SAYFA 1
SIYAH 01
4
3 MAYIS 2015
Baskılarla, davalarla, sansürle, işten atmalarla, tutuklamalarla...
YILDIRAMAZSINIZ
B
Uğur Güç*
ugün Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Fakat yıllardır bu özel günü kutlayamıyoruz. Cezaevlerindeki meslektaşlarımızı kurtarmak için çabalıyor, özgürlük mücadelesi veriyoruz. Geçen yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) dünya basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içerisinde 154. sırada yer alıyorken, gazetecilik meslek örgütleriyle birlikte sürdürdüğümüz mücadelenin sonucunda 40 medya emekçisinin tahliye edilmesi bizi 149. sıraya taşıdı. Fakat halen ülkemizde 21 gazeteci sadece işini yaptığı için cezaevinde.
ÖZGÜRLÜĞE SOPA, YANDAŞA ÖDÜL AKP iktidarına boyun eğmeyen, kalemini satmayan gazeteciler demokratik ülkelerde yeri olmayan Terörle Müca-
dele Kanunu (TMK) ile yargılanmakta. İktidar partisi, meslek ilkelerinden taviz vermeyen, soru soran gazetecilerin karşısına TMK sopasıyla dikilirken; bağımsız gazeteciliği reddeden, evrensel meslek ilkelerini tanımayan, sadece iktidarın istediği şekilde yazmayı-konuşmayı içine sindiren ‘iktidar gazetecileri’ni ve ‘havuz medyası’nı Basın İlan Kurumu üzerinden resmi ilan havucuyla beslemekte.
BASKI TIRMANIYOR
Bunlar yetmezmiş gibi tüm kamu kaynaklarını iktidarının yeniden tesisi için seferber etmekte bir beis görmeyen AKP, tarafsız kamusal yayıncılık üretmesi gereken TRT ve Anadolu Ajansı, propaganda ve manipülasyon aracı olarak halkın haber ve bilgi alma hakkını engelleyerek, sağlıklı bir kamuoyu oluşmasının önüne geçiyor. Gazetecilik bugün en karanlık günlerini yaşıyor. Baskı, tehdit ve
sansürün pervasızca uygulandığı bir dönemdeyiz. Öyle ki, öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz'ın cenazesinde halkı ilgilendiren her olay sonrasında yapıldığı gibi yine gazeteciler hedef alındı. Başbakan'ın talimatıyla Hürriyet, Cumhuriyet, Posta, Zaman, Bugün, Sözcü, Taraf, Yeniçağ, Ortadoğu, Today’s Zaman, Milli Gazete, BirGün ve Yurt Gazeteleri ile CNN Türk, Kanal D, IMC TV, Samanyolu Haber ve Bugün TV’de çalışan gazetecilere akreditasyon uygulandı ve meslektaşlarımız cenaze törenine alınmadı. Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları da gazetecileri açıkça tehdit eder nitelikteydi. Bu açıklamalar sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, olayla ilgili haberleri nedeniyle Bugün, Cumhuriyet, Posta ve Hürriyet gazeteleri hakkında res'en soruşturma başlattı. Akreditasyon gazetecinin habere
ulaşmasını engellemenin ötesinde sansüre, yasağa, okuru/izleyiciyi cezalandırmaya dönüştü. Basın emekçileri sansür ve otosansür kıskacında özgürce yazıp, çizemiyor… Köşe yazısı, haberi, analizi, fotoğrafı beğenilmeyen gazeteciler, ekranda söylediklerinden hoşlanılmayan televizyoncular patronlarına şikâyet ediliyor, işten attırılıyor. Vergi cezalarından korkan medya patronları da iktidara boyun eğiyor. Dayatılan tek merkezli haberciliği kabulleniyor. Pek çok gazete Ankara ofislerini ya kapatıyor ya küçültüyor. İşsizlik tehdidiyle, iktidar gücüyle susturulamayan yayın organları ve gazeteciler dava baskıları ile sindirilmek isteniyor. Basın savcıları dosyaları incelemeden tekzip kararı veriyor. Fazla mesai yaparak bütün dosyaları davaya dönüştürüyor, tekzip hakkı kötüye kullanılıyor. Seçimin yaklaştığı bugünlerde unu-
Türkiye Gazeteciler Sendikası, belli aralıklarla çıkarttığı Tutuklu Gazete’yi 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde dördüncü kez sizlerle buluşturuyor. 3 Mayıs her ne kadar Dünya Basın Özgürlüğü günü olarak adlandırılsa da, Türkiye’de ne yazık ki bunun bir karşılığının olmadığını bu gazeteyi okuduğunuzda anlayacaksınız. Geçmiş yıllarda cezaevindeki gazetecilerin yazılarından oluşan Tutuklu Gazete’yi bu kez dışarda gazetecilik faaliyetlerinden dolayı yargılanan gazeteciler gündemi ile çıkartmaya karar verdik. Bu kararı vermemizde, özellikle son bir yıl içinde gazeteciler ve gazeteler hakkında açılan yüzlerce dava etkili oldu. Para cezalarıyla, hapis cezalarıyla tehdit edilen gazeteciler davalarını, basın özgürlüğüne dair düşüncelerini Tutuklu Gazete için kaleme aldılar.
tulmamalı ki, medya demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Basın, iktidarı ve idareyi yakından takip ederek toplumun yapılanlar hakkında bilgi edinmesini sağlar. Değişik fikirlerin ortaya çıkmasına, toplum içinde yayılmasına ve tartışılmasına yardımcı olur. Kamu yararı bulunan haberleri toplayarak halka, topluma ulaştırmak, böylece toplumun düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlamak, kamu gücünü elinde tutanlar üzerinde toplumun denetim aracı olmak basının en önemli görevidir. Gazeteciler görevlerini yaptıkları için yargılanmamalıdır. Hele ki gün geçtikçe çamura saplanan, ülkeyi çatışma ortamına sürükleyen, yolsuzluklara batmış, hak, hukuk ve adaleti yok eden bir iktidar gazetecileri hiç yargılayamaz. *Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı