İmamoğlu - Bozkurtlar Geliyor

Page 1



tMAMOÖLU

BOZKURTLAR GELiYOR

Genişletilmiş

Dördüncü Baskı

İstanbul 1 987


YAYlN NU:2

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ..,

Yuluğ Tekin Dizgi Medtezinde Diziimiş ve Baskıya Hazırlanmışur.

Kapak Kompozisyonu: Erol KAYMAK

Sayfa Düz ni: Fahrettin ÖZTOPRAK

DEVLET YAYIN VE DAGITIM Adres: Mac�r Kardeşler Cad. U9urlu tshanı. 16/2 Fatih/tSTANBUL


İÇİNDEKİLER

On söz......... ............................... :..... Bayramlık Şiirler. ... .... � ..................... Manzaralar . . . . . . . . ... . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Dert Bir Değilki....... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . Felaketname ........ .. ........ . .. ......... . . . Bekleyiş .... ....... . : .............................. Bozkurtlar Geliyor........................... İhtarname ... ... . �................................. iz Bıra.kanlar..................................... S�yir Defteri..................................... pörtlükler......................................... .

.

.

.

.

7 11 35 45 6ı

87 1 23 141 1 53 1 73 181


SUNUŞ

Yayınevimiz, Türk kültür hayatıru manalandırmak ve canlandırmak maksadıyla; Türk

düııya gÖI'ÖfÜ nün,

Türk'ün hareket tarzının mahsulü olarak de� ve dilekler­ le süslenmiş bir biçimde sergilenen, ayru zamanda ge­ liştirilmiş 4. basuruıu iftJharla sunduğumuz bu yeni eser ile: a- Köyde; kentte, okulda, fabrikada yeni ufuklara doğru kararlı adımlarla ilerleyen ve Türk milletinin gele­ ceğini müjdeleyen adsız kahramanların tercümaıu oluyor.

b- Büyük im.kansızlıklara rağmen, daha evvelki ba­ sımları okuyanların güçlü propağanda tekniği sayesinde . yeni

basımıara hazırlanmak üzere

çalışmalarını

sür­

dürüyor. c- Türk kültürünün yeni nesillere aktarılmasında köprü vazifesi görmeye devam ediyor .

..BOZKURTLAR GELİYOR" derken, basım, da­ ğıtım ve tamtım hizmetlerinde emeği geçenleri kutluyo. ruz.

DEVLET YAYlN VE DAGITIM


ÖN SÖZ Türk milletinin ruh yapısını oluşturan başlıca vasır­ lardan biri de hiç şüphesiz "şair millet" oluşudur. Nitekim Türk kültür ve edebiyatının en eski ve en ileri olduğu tek sahası büyük bir şiir geleneğine sahip olmasıdır. Türk'ün ol­ dukça zengin olan bu temel hayat görüşünün yanında onunla beraber ilerleyen bir de şairler kafilesi vardır. Hemen her çağda bunların Türk milletinin günlük hayatıru, savaşlarını, ağıt ve türkülerini oluşturduğu, hemen her büyük olayda on­ ların bu olay üzerine meydana getirdikleri destanların, ağıt ve bestelerin Türk'ün o büyük günlerini gelecek asırlara te­ rennüm ettikleri görülür.Öyle ki biz bu gün onların sayesin­ de, hemen her büyük tarihi olayın, Türk tarihine bir şiirle de nakşolduğunu görmekteyiz. Kanuni devri eğer bir Ba.kl olmamış olsaydı, bu güne yalnız vakanüvis kalemlerinden in­ tikal eder ve çok sönük kalırdı. Yine aynı dönernin en lirik şairi Fuzuli bize o güzel şaheserleri miras bırakrnasaydı, biz o devrin Türk'ünün nasıl sevdiğini, nasıl ızdırap çektiğini yal­ nız bazı tezkiralerde ve monoton üslüplu tarih kitaplannda


·

okuyacaktık. Bı.ınun gibi, Nedim Lale devrinin sembolü ol­ duğu gibi, Nef'i de 4. Murat devrinin sembolleri olmuştur. Türk tarihinin hemen her devrinde bir büyük şairin yanında onlar kadar olmarnakla beraber, ister kuvvetli, ister üçüncü dereceden bir sanat gücüne sahip olsun pek çok üstün eser­ ler bırakan sayısız şairin bulunduğunu görürüz. Nitekim, biz­ de ilk Türkçülük ve milliyetçilik akımının öncüleri de yine şairler olmuştur. Şair sözünün bir manası da "Şuur" şeklin­ de tecelli eder. Rahmetli İbnülernin Mahmud Kemal İnal, F1o­ rinalı Nazırn'a "Ey şairi bi'şuur-Hergün bana geleceğine,._p ir gün kendine gelsen ne olur" diye çıkışrnıştı. Çünkü bir ınİt­ letin geleceğini en iyi görebilen fikir ve sanat adarnlarının içinde şairler em başta gelirler. Bu görüşleri yanında kendi milletinin durumunu ve istikbalinin nasıl bir seyir takib ede­ ceğini de yine en iyi anlatıp yorumlayanlar yalnız ve ancak şairler olmuştur. "Hakkıdır, Hakk'a tapan milletirnin istiklal" diyen Mehrned Akif Türk istiklalinin nasıl kaybedileceğini de yine bir beytinde şöyle dile getirir: "rnefahir kaynasın git­ sin de vicdanlar kesilsin lal- Bu izrnihlali ahlaki yürürken dur­ . maz istiklal". Böylece İstiklalil\ nasıl elde edileceğini söyleyen milli şairirniz, bu istiklalin nasıl elden gideceğini de göstermiş oluyordu. İkinci Meşrutiyet'ten sonra gelişen ve bu günkü milli devletimizin ve bütün kuruluşlarırnızın he­ men ilk çekirdeğinin oluştuğu milliyetçilik ve Türkçülük akı­ mının milli şairirniz Mehrned Emin Yurdakul'un rnısralarında en iyi ifadesini bulduğunu ve hatta bunlardan kaynaklandı­ ğını edebiyat tarihimiz kaydeder. Bir zamanlar bütün Türk nesillerinin başlıca milli gıdasını oluşturan şu rnısraları bu gün dahi bilmeyen hemen hemen bir Türk aydını düşü­ nülemez: "Ben bir Türk'ürn, dinirn cinsim uludur Sine m, özüm ateş ile doludur, İ nsan olan vatanının kuludur Türk eviadı evde durmaz giderim!" Bu rnısralar yeni bir devrin doğuşunu rnüjdeliyor ve B


Türk ne�illPrine yön verecek yeni bir akımın öncülüğünü ya­ pıyordu. Tr sirleri günümüze kadar sürecek olan Türk milli­ yetçiliği çağı bu mısralarla başlamış oluyordu. O güne kadar Türk kelimesi bir güven duygusu ve bir öviinç kaynağı ola­ rak ağza alınamazken bu mısralardan sonra bir Türk milleti­ nin varlığının ortaya çıktığı görülmüştür. Bunun içindir ki Türkiyede'ki milliyetçilik akımının.tarihçesini ve tahlilini ya­ pan Avrupalı müdekkikler ve fikir adamları Mehmed Emin Yurdakul için "Türk milletinin iki asırdır beklediği şair" de­ mişlerdir. Bu örnekden sonra diyebiliriz ki Mehmet Akif de Kurtuluş savaşımızın sembolüdür. O'nsuz bir Çanakkale ve yine Onsuz bir Türk İstikla.l Savaşı düşünülemez. Çünkü o gerek hayatı ve gerekse şiirleriyle Türk kurtuluş savaşına damgasını vurmuş bir şairdir. Daha yakın zamanlara gelince Türk gençliğini şiirleriyle besleyen bir Yahya Kemal,bir Mit­ hat Cemal Kuntay, bir Arif Nihad Asya ve yine aynı ruh ya­ pısının kendisinde tezahür ettiğini müşahede ettiğimiz bir Nihai Atsız ile biraz değişik de olsa yine Türk gençliğinin eserlerinden ve şiirlerinden feyz aldığını gördüğümüz Ne­ cip Fazı! Kısakürek'i burada önemle kaydetmeliyiz. Bu ara­ da şunu da zikretmek hakkı teslim etmek olur ki.t o da şudur: Bu zikrettiğimi� şair ve ediplerimiz hangi fikir akımının sa­ hibi olurlarsa olsunlar Türk gençleri on,ların eserlerinden, şiirlerinden ve hayatlarından

sayısız örnekler almışlar ve

onların müşterek milli kültürümüzü- oluşturmaktaki biiyük hizmetlerinden feyz almışlardır .Daha yedi-sekiz yılÖncesinin o korkunç günlerinde Türk mil liyetciliginin ve Türk devleti nin yılmaz savunucusu olan binlerce Türk gencinin başlıca ruh gıdasını bu büyük Türk şairlerinin sayısız eserleri ve şiirleri meydana getirmiştir. İşte o korkunç günlerin bütün acılarını bu milliyetçi gençlerin içinde yaşayarak eserlerini veren, Türk insanının ve Türk gençliğinin dertlerini, ızdıraplarını dile getiren, ce­ miyete musaBat olan yolsuzlukları ve ahlaksızlıkları olduqu kadar bunların günümüz insanının önüne getirihnesindeki


yılmaz çalışmaların da insanı ohm Şair ve mücahit İmamoğ­ lu Hikmet Okuyar'ın eserleri bu çeşit şiirlerdir. Türk siyasi tarihinin ve cemiyetimizin sekiz-on yıl evvelki en korkunç çalkantılı ve tehlikeli günlerinde Milliyetçi Türk gençliğinin hemen her kesiminin okuduğu dergilerde, gazetelerde ve kitaplarda şiirlerine ve yazılarına rastladığımz Hikmet Oku­ yar'ın bu güzel şiirlerinin şimdi toplu bir halde yayınlandı­ ğını görmekteyiz. Bu şiirlerin günümüzdeki yeni Türk nesilleri tarafından da aynı heyecan ve ihlasla okunacağına ve faydalanılacağına inanmaktayım. Bu güzel şiirlerin yazıl­ dıkları günlerdeki Türk cemiyetinin ruhunu ifade ettiği gi­ bi, bu günkü Türk nesillerinin de kendi duygularının ve heyecanlarının bir maskesi olacağı muhakkaktır. Büyük bir filozof şairin dediği gibi: "Kendi devrine hitabeden şair bütün deviriere hitap eder" ... Bu eserde okuyacağınız şiirler ister kuvvetlLolsun, ister fazla duygusal ve vasat şiirler olsunlar, onlarda en be­ lirgin vasfın Türk milletinin acıları, Türk gençliğinin ızdıra­ bı ve çırpınışları olduğunu görürüz. Bütün bu duyguları dile getiren bu mısralarda sımsıcak bir samirniyet ve heyecanlı bir milliyetçi kalbin kesik bir damar gibi attığını hissederiz. Bu mısraların yarına intikalini sağlayacak başlıca vasfı da bu mazhariyeti olacaktır

25 Temmuz 1987 Muhiddin NALBANTOGLU

lO


B.AYR.AMLIK ŞİİRLER



BOZKURTLAR GELiYOR

ÇEKiRDEK

Yeşerdi baharım yazım, Dallar güllene güllene. Dert ortağım dertli sazım, İnler sallana sallana. El sözünü okuyanlar, El ipini dokuyimlar, Öze kinle bakan yanlar, Söner küllene küllene. Koç yiğitler derdimizi, "Türk"denilen ordumuzu, Can isteyen yurdı,ımuzu, Anar dillene dillene. İmamoğlu der nesini, Kişi kendi aynasını, Türk Ülküsü meyvasını, Sunar dallana dallana.

24 Aralık 1964 ŞebinkarahisaJ" 13

\


İMAMOOLU

KİTAP

Arzular gerçekleşip,. kısmet çıkarsa; Çağlayan gönüllere hitap olacak. Mısra mısra yazdığım dert ve dilekler. Ebedi kalmak için kitap olacak.

26 Ağustos 14

1984


BOZKURTLAll GELiYOR

AGLAMAK

Ağlamak, bardaktan boşanırcasına Nisan yağmurlarıyla.. Geri getirebilir mi kaybettiklerimizi? Unutturabilir mi sevdiklerimizi? Ağlamak, günlerce ve gece-gündüz Düşmanlık ateşini söndürabilir mi? Yeniden sevgiye döndürabilir mi? Ağlamak, bülbülce ve şairce.. Savaş ve Barış'ı kanduabilir mi? Her "olur-olmaz"a-inandı;rabilir mi? Ağlamak, kanayan yaralara Dindirabilir mi gönüllerdeki sızıyı Değiştirebilir mi o kutsal yazıyı?

26 15

.Aralık ı 983

\


İMAMOÖLU

TAŞINACAK YÜK

Gününü gün etmek için eser yel, Karınlar aç, ayak çıplak, başlar kel, Çağa göre bu yür üyüş çok ilkel.. Kavga büyük, ülkü büyük, Türk büyük; Seni bekler, taşınacak yük büyük. Tarla oldu, yükse� ormanlık dağlar, Dikeniendi meyya verecek bağlar, Çocuk hasta, yaslı ana kan ağlar.. Kavga büyük, ülkü büyük, Türk büyük; Seni bekler,· taşınacak yük büyük. 16


BOZKURTLAR GELİYOR

Kentlerimiz "düzen" denip kurulsun, Türk gencine Türk Ülküsü verilsin, Hain temizlensin, yara sarılsın.. Kavga büyük, ülkü büyük, Türk büyük; Seni bekler, taşınacak yük büyük. Töre "yaşantı"yla yumuşatıldı, Geleneğe "özenti"ler katıldı, Soydan uzak, bataklara batıldı.. Kavga büyük, ülkü büyük, Türk b�yük; Seni bekler, taşınacak yük büyük. Sıçrayıp geçmek için en öne, Ülküyle atılıp, �aferle güne, Kutsal uğraş layık olsun bu üne .. Kavga büyük, ülkl:i büyük, Türk büyük; Seni bekler, t�şınacak yük büyük. Bize yoktur soysuzların gereği, "Kızılelma" ülkümüzün direği, Çeliklansin Bozkurtlar'ın yüreği.. Kavga büyük, ülkü büyük, Türk büyük: Seni bekler, taşınacak yük büyük.

ZO

11

B�iran

ı 972


iMAMOGLU

DAG KÖYLERi :rytektup geldi, dağ köyünden uzaktan; Ekinleri henüz biçHememiş Türlü dert yazılı karadan, aktan .. Kireçli suları· içilememiş. Dil _birliği, el birliği kuracak, Cerrah gibi yaraları saracak, Lider gibi köy önünde duracak, Akıllı bir muhtar seçilememiş. Komşu komşusundan yakırur olmuş, Sevenler uzaktan bakınır olmuş, Kardei kardeşinden sakınır olmuş, Huzur köprüsünden geçilememiş. Dokuz ay ölüm çemberi varmış, Bir senede üç .ay çalışırlarmış, Her derde katlanır al�şırlarmış, Mutluluğa bir yol açılamamış. Otuz imza ile köyün gençleri, Anlatmışlar bir bir bütün dertleri. Anladım davanın en mühim yeri.. -"Vatan bizim" denmiş geçilememiş. İmamoğlu! vur sazının teline: Hekimler yollansın Ordu iline Meydanına, köprüsüne, yoluna. . Bir umut ışığı saçılamamış. Korkunç karanlığı koğacak diye, Zalim tefeciyi boğacak diye, Elbet bir gün güneş doğacak diye, Kaderin önüne geçilememiş. 4

18

Eylül

1977


BOZKURTLARGELİrOR

GÖRDÜKLERİMiZ

·

Toprağın bölünüp parçalanması, Derenin düzensiz akışındandu. Bakışların ardındaki gizli kin; Geride kalanın bakışındandır. Hallıca olanın halden bezmesi, Sivrilerin çelme talq.şındandu. <3encin, ihtiyarın ürkek gezmesi, Hakla haksızhğın çalaşındandır. Yalanın yer tutup rağbet görmesi, Gerçeğin zamansız çılaşındandu. Mazlumun zalime prim vermesi.. Derenin bendini yıkışındandu. Beklenmaden kaybedilen hürriyet, Akrebin kendini sokuşundandır. Bunca feryat, bunca çile, bunca dert, Çıkmaz sokakların yokuşundandır. Vurguncunun tasla tarak alması, . Kabuğu ortaya döküşündendir. Enflasyonun dal ve budak salması, Tasarruf fıkrinin çöküşündendir. \

20 Şubat 19

1975


ENFLASYON

Uçurum ötesinden, El elden •:yar" dıı. Zararın neresinden, Dönersen "kir" dır.

Biz bıktık yalanından, sen usanmadın; Olmadı baştan, yaparnadın vazgeç. Devamlı kan içtin, hila kanmadın.. Olmadı baştan, yaparnadın vazgeç. Yalanı sermaye yaptın kendine, Fitnelikte rastlanmadı dengine, Yoksulun hakkını verdin zengine .. Ofmadı baştan yaparnadın vazgeç. Hazineye döviz dolduramadın, Anarşiyi kökten kaldııamadın, . Mutsuzları bir yol güldüremedin, Olmadı baştan yaparnadın vazgeç . .

20


BOZKUR.TLU GELiYOR

Anaların yaşı henüz dinrnedi, Ayakkabı kırk liraya inmedi, Yüzündeki tikler hiç silinrnedi, Olmadı baştan, yaparnadın vazgeç. Ayıplı makina işiemiyor mu? Güvercin barışı düşlemiyar mu? Ah ı1 zar kalbini şişlerniyor mu? Olmadı baştan, yaparnadın vazgeç. Yoksa. süper güçler göz mü kırpıyor? Destek sendikalar naz mı yapıyor? Bürokratlar gene poz mu yapıyor? Olrn�dı baş�an, yaparnadın vazgeç. Gençleri kahvede çürütüyorsun, Milli enerjiyi eritiyorsun, "Oh oldu.. " der gibi kıntıyorsun.. Olmadı baştan, yaparnadın vezgeç. Ne yapsan boşuna çırpıruşlann, İmamoğlu ne söyler bekle gor yarın. izi kurumadan akan kanlann.. Her şeyi ortada bırak da kaç kaç.

\

16 Eylül 1978

21


İMAMOOLU

NERDE

Derdini dert edip terkedilmişin, Ahıyla sazına vuranlar nerde? Kıyıda, köşede unutulmuş_un; Hakkını, haksızdan soranlar nerde? Tutacak dalların yaprağı solmuş, Ne avianacak yer, ne avcı kalmış, Yaralı kuş için "fırsattır .. " demiş, Turnayı gözünden vuranlar nerde?

Çayu çimen boğalara yaradı, Sıcak suda ne şekerler eridi, Hile ile yalan aldı yürüdü.. Er olup sözünde duranlar nerde? Yokluktan, yaradan, yardan vaz geçip, Doğudan batıya ışıklar saçıp, "Ölmedik.�" diyerek bir bayrak açıp, Vataru aşk ile saı·anlar nerde? "Kader gül dememiş.. " diyenler dertli, Sabah akşam yavan yiyenler dertli, Hayatında bir takım giyenler dertli, Varlığın milhiıte verenler nerde? İmamoğlu! deme, yürekler sıZlar, Boş kaldıkça kıraç, tepeler, düzler, Çifte gitmez oldu doymuş öküzler.. "Ho .. " demeden tarlayı sürenler nerde?

28 Baziran 1970 22


BOZKURTLAR GELİYOR

BEYLERE DUTURU Dert ile sarıldı.k, köyde bucakta, Verdiğiniz sözler ne oldu beyler? Ateş yoksa yemek pişmez ocakta, Verdiğiniz sözler ne oldu beyler? Murat'ın kenarı aşınıp durur, Gizli göç ya, köyler taşırup durur, Gelinlik Cemile'm düşünüp durur; "Korkma" diyen gözler ne oldu beyler? Tenezzül etmezler hali sormaya, Biz gideriz hemşireyi görmeye, Melhem yoktur yaramıza sürmeye.. Sağlık merkezleri ne oldu beyler? Sazı olan çalar, güler, eğlenir, "Kalbimiz sizinle" diye söylenir, Kanun denir, yasa denir, hak denir.. Sözde kalan tezler ne oldu beyler? Ormanda üç beş ev "köy" olmuş adı, Kalmadı toplumun neş'esi, tadı, Duyulm�yor anaların. feryadı, Ev olacak düzler ne oldu beyler? İ mamoğlu der ki, yolumuz yokuş, Yaralar tazeler, ilkbahar, yaz, kış, Bağımızda öten qer zaman baykuş.. Yüze gülen yüzlet ne oldu beyler?

­

Ilabat 1972

23


iMAMOGLU

GENÇLiGiMIN ÇILESI

Arzu dolu bir bekleyiş içimde; Bitsin artık gençliğimin çilesi. Mutluluğa bir özleyiş içimde.. Bitsin artık gençliğimin çilesi. Bunalımdan çıkmayıca kar etmem, Alem bilir bu sırrı inkar etmem, Vurgunlar vuruldu, canlar yenildL Bitsin artık gençliğimin çilesi. Ah edip iniemek bana iş değil, Kanlı gözyaşları bana düş değil, Tuzaklar, tertipler ve yıllar yılı.. Bitsin artık geçliğimin çilesi. Toprak kanlı, gözde yaş, alında ter; Koş arkadaş, sen de varlığın göster. Yeter bunca acı, bunca dert ·yeter� Bitsin artık gençliğimin çilesi. Diskotekte, hem pavyonda, hem barda, Fuhuş, flört; işık olmuş hovarda. İmamoğlu! ara, çare bul derde.. Bitsin artık gençliğimin Çilesi.

8 Ekim

. 24

1977


BOZKURTLAR GELiYOR

MUTLULUK TÜRKÜSÜ

Kime dert yanayım, kime ne d.iyem? Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. Su ve ekmek aşım, başka ne yiyem? Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. Tek odalı bir ev, bir gece kondum, Ağustos'ta yandım, Şubat'ta dondum, Bir \J Ün kara bahtım uyarur sandım, Ah ş\ı fakirliğin gözü kör olsur•. Üç çocuk yetişkin, birisi yolda, Mutluluk türküsü söylenir dilde, İlaç "Ba.kanlık"ta meyvalar "hal"de, Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. 25


Kömür için karne alamıyorsam, Y9llar hep tıkanmış gelemiyorsam, Dostunun dostunu bulamıyorsam, Ah şu faklıliğin gözü kör olsun. Et insafa kalmış bekler kasapta, Üç tel dereotu bir lira sapta, Davetsiz misafir yoktur hesapta, Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. Bir çay ısmarlayıp oy istediler, Bir dilim pastayla d oy istediler, Derinlere daldım boy istediler... Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. Hediyelik paket rüşvet sanılmaz! Tek iş yola girsin geri dönülmez, Doğruyu o bilir o hiç yanılmaz! . Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. Kardeşi kardeşle çatıştıran var, Arada havayı yatıştıran var, Fırsat, fırsat bilip atıştıran var, Ah şu fakirliğin gözü kör olsun.

·

Sırtımı topraktan kaldıramazsam, Milletin yüzünü güldüremezsem, İnsan olup, kendim bildiremezsem... Ah şu fakirliğin gözü kör olsun. imamoğlu! sabır dile şans dile, Mesken olsun gonca güller bülblüle. Hak'ka düşman olan zihniyet ile ... Ah şu fakirliğin gözü kör olsun.

30 Aralık 1974 26


BOZKURTLAR GELİYOR

ZiYARET

Sağlam kanuni esaslarla alıp, Getirelim adalet tedbirlerini. Yaygın eğitim-öğretim ile ... Bulsun. toplumcu hizmetler yerini.

Mevsimidir, gülleri açmış baharın, Değeri yok okşanıp koklanmadıkça. İsmi cennet dalü olsa Seher'in... Değeri yok uğranıp yokl�nmadıkça. Çileli yürekler sökülüyormuş, Domatesler çürüyüp dökülüyormuş, Ekinierin. sapları yakılıyormuş... Ne fayda, toplanıp saklanmadıkça. Huzur ile güven mucize olmaz, Ürün güvercinle nutukla gelmez, Miskinlikle, şansa kapı aÇılmaz, Aşk ile çalışıp beklenmedikçe. İ ma n(oğlu! çare vardır tükenmez, Herk �s bildiğini söyler çekinmez. Gayri bu ızdırap, bu acı dinmez ... Kötü huy_lar bir bir teklenmedikçe.

29 Mayıs 1975 27


iMAMOCLU KEDER

"Felaket başa gelmeden evvel, önleyi­ ci ve koruyucu tedbirleri düşünmek la­ zımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur".

ATATORK

Kaynakta eller oynarnadıkça, , Dere bozbulanık akrnayacaktır. Pişrniş süt yeniden kaynarnadıkça, Çocuğun ağzını yakmayacaktır. Baykuşun gözünü karta! oyarsa, Doktorlar yerinde teşhis koyarsa, Fakirin karruyla gözü doyarsa, Eldeki ekmeğe bakmayacaktır. Kafaları yoracak hesaplar ince, Hainin defteri bir katlanınca, Gö11üller birleşip kanatlarunca, Atılan adımlar sekmeyecektir. İrnarnoğlul Hak peşinde koşaru, Azınederek engelleri aşaru, · Sonu gelmez bir sevdaya düşeni, Keder arkasından çekmeyecektir.

14 Nisan 1968 28


BOZKURTLAR GELİYOR

MiSKİNLİK ZİNCİRİ

Korku ve endişe üst üste geliyor, Dev yüzlü ç:adılar köşe başlarında... Karanlık hiç bilmesin diye, Aydınlığı ve güneşi gölgeliyor.

Ne karanlık gecedir bu ey dostlar! Güneş doğup çemberine almalı. Derman değil, işkencedir ey dostlar! Çaresini arayıp da bulmalı. Lokmaları parçalayan diş midir? Gökçen'imin gözündeki yaş madır? Anaların bağrındaki taş mıdır? Uğrayıp iline hali sormalı. Sivrisinek yuva yapmış suyunda, Yüzü gülmez yavruların oyunda. Eğlenip de Hakkari'nin köyünde ... Şu sıtmadan ölenleri görmeli. Doğmadan ecel gÖmleğin giyenler, D&rdifllizi başkasından duyanlar, "Köydeki kış nasıl imiş" diyenler, Henı yazın, hem kışın varıp durmalı. İmamoğlu! seni yakan insanın, Acı acı yüze bakan insanın, Gam çölünde çile çeken insalijn... Şu miskinlik zincirini kırmalı.

3 29

Ağustos 1970


İMAMOOLU

TARAFSIZLIK

Yangını çıkaran ile söndüren, Birleştirilip suçlarursa eğer; Tarafı, tarafsızlığa döndüren... Gayretierin sonu meraka değer. Aşk ile topluma baktığımızda, Hakların uğraşı sergilenrneli. Adalet ışığın yaktığımızda.. Namus, varlık ile vergilenmeli. Hürriyet zorbaya kurban olmadan, Nifak tohumları sargılanrnalı. Taze fidanların özü solmadan, Asalak divanda yargılanmalı. Özünü tersleyen aklı ufalar, İpe sapa konup durgulanrnalı. ' El ağzına bakan oynak kafalar; Milli duygularla burgulanmalı. Gönül birliğine varılacaksa, Örf, -adet, gelenek örgülenrneli. Sevgi, duygu ile karılacaksa; Geçmişten ders alıp görgülenrneli. İmamoğlul sözüm anlayanadır, Yavruya yar olan gerçek a�dır. Tarafsız hakem de Hak'tan yanadır... Diyerek sözlerim vurgulanrnalı. 3 Şubat

30

1975


BOZKURTLAR GELİYOR

KÖmEN GELEN MEKTUP

Sizi anlayıp, a�atabilmişsek eğer; Nasırlı elleri;r.iz �...,ülmeğe değer.

·

\ _

Mektup aldım memleketten anamdan, Özledim eviadım gel diye yazmış. Mektup aldım memleketten anamdan, İstersen bir haber sal diye yazmış. Ayırma ayırma Hakk:'ı gözünden, Döneklik yapma ha sakın sözünden. Ayrılma soyundan, sapma özünden; Yalnız Tanrı 'ya kul ol diye yaznuş. Nerde hareket var orda bereket Silkin miskinliği üzerinden at.· Beklemekle ele geçmez bu fırsat, Çalışırsan her- Şey bol diye yazmış. 31


iMAMoGLU

Yükselmali Türk'ün adı ve sanı, Tamamlansın çatıların aksaru, Fazla değil köyüroüzün noksam, Okul, ışık, su, yol diye yazmış. Çakalın işi ne vatan bağrında? Fışkın vermiş dallar, kökü derinde. Ölüm varsa millet devlet uğrunda... Hakkım sana helil, öl diye-yazmış.

Şehir, kasaba, bucak ve köye, işçiye, esnafa, köylüye, beye, Türk ili'ni yükseltecek ülküye, Hedefi gösteren göz diye yazmış. Kahve köşesinde yatanlar için, Biri iğe fitne'yi katanlar için, Haklının hakkını satanlar için, Rüzgirla savrulan toz diye yazmış. Gayretiniz köyde kentte duyuldu, Yolunuza nice başlar koyuldu, Fatma'lar Ahmet'ler sizden sayıldı, Ben de geliyorum söz diye yazmış. Mehmetçik yürüsün akın durmasın, Tanrı davamıza zarar vermesin, Kimse "yalnız mısın?' diye sormasın, Benimle gelenler yüz diye yazmış.

18 Kasım 1975 32


BOZKURTLAR GELİYOR

YJUlATILIŞ \ Düzenli bir yaşayış bekler -insan­ Sürünsün diye dünyaya atılmadı. Bir sürü insan yollarda -halbuki­ İnsan " sürü " diye yaratılmadı.

33



MANZARALAR



BOZKURTLAH GELİYOR

ŞÜKRÜ USTA

Hangi çağda yaşadığın de bana, Köpekler köşke çıktı Şükrü usta! Elinde ne taşıdığın de bana. Fakir kemerini sı.ktı Şükrü usta! Çamaşırı ocaklığa sererken, Güne bakıp, saçlarını tararken, içersinde siyah teli ararken ... Ayla balkondan baktı Şükrü usta! Yıllar önce koymuşlardı sıraya, Kazanmıştın girse idin kur'aya, Ucunu gördüğü beş yüz liraya, O bey-imzasını çaktı Şükrü usta! Unutturdular yaşamayı insanca, İçimizden kan boşaldı yıllarca, Senin bütün varlığını dün gece, Melahat sürme çekti Şükrü usta! İmamoğlu der ki doğacak bir gün, Filizlenip büyüyecek o sürgün, Kah-rıayacak gayrı bitkin ve yorgun... Gönlüm tohumunu ekti Şükrü usta!

10 Ekim 1970 31


iMAMOÖLU

MANZARA.LAR

Bir

bulut .yüklenir

da{Jlar

üstüne,

Ya{Jmurdan sel, kardan adam oluruı. Bir ateş yüklenir ba{Jlar üstüne, Sonradan

kurumuş.

fidan

�ahleyin ça{Jlayanın önünde, Şu madımak çarbasının yanında,

·

Ayran ile yeıneklerin sonunda ... Küfleruniş ekme{Ji yiyemiyoruz. Ortada dönüyor bin dalavera, Ya Cerrahpaşa' da kurtlanmış yaral Açlıktan inlese, fakir fukara...

.

"N'olur bize yaıdım ..."diyemiyoruz. Ütü nerde? Gömle{Jimiz buruşmuş, Yama, yırtık birbirine karışmış,

"Yokluk" deyip zahmetine alışmış, Kat kat elbiseyi giyemiyoruz. Eskimeden bir yenisin ayarlar, Dudakları

bayarlar,

lazıl kızıl

"Moda" deyip el Aleme uyarlar, Bizden başkasına uyamıyoruz. İmamoğlu der

ki:

Yürek dağlarur,

Dinleyenler "Ne ki . " diye eğlenir, .

.

Hainler var başka telden söylenir. ·

Bizden başkasını duyamıyoruz.

38

oluruz.


BODDTLU OEIJTOa

DERMAN

Gel sevdiğim sana diyeceğim var, Sevenlerin kavuşması tez olmaz. Gel sevdiğim sana diyeceğim var. Gelmiyorsan aramızda naz olmaz. Yüklü ağaç dallanru eğince, Vurguncular arzuları boğunca, Zalimin hançeri öze değince, Aşığın derdine derman saz olmaz. Yaşamak mı günahları suçları?

1

·

Donacak mı çocukların kılıçlan? Çatlak çatlak olmuş avuç içleri, Yünlü nerde, buldukları bez olmaz. imkan doğar nasibini

alamaz,

Hayvaruru her otlağa salamaz, . Çağırırsın yol bulup da gelemez, Gelse bile arkasında toz olmaz. İmamoğlu diz çöküp de yalvarma, Koparacak ele sakın el verme, Dinlenmiyor diye sazını kırma, Aşıklar içinde sonra söz olmaz.

17 Aralık 1971


İMAMOOLU

KENT HiKAYELERİ

Arzuları zincirleyip Dağ yollarında Çoban olduk... Çobana çıkmıştı adımız el kapılarında. Bir çanta, bir değnek Yel babam yel. Güneşin gözüne bakardık biteviye... Batsa diye. "Ne gecem var ne gündüzüm ... " Türküleri söylerdik göle karşı Dertli dertli, içli içli... Meşe diplerinde, su başlarında, Kaval öttürürdük, tütün tüttürürdük Yaruk yaruk.

40


BOU:URTLAll GELiYOR

"Çoban"a çıkmışti adımız el kapılarında Yük çekerdik arka arka Ekmek yerdik korka korka. Koçların etini, Koyunların sütünü, Toprağın bereketini de düşünürdük insanca. Düşündüklerimizi, Nisan yağmurlarıyla Taşların yarıkiarına gömerdik Yeşersin diye. Arkasından, dağıtmak için miskinliği "Alley" basardık akşam karanlığına. Sadece Dağlar karşılık verirdi sözlerimize. Yürü ha yürü ... Su inerdi dizlerimize. Gurbetçilerin, Kent hikayelerini dinledikçe Boş gece�er... Çileden çıkardık, kendimizden geçerdik. Dinle ha dinle... Uyku yerine, kan inerdi gözlerimize.

10 Şıabat 1975

41


iMAMoGLUo'

PAZARLIK

� hakikat,

Önüne serilmiş bunc

"Bildiğimi okurum" denmemelidir.

·

Devletin malı yığılsa kat kat... Domuzlar misali yenrnemelidir. Kişiye "varolmak" fikri gelince, Gönüllere büyük bir hınç dolunca, "Kutsal uğraş şart" olduğun bilince... Ölümü yatakta sanmamalıdır. Ayı vurulmadan postu satılmaz, Yenilecek aşa zehir katılmaz, Türklüğe ters düşen fikir tutulmaz,

Yaldızlı sözlere kanmamalıdır. Doğru yolu özde aramalıyız, imkanları bir bir taramalıyız. Gerçekten kurtulmak· isteniyorsa... Attan inip eşeğe binmemelidir. İmamoğlu der ki, kuyu kazarlar, Bu kuyuyu "saray" diye yazarlar. Danışıklı dövüş "Ortak Pazar"lar... Düşman ateşine yanmamalıdır.

3 Kasım 1971 42


IODDTLAil GEIJTOR

SALDIRILAR

Köylümüze "yığın", "sürü" denemez, Anladığı dilden konuşmadıkça. "Carun cehenneme yürü" denemez, Güler yüzler .öze dönüşrrıt::ilikçe. K imi çelme takar, kimisi iter, Ne ocak tutuşur, ne duman tüter. Ne yara kapanır, ne dertler biter, Kaynağına sorup daruşmadıkça. Köylümüz ki umut şerbati içer, Derdini dert. edip gelene aç_ar. ,Elbette ters düşer, elbette kaçar, Bir görelim deyip yanaşmadıkça. Üretimde artış bekleyemeyiz, Köylümün derdini tekleyemeyiz, Hamleye bir hamle ekleyemeyiz, Tepeleri düz edip aşmadıkça. İı11amoğlu der

ki

dinle sözüm var,

Her taraf karanlık gönlüm tarumar. Maziyi unutan halden ne umar? Gerçek ile görüşüp taruşmadıkça.

9 Nisan 1975 43


TEDBİR

Yoksulluk sarınca etrafımızı... Gündüz gecelenir, bitmez geceler. Önceden tedbiri alınmamışsa... Fayda vermez baskılar ve işkenceler.

44


DERT BİR DEÖİL Kİ!



BOZKUllTLAll GELIYOR

PALAVRACILAR! Milli ve manevf değerlere yürekten bağlı olanlar, iyi ile kötüyü ayırt etme­ sini bilenler; kuru gürültülere kapılmaz­ lar. Geçici sıkıntıların verdiği telaş ile gayri milli unsarların tuzağına düşmez­ ler. Tesadüflerle birlikte ortaya çıkan sahte kalıramanların yaldızlı sözlerine ve yapmacık pozlarına kolay kolay al­ danmazlar. Kıştan yaza, yol üstüne yol eden!

\

Tutulmayan

dizleriniz

ne

oldu?

Kasırgadan, fırtınadan, doludan... Sararmayan yüzleriitiz ne oldu? Bahar

ile

çiçeklenir

bağlarım,

Yamaçlarda taşa vurur çağlarırn, Gece gündüz

için için ağlarım,

Gülümseyen gözleriniz ne

oldu?

Öz aranmaz alaca karanlık yerde, Zehirle

koşulmaz biçare derde,

Resimlerde, salonlarda, setlerde ... Şu yapmacık pozlarınız ne oldu? İmamoğlu!

yürek arar dostunda,

Hayır yoktur uyuz itin postunda, Gül biter mi kuru taşın üstünde? O yaldızlı

sözleriniz

ne

oldu?

6 Mayıs 1971 47


IMAMOCLU

ANARŞİ

Halka karşı, halkçı olmak; Fayda vermez demedim mi? Özü, parça parça bölmek; Fayda vermez demedim mi? Türlü türlü yollar tutmak, Köyü, köylüyü avutmak; Fitne fesat nutuk atmak ... Fayda vermez demedim mi? Çiğnedin eski yeni, Saldın beyaz güvercini, Döktün içindeki kini... Fayda vermez demedim mi? Ordumuza saldırışın, Türk'e kazan kaldırışın, Düşmanları güldürüşün... Fayda vermez demedim mi?

26 Ekim 1974 48


IIODUR'I'LA.a OEIJ'rOR "Yabancı kültürlerden bölük pörçük edinilen milli temel fikirler ve çizgiler­ den mahrum bilgileri "hakiki kültür" saymaya imkfı yoktur. Bu çeşit derme çatma bilgilerin ister kültürün maddi, ister manevi değerler Jasmına ait olsun­ lar kimseye ciddi bir hüviyet ve karalt­ ter kazandrırmadığı, uzun tecrübeler ve pek çok örneklerle sabittir." Prof.Dr. Emin BİLGİÇ

Bülbüle hasrettir l'. ulamış güller, Çatlamış ayaklar, nasırh eller, Neden söylemiyor, tutulmuş diller? Bu esrarın sırrı çözülecektir. ,

Hak deyip kafadan attınrlarsa, Zorbayı toplumda tuttururlarsa, Şerheti bal diye yuttururlarsa, Denenip, imbikten süzülecektir. Kum için dalgıçlar "incidir" dese, Kutsal varhğıma kasteden kimse, Toprağın altında mücevher olsa, Ayaklar altında ezilecektir. Bahçede bülbülün gülü solmasa, N'olur şu gerçeği herkes anlasa, Vatana ihanet eden çıkarsa ... Milletin önüne dizilecektir. Vatan için, bayrak için, din için, Ufukta doğacak yeni gün için, . Ardından gelecek bin akın için... Ölenler tarihe yazılacaktır.

19 Ağustos 1969


iMAMOOLU

İNCE HESAP "Türkiye'nin asıl salıibi ve efencüsi, gerçek mastahsil olan köylüdür. halde herkesten daha çok refah.sa adet ve servete müsteh.fk ve layık olan köylüdür". ATATtiRK

Nasıl seviniyorsak, engelleri aşınca;

Kalbimiz sıkışmasın, iş miz zorlaşınca. Biz köylüyüz, İleri atılımdan yanayız. İlaç, gübre, traktör... Ve sosyal adileti getir, üretimi gör.

1

Biz köylüyüz, En büyük düşmanımız yalandır. Geri dur, tek istismar etme bizi... Ne yalan söyle, ne oyalandır. Köyde susuz, şehirde aç gezenin, "Yokluk ... " deyip, dirliğini bozanın, Sazla, sözü konuşturan ozanın... Yarası sarılmalı, sarılmalıdır. . "İslam nedir?" deyip dinsizleşenden,

"Türklük nedir?" deyip soysuzlaşandan, "Namus nedir? " deyip köpekleşenden, Hesabı sorulmalı, sorulmalıdır. Yalancı cennetin o kızıl tacı, Tepeye tırmanan haçlının haçı, Satılmış hainin olanca gücü, Mutlak kırılmalı, kırılmalıdır.

18 Niaa.n 1967 so


IIODDTLU GEIJTOR

DERT BİR DEGİL Kİ! Ekmek ... Su; .. Işık ... Ve yüce dileğe varan yol. Dert bir değil kil Avuçlayıp "benim" diyecek bir toprak, Et ... Süt. .. Yumurta ... Sevecek bir kadın ve üç beş çocuk. Nasırlı ellerin, yaşlı gözlerin mükafatı ... Dert bir değil kil Aşka tutsak, mutluluğa hasret çekenler... Apartmanlar, taksiler, düşüncesiz uykular. Dert bir deOil ki! Ağlayanlar... Bekleyenler... Sahipsiz ölüler ... Unutulmuş diriler... Dert bir değil kil Bu kördüğümü bir kaç kelimeyle çözmek haal Nerdeee? üç beş günlük değil bu curcuna. On yıl, yirmi yıl, otuz yıl, üç yüz

yıl ...

Taksit taksit yılları sürükledi ardından. Dert bir değil

ki!

Bir şeyler mi bekliyorsun yoksa, Senden çok kendini düşünenlei:den? Bekleme boşuna, Ocağımız yeniden yandı, yanacak... Gel bütün karanlıklar aydınlanacak.

21 Mart 1974 sı


tMAMOCLU

KADER MABKÜMLJUUNIN TÜRKÖSÖ

Arzularım

gerçek

olmadı

diye,

Sızlanıp, sızlanıp küsme ey gönül lzdıraplı

günler do1tnadı

diye...

Yarınlardan umut kesme ey gönül.

Kader, kaza deyip düştük buraya, Düşürme Allah'ım daha düşürme. Dertlerimi bir bir koydum sıraya, Düşürme Allah'ım daha düşürme. Gençliğim ortada heba oluyor, Umutlarım sararıyor, soluyor, Gönlüm daralıyor, Parçalanıyor, Düşürme Allah'ım daha düşürme.

Yarimden yavrumdan ayırıyorlar, Varlıklı olanı kayırıyorlar, "Yeter" desem tutup hücreye korlar,

Ş

Düşürme Allah'ım daha dü ürme.

52


BOO:URTLAR OEIJYOR Geceyi gündüzü sayamaz oldum, Kapandı kulağırn duyarnaz oldum, Küflenrniş ekmeği yiyernez oldum, Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Otuz kişi bir koğuşta yatarız, Baterin beleri daha beteriz, Garn çölünde yanı.k yanık tüteriz, Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Yetmiş santim rarıza bir adam boyu, Bilernedik ne olacak gün boyu, Usulünce verernedik bir oyu, Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Erkan, ülser ile kıvranır döner, Hilmi Ozan'ın da rnidesi kanar, Hastalık kol gezer, arzular söner, Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Bastık bağrırnıza kuru ayazı, Rornatizrnaya da kaptırdık dizi, Ah ile vah ile iniettik sazı, . Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Fareden, sinekten canırnız yandı, Kışırnız yazırnız boşuna yandı, Bıçak geldi ta kemiğe dayandı, Düşürme Allah'ırn daha düşürme. Görüşeüro gelmiyor, halim soran yok, Kanayan yararnı açıp gören yok, İnsansın deyip de bir hak veren yok, Düşürme Allah'ırn daha düşürme.


iMAMOOLU Derdimi herkese açamıyorum, Mutluluk şerb�tin içemiyorum, TellerdEm öteye geçemiyorum, Düşürme Allah'ım daha düşürme. Hürriyet diyerek gezmek istedim, Şeytaıun başııu ezmek istedim, Dileğimi sana yazmak istidim, Düşürme Allah'ım daha düşürme.

Yetmiş kişiydik biz kader mahkumu, Zehir

mi

içerelik bilmem ki, su mu?

İslah olacaksak usulu bu mu? Düşürme Allah'ım daha düşürme.

1

Vatan, millet, namus özümüz bizim, Hürriyeti arar gözümüz bizim, Yalıuz sana geçer nazımız bizim, Düşürme Allah'ım daha düşürme. işkencenin kin, faydası neye? Burda dqndük, deliye divaneye, "Modern mf)zar" denen hapishaneye, Düşürme Allah'ım daha düşürme.

imamoğlu! gel de derdimize yan, Çileye ortak ol, acıya dayan, Binlerce insan var, yaıup ağlayan ... Düşürme Allah'ım daha düşürme.

5 Baziran 1978 54


BOZKURTLAR GELİTOR

TESADÜFLEKE UMUT BAGLAMAK

Mahşeri düşünmeden ağlayanlar, Çatlak sesiere karışır, sulanır. Tesadüfiere umut bağlayanlar... Karıl_dıkça, karıldıkça bulanır. Mert tutup namertliği benimsemez, Koçyiğitler meydanlarda bilenir. Kimse çıkıp "ayrarum ekşi" demez, Denenir, sınanır ve irdelenir. ·

Tanrı sırrı kainatta ne varsa hepsi, Güzelliklerle sarılır, belenir. Yenilikler saklı olan hayatta... Canlar şevkle, neş'eyle· tazelenir.

28 Eylül 1977 55


lMAMoOLU

1

KARTAL YUVASI

Avukat Murat Toker'e

Karakışın soğuğu... Kurşun gibi işlemiş iliklerine. Gece gündüz ve yıllar yılı. Pekmezin sıcaklığına inat Gene de Temmuz'da çözülürmüş buzları. Yavaş yavaş Ağustos'un onasına kadar. Mevsimlerde zaman: Kap kaç zamanı Ağzı var, dili yok; öyle bir yaratık ki Bu hikayenin kahramanı.

56


BOZKURTLAR GELiYOR Ne dudaklarında ruj, ne tırnaklannda oje, Ne fakirin sırtındaki refah... Ne villa hayatıru aksettiren proje... Ne hastanesinde doktor, ne sağlık ocağında ebe Bir oyun oynanmaktadır meydanlarınd!!, Adı: Körebe. Kimi "Fatih'in otağ kurduğu yer ... " Kimi, "Kartal yuvası... " demiş. Kimi, şair gibi coşarak, kükreyerek, Üstüne üstüne varıp haykırmış:

Sana, "bahtı kara.. :'derler doğru mu? Baykuşların sık sık öttüğü şehir. Kara taşlar dostun olmuş doğru mu? Yanık türkülerin tüttüğü şehir. Eğribel'in başı gene duman mı? Köyün yakacağı, tezek, saman mı? Gelen Şubat ayı, kışın yaman mı? Kötülerin kenar ittiği şehir. Sosyal refah için "köykent"in hani? Kıracı güldüren "su bend"in hani? Üveze, sineğe "tülbent"in hani? Yolların köşede bittiği şehir. İmamoğlu der

ki! doğacak

bir gün;

Çare arıyoruz, bir çare her gün ; Kavuşacak gene şöhrete bir gün Sevenlerin meşhur

ettiği şehir.

29 Ocak 1975 57


İMAMOÖLU

GECENİN SONU

Uykı,ılarım kaçtı gene bu gece, içimi bir acı sardı derinden. Aklımdan geçirdim binbir bilmece, Dertler sergiledim tazelerinden. Yüksek kayaları düz edemeden, Yürüdüm ardımda iz edemeden, Elim çabuk tutup tez edemeden, Mahrum kaldım gölgelikten, serinden. Kelkit yöresinde güttüğüm koyun, "Körebe"ydi yalruz bildiğim oyun. Tamzara altında içtiğim suyun, Maden fışkırırdı sanlci yerinden. Elektriği, suyu, modern okulu, Hani nerden geçer vilayet yolu? Devlet, arar durur yetim yoksulu... Düşündükçe yararn sızlar derinden. İmamoğlu "gene kükredi" densin, Bahtın kara Karahisar şenlensin, Sözün gitsin Ankara'da dinlensin, Beyler duysun, yer oynasın yerinden.

3 Nisan 1979 sa


BOZKVRTLU GELh'O�

KÖPRÜ BAŞI

Gurbette, bayramiarım sensiz geçer çok zaman; Kaderim, acıları sensiz içer çok zaman; Kapımı, benden beter biri açar çok zaman; Gelinkaya burcundan, bir el uzat sar beni.

Ömrümün genç kısmını gül kafesinde, Nisan yağmurlarıyla almış tutmuş. Sündüz'ün sümbüllü çay bahçesinde ... Arzularımı firenlemiş, avutmuş. En yüce hatıralar telli duvaklı... Kıy•da, köşede yetim, yoksul, dul. Unutmak ne mümkün özümüz saklı ... Unutulmaz, Mehmet Emin YURDAKUL. Kalenin dibindeki Karvansaray... Giil\düz güneş aydınlığı, gece ay. Baktım benim gibi kimsesiz, yetim... Nerde, eseriere sahip Servet'im.

29. Mayu 1978 59


IMAMOCLU

1

HAYAT

Kimi Allah için coşar şahlarur, Kimi çürük meyvadır dallarda. Bir öteki: Günü gün sevdasıyla ... Bitecektir, tükenecektir yollarda.

60


FELAKETNAME



BOZKURTLAR GELiYOR

ALMANYA

GEZİSİ

Geldim gördüm ilinizin halini, Ne baharı belli, ne yazı belli. . Anlattılar yolunu, yordamıru... Ne aşığı belli, ne sazı belli. Caddesini sakağını dolaştım, Tepeden, tarladan nice yol aştım, Meclisten meclise vardım ulaştım, Ne sohbeti belli, ne sözü belli. Esen rüzgarlara kaptırıvermiş, Eksiğin noksanla yaptırıvermiş, Doğruyu çiğneyip saptırıvermiş, Ne kulağı belli, ne gözü belli. 63


iMA.MOÖLU

Genç deyip bir hakkın verirler gence, Aynı telden çalar gelin görümce, El sürüp yokladım inceden ince . . . N e kabuğu belli, ne özü belli. Ne ekmek peşinde, ne de parada ... Bir güzel aşk için kaldım burada, Çile, çektim, çok süründüm arada ... Ne çamuru belli, ne tozu belli. ·

Çalışan bir yanar, yiyen bir yanar, Dinleyen bjr yanar, diyen bir yanar, Kimi dertli yanar, kimi dert yanar, Ne dumanı belli, ne közü belli. Sahte bakışiara aldanınam kanmam, Vefasız dostların adım anmam, Ebedi burada kalırım sanmam, Ne gerçeğ _ i belli, ne pozu belli. İmamoğlu! bir çare de bir çare, Gel, dolaşma ortalıkta avare, Bir hisse çıkardım kendime göre ... Ne kumaşı belli, ne bezi belli.

16 Şubat 1977

64


BOZKURTLJUl GELtfOR

FELAKETNAME

Anlatayım sen de söyle, Garip garip bakma öyle, Bu ne biçim iştir böyle? Kış bastınr gaz bulunmaz. Yanlış, sakat iş görünce, Düşünürüz ince ince. "Çare" diye dertlenince, Dert dökecek saz bulunmaz. Çevçeve yok pencerede, Vicdan azabı nerede? B' e ş kişilik tencerede, Çile pişer tuz bulunmaz. 65


"Ne var?" deme sakın bunda, Rüşvet, hile çarşısında, Pahalılık karşısında, Yürek yanar buz bulunmaz. Yalan olmuş sermayesi, Hırsianınca çınlar sesi, Tikler ile laf ebesi, Kefen sata.t, bez bulunmaz. İnatçıya ve arsıza, ;Özümü soyan hırsıza, Yol tıkayan uğursuza, Söylenecek söz bulunmaz. Omuz verip dayanırsak, Dostu düşmanı tarursak, Hep birlikte uyanırsak, Kapayacak göz bulunmaz. ·

Hastalar düştü döşeğe, İ mamoğlu sözün değe, inatçı kara eşeğe, Batıracak biz bulunmaz.

7 Temmuz 1978

66


BOZKURTLAR GELİYOR

SESLENİŞ

Duman sarmış EO'ribel'in başını, Yağmur mudur, dolu mudur, kar mıdır? Ey T�rk oğlu! kaldır _da bak başını, Başa baş mı, zarar mıdır, kir mıdır? Rüzgar wrur sallandırır yapraOı, Akın olur, basar geçer topraO'ı , Türk soyuna karşı sindirme a.;,, ... Yüze gülen öze düşman "yar" mıdır? Türkçülük ülküsüyle yilrüyenlere, ''Tutsak iller"ini arayanlara, Türklüğü cihanda koruyanlara ... Çamur atan, dil uzatan er midir? Hainler durmadan döndürür çarkın, "Türk" olmandır senin en büyük farkın, Allah "asker" demiş aslını "Türk'ün" ... Kulaklar paslı nu, gözler kör müdür? İmamoğlu!· yel kayadan ne alır? Güç Allah'tan, cesaret "soy"dan gelir. Tarih şahit, el bilir, cihan Türk'e ... Zindan mıdır, geniş midir, dar mıdır?

12 67

Ekim

1971


tMAMoCLU

SALGlN HASTALIK "Tedavisi olmayan hastalı..Jc, ihtiyarlığın dermansızlığıdır".

Hz. Muhammed

Fiyat belli pazarlığa durulmaz,

J İ yisi ne, kötüsü ne sorulmaz,

Yatak, yastık ölür gider dirilmez, Mide delik, testi delik, tas delik; Ya kalblerde, ya ruhlarda hastalık. Dil ağızda, göz parada, söz belde, Öz derinde, alcı selde, al gülde, Dizler tutmaz, baş koyacak.. diz elde, Kollar bağlı, güneş kızgın, baş yoluk; Ya kalblerde, ya ruhlarda hastalık. Boynuzlanmş boz ineğin danası, Saliantıda düşüncenin binası, Sütten düşmüş çocukların anası, Bünye zayıf, kan uyuşmuş üstelik; · Ya kalble,rde , ya ruhlarda hastalık. İ çinden de, dışından da bir renkli, Dün ile gün-birbirinden çok farklı, İ mamoğlu! Türk'e Türklük gerekli . . . Bu dilek ki , adreslere postalık; Ya kalplerde, ya ruhlarda hastalık.

4 Eylül 1972 68


IOZKURTLIUl GELİYOR

GÖKÇE ÇİÇEK!

·

Tarla çamur, Bahçe batak, Şu yıkık köprüden ... Geçebilecek misin? Çeşme uzak, Kuyu derin, Boz bulanık dereden... İçebilecek misin? Hava soğuk, Gök bulutlu, Arzu ettiğin gibi... Uçabilecek misin? Tutarlar, Atarlar, Derdini herkese ... Açabilecek misin?

9 Şubat 1971 69


lMAMOOLU

KÖPRÜ

ALTINDA

BİR ÇOCUK.

Köprü altında bir çocuk gördüm, Yaklaştım derdini sordum... Kırık kanatlı �uş gibi Niçin inleyip ağlıyorsun? Ak umutlara gebe . . . Yürekleri dağlıyrsun.

1

Konuş, anlat bakalım bir bir Ne kadar hatıran varsa eski, yeni . Terkettiğin diyariarda kim bilir... . Ne yaralı yürekler bekliyor seni. Sıcak barına.ktan, marnadan yana, Yaralısın, dertlisin, biliyorum. Çil�li gurbetin karanlığında sana.... Sabır ve cesaret diliyorum. Karanlıklar çare değil, ak umutlara, Gel, hadi tt>parlan sil yaşlarını. Tatlı hatıralarla anarak geçmişi Değiştir artık, değiştir bakışlarını.

24

70

Mayu 1967


BOZKURTLAR GEı.tYO� ÇOCUKLARlN HiKAYESi Ellerine, ayaklarına bak şu yavrunun Sulanmış yarasına, çapaklı gözlerine. Kendinden habersiz şaşkınların... İnci g·ibi manşetlik sözlerine. Ya sırtındakileri hayvan çulu sanki, O Bile değil kırk yarnalı. İsterseniz ona: Umutların dışa aksi demeli. Ya o çöplük! Çöplüğü oyun yeri yapmış kendine. Söyle ne arıyor binbir zahrnetle? Eyvah! çarnur mu yiyor ne? Ya öteki! ya �izrnetçinin kollarındakil Ey donuk bakışiımi işte babanın resmi amma Hangisi annen, bilir misin, tanır mısın? "Maviş"in gördüğü ilgi kadar, "Tekir"in sevimliliğine denk... Sana da gerek desern inanır mısın? Ya anasından, babasından habersizleri Kim bilir ne kadar saf ve temizler. Gözlerine bakan gözler yaşlanır, Seyredenler hayvan olsa, içlenir. Ey yarının umutları çocuklar! Halinizle nice _yürek taşladınız Kür Şad gibi, Hakan gibi, Afşın gibi... Mücadeleye, doğduğunuz günden başladınız.

15 Ağustos 1970 71


IM.AMOÖLU

UYKUDAN ÖNCE Oğuzhan Deminola'ya

Çok küçüksen eğer ... Sana seni anlatmak zor. Büyüyünce merak et, nasıl büyüdüğünü ... Görenlerden, bilenlerden sor. Ağlardın, gülerdin, yerdin, oynardın. Saldırırdın her şeye kalsa da, kalmasada. Yükseklere dikmiştin gözünü ... istediğin olsa da, o.lmasa da. 1 Kırıp döktüklerin, çekip söktüklerin...

Yeni masraflarla karşılanırdı çaresiz. Üzülmeden, hesabına yazılmadan ... Bütün hizmetlerden habersiz. Feda edilirdi esirgenmeden .. Emekler, dilekler dizi dizi. Yarınlara hazırlanırken, sen Hazırlamam için mutlu günlerimizi. "Anne" dediğin o cefakar kadın, Kimbilir ne zahmetlere katlandı, aç, susuz. En iyi dileklerle anılsın diye adın . . . Kimbilir kaç gece kaldı uykusuz. Bir hayat verildi sana, Sorıra tamamlandı işin. Karar zamanı gelince ... "Anne" deyip geçme, düşün. Anne, kutsal ocağın meş'alesidir. Anne bir milletin gerçek sesidir.

6 Ekim 1983 12


BOZKURTLAR GELIYOR

DAGITIM VE EGiTiM

"Başarılı bir milli siyaset için önce milli bir plan ve proğrama ve milli hedeDerin kesinlikle belir­

lenmesine ihtiyaç vardır. Bu plarun uygulanma­ sı; bilgi,

tecrübe, maharet kadar içten bir

milliyetçilik anlayışı ve milli şuurla olur". ProlDr. Hikmet TANYU

Cahilden aydına akıntı varsa, Ruhi bunalımlar, sıkıntı varsa, Sosyo-ekonomik yıkıntı ·varsa... Karneyle kuyrukla dağıtım olmaz; Paketle, postayla eğitim olmaz. Defteri var, kalem yoktur elinde, Beli tutmaz, kemer yoktur belinde, Sinek konar, bayram eder kelinde ... Karneyle, kuyrukla dağıtım olmaz; Pakatle, postayla eğitim olmaz. 73


Devletin adına toplansın hasat, Milli eğitimle, milli iktisat, Bekleme�e ele geçmez bu fırsat... Karneyle, kuyrukla dağıtım olmaz; Paketle, postayla eğitim olmaz. Felsefe tartışır, mantık kıyaslar, Kemiğe yapıştı kabaran kaslar, Birbirine girdi bayramlar yaslar. Karneyle, kuyrukla dağıtım olmaz; Paketle , postayla' eğitim olmaz. İmamoğlu! kulak versin sözüne, Parmak bastın şu gerçeğin özüne. Pembe, mor görünmez Hakk'ın gözüne ... Karneyle, kuyrukla dağıtım olmaz. Paketle ,postayla eğitim olmaz.

14 Ocak 1975

74


BOZKURTLAR GELlYOR

FABRiKA

MI

DEDiN ?

Fabrika mı dedin? İ şte ben orada çalışıyorum. Gece-gündüz, vardiya usıllü. Umut ışığına çevrili gözlerle . . . Aşk dolu, arzu dolu, düşüncelerim parlak. Fabrika mı dedin? İşte ben orada çalışıyorum Fikrimle, bedenimle bütünleşerek; Dişimle, tırnağımla ... Zehir kusan artıklarla pe{lçeleşerek. Fabrika mı dedin? İşte ben orada çalışıyorum gece-gündüz Görmeyen göz, duymayan kulak . . . Doğrusu "bordro mah.kılmları"yız. Üretim, tüketim... Anlamak bilmek zor. Maaş, üçret, pirim... Sen onları, bir bilene sor. Fabrika mı dedin? İ şte ben orada çalışıyorum.

24 75

Temmuz 1975


IMAMooı.u

TATLI CANLAR

/

Bizim köye bir bey düştü, At istedi yaya kaldı. Gün karardı, güneş aştı ... Çok bekledi, "aya" kaldı. Anlattık hep derdimizi, Gösterdik en merdimizi, "Ayıp" deyip yerdi bizi, Bu iş gayri "soy"a kaldı. Hazırlandık dinlemeye, Kulak verdik anlamaya, Bu göç neden Almanya'ya? Çit yırtıldı oya kaldı. Antika oldu fincanlar, Pahalandı patlıcanlar, Et isteyen tatlı canlar, ekmek ile suya kaldı.

ıs Ocak 1971 76


BOZKURTLD GELiYOR

SORGU-

Züğürt nasıl anılırmış? "Düş"te maden bulana sor. Köşe nasıl dönülürmüş? Birden zengin olana sor. ·

Güçlünündür aslan payı, Bak kimler döndü köşeyi. Eğlence ile neşeyi, Katılarak gülene sor. Dünyada olup biteni, Acıyı içe 'ltaru, Kırda bayırda yatanı ... Gel, doğmadan ölene sor. Düşme düşman peşine, Yanma elin ateşine. Bela gelmeden başına... Davran da bir bilene sor.

26 Mart 1975 71


tMAMOOLV

BAŞTAN SONA

Alınteri, göz nilru, beden gücü ... Seni yirmi yedi yıl kovaladım. Ö lüm arkada, sen önümde ve ben; Hedefe yaklaşıyoruro adım adım.

/

Bu gün benim yaş günüm. Bilmem niçin üzgünüm? Kasdedip tatlı uy.kuya, "Ağlama yavrum" diye ... Göğsümü okşayan elleri arıyorum şimdi. Ninni söyleyen dilleri arıyorum şimdi. Bu gün benim yaş günüm. Ağlıyorum... Ağl'asam da yok o eski ağlamalar; O geçen günler o eski hatıralar. Bu gün benim yaş günüm. Hayatınıdan kopmuş günleri, Unutmak bilmeyen hatıraları.. Onları arıyorum, onları anıyorum. Ey su gibi akıp giden seneleri Kimbilir aranızda neler kaybettim neler?

15 Ağuato• 1967 ·78


BOZKURTLAR GELiYOR

UNUTMAK

-Bilal TürJc ve arkadaşlarına-

Kaç kere göz göze geldik gizliden, Ayrılıkan sizden ve Denizli'den. Gönüller beraber hep adım, adım ... Selam s!ze! sizi, unutamadım. Sevgi çiçekleri yetişsin kırda, Huzur getiriniz kuzuya, kurda, Bayrak gibi dalgalanın burçlarda, Selam size! sizi, unutamadım.

24 79

Niaaıı 1975


lMAMOOLU

/

. İNSANCA . YAŞAMAK İÇİN

Akın var sağlıklı insan ülkesinde. Nasırlı eller, Tutulmuş diller, Uzayan yollar . . . Akın var sağlıklı insanlar ülkesinde. Katları, çürükleri eliyoruz hey! Karanlıkları deliyoruz hey! İçimizde sönmeyen bir ateş El ele kol kola Gel, koş, kavuş ve birleş. ·

80


BOZKUilTLAR GELİYOR

Sözlerimiz erce, yüreğimiz çelikten Silkin ve kötülüklerden arın Haber ver arkadakilere Yollarını açtık mutlulukların. Her bahar, sen de açacaksın yeşereceksin Sen de seveceksin, sevileceksin Bütün engelleri kaldırıyoruz hey!

ı

Gönülleri aşk ile dalduruyoruz hey! Kölesi olmayacağız başkasının Boyun eğmeyeceğiz bir dilim ekmek için Emek-sermaye barışında Saygıyla anılacak alınterimiz Erenlere kar_şaca.k sevdiklerimiz. Çamura, çukura; batağa inat. .. Karanlık çıkmazl�, çok dar, Aşk, sevgi, muhabbet... Sana da gerek benimki kadar. Ele güne kalmadan, kul köle olmadan; Ne beriki, ne öteki için ... Her şey; :rür�'e göre, Türk tarafından, Türk için.

- 16

81

Baziran 1975


IMAMoCLU

YAKARIŞ

I

Yeni umutlarla bekleyenler var, Her saat kapıru yoklayanlar var, Derdini içinde saklayanlar var, Nizamı, tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağıru söndürmeyelim. Köyler ,kent olarak gelişmek ister, Yokluk, varlık ile buluşmak ister, Külfet, nimet ile bölüşmek ister, Nizamı, tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağıru söndürmeyelim. 82


BOZKURTLAR GELlYOR

Dirlik, birlik ile kurulacaksa, Bulanık akan su durulacaksa, Hedef, nokta ile vurulacaksa, Nizamı, tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağını söndürmeyelim . Vatanın cenneti dağlar öksüzdür, Tekniği özleyen bağlar ökşüzdür, Güvenliğe hasret sağlar öksüzdür, Nizamı, tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağını söndürmeyelim. Milli değerlere saldıranlar var, Gençliği ortadan kaldıranlar var, Yavruyu yuvada öldürenler var, Nizamı , tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağını söndürmeyelim. Yalvarır da İ mamoğlu , yalvarır, Ağaç büyür gövdesinden dal verir, Sevenler ki sevdiğine gül verir... Nizarnı , tersine döndürmeyelim; Türk'ün ocağını söndürmeyelim.

18 Nisan 1 967

83


tMAMOOLU

YAKARIŞ

ll

Öz vurdumda tutsak olduk zor üe, Kurtar bizi zalimle:rbı zulmünden. iDiiyoruz figcm üe zar üe ... Kurtar bizi zalimle:rbı zulmö.ııden. işçiyi sokağa döktü bezirgan, MemUJ'UJl esnafm hill perişan, İstemeyiz rüşvet üe töhret tan, Kurtar bizi zalimle:rbı zulmünden. Çocuğu okula &alamaz olduk, Baziııeye döviz bulamaz olduk, Gazı, tuzu, bezi alamaz olduk . Kurtar bizi zalimleriD zulmünden. .

84

·­


BOZKURTLAR GELiYOR.

Bir senede bini geçti ölümüz, Aklımız oynadı koptu kolumuz, Bağladılar, söylemiyor dilimiz, Kurtar bizi zalimlerin zulmündan. Sana doğru gene &ana yöneldik, Kavuşmak isterken yollarda kaldık, işkenceden, iftiradan bunaldık.. . Kurtar bizi zalimlerin zulmünden. Heqeyden haberin vardu bilirsin, Bu canı sen verdin gene sen alırsm, Dar günlerde bir çıkar yol bulursun, Kurtar bizi zalimlerin zulmünden. Camiyi ezansız bizi Kuiıı 'sız, Koyma&m çıkıp da üç bet imansız. Başımıza bela olmadan clinsiz... Kurtar bizf zalimlerin zulmünden. Ağlar İmamoğlu, ağlar dert lle, Bir sohbete hasret kaldık mert lle, Millet üe, bayrak üe ,yurt üe Kurtar bizi zalimlerin zulmünden. . . .

·

31

85

Aralık 1978


IMA.MOOLV

DALGALANMiK İÇİN

Dileklerim, arzu dolu gönülleri yoklar; Isianıvermiş teller ve duvaklarla -bayrak­ Dalgalanmak için . . . Rüzgarı bekler.

14 Kasım 1915 86


BEKLEYiŞ



BOZKURTLAR GEUYOR

VAROLUŞ KAVGASI

"Tiiı'.k btrUğiaiıa, btr giia .laaJd.kjt olacajıu ilu ­ DJDJ vardu. Bea görmeNlll bile gözleriııU bu düayaya oaWI rii yaJan içiade .lrapayacağ1111 " PJ'oi. Dr. EMt Malull ut BOZKVRr

Yatağını düzlemiş kabaran dere, Yayılarak gider çorak illere. Bu seferki unutulmuş yerlere . . . Çıkış yollarını açanlardanız, Karanlığa ışık saçanlardanız.Belirir yamaçlar düzlük ardında, Kimi hürdür, kimi tutsak yurdunda, Kimi toprak, kimi ekmek derdinde . . . Kabarıp kabarıp taşanlardanız, Engelleri yıkıp aşanlardanız. 89


tMAMOCLU o

Yeni ufuldara giden yollarda, Al bayrak salınır çelik kollarda, Şimşek gözler sınır karakollarda.. Atiye umutla bakanlardaruz. Altay'dan Tuna'ya alcanlardanız. Ne soysuz ne dinsiz öz olmaz bize, Özüne yan balcan göz olmaz bize, Karada denizde söz olmaz bize ... Kötüyü ayırıp seçenlerdeniz, Yarışıp, yarışıp geçenlerdeniz. İ mamoğlul haykır dileğin olur, Bir akın üstüne bin akır olur, Kıbrıs'da Kerkük'te ... Bi.. gün kurtulur "Allah, Allah" deyip coşanlardaruz, Çağlar üzerinden aşanlardanız.

5 Şubat 1970

90


BODUilTLJUl GELbOR

BEKLEYiŞ

Uzaklaş, esaret zincirinden kurtularak; Yaklaş, kendine bir ülküdaş bularak. ·

Vatan benim, millet benim, can benim, Hava benim, güneş benim, kan benim, Sana insan gözüyle bakan benim ... Yeni hayat seni bekler durma geli Ah, vah edip dizlerine vurma geli İnandım, iman ettim, engel aştım, Yoksulluk içinde kabardım taştım, İ stiklal aşkıyla Ha.kk'a eriştim... Yeni hayat seni bekler durma geli Ah vah edip dizlerine vurma geli 91


tMAMOCLU

Fırsatçılar bir art niyet gütmesin, Kutsal ocağında baykuş ötmesin, Arzular dilekler boşa gitmesin. . . Yeni hayat senf bekler durma geli Ah , vah edip dizlerine vurma gel! Hak yolunda esirgernem sözümü, . Sarsılmaz bir sevda sarmış özümü, Karanlık yollarda koyma gözümü, Yeni hayat seni bekler durma geli Ah , vah edip dizlerine vurma geli Anlattım halleri telli saz ile, Yaklaşırsan endişeyle, naz ile, Çağırırım gene bin niyaz ile, Yeni hayat seni bekler durma gel. Ah , vah edip dizlerine vurma geli

6 Kasım 1983

92


BOZKURTLJUl GEIJTOR

MİLLI BİRLİGE ÇAGRJ -

-Tark gençliğine ithal-

Milli marş çahnsın, saflar dizilsin; Koş gel birleşelim Allah aşkına. Duymayanlar• duysun, bilmeyen bilsin; Koş gel birleşelim Allah aşkına. En büyük :nıenfaat, en büyük servet, Korkusuz bir hayat, güçlü bir devlet, Uğruna çıkar yol aranıyorsa . . . Koş gel birleşelim Allah aşkına. Zarardan, ziyandan kaçıp uzaklaş, Milli hedeflere doğru koş yaklaş. "Gene sendeleyip düşerim" dem·e... Koş gel birlişelim Allah aşkına 93


iMAMOCLU

. Allah, vatan, ·namus, ekmek diyerek, Huzurlu güvenli yaşamak gerek. "Bahtımız karalı" deyip düşünme ... Koş gel bitleşilim Allah aşkına. Sizin için nice başlar verildi, Biri öldü bin tanesi dirildi, . "Belki yarulırım, şaşarım" deme ... Koş gel birleşelim Allah aşkına. Kahbe düşman senden baskın çıkmadan, Varlığını, benliğini yıkmadan; "Her gecenin gündüzü var" diyerek ... Koş gel birleşelim Allah aşkına. Boş vaadler ile avunmamalı, Zaman müsaitkan dövünmemeli, Dipsiz karanlığı savunmamalı, Koş gel birleşelim Allah aşkına, Tez düşün, karar ver ve yaklaşalım, Er meydanlarında kucaklaşalım, Karanlıkları yırtarak, aşarak ... Koş gel birleşelim Allah aşkına.

19 Mayıs 1982

94


BOZIUJJlTLAR GELIYn•

SEVEBiLMEK

"Sevmek, şetıcat duymak, bir hususta şuur ve ka­ naat sahibi olabilmek için hakJdyle bilmek o şe­ yi yakından tammak gerekir" , ProlDr. Mehmet ERÖZ

Seninle boy atıp, filiz filiz... Hakikat burcuna değebilmeliyim. "Ebediyyen" diyerek ellerimle ... Uzanıp ellerine değebilmeliyim. Ufukta sabah akşam, Seninli kayb?lup, seninle doğabümeliyim. Bülbül ağlamış dalında, gül için Ben dalgaların okşadığı kıyılar gibi Bakışlarınla serinlemeli ... "Herşeyimle " diyen sözlerinle doyabilmeliyim. Ekmek acıkanların hakkı Suyu susayanlar içsinler. Ben, hor görülen insanlar diyarında -insanları­ aşkınla yüklenerek. . . Ö lünceye kadar sevebilmeliyim. Ve "sevenler ölmez" diyerek ... Bilerek ölebilmeliyim.

23 Ha.z.lran 1971


IMAMOCLU

AYRIK OTLARI

Bu sefer; köyden, kentten, okuldan, Fabrikadan başlayacak hazırlığımız Pür ve mutlu ... Aşk ile insanca yaşamak için İşleyeceğiz karış karış yeniden Karılmış, karılma�ış toprağı. Temizleyeceğiz ayrı.k otlarıru bir bir Tırnaklarımızla sökeceğiz bahçeyi bağı. ·

Ekip, biçeceğiz dört mevsim her köşede Emek sermaye barış�rulacak Hak'ça. Herkese iş, herkese aş, herkese eş. . . Koş, gel, kavuş ve birleş. Kalkınmada bizim de yerimiz olacak ... Büyük Türkiye nasırlı ellerimizle kurulacak.

16 Mart 1975 96


BOZKU'RTLJUl GEIJYOR

SEVİNÇ GÖZYAŞLARI

Mensubu bulunduğu milletin mutlu yarınları için her türlü fedakarlı�a katlanan, ölümden ürkme· yen, ızdıraptan yılmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan ülkücü insan tarihi görevinde başarısızlı�a uğramaz. O insanı her iki cihanda da aydınlılc gün­ ler beklemektedir.

Bu ağlayış, Bu damlalar aa nereden? Belki de ... Sonbahar rüzğarının doktüğü, Sararmış yapraklardan aldı ilhamını . Eğil bak, Benimki öyle değil. Denizierin enginliği... Göklerin maviliği gizli içimde. Zaman gibi... Gerçek ve sürekli düşüncelerim. Bu ağlayış, Bu damlalar da nereden? Belki de . . . İnsanların Il)Utluluğuna giden kervanla.:. Karanlığı aydınlatanların naralarından.

ıs

97

Şubat 1975


IMAMOÖLU

ÇOCUK BAHÇESi

-Mehmet ÖıiJEMIR 'e iıJıal-

Tohum attım toprağa göz, göz; Yüreğimde umutlar uzay r'nekiği gibi... Yeşilden maviliğe. Patlayacak tohumlar, Rahmetle . . . Boy atacak tomurcuklar . . . Büyüdükçe çocuklar.

Parklarda seyrettim, neş'esini çocukların; Ve onlar

ki

bir parçasıdır mutluluklann.

Park yapın, bahçe yapın, kulak verip sesine . . . Binlerce tqekkür, bir çocuk bahçesine.

ll Maıt ı• .88


aouva'I'Lilll oEIJToa

MİLLI ŞUUR UY.ANIKLICI

"Milli fUUIUn uyanık olduOU

yerlerde, . yabancı unsur 1ann borusu öunez .. Milli fllUIUD uyanık olduQıı yer­ lerde ,millet yabancıyı ken dinden saymu, Millf fUUl bir lflktır. Yurdu aydınla. .

·

tır ve gizli köşelere Iradaı

sinmit olan bütün akreple­ açıOa çıkararak karan­

ri

lıkta it görmelerine engel olur". ATSIZ

Hikaye olu.ı belki, belki de rna8a1 Tecrübelere bağladık hayatı . . . Aldatmadı, aldatamadı

Ne cennete anahtar, ne çingenedeki fal.

Biz olayiann önünde

...

Ha.kikltleri koştururuz Hakikiller koşar peşimizc:len.

99


lMAMOOLU

Zehire panzehir, anarşiye huzur . . . Topluma canlılık getirmek için İman, azim, cesaret... Fedakarlık ister aşıİnıZdan, işimizden. Prensip sahibiyiz, Töreye saygılıyız, Her zaman ilerdeyiz. Yoksulluk sefalet kaderiiııiz değlidir, Kim derse ki"düşmüşüz"tut elinden ve kaldır. Köy, kent, fabrika, okul, Düşün, düşünenleri bul. . Toplumda• parolamız ... Derde derman, yurdakul. Ağrı'daki Pembe'nin, Dudağındaki hece: Ülkü'deki kara sevda, Aslı'nınkinden yüce. Üzerine varıyoruz ... Çileyi boğarcasına. Güçleniy�ruz hergün... Yeniden doğarcasına. Ecdada müjdeyi melekler versin, Uğrunda öldüğün nesil ölmedi desin.

30

100

Ağustos 1975


BOZKURTLAR GELIYOR

SiNAN'IN AŞKI

Muratbağ'ın köy meydanında, "Meydan Çeşmesi" varmış. Meleşenler, dertleşenler ordan içermiş... Aşıklar içlerini, Meydan Çeşmesi'ne dökermiş. Ya.vuklusu gelmeyince Sinan'ın Otururmuş. kenarına çeşmenin. Yanık türkülerle süsleyerek geceyi. . . Düşünürmüş ş u garip bilmeceyi. � "Niyazi' yi hiç yüzünden vurdular. Yusuf'u aşkı için sardılar; Suna'nın karnından çocuğunu aldılar... Kaçacak mısın ... Kaçacak mısın?" Sinan, korku çemberini yararak, "Düşmansız yiğit olmaz" diyerek; Değneğini çenesine dayarmış... Çeşme başında ölenleri sayarmış. "Sinan!" demişler bir gün, "Hazır ol başladı wrgun". 101


IMAMOOLV

Rüzgar esmiş, durnan yürürnüş; Düşmanın gözünü kan bürürnüş. Sinan, ''çıkacak bir can ... " demiş o gece, Kendiliğinden çözülmüş bilrnece.

Çakı ile ismini yazmış taşına, Bir mektup koymuş çeşme başına. "Cephede olurum, yarın sabaha; Emanet ettim yavuldumu Allah'a . . . Kurtlar gibi, hedeflere saldmp, Düşmanı ilk hamlede yıldınp, Hak diyerek Allah 'a tapmışlar; Ufukları bayrağa burç yapmışlar. Sinan'ın mektubu köyde okunrnuş, İpekten al bayraklar, dokunmuş. Ninelerin ağzından, şu ağıtlar dökülmüş: "Darnlalar ardından seller akacak, Ufuklara bayrağı kimler dikecek?" Sohbette duydum ki Sinan'ı anlatırlar, O'na layık bayraktar lazım derler.

18 Mart 1972

1 02


BOZKURTLU GELITOR

19 MAYIS

"Şimdi artık kaybolan bu kadar zamandan ve çe­ kilen bu kadar acıdan sonra, hiç olmazsa bir tek _ nokta Türkçülük için Jıalledilmiş sayılnıalı: Bir ül­ kü mücadelesinde esaslı netice almak için, taviz vermeden savaşmak, en iyi yoldur. Daha do�u­ su tek yol budur". Avukat lsnıet TOMTÜRK

Dik baş, tok karın, mutlu yarın... Her 1 9 Mayıs bayram sevinciyle ... Bayramını kutlayacağız mutlulukların. Per perişan, sersefil ... Köle gibi sürünmeyeceksin el kapılarında Çiieli günler son bulucak Emek-para-proğram-he�ef... Ve en güçlü filtiİ senin olacak. 103


Dik baş, tok karın, mutlu yarın . . . Bayramını kutlayacağız mutlulukların.

·

Ellerini açınca, Allah'a, kaygusuz kuşgusuz Hür ve bağımsız şükredeceksin. Yeri geldikçe Olayların üstüne çekeceksin düşünceleri Aldanmadan . . . Aldatılmadan "Sen-ben kavgası" başlatılmadan. Yeni hatıralarla buluşacağız 'her 1 9 Mayıs Ve kavuşacaksın gerçek değerine . Parklar . . . Bahçeler . . . Meydanlar . . . Yine dönecek "bayram yeri"ne. Şehitlerimiz seyredecekler bizi, . Görecekler halka halka kenetlendiğimizi.

19

1 04

Mayıs

1981


BOZKURTLAR GELIYOR

GENÇ ARKADAŞ

Muhabbet şerbetini, i çelim gene doldur. Hakk'a varan yolumuz . ... i Şte "üçüncü yol"dur. Hak yolunda yürünecek, Hilal önde görünecek, Yol boyunca geri kalan... Miskinlikten arınacak. Üzülerek, çekme tasa, Ağıtlarla düşme yasa. İşiniz aramak ise ... Yeni hayat arzu dolu. Taviz verme özünden Sözümüz tuzak· değil. Aşkı mutlak tadacaksın... Mutluluk uzak dEtğil.

16 Kum 1983 l OS


FAK FUN FON

Alacaklıyım diye övünme, Borçlular bümesin aranclığuıı. Yere çal miskinliği, yoksulluğu ... Kaderine ağıt yakıp dövünme. İmam .Abc:lullah ' uı bakkal dükkanı, Hastane meyda.nuıda bir umut. Fak fwı fon da ne? ivüettinne fonu: Bir kqık pekmez, iki avuç dut.

10 Haziran 1987 1 06


BOZKURTLAR OEIJTOR

TEŞHiS

Dernil sıcak dövülür, Ağaç yaşken eğilir. Bir kişi ki övülür, Özüne ters gelmeyince. Arayan mutlak bulur, Kimde var, kim ne bilir? Hep tuttuğun hamsi olur, Derinlere dalmayınca. Miskin olup da ağlama, Hak yolcusunu eğleme, İftiraya bel bağlama, Gerçek sana gelmeyince , Bilindiğini kızak sanma, Doğru sözü tuzak sanma, Mutluluğu uzak sanma, Bir art niyet olmayınca. İmarnoğlul özün söyle, Yakınmasın dostlar öyle N'olur biraz sabır eyle , Can çıkar mı ölmeyince?

16 107

Baziran 1971


REÇETE

Türk-İslam kaynağından besienetim kil Kızgın çölde bitip, yanmasm gönül. Türk-İslAm kaynağından beslanelim kil Huzuru, bunalım sanmasın gönül. Yoksulluk, bitkinlik içinde durup, Cehaletin batağında kavrulup, Toplumda acıldı tablolar görüp, Deli divaneye dönmesin gönül. Çalış, uğraş üretici desinler, Emeğinin karşılığını versinler, Örnek ol kil seni örnek alsınlar, Savrula savrula sönmesin gönül. Yaptığının minisını iyi bil, Aklını çelen düşünceleri sil. Yüzden b�ma biraz temele eğil, Düşman ateşine yanmasın gönül. İmamoğlu ; lU v• g'Oilca Qiılle re, "Neme lizım" deme bak şu hallere. Bakıp, çağlayanlar ile sellere ... Şaşıp, şaşkınlaşıp sininesin gönül.

14 Ağuto. 1978 108


BOZilVRTL.U GELiYOR

DAVETiYE

İ man tazeleyerek.. Şüpheleri eleyerek gel! Bilenlerle buluşup ... Karanlıkları del. Çok tanrılı çağlarda Biz tek Albih'a taptık. Işık saçıp çevreye İnsanı, insan yaptık. Nice canlar vermek için Canlıların kaniarına Kavuşmak arzusu -Türk'ün­ Milli imkanlarına. Duyurduk biz herkese Söyledik bitecek tasa Gafillere gülen -yasa­ Kalmayacak yanlarına. Yetişelim filiz filiz Büyük olsun arkada iz Yaklaşırken hedefe biz Müjde! müjdeler yarına.

10

109

Eylül 1975


IMAMOOLU

ÖNCE VATAN

-TürJr askerine ithal-

damarımda kayruyor kanım, feda.dır carum,. Duysun .kardeş, bacı, çocuk ve �··· Türk'üm

Vatarun uğruna

Karada, denizde, yüzde söz Türk'ün; Kıyıda, köşede, gözde söz Türk'ün.

Milletin emrinde görev almışız, Tepeler üstünde mevzilenmişiz, Düşmanı tanmuş, hem bilennıişiz . . . Karada, denizde, yüzde söz Türk'ün; ·

IJyıda, köşede, gözde söz Türk'ün.

1 10


BOZKURTLAR GELlTOR Gece gündüz eğitime çıkarız, Belli hedeflere kurşun sıkarız, Engelleri çiğner, aşar, yıkanz. . . Karada, denizde , yüzde, söz Türk'ün; Kıyıda, köşede, gözde söz Türk'ün. Gözürn düşman arar, göğsürn ilerde, Hürriyetle eştir derınamın derde, Türk'ü diyeceğim vardığırn yerde. . . Karada, denizde, yüzde ı;Qz Türk'ün; Kıyıda, köşede , gözde söz Türk'ün. "Her şey vatan için" deyip çoşarız, Ölüm olsun seve seve koşarız, Ayranırnız kabarırsa taşarız ... Karada, denizde, yüzde söz Türk'ün; Kıyıda, köşede , gözde söz Türk'ün.

1� Eylöl 1977

lll


İMAMOOLU

TÜRK ÜLKÜSÜ

Haber saldık merdine, Yaz baharın aı·dına, D�rtlilerin derdine.�. Derman oldu ülkümüz. Cana yoldaş eş gibi, Güneşe kardeş gibi, Dört üstüne beş gibi Harman oldu ülkümüz. Gönüller açtı kucak, Yeniden yandı ocak, Dağıldı kıyı bucak ... Orman oldu ülkümüz. Gönüller bağlanıyor, Yürekler dağlaruyor, Son defa ağlarııyor. Ferman oldu ülkümüz.

6

l l2

Nisan 1975


BOZKURTIJlll GELITOK

BAREJ[ET

Ovada birik:riiş suyu gördün mü? Durgunluk orada başlayıp gider. Dağılmış saçları tel tel ördün mü? Yaşlı göz gülmeye başlayıp gider. Sıkılan yumraklar coşa geldi mi? Yiğit kükreyecek yaşa geldi mi? Yorulmuş kafalar taşageldi mi? Gölün ortasım taşlayıp gider. Kaç şehit, kaç gazi verdik davaya? Kardeştir hürriyet, havaya suya. Perde çekilince güneşe, aya. . . Muzaffer zaferi düşleyip gider. İmamoğlu! tükenrnez arzular sende, Gönüller şahlanır vatan aşkında, Genç kızlarım Gönül Harum Köşkü'nde . . . Sancağımı tel tel işleyip gider.

ıs 1 13

Mayu 1969


tMAMOOLU

· YtmÜYÜŞ

-

1

-

Teklerneden yürümek için yolda, Kuvvetli taşlar gerek temelde. Doğru yolun yolcuları, erkek ve dişilerdir;

Temrle eğilecek "ideal kişiler"dir.

Belki bu gün anlaşılmaz sözlerim, "Müjde" diyecek şafakları gözlerim. 1 14


BOUDTLU OELtfOR

-

II

-

Bitkinlik . Düşkünlük...Yorgunluk... Meseleleri takmış peşine .·

sürür. Bir kucak gizli sevda aşk denizinde . . . Dalga1arla kabanp kabanp köpürür. değil Kolay garn çölünden mutluluğa... Kararlı adımlarla "ideal kişiler" yürür. Bu korkunç dehşet kasırgasında zaferi . . .

Bilerek, inanarak yaşayanlar görür. '

1 15


ÇELİK YÜREKLER

Takside bağladık... Gazı,

tuzu,

kömürü. Seni bekler tepelanrnek için. . . Yoksulluk v e sömürü.

Yapıcı hizmetlerin varlığında, Öz ve milli değerler sergilenir. Çelik yürekler gönül birliğinde . . . Toplumcu düşüncelerle bilenir. Paramp�ça olup atma sen seni, Körletme tertemiz duygularını. İnanç adamlarına dök içini . . . Temizlesin bütün kaygularıru. Direnmek hakkındır kullan yerinde , E r meydanlarımız ıssız kalmasın. Teşvik et hakkım arayanları. . . Hakkın ö z sahibi sessiz kalmasın. Sahip çıkacaksın, "gelsin" diyerek; Üstüne varacaksın kükreyerek. Şeref, şerefsizliğe kapı açmaz. . . Büyük adam "hesaplaşmak"tan kaçmaz.

4 Ekim 1978 1 16


80DftTLA} GELiYOR

BEKLENEN ZAMAN

"Türkçillerin en büyük ııörevi Tüıldüğe hizmet tir. Bunun da baş şartlanndan biri, çevresinde bulunanlara Türklük sevgi

lini aşllamaktır

-

.••.

ATSIZ

Bizi yakan ataş nedir, bilinir "Ergenekon" olsun yolu bulunur Düşmanda hıncımız konmaz alınır, Sabrımız �onuna geldiği zaman .

Türk'ün oçaOı sönmez ocaktır, Hainin defteri katlanacaktır, Çağlar üzerinden allanacaktır, "Milli hedef' belli olduOu zaman

.

Türk ili'nde bağlı kalan eller ki, Solup giden açılmayan güller ki, Bayrak bayrak diyen nice diller ki, Canlanacak Halde'ın aldığı zaman .

12 1 11

Mayu

1972


IMAMoCLO

EMİR GÖNÖ

Fırtınacia borada, Bekliyoruz narnlularda, Gözlerimiz ufuklarda . . . Hedefiere akın olsun, Zaferimiz yakın olsun. "Rüzgar"ıyız serinlerin, Dalgıcıyız derinlerin, Sahibiyiz yarınların. . . Hedefiere akın olsun, Zaferimiz yakın olsun. Türkfük aşkıyla kavrulduk, Hak yol İslam' a sarıldık, Düşmanı bildik, tanıdık. . . Hedefiere akı n olsun, Zaferimiz yakın olsun.

13 TeiiUDaz 1969 1 18


BODDTLJUl GELtrOR

SEN İSTERSEN

Hangi mesele içinden çı.labn.iz Jci? Düşünsek, alclun.w yorsalc, gerçekten .lcurtulduJc d e m e k tir, . . . Zafere inaruyorsak.

Rüzgar vurur sana acımasızca Bazan Doğu'dan, Batı'dan bazan Bazan uzak illerden Ruhunu okşamak ister hazan , İnce ve tatlı dillerden. Kök salmışsın, dal atmışsın filiz filiz . Anayurt'tan. . . Ötükan'den beri. Bir özleyişle andığın yerlerde ... Meyvalarını şimdi toplayan başkalan. Sen istersen -yineDamarlarını okyanuslara salarsın Kayalık dağlar harman. . . Sibiryalar orman olur senin için.

27 Temmuz 1967 1 19


lMAMoCLU

YENİDEN

Çözülsün, dağların buzu çözülsün; Yiğitler geçmeye yol bulacaklar. Çözülsün, dağların buzu çözülsün; Ufuklar açmaya sel olacaklar. İnsanlık üstünde yüz karasıru, Tarayıp silmeye yel olacaklar, Hasan'ın sırtında ok yarasıru, Tarayıp silmeye el olacaklar. Adalet götürüp, hak dağıtmaya, Çöller anasında Nil olacaklar. Zulmün Zincirini kınp atmaya, Ağızlar içinde dil olacaklar. Kür Şad'lar sefere çağrıldığında, Hililler uğruna yel olacaklar. Zaferin müjdesi verildiğinde , Çekilen bayrağa dal olacaklar. Çözülsün, dağların buzu çözülsün, Yiğitler geçmeye yol bulacaklar. Düşenler nesiimin gönüllerinde . . . Bülbülün sevdiği gül olacaklar.

17 1 20

Mayıa

1970


BODUllTLA.R GELiYOR

KÖKBEYİNCE

Akılsız kafalara, Vurulmalıdırl Türk'ün kendi düzeni, Kurulmalıdır! Doğru sözler gül gibi, Derilmelidir! Hakk'a ç�kilen kılç, Kırılmalıdır! Hedefe ülkü ile, Varılmalıdır! Yara cılk olmadan, Sarılmalıdır! 12 ı


Art niyetler onay�. Serilmelidirl Her şey Türk'ün varlığına, Verilmelidiri Ahlikın temeline, Girilmelidir! Yiğit ölmeden ölüp, Dirilmelidir! Gönüller bağlanarak, Örülmelidir! Türk'e gönül verenler, Görlümelidirl Basıp geçilen yerler, Yarılmalıdır! Başlar yalnız Türk için, Yorulmalıdır!

..

ıs

1 22

Ocak 197i


BOZKURTLAR GELiYOR



BODURTLJlll GELiYOR

YENİ AKIN

Yağıya karşı ey Türk! Vualım, ercesine. Kurdun koyun sürüsü. . Görüp girercesine. Doı:;t elini uzattık, Karşılık vermezlerse ... Savaş var dü,man üe Yere serercesine . Temizlendik anndık , Zafer duasındayız. Kulluğumuz Bak için Hakk'a erercesine.

.

.

10 Nisan 1970 125


IMAMOCLV

BEP İLERi

Bir ok ki bağrım deler, Tıklım tıklımdı caddeler. Türk'ü söyleyen türküleri... Alev alev ülküleri arıyorum. Ve yürüyorum. Gün batımı ufukta -bekleyenlerin­ Ellerini uzattıklarııu görüyorum. Ve yürüyorum.

Ateş, kurşun,

su . . .

Bir yanda hüıriyet, bir yanda pusu. ·

Ne sağ,

ne sol,

ne geri. . . Daha canlı, daha çabuk, ileri! ...

14 Ocak 1971 126


.OUUilTLU GELIYOR

DEVLET

"Hiç bir düşünce, düşünce alaıunda JcaldıQı sü­ rece insan içiıi faydalı de�iJdir. KOCAKURT

Gelişerek büyüdülc, "Türk" adıyla doğuştan. Yürüdük kurmak için, "Devlet"i yeni baştan. Endişeniz olmasın, Hem işteR, hem de aştan. Mutlak çıbracağız, Ekmeğimizi taştan. Sağ olsun milletimiz Yaşasın "milli devlet" Hür olalım yeter ki Korkumuz yok savil§tan. ...

Z3 Mart

1 27

1975


IMAMOOLU

TORAN

-Esir Tür.lcler·e ithal-

Nakşettim zincirli hayalini kalbime, Can alıcı resimlerini albüme. Altına ismin1 yazdım okunaklı, Bir kaç satır ekledim dok.unaklı. Ben ıssız çö.de asırlık bir han, Sen tazeliğiııle ruhumu serinleten can. Aldığım ilhamın kaynağı sende, Sığdıramam tasvirini bir iki bende. Ateşli gömle !)e bürünse günlerim ... Hatıralanru andıkça serinlerim.

20 Mart 1971 1 28


BOZKUKTLU GELiYOR

DİRİLİŞ

Tatlı sohbet içine, Girmeye geldim. Önüne gerçekleri, Sermeye geldim. Nasırlanmış elini, Büklüm olmuş belini, Çocukların hilini, Sormaya geldim. Tarladaki sapıni, El değmemiş yapını, Elindeki ipini, Örmeye geldim. İçilecek suyunu, Sahnedeki oyunu, İneklerin boyunu, Sormaya geldim. 1 29


iMAMOOLU

Kanayan yararuzı, Çözülen berenizi, Gülrnek için törenizi, Sarmaya geldim. Üstünüzdeki ağı, Bataktaki sineği, Aranızdaki döneği, Dermeye geldim. Kurumuş defne dalı, Hiyleye uzanan kolu, Engel denilen salı, Kırmaya geldim. Aşkın sevdiği eyi, Çalışan köyün beyi, Eline malzemeyi, Vermeye geldim. isteyip gülrnek için, Yaşayıp ölmek iç_in, Edebi kalmak için ... DÜrmaya geldim. · _ İmamoğlul kim tına, Davamız köyden yana, Bir sevginin sırrına, Ermeye geldim.

22 Aralık 1972

1 30


BODRn.Aa GELIYOR

ZİRCİRLEil KilULACAK

Nizam. ve emniyet toplumda can gibi. Beklenen, istenen, aızulaı bu ya. Yükselrnek ve Yükseltmek ister gönlüm, Ne kadaı wrgunsam havaya suya. Ayran çanaO'ıyla şampanya sunulmamah. "Töıe"yi sergilayelim gördükleri yeter. Bize özlem duyanlaı gelsin -bizeBizden görünerek wrduldan yeter. İnsan sevgisiyle yanmakta özüm, Türk'ü söylüyorum, Türkçe'dir sözüm. Kıbns, Kerkük, Kınm, Kazan, Türkistan... Nerde bir Türk vaısa orada gözüm. Gece ile geçmeyecek bütün gün, Zincirler kırılacak mutlaka birgün. Bitecek aynlılc, bitecek sürgün... O zaman benirq de gülecek yüzüm.

18 NÜI&Ia 1975 131


IMAMOCLV

BOZKURTLAR GELiYOR

"Hazu ol

Jcuılu gilne " dendi, Gelenlerin, yüreği tunçtan, bilegi demirdendi.

Türk ilinde Türk'e aşık, Bozkurtlar, Türkçülük bayrağın açtı, gellyor. Gün görmemiş dertler, sarmaşıle yurtlar ... Türkçülük bayrağın açtı, geliyor. Tanrı buyruğudur Ata'nın sözü, Sönmeyen ateşle dağladık özü, Bizden olmayanın bizdeyse gözü ... Türkçülük bayrağın açtı, geliyor. Fırtınalar kucaklasa cihana, Hakkını verecek ırkımın kanı. Türk'çe seyrederek geçmişi, dünü ... Türkçülük bayrağın açtı, geliyor. Kıbrıs, Kerkük, Kırım yöresi ile, Düşen Kür Şadlar'ın karesi ile, Sarsılmaz ahlakı, töresi ile . . . Türkçülük bayrağın açtı, geliyor. İmamoğlu! durmayacak bu akın, Ülkülerle olur uzaklar yakın, Kurultay kararı yeni bir akın... Türkçülük bayrağın açu, geliyor.

22 Ocak 1972 1 32


BOZKURTLAR GELiYOR

ÖGRETMENİM

Şu toprağın kucağında, Gezelim seninle seninle. Hain varsa ocağında, Ezelim seninle seninle. Aklı şerre yoranları, Hakk'a pusu kuranları, Ö lü gibi duranları, Sezelim seninle seninle. Ne çimeni ne yoncayı, Ne kalıru ne inceyi, Gerçek dışı düşünceyi, Bozalım seninle seninle. Koynunda er yatan diye, Sahibini tutan diye, Bir ana ki vatan diye, Yazalım seninle ser.iul�. İ mamoğlu bu bir yarış, Kutlu olsun Hakk'a varış, Kördüğümü karış karış . . . Çözelim seninle seninle.

23 1 33

Mart 1975


iMAMOOLU

HUZUR VE GÜVEN

Düzenli bir yaşayış bekler -insan­ Sürün�ün diye dünyaya atılrnadı. Bir sürü insan yollarda -halbuki­ İ nsan "sürü" diye yaratılrnadı.

Narnerde boyun eğrne yiğidirn, Soysuzu dost edip sevrne yiğidirn, Rüşvet denizine girme yiğidirn, Girme gerçekleri herkes anlasın; Girme soysuzları millet tanısın. Akıl arınağındır Tanrı'dan kula, Akıl ile arayan nasibin bula, Dost elini uzat yetim, yoksula... Kula kulluk eden gafil uyansın; Çaresizler sıkı dursun dayansın. Helal ekmeğine hararnı katma, Az kazan çok kazan şükrü unutma, Mazlurna dost ol zalirni tutma... Zalimleri Allah ıslah eylesin: Mazlurnlara bH:az huzur göstersin.

8 Temmuz 1969 134


BOZKUilTLAR Gi:LtrOR

DAVA VE HEDEF

"Bizim davamız: Asırlaı:ca devam eden büyük Türk varlığırun yine asularca dpvamıru teminden ibarettir. Dr. Hasan Ferit CANSEVER ·

Umut var, biri yakın ve patlak verici; Umut var, biri uzak ve güvendirici. Hak ile hakk'a bağlı olarak yürüyeceğiz, Fikir yoksullarını "akıl"da sürüyeceğiz. Geceyi gündüze katarak Yarınlara akmaktayız. "Türk İli''ni daha güçlü ' 'Türkeli"ne bırakmaktayız. Başbuğların önünde, diz vuran kumandanlar ... Varılacak hedefin, Turan olduğun anlar.

26 Ağustos 1975 1 35


IMAMOÖLU

CAN ANADOLU

"Türk! Anadolu 'nun o burcusun ki Üstünde ecdadın gölgesi vardır! "

Mehmet Emin YURDAKUL

Senden ilham alıp "eşin yok" diyen, Ağızlar içinde dil Anadolu 'm. Şu dünyayı çoşku ile süsleyen . . . Gönül bahçenıizde gül Anadolu'm. Misk arnher kokulu yaban, yazılar, Kuşlai" başka öter; oynar, kuzular. Damla damla iner kaynaktan sular . . . Gür sesle baharda sel Anadolu'm. Muhabbet bağında şirin sözlerle, Cevherini vurgulayaı;L pozlarla, Eğribel'den esen o sert rüzgarla . . . Delmalisin bağrı m yel Anadolu 'm. 1 36


BOZKURTL.Alt GELiYOR

Umutlar tomllrcuk ve ince ince, Yen� bir gün için "haydi" deyince, Ağrı'nın başına güneş değince ... Sarp dağlar yiğide yol Anadolu'm. Kara dağlar sıra sıra dizilir, Eteğinde ovalarım süzülür, Güzelliğine methiyeler yazılır. . . Arzulanın sende bil Anadolu 'm. Varlığınla mutluluklar sağlanır, Hasretinle ne yürekler dağlanır, Sevenler ki gönül verip bağlanır . . . Cennet köşelerin pol Anadolu'm. Hanlar, sultanlar ki can verdi sana, Erenler, aşıklar şan verdi sana, Adsız kahramanlar kan verdi sana. . . Türk adınla yaşa, gül Anadolu'm. İ mamoğlu! Kaf dağının ardım, İ çinde sır gibi sakla derdini, Besle, büyüt, yiğidini, merdini... Serhat boylarına sal Anadolu'm.

1972

137


lMAMOOL1!

TARiBİN YAPRAKLARI

Beş bin yıllık tarihim, Bana, beni tanıtan . . . "Türk" dedik ad diyerek, Toprağı yaptık vatan ... •

·

Çevirsek tarihin yaı*aklarını, Baştan sona hatırlasak yeridir. Doğruyu aksettiren tarihimiz; Bütünüyle bir hayat tarih�dir. Kurulduğu günden beri ordumuz, Şeref ocağıdır savaşçıların. Tanrıkul Mete'nin disiplin ruhu, Daha iyi anlaşılacak yarın. Kutsal vatanın şen bekçileri, Kahraman ordumuzu bir analım. "Her şeyden vatan için" . . . Daha ileri Kararlı yürüyüp, duygulanalım. 1 38


BOZIUJltTLAR GELİYOR

Buhranlı anları atlatma.k- için, Üzerindeki gevşekliği indir. Zaferierin içindeki gizli sır; Bilgelik, itaat ve disiplindir. Ruhunu hürriyet çeşmesinde, Besleyerek, doyurarak kandır. Varlığını büyük ülkü uğruna; Feda edebilen büyük insandır. "Savaşa son" lokmasına kanmadan, Hep yenilemeliyiz kendimizi. Üstün iman ve eğitim sonucu: Murlak zafere götürecek bizi. Emir komuta zincirine bağlı, Asker, vatan müdafasında birdir. Askerlik, şahsi kaprislerden uzak; Fedakarlık, feragat mesleğidir. İmamoğlu! ordu-millet topyekün, �nül seferberliğine katılmalı. "Gök çökmedikçe, yer delinmedikçe ... " Destanlar, destanlar yaratılmalı.

26 Eylül 1977

139


tMAMOCLV

MİLLİ DEVLET - GÜÇLÜ İKTİDAR .

..

İki günü bir olan; saf dışında yandadır. Onun için hem kendi, hem toplum ziyandadır. "Düşün ve kendine dön" kötülükler arına; Türkçülük ülkü olsun, başka ülkü yerine. Vatanı aşk ile yeni baştan sar . . Canlansın, milli devlet - güçlü iktidar. .

17 Ocak 1975 1 40


Ä°HTARNAME



BOZB:UitTLJUl GELIYOR

SAVAŞ

VE

BARIŞ Insanın cemiyet içindedir yeri; Ayrıca, Allah 'a ulaşınalıdır eseri.

Kutlu yolda giden geri kalmasın, Hainler sevinip, düşman gülmesin, Canını sevenler cana gelmesin, Yumru·klar alınlarda karışımızdır. Üç kıta üstünde uçtuk yel gibi, Dereler içinde aktık sel gibi, Tarihi konuşturan: tatlı dil gibi, Adalet yolundaki yarışımızdır. Zafer müjdesini öze bildiren, Güçleri toplayıp şiha kaldıran, Gönülleri sevgi ile dolduran: Ha.kk'ın bahçesine girişimizdir. Türk için ağlayıp, Türk için gülen, Köylüyü "karne"den, "kuyruk"tan alan, İnsan emeğinin hakkını bilen: Milliyetçi-Toplumcu görüşümüzdür. Bir hamur yoğrulur vatan bağrında, Bir fidan büyüyor kökü derinde, Varlığımız, devlet-millet uğrunda, Son damla kanımız, kuruşumuzdur. İmamoğlu der ki yolumuz ırak, Türkçülük ülküsü temelde direk, Düşmanı ürküten aradaki fark: . T_arihin önünde duruşumuzdur.

26 Ocak 1974 1 43


iMAMOOLU

SELAM OLSUN

Yalancı memelerle beslenenler ki! Mutlaka sonunda yalancı olur. Özle· başka sözle başka seslenenler ki! Hakk'�n karşısında talancı olur. Bükülmez bilekler üst üste durup, Meydana yiğitler sertçe diz vurup, Türk milleti için başını verip . . . Erenlere selim olsun heey! "Nemelizııtı benim" diyen kişiye, Namusunu satan Soysuz dişiye, " Öldük, ağlayan yc;>k" diyen yaşhya, Soranlara selim olsun heeyl

\-

İmamoğlu! verdiğimiz Türk sözü, "Hayat kavgası"na ayırdık yazı, Daha güçlü olsun diye Türk özü ... Saranlara selim olsun heey!

29 Ekim 1971 144


BOZIIURTLAil GELIYOR

..

İHTARNAME

Çağalınca tehlike olacağımızı anladılar. Onun için uıiıusumuzu planiadılar.

·

·

Kurtuluşa giden yolda, Sonu belli coşkun selde, Milli Ülkü'yü temelde, Öldürenler unutmasıni ' Bilinmeyen diplerini, Dibi derin küplerini, Rüşvet ile ceplerini, Dolduranlar unutmasıni Ne beriden ne öteden, Buyruk aldık ta Ata'dan, Çingeneden, sosyeteden .. Dil derenler unutmasıni 1 45


tMAMOOLU

Dostça gülüp yüzümüze, Baş sallayıp sözüinüze, Arkamızdan özümüze .. Saldıranlar unutmasın. Eller konsun el üstüne, Su içilmez bal üstüne, Sırrı düşmanın dostuna, Bildirenler unutmasın. Acımaya görsün canı, Yerde kalmaz Türk'ün kanı, Etraftan bakan düşmanı. . Güldiirenler unutmasın. İ mamoğlu! Milli Düzen, Okuruz beş vakit ezarı, Türklük aleyhinde kazan... Kaldıranlar unutmasın.

ıs

1 46

Baziı-an 1974


BOZKUilTIJUl GEIJYOR

YENİ HAYAT . MARŞI Türk milleti korkmaa-n diyor, Ölüme yaş dökmem diyor, Hak yolunun yolcuları ... " El ağzına bakmam" diyor. Geliyoruz koşa, koşa, Kıyı bucak baş,tan, başa, Şam büyük Türk Ülküsü ... Türklük ile sen bin yaşa.

Dilden dile yürüyecek, Şu ciharu bürüyecek, Türk Ülküsü karşısında... Safsatalar çürüyecek.

·

Kıbrıs, Kerkük, Türkistan'ı, Kendine dön iyi taru. " Bizim" deyip saracağız... Yeni baştan bu vatıru. Mehmet kışı kışiarnıştır, Gökçen tuğu işlemiştir. Alancılar hazır olsun... Yeni akın başlamıştır. Güller açacak çağında, Bülbül ötecek bağında. Akıncıların gözleri. .. Komutanın parmağında. 3 1 47

Mayıs 1971


IMA.MOOLV

3 MAYIS GÜNÜ

- 3 Mayıs 'ta yürüyenlere-

Hep dirilmek için yeniden, Milli şuuru ayaklandır, sür. Çelik yaylarda ok, ok Hep gerilmek için yeniden, Yürü bugün: "Milli şuurun ayaklanma günüdür". Saldırılardan kurtarmakla vatanı, Yerinde memnun kılacaksın şehit atanı. Bırak işi, rütbeyi, ünü ... Yürü, dev adımlarla, 3 Mayıs günü. 1 48


BODuaTIJlll oELtroa

Aşk ateşini tutuştur, yandır, Uyuyan gönülleri uyandır. Yürü . . . "Hepinize sevgilerle coşkun selamlaı-1 Şehitlerimiz bile belki sizi selamlar. Içtiğimiz ızdıraplar size kınuzdır

Bu acilar ma.zimize selamımızdır".

... diyerek Yürü, dev adımlarla; coşarak, külaeyerek, Yürü, düşünürken zaferlerle süslü yarını, Yeni nesil yitirmesin parlak umutlarını. Dünkü gibi duyuralım tarihi sesimizi, Yine muzaffer olarak görsünler bizi. Yürü, dev adımlarla; sokak, meydan, çarşı, Yürü, gene savaşmak için; saldırganlara karşı. Yürü, dev adımlarla; çünkü bugün: 3 Mayıs'ta yürüyenleri anma günüdür.

Çünkü bugün! "Milli şuurun ayaklanma günüdür".

3 Mayıs 1975

1 49


IMAMOOLU

MİLLİ DÜŞÜNCE MARŞI

İnsan emeğine saygı duyanz, Külfeti; rumete ortak sayarız, Zulme baş kaldırır, karşı koyarız ... Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. Büyük devlet için aşınanlarla, Miziden atiye taşınanlarla, Temelde çözümü düşünenlerle ... Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. ·

Hak diyerek tek Tarırı'ya taparız, Sefaleti yıkıp, hamle yaparız, Hırsı, ihtirası çiğner teperiz . . . Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. Gönülleri ülkü· bağıyla ördük, Milleti, devleti, aşk ile sardık, . Çıkışa, " 0çüncü Yol"u gösterdik... Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. ı so


BOZKURTLAJt GEIJTOR

Bağımsızlık bizim karakterimiz, Yarını müjdeler ümitlerimiz, Türk insaru için alınterimiz... Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. Akıl kaynağımız, tabu yok bizde, Herkese gönlünce tapu yok bizde, Sömürüye açık kapu yok _bizde ... Bize, Milliyetçi-Toplum.cu derler. Ekmek ile suya kaldı aşıruz, Çıra.klıkta elli oldu yaşıruz, "Varoluş"u aramaksa işiniz... Bize, Milliyetçi-Toplumcu derler. Hakk'a giden ölü değil diridir, " İ nanmak ve yapmak" sözden beridiı;. Karar verin, zamarndır yeridir ... Bize , Milliyetçi-Toplumcu derler. Ülkü, iman humaruyla yoğrulduk, Miziye bakarak gün�e kavrulduk, Bir düşüş anında kalktık, doğrulduk. . . Bize, Milli�etçi-Toplumcu derler.

25 Kasım

ı sı

1974


IMAMOGLU

BAHTİYARLIK

Aşk ile sevelim, sevdiğimizi. . . Allah sevenlere darlık göstermez. Türk-İslam yaşamak da var -yalınız­ Servet ve refah bahtiyarlık vermez.

24 Ekim 1977 1 52


Ä°Z BIR.AK.ANL.AR



BOZKURTLAR GELiYOR

KAHRAMANLIK

.

Sömürüye baş kaldıran, Duygulan paylaşmaktır. Türk'ün hızını öldüren, Engelleri aşmaktır.

10 Niaaıı 1975 1 55


lMAMOCLU

yÜCE DiLEK

Selameti arıyorsan, bilale koşacaksın; İ man, ülkü, aşk ile her engeli aşacasın. •

Ateş yağmurunun altında bizi, Yüce dileğe götüren bir "sel"dir. Yüce dilek için eriyerek bitmek. . . Şuursuzca yaşamaktan güzeldir.

3 Mayıs 1972 1 56


BODURTLAil GELİl'OR

GÖNÜL SEFERBERLİGİ

Bannmaz gönlümiizde ne ihtiras, ne haset; Bütün varlığımızla vataıun olacağız. Sade insan değiliz, bu kaç kemik, buaz et; Destanlar yazatazak ebedi kalacağız. Engeller kınlacak, zehir olsa qımız; Çelikten birer kuqun her damla göz yqımız. Yazı yolda ölse de süah azkadqımız. . . Yüce clüeğe doğru gene kol &alacağız. Emir günü gelende, gideceğiz üeri; Kaynağunızda belli; uzağın yakın yeri. Yıldınmdan, şimtekten kopan gönül erleri . . . Ateşe atılacak, denize dalacağız. Gençliğimiz üstüne and içtik fedi olsun, Yeni şahlan�lazla, devletimiz güç bulsun Dostlara haber &aldık, isterse dlifman duysun . .. .Mukaddes vatan için can verip öleceğiz. Ülkümüz senden yana, dalgalan şanlı bayrak; Kapanacak mutlaka, aradaki büyük fazk. Her zaferin sonunda, bir bayram sabahında Ruhumuz dinlenecek, bahtiyar olacağız.

30

1 57

Ağustos 1974


i:MAMOOLU

A'l'SIZ KAHRAMAN Ülkürnüz, seninle dirilmiştir; Ve dünden, bu güne getirilmiştir.

Karanlık bir gece yaşıyerken biz Tuzaklar kurulmuştu sessiz sessiz Sanlmıştık kinlt:}, öfkeyle, kanla. . . Bir umut ışığı geldi heyacanla. Ülkü bayrağını aldı yanına, İ nançla fırladı er meydanına. Gerç�kleri önümüze sererek, Yeni yeni ufuklar göstererek . . . Miskinlik zincirin koparıp kırdı, Milli düşünceyi ayaklandırdı. Aklını "Türkçülük" adına yordu, Davanın zorluğunu biliyordu. And içip ortaya koydu başını, Yalnız bırakmadı gönüldaşıru. · Tipi . . . tırtına ... Engelleri aştı, Bir ord unun kuvvetiyle savaştı. Ruhunda yenilmez bir iman vardı, Bu sayıede büyük iŞler başardı, "Toprak ile mazi parçarnız" dedi, " Ölüm"ü; "bir hayat"diye gösterdi. Yaktığı meşale yine yanıyer, " Ülkü" deniz misali dalgalanıyor. Yolunda yürürüz nice zamandır... Atsız gönlümüzde bir kahramandır.

ll 1 58

Aralık 1977


BOZKURTLAR GELiYOR

ÖLÜME KOŞMAK

"Ey Türk!. . . Sen

Şarkın kınına girmeyen bir kılı­

cısın; dövüle dövüle tavlanır, vurula vurula kırı­ lırsın. Yine her parçandan bir kıvılcım, her

kıvılcımdaiJ bir şimşek çıkar. ham bir .kuvvetin, ebedi bir feyzin var, ey Türk! " Ahmet Hikmet MÜFTOOGLU

Alarak yanımıza kızgın "güneş"le, "ay"ı, Analım düşünerek gene Atsız Ata'yı. Bitkinliğe düşüp de kesilince nefesin, Aşığı olacaksın göğe yükselen sesin. "Ebedi mutluluğı.ın mirasıdır gelenler". Dedikçe güç verecek senden önce ölenler.

·

Direneceksin gene aşkla, şerefle, şanla, Dayanacaksın metanetle, kulak ver .dinle: Uğraşırun meyvesi "zafer"le büyüleqen, Şehitlik olacaktır ve alacaktır bizi. Ebedi yolculukta ardından koşup gelen, Duyuracak yeniden çağlayan sesimizi.

16 Şubat 1976 159


IMAMOOLU '

"'

İMAMOGLU!

I

Sana karşı olan soysuz ne anlar, ·Türklük ateşiyle dağlaıımadıkça. Seni siper alan dinsiz ne anlar, İslam ahlakına bağlanmadıkça.

9 Bazuan 1970 1 60


BOZKURTLilll GELİYOR

iMAMOGLU! ll

Gidişinin, içimde yarası derin, Hep aynası oldun güzelli.klerin. Gölgeni aradım havada, suda, Yürürken rastladım en doğru yolda. Yeni sabahlara gebeyse gecen, Mutluluğu müjdeliyor düşüncen. Sen uzamrken Tanrı'nın toprağına, Şahadetini yazdık, tarihin yaprağına. Yeni bir enerji bulduk yasmdan, Coşkuyla, çağlayan o gür sesinden. "Dünya Türklüğünün kederi" derdin, Kutsal davamıza kan va can verdin. Türkçülük savaşı, çınlayan sesin, Bütün Bozkurtlar'ın üzerindesin. Dileğimdir, Tanrı Türkü Korusun, Çağrım dinleyen Bozkurt yürüsün.

8 Bazil'a.n 1975 161


İMAMOOLU

ARİF NİHAT ASYA Ağlasın işıklar, ağlasın şiir, Ağlasın ardından yüz binler bir bir, Yeniden göklere yükseldi tekbir... Tekbir dili Arif Nihat Asya'dır. KÖy ile kent ile, şehir dillendi, Kıyı bucak kalemiyle şenlendi, "Saksı" çiçeklendi, bahçe güllendi, Hakk'ın gülü, Arif Nihat Asya'dır . . 1

Özünü söyledi, özü konuştu, Gerçeği haykırdı, öze daruştı, Biri duydu, duyan yüze dönüştü, Hakk'ın seli, Arif Nihat Asya'dır. Atiye uzanmak için hızımın, Delikurt Yıldırım, Gökçen kızının, ''Savaşın kartah' ' ay-yıldızımın, Esen yeli, Arif Nihat Asya'dır. Ö nüme -rekilen engel sökülsün, Ö züme saldıran eller bükülsün, "Murat benden doğar,bana dökülsün" Desem; dili, Arif Nihat Asya'dır. İ mamoğlul üstadının yolundan, Gönül tatsın sohbetinden, bahndan, Eller tutsun ariflerin dalından. . . Hakk'ın dalı, Arif Nihat Asya'dır.

7 Ocak 1975 162


IOZKVIlTLAJl GELIYOR

NEJDET SANÇAR "Nejdet Sançar ôidü de­ ·melc, TiJrlcçiUUk cephesi en iyi savaşan ttJmenirJ kaybetti demelctir. Bu boşluğu ve ön saltalciJerin yıpranmışlığm­ dan doğan açığı .ikinci,iJçiin­ cü sır.ıda hedefe doğru yı1zir yenler dolduracak, yilrüyü­ şe bir an bile ara verilmeye­ cektir. Gerçek insan için hayat, savaştır. Biz bu dünyaya hay­ vanlar gibi zevketmeye de­ ğil,birgörev yapmaya geldilc. Bu g&ev dirliğimiz boyunca, son günümüze ve gücümü­ ze kadar sürecek TürkçülilJc savaşıdır. Ölenleri topr-ik a- . , nanın kucağına tarihin şeref yaprağına,Tann 'nın esirgen­ liğine bırakarak Kızılelma'ya doğru ilerlemek olan Türlc ­ çiUak savaşı . . .

·

"

Arsız

"Şahin"lerin yeni seferi için, Kıbrıs'ta "Turan"la görüştü gitti. Milli ülkümüzün zaferi için; Haçlı ruhu ile vuruştu gitti. Durmadan, yılmadan hep hamle yaptı Taıuı şahit yalnız Taıuı 'ya taptı, "Orkun"dan bir ilham, bir hisse kaptı, Türk ırkı uğruna yarıştı gitti. ·

1 63


iMAMOOLU

Dünya düzeninin sağlanmasında, Kalbierin kalbe baOlanmasında, Gönüllerin ·aşkla dağlanmasında, Erenler safına karıştı gitti. Milleti kurtarıp baki yasından, Ayırdı, sıyırdı özü pasından, Hedefini vurup tam ortasından... Kür Şad'lar katına erişti gitti.

22

1 64

Şubat 1975


BODURTLIUl GELiYOR

CAN KURBAN

-thkiic:ii pllltlere ltluU-

" Ö cü" diye gösterildi ünümüz, Çağdan daha ileriydi dünümüz, Çakallara meydan: oldu günümüz ... Gönüllere ülkü aşkı dolsun hey! Bir Bozkurt'a bin can kurban olsun hey! Kurşun yaptık dertten, yaradan, Denizlere gemi saldık karadan, Düşündün mü kaç yıl geçti aradan? Gönüllere ülkü aşkı dolsun hey! Bir Bozkurt'a bin can kurban olsun hey! Davul ile, zurna ile sazlarla; Karakışı, bahar ile yazlarla; Buluşturduk, erkekleri kızlarla... Gönüllere ülkü aşkı dolsun hey! Bir Bozkurt'a bin can kurban olsun hey! Biraz ileriyi görüyorsanız, Doğruyu, güzeli soruyorsanız, Sevecek birini arıyorsanız... Gönüllere ülkü aşkı dolsun hey! Bir Bozkurt'a bin can kurban olsun hevl

16 Mayıs 1975 1 65


iMAMOOLU

AŞlK VETSEL

"Açar, solar türlü çiçek Kinller gülmüş, kim gülecek Murat yalan ölüm gerçek Dostlar beni hatulasın".

·

Erenler aşkına çağudım diye, Dikildi karşıma göz etti bana Tiueye tiueye bağudım diye, . Kırmızı gül ile naz etti bana .

.

Anlattım sevdayı, sevgiyi, yaşı, Dere oldu önümüzde göz yaşı, Doğruldu hafifçe çatıldı kaşı, Minilı hil ile söz etti bana .

Nerde erenlerin fermanı nerde? Nerde dertlllerin dermaru nerde? Duyur sözlerimi namerde, merde ... Diyerek yol ile iz etti bana. Zara'dan, Hafik'ten, Sivas iline, Su verelim erenterin gülüne, Baş koydul: deyince Hakkın yoluna, Güldü, güllhnsedi.göz etti bana.

ll 166

Ocak 1977


BOZB:URTIJUl GEIJTOR

GÖRÜLSÜN ELAZIG - İÇME ÖMER LÜTFÜ DEYiP GEÇME

Ekmeğin yedik, sofrasına oturduk; Ya Hacı Bektaş, ya Hz. Ö mer'di sanki . .El verdi elimize, görmedik darlık� Gör, işte bahtiyarlık, işte insariıık. Büyükpınar'ın başındaki bir tas su, Hatıraları canlandırır eski, yeni. Boş boşuna akan coşkun suya inat. Abdullah Başpınar'ın un değirmeni Ne cesur, ve korkusuz Hasanlar gördüm; Bayraktar'ın, Hakk'ı gören gözlerinde. Yarım kalan sohbete, pusuya inat ... Merhamet vardı, manalı sözlerinde. Hıdır adlı davulcu, söyletti.kçe davulu, Çaydaçıra, Delilc inietti sağı solu. "Hoyrat"larla gel, değiştik havamızı ... Gel, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu. Gönül dostluğunun, ölçüsü yok bizde; Hatıralar tesselli bulur yüreğimizde. Mutlaka görülmeli Elazığ-İçme dedim ... Mastar'ın eteğini, inan, gene özledim.

5 Eylül 1983 167


lMAMOOLU

SULTAN ANA!

TÜrk'ün gücünü bileyensin; Saygı ile seslaniyoruz sana. Allah için . · se�amhyoruz seni, Sultan Ana, Sultan Ana! Nasıl yaşayıp, ne çektiğimizi, Çokları duymamış ki, anlamıyor. Duala:�ında unutma bizi . . . Sultan Ana, Sultan Anal İ mamoğlu, öze döne, Kötü �ıünü düşman ana, Ülküır.üz senden yana, Sultan Ana, Sultan Ana!

30 Temmuz 1975 168


BOZKUllTLAR GELiYOR

KARA MEHMET

I

izini ararken tanıdıklann, "Bir kısmı geçı:ın kış öldii" dediler. Ya Mehmet Okuyar? fakir babası! . . " 0 Cennet'i satın alclı"dediler. .

Şu kartal Yuvası Karahisar'da, Kara Mehmet adlı biri yaşarclı. Kelkit yöresinde Türkçe söz verip ... Bektaş Yayiası'nda menzile vardı. Giresun, Bulancak, Keşap, Dereli Karagöl'den kısmet aldı bir süe Seveni ne kadai'? Dostu nereli? Huzuru dağlarda buldu bir süre. 1 69


iMAMO(HAI

_

Çalıı;maktaıı yana dqünceleri, Güne katardı ıssız geceleri, Yaı;ayarak çözdü, bümeceleri, Belki istemeden güldü bir süre Z�ngiDllği iyüik üstüne kurdu, Lükse ve israfa hep karı;ı durdu, Yardımda bulundu zekilm verdi, Fakiriere yoldq oldu bir süre. imamoğlu söyle, de ki Matallah , Makimm Cennet eylesin Allah , Düedm devamı gelir intallah , Gönüllerde sultan oldu bir süre.

16 Kasım 1985

1 70


BODURTLAil OELtrOR

KARA MEHMET

ll Bin dokuz yüz seksen beş on altı Kasım, Bir Cuma gününde, namazdan sonra.. Kara Mehmet adlı ulu bir kişi, Giderken son defa gerçek yerine .. Göz atmış bir daha eser.lerine. Karagöl Yaylasıl buzlu suyunu, Kara Mehmet gibi kim içer şimdi? De hele Eğribeli yaz-kış üstünden, Kara Mehmet yoksa kim geçer şimdi? Yunus'ca yapılmış yapılarını, Allah'a eminet tapularıru, Gönül köşkümüzün kapılarıru Kara Mehmet gibi kim açar şimdi? Kalanların gözyaşıru silerek, Şu dünyanin hallerine gülerek, Sona doğru vardığıru bilerek, Kara Mehmet gibi kim uçar şimdi.

28 Aralık 1985 171


iMAMOCLU

SERDENGEÇTİ

Hizmetlerinizi gördüm, duydum başkasından; Aldığınız madalyalar iftiharımızdır. Akıncılar listesine yazdım isminizi... Hedefe yaklaşırken, zaferin arkasından.

20 KUUD 1983 1 72


SEYiR DEFTERi



BOZKURTLJUl GELiYOR

UZAY YARIŞI Yarıda bırakılacak iş hiç ellenmesin. Ha ... denip başlaronca da engellenmesin.

Durmak, dinlenmek ne? Çalışacağız Bitirecekmişiz gibi dünyanın işini. Kendimizi feda edeceğiz belki de . . . Düzeltmek için ters işlerin gidişini. Durmak, dinlenmek ne? Koşacağız Gündemde "sağlıklı hayat" denen bir konu. Çok bilinmeyenli bir denklem olsa da ... Üzerinde yarıştığımız yolların sonu. Durmak, dinlenmek ne?

Aşacağız Uzay mekiği gibi yeşilden maviliğe Sevgiyi bayraklaştınp gönüllerde ... Bir çizgi çekerek tutsaklığa, köleliğ� ·

Durmak, dinlenmek ne? Ulaşacağız En yüksek ve en uzak hedefimize. Tarih kutlu günde karar verirken. . . Görev yapmanın mutluluğu yetecek bize

17 Kasım �

1 75

1983 .


İMAMOOLU

ÇAÖRI

Altın kafesteki bülbüller gibi, Hürriyeti özleyenlerin çağrısıdır bul Bir ağn var Kerkük'de ... Albayrağı gözleyenierin ağrısıdır bul Yüce bir duyguyla seslenmekte ki, En içli seslerden pay var sesinde. Her mevsim ·•omurcuk güller yetişir... Sevdalı gönlümün gül bahçesinde. Bütün umutlarım ve arzularım, Nisan yağmu rlarıyla taşan sularım, Engellere ak.nlarla dalarım... Çağlayanlar gibi coşarcasına

9 Maı1 1984 1 76


BOZKURTLAR GELiYOR

SEVDA

Bilelim, sergileyip anlatalım; Hey! şiir yüklü kervanlarım hey! Kimi "sevmek"der, · kimi "sevilmek" Sizce hangisidir sevda, nasıl şey? Hiç sormadın ben kimi sevdim? Ben gönlümü "ülkü"ye verdim. "Sevenler çoğaldı" dediler... " Ülkü"ye gönül vereni sevdim.

30 Agustos 1974 1 71


iMAMOOLU

SEYiR DEFTERi

Çalışmak, Gece-gündüz her iki dünya için. Yürümek, Tarih sayfalarında ercesine. Yönelmek, Yunus gibi, Mevlana gibi Allah'a,. Taşınmak, Edirnekapı'dan Karacaahmet'e kadar. Kavuşmak, Bir vakit namazından sonra . . . Abdülkadir ile imam Abdullah'a.

6 Şubat 1982 1 78


BOZKURTLAR GELIYOR

DiRLİK-DÜZEN

Allah Türk'ü yarattı En büyük şükre değer. Başka yerde arama ... "Düzen" lazımsa eğer. Taviz verme özünden, Gerekirse yol göster. Türk ve İslam yaşamak . . . Binbir cihana değer.

14 Şubat 1975 1 79


iMA.MOOLU

SON ARZU

Açıl günler geçtikçe, Sen de şen bülbül gibi. Dalından yaprak uzat... Bülbüle yar bir gül gibi. Sesini · duyan uyansın, Aşkın ateşine yansın, Pınarından. içen kansın Şifa olasın bal gibi. Dertliyi ara, bul, "dinle; Saza ırur, dert ile inle; Aşka susayan seninle ... Sevgi1e koşsun sel gibi. İ mamoğlu, sevgi yüklü, Sevgiliye gönül saklı, SeveıJer telli duvaklı ... Balıtma ersin yel gibi.

1 80


DÖRTLÜKLER



BOZKURTLU GELiYOR

KlRKPlNAR

Nice pehlivanlar selamlaşarak, Alaanlarını usulünce eleyecek. Yine coşkuyla, yirie bayrak bayrak . . . Kırkpınar "Türk Gücü"nü sergile yecek.

3 Baziran 1 983

1 83


iMAMOCLU

REKLAM

Hiç unutmadı, bıkmadı istemekten; "Reklamlar"da gördüğünü duyduğunu. İsteklerini karşılayabilmek için -ben­ Bıktım, usandım ay başında demekten.

19 1 84

·

Kaaım

1983


BOZKURTLAR GELtrOR

TALANC!

·

Yalancı memelerle beslenenler ki! Mutlaka sonunda yalancı olur. " Öz"le başka, "söz"le başka seslenenler ki! Hakk'ın karşısında talancı olur.

1975 185


ASGARİ ÜCRET

Ezan vakti gönülleri uyandır Susayanlar pınarında kandır .Asgari ücr atle geçinebilen . . . İş hayalımı lda bir kahramandır. 1

1

10 Mart 1984 1 86


BOZKU.TLAR OELITOR

B ASRET

Dileğimdir a.lqam vakti yel a.�:&ın, Göz yaşımı yamaçlarda sel a.lsın, Hasret çekenlerin ıstırahını Sazınıda inleyen garip tel alsın. . . .

20 187

Şubat 19a4


IMAMOOLU

KİRALIK EV

Üsküdar. Kadıköy, Fatih, Beşiktaş . . . Dizlerim t l .tuldu taramaktart. Asgari ücı et ile başa baş ... Boş ve kir ı.lık bir ev aramaktan.

12 Kasım 1983 188


BOZKuıtTLAR GELiYOR

TİRYAKİNİN SONU

Doktor el çekti, çekildi aradan. Bahsetmez oldu; . dertten, yaradan. Sona doğru yaklaştığı halde o .. . N e çaydan vazgeçti, ne sigaradan.

3

189

Ni&an 1984


İMAMOlJLU

POSTACI

Getirdiğin haberlede, zaman zaman Derdimi ı taylatarak net'eme yi.r oldun. Feda ediı ı kendini mukaddes me&leğine ... Şu çağla) an gönlümde behtiyar oldun.

13 Kullll 1983 1 90


BOZKURTLJUt GELlYOR

/

'

DİKİLİ AÖAÇ

Dünyada bir dikili ağacı yok derlerse, Şişl1ane meydanında kahyalardan sor beni. Diktiğim ceviz1erin meyvasını yerlerse ... Bahtiyarlık köşkünde ara beni, sor beni. '

8 191

Baziran

1987


iMJLMOOLU

SON YOLCULUK

Sayısız ayaklar çiğner, toprağı her gün Kiminin b 1111 yükseklerde, kimisi özgün Duy .ıtlar bakışlar farklıclu amma . . . S'on yolcu '.uk aynı olacak bu gün.

19 1 92

Ağustos

1966



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.