TİMDER Dergisi 89.Sayı

Page 1




TİMDER Yönetim Kurulu: Ertan Sapankaya, Aydın Eşer, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Bahadır Yıldırım, Cemal Kır, Harudyun Biberyan, Kemal Çelik, M. Ali Yedek, Mehmet Arslan, Süleyman Karahan Ön Kapak İçi: Seranova - Umpaş Arka Kapak İçi: Yüksel Seramik Arka Kapak: Seramiksan Ocak - Mart 2016

89

Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa

DUAYENLERİMİZ: Önalanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Önalan SÖYLEŞİ: Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan SÖYLEŞİ: Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İntema Genel Müdürü Eser Ersoy FİRMALAR İNSANLAR: Sanica Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Fatinoğlu ÜRETİCİ: EVS Eren Vana Genel Müdürü Talip Özcan ÜRETİCİ: Delta Granit Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu ÜRETİCİ: Ece Seramik Genel Koordinatörü Erkan Üzümcü ÜRETİCİ: Lojimaks Bölge Müdürü Nusret Ademoğulları SATIŞ HATTI: İdevit Seramik İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü Besim Alişan İÇİMİZDEN BİRİ: Polifit Yapı Malz. Genel Müdürü Bahadır Yıldırım

89 Ocak - Mart ‘16

Mekan: Fatih İnşaat Evani Showroom

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Künye

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Ertan Sapankaya (baskan@timder.org.tr) Ayazağa Yolu, Cendere Cd. No:9 Maslak / İstanbul Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy / İstanbul Hukuk Danışmanı: Av. Fırat Barış Kavlak (firat@kavlak.av.tr) Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul Basım Yeri Adresi Telefonu: Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. Y. Dudullu Mh. Necip Fazıl Bulvarı Cd. No: 44 Keyap Çarşısı F1 Blok 93 Ümraniye / İstanbul (0216) 508 2020 Basım Tarihi: Şubat 2016

Yayın Türü: Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan. İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul T: (0216) 629 0100 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr

01 03 05 07 09 12 - 13 17 21 23 25 27 29 31 34 - 35 37 21 41 43 45 47 49 51 56 - 57 63 67 71 75 - 157 79 83 87 91 95 97 99 111 115 117 119 121 125 135 137 139 141 143 145 149 151 153 155 159

Kale Teska E.C.A. VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu Penta Aquanit - Seranit Grup Lojimax Lider - Özlider Damla Banyo Delta Mermer Dekor Banyo Lucco Petek Banyo Bora Çelik Franke Fırat Pera Seramik Formina - Ece Seramik Venezia SRC Yapı Saremica FYM Bagno EVDEMA Foma - Falcıoğlu Mesa Teknik Sanica EVS Eren Vana Aknur Endüstri Malzemeleri Ege Seramik Isvea Ge-Ti NG Kütahya Seramik Güral Vit UNICERA Orka Banyo Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları NPlus Banyo Yedekler İnş. Malz. Euroser - Sarıbaşlar Seramik ParexGroup Tocher - Tufan Armatür EKPAŞ Schlüter Systems Ege Vitrifiye Turavit Pimtaş Sanacryl Lena - Eva Banyo Visam Pakduş LÖSEV

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

2



Yönetimden

Görüş

06

Ertan Sapankaya TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

Duayenlerimiz

Ekonominin Nabzı

Söyleşi

Mak. Y. Müh. Orhan Önalan Önalanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı

58

Söyleşi

Hamdi Altunalan Seranit Grup Başkanı

72

64

Eser Ersoy Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İntema Genel Müdürü

Üretici

76

Üretici

80

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İçindekiler

Üretici

10

Prof. Dr. Kerem Alkin Ekonomi Profesörü

B. Nurhan Tanyeli TİMDER Genel Koordinatörü

52

Firmalar İnsanlar 68

08

Ali Fatinoğlu Sanica Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Üretici

Talip Özcan EVS Eren Vana Genel Müdürü

84

Nusret Ademoğulları Lojimaks Bölge Müdürü

Satış Hattı

Hukuken

18

112

Mali İşler

114

Saim Arıcan Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir

118

İletişimde İletişim

120

Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı

126

Ürünler

Erkan Üzümcü Ece Seramik - Formina Genel Koordinatörü

92

Aktüel

Mak. Müh. Bahadır Yıldırım Polifit Yapı Malz. Genel Müdürü

Haberler

Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı

4

İçimizden Biri

14

Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı

Verilerle Ekonomi

88

Besim Alişan İdevit Seramik İhr. Satış ve Pazarlama Müdürü

TİMDER’den

İş Hukuku

Hüseyin Şehitoğlu Delta Granit Mermer Yönetim Kurulu Başkanı

96

Semra Çelik Ressam

UNICERA

98

Etkin Yönetim

116

End. Y. Müh. Sait Sağlam Organik İns. Kay. D. Hizm. Yönetici Ortak

Afet Bilinci

122

Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel AKUT Eğitmeni

134

Aramıza Katılanlar

168



Ertan Sapankaya

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Yönetimden

“Fuarlar katılımcıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile yükselmesine aracılık ediyor.”

6

Ülkeler arasındaki ticari duvarların kalkması, son dönemde dünya ticaretinde büyük rekabet yarattı. Ülkelerin birbiri ile olan alışveriş hacmi önemli ölçüde artttı. Ticaretin serbestleşmesi, ülkelerin önüne, dünyanın en uzak bölgelerine dahi mal ve hizmet ihraç ederek ekonomik büyüme sağlama gibi bir imkan sundu. Bu kapsamda baktığımızda fuarlar, serbest ticaretin dünyamıza kazandırdığı en önemli pazarlama ve tanıtım ortamlarından biri haline geldi. Fuarları, 20. yüzyılın son çeyreğinde yaygın olarak kullanılmaya başlamış olmamıza rağmen, fuarcılığın kökeni çok eski tarihlere dayanıyor. Tarihte bilinen ilk fuar, Kral Dagobert tarafından Paris yakınlarındaki St. Denis banliyösünde 629 yılında kurulan “Foire de Saint Denis” olarak bilinse de; modern anlamda fuarcılığın başlangıcı yani günümüzdeki şekliyle düzenlenen ilk büyük fuar 1851 yılında Londra’da Hyde Park’ta gerçekleştirildi. Fuarların Türkiye’deki başlangıcı da Avrupa ile benzerlik taşısa da gelişimi çok daha yavaş oldu. Türkiye tarihine bakıldığında bilinen ilk uluslararası fuar “Sergi-i Osman”dı. İstanbul’da 1863 yılında düzenlenen fuarda Avrupa ülkelerine ait sanayi ürünleri ile birlikte yerli ve yabancı toprak ürünler sergilendi. Ülkemizin 1920’li yıllarda sanayi ile tanışmaya başlamasıyla birlikte panayır alanlarında küçük çaplı bölgesel sergiler kurulmaya başladı. 1940’lı yıllara doğru sanayinin gelişmesine paralel olarak bu panayırların yerini daha geniş kitlelere hitap eden fuarlar aldı. 80 yıllık geleneğimiz İzmir Enternasyonal Fuarı, bu geçişin en önemli tanığı ve aktörü. Türkiye’nin ilk fuarı olan ve özellikle 1970 ve 80’li yıllarda ülke ihracatına ve tanıtımına büyük katkılar sağlayan İzmir Enternasyonal Fuarı’na, bu gelişimin lokomotifi demek yanlış olmaz.

Bugün baktığımızda fuarlar, teknolojideki hızlı ilerlemeye rağmen satış ve pazarlamanın en dinamik ve efektif unsurlarından biri olarak günümüzde hızla gelişmeye devam ediyor. 1970’li yıllarla beraber bölgesel fuarlar dışında özellikle büyük kentlerde ihtisas fuarları niteliğinde birçok fuar açılmaya başladı ve uzmanlık alanlarına giren malların tanıtım ve pazarlaması yapıldı. Doğrudan sektörle ilgili alıcı ve satıcıları bir araya getirdiği için de dünya genelinde ihtisas fuarlarına ciddi bir yönelme olduğu gözleniyor. 1980’li yıllara gelindiğinde ise fuarcılık konusunda bir adım daha ileri gidildi ve fuarlar ithalat-ihracat ilişkilerinin olmazsa olmaz bir parçası haline geldi. Fuarcılık sektörü ülkemizde özellikle 1990’larda ilerleme kaydederek düzenlenen fuarların ve organizatör firmaların sayısı arttı. 21’inci yüzyıla geldiğimizde ise tüm pazarlarda oldukça yoğun bir rekabet yaşanıyor. Bu tip gelişim ve değişimlerin yaşandığı bir dönemde artık tüketicilerin zihninde farklı bir konum ve değer yaratabilen işletmeler pazardaki paylarını koruyabiliyor. Firmalar açısından, yürütülen pazarlama ve tanıtım aktiviteleri önemli bir rol üstleniyor. Fuarlar ise mevcut pazar ortamında firmalara oldukça önemli avantajlar sunuyor, hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlıyor. Ticari ihtisas fuarları üreticilerin ve tüketicilerin belli zaman ve mekan dilimi içerisinde buluştukları bir pazar niteliği taşıyor ve fuarların belirli bir konuya yönelik olması katılımcı firmalara “ilgili talebi” doğrudan, kısa sürede ve en etkili biçimde yakalama imkanı veriyor. Bu sayede hem satış hem tanıtım açısından önemli

kazanımlar elde ediliyor. Fuarlar katılımcıların satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile yükselmesine aracılık ediyor. Fuarların sektörlerin gelişimine de katkı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Yenilikleri takip etmek, kendinizi geliştirmek, ileriye dönük adımlar için bir öngörüye sahip olmak anlamında fuarlar; müşterileriyle üreticileri buluşturan bir köprü görevi görüyor. Fuar organizasyonları, sektördeki pek çok firmayı buluşturarak rakiplerini izleme olanağı da sunuyor. Aynı zamanda farklı kültürleri buluşturarak bir yandan da ülke tanıtımı açısından katkı sağlıyor. Fuarcılık konusunda ülke ekonomisine katkı anlamında en başarılı örnek sanırsam Almanya’dır, fuarcılığı bacasız sanayi haline getirebildiler. Farklı sektörlerdeki fuarların neredeyse tamamını Almanya organize ediyor. Ülkelerini kalkındıracak gelir elde ediyorlar. Bu kapsamda ülkemizin sayılı uluslararası fuarları arasında yer alan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın, bir parçası olduğumuz lokomotif sektörümüz olan inşaat sektörüne katkısı ölçülemez bir boyuttadır. Sektöre düzenlendiği 5 gün boyunca bayram coşkusu yaşatan UNICERA’nın hızla gelişen ve değişen teknoloji ve moda trendlerinin sergilenmesi açısından bir vitrin görevi görüyor olması, sektörün bir parçası olarak bizlere sonsuz mutluluk veriyor. Ülke ekonomisine ciddi bir katkı sunabilecek olan fuarcılığın devlet politikası haline getirilmesinin öneminin altını çizmek ve bu alanda yaratıcısı olduğumuz UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’yla bu alanda üzerimize düşen ne ise seve seve yerine getirmek için hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna bildirmek isterim.



B. Nurhan Tanyeli TİMDER Genel Koordinatörü nurhan@timder.org.tr

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Görüş

“STK’larda Kaynak Oluşumu”

8

Günümüz örgütlerinin küreselleşme ve bilişim teknolojilerinin de etkisiyle artan rekabet koşullarında ayakta kalabilmeleri ve gelecekte istedikleri noktaya ulaşabilmeleri katılımcı bir şekilde, misyon, vizyon ve değerlerini yaratmaları ile mümkün olmaktadır. Örgütün kısa ve uzun dönemli amaçlarını gerçekleştirebilmeleri ancak bu şekilde mümkün olabilmektedir. Bunun temel nedeni olarak misyonun örgütün varlık nedenini ve örgütün diğerlerinden farklılıklarını ortaya koymasından, vizyonun o misyon kapsamında gelecekte varılmak istenilen nokta olmasından bunun yanı sıra tüm süreçlerde inanç ve değerlerden vazgeçilmemesi gerekliliği gösterilebilir. STK’lar ise kar amacı gütmeyen yapılarıyla diğer sektörlere göre misyon, vizyon ve değerlerine daha fazla önem veren örgütlenmelerdir. STK’lar harcamalarını hizmet mantığı çerçevesinde gerçekleştirirler ve dolayısıyla STK’ların varlık nedeni misyonlarını gerçekleştirmek olarak gösterilebilir. STK’lar katılımcı demokrasiyi geliştirme, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme, siyasal erki etkileme, çevreyi koruma, topluma yön verme ve insan haklarını geliştirme gibi makro misyonların yanı sıra sağlık, eğitim, yardım, kültür ve sanat, rehberlik, bilim, toplu pazarlık yapma, mesleki gibi mikro misyonları da gerçekleştirmektedirler.

İnsan kaynağı: STK’larda insan kaynağı iki temel boyutta incelenebilir. Bunlar profesyonel insan kaynağı ve gönüllü insan kaynağıdır. Ancak STK’larda gerek profesyonel çalışan gerekse gönüllü personel olsun STK’ların doğası gereği gönüllülük mantığı çerçevesinde faaliyet gösterilmektedir. Yönetim kademelerinde ve/veya organlarda başkan, başkan yardımcısı, genel sekreter, müdür, koordinatör, grup başkanı ve yardımcıları gibi unvanlara sahip bireyler yer almaktadır. Örneğin yasal olarak bir derneğin zorunlu organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. STK’larda insan kaynağının kendisi yeni insan kaynağının çekilmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Pek çok gönüllü STK’yı yakın arkadaş, dost ya da akraba çevresi sayesinde tanımakta ve STK’ya üye olarak faaliyetlerde yer alabilmektedir. Ancak hem gönüllülerin STK’ya çekilmesi ve hem de kalıcı olmaları onların STK faaliyetleri içinde sosyalleşebilmesi ile yakından ilintilidir. Gönüllüler çoğunlukla sosyalleşememe endişesi ve ürkeklik nedeniyle STK’da devir hızını artırabilmektedir.

STK’ların istedikleri düzeyde misyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve vizyonlarına ulaşabilmeleri doğal olarak kısa, orta ve uzun dönemli faaliyetleriyle de ilişkili bir kavramdır. Bu açıdan STK’lar genellikle çeşitli ölçeklerde proje bazlı faaliyetlerde bulunurlar. Doğal olarak da proje bazlı faaliyet süreçlerinde kaynaklara yeterli düzeyde ve zamanında ulaşmaları onların performansını doğrudan etkileyen bir durum olarak ortaya çıkar.

Finansman: STK’lar her ne kadar kar amacı gütmeyen ve gönüllü mantığı ile hareket eden örgütlenmeler olsalar da misyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve gelişebilmeleri için gerekli kaynakları yeterince elde edememekte ve bundan şikayetçi olabilmektedirler. STK’lar son derece mütevazi finansman kaynakları ile son derece büyük faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu çerçevede finansman sağlama konusu STK’ların en büyük sorunu olarak ifade edilebilir. STK’lar için insan kaynağı aynı zamanda temel bir finansman kaynağıdır. Bunun temel nedeni üyelik sistemine göre işlev gören STK’ların üye aidatlarıdır.

STK’ların misyonlarını gerçekleştirmek ve vizyonlarına ulaşabilmek adına rutin ve rutin olmayan faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları kaynaklar insan kaynağı, finansman, fiziksel varlıklar ve fonksiyonel bilgi şeklinde belirtilebilir. Aşağıda sözü edilen kaynaklar ve kaynaklara ulaşım şekilleri örneklendirilerek açıklanmıştır:

Diğer taraftan bağış kampanyaları, kermesler ve açık artırma STK’ya önemli katkılar saylayabilen etkinliklerdir. Konuya pozitif yönde yaklaşıldığında kar amacı güden işletmelerin sosyal sorumluluk çerçevesinde STK’lara finansman, teknoloji, araç, gereç mesai saatinde eleman tahsis ettikleri de görülmektedir. Özellikle nakit olarak yapılan yar-

dımların STK için hayati önem taşıdığı da gerçektir. Diğer taraftan devlet STK süreçlerine yasal düzenlemeler çerçevesinde bir takım katkı yapmakla birlikte dolaylı katkılar sağlayabilmektedir. Örneğin özel sektörün sosyal sorumluluk çerçevesinde STK’lara aktardığı özellikle finansal olanakları vergiden muaf tutma şeklinde değerlendirebilmektedir. Günümüzde bölgesel yapılanmaların da STK’lara finansal katkı bakımından fayda sağladığı görülmektedir. Örneğin Avrupa Birliği fonları özellikle bu konuda destekleyici olmaktadır. Bu fonlar iyi projeler sayesinde hibe olarak STK’ya aktarılabilmektedir. Fiziksel varlıklar: STK’ların yasal olarak kurulabilmeleri için bir mekan sahibi olmaları gerekmektedir. Bunun yanı sıra mekanda kullanılacak teknoloji, araç ve gereçler de STK için sahip olunması gereken fiziksel varlıklar arasında sayılabilir. Özellikle STK’ya gönüllü olarak aktarılan teknoloji, alet, araç gereç, araba, bina gibi katkılar STK’lar için büyük önem arz etmektedir. Ayrıca vakıf örgütlenmesi şeklinde hayır amaçlı olarak servet sahibi bireyler mülklerinin bir kısmını ve gelirini vakıf kurarak toplum hizmetine sunabilmektedir. Fonksiyonel bilgi: Günümüz örgütleri bilgi teknolojilerinin gelişme ve yaygınlaşması ile veri elde etme, veriyi enformasyona dönüştürme ve onu da faaliyet süreçlerinde kullanılabilir bilgi haline getirme işlemini stratejik bir konu olarak ele almaktadırlar. Doğru kaynaklardan, doğru, eksiksiz ve zamanında elde edilen bilgi diğer kaynakların da rasyonel kullanımını sağlamaktadır. Bu açıdan zaten son derece kısıtlı kaynaklara sahip olan STK’lar için doğru bilgileri elde etme büyük önem taşıyacaktır. Bilgi iletişim sayesinde elde edilen bir kaynaktır. Günümüz örgütlerinde başarının %85’i etkin iletişimden ve hataların %70’inin hatalı iletişimden kaynaklandığı ifade edilebilir.



Prof. Dr. Kerem Alkin Ekonomi Profesörü kerem@alkin.org

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ekonominin Nabzı

“2016 için ‘emniyet kemerlerinizi’ takın.” Dünya ekonomisi, 2008 sonbaharında patlak veren küresel finans krizinden bu yana 7 yıl geride kalmış olmasına rağmen, krizi atlatacak bir sürece gireceğine, küresel, bölgesel ve yerel sorunların üst üste bindiği, üst üste katlandığı bir sürece girmiş durumda. Dünyanın gelişmiş ekonomilerindeki orta sınıf, 1950’lerden bu yana ki en kötü dönemini yaşamakta ve söz konusu ‘demokrasi beşiği’ oldukları hep dillendirilen bu ekonomilerde, gelir dağılımındaki bozulma, orta direkteki erime, en zengin ile en fakir arasında katlanan uçurum, ülkelerin sosyo-ekonomik hayatını da etkilemeye başladı. Bu durum, orta üstü zengin ve en zengin kesimde, pek çok gerekçeye bağlı olarak, bir ayrışma, bir gettolaşma güdüsünü de beraberinde getirmekte. ABD’deki ‘faşistleşme’, Amerikalı entelektüellerin endişeleri ve Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı Donald Trump’ın, söylemi ile, esas Amerikan toplumunun ‘beyaz anglo-sakson protestan’ bu elitist kesimine seçmen olarak oynadığı, sürekli konuşulmakta. Tıkanan kapitalizm radikalleştiriyor G20 Grubu’ndaki belirli bir ülke grubu ve liderlerinin pek çok uluslararası toplantıda dile getirdiği gibi, ‘Piyasa Kapitalizmi’nin bugün tıkandığı noktanın, sistemdeki çürüme ve içeri doğru çöküşün, büzüşmenin, küresel yoksullukla mücadeledeki başarısızlığın, ‘insan’ı odağa koyamayan, koymayan bir ekonomik sistem anlayışının, artık dünya ekonomisinin bugün ve geleceği için, küresel sistemin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehlike arz ettiğini belirtmekteler. Üretilen katma değer eşit bir şekilde paylaşılmasa da, milli gelir büyümeye devam ettiğinden ve piyasa kapitalizmin tüm ‘algı mekanizmaları’, tüm pazarlama imkanları devrede olduğundan, insanlar tüketerek, para harcayarak mutlu olmaya çalışıyorlardı. Bugün, tıkanan sistem ile, insanlar artık geleceğe dönük korku içindeler ve gelişmiş ekonomilerde ilk kez çok yüksek oranlı bir ‘tasarruf’ eğilimi söz konusu.

10

Bu noktada, Çin ve Güney Kore’nin ‘devlet kapitalizmi’ odaklı kalkınma modeli ve geldikleri nokta da irdeleniyor. Dünya ekonomisi, kamunun ekonomilerdeki rolünün yeniden yükseleceği bir sürece mi sürükleniyor; önemli bir tartışma dönemi başlıyor. Avrupa, sosyo-ekonomik sistemdeki tıkanmayı ve orta sınıftaki mutsuzluğu, siyasetin sağ cephesinde bir radikalleşmeye dönüştürüyor ve radikal sağ partilerin oylarında ciddi bir artış söz konusu. Orta sınıf, Avrupa’ya gelen göçmenlerin işlerini ellerinden aldıklarını düşünmekte ve ‘yabancı düşmanlığı’, ‘islamofobi’ çok tehlikeli bir boyut kazanmış durumda. Trump’un Cumhuriyetçi Parti başkan aday adayı olarak, radikal bir söylemle götürdüğü seçim kampanyasına cevap alması da, eğitimli Amerikalıları endişelendiriyor. ‘Kötü haber, kötü haberdir’ Küresel piyasalarda, 2009-2014 dönemi, dünya ekonomisinin büyümesi ve uluslararası ticarete yönelik kötü haberler, önde gelen merkez bankalarının parasal desteklerinin devam edeceği anlamına da geldiğinden, piyasalarca olumlu karşılanmış ve hisse senedi piyasalarına ‘bol paradan nasipleneceğiz’ anlamında, aşırı iyimserlikle gelen alımlarla, hisse senedi fiyatlarına yükselişler olarak yansımıştı. Bugün ise, Avrupa’nın önde gelen bankaları için batma risklerinden söz edilirken, artık ‘kötü haberler’ ‘kötü haber’ olarak algılanıyor. Çünkü, önde gelen merkez bankalarının küresel ekonomide var olan bu sıkıntılı tabloyu desteklemek adına yapabilecekleri parasal genişleme adımlarında artık limitlere dayanılmış durumda. Finans piyasaları, yatırımcıların politika yapıcıların küresel ekonomiye destek sağlayabileceklerine yönelik güvenlerini kaybettiğini işaret ediyor. Bu nedenle, küresel ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntıların ABD ekonomisi üzerindeki olası etkilerine bağlı olarak, faiz artırımında hem aceleci olmayacaklarını , hem de çok kademeli bir artış öngördüklerini açıklaması sonrasında, FED Başkanı Yellen’ın

sözleri hem ABD, hem de Avrupa hisse senetlerine satış getirmiş durumda. Altın puslu havayı sever Puslu havaları seven ve artan küresel ve siyasi belirsizlikten nemalanan Altın ons başına 1,250 ile 1,225 Dolar aralığındaki hareketini sürdürürken, ABD petrolü de varil başına 27 Doların altına inmiş durumda. Bugün artık; Avrupa’dan Japonya’ya, merkez bankalarının ilave teşvikler için hazır olduklarını işaret etmeleri, yatırımcıların küresel büyümeye ilişkin endişelerinin yatışmasını sağlayamıyor. Ham petroldeki satış dalgası ve zayıflayan kredi piyasaları sorunu daha da derinleştiriyor. Yellen, merkez bankasının, finans piyasalarındaki son kargaşaya bir tepki olarak planlanan faiz artırımlarını erteleyebileceğini, ancak bundan vazgeçmeyeceklerini işaret etmiş olsa da, piyasadaki moralsizlik önemli bir risk ve Türkiye’nin dikkatli olması gerekiyor. Merkez Bankalarının sorunları çözmede giderek daha yetersiz kalmakta olduklarına dair görüş daha da güçlenir ise, gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışı hızlanabilir. Bu nedenle, Türk Ekonomi Yönetimi’nin Türkiye’yi, başarabildiği kadar, pozitif ayrıştıracak tedbir almasında yarar var. Şimdi sıra ‘negatif faiz’ tartışmasında Japon Merkez Bankası’nın (BoJ) Ocak ayı sonundan bu yana küresel piyasalara damgasını vuran, bir çok önde gelen merkez bankasının nasıl tavır alacağı konusunu bir anda öncelikli kılan ‘negatif faiz’ adımı sonrasında, tabir caiz ise, ‘çarşı karıştı’. Küresel piyasa profesyonelleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) bir karşı atağı olup olmayacağını konuşmaktalar; ama pek çok uzman, ECB ve FED’in para politikasında artık hareket edebilecekleri bir alan kalmadığını düşürmekteler; ayrıca, iki merkez bankasının daha da ‘genişletici’ para politikası adımları atmaları halinde, itibarlarının iyice törpüleneceği konuşuluyor. İlginçtir, 2016’ya o kadar sert, ağır bir küresel ekonomi gündemi ile


‘Finansal açgözlülüğün’ siyasi sonuçları Küresel emtia, hammadde piyasalarındaki fiyatlar, 2000’li yılların başlarına kadar, ağırlıklı olarak bu hammaddelere gösterilen fiziki talep ve ülkelerin fiziki hammadde arzının piyasada dengelenmesiyle şekillenirdi. Bu nedenle, petrol fiyatlarının 15 ile 20 Dolar arasında seyrettiğine şahit olurduk. Ne yazık ki, gemi azıya alan ‘liberal iktisatçılar’, finans piyasaları üzerindeki düzenleyici ve denetleyici yasaları yumuşattılar; hatta kaldırttılar ve 2003’den itibaren, adeta tırmanan bir ‘risk iştahı’ ile, türev piyasalarda bireysel ve kurumsal yatırımcılara, ‘finansal kaldıraç’larla, ellerindeki imkanın çok üzerinde hammadde alım-satım kontratı işlemi yapma imkanı verildi. Ve bir anda, küresel piyasalarda, tarım, metal, maden, enerji türevlerinin fiyatlandırma alışkanlıkları değişti. Emtia fiyatlarında rekor tırmanışlar gözlemledik. Önde gelen merkez bankalarının sebep olduğu parasal genişlemenin de tetiklediği bir konjonktürde, pek çok emtia ihracatçısı ülkenin, Rusya ve Brezilya gibi ülkelerin gelirlerinde öyle artışlar oldu ki, ülkeler bir ‘ekonomik şımarıklığın’ içine sürüklendiler. Rusya, Körfez Ülkeleri, Latin Amerika Ülkeleri, petrol, doğalgaz, altın ve pek çok maden ve metalin ihracatından kazandıkları gelirin ‘büyüsü’ ile, giderek bu yer altı kaynaklarının ‘esiri’ olmaya başladılar ve bu ülkeler bir için çok tehlikeli bir ‘kaynak laneti’ oluştu. Prof. Dr. Gülden Ayman’a bu tabiri hatırlatmış olması nedeniyle teşekkür ederim. 2003 yılına kadar, dünya ile entegre olmak için çaba sarf eden, ekonomik ve demokratik standartlarını, yolsuzluklarla mücadeleyi iyileştirme gayreti içinde olan söz konusu ülkeler,

Ve hem kendi coğrafyalarında hem de dünya coğrafyasında, siyasi ve askeri manevralara eğilim göstermeye başladılar. Bu nedenle, küresel ekonomi-politik sistemin daha fazla barışa ihtiyaç duyduğu, ‘sürdürülebilirlik’ adına daha fazla küresel işbirliği için çaba sarf ettiği bir dönemde; tersine, emtia ihracatçısı kimi ülkelerin ‘siyasi ve askeri’ şovları tırmanışa geçti; bölgesel ve küresel dengeler bozulmaya başladı. 2000’li yılların başlarında, bir virüs gibi dünyayı saran ‘finansal açgözlülük’ ve sebep olduğu emtia, hisse senedi ve gayrimenkul fiyat balonunun ‘yoldan çıkardığı’ ülkelerin sebep oldukları siyasi kargaşanın bugün bedelini ödemekteyiz. Türkiye ‘okyanuslar’a açılmalı Petrol fiyatları uzunca bir süre toparlanamayacak. Ve bir kaç yıl öncesine kadar ekonomilerini petrol ve doğalgaz ihracatına bağımlı olmaktan kurtarabilecek durumdayken, kazandıkları ‘Dolar’ların büyüsüne kapılmış ülkeler ve yöneticileri; bugün kendi vatandaşlarına da bir bedel ödettirmekteler. Türkiye bu tablodan ders çıkarmalı ve mutlaka ihracata konu olan mal çeşitliliğini, 6000 farklı maldan, 10 bin ve ötesine taşımalı. Türkiye’nin dış politika ve dış ticaret alanında son 5 yıldır yürütmekte olduğu ‘okyanus kıyısı ülkeler’e açılım politikası her anlamda stratejik bir öneme sahip. Küresel ticarette iddialı olan ülkelerin her yıl mallarını satmak adına kat ettikleri ortalama mesafe 4 bin 800 km’yi bulurken, Türkiye kabaca bunun yarısı bir ortalama km mesafede dış ticaret yapıyor. Ancak, Türkiye bir istisna değil. Avrupa, Yakın Asya ve Afrika arasında yer almakta olan ülkelerin bütününde, karasal alanda o kadar çok sayıda ülke var ki, yakın coğrafyayla dış ticaret yapmanın avantajı ortalama km’yi doğal olarak düşürüyor. Türkiye’nin ortalama 2 bin 500 km olan ihracat mesafesini ortalama 5000 km’ye taşıyıp, iki katına çıkarması, hiç şüphesiz küresel ekonomideki dalgalanmalara karşı Türkiye’nin dayanıklılığını daha da artıracaktır. Ucuz emtiayı katma değere dönüştürelim Nitekim, dünya ekonomisinin ve küresel ticaretin içinden geçtiği hayli zorlu dönem ve yaşanan zorlukların bir müddet daha kalıcı olacaklarına dair analizler, Türkiye’nin ihracat alanında, iddialı ülkeler gibi ortalama km’yi, daha uzak coğrafyalara ihracatı mutlaka gündemine almasını ve bir an önce Atlantik ve Pasifik okyanusuna kıyısı olan ülkelere de ağırlık vermeye başlamasını gerektirmekte. Bu noktada Türkiye,

emtia fiyatlarındaki gerilemeyi mutlaka katma değere dönüştürmeli. Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın doğalgaz fiyatına yönelik müjdesi kritik önemde. Gerileyen enerji fiyatlarından dolayı sıkışan komşu ülkeler bugün, önceki yıllardan çok daha fazla Türkiye’den ithalat yapmaya muhtaçlar. Bu süreci iyi değerlendirelim. Ve, İran’ın kısa sürede Avrupa şirketleriyle 23 Milyar Dolar anlaşma nasıl yapabildiğini de bir kez daha sorgulayalım. ABD’nin bulunduğumuz coğrafyadaki en kritik önemdeki iki stratejik ortağı olan İsrail ve Suudi Arabistan’ı resmen çiğneyerek, İran’la ‘nükleer’ konusunda anlaşmaya varıp, Avrupa Birliği ile birlikte İran üzerindeki ambargoları kaldırması, uluslararası diplomasinin halen gerekçelerini anlamaya çalıştığı bir gelişme. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’ta devam eden yıllık zirvesinin ilk gününde ‘Daeş’i İran’a tercih ederiz’ açıklaması, Suudi Arabistan’ın bir ay öncesinden başlayarak attığı adımlar, ambargoların kalkması ile bölgede çok daha ciddi ölçülerde siyasi inisiyatif alması beklenen İran’a yönelik her türlü tedbirin alınacağına işaret ediyor ki, İran açısından yapabileceği en kritik hata, Türkiye’ye yönelik terörü desteklemek dahil şımararak Türkiye’ye karşı hasmane tutum sergilemek olacaktır. İran bir fırsat mı, bir risk mi? Suudi Arabistan’ın göstereceği yakınlığın yanı sıra, İsrail ve Mısır’ın uzatacağı zeytin dalı ile bölgedeki diplomatik gerginlik başlıklarının bir kısmını geride bırakan Türkiye’yi rencide etmek, İran için yeni riskleri de beraberinde getirebilir. Türk iş dünyasına da bir uyarım olacak. İran üzerindeki ambargoların kalkması, ekonomi medyasında sıklıkla ‘fırsat’ başlığı altında değerlendirilmekte. Ancak, konunun ‘risk’ kısmı daha ağır basıyor. Çünkü İran, son 40 yıldır var olan ambargolara rağmen, imalat sanayinde var olma çabasını sürdürdü. Bu nedenle, uzun zamandır bakir kalan pazar olma özelliği ve nüfus gücü ile başta Avrupa Birliği olmak üzere, batılı ülkelerin yeni yatırım alanı olma yolunda hızla ilerleyebilir.

Ekonominin Nabzı

Türkiye, küresel piyasalardaki bu ‘ağır’ atmosfer içerisinde, en kısa zamanda açıklanmasını umut ettiğimiz mikro reformlar, yüzde 3,5-4 civarındaki büyüme kararlılığı ve devam ettirdiği mega projeler ile, uluslararası piyasa profesyonellerine, ‘pozitif yönde’ ayrıcalıklı davranılmasını hak ettiğini göstermeye çalışıyor. Ama uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türk bankalarına yönelik ‘riskler artıyor’ yönündeki değerlendirmeleri, kafaları karıştırmaya yetmekte. Bu tür negatif raporlar, terör ve bölgesel siyasi belirsizliklere rağmen, Türk Lirası’ndaki değerlenme dikkat çekici. Dolar kuru 3,04-3,00 TL bandından, 3,00-2,96 TL; hatta, 2,96-2,92 TL bandına geçmeye çalışıyor. Türk Lirası’na yönelik hareketleri iyi takip etmemiz gerekiyor.

emtia ihracatından kazandıkları para sayesinde döviz rezervlerini doldurmaya ve ‘devlet yatırım fonları’ kurmaya başlayınca; ‘aşırı güven ve kibir’ sendromuna girdiler.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

başladık ki, profesyoneller, bugün FED’in Aralık ayında faiz artırımı konusunda ‘erken’ davranmış olması nedeniyle, başını belaya soktuklarını düşünmekteler. Bu nedenle, merkez bankalarının, küresel piyasalar üzerindeki moralsizliği dağıtmaları gerektiği konuşulmakta.

Bilhassa Türkiye’nin, dünyanın önemli otomotiv üretim merkezlerinden birisi olmuş iken, dünya şirketlerinin yeni yatırım arayışlarını İran’a kaptırması şansızlık olacaktır. Bu nedenle, Türk şirketlerinin müteahhitlik projeleri, yazılım, perakende derken İran’ın yeniden dünya ekonomisine açılımı esnasında ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek adına atacakları adımlar bir 10 yıl sonra Türkiye açısından hayli ‘zorlayıcı’ bir rakibin doğmasına da yol açabilir. Bu nedenle Fars bürokrasisinin, zorlu dönemlerinde Türkiye’nin gösterdiği onca yakınlığı görmemezlikten gelen tutumları dahil, İran’ın Türkiye’yi bir hasım gibi görmek yerine, ilişkileri geliştirecek bir tutum içinde olması, bizden önce İran’ın lehine olacaktır.

11



Ölçü Ölçü Tablosu Tablosu (cm) (cm) en en boy boy

135 135

134 134

133 133

132 132

131 131

130 130

129 129

128 128

127 127

126 126

125 125

124 124

123 123

122 122

121 121

120 120

119 119

90 90

89 89

88 88

87 87

86 86

85 85

84 84

83 83

82 82

81 81

80 80

79 79

78 78

77 77

76 76

75 75

74 74

90 90 89 89 88 88 87 87 86 86 85 85 84 84 83 83 82 82 81 81 80 80 79 79 78 78 77 77 76 76 75 75 74 74 en en boy boy 90 90 89 89 88 88 87 87 86 86 85 85 84 84 83 83 82 82 81 81 80 80 79 79 78 78 77 77 76 76 75 75 74 74

seranitgrup.com.tr seranitgrup.com.tr

seranitgrup seranitgrup


TİMDER Yönetim Kurulu, Geçmiş Dönem Başkanlarıyla Buluştu TİMDER Yönetim Kurulu 03 Şubat Çarşamba günü TİMDER’e gönül vermiş geçmiş dönem başkanlarıyla Baltalimanı Angel Blue Restaurant’ında biraraya geldi.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın hoşgeldiniz konuşması ile başlayan gece, TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez’in TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesi ve TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in federasyonun geldiği son nokta hakkında bilgilendirmesi ile devam etti.

14


TİMDER’de yaşanan geçmiş dönem anılarının yad edildiği gecede aynı zamanda TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında geçmiş dönem başkanlarından görüşleri alındı. Gecenin sonunda TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, TİMDER’e gönül vermiş geçmiş dönem başkanlarına tüm emekleri için teşekkür etti. Sapankaya, sonrasında Geçmiş Dönem Başkanları Ali Ergenç, Ferhan Özkalp, Turan Tuncel, Bekir Zabcı, Can Şakarer, Nural Tuncel ve Y. Ali Tung’a plaketlerini takdim etti.

1989 - 1991 Dönemi Başkanı Ali Ergenç

TİMDER’den

Plaketlerini alan Geçmiş Dönem Başkanları böyle keyifli bir organizasyona imza attıkları için TİMDER Yönetim Kurulu’na teşekkürlerini sundu.

1993 - 1995 Dönemi Başkanı Turan Tuncel

1997 - 1998 Dönemi Başkanı Bekir Zabcı

2001 - 2003 Dönemi Başkanı Can Şakarer

2003 - 2005 Dönemi Başkanı Nural Tuncer

2011 - 2013 Dönemi Başkanı Y. Ali Tung

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

1991 - 1993 Dönemi Başkanı M. Ferhan Özkalp

15


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Seranit Grup Showroom’u Ziyaret Etti

16

TİMDER Yönetim Kurulu Seranit Grup’un geçtiğimiz aylarda hizmete açılan showroom’unu ziyaret etti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya’nın yanı sıra TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kemal Yıldırım, Aydın Eşer, Serdar Dönmez ve TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Arslan, Bahadır Yıldırım, Süleyman Karahan, Cemal Kır ve Baki Kartalkaya’nın katılımı ile gerçekleştirilen ziyarete Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba ev sahipliği yaptı. Kahvaltı ile başlayan etkinlikte konuşan TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Seranit Grup’un yapı sektörünün önemli oyuncularından biri olduğuna dikkat çekerek, “ArGe faaliyetlerine özen gösteren firmalarımız sektörün her zaman birkaç adım önünde yer alır. Seranit Grup da bu alanda sektöre öncülük eden firmalarımızdan biridir. Seranit Grup Başkan’ı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba olmak üzere, TİMDER yönetim kurulu olarak bütün Seranit Grup ekibini kutluyoruz” dedi. Kahvaltı etkinliği sonrasında TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerine Seranit Grup Showroom’da sergilenen ürünler tanıtıldı.

İlk kez UNICERA Fuarı’nda görücüye çıkacak olan dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’in tanıtımını yapan Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, “2 yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’i geliştirdik. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Zamanla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz. Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil.” dedi.


lojimax.com.tr

A L Ü M I N Y U M R A DYAT Ö R V E H A V LU PA N L A R GENEL MÜDÜRLÜK | SALES Güzelyalı Mah. Erdil Sok. No:28 Kat:2 Pendik / İSTANBUL / TÜRKİYE Phone: +90 (216) 688 63 45 Fax : +90 (216) 688 63 47 info@lojimax.com.tr

FABRİKA | FACTORY Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi Dokumacılar Sitesi 105. Sok. No:16 Nilüfer 16140 BURSA / TÜRKİYE

. “ FARKLI BEKLENTILERE FARKLI ÇÖZÜMLER


Ares Ada Yapı Saremica & Bocchi Mağazası İzmir’de Açıldı Ares - Ada Yapı İnş. Malz. Turz. Tic. Ltd. Şti. 2. mağazasını 5 Şubat 2016 tarihinde İzmir’de açtı. İlk mağazası Aydın - Kuşadası’nda olan Ares Ada Yapı İzmir mağazası ile tüm Ege bölgesine hizmet sunmayı amaçlıyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

2013 yılında Bertan Özyer ve Ahmet Üvez tarafından kurulan firmanın, Ege bölgesi genelinde yaygın satış ağı ve bayileri bulunuyor. Modern organizasyonu ve profesyonel ekibi ile seri tedarik sağlayan firmanın İzmir merkez üssü de kurulmuş oldu.

18

Akın Kazançoğlu, Selçuk Sarı, Şevket Özyer, Şadi Burat, Esra Alpaslan


Bocchi ve Saremica ürünlerinin birlikte sergilendiği Ares - Ada Yapı showroom, İçmimar Filiz Üvez ve İçmimar Naciye Bektaş tarafından yenilikçi ve modern ürünler göz önüne alınarak davetkar, sıcak ve samimi bir ortam şeklinde tasarlandı.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Açılış sonrası açıklama yapan Şirket Ortakları Bertan Özyer ve Ahmet Üvez; “Bir İtalyan - Türk ortaklığı olan Bocchi, bataryada yeni özel tasarımlar ve 17 renkli vitrifiye alternatifi ile özellikle mimar, içmimar ve dekoratörlere yeni mekan tasarım olanakları yaratmamıza imkan veriyor. Dünyanın üretim devi Çin’de İtalyan teknolojisi ve tasarımları ile üretilmiş özel ürünlere sahip Saremica ise granit seramik ürünleri ile ticari hayatımıza önemli bir güç katıyor. Bu iki inovatif markanın ürünlerini geniş bir alanda teşhir ettiğimiz showroomumuzda Ege Bögesi’nde özellikle de kalite ve tasarıma önem veren tüketici ve profesyonellerin öncelikli tercihi olmayı hedefliyoruz.” dediler.

Haberler

Dinamik ve yenilikçi firmalar olan Saremica ve Bocchi’nin özel kalite ve benzersiz tasarımlarına güvenerek yola çıkan Ares - Ada Yapı; Ege bölgesine ve inşaat sektörüne renk katmayı hedefliyor.

Filiz Ultav Üvez, Ahmet Üvez, Nazik Oruz, Esra Alparslan, Mübeccel Özyağcı

Berna Türker, Ahmet Üvez, Şahika Özyer, Şevket Özyer, Aslı Özyer, Bertan Özyer

Akın Kazançoğlu ve Durmuş Arıcan 19


Buğra Kavuncu, BASF Türk’ün Yeni CEO’su Oldu 2006 yılından bu yana BASF bünyesinde çeşitli pozisyonlarda görev alan Buğra Kavuncu, Ocak 2016 itibarıyla BASF Türk Kimya CEO’su olarak sürdüreceği yeni görevine atandı.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

1997-2006 yılları arasında ortağı ve yönetici olduğu USTA LLP isimli firmasını Orta Asya’da yapı kimyasalları alanında yaptığı yatırımlarla büyüten Kavuncu, 2006 - 2008 arasında BASF Const-ruction Chemicals Central Asia LLP’de, 2008 - 2010 yılları arasında ise BASF Central Asia’da Genel Müdür olarak çalıştı. 2010 - 2012 yılları arasında BASF Yapı Kimyasalları BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak İsviç-

re’de görev almasının ardından, 2012 2014 yılları arasında BDT Ülkeleri Pazar Yöneticisi olarak görev yapmasının yanı sıra, BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürdü. Buğra Kavuncu, 1997 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden mezuniyetinin ardından Kazakistan’ın Almatı şehrinde yapı kimyasalları alanında iş hayatına atıldı. Satış, pazarlama ve yatırım alanında edindiği deneyim ile başarılı çalışmalara imza atan Buğra Kavuncu, ileri derecede Rusça, İngilizce ve Kazakça biliyor. Kavuncu evli ve 3 çocuk babası.

BASF, İş Ortakları ile Birlikte Büyüyecek BASF, Antalya Ela Quality Resort Otel’de düzenlediği “Birlikte Büyüyelim” etkinliğinde iş ortakları ile bir araya geldi. 2016 strateji ve hedeflerinin paylaşıldığı toplantısında yeni süreçler ele alındı. BASF Yapı Kimyasalları Bölümü’nün iş ortaklarıyla bağlarını güçlendirmeyi hedeflediği toplantıda sektöre yön veren dinamikler hakkında bilgi verilirken, BASF’nin 150. yılını kutladığı 2015 yılı değerlendirmesi de yapıldı. “Birlikte Büyüyelim” toplantısı BASF Yapı Kimyasalları Bölümü Türkiye ve Orta Asya Pazar Yönetimi Direktörü Emrah Ertin’in açılış konuşmasıyla başladı. Ertin, açılış konuşmasında 2015 yılına dair sektörel değerlendirmelerde bulunurken BASF Yapı Kimyasalları Bölümü olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade etti. 2016 yılının rekabet açısından zor bir sene olacağının altını çizerken, “Güçlü iş ortaklarımızın desteği, sunduğumuz ürün gamı ve yüksek müşteri memnuniyeti, kalite ve sorumluluk gibi değerlerimizle 2016 yılında da başarılarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” dedi.

20



Baymak Orange Store Ailesi Büyüyor

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Baymak’ın sektöründe en önemli ilklerinden biri olan Orange Store konsepti Türkiye genelinde yeni noktalar ile yaygınlaşmaya devam ediyor. Hizmet kalitesini 4 ana unsur altında bir araya getiren Orange Store’lar modern mağaza tasarımı ve ürün teşhiri, eğitimli montaj ve uygulama ekipleri, tüketicilere gerekli teknik bilgiyi sağlayan makine mühendisleri ve sadece yüksek enerji verimli ve yenilenebilir enerjiye yoğunlaşan ürün gamı ile hizmet veriyor. Yeni mağazalar konusunda görüşlerini dile getiren Baymak Genel Müdürü Ender Çolak; “Orange Store konsepti tüketiciler için en yüksek hizmet ve ürün kalitesini vadettiği kadar bayiler için de hem sunulan satın alma ve taahhüt avantajları ile kolaylık sağlıyor hem de geniş ürün gamı ile 12 ay boyunca satış yapabilme imkanı sunuyor. Yeni Orange Store’lar hizmete girdikçe, Türkiye genelinde birçok talep alıyor ve hemen

değerlendirmeye sokuyoruz. Hedefimiz Türkiye’de ısıtma soğutma sektörüne yeni bir anlayış kazandıran Orange Store’ları yeni yılda 25 ilde 100 noktaya ulaşmak” şeklinde konuştu.

Orange Store Çorlu’da Baymak’ın yepyeni konsept mağazaları Trakya bölgesinde de hizmete girdi. Baymak bayisi Tez Mühendislik yeni konsepti mağazasına taşıyarak Brötje Orange Store Mağazasını hizmete açtı.

Baymak Orange Store Ankara’da Ankara’da faaliyet gösteren Aleyna Mühendislik Baymak Bayisi tüm konseptini Baymak Orange Store olarak yeniledi.

Elazığ’da Brötje OrangeStore Elazığ’da da Baymak bayisi Furkan Mühendislik tüm konseptini Brötje Orange Store olarak değiştirdi.

Bien Rize’de Rataş Yapı Bayisini Açtı Yenilikçi ve çevre dostu marka olan Bien Seramik Türkiye genelinde günden güne büyüyor. Rize’de Bien ailesine yeni bir mağaza eklendi. Sahibi Zafer Karakaş olan mağazanın açılış töreni 27 Ocak 2016’da gerçekleşti. Mağaza açılışını Derepazarı Belediye Başkanı Yakup Samangül ve Derepazarı Kaymakamı Adem Can yaptı. İlginin yoğun olduğu törene Derepazarı Emniyet Amiri Hikmet Demir ve Rize Emniyet Müdür Yardımcısı Nahit Karakaş ve birçok Bien çalışanı katıldı. Açılışı Rize’de yapılan Rataş Yapı’nın ikinci mağazası tek katlı ve 156 m2’den oluşuyor. Bayide Marmol, Weawing, Taurus, Naturawood, Portoro, Homey Bien Seramik’in öne çıkan ürünleri oldu. Bien’in ödüllü vitrifiye ürünü Organic’in yanı sıra Harmony ve Neptün vitrifiyeleri de mağazada mevcut. Ayrıca bayide 9 canlı mekan da bulunuyor.

22



Buderus, Başarılı İş Ortaklarını İngiltere’de Ağırladı Buderus’un düzenlediği ‘Kaskad Sistem Satışında En Başarılı İş Ortakları Buluşması 2015’ etkinliği İngiltere’de gerçekleşti. Buderus üretim tesislerini gezen iş ortakları, Birmingham ve Londra’da hem teknik eğitim aldı hem de keyifli vakit geçirdi. Buderus’un en başarılı iş ortaklarını buluşturduğu gezinin ilk durağı Birmingham oldu. Bosch’un Worcester’da bulunan fabrikasını ziyaret eden grup, burada bir teknik eğitime katıldıktan sonra Londra’ya hareket etti. Avrupa’nın en yüksek dönme dolabı olan ve yılda üç milyona yakın turist ağırlayan London Eye’ı deneyimledikten sonra Londra’nın coğrafi, kültürel ve tarihi bilgilerinin aktarıldığı şehir turuna katıldılar.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Davetliler, yoğun iş temposuyla geçen bir yılın yorgunluğunu keyifli bir geziyle atarken, aynı zamanda Buderus’un üretim alanındaki yetkinliklerini ve sektördeki son trendleri de yerinde görme fırsatı buldu.

Ideal Standard, 70. Satış Noktasını Gaziantep’te Açtı Ideal Standard, yurt içindeki satış noktalarına bir yenisini daha ekledi. Ideal Standard, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en gözde şehirlerinden Gaziantep’te açtığı yeni satış noktasıyla Türkiye’de 70 noktaya ulaştı. İnovatif yaklaşımı ve geliştirdiği son teknolojilerle sektörde adından sıkça söz ettiren Ideal Standard, banyo ve mutfak armatürlerinden vitrifiye seramik ürünlerine, duş sistemlerinden gömme rezervuar sistemlerine, banyo mobilyasından akrilik ürünlere varıncaya kadar tüm tasarımlarını Gaziantepli tüketicilerle buluşturuyor.

Gaziantep’in en gözde yerleşim merkezi Şehitkamil’de yer alan ve 250 metrekarelik teşhir alanına sahip Alfa Yapı mağazasında, tüm Ideal Standard ürünlerinin yanı sıra Ideal Standard’ın Grand luxury pazarındaki markası JADO’nun da tasarımları tüketicilerin beğenisine sunulacak.

24



Canpa ile Flexobit’in Asya ve Afrika’da Küresel Üssü Türkiye Oluyor

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Yalıtım işinde 30 yıllık tecrübesi ve uzmanlığı ile Türkiye’de inşaat sektörü devlerinin çözüm ortağı Canpa, Flexobit membrandaki başarıları sayesinde Bitufa’nın Asya ve Afrika ülkelerine dağıtımını yapmaya başladı. Flexobit membran malzemesinin dünyada oldukça yaygın bir kullanım alanı olduğunu belirten Canpa Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özcan, özellikle su yalıtımının çok kritik olduğu deniz bölgelerinde yapılan yalıtım uygulamalarında bu ürünün tercih edildiğini belirtti. Özcan, ‘’98 yılından beri Türkiye’de Bitufa’nın distribütörlüğünü Canpa olarak biz yapıyoruz. Türkiye’de önemli projelere attığımız Flexobit imzasıyla bizi Asya ve Afrika ülkelerinin dağıtım merkezi haline getirdiler’’ dedi.

Kendi kendini onarma özelliğiyle su yalıtımında mucize ürün olarak adlandırılan Flexobit’in dağıtımında Dubai’nin uzun zamandır daha başarılı olduğunu söyleyen Özcan; “Yüzde bin esneme kabiliyeti olan ve kopmayan yapıdaki bu malzeme, delinme durumunda kendi kendini tamir edebiliyor. Dubai deniz üzerine kurulu bir şehir ve suyun çözümü de Flexobit. Dünyanın en yüksek yapılarında kullanıldıktan sonra artık oradaki yapılaşma Türkiye’nin hızına yetişemiyor. Türkiye de artık bu uluslar arası standartlardaki ürünü kullanılır hale geldi. Başarılarımız sayesinde Flexobit’in Afrika ve Asya pazarlarının sorumluluğunu almaktan gurur duyduk.” dedi

Danfoss’ta İki Büyük Atama! Isıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri alanında dünya devlerinden Danfoss’un Türkiye organizasyonunda iki büyük atama gerçekleştirildi. Kısa süre önce Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüten Levent Taşkın’ın Ortadoğu, Afrika ve Türkiye (TMA Bölgesi) Bölge Başkanlığı görevine getirilmesinin ardından organizasyonel yapıda değişikliğe gidildi.

Satış Müdürü olan Serhan Günel, Danfoss Türkiye Isıtma Segmenti Satış Direktörü olarak atandı. Danfoss yeni atamalarla birlikte sektörde fark yaratmaya devam edecek.

Serhan Günel 1977 Adana doğumlu Serhan Günel Makine Mühendisliği lisans eğitimini Gaziantep Üniversitesi’nde tamamlamıştır.

2014’ten bu yana Danfoss bünyesinde Motor Kontrol Sistemleri Segmenti Satış Direktörlüğü görevini yürüten Emre Gören, Danfoss Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Emre Gören, yeni görevinin yanı sıra Danfoss Türkiye Motor Kontrol Sistemleri Segmenti Satış Direktörlüğünü de yürütmeye devam edecek. Levent Taşkın’ın Genel Müdürlük ile birlikte yürüttüğü Isıtma Segmenti Satış Direktörlüğü görevine, Taşkın’ın TMA Bölgesi Başkanı olmasından ardından Danfoss içerisinden bir atama yapıldı. 2006’da beri Danfoss Isıtma Segmenti 26

yan Gören, 2006-2014 yılları arasında Siemens’te Satış Müdürü olarak görev almıştır. 2014 yılında bir Danfoss firması olan Vacon’un Türkiye organizasyonunu kuran Gören, 2015 yılından itibaren Danfoss Türkiye Motor Kontrol Sistemleri Satış Direktörlüğünü yürütmekteydi.

Emre Gören 1979 İstanbul doğumlu Emre Gören, Y.T.Ü. Elektrik Mühendisliği bölümü mezunudur. 2011 yılında Koç Üniversitesi’nde İşletme alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Kariyerine elektrik ve otomasyon alanında başla-

İş hayatına Bakü - Tiflis - Ceyhan Petrol Boru Hattı’nda saha mühendisi olarak başlayan Günel, Danfoss’ta 2006 yılında Isıtma Servis Müdürü olarak göreve başlamıştır. Günel, Danfoss Türkiye Isıtma Segmenti Satış Müdürü olarak görev almaktaydı.


5


Daikin Solution Plaza fuha İstanbul İklimlendirme Sektörünün Buluşma Noktası Oldu

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Yenilikçi ürünleri ve uygulamalarıyla iklimlendirme sektörünün öncü şirketlerinden Daikin’in, İstanbul’da açılışını yaptığı, Avrupa’nın ilk, dünyanın ise en büyük ve kapsamlı iklimlendirme deneyimleme merkezi Daikin Solution Plaza fuha İstanbul, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaya devam ediyor. Bireysel çözümlerden ticari sistemlere kadar her türlü iklimlendirme teknolojisini deneyimleme imkanı sunan fuha İstanbul, aynı zamanda sektör profesyonellerinin buluşma noktası haline geldi. Açılışını yaptığı günden beri bireysel kullanıcılardan ticari yatırımcılara, öğrencilerden akademisyenlere kadar yüzlerce ziyaretçiyi fuha İstanbul’da ağırlayan Daikin, şu ana kadar 500’e yakın öğrenciye sektörle ilgili büyük bir deneyim yaşattı. Ayrıca İSİB (İklimlendirme Sektörü İhracatçılar Birliği) toplantılarına da ev sahipliği yaparak iklimlendirme sektörünün yeni merkezi olma yolunda ilerleyen fuha İstanbul, Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği (MTMD) aylık yönetim kurulu toplantısına da ev sahipliği yaptı. Öğrenciler İşin Pratiğini fuha’da Öğreniyor Fuha İstanbul açıldığından bugüne kadar 500’e yakın öğrencinin iklimlendirme sektörüyle ilgili olarak merak ettikleri her sorunun cevabını vermeyi başardı. Merkezi ziyaret eden gençler fuha İstanbul’da ısıtma, soğutma, havalandırma, enerji verimliliği ve yeni iklimlendirme teknolojilerine yönelik tüm uygulamaları bizzat deneyimleyerek tanıma fırsatı buldu. Üniversitelerin Makine Mühendisliği bölümü öğrencilerinden İnşaat Mühendisliği bölümü öğrencilerine kadar pek çok öğrenciyi merkezde ağırlayan

28

Daikin, ayrıca liselerin iklimlendirme ve soğutma teknolojileri bölümü öğrencilerinin de teori derslerini merkezde pratiğe taşımalarını sağladı. İSİB Üyeleri Tasarım Yarışması İçin Fuha’da İklimlendirme Sektörü İhracatçılar Birliği’nin (İSİB) her yıl düzenlediği “İklimlendirme Sanayi Ürün ve Mühendislik Tasarımı Yarışması”nın jüri ön değerlendirme toplantısı için sektörün önde gelen isimleri fuha İstanbul’da bir araya geldi. Toplantı öncesi merkezi gezen İSİB üyeleri, fuha İstanbul’un özellikle öğrenciler için yol gösterici ve ilham verici olabileceği değerlendirmelerinde bulundu. Olağan Toplantılar fuha’ya Taşınıyor Geçtiğimiz aylarda olağan genel kurul toplantılarını fuha’da gerçekleştiren İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’den (İSKİD) sonra İSİB de, Ocak ayında yönetim kurulu toplantısını Daikin’in eşsiz deneyim merkezine taşıdı. Toplantı sonrası düzenlenen fuha turu ile yönetim kurulu üyelerine iklimlendirme teknolojileri tanıtılarak inovatif bir deneyim sunuldu. Fuha İstanbul’un sadece Türkiye için değil Avrupa için de bir merkez olacağını belirten Daikin CEO’su Hasan Önder fuha İstanbul ile ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Daikin Solution Plaza fuha İstanbul ile birlikte, hem bir hayalimizi gerçekleştirdik hem de Türkiye adına pek çok açıdan gurur duyabileceğimiz bir merkezi de hizmete açmış olduk. Bu merkezimiz Türkiye’nin yanı sıra bölgemize ve Avrupa’ya da hizmet verecek. Bu yıldan itibaren fuha İstanbul’da Avrupa’dan şirketler ve yöneticilerini de ağırlamaya başlayacağız.”

İSKİD Komisyon Toplatıları Fuha’da Yapıldı İSKİD MİSK (Merkezi İklimlendirme Sistemleri Komisyonu), İSKİD ÜSİB (Üniversite Sanayi İşbirliği ve Burs Komisyonu) ve İSKİD, Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu (SDDK) aylık toplantıları fuha İstanbul’da yapıldı. İSKİD, SDDK (Split ve Değişken Soğutkan Debili Klimalar Komisyonu) aylık toplantısına Arçelik, Arçelik-LG, Samsung, Alarko-Carrier, İSKİD, Mitsubishi Electric, BSH, Abkay Grup (Fujitsu), Form (Mitsubishi Heavy), Baymak, Viessmann, Kuruluk Mühendislik, Bosh TT, JCI (Johnson Control), ELDAY, Panasonic ve Daikin temsilcileri (Andaç Yakut, Serkan Özkan) katıldı. Her komisyon toplantısının ardından katılıcımlar iklimlendirme sektörünün inovatif merkezini gezdi. İklimlendirme temelli bütün bilgilerin en yalın ve en detaylı bir biçimde ziyaretçilere ulaştırıldığını söyleyen Daikin Solution Plaza fuha İstanbul Müdürü Uğur Sertan ayrıca şu bilgileri verdi: “Uzman rehberler eşliğinde yapılan Daikin Solution Plaza fuha İstanbul turlarında inverter teknolojisinden yenilenebilir enerji sistemlerine, ses seviyesinden akıllı göz teknolojisine iklimlendirme cihazlarının inovatif çözümleri aktarılıyor. İklimlendirme konusunda merak edilen her türlü soruya deneyler ile cevap veren Daikin Solution Plaza fuha İstanbul’u internet sitesi üzerinden randevu alarak gezmek mümkün.”



DemirDöküm, Yetkili Satıcılarla Sinerjiyi Artırmak için Özel Sosyal Ağ Kurdu İş ortaklarıyla ortak kazanımlar yaratmak üzere 2010 yılında hayata geçirdiği Demir Club sadakat programını günümüz iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap vermek üzere yatırımlarını sürdüren DemirDöküm, projenin dijital ayağı olan DemirClub.com’u tam donanımlı bir sosyal ağ platformuna dönüştürdü.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Üstün hizmet politikası ile müşteri memnuniyetinde örnek projelere imza atan DemirDöküm, yetkili satıcılarını bir araya getiren bu yatırımla, kurumsal teknolojik dönüşümün yanı sıra, daha önce farklı kanallarda sunulan hizmetlerini ve iletişimi, tek bir çatı altında topladı. Yeni nesil tasarımın, işletmeler arası (B2B) ve Müşteri İlişkileri Yönetimi işletim sistemiyle entegre çalışacak şekilde geliştirilen yeni platform ile firma, sadakat programı kapsamında kullanıcı deneyimini geliştirirken, iş ortaklarının memnuniyetini de artırmayı hedefliyor. Yetkili satıcı iletişiminde yeni bir dönemin kapılarını aralayan DemirClub. com’un ön plana çıkan özellikleri ise şöyle; Dizüstü, akıllı telefon veya tabletten

Yenilenen ağ sayesinde yetkili satıcılar sistem üzerinden montajını gerçekleştirdikleri cihazlar için ilk çalıştırma bildiriminde bulunup, önceden gerçekleştirilen bildirimleri takip edebilecek. Yetkili satıcıların puan kazanabildikleri yeni platformda, kazanılan puanlarla DemirClub hediye kataloğunda yer alan binlerce üründen biri birkaç tık ile sipariş verebilecek. DemirDöküm iş ortaklarının, iş süreçlerinde yeni bir dönemi müjdeleyen ağda yer alan ‘Bil Kazan’ uygulamasıyla üyeler aldıkları mesleki eğitimleri platformda test edip, doğru cevaplarıyla ekstra puan kazanabilecek.

Ege Seramik Sanayide Su Verimliliğini Anlattı T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığı ile Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen “Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu 2015” sempozyuma T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Alpaslan katıldı. Sanayide su verimliliğinin tartışıldığı sempozyumda Ege Seramik Çevre Arıt-

30

formuna göre ulaşılabilen yeni platformda mesleki bilgi ve içeriklerin yanı sıra gündeme ait gelişmeler takip edilebilecek. DemirClub.com üyeleri sistem üzerinden müşteri temsilcisi iletişim bilgilerine kolayca ulaşıp, dilediklerinde iletişime geçerek hem zamandan kazanıp, hem operasyonel giderleri azaltabilecek. DemirDöküm tarafından sunulan eğitim ve etkinliklerin yer aldığı ağda, ürünler, hizmetlere ait görseller, broşürler, sirküler, pazarlama araçları ile güncel sertifika bilgilerine ulaşılabilecek.

ma Tesisi ve İş Güvenliği Uzmanı Erkan Petekal, Ege Seramik’te Su Verimliliği Uygulamaları sunumu ile fabrikada kullanılan teknolojiler ve örneklerini katılımcılar ile paylaştı. Uzman Petekal “Ege Seramik’te arıtma su tesisi yılın 365 günü 24 saat çalışarak, her gün 450 m3 atık su arıtılıp bunun 350 m3’ünü geri kullanıyoruz. Böylelikle yeraltı su kuyularından yıllık 127.750 m3 daha az su çekmiş oluyoruz.” dedi. 15 yıldır arıtılmış su teknolojisini Kemalpaşa tesislerinde kullandıklarını belirten Uzman Petekal, bu çalışmalar ile birlikte Ege Seramik 2011 yılında Ege Bölgesi

Sanayi Odası tarafından “Çevre Altın Ödülü’ne” layık görüldüğünün de altını çizdi.



E.C.A., Türkiye’de İlk Kez Scot Teknolojisi ile Yerli Kombi Üretti

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Elginkan Topluluğu çatısı altında 30 yılı aşkın süredir ısıtma sistemleri sektörüne hizmet veren E.C.A., Türkiye’nin ilk yerli Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT - Safety COmbustion Technology) özelliğine sahip tam yoğuşmalı kombi ürün gamını piyasaya sundu. Elginkan Topluluğu bünyesinde E.C.A. markalı ısı sistemlerini üreten Emas Makina, ilk yerli üretim özelliğini taşıyan SCOT kombi serisinin yanı sıra 2016’da soğutma sektörüne de geniş bir ürün gamıyla giriş yapıyor.

kapasite seçenekleri bulunuyor. Doğalgaz ve LPG kullanma olanağı, kalorifer devresi için ECO modu ve kullanım suyu temininde tüketici alışkanlıklarını kaydeden COMFORT modu gibi kolaylıklar sunuyor. E.C.A. kombilerde, yatayda 7 metreye kadar Ø60/100 konsantrik baca kullanım olanağı bulunuyor. Gelişmiş parametre menüsüne sahip kombilerde, bu menü ile fan hızını değiştirerek baca boyunu arttırma imkanı yer alıyor.

İlk Yerli SCOT Teknolojisi E.C.A.’nın yeni tam yoğuşmalı premiks kombisi Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine kendiliğinden adapte olma özelliği ile öne çıkıyor. Soft start ile sessiz yanma özelliğine sahip olan; Apple ve Android telefonlar ile de kumanda edilebilen E.C.A.’nın yeni kombisinde 24 kW, 30 kW, 35 kW

Emas Makina Sanayi Genel Müdürü Mehmet Özokumuşoğlu, “E.C.A. markamızla 2016’ya güçlü bir giriş yapıyoruz. Yeni tam yoğuşmalı premiks kombimiz Güvenli Yanma Teknolojisi (SCOT) ile farklı gaz tiplerine ve basınçlarına kendiliğinden adapte olma özelliğine sahip. Bu teknolojiyi Türkiye’de ilk yerli üretim olarak hayata geçirmenin guru-

Ezinç, Güneş Enerjisi Alanında ErP Etiketlemesi Yapan Türkiye’nin İlk Laboratuvarını Kurdu Ezinç Grup, Türkiye’de bir ilke imza attı. Beyaz eşyada uygulanan A-B-C sınıfı gibi etiketleme sisteminin 26 Eylül’den itibaren Avrupa’da güneş enerjisi ürünlerinde de zorunlu hale gelmesi sebebiyle, Ezinç daha önce yurtdışı laboratuvarlarda yaptırdığı ErP sertifikası etiketleme laboratuvarını, hem zamandan, hem maliyetten kazanmak amacıyla Türkiye’de kurdu. “Türkiye’de ilk defa kendi laboratuvarını kurdu” Bu laboratuvarın Türkiye’de bir ilk olduğunu söyleyen Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç, Türkiye’de böyle bir laboratuvar olmadığı için firmaların bu etiketlemeyi yurt dışında yaptırdıklarını söyledi. Ezinç Grup’un da bu ihtiyaçtan hareketle yurt dışından bu alanda uzman bir laboratuvardan destek alarak Türkiye’de ilk defa kendi laboratuvarını kurduğunu belirten Ezinç, “ErP sertifikasyonu olmadan hiçbir firma ihracat yapamaz. Bu etiketleme sistemi Şubat ayından itibaren boyler ve güneş enerji depolarında Türkiye’de de zorunlu olacak. Ezinç’in şu an mevcut 33 çeşit boy-

32

runu yaşıyoruz. Klima pazarı yer almadığımız bir pazardı. Duvar, kaset ve VRF olmak üzere bireysel ve ticari soğutma çözümleri ile tüketicinin beklentilerine birebir karşılık vereceğine inandığımız yeni bir ürün gamı hazırladık. 2016 yeni pazar ve yeni ürünlerimizle markamızın başarılarını sürdüreceğimize inanıyoruz” dedi.

leri, 12 çeşit güneş enerji deposu olmak üzere 45 çeşit ürünü var. Tüm bu ürün ve sistemlerimiz için harcayacağımız zaman ve emeği düşününce, liderliğimizin de getirdiği sorumlulukla bizim bu laboratauvarı kurmamız gerektiği sonucuna vardık. Bunu sadece kendimiz için değil sektördeki diğer firmalarımız ile birlikte yurtdışında bizimle çalışan distribütörlerimizin de kullanımına açmaya hazırız” dedi. “Amacımız tüm sektöre hizmet vermek” Laboratuvar için Türkiye Akreditasyon Kurumu’na da başvurduklarını ifade eden Ezinç, kendi ürünlerini etiketlemenin dışında, tüm sektöre de hizmet vermeyi hedeflediklerini kaydetti. Mahmut Ezinç, “Şu anda bildiğiniz gibi, Avrupa birliğinde ErP (Energy Related Product) yönergesi, enerji etkinliğini iyileştirmeyi ve çevreyi korumayı hedeflemektedir. Dolayısıyla, CE işaretlemesi çerçevesinde, ErP, hammaddelerin üretiminden kullanımlarına ve yaşam süreleri sonuna kadar, yaşam çevrimleri boyunca etkilerini azaltmak üzere enerji tüketen

Ezinç Grup CEO’su Mahmut Ezinç

ürünlere uygulanmaktadır. Şu anda bu konuda da bir öncülük yaparak ErP sertifikasyonu için bir test laboratuvarı kurduk ve burada kendi ürünlerimiz ile birlikte sektöre de hizmet verebilmekteyiz. Amacımız, kanun çıkmadan tüm ürünlerimizde bu etiketlemeyi başlatmak ve diğer sektör paydaşlarımıza örnek olmak” diye konuştu.


Milletimiz, tek bir vücut gibi gösterdiği birlik ve gayret sayesinde başarıya ulaşmıştır.




İtalyan ISVEA Şimdi de Uşak’ta İtalyan ISVEA, Türkiye genelindeki 37. satış noktası ile hızlı büyümesini sürdürüyor. Geniş ürün yelpazesi, kalitesi ve farklı fonksiyonel yaklaşımları ile banyoları keyifli bir yaşam alanına dönüştüren ISVEA, uluslararası ödüllere sahip İtalyan tasarım gücünü yansıttığı koleksiyonlarını Uşak’taki ilk satış noktasında tüketicilerle buluşturuyor. İç Ege Bölgesinde Batı ve Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan Uşak ilinin merkezinde yer alan ve 330 metrekarelik showroom ile büyük bir teşhir alanına sahip olan Özbilgin Ticaret’in

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

açılışına Uşak ili üst düzey protokolü; vali, belediye başkanı, il genel meclis başkan ve üyeleri, belediye meclis üyeleri, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı. Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve mağaza sahiplerinden Serkan Yaman’ın açılış konuşmalarını yaptığı törenin ardından showroom’da sergilenecek ISVEA markalı banyo mobilyaları ve vitrifiyeler ile gömme rezervuar ürün grupları tüm konuklara tek tek tanıtıldı.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut Yapı Sektörünün “En İyi Performans Gösteren CEO”su seçildi Harvard Business Review tarafından Türkiye’de INSEAD Business School işbirliği ile gerçekleştirilen araştırmada İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut “Yapı Sektörü” kategorisinde “En İyi Performans Gösteren CEO” seçildi. Araştırmada listeye girmeyi başaran yöneticiler, 20 Ocak Çarşamba akşamı, Wyndham Grand Levent’te düzenlenen özel bir gecede açıklandı. Gecenin açılış konuşmasını Koç Sistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu ile Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan yaparken, Principal at Eight Inc.’den Matt Judge da “Performans Dizayn Edilebilir mi?” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. “En İyi Performans Gösteren CEO”lara ödüllerinin verildiği törende İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut adına ödülü, İzocam Mali ve İdari İşlerden Sorumlu

36

Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan aldı. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, yapı sektöründe En İyi Performans Gösteren CEO olmaya layık görülmekten onur duyduğunu belirterek, “50. yılımızda ve onu takip eden yeni yılda kurumumuzu daha ilerilere taşıyan çok sayıda başarıya ard arda kavuştuk. Bu da gösteriyor ki şartlar ne kadar zor olursa olsun İzocam çalışanları yılmadan, büyük bir istikrarla çalışmalarını sürdürüyor. Bu, sadece benim için değil, tüm İzocam ailesi için kıymetli olduğuna inandığım bir ödüldür. Dolayısıyla bu ödülü özveri ve gayretleriyle katkılarını esirgemeyen, her zaman yüksek disiplin ve istikrarlı çalışmalarını sürdüren tüm İzocam çalışanlarına verilmiş bir ödül olarak kabul ediyorum. Başarılarımızın devamının geleceğine olan inancım sonsuzdur” dedi.

İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut


www.franke.com/watersystems

Paslanmaz Çelik Banyo Sistemlerinde bir Dünya Lideri Franke, Paslanmaz Çelik Banyo Sistemlerinde dayanıklı, hijyenik ve anti-vandalist tasarımları ile kamu ve kişisel kullanım alanlarına özel çözümler sunar. 28. ULUSLARARASI UNICERA SERAMİK BANYO MUTFAK FUARINDAYIZ

23-27 Şubat 2016

Standımıza davetlisiniz. Hall 8 / Stand 804 Online davetiye için www.unicera.com.tr

web sayfasını ziyaret edebilir veya QR kodunu kullanabilirsiniz.


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Kale, Teknolojik Uygulamalarıyla Dijital Mağazacılığı Başlatıyor Bu yıl hayata geçirdikleri yenilikçi ürünlerle mekanlara yeni bir soluk getirdiklerini vurgulayan Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı H. Derya Ercan, “İleri teknoloji ile ürettiğimiz farklı renk, malzeme, grafik, tarz ve ebatlardaki karolarımızla birlikte; vitrifiye ürün ailesi, banyo mobilyaları, armatür ve duş sistemlerine kadar geniş bir ürün grubunu, kullanıcı tercihlerine göre geliştirmeye odaklandık. Geleneksel ile moderni incelikle birleştiren çizgileriyle estetik ve stil sahibi mekanlar yaratan Çanakkale Seramik, mimari tasarımlara yeni bir bakış açısı kazandırarak mimarların yaratıcılığına hitap eden Kalebodur, bütünsel banyo yaklaşımı ile değişik mekan ve çözüm önerileri sunan Kale, gerçeğinden ayırt edilemeyen doğal taş görünümlü seramiklerinde İtalyan dokunuşunu yansıtan prestijli markalarımız Edilcuoghi ve Edilgres’in en yeni ürünleriyle, bu yıl da sektörde fark yaratacağız” dedi. ‘Sanal gerçeklik’ teknolojisiyle gerçek banyo mekanı deneyimini tüketicinin ayağına götürüyoruz Kale’nin sektöre sunduğu en önemli yeniliklerden birinin ‘sanal gerçeklik’ uygulaması olduğuna dikkat çeken H. Derya Ercan, “Günümüzde dünya bambaşka bir yöne gidiyor ve her şey dijital uygulamalarla zenginleşiyor. Biz de her

zaman tüketiciyi dinleyen ve onların beklentilerini dikkate alan bir firma olarak, bu değişimin sıkı takipçisi ve uygulayıcısız. Tüketicinin banyosunu değiştirmek istediğini ama nasıl bir sonuç elde edeceğine dair belirsizliklerle dolu bir süreçten korktuğunu görüyoruz. Bu dijital dönüşümü aslında, müşterilerimizin bu süreci daha eğlenceli, daha keyifli ve banyolarının neye dönüşeceğinden emin olmaları için gerçekleştiriyoruz. 1000 metrekarelik alanı 2 metrekareye sığdırarak mağazalarımızı tüketicinin ayağına götürdüğümüz ‘Oculus’ teknolojisiyle, kullanıcının son derece etkili olduğu bir alan yaratıyoruz. Müşterilerimize, ‘Bir karar vermeden önce gelin sanal gerçeklik gözlüğünden bakın’ diyoruz çünkü beğendiği ürünleri, kendi banyosundaki yerleşimiyle, gerçek mekan derinliğinde ve canlılığında görebilen tüketici, artık nasıl bir banyoya sahip olacağından emin oluyor. Tüketicinin, gözlüğü taktığında, adeta içinde dolaştığı, mekanların her yerini rahatlıkla görüp inceleyebildiği ‘Oculus’ uygulamasını, Mart ayı içinde tüm Kale mağazala-

Kale 360

38

H. Derya Ercan

rında kullanıma sunacağız. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygulamayla, dijital mağazacılık devrinin kapısını aralıyoruz” diye konuştu.

Oculus



TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

GameChangers Türkiye’den Kalekim’in ‘Garantili Usta Sistemi’ne Ödül

Türkiye’nin en yenilikçi ve fark yaratan şirketlerinin seçildiği ‘GameChangers (Oyunu Değiştirenler) Türkiye Ödülleri’nde, ‘Garantili Usta Sistemi’ ile finale kalan Kalekim, ‘Etki’ kategorisinde birinci oldu. Dünyada bir ilke imza atarak hayata geçirdiği ‘Garantili Usta Sistemi’ ile tüketici ve ustalar için yepyeni bir dönem başlatan Kalekim’in projesi, iki aşamalı değerlendirmeden geçti. İlk etapta jürinin kararıyla finale kalan Kalekim, halk oylamasıyla ödül almaya hak kazandı. Hem bireysel hem de finansal anlamda olumlu etki yaratan ve bu etkiyi sürdürülebilir kılan projelerin seçildiği ‘GameChangers Türkiye’nin ‘Etki’ kategorisinde ödül alan Garantili Usta Sistemi ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’ prensibiyle hayata geçirildi. Ustalarla müşterilerini ortak bir platformda buluşturan Garantili Usta Sistemi, hizmetin her aşamasında mükemmel bir müşteri deneyimini hedefliyor.

40

‘Garantili Usta Sistemi’ nasıl çalışıyor? Kalekim’in düzenlediği kurslardan mezun olan ustaların, Kalekim ürünlerini kullanarak yaptıkları çalışmalar; 2 yıl uygulama, 10 yıl ürün garantisi ile güvence altına alınıyor. 4 adımda garantili hizmet Tüketicilerin hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran sistemin odağında müşteri memnuniyeti var. 1) Müşteri, internetten veya Çağrı Merkezi’nden sisteme kolayca ulaşıyor Müşteri, 0850 222 8782 numaralı Çağrı Merkezi’nden veya www.garantiliusta. com’dan, ihtiyaç duyduğu konuyu aktarıyor ve uygulama yapılacak mekan hakkında bilgi veriyor. 2) Sistem, 3 sertifikalı ustayı öneriyor. Müşterinin adresine en yakın, iş durumu müsait olan ve en yüksek müşteri memnuniyeti puanına sahip 3 Garantili Usta, sistem tarafından otomatik olarak öneriliyor. 3) Önerilen 3 usta ücretsiz keşif için

müşteriyi 24 saat içinde arıyor. Müşteri SMS ve e-posta aracılığıyla iletişim sağladıktan sonra ustalarımız 24 saat içinde müşteriyi arıyor ve müşterinin uygun olduğu günde ücretsiz keşfe gidip, Kalekim’in ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’sını sunuyor. 4) Müşteri en uygun ustayı seçip garantili uygulamayı başlatıyor. Tüm teklifler içinden müşteri en uygun ustamızı seçerek garantili seramik uygulamasını yaptırabiliyor. Garanti Sözleşmesi, usta ve müşteri tarafından imzalanarak Kalekim’e gönderildikten sonra seramik uygulamasına başlanıyor.


“Değişen tasarımlar, değişmeyen kalite”

Merkez / Head Ofce: Güzelyurt Mah. Yıldırım Beyazıt Cad. Mor Menekşe Sitesi A1 Blok D:5 Esenyurt / İstanbul

Fabrika / Factory: Etili Köyü 17420 Çan / Çanakkale

+90 (212) 854 10 42 (pbx)

www.peraseramik.com

+90 (212) 854 10 45

peraseramik@peraseramik.com

+90 (286) 423 26 00 (pbx) +90 (286) 423 26 06


KYK, MEB İşbirliği ile Gerçekleştirdiği Eğitimlerde 1000’inci Ustaya Ulaştı KYK Yapı Kimyasalları, uzun yıllardır yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi olan Usta Eğitimleri’nde büyük bir başarıya ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği sonucunda gerçekleştirilen eğitimlerde bugüne kadar toplamda bin oniki ustaya sertifika verildi.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

KYK Yapı Kimyasalları, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Baksan Mesleki Eğitim Merkezi ile ortaklaşa düzenlenen eğitimler sonucunda başarılı olan ustalara, ulusal ve uluslar arası geçerliliği olan seramik uygulama ve dış/iç cephe kaplama ve yalıtım yeterlilik belgesi veriyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen “Seramik Uygulama MEB Onaylı Sertifika Programına” Aksaray, Hatay, Konya, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep, Kastamonu, Karabük, Kocaeli, Niğde, İstanbul, Tekirdağ, İzmir, Samsun, Antalya ve Kütahya’dan gelen 38 ustanın eğitimlerini tamamladı. Eğitimler sonucunda sertifika almaya hak kazanan 1000’inci usta olan Rezzan Akcan’a günün anısına hediye verildi. Katma Değer Yarattığınızı Unutmayın Sertifika töreninde bir konuşma yapan Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, eğitimin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Sürmeli, “El bir yere kadar gidiyor, iki metreye ulaşması için ikinci el gerekiyor. İşte siz bizim

ikinci biz sizin ikinci eliniziz. Bu ülkeye katma değer yarattığınızı hiç unutmayın. Hepinizin tabir ettiği bir ifade var, ‘Allah razı olsun’, sizden de Allah razı olsun. Karşılıklı bu güveni birbirimize her zaman duyacağız. Sertifikalı ustamız bin oniki oldu. Gelecek yılda da heyecanla devam edeceğiz. Bir yerde karşılaştığımızda ‘Biz sizin eğitimlerinize katılmıştık, hocam’ derseniz bu bizim için en büyük mutluluk. Onun için ihmal etmeyin” dedi.

Ali Ulaş ve Fevzi Sürmeli

Su Yalıtımı Konusunda Açık Var Sertifika töreninde konuşan KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arda Sürmeli ise ustalara önerilerde bulundu. Dr. Sürmeli “Artık binalarda su yalıtımı çok çok önemli. Banyo, tuvalet, teras gibi ıslak mekânlarda su yalıtımı çok çok önemli. Su yalıtımını Türkiye daha yeni yeni tanıyor. Su yalıtımı konusunda çok büyük bir açık var Türkiye’de. Erken kalkan yol alır. Biz yurtdışındaki fuarlara gidiyoruz. Her sene 3-4 fuara gidiyoruz. Tecrübelerimiz o yönde. Buraya gelen ustalarımızla da paylaşıyoruz” diye konuştu. KYK Yapı Kimyasalları Eğitim Merkezi Sorumlusu Yıldırım Ertürkan ise 1000’inci ustanın kayıt ve alfabetik sıraya göre belirlendiğin belirtti. Törende ayrıca eğitimlere katılan eğitmenlere teşekkür belgesi verildi.

42



TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

NG Kütahya Seramik ve KYK Satış Ekipleri Antalya’da Buluştu

NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları tarafından düzenlenen ‘’6.Bizim Ekip Toplantısı’’ Antalya Titanic Otel’de 28-31 Ocak tarihlerinde 650 kişinin katılımı ile gerçekleşti. NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları iş ortaklarının çalışanlarını bir araya getiren büyük buluşma 29 Ocak Cuma sabahı NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve KYK Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli’nin katıldığı toplantı ile başladı. Eğitimler, Aktiviteler, Eğlence ve Ödül Töreni… Bizim Ekip toplantısı süresince gerçekleşen NG Kütahya Seramik teknik seramik, dış cephe, KYK Yapı Kimyasalları ürün eğitimleri ve yeni seramik lansmanlarının yapıldığı showroom gezisinde katılımcılar sektörel yenilikler ve uygulamalar hakkında bilgiler edindi. Bu sene altıncısı düzenlenen Bizim Ekip Toplantısı’nda tavla, bowling ve futbol turnuvaları çekişmeli ve heyecan dolu anlara sahne oldu. Katılımcılar takım ruhu ile yarışarak dostça mücadele ettiler.

44

Programın son günü gerçekleşen gala gecesinde; turnuva şampiyonları, NG Kütahya Seramik ve KYK Yapı Kimyasalları 2015 yılı başarı ödülleri sahiplerini buldu. Gecenin sonunda konuklar, Bülent Serttaş’ın muhteşem sahne performansı eşliğinde gönüllerince eğlendiler.



VitrA, Good Design 2015 Ödülünün Sahibi Oldu Yenilikçi trendleri ve özgün çizgileri seramiklere yansıtan VitrA’nın tasarımdaki yetkinliği, dünyanın saygın tasarım yarışmaları arasında yer alan “Good Design” tarafından bir kez daha onaylandı. VitrA; Terra Nova, Fango Mix, Deja Vu, Versus seramik serileri ve Memoria Black banyo serisiyle, “Good Design 2015” ödülünü almaya hak kazandı.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Temel yapı malzemelerinin, modern ve doğal renk paletiyle bir araya getirildiği porselen karo serisi Fango Mix, çağdaş binaların yaratılmasına yardımcı oluyor. Farklı boyutlarda sunulan koyu gri, beyaz ve Noce renklerine sahip seri, dış ve iç mekânlarda kullanılabiliyor.

46

El yapımı cotto görünümlü seramik serisi Terra Nova; vanilya, taba, siyah ve mokadan oluşan dört renk seçeneği ve büyük ebatlarıyla dikkat çekiyor. Doğal fonlara entegre edilmiş “patchwork” dekorlarıyla ise farkını ortaya koyuyor. Damask ve geometrik desenlerin günümüzün teknolojileriyle yeniden yorumlandığı Deja Vu seramik serisi, doğal taş efektli fonla kullanılabiliyor. Altın baskılı dekor ve bordürleriyle, rafine ve şık bir alternatif sunuyor. Silver Fantasy mermerini doğala en yakın tonlarıyla mekânlara yansıtan karo serisi Versus, döşendiği her ortamda minimal ve modern bir algı yaratıyor. Duvar karolarının yanı sıra porselen karolara da sahip seri zıtlıklardan besleniyor, büyük ebatlarıyla mekânlara ferahlık katıyor.

Memoria Black; değişik renkleri, parlak ve mat sır seçenekleriyle, banyosunda farklı bir stil arayanlara hitap ediyor. Seride bulunan ince kenarlı, dikdörtgen, oval ve yuvarlak formdaki lavabolar, mobilyalarla mükemmel bir uyum yakalıyor. Farklı ürünlerin bir araya getirilmesiyle oluşan ve mekana zamansızlık algısı katan Memoria Black tasarımları, doğal, estetik ve şık bir banyo isteyenlere hitap ediyor. Siyahın cazibesiyle ahşabın sıcaklığını harmanlayan seri, keskin hatlarıyla dikkat çekiyor.


srcyapi.com

Fabrika Merkez Factory Center Akpınar San. 1. Merkez Mah. Belde Sk No: 23 Hadımköy / ARNAVUTKÖY/ İSTANBUL/ TÜRKİYE Tel : +90 212 444 12 04 Fax : +90 212 780 11 35

Salon/Hall: 7

Stand/No: 737-738


Türk Ytong Ekibi: Birlikte Güçlüyüz Türk Ytong, Yetkili Satıcıları ile KKTC’de düzenlenen 45. Ytong Yetkili Satıcılar Toplantısı’nda bir araya geldi. “1’likte Güçlüyüz” sloganıyla gerçekleştirilen toplantıda Türk Ytong Yetkili Satıcıları ve Ytong Satış Ekibi yeni yıla güzel ve enerjik bir başlangıç yaptı. Türk Ytong Yönetim Kurulu Üyeleri ve Yöneticileri, Yetkili Satıcıları ve tüm satış ekibinin katıldığı 45. Ytong Yetkili Satıcılar Toplantısı’nda 2015 yılı değerlendirmesinin yanı sıra Türk Ytong’un 2016 yılı hedefleri paylaşıldı.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Liderlik bayrağı, ikinci 50 yılda da Ytong’un elinde olacak

48

Açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, 52 yıllık köklü kültürü ile liderlik bayrağını elden bırakmadan yürümüş olan Türk Ytong’un, ikinci 50 yıl stratejisi çerçevesinde geleceğe aynı emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Hinginar, “2015 yılında Türkiye’de bütün olumsuz gelişmelere, belirsizliklere rağmen hedeflerimizi adım adım gerçekleştirdik. İki seçim yaşayan, bölgedeki tüm istikrarsızlık ve tehlikelerle mücadele etmek zorunda kalan, büyüme oranı azalan ülkemizde, 2015 yılında da tüm yılların en yüksek üretim ve satış rakamına ulaştık. Dünyanın ilk Yeşil Ytong tesisinin yatırımını tamamladık.” dedi. Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından 2015 yılının kısa bir değerlendirmesini yapan ve 2016 için beklentilerini paylaşan Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Türkiye ekonomisi 2015 yılında beklentilerin altında bir büyüme kaydetti. İnşaat sektöründe de bir belirsizlik ve yavaşlama yaşandı. Buna kar-

şın Türk Ytong olarak ciromuzu artırarak 2015 yılı için koyduğumuz hedeflerin üzerinde bir büyümeye imza attık. 2016 ve sonrası; Kentsel Dönüşüm ve Enerji Verimliği gibi politikalarla desteklenen daha istikrarlı ve büyüyen bir pazara işaret ediyor” dedi. Ytong 2016 yılı satış hedefleri için bir değerlendirme yapan Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak yeni ürünler ve gelişmeler hakkında da bilgi verdi. Toplantının ardından sahne alan ASPAVA ekibi, eğlenceli performansları ile izleyenlere zevkli dakikalar yaşattı. Akşam düzenlenen gala yemeğinde Ytong ile uzun yıllar işbirliği yapan Yetkili Satıcılara Kıdem plaketleri verilirken, 2015 yılının başarılı Yetkili Satıcıları da kupalarını aldılar.



TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Haberler

Yurtbay Seramik Bayi Toplantısı Antalya’da Gerçekleşti

“Birlikten Biz Doğar” konseptiyle gerçekleştirilen toplantıda, Yurtbay bayilerini üç günlük verimli bir program karşıladı. Toplantının açılış konuşmasını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlter Yurtbay yaptı. Toplantıya konuk konuşmacı olarak Pazarlama ve Satış Okulum Kurucusu Sinan Ergin ve CNNTürk Ekonomi Müdürü Emin Çapa katıldı. Yurtbay Seramik, her yıl geleneksel olarak düzenlediği bayi toplantısının üçüncüsünü 17-20 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Bu yıl Yurtbay Seramik’in 20. yılı kutlamaları çerçevesinde Voyage Belek Hotel’de düzenlenen bayi toplantısına yurtiçinden ve yurtdışından bayiler katılım sağladı. Yurtbay Seramik’in 2015 yılı iş sonuçlarının ve 20 yıllık geçmişin değerlendirildiği, 2016 hedeflerinin anlatıldığı toplantının açılışını Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlter Yurtbay gerçekleştirdi. Değişim, sürdürülebilir büyüme, rekabet ve müşteri odaklılık konularına değinen Yurtbay’ın açılış konuşmasının ardından Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Girgin, “Yurtbay’ın Geçmişi Bugünü ve Seramiğin Geleceği” başlıklı konuşmasında; dördüncü fabrika yatırımının tamamlanmak üzere olduğundan, bu sayede yaşanacak kapasite artışından, büyük ebat seramik üretimine geçileceğinden söz etti. Fabrikaya ilişkin beklentilerinin oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti.

lendirdi, teknolojik gelişmelere, çevre bilinci ve kalitenin önemine değindi, bu çerçevede alınacak yeni belgeleri açıkladı. Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı ise YYK tarafındaki yeniliklere ve usta kulübü çalışmalarına yönelik bilgiler verdi. Satış Müdür Yardımcısı Serdar Başaran ise 2016 yılı iç satış ciro, metrekare ve bayi hedeflerini açıkladı. Toplantıda 3. Zeki Yurtbay Tasarım yarışması ödül töreni gerçekleştirildi. Dokuz eser sahibine sertifikaları ve ödülleri takdim edildi. Sinan Ergin ve Emin Çapa’nın konuşmacı olarak katılım sağladığı toplantıda Türkiye ve bölgeler ciro sıralamasında ilk üçe giren bayilere plaketleri takdim edildi. Yurtbay Seramik Pazarlama A.Ş. Satış Müdürü Kemal Saygı’nın kapanış ve teşekkür konuşması ile toplantı son buldu. Gala yemeğinde ise Bülent Serttaş sahne aldı.

Emin Çapa

Türkiye Ciro Birincisi

İkinci Fabrika Üretim Müdürü Cengiz Alan Türk Seramik Sektörü’nü değer3. Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması Ödül Sahipleri

50



Orhan Önalan

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Duayenlerimiz

Mak. Y. Müh. Önalanlar İnş. San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

52

1947 yılında Erzurum’un kırsal kesiminde bir köyde doğdum. 8 çocuklu çiftçi bir ailenin ikinci jenerasyonunun ilk çocuğuyum. İlkokulu köyde, orta öğretimi Erzurum’da okuduktan sonra İstanbul’a geldik. 1971 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Makine Mühendisi olarak mezun oldum. Sonra master yaptım ve 1973 yılında Makine Yüksek Mühendisi olarak okulu bitirdim. İş hayatına serbest ticaret ile başladım ancak başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından devlet memuru olarak Gebze TÜBİTAK Marmara Araştırma Enstitüsü’nde Makine Mühendisi olarak çalışmaya başladım. İki yıl çalıştıktan sonra da 1975 yılında askerlik görevi nedeniyle ayrıldım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra serbest ticarete inşaat sektöründe başladım. Gelişmeler doğrultusunda kendimizi 1982 yılında yapı malzemeleri ticaretinin içinde bulduk. Zaman içinde Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde Artemis küvet, kabin sistemleri yatırımını yaptık. O günden bugüne ithalat, ihracat, imalat ve pazarlama derken bugünlere geldik.

“Üretim yapıyoruz ama marka oluşturamıyoruz. Marka oluşturamazsanız katma değer elde edemezsiniz.” Mecidiyeköy’de Amerika’dan, İtalya’dan üst segment ithalat ürünlerimizin ticaretini yaptığımız bir mağazamız var. Suadiye mağazamızda ise özellikle İntema ürünleri yer alıyor. 1982’den beri Eczacıbaşı Yapı Grubu’nun en uzun sürekliliği sağlayan bayisiyiz. Sektörde çok badireler atlattık, çok sıkıntılar çektik, indik çıktık ama bugün ki duruma geldik. Bugün dünyaya bir daha gelsem, bugüne kadar yaptığım işlerin aynısını yaparım ama hata yapmadan yaparım. Tecrübe kazanmış olarak yaparım. Bir kırgınlığım yada yapamadığım için içimde kalan bir şey yok. Üzüldük mü çok üzüldük, halen daha üzülüyorum. Böyle de devam edecek.

“Benim amacım okuldan beri hep siyaset yapmaktı ama dünya görüşümüz nedeniyle başaramadık, olmadı. Ticaretle devam ettik ve bugüne kadar geldik.” Türkiye, tarihinin her döneminde gerek siyasi gerek ekonomik olarak sancılı süreçler yaşadı. Siyasi olarak baktığımızda 1960-1970-1980 yıllarını yaşadık. Bugün hala da dalgalı bir siyaseti olan, demokrasisi henüz yerleşmemiş bir ülkede yaşıyoruz. Ticaret hayatımızda çeşitli ekonomik krizler de yaşadık. İlk krizi 1981’de Banker Kastelli olayı ile gördük. Ondan sonra ki krizi 1995 Tansu Çiller’in 28 Şubat’ı ile yaşadık.


“Türkiye’de herkes inşaatçı oldu. Sonuç; bütün inşaatlar dökülüyor.”

TİMDER Yönetim Kurulu Elmor A.Ş. Ziyaretinde (Şubat 1996)

ve dünya markalarını bugün içimizde barındırırdık. Villeroy & Boch 300 yıllık bir firma, yani Amerika’nın tarihine eşit bir geçmişi var. 90 yıllık cumhuriyet tarihinde ne yapılabilir, yine de yapabilirdik ama kendi içimizdeki bölgesel problemler, anlayış ve kültürlü insan olmayışı bizi engelledi. Kurtuluş savaşından sonra Türkiye’nin okuma yazma oranı %5, o da gayri müslimler. Okuma yazması olmayan bir millet gelişimi ve üretimi doğal olarak sağlayamaz. Dünyaya baktığınız zaman gelişmiş ülkelerin bir tek ortak paydaları var; eğitim, fakat kültürlü eğitim. Bunu başaran ülkelerin hepsinin gelişim ivmesi yukarıya doğru gitti. Almanya, İtalya, Amerika bu ülkelerde insan kalitesi var; bunu bilgi birikimi açısından söylüyorum yoksa insan her yerde insan, Afrika’da da insan burada

da insan. Kısacası eğitimsiz bir toplum olmamız nedeniyle diğer sektörlerimizde olduğu gibi bizim sektörümüz de gerektiği katma değeri üretemedi ve gerektiği yere de gelemedi. Sektöre 1982 yılında girdim. O günden bugüne baktığımda çok fazla bir gelişme olmadı. Üretim arttı ama çok büyük bir gelişme yok. Türkiye’de herkes inşaatçı oldu. Özellikle son 10 senede başka şehirlerden parayı cebine koyan, İstanbul’un taşı toprağı altın diye burada inşaat yapmaya başladı. Sonuç; bütün inşaatlar dökülüyor. Sektörde bir standart yok, kalitesiz, niteliksiz herkes kafasına göre iş yapıyor. Geçmişe göre tabi ki daha iyi yapılıyor ama değişim doğanın kanunu, olmak zorunda. İnşaat alanında hiç bir standardı oluşturamadık. Kabin ihracatı yapıyoruz, Avrupalı müşteri 90*92 kabin istiyor. Tek şartı bu ölçüde bir kabin olması, bizde ise bu boy olmadı 10 cm daha büyütelim diye her banyo için ayrı bir istek geliyor. Maliyeti arttıran herkesi yoran bir sistemimiz var. Fakat hayat devam ettiği sürece, dünyada çoğalma yenilenme olduğu müddetçe inşaat sektörü de devam edecek. Hep değişim olacak, hep tüketim olacak. Tüketim olmadan ekonomi olmaz. Birisi üretecek, birisi satacak birisi de alacak. Onun için Türkiye’de inşaat sektörü bitmez. Sektörün 5 sene daha önünün açık olduğunu görüyorum. Sonra Amerika’daki gibi bir mortgage krizi olur ve bir daha yeniden başlarız.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Türkiye’de en büyük sektör inşaat sektörü ve o sektöre bağlı olarak da yapı malzemeciliği sektörüdür. Fakat Türkiye bu sektörü bir türlü değerlendiremedi. Yani üretimimiz bir volümümüz var ama gerektiği kadar katma değer yaratamıyoruz. Dışardan bakıldığı zaman hep fasoncu üretimci olarak görünüyoruz. Çünkü yetişkin elemanımız yok. Bu durum da tabi ki ticarete yansıyor. Üretim yapıyoruz ama marka oluşturamıyoruz. Marka oluşturamazsanız katma değer elde edemezsiniz. Spesifik olarak söylersek Türkiye’de 600 Milyon m2 seramik üretimi var. Neredeyse İtalya’yla İspanya’yla Avrupa’da aynı seviyeye geldik ama İtalya’nın İspanya’nın 10 Euro’ya sattığı malı biz 4 Euro’ya satıyoruz. Bu nedenle de ülkemiz gerektiği kadar katma değer elde edemiyor. Eskiye oranla çok daha iyiyiz ama bence bu bir meziyet değil. Dünyanın gelişimine Japonya, Kore, Çin’e baktığımız zaman gelişimi gerektiği ölçüde yapamadığımızı görüyoruz. Bir Güney Kore, Japonya gibi olamadık. Tarihimiz onlardan çok daha eski, bir Osmanlı mirasımız var. Fakat biz gelişme, sanayi dönemini kaçırmışız. Osmanlı zamanında başlansaydı, bugüne kadar çok yol kat etmiştik

Duayenlerimiz

Daha sonra 2001’de ve 2008’de de ciddi krizler yaşadık. Bizim jenerasyonun hiç yüzü gülmedi, 1960-70’li yılların jenerasyonunu Türkiye iyi kullanamadı. Bizde küstük ticarete atladık. Aslında benim amacım okuldan beri hep siyaset yapmaktı ama dünya görüşümüz nedeniyle başaramadık, olmadı. Ticaretle devam ettik ve bugüne kadar geldik.

53


“Ülkemizde doğru dürüst bir ihracat kalemimiz yok. O yüzden ülkemizde ekonomi hiç bir zaman düzgün gitmiyor, bir çıkıyor bir iniyor.”

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Duayenlerimiz

rupa artık çok meşakkatli işleri yapmak istemiyor. Amerika Kıtası’nda Brezilya var, burada Çin var yarın Rusya geliyor. Rusya üretimsiz kalmayacak. Yarın bir bakacağız bizi geçmiş olacaklar. Çünkü 170 Milyon nüfusu var ve bizim iki katımız. Bir de eski Sovyetler Birliği’ni düşünürsek en azından dil birliği var.

Türkiye seramik konusunda Avrupa’da üçüncü, dünyada da 6. sırada yer alıyor. Bugün sektörde çok kaliteli ürün üretiyoruz. İtalya ve İspanya’yı kalite konusunda yakaladık. Gerek vitrifiyede gerek seramikte iyiyiz, biraz armatürde eksiğimiz var çünkü armatür yapmak çok zahmetli bir iş. Yaptığımız bu değerli üretimleri dünyaya nasıl lanse edeceğimiz konusunda çalışmalar yapılması gerekiyor. Bizim bir çok değerli üreticimiz var ama dünya klasmanında olması gerektiği yerlerde göremiyoruz. İspanya yavaş yavaş bu işi bırakıyor. Bir sürü fabrika kapandı, satıldı. Onlar kapanıyor biz ne yapalım diye düşünürsek olmaz. Bizim başka bir sektörümüz yok, başka bir alanımız yok. Bu sektörü geliştirmemiz lazım. Bunun da yolu insan kaynaklı inovasyon, Ar-Ge, yatırım, para adı her ne ise o konuda yoğunlaşmamız lazım. Konut ihtiyacı olduğu müddetçe dünyada inşaat sektörü bitmez. Keşke bizim de sadece marka değerine para ödediğimiz dünya markalarımız olsaydı. Ünlü markaları satın almak bir atlama taşıdır. Bugün bir marka alırsınız onun yanında bir markayı sürüklersiniz. Her iki markayı da piyasaya sürersiniz. Bu bana göre doğru bir stratejidir. Eğer temelden bir marka yaratamıyorsanız yanına bir marka koyacaksınız. Sıfırdan bir marka yaratmanın çok yüksek maliyetleri var. Dünya artık o kadar boş değil. Herkes her şeyi üretmeye başladı. Bugün Türkiye’de baktığınız da alınan markalar çok büyük paralarla alınmadı. Sektörden Avrupa’nın uzaklaşmasıyla bu tarz markalar bize doğru kaydı. Av-

İnşaat sektörü ülkemizin lokomotif sektörü, her yerde şantiye var ama satılıyor mu ondan endişeliyim. İstanbul’da sadece satışta 500.000 daire var. Fiyatlara bakıyorsunuz 400.000 Lira’dan, 2.5 Milyon Dolar’a değişiyor. Bu fiyatları görünce bu ülkenin alım gücü yüksek mi diye düşüyorum. Bu kadar lüks konut nasıl satılıyor hayret ediyorum. Alım gücümüz bu kadar yüksekse, bu sefer milli gelirimiz neden 9.000 Dolar’da sayıyor diye soruyorum.

Konut tabi ki de doğal bir haktır, insanların barınacak bir yerinin olması gerekiyor. Devletin de konut yapması yada konut alımda vatandaşına yardımcı olması lazım. Birçok ülkede devlet vatandaşına yardım ediyor. Devletin katkı sağlaması lazım ama benim anlamadığım bu fiyatlarda daireleri kimler, nasıl alıyor, bu para nereden geliyor? Bu para ekonominin içinde ise neden ekonomimiz halen böyle devam ediyor. Birçoklarına göre ekonomimiz çok iyi durumda bunu da dış borç milli hasılanın %40’nın altında ise ekonomi iyidir şeklinde açıklıyorlar. Fakat o zaman Amerika’nın bire bir borcu var, ama orası Amerika ve üretim yapıyor. Bugün bir iPhone üretiyor 3.000 Lira diyor ve herkes almak için kuyruk oluyor. Bu noktada bakmak lazım, biz ne üretiyoruz? Böyle dünyayı sürükleyen bir markamız var mı? Borç

Uluslararası Habitat II Ticaret Fuarı (02.12.1996)

54


ve ülke kıyaslarken kaynaklar ve ihracatı değerlendirmek gerekiyor. Ülkemizde doğru dürüst bir ihracat kalemimiz yok. Bir tek borumuz var, o da senede 1 Milyar Dolar getiriyor. Fındık desek onunda getirdiği ne kadar olur tartışılır. Bir de borsası da bizim elimizde değil. O yüzden ülkemizde ekonomi hiç bir zaman düzgün gitmiyor, bir çıkıyor bir iniyor.

Biz Albatros diye bir markanın distribütörüyüz. Şirket yöneticileri bir gün telefon açıp, İtalya’ya bizi ziyarete gelmezsen ürünlere size özel olarak %10 zam yapacağız dediler. Biz kaç kere geldik, siz bizim fabrikamızı görmediniz dediler. O zaman gittim fabrikayı gezdim ve ben bu üretimi Türkiye’de de yapabilirim dedim. Onun üzerine geldim ve küvet fabrikasını kurdum. Onlar fabrikalarını gidip görmem, onları daha iyi tanıyabilmem için tüm masraf v.s. ne gerekirse yaparız diyor. Bizde ise üreticilerden katalog almak bile bir zulüm. Yine benzeri bir örnek; o dönem distribütörlüğünü yaptığımız Villeroy&Boch Almanya’dan palet palet katalog gönderdi. Bu kadar çok kataloğu neden gönderiyorsunuz çöpe atacağız dediğimiz zaman atın, birisi orada da görür

“Ya sayısal çoğunluk olacaksınız yada ekonomik gücünüz olacak. Başka türlü yaptırım gücü yada diyalog kurma şansınız yok.” okur dediler. O zaman Villeroy&Boch ile 2 Milyon Mark ciro yapıyorduk. Markanın Türkiye’ye tanıtım için harcadığı para ise 500 Bin Mark’tı. Çünkü markaya yatırım günü kurtarmak değil, yarına sahip olmak için yapılıyor. Düne kadar bizde de ne inovasyon ne Ar-Ge çalışması vardı ama bugün devasa inovasyon merkezleri kuruluyor. Çünkü bu çağın bir gereği ve değişimi yakalamanız gerekiyor. TİMDER’e 1995 yılında geldim, 1996 yılında Başkan oldum. O dönem TİMDER’in en yüksek rağbet gördüğü dönemi yakaladık. Gerek bayiler açısından gerek üreticiler açısından çekişmelerin yaşandığı bir dönemdi ve TİMDER’in o dönem 30 tane üyesi vardı. Sonrasında 100 tane üyeye kadar ulaştık. O dönem yönetimi devir aldığımızda kasada 5 kuruş yoktu. Toplantı yapardık yemek paralarını cebimizden öderdik. Biz 2-3 sene içerisinde kasada belli bir parayla yönetimi devir ettik. O dönem Ferhan Özkalp, Ali Ergenç, Aydın Eşer bir fuar oluşturduk. Fuardan çok büyük başarı elde ettik. Dergiye değer kazandırdık. Bunlar da bizden sonraki dönemlerin elini rahatlatan çalışmalarımız oldu. Sektörde üreticiler nezdinde kabul gör-

mek için arkanızda bir gücünüz olması gerekiyor. Ya sayısal çoğunluk olacaksınız yada ekonomik gücünüz olacak. Başka türlü yaptırım gücü yada diyalog kurma şansınız yok. Bir gün rahmetli Mustafa Koç’u ziyarete gittik. Biz gitmeden önce TİMDER kaç kişi, kaç üyesi var diye sormuş. 5 kişi deseydik bizimle görüşmezdi. Biz yüz 100 kişi dediğimiz zaman bizi kabul etti ve dinledi. Çok da güzel bir diyaloğumuz oldu. TİMDER hem çoğulculuk adına hem de ekonomik anlamda şuanda iyi konumda ve şahıslara ihtiyacı yok. Bizim ülkemizde sivil toplum örgütlerinin sadece bizim sektörde değil hiçbir sektörde etkinliği yok. Hem sayısal olarak hem de ekonomik olarak zayıflar. Bir ülkede sivil toplum örgütlerinin var olabilmesi için o ülkenin kültürlü, duyarlılık sahibi olması lazım. Eğer bir ülkede kültür yoksa duyarlılık da yoktur. Sivil toplum örgütü hareketi organizedir. İstediğini bilen, yıkıp dökmeden topluma mesaj veren faaliyetler geliştirir. Gelişmiş toplumlarda sivil toplum örgütlerinin çok büyük etkisi vardır ve aynı zamanda ülkeyi yönlendiren kurumlardır. Sivil toplum örgütü demek alttaki tabanın sesini yukarıya doğru iletebilmektir. Sivil toplum örgütlerinin etkin olmadığı ülkelerde yaşamak çok zordur.

Duayenlerimiz

TİMDER Başkanıyken üreticilere tefeci misiniz diye sormuştum. Bir kutu beyaz fayansı 10 Dolar’dan satıyorlardı. Bugün hala daha o fiyata gelemedik. O zaman sanayici para kazandı, birikim açısından tabi ki kazanması, yatırım yapması lazım. Türkiye’nin ve dünyanın gelişmesi için bunlar lazım. 1996 yılında TİMDER’de Başkan olduğumda seramik üretimimiz 300-400 Milyon m2’ydi. O zaman dedim ki gelin dünyada bir sepet oluşturalım. Bu sepette bizim ürettiğimiz malları dünyada lanse edelim. Bu ürünleri çeşitli ülkelerde, gelişmemiş ülkelerde, Almanya’da değil belki ama o zaman Rusya gündemdeydi buralarda mallarımızı tanıtalım ve marka yaratalım dediğimde, sen uçuyorsun dediler.

TİMDER Türkiye Kuruluyor Toplantısı (İzmir / 14.09.1996)

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

“Markaya yatırım günü kurtarmak değil, yarına sahip olmak için yapılıyor.”

55




Hamdi Altunalan

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Söyleşi

Seranit Grup Başkanı

Aktif iş hayatıma 1980 yılında başladım. Ardından 1987–1995 yılları arasında yapı malzemeleri konusunda kişisel ticaret şirketimi işlettim. 1995 yılında ise Sinpaş Grubu’nda görev almaya başladım. 1998-2001 yılları arasında Kentsel Hizmet A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü görevini yürüttükten sonra, 2001 yılında Seranit markasının Genel Müdürü oldum. 2012 yılından itibaren de Seranit Grup Başkanı olarak görev yapıyorum. “Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Büyüme Şirketleri” platformuna seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den alanında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi.” Seranit 22 yıl önce porselen karo fabrikası ile faaliyetlerine başladı. 2001 yılında Sinpaş Holding tarafından satın alınmasından sonra çok güçlü bir büyüme ivmesi kazanarak, 2011 yılında gruba dönüşen Seranit Grup’un büyümesi iki boyutlu oldu. Öncelikle hacimsel bir büyüme yaşadı. 2001 yılında 1,5 milyon

58

“Ar-Ge ve yenilikçilik bizim işimizin kalbinde yer alıyor. Biz üstün kalitemizin yanında, fark yaratan yenilikçi tasarımlarımızla büyüyoruz.” metrekare olan üretim kapasitesi 18,5 milyon metrekareye çıkartıldı. Ancak hacimsel büyüme kadar önem verilen bir konu da üretim kalitesine, tasarıma ve yenilikçiliğe odaklanarak tasarımda lider olmak. Geride kalan yıllarda daha niş ve daha butik üst segment ürünlerine ağırlık verildi, böylece sektörde fark yaratan yenilikçi ürünleri ile Seranit Grup güçlü bir konuma sahip oldu. Bunların yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Büyüme Şirketleri” platformuna seçilen ilk Türk sanayi şirketi olan Grup, daha sonra TSE’den

alanında ilk “Çift Yıldız” belgesini alma başarısını gösterdi. Seranit Grup bu yıl ise tüm porselen ve seramik ürünlerine Tip III EPD Çevre Etiketi alarak, çevreye duyarlılığını kanıtladı. Grup başarılarını 2015’te iki önemli ve saygın uluslararası organizasyon olan iFAwards ve RedDotAwards’dan kazandığı tasarım ödülleriyle perçinledi. Yenilikçi ve kaliteli ürünleriyle sektöre damgasını vurmaya devam eden Seranit Grup, son olarak yapı gereçlerinde geliştirdiği koku önleyici özelliği olan Oxicoat Ekolojik Sıva ürünü ile Ulusal Teknik Onay (UTO) Belgesi’nin sahibi oldu.


“Türkiye’de en çok patent başvurusu yapan ilk 100 firma arasında 26’ncı sırada yerimizi aldık.”

“Türkiye’de sektörümüzde ArGe’ye en çok yatırım yapan şirketler grubuyuz. İnovasyon ve tasarıma çok önem veriyoruz. 2013 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yaptığımız 11 patent başvurusu ile Türkiye’de en çok patent başvurusu yapan ilk 100 firma arasında 26’ncı sırada yerimizi aldık.” İnovatif ürünler hazırlayarak pazara sunmak bizim öncelikli hedefimiz. İkinci önceliğimiz de pazarda hiç olmayan ürünleri geliştirmek. Biz her zaman inovatif ürünler geliştirerek hem sektörümüze değer katmak, hem de sektör büyümesinin önünü açma yaklaşımı ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Uzmanlardan ve bilim insanlarından oluşan bir Ar-Ge departmanımız var. Üretim tesislerimizi de güncel tutuyor ve yeni teknolojileri hızla uygulamaya koyuyoruz. Türkiye’de sektörümüzde Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan şirketler grubuyuz. İnovasyon ve tasarıma çok önem veriyoruz. Fizibiliteleri yapıp, ürünleri tescil ettirdikten sonra uygun koşullarda pazara sunuyoruz. Bunun yanı sıra 2013 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yaptığımız 11 patent başvurusu ile Türkiye’de en çok patent başvurusu yapan ilk 100 firma arasında 26’ncı sı-

“Bayilerimiz ile birlikte inşaat firmalarına, çözüm ortağı gibi yaklaşıyoruz. Öyle ürün üretiyoruz ki, bizi tedarikçileri gibi değil iş ortağı gibi görüyorlar.” Ürünlerimizi bayi kanalı ile tüketicilere ulaştırıyoruz. Gurubumuz içerisinde Serra Seramik, Seranit Porselen, Vanucci Mutfak & Banyo ve Seranit Yapı Gereçleri yer alıyor. Bu bağlamda Serra Seramik’te 70, Seranit Porselen’de 65, Vanuci’de 40 ve Yapı Gereçlerinde de 30 olmak üzere Türkiye genelinde 205 ana bayimiz bulunuyor. Bayilerimiz ile birlikte inşaat firmalarına, çözüm ortağı gibi yaklaşıyoruz. Öyle ürün üretiyoruz ki, bizi tedarikçileri gibi değil iş ortağı gibi görüyorlar. Aradan yıllar geçse de bizimle bir kez iş yapmışlarsa, yine bize dönüyorlar ve bizlere referans oluyorlar. Biz onların her zaman dostları oluyoruz. Fiyata, hizmete, satış sonrası hizmete ve müşteri memnuniyetine çok önem veriyoruz. Hiçbir müşterimizi memnuniyetsiz bırakmıyoruz. Biz bayilerimizi öncelikle iş ortağımız olarak görüyoruz. Onların büyümesi bizim de büyümemiz ve birlikte kazanmamız anlamına geliyor. O nedenle sürekli bayilerimize yatırım yapıyoruz. Bayilerimizin büyümelerini kontrol altında tutmaktan ziyade, onların büyümelerini teşvik ediyoruz. Diyarbakır bölgesinde yeni bir bayi sistemi kurmayı

planlıyoruz. Çünkü o bölgede karışıklık var diye, sırt çevirmekten ziyade, orada ülkeye hizmet etmek lazım. Ticari olarak bu bölgede gelişmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin her bölgesi bizim için aynı derecede önemli. Her alana yatırım yapmak ve gereken önemi vermekle yükümlü sayıyoruz kendimizi. Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Batman… Bu bölgelerde Seranit olarak oldukça güçlüyüz. Bu bölgelerde özellikle TOKİ, Emlak Konut ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ciddi yatırımları var. “Bizim için ihracat anlamında 2016 yılı, İngiltere yılı olacak. İngiltere bizim için hem stratejik hem de pazarlama anlamında ayrı bir öneme sahip. Çünkü mimarlık dünyasının kalbi Londra’da atıyor ve İngiltere’ye yaptığımız ihracat bizim oradaki mimarlar nezdindeki bilinirliliğimizi artırıyor.” Hacimsel açıdan sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümeyi hayata geçirirken; yenilikçi, yüksek kaliteli ve fark yaratan üst segment ürünleri ile de piyasaya damgamızı vurmak istiyoruz. Hedefimiz sadece ürün kalitesinde ve satış hacminde değil, tasarımda ve yenilikçilikte de lider olmak. İhracat pazarlarımız her yıl hızla artıyor. Sektörün kalbinin attığı İtalya ve İspanya’da aktif bir şekilde çalışıyoruz. Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda ve Almanya ülkeleri de bizim için çok önemli… Bunların yanı sıra 2015 yılından bu yana İngiltere’yi hedefledik ve şu an bu pazara girmiş bulunuyoruz. 2016 geçen yıl yaptığımız bağlantıların fiili ticarete dönüştüğü bir yıl olacak. Bizim

Söyleşi

rada yerimizi aldık. Seranit Grup’un bu başarısındaki en temel nokta, Ar-Ge ve Ür-Ge’ye verdiği önem ile yenilikçi ürünlerle sektöre katma değer yaratma vizyonunda yatıyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Seranit Grup ürün yelpazesinde Seranit Porselen, Serra Seramik, Vanucci Mutfak & Banyo ve Seranit Yapı Gereçleri’nin ürünleri yer alıyor. Seranit Yapı Gereçleri de kendi içinde 2 ürün grubu bulunduruyor. Seranit Yapı Kimyasalları ve Ekolojik Ürünler grupları. Ekolojik Ürünler Grubu’nda ise tamamen inovatif ve pazarda muadili bulunmayan Oxicoat ekolojik sıva grubu, Oxipaint ekolojik boya grubu, Ecomont yalıtım sıva grubu ürünleri yer alıyor. Ar–Ge ve yenilikçilik bizim işimizin kalbinde yer alıyor. Biz üstün kalitemizin yanında, fark yaratan yenilikçi tasarımlarımızla büyüyoruz. Önceliğimiz her zaman yenilikçi ve pazarda henüz bulunmayan ürünler geliştirerek sunmak. Bu nedenle Ar–Ge’ye ciddi kaynaklar ayırıyoruz. Bunun yanı sıra Oxicoat ve Oxipaint ile küf ve bakteri oluşumunu engelleyen, kokuları tamamen absorbe eden, yaşam kalitesini yükselten bir formül geliştirdik. Ayrıca bunu kimyasal içerikle değil, tamamen yüzde 100 doğal malzemelerden üretiyoruz.

59


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Söyleşi

hem de dünya konjonktüründeki genel dalgalanmalar, beklenmeyen hareketleri de beraberinde getirerek sektörün ciddi anlamda bir bekleme sürecini yaşamasına neden oldu. Bu bekleme süreçleri belirli periyodlar halinde oldu. Dövizde ciddi hareketlenmeler oldu. Dövizdeki hareketlenmeler yine piyasayı bir parça tedirgin etti. Sektörümüzün bazı noktalarda firene basmasına neden oldu. İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörüdür. Ekonominin çok ciddi çark ettiği bir sektöre sahibiz. O nedenle inşaat sektöründeki duraklama veya inişli çıkışlı dönemler otomatik olarak bütün sektörleri bir şekilde etkiliyor. Bu durumdan ilk etkilenen de haliyle yapı malzemeleri sektörüdür. Bu nedenle 2015 yılı inşaat sektörü için beklentilerin tam anlamıyla karşılanabildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha

60

için ihracat anlamında 2016 yılı, İngiltere yılı olacak. Bağlantılarımız güçlü. Ortalama 1 milyon metrekarenin üzerinde bağlantı gerçekleştirdik. Şu anda bu bağlantılarımız üretim bandında. Yakında sevkiyata başlayacağız. İngiltere bizim için hem stratejik hem de pazarlama anlamında ayrı bir öneme sahip. Çünkü mimarlık dünyasının kalbi Londra’da atıyor ve İngiltere’ye yaptığımız ihracat bizim oradaki mimarlar nezdindeki bilinirliliğimizi artırıyor. Bu nedenle de bu pazar bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra Kuzey Avrupa ve Körfez ülkeleri de yine 2016 yılında üzerine titreyeceğimiz pazarlar olacak. “2015 yılı inşaat sektörü için beklentilerin tam anlamıyla karşılanabildiği bir yıl olamadı. 2016 yılı için çok daha olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebiliyoruz.” İnşaat sektörü 2015 yılına heyecanla başlamıştı. Ancak sonra hem Türkiye

yüme öngörüsü %3,7’di. Bu büyümeyi yakalamış bulunuyoruz. Ama bunun karşılaştırması ya da sahadaki karşılığı ancak satış rakamlarına bakılarak bulunabilir. İnşaat sektörünün 2014 yılı büyüme rakamı %4,2’di. Bu rakam sektörümüzün için büyük bir sıçrama olarak değerlendirilebilir. 2016 yılında ise sektörümüzün %4’ün üzerinde bir büyüme sergilemesini öngörüyoruz. Türkiye halen seramik sektöründe ilk 3 ülke arasında yer alıyor. Pazarın ilk 2 sırasında bulunan İspanya ve İtalya’daki üreticiler tesislerini kapatmaya ve daralmaya başladılar. Bu nedenle gözler tamamen Türkiye’ye çevrildi. Türkiye’nin seramik sektöründeki başarısı ile “Türk Malı” damgası dünyada giderek daha fazla kabul ve talep görecek. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için Ar-Ge ve

“Niş ve butik bir markayız. Çok büyük hacimlerle ve üretim kapasitesiyle var olmak ve fiyatla rekabet etmek yerine, daha kaliteli ve fiyat odaklı olmayan rekabeti tercih ediyoruz.” olumlu bir hava mevcut. Yıla net bir başlangıç yapıyoruz. En azından birçok alanda ileriyi görebiliyoruz. Uluslararası dengeleri bilemeyiz elbette. Bununla ilgili de yöneticilere inanıp 2016 yılı ile ilgili beklentilerimizi biz de yüksek tutuyoruz. Belirsizlik dönemi sektörü hızla etkilemiyor. Bu tür hareketlenmelerin ardından satışları hemen etkileyebilir, ama inşaat yapım sürecini hızlı etkilemiyor. Satışlardaki düşüşü görebilirsiniz… 2015 yılına ilişkin inşaat sektörünün bü-

üretim yatırımlarına hız verilmesi büyük önem taşıyor. Bu süreçte tesislerin yenilenmesi, modern teknolojiye ayak uydurulması, en önemli kaynağın ‘insan’ olduğunun unutulmaması ve çok üretmek yerine kaliteli üretme vurgusunun yapılması gerekiyor. Bunların yanı sıra sektörümüzün ortalama 155 milyon metrekarelik bir üretim kapasitesi var. Fiili kapasite daha yüksek. Bizim yıllık kapasitemiz ise 18 milyon metrekare… Fiili olarak ise 14 milyon metrekarede-


karı çıkaracak daha üst segment ve üst kalite ürün üretebilirsek bizimle rekabet edemezler. Ama hacime odaklanıp ve fiyat odaklı gidersek, rekabet ortamına biz de gireriz ve elimine oluruz. 5 yıl içerisinde bir risk görünüyor. Türk seramik üreticilerinin böyle bir sorunu olacak.

“Tasarımcının ve üreticinin haklarını maksimum seviyede koruyup, daha iyisini üretmek adına sektörde dertlenmemiz lazım. Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve TSE’nin öncülüğünde tescil yasaları çok iyi işlenmeli. Türkiye’de bu anlamda hukuki düzenlemeleri yönetenlere de çok iş düşüyor.” Bence sektör olarak öncelikle bizim yapmamız gereken bir şey var. Bir an önce kopyalamayı durdurmalıyız. Tasarımcının ve üreticinin haklarını maksimum seviyede koruyup, daha iyisini üretmek adına sektörde dertlenmemiz lazım. Tasarım anlamında rekabet yurtdışında algımızı yukarı taşıyabileceğimiz tek unsurdur. Ne yazık ki; ürün tasarımlarımızda İtalyanlardan destek alıyoruz. Çünkü onlar tasarımlarını çok iyi koruyor. Korumadığınız ve taklit ettiğiniz zaman pazarda fiyatla rekabet etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu hepimize zarar veriyor ve sektörümüzü aşağıya çekiyor. Tam tersi, daha iyisini nasıl yaparız, bunu hedeflemeliyiz. Burada Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve TSE’nin öncülüğünde tescil yasaları çok iyi işlenmeli. Türkiye’de bu anlamda hukuki düzenlemeleri yönetenlere de çok iş düşüyor. Seramik sektörünü eskiden İspanya ve İtalya yönetirken, artık hem know-how hem de insan gücü açısından yakın coğrafya ön planda bulunuyor. Artık seramik daha lokalize üretimlerle tedarik edilmeye başlandı ve bu devam edecek. Şu anda yakın coğrafyamızdaki ülkelerde seramik üretimleri, daha alt kalitede olmasına rağmen, hacimsel olarak gelişecek. Bu da her ülke için, özellikle Türkiye için bir tehdit unsuru. Örneğin Azerbaycan ciddi bir seramik üreticisi. Ürün gamı olarak henüz rakibimiz değil, ama olacaktır. Benzer durum Türkmenistan ve Kazakistan için de geçerli. Tercih edilebilirler ya da kendi iç pazarlarını kendileri doyurabilirler. Bu da bizim için bir risk. Çıtayı yu-

“2015 UNICERA Fuarı’nın geçmiş yıllara oranla daha büyük önem kazandığı ortada. Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak komşu ülkelerden ziyaretçiler gelirken, son iki yıldır farklı ve uzak ülkelerden daha fazla sayıda ziyaretçi ağırlıyoruz.” Fuarlar sektöre önemli katkılarıyla her firmaya ayrı bir değer katıyor. UNICERA da bu fuarlardan birisi. 2008 yılında yaşanan global küresel krizde ciddi sıkıntılar yaşayan İspanyol ve İtalyan firmaların kapasite kaybına uğraması ve oluşan bu boşluğu Türk seramik üreticilerinin doldurması, UNICERA Fuarı’nda da gözlemlediğimiz en önemli unsur oldu. Dolayısıyla 2015 UNICERA Fuarı’nın geçmiş yıllara oranla daha büyük önem kazandığı ortada. Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak komşu ülkelerden ziyaretçiler gelirken, son iki yıldır farklı ve uzak ülkelerden daha fazla sayıda ziyaretçi ağırlıyoruz. Kuzey ve Batı Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri, Pakistan, Hindistan ve Kanada’dan katılımların olduğunu gözledik.

Sektörümüzün en büyük sorunu haksız rekabeti de içinde barındıran taklitçilik. Özellikle markalı firmalarda bunu çok yaşıyoruz. Mesela bir fuara katılıyorsunuz, stant açıyorsunuz. Fuarların amacı firmaların uzun çabaları sonucunda ortaya çıkardıkları yeni ürünlerini tüketiciye sunmak ve tanıtmaktır. Ama henüz fuarda tanıtılan ve henüz pazara dahi çıkmayan ürünler hemen kopyalanabiliyor. Bu sayede 2 yıllık emeğiniz de uçup gidiyor. Tasarımcı arkadaşlarımız önce bir ürünü hayal ediyorlar, sonra da bu hayali kâğıda döküyorlar. Ardından ise çizimler porselene uygun hale getiriliyor. Renk ayrımları vs. derken zaten 1 yılınız geçiyor. Üretim aşaması, uygun makine ve ekipmanların alınması, kalıpların yapılması, deneme aşaması derken bir yılınız da bu şekilde geçiyor. Üretime başladığınızda bir karonun maliyeti 10 lira ise, üretim aşamasında size maliyeti 1 milyon lirayı buluyor. Ama siz bunu kopya ederseniz, hiç para harcamıyorsunuz. Bunun ne anlama geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Avrupa’da ise firmaların yüzde 99’u tasarımcılarla çalışıyor. Bizde maalesef öyle değil. Avrupa’da firmalar, kopyalamak yerine kendi özgün tasarımlarını yapmayı tercih ediyorlar. Kopya ürünleri sunmayı kendilerine yakıştırmıyorlar. Bu nedenle de Avrupa tasarımı markalar Türk markasından daha kıymetli.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

yiz… Pazarın %15’lik kısmındayız, ama sektörde trendi belirliyoruz. Niş ve butik bir markayız. Bunun altını çizmeliyiz. Çok büyük hacimlerle ve üretim kapasitesiyle var olmak ve fiyatla rekabet etmek yerine, daha kaliteli ve fiyat odaklı olmayan rekabeti tercih ediyoruz.

Söyleşi

“Avrupa’da firmalar, kopyalamak yerine kendi özgün tasarımlarını yapmayı tercih ediyorlar. Kopya ürünleri sunmayı kendilerine yakıştırmıyorlar.”

61


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Söyleşi

“Türkiye’de bir ilke daha imza atarak, Aquanit ismini verdiğimiz porselen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piyasaya sunduk. UNICERA Fuarı’nda da bu ürünümüzün tanıtımını yapacağız.” Türkiye’de bir ilke daha imza atarak, Aquanit ismini verdiğimiz porselen duş teknesini 1 Şubat 2016 itibariyle piyasaya sunduk. UNICERA Fuarı’nda da bu ürünümüzün tanıtımını yapacağız. Bu ürünümüzü zadece Serra Seramik veya Seranit Porselen bayilerinde değil, bütün inşaat malzemesi satan firmalar üzerinden daha geniş kitlelere ulaştıracağız. Bu ürünümüzün Ar-Ge’si çok pahalı. Bunun yanı sıra çok emek harcanmış zahmetli bir ürün. Her kalıbın maliyeti 40 Bin Euro. Bir kalıbın bitmesi ise 90 gün sürüyor. Tüm aşamaları ile 2 yılda hazır hale gelen bir ürün.

62

Ürünümüzü pazarda farklı kılmak için, araştırmalar yaptık. Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Mesela, duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Sabit ve hafif esnek olan iki ürünü yapıştırmak için buna ihtiyacınız var. Fakat zamanla bu alan siyahlaşarak küflenmeye başlıyor. Bakteri üretir hale dönüşüyor. Zamanla da bu bölgeden su kaçırmaya başlıyor. Ve siz yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendiniz silikonu değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Bizim ürünümüzde ise bütün bu sorunları ortadan kaldırıyoruz. Özel derzler kullanarak silikonu ortadan kaldırıyoruz. Bunun yanı sıra duş tekneleri ortalama 18 cm’ye kadar çıkabiliyor. Haliyle kaygan bir yüzeyi var. Her duş alışınızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Bizim ürünümüz yer ile sıfır olduğu için, kayma riskiniz vs. de ortadan kalkmış oluyor. Ayrıca duş teknesi ile zemin rengi aynı olduğu için bir bütünlük hissi veriyor. Farklı bir obje yok. Sanki birbirini tamamlayıcı bir unsurmuş gibi görünüyor. Bunların yanı sıra dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil. Özel derzlerimizin tamamı paslanmaz özellikli. Ayrıca özel bir sifon da ürettik. Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, bizim ürünümüzde dakikada 39 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada duş teknesini yerine koyarken illa ki ustalar bir iki cm kayma yapıyor. Bunu önlemek için biz yeni ürünümüzde eksantrik bir kafa yaptık. 2 cm sağa, sola ve ileriye hareket ediyor. Dolayısıyla ustanın hata payını ortadan kaldırıyoruz. Bu ürünümüzü de kopya etmeye çalışa-

caklar. Ama, buradan ilan ediyorum. Her kim ki, bu ürünümüzü taklit ederse, hem hukuki yönden hakkımızı sonuna kadar arayacağız hem de taklidimizi yapan firmayı deşifre edeceğiz. “Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak amacıyla dünyada dahi olmayan bir standart olan 70’e 70 ebat karoyu geliştirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyütelim, bu sayede de tüketicilerin ilgisini çekelim istedik.” 60’a 60 veya 60’a 120 ebat pazarı çok rekabetçi bir pazar. Biz de hem rekabetten kurtulmak hem de farklı bir algı yaratmak amacıyla dünyada dahi olmayan bir standart olan 70’e 70 ebat karoyu geliştirdik. Biraz ölçüleri farklılaştıralım ve büyütelim, bu sayede de tüketicilerin ilgisini çekelim istedik. Başarılı da olduk. Bakıldığı zaman 60’a 60 sanılıyor, ama daha zengin ve tok duruyor. Yan yana koyduğunuzda farkı anlıyorsunuz. Asıl ilginç olan, büyük firmalardan birisi de 70’e 70 ebatlı karo üretimine başlıyormuş. Yani 65’e 65, 75’e 75 veya 80’e 80 farklı bir ebat yapmak varken onlar da 70’e 70 yaparak hem kendisine hem de bize zarar verecek. Bu beraberinde haksız rekabeti de getirecek. Biz 70’e 70 ebat için 1 milyon Euro’ya yakın makine yatırımı yapmışız. Bir pazar oluşturmuşuz. Birileri geliyor buna konuyor. Emeklerimiz boşa gidiyor. Sektörü daha da yukarılara taşıması gereken firmalardan böyle şeyler gördüğümüzde çok üzülüyoruz.

Bu durumda, ben para kazanamayınca inşaat malzemeleri sektörüne de para kazandıramıyorum. Bayi karlılığından kırpmak zorunda kalıyorum. Biz sanayicilerle rekabet ediyoruz. Bayilerimiz de kendi aralarında rekabet içindeler. Bu sayede para kazanıp da kendini yenileyecek kimse kalmıyor. Bu durumu doğru yönetemeyen basiretsiz yöneticiler yüzünden hem Türkiye ekonomisi hem de Türkiye markası negatif yönde etkileniyor. Bugüne kadar birçok ürünümüz taklit edilmişti, ancak 70’e 70 ebatlı karo ürünümüzün taklit edildiğini duyunca, o firma adına çok üzüldüm. Biz patent konusunda dersimizi çok iyi çalışıyoruz. Ancak Türk Patent Enstitüsü‘nün (TPE) kuralında bir malzemenin ne adını ne de ebadını yazabiliyorsunuz… Sıfırdan bir yenilik olması gerekiyor. Malzeme ve ebat yazamadığınız için de sizi pazarda korumuyor. Başka bir hammadde ve başka bir malzeme üretirseniz patentini veriyor. Tasarım tescili de yapıyoruz, ancak 4 farklılık yapabildiğiniz anda direkt olarak bilirkişi, bunlar aynı değil diyor. Baktık ki taklitten kurtuluşumuz olamıyor, biz de ürünü ürettiğimiz makineleri kendimiz geliştirmeye başladık. Bu sayede, bizden görüp de aynısını yapabilmek için makineler sipariş eden firmalar, makineler bizim tasarımımız olduğu için, ürünlerimizin kopyasını üretemiyorlar. Oldukça maliyetli bir durum ama başka çaremiz kalmadı.

Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba



Eser Ersoy

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Söyleşi

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İntema Genel Müdürü

1975 doğumluyum. Lisans eğitimimi 1997 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimimi ise 1999 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nde tamamladım. İş yaşamına 2000 yılında Eczacıbaşı İntema’da Satış Operasyonları Uzman Yardımcısı olarak başladım. 2002-2012 yılları arasında aynı kuruluşta sırasıyla, Satış Operasyonları Uzmanı, Satış Operasyonları Sorumlu Uzmanı, Kategori Yöneticisi, Marmara Bölge Yöneticisi, Toplu İşler Satış Müdürü, Yetkili Satıcı Kanalı Satış Müdürü ve Gelişen Pazarlar Satış Direktörü olarak görev yaptım. 2012 yılından itibaren, Eczacıbaşı İntema’da “Türkiye ve Gelişen Pazarlar Satış Direktörü” olarak göreve başladım. 1 Mart 2013 tarihinden geçerli olmak üzere, aynı kuruluşta Genel Müdürlük görevine atandım.

64

“VitrA - Artema yetkili servisleri bugün Türkiye çapında 100’den fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünlerine yönelik satış sonrası hizmet desteğini veriyor.” Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun VitrA ve Artema markalı ürünlerinin pazarlama faaliyetlerini yürütmek amacıyla kurulan İntema, “mutfak ve banyoları yenileme” düşüncesinin yerleşmesine öncülük yaparak, çağdaş mutfak ve banyo tasarımlarının Türkiye’deki en önemli adresi oldu. İntema mağazalarıyla oluşturulmaya başlanan “uzman satış noktası” yapı-

lanması yetkili satıcı kanalına yayılarak, kurum ve marka imajının doğru temsili, vitrin ve hizmet kalitesinde standartlaşma sağlıyor. İntema organizasyonu altında faaliyetlerini yürüten ve sektöründeki ilk düzenli servis teşkilatı olan VitrA-Artema yetkili servisleri ise bugün Türkiye çapında 100’den fazla noktada Yapı Ürünleri Grubu ürünlerine yönelik satış sonrası hizmet desteğini veriyor.


“Ürüne değil tüketicilerin duygularına dokunan bütüncül bir üretim ve iletişim anlayışını benimsiyoruz.”

Dünya markası olma yolunda emin adımlar atıyor; kullanıcı davranışını, ihtiyacını ve isteğini anlamanın, bunlara cevap veren yaratıcı fikirler oluşturmanın önemine inanıyoruz. Kullanım alışkanlıklarını daha iyi anlamak için uzun soluklu araştırmalar gerçekleştiriyor, insan için fayda yaratan, yaşamı kolaylaştıran ulaşılabilir ürünler geliştiriyoruz. “Amacımız, her zaman en iyiyi ve en kaliteliyi sunmanın yanı sıra, sektörün gelişimine de destek vermek…” VitrA olarak, tasarımdan üretime, teşhirden müşteri hizmetlerine kadar her aşamada, farklı ve yaratıcı çözümler sunuyoruz. Amacımız, her zaman en iyiyi ve en kaliteliyi sunmanın yanı sıra, sek-

törün gelişimine de destek vermek… Bunu yaparken, iş ortağımız yetkili satıcılarla gücümüzü birleştiriyor, aynı hedef doğrultusunda çalışıyoruz. Müşterilerimizi dinlemeyi, istek ve taleplerini iyi anlamayı, ürün ve hizmetlerimizi en iyi şekilde sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, yetkili satıcılarımızın bilgi ve becerisi bizim için büyük değer taşıyor. Yetkili satıcılarımız, temel hedef olan müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için, yetişmiş satış personeline ve gerekli donanıma sahip. Satış dağılımlarında önemli yer tutan, tali (alt bayi) kanala, yetkili satıcılar tarafından hizmet veriliyor. Bu anlamda, İntema yetkili satıcılarının çalışanlarına yönelik satış teknikleri ve ürün eğitimleri düzenleniyor. Yapı sektöründe bir “ilk”e imza atarak 1998 yılında başlattığımız CRM Projesi,

PartnersClub ile çalışmalarına devam eden İntema, sektördeki profesyonellerle çokyönlü ortaklık, sürekli ve etkin iletişim anlayışını geliştiriyor. Mağaza ve yetkili servis çalışanlarının, ürünlerin özelliklerine ve teknik ayrıntılarına hakim olmasını sağlayacak düzenli eğitimler yapıyoruz. Artema bünyesinde, tesisatçılara ulaşmak ve bilgi alışverişi yapmak için, İstanbul Doğalgaz, Sıhhi Tesisatçılar ve Kaloriferciler Teknisyenleri Odası’yla yapılan işbirliği kapsamında, “Tesisatçılar Takımı” projesini 2013 sonunda hayata geçirdik. Eğitimler bu yıl da devam edecek. Dünyada kendine önemli bir yer edinen Türk seramik sektörünün, değerli rekabet avantajları var. Yetişmiş insan kaynağı, uzun yıllara dayanan uzmanlık ve birikimin yanı sıra, hammadde ve ürün çeşitliliğine sahibiz. Son yıllarda başlayan kümelenme çalışmaları ve Turquality gibi devlet destekli programlar, sektörümüzün büyümesini destekliyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Tüketicilerimize, üründen ziyade ideal bir yaşam tarzı sunmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle ürüne değil tüketicilerin duygularına dokunan bütüncül bir üretim ve iletişim anlayışını benimsiyoruz. Aynı zamanda tüketicimize formu ve tasarımıyla farklılaşan alternatifler sunmaya; malzeme ve fonksiyon detaylarındaki çeşitliliği desteklemek amacıyla moda ürün gamını zenginleştiren ürünler geliştirmeye odaklanıyoruz.

Söyleşi

2005 yılından beri ideal mutfak yaşamını tasarlayan İntema Mutfak markamız, Türkiye genelinde 4000’in üzerinde satış noktasında, 72 yetkili satıcı, 14 mağaza, ve 111 yetkili servisle; uzman kadrolarıyla satış öncesi yönlendirme, danışmanlık, projelendirme ve mimari hizmetin yanı sıra, satış sonrası montaj ve servis hizmetlerini de sunuyor.

“Rusya krizinin etkileri, bu yıl da görülebilir.” Sektördeki üretimin, Türkiye ekonomisine paralel, iç pazar destekli geliştiğini görüyoruz. Örneğin, kaplama seramiklerinde 300 milyon m2 üretim mevcut ve bunun 215 milyon m2’si iç pazarda tüketiliyor. İnşaat sanayisindeki hareketlilik devam ettiği sürece, bu açıdan sorun çıkmaz. Sektörün yıllık büyümesi tahminimiz %7 civarında. Seramik sağlık gereçleri üretimi de yıllık 23 milyon adet kadar ve bunun büyük kısmı iç tüketime gidiyor. Ayrıca, yoğun üretim ya65


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Söyleşi

pan sektörümüz doğalgaz başta olmak üzere, enerji temininden ve fiyatından etkileniyor. Bu nedenle 2015 sonlarına doğru yaşanan Rusya krizinin etkileri, bu yıl da görülebilir. “Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, rekabet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış öngörüyoruz.” Ekonomi genişlerken yapı malzemeleri sektörü daha fazla gelişir, ekonomi dururken de daha fazla daralır. İnşaat sektörü, ekonominin büyümesine oranla hep fazla tepki gösterir. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte, rekabet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış öngörüyoruz. Türk şirketlerinin, yurtdışında organik ve inorganik büyüme faaliyetlerini sürdürmesini bekliyoruz. Spesifik olarak, sektörümüzde porselen karo kullanımının giderek daha yaygın hale geleceğini söylemek mümkün. “UNICERA, her yıl özenle hazırlandığımız, prestijli bir fuar olması açısından önem arz ediyor.” Fuarlar, özellikle yabancı yatırımcı ve satın alma gruplarıyla tanışmak, yeni anlaşmalar imzalamak ve projeler üzerine detaylı konuşmak için büyük bir fırsat. Aynı şekilde diğer markaları incelemek veya yatırımcılarla fikir alışverişinde bulunmak, gelecek planlarımızı ciddi anlamda şekillendiriyor. UNICERA, her yıl özenle hazırlandığımız, prestijli bir fuar olması açısından önem arz ediyor. Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin yüksek oluşu, özellikle Avrupalı rakiplerimize karşı bir dezavantaj. Bizim için önemli bir ihracat potansiyeline sahip Euro bölgelerindeki dalgalanmalardan etkilenebiliyoruz. Bunlar, sektörümüzün önemli sorunları olarak sıralanabilir. 66

“Riskleri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan minimum düzeyde etkileniyoruz.” Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, ulusal ve uluslararası sektörü çok iyi gözlem ve değerlendirme yeteneğiyle, yatırımlarını uzun soluklu analizler sonucunda gerçekleştiriyor ve ekonomik sistemdeki değişimlere ayak uyduruyor. Riskleri farklı pazarlara dağıtarak büyüme hedeflerine odaklandığımız için, bu tip dalgalanmalardan minimum düzeyde etkileniyoruz. Türkiye pazarındaysa kentsel dönüşüm sebebiyle inşaat sektöründe canlılık söz konusu. İnşaat ve yapı sektörü birbirlerini direkt olarak etkiliyor. Gün geçtikçe artan şehir nüfusu ve kentsel dönüşüm, yaşam alanlarındaki değişimi de beraberinde getiriyor. Yoğun şehir hayatında evlerden beklentileri artan insanların yaşam standartlarına uyum sağlamak, değişen ihtiyaçlarına cevap vermek ve kullanım amaçlarına uygun performans sunmak için, ürünlerimizde fonksiyonel tasarımlara yöneliyoruz.

“Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortaklık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendirmeye devam ediyoruz.” Türkiye’de sektörün en geniş ürün yelpazesine ve üretim kapasitesine sahip Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, pazar stratejisini çok markalı, çok üretim merkezli, çok pazarlı bir yapıda geliştiriyor. Faaliyet gösterdiğimiz stratejik pazarlardaki lojistik gücümüzü artıracak, kanal hakimiyetini güçlendirecek, büyüme potansiyeline sahip, teknoloji ve insan kaynakları açısından katma değer yaratacak şirketleri yakından takip ediyoruz. Global rekabet avantajını artırmak üzere, marka ve üretim tesisi satın alma, ortaklık kurma gibi fırsatları, geçmişte olduğu gibi değerlendirmeye devam ediyoruz. Hedef kitle bazında yaptığımız özelleştirilmiş iletişimlerimizde ürünlerimizi öncelikle mimarlar ve bayilere tanıtıyoruz. Fuarlar ve lansman toplantıları bu kitleye ulaşmak için tercih ettiğimiz ana etkinlikler. Bulunduğumuz kategori nedeniyle, ürünlerimizin fuarlardaki ve mağazalardaki teşhirleri, iletişim çalışmaları ve çalışanlarımızın yeni ürünler hakkında eğitilmesi ve yeni ürünlerin satışında etkili oluyor. Son kullanıcılara ulaşmak içinse önemli mecralar televizyon ve satış noktalarındaki ürün bilgilendirmeleri. Yeni ürününüzü ne kadar iyi ve detaylı anlatırsanız tüketiciler yeniliklere o kadar çabuk adapte oluyor ve yeni ürünün cirodaki payı o kadar hızlı artıyor. Bu anlamda, marka olarak ürünlerimizi anlatmak üzere hazırladığımız katalogları da çok önemsiyoruz. Özellikle son kullanıcıya ilham vermek üzere hazırladığımız basılı malzemeler, yeniliklerin detaylarını anlatmak için en önemli mecralarımızdan biri.



Ali Fatinoğlu

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Firmalar İnsanlar

Sanica Isı San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili

“29. yılımızda 78 ülkeye ihracat yaparak 3 ana sektörde de dünya liderliğine ilerliyoruz.”

1987 yılında Pano Seramik adını verdiğimiz işletmemizi, mimarlık eğitimi alan ağabeyim Nesimi Fatinoğlu ile İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Yüksek Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra kurduk. İşe başladığımızda beyaz seramik üzerine meyve sepetleri, şelaleler, kuğular ve insan portreleri çiziyorduk. Sonrasında bir bayimizde tahsilat için beklerken elyaflı küvet için iki ay sıra beklendiğine şahit olduk. Rakip ürünlerin pik döküm ve emaye olduğu bir alanda pano küveti kurduk. Piyasada dört boy 105 - 130 - 154 - 170cm ve enide 70cm ebat vardı. Biz bu ebatlara ilave oturmalı ve 160 - 70cm gibi yeni bir modelle piyasaya çıktık. O dönemde yaşanılan maddi sıkıntılar nedeniyle küvetin nerdeyse %85 maliyetini oluş-

Sanica Boru İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

68

turan elyafı, haftalık alıyorduk. O günlerde çalışmayı çok arzu ettiğimiz Tatarlı firmasından ertesi güne 170’lik kahverengi küvet siparişi geldi. Müşteriyi kaçırmamak adına gece mesai ile üretime aldık. Fakat elimizde elyaf kalmamıştı ve bizde formülle oynayıp elyafsız olarak üretime başladık. 2 saat sonra yaklaşık 8 saat sonra çıkması gereken kalıptan küvetin çıktığı haberini aldık. Çıkan küvet harika bir üretim oldu. Bir mesaide bir küvet alırken üç adet almaya başladık. O dönem 10 adet kalıbımız vardı. Bu gelişme elyafsız küvetin maliyetini düşürünce, bizde satış fiyatımızı yarıya indirip kampanya yaptık. Aynı zamanda uzun vade de yaptık. Piyasada hesap bilmediğimize dair görüşler ortaya çıktı. Bu görüşlere kulak tıkayan bayilerle çok

keyifli işler yaptık. Sonrasında hemen kalıp adetimizi yükseltip sevkiyat yaparken, aynı zamanda hükümet ithalatta gümrük vergisini indirdi. Polyester maliyetimizde böylece %35 düştü. “Üretime başladıktan bir ay sonra İstanbul’da su sıkıntısı başladı. Sonuç olarak günde 400 adet Pano su deposu, 100 adet de Pano küvet üretip satar hale geldik.” O dönemde küvet üreticileri aynı anda su deposu da üretiyordu. Bir gün yine bir bayimizdeyken mecburen küvet alıyoruz. Yoksa su deposu vermiyorlar gibi bir bilgi aldık. Sonrasında hemen su deposu işine başladık. Bizim için çok basit bir üretimdi. Artık satışlarımız daha da gelişmişti. Üretime başladıktan bir ay

Sanica Boru İstanbul Beylikdüzü Tesisleri


“Elimizdeki evrakla geceden sabaha alım gücümüzün bir kısmını kaybedecektik. Çözüm dövizli satış yani ihracattı, hemen harekete geçtik.”

General Electric firması çöp öğütme satış portföyümüze girdi. Satışlarımızı senetle gerçekleştiriyorduk. 1990’lı yılların başındaki meşhur krizde nakit parayla hammadde alıp vadeli senetle satmanın bize zarar verdiğini gördük. Senet tahsilatının güvencesi yoktu. Vadenin sonunda parayı tahsil etsek bile aynı miktarda hammaddeyi alamıyorduk ve para eriyordu. Bu gelişmeler sonrasında senet yerine çek ile çalışmaya ve artık döviz ile mal satmaya karar verdik. Aynı zamanda sabit giderlerimizi indirmek için de kiralardan çıkıp kendimize ait binalar yapmamız gerektiğini gördük. Ürünlerimize bakınca hiç birinin tek tük satışın dışında ihracat şansı yoktu. O an tüm üretimlerimizi bırakmamız gerektiğini, bu krizlerin artık belli yıllarda hep tekrar edeceğini anladık. Bizde elimizdeki

Ali Fatinoğlu ve H. Nesimi Fatinoğlu

evrakla geceden sabaha alım gücümüzün bir kısmını kaybedecektik. Çözüm dövizli satış yani ihracattı, hemen harekete geçtik. Bu gelişmeler çerçevesinde Beylikdüzü’nde kendi binamızı yaptık. Ağabeyim Nesimi Fatinoğlu yurt dışında bir süre kalıp üretim ve makine teknolojileri hakkında eğitim aldı ve sonra akrilik küvet üretimine başladık. Pano markamız yabancı dillere uygun değildi bu nedenle yeni markamızın adı Sanica oldu. Akrilik duş ve küvetler lüks pazarda hemen tuttu. Ayrıca SPA üretimine de başladık. Yaklaşık üç ay sonra bavul turizmi patladı ve Moskova Merkez bankası lojmanlarının hidromasajlı küvet işi sayesinde, tek katlı bir bina yapacakken dört katlı yaptık. Camkabin, gömme rezervuar, iç takım üretim yelpazemize girdi ve ihracat kalemimiz oldu. Amerika Orlando’daki ünlü bir SPA üreticisi

Sanica Banyo İstanbul Beylikdüzü Tesisleri

mortgage krizinden etkilenince, onu satın aldık. Makine ve kalıplarını alınca üretim teknolojisini ülkemize getirdik. Şu an ciddi bir ihracat ürünümüz oldu. “Beylikdüzü fabrikamızda boşyer kalmadığı, ihracat bölümümüzün sürekli mal yetişmiyor serzenişlerini dikkate alarak kademeli bir büyüme grafiği ile bugün dünyanın en yüksek kapasiteli tesisi olmak üzereyiz.” Ürün çeşitleme düşüncemiz bizi metal ve plastik boru sektörüne yatırım yaptırdı. 2002 yılında başladığımız panel radyatör ürünümüz, pazarda çok beğenildi. Bizi sürekli kapasite artırmaya sevketti. Beylikdüzü fabrikamızda boşyer kalmadığı, ihracat bölümümüzün sürekli mal yetişmiyor serzenişlerini dikkate alarak kademeli bir büyüme grafiği ile bugün

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Lake banyo dolaplarının çok talebinin olduğunu ama lavabo üreticilerinin, dört takımı bozmadığını, yeterli lavoba olmadığından da satışın kaçtığı bilgisini öğrenince küvet malzemesinden yani Pano mermerit lavoboyu yaptık ve Pano lake dolap işine girdik. Sektörde Mata ve Denge’den sonra üçüncü üretici olduk. Yüksek talep sonrasında lake üretimini yetiştiremez hale geldik ve bu bizi laminant üretimine yönlendirdi. Yaptığımız Pano laminant banyo dolapları piyasada büyük ilgi gördü. Bunun üzerine mermerit lavaboyu tek de satmaya başladık. Aynı malzemeden mermerit mutfak tezgahı da üretmeye başladık. Zaten tezgah üretimi yaptığımız için bu sefer Pano mutfak dolabı da ürettik. Ancak mutfak dolabı montajında yaşanan sıkıntılardan dolayı mutfak dolabı üretimini durdurduk.

Firmalar İnsanlar

sonra İstanbul’da su sıkıntısı başladı. Sonuç olarak günde 400 adet Pano su deposu, 100 adet de Pano küvet üretip satar hale geldik ve sonrasında fiber küvet ve hidromasajlı küvet üretmeye başladık.

Sanica Boru Elazığ Tesisleri

Sanica Boru İstanbul Avcılar Tesisleri

69


“İkinci kuşağın bizim birlikte çalışma kültürümüzü ve ahlakımızı alarak sisteme katılması bizim için en önemli konudur. “

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Firmalar İnsanlar

Word Business Assembly’den Golden European Award for Quality and Business Prestige ödülünü alırken

en yüksek kapasiteli tesisi olmak üzereyiz. Akhisar Organize Sanayi bölgesinde 85.000m2 açık, 35.000m2 kapalı alanlı tesisimizi inşa ettik ve taşındık. Artık üretim ve sevkiyatlarımız Akhisar’dan yapılıyor. Panel Radyatör’de bir başka yatırımımızı da İran Tahran’da yaptık. İran’daki Sanica Panel Radyatör satışlarımızı Tahran fabrikasından sevk ediyoruz. 2010 yılında başladığımız plastik boru sektöründe üç ayrı yerde üretim yapıyoruz. Elazığ Organize Sanayi’de yaklaşık 170.000m2 açık alan, 28.000m2 kapalı alanda üç ayrı tesisimiz de hem alt yapı hem de üst yapı plastik boru gruplarının tamamını üretiyoruz. İstanbul Beylikdüzü ve Avcılar’daki iki ayrı fabrikada da alt yapı ve üst yapı tüm plastik boru gruplarını üretiyoruz. Üretim yelpazemizde PPRC boru ve ek parçaları, PVC ve PP atık su boruları, Koruge, PE 100, basınçlı PVC, çoklayıcı boru, sessiz boru, yerden ısıtma grupları ve filitreli drenaj borula-

rını da artık Sanica markası ile üretiyoruz. Özellikle drenaj boruları çok önemli bir grupta yer alıyor. Barajların zaman içinde toprak kayarak yaşam ömrü biter, karayollarının kenarındaki yükseltiler de kaydığı için ciddi tehlike yaratır, futbol maçlarında yağmur yağdığında ki sahaların göl haline gelmesi gibi sorunların hepsinin çözümü, üzeri özel bir tekstille sarılı drenaj borularıdır. Bu borular makine üretimidir. Ülkemizde elle sararak yapmaya çalışılır ama standart kaliteyi tutturamaması ve üretim miktarının yetersiz olması sorunu vardır. 29 yılda 78 ülkeye ihracat yaparak 3 ana sektörde de dünya liderliğine ilerliyoruz. Yurt dışında İran’ın dışında, Macaristan Budapeşte’de satış firmamız ve depomuz, Kanada Toronto ve Çin Şangay’da da satış ofislerimiz var. Sürekli ciro ve üretim miktarı ile büyüyen holdingimizin geleceğe hazırlığı için ağabeyimle ben yaşarken ve hala çalışırken, ikinci kuşağın bizim birlikte çalışma kültürümüzü ve ahlakımızı alarak sisteme katılması bizim için en önemli konudur. Bu konuda da çok başarılı gittiğimizi düşünüyoruz. Ağabeyimin Uğur ve Emre adında iki oğlu, benimse Didem ve Alp adında iki çocuğum var. Dördünün arasındaki yaş farkı da 6-7’dir. Yani bir çatışma yaşanmadan sıralı olarak sisteme katılabi-

lecekler. Benim çocuklarım henüz öğrenci. Büyük yeğenim Uğur Fatinoğlu mimar oldu ve önce ihracat bölümünü üstlendi. Yurt dışındaki distribütörlerimizi sürekli ziyaret ile hedef satış kotalarını belirledi. Beklenti kotanın altındaki firmaların yerine, yenilerini monte etti. Sıra üretimle bütünleşmesindeydi. Kalite, kapasite, tasarım konularına da artık tam hakim. Küçük yeğenim Emre Fatinoğlu ise Amerika Drexel Univercity’de Uluslararası İşletme okudu. Önce satın alma grubunu yönetti. Daha sonra banyo grubunun sorumluluğunu aldı. Yeni model çalışmalarını yapıyor. Boru ve panel radyatörde yatırımlarımız şimdilik sona erdi. Sıra ilk göz ağrımız banyo küveti ve camkabin üretim grubumuzda. Her iki üretim için de gerekli yatırımlara başladık. Yaklaşık 10.000m2 kapalı yeni tesisimiz Akhisar’da bitmek üzere. Cam fabrikası ile yeni ekonomik küvet makine parkımızın, 2016’nın ikinci yarısında hazır olmasını bekliyoruz. Sanica ve Atlantis’ten sonra, üçüncü markamıza Orbit adını verdik. Orbit markası ile ekonomik pazarda dünyanın en yüksek kapasiteli tesisini hazırlıyoruz. Lansmanını UNICERA fuarında yapacağımız Orbit ürünlerimizin satış organizasyonu ise aynı boru ve radyatör gruplarımız gibi şehir distribütörlükleri ile olacaktır.

Sanica Radyatör Akhisar Tesisleri

70

Emre Fatinoğlu, Ali Fatinoğlu, H. Nesimi Fatinoğlu, Uğur Fatinoğlu

Sanica Gömme Rezervuar İstanbul Beylikdüzü Tesisleri


23-27 Şubat 2016 SALON: 03 STAND: 315-316-317


Talip Özcan

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

EVS Eren Vana San. ve Tic. Şti. Genel Müdürü

72

“Ürün yelpazesini hep genişlettik. İlk dönemlerimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.” İş hayatına 12 yaşında babamın yanında ticaret yaparak başladım. 1967 yıllarında babamla birlikte hırdavat sektöründe iştirak gösteriyorduk. 1984 yılına geldiğimizde ise kapı kolu imalatına başladık ve 2007 yılına kadar bu alanda devam ettik. Bayrampaşa’da küçük bir atölye de faaliyet gösteren Eren Vana firmasını 2007 yılında satın alınarak Özcanlar Kapı Kolu şirketimizin bünyesine dahil ettik. Şuanda faaliyetlerimize devam ettiğimiz binamızın 2005 yılında temelini attık ve 2007 yılı Nisan ayından beri EVS Eren Vana olarak burada üretimimize devam ediyoruz. Başladığımızda 1 mühendis ve 4 kalifiyeli ustabaşı ile çıkmış olduğumuz yola bugün; 6 mühendis, 4 teknisyen ve 16 ustabaşıdan oluşan 250 kişilik kadro ile devam ediyoruz.

Ben masa başında oturan bir yönetici değilim, hiç bir zaman da olmadım. Tüm Türkiye’yi gezdim, gezmeye de devam ediyorum. Her zaman sahayı dolaşır, gözlem yaparım. Bunun bir şirketin gelişimi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Faaliyetlerimize başladığımız zaman 1 pres, 1 transfer tezgahı ve 1 CNC torna tezgahı ile çok az sayıda makine parkuruna sahiptik. Günümüze geldiğimizde 3 adet otomatik pres, 8 adet manuel pres, 2-3 adet transfer tezgahı 7 adet CNC torna, 2 adet işleme merkezi, 10 adet altı milli otomat tezgahı, otomatik kaplama tesisi, arıtma tesisi, çok sayıda özel ve standart tezgahtan oluşan makine parkuruna sahibiz. Makine tekno-

lojisi açısından genç bir sisteme sahibiz. Makine parkurumuz için sürekli yatırım yapıyoruz. Faaliyete başladığımız ilk dönemlerde elimizde mevcut olan kalıplar ile üretime hemen başlamıştık. 1/2” den 2” e kadar küresel ve gaz vanaları, köşe ve düz radyatör vanaları ilk ürettiğimiz ürünlerdi. Daha sonrasında çeşitliliğimiz artarak devam etti. Bunun yanı sıra 2011 yılında PPRC üretimine başladıktan sonra, 1 yıl içinde tüm ürün gruplarında kalıplar yaptırarak üretim çeşitliliğini daha da arttırdık. 2013 yılında ondüleli metal hortum (flex) üretimine başladık ve ürün yelpazesini daha da genişlettik. İlk dönemlerimizde 1 sayfa olan ürün kataloğumuz bugün 60’dan fazla sayfaya sahip.


En son yeniliğimiz 6 ay kadar önce kilit üretimine başlamak oldu. Kapı kilidi, silindir ve barel şuanda seri üretimini yaptığımız ürün grupları arasında yer almaktadır. Piyasa şartları el verdiği ölçüde ürün gamımızı geliştirmek için çalışmaya devam edeceğiz. AR-GE faaliyetlerimizi müşterilerden gelen beklentiler ve piyasa şartlarını göz önüne alarak, mühendis kadromuzca gerçekleştiriyoruz. Tesisimizde yer alan test cihazları

ile ürünlerimizi deniyor aynı zamanda TSE ve KOSGEB laboratuvarlarında da testler yaptırıyoruz. Yine mühendis kadromuzla, üretim alanında ki gelişmeleri takip ediyor işletmede uygulamalar yapıyoruz. Bu tip çalışmaları yapmamızın nedeni makinalarda ki verimliliği artırmaktır. Ar-Ge ekibimizin sadece yeni ürün geliştirmek değil, geliştirilen ürünü faydalı şekilde kullanabilmek gibi bir sorumluluğu var. Bu anlamda kullanıcıya eğitim vermek ve doğru kullanım şeklini göstermek adına çok ciddi çabalar harcıyoruz. “Dağıtım kanallarımızı seçerken dikkat ettiğimiz en önemli konuların başında referanslarımızı arttıracak ve bizimle aynı hızda büyüyecek işletmeleri tercih ediyoruz. Çalışma ortaklarının orantılı büyümesi bizler açısından oldukça önem taşıyor.”

Pazarlama ve satış faaliyetleri olarak ısıtma, yerden ısıtma, soğutma, tesisat ve sulama guruplarında üretim yapıyoruz. Bu gurupların kullanıldığı her noktaya ulaşmaya çalışıyoruz. Biz bu ürünleri dört gurupta topluyoruz. Çünkü her gurubun satıcısı, ulaştırıcısı ve kullanıcısı ayrı. Türkiye pazarının tamamına homojen olarak dağılmış durumdayız. Bu homojenliği lokal dağıtım kanalları sayesinde maksimum seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz. Dağıtım kanallarımızı seçerken dikkat ettiğimiz en önemli konuların başında referanslarımızı arttıracak ve bizimle aynı hızda büyüyecek işletmeleri tercih ediyoruz. Çalışma ortaklarının orantılı büyümesi bizler açısından oldukça önem taşıyor. İş birliği gerçekleştiğimiz firmalarla hedeflerimiz ve projelerimiz aynı ortak özellikleri taşımalı. Bu konu bizlerin sağlıklı hizmet verebilmesi ve faydalı ürünler üretebil-

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

“Ürünlerin tamamını kendi tesislerimiz de üretiyoruz. 200 m2 olarak devraldığımız üretimi sektörde bugün 12.000 m2 kapalı alanda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.” Küresel gaz ve su vanaları köşe ve düz radyatör vanaları ile başlayan üretimimizi, ilerleyen dönemlerde pislik tutucu, çekvalf, şiber vana, stop vana gibi ürünlerde genişlettik. Tesisat sektöründe pirinç ürün anlamında hemen hemen tüm grupları üretiyoruz. Bu ürünlerin tamamını kendi tesislerimiz de üretiyoruz. 200 m2 olarak devraldığımız üretimi sektörde bugün 12.000m2 kapalı alanda üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2011 yılında piyasada oluşan beklentiler neticesinde PPRC boru ve ek parçaları üretimine de başladık. Orijinal hammadde kullanılarak en iyi kaliteyi hedefliyoruz. 2013 yılına geldiğimizde yine piyasada oluşan beklentiler sonucunda ondüleli metal hortum (flex) üretimine de başladık. Bu üretimler çerçevesinde standartlara uygun üretim yapıyor ve bununla ilgili gerekli tüm belgeleri aldık. Üretimini yaptığımız ürün gamlarında tüm TSE belgelerini alırken bir yandan da farklı ülkelerin de standart belgelerini alıyoruz.

Üretici

“Ar-Ge ekibimizin sadece yeni ürün geliştirmek değil, geliştirilen ürünü faydalı şekilde kullandırabilmek gibi bir sorumluluğu da var.”

73


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

mesi için oldukça hassas bir konu. Sektörümüz hassas dönemler geçiriyor. EVS Eren Vana olarak, firmamızı doğru ifade edebilme adına bu geçiş dönemlerindeki fırsatları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Isı gurubundaki dağıtım kanallarımız, tesisat gurubundaki dağıtım kanallarımız, sulama gurubundaki dağıtım ağımız kendi bölgelerindeki her firma için referans sayılacak nitelikte.

74

Her kullanıcının rahatlıkla ulaşabildiği ve ürün teminini rahatlıkla yapabildiği bir dağıtım ağına sahibiz. Bu konu satıcı ve kullanıcı hassasiyeti açısından oldukça önemli. Bizi diğer üretici firmalarından ayıran en belirgin özelliğimiz, ürün çeşitliliğimiz, ürün kalitemiz, uygun fiyatlarımız ve güvenilir dağıtım ağına sahip olmamız. Ekonomik açıdan bakıldığında ise kendi öz sermayesini kullanan bir firma oluşumuz pazardaki güven duygusunu daha da arttırıyor. Üretim miktarı, kapasitesi ve çeşitliliği satıcı ve kullanıcı firmaların bize duyduğu güvenin dışa yansıması diye düşünüyoruz. Dağıtım kanallarımıza pazarlama konusunda sürekli destek veriyoruz. Eksik bölgelerde ki ortak çalışmalarımız, bayii ve satıcı firmaların marka sadakatini arttırıyor. Fiyat odaklı satışların her geçen gün değişerek marka bilincine dönüşmesi bizleri bu rekabetçi ortamda oldukça umutlandırıyor. “Bir ürünün satılabilmesi için geçerli nedenlerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşulan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmuyor. Biz rekabetçi firmalar olarak kaliteyi düşürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız.” Rekabette öne çıkmak için her zaman

kaliteyi ön plana çıkarıyoruz. Sektörde gramaj kalitesi düşük firmalar var. Biz her zaman kaliteli ürün üretirsek ayakta kalacağımıza inanıyoruz. Günümüzde artık müşteri çok bilinçli, bu nedenle kimse müşteriyi kandıramaz. Sektörümüzde bu kalitesiz ürün sorunu standartların belli kriterler çerçevesinde kontrol altına alınmasıyla rahatlıkla ortadan kalkar. Mesela biz toplu konut işlerine fazla giremiyoruz. Çünkü toplu işlerde genellikle alıcıyı yormayacak kalitede ürünler tercih ediliyor. Toplu konut işlerinde aslında sıfırdan yapılan bir iş olması nedeniyle daha kaliteli ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor ama bu yapılmıyor. Aslında bu tür işler de kalitesiz ürün kullanılması her şeyden önce ülke ekonomisine zarardır. Ancak taahhüt firmaları kaliteden önce fiyat diyor. Bu işlerde de denetim olduğu zaman bu tarz sıkıntılar ortadan kalkar. Rekabet çerçevesinde firmalar kaliteyi düşürüp fiyat rekabetine giriyorlar. Bir ürünün satılabilmesi için geçerli nedenlerden sadece bir tanesi fiyattır. Ancak Türkiye’de konuşulan tek bir şey var o da fiyat. Diğer sebepler hiç konuşulmuyor. Biz rekabetçi firmalar olarak kaliteyi düşürmekten yana değil, tam aksine yükseltmekten yanayız. Diğer kaliteyi düşüren firmalar ayakta kalabilmek için bizlerle rekabet edebilmek için aynı kaliteye ulaşmak zorunda kalacak. Burada kontrol mekanizmasının çalışması gerekiyor. Bu mekanizma çalışmadığı sürece bu sorunlar hep yaşanacaktır.

“Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kimse sorgulamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok.” Sektöre il başladığım yıllardaki piyasa şartlarıyla bugün ki şartlar çok farklı. 12 yaşında ticaret yaparken ki koşullar bugüne kıyasla çok daha iyiydi. Şuan ki piyasada inanılmaz bir güvensizlik söz konusu. Çok sağlam duran, dürüst ticaret yapan firmalarda var ama bir o kadar da tam tersi iş yapan firma var. Günümüzde özellikle karşılıksız çek sorunu çok fazla yaşanıyor. Eski dönemde insanlar söz verdiği zaman gerisini ötesini kimse sorgulamazdı. Bugün ise karşılıksız çek sorunu yüzünden batan o kadar çok firma var ki. Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili bir yaptırım yok. Yaptırım gücü olmayınca herkes bu konuyla ilgili sıkıntı yaşıyor. Bu dönemde ekonomide de çok daralma var. Bu şartlar altında öz sermaye ile yola devam ederken daralmaktan başka çare yok. Günümüz şartlarında ki savaş, siyasi gerginlikler biterse sektörümüze üretim için 24 saat bile yetmeyecek diye düşünüyorum. “Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarlara gitmeyi kendimize hedef edindik.” Sektörümüzün bugün ki durumuna baktığımız zaman ise yakın coğrafyamızda yaşanan savaşlar, ciddi siyasi gerginlikler bizleri yakından etkiledi. Tüm sektörde olduğu gibi bizlerde de durgun bir dönem yaşanmasına sebebiyet verdi. Ancak biz bölgedeki savaş, siyasi gerginliklerden dolayı hiç bir zaman pes etmedik. Hiç geri adım atmadık. Savaş olsa bile ticaret bir şekilde devam ediyor. Bölgedeki daralmadan dolayı daha önce gidilmemiş pazarlara gitmeyi kendimize hedef edindik. Avrupa’nın çeşitli bölgelerine, Kuzey ülkelerine yöneldik. Suriye’ye son bir seneye kadar çok yoğun ticaret yaptık ancak şuanda ki şartlardan ötürü Afrika’ya yöneldik, bir gün oradaki potansiyel biterse de Güney Amerika’ya gideriz. Ticaret her zaman her şartta devam eder.



Hüseyin Şehitoğlu

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

Delta Granit Mermer İnş. Dış Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı

Afyonkarahisar Mermer ve doğaltaş üzerine güçlü bir alt yapısı olan bir ilimiz. O yıllarda sektörde boşluk olduğunu gözlemledik. 1997 yılında Afyonkarahisar’da mermer ve doğaltaş ihracatı ve imalatı yapan küçük bir işletme ile iş hayatına başlayan Delta, 19 yıl içinde organize sanayi bölgesinde 3 fabrika, 6 ayrı hammadde çeşidi ile mermer ocakları ve tüm dünyada 43 ülkeye ihracat yapan sektöründe önemli firmalarından birisi haline geldi. Tabi bu süreçte çok ciddi zorluklar yaşadık ancak ileri teknolojiyi kullanarak sektörde kesintisiz hizmet ile yurt içinde ve yurtdışında faaliyet göstermeye devam ediyoruz. “Sektörü takip eden, mimari anlayışların ve renk modası ile birlikte tasarımın ön plana çıktığı bir işletme olma yolunda adım adım ilerliyoruz.” 19 yıl önce kurulan şirketimizin daha önceki yıllarda edindiği bilgi ve ihracat tecrübesiyle birlikte, gelişimimiz daha da ivme kazandı. Almanya’da bir depo

76

“Hizmeti almaya değil, hizmeti ayağa götürmeye yönelik bir pazarlama stratejimiz oluştu. Deneyimli ve etkin pazarlama grubumuz var, hem şantiye hem de bayilerimizi sürekli dinamik tutuyoruz.” deneyimi ile Avrupa’ya satış yapmaya başladık ve aynı zamanda iç piyasadaki temalı projelere de hizmet verdik. Bu nitelikli işler kalite anlayışımızı pekiştirdi. Böyle olunca da nitelikli işler almaya başladık ve bu durum makine ekipman anlamında da kendimizi geliştirmemize olanak sağladı. Bu çerçevede hem teknolojiye hem de yetişmiş insan gücüne ağırlık vererek markamızın adını duyurmaya başladık. Alt yapımız oluştu, belli bir koleksiyon anlayışı ile müşterilerimize hizmet vermeye başladık. Sür-

dürebilirlik ve belli bir kalite anlayışı da beraberinde gelmiş oldu. Sektörü takip eden, mimari anlayışların ve renk modası ile birlikte tasarımın ön plana çıktığı bir işletme olma yolunda adım adım ilerliyoruz. 600’den fazla ürün çeşitliliği ile belli standartlarda ambalaj ve kasalama mantığı güden, Onyx, traverten, lmystone, mermer, bej ve exculisive doğal taşları bünyesinde barındıran bir işletmeyiz.


Ürünlerimizi sektörel fuarlar, sergiler ile pazara tanıtıyor, ayrıca internet ve sosyal medyayı mümkün olduğunca etkin kullanmaya özen gösteriyoruz. İç piyasada bilhassa İstanbul’da depo, mağazalarımız ile hem profesyonel hem de nihai müşetirlerimize ulaşmaya gayret ediyoruz. Hizmeti almaya değil hizmeti ayağa götürmeye yönelik bir pazarlama stratejimiz oluştu. Deneyimli ve etkin pazarlama grubumuz var, hem şantiye hem de bayilerimizi sürekli dinamik tutuyoruz. Yenilikler ve geliştirilmiş ürünler anında pazara duyurulsun diye çabalıyoruz. Belli standartlarda ürün kataloglarımız ile hizmeti yerine kadar götürmeyi hedefliyoruz. Bazı aksaklık veya sorunlara anında çözüm bulmaya gayret ediyoruz. Bu da bizi farklı kılıyor diye düşünüyorum.

Afyonkarahisar Üretim Tesisleri

“Bayilerimiz ile ilişkilerimizde en çok ciddiye aldığımız konu samimiyettir. Bayilerimiz, pazarlama faaliyetlerinde ne tür sorunlar olursa olsun göğüslemeye gayret eden bir stratejimiz olduğunu bilirler.” Dünya pazarında vazgeçilmez olan en önemli satış noktası bayiliklerdir, biz buna inanıyoruz. Ne üretirseniz üretin şayet iyi reklam ve bilinirlik anlamında faal olamazsanız tanıtımınız eksik kalırsa satışınız da eksik kalır. İşte bayilerimiz bu manada çok önemli bir eksiği tamamlıyor. Bizim ürünlerimizi nihai tüketicinin beğenisine sunuyor, ürünlerimizi tüketiciye en güçlü şekilde sunuyor. Bizim için bayilerimizin teşhir alanları çok önemlidir. Teşhir alanlarında ürünlerimizin direkt nihai müşterilerimize ulaşıyor olması, bizi sektördeki diğer fir-

malardan ayrıcalıklı kılıyor. Bayilerimizin her biri samimi bir duygu ile söylüyorum bizim ortağımız hatta taşın altında eli olan işletmelerimizdir. Biz de onların ortağıyız aynı zamanda onun için bayilerimizi pazarın alışagelmiş klasik satış pazarlama oyunlarına alet ettirmemeye azami özeni gösteriyoruz. Mesela bayimizin fiyatları ile bizim fiyatlarımız aynı değildir. Bayimiz özel proje işlerinde çalışacaksa biz bunu biliyorsak bayimiz ile koordineliysek asla o projeye ayrıca bizden de fiyat verilmez. Bayi kendisini güvende hissettiği tedarikçi ile daha rahat çalışır. Bayi teşhir edecek, pazarlama faaliyetlerinde gayret edecek ki ürün satışı rahat olacak, ayrıca koşulsuz iade garantimiz, stoklarımızın her daim bayilerimize hizmet verebilmek adına hazır halde olması da ayrıcalıklarımız arasın-

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Dünya pazarında kabul gören doğaltaşlar ile doğaltaş koleksiyonu oluşturduk. Katalog çalışmaları, fuarlar, kongre ve sempozyum faaliyetleri ile sektörü çok yakından takip etmeye ve kendimizi yenilemeye gayret ediyoruz. Ürün geliştirme olarak yüzey şekilleri, güçlendirme gibi teknolojik imkanları da yakından izliyor ve uyguluyoruz. Ayrıca nihai müşterilerin eğilimlerini de gözlemleyerek sektör dışında ama inşaat yapı malzemeleri anlamında birbiri ile uyumlu olan diğer sektörlerin de geliştirdikleri ürünleri “acaba biz nasıl kendi ürünlerimize uyaralayabiliriz” anlayışı ile farklı bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyoruz. Ürünlerimizin her türlü yapılarda kullanılması için sürekli araştırma geliştirme içerisindeyiz.

Üretici

“Türkiye’de yapı sektöründe kişiye özgü tasarımlar ön plana çıkıyor. Dolayısı ile yapı malzemeleri üreticilerinin, insanoğlunun bu vazgeçilmez gelişim isteklerine uygun sanatsal, tasarım gücü ön planda yeniliklerle donatılmış ürünler geliştirmesi ve pazara sunması lazım.”

Afyonkarahisar Üretim Tesisleri

77


yorum. Neticede önümüzdeki yıllarda kişiye özel ürünlerin kullanımının daha da artacağını düşünürsek bu tür organizasyonlarda dünya klasmanındaki diğer fuar organizasyonlarının da yaptığı gibi iç mimari ögelerinin vurgusu yapılması gerekiyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

İstanbul Dudullu Showroom

da diye düşünüyorum. Bayilerimiz ile ilişkilerimizde en çok ciddiye aldığımız konu samimiyettir. Bayilerimiz, pazarlama faaliyetlerinde ne tür sorunlar olursa olsun göğüslemeye gayret eden bir stratejimiz olduğunu bilirler. Türkiye’de inşaat sektörünün her geçen gün kendini geliştirmesi gerekiyor. Gelişen dünyanın bir aktörüyüz diyeceksek inşaat sektörünün günün gelişiminine ayak uydurması kaçınılmazdır. İnsanoğlu doğası gereği en konforlu ve en rahat yaşamı arzu ediyor. Mekanlarında estetik, konfor ve kendi zevkine uygun dekorasyon arzu ediyor. Artık Türkiye’de yapı sektöründe kişiye özgü tasarımlar ön plana çıkıyor. Dolayısı ile yapı malzemeleri üreticilerinin, insanoğlunun bu vazgeçilmez gelişim isteklerine uygun sanatsal, tasarım gücü ön planda yeniliklerle donatılmış ürünler geliştirmesi ve pazara sunması lazım. Bunun için dünyanın her anlamda değişen, gelişen kurallarına ayak uydurmak gerekiyor. Dinamik, gelişime açık yeni ürünler pazara sunmak, kalite, renk, tasarım ve insanoğlunun isteklerine cevap verecek ürünler imal etmek lazım. “UNICERA’da tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıkarılmasında fayda görüyorum.” Önümüzdeki yıllarda kişiye özel tasarımların ön plana çıkacağını düşünüyorum, onun için ürün geliştimeye ve hedef kitlemizin hangi tarz ürünleri tercih ettiğini doğru tesbit etmek mikro hedefimiz olarak düşünülebilir. Makro hedeflerimiz arasında ise Türkiye’de başardığımıza inandığımız bayilik alt yapımızı dünya ülkelerinde de oluşturmak için bir takım çalışmalar yapacağız.

78

Fuarlar profesyonel yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak güçlü yapıda organize edilen fuarlar profesyonellerin ilgisini çekiyor. Mevsimsel ve coğrafi faktörleri de göz önünde bulundurarak fuarlara ilgi oluyor ya da olmuyor. UNICERA fuar organizasyonu bu anlamda bence doğru adrestir. İnşaat sezonunun dünyanın büyük kısmında Avrupa, Uzak Doğu’da önümüzdeki aylarda başlıyor olması bu fuarın dönemsel gücünü ortaya koyuyor. İstanbul’un bir dünya şehri olması da başlı başına büyük bir kitlenin dikkatini çekiyor. Ayrıca fuarlar konusuna göre sektörü de buluşturabilen ve yön verebilen bir gücü temsil etmeli. İşte bu anlamda da UNICERA etkin ve önemli bir organizasyon diye düşünüyorum. Ayrıca dünya genelinde büyük bazı fuar organizasyonları kalitesinde bir fuar olduğunu gözlemliyorum. Sadece tasarım ve mimari anlayışların daha da ön plana çıkarılmasında fayda görü-

İstanbul Dudullu Showroom

“Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayıcı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalıyoruz.” Türkiye’de yapı sektörünün en önemli dar boğazı bana göre nitelikli eleman yetiştirilmesi konusudur. Kalifiyeli usta bulmakta çok zorluk çekiyoruz. Yapı malzemesi ne kadar kaliteli olursa olsun bunun uygulanması çok daha önem arzediyor. Türkiye yapı malzemelerinde çok ciddi yol katetti ancak uygulayıcı konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Yetişmiş ara eleman konusuna eğilmek lazım, geç kalıyoruz. Ayrıca tasarım, dizayn, dekorasyon konularında da yetişmiş teknik eleman sıkıntısı var. Şayet bu tamamlayıcı esas unsurları görmezlikten gelirsek sektörün gelişmesi çok yavaşlar. Onun için yapı sektörünü özendirici faaliyetler ve bu sektörün dinamikliğini gözler önüne serecek bir takım programlar yapılmalıdır. Türkiye gelişmekte olan ülkeler içinde genç nüfus oranı yüksek olan bir ülke olduğu için iş gücünde sıkıntımız olmayacaktır ancak nitelikli eleman, kalifiye eleman konularında da geri kalmamak lazım. Bu konuyu çözüme kavuşturmalıyız. Üniversitelerin ilgili bölümleri, teknik okullar ve sektörün temsilcileri ile uygulamalı bir dönem yaşanmalı ve bu sektör iş dünyası tarafından özendirilmelidir.



Erkan Üzümcü

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

Ece Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Koordinatörü

1970 İstanbul doğumluyum. Doğu Akdeniz Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olduktan sonra; askerlik görevimi tamamlayıp, iş hayatıma 1995 yılında Eczacıbaşı VitrA’da başladım. 1998 yılında Çanakcılar Seramik şirketine geçtim ve yaklaşık 16 yıl satış kadrosunun her kademesinde bulunduktan sonra son 2 yıl genel müdür olarak görev yaptım. Formina Banyo ailesine ise 2013 yılında katıldım. Yaklaşık 21 yıllık tecrübemle edinmiş olduğum bilgi ve becerilerle şirketimize katkıda bulunmaya çalışıyorum. Formina Banyo ticari hayatına 1966 yılında gıda satışı ile başlayıp, 1978 yılında inşaat malzemeleri satışı ile ticari hayatını devam ettirdi. 1998 yılında sanayi hayatımıza Dekoratif Seramik ve Bordür üretimi ile Ece Seramik Akrilik Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak Çağla Bordür markasıyla piyasaya giriş yaptık. Çağla Bordür’ün uluslararası arenada telaffuz edilmesinin zor olmasından dolayı zaman içerisinde markamızı Formina Banyo olarak değiştirdik.

80

“Ülkemizin en büyük bordür üretim kapasitesine sahip üreticilerinden biri olarak bizi diğer firmalardan ayırt eden değişik ürünlerimiz bulunuyor.” 2003 yılında Akrilik Küvet yatırımına başlayıp, 2004 yılında üretime başlamış olduğumuz değişik model ve ebatlarda Akrilik Küvet ve Hidromasaj Sistemli Küvetler, Compact Sistemler, Spa Havuzlar, Saunalar ile yapı sektörüne hizmet vermeye başladık. 2005-2006 yılında pazardan gelen talepler doğrultusunda kabin imalatına başlayarak sektörde büyük bir boşluğu doldurup ticari atılımımıza devam ettik. Dekoratif seramik bordür fabrikamız 5.000 metrekare kapalı alan, akrilik küvet fabrikamız 12.750 metrekare kapalı alan, kabin fabrikamız 3.574 metrekare kapalı alan olmak üzere fabrikamız 43.000 metrekare arsa üzerinde kuruludur.

Günlük 50.000 adet bordür üretim kapasitesine sahip olurken, çeşitli ebatlarda olmak üzere günlük küvet kapasitemiz 600 adet civarındadır. Günlük kabin imalatımızın kapasitesi ise çeşitli ebatlarda ortalama 150 adeti buluyor. Ülkemizin en büyük bordür üretim kapasitesine sahip üreticilerinden olarak bizi diğer firmalardan ayırt eden değişik ürünlerimiz bulunuyor. Osmanlı saraylarının ihtişamı olan otantik çiniler de bunlardan bir tanesi. Bunların yanında İstanbul ve Ankara’da bulunan bölge müdürlükleri ve showroomlarımız bayilerimize hizmet ederken, İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ihracat departmanımız dünyanın çeşitli ülkelerinde ürünlerimizi alıp satan ihracat müşte-


Ürünlerimizi iç piyasada bayilerimiz aracılığı ile tüketiciye ulaştırırken, ihracatımızı da İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ihracat departmanız gerçekleştiriyor. Dekoratif Bordür imalatı ve satışıyla birlikte 25 yılı aşkın zamandır pazarlama ve satış faaliyetlerini sunduğumuz ülke genelinde hatırı sayılır bayi ağına sahip olurken, yurtdışında da 20 farklı ülkeye düzenli bir şekilde satışlarımız devam ediyor. İhracat satış yüzdemizi önümüzdeki yıllarda arttırarak farklı piyasalara ürünlerimizi sunmak gelecekteki planlarımız arasında olup, iç piyasada da mevcut müşterilerimizin memnuniyetini en üst seviyede tutarak iş birlikteliklerimizi güçlendirmeyi istiyoruz. Girdiğimiz yeni pazarlarda kalıcı olmak için gelip geçici işlerden ziyade devamlılık ve süreklilik sağlayacak iş ortaklarını hedefliyoruz. Amacımız her noktaya ürün satmak yerine doğru noktayla ürünlerimizi buluşturmak.

firmada olmayan ürün çeşitliliğimiz ve ergonomik ürünlerle banyolarda aranan bir marka olarak yolumuza devam ediyoruz. Yapılan araştırmalar, pazarlama kavramını iyi bilen bir firma imajı ile satış öncesi ve sonrası verdiğimiz kaliteli hizmet ile banyo sektöründe herkes tarafından bilinen markalar arasında ön sıralarda olduğumuzu gösteriyor. “Banyo ve su kültürü toplumumuzda çok önemli bir unsur. Türk hamamı tarihin gizemli geçmişinden gelen sağlık açısından çok önemli geleneksel mirasımız. Bizim de ürettiğimiz ürünlerde bu ilhamın etkisi var.” Rekabetin gerektirdiği şartlarda, ticaret yapmanın güçleştiği günümüz koşullarında kalıcı olmak için firmalar çok yönlü düşünmeye mecbur. Biz de çok yönlü düşünme felsefesi ile estetik farklı tasarımlarımıza fonksiyonel özellikler yükleyip bayilerimizin beğenisine sunuyoruz. Marka bilincinin dünyada ve ülkemizde zor rekabet koşullarıyla başa çıkabilmek ve farklı bir yerde olmak için ne derece bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Marka değerine önem veren ve marka değerini düşürmeyen firmalarla çalışmayı tercih ederken, bayilerimizde ürünlerimizin en iyi şekilde teşhir

edilmesine önem veriyoruz. Banyo ve su kültürü toplumumuzda çok önemli bir unsur. Türk hamamı tarihin gizemli geçmişinden gelen sağlık açısından çok önemli geleneksel mirasımız. Bizim de ürettiğimiz ürünlerde bu ilhamın etkisi var. Suyun, insanların rahatlamasında günün stresini, yorgunluğunu atmasında büyük etkileri var. Hidromasaj sistemli ürünlerimizle, spa havuzlarımızla, compact sistemlerimizle, saunalarımızla modern banyolarda insanların rahat hissedeceği ortamlara uygun ürünler üretip, bayilerimizin teşhirlerinde sergiliyoruz. Sektörde, devamlı bayisini koruyan kollayan, onunla birlikte ticari hayatta başarıyı hedeflemiş bir firma olarak bilinmekteyiz ve bu bakış açısını bozmadan devam edeceğiz. “Kendi alanında ürün çeşitliliği en geniş firmalardan biri olarak katma değeri yüksek ürünler üreterek hem yurtiçinde bulunduğumuz yeri sağlamlaştırmak hem de yurtdışında yeni pazarlara açılmayı ön görüyoruz.” Formina Banyo olarak her geçen sene yükselen başarı ivmemizi pazardan gelen talepler doğrultusunda fonksiyonellik bakımından ve ergonomik açıdan

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

rilerimize hizmet veriyor. Ülke geneline gelişmiş montaj hizmet sağlıyoruz. Ürünün sadece üretilmesi günümüz şartlarında tek başına bir anlam ifade etmediğinden üretim öncesi ve sonrası ürünün lojistiğinden montajına ve servisine kadar tüm süreçleri üstleniyoruz. Klasikleşmiş ürünler yerine insanların dikkatini çekebilecek farklı, göze hitap eden ürünler üretmekten zevk alıyoruz ve özellikle bu tarz ürünlerimiz ihracat müşterilerimiz tarafından talep ediliyor. Katma değeri yüksek olan ürünlerin talep edilmesi hem şirketimizin hem ülkemizin tanınması ve ihracatımızın artması bakımından faydalı olurken, bizim de doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Ürettiğimiz her yeni ürün dünya trendlerinin yakından takip edilmesi ve Ar-Ge’ye verdiğimiz önemin bir sonucu olarak oluşuyor.

Üretici

“Yapılan araştırmalar, pazarlama kavramını iyi bilen bir firma imajı ile satış öncesi ve sonrası verdiğimiz kaliteli hizmet ile banyo sektöründe herkes tarafından bilinen markalar arasında ön sıralarda olduğumuzu gösteriyor.”

Yapı sektörüne Formina Banyo markamız ile ürettiğimiz akrilik küvet, kabin çeşitleri ve bordürlerimizle katma değer yaratırken bir yandan da hiçbir 81


Üretici TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

82

tasarlanmış yeni ürünlerimizle yukarıya çıkarmayı hedefliyoruz. Kendi alanında ürün çeşitliliği en geniş firmalardan biri olarak katma değeri yüksek ürünler üreterek hem yurtiçinde bulunduğumuz yeri sağlamlaştırmak hem de yurtdışında yeni pazarlara açılmayı ön görüyoruz. Günümüzde artan üretim kapasiteleri ile yoğunlaşan rekabet koşulları, sektörümüzde karlılıkların düşmesine sebep olurken üretici firmaları da yeni yatırımlar konusunda beklemeye itiyor. Formina Banyo ailesi olarak ürün yelpazemizi genişletecek yeni ürün gruplarına yer verip, bu ürün gruplarının pazarlamasına yakın zamanda başlayacağız.

“UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından gelen yeni müşteri ağına ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir araya gelmek açısından önemli rol oynuyor.”

Fuarlar yurtiçinde ve yurtdışında tüm sektörü bir araya getiren, firmaların marka kimliğini ön plana çıkarmak ve farklı pazarlara açılmak için düzenlenmiş organizasyonlardır. Üretici firmalar emeklerinin sonucu ortaya çıkan ürünlerini en güzel ve dikkat çekici şekilde fuarlarda bayram havası atmosferinde müşterilerine sunarlar. UNICERA Fuarı yeni ürünlerimizi tanıtmak, yurtiçinden ve yurtdışından gelen yeni müşteri ağına ulaşmak, mevcut bayilerimizle bir araya gelmek açısından önemli rol oynuyor. Sektöründe Avrupa’nın en büyük fuarlarından biri olan ve 28. kez düzenlenen UNICERA’ya şirket olarak önem veriyor, 2016 yılında fuar alanımızı 260 metrekareden 400 metrekareye çıkartmış bulunuyoruz. Yurtdışından katılımın fazla olacağını ümit ederek yeni müşterilerle tanışmayı ve yeni pazarlara açılmayı hedefliyoruz. “2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiyle, ülkemizdeki siyasi gelişmelerin bir zemine oturmasıyla, konut kredilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanmasıyla pazarın hareketleneceğini ümit ediyoruz.”

2014 ve 2015 yıllarında yaşanan seçimlerle ülkemizde siyaset, gündemin birinci sırasında yer aldı. Özellikle 2015 senesinin Haziran ve Kasım aylarında yapılan genel seçimler tüketicileri bekle gör psikolojisine sokup pazarda işlerin yavaşlamasına sebep oldu. İnşaat sektörü son yıllarda ülkemizin lokomotif sektörü olma özelliğini kazanırken ülke genelinde ve çevremizde yaşanan olaylardan olumsuz etkilendi ve beklenen gelişimi gösteremedi. Konut kredi faiz oranlarının artması konut alıcısına maliyeti yükseltirken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan rejim değişiklikleri ve içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan sıkıntılar talepte azalmalara sebep oldu. 2016 yılı ile birlikte çevre ülkelerde yaşanan problemlerin çözülmesiyle, ülkemizdeki siyasi gelişmelerin bir zemine oturmasıyla, konut kredilerinde faizlerin düşerek konuta yönelik talebin artmasıyla, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanmasıyla pazarın hareketleneceğini ümit ediyoruz. Barınmak; yemek-içmek ve giyinmek gibi insanın temel ihtiyacı olduğundan dolayı, inşaat sektöründe işler hiçbir zaman durma noktasına gelmedi ve gelmeyecektir. Zaman zaman sektör hareketlendi, zaman zaman hareketlenme hız kaybetti. Dünya bankasının raporlarına göre 28 yaş ortalamasıyla ülke nüfusumuzun yaş ortalamasının genç olarak anılması, ilk öğretim çağındaki öğrencilerimizin 18.000.000 kişiyi geçmesi, ülkemizdeki demografik dağılıma göre kadın erkek oranın hemen hemen eşit olması, önümüzdeki on yıl içersinde bu grubun evlilik çağına gelmesiyle birlikte ortaya çıkacak konut ihtiyacı herkes tarafından hesaplanabilir durumdadır. Yeni evlenenler eskisi gibi anne-babasının yanında oturmayı tercih etmemekte ya kiraya çıkmakta yada imkanları dahilinde ev almaktadırlar. Bu gibi sebeplerden dolayı mevsimsel zorlukların aşılmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte sektörde işlerin hareketleneceğini tahmin etmekteyim.



Nusret Ademoğulları

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Üretici

Lojimaks Radyatör Isı. Soğ. Sist. San. Tic. A.Ş. Bölge Müdürü

İş hayatına 1995 yılında ısı sektöründe bir firmanın satış kadrosunda başladım. 12 yıl kadar çalıştığım bu firmadan bölge müdürü olarak ayrıldım. Bugüne kadar meslek hayatımı hep ısı sektöründe pazarlama ve satış ağırlıklı görevlerde çalışarak devam ettirdim. Sonrasında Lojimax Alüminyum Radyatörleri ile yolum 2,5 ay önce kesişti. Lojimax’ı nasıl daha iyi yerlere taşıyabileceğimiz,marka haline getirebileceğimiz konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. “Yapıloji ısıtma sektöründe pazarlama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı çalışmalarla ciddi başarılara ulaştı ve bu başarısıyla üretici firmaların da dikkatini çekti.” Sektörde 20 yıllık tecrübesi olan Lojimax’ın ortağı Fethi Resuloğlu, 2008 yılında Yapıloji’yi kurarak şu an ki organizasyonun temellerini attı. Yapıloji ısıtma sektöründe pazarlama ve dağıtım kanallarıyla Bursa bölgesine ve civar illere yaptığı çalışmalarla ciddi başarılara ulaştı ve bu başarısıyla üretici fir-

84

“2014 yılının başında piyasaya 3 modelle çıkış yaptık, şuanda ise 12 tane modelimiz var.” maların da dikkatini çekti. Bu başarıda sektörü iyi tanıması, iyi analiz etmesi, satıcı firmaların çektiği sıkıntıları iyi gözlemlemesi ve bu doğrultuda kendini geliştirmesi etkili olurken aynı zamanda bu faktörler sektörde bölgesine hakim konuma gelmiş bir firma olmasına olanak sağladı. Yapıloji olarak bölge bayiliği anlamında yaklaşık 12 ilde distribütörlük anlaşmalarımız bulunuyor. Copa, Borusan, Bosch, Ariston gibi markaların bayiliğini yaparken, son 6 aylık dönemde de Wavin Pilsa’nın bölge bayiliğini aldık. Halen Yapıloji’nin Bursa, Eskişehir ve Düzce’de şubeleri bulunmaktadır. Lojimax olarak alüminyum radyatör pazarını ve pazardaki oyuncuların durgunluğunu iyi analiz ettik, iyi tespitlerde

bulunduk. Sektördeki oyunculardan bir kaçının da çekilmesiyle oluşan boşluğun doldurulması gerektiğini gözlemledik. Bu tespitler sonrasında da Lojimax doğdu. Lojimax için her zaman iyi bir ürünle doğru zamanda, doğru yerlere ulaşma hedefinde ilerledik. İyi bir ürünü nasıl üretebileceğimiz konusunda derin araştırmalar yaptık. Bu araştırmalar çerçevesinde Tübitak’la çalışmaya başladık. Tübitak’ın araştırmalarıyla ilgili çalışmalar yaptık ve bugüne kadar sektörde kimsenin Tübitak’la işbirliği yapmadığını gördük. Öte yandan Uludağ Üniversitesi’yle de ciddi çalışmalar yapıyoruz. Alüminyum radyatöre şimdiye kadar verilmemiş değeri aslında biz vermeye başladık. Gözlemlerimiz doğrultusunda rakiplerin olağan pazara hi-


Biz Lojimax olarak pazarı büyütmeyi önemsiyor ve bunun için neler yapılması gerektiği konusunda devamlı çalışıyoruz. Rakamsal olarak baktığımızda radyatör piyasasının %10’u alüminyum. Lojimax olarak pazardaki talebi arttırıcı nasıl hareket edilebileceği konusunda çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunları yaparken de bir yandan da ürünlerimizi geliştiriyoruz. 2014 yılının başında piyasaya 3 modelle çıkış yaptık, şuanda ise 12 tane modelimiz var. Rakiplerimizden 15-20 yıllık firmalara bugün baktığımızda en fazla 6-7 modelle piyasada hizmet verdiklerini görüyoruz. Bizim hedefimiz model sayımızı arttırarak mevcut alüminyum radyatör pazarına hizmet etmenin yanı sıra pazarı arttırmak. Bu hedef doğrultusunda da yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu çalışmalar kapsamında başarılı olacağımıza inanıyoruz, zaten pazardan da çok olumlu tepkiler alıyoruz. Ayrıca havlupanda çok dekoratif 20 modelimizi sektöre sunduk. Seramik mağazaları ve mimarlık ofislerinden çok güzel dönüşler aldık. Şimdi de ısı sektörü için özel modellerimizi Şubat ayında sahaya sunmuş olacağız. Krom havlupana alternatif olarak , aynı görüntüyü alüminyum havlupanda sunacağız. Avantajımız banyolarda kromajların belirli sürede yüzeyden kalkması gibi sorunlar alüminyumda yaşanmadığından, pazarda bir değişim başlayacaktır. “Sektörümüzdeki sıkıntıları iyi bildiğimiz için yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında da bu sıkıntılar üzerine odaklanıyoruz. Standart renklerde bir radyatörün teslim süresini 36 saat gibi bir süreye çekeceğiz. 1-2 günde teslim edilen ve bu nedenle insanların tercih ettiği panel radyatörle yarışır hale geleceğiz.” Sektörümüzdeki sıkıntıları iyi bildiğimiz için yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında da bu sıkıntılar üzerine odaklanıyoruz. Sektörümüzün en büyük sorunu terminler. 30-40 günü bulan terminler alıcının yanı sıra satıcının dahi siparişini unuttuğu bir süreç oluyor. Bu terminlerden dolayı satıcılar alüminyum radyatörden uzak duruyor, satmak istemiyor. Alıcı da haliyle böyle termine sahip bir ürünü al-

mak istemiyor. Bu terminler sektöre zarar veriyor, pazar payının genişlemesine engel oluyor. İnsanlar bu şartlar altında panel radyatöre eğilim gösteriyor. Bu eğilimlerini değiştirmek için bir Ar-Ge çalışması yaptık. Bu çalışmanın lansmanını Sodex Fuarı’nda yapacağız. Standart renklerde bir radyatörün teslim süresini 36 saat gibi bir süreye çekeceğiz. 1-2 günde teslim edilen ve bu nedenle insanların tercih ettiği panel radyatörle yarışır hale geleceğiz. Bu çalışmanın Ar-Ge’si 1.5 yıldır devam ediyor. Son aşamaya gelmek üzereyiz, kalıplar basıldı, gerekli patentler alındı. Bu çalışma bugüne kadar sektörde kimsenin yapmadığı hatta düşünmediği bile bir çalışmadır. Biz sektörde bu boşlukları iyi gözlemliyor ve doldurmak için çalışıyoruz. Eforumuzun ve karımızın %50’sini Ar-Ge’ye ayırıyor, ciddi yatırımlarda bulunuyoruz. Üretim tarafımıza baktığımızda da rakiplerin 10 kişiyle yaptığı bir birim işi, biz 6 kişiyle yapıyoruz. Bu nedenle teknolojik olarak da rakiplerimizden daha üstün konumdayız. Hedefimiz sektörde 2017 yılında ilk iki içerisinde olmak. Yapılanma açısından eksiklerimiz vardı. Bunun da üzerine düşerek İstanbul yapılanmamıza ağırlık verdik. 2016 ilk çeyreğinde tüm yapılanmanın tamamlamasını hedefliyoruz. Sektörde yine bir ilke imza atarak, hiç olmayan bir çalışma yaparak showroom mağazalar açtık. Şuanda İzmir’de faaliyete başladı. Antep’te açılmak üzere, teşhirleri hazırlanıyor. Bu çalışmalar hiçbir rakip firmada yok. Bunlar bizim sektörde örnek teşkil edecek çalışmalarımız olacak. “Lüks segmentte konut üretimi var ve bu da paralel ölçüde alüminyum radyatör satışı demektir. Biz olaya bu açıdan bakıp sadece belli illere odaklanmıyor bütün Türkiye çapında bir çalışma yürütüyoruz.” Bayi kanalı açısından Türkiye’nin her yerinde pazarlama ağına sahibiz. Eskişehir, Düzce, İstanbul Bölge Müdürlüğümüz var. Merkezimiz Bursa’da ancak Ankara, Mersin, Adana, Diyarbakır gibi ulaşmadığımız il yok. Çünkü Van’da alüminyum radyatör satılır mı gibi bir algı var ve bu çok yanlış bir düşünce, elbette satılır. 15 sene önceki Türkiye’de yaşamıyoruz artık, sektör tamamen ilerledi ve lüks segmente yoğunlaşma var. Bu yoğunlaşma sadece İstanbul, Ankara,

İzmir’de değil, Türkiye’nin her yerinde var, ve bu da alüminyum radyatör pazarının artışı demektir. Biz olaya bu açıdan bakıp sadece belli illere odaklanmıyor bütün Türkiye çapında bir çalışma yürütüyoruz. 2015 yılında bu çalışmalara başladık, 2016’da da aynı hızla ilerleyeceğiz. Üretim kapasitemizde aynı şekilde artarak ilerleyecek. Şuanda üretimimiz bir vardiya çalışıyor ve kapasitemiz yetiyor. Çarpı üç vardiya dersek çok rahatlıkla pazar liderliğine oynayabiliriz. Model sayımızı arttırmak ve pazarda hiç kimsede olmayan model sayısına ulaşmak gibi de bir hedefimiz var. Bu hedef doğrultusunda model sayımızı 46’ya çıkartıyoruz. Bu da bize ciddi bir ivme sağlayacak. İnsanların da sektörümüze duyduğu korkuyu bu şekilde yenmiş olacağız. Müşterilere sadece 3-4 modele bağımlı kalmayarak, 46 model de seçim şansı sunacağız. Renk, model, kalınlık gibi bir çok alternatifin olduğu seçenekler sunmaya hazırlanıyoruz. İnsanlara aynı zamanda alüminyum radyatörün avantajlarını; su hacmi, görüntü ve öncelikle dekoratif olması gibi özelliklerini anlatmayı hedefliyoruz. İhracat çalışmalarımız da ayrı koldan çok yoğun devam etmekte olup, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, Mısır, Azerbaycan, İran, Cezayir gibi ülkelerde distribitörlük görüşmeleri hızla devam etmekte. İngiltere pazarına ilk ürünlerimizi gönderdik ve çok iyi dönüşler aldık. 2016 ve 2017 yılları ihracatla ilgili yoğun çalışacağımız dönemler olacak. Mayıs ayında Sodex fuarında da yeni modellerimizin lansmanını yapmış olacağız.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

tap etmeyi yeterli gördüklerini ve pazarı büyütmek için herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını algıladık.

Üretici

“Standart renklerde bir radyatörün teslim süresini 36 saat gibi bir süreye çekeceğiz.”

“Müteahhitler nasıl artık her daireye ankastre ürün koyuyorsa, panel radyatör yerine de alüminyum radyatör takması gerekiyor. Hem dekoratif açıdan hem de tasarruf anlamında alüminyum radyatörün daha avantajlı bir ürün olduğunu anlatmamız gerekiyor.” Türkiye’deki inşaat sektörünün gelişimine baktığımızda 10 sene önce satılan dairelerde ankastre takılmıyordu şimdi ise ankastresiz satılan daire yok. Sektörümüzün gelişmesi açısından da öncelikle müteahhitleri bilgilendirmemiz gerekiyor. Müteahhitler geçmişte panel 85


Üretici TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

86

radyatör taktıkları bir daireyi 10 liraya satarken, şimdi 100 liraya sattıkları bir daireye de panel radyatör takıyorlar. Müteahhitler nasıl artık her daireye ankastre ürün koyuyorsa, panel radyatör yerine de alüminyum radyatör takması gerekiyor. Hem dekoratif açıdan hem de tasarruf anlamında alüminyum radyatörün daha avantajlı bir ürün olduğunu anlatmamız gerekiyor. Yapı malzemecileriyle de ciddi sıcak ilişkimiz var ve onlara da bunu anlatıyoruz. Ancak yapı malzemecileri ısı sektörüne uzak duruyor. Isı sektörüne ısınamamalarından kaynaklanan bu durumu değiştirmek ve bu alandan da çalışma yapmalarını sağlamamız gerekiyor. Özellikle sektörde eski olan firmalar alüminyum radyatörde yaşanan problemlerden dolayı bu pazardan uzak duruyor ve haliyle uzaklaştıkça hep kısır döngü içinde kalınıyor. Böyle olunca sektörün büyümesi söz konusu olmuyor. Son 20 yılın yaklaşık rakamlarına bakıyoruz hep aynı şekilde %10 pazar payına sahip. Asıl olması gerektiği pay %30 diye düşünüyoruz. Pazar payını %30’a çektiğimizde pazarın ciddi yerlere geleceğini düşünüyor ve bu neden olmasın diyoruz. Bu oranlar Avrupa’da %35 , Rusya’da %50 civarındadır. İnşaat üretimi olarak bakıyoruz, lüks segment üretimine bakıyoruz ve olabilecek rakamlar olduğunu görüyoruz. Bazı problemlerden dolayı olamadığını görüyor ancak bu problemleri ortadan kaldırdığımızda bu hedeflerin rahatlıkla gerçekleşeceğini düşünüyoruz. “Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturmak adına bazı çalışmalarımız var. Stanttan öte canlı teşhir yapmayı tercih ediyoruz. Bir showroomda müşteri bizim havlupanımızı görerek nasıl durduğunu banyonun konseptini nasıl tamamladığını canlı görüyor.” Bayilik yapılanmamızı 4 kanalda ilerletiyoruz. Öncelikle ısı sektöründeki ısıtma taahütçüleri dediğimiz direkt tüketiciye ulaşan alıp montajını yapan firmalarla stand, numune, görseller gibi ciddi çalışmalar yapıyoruz. Isı sektöründe toptancı bazında sektörde olan firmalarla da bayilik anlaşmaları yapıyoruz. Sektörde olan bir çok ‘’Toptancı’’firmayla da bayilik anlaşması yaptık, arttırmak için de çalışmaya devam ediyoruz. Onun için yapı malzemecileri kanadında ciddi çalışmalarımız var. Yapı malzemecilerle bu işin çok daha hızlı ilerleyeceğine inanıyoruz. Çünkü yapı malzemecileri direk müteahhitlerle çok yakın temasta olan bir alan ve bu nedenle onlara önem

veriyoruz. Yapı malzemecilerinde farklılık oluşturma adına bazı çalışmalarımız var. Stanttan öte canlı teşhir yapmayı tercih ediyoruz. Bir showroomda müşteri bizim havlupanımızı görerek nasıl durduğunu banyonun konseptini nasıl tamamladığını canlı görüyor. Müşteri bu şekilde konsepti görünce bizlerde ürünümüzü daha albenili hale getiriyoruz. Aynı zamanda normal alışılagelmiş beyaz veya krom havlupanların dışında konseptini tamamlayan bir havlupan görünce müşteride böyle bir şey de varmış düşüncesi hakim oluyor. Bu durum satışlarımızı da arttırdı ve biz havlupanda iddialı bir konumda olduğumuzu düşünüyoruz. Yapı malzemecileri kanadının sadece korkularını yenmeleri biraz zaman alacak. Onun dışında biz yapı malzemecileriyle güzel işler yapacağımıza inanıyoruz. “Yeni tescilini yaptığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı marketlere gireceğiz. Bu markayı sektörde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz.” Onun dışında mimarlara ürünlerimizi birebir anlatıyoruz. Çünkü mimarlar alıştığı, ölçüsünü, rengini, görüntüsünü bildiği ürünü tercih ediyor. Mimarlara biz ürünlerimizi anlatırsak, görürlerse teknik olarak ve görüntü olarak tercih ederler diye düşünüyoruz. Biz ürünlerimize güveniyoruz, kataloğumuzu verdiğimiz hiçbir mimardan da bugüne kadar beğenmediğine dair bir yorum almadık. Sadece bir alışma süreci var. Alışma sürecini aşabilmek için biraz zamana ihtiyacımız var. Bunun içinde gerekli tüm reklam, promosyon çalışmalarını yapıyoruz. Bir tek eksiğimiz olan yapı marketler kanadımızı da çok yakında gidereceğiz. Yapı marketlerle ilgili süreç biraz zaman alıyor. Görüşmeler başladı ama sonuca ulaşmak hem ticari anlamda hem kendi yapılarından dolayı uzun sürüyor. Yapı marketlere Lojimax ile girme taraftarı değiliz. Lojimax

bizim A segment ana markamız. Yeni tescilini aldığımız markamız ALRAD ile 2016’da hızla yapı marketlere gireceğiz. Bu markayı sektörde açıkları kapatacak bir marka olarak düşünüyoruz. Daha ekonomik, yapı market tarzı yerlerde satılabilecek ürünlerin olduğu bir marka olacak. Bununla ilgili model çalışmaları süreci devam ediyor. Fiyatlar hemen hemen oluşturuldu. Marka oluşturmak değil, markayı büyütmek önemli. Bir markayla pazara girdiğinizde o markayı da bir yerlere getirmeniz gerekiyor. Sektördeki diğer alt segmentteki oyuncularla çarpışacağımız bir marka oluşturuyoruz. Sektörün önümüzdeki 5 yıl yükselen bir ivme ile devam edeceğini düşünüyoruz. 5 yıllık süreçte her sene %10’luk bir artış öngörüyoruz. Bu artış da devam edecek diye düşünüyoruz. Biz 20 yıldan beri hep analiz ediyoruz, her yılın başında bu sene durdu, bu sene duracak gibi öngörüler yapılıyor ama inşaat sektörünün hiç durduğunu görmedik. Hep aynı şekilde devam ediyoruz. %10 ile 15 arasında büyüme ile devam ediyor. Sadece dönemsel olarak durgunluklar yaşanıyor. Bizde karamsarlık hiç yok. Karamsarlığımız olmadığı için inanarak, hedefe kitlenerek devam ediyoruz. Özellikle 2016’dan çok ümitliyiz. 2016 bizim için de sektör için de önemli bir yıl ve güzel gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olduğuna inanıyoruz.



Besim Alişan

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Satış Hattı

İdevit Seramik San. ve Tic. A.Ş. İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü

88

1973 yılında Almanya’da doğdum. Hacettepe Üniversitesi’nde Alman Dili okudum. Profesyonel iş hayatına, 2000 yılında Eczacıbaşı Karo Seramik’te başlayarak yurtiçi ve yurtdışında çeşitli görevler alarak sonrasında Silkar Madencilik’e geçiş yaptım. Yaklaşık 10 aydır İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü olarak İdevit bünyesinde çalışıyorum. “İdevit; kurulu kapasitesi 1 milyon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müşteri memnuniyeti sunan ve sağlayan bir şirket.” İdevit, İdeal Seramik olarak 1993 yılında kuruldu ama üretim tecrübesi 1977 yılına kadar uzanıyor. Onursal Başkanımız Nuri Gönenç, Onur Porselen ile sanayiye atılıp üretime başlıyor ve sırasıyla Anadolu Porselen ve Seranit ile Türk sanayisinin bilinen ve sayılan işadamları arasında yerini alıyor. Geçen süre içerisinde; teknolojiye ve insan kaynaklarına yatırım yapılması, tünel fırın / basınçlı döküm ve kalite yönetim sistemine geçilmesi, ürünlerimize 25 yıl garanti verilmesi, enerji yönetim sistemine geçilme-

“Bizim ana sloganımız koşulsuz müşteri memnuniyeti, dolayısıyla bunu sağlayıcı bütün tedbirleri bünyemizde barındırıyoruz.” si, GOST-R Hijven ve uygunluk ve EPD uygunluk belgelerinin alınması, robotic sırlamaya geçiş, TSE Çift Yıldız ile taçlandırılmamız bugünlere gelmemizde mihenk taşlarımız arasında yer alıyor. Bugün itibariyle İdevit; kurulu kapasitesi 1 milyon, yaklaşık 4 kıtada 60 ülkede, Türkiye’de ise 7 bölgede koşulsuz müşteri memnuniyeti sunan ve sağlayan bir şirket. Mevcut taleplerin karşılanması ve gelecekteki İdevit’in konumlanması için şirket bünyesinde 2005 yılından itibaren kalite yönetim müdürlüğü ve tasarım müdürlüğü oluşturuldu. Yurt içinde 7 coğrafi bölgemizde müdürlüğümüz var. Onun dışında 200’e yakın bayimiz kanalıyla yurt içi pazarı-

nın ihtiyaçlarını gideriyor ve nihai tüketiciye hizmetimizi ulaştırıyoruz. Proje satış kanalını da aktif olarak kullanıyor, projelere ürün tedarik ediyoruz. Şuanda üçüncü havaalanı ile ilgili çalışmalara başlayıp, görüşmelerini sürdürüyoruz. Yurt dışında da geleneksel bayi ağını kullanan ama bunun yanısıra projelerde de yer alan bir şirketiz. Bazı ülkelerde ise banyo dolabı üreticileri ile işbirliğine giderek onlara lavabo temin ediyoruz. Genel satış kanallarımızı zincir mağazalar, toptancılar, projeleri koordine eden şirketler ve banyo dolabı üreticileri olmak üzere 4 şekilde kurguladık. Rekabetin çok yoğun yaşandığı bir sektördeyiz. Bu rekabetin beraberinde bize


“Mia Luce’nin ilk sinyalini UNICERA Fuarı’nda vermeye hazırlanıyoruz.”

İdevit bir dönem fiyat politikası olarak ekonomik segmentte yer aldı. Sonrasında yatırımlarla ve tasarıma önem ve-

Mia Luce, tamamen farklı bir yapılanmanın içerisinde olacak. Satış kanalı, personeli, kutu tasarımı, logosu gibi tüm detayları İdevit’ten tamamen farklı bir marka oluşturuyoruz. Markamızın tüm tasarımlarını da kendi bünyemizde geliştiriyoruz. Bu çalışmalar büyük bir gizlilik içerisinde yürütülüyor. Bu uzun soluklu bir süreç, bunun çalışmalarına uzun bir zaman önce başladık ve yaklaşık bir yıl daha çalışmalara devam edeceğiz. Mia Luce’nin ilk sinyalini UNICERA Fuarı’nda vermeye hazırlanıyoruz. Dünya lansmanını ise inşallah 2017 ISH Almanya Fuarı’nda yapacağız. UNICERA’daki ilk sinyali bile birçok konuda tüketicilere ışık verecek. Herkese fuar standımızı ziyaret ederek ziyaret markamızın doğuşuna tanıklık etmelerini tavsiye ediyoruz. Yeni markamızı 500 m2’lik standımız içinde özel tasarladığımız bir mücevher kutusu içinde sergileyeceğiz ve bu yüzden çok heyecanlıyız. Bütün tüketicilerimize de bu heyecanı yansıtmak istiyoruz. Bizi sürprizlerle dolu bir fuar bekliyor. “Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa seramik sağlık gereçlerinde en çok ihracat yaptığımız ilk dört ülke arasında yer alıyor.” Dünya pazarını çok geniş bir perspektifte değerlendirmek lazım. Birincisi Türkiye dünyanın neresinde önce oraya bakmak lazım. Seramik sektörü bünyesinde bir seramik kaplama malzemeleri, bir de bizim gibi vitrifiye üreten seramik sağlık gereçleri var. Seramik kaplama malzemeleri ihracatı anlamında dünyada dördüncü, bizim dahil olduğumuz vitrifiye ihracatında ise dünyada beşinci sırada yer alıyoruz. Bu aslında sektörün ne kadar önemli bir yerde durduğunu gösteriyor. Bizler bu sektörde daha iyi noktalara gelebilecek kapasite ve kabi-

liyette bir ülkeyiz. Türk seramik gücünü Avrupa’ya hissettirmemizde; coğrafik anlamda çok stratejik bir noktada olmamız, tüketimin en fazla olduğu bölgeye coğrafi anlamda yakın olmamız, lojistik anlamda da çok flexible olmamız gibi önemli artılara sahibiz. Şuan Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa seramik sağlık gereçlerinde en çok ihracat yaptığımız ilk dört ülke arasında yer alıyor. Dolayısıyla biz bu gücümüzü zaten hissettiriyoruz ama ortada bir Çin gerçeği var. Çin hala dünyadaki en büyük üretici ve ihracatçı durumda ama kan kaybediyor. Devlet desteğinin azalması, kendi bünyesinde devalüasyon yaşıyor olması, yavaş yavaş Çin’e kan kaybettiriyor ve bu durum Türk seramik sektörüne yarayacak diye ön görüyoruz. Bunun sinyallerini de almaya başladık. “Son beş yılın ortalamasına baktığımızda adet anlamında ülke olarak ihracatta %4 azalmış, katma değer bakımından parça başına dediğimiz ortalamada %9 artmışız. Bu aslında Türkiye’nin inovasyona, tasarıma önem verdiğinin ve tasarımını da öne çıkardığının bir göstergesidir.” 2016 yılı için aslında her ne kadar 2015 yılının yansımalarını yaşıyor olacaksak da aslında sektör olarak pozitif şeylerin yaşanacağı bir yıl olacağını düşünüyoruz. Bu konuda istatislikler de bu pozitif tabloyu gösteriyor. Son seramik çalıştayında yaptığımız değerlendirmelerde; Türkiye seramik sağlık gereçleri konusunda dünyada beşinci sırada, son beş yılın ortalamasına baktığımızda ise adet anlamında ülke olarak ihracatta %4 azalmışız. Buna karşılık fiyat anlamında katma değer bakımından parça başına dediğimiz ortalamada %9 artmışız. Bu aslında Türkiye’nin inovasyona, tasarıma önem verdiğinin ve tasarımını da öne çıkardığının bir göstergesidir. Sanayinin içinde şöyle bir realite var. Çin gibi mi, İtalyan gibi mi olmak? Çok üretip düşük kar marjlarıyla mı sektörü ayakta tutalım, yoksa az üretip katma değeri olan ve aranan ürünü mü üretelim. Türkiye seramik sağlık gereçleri hızla İtalya olmaya doğru gidiyor ve bu bizi mutlu ediyor. Geçmiş yıllara baktığımızda Red Doot ödülünü alan markalarımız var ve Türkiye açısından bu haklı bir gurur kaynağı. Geçen yıl dünyanın 26 farklı ülkesine seyahat ettim ve gittiğim ülkelerde Türk markalarını görmek beni gururlandırdı.

Satış Hattı

İdevit’i global markalar arasına taşımak adına bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Geleceğe yönelik en büyük yatırım, bugün kullandığımız kaynakları geleceğe taşıyabilmek, bizden sonraki nesiller için de bu kaynakları kullanılabilir kılmaktır. İdevit markası da bu bilinçten hareketle çevre dostu, insan sağlığına zararsız ve verimli enerji teknolojileri ile üretilen sürdürülebilir inşaat malzemeleri alanında Avrupa’nın en önemli belgelerinden olan Environmental Product Decleration ‘EPD’ (Çevresel Ürün Beyanı) sertifikası ile ileri düzeydeki çevre bilincini belgelemiştir. Ürünlerimizin yaşam döngüsü boyunca Life Cycle Assessment ‘LCA’ çalışması sonucu tüm çevresel etki ve performanslarını belirleyerek EPD belgesi almaya hak kazanmıştır. Ayrıca global pazarlarda geçerli EPD belgelerinin kayıt altına alındığı The International EPD System ağında, dünyada ve Türkiye’de Seramik Sağlık Gereçleri sektöründe deklerasyonda bulunan ilk firma olma ayrıcalığına sahip olmuştur. Robotik sırlama yatırımımız ise insan sağlığına gösterdiğimiz hassasiyetimizin ve insan kaynaklı fire oranını azaltarak yine çevre duyarlılığımızın gereği yaptık. Bunların ötesinde, TSE Çift Yıldız belgesi ile taçlandırıldık. Mevcut olan standartların ötesinde bir kaliteyi sağladığımız için bu belgeye layık görülerek haklı bir gurur yaşıyoruz. İdevit, kendine katma değer sağlayan ve sektöre yön vererek misyonunu ortaya koyan bu ve benzeri bir çok çalışma içinde yoluna devam ediyor.

rerek ekonomik, orta ve üst segmentte de ürün gamı oluşturduk. Ancak ürün gamımızda yer alan segmentleri daha da yukarıya taşımak adına yeni bir marka çalışmamız oldu. Nihai müşterilerimizin ve bayilerimizin nezdinde sürekli kendini yenileyen şirket imajımızı sürdürülebilir kılmak için çalışıyoruz. Bu noktada İdevit olarak doğru bir yol izlediğimizi düşünüyoruz. Bayilerimizin, nihayi tüketicilerimizin, profesyonellerin ve rakiplerimizin ‘İdevit bu yıl ne tür yeniliklere imza atacak?’ diye merakla beklenen bir şirketiz.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

sunduğu artılardan biri dinamizm. Bizler de bu dinamizmin etkisiyle ürün geliştirmeye yönelerek bayi kanalımız için fark yaratmak adına yurt içi ve yurt dışındaki fuarlara katılıyor, satış ekiplerini fabrika bünyemizde eğitiyor, promosyon ve reklam çalışmaları yaparak destek olmaya çalışıyoruz. Teknik hizmeti sağlayan bir yapıya da sahibiz. Özellikle yurt içinde bu kanalı yoğun olarak kullanıyoruz. Nihai tüketicilerin karşılaşabilecekleri teknik sorunlara da çözüm üreten bir yapı sahibiyiz. Bizim ana sloganımız koşulsuz müşteri memnuniyeti, dolayısıyla bunu sağlayıcı bütün tedbirleri bünyemizde barındırıyoruz.

89


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Satış Hattı

“Dünya genelinde en az 10 farklı ülkede showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun çalışmalarına da başladık.” Türkiye’nin hedefleriyle de örtüşen makro hedefler belirleyip, 2023’e kadar bir iş planı çıkardık. Yurt içinde ve yurt dışında nerelerde konumlanmamız gerektiğini oluşturduk. İdevit için belirlediğimiz hedefler çerçevesinde var olan kanallarımızın üzerine ilave olarak dünya genelinde en az 10 farklı ülkede showroom açmayı hedefliyoruz ve bunun çalışmalarına da başladık. Çok kısa zaman içerisinde bunun haberlerini de sektörle paylaşıyor olacağız. İlk showroom’larımızı Kıbrıs, Almanya, İngiltere ve Tunus gibi ülkelerde açıyor olacağız. Toplamda 60 civarında ülkeye hizmet verdik ve ihracat yaptık. Amacımız bu ülke sayısını daha da arttırmak. Türkiye ihracat rakamlarını baz alarak, İdevit olarak 2023’e kadar bunun en az %10’unu yakalamak gibi bir hedef koyduk. Bu hedef doğrultusunda ihracat departmanını tamamen yeniledik. Bu vizyon ve misyonda bizlere katkı sağlayabilecek İngilizce temel olmak üzere farklı yabancı dillere de vakıf arkadaşları bünyemize aldık ve ihracat departmanımızı yeniden kurguladık. Aynı şekilde yurt içinde de yapılanma çalışmalarımız devam ediyor. Eksiklerimizi belirlemiştik, süratli bir şekilde onları gideriyoruz. Yurt içinde de daha bilinir, aranan ve sektöre yön veren bir marka olma misyonumuzu sürdüreceğiz. Biz var olan bir markayı satın almak yerine kendi bünyemizden bir marka tasarladık. Bu nedenle burada hata yapma gibi bir lüksümüz yok. Burada stratejimizi, planlarımızı ve kurgumuzu defalarca gözden geçirdik. Zamanlamayı çok iyi yapmak durumundayız. Sıfır hatayla ilerlemek zorundayız çünkü dünya konjektöründe marka oluşturmak çok zor. Çok ciddi bilgi birikimi ve aynı zamanda ekonomik güç gerektirir. Çalışmalarımızı adım adım hayata geçiriyoruz. İdevit’e yetişkin çocuğumuz gibi baktığımız zaman, Mia Luce ailemize katılan yeni bir evladımız, o yüzden şu anda fazla ilgiye ihtiyacı var. Biz İdevit olarak yaptıklarını, yeniliklerini 90

çok duyuran bir şirket değildik. Mia Luce’nin doğuşu ile bu yönümüzü de değiştirerek, global anlamda tanıtım ve pazarlamaya yöneleceğiz. “UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucunda uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi.” UNICERA’nın kuruluşuna ve bugününe baktığınızda zamanlamasının artık yanlış olduğunu görüyoruz. UNICERA’nın bu tarihte yapılmasının nedeni eskiden lokal bir fuar olmasıydı. Türkiye şartları gereği, inşaat sektörü hızlanmaya yakın Şubat-Mart gibi fuar yapılır, Mayıs-Haziran havalar ısınır inşaat başlardı. Bu doğru bir yaklaşımdı. Artık UNICERA, CERSAI’nin kan kaybetmesi sonucunda uluslararası anlamda değer kazanan bir fuar haline geldi. Tam da bu noktada, bir değişim ihtiyacı belirdi. Bizler de katkı sunduk. UNICERA’nın iki yılda bir ama takviminin de sonbahara çekilmesi yönünde bir çalışma yapıldı ve tamamlandı. Ümit ediyoruz ki bu yıl itibariyle şu anki takvimi için son yıl olacak. Bu konuda bütün seramik camiası belli bir görüş birliği içerisinde. Dünyadaki trendleri de paralel olarak izlemek lazım. Almanya ISH iki yılda bir yapılıyor. Seramik sağlık gereçleri üreticileri için her yıl yeni bir model yapmak inanılmaz bir külfet. Bizim tasarım ve üretim sürecimiz 1 yılı buluyor. Tasarım, model, kalıp, döküm gibi birçok süreçlere ihtiyacımız var. Bu nedenle her yıl yeni bir şeyler oluşturmak bu anlamda zor. Bir ürünün lansman süresi, beğenilip kabullenme süresi gibi süreçler de var. Bu detayların tamamına baktığınızda UNICERA’nın iki yılda bir olması bizim açımızdan çok daha doğru bir süreçtir. Tüketici gözünden baktığınız zamanda bu olumlu bir gelişmedir. Çok severek alınan bir banyo takımını düşünün. Bugün dünya ortalamasında iki yılın altın-

da değiştirme ihtiyacı hiçbir yerde yok. Buna satın alması çok güçlü Avrupa da dahil. Türkiye’ye baktığımızda süreler 15-20 yılı bulur. Bazı bölgelerde bu hiç uygulanmaz ama bu ekonomiyle ve satın alma gücüyle doğru orantılıdır. Sektörümüz bazında konuyu ele aldığımızda, iki yıl arayla düzenlenecek bir fuar, optimum bir süredir. Sektör üreticilerimiz açısından baktığımızda bir yıl Almanya ISH, sonraki yıl UNICERA… “İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotifi ve vazgeçilmez sektördür.” İnşaat sektörü açısından Türkiye’nin son iki yılına bakmak gerekir. Bu sürede dört seçim geçirdik. Ekonomimize olan olumsuz yansımalarını yaşadık ve 2016’da da yaşıyor olacağız. İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotifi ve vazgeçilmez sektördür. Sektörde bir arz talep dengesi vardır. Hala talebin fazla olduğu kanaatindeyim. Türkiye’nin doğru bir hamleyle Mütekabiliyet Yasası çerçevesinde kapılarını yabancı yatırımcılara açması, sektörde daralma varken bir can suyu oldu. Can suyu ve bu gelişmeler sektörümüz açımızdan sevindirici gelişmeler. Devletin de bu anlamda desteğinin ve ilgisinin azalma lüksünün olmadığı bir sektör. Bizler bu veriler ışığında fırsatları optimum kullanabilirsek, sektör daha da iyi noktalara gelecektir. Öbür taraftan kentsel dönüşüm de hızla devam ediyor. Sürecin bir limiti var, öngörü 20 yıl kadardı ama bu daha da uzayacak. Çok fazla dönüşüme tabi tutulması gereken konut var. Buna ek olarak artan bir nüfusumuz var.



Bahadır Yıldırım

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İçimizden Biri

Mak. Müh. Polifit Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü

Orta ve lise öğrenimimi İstek Vakfı Bilge Kağan Koleji’nde, yüksek öğrenimimi Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamladım. Amatör araç ekipmanları imalatları ve alım satımı üzerine ufak sayılabilecek ticari girişimlerimin yanı sıra üniversite yıllarında Doğuş Otomotiv bünyesinde 1 yıla yakın müşteri ilişkileri bölümünde çalışma fırsatım oldu. O dönemde yeni yapılanan ve müşteri ilişkileri alanında kendini geliştiren firma bünyesinde birçok eğitim alma ve kendimi geliştirme şansı buldum. Hem 20 yaşında bir öğrenci hem de çalışma hayatının içinde olmama rağmen hep kendime ait mesleğimle ilgili bir iş kurabilmenin yollarını aradım. Hayatım boyunca bana her türlü imkanını seferber eden bir ailem olmasına rağmen hayallerim ve isteklerimi kendi çabamla gerçekleştirmek arzusunda oldum. Derneğimizin Başkanı, sektö-

92

“Polifit yetkin mühendis kadrosu ve konusunda deneyimli uygulama ekipleriyle Türkiye’de sağladığı memnuniyeti yurtdışına da taşımıştır.” rümüzün duayenlerinden Sayın Ertan Sapankaya’nın destek ve cesaretlendirmesiyle 2004 yılında Polifit’i kurduk. Polifit, altyapı ürünleri ağırlıklı olmak üzere mekanik tesisat sektörünün ihtiyacı olan mekanik montaj malzemeleri satışı ve HDPE ek parça imalatı yapmak üzere kuruldu. Zaman içerisinde satışını gerçekleştirdiği ürünlere teknik destek sağlamanın yanında teknolojik tesisat ve altyapı uygulamaları konusunda çalıştığı firmalara projelendirme ve danışmanlık hizmeti vermeye başladı.

İlerleyen zamanlarda alanında dizayn ile uygulanmanın birbirini tamamlaması gerektiğini gören Polifit içme suyu, doğalgaz şebekeleri, arıtma sistemleri, deniz deşarj hatları ve endüstriyel tesislerde kullanılan tüm plastik esaslı boru sistemlerini ve altyapılarını tesis etmeye başlası. Bununla beraber üst yapıda olduğu gibi altyapıda da rutin olarak yapılması gereken mevcut hatların muayene edilmesi, gerektiği taktirde kazılı/ kazısız yöntemlerle rehabilite edilmesi, her türlü plastik esaslı tank imalatı ve ömrünü tamamlamış çelik/betonarme


“Birçok müşterimizi daha önce çalıştığımız müşterilerimizin referanslarıyla edindik.”

Polifit yetkin mühendis kadrosu ve konusunda deneyimli uygulama ekipleriyle Türkiye’de sağladığı memnuniyeti yurtdışına da taşıdı. Yakın komşumuz olan Azerbaycan devletinin başarıyla organizasyonunu gerçekleştirdiği, 2015 Avrupa Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Bakü Olimpiyat Stadı projesinin altyapı projelendirme ve taahhüt hizmetlerini gerçekleştirmek üzere Bakü’de bir şube kurduk. Bu sayede daha önce Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan gibi geçici süreli işler üstlenilen ülkelerdeki projelerin yakından takip edilmesi için bir yapılanma sürecine girdik. Üstlenilen projelerin büyüklüğüne göre çalışan sayısı değişkenlik göstermekle beraber Polifit 15 kişilik bir çekirdek kadro ile faaliyet gösteriyor.

“Hem hatalı üretim hem de hatalı uygulama ülkenin milli servetinden çalıyor.” Sektörde 11 yılını geçiren biri olarak malzeme çeşitliliği ve üretim teknolojileri alanında her geçen gün gelişme kaydedildiğini söyleyebilirim. Eskiden boru ve ek parçaları konusunda ürün gamı son derece kısıtlıyken bugün Avrupa menşeili markalarla yarışacak kalitede ürünler Türkiye’de de üretilebiliyor. Bu konu içimdeki tek ukde bu üretim teknolojilerinin çoğunu yurtdışından ithal ediyor olmamız. Bununla birlikte bu tip ürünlere olan talep ve ürünlerin ilk piyasaya sürüldüğü günlerdeki karlılıklarının iştah kabartması sektöre pek çok

Üretim kalitesi yurt içinde olduğu kadar yurtdışında da önem arz ediyor. İleride Türk malının Çin malı gibi kötü imajla anılmasını istemiyorsak malzeme üretimi konusunda coğrafyasında öncü olan Türk ürünlerinin üretim standartlarını denetlemek ve daha üst seviyelere çıkarılmasını sağlamak zorundayız. Faaliyetlerimiz içinde bulunan her alanda önce müşterimizi iyi anlamaya ve gizli ihtiyacını tespit etmeye çalışıyoruz. Hizmet ve üründe kalite arayışı içinde mi yoksa karlılık gibi çeşitli sebeplerle sadece fiyata odaklı bir satınalma çabası içinde mi bunu samimiyetle ifade etmesini istiyoruz. Çünkü karşılıklı dürüstlükle kurduğumuz ilişkilerin uzun yıllar devam ettiğine inanıyoruz. Bir-

çok müşterimizi daha önce çalıştığımız müşterilerimizin referanslarıyla edindik. Bu bize gurur veriyor. Çalışmaya başladıktan sonra malzeme satışı ya da uygulamada müşterimizin her türlü ihtiyacını doğru tespit edebilmek için projenin bir parçası oluyor birlikte çözümler üretiyoruz. Sattığımız ürünleri ve parçası olduğumuz projeleri sahipleniyor garanti süresi geçmiş olsa dahi destek vermeye devam ediyoruz. Her sorusunda her sorununda yanında olmak müşterinize emin ellerde olduğunu hissettiriyor. “Ekonomistler her geçen yıl karlılıkların azalacağını söylüyor, biz de bunu yakından görüyoruz.” G20 zirvesinden çıkan sonucun da etkisiyle Ortadoğu ve Asya bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulacak 2 yeni Kalkınma Bankasının bölgeye hareket getireceğini ve altyapı proje finansmanlarının sağlanmasıyla bu bölgelerdeki ülkelerde özellikle kamu yatırımlarında hareketlilik yaşanacağını düşünüyorum. Bununla birlikte Türkiye’de de yapı sektörü büyümeye devam edecektir. Ekonomistler her geçen yıl karlılıkların azalacağını söylüyor, biz de bunu yakından görüyoruz. Sektörde herkesin yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyacağı kanısındayım. Bizim de 2016 yılının ilk aylarında şirketimizde iş akışlarımızın tekrar gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması şeklinde bir gündemimiz var. Bu hem maliyetlerimizin yeniden değerlendirilmesi hem de hizmet aksaklıklarının yaşanmaması için sis-

55ha alana kurulu Baku Olimpiyat Stadı Altyapı Projelendirme ve Uygulaması 2014 - 2015’te tamamlanmıştır.

İçimizden Biri

Gelişim ve yeniliklere açık olan bir firma olarak 2007 yılında Türkiye’de ilk kez mobil buz pisti imal eden Polifit, geçtiğimiz 8 yıl içinde 6000 m2‘nin üzerinde toplamda 20 adet buz pisti kurdu.

oyuncunun dahil olmasına eden oldu. Özellikle plastik boru ve ek parçaları sektöründe pazara sonradan giren firmalar ürün kalitelerini düşürerek rekabet etmeye çalışıyorlar. Bu da ömür ve dayanım gibi özellikleriyle katma değer yaratması gereken ürünlerde sorunların çıkmasına neden oluyor. Buna ek olarak inşaat sektörünün son birkaç yılda çok hızlı büyümesi sebebiyle özel uygulama teknikleri olan malzemeleri uygulayacak yeterlilikte eleman bulunamaması daha da vahim tablolar ortaya çıkarabiliyor. Sonuçta son kullanıcıya yansıyan sorun ürüne olan güveni zedeliyor. Aslında karlılık amacıyla yapılan hem hatalı üretim hem de hatalı uygulama ülkenin milli servetinden çalıyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

depoların PE ile kaplanması Polifit’in uzmanlık alanları arasına girdi.

93


“TİMDER Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve duayen günleri tertip etmeyi planlıyoruz.”

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İçimizden Biri

temimizi güncellememiz anlamına geliyor. Hizmet anlayışımıza uygun olarak katma değeri yüksek ürün ve teknolojileri yakından takip etmeye devam ediyoruz. Sağlam adımlarla yurt içi ve yurt dışında iş hacmimizi arttırmaya devam edeceğiz.

94

TİMDER ülke ekonomisini sürükleyen yapı sektöründe ciddi görevler üstlenen bir kuruluş. Başta uluslararası camiada kendisini ispatlamış UNICERA Fuarı’mız. Yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçi sayımız her geçen yıl artmakta ve üreticilerimizin yeni ürünleri her yıl ilgiyle takip edilmekte. TİMDER’in sektör çalışanlarına verdiği eğitimler, İstanbul Üniversitesi Yüksekokul işbirliğiyle sektöre faydalı öğrencilerin yetişmesi için müfredata katılan dersler ve bilgisayar laboratuvarı ile 100’ü aşkın öğrenciye verdiği burslar eğitimi ne kadar önemsediğinin birer göstergesi. Dernek üyeleri, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları ile sık sık bir araya gelerek sorunların değerlendirildiği toplantılar organize edilmesi şüphesiz birbirinden önemli faaliyetler.

TİMDER’in sahip olduğu güçlü üye profili ile yapı sektöründe adil rekabet şartlarının sağlanması ve pazara sürülen yapı ürünlerinin vaad edilen kalitede olmasının denetlenmesi gibi projeleri başarıya ulaştırması en büyük arzum. “Şehir dönüşümü plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledilecektir.” Bugünlerde inşaat sektöründe odaklanmamız gereken konu aslında eski ve depremde tehlike arz eden binaların dönüştürülmesi olmalı. Türkiye’de yaklaşık 20 milyon bina stoku var. Bu binaların yaklaşık 12 milyonu 2000 yılı öncesinde yani geçerli mevzuat öncesi yapılmış. Başta İstanbul olmak üzere özellikle deprem bölgelerindekilerin dönüştürülmesi gerekiyor. Şehirlerin yeşil alanları imara açılmadan önce bir master plan çerçevesinde hareket edilerek dönüşümün iyi yönetilmesi gerekiyor. İstanbul gibi bir şehirde gri alan 100.000 ha iken ormanlar hariç (yeşil) rekreasyonel alan 2000 ha.’dır. Bu rakam depremde İstanbul’da riskli görülen konut sayısının

1/3’ü yıkılması durumunda ihtiyaç olan 4000 ha’a cevap veremediğini gösteriyor. Türkiye’de özellikle inşaat sektöründe planlar, projeler imalatlardan sonra tamamlanıyor, altyapılar üst yapılardan sonra götürülüyor. Özellikle İstanbul’da başlayan şehir dönüşümü de benzer şekilde plansız yapılırsa 1970 yılında yaralanan şehir, geri dönüştürülemez şekilde katledilecektir. Yerel yönetim ve bakanlıklar bu konuyu çok iyi yönetmek durumundalar. Yanı sıra bu ekonominin parçası her bireyin bu durumu sadece gelir getirici unsur olarak görmekten vazgeçip gelecek nesiller için yaşanabilir şehirler bırakmak adına bir üst akıl ile hareket etmesi gerekiyor.

TİMDER’de Eğitim Komitesi Başkanlığı’nı yürütmem istendiğinde aslında bunun büyük bir sorumluluk olduğunun farkındaydım. Ancak bu konuda her gün karşılaştığımız ve keşke dediğimiz birçok soruna eğitim penceresinden bakarak bir çözüm getirebilme imkanı bulmak beni bu konuda son derece heyecanlandırdı. Eğitim Komitesi olarak 12 yıldır bir gelenek haline gelmiş eğitimlerin organize edilmesinin yanı sıra sektör adına faydalı söyleşi ve duayen günleri tertip etmeyi planlıyoruz. Eğitim komitesinde görevi paylaştığım arkadaşlarımızla birlikte bu süre içinde Kişisel ve Yönetsel Gelişim alanındaki eğitimlerimizin yanına yönetim kurulumuzun desteğiyle ürün uygulamalarına yönelik teknik eğitimleri de katmak istiyoruz. Marmara Forum AVM 800mm HDPE Kule Hatları ve toplam 12,500mt’lik Mekanik Altyapı işlerini Polifit tesis etmiştir.



Semra Çelik Ressam

İstanbul Kitap Fuarı’nda eserleriyle dikkatimizi çeken Ressam Semra Çelik, küçükken geçirdiği trafik kazası sonucunda iki kolunu kaybetmiş. Erken yaşta yaşadığı bu büyük zorluğa karşı yılmayarak ayakta duran ve ayaklarıyla yaptığı eserleriyle başarılara imza atan Çelik’i sizlere de tanıtmak, sohbetimizi paylaşmak istedik.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Aktüel

Resim yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız? Küçük yaşlardan beri resim yapıyordum ama bir çocukluk hevesiyle, ileride resmin benim bir parçam olacağını bilmeden. Geçirdiğiniz kaza sonrasında sizi hayata bağlayan şey resim olmuş. Resim yapmak dediğimizde sizin için şuan ki anlamını, hayatınızdaki yerini nasıl tarif edersiniz? Resim hayatımın her anında her alanında var ve bunu tarif etmek benim için çok zor. Benim için bazen sanki resimler olmazsa ben de yok olacakmışım gibi geliyor. Onlar var oldukça ben de varım. Resimlerim benim dünyada bir izim ve umarım ben olmadığım zaman da izim yüzyıllar boyunca kalır. Nasıl resimler çizmeyi seviyorsunuz? Genelde İstanbul temalı resimler çizmeyi seviyorum. Hayatta yaşadığımız anlık olayları resmetmeyi severim ama bu aralar rüyalarımdan yola çıkarak yeni bir dünyaya girmeye çalışıyorum ve sanırım bu yolda ilerleyeceğim çünkü böyle kendimi daha iyi ifade edebiliyorum.

İlk serginizi ne zaman açtınız? İlk sergimi 2008 yılında Taksim Metro Sergi Salonu’nda açtım. Sonra Moda Deniz Kulübü’nde, Büyük Kulüp’te ve İstanbul Kültür Üniversitesi ve öğretmenlerimin desteğiyle okuldaki öğrencilerle birlikte 2015 Artist Tüyap Fuar Merkezi’nde Sanat Fuarı’na katıldım. Yurt dışında sergi açmak gibi bir idealiniz var mı? Yurt dışında sergi açmayı çok istiyorum ama bunun için daha fazla ve daha iyi ișler çıkarmalıyım ve daha iyi işler çıkaracağıma da inanıyorum. Zamanla bilinirliğim artınca yurtdışındaki galerilerle çalışmak isterim. Örnek aldığınız ressamlar var mı? Salvador Dali Rembrandt ve Renzo Vespignani örnek aldığım ressamlar arasında yer alıyor. Aslında hepsinin tarzı farklı ama ben de onlardan aldığım örnek ile kendimi șekillendirmeye çalışıyorum. Bir resmi tamamlamanız ne kadar zaman alıyor? Bir resmi tamamlamak bazen çok kısa bir

zamanımı alıyor, bazen aylar hatta yıllarımı bile alabiliyor. Bunun için bir şey söyleyemiyorum. Sizi bugüne kadar en çok etkileyen resminizin hikayesini anlatabilir misiniz? Beni en çok etkileyen resmim, çocukluğuma ait kaza geçirmeden önce çekilen bir fotoğrafı resmettim ve kendimce ölümsüzleștirdim. Kendime sadece o resmimi saklıyorum. Yoğun emek verdiğiniz ve duygusal bir bağ kurduğunuz resimlerinizi satın alanlara vermek sizin için zor oluyor mu? Resimlerimi almak isteyen insanların severek aldıklarını düşünmek istiyorum ve resimlerimin başka bir yerde başka bir duvarda hep, asılı kalıp insanlar ona baktıkça kendinden bir şeyler bularak resimlerime anlam katacaklarına inanıyorum. Ancak böyle bir iz bırakabilirim, bunun dışında maddi anlamda da bir şekilde kendi ayaklarımın üstünde durmam gerekiyor ve bunun için benim tek yapabildiğim şey resim. Ülkemizde engelli olmanın zorluklarını bir sanatçı olarak yaşıyor musunuz? Çok fazla yașadığımı söyleyemem, ben resimlerimi aklımla hayallerimle yapıyorum. El veya ayak sadece bir aracı ama gene de özel durumundan dolayı bazen ufakta olsa zorluklar yaşıyorum. Resimlerimi almak isteyen insanların severek almalarını isterim hep bunun dışında başka bir amaçla almaları hem benim ilerlememi engeller hemde resimlerime zarar verir. Engelli vatandaşlarımız için vermek istediğiniz bir mesaj var mı? İnsanlara mesaj verebilmek için önce kendi ayaklarımın üstünde durmam, örnek olabilecek daha iyi şeyler yapmam gerekiyor. Amaçlarımı hayallerimi gerçekleştirmeden bir başka insana mesaj vermem kötü bir örnek olur ve bunu asla istemem.

96



Dünya Pazarları UNICERA’da Buluşuyor

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

UNICERA

28 yıldır başarı çizgisini artırarak devam eden, sektör ekonomisinin önemli aktörü UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, tasarım, inovasyon ve fonksiyonelliği içerisinde barındıran ürünlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor.

98

Sektöründe dünyanın vitrini konumundaki UNICERA, 28 yıldır ulusal ve uluslararası alanda artan ticaret gücü, tüketiciye sunduğu çözümleri, onlarca yeni serisi, lansman ürünleri ve her yıl yenilenen yüzü ile yolundan sapmadan büyüyor. Gelişen teknolojileri yakından takip eden ve sürekli yenilenen, ünlü tasarımcıların imzalarını taşıyan, hijyeni ve enerji tasarrufunu ön planda tutan ürün portföyü ile bu yılda başarısını katlayarak sürdürmeye devam edecek. UNICERA bu yıl Türkiye dışında; Almanya, Amerika, Bulgaristan, Çin, Fransa, Hindistan, İngiltere, İspanya, İtalya, Portekiz ve Sırbistan’dan 370 firmayı, 11 salon 98.000 m2 kapalı sergileme alanında 70.000’in üzerindeki nitelikli ziyaretçisi ile tek çatı altında buluşturarak sektörün en önemli ticaret ağı olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Türkiye’nin en büyük fuar ve kongre merkezi Tüyap’ta gerçekleşecek olan UNICERA; küresel pazarda gelişecek işbirliklerinin yanı sıra etkinlikleri ve sergileri ile bu yıla da damgasını vuracak.

UNICERA Profesyonellerin İlk Tercihi 28 yıldır güçlü duruşuyla Türkiye’de tek olan ve dünyanın önemli fuarları arasında yer alan UNICERA; seçkin markaların, mimar, iç mimar, dekoratör ve inşaat mühendislerinin her zaman ilk tercihi… Türkiye’nin ve dünyanın hemen hemen her yerinde yürütülen tanıtım çalışmaları ile hazırlıklara son hız devam eden fuar; yurtiçinde Trabzon, Rize, Kayseri, Konya gibi inşaat potansiyeli yüksek illerinde faaliyet gösteren mimar, içmimar, inşaat mühendisi ve proje firmaları gibi sektör profesyonellerinden oluşan alım heyetlerini katılımcılarla buluşturmaya hazır.

fonksiyonel mutfaklar, mermerler ve soft renkler ile daha ferah daha dinamik banyo ve mutfaklar yaratılacak. Bu yıl UNICERA’da mutfak sektöründeki öncü firmaların artan katılımları ile mutfakların başrolü ankastre ürünlerin pratik, estetik ve teknolojik yapıları, profesyonel sektör temsilcilerine yeni pazara açılma ve ürün gamını genişletme fırsatı sunmanın yanı sıra, evini yenilemek isteyenler için ise kusursuz bir banyo ve mutfak deneyimini yakından yaşatacak.

Uluslararası arenada yapılan tanıtım çalışmaları ile ilk hedef; fuarın gelişmesine katkı sağlamak, katılımcıların ihracat kapasitelerini arttırmak ve yeni potansiyeller yaratmak. UNICERA, bu konuda da ABD, Almanya, Arnavutluk, BAE, Belçika, Bosna Hersek, Danimarka, Estonya, Etiyopya, Fas, Finlandiya, Hırvatistan, Irak, İtalya, Kuveyt, Letonya, Litvanya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Yunanistan gibi ülkelerde yürütülen çalışmalar ile oluşturulan alım heyetlerini fuarda ağırlayarak yeni iş imkanları yaratmaya devam ediyor.

Dünya Pazarı Rotasını Değiştirdi Bu yıl Angola, Arnavutluk, Azerbaycan, BAE, Benelüks, Bosna Hersek, Danimarka, Ermenistan, Etiyopya, Fas, Gana, Gürcistan, Hırvatistan, Irak, İran, İskandinavya, İsrail, İsveç, Kanada, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kuveyt, Libya, Litvanya, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Nijerya, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ukrayna, Yunanistan, Portekiz, Türkmenistan, Arabistan, Cezayir, Yemen, Avusturya, Ürdün, Kosova, Finlandiya, Belçika, Norveç, Kenya, Tanzanya, Dubai gibi ülkelerden beklenen ziyaretçiler ile fuara olan ilgi dünya genelinde artmaya devam edecek.

Kusursuz Bir İç Mekân Deneyimi UNICERA, kişisel zevklere ve tercihlere uygun yüzlerce renk ve desen seçeneğini, farklı formlardaki dokuları, modern ve minimal çizgileri ile iç mekanlarda teknolojinin kusursuzca kullanıldığı dekorasyon önerileri, sezonun son trendi olan geometrik desenlerin retro tasarımlarla birleşeceği, geçmiş ve geleceğin harmanlandığı tek adres konumundaki yerini koruyacak. Duvara monte mobilyalı lavabo tasarımları, vintage görünümlü

Zemin ve duvar kaplamaları; seramik, granit, mermer, mozaik, doğal taş, banyo ürünleri ve aksesuarları; vitrifiye ürünler, armatürler, havlupan ve dekoratif radyatörler, mutfak ürünleri ve aksesuarlarının yanı sıra CERAMICTECH Seramik İşleme Teknolojileri özel bölümü ile seramik makineleri, makine yedek parçaları, yan sanayi ürünleri, hammaddeler ve kimyasallarına yer verilerek 2016 yılı için sektörün trendlerinin belirlendiği uluslararası bir platform olma özelliğini sürdürecek.



içi ve yurt dışı PR ve reklam çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi, yurt içi-yurt dışı sektör sivil toplum kuruluşlarıyla, derneklerle, odalarla, yurt dışı ticari ataşeliklerimizle işbirliğinin arttırılmasını ve sinerji oluşturulmasını bekliyoruz. Fuarın bir sonraki fuara kadar ki sürecimize ışık tutmasını bekliyoruz. Adell biz de fuara iyi hazırlanıyoruz. Dolayısıyla fuar kuruluşu, sektör kuruluşları da gayretlerini arttırırlarsa fuar inanıyoruz ki amacına ulaşacaktır.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

Adell Genel Müdürü Ergun Topçu UNICERA sektörün önemli ve özellikli bir buluşma platformu. Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı ziyaretçilerimiz ile birlikte işlerimizi ve işbirliklerimizi arttıracağımız bir süreç olmasını öngörüyoruz. Fuar etkinliğinin arttırılması adına yurt

kine, ekipman, hammadde ve yardımcı malzeme üreticilerinin de katılımını sağlamak yararlı olacaktır. Bir de ek olarak, günümüzde rekabette önemi oldukça artan ve ürünlerimize katma değer sağlayacak tasarım odaklı çalışmaların, ulusal ve uluslararası tasarımcıların katılımının sağlanması ve yarışmaların fuarla eş zamanlı olarak yürütülmesinde ve fuara bu anlamda da katkı sunmasında yarar vardır.

Akgün Group Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün Bu yıl 28.si düzenlenecek UNICERA Fuarı’nın her geçen yıl gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı pazarlarda önemini arttırdığını gözlemliyoruz. Fuar büyük ölçüde beklentilerimizi karşılamakla birlikte, özellikle sektörümüzün ihracat artışına daha yüksek katkı sağlaması beklentilerimiz arasındadır. Bu kapsamda özellikle Tanıtım Grubu’nun fuarın yurt dışında tanıtımı için daha fazla bütçe ayırması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, fuarın sektörümüzdeki üreticilerle birlikte teknik yönünün daha da arttırılması için yerli ve yabancı ma-

100

UNICERA’nın sağlayacağı ivmeyle birlikte 2016’da Adell, sektördeki lider armatür üreticilerden biri olarak sektörümüzün gelişmesine katkı vererek devam edecektir. Yenilikçi uygulamalarımızla, müşteri dostu yaklaşımlarımızla çok daha güzel iş sonuçları üreteceğimize inancımız tamdır. Özellikle ticari yapılardaki, otel ve benzeri mekânlardaki yoğun kullanım için temizlik şartlarına dayanıklı ürünler geliştirdik. Fuar ile birlikte

Grubumuz seramik ve granit kaplama malzemeleri, vitrifiye sağlık gereçleri ve banyo mobilyaları, yapı kimyasalları konularında faaliyet gösteren 8 fabrikamızın ürünlerini fuarda sergilemekteyiz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yeni ürünler, yeni ebatlar ve tasarımda yeniliklerle fuarda yer alacağız. Bu yıl sunumda yeni markamız durastone20 ile 20mm kalınlığındaki yer karolarına ağırlık verdik, granit fabrikamızda geçtiğimiz yıl yaptığımız yenileme yatırımlarımızda bu türdeki teknik ürünlerin üretimini kolaylaştıracak düzenlemeleri esas aldık. Sadece durastone20 grubunda yaklaşık 29 yeni seri ve 90’a yakın renk alternatifi ile önemli bir ürün gamını müşteri ve ziyaretçilerimizin beğenisine sunacağız. Vitrifiye ve banyo

alacağımız ivme ile yeni bir heyecanla yolculuğumuza devam edeceğiz. Yenilikçi ürünler, etkin, aktif satış/pazarlama politikaları, tedarikçi-müşteri diyalogları ile pazardaki varlığımızı hissettireceğiz. Biliyoruz ki, müşterisinin kalbinde yaşayanı hiç kimse oradan çıkaramaz. Orası en güzel mekândır. Fuarda armatür ve duş sistemlerimizdeki yeniliklerimizi bayilerimizle, kullanıcılarımızla ve sektörümüzle paylaşacağız. Yeni trendlere, hedef kitle beklentilerine uygun olarak tasarlanan banyo ve mutfak armatürlerimiz, yeni koleksiyonları ve yeni yüzey alternatifleri ile fuarda hedef kitlemiz ile buluşacak. Hızla akan bir dünyada iki yıl biraz uzun bir süre gibi duruyor ancak fuarın iki yılda bir olmasının biraz daha uygun olacağı konusunda kanaatimiz var. Sektörümüzde bu yönde bir mutabakat gelişirse Adell olarak bizde iki yılda bir olmasını tercih edebiliriz.

mobilyalarında da yeni tasarımlarımızın beğenileceğini umuyoruz. Biz fuarın iki yılda bir düzenlenmesi fikrine olumlu yaklaşmaktayız. İstesek de istemesek de zaman çok hızlı akıp geçiyor. Biz ve sektördeki diğer üretici şirketlerimiz oldukça zorlu geçen tasarım ve yeni ürün çalışmaları sonucunda çok sayıdaki yeniliği müşteri ve kullanıcılarımızla, mimarlarımızla buluşturuyoruz. Ancak, gerek fuarın hemen sezon öncesinde olması ve gerekse fuarın her yıl düzenlenmesi yeniliklerin sağlıklı olarak pazara yansıtılmasını zorlaştırıyor. Benim gözlemim neredeyse ürünlerin bir kısmını üretemeden ve pazara sunmadan yeni fuar telaşı başlıyor. Fuarın iki yılda bir düzenlenmesi hem daha sağlıklı bir ürün yapısının ve trendlerin oluşumuna katkı sağlayacak hem de gerek bayi, müşterilerimizin ve bizlerin sağlıklı ve daha doğru bir ürün gamı ve stok yönetimine imkan sağlayacaktır. Ayrıca zamanlama olarak da Şubat ayından çok, hem hava şartları ve hem de sezon öncesi üretim, teşhir hazırlıkları, yeni ürünlerin pazara sunumu gibi faktörleri dikkate aldığımızda Ekim – Kasım aylarının daha doğru bir zamanlama olacağını düşünüyorum.


UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, yaklaşık 80 yabancı ve 280 yerli firmanın katılımı ile seramik sektöründe, CERSAIE Fuarı’ndan sonra, Avrupa’nın ikinci büyük fuarıdır. 100’e yakın ülkeden gelen ziyaretçilerinin çok büyük bir kısmının profesyonel ve nitelikli kişilerden oluşması ve yüksek ziyaretçi yoğunluğu doğal olarak katılımcı firmaların beklentilerini de yükseliyor. Her yıl fuar sonrası yaptığımız değerlendirmelerde beklentimizin altında bir gerçekleşme olduğunu söyleyebilirim.

UNICERA, uluslararası kimliği ile tanınmışlığı yüksek olan fuarlar kategorisinde yer alıyor. Tabi ki ilk bakışta böyle bir fuarın her yıl tekrarlanmasını düşünmek

Bununla beraber, üretim süreçlerimizde yatırımlarımıza aralıksız devam ederek, son teknolojiyi kullanmaya, daima yenilikçi çalışmalar içinde olmaya gayret gösteriyoruz. Bu yıl da birbirinden farklı ebat, doku, desen, yüzey seçeneklerini barındıran, onlarca yeni serimiz var. Seramik sektöründe dünyada trend olan her konsepti Ege Seramik standında, müşterilerimiz ve son kullanıcılarla buluşturacağız.

Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller UNICERA bu yıl da, yabancı birçok müşteri, sektör temsilcisi ve profesyoneli ağırlayacak. Biz de her yıl olduğu gibi, pazar beklentilerine uygun ve sektördeki trendleri belirleyen yenilikçi çalışmalarımızla, bizden bekleneni ortaya koymak için gerekli hazırlıkları yapıyoruz.

Bu fuarda pazara sunacağımız en önemli yenilikler, dijital dekor uygulamalarında gelinen son nokta, yani birçok malzemenin farklı seramik dokularında, farklı yüzey ve alışılmışın dışında renk uygulamaları ile zenginleştirildiği, dijital dekorlu ürün çalışmalarımız. Geniş bir yelpazeye yayılan seçenekleri ile farklı alanlara hitap eden güzel bir portföy oluşturduk. Ayrıca, yeni geliştirdiğimiz, kalıptan şekilli 20x120 ebatlı ürünler de ilk defa

Dolayısı ile fuarda sergilenen ürünlerimizin teşhir ve tanıtımı maalesef çok gecikmeli olarak ve aylar sonra, inşaat sezonunun ortasındayken teşhirlerde yer alıyor. Seramik sektöründe, piyasaya arz edilen bir ürünün talep ömrünün minimum 2-3 yıl olacağı da düşünülürse, bu durumda, UNICERA’nın iki yılda bir yapılması daha mantıklı ve yararlı olacak. Ancak, gelecek yıllarda UNICERA’nın Ekim veya Kasım ayında yapılacağı söz konusudur. Böyle bir takvim değişikliği olursa, bu durumda her yıl yapılıp yapılmayacağı konusunun tekrar gözden geçirilmesi isabetli olacaktır.

müşterilerimizle buluşuyor. Bu ebatta, gerçek ahşap görüntüsüne son derece yakın, ahşabın sıcaklığını yansıtacak kadar gerçek yüzey dokuları Ege Seramik ürünleri ile müşterilerin karşısında olacak. Her zaman olduğu gibi Ege Seramik ürünlerini son kullanıcımıza erişebileceği, makul fiyatlarla ama kaliteden ve estetikten asla ödün vermeyen bir strateji ile ulaştırmaya devam edeceğiz. Seramik sektöründe moda etkisinde ilerleyen, dinamik bir ürün geliştirme süreci var. Fuarlar, ürün geliştirme süreçleri dünya trendlerine paralel ilerleyen firmalar adına önemli mecralar. UNICERA Fuarı, yurtdışı müşterilerimizin de yoğun katılım sağladığı, en yeni ürünlerimizi görme şansına sahip oldukları ve satış bağlantılarımızı yaptığımız çok verimli bir fuar. Bu nedenle, Ege Seramik olarak her yıl düzenlenmesini tercih ediyoruz. Vitrifiye ürünlerinde daha uzun ürün geliştirme süreçleri olması nedeni ile, vitrifiye üreticisi firmaların 2 yılda bir katılım sağlamaları daha verimli olabilir.

Fuar Görüşleri

Anka Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Aydın

Anka Seramik, bu yıl dokuzuncu yaşını yaşıyor. Geçen yıllar içinde her fuar döneminde ürünlerimizi daha büyük ve farklı ebatlara taşıdık. 25x33 ve 33x33 ebatlarından, önce 25x40 ebadına çıktık. UNICERA 2013’de 24x50 Duvar Karosu, 2014’de Digital Baskıya geçerek 25x60 ve 30x60 Duvar Karosu, 40x40 Yer Karosu , 2015 UNICERA’da 28x56 ve 40x40 Sırlı Porselen üretimi ile üretimimizi çeşitlendirdik. 2016 fuar dönemi için de, üretim bantlarımızın tamamında Digital Baskı Teknolojisine geçtik ve bu yıl üretim gamımıza ayrıca 30x60 Sırlı Porselen ilave ettik.

normaldir. Ancak, inşaat sektörü mevsimsel olup, ülke genelinde ortalama olarak Nisan ayında hareketlenmeye başlıyor. Şubat ayındaki fuardan sonra, değerlendirme çalışmalarının yapılması, katalog ve ürünlerin hazırlanması için belli bir süreye ihtiyaç var. Bu hazırlık döneminden sonra bayilerimize ve satış noktalarımıza, ürünlerimizin ve kataloglarımızın ulaşması en erken Nisan ayını bulunuyor. Oysa, bu günlerde yurt içinde ve yurt dışındaki tüm bayilerimiz, teşhirlerini yapmış, vitrin ve showroom çalışmalarını bitirmiş oluyorlar.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ancak, global kriz ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal problemler ile komşu ülkelerde ki karışıklıklar göz önüne alındığında, ürün gamımıza paralel olarak her yıl küçük adımlarla ama istikrarlı bir şekilde yeni kazanımlar elde etmemiz bizleri memnun etmektedir. İnanıyoruz ki, ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı günlerde, bu küçük kazanımlar, gelecek için büyük yatırımlara dönüşecektir.

101


Bien Satış Grup Başkanı Metin Savcı

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

UNICERA, üretici firmaların o yılın yeni ürünlerini sektör profesyonellerine, mimarlara, müteahhitlere, nihai tüketicilere tanıttıkları önemli bir platform. UNICERA uluslararası nitelik kazanması nedeni ile üretimlerin yurtdışı müşterilerine de tanıtıldığı, satışının yapıldığı bir fuar olarak önemini her geçen gün arttırıyor.

UNICERA fuarının banyo & seramik alanında Türkiye’nin marka ve güvenilir firmalarıyla tanışmak ve işbirliği yapabilmek için en güvenilir platform olduğu, sektöründe en iyilerin bu fuarda oldukları lanse edilerek ziyaretçi katılımının arttırılması sağlanabilir. Ayrıca yurt içi çalışma ortaklarımız olan bayilerimize yeni ürünlerimizi tanıtıp, onları standımızda ağırlarken ziyaretleri esnasında fuarla ilgili genel olarak memnun kalmaları bizler için çok önemli.

Damla Banyo Satış Destek Direktörü Hacer Kara Üretici firma olarak UNICERA fuarından beklentimiz, yurt dışından hedef ziyaretçi katılımının daha fazla olması, çeşitli ülkelerden katılım sağlanmasıdır.

yana katıldığımız UNICERA Fuarı, sektör için olduğu gibi bizler için de önemli bir fuar. Bu nedenle, her yıl yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da buluşturuyoruz.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkan Yardımcısı - Pazarlama Deniz Aktürk Erdem Avrupa’nın en büyük seramik, banyo ve mutfak fuarlarından biri olan UNICERA, geleneksel olarak tüm üreticilerin yeniliklerini iş ortaklarıyla ve sektörle paylaştığı bir platform. İlk yılından bu 102

Geçen sene başlanan fuar takviminin Salı başlayıp cumartesi bitmesini olumlu karşıladık. Uygulamanın yeni olması sebebi ile geçtiğimiz yıl İstanbul’a yakın illerden Pazar günü fuarı ziyaret eden bayilerimizin programları etkilenmiş olabilir. Bu sene bu uygulamaya dikkat çekilmesi ile aynı sıkıntının yaşanmayacağını düşünüyoruz.

UNICERA’nın, firmalara dünyayla rekabet edebilmesi ve yeni pazarlar yaratması konusunda önemli fırsatlar yarattığına ve ulusal ve uluslararası alandaki en önemli pazarlama platformlarından biri olduğuna inanıyoruz. Yurtdışından birçok şirketle uzun dönemli anlaşmalar imzalama ve projeler üzerinde detaylı konuşma fırsatı yakalıyoruz. Bizim için UNICERA’nın en temel çıktısı bu… Özellikle son yıllarda komşu ülkelerden gelen ziyaretçi sayısında yakaladığı artış ve kaliteyle, sektörde daha da önemli bir yer edindi. Bu yıl 28.si gerçekleştirilen UNICERA fuarı, dünyanın lider seramik üreticilerinden olmaya aday Türkiye için

Teknik porselen karo ürün grubumuzda 60x120cm ve 45x90cm büyük ebatlı ürünler ve 45x90x2cm kalınlıkta ürünler bu yıl fuarda tanıtacağımız yeniliklerimiz arasında yer alıyor. Mermer ve ahşap desenli ürünlerimiz de yeni tasarımlarımızla fuarda yer alacak. Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubumuzda hem Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarını hem de yeni ürünlerimizi sergileyeceğiz. Henüz netlik kazanmasa da fuarın 2 yılda bir olmasını destekliyoruz.

Bu sene UNICERA fuarına, on iki lüks, bir orta segment dolap ve dört seri dolap olan yeni ürünlerimizle katılıyoruz. Avrupa’da olan ve iki senede bir yapılan önemli fuarla UNICERA fuar takviminin denk düştüğü senelerde yurt dışından olan ziyaretçi katılımında azalma gözlemledik. Ayrıca her sene fuardan sonra yeni ürünlerin üretime geçilmesi, bayilerde teşhire açılması neredeyse senenin yarısını buluyor ve aynı zamanda bir sonraki yıl için yeni ürünlerin tasarımı ve üretilmesi için bir efor sarf ediliyor. Yeni ürünlerden henüz randıman alınamadan tekrar bir geçiş yaşanıyor. Bu da hızlı tüketime sebep oluyor. Bu bağlamda fuarın iki senede bir yapılmasının daha verimli olacağı kanaatindeyiz.

büyük önem taşıyor. Tüm dünyadan seramik üreticilerini ağırlayan UNICERA, giderek artan katılımcı sayısıyla, yatırımcıların ilgisini çekerek sektöre büyük katkı sağlıyor. İnovatif ve geleceğe yön verecek yeni ürünlerin tanıtıldığı fuar, yanlızca ticari anlamda değil, kültür ve bilgi paylaşımı anlamında da çok yararlı oluyor. Bu yıl UNICERA’da tamamen yeni 3 ürünümüzü tanıtacağız: D-Light, Cosey ve Shake/Wake/Take. Öte yandan V-care, Metropole, Rim-ex, Roomy de özellikle öne çıkan ürünlerimiz arasında olmaya devam edecek. Profesyonellere de çözüm getiren VitrA ile, 1000 x 3000 cm ebadındaki Laminam ile 30x60, 40x80 ve 80x80 ebatlarındaki mermer veya ahşap görünümündeki, modern veya klasik görünüme sahip yeni porselen koleksiyonlarını UNICERA’da ziyaretçilerin beğenisine sunacağız.


Ege Vitrifye Genel Müdürü Merter Savaş Bu yıl 28.kez kapılarını yerli ve yabancı ziyaretçilere açacak olan UNICERA Fuarı’nın artık uluslararası düzeyde ses getiren bir fuar olması nedeniyle, yeni modellerimizi özenle belirleyerek, ürün geliştirme proseslerimizi tamamladık. Eylül ayı sonunda katılmış olduğumuz İtalya’daki CERSAIE Fuarı’nda ilk defa sergilediğimiz 4 serinin yanı sıra, bu fu-

arda ilk defa sergileyeceğimiz tek parça vitrifiye modellerimiz olacak.

Örnek renk kartelasını hazırladığımız 10 farklı tonda mat sır uygulamasını çanak lavabolar, mobilya uyumlu lavabolar ve klozetlerde beğeniye sunuyoruz. Portföyümüzdeki bir diğer yenilik ise cam rezervuarlar. Gerek tek parça duvara tam dayalı, gerekse asma klozetlerle birlikte kullanılabilecek cam rezervuarlarımızı da siyah ve beyaz renklerde 1 Ocak tarihinden itibaren satışa sunmaya başladık.

İtalya’da müşterilerimizin beğenisine sunduğumuz Selge, Finikia, Zela ve Karina ürünleri büyük beğeni topladı. UNICERA Fuarı’nda ilave olarak sergileyeceğimiz bağımsız ürünlerle , portföyümüzdeki boşlukları doldurmayı hedefliyoruz. Alia serisi ile kanalsız ürün grubuna ilk adımımızı atmıştık. Üst segment kanalsız modelimiz Selge ile portföyümüzü genişlettik. Orta segmente yönelik geliştirdiğimiz Dropia kanalsız asma klozet ile tüm segmentlere hitap etmiş olacağız. Fuar için geliştirdiğimiz diğer bağımsız modeller arasında ince kenarlı çanak lavabolarımız da mevcut. Bu modellerde oldukça fazla ebat ve renk seçeneği sunuyoruz. Ayrıca dileyen kullanıcılar aynı modelin batarya delikli veya deliksiz versiyonunu da seçebilecekler. Sipariş üzerine hizmet vereceğimiz, pastel renklerdeki mat sır uygulamasını da bu yıl üretim gamımıza dahil ettik.

Fuar Görüşleri

UNICERA gerek kurumsal sunum konseptimiz gerekse ziyaretçi profili noktasında; şirketimizin marka algısı ve bilinirliğini pekiştirme imkanı yaratması, pazardan gelen talep ve beklentilere uygun şekilde yanıt verebilecek son teknoloji ve yeni ürünlerimizi hedef kitlemize sunum imkanı sağlaması, Türkiye iç pazarı ve global pazarlardaki hedef müşteri kitlemizin ihtiyaç, beklenti, karar verme, karşılaştırma ve satınalma süreçlerini analiz edebilme imkanını bize sağlaması, bu yönde ürün geliştirme, üretim ve satış dinamiklerimizi canlı tutması, ürünlerimizin ve pazardaki varlığımızın hedef kitlemiz üzerindeki prestij algımızı yüksek tutması, mevcut ve

şekilde ilgili makamlarla eşgüdümlü bir çalışma yapılarak fuara ziyaretçi noktasında yoğun katılımları sağlanmalıdır. Bu yıl ki fuarda lansmanını yapacağımız ürünlerimiz; son yıllarda trendlere ve kullanım alışkanlıklarına yeni bir boyut ve değer katan, uygulandığı mekanlarda sıradışı ambiyans yaratan klasik ve modern fon ve desenleri ile bir çok ebatlarda granit dekor koleksiyonumuz, bu dekorlarımızla uyumlu ve ayrıca bağımsız olarak da kullanıldığında seçkin ve bütünsel bir konsept yaratan yeni ve zengin granit seramik koleksiyonumuz, granit bordür serilerimiz, klasik ve modern çizgilere sahip yeni karo çinilerimiz, mutfak ve banyo mekanlarında üst seviyede hijyen, uzun ömür, dayanım, kullanışlılık, üretim teknolojisi ve kullanımı ile çevre ve tüketici dostu, nihai tüketici, proje tasarımcı ve yapımcılarının kendisinin dahi belirleyip veya desen tasarımını yaparak şirketimize ürettirebileceği son derece dekoratif ve sıradışı tasarımlarda, sayısız desen, renk ve kombinasyona sahip hi-definition digital cam baskı ürünlerimiz, yüzme ve sus havuzları için en üst kalitede, yeni cam mozaik ve havuz aksesuarları serimiz, son olarak müşteri ve hedef kitlemizin yine vazgeçilmez ürünleri cam mozaik ve doğaltaş mozaik koleksiyonumuzda sıradışı yeni ürünlerimizin lansmanını gururla yapacağız.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Betaş Yönetim Kurulu Üyesi Halil Ayten

hedef satış kanalımızı nitelik ve hacimsel bazda arttırma imkanı sağlaması, özellikle gerek yurtdışı gerekse yurtiçi nitelikli yapı projelerinin mimari muellif grupları, yapım firmaları, konsept tasarımcıları ile ve yeni jenerasyon tasarımcı ve mimarlarla, proje grupları ve müteahhitlerle, yapı ürünleri satıcıları ile buluşma ve sürdürülebilir iş yaratma imkanı sağlaması, hammaddeden üretim teknolojisine ve nihai ürüne kadar uygulamakta olduğumuz sürdürülebilir ve çevreci ürün teknolojimizi, kamu ve özel sektör yatırımcılarının projelerine değer katma algımızı sağlaması ve yükseltmesi, UNICERA Fuarı’ndan temel beklentilerimiz olup, bunların genel çoğunluğunu (%75-80) bize sağlıyor. Son yıllarda özellikle yurtdışı ziyaretçilerden yoğun katılım olmakla birlikte, bu manada ziyaretçi profili olarak özellikle Kıta Avrupası, Birleşik Krallık, Ortadoğu ve Yakın Doğu ülkelerindeki global yapı projelerinin tasarımlarını yapan büyük mimari yapı tasarım grupları, yatırımcılar, yapım firmalarının ve yapı sektöründe kriter belirleyen global şirketlerin de fuara farklı bir strateji ile çekilmesini arzu ediyor ve bekliyoruz. Aynı şekilde yurtiçi kamu sektörü yatırımcı ve proje kuruluşlarının da ülkemizin hızla gelişen ve yüksek kalitede proje yaratan yapısına uyumlu şekilde son teknoloji ve ürünlerimizi inceleme, karar verebilme ve uygulama sürecini hızlandıracak

Fuarın iki yılda bir yapılmasını vitrifiye üreticileri açısından olumlu buluyorum. Sektörümüzde yeni ürün geliştirme süreçleri oldukça uzun, portföyün her sene yenilenmesi veya çok sayıda yeni modelin dahil edilmesi üreticileri zorluyor. Fuarın iki senede bir yapılması vitrifiye üreticilerinin fuara daha iyi hazırlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca UNICER Fuarı’ndan hemen sonra Mart ayında Almanya’da iki senede bir yapılan ISH fuarı var ki vitrifiye sektörü açısından son derece önemli bir fuardır. Bir sene UNICERA, diğer sene ISH fuarlarına katılım sağlamak, vitrifiye üreticileri açısından daha olumlu ve etkin sonuçlar ortaya çıkartacaktır. 103


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

Elmor A.Ş . Genel Müdürü Hakan Günderen Türk seramik sağlık sektörü her geçen yıl inovasyon ve tasarım anlamında dünya klasmanında önemli başarılara imza atıyor. Bu başarıların yerel ve global tüketiciyle buluşması için UNICERA tarzı fuarlara çok önem veriyoruz. Bu yıl fuardan beklentimiz fuarın daha çok yabancı ziyaretçi ile uluslararası bir fuar tarzında geçmesidir. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda UNICERA Fuarı son 2 yıldır uluslararası katılımcının daha çok ilgi gösterdiği bir fuar. Daha önce yerli katılımcı yoğunlukta geçen fuar zamanlarında artık uluslararası anlaşmalara da adım atabildiğimiz bir organizasyon

“Myra Serisi” ürünleri de yine standımızda olacak diğer iddialı ürünlerimizden. Üstelik armatür grubundaki renkli alternatiflerimizin de dikkat çekeceğini düşünüyorum.

E.C.A ve Serel markalarımızla katılacağımız fuara, armatür ve seramik sağlık gereçleri sektöründe çevre dostu üretimi önemseyen, kullanıcı dostu olarak tasarruf ve kolay kullanımı bir arada sunan yani senkronize bir bütünlük arz eden ürünlerle katılıyoruz. Armatür grubunda özellikle fotoselli ve elektronik ürünler ile teknolojik, işlevsel; güvenlik ve tasarruf değeri olan ürünlerimizle fuarda yer alacağız. Bu ürünlerin ergonomik ve renkli tasarımları ile de renkli bir armatür standına sahip olacağımızın teyidini şimdiden verebilirim. Örneğin, ECA olarak, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, tamamen elektronik ilk yerli armatürü olan “Electra Serisi“nden örnekler standımızda olacak. Bu seride armatürün üzerindeki dokunmatik tuşlar ile suyun sıcaklığı, debisi, açıp-kapanma özellikleri tek bir noktada toplanıyor.

Vitrifiye olarak da adlandırılan seramik sağlık gereçleri grubundaki SEREL markamızla ise leke tutmayan, hijyenik; zaman, su ve deterjan tasarrufu sağlayan Hygiene+ ürün gamımızla yer alacağız. Bunun haricinde Türkiye’de klozetin yıkanmasına farklı bir bakış açısı getirecek yeni ve üstün bir ürünümüz var. SEREL temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlayan aynı zamanda kanal kısmının temizliği sorununu ortadan kaldıran ve sıçratma problemi yaratmayan çözümü üretti. Bu ürünün de fuarda adından söz ettirecek bir ürün olacağı kanaatindeyim.

Ergonomik, soğukta açılan batarya kumandası ile sıcak sudan haşlanma riskinin önüne geçen ve kullanıcı dostu olma ilkesini devam ettiren, su ve enerji tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile fonksiyonellikteki iddiasını sürdüren İtalya’nın tasarım gücünü ortaya koyan iddialı ve farklı ürünlerimiz bu yıl da olacak. İlk kez görücüye çıkacak olan Cappitone, farklı bir tasarım olarak ihtişamlı renk alternatifleri ile ayrıcalıklı ve özel olmak isteyenlerin beğenisine sunulmak üzere standımızda yerini alacak.

ISVEA Genel Müdür Yardımcısı Yakup Fırat Global ve yerli tüm markaların ürün ve teknolojilerini sergilediği UNICERA, sektörümüz için çok önemli bir fuar. Biz de çok önem veriyor ve en yeni serilerimizi, teknolojilerimizi ilk kez UNICERA Fuarı’nda sunuyoruz. Bu yıl da ilk kez ziyaretçilerle buluşturacağımız ürün ve teknolojilerimiz olacak. Geçtiğimiz yıl Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere dünyanın 30 ülkesinden katılımcı ziyareti olmuştu standımıza. UNICERA ihracat, bayilik anlaşması ya da iş ortaklığı gibi bağlantıların kurulması adına önemli bir fuar.

104

haline geldi. Temennimiz bu yıl da katılımcı profilinin uluslararası anlamda da yoğunluk kazanmasıdır. İhracata yapacağımız katkılar anlamında fuarı bu yönüyle de çok önemsiyoruz.

Bir diğer yeni serimiz Roll’s ise tasarımın sadelikte ulaştığı son nokta olarak karşımıza çıkacak. Bunun yanı sıra örneğin banyolardaki tasarım anlayışına yepyeni bir bakış açısı kazandıran Lunna Serisi ile yaratıcılıkta yepyeni ufuklar açacağız. Ayrıca, modern mimariyi tamamlayan yalın çizgisiyle banyolara değer katan Allegro Serisi de fuarın en gözde tasarımları arasında yerini alacak. ISVEA’nın modern ve inovatif tasarım anlayışıyla hayata geçirdiği Allegro lavaboları ise yuvarlak ve dikdörtgen alternatifleriyle banyolarında farklı bir tarz yakalamak isteyenlerin beğenisine sunuyor olacağız. Ayrıca Sott Aqua’dan Eleganza’ya, Regina’dan

Fuarın iki yılda bir olması fikrini Elmor ailesi olarak olumlu buluyoruz. Birçok uluslararası fuar iki yılda bir yapılıyor. Bu sayede üreticiler fuara daha iyi hazırlanma fırsatı bulabileceklerdir. Bir yıllık periyotlarda üreticiler, çıkacakları fuara bir önceki fuara göre yenilik getirmekte zorlanabiliyorlar. Bu sebeple fuarın uluslararası diğer fuar tarihleriyle çakışmayacak şekilde iki yılda bir olması sektöre daha çok katkı sağlayacaktır. Flamma’ya, ColorIsvea’dan Viva’ya varıncaya kadar tüm tasarımlarımızı fuara özel olarak sergileyeceğiz. Ve tabi ki teknoloji… Bu yıl UNICERA Fuarı’nda ilk kez geliştirdiğimiz ve Türkiye pazarına sunduğumuz tüm teknoloji sistemlerini ve ürünlerini ayrı bir bölümde sergileyeceğiz. Sharp&Slim, Rimless, SmartPlus gibi teknolojileri tüketicilerimiz toplu olarak görebilecek ve inceleyebilecekler. UNICERA Fuarı, Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda bilinirliğinin artırılmasında önemli rol oynayan bir organizasyondur. Sektörümüz, ülkemiz için katma değer yaratan ve rekabet ortamı geniş bir sektördür. Sektörün gelişmesi ve büyümesi için daha rekabetçi, ileri teknoloji kullanan ve yeniliğe önem veren bir vizyonla gerek sosyal beklentileri gerekse işgücü talebini karşılamış olmamız gerekiyor.


Yeni oluşumlar, yaşadığımız gelişmeler ve pazarda meydana gelen rekabetin

Ece Seramik / Formina Dış Ticaret Müdür Sedef Ece Gürçınar Yeni pazarlara açılmak için fuarlar hala geçerliliğini devam ettirmektedir; UNICERA Fuarı’na katılımın her yıl bir önceki yıldan daha fazla olması en büyük beklentimiz. Özellikle katılımın sektörel olması doğru hedef kitleye ulaşmamız açısından çok önemli. Yurtiçinden ve yurtdışından gelen misafirlerimize kendimizi doğru ifade etmek için fuar öncesinde çok önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda beklentimiz maksimum düzeydedir. hatta Avrupa’nın önemli bir seramik karo fuarı haline geldi. Önceki yıllara göre katılımcı ülke sayısında önemli bir artış söz konusu. UNICERA her geçen yıl gelişerek büyüyen sektör ve özellikle bizim gibi ihracat odaklı firmalar için faydalı bir organizasyon.

Graniser Genel Müdür Erol Hacıoğlu UNICERA Fuarı profesyonel ve nihai müşterilerimizle birebir iletişim kurma şansı bulduğumuz bizim için önemli bir buluşma noktası. Son yıllarda iç pazar fuarı olmaktan çıkıp, komşu ülkelerin

Fuar sayesinde yeni serilerimizi sektör profesyonelleriyle buluşturmaktan ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin beğenisini kazanmaktan oldukça mutluyuz. Yaptığımız görüşmeler bizler için ihracatta yeni pazarların açılmasını sağlıyor. Bu yıl 28.cisi gerçekleşecek olan UNICERA Fuarı’na, 2016 yılında trend olacak ve sektöre yön vereceğini düşündüğümüz yepyeni serilerimiz ile katılıyoruz. İtalya’nın önde gelen tasarım ofisleri ve tasarımcılarının yanı sıra bünyemizde bulunan deneyimli dizaynır

Fuarlar işletmeler ve tüketiciler arasındaki bu mesafeyi kapatıyor ve bizleri bir araya getiriyor. Her sene dünya üzerinde yaşanan gelişmeler, pazarlama iletişim araçları, reklam ve satış geliştirme yöntemleri her yıl ilerleyerek büyüyor. Bu nedenle de alıcılar ve satıcılar arasında daha yakın bir ilişki söz konusu olmalıdır diye düşünüyorum. UNICERA Fuarı’nda ilk kez tanıtacağımız üç farklı tasarıma sahip duş kabini; klasik tarzı geçmişten günümüze taşıyacağımız iki klasik küvetimiz ve bedensel engellilere özel tasarlanan ergonomik küvetimiz ile toplamda 6 farklı ürün standımızda yer alacak. Ayrıca 2016 da ürün portföyümüze kattığımız duş kanal sistemlerimizi de ilk olarak UNICERA Fuarı’da tanıtıyor olmak, bizim için heyecan verici olacak. Fuarın iki yılda bir olması katılım oranının artacağına ve fuarın uluslararası anlamda daha da prestij kazanacağı öngörüşündeyiz.

kadromuzun özenli çalışmaları sonrasında hazırladığımız 14 yeni serimizi fuarda ziyaretçilerimizin beğenisine sunacağız. Digital baskı teknolojisinin verdiği özgürlük sayesinde; doğaltaş, mermer ve ahşap desenli yeni serilerimiz 2016 yılında da yaşam alanlarının fonu olmaya devam edecek. Ayrıca bu yıl standımızda sergileyeceğimiz 20mm. kalınlığındaki yeni ürünlerimiz ile tüm sosyal alanlar için sağlam, estetik ve pratik çözümler sunacağız. Graniser Seramik olarak, her geçen gün yükselen başarı çıtamızı yepyeni serilerimiz ile bir basamak daha arttırmak, ihracattaki başarılarımıza paralel olarak, lokal pazarlara da katma değeri yüksek inovatif ürünler kazandırmak bu yılda temel hedefimiz.

Fuar Görüşleri

EVDEMA Yön. Kur. Başkan Yardımcısı Ömer Çelik

DU&KA kendi üretimimiz olan Türkiye’nin duvar kağıdı ve parke grubunda Vitale Parke ile birlikte Villeroy&Boch Parke’nin yanı sıra mutfakta Bauformat ve İntema markalarının yeni serilerini 2016 koleksiyonu farklı renk ve model seçenekleriyle UNICERA Fuarı’nda tüketicilerle buluşturmaya hazırız.

Giderek zorlaşan rekabet koşulları içersinde bir yandan yeni ve kaliteli üretim teknolojileri geliştirmeye, bir yandan rakipleri izlemeye bir yandan da mevcut ve potansiyel müşterilere ulaşmaya, onların istek ve beklentilerini belirlemeye çalışmaktayız ki bu bir hayli bizi zorluyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

yoğun bir şekilde yaşandığı bir ortam meydana geldi. Zamanımız koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır. UNICERA Fuarı’nda da doğru kitleye ulaştığımızı ve onların da en iyi kaliteyi yakaladıklarını düşünüyorum.

İhracat odaklı çalışan bizim gibi firmalar açısından fuarın her yıl düzenli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. 105


yoruz. Bayiler, mimarlar ve nihai tüketicilerin Kale standına gösterdikleri yoğun ilgiden dolayı çok mutlu oluyoruz. Fuar sonrasında da bu ilginin, bayilerimiz ve diğer iş ortaklarımız aracılığıyla Türkiye genelinde sürmesi amacıyla çalışıyoruz. UNICERA’da kazandığımız bu ivmeyi, iş potansiyelimiz, ürün kalitemiz ve üstün hizmet anlayışımız ile birleştirip, hem Kale Yapı Ürünleri Grubumuz, hem iş ortaklarımız hem de ülkemiz için artı değere dönüştürüyoruz.

Bu yıl 28’incisi düzenlenen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA İstanbul, bulunduğu bölgenin en kapsamlı ve değerli sektörel fuarıdır. Kaleseramik açısından 2016 yılına iyi bir başlangıç olan UNICERA’da, markalarımız Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kale, Edilcuoghi ve Edilgres ürünlerine yönelik yoğun ilgi ve beğeniyi bizzat görme ve değerlendirme imkanı bulu-

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Derya Ercan

Bütünsel banyo çözümlerimizde; Ece Yalım Design Studio tarafından tasarlanan Kale Icon koleksiyonu, A’Design ödüllü Spirit serimiz, klasik stilin dışında, ‘neoklasik’ bir seri olan ‘Zeus’ ile beğeni toplamaya devam edeceğiz.

UNICERA Fuarı’nda bu yıl ilk defa pazara sunacağımız ürünler arasında dünyada ilk kez üretilen 9 mm kalınlığında 60x160 cm ebatlarındaki yeni serilerimiz yer alıyor. Mimari tasarımlara yeni bir boyut kazandıran bu serilerimiz, işlevsellik ve fonksiyonellik özellikleri ile öne çıkıyor.

NG Kütahya Seramik Genel Müdür Yardımcısı Celal Üstündağ UNICERA Fuarı, sektörel anlamda CERSAI Fuarı’ndan sonra dünyanın ikinci büyük fuarı olma özelliğine sahip. Bu sene, 99 ülkeden yaklaşık 70.000 profesyonel ziyaretçinin bir araya geleceği bir fuar organizasyonu bekleniyor. UNICERA’nın, yerli ve yabancı profesyonellerin buluştuğu, sektöre yön veren trendlerin sergilendiği geniş kapsamlı bir platform oluşu özellikleri ile markamız açısından verimli bir fuar etkinliği olacağına inanıyorum.

106

Her yıl yeniliklerimizin yakından takip edilebildiği UNICERA’da bu yıl da inovasyon ile varız. Mart ayı içinde tüm Kale mağazalarında kullanıma sunacağımız ‘Oculus’ teknolojimiz bu yeniliklerimizden biri. Kullanıcıya benzersiz bir deneyim sunduğumuz, ‘Kale 360’ ile entegre olan bu uygulamayla, dijital mağazacılık devrini başlatıyoruz.

Bu yıl 120x120 cm ebatlarında özel bir kreasyon oluşturduk. Seramik modasının en yeni trendleri arasında yerini alacak kreasyonumuz, ahşap, sedef, mermer, taş, cement gibi doğal dokuların sıcaklığını ve canlılığını çok özel tasarımlarla seramik yüzeylere taşıyacak. İddialı serilerimizden biri de mekanlarda kusursuz bir bütünlük algısı oluşturan 120x240 cm ölçülerindeki koleksiyonumuz. UNICERA’da sergileyeceğimiz yeni tasarımlarımızda ebat ve desen yönünden farklılaşan ürünlerimizin yanı sıra doku ve yüzey seçeneklerinde de yeniliklere imza attık. Saten mat lappato yüzeyine sahip tasarımlarımız, seramik yüzeylerde sıra dışı yumuşak bir dokunuş kazandırıyor.

Çanakkale Seramik markamız ile vintage etkisinde nostaljik mekanlar yaratan Tribeca, lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini, klasik stil akımından yola çıkılarak tasarlanan Etoile serisi fuarda sergileyeceğimiz ürünlerimiz arasında yer alıyor. Kalebodur markamızda ise bu yıl 80x80 cm boyutundaki ‘full body porselen seramik’ serilerimize eklediğimiz yeni serilerimiz Stromboli, Materia ve Malachite. ‘Seramik Parke’ ürün grubumuzda Çanakkale Seramik ve Kalebodur markalarımızın dijital teknolojiyle ürettiği doğal ahşap görünümlü seramiklerimizlerimizi yeni 20x120 ebatdı ile birlikte sektörün beğenisine sunacağız. Türk seramik karo, vitrifiye sektörlerinin imajını yükseltmek ve küresel pazar payını artırmak vizyonu çerçevesinde önemli bir uluslararası pazarlama platformuna dönüşen UNICERA’nın iki yılda bir düzenlenmesinin daha verimli olacağını düşünüyoruz. Yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin pazara sunumu açısından fuarın iki yılda bir yapılmasının niteliği artıracağını, aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışından fuara gelen ziyaretçilerin de ilgisini yükselteceğini öngörüyoruz.

Teknoloji ve moda trendlerinin hızla gelişip değiştiği günümüz pazar koşullarında, yenilikçi ve inovatif ürünler bir adım öne geçiyor. Çünkü artık hızlı kararlar alıp, değişen pazar koşullarına hızla ayak uydurabilen şirketler başarıyı yakalıyor. Markamız da yenilikçi bir vizyonla stratejilerini bu yönde geliştiriyor. NG Kütahya Seramik olarak, hem ulusal hem de uluslararası arenada yaşanan değişimin hızına ayak uydurmak yerine değişim yaratan ve sektöre yön veren bir şirket olma amacı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her sene farklı bir inovasyonla müşterilerimizin karşısına çıkıyoruz. Ürettiğimiz yeni ürünlerin tanıtılması ve yeni pazarlara sunulması açısından fuarlar büyük önem taşıyor. Değişimin ve hızın bu kadar önem kazandığı bir dönemde fuarın süresinin iki yıla çıkarılması diğer seramik fuarlarını UNICERA’ya göre daha çok tercih edilir kılabilir.


Son teknoloji ile ürettiğimiz ORKA® Banyo 2016 Koleksiyonu’nda yine mineral ve seramik lavabolar yer alırken doğal

Fuar kesinlikle iki yılda bir olmalı. Yurtdışındaki profesyonel fuarlar da iki yılda bir gerçekleştiriliyor. Bu durumun birçok

ORKA Banyo Mobilyaları Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yılmaz

Penta Yönetim Kurulu Üyesi İsa Baş Fuardan beklentimiz sektördeki öncü tasarımlarımızı ziyaretçilerle buluşturmak ve beğenilerini toplamak olacak. Bunun yanı sıra iş ortaklıkları kurma anlamında yeni beklentiler içerisindeyiz. UNICERA bu anlamda sektörün ihtiyaç ve beklentilerine ayna tutan bir fuar olma özelliği göstermektedir. Yatırımcı ilişkilerinden hedef kitleyi tanımaya, marka ve sektörel konumlandırmaya

Sanovit Genel Müdürü Bülent Ayva

Sanovit olarak UNICERA bizim çok önem verdiğimiz bir fuar. Çevre ülkelerden gelen yabancı ziyaretçi sayısında artış olduğunu izlemekteyiz ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Tanıtım yapılan ülke sayısının daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemiz ve yurtdışı ziyaretçi profiline baktığımızda yapı sektörünün mimarlar ve diğer uzman ziyaretçi kitlesi ile buluşmasında eksikliklerin olduğunun farkındayız. Yurtiçi ve yurtdışı yapı sektörünün mimar, içmimar, tasarımcılar ve diğer uzman ziyaretçi kitlesine tam anlamıyla ulaşılamadığını düşünüyoruz. Bu yıl fuarda yeni teknolojilerle ürettiği-

Fuarın her yıl olmasının maddi açıdan da külfeti oluyor şirketler için. Her yıl stand yapımı ya da revizesi-bakımı, tüm ekibin fuar alanına beş gün boyunca kanalize olması, fuara ilgi çekmek için ve yeni ürünleri lanse etmek için reklam tanıtım çalışmalarının yapılması vb. konularda da maddi külfete katlanılıyor. Oysa her yıl bu fuara hazırlanmak yerine firmalar alternatif maliyet ile seyahat ederek var olmadıkları pazarlarda uluslararası başka bir fuara katılabilir ya da yeni satış yapabilecekleri yepyeni ülkelere ve pazarlara gidebilirler. kadar pek çok anlamda UNICERA Fuarı etkin bir rol oynuyor. UNICERA 2016 ile yılın ilk çeyreğine hızlı bir başlangıç yapmış olacağız. Bu sene UNICERA’da özellikle yer vereceğimiz ürünlerimiz; aksesuar ve armatür odaklı yeni seriler, altın/beyaz, krom/ beyaz, altın/siyah olacak. Böylece banyolarda; seramik, vitrifiye ve mobilya uyumuna eşlik edeceğiz. Fuarın iki yılda bir olması ve mutfakbanyo olarak birleştirilerek hareket edilmesi çok daha verimli olacaktır.

Fuar Görüşleri

Sektöründe dünyanın ikinci büyük fuarı konumunda olan ve bu yıl 28.cisi düzenlecek olan UNICERA Fuarı’na ORKA® Banyo olarak 14 yıldır katılıyoruz. Bu yıl geçen yıla göre daha da yoğun bir ziyaretçi kitlesi ile karşılaşmayı ümit ediyoruz.

Bu yıl fuarda sergileyeceğimiz koleksiyonumuzu biraz daha klasik ve altın-gümüş dokunuşunun olduğu parlak gösterişli ama bir o kadar da fonksiyonel ürünlerle çeşitlendirdiğimizi belirtebiliriz. Yine son trendler doğrultusunda ekolojik aynalar, lavabo altı LED aydınlatmalı dolaplar, bütünleşik ayna dolap kombinasyonları, geniş saklama üniteleri, fonksiyonel bölmeli çekmeceler, kendinden büyüteçli LED aydınlatmalı aynalar, mat ve parlak yüzeyler, canlı renkler, retro modeller ve klasikten moderne uzanan tasarımlarımıza da yer vererek banyolara farklı bir dokunuş getireceğiz. Özet olarak Ziyaretçiler UNICERA’da bu yıl da her bütçeye ve her mekana uygun tasarımlarımız ile geniş kitlelere hitap eden bir koleksiyon ile karşılaşacak.

fonksiyonu var; satış açısından değerlendirildiğinde, ürünün geliştirilmesi, teşhirlere yerleştirilmesi, satış noktalarına kabul ettirilmesi, seri üretime alınması, reklamlarının yapılması, müşteri tarafından benimsenmesi, ürünün tutunması ve benzeri satış - pazarlama faaliyetleri için bir süre gerekli. Bu süre genelde altı ay ile bir yıl arasında değişiyor. Tam bu zincir tamamlanıp ürün benimsendiğinde fuar için yeni bir ürün lanse ediliyor. Bu anlamda verimlilik az oluyor. Ayrıca satış noktalarının alanları sınırlı olduğu için her yıl fuar için yeni ürün geliştirip bunları teşhir etmek de sıkıntılara yol açabiliyor firmalar açısından.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

mermer lavabolara da yer verdik. Ayrıca bu yıl profesyonel bir tasarımcı ile birlikte çalışarak çok özel bir seriye imza attık. Fuarda çok özel bir konseptte oluşturduğumuz show ürünümüzü müşterilerimizin beğenisine sunacağız.

miz 4 yeni seri tasarımı görücüye çıkarıyoruz. Son yıllarda kullanılan ürünlerde fark yaratmaya yönelik olmaya başladı bizde bu talebi karşılayacak ürünler üretmeye ve fark yaratmak isteyen projelerde yer almaya başladık. Birçok farklı tarza ve beğeniye göre tasarımlar sunacağız. Tüketici alışkanlıkları beklentileri ve tercihlerine uygun teknoloji ile üretilen yeni tasarımlar fuarda sergilenecek. Her yıl düzenlenen UNICERA Fuarı’nda uzun yıllardır katılımcı olarak yer alıyoruz. Fuarın iki yılda bir olmasının çok isabetli olacağını düşünüyoruz. Her yıl fuarda yer alıyor olmak ürün geliştirme konusunda ve ekonomik manada bizleri yoruyor. 107


ki yeni tasarımları, teknolojik ilerlemeyi merak eden, yeni iş fırsatlarını değerlendirmeyi düşünen, katılımcı firmalarla yüz yüze tanışmak ve görüşmek isteyen bir kitleden oluşuyor. Konuya bu açıdan baktığımızda UNICERA gibi ihtisas fuarlarının firmalar açısından önemi açıkça ortaya çıkıyor. Çünkü ticari ihtisas fuarları, günümüz pazar koşullarında üretici ile tüketicileri, karşı karşıya getirebilen aktivitelerin en önemlisidir.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

NPlus Banyo Genel Müdürü Çetin Erol UNICERA Avrupa’nın en iyi düzenlenen ihtisas fuarlarından birisi olmakla beraber yurt dışında da markalaşarak her geçen yıl büyümenin haklı gururunu yaşıyor ve yaşatıyor. Fuar ziyaretçi profili genel anlamda söyleyecek olursak Banyo - Seramik ve Mutfak alanında

Türkiye fuarcılık sektöründe ciddi anlamda yol aldı. Fuarlar teknolojinin takip edildiği, yeni ürün ve hizmetlerin tanıtıldığı, yeni pazarların keşfedildiği, geleceğe yönelik ticari ilişkilerin kurulduğu farklı ve tarafsız bir arena. Seramik sektörünün ülke ekonomisine katma değer ve istihdam sağladığını düşünürsek UNICERA; yeni ürünleri analiz etmek,

ticilerin çok büyük fedakarlıklarla ve çok ciddi bütçelerle de olsa katıldığı bu fuardan her firmanın, her şirketin beklentisi çok yüksek. Gösterilen yoğun ilgi de dikkate alındığında fuar, katılımcıların büyük oranda beklentilerini karşılıyor.

Seramiksan Türkiye Satış Müdürü Süreyya Çağlar Türkiye, dünya seramik endüstrisinin önde gelen ülkelerinden bir tanesidir. Hem üretim kapasitesi hem mevcut iş gücü hem de uzun yıllara dayanan bilgi birikimleriyle sektörde dikkat çeken en önemli üreticilerinden biri. Tüm bu sebeplerle UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, sadece iç pazarın değil özellikle yakın coğrafyadaki ülkelerin çok fazla ilgi gösterdiği fuarlardan bir tanesidir. Hemen hemen Türkiye’deki bütün üre-

108

Firmalar rekabetin olduğu ortamda fuarlara katılmalı ve fırsatları satışa çevirecek yeni ilişkiler kurmalıdırlar.

Tüm dünyadaki ve özellikle İtalya CERSAIE Fuarı’ndaki trendlerin yansımalarını yine bu yıl ki UNICERA Fuarı’nda tüm katılımcılarda görmek mümkün olacak Biz Seramiksan olarak bu yıl başta ahşap görünümlü ürünler olmak üzere Cement effektli ürünlerimizi, bunun yanı sıra tuğla görünümlü ve metal efektli ürünlerimizi sergileyeceğiz. Türkiye’de ilk defa Seramiksan tarafından üretilen nano teknolojili leke tutmayan, bakteri barındırmayan parlak ve full lappato ürünler fuarda Seramiksan’ın en çok dikkat çeken ürünleri arasında yer alacak. 2015 yılı sonunda devreye giren Seramiksan’ın yeni granit fabrikasında üretmiş olduğu 60x60, 60x90, 60x120 ve 120x120 ebatlarındaki parlak, mat, full lappato ürünler de bu yıl ilk defa UNICERA Fuarı’nda tüketicilerin ve sektör profesyonellerinin beğenisine sunacağız.

marka bilinirliğini arttırmak, yeni pazarlar keşfetmek, kurumsal imajı güçlendirmek adına doğru bir fuar. Ayrıca üreticilerin, tasarımcıların, ziyaretçilerin bir araya geldiği önemli bir iletişim platformu. Yeni nesil banyoların yeni üreticisi olarak bu sene orta ve orta segment üstü modellere ağırlık vereceğiz. Yurt dışı hedef pazarında kabul görecek ürünlerin, daha modern çizgilerin, renklerin, desenlerin ve malzemelerin uygulanacağı yeni tasarımlarımızı UNICERA Fuarı’nda sergileyeceğiz. Beklentilerin gerçekleştirilmesi, bir sonra ki fuarın ihtiyaçlarının belirlenmesi, yeni ürünlerin geliştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, bir önce ki fuar analizinin yapılması ve yeni hedeflerin belirlenmesi adına fuarın iki yılda bir yapılmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

Türkiye üretim kabiliyetleri ve hem iç pazar hem de 100’ün üzerinde ülkeye yapmış olduğu ihracat kapasitesiyle seramik ve vitrifiye sektöründe dinamik bir yapıya sahip. Çok hızlı bir şekilde değişen trendler hala artarak devam eden yatırımlar, Türkiye’nin özellikle vitrifiye üretiminde Avrupa’nın en büyük kapasitesine sahip olması yeniliklerin, fuarın iki yılda bir yapılması halinde pazara yansımasını geciktirecektir. Birçok firmanın sadece UNICERA Fuarı’na katılması sebebi ile fuarın iki yılda bir yapılması durumunda, bu firmaların yeni çıkan ürünlerini sergilemek için başka fuar arayışlarına girmesi gibi bir sonuçla karşılaşılacaktır. Her ne kadar maliyetler açısından fuarın iki yılda bir yapılması şirketler için avantajlar yaratsa da bu kadar dinamik bir sektörün ancak iki yılda bir yeniliklerini sergileyebilecek olması uzun dönemde şirketlere zarar verecektir. Tüm zorluklarına rağmen her yıl yapılan İtalya Bolonya’daki CERSAIE Fuarı gibi, yılda bir defa yapılması daha doğrudur.


Granito Girarto Genel Müdür Yardımcısı Teoman Ankut Türkiye’nin dünya seramik sektöründeki en önemli oyunculardan biri olması ile beraber UNICERA’nın da Türkiye

sınırlarını aşan uluslararası bir seramik fuarı olması sebebi ile yurtiçi ve yurtdışı beklentilerin yüksek olduğu bir fuardır. UNICERA, mevcut müşterilerimize yeni ürünlerimizi tanıtmak, ilişkilerimizi tazelemek açısından çok önemli bir ortam oluşturuyor. Bu arada mevcut müşterilerimize yeni ürünlerimizi, firmamızdaki gelişmeleri ve yatırımları anlatırken yeni satış kanalları oluşturmak açısından da olanaklar sağlıyor. UNICERA, yurt dışından gelen müşteriler için de kendimizi tanıtmak, yeni pazarlara açılmak içinde fırsat olarak karşımıza çıkıyor. UNICERA Fuarı’nın hiç kuşkusuz rakiplerimizi tanımak, sektördeki gelişimleri takip etmek açısından da önemli bir yeri var.

Çankırı / Kurşunlu’da porselen karo üreten bir diğer fabrikamız daha var. Yer ve duvar karosu üreten Söğüt fabrikamızın 26x60 ve 30x60 digital duvar karoları, 40x40 ve 45x45 yer karoları, porselen karo üreten Kurşunlu fabrikamızın 60x60, 45x90, 45x45 teknik ve sırlı porselen olarak, digital, mat, full lapato, parlak ürünlerini fuarda sergileyeceğiz.

Firmamızın, Bilecik/Söğüt’te yer ve duvar karosu üreten fabrikamızın yanı sıra,

Fuarımız UNICERA markası altında yapılmakta olan uluslararası tüm ziyaretçilerin beğenisini alan bir fuardır. 2016 yılı Türk Seramiği adına fuardan beklentilerimiz ziyaretçilerimizin her sene bir sene önceki seneden daha fazla yoğunluk göstermesini temenni ediyoruz. Yer ve duvar karosu, dekor olmak üzere her sene yeni ürün yelpazemizle fuara katılım göstereceğiz.

Yüksel Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Mutlu

Sektörde biz bir aile olarak birbirimizi tamamlayan ürünler üretiyoruz. Seramik karo olmasa vitrifiyenin de tek başına bir rolü yoktur ve bu kapsam-

Fuarın yapı sektörüne katkıları elbette ki tartışılmaz, ancak neticede bu konudaki kararı sektör bileşenleri verecek. Biz fuara her yıl katılım sağlayarak, ürünlerimizi en iyi şekilde tanıtmaya devam ediyoruz.

Sektördeki teknik ve teknolojik gelişmeler firmalar ve ürünler arasındaki çizgiyi birbirine çok yakınlaştırdı. Yıllardır ürün çeşitliliği açısından çok büyük farklar yaşanmamaktadır. İki yılda bir yapılması belki daha fazla çeşitliliğe sebep olabilir. Ancak fuarın sektöre getirdiği hareketlilikte inkar edilemez bir gerçektir.

Fuar Görüşleri

UNICERA her geçen gün ziyaretçi profilini yukarı çekiyor. Ziyaretçi sayısında artış sağlıyor. Biz nitelikli ziyaretçi sayısındaki artış ile ilgileniyoruz. Her geçen gün CERSAI Fuarı’na nitelik olarak bir

40’a 120 duvar karosu, 70’e 70 ve yeni koleksiyonlarımızı tanıtacağız. Bunların yanı sıra Granilya uygulamalı ve Brick görünümlü iki yeni koleksiyonumuzu da yine fuarda sergileyeceğiz. Bu iki ürün hem CERSAI hem de dünyadaki diğer fuarlarda yakından takip ettiğimiz iki ürün. Brick tuğla desenlerinden oluşuyor. Tuğlanın doğal dokunuşunun karoya taşınmış hali. Birçok farklı tasarım ve yorumu olabilir. Biz de bu alanda bir çalışma yürüttük. Granilya ise içerisinde parçacıkların göründüğü, daha zengin ve derinliği olan bir uygulama. Bu iki ürünümüzü de yine fuarda sergileyeceğiz.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba

adım daha yaklaşıyor. Ancak bunun yanı sıra dünya konjonktüründe şu da var. Fuarlara olan ilgide bir düşüş yaşanıyor. Çünkü her şey, özellikle de bilgi artık elimizin altında ve bilgiye hızlı erişebilmemiz için insanlar fuarlara gitmektense hizmet sektörünü kendileri davet edip hizmeti bire bir almayı tercih ediyorlar. Özellikle profesyonel kanallar olan mimarlar, mühendisler ve yatırımcılar fuarları gezme kültürlerini yavaş yavaş terk ediyorlar. Dünyanın genelinde trend bu yönde, ama UNICERA yine de bunlara rağmen yükselişini sürdürüyor. Bu fuar hem sektördeki paydaşlarımızın yeniliklerini görebilme hem de nihai ve profesyonel tüketicileri bir arada görebilmemizi sağlıyor. Fuarda daha önce de olduğu gibi yine büyük metrekare ile yer alıyoruz. Tüm ürün gamlarımızı fuarda sergileyeceğiz. Özellikle yeni ve yenilikçi ürünlerimizi fuarda ön plana çıkaracağız. Fuarda Aquanit duş karosu,

da doğru kararlar vermemiz gerekiyor. UNICERA Fuarı’nın iki yılda bir ve son baharda yapılacak olması halinde, 2016 fuarı ile aradan 20 ay gibi uzun bir süre geçecektir. CERSAIE Fuarı’nın her yıl yapıldığını, fuarın yurt dışı temsilciler için düzenlendiğini, dünya ile rekabet ederken böyle bir karar vermemizin doğru olmadığını, endişelerim olduğunu belirterek, bu kararı almak için zamanımız olduğunu düşünüyorum. Bu zaman içinde karo üreticileri ile bilgi paylaşmamız gerekiyor. Yüksel Seramik Gurubu olarak UNICERA Fuarı’nın her yıl yapılmasını istiyoruz. 109


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Fuar Görüşleri

ki UNICERA Fuarı olacak. Hydrocabin markası pazarda zaten hakim konumda iken, yeni markamız duşakabin, kuvet ve jakuzi ürün gamında sektöre tamamen farklı çözümler ve teknolojileri sunarken, inanıyorum ki kısa sürede Avrupa pazarında da Türkiye’nin yenilikçi yüzü ve markası olacak.

SRC Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Sürücü

Fuarın bizim için diğer bir özelliği ise son iki senedir üzerinde hem üretim bantında oldukça fazlaca yatırım yaptığımız hem de mesai anlamında çok çalışma yaptığımız ve pazarda gittikçe aktif hale gelecek olan HYDROMİX markalı el duşu, dikey masaj sistemleri ve batarya grubunda gelinen noktayı göstereceğimiz bir fuar olacak.

28. UNICERA Fuarı bizler için birkaç nedenle bir çok önceki fuardan farklı bir anlam ifade ediyor. Özellikle yeni ve üst segment ürünlerimiz ile ürün gamını oluşturduğumuz ve üretimini yaptığımız yeni markamız olan ROXUQA markamızı ve bu markaya özel ürünlerimizin lansmanını yapacağımız ilk mecra bu sene-

Tasarımdan üretimine, kalıp aşamasından, makine parkuruna kadar tamamen yerli üretim yerli elduşu ve dikey masaj sistemleri ile yedek parçaları sergileyeceğimiz bu fuarda, Türkiye’de bu ürün gamının nasıl kaliteli ve uygun fiyatlar ile üretilebildiğini de göstermiş olacağız.

Ünverdi Armatür İhracat Müdürü Mehmet Ünverdi

Yurtbay Satış ve Pazarlama Müdürü Kemal Saygı Yurtbay Seramik olarak her yıl yeniliklerle trend belirleyici olmaya gayret ediyoruz. UNICERA, Türk seramik sektörünü yeni pazarlara ulaştırıyor. Hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet şansı olan 110

Fuardan ciddi beklentilerimiz var. UNICERA çok ciddi maliyetli bir fuar. Fakat bu meyanda ülke olarak siyasi istikrarında getirisi olan Ortadoğu ve bazı Afrika ülkelerinden ciddi manada müşteri portföyümüz bulunmaktadır. Dolayısıyla bu ülkelerin haricinde kesinlikle ziyaretçi profilinin daha geniş kitlelerden oluşması için özellikle Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Rusya ve Orta Asya ülkelerinde ciddi tanıtım yapılarak ziyaretçi profilinin bu ülkelerle arttırılması gerekiyor. Bu ülkelerden gelen oluyor fakat yeterli ölçüde değil.

Öncelikle ROXUQA markalı ürünlerimizin hem tasarım hem de üretim mantığı çok farklı olduğundan bu ürünlerimiz sektöre çok farklı gelecektir. Hydrocabin markalı ürünlerimizde geçen seneki gibi ahşap kullanımlı üst segment ürünlerimizin yanında yine profil ve malzeme teknolojilerine yapılan yatırımlarımıza paralel ortaya çıkan bir ürün gamını sergileyeceğiz. Tabi ki tamamen yerli ve rengârenk dikey masaj sistemleri ve el duşlarını misafirlerimizin beğenisine sunacağız. Üretim hattı ve kaliteli insan kaynağı ile kısa sürede sektör liderliğine gelen ve her dönem gerek ürün gamı, gerek ürün kalitesi, gerek vizyonu ile kendisi ile yarışan bir firmanın isteyeceği gibi bizler de her sene bu fuarı dört gözle beklemekteyiz. Bizler her sene ürünlerimizi ve markamıza değer katarken bu tip fuarlar ile bu gelişimi dostlarımız ile paylaşmak isteriz. Uzun sürelerdir İtalya CERSAIE Fuarı’na da katılan, her gün markasına değer katan bir firma olarak bu fuarın iki yılda bir yapılması bizlerin bu dinamizminin sergilemesinin önüne geçecektir. marka algısı bizi yeni bir marka arayışına zorladı ve uzun bir çalışmadan sonra Venezia markamızı tescilledik. İlk olarak bu sene Venezia markası ve firmamızın yeni tasarlamış olduğu Emparador ve Kapadokya Color serisi yeni ürülerimizle fuara katılacağız.

Biz Ünverdi markası ile 1969 yılından bu yana armatür sektöründe üretim ve satış yapmaktayız. Tüketici profilinin yabancı

Avrupa’da bu ölçekteki fuarlar iki yılda bir yapılmakta ve Avrupalı rakipler sektör ile alakalı bu fuarlara çok dolu ve donanımlı hazırlanıyor. Dolayısıyla diğer alanlarda olduğu gibi fuar anlamında da ciddi nitelikli işlere imza atıyorlar. Bu nedenle fuarın iki yılda bir yapılması firmalar açısından tasarımsal ve teknolojik ürünler üretebilmeleri için yeterli zamanı kazandıracak diye düşünmekteyiz.

sektörün çok daha başarılı olmasına katkı sağlıyor. Yurtbay Seramik olarak bu yıl da fuardaki yerimizi alacak; ilgi göreceğine inandığımız doğa temalı standımızla farklı ebatlardaki karolarımızı, ahşap, mermer gibi daha doğal görünümlü tasarımlarımızı sergileme imkanı bulacağız. Standımızda kurgulayacağımız “doğa” temasının dikkat çekeceğine inanıyoruz. Türk seramik sektörünün dünyaya açılan kapısı UNICERA, ziyaretçi sayısıyla rekora imza atıyor. Her yıl bir önceki yıla göre artış görülüyor. Yabancı ziyaretçi sayısında görülen artıştan özellikle memnunuz. Yurtbay Seramik olarak fuarda gerek iç gerekse yurt dışıyla önemli anlaşmalar yapma imkanı buluyoruz. Beklentilerimizi karşılayabiliyoruz.Eylül ayı sonunda katılmış olduğumuz İtalya’daki CERSAI Fuarı’nda ilk defa sergilediğimiz serilerin yanı sıra, bu fuarda ilk defa sergileyeceğimiz ürünlerimiz olacak. Tekstil dokuları

karolara taşıdığımızı göreceksiniz. Doğadan ilham alan ahşap, taş, mermer gibi doğal dokular fuarda karşımıza çıkacak. Zaman zaman bizler de fuarın iki yılda bir yapılması olasılığına karşı duyumlar alıyoruz. Tüm sektörün bu konuda görüş bildirmesi önemli. Artıları, eksileri iyi değerlendirilmeli. Yıl yıl fuar performansına bakılmalı. İki yılda bir yapılması halinde sektörel anlamda kayıplara yol açar mı bakılmalı. Neticede fuar hazırlıkları şirketler tarafında yoğun bir tempoyu gerektiriyor. Aylar öncesinden başlayan hazırlıklar yapılıyor. Yeni ürünler üzerine çalışılıyor. Daha etkili, verimli bir sonuç olacağına inanılıyorsa biz sektörün iki yılda bir yapılması kararına destek verebiliriz. Ancak dediğim gibi; önce iyi bir analiz yapılmalı, sektörle paylaşılmalı. Biz bu analiz sonrası çıkan sonuçları görerek görüş beyan etmeyi, kesin görüşümüzü bildirmeyi daha uygun buluruz.



Av. Fırat Barış Kavlak

1

TİMDER Hukuk Danışmanı firat@kavlak.av.tr

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Hukuken

Asıl İşveren ve Alt İşveren İlişkisinin Koşulları ve Sonuçları Genel Olarak: İş hukukunda asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin koşullarının incelenmesi ve neticesinde sorumluluklarının tespit edilmesi büyük öneme haizdir. Konuyu incelerken ilk bölümde “İşveren” ve “Alt işveren” kavramlarına yer vereceğiz, ikinci bölümde “Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkisinin Koşulları” incelenecek ve son olarak üçüncü bölümde de “Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkisinin Sonuçları” incelenecektir. I. İşveren ve Alt İşveren Kavramları a) İşveren: 4857 sayılı İş Kanunu md.2 hükmüne göre bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denir. Bu tanıma göre işveren bir gerçek kişi olabileceği gibi bir tüzel kişi de olabilir hatta tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluşlar da işveren statüsünde bulunabilir. Bunun için bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştırması yeterlidir. Böylelikle İş Kanunu bakımından adi ortaklıklar ve Bakanlık da işveren sıfatına sahiptir ve bu iş ilişkisine de İş Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.2 İş Kanunu’nun md.8 hükmüne göre: iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. İş sözleşmesinin unsurları ise bir işin görülmesi, bağımlılık ve ücrettir.3

112

b) Alt İşveren: 4857 sayılı İş Kanunu md.2/6 fıkrasına göre, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işverene alt işveren denir. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/ç

fıkrasına göre asıl işveren: İşyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları, ifade eder. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.3/a fıkrasına göre alt işveren: Bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları, ifade eder. Gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit, alt ısmarlanan vb. adlarla anılmaktadır.4 İşverenler ekonomik, teknik ya da başka bir takım nedenlerle üretimin veya hizmetin her aşamasını kendi işçileri ile gerçekleştirememekte; özellikle temizlik, bakım ve onarım, yemek, servis, güvenlik gibi yardımcı işlerin görülmesi işlevini alt işverenlere bırakmaktadırlar. Bazı işverenlerin asıl işin bir bölümünü, bazen daha da ileri giderek tümünü alt işverene gördürdükleri az rastlanan bir olgu değildir.5 Asıl işveren ve alt işveren arasındaki hukuki ilişkinin kaynağı, iş sözleşmesi olmayıp, genellikle eser sözleşmesidir. Alt işverenin çalıştırdığı işçiler ise alt işverene iş sözleşmesi ile bağlı olarak çalışmaktadır. Asıl işveren kendi işçilerinin “asıl işvereni” olup, alt işverenin çalıştırdığı işçilerden işin yapılmasını isteme ve yönetim yetkisi salt işverene ait bulunmaktadır.6 II. Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkisinin Koşulları Alt İşverenlik Yönetmeliği md.4 hükmünde asıl işveren alt işveren ilişkisinin

kurulabilmesi için gerekli koşullar belirlenmiştir. Buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için; a) Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır. b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır. c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır. d) Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır. e) Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez. Yukarıda yer alan hükümlere daha da geniş olarak yer vermek gerekir. Aşağıda başlık halinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli koşullar incelenmiştir. a) İşyerinde Asıl İşverenin Kendi İşçilerinin Varlığı Asıl işverenin o işyerinde işçi çalıştırarak işveren sıfatını koruması, işin bütünün yapılmasını başka bir işverene devretmemesi gerekir. Bu nedenle, anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen kişi alt işveren değil, işveren niteliği taşır. Aynı şekilde, örneğin Karayolları Genel Müdürlüğü ihale suretiyle bir yolun bütününün yapımını bir şirkete verse, bu şirketle genel müdürlük arasında bir asıl işveren - alt işveren ilişkisi oluşmaz. Çünkü bu yol yapımında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün hiçbir işçisi çalışmamaktadır. Bu durumda genel müdürlük asıl işveren sayılmamakta ihale makamı


“Asıl işverenin o işyerinde işçi çalıştırarak işveren sıfatını koruması, işin bütününün yapılmasını başka bir işverene devretmemesi gerekir. Bu nedenle, anahtar teslimi bir binanın yapımını üstlenen kişi alt işveren değil, işveren niteliği taşır.”

İşçilerin taşınma işini asıl işe yardımcı iş olarak kabul etmek gerekir. Böylelikle servis firması sahibinin çalıştırdığı işçiler de, İş Kanunu’nun alt işveren işçileri için sağlanan birlikte sorumluluk güvencesi kapsamında yer alır. Ancak işverenden iş alan ve işi kendi işyerinde gören işveren firma (fason üretimi yapan) arasında aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmaz.10 c) İşin İşyerinde Yürütülen Mal veya Hizmet Üretimine İlişkin Olması İşveren işçilerini, asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde ya da asıl işin bir bölümünde çalıştırmalıdır. Bu bakımdan işveren işçilerini, asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin olmayan bir işte çalıştırıyorsa, bu tür bir ilişki doğmaz. Bir işverenin bir tekstil fabrikasının bahçesinde ek inşaat gerçekleştirmek üzere işçilerini getirip o yerde çalıştırması buna örnek olarak gösterilebilir.11 d) İşletmenin ve İşin Gereği İle Teknolojik Nedenlerle Uzmanlık Gerektiren Bir İş Olması Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün verilmesinde verilen bölümün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur.12 İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik

e) İşçilerin Sadece Asıl İşverenin İşyerinde Çalıştırılması İşverenin asıl işverenden aldığı iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde çalıştırması gerekir. İşçiler sadece işverene ait işyerinde değil de, brülör, asansör bakımında olduğu gibi farklı işverenlere ait işyerinde çalışıyorlarsa, asıl işveren - alt işveren ilişkisin-

“Alt işveren yanında çalışma ilişkisi yönünden herhangi bir zarara uğrayan işçi, alt veya asıl işverenden dilediğine başvurup zararın giderilmesini isteyebilir.”

den söz edilemez.13 İşçilerin sadece o işte görevlendirilmesi zorunluluğu aynı zamanda alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan işte çalıştırılmasını ve onun diğer işlerinde çalıştırılmamasını da gerektirir.14 III. Asıl İşveren - Alt İşveren İlişkisinin Sonuçları İş Kanunu md.2/6 fıkrasına göre bu ilişkide (asıl işveren-alt işveren) asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Alt işveren yanında çalışma ilişkisi yönünden herhangi bir zarara uğrayan işçi, alt veya asıl işverenden dilediğine başvurup zararın giderilmesini isteyebilir. Asıl işverenin alt işverene rücu hakkı olup olmadığı ve bunun ölçüsü hâkim tarafından ayrıca takdir olunacaktır. Asıl işverenin söz konusu sorumluluğu, işin alt işverene verildiği tarihten itibaren başlar.15 Asıl işveren bakımından sorumluluk, alt işveren işçisinin o iş yerindeki çalıştığı süre ile sınırlıdır.16 1) İstanbul Barosuna kayıtlı avukat. 2) İş Hukuku Uygulamaları, Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, Mimoza Yayıncılık, 2009 yılı basım, s.6 3) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.46 4) Yargıtay 10. Hukuk Dairesi E. 2014/18026 K. 2015/22798 T. 22.12.2015 5) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.35 6) İş Kanunu Uygulama Rehberi, Bekir Geçer-Dr. Cavit Evcil,Datassıst Yayıncılık, 2006 yılı basım, s.29 7) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.145 8) İş Hukuku Uygulamaları, Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, Mimoza Yayıncılık, 2009 yılı basım, s.27 9) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.146 10) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.36 11) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.36 12) İşverenin El Kitabı, Ömer Kemal Evren, Seçkin Yayıncılık, 2015 yılı basım, s.33 13) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.36 14) İş Hukuku, Prof. Dr. Sarper Süzek, Beta Yayıncılık, 2013 yılı basım, s.155 15) İş Hukuku Dersleri, Prof. Dr. Nuri Çelik, Beta Yayıncılık, 2005 yılı basımı, s.47 16) Bireysel İş Hukuku, Eyrenci-Taşkent-Ulucan, Legal Yayıncılık, 2005 yılı basım, s.38

Hukuken

b) İşin Asıl İşverene Ait İşyerinde Yapılması Asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için gerekli bir diğer koşul ise işin asıl işverene ait işyerinde yapılmasıdır. Öğretideki baskın görüşe göre işyerinde üretilen malların teslim yerine kadar nakledilmeleri, termik santrale kömür taşınması, işçilerin işyerine götürülüp getirilmesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi oluşmuştur.8 Bu nedenle “işverenin işyerinde yürütülen iş” ifadesi dar yorumlanmamalıdır.9

sebeplerle uzmanlık gerektiren iş kavramı Alt İşverenlik Yönetmeliği md.11/1 fırkasında, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iştir olarak tanımlanmıştır. Alt İşverenlik Yönetmeliği md.11 hükmüne göre: işverenin kendi işçileri ve yönetim organizasyonu ile mal veya hizmet üretimi yapması esastır. Ancak asıl iş; a) İşletmenin ve işin gereği, b) Teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi, şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde bölünerek alt işverene verilebilir. Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremez.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

niteliği taşımaktadır. İşveren, yolun bütünün yapımını üstlenen yüklenici şirkettir. Bu şirket yol üzerindeki örneğin köprü veya tünel yapımını başka işverenlere verirse, bunlar alt işveren sıfatını taşırlar.7

113


Saim Arıcan

Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir

Asgari Ücret 01.01.2016 - 31.12.2106 tarihleri arasında uygulanacak asgari ücret ret tespit komisyonu kararı 31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı T.C. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Yayınlanan komisyon kararına göre 01.01.2016 - 31.12.2016 tarihleri arasında tespit edilen 1 günlük brüt asgari ücret 54,9 (ellidört,dokuz) Türk Lirası’dır. Türkiye’de asgari ücret uygulaması 1987 yılından beri uygulanmaktadır. Asgari ücret tespiti ise 4857 sayılı İş Kanunu’na göre devlet, işçi ve işveren kesimlerinden oluşan 15 kişilik temsilci tarafından yapılmaktadır.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Mali İşler

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ (BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5 SGK işveren indirim hakkı olanlar içindir) Asgari Ücret SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) Asgari Geçimi İndirimi Damga Vergisi %7,59 Kesilen Toplamı Net Asgari Ücret

1.647,00 230,58 16,7 86,46 123,53 12,5 346,01 1.300,99

İŞVERENE MALİYETİ Asgari Ücret Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 İşveren İşsizlik Fonu %2 İşverene Toplam Maliyeti

1.647,00 255,2 32,94 1.935,23

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ (BEKAR İŞÇİ) (Bu uygulama %5’lik SGK indirim hakkı kullanamayan firmalar içindir.) Asgari Ücret SGK Primi %14 (İşçiden Kesilen) İşsizlik Fonu %1 (İşçiden Kesilen) Gelir Vergisi %15 (İşçiden Kesilen) Asgari Geçimi İndirimi Damga Vergisi %7,59 Kesilen Toplamı Net Asgari Ücret

1.647,00 230,58 16,47 86,46 123,53 12,50 346,01 1.300,99

İŞVERENE MALİYETİ Asgari Ücret Teşvikli SGK İşveren Payı %15,5 İşveren İşsizlik Fonu %2 İşverene Toplam Maliyeti

1.647,00 255,2 32,94 2.017,58

BU UYGULAMA ESASLARINA GÖRE İŞÇİLERİN AİLEVİ DURUMUNA GÖRE NET ASGARİ ÜCRETLER Net Asgari Ücret (Bekar) Net Asgari Ücret (Evli Eşi Çalışmayan) Net Asgari Ücret (1 Çocuklu) Net Asgari Ücret (2 Çocuklu) Net Asgari Ücret (3 Çocuklu) 114

1.300,99 1.325,69 1.344,22 1.362,75 1.387,45

Bu Destekten Faydalanma Şartları Bu destekten; işyerinde 2015 itibariyle 1.300 TL ücret düzeyinin altında çalışan tüm işçiler ile 2016 yılında asgari ücretle yeni işe alınacak işçilerin yüzde 10’u yararlanacaktır. İşçileri Destekten Genel Yararlanma Şartları Asgari ücret alarak çalışmak. 2015 yılında ücret, prim belgelerinde net asgari ücretin 1.000 TL ile 1.300 TL arasında görülmesi gerekmekte olup 2015 yılında daha yüksek ücret alanlar bu destekten faydalanamayacaktır. Destekten yararlandırmak için 2016 yılında, 2015 yılının aynı ayları esas alınarak, işyerinde çalışan asgari ücretli sayısının %10 ilave artışı işçi kadar destek sağlanacaktır. Yine 1-9 arasında sigortalı için ilave bir sigortalı daha çalıştırma avantajı getirilmiştir. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü verilerine göre bu destekten 8,5 milyon sigortalı ile tahminen yeni işe alınacak %10’luk ilave işçi ve yeni açılacak işyerlerinde işe başlayacak asgari ücretli işçilerde yaralanmış olacaktır. Bakanlık asgari ücret artışından işverene gelecek olan ek maliyeti azaltmak için; SGK ödemesinde işverence ödenecek sigorta priminin günlük 3,33 TL’sinin hazinece karşılanmasını kararlaştırmıştır. Gerek asgari ücret artışı ve gerekse işverenlere sağlanan destekle ilgili uygulamaların nasıl olacağı, sigorta ödeme ve devlet destek mahsuplarının nasıl yapılacağına dair SGK duyuruları ise daha sonra yapılacaktır. Asgari ücretin artışı işverenlere azda olsa yük getireceğinden belki bazı küçük işletmeler işçi tasarrufuna gidebileceği gibi bunun aksine bazı işletmeler destek şartlarını kullanarak yeni işçi istihdamında bulunabilecektir. Netice olarak asgari ücretle çalışan işçilerin refah seviyesi bir miktarda olsa artış gösterebilecektir.



Sait Sağlam

End. Y. Müh. Organik İnsan Kaynakları Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Ortak ssaglam@organikik.com

Yetenek Yönetimi Şirketleri Bir Adım Öne Taşıyor!

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Etkin Yönetim

Şirketlerin ve İK yöneticilerinin son yıllarda en çok üstüne düştüğü konuların başında yetenek yönetimi gelmekte. Son yılların da moda söylemi olan yetenek yönetiminin gerçekten ne olduğunu bilen şirket sayısının oldukça az olduğu ifade edilmekte. Peki yetenek yönetimi tam olarak neyi ifade etmektedir?

116

İşletmeler, artık çalışanlarının stratejik değere sahip olduğunu fark ederek en değerli varlıkları olduğunun bilincine varmaktadır. Yeni ürün geliştirme, satış, pazarlama, üretim, müşteri ilişkileri, iş geliştirme gibi işletmenin fonksiyonlarında fark yaratmak ve verimliliği artırmak için yeteneğin önemli bir yere sahip olduğu belirtilmektedir. Son yıllarda zanaatkar, mühendis, teknisyen, satış temsilcisi ve şoför gibi pozisyonlar dünyada en çok yetenek açığı olan ve zor kapatılan pozisyonlar arasında yer almaktadır. Özellikle iş geliştirme yöneticisi, iş analisti, mühendis, saha mimarı, medikal danışman, sosyal sorumluluk yöneticisi, dijital pazarlama yöneticisi, yönetim bilişim sistemleri uzmanı ve enerji ticaret yöneticisi en fazla yetenek açığı bulunan pozisyonların başında gelmektedir. Bununla birlikte birden fazla dil bilmeyi gerektiren pozisyonlarda oldukça zorlanıldığı bilinmektedir. Yetenek açığının en büyük nedenleri arasında, açık pozisyona başvuran aday olmaması, teknik yetenek eksiklikleri ve deneyimsizlik gelmektedir. İhtiyaç olan açık pozisyonda, adaydan iş tanımı dışında birçok farklı görev ve sorumluluklar beklendiği için yetenekli çalışanlar bu tarz işletmelerde çalışmayı tercih etmemektedir. Türkiye’de özellikle işe sıra dışı ve yenilikçi bakış açısı getirme konusunda bir eksiklik olduğu ve bu durumun tüm sektörler ve pozisyonlar için geçerli olduğu görülmektedir. Yetenek açığının en büyük nedeninin Türkiye’de var olan eğitim sistemi olduğu ifade edilmektedir. Hızlı değişen iş dünyası ihtiyaçlarına ayak uyduramayan ve ezbere dayalı bir öğretim sistemi olması, iş dünyası açısından önemli bir zafiyet olmaktadır. İşletmelerin bu durumda yapması gereken ise akıl yürütebilen, öğrenmeye istekli adayları bulup şirket içi yetiştirmeye özel önem vermektir. Yetenek açığının olmasının başka nedenleri arasında, ilgili pozisyona yeteri kadar başvuru alınmaması, teknik işler

için yetenek ve deneyim eksikliği ve maaş beklentisinin yüksek olması gibi nedenler bulunmaktadır. İşverenlerin yetenekli iş gücüne erişim konusunda klasik metotları uygulamak yerine modern yaklaşımları kullanarak kendi stratejilerini belirlemeleri gerekmekte. İşe alım yöntemlerini ve ücret politikalarını yeniden tasarlamaları, yan haklar uygulamalarını düzenlemeleri, mevcut çalışanlar için ek eğitimler planlamaları, çalışanların kariyer gelişimleri için yol haritaları belirlemeleri, çalışanlara sunduğu imkanlarla yetenekli çalışanlar için cazibe merkezi oluşturmaları gerekmektedir. Yetenek perspektifinin birçok işletmenin doğal özellikleri arasında yer almadığı belirtilmektedir. İşletmelerin kimlik anlayışı temel yeteneklerden çok, stratejik iş birimleri olarak adlandırılan pazar odaklı oluşumlar çevresinde belirlenmektedir. İşletmelerin artık yalnızca bir ürün ya da hizmetler portföyü olarak değil, aynı zamanda bir yetenekler portföyü olarak görülmesi gerekmektedir.

ilişkileri kurabilmek için daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Yetenekli çalışanların ve stratejik İK yönetiminin öneminin günümüzde daha da arttığı görülmektedir. İK uzmanlarına göre yetenek yönetiminde çok iyi bir ekip oluşturulması ve insani yaklaşımı olan, bilgili, proaktif ve yenilikçi çalışanlar bulunması gerekmektedir. İşletmelerde çalışanlara birden fazla iş yüklenmesi uzmanlaşmanın önüne geçmektedir. Bu durum işletmeler için kısa ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Uzmanlaşmanın sağlanması, yetenekli çalışanların iş yükünü azaltmaktadır. Tek bir konu üzerinde yoğunlaşan çalışan, emeğini ve zamanını en ekonomik biçimde kullanmış olmaktadır. Bu şekilde işletmeler yetenek kullanımında kavrama ve hakimiyet gücünü daha iyi kullanabilmektedir.

Yöneticisinden Memnun Olmayan Çalışan İşten Ayrılıyor Yetenek stratejisinde en önemli unsurun şirketin gelecek vizyonu konusunda bir netliğe sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır. Şirketlerin ihtiyacı olan yeteneklerin neler olduğu gelecekte nerede olmak istediklerine bağlıdır. Performans değerlendirme ve ödüllendirme sisteminin bu yetkinlikleri içerecek şekilde düzenlenmesi, çalışanların neye önem vermesi gerektiği konusunda ışık tutabilmektedir. Çalışanların potansiyellerini açığa çıkarabilecekleri bir çalışma ortamının hazırlanması yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. İnsanların işten ayrılma nedenleri arasında en büyük oranın yöneticilerinden memnun olmamaları olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla yetenek bulmak önemli olmakla birlikte onları elde tutmak ve gelişmelerini sağlamak da önemli yer tutmaktadır. Sektör uzmanları yeni gelişen iş alanları ve perakende sektöründe yetenekli çalışanları bulma konusunda sıkıntı yaşandığını ifade etmektedir. Küreselleşme şirketlerin nitelikli eleman ihtiyacını giderek artırmaktadır. Kalifiye insan sıkıntısı, dünya çapında bir yetenek avı başlatılmasına neden olmaktadır. Öte yandan işletmelerin, çalışanlarını ortak vizyon etrafında toplayarak uzun vadeli iş

Yetenek Yönetiminde Koçluk’un Önemi Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının artmasında “doğru yöneticilik” ve “koçluk” anahtar rol oynamaktadır. Yetenek yönetiminin başarısı, o işletmedeki doğru yöneticilik ve yöneticilerin aynı zamanda birer koç gibi davranarak sürece katkı vermeleri ile orantılı olmaktadır. Doğru yöneticilik, doğru koçluk günümüzdeki Y kuşağı, Z kuşağı gibi tartışmaların odağında, özellikle de yetenek yönetimi sürecinin, yeteneği geliştirme ve yeteneği işletmeye bağlama ve yeteneği tutma noktasında önemli yer tutmaktadır. Birçok işletmede yeteneklerin o işletmeden ayrılmasının temel nedenlerinin başında bağlı çalıştıkları yöneticileri ile ilişkileri ve yöneticilerine duydukları güven ya da güvensizlik yer almaktadır. Bu nedenle o işletmedeki yöneticilik ve koçluk olgusu, önemli ve kritik bir yere sahiptir. Yetenek yönetimi konusunda başarılı olan işletmelerin, yeteneği nasıl yöneteceğini bilen, çalışanlarına koçluk yapan, çalışanlarına gereken zamanı ayıran ve çalışanlarını motive eden lider ve yöneticileri olan, sahip olduğu yetenekli çalışanların farkına varabilen organizasyonlar olduğu görülmektedir.


23-27 Şubat 2016 SALON: 12 STAND: 1214


Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İş Hukuku

Bireysel İş Uyuşmazlıkları ve Sendikalaşma Sanayinin gelişmesi iş uyuşmazlıklarının sayısını artmıştır. Bu artışın temel nedenleri, mevzuat ve uygulamadaki sorunlardır. Uluslararası rekabetin giderek artan olumsuz etkileri, işsizlikteki artış ve kayıt dışına karşı önlemlerin yetersiz kalmasının sendikalaşma üzerindeki olumsuz etkisi, toplu iş sözleşmelerinin azalmasına yol açmış, bu burum bireysel iş uyuşmazlıklarının sayısında artışa yol açmıştır. Sendika üye sayısında meydana gelen düşüşler, işçinin haklarını koruyacak bir kuruluşun bulunmamasına ve bu nedenle örgütlü biçimde işveren karşısına çıkamamalarına yol açmaktadır. Böylece işveren karşısında güçsüz konumda kalan ve çalışırken yasada öngörülen haklarını alamamış olan işçiler, işten çeşitli nedenlerle ayrıldıktan sonra yargıya başvurmaktadırlar.

“İş uyuşmazlıklarında erken çözüm konunun can damarıdır.” Kişisel (bireysel) iş uyuşmazlıklarının sayısında her geçen gün artış olmaktadır. Aslında iş uyuşmazlıklarında erken çözüm konunun can damarıdır. Haklarına kısa sürede kavuşamayan işçi topluma karşı da bir isyan içine girmektedir. Çalışma yaşamının sıkıntısız biçimde sürmesi haksızlıkların bir an önce sona erdirilmesiyle yakından ilgilidir. Bireysel iş uyuşmazlıklarının çözümü ve işçilerin haklarına kısa sürede kavuşabilmesi çalışma yaşamında en önemli sorunlardan biridir.

118

“On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde artış göstermiştir.” Bugünkü tabloya bakarsak, iş uyuşmazlıklarının artması ve bunların iş mahkemelerinde davalara dönüşmesi iş davalarına bakan mahkemelerin ve bu mahkemelerin denetim yeri olan Yargıtay’da bulunan dava dairelerinin sayısında artışlara yol açmıştır. Ancak bu gelişmeler yetersiz kalmaktadır. Yargılama süreci uzamakta ve bu uyuşmazlıklar yasalarda yer alan sürelerde çözülememektedir. İşçilerin haklarına kavuşabilmeleri böylece çok uzun süreler almaktadır. Bu sürelerin uzaması yargılama usulü ve esası bakımından kendi içinde sorunlara da neden olmaktadır. Aynı konuda farklı yargı kararlarına artık sıkça rastlanmaktadır. Bu ise bir güven sorunu oluşturmaktadır. İş uyuşmazlıklarında süratin önemli olduğunu vurguladık. Bu mevcut birikimin ortadan kaldırılması bakımından önemlidir. İkinci olarak konuya çözüm getirebilmek için bu uyuşmazlıklarda hakem veya hakem heyetlerinin arabulucu olarak sisteme dahil edilmesi üzerinde çalışmalar ve fikirler ileri sürülmektedir. Bizim çalışma yaşamı sistemimizde de bir zamanlar hakem heyeti uygulaması yapılmıştır ve iş mahkemelerinde de çözümü kısaltacak bazı düzenlemeler yapılmasına karşın bu sistem Anayasa Mahkemesinden dönmüştü. On yıl içinde iş mahkemelerine yapılan başvuru sayısı yüzde yüzün üzerinde artış göstermiştir. Bu durumda ortalama dava gününde de artış vardır.

Konuyu bu bağlamda çözmek için, yani mahkeme sayısında artış, arabulucu heyetleri oluşturarak yarı yargısal düzenlemeler yapmak, mevcut yargı sisteminde ihtisaslaşmaya gitmek gibi düzenlemeler yapılabilir. Ancak işin en önemli yanı sendikalaşmanın önündeki hukuksal ve psikolojik engellerin kaldırılmasıdır. Demokratik bir yapı isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel taşıdır. Örgütlenmenin can alıcı kesimi ise sendikal örgütlenmedir. Önemli bir sosyal diyalog düzenidir. Ekonomik bakımdan da sosyal diyaloga açık bir düzenleme şekli toplu iş hukuku düzenlemeleridir. Bugünkü hali ile sendikalaşma topluma çok uzaktır. Bireysel iş hukuku toplu iş hukuku düzenlemelerine yardımcı bir unsur olamamaktadır. Yetersiz kalmaktadır. Toplu iş hukukunun etkin şekilde işlemesi örgütlü bir yapıyı mümkün kılacağından bireysel iş uyuşmazlıkları da bu oranda ortadan kalkacak ve sorunların yarattığı her türlü toplumsal maliyet maddi ve manevi olarak çok aza inecektir.

“Demokratik bir yapı isteniyorsa eğer örgütlenme bunun temel taşıdır.”



Almila Dalkılıç

Yönetim & Kişisel Gelişim Eğitmeni, Hitabet Koçu almilad@gmail.com

Kim Bu Mükemmeliyetçiler?

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İletişimde İletişim

Mükemmeliyetçilik ‘perfeksiyonizm Fr. Perfectionisme’ mükemmeliyetçilik, yetkincilik, herhangi bir alanda mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf etme. Çevremizde sayıları az olan ama her an her yerde karşılaşabileceğimiz kişilerdir. Mükemmeliyetçilik; bir yaşam tarzı ve bir var oluş biçimidir. Ulaşılması hedeflenen sabit bir durum değildir. Başkalarının normal olarak değerlendirdiğinden daha fazla hayal kurarsanız. Başkalarının mümkün diye gördüğünden daha fazla beklentiye sahipseniz; MÜKEMMELİYETÇİSİNİZ! Peki ama kim bu mükemmeliyetçiler? Kaldırıma sıfırlamadan arabadan inemeyen bunun için gerekirse tüm zamanını harcayan kişilerdir. Hatta öyle ki; arabadan indikten sonra yine içleri rahat etmez, iki ileri bir geri derken arabalarını başka bir park yerine bile alabilirler. Hata ve kusurlarıyla kabul edilmeyeceklerinden endişe ederler. Bu sebeple kendi açıklarını espri yaparak geçiştirmeye çalışırlar ve bunda başarılı da olurlar. Sadece kendileri değil çevrelerindeki kişiler de kusursuz davranmalıdır. Onlara göre başarı ayrıntıdadır. Olaylara kuşbakışı bakmakta zorlanırlar. Her şeyi köşeli düşünürler ve kılı kırk yararlar. Ayrıntılardan başlarını kaldıramadıkları ve her şeyin kendi istedikleri gibi olmasında ısrar ettikleri için hem kendilerini hem de çevrelerini yorarlar. Onlara hükmedenler için bir sorun yoktur. Çünkü her patron dakik, işlerin uzamasından rahatsız olan ve işin zamanında bitirilmesine çok özen gösteren mükemmeliyetçi bir çalışan ister. Ancak yine de zaman yönetiminde zorlanırlar. Bu tarz insanlar için; her şey olabilir, olmamasının mutlaka bir nedeni vardır. Bunu bulup sorunu çözümlemesi gerekir. Gerçekte olduğu gibi kabul edilmek onun için önemlidir. 120

Kendinde beğenmediği yönleri araştırır ve bir uzman gibi saptar, bunları değiştirmeye çalışır. Bu nedenle en büyük sorunu kendisiyle yaşar, sürekli kafası doludur. Tek bir işle bu nedenle ilgilenemez. Sahip oldukları eşyaları daima saklar. Yaptıkları her işte başarılı olmaları gerekir. Başarılı olamadıklarında yoğun üzüntü yaşarlar. Birlikte yaşadıkları kişilerden, arkadaşlarından ve iş arkadaşlarından bir şey istemekte zorlanırlar. Diğer kişilerin işleri kendileri gibi yapamayacağını düşündükleri için kendileri yaparlar. Bu kişilerle program yapmak çok zordur. Yapılan programı kendi planlarına uyana kadar değiştirirler. Karşıdaki kişinin kendilerine uymasını beklerler, daima geç kalırlar, mutlaka yapılacak bir şeyleri vardır. Onlar sıkılmak kelimesini bilmezler! Hataya toleransları düşüktür. İlişkilerinde tez canlı ve tahammülsüzdürler. Rahatsız olacakları ortama girmek istemezler. Düşünceleri katıdır, esnemekte zorlanırlar. Keskin virajları vardır. Yapılan işler ortalama olamaz, en iyisi olmalıdır. Yeni ya da riskli bir durumla karşılaştıklarında zorlanırlar. Daha çok ekip çalışmalarında değil, bireysel olarak değerlendirilmeliler. Grileri yoktur. Var yok, siyah beyaz yoktur. Ya hep ya hiç. Kusursuzluk için çok çabalarlar, çok çalışırlar. Kendilerini ‘özel’ hisseder ve diğer insanlar için de özel olmak isterler. ‘Özel’ olma istekleri yüzünden daima üstün performans göstermek zorunda kalır ve daha çok yorulurlar. Tanısın tanımasın çevredeki herkesi eleştirir, herşeyin mükemmel olmasını ister, kurallar önemlidir ve uyulmalıdır. Yasak ortamda sigara içeni ilk o görür ve tespit eder, ilk uyaran da o olur. Mükemmeliyetçiler kendilerinin farkındadırlar onlarla yaşamın zor olduğunu bilirler ve kendileri ile anlaşabilen, bir-

likte yaşayabilen kişiler onlar için çok önemli ve özeldir. Savaşları kendi içlerindedir, kimseye bir zararları olmadığı için onları herkes sever çünkü onların anlatacakları ilginç ve keyifli hikayelerin hiç bitmeyeceğini bilirler. Renkli kişiliklerdir. Aşağıdakilerden 5 ve daha fazlası EVET ise eyvah ki ne eyvah. Mükemmeliyetçisiniz demektir. 1) Asıl amacı unutturacak şekilde ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur. 2) İşin bitmesini zorlaştıracak derecede mükemmeliyetçilik gösterir. 3) Etkinliklerden ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde kendini işe adar. 4) Ahlak, doğruluk, değerler gibi konularda esneklik göstermez. 5) Özel bir değeri olsa da olmasa da eski, değersiz şeyleri elden çıkaramaz. 6) Görev dağılımı yapmak ve başkaları ile birlikte çalışmak tercihi değildir. 7) Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır. 8) Bir yere gidildiğinde oturulacak yeri onlar seçmelidir, menüye önce onlar bakmalıdır vb… Zira onların hata yapma lüksleri yoktur. 9) Katı ve inatçıdır. 10) Hedef hep en yüksek olarak belirlenir. B) Blinç: Negatif düşüncenizin bilincinde olun. A) Ara vermek: Kendinize düşünce sürecinizin kontrolü altında olduğunuzu söyleyin “pozitif ol vb…” plan arayın: B-C-D ve hatta E Planı D) Düşünce seçimi: Negatif olan düşüncenizi daha olumlu olan bir düşünceyle değiştirin. Olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünmek ortaya çıkan negatif etkiyi arttırır,inanış iyice yerleşir, buna izin vermeyin. Yardımcı Kaynak: Mükemmeliyetçi Kişilik ‘Zehra Erol’



Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel

Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü & AKUT Eğitmeni

TİMDER olarak sosyal sorumluluğumuz kapsamında AKUT Arama Kurtarma Derneği ile birlikte hazırladığımız bilinçlendirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayımızda, AKUT’un uzman eğitmen kadrosundan Kemerburgaz Üniversitesi MYO Müdürü ve Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel ile “ÇIĞ” konusunu ele aldık. Keyifle okumanızı dileriz.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Afet Bilinci

Çığ nedir ve nasıl oluşur? Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanmaktadır. Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluşur.

Güney yamaçlar: Güney yamaçlarda ise ısı sürekli değiştiği için kar kristallerinin gündüz eriyip gece donmalarına neden olur. Kış aylarında bu yamaçlar çok riskli değildir. Sürekli güneş aldıkları için kar tabakaları hızla birbirine kenetlenebilir. Hızlı donma, tabakalar

ağaç ve kaya diplerinde biriken kar yürüdüğünüz yönün tersine ise, yani siz yürürken biriken karları görüyorsanız rüzgâr sizin arkanızdan esmiş demektir ve çığ riski azdır. Ama kar yürüdüğünüz yönde birikmişse rüzgârın karşınızdan estiğini gösterir. Bu durumda yürüdüğünüz vadilerin size bakan yamaçlarında büyük kar birikimi olacaktır ve ciddi bir çığ riski vardır. Bu yamaçlarda kornişler ve sertleşmemiş bol kar, alttaki sert zemin üzerinde kaymaya hazırdır.

Kar Çığını Oluşturan Ana Etkenler Nelerdir? Bunun birkaç farklı nedeni var ve bu alt başlıkları kısaca açıklamak gerekir. Yamacın Eğimi Çığ için bazı parametreler çok önemlidir. Bunların başında yamaç eğimi gelmektedir. Yamaç eğimi 30 dereceden az olan bölgelerde çığ riski oldukça azdır. Çok büyük bir yük binmedikçe kayma olmaz, olsa da çok kısa mesafede bir kar oturması meydana gelir. Yamaç eğimi 58 dereceden büyük bölgelerde de çığ riski oldukça azdır. Bu kesimlerde yağan kar dik eğimde fazla tutunamaz ve hemen iner. Böylece büyük çığlar için kar birikimi engellenmiş olur. Yamaç eğimi 30 - 58 derece olan kesimler çığ riskinin en fazla olduğu kesimlerdir. Bu kesimlerden geçerken çığ geçişleri için gereken tedbirleri alıp geçmekte fayda vardır. Yamacın Yönü Kuzey yamaçlar: Dağların kuzey yamaçları kış aylarında uzun süre güneş alamayabilir. Bu durumda karın sertleşmesi de daha uzun sürer. Bu olay, iki sert tabakanın arasında yumuşak bir tabakanın oluşmasına neden olur ki bu tabaka dizilimi çığ için idealdir. Kış aylarında kuzeye bakan yamaçlar potansiyel çığ riski taşır. Bahar aylarında ise tam tersi olur. Havaların ısınmasıyla birlik-

122

te tabakalar erimeye ve birbirine daha sıkı bağlanmaya başlar. Böylece bahar aylarında kuzey yamaçları çığ açısından daha az risk taşır.

arasında zayıf tabaka oluşmasına engel olur. Güney yamaçlarda çığ, genellikle ilk kar sonrası düşebilir. Yağan kara, rüzgârını taşıdığı karlar da eklenince çığ oluşabilir. Eğer bulunduğunuz bölgede güney yamaçlarından çığ düştüğünü görüyorsanız bu kuzey yamaçlarından birkaç gün sonra çığ düşebileceği anlamına gelir. Kış aylarında güvenli olan bu yamaçlar tam tersine bahar aylarında çok risklidir. Ancak baharda en çok riski taşıyan yamaçlar bu yamaçlardır. Nedeni ise baharda daha güçlü gelen güneş ışınlarının karı yumuşatmasıdır. Rüzgârın Yönü Rüzgârın esme yönüne göre etkinlik düzenlenen bölgede çığ riskinin olup olmayacağı çok rahat bir şekilde anlaşılır. Yağışlı bir havada rüzgâr arkanızdan geliyorsa kar yürüdüğünüz yamacın arkasına birikir. Kornişler ters tarafta kalır. Bu tür ortamlar çığ açısından daha güvenlidir. Rüzgâr yoksa bile kaya, ağaç veya otların diplerine bakarak bölgede son zamanlarda esen rüzgârın hâkim yönünü ortaya çıkarabilirsiniz. Eğer

Yamacın Niteliği Kaçkar Dağları gibi yamaçları çimenlerle kaplı dağlarda, çığ düşmesi çok daha kolaydır. Kayalık zemin veya ağaçlarla kaplı zeminlerde çığ düşmesi daha zor olur. Çünkü bu objeler çığ düşmesini engellerler. Ancak kar çok yoğun yağarsa kayalık kesim kısa sürede kapanır. Rekristalize olan kar kristalleri yüzünden etrafındaki karlarla tek parça hâline gelir. Kayalık kesimler ancak böyle bir durumda üzerlerinden kar akmasına izin verebilirler. Yağan kar kayalıkları kapattıktan sonra buradan da çığ düşme riski olabilir. Ağaçlar çığ parkuru içinde çığ düşmesini engelleyebilirler. Ancak yüksek dağların yamaçlarından vadilere inen çığlar orman da dâhil önlerine ne çıkarsa tahrip ederler. Yamaç Profili Çığlar, genellikle V profile sahip vadilerden akar. En ideal çığ parkurları bu tür vadilerdir. Ayrıca dış bükey yamaçlar iç bükey yamaçlara göre daha fazla potansiyel risk taşırlar. Geniş yamaçlardan


Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. Çığın sosyal etkisi sadece can kayıpları ile sınırlı değildir. Çığdan etkilenen alanlardaki maddi kayıpları karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeni ile oluşan üretim ve iş gücü kayıpları giderek artmakta ve bazı bölgelerin turizm potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilenmektedir.

Çığ durduktan sonra, betonumsu bir özellik kazanacak olan kar içinde, değil kalkmak parmağımızı oynatmak bile imkansızdır!!!

manışları yapmayınız. Gittiğiniz bölgelerde çığ ile ilgili en sağlıklı bilgiyi yerel halktan alınız. Yıllardır bölgede yaşayan insanlar çığ riski olan bölgeleri çok iyi bilirler. Çığ riski olan yerlerden topluca geçmek yerine tek tek geçiniz. Böylece olası bir çığda hem grubun göreceği zararı minimuma indirebilirsiniz hem de çığ altında kalan tek kişiye hızlı müdahale etme şansınız olur. Toz kar çığını görünce çığ size ulaşmadan yanlara doğru kaçmaya çalışınız. Çığ ilk aşamada çok hızlı olmadığı için birkaç saniye bile kurtulmanız için yeterli bir süre olabilir. Tabaka çığı blok olarak hareket ettiği için çığın kenarında iseniz çığla birlikte hareket etmeden önce ilk anlarda kazmanızla zemine tutunarak çığ bloğundan ayrılmaya çalışınız. Hareket hızlandıktan sonra kaçmanız mümkün olmaz. Çığdan kaçamıyorsanız arkasına sığınacağınız iri bir kaya parçası veya tutunacağınız büyük bir ağaç bulmaya çalışınız. Çok fazla garantisi olmazsa bile boş bir alanda çığa yakalanmaktan daha iyidir. Çünkü çığlar, bazen büyük kaya bloklarını taşıyabilecek veya önüne çıkan ağaçları sökebilecek büyük bir güce sahip olabilirler. Çığa yakalandığınızda ise bağırarak dikkat çekmeye çalışınız. Çığla hareket etmeye başladığınızda ise yüzmeye

Çığdan korunmanın ilk şartı, çığ riskini iyi öğrenmektir. Bu nedenle çığ potansiyeli olan bölgelerden öncelikle uzak durulmalı, ancak görev gereği bu tür bölgelerde bulunulması gerekiyor ise uygulamalı çığ eğitimi alınmalıdır. Yine gittiğiniz bölgelerde hangi dönemlerde çığ düştüğünü, hangi bölgelerin riskli olduğunu iyice öğrenilmelidir. Bol kar yağışlı dönemlerden sonraki 5 10 günlük dönemlerde dağa gitmemeye çalışınız. Güneş çıksın, tüm karlar otursun ve düşebilecek çığlar düşsün. Ondan sonra rahatlıkla dağa gidebilirsiniz, ama bu yine de çığ düşmeyecek anlamına gelmemektedir. Çığ profili açmayı ve kar katmanlarını yorumlamayı iyice öğrenmeden kış tır-

benzer hareketler yaparak yüzeyde kalmak için çaba sarf ediniz. Hareketiniz her zaman kenarlara doğru olmalıdır. Çünkü çığ, profilli vadilerin morfolojik yapısı gereği aşağılara doğru iyice kalınlaşarak iner. Kenar kısımlarda kalırsanız bulunmanız daha kolay olur. Eğer elinizde baston varsa en kısa zamanda atınız. Baston, hareket serbestliğinizi kısıtlar. Bir malzemeye bağlıyken daha zor mücadele edilir. Bazı kaynaklar sırt çantasının yüzeyde kalmak için işe yarayabileceğini söyler. Ancak ağır sırt çantalarının manevra yeteneğini kısıtladığını da unutmamak gerekir. Ancak sırtta kalmasının hem omuriliği koruma hem de çığ sonrasında yedek giysi ve ilk yardım malzemesi

Çığdan Nasıl Korunabiliriz? Yapılan çalışmalar, çığa yakalanıldığında sağ kalabilmek için dört farklı strateji uygulamak gerektiğini ortaya koymuştur: Çığa yakalanmamaya, yakalanırsanız da gömülmemeye çalışınız. Gömüldüyseniz hava almaya çalışınız. Çığla sürüklenen ve size çarparak ölümünüze veya yaralanmanıza neden olacak olan kaya, ağaç vb. cisimlerden korunmaya çalışınız. Bağırarak dikkat çekmeye çalışınız. Tabii ki önceliğimiz çığa yakalanmamak olmalı.

Çığ, can kaybı açısından depremden sonra ülkemizde ikinci sırayı almaktadır. Günümüze kadar meydana gelen 1129 çığ olayında, 1428 kişi hayatını kaybetmiştir. En çok çığ olayının meydana geldiği 1992 yılında; 157 çığ sonucu 477 kişinin hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir. Çığ kazası geçirmiş bir kazazedenin hayatta kalma şansı nedir? ABD, Kanada, İsviçre, Fransa, İtalya ve İsviçre gibi yoğun çığ olaylarının yaşandığı ülkelerdeki aşağıda yer verilen çığ istatistikleri belirlenmiştir. Çığ sırasında yüzeyde kalmayı başarabilmiş bir kişinin hayatta kalma oranı: %80 Çığa yakalanmış ve vücudunun bir uzvu veya tümü kar altında kalmış bir kişinin hayatta kalma oranı: %40 - 45 Ağaçlar ve binalar tarafından korunan birinin hayatta kalma oranı: %50 55 Çığ sonucu ölümlerin %65’i boğulma, %25’i ağaç, kaya vb. objelerin çarpması %10’u ise hipotermi ve şok sonucu olmuştur. ABD’de yapılan bir çalışmada ise aşağıdaki ilginç bulgulara ulaşılmıştır. Bu

Afet Bilinci

Ülkemizde Çığ riski ve yol açtığı kayıp/zararlardan bahsedebilir misiniz? Ülkemiz coğrafi yapısı, iklim şartları ve yeryüzü şekilleri nedeniyle özellikle kış mevsimlerinde hemen her yıl çığ ile karşılaşmaktadır. Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gibi yoğun kar yağışına maruz kalan bölgelerimiz her kar yağışından sonra potansiyel birer çığ afet bölgesi haline gelmektedirler. Bingöl, Bitlis ve Tunceli en çok çığ olayının görüldüğü illerimiz arasında yer almaktadırlar.

istatistikler, çığ kazasına erken müdahalenin ne kadar önemli olduğunun en büyük kanıtıdır: Kazazedelerin %20’si kar altında 30 dakikadan fazla yaşamıştır. Kazazedelerin %13’ü kar altında 1 saatten fazla yaşamıştır. Kazazedelerin %7’si kar altında 2 saatten fazla yaşamıştır. Kazazedelerin %4’ü kar altında 3 saatten fazla yaşamıştır.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

akarak vadilere biriken karlar en tehlikeli ve tahrip edici çığları oluştururlar.

123


Afet Bilinci TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

bulma gibi avantajlarını da unutmamak gerekir. Bu arada ağzınıza, burnunuza kar girmesini önlemeye çalışınız. Eğer karda sürüklenirken bilincinizi kaybetmemişseniz nerede olduğunuzu takip etmeye ve kara ne kadar gömüldüğünüzü tahmin etmeye çalışınız. Çünkü çığda kalanlar için alt üst kavramı yok olur. Birkaç cm altta bile olsanız yön duygunuz yok olduğu için dışarı çıkamayabilirsiniz. Çığ altında iseniz karın hareketi tam olarak durmadan yani kar henüz tam donmaya başlamadan önce yüzeye çıkmak veya yaklaşmak için karı tekmelemeye çalışınız. Böylece etrafınızda az da olsa nefes alacak bir boşluk oluşturabilirsiniz. Karın hareketi durduktan sonra hızla bir donma reaksiyonu gerçekleşeceği için boşluk yaratmanız zor olabilir. Bu hareketi yaparak bir hava boşluğu yaratabilirsiniz. Buradan da kolunuzu dışarı çıkarmayı başarabilirseniz bir hava boşluğu yaratmış olursunuz. Eğer bir boşluk yarattıysanız oksijeni hızla tüketmeyin. Daha yavaş nefes alıp verin. Karanlık sizi paniğe sürükleyebilir. Çığa Yakalanan Ekiptekilerden Çığ Altında Kalmayanların Davranış Tarzı Nasıl Olmalıdır? Panik olmayınız. Güvende olduğunuza inanıyorsanız yüzeyde olanları ilk aşamada kurtarınız. Hemen yardım çağrısı yapınız. Bulunduğunuz noktanın güvenli olup olmadığını kontrol ediniz. Düşebilecek ikinci veya üçüncü çığlara karşı dikkatli olunuz. Hemen bir durum tespiti yapınız. Kaç kişi olduğunuzu, kaç kişinin kurtulduğunu ve kaç kişinin kar altında olduğunu tespit ediniz. Kar altında kalan arkadaşlarınızın en son görüldükleri yeri işaretleyiniz. Elektronik arama cihazınız varsa hemen devreye sokunuz. Çığ sondanız varsa arama çizgisi oluşturarak arkadaşlarınızı en son görüldükleri yerden itibaren aramaya başlayınız. Çığ düşen bir yerden ikinci bir çığ gelme olasılığı her zaman yüksektir. Bu nedenle çığ düştükten sonra artık çığ riski kalmadı diye yolunuza devam ederseniz hata yaparsınız. Geri dönmek dağda ayıplanacak bir şey değildir. Sizin AKUT olarak gerçekleştirdiğiniz çığ operasyonu var mıdır? Çığ kazalarında kişinin hayatta kalma süresi çok kısıtlıdır. Bu nedenle ilk ve en etkili müdahale, kazazedenin yanındaki kişilerin derhal kurtarma çalışmasına başlamasıdır. Dışarıdan destek istenen durumlar için konuşmak gerekirse; tipi ya da fırtınanın olmadığı yani normal

124

şartlarda, çığın oluştuğu yere yürüyerek ulaşmak 5-6 saat alır. Bu zaman kaybının önüne geçmek için helikopterin gelmesini beklemek en makul ulaşım biçimi. Biz de öye yaptık… Öncelikle belirtmem gerekir ki AKUT, kurulduğu 1996 yılından beri çok çeşitli afet ve kaza türlerinde %100 gönüllü kadrosuyla uluslararası standartlarda arama - kurtarma hizmeti vermiştir. 20. yılımızda da ihtiyacı olan her canlıya elimizi uzatmaya devam ediyoruz! Şu ana dek direkt çığ nedeniyle meydana gelen kazalarla ilgili 3 operasyona çıktık. Bunlardan birini kısaca anlatmak isterim. Yıl 11 Şubat 2006 yer Aladağlar. Türkiye Dağcılık tarihinin en fazla can kaybına neden olan çığ kazasında ne yazık ki dört dağcımızı kaybettik. Hacettepe Dağcılık ve Doğa Sporları Kolu’nun yıllık faaliyet programı içerisinde yer alan İleri Kış Eğitim Faaliyeti 1-8 Şubat arasında Aladağlar Akşampınarı mevkiinde gerçekleşecekti. Yoğun kar yağışından dolayı 2 gün uzayan programa göre 11 Şubat’ta zirve yapılacaktı. Edindiğimiz bilgiye göre; eğitim kampı sonrasında eğitmenlik deneyimli tecrübeli dağcılar, ekibe sonradan dâhil olan bir grup H.Ü. mezunu ve bir grup diğer üniversiteli dağcılardan oluşan 14 kişilik karma bir ekip Emler Zirvesine (3.723 m.) kış tırmanışı yapma kararı almışlardı. 04:30’de yola koyulan ekip 3 saat yürüyüşün ardından 2700 metreye ulaşmıştır. Saat 07:50’de Karayalak Vadisi tabanına parelel olarak yükselmekte olan ekip 2 metre kalınlığında ve 150 metre enindeki çığa kapılıp aşağıya doğru yaklaşık 40 metre sürüklenmiştir. 14 kişiden 12 kişi çığa maruz kalmış, ikisi kendi imkânlarıyla çıkabilmiş, uzuvları dışarıda olan 5 arkadaşlarını daha kurtarabilmişlerdir. Bu 9 kişiden biri telefon çeken noktaya yönlendirilip saat 09:00’da ilgililere ihbarda bulunabilmiştir. Kar altındaki bir arkadaşlarına da kendi imkânlarıyla ulaşan dağcılar, bilinci kapalı dağcıyı CPR (Temel Yaşam Desteği-Kalp masajı) ile hayata döndürmeyi başarmıştır. Yine kazadan 50 dakika sonra kar altındaki iki kişiye daha ulaşan dağcı arkadaşları, 30 dakikalık CPR’ye rağmen kazazedeleri hayata döndüremediklerini gördükleri zaman temel yaşam desteğini sonlandırıp kayıp son iki kişiyi aramaya yoğunlaşmışlardır. Kısa süre sonra ekip içinde hipotermiye maruz kalmalar başlamış ve kurtulanlar alanı işaretleyip kamp alanına dönmüştür. Ekibimiz ise Özel Kuvvetler’e ait helikopter ile 14:05’te bölgeye ulaşmıştır. 15:45 ve 16:30’da iki dağcının daha cansız bedenine ulaşılmış ve 17:25’te operasyon sonlandırılmıştır.

Bu operasyonun bizim için buruk bir yanı da var. Cenazesi bulunan son iki dağcımız, arama-kurtarmaya giden 10 kişilik kurtarma timimizin yakın arkadaşlarıdır ve gönüllülerimiz kimi aradıklarını bilmedikleri bu operasyonda arkadaşlarının cenazeleri ile karşılaştıklarında son derece büyük bir hüzün yaşanmıştır. Bizim en çok yağış alan illerden Bingöl ve Erzurum’da ekibimiz mevcut. Ekiplerimiz kapanan kar yollarından dolayı çıktıkları operasyonlarda da çığ ile karşılaşabilmekteler. Yazımı AKUT Bingöl Ekip Liderimiz Ahmet Buzrul’un bir gazeteye verdiği röportajdan alıntı yaparak noktalamak isterim: “En zor operasyonumu sormuşsunuz… Çalıkağıl Operasyonu. Yer Bingöl Yayladere ilçesi, Çalıkağıl Köyü. 65-70 yaşlarındaki Hüseyin amca kısmi felç geçirmiş ve yine kardan dolayı yol kapalı. İhbarı veren kişi dönemin Yayladere Kaymakamı. Tüm değerlendirmeleri yaptık, kar motorunu hazırladık ve 6 kişilik ekiple yola çıktık. Giderken yol çok kötü değildi ve 1,5 saat sonra da Yayladere’ye vardık. Ancak hava birden kapandı ve şiddetli tipi başladı. Gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra, Alay Komutanı bize bir tane telsiz ve uydu telefonu hazırladı. Köyden yöreyi çok iyi bilen bir kılavuz da bizimle birlikte gelecekti. Yalnız yerdeki karın kurumasını beklememiz, dolayısı ile gece yola çıkmamız gerekiyordu. Biz hazırlıklarımızı yaparken köydeki yetkililer operasyonu iptal etmemi, ekibimin de hayatını riske atacağımı söylediler. Ben hastayı bu şekilde bırakamayacağımızı söylediğimde ise gülüp geçtiler, sanırım kararlılığımı ciddiye almamışlardı. Civarda yaya olarak dolaşarak yolu test ettim. Yağan karın araç geçişini imkânsız kıldığı ortadaydı. Bir tarafı dağ, diğer tarafı uçurum olan ve buz tutmuş, bir aracın geçemeyeceği kadar dar ve engebeli bir yol düşünün. Hava eksi yirmilerde ve gece… Saat sabah 5’te kar motorunun sol yanına bağladığımız kızakla yola çıktım. Yanıma sadece kılavuzluk edecek kişiyi ve amcayı almıştım. Bir motosikletin geçebileceği kadar dar ve buz tutmuş bir alanda, zaman zaman önümüzdeki karları kırıp tünel kazarak, zaman zaman aracı halatlarla çekerek 14 km. boyunca ilerledim. Yol boyunca sadece uçuruma düşmekten değil 6 çığdan da kurtulduk. Hayatımın en zor operasyonu ve en zor anıydı. Dönüşümüz toplamda 8 saat sürdü. Kaymakam kalabalığın en önünde bizi alkışlarken amca uyuyordu ve yüzünden zorlu bir gece geçirdiği ancak o an mutlu olduğu anlaşılıyordu.” Afetsiz günler diliyorum.


w w w.

p

r o u p. c a re x g

om.tr

Yüksek Performans

Modifiye Poliüretan Esaslı, Elastik Su Yalıtım Malzemesi • Yüksek yapışma mukavemeti • Su bazlı, çevre dostu • Donma, çözünme döngüsüne dayanıklı • Alkali ve tuz çözeltilerine karşı dayanıklı • Son derece elastik


Ekonomik Göstergeler, Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri Sanayi ve İnşaat Sektörleri Üzerinde Kıyaslamalı Yorum Daha önce Etiplan Endüstriyel Teknolojik Iktisadi Planlama ve Mühendislik Hizm. Ltd. Şti. Ortakları Yavuz Bayülken ve Cahit Kütükoğlu katkılarıyla hazırlanarak TİMFED Dergimizin 11. sayısında yayınlanmış olan ekonomik göstergeler, sanayi ve inşaat sektörleri, dünya ve Türkiye verileri güncellenerek ve revize edilerek yorumlanmıştır. Burada çeşitli kaynaklara ve TÜİK istatistiklerine dönük bir veri tabanı kullanılmıştır. TABLO 1’de seçilmiş ülke ve coğrafi bölgeler (kıtalar) itibarıyla ekonomik büyüme değerleri ve oranları verilmektedir.

TABLO 1: Seçilmiş Ülkelere Göre GSYH ve Kişi Başına Milli Gelir (Cari fiyatlarla) ÜLKELER

Afrika

Uzak Doğu

G. Doğu Asya

Güney Amerika

Avrupa Ülkeleri

ABD

Diğer Ülkeler

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Verilerle Ekonomi

Bölge

GSYH (Milyar USD) 2013

2014

16.663.2

17.348,1

Kişi Başına Milli Gelir (USD)

2015 (K)

2016 (T)

17.968,2

2013

18.697,9

52.608

2014

2015 (K)

2016 (T)

54.370

55.904

57.766

Almanya

3.746,5

3.874,4

3.371,0

3.472,5

46.386

47.774

41.267

42.388

İngiltere

2.678,4

2.950,0

2.864,9

3.054,8

41.793

45.729

44.118

46.720

Fransa

2.811,1

2.833,7

2.422,6

2.488,4

44.164

44.332

37.728

38.575

İtalya

2.137,6

2.147,7

1.819,0

1.876,6

35.815

35.335

29.847

30.541

İspanya

1.393,5

1.406,5

1.221,4

1.265,1

29.907

30.272

26.327

27.309

Hollanda

864,4

880,7

750,8

782,9

51.442

52.225

44.333

46.028

Portekiz

225,0

229,9

197,5

204,2

21.514

21.123

18.984

19.611

Brezilya

2.391,0

2.346,7

1.799,6

1.672,9

11.894

11.573

8.802

8.118

Meksika

1.261,9

1.291,1

1. 161,5

1.187,1

10.568

10.784

9.592

9.692

Arjantin

622,1

543,1

578,7

578,7

14.740

12.735

13.428

13.284

1.875,2

2.051,2

2.182,6

2.384,7

1.489

1.608

1.688

1.821

912,5

888,6

872,6

875,8

3.667

3.524

3.416

3.384

Hindistan Endonezya Malezya

323,3

338,1

313,5

351,0

10.797

11.049

10.073

11.090

Japonya

4.919,6

4.602,4

4.116,2

4.170,6

38.633

36.222

32.481

33.010

Çin H. C.

9.490,8

10.356,5

11.384,8

12.254,0

6.975

7.572

8.280

8.659

Güney Kore

1.305,6

1.410,4

1.393,0

1.450,1

25.978

27.970

27.513

28.525

Cezayir

209,7

213,5

175,1

181,7

5.533

5.406

4.345

4.426

Mısır

271,4

286,4

298,4

311,3

3.205

3.304

3.724

4.120

G. Afrika C.

366,2

350,1

317,3

326,5

6.890

6.483

5.784

5.859

Rusya Fed.

2.079,0

1.860,6

1.235,9

1.178,9

14.468

12.718

8.447

8.058

292,4

305,7

298,9

312,4

36.297

37.222

35.702

36.663

Avustralya

1.497,2

1.442,7

1.240,8

1.253,0

64.271

61.066

51.642

51.257

Kanada

1.839,0

1.785,4

1.572,8

1.592,3

52.393

50.304

43.935

44.095

Norveç

522,3

499,8

397,6

394,8

102.496

96.930

76.266

74.903

Türkiye

823,0

798,3

722,2

721,2

10.821

10.381

9.290

9.180

34.072

34.916

35.115

35.390

10.472

10.573

10.620

10.710

İsrail

AB Ülkeleri

17.990,9

18.527,1

16.265,6

16.893,9

EURO Böl.

13.218,8

13.457,0

11.568,2

11.929,4

Dünya

75.467,1

77.269,2

73.506,8

76.321,3

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2015 Güncellemesi (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar, (T) Tahmini

Tabloda bölgesel olarak ve ülke düzeyinde cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) (Milyar ABD Doları) ve kişi başına milli gelir (ABD Doları) değerleri sunulmaktadır. Ayrıca tablonun sonunda Türkiye, AB ülkeleri ve Dünya toplamı ayrıca verilmektedir. Tablo 2013-2016 dönemi için hazırlanmış ve kıyaslama yapılabilmesi açısından gelişmiş, gelişmekte olan ve tipik bölge ülkeleri de gösterilmiştir. Özellikle 2015 ve 2016 tahminlerinde Brezilya, İtalya, İspanya, Meksika, Avustralya, Kanada ve Norveç gibi ülkelerde GSYH ve kişi başına milli gelir rakamlarında önemli düşüşler göze çarpmaktadır.

126


“Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmuştur.” TABLO 2: Seçilmiş Ülkelere Göre Büyüme ve Enflasyon Oranları

Diğer Ülkeler

Afrika

Uzak Doğu

Güney Doğu Asya

Güney Amerika

Avrupa Ülkeleri

2013

2014

Enflasyon (%)

2015(K)

ABD

1,5

Almanya

0,4

1,6

1,5

İngiltere

1,7

2,9

2,2

Fransa

2,4

2,5

2016(T) 2,6

2013

2014

2015(K)

2016(T)

1,5

1,6

0,1

1,1

1,7

1,5

0,9

0,2

1,2

2,2

2,6

1,5

0,1

1,5

0,7

0,2

1,2

1,3

0,9

0,5

0,1

1,0

- 1,7

- 0,4

0,8

1,3

1,2

0,2

0,2

0,7

İspanya

- 1,2

1,4

3,2

2,7

1,4

- 0,1

0,0

0,8

Hollanda

- 0,5

1,0

1,8

1,9

2,5

1,0

0,7

1,0

Portekiz

- 1,6

0,9

1,6

1,5

0,3

- 0,3

0,6

1,1

Brezilya

2,7

0,1

- 3,8

- 3,5

6,2

6,3

8,9

6,3

Meksika

1,4

2,3

2,5

2,6

3,8

4,0

2,8

3,0

İtalya

Arjantin

2,9

0,5

0,4

- 0,7

10,6

13,7

16,8

25,6

Hindistan

6,9

7,3

7,3

7,5

10,0

6,4

5,4

5,5

Endonezya

5,6

5,0

4,7

5,1

6,4

6,4

6,8

5,4

Malezya

4,7

6,0

4,7

4,5

2,1

3,1

2,6

3,5

Japonya

1,6

0,0

0,6

1,0

0,4

2,7

0,7

0,4

Çin H. C.

7,7

7,3

6,9

6,3

2,6

2,0

1,5

1,8

Güney Kore

2,9

3,3

2,7

3,2

1,3

1,3

0,8

1,8

Cezayir

2,8

3,8

3,0

3,9

3,3

2,9

3,0

3,6

Mısır

2,1

2,2

4,2

4,3

9,5

10,1

10,2

9,0

Güney Afrika C.

2,2

1,5

1,3

0,7

5,4

6,4

4,8

5,9

Rusya Fed.

1,3

0,6

- 3,7

- 1,0

6,8

7,8

15,8

8,6

İsrail

3,3

2,6

2,5

3,3

1,5

0,5

- 0,5

- 1,1

Avustralya

2,1

2,7

2,4

2,9

2,4

2,5

1,8

2,6

Kanada

2,0

2,5

1,2

1,7

0,9

1,9

1,0

1,6

Norveç

0,7

2,2

0,9

1,3

2,1

2,0

2,0

2,1

Türkiye

4,2

2,9

3,0

2,9

7,5

8,2

8,8

9,0

AB Ülkeleri Euro Bölgesi Dünya

0,2

1,5

1,9

1,9

1,5

0,5

0,1

1,1

- 0,3

0,9

1,5

1,7

1,3

0,4

0,2

1,0

3,3

3,4

3,1

3,4

Verilerle Ekonomi

Büyüme (%)

ÜLKELER

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Bölge

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2015 Güncellemesi (Ocak 2016 tashihleri) (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini

TABLO 1’i tamamlayan TABLO 2 yine aynı bölgeler ve ülkeler için GSYH büyüme oranlarını ve enflasyon değerlerini (%) göstermektedir. Burada önemli bir konu GSYH büyüme oranlarında ülkelerin kendi milli para birimi cinsinden hesaplanmış GSYH oranlarına dikkat çekilmektedir. Bu bulgulardan 2015 yılının bazı bölge ve ülkeler için kritik yıl olduğu söylenebilir. Keza yine tablodan görüleceği gibi, Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmuştur. Türkiye için ekonomik göstergelere ilişkin önemli bazı veriler de TABLO 3’de verilmektedir. Yine 2013 - 2016 yıları için verilen bu değerler toplam tüketim, sabit sermaye yatırımları yurtiçi tasarruflar ve toplam yurtiçi talep gibi önemli verilere yer verilmektedir. Özellikle enflasyon oranı, yurtiçi tasarruf ve taleplerle doğrudan ilgilidir.

127


TABLO 3: Türkiye’nin GSYH Değerleri, Toplam Tüketim, Sabit Sermaye Yatırımları, Yurtiçi Tasarruf ve Yurtiçi Talep Artış Oranları Açıklama GSYH (Milyar USD) (Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar TL) (Cari Fiyatlarla)

2013 823,0

799,0

2015 (K) 722,3

1.567,3

1.747,4

1.963,0

2.207,0

122,5

126,1

131,1

135,3

4,2

2,9

4,0

4,5

10.822

10.390

9.286

9.364

GSYH (Milyar TL) (Sabit Fiyatlarla) GSYH Büyümesi (%) Kişi Başına Gelir (GSYH) (USD)

2014

2016 (T) 736,0

Toplam Tüketim Artış Oranları (%) (*)

4,1

1,9

4,5

3,7

Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (%)

3,0

- 1,3

4,7

5,0

Kamu

17,8

- 6,5

- 6,0

- 6,1

Özel Sektör

- 0,9

0,1

4,4

7,2

12,5

14,6

16,1

16,3

4,8

1,1

3,9

4,3

· ·

Toplam Yurtiçi Tasarruf / GSYH Toplam Yurtiçi Talep (*)

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Verilerle Ekonomi

Kaynak: 1)TUİK Verileri 2) Orta Vadeli Program (*) 1998 sabit fiyatlarıyla % değişimi vermektedir (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini Toplam sabit sermaye yatırımları ise kamu ve özel sektör yatırımları olarak ayrı ayrı verilmiştir. 2014 yılında kamu sabit sermaye yatırımlarında önemli bir düşüş olmuş, özel sektör yatırımları ise bir önceki yıla göre %4,4 oranında artmıştır. 2015’de her iki kesimde de artış beklenmektedir. Kamu yatırımları inşaat, ulaştırma ve eğitim alanında, özel sektör yatırımları ise imalat, ulaştırma, inşaat, enerji ve finansman alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu durum Brezilya, Arjantin, Malezya gibi yükselen ekonomilerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin katma değeri düşük alanlarda yatırım yaptığı görülmektedir. Türkiye’nin toplam yurtiçi tasarrufları OECD içindeki en düşük oranlar olarak görülmektedir. 2016 yılında GSYH’a oranı %16,6 tahmin edilmekte olup, AB ortalaması %27 olarak belirlenmiştir. TABLO 4’te Türkiye’nin dış ticaret verileri sunulmuştur. Tabloda 2014 yılında ihracat bir miktar (%3,9) artmış olup, ancak katma değeri düşük ürünlerin yoğunluk kazandığı bilinmektedir. 2015 yılında ihracatın 143,9 Milyar Dolara düştüğü görülmektedir. 2016 yılında bir miktar artış beklenmektedir. Ancak bu artışın OVP’da beklenen düzeye ulaşamayacağı aşikardır. İhracatın ülkelere göre dağılımı TABLO 5’de gösterilmiştir. TABLO 4’de ithalat değerleri ve dış ticaret dengesi de yer almakta ve petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı cari açık da buna paralel olarak düşmektedir.

TABLO 4: Türkiye’nin Dış Ticaret Verileri Açıklama İhracat (Milyar USD) (FOB)

2013 151.803

2014 157.610

2015 (K) 143.935

2016 (T) 150.500

İthalat (Milyar USD) (CIF)

251.661

242.177

207.203

210.700

Dış Ticaret Dengesi (Milyar USD)

- 99.858

- 84.567

- 63.268

- 60,200

Dış Ticaret Hacmi (Milyar USD)

403.464

399.787

351.138

361.200

49,02

50,03

48,6

49,1

Dış Ticaret Hacmi / GSYH İhracat / İthalat Oranı (%) Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) Ham Petrol Fiyatları, Brent (USD/varil) Enerji İthalatı (Milyar USD)

60,32

65,08

69,46

71,40

- 58.715

- 46.500

- 31.700

- 29.600

- 7,1

- 5,8

- 4,4

- 4,0

109,1

97,5

52,5

31,7

59,0

54,9

37,8

33,0

Kaynak: TUİK Verileri, Orta Vadeli Program (2012-2014) (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T)Tahmini Cari işlemler dengesinde, cari açık 46,5 Milyar Dolar’a inmiş olup, bu düşüş takip eden yıllarda da görülecektir. Dolayısıyla GSYH’ya oranları da düşmektedir. Önemli göstergelerden biri de ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. 2015 yılında bu oranın %69,46 olduğu öngörülmektedir. Tabloda ayrıca ham petrol fiyatlarının düşüş trendi ve enerji ithalatının değeri görülmektedir. Cari açıktaki düşüş de petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.

128


TABLO 5 ve TABLO 6’da Türkiye’nin ihracat ve ithalatlarının ülke ve coğrafi bölgelere dağılımı görülmektedir. Tablolardan görüldüğü gibi 2015 yılında toplam ihracatın %42,8’i Avrupa Birliğine (28 ülke) yapılmakta, ithalatın %36,6’si aynı bölgeden sağlanmaktadır. Bu durum AB ülkelerinin Türkiye için önemini vurgulamaktadır. Diğer ülke gruplarına yapılan ihracatlarda tabloda ayrı ayrı verilmiştir. Burada “yakın ve uzak doğu ülkeleri” de önemli pay almaktadır. TABLO 7’de Türkiye nüfus, işgücü ve istihdam verileri sunulmaktadır. Tablodan görüleceği üzere işgücü sürekli artış göstermekte olup, kesinleşmemiş geçici verilere göre 2015 yılında 30 Milyon kişiye ulaşmıştır. İşgücüne katılma oranı ise 2014 yılında %50,5 iken 2015 yılında %51,6’ya erişmiştir. İstihdam edilenlerin sayısı yine geçici verilere göre 2015 yılında 26,8 Milyon kişi olmuştur. Giderek bu sayının 27,9 Milyon kişiye ulaşması beklenmektedir. Bu durumda ülkemizde çalışan her kişi ortalama olarak 3 kişiye geçim sağlamaktadır. İşsizlik ise 2015 yılında 3,1 Milyona çıkmış ve işsizlik oranı %10,5u olmuştur. Genç nüfusta işsizlik oranı %24’e yaklaşmaktadır. Kadın istihdamı çok düşük olup 85 ülkenin altında kalmaktadır. Tarım dışı işsizlik oranı 2015’te %12,6’e erişmiştir. Bu durum özellikle imalat sanayinde yapılması gereken yatırımların önceliğini vurgulamakta, zorunlu kılmaktadır.

TABLO 5: Türkiye İhracatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı

Avrupa Birliği Türkiye Serbest Bölgeleri

Milyar USD 151,8

2014

100,0

Milyar USD 157,6

41,5

68,5

%

63,0

2015 (K)

100,0

Milyar USD 143,9

43,5

61,5

%

2016 (T)

100,0

Milyar USD 150,5

42,8

64,4

%

% 100,0 42,8

2,4

1,6

2,3

1,4

2,2

1,5

2,3

1,5

Diğer Ülkeler

86,4

56,9

86,8

55,1

80,2

55,7

83,8

55,7

- AB Harici Avrupa

14,2

9,4

15,2

9,6

13,7

9,5

14,3

9,5

- Kuzey Afrika

10,0

6,6

9,8

6,2

8,8

6,1

9,2

6,1

- Diğer Afrika Ülkeleri

4,2

2,7

4,0

2,5

4,6

3,2

4,8

3,2

- Kuzey Amerika

6,6

4,3

7,3

4,6

7,1

5,0

7,5

5,0

- Orta Amerika ve Karayipler

1,0

0,7

0,9

0,6

0,9

0,6

0,9

0,6

2,1

1,4

1,9

1,2

1,9

1,3

1,9

1,3

- Yakın ve Uzak Doğu

- Güney Amerika

35,6

23,4

35,4

22,5

31,9

22,2

33,4

22,2

- Diğer Asya Ülkeleri

12,0

7,9

11,6

7,4

10,5

7,3

11,0

7,3

- Avustralya ve Yeni Zelanda

0,6

0,4

0,6

0,4

0,6

0,4

0,6

0,4

- Diğer Ülke ve Bölgeler

0,1

0,1

0,2

0,1

0,2

0,1

0,2

0,1

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T)Tahmini TABLO 6: Türkiye İthalatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı ÜLKELER

2013

Toplam İthalat

Milyar USD 251,7

Avrupa Birliği

2014

100,0

Milyar USD 242,2

92,5

36,7

1,3

0,5

157,9 41,3

- Kuzey Afrika - Diğer Afrika Ülkeleri

2015 (K)

100,0

Milyar USD 207,2

88,8

36,7

1,3

0,5

62,8

152,1

16,4

36,4

3,5

1,4

2,5

1,0

14,0

5,5

- Orta Amerika ve Karayipler

1,4

- Güney Amerika

3,7

Türkiye Serbest Bölgeleri Diğer Ülkeler - AB Harici Avrupa

- Kuzey Amerika

2016 (T)

100,0

Milyar USD 210,7

75,8

36,6

77,1

36,6

1,0

0,5

1,0

0,5

62,8

130,4

62,9

132,6

62,9

15,0

33,8

16,3

34,3

16,3

3,4

1,4

2,9

1,4

2,9

1,4

2,5

1,0

2,1

1,0

2,1

1,0

13,8

5,7

11,8

5,7

12,0

5,7

0,5

1,1

0,5

1,0

0,5

1,0

0,5

1,5

3,9

1,6

2,9

1,4

2,9

1,4

%

%

%

% 100,0

- Yakın ve Uzak Doğu

22,2

8,8

20,5

8,5

18,5

8,9

18,8

8,9

- Diğer Asya Ülkeleri

54,6

21,7

56,2

23,2

45,4

21,9

46,1

21,9

1,3

0,5

0,6

0,3

1,0

0,5

1,0

0,5

13,4

5,3

13,7

5,6

11,0

5,3

11,2

5,3

- Avustralya ve Yeni Zelanda - Diğer Ülke ve Bölgeler

Verilerle Ekonomi

Toplam İhracat

2013

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

ÜLKELER

Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T)Tahmini

129


TABLO 7: Türkiye Nüfus, İşgücü, İstihdam ve İşsizlik Verileri Açıklama Nüfus (Yıl sonu, Bin kişi) 15 Yaş Üstü Nüfus (Bin kişi) İşgücü (Bin kişi) İşgücüne Katılma Oranı (%) İstihdam edilenler (Bin kişi) İşsiz (Bin kişi) İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus (Bin kişi) İstihdam Oranı (%) İşsizlik Oranı (%) Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%)

2013 76.668 55.982 27.046 48,3 24.601 2.445 28.936 43,9 9,0 10,9

2014 77.696 56.986 28.786 50,5 25.933 2.853 28.200 45,5 9,9 12,0

2015 (K) 78.741 58.134 30.003 51,6 26.856 3.147 28.131 46,2 10,5 12,6

2016 (T) 79,950 59.920 31.350 52,3 27.880 3.470 28.570 46,5 11,1 12,8

Kaynak: TUİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (Ekim 2015 itibarıyla, (T) Tahmini

Verilerle Ekonomi

TABLO 8’de 2011-2016 dönemi için yurtiçi üretici ve tüketici fiyat endeksleri ile bunların yıllık değişim oranları verilmektedir. Bu dönem içinde fiyatlarda artış trendi gözlenmektedir. Burada 2003=100 esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ayrıca GRAFİK 1’de TÜ-FE ve Yİ-ÜFE gösterilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında artışların hızlandığı ve bunun pek çok göstergeyi de tetiklediği açık olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği olgularının, tarımda uygulanan yöntemlerin ve imalat sanayindeki gelişmelerin fiyat endekslerinde önemli etkileri ortaya çıkmıştır.

TABLO 8: Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri ve Değişim Oranları (2003=100) Açıklama ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ Endeks (12 ayın ortalamaları) On iki aylık ortalamalara göre değişim %

2011

TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ Endeks (12 ayın ortalamaları) On iki aylık ortalamalara göre değişim %

2012

2013

2014

2015 (K)

2016 (T)

192,11 11.09

203,82 6,09

212,95 4,48

234,78 10,25

247,19 5,28

259,35 7,8

189,95 6,47

206,84 8,89

222,33 7,49

242,02 8,85

260,59 7,67

271,78 9,1

Kaynak: TUİK, Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

GRAFİK 1: Türkiye Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (2013-2016) 271,78 260,59 259,35 241,02 234,78

222,33 206,84 192,11

247,19

212,95

203,82

189,95

Temel ekonomik göstergelerin incelenmesinden sonra, imalat sanayi ve inşaat sektörlerinin analizine geçilmiştir. TABLO 9’da Türkiye imalat sanayinin üretim, istihdam ve verimlilik endeksleri sunulmaktadır. Burada 2015 değerleri kimi yerde kesin, kimi yerde son üç ayın tahminleri ile saptanmış kesine yakın değerlerdir. Bu endekslerde 2010=100 esas alınarak inceleme yapılmıştır.

TABLO 9: Türkiye Sanayinde Üretim, İstihdam ve Verimlilik Endeksleri (2010=100) Açıklama Üretim İstihdam Verimlilik Reel İşgücü Maliyeti

2013 116,1 116,6 100,8 105,3

2014 119,7 119,3 101,0 105,8

2015 (K) 124,0 122,5 101,5 106,5

2016 (T) 128,0 125,2 102,2 107,8

Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

130


TABLO 10’da sanayi mal gruplarına göre Üretim Endeksleri yıllık değişim oranları verilmiştir. En yüksek değişimler “dayanıklı tüketim malları” ve dayanıksız tüketim malları” gruplarında görülmektedir. 2015 için bu oranlar %7,8 ve %5,7 olarak gerçekleşmiştir. Yatırım malları imalatında 2014 yılında bir küçülme söz konusu olup, 2015 yılından itibaren artış görülmektedir. Bu da sanayide imalatın hangi sektörlerde daha hızlı geliştiğini göstermektedir. İnşaat tesisatlarında kullanılan pek çok malzemede (seramik, kazan, kombi, banyo-mutfak, boru, fittings ve aksesuarlar v.s.) hızlı bir fiyat artışı gerçekleşmiştir.

TABLO 10: Türkiye İmalat Sanayinde Üretim Endeksleri Değişim Oranları 2015 (K) 4,5 7,8 5,7 3,4 3,1

2016 (T) 4,9 8,0 5,9 3,5 3,6

TABLO 11’de imalat sanayi mal gruplarında yıllara göre göre üretici fiyatları değişim oranları gösterilmiştir. En yüksek artışlar “dayanıksız tüketim malları” grubundadır. “Yatırım malları” grubunda ise değişim oranı %5,1 ila %8,0 arasındadır.

TABLO 11: Türkiye İmalat Sanayi Ürünlerinde Üretici Fiyatları Değişim Oranları Açıklama 2013 Yİ-ÜFE 5,2 Dayanıklı Tüketim Malları 9,1 Dayanıksız Tüketim Malları 5,4 Ara mal İmalatı 4,9 Yatırım Malı İmalatı 5,1 Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

2014 6,4 13,8 7,6 6,5 6,0

2015 (K) 8,1 15,0 9,2 8,9 7,8

2016 (T) 8,8 17,1 9,5 9,1 8,0

TABLO 12’de Türkiye’de sabit ve cari fiyatlarla imalat sanayi üretim değerleri ile bunların GSYH içindeki oranları gösterilmiştir. Sabit fiyatlarla bu oran %22,9, cari fiyatlarla %15 civarındadır.

TABLO 12: Türkiye İmalat Sanayi Üretimi Katma Değeri ve GSYH’daki Oranları Açıklama 2013 İmalat Sanayi Y.H – Sabit Fiyatlarla 29.426 İmalat Sanayi Y.H – Cari Fiyatlarla 240,201 İmalat Sanayi/GSYH – Sabit Fiyatlarla 24,0 İmalat Sanayi/GSYH – Cari Fiyatlarla 15,3 Kaynak: TUİK, TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

2014 30.407 272,973 24,1 15,7

2015 (K) 31.608 307,500 22,9 15,0

2016 (T) 32.007 326.110 22,7 15,0

TABLO 13’de Türkiye imalat sanayi üretim ve ihracatında teknoloji yoğunluğuna göre bir analiz yapılmaktadır. Tablodan görüldüğü gibi ileri teknoloji ürünlerinin toplam içindeki payı üretimde %4,1 – 4,5, ihracatta is %3,7 – 4,3 arasındadır. Ortanın altı ve düşük teknoloji ürünleri oldukça yüksek orandadır. İhracatta bu iki grubun toplamı %63,3’ü bulmaktadır. Bu durum sanayide yeni yöntem ve stratejilerin önemini ortaya koymaktadır.

Verilerle Ekonomi

2014 3,3 6,2 3,1 2,8 1,5

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Açıklama 2013 Toplam Sanayi 6,1 Dayanıklı Tüketim Malları 9,2 Dayanıksız Tüketim Malları 8,7 Ara mal İmalatı 3,5 Yatırım Malı İmalatı 2,4 Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır NOT: Sabit fiyatlara göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

TABLO 13: Türkiye İmalat Sanayi Üretim ve İhracatında Teknoloji Yoğunluğu Dağılımı ÜLKELER

2014

Yüksek 4,1 Ortanın Üstü 25,4 Ortanın Altı 33,5 Düşük 37,0 Toplam 100,0 Kaynak: 10. Beş Yıllık Plan, OECD Raporları (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T)Tahmini

Üretim (%) 2015 (K) 4,3 25,9 33,2 36,6 100,0

2016 (T) 4,5 25,9 33,6 36,0 100,0

2014 3,7 31,9 40,1 24,3 100,0

İhracat (%) 2015 (K) 4,0 33,3 40,4 22,3 100,0

2016 (T) 4,3 33,4 40,6 21,7 100,0

131


Bir kıyaslama yapabilmek amacıyla seçilmiş ülkelerde imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki oranları TABLO 14’te verilmiştir. Bu tablodaki değerler Türkiye’deki imalat sanayi katma değeri ile kıyaslandığında bu ülkeler arasında Türkiye’nin yerinin çok aşağılarda kaldığı belirlenmektedir. Çin ve Güney Kore gibi bazı ülkelerde imalat sanayi katma değerinin oldukça büyük oranlarda olduğu görülmektedir.

TABLO 14: Seçilmiş Ülkelerde İmalat Sanayi Katma Değerinin GSYH İçindeki Payı (%) Açıklama 2013 2014 2015 (K) 2016 (T) Almanya 28,1 28,2 28,5 28,7 Finlandiya 24,7 25,2 25,5 25,7 Fransa 21,0 21,3 22,1 22,2 İtalya 22,4 22,5 22,7 22,5 Rusya 27,5 27,6 27,9 27,6 ABD 19,2 19,4 19,6 19,8 Çin H. C. 46,7 46,9 47,1 49,1 Güney Kore 32,7 32,9 32,9 33,5 Hindistan 18,9 19,6 19,8 19,9 Türkiye 15,3 15,7 15,1 15,0 Kaynak: UNIDO Industrial Development Global Report (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Verilerle Ekonomi

İmalat sanayi ciro endeksleri ve yıllık değişimleri TABLO 15’de sunulmuştur. Buradan sanayideki son üç yılın trendini izlemek mümkün olmaktadır. 2016 yılında tahminlere göre endeks 2013 ve değişim oranı ise %7,5 olarak öngörülmektedir.

TABLO 15: Son Üç Yılın Sanayi Ciro Endeksi ve Yıllık Değişim (2010=100) Yıllar 2013 2014 2015 (K) 2016 (T)

Yıllık Ortalama Endeks 153,7 172,7 187,2 201,3

Yıllık Ortalama Değişim (%) 9,9 12,3 8,4 7,5

Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

İncelemenin son alanı inşaat sektörü olup, özellikle önemli eğilimleri ve göstergeleri ortaya koymaktadır. TABLO 16 coğrafi bölge ve ülke gruplarına göre 2013-2016 döneminde büyüme beklentilerini ve bunu tetikleyen faktörleri vermektedir. Tabloda dikkati çeken husus büyüme oranlarının Asya-Pasifik bölgesi ile Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Burada konut stokunun eskiliği, deprem olasılığı ve gelişme-kalkınma stratejileri önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum inşaat tesisat malzemeleri yönünden dikkate değer bir gelişmedir.

TABLO 16: Ülke Gruplarına Göre 2013-2016 Döneminde İnşaat sektörü Büyüme Beklentileri ve Büyümeyi Tetikleyen Faktörler Büyüme Büyümeyi Tetikleyen Etkenler Beklentisi (%) Asya-Pasifik 7,5 Kentleşme, nüfus artışı, yenilenme doğrultusunda altyapı ve konut inşaatları Doğu Avrupa 7,2 Sanayi yatırımları, ulaşım yatırımları ve yeni konut talebi doğrultusunda inşaat altyapısı ve konutlar Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda inşaat ve tesisat Güney ve Orta Amerika 6,4 yatırımları Kuzey Amerika 5,5 Nüfus artışına bağlı konut inşaatları, tesisatlar ve yenilenme pazarının iyileştirilmesi Afrika ve Orta Doğu Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda konut inşaatları 5,0 Ülkeleri yenilenme ve tesisat altyapı iyileştirme AB 1,3 Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, bölgesel iyileştirmeler, konut tesisatlarında yenileme Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, kentsel dönüşüm konut yapımı, yeni imar alanları Türkiye 7,6 planına yönelik inşaat ve tesisat yatırımları Kaynak: Global Construction2020, UNIDO Habitat Agency Yıllar

Türkiye’de son üç yıl için inşaat sektörü yatırımlarının dağılımı GRAFİK 2‘de verilmektedir. Buradan görüldüğü gibi konut yatırımları %64 gibi önemli bir orana sahiptir.

GRAFİK 2: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Dağılımı (2013-2016) 21

21

20

20

17

16

17

16 Altyapı Konut dışı

62

132

63

63

64

Konut


Türkiye inşaat sektörünün sabit fiyatlarla Milyar TL olarak katma değeri ve büyüme oranları GRAFİK 3’te görülmektedir.

GRAFİK 3: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Büyüme Oranları (2013-2016) Katma Değer (Milyar TL)

Büyüme Oranı (%) 95,6

90,1

5,95

78,6 69,0

5,9

5,9

Son üç yılda yeni konut fiyatlarındaki artışlar (% olarak) GRAFİK 4’te verilmiştir. Grafikte aynı zamanda sanayi üretici fiyatlarındaki (Yİ-ÜFE) de belirtilmiştir. Görüldüğü gibi yeni konut fiyatlarındaki artışlar %15’i bulmaktadır.

GRAFİK 4: Türkiye Konut ve Sanayide Üretici Fiyatları Artış Oranları (2013-2016)

17,2

16,0

14,9

6,4

7,5

6,9

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

TABLO 17’de Türkiye’de konut talebi ve 2015 için öngörüleri yer almaktadır. Buna göre 2016 yılında toplam talebin 696.000 olacağı öngörülmektedir.

TABLO 17: Türkiye’de Konut Talebi Öngörüleri Yıllar Nüfus Artışı, Kentleşme 2013 352 2014 378 2015 (K) 401 2016 (T) 426 Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Kentsel Dönüşüm 90 200 200 220

Eski Konut Yenileme 50 50 50 50

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri

Verilerle Ekonomi

5,8

Toplam 492 628 651 696

Son üç yıl için konut satışları, yapı ruhsatları ve yıllık yapı stokları TABLO – 18’de verilmiştir. Stokların fazlalığı özellikle dikkati çekmektedir.

TABLO 18: Türkiye’de Konut Satışları, Yapı Ruhsatı ve Yıllık Yapı Stoku Yıllar

1. El 2013 529.129 2014 541.554 2015 (K) 598.667 2016 (T) 650.000 Kaynak: TUİK Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini

Konut Satışları 2. El 628.061 623.827 690.653 769.000

Toplam 1.157.190 1.165.381 1.289.320 1.419.000

Yapı Ruhsatı 839.767 1.029.100 629.544 825.000

Yapı Stoku 306.471 508.036 814.507 1.216.000

133


Bien Ahşap Görünümlü Yeni Seramik Koleksiyonlarını Farklı Bir Konseptle Sunuyor Yenilikçi ve çevre dostu Bien Seramik, ahşap görünümlü seramik koleksiyonlarını doğadan aldığı ilhamla farklı bir konseptle tanıtıyor. Bien Seramik, doğadaki canlıların renklerinden esinlenerek oluşturduğu yeni koleksiyonlarının tanıtımında hayvan figürlerini kullandı. Marka aynı zamanda bu yeni tanıtım kampanyasıyla, doğayı ve hayvanları koruma bilinci adına da bir misyon üstlendi.

TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015

Ürünler

Ödüllü tasarımları ve kalitesiyle adından sıkça söz ettiren Bien, trendleri yakından takip etmek isteyenler için vazgeçilmez bir yerde duruyor. Farklı birçok seçenek sunan koleksiyon mekanlara hem doğal hem şık bir konfor sağlıyor.

134

Ahşap görünümlü seramik koleksiyonlarından Naturawood Oak ile sıcak ve hareketli, Picasso Çıra ile özgün ve dayanıklı, Teak Venge ile eşsiz ve gözalıcı, Atelier Valnut ile doğal ve zarif mekanlar yaratabilirsiniz.



Modern Dünyanın Altınla Uyumu Bu Tarafta: Creavit Altın Serileri

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Banyoları birer yaşam alanı olarak tasarlayan Creavit, banyosunda farklılık arayanlara keyif veren yenilikçi ürünler sunmaya devam ediyor. Altının yalnızca gösteriş ve ihtişamdan ibaret olmadığını düşünenler için üretilen Creavit Altın Serileri, kalitenin estetikle dansını kusursuz banyolarda canlandırıyor. Creavit Altın Serileri, modern çizgilerin altın rengiyle bezendiği etkileyici görselliklerinin yanında, pratik ve konforlu tasarımlarıyla da kullanıcıların ayaklarını yerden kesiyor. Su damlasından ilham alınarak tasarlanan, dış yüzeyde oldukça ince bir form yakalayarak banyolarda şıklığı tamamlayan Drop Altın Renkli Kumanda Paneli, sudan aldığı yaşam enerjisini banyolara taşıyor. Estetik görünümüyle banyoların havasını değiştiren, duvara montajıyla banyosunda yerden tasarruf etmek isteyenleri düşünen Altın Renkli Asma Klozet, işlevsel ve konforlu yapısıyla modern banyoların vazgeçilmezlerinden oluyor. Her zevke uygun yenilikçi ve estetik bir dünya yaratmak için çalışan Creavit, ufak dokunuşlarla banyolarda harikalar yaratılmasına imkân tanıyan altın renkli Neo aksesuarları ve Avangart armatürüyle de şık ve modern bir dünyanın kapılarını aralıyor. Sanatsız bir hayatın olamayacağı fikrinden yola çıkan Creavit, ürettiği Art Banyo Mobilyası ile klasiğin modernize edilmiş halini sadelik ve şıklıkla yeniden yorumluyor. Tam açılır çekmecesi, tabloyu andıran LED ışıklı aynası, geniş alt modülü ve aynası ile minimalist çizgilerin çekiciliğini banyolara taşıyor. Creavit, göz alıcı bir sanat eseri gibi banyoları güzelleştiren Art Banyo Mobilyası’nı, Creavit Altın Serileri ile kusursuz bir uyum içerisinde kombinleyerek gösterişten uzak bir mekân algısı içerisinde farklı tarzları buluşturuyor. Banyosunda yeni bir bakış açısının sunacağı kusursuz güzellikleri görmek isteyen, yenilikçi ve estetik bir dünyada mükemmel uyumun peşinde olan Creavit kullanıcıları; ezber bozan, modern, renkli bir dünyada estetiğin ve duyguların uyumunu keşfediyor.

136



Çanakkale Seramik’ten Şıklık ve Görsel Zenginlik için Yeni Seriler Tribeca evlere zamansız güzellik getiriyor Çanakkale Seramik’in lüks ürün grubunda yer alan yenilikçi serisi Tribeca, kemik ve bakır renginde, 12,5x40 cm duvar karolarıyla vintage etkisinde nostaljik mekanlar yaratıyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Klasik tarza, modern bir bakış açısıyla yaklaşan Tribeca serisi, doğal tonların sulu boya etkisindeki dekorlarla buluşmasıyla ortaya çıkıyor. Yaşam alanlarında etkileyici bir görünüm kazandıran seri, 2 farklı renk ve 3 farklı desen alternatifi ile evlere zamansız güzellik getiriyor.

Santorini ile deniz kokulu ferah banyolar Lüks ürün segmentinin iddialı serilerinden biri olan Santorini; beyaz, kemik, antrasit, mavi, mürdüm ve nefti renkli duvar karoları ile mekanların havasını değiştiriyor. Seri, ilhamını aldığı Santorini Adası’na özgü renkleriyle, Ege sahilllerinin deniz kokulu ve ferah havasını hissetmenizi sağlıyor. Banyo, mutfak gibi alanlar için ideal olan Santorini, zengin renk ve desen seçenekleriyle dikkat çekiyor. Çanakkale Seramik, Tribeca ve Santorini serileri ile ayrıca, tuğla trendini banyolara taşıyor.

Etoile, estetik ve stil sahibi mekanlar yaratıyor Çanakkale Seramik’in klasik stil akımından yola çıkılarak tasarlanan Etoile serisi, beyaz, bej, gri ve somon renklerindeki karolarıyla estetik ve stil sahibi mekan isteyenlerin yeni tercihi haline geliyor. Etoile, pastel tonların canlandırıcı etkisi ile duvarları sarmalıyor. Renkleri, fırça efektleri ve floral desenleri ile yaşam alanlarına baharın ferahlatıcı etkisini taşıyan Etoile, aydınlık ve şık mekanlar yaratıyor. Çanakkale Seramik’in üç özel serisi de, konut içi, banyo, mutfak, kafe ve otel kullanımı için farklı stil seçenekleri sunuyor.

138



Daikin Ururu Sarara II ile 4 Mevsim ‘Çevreci’ İklimlendirme

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Geliştirdiği düşük emisyonlu ve yüksek enerji tasarruflu ürünleriyle sektörüne öncülük eden Daikin, nem alıp verme özelliği bulunan Ururu Sarara ile klima alanında yeni bir dönem başlattı. Daikin şimdi Ururu Sarara II ile bu devrimi devam ettiriyor. Önceki gibi soğutma alanında olduğu kadar ısıtma alanında da iddialı olan Ururu Sarara II dört mevsim iklimlendirme özellikleriyle göze çarpıyor. Ururu Sarara II mevcut üstün özelliklerinin yanı sıra en üst düzeye çıkan verimlilik değerleri ile de benzerlerinden ayrışıyor. Sahip olduğu SEER: A+++” ve “SCOP: A+++” dereceleriyle piyasadaki en yüksek enerji verimliliğine ulaşan Ururu Sarara II, R32 soğutucu akışkanı sayesinde kullanıcılarına en düşük çevresel etkiyi sunuyor. Yalnızca 19 desibel (dB) ile sınıfının en düşük ses düzeyine sahip olan Ururu Sarara’nın yanında fısıltıyla dahi konuşmak mümkün oluyor. Tasarımı ile de fark yaratan Ururu Sarara, aynı zamanda tasarım, kullanılan malzeme ve işçiliği sayesinde 2013 yılı “Red Dot Tasarım Ödülü”nün sahibi. Nem verme, nem alma, soğutma, ısıtma, hava temizleme, yüzde 100 taze hava besleme özellikleriyle en komple iç ünite çözümü sunan Ururu Sarara II, Daikin’e özel “flash streamer” teknolojisi ile otomatik filtre temizleme özelliğine sahip. Aynı zamanda “Coanda Etkisi” sayesinde gelişmiş hava üfleme özelliği bulunan Ururu Sarara II, alt ve üstten olmak üzere çift hava giriş sistemiyle, piyasada çift hava girişli tek ürün olarak öne çıkıyor. Bu sayede verimlilik artarken, ses seviyesi düşerek (çünkü daha geniş alandan hava emiliyor), homojen hava dağılımı sağlanıyor. Sessizliği ve çevre dostu özellikleriyle salon ve yatak odalarında kullanım için ideal olan Ururu Sarara II, astım hastaları başta olmak üzere, dış ortam havası kuru olan yerlerde yaşayanlar ve fizyolojik yapısı kuru havaya uygun olmayanlar için ekstra konfor sunuyor. Çevreye olan bağlılığının bir parçası olarak daha düşük çevresel etkiye sahip sistemler geliştirmeyi amaçlayan

140

Daikin, bu yıl satışa sunduğu yenilenmiş Ururu Sarara modeli ile hem sektör hem de klima kullanıcıları açısından yeni bir dönemi de başlatmış oldu. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, sezonsal verimlilik kriterlerine geçiş sürecinde olduğu gibi bu konuda da sektöre öncülük yaptıklarına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: “Daikin hem Avrupa’da hem de Türkiye’de sezonsal verimliliğin öncülüğünü yaparak AB’nin 20/20/20 hedeflerine büyük katkı sağladı. Şimdi de Daikin, cihazlarında düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R32 soğutucu akışkanını kullanarak AB’nin Yeni 40/27/27 hedeflerine ulaşılmasına büyük yararı olacaktır. Ururu Sarara ürünlerinde de kullanılmış olan R32 doğa soğutucu akışkanı, kullanıcı açısından önemli çok önemli faydalar sağlayacak. Daha çevre dostu bir soğutucu akışkan olan R32, diğer (şu an split klimalarda kullanılan R410A) soğutucu akışkanlara göre daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Bu da tüketicinin daha az elektrik faturası ödemesini sağlayacak.” Ururu Sarara’nın Özellikleri Çevre dostu ve daha verimli soğutucu akışkan gazı R32 ile çalışan dünyanın ilk kliması

Daikin’e özel Flash Streamer teknolojisi Otomatik filtre temizleme. (Kendi kendini temizleyen filtre) 3 bölgeli akıllı göz. Çift hava girişi. (Alttan ve üstten) En düşük ses seviyesi. Fısıltıdan düşük ses seviyesi, 19 dB(A)’e kadar inebilir. Uzun mesafeli hava üfleme (Coanda Etkisi) 2013 Red Dot Tasarım Ödülü’nün sahibi. Ururu Sarara’da Kullanılan R32 Soğutucu Akışkanı’nın Özellikleri Ozon tabakasına zarar vermez. ODP (Ozon Tüketme Potansiyeli) değeri 0.

Piyasadaki en yüksek enerji verimliliği. SEER: A+++, SCOP: A+++ (Bütün kapasiteler için)

GWP değeri (Küresel Isınma Potansiyeli ) halen klimalarda kullanılan R410A’nın GWP değerinin yalnızca 3’te biri (GWP=675).

En komple iç ünite çözümü. Nem verme, nem alma, soğutma, ısıtma, hava temizleme, havalandırma

R410A’ya göre daha az soğutucu akışkan kullanımı mümkün. R410A ile kıyaslandığında daha yüksek enerji verimliliği. Daha kompakt tasarım mümkün. Tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri dönüşümü ve yeniden kullanımı kolay. Gelişmekte olan ülkeler için daha ekonomik.



PVD Kaplama ile Dekor Banyo Ürünlerine Uzun Ömür ve Yüksek Aşınma Direnci Sağlıyor

Ege Yıldız’dan Yüksek Isıya Meydan Okuyan Boru

Ürünler

PVD kaplama nemlilik gibi atmosferik şartlara ve aşınmalara karşı koruma sağlayan ve uzun yıllar estetik güzelliklerini kaybetmeyecek öne çıkan özellikler sunuyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

DKR markası altında kullanışlı ve estetik çözümleriyle Dekor Banyo, zengin ürün çeşitliliğini artırarak yenilenen ürünlerine geçtiğimiz yılarda ilave ettiği Golden Cristal serisiyle PVD (Physical Vapour Deposition - Fiziksel Buhar Teması) kaplamalı ürününü sunmuştu.

Tamamen çevreci bir teknoloji olan seri, oluşturduğu yüzeyin çizilmemesi ve seramik benzeri bir inorganik yapı olması da bakterilerin tutunma ve üremesini de önleyeceğinden, hijyen açısından da tamamen güven sağlıyor.

Çizilmez yüzey özelliği 10 yıl garantiye sahip 15 parçadan oluşan seride, orijinal swarovski taş kullanıldı.

Yaşam alanları olan banyolarada bu yılda müşteri ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi karşılayabilmeyi amaçlayan Dekor Banyo farklı stil ve zevke uygun prestijli yeni modeli Kuvars serisini pazara sundu. 8 parçadan oluşan bu özel tasarım, piyasada olan mevcut modellerin dışında tamamen farklı tasarıma sahip. Ocak ayında satışa sunulan ve kısa sürede büyük beğeni gören Kuvars banyolarda daha elit bir atmosfer yaratıyor.

Ege Yıldız PP atık su borularından sonra yangına karşı zor alevlenici özelliğine sahip PVC boru üretimini de gerçekleştirdi. TSE’nin yapı mevzuatına uygun EN 13501- 2 standartının yapı malzemeleri için uygulanan zor alevlenici özelliğine sahip olduğunu belirten Ege Yıldız Genel Müdür Yardımcısı Salih Algun, “yüksek ısıya meydan okuyan boru” sloganı ile üretimini gerçekleştirdikleri PVC atık su boruların, Türk Akredidasyon Kurumunun Yapı Mamullerinin yangına karşı C sınıfı belgesine sahip olduğunu, bu yeni ürün ile Ege Yıldız’ın hizmet ve kalite anlayışında sektörün yenilikçi markası olma özelliğini 2016 yılında da sürdüreceğini ifade etti.

142


Vitrifiye Seramik Sağlık Gereçleri

TURAN SERAMİK TİC. SAN. A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi M.Tercan cad. No: 52 ORDU / TÜRKİYE tel: + 90 452 234 88 21 (Pbx) fax: + 90 452 234 88 25 e-mail: turavit@turanseramik.com

www.turavit.com

Salon / Hall

10

Stand / Booth

1014


E.C.A. ile Banyolarda 3 Boyut Devri E.C.A. yeni tasarımları ve teknolojileriyle banyo ve mutfaklarda yeni bir trendi Türkiye’de başlatmış oldu. Tüm dünyada armatür modellerini farklı ölçeklerde ürettiren trend şimdi E.C.A’yla Türkiye’de… Banyolara ve mutfaklara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiren E.C.A., üç alternatif boyutta sunduğu bataryalarıyla tasarımda bütünlük arayanlara hitap ediyor. Yerli üretimde ilk defa 3 ayrı boyutta standart, orta ve yüksek tip olarak sunulan lavabo bataryaları Myra ve Tiera, tüketiciye hem fonksiyonel,

hem de tasarım olarak geniş bir seçenek yelpazesi sunuyor.

nümü tamamlama imkanına kavuşuyor.

Bataryalarda yeni bir trend Tüm dünyada yeni bir akım olarak büyük ilgi gören farklı boyutlarda bataryaları Türkiye’de ilk kez uygulayarak piyasaya sunan E.C.A., sektöründe trendleri belirlemeye devam ediyor.

Myra serisi, ergonomik yapısı ile soğukta açılan batarya kumandası sayesinde sıcak sudan yanma riskini önlüyor. Kullanıcı dostu olan bataryalar, özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatör sayesinde büyük bir fonksiyonellik sunuyor.

Özgün, şık, bütünsel tasarımları ile dikkat çeken Myra ve Tiera serileri, farklı lavabolarda alternatif boyut seçeneği uygulama imkanı sunuyor. Böylece tüketiciler, tüm mekanlarda estetik görü-

İnce ve zarif çizgileriyle armatürde şıklık ve sağlamlığı birleştiren Tiera serisi ise özel su tasarruflu ve kireç kırıcılı gizli perlatörü ile dikkat çekiyor.

Myra

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Tiera

Serel, Hijyen Plus Teknolojisi Renklendi SEREL renkli yeni tasarımları ve teknolojileriyle banyolarda büyük bir dönüşüm başlatıyor. SEREL, Hijyen Plus özelliğini yeni renkli tasarımlarında ve tüm beyaz ürünlerinde standart olarak sunuyor. SEREL, tasarım ve fonksiyon olarak senkronize şekilde hazırladığı vitrifiye ürünleriyle banyolara yeni bir zevk ve dekorasyon anlayışı getiriyor. Tasarım ve renklerin yanı sıra su tasarrufu sağlayan teknolojileriyle de öne çıkan SEREL, tüketici ve çevre dostu ürünleriyle trendleri belirlemeye devam ediyor. Hijyen Değil, Hijyen Plus SEREL, tüm segmentlerdeki ürünlerinde, gümüş iyonları teknolojisini kullanıyor.Yani tüm segmentledeki SEREL’ler

144

Hijyen Plus özelliği sayesinde maksimum temizlik ve maksimum tasarrufu bir arada sunuyor. Hijyen Plus özelliği sayesinde yüzeyler kir tutmuyor; banyolar kolayca temizlenirken kullanıcılar da bakterilere karşı korunuyor. Hijyen Plus, bakteri oluşumunu minimize ettiği

için su ve detarjan kullanımını en aza indiriyor. Böylelikle hem tasarruf sağlıyor, hem de kimyasal kullanımı azaldığından doğayı koruyor. Ayrıca bu teknoloji için SEREL fiyat farkı uygulamıyor. Üstelik kullanıcılar ömür boyu bu özellikten yararlanabiliyor.



Doğayla Teknolojinin Kusursuz Birleşimi Franke Stone by Lapitec

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Kalite ve özgünlüğün sürdürebilirliğinden ödün vermeyen Franke, koleksiyonuna eklediği yeni ürünü Franke Stone by Lapitec ile dekorasyon ve mimaride yeni bir çağ başlatıyor. İnovasyon ve teknolojiyi birleştiren yüzde 100 doğal bir yüzey uygulama malzemesi olan Franke Stone by Lapitec, benzersiz teknik özellikleri ve geniş seçenekleriyle banyo, mutfak dışında kapı, yer döşemesi, havalandırmalı dış cephe, havuz, sauna, hamam merdiven ve şömineleri de kapsayan geniş bir kullanım alanına sahip.

146

Porselenin tüm potansiyelini doğaya özgü renkler ve yüzeyler ile birleştiren Franke Stone by Lapitec bulunduğu ortamda kolayca göze çarpıyor ve doğal ortamlarla mükemmel bir uyum sağlıyor. Gerek iç gerekse dış mekanda pek çok alanda çözümler sunan Franke Stone by Lapitec, uzun ömürlü kullanımı ve hava koşullarından etkilenmeyen yapısı, fiziksel ve mekanik gücünü estetik ve inovasyon ile kusursuz bir şekilde birleştiriyor. İç ve Dış Mekanlarda Kusursuz Yüzeyler Teknik özellikleri ve kolayca çalışma imkanı sunan yapısı sayesinde Franke Stone By Lapitec iç ve dış mekanda; mutfak tezgahları, duvar kaplamaları, yer döşemeleri, merdivenler ve şömineler

için ideal çözümler sunuyor. Öte yandan hafif ve dayanıklı olması sebebi ile dış yüzey kaplamalarında, havalandırmalı cephelerde ve birbirini tamamlayan alanlarda 12 farklı renge ait 7 farklı doku alternatifi ve 3 farklı mermer görünüm seçeneği ile kullanıcılarına alternatif sunuyor. Islak Zeminler İçin Hijyen ve Dayanıklılık Franke Stone by Lapitec ıslak zeminler için de hijyenik ve kullanışlı bir alternatif olma özelliği taşıyor. Havuzları, yatları, kaplıcaları, saunaları ve hamamları süs-

leyecek tüm yüzeyler için son derece uygun olan Franke Stone by Lapitec’de bulunan zarif doku seçenekleri, özel ve güvenli yüzeyler için gerekli sertliği sağlarken plakalar buhara, tuza ve diğer maddelere karşı dayanıklıdır. Tüm Alanlara Tarz ve Kişilik Kazandırır İç mekan kaplamaları, artık yaşam tarzımızın bir yansıması haline geldi. Bu ortamların tasarlanması ve biçimlendirilmesinde Franke Stone by Lapitec ile buluşan yüzeyler, duvarlar, merdivenler, zeminler, kapılar ve pencereler başta olmak üzere tüm alanlar tarz ve kişiliğe kavuşuyor. Tasarımcıya Özgürlük Franke Stone by Lapitec teknik özellikleriyle de uygulayıcıya benzersiz avantajlar sunuyor. Pazardaki 20 mm kalınlıkta, en büyük ölçülere (XXL) sahip sinterlenmiş bir yüzey uygulama malzemesi özelliği taşıyan Franke Stone by Lapitec, kolay çalışma imkanı ile uygulama özgürlüğü tanıyor. Tasarımcıların ihtiyaç duyduğu ölçülere sahip olan Franke Stone by Lapitec solmayan renkleri ve çizilmelere karşı dayanıklılığı ile yapı ve döşeme için en uygun çözümlere sahip. “Güçlü” yapısı sayesinde iç ve dış mekan kaplamalarından kaldırımlara, mutfak tezgahlarından havalandırmalı cephelere kadar çok sayıda alanda uygulanabiliyor.


Ürünler Uzun ömürlü ve suya dayanıklı bir ürün olan Franke Stone by Lapitec, asitlere, boyalara, alkaliye, derin aşınmaya, yangına, donmaya dayanıklı olup UV ışınlarından etkilenmiyor. Çevreye ve insan sağlığına duyarlı olarak üretilen Franke Stone by Lapitec reçine ve petrol içermiyor. Zamana meydan okuyan güçlü bir yapıya sahip olan bu benzersiz ürün, yıllar geçse dahi, aynı renk ürün talebinde ton farklılıkların yaşanmayacağını garanti ediyor. Farklı Kullanım Alanları İçin 7 Farklı Yüzey Alternatifi Sürekli gelişen inovatif Franke Stone by Lapitec ürünleri, farklı çözümler, yenilikçi fikirler ve fırsatlar sunmayı hedefliyor. Mimarların ve tasarımcıların hayallerini

gerçeğe dönüştürebilecek teknik açıdan uygulamaya yönelik renkler ve bu renklere ait 7 farklı yüzey alternatifi sunuyor. FOSSIL: zamana meydan okur Yüzeyi dokulu, pürüzlü yapısı bölünmüş veya yüzeyi yakılmış doğal taşa benzeyen “FOSSIL”, hem iç hem de dış mekan kaplamaları ile kaymayı önleyici zemin çözümleri için ideal seçimdir. ARENA: İlgi odağı kum cazibesi “ARENA” tüm plakaya doğal bir hareketlilik kazandıran tanecikli yapıya sahip pürüzsüz ve kumu andıran bir yüzeydir. Sinterlenmiş yüzey uygulama malzemesinin bu şekilde işlenmesi renklerin daha açık görünmesini, renklerdeki canlılığın dikkat çekmesini sağlar. “ARENA” kendisini en çok dış mekan uygulamalarında gösterir. LITHOS: Parmak uçlarınızda kadife etkisi Yumuşak ve doğal renklere sahip hafif kırışıklık hissi yaratan yüzeyi ile dokunuşa yeni hisler katar. “LITHOS” çok yönlüdür, kadifemsi bir yapıya sahiptir ve zariftir: mutfak tezgahları, yatlardaki ve havuzlardaki dış yürüyüş alanları için mükemmel seçimdir.

DUNE: Yumuşak ve doğal renk titreşimleri “DUNE” rüzgarın çevreyi nazik bir şekilde biçimlendirdiği çöllerdeki kumları anımsatır. Yumuşaktır ve her ışık demetiyle yeni renk titreşimleri keşfedilebilir. Görsel açıdan doğal olarak kırılmış taşı anımsatır, kayrak taşına çok benzer: mutfak tezgahları ve duvar kaplamaları için modern ve şık çözümler sunar. VESUVIO: Volkanik magmanın gücü ve canlılığı Kayma önleyici özellikler taşıyan pürüzsüz ince dokulu bir yüzey olan “VESUVIO”, hem iç hem de dış mekan kaplamaları ile tüm yaşam alanlarındaki zeminler için ideal çözümdür.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Uzun Ömürlü ve Hijyenik Franke Stone by Lapitec’in benzersiz tasarım özellikleri uygulayıcı ve kullanıcı için pek çok avantaja sahip. Gözeneksiz yapısı sayesinde lekelere, küfe ve bakterilere dayanıklı olan Franke Stone by Lapitec, kolayca temizlenebiliyor. Ayrıca Franke Stone by Lapitec Bio-Care teknolojisi ile yüzeylerde biriken bakteri etkisi yaratacak parçacıkları kendi kendine temizleme özelliğine sahip.

SATIN: Yumuşak ipeksi ve zarif İpeksi parlaklığı sayesinde kolayca temizlenen “SATIN”, mutfak tezgahları, iç ve dış mekan kaplamaları ile tüm yaşam alanlarındaki zeminler için idealdir. LUX: parlaklık yeniden tanımlandı “LUX” koleksiyonundaki plakalar, ışıltı yayan, güçlü yansıtma sağlayan parlak bir yüzeye sahiptir. “LUX” mutfak tezgahları, iç ve dış mekan kaplamaları için ideal seçimdir.

147


Ideal Standard’tan Sade Tasarım, Çevreci Yaklaşım: GIO Ideal Standard, dünyaca ünlü Alman tasarım ofisi Artefakt Design Studio tarafından tasarlanan GIO serisi armatürler ile banyolara sade bir şıklık sunuyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Kübik ve yuvarlak formlarda tasarlanan GIO, geometrik hatları ile banyolara modern bir hava getiriyor. Tasarımındaki karekteristik net çizgiler ve yalın konsepti ile dikkat çeken GIO, banyolarında sadeliği tercih edenler için vazgeçilmez olacak.

148

Geniş ürün yelpazesi ile de banyolarda işlevsel kullanım alanları yaratan bu yeni seri armatürle tasarımın yanı sıra çevreci özelliği ile de dikkat çekiyor. Dakikada 5 litre su sarfiyatı sağlayan GIO serisi lavabo bataryaları, kolay ve zaman kazandıran montaj EasyFix ve su tasarrufu sağlayan gizli perlatör teknolojileri sayesinde inovatif tasarımın sınırlarını zorluyor.


Suyun sabunla buluştuğu her alanda...

KÜVETLER-JAKUZİLER-DUŞ TEKNELERİ-KABİNLER-LAVABOLAR 23-27 Şubat 2016 SALON: 07 STAND: 739-740


Jado’dan Banyolarda “Retro” Esintisi Ideal Standard’ın lüks segment markası Jado’nun Retro Armatür Serisi, 1920’lerin klasik görünümünü sanatsal bir yaklaşımla günümüz banyolarına taşıyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Geçmişin modern çağda yeniden hayat buluşu olarak tanımlanan retro tarzı artık günümüz banyolarının da vazgeçilmezi haline geldi. Banyolarınızda, geçmişten gelip çağımıza ayak uyduran bir retro dekorasyona sahip olmak istiyorsanız, dönemin popüler tarzının bugünün modernizmi ile şekillendiği Jado’nun Retro Serisi armatürlerini tercih edebilirsiniz.

150

Retro Serisi bu armatürler, zarif eğrisel çizgileri ve sadeliğin şıklıkla buluştuğu tasarımlarıyla yeni perspektifler sunarak banyoları mükemmel bir uyumla tamamlıyor. Detaylara önem veren, iddialı tasarımları sevenler için tasarlanmış olan Retro, geçmiş yılların havasını banyolara taşıyan, şık ve ihtişamlı bir banyo dekorasyonu için özel olarak tasarlandı. Altın, krom ve krom/altın renk seçenekleri bulunan Retro Serisi, lavabo bataryaları, duş ve küvet bataryaları, banyo bataryaları, bide bataryaları ve aksesuarlarıyla geniş bir ürün gamına sahip.



Kalebodur Materia; Üst Düzey Yüzey Kalitesine Büyük Ebatlar

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Kalebodur Materia metalik etkideki antrasit ve bronz renklerini zenginleştiren çağdaş dekorları ile estetik çözümler, tanımlı alanlar sunuyor. Modern yaşam alanlarının vazgeçilmezi olmaya aday Materia serisi, yarı parlak görünüme sahip 80x80 ve 40x80 cm ebatlarındaki porselen karolardan oluşuyor. Hem zemin hem de duvar uygulamalarında rahatlıkla kullanılacak ‘full body porselen seramikler’, doğal dokuları, üst düzey yüzey kalitesi ve büyük ebatlarının sağladığı minimum derz uygulaması ile banyolarda lüks bir görünüm elde etmenizi sağlıyor.

152

Kale Icon ile Hem Küçük Hem Büyük Mekanlarda Yüksek Depolama Çözümleri Doğru malzemeyi, trendlere uygun tasarım ögelerinde kullanarak tüketiciyle buluşturan Kale, bu yıl sunduğu 4 farklı canlı mekanda, bütünsel dilini aktarmayı sürdürüyor. Bunların arasından, Ece Yalım Design Studio tarafından tasarlanan Kale Icon koleksiyonu, kendi içinde küçük hacimli alanlara ve büyük mekanlara yüksek depolamalı çözüm ile iki farklı alternatif oluşturmaktadır. Tasarım dili ortaklaştırılan her iki çözüm de, çağdaş ve postmodern bir izlenim sergilemektedir. Serinin en büyük özelliği 6 milimetre inceliğindeki, Kale Ar-Ge’nin mühendisliğini yaptığı ve Ürün Tasarım Müdürlüğü’nün tasarladığı çanaklardır. Bu lavaboların yarattığı değerler; ekolojik, hafif, estetik, daha az hammadde, daha az elektrik ve daha az iş gücü ile aynı ebatlardaki normal lavabolara göre yüzde 40 daha hafif olmasıdır.



Islak Mekanların Su Yalıtımında Kesin Sonuç Kalekim ‘İzolatex Plus’ Kalekim, yapılarda en fazla suya maruz kalan alanlar için geliştirdiği ‘İzolatex Plus’ ile ideal bir su yalıtımı sağlıyor. ‘İzolatex Plus’, havuz, su deposu gibi daimi ıslak bölgelerin yanı sıra, teras, balkon, banyo gibi iç ve dış mekanlarda mükemmel çözümler sunuyor. Ekstra elastik, tuzlara karşı etkin bir engel oluşturan, çimento esaslı toz bileşen ve emülsiyon polimer esaslı sıvı bileşenden oluşan İzolatex Plus, yüksek performansıyla su yalıtımı problemlerine son veriyor.

Ürünler

İçme suyu depolarında da kullanıma uygun olan İzolatex Plus, klor iyonlarına karşı yüksek dirence sahip olduğu gibi, betonda karbonatlaşmayı da engelliyor. Donma ve çözünmeye karşı dayanıklı yapısıyla öne çıkan İzolatex Plus, kalsiyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna ve karbondioksit gazına karşı betonu koruyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Kalekim geliştirdiği su yalıtımı çözüm-

Ahşabın Benzersiz Yüzeyi Çanakkale Seramik ‘Chakra’ ile Seramikte Hayat Buluyor Çanakkale Seramik, doğanın dingin ruhunu yansıtan ‘Chakra’ serisi ile ahşabın sıcaklığını yaşam alanlarına taşıyor. Herkes için özel seçenekler sunmak amacıyla seramik karoda bilinen kalıpların ötesine geçen Çanakkale Seramik, yaşam odaklı tasarımlarıyla mekanlara değer katıyor. Tabiatın dingin ruhunu yansıtan Chakra serisi ile yaşam alanlarınızda natürel dokunuşlar ve pozitif duygular yaratabilirsiniz. Ahşabın benzersiz yüzeyinin seramikte hayat bulduğu Chakra serisi, 15x90 ebadı ve özel dokusuyla ahşabın doğallığını ve huzurunu evinizde yaşamanızı sağlıyor. Doğayı yaşam alanınızın bir parçası haline getiren seri, mekanlarda mükemmel bir atmosfer oluşturuyor.

154

leri ile ayrıca, yapılara zarar veren, yapıların güvenliğini ve konforunu olumsuz etkileyen su ve nem unsurlarının önüne geçerek sağlıklı yaşam alanları sağlıyor. Su yalıtımı sayesinde taşıyıcı sistemleri korunan binalar, depreme dayanıklı hale geliyor.



NG Kütahya Seramik’ten Lapis & Verso

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

NG Kütahya Seramik Lapis Koleksiyonu ile mermerin görsel zenginliğini seramik yüzeylere taşıyor. Parlak yüzeyinde yer alan damarlı deseni ile mekanlara değer kazandıran Lapis, kahve ve krem tonlarındaki renk seçenekleri ile tarzını konuşturmak isteyenlerin beğenisine sunuluyor.

Travertenin doğasından esinlenerek tasarlanan Verso, kahvenin bütün tonlarını barındıran renkleriyle mekanları hareketlendiriyor. 60x160cm ebadında iç ve dış mekan kullanımına uygun olarak üretilen Verso, doğanın sunduğu uyumlu renkleri, yaşam alanlarında görsel bir şölene dönüştürüyor.

156



TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

NPlus Delux Banyolar Daha Konforlu ve İhtişamlı

İhtişamı seviyorsanız banyonuzu Delux modeline teslim edin. Alt modül cam tezgah üstü seramik lavabodan, üst modül ise altın rengi çerçeveli aynadan oluşuyor. Boy dolabı ile tamamlanmış modelin Altın - Siyah, Altın - Beyaz renk alternatiflerinden biri sizin banyonuz için.

Düşlerinizdeki Banyo Keyfini Yaratmak için; Sanacryl Günün omuzlarınıza yüklediği yorgunluğu atmak adına bazen tek ihtiyacınız olan içi su ve köpük dolu ılık bir banyodur. Yanına bir de eşlik etmek istediğiniz, sevdiğiniz bir müzik eklendi mi tüm stresinizin gittiğini, enerjinizin geri geldiğini hissedeceksinizdir. Hayalinizdeki bu keyfe ulaşmak için Sanacryl ürünlerini sizin için tasarlıyor.

“Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, düş içinde bir düş.” der Poe. Düşlerinizdeki banyo keyfini yaratmak için Sanacryl aradığınız ürünü sunar. Kompakt sistemlerden, istenilen ölçü ve renklerde küvet ve duş teknelerine kadar geniş ürün yelpazesi sunan marka, banyo keyfinize keyif katmak adına yıllardır inşaat sektörüne hizmet vermekte. 158



Banyoda Mükemmeli Arayanlar İçin... Her Zevke Göre Bir Orka® Dinar Var... 1 model ile 96 kombin mümkün müdür? DİNAR ile mümkün... DİNAR yalın, doğal ve modern bir banyoya davetiye çıkarıyor... Seramik lavabosu ve doğal ahşap dokulu yonga levha yüzeyi ve gövdesi ile DİNAR tercihinize göre frenli tam açılır ya da çekmeceli kapakları ve boy dolabı ile sade ama şık bir tasarım sunuyor. Etajerli kurşun içermeyen ekolojik aynası ya da dolaplı aynası ile de şıklığını fonksiyonellik ile birleştiriyor.

İster çekmeceli, ister kapaklı dolaplı... İster ikili kapaklı, ister üçlü kapaklı...

Ürünler

İster etajerli ekolojik aynalı, ister dolaplı aynalı, isterse LED aydınlatmalı aynalı... İster etajerli dar aynalı, ister etajerli geniş aynalı... İster tek kapaklı, ister çift kapaklı dolaplı aynalı... İster 100 cm, ister 80 cm, ister 65 cm, ister 55 cm ölçülerinde banyo dolabı...

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

İster beyaz, ister fogia, ister teak, ister livana... Çeşit çeşit Dinar... Her eve göre bir Dinar...

kibrID MATERIAL’dan Duvar ve Zeminlerde Dinamik Formlar: Apavisa Nanoessence Yenilikçi vizyonu ve beğeni toplayan ürünleriyle mekan tasarımlarında adından sıkça söz ettiren kibrID MATERIAL, iç mekanlara farklı dekorasyon çözümleri sunuyor. Temsilciliğini yaptığı İspanyol Apavisa markasının CERSAIE 2015 Fuarı’nda tanıttığı Nanoessence koleksiyonu, modern çizgileri, geometrik formları ve asimetrik tasarımlarıyla mekan tasarımlarına yeni boyutlar kazandırıyor. Yüksek kalite malzemenin tasarımla birleştiği Nanoessence koleksiyonu, geometrik formları ve renk uygulamalarıyla yaratıcı perspektifler sunuyor. Minimalist tasarımın kusursuz sonucu olarak karşımıza çıkan Nanoessence serisi, zemin ve duvarlarda çarpıcı etkiler oluşturan detaylarıyla ön plana çıkıyor. Nanoessence,

160

kolay uygulanması ve dayanıklılığının yanı sıra yüksek kırılma mukavemeti ve kimyasallara karşı dirençli olmasıyla da uzun ömürlü ve pratik bir kullanım sağlıyor. Mağaza, restoran ve otel gibi kurumsal iç mekanlarda sıklıkla tercih edilen Nanoessence, konut dekorasyonlarında da mimar ve iç mimarların gözdesi… Çevreye verdiği önem sayesinde U.S. Green Building Council üyesi olmaya hak kazanan Apavisa, sadece üretim teknolojisiyle değil, tasarladığı özel koleksiyonlarla da farklı şekillerde doğaya hizmet ediyor.


Ev Dekorasyonunda Ahşap Hakimiyeti, Ahşapta Yurtbay Seramik Edra Zerafeti ‘Doğaya dönüş’ ve ‘doğal temalı’ iç dekorasyonun son zamanlarda oldukça popüler olmasından yola çıkan Yurtbay Seramik, şehir hayatı karmaşası ve yoğunluğundan uzak, özlenen doğal etkiyi Edra Serisi ile evlerde hissettiriyor. Minimalist ve ekolojik bir tarzı beraberinde getiren Edra, 60 x 60 ebatında mat bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. İç ve dış mekanda kullanılabilen Edra, zemin ve duvarda tercih edilebiliyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Edra ile oluşturulan mekânlarda daha doğal ve sade eşyalar tercih etmeniz ise dekorasyonda bütünlük yaratmanızı sağlıyor.

161


TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Yaşam Alanlarınızda Fark Yaratın; Seramiksan Pamukkale Serisi

Ürünleri ile sektörün dikkat çeken firması olmayı sürdüren Seramiksan, geniş ürün yelpazesinden Pamukkale Serisi ile doğadan aldığı ilhamı hayatınıza taşıyor. Gözalıcı karolarla iç ve dış mekanlara uygun olarak üretilen Pamukkale Serisi mağaza, restaurant gibi yaya trafiğine daha fazla maruz kalan zeminler için kullanılabiliyor. Sırlı porselen ve mat olarak üretilen Pamukkale Serisi 60x60 cm ebatında beyaz ve dijital baskı teknolojisi ile motif desenli olarak üretiliyor. Pamukkale Serisi ile birlikte Seramiksan’ın modern tasarımına sahip vitrifiye serilerini de birarada kullanarak banyolarda kusursuz bir görünüm sağlanıyor. Şıklığı ve rahat kullanımı arayanlar için lavaboda Aqua serisi, kare tasarımlı geometrisiyle klozet de Luna serisi ile bütünleşiyor. 162


Tema Yapı Malzemeleri’nden Flexpex Hortum

Sektörde TS EN 13618 standardına uygun esnek bağlantı hortumlarının kullanılmasının zorunlu hale gelmesinin önemini de vurgulayan yetkililer, “Eğer bu sağlanamazsa tüketiciler büyük zarar görecek. Bu belgeye sahip esnek bağlantı hortumları ile bu belgenin olmadığı hortumlar arasındaki fiyat farkı da sadece 1-2 TL. Tüketiciler bu konuda duyarlı olmalı” açıklamasını yaptı.

Turkuaz Seramik Pinto Serisi ile Banyolara Zarif Bir Görünüm Kazandırıyor Doğanın sonsuz enerjisini tasarımlarına taşıyan Turkuaz Seramik, farklı tarzı ve özel koleksiyonları ile banyolara değer katmaya devam ediyor. Orijinal tasarımları özgür bir bakış açısı ile sunan marka sınırları aşan tasarımı Pinto ile banyolara sade ve saf bir güzellik sunuyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Yapı malzemeleri sektörünün güçlü oyuncularından Tema Yapı Malzemeleri’nin, yenilikçi ürünleri arasına eklediği ‘Flexpex Hortum’un tüm yeterliliklere sahip olduğunu açıklayan yetkililer, “Türkiye’de bir ilk olan yenilikçi esnek bağlantı hortumu Flexpex, bakteri oluşumunu önleminin yanı sıra yüksek basınç ve sıcaklığa dayanıklılığı sayesinde patlamıyor ve evlerdeki su basması sorununu da ortadan kalkıyor” dedi.

Ürünler

ABD’den Avrupa’ya gelişmiş ülkelerde EN 13618 standardının zorunlu olduğunu ve bu belgeye sahip olmayan hortumların; suyla temas ettiğinde ortaya çıkan bakterilerin zehirli madde salınımı, suda rahatsız edici koku gibi çok sayıda olumsuz durumu da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Tema Yapı Malzemeleri yetkilileri, tüketicileri bu konuda duyarlı olmaya çağırdı. Yüzde 3 oranında zekâ geriliğine de yol açtığı bilinen kauçuk ve EPDM gibi maddelerin suya karışmasını ve bakterilerin neden olduğu hastalıkları, suya karışan kimyasalları özelliğinde barındırmayan ‘Flexpex Hortum’ la önleyebilirsiniz.

İnce ve modern görüntüsünün yanı sıra estetik ve formların dışındaki görüntüsü ile banyolara değer katıyor.

Pinto serisi banyolara zarafet kazandırmasının yanı sıra kullanıldığı malzemelerle de tüketicilere temizlik ve hijyen kolaylığı sunuyor. 163


Seranit Grup Dünyayı Aquanit ile tanıştırdı İnovatif ürünleri ile dikkatleri üzerine çeken Seranit Grup, bir ilke daha imza atarak, bu kez dünyanın ilk porselen duş karosunu geliştirdi.

Baba, “Duş teknelerinde yaşanan sıkıntıları teker teker inceledik ve ürünümüzde bu sorunları ortadan kaldırmak için çaba sarf ettik. Bildiğiniz üzere duş teknelerini silikon ile yapıştırıyoruz. Zamanla bu alan siyahlaşarak küfleniyor ve bakteri üretir hale dönüşüyor. Yılda bir kez ya usta çağırarak ya da kendimiz silikonu değiştirmek zorunda kalıyoruz.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Yaptığı açıklamayla iki yıl süren Ar-Ge çalışması neticesinde dünyanın ilk porselen duş karosu Aquanit’i geliştirdiklerini ifade eden Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, yeni ürünü pazarda farklı kılmak için araştırma süreci geçirdiklerini belirtti.

Aquanit’te biz, özel derzler kullanarak, bu sorunu ortadan kaldırıyoruz. Dışarıya su kaçırma gibi bir durum söz konusu değil” dedi. Duş karolarında ortalama kalınlık 18 cm’ye kadar çıkılabildiğini kaydeden Ece Ceylan Baba, “Haliyle kaygan bir yüzey var ve her duş alışınızda, kayma korkusu yaşıyorsunuz. Aquanit Porselen Duş Karosu zemin ile sıfır seviyede olduğu için kayma riskini de ortadan kaldırıyor. Ayrıca duş karosu ile zemin rengi aynı olduğu için kesintisiz mekan hissi vermiş oluyoruz” dedi. Aquanit Porselen Duş Karosu için özel 164

bir sifon ürettiklerini de açıklayan Ece Ceylan Baba, “Normal 6 cm’lik bir duş teknesinin sifonları dakikada 24 litre suyu tahliye ederken, Aquanit Porselen Duş Karosu dakikada minimum 36 litre suyu tahliye ediyor. Bu arada Aquanit Porselen duş karosunun montajı sırasında zeminden kaynaklanan bozukluklardan dolayı, giderin alt gövdeyi karşılamaması durumunda +/- 12 mm sağa, sola ve ileriye hareket edebilen eksantrik bir kafa ürettik. Ustalardan doğabilecek hata payını bu sayede ortadan kaldırmış oluyoruz” dedi.


Penta Banyo ile Duş Keyfi Terapiye Dönüşüyor Penta Banyo, özel tasarım akıllı duş sistemleriyle banyoda geçirilen zamanı terapiye ve keyfe dönüştürecek çözümler sunmaya devam ediyor… 2001 yılından günümüze kadar pek çok armatür serisiyle ve kişiye özel tasarımlarıyla sektörün öncüsü olan Penta Banyo, akıllı duş sistemlerine kullanıcısını yansıtan yeni duş başlıkları eklemeye devam ediyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Led Işıklandırmalarla Banyolara Terapi Özelliği Geldi… Renklerin gücünü banyo keyfiyle birleştiren Penta Banyo, yeni duş sistemleriyle banyoları terapi merkezi haline dönüştürüyor. Penta Colors serisinin duş başlıklarında özellikle dikkati çeken LEDli duş başlıkları. Bu seriyi özgün kılan özellik kullanıcının seçimine göre belirlediği ışıklandırmaları duş esnasında kullanarak banyoların daha keyifli ve dingin bir atmosfere sahip olabilmesini sağlaması… Jetli Duş Başlıkları ile Masaj Etkisi Kullanıcısına adeta masaj hissi veren Jetli Duş Başlıkları renkli ve fonksiyonel özellikleri ile göze çarpıyor. 3 kademeli su şiddeti özelliği ile artık duşta günün yorgunluğunu atabileceksiniz... Altının İhtişamını Severlere Özel Altın ve Taş Kaplamalı… Penta Banyo, Altın ve kristalize taşlarla kaplı özel seri duş başlıklarıyla banyolara saray ihtişamını getiriyor.

Özellikle Körfez ülkelerinin yoğun ilgi gösterdiği bu seri fonksiyonel kullanım kolaylığı ile de göz dolduruyor. Vintage severlerin de yoğun ilgi gösterdiği seri banyoları vazgeçilmeyecek yaşam alanına çeviriyor. 165


Villeroy & Boch’tan Yeni Bir Hidromasaj Deneyimi

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Kendi banyonuzda sizi mükemmel hissettirecek bir hidromasaj deneyiminden daha rahatlatıcı bir şey düşünülemez… Bu deneyim, ılık su, masaj ve sadece size özel olması anlamında mükemmel bir kombinasyon sunuyor; ve bu mükemmel kombinasyonun tek amacı eşsiz bir rahatlama yaratmak! Villeroy&Boch’un sunduğu bu hidromasajlı küvet sistemi ruhunuzu ve bedeninizi iyileştiren bir deneyim… Her geçen gün insanların kendi hidromasaj özellikli küvetlerini tasarlamasının nedeni de bu.

166

Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sistemi kişisel ihtiyaçları birebir karşılayan bir sistem. Hidromasaj jetleri, zindelik veren hafif spa etkisinden, kuvvetli su masajına kadar uzanan ayarlar içeriyor. Villeroy & Boch hidromasajlı küvet sistemi artık üç farklı çeşit sunuyor: AirPool, HydroPool ve CombiPool… Bu üç ana sistem Entry ve Comfort olmak üzere iki çeşit donanımla kombinlenebiliyor. AirPool – Canlılık ve Zindelik Veren Masaj İçin Hava Sistemi AirPool sistemi ile canlılık ve zindelik veren bir masaj deneyimi elde edilir.

Küvetin tabanına entegre edilmiş olan jetlerden havanın suya pompalanması olarak tanımlanıyor. HydroPool – Hedef Odaklı Masaj İçin Su Sistemi HydroPool sistemi doğrudan kasları harekete geçiren bir masajdır. Suyun küvet içerisinde devirdaimi ile çalışıyor.

CombiPool – AirPool ve HydroPool Sistemlerinin Kombinasyonu CombiPool sistemi, kapsamlı bir masaj deneyimi için AirPool ve HydroPool sistemlerinin kombinasyonundan oluşuyor. Küvetin altındaki jetlerden hava; yanlardaki, arkadaki ve ayak alanındaki jetlerden de su pompalanmasıyla çalışıyor.


VitrA, kozmetikten dekorasyona, otomobilden tekstile son yılların trendi sadelik ve minimalizmi, seramikte mat görünümü öne çıkardığı serileriyle yakalıyor. Dokunma hissini yoğunlaştıran ve rengi daha doygun gösteren mat yüzeyler, uygulandığı her alanda etkileyici ve modern bir görünüm yaratıyor. Özellikle ıslak zeminlerde kayma tehlikesine karşı güvenli bir döşeme çözümü sunan mat görünümlü seramik koleksiyonunda; Favorite, Ice&Smoke ve Provence dışında Solid, Futura, Milennium, British Stone, Skyline, Pietra Borgogna gibi seriler de bulunuyor.

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Ürünler

Mat Görünümle Yakalanan Doğallık VitrA’nın Seramiklerinde

Favorite Fransız stilinin tüm naifliği Favorite ile yeniden şekilleniyor. Klasik Fransız ev dekorasyon stilinden esinlenilerek tasarlanan seri; yatay ve dikey kullanıma olanak tanıyan tasarım özgürlüğüyle dikkat çekiyor. Ice&Smoke Kendine özgü doğal görünümüyle her alanı aydınlatan Ice&Smoke’da, temel yapı malzemeleri baskın olarak kullanılıyor. Yeni porselen seriye ismini veren buz ve duman renkleri, doğal görünümlü dokusu ve geometrik dekorlarıyla ferah mekânlar yaratıyor. Provence Pudra tonlarının mat ve eskitilmiş doğal görünümü ve bu doğallıkla kontrast yaratan değerli taş ışıltılarının uyumu, sıra dışı bir atmosfer yaratıyor. Altın kaplamalı dekor alternatifleriyle modern mekânlara klasik bir atmosfer kazandırıyor. 167


Abdullah Curkuşlar Adnan Bayır Galip Özcan Yusuf Kaya Mehmet Gökçe Gülbay

Hafize Gülşah Demirel Altun Defterdar Mh. Otakçılar Cd. No:80 Ender Özkarslıgil Mustafa Semizoğlu Abdullah Mahmut Uluçay Abdullah Baş Fatih Ünverdi

Curkuşlar İnş. Malz. San. Tic. Paz. Ltd. Şti.

Eskihisar İnş. Malz. San. ve Tic. A.Ş.

EVS Eren Vana San. ve Tic. Ltd. Şti.

Galata Isıtma Soğutma Sistemleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.

MGG İç Dış Tic. Dan. Rek. İnşaat ve Yapı Gereçleri San. Tic. A.Ş.

Novaplas Plastik San. ve Tic. A.Ş.

Özkarslıgil İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.

Semizoğlu Yapı Malz. ve Tes. Sis. Dış Tic. Ltd. Şti.

Serajet Seramik San. ve Tic. Ltd. Şti

Termotürk Isı ve Endüstri Ür. San. Tic. Ltd. Şti.

Ünverdi Metal San. Tic. A.Ş.

Uğur Mumcu Mh. 2343 Sk. No:4

İçerenköy Mh. Necmettin Erbakan Cd. No:62/1

Necip Fazıl Blv. Kuru Sk. No:29, Esenşehir

Tütüncü Mehmet Efendi Cd. Rıdvan Paşa Sk. No:15/C, Göztepe

Orta Mh. Soğanlık D-100 Kuzey Yanyol Cd. No:10 A/1

Gülsuyu Mh. Esen Sk. No:6

Bağlarbaşı Mh. Özfırat Sk. No:5/A

İlçe

Telefon

İstanbul (0212) 423 3000

Şehir

Ataşehir

Beylikdüzü

Sancaktepe

Bakırköy

Kartal

Sultangazi

Ataşehir

Ümraniye

Kadıköy

Kartal

Eyüp

Maltepe

Maltepe

İstanbul (0212) 594 1144

İstanbul (0216) 574 7800

İstanbul (0216) 415 8887

İstanbul (0216) 478 5667

İstanbul (0216) 352 2726-27

İstanbul (0212) 467 7730

İstanbul (0216) 376 7566

İstanbul (0216) 383 8676

İstanbul (0212) 715 2945

İstanbul (0216) 415 0535

İstanbul (0212) 422 7227

İstanbul (0216) 680 0160

İstanbul (0212) 542 5761

İstanbul (0216) 387 3500

Küçükçekmece İstanbul (0212) 598 5598

Avcılar

Kınalı Mevkii Çanta Beld. Sancaktepe Mh. Sanayi Cd. Klas Sk. No:2/B Silivri

Üsküdar İçerenköy Yolu Cd. No:14-B

Yakuplu Merkez Mh. Beysan Sanayi Sitesi Dereboyu Cd. No:27

Safa Mh. Saray Sk. No:1, Yenidoğan

Atilla Çebi

Atıl İnş. Gıda ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti.

Çavuşoğlu Mh. Spor Cd. No:66 Zuhuratbaba Mh. Yücetarla Cd. No:4/1

Devlet Can Tüysüz

Albaşlar İnş. Tesisat Teknik Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Beşyol Mh. Akasya Sk. No:29

Firüzköy Mh. Aziz Cd. No:23 K:3

Adres

Anadolu Yapı Mlz. PVC Plas. Alüm. ve Cam San. İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti. Sedat Ustaoğlu

Murat Kanberoğlu

Aksesuar Group İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Adı Soyadı Cumhur Sezer

Kurum Adı

Aramıza Katılanlar

(Derneğimize 12 Ocak 2016 tarihinde yeni katılan üyelerimizdir.)

TİMDER Dergisi 89.Sayı / Ocak - Mart 2016

Aca Cam Mozaik ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti.

168




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.