FLANŞIN GERÇEK ADRESİ Endüstriyel ürünler ve tesisat malzemelerinde lider markalar, sektördeki deneyimi uzun yıllara dayanan uzman bir ekip, “Uğur Endüstri” markası altında üstün çözümler... Bizimle hala tanışmadıysanız, bekliyoruz.
UĞUR TEKNİK ENDÜSTRİYEL YAPI MALZ. İMALAT SAN. VE TİC. A.Ş. Merkez Demirciler Sitesi 1. Cadde No: 39 Zeytinburnu/İstanbul Tel: (0212) 582 28 86-87-88 | Faks: (0212) 582 28 80 Fabrika Akçaburgaz Mah. 3137 Sok. No: 5 Esenyurt-Kıraç/İstanbul Tel: (0212) 886 52 57 | Faks: (0212) 886 96 93
info@ugurendustri.com www.ugurendustri.com
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK PORSELEN SERAMİĞİ; KALESINTERFLEx
ANCAK ONUNLA BOY ÖLÇÜŞÜR
120x360 Teknoloji ve inovasyonun eseri olan, Türkiye’nin en büyük porselen seramiği Kalesinterflex; üstün boyutu, esnek yapısı ve ince formuyla özgün mimariler için sınırsız özgürlükler sunuyor. kale.com.tr
Sayı: 104 / Nisan-Haziran 2020
TİMDER Yönetim Kurulu: Aydın Eşer, Deniz Kaya, Yücel Baran, Ali Canik, Begüm Kıratlılar, Bekir Zabcı, Cemal Kır, Ertan Sapankaya, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Yıldıray A. Yılmaz.
Söyleşi: Erkan Güral NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı
İLAN İNDEKSİ Arka Kapak:
Seramiksan
Ön Kapak İçi:
Uğur Endüstri
Arka Kapak İçi:
Fırat Boru
01
Kale
03
Teska
05
Livea - Motto Banyo
09
Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu
11
E.C.A. - Serel
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: N. Begüm Kıratlılar (dergi@timder.org.tr) Nisbetiye Mh. Peker Sk. No:2C Beşiktaş, İstanbul
17
Kalay Banyo
19
Hitit Seramik
Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr)
21
Bien Banyo
23
Formina - Ece Seramik
25
Aknur Endüstri Malzemeleri
27
Geberit
43
Ge-Ti
53
Güral Vit
55
Bien Yapı Ürünleri
57
NG Kütahya Seramik
59
Yurtbay Seramik
61
Orka Banyo
63
Blanco - Öztiryakiler
65-85
Sanica
Yayın Yürütme Kurulu: Aydın Eşer, Deniz Kaya, Begüm Kıratlılar, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan, Ayşe Arslan.
67
NPlus Banyo
69
Karlim
İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir, İstanbul T: (0216) 580 8343 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr
71
Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları
75
Pimtaş
77
Alfiere Bagno
87
Delta Granit Mermer
Firmalar İnsanlar: Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz Geçerken Uğradık: Decus Living Store Yönetim Kurulu Başkanı İsmail İncel Geçerken Uğradık: SeraTime Yapı Grubu Genel Müdürü Özkan Kılıçgün Geçerken Uğradık: Net Isı Mühendislik Genel Müdürü Yusuf Altınbulak
Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Aydın Eşer (baskan@timder.org.tr) Demirciler Sit. 1. Cd. No:21 34780 Zeytinburnu, İstanbul
Kurumsal İletişim Sorumlusu: Ayşe Arslan (ayse@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir, İstanbul Basım Yeri Adresi Telefonu: Özlem Matbaacılık ve Reklamcılık Ltd. Şti. Maltepe Mh. Litros Yolu Sk. 2. Matbaacılar Sitesi No: 2BB4 Topkapı, İstanbul T: 0212 612 06 62 Sertifika No: 45257
KÜNYE / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Basım Tarihi: Haziran 2020
2
Yayın Türü: Yaygın Süreli
/timder1988 Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
YÖNETİMDEN
DİPNOT
AYDIN EŞER TİMDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI
N. BEGÜM KIRATLILAR TİMDER SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Koronavirüs Yeni Bir Dünya Düzeni Yaratıyor
Pandemi Ekonomik Dengeleri Tamamen Değiştirdi
EKONOMİNİN NABZI A. MAHFİ EĞİLMEZ EKONOMİST
UNICERA Seramik, Banyo, Mutfak Sektörü UNICERA Fuarı’nda Buluştu
Ekonomide Bazı Sorular ve Yanıtlar
ERKAN GÜRAL ENVER ÖZ ELMOR A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ
İSMAİL İNCEL
NG KÜTAHYA SERAMİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI
DECUS LIVING STORE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
HABERLER
AGT; İkinci MDF, Üçüncü Parke ve Dördüncü Press Yatırımlarını Tamamladı! Borusan Mannesmann’dan Mekanik Tesisat Sektörüne “Boru Hattı” Uygulaması! Bosch Termoteknoloji, ‘Mec Optimize Dijital Verimlilik Asistanı ile Kesintisiz ve Verimli Sistem İşletimi Sağlıyor
ÖZKAN KILIÇGÜN SERA-TIME YAPI GRUBU GENEL MÜDÜRÜ
YUSUF ALTINBULAK NET ISI MÜHENDİSLİK GENEL MÜDÜRÜ
COVID-19 & PERAKENDE SEKTÖRÜ PAZARLAMANIN KİMYASI PROF. DR. SERDAR PİRTİNİ PERAKENDE YÖNETİMİ PROF. DR. UMUT RIFAT TUZKAYA ETKİN YÖNETİM END. Y. MÜH. SAİT SAĞLAM ÇALIŞAN MUTLULUĞU DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLBENİZ AKDUMAN İLETİŞİMDE İLETİŞİM ALMİLA DALKILIÇ REHBER OTO TEST ÜRÜNLER
Foglia Banyo Serisi İle Creavit’e 3 Büyük Ödül Birden Buderus, MIxx Awards’ta Altın Ödülün Sahibi Oldu! Daikin, Fabrikasının Enerjisini Kendi Üretecek DemirDöküm Görüntülü Keşif Hizmetine Başladı Ege Seramik Genel Kurul Toplantısı Gerçekleştirildi Etna’nın İhracat Atağı Devam Ediyor Form, Yerli Üretimde Büyüyor: Lennox Paket Klimalarda Ürün Gamı Genişledi GF Hakan Plastik’ten Türkiye’nin Merkezine Yatırım Masdaf’ın Yüksek Teknoloji “Pompa Test Standı” Faaliyete Geçti Türkiye, Seramik Sektörünün “En İtibarlı Markası” Olarak NG Kütahya Seramik’i Gösterdi Ode Yalıtım’dan Çalışanlarına Online Eğitim Programı Rehau, Ardex İş Birliğiyle Her Mekânda Yerden Isıtma Termo Teknik Yönetimi Bayileri Ziyaret Edecek, Yeni Eğitim Ve Yatırımlar Hayata Geçirilecek Seramiksan Vitrifiye ve Yapı Kimyasalları Ürün Gruplarına Yeni Satış Müdürü Atandı
“KORONAVIRÜS YENI BIR DÜNYA DÜZENI YARATIYOR.”
YÖNETİMDEN / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Yeni sayımızı, tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid19’un gölgesinde sizlerle buluşturuyoruz.
6
Mart ayında ülkemizde ilk vakanın görüldüğü tarihten bu yana, hepimizin ana gündem maddesi, virüs ve virüsün hayatımızda meydana getirdiği değişiklikler oldu. Dünya ekonomisinin gidişatı virüs öncesinde de oldukça çalkantılı ve dengelerin sürekli değiştiği bir çizgide ilerliyordu ancak virüs bu dengeleri tamamen tepetaklak etti, doğru bildiklerimizden eskisi kadar emin olamaz olduk. Virüs sonrası dünyadaki ekonomik dengelerin ne şekilde oluşacağıyla ilgili henüz kesin olarak bir çıkarımda bulunmak güç olsa da bizler yeni dünya düzeninde daha fazla rol alabilmek için bu süreci doğru okumalı ve yönetmeliyiz. Özellikle, dünyanın önyargıyla yaklaşmaya başladığı ve pazarı uzun yıllardır ucuz işgücü sayesinde şekillendiren Çin’in yavaşlama içerisine girecek olduğunu da dikkate alarak yeni ve güçlü stratejiler oluşturmak zorundayız. Bilhassa katma değeri yüksek olan sektörleri dünyada öne çıkarmak ve Türk sanayisinin gücünü uluslararası arenada daha fazla sergilemek bir zorunluluk halini aldı. Bu süreçte üretici firmalarımız ihracat faaliyetlerini de ara vermeden sürdürdüler, gösterdikleri üstün gayret de takdire şayandı. Hepimizin iş yapış şekillerini güncellemek durumunda kaldığı, belki de virüs sonrası da yepyeni işleyişlerin yolunu açacak olağanüstü bir süreç yaşıyoruz. Ortak bir amaç ve çabayla bu süreçten yeni kazanımlar elde ederek çıkabileceğimize yürekten inanıyorum. Kaliteli kaynağa, kalifiye işgücüne ve vizyoner yöneticilere sahibiz. Türk malı algısını ne kadar yükseğe taşıyabilirsek ülkemizin ekonomisi de o oranda gelişecektir. “Fuar ziyaretçilerinin neredeyse tamamı ciddi alıcılardan oluşuyordu.” Ülkemiz vakaların geç görüldüğü ve diğer ülkelere göre görece daha iyi
hazırlanma fırsatı bulan bir pozisyonda olduğu için süreci daha iyi kontrol altına alabildik. Ancak sektörümüzün en önemli etkinliği olan ve dünyaya açılan yüzümüz olarak kabul ettiğimiz UNICERA Fuarımızın Covid-19’un gölgesinde kalması bizler için ciddi bir şanssızlık oldu. Dünyadaki vakaları yakından takip ederek her türlü erteleme ve iptal ihtimalini göz önünde bulundurarak, olası bir iptal-erteleme durumunda yapmamız gerekenlerle ilgili kriz planımızı hazır bulundurduk. Açılış gününe kadar yerel yetkililerle durumu devamlı olarak istişare ederek fikirlerini aldık ancak ülkemizde henüz hiç vaka görülmemiş olması ve emsal bir iptal kararının henüz verilmemiş olması nedeniyle iptal veya erteleme adımı hiçbir yetkili tarafından tavsiye edilmedi. Bizler de önceden belirlenmiş olan 10 Mart tarihinde fuarımızın açılışını gerçekleştirdik. Velhasıl fuarımızın ikinci günü ülkemizdeki ilk vakanın görülmesi ziyaretçi ve katılımcılarımız nezdinde ciddi bir endişeye mahal verdi. Süreci ne kadar başarıyla yürütmeye çalışırsak çalışalım bilinmeyenin karşısında duyulan korku ve endişe ziyaret iptallerine neden oldu. Tek tesellimiz; ziyaretçi sayımızda geçtiğimiz yıllara göre azalma yaşansa da gelen ziyaretçilerin gerçek alıcılar olması oldu. Fuar süresince gerçekleştirdiğimiz stant ziyaretlerinden aldığımız geri dönüşler de, stantları ziyaret eden kişilerin neredeyse tamamının ciddi alıcı olduklarını ortaya koymuş oldu. Elbette bizlerin temel gayesi daha fazla sayıda yabancı alıcıyı ağırlayarak firmalarımızın ihracat rakamlarına katkıda bulunmaktı, yasaklar nedeniyle yaşanan kayıpları telafi etmek adına da yetkili kurumlarla sürekli iletişim halindeyiz. Firmalarımızın
AYDIN EŞER
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr
mağduriyetlerini ilgili kurumlarla paylaştık ve çözüm adına atılabilecek adımlarla ilgili önerimizi de sunmuş olduk. Umarım ki önümüzdeki fuara kadar bu konuyla ilgili iyi haberlerimizi katılımcı firmalarımızla paylaşarak mağduriyetlerini giderebileceğiz. Dernek olarak salgının ilk gününden itibaren üye firmalarımıza maske temin etme konusu önceliklerimiz arasında yer aldı. Maske satışının yasaklanması bu adımı atmamızı geciktirse de yasaklar kalkar kalkmaz temin edebildiğimiz kadar maskeyi üyelerimizle paylaştık. Dayanışmanın ekstra önem kazandığı bu süreçlerde üyelerimizle her daim iletişim içinde ve omuz omuza hareket ediyoruz. Koronavirüse karşı alınan ekonomik tedbirleri düzenli olarak üyelerimizle paylaşarak yararlanabilecekleri unsurlara dikkat çekiyoruz. Vaka sayılarının da giderek azaldığı bir sürece girmiş bulunuyoruz, umarım ki normalleşme sürecini başarıyla yürüterek faaliyetlerimize kaldığımız yerden devam edebiliriz.
“ORTAK BİR AMAÇ VE ÇABAYLA BU SÜREÇTEN YENİ KAZANIMLAR ELDE EDEREK ÇIKABİLECEĞİMİZE YÜREKTEN İNANIYORUM.”
“Türk milletinin istikbali, bugünkü evlâtlarının görüş isabeti, yorulmak itiyadında olmayan çalışma azmiyle büyük ve parlak olacaktır.”
PANDEMI EKONOMIK DENGELERI TAMAMEN DEĞIŞTIRDI Son birkaç aydır tüm dünyada olağanüstü bir süreç yaşanıyor, hayatımızdaki bütün rutinleri bozan, alışkanlıklarımızı değiştiren bir virüs hepimizi etkisi altına almış durumda. Aralık ayında Çin’de virüs kaynaklı ilk ölümler görülmeye başladığında sanıyorum ki hiç kimse bu virüsün tüm dünyayı saracağını hesap edememişti. Ancak geldiğimiz noktada hepimizin ortak gündemi Covid-19 oldu. Bu virüs aslında insanoğlunun çok güvendiği gelişmişliğinin, teknolojisinin, bilgi birikiminin sanıldığı kadar yeterli olmadığını da gözler önüne serdi, asıl önemli olanın sağlık olduğunu bir kez daha fark etmemizi, yaşamımızı sorgulamamızı, önceliklerimizi gözden geçirmemizi sağladı. Virüs sonrası yeniden eski dünya düzenine dönebilir miyiz kestirmek zor olsa da büyük bir grup için önemli bir aydınlanma yaşandığı yadsınamaz bir gerçek.
DİPNOT / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
DÜNYA EKONOMISI BU VIRÜSLE BIRLIKTE DAHA ZOR BIR SÜRECE GIRDI.
8
“İstihdam kayıplarının 300 milyon kişiye ulaşması bekleniyor.” Bu süreçte Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok dünya ülkesi vatandaşlarını evde kalmaya teşvik etmek adına destek paketleri açıkladı. Ancak paketler genellikle kredi faizlerini azaltmaya yönelik olduğu için küçük-orta düzeyde işletmeler ve alt-orta gelir düzeyine sahip vatandaşlar için önemli bir etki yaratamadı, sadece yeni borçlanmaların önünü açmış oldu. Covid-19 öncesinde de dengesiz bir gidişata sahip olan dünya ekonomisi bu virüsle birlikte daha zor bir sürece girdi. Salgının yaygınlaşmasını engellemek için geliştirilen sosyal mesafe ve izolasyon politikaları nedeniyle; birçok sektörde süreçler durma noktasına geldi, istihdam ve üretim kısıtlamaları getirildi, işsizlik verileri kayda değer bir biçimde artışa geçti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2020 yılı birinci çeyrekte çalışma saatlerinin %4.5
gerilediğini; bu rakamın da 130 milyon tam zamanlı istihdam kaybı anlamına geldiğini ortaya koydu. Yine ILO’nun yayınladığı güncel tahminler, salgın öncesinde dünyadaki toplam işsiz sayısı 200 milyonken, Covid-19’a karşı alınan sağlık ve izolasyon tedbirleri sonucunda, bu rakamın artışa geçtiğini, yılın ikinci çeyreğinde istihdam kayıplarının 300 milyon kişiye ulaşacağını gösteriyor. Ekonomik gidişatı göz önüne aldığımızda, üretimi güçlü olan, katma değeri yüksek ürünler ihraç eden ülkelerin gelecekte de söz sahibi olmaya devam edeceği ve vatandaşlarının yaşam standartlarının daha yüksek olacağı yadsınamaz bir gerçek. Bizim de ülke olarak üretime ağırlık vermemiz, mezunların niceliğinden ziyade niteliğini iyileştirmeye gayret göstermemiz şart. “Bilgisayarın olduğu her yer aslında bir ofis.” Tüm dünyada yayılmaya başlayan home-office kavramı pandemi sürecinde birçok sektörün normali haline gelmeye başladı. Çalışanlarının sağlığını korumak ve bulaş riskini azaltmak isteyen birçok şirket evden çalışma prosedürlerini devreye aldı. Görüşme ve toplantılar online platformlar üzerinden yapılarak zamandan da önemli bir tasarruf sağlanmış oldu. Kazanılan bu yeni alışkanlığın pandemi sonrasında da kendine geniş bir yer bulacağını düşünüyorum. Dijitalleşmenin hayatımıza bu kadar dahil olduğu bu dönemde bilgisayarın olduğu her yerin aslında ofis olduğu, trafikte geçirilecek uzun saatlerin çok daha verimli değerlendirilebileceği de anlaşılmış oldu. Özellikle büyük metropollerde çalışma düzenlerini güncel şartlara göre organize etmek verimliliği artırma ve çalışan motivasyonunu yükseltme noktasında büyük önem taşıyor. Uzaktan çalışma esnasında aktifliği ölçen birçok sistemin de bulunduğunu dikkate alarak işverenlerin bu yeni çalışma düzenine pandemi sonrasında da bir şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. “Büyük stoklarla çalışanların kâra geçtiği bir süreç yaşandı.” Pandemi sürecinde en büyük sıkıntılardan bir tanesi de yurt dışından ürün alımı oldu, stoklar eridi, yeni malların temini gecikti ve bu süreçte büyük stoklarla çalışan firmalar avantajlı duruma geçerken küçük işletmeler büyük zarara uğradı. Normalleşme süreciyle birlikte normal düzene geri dönülmesini ve süreçlerin hızlanmasını bekliyoruz.
N. BEGÜM KIRATLILAR
TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü dergi@timder.org.tr
Bu süreç içerisinde bayileri olumsuz etkileyen bir diğer durum ise, üretici firmaların ürünlerini başta gıda marketleri olmak üzere farklı kanallardan satışa sunmaları oldu. Bugüne kadar bayilik sistemiyle şekillenen satış politikalarındaki bu değişiklik bayiler nezdinde ciddi bir endişeye sebep oldu, temennimiz bu uygulamanın pandemi etkisiyle başvurulan geçici bir çözüm olması ve devamlılık arz etmemesidir. Aksi takdirde aradaki fiyat farklarını da dikkate aldığımızda bayiler açısından bu uygulamanın kabul görmesi mümkün olmayacaktır. “Sağlık ve ekonomi arasında bir seçim yapılması gerekiyordu.” Yaşanan ekonomik ve sosyal problemler normalleşme sürecinin gündeme gelmesine neden oldu. Ekonomik darboğazı genişletmek, iflas ve işsizliklerin önüne geçmek adına, vaka sayılarının azalmasıyla birlikte başlatılan normalleşme süreci çok hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Aylardır evlerine kapanmak zorunda kalan milyonlarca insan normalleşmeyle birlikte sokaklara akın etti ancak özellikle büyük şehirlerdeki sahil ve parkların nüfusa oranla yetersiz kalması sosyal mesafe kurallarının hiçe sayılmasına ve ikinci dalga endişesinin doğmasına neden oldu. Toplu taşımalarda yolcu sayısı kısıtlamasının kaldırılması da bu endişeyi besleyen başka bir etken haline geldi. Sağlık ve ekonomi arasında bir seçim yapılması gerekiyordu ve aylardır süren izolasyonun etkileri göz önüne alınarak riskli de olsa normalleşme süreci başlatılmış oldu. Bu süreçte yine en önemli görev vatandaşlara düşüyor, kişisel tedbirlerimizi almak, gerekmedikçe kalabalığa girmemek ve mutlaka maske kullanmak zorundayız.
EKONOMİDE BAZI SORULAR VE YANITLAR
EKONOMİNİN NABZI / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Covid–19 Pandemi süreci fırsat yaratır mı? Bu dönemi teknik ve teknolojik altyapısını geliştirmeye harcayan, e-ticaret için gereken donanımı kuran şirketler için, pandemi arası çok iyi fırsat yaratmış durumdadır. Artık çok net görülüyor ki geleceğin dünyasında insanlar alışverişlerinin önemli bir bölümünü evden yapacaklar. Şirketler eskisi kadar fazla eleman çalıştırmayacaklar ve verimliliği en üst düzeye çıkarmaya çabalayacaklar. Müşteri verisi toplamak, bu verileri iyi değerlendirmek en önemli konular arasına girecek. Hiç kuşkusuz bütün bu değişiklikler için bu aradan yararlanıp yatırım yapan, değişikliğe giden şirketler önümüzdeki dönemi iyi değerlendirecekler. Bu adımları atanlar kalıcı farklar yaratacaklar. Fırsat böyle çıkacak ortaya. Yoksa oturduğumuz yerde başka ülkelerin veya şirketlerin süreci iyi yönetememesi veya bir şekilde dışlanmasıyla yakalanacak fırsatlar kalıcı olmaz.
10
Önümüzdeki dönemde hangi alanlara yatırım yapmak doğru olur? Covid – 19 pandemi süreci tarım kesiminin ne kadar önemli olduğunu ve asla ihmal edilmemesi gerektiğini açık biçimde gösterdi. Gıda ürünleri, özellikle organik gıda ürünleri ve hayvancılık önümüzdeki dönemde öne çıkacak. O nedenle sanayici ve tüccarlarımıza bu alana yatırım yapmalarını öneriyorum. Geçtiğimiz dönemlerde inşaat kesimindeki yüksek kazançlar sanayici ve tüccarları inşaat işlerine girmeye çekti. Şimdi sırada tarım ve hayvancılık var. Büyük çiftlikler almak veya yapmak akıllıca bir seçim olur ama bunu yapamayanların seracılığa girerek ihraç ürünlerin tarımını yapması da doğru bir seçim olacak. Böyle bir yatırım aynı zamanda sanayi veya ticarete ek olarak farklı bir alana girerek bir yatırım sepeti oluşturmanın, dolayısıyla da riskleri dağıtmanın yolu olur. E-ticarete girmemiş olan şirketlerin mutlaka e-ticarete göre yeniden yapılanmasında büyük yarar var. Ben bunu yatırım olarak değil bir zorunluluk olarak görüyorum. İstanbul finans merkezi olabilir mi? Kamu Bankalarının ve Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının bu amaca yararı olabilir mi? Bu haliyle olamaz. Çünkü finans
merkezi olabilmenin ilk koşulu riskleri arttırmamaktır. Riskleri arttırmamanın ilk kuralı da sık sık kural değiştirmemektir. Önceden bildirilmeden yapılan kural değişiklikleri finansal sistemin/ piyasaların en sevmediği şeylerin başında gelir. Öngöremedikleri işlere girmeyi ya da öngörülemeyen kararların alındığı yerlerde bulunmayı sevmeyen yatırımcıların sayısı tersini sevenlerden çok daha fazladır. Bu tür kararlar risklerin ve dolayısıyla ülkenin bulmaya çalışacağı kaynaklar için ödemesi gereken maliyetin yükselmesine yol açar. Riskler çok yükselirse dış kaynak için yüksek getiri önerilse bile yatırımcı açısından çekici olmayabilir. Kamu bankalarının ve Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının bu amaca yararı olmaz. Eğer bu kurumların olduğu yer finans merkezi olsaydı bunlar Ankara’dayken Ankara finans merkezi olurdu. Türkiye’nin risk primi (CDS oranı) haksız bir yükseklikte değil mi? Bu oranı birileri Türkiye aleyhine mi ayarlıyor? CDS priminin 300 ve daha yukarıda olması ülkenin aşırı riskli ülke konumunda olması anlamına geliyor. Türkiye’nin CDS primi son aylarda 500’ün altına inemiyor. İnse de orada kalamıyor, tekrar yükseliyor. Bugün itibarıyla dünyada 300 baz puan üzerinde CDS primine sahip (aşırı riskli) konumda 7 ülke bulunuyor (yüksekten düşüğe: Venezuela, Arjantin, Pakistan, Mısır, Ukrayna, Türkiye ve Güney Afrika.) CDS priminin yüksekliği, dış borçlar, dış finansmana erişim, uluslararası rezervlerin düzeyi, enflasyon, kur gibi niceliksel olarak ölçülebilen nedenlerin yanı sıra bir önceki soruya verdiğimiz yanıtta açıklandığı gibi risk yaratan karar ve uygulamaların yaygınlığı ve sıklığı gibi niteliksel gelişmelere de bağlı. Bu göstergelere ve niteliksel gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin CDS priminin olduğu düzeyin abartılı olmadığı görülüyor.
A. MAHFİ EĞİLMEZ Ekonomist
mahfie@gmail.com www.mahfiegilmez.com dönük bir hesaptır. Bugün bankaya bir yıl vadeyle yatırılan TL mevduatın nominal (görünür) faizi ortalama olarak yüzde 7 dolayındadır. 12 aylık yatırılan mevduatın faiz gelirinden yüzde 12 gelir vergisi kesilmektedir. Buna göre net nominal faiz yüzde 6,2 olmaktadır. 12 ay sonra enflasyonun nerede olacağını TCMB’nin uyguladığı Beklenti Anketi (Mayıs ayı) sonuçlarına göre alacak olursak yüzde 9,2 düzeyinde bir beklentinin söz konusu olduğunu görürüz. Reel faiz hesabı şu formülle çözülür: Reel Faiz = (1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon Oranı) – 1 Reel Faiz = (1 + 0,062) / (1 + 0,092) – 1 = 0,027 ya da yüzde -2,7.
CDS primi piyasada arz ve talebe göre şekillenen bir gösterge olduğu için bize özel ayarlanması pek mümkün değil.
Buna göre Türkiye’de reel faiz beklentisi yüzde eksi 2,7’dir. Bir başka ifadeyle bankaya bugün 100 TL yatıran bir kişi 12 ay sonra 6,2 TL net faiz geliri elde edecek. Buna karşılık enflasyon yüzde 9,2 olacağı için reel olarak yüzde 2,7 eksi faiz almış, bir başka deyişle anaparasında azalma gerçekleşmiş olacaktır.
Türkiye’de şu sıralarda reel faiz negatif mi? Bunu hesaplayarak yanıtlayalım. Reel faiz hesabı normal olarak geleceğe
Özetle söylemek gerekirse bugünkü faizler ve enflasyon beklentisi bize Türkiye’de reel faizin negatif olduğunu gösteriyor.
SERAMIK, BANYO, MUTFAK SEKTÖRÜ UNICERA FUARI’NDA BULUŞTU
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Dünya seramik sektörünün yakından takip ettiği Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı-UNICERA İstanbul, 10–14 Mart 2020 tarihleri arasında seramik ve mutfak sektörünü tek çatı altında buluşturdu. Fuarda banyo ürünleri, zemin-duvar kaplamaları, seramik işleme teknolojileri, mutfak ürünleri, dekorasyon ürünleri, ambalajlama, depolama gibi pek çok ürün görücüye çıktı. 1.200’ün üzerinde markanın yenilikçi ürünlerinin tanıtıldığı fuarı 5 günde 62 bin 269 kişi ziyaret etti.
12
Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı - UNICERA İstanbul, Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER), Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık, Ahşap Mutfak ve Banyo Mobilyası Sanayici ve İthalatçıları Derneği (MUDER) iş birliği ve KOSGEB desteğiyle organize edilerek, 10 -14 Mart tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleştirildi.
Avrupa’nın ikinci en büyük fuarı olarak konumunu pekiştiren Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA İstanbul, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı - Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati, TİM Başkanı İsmail Gülle, ATO Başkanı Gürsel Baran, TSF Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer ve CNR Holding CEO’su Ali Bulut’un açılış konuşmalarının ardından yapılan kurdele kesim töreniyle ziyarete açılarak 5 gün boyunca 62 bin 269 kişiyi ağırladı.
“Seramik sektörünün ihracata katkısı çok büyük” Törende konuşan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı - Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati, ihracatın her zaman ülkeye, iş dünyasına ve üretime katkı anlamına geldiğini vurgulayarak, geçen yıl 181 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirildiğini hatırlattı ve “Bu yıl ise ilk 2 ayda 30 milyar doları yakaladık. Bunun anlamı yılsonunda geçen yılın da üzerinde yeni bir ihracat rekoru kıracağımızdır.” dedi. Seramik
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle
sektörünün ithalata en az bağımlı olan sektör olduğunu ifade eden Dr. Nureddin Nebati, geçen yıl yaşanan sorunlara rağmen cari fazlanın 1,7 milyar dolar gerçekleştiğini, bunda katkısı olan seramik sektörünü emeklerinden dolayı alkışladıklarını söyledi. “Türkiye, potansiyeli ile gurur duyulacak bir ülke” Türkiye’nin gurur duyulacak bir ülke olduğunun altını çizen Dr. Nureddin Nebati, “Hangi sektörde, hangi segmentte olursa olsun bu ülke üretir. Bu ülke ortaya koymuş olduğu performansı ile gerçekten enteresan bir konumda yer alıyor. Dünyanın hiçbir ülkesi bu kadar çok çeşit ve alternatifli üretim kapasitesine sahip değildir. Bir ilde tarım öne çıkarken başka bir ilde turizm, bir diğerinde ise sanayi ön plana çıkabiliyor. Ülkemiz ‘ben hazırım. Her türlü kaynağım var; dünyaya arz edebilirsiniz.’ diyor. İş dünyası da bu arzı değerlendirerek fırsata dönüştürüyor. Dışarda kavga olabilir, ama ülkemiz dünyanın her tarafına çok hızlı bir şekilde ulaşabilecek bir konuma sahip. Seramik sektörü bu potansiyeli göz önüne alarak ihracatını %10’ların da üzerinde artıracaktır. Buna inanıyoruz.” diye konuştu. “Dünya ticareti her ay küçülürken, ihracatımız rekor kırıyor” Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise törende yaptığı konuşmasında, “Geçtiğimiz yıl, dünya ticareti neredeyse her ay küçülme yaşadı. Buna rağmen biz ihracatçılarımızın
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran
özverili çabalarıyla ardı ardına rekorlar açıkladık. 2020 yılının ilk iki ayını da aylık bazda yeni rekorlarla kapatmak bizler için bir övünç kaynağı oldu. Nihai hedefimiz olan, ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefine emin ve kararlı adımlarla ilerlediğimiz bu yolda, seramik sektörümüzün katkıları da takdire şayandır” dedi. 2019 yılında, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörünün 3,5 milyar doları aşan ihracatıyla 2018’e göre ihracatını yaklaşık %18 artırarak en çok ihracat artışı yakalayan dördüncü sektör olduğunu belirten İsmail Gülle “Bu ihracatın üçte birini aşkın kısmı olan 1,2 milyar doları ise seramik ürünlerinde gerçekleşti. Yine aybaşında açıkladığımız Şubat ayı ihracat rakamlarında; ihracatımız geçen sene Şubat ayına göre %2,3’lük artışla yine rekorları sürdürürken, sektörümüz %16,3’lük artışla ihracatını en çok artıran ilk 5 sektör arasında yer aldı” dedi. “2050’de dünya nüfusunun %70’i şehirlerde yaşayacak” Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran ise konuşmasında UNICERA Fuarı’nın her geçen yıl kendini aştığını belirterek, seramik sektörünün inşaat seramiği ve sağlık gereçleri seramiği olarak ülke ekonomisine katkılar sağladığını açıkladı. Yerli kaynaklar ile üretim yapan ve yüksek oranda ihracat gerçekleştiren bir sanayi koluna sahip olmanın gururunu yaşadıklarını söyleyen Gürsel Baran, “Hepimizi ilgilendiren kısım aslında burası. Sektör ihracattı
Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer
miktar olarak artarken aynı zamanda cari açığın azalmasına da katkı sağlıyor. 127 ülkeye ürün satıyoruz. Son 10 yılda toplam ihracatımız 7.5 milyar dolar. İnşaat seramik kaplama sektörünün hem döviz girdisi anlamında hem de istihdam açısından önemli katkısı bulunuyor. Bu alanda üretimde Avrupa’da üçüncü, ihracatta ise dördüncü sırada yer alıyoruz. Sağlık gereçleri seramiği üretiminde ise Avrupa’nın birincisiyiz” dedi. 2050 yılında dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağı bilgisini de paylaşan Gürsel Baran, “Yaşam alanları insanlara kolaylık sağlayan bir dizi fonksiyonu da ihtiyaca dönüştürecek. Seramik yüzey kaplama sektörü bu gelişmeyi yakından takip ediyordur. UNICERA da bu anlamda sektöre ışık tutacaktır.” dedi. “Yenilemenin maliyeti %30 daha düşük” Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Eşer ise konuşmasında beklenen İstanbul depremine değindi. “Depremin olacağı bilimsel bir gerçek, sadece zamanı belli değil” diyen Aydın Eşer, “Bugüne kadar konuyla ilgili önemli çalışmaların yapıldığını biliyoruz, ancak bu çalışmaların daha da hızlandırılarak sonuçlandırılması gerekiyor” dedi. Devletin kentsel dönüşüm kapsamında hak sahiplerine kira yardımı yaptığını ve faizsiz kredi verdiğini anımsatan Aydın Eşer, yine devlet eliyle başlatılan Kentsel Yenileme Programı’ndan söz etti. Aydın Eşer, “Bu programda öncelikli olan bölgeler belirtilmediği için tüm daire sahipleri bir beklentiye girdiler,
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati
13
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
14
nasılsa bir müteahhit gelip binamızı alır, yenisini yapar düşüncesiyle kırılan camlarını dahi değiştirmiyorlar. Bu durum yenileme pazarını da neredeyse tamamen durdurdu. Kentsel yenilemede karşımıza çıkan en büyük sorun nedir? Kat maliklerinin konumlarının ve metrekarelerinin değişmesini istememeleri. Bu durum bugünkü imar şartları ve maliyetlerle yükleniciyi kurtarmıyor. Buna çare olarak önerimiz derin yenileme yapılması. Bu konu ile ilgili İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) ile yaptığımız görüşmede örneklerinin olduğunu ve yenileme maliyetlerinin de yık yaptan çok daha düşük olduğunu, hemen hemen %30-40 seviyelerinde kaldığını öğrendik.” şeklinde konuştu. “Seramik ihracatı %10 artış gösterdi” Törende konuşan Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz ise; sektörün geçen yıl 1,2 milyar dolar bandını aşarak ihracatta bugüne kadarki en iyi rakama ulaştığını belirtti. Erdem Çenesiz, “2020 yılının ilk iki ayında da ihracatımız %10 artarak 202 milyon dolar olmuştur. Tüm seramik ürünleri içerisinde seramik kaplama malzemeleri yılın ilk iki ayındaki %27’lik artış ile sektörün en fazla ihracatını yapan alt sektördür” dedi. Her platformda vurguladıkları yerli katma değer konusunu bugün de tekrarlayan Erdem
Çenesiz, “Üretiminde tamamen yerli kaynak kullanan ve bu sayede net döviz girişi ile Türkiye’nin cari dengesine pozitif katkı yapan Türk seramik sektörü %82 oranıyla sanayi alanında yerli katma değer rekoruna sahiptir. Son 10 yılda yaratılan toplam 7.5 milyar dolar yerli katma değer seramik sektörünü ihracatın gizli şampiyonu haline getirmektedir. Enerjimizin çok büyük kısmını ihracata yönlendirdiğimiz bu dönemde, enerji maliyetlerinde daha rekabetçi hale gelmemizin ihracat artışına büyük hız kazandıracağını da özellikle belirtmek isteriz.” dedi. Yenilikçi ürünler sergilendi Türk seramik, banyo, mutfak sektörünün yanı sıra dünyanın önemli firmalarının da aralarında olduğu bin 200’ün üzerinde uluslararası markanın en yenilikçi ürünlerine ev sahipliği yapan Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı - UNICERA İstanbul, gerek ziyaretçi, gerek katılımcı ve gerekse ticari hacmi açısından ülke ekonomisine önemli katkı sağladı. 2021 yılı trendleri tanıtıldı Seramik ve yapı sektörünün lider ve ihracatçı markalarının bir araya geldiği Türkiye’nin en büyük ihtisas fuarı UNICERA İstanbul, sektörün en yenilikçi ürün, tasarım, malzeme ve teknolojilerine sahne oldu. Türkiye’nin yanı sıra seramik
sektörüne yön veren uluslararası markaların da katıldığı fuarda, 2021 yılının trendleri de görücüye çıkarıldı. Bu yıl 100.000 metrekarelik alanda katılımcı ve ziyaretçilerine ev sahipliği yapan fuarda, banyo ürünleri, zemin-duvar kaplamaları, seramik işleme teknolojileri, mutfak ürünleri, dekorasyon ürünleri, ambalajlama, depolama gibi pek çok ürün tanıtıldı. 60 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan seramik pazarının 11’inci büyük tedarikçisi konumunda bulunan Türk seramik sektörü, Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı - UNICERA İstanbul ile yeni pazarlara açılma olanağı bularak uluslararası arenada gücünü bir kez daha kanıtladı. Kitchen Turkey özel bölümü hayata geçirildi Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı - UNICERA İstanbul kapsamında, Kitchen Turkey Özel Bölümü gerçekleştirildi. Ev ve mutfak eşyaları sektörü, elektronik malzemelerden mutfak evyelerine, havalandırma sistemlerinden yıkama ve pişirme ünitelerine kadar tüm mutfak ürünlerini Kitchen Turkey Mutfak Banyo Mobilyaları ve Ankastre Cihazlar Özel Bölümü’nde ziyaretçilerin beğenisine sundu. Dünyanın en değerli markalarını tek çatı altında buluşturan fuarın bu özel bölümünde A’dan Z’ye tüm mutfak ürünleri tanıtıldı.
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Design Next’te ünlü tasarımcılar deneyimlerini paylaştı Fuar etkinlikleri kapsamında organize edilen UNICERA Design Next, her yıl olduğu gibi bu yıl da alanında uzman, uluslararası ödüllü tasarımcıları ağırladı. Banyo ve mutfak alanındaki yenilikler, yeni trendler ve sektörün geleceği gibi konuların ele alındığı etkinlikler boyunca ünlü tasarımcılar kendi tasarım maceralarını katılımcılarla paylaştılar. Sunumların ardından soru cevap etkinlikleriyle devam eden Design Next’e, özellikle üniversitelerin tasarım, mimarlık, endüstri mühendisliği gibi bölümlerinden gelen öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
15
Artemis Genel Müdürü A. Kaan Koçulu İnovasyonu ön planda tutan iş yapma ilkesiyle fuara katılım sağladık. Bu sene, diğer senelerden farklı olarak tüm dünyayı ve ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs ile mücadele söz konusuydu. Bu salgın sürecinin fuar günlerine denk gelmesi fuar ziyaretçilerini de mutlaka etkiledi. 2019 yılı son çeyrekte ürün gamımız içerisinde yer alan duş teknesi modellerimize döküm taş dokulu ve dalga dokulu tasarımlar ekledik. 2020 Bien Banyo Ürünleri Genel Müdürü Hakan Günderen Genel olarak değerlendirdiğimizde global salgın nedeniyle bu yılki fuara gelen ziyaretçi sayısının oldukça düşük olduğunu söyleyebiliriz. Gelenlerin büyük bir kısmı, yerel sektörün profesyonel kesimi dediğimiz bayi, müteahhit, mimar ve satın almacılardı. Yabancı katılımcı olaraksa yakın coğrafyadan, Arabistan Yarımadası’ndan, Balkanlardan, Kuzey Afrika ve Rusya tarafından gelenler ağırlıklıydı. Bien markası olarak yurt içi ve yurt dışı fuarlara çok önem veriyoruz. Bu kapsamda özellikle Avrupa kıtasından yeterli ziyaretçi gelmediğini gözlemleme fırsatımız oldu. Buna karşılık standımızı ziyaret eden özellikle gelişmekte olan bölgelerden, Balkanlar, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetleri gibi yerlerden standımıza ve markamıza ilgi yoğundu. Salgına rağmen fuara ve markamıza gösterilen ilgi beklentilerimizin bir
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Ece Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdür N. Bülent Onur
16
Dünya seramik sektörünün yakından takip ettiği UNICERA İstanbul, Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin artırılması adına önemli bir organizasyon. Seramik ve yapı sektörünün lider ve ihracatçı markalarının bir araya geldiği UNICERA, yeni iş birliklerinin ve stratejilerin oluşturulmasında etkin rol oynuyor. Biz UNICERA’ya yıllardır katılıyor ve en yeni ürünlerimizi, teknolojilerimizi ilk kez bu fuarda sergiliyoruz. Isvea olarak İtalyan tasarım kimliğimizi en iyi anlatan koleksiyonlarımızı ve beraberinde birçok yeni nesil banyo tasarımlarımızı bu
yılına da büyük bir heyecan ile giriş yaptık. UNICERA 2020’de de yeni tasarımlarımızı çözüm ortaklarımıza, müşterilerimize ve sektör paydaşlarının büyük ilgisine sunduk. Genel anlamda ziyaretçi sayısı azalmasına rağmen direkt ilgililerin gelmesi bizlere de keyif verdi. Ziyaretçilerimiz daha rahat bir şekilde ürünleri inceleme fırsatı buldular ve deneyimlediler. Bu sayede onlara daha rahat vakit ayırabildik. Bizim fuar bakış açımızda misafir ağırlamanın yeri her zaman ayrıdır. İlgili ve odaklı müşterilerimizin ziyaretlerinin yoğun olması ile de bu şartlara göre oldukça verimli bir fuar geçirdik diyebiliriz. miktar üzerinde kaldı diyebiliriz. Bu yıl fuarda, seramik sağlık gereçleri ürün gamımıza yeni almış olduğumuz Vokha ve Dor duvara sıfır klozet, Leo ve Goya takım klozetleri, PVD kaplamalı Flame gövde üstü lavabolar, seramik lavabolar, Goya ve Leo asma klozetlerimiz lanse edildi. Fuarda özellikle kaplamalı altın, rose gold ve siyah armatür ürünlerimize yoğun ilgi vardı. Yeni seri olarak Flat Colors ön plana çıktı. Yeni duş sistemlerimiz de ilk planda göze çarpanlar arasındaydı. 2020 yılında alüminyum havlupan ve radyatör ürün gruplarını ürün gamımıza dahil ettik. Ayrıca yeni banyo mobilyalarımızın bir kısmının lansmanını yine fuar ile birlikte gerçekleştirdik. Bien olarak ıslak hacimlere hitap eden tüm ürünlere 2020 yılı itibariyle sahibiz. Bu nedenle gerek nihai tüketici ve gerekse profesyonel kesimden gelebilecek her türlü talebe cevap verebilmekteyiz ki bayilerimiz bu durumdan memnuniyetlerini fuarda tarafımıza ilettiler. Gelecekle ilgili beklentimiz, topluluğumuzun inşaat malzemeleri üretimi alanında yüksek
bir niteliğe ulaşması, Bien markamızın uluslararası pazarlarda da tanıtımı ve bu sürecin geliştirilmesi ile Türkiye ve dünya pazarlarında önemli ve etkili bir oyuncu olabilmektir. Bu çabayı nicelikten, niteliğe geçiş olarak açıklayabiliriz. Bien markası üretimde ulaştığı büyüklüğü, marka bilinirliğine taşıma süreci içindedir. Bu çaba 5 ve 10 yıllık planlar ile hayata geçirilecektir.
sene de ilk kez UNICERA Fuarı’nda ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Aynı zamanda İtalyan mimari ve tasarım ofisi WAU Architetti ile olan yeni iş birliğimizi UNICERA Fuarı’nda lanse ettik. Bu yıl UNICERA’da “Köklere Dönüş” konseptimizle yer alarak, İtalyan kimliğimizi en iyi yansıtan, WAU Architetti tarafından tasarlanan özgün, rafine ve güçlü çizgilere sahip koleksiyonlarımızı ön plana çıkardık. İşlevselliği şık ve konforlu tasarımıyla bir arada sunan Infinity, etkileyici güçlü tasarım çizgisine sahip Sott’Aqua Neo ve ColorIsvea özgün renk paleti yeni eklenen renkleri ile büyük ilgi gördü. Dünyanın pek çok ülkesinden nitelikli ziyaretçiye ev sahipliği yapan UNICERA Fuarı’na olan ilginin her geçen yıl biraz daha arttığını biliyoruz. Her ne kadar tüm dünyada etkisini gösteren salgın bu seneki UNICERA ziyaretçi sayısını
etkilemiş olsa da gelen müşterilere daha rahat vakit ayırabilmemiz sayesinde verimli bir fuar geçirdiğimizi söyleyebiliriz. UNICERA gibi büyük organizasyonların sektörümüzün imajını güçlendirdiğine inanmaktayız.
Çanakcılar - Creavit Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çanakcı Sektörün önde gelen firmalarının katıldığı UNICERA İstanbul, başta mimarların, tasarımcıların, akademisyenlerin, bayilerin, öğrencilerin ve tüm sektör profesyonellerinin ziyaret ettiği, uluslararası ziyaretçi karmasına sahip bir arena. Yerel ve global sektör trendlerini yakından gözlemleme imkânı sağlayan bir mecra olması dolayısı ile sektörün nabzını tutabildiğimiz önemli bir organizasyon. Bu nedenle Creavit, her sene olduğu gibi bu sene de UNICERA’ya tüm enerji ve heyecanıyla hazırlandı. Geçmiş yıllardan farklı olarak bu sene, UNICERA öncesi tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 ile farklı tecrübeler yaşadık. UNICERA’da hijyen odaklı çözümlemeler ve kişisel hijyenler ön plana çıktı. Nitekim bizler zaten hijyen odaklı bir sektörün temsilcileriyiz. Her ne kadar fuar başlangıcında firmalar, çalışanlar ve ziyaretçiler tarafından tedirginlikler yaşansa da sağlıklı bir şekilde fuarı bitirdik. Ziyaretçiler bağlamında baktığımızda fuar ziyaretçi trafiğinde geçen senelere oranla azalma yaşandı. Çünkü bazı ülkeler için uçuş yasakları ilan edilmişti. Bazı ziyaretçilerimiz kronik hastalıkları dolayısıyla katılım göstermekte çekimser kaldılar bu da sayısal olarak ziyaretçi sayısında azalmalara sebebiyet verdi.
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Delta Granit Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu
18
Bu yıl dünyadaki salgın nedeniyle fuar organizasyonumuzun kötü etkilendiğini ancak özellikle ilk iki gün gelen ziyaretçilerin profillerini de göz önüne alarak fuardan memnuniyetsiz olmadığımızı söyleyebilirim. Bu olumsuz ortamda dahi fuar ziyaretlerini iptal etmeyen, ciddi ve ilgili bir kitleyle karşılaştık. Firma olarak fuardan öncelikli beklentimiz, markamızın bilinirliğini daimi kılmaktır. Fuar aracılığıyla, bilhassa yurt dışı alıcıların bizlere kolay ulaşmasını sağlayarak, yurt içi projelerde faaliyet gösteren, yeni projelere hazırlanan alıcılara hizmet edebilmek amacıyla etkili bir sunum yapabildiğimize inanıyorum. Her fuar öncesi, yeni araştırmageliştirme çalışmaları yürüterek, insanların beklentilerine yön verecek etkili tasarımlar hazırlamak için hummalı bir çalışma gerçekleştiriyoruz,
Fuar boyunca ziyaretçilerimiz 800 m2’lik standımızda, başta yeni klozet ve lavabo serilerimiz olmak üzere, yeni banyo mobilyalarımızı, armatür ve duş sistemlerimizi, gömme rezervuarlarımızı ve diğer ankastre ürünlerden oluşan sıva altı çözümlerimizi yakından inceleme şansı yakaladılar. Creavit olarak, 5 mm’lik kenar kalınlığı ile sektörde büyük beğeni toplayan Ultra lavabo ailesinin yeni ürünlerini ve ince tasarım çizgisini farklı yorumladığımız yepyeni bir ürün ailesi olan Loop tezgâh üstü lavabo serisini 4 farklı ölçü alternatifi ile UNICERA’da ilk defa sergiledik. Bir diğer yeni tezgâh üstü lavabomuz Vox ise, incecik kenarları ve keskin kare hatlara sahip minimal tasarımı ile dikkat çekti. Yine vitrifiye ürün grubumuzda çok tercih edilen kanalsız klozet teknolojisine sahip RimOff ürün sayımızı arttırarak, bu sene bu kategorideki Solo ve Mare serilerine yeni eklenen ürünleri tüketicilerin beğenisine sunduk. Tasarımda yuvarlatılmış yumuşak hatları tercih edenler için Creavit tasarım ekibi tarafından yaratılan Lyra duvara dayalı klozetimiz, vitrifiye ürün grubunda sergilenen diğer yeniliklerden oldu. Bu sene yaşamakta olduğumuz tüm tecrübeler, UNICERA gibi fuarların yine organizatör firmalar eşliğinde belki de fiziksel platformdan dijital platforma bir an önce adapte olması gerektiğini
düşündürdü. Ya da fuarı 2 yılda bir gerçekleştirecek şekilde yeni bir düzene geçilmesi de düşünülebilir. Nitekim bu salgın bize bir kez daha gösterdi ki, eskisi gibi durağan ve alışılagelmiş çözümlerle sonuca ulaşabileceğimiz bir dünya olmayacak artık. Bu nedenle, tüm sektör ve paydaşlarının değişen şartlara anlık uyum sağlayacak, aksiyon alacak bir iş yapış şekline adapte olması gerekiyor. Pazarda her zaman sektörümüzün ürettiği ürünlere ihtiyaç olacak. Hele ki böyle bir salgında görülüyor ki hijyen ürünleri sağlık açısından çok daha büyük bir önem kazandı. O nedenle pazarın aşama aşama ve az önce belirttiğim gibi günceli yakalamak şartıyla büyüyeceği kanaatindeyiz.
bu bizim öncelikli işimiz. Bu yılki fuarda da bu önceliğimizi yerine getirdiğimizi söyleyebilirim. Özel kesim ürünler ve ahşapla mermerin birleşiminin mükemmeliğini ortaya koyan tasarımlar hazırlayarak fuarda sergiledik. Yaşanan süreç içerisinde, dünyanın Covid-19 salgınından dolayı hiç görülmemiş bir daralmaya gireceği kesin. Bu daralmadan en az gıda ve zaruri ihtiyaç malzemelerini içeren sektörler etkilenecek. Yatırım mallarının ise bu daralmadan çok daha olumsuz etkileneceği kesin bir bilgi. Bizler de tabi insanlığın bu salgın sonrası hemen kaldığı yerden yatırımlarına devam etmesini beklemiyoruz. Hedeflerimizi de buna göre revize ediyoruz. Daha butik, daha dar çerçeveli projeler kurgulayarak, projeye mali açıdan da tasarım açısından da değer katacak ürünler geliştirmek için çalışıyoruz. Bilhassa dijital çağın getirdiği avantajları da kullanarak yeni dünya ticaretinde yerimizi almak istiyoruz. Sektörümüzün de bu süreç içerisinde
zorunlu olarak daralacağını ve etkin olan firmaların revize hedeflerle devam edebileceğini düşünüyorum. 2021 UNICERA Fuarı, tamamıyla dünyanın toparlanmasıyla orantılı bir görünüm alacaktır. Ama şahsi olarak; dinamik bir ülkenin, bir o kadar dinamik bir sektörü olarak önümüzdeki yıl toparlanmanın başlayacağına ve bu toparlanmanın tam başlangıcında UNICERA’nın etkili bir organizasyonla gücünü yeniden göstereceğine inanıyorum.
Mesa Teknik İhracat Müdürü Hüseyin Salim Işıklı İnanılmaz bir zaman dilimini yaşıyoruz, tüm dünyayı etkisi altına alan ciddi bir hastalık ile karşı karşıyayız. Yaş ve cinsiyet fark etmeksizin türümüzü tehdit etmesi ve fuarın ilk günlerinde ülkemizde de var olduğu bilgisinin paylaşılması hepimiz için ürkütücü oldu. Gündem maalesef değişti. Yine de sektörümüzün en önemli fuarı UNICERA’nın hepimiz için faydalı geçmiş olmasını umuyorum. Sıkıntılı bir 2018, zor bir 2019 yılından sonra, 2020 yılının farklı misyon yüklendiğini düşünüyorduk. Beklentilerimiz doğrultusunda geçen 2019 yılında, yurt dışındaki fuarlar ile 2020 yılının hazırlığını yapmıştık. Markamızı tanıtmak amacıyla, daha önce bulunmadığımız farklı coğrafyalarda düzenlenen fuarlara katıldık. Düşüncemize göre 2020, geçiş yılı idi. Bu sene bir önceki senelerden daha enteresan başladı. Aynı döneme denk gelen bazı fuarların da Covid-19 sebebiyle ertelenmesi neticesinde, bizim fuarımızın düzenlenmesi risk taşıyordu. Hepimizin bildiği ama hiçbirimizin dile getirmediği bu riski fuara katılan tüm firmalar taşıdı. İnsanların yaşadığı salgın korkusu neticesinde, yurt içinden
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
NPlus Banyo Genel Müdürü Çetin Erol
20
Fuarlara katılım sağlamak, marka bilinirliğini arttırma ve markanın sektörün hafızasına yerleşmesini sağlama açısından etkili bir yol olduğu gibi rekabeti de etkileyen önemli bir faktördür. Bilinen bütün pazarlama stratejilerini uygulasanız dahi yüz yüze iletişim kadar başarılı olamazsınız. Bu yüzden hedeflenen müşteri kitlesiyle yüz yüze gelmek fuarlara ayrıcalık katar. Fuarlara katılım sağlamak aynı zamanda maliyetli bir iştir, katlanılan bu maliyetin karşılığını almak da her firmanın haklı beklentisidir. Bu seneki fuarımız Covid19 salgınına rağmen gerçekleştirildi ve
ve yurt dışından gelen ziyaretçi sayısının azlığı, başarısızlık olarak özetlenebilir. Bununla birlikte özellikle yurt dışından gelen misafirlerimizin, tedarik odaklı olması bizler açısından pozitif bir olgudur. Fuar bir emektir ve emek her zaman karşılığını bulur. Bu sene, stratejik bir değişiklik yaparak, diğer ana üretici kimliğimiz olan Karlim® ile UNICERA İstanbul’a katıldık. Karlim Banyo Aksesuarları markamıza dostlarımızın aşina olmasını diliyoruz. Sekiz ana modelle tanıtımını yaptığımız aksesuarlarımızın tasarımları bize ait. Bilhassa banyo aksesuarları konusunda tecrübesi olan ziyaretçilerin, tasarımlarımıza gösterdikleri ilgi ve sempati, bizlere Mesateknik markamızı ilk inşa ederken yaşadığımız tecrübeyi hatırlattı ve biz bundan ziyadesiyle memnun olduk. Birincisi sevilen bir filmin, ikincisi çekilmez mi? Ve artık daha da tecrübeliyiz, tasarımlarımızın ruhu olduğunu düşünüyoruz ve yine çok heyecanlıyız. Karlim markasının, dostlarla birlikte alacağı uzun bir yolu var. UNICERA’da, 2017 yılından beri yaşattığımız markamızla yeni tanışan çok dostumuz oldu. Profesyonel dünyada artık birçok parametrenin değer mühendisliği jargonundan geçirildiği olgulardan, hepimizin kendi payımıza dersler çıkaracağını biliyoruz. Artan maliyetler, kâr-ciro ®
dengesi (dengesizliği), ülke sanayisini de dar alana sıkıştırıyor. Birçok firma için, yeni ürünlerle fuarlara katılabilme kaygısı reel olmaktan çıktı denilebilir. Bu dengeyi yaşatmak zor. Sanırım hem sektörümüz ve hem de sanayimiz açısından, yapay yaşama evrilen dünyamızda, yeni çıkış açıları bulmak zorunda kalacağız. Herkes kabul eder ki Covid-19, tüm dengeleri değiştirdi ve biraz daha değiştirecek gibi gözüküyor. Yarının, yani geleceğin meçhul olduğu bir dünyada, mutlak hedefin anı yaşamak ve mutlu bir şekilde var olabilmek olduğuna inanıyoruz. Bugün mutlu isek yarın zaten güzel olacaktır.
geçen senelerde binlerce ziyaretçinin akın ettiği UNICERA İstanbul bu sene sönük geçti. Bu virüs dünya çapında ekonomik krize sebep oldu. Hem ziyaretçilerin hem de katılımcıların sağlığı göz önünde bulundurularak ertelenebilirdi. Fuara katılım sağlayan firmaların bir kısmı standlarını kapadılar. Buna rağmen ısrarla fuar devam etti. Salgının ortaya çıkaracağı psikolojik durum ve oluşabilecek bakış açıları değerlendirilmeliydi. Böyle olağanüstü durumlarda sağduyu ve empati gibi değerli kavramları unutmamak gerek. UNICERA 2020 geride kaldı, hakkında çok yorum yapmak gerekli mi bilemiyorum. Bu sene
yaşamış olduğumuz durum göz önünde bulundurulduğunda, 2020 katılımcılarına zararlarının bir kısmının karşılanabileceği özel bir ücretlendirme yapılarak 2021 UNICERA Fuarı’na katılım sağlamaları teşvik edilmelidir. Konuyla ilgili gereken hassasiyetin gösterileceğine inanıyorum. Her sene fuarın başlayacağı günü heyecanla beklemek, ilk defa fuarda sergileyeceğimiz tasarımlar için gece gündüz çalışmak bizim gibi kendini işine ve hizmet etmeye adamış markalar için son derece önemli.
Orka Banyo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yılmaz UNICERA Fuarı için her yıl olduğu gibi bu yıl da tasarımcılarımız, mimarlarımız ve mühendislerimiz ile dünyadaki son trendlere göre gerçekleştirilen Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını sergilemek üzere hazırlandık. Bu yıl kendi sektörümüzde bir ilke imza atarak, Milano’daki ofisi Aksu/Suardi ile başarılı tasarımlara imza atan tasarımcı Sezgin Aksu ile iş birliği yaptık. Bu iş birliğinden doğan ürünleri ilk kez fuarda lanse edeceğimiz için heyecanlıydık. 2020 yılına özel yenilediğimiz fuar standımız, tasarım merkezimiz tarafından geliştirilen yeni serilerimiz ve yine 2020 yılına özel tasarım koleksiyonlarımıza gelen ziyaretçilerden çok olumlu dönüşler aldık. Ancak pandemi gündeminden dolayı büyük uğraşlar vererek hazırlandığımız fuar beklediğimizden sönük geçti. Sektörün merakla beklediği Sezgin Aksu tasarımları “Boxes” ve “CYO (Create Your Own)” ile birlikte ORKA Tasarım Merkezi imzalı 18 adet yeni tasarımımızı UNICERA’da
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Öztiryakiler Mutfak Donanımı Genel Müdürü Dr. H. Nadir Erbil
22
Öztiryakiler Mutfak Donanımı A.Ş. olarak UNICERA Fuarı’na yıllardır katılıyoruz ve her yıl da büyük faydasını görüyoruz. Bu yılki fuarda önemli hedeflerimizden biri; yeniliklerimizi sergilemenin yanı sıra, fuardan sadece birkaç gün önce Electrolux ile geliştirdiğimiz iş birliğimizin fuar ortamında tüm ziyaretçilerimize duyurulmasıydı. Fuarda teşhir ettiğimiz tüm Electrolux ürünleri, daha ilk günden başlayarak gelen tüm ziyaretçilerimizin büyük ilgisini çekti ve çok güzel tepkiler aldık. Ancak bu yılki fuar tarihinin, Koronavirüs salgınının yurdumuza sıçrama dönemine rastlaması, maalesef fuarın beklenenin aksine çok sönük bir şekilde geçmesine ve tüm katılımcılarda büyük bir hayal kırıklığı oluşmasına neden oldu. Fuar idaresinin uluslararası bir kabusa dönüşen ve pandemi olarak adlandırılan bu virüs salgınının yaratacağı olumsuz sonuçları önceden görerek fuarı yıl içinde ileriki bir tarihe ertelemeleri ya da iptal etmeleri gerekirdi zira katılımcılar olarak büyük özveri ve maliyetli yatırımlarla bu fuarlara katılıyoruz ve bu yatırımın
görücüye çıkardık. İnovatif ve sektörde henüz kullanılmayan farklı malzeme bileşenlerine yer verdiğimiz ürünler genel olarak çok beğenildi. Kaliteye, özgün tasarıma ve uygun fiyatlara önem veren B2B ve B2C müşterileri hedefledik. Fuarın sönük geçmesine rağmen ürünlerimiz inanılmaz ilgi gördü. Bu sene fuar Covid-19’un gölgesinde gerçekleşti, ziyaretçiler maalesef gelemedi. Yabancı ziyaretçilerden gelebilecek virüs tehlikesine karşı, ülkemizdeki ilk vakanın da duyulmasının ardından ziyaretçilerin tedirginlik yaşadığı zor bir fuar dönemi geçirdiğimizi söyleyebilirim. Aralıksız her yıl büyük emekler vererek ve masraflar yaparak, heyecanla hazırlandığımız bu fuar, diğer yıllardan farklı olarak hedeflendiği kadar geri dönüş alamadığımız, virüs bulaşma endişesi ve daha fazla ziyaretçiye yeniliklerimizi gösteremiyor olmamızın üzüntüsü içinde geçti maalesef. 2021 yılında yapılacak olan fuarda, CNR Expo ile görüşülerek, firmaların kayıplarını göz önünde bulundurarak ilgili anlaşmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Meydana gelen bu pandemik salgından dolayı uçuşları kapatılan ülkelerden (Özellikle Orta Doğu ve Avrupa) beklenen ziyaretçilerin fuara gelmemesi sebebi ile beklentilerin altında bir fuar gerçekleşti. Beklentileri karşılamayan fuar sonrasında pazar daraldı ve talepler ikinci çeyreğin sonuna sarktı, maalesef bu döneme kadar sektörde seyir yavaş olacaktır.
azami şekilde geri dönüşünü de beklemek en doğal hakkımız. Maalesef bu konuda gecikildiğine inanıyorum. Dolayısıyla katılımcıların tamamının fuar beklentileri gerçekleşemedi. Fuarda, Blanco ağırlıklı olmak üzere, çok sayıda yeni ürün ve yeni renkleri beğeniye sunduk. Sayıları az da olsa, gelen ziyaretçilerden çok olumlu tepkiler aldık. Electrolux ile iş birliğimiz ve bu markaya ilişkin teşhir ettiğimiz yeni ürünler de çok dikkat çekti. Bayilerimizin çoğunluğu bu markayı kendilerine de sunacak olmamızdan ötürü büyük memnuniyet yaşadılar. Planımız, fuar sonrası yoğun bir şekilde hem kendi yeniliklerimizin hem de Electrolux ürünlerinin yurt çapında bayilerimizin showroomlarına yerleşimini sağlamakla ilgili faaliyetlere başlamaktı. Ama maalesef fuar sonrası özellikle ticari faaliyetlerin durma noktasına geldiği bir dönemin içindeyiz, şu an firmaların bir kısmı faaliyetlerini durdurdu, bir kısmı da kısmi çalışma yöntemi ile faaliyetlerini sürdürüyor. Bayilerimizin çoğu da aynı şekilde ya mağazasını geçici olarak kapattı ya da nöbetleşe çalışan personeli ile faaliyetlerini sürdürme çabasında. Kısacası içinde bulunduğumuz bu dramatik dönemde firmalar ayakta
kalma mücadelesi veriyor. Devletimiz, mağduriyet oluşmaması adına, hem firmalara hem çalışanlara yönelik çeşitli teşvik yöntemlerini hayata geçirmiş durumda ve umarım en az zayiatla bu dönem atlatılır. Covid-19 pandemik bir salgın ve tüm dünyaya hem insan sağlığı hem de ekonomik yönden büyük bir darbe vurdu. Tek dileğimiz insanlık olarak bu beladan en kısa zamanda kurtulmak, sevdiklerimizle birlikte eskisinden daha güçlü bir şekilde hayatımızı devam ettirmek. Dinamik ve büyük potansiyele sahip bir ülke olarak el ele bu zor günleri atlatacağımıza yürekten inanıyorum.
Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya Çağlar Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı – UNICERA İstanbul, ne yazık ki bu yıl Covid-19’un gölgesinde gerçekleşti. Fuarın alışmış olduğumuz tarihinden 1 ay ileriye alınması bir de hastalıkla birleşince maalesef çok ağır bir bedel ödemek zorunda kaldık. Bir yıl boyunca yapılan hazırlıkların sunulduğu ve sektörel anlamda dünyanın en önemli fuarlarından birisi olan UNICERA Fuarı, özellikle yabancı ziyaretçilerin programlarını iptal etmesi sebebi ile eski yıllara göre oldukça sönük geçti. Türkiye’deki ziyaretçilerin de yaklaşık %40’ı bu yıl fuar ziyaretlerini iptal ettiler. Dış ve iç piyasalardaki bu ziyaret iptallerine karşın her şeye rağmen fuara gelen, standımızı ziyaret edenlerin eski yıllara göre daha fazla ilgili ve sektör temsilcilerinden oluşması dikkat çekiciydi. Bu yıl hem müşterilerimize daha fazla zaman ayırma hem de yeni ürünlerimizle ilgili yorum ve görüşlerini almak ve değerlendirmeler yapmak için zaman yaratma şansımız oldu. Seramiksan adına bu olumsuz şartlara rağmen fuardan alınabilecek verimi en iyi şekilde almaya çalıştık. Seramiksan olarak son yıllarda katıldığımız fuarların sayısını, çok daha verimli olması adına mümkün olduğunca sınırlandırdık. Bu anlamda İtalya, Almanya ve İstanbul fuarlarını
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Sanovit Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ayva
24
UNICERA, her yıl uzun bir hazırlık döneminin ardından, fikirlerimizi en iyi trendlerle birleştirerek ortaya çıkardığımız yeni tasarımlarımız ve teknolojilerimizle birlikte, yüksek bütçeli stant tasarımlarımızla katıldığımız bir fuar organizasyonudur. Yerli ve yabancı müşterilerimiz uzun yıllardır ürünlerini geliştirmek için yeni bakış açıları edinmek üzere standımızı ziyaret ediyorlar. Yalnızca ürün sergilemekten ziyade kullanıcılarda yenilikçi bir vizyon geliştirmek hep asıl amacımız olmuştur. 2020 UNICERA da aynı şekilde uzun tartışmalı toplantılar, geniş çaplı araştırmalar ve beyin fırtınaları ile hazırlanılan bir fuar oldu. Oldukça beğenileceğini düşündüğümüz, sektöre yön verecek ürünlerimiz ve tasarım fikirlerimizi, özenle hazırlanan standımızda sergileyerek müşterilerimizin beğenisine sunduk. Bu yıl ilk kez UNICERA Fuarı’nda sergilediğimiz, Just Flat ürünümüz, üzerinde tasarımcılarımız
çok iyi değerlendirmek istiyoruz. Artan fuar maliyetleri sebebi ile hem yurt içinde hem yurt dışında katıldığımız fuarları artık çok daha fazla önemsiyor, başta tasarım ekibi olmak üzere mimari departmanımızla beraber en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyoruz. UNICERA Fuarına, her yıl olduğu gibi bu yıl da çok iyi hazırlanarak geldik. Hem seramik ve porselen grubunda, hem de vitrifiye grubunda, Dünya’da ve İtalya’daki en son trendleri temsil eden ürünlerimizle stantlarımızı hazırladık. İtalya’da çalıştığımız tasarım atölyeleri ile yapmış olduğumuz 2020 yılı koleksiyonu, bu yıl özellikle 30x60 duvar ve 60x120 ile 20x120 ve 30x120 porselen grubunda çok fazla beğeni aldı. Bu yıl vitrifiye grubunda genç ve çok başarılı bir tasarımcı olan Bilge Nur Saltuk ile 2 yıldır hazırlığını yaptığımız yepyeni bir koleksiyonu tanıttık. Amerika’da yaşayan, seramik ve vitrifiye sektörü dışında yapmış olduğu çalışmalarla birçok başarıya imza atan Saltuk, bu deneyimini Seramiksan ile paylaşarak Livello ve Stella serileri ile vitrifiye tasarımlarına değişik bir bakış açısı getirmiş oldu. Oval ve silindirik olmak üzere 2 tezgah üstü lavabodan oluşan Livello serisi ile Origami formlarını andıran dış yüzeyi kıvrımlı Stella serisi, sadece Seramiksan bayileri tarafından değil standımızı ziyaret eden tüm ziyaretçiler tarafından çok beğenildi. Sektörel anlamda Türkiye’nin Avrupa’daki ve dünyadaki yeri dikkate alındığında
Türk seramik ve vitrifiye sektörü için UNICERA Fuarı çok fazla önem arz eden bir organizasyondur. Ancak fuarın yerinin değiştirilmesi, fuar tarihlerine yapılan müdahaleler ve stantlarımızın yerlerinin değiştirilmesine yönelik müdahaleler maalesef bu organizasyona çok ciddi zarar vermektedir. 1 milyar doların üzerinde bir ihracat hacmine sahip olan, ülke kaynaklarının %80’in üzerinde kullanıldığı, katma değeri çok yüksek olan ve 250 binden fazla kişiye istihdam yaratan bu sektörün, ülkemizdeki tek ve en önemli fuarının çok fazla önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenlerle yurt dışındaki rakiplerimiz İtalya ve İspanya’nın yaptığı gibi fuar konumunun ve tarihlerinin gelenekselleştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 2021 yılında çok daha sağlıklı ve mutlu bir şekilde UNICERA’da buluşmayı diliyorum.
ve üretim mühendislerimiz ile yoğun Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirdiğimiz, banyo mobilyası üreticilerine yeni kullanım alanları ve tasarımlarında farklılık yaratmak için geniş alanlar sunan bir teknoloji ürünüdür. Ankastre kullanımı ile mobilyanın üzerine yerleştirilmiş bir obje olmasının dışında, onun hareketlerine uyum sağlayan, onu bir bütün halinde tamamlayan yeni bir trend oluşturarak lavaboya bakış açımızı değiştirecek bir tasarımdır. Just Flat ile birlikte, geçtiğimiz fuarlarda sergilediğimiz dünya çapında büyük beğeni ve talep toplayan Stance ürünümüzü, yeni ölçü ve kullanım farklılıkları, uzun- geniş konsollu ve çoklu kullanım sağlayan çift hazneli seçenekleri ile geliştirerek müşterilerimizin beğenilerine sunduk. Fakat tüm dünyada olduğu gibi maalesef Türkiye’de de çok büyük bir problem haline gelen Covid-19 salgını ve toplum sağlığı üzerindeki büyük riskler, ciddi oranda olumsuz bir hava oluşmasına sebep oldu. Büyük umutlar ve yüksek bir heyecanla başladığımız UNICERA 2020, talihsiz bir şekilde virüsün gölgesinde kaldı, yerli ve yabancı ziyaretçi hedeflerimize yaklaşamadık.
Sanovit markası dünya çapında, elit ve yüksek kalitede banyo mobilyası üreten her markanın ilk tercihleri arasında yerini almaktadır, üretim teknolojimiz, teknik kapasitemiz, sürekli büyüyen üretim hacmimiz, yeni yatırımlarımız, tasarımlarımız ve yenilikçi bakış açımız ile bir banyo moda markası olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Küresel sorunlar ortadan kalktığında, her gün büyüyen talep artışına, yeni teknolojiler, yeni tasarımlar ve yüksek kapasite artışları ile devam edeceğimize hiç şüphemiz yok.
Qua Granite Satış Müdürü İlkay Ürersoy 2017 yılından bu yana aralıksız olarak katılım sağladığımız Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA İstanbul’da bu yıl da teknolojinin sınırsız imkanlarına vurgu yapan markalardan biri olduk. Yeni koleksiyonlarımızdaki metalik, simli ve crystal yüzey ürünlerimizi tanıtmanın heyecanını yaşadık. Koronavirüs salgınına rağmen katılabilen tüm ihracat ve iç pazar müşterilerimiz ile beraber ne mutlu ki yoğun ve verimli bir fuar dönemi geçirdik. Böyle zor ve riskli bir dönemde gösterdikleri yoğun ilgi için tüm ziyaretçilerimize içten teşekkürlerimizi
Turkuaz Seramik Yönetim Kurulu Üyesi Kürşat N. Özkaya UNICERA Fuarına birkaç yönden bakmamız, sonucu analiz ederken bizleri daha doğru sonuca götürecektir. Katılımcı firmalar bazında; bu yılki fuarımız, hem karo hem vitrifiye üreticilerimizin hem de diğer katılımcıların fuara en iyi şekilde hazırlandığını göstermektedir. Özgün tasarımlarıyla, Türk seramik sektörü fuarda başarılı bir şekilde ürünlerini sergilemiştir. Ziyaretçiler bazında baktığımızda; fuar hazırlıkları yaptığımız dönemde, tüm dünyayı etkileyeceği yavaş yavaş belli olmaya başlayan bir pandeminin işaretleri vardı. Bu gidişatı öngörerek
UNICERA / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Longran Mutfak Cihazları - UKINOX Genel Müdürü Cenk Tepegöz
26
Bu yıl gerçekleşen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı – UNICERA İstanbul’dan, Covid-19 salgını nedeniyle maalesef istediğimiz verimi alamadık, gelmeyi planlayan konuklarımızın birçoğu yol ve otel ücretleri ödenmiş olmasına rağmen seyahatlerini iptal etme kararı aldılar. Her şeye rağmen gelen misafirlerimiz ise fuar alanında vakit geçirmeden geri döndüler, bütün bu gelişmeler nedeniyle ziyaretçi anlamında geçen seneki verimliliğe ulaşamadık. Tabiatıyla bu durum bizi bir hayli üzdü. Fuardan beklentimiz, gelen ziyaretçilerin markamızı daha iyi tanıması, sergilediğimiz yeni ürünlerle ilgili
iletmek isterim. Aldığımız olumlu geri dönüşler doğrultusunda, bu seneki fuar portföyümüzde yer alan ürünlerin üretimine bizler başladık bile! Türkiye’nin en fazla granit üretimi yapan firması özelliğini taşıyan Qua markası olarak, 2016 yılında sektöre girdiğimizden beri dünya trendlerini teknolojik altyapımız ile birleştirerek pazarın en büyük oyuncularından biri olmayı başardık. Son dönemde geliştirdiğimiz yeni tip granüller ve yüksek derecede uzun süre fırınlama teknolojimiz sayesinde leke tutmayan ürünlerimizi de çok ileri bir seviyeye taşıdık. Önümüzdeki dönemde de bu koleksiyonlarımızla tüketicilere yeni ve hijyenik bir özelliği deneyimleme fırsatı sunacağız.
fuarı ileri bir tarihe ertelememiz isabetli bir karar olacaktı. Böylece Covid-19 salgını sonrası ertelenen talepler, dünyanın yeni dengeleri, üreticimüşteri-tüketici zincirindeki değişim ile ziyaretçi katılımı açısından çok daha başarılı bir fuar yapabilirdik. Zira birçok uluslararası fuar etkinliği sonbahara ertelenmeye başlamıştı. Modern üretim tesislerimiz, başarılı çalışanlarımız ve ülkemizin bulunduğu coğrafi konum dikkate alındığında fuarımız beklenilen seviyede geçmese de, salgının pandemiye dönüşmesi ile doğan birçok yeni potansiyeli sektörümüz değerlendirmekte ve geleceğe emin adımlarla ilerlemektedir. Evde kalarak geçirdiğimiz bu zor günlerde, tesislerimizde aldığımız tüm
geribildirimlerin alınması ve pazarlama planlamalarının yapılabilmesine olanak sağlamaktı. Maalesef gelen kişilerin az olması nedeniyle, ürünlerimiz nezdinde yeterli farkındalığı yaratamadık ve istediğimiz geri dönüşü de alamadık. UNICERA’nın geleceği konusunda kaygılarım var ancak hızlı bir toparlanma içerisine girilirse bu durumun aşılabileceğine inanıyorum. UNICERA, yılların isim yapmış, ülkemiz ve sektörümüz için çok değerli bir fuarı; bu fuarı kesinlikle bitirmemeliyiz. Bir sonraki fuar tarihi, Almanya’da 2 yılda bir düzenlenen sektör fuarı ile bir aylık aralık bırakılacak şekilde belirlenirse, bu yılı telafi edecek şekilde uygulamalar geliştirilerek iyi fiyatlar uygulanırsa aynı müşteri memnuniyeti tekrar yakalanabilir diye düşünüyorum.
önlemler ile üretime ve ihracata devam etmenin haklı gururunu hep birlikte yaşamaktayız.
SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
YÖNETIM KURULU BAŞKANI ERKAN GÜRAL
28
NG Topluluğu bünyesinde, rahmetli dedemiz Ali Güral’ın bundan 65 yıl önce başlatmış olduğu ticaret ve sanayicilik hayatını şu anda 4. kuşak olarak devam ettirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sanayide 59, seramik sektöründe ise 31 yıldır faaliyet gösteren bir firmanın ferdi olarak, sürdürülebilir başarı için; kısa, orta ve uzun vadeli iş modellerinin ortaya konulması ve stratejilerin bu modeller üzerinden geliştirilmesi gerektiğini söyleyebilirim. NG Grubu olarak yatırımlarımızı bu şekilde planlıyor ve bu planlarımız çerçevesinde çalışmalarımızı günün şartlarına göre revize ederek devam ettiriyoruz. Koronavirüs salgınının sosyal ve ekonomik hayatımız üzerinde yarattığı olumsuz havaya rağmen hem
sanayi hem de turizm grubumuzda planlamış olduğumuz yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Antalya Faselis’te NG Phaselis Bay ve Sapanca’daki 2. otelimiz olan NG Sapanca Enjoy ile otel yatırımlarımızı tamamlama çalışmalarımız devam ediyor. “Koronavirüsün ortaya çıkışı tüm dünyada planların revize edilmesine neden oldu.” Ülkemizin 2019 yılını ekonomik açıdan başarılı bir şekilde tamamladığını söylememiz yanlış olmayacaktır. Bu başarının arkasından 2020 yılına da yeni hayaller ve hedeflerle başladık, bir önceki seneye göre daha başarılı olmayı hedefledik. Ancak şu anda
bir numaralı gündem maddemiz olan Koronavirüs ansızın ortaya çıkarak tüm planların revize edilmesine neden oldu. Dolayısıyla dünya genelinde hiçbir şirketin 2020 için hedeflediği rakamları yakalayabileceğini düşünmüyorum. Eğer 2020 senesini 2019 senesiyle aynı rakamlara ulaşarak kapatabilirsek başarılı bir yıl geçirdiğimizi söyleyebileceğiz. 2020 yılı için belirlemiş olduğumuz hedefleri 2021 yılına kaydırarak, bu rakamlara kolaylıkla ulaşacağımıza inanıyorum. Tabii bu süreçte aşının bulunması son derece önem arz ediyor. Umarım ki aşı en kısa sürede bulunur ve herkes eskisi gibi rahat yaşamaya, çalışmaya devam edebilir.
SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“ÖNÜMÜZDEKI DÖNEMDE IHRACAT PAZARLARINDA TÜRK ÜRETIMLERINI DAHA FAZLA GÖRECEĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM.”
29
SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“RİSK ALMADAN DEVAM EDECEĞİM DERSENİZ RAKİPLERİNİZİN HER ZAMAN GERİSİNDE KALIRSINIZ.”
30
“TEKNOLOJI YATIRIMLARIMIZA ARA VERMEKSIZIN DEVAM EDIYORUZ.”
Yatırım ve yenilik markamız için olmazsa olmazların başında geliyor. Günlük çalışma rutinimizde dahi sürekli bir yenilik arayışı içerisindeyiz.
Öncelikli felsefemiz “ya ilk ya en iyisi olmak” mottosu üzerine kurulu. Sektörümüzde bugüne kadar birçok ilki gerçekleştirdik. İlk olamadığımız durumlarda da mutlaka yeniliklere imza atarak sektörde en iyisi olmak için çalışıyoruz. Bu başarılarımızı da çeşitli kurum ve kuruluşlardan aldığımız ödüllerle pekiştiriyoruz. Teknoloji yatırımlarımıza ara vermeksizin devam ediyoruz. Kapasitelerimizi belirli oranlarda artırmak adına yürüttüğümüz projelerimiz mevcut. Koronavirüs kaynaklı olarak İtalya’nın neredeyse kapanmış olması çalışmalarımızı durdurmamıza neden olmuştu ancak İtalyan ve İspanyol makine tedarikçileri
yeniden çalışmaya başladılar. Böylelikle 2 aylığına rafa kaldırmak durumunda kaldığımız yatırımlarımıza yeniden başlamış olduk. “Sürekli ve düzenli olarak inovatif ebat ve desenler geliştiriyoruz.” Ar-Ge ve Ür-Ge bizim şirketimizin önemli bir kültürüdür. Bu kültürü geliştirmek adına uzun vadeli ciddi yatırımlar yaptık. NG Grubu olarak bir Ar-Ge merkezine sahibiz, bu kapsamda devletimizin Ar-Ge merkezlerine sunduğu desteklerden de yararlanıyoruz. Ar-Ge için yaptığımız yatırımlarımızı ilerleyen dönemlerde de hız kesmeden sürdüreceğiz. Ür-Ge konusunda ise SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Türk seramiği algısının yükselmesi adına tüm sektör paydaşlarımız büyük gayretle çalışıyor, herkes üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyor. NG Kütahya Seramik markası olarak bizler de çok farklı ülkelerden çok farklı segmentlere ihracat yapıyoruz. 2019 yılında 79 farklı ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracat sayesinde hem NG Kütahya Seramik markasının hem de Türk seramiğinin tanıtımına destek olduğumuza inanıyorum. İhracat rakamlarının her geçen gün artması, markalaşma adına önemli bir adım. Önümüzdeki dönemde ihracat pazarlarında Türk üretimlerini daha fazla göreceğimizi düşünüyorum. Koronavirüs salgınının başladığı nokta olan Çin’e karşı oluşan negatif algının hepimiz farkındayız. Bugüne kadar Çin’den ürün tedarik eden Avrupa ve Amerika menşeli firmaların odaklarını Avrupa’ya, özellikle de Türkiye’ye çevirmek üzere araştırma ve çalışmalar yürüttüklerine şahit oluyoruz. Bu son derece memnuniyet verici bir tablo. Birçok farklı sektörde Türk tedarikçilerle iletişime geçildiğini biliyorum. Ülkemiz bu salgın sürecinden önemli kazanımlar elde ederek çıkacaktır diye umut ediyorum.
31
“UNICERA FUARI OLMAZSA OLMAZLARIMIZDAN BIRI.”
SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Türk seramik sektörünün en hızlı aksiyon alabilen Ür-Ge ekibine sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Ekibimizin bilgisi, tecrübesi ve öngörüleriyle müşterilerimiz için sürekli ve düzenli olarak inovatif ebat ve desenler geliştiriyoruz.
32
“Dijitalleşme ve yapay zekâ her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.” Hepinizin bildiği üzere teknoloji artık yaşamımızın içerisinde olmazsa olmazlarımızın başında geliyor. Son dönemde adından sıkça söz ettiren yapay zekâ da yatırımlar içerisinde kendine önemli bir yer açıyor. Bizler de şirket olarak yatırımlarımızın birçoğunu yapay zekâyla ilişkili alanlara yönlendirdik. İnsan gücünü ve insana dayalı inisiyatifi ortadan kaldıran, tamamıyla programlanmış bir teknoloji altyapısı kullanmak çalışmalardaki hata olasılığını neredeyse sıfıra indirecektir. “Bayi kavramı yerine iş ortağı kavramını tercih ediyoruz.” Üreticinin ürünlerini satan firmalar genellikle bayi olarak tanımlanıyor ve bu kavram artık genel kabul görmüş ifadeler arasında yer alıyor. Bizimse bu konuya bakışımız diğer firmalardan biraz daha farklı. Biz ürünlerimizi satan paydaşlarımızı bayi olarak değil iş ortaklarımız olarak kabul ediyor ve böyle adlandırıyoruz. Ortaklık dediğimiz şey kârda da zararda da ortak olmayı gerektirir. İyi günleri birlikte
yaşarken kötü günleri de birlikte aşmayı ifade eder. Dolayısıyla biz mevzubahis yapıyı günlük bir ticaret ortaklığı olarak görmüyoruz ve geleceği birlikte paylaşmayı tahayyül ettiğimiz için bayi kavramı yerine iş ortağı kavramını tercih ediyoruz. Bu kavramı da sektörümüzde kullanan ilk belki de tek firmayız. Eğer bu konuda diğer firmalara örnek olabildiysek de ne mutlu bize. “Sektörümüze büyük mağazacılık konseptini kazandırdık.” Sektöre kazandırdığımız yeniliklerden biri de büyük mağazacılık konseptini oluşturmamız oldu. İlk olarak Antalya’da açtığımız 4.500 metrekarelik mağazamız büyük mağazacılık konseptimizin miladı oldu. Açılışı gerçekleştirdiğimizde sektör temsilcileri ve yakın çevremizden, seramik için bu kadar büyük bir alana neden ihtiyaç duyduğumuzla ilgili birçok soru aldık. Ama o dönemki Antalya mağazamızın açılışı sonrası görüldü ki 4.500 metrekare de olsa nitelikli ve geniş bir ürün gamına sahip olunduğunda, bütün bu alan son derece verimli şekilde kullanılabiliyor. Antalya’daki mağazamızı diğer illerdeki 3.000 metrekare ve üzerindeki mağazalarımız takip etti ve bu alandaki yatırımlarımız hala devam ediyor. Mağaza sayımızın 250’ye ulaştığı bu günlerde, ne kadar doğru bir karar verdiğimizi bir kez daha anlıyoruz. Nihai tüketicilerimizden gelen bildirimlerin son derece pozitif olduğunu görerek bu konseptteki mağaza
sayılarımızı her geçen gün artırdık ve mutlaka bulunmamız gerekiyor dediğimiz tüm noktalara gerekli yatırımları yaparak mağaza açtık ve bu stratejimizi bulunmamız gereken noktalarda sürdürmeye devam edeceğiz. Satış ve pazarlamanın en önemli argümanlarından biri şüphesiz ki fuarlardır. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı fuarlar arasında en önemlileri olarak kabul ettiklerimize katılımlarımız çok uzun yıllardır devam ediyor. Türkiye’yi ele aldığımızda UNICERA Fuarı, yurt dışını ele aldığımızda ise; Amerika’da Coverings, İtalya’da Cersaie, İspanya’da Cevisama fuarları bizim olmazsa olmazımız. Yıllardır katılmayı sürdürdüğümüz fuarlar sayesinde hem yurt dışı marka bilinirliğimizi arttırıyoruz hem de Türk seramik sektörünün marka değerinin pekiştirilmesine katkıda bulunuyoruz. Ben Türkiye’nin ve Türkiye ekonomisinin önünün açık olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman için karamsar ve ümitsiz olmadım. Şu anda içerisinde bulunduğumuz dönemde bile geleceğe dair tüm ümitlerimi koruyorum. Nihayetinde risk yaşamın içerisinde her zaman vardır. Risk almadan devam edeceğim derseniz rakiplerinizin her zaman gerisinde kalırsınız ve başarılı olamazsınız. Elbette risk alırken de altından kalkabileceğinizi düşündüğünüz herhangi olumsuz bir tabloyla
“SATIŞ YAPIP TUTUNAMAYACAĞIMIZ HIÇBIR PAZAR YOK.”
Türk insanının müteşebbis ruhuyla sanayi gücü birleştiğinde, doğru pazarlama ve satış hamleleri gerçekleştirmek suretiyle satış yapıp tutunamayacağımız hiçbir pazar yoktur. Kalite, iş gücü, sermaye gücü ve tecrübe avantajımız var, bunların üzerine
ihtiyacımız olan tek şey “Türk yapımı” algısını geliştirmektir. Bunun için de hepimizin el birliğiyle, doğru zamanda doğru yatırımları yaparak çalışmamız gerekiyor. “TİMDER ülkemizdeki inşaat sektörünün çatısıdır.” TİMDER’in çalışmalarını yıllardır takdirle izliyorum. TİMDER ülkemizdeki inşaat sektörünün çatısıdır, bizler ise bu çatının altındaki
aile fertleriyiz. Her aile ferdinin kendi üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmesiyle birlikte, TİMDER’in ülkemizdeki yönlendirici ve yönetici pozisyonundaki gücü ve etkisi daha da artacak ve gelişecektir. Bu nedenle hepimizin TİMDER’e ihtiyacı olduğunu, daha fazla çalışarak derneğimizi daha fazla desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. Yıllardır sektörümüze sağlamış oldukları hizmet, destek ve katkılar için de ayrıca TİMDER’e teşekkür ediyorum.
SÖYLEŞİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
karşılaştığınızda sizi yıpratmayacak, derinden sarsmayacak miktarları göz önünde bulundurarak hareket etmeniz gerekir.
33
FİRMALAR İNSANLAR / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
ELMOR A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ
ENVER ÖZ
34
“BU TOPRAĞIN INSANINA, BU TOPRAĞIN INSANININ ÜRETTIĞI, GELIŞTIRDIĞI TEKNOLOJILERLE HIZMET SUNUYORUZ.”
1955 yılından beri faaliyet gösteren Elmor A.Ş, Elginkan Topluluğu şirketleri tarafından üretilen yapı malzemesi ürün gruplarının yurt içi satış ve pazarlamasından sorumlu şirket olarak hizmet veriyor. Bu bağlamda Elmor’un satış ve pazarlamasından sorumlu ürün grupları; E.C.A. markalı su armatürleri, banyo aksesuarları ve teknik ürünleri (valfler) ile Serel markalı seramik sağlık gereçleri, gömme rezervuarlar, akrilik küvetler ve aksesuarlardan oluşuyor. Bu ürünlerin satış ve pazarlama faaliyetlerini yürüten Elmor, aynı zamanda faaliyet gösterdiği sektörde düzenli bayilik modelinin ve çalışma sisteminin de yaratıcısı olan bir marka. Elmor, yapı sektöründe ıslak mekânlarda kullanılan malzemelerin Türkiye içinde ticaret ve pazarlama tekniklerinin gelişimine öncülük ediyor ve yapı malzemeleri sektöründe, sektörün dinamiklerini belirleyen bir rol üstleniyor. E.C.A. su armatürleri ve E.C.A. teknik armatürler, bulundukları sektörde pazar liderliği konumunu uzun yıllardır koruyor. “Öncü konumumuzu pekiştirmeyi hedefliyoruz.” Her zaman yeni ürün gamımızla armatür, seramik sağlık gereçleri ve teknik ürünler sektöründe tasarımlarımız ve teknolojimizle sektörün standartlarını belirlemeye devam ederek, öncü konumumuzu pekiştirmeyi hedefliyoruz. Modern tasarımları, hijyenik ve akıllı teknolojileri ile kullanıcıların dikkatini çeken E.C.A Serel olarak, bayilerimiz ve diğer tüm satış noktalarımızla kaliteden ödün vermeyen, yeni teknoloji ve tasarımları sektöre kazandıran,
yenilikleri takip eden pazarlama anlayışıyla trendleri belirleyen bir firmayız. Bu vizyonumuzdan ödün vermeden sektörde daima ileri giderek, Türkiye ve dünyadaki tüketicilerin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. “Ciromuzun %2’lik kısmını Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza aktarıyoruz.” Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımızı, tüketicilerimizin hayatını kolaylaştırma hedefimiz doğrultusunda şekillendiriyoruz. Ciromuzun %2’lik kısmını Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza aktarıyoruz. Armatür ve vitrifiye sektöründe ürün fonksiyonlarının geliştirilmesi ve ürünlere yeni fonksiyonlar kazandırılması ile ilgili önemli çalışmalarımız devam ediyor. Son yıllarda teknolojik açıdan zengin ürünler ön plana çıkarken, kolay temizlenebilir ve hijyenik ürünler de önem kazanıyor. Bu nedenle ürün fonksiyonları ile ilgili Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerimizi, su tasarrufu ve hijyen başlıklarına odaklandığımız “hijyenik ürünler” konseptimizle yürütüyoruz. Bu yıl, özellikle de banyo gereçlerinde tasarım, teknoloji ve kalitenin bir arada sunulduğu ürünlerin önemine dikkat çekeceğiz. Aynı zamanda banyo mobilyaları sektöründe tasarım harikası yeni ürünlerimizi farklı bir konseptle tüketicilerle buluşturacağız. Ar-Ge ve inovasyondaki gücümüzü, E.C.A. tarafında, sahip olduğumuz “Hayatı Kolaylaştıran” teknolojilerimizle kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Ankastre serilerde mimarların hayatını kolaylaştıracak tek tip sıva altı ürünlerimiz bulunuyor. Öte yandan ideal temizlik ve hijyen çözümü sunan kanalsız Serel Purewash klozetler, üstün teknolojilerini, farklı ve özel tasarımlarıyla birleştiren Rita ve Sapphire serileri öne çıkan ürünlerimiz arasında. Ayrıca bu yıl büyük yenilik olarak pazara sunacağımız bir serimiz daha bulunuyor. Mobilyadaki çözümlerimizle birlikte trend olan ince kenarlı ürünler ile mat renk
koleksiyonlarına atıfta bulunacak serilerimiz Cool Mat ve Slimline adını verdiğimiz ince kenarlı lavabomuz yeni ürünlerimizden bazıları. Slimline lavaboyu 5 mm incelikteki kenarlarıyla bir zarafet örneği olarak nitelendiriyoruz. Akıllanma kavramını armatür teknolojilerinde de şekillendirdik. Türkiye’de ilk kez E.C.A. tarafından üretilen Thermo Safe bataryalar, su sıcaklığı 45 C°’nin üzerine çıktığında armatürlerdeki sıcak su akışını sabitliyor. Ani basınç değişikliklerinden kaynaklanan sıcaklık farklılıklarından koruyan bu sistem sayesinde kullanıcıların sıcak su şoklarına maruz kalmalarının önüne geçiliyor. Bu sayede özellikle yaşlılar, çocuklar ve engelliler için güvenli ve konforlu kullanım sağlanıyor. “Ekolojik ürünlerle hem doğal kaynakların hem de bütçelerin korunmasına katkı sağlıyoruz.” Öte yandan ekolojik ürünlerimiz ile gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyoruz. Üç kişilik bir aile standart bataryalar kullanıyorsa yılda 97 bin litreden fazla su harcıyor. Aynı aile E.C.A. ve Serel’in Ecologic ürünler serisinde yer alan E.C.A.Mix batarya ile bu tüketimini %50’den fazla azaltıyor. E.C.A. Mix bataryaların sağladığı yıllık 54 bin litre su, bir bulaşık makinesinin 4.500 kez çalıştırılmasına denk geliyor. Ekolojik ürünlerle hem doğal kaynakların hem de bütçelerin korunmasına katkı sağlıyoruz. Günlük yaşamı kolaylaştıran teknoloji, banyo ve mutfaklara bakışımız, bu kullanım alanlarından beklentilerimizi de değiştiriyor. Bu bağlamda kuruluşumuz teknolojiye yatırım yapmanın gerekliliğini bir ön koşul olarak görüyor. Tasarım, kalite ve kullanım kolaylığı sağlayan teknolojik mutfak ve banyoların öncüsü E.C.A. Serel olarak armatür ve vitrifiye ürünlerimizle sektöre yepyeni bir alan açtık: Hijyenik ve sağlıklı ürünler.
“SAHIP OLDUĞUMUZ GÜÇLÜ BAYI AĞININ TEMELINDE, YERLI MARKA OLARAK E.C.A. VE SEREL’E OLAN GÜVEN YATIYOR.”
FİRMALAR İNSANLAR / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
1992 yılında Elginkan Topluluğu Elmor A.Ş. ailesine katılarak Satış Temsilcisi olarak göreve başladım. Ardından sırasıyla Bölge Satış Şefliği, Satış Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini yürüttüm. 2017 yılından bu yana Elmor A.Ş. Genel Müdürü olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
35
FİRMALAR İNSANLAR / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“Hijyen konusu, armatürler için sorun olmaktan çıktı.” Serel seramik sağlık gereçlerinin tümünde 2015 yılından bu yana uygulanan “Hygiene Plus” teknolojisini dünyada bir ilk olarak geçtiğimiz sene armatürlere taşıdık. Islak zeminlerde büyük öneme sahip olan hijyen konusu, armatürler için de sorun olmaktan çıktı. Bu sene de yenilikçiliğimizden ödün vermiyor, hijyen alanındaki ilklerimize bir yenisini daha ekliyoruz. E.C.A. ile yeni bir kaplama özelliği sayesinde, parmak izi ve su izi bırakmayan armatürlerimizi görücüye çıkarıyoruz.
36
“Türkiye’de ilk kez kendi kendini temizleyen lavabo konseptini geliştirdik.” Sağlık ve hijyen konularında farkındalık yaratan ürünlerimiz geçtiğimiz yıl pazarda talebi farklı yönde etkiledi. Yenilikçi teknolojilerimizden olan Serel vitrifiyelerimize getirdiğimiz yepyeni bir yıkama sistemi “Easywash” yıkama suyuna yön vererek klozetlerdeki su sıçratma problemine çözüm getirirken, E.C.A. ile ortak geliştirdiğimiz lavabo yıkama sistemi ile de Türkiye’de ilk kez kendi kendini temizleyen lavabo konseptini geliştirdik. Bütün bu örneklerde görüldüğü gibi, kuruluşumuzdan bugüne ürün ve hizmetlerimizde kalitemizi artırmak üzere etkin şekilde kullandığımız teknolojiyi gelecekte de aynı amaçla kullanmaya devam edeceğiz. Son yıllarda nitelikli ürünlere talep arttı. Bunun en belirgin nedeni değişen şartlarla birlikte konut sektöründeki rekabetin de hız kazanması. Firmalar arasında yaşanan bu durum konut niteliklerini de artırdı. Projeler arasındaki rekabet sadece mimari
açıdan değil, kullanılan ürünlerde de fark yaratmaya yönelik olmaya başladı. Biz de bu talebi karşılayacak ürünler üretmeye ve fark yaratmak isteyen projelerde yer almaya başladık. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor.
birinde faaliyet gösteriyoruz. E.C.A. su armatürleri ve E.C.A. teknik armatürler, bulundukları sektörde pazar lideri konumunda ve Serel de pazarın en çok tercih edilen markalarından biri olmaya devam ediyor.
Yaşam alanları için tasarladığımız ürünlerin kullanım kolaylığı ve tasarruf gibi birçok açıdan avantaj sunmasını istiyoruz. Teknolojiyi de bu avantajları yakalamak üzere ürünlerimize maksimum düzeyde entegre ediyoruz.
“300’ü aşkın ana bayimizle tüketici ihtiyaçlarına doğrudan cevap verebiliyoruz.” Elmor sektörde en geniş bayi ağı bulunan satış pazarlama şirketi olarak 81 ilde ve neredeyse her ilçede ürünlerini tüketiciyle buluşturabilen önemli bir kuruluş. Yine Elginkan Topluluğu satış sonrası hizmetlerden sorumlu şirketimiz Emar ile de geniş satış sonrası destek ağımız bulunuyor. Tüm bu satış sürecini, 7 bölgede bulunan bölge müdürlüklerimiz ve 3 büyük il temsilciliğimiz aracılığıyla yakından takip ediyoruz. İstanbul merkezli yürüttüğümüz pazarlama faaliyetlerimizi 7 bölge ve 3 temsilciliğimizle tüm yurda yayıyor, 300’ü aşkın ana bayimizle de tüketici ihtiyaçlarına doğrudan cevap verebiliyoruz.
“Pazarda en çok tercih edilen markayız.” Markamızın manevi değeri çok yüksek. Kurucularımız Ekrem Elginkan, Cahit Elginkan, Ahmet Elginkan’ın isimlerinin baş harflerini taşıyan markamızın ebedi olmasına çok önem veriyoruz. Ürün portföyümüzü oluştururken dikkat ettiğimiz konulardan biri de tüketicilerimizi anlamak, ihtiyaç ve beklentilerine uygun çözümleri kalite ve standartlar çerçevesinde geliştirerek üretmek. Tüketicilerimizin E.C.A. markasının kalitesine, dayanıklılığına ve hizmetine olan güvenleri sayesinde pazarda en çok tercih edilen markayız. Gerçekleştirmiş olduğumuz garanti kampanyasıyla da tüketicilerimize zaten bildikleri E.C.A. kalitesini, 20 yıl garanti ile birleştirerek sunmak, bu vesileyle teşekkür etmek istedik. E.C.A. ve Serel markalarımızla Elmor A.Ş. olarak, bu toprağın insanına, bu toprağın insanının ürettiği, geliştirdiği teknolojilerle hizmet sunuyoruz. Sektörümüzde yerli üretim yapan neredeyse tek markayız. 69 yıldır verdiğimiz hizmetin kalitesine inancımızla “Yıllarca Beraber” diyebiliyoruz. Bize güvenen ve kalitemize inanan herkese teşekkür ediyoruz. “Doğru stratejilerle pazar paylarında ve satışlarda büyüme yakaladık.” Global bir marka olmanın temel koşulları arasında piyasanın ve ekonominin değişen koşullarını öngörebilmek, bunların şekillenme sürecini etkileyebilmek ve nihayetinde değişen koşullara uyum sağlayabilmek yer alıyor. Doğru stratejilerle pazar paylarında ve satışlarda büyüme yakaladık. Hem yerli üretim alanındaki ilklerimiz hem de pazarı ve müşteriyi doğru analiz edebilme başarımız sayesinde Türkiye’nin yerli sanayisinin güçlü oyuncuları arasında gösterilmeye devam ediyoruz. Son yıllarda tüm dünyada esen olumsuz havaya rağmen ülkemizde büyümeye devam eden iki sektörden
Bayilerimiz, tüketicilerimiz ve profesyonellerle markamızı buluşturan köprüler olarak görev yapıyor. Elmor olarak güçlü bayi ağına sahip olmamızın temelinde, yerli marka olarak E.C.A. ve Serel’e olan güven yatıyor. Bayi kanalımız inandığı ve güvendiği bir markanın temsilcisi olmayı haklı olarak tercih ediyor. Biz bu güveni boşa çıkarmamak için var gücümüzle çalışıyor ve bu toprakların ihtiyaçlarına, taleplerine, yine bu toprakların yetiştirdiği yerli mühendis ve tasarımcılarımızla çözüm üretiyoruz. Ürün gelişimimizden, satış sonrası hizmetlerimize kadar E.C.A. ve Serel kalitesini ortaya koymak, değerlerimize sahip çıkmak ve yıllarca beraberliğimizi koruyacak tedbirleri almak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Sevkiyattan fiyatlandırmaya, ödeme koşullarından iskonto taleplerine kadar bayilerimizden gelen geri dönüşleri dikkatle dinliyor ve gelecek planlarımızı bu doğrultuda hazırlıyoruz. Ayrıca son iki yıldır tali noktalar olarak da bilinen satış noktalarına özel yürüttüğümüz CRM projemizle ürünlerimizin daha çok tüketiciye ulaşmasını sağlıyoruz. Yanı sıra E.C.A. Serel markalı ürünlerimiz Koçtaş ve Bauhaus gibi yapı marketlerde de tüketiciyle buluşuyor. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı – UNICERA İstanbul, yapı malzemesi sektörünün Türkiye’de tek ve dünyada en büyük iki fuarından biri. Türk yapı malzeme sektörünün
“UNICERA, TÜRK YAPI MALZEME SEKTÖRÜNÜN BAŞARILARINI GÖRÜNÜR KILMAK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLI BIR PLATFORM.”
UNICERA Fuarı’nın uluslararası anlaşmalara da adım atabilecek bir organizasyon haline gelmesi, tasarımları ile olduğu kadar çevre dostu ürünleri ile de dikkat çeken E.C.A. Serel için heyecan verici bir gelişme. Bu doğrultuda Türk yapı malzemesi sektörünün her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanındaki önemli başarıları yerel ve global tüketiciyle buluşturan UNICERA tarzı fuarlara katılmasına oldukça önem veriyoruz. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son iki yıldır uluslararası katılımcıların oldukça ilgi gösterdiği bir fuar olarak karşımıza çıkıyor. Fakat 2020 yılında pandemi gündemi nedeniyle uluslararası ziyaretçiler yok denecek kadar azdı. Tüm dünyada fuarlar bir bir ertelendi. UNICERA Fuarı için erteleme olması gerekirdi. Önceliğimiz insan sağlığı. Fuarda bulunan firma temsilcileri büyük bir riskle karşı karşıya bırakıldı. Bu tarz uluslararası fuarların hazırlık süreci kolay olmuyor. Büyük emek ve bütçeler harcanıyor. Biz fuarın 2 yılda bir olmasının daha efektif olacağını düşünüyoruz. “Ekonomik büyüme 2020’nin ikinci yarısında devam edecektir.” 2018 yılı ağustos ayında yaşanan döviz kurlarındaki yükseliş ve faizlerdeki yukarı yönlü hareketlilik piyasaları olumsuz yönde etkiledi. Bu olumsuzluklardan dolayı firmaların finansman yapıları bozuldu. Ekonomimiz 2019 yılının ilk dokuz ayını toparlanma ile geçirmek durumunda kaldı. ABD ve AB merkez bankalarının faiz indirimi ve genişletici para politikaları ile 2019 yılı dördüncü çeyrekte büyüme başladı. İçerisinde bulunduğumuz sektörde, konut kredi faizlerinin düşmesi ve çeşitli desteklerle konuta olan talep arttı ve konut stoklarında azalma yaşandı. 2020 yılının, finansal istikrar ve
genişletici para politikalarının etkisiyle büyüme yılı olacağı öngörüsü hâkimdi. İlk çeyrek de bu yönde devam etti. Ancak dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile nisan ayında ticaret durma noktasına geldi. Mayıs ve haziran aylarında Covid-19 salgınının kontrol altına alınmasıyla birlikte 2020’nin ikinci yarısında ekonomik büyüme devam edecektir. “Sağduyulu kararlar neticesinde ekonomik krizden büyük yaralar almadan kurtulabiliriz.” Şu an gündemimizde Covid-19 var, yaşadığımız bu süreçten Çin’le ticari ilişkisi olmayan sektörler olumlu olarak etkilenecektir, Çin’e alternatif olarak üretime geçebilecek olan sektörler de krizi fırsata dönüştüreceklerdir. Burada bizim için kritik olan soru nasıl avantaj sağlayabileceğimiz üzerinedir. Jeopolitik anlamda çok önemli bir noktada bulunan ülkemiz, sağduyulu kararlar neticesinde ekonomik krizden büyük yaralar almadan kurtulabilir.Yaşanılan pandemi sebebiyle tüm dünyanın zor günlerle mücadele ettiği ve edeceği bir dönemdeyiz. Bu dönemde omuz omuza, sektörün ihtiyaçlarına ortak çözüm geliştirerek ve ülkemiz için en iyisini hedefleyerek yapacağımız tüm işler, geleceğimizi daha net görmemizi sağlayacaktır. “Ülkemizin geleceğini teşkil eden gençlerin yetişmesine katkı sağlıyoruz.” Topluluğumuz, aynı adı taşıyan Elginkan Vakfı tarafından yönetiliyor. 1954 yılında Anne Ümmehan Elginkan, Hüseyin Ekrem Elginkan ve Hüseyin Cahit Elginkan, Elginkan Vakfı’nı kurma kararını alıyorlar, bu karar daha sonraki yıllarda çeşitli aşamaları takiben 1985’de hayata geçiriliyor. Elginkan Vakfı tarafından kurulan eğitim merkezlerinde bugüne kadar binlerce kişiye eğitim verildi, her yıl da yüzlerce öğrenci verdiğimiz eğitim burslarından faydalanıyor. Vakfımızın amacı; kültür değerlerimizi, tarihimizde bizi büyüten örf, adet ve manevi değerlerimizi ve Türkçemizi araştırmak, araştırmaları desteklemek, korumak, yaşatmak ve değerlerimizi tanıtmak; bilim, teknoloji ve eğitim alanındaki faaliyetleri teşvik etmek. Ülke sanayimizin ihtiyaç duyduğu vasıflı iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlamak ve bu suretle ülkenin istihdam imkanlarını artırıcı eğitim çalışmalarına
katkıda bulunmak için okullar, eğitim kurumları açmak ve işletmek. Bu amaçlar doğrultusunda hareket ederek, ülkemizin geleceğini teşkil eden gençlerimizin yetişmesine katkıda bulunmuş oluyoruz. Vakıf bünyesinde yer alan Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezlerimizde ileri üretim teknolojilerinin tanıtımını sağlayarak sanayicinin gerçek ihtiyacı olan vasıflı elemanları yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İşsiz ve mesleksiz gençleri, sanayinin ihtiyaç duyduğu vasıflı eleman olarak yetiştirmek, onların kendi iş yerlerini kurabilmelerine veya alanlarında iş bulabilmelerine yardımcı olmak en temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Eğitim faaliyetlerimiz; Geliştirme ve Uyum Kursları, Meslek Kursları ve Kişisel Gelişim Seminerleri başlıkları altında yürütülüyor. 2011 yılından bu yana da bazı eğitimler uzaktan eğitim kanalından veriliyor. Kültür-sanat, eğitim ve bilim alanında pek çok yatırım ve destek projesine imza atan Elginkan Topluluğu olarak 1988 yılından beri bu alanlarda sponsorluk desteği veriyoruz. 1988’den 2015’e kadar 15’i aşkın İstanbul Müzik Festivali konserinin sponsorluğunu yürüten topluluğumuz, 2016’dan beri İstanbul Müzik Festivali’nin resmi sponsorluğunu sürdürüyor. Bilindiği gibi her şey ailede başlar. Elginkan Topluluğu Başkanı merhum Hüseyin Ekrem Elginkan’ın sanata ve özellikle klasik müziğe karşı duyduğu büyük ilgi de Elginkan ailesi için besleyici bir damar, itici bir güç olmuştur. Bugün ülkemizin en saygın ve en köklü klasik müzik etkinliklerinden biri olan İstanbul Müzik Festivali’nde yer almamız da bize kendisinden kalan bu eşsiz mirasın bir sonucu. “TİMDER faaliyetlerine değer verdiğimiz kıymetli bir sivil toplum kuruluşudur.” TİMDER; sektörümüz dinamiklerini yakından takip etmek, sektör sorunlarını karar vericilere iletmek bakımından çalışmalarına ve faaliyetlerine değer verdiğimiz ve bizim de üyesi olduğumuz kıymetli bir sivil toplum kuruluşumuzdur. Sektörel dinamikleri belirleyen TİMDER’in dünyadaki gelişmelere hızlı cevap verebilme özelliğiyle ilerleyen dönemde daha çok destekleneceğini, bizlerin de destek olan kuruluşlar arasında yer alacağımızı belirtmek isterim.
FİRMALAR İNSANLAR / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
başarılarını görünür kılmak açısından çok önemli bir platform. Bizler için sektörün dünyaya açılan kapısı konumunda olan bu fuarın, inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılar kazanan yerli üreticilerin uluslararası arenada daha da güçlenmesine katkı sağladığını düşünüyoruz. Uluslararası katılımcılarla dolu olması ve ihracata yaptığı katkılar anlamında da çok önemsiyoruz.
37
38
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
YÖNETIM KURULU BAŞKANI ISMAIL INCEL
1962 yılında Konya’nın küçük bir köyünde, kalabalık bir ailede dünyaya geldim. Babam çiftçi, annem ev hanımıydı, çocuklarının en küçüğü benim, 8 de kardeşim var. Çocukluk yıllarım köyde geçti ancak ağabeylerimin durumlarından yola çıkarak burada bana ekmek olmadığını anlayarak 13 yaşımda köyden kaçtım. 40 kilometre yürüyerek hayatımın ilk hikâyesini yazdım. Seydişehir’e gittim. İlk işim bulaşıkçılıktı, bir hafta sonra patron beni komiliğe terfi etti. Tam terfiye sevinmiştim ki babam geldi, daha çok küçük olduğumu söyleyerek köye geri götürdü. Ama ben bir süre sonra yeniden iş bulmak için yollara düştüm. İnşaatlarda çalışmaya başladım. Soğuk demir ve kalıp işi yaptım. Seydişehir’de kapısı penceresi olmayan bir evde 2 yıl boyunca yaşadım. Demir işini öğrenmeyi kafaya koymuştum. Demir ustam bir türlü demiri bağlamayı öğretmiyordu. Her seferinde bir bahane buluyordu. Bilinçaltıma nasıl yazdıysam rüyamda demiri bağladım sabah kalktığımda öğrenmiştim ve ertesi gün demiri bağlama işini uyguladım. Ustamı izleye izleye bilincime işlemişim nasıl
yapılacağını. Hayatımdaki en önemli dönüm noktasıdır bu. Daha sonraki tüm işlerimde hep deneme yanılma yöntemini uyguladım. Daha sonra kendime yeni bir rota çizdim ve Konya’dan Manavgat’a, zaman zaman otostop çekerek zaman zaman yürüyerek ulaştım. 16 yaşında iş sahibi oldum. Bir baktım ki 25 yaşında üniversite mezunu yetişkinlerin işvereni olmuşum. Hızlıca akıp gitmeye başlamış iş hayatım… Tüm bu anılar sektöre girmemizin temelini oluşturdu ve 1976 yılında sektördeki faaliyetlerimize başladık. Her geçen gün artan tecrübelerle inşaat sektöründe kırkıncı yıla merdiven dayadım. İstanbul’da 10 yıl çeşitli sektörlerde çalıştım. Ancak Akdeniz Bölgesi’ndeki iş hacmi benim daha çok ilgimi çekti. Anadolu’da yaşayan insanları iş sahibi yapmak benim daha büyük bir mutluluğum oldu. “Yapamadığım tek şey kendime para ayırmaktı.” Ailem bana tüm hayatım boyunca önceliğim olacak en değerli şeyi öğretti, bu sayede hayattaki en önemli felsefem
başkasına zarar vermemeyi bilmek üzerine kurulu. Özel hayatımda da iş hayatımda da bütün yol haritamı bu felsefeye göre çiziyorum. Bir işe başlamadan önce insanların yapacağım şeyden nasıl fayda sağlayabileceğini hesap ediyorum. Bu sayede de para için değil başkalarına fayda sağlayabilmek için çalışmış oluyorum. Benim önceliğim para kazanmaktan ziyade, her zaman insanların faydalanabileceği işler yapmak oldu. İş hayatında bir başarıya ulaşabildiysek de bunun, çalışanlarımızın hakkını vermemiz sayesinde olduğuna inanıyorum. En çok paraya ihtiyaç duyduğum zamanlar da dahil olmak üzere hayatımın hiçbir evresinde para için çalışmadım. Zarar ederek başladığım işlerden de genellikle en iyi kazancı el ederek çıktım. Bunun en temel nedeniyse, müşterilerin özverili çalışmayı görerek takdir etmesi ve sonraki işlerinde de yine benimle çalışmayı seçmeleridir. İnsan işini doğru yaparsa ona mutluluk katar, mutluluk verirse o da mutluluk alır. İnsanların haklarını eksiksiz vermek benim için işini doğru yapmanın başında geliyor.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“PARA KAZANMAK HIÇBIR ZAMAN ASIL AMACIM OLMADI.”
39
“BIR ÜRÜNÜ YA DA MARKAYI, TICARETINI EN AZ 100 YIL YAPACAĞINIZI DÜŞÜNEREK KURGULAMANIZ GEREKIYOR.”
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
İş hayatında tutunabilmemi; insanların hakkını tam olarak vermeme ve işin sonunda iyi ki sizinle çalışmışım dedirtecek bir başarı göstermeye borçluyum. Yaptığınız işin bir anlamı olması için o işi iyi bilmeniz şart.
40
“Hayalimde iş yapmak vardı, ne iş yapacağım yoktu.” İş hayatına girdiğimde bana rehberlik eden hiç kimse olmadı. Hep bedel ödeyerek deneme yanılma yoluyla öğrendim. Hedefim kuşaklara uzanan bir firma oluşturmak ve yaşatmaktı, DECUS bu yolda ilerleyen sistemli ve belli bir strateji ekseninde varlık gösteren bir firmadır. 1990’lı yıllarda Antalya’da faaliyete geçen firmamız, seramik ve vitrifiye satışı ile ticaret hayatına atıldı. Bugüne geldiğimizde DECUS markası tüm yaşam mekânlarına ince yapı malzemeleri tedarik eden bir kuruluşa dönüştü. Hayalimde iş yapmak vardı, ne iş yapacağım yoktu, şimdi DECUS Living Store ile seramik, vitrifiye, banyo aksesuarları, yapı kimyasalları, tüm parke grupları, duvar kâğıtları, mutfak ve banyo mobilyaları, daire iç kapısı, dekorasyon modellemeleri, ankastre cihaz ürünleri, evye ve batarya grupları, dekorasyon ürünleri gibi bir yaşam mekânında olan çok sayıda ürün
gamıyla hizmet veriyoruz. Birçok marka ve model içeren 45 ayrı alt bayi ağımız mevcut. 50 kişilik bir aile olarak ticari faaliyetimizi sürdürüyoruz. “Hallederiz sisteminden kurtulmalıyız.” Bugün neredeyse 100 yıldır ayakta olan dünya markalarının hikâyelerine baktığımızda sistemli bir büyümenin izlerini görüyoruz. Bu markaların bugün tüm dünyaya hâkim olması aslında Türkiye’nin ticari geçmişinin olmamasıyla ilgili. Ülkemizde markalaşma kavramı ne yazık ki yeterince önemsenmedi. Bir ürünü satmak istiyorsak önce o ürünün rehberi olmalıyız. Türkiye’nin satış pazarlama stratejilerini yeniden gözden geçirmesi elzemdir, tüketiciye yanlış ürünü aldığında yaşayacağı sorunlar yalın bir açıklıkla ifade edilmeli. Satış ve pazarlama uzmanları sattığı ürünün Türkiye’nin ürünü olduğunu unutmamalı, ülkesinin vizyonunu düşünerek hareket etmeli. Yapmış olduğumuz işte ülkemizi temsil ediyoruz ve bu nedenle önemli bir sorumluluk taşıyoruz. Bence ilk olarak ülkenin geneline sirayet etmiş olan “hallederiz” sistemini bir kenara bırakmamız gerekiyor. Hangi sektörde faaliyet
gösterdiğimiz fark etmeksizin birinci önceliğimiz; doğru hizmeti, istenilen zamanda, uygun fiyatla ve sorunsuz şekilde sunabilmek olmalıdır. Şüphesiz ki küresel sorunlar ticaret hayatını sonuna kadar zorluyor. Bu sorunlara öngörülerle yaklaşarak, değerlerimizden ödün vermeden çözüm geliştirmeli ve aksiyon almalıyız. “100 yıllık bir ticaret düşünün...” Rekabetin yoğun olduğu bir sektördeyiz. Özellikle hizmet odaklı olmak ayrı bir prensibe sahip olmayı gerektiriyor. Sağlıklı bir ticaret farklılık yaratmakla başlıyor yani rekabet için kaliteyi ortaya koymak şarttır diyebiliriz. Markayı oluştururken, ürün ya da hizmetimizin pazarda rekabet edebilecek bir güce ve farklılığa sahip olmasına dikkat etmek zorundayız, sonrasında da bu farklılığı kusursuz hizmet ve doğru fiyatlandırmayla buluşturmalı ve sürdürülebilir bir işleyiş oluşturmalıyız. Bazen satış yapacağız diye kendi kendimizin virüsü oluyoruz. Sürdürülebilirlikten uzak bir şekilde sadece satışa odaklanıyoruz. bu anlayış da yalnızca günü kurtarmamıza yarıyor. Oysa ki bir ürünü ya da markayı, ticaretini en az 100 yıl yapacağımızı düşünerek kurgulamamız gerekiyor.
“Mutfak bir kültürdür.” Mutfak sektörü gelişmiş ülkelerde inanılmaz boyutta, dolayısıyla bu ülkelerde müthiş bir sanayi de oluşmuş durumda. Biz ise çok gelişmiş bir mutfak kültürümüz ve ikram anlayışımız olmasına rağmen mutfağın değerini yeni yeni anlamaya başladık. Avrupa’daki herhangi bir ülke bizden 20 kat daha fazla mutfak ihracatı yapıyor. Aramızdaki büyük fark onların daha teknik ve detaylı incelemeler yaparak üretim yapmalarından kaynaklanıyor. Bizde mutfak, atölyelerde yapılan, basit işçilikle halledilmeye çalışılan, tasarımı kapaktan ibaret olan bir alan. Ülke olarak mutfak kültürünü geliştirerek doğru çözüm noktalarıyla tüketiciye sunduğumuz zaman iç piyasada ciddi bir potansiyel artışı olacağı gibi dünyaya da inanılmaz bir ihracatımız olacağını düşünüyorum. Bu değerlere dikkat edilirse gelişmiş ülkelerdeki pazarlara talip olabiliriz, iyi mutfak kullanmak isteyen dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler bizim müşterimiz haline gelebilir. Bunun için de yerli üreticiler olarak mutfağın bir kültür meselesi olduğunu kabul edip gereken özeni göstermemiz gerekiyor. Birkaç firmanın bir araya gelmesi de yeterli değil, bu alanda çalışan tüm firmaların fikir ve vizyon birliği içinde olmaları pazardaki gücümüzü ve dil birliğimizi göstermek adına elzemdir.
“Mutfak gerçek bir organizasyon işidir.” Mutfak sektörü benim için hep bir hayaldi. Mutfak sanayisinde gelişmiş olan Almanya ve İtalya’nın ürettiği mutfaklara baktığımda, gelişmiş mutfak kültürümüze rağmen neden bu başarıyı yakalayamadığımızı sık sık sorgulardım. İthal markaların satışını yapmak, sistemlerini çözmek adına oldukça faydalı bir yöntemdir. Bu işi nasıl yapıyorlar? Hangi malzemeleri kullanıyorlar? Kimleri çalıştırıyorlar? Ar-Ge’lerinde neler üretiyorlar? Bu detayları bilmeden kimse mutfak işine girmemeli bence. Mutfak kültürü sanayide oluşur. Çünkü dünyanın her yerinde mutfak gerçek bir organizasyon işidir. DECUS olarak, bir evin en önemli mekânının ‘mutfak’ olduğunun kuruluşumuzdan bu yana farkındayız. Bu farkındalıkla, kendi üretim bandımızı ve Ar-Ge departmanımızı oluşturarak üç yıl önce üretime başladık. Dünya’nın en büyük markalarına 10 yıl bayilik yaparak mutfağın nasıl yapılması gerektiğini öğrendik. Bu süreç bize önemli bir pencere açtı. Şimdi tüm beklentilere uygun mutfak üretimi yapabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Deneyimli kadroları bünyemizde bulundurmamız; tedarik zincirimizin geniş oluşu, konuya ilişkin yaptığımız hatırı sayılır yatırımlar ve oluşturduğumuz üretim-kalite-hizmet öncelikli uygulamalar ile fark yaratmayı başardık.
“Ticaret sanattır.” Üreticilerimizin bayilerini desteklemeleri, onlara hedef koyarak büyümelerini teşvik etmeleri gerektiğini, bayilerimizin de ticaretlerini yaşadıkları il ve ilçeyle sınırlandırmamaları gerektiğini düşünüyorum. Bizler büyüdükçe ülkemiz de büyüyecek. Bizler sınırları aşmak da belki zorlandık ama hedefi olan, düşünen, işine odaklananlar için dünya artık çok küçük kalacak. Ülkemizin gelişip büyümesi bizlerin işlerimizi geliştirip büyütmemize bağlıdır. Ticaretin bir sanat olduğuna inanıyorum. Bizler gelişelim ve dünyanın her tarafında sanatımızı en iyi şekilde icra edelim. “Sektör doğru pazarlamaya aç.” Ülkemizin ticari ağının gelişebilmesi, çıksın satış pazarlama kanallarının gelişmesine bağlı. Şimdiye kadar birçok sektörde gördüğüm kadarıyla satış ve pazarlama uzmanları, bayiler birilerinin tahsilatçısı gibi çalışıyor. Kârsız mal satıyor, veresiye mal veriyor, tahsilatını düzenli yapamıyor, borcunu gününde ödeyemiyor ve sonunda da piyasaya virüsü salarak batıyor. 40 yıldır maalesef Türkiye‘de böyle bir yol izleniyor. Bu tür ticaret belki Irak, Suriye gibi gelişmemiş ülkelerde yapılabilir ancak bizler artık bu gidişatı durdurmalıyız. Ülkemizin ticari geleceğine zarar vermekten kurtulmalıyız.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“BIR ÜRÜNÜ SATMAK ISTIYORSAK ÖNCE O ÜRÜNÜN REHBERI OLMALIYIZ.”
41
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“TICARI HAYATIMIZI ZOR GÜNLER BEKLIYOR OLMASI IÇIN COVID-19’A IHTIYACIMIZ YOKTU, BIZ ZATEN KENDI KENDIMIZIN VIRÜSÜYDÜK.”
42
Kurum kimliğimizi oluşturarak sürdürülebilir bir sistem kurmalı, şirketimizi büyütmeye odaklanmalıyız. Önemli olanın kaliteli mal üretmek ve üretileni ilkeli ticaretle sunmak olduğunu unutmamalıyız. Nihayetinde satış kaybedilebilir, günün sonunda önemli olan müşterinin hakkımızdaki izlenimleri ve onu kaybedip kaybetmediğimizdir. Müşteriyi kaybetmemenin yolu da onu iyi dinleyip ihtiyaçlarını anlamaktan, sırf para kazanmak için aslında ihtiyacı olmayan bir şeyi pazarlamamaktan geçiyor. Kendisine yalnızca kazanç kapısı olarak bakılmadığını hisseden tüketici sonraki süreçte sadık bir müşteriye dönüşecektir. İhtiyacı olan ürünü müşteriye anlatabilmek için de hayal edemediği, gözünde canlandıramadığı şeyleri onun dilinden konuşarak anlatabilmeliyiz. Eğer müşterinin ihtiyacını doğru anlar, memnun kalacağı ürünü tespit ederek kendisine anlatabilir, satın alım sürecini başarıyla tamamlar ve müşteri kullanım sonrasında ürünün gerçekten ihtiyacı olan ürün olduğuna kanaat getirirse o satış işlemi gerçekten başarılıdır diyebiliriz. Bir firma işte o satış sonrası gerçekten kazançlı duruma geçer, bir ticari kurum için de en büyük kazanç, en kıymetli servet bu olmalıdır. Pazarlama satış sisteminde çalışan uzmanlar işe, her gösterdikleri ürünü satmak zorunda olmadıklarını kabul ederek başlamalılar. Sırf satış yapabilmek uğruna müşteriye yanlış bir ürün verilirse ve müşteri bu alışverişten dolayı mutsuz olursa bir firma o zaman zarara geçer. Her aşamada müşteriyi doğru bilgilendirmek, beğendiği bir ürün olsa dahi eğer bu ürün ihtiyacını karşılamıyorsa açıkça söylemek etik ilkeleri olan bir pazarlamacının yapması gerekendir. “Evet, o kurum bana bunu anlatmıştı” demesi o müşterinin kalıcı
olarak size gelmesini sağlayacaktır. Doğru pazarlama sisteminin bu olduğunu düşünüyorum. 30 yıl sonrasını düşünerek hamlenizi yapmalısınız. Satış kaybedin ama müşteriyi kaybetmeyin. Bazen doğru yol haritası satışı kaybettirir ama müşterinizi de müşterinizin çevresini de geleceğini de kazanırsınız. Mağazanıza gelen anne babanın satışını kaybedersiniz ama 20-30 yıl sonra baba çocuğunu kesinlikle size getirecektir. Bunu düşünerek, bu eksende oluşturulacak bir stratejik planla hareket ederek sektörün geleceğe dair sorunlarını büyük oranda çözebiliriz. “Covid-19 zaten içimizdeydi.” Türkiye’deki ticaret sistemimizin gözden geçirilmesi gerekiyor. Ticari hayatımızı zor günler bekliyor olması için Covid-19’a ihtiyacımız yoktu, biz zaten kendi kendimizin virüsüydük. Covid-19 ile dersimizi alarak 100 yıl sonrasını planlayarak yola devam etmeliyiz. Ahbap çavuş ilişkisinden çıkarak tamamen ticareti kurallarına göre oynamanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Duygusuz iş yapılmaz yeter ki sistematik olalım. “TİMDER fark yaratıyor.” Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği, sektörün sorunlarına çözüm önerileri sunarak her üyesinin daha iyi noktalara gelmesi adına desteğini her daim hissettiriyor. Bu desteklerinin en önemlilerinden biri elbette ki TİMDER bünyesinde yer alan özellikle satış personelleri için organize edilen eğitimlerdir. Ülkemizin dünya liderleri arasında yerini almasını sağlayacak temelleri bu eğitimler aracılığıyla daha sağlam atıyoruz. Eğitimlerin ülkemize ve sektörümüze çok önemli bir katkı sunduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Aynı zamanda eğitimlerin tüm Türkiye geneline yayılarak
artmasının hem satış rakamlarında hem de STK dinamiğinde ciddi bir devinim yaratacağını düşünüyorum. TİMDER organizasyonuyla gerçekleştirilen UNICERA Fuarı’nda bu yıl ilk kez mutfaklarımız da görücüye çıktı. Bu sektör açısından inanılmaz büyük bir ivme. Fuara sıcaklık ve zenginlik katan mutfaklarımızı dünya markalarının yöneticileri izledi, ziyaret etti. Fuarlar mutfak sektöründe oldukça önemli bir yere sahip. Tüketici evinde veya işyerinde tercih edeceği mutfağa karar vermeden önce onu tanımak, dokunmak isteyebilir. Mutfak bir proje çalışmasıdır, bulaşık makinesinin koyulacağı yer bile müşterinin kullanım şekline ve zevkine göre değişkenlik gösterir. Dolayısıyla fuarlar tüketicinin mutfak seçimi mutfak kültürünü geliştirmesi adına en önemli organizasyonlardır. TİMDER’in UNICERA gibi önemli bir fuara gelecek yıllarda da renk katacağına inanıyorum. “Devamlılık, üretimi ve mutluluğu getirir.” İş yapmak isteyen insanlara tek önerim hayatları boyunca önceliği kazanacakları paraya çevirmemeli. Paranın değil işin veya üretecekleri ürünün hayalini kurmalılar. İş yapmak isteyen insan işini yaşayan insandır zaten iş yalnızca yapılmaz aynı zamanda yaşanırsa başarılı olunur. Ayrıca iş mesai saatlerinde yapılarak bitmez, o sürdürülebilir bir düştür, sürekli devam eder. Bu devamlılık da insana başarıyı ve mutluluğu getirir. Bu bakış açısındaki gençlere tüm iş insanlarının destek olması gerektiğini düşünüyorum. İnsan yetiştirmek insana umut vermek aslında insan olmanın ve vatansever bir birey olmanın ilk önceliğidir. Bu eksende tüm iş insanlarının hareket edeceğine inanıyorum. Sağlık ve kültürel mirasımızı koruyan mutfaklarda, yaşam alanlarında buluşmak dileğiyle…
Ferhatpaşa Mh. 34.Sk. No:19/23 Ataşehir/ İstanbul T: (0216) 471 56 61 F: (0216) 526 16 81
ge-ti@ge-ti.com www.ge-ti.com
44
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
ÖZKAN KILIÇGÜN
GENEL MÜDÜRÜ
1983 yılında Erzincan’da doğdum, henüz ortaokul öğrencisiyken dedemin nalbur dükkanında çıraklık yapmaya başlayarak iş hayatına ilk adımımı attım. Lise yıllarımda Ege Seramik bayisi olan eniştemin yanında depocu olarak, öğrenim hayatımın sonrasında da yine aynı sektörde mağaza satış personeli olarak çalışmaya devam ettim. Sonrasında proje ve toplu işlerle de ilgilenmeye başladım. “Büyüyen alanımız daha fazla ürünü daha albenili bir şekilde sunmamızı sağladı.” Sera Time Yapı Grubu’nu inşaat sektörünün dar boğazda olduğu yıllarından biri olan 2014 yılında, yine sektör çalışanı olan eşimle birlikte kurmaya karar verdik. Ataşehir’de, şu anda merkez showroomumuz olan mağazamızı Yurtbay Seramik bayiliği alarak açtık. İlk açıldığımız dönemde mağazamız 300 m2’ydi, zamanla müşteri ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelince mağaza alanımızı 650 m2’ye çıkardık. Büyüyen alanımız daha fazla ürünü daha
albenili bir şekilde sunmamızı sağladı. Günümüzde büyük ve iyi uygulamaların yapıldığı mağazaların revaçta olduğunu dikkate aldığımızda metrekare olarak büyümenin yerinde bir karar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. “3 mağazamızda, sayıları 20’yi aşan çalışanımızla hizmet veriyoruz.” 2018 yılında Altunizade’de 350 m2 alana sahip, 2020 yılının başındaysa Çekmeköy’de 300 m2’lik alana sahip mağazalarımızı yine Yurtbay Seramik bayisi olarak açtık. Şu an 3 mağazamızda, sayıları 20’yi aşan çalışanımızla hizmet veriyoruz. “Salgın süreci ekonomide sürdürülebilir başarıyı yakalamayı oldukça zorlaştırdı.” Sektörümüzde finansal hareketlerin oldukça sıkıntılı olduğu bir süreçten geçiyoruz. Aslına bakılırsa, ilk mağazamızı açtığımız tarihten bu yana her yıl başka bir ekonomik problemin baş gösterdiğini söylememiz sanıyorum ki yanlış olmayacaktır.
Piyasamızın kendine özgü, öngörülemeyen dinamikleri olduğu gibi bu yıl başından beri süre gelen pandemi durumu da sektörü oldukça fazla etkiledi. 2020 yılının başından beri süre gelen salgın durumu ekonomide sürdürülebilir başarıyı yakalamayı iyice zorlaştırdı. Bu süreç yaşanmamış olsaydı 2020 yılında satış rakamlarının yüksek seyretme ihtimali oldukça fazlaydı ancak tüm beklentilerimizi güncellemek durumunda kaldık. Bu yılki satış rakamlarının 3. çeyreğin sonundan itibaren artmasını ümit ediyorum. “Satış kanallarımızdan herhangi birinde daralma söz konusu olduğu zaman diğer kanallarımız bu durumu tolere edebiliyor.” Bu süreçten büyüyerek çıkabilmiş olmamızı, tek bir satış hattında hareket etmeyerek alternatifler geliştirmiş olmamıza bağlıyorum. Satış kanallarımızdan herhangi birinde daralma söz konusu olduğu zaman diğer kanallarımız bu durumu tolere edebiliyor.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“SÜRDÜRÜLEBILIR BAŞARIMIZI 3 AYAKLI SATIŞ STRATEJIMIZE BORÇLUYUZ.”
45
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“ÖDEMELERIN VADELI ÇEKLERLE YAPILMASI, ÖNGÖRÜLEMEYEN BIR RISK MEYDANA GETIRIYOR.”
46
Bu süreçte de mağazalarımızdaki satış temsilcisi arkadaşlarımızın gayretleriyle hem perakende müşterilerimize hem de kurumsal ürün isteyen tedarikçi firmalarımıza hizmet vermeye devam ettik. İhracatçı bir firma olmamız da iç piyasanın daraldığı durumlarda bizlere ciddi katkı sağladı. Bu üç ayaklı satış stratejisi, bizim her zaman geliştirmeye gayret ettiğimiz ve büyümemize destek olan bir strateji oldu. Ayrıca pazarlama planımızı sürdürülebilir kılmak adına, mağaza showroomlarımızı her yıl yeniliyor, tedarikçi firmalarımızın yenilikçi ürünlerini satış hattımıza alıyor, toplu iş müşterilerimiz ve kurumsal müşterilerimiz için onların istedikleri ürünleri ürettirerek sürecin devam etmesini sağlıyoruz. Kentsel dönüşüm projelerinin geçen yıllara göre azalması nedeniyle insanlar artık müteahhitleri beklemekten vazgeçerek evlerini yenilemeye yöneldiler. Bu yenileme esnasında banyodan mutfağa, ihtiyaç duyabilecekleri her türlü malzemeyi, Türkiye’nin önde gelen markalarının iş birliğiyle müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Ana bayisi olduğumuz Franke, ECA ve
Serel gibi markalarının da satışlarını gerçekleştiriyoruz. Tüm bu çalışmaların neticesinde 2018 yılında “Yurtbay Seramik Türkiye Ciro Üçüncüsü”, 2019 yılında “Yurtbay Seramik Türkiye Ciro İkincisi”; Güral Vitrifiye “Türkiye Üçüncüsü” olmayı başardık.
“Müşterilerimizin, çalışma arkadaşlarımızın ve tedarikçi firmalarımızın beklentilerine cevap verme gayreti içinde hareket ediyoruz.” Kazanılan başarıların anlamlı olabilmesi için süreklilik arz etmesi gerekiyor. Sürekliliği sağlayabilmek için de Sera Time olarak; iş paydaşımız olan müşterilerimizin,
çalışma arkadaşlarımızın ve tedarikçi firmalarımızın beklentilerine cevap verme gayreti içinde hareket ediyoruz. Sektörümüzdeki en önemli sorunların başında ödeme yöntemlerinden kaynaklanan riskler geliyor. Ödemelerin karşılıksız çıkma ihtimali bulunan vadeli çeklerle yapılması, öngörülemeyen bir
risk meydana getiriyor. Son dönemlerde bu riski en aza indirmek adına, satışları fabrikaların pos sistemleri üzerinden fazla taksit sayılı kredi kartı tahsilatı olarak yapmaya çalışıyoruz. Umarım ki önümüzdeki dönemde diğer ülkelerin kullandığı alternatif ödeme yöntemlerini kullanmaya başlayabiliriz. Bu yıl gerçekleştirmeyi ümit edip; pandemi
sebebiyle ertelemek durumunda kaldığımız projeleri de yavaş yavaş yapabilir hale gelebileceğimizi umuyorum. Hayat bir şekilde kendi yeni normalini bulacaktır, hatta bulmaya başladı da. Biz de mağazalarımızda gerekli önlemleri alarak, bu yeni sürece herkes gibi adapte olmaya çalışıyoruz. Sektör çalışanlarımız ve iş paydaşlarımız da gerek evden çalışarak gerek mağazalarda önlemlerini alarak süreci atlatma gayreti içindeler. Herkes için zorlu ve yorucu bir durum olmasına rağmen yavaş yavaş yeni normale ayak uyduruyoruz. Umarım bu süreçte sektör paydaşlarımız ve yakınları sağlık durumlarıyla ilgili bir sorun yaşamamıştır. “TİMDER sektörümüz için özel bir işe imza atıyor.” TİMDER’in bu süreçte sektör paydaşları ile olan iş birliği oldukça değerliydi. Normal işleyiş içerisinde de, hem dergileri aracılığıyla hem de akademik toplantılarıyla oldukça verimli bilgilendirmeler yaparak, sektörümüz için özel bir işe imza atıyorlar.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“YAVAŞ YAVAŞ YENI NORMALE AYAK UYDURUYORUZ.”
47
48
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
GENEL MÜDÜR YUSUF ALTINBULAK
1965 yılında emekçi bir ailenin çocuğu olarak Ankara’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi bu şehirde tamamladıktan sonra, üniversite eğitimim için Edirne’ye gittim. 1987 yılında Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olarak iş hayatına atıldım. Mezuniyetin ardından, özel sektörde bir süre yönetici ve mühendis olarak çalıştıktan sonra Ankara’da, birkaç arkadaşımla birlikte Çelik Kazan Sanayi Ltd Şti’i kurdum. 1993 yılında ise eşimle birlikte İstanbul’da yeni bir şirket kurmaya karar verdik. Bu karar doğrultusunda, Net Isı Mühendislik ve Ticaret Ltd Şti’i hayata geçirdik, halen faaliyetlerimize devam ediyoruz. İşim gereği inşaat, binaların mekanik tesisatı, ısıtma-soğutma, doğal gaz sistemleri, ekonomi ve yöneticilik gibi alanlarda uzmanlaştım. Net Isı olarak yurt içi ve yurt dışı şantiyelerimizde faliyetlerimizi sürdürüyoruz. İGDAŞ tarafından yetkilendirilmiş endüstriyel ve iç tesisat, doğal gaz sistemlerinde, İGDAŞ’ın tüm
hizmet proseslerinde uzmanlık sahibiyiz. Bunun haricinde, konut ve iş yeri inşaatlarının yapımında da müteaahit olarak faaliyet gösteriyoruz. İçerenköy/Ataşehir’de bulunan firma merkezimizde yaklaşık 20 sabit personelimizle hizmet veriyoruz bunun haricinde bir de şantiyelerimizde, aldığımız işin boyutuna göre görevlendirdiğimiz, 50 kişiye ulaşan bir taşeron kadromuz mevcut. 1997 yılından beri Vaillant markasının ana bayiliğini yürütüyoruz. Vaillant’ın bize kattığı değerle uzun yıllardır başarılı hizmetler veriyoruz. “Kazancımızı her daim işimize yatırarak büyümeyi başardık.” Türkiye jeopolitik ve ekonomik açıdan zorlu bir coğrafya, en baştan itibaren bu gerçeğin bilincinde olarak hareket ederek şirketimizi bugünlere getirebildik, kazancımızı her daim işimize yatırarak büyümeyi başardık. Yönetemeyeceğimizi düşündüğümüz,
hakim olmadığımız hiçbir işe yatırım yapmadık, yıllar içerisinde elbette iniş çıkışlarımız oldu ancak temel unsurlara bağlı olarak bugünlere kadar gelmeyi başardık. Sürdürülebilir başarının en önemli anahtarının iş ve müşterinin doğru seçilmesi olduğunu düşünüyorum. Ticaret hayatında zor olan, iş yapmaktan ziyade, yapılan işin karşılığını alabilmek aslında, tahsilat problemlerini aşabilmek için de güvendiğimiz müşterilerle çalışmaya öncelik veriyoruz. “Yaklaşık 50.000 müşterimize hizmet verdik.” 1993 yılından bu yana bireysel ve kurumsal olmak üzere toplamda yaklaşık 50.000 müşterimize hizmet verdik. Çalıştığımız kişi ve kurumların olumlu referans olmaları ve tavsiyeleriyle müşteri portföyümüzü genişletmeye devam ediyoruz. Vaillant Türkiye ile sürdürdüğümüz başarılı iş ortaklıklığımızı da başarımızın en önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediyoruz.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“TICARET HAYATINDA ZOR OLAN, IŞ YAPMAKTAN ZIYADE, YAPILAN IŞIN KARŞILIĞINI ALABILMEK.”
49
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“BINLERCE KONUTUN ELEKTRIKLI ISITMA SISTEMLERINE GEÇECEĞI KANAATINDEYIM.”
50
“Başarılı için belirlediğimiz ana strateji; müşteri memnuniyetini yüksek tutmak.” Sektörümüzde faaliyet gösteren çok sayıda firma var, bu rekabet ortamında hayatta kalabilmenin en önemli sırrı finansal yapıdır. Mal alımlarını doğru zamanlarda, doğru miktarlarda yaptığınız, hizmetleri aksatmadan zamanında verdiğiniz zaman müşteri memnuniyetini sağlayarak rakiplerinizin önüne geçebiliyorsunuz. Bizim başarılı olmak için belirlediğimiz ana strateji; müşteri memnuniyetini yüksek tutmak. Sektörümüz yıllar içerisinde kabuk değiştirerek bugünlere geldi. 1990 ve 2010 yılları arasında mevcut konutların doğal gazlı sistemlere geçişini sağlamak en önemli iş modelimizdi. Çok kalabalık ekiplerle, konutların ısıtma tesisatlarını doğal gazla çalışan kazan ve kombi sistemlerine dönüştürdük. Günümüzde ise, daha önce monte ettiğimiz cihazların yoğuşmalı cihazlar ile değiştirilmesi, proje ve gaz açma faaliyetleriyle birlikte
satış ağırlıklı bir piyasa işleyişine tanık oluyoruz. Bu yeni iş modelinin 10-15 yıl daha süreceğini düşünüyorum. Sonraki yıllarda ise fosil bir yakıt olan doğal gaz ve doğal gazlı cihazlar yerine, güneş enerjisinin öne çıkacağı ve büyük bir pazar payına sahip olacağı kanaatindeyim. Üretim ve Ar-Ge çalışmaları halen devam eden güneş küreleriyle birlikte, binlerce konutun elektrikli ısıtma sistemlerine geçmesini öngörüyorum. İlerleyen dönemde şirketimizi de bu yönde geliştirmeyi düşünüyorum. “Sektörümüzdeki en büyük problem kârsızlık ve haksız rekabet.” Sektörümüz yıllar içerisinde çeşitli sorunlarla mücadele etmek durumunda kaldı. Günümüzde, sektörümüzdeki en büyük problemse kârsızlık ve haksız rekabet. Bunun da en büyük sebebinin kayıt dışı çalışan ustaların varlığı ve internet ortamında satış yapabilmelerine olanak tanınması olduğunu
düşünüyorum. Bizim gibi firmalarda çalışarak iş süreçlerini öğrenen kişiler, herhangi bir iş yeri kurmaya gerek duymadan, kayıtlı personel istihdam etmeden, sigorta primi ödemeden, fatura kesmeden, haliyle bütün bu masraflardan muaf olarak iş yaparak bizlerle rekabet ediyorlar. Maalesef mevcut ticaret kanunlarındaki boşluklar ve malzemeye kolay ulaşım imkânının olması da bu konuda kayıt dışı çalışan kişilerin işlerini hepten kolaylaştırıyor. Bizim gibi firmaların yeni müşteri kazanmalarının ve kârlıklarını artırmalarının önündeki en büyük engelin bu şekilde çalışan kişiler olduğunu söyleyebilirim. “Ticaret hayatımızdaki yasa boşluğunun ortadan kaldırılması sektörümüz için en faydalı işlerden biri olacaktır.” Sektörümüzde söz konusu olan bir diğer sorun ise; bayilik sisteminin ticaret kanununda yeteri kadar tanımlanmaması ve ana firmalarla bayiler arasında karşılıklı bağlılık
“RISKI VE PAZARLAMA FAALIYETLERINI IYI YÖNETEN FIRMALARIN AYAKTA KALACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.”
İnşaat sektörünün son 3 yılda yavaşlama eğilimi içerisine girmesiyle birlikte birçok müteahhit iflas etme noktasına geldi. Yavaşlamaya bağlı olarak sektörümüzün iş hacmi de gözle görülür şekilde azaldığı için birçok firma kapanmak durumunda kaldı. Büyük hacimli işlerin azalması ve riski yönetmenin zorlaşması cirolarımızı olumsuz yönde etkiliyor. Bu sürecin minimum 5 yıl daha devam edeceğini, bu süreçte riski ve pazarlama faaliyetlerini iyi yöneten firmaların ayakta kalacağını düşünüyorum. “2021 yılının toparlanma yılı olacağı düşüncesindeyim.” 2019 yılı, önceki yıllarda iyi yönetilemeyen ekonominin ve yanlış kur politikalarının açtığı tahribatları iyileştirme ve geçiş yılı oldu. 2020 yılının, 2019 yılından daha iyi olacağı
öngörüsündeydik ancak mart ayı başında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinden dolayı bu umudumuzu da yitirdik. Bilimin, Covid-19 karşısında insanlığa önerdiği en önemli yöntem evde kalma ve izolasyon oldu. Oysaki endüstri 4.0, akıllı işletim sistemleri, uzay teknolojilerindeki gelişmişlik, akıllı yazılım ortamları sayesinde nesnelerin iletişiminden bahsettiğimiz bu yüzyılda, virüs karşısında bilimin bu kadar uzun süre çaresiz kalması akla yatan bir şey değil. Bu durum akıllara, 2020 ve 2021 yıllarında ekonominin soğutulmasını, daraltılmasını ve esnek çalışma şekillerinin toplum tarafından kabul edilmesini amaçlayanların, virüsün çaresinin bulunma süresini uzatacakları şüphesini getiriyor. Bu nedenle 2020 yılının ekonomik faaliyetlerin daraltılması, 2021 yılının da bir toparlanma yılı olacağı düşüncesindeyim. Önümüzdeki dönem, inşaat sektörünün minimum 5 yıl daha rölantide devam edeceği, büyük konut projelerinin duracağı, küçük çaplı, kentsel dönüşüm odaklı projelerin bir nebze iş fırsatı yaratacağı bir dönem olacaktır. Politika yapıcılar inşaat sektörü yerine, teknoloji ve üretime yönelik teşvik ortamları geliştirirlerse, fabrikalara yönelik tesisat işlerimizde canlanma öngörebiliriz. Demokrasi ortamının geliştiği, özgürlüklerin güvence altına alındığı,
çoğulcu demokrasinin gündemde olduğu, ekonominin bağımsız ve kendi dinamikleri içinde geliştiği bir ortamın yaratılacağı konusunda dünyaya güven verebilirsek, uluslararası yatırımcıların ilgi odağı olarak, ekonomide büyük ivmelenmelerin yaşanacağı bir döneme ulaşabiliriz. Ekonomi dinamikleri, teknolojik değişimler ve uluslararası ticaretin gelişme olanakları, yeni iş olanaklarının da kapısını açıyor. Bu nedenle sektörde bulunan paydaşlarımızın, sürekli olarak politik, sosyal, ekonomik hayatı, teknolojilerdeki gelişimi, geleceği etkileyecek trendleri takip etmeleri, şirketlerinin şimdiki, gelecekteki sahip ve yöneticilerini bu konuda teşvik etmeleri gerektiğine inanıyorum. “TİMDER, sektörümüz için önemli bir örgütlenme ve dayanışma aracı.” TİMDER, sektörümüz için önemli bir örgütlenme ve dayanışma aracı. Tesisat ve inşaat malzemecilerini buluşturan, dergi, panel ve konferansları aracılığıyla sektörü bilgilendiren yapısıyla sektörümüzde önemli bir yeri var. Naçizane bir öneri sunmam gerekirse; dernek faaliyetleri kapsamında, üyelerin alım-satım yapabileceği bir ortak satın alma modeli geliştirilebilir. Dernek yönetimi bu konuda bir model geliştirebilirse, üyelerin daha aktif olarak katılım göstermeye başladığına şahit olabilirler.
GEÇERKEN UĞRADIK / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
sisteminin kurulamamasıdır. Yukarıda bahsettiğimiz şekilde çalışan, bayilikleri olmayan yapıların, internet üzerinde her türlü markayı bayi alış rakamlarının da altında fiyatlarla satması, distribütörlerin de bu duruma hukuki boşluklardan dolayı müdahale edememesi, faaliyet alanımızdaki ticari hayatın sürdürülmesi konusunda diğer engellerden biri haline geldi. Bir an evvel ticaret hayatımızdaki yasa boşluğunun ortadan kaldırılması sektörümüz için en faydalı işlerden biri olacaktır.
51
AGT, IKINCI MDF, ÜÇÜNCÜ PARKE VE DÖRDÜNCÜ PRESS YATIRIMLARINI TAMAMLADI! Laminant parke ve ahşap bazlı panel sektörünün öncü markalarından AGT, toplamda 750 milyon TL’yi bulan ikinci MDF, üçüncü parke ve dördüncü press yatırımlarını tamamladı. Yeni yatırımlarıyla üretim kapasitesini yaklaşık iki katına çıkaran AGT, yurt içi ve ihracat satışlarındaki artış ile Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya devam ederken, global pazardaki gücünü artıracak.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Ulusal ve uluslararası pazarda MDF, MDF-LAM, panel, profil ve parke üreterek, beş kıtada 80’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren AGT, üretim kapasitesini yaklaşık iki katına çıkaracak büyüme yatırımını tamamladı.
52
750 milyon TL’lik yatırım ile ikinci MDF hattını hayata geçiren AGT, yıllık kapasitesini 1 milyon metreküp MDF ve 40 milyon metrekare laminant parke seviyelerine çıkardı. Yeni yatırım ve artan üretim kapasitesiyle ülke ekonomisine ve istihdamına katkıda bulunduklarını ifade eden AGT Genel Müdürü Sevdil Yıldırım, dünya markası olma vizyonu ile faaliyet gösteren bir Türk markası olarak global pazardaki güçlerini, yenilikçi ve katma değerli üretimle artıracaklarını dile getirdi. Tesislerinin faaliyet gösterdiği Antalya bölgesinde istihdama önemli ölçüde destek olduklarının da altını çizen Yıldırım, yeni yatırımla dolaylı olarak yaklaşık 25 bin kişilik bir iş gücü hacmi yarattıklarını ifade etti. “Faaliyetlerimiz sayesinde yarattığımız
değer, Türkiye ekonomisine, bayilerimiz ve tedarikçilerimiz başta olmak üzere tüm iş ortaklarımıza, çalışanlarımıza, toplumsal paydaşlarımıza katkı sağlıyor. Yıllar itibarıyla iddiamızı daha da yukarıya taşıdığımız ihracatımızla sektörümüzü global arenada bir üst lige taşırken, aynı zamanda ülkemizin döviz girdilerine, Türk şirketlerinin yurt dışında bilinirliğine de destek olmaya devam ediyoruz.” Türkiye ekonomisinin küresel ekonomideki payının yaklaşık %1 olduğuna dikkat çeken Yıldırım, Türk Ağaç ve Orman Endüstrisi’nin dünya
ekonomisindeki payının ise %10’un üzerinde olduğunu; yeni yatırımlarıyla birlikte AGT’nin gerçekleştireceği ihracatla cari açığın kapanmasına sektör dinamikleri el verdiği ölçüde katkı sağlamayı hedeflediklerini de vurguladı. AGT olarak sektörün ciro ihracat oranı lideri olduklarını da ekleyen AGT Genel Müdürü Sevdil Yıldırım; Kanada’dan Yeni Zelanda’ya, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar birçok ülkedeki AGT kullanıcılarının hayatını güzelleştirdiklerini, yeni yatırımla sadece hacimde değil Ar-Ge gibi alanlarda fark yaratacak iş modelleriyle hedeflerini daha da büyüteceklerini belirtti.
JADE KLASİK ÇİZGİLER, GÖRKEMLİ ŞIKLIK...
BORUSAN MANNESMANN’DAN MEKANIK TESISAT SEKTÖRÜNE “BORU HATTI” UYGULAMASI!
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Borusan Mannesmann, yeni uygulaması Boru Hattı ile mekanik tesisat sektörü profesyonellerinin çelik boru ile ilgili bilgi alabileceği güçlü bir kanal sunuyor. Üstelik uygulama içinde hesaplamalar ve sektörle ilgili haberler de yer alıyor!
54
Borusan Mannesmann, demir-çelik sanayinin dijital teknolojileri süreçlerine en hızlı adapte eden şirketi olarak paydaşlarına farklı çözümlerle ulaşmaya devam ediyor. Şirket mekanik tesisat sektöründe çalışan mühendis ve uzmanların Borusan Mannesmann ürünlerine, bayilerine ve satış yöneticilerine daha kolay erişmelerini mümkün kılan yeni bir uygulamayı hizmete sundu. Boru Hattı adı verilen yeni uygulama mekanik tesisat sektöründe çalışan inşaat firmalarının mekanik koordinatörlerinin, mekanik proje firmalarında çalışanların ve mekanik taahhüt şirketlerindeki mühendis ve satın alma görevlilerinin yoğun iş tempolarını azaltan, hayatlarını kolaylaştıran çözümler getiriyor.
Borusan Mannesmann bir tık ötede! Boru Hattı uygulaması içerisinde güncel, sektörel ve finansal haberlerin paylaşılacağı bir akış yer alırken boru metraj ve hacimlerini hesaplayan bir hesap makinesi ve güncel fiyat hesaplama araçları üzerinden de teklif alma süreçlerini hızla yürütebilecekler.
Borusan Mannesmann tarafından hazırlanan mobil uygulamaya üyelikle ve üye olmadan katılmak mümkün. Ancak uygulama üye olan kullanıcılara özel olarak satış yöneticisi atanması ve talep listelerinin teklif dosyası haline getirilmesi vb bir çok farklı avantaj da sunuyor.
Kullanıcılar ayrıca kendilerine en yakın Borusan Mannesmann bayisine erişebilecek, kişiye özel satış yöneticilerine tek tıkla ulaşabilecek ve Borusan Mannesmann katalogları, kalite belgeleri, ürün değerlendirme ekranları ve satışı yapılan boruların kimlik kartı olarak adlandırılabilecek MTC belgelerine de hızla erişebilecekler.
Uygulama tüm mekanik tesisat profesyonellerinin Borusan Mannesmann’a kolayca ulaşabilmelerini, ürünler hakkında detaylı bilgi alabilmelerini, mekanik tesisat sektöründeki gelişmelere, finans ve ürün haberlerine mobil iletişim cihazları üzerinden erişim sağlamalarını hedefliyor.
BOSCH TERMOTEKNOLOJI, ‘MEC OPTIMIZE DIJITAL VERIMLILIK ASISTANI’ ILE KESINTISIZ VE VERIMLI SISTEM IŞLETIMI SAĞLIYOR
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Hayatı kolaylaştıran iklimlendirme çözümleri sunan Bosch Termoteknik, endüstriyel kazan sistemleri için geliştirdiği “MEC Optimize Dijital Verimlilik Asistanı” ile kullanıcılara kişiselleştirilmiş hizmet sağlıyor.
56
Bosch Termoteknoloji, ticari ve endüstriyel alandaki buhar ve sıcak su kazanları, havalandırma ve soğutma sistemleriyle kullanıcılara ihtiyaçları olan yüksek verimli çözümleri sunuyor. Bu çözümlere bir yenisini ekleyen Bosch, endüstriyel kazan sistemleri için kontrol sistemine entegre akıllı izleme ve optimizasyon aracı olan MEC Optimize “Dijital Verimlilik Asistanı”nı geliştirdi. Kazan sisteminden ve bağlantılı sistem bileşenlerinden tüm verileri toplayarak en doğru şekilde analiz gerçekleştiren Dijital Verimlilik Asistanı, ilgili analizleri sistem ömrü boyunca saklayabiliyor. Aynı zamanda enerji tüketiminde meydana gelen artışları belirleyerek buna göre kazanların işletim modunu da değerlendiriyor. Böylece sistem verimi sürekli takip edilmiş oluyor. Bununla birlikte MEC Optimize ile, işletim karakteristikleri temel
alınarak kazan komponentleri bazında yıpranma süreleri tahmin ediliyor; bakım, onarım süreleri kullanıcılara bildiriliyor. Verimliliği arttıracak önlemler sunan Dijital Verimlilik Asistanı, kullanıcılarını bu bilgileri nasıl uygulayabileceği konusunda yönlendiriyor. Kazan işletim veri defteri ile akıllı ve kişiselleştirilmiş hizmet Kullanım kılavuzları gibi sistem ile ilgili tüm önemli dokümanlar dijital olarak MEC Optimize Asistanı’na kayıtlı bulunuyor ve operatöre bu şekilde sunuluyor. MEC Optimize üzerinden kazan işletim veri defteri de tutulabiliyor. İlgili ölçümleri periyotlar halinde kazan işletim veri defterine giren kazan operatörü, ihtiyacı olan tüm işlemleri kolaylıkla gerçekleştirebiliyor.. Sistemin sahip olduğu onay veya arşiv maksatlı dışa aktarma fonksiyonu ile
veriler çeşitli formatlarda tekrardan dışa aktarılabiliyor. Akıllı kazan işletim veri defteri girilen verileri kontrol ederek üretici gereklilikleri ile karşılaştırıyor ve herhangi bir sorun olması durumunda önleyici aksiyon önerileri sunuyor. Böylece Dijital Verimlilik Asistanı kişiselleştirilmiş hizmet sağlamış oluyor. Kapsamlı ve şeffaf veri görüntüleme Bosch MEC Optimize Dijital Verimlilik Asistanı kullanım kolaylığı sağlayan ara yüzüyle; kazan sisteminin durumuna akıllıca yapılandırılmış genel bakış sağlıyor ve sistem verilerinin net olarak gösteriyor. Bosch Termoteknoloji, endüstriyel sistemlerin sağlıklı ve verimli işletimi için geliştirdiği MEC Optimize Dijital Verimlilik Asistanı ile ihtiyaç duydukları her an kullanıcılara destek oluyor.
DEFNE KOZ IMZALI FOGLIA BANYO SERISI ILE CREAVIT’E 3 BÜYÜK ÖDÜL BIRDEN Yenilikçi ve tasarım odaklı ürünleri kullanıcısıyla buluşturmaya odaklanan Creavit, dünyaca ünlü Türk tasarımcı Defne Koz ile güçlerini birleştirerek tasarladığı yeni banyo koleksiyonu Foglia ile uluslararası 3 büyük yarışmada birden ödüle layık görüldü. Seramik sağlık gereçleri ve banyo mobilyası kategorilerinde, IDA, A’Design ve BIGSEE yarışmalarında ödül kazanan Foglia, sürdürülebilir ve estetik tasarım yaklaşımıyla büyük beğeni topladı. Defne Koz, Foglia’yı tasarlarken, suyu bir hacim içerisine hapsetmek yerine, onu yücelten, narin hafif kavisli yüzeylerden ilham aldığını
vurguluyor. Foglia İtalyanca yaprak demek. Klozet, lavabo, armatür ve banyo mobilyalarından oluşan Foglia koleksiyonu, çizgileriyle akışkan, kıvrımlı, doğal, zarif, ince ve organik. Tıpkı bir yaprak gibi. Doğanın kusursuzluğu Her detayında doğayı yansıtan Foglia, su ile kusursuz bir uyum sağlıyor. Banyo mobilyasından armatüre, lavabodan klozete kadar banyoyu oluşturan tüm elementler, yumuşak kıvrımlarla ve zarif çizgilerle birbirini tamamlıyor. Doğanın korunması ve yaşam kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması için tasarımdan üretime
her ayrıntısı özenle düşünülen Foglia, daha az ve doğal malzeme kullanımıyla, ilham kaynağına duyduğu saygıyı gösteriyor. İnsan için daha fazla boşluk yaratarak, banyoda rahatlatıcı ve dingin bir ortam sunan minimal tasarımı, doğanın zarafetiyle bir araya getiren Foglia, hem ruha hem bedene hitap ediyor.
BUDERUS, MIXX AWARDS’TA ALTIN ÖDÜLÜN SAHIBI OLDU! Buderus, Türkiye’nin En İyi Kombi Ustası Projesi ile dünyada 47 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi tarafından 10. kez düzenlenen MIXX Awards’ta B2B kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi oldu.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Dünyada 47 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi tarafından 10. kez düzenlenen MIXX Awards’un bu yılki kazananları belirlendi. 3 Mart’ta Four Seasons Bosphorus İstanbul Otel’de gerçekleşen ve sunuculuğunu Jülide Ateş ve Kıvanç Talu’nun yaptığı törende 15 kategoride 129 ödül verildi.
58
10 yıldır dijital pazarlama iletişimi alanında yapılan tanıtım faaliyetlerinin yaratıcılık, performans ve yenilikçilik ekseninde değerlendirildiği MIXX Awards Türkiye’de markalar bu yıl 15 farklı kategoride yarıştı. Buderus, 2019 yılında gerçekleştirdiği projesi Türkiye’nin En İyi Kombi Ustası ile B2B kategorisinde Altın Ödül’ün sahibi oldu. Kombinin Ustası Yarışması hakkında; Türkiye’nin ilk ve tek, interaktif ve canlı kombi ustası yarışması online ve büyük final olmak üzere iki etaptan oluştu. Online etapta kombininustasi.com mikrositesi üzerinden yarışmaya katılan ustalar, sorulan soruları en doğru ve
hızlı cevaplamaya çalıştılar. “Günün Buderus Bonus Sorusu” ve “Arkadaşını Davet Et” gibi ek modüllerle ekstra puan topladılar. Online etabı başarı ile bitiren ilk 15 usta, DasDas’ta düzenlenen ve Buderus Türkiye YouTube kanalından yarışma ile aynı anda canlı yayınlanan,
sektörün önemli markalarının da destek verdiği ödüllü etkinlikte kombi montajından değişimine farklı konularda yarışıp bilgi ve becerilerini gösterdiler. Yarışma sonunda ilk 3’e giren ustalar ve online platformda en çok beğeni alan “Gönüllerin Ustası” ödüllerin sahibi oldu.
DAIKIN, FABRIKASININ ENERJISINI KENDI ÜRETECEK
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Daikin, çevre dostu çalışmalarına bir yenisini ekleyerek Hendek’teki fabrikasının ihtiyacı olan enerjiyi üretmek üzere Güneş Enerjili Sistem (GES) kuruyor. 5.760 kWp güç kapasitesine sahip olan sistem, Daikin Hendek Fabrika’nın 2019 yılı enerji harcaması baz alınarak yapılan hesaplara göre ihtiyacın %60’ını üretmiş olacak. Fabrikada halen yapımı süren hatların tamamlanmasıyla bu oran %75’e varacak. Büyük ölçekli projelerdeki başarısıyla bilinen Kontek Enerji tarafından gerçekleştirilecek olan proje Temmuz 2020’de devreye alınacak. Yatırım maliyeti 3 milyon dolar olan GES projesi 6.5 yılda kendini amorti edecek.
60
Çevreci uygulamaları ile bilinen Daikin, hem bu misyonunu yerine getirmek hem de üretim maliyetlerindeki enerji girdisini kontrol edilebilir kılmak için kendi enerjisini üretmeye hazırlanıyor. Bu amaçla önemli GES projelerinde imzası olan Kontek Enerji’nin solar birimi olan Konar firmasıyla anlaşma imzalayan Daikin, yatırım maliyeti 3 milyon dolar olan projeyle 5.760 kWp güç üreterek ihtiyacının büyük bölümünü karşılamayı hedefliyor. 20 Şubat 2020 tarihi itibariyle yapımına başlanan proje Haziran ayında bitirilecek ve Temmuz ayı içinde devreye alınarak yaz güneşinden maksimum fayda sağlanacak. Bu yolla enerjisinin %60’ını kendi üretecek olan Daikin, enerji maliyetlerinden büyük oranda tasarruf sağlarken çevreye de hizmet etmiş olacak. Türkiye güneş alma süresi açısından dünyanın şanslı ülkelerinden biri. Ülkemize göre bu şansı daha az olan ülkelerde bile konutlar kendi elektriğini güneş enerjisinden üretiyor. GES projelerinde kullanılan güneş enerjisi temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olması nedeniyle büyük tasarruf sağlıyor.
yenilenebilir enerji kaynaklarına olan bağlılığının bir göstergesi niteliğinde. İklim krizinin yaşandığı günümüzde temiz enerjiye ulaşmak herkesin sorumluluğudur. Üretim faaliyetlerimiz için Hendek Fabrikamızda yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyoruz. Bir GES projesi uygulayarak Daikin’in çevre misyonunu hayata geçirirken maliyetlerimizi de daha kontrol edilebilir hale getirmeyi amaçladık. Sektörünün referans şirketi Kontek tarafından yapılan GES’in yatırım maliyeti 3 milyon dolar olarak belirlendi. Kontek firması ile yola devam kararımızı; kendi sektörlerinin en iyi firmalarından biri olarak gerekli teknik yetkinliğe sahip olmaları ve işlerine hakimiyetlerinin yanı sıra yaptığımız proje ve firma ziyaretlerinde de kendilerini Daikin’in çevre bilinci ve etik değerlerine daha yakın bulduğumuz için verdik. Şubat 2020 tarihinde yapımı başlayan projemiz, Temmuz ayında devreye alındığında fabrikamızın geçtiğimiz yıl kullandığı enerjinin %60’ını üretebilecek. Projeyle karbondioksit salımı yılda 4 bin 186 ton azalırken 349 bin ağaç kurtulacak.”
Temiz enerji ve çevre misyonu GES projesi hakkında görüşlerini paylaşan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder şu bilgileri veriyor: “Bu proje Daikin’in kurum kültürünün önemli bir parçası olan çevre misyonu ve
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yolu açtı 2019 yılında EPDK tarafından yapılan mevzuat değişikliği kendi ihtiyacı için elektrik üretmek isteyen şirketlerin önünü açarak bu alana
yatırım yapılmasına olanak verdi. Sağlanan bu fırsattan yararlanmak isteyen Daikin, Çatı GES projesi için süreci başlattı. Mevzuata göre 5.0 MW üst limitini kullanan Daikin, gerekli izinleri alarak kendi alanının inovatif şirketi Kontek ile anlaşma imzaladı. 25 yıla dayanan tecrübesinin yanı sıra fabrikalarda uygulanan GES projeleri için özel olarak geliştirdiği Power Plant Controller çözümü sunan Kontek, elektrik ve otomasyon uygulamalarıyla da dikkat çekiyor. GES projesinde 14 bin 400 adet 400 Wp PV Panel, 82.2 kW 60 adet inverter, 7 bin 200 optimizer kullanılacak. Toplam 28 bin 900 metrekarelik bir çatı alanını kapsayan sistem, 5.760 kWp kapasiteye sahip. Çatı GES Daikin’e ne kazandıracak? Hendek Fabrika, 2019 yılında yaklaşık 12 milyon kwh elektrik harcayarak 4 milyon 700 bin TL elektrik kullanım bedeli ödemesi gerçekleştirdi. Devreye girecek GES’in ilk yıl için yaklaşık 7 milyon kwh elektrik üretmesi öngörülüyor. Sistem devreye girdiğinde 2019 yılı baz alınarak yapılan hesaplamalara göre fabrikanın ihtiyacı olan elektriğin %60’ını üretmiş olacak. Fabrikada halen yapımı süren hatların tamamlanmasıyla bu oranın %75’e varması hedefleniyor. Daikin’in çevre ve sürdürülebilir enerji misyonuna hizmet eden ve 3 milyon dolar yatırım bedeline sahip olan GES, 6.5 yıl içinde kendini amorti ediyor.
DemirDöküm GÖRÜNTÜLÜ KEŞIF HIZMETINE BAŞLADI DemirDöküm, tüketici dostu hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Koronavirüs nedeniyle içinde bulunduğumuz sosyal izolasyon sürecinde satış sonrası hizmetlerde müşterilerine kesintisiz hizmet sunmaya devam eden DemirDöküm, görüntülü keşif hizmetine başladı. Türkiye’nin dört bir yanındaki tüketiciler, ev ve ofisleri için en ideal yoğuşmalı kombiye DemirDöküm mühendislerinin ücretsiz görüntülü danışmanlık hizmetiyle ulaşma şansı bulacak.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
DemirDöküm, müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Ürünleriyle Türkiye’ye ve dünyanın 50 ülkesine ısı konforu sunan DemirDöküm; kombisini değiştirmek veya yeni bir yoğuşmalı kombi almak isteyen müşterileri için ücretsiz danışmanlık hizmetini görüntülü olarak verecek.
62
Sosyal izolasyon sürecinde müşterilerinin ve iş ortaklarının hayatını kolaylaştırmak için kombi keşfine video hizmeti ekleyen DemirDöküm, sağlık çekincelerini de ortadan kaldırıyor. Demirdokum.com.tr internet sitesi üzerinden hayata geçirilen ücretsiz danışmanlık hizmeti ile tüketiciler bilgisayarları ya da akılı telefonları aracılığıyla kombi keşfi için talep oluşturabilecek. DemirDöküm yetkili satıcıları, 24 saat içerisinde gelen taleplere yanıt verip, video konferans üzerinden evin büyüklüğü, konumu, yalıtımı doğrultusunda danışmanlık hizmeti vererek en geç 48 saat içinde müşteri talebi ve mekâna uygun seçimleri sunacak.
Hijyen ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde DemirDöküm’ün çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattından müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunmaya devam ettiğini hatırlatan DemirDöküm Pazarlama Direktörü Bilge Kıran, “Koronavirüs vakasının ilk görüldüğü günden itibaren çalışma koşullarımızı hızlıca değiştirip güvenlik önlemlerimizi üst seviyeye çıkardık. Servis çalışanlarımız sahada yeni cihaz devreye alım ve arıza işlemlerinde kesintisiz hizmete maske, gözlük, eldiven ve özel tulumlarla devam ediyor. İki yıldır sunduğumuz ücretsiz keşif hizmetimizde bayilerimiz tüketicilerimizin evine giderek 48 saat içinde detaylı bir rapor hazırlayıp doğru kombi seçimi konusunda yönlendirmede bulunuyordu. Salgın sürecinde aldığımız önlemlere ek olarak bu yeni hizmetimizle tüketicilerde sağlık açısından oluşan çekincelerin bir adım daha önüne geçmiş olacağız. Video üzerinden keşif sürecini daha da hızlandıracağız ve talepleri karşılayacağız. Tüketicilerimizin
DemirDöküm Pazarlama Direktörü Bilge Kıran
yapması gereken tek şey internet sitemiz üzerinden keşif formunu doldurmak” dedi.
EGE SERAMIK A.Ş. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI GERÇEKLEŞTIRILDI
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Ege Seramik AŞ 2019 yılı hesap dönemine ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısı 11 Haziran Perşembe günü İzmir Kemalpaşa’da gerçekleştirildi. 2019 yılı içerisinde gerçekleştirilen faaliyetler ve diğer gündem maddeleri ortaklar ve pay sahiplerine aktarıldı. Ege Seramik, bu yıl da geleneğini bozmayarak, ortaklarına düzenli kâr dağıtımını devam ettirmiş oldu.
64
Genel Kurul toplantısında alınan kararlar sonrası, Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu yeniden yapılandırıldı. Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Polat Genel Kurul sonrası yaptığı açıklamada; “Geçtiğimiz yıl zorlu ekonomik süreçlerin yansımalarına rağmen ürünlerimizi hem ulusal hem de uluslararası pazarlara sunmaya tüm hızımızla devam ederek, sektördeki gücümüzü daha da ileri taşıdık. Ege Seramik her zaman olduğu gibi, bu yıl da zorlu süreçleri, bilgi, birikim ve tecrübesi ile kolaylıkla aşmıştır. Geleneğimizi bozmayarak, bu yıl da ortaklarımıza kâr dağıtıyor olduğumuz için gururluyuz. Geçtiğimiz ay Yönetim Kurulumuzda aldığımız kararlar ile, grup şirketlerimiz içerisinde farklı görevler üstlenen, başarı grafiğimizin her geçen gün artmasına katkı sağlayan değerli yöneticilerimizin atamalarını gerçekleştirdik. Mayıs ayında yapılan
atamalarda, şirketimizin Genel Müdürü Göksen Yedigüller’i Operasyon Grup Başkanlığı görevine, Grup şirketlerimizden Ege Vitrifiye AŞ’nin Genel Müdürü Merter Savaş’ı ise Ege Seramik Genel Müdürlüğü görevine getirdik. Yöneticilerimizin başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca Genel Kurulumuzda üst yönetim kadememizde ve yönetim kurullarımızda da yeni dönemde bazı değişiklikler planladık. Bu değişikliklerde ne mutlu bize ki, çok değerli yöneticilerimizle hala birlikte, ancak farklı kulvarlarda çalışmaya ve kendilerinin bilgi, birikim ve tecrübelerinden faydalanmaya devam ediyoruz. Yönetim Kurulu Üyemiz İbrahim Fikret Polat Yönetim Kurulu Başkan Vekili olurken, İbrahim Polat Holding CFO’su Nilgün Aytekin ve Operasyon Grup Başkanı, Göksen Yedigüller Yönetim Kurulumuzda ilk defa yer alacaklar. Çok uzun yıllardır Yönetim Kurulumuzda görev alarak, şirketimizin stratejik kararlarında ve kilometre taşlarımızda çok önemli katkıları olan İbrahim Polat Holding CEO’su Baran Demir’e şirketimiz adına teşekkürlerimizi sunarım. Holding CEO’muz olarak katkılarını ve desteğini ilerleyen günlerde de almaya devam edeceğiz. 45 yıldır Ege Seramik AŞ bünyesinde birçok görev alan ve şirketimizin kuruluşundan itibaren bu
önemli konuma gelmesinde çok büyük katkıları olan Bülent Zıhnalı’ya bütün Ege Seramik ailesi adına teşekkür ederim. Bundan sonraki süreçte vizyonu ve tecrübeleri ile Yönetim Kurulu Danışmanımız olarak şirketimize destek vermeye devam edecektir. Ayrıca kadınların iş yaşamına kattığı pozitif değere olan inancımızı, Yönetim Kurulu içerisinde, Holdingimizin CFO’su Nilgün Aytekin’e yer vererek daha da güçlendirdik. Böylece yönetim kurullarında en fazla kadın üyesi oranına sahip şirketlerden biri olma ünvanımızı da perçinlemiş olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu vesile ile, yönetim kurullarımızda daha önce görev yapmış ve bugünlere gelinmesinde rol oynamış tüm yönetim kurulu üyelerimize katkıları için teşekkür ediyorum. Bu yıl tüm dünyanın karşılaşmış olduğu çok daha zorlu şartların ve durumların etkilerine rağmen yarım asırı aşkın tecrübemiz ile süreçleri güç kaybetmeden ilerletiyor, her gün gelişen vizyonumuz ve yenilenen yapımız ile sağlam adımlarla üretimlerimize devam ediyoruz. Bu zorlu dönemde özverilerini ve emeklerini her daim hissettiğim, bu ailenin ve başarıların bir parçası olan tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Markamızın gücünü, firmamızın başarılarını birlikte korumaya ve daha da geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.
ETNA’NIN IHRACAT ATAĞI DEVAM EDIYOR 40 yılı aşkın üretim tecrübesi ile pompa teknolojileri sektöründe yeniliklere öncülük eden ETNA, ihracat kanalındaki satışlarını ve ihracat gelirlerinin toplam ciro içindeki payını yıldan yıla katlayarak arttırıyor.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
40 yılı aşkın üretim tecrübesi ile pompa teknolojileri sektöründe yeniliklere öncülük eden ETNA, Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde güvenle tercih ediliyor ve kullanılıyor.
66
ETNA; ihracat kanalındaki satışlarını ve ihracat gelirlerinin toplam ciro içindeki payını yıldan yıla katlayarak arttırıyor. 2019 yılı 12 aylık satış gerçekleşme sonuçlarına göre şirketin ihracatı, USD bazlı olarak bir önceki seneye göre %102 oranında artış gerçekleştirdi. Söz konusu ihracat artışının temelinde, hedef pazarlardaki direkt müşteri ziyaretleri, sosyal medya tanıtım faaliyetleri vb. agresif satış-pazarlama faaliyetleri yer alıyor. Bu kapsamda 2019 yılı içerisinde; Aquatherm-Moskova ve Securica Moskova fuarlarına direkt katılım gerçekleştirilmiş olup, benzer şekilde Nijerya’da gerçekleştirilen ve ülkenin önde gelen proje & mühendislik ofislerinin katıldığı eğitim-seminer organizasyonuna katılım sağlandı. Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan’da düzenlenen sektörel fuarlara ise
yerel bayiler aracılığıyla katılım gerçekleştirildi. İhraç edilen ürünler arasında; frekans kontrollü hidrofor sistemleri, TS EN12845 ve NFPA20 standartlarına uygun yangın pompaları, atık su drenaj pompaları, uçtan emişli norm pompalar ve in-line sirkülasyon pompaları, mobil yangın söndürme & su tahliye pompası (Hızır) belirgin olarak öne çıkmakta olup, ağırlıklı olarak satışlar Yunanistan, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Gürcistan, Irak, Azerbaycan, Mısır, Malta, Etiyopya, Nijerya, Bangladeş, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapıldı. Son bir yıl içerisinde bu listeye İran, Çin Halk Cumhuriyeti, Mauritius, Cezayir, Türkmenistan, Rusya, Vietnam da eklendi. İhracat gerçekleştirilen ülkeler arasında Çin Halk Cumhuriyeti ayrı bir öneme sahip. Söz konusu ülkeye son olarak Avrupa Birliği ErP-ecodesign kriterlerine uygun in-line kuru rotorlu sirkülasyon pompaları ihracatı gerçekleştirilerek, üretim gücü ile dünyayı domine eden Çin’e bu tarz enerji
verimliliği yüksek, katma değerli ürün satışı gerçekleştirmek ETNA’nın ihracat başarısını da perçinlemiş oldu. ETNA, 8-11 Eylül 2020 tarihleri arasından Milano-Italya’da düzenlenecek MCE2020 fuarına direkt katılım gerçekleştirerek, Kasım 2020’de Kahire-Mısır’da düzenlenecek FIREX fuarına ise yerel temsilci firma ile katılarak yeni ihracat noktalarına erişmeyi planlıyor. Yeni pazarlara erişmekte yüksek katkısı olacak EA serisi uçtan emişli (norm tip) pompalara FM Approvals onayı alınması ise tamamlanmış durumda. ETNA, 500/750/1000 gpm debi ve 112-195 psi basınç aralığındaki yangın pompası taleplerini “FM onaylı” olarak karşılayabiliyor. ETNA, her üreticinin ana hedefinin dünyaya satış olması gerektiğine inanarak, bu doğrultuda üretim kalitesi ve uluslararası sertifikasyonları dünya ile yarışacak şekilde güncel tutarak bu yarışın içerisinde aktif çaba gösteriyor.
FORM, YERLI ÜRETIMDE BÜYÜYOR: LENNOX PAKET KLIMALARDA ÜRÜN GAMI GENIŞLEDI
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Form Şirketler Grubu, 2019’da Amerikan Lennox firması ile imzaladığı lisans anlaşması kapsamında Türkiye’de üretimine başladığı Lennox paket klimalarda üretim atağına geçti. Şimdiye kadar Lennox’un 80 kW üstü kapasitelerdeki paket klimalarını üreten Form, Mart 2020 itibariyle üretim ağını genişleterek 20 kW’dan 250 kW’a kadar farklı kapasite ve modellerde üretim yapmaya başladı.
68
55 yıllık Form Şirketler Grubu bünyesindeki Form Endüstri Ürünleri, Türkiye ve dünyada tek lisanslı üreticisi olduğu Lennox marka paket klimalardaki üretim kapasitesini genişletti. Dünyanın en büyük paket klima üreticilerinden Amerikan Lennox firmasının 37 yıldır Türkiye’deki satış faaliyetlerini sürdüren Form, 2019 başlarında marka ile imzaladığı lisans anlaşması kapsamında İzmir’de bulunan üretim tesislerinde Lennox marka paket klimaları yerli olarak üretiyor. Anlaşma aynı zamanda 100 yıllık bir tarihe sahip olan Lennox tarafından uluslararası pazarlarda paket klima için verilen ilk ve tek üretim lisansı olma özelliğini de taşıyor.
2019 yılı boyunca 80 kW üstü kapasitelerde Lennox markalı paket klimaların üretimini yapan Form, Mart 2020’den itibaren 20 kW’dan 250 kW’a kadar geniş bir yelpazede Lennox paket klimaların seri üretimine başlayarak bu alandaki yerli üretim faaliyetini genişletti. Flexair serisine ek olarak Baltic serisi Lennox paket klimalar da artık Form tarafından üretiliyor. Türkiye’de imal edilen Lennox paket klimalar %51’in üzerinde yerli ekipman ve işçilik içeriyor ve cihazların yerli malı belgesi de mevcut. Form tarafından Türkiye’de Lennox lisansıyla üretilen yerli üretim paket klimalar geniş ürün yelpazesine ek olarak, kısa teslimat süreleri, lojistik kolaylıklar
ve fiyat avantajlarıyla da yatırımcı ve uygulamacılara önemli avantajlar sağlıyor. Form’un İzmir’deki üretim tesislerinde 2 milyon Euro’luk bir yatırımla oluşturulan sadece Lennox’a özel bir üretim hattı bulunuyor. Lennox markasıyla Türkiye’de paket klima pazarının oluşumuna öncülük eden Form’un bu alandaki hedefi, paket klimaların uygulama alanlarını çoğaltmak ve lideri olduğu piyasanın gelişimine paralel olarak pazar payını daha da arttırmak. Form, Lennox markası ile Türkiye pazarında %50’ye yakın bir pazar payına ve binlerce cihazlık referansa sahip.
Göz Alıcı
BANYO AKSESUARLARI ZEUGMA SERİSİ
PHASELIS SERİSİ
DİCLE SERİSİ
MİLET SERİSİ
SELÇUK SERİSİ
TRUVA SERİSİ
KAÇKAR
NAME SERİSİ
EKSPERT SERİSİ
GF HAKAN PLASTIK’TEN TÜRKIYE’NIN MERKEZINE LOJISTIK YATIRIM Stok yönetimi ve lojistik konusunda verimliliğin ve hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik başlattığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyen GF Hakan Plastik, Ankara’da açtığı Dağıtım Merkezi ile plastik boru sektöründe bir ilke imza attı. Türkiye’nin merkez noktası olan Ankara’da 6.500 m²’lik bir depolama alanına sahip merkez, ortalama 320 ton ürün ile günlük minimum 5 araç yükleme kapasitesine sahip bulunuyor. Stok yönetimi ve lojistik konusunda verimliliğin ve hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik başlattığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyen GF Hakan Plastik, Ankara’da açtığı Dağıtım Merkezi ile sektörde bir ilke de imza attı.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
GF Hakan Plastik’in Ankara Dağıtım Merkezi’nde çözüm ortağı ise dünya genelinde müşterilerine özel tedarik zinciri çözümleri sunan CEVA Lojistik oldu.
70
Plastik boru sektöründe bir ilk Georg Fischer Global Tedarik Zinciri Birimi’nin 2018 yılında başlattığı çalışma sonucunda faaliyete geçirilen Ankara Dağıtım Merkezi, plastik boru sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyor. Türkiye’nin merkez noktası olan Ankara’da 6.500 m²’lik bir depolama alanına sahip merkez, ortalama 320 ton ürün ile günlük minimum 5 araç yükleme kapasitesine sahip bulunuyor. GF Hakan Plastik, açmış olduğu merkez ile gelişen ve büyüyen dünya konjonktüründe müşterilerine daha hızlı malzeme tedariği, lojistik hizmetlerinde kalite ve yetkinliğin artırılmasının yanı sıra sevkiyat hatalarının minimize edilmesi ile daha yüksek kalitede çözümler sunmayı hedefliyor.
Daha önce Çerkezköy ve Şanlurfa üretim tesisleri ve Türkiye geneline hizmet eden 6 bölge deposu ile çalışmalarını sürdüren GF Hakan Plastik, dört bölge deposunu Ankara Dağıtım Merkezi’nde toplayarak maliyet, verimlilik ve profesyonel depolama konularında da daha etkin olmayı amaçlıyor. Çözüm ortağı CEVA Lojistik Ankara Dağıtım Merkezi’nde GF Hakan Plastik’in çözüm ortağı olarak tercihi ise CEVA Lojistik oldu. CEVA Lojistik ile iş birliği sürecini değerlendiren GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, “Yaklaşık 2 yıl önce tedarik zinciri birimimiz kapsamında başlattığımız çalışmalar sonucunda, lojistik alanında uzmanlaşmış ve profesyonel bir iş ortaklığının, kaynaklarımızı daha etkin ve verimli kullanmak adına olumlu katkılar sağlayacağını gördük. Bu yolculukta bizim için önemli olan, temel değerimizi paylaşacak ve müşteri ihtiyaçlarına en hızlı şekilde cevap verebilmemiz konusunda bize destek olacak bir çözüm ortağı ile ilerlemekti. Yapılan görüşmeler sonucunda müşteri merkezli yaklaşımı ve sahip olduğu güçlü dağıtım ağıyla CEVA Lojistik ile ilerlemeye karar verdik” dedi.
CEVA ile gerçekleştirilen 5 yıllık anlaşma, depo yönetiminin yanı sıra tüm Türkiye’ye komple taşımacılık hizmetini de kapsıyor. Pandemi döneminde başarılı bir takım çalışması 6 Nisan’da ilk sevkiyatın gerçekleştirildiği Ankara Dağıtım Merkezi, içinde bulunulan hassas dönem nedeni ile başarılı bir takım çalışmasını da ortaya koydu. Ocak-Nisan 2020 arasında bölge depolarının kapanışından dolayı müşterilerin etkilenmemesi için fabrikalardan ilave sevkiyatların yapılması; tüm depoların planlanan hedef tarihlerinde kapanışlarının sağlanması; ilgili birimler tarafından müşteri ziyaretleri ile süreç hakkında bilgi verilmesi, vb. süreçler ekipler arasında uyumla gerçekleştirildi. Ayrıca CEVA Lojistik ekibi tarafından Çerkezköy üretim tesisinden ürün teslim alma, depolama, sevk öncesi ürün hazırlama ve araç yükleme gibi konular sağlıklı bir şekilde yürütüldü. GF Hakan Plastik genişleyen ürün gamı, tedarik zinciri, satış sonrası hizmetleri, eğitimleri ve hizmet kalitesini artıran yaklaşımları ile sektörde öncü olmaya devam edecek.
MASDAF’IN YÜKSEK TEKNOLOJI “POMPA TEST STANDI” FAALIYETE GEÇTI Masdaf’ın son teknoloji ölçüm cihazları ve full otomasyona sahip kontrol sistemleri kullanılarak yaklaşık iki yıl süren Ar-Ge çalışmalarının sonucunda geliştirilen ve Düzce tesislerine kurulan ”Pompa Test Standı” ile pompaların performansı scada sistemi üzerinden anlık olarak izlenip, raporlanabiliyor.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Pompa sektörünün öncü markalarından Masdaf, 43 yıldır pompa teknolojilerine yaptığı yatırımlara bir yenisini daha ekleyerek yüksek standartlara sahip pompa teknolojilerini yeni geliştirdiği “pompa test standı”nda test edip, performanslarını ölçmeyi ve bu kapsamda Ar-Ge çalışmalarına yön vermeyi hedefliyor. Masdaf, Türkiye pompa sektöründe fark yaratan teknoloji yatırımıyla müşteri ve bayilerinin yanı sıra sektördeki pompa üreticilerine de hizmet vermeyi planlıyor.
72
Müşteri odaklı üretim anlayışı ile dünyanın dört bir yanına ihraç ettiği inovatif pompa teknolojilerinde yüksek müşteri memnuniyeti ve üstün müşteri deneyimi sağlamayı hedefleyen Masdaf, pompa test standıyla müşterilerine şeffaf ve ölçülebilir ürünler sunuyor. Bu sayede müşterilerinin satın aldıkları pompa teknolojilerinin yüksek kalite ve performansını henüz fabrikadan çıkmadan görebilmelerini sağlıyor. Pompa Testleri, ISO 9906 pompa test standardına uygun şekilde yapılıyor.
pompalar, yangın pompaları, kademeli pompalar, proses pompaları, dalgıç pompalar, kolonlu pompalar, kendinden emişli pompalar ve dişli pompalar”ın performansı scada sistemi üzerinden anlık olarak izlenip, raporlanabiliyor. Maksimum 10.000 m³/h lik bir debi kapasitesi ve Ø800 mm’lik ana besleme hatlarına sahip istasyonun, kot altı ve üstünde ciddi bir su hacmi bulunuyor. Diğer pompa firmalarında sorun teşkil eden yüksek kapasiteli ürünlerin NPSH testleri de seviye kontrollü olarak yapılabiliyor. Güçlü invertor altyapısıyla değişken devirlerde ürün test ederken, kalkış hızlarındaki kontrollü yapıyla da vanalar ve tesisatın anlık yüklenmelerine karşı koruma sağlıyor. Büyük debili ve güçteki pompaların testlerini otomatik olarak yapabilen test standının 630kw olan kurulu gücünün, orta gerilim yatırımıyla yükseltilmesi hedefleniyor. Test standında görev yapan 10 tonluk gezer köprü vinç sayesinde yüksek kapasite ve hacimdeki pompaların stant üzerine yerleşimi de rahatlıkla yapılabiliyor.
Masdaf’ın son teknoloji ölçüm cihazları ve kontrol sistemleri kullanılarak yaklaşık iki yıl süren Ar-Ge çalışmalarının sonucunda geliştirilen ve Düzce tesislerine kurulan ”Pompa Test Standı” ile“uçtan emişli pompalar, inline pompalar, ayrılabilir gövdeli çift emişli
Pompa teknolojilerinin titreşim ve uzun dönem dayanım testleri, ısınma problemi olmadan, izleme sistemleri ile kolaylıkla yapılabiliyor. Hatların uzunluğu ve yüksek su hacmi, tesisat üzerindeki akışı stabil kılarak santrifüj pompa ölçüm sistemlerini rahatlatıyor ve testlerdeki
hassasiyeti artırıyor. Masdaf, “Pompa Test Standı” ile ürünlerin test edilmesi sırasında manuel olarak yapılan vana açma-kapama işlemi ile yüksek debi ve basınç nedeniyle tehlike arz eden tüm işlemler, otomasyon sistemi üzerinden yapılabiliyor. Bu sayede hem teste katılan misafirlerin hem de operatörlerin güvenliğini maksimum seviyede tutuyor. Yarım asıra yaklaşan geçmişiyle pompa sektöründe birçok ilke imza atan Masdaf’ın Yönetim Kurulu Üyesi Denizhan Polatoğlu da konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Uzun ömürlülük ve yüksek kalite standartlarıyla ürettiğimiz inovatif pompa teknolojilerimizin performans test sonuçlarını, iş ortaklarımızla paylaşarak, şeffaf ve ölçülebilir olmayı hedefledik. Bu kapsamda geliştirdiğimiz yeni pompa test istasyonumuz ile sektörümüzün, ülkemizdeki gelişimine katkıda bulunuyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Yılların verdiği tecrübe ile sektörde birçok yeniliğe imza atan firmamızın iki yıl süren Ar-Ge çalışmalarının sonunda geliştirilen Pompa Test Standı, ulusal ve global müşterilerimizin yanı sıra pompa sektöründeki firmalara da hizmet verecek. Ayrıca bu test standımızın, TÜRKAK tarafından akredite edilmesine yönelik girişimlerin startını da yakın zaman içinde vermeyi planlıyoruz.”
Türkiye İtibar Akademisi tarafından bu sene 9’uncusu gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi (TİE) Araştırması’nda seramik kategorisinde birinciliği alan NG Kütahya Seramik, sektördeki duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yeni nesil tasarımları, dünyanın en büyük ebatlarına sahip inovatif ürünleri ve teknolojideki üstün gücüyle seramik sektörünün gelişimine yön veren NG Kütahya Seramik, bu iddiasını kamuoyundan aldığı alkışlarla her geçen gün destekleyen adımlar atıyor. “Made In Turkey” markasını dünyaya duyurarak, Türk tasarımı ve üretiminin üstün gücünü temsil eden marka, bir kez daha kamuoyunun takdirini kazandı. Bu kapsamda, Türkiye İtibar Akademisi adına, Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nün akademik
denetiminde ve raportörlüğünde gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi Araştırması sonuçlarına göre, seramik sektöründe “Türkiye’nin En İtibarlı Markası” seçildi. Türkiye’nin milli gücü olarak dünyada üstün temsil gücü Bilgisayar Destekli Telefon İle Arama Metodu Yöntemi kullanılarak, 72 ilde yaklaşık 12 bin kişi üzerinde yapılan araştırma çalışmasına katılanlar, seramik sektörünün en itibarlı markası olarak NG Kütahya Seramik’i gösterdi. NG Kütahya
Seramik, dünyanın en büyük seramik üreticilerinden İtalya ve İspanya’ya Türk ürünlerini ihraç eden, seramiğin doğduğu topraklar olan Çin pazarında aktif bir konumda yer alan global marka olarak attığı dev adımlara yenilerini eklemek üzere yeni başarı hikayelerinin izinden gidiyor. Sahip olduğu üstün teknolojisi, Ar-Ge ve inovasyondaki gücü, fark yaratan tasarımlarıyla kaliteli hizmet anlayışını bir araya getirerek, Türkiye’nin milli gücü olarak ülkemizin dünyadaki vitrinine değer kazandırmayı sürdürüyor.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
TÜRKIYE, SERAMIK SEKTÖRÜNÜN “EN ITIBARLI MARKASI” OLARAK NG KÜTAHYA SERAMIK’I GÖSTERDI
73
ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü Ceylin Akdemir
ODE YALITIM’DAN KORONAVIRÜS SÜRESINCE ÇALIŞANLARINA ONLINE EĞITIM PROGRAMI Yalıtım sektöründe dünya markası olma hedefine, tüm çalışanlarını odağına alarak ilerleyen ODE Yalıtım, çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sunmak için gerçekleştirdiği eğitimlerine koronavirüs salgını döneminde de aralıksız devam ediyor. Alanında uzman isimler tarafından online olarak verilen eğitimlerde, finanstan tedarik zincirine, deneyimsel pazarlamadan Endüstri 4.0’a kadar pek çok konu ele alınıyor.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Koronavirüsün etkilerini minimum düzeyde tutmak ve faaliyetlerine kesintisiz bir biçimde devam edebilmek amacıyla operasyonel süreçlerin eksiksiz devamlılığı için gerekli ekip sayısını tüm tedbirleri alarak minimuma indiren ve diğer tüm çalışanlarını gerekli teknik altyapıyı sağlayarak uzaktan çalışmaya yönlendiren ODE Yalıtım, bu süreçte çalışanlarının hem mesleki hem de kişisel gelişimlerine online eğitimler ile katkı sağlamaya devam ediyor.
74
Eğitimler şirket içi uzmanlar ve şirket dışından sektör profesyonelleri tarafından veriliyor Paydaşlarıyla birlikte büyüme misyonu doğrultusunda, 2018 yılında sektörde bir ilke imza atarak verdikleri tüm eğitim ve seminerleri ‘Paydaş Paylaşım Platformu’ adıyla tek çatı altında toplayan ODE Yalıtım, koronavirüsün getirdiği uzaktan çalışma sisteminde teknolojik altyapısını hızlıca yenileyerek platformda verilen eğitimleri online ortama taşıdı. Bu kapsamda dijital pazarlamadan iş güvenliğine, finanstan tedarik zincirine kadar pek çok konuyu kapsayan eğitimler, Nisan ayı itibarıyla haftada iki kez online olarak gerçekleştiriliyor. Biri şirket içinden bir uzman, diğeri ise
şirket dışından bir sektör profesyoneli tarafından verilen eğitimlerin kalıcı olarak devam etmesi planlanıyor. Ceylin Akdemir: “Bu dönemde öğrendiğimiz her yeni bilgi bize yeni beceriler kazandıracak.” Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de içinden geçtiğimiz bu zorlu belirsizlik sürecinde artan kaygı ile birlikte, şirketlerin üzerine her zamankinden daha fazla sorumluluk düştüğünü belirten ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü Ceylin Akdemir, “Böyle zamanların riskler kadar fırsatlar da barındırdığı için ‘oyun değiştirici’ nitelikte olduğunu unutmamalıyız. Elbette her şeyin başı sağlık fakat bununla birlikte bu dönemde öğrendiğimiz her şeyin, profesyonel gelişimimiz açısından önemli faydalar sağlayacağına ve iş dünyasına yeni beceriler kazandıracağına inanıyoruz. Bu bakış açısıyla ODE olarak bu dönemde en önemli önceliğimiz ekip arkadaşlarımızın sağlık durumlarını yakından takip etmek ve bu anlamda üzerimize düşen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmek. Diğer taraftan da bu ortamda hedeflerimizi gerçekleştirmek için gerekli
koşulları sağlayabilmek. Bu anlamda ilk günden bu yana gerekli tüm üst düzey operasyon ve hijyen tedbirlerini aldık, almaya devam ediyoruz. Böyle dönemler, profesyonellerin rutinde fırsat bulamadıkları mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri yapabilmeleri adına önemli fırsatlar sunuyor. Biz de bu eğitimleri online ortama taşıyarak bu dönemde çalışanlarımıza en iyi şekilde destek olmayı, moral motivasyonlarına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.” dedi. Eğitimlerle büyüyen şirket ODE Türkiye’de başladığı faaliyetlerini global bir marka olma vizyonuyla beş kıtada sürdüren ODE Yalıtım, uzun yıllardır çalışanlarının hem kendilerini geliştirebilecekleri hem de şirketin vizyonuna katkı sunabilecekleri eğitimler düzenliyor. Bu yıl 35’inci yılını kutlayan ODE; çalışanlarını masrafların tamamının şirket tarafından karşılandığı MBA programlarına yönlendiriyor, e-öğrenme ve açık sınıf eğitimleri düzenliyor. Geleceğin yöneticilerini kendi içinde yetiştirmek amacıyla şirket içi programlar tasarlayan ODE, ayrıca lider kadrosunun Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin verdiği yönetici geliştirme programlarına katılımını sağlıyor.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
REHAU, ARDEX IŞ BIRLIĞIYLE HER MEKÂNDA YERDEN ISITMA MÜMKÜN OLACAK
76
Yapı teknolojileri alanında lider firmalardan biri olan REHAU, ARDEX markasıyla önemli bir iş birliğine imza attı. Yerden ısıtmalı zeminler için son teknolojileri sunan ARDEX - REHAU iş birliğiyle her mekânda yerden ısıtma gerçekleştirilebilecek. ARDEX’in gelişmiş zemin ürünleri ve REHAU’nun kolay uygulanan yerden ısıtma sistemleri hızlı ve güvenli yenileme çözümleri sunuyor. Rautherm Speed Plus Renova sistemi ARDEX zemin ürünleri ile birlikte kullanılarak her mekânda yerden ısıtmayı mümkün hale getiriyor. Yenileme projelerinde yerleri kırıp dökmeden, evdeki tadilat masrafını ve inşaat atığını en aza indirerek hızlı, pratik ve etkin bir çözüm sunduklarını dile getiren REHAU Yapı Tekniği Bölümü
Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Satış Direktörü H. Arda Özer, kablosuz oda termostatları ile dileyen kullanıcılara cep telefonundan kontrol edilebilir sıcaklık sayesinde maksimum yakıt tasarrufu da sağladıklarını belirtti. Sistemin, yükseklik kotu sıkıntısı yaşayan projeler için de alternatif bir çözüm oluşturduğunu ifade eden Özer, bu sayede her mekânda yerden ısıtmanın uygulanabilir hale geldiğini açıkladı. Rautherm Speed Plus Renova sistemi, ARDEX zemin ürünleri ile birlikte
kullanılarak komple yerden ısıtma için sadece 16 milimetre gibi çok düşük bir kalınlıkta çözüm sunuyor. Sistem, sağlam ve çatlaksız bir zemine yapıştırılmış delikli tasarımda olan özel şilte üzerine uygulanıyor. Uygulamadan kısa bir süre sonra zemin üzerinde yürümek ise mümkün hale geliyor. Uygulamadaki ARDEX K 22 TF ve ARDEX K 60 kendinden yayılan yüksek mukavemetli ince şap ürünleri ise düşük emisyonlu olduğu için çevre dostu olma özelliği taşıyor.
TERMO TEKNIK YÖNETIMI BAYILERI ZIYARET EDECEK, YENI EĞITIM VE YATIRIMLAR HAYATA GEÇIRILECEK Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen ısı sistemleri tedarikçilerinden birisi olan Termo Teknik, bayileri ile daha yakın iletişim ve iş birliği geliştirme, gerekli sağlık önlemlerini alarak eğitim, ürün lansmanı ve yatırımları devam ettirme kararı aldı. Çorlu’da, dünyanın en büyük panel radyatör fabrikasına sahip olan, 200’ün üzerinde bayi ve 500’ün üzerinde satış noktası ile Türkiye’nin tamamında tüketiciye ulaşan Termo Teknik, Covid- 19 salgını döneminde bayileri ile daha sıkı iletişim kurma ve iş birliğini geliştirme kararı aldı. Termo Teknik Bayi Kanalı Satış Müdürü Cem Bayramoğlu, pandemi döneminde aileden görülen iş ortakları ile normal dönemlere nazaran daha yoğun bir iletişim sürdürüldüğünü, bu iletişimin doğrudan ziyaretler ve sonrasında, üst düzey sağlık önlemlerinin alındığı seminer, eğitim, ürün tanıtımları ile boyutlanacağını söyledi.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“Zorlukları birlikte aşacağız.” Pandemi sürecinde, bayiler ve diğer iş ortaklarının koronavirüs ve etkilerine ilişkin olarak sürekli olarak bilgilendirildiğini, bayilerin gerekli önlemleri en üst düzeyde alarak faaliyetlerine devam edebilmesi için ürün tedariğinin kesintisiz sağlandığını belirten Bayramoğlu, “Bu zorlu süreci de bayilerimizle el ele vererek aşacağız.” dedi.
78
Birlikte ve yakın olmanın, aile gibi davranmanın zorlu dönemleri aşarken çok önemli rol oynadığını belirten Bayramoğlu şöyle devam etti: “Türkiye’nin dört bir yanında fedakâr bir biçimde geceli gündüzlü hizmet veren bayilerimizle daha yakın olmak amacıyla ziyaretler planlıyoruz. Bayilerimiz ile görüş alışverişinde bulunacağız, varsa sorunlarını dinleyeceğiz, çözüm önerileri sunacağız. Bugüne kadar bayilerimizi hiç yalnız bırakmadık, bugünden sonra daha da yakın olacağız. Bayi ziyaretleri sonrası da üst düzey sağlık önlemleri aldığımız eğitim ve ürün tanıtımlarımızı devreye alacağız.” “Yatırımlara devam edeceğiz.” Termo Teknik’in, panel radyatörün yanı sıra İngiltere’de 110 yıllık tecrübe ve 6 Sigma ile üretilen LOGIC Premix Yoğuşmalı Kombi ile İngiltere iş dünyasının en prestijli ödülü “The Queen’s Award” sahibi duvar tipi yoğuşmalı kazan EVOMAX’ı ve yer
Termo Teknik Bayi Kanalı Satış Müdürü Cem Bayramoğlu
tipi yoğuşmalı kazan IMAX Türk tüketicisine sunduklarını hatırlatan Cem Bayramoğlu, “Ürünlerimizin satış, montaj ve tamirini gerçekleştiren iş ortaklarımız faaliyetimizin en önemli parçalarından birisini oluşturuyor.” dedi. Termo Teknik Bayi Kanalı Satış Müdürü Cem Bayramoğlu Termo Teknik’in pandemi döneminde de yatırımlarına devam kararı aldığını, fabrika ve bayi destek ağına yatırımların devam edeceğini söyledi. “Güçlenerek çıkacağız.” Termo Teknik’in Türkiye’de 64 yıllık bir geçmişe sahip olan, finansal ve
teknolojik açıdan güçlü ve köklü bir kuruluş olduğunu vurgulayan Bayramoğlu, böylesi dönemlerde Termo Teknik gibi güçlü kuruluşlara düşen görevlerin arttığının bilinciyle planlamaların yapıldığını, faaliyetlerin sürdürüldüğünü söyledi. Termo Teknik’in çok zor dönemlerden güçlenerek çıkmak gibi bir özelliğinin olduğunu vurgulayan Bayramoğlu, “Daha fazla yatırım, daha çok ve kaliteli üretim, iş ortaklarımız ve bayilerimiz ile daha sıkı iletişim ve iş birliği ile bu zor dönemi de güçlenerek atlatacağımıza, Türkiye ekonomisinin de düzlüğe çıkacağına inanıyoruz.” dedi.
İlklerin ve yeniliklerin öncü firması Seramiksan’da, Yapı Kimyasalları ve Vitrifiye Ürün gruplarına yeni Satış Müdürü ataması yapıldı.
grupları için, 15 yıldan beri Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde saha ve bölge yöneticilikleri yapan Sn. Ahmet Kaptan, Satış Müdürü olarak atandı.
1990 yılında kurulan Seramiksan, 1.500.000 m2 kapasite ve 70 kişi ile başladığı bu yolculukta bugün, 1.600 çalışanı ve 30 milyon m2’nin üzerinde kapasitesi ile Türkiye’nin ve dünyanın sayılı üreticilerinden birisi olmuştur.
2006 yılından bu yana Seramiksan’da çeşitli bölgelerde satış yöneticiliği yapan Kaptan yaptığı açıklamada; “Seramiksan vitrifiye fabrikası olarak üretmiş olduğumuz ürünler son derece modern tesislerde el değmeden ve “hijyen” teknolojisi ile üretilmektedir. Her geçen gün portföyümüze yeni ürünler ekliyoruz ve ürettiğimiz ürünlerin %40’ını 60 ülkeye ihraç ediyoruz.
Türkiye’nin hemen her yerine yayılmış yaklaşık 240 aktif bayisi ve 1000’in üzerinde tali bayi ağı ile ülkemizin her iline ulaşan Seramiksan, yer karosu, duvar karosu, sırlı porselen, büyük ebatlı teknik granit, unglazed (sırsız) porselen, Antiasit karolar ve havuz seramikleri, seramik sağlık gereçleri ve yapı kimyasalları gibi geniş bir ürün grubuna sahip. Firmanın ayrıca; 7,5x15 cm duvar karosundan, 120x180 cm porselen karoya kadar, farklı ebat, renk ve tasarımlarla oluşturulan geniş bir ürün portföyü bulunuyor. Seramiksan’ın 2014 yılında devreye aldığı dünyanın en modern tesislerinden olan vitrifiye fabrikası ile birlikte Manisa ve Samsun’da üretim noktaları bulunan Yapı Kimyasalları ürün
%100 müşteri memnuniyeti odaklı hizmet politikasıyla hareket ederek, her ilde kurduğumuz Seramiksan Vitrifiye servis noktaları ile müşterilerinize en iyi şekilde hizmet vermeye devam ediyor. Bunun yanı sıra Yapı Kimyasalları fabrikamızda tüketicilerimize en iyi hizmeti sunmak için çalışmalarımız titizlikle devam ediyor, bu fabrikamızda profesyonel ürün grupları çeşitliliklerimiz ile beraber; Cerafix seramik ve Flex Granit yapıştırma harçlarımız, silikon esaslı renkli dolguları üretiyoruz. Ayrıca 2020 yılı içinde faaliyetine
başlayan Seramiksan Samsun yapıştırıcı fabrikası, Karadeniz bölgesi ve yakın bölgelere en iyi şekilde hizmet vermektedir. Bölgesel yatırımlarımız diğer bölgelerde de devam edecektir.” dedi.
HABERLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
SERAMIKSAN VITRIFIYE VE YAPI KIMYASALLARI ÜRÜN GRUPLARINA YENI SATIŞ MÜDÜRÜ ATANDI
79
COVID-19 SONRASI PERAKENDE SEKTÖRÜ
COVID-19 & PERAKENDE SEKTÖRÜ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Bu bölüm Deloitte Türkiye’nin yayınladığı “Perakende sektörü COVID-19 sonrası döneme nasıl hazırlanmalı?”, “COVID-19’un işletmelere olan finansal etkileri ve çözüm önerileri” ve “COVID-19 sonrası “yeni”den tedarik zinciri” araştırma yayınlarından derlenerek hazırlanmıştır.
80
COVID-19 virüsünün hızla yayılması nedeniyle alışveriş merkezleri ve mağazaların kapanması perakende sektörünü önemli ölçüde etkilemiş durumda. Mevcut durum özellikle cirolarının önemli bir kısmını müşteri trafiğinden elde eden gıda dışı perakende sektörü için büyük zorluklar yaratıyor. Tedarik zinciri, insan kaynakları ve mağaza operasyonlarında oluşan problemleri çözmek ve salgın sonrası sürece sağlıklı bir şekilde geçiş yapabilmek için hem mağaza içi hem de mağaza dışında önlemler almak gerekebilir. Firmaların e-ticaret ciroları rekor seviyelere ulaşsa da bu kanalın normal dönemde fiziksel kanallardan elde edilen ciroya ulaşması çok mümkün görünmüyor. Dolayısıyla toplam ticarette önemli bir yere sahip olan mağaza formatının gerekli önlemlerle yeni döneme hazırlanması krizi atlatma adına kritik önem taşıyor.
Tüketicileri tekrar mağazaya çekmek için gereken çalışmalar İletişim kampanyaları Mevcut durumun getirdiği zorunluluklar sebebiyle tüketici alışkanlıkları değişmiş görünse de salgın sonrası dönemde mağazaların tekrar eski günlerine dönmesi beklenebilir. Öte yandan salgın nedeniyle kalabalık yerlerden kaçınmaya şartlanan tüketiciler en azından belirli bir süreliğine alışveriş merkezleri ve mağazalar gibi yerleri tercih etmeyecektir. Gerekli önlemler alındıktan sonra tüketicileri tekrar mağazaya çekmek için iletişim kampanyaları düzenlemek geri dönüşü hızlandırabilir. Çin’de bazı yerel yönetimlerin hükümet yetkililerinden mağazalara giderek halka örnek olmalarını isterken, bir taraftan da tüketicileri tekrar mağazalara çekmek için indirim kuponları dağıttığını görüyoruz. Bu kapsamda toplam 70 milyon dolar değerinde olan kuponlar,
fiziksel mağazalarda harcanmak üzere WeChat ve Alipay gibi dijital platformlar üzerinden dağıtılıyor. Mağaza içi kampanyalar Tüketicileri eski alışkanlıklarına döndürmek için proaktif şekilde özellikle sadık müşterilere yönelik farklılaştırılmış değer önerileri kullanarak kampanyalar düzenlemek mağazalara geri dönüşü hızlandırabilir. Mağaza içi alışverişe yönelik indirim kampanyaları veya mağazaya özel ürünler tekrar bu noktaları birer çekim noktasına dönüştürme adına faydalı olacaktır. Mağaza içerisinde güvenli alışveriş ortamını sağlamak için yapılması gerekenler Mağaza içi hijyen/sosyal mesafe uygulamaları Salgın sonrası dönemde hayat normale dönse de tüketiciler bir süre psikolojik
Temassız ödeme ve kasiyersiz kasa çıkışı uygulamaları Tüketicilerde oluşan virüs kapma endişesini mağaza içinde en çok tetikleyen noktalardan biri olan kasalardaki trafiğin ortadan kaldırılması mağaza trafiğini salgın öncesi haline getirmede önemli rol oynayabilir. Amazon tarafından geliştirilen ve önce “Amazon Go” mağazalarında kullanılan daha sonra COVID-19 salgını ile perakendecilere satışı başlatılan kasiyersiz “check-out” teknolojisi bu alandaki öncü uygulamalardan biri olarak gösterilebilir. Video kamera ve hareket sensörü kullanarak alınan ürünleri tespit eden ve tüketicilerin kredi kartlarını eşleştirdikleri mobil uygulama yoluyla ödemeleri alan uygulama, sosyal mesafe ve kasiyerle temas sorunlarına çözüm olabilecek nitelikte. Öte yandan birçok farklı ülkede perakendeciler bu konuda müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak ve müşterilerine güven vermek adına mağaza içerisine girmeden ürünlerin teslim alınmasına olanak sağlayan “curbside pickup” uygulamalarını devreye soktu. Uygulama kapsamında online sipariş veren müşteriler paketlerini mağaza önünden veya alışveriş merkezi otoparklarından teslim alabiliyor. Operasyonel devamlılığı sağlamak için yapılması gerekenler Mağazaların tekrar açılışa hazırlanması Perakende şirketleri, sezonsal stoku temizlemek ve kaybedilen ciroyu telafi etmek için mağazaları açma konusunda hızlı hareket etmek isteyebilir ama operasyonel maliyetleri ve tüketicilerin geri dönüş hızını da hesaba katarak planlı hareket etmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Personel güvenliği ve eğitimi Bu süreç bize firmaların en önemli varlıklarından birinin çalışanlar
olduğunu tekrar hatırlattı diyebiliriz. Salgından sonraki süreçte çalışanların hem fiziksel hem de duygusal yönden korumak işimizin de devamlılığı açısından kritik önem taşıyor. Kriz süresince bu alanda aksiyon alan firmalar önümüzdeki döneme rakiplerinden daha avantajlı başlayabilir. Bu dönemde işgücünü koruma ve geliştirme adına firmaların yanı sıra sektör dernekleri de devreye girmiş durumda. ABD’de faaliyet gösteren Ulusal Perakende Federasyonu bu kapsamda sektör çalışanlarını geliştirmek için ücretsiz eğitim programları düzenleyeceğini duyurdu. Mağaza gelir modelini optimize etmek Tüketicilerin geri dönüşünde yaşanacak muhtemel gecikmeleri de göz önüne alarak mağaza ağında operasyonel gelirleri optimize edecek şekilde aksiyonlar almak süreci daha az hasarla atlatmaya yardımcı olabilir. Mevcut mağazaları koruyarak bu noktalardan ek gelir kaynakları elde etme yoluna gidilebilir, mağazaların düşük ayak trafiğine uyum sağlaması planlanabilir veya performansı düşük mağazalar kapatılarak yatırımlar müşteri trafiğini artırmaya yönelik aksiyonlara yönlendirilebilir. Bu planlamalar yapılırken mutlaka omni-channel (çoklu kanal) stratejisi göz önüne alınarak hareket edilmeli, geleneksel dört-duvar kârlılığı yönteminin yanı sıra satış noktalarının e-ticaret getirileri de hesaba katılmalıdır. Ayrıca pratik adımlarla COVID-19 sonrası döneme hazırlanmanın yanında mevcut durumun orta ve uzun vadede sektörde yaratacağı olası etkilere karşı hazırlık yapmanın da gerekli olduğunu düşünüyoruz. Mevcut durumun yaratabileceği potansiyel etkiler: 1.Yeni formatlara ilginin artması Mağaza içi alışverişin durmasıyla perakendeci ve tüketiciler yeni formatlara yönelmiş durumda. Tüketici tarafında davranışsal değişimlere de yol açan bu durum alternatif kanalları ilk defa deneyen kullanıcıları kazanma açısından da bir fırsat oluşturuyor. Özellikle önceki dönemlerde bu kanalları kullanmaya çekinen üst yaş grubu kullanıcıların alışkanlıkları kalıcı olabilir. Tüm kanalların entegre çalıştığı omni-channel (çok kanallı) modellere olan ilginin artacağını söyleyebiliriz. 2. Esnek tedarik zinciri Birçok perakendecinin zamanında sipariş teslimi yapmakta zorlandığını görüyoruz. Tedarik tarafında Asya pazarlarına olan bağımlılık ve karantina kısıtlamalarıyla depo ve lojistik
operasyonların aksaması gibi nedenlerle tedarik zincirinde yaşanan problemler bir süre daha devam edebilir. Kriz sonrası dönemde düşük fiyatlı bir tedarik zinciri yapılanmasına gitmektense esnek bir yapılanmaya gitmek daha tercih edilir hale gelebilir. 3. Dijital pazarlama ve kampanyaların önemi Mağazaların tekrar açıldığı dönemde hem tüketicilerle iletişim kurmak hem de kriz öncesi dönem alışkanlıklarını tekrar tesis etmek adına dijital stratejiler geliştirmek çok önem kazanıyor. Buna ek olarak hem mağaza içi trafiği arttırmak hem de envanteri çevirmek için indirim ve promosyon uygulamalarına ağırlık vermek gerekebilir. 4. Ani talep artışları ve tüketici alışkanlıklarında değişim Birçok tüketicinin zorunlu olmayan harcamalarını ertelemesi sebebiyle izolasyon sonrası dönemde ani talep artışları da yaşanabilir. Beyaz eşya ve mobilya gibi daha yüksek fiyatlı ve günlük ihtiyaçların dışında kalan kategorilerde bu tür durumların yaşanması daha olası görünüyor. Uzun vadede tüketiciler kriz öncesi alışkanlıklarına dönecektir ama kısa vadede mevcut durumun etkileriyle tüketici alışkanlıklarında değişiklikler gözlenebilir. 5. Veri toplama, analitik ve teknoloji Kriz dönemi ve sonrasında toplanan müşteri verisi önemli iç görüler sağlayacaktır. Veri yardımıyla trendlere ve değişen alışkanlıklara yönelik analizler çıkartmak daha da kritik hale gelmiş durumda. Mağazaların açılmaya başlamasıyla veri destekli kararlara başvurmak hem operasyonel işleyişi hem de planlama yapmayı kolaylaştıracaktır. 6. Birleşme & satın almalar ve yeniden yapılandırma Borçluluğu yüksek olan firmaların kriz sonrası zor bir döneme girmesi muhtemel görünüyor. Hatta sağlam nakit pozisyonu olan firmalar bile düşen talep ve yüksek envanter seviyeleri nedeniyle kârlılık sorunu yaşayabilir. Bu durumun sektörde stratejik ortaklık ve satın alma fırsatları yaratmasını bekleyebiliriz. 7. Regülasyon, vergi ve raporlama COVID-19 sonucu oluşacak koşullarla ilgili her firmanın kendi özel koşullarını dikkatli şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Her bir firma regülasyon, vergi, muhasebe, raporlama ve iç denetim açılarından farklı fırsatlar ve zorluklarla karşılaşabilir. Bunun yanında devlet tarafından sunulması muhtemel teşvikleri takip etmek ve ilgili teşviklerden faydalanmak da firmalar açısından avantaj sağlayacaktır.
COVID-19 & PERAKENDE SEKTÖRÜ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
olarak virüs kapma olasılığına karşın endişeli davranabilir. Bu açıdan tüketicileri rahatlatmak için sosyal mesafe uygulamaları, mağazada aynı anda limitli sayıda müşteri bulundurma, yine mağazada hem personelin hem de müşterilerin kullanımına yönelik dezenfektan bulundurma gibi aktiviteler planlanabilir. Bu dönemde Çin’de özellikle AVM tarafında yoğun önlemler alındığını görüyoruz. Alınan önlemlerin bazıları hijyen, sosyal mesafe ve temassız ödeme kurallarına uyulması, mağaza giriş ve çıkışlarına tüm personelin sadece vücut sıcaklığı normal olduğunda girebilmesi için sıcaklık ölçüm ekipmanı eklenmesi ve havalandırma koşullarının güçlendirilmesi şeklinde sıralanabilir.
81
COVID-19 & PERAKENDE SEKTÖRÜ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
COVID-19’UN IŞLETMELERE OLAN FINANSAL ETKILERI VE ÇÖZÜM ÖNERILERI
82
Kuzey yarımkürede ilkbahar ve yaz aylarından itibaren hava sıcaklıklarının yükselmesiyle salgında bir yavaşlama olacağı ümit edilse de küresel salgının ne zaman sonlanacağına dair belirsizlik devam etmekte. Bu nedenle işletmelerin proaktif olarak hem operasyonel hem de finansal açıdan yaşanan sıkıntılara karşı direnç göstermesi ve potansiyel riskleri önlemek adına kararlı adımlar atmaları gerekiyor. İşletmeler neden sorun yaşıyor? ◉ Azalan ve ne zaman geri döneceği belirsiz talep ve bozulan tedarik zinciri, işletmelerde nakit ve işletme sermayesi sorunları yaratıyor ◉ Üreticilere kritik bileşenleri teslim edemeyen tedarikçiler, üretim sürecini geciktiriyor veya durduruyor ◉ Tüketici talebindeki gerileme işletmelerin stoklarında yığılmaya neden oluyor ve işletmelerin envanterlerinin temizlenmesi giderek daha da zorlaşıyor ◉ İşletmelerin nakit sıkıntısı çeken müşterilerinden alacaklarını zamanında tahsil edilmesinde zorluklar yaşanıyor ◉ Kısa vadeli nakit akışı kısıtlamaları nedeniyle tedarikçi ödemelerinde de gecikmeler oluşuyor ◉ Ticari hayatın içinde kritik bir rol oynayan ve alacak finansmanı yöntemi olarak kullanılan vadeli çekler bu dönemde nakit akışında yaşanan sıkıntılar sebebiyle ciddi tahsilat sorunlarına yol açıyor
◉ Ayrıca vadeli çeklerin işletmeler tarafından teminat gösterilmesi sebebiyle vadeli çeklerin ödenememesi neticesinde finansman sorunları ve bunların hukuki sonuçları doğuyor. Nakit ihtiyacı ve işletme sermayesinin yönetilmesi konusunda sorunlar yaşayan işletmeler için alınabilecek önlemler aşağıda özetlenmektedir: 01. Likidite Analizi ve Nakit İhtiyacı: Sağlam nakit akış yönetiminin önkoşulu, disipline edilmiş nakit akış tahminidir ve işletmelerde öngörülebilirliği ve likiditeye odaklanmayı sağlar: ◉ Alternatif senaryolarla desteklenen 13 haftalık katı bir nakit akış tahmin süreci uygulanmalı ◉ İşletme genelinde Gelir Tablosu metrikleri yerine Nakit odaklı bir yaklaşım sağlanmalı ◉ Gelecek dönem boyunca nakit akışları detaylı olarak gözden geçirilmeli ve kısa/orta vadede nakit tasarrufu sağlayabilecek önlemler belirlenmeli ◉ Nakit bakiyeleri günlük olarak takip edilmeli ◉ Şirket/Grup içi nakit transferleri optimize edilmeli ◉ İşletmelerin nakit akış tahminleri revize edilmeli ve tüm varsayımlar test edilmeli
◉ Banka kredi sözleşmeleri gözden geçirilmeli, temel koşullar ve esneklik payları tespit edilmeli ◉ Yatırımcılar ve kredi verenler gibi kilit paydaşların güven ve desteğini sağlamak üzere düzenli iletişim sağlanmalı ◉ Ek sermaye olanakları erken aşamada araştırılmaya başlanmalı 02. İşletme Sermayesi ve Tedarik Zinciri ◉ Düşük talepten etkilenen işletmelerde üretim yavaşlatılana kadar stok fazlası yaşanabilir ◉ Nakit pozisyonlarını korumak isteyen müşteriler muhtemelen ödemeleri geciktirirken, tedarikçiler sipariş edilen veya teslim edilen mallar için ödeme yapılmasını beklemektedir ◉ Olumsuz etkilenmeyen taraflar erken ödeme indirimleri tercih edebilir ◉ Olumsuz etkilenen işletmelerde ise üretim ve tedariğin sürekliliğin sağlamak üzere kritik tedarikçiler ile düzenli iletişim kurulmalı ◉ Olumsuz etkilenen ana tedarikçiler belirlenmeli ve kısa ve orta vadeli alternatif tedarikçiler ile ilgili acil ve beklenmedik durum planları oluşturulmalı ◉ İşletmelerin ileriye yönelik siparişleri optimize edilmeli ◉ Müşterilerin beklentilerini yönetmek üzere müşterilerle yönetici seviyesinde düzenli etkileşim kurulmalıdır.
Envanter ◉ Sipariş miktarlarının minimize edilmesi ve dikkatli planlanması ◉ İndirimler veya online satışlardan yararlanarak yavaş hareket eden ve kullanılmayan stokların elden çıkarılması ◉ Hammadde ve ürün stok verilerinin güncel tutulması ◉ Konsinye stok fırsatlarının değerlendirilmesi ◉ Tedarikçilerinden erken teslimatın önlenmesi için koordinasyonun sağlanması Borçlar ◉ Tedarikçi ödeme koşullarının işletmenin politikasına ve sektör standartlarına uygun olması ◉ Erken ödemelerden kaçınmak için sağlam bir ödeme politikası uygulanması ◉ Ödeme önceliğini belirlemek için işletme için kritik tedarikçilerin tespit edilmesi ◉ Ödemenin, üzerinde anlaşmaya varılan ödeme yöntemiyle gerçekleştirilmesi ◉ Ödeme vadesinin fatura tarihinden ziyade faturanın teslim alındığı tarihinden itibaren hesaplanması ◉ Tedarik zinciri finansmanını fırsatlarının değerlendirilmesi Acil nakit ihtiyacı olan işletmeler için finansman çözümleri Çoğu işletme için bu dönemde kaybedilen gelir, kalıcı bir zarara yol açarak likidite üzerinde ani ve beklenmedik bir baskı oluşturmakta. Birçok işletmenin, nakit akışlarını desteklemek üzere kısa vadeli çözümler üretmek için kredi verenlere başvurma ihtiyacı doğuyor. Bu çerçevede hazırlıksız yakalanan işletmelerin kısa vadeli işletme sermayesi ihtiyacının ölçeği ve aciliyeti, yöneticilerin kararlı ve hızlı aksiyon almalarını gerektiriyor. Acil nakit ihtiyacı şirket yönetimlerini ve kredi verenleri çeşitli çözümler bulmaya yönlendiriyor. Mevcut kredi limitlerini kullanmak suretiyle nakit pozisyonlarını koruyabilen işletmelerin yanı sıra, bazı
işletmeler geçici olarak daha yüksek kredi limitleri talep etmek veya mevcut kredi sözleşmelerindeki şartların yeniden düzenlenmesi için bankalara başvurma ihtiyacı duymaktalar. Mevcut durum, alışılmadık şekilde sermayesi güçlü olan işletmeleri de etkilemekte. İşletmeler aşağıdaki sebeplerle mevcut bankaları ile ihtiyaç duydukları finansmanı müzakere edemeyebilirler: ◉ Bankaların kredi onay süreçlerinin gerekli fonlama ihtiyacını zamanında karşılayacak kadar hızlı olmaması ◉ Bankaların mevcut kredi ve risk limitlerinin sınırında olması ◉ Rotatif kredilerin limit aşımı veya temerrüd sebebiyle durdurulması ◉ Yeni fonlama için sunulan teminat paketinin yetersiz kalması ◉ İşletmelerin, bankaların standart ürün paketine uymayan şartlarda finansman arıyor olması İşletmelerin kendilerine sorması gereken sorular: 01. Ne kadar süreliğine ve ne kadar finansmana ihtiyacımız var? ◉ Nakit akış tahminleri revize edilmeli. Muhtemel kredi verenlerin işletmenin potansiyel finansman ihtiyacını anlamalarına yardımcı olmak için varsayımlar gözden geçirilmeli ve alternatif senaryolar oluşturulmalıdır. ◉ İşletme sermayesi ile ilgili hızlı aksiyonlar alınmalı. Potansiyel kredi verenler, işletmelerin işletme sermayesini optimize ettiğini ve nakit akış avantajı sağlamak için hızlı ve somut önlemlerin önceden alınmış olduğundan emin olmak isteyecektir. ◉ Benzer şekilde, muhtemel kredi verenler, kısa ve orta vadede nakit akışını korumak için acil eylemlerin belirlendiğini ve önlemlerin alınmış olduğundan emin olmak istemektedir. 02. Yeni finansmanı mevcut sermaye yapımıza nasıl yerleştiririz? ◉ Mevcut kredi sözleşmeleri gözden geçirilmeli ve ilave borçlanma kapasitesi analiz edilmeli ◉ Ek borçlanma için gereken potansiyel teminat kaynakları belirlenmeli (gayrimenkul, envanter, alacaklar, diğer ipoteksiz varlıklar, iştirakler vb.) ◉ Yeni finansmanı destekleyecek teminat oluşturmak için, ticari alacak temliki, envanter, iştirak hissesi gibi alternatif teminat yöntemleri denenmeli ◉ Mevcut finansman yapısı ilave bir kaynağın sağlanmasını veya teminat verilmesini sınırlandırıyorsa gerekli onay talep süreci acil olarak başlatılmalı
03. Nereden hangi şartlarda borçlanabiliriz? ◉ Birçok işletme için mevcut kredi veren bankalar en iyi başlangıç noktası olacaktır ve mevcut paydaşlardan talep edilecek olan destek hızlı bir şekilde formüle edilmelidir. ◉ Bu dönemde işletmeler COVID ile mücadelede sağlanan devlet finansman teşviklerinden azami ölçüde faydalanmalıdır. Kamu tarafından sağlanan Çek kredisi, KGF kredisi, 3 aylık maaş kredisi vb. finansman alternatifleri değerlendirilmelidir. Ekonomik İstikrar Kalkanı Önlemleri arasında, banka kredi anapara ve faiz geri ödemelerinde 3 ay erteleme ve ilave finansman desteği, ihracatçılara sunulan stok finansmanı desteği, Kredi Garanti Fonu desteği, temerrüd durumunda mücbir sebep uygulaması, asgari ücret desteği, kısa çalışma ödeneği, vergi teşvikleri, reeskont kredilerinde vade uzatımı, çek ödeme destek kredisi ve Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği vb. imkanlar bulunmaktadır. ◉ Ayrıca kamu bankaları tarafından kobilere yönelik İşe Devam Kredi Desteği ile Türk bankaları tarafından dönemsel olarak etkilenen sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler için 1 yıla yakın ödemesiz dönem içerecek şekilde yapılandırma imkânı ve personel ödemeleri için ilave limit imkânı sağlanmaktadır. ◉ Bunlara ilave olarak esnek, yaratıcı ve hızlı bir şekilde fonlama sağlayabilecek, uygun şartlar ve vadelerde kredi çözümleri sunan alternatif finansman kurumları, özel kredi fonları, aile ofisleri ve uluslararası kurumsal kredi veren özel durum fonları değerlendirilebilir. Önerilen yaklaşım: ◉ Sürdürülebilir finansmanın sağlanması için alternatif seçeneklerin göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır. ◉ Nakit akış tahminlerinin likidite sorunlarına işaret etmesi durumunda varlık bazlı finansman, rotatif kredi, işletme sermayesi finansmanı, alternatif finansman seçenekleri, birleşme ve satın alma gibi alternatif opsiyonların değerlendirilmesini öneriyoruz. ◉ COVID-19 ile ilgili finansman ihtiyacı aciliyet sebebiyle işletmeler için standart bir finansman olmayabilir ve uzman deneyimi ve rehberliği gerektirmektedir. ◉ İşletmelerin yönetim kurulları ve kredi verenler, finansman ihtiyacının ve olası senaryoların bağımsız bir danışman tarafından test edildiğinden ve iyi anlaşıldığından emin olmak isteyecektir. ◉ Bu çerçevede teminatlı ve teminatsız kredilerin yapılandırılmasında deneyimli, likidite ve işletme sermayesi iyileştirmelerine odaklanmış deneyimli ekipler görevlendirilmesini tavsiye ederiz.
COVID-19 & PERAKENDE SEKTÖRÜ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
İşletme sermayesi üzerindeki baskının azaltılmasına yönelik çözüm önerileri: Alacaklar ◉ Faturaların en kısa sürede ve zamanında kesilmesi ◉ İndirimli ödeme karşılığında daha kısa vadeli ödeme koşulları sunulması ◉ Yüksek montanlı müşterilere öncelik vererek nakit tahsilatların günlük olarak izlenmesi ◉ Müşterilerle anlaşmazlık ve geç tahsilat riskini en aza indirmek için proaktif iletişim kurulması ◉ Faktoring gibi finansman çözümlerini göz önünde bulundurulması
83
COVID-19 SONRASI YENİ PAZARLAMA PARADİGMASI VE DEĞİŞEN TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
PAZARLAMANIN KİMYASI / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Aralık 2019’da Çin’den başlayarak tüm dünyaya yayılan ve pandemiye dönüşen koronavirüs salgınının yayılma hızını azaltmak için alınan önlemlerin ardından, merkezinde müşterilerin yaşadığı içinde ekonomi, devlet düzenlemeleri, sosyal tutumlar ve güncel sorunların olduğu pazarlama dünyası farklı bir gelişim sürecine girmiştir. Pandeminin en çok etkilediği alanların başında ekonomilerin geldiğini ve üretimin nihai amacının tüketim olduğunu düşünerek, bu kritik süreci doğru pazarlama stratejileriyle atlatabileceğimizi asla unutmamalıyız.
84
İçinde yaşadığımız olağanüstü dönemde sadece pazarlama faaliyetlerini değil, tüm işletmeyi etkileyen pazarlama kararları, hangi ürün ve hizmetlere ihtiyaç olduğunu belirleyerek işletmenin stratejik kararlarında son derece yönlendirici olmaktadır. Özellikle bugün olduğu gibi dünyanın bir daha eskisi gibi olmayacağı bir aşamadan geçerken, ekonomik, sosyo-kültürel ve toplumsal alandaki gelişmeler, teknolojinin de etkisiyle pazarlama faaliyetlerini şekillendiren iş yapış tarzlarımızda radikal değişimleri beraberinde getirmektedir. Ekonomilerin tarihi seviyelerde daraldığı ve Covid-19’a karşı Pandemi Yönetim Sistemi’nin geliştirildiği yeni tip iş dünyasında, bir yönetim felsefesi olarak işletme amaç, hedef ve kararlarının temelini oluşturan pazarlama, sıkıntılı bir dönemi fırsata dönüştürmek için imkân yaratmaktadır. Salgın sonrası nasıl bir küresel ekonomi, iş ve pazarlama dünyası ile karşı karşıya gelinebileceği sorusu ekonomi ve bilim çevrelerinde yanıtı en çok merak edilen soruların başında gelmektedir. Covid-19 kriziyle sosyal mesafe uygulaması iş yerlerini kapatmaya başlayınca ve
tedarik zincirlerinin kırılmasıyla ortaya çıkan arz ve talep yetersizliğinden meydana gelen zor durumu çözmede, pazarlama stratejileri anahtar bir görevi yerine getirecektir. Ekonomilerin çok kırılgan olduğu bu evrede patlak veren koronavirüs salgını, etkilerini üretimde, tüketimde ve işsizlikte birkaç haftada göstererek, dünya ekonomisinin bugüne kadar karşılaştığı ekonomik krizlerden farklı olarak, tarihin en sert yavaşlamalarından birini insanlığa yaşatmaktadır. “Davranışsal iktisat anlayışı, psikoloji biliminin de kazanımlarıyla işletmelere koronavirüs salgınını ekonomik olarak yenmelerinde, oldukça yol gösterici olacaktır.” Ana akım iktisat olarak adlandırılan Klasik İktisat, Neoklasik İktisat ve Keynesyen İktisat bugün yaşadığımız koronavirüs salgınının yarattığı ekonomik şok ortamını tek başına açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Dijital teknolojilerin çözümlemeye çalıştığı içinde bulunduğumuz kriz ortamında, pazarın davranışlarını inceleyen bir bilim olan pazarlama yaklaşımıyla tüketici davranışlarının önceden bilinmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu bağlamda; davranışsal iktisat anlayışı, psikoloji biliminin de kazanımlarıyla işletmelere koronavirüs salgınını ekonomik olarak yenmelerinde, oldukça yol gösterici olacaktır. Bugün birçok ülkenin salgın yüzünden oluşan ekonomik zararı azaltmak adına açıkladıkları önlem paketlerini anlamak için, kamu politikalarında davranışsal ekonomi uygulamaları yaşadığımız zor günleri aşmada güçlü bir içerik sağlayacaktır. Aynı zamanda ekonomik krizin üstesinden gelmek üzere, değişen tüketici davranışlarını anlamak ve bireylerin satın alma kararlarını
“BU KRİTİK SÜRECİ DOĞRU PAZARLAMA STRATEJİLERİYLE ATLATABİLECEĞİMİZİ ASLA UNUTMAMALIYIZ.”
PROF. DR. SERDAR PİRTİNİ Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi
etkileyen sosyoekonomik değişimleri yorumlayabilmek, güçlü bir davranışsal ekonomi birikimiyle olabilecektir. Koronavirüs (Covid-19) salgını ile birlikte dünya hızlı ve sıkıntılı bir değişim sürecinden geçiyor. Davranışsal iktisat parametreleriyle makroekonomik durum değiştiğinde, tüketicilerin davranışları da değişiyor ve bu da pazarlamanın değişmesine neden oluyor. Giyilebilir teknolojiler, artırılmış gerçeklik, her şeyin interneti, sentetik insan ve deri altına yerleştirilen teknolojiler, sanal para, hatta tuvalet kullanım alışkanlığınızın verisini tutan klozet türünde örnekler, post pandemi döneminde gündelik hayatımızda daha sık göreceğimiz yenilikler olacak. Makineleri birbirine bağlayan “nesnelerin internetini” konuştuğumuz bir gündemde, pandemi sonrasında insanları birbirine ve belli merkezlere bağlayan “insanların internetinin” hayatımızın yeni standartları haline gelmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Sonuç olarak, küresel ekonomide pandemi ile beraber yaşananların toplumsal yaşamdaki olası etkilerini iyi analiz ederek, gerçekçi ve doğru politikaları hayata geçirmek, ekonomi ve pazarlama yönetimlerinin bundan sonraki bir numaralı öncelikleri olacaktır. Bunları başarabilen ekonomiler ve işletmeler ilerleyen yıllarda post pandemik dönemde küresel ekonomideki ağırlıklarını kayda değer oranlarda artıracaklardır. Dünyanın geleneksel bilgeliğini tersine çeviren nörofinans ve nöroekonominin tartışıldığı bir dünyaya doğru koştuğumuz şu günlerde, yeni dijital dönüşüm evresi, bundan önceki başka hiçbir gelişmeyle karşılaştırılamayacak ölçüde geleceğimizi şekillendirecektir.
TEDARIK ZINCIRI ILIŞKILERINDE YAŞANAN DEĞIŞIMLER Dünyada iş modelleri çok hızlı şekilde değişmekte, bizleri bu değişime zorlayan faktörlerin sayısı da giderek artmaktadır. Teknolojinin getirdiği kolaylıklar, müşteri davranışlarındaki farklılaşma, globalleşme derken; birkaç ay önce aklımızın ucuna gelmeyecek Koronavirüs adlı bir mikroskobik enfeksiyon etkeni, değişimin ne kadar hızlı ve kökten olabileceğini bizlere çok dramatik bir şekilde gösterdi. İş hayatındaki birçok sözleşmede mücbir sebep olarak adlandırılan, göz önüne alınması ve ortadan kaldırılması mümkün olmadığı için eskiden üzerinde hiç durulmayan bir madde, tüm işletmelerin tek gündemi oldu.
PERAKENDE YÖNETİMİ / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Günümüzde işletmeler değil, işletmelerin içinde bulundukları tedarik zincirleri rekabet etmektedir. Bu zincir yönetilirken tedarikçi, üretici, bayi ve müşteri gibi tüm halkaların sağlam olması istenir; zayıf halka diğer halkalar tarafından iş birlikçi bir yaklaşımla desteklenir. Ancak bugün yaşadığımız salgın felaketi tüm halkaları derin bir şekilde etkilemiştir. Şu an için herkes geçici önlemler alarak krizi yönetmeye çalışsa da belirsizlikler çok fazladır. Umuyoruz ki üstün bir gayret ve fedakarlıkla çalışan tıp dünyası, makul bir süre içinde salgınla mücadelede başarılı sonuçlar elde edecektir. Buna katkı sağlamak adına evlerine kapanmış bizler ve birçok sektörün rölantide çalışan tedarik zincirleri de geçmişte olduğu gibi tekrar işlemeye başlayacaktır. Ancak iş yapma şekillerinde geçmişten çok farklı yaklaşımlar geliştirileceği de bugünden görünmektedir.
86
Bu yazı iki ay önce yazılmış olsaydı, üzerinde durulacak konular; üretici, bayi ve müşteri zincirinde malzeme temin yaklaşımları, stok seviyelerinin optimizasyonu, toptan, perakende ve kurumsal satış kanalları, e-ticaretin bu kanallar üzerinde nasıl etkiler ve fırsatlar yaratabileceği gibi konular olacaktı. Bu başlıkların ortak noktası, hepsinin belirsizlik içeriyor olmasıdır. Bir bayinin ya da üreticinin bulunduracağı stok, bir sonraki dönemin talebini ne kadar netleştirebildiğine bağlı olarak değişecektir. Satış kanallarının yapılanması ise müşteri tip ve beklentilerindeki değişikliklere göre şekillenecektir. Ürün ve malzemelerin hangi bölgelerden tedarik edildiği, müşterilerin nasıl bir coğrafyada dağıldığı, sipariş sıklığı ve büyüklüğü, teslim sürelerindeki hızın ne kadar önemli olduğu vb. dinamikler satış dağıtım kanallarının yapısını netleştirecektir.
Bunlara ek olarak, daha önce hiç tecrübe etmeyen bireylerin bile bugünlerde yoğun şekilde kullanmaya başladığı e-ticaret, hem belirsizlikle mücadelede faydalı olmakta hem de kendisi bir belirsizlik oluşturmaktadır. İnşaat malzemeleri sektörü de dahil birçok sektörde müşteri profili değişmektedir. Sosyal medya kanallarının yoğunluğu ve kullanım oranı hızla artmakta ve teknoloji, hayatımıza daha fazla girmektedir. Bu kanalların satış amaçlı kullanılması, üreticilerin sadece bayiler üzerinden değil çevrim içi olarak da satış yapmasına olanak tanımış ve çoklu kanal olarak ifade edilen bir pazarlama ortamı oluşmuştur. Tedarik zinciri yönetiminin en önemli amacı, son müşteriyi memnun edebilmek için zincirin iş birliği içinde çalışmasıdır. Bu sebeple çoklu kanalın da ötesine geçilerek omni kanal pazarlama kavramı ortaya çıkmıştır. Omni kanal kabaca, müşterinin ürünümüzü tercih etmesi için kanallar arasında hiç sorun yaşamadan istediği gibi geçiş yapabilmesi durumudur. Örneğin müşterilerin, ürünü web sitelerinden araştırıp, bir bayiye giderek inceleyip, sonrasında sosyal medyada daha detaylı araştırıp, en sonunda bayiden veya e-ticaret yoluyla alması sürecini zincirin tüm üyeleri teşvik eder. Çünkü ürün satışı gerçekleştiğinde zincir halkalarının tamamı fayda sağlamaktadır. Büyük bir yapı marketin hem şubeleri üzerinden hem de e-ticaret yoluyla satış yapması, çevrim içi deneyimle alınan bir ürünün bayiden teslim alınması ya da ters bir durum oluştuğunda yine bayiye teslim edilebilmesi gibi geçişler müşteriler tarafından tercih edilmektedir. Büyük zincirlerin bunu kendi içinde yaptığını görmekteyiz. Daha küçük boyutlu bayilerin de kümelenme mantığıyla birlikte hareket ederek müşterilerine bu tür imkanları sunabiliyor olması gerekir. Değişen ticaret yapısı bu yöntemlerin kullanımını zorunlu hale getirmektedir. Elektronik ortamda müşteriler aradıkları ürün ve hizmete çok rahat bir şekilde ulaşarak direkt temin edebilmekte ve aracılık hizmeti veren işletmeleri devre dışı bırakmaktadır. Uzun vadede bayilik sisteminin büyük oranda şekil değiştireceğini ve bayilerin de ancak birlikte hareket ederek var olmaya devam edebileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Şu anda net olarak göremediğimiz ama salgın günlerinde iş yaparken ön görmeye başladığımız başka değişimler de kısa zamanda uygulanmaya başlanacaktır. Bunlara da biraz değinecek olursak; satın almadan imalata ve depolamadan
PROF. DR. UMUT RIFAT TUZKAYA Yıldız Teknik Üniversitesi End. Müh. Öğretim Üyesi
LODER Yönetim Kurulu Üyesi dağıtıma kadar birçok fonksiyon içindeki saha ve ofis çalışma şekilleri değişecektir. Tedarikçi veya müşterilerle fiziksel toplantılardan kaçınılıp, e-konferanslar daha fazla tercih edilecektir. Zorunlu durumlarda sosyal mesafe kuralları uygulanacak, el sıkışmadan vazgeçilecektir. Uzaktan çalışma tercih edilerek buna uygun dijital ortamlar geliştirilecektir. Ofis ve imalat ortamlarında oturma ve çalışma mesafeleri artırılacak, giriş ve çıkışlarda parmak izi yerine temassız kartlar kullanılacaktır. Mola saatleri çeşitlendirilerek büyük grupların bir araya gelmesi engellenecek, kantin ve kahve makineleri sayısı artırılarak kişiler dağınık halde tutulacaktır. Diz üstü bilgisayar, telefon ve masa üstleri günde bir iki defa dezenfekte edilecek, bina giriş çıkışları ve yemekhane kuyrukları için yerlere çizgiler çizilerek mesafe kuralları getirilecektir. Sonuç olarak tedarik zincirlerinin kırılmaması ve krizler karşısında daha dirençli olabilmesi için daha fazla çaba harcanması gerektiği açıktır. Devletlerin getireceği yeni kurallar ile birlikte sektörlerin de kendi içlerinde kendilerine has tedbirleri alması ve daha öngörülü olması gerekmektedir. Türkiye’de afet deyince bugüne kadar sadece deprem aklımıza gelmekteydi. Deprem çok büyük bir felaket olmakla birlikte etkisi belirli bir bölgede görülmektedir. Birçok sektör için yaraları sarmak görece daha kolaydır. Bu salgın afeti ile tedarik zincirinin tamamının etkilenerek tüm sistemin bir anlamda felç olmasının ne olduğunu anladık. Bu sebeple, stratejik kararlardan günlük operasyonel faaliyetlere kadar doğru bildiğimiz yaklaşımları tekrar gözden geçirerek direnci ve çevikliği daha yüksek zincirler kuracağız.
KRİZ YÖNETİMİNDE YENİ OFİS YAKLAŞIMI: “FUTURE OFFICE” “BU ORTAMDA IŞ HAYATINDA SÜRDÜRÜLEBILIR REKABET AVANTAJINA SAHIP OLMANIN YOLU KRIZLERE VE ONUN GETIRDIĞI DEĞIŞIMLERE HAZIRLIKLI OLMAKTAN GEÇER.”
ETKİN YÖNETİM / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Günümüzün sürekli değişen ve gelişen dünyası, iş dünyası için de büyük değişimler ve belirsizlikler doğurmaktadır. Bu ortamda iş hayatında sürdürülebilir rekabet avantajına sahip olmanın yolu krizlere ve onun getirdiği değişimlere hazırlıklı olmaktan geçer. Ancak dünyanın şu anda karşı karşıya kaldığı “Covid-19” salgını, öngörülebilir bir kriz olmadığı için işletmeleri ve toplumu buhran hatta kaosun tam ortasında bırakmıştır. Bu kaos ve yaşattığı stresi yönetebilmek için işletmelerin sürdürülebilir bir yönetim anlayışı ortaya koymaları gerekmektedir.
88
Krizler, bir işletmenin itibarını, hatta varlığını sürdürebilmesi konusunda tehdit oluşturan durumlardır. Söz konusu büyük salgın krizi, işletmeler için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu krizin öncelikle iş gücü, operasyon, tedarik zinciri, finans ve likidite gibi alanlarda hasar oluşturma özelliğine sahip olduğu görülmektedir. Boyutları göz önüne alındığında, işletmelerde üst düzey yönetici seviyesinde, kriz yönetimi ekibi ile “Bütünsel Kriz Yönetimi” kavramı ele alınmalıdır. “Bütünsel Kriz Yönetimi”nde esas olan, hızlı müdahale edebilmek için mücadeleyi kurgulamak ve başarı getirecek stratejileri belirleyebilmektir. Şirketler, hızla değişen durumlara hazırlıklı olmak ve kriz yönetimini gerçekleştirmek için kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planlamalarını yapmalı ve krizle mücadele yeteneği kazanmalıdır. Normal zamanlarda yapılan stratejiler dışında krize özgü stratejilerin hızlıca belirlenmesi mücadelede temel ölçüttür. Tabi ki kriz
SAİT SAĞLAM
Endüstri Yüksek Mühendisi Yönetim Danışmanı ssaglam@organikik.com
yönetimi ekibi oluşturmak suretiyle bu stratejilerin, senaryo planlamaları yapılarak belirlenmesi gerekir. Krizlerin, işletmelerde ekonomik büyüme, ticari faaliyet ve bireysel davranış üzerinde çeşitli etkileri bulunur. İşletmelerin, bu etkileri en aza indirebilmek ve gelecek odaklı yönetebilmek adına iş yapış şekillerini geliştirmeye ihtiyaçları vardır.
temizlik, güvenlik, ulaşım, iletişim gibi daha birçok konuda aksiyon planlarını oluşturmaları ve gerekli yönlendirmeleri kurgulamaları gerekmektedir. Buradaki en önemli husus ise; politikaların ve prosedürlerin azaltılarak işletme kültürü içerisinde etkin, uzaktan çalışmaya imkân tanıyan, esnek ve akıllı çalışma ortamlarının hazırlanmasıdır.
Kriz yönetiminin başarısı, mücadeleci ve gelecek odaklı olmasına bağlıdır İşletmelerin iş yapış şekillerini etkileyecek olan ticari operasyonlara, finansa, iş gücüne ve iletişime odaklanması zaruridir. Krizin getirdiği değişimlere ayak uydurmak ve süreci en az zararla atlatabilmek için kendi iş yapış şekillerini bugüne ve geleceğe uygun yapılandırmaları gerekmektedir. İşletmelerin sürdürülebilirliği adına iç müşteri (çalışan), dış müşteri ve tedarikçi gibi tüm paydaşlarla zamanında ve etkili iletişim kurması çok önemlidir. Bugün içinde bulunduğumuz büyük salgın krizini göz önüne aldığımızda da iletişim açısından çalışanlar başta olmak üzere işletmelerin tüm paydaşları farklı zorluklar yaşamaktadır. Bu kriz ortamında işletmelerin çalışanlarını ve iş ortamlarını güvende tutmaları için
İçinde bulunduğumuz salgın krizinde belki de en önemli kavram temassızlık ve izolasyon olunca, bu durum çalışma ortamlarının evlere taşınmasını ya da çalışma ortamlarında sosyal mesafenin korunmasını sağlayacak uygulamalara geçilmesini beraberinde getirmiştir. İster istemez işletmeler evden çalışma sistemine geçişi kısmi, kademeli veya tamamen uygulamak zorunda kalmışlardır. Aslında olağan dışı bir kriz doğuran böyle bir salgın ile karşı karşıya kalmış olmasaydık dahi işletmelerin hızla değişen dünya koşulları ve gelişen bilgi teknolojileri ışığında çalışma sistemlerine çeşitlilik kazandırması oldukça önemli olacaktı. İşte tam da bugünlerde etkin kaynak yönetimi amacıyla uluslararası bir işletme ile birlikte 2009 yılında
“IŞLETMELERIN SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞI ADINA IÇ MÜŞTERI (ÇALIŞAN), DIŞ MÜŞTERI VE TEDARIKÇI GIBI TÜM PAYDAŞLARLA ZAMANINDA VE ETKILI ILETIŞIM KURMASI ÇOK ÖNEMLIDIR.”
“HER NE KADAR FUTURE OFFICE, KAYNAK ISRAFININ ORTADAN KALDIRILMASI VE BÜYÜK YATIRIMLARLA HAZIRLANMIŞ ÇALIŞMA ORTAMLARININ KULLANILMA DURUMLARININ TEKRAR GÖZDEN GEÇIRILMESI AMACIYLA ORTAYA ÇIKMIŞ OLSA DA, BUGÜN ORTAYA ÇIKAN YENI IHTIYAÇLARIMIZA TAM OLARAK CEVAP VEREN BIR PROJEDIR.”
Gelecek ofisi tasarımının anahtar kelimeleri kullanım ve gerekliliktir. Bu nedenle işletmelerin sektör, iş yapış şekilleri gibi kriterler açısından çeşitli analizlerinin yapılması şarttır. Her işletme öncelikli olarak çalışan hareketliliğini mevsimsel ya da dönemsel olarak gözlemlemeli ve ölçebilmelidir. Bunun için giriş-çıkış analizleri, hareketlilik ve iş yapma gözlemleri, anket çalışmaları, birimler bazında iş analizleri, iş hukuku değerlendirmeleri olmak üzere beş aşamalı bir metodoloji ile tasarım yapılır. Gelecek ofisinde üç temel öge söz konusudur; birinci öge alanlar (ofisler, ortak alanlar, toplantı odaları, görüşme odaları, arşiv vb.), ikinci öge araçlar (bilgi teknolojileri, mobil araçlar, yazılımlar vb.), üçüncüsü ise metotlardır (hedefler, anahtar sonuçlar, iş yapış şekilleri, iş akışları, süreçler, performans sistemi, organizasyon yapısı, çalışma sistemi,
yönetim vb.). Bu ögeler dikkate alınarak sektöre, iş ailesine, birimine, çalışan durumuna, yasal gerekliliklere uygun olarak çalışma sistemleri tasarlanır ve uygulamaya alınır. Bu çalışma sistemleri aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi merkez ofis, uydu ofis, ev ofis (home office), şehir ofisleri şeklinde yapılandırılabilir. İşletmeler birkaç farklı çalışma sistemini uygulamaya alabileceği gibi hepsini birlikte de uygulayabilirler. Öte yandan bu çalışma sistemlerini normal, kriz, kaos gibi dönemlere yönelik planlamalar ışığında farklı kombinasyonlar ile de devreye alabilirler. UYDU OFİSLER ŞEHİR OFİSLERİ ANA OFİS
EV OFİS Gelecek ofisi uygulamaları yukarıda belirtilen çalışma sistemleri sektörel bazlı esnek çalışma, kurumsal ortak birimlerde esnek çalışma (finans, muhasebe, satın alma vb.), esnek ofis ve kısıtlı ev ofis ya da dördüncü
seçenek olarak tam esnek ofis ve ev ofis konseptleri altında farklı kombinasyonlar şeklinde uygulanabilir. Tüm bu çalışma sistemleri ve konseptlerinin hayata geçirilmesi işletmelerin özelliklerine, bulundukları sektörlere ve iş yapış şekillerine bağlıdır. Karşı karşıya kaldığımız bu büyük salgın bizlere, kriz dönemlerine yönelik oluşturulacak stratejilerin uygulamaya alınmasının doğru çalışma sistemleri ile mümkün olabileceğinin ve söz konusu çalışma sistemlerinin kaynak yönetimi açısından da optimum çözüm olduğunun unutulmaması gerektiğini gösterdi.
“BU BÜYÜK SALGIN BIZLERE, KRIZ DÖNEMLERINE YÖNELIK OLUŞTURULACAK STRATEJILERIN UYGULAMAYA ALINMASININ DOĞRU ÇALIŞMA SISTEMLERI ILE MÜMKÜN OLABILECEĞINI GÖSTERDI.”
ETKİN YÖNETİM / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
hazırladığımız ve uygulamaya aldığımız Future Office (Gelecek Ofisi) projesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar Future Office, kaynak israfının ortadan kaldırılması ve büyük yatırımlarla hazırlanmış çalışma ortamlarının (toplantı odaları, bekleme yerleri, masalar, yönetici odaları vb.) kullanılma durumlarının tekrar gözden geçirilmesi amacıyla ortaya çıkmış olsa da, bugün ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarımıza tam olarak cevap veren bir projedir.
89
KORONAVIRÜS DÖNEMINDE EVDEN MUTLU VE VERIMLI ÇALIŞMAK MÜMKÜN MÜ? Tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs salgınıyla birlikte 2.Dünya Savaşı’nı yaşamamış kişiler olan bizler hayatımızda ilk defa büyük bir krizle karşı karşıya kaldık.
Bu gazete haberlerine bakınca evde kalmak hiç de zor gelmiyor değil mi? Oysaki, Türkiye nüfusunun çoğu evde kalmanın çok zor olduğundan şikâyet etti ilk günlerde…
Önce ne yapacağımızı bilemedik, insanlar eskisi gibi yaşarken, çalışanlar da işlerine devam etti sanki virüs Türkiye’de hiç yayılmayacakmış gibi davrandık ama her geçen gün vaka sayısıyla birlikte ölümler de artınca işin ciddiyetini anlayan bizler önlemler almaya başladık.
1 Nisan itibariyle tüm Türkiye’de evden çalışma oranı %84, hem evden hem de işten çalışma oranı %10 ve normal işe gitmeye devam edenlerin oranı ise %6 seviyelerindeydi. Evden çalışma önce bir lüks gibi göründü çalışanlara ama gerçekler hiç de öyle değildi. İş yerinde kurulan çalışma disiplinini evde kurmak hiç de kolay değildi!
Sağlık için alınan el yıkama, sosyal mesafeyi koruma vb. önlemleri hepimiz ezbere biliyoruz. Hem ev hayatını hem de çalışma yaşamını etkileyen en önemli değişim evden çalışma oranının artması oldu. Evden çalışmak sadece çalışanı değil ailesini de yakından etkileyen bir süreçtir. Evde görmeye alışık olmadığımız anneler, babalar, evlatlar evde bir çalışma düzeni oturtmaya çalışırken bakın neler yaşandı?
ÇALIŞAN MUTLULUĞU / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Zor bir dönem yaşıyoruz ama Türk ulusu daha zor dönemlerden geçti, ne savaşlardan başarıyla çıktı.
90
Koronavirüs nedeniyle çok büyük bir kriz yaşıyoruz ama unutmamak lazımdır ki kriz birçok öğrenme fırsatını bünyesinde barındırır. Bu dönemde hepimize 2 büyük görev düşüyor;
Bu dönemde kendim ve sevdiklerim için ne yapabilirim? Bu dönemde çalıştığım kurum için ne yapabilirim?
DR. ÖĞR. ÜYESI GÜLBENIZ AKDUMAN
Akademisyen, Eğitmen, Yazar gulbeniz@akduman.com
Peki nereden başlamalı, nasıl yapmalı? 1) Rutin yaşam şeklinizi bozmayın: İlk yapılması gereken rutin yaşam şeklimizi bozmamaktır. Aksi durumda yani belli bir günlük rutininiz yoksa işlerin üstesinden gelmek sizi gereğinden fazla yorar ve hayallerinizi de sizden giderek uzaklaştırır. Evde kaldığınız için günlük çalışma rutininizi bozmayın. Gece yatma ve sabah kalkma saatlerinizi bir düzene sokun. Bu gibi dönemlerde her nedense herkesin yaptığı gibi geç saatlere kadar uyumayıp, ertesi gün geç saatlere kadar uyuma düzeni rutin yaşam şeklimizi bozarak hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığınızı olumsuz etkileyecektir.
Zor bir dönem yaşıyoruz ama Türk ulusu daha zor dönemlerden geçti... (1938-1945 Arası İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’de Yayınlanmış Gazete Haberleri)
Büyük ihtimalle tarihte bundan sonra Covid-19 öncesi ve sonrası diye yeni bir dönemden bahsedilecek.
2) Gün nasıl başlarsa öyle gider. Güne 3K ile başlayın;
3K
Kişisel bakım Kıyafet Kahvaltı
Evde kaldığınız için kişisel bakımınızı ihmal etmeyin. Unutmayın kişisel bakım çevreniz için değil kendiniz içindir. Kıyafetler insan psikolojisini etkiler. Sabahtan akşama kadar pijamayla oturmayın, iş kıyafeti kadar şık olmasa da rahat bir kıyafet giyerek güne başlayın. 3) Gününüzü planlayın: Ne zaman ev işleri yapıp ne zaman çalışıp mola vereceğinizi mutlaka planlayın ve o plana uyun! Aksi taktirde ya hep ev işine dalarsınız ya da hep çalışarak bitmez mesai saatleriyle hırpalanırsınız. 4) Çalışma ortamınızı oluşturun: Hepimizin evlerinde bir çalışma odası hatta masası bile olmayabilir. Önemli olan sesiz ve rahat bir ortam yaratmak ve
kesinlikle televizyon karşısında rahat bir koltukta uzanarak çalışmamaktır. 5) Odaklanmanızı engelleyen kriterleri azaltmaya çalışın: Odaklanmanızı engelleyen en önemli etkenin televizyon ve sosyal medya olduğunu unutmayın, çalışırken her ikisinden de uzak durun. Çocuk sahibi aileler için çocuklara da günlük aktivite planı yapmak oyalanmalarını sağlarken, kaygılarını da azaltacaktır. 6) Zihinsel hijyeninizi koruyun: Zihinsel hijyen önemlidir. Çalışmaya mola verdiğinizde sosyal medyada yayılan felaket haberlerini okumak yerine iletişimi çeşitlendirip (iş arkadaşları, akrabalar, dostlar ile konferans ve görüntülü görüşmeler vb.) sosyalliğinizi koruyun. 7) Sonsuz mesai yapmayın: Evde olmak 7/24 bilgisayar başında çalışmak değildir. Mesai saati bitimi gibi evde de mesai saatinin başlangıç ve bitiş zamanı belli olmalı ve planlanan mesai saatine uyulmalıdır.
8) Geleceğini yarat: Evde kalıp, sabırla gerekli önlemleri alarak bu günlerin geçmesi için hep birlikte dua etmeliyiz. Yazının başında da belirttiğim gibi bu kriz döneminde hepimize büyük görevler düşüyor. Evde televizyon ve sosyal medyadaki haberlere dalıp sürekli kaygılanmak hem kendimizi hem de ailemizi olumsuz etkiler. Bu günler geçecek eskisi gibi güzel günlere doğru ilerlerken bu süreci bir gelişim ve yenilenme dönemi gibi görerek geleceğimizi daha aydınlık kılmak için çalışabiliriz. Lütfen durun, düşünün ve hiç vakit kaybetmeden harekete geçin. Başlamanın yolu aşağıdaki 2 soruyu cevaplamaktan geçiyor; ◉ Bu dönemde kendim ve sevdiklerim için ne yapabilirim? ◉ Bu dönemde çalıştığım kurum için ne yapabilirim? Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
ÇALIŞAN MUTLULUĞU / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
“LÜTFEN DURUN, DÜŞÜNÜN VE HIÇ VAKIT KAYBETMEDEN HAREKETE GEÇIN.”
91
ETKİLİ RAPOR YAZMA TEKNİKLERİ (2) Geçtiğimiz sayıda Etkili Rapor Yazma Teknikleri konusuna giriş yapmıştık, bu sayımızda da konunun 2. bölümüyle devam edeceğiz. Rapor için Bilgi Toplama Yolları ◉ Farkındalık yaratmak ◉ Gözlem yapmak ◉ Beyin fırtınası ◉ Zihin haritalaması ◉ Keşif yapabilmek ◉ Taslak çalışması ◉ Empati ile yazmak ◉ Görüşme yapmak ◉ Kaynak araştırması ◉ Planlama ◉ Odaklanma ◉ Genelden özele ◉ Taslak ◉ Anektodlar ◉ Sonuç
İLETİŞİMDE İLETİŞİM / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Önsöz ◉ Bu bölüm her raporda olması zorunlu bir kısım değildir. ◉ Çalışma hazırlanırken emeği geçen kişiler, eksik ya da sınırlı kalan bölümler varsa belirtilir. ◉ Çalışmanın oluşumunda katkısı olan kişi ve kuruluşlara teşekkür edilir.
92
Içindekiler ◉ Rapor içeriğinin bir sıra halinde ve sayfa numaralarına göre yer aldığı, konu başlıkları ve alt başlıkların bir sıra ve düzen içinde gösterildiği kısımdır. ◉ İçindekiler sayfasını oluştururken; Microsoft Word’ün ana menüsünde öncelikle “Başvurular”, ardından “İçindekiler” kısmını seçerek metin ekleyebilir ve 3 ayrı formatta hazırlayabilirsiniz. Kaynak ve dip not gösterme kuralları ◉ Rapor içerisinde kullanılan ve farklı kaynaklardan edinilen bilgilerin nereden alındığının mutlaka gösterilmesi gerekir. ◉ Kaynak gösterilmesi; savunulan görüşlerin doğruluğunu destekler. ◉ Kaynak gösterme metin içerisinde yapılabildiği gibi dipnotlarla da gerçekleştirilebilir. ◉ En uygun olanı, sayfa sonuna dipnot düşülmesidir böylece okuyucu görmek istediği notu okumasını bozmadan görme şansına sahip olur.
Metin aktarımları ◉ Başka kaynaklardan alıntı yapıldığında ya doğrudan ya da dolaylı aktarım şeklinde gerçekleşir. ◉ Doğrudan aktarma yönteminde yazılar hiçbir değişiklik yapılmadan yayınlanır. Kullanılan cümleler “ “ arasına alınır ve italik yazı tipiyle yazılır. Bazen aktarılan metin içinden bazı cümleler çıkarılabilir ve ….. konur. ◉ Dolaylı aktarmada ise aktarma yaparken yazan kişi kendi üslubunu kullanabilir. Bu aktarımlarda “ “ kullanılmaz, cümleler italik olarak yazılmaz. Fakat araştırmada, düşüncelerin aktarıldığı bölüme yine dipnot numarası konur ve yararlanılan kaynak orada gösterilir. EBYS Bilgisayar ortamında oluşturulan, gönderilen, alınan, kayıt edilen ve saklanan her türlü belgeye EBYS denir. Elektronik Belge Yönetim Sistemi kullanan kurumlarda kırtasiyecilik önlenir ve böylece maliyet azaltılır, belgelerin kontrolü için sistematik bir yapı oluşturulacağından kurumsal verimlilik artar, değerli dosyalar daha iyi korunur, tarihsel araştırmalar için kaynak olur, kurumun bilgi gereksinimi daha kolay karşılanır. RAPORLARIN SINIFLANDIRILMASI - Bilgi veren raporlar - Analiz raporları - İkna amaçlı raporlar - Kaynaklara göre raporlar Bilgi veren raporlar İşletmenin değişik faaliyet alanlarıyla ilgili olarak hazırlanan raporlardır: ◉ Üretim miktarı, kalite, hizmetin niteliği, teknoloji, makine arızaları, insan kaynakları, Ar-Ge çalışmaları, son finansal durum vb. kapsar. ◉ Bilgi vermenin yanında yol gösterme ve alternatif belirleyicidir. ◉ Yöneticilerin karar verme ve uzun süreli planlama gibi süreç yönetim işlerinde kolaylık ve zaman tasarrufu sağlar. ◉ Mühendislik raporları buna örnektir. ◉ Çoğunlukla periyodik niteliktedir ve standart formda hazırlanır. Analiz raporları Gerçekleri ortaya çıkarmayı amaçlayan, gerçekle ilgili nedenleri araştıran belge niteliği taşırlar.
ALMILA DALKILIÇ
Yönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu almilad@gmail.com
◉ Analiz raporları bilgi veren raporlardan bir adım daha ileri teknikleri içerir. ◉ Pazar araştırması raporu, piyasa ve sektör analiz raporları analiz raporlarına örnektir. ◉ Masa başında oturup yazılabilecek raporlardan değildir, sahada olmayı gerektirir. İkna amaçlı raporlar Bu raporların amacı; bir şikâyet ve tartışma konusuyla ilgili bilgilendirmek, aydınlatmak ve kamuoyunun tek taraflı oluşmasını engellemektir. ◉ Yazımı ve özellikle sunumu büyük önem taşır. ◉ Uzun süren işçi-işveren uyumsuzluklarında, insan kaynakları tarafından hazırlanan işten çıkarılma raporları bu türe örnektir. Kaynaklara göre hazırlanan raporlar ◉ Ar-Ge raporları ◉ Satış birimi raporları ◉ Muhasebe-finans birimi raporları ◉ İnsan kaynakları raporu ◉ Yönetim organizasyon raporu ◉ İşletme içine sunulan raporlar ◉ İşletme dışına yönelik raporlar ◉ Periyodik raporlar ◉ İstisnai raporlar ◉ Duyuru raporlar ◉ Mektup raporlar ◉ Resmi olmayan raporlar ◉ Resmi raporlar ◉ Yıllık faaliyet raporları ◉ Vb.
RAPOR DÜZENLEME AMAÇLARI Bilgi amaçlı: İşletme içi ve dışındaki paydaşlar için hazırlanır. Kontrol amaçlı: İşletme içi paydaşlar için hazırlanır. RAPORLARDAKI GRAFIK TÜRLERI Yatay Çubuk Belirli bir dönemde oluşan birbiri ile ilişkili ya da daha fazla sonucun karşılaştırılmasında kullanılır. Birbiriyle ilişkili değişik bilgiler bir arada görülebilir. Değerler soldan sağa doğru ilerler.
Raporlama teknikleri ve yazışma teknikleri konusunu, sonraki sayıda yayınlanacak olan 3. Bölümle birlikte sonlandıracağız. Pasta Kullanımı en sınırlı olan grafik türüdür. Sadece tek bir birimin ayrıntılı analizini açıklamak için kullanılır. Tam daire %100’ü temsil eder. Kesinlik kazanmış bilgiler için uygundur. Sadece o anda geçerli olan durumu gösterir.
Kaynakça: - leventgalipyesil.com - turkerbas.com - Yazışma Teknikleri, Hakan Koç & Menekşe Tarhan Öztoprak - İşletmelerde Raporlama ve Rapor Yazım Teknikleri, Sinan Bayraktar - Mesleki Yazışma ve Yazışma Teknikleri, Öğ. Görev. Musa Küçük -Araştırmalarda Rapor Hazırlama, Prof. Dr. Niyazi Karasar - almiladalkilic.com
İLETİŞİMDE İLETİŞİM / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Dikey Çubuk Bir dönemin finansal raporlarının görsel olarak özetlenmesinde kullanılır. Yatay eksende KARŞILAŞTIRMA veya ZAMAN, dikey ekseninde DEĞERLER yer alır. Değerler her zaman aşağıdan yukarı doğru ilerler. Birden fazla değişkeni gösterebildiği için çok yararlıdır. Grafiklerin çok karmaşık olmaması gerekir.
Çizgi Bilgileri görsel karşılaştırmada kullanılır. Örneğin; gerçek sonuçlar ile tahmini sonuçların, satışlar ile net kârların, değişik bölümlerin performansının birbirleri ile karşılaştırılması vb. Amacı; hataların bulunması, eğilimlerin saptanmasıdır. Satışların karşşılaştırılması, sipariş, şatış, maliyet gelişimini göstermede etkindir.
93
KAOSUN ÇOK UZAĞINDA, BAMBAŞKA BIR DÜNYA; Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle uzun bir süre evlerimize kapandık ve bu zor günleri en az hasarla atlatabilmek adına sevdiğimiz çoğu şeyden uzak kaldık. Şimdi vaka sayılarının iyiden iyiye azaldığı, evden çıkma yasaklarının son bulduğu normalleşme sürecinde yine gerekli tedbirleri alarak gösterdiğimiz sabrın ve fedakarlığın ödüllerini toplamanın vakti geldi. Yaz sıcaklarının yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladığı bu günlerde berrak suları ve sımsıcak atmosferiyle Kaş ruhumuza ve bedenimize iyi gelecek bir destinasyon. Antalya merkeze 170 kilometre uzaklıkta yer alan Kaş’a ulaşım için birçok alternatif mevcut. Araçla ulaşmak isteyenler için yolların oldukça dönemeçli olduğunu ve özellikle geç saatlerde varılması planlanıyorsa bilhassa dikkatli olunması gerektiğini belirtmek isteriz. Uçakla gelecekler için Dalaman ve Antalya Havaalanlarının ikisi de tercih edilebilir ancak Dalaman Havaalanı Kaş’a daha yakın olduğu için daha iyi bir alternatif olacaktır. Otobüsle gelmeyi tercih edecekler için de Kaş’a direkt seferler düzenleniyor.
REHBER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Konaklama konusunda kaş birçok farklı alternatifi barındırıyor ancak bölgenin yapısı itibariyle genellikle butik işletmeler ağırlıklı, her şey dahil otel konseptleri bu bölgede yok diyebiliriz. Butik oteller ve apartlar oldukça fazla sayıda, hepsinde de farklı bütçelere uygun seçenekler mevcut. Eğer merkezde konaklamayı tercih ederseniz birçok plaja yürüyerek ulaşmanız mümkün olacaktır, onun haricinde sıklıkla dolmuş seferleri de yapılıyor.
94
Plaj cenneti bir belde Kaş’ı bu kadar sevdiren ve her sene tekrar görme isteği uyandıran en önemli unsur tartışmasız olarak denizinin sahip olduğu berraklık. Bölgede birçok farklı plaj bulunuyor bunlar arasında en öne çıkanlar; Küçük Çakıl, Büyük Çakıl, İnceboğaz, Liman Ağzı, Hidayet’in Koyu. Bunlar haricinde de deneyip görülmesi gereken irili ufaklı birçok plaj mevcut. Eğer biraz daha uzaklaşmayı göze alıyorsanız merkeze 7 km uzaklıkta bulunan Kaputaş Plajı’nı mutlaka görmelisiniz. Kanyonun ağzında yer aldığı ve çevresi kayalıklarla dolu olduğu için park yeri bulmak oldukça zor olsa da erken saatlerde giderek bu sorunu aşmak mümkün oluyor. Plaja ulaşabilmek için uzunca
bir merdiveni inmek gerekiyor ancak karşılaşılan güzellikler tüm bu meşakkati unutturuyor. Tesis belediye tarafından işletildiği için şezlong, şemsiye ve kafeterya ücretleri de oldukça makul, Kaş’a kadar gitmişken bu deneyimi mutlaka yaşamak gerekir. Tatil sizin için kızgın kum ve serin su demekse o halde Patara Plajını asla es geçmemeniz şart. Caretta carettaların ülkemizdeki en önemli üreme alanı olan Patara Plajı, aynı zamanda Akdeniz Bölgesi’nin en uzun plajı olma özelliğine sahip, uçsuz bucaksız kum plajda güneşlenmek kadar güneşin usul usul batışını izlemek de büyük bir keyif. Tarihi ve doğayı iç içe yaşamak mümkün Tatilde aktivitesiz olmaz diyenlerdenseniz yamaç paraşütü, su altı dalışı ve jeep safari turları alternatif olarak mutlaka aklınızda olsun. Özellikle su altı dalışa merakı olanların cazibe merkezi olan Kaş, 21 farklı dalış noktasıyla Türkiye’nin en iyi tüplü dalış rotası durumunda. Suların berraklığından ötürü yüzerken kullanacağınız basit şnorkellerle dahi birçok balık türünü doğal ortamında gözlemlemeniz mümkün bu nedenle yanınızda şnorkel bulundurmanızı mutlaka tavsiye ederiz. Kekova bölgesinde tekne turu yapmak da Kaş’ın olmazsa olmaz aktivitelerinin başında geliyor. Kaş limanından, Çayağzı iskelesinden veya Üçağız köyünden kalkan teknelerle yapılabilen bu tur, Likya döneminden kalan ve MS 2.yy’da deprem nedeniyle bir kısmı sular altında kalan batık şehri, tarihi Simena antik kentini (Kaleköy), Üçağız köyünü, denizin içindeki lahitleri ve çeşitli koyları görebilmenizi
sağlıyor. Tur esnasında Kaleköy’ü gezip görebilmek için 1 saatlik mola veriliyor, taş merdivenlerle yaklaşık 10 dakikalık bir tırmanış sonrası köyün tepesinde yer alan Simena Kalesi’ne ulaşılıyor, burada hem olağanüstü Akdeniz manzarasının keyfine varabilir hem de etrafa yayılmış durumdaki lahitlerle tarihte yolculuğa çıkabilirsiniz. İniş esnasında yerlilerin gerçek meyvelerden ürettikleri ev yapımı dondurmaların tadına bakmanızı da ayrıca tavsiye ederiz.
Gurmelerin gönlünü fethedecek bir çeşitlilik Kaş esasen tipik bir Akdeniz sahil ilçesi, dolayısıyla yemek kültürü de Akdeniz mutfağının izlerini taşıyor. Sebze ve otlardan yapılan, zeytinyağıyla lezzetlendirilen envaiçeşit meze ve salata sofraların olmazsa olmazı durumunda. Balık kültürünün çok yaygın olduğu Kaş’ta ne olursa olsun etten vazgeçemem diyenler için rezervasyonları aylar önceden dolacak kadar başarılı olan ocakbaşı konseptli mekanlar da mevcut. Kısacası Kaş sahip olduğu zengin mutfak çeşitliliğiyle gurmelerin dahi gönlünü fethetmeyi başaracaktır.
REHBER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Gece hayatı açısından ise Kaş, diğer popüler tatil beldelerine göre daha sakin diyebiliriz. Genellikle müzik ve sohbetin aynı anda yürütülebileceği bir konsept beldenin tamamına yayılmış durumda, yine de geç saatlere kadar açık mekanlarda kendi müzik ve eğlence zevkinize göre uygun alternatifler bulabilirsiniz.
95
OTO TEST / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
YENI OPEL CORSA TEST SÜRÜŞ IZLENIMLERI
96
Otomobil gazetecisi ve test pilotu Murat Tosun, Yeni Opel Corsa’yı TİMDER Dergisi okurları için değerlendirdi:
cam tavanlı versiyonun yarattığı etki sayesinde yaşam alanı ferahlığı oldukça iyiydi.
Yeni Opel Corsa, eski nesline göre iki üç sınıf yukarıda konumlandırılabilecek bir araba. Sahip olduğu tasarım hem modern beklentileri karşılıyor hem de bakışları üzerine çekme konusunda son derece başarılı. Onu test ettiğimiz süre boyunca diğer araba kullanıcılarının bakışlarından bunu net bir şekilde anladık. Park halindeyken yanımıza gelerek araçla ilgili soru soranların sayısı da bir hayli fazla oldu.
Yeni Opel Corsa motor ve şanzıman seçenekleri açısından yeterli olanı barındırıyor. Türkiye’de 1.2 litre 75 HP ve 5 ileri manuel şanzımanla giriş versiyonu bulunuyor. 1.2 Turbo benzinli ünitenin 100 ve 130 HP olmak üzere iki seçeneği mevcut ve bu seçenekler 8 ileri otomatik şanzımanla satın alınıyor. 1.5 Turbo Dizel 102 HP seçenekse 6 ileri manuel şanzımanla Türkiye’de satılıyor. Test otomobilinde 1.2 Turbo Benzinli 130 HP güç ve 230 Nm tork üreten seçenek görev yapıyordu. Bu motorun performansı ve çekiş kabiliyeti yüksek. Biraz daha para ödeyebilirim diyenler için tavsiye edebileceğimiz bir ünite. 8 ileri otomatik şanzıman ile birlikte satılıyor olması hem performans hem de ekonomik tüketim için iyi bir özellik. Peugeot modellerinden tanıdığımız bu şanzıman iyi çalışıyor ve ekonomik tüketimler için hızlı bir şekilde en üst vitese tırmanıyor. Bu sayede devir bandını istenen şekilde altta tutarak tüketimin olabildiğince minimum seviyede kalmasını sağlıyor. Performanslı kullanım istendiğinde de Yeni Opel Corsa’yı yolların hızlı çocuklarından birine döndürüyor. Açıklanan fabrika verilerine göre 0-100 km/s hızlanması 8.7 saniye, bu
Opel’in, PSA Grubu bir marka olmasının ardından otomobillerinde böylesi bir değişim yaşanması kaçınılmazdı. Yeni Opel Corsa’nın yaşam alanını ilk kez görenler onun bir Peugeot modeli olduğunu bile düşündü. Bu kaçınılmaz bir durum, hem maliyetleri azaltmak hem de eldeki iyileri kullanmak artık tüm otomotiv sektörünün ortak fikri olmuş durumda. Farklı tipte olan vites konsolu bu bölümde önemli bir kullanım alanı ortaya çıkarılmasını sağlamış. Üst donanım seçeneğinde sunulan müzik sisteminin kalitesi bizi etkileyen en önemli detaylardan oldu. Kendinizi bir konser salonunun ortasında hissedebileceğiniz kadar iyi. Dijitalleşen yaşam alanında kullanım açısından önemli bir sıkıntı yaşamadık,
hıza zorlanmadan ulaşacağını net bir şekilde söyleyebiliriz. Yakıt tüketimi açısından Eko modu seçerek yapacağınız kullanımlar sonrasında 6 litre civarında tüketim sonuçlarına ulaşılıyor. Yeni Opel Corsa’nın süspansiyon sistemi konfor konusunda gerçek bir usta. Küçük HB sınıfının en iyi süspansiyon sistemlerinden birini barındırıyor. Darbe emiş konusunda çok iyi çalışan süspansiyon sistemi, Yeni Corsa’nın içinde olan herkes için yüksek konfor sunuyor. Şehir içi kullanımlar sırasında son derece sessiz bir kabin içi de yeni Corsa’nın en önemli artılarından biri. Bu özelliği yüksek hızlı otoyol kullanımları sırasında da koruyor. Bu sırada motordan gelen hafif bir performans sesi aracı kullanırken keyif almanızı da sağlıyor. Süspansiyon sistemi sadece konfor için değil güvenli sürüş için de kilit bir rol oynuyor. Hem konfor hem de güvenlik bir arada oldukça iyi. Yaptığımız yol tutuş testlerinde hiç sorun yaşatmadan güvenli bir şekilde yoluna devam etmeyi bildi. Sport, normal ve eko mod seçeneklerine sahip olan Yeni Opel Corsa bu seçeneklerin hakkını da göstermelik olarak değil tam olarak veriyor. Biraz fazla yakayım ama keyif alayım diyorsanız sport modu denemenizi tavsiye ederiz. Eko modu seçtiğinizdeyse gaz tepkilerinin değişimine inanamayacaksınız.
14
KORONAVİRÜS RİSKİNE KARȘI
KURAL
Bilgi için: www.saglik.gov.tr
1
Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın.
8
Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
2
Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kișilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun.
9
Kıyafetlerinizi 60-90OC’de normal deterjanla yıkayın.
3
Öksürme veya hapșırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın. Mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın.
10
Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin.
4
Tokalașma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.
11
Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yașlılar ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin, maske takmadan dıșarı çıkmayın.
5
Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın.
12
Havlu gibi kișisel eșyalarınızı ortak kullanmayın.
6
Yurt dıșı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.
13
Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
14
Düșmeyen ateș, öksürük ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kurulușuna bașvurun.
7
Yurt dıșından dönüște ilk 14 günü evinizde geçirin.
KORONAVİRÜS ALACAĞINIZ TEDBİRLERDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİLDİR.
ARTEMA HIJYEN SERISINI SUNAR: EL DEĞMEDEN HIJYEN
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Artema’nın AquaSee özellikli lavabo bataryaları, el değmeden hijyen sağlıyor. Fotoselli bataryalar, sensör teknolojisiyle otomatik olarak açılıyor. Su akışı başladıktan 60 saniye sonra otomatik olarak kapanıyor, böylece pratik ve hijyenik kullanımın yanı sıra, el değmeden güvenli temizlik sağlıyor. Artema’nın AquaSee bataryalarıyla, toplu kullanım alanlarında %50’ye varan su tasarrufu elde ediliyor.
98
VİRÜSTEN KORUNMAK ELİMİZDE
3-4 ADIM
ÖKSÜRME VE HAPŞIRMA SIRASINDA AĞIZ VE BURUN TEK KULLANIMLIK KAĞIT MENDİLLE KAPATILMALIDIR. MENDİL YOKSA DIRSEĞİN İÇ KISMI KULLANILMALIDIR.
TOKALAŞMA VE SARILMA GİBİ YAKIN TEMASTAN KAÇINILMALIDIR.
KALABALIK ORTAMLARDAN OLABİLDİĞİNCE UZAK DURULMALIDIR.
EL ANTİSEPTİĞİ
KİRLİ ELLERLE AĞIZ, BURUN VE GÖZLERE DOKUNULMAMALIDIR.
ELLER EN AZ 20 SANİYE SÜREYLE SU VE NORMAL SABUNLA YIKANMALIDIR.
SU VE SABUN OLMADIĞI DURUMLARDA ALKOL İÇERIKLİ EL ANTİSEPTİĞİ KULLANILMALIDIR.
BİEN ‘’MAGNIFIQUE’’ ILE SIRA DIŞI MEKANLAR Seramik sektörünün öncülerinden Bien’in, 2020 yılı koleksiyonu ‘’Magnifique’’ adına yakışır bir koleksiyon. Fransızca’da ‘’Muhteşem’’ anlamına gelen ve ismini bu kelimeden alan ‘’Magnifique’’ koleksiyonu, siyahın asaletini üzerindeki altın sarısı desenlerle zarif bir şekilde sunuyor. Cam gibi parlayan yüzeyi ile lüksü tanımlayan koleksiyon büyük ebadın kullanım kolaylığını da beraberinde getiriyor. 120x180 cm ebadı, özgün tasarımı ile dikkat çeken ‘’Magnifique’’ mekanlarda iddiasını benzersiz bir şekilde ortaya koyuyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
İhtişamını tasarımında taşıyan, zarif detayları bir araya getiren koleksiyon, duvardan zemine, yaşam alanlarında, otellerde, restaurantlarda seçkin atmosferler tasarlamanıza olanak sağlıyor.
100
BANYOLARDA ZARAFETIN ESINTISI: BİEN ‘’ALESTA’’ ASMA KLOZETLER Yaşam alanları kişiselleştirilirken seçilen ürünler, kullanılan malzemeler, tercih elden aksesuarlar, bizleri de yansıtmaya başlıyor. Günün önemli bir bölümünü geçirdiğimiz banyolar temizlik ve konfor anlamında modern sığınaklarımız aslında… Banyolardaki konfora, hijyene ve insan sağlığına önem veren Bien’in bu anlayışla tasarladığı 2020 yeni koleksiyonlarından ‘’Alesta Asma Klozet’’ sade formuyla çağdaş bir etki yaratıyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Banyolara inovatif çözümler sunan Bien’in, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanarak ürettiği 52 cm olan ‘’Alesta Asma Klozet’’ Easy Wash özelliği, sade ve zarif çizgisi ile ön plana çıkıyor. Beyaz renkte üretilen Alesta, yavaş kapanan ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde mekanla bütünleşiyor. Minimum 2,5 litre, maksimum 4 litre su ile temizlenen ürün aynı zamanda çevre dostu. Zengin çözüm önerileriyle sektöre yeni yaklaşımlar kazandıran Bien’in tasarımları, kolay temizlenme özelliği ile hijyen standartlarını da üst seviyede tutarak tercih edildiği alanlarda işlevsellik, modernlik, estetik ve teknolojiyi bir arada sunuyor.
101
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
BOSCH TERMOTEKNOLOJİ, CONDENS 2200I W MODELININ YENI 20 KW KAPASITELI KOMBISIYLE KÜÇÜK EVLERE BÜYÜK TASARRUF SAĞLIYOR!
102
Hayatı kolaylaştıran teknolojiler sunan Bosch Termoteknoloji, tüketici ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ürün gamına bir yenisini daha ekledi. Haziran ayı itibarıyla pazara sunulan Bosch Condens 2200i W yoğuşmalı kombinin yeni 20 kW kapasitesi, özellikle küçük evler için kolay ve tasarruflu kullanımıyla öne çıkıyor. Bosch Condens 2200i W, enerji verimliliği skalasında A sınıfında yer alıyor. 20 kW ısıtma ve 25 kW sıcak kullanım suyu kapasitesine sahip olan ürün, yoğuşma teknolojisi sayesinde yüksek tasarruf sağlıyor. Bosch Termoteknoloji Türkiye, Orta Doğu & Kafkasya Genel Müdürü Kıvanç Arman, yeni kombi hakkında “Bosch olarak ‘Her zaman her yerde ÖNCE MÜŞTERİ’ söylemimizin arkasında duruyoruz. Müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını sürekli takip ediyoruz. Bu ihtiyaçlara en uygun ürün ve hizmetleri kendileriyle buluşturma misyonumuzla, 2020 yılında ürün gamımızdaki çeşitliliğimizi arttırdık ve Bosch Condens 2200i W yoğuşmalı
kombilerimizin yeni 20 kW kapasiteli modelini pazara sunduk. Ülkemizin ve sektörümüzün yaşadığı tüm zorluklara rağmen; rekabetçi ve çevik yapımız, yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz ile müşteri odaklılığımız sayesinde pazardaki güçlü konumuzu korumaya devam edeceğiz. Ürünümüzün tüm tüketicilerimize tasarruf ve konfor sağlamasını diliyoruz.” dedi. Daha fazla doğal gaz tasarrufu Bosch Termoteknoloji’nin yeni nesil yoğuşmalı duvar tipi kombisi Condens 2200i W, geniş modülasyon aralığı ile çok düşük ısı ihtiyaçlarında bile yüksek tasarruf sağlıyor. 1:5 modülasyonlu brülörü, anlık ısı ihtiyacınıza göre kendisini otomatik olarak ayarlıyor. Cihaza ihtiyaç olmadığı durumlarda, cihaz kapasitesini 5’te 1’i kadar kendiliğinden kısabiliyor ve böylece gereksiz gaz tüketiminin önüne geçiyor. Yeni tasarım, kompakt ölçüler, kolay kullanım Bosch Condens 2200i W’nin 20 kW kapasiteli yoğuşmalı kombisi, yepyeni
bir tasarıma ve kompakt boyutlara sahip. Bosch’un “Roundagon” adı verilen yuvarlak hatlı tasarımına sahip olan cihaz, hafifliğiyle kolay kullanım ve montaj olanağı sağlıyor. Aynı zamanda 7 tuşlu yeni ara yüzü ve yeni nesil LCD ekranı sayesinde, kullanım kolaylığı sunuyor. Modülasyonlu oda kumandası ile kullanımda A+ enerji verimliliği ErP (Enerji ilişkili ürünler) yönetmeliğine göre Condens 2200i W; 20 kW ve 24 kW kapasiteli modelleriyle %94 mahal ısıtma verimliği sağlıyor. A sınıfı yeni nesil yoğuşmalı kombiler; modülasyonlu ve dış havaya göre çalışan bir oda kumandasıyla kullanıldığında, bu özelliklere sahip oda kumandalarının getirdiği ilave 4 puan ile toplam sistem verimliliği %98’e çıkarak enerji verimliliği sınıfı A+’a ulaşıyor. Bosch Termoteknoloji profesyonelleri doğal gaz faturalarında daha fazla tasarruf elde etmek için modülasyonlu oda kumandası ile kullanabilen sistemleri öneriyor.
CREAVİT RIM-OFF KANALSIZ KLOZET ÜRÜN AILESI ŞIMDI DAHA GENIŞ Creavit, banyoda temizlik ve hijyenin yeni şekli kanalsız iç yüzeye sahip Rim-Off klozet ürün grubunu Free ve Elegant’tan sonra, iki yeni ürün ailesi ile genişletti. Hijyen ve temizlik hassasiyetinin geçmişe oranla çok daha yüksek olduğu bugünlerde, değişen ve gelişen tüketici beklentilerini karşılamak için sürekli Ar-Ge ve kullanıcı odaklı tasarım bakış açısıyla çalışan Creavit, iki yeni ürün ailesi Solo ve Mare ile kullanıcısının hijyen, fonksiyon ve estetik beklentilerini %100 karşılamayı hedefliyor. Tasarımda yumuşak hatları sevenler için Mare, köşeli hatlardan hoşlananlar için Solo; asma klozet, duvara dayalı rezervuarlı klozet ile banyoda bütünlük sağlıyor. Creavit Rim-Off klozetler, kanalsız yapıları sayesinde, bakterilere saklanacak yüzey bırakmazken, 3-6 lt’lik yıkama fonksiyonları sayesinde, sıradan bir klozete göre çok daha tasarrufludur. Creavit Rim-Off klozetlerini, Tak-Çıkart özellikli, uyumlu klozet kapakları ile sunuyor. Tak-çıkart özellikli klozet kapakları, tek hareketle kolayca çıkartılabilir olmaları sayesinde, temizlik esnasında erişilmeyen yüzey bırakmazken, Droplast yapıları ile bakteri barınımını da %99 oranında azaltırlar.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Hijyenin birinci öncelik haline geldiği bu günlerde, 50 yılı aşkın süredir seramik sağlık gereçleri başta olmak üzere, banyoya dair pek çok ürün grubunu kullanıcıları ile paylaşan Creavit, sürekli gelişen ve değişen beklentilere, banyodaki teknolojik yeniklerle çözüm sunmaya devam ediyor. Estetik ve tasarımı, fonksiyonel hijyen öğeleri ile bir araya getiren Creavit, 65 ülkede tercih edilen, banyo deneyimini şekillendiren global Türk markası olmaya devam ediyor.
103
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
DAIKIN’DEN TASARIMLA GELEN MÜKEMMEL KONFOR
104
Üstün verimlilikteki cihazlarıyla bilinen Daikin, iklimlendirme sektöründe her geçen gün daha çok önem kazanan ‘tasarım’ odaklı çalışmalarıyla da sektöre öncülük ediyor. Çıkardığı her yeni ürünün şık tasarımıyla marka imajını desteklemeyi ilke edinen marka, bu amaçla tanınabilir, takdir edilen, kalıcı ve ayırt edici bir ‘biçim’ geliştirmeyi amaçlıyor. Daikin’in eşsiz VRV kaset tipi iç üniteleri de tam olarak bu amaca hizmet ediyor. Tasarım ile gelen mükemmel konfor aynı zamanda duvar ve zemin alanından da tasarruf sağlayarak montaj ve mekânın estetiği açısından avantaj yaratıyor. ‘Dairesel Atışlı Kaset’ ve ‘Tam Düz Kaset’ modellerinde geniş ürün yelpazesiyle bina ve iç mekân düzenine mükemmel uyum sağlayan Daikin VRV kaset tipi iç üniteler konfor, tasarım, güvenilirlik, verimlilik ve montaj esnekliğini bir arada sunuyor. Konfor Kompaktlık ve estetiği bir araya getiren Daikin’in simgesel ürünü dairesel atışlı kaset, geliştirilen yeni kanat ve sensör tasarımı ile benzersiz bir konfor sunar. Kişilerin üzerine üflemez ve havayı yatay olarak tavana yönlendirir. 360° üfleme ve benzersiz kanat tasarımı ile
odada eşit sıcaklık dağılımı sağlarken soğuk hava etkisini önler. Bireysel kanat kontrolü ile hava üflenmesinin istenmediği kanatlar kapatılabilir. Zemin ve varlık sensörünün birlikte sunulduğu opsiyonel akıllı sensörler sayesinde enerji verimliliğini ve konforu artırır. Varlık sensörleri hem mahaldeki kişileri fark ederek hava üfleme yönünü değiştirir, hem de alanda kimseyi algılamadığında cihaza otomatik olarak kapanma emri gönderir. Zemin sensörü ise yer ve tavan arasında eşit sıcaklık dağılımı sağlar. Bu sayede enerji verimliliğini ve konforu yükseltir. Opsiyonel taze hava girişi mevcuttur. Daikin’in ödüllü ve piyasada benzersiz olan tam düz kaset tipi iç ünitesi piyasadaki en düşük ses seviyelerinden birine sahiptir. Opsiyonel akıllı sensörler, bağımsız kanat kontrolü ve taze hava opsiyonu bu iç ünite tipinde de mevcuttur. Böylece soğuk hava etkisini önler ve iç ortam hava kalitesi artırır. Tasarım Daikin dairesel atışlı kasetler düşük montaj yükseklikleri (2.2-7.1 kW arasında 214 mm) ile tavana mükemmel uyum sağlar, asma tavana rahatlıkla gizlenebilir. İç dekora ve uygulamaya uyum sağlaması amacıyla şimdiye
kadarki en geniş dekoratif panel seçeneklerine sahip olacak şekilde üretilmiştir. Beyaz ve siyah renk seçenekleriyle dizayn paneller daha şık bir görünüm sağlarken, kullanıcıya da esneklik sunar. Benzersiz kendi kendini temizleyen panel seçeneği ile otomatik filtre temizliği ve %50’ye varan enerji tasarrufu sağlar. Özel olarak geliştirilmiş DC fan motoru sayesinde daha düşük enerji tüketimi ve daha düşük ses seviyeleri sağlar. Daikin’in ödüllü ve piyasada benzersiz olan tam düz kaset tipi iç ünitesi, ikonik tasarım ve mühendislik mükemmelliğinin zarif ve dikkat çekici bir karışımıdır. Tavan karolarına tam entegre monte edilir, yalnızca 8 mm. görünür. Şıklığını gösterirken, kompakt boyutlarıyla tavana monte edilmesi gereken diğer ekipmanlara da yer açar. Dekoratif paneller iki renk seçeneği (saf beyaz/beyaz-gümüş) ile herhangi bir dekora mükemmel uyum sağlar. İnce tasarımı, ofis ve perakende ortamlarında ideal olan mükemmel estetik için net çizgiler sunar. Özel olarak geliştirilmiş DC fan motoru sayesinde daha düşük enerji tüketimi ve daha düşük ses seviyeleri sağlar. Otel odaları, küçük ofisler gibi alanlar için özel olarak tasarlanan cihaz, 1,7 Kw soğutma kapasitesine sahip.
DURAVIT, VIU/XVIU ILE GELECEĞIN BANYOLARINDA GENIŞLETILMIŞ PLANLAMA ÇEŞITLILIĞI SUNUYOR
Duravit’in yeni serilerindeki tasarım anlayışının merkezinde, yumuşak biçimlerin keskin hatlarla birleşiminden gelen post-endüstriyel bir şıklık ve detaylara en üst düzeyde dikkat yatıyor. Bu serilerde en yüksek kalite vitrifiye, cam ve metal malzemeler, mat lake ve ahşapla bir araya gelerek göz alıcı bir kontrast ortaya çıkarıyor. Viu ve XViu serileri, duş, lavabo ve tuvalet alanlarının hepsini kapsıyor ve banyonun tamamında uyumlu bir iç mimari anlayışı sunuyor. Viu ve Xviu serisi lavabo dolapları, Duravit patentli c-bonded teknolojisini kullanıyor. Yıkama alanının dış hatları basit bir dikdörtgen şeklindeyken, iç bölümde organik kıvrımlar ve geniş bir hazne bulunuyor. Batarya platformu boyunca ilerleyen kenar, ünite boyunca ilerleyek eşyaya göze batmayan bir sınır çiziyor. Lavabo haznesinin içindeki dikey kenar, ünitenin dış hatlarındaki dikey tasarımı yansıtıyor. 450 mm ila 1200 mm arası yıkama alanına sahip banyolarda da artık rahatça uygulanabilir. Bu, banyo planlamasında daha fazla esneklik sağlar. Viu lavabonun iç yüzeyindeki hatlar, suyun yumuşak dokusunu hatırlatacak şekilde tasarlanmış. Bas-aç sistemli sifon kapağının beyaz seramik kaplamasının, açık pozisyonda hazneyle aynı hizada olması gibi detaylara dikkat edilmiş.
Metal konsolun göz alıcı konturlarını oluşturan V şeklindeki şık profiller için, Mat Şampanya veya Mat Siyah seçenekleri bulunuyor. Dört farklı renk seçeneği bulunan cam raflarla banyoda farklı kombinasyonlar elde etmek mümkün. Haznenin altındaki akrilik kaplama, kablo ve bağlantı boruları gibi unsurları saklamya yarıyor. Böylece örneğin, D.1e model elektronik bataryalar kullanıldığında, Viu ve XViu’nun tasarım anlayışından ödün vermeye gerek kalmıyor. Çok çeşitli ahşap, lake ve dekor kaplama seçenekleri, farklı malzemelerin kontrastından yararlanmayı mümkün kılıyor.
tüm aynalar için bulunan ısıtma opsyionu standart olarak geliyor. XViu serisinde göze çarpan bir diğer ürün ise ayaklı küvet modeli. Mat Şampanya veya Mat Siyah renginde sipariş edilebilen metal çerçevenin parlak beyaz akrilikle oluşturduğu kontrastı bu üründe de görmek mümkün. 160x80 cm ve 180x80 cm olmak üzere iki ölçü seçeneği bulunan küvet, organik biçimli ergonomik içiyle dikkat çekiyor. Küvetin gideri de göze batmayacak ve serinin sofistike tasarımını tamamlayacak şekilde yerleştirilmiş.
Yüksek ve kısa XViu dolaplarında, istenirse yarı saydam isli camlar kullanılabiliyor. Menteşeler ise hem kapakları açıp kapatmayı kolaylaştıracak, hem de göze batmayacak şekilde tasarlanmış.
Viu klozetler de aynı şekilde basit geometrik şekillerin etkileşiminden yararlanıyor ve zarif iç tasarımıyla dikkat çekiyor. Kapak, klozetin yanına yerleştirilen düğme aracılığıyla açılarak temizliği kolaylaştırıyor. Duravit’in kanalsız klozet teknolojisi Rimless® sayesinde her sifon çekişte en üst düzey verim sağlanıyor. Viu klozetler, Duravit’in A2 kumanda paneli ve montaj çerçevesiyle beraber kullanıldığında en yüksek konfor standardını sağlıyor. SensoWash® Slim de klozet için başka bir alternatif oluşturuyor.
XViu’nun tasarım dili, ayna ve aynalı dolapların kenarlarındaki profillerde de kendini gösteriyor. Serideki sensörlü ayna modelleri, ışık yoğunluğu ayarlama özelliği banyoda en üst düzey konforu sağlıyor. XViu ile aynalı dolaplarda bir ilk olan, ayna yüzeyinden ikon kontrollü modelde ışığın parlaklığı 300 lux’ün üzerine kadar, ışık rengi ise 2.700 kelvin (sarı ışık) ile 6.500 kelvin (beyaz ışık) arasında ayarlanabiliyor. Bu modelde,
Duravit’in D.1 ve D.1z bataryaları, elektronik D.1e modeliyle birlikte Viu ve XViu serilerinin tasarımıyla mükemmel uyum sağlıyor. XViu mobilyalarında 34 farklı yüzey seçeneği bulunurken, VeroAir, Me by Starck ve P3 Comforts vitrifiye serileriyle de güzel kombinasyonlar oluşturuyor. Viu lavaboları ise alternatif olarak XSquare, L-Cube ve Brioso mobilya serileri ile kombine edilebiliyor.
Alt yüzü sırlı Viu lavaboları, beş farklı ölçüsünün yanı sıra küçük el lavabosu modeliyle de farklı ihtiyaçlara göre çözümler sunuyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Duravit ve sieger design tasarım ofisi, Viu vitrifiye serisi, XViu mobilya serisi ve bu serilerle uyumlu küvetleriyle, banyoları ileri görüşlü bir tasarım anlayışıyla baştan aşağı donatıyor.
105
ÇEVRE VE ENERJI ILE DOST YENI KLIMA: DEMİRDÖKÜM KION DemirDöküm, doğa ve enerji dostu çözümlerine yenisini ekledi. İklimlendirme sektöründe ihtiyaca uygun çözümler ve yüksek kaliteli, maksimum enerji tasarrufu sağlayan ürünler geliştirmek için Ar-Ge alanında önemli yatırımlar yapan DemirDöküm, split klima ailesine yenisini ekledi. Son iki sezondur A4, A5 ve MaxiAir ürün grubu ile tüketicilerin büyük beğenisini kazanan DemirDöküm, yeni duvar tipi inverter kliması Kion ile sıcak yaz günlerinde tüketicileri konfor ve taze havayla buluşturacak. Teknolojinin yanı sıra tasarım konusundaki başarısıyla Türkiye’ye birçok ödül kazandıran DemirDöküm, yeni klimasıyla öncelikle gözlere hitap ediyor. Şirketin yenilikçi çizgisini yansıtan Kion, üstün özellikleriyle iç mekân hava kalitesini artırarak kullanıcısına yüksek seviyede konfor sağlayacak. Yüksek enerji verimliliği (A++) sınıfında geliştirilen ürün, dört farklı (9, 12, 18 ve 24 bin) kapasite seçeneği ile ev ve ofislerin yeni gözdesi olacak. F-Gaz regülasyonuna uygun
olarak geliştirilen ve R32 soğutucu akışkan gaz kullanılan Kion’un ozon tabakasına etkisi %68 oranında azaltıldı. Tasarımı ve üstün özelliklerinin yanı sıra kompakt boyutları ve düşük ses seviyesiyle de dikkat çeken DemirDöküm Kion, inverter teknolojisi ile motorun çalışma sıklığını otomatik olarak programlıyor. Bu sayede üst düzey enerji verimliliği sağlıyor ve kullanıcısının elektrik faturasından maksimum tasarruf elde etmesine destek oluyor. “Hızlı Soğutma” özelliği ile bulunduğu ortamı çok kısa süre içinde istenilen konfor şartlarına uygun ısı derecesine kavuşturan Kion; geniş
çalışma aralığı sayesinde kışları aşırı soğuk, yazları ise aşırı sıcak bölgelerde güvenle çalışma olanağı sunuyor. Kolaylıkla çıkarılabilen filtre ve ön panelleri ile kullanıcısına hızlı bakım imkânı tanıyan ürün, Çoklu Fan Hızı ve Doğal Rüzgâr Etkisi ile de rakiplerinden ayrışıyor. Doğal rüzgâr etkisiyle Kion, kullanıldığı odada hava sirkülasyonunu ve oda içerisindeki havanın yenilenmesini sağlıyor. DemirDöküm Kion, gösterge aydınlatmalı, kolay kullanılabilir kumandasıyla da kullanıcısını karmaşadan kurtarıyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
SILVERLINE’NIN 2’SI 1 ARADA TEKNOLOJIK ÇÖZÜMÜ FLOW-IN VE SUPREME
106
Önemli bir yaşam alanı haline gelen mutfaklar, şık tasarımlı, fonksiyonel ürünlerle tamamlanarak keyifle zaman geçirilen alanlar haline geldi. Mutfağa entegre ürünler, daha geniş alanlar sunuyor ve hayatı kolaylaştırıyor. Entegre ocaklara sahip tezgâh üstü davlumbaz çözümleri de sundukları 2’si 1 arada pişirme deneyimi sayesinde mutfaklarda yer tasarrufu sağlıyor. Silverline Ankastre’nin hibrit tasarımları Flow-in ve Supreme modelleri ocak ve davlumbazı tek yüzeyde buluşturarak mutfaklara fonksiyonel çözümler sunuyor. Silverline Supreme, davlumbaz ve ocağı tek bir yüzeye entegre ederek iki fonksiyonu bir arada barındırıyor. Aerodinamik formu sayesinde maksimum performans sunuyor ve kullanıcıya kolay temizlenebilir pürüzsüz yüzeyleriyle son derece pratik ve kompakt bir pişirme deneyimi sağlıyor. Ergonomik yapısı, esnek ve kapsamlı pişirme deneyimi sağlayan tasarımı Supreme, hava
tahliye motorunun, mutfak tezgahının iç yüzeyine montajlanması ile ocak altındaki kullanılmayan alanı 18 cm’e kadar düşüyor. Modüler montaj özelliği, mutfak tezgahlarında alan kaybı olmadan efektif çekmece kullanımı sağlıyor. “Pürüzsüz mükemmellik” yaklaşımı ile geliştirilen teknolojiyi odağına alan Flow-in, inovatif bir yaklaşımla tezgâh üstü davlumbaz ve indüksiyon ocağı bir
araya getiriyor. Tek bir yüzey üzerinde birleşen ocak ve davlumbaz, pişirme alanına fonksiyonel bir güç sağlarken, aynı zamanda mutfaklara estetik bir değer kazandırıyor. Flow–in, pişirme sırasında buharın doğrudan tahliye edilmesini sağlayarak, tezgâh üstünde maksimum kullanım alanı oluşturuyor. A enerji sınıfında olan çevre dostu bu ürünün açılı panelleri her iki göz için de çekiş performansını en üst seviyeye çıkarıyor.
İzocam Tekiz, Türkiye’de ilk ve tek sinüs desenli taşyünü cephe panelini satışa sunuyor. Endüstriyel yapılar için devrim niteliğinde olan Tekiz Sinüs Panel, sektöre mimari ve estetik açıdan yeni bir soluk getiriyor. Gizli vidalı özelliği de bulunan Tekiz Sinüs Panel, sanayi binalarının cephelerinde kolaylıkla kullanılıyor. Hemen her binaya uygulanabilen Tekiz Sinüs Panel, farklı renk sac seçenekleriyle de dikkat çekiyor. Tekiz Sinüs Panel ayrıca yüksek yangın güvenliği de sağlıyor. Ödüllü Tekiz Paneller yüksek yangın güvenliği sunuyor Tekiz Taşyünü Yalıtımlı Cephe Panellerinin ‘EI60 ve E120 Yangın Dayanımı’ sertifikası bulunuyor. Taşyünü Yalıtımlı Panel uygulamalarındaki tecrübeleriyle sektöre yön veren İzocam, “REI 120 Yangın Dayanımı Sertifikası”na sahip Tekiz Taşyünü Çatı Paneliyle de
yangında zaman kazandırıyor, olası büyük zararlardan, can ve mal kayıplarından kurtulma imkânı sağlıyor. A sınıfı yanmaz malzemelerin kullanımına dikkat edilmeli. Günümüzde ihtiyaçların ve yatırımların büyümesiyle birlikte yüzlerce işyerinin ve binlerce insanın bir arada bulunduğu işyerleri ve alışveriş merkezleri, sanayi yapıları karşımıza çıkıyor. Buna bağlı olarak yangın riskine karşı son derece güvenli çözümlerin devreye girmesi gerekiyor. 50 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında artık günümüz binalarında çok daha farklı malzemeler kullanıldığı görülüyor. Türkiye’de yatırım yapan yabancı sermayeli kuruluşlar, tesislerin çatı ve duvarlarında yangın emniyeti için A sınıfı malzeme kullanımını şart koşuyor ve A sınıfı yanmaz malzemelerin, yeni Avrupa Yangın standartlarına göre sadece Taşyünü (mineral yünler) olduğu biliniyor.
İzocam Tekiz ürünleri: 2013 yılında Gebkim/Gebze tesislerinde 4.000.000 m² kapasiteli yeni panel hattını kuran İzocam’ın Tekiz Yalıtımlı Çatı ve Cephe Sistemleri bünyesinde kaset sistem profili, dalgalı trapez, çatı trapezi, cephe trapezleri, membranlı fibro panel, kombi panel, metal kiremit, soğuk depo paneli gibi ürünler bulunuyor. ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sistemi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’ni Tekiz Tesislerinde de hassasiyetle uyguluyor. Uluslararası bir standart olan, Malzeme Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre; “ürünün yönetmelikte belirtilen temel gerekleri karşılamasına imkân veren malzeme” anlamına gelen “CE” işareti ise tüm İzocam Tekiz ürünlerinde bulunuyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
İZOCAM’DAN YALITIMLI PANELLERE ESTETIK BIR DOKUNUŞ; TEKIZ SINÜS PANEL!
107
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
SAĞLIĞINIZ IÇIN E.C.A. FOTOSELLI BATARYALARI KEŞFEDIN
108
Covid-19 günlerinde sağlık yetkilileri düzenli el yıkamanın virüse karşı en iyi korunma yollarından biri olduğunu söylüyor. Bireylerin gün boyunca düzenli aralıklarla minimum yirmi saniye ellerini yıkaması gerektiği uzmanlarca dile getirilirken, çevremizdeki bütün bileşenlerle temasımız ise ciddi ölçüde azalıyor ve temassız çözümler hayatımızı şekillendiriyor. Teknolojiyi üst düzey ürünleriyle buluşturan ve 69 yıldır sektördeki öncülüğünü sürdüren E.C.A., yüzey temasını sıfırlayan fotoselli armatürlerle içinde bulunduğumuz kritik dönemde yararlanılabilecek profesyonel çözümler
sunuyor. Fotoselli bataryalarda yerli üretimi gerçekleştiren ilk marka olan E.C.A., bu ürünlere 5 yıl garanti veren tek marka olarak kalite güvencesi ve standartlarıyla da öne çıkıyor. Fotoselli bataryalarla hijyen sağlanırken eko sistem dengeleniyor Etkili el yıkamanın benimsenmesi, virüsün yayılmasını önlemekte en etkili alışkanlıkken işlevselliği sayesinde klasik batarya çözümlerinden çok daha fazla hijyen sağlayan fotoselli sistemler, kullanıcının bataryaya dokunmasını gerektirmiyor. Bataryalar eli tanıyor, dokunmadan önce açılıyor, el uzaklaştırıldığında otomatik olarak
kapanıyor ve ortak alanlarda maksimum hijyen sağlanıyor. Fotoselli bataryalar insan sağlığı için gerekli olan temassız işlevi ve otomatik olarak kapanan sistemi sayesinde ise tonlarca su tasarrufu sağlayarak ekolojik dengeye de katkıda bulunuyor. Elektrikli veya pille çalıştırılabilen E.C.A. fotoselli bataryalar kireç temizleme sistemli perlatörleri ile farklı çıkış ucu uzunluk ve yüksekliklerde üretiliyor. Yurt içi ücretsiz montaj hizmetiyle kullanıcıyla buluşan bataryalar, yaşam alanlarına uzun soluklu bir hijyen etkisi getiriyor.
E.C.A.’DAN YENI NESIL KLIMA 30 yılı aşkın süredir iklimlendirme sektörünün en güçlü markalarından biri olarak faaliyetlerini sürdüren E.C.A., Spylos duvar tipi split klima ile kullanıcılarına güvenilir ve hijyenik bir çözüm sunuyor. Spylos duvar tipi split klima, A++ enerji sınıfıyla ve içerdiği inverter donanımıyla soğutma konforunu artırırken enerji tüketimini azaltıyor, ortalama tüketim değerleri ile kullanıcısının yüzünü güldürüyor. Oldukça gelişmiş özelliklere sahip bir klima modeli olan Spylos, yeni nesil teknolojisi ve estetik tasarımıyla ilgi odağı oluyor. Süper sessiz çalışma, temiz hava dengesi sağlayan teknoloji Gelişmiş kompresor frekansı sayesinde süper sessiz çalışma kabiliyeti olan Spylos duvar tipi split klima, R32 soğutucu gaz ile yüksek verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu bir profil çiziyor. Spylos, sahip olduğu akıllı
kanat yönlendirme, 24 saat zamanlayıcı özelliği, otomatik restart ile konforlu bir kullanım vadederken özel dizaynı ile uzun mesafeye hava üfleyebilme performansı gösteriyor. Opsiyonel olarak akıllı klima kiti temin edilebilen E.C.A. Spylos duvar tipi split klima, cep telefonu ile yaşam alanlarına uzaktan bağlanma imkânı sunarak mekanın istenilen iklim ayarında sabit kalmasını sağlıyor. ECA Spylos klima, özel tasarım filtresi ile
havadaki temiz hava ve nem dengesini maksimum düzeyde tutuyor. Öte yandan hassas anti karbon filtre ile kapalı oda içinde oluşması muhtemel bakteri ve mikroorganizmaların da önüne geçiyor. E.C.A. Spylos duvar tipi split klima 9.000 BTU/h, 12.000 BTU/h, 18.000 BTU/h, 24.000 BTU/h güç seçenekleriyle E.C.A. bayilerinden satın alınabiliyor.
E.C.A.’DAN DOKUNMATIK EKRANLI YENI NESIL KOMBI; CONFEO PREMIX
Yeni nesil bir kombide aradığınız her şey Gaz emisyon değerleri sayesinde çevre dostu bir ürün olmasıyla sürdürülebilir dünyaya da katkı sağlayan Confeo Premix, doğal gaz ve LPG’li olarak iki farklı kullanım seçeneğine sahip. E.C.A. Confeo Premix kombi, 24-30-35’kW’ olarak üç farklı kapasite ile sunuluyorken homojen yanma sağlayan özel brülör sistemi, 47 dB değerindeki sessiz çalışma özelliği ve yıllık bakım hatırlatma özelliğiyle öne çıkıyor. Confeo Premix, tesisatı ve kombiyi koruma altına alan otomatik By-Pass ve hata durumunda devreye giren sesli uyarı sistemleriyle oluşabilecek kazaların da önüne geçiyor. Öte yandan E.C.A. Confeo Premix kombi, %15’e kadar cihaz kapasitesinin üstüne çıkarak daha konforlu sıcak su alma imkanı sağlayan boost özelliği ile üstün bir konfor yaratıyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
E.C.A.’nın yeni kombisi Confeo Premix, full dokunmatik cam ekranı ve cam ön panelli inovatif tasarımıyla tüketicilerin beğenisine sunuldu. Confeo Premix, ErP yönetmenliğine uygun, A enerji verimlilik sınıfıyla kullanıcısına yüksek tasarruf sağlarken, minimal boyutlarıyla çok az yer kaplıyor. Akıllı oda termostatı vasıtasıyla iOS ve Android uygulamaları ile internet üzerinden kontrol edilebilen Confeo Premix kombi; çocuk kilidi, Türkçe-İngilizce dil seçeneği ve açıklamalı menü içerikleriyle tüm üstün özellikleri bir araya getiriyor.
109
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
ERENSAN TR MIX ILE ISITMA SISTEMLERI GELECEĞIN TEKNOLOJISIYLE TANIŞTI
110
Tüketicinin farklı ihtiyaçlarını gözeten Erensan, TR MIX ürünüyle çevreye olan duyarlılığıyla da fark yaratacak. 56 yıllık deneyim ve titiz Ar-Ge çalışmaları sonucunda Erensan’ın Yozgat fabrikasında %100 yerli üretim ile paslanmaz malzemelerden imal edilen TR MIX, yüksek modülasyon oranı, düşük emisyonu, düşük atık gaz sıcaklığı ile sessiz çalışma özelliği, uzaktan kontrol edilebilen teknolojik üstünlükleri ve ekonomik işletim sistemleriyle dikkatleri çekiyor. Düşük emisyon değerleri ile çevreci ve Avrupa normlarını sağlayan TR MIX, yüksek verimli yoğuşmalı kazan sınıfında yer alıyor. Türkiye’de üretilen ve Avrupa pazarı için tasarlanan TR MIX’te farklı ısı ihtiyacı olan hidrolik devrelerinin dönüş hatlarının birbirine karışmadan kazanın
farklı yerlerine bağlanmaları sağlanırken, bu sayede daha düşük sıcaklıkta olan devrenin dönüşü, doğrudan duman gazlarının geçtiği kanalın çevresinden geçirerek hem yoğuşmayı en üst seviyede tutuyor hem de atık gaz sıcaklığını düşürerek, çevre dostu etkisiyle daha konforlu bir kullanım deneyimi sunuyor. ‘Paslanmazlık’ farkıyla öne çıkıyor Ürünleri ile konutlar, hastaneler, oteller, yüksek metrekareli binalar, sanayi tesisleri gibi farklı yapıların ısıtma ihtiyaçlarına cevap veren Erensan’ın tamamen paslanmaz malzemelerden imal edilen TR MIX, 3. geçiş duman borularındaki paslanmaz türbülatörleri sayesinde maksimum ısı transferi ve bu sayede sağlanan yüksek performansı nedeniyle gerek konut gerekse sanayi alanındaki inşaat projelerinde büyük ilgi görüyor.
Sektöre yenilik getiren özellikleri TR MIX kazanlarının dış izole kasetlerinin yerinde montajı sayesinde taşıma ve yerleşim kolaylığı da ürünü cazip hale getiren en önemli özelliklerinden biri. Ayrıca harici bir kazan kontrol ünitesine ihtiyaç olmadan 16 adet kazana kadar kaskad çalışma imkânı, kazan üzerinde 1 gidiş ve 1 dönüş bağlantı ağzı ve yüksek sıcaklık dönüşü için ilave bağlantı ağzı ile daha fazla yoğuşma sağlayarak verim ve ekonomik çalışma özellikleriyle de dikkat çekiyor. Brülör değişimiyle motorin yakıtla da çalışma imkânı, kazan su hacminin yüksek olması sayesinde minimum su debisi ihtiyacını gerektirmeden sunan üstün bir tasarım ve B tipi normal baca kullanımına uygun olması gibi bir çok özelliği ile TR MIX, sektöre pek çok yeniliği de beraberinde getiriyor.
KOMPLE PASLANMAZ ÇELIK SANTRIFÜJ POMPADA YERLI IMZA: ETNA KO ST SERISI
KO ST serisi santrifüj pompalar ile yüksek teknoloji, verimlilik, dayanıklılık ve kolay bakım imkânı bir arada sunulmaktadır. KO ST Serisinin Öne Çıkan Temel Özellikleri ◉ Suyla temas eden tüm yüzeyler AISI304 kalite paslanmaz çelik olup, kompakt yapılı, yüksek verimli pompalardır. ◉ Pompa fan ve difüzörün AISI304 kalite paslanmaz çelik malzemeden üretilmiş olması ve geliştirilmiş hidrolik tasarım, pompadan yüksek verim elde edilmesini sağlamaktadır. ◉ Uluslararası standartlara uygun ETNA üretim kalitesi, paslanma ve aşınmalara karşı yüksek dayanımı garanti etmektedir. ◉ Malzeme ve imalat hatalarına karşın 5 yıl garanti Dik milli çok kademeli komple paslanmaz çelik KO ST serisi santrifüj pompalar; tek pompada maksimum 28 m³/saat debi ve 220 mSS basınç değeri ile değişken koşul ve gereksinimlere cevap verebilecek 5 farklı anma debisinde 50’yi aşkın alt modelde üretilmekte olup, konutsal ve ticari uygulamalarda gerekli basınçlı su
temini, su arıtma, yıkama sistemlerinde ekonomik ve güvenilir çözümler olarak öne çıkmaktadır. HF KO ST serisi frekans sürücülü hidrofor sistemleri; pompaların gün içerisinde değişken kapasite ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ve gerekmediği durumlarda pompaların yüksek kapasitede çalışmaması için pompa devrini otomatik olarak değiştiren, pompa motoru üzerine takılan Hydrokon entegre frekans kontrol sürücüsü sistemine sahiptir. Hydrokon sürücülü frekans kontrollü hidrofor sistemleri ile talep edilen değişken miktarda suyun istenilen sabit basınçta sağlanması garanti edilmiş olup, böylelikle kullanıcılara kesintisiz bir konfor sunulmaktadır. Yeni nesil IE3 motorlu frekans kontrollü HF KO ST serisi hidrofor sistemlerinin kullanımı ile klasik hidrofor sistemlerine oranla işletim giderleri minimize edilmektedir. ETNA HF KO ST Frekans Kontrollü Hidrofor Sistemlerinin Öne Çıkan Teknik Özellikleri ◉ Tek pompalıdan dört pompalıya kadar hidrofor sistemleri, ◉ Hydrokon frekans sürücüsü sayesinde, yumuşak kalkış ve duruş ile mekanik zorlanmalara karşı yüksek dayanım ve çok daha uzun ömür garantisi sağlanmaktadır. ◉ Elektronik düşük akım koruması sayesinde susuz çalışmaya karşı koruma sağlamakta, ikinci koruma olarak seviye flatörü, depoda su bittiğinde hidroforun susuz çalışmasını önlemektedir. Depo dolduğunda hidrofor otomatik olarak çalışmaya devam etmektedir. ◉ Pompalar için eş yaşlandırma imkânı.
◉ Gerilim koruma; alt ve üst voltaj sınırlandırma ◉ Akım koruma; düşük ve yüksek akım koruması ◉ Faz eksikliği ve faz sıra hatası koruması. ◉ Pompa hazır, devrede ve hata durumlarını ekrandan izleyebilme özelliği ◉ Elektrostatik toz boya kaplamalı çelik şase kaidesi ve vibrasyon takozları cihazın zemine kolayca sabitlenmesini sağlarken titreşimi engellemektedir. Modeller: KO ST 5/8/12/16/20 Maksimum Debi: 28 m3/h Maksimum Basınç: 220 mSS Pompa Gövdesi: AISI304 Paslanmaz Çelik Fan ve Difüzör: AISI304 Paslanmaz Çelik Pompa Mili: AISI420 Paslanmaz Çelik Mekanik Salmastra: Karbon / Seramik / EPDM Akışkan Sıcaklığı: 0- 80 °C Bağlantı Çapı: 1” & 2” Basınç Sınıfı: PN16 & PN25 Azami Ortam Sıcaklığı: 40 °C Koruma Sınıfı: IP54 İzolasyon Sınıfı: F Motor: 3*400V-50 Hz Akışkan Niteliği: Temiz, katı partikül içermeyen, kimyasal olarak nötr su. Su teknolojileri alanında 40 yılı aşkın tecrübesiyle faaliyet gösteren ve yeniliklere öncülük eden ETNA; gelişmiş pompa özelliklerini yenilikçi teknoloji ile buluşturarak kaliteli, güvenilir, enerji verimliliği yüksek, çevreye duyarlı ürünler sunma vizyonu ile ilerlemekte, Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde tercih edilerek güvenle kullanılmaktadır.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
ETNA, konfor ve hijyene yönelik beklentileri karşılamak adına su ile temas eden tüm yüzeyleri AISI304 kalite komple paslanmaz çelikten oluşan yerli üretim KO ST serisi pompa ve hidroforları sektöre ve son kullanıcılara sunmaktan memnuniyet duymaktadır. Yerli üretimin avantajları; istenilen adetlerde hızlı teslimat, ürün ve yedek parçaların çok ekonomik fiyatlar ile müşterilere sunulmasıdır.
111
FESKLİMA ILE ENDÜSTRIYEL MEKANLARA %100 TAZE HAVALI SERINLIK Form Şirketler Grubu iştiraki Form Endüstri Tesisleri’nin İzmir’deki fabrikasında üretilen FesKlima Evaporatif Soğutma Üniteleri; endüstriyel tesisler başta olmak üzere geniş hacimli alanları yüksek verimle ekonomik olarak serinletiyor. Kullanılmış havayı tekrar ortama vermeyip, mekânın temiz hava kalitesini yükseltirken, virüs ve mikropların yayılmasına da engel oluyor. Elektronik ve otomasyon kontrolleri tamamen yerli mühendislik gücüyle tasarlanan FesKlima, tesis sahiplerinin ekonomik, doğal ve teknolojik serinletme ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sağlıyor. Mekanları filtre edilmiş %100 taze hava ile buluşturarak aynı zamanda çalışan verimliliğini arttırıyor. Cihaz, bir uygulama üzerinden bilgisayar, tablet veya telefondan yönetilebiliyor. Ünitenin üflediği havanın sıcaklığı ve mekandaki nem ve sıcaklık değerleri bu sistem sayesinde akıllı cihazlardan görülüp uzaktan
için klor veya mekâna temiz bir koku yaymak için parfümle doldurulabiliyor. FesKlima üniteleri, kompresör ve soğutma gazı olmadan sağladığı serinletme sayesinde endüstriyel tesisler, tekstil atölyeleri, plastik enjeksiyon fabrikaları, dökümhaneler, sanayi mutfakları, yemekhaneler, tersaneler, çadırlar, düğün salonları, depolar gibi yoğun çalışılan büyük hacimli mekanlardaki iş verimliliğinde de artış sağlıyor.
kontrol edilebiliyor. Yine FesKlima’ya özgü Hijyen Senaryosu ile ünite kapatıldığında cihaz otomatik olarak hijyen moduna geçiyor. Su kaynağındaki doldur- boşalt işlevi sayesinde cihaz kendi kendini temizliyor. Bu sırada cihazın fanı çalışmaya devam ettiğinden petekler de kuruyor ve cihaz böylelikle kendi hijyenini sağlamış oluyor. FesKlima’ya özel dozaj ünitesi ise isteğe bağlı olarak sistemin hijyenini sağlamak
Evaporatif soğutma sistemi nasıl çalışır? Bir fan vasıtasıyla dışarıdan alınan hava, küçük bir pompa ile ıslak tutulan petek yüzeyinden geçirilir. Hava ile suyun teması sonucu, su buharlaşarak havadan ısı alır ve havanın sıcaklığı düşer. Soğutulmuş hava, fan vasıtasıyla mekâna iletilir.Esintili havalarda havuzdan çıktığımızda vücudumuzda hissettiğimiz serinlik, elimize kolonya döküp elimizi salladığımızda hissettiğimiz serinlik, evaporatif soğutma mantığıyla gerçekleşen soğutmalara en güzel örnektir.
FORM MHI KLIMA SISTEMLERI’NIN ÇEVRECI ISI POMPASI QTON
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Geçtiğimiz yılın başında Form ile MHI arasında imzalanan ortaklık anlaşması kapsamında kurulan Form MHI Klima Sistemleri, Mitsubishi Heavy Industries’in iklimlendirme sektöründeki yeni teknolojilerini müşteri portföyüyle buluşturuyor.
112
Uzun yıllardır dünyanın birçok noktasında farklı sektörlerden kurumlara etkili çözümler sunan Mitsubishi Heavy Industries, doğa dostu ve enerji verimliliği yüksek ürünleri ile iklimlendirme alanında yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor. Zorlu şartlar altında bile maksimum performans Mitsubishi Heavy Industries’in yeni ürünü havadan suya ısı pompası Qton, soğutucu akışkan olarak kullandığı CO2 gazı ile 90°C’ye kadar sıcak su üretimi yapabiliyor. -25°C gibi oldukça düşük sıcaklıklarda bile yüksek performansı ile 90°C sıcak su sağlamaya devam edebilen Qton, bu sayede restorandan yemekhaneye, otelden okul ve hastanelere kadar birçok alanda kolay
kullanımlı, yüksek verimliliğe sahip, aynı zamanda çevreci bir sıcak su çözümü sağlıyor. Çevreci yapısı ve yüksek verimliliği ile alanında yeni bir yaklaşımı ortaya koyan Qton’un gelecekte adından sıkça söz ettirmesi bekleniyor. CO2 gazını soğutucu akışkan olarak kullanan Qton, küresel ısınmaya standart bir ısı pompasında kullanılan R410A gibi gazlardan 2088 kat daha az etki ediyor. Qton, günümüzde sıkça duyduğumuz Global Küresel Isınma Potansiyeli (GWP) hesaplanırken referans alınan doğal bir gaz olan CO2’yi soğutucu akışkan olarak kullanıyor. Bu sayede bugünden yakın geleceğe kadar dünyayı korumak için alınacak her türlü regülasyon kararına uygun bir ürün olarak öne çıkıyor ve bu alandaki teknolojik gelişmelere öncülük ediyor. Sıcak su üretimi için kullanılan doğal gaz ve kazan gibi sistemlere alternatif olabilen Qton’un yapılan analizlerde rakiplerine
göre ilk yatırım maliyeti ve enerji tüketiminde büyük avantajlar sunduğu görülüyor. Ayrıca Qton alandan tasarruf etme, bakım ve işletme kolaylığı gibi ölçülemeyen değerleri de beraberinde getiriyor.
İnovatif yaklaşımı ve geliştirdiği son teknolojilerle Geberit, banyoları yaşam alanlarının en şık, en fonksiyonel mekanlarından biri haline getirmeyi sürdürüyor. Ünlü mimar ve tasarımcı Antonio Citterio tarafından tasarlanan Geberit Citterio, sade detayları akıcı şekillerle bir araya getiren nitelikleriyle heyecan verici bir banyo deneyimi sunuyor.
yüzey seçeneği; parlak bir çizgisi olan gri kahve cam veya siyah cam ön panel seçenekleri ile kombine edilebiliyor. Kullanıcının talepleri doğrultusunda farklı biçimlerde organize edilebilen Geberit Citterio banyo mobilyaları; akıllı saklama alanlarından oluşan ve yavaş kapanan mekanizmaya sahip çekmeceleriyle ideal bir düzenleme alanı yaratıyor.
Özgün tasarımın gücü Geberit Citterio serisi, doğal formlara ve pürüzsüz bir görünüme sahip tek veya çift hazneli çanak lavaboları, ahşap ve camın cesur birleşiminden oluşan mobilyaları ile yaşam alanı banyolara özgün bir kişilik kazandırıyor. Citterio serisindeki mobilyaların bej meşe ve gri kahve meşeden oluşan iki ahşap
Akıllı teknolojilere uyumlu, fonksiyonel ve hijyenik detaylar Geberit Citterio serisinde yer alan KeraTect özel sırlama teknolojisiyle pürüzsüz bir görünüme ve hijyenik bir yapıya sahip olan lavabolar, ahşap ve camın cesur birleşiminden oluşan mobilyalar, kanalsız Rimfree® özelliğiyle kir birikmesinin önüne geçen
akıllı klozet Geberit AquaClean ile de mükemmel uyum sağlıyor. Tek tuşlu otomatik taharet sistemine sahip Geberit AquaClean, kullanıcılarına tüm gün ferahlık ve temizlik hissi sunuyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
DOĞAL MATERYALLERIN ÖZEL BIRLEŞIMI; GEBERIT CITTERIO BANYO SERISI
113
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
GROHE’DEN GELECEKTEKI YAŞAM KONSEPTLERI IÇIN HIJYENIK ÇÖZÜMLER
114
Yeni hijyen tedbirleri dünya çapında hayata geçirilirken, akıllı mimari konseptler de, tüketici sağlık ve güvenliğinin iyileştirilmesinde kilit bir rol oynayabiliyor. Özellikle, halka açık tuvalet, ofis, restoran veya tren istasyonları gibi alanların yeniden tasarlanması gerekiyor. Ancak, yeni hijyen taleplerinin yarattığı zorluklar, evler için de geçerli. “Sürdürülebilirlik ile birlikte, sağlık da ev, ofis ve insanların buluştuğu yerleri inşa etme ve tasarlama şeklimizi belirleyecek,” diyen, insanların ve gezegenin sağlığına odaklanan yeni nesil binalar geliştirmekte uzmanlaşan EDGE şirketinin Kurucu ve CEO’su Coen van Oostrom, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Temassız ürünler ve konuşma odaklı teknoloji, ofislerin sağlıklı ve güvenli hale getirilmesinde kilit bir rol oynayacak. Tüketiciler, yüzeyler ile teması mümkün olduğunca minimize etmek isteyecektir.” Coen van Oostrom gibi, LIXIL bünyesinde faaliyet gösteren önde gelen sıhhi tesisat markası GROHE de, mimari
ve tasarımdaki iyileşmenin hijyen konusundaki mevcut zorlukların nasıl üstesinden gelebileceğine odaklanıyor. Bugünün koşullarında banyo ve mutfaklar gibi hassas alanlar yeni hijyen gereksinimleri açısından yeniden ele alınıyor. Örneğin kamuya açık bir tuvalette, geleneksel bir bataryaya dokunmak zorunda kalmak son derece riskli. Dolayısıyla, kızılötesi sensör ile kumanda edilen temassız bataryalar, el yıkamayı daha hijyenik hale getirmek için iyi bir alternatif olabilir. Su akışının, eller salt çıkış ucu altında tutularak başlatılabilmesi sayesinde, mikropların yayılması ve çapraz bulaşma da minimize ediliyor. Mutfakta, hiç ellere gerek kalmaksızın kullanılabilen ve bunun yerine önkol, dirsek, bilek veya ayak ile aktive edilebilen bataryalar, mükemmel çözümler sunuyor. GROHE, dünyanın dört bir yanındaki banyo ve mutfaklarda gelişmiş hijyen taleplerini karşılayan akıllı bir portföy geliştirdi. “GROHE olarak, temassız ve eller serbest ürünlerden oluşan geniş yelpazemiz ile, mutfak ve banyolar
gibi hassas alanlardaki artan hijyen ihtiyacına doğru cevabı veriyoruz,” diyen LIXIL Su Teknolojisi EMENA CEO’su, GROHE AG CEO Vekili Jonas Brennwald, “Şu anda, hem özel hem de ticari müşterilerimizden gelen hijyeni geliştiren ürünlere yönelik talepte halihazırda bir artış yaşadığımızı söyleyebiliriz,” diye ekliyor. Gelecekteki yaşam konseptleri için hijyenik çözümler Özellikle de günümüzde, kamuya açık ve özel alanların mimarisi söz konusu olduğunda, yeni trendler ortaya çıkarken, tüm odak da banyo ve mutfaklar üzerinde olacak. Modern mimari, artan hijyen taleplerini karşılamak için sağlıklı bir yaklaşım sağlamayı hedefliyor. “Dünyadaki değişime paralel olarak sağlık odaklı mimari ve iç tasarım ihtiyacı da değişti,” diyen Coen van Oostrom, “İnsanlar, sağlık ve güvenliklerini korumak için, çalışma alanları, mutfakları ve banyolarındaki hijyen unsurlarına hiç olmadığı kadar çok dikkat edecek,” diye ekliyor.
REHAU, ısıtma ve soğutma sistemleri kapsamında yeni nesil oda termostatı NEA SMART ile akıllı işlevlere sahip, yeni nesil bir ürünü piyasaya sunuyor. Sistem, uygulama aracılığıyla evden veya dışarıdan konforlu şekilde kullanım imkanı sağlarken, kullanıcı daire sakinleri, dünyanın her yerinden sistemi kontrol altında tutabiliyor. Uygulama, mekan ısıtma ayarı seçeneğine ilave olarak; enerji izleme seçeneği de sunuyor ve kullanıcıyı mevcut sistem durumu hakkında bilgilendiriyor. Diğer bir seçenek ise, REHAU yetkili teknik servislerince uzaktan bakım imkanının sağlanabilmesi. İhtiyaç duyulması halinde, söz konusu adreslere gidilmesine ve vakit harcamaya gerek kalmadan, kontrol ayarlarının hızlı ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlanıyor. NEA SMART, ev sakinlerinin nerede olduğunu biliyor NEA SMART 2.0, mahal konfor sıcaklıklarını her bir oda için ayrı ayrı sağlıyor. Sistem, söz konusu
konfor sıcaklıkları ve kullanım alışkanlıklarından yola çıkarak otomatik olarak adapte oluyor. Oda termostatları‚ geofencing teknolojisini kullanarak, ev sakinlerinin evde mi, yoksa eve doğru yolda mı olduğunu tespit ediyor ve ısıtma sıcaklığını otomatik olarak ayarlıyor. Ayrıca, kullanıcıların manuel olarak kullanma imkânı da her daim mevcut. Cihaz üzerinde doğrudan veya uygulama üzerinden dünyanın her yerinden kullanım mümkün. Buna ilaveten, oda sıcaklığı Amazon Alexa üzerinden ses kontrolü ile de kolayca ayarlanabiliyor. %20 enerji tasarrufu NEA SMART 2.0 sistemi, %20’ye varan enerji tasarrufu sağlıyor. Hassas ve akıllı kontrolü sayesinde, aşırı ısı harcama ve dolayısıyla gereksiz enerji tüketimini de etkili bir şekilde önlüyor. Örneğin‚ “pencere açık” algılama fonksiyonu, bir pencere açıldığında, oda sıcaklığında ani bir düşüş olduğunu algılıyor ve enerji tasarrufu için geçici olarak ısıtma sistemini kapatıyor
Akıllı ev çözümleri, artık gittikçe daha fazla binada kullanılmaya başlanan yeni bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Elektroteknik ve Elektronik Endüstrisi Merkez Birliği (ZVEI) tarafından yapılan ve örnek teşkil eden bir tüketici araştırmasına göre; beş Almandan biri evinde internet bağlantılı ürünler kullanıyor. Bunlardan yaklaşık %40’ı ısıtma sistemlerini kumanda ediyor. REHAU ise bu noktada, NEA SMART 2.0 ürünü sayesinde akılcı bir çözüm getiriyor. Zarif tasarım ve maksimum konfor NEA SMART 2.0, yalnızca REHAU firmasından temin edilebilen zarif ve yüksek kaliteli tasarımı ile tüketicilerin dikkatini çekiyor. Yeni oda termostatları geleneksel bir LCD ekran yerine, oda termostatı yüzeyinin arkasına yerleştirilmiş ve hoş bir LED matris ekrana sahip olacak şekilde tasarlanmış. Aynı zamanda zarif bir aydınlatmaya sahip bir ışık çerçevesi ile donatılmış. Nea Smart 2.0 oda termostatları beyaz veya siyah renkte mevcut.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
REHAU’NUN YENI ODA TERMOSTATI ILE EVINIZIN ISITMA VE SERINLETMESINI UZAKTAN KONTROL EDIN.
115
SANİCA KOMBİ’DEN YENI ÜRÜN: KRAL KOMBI Sanica’nın kalite, sağlık ve yeniliğe önem veren, özgün, yaratıcı üretimiyle hayata geçirdiği yeni ürünü yüzde yüz çevreci ve tasarruflu yönüyle fark yaratıyor. Sanica’nın yüksek tasarruflu ve 7 yıl garantili ürünü Kral’ı kullananlar kışı daha sıcak geçirirken çok daha az ödeyecek. Sanica’nın tüketicilere sunduğu yoğuşmalı teknolojisindeki yeni ürünü Kral’da suyun gidiş ve dönüş sıcaklık sensörleri ile ortamın anlık ihtiyacı analiz edilerek alev modülasyonu sağlanıyor. Ekonomik bir kullanım şekli sunan Kral Kombi, A sınıfı ısıtma verimliliği ile ERP Yönetmeliğine uygun olarak tasarlandı. Düşük gaz tüketimi ile bütçenize dost olan Kral Kombi, kolayca açılabilen ön kapak sayesinde servis ve bakım kolaylığı da sağlıyor.
Özel debi teknolojisi sayesinde, sensörler yardımıyla hızlı sıcak su sağlayarak kışı daha sıcak geçirmenizi sağlayacak Kral Kombi, su tasarrufuna da destek vererek 40 db’e varan ses seviyesi ile gürültü kirliliğini de engelliyor. Evlerin huzurlu havasına katkıda bulunarak vazgeçilmez haline gelecek Kral Kombi, 24, 28 ve 35 kW kapasite seçenekleri ile her ihtiyaca cevap verecek. Sanica’nın yeni ürünü Kral Kombi’nin reklam yüzü, evlerimizin vazgeçilmezi, sevilen sanatçı Bülent Serttaş oldu. Serttaş, “Hanımı hiç kıramam, isteyince duramam” diyerek esprili sözlerden oluşan Sanica Kombi şarkısının sözü ve müziğini kendisi yazdı. Şarkının klibini ise ünlü yönetmen Levent Özdemir Fatinoğlu Holding binasında çekti.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
MASDAF’IN UKMS SERISI POMPALARI, BIYOLOJIK HAYATI VE INSAN SAĞLIĞINI KORUYOR
116
Masdaf, kirli ve atık suların transferinde kullanılan pompa teknolojilerinde yüksek dayanım ve sızdırmazlık değeri sunuyor. Çevreye dost yapıda dizayn edilen Ukms serisi pompalar, kanalizasyon gibi kirli suları ve endüstrilerdeki atık suları ortama koku yaymadan ve atık su sızdırmadan transfer ederek biyolojik hayatı ve insan sağlığını koruyor. Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle geliştirdiği pompa teknolojilerinde öncelikli olarak insan sağlığını, çevreyi ve verimliliği ön planda tutan Masdaf, bu anlayışla atık su transferi amacıyla 2inçten 10inçe kadar geliştirdiği “Ukms Serisi Kendinden Emişli Pompa”ları da 2002 yılında Türkiye’de ilk defa üreten yerli firma oldu. Robust mil tasarımı ve güçlü yataklama elemanları sayesinde uzun yıllar zor koşullar altında çalışabilen ve acil müdahale pompası olarak da adlandırılan Ukms serisi pompaların, katı partikül geçirgenliği 76 mm’ye kadar çıkabiliyor. Kendinden emiş yapma özelliği sayesinde dip klapesi kullanılmasına gerek kalmıyor. Bu sayede pompanın transfer yapması için emme hortumunun transfer edilecek atık su içerisinde olması yeterli oluyor. Mekanik dayanımı yüksek olan pompalar özellikle otel, hastane ve endüstrilerdeki atık suların
tahliyesinde dalgıç pompalar için sorun yaratan elastik malzemeleri uzun yıllar rahatlıkla basabiliyor. Şantiyelerde kazı sularının tahliye edilmesinin yanı sıra yağmur suyu ve taşkın sularının deşarj edilmesinde kullanılan Ukms serisi pompalar, dizel motor ve römorklu olarak da üretildiği için işletmelerin yanı sıra belediyeler tarafından da tercih ediliyor. Muadillerine oranla ciddi fiyat avantajı sağlayan Ukms serisi pompalar, kolay temizlenebilme özelliğiyle de dikkat çekiyor. Pompanın gövdesinde bulunan temizleme kapağı sayesinde, basılan
akışkanın içerisinde bulunan büyük partiküller, pompayı tıkadığında pompanın, tesisattan sökülmesine gerek kalmadan bakımı yapılarak, çalışır hale getirilebiliyor. Kolay bakım özelliği, acil müdahale durumunda sistemin kesintiye uğramadan çalışması açısından da büyük önem taşıyor. Masdaf Ukms serisi pompalar, kanalizasyon sularının ve endüstrilerdeki atık suların transferinin yanı sıra sel baskınlarında biriken suların tahliyesinde ve yer altı su seviyesini düşürmek amacıyla her türlü drenaj işlerinde etkili çözümler sunuyor.
Tasarım ve teknoloji, dinamik yaşam alanlarında Serel’le bambaşka bir ruha bürünüyor. Banyolarda modern ve ferah rüzgarlar estiren Serel Rita serisi, banyo mobilyalarına uyumlu minimal tasarımıyla dikkat çekiyor. Köşeli hatların hakim olduğu seri; slim kenarlı tezgah üzeri, çift hazneli ve monoblok lavabolar, asma klozetler ve seriye uyarlanabilir Serel Easy Release tak-çıkar
klozet kapaklarıyla ön plana çıkıyor. Vitrifiye ürünlerine tasarım zenginliği getiren yönü ve yenilikçi yüzüyle Serel Rita Serisi, banyolarında sade bir tasarım anlayışı arayanların tercihi oluyor. Serel’in PureWash teknolojisini entegre ettiği Rita asma klozetler, suyu yönlendirebilme özelliği ile tüm iç yüzeylerin hassas bir dağılımla
temizlenmesini mümkün kılıyor. Bu özelliklerin yanı sıra Rita Serisi, opsiyonel olarak, inovatif gümüş iyon yüzey teknolojisi Serel Hygiene Plus uygulamasıyla uyum sağlayabiliyor. Serel Rita Serisi asma klozetler, temizlik konusunda son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen ve yavaş kapanma özelliğine sahip Serel kapaklar ile kullanılabiliyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
SEREL RITA ILE BANYOLAR MODERN VE FERAH ÇIZGILERLE SADELEŞIYOR
117
118
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
Çok yönlü bir sanatçı, teknisyen, fotoğrafçı, tasarımcı ve video sanatçısı olan Arik Levy, VitrA Tasarım Ekibi ile birlikte çalışarak Voyage koleksiyonuna imza attı. Koleksiyonun lansmanı vesilesiyle, 2 Haziran’da VitrA’nın YouTube kanalından canlı yayınlanan bir etkinlik gerçekleştirildi. VitrA Tasarım Direktörü Erdem Akan’ın ev sahipliğindeki online etkinliğe konuk olan Levy, Voyage’ı alet çantasına benzetiyor ve şöyle diyor: “En insani bireysel deneyimlerin yaşandığı banyo, kişiselleştirilmiş bir alanı hak ediyor. Bu yüzden kendine özgü bir mekân arayışındaki kullanıcılar için, yaratıcı bir sistem ortaya koyduk. Banyo mekanını tasarlanmaya hazır, boş bir tuval gibi düşünün. Kullanıcılar, Voyage’ın zengin renk, malzeme ve ebat seçenekleriyle sınırsız kombinasyonlar oluşturabilir.”
VitrA’nın en zengin banyo koleksiyonu 130’dan fazla ögesiyle VitrA’nın en zengin koleksiyonu olarak öne çıkan Voyage, kolay eklenip çıkarılabilen parçalarıyla, mekânı bir sonraki evresine hazırlıyor. Böylece zaman içinde değişen ihtiyaç ve arzulara uyum sağlayarak kullanıcısıyla birlikte yaşıyor. Esnek yapısına rağmen kolay uygulanabilirliğiyle hata yapma riskini en aza indiren sistem, geçici ve kalıcı ihtiyaçları estetikten ödün vermeden karşılıyor. Banyoda hem yatay, hem de dikey yerleşim sunan Voyage, modülerliğin ötesine geçerek sıradan banyo düzenine meydan okuyor. Askılardan raf ve dolaplara, tüm açık ve kapalı depolama çözümleri, tercih ya da ihtiyaçlara göre parçalara
ayrılarak, banyonun istenen her yerine konumlandırılabiliyor. Tüm ögeler duvara monte edilerek kullanılmak için tasarlandığından, küçük ve elverişsiz mekanların ihtiyaçlarına da cevap verebiliyor. İkili renk alternatifleri bulunan Voyage’da kumlu ahşap, doğal meşe, mat beyaz, bej, alevli gri ve orman yeşili gibi tonlar öne çıkıyor. Çanak ve etajerli lavabonun kusursuz birleşimi olan Voyage lavabolar, seramik yüzeyiyle banyoya üst seviye hijyen ve kolay temizlenme özelliği getiriyor. Voyage, alışılageldik yaklaşımların dışına çıkarak, klozeti banyonun diğer bölümlerinden izole etmiyor, uyumlu bir hale dönüştürüyor. Koleksiyondaki aksesuarlar da işlevsel çözümleri yalın bir tasarımla buluşturuyor.
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
VitrA VOYAGE ILE ZAMANI DURDURAN YOLCULUK
119
ÜRÜNLER / TİMDER Dergisi 104.Sayı, Nisan-Haziran 2020
WILO’DAN YÜKSEK KAPASITELI VE KULLANICI DOSTU YENI ÜRÜN
120
Enerji kaynaklarının akıllı ve verimli kullanıldığı bir dünya için çözümler sunan 148 yıllık pompa üreticisi Wilo, kullanıcı dostu ürünlerine bir yenisini daha ekliyor. Markanın CronoNorm-NL serisinde yer alan Wilo-Atmos GIGA-N, endüstriyel proseslerden enerji santrallerine, ısıtma, soğutma ve iklimlendirmeden su temini ve yangın sistemlerine kadar büyük-küçük pek çok bina ve işletmenin farklı uygulama alanlarında kolaylıkla kullanılabiliyor. Kullanıcı dostu özellikleriyle öne çıkan Atmos GIGA-N hem enerjiden hem de zamandan tasarruf sağlıyor. Çok amaçlı kullanıma uygun uzun ömürlü salmastralı pompa Wilo’nun yeni ürünü Atmos GIGA-N, -20°C ila +140°C geniş ısı aralığında kullanılabilmesi ve paslanmaz çelik, bronz malzeme opsiyonlu
çarkı sayesinde çok farklı uygulama alanlarında dahi tercih sebebi oluyor. Sürekli işletim için tasarlanan Atmos GIGA-N, korozyona dayanıklı kaplamaları ve ömürlük yağlandığı için bakım gerektirmeyen rulmanlı yatağı sayesinde uzun bir kullanım ömrüne sahip. TS EN 733’e uygun olarak boyutlandırılmış tesisat ve standart bileşenlerinin kullanımı sayesinde olası bir acil durum karşısında oldukça hızlı bir şekilde onarılabilen Atmos GIGA-N, bakım gerekmesi durumunda ise ara parça kaplinin, motorun veya pompa muhafazasının sökülmesine gerek kalmadan mekanik salmastranın hızlı ve kolay bir şekilde değiştirilmesine olanak sağlıyor. Maksimum 150mss basma yüksekliği ve 1000m3/h debi kapasitesinde çalışabilen Atmos GIGA-N, 55°C kadar ulaşan dış ortam sıcaklığında bile performansından ödün
vermeyen IE3 motor (opsiyonlu IE4) kullanımı sayesinde yüksek verimlilik seviyesi ile enerji tasarrufunda da fark yaratıyor. Sorunları önceden tespit eden maksimum sistem işletim güvenilirliği Wilo-Atmos GIGA-N, EFC dönüştürücü ile ağa bağlanarak tehlike oluşturacak durumları önceden tespit edebilmek için pompa yatağında bir sıcaklık ve titreşim denetimi uygulanacak şekilde tasarlanabiliyor. Wilo, bu özelliğin aktif olmasını isteyen kullanıcılar için işletime almadan bakım hizmetleri ve WiloCare kadar oldukça geniş bir hizmet paketi sunuyor. Her şey dahil sorunsuz WiloCare paketinde yer alan uzaktan izleme özelliği sayesinde sistemin işletim güvenilirliği artırılırken kullanım ömrünün uzatılmasına da katkı sağlanıyor.
Galaxy Serisi - Bold Serisi Klozet&Lavabo