TİMDER Dergisi 78. Sayı

Page 1




İçindekiler TİMDER Yönetim Kurulu: Y. Ali Tung, Kemal Yıldırım, Mehmet Arslan, Adem Yıldıray Yılmaz, Aydın Eşer, Baki Kartalkaya, Bircan Şahin, Cemal Kır, Ertan Sapankaya, Kemal Çelik, Serdar Dönmez Ön Kapak İçi: Serra Arka Kapak: Seramiksan Arka Kapak İçi: Fırat

Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa

Mekan:

UNICERA 2012 Graniser Standı

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Y. Ali Tung Necatibey Cd. Karınca Çıkmazı Sk. No:7 Karaköy - İSTANBUL (yalcinalitung@timder.org.tr) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy - İST. (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç (hkarakoc@anadolu.edu.tr) Ekonomi Danışmanı: Prof. Dr. Emre Alkin (emre@emrealkin.com) Hukuk Danışmanı: Av. Murat Çelikten (murat@murathukuk.com) Yapım & Görsel Tasarım Yönetmeni: Güray Ergün (guray@timder.org.tr) Yapım & Görsel Tasarım Yardımcı Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Ortaklar Cd. No:14 K:3 D:5 Mecidiyeköy - İSTANBUL Basım Yeri Adresi Telefonu: Ömür Matbaacılık A.Ş. Haramidere Beysan San. Sit. Birlik Cd. No:20 Büyükçekmece - İSTANBUL 0212 422 76 00 Basım Tarihi: Haziran 2011

Yayın Türü: Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç, Mehmet Arslan, Nurhan Tanyeli, Güray Ergün, Orhan Hopa İletişim Bilgileri: Adres: Ortaklar Cd. No:14 K:3 D:5 Mecidiyeköy - İSTANBUL Telefon: 0 212 274 28 42 / 0 212 274 28 43 e-posta: info@timder.org.tr

2

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

1 Zimmer 7 Elmor 9 Ege Seramik Aslan Yapı 10 - 11 13 Yapı Servis 15 Seranit 17 Gül Pres Döküm 19 - 99 - 123 Yedekler 23 Hitit Seramik 25 Graniser 27 Panelduş 29 Koramic YK - Cermix Kırali / Cresta 31 33 Penta 35 DemirDöküm 37 Kütahya Seramik 39 Duravit 41 Dekor Banyo 43 Formina 46-47 Uğur Yapı / EVDEMA 51 Çanakcılar / Creavit 53 Gelişim Teknik 55 Ge-Ti 57 Umpaş Seramik 59 EKPAŞ 61 Bien Seramik 63 Ardex 65 Damla Banyo 67 Ece Armatür / Newarc 69 Petek Banyo 71 Sanica 73 Termal Seramik 75 Pera Seramik 77 SFA SaniHydro 79 Öncü Banyo 81 Doğa Banyo 83 Tursal Sanayi 85 Sim Ltd. 87 Baymak 95 Akplast 103 Badella 107 Yurtbay Seramik 111 Delta Küvet Ticari reklamlar firmaların sorumluluğundadır.


İçindekiler

TİMDER’den

12

Haberler

22

Söyleşi

88

Üretici 100

Cisa Pres Döküm Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Uslu

102

Badella Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Malkoç

Üretici

Termo Teknik Genel Müdürü Cem Nazif Yalçın

Geçerken Uğradık 104

Yurtbay Seramik Paz. Satış Müdürü Kemal Saygı

Üretici

108

92

Aslan Yapı Malz. R. Aslan Yılmaz

Geçerken Uğradık 112

Korkmazlar Yapı Fatih Korkmaz

Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller

116

Sema İnşaat Ahmet Şahin

Üretici

96

Sahadan 120

Damla Banyo Marmara ve Trakya Bölge Müdürü Fatih Bayraktar

Hakan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Karadeniz

122

TEMA - SİAMP Toplu İşler - Proje Müdürü Bekir Kara

UNICERA

124

İletişimde İletişim

150

Sağlıklı Yaşam

145

Bayi Vizyonu

152

Hukuken

146

Ürünler

154

Etkin Yönetim

148

Aramıza Katılanlar

176

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

3


Yönetimden

“Satış Dağıtım Kanalları ve Beklentiler” Ülkemizin lokomotifi konumunda bulunan inşaat sektörlerindeki gelişmelerin satış ve dağıtım kanallarından yapı marketleri üzerindeki etkilerine; Batı Avrupa ve ABD, Gelişmekte olan ülkeler, Türkiye’deki durum itibariyle göz atıldığında; Başta ABD olmak üzere Almanya, Fransa, Birleşik Krallık gibi gelişmiş ülkelerde harcamaların en yoğun olduğu, gelişmekte olan ülkelerde hızla büyümekte olduğu, ülkemizde ise geleneksel kanal ve/veya bayilik kanalı pazarın büyük kısmına sahip olmakla birlikte, Leroy Merlin, Baumax gibi bazı global yapı market zincirlerinin Türkiye’yi önemli hedef pazar olarak gördüğü bilinmektedir. Yapı Marketlerin avantajlarına gelince; Yapı Marketleri büyük boyutta ve geniş müşteri profiline tanıtım, reklam, promosyon kampanyalarına girişmekte. (Dağıtım kanalında hiçbir firma bu ölçüde reklam yapma olanağına, üreticilerin bile tüketiciye doğrudan yönelen kampanyalarının üzerinde imkan sağlamaktadır.) Yapı Marketleri belirli inşaat malzemeleri ve ürünlerinin yanı sıra, tüketiciye ev dekorasyon ve gereksinimlerini çeşitlendiren bahçe ve balkonlarda kullanılacak malzemeleri sunan geniş satış yelpazesine sahiptir. Ayrıca kişisel hobi ürünleri, bazı elektronik mutfak banyo cihazları ve bakımda kullanılan alet edevat tüketici için cazibeli çekim alanları oluşturmaktadır. Yapı Marketleri büyük çapta sattıkları ürünleri doğrudan üretici firmadan satın almaktadır. Bu durum bazı üreticilerin bazı yetkili satış elemanlarını marketlerde görevlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Yapı Marketlerinin tüketiciye doğrudan ulaşması “müşteri odaklı” bir pazarlamanın gelişmesini sağlamıştır. Yapı Marketlerinin yukarda belirtilen avantajları sebebiyle üreticilerin büyük bir kısmı bu kanalıda kullanmaktadır. Müşteri açısından alımlarında kredi kartı ile uzun vadeli ödeme imkanları, haftanın her günü hizmet vermeleri ve çalışma saat aralıklarının uzun olması, bu kanalları daha da cazip kılmaktadır. Yapı Marketlerinin bayi-alt bayi-nalbur zincirinde en çok alt bayi ve nalburları pazardan silmekte olduğu da bir gerçektir. Klasik bayi zincirinin egemen olduğu dağıtım kanalları, toptancı bayi-yetkili servis, toptancı bayialt bayi-nalbur vs. hiyerarşik yapılanması ile perakendeciye kadar inilmektedir. Sektör ve ürün gruplarında yoğun tanıtım, kampanya ve promosyonlar ile showroom ve satış sonrası servis-bakım-onarım yetenekleri ile geniş bir müşteri potansiyeli yakalanmaktadır. Kasik bayi zinciri ile sağlanan geniş dağıtım ağının oluşumu dağıtım kanalları içinde önemli avantaj sağlamaktadır. Diğer dağıtım kanallarından distribütörlerin; Batı Avrupa ve ABD’de inşaat malzemeleri distribütörlerinin ağırlıklı olarak müteahhitlik firmalarına yönelik satış hedefledikleri, gerek müteahit kanalındaki konsolidasyon gerekse güçlü büyük üreticiler karşısında distribütörlerin de pazar paylarını koruyabilmek için birleşmekte oldukları görülmektedir. İnşaat malzemeleri distribütörlerinin gelişmekte olan ülkelerden

4

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Y. Ali Tung TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı yalcinalitung@timder.org.tr

Rusya’da belli büyüklük ve güçte oldukları, diğer gelişmekte olan ülkelerde ise çok sayıda küçük orta ölçekli olduğu görülmüştür. Ülkemizde ise böyle bir satış kanalı bulunmamaktadır. Satış ve dağıtım kanalı olan küçük ölçekli perakendeciler ise; özellikle, Batı Avrupa’da müteahhitlik firmalarını hedefleyen distiribütörlerin ve yapı marketlerin yanısıra pazarda daha küçük ölçekli perakendeciler de faaliyet göstermektedir. Bu bayiler ayakta kalabilmek için üst segment tüketici kitlesini hedeflemekte, ağırlıklı olarak düşük stok, ürün gamı ile, tasarım ve üst yapı ile ilgili olan alanlarda (seramik, kaplama, seramik sağlık gereçleri, mutfak-banyo mobilyası v.s) faaliyet göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde çeşitli firmalar ve/veya bayiler belli ürün kategorilerinde ve uygulama alanlarında uzmanlaşmışlardır. (iklimlendirme, yalıtım v.s) Gelişmekte olan ülkelerde ise üst tüketici segmente hitap eden perakendeciler ve uygulama hizmetleri sunan bayiler ve/veya firmalar sınırlı seviyede bulunmaktadır. Ülkemizde ise önümüzdeki dönemde her ne kadar yapı market kanalı büyüyecek olsa da, geleneksel kanalın ve/veya bayilik kanalının pazardaki ağırlığının devam edeceği, ancak rekabet karşısında ayakta kalmak ve artan müşteri beklentilerini karşılayabilmek için bayilerin önemli yapısal değişikliklerden geçmeleri gerekecektir. Önümüzdeki yıllarda sektöre yön verecek dinamikler, değer zincirinde ortaya çıkan eğilimler inşaat malzemeleri üreticilerinde olduğu kadar satış ve dağıtım kanallarında da değişimi zorunlu kılmaktadır. Bayilerin sundukları ürün kategorilerinde uzman hale gelmeleri, ürünü hizmetle birlikte sunmaları önemli bir gelişim alanı olarak ortaya çıkmaktadır. Büyüyen yapı market kanalı ve güçlü üreticiler karşısında rekabetçiliğin arttırılması için birkaç bayinin bir araya gelerek daha güçlü bayilik yapıları oluşturmaları kaçınılmaz hale gelecektir. Bayilerin kurumsallık seviyelerinin geliştirilerek tedarik zinciri yönetimi, strateji ve iş geliştirme, pazarlama, müşteri yönetimi, satış sonrası destek, insan kaynakları yönetimi konularında yetkinliklerinin arttırılması ve ilgili rollerin organizasyona yansıtılması zorunlu olacaktır. Bilindiği üzere inşaat sektörü ülkemizin en büyük istihdam yaratan iş kolu özelliğini taşımaktadır. Bununla birlikte çalışma koşulları ve şirketlerin kurumsallık seviyeleri dikkate alındığında sektörün tüm değer zinciri boyunca yetenekli işgücünü çekmekte yetersiz kaldığı göze çarpmaktadır. Bu nedenle sektörel işbirlikleri ile yeteneklerin geliştirilmesi gerekmektedir. Firma düzeyinde de yeteneklerin sektöre çekilmesi için, sektörde ağırlıklı olan aile şirketlerinde kurumsallaşmanın sağlanması ve insan kaynakları yönetim modellerinin oluşturulması kaçınılmaz olacaktır.


Öngörünüm

Payölçer ile İlgili Kanun ve Yönetmeliğin Uygulanma Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç TİMDER Dergisi Genel Yayın Yönetmeni hkarakoc@anadolu.edu.tr

AB mevzuatına uygun olarak 18 Nisan 2007 tarihinde TBMM genel kurulunda görüşülerek kabul edilmiş olan enerji verimliliği yasasında payölçer sistemi kullanımıyla ilgili düzenlemeler de yapılmıştır. Bu yasada merkezi ısıtma sistemli yeni binalarda ısı ve sıcak su tüketiminin bireysel olarak ölçümlendiği pay ölçüm sistemine geçiş zorunlu hale getirilmiştir. Bu amaçla 5 yıllık bir geçiş süreci öngörülerek 2 Mayıs 2012 tarihi itibariyle eski ve yeni tüm merkezi sistemli binaların bu sisteme geçmesi zorunlu hale getirilmiştir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği gereğince de yeni yapılmakta olan ve mevcut binalar 2000 m2 ve üzeri kapalı alana sahip ve merkezi sistemle ısınıyorlarsa ısı paylaşım sisteminin kullanılması zorunlu hale getirilmiştir. 14 Nisan 2008’de de “Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaşılmasına İlişkin Yönetmelik” yayımlandı. Yönetmeliğin görev, yetki, sorumluluk ve uygulamalar bölümünde yönetmeliğin uygulamasında yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni vermeye yetkili idareler ile birlikte bina sahiplerini, bina yöneticilerini, enerji yöneticilerini ve tasarımcıları da sorumlu tutmaktadır. Ayrıca yönetmelik hükümlerine göre inşa edilmemiş binalarda projenin eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması halinde proje müellifleri; yapımın eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması halinde ise yapı denetim kuruluşu ve müteahhit firmayı sorumlu tutmaktadır. Yapı ruhsatı vermeye yetkili idareler, projelerin ve uygulamaların bu yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetleyecektir. Yönetmelikle merkezi ısıtma sistemlerinin işletme gideriyle ısıtma ve sıhhi sıcak su tüketimlerini ölçmek için mahaller ölçüm ekipmanları, yani payölçerlerle donatılacaktır. Yönetmelikte tüketilen enerjiyi sınırlandırabilmek için merkezi ısıtma sistemi kullanılan binalarda TS EN 215’e uygun termostatik radyatör vanası kullanılacağı belirtilmektedir. Yönetmeliğin üçüncü bölümünde ısı tüketimi ölçmek için standartlar uygun ısı sayaçlar veya ısıölçerler kullanılacağı açıkça belirtilmiştir. Tüketim ölçümlerinde ısıölçerlerin kullanılması halinde; bağımsız bölümlerinde kullanılan her bir radyatör grubuna ısıölçer takılacağı ve ölçümlerin bütün ısıölçerlerden yapılarak bağımsız bölümlerin tüketimlerinin bulunacağı kaydedilmektedir.

Zamanı Geldi! Yönetmeliğin on ikinci maddesinde bu yönetmelikte öngörülen esaslara uygun projeye göre imalat yapılmadığının tespit edilmesi halinde, bu eksikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izni ve çalışma ruhsatı verilmeyeceği açıkça belirtilmektedir. Aynı yönetmeliğin beşinci maddesine göre ise hem mevcut binaların hem de yeni yapılacak binaların 2 Mayıs 2012 tarihine kadar bu yönetmeliğe uygun değişiklikleri yapmak mecburiyetinde olduğu belirtilmektedir. Payölçer nedir? Payölçerler, merkezi sistemde her dairenin tükettiği ısı miktarını metrekare esasına göre değil harcadığı yakıt miktarına göre belirleyen bir cihazdır. Avrupa ülkelerinde kullanılan bu sistemde radyatör üzerinde bulunan klasik vanaların yerine sıcaklık ayarı yapabilen termostatik vanalar takılmakta ve radyatör peteğinin üzerine de pay ölçer monte edilmektedir. Böylece payölçer sistemiyle merkezi sistem ısıtmada bireysel sistemdeki gibi kullandığı enerji kadar fatura ödeme gerçekleşecektir. Bu sistemde daire sakinleri her odanın sıcaklığını ayrı ayrı ayarlayabilmekte ve otomatik olarak sabit sıcaklıkta tutabilmektedir. Evin sıcaklığını kendisi kontrol ettiğinden, eskiye göre ısı tüketimini azaltabilecektir. Sistemin kurulması basit olup montaj sırasında herhangi bir kırılma ve tadilat işlemi olmayacaktır. Mevcut ısıtma tesisatı üzerinde değişiklik yapılması gerekmediğinden mevcut binalar için de kullanıma uygundur. Dairede oturanlar tükettikleri ısı enerjisi miktarı oranında yakıt giderine ortak olmaktadırlar. Isı tüketimini en iyi kontrol eden ve dairede yalıtım tedbirlerini en iyi alanlar daha fazla yakıt tasarrufu yapabileceklerdir. Genellikle merkezi ısıtma sistemi kullanan mevcut yapılarda odanın sıcaklığı arttığında radyatörün kısılması yerine pencere açılması tercih edilmektedir. Oysa bu sistemde oda sıcaklığı arttığında tüketici radyatördeki termostatik vana üzerinden ayarlama yaparak sıcaklığı istediği konfor düzeyine düşürebilecektir. Örneğin, kazan dairesine yakın olan dairelerde sıcaklığın iyi bir şekilde kontrolü ile eskiye oranla ciddi bir enerji tasarrufu elde edilebilecektir. Bu sistemin uygulanmasıyla bina genelinde %20 ila 40 civarında bir tasarruf ortaya çıkacaktır. Bu sistemde her daire ihtiyaç duyduğu kadar ısı enerjisine ekonomik olarak ulaşırken, merkezi kazanan çok yakıldığı ve az yakıldığı yönündeki tartışmalar ortadan kaldırılacaktır. Cihaza ilişkin ısı tüketim değerlerinin okunması daire içerisine girilmeden yapılabileceğinden, daire sakinleri rahatsız edilmeden enerji değerleri belirlenebilecektir.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

5


Ekonominin Nabzı

Güven ve Liderlik Birkaç gün önce son derece esprili ama bir o kadar da düşündürücü bir mesaj geldi. Avrupa Krizi başladığından beri liderlerin yaptığı konuşmalardan bir kesit içeren bu mesajda, çesitli tarihlerde söylenmis “Yunanistan İrlanda değil”, “İspanya Yunanistan değil”, “Yunanistan Portekiz değil” şeklinde cümleler bulunuyordu. Mesajın sonunda İspanya Başbakanı’nın Uganda’yı işaret ederek “İspanya bu Uganda değil” açıklamasının ardından, söz konusu Afrika ülkesinin “Allah Korusun biz de İspanya gibi olmak istemiyoruz zaten” cevabı trajikomik bir gelişmeydi. “Büyük Refah Devleti” ideali ile başlayıp, devasa bütçe açıkları veren Avrupalıların belki de çözemediği en önemli nokta şu: 21. Yüzyılda Ekonomiyi eski paradigmalarla anlamaya çalışmak ve sorunlara reçete üretmek imkansız. Artık herşey güven esası üzerinde yürüyor. Aksi taktirde basılmış paranın karşısında bunun 10-15 katı kaydi para, risk ve talep bulunmazdı. Güvenin sağlanması için en başta güçlü ve başkasının değil kendi ajandasını uygulayabilen liderler gerekiyor. Son 10 yılda Avrupa böyle bir liderlik örneği ortaya çıkaramadı. İşin esasına dönersek, kendisine zarar veren milletlerin başkalarına fayda sağlamaları pek mümkün değildir. Bu sebeple Avrupalılar ilk önce kendilerine fayda sağlayan modeller ve siyasal liderleri seçmekte zorlanıyor diyebiliriz. Tüm bu gelişmelerin ışığında, Para ve Sermaye Piyasalarının günlük hareketlerine bakıp uzun vadeli öngörülerde bulunmak, yatırımcıyı

6

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Prof. Dr. Emre Alkin TİMDER Ekonomi Danışmanı emre@ermrealkin.com

çoğu zaman hataya sevk etmektedir. Ekranlar üzerinde hakimiyeti olan piyasa aktörleri çoğu zaman yanılsamalarını düzeltecek vakit bulabilmekte ancak amatör yatırımcının hatasını anlayıp telafi edebilme imkanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, son bir kaç yıldır ortaya çıkan sert dalgalanmalardan para kazanan kesim piyasa profesyonelleridir. Buna rağmen bir gerçeğin altı çizilmelidir. Bilgisayarların yavaş yavaş egemen olmaya başladığı piyasalarda, yükselişlerin ve kazançların istikrarı için amatörlerin tasarruflarında oluşan kollektif yatırım enstrümanlarının hacminin büyümesi gerekmektedir. Bu büyüme gerçekleşmedikçe yükselişlerin kalıcı olması imkansızdır. Çünkü piyasalarda para girişi devam ettikçe volatilite azalmaktadır. Para girişinin düzenli olabilmesi için geleceğe karşı güven duyulması gerekir. Bu çerçevede Avrupalıların güven-liderlikistikrar ilişkisini tekrar gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.



Dipnot

FirMArkalar Nerede Yanlış Yapar? Bu sayımızda firmaların ve markaların nerde yanlış yaptığını, hepiniz için bir yaşam parçası olmuş akıllı cep telefonları üzerinden anlamaya çalışalım. Okuyanlarınızın çoğunun kullandığını düşündüğüm iPhone ve BlackBerry, hem iş dünyası kullanıcılarına hem de tüketimin can damarı, 18-30 yaş grubuna oldukça tanıdık ürünler konumunda. Son 10 yıl içerisinde aslında o güne kadar ihtiyacımızın olduğunu bile farketmediğimiz bu cihazları önümüze çıkartarak bunları bir tüketim çılgınlığına çevirmeyi başaran Apple ve RIM (Research In Motion) firmaları aslında kuruluşlarında tamamen farklı teknolojik ürünler ile tanınır ve bilinir olmuşlardı. Apple, 1976’da Amerika’da bir evin garajında kurulduğunda tamamen kişisel bilgisayarlar üzerine odaklanmıştı, RIM ise; 1984’te Kanada’da kurulmuş ve daha çok kablosuz modemler üzerinde çözümler üreten bir şirketti. Her ikisini de kabuklarından sıyırıp bütün dünyaya duyuran ise; inovasyon olmuştur. Yıllarca bilgisayar üreten ve bu konuda en iyi olmayı ilke edinen Apple; iPhone adında telefon-bilgisayar karışımı inovatif bir ürün ile RIM ise; 1999 yılında geliştirdiği devrim niteliğindeki kablosuz çözümü BlackBerry adını verdiği telefonlara entegre ettiğinde dünya genelinde en çok bilinen ürünler ile bir anda firmalarının yıldızlarını parlatmışlardı. Dünyanın bir diğer tarafında ise başından beri telefon ve telekomünikasyon alanında ürünler ortaya çıkaran NOKIA ve ERICSSON markaları zor günler yaşar hale gelmişti. Onların markalarının yıldızını giderek sönükleştiren ise inovatif ürünler geliştirmemeleri olmuştu. İnovasyon önemliydi elbette, ancak markaları marka yapan başka değerler de vardı. Bugün Apple dendiğinde iPhone ve iPhone dendiğinde de Apple isimleri çok kolay hatırınıza gelir ve bilinir. Oysa; en büyük rakibi konumundaki BlackBerry için aynı şeyi söylemek mümkün değildir, kimse bu telefonların üretici firmasının RIM (Research In Motion) olduğunu bilmez! Belki; bilmek zorunda da değildir. Peki o zaman, iPhone ürününün üreticisi Apple neden hatırımızda yer edebilmiştir. İşte bu noktada; firmalar ve markaların birbiriyle ilişkisinin, imajlarının, pazarlama stratejilerinin, karakterlerinin ve tüketici karşısındaki duruşlarının farkı ortaya çıkmaktadır. Bugün üretici firma olan Apple ile ürün markası olan iPhone’u aynı anda ezberleten Apple’ın inovatif bir firma olmasının yanı sıra kurucusu Steve Jobs’un bütün dünyaca bir pazarlama dahisi olarak gösterilmesi cevap olarak verilebilir, ancak unutulmamalıdır ki; Steve Jobs’un ölümünü takiben bugüne kadar Apple %50 daha büyümüştür. Bu noktada anlıyoruz ki Apple, bir çok ürününün tasarımından fonksiyonelliğine varana kadar ortaya koyduğu sadelik ve basitlik felsefesini bu ürünleri

8

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Mehmet Arslan TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr

sunarken de anlatırken de aynı şekilde kullanmış ve akıllarda daha kolay yer etmiştir. Apple inovasyonu yapmış ve bunu markalaştırırken kendi kimliği ile özdeşleştirmeyi başarmış, ürün ile üreticiyi birbirine bağlı iki öge olarak akıllara kazımıştır. Hatta bir adım ileri giderek iPhone’dan sonra ortaya çıkarttığı iPad ile tablet bilgisayar dediğimiz ürüne adını vermiştir. Bugün tüketici, tablet bilgisayar olarak kategorilendiren bu ürüne, birçok benzeri ve muadili varken iPad adıyla hitap etmektedir. Peki; BlackBerry’nin firma ve marka hatası nerdedir? İlk çıkış noktasında devrim niteliğindeki buluşu ile inovasyonu %100 kullanarak ve hemen arkasından BlackBerry markası ile vitrine çıkan RIM, maalesef ki ilk ürettiği üründen bugüne aynı tasarım çizgisinde ve teknolojik anlamda kullanıcıya çok büyük yenilikler ve farklılıklar sunmayan yapısıyla giderek hantallaşmış ve kendini yenileyemez olmuştur. Ürün ile üretici arasındaki bağ ve pazarlama imajı ise birbirinden tamamen kopuk durumdadır. Bugün geldiğimiz noktada ise BlackBerry Apple’ı kısmen taklit etme yoluna giderek onun açtığı pazarda ilerlemeye çalışsa da şirket ve marka hızla maddi-manevi değer kaybeder hale gelmiştir. Her ne kadar size bu yazıda teknoloji odaklı iki farklı üreticinin iki farklı ürünü üzerinden bazı şeyler anlatmaya çalışmış olsak ta bu üretici ve ürünlerin isimlerini bu yazıdan çıkarıp yerine başka sektörlerden firma ve markaları koyarsanız da bu hikaye size tanıdık gelecektir. Firmalar için önemli olan salt bir üretici olmak, sadece üretmeye odaklanma veya sadece kitaplarda yazana uyup oyunu bilinen kurallara gore oynamak ta olmamalıdır. Hatta, iPhone örneğinde olduğu gibi pazarın o güne kadar aklına bile gelmeyen, ihtiyaç bile duymadığını zannettiği bir ürünü ortaya çıkaracak inovasyonu yapabilen firmalar, yaratıcı markalar ve iyi pazarlama stratejileri eşliğinde tartışmasız ve ulaşılmaz bir fark ile rakiplerine zirveden el sallayacaklardır. Sizlere bu yazıda anlattığımız dünyaca bilinen firmaların ve markalarının başarı ya da başarısızlık hikayelerinin çok uç örnekler olduğunu düşünebilirsiniz. Tam aksine buradaki mesajı yakalayıp kendi doğrularıyla harmanlayan da siz olabilirsiniz… Ve belki bir gün bu köşede size kendi ülkemizin başarılı firma ve markalarından böyle uç örnekler vererek bu konuyu tekrar anlatıyor olacağız. Neden olmasın?



TİMDER Grafik Servisi



TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Üye Ziyaretleri Devam Ediyor BAHAR YAPI TİMDER Yönetim Kurulu’nun geleneksel üye ziyaretleri devam ediyor. Bu sayımızda sizlerle paylaşacağımız üye ziyaretlerinden ilki Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanlarımızdan Can Şakarer oldu. Bahar Yapı’nın Mecidiyeköy’de bulunan mağazasında 10 Nisan 2012 tarihinde gerçekleşen ziyarette TİMDER’in kuruluşundan bugüne yaşamış olduğu gelişim süreci, sektörün sorunları, gelecek öngörüleri hakkında sohbet edildi.

12

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Can Şakarer



TİMDER’den

YILMAZLAR BM CENTER Ziyareti TİMDER Yönetim Kurulu’nun 10 Nisan tarihindeki ikinci ziyareti Yılmazlar BM Center oldu. Ahmet Yılmaz tarafından Yılmazlar BM Center’ın yeni teşhir edilen Seranit - Serra Showroomunda ağırlanan TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında Ahmet Yılmaz’a bilgi verdikten sonra sektörün gelişimi, sorunları hakkında sohbet ettiler. Sohbetin ardından mağazanın gezilmesi ile ziyaret son buldu.

Ahmet Yılmaz

14

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



TİMDER’den

YÜTAŞ Ziyareti TİMDER Yönetim Kurulu’nun Yütaş ziyareti 10 Nisan 2012 tarihinde Yütaş İstanbul 13 mağazasında gerçekleşti. TİMDER Geçmiş Dönem Başkanlarından Ferhan Özkalp tarafından karşılanan TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri mağazanın gezilmesi ve Ferhan Özkalp’ten bilgi alınması sonrasında mağazanın üst katında Ferhan Özkalp’in her geçen gün daha da geliştirdiği koleksiyonundan oluşan Musluk Müzesini gezdiler. Ferhan Özkalp’in muslukların tarihçesi ve hikayeleri hakkında bilgi vermesinin ardından da ziyaret sona erdi.

16

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Ferhan Özkalp


ADURO 6(5Ž6Ž AKILLI TASARIM... Güçlü gövde yapısı ve estetik tasarımıyla banyo ve mutfaklarda fonksiyonelliği öne çıkaran ADURO serisi, lavabo ve eviye bataryalarında kullanılan tasarruf teknolojisi ile de suya sahip çıkıyor. ADURO serisi armatürler, güçlü tasarım karakteri, sağlam yapısı ve katlanabilir, oynar gagası sayesinde kontrollü işlevselliği ile fark yaratıyor. Adını ateşten alan Aduro özellikle geniş alanlı, karakteristik mimari yapılarla bütünleşebilecek bir çizgiye sahip.

www.gpd.com.tr

Aduro serisi, GPD’nin diğer ürünleri gibi doğaya dost üretim anlayışı ile üretildi.


TİMDER’den

EGEM YAPI Ziyareti TİMDER Yönetim Kurulu’nun Egem Yapı ziyareti 10 Nisan 2012 tarihinde gerçekleşti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un TİMDER ve son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesinin ardından başlayan sohbette İbrahim Dolanbay’ın ticari hayatı, sektörün sorunları, gelecek öngörüleri ve beklentilere değinildi.

İbrahim Dolanbay

18

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



TİMDER’den

İTO 83. Komite Zümre Toplatısında Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Sektörümüze Etkisi ve İşverenlere Getirdiği Sorumluluklar Görüşüldü

İstanbul Ticaret Odası (İTO) 83 Numaralı İnşaat Malzemeleri Meslek Komitesi Zümre Toplantısı, 24 Mayıs 1012 tarihinde, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Sektörümüze Etkisi ve İşverenlere Getirdiği Sorumluluklar konulu bir toplantıya ev sahipliği yaptı.

Galatasaray Ünv. Öğr. Gör. Doç Dr. Ali Dural

Üyesi Doç. Dr. Ali Dural, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, Kale Grubu Hukuk İşleri Direktörü Özlem Akyüz Atamer, Orka Banyo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yılmaz, Ece Armatür Finansman Müdürü Fatih Mehmet Bener ve Elmor Muhasebe ve İdari İşler Müdürü Kayıhan Kayı’da konu hakkında görüş ve bilgilerini katılımcılarla paylaştı. İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç

Toplantı, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç’in açılış konuşmasıyla başladı. 83. Komite Meclis Üyesi Eyüp Topal’ın oturum başkanlığını üstlendiği toplantıda Galatasaray Üniversitesi Öğretim

20

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung yaptığı konuşmasında “Aslında şirketlerimizin yapısı ve işleyişlerinde yeni düzenlemelerin yapılması gerekliliği hepimizin kabul ettiği yadsınamaz bir gerçekti. Sermaye şirketlerinin önemli bir bölümü eski kanunun düzenlendiği


TİMDER’den

İTO 83 no’lu İnş. Malz. Komitesi Üyeleri TİMDER Yön. Kur. Bşk. Y. Ali Tung

şekil ve ciddiyetten uzak, adeta bir şahıs şirketi veya adi ortaklık şeklinde işleyişlerini devam ettiriyorlardı, söz konusu yasanın ciddi bir reorganizasyona ihtiyacı vardı. Ancak yapılan düzenleme ve değişiklikler çoğu kez ve bir çok konuda olduğu gibi çok keskin ve radikal oldu. Kanaatimizce bu düzenlemeler çok daha yumuşak geçişlerle ve zamana yayılarak olmalıydı.”

Ece Armatür Finansman Müdürü Fatih Mehmet Bener, Elmor Muhasebe ve İdari İşler Müdürü Kayıhan Kayı, Orka Banyo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yılmaz

“Toplantı öncesi finans sektöründen tanıdığım birkaç uzman ve çalıştığım bankacılarla bu konuyu görüştüm. Hepsinin ortak görüşü, yasanın bu hali ile büyük tedirginlik yarattığı ve şirketlerin orta ve uzun vadeli yatırımlardan şimdilik kaçındığı şeklinde.” dedi ve yapılan değişiklikler hakkında bilgi ve görüşlerini katılımcılarla paylaştı. Konuşmacıların YTTK hakkındaki görüşlerini açıklamasının ardından soru-cevap bölümünde katılımcılara YTTK hakkında akıllarındaki soru işaretleri cevaplandırıldı. TİMDER Yön. Kur. Üyesi Kemal Çelik ve TİMDER Yön. Kur. Başk. Yrd. Kemal Yıldırım

TİMDER Eski Dönem Yön. Kur. Başkanlarından Nural Tuncer ve TİMDER Yön. Kur. Üyesi Kemal Çelik

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

21


Haberler

Adell Armatür’e Bakan Yazıcı’dan Tüketici Ödülü

Tüketici Oskarları olarak bilinen 15. Geleneksel Tüketici Ödül Töreni, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla Ankara’da gerçekleşti. Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş, “Müşteri Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü” ne layık görüldü. Gerçekleştirdiği marka ve satış sonrası hizmet yönetimi çalışmalarıyla sektöründe ilk üç arasında yer almayı başaran Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş adına ödülü, Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu Bakan Hayati Yazıcı’dan aldı. Topçu, geleneksel olarak verilen tüketici ödüllerinde Tüketici Oskarları sayılan ve Tüketici ödüllerinin en büyüğü olan bu ödüle layık gördükleri için Bakan Yazıcı’ya teşekkür etti. Topçu, Adell Armatür olarak kendi sektörlerinde 6 yıl garanti veren tek firma olduklarını hatırlatarak satış sonrası hizmetlere odaklanarak fark yaratmayı başardıklarını söyledi. Recep Ali Topçu “Kuruluşumuzun 31. Yılında bu ödülü almanın onurunu yaşıyoruz. Almış olduğumuz ödül müşteriye vermiş olduğumuz değerin tezahürüdür. Ödülü 2.kez almamız müşteriye vermiş olduğumuz değerin tesadüfî olmadığını göstermektedir” dedi. Topçu şöyle devam etti: “Müşterilerimiz bize para kazandıran dostlarımızdır. Müşteri memnuniyetinin özü, verdiğiniz sözleri tutmaktır. Müşteriler aynı zamanda ücretsiz halkla ilişkiler sorumlusudur, pazarlamacılardır. Sadece bir patron vardır, o da müşteridir. Müşterilerimizin evlerine girdiğimiz gibi kalplerine de girdik. Ona tasarruflu, ergonomik ve özgün tasarımlı ürünleri ulaşılabilir fiyatlarla sunduk. Bütünleştik onlarla. Kocaman bir aile olduk. ISO 10002 müşteri memnuniyeti

22

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

gibi pek çok ISO belgeleriyle çevreci üretim standartları ve satış sonrası hizmetlerde iddialı olduk. Müşteri hizmetlerine vermiş olduğumuz önem neticesinde sektörde ilk defa ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Yönetim Sistemini kurarak müşteri hizmetlerini sistematik hale getirdik.” Müşteri memnuniyetini ilke edindiklerini belirten Topçu “Müşteri memnuniyeti ile ilgili hedeflerimizi ortaya koyuyoruz. Müşteri istek ve beklentilerinin ötesine geçen hizmetleri ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet yönetim sistemi dahilinde sistematik bir yapı içerisinde yönetiyoruz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz” dedi. Topçu şöyle devam etti: “Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek bizi mutlu ediyor. Yaptığımız işe heyecan ve keyifle sarılıyoruz. ADELL’nin müşteri hizmetlerindeki bu ilgi ve özen, satış işlemi ile de bitmez. Satış sonrası hizmetler konusunda da son derece iddialı olan ADELL’de, uzman ekiplerimiz tarafından “sıfır problem-maksimum fayda” konsepti ile müşteri mutluluğu hedeflenerek gerçekleştirilir. Ürünlerine ömür boyu sahip çıkar ve ürünlerinin kullanıcılarıyla da bağlarını sürdüren ADELL’de satış sonrası hizmetler montaj ve garanti kapsamındaki onarım işlemleri ile sınırlı değildir. Müşteri ilişkileri “ömür boyu iletişim” ilkesi üzerine yapılandırılmıştır.” Tasarım ve İnovasyonlu özgün ürünler geliştirdiklerini belirten Topçu böylece tüketiciyle satış sonrası da bağ kurmayı başardıklarını aktardı. Bunun yanında alınan ödülün kendilerine mesuliyet yüklediğini belirtti. “Bu ödülün tatlı da bir yükü var” diyen Recep Ali Topçu Müşteri Memnuniyetini İlke Edinen Firma ödülünü getiren süreçteki çalışmaları şöyle anlattı: “Müşteri ilişkileri ve şikayet yönetim sistemimiz ile tüm müşteri şikâyetlerine cevap verir hale geldik. Şikayet ve müşteri tavsiyelerine uygun aksiyon aldık. Anında düzeltmeler yapabildik. Ücretsiz servis ile müşteri ihtiyaçlarına cevap vermek için canla başla çalıştık. Sudan bahaneler üretmedik. Başarı ürettik.”



Haberler

Alarko Carrier Ürün Müdürü Aclan Karaman:

“Isı Gider Paylaşımı İle Hem Hane Sahipleri Hem de Türkiye Kazanacak” Türkiye’de doğalgaz kullanan ve merkezi sistemle ısınan hane sayısının yaklaşık 1,3 milyon, işyeri sayısının ise 1 milyon olduğunu, kanuna göre bu belirtilen maliklerin tamamının sisteme geçmeleri gerektiğini belirten Alarko Carrier Ürün Müdürü Aclan Karaman “Türkiye, geçtiğimiz yıl 20,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatı gerçekleştirdi ve ithal edilen doğalgazın %21’i ısıtma için kullanıldı. Isı gider paylaşım sistemi ile önemli ölçüde tasarruf sağlanacak. Konu kapsamında kalan iş yerleri ve hanelerin sisteme geçişi ile Türkiye’nin yıllık kazancı yaklaşık 400 milyon dolar olacak” dedi. Isı gider paylaşım sisteminin bir cihaz değil bir hizmet satın almak olduğunu belirten Aclan Karaman “Kanunun tanıdığı sürenin dolmasıyla ısı gideri paylaşımı konusunda kamuoyunda telaşlı bir hava oluştu. Bu ortamda bina yöneticilerinin yanlış kararlar alma riski söz konusu olabilir. Kısa vadede yanlış çözümlere gidilmemesi, doğru tercih yapılması ve doğru karar alınması önemli” dedi. Payölçerin klima veya kombi gibi faydasının doğrudan hissedilen bir cihaz olmadığını vurgulayan Karaman, “Hizmetin doğru ve hızlı bir şekilde verilebilmesi için arkada saat gibi işleyen bir altyapının olması gerekli. Hizmetin kalitesi ve sürekliliği ne yazık ki yıllar içinde zamanla ortaya çıkıyor. Bir kere doğru ve kaliteli hizmet alınırsa sonradan sıkıntı yaşanmaz” dedi. Alarko-Techem Isı pay ölçer hizmet sistemi nasıl işliyor? Alarko Carrier, Enerji Verimliliği Yasası’yla zorunlu kılınan ısı gider paylaşım sistemi kapsamında önemli çalışmalar yapıyor. Alarko Carrier, sektörün dünya lideri olan “Techem” ile gerçekleştirdiği iş birliği ile kendi tecrübesini, Techem uzmanlığı ile birleştirerek “ısı gider paylaşım sistemleri”yle fark yaratıyor. Dünya çapında kullanımda bulunan ve güncel sayısı 500 milyonu bulan “ısı payölçer”i bulan firma olan Techem, 1996 yılında piyasaya çıkardığı “Techem telsiz sistemli” cihazlarla hizmet veriyor. Alarko – Techem ısı gider paylaşım sistemi oldukça kolay bir şekilde, tüketiciye her hangi bir zahmet yaratmadan uygulanıyor. Sistemin uygulandığı yerde bulunan radyatörlerdeki klasik vanaların yerine sıcaklık ayarı yapabilen termostatik vanalar takılıyor. Isı payölçer cihazı ise peteğin üzerine monte ediliyor. Termostatik vananın üzerindeki sensör odanın sıcaklığını ölçüyor ve istenilen derece yakalandığında, radyatöre giden sıcak su otomatik olarak kesiliyor. Pay ölçer ise ne kadar harcama yapıldığı bilgilerini depoluyor. Sistemle istenilen oda istenilen sıcaklığa ayarlanabiliyor. Ancak yasa gereği hazırlanan yönetmeliğe göre bir odanın sıcaklığı 15 derecenin altına düşürülemiyor. Sistem monte edildikten sonra Alarko-Techem çalışanları, her ay binaya yakın bir yere gelip evin içine girmeden, radyo frekanslı okuma cihazları ile her dairenin harcama bilgilerini alıyor. Gelen fatura buradan toplanan bilgiler ışığında değerlendiriliyor ve her daireye ayrı bir döküm gönderiliyor.

24

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


BARI

www.graniser.com.tr


Haberler

Çanakcılar Grup’tan Sektörde Yepyeni Bir Marka, Armica bir musluktan daha öteye taşımak. Armatürü bir banyo aksesuarı olarak tanımlayan “Armica”, suyun özüne uygun olarak sağlıklı, sessiz ve yumuşak bir şekilde akması gerektiğine inanıyor. Aslında “Armica”nın en büyük farkını da bu hassasiyeti oluşturuyor; suyu kullanıcısına kaynağındaki gibi ulaştırmak. Bu nedenle ürünlerinde konfor sağlayan bir sessizlik ve fonksiyonellik yaratan Armica, aynı zamanda estetik anlamda ürünlerinin banyonun diğer ürünleri ile uyum göstermesine dikkat ediyor.

Çanakcılar Şirketler Grubu, armatür grubunda Çanakcılar Makina ve Armatür A.Ş bünyesinde yepyeni bir marka ile sektöre giriş yaptı. 2012 Unicera Fuarı’nda 5. salonda yer alan standında lansmanını yapan “Armica”, kendisini Çanakcılar’ın yeni ve dinamik yapılanması olarak tanımlıyor. Zonguldak Devrek’te toplam kapalı alanı 35.000 m2 olan üretim ve montaj hattının bulunduğu bir tesise sahip bulunan marka, aynı zamanda ISO-9001:2008 kalite belgesine sahip. Ürün gamı içersinde ise Armatür Serileri, Teknolojik Ürünler, Medikal Ürünler, Duş Sistemleri ve Tamamlayıcı Ürünler yer alıyor. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de tüketicilerde “Kaliteli ürün pahalıdır.” algısı bulunuyor. “Armica”, bu algıyı değiştirerek kaliteli ve uygun fiyatlı ürün mantığını armatür sektörüne getirmeyi amaçlıyor. Bunu sağlayabilmek için fabrikasındaki teknolojik yatırımlarını hızla artıran “Armica”, üretim maliyetlerini düşük, kalitesini yüksek tutmayı hedefliyor. Daha ekonomik maliyetlerle iyi ürünler yapma azminde olan “Armica”nın önemli hedeflerinden biri de; armatürü içinden su akan

26

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Armica, bundan sonraki süreçte sadece üretim anında değil satış esnasında ve satış sonrasında da müşteri memnuniyetini sağlayacak atılımlar planlıyor. Kullanıcıların estetik, ekonomik ve tasarım üçgenindeki isteklerine cevap verebilecek satış ağı ve servis noktalarını titizlikle oluşturmayı miisyon edinen Armica, müşteri odaklı stratejisini net bir şekilde ortaya koyuyor.



Haberler

Çanakcılar Şirketler Grubu “En Temiz Sanayi Tesisi” Ödülünü Aldı

Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında 6 Haziran 2012 tarihinde Zonguldak AKM’de gerçekleştirilen törende Zonguldak Valiliği tarafından Çanakcılar Şirketler Grubu “En Temiz Sanayii Tesisi” ödülüne layık görüldü. Çanakcılar Seramik A.Ş ve SERSA Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çanakcı, plaketini Zonguldak Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Öztürk’ten aldı. Çanakcılar Şirketler Grubu toplam alanı 200.000 m2 olan Vitrifiye fabrikasında Creavit Seramik sağlık gereçleri ve toplam alanı 80.000 m2 olan fabrikasında ise Doxa Ofis Mobilyaları, Creavit Banyo mobilyaları, Klozet kapakları, Gömme rezervuar ve Armica armatürlerini üreterek yurt içi ve yurtdışında pek çok noktaya ulaştırıyor. Bünyesindeki markaları ile global bir vizyonda çalışarak sosyal sorumluluk projesi olarak üretim tesislerindeki açık alanda hayata geçirdiği Botanik Alan ve pelikanlardan

28

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

flamingolara varan farklı hayvan türleri ile Hayvanat Bahçesi “Doğa fabrikası” konsepti ile dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. Yine bu alan içersinde yer alan, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Özel müzeler” statüsünde değerlendirilen Arkeoloji ve Etnografya Müzesi de fark yaratan bir diğer unsur. Zonguldak Gökçebey ve Devrek’te yer alan fabrikalarında kullandığı geri dönüşüm teknolojileri ve sahip olduğu kalite belgeleri, su tasarrufu sağlayan ürünleri ve tünel fırınla atık baca gazlarındaki enerjiyi geri kazanarak ülkemize kaynak tasarrufu sağlıyor. Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında Bülent Ecevit Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünün katkılarıyla düzenlenen sempozyum sonrasında, Valilik tarafından Zonguldak ili genelinde “En Temiz Sanayi Tesisi” ünvanı ile ödüllendirilen Çanakcılar doğayı korumaya yepyeni projeler ile devam etmeyi planlıyor.



Haberler

Ege Seramik Aydınlar İnşaat ile İstanbul Kartal’da

Ege Seramik İstanbul bayisi Aydınlar İnşaat’ın mağaza açılışı 5 Mayıs 2012 tarihinde Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Polat tarafından gerçekleştirildi. Binali Aydın ile oğulları Erkan Aydın ve Özkan Aydın’ın sahibi olduğu Aydınlar İnşaat’ın İstanbul Kartal’daki mağaza açılışına, Ege Seramik Genel Müdürü Sayın Göksen Yedigüller ve Ege Seramik Satış Müdürü Mustafa Akbacı’nın yanı sıra Ege Seramik ve Ege Vitrifiye Bölge Yöneticileri katıldı.

30

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Daikin Altherma Klimaya Avrupa Eco-Label Ödülü

Çevre performansı yüksek olan ürünleri ve hizmetleri taçlandıran Avrupa Eco-Label ödülü, iklimlendirme sektöründe ilk kez Daikin Altherma ürününe etiket vererek ödüllendirdi. Logosundaki “Çiçek” amblemiyle tanınan bu ödül, AB çapında çevre kriterlerini karşılayan ürünlere layık görülüyor.Daikin’in çevre dostu ürünü Altherma, Eko-Label Ödülü ile enerji, tasarım ve üretimde doğal kaynakların korunmasına verdiği önem ile ön plana çıkıyor. Enerjiyi verimli kullanarak çevre performansı yüksek ürünler üreten Daikin Altherma ısıtma sistemi, enerji faturalarını büyük ölçüde azaltarak, düşük enerji tüketimi ve düşük maliyet sağlıyor. Tüketicilerin hem çevreye verdikleri zararı azaltan hem de ekonominisine büyük ölçü de katkı sağlayan Daikin Altherma, güneş kolektörleri ile birlikte kullanıldığında enerjiyi güneşten sağlayarak sistemin beş milyar yıl daha sorunsuz şekilde kullanılabilmesine olanak tanıyor. Çevre Dostu Daikin Eko Label etiketiyle, ısı pompası teknolojisinde onlarca yıllık deneyiminin son noktasını temsil ediyor. Daikin Altherma, ortam havasındaki ısıyı düşük seviyeye çekerek, kullanıldığı alanı rahat bir şekilde ısıtıyor. Aynı zamanda evde kullnaılan suyu ısıtarak etkin bir şekilde kullanımını sağlıyor. Daikin Altherma’nın sınıfındaki diğer ısı pompası ürünlerine göre daha yüksek enerji verimine ve daha düşük küresel ısınma etkisine sahip olması bakımından verilen EcoLabel ödülü, ısıtma ve soğutma verimi, soğutucu gaz küresel ısınma potansiyeli (GWP), gürültü, RoHS maddelerinin bulunmaması, eğitim, dokümantasyon, yedek parça bulunabilirliği ve ölçek noktasındaki kriterler esas alınarak veriliyor.

32

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Demirdöküm, Başarılı Yetkili Servislerini Dubai’de Ağırladı

DemirDöküm, geçen yıl müşteri memnuniyeti ve kalite performansları doğrultusunda başarı gösteren 20 yetkili servisini 15 -19 Ocak tarihleri arasında Dubai seyahatiyle ödüllendirdi. Etkinliğe DemirDöküm Yönetim Kurulu Başkanı Christoph M. Grosser, Vaillant Group Türkiye Servis Direktörü Aykut Babila ve DemirDöküm yöneticileri katıldı. Konuklar, Dubai’de ilk olarak dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’ya çıkarak şehrin büyüleyici panoramasını görme imkânı buldu. Emirates Towers, Sheikh Palace, Dubai’yi iki bölgeye ayıran Dubai Creek, Altın ve Baharat Çarşıları ziyaret edilen önemli mekânlar arasında yer aldı. Seyahat kapsamında çölde safari yapma fırsatı bulan konuklar bir sonraki gün Abu Dhabi sahil şeridi ve modern binaları ile şehir merkezini gördüler. Dubai’nin dünyaca ünlü 7 yıldızlı oteli Burj Al Arab Oteli’nde de akşam yemeği yeme fırsatı buldular. Seyahatin son gününde yapılan toplantıda, DemirDöküm Yönetim Kurulu Başkanı Christoph M. Grosser global ölçekte HVAC sektörü hakkında bilgi verdi. Vaillant Group ve DemirDöküm’ün 2011 yılı performanslarını değerlendirdi. Vaillant Group Türkiye Servis Direktörü Aykut Babila da 2011 yılında yaşanan gelişmeleri paylaştı. VIP servis yapılanmasının başarıyla uygulandığını belirterek performanslarından dolayı yetkili servislere teşekkürlerini iletti. 2012 yılı hedeflerini de anlatan Aykut Babila DemirDöküm’ün yaygın servis ağıyla müşterilerine farklı hizmet vermeye devam edeceğini belirtti.

34

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Dizayn Grup Beyin Göçünü Tersine Çeviriyor! “Fikrine Güvenen Gelsin” olması koşuluyla, fikir aşamasında olsa bile her projeye destek verdiklerini açıklayan Mirmahmutoğulları, proje sahibinin de mutlaka bu süreçte yer alması gerektiğini vurgulayarak, kendi bünyelerinde olmasa bile projeye ön desteği vererek ilgili sektörlere yönlendirdiklerini ve Dizayn Grup’a ait www.projepazari.com’dan desteklenemeyen ve diğer sektörlere uygun olan projeleri duyurduklarını dile getirdi.

Dizayn Grup, “insanlığın çare bulamadığı sorunlara çözüm geliştirmek” misyonu ile başlattığı, 1996 yılından bu yana sürdürdüğü ve beyin göçüne “dur” demeyi hedefleyen sosyal sorumluluk projesinin, bu yıl 8.si düzenlenen kampanyası için bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, aynı zamanda projenin de mimarı olan Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları detaylı bir sunumla projeye ilişkin bugüne kadar yapılanları ve hedeflerini anlatarak merak edilenleri yanıtladı. 2500 başvuru oldu, 28 proje hayata geçti! Konuşmasına,“Sadece teknolojisini kendisi üreten ülkeler bağımsızdır.” diyerek başlayan Mirmahmutoğulları, kampanyaya bugüne kadar 2500 başvuru olduğunu, bunlar arasından 28 projenin hayata geçirildiğini belirtti. Özgün, sıra dışı ve endüstriye dönüştürülebilecek

36

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

28 projeye yalnızca AR-GE için 28 milyon lira yatırım yapıldı! Dizayn Grup olarak, hayata geçen 28 projeye, yalnızca AR-GE için 28 milyon lira yatırım yaptıklarını açıklayan Mirmahmutoğulları, “bununla da kalmayıp, projenin tüm evrelerinde ciddi zaman ve para harcıyoruz. Amacımız, bu gerçeğe dikkat çekmek, ekonomiye kazandırılacak projeleri hayata geçirmek ve kamuoyunda farkındalık yaratarak, diğer firmaların, hatta ülkelerin de da konuya ilgisini sağlamak.” diyerek, beyin göçünün gelişmekte olan ülkelerin kaderi olduğuna işaret etti. “Dizayn Grup olarak melek yatırımcıların en meleğiyiz ” Mirmahmutoğulları, toplantıda bir gazetecinin devlet Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın bugün açıkladığı, Bireysel Katılım Sermayesi (Melek Yatırımcılar) konusuyla ilgili sorusuna, “Çok olumlu. Biz de böylece devletin katkısı ile daha çok projeyi destekleyebiliriz. Bu fikir çok yeni ama biz 1996’dan beri sürdürdüğümüz için, “melek yatırımcıların en meleği” unvanını hak ediyoruz” diyerek esprili bir dille cevap verdi. İbrahim Mirmahmutoğulları, kurulmuş ve belli bir aşamaya gelmiş, iyi ürünlere sahip ancak maddi sıkıntı yaşayan şirketler için de yakında başlatacakları “Dost Eli” Projesinin müjdesini verdi.



Haberler

Duravit İçin Türkiye’ye Gelen Sergei Tchoban, Türk Mimarlarla Buluştu

ünyaca ünlü, uluslararası yarışmalardan onlarca ödülün sahibi ve yüzlerce mimari eserin tasarımcısı, sıra dışı mimar Sergei Tchoban; İstanbul’un parlak ışığının mimarlar için bulunmaz bir hazine olduğunu söyledi. Konferansa ‘Günümüzde detay nedir?’ sorusuyla başlayan Tchoban, Almanya ve Moskova’da tasarladığı ödüllü binalarının görüntülerinden örnekler vererek, tasarımlarında sıra dışı çizgileri oluştururken, çevre dokusundan nasıl yararlandığının da altını çizdi. Mimarinin uçsuz bucaksız düşüncelerin bir sentezi olduğunu söyleyen Tchoban; mimaride sadece formu ve modernliği düşünmemenin gerektiğinin altını çizdi. Çevre mimarisinin göz önünde bulundurulmasının çok önem taşıdığını belirtti. Büyük unsurlardan küçük detaylara gidildiği zaman kalıcı değerlerin ortaya çıktığını ifade eden Sergei Tchoban, doğanın verdiği izler ve sembollerin de binalara taşınarak bir değer oluşturulabileceğini dile getirdi. Moskova’daki Granatny konutlarını tasarlarken, çevredeki farklı bir ağacın yapraklarının formunu kullanarak cepheye anlam katmasını da bu görüşüne örnek gösteren Tchoban, ‘Mimarlıktan detaya’ konusunu işlediği konferansında; mimari yanı sıra neden iç mekan ve banyo tasarımına odaklandığını da açıkladı. Duravit için tasarladığı Esplanade banyo serisinden de bahsetti.

38

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

İÇ MEKAN ‘da BANYO TASARIMI yaparken; ‘Sandalyeyi klozet, küveti bir masa gibi veya bir koltuk gibi görebilirseniz, düşünebilirsiniz’.... Detayın iç mimarinin her noktasında ve banyolar için de geçerli olduğunu ekleyen mimar, “Banyolar yaşam alanlarının çok önemli bir parçasıdır. Artık oturma odası gibi tasarlanması gerekir. Duravit Esplanede’yi bu gereklilik ile tasarladım. Sadece alışılmadık değil kişiye özel bir seri olmasını istedim. Heykelvari formlara sahip mobilyalara benzeyen bir banyo serisi oluşturdum. Esplanade’de sandalyeyi klozet, küveti bir masa gibi koltuk gibi görebilirsiniz. Birlikte yaşamak isteyeceğiniz Duravit Esplanede’nin her parçasını ayrı ayrı da kombine edebilirsiniz.” dedi.



Haberler

Ege Seramik, Coverings 2012 Fuarı’nda Farklılık Yaratan Serileri ile İlgi Odağı Oldu

Ege Seramik, Amerika’nın Orlando şehrinde 17-20 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Coverings 2012 Fuarı’nda birbirinden özel serileri ile yabancı ziyaretçilerin beğenisini kazandı. 4351 nolu standda sergilenen Essence, Ephesus, Marina ve Malibu serileri ise oldukça ilgi gördü. İlgi odağı olan serilerin yanı sıra Altavilla, Atlantic, Carrara, Classico, Casa, Montana, Pure, Emperador, Romina, Sahara, Vista, Canyon, Legend, Palais ve Villa serileri de kaplama malzemeleri alanında dünyanın en büyük fuarlarından biri olarak kabul edilen Coverings 2012’de sergilendi. Ege Seramik, ağaç dokusu ile mekanlara doğallık katan Marina serisi, yüzeyde hijyen sağlayan HiCoat nano teknoloji ürünü Emperador serisi ve Digital Tile ürünü Essence serisi ile dikkatleri üzerinde toplamayı başardı. Mermer deseni ile ön plana çıkan Carrara serisi ve ahşap görünümlü Atlantic serisi ise beğenilen seriler arasında yer aldı.

40

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

E.C.A. Bayilerini Ödüllendirdi E.C.A., Sodex Fuarı’nda 10 farklı şehirden 2011 yılının en iyi cirosunu yapan bayilerine anı plaketlerini verdi. Fuarda Ankara, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Erzurum bölgeleri ödüllerin sahibi oldu. Ankara’dan Piramid İnş., Bursa’dan Emir Isıt. Klima, Diyarbakır’dan Babayiğit İnş., Gaziantep’ten Ağbaba İnş. Tic., İstanbul’dan Tara Yapı Malz., İzmir’den Mavi Akım Müh., Kayseri’den Yöre Kömür, Konya’dan Paksu İnş., Samsun’dan Al-Ge Müh. Isı ve Erzurum’dan Kahvecioğlu 2011 yılının en iyi ciro yapan bayileri oldu.

Elginkan Vakfı’ndan Eğitime Yeni Bir Destek “Ümmehan Elginkan Kız Öğrenci Yurdu ve Yemekhane Binası”

Elginkan Vakfı yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekliyor. Elginkan Vakfı tarafından İstanbul Göztepe’de inşa edilerek, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan ve Atatürk Fen Lisesi içerisinde yer alacak olan “Ümmehan Elginkan Kız Öğrenci Yurdu ve Yemekhanesi”nin temelleri 13 Nisan 2012 günü atıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız ve Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı A.Yücel Unan’ın katılımıyla gerçekleşen törende; Öğrenci Odaları’ndan Bilgisayar Salonu’na, TV Salonu’ndan İdari Bilimlere kadar toplamda 2.800 m2’lik bir alan ve 200 öğrenci kapasitesine sahip Ümmehan Elginkan Kız Öğrenci Yurdu’nun temelleri atıldı. Eylül 2012’de hizmete girmesi planlanan yurt ve yemekhane binaları ile Elginkan Vakfı, öğrencilere sağlıklı yaşam ve verimli ders çalışma ortamı sunmayı amaçlıyor. Atatürk Fen Lisesi bahçesine inşa edilecek olan Ümmehan Elginkan Kız Öğrenci Yurdu ve Yemekhane Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanıyor.

42

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Evdema Masko Mağazası Açıldı

Her beğeniye her zevke hitap eden zengin ürün yelpazesiyle ve ‘Her Katı Ayrı Bir Dünya’ sloganı ile tüketicinin tek bir çatı altında, tüm ihtiyacı olan ev dekorasyon ürün gruplarını bulabileceği şık tasarımlı showroomlarıyla Uğur Yapı; dünyanın en büyük mobilya kenti olan Masko Mobilyacılar Kentinde 4.000 m2 mağazasıyla EVDEMA konseptli mağazalarına bir yenisini daha ekleyerek 21 Mart Çarşamba günü Masko AVM çarşıda görkemli bir törenle açılışını gerçekleştirdi. Katılımın büyük olduğu açılışta, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, TİMDER Başkanı Yalçın Ali Tung, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can ve Bülent Eczacıbaşı gibi önemli isimlerin yanı sıra, seçkin davetliler de yer aldı. Deneyimli kadrosu ve İstanbul’un en gözde semtlerinde EVDEMA konseptli mağazalarda Eczacıbaşı yapı grubunun VitrA, Artema, İntema Mutfak Villeroy & Boch, Burgbad gibi dünya markalarına ait banyo, seramik, armatür,

44

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

mutfak, ankastre cihaz ve kendi yarattığı markası VİTALE ürün grupları içerisindeki aydınlatma, aksesuar, duvar kağıdı, masa&sandalye, kapı, parke, doğal taş ve mobilya ürünlerinin Toptan, Perakende ve Projeli işler kanalı olarak satışı gerçekleştiriyor. Mecidiyeköy1, Mecidiyeköy2, Güzelce, İzmit, İçerenköy ve Avcılar’ın ardından 7’inci mağazasını Masko Mobilyacılar Kentinde müşterilerinin hizmetine açan Uğur Yapı, toplamda 180 kişiye istihdam sağlıyor. Uğur Yapı; yapılan yatırımlar ve mağaza oluşumlarıyla 2012 ciro hedefini 120 milyon TL olarak açıklamış ve EVDEMA mağazalarının bugün geldiği noktada büyüme hedeflerini yüksek oranda gerçekleştirdiklerini belirtmiştir. Çatalca da 25 000 m2 Lojistik Depo 2009’da Çatalca bölgesinde 25.000 m2 alana sahip bir alanı satın alan firma , 2012 yılı ile beraber profesyonel lojistik depo sistemi kurma çalışmalarını tamamlamış ve hizmete başlamış bulunmaktadır.


Haberler

Nisan - Haziran 2012 / Say覺 78

45



Haberler

Fırat Plastik A.Ş.’den Bir Öncü Adım Daha: Fudel Alanında Türkiye’nin lider kuruluşu FIRAT Plastik AŞ, ülke kaynaklarının israf olmaması için yine bir konuya öncülük ederek 10 Milyon USD’lik bir yatırım ile FUDEL’i (Fırat Uygunluk Değerlendirme Laboratuarı) hizmete açtı. Uluslararası geçerliliği olan tek kamu kurumu TÜRKAK’tan akreditasyonlu FUDEL, Avrupa’nın en büyük ve en hızlı akredite plastik boru laboratuarı ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek akredite pencere laboratuarı olma özelliğini taşıyor. FIRAT Plastik AŞ yıllık değerlendirme toplantısında konuyla ilgili konuşan Fırat Plastik AŞ Pazarlama Müdürü Dr.Mehtap Uluceviz, FIRAT’ın 2011 değerlendirmesi ve 2012 hedefleri yanı sıra ağırlıkla yeni hizmete sundukları FUDEL’i de tanıttı. Avrupa’nın en büyük ve en hızlı akredite plastik boru laboratuarı ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek akredite pencere laboratuarı olan FUDEL’i tanıtan Dr.Mehtap Uluceviz, sektörün gelişimine destek verme misyonuyla açtıkları laboratuarın ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını hedeflediğini söyledi. Dr.Uluceviz, “Ülkemizdeki modern yaşama şekil verecek değişim programlarının başında gelen altyapı sistemlerinin iyileştirilmesi önemli bir konudur. FIRAT Plastik AŞ olarak kaliteyi öngören bilimsel standartların ülkemizde uygulanmasını sağlamayı hedefliyoruz. FUDEL’i kurmamızın ana amacı budur” dedi. Dr.Uluceviz sözlerine şu şekilde devam etti: “FUDEL, uluslararası geçerliliği olan tek kamu kurumu TÜRKAK’dan akredite. Bu belge ile FUDEL, standartların belirlediği tarafsızlık, gizlilik, güven ve yetkinlik çerçevesinde sektördeki tüm ilgili kuruluşların gerekli testlerini yapmaya ve raporlarını yayınlamaya yetkin bir laboratuar olma özelliğini taşıyor”. Dr.Uluceviz, uluslararası standartlara uygunluğun sağlanması ile Türk sanayiinin ihracat hacmini artırmak ve sektördeki insan kaynaklarının geliştirilmesine destek vermenin de hedefleri arasında olduğunu belirtti. Dr.Uluceviz, sektörün gelişimine destek vermek amacıyla 10 Milyon USD yatırımla kurulan FUDEL için yakın coğrafyadaki ülkelere de yatırım yapılmasının değerlendirme kapsamında olduğunu sözlerine ekledi. FUDEL’in en önemli amacının ülke kayanaklarını korumak olduğunu belirten Dr.Uluceviz, laboratuarın ayrıcalıkları hakkında da şu bilgileri verdi: “Basınçlı boru sistemlerinde, 7 günlük testin bitiminde hemen raporun teslim edilmesini taahhüt ediyoruz. Kanalizasyon sistem boru testlerini ise 2 günde teslim etmeyi taahhüt ediyoruz. FUDEL, PE 100 Boru teknolojisinin geldiği en yüksek çap olan 2500 mm.lik borulara kadar tüm ara çaplarda da basınç testi yapacak kapasitesi ile yine Türkiye’nin ilk ve tek test laboratuarıdır. FUDEL, kanalizasyon borularında 2.700 mm çapa kadar halka rijitliği testi yapabilecek kapasiteyle, bu alanda da, Türkiye’nin ilk ve tek test laboratuarı olma özelliğine sahiptir. Türkiye’nin akredite ilk pencere laboratuarı unvanına sahip FUDEL, evimize taktırdığımız PVC pencerenin bize sağladığı ısı tasarrufu ve ses yalıtımını hesaplamamıza imkan veren testlerin yapılabildiği tek laboratuardır”.

48

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Haberler

Geleneksel 8. Fıratpen Atatürk Koşusu Yenilenen Parkurunda Gerçekleşti

Her yıl geleneksel hale gelen Fıratpen Atatürk Koşusu’nun bu yıl da sekizincisi düzenlendi. Kurumsal sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde sporcu sağlığına uygun olarak iyileştirilen 6200 metrelik Neşet Suyu Parkuru’nda yapılan koşuya 600’ü aşkın sporcu katıldı. 15 farklı yaş kategorisinde yapılan koşuda genel sıralama erkeklerde Ozan Demir birinciliğe ulaşırken, ikinciliği Aykut Taşdemir üçüncülüğü ise Mehmet Ali Akbaş kazandı. Bayan kategorisinde ise birinci Özlem Kaya, ikinci Svetlana Shepeleva, üçüncü Lütfiye Kaya oldu. Çekişmeli anlara sahne olan yarışta dereceye giren sporcular ödüllerini Fırat AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nevzat Demir’in elinden aldı. Ödül töreninde, koşuya katılan her sporcuya teşekkür ederek konuşmasına başlayan Dr. Nevzat Demir: “Yarışımıza katılan ve ilgi gösteren tüm sporculara yürekten teşekkür ediyorum. Önemli olan birinci ya da sonuncu olmak değil sağlık için spor yarışının her zaman içinde bulunmak. Ülkemiz sporuna ve sağlığına önem veren kişilerin olduğunu görmek mutluluk verici. Türk sporseverlerine sağlıklı bir parkur temin edebilmek ve çevremize değer katmak amacıyla şu an içinde bulunduğumuz Belgrad Ormanı’nda yer alan 6200 metrelik Neşet Suyu Koşu ve Yürüyüş Parkuru iyileştirme çalışmalarını geçtiğimiz dönem büyük bir keyifle gerçekleştirdik. Parkurumuzu tüm sporseverlerin keyifle kullanmasını diliyoruz.” dedi.

Fıratpen Koşu Parkuru Hakkında: Türk sporseverlerine sağlıklı bir parkur kazandırmak ve çevreye değer katmak amacıyla Belgrad Ormanı’nda yer alan 6200 metrelik Neşet Suyu Koşu ve Yürüyüş Parkuru Fıratpen tarafından sporcu sağlığına uygun olarak iyileştirildi. Zemin iyileştirme çalışmalarına başlamadan önce parkur üzerindeki 70 kritik noktanın yağmur suyu drenajı ve yol kenarı arklarının temizliği bitirildi. Bu sayede, yoğun yağış alan dönemlerde yağmurun parkura verebileceği olası zararların önüne büyük ölçüde geçildi. Parkur üzerinde yer alan ve zamana yenik düşerek taşıyıcı işlevini yitirmek üzere olan iki köprü yeniden inşa edildi. Diğer iki köprünün de güçlendirme çalışması yapıldı ve daha uzun ömürlü olacak şekilde inşa ve onarımdan geçirildi. Parkurun her iki yanına, parkur yüzeyine yerleştirilecek malzemeleri bir arada tutabilmesi için ahşap demiryolu traversleri ile bordür teşkil edildi. Kontrol altına alınan parkurun alt zeminine doğal yıkanmış ve un kıvamına gelmiş taş tozu, hemen üzerine ise darbeleri yumuşatması ve malzemeyi bir arada tutması için 6200 metre boyunca geotekstil keçe döşendi. En üstte ise doğal malzemelerden üretilip 800 derece santigratta pişirilen kiremit tozu ve irmiği karışım olarak kullanıldı. %40’dan fazlası sağlıklı bir koşu ve yürüyüş için uygun olmayan, yaşanan erozyon neticesinde iri (kaya) malzemeleri zemin üstüne çıkmış, zemini su aşınmaları sonucunda engebeli bir hal alan Neşet Suyu Parkuru, doğal kiremit tozu ve irmiğinden oluşan ve sporcu sağlığını koruyan bir zemine kavuşturuldu. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

49


Haberler

FİXA Yapı Kimyasalları 10. Kuruluş Yıldönümünü Kutladı

Türk Yapı Kimyasalları sektörünün lider kuruluşlarından FİXA Yapı Kimyasalları 10. Kuruluş yıl dönümünü 4 Mayıs 2012 tarihinde düzenlediği bir gece ile kutladı. İstanbul Kaya Ramada Plaza’da düzenlenen ve 300’e yakın davetlinin katıldığı gecenin açılış konuşmasını firmanın genel müdürü Ali Murat Ekin yaptı. 10 yıl önce kısıtlı imkanlarla kurdukları firmalarını pek çok köklü kuruluşa göre kısa sayılabilecek bir süre içinde sektörün lider firmaları arasına taşımayı başardıklarını, bu başarıda da firma çalışanlarından tedarikçi ve müşterilere kadar herkesin önemli katkılarının bulunduğunu ifade etti. Başlangıçtan bu yana kendilerine inanan ve güvenen tüm tedarikçi ve müşterilerine, özverili çalışmaları nedeniyle de tüm çalışanlarına teşekkür eden Ali Murat Ekin, bugüne kadar sergiledikleri istikrarlı büyüme tablosunu bundan sonra da devam ettireceklerini vurguladı. Firma büyüklüklerinin sahip oldukları üretim tesisi sayısı, üretim kapasitesi, gerçekleştirilen satış miktarları ile ölçüldüğünü söyleyen Ekin, kendileri açısından ise yaptıkları işi ciddiye alıp yapılan üretim ve verilen hizmetlerde sıfır hata ile müşterilerinin karşısına çıkmanın bir başarı ölçüsü olduğunun altını çizdi. 2011 yılı içinde kendilerine gelen 82 adet müşteri şikayetini değerlendirdiklerinde sadece 2 tanesinin üretimden kaynaklı bir hata

50

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Ali Murat Ekin “bu verilerin bu kadar düşük olması bizi son derece mutlu ediyor. Bugün milyonda bir hata yapmak yurtdışında bile olsa birçok firmaya nasip olmuyor.” dedi. Ekip olarak halen ilk günkü heyecan ile işlerine sarıldıklarını, bu sayede de sağlıklı bir gelişim sergilediklerini söyleyen Ekin “şirketimiz geride bıraktığı on yıllık süreçte kuruluş dönemini tamamlamıştır. İnşallah ikinci 10 yılımızı kutladığımız zaman çok daha gelişmiş bir şirket olarak karşınızda olacak. Çünkü biz Türk şirketleri olarak yurt dışındaki rakip şirketlerin çok gerisinden geliyoruz. Onların yüz yıl öncesinden başladığı yatırımlara biz ancak birkaç sene öncesinde başlayabildik. Dolayısı ile aramızdaki farkı çok kısa sürede kapatmamız gerekiyor. Teknoloji ve ar-ge de çok hızlı ilerliyor. Bizim bundan sonraki hedefimiz mevcut ürettiğimiz konvensiyonel ürünlerde sürekli büyüyerek bir dünya markası olmak, ama bunun yanı sıra sadece yurt dışındaki ar-ge’yi buraya getiren bir şirket değil, bilakis kendisi ar-ge üreterek yurtdışında taklit edilen bir firma konumuna ulaşmaktır” dedi. Geceye katılan konuklar canlı müzik eşliğinde devam eden gecede geç saatlere kadar eğlendiler.



Haberler

Gelişim Teknik A.Ş., Aquatherm ‘Green Pipe mf sdr9 Rp’ Boru Sistemini Tanıttı Gelişim Teknik A.Ş., ISK-SODEX 2012 fuarında, kaliteden ödün vermeyen ürünleri ile yerini aldı. aquatherm GmbH Firma’sı tarafından geliştirilen yeni ‘green pipe MF SDR9 RP’ boru sistemini ziyaretçilerine tanıtan Gelişim Teknik, ayrıca; ısıtma-soğutma (Fan Coil), kalorifer tesisatı ile jeotermal hatlar için özel olarak geliştirilen ve 20-630 mm çapları arasında üretilen ısıtma-soğutma borularını da ziyaretçilerine tanıttı. Fuarda, aquatherm tesisat sistemlerinin yanısıra; WavinAS SessizBoru®, Hutterer&Lechner Sifon, Süzgeç ve Pis Su Çekvalfleri, BWT Su Arıtma ve Yumşatma sistemleri, VSH Presli Paslanmaz Çelik Yangın ve İçme Suyu Sistemlerinden oluşan ürün gamını tanıtan Gelişim Teknik, fuar ziyeretçilerinden yoğun ilgi gördü.

Yeni aquatherm fusiolen PP-RP ile et kalınlığı daha ince ve basınç dayanımı daha yüksek cam elyaf takviyeli ‘green pipe MF SDR9 RP’ boru sistemi; • fusiotherm cam elyaf takviyeli boru ile karşılaştırıldığında, aynı hızda %14 daha yüksek akış debisine sahiptir. • İzin verilen işletme basıncı, fusiolen PP-R SDR7.4 cam elyaf takviyeli borulara göre daha yüksektir. • Yeni aquatherm fusiolen PP-RP SDR 9 boru; 70°C ve 12 bar işletme basıncında 50 yıl servis ömrüne sahiptir. • fusiotherm cam elyaf takviyeli SDR7.4 ile aynı uzama katsayısına (0,035 W/mmK) sahiptir. • fusiotherm cam elyaf takviyeli PP-R SDR7.4 borudan % 16 daha düşük ağırlığa sahiptir. • Paslanmaz çelik, çelik ve bakır borulara göre daha düşük ağırlığa sahiptir, bu sayede taşıma ve uygulamada kolaylık sağlar. • Daha kısa alın kaynak süresi sayesinde, XXL borularda daha hızlı montaj kolaylığı sağlar. • aquatherm’in tüm fusiotherm parçaları ile sorunsuz kaynak yapılabilir. • Çevre dostudur.

52

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Haberler

Graniser Seramik Bayisi Özkanlar Seramik İkinci Mağazasını Tuzla’da Açtı Graniser Seramik’in İstanbul Bayisi olan Özkanlar Seramik’in Tuzla’da yer alan yeni mağazası 19 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleştirilen bir törenle açıldı.Toplam 470 m2 alana kurulu olan mağazanın açılışı Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Graniser Seramik Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, Graniser Seramik Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Kenan Çebi ve mağaza sahibi İsmail Özkan tarafından gerçekleştirildi. Törene Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Graniser Seramik Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Kenan Çebi, Proje ve Toplu İşler Müdürü Mehmet Çetinkaya’nın yanı sıra mağazanın tasarımını gerçekleştiren Graniser Seramik mimarı Güzin Boğa ve Yurt İçi Satış Müdürü Can Bıyıklı katıldı. 25 adet ürünün canlı konsept oluşturularak sergilendiği mağazada hamam, şömine gibi mekanlar oluşturularak ürünlerin kullanım alanlarının farklılığı vurgulandı. 60x60 ebatlı ürünlerin teşhirinde ise ürünlerin üzerine şeffaf dijital baskı tekniği uygulanarak çakıl taşı görünüşleri eklendi ve doğallıkları daha da arttırıldı. ‘ Estetik Detaylarda Saklı ‘ diyen Graniser Seramik, birçok farklı özellikte olan ürünün sergilendiği mağazalarının açılışlarına Haziran ayı içerisinde devam edecek.

İç Mimarlar İzmir’de Buluştu TMMOB İçmimarlar Odası İzmir Şubesi’nin düzenlediği “Sektörel Buluşma”nın dördüncüsü, bu yıl 27 Mayıs 2012 tarihinde Swissotel Büyük Efes’te gerçekleşti. Ülke genelindeki mimarlar ve iç mimarları, sektöre hizmet eden öncü firmaları ve nihai tüketicileri bir araya getiren organizasyonda sektörle ilgili kırk firma standlarını açtı. Katılımcı firmalar arasında Graniser Seramik bayisi olan Metro İnşaat’ın da bulunduğu organizasyon, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi ve başkan vekili olan Akın Kazançoğlu ve İzmir İç Mimarlar Odası temsilcilerinin katılımcı firma standlarını ziyaretiyle başladı. Graniser Seramik ‘in yeni ürün koleksiyonlarının da sergilendiği Metro İnşaat standında gün boyunca katılımcılar, ürünler ve sektörle ilgili görüşmeler yaptılar. Metro İnşaat yetkilisi Ramiz Dal standı ziyarete gelenlerle birebir ilgilenerek ürünlerle ilgili bilgi verdi. Önümüzdeki yıllarda uluslararası boyutta düzenlenmesi hedeflenen organizasyon, her yıl sektörle ilgili grupları buluşturmaya devam edecek.

54

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Kaleseramik, 30 Milyon TL’lik Yatırımla Kurduğu AR-GE Merkezini Açtı

Türkiye seramik sektöründe gerçekleştirdiği yenilikçi yatırımlar ve sunduğu ürünlerle lider konumda olan Kaleseramik, sektöre yeni bir soluk getirecek AR-GE merkezinin açılışını Çanakkale’nin Çan ilçesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Ersan Aslan’ın katılımıyla gerçekleştirdi. Etkin biçimde yapılandırılmış bir Ar-Ge yapısı Kale Grubu, Yapı Ürünleri Grubu’nun tüm Ar-Ge faaliyetlerini tek bir çatı da toplayarak seramik sektöründe faaliyet gösterecek olan Kaleseramik Ar-Ge Merkezi; Araştırma Laboratuvarları, Süreç Araştırma-Geliştirme ve Tasarım-Ürün Geliştirme gruplarından oluşuyor. Alt birimleri olan ve “Laboratuvar Yeterlilik Belgesi” bulunan, Analiz ve Tahlil Laboratuvarı ile Yüksek Gerilim Test Laboratuvarını bünyesinde barındıran Araştırma Laboratuvarlarında ürünlere uygulanacak testlerden tasarım, tip, numune çalışmalarına kadar çok sayıda inceleme gerçekleşecek. Süreç Araştırma-Geliştirme Grubu ise teknoloji takibi ve uyarlanması, yeni üretilecek malzemeler üzerinde araştırma yapılması, üniversiteler, araştırma merkezleri, ulusal ve uluslararası platformlarla işbirlikleri gerçekleştirmek gibi konular üzerine çalışacak. 32 uzman ve tasarımcı ile faaliyet gösterecek olan Tasarım ve Ürün Geliştirme grubu ise pazar beklentileri ve müşteri talepleri doğrultusunda katma değeri yüksek, yaratıcı ürünler tasarlamak için çalışacak. AR-GE merkezi açılış

56

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

töreninde konuşma yapan Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, rekabet gücünü artırma yolunda Ar-Ge, yenilikçilik, insana yatırım ve bilgiye dayalı ekonomik-toplumsal yapıya geçişin günümüzde tüm ülkeler ve sektörler için öncelik olarak kabul edildiğini belirterek, “Ülkemiz, Ulusal Yenilik Stratejisi olarak, Cumhuriyetimizin 100. Yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan Ar-Ge’ye %3 pay ayırmayı ve bunun %2’sinin özel sektör tarafından karşılanmasını; özel sektörde çalışan araştırmacı sayısının 25 binden 180 bine çıkarılmasını hedeflenmektedir. Biz, Ar-Ge Merkezimizi bu hedeflere ulaşılması yolunda atılan bir adım olarak görmekteyiz. ArGe Merkezimiz sektörümüzde en iyi bilimsel cihaz donanıma sahip. Bununla birlikte, ülkemizdeki üniversite ve araştırma merkezlerini engin bir bilgi havuzu olarak görmekteyiz. Bu kurumlarımızla etkin bir sinerji içinde olmaya hem grubumuz hem de ülkemiz adına rekabet için devam edeceğiz. Ar-Ge Merkezimiz bu işbirliklerinin etkin bir arayüzü olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:” Teknolojiyle bilim üretme kabiliyeti olan bir ülkeyiz” Kaleseramik Ar-Ge Merkezi’nin açılışını yapan Cumhurbaşkanı Gül yaptığı konuşmada, önceden Ar-Ge’nin önemini devlet, kamu, üniversiteler ve bakanlıklar anlatırken, şimdi ArGe’nin ne olduğunu, ne yapılması gerektiğini büyük bir heyecanla anlatan özel sektörle karşı karşıya olunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye gibi büyük bir ülkenin teknoloji transfer etmekten öte muhakkak teknoloji üretmesi gerektiğini belirterek, “Teknolojiyi belli bir sınıra kadar transfer edersiniz, ama belli bir sınırdan sonra teknolojiyi transfer de edemezsiniz, etseniz de sabit kalırsınız. Biz potansiyeli olan, kapasitesi olan bir ülkeyiz. Teknolojiyle bilim üretme kabiliyeti olan bir ülkeyiz. Şimdi bunun Kale Gurubu’nun ortaya koyduğu gibi başarıyla harekete geçen örneklerini görmekten büyük bir heyecan duyuyorum” dedi. Abdullah Gül, Kale Grubu yöneticilerini ve çalışanlarını bu önemli yatırım ve bugüne kadar olan başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ederek konuşmasını tamamladı.


www.umpasseramik.com.tr


Haberler

2012 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde Ödül Alan 4 Projeden 4’ünde de Mimarların Tercihi Kalebodur Ödül programında en yüksek katılımın gerçekleştiği 2012 döneminin Seçici Kurulu, 241 eserin / 342 pano ile katılımını değerlendirdi. Ziya Tanalı başkanlığında, Ercan Ağırbaş, Zeynep Ahunbay, Alişan Çırakoğlu ve C. Abdi Güzer’den oluşan Seçici Kurul, “Mimar Sinan Büyük Ödülü”, “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri” ve “Anma Programı” için ödüle değer görülen isimler ile Yapı ve Proje dallarındaki ödül adaylarını belirledi ve kamuoyuna önceden duyurdu. 13 Nisan’da Ankara ODTÜ KKM’de yapılan törende; Tekfen Kâğıthane Ofisleri ile Emre Arolat, Gonca Paşolar ve Kerem Piker, TC Merkez Bankası Bursa Şubesi Hizmet Binası ile Didem Durakbaşa ve Ömer Selçuk Baz, Vehbi Koç Vakfı Ford Otosan Kültür ve Yaşam Merkezi ile Tülin Hadi Ve Cem İlhan, OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile Metin Kılıç ve Dürrin Süer ödül aldı. 2012 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde ödül alan 4 projeden 4’ünde de tercih edilen Kalebodur, mimari projelerde en çok kullanılan markalar arasında yer almaya devam ediyor. Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde ödül alan, Emre Arolat, Gonca Paşolar ve Kerem Piker tarafından projelendirilen Tekfen Kâğıthane Ofislerinde Kalebodur’un Kalesinterflex ürünü tercih edildi. Projenin satış ofislerinin zeminlerinde, Kalebodur’un 1 m x 3 m ölçülerinde ve 3 mm kalınlığı ile devrim niteliği taşıyan Kalesinterflex ürünü kullanıldı. Tülin Hadi, Cem İlhan tarafından projelendirilen, ödül alan projeler arasında yer alan Vehbi Koç Vakfı Ford Otosan Kültür Ve Yaşam Merkezi’nin tercihi Kalebodur’un Kalestone ürünü oldu. İç mekanda, dış mekanın sürekliliğini sağlamak amacıyla kullanılan 30x60cm ebatlarındaki, koyu gri renkli Kalestone, Yaşam Merkezi’nin zeminlerinde ve ıslak hacimlerin düşey yüzeylerinde taş kesme düzeninde uygulandı. Strüktürlü yüzeyi ve ebadı ile süreklilik ve doğal bir his yaratan Kalestone, aynı zamanda porselen yapısı ile tesisin yoğunluğundan kaynaklanan dayanıklılık ve bakım sorunlarına da çözüm getirdi. Ödüle layık görülen bir diğer proje ise Bursa’da yer alan OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi oldu. Metin Kılıç ve Dürrin Süer tarafından projelendirilen Lise’nin koridorlarında duvar kaplaması olarak Kalesinterflex, ıslak hacimlerde ise yer ve duvar kaplaması olarak Kalebodur’un Rainbow ürünü kullanıldı. Didem Durakbaşa ve Ömer Selçuk Baz tarafından projelendirilen ve ödüle layık görülen bir diğer proje olan TC Merkez Bankası Bursa Şubesi Hizmet Binası’nda da Kalebodur’un Rainbow, Teknika ve Luxury Cement ürünleri tercih edildi.

58

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Prof. Dr. Hikmet Karakoç’un “KTH ( Kalorifer Tesisatı Hesabı) Verimli Sistemler” Kitabı Teknik Yayınevlerinde

Dergimiz Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Hikmet Karakoç’un 25.kitabı olan “KTH Verimli Sistemler”’in dağıtımı başladı. Kalorifer Tesisatı Hesabı kitabı, ilk kez 1997 yılında hazırlandı. Kısa zamanda tükenen kitabın ikinci baskısı 1998 yılında yapıldı. 2001 yılında SI birim sistemi kullanılarak ve içeriği genişletilerek üçüncü baskısı yayınlandı. 2006 yılında kitap tamamen gözden geçirilip 10 yeni bölüm eklenerek KTH adıyla tekrar basıldı. Bu kitabında ikinci baskısı 2007 yılında yapıldı. Aradan geçen süre içerisinde tesisat ve enerji sektöründe özellikle enerji verimliliğine yönelik pek çok değişiklik ve yenilikler ortaya çıktı: Özellikle sistem çözümleri ve verimli sistemler ön plana çıktı, TS825 tekrar gözden geçirilerek yayınlandı, Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği yayınlandı.Tüm bu değişiklik ve yeniliklerde göz önüne alınarak KTH kitabı tekrar gözden geçirildi. Bazı bölümler çıkarılarak yeni bölümler eklendi ve “KTH Verimli Sistemler” adıyla bu kitabın yayınlanmasına karar verildi. Kitap içerisinde 3 ayrı özel bölüm oluşturuldu. - BEP’in Getirdiği Yenilikler, - Isıtma Sistemlerinde Enerji Ekonomisi ve Verimli Sistemler, - Örnek Tesisat Şemaları. (Örnek tesisat şemaları Bosch Termoteknik’in yaptığı uygulama örneklerinden derlenerek hazırlanmıştır. ) KTH’nın bu baskısının en önemli özelliği, raflarda satılan ilk baskı olmasıdır. Türkiye’de toplam enerji tüketiminin yaklaşık % 40’ı konutlarda ısıtma amacıyla kullanılmaktadır. Konutların kalorifer tesisatı hesabı, cihaz seçimi ve tesisat uygulamaları yapılırken cihaz ve sistemin verimliliğine dikkat edilmesi çok önemlidir. Verimli sistemlerin de ön plana çıkarıldığı kitaba teknik kitap satan kitapevlerinden ulaşabilirsiniz.

60

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Kütahya Seramik’ten Uşak’ta Görkemli Açılış

Kütahya Seramik’in Uşak’taki iş ortağı Günay Yapı’nın yeni Show House’u 25 Mart’ta yapılan görkemli bir törenle hizmete açıldı. Günay Grup Genel Müdürü Musa Günay’ın ev sahipliği yaptığı açılışa, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Uşak Valisi Özdemir Çakacak, Uşak Milletvekili Mehmet Altay, Uşak Milletvekili İsmail Güneş, Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan, Uşak İl Emniyet Müdürü Şammaz Demirtaş, Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, KYK Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Onur Sürmeli, Kütahya Porselen A.Ş. Genel Müdürü Rüştü Düver katıldı. Açılışa katılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, törende yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin her geçen gün biraz daha güçlendiğini söyledi ve “Bize düşen üretimin, istihdamın artırılması için ne varsa yapmak. Emin olun bunu da yapıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ekonomimiz ne kadar büyürse refah o kadar artar” dedi. 500’den fazla kişinin katıldığı açılışta, Günay Grup Genel Müdürü Musa Günay şunları söyledi: “Günay Grup olarak yapı sektöründe tam 17 yılı geride bıraktık. Bugün 1500 metrekarelik bir mağaza ile halkımıza hizmet vermeye devam ediyoruz. Mağazamızda her zevke, her bütçeye uygun ürünler ve profesyonellere yönelik çözümlerden oluşan bir konsept oluşturduk.” Kütahya Porselen ve Kütahya Seramik tasarımlarının yer aldığı Show House’da, seramik bölümünde dünyaca ünlü tasarım ödüllü Versatile koleksiyonunun birçok farklı kombinasyonu, cam mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden farklı ve yenilikçi çizgisiyle yer ve duvar karosu tasarımları ve dijital baskı tekniği kullanılarak oluşturulan Origitile ürünleri sergileniyor. Mağazanın porselen bölümünde ise Kütahya Porselen’in her yaşa ve zevke hitap eden yemek takımları, gençlere yönelik hazırlanan mini setler, tek parça ürünler, renkli sofra takımları Naturaceram ürünler ve Türk el sanatlarının en güzel örneklerinden oluşan Sanat Evi koleksiyonları yer alıyor.

62

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Erken yapışma mukavemeti kazanma özelliği


Haberler

Kütahya Seramik Milas’ta Sektör Profesyonelleriyle Buluştu

Kütahya Seramik’in Milas’taki iş ortağı Yazar Kollektif, 20 Nisan Cuma günü düzenlediği özel davetle, Bodrum ve Milas bölgesindeki inşaat sektörü profesyonelleriyle buluştu. Yazar Kollektif A.Ş. yöneticilerinden Murat Yazar’ın ev sahipliği yaptığı davete, Milas Kaymakamı Mehmet Bahattin Atçı, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral da katıldı. Erkan Güral, davette yaptığı konuşmada; “Böyle güzel mağazaları, Türkiye’nin her yerinde görmek isteriz. Çalışarak emek harcanan her işe güven, güven duyulan her işin arkasından da başarı gelir. Yazar Ailesi’ne işinde sağladığı güven, çalışkanlık ve bu mağazayı bölgeye kazandırdığı için teşekkür ediyoruz” dedi. Bölgenin ileri gelen mimarlarını ve müteahhitlerini bir araya getiren davette Yazar Kollektif Yöneticisi Murat Yazar şunları söyledi: “Yazar Kollektif markası 44 yıllık tecrübesi ile bugün faaliyetlerini sürdürmekte ve sizlere hizmet vermektedir. Sektörün öncü ve lider markaları ile kurduğumuz iş ortaklıkları sayesinde güven, kalite ve tasarım arayanlara uygun çözümler sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Bu söylediklerime en güzel örnek, seramik sektörüne damgasını vurmuş bir firmanın, Kütahya Seramik’in başarılarıdır.” Yazar Kollektif mağazasında, Kütahya Seramik’in, dünyaca ünlü tasarım ödüllerine sahip Versatile Koleksiyonu, cam mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden farklı ve yenilikçi çizgisiyle yer ve duvar karosu tasarımları ve dijital baskı tekniği kullanılarak oluşturulan Origitile ürünleri görülebilir.

64

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Hayallerinizi banyonuza getirdik ...

Hera

Siz Hayal Edin Biz Üretelim Cam lavabo tezgahı ile banyonuza farklı bir hava katan HERA, alışılmışın dışındaki şık görünümü ve farklı çizgisi ile banyolarınızda hakettiği yeri buluyor. Mürdüm, Nar Çiçeği ve Siyah renk seçenekleri ile sunulan model, hem estetik hem de fonksiyonel yapısı ile hayallerinizi sizin için üreten bir Damla Banyo ürünüdür.

Yenidoğan Mahallesi Cicoz Yolu No: 26 Bayrampaşa / İSTANBUL T: (0212) 577 20 00F: (0212) 577 34 34 info@damlabanyo.com

TİMDER Grafik Servisi

www.damlabanyo.com


Haberler

Akgün Seramik Antalya Bölge Müdürlüğü ve Showroom‘u Açıldı

Haziran ayının ilk günlerinde Antalya’da gerçekleştirilen açılışa Akgün Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün, Başkan Yardımcısı Süleyman Akgün, Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Akgün, Akgün Seramik Genel Koordinatörü Necmettin Arman katıldı. Açılışa Antalya Milletvekillerinden Mevlüt Çavuşoğlu, Hüseyin Samani, Gökçen Özdoğan Enç, Antalya Yerel Yöneticilerinden Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü başta olmak üzere birçok yerel ve sivil toplum örgütünün önde gelen üyeleri katılım sağladı. Toplam 3.000 m2 alan üzerine kurulan Bölge Müdürlüğü ve showroom’da Akgün Seramiğin Duratiles markalı seramik, granit, Dura Bagno markalı vitrifiye ve banyo dolapları durakin markalı yapı kimyasalları satışa sunuldu. Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün’ün gerçekleştirdiği açılış konuşmasında Antalya’da başlatmış oldukları Bölge Müdürlüğü ve Showroom conceptini diğer illerde de çalışmasının hızla yapıldığının sırada Ankara ve İzmir‘in olduğunu belirtti.

66

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Seranit, Serra ve Vanucci Ürünleri Aslan Yapı Ataşehir Showroom’unda Seranit, Ataşehir’deki yeni showroomunun açılışını 29 Mayıs 2012 Salı günü gerçekleştirdi. Çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşen açılışta kurdeleyi Seranit Genel Müdürü Hamdi Altunalan, Sinpaş Yapı Genel Müdürü Ahmet Çelik ve Ataşehir Bayisi Aslan Yapı Sahibi Aslan Yılmaz birlikte kesti. Bostancı Seranit ana bayiisi olan Aslan Yapı, sektördeki 50 yıllık deneyimi, profesyonel satış ve proje kadrosu ile estetik ve çözüm odaklı cephe kaplama ve dekorasyon mimari projeleri yürütüyor. Granit seramik, seramik, vitrifiye, banyo ve mutfak mobilyalarının da teşhir edildiği mağaza, 1.500m2’lik bir alanda ve yedi katta hizmet veriyor. İstanbul Anadolu Yakası’nın en büyük Seranit bayiisi olan Aslan Yapı’da, Seranit Granit Seramik, Serra porselen fayans ve seramik ve Vanucci mutfak ve banyo dolapları müşterilerin beğenisine sunuluyor.

68

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Akgün Grubu’nda Yeni Atama Akgün Grubu’nun Granit, Seramik, Vitrifiye ve Banyo Mobilyaları konusunda faaliyetlerini sürdüren grup şirketlerinin Genel Koordinatörlüğüne Necmettin Arman atandı. Geçtiğimiz Şubat ayında bu göreve başlayan Necmettin Arman sektördeki kariyerine ECAElmor‘da pazarlama uzmanı olarak başladı, daha sonra sırasıyla Ege Seramik pazarlama müdürlüğü, PDK Genel Müdürlüğü ve son olarak da Umpaş Seramik Genel Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1960 yılında doğan Necmettin Arman, Endüstri Mühendisliği lisans eğitiminden sonra, İşletme Yönetimi dalında yüksek lisansını tamamladı.

Galip Dündar Kırmacı Umpaş Seramik’te Umpaş Seramik A.Ş. Satış ve Pazarlama Genel Müdürlüğü görevine Galip Dündar Kırmacı atandı. 08.06.2012 tarihinde yeni görevine başlayan Kırmacı, sektördeki kariyerine 1995 yılında Kale Grubu’nda başladı. 20012003 yılları arasında Eczacıbaşı İntema bünyesinde görev yaptıktan sonra 2003 - 2012 yılları arasında Hitit Seramik A.Ş. bünyesinde çeşitli kademelerde yöneticilik yapan Kırmacı, son olarak Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürmekteydi. Hacettepe Üniversitesi Turizm Bölümü Mezunu olan Kırmacı, evli ve iki çocuk babasıdır.

70

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Pakplast İstanbul’da Tesisatçılarla Buluştua

Pakpen Şirketler Grubu çatısı altında, alt ve üst yapı boru üretimi yapan Pakplast, tesisatçıları ürünleri hakkında bilgilendirmek amacıyla Türkiye çapında gerçekleştirdiği tesisat seminerlerini tam hız sürdürüyor. Bugüne kadar Antalya’dan Erzurum’a, Trabzon’dan İzmir’e kadar 12 ilde gerçekleştirilen Tesisatçı Semineri’nin 13. Durağı İstanbul oldu. Pakplast’ın İstanbul’daki tesisatçı seminerine 200’e yakın tesisatçı katıldı. İstanbul Holiday Inn Otel’de düzenlenen seminerde tesisatçılara, Pakplast’ın üretim teknikleri, rekabetteki farkı ve uygulamada dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili bilgi verildi. Pakplast Üst Yapı Boru Grubu Satış Müdürü Aykut Tekinalp’in açılış konuşmasıyla başlayan seminerde yaşam koçu ve eğitmen İsmail Karasu da “Kazanan İnsan Olma” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Tüm katılımcılara, katılımcı sertifikasının verildiği seminer sonunda düzenlenen akşam yemeği ile misafirler eğlenceli saatler geçirdi.

72

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


www.termalseramik.com.tr


Haberler

Pera Seramik Bayilerini Kapadokya‘da Ağırladı

Pera Seramik bu yıl düzenlediği bayi toplantısı için kültür turizmine yönelik olarak Kapadokya yı tercih etti. Bayilerini eşleriyle birlikte 07-10 Haziran 2012 tarihleri arasında Cappadocia Suhan Otel de bir araya getiren Pera Seramik, 3 gün boyunca, Avanos Çanak Çömlek Atölyeleri, Ürgüp, Göreme, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Güvercinlik Vadisi ,Üçgüzeller, Uçhisar Kalesi gibi yörenin tarihi ve kültürel bölgelerine geziler düzenledi. Pera Seramik bayileri bölgedeki ilginç ve bol miktarda bulunan yeraltı şehirlerini ve tarihi kiliselerini rehberler eşliğinde bilgi alarak gözlemleme fırsatı buldular. Akşamları ise yörenin geleneksel damak zevki ve folklörünün sentezlendiği mekanlarda bolca eğlenerek piyasanın stresinden 3 günlüğüne de olsa uzaklaştılar. Pera Seramik satış ve pazarlama müdürü Abidin Oğuz bu tür aktivitelerin hem yurtiçinde , hem de yurtdışında olmak üzere, her yıl değişik ve ilginç mekanlarda yapılacağını belirtti.

74

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Amerikalı Öğrencilerden Seramiksan’a Ziyaret Seramiksan, Celal Bayar Üniversitesi ve Tennessee Teknik Üniversitesi işbirliği kapsamında Amerikalı konuklarını ağırladı. Seramiksan İnsan Kaynakları’nın organize ettiği gezi, Turgutlu’da Seramiksan fabrikasında yapıldı. Türkiye’nin tanıtımı amacıyla düzenlenen gezide öğrenci ve öğretim görevlileri, seramik üretimini her aşamasını izleme fırsatı buldu. Tennessee Teknik Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. İsmail Fidan başkanlığındaki geziye öğrenci ve öğretim görevlilerinden oluşan 40 kişi katıldı. Amerikalı öğrenciler, öncelikle Seramiksan showroom’unu gezerek Seramiksan’ın ileri teknoloji ve estetik tasarımı bir araya getiren ürünleri hakkında bilgi aldı. Ardından üretim mühendisleri eşliğinde Seramiksan’ın üretim bölümlerini gezen öğrenciler, seramik üretim prosesleri hakkında detaylı bilgi sahibi oldu, soruları yanıtlandı. Turgutlu’nun meşhur kirazı ve eriğinin ikram edildiği gezide öğrencilere çeşitli hediyeler de verildi. Gezinin sonunda öğrencileri bir sürpriz de bekliyordu. Seramiksan’ın, ülkemizin kültürel mirasına sahip çıkmak ve Anadolu’nun mimari eserleri hakkında farkındalık yaratmak amacıyla sponsorluğunu üstlendiği ve TRT ekranlarında yayınlanan Türkiye’nin Mimari Şaheserleri belgeselinin DVD’si Amerikalı öğrencilere hediye edildi. Olağanüstü Anadolu coğrafyasının güzelliğine güzellik katan mimarlık harikalarının öyküsünü ölümsüzleştiren arşiv niteliğindeki belgesel, kültür mozaiği topraklarımızda farklı uygarlıkların izini takip ediyor ve Topkapı Sarayı’ndan Ayasofya’ya, Sümela Manastırı’ndan Selimiye Camisi’ne kadar onlarca mimari eser hakkında özgün bir kaynak olma özelliği taşıyor. Etkileyici belgesel, öğrencilerin büyük beğenisini topladı. Gezi sonunda Seramiksan fabrikasını çok beğendiklerini belirten öğrenciler, Seramiksan’ın üretim aşamalarını “İnanılmaz” olarak nitelendirdi. Amerikalı öğrencilerin Manisa ziyareti bir hafta sürecek.

Seramiksan, Yenilikleriyle Yapı Fuarı’nın İlgi Odağı Oldu Doğadan aldığı ilhamla yaşam alanlarına değer katan Seramiksan, 2-6 Mayıs tarihlerinde 35. Yapı Fuarı’nda sektör profesyonelleri ile bir araya geldi. Seramiksan, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuardaki standında yenilikçi ürün portföyünü sergiledi. İleri teknoloji ve estetik tasarımı bir araya getiren ürünlerinin yer aldığı stand büyük ilgi topladı. Yaşam alanlarını güzelleştiren ve tüketicilerinin hayatlarına değer katan Seramiksan Yapı Fuarı’nda bakteri barındırmayan ve kolay temizlenen Nanotech parlak granitler, üç boyutlu dijital baskı teknolojisiyle tasarımda sınırları zorlayan Digiart, desenleriyle dikkat çeken Soluble Salt, görsel derinlik sunan Lappato, Full Lappato ve High Glossy ürünleriyle farkını sergiledi. Seramiksan’ın Türkiye’de ilk defa High Glossy teknolojisi ile ürettiği yeni ürünlerini de ziyaretçilerin beğenisine sundu. Seramiksan’ın High Glossy teknolojisi ile ürettiği yeni seri karoları, yüksek parlaklığı ile ziyaretçilerden tam not aldı. Yapı Fuarı’nde sektör profesyonelleri ile bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduklarını söyleyen Seramiksan Satış Pazarlama Grup Başkanı H. Bülent Şamlı, “Yapı Fuarı, Türk yapı sektörünün ve bölgenin en büyük fuarı olma özelliğini taşıyor. Fuar sektör profesyonellerini buluşturduğu gibi Yapı Fuarı’na inşaat şirketlerinin satın alma çalışanları, müteahhitler ve mimarlar da yoğun ilgi gösteriyor. Bu yıl fuarda hem sektör profesyonelleri olsun, hem de inşaat şirketlerinin satın alma departmanları, müteahhitler ve mimarların katılımı son derece yüksekti. Ürünlerimizin büyük beğeni topladığı Yapı Fuarı’nda birçok ulusal ve uluslararası ticari bağlantı gerçekleştirdik” diye bilgi verdi.

76

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

145 Milyon Dolarlık Yatırımla Hayat Bulan ‘Serra’ Dünya Markası Olacak

78

Seranit Yapı Grubu, toplam 145 milyon dolarlık yatırımla ‘Serra’ markasını hayata geçirdi. 10 milyon metrekare üretim tesisine sahip olan Serra, teknoloji, kalite ve tasarım konusunda dünya standartlarını zorluyor. Toplamda 500 kişiye iş yaratan Serra, bugüne kadar sunulan en yüksek kalite ve en özgün tasarımları sunuyor. Türkiye’nin yanısıra İtalya ve İspanya’nın yıldız tasarımcılarının imzasını taşıyan Serra markası ile 2012 yılında 4 milyon metrekare ihracat hacmine erişerek yaklaşık 30 milyon dolarlık bir ihracat payına ulaşılması hedefleniyor.

yılda çok büyük işlere imza attığına dikkat çeken Altunalan, son 10 yılda çalışan sayılarını 5 katlık artışla bin 200’e çıkarttıklarını, aynı dönemde üretim kapasitesinin ise 18 kata yakın artığını belirtti. Altunalan “Sadece 2011 yılında 145 milyon dolarlık yatırımla, kapasitemizi 10 milyon metrekare daha artırarak 18 milyon 500 bin metrekareye çıkardık. 2012 yılında pazar payımız üretimde yüzde 5, cirosu da yüzde 20 seviyesinde olacak. Seranit’in 2012 yılı ihracat hedefimizdeki payı 50 milyon dolar seviyelerinde ” diye konuştu.

Seranit Yapı Grubu’nun yeni markası Serra, Çırağan Sarayı’nda düzenlenen bir lansmanla tanıtıldı. Sektörün önde gelen isimlerinin katıldığı lansman farklı etkinliklerle gün boyu devam etti. Serra’nın tanıtımına ilişkin toplantıda konuşan Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan “Bir dünya markası yaratmanın heyecanını yaşıyoruz” dedi. Seranit Yapı Grubu’nun, 20

Serra’nın toplam 10 milyon metrekarelik üretim kapasitesi ile 500 çalışana sahip olduğunu kaydeden Altunalan, 85 milyon dolarlık yatırım ve 40 milyon işletme sermayesi ile diğer giderlerle beraber toplam 145 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını anlattı. Altunalan “En büyük ebatın yanısıra tasarım, teknoloji ve kalitede en yüksek mükemmelliği sunuyoruz” dedi.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Sanata Destek Veren Seranit, 10 Yılda Yüzde 5600 Büyüdü

Seranit Yapı Grubu, 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda (UNICERA) yeni ürünlerini tanıttı. Tüyap Beylikdüzü’nde düzenlenen UNICERA’da 8. Salondaki 1300 metrekarelik standda Seranit ve grubun yeni markası Serra ürünleri tanıtıldı. Sanata verdiği destekle dikkat çeken Seranit Yapı Grubu’nun standında ünlü tasarımcı Bahar Korçan’ın Serra’ya özel hazırladığı ‘Benim Masalım’ ve ‘Umut’ isimli koleksiyonlar da tanıtıldı. Seramik sanatçısı Emine Gönüllü ise 7 yıllık çalışmalarından oluşan sergisini Seranit’in standında açtı. Unicera Fuarı’nda Seranit Yapı Grubu’nun standında düzenlenen basın toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Altunalan Seranit’in, Türkiye’de sektör lideri, dünyada ilk üç önemli oyuncu arasında olduğunu belirterek “1993’te 500 bin metrekare üretim kapasitesi ile kurulan Seranit, 2001 yılında grubumuza geçmesi ile yeni bir sinerji kazanmış olup, revize yatırımlarla önce 1 milyon 500 bin metrekareye daha sonra ise 2 milyon 500 bin metrekareye ulaştı” dedi. Türkiye seramik sektörünün dünya pazarlarında haklı yerini alması için tasarım kopyalamaması, Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarına hız vermesi gerektiğini vurgulayan Altunalan “Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğununun unutulmaması ve çok üretmek yerine kaliteli üretmenin önemli olduğunun altını çizdi. 10 yılda yüzde 5602 büyüme Seranit’in sektördeki eksikleri gördükten sonra seramik sektörüne yaptığı 145 milyon dolarlık yatırımla 18 milyon 500 bin metrekare kapasiteye ulaşarak yeni markası Serra’nın üretim tesislerini hizmete soktuğunu kaydeden Altunalan “Serra ile Türk seramik sektörünü dünya birinci ligine çıkarmayı misyon edindik. Sektördeki arkadaşlarımı kaliteli, katma değeri yüksek ürünlerle ihracatımızdaki 5 - 6 dolarlık ortalamalarımızı 10 – 15 dolar seviyelerine çıkartmak için işbirliğine davet ediyorum” dedi. Altunalan’ın verdiği bilgilere göre Seranit 2011 rakamlarına göre son 10 yılda üretimde yüzde 1343 büyürken, Serra yatırımı ile 2012 yılı ciro ve büyüme hızı aynı dönemde yüzde 2716 olarak hesaplanıyor. 2001 yılında net satışların 6 milyon 750 bin TL civarında olduğunu kaydeden Altunalan “2012 yılı satış hedefimiz 385 milyon TL, bu da on yılda ciro bazında yüzde 5602 büyüme anlamına geliyor. 2012 yılında ise pazar payımızı üretimde yüzde 5, ciro da ise yüzde 20 seviyesinde olacak” diye konuştu. ‘Hedef dünya markası olmak’ Seranit Yapı Grubu Tasarım ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba ise “Ekip olarak hayalimiz dünya standartlarında bir marka yaratmaktı. Bu segmentte dünya tasarım merkezlerinin markalarının ön plana çıkması bizi Türk firması olarak ‘biz de varız’ demeye yöneltti. Türkiye’nin lider seramik üreticisi olarak yeni markamız ‘Serra’ ile teknoloji, kalite ve tasarım anlamında dünya standartlarını zorlamayı hedefledik” dedi.

80

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

VitrA, Bu Yıl Türkiye’nin, “Red Dot” Ödüllü Tek Karo Seramik Üreticisi

Tasarım dünyasının başarılı ve genç yıldızlarından Dima Loginoff ile ünlü tasarımcımız Defne Koz’un VitrA için hazırladığı karo koleksiyonları, üstün kalitesiyle Red Dot :Product Design 2012 ödülüne layık görüldü. Koleksiyonları; inovasyon, estetik, hayata geçirilebilme potansiyeli, işlevsellik ve ergonomi gibi kriterlerle değerlendirilen VitrA, bu yıl Türkiye’nin, Red Dot ödülü kazanan tek seramik üreticisi oldu. Ödüllü ürünler, bir yıl boyunca “Red Dot Design Museum”da ve müzenin internet sitesinde ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Gelecek 10 yılın tasarım

trendlerini belirleyecekler arasında gösterilen Rus tasarımcı Loginoff, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan çizgilerini, VitrA için hazırladığı 5 karo koleksiyonuna yansıttı. Duvarda farklı ve etkileyici bir görsellik yaratan koleksiyonlar, “IF Product Design Award 2012” ödülüne de sahip bulunuyor. Defne Koz’un VitrA için hazırladığı karo seramik koleksiyonu 4D ise modern yaşamın 3 boyutlu dünyasından ilham alarak, karoya yeni bir tarz kazandırıyor. Flu dokuların, renklerin ve geometrik şekillerin hakim olduğu koleksiyon, özgün malzemesi ve üretim tekniğiyle farklılaşıyor.

Vitra’nın Susuz Pisuvarı, Sektörün En İyi Ürünü Seçildi VitrA’nın yeni susuz pisuvarı Watersmart, YapıEndüstri Merkezi tarafından düzenlenen, Türkiye’nin yapı malzemesi alanındaki ilk ürün ödülü Altın Çekül kapsamında, Yapı Ürün Ödülü 2012’nin sahibi oldu. Standart pisuvarların yılda 150 tonluk su tüketimini sıfıra indiren Watersmart, Altın Çekül jürisi tarafından sektörünün en iyi ürünü seçildi. Watersmart; üretim, uygulama, kullanım süreçlerinde akılcılık ve enerji tasarrufu, çevreye ve sağlığa zarar vermemek, üretimde yerli kaynakları kullanmak gibi kriterler çerçevesinde değerlendirildi. Doğal kaynakları koruma anlayışıyla geliştirilen inovatif ürün, susuz ve yıkama fonksiyonlu olmak üzere 2 farklı seçenekle sunuluyor. Watersmart susuz pisuvar, “0” su tüketimiyle suya ihtiyaç duyulmadan kullanılırken; yıkama fonksiyonlu pisuvar tanımlanan aralıklarda 0,5 lt su ile , yıkama yapabiliyor. Kartuş kullanımı gerektirmeyen pisuvarların, pilli ve elektrikli seçenekleribulunuyor. Düşük kurulum, bakım ve operasyon maliyetiyle ekonomik kullanım imkanı sunan Watersmart, sıçratmayan hazne tasarımıyla hijyen sağlıyor.

82

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

Vitra İnovasyon Buluşmaları’na Kültürel Çeşitlilik Damgasını Vurdu Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Ar-Ge ekiplerini buluşturan Bozüyük’teki VitrA İnovasyon Merkezi’nde VitrA İnovasyon Buluşmaları adıyla düzenlenen seminerlerin üçüncüsü Senegal asıllı Fransız tasarımcı Bibi Seck’in katılımıyla gerçekleştirildi. Seminer kapsamında, etnik ve kültürel çeşitliliğin tasarım süreçlerine katkısına değinen Seck, eşi ve ortağı Ayşe Birsel’le birlikte ABD’de kurduğu “birsel+seck” isimli tasarım ofisinde üretilen çalışmalardan örnekler sundu. Seck, iyi bir tasarımcının çağının sosyal ve kültürel zenginliği özümsemesinin yanında, tasarım ve sanat tarihi alanlarında yetkin olması gerektiğini ifade etti. İnovasyonun yüksek teknolojiye bağımlı olmadığını savunan tasarımcı, atık malzeme ve geridönüşümlü plastik gibi alışılmışın dışında materyallerle çalışmanın yaratıcılığın sınırlarını zorladığına işaret etti. Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü ve Yönetimi Program Koordinatörü Başak Erson’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen seminerin yuvarlak masa bölümünde ise, küresel ve yerel ölçekte atık yönetimi ve geridönüşüm temaları tartışıldı. Etkinliklerin ikinci gününde, bu tartışmayı odağına alan bir atölye çalışması düzenlendi. VitrA İnovasyon Buluşmaları; bölgedeki üniversite ve sanayi kuruluşlarında görev yapan mimar, tasarımcı ve araştırmacıların yanı sıra, akademisyen ve öğrencileri, inovasyon üzerinde düşünmeye, tartışmaya ve üretmeye teşvik etmeyi amaçlıyor.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, İş Ortaklarıyla Buluştu Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nunyetkili satıcılarının katıldığı “İntema İş Ortakları Toplantısı”, 8-9 Mart 2012 tarihlerinde Antalya Cornelia Diamond Otel’de gerçekleştirildi. VitrA, Artema, İntema Mutfak ve Villeroy&Boch’unTürkiye genelindeki yetkili ve tali satıcılarının yanı sıra yetkili servislerini bir araya getiren ve yaklaşık 400 kişinin katıldığı toplantıda, Grubun 2011 başarıları kutlanırken 2012 hedefleri açıklandı. Özel başarı ödüllerinin de sahiplerine sunulduğu program kapsamında, yetkili satıcılar Funda Arar’ın konseriyle eğlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Grubu olarak, faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda radikal inovasyonu getirecek yatırımlar yaptıklarına dikkat çekerek, “Krizlerden korunmak için ilerlemeyi ve refah artışını devamlı kılmalıyız. Elde edilmesi, başarılması gereken, rekabet gücünden ziyade yaşanabilir bir dünya kurmaktır. Bunun yolu da “eko-inovasyon”dan geçiyor. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, bu doğrultuda attığı adımlarla, yalnızca ekonomiyi değil ekolojiyi de temel alan, üretimde ve tüketimde doğaya saygılı eko-inovasyon çözümlerini hayata geçiriyor.” diye konuştu. Toplantıda, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç, inşaat ve konut sektörünün gelişimiyle tüketici beklentileriyle ilgili bir sunum yaparken, İntema Satış Direktörü Eser Ersoy 2011 yılı satış performansının yanı sıra, 2012 yılı proje ve hedeflerini yetkili satıcılar ile paylaştı.

84

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Haberler

TÜRKONFED: “İstikrar ve Büyüme için TTK ve Yeni Anayasa Önemli” TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu), 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi’ni Bursa’da düzenlendi. BURSA SİAD’ın ev sahipliğindeki konsey; Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, MAKSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Özgün, Bursa SİAD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Coşkunöz Yöney ve TÜRKONFED çatısı altındaki federasyon ve dernek temsilcileri ile Bursalı iş adamlarının katılımıyla gerçekleşti. Türkiye’deki bölgesel ve ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği konseyin açılışında konuşma yapan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, Bursa’nın Türkiye ekonomisinin aynası konumundaki illerden biri olduğunu söyledi. Çenesiz şöyle konuştu: “Bursa, ülke ve bölge ekonomisinin gelişmesine, ihracat yönüyle döviz girdisi sağlanmasına ve sanayi altyapısının güçlenmesine katkı sağlayan dinamik bir ilimizdir. Girişim ve İş Dünyası Konseyi’ni Bursa’da gerçekleştirerek, TÜRKONFED olarak bu dinamizmden büyük feyz alacağımıza inanıyoruz.” Erdem Çenesiz, dünyadan Türkiye ekonomisine yansıyan riskleri minimize etmek için KOBİ’lerin kurumsallaşması gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) KOBİ’lerin kurumsal yönetime geçişi için yapılan en büyük yasal reform olduğunu dile getirdi.

TÜRKONFED Başkanı Erdem Çenesiz

KOBİ’ler için yeni kanundaki en önemli düzenlemenin geç ödemeler direktifi olduğundan bahseden Çenesiz, TÜRKONFED’in bu konunun kanunda yer alması sürecinde katkısı olduğunu vurguladı. Çenesiz, “Bu maddenin hayata geçmesi, KOBİ’lerin alacaklarını zamanında tahsil etmelerini sağlayarak finansman sorunlarını büyük ölçüde aşmalarına destek olacaktır” dedi. Türkiye’nin istikrar ve büyümesi için Türk Ticaret Kanunu, yeni Anayasa ve bölgesel kalkınmanın önemine dikkat çeken Erdem Çenesiz, TÜRKONFED’in ülke ekonomisini ilgilendiren pek çok konuda iş dünyasının sesini kamuoyuna ve kanun yapıcılara duyurmaya devam edeceklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi, “Türkiye’de Bölgesel Ekonomik Gelişmeler” paneli ile devam etti. Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümit İzmen’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit Bingöl, BEBKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Sait Cülfik ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Doğruel konuşmacı olarak yer aldı. 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi, TÜRKONFED üyesi dernek ve federasyon başkanlarının söz alarak bölge ve sektörlerindeki ekonomik durumu değerlendirdiği bir oturum ile sona erdi.

86

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Söyleşi

Güray Ergün

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 1988 yılında mezun oldum. Eğitimim sonrasında iş hayatım bir denetim ve danışmanlık firması olan Deloitte Touche firmasında başladı. İlk yılım İsviçre’de geçti. Sonrasında Türkiye’ye döndüm ve özellikle uluslararası firmaların denetim ve danışmanlıkları ile 6 yıl daha Deloitte Touche’ta çalıştım. Bu 7 yıl belli başlı uluslararası firmaları yakından izleme imkanı sunması dolayısıyla bana önemli katkılar sağladı. 1994 yılında Deolitte’tan ayrıldım ve Profilo Grubu’na katıldım. O dönem Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olan Profilo Telra’da Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev almamın ardından İngiliz Ideal Stelrad Group (ISG)’un 1999 yılında Termo Teknik’i satın almasıyla Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak ISG ailesine katıldım. Genel Müdür ve küçük ortak Gazi Gazioğlu’nun 2008 yılında ayrılmasından bugüne de Genel Müdür olarak görevime devam etmekteyim. 2010 yılından itibaren Termo Teknik Genel Müdürlüğü ile birlikte grup içindeki yapılaşmamız olan Ideal Stelrad Group’un Doğu Avrupa şirketlerini kapsayan Caradon Heating International’ın da CEO’su olarakta görev almaktayım.

Termo Teknik Tic. San. A.Ş. Genel Müdür

Cem Nazif Yalçın “Bu ortaklık Türkiye’de yabancı yatırımcının risk sermayesi yatırımı yapmasının da ilk örneği oluyor.” Termo Teknik, %100 yerli sermaye ile Kayserili iki ailenin ortaklığı ile faaliyete başlamıştır. Önce Türkiye’nin ilk makina fabrikalarından biri olarak sanayicilik hayatı başlayan Termo Teknik bir süre sonra radyatör üretimine de başlamıştır. 1991 yılında Çorlu’daki modern üretim tesislerinin kurulmasıyla birlikte de çelik radyatördeki ağırlığını panel radyatör üretimine vermeye başlamıştır. Daha sonra ortakların ayrılmasıyla birlikte Gazi Gazioğlu şirketin tek sahibi oluyor. Gazi Bey ileri görüşlü bir hareket ile yabancı bir ortak aramaya başlıyor. 1997 yılında Amerikalı Yatırım Bankası Merrill Lynch şirkete %40 ortak oluyor. Bu ortaklık Türkiye’de

88

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

yabancı yatırımcının risk sermayesi yatırımı yapmasının da ilk örneği oluyor. Bu ortaklığın getirmiş olduğu sermaye ile de yeni yatırımlar yapılarak kapasite iki katına çıkartılıyor. Bu sırada yine Gazi Bey’in ileri görüşlülüğünün bir meyvesi olarak ihracat odaklı çalışma yapısının işin başından kurulmasından kaynaklı olarak Avrupa piyasasındaki radyatör üreticilerinin arasındaki konsolidasyon sonucunda Avrupa’nın 1, 2 ve 4 numarası aynı anda Termo Teknik’e talib oluyor. Bu gelişme sonrasında 1999 yılında dünyanın ikinci en büyük radyatör üreticisi olan Ideal Stelrad Group Termo Teknik’in %85’ini satın alıyor. Gazi Bey %15 ile ortaklığa devam ederken Merrill Lynch bir yıl içinde çok ciddi bir kar ederek bu ortaklıktan çıkmış oluyor. “Kayserili iki ailenin kurmuş olduğu Termo Teknik, dünyanın sayılı firmalarından biri haline geldi.” ISG, 1999 yılından itibaren ciddi yatırımlar ile ihracatta yönelik yapısının üzerine kendi birikimlerini de ekleyerek son derece hızlı bir şekilde şirketi büyütmeye başlıyor. Bu süreç içinde 2001-2008 arasında aşağı yukarı her iki senede bir fabrikaya yeni bir hat ekledik. Fabrika 7/24 bayram, yılbaşı demeksizin yılın 365 günü çalışıyor. Bizim iç piyasadan uzaklaşmamızın nedeni de bu oldu. Çünkü yurtdışı talebi dolayısıyla elimizde iç piyasaya


Söyleşi verebilecek mal olmuyordu. Bu süreç bir yandan duraksama olmaksızın çalışan fabrika, diğer yandan yeni hatların kurulması derken son derece korkunç bir hareketlilik ile 2008 yılında Kayserili iki ailenin kurmuş olduğu Termo Teknik, dünyanın sayılı firmalarından biri haline geldi. Şuan yıllık 4.5 Milyon adet üretim kapasitesine sahibiz. Bu kapasite Türkiye dahil Avrupa’nın ihtiyacının %15’i, Türkiye’nin ise ihtiyacının tamamını ifade etmektedir. Bu yatırımların tamamlanması ve kapasitemizin bu seviyeye ulaşmasıya birlikte 2008 yılından itibaren tekrar iç pazara mal sunabilme imkanı bulduk. Isı konusunda dünyanın en eski firmalarından biri olan ISG’nin 106 yıllık bir geçmişi var. Ideal markasıyla kazan üretimi ile başlayan ISG’nin şuan merkesi İngiltere’de olmak üzere Türkiye, Romanya, Hollanda ve Belçika’da radyatör fabrikaları bulunmaktadır. Kombi üretimi ise daha lokal olarak İngiltere’de gerçekleştiriliyor. Grubun cirosunu da %55 radyatör, %45 kombi oluşturuyor. “Radyatör gibi oldukça sıkıcı, statik görünen bir sektörde aşağı yukarı her yıl bir yenilik ortaya koyuyoruz.” Türkiye olarak baktığımızda da Termo Teknik Türkiye’de radyatörün duayenlerinden biri olarak nitelendirilmiş bir firma olmakla birlikte bu konuda hiçte statik bir yapıya sahip değildir. Üretim şartları, Ar-Ge çalışmaları sürekli olarak çeşitlenmektedir. Radyatör gibi oldukça sıkıcı, statik görünen bir sektörde aşağı yukarı her yıl bir yenilik ortaya koyuyoruz. Bu da bize oldukça büyük bir birikim kattı. Bu nedenle radyatör mühendisliği hususunda Termo Teknik’in üzerine Avrupa’da kaç firma çıkar bilemiyorum. Biz böyle güçlü, sektörde dünya çapında bir bilinirlik ve büyük tecrübelere sahip bir grup içinde dahi bu konudaki ayrıcalığımızı hissediyoruz. “Türkiye’de ne yazık ki radyatörün önemi ve değeri iyi anlaşılamıyor.” Grubumuzun Ar-Ge çalışmaları Belçika merkezli olarak yürütülüyor. Hem Türkiye’den hemde İngiltere’den destek ile gerçekleşen Beçika Ar-Ge merkezimizin yıllık 6 milyon Dolar civarında bütçesi var. Sürekli olarak bu merkezimizdeki çalışmalarımızdan fayda üreterek yeniliklerimizi sektöre sunuyoruz.

Bundan 4 sene öncesindeki fuarı hatırlayanlar bilir. Bugün heryerde gördüğümüz düz çizgili style radyatörler o fuarda sadece bizde vardı. Bu konuda birazda bizim ürünün pazarlamasına ağırlık vermememiz nedeniyle şu an yeteri kadar tanınmıyor. Çünkü tüketicinin radyatör konusunda bir seçim yapabilecek alternatifinin olduğu fikri henüz gelişmedi. Radyatör bir makina gibi görülüyor, daha şık alternatifleri henüz tüketicilere pek anlatılamadı. Bu nedenle de tüketiciler halen bir görsel zevkten mahrum kalıyorlar. Standart radyatörleri insanlar evlerinin salonlarına koyuyor sonra görüntüsünden haz etmedikleri için onları saklamak için önüne koltuk çekiyor, üzerine kafes örtüyor. Bu nedenle ısı verimi de son derece düşüyor. Halbu ki style radyatörler tam aksine dekorasyonun bir parçası olarak dikkat çekiyor. Bu konuda tabi ki bizim de yeterince bu ürünlerin tanıtımına özen göstermememizin bir etkisi var ama mimar, mühendis arkadaşlarımızın da bu gibi konularda artık alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekiyor. Bizde bu konudaki tanıtımlarımıza daha ağırlık vereceğiz. Türkiye’de ne yazık ki radyatörün önemi ve değeri iyi anlaşılamıyor. Kullanılması kesinlikle gerekli ama ucuz olanı tercih ederiz. Isı verimliliği, görsel niteliklerine hiç dikkat etmeyiz anlayışı hakim. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Ne yazık ki o kadar kalitesiz, niteliksiz radyatörler kullanılıyor ki Türkiye radyatör konusunda bir çöplüğe döndü. Tüketici yada müteahhit ürünü alırken Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

89


Söyleşi Türkiye’de yine yanlış bilinen bir bilgi daha var. 22 tip diye tabir ettiğimiz radyatörler soğuk ortamın yoğun olduğu alanlarda kullanım için uygundur. Yalıtımın ve yoğuşmalı kombilerin hızla tercih edilir olduğu bir ortamda bu ürünler doğru çözüm olmaktan çıkıyor. Yoğuşmalı kombi düşük ısı ihtiyacı olan bir cihazdır, 80-90 derecede çalıştırdığınızda istediğiniz verimi almazsınız. Bu nedenle de radyatörlerde geniş ısıtma yüzeyi kullanılması doğru bir tercih olmaktadır. Yani 22 tip 50cm bir radyatör koyulacak bir alana 11 tip daha geniş bir radyatör koymak verimlilik sağlar. Radyatör çabuk ısınıp çabuk soğuma özelliği ve doğru ürünlerin tercih edilmesiyle enerji verimliliği açısından çok önemli bir üründür. Yerden ısıtma ve diğer sistemlere göre de çok daha verimlidir.

ısı değerine, verimine bakmadığı için ucuz aldığı ürün nedeniyle oldukça pahalı bedeller ödüyor. İyi bir teknoloji, tasarım ile üretilmeyen ürünler ortalama ısı tüketiminde %25 daha yüksek yakıt harcıyor. Radyatör konusunda bizimle birlikte Türkiye’de birkaç firma daha vardır. Bu firmalar ile birlikte Türkiye aslında Avrupa’nın radyatör merkezidir. Böyle güçlü ve tercih edilir olduğumuz bir sektörde kendi iç piyasamızda bilgisizlik veya vurdum duymazlık nedeniyle ülkemizin bir radyatör çöplüğüne dönmesi çok büyük bir acı gerçektir. Bu nedenle tüketicinin de artık bilinçlenmesi gerekiyor. Bizimle birlikte üretim teknolojileri ve tasarımlarıyla dünyanın tercih ettiği üreticilerin ürünlerinin tercih edilmesi gerekiyor. Bir tüketici ev alırken nasıl hangi seramik, armatür, pencere kullanılmış bunlara dikkat ediyorsa radyatör konusunda da bu hassasiyete sahip olması gerekir. Aksi takdirde ısıtma giderleri konusunda birkaç yıl içinde ödeyeceği fazla bedel ve ısınmadaki konforsuzluk nedeniyle bugün radyatörlerini değiştirmesinde karşılaşacağı bedelden kat kat fazla olacaktır.

90

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

“Enerji konusunda bizim gibi dışa bağımlı, enerji verimliliği konusunda çalışmaların yapıldığı bir ülkede halen hermetik kombi kullanılıyor olması gerçekten çok ilginç.” Ülkemize enerji verimliliği yüksek ürünler ile değer katmaya çalışıyoruz. Biz büyük oranda pazarın bizi zorlamasına rağmen yoğuşmasız kombiden uzak durmaya çalışıyoruz. Tüm taleplere rağmen uzak durmaya çalıştığımız hermetik kombiler enerji verimliliği, çevre kirliliği nedeniyle Batı Avrupa da yasak ürünlerdir. Türkiye’ye baktığınızda ise Avrupa’nın çöpe attığı, yasakladığı hermetik kombi kullanımı oldukça yaygın. Enerji konusunda bizim gibi dışa bağımlı, enerji verimliliği konusunda çalışmaların yapıldığı bir ülkede halen hermetik kombi kullanılıyor olması gerçekten çok ilginç. Bugün petrolü olan İngiltere, Norveç bu ürünü yasaklarken bizim gibi enerjide dışa bağımlı bir ülkenin bu ürünü tercih ediyor olması tamamen mantık dışıdır. Bizim de bir an önce bu yanlıştan geri dönmemiz, hermetik kombileri yasaklamamız gerekmektedir. Diğer taraftan merkezi sistemin teşvik edilmesi de çok önemlidir. Bu konuda birkaç çalışma yapıldı. Ancak sonradan Türk usülü esnetildi. Hiç esnemeye gerek yok. Biz bir kombi üreticisi olmamıza rağmen bunu çok net bir şekilde söylüyoruz ki merkezi sistem enerji verimliliğinde çok doğru bir tercihdir. Türkiye’nin eski tip ürünleri desteklemeye ihtiyacı yok. Sanayisi bu tip ürünlere odaklı bir yapıya sahip değil. Bunu desteklemezsek


Söyleşi insanlar işsiz kalır gibi bir dezavantajımız da yok. Bu tamamen ekonomik, uzun vadeye de ihtiyaç duymaksızın orta vadede ülkemizin çıkarına olan, tüketicinin, vatandaşın yararına olan bir çözümdür. Bu nedenle daha fazla geç kalmamız kendi zararımızadır. Pay ölçerler de bu çalışmaları destekliyor ama bu konuda da şöyle bir sorun var. Binanın yalıtımı doğru bir şekilde yapılmadığı takdirde pay ölçer çok büyük bir haksızlık yaratıyor. Orta kattakiler hiç fatura ödemeye gerk duymazken alt kat ve üst kattakiler bütün binanın ısıtma giderlerini taşıyorlar. Bu nedenle binanın yalıtımının zeminden çatıya kadar çok doğru bir şekilde yapılması gerekiyor. “Türkiye, radyatör sektöründe son 10-15 yıldır çok büyük bir mesafe kaydetmiş ve Avrupa’nın üretim üssü olmuştur.” Termo Teknik dünya pazarında aşağı yukarı radyatör satılan tüm ülkelerde var. Bunda Amerika ve Kanada gibi Türk üreticilerinin çok ulaşamadığı ülkeler bütün Avrupa, Çin, Moğalistan gibi dünyanın her yerinde ürünlerimiz tercih ediliyor. Hatta bizim gururumuzdur Termo Teknik radyatörleri Antartika’daki bir bilim üssünde de 15 yıldır kullanılmaktadır. Türkiye, radyatör sektöründe son 10-15 yıldır çok büyük bir mesafe kaydetmiş ve Avrupa’nın üretim üssü olmuştur. Öyle ki dünyaya herşeyi ihrac eden Çin radyatörü bizden almaktadır. Ancak Türk sanayicilerimiz ne yazık ki katma değer yaratabilme yetisine sahip değil. Yani birbirimizi kırarak fiyatla rekabet etme alışkanlığı ne yazık ki yaratabileceğimiz ve olması gereken katma değeri elimizin tersi ile itmemize neden oluyor. Bu agresif tutumumuz ile sadece kendimize zarar veriyoruz. Türkiye’nin aslında radyatör konusunda rakibi yok. Üretim maliyetlerimizi de dikkate aldığımızda Avrupa ile aramızda önemli büyüklükte bir fark var. Biz bu farkın bize sağlayacağı faydayı istemiyor kendi kendimize zarar veriyoruz. Avrupa’daki üreticinin 10 liraya ürettiği malı sen gider 9 liraya satarsın ama biz 5 liraya satıyoruz. Bundan tek faydayı Avrupalı tüketici sağlıyor. Adamın cebinden 10 lira çıkacağına 5 lira çıkıyor. Sonra biz niye para kazanamıyoruz, yeterince katma değer yaratamıyoruz diyoruz. Biz ise 10 birime üretilen iPad’e 100 birim veriyor öyle satın alabiliyoruz. Biz kesinlikle rekabetten yanayız

ama rekabet içinde birbirimizi kırmaktan, fiyatla rekabet yapmaktan yana değiliz. Türkiye’de herkes radyatör üreticisi olmuş. 30 milyon’a yakın bir üretim kapasitesi mevcut. Avrupa’nın ihtiyacının dahi 28.5 milyon olduğunu düşünüldüğünde ne kadar büyük bir üretim kapasitesi olduğu dikkat çekiyor. Bu nedenle korkunç bir rekabet var. Bu rekabette büyük oranda fiyatla yapılıyor. Daha geçen gün orta ölçekli bir firmanın fiyatını gördüm inanın olamaz dedim. Resmen iş olsun, fabrika dolu görünsün diyerek zararına fiyat verilmiş. Bu korkunç rekabet sonrasında da bazı üreticiler ürünün kalitesinden de ödün veriyor. Sonrasında da ne yazık ki böyle güçlü olduğumuz bir sektörde kötü bir imajımız oluyor. Türkiye’de Termo Teknik ile birlikte daha önce belirttiğim gibi bikaç üreticimiz daha var ki dünyanın en iyi üretim tesisleri arasında yer alıyoruz. Bu koşullara rağmen bazılarının Türk radyatörünün imajını kirletmesi nedeniyle sadece Türk olduğu için ürünün değeri %10-15 eksi değer görüyor. Alın bir başka üreticinin birebir ürünü ile bir Türk markasını yanyana koyun ürün daha kaliteli, hizmet daha kaliteli sadece Türk radyatörü olduğu için %15 değeriniz kayboluyor. Bu geçmişten bazı garip üreticilerinin imajımızı bozmasından kaynaklanıyor.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

91


Üretici

Güray Ergün & Orhan Hopa

Ege Seramik A.Ş. Genel Müdür

Göksen Yedigüller Profesyonel iş yaşantınız ve özgeçmişiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 1963 İzmir doğumluyum. Karataş Lisesi’nin ardından, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat bölümünden mezun oldum. Kale Grubu’nda çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra Kaleseramik’te Satış Müdürlüğü ve Kütahya Seramik’te Satış ve Pazarlama Müdürlüğü görevlerinde bulundum. 2010 yılında Ege Seramik’te Genel Müdür olarak başladığım görevime halen devam etmekteyim. Ürün gamınız ve üretim koşullarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Çok geniş ve sürekli yenilenen dinamik bir portföyümüz var. Yıllık 24 milyon 500 bin m2’lik üretim kapasitemizi, iç pazardaki güçlü bayi kanalımız ve dünyanın 50 ülkesine yaptığımız ihracat ile değerlendiriyoruz. Çeşitli ebatlarda duvar karosu, yer karosu ve sırlı granit üretimi yapıyoruz. 60x120, 33x99

92

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

ve 25x75 gibi özgün ebatlar geliştiriyoruz. Parlatma, kesme, mozaik, dekor-bordür tesislerimizde üretilen ürünler, portföyümüze çeşitlilik ve estetik katıyor. 2009 yılında sektöre tanıttığımız dijital baskı teknolojisi ile geliştirdiğimiz ürün grubunda öncü ve izlenen firma olmaya devam ediyoruz. Ürünlerinizi nihai tüketicilerle buluşturmada köprü görevi gören bayi ağınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bayi ilişkilerinde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Marka kimliğinizi yansıtması ve satış potansiyellerinin artması için yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir? Türkiye’nin çeşitli illerinde Ege Seramik markasını taşıyabilen, ticari geçmişi düzgün ve satış potansiyeli yüksek bayiler ile çalışıyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana çalıştığımız yetkili satıcılarımız ile aramızda köklü bir bağ var. Uzun yıllar birlikte çalışmanın verdiği güvenle aramızdaki istikrarlı ilişkinin daha uzun yıllar süreceği inancındayım. Bayi ilişkilerimizi sağlıklı yürütebilmek adına sektörü iyi tanıyan ve satış konusunda tecrübeli 14 bölge yöneticimiz ile hizmet veriyoruz. Ayrıca, yetkili satıcılarımıza marka kimliğimizi yansıtması için 7 mimarımız ile proje ve showroom desteği veriyoruz. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki 6 yapı market ile çalışmalarımızı faal bir şekilde yürütüyoruz.


Üretici

Satış potansiyelimizi arttırmak için dünya seramik sektöründeki trendleri yakından takip ediyor, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Tecrübeleriniz ile sektörün dünü, bugünü ve geleceği hakkındaki görüşleriniz ile piyasa izlenimleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Sektörün dünü ve bugünü arasında çok büyük farklar görüyoruz. Sektör sürekli gelişme kaydediyor. Tüm firmalar yeni yatırımlarla birlikte kapasitelerini arttırıyor. Üretimin ve dolayısıyla rekabetin artması ile beraber firmalar pazarlama faaliyetlerini de arttırıyorlar. Satış noktaları anlamında da ciddi gelişmeler sağlanıyor. Tüm firmalar ürünlerini tüketicinin birebir uygulanmış olarak görebileceği büyük showroomlarda sergilemeye başladılar. Bununla beraber yapı marketler genişleyen organizasyonları ve artan sayıları ile sektörün önemli satış kanalları haline geliyor. Sektördeki rekabetin ilerleyen dönemde daha da artacağını düşünüyorum. Yenilikçi, teknolojiyi ve modayı takip eden ve pazarlama faaliyetlerine önem veren firmalar bu rekabette ayakta kalmayı ve ilerlemeyi başaracaklardır. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

93


Üretici

Pazarlamanın önemli unsurlarından biri olan fuar organizasyonları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Özelde UNICERA genelde ise yurtiçi ve yurtdışı fuarlarını değerlendirir misiniz? Şirketlerin ürün pazarlama faaliyetlerine büyük ölçüde katkı sağlayan yurtiçi ve yurtdışı fuarların her geçen yıl daha da önem kazandığını düşünüyorum. Katılımcı firmaların ürünlerindeki gelişmeleri yakından inceleme fırsatı sunan fuarlar, profesyonel ziyaretçiler için ürünleri birebir takip etmeye olanak sağlarken firmalar arasındaki rekabeti de canlandırıyor. Bu yıl Unicera Fuarı, yeniliklerimizi doğru hedef kitle ile paylaşmamız adına oldukça fayda sağladı. Fuar, yeni bayilik anlaşmaları yapmamızın yanı sıra yeni dış ticaret müşterilerimizin oluşmasına da katkıda bulundu. Dünyada Amerika, İtalya ve Fransa’da yapılan sektör fuarlarına katılıyoruz. Bu fuarlar mevcut müşterilerimize ürünlerimizi sunmamızı ve portföyümüze yeni müşteriler eklememizi sağlıyor.

Türkiye’nin çeşitli illerinde Ege Seramik markasını taşıyabilen, ticari geçmişi düzgün ve satış potansiyeli yüksek bayiler ile çalışıyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana çalıştığımız yetkili satıcılarımız ile aramızda köklü bir bağ var. Uzun yıllar birlikte çalışmanın verdiği güvenle aramızdaki istikrarlı ilişkinin daha uzun yıllar süreceği inancındayım. Sektörü iyi tanıyan ve satış konusunda tecrübeli 14 bölge yöneticimiz ile hizmet veriyoruz. Ayrıca, yetkili satıcılarımıza marka kimliğimizi yansıtması için 7 mimarımız ile proje ve showroom desteği veriyoruz. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki 6 yapı market ile çalışmalarımızı faal bir şekilde yürütüyoruz.

94

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Ege Seramik’in gelecek hedefleri ve bu hedefler doğrultusundaki çalışmaları hakkında bilgi alabilir miyiz? Şirketimiz son yıllarda tüm sektörün de yakından izlediği gibi önemli gelişmeler kaydetti. Sektörde oluşan arz fazlasına rağmen tecrübemizle yarattığımız kalitemiz, zengin ürün portföyümüz ve dinamik yapımızla ve iyi hizmet anlayışımızla her yıl bir önceki yıldan bir adım daha önde olmayı hedefliyoruz. Bilgi işlem ve lojistik konularındaki yeni yatırımlarımızın, üretim teknolojisi ile ilgili yenilikleri yakından takibimizin bize hedeflere ulaşmak konusunda destek unsurlar olacağını düşünüyoruz. Yapı malzemeleri sektörünü üretici ve satıcısıyla bir çatı altında toplayan TİMDER hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Timder, sektörümüzdeki üretici ve satıcı firmalar arasında köprü görevi gören önemli bir kuruluş. Üyeler arasında var olan dostlukları daha da güçlendirmek ve pekiştirmek adına çeşitli organizasyonlara yer veriliyor ve sektörün sorunları ele alınarak çözümler geliştirmek adına çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca Timder Akademi ile üyelerine sektörel, bilimsel, kişisel gelişim alanlarında önemli eğitim imkanları sağlıyor. Bu anlamda sektöre çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. Buradan tüm dernek yönetimine şirketimiz adına teşekkürlerimi iletiyorum.



Üretici

Orhan Hopa

Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

Zafer Karadeniz Firmanızın tarihçesi ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Dünya’nın lider plastik boru sistemleri üreticilerinden Hakan Plastik, kurulduğu 1965 yılında Almanya’dan ithal ettiği ekstrüzyon ve enjeksiyon makineleriyle, bina içi boru sistemleri üretimine başlamıştır. 1992 yılında ise bu ürün grubuna ek olarak PP-R Sıcak ve Soğuk Su Boru Sistemleri üretimine başlayıp, 1997 yılında da İran ve Libya’ya ilk ihracatlar gerçekleştirilmiştir. Hakan Plastik kurulduğu günden bu yana yüksek teknolojinin ışığında kaliteli üretim yapmaya devam etmektedir. ISO verilerine göre Türkiye’nin ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alan Hakan Plastik, 2002 yılında ise Türkiye’nin en büyük 3 Sanayi Bölgesi’nden biri olan Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde (ÇOSB) yeniden yapılanarak Alt Yapı ve Tarımsal Boru Sistemlerinde yatırımlarını hızlandırmıştır. Hakan Plastik, tüm dünyada prestiji ile bilinen

96

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

imalat, ticaret, hizmet ve inşaat sektörlerini kapsayan Fortune 500 sıralamasında da Türkiye’nin En Büyük 500 Kuruluşu arasında yer almaktadır. 1965 yılında kurulan Hakan Plastik, marka kimliğini “Kaliteli Üretim, Yenilikçilik, Araştırmacılık, Güvenilirlik ve Teknoloji Odaklılık” gibi unsurların üzerine inşaa etmiştir. Firmanızın geliştirdiği ürünler konusunda bilgi verir misiniz? Hakan Plastik, Üst Yapı, Alt Yapı ve Tarımsal olmak üzere üç temel iş alanında, yarattığı önemli markalar ile faaliyet göstermektedir. Üst Yapı sektörüne Silenta Sessiz Atık Su Boru Sistemleri, Tarım Sektörüne Hakan Damla ve Yağmurlama Sulama Sistemleri, Alt Yapı Sektörüne ise Duramax PP Koruge Alt Yapı Sistemleri ile damgasını vuran Hakan Plastik, pozisyonunu dünya çapında korumaktadır.


Üretici Hakan Duramax Koruge Borular, TSE EN 13476-3 standardına uygun Polipropilen (PP)’den ve yüksek yoğunluklu Polietilen (HDPE)’den üretilen Türkiye’nin ilk ve tek Polipropilen alt yapı kanalizasyon borularıdır. Yüksek esneme kabiliyetine sahiptirler. Yeraltı hareketlerinden etkilenmeyip, minimum 50 yıl bakım gerektirmeden kullanılabilirler.

Plastik ürünleri, Dubai’de bulunan Dünya’nın en yüksek binası Burj Khalifa - Dubai Mall projesinde kullanılmış tek Türk markasıdır.

Hakan Plastik’in özel patentli ürünü SILENTA Atık Su Boru ve Ek Parçaları, Türkiye’nin ilk PP’den üretilen ses geçirmez borusudur. Silenta, tam 4 lt’de 13 db ses geçirgenliğine sahiptir ve Türkiye’nin en sessiz atık su borusu olma özelliğini sürdürmektedir. Silenta, Silenta 3a ve Silenta Premium olmak üzere iki farklı seri olarak üretilmektedir. Kırılganlıkları diğer atık su borularına göre daha azdır. 3 katmanlı yapıları ile üstün bir akış performansı, sessizlik, yüksek sıcaklık ve darbelere karşı dayanıklılık sağlarlar.

Firmanızın sektördeki yurtiçi ve yurtdışı konumu nedir? Sektörde hangi bakımlardan fark yaratıyorsunuz? Sadece Türkiye’de ve plastik boru sistemleri alanında üretim yapan Hakan Plastik, ÇOSB’ de yaklaşık 200.000m2 alan üzerine kurulu modern tesisi, üretim, ihracat ve lojistik deneyimi, güçlü teknolojik altyapısı ile büyüklüğü 100 Milyar Dolar’ın üzerindeki dünya plastik boru sektörünün rotasını belirleyen en önemli oyunculardan birisidir.

Hakan Damla Sulama Boruları, TSE EN 9261 standardına uygun olarak üretilmektedir. Esnek yapıları sayesinde uzun ömürlüdürler. Güneş ışığı ve kimyasallara karşı dayanıklı yapıları vardır. Hakan Damla Sulama Sistemleri’nde bulunan bitkiye özel damlatıcılar sayesinde verim yüksek oranda artmaktadır. Hakan Plastik, tarımsal sulama boru sistemleri ile yanlış sulama tekniklerinin ve su kıtlığının sebep olduğu doğal tahribatın önüne geçmeyi amaçlamış ve tükenen su kaynaklarının korunmasına güçlü bir katkı ve çözüm sunmayı kendisine ilke edinmiştir. Türkiye’nin ve Dünya’nın en prestijli inşaat firmalarının ilk tercihlerinden olan Hakan

Hakan Plastik ürünleri İstanbul Trump Tower, Dubai Rolex Tower, Latifa Tower gibi projelerde dünyanın dört bir yanında güvenle kullanılmıştır.

Ürünlerini Avrupa standartlarında ve kalitesinde üreten Hakan Plastik, müşteri memnuniyeti konusunda öncü ve dinamik bir kuruluştur. Fark yarattığı en önemli unsurlardan bir tanesi sahip olduğu ürün kalite sertifikalarıdır. Hakan Plastik Kalite Sertifikalarından bazıları: DVGW (Almanya), SKZ (Almanya), Hijyen Enstitüsü (Almanya), Fraunhofer (Almanya), Ö-Norm (Avusturya), Nordic Poly Mark (İsveç), AENOR (İspanya), UkrSepro (Ukrayna), GOST (Rusya), SABS (G.Afrika), Hıfzısıhha Enstitüsü (Türkiye), TSE (Türkiye) Plastik boru sektöründe, alınması en zor olan sertifikalardan İsveç Nordic Poly Mark ve Avusturya Ö-Norm sertifikalarına sahip olan ilk ve bu ülkelere ihracatı olan ilk ve tek Türk firması Hakan Plastik’dir.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

97


Üretici Hangi ülkelere ve ne kadar ihracat yapıyorsunuz? Hakan Plastik, rekabetçi ve yenilikçi yapısıyla 90’lı yıllarda başladığı ihracat yolculuğuna, bugün 64 ülke ile devam etmektedir. İhracat yaptığımız ilk 15 ülke sıralamasında İsveç-İspanya-Polonya-İran-AzerbaycanRusya-Birleşik Arap Emirlikleri-Katar-Nijeryave tüm balkan ülkeleri gelmektedir. Fakat 2012 yılı için öngörümüz sıralamada ciddi değişimlerin olacağı yönündedir. Ülke pazarlarının satış ağırlıklı talepleri artış yönünde eğilim göstermeye başlamıştır. 2011 yılı firmanız ve sektörünüz açısından nasıl geçti? 2012 yılı beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir? Yatırım konusundaki hedefleriniz nelerdir? Plastik sektörü büyüyor, ihracatta yeni rekorlara imza atıyor. Türkiye, Avrupa’nın en büyük üçüncü plastik üreticisi haline geldi. Dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapan plastik üreticileri, 2011 yılında 4,5 Milyar Dolar’ı direkt, geri kalanı ihracatçı sektörler kanalıyla olmak üzere toplam 10 milyar dolarlık ihracata ulaştı. 2011 yılı Hakan Plastik ihracatı için pazarını büyüttüğü bir yıl olarak gerçekleşti. Henüz Türk plastik boru sektöründen firmaların ulaşamadığı ülke pazarlarında ürünlerimiz satılmaya başladı. Bu Hakan Plastik için gurur verici bir unsurdur. Arap baharı ve Avrupa ekonomik krizinin derinleştiği ortamda ihracat satış hedefi olarak bir kaybımız olmamıştır. Aksine artış yaşanmıştır. Bir önceki yılı baz olarak aldığımızda, 2011 yılında ihracat yapılan ülke sayımız 64 olarak gerçekleşti. 2011 yılında 12 yeni ülke pazarına ulaşılmıştır. 2012 yılında da Türk plastik boru sektörünün henüz tanışmadığı ülkelere Hakan markası ile ulaşmak ilk hedefimiz olacaktır. Bu amaçla önceki seneden başlayan çalışmalar tamamlanmış Hakan Plastik Meksika kurulmuştur. Şubat ayında bu ülkeye ilk ihracatımız gerçekleşti. Sırası ile diğer Güney Amerika ülkeleri gelmektedir. Yine yeni teknolojik bir ürün ile Güney Afrika’da Madencilik sektöründe bağlantılar tamamlanmış üretim başlamıştır. Madencilik sektörüne ilgi duyanlar bileceklerdir. Madencilik sektöründe kullanılacak olan

98

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

plastik ürünlerinin standartları piyasada kullanılan ürünlerden çok yüksektir. Bu nedenle teknolojimiz ve Ar-ge çalışmalarımız takdir ile izlenmiştir. 2012 yılı için diğer haberimiz tüm Avrupa ülkelerinin %80’inde Hakan Plastik ürünlerinin satılacak olmasıdır. 2012 yılı ülkemiz ve Hakan Plastik ihracatı için olağanüstü güzel geçecek bir yıl gibi görünmektedir. Nitekim Ocak ayı satışlarımız bunu kanıtlamakta ve hedeflenenin üzerinde talep ile tamamlanacağı öngörülmektedir. Sektörün şu anda en önemli gündem maddesi nedir? Varsa sorunlarınızın çözümüne yönelik beklentileriniz nelerdir? Hammaddede ithalata bağımlı olmamız sektörün en büyük sorunları arasında yer almaktadır. Bunun azaltılması için yeni petrokimya yatırımlarının yapılması çok önemlidir. Plastik boruda standart dışı üretim pazarın ağırlıklı bölümüne hakimdir. Bu durumda da pazardaki çoğu firmanın daha fazla kâr elde etmek amacıyla üretimde kaliteyi ikinci plana itmesi sektöre dönük önemli yatırımları bulunan ve kaliteye odaklanan firmalar açısından haksız rekabet yaratmaktadır. Amerika’da tüm boru sektöründe payı %90’lara ulaşan plastik borular Türkiye’de halen ekonomik nedenlerle ikinci planda tutulmaktadır. Plastikler; otomotiv, gıda, sağlık, tekstil, inşaat gibi pek çok sektörde vazgeçilmez malzemeler oldular. Tüm bu gelişmelere rağmen, plastikler hakkında kamuoyuna yansıyan olumsuz eleştiriler sektörümüzün gündeminde ilk sıralarda yer almayı sürdürüyor. Sanayimizin sorunlarının çözümü için birlikte hareket etmek çok önemlidir. Kamuoyunda, plastiğin insan sağlığını olumsuz etkilediğine dair oluşan izlenimleri gidermek için şeffaflık ve deklarasyon olguları üzerinde durulmalıdır. Özellikle ülkemizin önde gelen akademisyenlerinin görüşlerinin basında yer alması ve sivil toplum kuruluşlarının bu görüşleri destekleyici çalışmalar yapmaları plastiğin imajını kısa sürede düzelteceğini düşünüyoruz.



Üretici

Güray Ergün & Orhan Hopa

Cisa olarak üzerimize düşen görev ve sorumlulukların farkındayız. Sağlığa zarar vermeyen, çevre dostu, modern, kullanışlı ve %100 Yerli armatürler üretmeyi esas alan vizyonu, kalitelinin daha kalitelisini üretmekle şekillen misyonu ile geleceğe yürümeyi arzu etmekteyiz. Cisa hem iş ortaklarına hem de çok değerli Cisa armatürlerini tercih eden kullanıcılarına kaliteli, %100 yerli ve tasarımları ile göz dolduran ürünler sunmaktadır. Cisa olarak en büyük farkımız ürünlerimizin tasarımından, dökümüne, montajından kalite kontrolüne, testlerinden paketlenmesine kadarki tüm süreçlerini en titiz bir şekilde fabrikamızda yapmaktayız.

Yönetim Kurulu Başkanı

Abdullah Uslu Kuruluşundan günümüze işini severek, tecrübesini artırarak, nice sıkıntı ve yokluklarla bugünlere hem iş ortaklarımızın desteği hem de çalışanlarımızın sevgisi ve gayreti ile geldik. Bundan sonraki süreçte eminiz ki sevgimiz, tecrübemiz artarak devam edecek buna bağlı olarak da başarımız katlanacaktır . Cisa ailesinin ve her bir çalışanının emeği ve sevgisiyle Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya ülkelerinin ürün standartlarına uygun şartlarda armatür üretebilmenin sevinci bize iyinin daha iyisini üretmemiz de ve yeni pazarlara girmemizde yardımcı olmaktadır. Bir söz vardır” Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” 26 yılı aşkın bu anlayışla ve işimizi severek armatür imalatı yapmaktayız ve şuanda sektörümüzde yerli üretim yapan firmalardan bir tanesi olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu da Cisa olarak kaliteden ödün vermediğimizin en büyük göstergesidir.

100

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Cisa Armatür, 1987 yılında ben ve kardeşim İsmail Uslu tarafından kuruldu.Sektöre pirinç döküm sifonları, duş ve küvet troblemleri üreterek katıldık. Ürettiğimiz ürünlerin beğenilmesi, iş ortaklarımızın olumlu tepki ve destekleri ile 1992 yılında üretim bandına sıhhi tesisat armatürleri ve musluklarını da ekledik. 1999 yılında, İstanbul Perşembe pazarında başladığımız üretimimizi İstanbul – Çekmeköy’ de yeni üretim tesisimize taşıdık. 2004 yılında şirket kuruluşundaki aynı şevk, istek ve güvenle üretimini daha da genişleterek döküm ünitemizi kurduk. 2005 yılında günümüzde bile bir çok firmada olmayan tam Otomatik test ve kalite kontrol ünitemizi de kurduk. Bu kadar geçen sürede ürünlerimizin kalitesi ile her zaman olumlu tepkiler ve destek gördük. 2006 Yurt dışına açılma kararı aldık ve profesyonel dış ticaret departmanımızla başta Ortadoğu olmak üzere Dünyanın birçok bölgesinde bayilikler kurduk ve kurmaya devam ediyoruz. Türkiye de topladığımız olumlu tepkileri Dünya pazarında toplamaya başladık. Şuanda Ortadoğu, Asya, Avrupa,Afrika ve Balkanlarda bir çok bölgede armatür satışına başladık ve 2012 yılı itibariyle 25 ülkeye Türkiye’de Armatür üretmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Cisa ailesi olarak hep şunu diyoruz ve demeye devam edeceğiz‘’Dünya için Türkiye’de Üretiyoruz. Üretimini yapmış olduğumuz armatürlerin tasarımını ve üretimin ilk aşama olan kalıpları kendi bünyemizde son teknoloji ile üretim tezgahlarında kusursuz olarak yapmaktayız. Döküm Metoduyla şekillenmiş olan armatürlerimiz neredeyse el değmeden tamamı otomatik üretim hattında işlenmekte ve tesviye olmaktadır. Meydana gelen armatür gövdelerinin yanında tamamlayıcı olan aksesuar ve aksamlar yine kendi bünyemizde pirinç çubuk, hammadde den işlenerek yapılmaktadır.


Üretici

Böylece kullanıma sunulacak olan armatürlerin bütün aksamları kaliteli bir şekilde kendi fabrikamızda üretilmektedir. Üretilen armatür gövdeleri ve aksamları büyük bir titizlikle birleştirilmekte ve tamamı otomatik, özel test ünitesinde zorlu testlere tabi tutulmaktadır. Ambalaja hazır ürünlerimiz çevreyle dost, geri dönüşümlü ambalajlarla, büyük bir hassasiyet ve dikkatle eksiksiz ve kusursuz olarak paketlenmektedir. Cisa olarak pazarlama hedefimiz hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlarda her yerde olmak değil doğru yerde olmaktır diye özetleyebiliriz. Marka değerinin Dünyada ve Türkiye’de zor rekabet koşulları ile başa çıkabilmek ve farklı bir yerde olabilmek için ne derece bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Cisa markası ile katma değer yaratmaya çalışırken bir yandan da hiçbir firmada olmayan ürün çeşitliliğimiz ve ergonomik ürünlerle banyo ve mutfaklarda aranan bir markayız. Satış öncesi ve sonrası vermiş olduğumuz kaliteli hizmetimizle sektörün önde gelen markalarındanız. Türkiye her geçen yıl, ihracat yaptığı ülkelerdeki pazar payını artırırken yeni pazarlara da ihracat yapmaya devam edecektir bu da firmalarının ihracata yönelme isteklerini artıracak ve gerekli arzın oluşması için firmalar üretim kapasiteleri artırmak zorunda kalacaktır. Bizim de Cisa olarak hedefimiz üretim kapasitemizi sürekli artırarak gelecek olan taleplere ve 2023 hedefine hazır olmaktır. Sektörde birlik beraberliğin sağlanamaması ve Çin de üretim yaptırıp, Türkiye de sadece paket değiştirerek ya da montajını yaparak Türk malı etiketi olarak ürünlerin pazarlanması yerli üretim yapan bizim gibi firmaları zaten zor olan rekabet şartlarını daha da zorlaştırmakta ve

haksız rekabet ortamı yaratmaktadır. Bizim tavsiyemiz herkes Türkiye de üretsin ve hep beraber bir birimizin ayağına basmadan Türk markaları olarak özellikle yurt dışı pazarlarında hak ettiğimiz yere gelelim. Şuanda Türk malına olan güven ve talep her geçen gün artıyor ama çok kısa gelecekte azalacağına şahit olacağız. Yapılan bu ticaret etik olmadığı gibi ülkemiz adına da büyük bir kayıptır. Maalesef bu sorundan dolayı asıl rekabet etmemiz gereken Çin ve Avrupa ile rekabet edememekteyiz,Ne yazık ki bunun yerine Çin de ürettirip Made in Turkey etiketi olan yerli Çin ürünleri ile rekabet ediyoruz. Biz üreticiyiz ve Türkiye de hem yurt içi Pazar için hem de yurt dışı Pazar için Türkiye’ de üretmeye devam edeceğiz. Cisa olarak ürünlerimizin satışını yapan firmalara ve ülkemize karşı sorumluluklarımızın farkındayız. Biz gerçek üretici olmanın hem avantajını hem de gururunu yaşıyoruz ve yüzümüz kızarmadan göğsümüzü gererek üreticiyiz diyoruz ve anlımızın akı ile bayilerimize Made in Türkiye ürünler sunuyoruz. İhracat yüzdemizi ileriki yıllarda artırarak farklı pazarlara ürünlerimizi sunmanın yanında da hem iç piyasada hem de yurt dışı pazarlarda mevcut müşteri sadakatini koruyarak yeni ve doğru pazarlarda olmayı hedefliyoruz. Bu sene Yurt dışı ve yurt içi pazarımızı geliştirmek konusunda çok ümitliyiz. Yurt dışı ve yurt içi fuarların genel olarak Türkiye de markaların oluşmasında ve yeni pazarlara ulaşmamızda katkısı çok büyüktür. Unicera ve diğer fuarların katkısı her geçen gün daha da artmaktadır. 2012 yılında katıldığımız Unicera fuarından çok memnun kaldık. Değişik ülkelerden gelen ziyaretçiler ile görüşme ve ürünlerimizi tanıtma imkanı elde ettik. Unicera fuarıda artık bir markadır ve yapı sektöründe yapılan en iyi fuardır diyebiliriz. Fuarlar gerek yurt içi gerekse yurt dışı pazarlar bulmanın yanında sektör içinde de firmaların birbirini tanımasına ve firmalar arasında da birlikteliğin oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

101


Üretici

Güray Ergün & Orhan Hopa

Yönetim Kurulu Başkanı

Ahmet Malkoç 1993 yılında dayanıklı tüketim malları satışı ile ticarete başlayan bir firmayız. Müşterilerimizin talepleri üzerine 800 m2 bir alanda üretimi hayata geçirdik. Tabi, başlangıçta büyük hedeflerimiz yoktu fakat sonradan Almanya’daki ticari partnerlerimizin de teşvikiyle daha büyük ve modern bir tesis kurduk. 2007 yılında, Badella markasıyla ilk uluslararası fuarımıza katıldık. İhracattan aldığımız olumlu tepkiler ile, 2011 yılı başına kadar kapasitemizi ihracata kullandık. 2011 yılı başında, arttırdığımız kapasitemiz ile iç piyasada markalaşma yolunda çalışmalar başlattık. Bugün ise 4000 m2 kapalı alana sahip, modern makine parkuruyla aylık 10.000 modül kapasitesi olan bir tesiste üretim yapmaktayız. Ürün gamımızı her tarz beklentiyi ve beğeniyi karşılayabileceğini düşündüğümüz ve 4 ana grupta şekillendirdiğimiz 140 model banyo mobilyası oluşturmaktadır. Üretim koşullarımıza oldukça önem vermekteyiz. İnsan sağlığını ve güvenliğini ön planda tutan, yüksek kalite ve verimlilik ile ergonomik bir ortamda çalışmamızı sağlayan, her türlü makine ve diğer gerekliliklere yatırımlar yapmakta ve bünyemizde bulunan uzman ekiplerle iyileştirme çalışmalarımıza sürekli devam etmekteyiz. Pazarlama kimilerine göre çok dar, kimileri için ise oldukça geniş kapsamlı bir kavram olarak ele alınabilmektedir. Biz, Badella olarak, işletme faaliyetlerimizi pazarlamaya ilişkin olarak ele almaktayız. Badella’nın pazarlama faaliyetleri, pazar araştırması, hedef pazar belirleme, tüketici ihtiyaçlarının analizi ve bu doğrultuda stratejilerin geliştirilmesi, ürün geliştirme ve reklam olarak

102

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

ele alınabilir. Tüketicilerin ilgisini çekmek için yaptığımız çalışmalar, düzenli fuar katılımları, dergi reklamları ve web çalışmaları olarak gruplandırılabilir. Bunların dışında yurtiçi ve yurtdışı bayi ziyaretlerimizi gerçekleştiren uzman bir pazarlama ekibimiz bulunmaktadır. Başarılı bir firma olarak; sunum, vitrin, fiyat ve zamanlamaya büyük önem vermekteyiz. Bu bağlamda ArGe ve Ür-Ge faaliyetlerimize büyük destek veriyor ve bu oranda yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Ürün tasarımlarımızı yaparken, değişen trend, üretilebilirlik ve kullanım kolaylığı ön planda tutulmaktadır. Pazar araştırmaları sonucu oluşturulan fikirler, uzman ekiplerimiz tarafından değerlendirilerek, ilk dizayn ve geliştirme basamağına taşınmış olur. Belirlenen ürünlerin kar analizleri yapıldıktan sonra, ürünlerin son formuna kavuştuğu dizayn ve test aşamasına gelinir. Prosesleri hazırlanan ürünlerin üretimine başlanır ve pazara sunulmuş olur. Badella fiyat, bulunabilirlik, kalite ve esneklikten taviz vermemektedir. Ülkemizde merdiven altı üretim ve körü körüne rekabet sektörün başlıca problemlerindendir fakat biz hizmet anlayışımızın, modern tasarımlarımızın ve yüksek kalitenin sağlamış olduğu avantajlar ile kendimize özgü bir yol takip etmekteyiz. Türkiye’de banyo dolabı ve seramik sektörünün çok hızlı gelişen sektörler olduğunu düşünüyorum, çünkü artık ev yapılırken veya alınırken banyolar oldukça önemseniyor. Böyle olunca önümüzdeki birkaç yıl içinde bu sektörde de mobilya sektörünün İstikbal ve Bellonaları gibi markalar oluşacağını düşünüyorum. Tabi, bizim hedefimiz de bu markalardan birinin Badella olabilmesidir. Hedefimiz daha önce söylediğimiz gibi banyo dolabı denilince akla ilk gelen firmalardan biri olabilmektir. Tabi, bu hedefimize ulaşabilmek için önceliğimiz müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktır ve yapmış olduğumuz çalışmalar da bu yöndedir. Bizce marka olmak, müşterilerimizin ihtiyacı olan tarzlarda tasarımlar yapmak, sorunsuz ve vaktinde sevkiyat, ürün memnuniyeti, kullanım kolaylığı ve doğal kullanım ömrü boyunca sorun yaşanmamasıdır. Kısacası banyo dolabı denilince, Badella’nın aranmasıdır. Fuarlar, daha önce kendimizi sunma imkanı bulamadığımız firmalarla iletişime geçmemizi sağlamaktadır. Unicera gibi dünyanın her yerinden katılımcıların olduğu uluslar arası bir organizasyonda bulunmanın sağladığı büyük faydaları firma olarak kendimizden biliyoruz. Her geçen yıl Türkiye’deki fuarlara katılımın ciddi oranlarda artıyor olması da, sektörün bu tarz organizasyonlarla Türkiye’de ne kadar gelişiyor olduğunun bir göstergesi.



Satış Hattı

Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Satış Müdürü

Kemal Saygı Profesyonel iş yaşantınız ve özgeçmişiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 1969 yılında Kumbağ-Tekirdağ’ da doğdum. 1992 yılında Uludağ Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Askerliğimin bitmesini müteakip 1994 yılında seramik sektöründe satış temsilcisi olarak çalışmaya başladım. 12 yıldan fazla süredir Yurtbay Seramik’ te çalışmaktayım. Sırasıyla İstanbul Bölge Müdürlüğü, Satış Müdür Yardımcılığı görevlerinden sonra 2010 yılı Nisan ayından bu yana Satış Müdürlüğü görevini yürütmekteyim. Sektöründe güçlü, güvenilir bir firma olan Yurtbay Seramik’ te çalışmaktan mutluluk duymaktayım.

104

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Orhan Hopa

Ürün gamınız ve üretim koşullarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Sizinle bu söyleşimizi fabrikalarımızdaki showroomlarımızda yapabilseydik sizlere ürün gamımızdaki çeşitliliği gösterebilseydim. Gerçekten sınırları zorlayıcı çeşitlilikte bir ürün gamına sahibiz. Bu kadar çok çeşitlilik elbette ki tüketici beğenilerini karşılamaktan kaynaklanmaktadır. Yurtiçi ve yurtdışı müşterilerinin ve özellikle de yurtdışı müşterilerimizin farklı coğrafyalarda yer alması bu çeşitliliğe sahip olmayı kaçınılmaz hale getiriyor. Ürün gamımızda renk ve desen çeşitliliğinin yanında her beğeniye hitap edecek ebat çeşitliliğini de sahibiz. Sektöründe genç bir firma olan Yurtbay Seramik modern üretim tesislerine sahip bir firmadır. Buna şöyle örnek verebilirim; hem duvar, hem yer karolarında ve trim hattında digital baskı (inject) teknolojisini kullanan sektördeki ilk firmalardan biriyiz. Ürünlerimizdeki beğenileri arttırmak adına Yurtbay Seramik sürekli olarak üretim tesislerini yenilemekte ve geliştirmektedir. Ürün çeşitliliğini arttırmak için 2010 yılında yapılan teknik granit ( porselen karo) yatırımı ve yapı kimyasalları üretim tesisimiz kendimizi yenilemek ve geliştirmek adına verebileceğim en iyi örnek olacaktır. Yapı kimyasalları ile ilgili olarak ta Adana üretim tesisimiz için yatırımımız devam etmekte olup 2012 Ekim ayı gibi üretime başlamayı planlamaktayız.


Satış Hattı

Üretimin %40’ ını ihraç eden ve iç pazarda 120’ den fazla bayisi olan Yurtbay Seramik yenlikleri ve gelişmeleri yakından takip etmeyi müşterileri için yapılması gereken bir sorumluluk olarak görmektedir ve çalışmalarını bu yönde yapmaktadır. Ürünlerinizi nihai tüketicilerle buluşturmada köprü görevi gören bayi ağınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bayi ilişkilerinde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Marka kimliğinizi yansıtması ve satış potansiyellerinin artması için yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir? 120’ yi aşkın bayiimiz olduğunu az önce belirttim. Bayilerimizle olan ilişkilerimiz her zaman çok güçlü olmuştur. Kuruluşumuzdan günümüze bizlerle çalışan bayilerimiz bir hayli fazladır. Firmamız bayilerine olan taahhütlerini her zaman yerine getirmede azami gayret göstermiş, ihtiyaç duyulan her durumda bayisinin yanında olmuştur. Karşılıklı olan güven ve saygı ilişkileri sürekli güçlü tutmuş, büyüme ve gelişmeye katkı sağlamıştır. Özellikle son yıllarda yapılmış olan bayii showroomları ve cepheleri Yurtbay Seramik kimliğini daha ön plana çıkartacak, kurumsal kimliğe yönelik çalışmalar olmuştur.

Mimari departmanımız tarafından yapılan bu çalışmalar bayilerimiz tarafından da beğenilmiş marka bilinirliğine katkı sağlamıştır. Yine sizlerinde çok iyi bildiği gibi 10 yılı aşkın bir süredir devam eden televizyonlardaki reklamımız ve bu reklamların kitlelere duydurduğu “DOĞADAN SANATA” sloganımız devam edecektir. İlerleyen zamanlarda daha geniş çaplı yazılı ve görsel reklam çalışması da planlanmaktadır. Tecrübeleriniz ile sektörün dünü, bugünü ve geleceği hakkındaki görüşleriniz ile piyasa izlenimleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Sektörde çalışmaya başladığım ilk yıllardaki ebatlar ve çeşitlilik inanılmaz bir şekilde gelişme göstermiştir. O yıllarda lüks sayılan 20x25 ve 25x33 ebatları günümüzde artık hemen hemen talebi çok azalan ebatlar olmuşlardır. Baskı teknolojilerinin değişimi ve gelişimi, presleme ağırlıklarının artması, beğenilerin değişmesi ve modaya uygun desen ve renklerde üretim sektörü günümüze getirdi. Burada kalacak mı? hayır. Gerek teknolojik anlamda, gerek ise desen ve renklilikte değişiklikler ve yenilikler her zaman olacaktır. İnşaat sektörünün ülkemizdeki dinamizmi göz önüne alındığında, ahşap parke ve duvar Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

105


Satış Hattı kağıdı gibi alternatif ürünlerin varlığının olması yenlikleri kaçınılmaz kılmaktadır. Farklılık yaratmak istiyorsanız kendinizi sürekli geliştirip yenilemelisiniz. Pazarlamanın önemli unsurlarından biri olan fuar organizasyonları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Özelde UNICERA genelde ise yurtiçi ve yurtdışı fuarlarını değerlendirir misiniz? Firmamız bu yıl İspanya-Cevisama, ABDCoverings Kuzey Irak ve haziran 2012’de yapılacak Libya fuarı ile birlikte yurtdışında 4 fuarda ürünlerini gösterme fırsatına sahip olmuştur. Buna gelecek yıl İtalya-Cersaie fuarı da eklenecektir. Ama ülkemizde yapılan ve firmamız açısından da gayet başarılı bir fuar olan UNİCERA fuarı tüm fuarlar arasında en önemlisidir. Yurtiçinde bölgesel ölçekli fuarlara katılım olmamakla birlikte bazı yıllarda bölgesel fuarlara birkaç kez bayilerimizle birlikte katılım gerçekleştirildi. Bu sene hem İtalya hem İspanya’ daki fuarlarda bulundum ve ülkemizde yapılan UNİCERA fuarı ile karşılaştırdığımda bizlerin ne İtalyanlardan ne de İspanyollardan

106

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

eksiğimiz olmadığını söyleyebilirim. Yapılması gereken yurtdışında türk seramiği ile ilgili reklam çalışmalarının arttırılması bizleri dünya pazarlarında daha etkili bir konuma getirecektir. Yurtbay Seramik’in gelecek hedefleri ve bu hedefler doğrultusundaki çalışmaları hakkında bilgi alabilir miyiz? Yurtbay Seramik!in en büyük hedefi teknolojik yenilikleri daha yakından takip etmek, üretim kapasitesini sonuna kadar kullanmak, maksimum istihdam sağlamak ve hatta üretim kapasitesine ilaveler yaparak hem sektörüne hem kendisine katma değer yaratmak, yurtiçi ve yurtdışında satış noktalarını arttırarak daha fazla tüketiciye hizmet verebilmektir. Yapı malzemeleri sektörünü üretici ve satıcısıyla bir çatı altında toplayan TİMDER hakkında görüşleriniz nelerdir? Özellikle vurgulamak gerekirse TİMDER’ in UNİCERA’ daki rolü ve yıl içerisinde düzenlenen eğitim çalışmaları gerçekten önemli çalışmalardır. Bir diğer önemli çalışmada Timder dergisidir, emeği geçen herkese çok teşekkürler.



Geçerken Uğradık

Aslan Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Recep Aslan Yılmaz Aslında benim mesleğim baba mesleğidir. Babamın Kadıköy merkezde müteahhitlik ve inşaat malzemeleri üzerine kurmuş olduğu şirketinde 1978 senesinde yanında devralarak çalışma hayatıma başladım. O günden bugüne aynı işi sürdürerek ve dönemin en iyi markalarının bayiliklerini üstlenerek başarı ile geldim. 1960 yılında babamız Ali Yılmaz tarafından kurulan firmamız, 1986 yılından itibaren Aslan Yapı olarak inşaat malzemeleri satış ve pazarlama alanında hizmet vermeye devam ettik. 2004 yılına kadar ECA, Toprak Seramik, Söğüt Seramik bayilikleri ve tüm inşaat malzemeleri satışını gerçekleştirdik. Bugün 2004 yılında İstanbul Anadolu yakasında almış olduğumuz Seranit Granit Seramik A.Ş. ana bayiliğimizi sürdürmekteyiz. İstanbul Anadolu yakasında Bostancı kavşağında bulunan yedi katlı 1.500m2 granit seramik,

108

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Orhan Hopa

seramik, vitrifiye, banyo ve mutfak mobilyaları teşhir katlarının yer aldığı mağazamızda ve Soğanlık ‘ta satış ve depo olarak 3.000m2 açık stok sahasında 200.000m2 Seranit ve Serra stoğumuz bulunmaktadır. Sektördeki 50 yıllık deneyimimiz, tecrübeli, profesyonel satış ve proje kadromuz ile yer, duvar ve cephe porselen granit seramikleri, vitrifiye malzemeleri, mutfak ve banyo dolapları, mutfak ve banyo armatürler, duş - küvet sistemleri, sauna, spa, küvet ve duşa kabin sistemleri, havuz kaplama malzemeleri, mutfak ankastre cihaz ürünlerinin hem pazarlama, dağıtım, toptan ve perakende satışını, hem de müşterilerimizin kendi tarzlarını yaşam alanlarına yansıtarak, estetik ve çözüm odaklı bakış açısıyla bütünleyerek anahtar teslim cephe kaplama ve dekorasyon mimari projelerini yürütmekteyiz. Aslan Yapı bünyesinde satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiğimiz markalarımız; Seranit Granit Seramik, Serra Porselen fayans ve seramik, Vanucci mutfak ve banyo dolapları, Serrapool havuz kaplama ürünleri,


Geçerken Uğradık Grohearmatür ve aksesuarları, Duravit vitrifiye ürünleri, Schlüter teknik ürünleri, Blanco, Elica, Franke, Siemens, Smeg, Teka ankastre cihazları, Bocchi vitrifiye ürünleri, Ecocarat iç cephe kaplaması. 60 yıllarda ve benim bu sektöre dahil olduğum o zamanlarda tüm seramik ve vitrifiye ürünleri yurtdışından getirtiliyordu. Sonra büyük firmalar ufak ufak bu konuda yapılanmaya başladı, zamanla Türkiye’de sanayileşme gelişti ve artık seramik , vitrifiye malzeme üretimi Türkiye de başladı. Bugün çok güzel markalar ve ürünler var ülkemizde.

Kendi üretimimiz kendi ihtiyaçlarımıza yetiyor, bugün çok ciddi rakamlarda ihracat da yapıyoruz. Son 10 yılda Türkiye nin inşaat ve yapı sektöründeki hızlı gelişimi, taleplerin çok olması firmaları bu konuda belli bir kalitede ürün taleplerini oluşturması Türkiye’de çok daha kaliteli ürünlerin üretilmesine sebep oldu. Önümüzdeki dönemde pazar daha da artacak. İnşaat ve yapı sektörü Türkiye’de önemli bir pazar olduğu için bu konuda kaliteli malzeme üretimi artmış ve artacaktır. Gelecekte Türkiye’de dünya piyasasının önünde çok daha kaliteli inşaat malzeme üretimi gerçekleşeceğine inanıyorum.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

109


Geçerken Uğradık

Her şeyden önce güçlü ve profesyonel bir ekibimiz var. Müşteri memnuniyeti bizim için vazgeçilmezdir, bunun için tüm ekibimiz bu bilinçle müşterilerimize hizmet vermektedir. Tüm ekip olarak kendimizi güncel tutarak ve modayı takip ederek müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine seslenmeye çalışıyoruz. Sektördeki 50 yıllık deneyimimiz, tecrübeli, profesyonel satış ve proje kadromuz, zengin ürün yapımız, müşteri memnuniyeti odaklı bakış açımız, kaliteli, hızlı ve güvenli hizmet anlayışımız ile müşterilerimize hizmet sunmaktayız. Yurtiçinde projeleri takip ederek, yeni pazarlara yönelerek ve yurtdışında da şubeler oluşturarak gelişen pazarlara açılarak gelişmeyi hedefliyoruz. Tüm çalışmalarımızı bu doğrultuda kurguluyoruz. Faaliyetleri yeterli buluyorum, üyeleri ile daha sıkı bilgi, fikir ve işbirliği paylaşımı içinde olması gerektiğini düşünüyorum.

110

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78



Geçerken Uğradık

Orhan Hopa

Korkmazlar Seramik Ürünleri Tic. Ltd. Şti.

Fatih Korkmaz Korkmazlar Yapı Malzemeleri’ni 1986 yılında, Beşiktaş’ta, küçük bir ofiste kurduk. Biz iki firma olarak faaliyet göstermekteyiz. Ana firmamız olan Korkmazlar Yapı Malzemeleri’ni 1986 yılında, Beşiktaş’ta, küçük bir ofiste kurduk. İlk etapta seramik ve izolasyon ürünleri üzerine toplu satışla faaliyet göstermekteydik. Ancak bir zaman sonra seramik konusunda ihtisaslaşmaya karar verdik. Beşiktaş’taki ofisimizden bir buçuk yıl sonra Gültepe’nin bir ara sokağında 60-70m2’lik bir dükkana taşındık. 1996 yılında Gültepe’de cadde üzerinde güzel bir showroomumuzun da olduğu mağazamıza taşındık. 2000 yılında da halen faal olan Sarıyer’deki açık saha depolu mağazamıza taşındık. İkinci firmamız Korkmazlar Seramik Ürünleri ise Alibeyköy merkez mağazası ile birlikte Cendere ve Kağıthane’de bulunan iki şubesiyle faaliyetlerine devam etmektedir. 4. Mağazamızı da çok yakın bir zaman içinde Alibeyköy’deki ikinci mağazamız

112

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Geçerken Uğradık

ile de açacağız. Ege Seramik markası ana ürün gamımızı oluşturmakla birlikte birçok markanın seramik, vitrifiye, armatür, yapı kimyasalları, banyo mobilyaları, banyo aksesuarları ürünleri ile ticaret hayatımıza devam etmekte, 48 kişiye istihdam sağlamaktayız. “Artık arkamızdan ikinci nesil bayrağı teslim almaya geliyor.” Geçmişten bugüne baktığımızda hep ileri giden bir çizgide sektörümüzün hareketli olduğunu görmekteyiz. Bu gelişme sürecinde bizde tecrübelerimizi arttırmaya ve bu süreç ile birlikte kendimizi geliştirmeye özen gösterdik. Artık arkamızdan ikinci nesil bayrağı teslim almaya geliyor. Hem sektörün içinde çekirdekten yetişmiş olmaları hemde almış oldukları eğitimler dolayısıyla Korkmazlar’ı çok daha ileriye taşıyacaklardır. “Butik hizmet verecek, hizmet kalitesini Aplus bir çizgide tutacak firmalara sahip olmamız gerektiğine inanıyorum.” Sektörümüzde yapı marketler her geçen gün sayısını ve payını arttırmaya devam ediyor. Daha birkaç gün önce Kağıthane mağazamızın da çok yakınında bir yapı market daha açıldı. Onlar sayılarını arttırırken bizde boş durmuyoruz. Bizde her geçen gün hizmet kalitemizi ve hizmet alanlarımızı geliştirmeye çalışıyoruz. Onlar büyük marketler ile yollarına devam ederken biz de daha butik iş yapacak, hizmet hızımızı ve kalitemizi arttıracak şubeler açmaya gayret ediyoruz. Bu bağlamda da önümüzdeki iki buçuk yıl içinde mağaza sayımızı 9’a çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte mağaza sayısından da Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

113


Geçerken Uğradık önemli olanı hizmet kalitesi ve alanlarımızı genişletmek sürekli hedefimizdir. Bundan 15 yıl önce yapı malzemelerinde marketleşme geliyor. Dediğimizde kimse kulak asmıyordu. Bugün de butik hizmet verecek, hizmet kalitesini A plus bir çizgide tutacak firmalara sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Şirketimizin yapısını da biz buna göre tekrar yapılandırıyoruz. Şube sayımızı arttırma hedefimizde bu amacımıza destek verecektir. “Sadece mal alıp satmayı zaten yapı marketler de yapıyor. Aramızda başta hizmet olmak üzere faklılıklar bulunması bizim avantajımıza olacaktır.” Gelecekte hizmet alanında çok daha geniş bir yelpazeye sahip olmamız gerekecek. Bugün müşteri bir duş kabini ile birlikte bunun montajını da istiyor. Önümüzdeki süreçte ise bu beklenti seramik, armatür, vitrifiye gibi tüm iş kollarımızda ürün ile birlikte hizmetin de satışını getirecektir. Bizler de ister istemez bu sürece ayak uydurmak için bir an önce harekete geçmeliyiz. Korkmazlar olarak bizim bu alanda en büyük avantajlarımızdan biri bayrağı teslim alacak olan neslin daha önce de belirttiğim gibi çekirdekten yetişmiş olmasıyla birlikte eğitimlerinin de sektörümüzle ilişkili olmasıdır. Örneğin; bir oğlum Mimar, onun hem mesleki bilgisi hemde sektörümüzde yetişmiş olmasından dolayı bu adaptasyon sürecinde bize iyi bir avantaj sağlayacaktır. Bununla birlikte şirketimizde proje, teknik çizim gibi alanlarda da hizmetlerimiz devreye girecektir. Bahsetmiş olduğum gibi yüksek hizmet kalitesi ve paket çözümler konusu bence bütün meslektaşlarımın da tercih etmesi gerekli, hatta zaman içinde tamamen zorunlu olacağı bir sistemdir. Bunu hep birlikte sağlamamız gerekiyor. Sadece mal alıp satmayı zaten yapı marketler de yapıyor. Aramızda başta hizmet olmak üzere faklılıklar bulunması bizim avantajımıza olacaktır. Hizmet kalitemizi arttırmak ve müşteriye paket çözümler sunmak ile birlikte geleneksel olarak biz yapı malzemecilerinin kültürüne işlenmiş olan müşteri ile sıcak ilişki, güler yüzlü hizmet ve profesyonel yönlendirme yetilerimizden de vazgeçmememiz gerekiyor. Çünkü bunlar bizim ayrıcalığımız. Bu ayrıcalıklarımızı geliştirerek koruduğumuz müddetçe gelecekte ticaret yapabiliriz.

114

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Geçerken Uğradık

“Hepimiz birbirimizi kopyalayarak bir yere varamayız ama hepimiz birbirimizle yarışmaya çalışırsak daha kazanacağımız çok şey var.” Ne yazık ki sektörümüzde üreticiden satıcıya bir kopyalama kültürü yerleşmiş. Bir fabrikanın ürettiği farklı bir ürün, bir satıcının sunduğu farklı bir hizmet hemen kopyalanıyor. Tabi ki doğru olan şeylerden esinlenerek kendinizi geliştirmeniz gerekiyor ama bu noktada soracağımız soru ben bunun aynısını nasıl yapabilirim değil ben onun yaptığını nasıl daha ileri taşıyarak bir farklılık yaratabilirim olmalıdır. Hepimiz birbirimizi kopyalayarak bir yere varamayız ama hepimiz birbirimizle yarışmaya çalışırsak daha kazanacağımız çok şey var. TİMDER’in faaliyetlerinden oldukça memnunuz. Özellikle ticaret ve eğitim konusunda sürekli gündemin gerisinde kalmadan üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyor. Sosyal faaliyetler hususunda da birçok faaliyet düzenliyor ama bu konudaki organizasyonların daha da yoğun olmasını dilerim. Bu şekilde özellikle bizim gibi ikinci neslin faal olduğu şirketlerin birbirleri ile ilişkileri, derneğimizin ve sektörümüzün gelecek zamanları için de birlikteliğinin sağlanması ve kuvvetlendirilmesi için çok yarar sağlayacaktır. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

115


Geçerken Uğradık

Orhan Hopa

Sema İnşaat Turizm ve Gıda Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.

Ahmet Şahin “Satış adı altında bayisine baskı yapan üreticilerin hacmini yükseltmeyi hedeflemiyoruz, satış baskısı altında kalmadan perakende sektöründe en iyi ve güvenilir hizmeti veren firma olmayı hedefliyoruz. Bu hedefimize doğru ilerlerken aynı zamanda üreticilerin marka değerlerini yükseltmede katkı sağlamayı planlıyoruz.” Southeastern University Washington D.C. Turizm ve Konaklama İşletmeciliği bölümü 1998 mezunuyum. Eş zamanlı olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nde yine aynı bölümde eğitimimi tamamladım. Eğitim hayatımı tamamladığım 1998 yılı, aynı zamanda Sema Yapı’nın da kuruluş yılı oldu. Firmamızın adı olan Sema, ailedeki bireylerin, isimlerinin baş harflerinin birleştirilmesiyle ortaya çıktı. Konut inşaası ve yapı malzemeleri satışı amacıyla faaliyete geçtiğimiz günden beri, kalitede öncü markaların bayilikleri ile bölgemize hizmet veriyoruz. Firma merkezimiz İstanbul Büyükçekmece Beykent’te yer almakta, Büyükçekmece ve Mimaroba

116

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

merkezde de birer şubesi bulunmaktadır. Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz Beykent merkez mağazamız 3 kattan oluşmakta ve 1.100 m2 alana sahiptir. Büyükçekmece şubemizde 350 m2, yeni açılan Mimaroba şubemizde ise 200 m2’lik mağazalarımız ve 4.300 m2 açık saha depomuzla hizmet vermekteyiz. Firmamız şu anda müşteri portföyünü sadece nihai tüketici olarak tutmaktadır. Perakende ve tasarım uygulama alanında kendimize özgü çizgimizi koruyarak ticari hayatımıza devam etmekteyiz. Sema Yapı skor odaklı bir firma olmadığından, en çok metrekare satmayı veya büyük cirolar yapmayı değil, müşterilerinin güvenini kazanmayı ilke edinmiş bir firmadır. Firmamızın hedefi, sağlıklı bir ticaret yapısı içinde, tasarım ve uygulama hizmetlerimizle birlikte öne çıkmak, bu hizmeti müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine karşılık verebilecek, güvenilir ve kaliteli ürünleri sunarak gerçekleştirmektir. Hiçbir üreticinin hacmini yükseltecek boyutta bir satış yapmayı hedeflemiyoruz ama


Geçerken Uğradık perakende sektöründe hizmet veren firmaların en iyisi olmayı hedefliyoruz. En iyi hizmeti sunabilme ve karşılıklı memnuniyeti sağlama prensibiyle yola çıktık. Uzun vadede sağlıklı bir ticaret yapısı ve imajımız için çalışıyoruz. Bu ilkelere bağlı olarak çalışan firmaların yapısına baktığımızda da tüm taşları dengeli koyduklarını, mantık çerçevesi dışında oynamadıklarını görüyoruz. Bizim bakış açımızda bu firmalar gibi aynı, biz de tüm materyallerimizi gerektiği ölçüde kullanarak, yolumuza kararlı adımlarla devam ediyoruz. Bu sayede kurumsal ve bireysel prestij sağlamakla birlikte geleceğimize sağlıklı bir harita çizmiş oluyoruz.

satış yaptığı firmanın bir sonraki adımını engelleyecek, etik dışı davranışla satışlarını arttıracak yola itmemelidir. Sanayicinin sanayici gibi düşünmeye başladığı noktada, tüccar ticari etik kurallar çerçevesinde hareket edecektir. Markasının, satış kanallarının ve hatta fabrikasının geleceğini düşünmeyen sanayiciler olduktan sonra ticaret etiği çok daha fazla bozulacaktır. Satış elemanıma hedef koydum, satacak, bayilerim malı böyle satacak, bu kadar satacak, satmıyorsa burnunun dibine başka mağaza açtıracağız, deposuna daha fazla mal yığdıracağız, olmadı başka şekilde rahatsız edeceğiz baskısı bugün, içinde bulunduğumuz kaos ortamını yarattı.

“Sanayicinin sanayici gibi düşünmeye başlaması gerekiyor.” Sektörümüzde sanayi kuruluşlarının bayilerine yapmış oldukları satış baskısı sebebiyle tüccarlar, ticari etik kurallara uygun olmayan davranışlara itiliyor. Etik kelimesinin karşılığı ahlaktır. Birine etik dışı davranıyorsun dediğinde tepkisi büyük olmuyor ama ahlaksızlık yapıyorsun dediğinde tepkisi bir anda değişiyor. Açık konuşmak gerekirse satış baskıları ticarette ahlaksızlığa neden oluyor. Bunun temelinde de ne yazık ki halen esnaf zihniyetinden kurtulamayan sanayiciler var. Evet sanayici ürününü geliştirecek daha fazla üretecek, ürettiğini satacak ama hiçbir zaman

“Daha fazla satış yapabilmek için etik satış kuralları dışı uygulamalar var” Bu sektörün en büyük sorunu kendini yenileyememesidir. Evet, satış temsilcileri kendilerini yeniledi; kravat takıyor, düzenli traş oluyor, düzgün diksiyona sahipler ama zihniyetleri değişmedi. Hala daha fazla satış yapabilmek için nasıl etik dışı etki alanları oluşturabilirim diye düşünenler var. Olumsuz sonuçlar doğduğunda neden böyle davrandığınıza cevapları, patron satın dedi olur. Bizde patron paranın sahibi, halbuki patron şirketin yöneticisi olmalıdır. Profesyonel bir vizyona sahip kişininin de şirketi yönetmesi gerekmektedir.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

117


Geçerken Uğradık O bayi %35 iskonto verdi bu bayi %40 versin. Şu bayi 5 taksit yapıyor, bu bayi 7 taksit yapsın diyecektir. Bu konuda da tüketiciden başka kimseye söz hakkı düşmemektedir. Sema Yapı olarak hizmette öncü olmak için çalışmaya devam edeceğiz. “Sanayici dengeyi iyi kurduğu sürece bizim işimiz hizmet ile yarışmaktır.” Sanayici gerektiğinde bayisine sen x bayi ile fiyat rekabetini bırak, hizmette rekabetçi ol, güler yüz göstermeye özen göster, hizmetini en iyi şekilde sun ki müşteriyi beraber kazanalım diyecek. Bunları bir kenara bırakıp sen şu metrajı yapacaksın baskısı geldiğinde, sektörün kalitesinin düşmesi kaçınılmaz bir gerçektir.

“Böyle devam ettiği sürece ithal markalar Türkiye’nin orta ölçekli birçok fabrikasından daha çok mal satar hale gelecekler.” Aslında bu sıkıntıların tümünün sonuçlarına baktığımızda hepimiz birbirimizin sonunu hazırlıyoruz. Daha çok kazanılabilecekken minimum kazanılıyor. Metraj yapabilmek için düşük karla mal veriliyor. Firma daha çok satacakken daha az satıyor. Her geçen gün daha da artan büyük bir tehlikenin varlığına şahit oluyoruz. Satış baskısı! Yöneticilerin bu konudaki duyarsızlığı nedeniyle her geçen gün büyüyen pazar payına sahip ithal markalara eğilimi arttırıyor. Orta vadede ithal ürünler Türkiye’nin orta ölçekli birçok üreticisinden daha çok mal satar hale gelecekler. Bu yansıttıkları güvensizlik, baskı ve sözlerinin arkasında duramamalarından kaynaklanacaktır. Bugün İtalya’dan bir palet mal getirtebiliyorsunuz. Türkiye’deki birçok firmada ise sadece kamyon bazında sevkiyat yapabilirsiniz Sağlıklı bir ticaret hayatı, hizmet odaklı bir çalışma yapısı için tedarikçinizin de aynı felsefeyi benimsemesi gerekiyor. Birden fazla bayinin rekabeti içinde, müşteri doğal olarak her fırsatı değerlendirecek, kendi hakkını düşünecek ve en uygun koşullarda alışveriş için malı en uygun fiyata almak isteyecektir.

118

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Sema Yapı olarak fiyat odaklı rekabet yapmıyoruz. Bu yüzden satış bazında birçok müşteriyi o gün için kaybediyoruz ama gerçekten bir güven kazanıyoruz. Bize x bayi senden iyi iskonto verdi sen ne yapabilirsin diyen müşterimize; “orası da gerçekten iyi bir firmadır sizin için hayırlı olmasını dileriz” diyerek kapıdan müşteriyi yine güler yüz ile uğurlarız. Rekabet ettiğimiz kişi ve kurumları karalamadığımız için müşterinin hatırında olumlu bir izlenim bırakıyoruz. Bu davranışımızın neticesinde aynı müşterinin


Geçerken Uğradık ya yeni bir ihtiyacından ya da çevresindeki insanları yönlendirmede tercih ettiği veya aklına gelen ilk firma oluyoruz. “Güven ve müşteri kazanmak, para kazanmaktan önemlidir.” Bununla birlikte bir de müşterinin ihtiyacı ne ise onu satıyoruz. Eskiler çok övünürler adam musluk almaya geldi, bütün banyosunu kırdırdık diyerek, biz bunu yapmıyoruz. Çünkü işi bitip heyecanı geçtikten sonra, müşterinin aklı başına geliyor ve bir daha firmaya uğramıyor. Kandırıldığını hissediyor. Tabii ki ticaret para kazanmak için yapılır ancak biz sadece bugün var olmayacağız. Bundan 20 sene sonra da varlığımızı devam ettireceğiz, onun için para kazanmak kadar, güven ve müşteri kazanmakta önemlidir. Bu nedenle kimi zaman satış kaybediyoruz, çok büyük metrajlar yapmıyoruz ama firmamız gibi temsil ettiğimiz markalara da bir artı değer katmış oluyoruz. En önemlisi gücünüzün kontrolünüzde olmasıdır. Biz bu bağlamda 3 mağazayı sağlıklı bir şekilde kontrolümüzde

tutabilecek bir yapıya sahibiz. Bu nedenle yakın zaman dilimi içinde daha fazla şube açarak büyümeyi düşünmüyoruz. Gelecekte belki şartlarımız değişir, büyümeyi düşünürüz ama şimdi öncelikli hedefimiz var olduğumuz yerlerdeki satış ve müşteri portföyümüzü arttırmaktır. Katıldığım TİMDER faaliyetlerinde hep beklediğimden daha fazlası bir memnuniyet duydum. Bu, röportajı verdiğimiz için yapılan klasik övgülerden değildir. Samimi olarak yaptığı işlerden, aldığımız keyif ve faydalardan dolayı söylüyorum. Bu çalışma ve faaliyetlerden nasibini alması gereken ben dahil bir çok üyesi de var. Önemli olan ne kadar eğitim aldığınız, yatırım yaptığınız, nerede olduğunuz değil, bunlardan kaç kişinin ne kadar fayda sağladığıdır. Bu noktada TİMDER gerek sektörel gelişmeler gerekse sektörel etiğin iyileştirilmesi hususunda bence üzerine düşeni yapıyor. Umarım sektörümüz iyi bir algılamayla birlikte bu çalışma ve faaliyetlerden yeterince faydalanır.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

119


Sahadan

Orhan Hopa

mıdır? Asla. ‘’En geniş vadeyi veren, en fazla iskontoyu veren midir? Elbette ki değildir. O satıcı firmanın bölgesinin ve duygusunun dilinden konuşabilen kazanır. Firmasına kazandırır o satış noktasını. İşte iletişim emek, açık kapı demektir, açık yürek, duyguda ve düşüncede yanlılık ve samimiyet demektir. Bir de sözünde durmak, yoka var dememek, özü sözü bir olmak demektir. Hatır nedir bilmektir, adap ve edep sahibi olmaktır. O zaman işte markayla özdeş, markayı tanımlayan bir isim olunur bu sektörde.

Damla Yapı Elemanları Üretim Pazarlama San. ve Tic A.Ş Marmara ve Trakya Bölge Müdürü

Fatih Bayraktar Profesyonel iş yaşamıma 2001 yılında tekstil sektöründe kumaş üretim ve satışında çalışarak başladım. Ticareti, müşteriyi, vadeyi, sevkiyatı, üretim planlamasını, satış koşularını bu iş kolunda öğrendim. Sonra şimdi çalıştığım firma Damla Yapı Elemanları A.Ş.’ye geldim. Bilmediğimi bildiğim banyo dolabı üretimi ve satışının ne koşullarda yapıldığıydı. Bilmediklerimle başlar, çabuk öğrenirim dedim. Güvendiklerimin başında kendimi iyi tanımam geliyordu. Başlarda zorlandım ama neyse ki gerek Semih Kara gerekse Kasım Macit Önen’ in beni yönlendirmeleriyle ve öğrettikleriyle bu mesleki acemilik dönemimi çabuk atlatmamı sağladılar. 2006 yılında ben Damla Banyo’ya başladığımda firmamda banyo dolabı üretimine yeni başlamıştı. Bizim yani üretici firmanın bölge pazarlamasatış görevlilerinin sorumluluğu tam anlamıyla iletişim köprüsü kavramıyla adlandırılabilir. Biz ürün sevkiyatçısı ve tedarikçisi değiliz satıcılarımızın gözünde. Satıcı firmalar için düşündüğümüzde ve bizim iş kolumuz açısından daraltarak düşündüğümüzde; iyi bir satıcı firmaya kaç banyo mobilyası üreticisi girer, o mağazada showroomunda olmak ister? Hepsi muhtemeldir ki sadece biri kazanır ve o mağazanın banyo mobilyalarını satmasını sağlar. Peki tek bir kriter ‘’en ucuz olmak’’

120

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Değişim kaçınılmazdır. Değişmeyen tek şey değişimdir derler ya, sektörümde, üretim koşullarımız ve olanaklarımızda, Pazar da, pazardaki oyuncularda sürekli değişiyor. Öncesini dinleyerek öğrendim ama benim çalışmaya başladığım 2006 yılından beri bile hem firmamızda hem de ürün ve hizmet verdiğimiz sektörümüzde ne çok değişen şeyler oldu değil mi? Şahitlik anlamında ilk söyleyeceğim elbette bizim gerek kapasitemizdeki, gerek modellerimizdeki, gerekse de marka imajımızdaki büyük değişimi her gün içinden yaşıyorum. Kurallara gelince yedi yıl içinde biz kendi kurallarımızla oynama çalıştık. Hep ne saha dışından müdahaleler yaptık oyuna, ne de seyirciye oynadık. Hep takım oyunu oynadık. Bazen savunma bazen hücum. Banyo mobilyası liginin çabuk yükselen yıldız takımı değil istikrarlı ve emin adımlarla yürüyen takımı olduk hep. Kuralına göre oynarken elbette sıkıcıda olmadık ‘’Yine mi aynı şeyler ‘’ dedirtmedik. Oyunu kime oynadığımızı hiç unutmadık, rakibimizin diğer üretici takımlar değil doğrudan doğruya velinimetimizde olan müşterimiz olduğunu bilerek oynadık. Biz Türkiye’nin her yerindeki yetkili satıcılarımız aracılığı ve onların teşhir imkanlarını zorlayarak, ticaret yapabilme, karlı iş yapabilme imkanı sağlayarak ürünlerimizin hep pazarda görünmesini, var olmasını sağladık. Özellikle istikrarlı süreklilik çok önemlidir ticarette. Hep yenilik yapacaksınız, yeni modeller, farklı modeller, her zevke ve gelir seviyesine uygun modeller yapacaksınız ve bunlar dengeli bir adette satılabilir olacak. En son Bursa Aktosunlar’ın yeni showroomunu açtık. O büyük mağazanın tüm canlı mekan teşhirlerinde bizim dolaplarımız var. Yine


Sahadan İnegöl Olgun Yıldız’da da öyle. Seramik üreticisi ‘’ Bir tek ben olacağım’’ der, diyebilir bir satıcıya ama banyo malzemelerinde bu neredeyse imkansızdır. Ama özellikle bu yeni açılan büyük mağazalarda alanımızda tek marka olabiliyoruz. Bu güvenle olur, bu iletişim köprüsünün sağlamlığı ile olur. Bir satıcı firmanın tek tercihi olabilmek büyük sorumluluktur. Yüzünü kara çıkarmamak diye bir deyimimiz vardır, işte bizim de yaptığımız başardığımız budur. 1 Temmuz 2012’ de yürürlüğe girecek 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun devreye girmesiyle rekabet koşulları değişecek. Bu kanun 55 yıllık dejenere olmuş, her bir maddesi delik deşik edilmiş, ’’merdiven altı’’ diye tabir ettiğimiz iş yapış biçimleri, koşulları, olanakları belirsiz belgesiz, denetimsiz çalışan ve işi yasalarına ve ticaretin ahlaki kurallarına uyarak yapanlarla aynı pazarda sözde fiyat rekabeti yapanların temizlenmesine veya kendilerine çeki düzen vermelerine neden olacak. Bu ürünler ya tamamen pazardan çekilecek ya da en azından bizim ligimizde rekabet edemeyecek hale gelecekler. Yeni kanun hangi firmanın ne yaptığını aldığını sattığını internet yolu ile gözler önüne serecek. Herkes tarafından erişilebilir bilgi, yeni şeffaflık ilkesi bizim gibi zaten yasal altyapısıyla, kalite belgeleri ile çalışan iş

yapan firmaların önünü açacak ve aramızda artık ahlaklı rekabet yapabileceğiz. Türkiye yakın bölgesindeki sadece siyasi değil ticari anlamda da lider ülke olması, ulaşabileceğimiz dış pazarın çokluğu bizim ihracatımızın sürekli artmasına neden olacak. Ama ihracatta olanakları gelişen bir üretici iç pazarda da rahat hareket eder. İhracat olanaklarımızın ve sürekliliğin artmasının yaratacağı moral ve ekonomik kazancın iç piyasadaki istikrarın ön görülebilir ve sürdürülebilir gelecek algısı ve kurgusu oluşturacağını biliyoruz. Piyasada var olmak ve marka değerini yükseltmek için bir üreticinin kendi dinamiklerini kısa dönemde hızla hareketlendirmesi dönüştürmesi veya gerektiğinde taktiksel olarak küçülebilir olması iç dinamiklerine hakim olabilmesi demektir. Yabancılar buna ‘’flexible olmak’’ diyorlar. Yani esneyebilme yeteneği. Bu esnekliği sağlayabilmek için en az çalışanla en çok verimliği sağlamak, çalışmayı planlayıp uygulayabilmek gerekir. Bizim için gerekli olan bu esneklik, tabii ki yetkili satıcılarımız olan satıcı firmalar için de geçerlidir. Ben özellikle böyle firmalarla çalışmaya özen gösteriyorum. Hantal ve rijit idari ve mali yapısı olan firmalar piyasalarıda ağırlaştırıyorlar. Hep derler ya ‘’büyük balık küçük balığı yuttuğu dönemler sona erdi, şimdi hızlı balıkların kazandığı dönemdeyiz’’.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

121


Sahadan

Orhan Hopa

negatif bir baskı yapmaktan kaçınması o kadar kolay olacaktır. Satış personeli, sattığı ürün veya hizmet kadar rakip veya alternatif ürünler hakkında da yeterince bilgi sahibi olması ona müşteri ile teması halinde ve satış yaparken büyük avantaj sağlayacaktır. Üstelik, satış-pazarlama personelinin ürün bilgisinin kuvvetli olması demek, sadece “müşteriye çok bilgi aktararak onu iyice aydınlatacak” demek değildir. Aynı zamanda ve en az o kadar önemli diğer husus da satış personelinin bu sayede kendisine güveninin artması, satışta kontrolü daha rahat elinde bulundurması ve müşteriye yaydığı güven duygusu ile satış şansını arttırmasıdır.

TEMA - SİAMP TE-MA Yapı Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti. Toplu İşler - Proje Müdürü

Bekir Kara

Çalışma hayatıma 1998 yılında Damla Banyo Sistemleri firmasında satış/pazarlama personeli olarak başladım. 4 Yıl boyunca çalıştığım firmada İstanbul Anadolu yakası bölgesi ile birlikte sırasıyla batı-karadeniz ve akdeniz bölgeleri de sorumlu olduğum bölgelere dahil edildi. 2003 yılında TEMA Yapı Malzemelerinde, İstanbul Avrupa Yakası ve Akdeniz Bölgeleri bölge satış/pazarlama sorumlusu olarak çalışmaya başladım. 2005-2010 yılları arası İstanbul Anadolu yakası ve Batı Karadeniz Bölge Satış ve Pazarlama Sorumlusu olarak çalıştım. 2011 yılı başından itibaren firmamızda, Toplu İşler ve Proje Müdürlüğü görevine getirildim. Halen aynı görevde devam etmekteyim. Satış-pazarlama personeli için satış bayii kapısından ilk adımı ile başlar. Bu satış ve pazarlamacının tutumu dış görünüşüne ve davranışına tesir eder. Tutum, yanıt vermek için “zihinsel bir hazır olma” durumudur. Tecrübe ile organize olur ve davranışlara emredici veya dinamik olarak etki eder. Satışta “tutum” değerlendirmesi genellikle ya olumlu ya da olumsuz olarak kabul edilir. Satış/Pazarlama personelinin tutumu ne kadar olumlu olursa, bir ürün veya hizmetin yararlarıyla ilgili mesajları iletmesi ve müşteriye satışla ilgili

122

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

İyi bir moral satış-pazarlama personelinin gücüdür. Satış yüksek stres getiren bir meslektir. Gerektiğinde, müşteriden müşteriye süratle intikal, bunların hesaplarını tahsil etmek, merkezle sık sık görüşmek, rakiplerle ve rekabet şartlarıyla boğuşmak vs.. Bütün bunlar yüksek enerji seviyesini gerektirir ve bu da satış personelinin başarısında rol oynar. Tabii ki, organize olma, enerjinin de azami randımanla kullanılmasını sağlayacaktır. Burada konu müşterinin satışçının düşünce tarzı ve görüş noktasını anlaması ve paylaşmasıdır. Bunu başarabilmek için en önemli husus da doğru iletişim diyalogu kurabilmektir. Bazen çok ikna edici olmaya çalışmak da yanlış algılanabilir. Bununla beraber her halükarda müşterinin aklında kapıları açarak onun verilmek istenen mesajı almasını sağlamak gerekir. Böylece, ürün veya hizmetin onun için sağlayacağı yararlar aktarılabilecektir. Yeterince ikna edici olabilmek için satış personelinin, ürün bilgisi ve özgüven açısından da iyi durumda olması da gerekmektedir. İş hayatında dürüstlük, doğru, direk, açık hareketlerde bulunmak ve verilen veya ima edilen sözleri yerine getirmek olarak algılanır. Her ne kadar bazı sanayi sektörlerinde etik bilhassa daha da önemli addedilirse de, her sektördeki liderlerin yüksek prensip ve dürüstlükleri ile tanındığı kaydedilmektedir. Bütün bunlar tabii ki firmayı temsil eden eleman için de geçerli olan önemli unsurlardır. Bunlardan vazgeçilmesi söz konusu olamaz.



UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012, Türkiye’yi Uluslararası Pazarlarla Buluşturdu

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından 14-18 Mart tarihlerinde düzenlenen UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ve KITCHEN WORLD 8. Uluslararası Mutfak Banyo Mobilyaları ve Ankastre Cihazlar Fuarlarını 5 günde 4.306’sı yabancı toplam 65.686 kişi ziyaret etti. 86 bin metrekarelik satış alanı ile rekora imza atan fuarlar, ziyaretçi sayısı ile yenilikçi ve gelişimci yönünü gösterdi.

124

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER), Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve Tüm Fuar Yapım A.Ş. (TÜYAP) işbirliğinde gerçekleştirilen UNICERA 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ve TÜYAP ile Mutfak ve Banyo Mobilyası Sanayici ve İthalatçıları Derneği işbirliğinde düzenlenen KITCHEN WORLD 8. Uluslararası Mutfak Banyo Mobilyaları ve Ankastre Cihazlar Fuarı 14 -18 Mart tarihleri arasında TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Fuar açılış töreni TÜYAP İcra Kurulu Başkanı Serdar Yalçın’ın konuşması ile başladı. Yalçın konuşmasında; sektördeki büyümenin fuarlara da yansıdığını ve 24. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA’da metrekare alanında geçen yıla oranla yüzde 15 oranında artış sağlandığını belirtti. Yalçın, Seramik Federasyonu (TSF) ve Tesisat

İnşaaat Malzemecileri Derneği (TİMDER)’nin Tüm Fuar Yapım A.Ş. (TÜYAP) ile birlikte tasarladıkları ve uyguladıkları UNICERA Fuarı’nın her geçen yıl artan hızla geliştiğini ve büyüdüğünü belirterek, “Seramik üreticilerinin organizasyonda aktif rol alması ile 2005 yılından itibaren uluslararası bir nitelik kazanan UNICERA, 1 milyar dolar üzerinde ihracat hedefi ile yıldan yıla büyüyerek güç kazanan seramik sektörünün en geniş katılımcı profiline sahip seramik ve banyo fuarı olma özelliğini taşıyor” dedi.

Serdar Yalçın’dan sözü devralan Ahşap Mutfak ve Banyo Mobilyası Sanayici ve İthalatçıları Derneği (MUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Seyfi Ayaskan ise, 2010 yılında ivme kaybeden mutfak sektörün 2011 yılında toparlanarak 825 bin adede ve 1 milyar 800 milyon TL’lik pazar büyüklüğüne ulaştığını belirtti.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

125


Nasıl ki Çin ekonomisinin yükselişinde ucuz işgücünün, ABD ekonomisinin kalkınmasında birikmiş sermaye avantajının önemi ön plana çıkıyorsa, Türkiye ekonomisinin üzerinde yükseldiği temel direk ise, girişimci ruh ve yükselen başarısıdır. 2012 yılında Türkiye ekonomisinin % 4 büyümesi öngörüldüğü bir ortamda, inşaat sektörünün büyümesinin % 7- 7,5 oranında olması beklenmektedir. Bununla birlikte sektörün önündeki engellerden en önemlisi özel sektörün yatırım finansmanı, büyüme ve istihdam üzerindeki yüksek maliyetler olacaktır. Şu bilinmelidir ki özel sektörün yatırım ve istihdam sağlaması için güven ve istikrar olmazsa olmaz bir önkoşuldur.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung ise; “Dünyanın sayılı üreticisi ve ihracatçısı konumunda olan Türk seramik sektörünün başarılı üreticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen fuarımız, yurtiçinde düzenlenen en geniş katılımcı profiline sahip olma özelliğini taşımaktadır. Bunun yanı sıra Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlar’ın önemli seramik alıcı ve satıcılarını buluşturan UNICERA, sektöründeki dünya fuarları sıralamasında hızla üst sıralara yükselerek Türk seramik sektörünün en büyük fuarı olmuştur. Türk seramik sektörü gelişen üretim kapasitesi, modern teknolojisi ve yüksek standartlardaki endüstrisiyle, ihracatımızda önemli bir konuma gelmiştir.” dedi ve konuşmasına şu şekilde devam etti.

126

“Bilindiği üzere seramik sanayi diğer sektörlerimize göre çok yüksek katma değere sahiptir. Girdilerin tamamına yakını yurtiçi kaynaklardan temin edilmektedir. Üretimde kullanılan ithal malı ham maddeler ve ara mallar ihmal edilebilir düzeyde düşüktür. Geleceğine umutla baktığımız inşaat sektörünün önemli alt birimini oluşturan seramik sektörünün tüm güçlüklere rağmen dünya devleri arasında mücadelesini büyük gayretle sürdürdüğünü gururla görmekteyiz. Ancak yoğun enerji ve nakliye hizmeti kullanan sektörün yüksek enerji fiyatları ve ülkemiz ulaşım hizmetlerindeki alt yapı sorunları nedeniyle, uluslararası rekabette sıkıntılar yaşadığı aşikardır. Ancak yaşanılan tüm sıkıntılar Türk sanayicisinin müteşebbis ruhu ile aşılabilmektedir. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Sektörümüz adına hükümetimizin hassasiyetle üzerinde durduğu önemli konulardan; Yabancılara konut satışının kolaylaştırılması, Binalarda enerji verimliliği, Kentsel dönüşüm projeleri ile, iç talebin artacağı ve sektörün gelişeceği öngörülmektedir. Hükümet tarafından, İnşaat sektöründe kaliteye dayalı rekabet ve talep üzerine kurulu, yüksek hizmet kalitesi ile uluslararası piyasalarda markalaşmış sektör yapısı oluşturulması amaçlanmaktadır.

Y. Ali Tung’tan sözi devralan TÜMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Sert yaptığı konuşmasında şunları kaydetti, “Bu fuar 8000 yıllık geleneğin bir yansımasıdır. Seramik üretim malları içerisinde katma değeri en yüksek kalemler arasında yer almaktadır. Ayrıca seramik işinden Türkiye’de 1 milyon insan ekmek yemektedir. Bu yönleri ile seramik sektörü ülkemizde önemli yer tutmaktadır.”


mizdeki olumlu gidişata ve etkin bir ekonomi yönetimine rağmen Avrupa ve küresel ekonomi için kötümser senaryoların konuşulduğu 2012 yılında, gelişmelere karşı hızlı hareket edebilmemiz hayati önem taşıyor. Özellikle, en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa’daki kırılgan durum tüm ciddiyetiyle sürmektedir. Hem ülke hem de seramik sektörü olarak ihracatımızın yarısını Avrupa’ya yaptığımızdan bu olumsuzluklar bizler için de büyük bir tehdit olarak ortaya çıkıyor.“

TSF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise; konuşmasında UNICERA’nın uluslararası niteliğinin giderek daha fazla ağırlık kazandığını görmekten, çok sayıda seçkin yabancı müteşebbis ve ziyaretçinin de bizlere iştirak etmesinden büyük bir memnuniyet duyduğu ifade etti ve konuşmasına şu ifadelerle devam etti. “Geçen yılki istatistiklere baktığımızda fuardaki her 5 kişiden birisinin nihai müşterimiz olduğunu görüyoruz. Bu bize, yerli ve yabancı firmalarımız arasında yeni iş imkanları sunan UNICERA’nın, profesyonel kimliğinin yanı sıra aynı zamanda tüketiciyle buluşma adresi olduğunu da gösteriyor.“

“Gündemimizdeki en önemli hedeflerimiz arasında sektördeki inovatif ürünlerin iç ve dış piyasalarda kullanımının artırılması ve bu sayede bu ürünlerdeki üretim ölçeklerimizin büyütülerek uluslararası pazarlarda daha da rekabetçi hale gelmemiz vardır.“ “Ben de birazdan, sektörün en büyük buluşma ve pazarlama platformu olmaya aday fuarımızı gezecek olmaktan heyecan duyuyorum.“ diyerek sözlerine son veren Okyay’ın konuşmasının ardından kurdele kesim töreni gerçekleştirilerek fuar turu atıldı.

Konuşmasında ekonomi ve sektör adına; son dönemde Türk girişimciler olarak arzu ettiğimiz pek çok gelişmenin de gerçekleştiğini görüyoruz diyen Zeynep Bodur Okyay, “ülke-

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

127


Seramik, banyo ve mutfak sektörünün buluşma noktası UNICERA, Türk seramik ve yapı sektörünün yüzünü güldürdü. Bu yıl Amerika, Avustralya, İtalya, Fransa, Bulgaristan, Almanya, Polonya, Belçika, Japonya, İspanya, İngiltere, İsviçre, Çin, Tayvan, Fransız Guyanası ve Türkiye olmak üzere 16 ülkeden 308 firma ve firma temsilcisi ile kapılarını açan fuarı toplam 65.686 kişi ziyaret etti. Tüyap’ın Türkiye Seramik Federasyonu ve TİMDER işbirliği ile düzenlediği UNICERA fuarında katılımcılar; ürünlerini, teknolojilerini ve geleceğin trendlerini sergiledi. Çok sayıda firma ilk kez UNICERA’da ürün lansmanlarını gerçekleştirirken, fuar 96 ülkeden gelen yabancı ziyaretçi sayısı ile yeni bir rekora imza attı. UNICERA fuarı ile eş zamanlı olarak MUDER işbirliği ile hazırlanan KITCHEN WORLD fuarı; inşaat sektöründe konut satışlarındaki artışa paralel olarak olumlu biçimde ivme kazanan mutfak mobilya ve ankastre cihaz sektörünün gelişimine ve uluslararası platformda yeni pazarlara erişimine kolaylık sağladı.

128

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012, 96 ülkeden gelen ziyaretçi sayısı ile yeni bir rekora ulaştı Türkiye seramik, banyo ve mutfak sektörlerine hareket kazandıran fuarlar, katılımcıları ve ziyaretçilerine yeni açılımlar ve ticari fayda sağladı. UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012 fuarları, Türkiye dışındaki pazarlara ulaşma ve yatırımlar yapma, iş bağlantıları kurma anlamında geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da katılımcılarının beklentilerini karşıladı. 2011 yılına oranla yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 22 oranında artış sağlayan UNICERA fuarı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da iş bağlantıları gerçekleştirme anlamında bir adım daha önde olduğunu kanıtladı. Fuarlar Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Slovenya, Bulgaristan, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Ürdün, İran, Irak, Lübnan, Yunanistan, Fas, Suriye, Umman, Mısır, Tunus, İsrail, Özbekistan, Belçika, B.A.E., İtalya, İspanya, Almanya, Hollanda, Bahreyn ve Fransa’dan 500’e yakın heyeti ile 2012 yılı damgasını vurdu. Fuarlardaki tüm katılımcıların, yabancı heyetler ile özel olarak gerçekleştirdikleri toplantılar sonucunda, karşılıklı iş birlikleri ve iş anlaşmaları gerçekleştirildi.


Fuarlar, sektöre katma değer sağladı İş ortaklıklarının oluşmasında ve yeni trendlerin belirlenmesinde önemli rol üstlenen UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012 fuarları; AR-GE, Endüstriyel Tasarım, Üretim, Satın Alma gibi konularda sektör profesyonellerine katkı sağlama, firmaların gelişimi ve bilgilendirilmesi anlamında çok önemli bir noktada duruyor. Bu kapsamda UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012 fuarları seramik, banyo ve mutfak sektöründe yatırım yapmak isteyen girişimcilerin, sektör profesyonellerinin akın ettiği ve yıl boyunca bekledikleri bir organizasyon haline dönüştü. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen profesyonel ziyaretçiler, firmaların standlarındaki ürünleri büyük bir ciddiyetle incelemeye aldı. Fuar süresince ardı ardına gerçekleştirilen iş bağlantıları, katılımcıları memnun etti. Üniversiteliler de UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012’deydi UNICERA ve KITCHEN WORLD 2012 fuarları, sektöre gelecekte katkı sağlayacak üniversite öğrencileri ile bu yıl da buluştu. 15 Mart Perşembe günü düzenlenen ve Yüksek Mimar Dr. Ali Çiçek, Yüksek Mimar Dr. Ece Ceylan Baba ve Yüksek Mimar Bünyamin Derman’ın katıldığı “Geçmişten Günümüze Mimari Yolculuk” Paneline Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Bahçeşehir Üniversitesi, 9 Eylül Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi

ve Çanakkale 18 Mart Üniversiteleri’nin “Mimarlık”, “İç Mimarlık”, “Endüstriyel Tasarım”, “Cam”, “Seramik” ve bölümlerinden toplam 750 öğrenci katıldı.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

129


130

Nisan - Haziran 2012 / Say覺 78


Nisan - Haziran 2012 / Say覺 78

131


132

Nisan - Haziran 2012 / Say覺 78


Nisan - Haziran 2012 / Say覺 78

133


Fuar Görüşleri

Recep Ali Topçu Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fuarda büyük ilgi gördük. Yurt içinden ve yurt dışından nitelikli alım heyetleri ve firma temsilcileri ayın çatı altında buluşmuştur. Bu fuarla mutfak, banyo sektörümüz güçlenmiştir, özgüveni artmıştır. İnşaat sektörü ile orantılı olarak büyüyen seramik, mutfak ve banyo sektörü için önemli bir pazarlama

platformu olarak gerçekleşmiştir. Fuar sonrası tüm paydaşlarımız gibi bizde daha özgüvenle açılımlarımızı sürdüreceğiz, daha azimle, fuardan aldığımız enerjiyle çalışacağız. Fuarda yenilikçi ürünlerimizi sergiledik, özgün tasarımlarımızı paydaşlarımızla buluşturduk. Doğadan aldığımız ilhamla yaşam alanlarını güzelleştiren ve tüketicilerin hayatlarına değer katan bir marka olarak sergilediğimiz ürünlerimiz büyük beğeni topladı. Özellikle markalı konut projelerinin ilgisi bizleri mutlu etti. Yeni iş imkânları, yeni iş birlikleri oluşturacağına inanıyoruz. Bayilerimiz, mimarlar, yatırımcılar, iç mimarlarla birlikte olmaktan, anılarımızı tazelemekten, geleceğe yönelik planlar yapmaktan, duygu paylaşımında bulunmaktan mutluluk duyduk. Sektörümüzün en geniş katılımcı fuarı olarak dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerimizle sevindik. Özellikle daha fazla yabancı katılım gördük. Takdire değer büyüklüğü elde etmiş, Avrupa’nın 2. Büyük fuarı olmuş UNICERA gibi güzide fuarımızın hem katılımcı bir sanayi kuruluşu olarak ve hemde kültürel ve sanat anlamında paydaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Ekonomimizin büyüme sürecinde, en hızlı ilerleyen sektörlerin başında gelen inşat sektörümüzün çok daha başarılı olmasına ve 2023 Türkiye vizyonumuza hissedilir derecede katkıları olacağına inancımız tamdır. Sektörümüz büyüsün, ülkemiz büyüsün. Fuar her geçen yıl daha da iyiye gidiyor ve seramik sektöründe CERSAIE‘den sonra ikinciliğe oturacak gibi gözüküyor. Gerek bizim şirketimizin ve gerekse görüştüğümüz sektördeki diğer şirketlerimizin fuardan olumlu sonuçlar elde ettiklerini söyleyebiliriz. Kendi ihracat pazarlarımızdan ve hedef pazarlardan katılımcılarla buluşma imkanımız oldu. Yeni ürünler ve yapı grubundaki gelişmeleri hep birlikte izleyebildik, bizim açımızdan da yapı kimyasalları, Hansa armatürler gibi yeni ürün grupları ile birlikte, yeni ebat ve serileri ziyaretçi ve müşterilerimize tanıttık.

Necmettin Arman Akgün Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Koordinatörü Bu yıl Unicera fuarında ziyaretçi sayısında ve niteliklerinde önemli ölçüde artış ve iyileşme gözledik.

134

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Bildiği gibi Akgün Grubu şirketlerimiz granit, seramik, vitrifiye ve banyo mobilyalarında geniş bir ürün yelpazesine sahiptir, yeni eklediğimiz Hansa armatür ve yapı kimyasalları ile de ürün yelpazemizi önemli ölçüde geliştirmiş olduk. Bu aynı zamanda büyük projeler için de bize önemli ölçüde avantaj da sağlayacaktır. UNİCERA yeni tasarımlar ve yeni renklerle sezon öncesi bu yılın trendini ziyaretçilerle de buluşturdu.


Yurtiçi ziyaretçilerimizden seramik bayileri, mimarlar, inşaat mühendisleri ve müteahhitlerden ürün gamımız adına olumlu geri dönüşler aldık. UNICERA fuarı, yurtdışı ziyaretçileri ve yurtiçi ziyaretçileri sektörümüzün geleceğe bakış açısını ve nasıl hazırlandığını, firmamız olarak bayilerimize farklı neler sağlayabildiğimizin göstergesini oluşturduk. Sektörümüz bu bakış açısı ile tüm Avrupa ve Orta doğu ülkelerini de kıskandıracak ürün portföyü ve ülkemizde artı yatırımlar gerçekleşecektir.

Selçuk Sami Sarı - Yavuz Selim Sarı Asusy Dış Ticaret İnşaat Ltd. Şti. UNICERA 2012 firma olarak katıldığımız ilk fuar oldu. Fuara katılmaktaki amacımız portföyümüzdeki bayilerimize ve henüz bizi keşfedememiş seramik firmalarına oluşturduğumuz ürün gamını sunarak marka imajını sağlamak ve hedefine ulaşmaktı. Fuardaki katılımcı kitlesinin bir kısmını oluşturan yurtdışından gelen ziyaretçiler bizi sevindirdi. İthalatçı kimliği ile yer aldığımız fuarda, şirketimizi fabrika olarak, markamızı Avrupa markası olarak nitelendirmeleri bizi mutlu etti. Yurtdışından gelen ziyaretçilerden taleplerini almış olduk.

Metin Savcı Bien Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür UNICERA Fuarı yurt içinde yeni ürünlerin ve yeniliklerin sektör Profesyonellerine, mimarlarına, proje uygulamacılarına ve nihai müşterilere tanıtıldığı ve sunulduğu önemli bir platformdur.

Son yıllarda da uluslararası niteliği artmakta, bölgesinde mutlaka görülmesi, ziyaret edilmesi gereken bir fuar olmuştur. Bien Seramik olarak katılımcı kitlesi bizim hedeflerimize paraleldir. Önümüzdeki fuarlarda nihai tüketicileri de bu fuara getirecek aktivitelerin planlanması ve uygulamaya sokulması ile bizlerin taleplerine tam cevap veren bir organizasyon olacaktır. Yetkili satıcılarımıza 2012 koleksiyonlarımız tanıtıldı, fikirleri alındı. Yeni ürünlerimiz bizleri tatmin eden seviyede ilgi gördü bu ilgi talebe dönüştü. Yeni ürünlerimiz ile ilgili üretim ve stok hazırlıkları nedeni ile de yeni ürünlerimiz hızla yetkili satıcılarımızın teşhirlerine ve satış gamına girdi. Ayrıca gerek İstanbul’da yapılan gerekse İstanbul dışındaki önemli projelere ürünlerimizi tanıtma imkanı bulduk. Bu projelerin, Mimarlarının, Müteahhitlerinin ve sahiplerinin ürünlerimize gösterdikleri ilgi ve talepler Bien Seramiğin doğru yolda ilerlediğini teyit etmiş, bu gelişmede bizleri memnun etmektedir. UNICERA Fuarı inşaat malzemeleri sektörün vazgeçilmez bir organizasyonu haline gelmiştir. Her geçen yıl Uluslararası niteliği artmaktadır. Bölgesinde önemli bir fuardır. Önümüzdeki yıllarda da bu önemi artarak devam edecektir. Sektörün daha verimli çalışabilmesi ihracat oranlarımızın %40, %50’ler seviyesine çıkarılmasına UNICERA Fuarının önemli katkılarının olacağına inanıyoruz.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

135


136

Erol Arat Çanakcılar Şirketler Grubu Yönetim Temsilcisi UNICERA her geçen yıl güçlülüğünü artırarak, sektöre olan katkısını sürdürüyor. Bu yıl da bunu yaşadık ve umarım yıllarca yaşamaya devam ederiz. Sektörel ivmelenmenin, gelişimin, değişimin ve pazarlama argümanlarıyla beslenen anlayışlarımızın uzantısında her yıl daha iyilerini yaşamaya devam ediyoruz aslında. Olası işbirliklerine kapı açan bu olgumuzun zamanla gerek Avrupa’da ve gerekse dünyada yeterli albeniyi kazanarak çok daha efektif sonuçlar çıkaracağına yürekten katılıyorum. Gelişmiş dünyayı saran

ekonomik krizin, eklentili ülkelerin fuarlarında da sıkıntılar yaşattığı bir süreçte UNICERA, ülkemizin geleceğe yürüyüşü anlamında bir ışık olup, sektörel dinamiklerimizi de yukarılara taşıyacak en önemli argümanlarımızdandır. Ülke realitelerimizi konumlandıracağımız imaj parametreleri adına hepimiz üzerimize düşen görevleri sorumluluklarımızdan kaçmadan yerine getirmek zorundayız. Bu yıl iki farklı markamızla ve iki farklı standla konumlandık fuar alanında. Fuarda yaşanan canlı ve yoğun ilginin daha fazlasını fuar sonrasında yaşayacağımıza olan inancım çok fazla. Geri dönüşümleri çok yüksek olacak olan bir ilişki ve iletişim sirkülasyonu yaşadık çünkü. Bu nedenle, işimize, ürünümüze, pazarlama parametrelerimize olumlu yansımaları mutlaka olacaktır bu fuarın, bize ve bütün sektör paydaşlarına… Yurtdışından katılımın çok daha yoğun yaşandığı bu yıl ki fuar, gelecek yıllara uzanan daha olumlu bakışları ve evrensel çizgide yakalanan algı artışlarını da beraberinde getirecektir kuşkusuz. Gece sadece ışık ister, karanlık diye bir tanım yoktur bilebilenlere… Yeter ki sevgiyle, içten, samimi bir şekilde sarılalım işimize, aşımıza, insanımıza. Daha da güçlü UNICERA’larda buluşabilmek dileklerimle, saygılarımı sunuyorum tüm organize edenlere, çalışanlara, kafa yoranlara, üretenlere, pazarlayanlara. Biliyorum ki en yakın güçlüsü, seneye…

Yakup Fırat Ece Grup Pazarlama ve Satış Müdürü 24.UNICERA Fuarını 96 ülkeden 65 bin 686 kişi tarafından ziyaret edilmesi ve geçtiğimiz yıla oranla yüzde 22 büyüme göstermesinin yanı sıra yabancı ziyaretçi sayısının artış göstermesi sektörümüz için olumlu gelişmelerdir. Avrupanın en iyi fuarlarından birisi olma özelliğini elinde bulunduran UNİCERA’nın 2013’de de en etkili fuar olma özelliğini sürdüreceğine inanıyoruz. 1998

yılından bu yana düzenli olarak katıldığımız bu fuar her yıl büyüyerek sektörüne olumlu bir ivme kazandırıyor. Gerek yurt içi gerekse yurtdışından da önemli sayıda ziyaretçi standlarımızı ziyaret ederek önemli bağlantılar yapılmıştır. UNICERA Fuarı Dünyanın en büyük seramik üreticilerinden biri olan Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin artırılmasında önemli rol oynayan bir unsurdur. Sektörümüz ülkemizin için katma değer yaratan ve rekabet ortamı geniş bir sektördür. Sektörün gelişmesi ve büyümesi için daha rekabetçi, ileri teknoloji kullanan ve yeniliğe önem veren, sosyal beklentileri ve işgücü talebini karşılamış olmamız gerekmektedir bunun yanında Günümüzde, yoğun rekabet ortamında ürünleri farklılaştıran en önemli unsur innovasyondur. İnnovasyonun temelinde AR-GE ve tasarım yatmaktadır. Temel amacımız “Türk Seramik Sektörünün imajını yükselterek küresel Pazar payını arttırmak“ olmalıdır. Bu vizyonu yakalayabilmek için “İç pazarda sağlıklı büyümenin sağlanması ve Türk Seramik Sektörünün rekabet gücünün arttırılması” genel amacı doğrultusunda “Kalite ve verimliliğin arttırması” ile “İç ve Dış pazarda ticaret ve rekabet şartlarının iyileştirilmesi” hedeflenmeli ve söz konusu hedeflere ulaşmak için çalışılmalıdır.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


sektörle paylaştığı bir ortam sunuyor. Seramik, inşaat ve yapı malzemeleri sektörlerinin ulusal ve uluslararası alandaki en önemli pazarlama platformlarından biri olan fuar, sektörün dünyayla rekabet edebilmesi için de yeni pazarlar yaratıyor. Biz de VitrA ve Artema olarak her yıl, yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da tanıştırıyoruz. 2012 yılına ait koleksiyonlarımızı ilk olarak fuarda görücüye çıkardık. Tüm yetkili satıcılarımızı, Anadolu’daki mimarları ve müşterilerimizi davet ettik. Ortadoğu’daki tüm müşterilerimizin yanı sıra Rusya’dan da mimarlar ve basın, fuardaki standımızı ziyaret ederek yeni ürünlerimizi görme şansı elde etti. Atalay Gümrah Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Banyodan Sorumlu Başkan Yardımcısı Avrupa’nın en büyük seramik banyo ve mutfak fuarlarından UNICERA, sektör için olduğu gibi bizler için de önemli bir fuar. Geleneksel olarak tüm üreticilerin yeniliklerini iş ortaklarıyla ve

UNICERA Fuarı’nın sergilemenin dışında yan etkinliklerle de zenginleşebileceğine inanıyoruz. Örneğin sektörle ilgili sorunların tartışıldığı ya da sektördeki firmaların farklı kademelerde çalışanlarına ufuk açacak nitelikte konferanslar, seminerler ve toplantılar organize edilebileceğini düşünüyoruz.

Göksen Yedigüller Ege Seramik A.Ş. Genel Müdürü 24. UNICERA Fuarı’nın bir önceki yılı da geride bırakacak şekilde ziyaretçi akınına uğradığını görmek bizleri oldukça memnun etti. Türkiye’nin dünya seramik sektöründe öncü ülkelerden biri konumuna gelmesi, yabancı ziyaretçi oranında ciddi artışı da beraberinde getirdi. Şirketimizin Amerika, Kanada, İsrail ve tüm Avrupa’da 50’den fazla ülkeye yoğun şekilde ihracatı devam etmekle beraber, UNICERA Fuarı yeni dış ticaret müşterilerimizin oluşmasına da katkıda bulundu. Ayrıca, UNICERA Fuarı’nın bayilerimiz ve dağıtım

kanalımız ile yeniliklerimizi paylaşmak adına çok doğru bir platform olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda da fuar son derece verimliydi. Ege Seramik olarak her yıl yenilikçi ürünler üretmek adına yatırımlar yapıyoruz. Ürün geliştirme konusunda sektörün en hızlı hareket eden firmalarından olduğumuzu söyleyebilirim. 2012 koleksiyonunda da bu ana hedefle yola çıkarak 30’a yakın yeni seri geliştirdik ve sergiledik. Tüm dünyada trend olan doğal taş dokulu ürünler ve özel kalıplı taş ürünler, mermer ve traverten dokular ile zengin renkler, Ege Seramik 2012 koleksiyonunda ön plana çıktı. Ayrıca, çok farklı ebat ve dokudaki ürünlerimizin yanı sıra ahşap görünümlü ürünlerimiz ile oldukça beğeni topladık. Aylarca süren hazırlık çalışmalarımızın karşılığını bu yıl da alacağımızı ve bunun iç ve dış piyasa satışlarımıza yansıyacağını görüyoruz. Standımız ve ürünlerimiz tüm katılımcıların, sektör çalışanlarının ve profesyonellerin büyük beğenisini topladı ve fuar sonrasında ciddi oranda siparişler aldık. Bayilerimiz, çalışmalarımızdan çok memnun kaldılar ve fuarın ardından bünyemize yeni bayilikler ekledik. Bu da tüm ekibimize moral ve motivasyon sağladı. Son yıllarda, Türk seramik sektörü adına oldukça güzel gelişmeler yaşandığını görmekteyiz. Son derece verimli ve canlı bir platform olan UNICERA Fuarı’nın sektördeki bu olumlu gelişmelere paralel olarak tanıtıma katkı sağladığını düşünüyorum. Bu konuda TÜYAP organizasyonunun ve başarılı ekibinin katkısını ve tanıtım çalışmalarının etkili olduğunu gayet net görebiliyoruz.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

137


138

Hakan Günderen ELMOR A.Ş. Genel Müdürü UNICERA Fuarı’nda standımızda sergilenen 2012 yılı yeni ürünlerimiz oldukça dikkat çekmiştir. Özellikle dijital serimiz olan Electra, armatür ürün grubunda öne çıkan ürünümüz olmuştur. Canlı teşhirde sergilenen ve gelecek yılların trendi olacak Electra serisi, fuarda armatür standları içinde en teknolojik ürün olarak göze çarpmıştır. Bunun dışında armatür ürün grubunda yeni ürünlerimiz Novita, Mina, Neva, Amphora

serilerimiz, Termostatik Duş Kolonu ve Paslanmaz Eviye Bataryaları da oldukça beğeni toplamıştır. Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubunda ise, özelikle “Amphora” serimiz ön plana çıkmıştır. (Lavabo, klozet ve pisuarı) Bunun dışında “Amadis” klozet ve rezervuar uygulamaları, Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubunda Türkiye’de bir ilke imza atmıştır. Farklı klozet ve rezervuarların birbiri ile uyumuna ve dolayısıyla tüketicinin beğenisine uygun takım oluşturan Amadis, sektöre yeni bir bakış açısı getirmiştir. Duvar önü uygulanabilen cam kaplamalı rezervuar ürünümüz standımıza farklı bir hava katmıştır. SEREL markalı ledli ve buğu tutmayan aynalar’da standımızda dikkat çeken yeni ürün grubumuzdur. UNICERA Fuarı, sektörde yer alan firmaların gelecek yılların trendleri ile ilgili fikirlerini ürünlerine yansıtması açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle 2011 yılının inşaat sektörü açısından oldukça verimli geçmesi, gerek üretici firmaları ve gerekse müşterilerimiz olan bayilerimizin morallerini yüksek tutmuştur. Bu nedenle de tüm standlarda göze çarpan ilk şey, insanların pozitif yaklaşımları idi. Üretici, bayi, mimar, mühendis ve müteahhitlerin 2012 yılından beklentileri fazlası ile iyimser idi. Ayrıca bu yıl fuarda yabancı misafirlerin sayısı da oldukça fazla idi. Bu sebeplerden ötürü bu yılki UNICERA Fuarı’ndan istediğimiz verimi fazlası ile aldık diyebiliriz.

Sayın Kemal Çelik Uğur Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Fuardaki ziyaretçi kitlesi organizasyona ve beklentilerimize uygundu. Bu sene KITCHEN WORLD’ün UNICERA ile eş zamanlı olarak fuar organizasyonuna katılması bizleri sevindirdi. Çünkü Türkiye’de banyo üreten ve satanların neredeyse %75’i bu işi mutfakla birlikte gerçekleştirmektedir. Müşterilerin algısı ve beklentisi de bu yöndedir. Mutfak ve

banyonun birbirinin sinerjisine ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Onun için mutfak ve banyo fuarlarının eş zamanlı yapılmasından yanayım. Biz fuara katılırken EVDEMA konseptini yerli ve yabancı müşterilerimizin beğenisine sunarken EVDEMA misyonunu da anlatmak istiyoruz. Çünkü herkes banyo mutfak derken biz ev dedik, ev dekorasyon mağazaları dedik. 24 sene önce UNICERA Fuarı’nın kurulmasına önderlik eden ve bu günlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Artık UNICERA Fuarı sektördebayram havasında geçiyor.Biz de fuarla eş zamanlı olarak Masko’da 7. Mağazamızı açtık ve birçok firma bazı aktivitelerini fuarla eş zamanlı yapmaya başladı. Bu gelişmeler bizi gelecek adına ümitlendiriyor. Önümüzdeki sene fuarımızın 25. Yılını büyük bir coşkuyla ve ciddi etkinliklerle kutlamak istiyoruz. Benim için 25. yıl çok önemlidir. Çünkü insan hayatına baktığımız zaman 25 yaş insanın en zinde ve verimli olduğu yıllardır. Biz fuarımızı ve sektörümüzü bu anlamda değerlendirirken, geçen yılki hedefimiz bu yıl Avrupa 2.si olmaktı. Bunu gerçekleştirdik. Bu yeter mi? Yetmez. Niye Avrupa birincisi olmayalım? Fuara 24 yıldır büyük heyecanla katılan üretici ve satıcı dostlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu fuarın ve sektörün sizlerin azmi ve gayreti sayesinde buraya geldiğini vurgulamak isterim.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Aret Polat Gül Pres Döküm San. A.Ş. Sat. ve Paz. Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Bu sene UNICERA’da ziyaretci sayısı geçen yıla paralel gerçekleşti. Ancak bizim standımıza ilgi yoğundu. Özellikle ihracat kanalı müşterilerimiz ve potansiyel alıcılar ürünlerimize yoğun ilgi gösterdiler. Nihai tüketici olarak ise hava şartlarının sert olması sebebi ile beklenenin altında fuar katılımı oldu diyebiliriz. GPD özelinde ise biz fuardan istediğimizi aldık.

Fuarda mevcut müşterilerimiz ile ilişkilerimizi güçlendirirken, yeni müşteriler de kazandık. 5 yeni serimizi, üstün GPD su tasarrufu teknolojilerini ve 6.aydan itibaren ürün gamımızda standart olacak 50 barda sızdırmazlık ve basınç dalgalanmasına dayanıklı, 150.000 açma kapamayı rahatlıkla yapabilen, 110 derece açıda sıcaklık ayar imkanı tanıyan, ısı ve debi ayarlı GPD logolu özel üretim seramik kartuşumuzu tanıttık. Basın ve yayın organlarına röportajlar ile kendimizi anlattık. UNICERA Fuarı artık sektörün olmazsa olmaz bir aktivitesi haline geldi. Tüm firmalar kendini tüketici ve profesyonellere bu fuar aracılığı ile anlatıyorlar. Sektörümüz ise ülkemiz adına gerçek bir lokomotif olan inşaat sektörünün önemli bir alt disiplini konumunda. Banyo ve mutfak dünyasında yer alan sıva altı ve üzeri kullanıma haiz ürünler hem tasarım hemde teknoloji olarak artık çok üst bir seviyeye ulaştı. İç talebin son dönemde arz fazlası sebebi ile istenen düzeyin altında gitmesine rağmen, yenileme pazarının canlı olması ve yapı market segmentinin de perakende talebi ivmelendirmesi ile, ince malzeme diye adlandırılan ürünlere talep sürekli potansiyel vaad etmeye devam ediyor. Bizde GPD olarak bu pazardan yeni markamız ARBEKA yardımı ile de her segmentinden önemli pay almaya devam ediyoruz. mevcut müşteriler dışında, yeni müşterilerle tanışma ve çalışma imkanı bulduk. Ayrıca iç piyasadan da çok olumlu tepkiler aldık. Yeni bayilik talepleri var. Moral motivasyon açısından da ciddi katkı sağladığını söyleyebiliriz. UNICERA’nın, seramik sektörüyle birlikte çok daha gelişeceğini ve dünyanın sayılı fuarları arasında ciddi bir yere sahip olacağını düşünüyorum. Seramik sektörüne gelince… İtalya ve İspanya’daki gelişmeler bize çok fırsatlar sağlayabilir. Bunu iyi değerlendirebilirsek “lider ülke” olabiliriz. Bu konuda devletin desteğine ciddi ihtiyaç var. Şayet konu iyi incelenir ve gerekli düzenlemeler yapılırsa liderlik hayal olmaktan çıkıp gerçekleştirilir.

Kenan Çebi Graniser Granit ve Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı (Pazarlama) Gelen ziyaretçiler açısından bakıldığında gayet olumluydu. Katılımcılar açısından daha zamana ihtiyacımız var gibi görünüyor. Yabancı katılımcıları bu fuara çekmek lazım. Fuar

beklentilerimizi

karşıladı.

Yurtdışından

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

139


İDA seramik ve Kale Grup olarak standımıza ve markamıza gösterilen teveccüh bizleri fazlasıyla memnun etmiş olup gerek iç gerekse dış müşterilerimizle beklentilerimizin çok üzerindeki sayıda kontaklar oluşturmamıza olanak sağlamıştır. UNICERA fuarı geçtiğimiz yıllara nazaran her yıl bir önceki yılın üstüne koyduğumuz dünyada yaşanan konjonktür ve seramik sektöründeki global krizin ülkemiz açısından fırsata dönüşmesi adına önemli bir rol oynamaya devam etmektedir. Bu rolün sektör paydaşlarına yüklediği sorumluluk ve yapılması gerekenler adına tüm üreticilerin farkındalıklarının fazlasıyla oluştuğunu görmek ülke adına son derece sevindiricidir. Ünal Kırımlı İDA Seramik Satış Müdürü Buyılki UNICERA fuarı İDA Seramik açısından katılımcı profili olarak bundan önceki yıllara nazaran çok daha profesyonel ve sektörün paydaşlarının bulunduğu, ayrıca özellikle yabancı katılımcılar bakımından Avrupa’daki krizin etkileri nedeniyle Türkiye ve sektörümüze ilginin arttığının hissedildiği bir demografik yapıda idi.

140

İhsan Karagöz Kale Grubu Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sor. Bşk. Yrd. Kale Grubu olarak bu yıl 24.’sü gerçekleştirilen UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na Çanakkale Seramik, Kalebodur ve Kale markalarının yanı sıra geçen yıl İtalya’da satın aldığımız Edilcoughi ve Edilgres markaları ile katıldık. İtalyan Mimar Maurizio Molini tarafından tasarlanan standımız, bu yıl bizim için son derece önemli bir koleksiyon olan Saraylı’nın çizgisiyle ve saraylardan esinlenilerek stilize edilmiş “kafes“ konsepti ile ziyaretçilerini ağırladı. Edilcoughi

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

ve Edilgres markalarının geniş ürün gamıyla Türkiye’deki üst segment ithal seramik pazarına daha geniş bir ürün yelpazesiyle hitap etmeyi hedefliyoruz. İlk kez UNICERA’da sergilediğimiz bu eşsiz ürünlerle tüketici ve mimar ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamayı amaçlıyoruz. Hayatın hızlı temposuna ayak uydurmuş fakat geleneksel değerlerle bağlarını koparmamış kullanıcılar için Osmanlı mimarisindeki şık motifleri stilize ederek Çanakkale Seramik imzasıyla tasarladığımız Saraylı Koleksiyonu, banyolarda sunduğu görkemli ve bütünsel çözümlerle ziyaretçiler tarafından büyük beğeniyle karşılandı. Özellikle kadın kullanıcılarla dirsek temasımızı daha da artırarak tasarladığımız bu yeni koleksiyonumuzun yanı sıra farklı beğenilere hitap etmek üzere yine Çanakkale Seramik imzasıyla sunulan Nordic, Victoria ve Beyaz Saray Serileri de fuarda ilgi gördü. Kalebodur, bu yıl piyasaya sunduğumuz %100 porselen karo çini karolar, özellikle dış cephede mucizevi çözümler sunan Türkiye’nin en büyük, en ince ve en esnek seramiği olan Kalesinterfleks, “Hayata 60x60’tan bakın” sloganı ile piyasaya sunduğumuz 60x60 özel karolar ile fuarda adından çokça söz ettirdi. Bunların yanı sıra Kale marka ile sunduğumuz yüzde 55 su tasarrufu sağlayan Aquasmart klozetler, suyun değerini bilen çevre dostu armatürler, ince tasarım çizgileriyle malzeme tasarrufu sunan ve her boyutta banyoya uygun çözümler sunan banyo ürünleri de fuarda ilgiyle karşılanan diğer ürünler arasında yer aldı.


Erkan Güral Kütahya Seramik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi UNICERA, Avrupa’nın en büyük mutfak, banyo ve seramik fuarlarından biri. Her yıl katılımcı sayılarında artış gözlemlenmesi ise, bu fuarın sadece Avrupa’nın değil dünyanın önemli fuarlarından biri olduğunun göstergesi. Her yıl olduğu gibi, yurtiçi ve yurtdışından gelen katılımcı sayısı bu yıl da artmaya devam etti. Bizim amacımız, başta yeniliklerimiz olmak üzere ürün gamımızı fuar ziyaretçileriyle ve

sektörle paylaşmaktı. Bu anlamda oldukça etkili bir çalışma olduğunu özellikle belirmek isterim. Kütahya Seramik olarak fuardan beklentimiz, firmamızın bundan sonraki ürün gamının tüketicilere ve dış pazardan gelecek alıcılara sunulması ve gösterilmesiydi. Bu açıdan baktığımızda oldukça başarılı bir fuar oldu bizim için. Ziyaretçilerimizden son derece olumlu geri dönüşler aldık. Bundan dolayı da büyük mutluluk duyduk. Şu noktayı da belirtnej gerekir ki, yurtiçi müşteriler fuara daha ziyade yenilikleri görmeye geliyorlar. Öte yandan yurtdışından gelen yoğun bir müşteri akışı da vardı ve bu ziyaretçiler, hem ürün koleksiyonlarını hem de yenilikleri gözlemlediler. Irak’tan başlayıp Körfez’e kadar olan ülkelerin çok büyük ilgisi vardı bun sene. Tabii ki bunun etkisini gördük. Kazandığımız yeni müşteriler oldu, başarılı satışlar gerçekleştirildi. Firma olarak amacımız pazara her zaman farklı ve yenilikçi ürünler sunmak. Ar-Ge’den üretime ve pazarlamaya kadar her türlü altyapıya sahibiz ve gereken her türlü çalışmayı gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla sektörümüze de katkı yaptığımıza inanıyor ve bunu daha da yukarı seviyelere yükseltmeyi amaçlıyoruz. UNICERA Fuarı’nın da bu açıdan bakıldığı zaman seramik sektörüne olan katkısının ilerleyen yıllarda artarak devam edeceğine inanıyoruz. Üretici ve tüketicileri bir araya getiren fuar, yalnızca ticari açıdan değil; iletişim, bilgi ve kültür platformu olarak da öne çıkmaktadır. Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen UNICERA fuarı, armatür sektörü için de oldukça verimli geçmiştir. Uluslararası Seramik, Banyo ve Mutfak fuarında ürünlerini tüketicilerle ve profesyonellerle buluşturan Ece Armatür olarak Newarc markamız ile 5 yeni serimizi de görücüye çıkardık. Modern, Idea, Loft, Steel ve yeni Silver adını taşıyan seriler farklı tasarımları, fonsiyonel ve ergonomik kullanımlarıyla katılımcılardan tam not aldı. Newarc, birbirinden farklı serileri ile Ar-Ge’ye verdiği önemi, bu fuar aracılığıyla bir kez daha göstermiş oldu.

Mustafa Tufan Ece Armatür San. ve Tic. A.Ş. Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Seramik, inşaat ve yapı malzemeleri sektörünün, ülkemizdeki en önemli pazarlama platformu olan UNICERA, birçok kuruluşun mevcut pazar büyüklüğünü arttırma hedefine yardımcı olduğu gibi, yeni pazarlara ulaşmasında da büyük bir öneme sahiptir. UNICERA Fuarı, Türkiye’deki ürünlerin tasarım gücünün,kalite ve çeşitliliğinin gösterilmesi adına da önemli bir vitrin konumundadır.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

141


yurtdışı ziyaretci katılım çeşiitliliği ve ziyaretçi niteliği olsa gerek. Zira hem yoğun bir yurtdışı katılım, hem de iş yapmaya odaklı bir ziyaretci profili vardı. Burada sektör olarak hepimizin dikkat edeceği nokta; yurtiçinde var olan yüksek rekabeti yurtdışına taşımama olsa gerek diye düşünüyoruz.

İsa Baş Penta Grup Yapı San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Penta ailesi olarak UNICERA çok memnun olarak ayrıldığımız bir fuar oldu. Yurtiçi dağıtım kanalını sadece “bayilik” esaslı olarak planlayan Penta; her yıl UNICERA’dan yeni iş ortakları oluşturarak ayrılıyor. Zira bütün bayilerimiz ürünlerimizi stand ve showroom olarak tüketici ile buluşturuyorlar. Bu ziyaretci portföyünü sadece UNICERA’nın sağladığını düşünüyoruz. Yine sanırım bütün katılımcıların, sektör temsilcilerinin ortak noktası;

İstanbul’dan kalkan bir uçak, 3 saatlık bir uçuş mesafesi ile 50 den fazla ülkeye ulaşıyor. Bu çoğrafi özel konum Türkiye’yi hızla bölgesel bir satınalma üssü haline getiriyor. Ayrıca hane borcu olmayan; uluslararası ve ulusal finans sistemine henüz katılmayan, genç ve gelecek beklentisi yüksek bir komşu çoğrafyadan bahsediyoruz. Bu çoğrafyaya dogru metodlarla, doğru çözüm ortakları, şeffaf bir dağıtım kanalı ile girecek bir sektör; Türkiye’nin gelecek 10 yılında hızla söz sahibi olur. Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz şeffaf, bayiyi satış hedeflerini gerçekleştirecek “ciro mekanizması” görmekten öte, bir iş ortağı, kar ortağı olarak gören bir modeli, anlayışı ihracaatta da gerçekleştirmek arzusundayız. Bu bağlamda özellikle bu yıl fuardan çok ama çok memnunuz. Umuyor ve diliyoruz ki; sektörün bütün oyuncaları da memnun kalmışlardır. kurulduğu farklı bir arena. Fuarlar sektöre ciddi anlamda hareket sağlıyor. Seramik sektörünün ülke ekonomisine katma değer ve istihdam sağladığını düşünürsek UNICERA; banyo ve seramik modasının aynası, doğru hazırlanmış bir fuar. Üretici firmaların, yurt dışından gelen ziyaretçilerin, tasarımcıların, tüketicilerin bir araya geldiği önemli bir iletişim platformu. Bu fuarın, katılımcı firmalara öneri ve isteklere paralel olarak ivme kattığına inanıyoruz. Sektörün nabzını ölçmek, gelişmelerden haberdar olmak ve Pazar ile iletişim kurmak katılım amaçlarımız arasında.

Erkan Bunyak Petek Yapı Ger. Paz. Dağ. Ltd. Şti. Genel Koordinatörü Petek Banyo Sistemleri olarak 2000 yılından beri UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarına katılıyoruz ve inanıyoruz ki bu fuar markalaşma yolunda önemli adımlardan biri. Fuarlar teknolojik yeniliklerin takip edildiği, yeni ürün ve hizmetlerin tanıtıldığı, yeni pazarların keşfedildiği, geleceğe yönelik ticari ilişkilerin

142

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

2012 tasarımlarımız birbirinden modern ve şık görünümleri ile göz kamaştırıyor. Banyolar sadece estetik anlamda değil rahatlık, işlevsellik anlamda da son derece güzel vakit geçireceğiniz bir mekâna dönüşüyor. Gelecek zaman içinde banyoların odalardan farkı kalmayacak. 2012 modellerimizde lake ve ahşap tasarımların çok konuşulacağına inanıyoruz. Bu sene ürünlerimize açık raf kullanarak hareket katmayı tercih ettik. Cam tezgahlar her zaman olduğu gibi vazgeçilmezlerimiz arasında. Modelleri çalışırken yumuşak hatları tercih ettik. Seramik trendine bağlı olmakla beraber Siyah, beyaz, kırmızı, mor, bordo ve antrasit renklerin hakim olduğu bir konsept geliştirdik.


Bülent Şamlı Seramiksan Turgutlu Seramik San. ve Tic. A.Ş. Satış & Pazarlama Grup Başkanı UNICERA Fuarı Türk seramik sektörünün uluslararası rekabet gücünü sergilediği en önemli organizasyon. Dünya seramik sektörüne İstanbul’u bir cazibe merkezi haline getirebilmek için biz sektör profesyonellerine ve fuarlara büyük görevler düşüyor. UNICERA Fuarı’nın özellikle son yıllarda tüm üreticiler için bir hazırlık olduğunu,

portföy yenileme, yeni ürünleri sezona hazırlamak için bir fırsat yarattığını düşünüyoruz. Bizler inovasyonumuzla ve geliştirdiğimiz ürünlerle fark yaratırken, fuarlar da dünya seramik sektörünü ülkemize çekerek daha geniş bir pazarlama alanı sunuyor. UNICERA bu bağlamda sorumluluklarını yerine getirerek, yabancı ziyaretçilerde dikkat çeken bir büyüme performansı sergiledi. Bu yıl da yabancı ziyaretçimiz oldukça fazlaydı. UNICERA fuarı her geçen yıl kendini yenileyen, Türk seramik sektörünün öne çıkan firmalarının katıldığı bir platform bu sebeple sektör ve Seramiksan için oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu yıl ziyaretçi sayımız beklenilenin üstündeydi diyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda ziyaretçi sayısının hızla artacağına inanıyoruz. Üreticiler açısından baktığımızda da yavaş yavaş firmaların birbirlerinden tarz, müşteri yapısı ve ürün zenginliği açısından ayrışmaya başladığını rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Gelecek yıl Seramiksan standının çok daha renkli ve ürünler açısından çok daha zengin olacağını bugünden söylemek mümkün. Türk üreticiler artık markalaşma süreçlerini tamamlamak zorunda ve farklı ürünlerde uzmanlaşmak durumunda. Bu ayrışmayı yapmayan firmaların yakın gelecekte sıkıntı yaşamaları kaçınılmaz görünüyor.

Hamdi Altunalan Seranit Yapı Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fuar’ın, firmamız adına tüm yeniliklerimizi ve hedeflerimizi göstermenin en güzel yolu olduğunu öncelikle söylemek isterim. Hem yerel pazarda hem de uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren iş ortaklarımızla bir araya gelmemiz ve paylaşımda bulunabilmemiz adına önemli bir platform olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yıl Grubumuzun yeni markası Serra ürünlerimizi tanıttık. Ünlü tasarımcı Bahar Korçan’ın Serra’ya özel hazırladığı ‘Benim Masalım’ ve ‘Umut’

isimli koleksiyonlarını ilk kez fuar ziyaretçileriyle paylaşmamız adına UNICEARA önemli bir zemin ortamı oluşturdu. Diğer projemiz ise değerli seramik sanatçımız Emine Gönüllü’nün 7 yılı kapsayan seramik çalışmalarından oluşan soyut seramik sergisini de bu fuarda açtık. Bu açıdan da sanatı ve sanatçıyı desteklediğimizi bir kez daha burada göstermek fırsatımız oldu. 24 yıldan bu yana düzenlenen UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, sektörün gelişimi adına büyük önem taşımaktadır. Sektör oyuncularının da kendilerini en iyi gösterdikleri alanlardan birisi. Bu anlamda Seranit Yapı Grubu olarak UNICERA’nın Türk şirketlerinin hem yurtiçi hem de yurtdışı tanıtımında önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz. Türkiye seramik sektörünün dünya pazarlarında haklı yerini alması için tasarım kopyalamaması, ArGe ve Ür-Ge yatırımlarına hız vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğununun unutulmaması ve çok üretmek yerine kaliteli üretmek büyük önem taşıyor. Biz de Seranit yatırımlarımızla devam ediyoruz. Serra için de yola çıkmamızın sebebi budur. Seranit tarafından yürütülen AR-GE ve ÜRGE faaliyetleri hem Türk markalarının dolayısıyla Türkiye’nin tanıtımına fayda sağlarken, bir yandan da sektörün gelişimine, istihdam yaratılmasına özetle ekonominin daha iyi noktalara taşınmasına katkı sağlayacaktır.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

143


gözlemlerine göre geçmiş yıllara oranla ziyaretçi sayısının, özellikle de yabancı ziyaretçilerin arttığı bir fuar yaşadık. Standımıza olan ilgi gerçekten bu sene bir hayli fazlaydı. Fuarda sunumunu yapmış olduğumuz ürünlerimizin ziyaretçilerimiz tarafından beğenilmesi ve övgüyle söz edilmesi bizleri fazlasıyla memnun etti. Bu memnuniyet sadece sözde kalmadı gerek fuar süresince gerek ise fuardan hemen sonra ürünlerimize gelen talepler bu memnuniyeti doğruladı. Firmamızın güçlü ve güvenilir bir firma olması ve fuar ürünlerimizin de beğenilmesi ile birleşince ülkemizin çeşitli illerinden bayilik taleplerini arttırdı. Bunun neticesinde Yurtbay Seramik ailesine yeni bayiler katıldı. Kemal Saygı Yurtbay Seramik Paz. A.Ş. Satış Müdürü Soğuk ve uzun geçen bir kışın ardından çok güzel, çok hareketli ve faydalı bir fuar geçirdiğimizi düşünüyorum. İlk gününden son gününe kadar ziyaretçi sayısının hiç azalmadığı, kendi

144

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı Avrupa’daki benzerlerinden farksız bir fuardı. Buda şunu göstermektedir ki; Türk Seramik Sektörü sürekli kendini yenileyen ve gelişmeleri eskisine göre çok daha yakından takip edebilen bir sektör olmuştur. Bu gelişmenin ve yenilenmenin artarak devam etmesi halinde Türk seramiği her geçen gün yıldızını daha fazla parlatacaktır.


Prof. Dr. Birsel Kavaklı - Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü

Sağlıklı Yaşam

BAHAR HASTALIK MEVSİMİ OLMASIN Geceleri kar ya da yağmur yağarken gündüz güneş açıyor, havalar bir ısınıp bir soğuyor. Hal böyle olunca kendisini halsiz, yorgun ve hasta hissedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Peki doğanın canlandığı bu dönemde biz neden hastalanıyoruz, sağlıklı kalmak için neler yapabiliriz? Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, bahar aylarında hastalıklardan korunmanın yolları hakkında bilgi verdi. Mevsim geçiş dönemlerinde sürekli değişen hava şartları, insan sağlığı ve günlük hayat temposunu etkiler. Bahar ayları havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkilere neden olur. Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken; negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Bu dönemde vücudun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın; kişide vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum gösteremez ve yorgunluk hissi artar.

Bahar ile gelen şikayetleri önemseyin İlkbaharda canlanan doğayla birlikte ısınan hava ve diğer bazı durumların bir kısım insanlara neşe verip heyecanlandırırken, daha aktif ve enerjik olmalarını sağladığı, bazı insanlarda da “bahar yorgunluğu” denilen duruma sebep olduğu bilinmektedir. “Havaların ısınmasıyla birlikte birçok kişide halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, uyku isteği, yorgunluk gibi. şikayetler görülmektedir. Ayrıca bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasının temel nedenlerinden biri de yine hormonlardır. Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonlar ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla salgılanır. Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise depresyondan çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek hormonlar salgılanmaktadır. Ancak kişinin ruhsal yapısı bu durumdan ne kadar etkileneceğinde belirleyicidir. Örneğin; eğer kişi depresif bir yapıya sahipse, herkesin neşelendiği bir ortamda kendini daha depresif hissedebilir.

Enerjinizi doğru kullanın Yorgunlukla baş etmek istiyorsanız öncelikle enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin. Çalışma ve dinlenme periyotlarınızı doğru ayarlayın. Kısa ve sık dinlenme aralıkları vererek yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilirsiniz. Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalısınız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır. Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en

az 8-10 bardak su içilmesi ve kahve ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.

B vitamini ile taze meyve sebzelerin gücünden faydalanın Bu dönemin aşılmasında, B vitaminleri ve antioksidan vitaminler yönünden zengin sebze ve meyveler yardımcı olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, günde 5 porsiyon sebze veya meyve tüketilmesini önermektedir. Düzenli uyku, yeterli ve dengeli beslenme bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir. Bunun için de çiğ veya pişmiş olarak bol sebze ve meyve tüketilmesi (sebze yemekleri, salatalar, taze sıkılmış meyve suları) önemlidir. Özellikle antioksidan vitaminler olan A ve C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketilmesi, metabolizmamızın güçlenerek hastalıklara karşı direncin artırılması için gereklidir.

Egzersiz sizi yormaz aksine zindelik verir Her gün düzenli olarak yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır ve dinlenmiş duruma göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar. Özellikle aerobik tipte olan yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme, dans gibi egzersizler tercih edilmelidir.

Bahar yorgunluğu deyip geçiştirmeyin Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap olarak tanımlanır. Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle yorgunluk uzun sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekir. Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında gelir. Yorgunluk uzar ve kişinin gündelik işlevlerini bozacak hale gelirse ya da okul veya işyerindeki performansı engelleyecek boyuta ulaşırsa bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir. Elbette bu durumun ortaya çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü vardır; ancak bahar yorgunluğu diye geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı psikiyatrik durumlar da söz konusu olabilir. Sadece psikiyatrik değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka durumları da unutmamak gereklidir. Uzun süren yorgunluklarda, depresyon, kaygı bozuklukları, demans (bunama), eşzamanlı alkol ve/ veya madde kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, hatta şizofreninin bile tanılar arasında düşünülüp araştırılması gerekir.

145


Hukuken

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Ticari Defterler Ticari defter ve belgelerin tutulması ve düzenlenmesi ile ilgili hükümler, Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiştir. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Beşinci Kısmı olan “Ticari Defterler” başlığı altında (Madde 64 - 88), ticari defterleri ve uygulamalarını düzenleyen hükümler yer almaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(YTTK)’na göre ticari defter­ lerin hazırlanacak olan Türkiye Muhasebe Standartlarına göre ve tacirin ticari işlemleriyle malvarlığı durumunu açıkça gösterir şekilde tutulması şarttır. Kanunda belirtilen defter tutmadaki amaç, işletme faaliyetlerinin oluşumunu ve gelişimini ticari defterlerden izleyebilmektir. Ayrıca YTTK’ya göre tüm ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikine tabi olması gerekmektedir. Böylece çift defter kullanma olasılığının ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. YTTK, şu anda yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yaptığı Zorunlu defterler ve isteğe bağlı defter ayrımlarının hiç birine girmemektedir. Gerçek kişi tacirin işletme defteri ile yetinme olasılığını da ortadan kaldırmaktadır. YTTK’ya göre tüzel kişi ve gerçek kişi tacir; Yevmiye defteri, Büyük defter(Defter-i Kebir), Envanter defteri Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’nun belirleyeceği zorunlu defterleri tutmakla yüklümdür. Kanunda belirtilen defterlere bakıldığında işletme defterini tutma zorunluluğunun kaldırılmış olduğu düşünülebilir. Ancak kanun, sayılanlar dışında tutulacak defterlerin Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirleneceğini belirttiğinden dolayı anılan kurul bir tebliğ yayınlayarak

146

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

TİMDER Hukuk Danışmanı Avukat Murat Çelikten murat@murathukuk.com

işletme defterinin belli koşullarda tutulmasını gerektirebilecektir. Böyle bir durum gerçekleşmedikçe, bilanço esasına göre kayıt tutmak tüm tacirler açısından zorunlu hale getirilmiştir. YTTK’da, yukarıda sayılan defterlerin yanı sıra aşağıdaki defterler belirtilerek bunların da “ticari defter” sayılacağı ifade edilmiştir: Pay defteri, Yönetim kurulu karar defteri, Genel kurul toplantı ve müzakere defteri YTTK’nın defterlerin tutulması başlıklı 65. maddesi, yorumlamayı gerektirmeyecek şekilde defterlerin ve gerekli diğer kayıtların tutuluş düzenini belirtmektedir. Maddeye göre, dil olarak Türkçe’den başka bir dilde defter tutulamaz. Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılmalıdır. Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Yapıldığı zaman anlaşılamayan değişiklikler yasaktır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur.


Hukuken Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, olgu ve işlemleri saptayan belgelerin dosyalanması şeklinde veya veri taşıyıcıları aracılığıyla tutulabilir. Bunun için, muhasebenin tutuluş biçimleri ve bu konuda uygulanan yöntemler Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmalıdır. Yürürlükteki Türk Ticaret Kanunu’nda defterlerin kullanılmaya başlanmadan önce tasdik edilmesi öngörülmüş, tasdikin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerinde yer alan bilgileri içerecek şekilde ve defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir. YTTK’da da defterlerin tasdiki öngörülmüş olmasına rağmen, bu tasdiklerin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılacağı yönünde düzenleme yapılmamıştır. YTTK’da tacir tarafından tutulan tüm defterler ticari sayılmış ve defterlerin tamamı için açılış ve kapanış tasdiki zorunlu hale getirilmiştir. Defterlerin açılış tasdiklerinin ne zaman yapılacağı konusunda YTTK’da açık bir belirleme yapılmamıştır. Farklı bir belirleme yapılmadığı sürece, anılan defterlerin kullanılmaya başlanmadan önce açılış onayları noter tarafından yapılmalıdır. Vergi Usul Kanunu’nda henüz değişiklik yapılmadığı için, vergi kanunlarındaki açılış tasdiklerine ilişkin hükümlere de riayet edilmelidir. Kapanış tasdiki zamanı ayrıca belirlenerek

bu konuda karmaşa ve belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Yürürlükteki Türk Ticaret Kanunu’na göre Yevmiye defterinin kapanış tasdiki izleyen yılın (hesap döneminin) ocak ayında, Envanter defterinin kapanış tasdiki ise izleyen yılın (hesap döneminin) mart ayında yapılmaktayken; YTTK’ya göre defterlerin kapanış tasdiki, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yapılacaktır. Böylelikle ticari defterler tacirler için özel delil olma özelliğine sahip olacaktır. YTTK’ya göre ticari defterler açılış ve kapanışlarında noter tarafından onaylanacaktır. Şirketlerin kuruluşunda açılış tasdikleri ticaret sicili müdürlükleri tarafından da yapılabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hallerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Böylece meslek odasından belge istenmesine son verilmiştir. Ticaret sicilinden gelecek tasdikname ile şirketin yöneticilerini saptamak mümkün olacaktır. Türkiye Muhasebe Standartlarına göre elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağı ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bir tebliğle belirlenecektir. Takip eden yazımızda defter tutma yükümlülüğüne aykırı davranmanın tabi olacağı cezai hükümlerin inceleneceğini belirterek aşağıdaki tablonun yararlı olmasını umut ediyoruz.

Defter Yükümlülüğünün Yeni ve Eski TTK açısından Karşılaştırılması

Ticari Defterler

Defter Tasdikleri

Gerçek Kişiler -İşletme defteri veya -Yevmiye Defteri -Defteri Kebir -Envanter Defteri Tüzel Kişiler -Yevmiye Defteri -Defteri Kebir -Envanter Defteri -Karar Defteri

Yürürlükteki Türk Ticaret Kanunu

Yeni Türk Ticaret Kanunu -Yevmiye Defteri -Büyük Defter(Defteri Kebir) -Envanter Defteri -Pay Defteri -Yönetim Kurulu Karar Defteri -Genel Kurul Toplantı Defteri -Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından belirlenecek diğer defterler

Açılış Onay Makamı

Noter veya Şirket kuruluşunda Ticaret Sicil Müd.

Noter veya Şirket kuruluşunda Ticaret Sicil Müd.

Açılış Onay Zamanı

Kullanılmaya başlamadan önce

Kullanılmaya başlamadan önce

Kapanış Onay Makamı

Noter tarafından

Noter tarafından

Kapanış Onay Zamanı

-Yevmiye Defteri için izleyen dönemin Ocak ayı sonuna kadar -Envanter Defteri için izleyen dönemin Mart ayı sonuna kadar

İzleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

147


Etkin Yönetim

Şirketiniz Hakkında Sormanız Gereken En Önemli 5 Soru değişimleri anlayıp, yeniliklere uyum sağlamak ve bunların bir adım ötesine geçmek için sürekli olarak işi, işletmeyi, eldeki kaynakları, rakiplerin durumunu ve geleceğin nasıl şekilleneceğini sorgulamak gerekir. Bu, şirket sahiplerinin ve tepe yönetimin asli görevidir. Biraz daha yapısal bir şekilde ele aldığımızda, şirketimiz hakkında soracağımız beş temel soru bizi etkin yönetim sağlama noktasında önemli derecede yönlendirecektir. Nedir bu sorular? Neredeyiz? Niçin varız? Nereye varmak istiyoruz? Varmak istediğimiz yere nasıl gideriz? Doğru yolda ilerlediğimizi nasıl kontrol ederiz? Şimdi bu soruları sorduğumuzda hangi cevapları bulmamız gerektiğine odaklanalım. Atakan GENÇ (Dr, YTÜ Endüstri Müh.) STRATEJİTEK Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Ortak agenc@stratejitek.com Şirketlerin temel amacı kar etmektir ve bu son derece önemli bir konudur. Ancak, bu amaca sürekli biçimde hizmet edecek bir “işletme sistemini” tasarlamak ise daha önemlidir, hatta gelecek açısından hayati önem taşımaktadır. Karlılığı, verimlilik artırma teknikleriyle veya maliyet düşürme yöntemleri ile elde etmek mümkün olsa da bu, şirketin hayatını devam ettirebilmesi için yeter şart değildir. Çünkü şirketler çevresinden etkilenen, çevresini etkileyen ve paydaşları ile bir takım bilgi, para ve benzeri kaynak alışverişinde bulunan açık sistemlerdir. Şirket yönetimi demek, sadece kendi süreçlerine odaklanarak onları iyileştirmeye çalışmak değildir. Bununla birlikte, çevreyle de mücadele etmek gerekir. Çevredeki

148

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Neredeyiz? Şirketinizin nerede bulunduğu sorgulanırken, iç ve dış çevresini göz önünde tutarak değerlendirme yapılmalıdır. Şirketinizin iç çevresini oluşturan insan kaynağı, teknolojik altyapısı, mali durumu, süreçleri, ürünleri konularında analizler yapılarak zayıflıklar tespit edilmeli ve bu zayıflıkları ortadan kaldıracak projeler ortaya koyulmalıdır. Bununla birlikte, güçlü bir takım yönlerin de rakiplere karşı nasıl kullanılacağı konusunda düşünülmeli ve bazı ön görülerde bulunulmalıdır. Şirketinizin değerlendireceği diğer yönü ise dış çevresidir. Dış çevre denildiğinde, rakiplerin durumu, politik ve yasal çevre, teknolojik çevre, ekonomi, sosyal çevre ve bizzat çevrenin kendisi yani ekolojik çevre akla gelmelidir. Dış çevredeki değişimler sürekli takip edilmeli ve karşılaşılabilecek fırsatlar için şirketiniz hazır tutulmalıdır. Aynı zamanda, bahsettiğimiz bu çevrelerdeki bir takım değişiklikler şirketiniz için tehdit de


Etkin Yönetim olabilir. Bu nedenle riskleri de ön görmek, buna göre kaynakları yönetmek gerekir. Analiz ederken alt başlıklara ayırarak bahsettiğimiz bu konuların hepsi bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmeli, şirketin geleceği hakkındaki kararlar bütünsel yaklaşım ile ortaya koyulmalıdır. Burada özellikle müşterinin kim olduğu, bugünkü beklentilerinin ne olduğu ve gelecekte bu beklentilerin ne yönde değişeceği tüm analizlerde göz önünde tutularak değerlendirmeler yapılmalıdır. Örneğin, dış çevredeki trendlere bakıldığında toplumun (müşterinin) çevre konusunda daha duyarlı bir hale geliyor olmasıyla birlikte devletin çevre kirliliğiyle mücadele adına “karbon vergisi alması” ihtimali ortaya çıktığında, şirketiniz enerjisini yenilenebilir kaynaklardan sağlama yolunda yeni yatırımlar planlamaya yönelebilir. Şirketiniz, bu konudaki yatırım planlarını ve uygulamalarını müşterisine anlatarak onların takdirini kazanabilir ve marka sadakatlerini güçlendirebilir. Burada şirketiniz müşterisine “ortak değerlere sahibiz mesajı” vermektedir, diğer taraftan da gelecekte vergi avantajı saylayacak bir yatırım içerisine girmiştir. Bu, stratejik düşüncenin bir ürünüdür. Dolayısıyla, tüm çevre değişkenleri birbiriyle etkileşim halindedir ve birlikte ele alınarak şirketiniz hakkında kapsamlı kararlar verilmelidir. Niçin varız? Şirketinizin “Nerede ?” olduğu sorusuna cevap ararken bir taraftan da size yatırımlarınız ve kararlarınız için yön verecek “Niçin varız?” sorusunun cevabını sorgulamanız gerekmektedir. “Niçin varız?” yani “işletmenizin misyonu nedir?”, “işletmeniz niçin vardır?” sorusunun cevabı faaliyetlerinizin, projelerinizin etkinliği için kritik sorulardır. Nereye varmak istiyoruz? Şirketinizin mevcut durumunu ve misyonunu göz önüne alarak gelecekte bulunacağı yeri hayal etmek ve bunu hedef olarak benimsemek, tüm şirket kaynakların ne uğrunda harcanacağının bilinmesi, işletme

sisteminin belli bir yön doğrultusunda sürekli olarak çalıştırılabilmesi açısından motive edici bir güç sağlayacaktır. Bu sorunun cevabını şirketinizin yöneticileri ve paydaşlarınızla birlikte katılımcı bir şekilde aramanız ve sonuçta bulacağınız cevapları şirketinizin uzun vadeli planı haline dönüştürmeniz kurumsallaşma ve kalıcılık adına önemli bir adım olacaktır. Varmak istediğimiz yere nasıl gideriz? Şirketinizin mevcut bulunduğu noktadan hayal ettiğiniz daha ilerideki bir noktaya, yani vizyonunuza taşınabilmesi için bir takım stratejik kararlar almanız gerekir. Bunlar, şirketinizin kaynaklarının nasıl dağıtacağınıza karar vermeniz anlamına da gelmektedir. Belirleyeceğiniz stratejiler uzun vadeli planlarınızı oluşturacaktır. Ancak, bu stratejileri gerçekleştirecek daha küçük adımlar belirlenmelidir. Bunlar, zaman boyutunu içeren ölçülebilir, kesin, ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler olmalıdır. Belirlediğiniz hedeflerin her biri için gerçekleştirilecek projeler ve faaliyetler ortaya koyularak, bunların hangi kaynaklarla hangi zaman diliminde yapılacağı çizelgelenmeli ve yönetimi sağlanmalıdır. Doğru yolda ilerlediğimizi nasıl kontrol ederiz? Buraya kadar bahsettiğimiz konuların sorgulanması sadece bir kereye mahsus olmamalıdır. Çünkü işletme sistemi dinamik bir sistemdir. Şirketinizin dış çevresi de aynı şekilde sürekli etkileşimde bulunan ve değişen bir sistemdir. Bu nedenle, şirketiniz için geliştirdiğiniz stratejilerin geçerliliği çevredeki değişimler karşısında sürekli sorgulanmalı ve hedefleriniz gözden geçirilmelidir. Hedeflerinize ne kadar yaklaştığınız, geliştireceğiniz performans göstergelerinden takip edilerek ortaya koyulabilir. Ancak, bu göstergeler sadece hedeflerinize yönelik somut çıktı ölçümleri olarak kalmamalı, aynı zamanda bu hedeflere ulaşmanın doğuracağı sonuçların etkilerinin ölçümünü de içermelidir. Yani iş sonuçlarını, kalite, verimlilik, etkinlik, maliyet boyutlarını da düşünerek irdelemeli ve şirketinizin ilerlemesini tüm boyutlarda takip edebilmelisiniz. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

149


İletişimde İletişim

Kızgın, Negatif Kumsallardan Pozitif Ilık Sulara;

“Zor İnsanlarla Kolay İletişim” 2 Zor insanlarla iletişim her zaman zordur, asla kolay olması beklenemez…Bu sebeple beklentilerinizi çok yüksek tutmayın… Özellikle kendi ruh sağlığınız açısından çatışmaya girmekten kaçının, ama isterseniz bir bakalım nedir bu Çatışma? Çatışmanın suçlusu kimdir ? Sorusuna vereceğimiz cevapların soruları şunlardır Problem kimin kontrolünde? Karşı tarafın payı nedir? Benim payım/ yapabileceklerim nelerdir? Çatışmayı önceden hissedebilirsiniz… Etkili bir biçimde bilgi sağlayabilirsiniz. Astlarınızdan bilgi almaya zaman ayırabilirsiniz. Sizin veya astlarınızın hangi eylemlerinin çatışmaya neden olduğunu sorgulayabilirsiniz. Üstleriniz ve astlarınızla düzenli olarak görüşerek beklentileri, öncelikleri ve acil olanları belirleyebilirsiniz. Performansı sürekli olarak değerlendirebilirsiniz. Aşağıdaki semptomlara lütfen dikkat!!! Çünkü aslında ÇATIŞMA GELİYORUM DER! İletişimde isteksizlik göstermek. Görünürde hiçbir neden olmadığı halde kızmak. Verimliliğin sürekli olarak düşmesi. Moral bozukluğu. Hastalık gerekçesiyle işe gelmeme, rapor alma olaylarında artış. İş kazalarının ve hataların artması. Görüş ayrılıkları olduğunda bağırıp çağırmaya başlamak, kapıyı çarpmak ... Eğer astlar bir bilgiyi paylaşıyor, ama karşılığında üstlerden aynı paylaşımı ve yeterli açıklamayı bulamıyorlarsa; Üstlerine güvenmeyebilirler, Açık iletişimden çekinebilirler, Daha az risk alırlar,

150

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Almila Dalkılıç almilad@gmail.com

Kendi gelecekleri konusunda belirsizlikler yaşayabilirler, ve Kendilerine güvenlerini kaybedebilirler. NİÇİN KIZIYORUM ? NELERE KIZIYORUM ? KIZMA GEREKÇELERİM BAŞKALARINA GÖRE DE HAKLI GÖRÜLEBİLİR Mİ ? Kendimize zor zamanlarda soracağımız sorulardır… ÇATIŞMA; Birbirinden bağımsız iki kişi veya taraf arasındaki İhtiyaç Amaç Fikir farklılıklarından doğan bir rekabettir. ÇATIŞMAYI YÖNETMEK ADINA; Çatışmaları negatif bir güçten pozitif bir güce çevirmek için ekip üyeleri birbirini dinlemeli Farklı bakış açılarını anlamaya istekli olmalı. Varsayımlar, objektif bir şekilde sorgulanmalı Ekip liderleri; çatışmaların kişiselleşmesine engel olmalıdır. Çatışmaları avantaja dönüştürebilirsiniz : İnsanları zor konuları tartışmaya teşvik eden bir ortam yaratın Kimin değil, neyin ilerlemeyi aksattığını bulun Sorunu fark eden kişiyi yüreklendirin ki daha da detaylandırsın Ne yapılabileceği hakkında görüş alışverişi yaparak tartışmayı sonlandırın.


İletişimde İletişim ÇATIŞMADA 5 ÖNEMLİ TARZ “Gücü Olan Hükmeder” “Hala Güçlüyken Ayrıl ve Diplomatça Hayır De” “Farkı Paylaşalım, İkimizde Biraz Kazanalım” “Düşmanlarını Nezaketinle Öldür” “Birlikten Kuvvet Doğar” ÇATIŞMA YÖNETİMİNDE 1. AŞAMA: Kızgınlığınızı kontrol altına alın. Taraflar sağlıklı düşünemeyecek kadar kızgın ise ve duygularını kontrol edemiyorsa uzlaşma sağlanamaz. 2.AŞAMA: Karşı tarafa yaklaşmadan önce bir kez daha düşünün! Çatışma tarafları nasıl etkilemektedir? Çatışmada taraflar için çıkarlar ve değerler nelerdir? Taraflardan her birinin diğerine ilişkin önyargıları ve varsayımları nelerdir? Söz konusu çatışmayı yönetmede ya da çözümlemede en iyi yaklaşım nedir? İşbirliği yapılacaksa, bunu başlatmak için en uygun yer ve zaman nedir? 3.AŞAMA: Olumlu bir hava oluşturun. Karşı tarafı uzlaşmaya-konuşmaya davet edin. İyi niyetli olduğunuzu gösterin. Karşı tarafı dikkate aldığınızı ve önem verdiğinizi gösterin.

6.AŞAMA: Olası çözümler için beyin fırtınası yapın. Tarafların ihtiyaç ve çıkarlarının tatmin olabilmesi için düşünceleri açıkça ortaya koymak. Bu aşamada henüz düşünceleri eleştirmemek ve yargılamamak. Düşüncelere açık olmak. “Sen” yerine “biz”, kullanmaya özen göstermek. 7.AŞAMA: Olası çözümleri değerlendirin ve uygun çözümleri belirleyin. Çözümler şu nitelikleri taşımalıdır: Her iki taraf için de kabul edilebilir, Gerçekçi ve gerçekleştirilebilir, Belirgin ve Dengeli olmalıdır. Çözümler her iki taraf için de önemli ana hususları içermelidir. 8.AŞAMA: Çözümlerin işlerliğini izleyin. Belirli bir süre sonra çözümlerin işleyip işlemediğini kontrol etmek. İşlemiyorsa, yukarıdaki basamakları tekrarlayarak çözümleri yeniden gözden geçirmek. Hepinize Çatışmadan uzak zamanlar diliyorum…

4.AŞAMA: Temel kurallara dikkat edin. Karşı tarafı dikkatle dinleyin ve sözünü kesmeyin. Durumu iyileştirmek için çalışın. Sakinliğinizi koruyun. 5.AŞAMA: Problemi tartışarak tanımlayın. Taraf için önemli olan hususları ortaya koyun ve duyguları paylaşın. Etkili konuşma ve dinleme tekniklerini kullanın. İhtiyaçları ve çıkarları belirleyin. Gerekiyorsa değerleri, varsayımları ve kaygıları paylaşın. Ortaya çıkan yeni algı ve anlayışı gözden geçirin. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

151


Bayi Vizyonu

PROFESYONEL YAKLAŞIM SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı Çetin Cinemre cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com

İş hayatı profesyonellik gerektirir. Profesyonel olmanın anlamı duygular ile değil; akıl, mantık, veriler ve gerçekler ile hareke etmektir. Bu konuda kültürel engellerimiz vardır. Duygusal bir milletiz. Duygularımızı kontrol etmekte zorlanırız ve çoğu kez duygularımızın etkisi altında kalarak hareket ederiz. Duygular, davranışlarımıza yön verir. Özellikle tehlikeli duyguları kontrol edememek, bizim için çok ağır sonuçlar doğurabilir. Sinir, öfke, hiddet, şiddet, saldırganlık, kıskançlık gibi duyguların etkisi altında kalınarak yaşanan olayları medyada izlemekteyiz. Duygular, aklın önüne geçerse hata yaparız. Profesyonel satıcı, duyguları aklının önüne geçmeyen satıcıdır. Duyguların, iş hayatındaki gerçekleri görmeye engel olmaması gerekir. Şöyle ki; müşteri ile sürekli sorun yaşayan bir satıcı, kendisine çekidüzen vermesi için birkaç kez uyarılmasına ve kazanılmaya çalışılmasına karşın aynı davranışlarını sürdürmekte ısrar ederse, onunla yolları ayırmaktan başka seçenek yoktur. Çünkü müşteriyi memnun edemeyen kişi ile çalışmak, akılcı bir davranış değildir. Bu kararı vermek mağaza sahibi için zor olabilir. Satıcı, akrabası veya yakını ise; duygularının etkisi altında kalması olasılığı vardır. Ancak profesyonellik bu duyguları yenmeyi, aşmayı gerekli kılar. “Kardeşim,

152

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

oğlum, kızım, yeğenim, arkadaşım” diyerek o kişiyi işte tutmak, bayiye zarar verir. Aralarında akraba veya arkadaş ilişkisi bulunan kişilerin birlikte kurdukları işlerin çoğu; anlaşmazlık, geçimsizlik ve ayrılık ile sonuçlanır. Bunun temel sebebi, tarafların profesyonellikten uzak duygusal tavırlarıdır. Birlikte iş kuran, mağaza açan kişiler birbirini “iş ortağı” olarak görmeli; kişisel çıkarlarını değil, ortak çıkarlarını dikkate alarak hareket etmelidir. Ortak çıkar, para kazanmaktır; ama para kazanmak müşteri memnuniyetinden geçer. Ne iş yaparsa yapsın hiç kimse müşteri memnuniyetini göz ardı edemez. Profesyonel olmak, kişiselleştirme hatasına düşmemek demektir. Bayi çalışanları açısından bakarsak kişiselleştirmek; müşterinin sert söylem ve eylemlerini üzerine almamak, onur ve gurur sorunu yapmamak demektir. Olay kişiselleştirildiği zaman, tehlike başlar. Müşteri ile tartışma, çatışma noktasına gelinebilir. Hatta kavga çıkabilir. Bu yaklaşım, esnaflığa ve insanlığa sığmaz. Müşteri velinimettir. Daima haklı olup olmadığı tartışma konusu olsa da, özel bir insan olduğu gerçektir. Satıcı, müşteriyi herhangi bir insan (sıradan bir insan) gibi göremez. Müşteri, bayinin ve satıcının varlık sebebidir. Müşteri olmazsa, satıcı da olmaz. O nedenle müşterinin üzerine titremek ve müşteri memnuniyetsizliğine


Bayi Vizyonu

"Gittikçe profesyonelleşen iş hayatında, gelecek profesyonellerin olacaktır." yol açacak tutumlardan özenle kaçınmak gerekir. Aynı mağazada çalışan satıcılar arasında zaman zaman anlaşmazlıklar olabilir. Ancak bunların çatışma noktasına varmaması gerekir. Anlaşma olmazsa, uzlaşma sağlanmalıdır. Uzlaşmak da profesyonelliğin bir özelliğidir. Birbiri ile çatışan, bu nedenle aralarındaki iletişimi koparan, birbirine küsen satıcılar; ekmek yedikleri yere zarar verdiklerini ve kendi ekmekleri ile oynadıklarını bilmelidir. Bir işyerinde çalışan insanlar arasında küskünlük, dargınlık kabul edilemez. Kişisel nedenlerle böyle bir tutum içine girmek, profesyonelliğe taban tabana zıttır. Profesyonel satıcı bazen maske takmalıdır. Maske, duyguların bastırılması ve davranışlara yansıtılmamasıdır. Müşterinin kendisine yönelik eleştiri ve suçlamalarını sakin ve sabırla karşılamalıdır. Rahatsız olsa da, rahatsızlığını belli etmemeli; tepki göstermemelidir. İçindeki duyguları frenlemeli; duruşunu, efendiliğini bozmamalıdır. İş hayatı ve özellikle müşteri ilişkileri bunu gerektirir. Profesyonellik kişisel sorunlarını işine yansıtmamayı gerektirir. İnsanın özel, ailevi bir çok sorunu olabilir. Ancak bunların işini olumsuz yönde etkilemesine izin vermemelidir. Sabah eşi ile kavga ederek evden çıkıp, mağazaya gelen satıcı morali ve çalışma isteği ne kadar düşük olsa da, müşterisini ilgi ve güler yüz ile karşılamalı; işinin hakkını vermelidir. Satıcının kişisel sorunları, müşteriyi ilgilendirmez. Müşteri her zaman ilgi ve güler yüz bekler.

Marka bayiliği varsa, markaya layık olunması ve markanın iyi temsil edilmesi de çok önemlidir. Satıcı, markanın sesi ve yüzüdür. Söylem ve eylemleri ile markanın müşteri gözündeki değerini belirleyen konumdadır. Profesyonel satıcı, markanın değerine değer katar. Profesyonel satıcı, farkındalığı yüksek insandır. Yaptığı işin bilincindedir. Söylem ve eylemlerinin müşteri üzerindeki etki veya sonucunu öngörebilir. Müşteriyi nasıl karşılayacağını, nasıl hitap edeceğini veya selam vereceğini bilir. Bir bayan müşteriye “hanımefendi” derken, başka birine “abla” veya “yenge hanım” demesi gerektiğinin farkındadır. Buna kısaca “nabza göre şerbet vermek” denir. İnsan ilişkilerinde çok önemli bir kural vardır: Her insana aynı şekilde davranılmaz. İnsanlar arasında kişilik ve kültür farkları vardır. Profesyonel satıcı, bu farkların bilincindedir. Profesyonellik, işini baştan doğru yapmayı gerektirir. Bu kültürel bir özelliktir. Japonlar bu kültüre sahiptir. Bizim kültürümüzde maalesef bu özellik çok zayıftır. İşi baştan doğru yapmadığımız için düzeltir, tekrar yaparız. Düzeltmenin yarattığı maliyeti de karşılamak zorunda kalırız. Yetersiz planlama, hazırlık yapmadan bir işe soyunur; ama sonunu getiremeyiz. İş sürüncemede kalır, işi bitirmenin maliyeti de yükselir. Gittikçe profesyonelleşen iş hayatında, olacaktır. gelecek profesyonellerin Profesyonel düşünce ve yaklaşım içinde olanlar iş hayatının gereklerini başarıyla yerine getiren, örnek kişilerdir. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

153


Ürünler

Artema Teknolojisi, Swarovski Şıklığıyla Buluştu: Juno Swarovski Artema teknolojisiyle Swarovski şıklığı, “Juno made with Swarovski elements” serisinde buluşuyor. Yeni Swarovski taşlı kumanda kolları, Juno armatürlerin klasik çizgisine gösteriş katıyor. Altın ve krom renk seçenekleriyle sunulan Juno made with Swarovski elements, ankastre ve normal batarya seçenekleri sayesinde, farklı lavabolarla kombinlenebiliyor. Seri, özel debi regülatörlü perlatörü sayesinde su tasarrufu da sağlıyor. Serinin aynı özelliklere sahip klasik seçeneği olan Juno Classic lavabo bataryası da porselen görünümlü kollarıyla banyoya nostaljik bir hava getiriyor.

154

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Yapi Teknolojisinde Yeni Boyut: Ardex Microte Yapı teknolojisinin gelişmesi ile birlikte zemin ve duvar kaplama malzemelerinin de boyutları gözle görülür şekilde büyümektedir. Eskiden ev ve işyerlerindeki mekanlar 15x15 boyutlarındaki fayanslarla kaplanırken artık günümüzde 60x120 hatta 3mt’ye varan seramikler ve doğaltaşlar kullanılmaktadır. Ağırlıkları 15-20 ve hatta 30kg’leri kadar ulaşan bu boyutlardaki taşların duvara veya zemine düzgün ve kaymadan yapıştırılabilmesi ve yapıştırıldıkları yerde kalıcı olabilmeleri için kullanılacak yapıştırıcıların en doğru ve en güvenilir ürünler olması gerekmektedir. ARDEX MICROTEC Teknolojisi, tam bu noktada en doğru ürünler ile en doğru çözümleri sunmaktadır. Ürünler ayrıca esnek ve çatlamaya karşı mukavemetli olup, suya, dona ve kireç kusmalarına karşı dayanıklıdır. Verimliliği yüksektir; ARDEX yapıştırıcılarının bir torbası ile muadillerine göre en az %20 daha fazla metraj yapılabilir. Ağır taşlarla dış cephe kaplamalarında 5mt’ye kadar olan yüksekliklerde mekanik tespit sistemlerine gerek olmadan güvenle yapıştırma yapılabilir. ARDEX MICROTEC fleks yapıştırıcıları içerdiği üstün nitelikli hammadde, katkı ve lifler sayesinde en büyük ve en zor taşların yapıştırılmasında güvenle kullanılabilir. TS-11140 EN 12004 normlarına göre çimento esaslı iki tip yapıştırıcı tanımlanmıştır. C: Çimento esaslı yapıştırıcılar, bunlar da kendi aralarında aşağıdaki başlıca özelliklerine göre iki tip yapıştırıcı ile belirlenmektedir. Yukarıda bahsi geçen ve bu normların içinde de atıfta bulunan diğer normların doğrultusunda tanımlamalar şöyledir; C1: Normal Yapıştırıcı C2: Özellikleri geliştirilmiş yapıştırıcı ki en büyük fark yapışma mukavemeti ve açık kalma süreleridir. C1 yapıştırıcının son mukavemeti en az 0,5NN/mm2 ve açık kalma süresi en az 20dakika olması gerekirken bu değerler C2 yapıştırıcılarında 1,0N/mm2 ve en az 30 dakikadır. ARDEX yapıştırıcılarının tümü C2 yani üstün nitelikleri yapıştırıcılardır. - T(T) İki kat yapışma mukavemeti Kayma özelliği azaltılmış, yani plakanın yapışmasına müteakip 0,5mm’den fazla kaymaması -E(E) İki kata kadar uygulama ve düzeltme süresi Açık kalma süresi, yani yapıştırıcının duvara uygulanması ve taranmasına müteakip en az 30 dakika açıkta kaldıktan sonra üzerine seramik yapışma özelliğinin devam etmesi - F(F) 4 kata kadar daha hızlı mukavemet gücü kazanma Normalde 24 saatte ulaşılması gereken yapışma mukavemetine 6 saatten önce ulaşılması - S1 veya S2 Fleks (Esneklik) özelliği (DIN-EN 12002’ye göre) S1 / S2 Fleks (esnek) yapıştırıcılar Önemli bir konu da bir yapıştırıcının Fleks yapıştırıcı olması için sadece C2 tanımına uymasının yeterli olmadığıdır. Günümüzde C2 yapıştırıcı diye piyasada bulunan yapıştırıcılar aynı zamanda esnek yani “Fleks” yapıştırıcılar adı altında sunulmaktadır. Ancak bir yapıştırıcının esnek olabilmesi için EN 12004 standardı bununla ilgili de bir tanımlama yapmıştır. Yapıştırıcının Fleks yani esnek yapıştırıcı ünvanının alabilmesi için EN 12004 ve 12002 de tanımlanmış metodlarda en 2,5mm değerine sağlaması gerekmektedir. Bu şekilde S1 sembolünü, 5mm’den fazla esneme olması durumunda da S2 yani yüksek nitelikli esnek bir yapıştırıcı niteliğine ulaşmaktadır. ARDEX MICROTEC Serisi yapıştırıcıların tümü S1 özellikli Fleks yapıştırıcılardır. ARDEX S48 ise S2 nitelikli üstün bir üründür.

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

155


Ürünler

Baumit Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri Güvenilir ve Mükemmel Çözümler Sunar Yüksek konfor ve sağlıklı mekânlar: Bu nitelikler bir “konutun” gerçek bir “yuvaya” dönüşmesini sağlayan unsurlardır ki bu şekilde dört duvar arasında kendimizi gerçekten iyi hissederiz. Bu niteliklere en önemli katkıyı sağlayan etken ise mükemmel bir ısı yalıtımıdır. Çünkü ancak bu şekilde dengeli sıcaklık seviyeleri elde etmek mümkündür, böylece mekân sıcaklığı tüm mevsimler boyunca dengelenmiş ve korunmuş olur. İnsanlarda giysi ne denli önemliyse, binalarda da uygun ısı yalıtım sistemi o denli büyük önem taşır. Baumit Isı Yalıtım Sistemi evinizi koruyucu bir manto gibi sarar. Kışın evinizin sıcak ve konforlu, yazın ise serin ve ferah kalmasını sağlar. Böylece tüm duvar yapıları, farklı hava koşullarına karşı korunur. Baumit Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemi, iç ısı ile dış ısı arasındaki farkı korumaya çalışır. Aynı zamanda binanızın nefes almasını sağlayarak sağlıklı ve konfor şartları sağlanmış yaşam alanlarında oturmanızı sağlar. Yakıt harcamaları yaklaşık %50 oranında azalır, yazın ise klimaların daha az çalışmasından dolayı elektrik harcamaları da önceki yıllara oranla önemli miktarlarda azalır. Tasarrufun yanı sıra sistemin fiziksel faydaları da bulunmaktadır. Baumit Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemi, yoğuşmanın (terlemenin) neden olduğu küflenme, siyah leke ve mantar oluşumunu engeller. Rutubet ve nemden kaynaklanan, hastalıklara yol açan sağlıksız ve konforsuz koşulların oluşmasını önler. Bununla beraber, rutubet ve dış etkilerden korunan binanın ömrü uzar. Tüm Baumit sistemleri ve sistem bileşenleri, ETAG 004 testinden geçmiş ve belgelendirilmiş olup birçok özellikleri ile yasal norm ve yönetmeliklerde şart koşulan teknik gereksinimlerin daha üzerinde performansa sahip sistemler sunar. Kaliteli ve ihtiyaca uygun olarak seçilen doğru sistem çözümlerinin kullanımı uzun ömürlü bir ısı yalıtım sistemi sağlarken aynı zamanda ısı yalıtımı için yapılan yatırımın çok daha kısa sürede amorti edilmesini sağlar. Baumit ürün gamında 4 farklı Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemi bulunmaktadır; 1. open® Isı Yalıtım Sistemi 2. Star Isı Yalıtım Sistemi 3. Pro Isı Yalıtım Sistemi 4. Duo Isı Yalıtım Sistemi

156

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Çocuklara Özel Banyolar İçin, Creavit Çocuk Takımı Creavit’in dünyaya çocukların gözlerinden bakarak ürettiği bir banyo takımı var. Üstelik bu banyo takımının üretilmesinde de bir amaç var: Çocuklara tıpkı giysileri, ayakkabıları gibi onlara özel tasarlanmış klozet ve lavabo sunmak! Klozet ve rezervuar beraber kullanılabileceği gibi, tek klozet olarak kullanıp gömme rezervuarla kullanım seçeneği de mevcut. Çocuklara özel deseniyle Design cam kumanda paneli ise fark yaratan bir diğer unsur. Panelin üzerinde yer alan 3 ve 6 litrelik seçeneklerden hangisini ne zaman kullanacağını öğrenen çocuk, daha küçük yaşlardan itibaren “ihtiyacı kadar” su kullanmaya alışıyor. Klozetleri çocuklar adeta kendileri için tasarlanmış bir tabureye otururcasına rahatlıkla kullanabiliyor. Boylarına uygun lavabo ve fonksiyonel armatürle el yıkama alışkanlığı kazanıyorlar. Gömme rezervuar kumanda panelleri gibi, takımı oluşturan klozet ve lavabo da renkli ve sevimli karakterlerle süsleniyor. Böylece çocuklar tarafından kolayca benimseniyorlar. Üstelik Çocuk Banyo Takım, çocukların boylarına uygun yükseklikte monte edildiği için, hem kendilerini birey olarak görmeye başlıyorlar hem de ömür boyu kullanacakları temizlik alışkanlıkları ediniyorlar. Creavit’in minik insanlara armağanı olan bu tasarımlar sadece kreşler, anaokulları, fabrikaların gündüz bakım evleri, çocuk hastaneleri veya büyük alışveriş merkezlerinin çocuk tuvaletlerinde değil evlerde de kullanılmaya uygun. Çünkü artık anne-babalar evlerdeki tüm yaşam alanları gibi, banyolarını da çocuklarına uygun olarak düzenliyorlar.

Creavit SHEE ile Sadeliğin Kırmızı ile Buluşması… Işıldayan Banyolar! Creavit’in SHEE serisi görenleri şimdiden hayran bırakan farklı bir tasarım. Kırmızı, beyaz ve afromozyanın bir arada kullanıldığı banyo mobilyası lavabo modülü; aynalı üst modül ve boy dolaptan oluşuyor. Lavabo modülündeki kapak ise sürgülü. Beyaz lake gövde ve afromozya tezgah bütünselliğindeki şıklık; mini çekmecede kullanılan kırmızı lake ile tasarımda kadınlara ayrıcalık tamamlamakta. Lavabosunun kare formuyla uyumlu armatür hem modern çizgilere sahip hem de son derece kullanışlı. Hem temizlik kolaylığı sağlayan hem de renkleri canlı gösteren lake ile armatürlerin pırıltılı yapısındaki uyum ise göz dolduruyor. SHEE her günü yepyeni bir canlılıkta karşılamak, güne keyifle başlamak adına; banyolarında fark yaratmak isteyenler için düşünülmüş ayrıcalıklı bir ürün olma özelliğiyle öne çıkıyor. Göz yormayan, ferah ve modern bir banyo mobilyası takımı olan SHEE, beyazın sadeliği ve detaylarından yansıyan pırıltılarla sizlerle buluşmayı bekliyor. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

157


Ürünler

Banyonuzda Romantik Bir Ambiansın Adresi : Cresta Sofistike detaylarla zenginleşen, varak ve lake işçiliğinin en güzel örneklerini sunan banyo mobilyalarıyla klasik tarzın en şık temsilcisi Cresta , Yeni Avangarde koleksiyonuyla sanatsal bir yorumu banyolarınıza taşıyor.

Amore Avangarde koleksiyonunun sade ve romanik üyesi Amore tamamen high gloss lake olarak üretiliyor.Seramik lavabosu ve yavaşlatıcı sistemli çekmece rayları ile fonksiyonel bir kullanım sağlıyor.

Caprice Cresta Banyonun Avangarde koleksiyonu için yeniden yorumlanan Caprice, sedef lake ve altın varak kombinasyonunu bir arada sunuyor.144 cm lik mermer tezgah ile üretilen banyo mobilyasının farklı ahşap ve lake renk alternatifleri de bulunuyor.

Diverso Diverso klasik tarzın modern yorumunu eşsiz zarafetiyle banyolara taşıyor.Tamamen high gloss sedefli lake olan banyo mobilyası kavisli hatlara sahip mermer tezgah ile sunuluyor. Diverso’yu farklı lake renklerde veya varak uygulamasıyla da tercih etmek mümkün.

158

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Daikin’den Tasarım ve Fonksiyonu Bir Arada Sunan “Emura” Daikin, Emura Inverter Klima modeliyle maksimum konforu, şık tasarımla buluşturuyor. 2010 iF Ürün Tasarım ödülüne layık görülen Daikin Emura, sahip olduğu teknolojiyle de farklılaşıyor. Dünya iklimlendirme sektörünün lider markası Daikin’in Emura modeli, yüksek teknolojisi, işlevselliği ve şık tasarımıyla dikkat çekiyor. Tasarım kalitesi, işçilik, malzeme seçimi, yenilikçi yaklaşım, çevreye etkileri, fonksiyonellik, ergonomi ve güvenlik gibi çok çeşitli kriterler göz önünde bulundurularak 2010 yılında iF Ürün Tasarım Ödülü’ne layık görülen Daikin Emura’nın ultra ince profili ve mat kristal beyazı veya eskitme alüminyum şık dış yüzeyi, Emura’yı bir ev elektroniğinden mobilyaların doğal bir parçasına dönüştürüyor. Teknoloji harikası sessiz güç... Standart bir klimanın sessiz bir odada çalışma sesi ortalama 40dBA iken Daikin Emura, 22dBA seviyelerinde son derece sessiz çalışıyor. Öte yandan A sınıfı enerji kategorisindeki bu klima inverter teknolojisi sayesinde çalışmaya başlama ve durdurma sırasındaki enerji tüketimini önlüyor ve daha kararlı sıcaklıklar elde edilmesini sağlıyor. Haftalık programlanabilir uzaktan kumandasıyla da fark yaratan Daikin Emura, geniş ısı derecesi aralığında kullanılabiliyor ve dış ortam koşullarında soğutma için -10 ila 46°C, ısıtma için ise -15 ila 18°C arasında çalışabiliyor. Özel tasarım kumanda üzerindeki çalışma düğmesine basıldığında, ön panel ve kanat açılarak cihazın enerji tasarruf özelliği olan akıllı göz ortaya çıkıyor. Bu yerleşik sensör, odada bulunan insanları algılayarak oda boşaldığında otomatik olarak enerji tasarruflu moda geçiş yapıyor. Uyumak artık daha keyifli... Daikin Emura’nın titanyum apatit fotokatalitik hava temizleme filtresi, havadaki mikroskobik toz partikülerlerini temizlerken bakteri ve virüs gibi organik kirleticileri de emiyor ve kötü kokuları gideriyor. Klima, gece ayar moduyla aşırı ısınmayı veya aşırı soğumayı önleyerek kullanıcılarına konforlu bir uyku da sunuyor. Konfor modu, ünitenin soğuk hava etkisi yaratmayacak şekilde çalışmasını garanti ediyor. Soğutma sırasında soğuk havanın doğrudan insanların üzerine gelmesini önleyen Daikin Emura, ısıtma sırasında da sıcak havanın odanın alt kısmına doğru üflenmesini sağlıyor. Güçlü çalışma moduyla odaları hızlı bir şekilde ısıtan veya soğutan Emura, otomatik salınım sistemi sayesinde de odanın her tarafından eşit derecede sıcaklık veriyor. Her mevsimde konforlu ısı ve uyumlu nem düzeyi sağlayan Daikin Emura, tasarım ile malzemenin, şekil ile fonksiyonun ve akıllı ısıtma ile verimli soğutmanın mükemmel birlikteliğini temsil ediyor. Daikin Emura üstün performansı, optimum hava dağılımı ve çok sessiz çalışma özellikleriyle yıl boyu konfor ve kalite arayanların tercihi haline geliyor. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

159


Ürünler

Demirdöküm’den Üstün Özellikli Yeni Termosifon Isıtma soğutma sektöründe tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda ürün gamını geliştiren DemirDöküm’ün pazara sunduğu yeni DT3 Termosifonlar üstün özellikleriyle fark yaratıyor. DT3 termosifonlardaki Legionella (Anti–Bakteriyel) fonksiyonu, cihazda bakterilere karşı koruma sağlar. Bu özellik cihazın ilk çalıştırılmasından 3 gün sonra devreye girer ve su sıcaklığını 70 0C ‘ye çıkartarak bakterileri dezenfekte eder. Cihaz stand-by konumunda iken 30 günlük periyotlarla bakterilere karşı korunma işlemi otomatik olarak devam eder. DT3 termosifonlarda bulunan geniş mavi LCD ekran, termosifondaki su sıcaklığının en hassas şekilde takip edilerek istenen değerin ayarlanmasını sağlar. Bu ekrandaki simgeler yardımıyla hangi fonksiyonların devrede olduğu kolayca görülebilir. Bu termosifonlar çift cidarlı olup, iki cidar arasındaki monoblok poliüretan izolasyon, ısının uzun süre muhafaza edilmesine yardımcı olur. Termosifon kazanının içinde kullanılan korozyona karşı koruyucu magnezyum anot termosifonun ömrünü uzatır. Otomatik hata bildirim fonksiyonu, cihazda herhangi bir zamanda oluşan hatayı tespit imkânı sağlar ve sorunla ilgili uyarı verir. Donma koruma emniyeti ile cihazda su sıcaklığı 60C’nin altına düştüğünde donma koruma özelliği otomatik olarak devreye girer ve suyun sıcaklığı 100C’ye çıkarılarak suyun donması önlenmiş olur. DemirDöküm DT3 Termosifonlarda, cihazın optimum sıcaklık seviyesinde çalışarak minimum enerji harcamasını sağlayan Eco Mod özelliği bulunur. Bu mod süresince cihaz 47–53 0C aralığında çalışır. DT3 Termosifonlar, sıcaklığın aşırı derecede yükseldiği durumlarda aşırı ısınmaya karşı koruma özelliğiyle tam emniyet sağlar. DemirDöküm DT3 termosifon üstün özellikleri, modern tasarımı ve geniş mavi LCD ekranı ile termosifon pazarında fark yaratacaktır.

160

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Suyun ve Toprağın Uyumu ile Gelen Zerafet: E.C.A. Serel 60 yıllık deneyimini suya ve toprağa yansıtan E.C.A. SEREL, armatür ve vitrifiye koleksiyonlarına eklediği yeni serileri ile banyoların havasını her yıl olduğu gibi bu yıl da değiştirmeye hazırlanıyor. Toprak ve su konsepti ile çektiği ve ürünlerin özellikleri ile marka imajını yansıttığı yeni reklam filmleri ile 2012 yılına ait yeni serilerini tanıtıyor. Toprağa Hayat Veren Marka SEREL: Amphora Serisi SEREL Amphora, çömlekçi çarkından günümüz banyolarına uzanan bir hikâyeden esinleniyor. Geçmişten aldığı ilhamı tasarım ile birleştiren marka, doğaya ve insana saygılı yaklaşımı ile farklılaşan bir ürün grubu sunuyor. SEREL Amphora, eskiyi günümüze taşırken, sahip olduğu çizgilerle post modern bir görünüm sunuyor. Tozlu bir sanat atölyesi içinde başlayan reklamda, SEREL Amphora Serisi’nin sahip olduğu egzotik doku özellikle vurgulanan unsur oluyor. Gücünü ve ilhamını topraktan alan marka, her şeyin başlangıcının yine toprak olduğunu kanıtlarcasına egzotik bir sanat atölyesine ait kareler ile ekrana geliyor. Ufak dokunuşlarla seramiğe ve banyoya dönüşmeye başlayan atölye son haliyle Amphora ürünlerinden oluşan SEREL banyosu olarak karşımıza çıkıyor. Suya Yön Veren Marka E.C.A. : Electra Serisi Ürünlerinde ileri teknoloji ve tasarımı birleştiren E.C.A. Electra Serisi, dijital dünyanın sonsuzluğuna atılan ilk adımı simgeliyor. Alışıla gelmiş formların dışında, tüm ürünlerin dijital olma öngörüsü ile tasarlanmış Electra Serisi, kullanıcılarına yeni bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor. Electra ankastre banyo bataryasının sahip olduğu şelale ve yağmur akışlı çift yönlü duş bataryası ile banyolar daha keyifli hale geliyor. Bir su girdabı içinde başlayan reklam filmi, Su damlacıkları içerisinde beliren oda ile Electra Serisi’nin modern ve tasarımsal yönüne gönderme yapıyor. E.C.A.’nın suya yön veren marka olgusunu anlatan filmdeki kadın figürü, tıpkı E.C.A. gibi su girdabına şekil veriyor. Filmin sonunda beliren sahnede ise E.C.A. Electra Serisi’nin hatlarını almış armatür formu, üzerindeki teknolojik tuşları ile gerçeğe dönüş yapıyor. E.C.A. SEREL Yeni Reklam Kampanyası ile Birlikte Yeni Teknolojileri de Sunuyor E.C.A., 2012 yılı reklam kampanyası kapsamında SEREL Amphora ile E.C.A. Electra Serisi dışında; SEREL Amadis Serisi geliştirdiği modüler sistem teknolojileri sayesinde size kendi banyonuzu yaratma fırsatı sunuyor. Çevreci yapısı ve enerji tasarruf sistemleri ile dikkat çeken E.C.A. Mina, Neva ve Novita Serileriyle, doğaya dost duruşlarıyla dikkat çekiyor. E.C.A. SEREL’in sponsorluğunu üstlendiği programlar dahil olmak üzere, pek çok mecrada yer alacak reklam filmleri ile E.C.A. ve SEREL 2012 yılı yeni koleksiyonlarının iletişim faaliyetlerini sürdürecek. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

161


Ürünler

Duravit’ten Geleceğin Banyoları

Çok işlevli yaşam alanlarına doğru gidiş Banyo bir yaşam alanı ve gevşeme yeri olarak giderek önem kazanıyor. Bu nedenle bugün banyodan beklenenler sadece banyo yapılacak veya duş alınacak bir yer olmanın çok ötesinde. Geleceğin kapsamlı banyolarının temelinde bireysel ihtiyaçlar yatıyor. Banyonun, aynı zamanda aktif sağlık bakımını teşvik eden ve çok işlevli ürünlerle de maksimum konfor sunan bir yaşam alanı olması yönünde artan bir eğilim var. Bu da uzun vadede görsel çekiciliği olan yenilikçi ürün fikirlerine yönelik talep doğuruyor. Bir yaşam alanı olarak banyo Modern banyo tasarımı bireysel objelerin toplamından daha fazlasını ifade ediyor. Aynı zamanda odaların yapılanmasına, kuru ve ıslak alanların tanımlanmasına yönelik bireysel çözümlerin aranmasını da teşvik ediyor. Duravit ve Sieger Design tarafından geliştirilen 2nd floor banyo serisinde bu mimari kalite zaten ortaya konuyor. 2nd floor’da banyo alanında duvar boyunca alışıldık yapılara sadık kalınmasına gerek

162

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

yok. Önde dört çekmece ve arkada ışıklı bir raf içeren, bir oda bölücü olarak tasarlanmış banyo alanı hem bol miktarda saklama alanı sunuyor hem de banyo tasarımında yepyeni olasılıkların önünü açıyor. Duvara 90° açıyla konumlanmış bağımsız bir unsur olarak odanın içine doğru serbestçe uzanıyor. Buna eşlik eden, aynaların tavana asılı olduğu bir ayna çözümü ise maksimum esneklik sağlıyor. Sürgülü aynalı kapıları ve iç aydınlatması olan 100 cm genişliğindeki boy dolabı da alışılmış yapıları bozmaya ve bu yaşam alanının kalitesini arttırmaya yönelik diğer bir çözüm. Bunu belirleyen en önemli etkenlerden biri de kullanılan malzemeler ve yüzey cilaları; kaliteli ahşap cilaların kullanıldığı banyo mobilyası banyoya gerçek bir sıcaklık ve kişilik kazandırıyor. Özel spa’da sağlık bakımı Bireysel zindelik konusunda kazanılan bilincin bir ifadesi olarak, banyo aktif bir sağlık bakımı yeri haline geliyor. Bir Eoos tasarımı olan Inipi, 120 x 120 cm’lik minimal boyutlarıyla bir kişiye bolca yer


Ürünler sunan modern tasarımlı bir sauna. Saunaya girmek hem fiziksel hem de duygusal gevşeme için çok yararlı. Alternatif sıcak ve soğuk uyarıcılar otonom sinir sisteminin dengesini geri kazandırıyor, kan damarlarının çeperlerine egzersiz yapıyor ve yüksek tansiyonun nedenlerini ortadan kaldırıyor. Düşük sıcaklıkları ve havada %100’e kadar varan nem oranıyla bir Philippe Starck tasarımı olan St. Trop buhar duşu, sadece bir metrekare yer kaplıyor. Sadece bir düğmeye basılarak size gevşetici buhar keyfi yaşatmanın yanında günlük kullanım için tam donanımlı bir duş konforunu sunuyor.

elektronik klozet kapağı teknolojisiyle öncü. Paslanmaz çelikten yapılmış, üç tip duş özelliği olan bir sprey kolu bide işlevi görüyor. Su sıcaklığı, su hacmi ve nozül konumu ayrı ayrı ayarlanabiliyor. Temizlik ve ferahlık hissinin ardından, sıcak ve kurutucu hava geliyor. Duravit’in çok çeşitli yenilikçi ürün fikirleri sayesinde, bireysel banyo tasarımında sınır neredeyse yok. Bunlar aynı zamanda çok kaliteli ve tasarım bakımından zamandan bağımsız...

Düzenli buhar banyoları bağışıklık sistemini hareket geçirir, kasların yenilenmesini sağlar ve cilt metabolizmasını uyarır. Duravit’in sunduğu banyolarda ve havuzlarda farklı masaj sistemleri, kas gevşetmeden canlandırıcı banyoya kadar uzanan ve istenirse renkli ışıklarla ve müzikle zenginleştirilebilen çok çeşitli su masajı etkileri bulunuyor. Maksimum konfor için çeşitli işlevler Birkaç işlevi yerine getiren yenilikçi ürünler modern banyo kullanıcılarının karmaşık ihtiyaçlarını aynı anda karşılar. Örneğin, kullanıcı tek bir ürünle buhar banyosu yapabilir veya duş alabilir ve aynı zamanda renklerin, kokuların ve seslerin yararlı etkilerinin keyfini çıkarabilir. Duravit’te buna çok sayıda yenilikçi örnek bulunuyor. Eoos tarafından tasarlanan Nahho yüzme küvetinde ağırlıktan kurtulmanın verdiği gevşeme hissi müzikle ve hafif ışıkla bir arada yaşanıyor. OpenSpace duş bölmesi kullanım sonrasında geriye doğru katlanıp duvara dayanan bir panel görevi görüyor; yüzme küveti ve duşla beraber, sadece 210x100 cm’lik bir alanda zindelik için mükemmel bileşim oluşturuyor. İstenirse, OpenSpace’in yanlarına ayna konarak pratik faydaları çoğaltılabilir. Yine bir Eoos tasarımı olup deri kaplı güvertesi bulunan Sundeck banyolar ve havuzlar kolayca geniş güneşlenme alanlarına dönüştürülebiliyor. Artık klozetler bile standart klozetlerin ötesine geçmişti. Philippe Starck tasarımı olan SensoWash Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

163


Ürünler

Ege Seramik, Spring 2012 Koleksiyonu Ile ROCKWELL Rockwell serisi, mekânlara şıklık katıyor. Digital Tile ürünü Rockwell serisi, mermer görünümü ve altın kaplamalı ışıltılı bordürü ile mekânlarda doğallık ve şıklığı aynı anda yakalama fırsatı sunuyor. Dijital baskı teknolojisi ile üretilen 33x99 cm ebadındaki duvar karosu, evin her köşesi için uygun olmasının yanı sıra otel, alışveriş merkezi gibi geniş mekânlarda da kullanmak için ideal. 45x45 cm sırlı granit yer karosu ise soğuk, sıcak, yağmur gibi etkenlere dayanıklılığı sayesinde dış mekânlarda da rahatlıkla kullanılıyor. Rockwell duvar karosu, 12x33 cm ebadında üretilen altın kaplamalı Daphne Bordür ile kullanıldığında mekânlara şıklık getirirken romantik bir hava da katıyor. EMPERADOR Emperador serisi, yüzeyde leke ve iz oluşumunu önlüyor.HiCoat nano teknoloji ürünü Emperador serisi, yüzeyde leke ve iz oluşumuna karşı dayanıklılığının yanı sıra aşınmaya karşı da direnç gösteriyor. Nano teknoloji ile 60x60 cm ebadında fildişi, bordo, kahve, yeşil ve siyah renklerde yer karosu olarak üretilen Emperador serisi, Play Köşe Dekor ve Play Bordür Dekor seçenekleri ile farklı döşeme alternatifleri sunuyor. 33x33 Mozaik ve 30x30 Baret Mozaik seçenekleri de bulunan Emperador serisinin yüzeyde hijyen sağlaması, öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor. CARRARA Carrara serisi, mermer deseni ile ön plana çıkıyor. HiCoat nano teknoloji ürünü Carrara serisi, ünlü İtalyan mermeri Carrara’nın deseni ile dikkatleri üzerinde topluyor. 60x60 cm ebadında Gri-Beyaz parlak sırlı porselen yer karosu ve 25x75 cm ebadında Gri-Beyaz Rektifiyeli duvar karosu olarak üretilen Carrara serisi, nano teknoloji sayesinde yüzeyde leke ve iz oluşumunu önlüyor. 60x60 cm ebadında Gri-Beyaz Köşe yer karosu ise 10x10 cm ebadında Reflection Siyah ile kullanıldığında mekâna nostaljik bir hava katıyor.

164

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Doğallık ve Şıklığı Bir Araya Getiriyor. ONYX Onyx serisi, doğanın izlerini taşıyor. Digital Tile ve HiCoat nano teknoloji ürünü Onyx serisi, doğadan ilham alınarak tasarlanan deseni ile mekânların atmosferini değiştiriyor. 60x60 cm ebadında Parlak Bej Rektifiyeli ve Parlak Gri Rektifiyeli yer karoları, dijital baskı teknolojisi ile doğal mermer ve onyx taşı görünümünde üretiliyor. 33x33 cm ebadında Bej Mozaik ve Gri Mozaik seçenekleri de bulunan Onyx serisi, doğanın izlerini taşımasının yanı sıra nano teknoloji sayesinde yüzeyde leke ve iz oluşumunu önlüyor. REFLECTION Reflection serisi, kusursuz yüzeyi ile mükemmelliği yansıtıyor. HiCoat nano teknoloji ürünü Reflection serisi, kusursuz yüzeyinin yanı sıra nano özelliği ile leke ve kir sorununu da ortadan kaldırıyor. 60x60 cm ebadında Parlak Beyaz ve Parlak Siyah olarak üretilen yer karoları, mükemmellik ile asaleti bir araya getiriyor. MARINA Marina serisi, ağaç dokusu ile mekânlara doğallık katıyor. Digital Tile ürünü Marina serisi, ağaç dokusunun verdiği doğal görünümün yanı sıra dayanıklılığı ile dış mekânlarda da kullanım imkânı sağlıyor. 15x110 cm, 12x60 cm ve 60x60 cm ebatlarında Akağaç, Meşe ve Walnut Rektifiyeli yer karolarının yanı sıra 30x30 cm ebadında Baret Mozaik seçeneği de bulunan Marina Serisi, dayanıklılık ile doğallığı bir araya getiriyor. ENERGY Energy serisi, rölyef dokusu ile beğeni kazanıyor. Spring 2012 koleksiyonunda yer alan Energy serisi, rölyef dokusunun yanı sıra Swarovski taşlı madalyon dekorları ile dikkat çekiyor. 30x60 cm ebadında beyaz, bordo ve siyah renklerde üretilen duvar karolarının, Altın ve Platin PVD kaplama seçenekleri de bulunuyor. 2,5x60 cm ebadında taşlarla bezeli Altın ve Platin PVD kaplama bordürler ise rölyef dokuya ışıltı katıyor. 30x60 cm ebadındaki beyaz, bordo ve siyah renklerde üretilen taşlı madalyon dekorlar ise şıklığı ile göz kamaştırıyor. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

165


Ürünler

Geberit’ten Banyolarda Üstün Yenilik

Geberit Sigma Kişiye Özel Çözüm

Geberit Duofresh, İstenmeyen Kötü Kokuları ‘Aktif Karbon Filtresi’ ile Temizliyor İsviçre’nin rezervuar sistemlerinde lider markası GEBERIT, sunduğu inovatif ürünlerine bir yenisini daha ekledi. Yenilikçi koku giderme sistemine sahip GEBERIT DuoFresh ile istenmeyen kötü kokular klozet içinden emilerek, kokudan arındırılıyor ve ortama tertemiz bir hava salınımı sağlanıyor. İsviçre’nin yenilikçi markası GEBERIT, rezarvuar sistemlerinde çığır açan teknolojisi ile ürettiği yepyeni DuoFresh’i kullanıcılarının beğenisine sunuyor. İstenmeyen kokuları klozet taşının içinden emerek, kokudan arındırıp tekrar ortama verme özelliğine sahip Geberit DuoFresh gömme rezervuar, inovatif özellikleri ile kullanıcısına ayrıcalıklı bir yaşam sunuyor. Enerji Tasarruflu Akıllı Tasarım Geberit DuoFresh’in enerji tasarruflu koku alma ünitesi, kumanda kapağındaki düğme ile kolayca çalıştırılabiliyor. Klozetin içindeki kötü hava, aktif karbon filtresinde temizleniyor ve ortama yeniden temiz hava ortama geri veriliyor. İster otomatik olarak 10 dakika içinde kapanan, isterseniz de manuel olarak kapatabileceğiniz sistem, sizi yormadan banyonuzda temiz hava akışının kontrollü şekilde dağılmasını sağlıyor. Banyolarda kötü kokudan arınmak için banyoyu havalandırırken oluşacak enerji kaybını minimuma indiren Geberit DuoFresh, bu sayede enerji tasarrufu da sağlıyor. Birçok klozet ile uyumlu Geberit DuoFresh gömme rezervuar ile hem banyonuzda taze havayı hissedin, hem de enerji tasarrufu sağlayın.

Geberit Sigma serisine ait Sigma50 kumanda kapakları, banyolarınızın modernize edilmesi için önemli bir rol oynarken, tarzınızı belirleyen değişik dizayn, renk ve yüzey tiplerine yönelik zengin renk alternatiflileriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Geberit Sigma serisine ait Sigma50 kumanda kapakları banyonuzun tasarımını tamamlayacak şık seçenekler sunuyor. Geberit Sigma serisi gömme rezervuarlar ile uyumlu Sigma50 kapaklar banyonuz ile uyumlu beyaz, siyah, füme cam, yeşil cam ve daha birçok çeşit sunarak modern banyolar yaratma imkanı sunuyor. Banyolarda Özgün Yaratıcılık, Kişisel Tasarım Geberit Sigma50 kumanda kapaklarının bir çeşidi de kişiye özel çözümler sunarak banyo tasarımında kişileri özgür bırakıyor. Bu kapakları banyonuz için seçtiğiniz malzeme ile kaplayabilir, seçtiğiniz renk kombinasyonuna uygun bir kapak yaratabilirsiniz. Kumanda kapağının rengi ve iç kaplamasını dilediğiniz şekilde seçmek sizin yaratıcılığınızda! Banyonuzda kullandığınız renk ve malzeme ile uyumlu kumanda kapakları ve Geberit Sigma50’nin sunduğu fark yaratan özellikler banyolara yeni bir soluk getiriyor. Geberit Sigma serisi kapakların uygulama örnekleri arasında birbirinden farklı çizgileri ve kendine özgü tasarımları yer alıyor.

166

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Mükemmel Duş Keyfi Için Grohe Tempesta Next Generation Duş Serisi

Tasarım, teknoloji ve kaliteyi dengeli bir şekilde birleştiren Grohe’nin geliştirdiği yeni “Tempesta Next Generation” duş serisi, sürdürülebilir su tüketimi, yeni ve optimize duş akış seçenekleriyle ihtiyaçlara göre farklı alternatifler sunuyor. İster küçük ister geniş ve ferah bir banyo olsun, Tempesta Next Generation her banyoya mükemmel uyum sağlıyor. Sınırsız olasılık ilkesiyle tasarlanan seride, el ve tepe duşları, entegre sabunluğa ve 600 mm veya 900 mm uzunluktaki sürgü barlarına sahip duş setleri ve esnek veya sabit askılı duşlar dikkat çekiyor. Farklı seçenekleriyle Tempesta Next Generation hayal edilen ve ihtiyaç duyulan her şeyi bir arada sunuyor. Bir duş hayal edin, tüm arzularınızı gerçekleştirsin Benzersiz çeşitlilik teması, geniş bir ürün yelpazesine ek olarak, Tempesta Next Generation duş serisi pek çok yenilik içeren bir tasarım konseptine sahip. Her zevke uygun duş sistemi temel ilkesiyle geliştirilen Tempesta Next Generation duş serisinin silindirik tarzdaki duş başlıkları Cosmopolitan serisinin modern tasarımına vurgu yaparken, Contemporary serisinde organik, sade tasarım ön plana çıkıyor. Geleneksel tarzdaki Authentic duş, nostaljik yuvarlak formdaki başlığı ve kumanda kolu üzerindeki dairesel halka detayları ile dikkat çekiyor. Tüm banyo tarzlarına kusursuz uyum sağlayan Tempesta Next Generation banyo tasarımında çok yönlülüğü ile göz dolduruyor. Havalı duş keyfi Tempesta Next Generation’ın sundukları bunlarla da sınırlı değil. Seri, çok çeşitli akış seçenekleri içerirken çapı 100 mm olan duş başlıkları cömert bir duş keyfi vaat ediyor. GROHE DreamSpray® teknolojisi sayesinde, Tempesta Next Generation unutulmaz duş deneyimleri için kusursuz akış seçenekleri sunuyor. Yeni “RainO2” akışı tende tatlı bir ürperti hissi bırakırken kullanıcılara yepyeni bir deneyim yaşama imkanı sağlıyor. Hem iki hem de dört farklı akış seçeneğine sahip her Tempesta Next Generation el duşunda bulunan bu özellik de diğer akış seçenekleri gibi isteğe bağlı. İki akış seçeneği bulunan ürünler ayrıca tende nazik damlaların keyfini yaşatan yumuşak “yağmur akışı” özelliğine sahip. Üç farklı akış seçeneği bulunan Tempesta Next Generation’da yağmur ve RainO2’ye ek olarak rahatlatıcı “masaj akışı” seçeneği sunulurken, dört akış seçenekli modellerde güçlü “jet akış” özelliği bulunuyor. Daha az su, daha çok eğlence Zengin akış seçeneklerinin yüksek su tüketimine neden olması gerekmez. Tempesta Next Generation’ın GROHE EcoJoy® özelliği bunu kanıtlıyor. İki akış seçeneği bulunan ürünlerde dakikada 5,8 litre ve diğer iki model içinse dakikada 9,4 litre su tüketimi ile dikkat çeken Tempesta Next Generation, maksimum konforun keyfini sürerken suyu da tasarruflu kullanıyor ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına geçmeye yardımcı oluyor. Tempesta Next Generation duş serisini oluşturan ürünlerin kurulumu da çok kolay. Eksiksiz, uyumlu tasarımları ile dikkat çeken bataryaları da içeren tam paketler, en kısa sürede banyolara modern bir görünüm kazandırıyor. GROHE’nin Tempesta Next Generation serisi tüm duş düşlerini gerçekleştiriyor. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

167


Ürünler

Çanakkale Seramik’ten Osmanlı Ruhunu Yansıtan 1996 yılından bu yana tasarladığı seriler ile Türk ve Anadolu medeniyetlerinden doğan özgün ve seçkin koleksiyonlar yaratan Çanakkale Seramik, Osmanlı kültürünü ve ruhunu yansıtan Saraylı Koleksiyonu’nu tüketicilerin beğenisine sunuyor. Türk seramik sektörünün amiral gemisi Çanakkale Seramik, yüzlerce yıllık Osmanlı mimarisi ve dekorasyonunun vazgeçilmez unsurlarını, modern ve stilize formlarla yeniden günümüz banyolarına taşıyan Saraylı Koleksiyonu’nu tüketicilerin beğenisine sunuyor. Osmanlı ihtişamını modern dokunuşlarla banyolara yansıtan Saraylı Koleksiyonu ile Çanakkale Seramik, gözalıcı seramik karoları, banyo mobilyası ve vitrifiye ürünleriyle şık ve bütünsel çözümlerle ihtişamlı yaşam ve arınma alanları yaratıyor. 16 yıl önce Anadolu’da sanatsal ve kültürel anlamda önemli izler bırakan Selçuklu mirasından esinlenerek Selçuklu Koleksiyonu’nu; 2006 yılında seramiğe hayat veren Kapadokya yöresinden yola çıkarak hazırladığı özel bir koleksiyon olan Kapadokya Koleksiyonu’nu tasarlayan Çanakkale Seramik, bu kez de Osmanlı İmparatorluğu’nun 700. kuruluş yılında Osmanlı saray kültüründeki ince detayları Saraylı Koleksiyonu ile banyolara taşıyor. Ruhunu geçmişin ihtişamından, bedenini bugünün modern tasarımından alan SARAYLI KOLEKSİYONU Geleneksel Osmanlı mimarisi ve dekorasyon anlayışını Çanakkale Seramik yorumuyla günümüz banyolarına taşıyan Saraylı Koleksiyonu; gösterişli desenleri, geleneksel ile moderni incelikle birleştiren çizgileriyle, yüzlerce yıllık geçmişi olan saray motiflerini modern çizgilerle seramik karolar, banyo mobilyası ve vitrifiye ürünlerine yansıtıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı yaşam tarzını evinde hissetmek isteyenler için tasarlanan Saraylı Koleksiyonu, mermer dokusunu altın ile birleştiren Birun Serisi ve zümrüt, yakut ve safir renklerini Osmanlı motifleriyle birleştiren Enderun Serisi ile sarayların ihtişamını aratmıyor.

168

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Birun Serisi Adını sarayın Harem dairesinin dışında kalan “Birun”dan alan bu seri, mermerin eşsiz dokusunu, altının göz kamaştıran güzelliğiyle buluşturuyor. Işıltılı ve simli malzemelerin kullanıldığı Sultan dekor ve altın görünümüyle zarafeti buluşturan Harem dekorları ile Birun Serisi göz kamaştırıyor. Altının değer katan ışıltısını ve güzelliğini yansıtan mozaiklerle banyoları zenginleştiren seri; rölyefli ve iki farklı alternatifle sunulan yer karolarını, Çanakkale Seramik yorumuyla banyolara taşıyor. Birun Serisi’nin onyx mermerinden esinlenilerek tasarlanan 25x75 cm duvar karoları, kullanılan son teknoloji sayesinde herbir karoda farklı bir desen yaratılmasına imkan sağlayarak, gerçek mermer dokusunu mekanlara yansıtıyor. Osmanlı desenlerini altın ve ışıltıyla buluşturan gösterişli full dekorlar ve bu dekorları destekleyen bordürler ile saraylarda kullanılan altıgen formlardan esinlenilerek hazırlanmış, özel kabartmalı 45x45 yer karosu ile seri tamamlanıyor.

Enderun Serisi İsmini Osmanlı Sarayı’nın iç kısmında bulunan, padişahın elçileri ve vezirleri kabul ettiği arz odasından; renklerini de zümrüt, safir ve yakuttan alan Enderun Serisi, banyolara ayrıcalık katıyor. Seramik yüzeylerindeki göz alıcı desenleriyle büyüleyen, kaftan motifleri, lale ve çintemani figürleriyle bütünleşen seri, gösterişli mücevherler ve tekstil dokularından ilham alıyor. Osmanlı saraylarında sıkça rastlanan, doygun renklerde tasarlanan, zencirek deseniyle bezenmiş, 20x60 ebadında kalıplı duvar karolarından oluşan Enderun Serisi’nin yine Osmanlı’nın simgesi haline gelen lale ve çintemaninin altın yorumuyla birleştiren full dekorları bulunuyor. Kaftan deseninin en şık yorumu, duvar kağıtlarını aratmayacak, ışıl ışıl bir görünüme sahip kaftan full dekor ile Osmanlının ihtişamından esinlenilen altın bordürler ile seri tamamlanıyor.


Ürünler

Bir Seri: Saraylı Koleksiyon

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

169


Ürünler

IsoVoLL ile Binalarda Isı Yalıtımında Türk Mühendislerinin İmzası Türkiye’de ileri teknoloji yalıtım ürünleriyle pazardaki yerini güvenilir kılan IsoVoLL, yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla piyasada bulunan diğer yalıtım sistemlerinden çok farklı özellikler ve güvenilirlik sunuyor. Türk mühendislerinin devlet desteği ile geliştirmiş olduğu IsoVoLL yalıtım sıvası, binalara verimli bir ısı yalıtımı sunmakla beraber su, ses ve yangına karşı da koruma sağlıyor. IsoVoLL ile yalıtımda yüksek verim düşük maliyet İklim koşullarındaki hızlı değişim ve artan enerji maliyetleri; doğaya daha saygılı enerji üretim yolları ve enerji tasarrufunu zorunlu kılmıştır. Yapılardaki enerji tasarrufu da ülkemizin gündemine alınmış ve 2017 yılına kadar, binalar enerji tüketimlerinin verimliliğini, enerji kimlik belgeleri ile belgelemek durumunda kalmışlardır. Bu zorunluluk, ısı yalıtım sistemlerinde kullanılan malzemelerin özelliklerini ön plana çıkmaktadır. Eksik ve yanlış kullanımlarda binalardaki ısı yalıtımı verimsiz olmakta, su ile temasta olumsuz tablolarla karşı karşıya kalınmakta, hatta yangın konusunda binalar dezavantajlı duruma dahi getirilmektedir. 7 senelik bir AR-GE çalışması neticesinde üretilen IsoVoLL yüksek teknoloji yalıtım sıvası, binayı tek parça olarak sardığından dolayı ısı kayıpları ve ısı köprüleri en aza indirgenirken tasarruf miktarı da artırılmaktadır. Uygulama yapılan binalar, yeni görünümün yanında yangına, suya ve sese karşı da koruma kazanmaktadır. Dünya standartlarında sunduğu uygulamasıyla benzer yalıtım çözümlerinden birçok özelliği ile önde bulunan IsoVoLL, yalıtım sıvası sektöründe liderliğe soyunmakta. 1. Tek parça özelliği ile izolasyon verimi sağlıyor 2. Hava geçirgenlik özelliği ile nefes alan binalar 3. Yanmaz özelliği ile yangın yalıtımı sağlıyor 4. Depreme dayanıklılık gösteriyor 5. Tamir edilebilir özelliğe sahip 6. Suya karşı dirençli 7. Ses izolasyonu sağlıyor Binalarda değişen Enerji Performansı Yönetmeliği “ISI YALITIMI” diyor Binalarda ısı yalıtımı olmaması sebebiyle hem ısıdan tasarruf hem binaların eskimemesi adına 12 Mayıs 2008 tarihli ve 27075 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinin 1 inci maddesinde bulunan yönetmelik değiştirilmiştir. 1 Nisan 2010 Perşembe günü resmi gazete de yönetmeliğe; “(1) Bu Yönetmeliğin amacı, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” maddesi eklenmiştir.

170

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Kütahya Seramik Taiga ile Yağmur Ormanlarının Doğasını Ahşap Dokusuyla Mekanlara Taşıyor...

Seramik dünyasında öncü ve farklı tasarımların yaratıcı markası Kütahya Seramik, ürünleriyle mekanları zenginleştirmeye devam ediyor. Kütahya Seramik Origitile koleksiyonunun en iddialı parçalarından biri olan Taiga serisi, yağmur ormanlarının doğasını ahşap dokusuyla mekanlara taşıyor. Dijital baskı teknolojisi ve Kütahya Seramik yaratıcılığını birleştiren bu seri mekanlara ayrıcalıklı bir tarz kazandırıyor. Kütahya Seramik, Origitile koleksiyonunda yer alan Taiga serisi karoları ile doğanın huzur veren atmosferini mekanlara taşıyor. Dijital baskı teknolojisi ve Kütahya Seramik yaratıcılığını birleştiren Origitile koleksiyonunda, desenler üzerindeki en küçük ayrıntılar karo üzerine uygulanabiliyor. Origitile koleksiyonunun en iddialı parçalarından biri olan Taiga serisi yağmur ormanlarının doğasını ahşap dokusuyla evinize getiriyor. Seçkin mimari ayrıntılarla detaylandırılmış Taiga serisi 100x50, 100x25 ve 100x16,5 cm ölçüleriyle tasarımlarda özgürlük sunuyor. Taiga, teak, duman ve ladin renklerinde üretiliyor

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

171


Ürünler

Vitra, Banyolara Yazın Renklerini Getirdi!

VitrA, banyoları, yazın sıcacık ve canlı renkleriyle donatıyor. Banyosunu renklendirmek isteyenler, VitrA’nın Water Jewels lavabolarının pembe, mavi, yeşil modellerini tercih ediyor. Desenli ve sedefli çeşitleri bulunan tezgahüstü lavabolar, VitrA’nın Network ve Dreamlike karo serileriyle kombinlenerek, banyolara özgün bir kimlik kazandırıyor. Modern ve dinamik Network karo serisinin vizon, pembe ve krem alternatifleri, mekana yumuşak ve doğal bir dokunuş getirirken, yeşil ve mavi renkler ise farklılık arayanlara hitap ediyor. Ahşap dokusuyla dikkat çeken Dreamlike; kırmızı, antrasit gibi kontrast renklerin yanı sıra, moka ve krem gibi uyumlu tonlarıyla göz dolduruyor.

VitrA ile Banyolarda “SESYOK” VitrA’nın geliştirdiği SESYOK klozet kapakları, banyolarda hijyen dönemini başlatıyor. Kolayca monte edilebilen yeni klozet kapakları, hafif bir dokunuşla yavaş ve sessizce kapanıyor. VitrA klozetlerin yanı sıra diğer markaların modelleriyle de uyumlu SESYOK Kapak , kapağın klozete çarpması sonucunda oluşan gürültüyü ortadan kaldırırken, çocuklu aileler için de parmak sıkışması riskine karşı güvenilir bir çözüm sunuyor. VitrAHygiene özelliğine sahip kapaklar, bakterilerin tutunmasına ve üremesine karşı %99,9 direnç sağlıyor.

172

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

Vitra’dan Çevre Dostu Pisuvar: Watersmart

VitrA’nın ilk susuz pisuvarı Watersmart, standart pisuvarlara kıyasla önemli derecede su tasarrufu sağlıyor. Doğal kaynakları koruma anlayışıyla geliştirilen inovatif ürün, susuz ve yıkama fonksiyonlu olmak üzere 2 çeşitte sunuluyor. Watersmart susuz pisuvar, “0” su tüketimiyle kartuş ve suya ihtiyaç duyulmadan kullanılırken; Watersmart yıkama fonksiyonlu pisuvar ise ayarlanabilen zaman ve su miktarıyla, minimum suyla yıkama yapabiliyor. Pisuvarların pilli ve elektrikli seçenekleri de bulunuyor. Düşük kurulum, bakım ve operasyon maliyetiyle ekonomik kullanım imkanı sunan Watersmart, sıçratmayan tasarımıyla hijyen sağlıyor. Kartuş değişimi gerektirmeyen ürün uzun süre kullanılmasa bile, sistemi işlevini yitirmiyor.Günde 100 kere kullanılan standart bir pisuvarın yılda 150 tonluk su tüketimini sıfıra indirerek, su tasarrufuna önemli bir katkı sağlıyor. Tasarım ve montaj detaylarındaki yenilikler sayesinde, önceden montajı yapılmış standart pisuvarlar, ek bir işleme gerek olmadan Watersmart pisuvarla değiştirilebiliyor.


Ürünler

Yurtbay Yapı Kimyasalları ile de Dikkat Çekiyor

Yurtbay Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde Ekim 2010 yılında üretimine başlanan yapı kimyasalları ürün gamına yeni ürünler ile devam etmektedir. Seramik yapıştırma harçları ile başladığı yapı kimyasalları üretimine 2012 yılında likit ürünler ile devam ediyor. Üretimine devam edilen seramik yapıştırma harçları FİX ( GRİ – BEYAZ ) , SÜPER FİX ( GRİ – BEYAZ ) , FLEX Porselen yapıştırma harcı ( GRİ – BEYAZ ) , FUGA ve FLEKS FUGA ile YURTBAY SERAMİK ürünlerinden DİJİTAL SERİSİ için özel olarak hazırlanan Silikon katkılı DİJİTAL DERZ DOLGULAR ve FLEKS DERZ DOLGULAR ile devam etmektedir. 2012 yılı içerisinde yeni hizmete giren likit tesisi ile uygulama sırasında seramik ustalarına kolaylık sağlayacak olan uygulamaya hazır pasta tipi yapıştırıcı olan YURTBAY MİX , seramik üzerine seramik yapıştırmada hızlı uygulama ve aynı zamanda mevcut seramiği kırmadan astar uygulayarak ustanın işini en aza indirgeyen YURTBAY DOLGULU ASTAR üretimine başladı. Bina cephelerinde ve temel perdelerinde kullanılmak üzere hazırlanan YURTBAY İNCE ve KALIN TAMİR HARÇLARI ile yüksek akıcılık özelliğine sahip YURTBAY GROUT HARCI şantiyelerdeki ihtiyaçları karşılamak üzere hazırlanmıştır. Günümüz projelerinde kullanılan tuğla ve gaz beton ürünler için geliştirilen yapışma aderansı güçlü YURTBAY TUĞLA HARCI ve YURTBAY GAZBETON ürünleri kullanıcılarına uygulama sırasında zamandan ve maliyetten kazanç sağlamaktadır. Isı izolasyon grubunda ise 2011 yılı 2. yarısında YURTBAY MANTO SİSTEMİ satış hattına aldığı Karbonlu EPS sistemi ile 16, 20, 30 yoğunlukta ve geniş ebat seçenekleri ile devam etmektedir. Buna bağlı olarak mantolama astarı olan YURTBAY MANTO ASTAR üretimine başlamıştır. Su izolasyon ürün grubunda ise kristalize izolasyon malzemesi YURTBAY KRİSTALİZE ile ıslak hacimlerde ve su depolarında rahatlıkla kullanılabilen YURTBAT AQUALATEX ürünü, 20 kg toz , 5 Lt sıvı olarak üretilmektedir. Brüt beton ve çimento esaslı yüzeylerde yapılacak işlemlerde yüzeye tutunmayı arttırıcı astar olan YURTBAY ASTAR ve aderans arttırıcı katkı YURTBAY LATEX in de üretimine başlanılmıştır. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

173


Ürünler

Ece’den Alışkanlıklarınızı Değiştirecek Yenilik: Akıllı Klozet Sistemi

ECE Akıllı Klozet Sistemleri, teknolojiyi konfor ve hijyenle birleştirerek tuvalet alışkanlıklarınızı değiştiriyor. El değmeden temizlik sağlayan ECE Akıllı Klozet Sistemleri, özel sprey açısı ile bayanlara has temizlik, sıcak su bağlantısı olmaksızın kendi kendine suyu ısıtan ve su sıcaklığı ayarlanabilen temizlik fonksiyonu, ileri geri ayarlanabilen hareketli sprey, sıcaklığı ayarlanabilir kurutma fanı, kötü koku emici, otomatik sprey temizliği gibi hijyenik özelliklerinin yanı sıra hemoroid hastaları için yardımcı tedavi olarak su masajı, ısıtmalı kapak, akıllı tuş, yavaş kapanma, otomatik sprey temizliği, kolay montaj ve söküm, led aydınlatma gibi konfor özellikleri ile alışılmış klozet kavramından çok daha farklı beklentilere yanıt veriyor. Konfor ve hijyeni buluşturan ECE Akıllı Klozet Sistemleri iki farklı model ile tüketicilerin beğenisine sunuluyor. ECE Smart 770 kapaktan ve uzaktan kumandalı ile ECE Smart 660 kapaktan kumandalı modelleri Ece’nin özel ürettiği Smart ve Kapris klozetlerle birlikte set halinde de sunuluyor. ECE Akıllı Klozetlerini kullanırken el kullanmadan ve hijyenik bir şekilde kişisel temizlik yapılabilir. Ayrıca fırça kullanılmasına gerek kalmadan kendi kendini temizleyebilen akıllı klozetler, tuvaletle birlikte bulaşan hastalıkları da engelliyor. ECE Akıllı Klozetler düşük enerji tüketimi ve güvenli teknoloji özellikleriyle de göz dolduruyor. Tuvalet alışkanlıklarınızı değiştirecek ECE Akıllı Klozet Sistemleri ile tuvalette geçirdiğiniz zaman, vazgeçemeyeceğiniz bir konfora dönüşecek.

174

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78


Ürünler

Seramiksan’ın Romano Serisi ile Mekânlara Yalın ve Asil Bir Dokunuş

Seramiksan, farklı beğenilere yönelik geniş ürün gamıyla yaşam alanlarını güzelleştirmeyi sürdürüyor. ‘İyi tasarım herkesin hakkı’ anlayışıyla tasarımı ileri teknolojiyle buluşturan Seramiksan, yeni serisi Romano ile mekânlara yalın, uyumlu ve seçkin bir zarafet katıyor. Sırlı porselen olarak üretilen Romano serisinin kenarları rektifiye edilerek ürün görünümü daha estetik bir yapıya kavuşuyor. Rektifiye işlemi sonucu daha ince derz aralıkları ile döşenebilen ürünler, mekânlardaki görsel kaliteyi artırıyor. Mat ve doğal bir görünümü tercih edenler için ideal alternatif olan Romano Serisi doğadaki renklerin asil tonlarından bej, kahverengi, gri ve antrasit gibi renk seçeneklerine sahip. Banyo ve mutfak gibi ıslak zeminlerin yanı sıra ticari alanlarda da tercih edilen Romano serisi yer ve duvar karolarının, 30x60 ve 60x60 ebat seçenekleri bulunuyor. Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78

175


Aramıza Katılanlar

Atusa Tesisat Malzemeleri San. ve Tic.Ltd.Şti.

Firmanın Ticari Ünvanı: Atusa Tesisat Malzemeleri San. ve Tic. Ltd.Şti

Çalışan Sayısı: 12

Kuruluş Yılı: 2011

Satışı Yapılan Ürünler : fittings, patent dirsek, flans, vana, çelik dirsek Markalar: EO, SYC

Kurucusu : Atusa Grup İSPANYA

Adres: Cevizli Mahallesi Kümbet Sokak No. 9 Maltepe-İstanbul

Ortaklar: Atusa Grupo Empresarial SA,

Telefon: (0216) 350 00 25

Accesorios De Tuberia SA

Faks:

Bulunduğu Alan: 1000m2 kapalı, 1750m2 açık

e-mail: info@atusa.com.tr Web: www. atusa.es

(0216) 350 00 02

Yazıcı İnşaat ve Endüstri Malzemeleri San.Tic.Ltd.Şti. Firmanın Ticari Ünvanı: Yazıcı İnşaat Ve Endüstri Malzemeleri San.Tic.Ltd.Şti. Kuruluş Yılı: 1998 Kurucu: Abdullah Yazıcı Ortakları:Abdullah Yazıcı - Kadir Uğur Bulunduğu Alan: 800 m2 Çalışan Sayısı: 40 Satışı Yapılan Markalar (Bayilikler): Duyar Vana,Faf Vana,Ekpaş,Kaspa Vana,Hak-Pi,Alarko Adres: Demirciler Sitesi 1.Yol No:18 Zeytinburnu / İstanbul Telefon: (0 212) 664 66 43 Faks: (0 212) 546 98 74 – 546 81 29 e-mail: yazici@yaziciendustri.com Web: www.yaziciendustri.com Fabrika Adres: Doğan Araslı Cad. Sonevler Durak Fatih Sanayi Sitesi D-1/B Blok No:6-7 Esenyurt / İstanbul Telefon: 0212 428 58 30 Faks: 0212 428 58 31

176

Nisan - Haziran 2012 / Sayı 78




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.