Sözcüklerle Dans 20. Şiir Festivali 2020

Page 1



SÖZCÜKLERLE DANS

TERAKKİ VAKFI OKULLARI


TERAKKİ VAKFI OKULLARI “SÖZCÜKLERLE DANS” (Öğrenci Şiirleri)

ISBN 978-975 93489-5-3

8. Baskı Mart 2020 Baskı / Cilt

Ege Baskı Merkezi Taşdelen Sırrı Çelik Bulv. 4/E 34788 Çekmeköy / İstanbul Ebulula Mardin Cad. Öztürk Sok. No:2 34335 - Levent / İstanbul Tel: 0 212 351 00 60 (pbx) Fax: 0 212 351 00 50 www.terakki.org.tr Bu kitabın yayın hakkı Terakki Vakfı’nındır. İzinsiz hiçbir biçimde çoğaltılamaz ve alıntı yapılamaz.


SÖZCÜKLERLE DANS

TERAKKİ VAKFI OKULLARI


SEÇİCİ KURUL CENK GÜNDOĞDU ALTAY ÖKTEM ERTAN MISIRLI ELİF SOFYA TURGAY FİŞEKÇİ ( JÜRİ BAŞKANI)


ONUR ÖDÜLÜ

Çiğdem SEZER



SÜMBÜL TEBER bunu yoksul günler için… çektim perdeleri, karanlığı törpüledim siyah beyaz bir film, bir kadın adı sümbülteber koynunda kaçak tütün kokusu yatağında geceden kalma izler gökyüzü yastığının altında bedeninde yıldızlar ve daha neler geldim bir bahaneden çıktım bir ihtimale dünyanın taç giyme günüydü, şaştım ve ziller zurnalar ve defne kral kim, soytarı nerde? dünya kaygan bir yerdi sümbülteber bahane çektim kapıları, duvarları yokladım kan izi kin izi diş izi bir ip boğazımda uzadıkça uzadı burası dünya, tekin bir yer değildir çekip gitmekle gitmemek arası kalmanın binbir yaması söküğü ve oyuğu ve kanlı bir bulutu giyip çıkarmaması burası dünya, acının ucuna bucağına varmanın yol haritası mihneti yok sağ gözüne, bir kadın, adı sümbülteber sol gözünde menevişler ve daha neler (bu sana bakmaklığım binbir geceden kalma bunu yoksul günler için… unutma!) ah kalbim, beter ol, beter ol, beter… ÇİĞDEM SEZER

7



ÇİĞDEM SEZER 1960 yılında Trabzon’da doğdu. İlk ve orta eğitimini bu kentte tamamladı. Ankara Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldu. Yozgat, Trabzon, Ankara, Sakarya gibi kentlerde hemşirelik ve öğretmenlik yaptı. İlk şiir kitabı Kanadı Atlas Kuşlar (1991) çeşitli ödüllere değer bulundu. Ardından, Çılgın Su’yla (1993) Dünya Kitap Dergisi Şiir Ödülü’nü, Bir Şehrin Hatıra Fotoğraflarından (1998) ile Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü ve Dünya Tutulması’yla da (2005) Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü aldı. Kapalı Gişe Hüzünler (1996), Bir Şehrin Hatıra Fotoğraflarından (1998), Dünya Tutulması (2005), Denizden Geçme Hali (2009) ve Küçük Şeyler Mevsimi (2016) adlı şiir kitapları bulunan Sezer, edebiyatın farklı türlerinde eserler verdi. Kent monografisi ve biyografi kitaplarının yanı sıra, Aşklar ve Baharatlar (2008) ile Mavi Çayırın Kadınları (2013) adlı romanları var. 2014 yılında yayımlanan Alfabeden Kaçan Harfler adlı çocuk şiirleri kitabıyla Türkan Saylan Sanat Ödülü’ne değer görülen Sezer’in ilk çocuk romanı, Juju Beni Unutma (2015). Hayal Vadisi (2011), Gizemli Yabancı (2014) ve Şahane Ekip (2015) adlı gençlik romanlarıyla da tanınan ve son romanı Hayat Pastanesi’ni (2017) Köprü Kitaplar için yazan Sezer, Ankara’da yaşıyor.

9


TERAKKİ VAKFI OKULLARI 20. ŞİİR FESTİVALİ 2020 “MAVİ” TEMALI ŞİİR YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Terakki Vakfı Okulları 2020 yılı kapsamında tematik koşullu liseler arası şiir yarışmasına bu yıl İstanbul’daki 21 liseden 64 öğrenci şiir gönüllüsü olarak katıldı. Terakki Vakfı Okulları da 25 öğrencisiyle ayrı bir kategoride değerlendirilmek üzere bu festivaldeki yerlerini aldı. Her yıl farklı bir tema üzerine yoğunlaşan öğrencilerin bu kere ele aldıkları konu “Mavi ”idi. Şiiri düşünen, yazan, okuyan, araştıran, sahip çıkan tüm öğrencilerimizi ve eğitimcilerimizi kutluyoruz. Liseler arası ve Terakki Lisesi başlıkları altında ayrı ayrı incelenen şiirler ilk üç sırayı paylaşabilmeleri için değerlendirildi. Biz jüri üyeleri, ürünlerini cesaretle paylaşan tüm şair ve şiir okuru adayları şiirin içerdiği hassasiyetle kucaklıyor, geleceğinin inşasında şiirin ciddi sorumluluğu olduğunu fark ettiklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz. 16 Şubat 2020 itibariyle oy çokluğu sistemiyle uzun ve titiz çalışmalar sonucu verilen karar doğrultusunda derecelendirmeler sonucu ortaya çıkan sıralama en çok oy alandan en aza doğru aşağıda belirtildiği gibidir. LİSELER ARASI YARIŞMA Birincilik Ödülü Adil Gökşin/ Öyle Bir Renk Olsa Gerek Gökkuşağında /Geniş soluklu anlatım yeteneği ve toplumsal duyarlığı şiire taşımadaki başarısıyla İkincilik Ödülü Emre Kolbaşı / Balıkçı Bozması / Orhan Veli'nin "Dalgacı Mahmut" şiirini düşündüren başarılı mizahi yaklaşım ve toplumsal duyarlılıkla bağı sebebiyle Üçüncülük Ödülü Ada Özgür Kılıç / Bir Anısı Bir Mavisi Kaldı Aklımda /Kişisel dünyasını şiire aktarmadaki başarısıyla diye sıralanabilir.

10


TERAKKİ LİSESİ ŞİİR YARIŞMASI Birincilik Ödülü : Ezo Naz Kimiran / Mavi Elbiselilerin Günlüğü / Metafor zenginliği, gelişmiş anlatım dili ve toplumsal göndermeleri nedeniyle İkincilik Ödülü :Damla Aslan / Kilise / Tanrı insan tartışmasından yola çıkıp hayat ve varoluş konusuna getirdiği özgün yaklaşım ve başarılı anlatım diliyle Üçüncülük Ödülü: Yasemin İmre / Şifalı Otlar Batakhanesi / Doğaya bakışını yalın anlatımla ve başarılı ince mizah duygusuyla aktarabilmesiyle Özgüye Değer Şiirler: Derin Eroltu / Mavi / Mavi çeşitlemelerini geniş bir hayal dünyasıyla çoğaltabilmesiyle ve Zeynep Başeğmez / Kutsallık Daniskası Kubbemize Yergiler / Toplumsal mizahın başarılı bir ürünü olmasıyla ödüle değer görüldüler. Saygılarımla, Turgay Fişekçi SEÇİCİ KURUL -Ertan Mısırlı, Altay Öktem, Cenk Gündoğdu, Elif Sofya, Turgay Fişekçi (Jüri Başkanı)

11


TERAKKİ VAKFI OKULLARI “SÖZCÜKLERLE DANS” 20. ŞİİR FESTİVALİ 2019-2020 “MAVİ” TEMALI ŞİİR YARIŞMASI

KATILAN OKULLARIN ADLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21.

12

ÖZEL NOTRE DAME DE SİON FRANSIZ LİSESİ MEHMET RAUF ANADOLU LİSESİ ZİYA KALKAVAN MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ VKV KOÇ ÖZEL LİSESİ KÜÇÜKYALI MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ÖZEL GALİLEO GALİLEİ İTALYAN LİSESİ FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK LİSESİ ATAŞEHİR MUSTAFA KEMAL ANADOLU LİSESİ ÖZEL EYÜBOĞLU EĞİTİM KURUMLARIİ AREL ANADOLU LİSESİ BAHÇEŞEHİR BİLFEN FEN LİSESİ İSTEK ÖZEL ACIBADEM ANADOLU LİSESİ ÖZEL SAİNT MİCHEL LİSESİ HAYRULLAH KEFOĞLU ANADOLU LİSESİ NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİ ATAKENT ŞEHİT SELÇUK PAKER ANADOLU LİSESİ ÖZEL TARHAN LİSESİ BEŞİKTAŞ ANADOLU LİSESİ ULUS ÖZEL MUSEVİ LİSESİ ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ


ÖDÜL ALAN ŞİİRLER

13


Birincilik Ödülü ADİL GÖKŞİN ZİYA KALKAVAN MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

ÖĞLE BİR RENK OLSA GEREK GÖKKUŞAĞINDA sevgi köprüme "bağlaç" diyorlar Türkçemde 'meşk'in yuvarlakta aşk çevirdim ben biber kurutanlar bile oldu göğsümde oysaki sevmek, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında köreltebilmek için zati aşkları lirizmi gökyüzünün fecrine attılar külfetle döşenmiş zulüm yollarından mutluluk mevzunda ne de çok hain yarattılar nektar görünümlü kızılcık şaraplarından darağacında kristal urgan taktırdılar bulunmazdı bu nefret cehennem kaynağında oysaki liyakat, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında yavaş yavaş çok oluyorum bu yolda umudun şafaklarıydık biz eski zamanlar bir çiçeğin şakaklarında soldu hayatımız meğer ustalık kazanmak buymuş ocak'ta mevsimlerle ölçülmüş şiirden kazancımız "mater matuta" sokağında yazdıklarımızla tarlalarda çalışan okyanus yüzlü çocukların boğulmaları olmazdı kan damlayan toprakta toprak kokusundan ölüm anında oysaki yaşam, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında kansızlık varmış haddi aşan anlarda halsizmiş kelimeler her an her dakika bu ne biçim iştir anlamadım ki tanrım geçemedik mi mitos'tan logos'a tıkanıp kaldık mı antik çağlarda savaş için mi barışıyoruz barış için mi savaşıyoruz sordum say, cevap verme, amenna oysaki devlet, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında

14


bir bedene bağlı olarak yaşıyor artık diğerini es geçti, beyin ölümü gerçekleşti kırıntıları saçıldı dünyaya dağlardan rüzgar gibi etrafa esti yürek kendi adına konuşuyor benimle pıhtılaşacak anlaşılan isyan yakındır aorttan başlama, aman! gideriz giderayak bulacak bizi bir gün birileri inanıyorum bu boşlukta oysaki dostluk, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında cenazeleri sevmem kayıplarımız elbet oldu musalla taşına ilk defa bir duygu yatırılıyor bugün ama ilk defa bir duygu alnı pak bir şekilde tanrısına kavuşacak ilk defa bir tanrı saf bir duyguyla karşılaşacak yarattığında şarjör şarjör mersiye gelir bugün boşu boşuna, boşu boşuna oysaki ölüm, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında sevgisizlik tohumu ektiler kabil'le nefret saçtılar kabile kabile öldürüp üstüne yas tuttular ve devam ettiler habire kırkı çıkan benim sevgimdi kırk bir kere öldürdüler yaşamları hades, ares çırak olurdu yaşadıklarında oysaki iyilik, mavi gibi bir şeydi öyle bir renk olsa gerek gökkuşağında...

15


İkincilik Ödülü EMRE KOLBAŞI ÖZEL EYÜBOĞLU LİSESİ

BALIKÇI BOZMASI Çocukları pek severim Geçen yine kaçıncı kez Almışız göğü İki ucundan tutmuş şöyle bir Yaklaşıp yaklaşıp katlıyoruz Önce bir kez Üstüne ikisi üçü Gerisini hatırlamıyoruz Katlamışız kaç kez Bir karanlık en fazla kaç kez katlanıyorsa Ondan iki fazla katlamışız İkisi de onların hatırına Şimdi de durmuş bakıyoruz Bir eksiklik var ama duralım bakalım Hah mavisini unutmuşuz meğer Gülüp geçiyoruz çocuklarla yeniden Yahu ne güzel şey şu yavrular Gülmesi ayrı ağlaması Sevinmesi apayrı Onların indinde İlkeldir yeryüzü Ve de sapına kadar suratsız Tekrardan açıyoruz göğü Mavisini unuttuğumuz Nasıl katladıysak Allah bilir Kuşları da dökmüşüz yanlardan Bir ölü ordusu gibi Geçiyoruz karşılıklı Bu sefer her bir köşesinden ayrı ayrı Tutuyoruz göğü En ucunda ben Kaldı mı üç uç Birinde sen diğerinde sen Daha diğerinde ellerin Ellerin ve sen düpedüz çocuklar Çocuklar bir hayli ben Yahu çocuklar ne güzelsiniz Bakın ablanızla göğü katlıyoruz sayenizde

16


En başından her maviyi alıyoruz didik didik Açığı koyusu Belki beyazı Ha karası hariç Getiriyoruz gece ağacının tam O biraz ilersi uğratır sekteye Tam altında bekliyoruz Şu dünyaya hangisi ne kadar hakimse Onu çağırıyoruz Kinnn kinn kin Çınlıyor işiteçlerimizde Kıyamet kadar Sessiz olun çocuklar Ne güzel kandırdık sizlerle bu yeryüzünü Bir kere gördüler sizi Başlıyorlar gece ağacını taşlamaya Bir bir düşüyor huzur afiyet Daha varsa bunlar gibiler Kıyamet kadar değil Hey sizi gidi hey Ne kadar vurdularsa gece ağacına O kadar döktüler yıldızları Üstelik dalları da düşürdüler Yıldızların kuyruklarını . Ne ahmak adamlar şu yeryüzündekiler Bakın nasıl da unutmuşlar sizi Altına serdiğimiz göğü Bütün dökülenler göğümüze serpildi işte Ne iyi ettiniz be çocuklar Gecenin de gündüzün de feleğini şaşırttık Artık yıldızlar gün mavide de parlayacak Nerde kalmıştık Hah yine almışız göğü Ne yapsak ne etsek Neresinden başlasak kesmeye İyisi mi dalalım ortasından Korkmayın sıcak değil orası Henüz umudumuz sönmemiş O kadar Başlıyoruz çocuklarla göğü kesmeye Bin türlü mavi kaçıyor tırnağımıza

17


Bir kız çocuğu ki elinde bir tanesi Mavi demeye yok şahit O da sen Meğer senin mavinmiş Nerden karıştıysan çocuklarımın göğüne Gelin yavrularım gelin Bakın nasıl da toplaşmış yeryüzünün hovardaları Sakın ola vermeyin göğünüzü Babamızın malı deyip geçin Güzel çocuklarım benim Çok böldük onu Anası bekler şimdi Gelin toplayalım göğü Şimdi baştan yapbozu yapıyoruz Daha doğrusu yapmakta çocuklarım Bana veriyorlar son parçasını Acele etmiyorum tabiki Sana ayırmışım Ağaç gibi hışırdanıp Kızma ceylanım Sanki elimde Vardım kapına Vardık Soruyorum tekrardan Soruyoruz Var mısın Şu uzaklara gözünü kısıp da göremediğin Ama merakından ağız tadıyla öldüğün Şu uzaklara sığınmaya Var mısın Bir kere tuttum gözlerinden Şuracıkta çıkıverse canım Gene bırakmam Arkamda çocuklarım Çocuklarımız Gökyüzünün bütün çocukları Elimde de balıkçı bozması bir mavi

18


Üçüncülük Ödülü ADA ÖZGÜR KILIÇ VKV KOÇ ÖZEL LİSESİ

BİR ANISI BİR MAVİSİ KALDI AKLIMDA Gökyüzüne bakardım küçükken. Bakardın. Bakardık. Parlak bir sonsuzluk akardı Gözlerimizin dizinden, Beyazı buluta karışırdı gözlerimizin, Seninkinin mavisine bulanmıştı gök, Benimkiler izlemekten mutluydu. Denizlere bakardım ben küçükken. Sen yokken. Yalnız. Dalgalar şahlanırdı Birkaç saniyelik seferlerle, Kırbaçlardı kayalıkları. Mavilikleri köpürürdü İlerlemek gerekirdi, Görmek için gerçek güzelliği. Duvarlarımı seyrederdim ben, Küçükken. Çok çok küçükken. Ne sen vardın o zamanlar, Ne ben kendim, Duvara da bakıyorsam zaten, İstediğimden Ne annem olsun yanımda, Ne babam ne kitabım, Ne defterim ne de hayatım. Maviye boyalıydı duvarlarım, Açık bir maviye, Cennet mavisine, O da ne demekse. Bir de yatağım maviydi, Döşeğim, yorganım Kuş tüyü yastıklarım.

19


Olmayacak hiçbir zaman. Burada şeker yok. Burada huzur yok. Burada barış yok. Rüyam, hayalim, Kitaplarım ve şiirlerim, Aşklarım ve hüzünlerim, Senin yaşlı gözlerin, Hepsi dışarıda kaldı. Benim gözlerim izlemekle yetiniyor artık. Soğuk artık sadece benim mavim, Artık gözlerimin akı duvarlarımın rengi, Artık kuştüyü yastıklarım beyaz, Duvarlarıma asılı, yumuşak. Bulut gibi. Çok az mavi kaldı bana, Çoğunu unuttum, Bazen mavi haplarım oluyor, Bazen yeni mavi çoraplarım, Mavi eldivenli bir ejder var ki, Öfke kusuyor her gördüğünde beni, Onun dışında eskiden kalma, Bir anılarım kaldı mavi, Bir de yalnızlığım. Çok,

Çok,

Çok, Mavi, hissediyorum kendimi. Maviye sakin derler, Barış derler, Gök, deniz, Sonra baharla ilişkilendirirler.

20


Benim için de Maviydi, Tüm bunlar, Maviydi de.. Duvarlarım da maviydi işte. Sonra hüznüm de maviydi Senin gözlerin de ağlarken Daha da koyu, Hepten mavi olurdu Maviydi benim müziğim, Aşkım maviydi, Seninle tanıştığım saray, Seni gördüğüm rüyalar, Sonra şeker maviydi. Yalnızlığım da mavi olacak. Küçükken bir gölü izlerdim Sessiz sakin. Masmavi. Ortasında da küçük bir ada vardı. O da sessiz, sakindi, Dedikleri doğruydu galiba, O da barış içinde , O da pek sevimliydi. Gökyüzü de açık maviydi. O göle dönemem bir daha Gök artık bana sadece koyu gri Ya da bazen pis bir kahverengi, Deniz görülmüyor artık yeni yuvamda, Duvarları da mavi değil

21


DERİN TULCA ÖZER ÖZEL NOTRE DAME DE SION FRANSIZ LİSESİ

EMİNÖNÜ VAPURUNDA yalnızım bugün, soyum tükenmişçesine sanki bir martıyım da simit atanım yok uçuyorum uçuyorum azimle çırptığım kanatlarım ve hedefime kitlediğim gözlerimle, bakıyorum balıklara istanbul’a köprüye insanlara ve diyorum ki kendime, şimdi bıraksam uçmayı da izin versem bu küçük bedenimin Marmara’ya karışmasına belki bedenimi boğsam, aklım da uyar bu oyuna acır bana susar, sonunda. devam ediyorum kanatlarımı çırpmaya denize bakmaya düşüncelere dalmaya

22

derken genç bir kızla göz göze geliyorum oturuyor vapurun üst katında kulaklarını takmış siyah fötr şapkası, şapkasının kenarlarından kıvrıla kıvrıla dökülen, kestane kahvesi saçları kalın kara montu, sıkı sıkıya sarındığı bir de bir damla gözyaşı var yanağından sessizce süzülen, saklamaya çalışıp başaramadığı.


yakınlaşıyorum bu yabancıya ağzım olsa da gülümsesem ona “neden üzgünsün kestane?” diye sorsam, baksa, gülse silse inci edasındaki gözyaşını kara manşetine batan güneşin vurduğu reçine renkli gözlerini kaçırsa bir süre utanarak ıslatsa ince dudaklarını ve dese; “mutluluk nedir bilemedim ben hiç. doğdum, büyüdüm arada bir yerlerde de öldüm. anla beni, sevgili martı, ben anlayamadım kendimi anlatamadım da. sen anlasan, son dileğim budur istanbul’dan.” Eminönü vapurunun direğine konarken yutkunayım, “kestane” diye başlayayım, “tut nefesini, iyice nüfuz etmesini bekle bu deniz kokusunun çürüyen nefes torbalarına şimdi bak bana. benden başka martı görüyor musun burada, İstanbul’da? başını sallasın, saçları rüzgarla valse kalksın, çatık kaşları gevşesin, gözleri yumuşasın, elini çantasının yanındaki poşete atsın ve bir parça koparsın küçük bir ısırık alıp bıraktığı simitten. uzatsın, titreyen soğuk eliyle ”kendimi sulara bıraksam bende bir martı olur muyum?” önce simidi alıp yutayım, sonra bir ah çekeyim,

23


derin olsun, başımı hafifçe sağa eğeyim “martılar da en az siz insanlar kadar yalnız kestane, bu ülkede bu şehirde bu vapurda sen ve benden başkası yok çünkü herkes burada.” arkamı dönüp giderken o hüzün dolu tebessümünü de alayım uçayım uçayım ve kendimi, dalgaların vahşi kollarına bırakayım.

24


NİL AYDIN ÖZEL NOTRE DAME DE SION FRANSIZ LİSESİ

MAVİNİN DİLİNDEN Benim adım mavi. Bir dalgayım ege kıyısında. Yakarcasına bir soğuk, Adında da getirdiği tatlı ürperti, Ben, o ürpertinin cam kalbi. Sonsuzluğum gökyüzünde, Bulutların etrafını saran yoğun bir renk, Sanatçının ince fırçasının ucundaki. Benim adım mavi. Bir kağıt parçasıyım Beyoğlu sokaklarında Çizgisiz, yırtılmış, yorgun, İki yanında kalem lekeleri Ben turistlerin dev gölgesiyim. Bir perdeyim loş odalarda, İçinde saklanan tutulmayan sözleri Güneşten solmuş uzak köşeleri Ve ben, perdenin her şeyi anımsayan hisleri. Benim adım mavi. Bir delikanlının derin gözleri Etrafında çapak, altında mor çizgileri Delip geçercesine bakan, Kırmış birilerinin kalbini. Bir damla gözyaşıyım yanaklarda, Islak, mutsuz ve bitkin. Geriye kalan kurumuş kirpikleri, Ağlayarak geçti zannettikleri. Benim adım mavi. Körlerin göz kapaklarıyım, açılmayan Karanlıkta yumuşak bir dokunuş Sessizlikte yavaş bir şarkı Umudum ben, insanı insan yapan. Benim adım mavi. Bağımsızlığım, özgürlüğüm, Ömrün kendisiyim ben, mucizeler yaratan.

25


MURAT HAKKI ATALAY ATAŞEHİR MUSTAFA KEMAL ANADOLU LİSESİ

İKİ MAVİ Yaşam, Süresi iki noktadır başlangıç ve bitiş, Yeri ise iki mavidir gökyüzü ve deniz. Aşkın rengi mavi diye duydum O yüzden seni iki mavi arasında sevdim. Belki en iyi tariftir iki mavi, Gökyüzüne ulaşmak denizlerin en derinine inmek gibi, Hayali aşkım. Sen bir köşede bağırarak ağlarken, Koparır feryat dolu gürültüsünü indirir sağınağını. En iyi dosttur gökyüzü. İçinden bağırıp haykırırken Vurur nefretin için kendini kayaya. En iyi dosttur deniz. Mutlu olduğun vakit Açar kendini gökyüzü, ısıtır deniz kendini Belki de en iyi dosttur iki mavi Arasında kaldığımız iki boşluk, İki sonsuzluk, İki yokluk.

26


YUSUF GÜNAYDIN ÖZEL EYÜBOĞLU LİSESİ

BİR RENK TUTUŞTURSUNLAR Dünyevi arzularla dolu bir koşuşturma olsun bizimkisi Şöhret adına doğallık ve samimiyetten fedakarlık edelim Bizi oyunlarıyla sınamak isteyen bize muhtaç mahlûklar Yeni yeni kurallar koysunlar sonu olmayan bu yola Kimisi gözlerimin içine baka baka denizi çalsın benden Suya rengini veren gökyüzü ile aynı renkte olsa Bakışlarımı da çalacakmış gibi Defolup gitsin parçalayarak girdiği penceremden Kimisi de kararmış müebbet kutusuna geri koysun bedenimi Damarlarımdan akan sıcaklığın kızıl olduğunu bilmeden Kanatmadan öldürsün beni Yanaklarım dahi kızarıp al elmalar gibi görünmeden Yeşilimi versin denizimi benden koparıp alan Güneşsiz çayırlarda hayat gayesi gütmeden gezineyim Uğruna feda ettiğim kıymetliyi unutmak için Gökkuşağını nedir bilmeyen çukurlarda avunayım Ne kaybettiklerime üzülmek Ne de kazandıklarında sevinmek gelsin içimden Nihayetinde can ile cananın kavuşamadığı dünyamda Vuslat varsa aşk yoktur diyenlere inat Aşığım yeşil maşuğum da sarı olsun Dünyevi arzularla dolu bir koşuşturma olsun bizimkisi Öyle ki, Elime bir renk tutuştursunlar Hiçbir tadından vazgeçemeyeceğim hayatımda Adını mavi koyup beni güç bir seçime zorlasınlar.

27


DENİZ CEREN YAZICI ÖZEL EYÜBOĞLU LİSESİ

MAVİ / SİZ Bana özgürlüğün rengi dediniz: mavi. Üzerine bir de son...suzluğu çağrıştırmışım size Hep iki yüzlüydünüz Siz “hayallerinize” uyanasınız diye Göğsümün tam ortasına sarı alevlerle yanan hırslarınızı çaktınız Gülümsediniz ışığına, selamladınız onu Dişlerinizi dökecek, ellerinizi kıracak halbuki oydu Siz “rahat” uyuyasınız diye, gözbebeklerimden günbatımları kanadıktan sonra Bitmek bilmeyen hırslarınızı çıkarıp yerine ağlayan anaların... kıpırdayamayan evlatların... her gün can veren babaların... yaralı, ak yüzlerini koydunuz üzerime serpişti onların yanaklarından düşerken ışıldayan gözyaşları Eh tabii sizin için onlar da maviydi, mavideydi, mavidendi Ellerinizde mavi var, ahını aldıklarınızla oluşan denizin dibinde, yosunların çığlıklarına bağlı bir boğuk mavi var ellerinizde O maviyi yakıştırdınız bana, O maviyi sürdünüz her yanıma, çünkü asıl sizin kör ettiklerinizin beni kapanmış, belki de hiç açılmamış gözleriyle göremeyeceklerin Evet evet sizin özgürlüklerinizin, benim sonsuzluğuma rağmen sözlerinizle mahpus olmuşluğumun mavisi.

28


DİLA NUR SEVİNDİR ÖZEL EYÜBOĞLU LİSESİ

MAVİ YALNIZLIK Bir ilkbahardı. Sen ilk kez elimi tutmuştun, Hiç bırakmayacakmış gibi Sıkı sıkı. Biz el ele iki mavinin arasında. Gözlerinde mavi bir ev, Evin ışıklarını yakmıştın. Sıcacık bir yuvaydı mavilerin. Deniz ve gökyüzü fısıldıyordu aşkımızı. Bir bahardı yine. Bu ötekinden farklı Sonbahar... Biz yine iki mavinin arasında el ele. Gözlerindeki evin ışıkları sönük Bırakıyor musun ellerimi? Deniz durulmuş, gökyüzü ağlıyor. Bir son var, evet fakat bahar demeye bin şahit. Ellerimi bırakıyorsun usulca Bu ellerimi ilk terk edişin... Üşüyorum, sarıl bana. Aç kapıyı, yak ışıkları. Yalnızlığımdı mavilerin. Son kez bakıyorsun gözlerime ve gidiyorsun... Gözlerimi kapıyorum çünkü bakılmaz gidenin arkasından. Ki unutmamalı terk edenin gözlerini Onunkiler mavi, mavi yalnızlık... Sen gittin ve ben haykırdım. Ses tellerim parçalanırcasına değil; Susarak, içim parçalanırcasına... Bir bahardı işte, o biçim Biri ilk, öteki son Bir bahardı aşkımız ve maviydi yalnızlığımız... Deniz ve gökyüzü fısıldıyordu aşkımızı. Deniz durulmuş, gökyüzü ağlıyor.

29


KORAY BOZKURT ÖZEL EYÜBOĞLU LİSESİ

İVAM’A Yan yana oturuyoruz seninle İvam Ne geçmiş, ne gelecek çalabiliyor kapımızı. Bahçemde oturuyoruz İvam Bir gül senin için kopmak istiyor, koparıyorum. Hırçın denizi seyrediyoruz İvam Dövülüyor naif kıyı. Dalgalardan korkuyorsun İvam Dalgaların dövdüğü tepeye çıkıyoruz, parçalıyoruz alevli dalgaları. Dağılıyor kara kara bulutlar İvam Duyuyorum yaklaşıyor halkımın özlediği günler Yan yana, yana yana yürüyoruz İvam Hayaller kuruyoruz düş evreninde, ölesiye yürüyoruz. Tozlu fotoğraflarına bakıyorum İvam Her seferinde seni baştan yaratıyorum. Mavi bir kuş uyuyor bavulunun üzerinde İvam Rüyalarından uyandırma onu. Pencereden seni gözlüyorum İvam Toprağı titreten topuklarına bakıyorum. Her yerde seni arıyorum ivam Köşeler boş, tümüyle bulutlu gökyüzünde sana bakıyorum. Seni görmek isteği öldürüyor beni İvam Bir güneş doğuyor, seni saçıyor etrafa, aynaya yansıyor isminde gizli sevdam. Son mektubunu tekrar okuyorum, adını haykırıyorum Mavi bir kuş olup uçuyorum.

30


BÜŞRA DEMİR ATAŞEHİR MUSTAFA KEMAL ANADOLU LİSESİ

MAVİ CANİ Yalnızlığın bin bir tonu varmış Sevenin tek bir tonu Aşığın rengine hiç sual olmaz Mavi desem aydan, sudan ak olur Kalbimin cam kırıkları senden başkasına tapmaz Aşkım uğruna can verirdim o da olmaz O mavi gözler bir baksın bu feryat eden bu bedene, Kalbimde fırtınalar kopar fakat senden başkasına yar olmaz. Yaşıyorum ben şimdi mavi gözlerinin huzurluğunda Ben ağlıyorum burada fakat sen başkasının koynunda Gönlümdeki yaraları senin gözlerine sakladım Belki her hatırına düştüğünde üzülür, perişan olursun Sen sustun ben başkasına yar oldum Bu gönlüm susmaz senin mavi gözlerin gibi Kalbimin cam kırıklarıyla duvar ördüm sana Gelme derim, git derim, yapma bunu bana Şişenin rengi mavi seninki can değil cani Ölürsem sırama bir gül koy yeter yani Ben acı çekerdim maviliklerin de Sen unuttun bile beni belki de Masmavi bir yerdeyim maviliklerin içinde Mavidir mutluluğun rengi gülüşlün habercisi de

31


SENANUR ALTIOK MEHMET RAUF ANADOLU LİSESİ

ÇOCUKLAR BAYRAMINDA ÖLMÜŞ GİBİ Müphem bir yolun sonunda hüküm giymiş ellerimle dokundum sana. Elin saçlarıma değdi. Kördüğüm olan tokam çözüldü anında. Çiçeklere savurdu küfrünü dünya. Bağırdı gökyüzü, başladı yağmur yağmaya Beyaz elbisem yırtılıverdi orada, Babamın evi ayaklarımın altından kayıp gitti. Buz mavisi odamın duvarlarını tırnakladım hızla, Ters döndü parmaklarım kapının ardında. Biz seviştiğimizde, Serçeler söyleyemedi şarkıyı, Şimdi bu ev ıslak ve kaygan, Bir kızın dünyası kurtulma telaşında, Kim bu insan? Tüm senfoniler kulağımda, Kargalar fısıldadı kıyamet dercesine. Beni alıp sevmediğim bir kalbe götürdüler. Babaannemin örgü motifleri saçlarımda, Beyaz gelinlikli bir hamamböceği gibiyim! Kalbinin çirkinliği ile örttü bedenimi, Korkup bir çarşafın altına saklandım. Kalbi daha da yaklaştı üzerime, Hüküm giymiş ellerimle tuttum boğazını. Bir dua elimi tuttu, yardım etti bana. Kötü olan şeyler saklanınca, nevresim altlarına giremezdi hani? Ayak bileklerimden kavradı beni gözlerin. Saçlarımda yaşlanıyor ellerin, Bir günün 72 saat olduğunu öğrendim. Bu zaman diliminde bacakları çarpık bir kadın öldürdüm. Çok güzel bir ev düşledim. Bir nevresimin altında gırtlağıma dolmuş parmak izlerini gömdüm, Mavi çizikler kaldı, doğum lekesidir dedim, Kemirmeyi öğrendi karga. Göğsümün üstüne yaptı yuvasını. Kalbimi rendeleyen kaygılarla, sarmaya başladı ateş eteğimi, Siyaha miras ruhu, beyaz oldu karganın, Nevresimi çekmeye başladı kuvvetli kelimeler,

32


Kırık yılın hatırını sordu. Şimdi tüm çocuk gelinlikleri benim! Haşa! Söyle bana kaç çocuğa gebeyim? Soluk soluğa babama koşarken, Rahmim bir dolunay gibi parladı yurtta! Şerbet verin, Bez bebeklerimin olduğu odama götürün beni, Tüm kadınların mezar taşı buz mavisi, Hepsi benim omuzlarımda.

33


HÜSEYİN TOLGA YORULMAZ AREL ANADOLU LİSESİ

BELKİ MAVİ Mavi, Gözlerindeydi belki En derinlerde, Hayatı bulduğum yerde. Mavi, Bulutlardaydı belki Hayal kurduğumuz, Seninle birlikte. Mavi, Umuttu belki Aşk gibi, Seni gördüğüm an gibi. Mavi, Özgürlüktü belki Kuşlar gibi, Havada süzülen bir tüy gibi. Mavi, Hatırlamaktı belki Geçmişi ve aşkı, Belki de gözlerindeki ışığı.

34


G. DURU SAÇMA ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

PASEİDON VE DİLENCİ Yardım edecek yok mu şu derbedere, gömülmek isteyen engin mavilere? Yakarışı yarıyor denizi ortadan, pay almaya hayat denen vurgundan. Bir biçare ki yosun tutmuş kalbi, tortular gitsin diye dilemiş selleri. ilmek ilmek boğazına bağlanan halatlarda yükselse bir gemi, boğuşan Anafartalar'da? Deniz tanrısı, anlattığı kadar yücelten dalgaları, sahiplense çorak sahilleri, dibe vuran enkazları. Yürek gemisinin ki bacası tüten ince ince- , dümenini verse, kayıp ruhun ellerine. Bir kaptan olurdu ki cırtlak martılar piyade, karanlıktan korkmaz, güneş emrine âmâde. Ama sadece kan ağlar mağdurun gözleri. Bilir, Zühal kadar uzak hayalleri. Neye inanacağı meçhul gecelerde, Gözü değil istiridyeden çıkacak incilerde, Mavilerde. Canı bağırdan koparmayan, Parlamenti cam göbeğine bağlayan mavilerde.

35


İPEK SAKIZ ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

UFUK Mavi bulutlar kayar benden ufuğa Bir kuş amaçsızca uçarken sonsuzlukta İç çeker mavi deniz Bu kalabalık yalnızlığına Ve güneş doğamaz ufuktan Rüzgar söndürür ateşini Oysa rüzgarın yegane isteği Mavi gecedeki yalnız sevgili Büyük kalpli kızın Küçük mavi yıldızı Düşer gökten aşağı Küçük mavi hayalleri artık veda bayrağı Kanadı kırılmış bir mavi güvercin Gecenin mavisinden bakar sonsuzluğa Hayatı gelir hatırına Ve kapar gözlerini hayata Bu mavi hayata ve onun yorgunluğuna Yükselir naçiz bedeni benden ufuğa

36


DENİZ DERİN ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

MAVİ Dünya, deniz ve gökyüzü ile İkiye ayrılmış bir tuvalin üstüne çizili Diğer tüm renkler maviyi Süsleyen fırça darbeleri Aradaki farkı görmeye çalıştıysam da nafile Ha ressamın gözyaşı Ha yağmur damlası Hepsi mavinin tonlarına bürünmüş göz yanılması Bir yaşam uydurdum kendime Satır aralarına yazdım tüm acıları Çiziktirdim hayatın kaşını, sonra dudaklarını Yorgun bir çehre- mavi gözleri kapalı

37


EDA NAZ GEZER ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

SARI hiç gülerken gördün mü onu öylesine çocuk, öylesine derin mavi, bütün hayatı sanki yerleşivermiş tebessümüne; bir yanı hep hüzün bir yanı sonsuz neşe. şişeye hapsetsen sadece gece kalacak ondan geriye. gözlerimde sakladığım yaldızlarsa dans etmeye devam ediyor şişede. sonu gelmeyen bir dans bu; ne sen ne de ben varız içinde zaten ben hiçbir zaman yer almadım ne düşünde ne hikayende. mavi olmak istedim, beni de kabul edersin diye. mavi ya bu önce gökyüzüne sonra denizlere yalvardım. beni de aralarına alırlar diye kırmızı gözyaşlarımı akıttım. gençtim maviyi bir sende bir de onlarda sandım. bir gecenin ortasında, kırmızıya gizlenip elimdeki kalemle kendimi kazımaya başladım. derinlere indikçe akan kanımda mürekkebe, kağıtta sana, kendimde maviye karıştım.

38


ELİF SU ELMACIOĞLU ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

YÜRÜDÜM tek bir bulut yoktu gökte çayım masada yarım öylece çıktım yürüdüm siftah yapmamış balıkçılar kahvaltı etmemiş kara kediler gördüm turfanda çileğini yere düşürmüş miniğin gözlerinde şebnemler gördüm iki yanı çamlı yokuşu çıktım ahşap kapılı bir evden geçtim anılan yadetmedim yürüdüm ilk damla kirpiğe düştü kaldırdım başımı gökyüzü griye dönmüştü yürüdüm açılan şemsiyeler, uçan şemsiyeler ıslanmamak için durakta bekleyenler paçalarda nem, gözlerde korku gördüm aşina yüzlere rastladım aldırış etmedim yürüdüm kızıllık ve vapur düdüğü rengin sese karıştığım gördüm sormadım saati kimseye zamanı önemsemedim hiç kimsenin ardından vakitsiz öldü demedim yürüdüm eve vardım aynada kendimi gördüm sustum çürüdüm

39


ASRIN UTKU ASLAN ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

ŞAİR RÜYASI Sonsuz bir rüyadan Bir duvar çarpıntısıyla uyandım Her rengin daha soluk daha tatsız oluşuna tanıklık ettim. Kafanın içinde bir ağrı tartılıyor, Bende burdayım dercesine Ellerini boğazına dolamış sevgili Hiç sevmedi Bir guguk kuşunun ötüşünü işitiyorum Damarlarımda pusuda yatan kan Çanlar çalıyor Vapurlar kalkıyor. Birine yetişiyorum. Pasifik’e açılıyoruz. Kaptan ben ve Hesiodos.. Kaptan emirler yağdırıyor üzerimize. Oysa biz sadece kağıt oynamayı biliyoruz. Ve bu vapurla tırmanıyoruz. Kast sisteminin merlot merdivenlerini Kara bir kedi olan benliğimizi Sivri dişli kana susamış bu köpeklere veriyoruz. Hiç düşünmeden, Az daha balkon konuşması yapacaktık uyuyan mürettebata. Kaptan merdivenleri tıkana tıkana çıkmış, Ayak izlerinden belli oluyor. Şimdi yukarıdan sesleniyor bize, Sevişmeyelim diye. Hesiodos kalemini defterini kuşandı. Kulağıma annemin sessiz ağlayışları geliyor. Hesiodos gri gözleriyle taciz ediyor beni. Kaybettiğim ailem aşklarım arkadaşlarım Hep birlikte tepiniyorlar O baktıkça daha alçalıyorum O kadar alçalıyorum ki Anneanneme vefalı buruk bir selam veriyorum. Almıyor selamımı

40


Bu sefer köpükleri işaret ediyor, Mavilikleri yararken. Bir anda hayalarımda bir sızı başlıyor, Kaynayan hayaların sıcaklığı, Vücudumda sirayet ediyor. Isınıyorum. Damarlarım genişliyor. Kan süratle maviliklere akın ediyor. Kan çekiyor kan Özgürlüklerine kavuşuyorlar, Mavinin en güzel tonuna koşuyorlar, Hep birlikte. Bir umut için ölüyorlar denizde. Güzeller güzeli Afrodit’i getiriyor bu köpükler Hesiodos inanamıyor. Afrodit’i yaratan Bir tanrıymışım. Uyandığımda fark ettim. Ben sadece bir şairmişim.

41


IRMAK PİR ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

MAVİ Sana koşuyordum o gün, Hatırlıyor musun? Üstümde mavi bir elbise, Mavi ortancaların arasından. Kırlara uzanmış, gökyüzüne dalmıştık. Uçsuz bucaksız adalara gidecektik, Bütün denizler bizim olacaktı. Masmavi parlayan gözlerini düşününce O güzel günleri hatırlıyorum. Bir gün el ele yürürken Mavi bir kelebek görmüştük. Yüzümde bir gülücük... Çenemden tutup gözerime bakmıştın; Güvenli, mutlu, huzurlu. Mavi bir mektup açtım bir akşam; Mektupta bir damla gözyaşım... Çaresiz kaldım, uykularım kaçtı. Gecenin mavisi boğdu beni sanki Ve ayın ışığı... O da içimi aydınlatamadı. Tam geçti derken Bir mavi kelebek çarptı gözüme. Hatırladım vedanı Hüzünlü, karanlık, umutsuz.

42


DENİZ YELEN ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ

YÜZLEŞME Eşsiz güzelliğini buldum, Gülüşünü, Ve Gözlerini... Sevdim ruhuma anlam katan o bakışını. Göklerde hürdüm Özgürce uçan bir kuş Seni görünce kalkamaz Uçamaz oldum Oysa artık bıktım ve yoruldum, Aşk Nefret Entrikadan... Bıktım ve yoruldum artık, İnsanlardan... Vadedilmiş mavilikleri aramaktan, Bıktım .....ve yoruldum artık. Kendimi aramaktan ve bulamamaktan Ve hainleri gelip bağrıma basmaktan Sıkıldım ihanetleri izlemekten Değer verdiğim güzel insanların, Eski bir eşya misali rutubetlenmesini izlemekten, Bıktım onları zamanla yitirmekten Hasret kaldım temiz kalpler, Güzel insanlar görmeye Tekrar aşkı bulmaya, gücü aşkı, Ve kayıp maviyi Sonunda buldum gerçeği, Ve yüzleştim. Acı da olsa kabullendim. Meğer umutmuş bize mavilikler.

43


BÜŞRA ÇAKIR BAHÇEŞEHİR BİLFEN FEN LİSESİ

EN MAVİ BENİM En büyük mavi benim Eteklerimde işlemeli yıldızlar Parmak uçlarımda hayallerim Renklerini kaybetmiş, Oval boya paletim Saçlarını boyuyorum Her gün ölen güneşin En derin mavi benim Bir adım atsam bitecek Tek nefeste düşecek bir uçurum Ceplerine sakladığı İrili ufaklı deniz kabukları Gökyüzüne bakarken Gözlerini yuman kız çocuğu İpleri kopmaya yüz tutmuş Eski bir salıncakta Kollarını açıp umuda Rüzgarı kucaklıyor En aşık mavi benim Kurutulmuş tüm denizleri Her damlası ayrı acıyan Kimsesizlerin kimsesi Duy sesimi! Olur ya ölürsem Kim saklayacak bendeki seni

44


ZEHRA KORUCU BAHÇEŞEHİR BİLFEN FEN LİSESİ

UNUTMA Küçücük kalbindeki kocaman mavi düşlerini, İki dudağının arasından düşmeyen mavi şarkıları, Bunların unutma olur mu? Annenin sakladığı mavi emziği, Parkta ağlayan arkadaşına verdiğin mavi lolipopu, Masmavi dillerinizle dil çıkarıp kaçtığınız emekli amcayı, Bisikletinin önündeki mavi sepeti, Bunları unutma olur mu? Unutursan eğer dağıtırsın tüm mavi bilyeleri, Ve toplayamazsın geriye dönüp O yüzden unutma olur mu? Bunca çocuksu masumluğun arasında, Sana mavi mavi bakan, Seni mavi mavi seven Sana mavi şarkılar söyleyen kimseyi unutma çocuk. Beni unutma olur mu çocuk?

45


ZEYNEP KANDEMİRLİ BAHÇEŞEHİR BİLFEN ANADOLU LİSESİ

SONSUZ LACİVERT Okyanusa baktım, maviydi Derinlere inince karanlığa battı Gözlerine baktım, maviydi İçine düştüğümde bir ışık saçtı Çok düşündüm, hangisiydi mavi Senin mavin nazikti Senin mavin huzurdu Okyanusun mavisi dingindi İçine girdim, cennet belirdi Çok düşündüm, hangisiydi mavi Senin mavin aşık, senin mavin ürkek Oysa okyanus cihanın üçte birini kendinin eyledi İçinde mucizeleriyle beni ele geçirdi Sen de maviydin kuşkusuz ama Benim lacivertim sonsuz idi

46


EMİN MUSTAFA KELEŞ KÜÇÜKYALI MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

MAVİ Mutlu olmak isterse insan, Sonsuz semanın maviliklerine bakar. Mutluluğu için ne gerekiyorsa, Bulutlar ona benzer. Umut arıyorsa insan, Beyaz martıların altında. Yerin ve gökyüzünün birleştiği maviliklerden O geminin gelmesini bekler. Kurtuluş bekliyorsa insan Sarı saçlı mavi gözlü bir devin Gözlerindedir kurtuluş Bir sabır ile beklersin. Yürüyorum bazen boş sokakta Mavinin gecemi aydınlattığı zamanda Güneş çıkarıyor bazen gölgemi O, gözlerini açınca.

47


SENA LAFCI KÜÇÜKYALI MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

MAVİLERE ANLATIYORUM SENİ Özlemle anıyorum seni Belki biraz sevgiyle Belki de sana olan kaybetme korkumla anıyorum Düşünüyorum seni ne kadar sevdiğimi Yalnız benliğimde mavilere anlatıyorum seni Uçsuz bucaksız gökyüzüne haykırıyorum Sana olan sevgimi Bazense kırılmaktan korkan bir sesle Engin denizlere fısıldıyorum düşüncelerimi Dalgalar eşlik ediyor sana olan sevgime Düşüncelerimin arasında bir çocuk gülümsemesi Takılıyor gözlerime Daldığım boşluktan çıkıyorum Ve bana masumca bakan mavi gözlere Anlatıyorum seni Ürkütmekten korkuyorum eşsiz güzelliği O gözler ki bu mutluluğuma şahit olmuş Vazgeçilmezlerim Güneş batıyor yavaş yavaş Mavimsi gökyüzü veda ediyor bana Dalgalar daha çok hissediyor kendini Yüzümü okşuyor rüzgar İşte o zaman fark ediyorum Gözümden süzülmüş olan gözyaşlarımı Sana olan bağlılığım kaybettiriyor benliğimi Sana olan özlemi mavilerde bulmaya çalışıyorum, Bana bakan eşsiz güzellikteki Mavi gözlere veda ediyorum Okşuyorum başını Sana veda edercesine Seni kalbimde taşıdığımı bile bile Gecenin karanlığında Tüm mavilerden ve senden uzaklaşıyorum Hoşça kal!

48


EGE EYCAN KÜÇÜKYALI MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

MAVİ MUTLULUK Bulutsuz gökyüzünün rengi Martılara kanat takıyor mavi Sokak lambalarına Mavi damlıyor Sahilde yürüyorum İlle de mavi deniz Sırt üstü yattım da Kucaklarım gökyüzünü Hayallere daldığımda Özlediğim yerde Bir bir toplanır O sıcak, yumuşak rengiyle Sesim mavi olur Dostluğu sever Samimi ve sessizce Mutluluk mavi çocuk Gökyüzüne mavi boya Sevgi olsun Can olsun

49


BEREN ERDAL İSTEK ÖZEL ACIBADEM ANADOLU LİSESİ

MAVİDEN GRİYE Kırmızı bilirdi kudreti Nefreti, kızgınlığı, kini Oysa maviymiş rengi Anladı bunu gözyaşlarından Kaybettikten sonra anladı Sonsuzluğun renginin mavi olduğunu Bir hapishane mahkumu Gördüğü tek renkti gri Dilediği tek şeyse mavi Su gibi şeffaf, hava kadar berrak Sonsuzluğun rengini alıp maviye kavuşmak.,. Yakamoz ışığının altında Kaç defa sis çökmüştü mavinin üstüne Kaç yıldır o tılsımlı renkten uzaktı Aylar, yıllar, haftalar... Nerede şimdi ayaklarımın altındaki prangalar Mazlumluğumun içindeki dipte Vuslat iki söz gibi Karıştı kara toprağa Mavzer çığlığındaki sesim Hakim olamadan ben, yükseldi göğe Kuruyan yapraklarım usulca kırılışı Hapiste kazıdığı duvarla aynı sesti şimdi Duru değilse içi Zevahirin ne önemi kaldı şimdi? Herkes sükünetle yaşarken Hayatının baharında Güle oynaya Dönüştüren bendim o zaman maviyi griye

50


BAŞAR ALAGÜL İSTEK ÖZEL ACIBADEM ANADOLU LİSESİ

GEÇMİŞ SELİ Mavi, benim mürekkebim Derdimi tek söylediğim. Mavi, senin gözlerin Kendimi pek görmediğim. Ayna sanki yolumu gözlediğim. Baktıkça artar çocukluk özlemim. Belki de çocukça sözlerim Çünkü ölüm gibiydi o eski günlerim Ne vardı birini sevdiğim Ne de parka gittiğim. Yalnızlıktı istediğim ama Zaten olmamıştı birinin de beni istediği. Daha büyümemiştim Ama sorarsan çocuk da değildim. Tabi görmemiştim Ve sanıyordum gelir mutlu günlerim Ben de gizledim hisleri Kalan bir adımdı deli olmama. Engel olmadı ne özlemi ne nefreti Yaşlarımla seli boğmama.

51


KORAY KARADUMAN FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK LİSESİ

SOLUKLUK, SOLUK, SOLUNMUŞ HAVA mavi bir kan damladı sanki içinde oksijen kalmamış gökyüzü gibi havasız ciğerlerine çektiler havayı ceplerine doldurdular masmavi gökyüzünü ihtiyar kıldılar onların kanları şimdi akar kan kırmızısı ciğerlerimiz oldu fosil yakıtla çalışan içten yanmalı bir motor hepsinin egzozu filtreli dumanı boğar cam binanın orta katındakileri fark ettirmez kendini loş floresandan sıkı kravattan kara çocuğun da sarı çocuğun da kanı mavidir damarlarıysa yeşil sarı çocuğun gökyüzüsü kırmızıdır kara çocuğun havasıysa kokar demokrasi hepsinin kanı akar mavi sulan kalır gene de çamur rengi mavi kan damarlarından akar karaciğerine her türlü sarılığı temizler atar

52


mavi kan demlenir kurak toprağa çözünmeden durmadan ısınan ocağın ışığı hiç inmeden gökyüzü hâlâ mavi kanımız kadar en ağır gaz dahi göze batmaz bir an daha solunur gider insanlıkla

53


BUSE ŞEVVAL ASLAN ÖZEL SAİNT MİCHEL LİSESİ

MAVİ BİZ Mavi Önüm arkam sağım solum Mavi Mavi sen Mavi ben Mavi biz olmalıydık ama buharlaştı ellerimizden Mavi Aşk Mavi sevgi, huzur Aklık berraklık olmalıydı, kirlettik katlettik beraberce Mavi sen Mavi ben Hoplaya zıplama dans etmeye devam ettik Ter içinde, sırılsıklam Toprak sallanana Doğa uyanana Su tükenene kadar Mavi sen Mavi ben Hırpaladık, hırpalandık birlikte Sonra birden tıkandık tökezledik durduk Anlam veremeden, etrafa bakakaldık Kızıla, karaya, dumana boğulduk Tükendik Nefes bitene kadar Kıymetini bilemeden bahşedilenin Yapmaya devam ettik Acımadan gülümseyerek Sonuçlarını bile bile çünkü biz insandık Ne sen Mavi ne de ben

54


İKRA SELENAY YILMAZ HAYRULLAH KEFOĞLU ANADOLU LİSESİ

MAVİLİ GÜNLER Biz sokaklarımızda fersudeleşirken her gece Ve ayaklarımız parçalanırken koşmaktan Özgürlüğün pençesinde Ve hür sesimiz yankılanıyorsa bu semalarda, Anadolu semalarında, Ayrıca bir bakışımızla selam çakıyorsak Ankara'ya Bu bizim damarlarımızdaki kandan; Sıktığımız yumruktan, Bembeyaz dimağlarımızdandır ademoğlu. Uyan ve bak kendine. Bak kendine ki sahip çıkabilesin nefsine, Ülkene ve hayalini kurduğun geleceğe. Gelecektir elbet o günler, Pamuk ellerini koyarsan kalbine. Bizim ellerimiz nasırlı, Sırtımızda amele yanığı, Kalbimizde güzel günlerin hayali yatılı, Ama sende gayrimuayyen bir tasarı. Geç olmadan maviliklere, Mavi kadar tertemiz hedefine koşmalı.

55


AYÇA OKUMUŞ NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİ

MAVİNİN BİR GÜNÜ Bizle dolaşır mavi Denizde, yolda, evimizde Gündüz ve gece sokakta Varlığını hissettirerek En güzel hisleri bırakır bizlerde Sevgi olur, hoşgörü olur en sadesinden yaşamak olur. Alçak gönüllüğü ve naifliği ile Amaçları vardır mavinin Huzuru ve mutluluğu sağlayarak En büyük desteği sağlayarak Sadece orada olacak Bir çocuk istediği zaman Daldırır maviye hayalinde, Boyar kendi dünyasını fırçasıyla Baş başa kalır rüyasıyla Gülümsemesi ile fırçasını verir Sokakta kemanını çalan kemancıya Boyar kendini maviye mutsuz notalar Mutluluğu ile notaların neşelenir kemancı İster mavi notalarının gitmesini en uzağa O notalar kulağına gelir balkonda Oturan ve sadece bekleyen amcaya Bir nefes alır karşılık olarak notalara Her derin bir nefeste ayırır maviyi tonlara Mavinin huzuru ciğerlerine dolar Amca çıkar dışarı özgürlükle mavinin verdiği Gider yerlere daha önce gitmediği Her adımı bırakır mavi izler Selamlar mavi göğü izler Gök mutlu olur izleri izledikçe

56


Mutluluğun göğün yansır sahillere, En iyi arkadaşı kuşlara, en büyük aşkı denize Deniz köpürtür dalgaları, martı kapar simidi Gösterirler izleyicilere hünerlerini İzledikçe bir çocuk siler kalbindeki izleri Dinlenmeye çekilirken mavi Bakar eserine gülümsemeyle Hislere duygulara, etkilerini Dolar enerji ile ve der kendine “Yarın en maviliğim ile geri döneceğim”

57


BERRA NUR KAVALCI NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİ

ÖZGÜRLÜĞÜN KANATLARI MAVİ Bir martı havalanır, Durgun suyun üstüne. Rüzgarları süpürür, Gökyüzünde süzülürken mavi. Bir özgürlük ülkesidir Kanadını okşayan meltem. Bir su çağıltısı belki, Uzaktan yol gözleyen mavi. Firar eder karanlıktan, Bir kuşluk vakti. Ufka tutkun şafaktır, Kafesteki kuşun gayesi, mavi. Bir özgürlük merdiveni, Uzanır gökyüzüne, sonsuzluğa varır. Alır götürür tüm kuşları, tüm bakışları. Bir hüzünlü serüvene, mavi. Hoyrat rüzgâra inat, Alır başını gider. Yükseldikçe devleşir, Beyaz bir iz olur gökyüzünde, mavi.

58


PINAR ECESU BALÇIK ÖZEL TARHAN KOLEJİ

MAVİ DÜŞLER Araba camında yarışan damlalar değil de, Ay ile yarışan gözler vardı o gün. Bir bakmışsın yolun yarısına gelmişsin Gökkuşağının ardında kelebekler vadisinde. Bardağın dolu tarafından bakıyorum şimdi, Benim düşlerim hep mavi. Bir su gibi akıp gitti zaman. Uçurumun kenarındasın şimdi. Yazdıklarınla çizdiklerin hayal olmuş, Durgun şelaleden yansıyan güneş bile Ertesi gün uyanmayı seçmiş. Tuvalimdeki resim de böyle oluştu işte. Elini bir uzatsan yıldızlara, Dokunur musun gök mavisine? Bir dilek tut öyleyse, Gökyüzüne koyduğun merdivenle. Dedim sana benim düşlerim hep mavi, Hep umut. Şimdi tut elimden, Çizdiklerimin üstüne bas. Ne kadar uzağa gidebilirsin bu sonsuzlukta? Gök denen şey burnunun ucunda. Kelimeleri dizdim baş ucuna. Mavi düşler kitabı yanı başında. Ben çizdim, ben yazdım, ben hayal ettim. Seni takip ederken renkleri kaçırdım. Ayak izlerim maviydi oysaki.

59


IŞIL CILDAN NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİ

MAVİ BİR ÖZGÜRLÜK Özlüyorum seni mavi, Sende bıraktığım çocukluğumu. Sende kaldı masumluğum. En çok da, Sana dokunan tertemiz ellerimi, Ve her defasında beni kabullenişini, Öylesine özlüyorum ki seni mavi! Oysa düşlemez miydik beraber, Hissetmez miydik saf mutluluğu Gerçek, onurlu insanlığı Kaygılardan yeşerttiğimiz umudu? Benim mavim, benim gökyüzüm, benim denizim, Affet beni! Özlüyorum seni, Altında koşarken savrulan saçlarımı, Yüzümü okşayan güneşi, Bakmaya doyamadığım mavini. Her tükenişimde, Üşüdüğümde Benzediğin annemin gözlerini Oysa uçurmaz mıydık beraber Uçurtma gibi ümitlerimizi? Ah, benim güzel mavim Affet beni! Geleceğim gün Sığınacağım mavisine Denizin, gökyüzünün, anne gözlerinin. O gün öyle aydınlık olacak ki Öylesine temiz, saf Bahar gibi, deniz gibi, yaşamak gibi. Tüm insanlık bilecek o gün, Özgürlüğün Sizde gizlenip Ufka koştuğunu.

60


FURKAN MELİKOĞLU ATAKENT ŞEHİT SELÇUK PAKER ANADOLU LİSESİ

MAVİLİKLERDE SÜZÜLMEK İsli duvarları süsler attığım çentiklerin anısı Ufukta kaybolan gemi atıyor yardım çığlıkları Bir bebeğin gözlerinde anlıyorum hayatı Pırıltısı sinmiş denize mavi göğün yıldızları Sanki deprem ortası aşkın titretir durur bedeni En derininde boğulurum maviliğine göm beni Kopsun deli fırtınalar köpürsün azgın sular Ben denizlerin esiriyim kendimi bildim bileli Usulca süzülüyor tabutum zamansız topraklara Maviliğin karanlığında yalnızım dümen başında Aydınlatır anıları bir meşale misali Sığınacaksın maviye Azrail’le buluştuğunda

61


CEYDA ELVAN ÖZEL TARHAN LİSESİ

EN SEVDİĞİM RENK: MAVİ Evet, nerden bildin? En sevdiğim renktir mavi. Dünyadaki iki aşığın Rengidir çünkü. Biri bütün sonsuzluğuyla gökyüzü... Biri bütün hüznüyle deniz... Her sabah güneş doğunca Mavi gelinliğini giyer gökyüzü. Deniz ise sabah rüzgarının Dalgaları ile karşılar sevgilisini İki aşık sonsuz mavilikle kucaklaşırlar. Gökyüzü bulutlara yükler sevdasını. Deniz damlalarına fısıldar aşkını. En sevdiğim renktir Mavi, .. Aşkın rengidir. Sonsuzluğun rengi... Umudun rengi.. Ne geldiyse başıma Mavilikten geldi... En sevdiğim renktir Mavi... Çünkü hep benimledir... hep yanımda. Ne zaman görmek istesem Kaldırırım başımı gökyüzüne Orada mavi işte Bir bulutun kanadında En sevdiğim renktir Mavi... Ne zaman hüzünle dolsa yüreğim Eğilirim denizin maviliklerine. Yüklerim bütün derdimi kederimi 62 Dalgaların en koyu mavisine...


ILGIN SUDE ÇEVİK VKV KOÇ ÖZEL LİSESİ

GÜL BAHÇESİ Gülerek açıldı gözlerim; Bembeyaz bir sayfaydı, hayat. Baktım ışığa, intibaha, Yıkandım ilklerin umuduyla, doğmak. Gülgün yanaklarım tomurcuk; Tanıştırdığım varlığım, hayat. Ama alışmam zaman aldı. Saf, sevgi, sevinç sardığından Zordu karşı gelmek parlaklığa, büyümek. Güllabi yahut garabet ben Sarıldıkça şenime, hayat. Canlı blr şenlik koparırdım Sari olmayan bir kökümde. Harcaması neşe ve canı Bana kalırdı arcak bu şekil, tek olmak. Gülbahar açıktı daha ama Koyulaştırıyordu, hayat. Ya harcadıysam tüm ışığı Tek olmak ne yarardı artık? Yaşamın kızıl elmasına Gerekmez miydi bir başkası? Ve yoktu kimsem ama gönül, yalnız kalmak. Güldesteyi severdim, tek Kendimi ve de ben, hayat. Lavanta kokulu sen bittin Örttün rüzgârın dikenini, içimdeki acı çukuru Ve morarmış sapım ve kalbim Ben bana yetiyordum ama Yetemediğime de sen yettin, bağlanmak.

63


Gülbaharda derin bir koyu Ben sen oldum, sen bilme, hayat. Tüm dikenlerin batarken de Bırakmadım seni, yine de Tüm yapraklarımı paylaştım Bütün yağmurlarını süzdüm Fakat sen tek bir dikenime, Yağmuruma bıraktın beni Sana kopan tüm yapraklarsa hiç sevilmemek. Güldeste sensin sandım fakat Sen beni parçaladın, hayat. Suyumdun sen beni sulayan Ve de maviküfümdün, sevdim. Artık lavanta örtün ve de Sen yoksun ama diken izi Örtü kalkınca asıl acı En dip kökümden geldi sapıma kopmak. Güldüğüm bir sen bile yoksan Sevmiyorsan ki beni, hayat. Hatıra değer miyim ki ben Sevebilir miyim beni ben Ve artık kara gözlerine, Kara toprağıma kar yağdı. Hayatımın kışı gece geldi bitmek. Güldüm ama güllüğüm geçti. Kara mı akibetim, hayat? Bu çukurlar fazla geniş ve Diken bile dikemez artık. Beyaz sayfamın sonu gece. Ben bana yetememiş,hazırdım, solmak.

64


MELİS SELEK VKV KOÇ ÖZEL LİSESİ

KİLİTLİ KAPI, KIRIK CAM PARÇASI VE MAVİ’YE ÖZLEM Sanki hiç bakmamış gibiyim Gökyüzüne, Kaldırmamış gibi kafamı, Görmemiş gibi göğün masmavi kumaşını, Hissetmemiş gibi sökülen dikişlerinin Yüzümdeki ıslaklığını. Tek gördüğüm Ayaklarıma dolanan yerin Kan boyası kırmızılığı. Özlüyorum Mavi'yi, eski günleri. Temiz havayı soluyarak rahatça Sabahtan akşama değişen Gökyüzündeki renkleri uzunca izleyebilmeyi. Kısılıp kalmışım kilitli, daracık bir odada, Artık tek bildigim Kapının altından sızan düşman kırmızı Ve gitmeyen cinayet kokusudur havada. Elimden aldılar Mavi'yi, eski günleri. Ne yüreğimdeki dinmeyen korku. Ne de yaralarla dolu vücudumun sancılı isyanı En büyük acıyı verir bana. Bana en büyük işkence, Endişemdir Mavi'me zarar gelmesine. Bilmeye korkarım: Mavi'mi kirlettiler mi ateş kusan uçaklarıyla, Yerden sürekli yükselen pis dumanlarla? Rüyalarımda her şey mavi, Başka renk istemem. Uyandığımda gördüğüm Her yanımı kaplayan Savaşın kırmızı, gri örtüsü Boğuyor beni her geçen gün... Ölüm mavidir belki, Dedikleri gibi siyah değil. Beklemeyeceğim artık Mavi'mi, eski günleri. Ne garip, Mavi olmadan önce, kırmızıya boyanmak gerek belki...

65


KEREM GENÇ BEŞİKTAŞ ANADOLU LİSESİ

MAVİDE BUL BENİ Maviye bak, karanlıkta, Ay cezvesinden kahve döküyorken, Milyonlarca yıldız ışığından bir tutam uzatıyorken. Maviye bak. Görmelisin, Bulutların hüzünlü gözyaşlarını. Hissetmelisin, Kaybolmuş, gitmiş güneşin acımtırak bakışımı. Maviye bak ve Bul beni gökte, Sürüsünden ayrı kalan kuşun yalnızlığında, Dağın doruğunda açan kardelenin hayata dair umudunda. Dolu dizgin koşan maviye bak ve Beni düşün. Bu soğuk kışta kahvemden bir yudum alıp Sana olan bu şiiri bitiriyorken, Yıldızların milyonlarca ışığını kalbime sığdırıp Her bir satırda sana ithaf ediyorken, Yukarı bak ve beni düşün maviyle, Hüzünle dolmuş gözyaşlarımı. !çimden her bir satırda söküp atıyorken, İçimi üşüten acımtırak şu bakışları, Her bir satırda umuda çeviriyorken... Beni düşün gökyüzünde, Beni dar kapıların ardında değil, Kuşun maviye sevdasında düşün.

66


ASYA MELİKE GÜRTEKİN BEŞİKTAŞ ANADOLU LİSESİ

İYİNİN RENGİ Sadece bir renk mi mavi? Davasının peşinden giden bir adamın bakışları... Bir yaz günü martıların kanat çırpışları ... Bu renk devin rengidir. Milyonlarca insan yolundan gitmemiş midir? Mavi gözlü komutanın bakışları asalettir. İlk aşk heyecanıdır mesela, Mavi umut verir bütün aşıklara, Gökyüzü tanıktır binlerce sevdaya. Bir çocuğun ruhudur. Aşığın maşuğunu buluşudur. Mavi güzelliğin insana dokunuşudur.

67


ECE YARDIMCI ÖZEL GALİLEO GALİLEİ İTALYAN LİSESİ

AÇIK LACİVERT Düşlerim maviydi benim, Denizlerim şeffaf. Baktığım gözler rüzgârdı sanki. Hoyrat bir rüzgârın baharında Bir dalgaydı belki Can yakmayan bir öfkesi vardı o gözlerin, Hayal olabilecek kadar güzel ve gerçek. Belki ben de kapıldım bu rüzgâra, Yelkenim batıp düşünce hayalim suya Beni yavaşça içine çekmesini bekledim Şeffaf gördüğüm denizin, maviye dönüşmesini umarak. Belki ben de maviydim deniz kadar Ve gök kadar şeffaftım belki de Şafağın ilk ışığına değen Yüzlerce simanın bir parçası Veya nazarın büyüsünden korkan Bir çift nazar boncuğu. Kim bilebilirdi ki şu noktada Ben maviye dokundum Çünkü şeffafın ardındaki ne ona benzer ne sana Ben de boyadım her yeri siyaha Şimdi denizler mavi, İnsanlar kara.

68


LONİ ASLAN BEHARTİ ULUS ÖZEL MUSEVİ LİSESİ

NEDİR MAVİ Nedir mavi? Tadı var mıdır? Nasıl görünür? Nerelerdedir? Nasıl bir şey o? Nedir mavi? Mavi rahatlık, Sevgi, yaşamdır. Hayat rengidir. Göklerdendir o. Nedir mavi? O ne benimdir Ne de senindir. O herkesindir, Her yerdedir o.

69


CAN KAM ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

OLTAKÂR Bir gün batımında oltakârlar.. Tüm umutları dalgalarla kaybolmuş, Koskocaman gözleri deniz yansımasıyla dolmuş. Beklemek artık onlara alışkanlık olmuş, Bir gün batımında oltakârlar.. Bir gün batımında kaptanlar.. Elleri nasırlaşmış güvertede solmuş. Seyir defterine yazmış yazmış da durmuş, Parıltılı çarpışmalarda gözlerinin içleri dolmuş Sefer tası tamam da, Sevdiklerimden hiç mi not yokmuş? Bir gün batımında kaptanlar... Bir gün batımında şairler... Elleri kilitlenmiş sayfalarda sıkışmış kalmış Boğazları düğümlenmiş sözcükler durmuş bakmış Gözleri nerde olsa beğenirsiniz ahali? Engin bir diyarın ufkuna takılıp kalmış! Bir gün batımında şairler...

70


FATMA DURU ZİNCİRLİ ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

MAVİDE KAYBOLAN AŞK Aşk maviydi. Gökyüzü kadar saf ve saydam Okyanus kadar derindi. Sanki o kadar evrenseldi ki Her türden, her renkten balık gelmişti bu mavi sonsuzluğa aşk için. Sanki hayat ya yer ya göktü. Ya gökyüzü ya da okyanustu. Ya mavi ya siyahtı. Tıpkı gecenin kusurları kapatması Ve gündüzün her şeyi olduğu gibi aynalaması gibi Her şey sanki birbirini tamamlıyordu. . Ama aşk ve hayat her şekilde derindi, özgündü her noktanın farklı bir imtihana girdiği bu evren doğrusunda. Ama kaçırılıyordu tek bir şey o her şeyi bildiğini sanan o siyah gözlerden. En mükemmel kelebeği yakalamanın amaç haline geldiği bu bozulmuş dünyada Gerçek tüm görkemiyle göz önündeydi. Fakat en beyaz balık bile yarış halindeydi. Ve anlamını yitirmişti her şey o balıkların gözünde. Çıkar, savaş, ego dünyayı boyamıştı bazılarına göre. Dünyanın saydam maviliği kuş gibi uçmuştu uzaklara. Gelmişti yapaylık, kötülük boyası bir ‘’ben" uğruna. Ben aşk yolunu seçmiştim bu mavi sonsuzluğa erişebileyim, hakikat kelebeğine bir adım daha yaklaşabileyim diye. Belki de değildim ben seçen yolumu. Sendin karşıma çıkan bir haziran sonu. Tesadüflerin bardağımdan yağmurun yağışı gibi aktığı o yaz günü Yapraklar yuvalarında rengarenk ve güvende iken Senin nur akan yüzün, o derin okyanus gözlerin belirmişti mavi bir teknede, ben dalgalarla boğuşurken O koruyucu ellerini sokmuştun derine ve daha derine. İçimdeki müzigin kısık olduğu, anlam ışığının bir yıldız gibi bataklığa kaydığı o zamanda Yakalamıştın o daha fazla dayanamayacak ellerimi, camımdan akan o minik umutlarımı, binbir parçaya ayrılacak o gerçekliğimi. Sen güzeldin, çok Sanki bir melektin, gelmiştin bu dünyaya acı çekmek, ders almak ve kurtarmak için

71


Sanki mavinin ağır bastığı bir gökkuşağıydın. Poz vermiştin bana Kendimi mavi sonsuzluğa bıraktığımda içimdeki fırtınadan güçlü olamayan o dalgalardan Sendin mavi tokmaklı kapımı tıklatıp kaçan müzik kutusu. Neydi ki beni ben, seni sen yapan Bu gökyüzü ve okyanusun oluşturduğu bu düzenli evrende? Sanki ruhun ruhumu Kiraz dudakların alnımı Şarkın dudaklarımı Sesin kulaklarımı Yok oluşun gözyaşımın yaraladıği o acı dolu yanaklarımı Burnun boynumu Sözün kalbimi İyi tarafların eksik kalan boşluğumu Ve sevdiğin şeyler mi beni ben yapıp varoluşumu tamamlıyordu? Bu kadar içimde miydin? Sanki senin olmama gerek yoktu. Ben doğuştan sendim. Aynamdın ve tamamlayıcımdın sen benim. Yansıtmıştın her rengimi, her güzelliğimi Yutmuştun her zayıflığımı, her siyahımı Bir araya geliş amacımız belliydi sanki. Mavi sonsuzluğa el ele Her yere iyilik tohumları eke eke Yakınlaşmak ve uzaklaşmaktı.

72


ARDA MESCİ ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

MAVİ Bazen ıssız, sessiz ve çaresiz karşılar seni, Bazen de hırçın dalgalar sürükler en maviye kavuşturmak için tenini. Sonsuz ve vazgeçilmez bir bağlılık kaplar bedenini. Hiç bu kadar özgür olmamıştı mavinin gözleri... Bütün duygulardan arınıp bir huzur kaplar yüreğini, Dili olsa da anlatsa sana mavi kendini. Denizin derinliklerine dalıp kaybedersen yüreğini Rüyalarda bulursun mavinin büyüsünü... Özgürce yükseIip uçabilirsen kuşlar gibi Bir bütün olur denizle gökyüzünün rengi. Attığın her kulaç kıyıdan uzaklaştırıyorsa seni, Menekşe ile yeşilin arasında kalmış mavinin rengi... Gökyüzü ve denizin tüm ahengiyle dans eder gibi Kadife bir kumaş yumuşaklığında sarıp sarmalıyorsa tenini, Sonsuzluğa yaklaştırır bedenini, Hissedersin mavinin güzelliğini... Gözündeki perdeyi kaldırıp yaşamın keşmekeşliğinden, Bu şehrin kalabalığından sıyırıp alıyorsa seni Bir keman melodisi gibi dalgalanan, Ezgilerde bulursun mavinin sesini ... Gökyüzünde süzülen bir kuşun sevinci, Ürkek ürkek alan kalbi, Göz ile gönül arasında kalmış. Büyüler seni mavinin gölgesi. ..

73


ELİF ERZİNCANLI ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

MAVİ NOKTA Ellerindeki damarlar mavi, Yorgunluk bağıran göz altları, Soğuktan kıpkırmızı olmuş Yüzünün ortasındaki bir çift göz maviydi. Önünden akınlarca insan geçerken Her günün her saatinin her dakikası Şehrin telaşına kapılıp Dönüp bakmaya vakit bulamayanlar insanlara doğru Açmıştı buz kesmiş, masmavi olmuş ellerini. Akşam parkın tenha köşesinde Delikleri bağrına doğru açılan mavi parkasına sarılıp uyumadan önce, Onu reddeden, acıyan bakışlar gözünün önünden bir bir geçerdi. Gözleri kapanırken koyu mavi gökyüzündeki bir ışığa yarına dair umutlarını, Dualarını fısıldar, Bir bayat simitin tokluğuyla yatmak Ama her şeyden çok, fark edilmek isterdi. Her gün yanından geçen Bazen başını çevirip duymayı reddeden insanlara Her seferinde aynı ezilmiş ifadeyle sabırla yaklaşıyor Soğuk, açlık, yalnızlık, bank kenarındaki yatağı Ve önünden hızla geçip gidenler Bir mavi noktaya dönüşene kadar.

74


DEFNE DEMİRDEŞEN ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

YANSIMA Mahpusum mahkumum, Çevrem dört duvar. Çevrem kaskatı gri parmaklıklar. Çevrem Ben Parmaklıklar ... Parmaklıklar ben oluyorlar Işık? Küçük bir günyüzü. Yukarıda bir pencere Pencere bütünüyle umut Bütünüyle mavi Bütünüyle sen! Sonra gözlerimi kapatıyorum. Boşlukta kaybolmaya çalışıyorum. Rüzgâr mı, soluğum mu duyduğum? Griliklerde yankılanan. Yorgun bir saattir iman tahtamın altındaki Tik takları beni varlığa yaklaştıran Her tik tak sonrası, Mavi gökyüzü Ve aklımda sen Anlıyorum ki; Parmaklıklar ruhumun ezeli hapsi ... Bedenim Gözlerim ise o maviyi gören. O mavi O küçücük gök mavi Gözlerin Aklımdaki Bütünüyle sen.

75


KAAN EROLTU ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

MAVİ NEDİR Mavi soğuktur ölüm gibi Bir kıvılcım gibi içini de ısıtır insanın ama Mavi belirsizliktir Bu yüzden belirsizdir okyanusların derinlikleri Mavi hem hırçındır hem de sakin Tanıyamazsın asla mavi olanları Ne denizi ne gökyüzünü ne de sevdiğinin gözlerini Mavi olanlar saklar kapalı bir kutuda içindekileri Bilinmez o kutuda ne olduğu Seni bekleyen bir tipi mi? Yavaşça çiseleyen yağmur mu? Seni boğmak için bekleyen dalgalar mı? Yoksa seni kahırla öldürecek bakışlar mı? Mavi olanlar tanınmaz Maviler derindir İçlerinde sonsuzluğa uzanan bir çukur vardır Bu çukur bazen soğuk suyla bazen zehirli gazla bazen de ışıkla doludur Ama bilemezsin ne olduğunu Maviler saklanır Bulutlarda, balıklarda ve sevdiğinin bakışlarında

76


İPEK SU YÜCEL ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

GARDİYAN Gök, gözlerin kadar mavi mi? Söyle bana gardiyan Kaybettiğim özgürlük Mavide mi? Kuş misali yükselsem göğe Açsam kollarımı kaybolsam maviliklerde Yitip gitsem Sonsuzlukta süzülsem Ya da balık olsam yüzsem Bu uçsuz bucaksız mavi denizde Kendimi bıraksam derinlere Dalsam maviden maviye Baktım kapıdan süzülen ışığa Göremeyecektim maviyi Tek bir defa daha Gardiyana yalvarmamın ardından anladım Her şey nefret her şey boşa

77


ELİF AKKAYA ÖZEL ÜSKÜDAR AMERİKAN LİSESİ

MAVİMSİ Benim hayatım sanki hep bi mavimsi, Nedense hiç tam mavi olmadı, Ve olmayacak, Olsa da tutmayacak. Tuttu desek de olmaz ki, Tuttu diyelim, Hayallerim yıkılacak, Olmayanları hayal ederken Olanlar Yok olacak. İşte bu benim hayatımın mavimsiliği, Mavi olacakken siyaha veya beyaza dönüyor Ve bir daha eski halini almıyor.

78


TERAKKİ LİSESİ

79


Birincilik Ödülü EZO NAZ KİMİRAN

MAVİ ELBİSELİLERİN GÜNLÜĞÜ Aklım sökük, Çektikçe uzuyor Dağılıyor kırışıklığım Başını ve sonunu kaçırıyorum İğne deliğini bulamıyor saçlarım Çift dikiş bile tutamıyor beni yerimde Tel tel kalmışım sınav kağıdının üstünde Bir dikişe bakıyor Elbiseyle paçavranın ayrımı Ve ben düğüm atamıyorum Bırak dikiş yapmayı Sökülme oranım ters orantılı mı İş bulma ihtimaline Tüm ipliklerin kaybolduğu, Unutulan terziniN dükkanı Çıraklık için uygunmuş İlanda yazılı KOSTÜM DİKECEK ÇIRAK ARANIYOR SAFİR TERZİLİK ŞİŞLİ, ÖMÜR PASAJI Üstüne kütüphane tozu uzmanlığı Oldu mu sana Kariyerde başarı

80


İkincilik Ödülü DAMLA ASLAN

KİLİSE Hasta Renkler kör olmuş, olmak yok olurken Oturmuş Tanrı, kiliseden bakarken yukarı Camlar doğururken görme engelli ışıkları Bir ton sezmiş Tanrı, Gökyüzünden ayrı Sen, demiş bacak bacak üstüne otururken Nesin, ne istersin Mavi bakmış kamera arkasındaki sakallı adama Beni tek görebilen, bir çift sözüm var sana Anne değildir doğuran,benim Kanser ve tecavüzün renklerini belirleyenim Savaş, demiş mavi, kıpkırmızı bir balon gibi Bir demiş Tanrı, sarı demiş mavi İki demiş Tanrı, yeşil demiş mavi Üç demiş Tanrı, pembe demiş mavi Dört demiş Tanrı, turuncu demiş mavi Beş demiş Tanrı, siyah demiş mavi Altı demiş Tanrı, kırmızı demiş mavi Yedi demiş Tanrı, mavi demiş mavi Anlayamıyorum Demiş Tanrı ve çıkmış en yukarı Mavinin gülümsemesi öldürmüş birkaç milyar insanı ‘’Mavi değil mi deniz, gökyüzü Martılarıyla en süslüsü’’ Mavi vazgeçmiş Tanrı’dan ‘’Sen Çıkmaz mısın kiliseden Her şeyin sonucu beyaz olacak Kilisenin ardında var bir arka sokak Gülümseyip geçtiğin o evsiz adam Sarıdır, yeşildir, kırmızıdır ‘’Boyarız öyleyse’’ sözleri yeter mi Ey Tanrı, sen ki siyah, tüm renkleri barındıran

81


Nerden çıktı şimdi bu tantanan? “Mavi!” derken Tanrı’nın yüzü kederli Ben masmavi bir kızı sevdim Onda aradım tüm pembeliklerimi Mavi gülmüş Üç siyah bülbül Tanrı’nın omzuna konmuş “Boyayamaz mısın o kızı?” Mavi somurtmuş bu sefer 50 beyaz bebek doğmuş teker teker “İnsanlar özgürlükleriyle birbirlerini boyarlar” Derken içmiş mavi dünyanın tüm renklerini Mavi boyamış Tanrı’yı Tanrı donarken görmüş dolunayı Beyaz Mavi gülümserken insanlığa veda

82


Üçüncülük Ödülü YASEMİN İMRE

ŞİFALI OTLAR BATAKHANESİ Adaçayı ve biberiye dökmüş banyoma Derimin altına işlesin diye İçten içe kaynamalıyım ya anca öyle Balkonda bir çift ökçe Buz kesmiş ayaklarıma geçirdim Elimde bir kese portakal İçinde senin sigaranın külleri Dedem paraya öyle yaparmış Kese kağıdında taşırmış Bakırköy ıssız o zaman, tekin değil Şimdi öyle değil ama İki nefes arasında mütemadiyen buzhane Elimde biten çiçekleri korumaktan Başka çare kalmadı Bir kar ki Ne kadar elma kaynatsam fayda değil Elma bitecek yakında Hep maviye çalanlar var buzlukta Dedim ya Çarem kalmadı Sevmedim sevdirdiler Baldıran, düğün çiçeği, elde boğaz, maviye çalan elmalar

83


DERİN EROLTU

MAVİ Bütün renkleri birer insana dönüştürseler en duygusalı mavi olur Maviyi bir sabah gördüğünde üzgündür, dertlidir Bir kenarda oturup ağlar Yağmur yağdıran bulutlar gibi Başka bir sabahsa huzurlu ve sakindir, Deniz kadar durgun Öylece oturur Başka bir zaman gördüğünde maviyi Hiç olmadığı kadar mutludur Güneşli bir gün gibi Sadece güler Bütün renkleri birer insana dönüştürseler En gizemlisi mavi olur Mavi derinlikleri sırlarla dolu olan okyanusun, Yeterince açık gözüken ama sorunu göremediğimiz gökyüzünün, Kadife yapraklarla sarmalanmış çiçeklerin, Gördüğünde kalbini hoplatan sevdiğinin gözlerinin rengi sonuçta Hiçbir renk mavi kadar olamadı şu güne kadar Mavi kadar karmaşık, kudretli, aşırı ve karşıt Kırmızı tutkulu ve heyecanlıydı her zaman Yeşilse hayat verdi dünyaya Siyah matemde yer buldu Beyaz masum ve saftı her zaman Gri ise temkinli davrandı hep hayatta Sadece mavi olabildi ne istediyse İstediğinde sevindi çılgınlar gibi İstediğinde oturup ağladı günlerce kederinden İstediğinde de aşık oldu sırılsıklam Utanmadan sıkılmadan Mavi yaşayabildi bir tek hayatı Sadece mavi taşıyabildi o zeytin dalını Yoktur mavinin pişmanlığı Bu yüzden istedi bütün renkler mavi olmayı

84

Bütün renkleri maviye dönüştürseler Mavinin ne özelliği ne de güzelliği kalır Çünkü mavilik sadece mavi olabilenlere yakışır Gerçekten mavi olabilenlere...


ZEYNEP BAŞEĞMEZ

KUTSALLIK DANİSKASI KUBBEMİZE YERGİLER Herkesin üzerindeki o devasa mavi çarmıha Saplanıp kalmış bir takım hayaller.. Köpekler yürür Ve ben düşünürüm Bir meddah gibi Nereye sakladım ben bu kaderi Daha dün avucumun içindeydi Asırlardır tekerlememi trenlere söylerim Ve binlerce trenin buharını çekerim içime Derinlerde bir yerlerde Çocuklar hâlâ dans edebilir biliyorum Aynanın üzerinde Göğün ışığında Gecenin en ketun lacivertinde Lambanın en olmadık zamanında Tüm şafakların tedbirinde Her hayatın hiç sonlarında Bilirim ki benim tekerlemem kurtarır köpekleri Onlar koşarken bir saatin içinde !TİK HAV TOK HAV! “Nerede bizim kemiklerimiz Biz ölü isteriz” Bilirim kurtarır tekerlemem itleri çünkü Bir tek ben izlerim onları Bir tek benim penceremin gıcırdamasına yakalanır - onların arsız hayalleri Bir güzel bekletirim onları Başka bir günün yamacında dilenirken hadsizce Uslanmaz köpekler, çarmıha gerilmeyi severler Ya da çarmıha beklemeyi severler. Konduramazlar kendilerini bir fanusa

85


İçi deniz dolu olan bir avuca Sığamazlar köpekler gerçek olan yalanlara AMA ÇOCUKLAR VARDIR. Çünkü her rengin yadsınamaz bir Janus’u vardır Ve ne çok Spartaküs ölür o fanuslarda “Hepimiz bir laboratuvarda Camların ardındaki vitrin zigotlarız.” Böyle buyurmuştur Hazreti İsa Ya da kırmızıyı severek kendini avutan bütün mor kadınlar. Sonra Sonra kırılıyoruz işte Parçalanıyoruz falan Hep aynı hikâye Gerçi Zerdüşt de vazgeçmemişti davasından da

neyse

İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR Sürüne sürüne hapisiz Hiç de kutsal olmayan topraklarda Ve itler de köpek olabiliyor artık O içimizdeki dans eden çocuklar var ya Hepsi de babasını özlüyor Yüzlerinde kahkaha Ağızlarında şirk dolu küfürler Ama üzerimizi örten çarmıhımız Sağ olsun hiç eksik olmuyor Sıkışıp gıcırdayan hayaller hiç eksik olmuyor Yapay ringlerimiz trenin üstünü bulutluyor -Ve ben tekerlememi söylüyorumHer zaman yaptığım gibi Kuranda saatin kıyamet anlamına geldiğini öğrendiğimden beri En iyi yaptığim şey budur çünkü Bu kadar köpeği izlerken en severek yaptığım şey de budur.

86


Bunu bilirsiniz (Sizi gidi sinsi meftumlar sizi) Ama merak etmeyin yanınıza geliyorum Çünkü artık tekerlemem benim de derimi soyuyor Ve kanıyorum -yitene kadar kanıyorumGünaydın ey aptallar ahalisi Yepyeni bir gün doğuyor Masmavi kanayan çarmıhınızdan bir kez daha Üzerinize bereket yağıyor

87


BUSE MİNEL YAVAŞ

MAVİ İntihar kurtuluştur demiştin sarhoşluğunda, Mavi de kurtuluştur diyerek anlattın bana, Ancak şimdi buluyorum sözlerinin arkasında mana. Sen hayatta iken mavi gözlerindeymiş tüm durgunluğun, Hatıralarının boşluğu mavi derin sularda kaybolmuşluğum. Ölendi senin huzur dolu tarafın, Kurtuluşundu kaybolan dehlizinde zamanın. Açmasanda olur gözlerini yine ben kaparım, Varsın olmasın mavi gözlerinde yaşamın, Olurum ben acısı dökülen gözyaşlarının. Yalnızlıktan gök kuşağının alt rengini soldursam, Gözlerindeki mavi ışıltı alırdı bu renklerin yerini. Kurtuluşa eren bedenin mavi göklerde yükseldiyse, Beni geride bırakan umursamaz kalbin için de caizse, Asıl çürüyen benim bedenimdi bu kaderimizde. Özgürlüğe ödenmesi gereken bir bedeldi, Masmavi gözlerini son defa kapatışın değildi bu sefer uzleti, Gökyüzünün maviliği bitirirdi sözde tüm kasveti. Lakin benim bildiğim en acı intahar, Senin masmavi gözlerinde asılı kalmamdı.

88


RIFAT YÜKSEL

MAVİ DÜŞLER Nazar değil bunca kaza Aşık koşar anca saza Garibana umut ola Mavi düşler mavi kala Saatlerce tekler aka Hep bir olay hep bir vaka Birileri önlem ala Mavi düşler bizde kala Yaşadığı yıldır onca Hayattaysa sade şansa Gelecek geçmiş olmasa Mavi düşler düş kalmasa Kışın kaldık hasret kara Dertler olmuş yalnız para Dayanmaz yakında dünya Mavi düşler olmasa

89


KARTAL KURTKAYA

GÖZLERİN VE MAVİ Baktığımda gözlerine anladım: Hayatı, kendimi, maviyi... Aslında biraz da kaybettim, O deniz gözlerinde kendimi Kurduğum hayallerin maviliğinde, Bilmeden indim,en derine yüreğime, Kavuşturdum maviyi gözlerine olan sevdam ile Gökyüzü, deniz mavi değil bende; Kirpiklerinin altında bana bakan, Mutlu, hüzünlü, bazen de dalgın gözlerin Tek mavi o artık yüreğimde, belleğimde

90


İREM TOPRAK

DÖNGÜ Mavi nedir bilir misin? Rüyalarda sıkıştığında Hakikatin uçurumunda Zemheri gecelerimde İçten bir gülüş, Tanıdık bir ses... Mavi nedir hatırlar mısın? İçimdeki nehri aşıp ulaştığımda sana Şafak vaktine kadar Ay ışığının altında Serin bir yel eşliğinde Karşılıksız bir vals... Maviye inanır mısın? Suyun nihayet yolunu bulacağına En sensiz anlarımda Gökyüzünün sarhoşluğuna Bir hayalden daha fazlası olacağına

91


İZEM GENÇ

SİYAH ÇARŞAFIMDA YEŞEREN MAVİ UMUTLAR Bana bir renk söyle Siyahlara bürünmüşken bedenim ve içim Bir renk fısılda bana Gözümdeki morlukları saklarken mapushane kıyafetim Öyle bir renk ki duymak istediğim Özgürlüğün kıyılarında dolaşabildiğim Elalemin iri gözlerinden iri kulaklarından uzak Özgürlüğümde yüzebildiğim Yalnız kendimle baş başa Bir renk söyleyin bana Baktığımda Tanrıyı görebileceğim Ne kefenim kadar beyaz Ne çarşafım kadar siyah Bir renk söyleyin bana Hala şükredebileceğim

92


ECE ÖNEL

... Söylesene bana mavi Sensiz nefes nasıl alınır Her yer sen olmuşken Baktığım her şey sen olmuşken Maviyken ruhunun her bir parçası Söylesene bana mavi unuttun mu Sadece senin için mavi olduğum günleri Kendimden vaz geçtiğim günleri Uyuyamayıp sana sığındığım günleri Şimdi gidiyorsun Geriye acı veren bir gökyüzü ve deniz bırakıyorsun Kalbini hissedemeyen buruk bir mavi bırakıyorsun Ardında Ama unutma mavi gün gelir ayağa kalkarım Yine bakarım Sensiz bakamadığım gökyüzüne,denizlere İşte o zaman mavi bir iz kalır kalbimde

93


ASLINUR NURMİSAL KAVUNCU

İKİ MAVİ AYRIMI Mani olma, mavi ol bulutlarıma Başıma düşen belki bir, belki iki Sönmüş balon mudur kaderim? Uzandım, yittiğim koca boşluk Çimenler gıdıklar durur ensemi Kaybolmuştun tam da oralarda Aralarda bir yerlerde yok oldun Ve sonra karşıma çıkan kepkeskin, ipince bir bıçak gibi kesenin gittiğin yer olduğunu anladım

Sonrasıysa dipte bir nefessizlikti Balon değil baloncuktu kör eden Uğultu ama anlaşılmaz dediğin, Bir gargara sesi sanki kulaklarda Elbisen uçuyordu ama rüzgâr yok Rüzgâr değil saçını dalgalandıran Güm! Ağır, fakat ağır bir düşüştü

94


GÜLCE ŞENOL

ONUN HER TONU O karanlık gecede Fark ettim güzelliğini Sonra Hep seni gözler oldum Günün ilk aydınlığında Neşeyle Güneşin çizip parlattığı seni izledim Oradaydın Bütün görkeminle Boğaza yansıyordun Vapurlar martılar Yüzüyorken her yerimde Aniden bulutlar bastı gönlümü Kayboldun ellerimden Kara bulutlardan görünmez oldun Yıllarca kayboldun Seni bir ben özledim Çünkü sen onlara soğuğu, hüznü hatırlatıyordun Onlar sensiz daha mutluydu Ve asıl hüzün sensizlikti Seni görür gibi oldum Bir adamın gözlerinde Aynı senin gibi Her halin vardı Her tonunu (evreni) yakalamış Hapsetmişti gözlerinde Sonunda Mavi Onun gözlerinde Kavuşmanın rengiydi mavi Kavuşmuştuk.

95


ZEYNEP AYDOĞAN

KENDİMLE BAŞ BAŞA Bütünü güzeldir, Mutluluk, sevgi, aşk, huzur... Bir başka bakarsın bütüne. Kırmızı sever, ateş kırmızısı yaşarsın. Gün gelir, devran döner, Bir zamanlar sevdiğin hepsi çöker. Altında kalırsın bütün kırmızının. İşte o an kırmızının oyununu anlarsın. Mavi sulara sokulur, diplerde boğulursun. Soluğun kesilir, durulursun. Diplerde onu görürsün, Yalnızca kendini ve onu. İkiniz de mavi olmuşsunuzdur artık, Ama çok uzak dünyalarda, çok farklı zamanlarda. Biriniz gökyüzü öbürünüz deniz olmuş adeta. Bakışırsınız ama asla birbirinize kavuşamazsınız. Vakit geç olmuştur artık, Sonsuz gökyüzünün sonuna gelinmiş, Masmavi denizin dibine ayak basılmış, Konuşulacak kelime kalmamıştır. Çabuk adapte olursun maviye, Onunla dönüşür, onunla yaşarsın. O da kendi mavisine alışıp, gökyüzü arasına karışır, Seni kendinle baş başa bırakır. Artık sen mavi düşünür, mavi yaşarsın. Ama mutlusundur, Çünkü sen mavilerde boğulurken ilk nefesini almışsındır, Sen aşkı son nefesine kadar yaşamışsındır.

96


TUNA BAYIK

MAVİ PAPATYALAR Hatırımda kalan bir yaz Gece yarısı kahkahalar ve buseler maviden Tuz kokulu esintiler Sokaklar boyu sevgiler Gözlerinde kaybolduğum deniz Veda ediyor son günlerine yazın Son çiçekler açıyor telaşla Biraz mavi, biraz ansızın Şimdi mavinin edebiyete terk ettiği ben Ve köşeye sinmiş duygularım Hatırımda kalan mavi gözlü dalgalar Hüzünlü ezgileri aşk şarkılarının Şimdi akşam serinliği çiçeklerde Döküyor her bir yaprağı teker teker Yerde ölü mavi papatyalar Onları yerden alacak kim var?

97


NİL ECE ATASEVEN

BİZİM RENGİMİZ Dalgaların en sert olduğu gündü, Seni ilk gördüğümde. Gökyüzünün en açık olduğu gündü, Sen hayatıma girdiğinde. Bebek mavisi duvarlardaydı çocukluğumuz, Tek sorunumuz kaybolan oyuncaklarımızdı. Mavi ambalajlara sarılıydı sürprizlerimiz, Tek mutlu olduğumuz hediyeler birbirimizinki idi. Yıllar geçtikçe çektik birlikteliğimizi, İlişkimiz minik karelere sığdırılmıştı. Özenle sakladım fotoğraflarımızı, Bir süre sonra çekmecelerime sığdıramamıştım. Şimdi ise bakamıyorum. Denize, gökyüzüne, her şeyi bitiren o mavi mektuba, Okul duvarlarına bile, Seni düşünmeden.

98


BEREN AYDOĞAN

GÖKKUŞAĞI Benim bir rengim olsa Kırmızı olurdu Ateş gibi parlardı ilk görüşte Cesur, tutkulu,hiddetli İzledikçe kanamaya başlardı oluk oluk Ve kalırdı sadece iki kan çanağı göz Biri acı, diğeri öfke dolu Senin bir rengin olsa Mavi olurdu Denizlerden derin bakışlarından Bir albeni ki dillere destan Gökyüzü kadar geniş yüreğin Ve bir o kadar sonsuz sevgin Sığıyor mu narin bedenine Bizim bir rengimiz olsa Beyaz olurdu Dümdüz, sakin gibi görünürdü Saflığın, temizliğin timsali Ancak o tüm renklerin karışımı Bizimle karmaşık ama bir yandan coşkulu

99



İÇİNDEKİLER ONUR ÖDÜLÜ Sümbül Teber / Çiğdem Sezer ..................................................................... 7 Çiğdem Sezer .............................................................................................. 9 Jüri Değerlendirme Raporu .......................................................................... 10

ÖDÜL ALAN ŞİİRLER Birincilik Ödülü

Adil Gökşin / Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi..................... 14

İkincilik Ödülü

Emre Kolbaşı / Özel Eyüboğlu Lisesi ........................................................... 16

Üçüncülük Ödülü

Ada Özgür Kılıç / VKV Koç Özel Lisesi ........................................................ Derin Tulca Özer / Özel Notre Dame De Sion Fransız Lisesi ...................... Nil Aydın / Özel Notre Dame De Sion Fransız Lisesi ................................... Murat Hakkı Atalay / Ataşehir Mustafa Kemal Anadolu Lisesi ...................... Yusuf Günaydın / Özel Eyüboğlu Lisesi ....................................................... Deniz Ceren Yazıcı / Özel Eyüboğlu Lisesi .................................................. Dila Nur Sevindir / Özel Eyüboğlu Lisesi ..................................................... Koray Bozkurt / Özel Eyüboğlu Lisesi .......................................................... Büşra Demir / Ataşehir Mustafa Kemal Anadolu Lisesi ................................ Senanur Altıok / Mehmet Rauf Anadolu Lisesi ............................................. Hüseyin Tolga Yorulmaz / Arel Anadolu Lisesi ............................................. G. Duru Saçma / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ..................................... İpek Sakız / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ............................................. Deniz Derin / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ........................................... Eda Naz Gezer / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi .................................... Elif Su Elmacıoğlu / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ................................ Asrın Utku Aslan / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ................................... Irmak Pir / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi ............................................... Deniz Yelen / Özel Saint Joseph Fransız Lisesi .......................................... Büşra Çakır / Bahçeşehir Bilfen Fen Lisesi ................................................. Zehra Korucu / Bahçeşehir Bilfen Fen Lisesi .............................................. Zeynep Kandemirli / Bahçeşehir Bilfen Anadolu Lisesi ............................... Emin Mustafa Keleş / Küçükyalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ............ Seda Lafcı / Küçükyalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ........................... Ege Eycan / Küçükyalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ...........................

19 22 25 26 27 28 29 30 31 32 34 35 36 37 38 39 40 42 43 44 45 46 47 48 49


Beren Erdal / İstek Özel Acıbadem Anadolu Lisesi ..................................... 50 Başar Alagül / İstek Özel Acıbadem Anadolu Lisesi .................................... 51 Koray Karaduman / FMV Özel Erenköy Işık Lisesi ..................................... 52 Buse Şevval Aslan / Özel Saint Michel Lisesi ............................................. 54 İkra Serenay Yılmaz / Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi ............................ 55 Ayça Okumuş / Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi .................................... 56 Berra Nur Kavalcı / Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi .............................. 58 Pınar Ecesu Balçık / Özel Tarhan Koleji ...................................................... 59 Işıl Cıldan / Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi ........................................... 60 Furkan Melikoğlu / Özel Şehit Selçuk Paker Anadolu Lisesi .........................61 Ceyda Elvan / Özel Tarhan Lisesi ............................................................... 62 Ilgın Sude Çevik / VKV Koç Özel Lisesi ...................................................... 63 Melis Selek / VKV Koç Özel Lisesi .............................................................. 65 Kerem Genç / Beşiktaş Anadolu Lisesi ....................................................... 66 Asya Melike Gürtekin / Beşiktaş Anadolu Lisesi .......................................... 67 Ece Yardımcı / Özel Galileo Galilei İtalyan Lisesi ........................................ 68 Loni Aslan Beharti / Ulus Özel Musevi Lisesi .............................................. 69 Can Kam / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi .................................................. 70 Fatma Duru Zincirli / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ................................... 71 Arda Mesci / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ............................................... 73 Elif Erzincanlı / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ........................................... 74 Defne Demirdeşen / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ................................... 75 Kaan Eroltu / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi .............................................. 76 İpek Su Yücel / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ........................................... 77 Elif Akkaya / Özel Üsküdar Amerikan Lisesi ............................................... 78


Terakki Lisesi ÖDÜL ALAN ŞİİRLER Birincilik Ödülü

Ezo Naz Kimiran .......................................................................................... 80

İkincilik Ödülü

Damla Aslan ................................................................................................. 81

Üçüncülük Ödülü

Yasemin İmre ............................................................................................... Derin Eroltu .................................................................................................. Zeynep Başeğmez ....................................................................................... Buse Minel Yavaş ......................................................................................... Rıfat Yüksel .................................................................................................. Kartal Kurtkaya ............................................................................................ İrem Toprak .................................................................................................. İzem Genç .................................................................................................... Ece Önel ...................................................................................................... Aslınur Nurmisal Kavuncu ........................................................................... Gülce Şenol ................................................................................................. Zeynep Aydoğan .......................................................................................... Tuna Bayık ................................................................................................... Nil Ece Ataseven .......................................................................................... Beren Aydoğan ............................................................................................

83 84 85 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.