. Favorimiz elbette ki kırmızılar!
78
Valentino 790¤
B Store 155¤ Lamprini 240¤
Alex and Ani 35¤
Elizabeth and James 144¤
Hobbs 364¤
Christopher Kane 1.590¤
HARDAL Sarının belki de en acı ama en güzel tonu hardal, kışa en çok yakışan renklerden…
Forever 21 23¤
Tory Burch 553¤ Tobi 32¤
Moschino 229¤
"ipucu" Takılardaki metal detaylar ve ton farkları görünümüznüze hareket katacak. Gucci 1.1 00¤
Tibi 188¤
Burberry 475¤
79
Moda
Quay 29¤
KAZ AYAĞI Klasikleşmiş desen kaz ayağı, yeniden yükselişte! Modern kesimli parçalarla, her yaştan kadının kullanabileceği bir trend olarak geri döndü. Maxmara Weekwnd 448¤
Mango 89.90TL
"ipucu" Palto ve ceketlerde büyük formlarda kullanılan kaz ayağı deseni, grafik bir etki sağlıyor.
Chloé 1.1 00¤
Eugenia Kim 321¤ Lauren By Ralph Lauren 50¤
Alexander Mcqueen Archive 1.900¤
Chloé 1.200¤
Pringle Of Scotland 849¤
Mango 69.90TL
80
Paul Andrew 1.039¤
Mcq By Alexander Mcqueen 359¤
PEARL
Alexander McQueen 2.915¤
JAM
Zarafetin asil temsilcisi inci, aksesuardan kıyafete her yerde karşımıza çıkıyor. Zamansız güzellikle klasik ya da modern görünüm yaratmak sizin elinizde. Lanvin 1.050¤
Moschino Cheap and Chic 475¤
Jaeger 102¤
Oscar de la Renta 79¤
Moschino 561¤
Portolano 62¤ Topshop 69TL
Alexander McQueen 660¤
"ipucu" Ayakkabı ve çantalarda orantılı kullanılan inci detayı ile göz yormadan zarif olmanın keyfini çıkarın.
Nicholas Kirkwood 466¤
Nicholas Kirkwood 435¤
81
Mücevher Laura B
DSQUARED2 Shourouk
Chen Fuchs Jewelry
Inc International Concepts
ATEŞ
DANSI Kırmızının en canlı tonlarıyla lüksü birleştiren aksesuarlar, aşk dolu şubata damgasını vuruyor.
80 82
Swarovski Marni
Giulia Boccafogli
Manolo
Henri Bendel
Oscar de la Renta Ippolita
Tita Solange Azagury Partridge Marni Lanvin
81 83
Givenchy 177¤
Moda BCBGMAXAZRIA 177¤
Kuş Tüyü Kuş tüyünün hafifliği, yumuşak dokusu, rahat ve sofistike bir görünüm olarak karşımıza çıkıyor.
Christian Louboutin 1.850¤
Dune 79¤
Sondra Roberts 122¤
Asos 39¤ Topshop 122¤
84
Reed Krakoff 298¤
Vintage Esinti Nostaljik detay olarak ayakkabılarda yerini alan tüyler, gece davetleri için oldukça ilgi çekici ve farklı bir seçim olacaktır.
Nine West
Jimmy Choo 846¤
Mojo Moxy 105$
Badgley Mischka 235$
Brian Atwood 911¤
85
Şubat…
Aylardan aşk… Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana:
“Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır…"
Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır;
"Sana ayna olacak insanı bul…”
Kiminin eşidir aşkı kiminin işi! Kimi takımına aşıktır, kimi Mevla'ya. Kim ya da ne olursa olsun kalp yanar aşk ateşiyle. O ateşi de kimse söndüremez asıl sahibinden başka. Lisedeyken yüzlerce şiir yazmıştım ve elbette bir sürü aşk acısı çektim. Çektikçe yandım ve közlendim, sonunda kül oldum. Küle dönen kalbime bir gün bir başkası üfledi ve yeniden hayat verdi. Ve böylece yıllar geçti. Şimdi büyüdük, şimdi aşklarımız olgunlaştı. Sanki yanan biz değildik ve yalandı sevdalar. Şimdi kibirli yüzler ve taş kesmiş kalpler! Sevdi mi böyle mi olur insan? Kimine mutlu kiminle hüzünlü gelen o aşk ayındayız yine. Ya hiç aşkı olmayanlar. Onlar en büyük kırgınlığı yaşayanlar. Parça parça olmuş bir kalp bile daha iyidir aşkı hiç bilmeyenden. Aşk! Evrenin en güçlü enerjisi; Sevgi! O olmadan her şey anlamsız. Hiç yaşanmamış bir ömür gibi. Oysa ki acısını en derininden tadanlar bilir; dil susar gönül konuşur. Gözler kurur ama kalp ağlar, sessiz bir mateme bürünür içindeki sevda. Hem çok mutludur hem de dokunsan ağlayacak kadar hassas... İşte tam da öyle bir ruh halindeyken yazdığım bir şiirim geldi aklıma. Sene 1997 ve ben yine aşık; yine düşler aleminde gezerken işte bu satırlar dökülmüştü kalemimden:
84 86
İçimde öyle büyüksün ki Öyle güzel ve güvenlisin Hep yanımda ve hep ışıksın karanlığımda İçimde öyle bir yerlisin ki Sanki ciğerlerim, kalbim yabancı Onların yeri değil de, Senin yerin sanki Sen, Sen öyle yoğunsun ki hayatımda Sen yokken oksijen yok sanki Ama sen; Öyle farklısın ki; Öyle başkasının, öyle imkansız Gönlümden, sevgimden çok uzaklardasın sanki.....
Tuba Benian
85 87
Bu ay yalnız da olsak, aşkı dolu dizgin yaşıyor da olsak çok şanslı olduğumuz bir konu var:
Moda askı! Bailey: “Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır” diye dursun bizi hiç üzmeyen dolu dizgin aşkımız moda, bizi kendine müptela etmeye devam ediyor. İşte şimdi de gelecek yaz, aşkımızın bize neler sunacağını bekler olduk. Hangi renklere, modellere ve desenlere vurulacağız bu sezon?
88
89
Ö
nümüzde soğuk günler bizi beklerken, baharın taptaze çiçek modellerinden, dij ital baskılarından ve kısa üstlerinden bahsetmek istiyorum.
Üstelik yeni sezona muhteşem bir renk imzasını vuracak. Orkide moru. Pembeyle mor arası bu leylak tonu bizi bizden alacak. Parlak mavi, kırmızı biber tonu, frezya sarısı, kum rengi ve açık ağaç yeşili gibi birbirinden güzel renkler aşkımızı büyüleyecek. Dahası, yeni sezonda metalik pırıltılar ve ışıltılı efektler ve çok şık spor kıyafetler gibi sürpriz detaylar da var. Hal böyle olunca insan bir an önce yazın gelmesini istiyor. Gerçi günlerin bol bol güneşli ve ılık geçtiği şu günlerde pek de kışı yaşadığımızı söyleyemeyiz. Yine de içinde bulunduğumuz mevsimi göz önüne alırsak, alış verişlerde sezonun güçlü trendi, yalın çizgili ve heykelsi paltolardan almakta fayda var. Uzun bir süre daha yenilenen barok akımını ve viktoryen tarzını göreceğiz gibi. Dolayısı ile dik yakalar, kadifeler ve brokarlar gardırobumuzun baş köşesinde yer almaya devam edebilirler. Sezon hala devam ederken 201314 Sonbahar- Kış trendlerine dönüp baktığımda; limon kabuğu, üzüm yeşili, şeftali, gelincik kırmızısı, zümrüt ve Monako mavisi en sevdiğim renklerdi. Dantel, önümüzdeki sezon pek yok ve sizler gibi ben de özleyeceğim. Elbette yerini doldurmaz ama dantelin yeni yorumunu da lazer kesimli derilerde göreceğiz. Devasa kemerler ve desenin bin bir çeşidi
90
de yine devam eden trendler arasında olacak.
İranlı bir şair der ki; "'Aşk'a uçma kanatların yanar"
Sizi bilmem ama ben 1 ay sonra yazın uzaktan da olsa habercisi, bahar vitrinlerini göreceğim için şimdiden çok heyecanlıyım. Şubat ayı da zaten sevgililer gününde ne giyeceğimin derdiyle geçer. Şurada yaza ne kaldı. Unutmadan baş başa geçireceğiniz özel bir gece için kırmızı bir tercih yerine size 3 farklı kombin önerebilirim. Eğer şık bir restorana veya gece kulübüne gidecekseniz göğüs kısmı siyah güpür detaylı bir elbise(siyah ) ve şık yüksek topuklu bir çift ayakkabı; kafe veya sade bir mekana gidecekseniz siyah deri bir etek üzerine şifon bluz/gömlek ve az topuklu bir ayakkabı; randevunuz gündüz ise de sezonun gözdesi desenli bir pantolon ve uçuk pastel tonlarında angora bir kazakla birlikte şirin bir babet yerinde bir tercih olacaktır.
Mevlana der ki; "Aşk'a uçamadıktan sonra kanat ne'ye yarar." Gerçek aşkı ve sevgiliyi bulmanız dileğiyle, Işıkla, sevgiyle ve moda keyfiyle kalın...
Tuba Benian
Yazıma aşkla başlamıştım ve aşkla bitiriyorum. AŞK; kimi zaman oğlunuz kimi zaman en yakın arkadaşınız ve kimi zaman da anneniz olabilir. Bana göre gerçek aşk, Mevla'ya duyulan aşktır. Onun aşkı her şeyin sebebidir, özüdür. Ondan başka her şey fanidir.
91
Röportaj
SOĞUK ÜLKENİN SIMSICAK ŞARKICISI Aşk Şarkılarıyla
“IMA” Gelİyor
2007 YILINDA YAYINLADIĞI VE MEŞHUR CAZ STANDARTLARININ DA OLDUĞU ALBÜMÜ “SMILE” İLE 60 HAFTADAN UZUN BİR SÜRE KANADA’NIN EN ÇOK SATAN ALBÜMLER LİSTESİNDE KALAN, SESLENDİRDİĞİ FRANSIZCA, İNGİLİZCE,
İTALYANCA VE İSPANYOLCA ŞARKILARLA TÜM DÜNYADA MEŞHUR OLMUŞ BİRBİRİNDEN GÜZEL AŞK ŞARKILARINI YENİDEN YORUMLAYAN KANADALI GÜZEL YILDIZ IMA, TÜRKİYE’DE ARDI ARDINA ÇIKARACAĞI İKİ ALBÜMÜ ‘PRECİOUS’ VE ‘BEST OF IMA 2002-2012’DEKİ EN GÜZEL ŞARKILARI İLE 25 ŞUBAT’TA İSTANBUL’A VE 27 ŞUBAT’TA ANKARA’YA GELİYOR.
Röportaj: Cenk Erdem
90 92
Bir süre önce ‘A La Vida’ albümünün tanıtımı için gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde medyada güzelliği ve sesiyle büyük ilgi gören Ima, soğuk bir ülke olarak bilinen Kanada’nın aşk şarkılarıyla sahnede de sımsıcak… Celine Dion, Bryan Adams, Shania Twain, Alanis Morissette gibi onlarca büyük sesi dünyaya kazandıran Kanada’nın, yepyeni süperstarı IMA, tıpkı Akdeniz’in efsanevi şarkıcısı Dalida’nın söylediği gibi farklı dillerde ki şarkıları güzelliği ve yumuşacık sesi ile bizlere sunuyor. Nat King Cole’un sesiyle meşhur olan efsanevi Charlie Chaplin bestesi “Smile”, unutulmaz Doris Day şarkısı “Que Sera Sera”, Mercedes Sosa ile özdeşleşen “Gracias a la vida”, bir Bruce Springsteen klasiği “Fire” gibi birbirinden ünlü şarkıları yorumlayan IMA, 25 Şubat’ta Cemal Reşit Rey’de, 27 Şubat’ta Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda sahne alıyor olacak. Pink Martini, Monica Molina, Buika gibi isimleri Türkiye’ye sevdiren Pasion Turca’nın aşk şarkılarıyla yepyeni sürprizi Ima ile kariyeri, şarkıları ve Türkiye hakkında konuştuk.
93 91
Röportaj Fransızca’dan, İspanyolca’ya; İtalyanca’dan İngilizce’ye farklı dillerde şarkılar söylerken bir Kanadalı olarak şarkılarınız çoğunlukla Akdeniz şarkıları havasında; Montreal yakınlarında doğup büyürken anadiliniz Fransızca sizi diğer Akdeniz şarkılarına da daha yakın hale getirmiş olabilir mi? Anadilimin Fransızca olması beni diğer Akdeniz ülkelerinin şarkılarına da yakınlaştırmış olabilir ama bir çocuk olarak ta yaşıtlarım pop dinlerken eski şarkılar ve özellikle Akdeniz şarkıları dinliyordum. Her zaman büyük bir Edith Piaf hayranı oldum. Aslında bir şarkıya ilgi duyarken dilini bilmek gerektiğini düşünmüyorum; beni bir şarkı yakaladığında dilini sonradan öğrendiğim de oldu. Albümlerinizde sımsıcak Akdeniz şarkılarından seçtiğiniz gibi ayrıca bazı şarkılarda folk ve pop rock türlerine de yakın bir tarz yakalıyorsunuz; bize müziğinizi siz nasıl tarif edersiniz? Şarkılarımın dilinin kalp dili olduğunu söyleyebilirim; öyküsünü sevdiğim, hikayesi kalbime dokunan şarkılar söylüyorum. Bir noktadan sonra gittiğim ülkelerin, tanıştığım insanların bende hikayeleri oluşuyor; örneğin İtalya'nın benim için birçok hikayesi var. Müziklerimde, Latin, rock ve folk tarzlarını bir araya getirdiğim doğru ama şarkılarının da müziklerimin de özünde kalp ve aşk var. Doğup büyüdüğünüz Kanada’nın müzik endüstrisine kazandırdığı Alanis Morissette gibi birçok süperstar var, peki kendi ülkenizin yıldızları arasında size en çok ilham verenler kimler? Celine Dion diyebilirim, ondan çok etkilenerek büyüdüm; ama daha önce söylediğim gibi çocukken bile daha çok Latin şarkılar dinlerdim. Edith Piaf, Dalida gibi isimleri dinleyerek büyüdüm. Alanis Morissette de harika bir şarkı yazarı ve şarkıcı.
"Celine Dion diyebilirim, ondan çok etkilenerek büyüdüm ama daha önce söylediğim gibi çocukken bile daha çok Latin şarkılar dinlerdim." 94
Yeniden yorumladığınız şarkılardan biri de, Akdeniz efsanelerinden Dalida’nın efsanevi şarkısı “Le Temps Des Fleurs”; sadece şarkılarınızla değil görüntünüzle de Dalida’yı çağrıştırıyorsunuz; peki bir kadın olarak kendinizi ona yakın hissediyor musunuz? Bir kadın olarak benim de kalbimi kıran aşk hikayelerim oldu; ancak Dalida'nın hikayesi ve intiharı elbette çok hüzünlü. Açıkçası aşk konusunda bir drama kraliçesi olmaya meyilliyim ancak kalp kırıklıklarını anlatan şarkılar söylemeyi sevdiğim halde yine de daha çok neşe veren şarkılar söylüyorum ve hayatın da mümkün olduğu kadar tadını çıkarıyorum. Bizim sanatçılarımızdan, süperstarımız Ajda hakkında sohbet ederken bir klibini de beraber izlemiştik; size neler hissettirdi? Klipte çok hoş ve havalı görünüyor ve sesi de çok güzel. Eskiden tıpkı benim gibi Mina, Dalida gibi efsanevi şarkıcıların şarkılarını söylediğini biliyorum ve bu yüzden kendimi Ajda'ya da yakın hissediyorum. Artık Türkiye'deki dinleyiciye şarkılarımı söylüyor olmak bana yetmez; mutlaka Türkçe bir şarkı da öğrenmek istiyorum. Belki de Ajda'nın şarkılarından birini çalışmalıyım; ama Pasion Turca ekibinden ayrıca Sezen Aksu'yu da öğrendim. Konserlerinizle ardı ardına İstanbul ve Ankara’da olacaksınız, Türkiye için sırada neler var? "A La Vida" albümüyle geçtiğimiz yaz çok hareketli şarkılarla sanırım iyi bir başlangıç olmuştu. Sonbaharda daha hüzünlü ve romantik şarkılarımın olduğu "Smile" albümü de yayınlandı ve sırada "Precious" albümüm de var ve en iyi şarkılarımı topladığımız bir albüm de yayınlanacak, İstanbul ve Ankara konserlerimle şimdiden Türkiye'de yepyeni hikayelerim oluyor ve çok mutluyum."
95 93
FotoÄ&#x;raflar: Bahar Susup
Tergan 299TL
96 94
Tergan 369TL
95 97
Tergan 289TL
98 96
Tergan 151TL
97 99
Tergan 279TL
98 100
101 105
?
Mi Acaba
HEP BİR POLEMİKTİR DEVAM EDER, OYUNCULAR ROL İCABI SEVİŞİP, ÖPÜŞMELİ Mİ? BUNUN CEVABI KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞECEKTİR ELBET. ŞARKISI BİLE OLAN TÜRKAN ŞORAY KANUNLARI GİBİ. BURAYA KADAR NORMAL GÖRÜNÜYOR BU TARTIŞMA AMA SÖZ BAZI OYUNCULARA GELİNCE BAŞLIYOR POLEMİK. “OYUNCU SEVİŞİR DE, ÖPÜŞÜR DE... BU BİR SEÇİM DEĞİLDİR. OYUNCULUĞUN GEREKLİLİĞİDİR.” 102
Mi acaba? Ben şahsen öyle düşünmüyorum. Neden herhangi bir meslek bazı şeyleri zorunlu kılmalı ki? Herkesin kendi hayat bakışı, görüşü mesleğini etkileyemez mi? Bazı dayatmalara uymak zorunda mı? Burada çıkış noktası neden sorusu olmalı? Neden bir oyuncu bunu yapmalıdır? Senaryonun amacına ve yönetmenin fikrine hizmet etmek istediği için mi? Peki oyuncu sadece bir kuklamı mıdır? Senaryoyla ve onun işleyiş biçimiyle aynı düşünmek zorunda mıdır? Çok sıradan ve basit bir örnekten yola çıkalım. Bir senarist ve yönetmen, Hitler filmi çekmek istiyor ve üstelik Hitler'i öven bir film. Oyuncu da bunu hayat görüşü olarak hakaret görüp rolü reddediyor. Ya da başka bir politik amaca hizmet eden bir film teklifini reddediyor, kendi görüşüne aykırı olduğu için.Ya da senaryodaki anlatımı inandırıcı bulmadığı için, aşk filmini reddediyor. Ama senaryoda öpüşme ve sevişme olduğu için bunu reddedemiyor çünkü oyuncu bunu yapmak zorunda. Kim koymuş bu kuralı acaba? Eğer belli bir kuruma, örneğin devlet ya da başka bir yere bağlıysanız ve önünüze konan her şeyi oynamak durumundaysanız, o zaman seçme şansınız olmadığı için bu dayatmaya evet demek zorundasınızdır. Ama bağımsız çalışan bir oyuncu iseniz, her rolü seçme hakkınız varsa, bunu kabul edebilir ya da reddedebilirsiniz. Bu son derece demokrat bir seçimdir. Tıpkı sizin belli bir dini inanca sahip olduğunuz halde, size başka bir dinin kurallarının dayatılmaması gibi bir özgürlüktür bu. Beni ilgilendiren filmlerde, dizilerde kimin öpüşüp seviştiği değildir. Beni rahatsız eden belli bir fikri birine dayatmaktır. Bunu kabul etmeyen oyuncunun da, kabul eden kadar saygısı olmalıdır. Ne bir projede öpüşüp, sevişen yargılanmalı, ne de yapmayan. Toplumsal açıdan bakıldığında daha çok yargılanacak olan, yapan oyuncular olacaktır. Ama benim bahsetmek istediğim konu bizim
kültürümüze ait olan değerlerden ziyade, herkesin karar hakkına sahip olmasıdır. Bazı oyuncuların çıkıp ahkam keserek, oyuncuysam soyunurum da diyerek, kendini soyunmayan oyuncudan üstün görmesidir beni rahatsız eden. Bazı genç oycuların da bu tezi bir matah sanarak ilk başarılı iş sonrası basına, "Ben sevişim de, öpüşürüm de oyuncuyum ben" diyerek röportaj vermesi de trajiktir. Sadece iki senedir popüler olan bir tv kanalında oyunculuk yapan ve ilk işinde ünlü olan 20'li yaşların en başındaki oyuncu adaylarının, bunu kullanarak prim yapmaya çalışması çok üzücü. Daha kendini oyuncu olarak kanıtlamadan popüler ve magazinsel açıklamalarının temelini, oyunculuğun gerekliliği diye öpüşme ve sevişmeye getirmesi içler acısı bir durumdur kanımca. Duruma genel olarak bakacak olursak bu durum sadece oyunculara ait bir mesele değildir. Ülkemizdeki antidemokrat, baskılayıcı ve yargılayıcı insan bakış açısının özetidir. Böyle bir konudan çok ağır bir genellemeye gittiğimi düşünenleriniz olabilir ama maalesef bu, ülke gerçeğidir. Herkesin, çoğunluğun yaptığının doğru olduğunun düşünüldüğü bir zihniyet. Farklı düşüncelere değer vermeden, onları sadece farklı diye reddeden bir zihniyet. Kadın ve erkek ilişkilerinde de böyledir. Olması gerekenler vardır ve hal, tavırlar onlar üzerine kurulur. Erkek bunu yapar, yapmalı, kadın dediğin böyle olmalı. Kime göre? Başkalarının yaptıkları üzerine sevdiğini kıyaslama ve memnun olamama da en güzel örneğidir bunun. Falancanın yaptığı pat suratına yapışabilir. Aman ha! Ne zaman hoşgörülü olup bizden farklı insanların da saygıya değer olduğuna inanırsak, işte o zaman mutlu oluruz. Önemli olan karşı tarafı olduğu gibi, o gibi sevmektir. Sevginin temeli de budur. Happy Valentine's Day...
103
?
Son on gündür içimdeki ses “Dergiye yazını yazman lazım” diyor; benim cevabım ise; “Dur ben biraz uyuyup geleyim” oluyor. Malum Şubat ayı sayısına yazılacak yazı… “Şubat” deyince aklınıza ne geliyor? “Sevgililer Günü!”
104 102
Sevgililer Günü bir gün mü sadece? Sadece bir gün müdür sevgililer günü? Benim için sevgilimle geçirdiğim her gün her an her saniye özeldir. 364 günü burnundan getir ama 14 Şubat'a sürprizler sığdır. Kalsın, ben almayayım. Şubat'lar, Temmuz'lar, Ekim'ler sürprizlerle dolu olsun sevgiliyle. Sürprizler yapacağım derken 14 Şubat'ın üzerine fazla yük bindiriyoruz gibi geliyor bana. Oysa ne farkı var 13'ünden 20'sinden?
SANIRSIN RESMİ TATİL GÜNLERİNDEN BİRİ. ANLAŞILACAĞI ÜZERE “SEVGİLİLER GÜNÜ” İLE İLGİLİ HİÇ GÜZEL BİR ANIM YOK. AMA 2014’DEN UMUTLUYUM. SEVGİLİM; BANA HEP HATIRLAYACAĞIM BİR “SEVGİLİLER GÜNÜ” YAŞATACAK BU SENE. GEÇMİŞE DAYALI PAYLAŞABİLECEĞİM KAYDA DEĞER HİÇBİR ŞEYİM YOK SİZİNLE, KENDİME AİT. HATTA BENİM İÇİN 14 ŞUBAT; “13 ŞUBAT’TA UYUYAYIM 15 ŞUBAT’TA UYANDIRIN” DEMEKTİR.
Tarihleri özel yapmak bizlerin elinde, ne dersiniz? Amaaaaaaa... İşte orada bir 'ama' var ki; çok dikkat etmek gerekiyor. Ne mi o? İşin 'hediye' kısmı! Bunu özellikle evli arkadaşlarım da çok görüyorum. İlk iki sene için değil ama sonrasında dengeler biraz değişiyor sanıyorum. 'Dengeler' değişince 'hediyeler' de değişiyor. İlk zamanlar özenle size 'özel' gelen hediyeler, bir iki sene sonra yerini tost makinesi, fritöz, elektrik süpürgesine bırakıyor. Yalan mı?.
İki yıllık evli bir kız arkadaşım 15 Şubat'ta ağlayarak aramıştı beni. "Dur ne oldu?" Bir sakin ol demeye çalıştım ama ağlarken söylediklerinden eşinin kendisine aldığı hediyeden ne kadar 'etkilendiğini' anlamıştım. Sağolsun; bir tost makinesi ile 14 Şubat'ı renklendirmişti sevgili eşinin gözünde. "Beterin beteri var, ya elektrik süpürgesi gelseydi" diyerek güldürmeye çalıştım ama başaramadım elbette. Bir taşla iki kuş vurmuştu beyfendi. Hem evin ihtiyacı olan o tost makinesi alınmıştı hem de düşünmesine gerek kalmadan 'sevgililer gününe' özel bir hediye de vermişti kıymetli eşine. İşte bana kalırsa, bu özel hediyeler ilişkinizi gözden geçirmeniz ve kaybedilmeye başlanan o heyecanı, aşkı, yeniden çoğaltmak için uğraş vermeniz gerekliliğinin sinyali olmalı. Sizler için 14 Şubat'tan dileğim, gelen hediyelerin aşkınızın sinyali olması. Hediyene bak, çanlar ne için çalıyor karar ver. Aşk mı, yoksa alışkanlık mı? Her gününüz aşkla dolu günler olsun. Sevgiyle,
Burcu Aksoy 105
Zamansız Stil İkonları
Londra doğumlu Lesley Hernby 16 yaşında Londra’da tezgahtarlık yapıyordu. Sevgİlİsİnİn kız kardeşİ ona, ‘İncecİk’ anlamına gelen
Twiggy lakabını takmıştı. Hazırlayan: Büşra Deriş
106
107
Zamansız Stil İkonları Londra doğumlu Lesley Hernby 16 yaşında Londra'da tezgahtarlık yapıyordu. Sevgilisinin kız kardeşi ona, 'incecik' anlamına gelen Twiggy lakabını takmıştı. Mankenlik için aşırı minyon olan Hernby saçlarına şekil vermek için kuaföre gidiyor, yaşamının dönüm noktası da burada gerçekleşiyor. House of Leonard'ın sahibi yüz hatlarına bayıldığı Twiggy'i, yeni saç modelini tanıtması için vakit kaybetmeden fotoğraf çekimine yolluyor. De Villeneuve'nin küçük dokunuşları ve çektiği harika fotoğraflarıyla 16 yaşındayken dünyaca ünlü bir süper model oldu. Artık tüm dünyanın adını ve yüzünü ezbere bildiği bir süper modeldi. Uluslararası ilk başarısını ilgilerini çektiği Daily Express gazetesi tarafından '1966 yılının yüzü' ilan edilerek yakalayan Twiggy'nin kendini kanıtlama çabalarına gerek kalmıyor, çok kısa bir süre içinde kısacık saçları, androjen tarzı ve gözlerinin altına çizdiği kirpikleriyle dünyanın en popüler mankeni oluyor. 1960'lı yıllarda pop kültürünün simgesi haline gelen dolgun vücut hatlarına ve platin saçlara sahip olan Marilyn Monroe'un aksine zayıf ve iri gözleriyle bütünleşen çocuksu bir saç modelinin olmasına rağmen, tüm dünyaya kendini sevdirdi. Güzellik kurallarını değiştirerek, devrim başlatan Twiggy 40 kilo ağırlığında ve 79- 56-81 ölçülerindeydi, o yılların dolgun vücut hatlarına sahip kadınlarını geride bırakarak alışılmışın dışında seksi bir görünüm oluşturdu. 1960'lı yılların popüler kültürünü belirleyen, bir marka ve dönemin kızlarını kendine hayran bırakan ikonik bir model haline gelmişti.
108
"İRİ CEYLAN GÖZLERİ, BİTMEYEN GÜZELLİĞİ, OYUNCULUK, ŞARKICILIK VE YAZARLIK HAYATINDAKİ BAŞARILARIYLA BİR DÖNEME DAMGASINI VURAN TWIGGY, ANTİ-KÜRK SAVUNUCUSU BİR KADIN OLMAKLA BİRLİKTE, MEME KANSERİ KARŞITI KAMPANYALARIN DA BÜYÜK DESTEKÇİSİYDİ. YAŞADIĞI DÖNEMİN EN ÜNLÜ MODELLERİNDEN BİRİ OLAN TWIGGY, ZARİF VE ŞIK HALLERİYLE YETENEK KEŞİFLERİNE DEVAM ETMEKTE."
109
Zamansız Stil İkonları Twiggy'nin vazgeçemediği çuval elbiseler zamanın modasıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir tarzdı. Elbiselerinde bazen balıkçı tarzda bir yaka bazen de önden düğmelere ve ceplere rastlamak mümkündü. Çuval elbiselerinde genellikle güneş sarısı, bebek pembesi, beyaz, ekose, çizgi ve pötikare görmek mümkündü. Bu elbiseler, onu inanılmaz zayıf gösteriyordu. Süslü kıyafetler yerine bacaklarını vurgulayacağı, basit kıyafetler seçmesi, vazgeçilmez kuralıydı. Moda anlayışının sınırlamaları yoktu. Aksesuarlarında erkek modellerini seçerdi. Bacaklarını açıkta bırakan mini eteklerini, erkek aksesuarlarıyla kombinlerdi. 1960'lı yılların sonuna doğru dolabına eklediği büyük çantaları ve dizlerine kadar uzanan kovboy çizmeleri stilinin vazgeçilmez parçaları olmuştu. İri ceylan gözleri, bitmeyen güzelliği, oyunculuk, şarkıcılık ve yazarlık hayatındaki başarılarıyla bir döneme damgasını vuran Twiggy, anti-kürk savunucusu bir kadın olmakla birlikte, meme kanseri karşıtı kampanyaların da büyük destekçisiydi. Yaşadığı dönemin en ünlü modellerinden biri olan Twiggy, zarif ve şık halleriyle yetenek keşiflerine devam etmekte. Oyunculuk kariyerindeki ilk film denemesi olan Boy Friend ile iki Altın Küre birden alarak, işinin hakkını veren Twiggy 70'li ve 80'li yılları filmlerde rol alarak ve çok satan albümler yaparak geçirdi. 1993 yılında ünlü fotoğrafçı Steven Meisel'in ricası üzerine modelliğe geri dönüş yapan Twiggy'nin bu kararında "Kadın her yaşta güzeldir" önermesiyle ortaya çıkan güzellik anlayışının etkisi büyük. Hala güzellik ve modayla ilgilenen Twiggy'e göre her kadının gardırobunda uzun kollu V yaka, siyah balıkçı yaka kazaklar, botlar
110
ve jeanler mutlaka bulunmalı. 40 yaş ve üzeri insanın kendini en iyi tanıdığı ve en çok sevdiği yaşlar olduğuna inanan ünlü stil ikonu, "insan giydiği şeyi kendine yakıştırmalı" mottosunun öncü savunucusu. Sağlığınız ve güzelliğiniz için Twiggy'nin tavsiyelerine göz atacak olursak, O'na göre; uzun yürüyüşler yapmalısınız, dans etmeli ve rahatlatıcı masajlarla kendinizi ödüllendirmelisiniz. O'na göre yaşlanmak demek; saçınızı kısaltıp, en sevdiğiniz ruju atarak yeni kazaklara sahip olmak demek değildir. Nemlendiriciyi hafifçe yüzünüze ve boynunuza uygulayıp, bunu güzel bir alışkanlık haline getirmek en önemli tavsiyelerinden biri. Sağlıklı beslenmesine rağmen, sağlıksız bir görüntüsü olan Twiggy en mutlu olduğum zamanları, hamilelik süreci ve bugünleri olarak görüyor. Kısaca, zamanının sıska kadını bugün, evcil ve sıkıcı bir kadın olmaktan duyduğu mutluluğu her fırsatta dile getiriyor.
111
Lee Alexander McQueen 112
“ŞÖHRET OLMA İŞİNİ FİLM YILDIZLARINA BIRAKMAK GEREK; BİZ MODACILARIN YAPTIĞI SADECE İNSANLARA SERVİS VERMEKTEN İBARET.”
S
ıradan bir ailenin çocuğuyken, içindeki tasarım aşkıyla okulunu bırakarak hayallerinin peşinden gitmeyi seçerek, modanın hem serseri hem dahi çocuğu olarak ünlenen Alexander Mc Queen başarının, şöhretin ve servetin doruk noktasındayken moda dünyasını ve hayranlarını, 2011'de son kez üzücü bir sürprizle şaşkına çevirdi. Bu kez seçimini hayatını sonlandırmaktan yana yaptı... Londra'nın yoksul doğu bölgesinde yaşayan annesi öğretmen olan Joyce McQueen ve İskoç taksi şöförü Ronald'ın çocukları olarak 1969 yılında dünyaya gelen McQueen; altı kardeşin en küçüğüydü. Modayla ilgili ilk hareketi üç yaşındayken bir kağıt parçasına çizdiği elbise olan Alexander, erken yaşta kız kardeşlerine elbise tasarlamaya başladı. Modaya olan ilgisi için okulunu bıraktı ve moda tasarımcısı olmaya karar vererek, kariyerine ilk adımını attı.
113
Savile Row sokağının terzileri olan Sheppard ve Anderson ile çalışmaya başlaması onun terzilik becerilerini ve teknik stillerini geliştirmesi ve deneyim kazanması için güzel bir fırsat oldu. Hawkes ve Gieves ile çalışan McQueen, sonrasında Bermans ve Angels'la tiyatro kostümleri tasarladı. Milano'ya gitmeden önce Koji Tatsuno için çalıştı, İtalya ve Milano'da Romeo Gigli için çalışmaya başlayan Alexander, 1994'te Londra'ya dönerek Central Saint Martins Sanat ve Tasarım Koleji'nde yüksek lisansını tamamlayarak moda kariyerini profesyonel anlamda başlattı. Uluslararası ilk deneyimi okuldaki final projesiydi. McQueen, büyük bir başarı sağladığı bu projeyle ünlü birçok dergide boy gösterdi. Dergi editörü ve İngiliz moda ikonu Isabella Blow ile tanışması ise kariyerinin dönüm noktası oldu.
Kariyerinin Dönüm Noktası Isabella Blow, 1994 yılında Saint Martins mezuniyet defilesinde oturacak yer bulamayarak, şovu merdivenlerden izler. McQueen'in koleksiyonundaki kesimlerin ustalığından ve kıyafetlerdeki hareketlenmelerden inanılmaz etkilenir. Şov sonrasında ev telefonunu bulan Blow, McQueen'e ulaşmaya çalışır ancak Alexander tatilden döndüğünde tanışırlar ve Isabella Blow alışılanın dışında bir alışveriş yöntemiyle, ilk koleksiyonunu almaya karar verir. Isabella'nın ardından Givenchy ve Gucci tarafından keşfedilir. Givenchy ve Gucci de çalışması ona yalnızca şöhreti getirmekle kalmaz, muazzam bir servetin de sahibi yapar. Isabella Blow'un McQueen'in hayatında yalnızca kariyerini etkileyen biri olarak kalmadığını, ilişkilerinin ünlü tasarımcı için çok özel olduğunu da belirtmekte fayda var.
114
Modanın Dahi Çocuğu 2005'te Puma için tasarımlar yapan Alexander 2007 yılında MAC'le çalışan ilk tasarımcı oldu ve yılın sonlarına doğru Los Angeles, Las Vegas, Londra, Newyork gibi şehirlerde markasının butiklerini açtı. Yalnızca uluslararası bir başarı değil aynı zamanda servetine servet kattı. McQueen günlerce süren partilerde boy gösteren, eğlenen, herkesin gözü önünde yaşayan ve 24 saat üretmeye hiç ara vermeyen modanın dahi çocuğu olarak kazındı hafızalara. Sıradanlık ona göre değildi, hep bir aykırılık söz konusuydu onun tarzında. Bir bacağı tahtadan olan bir model tercih etmesi, moda dünyasındaki radikalliğini gösteren önemli örneklerdendir. Son yıllarda Lady Gaga, Sarah Jessica Parker, Rihanna, Nicole Kidman, Penelope Cruz gibi isimler, Oscar gibi önemli, kırmızı halı gecelerinde Alexander McQueen tasarımlarını tercih ediyorlar. David Bowie'nin 96-97 yılları arasında düzenlediği turlarda giydiği kıyafetlerin ve bir albüm kapağının da tasarımcısıdır. İzlandalı şarkıcı Björk de, bir albüm kapağı için McQueen ile çalışmış ve albümde yer alan "Alarm Call" parçasının klip yönetmenliğini de McQueen'e bırakmıştır. 11 Şubat 2010'da hizmetçisi tarafından Londra, Mayfair'deki evinde asılmış olarak bulundu. McQueen'in trajik ölümü; 75 yaşındaki annesinin kanserden hayatını kaybetmesinden dokuz gün sonra, Londra Moda Haftası'ndan günler önce gerçekleşti. Yakın arkadaşı David LaChapelle, öldüğünde McQueen'in çok mutsuz olduğunu ve çok sayıda uyuşturucu aldığını belirtti.
Moda dünyası, dahi tasarımcının hayattan neden vazgeçtiğini hala anlamış değil. Isabella Blow'un üç yıl önce intihar etmesi, yeni projelerinin üzerinde oluşturduğu stres, son ilişkisiyle yeniden uyuşturucuya başlaması ve tabii ki O'nun için çok kıymetli olan annesinin ani ölümü intiharına sebep olmuş olabilir. "Köpeklerime iyi bak üzgünüm, seni seviyorum, Lee" yazılı bir not bıraktı. Vasiyetine göre McQueen köpeklerinin lüks içinde yaşamaya devam edebilmesi için 50 bin pound, diğer hayvan dernekleri içinde 100 bin pound bağışladı.
115
114 116
Aşk
Estee Lauder
dolu Şubat ayı ve ilkbahara yaklaşmanın heyecanını yansıtan, sımsıcak renklerle zenginleştirilmiş makyaj önerileri!
117 115
Güzellik
Giorgio Armani Gloss D Armani Pink Skin Lacquers 85TL
Dior Diorskin Shimmer Star Poudre Compact 107TL
Dior 5 Couleurs Eye Shadow
Modelsown Bluebelle 22.50TL
M ax Fa cto
Estee Lauder Disappear Smoothing Creme Concealer 98TL
r G öz Kal emi 25. 50T L
Rimmel Scandaleyes mascara 14.90TL
Lancome
Douglas 18.95 TL
118
OKYANUS Mavinin sonsuz etkisinin modası asla geçmiyor. Koyu tonları gece, açık ve pastel mavileri ise gündüz makyajında kullanabilirsiniz. Kahverengi gözleri öne çıkaran mavi tonlarını gri renkteki farınızla da birlikte kullanabilirsiniz. Dudak renginize yakın tonlarda seçeceğiniz rujunuzla doğal ama çarpıcı makyaj stilini günün her saati kullanabilirsiniz.
By Terry Teint Terriybly 209TL
Lancome Absolu Nu 85TL
Şeftali tonları
L'oreal Paris 49.90TL
Gelmesini dört gözle beklediğimiz ilkbaharın tonlarını makyajınızda kullanmaya şimdiden başlayın! Naturel tonlarda uygulayacağınız farla abartısız ama çekici bakışlar yakalayabilirsiniz. Şeftali tonlarında, yoğun olarak uygulanan allık yüzünüze tazelik katacak. Rujunuzu birkaç ton koyu renklerde kullanmanız fresh ve sade görünümü tamamlayacak.
Giorgio Armani Flash Lacquer Bottle 95TL
NYC Maskara 11.99TL
Estee Lauder Ideal Glow Concealer 94TL
GiorgioArmani Nail Lacquer 505 Eccentrico Collection
Avon Mega Effects Maskara 28TL
119
Güzellik
WAMP ETKİ
Dior 103TL
Bu aya damgasını vuran canlı tonlardaki rujlar yine başrolde, ancak wamp görünümlü kabarık saçlarla daha iddialı görünebilirsiniz. Gözleriniz küçükse eyeliner ile vurgu yapabilir, değilse gri tonlarda bir far ve tek kat maskara yeterli olacaktır. Ten makyajında ise bir ton açık pudra veya kapatıcı ile pürüzsüz ve duru bir görünüm yakalayın.
Dior Diorskin Nude Glow Poudre D'ete 121TL
120
Burrberry Nail Polish 52TL
Clinique High Impact Curling Mascara 59TL
Dior Diorshow Liner Waterproof 77TL
Sisley Phyto Lip Shine 94TL
Douglas 18.95 TL
Sisley Phyto Lip Gloss 107TL
Avon True Color Eyeshadow İkili Göz Farı 13.90TL
MaxFactor LE pencil BlackFire 38.90TL
Dior Diorific Powder Face One Shot 207TL
Aşkın Rengi
Tutkunun ve aşkın rengi kırmızı en çok Şubat'a yakışıyor. Gözlerinize koyu kahve veya gri tonlarla gölge verdikten sonra kirpiklerinize bolca maskara uygulayın. Kırmızının en cesur tonlarını seçeceğiniz dudak makyajınızı ise parlatıcınızla vurgulayın. Oje seçiminde yine ateşli renkler tercih edebilirsiniz. Ten makyajında ise doğallıktan vazgeçmeyin! MaxFactor Whipped Creme Almond Final Open Pot And Lid Comped 60.99TL
Giorgio Armani Lip Maestro 95TL
Clarins Eclat Minute Pinceau Perfector 89TL
ZOYA Livingston 36TL
121
Güzellik Clarins 01 Eclat Minute Levres 47TL
Estée Lauder Film Noir 135TL
Lancome Vernis PearlGrey
Dior Diorskin Nude Poudre Compact 166.25TL
İSYANKAR
punk
Douglas 18.95 TL
122
Shiseido Radiant Lifting Foundation 149TL
Yves Saint Laurent Mascara Singulier 83TL
Makyajda modası geçmeyen punk tarzınızı, ıslak görünümlü dağınık olarak şekil verilmiş saçlarınızla bütünleştirin. Dumanlı bakışlar elde etmek için koyu kahve veya füme renklerdeki farınızı orantılı şekilde uygulayın. Soluk bir ten makyajıyla gözlerinizin ön planda kalmasını sağlayın. Dudaklarınıza ise ten rengi mat bir ruj veya renksiz bir koruyucu yeterli olacaktır.
Asil Mor Avon True Color Eye 4 lu Goz Fari Unrestrained 15.90 TL
Estee Lauder
Lila ve koyu mor tonlarının çarpıcı etkisini gece makyajınızda kullanmayı deneyin. Yoğun olarak uygulayacağınız parıltılı lila farınızı, uygulayacağınız maskara ve göz kaleminizle çizeceğiniz ince bir hat ile tamamlayın. Belirgin olarak şakaklarınızdan elmacık kemiklerinize doğru süreceğiniz allık ve kırmızı-pembe tonlarda, koyu renkli bir ruj dikkatleri üzerinize çekecek.
Estee Lauder Invisible Powder Pure Beige 125TL
Yves Saint Laurent Anti-Cernes 80TL
c Pe r fe ea u t y B e g S ava 2 TL Avo n Kiss Ruj 1
t
Inglot Breathable Nail Enamel 25TL
Laura Mercier Illuminating Powder 130TL
Max Factor False Lash Effect 30TL
123
Güzellik
1
HASSAS CİLTLERE ÖZEL BAKIM Soğuk hava cildi hassaslaştırıp korumasız bırakabiliyor. Cildin dokusunu düzelterek bariyer görevi gören ürünlerle, kışın da cildinizi korumayı ihmal etmeyin.
124
2
4
5
3
6
1-Ducray Kelual Ds Creme – 42.50TL
Kabuklanmış ve tahriş olmuş cilt için hazırlanmış özel bakım kremi. Cildi yatıştırır, aşırı keratinleşmenin azalmasına yardımcı olur. Özellikle kaşlar, burnun iki yanı, saç derisinin yüzle birleştiği alanda tahrişin hafiflemesine yardım edip, bakım sağlar. Keluamid, Guanidin Glikolat ve Octopirox Crotamiton Kompleksi sayesinde kırmızılıkların ve tahrişin yatıştırılmasına ve kabukların parçalanıp ,epidermisin ölü hücrelerinin uzaklaştırılmasına ve cildin yatıştırılmasına yardımcı olur.
2- Dr. Murad Redness Therapy Recovery Treatment Gel - 237TL
Kızarık ve hassasiyet problemi olan ciltleri gün boyu kuvvetlendirmeye, yenilemeye, korumaya ve tedavi etmeye yardımcı olur. Goji Berry Özü, kurumuş ve pul pul dökülen cilt dokusunu iyileştirmeye yardımcı olur. Azeleic Asit ise, cildin elastikiyetini ve nemini arttırıcı etkiye sahiptir. Ciltteki kızarıklığı ve tahrişi azaltmaya yardımcı olur.
3- La Roche Posay Lipikar Baume Ap – 54.90TL
Aşırı kuru cilt bariyer görevini yerine getiremez. Alerji ve iritasyona sebep olan maddeler cilde daha kolay nüfuz eder ve cilt sorunları görülmeye başlar (kaşıntı, gerginlik ve batma hissi) Meydana gelen kaşınma isteği, cildin yüzeyini daha kötü bir hale sokar. Lipikar Baume Apbu döngüyü kırarak, cildi yatıştırır ve cildinizi eski sağlığına kavuşturur.
4- Vichy Purete Thermale Ferahlatıcı Tonik – 39TL
Vichy'nin normal ve karma, normalden karmaya dönük ciltlerin kullanımı için özel olarak geliştirdiği ferahlatıcı yapıda tonik ürünüdür. Formülünde güçlendirici, sakinleştirici ve ferahlatıcı Vichy
7
Termal Suyu içerir. Ciltteki tüm kir ve makyaj kalıntılarını temizleyerek cildin kirlerden arındırılmasını sağlar. Arınmış cilt, tazelik kazanarak ışıldar ve ferahlar. Berrak bir görünüme kavuşur. Cilt PH'ına uygundur, cildi koruyarak kurutmaz ve cilde zarar vermez.
5-Nuxe Creme Fraiche De Beaute – 89TL
Nuxe'nin her yaştan normal ve hassas ciltler için mükemmel şekilde dengelenmiş formülü sayesinde cilt kalitesinin yükselmesi sağlanır. Cildi mükemmel şekilde nemlendirirken aynı zamanda dengeleyerek cilde ince ve mat bir görünüm kazandırır. Nuxe'e özel Sebum Dengeleyici Kompleks, içerdiği matlaştırıcı doğal toz kombinasyonuyla doğal sebum kalitesini kontrol eder.
6- Avene Serum Apaisant Hydratant - 65TL
Özellikle hassas cilt yapıları üzerinde oldukça etkili bir bakım sağlayarak Avene Termal Suyu içeriği sayesinde cildin anında rahatlatılmasını sağlar. Termal su lipozomlar aracılığı ile hücrelere taşınmaktadır. Ardından epidermis tabakasının en üst katmanı üzerinde uzun süreli yayılma sağlayarak etkiye girmektedir. Ürün, içeriğindeki gliserin sayesinde cildin nem ihtiyacını gidererek cildi nemlendirir. Ayrıca rahatlık ve esneklik kazandırması bakımından cilt için ideal bir bakım ürünüdür.
7-Dermalogica Ultracalming Relief Masque – 173TL
Farmasötik derecedeki kolloidal yulaf ile hassaslaşmış ciltlerin birçok problemine acil çözüm sunan çok amaçlı bu maske, hassas, kızaran ve Rosacea'lı cilde uzun süreli rahatlama sağlar. Hassasiyet, kızarıklık, iritasyon ve yanmayı azaltmaya yardımcı olan UltracalmingTM Complex içerir. Mantar özleri kısa ve uzun vadeli yanma ve kızarıklığı azaltmaya yardımcı olurken bisabolol, tahriş olmuş cildin yatışmasına yardımcı olur.
125
Bu rb er ry
1 TUTKUNUN KOKUSU
2
Şubat'ın romantik ve aşk dolu havasına uygun, piyasanın en yeni parfümleri içerikleri ve farklı tasarım şişeleriyle, bizi bambaşka bir dünyaya götürüyor. 126
3 4
5 7
6 1- Burberry Brit Rhythm Woman - 270TL
Burberry'nin yeni parfümü Brit Rhythm Woman, canlı müzik, gençlik enerjisi ve feminen bir kokunun birleşiminden ilham alınarak doğdu. Yaratıcıları tarafından farklı, özgün ruhlu ve seksi olarak tanımlanan Brit Rhythm Woman; gençlik, adrenalin, sahip olmayı arzuladığınız güven ve seksi görünme ihtiyacına yönelik ihtiyaçlarınıza cevap veriyor.
caladium yaprağı, nane, orta notaları karanfil, deneysel bir gül, alt notalari ise vetiver ve amber'den oluşuyor. iki akorun birleşimi büyüleyici ve heyecan verici bir etki yaratiyor. İsmi 18. yüzyılda egzotik ve nadir bitkilerin bulunduğu botanik bahçelerinden esinlenmiştir. Kokusunun hikayesi ise söyle "Florabotanica hayal ötesinde inanilmaz çiçekleri olan bir gizli bahçedir. Çok güzeller ama hangi çiçegin masum veya zehirli oldugunu bilemezsiniz..."
2- Burberry Body Festive Gold Limited Edition – 259Tl
5- Bath&Body Works Forever Midnight – 119TL
3- Victoria’S Secret Glamour – 205TL
6- Balmain Ivoire – 246TL
Tepe notalarda yeşil absinthe, şeftali, frezya, orta notalarda gül notaları, iris, sandal ağacı ve dip notalarda kaşmir, vanilya, amber, misk baştan çıkaran benzersiz kadının karakterini yansıtıyor. Efsanevi, son derece feminen ve baştan çıkaran bir parfüm, hem Burberry markasının özünü hem de markanın İngiliz mirasını yansıtıyor. Vücudunuzu saran ipek bir trenç kot gibi son derece seksi bir koku... Kadınsı ve zahmetsizce cezbedici koku Burberry kızının zarif ruhunu tavrını yansıtır.
Victoria's Secret'tan aşkın melodilerini taşıyan vazgeçemeyeceğiniz bir koku daha... "GLAMOUR", beklenmeyen bir baştan çıkarıcılığın ve flörtözlüğün karışımından oluşan çok seksi bir koku. İçindeki meyvemsi çiçek kokularının ferah bir tazelikle birleşimi aynı zamanda çok şaşırtıcı ve eğlenceli... VICTORIA'S SECRET GLAMOUR, buğulu amber, ateşli gardenya ve egzotik mango ile adeta ateşli bir aşkın çağrısına karşılık veriyor. Özel şişe tasarımıyla da baş tacınız olacak GLAMOUR'la daha uzun bir süre flört etmek isteyeceksiniz.
4- Balenciaga Florabotanica - 304TL
Çiçeksi ve yeşil notalar barındıran Balenciaga parfümü, üst notalari
İçeriğindeki gece yarısı yasemini ve egzotik vanilya çiçeğini ateşleyen erik nektarıyla günlük kullanımda çiçeksi bir yumuşaklığı sunarken; baharatsı notalarıyla da seksi bir geceye hazırlıyor sizi. Lüks karamel likörü ise, bu cezbedici ve baştan çıkaran karışıma son noktayı koyuyor. Kokusu gibi, Forever Midnight'ın şişesi de gecenin karanlığına inat ışıldayan ve karanlığı aydınlatan ışıltılardan ilham alıyor. Lüks kapağının altında şehvetli kıvrımlarla şekillenen, adeta bir mücevher derinliğini ve yıldızlı bir gecenin ışıltısını taşıyan Eau de Parfüm şişesiyle bu koku, romantik bir aşkın sonsuz fonunu oluşturuyor.
Balmain'in şipre kokusu Ivoire, çiçeksi ve yeşil notalar barındırıyor. Üst notalarda menekşe yapraklarının portakal ve mandalinanın canlı etkisiyle birleşiyor. Bu canlanış orta notalarda, yasemin, gül, ylang ylang ve kasnı otunun ferah notaları ile buluşuyor. Parfüm, alt notlarda ise vetiver, sandal ağacı, paçuli ve vanilya ile tamamlanıyor.
7- Nina Ricci Ricci Dancing Ribbon – 166TL
Görkemli, büyüleyici, cesur ve sofistike Ricci Ricci kadını elindeki zarif ve şık kurdelesiyle dünyayı dolaşarak güzelleştirmeye ve renklendirmeye devam etmektedir. Ambalajının kırmızı oluşu, Fransız kadınının şehvetini ön plana çıkarmaktadır. Parfümün içeriğinde ahududu, zencefil, centifolia gülü, tüberöz ve paçuli bulunmaktadır.
127
Romantik Rotalar
ROMANTİK ROTALAR Fotoğraflar ve Hazırlayan: Burcu Bülbül
128
Alp Dağları’nın eteklerinde,
COMO GÖLÜ ’ndeyim...
J
et sosyetenin gözde tatil beldesi, bayanların kalp atışlarını hızlandıran George Clooney'in de villasının bulunduğu Como, Milano'nun 70 km kuzeydoğusunda, Alp Dağları eteklerinde oluşmuş bir krater göl. İtalya'nın üçüncü büyük gölü olan Como'da yaklaşık 86.000 kişi yaşıyor. Bir zamanlar burada yaşayan ünlüler arasında, pilin mücidi olan ünlü fizikçi Alessandro Voltra'da bulunuyor. Como'da yaşamış bir diğer ünlü bilim adamı ise, Nicole Tesla. "The Prestige" filmini izleyenler, Nicole Tesla ile Edison arasındaki çekişmeyi mutlaka hatırlayacaklardır. Como'yu gezerken edindiğim bu didaktik notu da sizlerle paylaşmak istedim... Como Gölü, bulunduğum günün yağmurlu olmasından mıdır bilemiyorum ama büyüleyen, buğulu havasına alıveriyor insanı. Görülmesi Gerekli Yerler : - Şehrin en büyük katedrali olan Duomo'ya yürürken, labirenti andıran şehrin dar sokaklarını geçerek, Buroletto Sarayı'na varıyorsunuz. - Gölün karşı kıyısında bulunan Belaggio, Varerina ve Lecco ise görülmesi gereken yerleşim yerleri. - Villa d'Este, bu gün otel olarak kullanılan Villa d'Este, 500 yıl önce inşa edilmiş ve uzun yıllar İngiliz kraliçelerine hizmet vermiş. Otel olduktan sonra, özellikle Alfred Hitchcock'un, gölün sisli havasından ilham aldığı söyleniyor. - Villa Serbelloni, villa yaklaşık 50 hektarlık bir bahçenin içinde yer alıyor. Nefes kesici manzaraya sahip. 1605 yılında Sfondratis'ler tarafından inşa edilmiş. Mülk 1950 yılında Rockfeller Vakfı'na devredilmiş. Günümüzde edebiyatçılar ve ressamlar için uluslararası bir çalışma merkezi olarak kullanılıyor. - Villa Melzi, Como Gölü'nün kıyısında bulunan en meşhur turistik nokta. Önce Almanlar ve sonrasında İngilizler tarafından keşfedilen villa, günümüzde uluslararası bir tatil mekanı haline gelmiş. Villa Melzi, Lombardia Bölgesi'ndeki yeni klasizm akımının en sembolik örneklerinden ve aynı zamanda muhteşem botanik bahçesi de insanı büyülüyor.
129
Romantik Rotalar
Unesco’nun “Dünya Mirası” listesindeki
“CINQUE TERRE“
İ
talyanca «5 köy» anlamına gelen Cinque Terre, tarihi ve kültürel özellikleri sebebi ile, Unesco'nun "Dünya Mirası" listesinde yer alıyor. Aynı zamanda bölge "Milli Park" olarak korumaya da alınmış durumda.
Monterosso, Vernezza, Corniglia, Manarola, Riomaggiore isimli köylerden meydana gelen bölge, İtalya'nın Liguria Bölgesi'nde yer alıyor. Portofino'ya çok yakın olan Cinque Terre, Pisa'ya da sadece 30 dakika mesafede. Trenle gezmenizi önemle tavsiye ediyorum. Köyler arasında tünellerden geçerek, Akdeniz'in bu güzel kıyı köylerini görmek için 1 gününüzü muhakkak ayırmalısınız. Aslında, birbirinin benzeri olan bu 5 köyde yerleşim, dik yamaçların üzerine kondurulmuş gibi adeta. Yamaçların dik oluşuna inat her birine üzüm bağlarının bulunduğu taraçalar yapılmış. Bir de insan figürlü beyaz korkuluklar yerleştirmişler. Özenle oluşturulmuş bu taraçaların mahsülü, şarapları da bir o kadar keyifliydi. Sonunun nereye varacağını bilmeden dar sokakların merdivenlerini elimi deklanşörden çekemeden bir inip, bir çıkıyorum. Aslında hayranlığım doğadan ziyade, doğal miraslarını sahiplenmeleri! Galiba biraz kıskançlıkla beraber saygı duymak gibi karışık duygular içindeyim. Anlayacağınız, keşkeler içerisinde dolaşırken CinqueTerre'de, oldukça anıyorum sahillerimizi 5 yıldızlı otellere peşkeş çekenleri...
130
MAGICO
PORTOFINO
Y
ıl 1959... Dünyada savaşın yaralarının artık sarılmaya başlandığı, turizmin yeni yeni keşfedildiği yıllar.
Portofino sadece küçücük bir balıkçı koyu iken, Vittorio Paltrinieri adında bir İtalyan öyle bir "Portofino" der ki, yıllarca kimsenin dilinden düşmez, dalga sesleri eşliğinde büyük aşkını bulduğu bu ufacık koyu anlatır. "I found my love in Portofino." İtalyan Rivierası'nın en popüler tatil kasabalarından biri olan Portofino, yaklaşık 500 civarında bir nüfusa sahip. Ancak tabii ki, yaz aylarında bu rakam oldukça artıyor. Cenova iline bağlı bir belde olan Portofino, kuzeybatı İtalya'da, Liguria Bölgesi'nden yer alıyor. Cenova ili içerisinde en küçük belediye olan Portofino, ciddi anlamda koruma altında. İnşaat yasağı bulunduğu için, kasabanın merkezinde sadece 3 otel bulunuyor. Gelelim deniz mahsülleri ile zengin bir menüye sahip bu romantik koyda size tavsiye edebileceğim restorana. Strainer Restaurant, Chef Gerardo'nun bize özel sunumuyla bir Egeli olarak beni bile etkiledi ise, gitmekte fayda var. Fakat bu özel sunum ara sıcaklar, ana yemek ve meyve ikramına kadar uzayınca, hesap da tabii ki menüde yazan fiyatlardan bir o kadar farklı oldu. Değer mi derseniz, bence bir kerelik değer. Ama dürüst olmak gerekirse, soldan sağa adımlasan 100 - 150 adımı geçmeyecek bu koydan çok daha doğa zengini koylarımız var Türkiye'mde. Çok detaya girmeden, yine ve hep söylüyorum : «Bir başkadır benim memleketim!» ama Magico Portofino !
131
Haber
Tasarım dünyasının kalbİ 2014’te atacak Allevents tarafından 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını üçüncü kez bir araya getirecek.
İstanbul'da 2 gün sürecek bir tasarım buluşması olan alldesign 2014 kapsamında Uluslararası Tasarım Konferansları dünyaca ünlü yabancı ve Türk tasarımcıları konuşmacı olarak ağırlarken, Yaratıcı Endüstriler Fuarı da tasarım dünyasındaki en son yenilikleri ziyaretçilerin ayağına getirecek. Bu yıl da büyük ses getirecek bir organizasyona imza atmaya hazırlanan alldesign'ın biletleri Aralık sonu itibariyle Biletway'de satışta olacak. Ayşe Birsel, Diego Gronda, Faruk Malhan, Gamze Güven, Karim Rashid, Lidewij Edelkoort, Mario Botta, Michael Pawlyn, Stephan Bundi, Arik Levy gibi pek çok önemli isim alldesign'da tasarımı konuşacak Hayatımızın her alanına yön veren tasarımın ele alınacağı alldesign 2014'ün konferans bölümünde kendi dalının uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşacak. Geçtiğimiz yıl Darren Aronofsky, George Lois, Ron Arad, Stefan Sagmeister gibi pek çok önemli ismi ağırlayan alldesign, üçüncü yılında da tasarıma yön veren çok sayıda önemli isime ev sahipliği yapacak. alldesign 2014 Uluslararası Tasarım konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı için Türkiye'ye gelecek olan konuşmacılar arasında TIME dergisi tarafından dünyada moda
132
alanında en etkili 25 kişiden biri seçilen, Gucci, Coca Cola, Nissan, Estée Lauder, Lancôme gibi markalara danışmanlık veren dünyaca ünlü trend kahini Lidewij Edelkoort; kazandığı sayısız mimarlık ödülüyle dünyanın en başarılı mimarları arasında sayılan, San Francisco Modern Sanatlar Müzesi, Samsung Sanat Müzesi ve Bechtler Modern Sanatlar Müzesi gibi pek çok ikonik yapının tasarımcısı, İsviçreli ünlü mimar Mario Botta; üretilen 3000'den fazla tasarımı, kazandığı 300'den fazla ödül ve çalıştığı 40'tan fazla ülke ile bir efsaneye dönüşen, kendi jenerasyonunun en üretken tasarımcılarından biri olarak
W Paris Opera, Grant Hyatt (Taipei&Chicago), Beyrut'taki Intercontinental Phoenicia, Volkwagen ve Audi'nin Almanya'da bulunan forumları, Lincoln Center'da bulunan Ertegün Caz Salonu ve Cirque de Soleil'in Hong Kong, Las Vegas ve Paris'teki sahneleri gibi işleriyle öne çıkan Rockwell Group Avrupa Ofisi Yöneticisi tasarımcı ve mimar Diego Gronda; tasarımları dünyanın en ünlü modern sanat müzelerinden MoMA'nın sürekli koleksiyonunda sergilenen, Minority Report filminde Tom Cruise'un ofisinin tasarımı dahil pek çok önemli tasarıma imza atan Ayşe Birsel gibi isimler bulunuyor.
tanınan Karim Rashid; TED konferanslarındaki konuşmasıyla tüm dünyada büyük ses getiren, ilhamını doğadan alan mimari akım 'biomimicry' üzerine çalışan ünlü mimar Michael Pawlyn; Theater Biel Solothurn için tasarladığı Rigoletto, Macbeth, Birds, Ezio ve Don Giovanni opera posterleriyle 2013, 2012 ve 2011 yıllarında toplam 5 Red Dot tasarım ödülü kazanan ünlü grafik tasarımcı, reklamcı ve art direktör Stephan Bundi; işleri dünya çapında prestij li galeri ve müzelerde sergilenen, en çok da imzası niteliğindeki kaya heykelleri, enstalasyonları, sınırlı sayıdaki tasarımları ile tanınan ünlü sanatçı, fotoğrafçı, tasarımcı ve film yapımcısı Arik Levy;
133
Haber Türkiye'den de farklı sektörlerden önemli isimler alldesign'da tasarımı konuşacak. Türkiye'de tasarım kavramının yaşama aktarılmaya başladığı 70'li ve 80'li yılların lider kimliklerinden biri olan ve Koleksiyon ile Tasarım Vakfı'nın kurucusu, mimar Faruk Malhan; endüstriyel tasarımcı Gamze Güven, Türkiye'nin önemli moda tasarımcıları Tuvana Büyükçınar Demir ve Simay Bülbül, "Kurtlar Vadisi", "Haziran Gecesi", "Yabancı Damat","Anlat İstanbul", "Kayıp" gibi dizi ve filmlerin müziklerini yapan müzisyen Gökhan Kırdar; izlenme rekorları kıran "Öyle Bir Geçer Zaman ki" dizisinin, Kayıp ve Kaybolan Yıllar dizilerinin yönetmeni Zeynep Günay Tan gibi isimler alldesign 2014'te tasarımı konuşacak.
Fuar alanında tasarım dünyasındaki en son yenilikler kullanıcılarına ulaşacak. Hilton Kongre ve Sergi Merkezi'nde 2000 metrekarelik alanda gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım konferansının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı'na da ev sahipliği yapacak. Odağında tasarım olan tüm firmaları aynı çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan alldesign Yaratıcı Endüstriler Fuarı'nda tasarım dünyasındaki en son yenilikler kullanıcılarına ulaşacak, katılımcılar yeni iş birliktelikleri kuracak.
134
alldesign’ın mottosu”Aklın Gözüyle Görmek” Fuarda yer alacak “Designer Point” adlı özel bölümde dünyadan ve Türkiye’den pek çok önemli tasarımcının ürünleri sergilenecek. Geçtiğimiz yıl aralarında Derin Design, Bien Seramik, Armaggan, Tuna Ofis, Arzum, Mercedes Benz, Geberit, Arketipo Design, Ron Mobilya gibi firmaların bulunduğu çok sayıda katılımcı firmayı ve yaklaşık 6000 ziyaretçiyi ağırlayan fuar, bu yıl da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım odaklı zengin bir ürün yelpazesi sunacak. Tasarımın Türkiye'deki ilk sektörel platformu olan fuar, iç mimari, yapı ve dekorasyon ürünleri, endüstriyel tasarım ürünleri, elektronik ve teknolojik ürünler, aydınlatma ürünleri ve aksesuarları, kumaş, duvar, halı ve diğer yer kaplamaları, mimari proje ofisleri, dij ital tasarımcılar ve STK'ları ziyaretçilerle buluşturacak. Yolu tasarımdan geçen herkesin ziyaret edeceği alldesign 2014 Yaratıcı Endüstriler Fuarı'nı kaçırmayın!
"Aklın gözüyle görmek" mottosuyla yola çıkan alldesign'ın ana amacı, tasarımın yarattığı farkların, pazarlama, markalaşma, ergonomi gibi birçok alanda kullanımının irdelenmesi, günümüz ve geleceğin tasarımcılarına farklı bir bakış açısı kazandırması. alldesign, iki gün boyunca dünyaca ünlü yabancı ve Türk tasarımcıları farklı sektörlerden üretici ve oyuncularla bir araya getirerek yeni tasarımlara, yeni objelere ve yeni fikirlere ilham vermekle kalmayacak; fuar alanında gerek tasarım şirketlerine, gerekse üreticilere yepyeni iş birliktelikleri sunacak. alldesign proje direktörü Ali Bilge: "Üretimin dünya üzerinde hızla yer değiştirdiği günümüz ekonomisinde, farklılaşma ve karlılığın odağına tasarımı koyan markaların son 5-10 sene gibi kısa bir sürede günlük hayatımızda daha fazla yer aldığını görüyoruz. alldesign, önemli konuşmacılar ve bir araya getirdiği yaratıcı endüstriler aracılığıyla, ziyaretçilerine bunu başaranlardan ilham alma ve yeni bağlantılar kurma imkanı sunuyor" diyor.
“HISTORIES DE PARFUMS” SERİSİNİN EN ÇAPKIN KOKUSU CASANOVA, SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE YEPYENİ BİR ANLAM KAZANIYOR. Gerald Ghislain
Türkİye’nİn İlk Tasarım Parfüm Butİğİ La Déesse’den,
“Her Bİr Casanova İçİn” AŞIKLAR ŞEHRİ VENEDİK! "Aşk nedir? Her yaşta erkeğin yakalanmaya meyilli olduğu bir hastalıktır" 1725'li yıllarda cazibe sembolü bir adam; Giacomo Giralomo Casanova dünyaya geldi. Kadınları baştan çıkarmak için her gün başka bir karaktere bürünen, bir gün ögretmen, bir gün bankacı, artist, sihirbaz, bir başka gün diplomat, yazar veya ajan olan Venedikli Giacomo Girolamo Casanova'nın çapkın karakterinden ilham alan dünyaca ünlü parfümör Gerald Ghislain'ın koku kütüphanesinden "1725 Casanova"
“1876 Mata Hari” Histoires de Parfums parfümörü Gerald Ghislain, doğduğu Güney Fransa ve büyüdüğü Fas'ın Akdeniz etkilerini harmanladığı "Histories de Parfums" serisi, La Déesse'de koku tutkunlarıyla buluşuyor. Geniş hayal gücüne sahip, söyleyecek çok şeyi olan tasarımcı, duyusal ve duygusal bir seçim yaparak, hikâyelerini parfümler üzerinden aktarmaya devam ediyor. Tende okunan bu hikâyeler yaratıcılık, tutku ve ayrıcalığın bir bileşimi. Ghislian'ın tarihteki ünlü karakterlerden, ham maddelerden ve efsanevi yıllardan ilham aldığı koku kütüphanesinden; "1876 Mata Hari" İsmini ve ilhamını I. Dünya Savaşı yıllarında, dansçı kimliği altında çalışan ünlü casus Mata Hari ve doğum yılı olan 1876'dan alıyor. İsmi Malay dilinde şafağın gözü, Hint dilinde şafağın gözbebeği anlamına gelen Mata Hari'nin Gerald Ghislian yorumu.
Histoires de Parfums 1725 Casanova Eğreltiotu, kehribar, misk Baş Nota: Bergamot, limon, greyfurt, meyan Kalp Nota: Lavanta, yıldız anason Baz Nota: Vanilya, badem, sandalağacı, sedir ağacı, kehribar. Özgünlüğü: Vanilya - lavanta karışımı. Ruh hali: Zarif, çekici, romantik, baştan çıkarıcı. 60 ml. 295 TL - 120 ml. 490 TL.
Histoires de Parfums 1876 Mata Harı Gül, tarçın ve sandal ağacının birleşmesi. Gül kırılgan ve hassas bir duyguyu yansıtıyor. Bu parfümde Moldova gülünü tarçın ve sandal ağacı ile birleştirerek baharatlı bir gül elde ediliyor. Bu gül Asya kökenli Mata Hari'nin kökenini, tarçın da Asya mutfağını temsilen kullanılıyor. Ruh hali: Göz alıcı, baştan çıkarıcı, aşırı duygusal.
LA DÉESSE HAKKINDA; Türkiye'nin ilk tasarım parfüm butiği La Déesse'de dünyanın en özel parfümörlerinin imzasını taşıyan parfümler satışa sunuluyor. Maison Francis Kurkdjian, Keiko Mecheri, Miller Harris, Ormonde Jayne, Robert Piguet, YS UZAC, Place des Lices, Acca Kappa, Alice&Peter ve Histoires de Parfums gibi kendi hayallerinin peşinden koşan dünyaca ünlü parfümörlerin niş parfümleri ile Cereria Terenzi Evelino (Tiziana Terenzi), Gianna Rose Atelier ve The Laundress markalı özel tasarımlı ev ürünleri Türkiye'nin ilk Tasarım Parfüm Butiği La Déesse' de koku tutkunlarıyla buluşuyor.
60 ml. 295 TL 120 ml. 490 TL
La Déesse Teşvikiye Cad. No:31/2 Nişantaşı www.ladeesse.com.tr Online alışveriş için; www.ladeesseshop.com
135
Astroloji Koç İhtiyaç duyduğunuz kış molasına kavuşacaksınız, rahat bir ay olacak. İlk haftalarda kendinize iyi bakmalısınız. Kendinizi sıcak tutun, sağlıklı beslenin, bol bol dinlenin. Tatlı dilinizle açamayacağınız kapı yok. Planlarınızı yapın, kişisel hedeflerinize odaklanın, en büyük hayaller sizin olsun. Mars'ın burcunuza gelişi; enerji, motivasyon ve girişkenliği de beraberinde getirecek. Dostlarınızla yapacağınız uzun sohbetler, ilk günlerde size yardımcı olarak kararlılığınızı destekleyebilir. Uzun süredir arkadaşınız olan birinin, farklı şeyler hissettiğini öğrenebilirsiniz. Sosyal ortamlarda popülerliğiniz artacak. Şubat ayının ikinci haftasından sonra dikkatiniz dağılacak, dikkati elden bırakırsanız; değerli zamanınızdan kaybedebilirsiniz. Ayın son iki haftasında maddi konularda biraz sıkışabilirsiniz. Arkadaşlarınızla dışarıya çıktığınızda, değerli eşyalarınıza sahip çıkmalısınız.
İkizler Finansal sorunlarınız devam edecek. Çocuklarınızla ilgili fazladan harcamalar yapabilirsiniz. Bilginiz zihninizi harekete geçirir. Şubat ayının son günleri içerisinde tatile çıkmamaya dikkat etmelisiniz. Ay sonundaki aktiviteleriniz maddi açıdan sizi zorlayabilir. Yakın çevrenizden birisi ayın ilk günlerinde size ihtiyaç duyduğunuz ilhamı verebilir. Sizden uzak olanlarla iletişim kurabileceğiniz bir ay olacak. Pozitif kariyer etkisiyle gelirlerinizde artış olabilir, statünüzü yükseltebilirsiniz. Karşınıza çıkacak fırsatları iyi değerlendirmelisiniz. Mart ve Nisan aylarında farklı gelişmeler yaşayacaksınız. Yeteneklerinizi sergilemeye devam etmelisiniz.
Boğa Yakınınızda olmayan insanlar Şubat ayının ikinci haftasına kadar öfkelenmenize sebep olacaklar. İhtiyaç duyduğunuz bilgilere ulaşmak bazen zor olacak ve sizi zorlayacak. Sakin kalarak, ısrarcı ve kararlı davranmaya devam edin. Amacınıza ulaşacaksınız. Dolunay; Aslan burcundayken evinizden başka bir yerde bulunmak istemeyeceksiniz. Hafta sonu tatilinizi ya ailenizle ya da arkadaşlarınızla en keyifli hale getirebilirsiniz. Şubat ayının 3. haftasında birçok arkadaşınızdan haberdar olacaksınız. Evde ve arkadaşlarınızla geçireceğiniz zaman, Şubat ayında önem kazanan kariyeriniz için ihtiyaç duyduğunuz dengeyi bulmanıza yardımcı olacak. Gezegenlerde meydana gelen etkileşimler sonucunda prim kazanabilir, üst seviyeye yükselebilir, ayın sonunu görmeden ideal bir pozisyona gelebilirsiniz.
136
Aslan Başkalarıyla olacak etkileşimlerinizde içtenliğinizi korumalı ve dürüst olmalısınız. İdeallerinizi düşünerek, geleceğinizi şekillendirmelisiniz. Hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz Şubat ayının ilk günlerinde farklı düşünceleriniz ve değişim gösteren bakış açınız sebebiyle karşılıklı ilişkilerinizde anlaşmazlıklar yaşayabilirsiniz. Şubat ayı içerisinde yeni bir ilişkiye başlamamalı ve var olan ilişkinizi de sonlandırmamalısınız. Çalışma hayatınızla ilgili yoğun bir sürece giriyorsunuz. Maddi konularda yapmak istediklerinize uzman kişilerden alacağınız destekler sonucunda karar vermelisiniz. Güvenmediklerinize borç vermeyin ve maddi konularla ilgili dikkati elden bırakmamalısınız. Sağlığınıza dikkat edin. Gerçeği ve hayalleri böylesine güzel algılayabiliyorken bu durumu avantaj haline getirmelisiniz.
Başak
Yengeç Kariyerinizle ilgili mutlu olacağınız gelişmeler yaşayacaksınız. Şubat ayı sonunda zor bir karar vereceksiniz, risk alarak kazançlı çıkmak ya da çekingen davranarak bu fırsatı kaçırmak sizin elinizde. Farklı sonuçlar doğurabilecek, çatışmaları şiddetlendirecek konulardan uzak durmanızda fayda var. Şubat ayının sonunda kariyeriniz ve özel hayatınız ile ilgili önemli şeyler öğreneceksiniz. İlişkilerinizde olumlu ilerleyeceksiniz. Çevrenizdekilerle karşılıklı etkileşim içersinde olacaksınız. 18 Şubat sonrasında maddi açıdan rahatlayacaksınız. Ev alma ya da kredi çekme gibi gerçekleştirmeyi planladığınız önemli girişimlerinizde çok dikkatli olmalı, işinde uzman bir kişiye danışmalı, yazılı kaynakları dikkatlice inceledikten sonra kararlarınızı vermelisiniz.
Var olan durumlarla ilgili sorunlar yaşamaya devam edeceksiniz. Çocuklarınızın artan harcamaları ve sizin aktiviteleriniz sebebiyle maddi sıkıntı çekebilirsiniz. Parasal konularda dikkatli olmalısınız. Cömertliğinizi sınırlamalı, hayır diyebilmeyi öğrenmelisiniz. Kendinize zaman ayırın; güzellik salonuna gidin, en sevdiğiniz kitabı alın hafta sonunuzu keyif yaparak geçirin. Kendinizi kolay ifade ederek, çevrenizdekileri etkilemeyi başaracaksınız. Ailenizle aranızdaki bağlarınız güçlenecek. Sizin için yılın en favori aylarından biri olacak olan Şubat ayında emeklerinizin karşılığını fazlasıyla alacaksınız. İş ortamınızdan bir arkadaşınızın yardım önerisinden sonra çalışmanızın son halini dikkatlice kontrol edin, sizin kadar özenmemiş olması canınızı sıkabilir.
Kova Terazi Geçtiğimiz ay canınızı sıkan olayların bir kısmı bu ay da etkisini gösterebilir. Yapmak istemediğiniz, doğru bulmadığınız şeyleri başkaları istiyor diye yapmak zorunda değilsiniz. Venüs'ün olumlu etkisinden kaynaklı olarak ailenizle ve arkadaşlarınızla zaman geçirmek isteyebilir, bazı yenilenmelere ihtiyaç duyabilirsiniz, odanızın dekorunu en başından düzenlemek gibi. Arkadaşlarınız hayatınızda önemli bir yere sahip olacaklar. Şubat ayı içersinde hareketli bir sosyal yaşantıya sahip olacaksınız. Arkadaşınız aracılığıyla yeni biriyle tanışabilir ya da uzun süredir arkadaş olduğunuz birinin size farklı yaklaştığının da farkına varabilirsiniz. Sizin yeteneklerinizi keşfetmeye hevesli birisiyle tanışacaksınız.
Yay Uranüs'ün evinize olan ziyareti sonucunda elektronikle ilgili alışkanlıklar edinmeniz gerekecek. Dosyalarınızı yedekleyin, evden uzun süre ayrı kalacağınız zamanlarda sigortalarınızın tamamını kapatın. Şubat ayının ortasında maceraperest hallerinizin baskınlığının farkına varacaksınız. Bu durumu bir hafta sonu gezi düzenleme bahanesi haline getirebilirsiniz. 20-21 Şubat tarihlerinde önemli kararlar vermekten kaçınmalısınız. Para evinizin önem kazanmasıyla değerli hediyeler alacaksınız. Karar vermekte zorlanıp, ikilemde kalacağınız durumlarda size çekici geleni tercih etmelisiniz.
Rahat geçireceğiniz Şubat ayının ilk haftalarında yakın çevrenizden birisiyle ufak sürtüşmeler yaşayabilirsiniz ve olaylar ilerleyen zamanlarda büyüyebilir. Değerlerinize sahip çıkmalı, kendinizden ödün vermemelisiniz. Hava koşullarından dolayı seyahat planlarınızı ertelemek zorunda kalabilirsiniz. Güzellik salonlarına gidin, masajlar yaptırın, güzel bir kitap alın köşenizde yayılmanın keyfini çıkartın, kendinizi şımartın, hakkınız! Konuşmadan önce düşünerek, nazik sözler seçmelisiniz, burcunuza gelen Venüs'ün etkisiyle çekiciliğiniz üzerinizde olacak. Para harcamak isteyeceksiniz ama kendinizi sınırlandırarak bütçenize sadık kalmalısınız.
Oğlak
Akrep Rahat geçireceğiniz Şubat ayında akraba ve komşularınızla ilgili yaşayacağınız zorluklar canınızı sıkabilir, görmezden gelmelisiniz. Boş kalan tüm vakitlerinizi evde ailenizle keyiflice geçirmek isteyeceksiniz. Şubat ayının son günlerine doğru sosyalleşeceksiniz, arkadaş çevrenizle gerçekleştirmeyi planladığınız buluşmalarınızı önümüzdeki aya ertelemelisiniz. Çocuklarınızla vakit geçirmeli, onların kendilerini keşfetmelerine maddi, manevi yardımda bulunmalısınız. Sizden üst seviyede olan insanlara kendinizi fark ettirmelisiniz, değişik yollara başvurarak dikkat çekebilirseniz, ilerleyen zamanlarda karşınıza çıkacak fırsatlardan faydalanabilirsiniz.
Ocak ayında canınızı sıkan şeylerin etkileri bu ay içinde de devam edebilir. Olaylar karşısında değişen bakış açınız, sıkıntıları daha kolay çözmenize yardımcı olacak. Şubat ayının ilk haftasını geride bırakırken Venüs'ün pozitif etkisiyle moral bozukluğunuz, sıkıntı ve stresinizde geçen haftayla birlikte arkanızda kalacak. Görüşmelerinizi nazik ve kararlı bir şekilde geçireceksiniz. Güçlenen sezgilerinizle ve konuşmanızla insanları etkileyeceksiniz. Finansal durumunuzda artış görülebilir. Bütçenize dikkat etmelisiniz. Kredi başvurusu yapmadan önce, tüm şartları dikkatlice okumalı, aklınızda ufacık bir soru işareti bile bırakmamalısınız.
Balık Aklınızı karıştırmak isteyen arkadaşınızın iyi olduğunu düşünüp, duyduklarınıza inanmak isteseniz de altıncı hissiniz temkini elden bırakmamanız konusunda yanınızda olacak. Arkadaş olarak gördüğünüz birisinin sizi arkadaştan farklı gördüğüne tanık olacaksınız. Güvenerek paylaştığınız sırrın, yayıldığını göreceksiniz. Bir grup etkinliğine öncülük etmeniz istenirse durup bir düşünün ve teklif sunan tarafa sizi tatmin edici cevaplar verebileceği sorular sorun. Dinlenmek hakkınız, Şubat ayının sonlarına doğru kendinize izin verin, güzellik merkezine gidin sonrasında tüm hafta sonunuzu keyif yaparak geçirin. Dolunay'ın etkisiyle sosyalleşeceksiniz. Yeni birisiyle tanışabilirsiniz, yakın arkadaşlarınızla buluşun, içlerinden birisi ihtiyaç duyduğunuz kişi olabilir. Şubat ayının sonlarına doğru geleceğinizle ilgili önemli kararlar alacaksınız.
137
Adresler
A
ALEXANDER McQUEEN Nişantaşı 0212 232 20 04 ALEXANDER WANG Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
B
DIVARESE İstinye Park AVM 0212 345 59 40
E
ALICIA&OLIVIA Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76
EMPORIO ARMANI Nişantaşı 0212 233 06 66
ARMANI Nişantaşı 0212 233 06 66
ETRO İstinye Park AVM 0212 335 67 95
BALLY Abdi İpekçi Caddesi No:4 4 Nişantaşı 0212 219 94 98
ESCADA Nişantaşı 0212 247 84 83
BALMAIN Beymen İstinye 0212 335 67 00 BEYMEN Abdi İpekçi Caddesi, No:23/1 Nişantaşı 0212 373 48 00 BEYMEN BLENDER Nişantaşı 0212 373 48 00
F G
BURBERRY İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 241 55 16
C
CELINE Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00 CHANEL Nişantaşı 0212 368 63 00 CHOLE İstinye Park AVM 0212 335 67 82
H
CHRISTIAN LOUBOUTIN Beymen Akmerkez 0212 216 69 00 D&G İstinye Park AVM 0212 345 54 91 DKNY Nişantaşı 0212 230 66 86 DRIES VAN NOTTEN Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
138
FABRİKA İstinye Park AVM 0212 345 59 75
K L M
KURT GEIGER İstinye Park AVM 0212 345 54 85
SWAROWSKI Nişantaşı 0212 240 29 32
LANVIN Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
SERGIO ROSSI Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
LOUIS VUITTON İstinye Park AVM 0212 345 58 10
STEFANEL İstinye Park AVM 0212 345 55 96
MANGO İstinye Park AVM 0212 345 57 17
SALVATORE FERRAGAMO Harvey Nıchols Kanyon 0212 319 11 76
T
GALERİ NUR Alsancak-İzmir 0232 421 38 76
MARNI Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
GUCCI İstinye Park AVM 0212 345 61 30
MAXMARA Teşvikiye Cad. No:7 3 Nişantaşı
TOPSHOP Nişantaşı 0212 291 08 40
GUESS Akmerkez 0212 282 12 55
MIU MIU İstinye Park AVM 0212 329 81 58
TORY BURCH Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
HARVEY NICHOLS Kanyon AVM Levent 0212 319 11 00
MOSCHINO İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 335 67 70
TWIST İstinye Park AVM 0212 345 50 05
N
NETWORK İstinye Park AVM 0212 345 59 70
P
PARK BRAVO İstinye Park AVM 0212 345 54 25
HOTİÇ İstinye Park AVM 0212 345 52 40 İNCİ İstinye Park AVM 0212 345 59 53
JEAN PAUL GAULTIER 0212 319 11 76 JIL SANDER Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
V
R
ROBERTO CAVALLI Nişantaşı 0212 291 07 54
VAKKO Nişantaşı 0212 248 50 11 VAKKORAMA Etiler 0212 282 09 65 VALENTINO Nişantaşı 0212 219 66 31 VERSACE Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76
PINKO İstinye Park AVM 0212 345 57 70 PRADA Nişantaşı 0212 368 84 50
TUBA BENİAN Nişantaşı 0212 624 57 77 TOMMY HILFIGER İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 345 60 25
PATRICIA PEPE Nişantaşı 0212 234 83 93
İPEKYOL İstinye Park AVM 0212 345 50 20
J
S
SONGÜL CABACI Teşvikiye 0212 245 91 36
MARC JACOBS Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00
HERMES Nişantaşı 0212 241 27 78
İ
KOTON İstinye Park AVM 0212 345 53 10
RALPH LAUREN İstinye Park AVM 0212 345 71 12
FORUM SAAT Beykoz İstanbul 0216 485 42 10
H&M İstinye Park AVM 0212 345 68 28
CHRISTIAN DIOR İstinye Park AVM 0212 345 59 30
D
EMILIO PUCCI Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76
JIMMY CHOO İstinye Park AVM 0212 335 67 66
Y Z
YVES SAINT LAURENT Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00 ZARA Etiler 0212 282 18 82
139
140