Ahmet Bican Ercilasun - Dilde Birlik

Page 1

DiLDE BiRLiK

ARM ET •

BlCAN •

ERCILASUN

Mallaleler

[i] conk yaymlart

P.K.

1361 Sirkeci !ISTANBUL


CONK YAYINLARI: 7 ILMfESERLER: 1

�UBAT 1984

Kapak: Enver KARAKOC Olzgl: COnk Yayrnlarr Baskr: Polat Of sot



saz BA�I Bu kitapta yer alan yaz1lann pek_ cogu,

1 970

yllla­

rmdan itibaren �efitli dergi ve gazetelerde (bilhassa To­ re'de ve Terciiman 'da) Clkmlftlr. Okuyucular, bu yazz­ larda baz1 tekrarlar goreceklerdir. Farkl1 tarihlerde, fark­

h yerlerde c1kmlf olan yaz1larda baza hususlann tekrar­ lanmlf olmasa tabiidir. tJstelik karfamuda dojrular1 bir tiirl ii gormek ve anlamak istemiyen bir ziimre vard1r. Bir dogruyu kac defa anlatarsak anlatalam bu ziimre, yine an­ lamamaga veya gerceli saphrmaga devam etmittir. Bu­ na karfllak biz de, tekrara diitmek bahasana dogrulan yazmaga devam ettik. �imdi yaz1lar bir kitap halinde toplamnca baza tekrarlara c1karmak ihtiyacam duyduk; fakat baz1laram da yaz1laran aklfln.l bozmamak icin bl­ raktlk. Tiirk dili, kendilerini Tiirk milletinin iistiinde sayan bir miitegollibe Bln�famn tasallutuna ugramlftlr. Bu miite­ gallibe okumutlar s1m{l, onemli mevzileri eline gecirerek


ylllarca Tiirk milletine kan kusturdu. Onun gelenekleri­ ne, torelerine, inan�larrna ue diline saldrrdr. Bunu yapar­ ken bir yandan Atatiirk�iiliik, deurimcilik ue ilericilik gi­ bi meuzileri ellerinde tutuyor; bir yandan Milll Egitim Bakanlrgr, Kiiltiir Bakanlrgr, Tiirkiye Radyo Teleuizyon Kurumu gibi deulet kurulu�larrnr sultasr altma alryor; bir yandan da Tiirk Dil Kurumu, Tiirk Tarih Kurumu gibi Atatiirk ·�e kurulm� te�kiliitlarrn maddi ue maneul mira­ srndan faydalanryordu. Adeta bir ordu gibi her tiirlii agrr siltihla techiz edilmi� uaziyette ortaya �rkan bu saldrrma­ lar kar§ISrnda Tiirk milleti ne yapacagrnr �a§rrmr§ gibiy­ di. Halk yrllardan beri sanki bir ktibus i�inde ya�ryor. Vatanr korumak i�in yapllan lstikliil Harbinde biitiin millet galeyana gelmi§, kendisini oliimiin kucagma atmr�­ tr. Tii{egi olmayrnca siingiisiinii ue baltasrnr nasll kullana­ cagrnr biliyordu. Fakat milli kiiltiiriimiiziin korunmasr sa­ ua�rnda ne yapdmasr gerektigini bir tiirlii bilemedi. Bu defa kendi i�ind�n �rka� bir auu� aydrn, bir auu� siltih­ srz ue techizatsrz aydrn; inan�la, �uurla, kiiltiir ue bilgiy­ le miitegallibe srnr{rna kar�1 koydu. Birka� nesli i�ine alan yrllar ��tin bir saua§la ge�ti. $imdi milli kiiltiir saua­ �mda. yeni bir devir ba�lryor.

Miitegallibenin elindeki

mevzilerden bazllan dii§iiriilmii§tiir. Tiirk milletine a§k derecesinde baglr olan Tiirk milliyet�ileri, degerleri bi­ linsin bilinmesin, milli kiiltiir ue ilim siliihr ile miicadeleye devam edecektir. Tiirk dilinin korunmasr saua§lna hayatlarrm uerenler uardrr. I;Ju sava�rn biiyiik miicahitleri Nihat Sami Banarlr, Faruk .Kadri Timurta� ue Ali Fehmi Karamanlroglu'yu rahmetle amyor ve §U kitap�rgr onlarrn aziz htitrrasrrw armagan ediyorum.

21

Aralrk

1983

Ahmet Bican ERCILASUN


T ASFiYECi LiGiN DiLiMIZ OZERiNDEKI TAH RiBATI Uzun ytllardan beri di li mizi kemiren bir hastahk var­ dtr . Vaktiyle tastiyecilik deni len bu hastahga �imdi u y­ durmacthk admt da veriyoruz. Bundan yetmi� ytl kadar once Ziya Gokalp, Omer Seyfettin ve arkada�lar1, Selanik 'te �1 karmakta o lduk­ lara Gen� Kalem ler Dergisinde "yeni lisan" davasm1 or· taya atttlar. 0 tari he kadar Turk�enin sadele�mesi konu­ sunda soylenenler' ilk defa bu hareketle derli toplu ve sistemli bir �ekilde ortaya ko nmu� old u. Gokal p ve ar­ kada�laramn "di lde Tiirk�uiUk" hareketini tek prensibe i rci edebi liriz: Yaz1 di lini konu�ma diline yakla�t1rmak; mumkun o ldugu kadar Istanbul halkmm konu�tugu gi­ bi yazmak. i lk ytllarda direnenler olmu�sa da dilde Tiirk�tUiuk hareketi on y1l gibi cok ktsa bir zamanda ke· sin bir ba�ar1ya ula�m t�ttr. Bu nokta cok dik kat �tekici­ dir. c;unku Gokalp ve arkada�lara yeni bir dil yaratmaga • 7


kalkmad1 lar. Mevcut ke limeleri at1p, h i� k imsenin b il me­ d igi, kul lanmad1g1 yeni kel imeler uydurmad 1 lar. Yazar­ lanmlza MEVCUT OlAN bir d il gosterdiler: Istanbul Tiirk�esi. Bu dil Istanbul halk1 tarafmdan kullamhyor­ du; ya�yan Tiirk�eydi; b iitiin yazarlanm 1z o na uyd u lar. Bugiink ii uydurmac1 hk hareketinin "dilde Tiirk�iiliik" hareketiyle hi�bir ilgisi yok tur. K1rkbe � y1ldan beri �e�itli merhalelerden ge�en, fakat asla "dilde Tiirk� iiliik" hareketi gibi umumi kabu l gormeyen uydurmac1hk ha­ reketi, mevcu t b ir ornege dayanmamakta, tamamen yeni ve durmadan degi�en bir d il yaratma hedefine yonelmi� bulunmak tad 1r. i leri siirdiikleri ve kulland1klar1 kel imele· rin pek � OglJ yenid ir; halk tarafmdan ilk de fa duyul mak­ ta ve ancak ba�ka b ir d ilin kelimeleri gib i ezberle nmek sure tiyle ogrenilmeleri miimkiin olmaktad 1r. Bir mil lete kullandlgl d ili b lraktmp, ona tamamen yeni b ir d il og ­ rete mezsiniz. Bundan.dolay1d1r ki uydurmac1hk hareketi, k 1rk be� y1 ld1r siirdiig ii halde ba�anya u la�amamJ1, yani u mumi kabule mazhar o lamam1� t1r. Bu ndan sonra da ba­ �anya ul a�mas1 miimkiin degild ir. Ancak bu hareketi yii­ riitenlerin elinde b iiyiik imkanlar vard1r. Bu imkan larm en miihimi uydu rmac1hg,n devlet tarafmdan destekl en­ mesidir. Oku l k itap lar1 b u dille yazd mlm1 �, oku l �ocuk­ larma ho calan tarafmdan bu dil ogretil mi�tir. Devle t rad ­ yo ve televizyonunda bu d il kullaml m1�tlr. lk inci miihim imkan Atatiirk'iin madd i ve manevt miras1d 1r. Atatiirk'iin miras1 o lan milyonlarca l ira bu i� i� in harcanm1�t11: Onu n maddi m irasmdan da miihim olarak uydurmac1 hk, Atatiirk'iin manevi miras1 gibi takdim edil mi�, Ata­ tiirk �iiliigiin bir par�as1 gibi gosterilmi�. bu yiizden de d ev1etin resmi d il politikas1 o larak yiiriitiilm ii�tiir. B iitiin b u imkan lara ragmen uydurmac1hk , ba�anya ula�ama­ mJ�tJr. Ula�amam1�t1r ama dilimiz iizerinde b iiyiik y1k1 mlara seb ep o lmu�tur. Tiirk�e, b u tiareke tin durma­ dan tahrip ettigi hastahkh bir biin ye ha line gelmi�tir. Oniversite b itirmi� insanlanm1z, meramlanm ·ifade edemez o lmu� lardw. Gazete ve der gilerdeki Tiirk�e 8


bo zuk tur .. En tanmmt � ko�e yazarlartmtz ke limeleri yan h� yerlerde kullanmakta, stk stk ciim le hatalan yapmaktadtrlar. llmi ve edebi eserler dahi Tiirk�e bo zuk­ luklartyla malu ld iir. Hergiin, her saat halka hitap eden rad yo ve televizyon bo zuk Tiirk �e kullanmaktadtr. Ora­ larda konu�an �e�itli sahalarm m iitehasslslart , adeta bir yabanct gibi, Tiirk�eyi kullanmakta zor luk �ekmekted ir­ ler. Giinl iik ko nu�ma dilimi z, radyo ve televizyo n d i l i­ miz, gazete ve dergilerimizin d ili, i lmi ve edebi .eserleri­ mizin dili, hasth her sahadaki Tiirk�e. bugiin yarahdtr. Uyd urmact hk tarafmdan tahrip edil mi �tir ve ed i l mekte­ dir. Si md i bi z, uydurmact hgm d i l i mi zde meydana ge­ ti rdigi ytktmlart , altJ madde hali nde ve ornek lerle ortaya koyacagt z. 1- Uydurmact hk hareketi, ne sil ler arasmdaki baglart koparmaktadtr. Uydurmact hgm en b iiyii'k zarart budur. Ne sil ler ara­ smdaki bag m ko pmast , yal mz di limi zin degil, b iitiiniiyle kiil tiiriimiiziin ytkt lmasma ve yok o lmasma yo l a�makta­ d tr. Be n i �i n kiil tiir taraft , dilin kiiltiir ta�tyt ct hgt iizerinde d urmayacagtm. Dili yal mz anla�ma vasttast olarak ele alacagtm. Bilindi gi gibi d ilin anla� ma hu susu ndaki vast ta ­ hgt iki boyutludur: Mekan ve zaman boyutu . . Yani d il, hem aym zaman i �inde ya�ayan i nsanlar arasmda, he m de farkh zamanlarda ya�ayan insanlar, yani nesiller ara­ smda anla�mayt saglar. l�te bu ikin cisine zaman boyutu diyoru z. Eski ne si l ler, b trakttklart yazt h eserler vast tast ile bizlere hitap ederler. Biz de aym �ek ilde yazt h e serle­ rim izle gelecek ne sillere mesaj btraktrt z. 20. yiizytlda ko ­ nu�mayt zapteden aletler, b ize yal mz yazt h e serlerimizi n degil, sesimizin de gelecege kalabilmesi imkimm ver­ mektedir. Goriild iigii gibi, nesil ler ar�mdaki baglanttyt, anla�mayt sag layan vast ta, yazt h olsun sozlii o lsu n d ildir. Gayet tab iidir ki bu a nla�manm sag lanabilmesi i�in fark­ h nesillerin AYNI VASITAYI kullanmalar:t gerekir. Kul­ lanacaklart farkh anla�ma va st talart i le ne sillerin birb ir le­ rini anlamalan m iimkiin deg ild ir. Burada, soz ko nu su an9


la�ma vas1tas1 dil olduguna gore, demek ki dilin aym ol­ masl, ortak olmas1 laz1md1r. Bu miimkiin miidiir? Oil, za­ man i�inde degi�mez mi? Elbette dil, zamanla degi�ir ve geli�ir. <;iinkii dil canh bir varhkt.r. Canh varhklarda de­ gi�me olmamas1, oliim demektir. Oil de devamh degi�e­ cek ve geli�ecektir. Ancak bu degi�me, her canh varhk gibi dilin kendi geli�me kanunlan ve h1z1 i�inde olrnah­ dlr. 01�andan yap1lacak miidahaleler de ancak dilin ta­ biatma uygun olursa makbuldiir. Bizim itiraz ettigimiz nokta dilin kendi tabii geli�mesi ve onun tabiatma uygun miidahaleler degildir. Bizim itiraz ettigimiz ve tehlikeli buldugumuz husus, dilin kanunlarma ayk1n �ekilde ya­ pllan ve onu �ok h1zh olarak degi�tiren uydurmac1hk miidahalesidir. Bu miidahale, farkh as.rlarda degil, aym zamanda ya�ayan nesillerin arasmdaki anla�ma bagm1 dahi koparmaktad.r. Oilimizdeki kelimeleri siir'atle atanlar, yiiz y1l onceki degil, k�rk y1l, otuz y1l hatta on yll once yazllml� yazllarl degi�tiriyorlar. �imdi size 1973 Martmda �1km1� Turk dili dergisi Gezi tlzel Say•­ smdan ornekler verecegim. 1973'te �1km1� olan bu der­ gide, Hiiseyin Rahmi Giirpmar'm 1933 ve 1934'te yani

40 y1l once yazd1g1 M1m'a dair seyahat yaz1lan sadele�­ tirme ad1 altmda uydurma dile �evrilmi�tir. Peyami Sa­ fa'nm 1938'de yani 35 y1l once yazd1g1 "i�te Paris" yazl­ smm dili eski say1lm1$ ve sadele$tirilmistir. Oaha da ileri gidilmi�, Nahit S1m tlrik'in 1955'te yani 18 yll once yaz­ dlgl Kayseri-K.r�ehir- Kastamonu adh yaz1s1 sadele�tiril­ mi�tir. Ye nihayet 1973'te �1kan bu dergide Ahmet Ham­ di Tan'pmar'm 1959'da yazd1g1 yani 14 y1l onceki bir mek­ tubu, ozgiirliiklii, sorunlu, olanakh dile �evrilmi�tir. Ders kitaplarmdaki kelimeleri bir iki y1l i�indeki her bask1smda degi�tiren yazarlar vard.r. Benim lngiliz Edebiyat1yla ug­ ra�an miitehasSISiardan iigrendigime gore �ekspir'in eser­ leri ingiltere'de asla sadele�tirmeye ihtiya� duyulmadan, orijinal dili ile bast1nlmakta, tiyatrolarda da daima orijinal dili ile temsil edilmektedir. 16. as1rda ya�am1� bulunan �ekspir'in kelime kadrosunun hemen hemen tamam1, bu 10


g iinkii l ngilizcede de kullamlmaktad1r. Pek az kelime unu ­ tulmu� ve semantik degi�meye ugram1�t1r. Simdi bir biz· deki

durumu, 14

y1l sonra sozde sadele!itirilen Ahmet

Hamdi Tanpmar'1 dil�iiniin; bir de lngiltere'deki durumu, 400 y•l sonra eserleri degi!itirilmeden basllan v e oynanan Sekspir'i ... Simdi size Atatiirk'iln Gen�lige Hitabesindeki istatistik bir neticeyi sunmak istiyorum. 1927 y 1 h nda irad edilen bu nutuk,_ 1964 y1hnda yani 37 y•l sonra

TDK

tarafmdan "Soylev" ad1yla "bugilniln Tiirk�esine �evirtil­ mi!i"tir. Gen�lige Hitabenin "Ey Tiirk Gen�ligi" hitab1yla ba$1ayan k1smmm Atatiirk'iin agzmdan (:1km1!i !iekli "ve" ler hari� 155 kelimedir. 37 y1l sonra "Soylev"de bu 155 kelimenin 79 tanesi degi!itirilmi�tir. Degi$tirilen kelime· lerden bazllanm ornek olarak veriyorum: istiklal -bag • m ·

s1zhk, ilelebet-sonsuzluga degin, hazine-giiven kaynag1,

bedhah-kotiiciil, imkan -olanak, �erait-ko�ullar, galibi­ yet-utku, aziz-sevgili, zaptedilmi$-ahnm•�. tersane-ge­ milik, gaflet-aymazhk, emel-erek, evlat·gen�lik, ahval­ ortam, dahi-bile, asil -soycul.. Goriildiigii gibi, eski say1lan kelimelerin kar�1hklan yerine bazan tamamen degi�ik

manadaki

kelimeler

"kaynak" demek degildir .

konmu�tur.

"Hazine",

" A ziz" in kar�1hg 1 "sevgili"

midir? " Zaptedilmi�" ile "ahnm1�" aym manada olabilir mi? Hele "Ey Tiirk istikbalinin evladl!"ndaki "evlat"ye­ rine "gen�lik " kelimesini koyarak "Ey Tiirk geleceginin

" mahiyet " ve " bilfiil" kelimelerini ise tamamen atm1�lar, yerlerine hi�bir �ey koymam1�lard1r. tlzbeoz Tiirk�e olan "dahi ';­

gen�ligi " demek nas1l olur? Soylevciler

kelimesini de yabanc1 zannetmi�ler ve "bile" ile degi�tir­ mi�lerdir. Biz yine istatistik neticeye donelim : 155 keli­ meden 79'u, % 5 1'i degi�tirilmi�tir. 37 yll sonra Gen�lige Hitabedeki kelimelerin % 5 1'i· "bugiiniin Tiirk�esine" ait say1lmamaktad1r. Bu, �ematik olarak �oyle gosterilebilir :

1921

1964

11


Buna kar�1hk 16. yiizy1hn sonlarmdaki �ekspit'in diliyle yiizy1ldaki lngilizceyi a�ag1 yukan �oyle bir �ema ile gosterebiliriz: 20.

lki �emamn kar�1la�t1r1lmasmdan �1kan sonu� �udur: Tiirk aydmlan, 37 y1l i�inde Atatiirk'iin hitabesinin yansm1 anlamaz hale gelmi�lerdir veya oyle kabul edilmektedirler. ingiliz aydmlar1 ise 400 y1l onceki �ekspir'i hemen hemen tamamiyle anlamaktad1rlar. Yalmz arada bir fark daha var­ dlr. Dort as1r i�inde ingilizceye o kadar �ok kelime kat1l­ m1�, bugiinkii ingiliz lugati �ekspir'in lugatini o kadar a�­ ml�tlr ki 16. yiizylldaki bir aydmm bugiiniin ingilizcesini anlamas1 �ok gii�le�mi�tir. i�te dilde degi�me budur: Dil­ deki kelimeletin at1lmas1 degil, kelime kadrosunun devam­ h olarak zenginle�mesi. 2- Uydurmacll1gm diger bir tahribat1, aym zamanda ya�ayan millet fertleri arasmdaki anla�ma bagm1 koparma­ Sidlr. Bu, dilin mekan boyutu ile ilgilidir. Uydurmac1hk hareketi ile, dilin yalmz zaman i�indeki anla�ma vas1tahg1 yok edilmemekte, mekan i�indeki anla�ma vas1tahg1 da tahrip edilmektedir. Bunu iki cepheli olarak ele alacag1z: Tiirkiye i�inde ve Tiirkiye Tiirkleri ile d1� Tiirkler arasmda. a) Tiirkiye i�inde ayn dillerle konu�an ziimreler tiire­ mi�tir. Olkemizdeki ne�riyat1; Tiirk�e ile yaz1lanlar, uy­ durma dille yaz1lanlar olmak iizere ikiye ay1rabilirir. Boy­ lece millet fertleri aras1nda bir ikilik, bir ziimrele�me mey­ dana gelmi� oh.iyor. Bir k1s1m. okumu�lar, biitiin milletin kulland1g1 ve anlad1g1 dilden ayn bir dil kullanarak farkh bir ziimre haline gelmi�tir. Bu ziimrenin okumu�lardan meydana gelmesi, Atatiirk'iin maddi ve manevi mirasmm sahibi gibi gariinmesi, boylece devleti, okulu, radyoyu, te­ levizyonu ve basm1 arkasma almas1 biiyiik bir propaganda 12


giicii olu$turmakta; bu yiizden diger okurriu$1ar ve halk da bunlara ozenmektedir. Ancak her$eye ragmen halk kendi dilini, Tiirk�eyi devam ettiriyor. Bu konuda, �e,itli ya,lar­ daki okul �ocuklart iizerinde, �e¥itli kesim ve biilgelerdeki halk iizerinde yaptlmt$ anketler yoktur. Fakat biz dilcile­ rin elinde diyalektoloji �h,malarmm malzemeleri vardtr. Diyalektoloji, bolge agtzlart iizerinde yaptlan gramer �h$· malarma verilen addtr. Bu tip �h$malar, mahallinden der­ lenmi$ metinlere dayamr. Ba$ta Prof. Dr. Zeynep Kork­ maz olmak iizere dilciler, bu metinleri ne$retmi$1erdir. Son otuz ytlda Turk dili bilginleri taraftndan $U bolgelere ait agtz metinleri ilmi olarak ne,redilmi$tir. Mugla, Aydm, Denizli, lzmir, Manisa, U$ak, Dinar, Nev$ehir, Barttn, Dogu Trakya, Arpa�ay (Kars), Rize, Erzurum. Bunlardan Arpa�ay, Rize ve Erzurum'a ait metinler son on be$ ytla ·aittir. Ayraca biz dilcilerin elinden ge�mi$ fakat ne$redil­ memi$ bulunan, talebelerimizce hazarlanmt$ pek �ok bi­ tirme tezinde de Anadolu'nun muhtelif yerlerinden der­ lenmi$ agtz malzemesi mevcuttur. l,te bu metinlerdeki dil bize, halkm, Anadolu'nun koylerinde ya,ayan insan­ larm kullandtgt kelimeler hakkmda fikir vermektedir. Ben, devamh olarak kullandtgtm bu metinler i�inde zorunluluk, ulus, �akar, bagtmstz, ya�am, Or'negin, oykii, kent, yamt, olanak, gereksinim, stnav, utku, saptamak, sorun, olasthk, sozciik, sevecenlik, ko$ul, neden gibi kelimelere hi� rastla­ madtm. Hatta gene!, ozel, onem kelimeleri dahi bu metin· ler i�inde yoktur. Sadece resmi dile ait olmalart dolaytsty­ la okul ve ogretmen kelimeleri koyliimiiziin diline girmi$· tir. Buna mukabil yiizlerce sahife tutan bu metinler i�inde umumiyetle, te$kilat, kastetmek, mecburiyet, millet, men­ faat, miistakil, kifayet, temin etmek, hakikaten, hayat, mesela, hikaye, ktssa, hususi, $ehir, usul, cevap, an'ane, imkan, ihtiya�. hazine, $ahit, imtihan, galip, kat'i, tesbit etmek, miisait kelimelerine her zaman rastlanabilmektedir. �imdi soz konusu metinlerden aldtgtm bazt orneklerle bunu gosterecegim. DR. EFRASIYAP GEMALMAZ, ERZURUM ILl 13


A�IZLARI, ERZURUM, 197 8 den (bu k itapt.l ki derle· meler 1964-66 y1llar m da yap•lm•�t•r): l�de Ha ziram n o n ikisinde falan UMUMIYETILEN yaylaya c;lt;�ARIIj (O i ur kazas1, Olurdere k�yiinden Ka­ z•m Alkan). Gece evin ya�acab, ya da canan GASDEDECAij, MEJBURIYET gar�1sm da ona bir god bugda toplar gotii· riirler (Oitu ka za sm dan Suphi Giirsoy, 37 ya�mda). Aga odur ki mertlik yapa, yard1mede, MiLLETiNE, MEMLEKETINE, MENFAAT i o la (Hm1s kazas1, Bellita� koyiinden, Ali Ta�t.ln, 41 ya�m da) DR. TURGUT GONAY, RIZE ILl AGIZLARI, AN· KARA, 1978'den (bu k itapta ki derlemeler 1969-1971 y 1llar m da yapllm1�t1r): Rize k endi adina bir tek MOSTEKiL olarak kald1 (Rize, Derebay1 koyiinden Hikmet Karadag, 40 y a�mda) HAKKA TEN bl oe �ok acikli bi HAY ATUM vardur (�ayeli kazas1, Derecik koyiinden Sabri (: e lik , 30 ya�m­ da).MESEL.\ Nu aleyisselamun HEKAYESiNi, KISSE­ SINI diyecam buna (f;ayeli kazas1, Venice ko yii nden Fa hr i Co �kun ,SS y a�mda). Bizum HUSUSi yemek: koyde yazin tebi ayni �E­ HER USULI nasi giderse (Pazar kazas1, lrmak koyiinden Ahmet Kiraz, 27 ya�mda). PROF. DR. SELAHATT iN OLCAY, DR. AHMET B. ERCILASUN, DR. ENSAR ASLAN, ARPAf;AY KOYLERINDEN DERLEMELER, ANKARA, 1976'dan (bu kitaptaki derlemeler 1971 yllmda yap 1lm1�t1r) : Haso hoca o yana at1r, bu ya na at1r, bi�ey CEVAP veremir (Kinegi koyiinden Necmettin Gormii�. 33. ya�m­ da) USUL, EDEP, ANANiYE gor e diiyiin i�leriylen'·indi_ men birisine el�i g e di p boyilgoglumu evlend i recem (Ki· negi koyunden Yahya Topkaya, 44 y a� m da) Dedi ki yob, IMKAN yo� du (Aslanhana koyiinden H1d1r Turna, 26 yali m da ) '

.

.

.

.

.

14


Pariya EHDIYASDARI yok ki (Aslanhana koyun­ den H1d1r Turna, 26 ya�mda) Ped�ahm dedi saraym1 yarac1� heznesini (Aslanha­ na'dan Hiiseyin Ko.ca, 3S ya�mda) ESM A BIRER, BAFRA A GZ I , ANKA RA: 1980'den (Bas•lmam •s olan bu bitirme tezindeki metinler 1 97879 y11lannda derlenmi�tir): N IHAYET hammm sozu gali p geldi (Bafra'dan Sahin Urfah, 40 ya�mda). c;ok GAT I olarak tarini TESB I T edemicem (Bafra'­ dan Sahin Urfah, 40 ya�mda). ABDOLKADI R GEZG IN , M ILAS-c;OMAKDAG K O YLOLER I A GZI, ANKARA, 1 980'den (Bas1lmam•� o lan bu bitirme tezindeki metinler 1978-79 yllla rmda derlenmi�tir): N apahm , yoriiiiz, uym1y1 MECBURIZ ( Milas, Keten­ dere koyiinden Adnan Kii�uk, 27 ya�mda). Mula gideriz, I NTIHANNARI gireriz (Mi las, Keten­ dere koyiinden, Adnan Kii�iik, 27 ya�mda). Emme eke'li k vi ya amc6h; bizim Tiirk M I L LET IN i yak1�emi , eme senin dedin o cav�rohm yak1�Jr (Milas, Ke­ tendere koyiinden Sener Ku�uk, 22 ya�mda). Bu metinler a�1k�a gosteriyor ki farkh bir dille konu�an ve onlara ozenen zumre i le Tiirk�e kom.i�an hal­ kl mlz arasmdaki bag kopmaktad1r. Bu kopukluk ve tah· ribatm sebebi de uydurmac1hkt1r. b) Tasfiyecilik , Tiirkiye Turkleri ile d1� Tiirkler ara· smdaki bag• da koparmaktad1r. Son y11larda Sovyetler· deki Turk iilkelerine seyahat eden baz1 siyasilerimiz hat•· ralarmda, bizzat oralardaki •Turklerin uydurrna kelimeler yiiziin den Turk radyo ve televizyonundan �ikayet ettikle· rini yazm1�lard 1r. Ben de meslegim i�• �e�itli Turk boylarmda n insanlarla zaman zaman garu�iiriim. Hep, si de uydurmacdarm dilimi zden kovmaya �h�t1klan ke· limeleri rahathkla kullanmaktad1rlar. Meseleyi yine yazll1 orneklerle ortaya koymak istiyorum. Ozbekistan, Kuzey Azerbaycan ve Giiney Azerbaycan'da son ylllarda ne�·

15


redilmi� kitap ve dergilerden aldtgtm a�agtdaki ornekler, uydurmaclltgu� dt� Ti.irklerle aramtzda nasll bir kopukluk meydana getirdigini gOsterecektir: H. HAMIOIY, �- ABDULLAYEVA, S. IBRAHIM­ OVA, EDEBIYAT�UNASLIK TERMINLARI LUGATI, TA�KENT, 1970'ten (s. 13): "Edebiyat nazariyesi: Edebiyat�unaslikning terkibiy bir kismi. Edebiyat nazariyesi soz san'ati, mahiyeti, uning cemiyet. terakkiye�idegi roli ve ehemmiyeti, bediiy ed�biyatning tur ve canrlari, tasvir vasttalari hakidegi fendir. �debiyat nazariyesi bediiy eserlerni tedkik eti� metodi, ulcirni tahlil eti� ve bahala� printsiplerini i�lep �ikadi he� de bediiy edebiyatning rivaclani� kanuniye­ tini orgenedi." FUZ U Li, LEYLi VE MECNUN, BAK U , 1977 kita­ bma Hamid Arash'mn yazdtgt Son So�'den (s. 1.82): "Fiizuli Azerbaycan edebiyyatmm inki�afmda mii­ hiim yer tutan dahi bir sen'etkirdtr. Onun adt 400 ilden arttgdtr ki, biitiin �arg olkelerinde hormet ve mehebbetle �ekilir. �airin ii� dilde yazm1� oldugu divanlar, poema­ lar, allegorik eserler �arg halglarmm i�erisinde geni� �e­ kilde yaytlmt�dtr. Fiizuli'nin zengin yaradtcthgmda lirika miihiim yer tutar. �airin hiisusen ana dilinde yazmt� oldugu gezel­ lerde saf, temiz bir galbin iztirablart, yiiksek bir meheb­ betin heyecanlart semimi bir dilde terenniim edilmi�dir. Fiizuli biitiin diinyaya a�ig nezeri ile bahtr, kainatm me­ hebbet esasmda yarandtgtnt zennedir. Seherin a�th�mda, giine�in dogmasmda, baharm giiliimsemesinde, biilbiiliin nalesinde bir mehebbet duyur, biitiin bunlart mehebbet dili ile izah edir. 0, hiisusen insana olan mehebbeti te­ renniim edir. Mehebbet Fuzuli �e'rinde insanlart birbirine yalimla�dtran mugaddes bir guvvedir. Dostlug, mehriban­ hg, semimiyyet, mahz mehebbet esasmda yarantr. Me­ hebbet ·ele bir guv�edir ki, o insam. oz �ehsi menfeetlerin­ den et �ekmeye, iimumi menfeet i.i�iin varhgmdan ke�­ meye· sovgedir. Fiizulinin lirik �e'rlerinde terenniim 16


edilen

bu mehebbet dahi

sen'etkarm

yilksek

sen'et

nilmunesi olan "Leylt ve Mecnun" eserinde ii mumile�di r i lm i �d ir

Ta hran da ink1liptan sonra Azeri Ti.irkleri '

�1kan la n VARLIK a d h s m da

·

."

H. N. Altay

killtiir

mecmuasmm

rarafmdan 3--4. savj·

tarafmdan yanian "Zengin Yohsullar

(Dilimiz Ha kk md a )" ba�hkh mak:�i-eden 1•;. 6-1}:

''Bizim

dil

mek istesek

bu

mes'�;lemizi hir Mt;e_ -�:imledr. hiilasa et·

noktalan

<H;:!k o:dfak 1la.n ·�tmemiz gerek·

dil'. 1�

Dam�1g dilimizin

men ve

gadagan olmasana

mut.

lak taham m ill edebilmerik. Oi!imizi tahkir eylemeferine,

hi� bir kesin h a kk 1

ve

icazes; vohdur Oiiimiz. her yerde,

e �de e�ikde, medreselerde ,

mt mutasavver her bir yerde yet

ve

1 d are ve

l erde

.

resmi ve gaymes­

her makamda bizim hiivi­

�ahsiyetimizin aynlmaz b1r par�s! olarak kayJdSIZ

�arts1z dam � 1 lacak ve bu tabii hakkimiZI

isti�al

ve dili­

mizden istitade y o lunda her h ans1 bir mini (:lhardan,

hain ve Iran mille ti ni n �nil bir uzvu Azerbaycanhlar1 tahk ir ey le di gi i�iln bu devlet ve miiletin

can d il �ma m d 1 r

.

Ha beyle biitiln ferhengi ve kavmt h ususi ye t lerimiz

de resmen tanJimahd1r. Musikimizi, teatnmJZI, d astan l a

­

nm•z•, tarihi ve an'anevi k1ymetlerimizi danmaga hi�ke·

sin hakk1 yo hdur

2-

.

Cemi irtibatat vas1talartnda Tiirki dam!jan iranh-

lann niifusu nisbetinde dil ve ferheng ve san ' at 1 m1za ge­

rek yer verilsin. Yevmiye ruznam ele r mecellelerimiz ge­ ,

rek olsun. Bizim dilimiz, ferhengimiz,

san'at1m1z

mag­

dur oldug undan devlet bu yo lda bize gadir ve ziyamm1zi tel ifi etmek i�iln komek eylemelidir. Radyo ve televiz·

yonun millf �ebekesinde bize oz dilimizde hitab olunma­ SI lizJmd1r. "Siikut t o vt1a " sma son verilmelidir. Matbua­

t•m•z•n yayJ imas1na kar�1 �1han eller kesilmelidir.

3-

Biz dilnen viicuda gelmi� bir kavim d egilik Bi­ .

zim coh rani ve renis bir edebi ve vaz1 dilimiz var. Dok­ tor Muhsinfler, Abdullah Miistevtiler ve P eh levi aryac•­

hgma del l il hk eden ozilmiizden �1han il� dOrt Olke

ve

17

·


millet haininin siyasetlerine varis �1hanlar bilmelidirler ki bizi yazmakdan mahrum koyduklan sebebiyle biz k1sa bir duraklama ve tereddiit devresinden sonra oz mahm1z edebi ve yaz1 dllimizin gani irsine sahip �1hacag1k. Buna sol ve sag ideolojiler bahanesi ile mini olabilmeyecekler. Bizim dilimizi bu efsunlarla baglayabilmezler. Dilimizin gantligini miidafaa i�iin ayni delilleri hem Sovyet .!.zer· baycanmm salahiyetli ilim ve teorisyenlerinden naklede­ cegik, hem de ba�ka millet ve ideolojilere mensup filo­ loglardan. Bu defa dilimizi dam�mak, yazmak ve ge�mi­ �imizle alikalanmak "giinah1" ile bizi ne "komiinist" ne de

"pantiirkist"lik

bahanesiyle

bogabileceksiniz.

Bu

zengin (gani) ya�1 dilimizi yad1m1za salmak i�iin bu saf­ halarda bahsimiz devam edecek." l�te Ta�kent'te, Baku'da ve Tahran'daki Tiirk�eden ornekler. Ta�kent'li tlzbek Tiirk'ii "edebiyat, nazariye, cemiyet,terakkiyat, ehemmiyet, tasvir, vas1ta, eser, tah­ lil, kanuniyet" diyor: "yazm, kuram, toplum, ilerleme, onem, betimleme, ara�, yap1t, �oziimleme, yasahhk" de­ miyor. Baku'daki edebiyat profesorii "edebiyat, inki�af, miihim, �air, eser, hususen, samimi, mukaddes, samimiy­ yet, �ahsi, menfaat, umumi" diyor; "yazm, geli�me, onemli,

ozan,

yaplt,

ozellikle,

i�ten, kutsal, i�en­

lik, ki�isel, �1kar, genel" demiyor. Tahran'daki dil ara�­ tlriCISI profesor "tahkir, hiiviyet, �ahsiyet, �rt. tabit, istifade, uzuv, millet, hususiyet, tarihi, an'anevi, nisbet, millf, edebi, sebep, delil, salahiyetli" diyor; "k1nama, kimlik, ki�ilik, ko�ul, dogal, yararlanma, Oge, ulus, ozel� lik, tarihsel, geleneksel, oran, ulusal, yazmsal, neden, kamt, yetkili" demiyor.

Simdi de T.C. Kiiltiir Bakanhgmm 1979 y1hnda An­ kara'da bast1g1, ltkay �unar tarafmdan haz1rlanm1� "Dii­ �iin ve Toplum" adh kitaptan bir par�a nakledecegim (s. 128): "Winch'e gore, insan etkinligi anlamsal oldugu ka­ dar kural-bag•mhdlr. Toplumsal ger�eklik bu kurallar ile temellenmi� oldugu i�in toplumun ya�am bi�imini

18


bu kurallardan bag1ms1Z olar.ak anlamak miimkiin degil­ dir. Toplumsal ger�eklik evrensel degil, baglam-bag1mh, ozgiil bir ger�ektir. Bu nedenle, pozitivist nomolojik yontemin toplumsal ger�ekligi a�1klayabilmesi soz konu· su olamaz. Ne toplumsal olaylar evrensel bir ger�eklik niteligi, ne de toplumsal ili�kiler nedensel bir karakter ta�Jrlar. Her toplum kendi ger�egini yarat1r; ussalhk (rasyonalite) her toplumun ozgiil ger�ekliginin bir tiirevidir." Tiirkiye'de ya�yan ortalama bir Tiirk vatanda�J, bu metJ1i mi, daha once dJ$ Tiirklerden iktibas ettigim me· tinleri mi daha rahathkla anlayabilir? Cevap, d·1� Tiirklere ait metinlerin lehinedir. 0 halde uydurmac1hk, Tiirkiye Tiirkleri ile d1� Tiirkler arasmda mevcut bulunan ortak dil bagm1 da koparmak suretiyle dil birligimizi tahrip etmektedir. 3- Tasfiyeciligin dilimizde meydana getirdigi tahri· batm en miihim yonlerinden biri de Tiirk�enin kelime kadrosunu yoksulla�tJrmasJdJr. Dilde yoksulla�manm iki cephesi vard1r: a) Kelime ve kavramlann yok olmas1, b) Pek �ok kavram i�in tek kelime kullanJimasJ. a) Uydurmac1lar; dilimizde mevcut olan kelimeleri atarak onlarm yerine yenilerini koymaktad1rlar. Bunun sonucu olarak SAT I H, iSTiMAL gibi kelimeler yeni ne· sillerin kelime kadrosunda "bulunmamaktadJr. Tabii ola­ rak denebilir ki bunlann yerine yiizey ve kullanma keli· mel�ri yede.�mi�tir. Ancak mesele bununla bitmemekte· dir. Eski ve yabanc1 oldugu zannedilen kelimelere kar�J topyekun bir sava$ a�•lm•�tJr. Eski kelimelere kar�J tak1· mlan umumi dii�manhk tavn; yerlerine kar�1hg1 konma­ yan pek �ok kelimenin de unutulup gitmesine sebep ol­ maktadJr. Kelimelere yeni kar�1hklar verilse bile bunlar sadece sozliikte kalmakta, yeni nesillerin zihninde pek �ok kavramm ne eski ne de yeni kar�JhklarJ bulunmak­ tadJr. Atatiirk'iin nutkunu yeni dile �evirenler MAHi­ YET ve BILFII L kelimelerine hi�bir kar�1hk vermemi�­ lerdir. �imdi gen�lerin bir�ogu, hem de iiniversitede 19


okuyan gen�lerin bir�ogu ne bu kelimeleri biliyorlar,

ne

TDK 'nun TU..k�e Soz lilk il MAHIYET'e NITELIK ve ICYOZ kars1hklarm• de bunlar1n ifade ettigi kavramlar1

'

vermi�tir. Nitelik, vas1f demektir. IHiiZ de mahiyetten farkhd1r: "Kitabm mahiyetini anlamad1m", "kitabm i� yilziinil anlamad1m" demek degildir. Mahiyet, "bir �eyiu

anlat.r. BILFIIL kelimesine ise I� OLARAK, EYLEMLI, EDIMLI

neden ibaret oldugu"nu Tirk�e

Sozlilk

OLARAK

kar�ll1klanm

vermi�tir.

Bilfiil

kelimesini

bilmeyen ve kullanmayan bugiinkU gen�ler, bu kar�1hk·

i� OLARAK , EDIMLI OLARAK diyen iiniversite gencine rastlad•mz m1? EYLEMLI ise ba�ka manada, "kadrolu

lardan hangisini kullamyorlar? Siz, bilfiil kavram1 i�in

ogretim ilyesi" manasmda kullamlmaktad.r. Atatiirk'iin "memleketin her ko�esi bilfiil i�gal edilmi� olabilir" cilmlesi, Soylev'de "yurdun her ko�esine dii�man·girmi� olabilir"

�eklini

kelimesi atllm1�t1r.

alm1�t1r,

0

yani

ciimledeki

BiLFIIL

halde bu kelime dilimizde art1k

yoktur. Bunun kar�1hg1 olan herhangi bir kelime de yoktur. Biraz ya�hca miinevvere gore, �imdi gen� ayd1· nm zihninde bir kavram eksiktir. Dii�iincesini bu bir kavram eksik ile ifade etmek zorundad1r. Meramm1 tam anlatamama vaziyetine dil�iiriilmi.i�tilr. Bilfiil kelimesini ve kavramm1 bilmeyen gencin akhna herhalde "itibari, kuvve halinde, vekalet suretiyle olmayarak" diye kav· ram1 izah . etmek de gelmeyecektir.

MOPTEDi kelimesi ve kavram1 da art1k dilimizde MOPTEDI i�in Tiirk�e Sozlilk, BiRSEY t)G. RENMEYE YENI BASLAYAN, BA�LAYICI manala· nm vermi�tir. Ashnda mi.iptedi "ilim tahsiline veya bir yoktur.

i� ve san'ata yeni ba�layan" demektir. �imdi bu tek kelime i�in bu uzun kelime grubunu mu kullanacag1z?

MOPTEDI yerine Tilrk�e Sozliik'teki BA�LA· YICI kelimesini kullanan insan gordiinilz mu? 0 halde MOPTEDI kelimesi ve kavram1 gen� nesillerin zihninde

Siz hi�

mevcut degildir. Ya�h miinevverlere gore gen� aydmlar bir kelime daha eksigiyle konu�mak zorundad�rlar.

20


$imdi Prof. Dr. Ozer Ozankaya'mn yeni kelimeler· den olan KAVRAM'1 nasd anlad•im• gostermek istiyo­ rum. Prof. Dr. Ozankaya, Ulusal KUitiir dergisinin 1979 Ocak saymda KA VRAM i�in �unlar1 yaz1yor: "Dili· mizde on binlerce sozcuk var.· Ama bunlar i�inden kav· ram diye ay1rt .ettiklerimiz az say1dad1r. Bunlar ozel bir onem ve anlam zenginligini ta�1rlar. lnsanlar sorunla­ nm ge�erli bi�imde �ozebilmek i�in o sorunlann ozii­ nii, temelini kavramaya �ah�1rlar. l�te ya�mm tiirlii alanlarm1 diizenlilikleri i�inde tammam1z1 saglayan kilit sozciiklere kavram diyoruz." (s. 2). Goriildiigii gibi Ozankaya, kavram1 "anahtar kelime" zannetmektedir. Halbuki kavram, MEFHUM demektir. Mefhum ise "bir sozun veya ibarenin delalet ettigi �ey" manis.lna gelir. Prof. Dr. Dogan Aksan, Anlambilimi ve Tiirk Anlambilimi (Ankara, 197 1) adh eserinde kavram1 "kelimeye s1k1 s1k1· ya bagh, dilbirliginden kimselerde ortak.olan genel tasav· vurlar" (s. 38) diye tarif etmi�tir. K1saca, her kelime i�in bir kavram soz konusudur. Ozankaya'mn .zannettigi gibi kavram, "dilimizdeki on binlerce sozcuk arasmdan aylrt ettigimiz az say1daki kilit sozcuk" demek degildir. 0 hal· de Prof. Dr. Ozer Ozankaya'nm zihninde MEFHUM ve KAVRAM kelimelerinin delalet ettigi mina yoktur. Ya­ hut ·da ba�ka kavramlarla kan�m1�t1r. 0 da ya�h meslek· ta�larina gore bir kavram eksigi ile du�unmek, meram•m tam ifade t!dememek durumuna du�iiriilmii�tiir. Daha once "Ya�yan Tiirk�emiz" sUtununda yazd1· g1m son bir arnekle meseleyi daha mii�ahhas olarak an­ iatmak istiyorum. Elimde sahifeleri degi�ik olarak nu­ maralanml� bir kitap vard1. l�indekiler, Qnsoz ve Giri� kiSimlarmdaki sahifelere romen rakamlar1yla; inceleme k1sml!'la bildigimiz rakamlarla numara v�ilmi�ti. Kitabm sonunda yer alan Metinler k1smmdaki numaralar ise tek· rar birden ba�hyordu. Kitab1 yuksek okul bitirmi� muh­ telif kimselere gosterdim ve sordum: Bu kitabm sahifele· rini ba�ka nasll bir duzenle numaralayabilirsiniz? Pek �ok kimse uzun uzun izah etti : Ilk sahifeden itibaren bir

21

·


say1s1 ile ba�lar1z ve devam ederiz, yani araya kesinti koymay1z; sahifeler birden ba�layarak sonuna kadar ke­ sintisiz olarak devam eder .. Meramlarm1 bu �ekilde bir­ ka� cilmleyle anlat1yorlar, ama yine tarn olarak ifade edemiyorlard1. Kimisi ikinci numara dizisinin sonu olan sahifeyi a�1yor, eliyle i�aret ederek "bundan sonra tek­ .rar birden ba�lamaz, 93'ten sonra 94 olarak devam ede­ riz"diyordu.Onlara bir kavram1 buldurmaga �ah�ml�tJm. Kavram zihinlerinde belirsiz bir �ekilde canlanm1�tr, fa­ kat bir tilrlii �ekillenemiyordu. Tam olarak belirmesi ve �ekillenmesi i�in kelimelere ihtiya� vard1. Kavram1 az �ok bulanlar, onu cilmlelerle, hatta ELLE GtlSTERE­ REK, yani en iptidai anla!ima vas1tasma ba�vurarak ifade etmeye �ah�m1�lard1. Aym soruyu, dilimizi iyi bilen veya biraz ya�h milnevverlere sordugum zaman iki keli­ melik kesin bir cevap ald1m: MOTESELSil OLARAK. Demek ki gen� nesillerin zihninde MOTESELSIL keli­ mesi ve kavram• da yoktu:. Boyle bir kavram kar�1larma �1kt1g1 zaman dil�iininede ve ifade etmede zorluk �eki­ yorlardJ. Hatta meramlaram ifade etmek i�in OILSIZ­ LER GIBi EllERINi KULLANMAK zorunda kahyor­ lardl. b) Dilde yoksulla�manm diger cJphesi, pek �ok kav­ ram i�in tek kelime kullamlmas1d1r. Bunun sebebi de eski sandan kelimelere dil�manhk edilmesi ve yeni keli­ melerin bir moda gibi benimsenmesidir. Ancak netice va­ him olmakta, manalarl birbirinden farkh olan pek �ok kelime ve J<avram gen� zihinlerden silinmektedir. A$A-. MA kelimesi, bakm, ka� kelime ve kavramJ dilimizden atmaktad1r. Oniversiteye giri� imtihanlar1 �imdi "IKI A$AMALI SINAV haline getirilmi�tir. Burada a�ama, kademe yerine kullanJimaktad•r .A$AMA YAPMAKibare­ sinde kelime, HAMLEnin BU A$AMADA ibaresinde SAFHAnm, A$AMA A $ AMA ILERLEMEK'te DERE­ CEnin kar�1hg1d1r. Tilrk�e Sozlilkte ise A$AMAmn kar­ �1hg1 olarak bunlarm hi�biri degil, ROTBE, MERTEBE, PAYE. kelimeleri .gostei'ilmi�tir. Aynca bu sozlilkte 22


MERHAlE i�in de A�AMA kar�ahga verilmi�tir. �im­ A�AMAnm �u kelimelerin yerini al­ dagma gorU..iiz: MERHAlE, DERECE, HAMlE, SAFHA, ROTBE, MERTEBE, P AYE, KADEME. Birbirinden di hepsini toplarsak

farkh manalara gelen tam sekiz kelime, sekiz ayrJ kav• ram, sadece

A�AMA kelimesi ile kar�alanmaktadar. Bun­

dan sonraki nesiller dii�iiniirken sekiz ayr1 kavram i�in tek kelime ile dii�iinecekler; kelime hazinelerinden yedi kelime eksilecektir. Bir ornek daha verelim.

DOZEY kelimesi, Tiirk�e

Sozliikte SEVIYEnin kar�ahg1 olarak gosterilmi�tir. Prof. Dr. tlzdemir Nutku ise Ulusal Kiiltiir dergisinin san sayasmdaki bir yazasmda (s.

82)

1 979 N i­

"Bu ya�takilerde

PlAN ON 00-

adalet duygusu on diizeydedir" diyerek, kelimeyi kar�ahgmda kullanma�tar. Gen�ler de �ok defa

ZEY, ARKA DOZEY diyorlar. Derece de s1k sak DOZEY ile kar�alanmaktadar. Hele · "a�aga derece" manasma ge­ l en

DEREKE tamamen unutulmu�, o da ta�adaga ince

mananan farkma vanJmakSIZin seviye kavraml i�inde

DOZEY ile kar�Jiamr olmu�tur. 0 halde DOZEY kelime­ SEViYE, DERECE, DEREKE, PlAN kelimelerinin,

si;

yani manasJ farkh dort kelimenin yerine oturmaktadar. Bundan sonraki nesiller, bu dort kavram i�in tek kelime ile dii�iinmeye mahkum edilmekte, kelime hazineleri ii� kelime eksiltilmektedir.

4- Uydurmacahgm bir ba�ka tahribata, kavramlaru1 birbirine kan�t1nlmasa, kelimelerin yanh� yerde kullanll­ masadJr. YabancJ bir dil ogrenirken Slk Slk boyle hatalar yaparaz. Kelimenin asal manasam tam olarak ogrenmemi� olur veya unutur, onu ba�ka manada kullamnz. l�te uy­ durma dil de, bu bak1mdan, ana dilimizden ayn, yabanc1 bir dil gibidir. Uydurma dilin yeni kelimeleri de, bir ya­ banca dilin kelimeleri gibi

EZBERlENEREK ogrenil­

mekte, bu yiizden zihnimizde her zaman tam yerlerine oturmamaktadJr. �imdi yanh� kullam�lara ait �e�itli or­ nekler verecegim. Televizyon reklamlannda "f;agarm Elmoru,

ECA ile 23


c;OZOMLESIN SORUNUNUZU" v�ya " ..... .Jistiklerini· ze ili�kin tUrn sorunl an mzr c;OZOMLER" gibi ciimlelere rastl amaktayez. MESELENIN «;OZOMLENMESI ne de· mektir? TDK, c;OZOMLEMEK keli mesini TAHtlt ET· MEK yerine �ekarme�ter. Halbuki yukaredaki reklamcdar, meseleyi ECA i l e veya listik ile T AHLI L ETMEYECEK· . LERDIR; HALLEDECEKLERDIR. Bu hata �ok sek ya­ pllmaktader. Simdi Tii"kiye'de pek �ok kimse �ozUimesi gereken "sorunlare" halledilmesi gereken meseleleri �oz­ memekte; �oziimlemekte, yani tahlil etmektedir. Bir ba,ka rekl amda "Esem Inter, de� dilnyanm da BEGEN IS IN I kazande" denmektedir. Bu cilmleyi Tiirk­ �eye �evirirsek "ESE M Inter, de$ diinyamn da ZEVK I­ Ni k aza nd1 " $ekline .. girer. c; un k ii BEGENI , ZEVK i �i n uyd urulmu$tur. Reklamc1 i se "ze-,:kini kazande" degil, "takdirini kazanda" demek istemektedir. Ama ana di­ linden farkh bir dil kulland1g1 i�in hataya dii�mektedir. Televizyonun 25.12.1979 tarihinde, saat 19.30'da ' yaymlad1g1 "Anadoluya" programmda, "(Kenya ve Yugoslavya'da �1kanl�n .ta$1art, Eski�ehir'deki IUie ta$eY­ Ia) kar$11a�tarm ak OLASI degildir" cilmlesi kullamlme$· ter. OLASI, M U HTEM EL yerine uydurulmu�tur. Tiirk�e­ de "kar�da$tlrmak muhtemel degildir" denmez; "kar$1· la$tlrmak miimkiln degildir " denir. Kelime burada da ya­ bance bir dil in kelimesi gibi iyice ezb erlenememi�tir. Ay ­ m hatay a Tiirkiye'nin en yiiksek ilim kuru1U$U olmase gereken·TOB ITAK dahi yapma�; 19 Kasam 1974 tarih ve 14/15946 sayah tamim inde , OLASJLJK kelimesi ni IHTIMAL yerine degil, IMKAN yerin e kullanme$tlr. Sak s1k hatah kullandan kelim ehirden biri de "KARSIN" dar. Bu kel ime RA GMEN yerine uydurul­ d ugu halde MUKAB IL yerine kullamlmaktader. Nite· kim Prof. Dr. Ozer Oza nkaya , Ulusal Kiiltii" dergisinin 1979 Ocak sayesa nda , 5. sahifede KARSINI, MUKAB IL yerine kull anml$tlr. A$amanm sekiz ayre kelime yerine kullamldegem yu· kareda gormil$liik. Cumhuriyet gazetesinin 29 Kasam

24


1980 tarihli niishas1nda ise Oktay Akbal, bu kelimeyl ta·

mamen farkh bir minada kullanm•ttlr: " T�k Oil Ku· rumu at1hmlanyla, aratt�rmalarl, yaratt1g1 tart11ma hava­ ..•

Siyle dilimizin anlatma A�AMASINI h1zland1rd1." Burada

ne demek istemektedir? "Dilimizin

arllatma" merhalesi

mi, safhasl ml, mertebesi mi, hamlesi mi, derecesi yesi mi h•zland�rllm•tt�r? Goriildiigii gibi TDK

mi, pi·

i.iyesi ve

savunucusu Oktay Akbai da a1amamn mioasm1 ezberle· yememit ve onu "vetire, proses" yerine kullanm11t1r. Aym yaz1da Oktay Akbal "tamm" kelimesini de yanht kullanmaktad1r: "(Burhan Felek) yaz1mda Burhan Felekler, Bedii F-aikler TANIMLARINI kulland•i•m i�in iiziilmii1" diyor. TANIM, Tiirk�e Sozliikte TARIFin kar­ t•hi• olarak gosteriliyor. "Burhan Felekler, Bedii Faik·

ler"

tirif midir? Bunlar tarif degil, kelimedirler, isimdir·

ler. Oktay Akbal, "isimlerini Burhan Felekler, Bedii Faikler teklinde kulland•i•m· i�in" denieliydi. Demek ki heniiz TANIM kelimesinin minis1m da ezberley.eme­ miltir. S1k s1k hatah kullamlan uydurma kelimelerden biri de ETKINLiKtir. Tiirk Oil Kuruinunun Genel Yazmam Cahit Kiilebi, 27 Kas1m 1980 tarihli Cumhuriyet Gazete· sinin

4.

sahifesinde "Bunlar (tutucular) zaman zaman

tutucu hiikumetlere akll hocahg1 ettigi gibi, zaman za. man da

Atatiirk yolunda ilerici politikacllara ETKIN­

LIKTE bulunduklanm bilmekteyiz" diyor. ETKINLIIC', TDK

tarafmdan

FAALIYET

yerine

uydurulmu1tur.

�imdi bu kurumun gene! yazmam, "(tutucularm)

•..

ileri·

ci politikacllara faaliyette bulunduklanm bilmekteyiz'� mi demek istemektedir? Tabii ki hay�r, TDK, etkinligi faaliyet i�in uydurmuttur ama, kelimenin bu minasm1 kurumun genel yazmam dahi ezberleyememit ve onu "tesir, miiessiriyet" kart•hgmda kullanm•tt•r. Bu konuda son bir Ornek olarak Prof. Dr. Ozdemir Nutku'nun Ulusal Kiiltiir'de, 1979 Nisan say1smda �1kan yaz1smdan bir ciimle verecegim

( s. 73): "«;ocuk, ayaklan·

mas1mn ilk evresinde, hareketlerini hep dairesel bir

OY· 25


LUMDA yapar".· TDK,

OYLUMU

mu�tur, alan i�in degil.

0

H ACIM i�in uydur­

halde "dairevi bir �acim" de·

nir mi? Oairenin hacmi olur mu? c;ocuk u�madtgma gore hareketlerini

HAciM i�inde degil, dairevi bir ALAN

i�inde yapar. Yukartda verdigimiz misaller, uydurmactltgm nastl ·

dilin bozulmastna, yanlt� kullantlt�lara ve manttkstzltkla­ ra sebep oldugunu gostermektedir. Bu orneklere ve ben· zerlerine radyoda, televizyonda, ga.iete ve dergilerde her zaman rastlamak miimkiindiir. Burada temas etmek iste· digim bir nokta daha var. Bu tiir kullam�lar dilimize za. rar verdigi gibi, kullanan kimse baktmtndan da zararlt olmaktadtr.

IHTIMAL ile iMKANIN farkmt bir �ocuk,

en ge� 16-17 ya�mda ogrenir. Oemek ki bu kavram­ larJ kart�ttran, birini digerinin yerine kullanan kimse,

16 ya�m altma dii�mektedir. FAALIYET ile TESIR kelimeleri� en ge� 12 ya�mda ayrt

zeka seviyesi baktmtndan

kavramlar olarak ogrenilir. Bu kelimeleri kart�ttran, yani etkinligi tesir m�nasmda kullanan kimse ise zeka seviye­ si itibariyle

12

ya�m 'altma dii�er. T ARi F kelimesi de

0 halde iSiM i�in TA­ NIM kelimesini kullanan kimsenin de zeka seviyesi bu ya�m alttna dii�mii� demektir. ALAN ve HACiM kavram· en ge�12-13 ya�mda ogrenil.ir.

lart ise ilkokul LUMU,

5.

stmfta ogretilmektedir. �u halde

OY­

ALAN yerine kullanan kimse, ilkokul 5. smtf­

tan daha a�agt bir zeka seviyesine dii�mektedir.

5-

Uydurmactltgm tahriplerinden biri de dilimizin

ahengini bozmastdtr. Tiirk�e, tenafurden, kulagt ttrmala­ yan seslerin arka arkaya gelmesinden ka�man bir dildir. K-c;-K seslerinin ardarda gelmesinden ho�lanmadtgt i�in dilimiz, KOc;OKc;OK ve UFAKc;IK kelimelerini KOc;OCOK, UFACIK haline getirmi�tir. P ve

T sesle­

ri ise arka arkaya ancak menfi manalt kelimelerde kulla­ ntlmaktadtr: c;aput, kaput, sapttmak gibi. Uydurmactlar ise YAPIT kelimesini

ESER gibi bir kelimenin kar�tltgt

olarak one siirmii�Jerdir .. Bu kelime, hem yardtmct fiil olarak kullamlmadtgt zaman, mecazen gayet �irkin bir

26


mina ta�tyan YAPMAK fiilinden tiiretilmi�; hem de P, T seslerini yanyana getirmi�tir. Bu haliyle ESERE degil,

�ok �irkin minah bir kelimeye kar� thk olabilir. Uydur­ ma kelimelerden SAPTAMAKta da yine P, T sesleri arka arkaya gelmi�tir. Esasen uydurma kelimelerin baztlart, ses benzerligi dolaytstyla miistehcen manalar tedai ettir­ mektedirler. SEVECEN, YA�AM, KURAM, OZVERI boyle kelimelerdir. Uydurmactlar OlMAK fiiline de �rok yiiklenmi�ler­ dir: OlUMlU, OlUMSUZ, OlU�MAK, OlAY, OlA­ NAK , O'lASiliK. �oyle bir ciimle dii�iinelim: "Hadisele­ rin te�ekkiiliinde miisbet tesirlerin yanmda menfi tesirle­ rin rol oynamast da muhtemeldir". Bunu yeni dile �revi­ relim: "OlAYlARIN OlU�MASINDA OlUMlU etki­ lerin yanmda OlUMSUZ etkilerin rol oynamast da OlASIDIR."Goriildiigii gibi on bir kelimelik bir ciimlede be� kelime Ol�AK fiilinden yaptlmt�ttr. Herhalde bu­ rada i�tikak ·sanatt oldugu ileri siiriilemez. Ciirrdede tek­ rarlarm meydana getirdigi bir tenaflir vardtr. Buna ben­ zer bir ciimle Ozdemir Nutku tarafmdan kullantlmt�ttr: ,;Dikkate ahnmast gereken bir nokta da, oyun yerinde az saytda biiyiik OlMASI; OlANAK varsa hilt OlMAMA­ SIDIR." (Uiusal Kiiltiir, Nisan 1979, s. 78). 6- Son olarak uydurmacthgm dilimizin sisteminde meydana getirdigi tahribattan bahsedecegim. Tiirk�renin kaidelerine ayktrt olarak tiiretilen uydurma kelimeler, dilimizin yaptstnt da bozmaktadtrlar. Ancak fiillerden isim yapabilen -m ekini isme getirerek bag-1-m ve ora­ dan bagtmstzhk yaparsamz dilin sistemi bozulur. Dilin yaptstnt bilmeyenler bu defa ba�ka isimlere de -m ekini getirip meseli ip-i-m, ipimsizlik, gii�r-ii-m, gii­ �tiimsiizliik gibi kelimeler yapmaga kalkarlar. A�mak fii­ linden dilimizde olmayan bir ekle a�-'ltma yaplldtgt tak­ dirde bu defa ko!l-ama, u�r-ama, ge�r-eme, yiiz-eme gibi kelimeler de tiiretilebilir. Ormekten dilimizde bulun­ mayan -giit ekiyle <ir-giit yaptltnca sar-gtt, bil-git, dol-g � t, tut-gut gibi kelimeler ni�in tiiretilmesin? 27


l l han Sel �uk yaztlarmda "muhtemel degildir" yeri­ ne "olastzdtr" kelimesini kullanmaktadtr, -stz eki isimle­ re gelir ve sahip olmama ifade eder : aktl -stz, iz-an-stz, terbiye-siz, kalem -siz, kitap-stz gibi. Olastz kullamhn­ ca "muhtemel " yerine pekala OLA LI da kullandabilir. Bundan sonra her fiilin sonuna bir -a veya -e getirip ar­ d ma da -h veya -stz ekini il ave edebilirsini z : gel-elidir, gel -esizdir, ko�-ahdtr, ko� -astzt.ll r ... Boylece dilin yaptst allak bullak olur. "Saptama, ktsttlama" gibi kelimeler de dilin yaptst­ nm bozul masma sebep olmaktadtr. c;unkU b u kelimeler uyd urulduktan sonra arkasma bir de Y APMAK fiili yapt �ttnl makta ve "saptama yapmak, ktsttlama yapmak, bekleme yapmak, gecikme yapmak" gibi dili mizin siste­ mine uymayan kullam�lar ortaya �tkmaktadtr. Bunda yabanct dillerden aktarmanm da rolii vard tr. Tiirk�ede K I S IT LAMA YAPMAK degil , K I SITLAMAK ; G ECI K­ ME YAPM AK degil, G ECI K M E K denir. Gittik�e artan bu sistemsiz kullamh � iyice yayt hrsa dilimizdeki biitUn basit fiiller giiniin birinde "yiiriime yapmak, okuma yap­ mak, yazma yapmak, bakma yapmak" haline gelebilir. Yukartdaki omege benzer bir yapt bozuklugu da uydurma -sal, -sel eki yiiziinden dilimize m usallat ol­ m u�tur. Uydurmactlar tarafmdan moda hali ne getirilen -sal �imdi yal mz nisbet -i 'si yerine kullam l mtyor, -i 'nin bulunmadtgt pek �ok yerde de kullamhyor. Televizyonda, 29.4.1 980 tarihinde "parasal stkmtt " 25.1 1 .1 980'de "bedensel hareket " tamlamalart kullaml­ m t�ttr. Vine televizyon programlarmdan . birinde "�e­ hirset manzaralar " denmi�tir. Bunlarm yerine eskiden "paravi stktntt, bedeni hareket, �ehri manzara " demiyor­ duk. "para stkmttst, beden hareketi, �ehir manzara­ st" diyorduk. Yani bunlan stfat tamlamast ile degi l , isi m tamlamast ile ifade ediyorduk. Tiirk�enin isi m tamlama­ lart bu �ekilde Stfat tam lamasl haline sokul ursa bundan sonra meseli "'air kaprisi " yerine "'airsel kapris", "millet mal t " yerine "ulusal mal ", "zihin yaptst " yeri ne 28


"zihinsel yap1" denebilir. Hatta "kap1 k�lu", yerine "ka· p1sal kql ", "kalem ucu" yerine "kalemsel u�" dahi dili· mize yerle�ebilir. Tabii biit_Un bunlar dilimizin yap1s1na aykm degi�melerdir. Son olarak dilimizin sistemini altUst eden devrik cUmle Uzerinde d urmak istiyorum. Oevrik ciimle de uy­ durmacJiar tarafmdan dilimize sokulmak istenen bir bid 'attir. Devrik ciimlede fiil cumleni n sonundan alm­ makta, ortaya veya ba�a getiril mektedir. Halbuki TUrk· �ede kelime S1ras1, �a�maz . bir kaideye tibidir: ESAS UNSUR SONA. YARD IMCI UNSUR BA�A G E LI R. "Kap1 kolu" tamlamasmda as1l anlat1lmak i stenen, yani esas unsur "kap1 " degi l , "kol " dur, onun i�in sona gel� mi �tir. "Mavi gok " stfat tamlamasmda as1l anlatmak iste· digimiz "gok" tur ; bundan dolay1 sona gel mi�tir. "Mavi " ise niteliyici , yard1mc• unsur oldugu i�in ba�ta yer aim•�· t1r. Aym �a�maz kaide cUmlede de caridir. CUmlenin te· mel unsuru, esas1 fiildir, onun i�in daima sona getirilir. Vine bu kaide dolay•s•yledir ki fii lden sonra iki nci dere· cede belirtmek istedigimiz unsuru fiilin oniine getiririz. "Aii bugun okula gitti " climlesinde temei unsur "gitti" dir; mutlaka sona getirilir. Ondan sonra ehemmiyet ver­ digimiz unsuru da fiile yakla�t•rmak, yani sona atmak suretiyle belirtiriz. �ayet "Aii" yi belirtmek istiyorsak "Bugiin okula Ali gitti " deriz. "ESAS UNSU R SONDA, Fi l l SONl>A" kaidesi,1 250 y1ldan beri Turk�ede hii­ kUm sUrmektedi r. Bunu dili mizin en eski iki abide eserin· den , 1 250 yd onceki Orhun Abidelerinden ve 900 yal onceki Divanu Lugati 't-TUrk 'ten ornek cumleler vermek suretiyle gostermek istiyorum. ORHUN ABI D ELERI N D E N (Muharrem Ergin ne�ri) : C•gany budunug bay K I LD I M. Az budunug oku� . K I LD I M. (s. 50) . Tiirk begler, budun, bum E �I D I NG. Tiirk budun tirip il tuts1kmgm bunda URTUM. Yang1hp olsikingin yime bunda U RTUM. (s. SO). 29


Oze kok tengri , asra yag1z yir k1 l mdukta ikin ara ki!l!i ogh K I LI N M I $. K i !!! i oghnda iize e�iim apam Bumm Ka­ gan l stemi Kagan OLURM I $ . Ol urupan Tiirk budunung ilin toriisin T UTA B I R M I ,S , ITI B I RMI $. (s. 5 1 ) . Tiirk budun ii�iin tiin U D I MAD I M , kiintiiz O L U R­ MAD I M . l ni m Kill Tigin birle, iki ·�ad birle olii yitii KAZGAN D I M. (s. 55) . l n i m Kill Tigin K E RG E K BOLD I . tlziim SAKI N­ D I M . K oriir koziim kormez teg, bilir bi ligi m b i l mez teg BOLDI . (s. 59) lda ta!ijda kalml!ijl kubramp yiti yiiz bold1 . i ki iiliigi athg erti , bir iiliigi yadag E RTI . (s. 75). 01 sab1g e�idip sii YOR, ITD I M . Altun y1�1g yolsuzun A $ D I M I Z. I rti � iigiiziig ke�igsizi n K E «;D i M I Z (s. 79) . D i VA N O LUGATi 'T -TO R K 'T E N ( Besi m Atalay ne!ijri ) : E mgek eginde KA LMAS ( C. I . s. 1 1 0). Ok keyikten tlTTi (C. I, s . 1 7 1 ) . Tengri mening i � i m i n i (C. I , s . 1 7 1 ) 01 manga ton K E D O R D i ( C. 1 1 , s. 76) . 01 mindin SAK L A N D I ( C. 1 1 , s. 247 ) . Tats1 z Tiirk BOL MAS, ba�s1z b ork BO LMAS ( C. 1 1 , 5. 28 1 ) . Tengri yalnguk YAR ATTI ( C. 1 1 , s. 3 1 5 ) . E r atm KOVD I ( C. I l l , s. 1 83 ) . 01 manga s o z StlZL E D i ( C. I l l , s. 296) . 01 atm KAM «; I LA D I (C. I l l , s. 352). Yukandaki ornekler, Tiirk�eni n cii mle yapiSinl a�lk bir �ekilde gostermektedir. 0 halde uydurmac1larm veya onlara ozenenleri n kulland1klan devrik ciimle ; Tiirk�enin yap1sma ayk1n , onu sars1c1 ve y1k1c1 bir kullamh�t1r. ***

Tasfiyeci l ig i n dilimiz iizerinde nas1l b i r tahribat yaptlg m l alt1 madde hali nde gorm ii� olduk . Bunlara ait or­ nekleri �galtmak dai ma miimkiindiir. Tiirk�eyi sevenle­ rin ve Atatiirk 'iin soziine uyarak i l mi miir�it kab ul eden­ lerin bu kon uda tutacaklan yol ; iiniversitelerdeki ili m adamlarma, yani Tii'k dili miitehass1slarma uymakt1r. 30


TORK D i li HAKK I N DA Bundan tarn 1 250 ytl once biiyiik Tiirk kahramam Kol Tigin bir sava�ta yigit�e can vermi �ti . Agabeyi Bi lge Kagan, 732 ythnda on � n h attrasma biiyiik bir abide di k ­ tirmi� ve 1 250 y t l oteden Tiirk mil leti ne �oyle seslenmi�­ tj : "Tiirk Og uz begleri ! Mil let ! i �it i n ! Ostte gok �okmese, a ltta yer delinmese, senin ilini, toreni , kim bozabi lir? " Bi lge Kagan, kendisinden 1 250 y t l sonra Tiirk mil letinin i liyle, t oresiyle ve diliyle ya�amaya devam edecegini �ok i yi bi liyordu·. D i li mizin ilk yaztl t kaynaklarmt ta�lara o kazd trtmt� ve milleti mizin ebedf hayat t n m i l k miijdesini o verm i �ti . Kendisinden 1 200 kiisur ytl sonra Mustafa Kemal "Tiirk milleti i lelebed payidar kalacakttr" diye­ rek aym sesi , binlerce y t l daha otelere aktaracaktt. 1 250 ytl onc ek i Tiirk dili, bugiinkiinden �ok da farkl t degildi : "Bu yirde olurup Tabga� budun birle t iiziil t ii m - B u yerde oturup <; i n inil leti ile anla�t i m . Altun kiimii� i �gi­ ti kutay b ungsuz anp. birii r - Altmt, giimii�ii, i pegi , ipek­ l i yi stk t nt tya dii�meden oylece veriyor. " Goriildiigii gibi 'fiirk�re �ok fazla degi�memi�ti . 31


910 y1 l once Mahmud adh bir ba�ka T Ur k K i�gar'· dan �1karak TUrk i l lerini dola�a dola�a; K1rg1z'dan, Yal· ma'dan K1p�ak 'tan ve Oguz'dan toplad1g1 ke1imeleri defterine yaza yaza Bagdat'a gelmi�ti . Oguz ogullarm· dan Alpaslan 1071 'de, Malazgirt'te askeri bir zafer kazamrken, aym tarihte Mahmud da Dicle k1y1smda yazd•i• Divanii LOgati 't Tiirk ile Tiirk�enin �ferini ilan etmi�ti . Eserine, Tiirkliik gururunu ifade eden �u ciimle· lerle ba�hyo rdu : Tann, devlet giine�ini Tilrk bur�larm· da dogdurmu� ve gokleri onlarm iilkesi etrafmda don· diirmii�tiir. Onlara Tiirk adm 1 vermi� ve onlar1 yeryiizii n e haki m kllm1�t1r." Yedi as1r once, Tiirk�e. Anadolu'da, belki de sonme· ye yiiz tutarken Karamanoglu Mehmed Bey, 1 277 y1hn· da, "Bundan boyle divanda, dergahta, b argahta, �r�1da, meydanda Tiirk dilinden ba$ka dille konu$ulmayacakt•r" diye ferman okutmu� ; Tiirk�enin ve Tiirk milletinin ya�amaya devam edecegini bir kere de o hayk1rm1�t1r. 1 S. yiizyllda 2. Murad 'm a�1k Tiirk�e ile eserler yazll ma5101 ·e mredi�i ... Aym asrm ikinci yansmda , Tiirkistan'da, Herat �ehrinde bir Tiirk�e kahramam daha vard1r : Ali $ir Nevayi. Zamamm n Fars�a yazan �iirleri ne �ar�1 IS· rarla Tiirk�eyi savunur. Kendisi Tiirk�e eserler yazmakla kalmaz ; etrafma da ay m fikri telkin eder. Muhakemetii'l Lugateyn adh eserini , Tiirk�enin Fars�adan iistiin oldu­ gunu ispat etmek maksad1yla yazm1�t1r. Du eserde Tiirk�enin giizelligini ve yiiceligini �u sozlerle belirtir : "Ya­ radlh�lm bayag 1dan ve bayagll1ktan ka�mmay1, iyiyi ve giizeli sevmeyi buyuruyordu. 0 zaman ana dilim iizerine dii�iinmeye koyuldum. Tiirk�eni n derinliklerine dahnca giizlerime onsekiz bin alemden daha yiik�ek bir alem gii­ riindii Du al e mi n bah�lerine dald1m; giill�ri giine�ler gibiydi . Her yamnda giiz giirmedik, el ayak degmedik ne· ler neler vard1. Amma bu tlls1mm y1lanlar1 pek korkun�, bu giillerin dikenleri pek yamand1. Bunlan giiriince dii­ �iindiim ve dedi m ki : "Demek b izi m TUrk ozanlar1 bu korkulu, iiziintiilii �eylerden �ekindikleri i �in Tiirk�eyi . "

...

32


btraktp bo�lamt,lar ve boyle ge�ip gitmiJier." Ben · bu ilemden vazge�emedim, korkmadtm, yslmadtm; gii�liik· leri yendim; �etinliklerle sava�ttm; emeklerimi esirge· medim. Tiirk�enin engin alanlarmda ilhamtmm 1ahlanan attnt ko�turdum. Sonsuz fezilarmda hayalimin htr�tn ku�unu havalandtrdtm. Zevkim bu hazineden paha bi· �ilmez, gii � yetmez bir�ok inciler, ptrlantalar aldt. Gon· liim bu bah�enin gizliliklerinde· guzel kokulartyla cana can katan, goz gormedik �i�ekler topladt." Nevayi, dilin ve edebiyatm bir milleti birle�tiren en onemli unsur oi­ duitunun farktndadtr. Lisanii't-Tayr adh eserinde "Turk �iir bayragmt kaldtrarak Turk iilkesinin birligini sagla· dtm." der. 2. Murad 'tn ve Nevayi'nin �h�malartna rag men, daha sonraki iiStrlarda dilimiz, siiratle Arap� ve Fars�a ntn tesiri alttna girmi �ti . 1 6.-1 8. yiizysllarda Tiirk�e, bu dillerin gramer �ekillerinin ve cumle yaptsmm da etkisin· de kalarak, adeta kaybolmaya yiiz tutmu�tu. Baz.t edip· lerin dili i le konu�ma dili arasmda biiyuk bir u�urum a�tlmt$tl. Tanzi mat�slar bu u �urumu kapatmaya, yazt dilini sadele$tirmeye �h�ttlar. Bu yolda kesin sonuca, Tii'k�Uier sayesinde ula�tldt. Ziya Gokalp ve Omer Sey­ feddin; Tiirk�iiliigun bu iki fikir ve hareket adamt, koy· d uklart saglam prensiplerle milll bir dil ve milli bir ede­ biyat yaratttlar. "Tiirk" admt, devletimizin adt haline getiren Bilge Kagan 'm atalaqdtr. Aym kelimeyi , devleti mizin yeni $ekline ad olarak veren Mustafa Kemal de elbette Tiirk diline egilecekti. Ktrk dokuz ytl once 26 Eyliil 1 932'de, iilkemizin kalbi Dolmabah�e Saraymda attyor; devletimi­ zin, edebiyattmtzm ve ilim diinyamtztn en b iiyuklerinin toplandtgt biiyuk merasim salonundaki bayram havast , oradan dalga dalga yurt sathma yaythyordu. 0 tarihten 2,S ay once, 1 1 Temmuz 1 932 ak$imt Mustafa Kemal arkada�lartna "Oil i�lerini dii$iinecek uman gelmi�tir" diyerek yeni bir hareketin ilk adtmtnt atm t$tl . Erte· si giin Tiirk Dili Tetkik Cemiyetini kurdurmu, ve bir •

33


kurultay to plan mast direktifini vermi �ti . 0 giinden sonra Gazi 'yi , hep dil kitaplanm i ncelerken, hep dil konulanm tartt�trken gardi.iler. Cemiyetin umumi katibi Ru �en E�­ ref Bey o giin leri � oyle anlatt yor : "( Yalova'da) Gazi Hazretlerini esk i , yeni , yerli , yabanct kamuslardan oz· tiirk�e sozler aramakla, fi loloji ve lengiiistik miinasebet· leri ortaya koymakla me�gul gordiim. Gezini rken , sofrada iken s t k s t k b unlan a�t yor, bunlart a nlattyor, b u n lan soruyQrd u . " Mustafa Kemal istiyord u ki Tiirk dilini n biitiin mese­ leleri toplanacak b iiyiik bir kurultayda tartt�dsm.Tiirk�e ·. nin eskiligi , ba �hca diinya dil leri ne kaynak oldugu orta· ya konulsu n . Tiirk�enin diinya iizerinde , ne kadar geni� alanlara yayddtgt anlattlsm. Oili mizin yaptst ara�t1r1lsm ve geli�me yonleri �i zi lsi n . O i l i m i z kendi kay naklarmdan beslensi n ve �agda� medeniyeti ifadeye muktedir olsun. 0 , dilin bir m i l letin kalbi ve zil:mi o ld uguna inamyordu. O i l ile m i l li his arasmda �ok kuvvet li bir bag oldugunu kab ul ediyordu . hte bu maksatla hem kurultay toplan· mast emri n i veriyor, hem de dil i � leri yle bizzat me�g ul o l uyordu. Ancak ko nu�malarm Ool mabah �e saraymm d uvarlan arasmda kapah kal masmt istemiyordu. Bunun i �in saraya bir radyo tertibatt kuruldu. Biitiin �ehir ve ka· sabalarm m eyda nlarma hoparl orler tak tld t . 2& Eyliil gii· nii ba�layan ve 6 E ki m 'e kadar siiren konu�ma ve tartt�· m alan boylece herkesin dinleyebilmesi i mkam saglan· mt� o l uyordu. i �te bu muhte�em giin, Oil Bayram t o la· rak i l an edildi . 0 giinde n sonra Atatiirk biiyiik bir dil seferberli gi· ne giri �ti . Yurd u n her tarafmda "derleme heyetleri " ve "d�rleme �ubeleri " kurd urd u . Bu heyetler; koylerin· de, kasaba lannda kullam lan , fakat l stanbul 'da b ul u nma· yan yiizb i nlerce kelimeyi toplayarak Ankara'ya gonder· di ler. Gazetelerde anketler a�t larak okuyuculara kelime· leri n oztiirk�eleri soruldu. Tiirk�enin eski sozliikleri, Orta Asya 'da ya�ayan Tiirklere a it leh�e sozliikleri kart�· ttnlarak oralardan Tiirk�e kelimeler �tkanldt . Kazan, 34


Ba �kurt , A.zeri Tiirkleri nden d i l i � leriyle ugra�an bilgin­ leri de Atatiirk etrafma toplam1�t 1 . Biitiin b u �ah�malann sonu�lan , 1933 yllmda "Tarama Oergisi " ad1yla par�a par�a ne�redilmeye ba�land1. Yazarlann , bu dergide yer­ alan sozlerle vaz• vazmalarJ istendi . Bu bir deneme idi . Tiirk�enin hangi devrine ait ol ursa o lsun , hangi sahasma ait bulunursa b u lu nsu n ortiirk�e keli melerle yazl yazma denemesi . Atatiirk 1 935 y1h sonlarmda bizzat ortaya att1g1 Giine� Oil Teorisiyle ilk manah sozleri n Tiirkler tarafm­ dan kul lamld 1gmJ ve ba�hca dil lerdeki pek �ok keli menin Tiirk�eden tiiredigini ispat etmeye ve ettirmeye �ah�t1 . M adem ki yabanc1 bildigimiz keli meler de Tiirk �eden tii­ rem i�ti , o halde bunlan dilimizden atmaya liizu m yoktu. 1 93 6 'da O� iincil Tiirk Oil Kurultay mda , daha once Atatilrk 'iln kontroliinden ge�en ve bizzat Atatilrk 'iln hu­ zurunda yap1lan konu�masmda, Tiirk Oil Kurumu Ge­ nel Sekreteri i brahi m Necmi Oi l men , Giine�·Oi l Teori ­ sinin b u maksadm 1 �oyle anlat1r : "Giine�-Oi1 Teorisi, �i mdiye kadar di li mize yabanc1 samlan dil lerdeki varhk­ lann Tiirk kaynagmdan geldigini ispat etmek le amelf sahadaki dil � � � �malar• m • za da biiyilk bir geni�lik ve ko­ layhk ver mi�tir. Halkm bildigi, manasm1 anlad 1g1 keli­ meleri n yabanc1 di lden geliyor samlarak feda edi lmesi zarureti bu teoriyle ortadan kalkml� bul unuyor." 1 937 'de Bilkrefte toplanacak bir beynel milel kongre i�in Atatilrk bizzat bir teblig hamlam 1 � ve bu teb ligi sunmak iizere Hasan - �e�it Tankut'u Biikrefe gondermi �tir. Atatiirk 'iin bizzat hamlad1g1 bu teb­ ligde de Giine�-Oil Teorisi nin bu maksad 1 �u ciim­ lelerle anlat1 hr : "Kurumun o giinkil maksad1 Tiirk dilinin epuratio n 'u idi . Ah�llm1� o lan usuller dilde ya�ayan ve Arap�a . Fars�a ve Grek-Latin as1 l h sam lan bi r�ok ele­ man larm Tiirk�eden �1kan hp atJ i masm • icap ettiriyordu . Halbuki bunlarm Tiirk as1 l h olduklan sezi l meye ba�la­ m J�tl. Fakat mevcut metodlarla bunun muntazam bir di­ siplin dahili nde ve 1tt1rath bir i zahm1 yapmak kabi l ol35


m uyordu. Bizi bu kaostan kurtaracak ve muammay1 a�a­ cak bir anahtara ihtiya� vard 1 . �imdi elinizde bulunan �u kU�Uk bro�Ur i �te o anahtar oldu. Bu bro�Ur Giine�­ Oil adm1 ta�1yan teorinin ana hatlarm1 ve izahlanm i htiva eder. " GorUidiigU gibi AtatUrk , i �inde ta�1d 1g1 yiiksek Tiirk­ liik duygu ve heyecanmdan dogan bir �evkle dilimize egil­ mi�, baz1 <Jenemelerden sonra "halkm bildigi, min is.m1 anlad1g1 keli melerin feda edilmemesi " dU�iincesinde ka­ rar kdm1�t1r. Zaten O 'nun asd gayesi ; Tiirk�enin iliin metodlar1yla ara�t1nlmasm• saglamak ve dili mizi yiiksek bir medeniyet dili haline getirmekti. 1 93 7 'deki bir ko­ nu�masmda Oil ve Tarih Kurum larm m "az zaman i�inde, ulusal 3:kademiler ha lini almasm1 temen ni ederi m " diye­ rek Oil Kurumu'nun bir akademi olmasm1 arzulad 1gm1 ifade etmi�tir. �u halde Tiirk�e iizerindeki i lmi Cl! a�t•r­ malar ne kadar artarsa Atatiirk 'e o Ol�iide sayg1 goster­ mi� olacag1z. ·

36


TOR Kc;EN IN TAR I H f GE L i �MESI

( *)

Oguz Tiirklerinin eski yurtlarmdan ve diger Tiirk kollanndan uzakta, yeni bir cografyada, yeni s i yasi bir­ li kler i�inde topl an m al a n ; kulland tklan "aihz"m bi r "va­ z t d i l i " ol masma sebep o ld u . i li m dili nde "Batt Tiirk�esi " denilen ve ilk orneklerine 1 3 . yii zy t lm birinci yanstnda rastlan" n bu yazt dili , Anadolu beylikleri nde "resml d i l " haline geldi . Burada dikkatlerden ka�an bi r nokta vard tr. Anado lu Sel �uklular mda Tiirk�e resm r dil olarak kulla­ m l m a zke n 1 3 . ve 14. y ii z y t l l a rd a b eyli k l erin resml d i li Tiirk�edir. Yalmz Karaman Beyliginde degi l ; Aydm­ ogullarmda , Germiyanogul larmda, Candarogullannda ve tabii O s manog ulla r md a da. Osma n h lar, Anadolu ve Bal­ kanlarda siyasi birligi saglay mca b u degi � m ed i . Anado l u Seh; uklularma ka r � t hk Osmanhlarda resmi d ilin Tiirk�e olmas1, Tiirk �eyi kurtard t . Ba�ka bir beylik haki m olsay­ dt herhalde Tiirk�e- yine kurtulacaktl . Fakat b u i�i Os­ manhlar yapm t�lar; hem Anadolu ve Balkanlarda Tiirk b i rl i gini kurmu�lar, hem de Tiirk�eyi kurtarm t�lardtr. Daha so nra ayd mlarm dilinde, Tiirk �enin sa d e li g i n i kay­ betmesi , b u g e r�egi d e gi �ti r m ez ,

_

.

yii z yt h n sonlarma kadar "Eski Anado lu Tiirk�te­ si ' ' ad m1 alan Bat1 Tiirk�esi , b u tar i h te n sonra "Os manh Tiirk �tesi " ded i g imiz i k� n c i devreye g i rer . Bu devre ; Ara p1 5.

37


�a ve Fars�aya ait bazr gramer �eki l lerinin, baz1 kahpla­ rm Tiirk�eye �ok hrzh ve yogun �ekilde girdigi devredir. Soz dizimindeki yabancr tesirler ise daha 1 4. yiizyr lda ba�lamr � ; Fars�a terkipler (tamlamalar) gittik�e zincirle­ nek 1 7 . asrrda doruk noktasma ula�mr�trr. Boylece, 1 6 .· 1 8. yiizyr l larda Tiirk�e, iki yabanc1 dilin ezid tesiri altmda b iiyiik yaralar al mr�. kendi yaprsma ait bir�ok ozel likleri kaybetmi �tir. Yaz1 dili ile konu�ma d i l i arasmda biiyiik bir u�urum a�r l m r �trr. Ancak, b iitiin bunlara rag men b u d i l , n e Arap�a. n e Fars�a. n e de ba�ka bir dildi r ; Tiirk�e­ dir. "Osmanh .Tiirk�esi ",tiirkologlar tarafmdan Tiirk �en in tari hi bir devresi olarak kab u l edi lir. Aynca , agdah Os­ man hcanm i m paratorl uktaki biitiin Tiirkler tarafmdan kuUa m l mad rgmi, sadece bi r krsrm aydmlann yazr lannda kullanrldrgmr da belirtmek gerekir. 1 9 . yiizyr lda, bi hassa basrm i �leri nin ve gazetenin ya yr lmas1 sonunda, aydmlar halka hitap edebi l mek i�in kon u�ma d i l i ne yakla�ma i hti yacr m duydu lar. Yazr dilin­ de sadele�me boylece ba�lamr � oldu . �i nasi, Ah med Ve­ fik Pa�a. Nimrk Kemal ve b i l hassa Ahmed Midhat Efen­ d i i le Mualli m N ici 'ni n bu yoldaki hizmetleri biiyiiktiir. Servet-i Fiin u n 'da yeniden agdah bir dile gidi l mek i sten­ diyse de bu k rsa siirdii. Servet-i Fiinun akrmr srrasmda F ra nstzcanm se ntakst da Tiirk�eyi etkiled i . Ancak , ya­ banc r etki lere a�tk olan bu akr m m sa n 'atkirlarmm Tiirk­ � eyi i � lemekte biiyiik bir ba�an gosterdik leri ni unutma­ mak gerekir. 20 . yiizyr h n ba�lannda Batt Tiirkc;: esi , ii�iincii ve son de vresi ne girer : Modern Tiirkiye Tiirk�esi . Bugiin de i�in­ de b u l u ndugumuz b u devreyi ba� latanlar, mi l l i edebi yat a k r m t i � indeki san 'atkirlard tr. Modern Tiirkiye Tiirk�esi­ ni yaratan sadele�me aktmmm nazariyatc;:t lan Omer Se y­ fettin ve Z i ya Gokalp ilk uygulaytctlan , i kisinden ba�ka Mehmet E mi n , Yakup Kadri, Refik Halit , Halide Edip, Re�at N uri , Faruk N iti z , Yusuf Ziya, Orhan Seyti vb .dir. Gen� Kalemler'de �a �lattlan ve Gokalp tarafmdan 38


sistemle�tiri len sadele�me ak1 m m m ana prensibi "yaz1 dilini konu�ma d i l i ne yakla�t1r mak"t1r. "Arap�a i l e Fars�a mn kaide v e terki plerini ata h m , I stanbul halkmm konu�t ug u gibi yazahm " deniyord u . Harekette h i �bir zorlama ve sun 'ilik yoktu. Hareketi n gayesi , Tilrk�edeki keli meleri atarak yerleri ne yeni keli meler koymak ve da­ ha once mevcut ol mayan yeni bir d i l meydana getirmek degildi . Mevcut olan , ya �ayan bir d i l ve keli meler, I stan­ bul halkmm kul land lgl dil ve keli meler ornek olarak gos­ teri l i yor ve b oyle yaza h m deni yord u. Hi�kimse yeni ke­ lime ezberlemek zorunda kal m adlgl i �i n sadele�tirme ha­ reketi , on on be� y1l gibi k1sa bir zamanda, Cumhuriyet'­ i n ilk y 1 ll armda ba�anya ula�t 1 . AtatUrk, 1 2 Temmuz 1 932'de TUrk D i l i Tetkik Ce­ miyeti ni kurarak d i ld e yeni bir hareket ba�latt1 : Tasfi ­ yec i l i k . D i l i mi zdeki bUtUn yabanc1 as1 l h keli meler i � i n TUrk �e k oklii kar � l l 1 k lar bul mak. B u n u n i � i n , Anadol u '­ dan ve TUrki ye d 1 � mdaki TUrk to plul uklarmdan bir tara­ ma ve derle me faali yetine giri �ildi ; anketler dUzenlendi . Toplanan malzeme "Osmanhcadan TUrk�eye Soz Kar�•­ hklan : Tara ma Dergisi " ad1yla 1 934 'te iki ci lt olarak ne�­ redi ldi . Bu dergi lerde bir kel i me i �i n pek �ok kar�1hk bu­ l u nu yord u. 1 935 'te yaymlanan "Osma n hcadan TUrk�eye Cep K 1 lavuzu " ve "TUrk�eden Osmanh caya Cep K •lavu­ z u " adh kitaplarda ise her yabanc1 as1 l h keli me i � i n bir kar�1hk veri l mi �t i . { 1 ) 1 933-1 935 y 1 llarmda b u malzeme ile yaz1lar yaz1hyor, kon u �malar yap1hyord u . ( 2) . Atatiirk de bu keli melerle i l k nutkunu l sve� veliahd 1 �erefi ne «;ankaya 'da verilen ye mekte soylemi �ti r. Nutkun bir pa­ ragrafml ornek olarak verebi liri z : "Avrupamn iki biti m ucunda yerlerini berkiten uluslar1 m 1 z , ata� ozliikleri nin tiim ISSI Ian olarak baysak, oniirme, uygu nluk k l ldacllarl olmu� bulunuyorlar; onlar, bugiin, en .gti zel utkuyu ka­ zanmlya amklamyorlar : baysal utkusu " . ( 3) 1 936 'da , Atatilrk bu hareketten vazge�ti . Atatiirk'iin yak m mda ve hareketin i �inde b u l u nanlar ; h at1 ralan nda ve yaz 1 larmda bunu a � 1 k �a belirtmi �lerdir.

39


Atatiirk 'iin en yak m arkadaJiarmdan ve Cep Ktlavu­ �ah�ma kol u iiyesi o lan Falih Rtfkt Atay, Atatiirk'iin agzmdan �unlart nakled iyor : "Bu Tarama Dergileri ve Cep K1lavuzlart i le bu dil i�i yiiriimez. Falih Bey, biz Os­ manilcadan ve Batt dill!'rinden istifadeye m ecburuz" ( 4) . 1 934 'tcki lkinci Tiirk Oil Kurultaytnda TDK 'nun Merkez Heyetine se�i len ve gramer_-sentaks kol u ba�kan­ hgma getirilen Yakup Kadri Karaosmanoglu'ndan : "Ata­ ·dirk , yeti � i � i bak1 mmdan en koyu Osmanltcadan gel miJ, y1Har y1 h bu agdah, terki pli dili kullanm1�tt. Bunun ar­ k a�mdan Tilrk cedeki biitiin yabanct kelimeleri atmak is­ r.eyen tasfi yeci leri n yamm tutmu�tu. Giine�-Di1 Teorisi c vrcsinJr: i se di! ko nusu ndaki tutumuna yeni bir bi �im, h i r o rt a yo i arama endi �esi gorii l mektedir. ;' (5) - Atatfirk ' lin saghgmdaki biitiin kurultaylarda daima Tm( :., :, ,,�-kez Hcyeti iiyeligine se�ilen, gramer-sentaks ve ) (•ngfiistik ko i u ba�kanhklarmda bulunan Ahmet Cevat E n-.rf' den · "Bu uydurma dii bir miiddet yaztlarda tecriibe cdikJ\ hatta boyle konuJanlar bile oldu. Rahmetli Ki­ nm Dirik bu d i li �atrr �attr konuJurdu. Bir ak�am, sof­ rada , b oyle konu�mu�tu. Gazi yiiziine bakmtJ, giiliimse­ mi � , "Birbirimizi anlamaz olduk " buyurmuJtU. 0 gece­ den itibaren ozle�tirmeci lik , Gazi i�in itlis etmiJti . Fa­ kat geri donmek �ok gii�le�mi�ti. " (6) "Milyonlarm anlad1g1 , milletin konu�mada, yaz1da, sahnede ve hatip kiirsiilerinde kullandtgt dilde inktlip ya­ pllamtyacagma inand1ktan sonra Atatiirk, bir irtica ha­ reketi sayd1g1 ozle�tirmeci lige nastl bir fr�n vurabi lece­ gini dii�iiniiyordu. " ( 7j Tarama Oergisi ve Cep K1lavuzu komisyonlarmda iiye olan, dil sohbetlerinde A.tatiirk 'iin stk stk yakmmda bulunan Abdiilkadir inan da bu konuda Atatiirk'iin JOY· le dedigini yazmaktadtr : "Birka� giin once Ahmet Cevat Beye soyledi m : Ketebe yektiibii Arabmdtr; kitip, kitap, mektup Tiirkiindi.ir. " (8) Agah S1rn Levend de "Tiirk Oilinin Geli �me ve Sa­ dele�me E vreleri " adh esednde, Giine$-Dil Teorisinin zu

40


ilamyla birlikte , 1 936'da "yabanc1 keli melere Tiirk�e kar�1hk bulmak i�i durmu�tur" diyerek yukandaki ifade· leri dogrular (9) . Atatiirk de 1 936'dan SQnraki konu�malarmda uy­ durma kelimeleri b 1rakarak normal Tiirk�eyi kullamr ve tavnm a�1k�a belli eder. Bunu, 1 937'de TBMM'de yap· t1g1 bir konu�madan ahnan �u par�a ile gosterebiliri � : "Balkan siyasetimiz, en mesut b i r i �birligi yaratmakta devam ederek kendisi ne �izilmi� olan sulh yolunda her giin daha veri m li neticelerle i lerlemektedir. $uras1m da mem nuniyetle kaydedebilirim ki �arkl. Akdeniz ve Ka· radeniz sulariyle Balkanlarda ve Yakm $ark'ta ge�en sene i�aret ettigi m iyi miinasebetler, ayniyle devam et· mi�tir. " (J O) Atatiirk ink1l aplan, Anayasamn 1 53. maddesinde sa­ Y•Iml�t ar. Bunlar arasmda ne "kiiltiir devrimi", ne de "di l devrimi " vardar. O i l i n b{r i nkdip konusu yapdam•yaca­ g tnt Atatiirk k1sa zamanda anlam1� ve Ahmet Cevat E m· re'ye "lki �eyde i nk•lap ol maz: Oilde v� musiktde " de· mi�tir ( 1 1) . Oil �ah�malar1 ile i lgili olarak iki konuda Atatiirk 'iin dii�iinceleri hi� degi �memi�tir: Tiirk�enin ilmt bir �ekil· de ara�t1r1lmas1 ve terim konusu. 0 , Tiirk Oil Kurumu­ nun ilerde bir akademi olmas1m arzu ediyordu. 1 937'de "Bu ulusal kurumlartn ( Oil ve Tarih Kurumlar1 ) az za. man i �inde, ulusal akademiler hali ni almas1m temenni ederi m . Bunun i�in, �ah�kan tarih ve dil alimleri mizin, diin ya ili m ilemince tanmacak orijinal eserlerini gor· mekle bahtiyar olmamtZI dilerim." demi�tir ( 1 2) . Afet l na n da hat nlarmda "Atatiirk, Tiirk Tarih ve Oil Ku­ rumlanmn istikbalini akademi olmakta goriirdii" diyerek Atatiirk 'iin dili bir ilim heyetine barakma arzusunu belir· tir. ( 1 3) Terim i �i ise daha Birinci Tiirk Oil Kurultaytnda "Garp dilleiinin hi�birinden a�gl olmamak iizere onlar· daki yiiksek mefhumlan anlatacak keskinligi, a�1khgt haiz o lmak iizere ilim dilimizi n belkemigi o lan 1sttlahlan 41


tesbit etmek ; biitiin bunlan yaparken en giizel, en ahenk· li Tiirk�eye bagh · kalmak diisturunu asla gozden uzak tutmamak" �eklinde karara baglanm1� (I 4) ve tasfiyeci· likten 1 9 36'da vazge�ildikten · sonra da devam etmi�tir ( 1 5) . 1 93 7 'de Atatiirk bizzat bir geo metri kitab1 yazarak bugiln kulland1g1 m 1z bir�ok matematik terimini ortaya atml$, 1 9 38 'deki · "Meclisi a�· � konu�masmda okunan yaz1smda, o y1l ogretime Tiirk�e terimlerle yazllm1� ki· taplarla ba$1anm l� o lmasml "kiiltiir tarihimiz i�in onem­ li bir olay " o larak kaydetmi �tir ( 1 6) . (. ) Bu

yaz1,

"Tiirk�enin

Tarihsel Geli�im i " ad1yla

1 2. 2. 1 98 1 tarihli Milliyet ga.ietesinde ne�redilmiftir. A n·

cak yazara haber verilmeden baz1 kelimeleri uydurma dile �evirilmi�. baz1 yerleri de atlanm1�t�r. Bunun iizerine yazar tara{mdan B urhan Felek 'e gonderilen a�ag1daki mek tup 23. 2. 1 981 tarihinde Felek 'in siitununda yaym­ lanmlftlr.

Saym B urhan Felek Milliyet Gazetesi ISTANB UL Tiirk dili konusunda yazd1klarm1Z1 td kip eder ve be­ genirim. Meseleyi, biz dilcilerin ilim cihetinden ele alma· lar1 yamnda, Tiirk� eyi en iyi kullanan yazarlardan b iri olarak sizin de estetik bir bak 111la ele almaniZ �ok isabet­ li'olmaktad�r. · 1 2 $ ubat 1 98 1 tarihli Milliyet 'te Tiirk �enin geli�­ mesi hakk mda benim de bir yaz1m � 1kh. A ncak, yaz1mda baz1 kelimelerin degi�tirilmi� olmas1 beni �ok iizdii. "Ta­ rihsel neden olmak, siyasal, egemen, kar�m. ulusa l, ku­ ram " gibi kelimeleri benim kullanmam imkdnsiZdiT. A rap�a "siyaset " kelimesinin· yansm1 at1p yariSml a la­ rak, arkasma da FransiZca bir ek takarak meydana getiri­ len "siyasal " kelimesinde hl� bir dil mantrl• yoktur. Bu kelime� ne A rap �a ne FransiZca, ne de Tiirk�edir. Hi� bir dilden degildir. "Egemen " kelimesi de bOyledir. Fiiller­ den isim yapan -n eki "kar�1 "· kelimesine Msll getirilir? Vstelik "ragmen " yerine uydurduklar1 bu kelimeyi, bazl­ lar� "mukabil " yerine k ullamyorlar. Yaz1m1 degi�ti·

42


renler, baM da oyle yapllrtmriJlar. .8ir dilci olarak yan: biJ, mantr ksrz ue sa�ma old ugunu bildigim bu kelimeleri ben Mill k ullamrrm 1 Vstelik aksi goriltii miida{aG eden, A tatiirk 'iin de uydurmacrlrk tan uazge�tigini de­ lilleriyle ortaya koyan bir yazrda. Yazarlarm kullandrklan kelimeleri gazetelerde de­ g i�Jtiriyorlar. Sonra .da uydurmacrlar �rkrp "istatistik yaptrk, bakm, . kariJI �1kanlarm kendileri de oztiirk�e k ullamyorlar; demek ki b u akriJ d urd urulamaz " d iyorlar. Tiirk �enin m iidafaasr h ususunda nelerle kariJI kariJI· ya kalryoruz! Her�Jeye ragmen bu sun 'i ak1mm m uuaffak o lmiJSlM ue Tiirk�eyi yrkmasrM imkiin yoktur. Biluesile hiirmetlerimi arz ederim e(endim. Do �. Dr. A hmet B. Ercilasun H. V. Sosyal ue ldari Bilimler Fak. Tiirk Dili Vgretim Vyesi Ger�ekten, bu yaz1dan bir miiddet sonra, Ceudet Kudret Solok Varl1k dergisinde (Mayrs 1 98 1) yazlda Mil­ liyet tarafmdan deiii�JtirilmiiJ kelim elerden ornekler uere­ rek yazarrn ozti{rk�e k ullandrgmr iddio etmi,tir.

( 1) Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Cum huriyet Doneminde Tiirk Dili, A nkara, 1 9 74, (2) a. e. ,

s.

s.

73 .

69.

(3) Agii h S1m Leuend, Tiirk Dilinde Geli�Jme ue Sade le s'

me Eureleri, Ankara, 1 9 60, s. 424 -425. (4) Falih R 1(k1 A tay, f;ankaya ll. lstanb ul, 1 9 69, s. 453 (5) A tatiirk ue Tiirk Dili, A n kara, 1 963,

s.

1 1 0.

(6) A hmet Ceuat Emre, A ta tiirk 'iin ·lnkrliip Hede(i ue Tarih Tezi, Istanbul, 1 956,

s.

35.

( 7) a. e. , s. 5 2.

(B) A bdiilkadir lnan, A tatiirk Deurine A it Bir Hatrra, Tiirk Kiiltiirii Dergisi, say1 : 85,

s.

21.

43


(9) Leuend, a. e. , s. 4 4 1 . ( 1 0) A tatiirk 'iin Soyle u ue Deme9leri I, Istan b u l, 1 945, s.

388 .

( l l ) Emre, a.

e. , s.

43.

( 1 2) A tatiirk 'iin Soyleu ue Deme9 leri I, s. 3 73. ( 1 3) Afet lnan, A tatiirk 'ten Hahralar, s. 1 8 2 . ( 1 4) Do9. Dr. Zey nep Kork maz, Tiirk D ilinin Tarihi A k l· �� /9inde A tatiirk ue Dil Deurimi, Ankara, 1 9 6 3 , s. 5 6

( 1 5) Leuend, a . e . , s . 44 1 . ( 1 6) Kork maz, Cumhuriy � t Don eminde Tiirk Dili, s. 8 0

44


O i L AN LAY I S I B AK I M INDAN GtlKALP VE B UGONKOLE R Gokalp i yeniden incelemek, onun Tiirk�e ve sade­ le�me konusundaki fi kirleri ne tekrar bakmak, bugiinkii dil karga�hgma bir 1�1k tutacakt1r. Onun ve arkada�la­ rmm biiyiik bir vukuf olaganiistii bir gayret ve en dog­ ru metodlarla canland1rd1g1 Tiirk�e ; �imdi yeniden can­ SIZ ve yapma bir d i l h aline getirilmek isteniyor. Gokalp'­ tan onceki edebl dilimiz halktan kopmu�tu Onlar bu ko· puk lugu ortadan kald1rd 1 lar. S i mdi yine garip bir aydm· lar toplulugu bu ba g 1 koparmaga �ah�1yor. Gokalp 'm oiUmiiniin ellinci y l l mdaki tabloya saglam bir goz le bak­ mak i �in onun dil hakk1ndaki dii�iincelerine tekrar '

,

.

45


donmemiz gerekiyor. Turk�i.iliigun Esaslan 'ill o n iki yll kadar once oku­ mu�tum . Bu temel kitab1 okumak , Turk aydm1 olmanm ilk �artlanndand1 . 0 zamanki orta ogretimde boyle �art­ lardan ; Turkliigii, tarihiyle, kUitiiriiyle, sanat1yla ogren ­ memiz i�in okumam 1z gereke n bel li ba�h kitaplardan bize bahseden ol mam 1�t• . Gokalp'• ve Turk��IUgun Esas­ lan 'm lisede sadece isim. olarak okuyup ge�iyorduk. Bizler, tatbikattaki Turk maarif sistem i �izgisinin d1�ma � ·kt1g1m 1z i�in hasbelkader Turk�Ui ugun Esaslan ile kar­ � ·la�tl k . � imdi durum daha da k otU. liseli gen�lerimiz, bu eserin Gokalp 'a ait oldugunu dahi bilmiyor . E mek ve �ah�malanm• Tiirk d i line ay1 rm 1 � bir in­ san olarak Gokalp 'taki d i l ile i lgili konulara yeniden ba­ karken onun, dil sahasmm d1�1nda alel ade bir yazar deg i l , bir d il alimi kadar bu sahaya vak 1f oldugunu gor­ diim. Kar�1mda sadece Tiirk�iiiUgu sistemle�ti ren bir dii­ �iiniir deg i l , dilimiz hakkmda vukufla konu�an ve Turk ­ �eyi sadele�tirmen in prensiplerini il mt rayl na yerle�tiren biiyuk bir dil alimi vard1 . tlniinde sayg• ile egi l i yorum. Onun dilimizle ilgili du�iinceleri ne ge�meden once, bugunkii dil karga�ahgml gosteren rilu�ah has bir ornek vermek, boylece Gokalp'm fikirlerine olan ihtiyac •m•z• belirtmek istiyorum . Elimde Turkiye Bili msel ve Tekn i k Ara�t1rma Ku­ rumu (TOB iTA K) nun Dokiimantasyon Merkezi tarafm­ dan · haz1rlanm1� bir yaz1 var . 19 Kas1m 1974 tarih ve 1 4/1 5946 saylh bu yazlda iiniversite ogret i m uyelerinden yaymlanmn bir niishasm m tamtllmak uzere kuruma gon­ derilmesi isteniyor. �imdi, Tiirkiye'nin en yetki l i ve k•y­ metli i l mi kurumuna ait olan bu yaz1dan bir cumle akta­ racagJm : " .. yaym lad •gm1z makale, rapor, tebli g , kitap gibi bilgi kaynaklanm i m kanlanmz dahilinde adresimi ze d iizenli ve yaymlamr yaymlan maz gondermek l utfunda bulunursamz , b i zler de, sizlerin , emek , para ve zaman harc 1yarak ortaya koydugunuz �ah �malarm1z1 olanak­ lanm lz i�inde Tiirk iye ve tiim dunya ara�t1nc1larma zama·

46


nmda d uyurma olasdajlm bulur ve saglartz." Siyah olan kelimeyi Tiirk�e ye �evirirsek �iiyle bir ciimle ortaya �1kar (ktsaltarak ahyorum) : "Biz de sizin �ah�malanmz1 o lanaklan m1z i �inde, zamamnda duyurma ihtimalini" buluru z . Buradaki kelimenin "ihtimal " degi l , "imkin ". olmas1 gerektigi a�1kt1r. Ne yapahm ki Tiirk dilinin ku­ rumculan "olas1hk "1 ihtimal , "olanak"1 imkan kar�•hg1 o larak icat etmi�lerdi r. Fakat Tiirk halkmdan vazge�tik, Tiirk ayd 1m dahi yukandaki ornekte goriildiigii gibi "olasl l1k" ile "olanak "1 daima birbirine kar1�t1rmaktad tr. Elbette aydlntmiZ bunda bir dereceye kadar mazurdur. <;iinkii ana dilinde "imkan" olarak ogrendigi kelime, kendisine ikinci bir dil olarak ogretilen yeni di lde "ola­ nak " ile kar�llanml�tlr. Kendisine ikinci bir dil ogretildi­ ginin farkmda olmayan Tiirk ayd 1m ise , ana dili" ile ko· nu�tugunu sand1gmdan hususi bir dikkat giistermemek· tedir. Yukandaki yaz1y1 kaleme alan zat, basit bir kom­ pozisyon kaidesine uymak, �'olanak "1 ikinci defa tekrar­ lamamak isterken , ayni anlamda zannettigi "olas1 h k "1 kul­ lanm•� ve daha biiyiik bir hataya dii�mii�tiir. Niteki m televizyonun "ki mbilir" programmm takdi mcisi olan zat da elindeki metin ana dilinde yaz1l mad1g1 i�in "m1sra " kar� 1hg1 icat edilen "dize " kelimesini �ok defa "dizi " diye okumaktad1r. Elbette bu yanh�lan yapan aydm da ana dilini kullan may1p modaya uydugu i�in bir dereceye kadar su�ludur. Fakat su�un biiyiigii bu karga�ahga se­ beb olanlardad1r. Bu karga�ahg1 ortaya �1 karanlar arasm· da, sadece Tiirk Oil Kurumu gibi resmt Slfatl olmayan kurulu�lar degil ; TV gib i , Milli Egitim Bakanhg1 gibi en biiyiik resmi kuru lu$1ar da vard tr. Bu konuda da i lgi �ekici bir ornek vermek istiyorum. l ki y1l once iiniver­ site giri� i mtihanlarmda Gokalp'm �u dortliigii de sorul­ mu�tu : Uydurma soz yapmay1z, Yapma yola sapmay1z ; Tiirk�ele$mi$ Tiirk�edir Eski koke tapmay1z. 47


Bu sualin so rul ma51 Ti.irk Oil kurumunu � i lede n � 1 karm11 ve Atatiirk 'un devri mleri elden gidi yor d1 ye

basm to p­

lanttsl duzenlemi$ , bu arada Istanbul Oniversitesi Rek­ torl iigune de bir yaZI yo1Jaml$tl . Bunun iizerine de rek· torliik , bu soruyu hazt rlayan ogretim uyesine sual a � ­ m l $ t l . H i � b i r resmf s1fat1 olmayan b i r derneg in ya z•­ s ma

daya�rak

resmf

kurui U $ 1

kendi bir

mensuplarma

sual

a�an

iiniversite de boylece bu

bir

karga•

1ahg1n gari p bir O.. n egini vermi$ oluyord u . Bugunkiilerin ba$arlstzhgma ve yaratt tklart anar$iye kar11 , Gokal p ve arkada$ 1ar m m ba,anst i k i noktada top­ lanabil ir :

1 . Orta ya konan prensi p leri n saglamhgt,

2.

Ula$ s l mak i stenen hedef i � i n tikip ed ilen yol ve ·

usu l lerin sag lamhg1 .

Goka l p 'm s idele1me hak k mdaki prensi pleri ni ba$ h ·

ea $ U maddeler etraftnda to playab i l i riz :

1 . S u n 'i o lan yazt d i l i n i kon u1ma d i l i n e yak la$t l r· mak . Gokal p 'm ba13 nsm m en buyuk s1rr1 bu maddede­ dir.

0, su n 1 o lam y1k1p, yeri n e yine su n 'i bir d i l icat et­

mek pe1i nde deg i l d i . Veya bugunk ii gibi , tabii d i l i n ye­ rine sun 'fsi n i koymay1 dii$iin miiyord u . '(ukartya ald t · g 1 m 1z d ortliig iinde bu prensibi e n veciz 1ek i l de ifade eder. Goka l p b u prensibe , once $U tesbiti yaparak ula$tr : " Tiirkiye 'nin m i l li d i l i Istanbul Turk �esidi r ; buna $iiphe yok ! Fakat lstanbul 'da iki T iirk�e var :. Bi ri konu1ulup da yazdmayan Istanbul leh �esi , d i geri yaz1hp da konu,ul­ mayan Osmanh lisamd tr. Acaba mi lli d i l i mi z bun lardan hangisi o lacaktlr?"

(1) Ba$ka m i l letlerde boyle i k i l i bir

durum bulunmad 1 g m 1 , bu i k i l igin bir dil hastahgt oldu­ g unu ifade ettikten so nra ; b irinci 11kk1 kab u l ederek , yani "konu1ulup da yazdmayan Istanbul leh�esi "ni yazt d i l i h i l i n e getirerek bu hastahktan kurtu lacag t m t z sonucuna ula11r. BOylece ilk ve en esash prensip ortaya konmu1 olur : Yaz1 d i l i n i konu1ma d i l ine yakla$ttrmak . Onun, gerek Ti.irk � iiliigiin Esaslart 'nda , gerek Tiirk le$mek , lsli m-

48


la$mak , M uastrla,mak 'ta deg i $ i k maddeler altmda veya ayn bahislerde ele ald1 g 1 prensip ve orneklerin bir�og u , b u a na madden in detay lanm te$k i l eder. Mesela Tiirk�ii­ liigiin E sa slan 'ndaki "Halk d i l i ne ge � �P soylen i $ ve. mani ba k t m mdan galatat ad m1 alan Arap�a ve Fars�a kelime­ lerin bozulmu$ $ek i l leri n i Tiirk�e saymak" (2) ; "Yeni te­ ri m ler arailacag 1 zaman , i lkin halk d i l i ndek i keli meler arasmda aramak "

(3) ; "Tiirk�ede Arap ve Fars d i l leri n i n

kapitiil asyon lan i lga o l u narak , b u i k i d i l i n ne sigalan , ne edat lan , ne de terkipleri d i l i m ize so kul mamak "

(4) gibi

maddeler, hep · b u ana prensibi a� t k la mak maksadiyle ·

stralan m l$tlr.

2. Tiirk�en i n esk i devirlerinde k u l lam l m t $ o l u p bu­

giin o l mii$ b u l unan keli meleri d i ri ltmemek . Gokal p ' m

"miistehi �e " ded igi "say ru , gozgii" gibi �eli m eleri d i ri lt­

m eg e �ah$tP, b ugiin halk arasmda bunlarm yerine k u lla­ mlan "hasta , ay na " keli meleri n i atmak ; y i ne sun 'T bir d i l yaratma gayretine giri$mek , halktan kopmak o l u rd u . Bu pren sibe Gokalp $U tesb iti ya pt1ktan so nra ula$t r ; " i l k i n , halk

d i l i nde m iiteridif (e$-minih) keli meler yo ktur.

H a l k , Arap�adan ve Fars�ad an bir kelime al d 1 g 1 zaman o n u n m iiteridifi o lan Tiirk �e kelimey i Tiirk �eden biis­ biitiin ata r . Bu suretle di lde miiterid i f keli meler kal maz. " Hi�bir d i lde y iizde yiiz m iiter idif ke l i me yoktur. Bu, an­ lam b i l i minin en esash kaidelerinden bi rid i r (5) . �u hal­ de bu kaideye gore , bir ke l i menin miiteradifi olarak icat ed i len ba$ka bir keli m e ; ya kendisi tutu namtyacak, ya es­ kisi ni di lden atacak veya b i r niians kazanacakt1r. Sayru

hasta , gozgii - ayna gibi orneklerde eskisinin di lden att l d t· g1 m , yan i miistehise h aline geld igini goriiyo ruz. Gece $eb - ley l , su

-

ib - mi gibi Brneklerde ise d i l i mi ze akta­

rtl maga �ah $ t lan Arap�a ve Fars�alan hal k di line gireme­ mi $ , yaz1 d i l i nd e igreti olarak kal m t $ 1ardtr. Zi ya Gokalp'­ i n i l k prensibine gore de za mam geli nce att l m t ,lard t r . Ak - beyaz , kara - siyah iirnekieri nde ii�iincii $1k, yani niians kazanma hidisesi ol mu,tur. Bugiinkii sun 'i di l yaratma gay reti nin de baz1 keli melerde niiansa yol a�t1g m 1 gorii-

49


yoruz. Lise seviyesinden sonra "ogretmen" keli mesi kul­ laml m•yor. Oniversite ogreti m iiyeleri hili "hoca" d 1r. "Bay" kelimesi , Ata� 'tan sonra hakaret imiz bir anlam kazanm1�t1r. "Ya�ant1", ta�1d1g1 ekin "azhk ve kotiiliik" fonksiyonuna uygun bir min i kazanmakta ve "hayat" tan aynlmaktad1r. Sun1 dil yarat1c1lan da bunun farkma varm1� olacaklar ki "hayat" yerine, "ya�am" diye yeni bir kel i me i cat etmek zorunda kald llar. "Bag • ms1zhk" da kokiindeki "bag" keli mesine uygun olarak "istiklil " den ayn bir mini kazan maktad 1r. Oyle ki iki devlet ara­ smdaki herhangi bir ittifak, herhangi bir bag, devletler­ den birinin "bag1 ms1z" olmamas1 sonucunu dogurabil­ mektedir. Bu kelimedeki kavram karga�ahg1 yiiziinden "Tiirkiye bag1mhd1r" gibi bir iddia taraflan birbirine dii· �iirmektedir. Gokalp, zihinlerde bu karga�ahgm doga· cagm1 �ok iyi bildigi i � in prensibini koymu�tur. Yalmz eski Tiirk medeniyeti ne ait baz1 keli meleri n , i l mi teri mler olarak .yeni Tiirk�eye girebilecegini soyler. 3 . Ba�ka Tiirk �iveleri nden kelime, siga, edat ve ter­ kip kaideleri almamak . Gokalp'm bu prensibi de �ok dogrudur.c;unkii Tiirk�enin her bir �ivesi , 1 3. ve 1 5 . as•r­ lardan sonra ayn bir geli�me seyri gostermi�tir. Bizim Tiirk�emi zde, keli me ba�mdaki t ve k 'lerin �ogu d ve g 'ye donerken Dogu ve Kuzey Tiirk �ivelerinde bu degi�­ me olmam1��1r (6) . � u halde ba�ka Tiirk �iveleri nden ke­ lime veya kaide ahnmas1 , umumi tarihi ak1�a ayk1n olur­ du. Ancak, biz Tiirk�iilerin si yasi ve kiiltiirel anlamda Turanc1hg1 bir uzak mefkure olarak beni msedigimiz mi­ lumdur. Bu mefkurenin ger �ekle�mesi hal i nde Tiirk �ive­ leri arasmda bir yakmla�ma olacag1 da tabiidi r. 0 takdir· de zamanm �artlanmn gerektirdigi bir birlige dogru gidi· lecektir k i bunun nasl l olacagml �i mdiden soylemek miimkiin degildir . Prensiplerden sonra tikip edilen yola ge�ebiliriz: Gokalp ve arkada�lan hi�bir zaman zorlay1c1 metod­ lar kullanmadllar. l stanbul 'da koriu�ulan Tiirk�eyi , yaz1 •

50


d i l i hiline getirmek i �i n hiikQ meti ve resmi kurulu �lan vas1ta yapmad 1lar. tlmer Seyfeddin, Miiftiioglu Ahmet Hikmet gibi hik ayeciler; Re�at Nuri , Refik Halit gibi ro­ manc• lar; Faruk Nafi z , Orhan Seyfi gibi �ai rier, halka uzak o lmayan bir edebt aklm yaratmak sureti yle sade Tiirk �eni n prensipleri ni tatb i k ederek ba�anya ula�tl­ lar . Bilindigi gibi , mi l ll edebi yat cereyam , halk 1 k ale almayan Servet-i Fiinu nculara kar� 1 tr • k m l � ve edebi yat1 geni� halk kitleleri ne sevd i rmi �ti r . Halka munis gelen bu edebl cereyan, sade Tiirk�eyi de rahathkla benimsete­ b i l m i �tir. Bugiiniin su n 'l Tiirk �ecileri ise ya resml zor­ lamalar i l e , ya da halka uzak b i r edebi ak 1 m i �inde yeni keli meleri beni msetmek istiyo rlar. Bir taraftan Servet-i Fiinuncular gibi san 'at i � i n san ;at anlay1 �ma bag h bir edebiyat beni mserken , b ir taraftan bu edebi yatta kulla­ m lan yeni kelimeleri halka beni msetmek elbette miimkiin degildir. S • m 1 keli melerin geni� hal k kitlelerince beni m­ senmesi isteniyorsa cemiyet i tr i n edebiyat anlay 1 � 1 d a be· ni msenmelidi r . Fakat bu takd irde de halka yabanc1 yiiz­ lerce · kel i m eyi bir anda ona beni msetmek miimkiin o l maz. i �te bu, sun 'iTiir ktreci leri n i �i nden �·kam •yacak­ lan fas1t d aired i r . Zate n edebi eserlerinde sun 'i ke li me­ leri kullananlar, bu i �i hal ka beni msetme gayesinden �ok ; D i van edebiyat � l lan ve Servet-i Fiinuncular gib i , bir ayd m ziimre edebiyat• meydana getirme hedefine yanel­ mi � lerdir. Ziimre edebi yat1 yaratmak i �i n eski ler, hal k m anlamad 1 g 1 Arap�a Fars�a kel i m elere ba�vuruyorlard• ; � i mdiki ler oniirk �e kelimelere ba�vu n..i y orlar. Keli me bulmak i � in eski ler, Arap�a Fars�a l ugatleri kan �tlnyor­ lard •, yeni ler .Tiirk Oil Kurumunun Tiirk �e sozliigiinii kan�t1nyo rlar. Fazll HiiSnii ise bir "Daglarca Sozl iig ii " yaratma pe� i nde goriiniiyor. Gokalp ve .arkada�lan , hem edebi eserlerinde , hem de Tiirk�eyi sidele�tirmek i�in o rtaya koyduklan pren­ siplerde halka yoneldi ler . Boylece sag lam ve kullamhr bir yaz1 dili elde etti ler. � i mdi bize d ii �en, eli mizdeki bu tabii yaz1 d i lini deg i �tirip su n 'l hale getirmek , ba�ka

51

·


bir ifadeyle ana d i l imizi b1rak1p onun yerine i ki nci bir dil ogrenmek degi l ; batldan girmekte olan kelimelere ve i l mi tabirlere Tiirk�e kar$1hklar bularak dili mizi zengi n· le$�irmektir.

( 1 ) Ziya Gokalp, Tiirkc iiliigiin EsaslarJ, MEB , Bin Te· mel Eser serisi, 1 1 3. s. ( 2) a.e. 1 38. s. ( 3). a. e., 1 38 . s. (4) a. e., 1 39. s. (5) Dogan A ksan, A nlam bilim i ve Tiirk A nlam bilimi. DTCF. , 1 9 7 1 A nkara. (6) Tiirk 11ivelerinin farkl• tarihi geli11 meleri ic in bak : Muharre m Ergin, Tiirk Dil Bilglsi, lsta n b u/ 1 962, 1 1 25. s. ve R e11it R. Arat, Tiirk $ ivelerinin Tasnifi Tiirkiyat Mecm uaSJ, X. C., 59 1 38 . s. -

·

52


. SOSYAL BiR KURUM OLARAK O i l Oil, sosyal bir kurumdur. BUtiin sosyal kurumlar gibi cemi yetin iistiindedi r ve o na hakimdir. Kendi kaide ve prensiplerini onu kullanan fertlere kabul ettirir. Soz geli­ �i , Tiirki ye Tiirkt;esini kullanan bUtiin insanlar �imdiki zamam aym �ekilde .;ekerler. Hi t;kimse, "ben bundan sonra �imdiki zaman eki olarak -yor 'u degil, -vtn'a kulla­ nacag am" di yemez. Aym �eki lde d i limizi kullanan bUtiin i nsanlar, bildigimi z meyva ya "elma", kendisi yle yaza yazd 1gamaz nesneye "kalem " derler. H i t;bir Tiirk , "hayar, ben bundan sonra bu nesneleri varak ve sulat diye adlan­ daracaglm " diyemez . Bir ornek daha vereli m. Tiirkler, s1fat tamlamasmda, s1fat1 ba�a, ismi soila geti rirler ve meseli

"siyah elbise" derler. Vi ne hi �kimse "hay a r ,

b e n elbise si yah diyecegim " iddiasmda bulu namaz. B i r kimse, yukarada saraladagamaz ayk1ra ornekleri kullanma­ ya kalk 1�1r ve bunda 1srar ederse ne olur?

0

fert cemi ye­

t i n d1�ma itilir. l�te dilin sosyal bir kurum olu�u dolayi· Siyla cemiyeti n iistiinde bulunmas1 bud u r . Fert dile degi l dil ferde hakimd i r . Bugiin cemiyetimizde goriilen yukan-

53


daki Of'neklere benzer daYranl$1ar ; te$kil.itlt oldu�u , Ata­ tiirk 'i.in arkasma srgmdrgr Ye deYiet dahi l pek �ok miies­ sesenin destegini sagladrgr i�in ba$arll r goriilmektedir. Ancak bu ba$arr giiri.inii$ten ibarett.ir Ye ge�icidir. Dilin biiti.in sistemini bozacak dereceye hi�bir zaman ula$ama­ yacaktrr. Ti.irk �e. kendi yaprsryla fertlere hi.ik metmeye deYam edecektir. Dilin sosyal bir kurum olu�undan dogan i kinci ni­ teligi mil llligidir. Aym mi llete mensup biiti.in insanlar tarafmdan aym nesnelere, hareketlere, kaYramlara ay-. m adlarm Yerilmesi ; keli meler arasmdaki mi.inasebetlerin aym $ekilde saglanmasr ; kelime srrasmm aym prensiplere t.ibi tutul masr o insanlar arasrnda bir yakmltgrn dogma­ sma yol a�ar. Aym dili kullanmamn sonucu olan bu ya­ kmlrk; din, kiilti.ir, gelenek, tari h gibi diger ortak deger­ lerle beraber bir milletin te$ekkiili.ini.i Ye devamrm saglar. Ba$ka bir deyi $1e dil, milleti millet yapan Ye onu millet olarak devam ettiren degerlerden biridir. Su halde dilin Ye onu meydana getiren ek, kelime, kelime grubu, ci.imle gibi unsurlarm milletin biiti.in fertleri arasrnda ortak ol­ masr gerekir. Bu ortakhgr herhangi bir $eki lde bozucu hareketler millf birligi sarsar. istanbu l 'da, Ankara'da, l zmir'de, Mugla'da, Adana 'da, Gaziantep'te, Erzurum '­ da, Rize'de; $ehirleri mizde Ye koylerimizde herkes akrl , $art , i mkan, $efkat, sohbet kelimeleri ni kullamrken bazr kimse Ye zi.imrelerin us, ko$ul, olanak, sevecenlik, soyle­ �i keli melerini kullanmaya kalkr$malar r ; dilde ortakhgr, dolayrsryla millf birligi bozucu bir harekettir. Aym �ekil­ de $eh irlerde ve koylerde ya$ayan biiti.in i nsanlarrmrz, isim tamlamalanm, "Doyum Lokantasr, Ankara Oteli" �eklinde kullamrken; bazr lokanta ve otellerin Tiirk�e­ nin kelime srrasmr bozarak "Restoran Doyum, Otel Ankara" adlarrm kullanmalarr da di lde ortakhgr sarsrcr, millf birligi bozucudur. Oil, millf varhgrmrzm ayrrlmaz bir par�asrdrr. Onu m ukaddes bir emanet olarak kabul etmek ve kendi yapr­ sma .uygun o larak kullanmak gerekir. 54


TORKc;ESI N EDI R? Uydurmac1hk denen Tiirk�eyi bozma hareketi dola­ yJsJyla yukandaki soruyla s1k s1k kar�da�maktay1z. Turk dili ile ugra�t•g• m •z• bilenler; dilimizde kulland•grmrz pek �ok kelimenin Tiirk�esinin ne oldugunu sormakta­ d Jrlar. ''Tedbirin Tiirk�esi ned ir, ihtiyacm Turk�esi ne.dir? " gibi. Bu soru sa�mad1r. c;Onku''rurk�esi nedir? " diye so­ rulan "tedbir ; i htiya�. sebep, i mkan defter, kalem " gibi keli melerin hepsi Tiirk�edir. 0 halde "tedbiri n Turk�e­ si nedir? " diye sormak; "m�ya ne denir, Temmuz ayJ­ nm ad1 nedir? " diye sormak kadar mantrks1Zd1r. Bir i ngiliz Turk�eyi ogrenirken "book " keli mesinin Tiirk·

.

I

55


fWesi "kitap", "Reaso n " kelimesinin TUrk�esi "sebep"tir diye ogrenir. Biz de l ngilizceyi ogrenirken "dur� m " ke· limesinin l ngilizcesi "situation ", "manidar" keli mesinin l ngilizcesi "signicant"t1r diye ogreniriz. Hi�kimse bun­ lann l ngilizce olmay1p Utin!;e oldugunu bize soylemez. Kelimelerin m en�ei , hangi dilden Turk�eye girdigi ayn bir konudur. Dili kullananlar �u veya bu keli menin men�ei nedir diye du�unmezler. Mesel a "dorriatesi ka�a ald1mz, ampul bulabi liyor m usunuz, hava ne kadar da SI· cak" diye konu�urken "domates, ka�. almak, ampul , bulmak, hava, ne, kadar, s1cak" kelimelerinin ash nedir diye du�unmeyiz. Keli melerin ashm dii�unmek, bir dili kullananlarm degil , ara�t1ranlann i�idir. Bir di lde kul lam­ lan her kelime o dilin mahd1r. RomanCI romam yazar­ ken, politikac1 meydanda konu�urken, vatanda� kahve­ hanede sohbet ederken"i mk an , masa, �art, ak1 l " kelime­ lerini Turk�enin mah olarak kullamr. Dili kullanan kim­ seler, kelimelerin men�eine gider ve kullammm1 ona gore ayarlamaya kalk1�1rsa ne olur? "Masa, kitap, porta­ kal , alem, radyo, merdiven , cam " diyemez. Bu kelime­ lerin bulund ugu yere ya (. .... ) koyar veya kimseni n bilme­ digi , kendisinin Tiirk�e zannettigi bir sesler grubu yerle�­ tirir. Aym mant1kla, yani keli melerin men�elerine gide­ rek �u hiikiimlere varmak milmkundur: "Yavuz" keliniesi bin y1l once Turk�ede "kotu ,. anlamma geliyordu , o halde "Yavuz Sultan Selim " dememeli. "Diin " bin y1l onceki Turk�ede "tun " �eklinde soyleniyord u ve "gece" demekti, o halde "bir onceki gun" i�in "dun" demek yanh�t1r. Turk�enin men�einde oldug u gibi, "tun ud1d1m - gece uyudum " demek lizJmd1r. Nitekim uydurmacllar b u garabeti yapml�lar ; "tiin" kelimesinin ses ve manaca degi�tigine bakmadan "tunayd m" kelimesini uydurmu�­ lard•r. Ziya Gokalp'm me�hur misaliyle "Ayag 1 m terle­ medi ki ni�in terlik giyeyi m? " demek de yine kelime­ lerin men�ei ne gitmek garabetinden dogar. �u halde muh i m olan keli melerin bugunku kullammld lr. �u veya b u men�eden gelmeleri kullananlart i lgilendirmez. 56


C:: AG RI $1M... S I SAV tarafmdan dilzenlenen toplant1daki ko nu�­ mamlzda �oyle bir cumlemiz vard1 : "Uydurma keli mele­ rin baz1lan , ses benzerligi dolay1s1yla milstehcen man ilar

ted ii ettirmektedirler. Sevecen, ya�am, kuram, ozveri boyle kelimelerdir". Bu cumlemi z, bir gazetede ve bir toplant1da baz1 tepki lere yol a�1 . Tepki gosterenler, de­ mek istediler ki "fesathk sizin zihninizde oldugu i � in mustehcen man ilan h at lr h y o rs u n uz." Bunun zihi ndeki fe5a thkla i l gisi yoktur. c;agn �1 m 1 n d i l bi l im i n de ozel bir yeri vard1r. Oil biliminin en bilyilk

otoritelerinden olan Ferdinand de Saussure'iln "Gene! O i l B i l i mi Dersleri " adh eseri nde � g r1� 1 ma ayn bir ba­ his ayn l m1�t 1 r : " C::a gn� 1 m bag la nt 1 l an " . Burada Saussure bir kelimenin han gi bak1 mlardan �agn�1 mlara yol a�a­ bilecegi lii i ncele mektedir. Bir keli menin tilrlil yonlerde �agn�1m bag la nt1 lar 1 olabilir. Her yo n bir "�agn �1m di· zisi " meydana getirir. Saussure, Frans1zca'daki "ensei g · nement" kelimesinin zihinde uyand1rd1g1 dort �agn�1m dizisini ornek o l arak veriyor: 1) Ay m kokten gelen keJi-· meler, 2) Yakm minah kelimeler, 3) Ay m eki ta�1yan keli meler, 4) Ses benzerligi bulunan keli meler. Demek ki " ens eig ne men t " kendisine yukar1daki dort bak1 mdan benzeyen keli me le ri tedai ettirebil mektedir ( 1) Prof. Dr. Dogan Aksan, " A n la m bil i m i ve Tiirk An­ la m b i li m i " _ adh kitabmda Saussure'iin dilde �agn�1ma ayn bir bahis ay1 rd1gm1 belirttikten sonra "enseigne­ ment" yerine Ti.irk�e bi_r ornekle meseleyi a�1khyor (2) 57


D I N D i RME I

I

dindir mek I

I I

I

I

/

/

si nd i r me

I

ge � i r me, iyi etme

vb

\

I

si:iyleme

I

vb

vb.

vb .

I

I

vb .

\

\

I I

I

gezdirme I

I

I

' \

\ I

d urd urma

d in d iriyoruz

\

I

indirme '

1

vb

vb .

I

vb .

Oogan Aksan, me�hur a n la mb i l i mci St. Ull mann'm da "bir keli men i n hem ses, hem m an a bakl mmdan i ki �agn� • m sistemi bul undug u " goru�unu naklet mektedi r. (3) �u hitlde bizi m verdigi miz orneklerden "sevecen "in hem kok �e aym olan, hem de ses benzerli gi buluna n "sevi ci "yi ted ai etti rmesi b i zi m fesat h g • m • z m so nucu degi ldir; genel dil b i l i mi nde " �agn � 1 m baglant1 lan " ko­ n usuna giren bir olayd 1 r . "Ozveri"nin hem kavra m, hem ses benzerligi bak 1 m mdan bir ba�ka ke li meyi hat1rlatma­ s1 ; "ya � m " ve "kuram "m da ses benzerligi dolay1s1yla mustehcen .manalar tedai etti rmesi , Saussure'un " �agn­ �·m dizileri " i �i n miike m mel orneklerdir. Ferdinand de Sa ussure, Co urse in General Linguis­ tics, Ne w York, Toronto, London, 1 9 66 s. 1 2 5-1 2 7; Ferdinand de Sa ussure, Ge nel Dilbilim Dersleri 1 (�eviren : Berke Vardar) , Tiirk Dil Kuru m u Yaymla­ rl, A nkara, 1 9 76, S. 1 1 8 - 1 1 9. Sa ussure, dip no tunda son halin seyrek goriildiigiinii soy ler. (2) Dogan A ksan, Anlam bilimi ve Tiirk A n la m bilimi (Ana Cizgileriy le) , DTCF yaymlar., A nkara, 1 9 7 1 , (1)

s. 25-26.

(3) Dogan A ksan, a. e. S. 58

46.


TORKf;ENI N SEFALETI Dili k ull a m � . bir mHietin mi l l! h assasi y et ini gosteren ol�iilerden biridir. Fakat d i l soz konusu o lunca memle­ ketimizde b i r millt hassasiyetten dem vurmak i mk anSIZ­ d • r. Bu a l a nd ak i sefaletimiz sokaklarda, d airelerde, ev­ lerde boy boy �e �hir edi l mektedir. 59


Istanbu l caddeleri ni gezenler Tiirk�e bakrmmdan �ok acrkh bir nianzara i le kar � r la�rrlar. Yiiz metrede bir dikilen dolmu� d ura klarr, Tiirk�enin sefalet i l anlarrdrr. B u duraklardaki "bekleme yapr l maz" ibaresi kar�rsm­ da h i �bir Tiirk'iin yiireginin srzlamamasr ayrr ve daha bii­ yiik bir faciadrr. " Bekleme yapmak, . konu �ma yapmak, geci kme yapmak" diye di ye Tiirk�ede kendi ba �rna �e­ kilen fii l kal m ryacaktrr. " Bekleme yap r l maz" ciimlesi , i ki Tiirk�e kel i meden meydana gel mesine rag men Tiirk�e degi ldir. Bunun Tiirk�esi "beklenmez" �eklin­ de olacakt r r. Tiirk�ede tirenler "gecikme .yapmaz", "gecikir". Son zamanlarda her kel ime i le beraber "yapmak" ve "al mak" fi i l leri ni kullam �. �irkin bir moda hali ne geldi . D o l m u� �ofO.. I eri art rk "Taksim ve Beyazrt yapryorlar". t;ok daha i �giizarlarr. " Bebek yapryor". Kibar biirokrasi , d ai relerde " �ay ve kahve ahyor'·' . lo­ kantada yemek i�in oturuyorsunuz. Garson geliyor ve soruyor: "Ne al rrsmrz efendi m? " Siz listeden . "alacagr ­ mz" ( herhalde �antamza koyacaksr mz) yemegi se�i yor­ sunuz; sonra da garson size "servis yapryor." "Ba nyo a l mak" ba�ka bir kibarlrk ( ! ) ornegidir. Artr k memleketi mizde manavda n do mates a l r n rr gibi "Banyo alrnmaktad rr. " D i l i mi zi n giizeli m "gerek " keli mesi de her kal rba gi­ ren bir ucube oldu. " lazr m " veya " liizu m " keli meleri ni kul lanmak istemeyen ler hemen "geregini yapryorlar". " t;al r �maya liizum yok " mu diyecekler; " �alr �maya gerek yok " derlerse Tiirk�e konu�tuklarrnr san r yorlar. Bu sirk so ytarrlarrna benzeyen bir Tiirk�edir. " liizum"u kullanmak istemeyen "�a l r � mak gerekmez" d�r. Tiirki ye'de bir "TRT Televizyo nu " var ki tam bir Tiirk�e bozan yuvasrdrr. Evlerinde televi zyo nu olanlar, haftanm dort giiniinde, yarrm �ar saat bu ib areyi seyre­ derler. "Tiirki ye Radyo Televi zyon Televi zyonu" ne de­ mek d i ye soran bir Ankaralr ya heniiz rastlamad rk. B u "televizyo n televi zyonu" 1 0 Kasr m miinasebetiyle ya­ y r nlad rgr bir programda Atatiirk 'iin anrt·kabir ta�larrna 60


kaz1lm1' sozlerini okudu. Ekranmdan da bu sozleri akset· tirdi. Ekranda gosterilen ciimlelerden biri "Yurtta sulh, cihanda sulh " idi. "Televizyon televizyonu"nun sipikeri b unu "Yurtta ban,, •diinyada ban'" diye okudu. "Q. han "1 "diinya " diye oztiirk�ele$tiren kafa ne menem bir kafad1r diye dii,iin meyiniz. Bu kurumlu kurum ne "ci­ han "tn da "diinya"mn da Tiirk�e o lmad 1 gm1 bilir, ne de iki kelime arasmdaki mina farkm1 . "Bundan dolay1, bundan otiirii, bu yiizden" gibi ii� tane Tiirk�e kar$1 hg• bulunan "bu sebeple" yerine "bu nedenle" uyd urmas1m kullananlara inanmaym1z. "Biitiin i nsanlar" demek varken "tiim i nsanlar" di yenlere hi� al­ danmaym iZ. «;iinkii "biitiin " soyu sopu bil i nen Tiirk�e bir kelimedir. "Siyasi" yerine " siyasal " , "tarihf" yerine "tarihsel " demenin Tiirk�ecilikle i lgisi yoktur. Kokler yine Arap�ad1r. Siz de "resmi vazife" yerine ''resi msel gorev" derseniz bu i 'in giiliin�liigii ortaya �1 kar. "Tele­ vizyon televizyonu " ge�enlerde "$ehirsel manzaralar" �eken bir fotograf�•Y• tamt1yordu. Dili mizde isim tam­ lamalannm bulundugunu da neredeyse unutacag1z. Birgiin �ocuklar1m1z "kitap yaprag 1 " yerine " kitapsal yaprak"; "kalem ucu" yerine "kalemsel u�" derlerse hi� $a�maym•z. Zaten �u isi m tam lamalar1nm ba�ma gel me­ dik $ey kalmad 1 . O nce " Siimerbank , Etibank, Raybank" diyerek kollan, bacaklan k1nld1 ; sonra da "Otel Bonjur", "Restoran Y1 lmaz" diyerek tepetaklak edildi. �imdi s1ra "sal h , selli-'' .�1kmt1l ara gelmi$tir . Tiirklerin sefaled maddi y aramt z ' ise, Tiirk�enin se­ faleti de m anevr yaram iZdlr. Bir millet i ktisidf yoksul­ l uktan olmez ama killtUr yoksullugundan oliir. Tiirk�e oliirse Tiirk milleti de yok olur. 0 zaman ortada iktisi­ di baktmdan kalktndtrtlacak bir millet de kalmaz. Gii� niimiizde Tiirk aydtmmn zihni , Tiirkiye' nin kalkmmas•m ekonomik temele baglamakla $artlanml,ttr. Kiiltiirsiiz bir milletin yapyam1yacag1 ideta unutuldu. Kiiltiiriin kay­ naklannm dilde oldugunu ise bilen yok gibi. Milletimize bale dersi degil Tiirk�e dersi l izt mdtr . 61



UYDURUK«;A DEGIL M l , UYOU R UYDUR SOYLE ! Dilimize anz olan uydurmac1hk hastallg1, art1k Turk dilinin yap1sml sarsacak, sistemini bozacak, dereceye varm1�t1r. Haz1rlatt1r11an ders kitaplanyla, zaman zaman te�kilatlara gonderilen tami mlerle resmi makamlar tarafmdan ; daha tesirli olarak da radyo ve televizyon vas1tas1 ile desteklenmeseydi, bu hastahk elbette bu kadar yaygmla�ma imkint bulamazd1. Baz1 hususi �ah1s ve derneklerin (:1rpm 1�lan hilinde ge(:ip giderdi. Hal ktan farkh olma, kiilturlii goriinme gibi ruhf baz1 ek­ sikli klere dayanan bu okumu�lar hastahg1, radyo, te le­ vizyon ve gazeteler visJtasJyla maalesef halka da bula�­ tlnlmak istenmektedir. Konu, (:e�itli a(:l lardan tekrar tekrar i �lenmi�tir. Fakat hastahk, tamamen ortadan kal­ kmcaya kadar tedivi ve miidahaleye devam etmek �art­ �lr. Bu sebeple bu siitunda uydurma kelimelerin Turk d i l kaidelerine ayk1nhgm1 ortaya koyacag1z. ·

63


ZORUN LU L U K : Kelime zaruret veya mecburiyet kar�1llg1 teklif edil mektedir. Uydurmac1, zaruret ve mec­ buriyet keli melerini Tiirkt;e saymayarak d cj i�tirmi�tir. Ne var ki "zorunluluk"un kokii olan zor da Tiirkt;e as•l· h bir kelime degildir. Biraz dil bilgisi ogrenmi� olan herkes Tiirkt;ede "Z" ile kelime ba�lamayacagm1 bilir. Oil bilgisine i htiyac1 ol mayan uydurmac1 herhangi bir sozliige baksayd1 , bu kelimenin Fars�a as1lh oldugunu gorecekti . Aynca isimlerden isim tiireten bir -n eki Tiirkt;ede yoktur. "Yazm, k1� m " gibi keli melerde go­ riilen -n ; kallpla�m 1� bir vas1ta hali eki , yani �ekim eki· dir. Bu ekin iizerine -LI eki getirilemez. "Yazmh, kl�m­ h " diyemezsiniz. " Kaideler bizi i lgilendirmez " diyenlere SOziimiiz yoktur. 0 takdirde aym yol la sayiSI Z keli me tii· retip kullanabilirler. Teklif etmesi bizden : Kolaymhhk, sertinlilik, yumu�agmhhk, kahnmhhk, i ncenli lik ... RASTLANTI : Bu keli menin de kokii (rist) Fars�a­ dlr. Bunu bilmek i �in sozliige dahi liizum yoktur. Tiirkt;e as1 l h kelimelerin "r" i le ba�layamayacag1 , daha ilk gra· mer bilgi leri veril irken ogrenciye ogreti lir. Keli me ba­ �mdaki r, Tiirk hant;eresine o kadar ayk•ndtr ki , Anado­ lu 'da r ile ba�layan yabanc1 as1lh keli meleri "irecep, 1nza, 1ras gitmek, urum, urus" �eklinde ba�ma bir iinlii getirerek teliffuz ederler. Muhtemeldir ki bu uyd urma keii me de Anadolu 'ya girerse, "1rastlant 1 " olarak tel affuz edilecektir. Uydurmac1lar, yabanc1 as1 lh keli meleri at1p onlarm yerine "oztiirkt;e "lerini getirme iddiasmda olma­ sa idiler, bu kelimeye itiraz etmeyecektik. Ama �imdi so­ ruyoruz ; tesidiif de yabanct as1 lh, rastlant1 da. 0 halde maksat nedir? Maksat uydurma zevkini tatmaksa, mesela zevk it;in "ho�lant1", zevksizli k i �in "niho�lant1", i�ret i �i n "�evklenti ", "cebir" it;in " zorlant1 " dememek it;in sebep var ml? SAPTAMAK : Bu kelime de Tilrk�e as1 l h bir koke dayanm1yor. "Tesbit etme"ye kar�1hk arayanlar, yine 64


Arap� asd h olan "tesbit "e tak1hp kalm 1 �lar ! Arap�a "tesbit" kelimesinin kokU "sabt"t1r. Arap�ada bir iile te�kil eden keli meler, mutlaka ayna kok harflerini ta� 1r· lar. Tesbit, sabt, sUbut, isbat, mUsbet ailesind�ki s, b, t, harfleri ; te�mil , �umul, �amil , mii�temilat ailesindeki �. m, I harfleri gibi . 0 halde Arap�a tesbit keli mesinin kok harflerini ahp oradan "oztiirk�e" ( ! ) bir kelime �·­ karmak ne menem bir i �tir? Aym oi�UyU kullanarak Oil Kurumu, say1s1z kelime Uretip soziUgiinU zenginle�tirebi­ l ir. Bir ka�m1 biz teklif edeli m : Te�mil i�in �amlamak, tah mil i�in hamlamak, teksir i�in kasramak, teklif i�in kalfamak.

NEDEN : Keli me sebep kar�1hg1 olarak piyasaya sU­ riilmU�tUr. Elbette ilk soracag1 m 1z soru "sebeb "in nesi vard1? · �eklinde olacakt1r. Uydurmac1larm giyesinin ke­ l i meleri oztiirk�ele�tirinek ol4ugu da soylenemez. Zo­ runluluk, raslant1, saptamak kelimelerinde bunu gordiik. 0 halde gaye, ne olursa olsun � i lde degi �iklik yapmakt1r. Neden keli mesi dilimizde vard1r ama, minis• sebep de­ gildir. Neden bir�eyin sebebini ogrenmek i�in kul lamlan bir soru zarf1d1r; ni�in, niye m analanna gelir . Uydurma· cdar, sozliikleri mizde belli minis• o lan kelimeye, dilde mevcut olmayan yeni bir mina verme hakkm1 nereden ahyorlar? Neden, bir�eyin sebep'ini ogrenmek i�in so­ rulur; oyleyse sebep yerine neden diyelim mant1g1yla yola �1kacaksak, bu mant1g1 yiirUtmeye devam edebiliriz: Kim, bir �eyin fai l 'ini ogrenmek i�in sorulur; oyleyse fail yerine kim 'i kullanahm . Nas1l bir�eyin vasfm1 og· renmek i�in sorul ur; oyleyse vas1f yerine nasll diyelim. Bundan boyle �u ciimleleri de art1k rahat� kullanabili­ riz : "Sizce bu cinayetin kimi kimdir? " "Aimanya art1k nas1ls1z · i��i kabul etmiyor". Okuyuculanm1z, ornekleri. �ogaltmak suretiyle eglenceli vakit ge�irmege devam edebilirler . 65


BA G I MS I Z U K : Ti.irk�enin keli me yapma· yollarma ayk1r1 olarak ti.iretilen keli melerden biri de "bag1mstz· hk "ttr . Ti.irk �ede isimlerden isim yapan bir -m eki yoktur.Halbuki burada bag isminden ·m il e yanh� o larak "bag1 m " ismi yap 1 l m 1 � ( ki , uyduranlar bile keli men i n bu k1smmm minas1m veremiyorlar ! ) ; oradan da -s1 z ve hk ekleri i l e "bag1 ms1zhk " t i.iretil m i �tir. Tiirk�ede an­ cak fi i l lere gelmek suretiyle isi mler ti.ireten bir -m eki var­ dlr. Al mak 'tan a h m , satmak 'tan sat1m, �izmek 'ten �izim, i � mek 'ten i�im gibi isiml er bu ekle yap 1 l m 1 �t1r. Tiirk�ede "bagmak" diye bir fiil mevcut bulunmad 1gma gore , "ba­ i • m " ismi nas1l yap1labilir? Ti.irk�ede bir -m eki daha var. Tekli k birinci �ah 1s iyelik eki olan -m, eklendi gi ismin b i ri nci �ahsa , y ini ben 'e ait o ld ugunu gosterir. " Kale­ mim " bana ait olan kalem, "evi m " bana ait o lan ev, "ba­ g l m " bana ait o lan bag demektir. Ayn ca, �ek i m eklerin­ den sonra yap1m ekleri gel mez. "Biz getirdik oldu " m u diyorsu nuz? Buyrun oyleyse size, aym yolla. yeni keli me­ ler: Cehaletiniz i � i n "bi lgi msi zligin i z " si.ikQtunuz i � i n "sozi.imsi.izli.igi.ini.iz . . •

"

i LG i N <; : "Ben yapt1 m , oldu " ol �i.isi.iyl e yola �•kar­ samz, sonsuz sa ytda kel i me uydurabilirsiniz. " i lgi n � " de i �te boyle, "ben yapt 1 m , oldu " ol �i.isi.iyle yola � 1 kanlarca uydurul mu�tur. " i lgi ", i l mek fi i l i nden yap t l m •� bir isi m · d i r . i simlere getirilerek isim yapan bir -n� eki veya isi m­ lerden fi i l yapan bir -n eki Tiirk�ede bugi.ine kadar mevcut o l mam 1�t1r. Ti.irk�ede bu ti.ir kel imeler, -n doni.i�­ li.ili.ik eki aim•� fii lere -� fii lden isi m yapma eki getiri lerek yap•hr. Sevi nmek 'ten sevi n� , i nanmak 'tan inan� gib i . Ti.irk�ede "i lgi nmek" diye b i r fi i l bulunmad tgma gore; "ilgin� "in Ti.irk dili kaideleri yle izah edi l mesi mi.imki.in degildir. Frans1zcas1 "enteresa n " olan bu kavra m kar�•­ hgmda "ilgi �ekici " deyi mi kullamlabilir. S I YASA L : Hani adam Kerbela vak 'asm 1 anlatacak olmu� ve "Muaviye 'nin k tzlan Me�hed 'de oldi.iri.ildi.igi.i

66


zaman " d iye soze ba�laml$. Kar�1smdaki "behey cahil " demi$, �'ben senin nereni diizelteyi m? Mu aviye degil Ali , k 1zlar1 degil ogullan , Me$hed degi l Kerbel a olacak" ... Hikaye Yusuf k1ssasma tatbik edilerek de anlat1hr. Biz de $imdi uydurmac1larm neresini diizeltelim? Siyasal ke­ limesinden -l 'yi kald1rm , geriye . siyasa; -al '1 kald1rm, geri ­ ye siyas ; -sal '• kald erm, geriye siya kahr. Acaba yukanda­ kilerden hangisi kelimenin eki , hangisi kokiidiir? Baz1 ki­ $i ler, belki de Amerikan casusluk. te $kilatl Siya ( CI A 'nm Tiirk�e okunu�u ! ) ile siy iset aras1nda i lgi kurup keli me­ tlin kokiiniin siya o ldugunu dii$iini.iyorlard • r ! Fakat zah­ met etmesinler, �iinki.i yukandaki koklerden hi �biri , hi�­ b i r di lde mevcut degildir. Keli menin mastan Arap�a siyaset 'tir. Arap�adaki -i nisbet eki , her keli meye dog ­ rudan dogruya getirilemez. Bu eki ahrken b az1 kelime­ ler, b izi fonetik degi $melere ugrarlar. Mesela madde kelimesi maddi, mina kelimesi , ma­ nevl, diinya keli mesi diinyevi �ekli nde nisbet -i 'sini kabul eder. Bu, Arap�amn ses b i lgisini (fonetik ) i lgilendiren b i r husustur. Ama bizimkileri n e Arap�amn, n e Tiirk�enin ses bi lgisi i lgilendiri r ! Arap� siyisl 'den -i 'yi kald1r; -al '1 ekle; olsun sana "oztiirk�e " bir kelime! Nas•l olsa yol a�1 l m 1 $t1r. Art1 k maddi yerine maddal, manevi yeri ne manevel, diinyevi yerine di.inyevel d eyi p biz de b u i $teki maharetimizi gosterebiliriz. Koki.in hangi dilden oldugu miihim degil ; ait oldugu dildeki $ekli mi.ihi m degi l ; eki n hangi dilden oldugu hi e;; mi.ihim degil ; e k - 1 midir, -el m i ­ d i r ' -sel midir, b u n u n da ehemmiyeti yok ; fiillere mi ek­ leni r, isi mlere mi, b oyle kaidelerle zihin buland1rmaga ve zaman oldi.irmege ne li.izum var? lstediginiz b i r dilden is­ tediginiz bir keli meyi istediginiz $ekle sokarak ahmz; kel i me fii l de olabi lir, isim de ; sonuna ister -1, ister -el, ister -sel getiriniz; b u yolla binlerce $ihane kel i me elde edeceginizi gii(eceksiniz. Uydurmac1 lardan birkac;; iirne k : B ugiin kullam l rna­ yan Tiirk�e {<elimelerden gen 'i alml$1ar; sonuna -el koy­ mu$1ar; genel ol mu$. Vine iili.i keli meleri mizden tiize'ye ·

67


bu defa ·l 'yi setirerek tUzel yapma,lar. Fars�a para'y1 ahp bu kere de -sal i le parasal '1 uydurmu�lar. Frans1zca ( ? ) . ekonom'dan ekonomsal ; Mojolca ulus'tan ulusal �•km•�­ TU.. k �e ejit-, gor-, i�it- tillerine (bu defa isi m degil ! ) -sel 'i ekleyerek egitsel, g iirsel , i�itsel'i elde etmi�ler. Art1k resint yerine de resimsel diyebiliriz. Ne zengin , ne sonsuz bir hazine! Bu hazine ile yepyeni bir sozliik yaratmak mumkun. Yalmz �u i�i bir de lngilizlere, Frans1zlara og­ retsek... "Sizin -al, -el ekinizi biz tiillere de ekliyoruz, fevkal ade kullam�h oluyor; siz de deneyin , dilini z zen­ gi nle�ir" desek nas1l olur? Mesela l ngilizler � � keli meleri kazamrlar : To hear tiilinden hearal - i�itsel; to see tiilin­ den seeal - giirsel, to educate tiilinden educatal - egitsel . URGOT : Te�kilat yeri nt!! uydurulmu�tur. Fiilin ko­ kii iirmek'tir. "Urgii iirmek, �rap ormek, ag iirmek" gibi kullam �lan olan bu kelimenin te�kilat ile ne ilgisi var? Belki kelime, �orap iirmek'ten kin aye, milletin ba�•­ na �orap Or-en te�kilatlar i�in uydurulmu,tur!Urmek'ten -gii eki .ile yapdm1� Or-gU ismi vard 1r. Bil mek'ten bilgi , silmek'ten silgi , d uyinak'tan duygu oldugu gibi. Fakat -g1, -gi , -gu, -gii ekinden sonra -t isim yaprna eki Tiirk�ede yoktur. Aynca tiilerden isim yapan bit -g1t, -git, -gut, -giit eki de Tiirk�ede yoktur. 0 halde orgiit keli mesi nas1 l yapdm1�t1r? Bu, uydurmac1lar i �in "sorun" degildir. Onlar i�in dilin kaidelerine uymak mecburiyeti yoktur ... Olmayan koklerden olmayan eklerle kelime tiiretmek bir yarat•c•hktlr, dili zenginle�tirmektir! Arap�a te�kilat 'a at1p yerine "oztiirk�e" orgiit'ii koymak kotii bir i� midir? Oogrudur, Tiirk�ede mevcut olmayan bir ek kullamrsa­ mz "Tiirk�e " degil, "oztiirk�e" bi r keli me elde etmi� olursunuz! Biz de yeni "oztiirk�e" kelimelerle, Oil Kuru­ mu'nun sozliiglinii zenginle�tirelim : «;alg1t-saz heyeti , orkestra; bilgit-akademi ; sarglt-ambalaj ; sergit-galeri, vergit-vergi diiresi... '

A SAMA : Acaba TUrk Oil Kurumu'nun "Tiirk�e Sozliik"ii, uydurduklan bu kelimeye ne mana vermi�? 68


SoziUklerine bakmaya ger�ekten i htiya� var ; �iinkii ke­ lime, birbirine yakm birka� kavram i �in kullamh yor. A�ama; safha i �i n mi , merhale i�in mi ,derece i�in mi uy­ durulmu�tur ; bunu bilmeye i mkan yok . Bakal l m , sozliik· lerinde (6. bask&) ne diyorlar : "Onem ya da deger bakl· mmdan gitgide yiikselen bir s&ra basamaklarm herbiri , riitbe, mertebe, paye." Aym soziUkte merhale kelimesine bak&yoruz ; kar�ISinda yine a �a ma var. l kinci bir kar�ahk olarak da evre. Evre'nin kar�1smda ise safha, merh ale, faz kar�1hklan. Buyrun, i �in i �inden �1km. Merhale, merte­ be,safha keli melerinin ifade ettigi ayr1 ayn kavramlar1 bir kahba koyup bir kelime i le ifade edivermek tam korum· culara gore bir i � . Boylece ii� kelime, ii� kavram i�in bir kel i me uydurup kullamrsak kelime haznemi z ii�te bir nisbeti nde azahr ; daha az kelime biriktirecegi i�in h afJZamiZ yorul maktan kurtulur; sozliikleri miz bas1 h rken ii�te bir nispetinde daha az k agtt harcanarak. savurganl !gm oniine ge�ilir. Bir de keli menin yaptsma bakal lm. Verdikleri m a­ nidan anla�1ld 1gma gore kelimeyi a�ma k fiilinden �·kar­ m t�lar. Ama nas1l �akarm 1�lar? Bu, kurumcular i�in me­ sele degildir ; -ama diye bir ek d i li mizde �ulunmasa da onlar icat ediverirle r . i �te bu kelimede de boyle bir ek uyd uruvermi�lerdir. �imdi bu eki , biz ba�ka fiillere de ekleyerek .gel -eme, gid-eme, yap-ama, yaz-ama, u�-ama gibi mevcut fail say1s1 nda keli me elde edebiliriz. Bu, yu­ kartda bahsettigimiz tasarrufa aykanysa da, uyd urmac i­ lar, istedikleri zama!l \Utumlu o lmakta serbesttirler. Dilimizde -ama eki yoktur, fakat a�ama diye bir fiil olabi lir �ekli nde dii�iinerek Derleme ve Tarama sozliiklerine bak1yoruz. Tarama Sozliigii 'nde "mag l ubet­ mek ", Derleme Sozliigii 'nde "yemek yemek " manala­ rmda a�amak fiili var. Uygur metin lerinde , Divinii Lu­ gati-t Tiirk 'de ve Kutadgu Bilig 'de de a�amak "yemek yemek " manasma geliyor. Bu , a� isminden "kan, kan­ a-mak; ya� , ya�-a-mak " orneklerinde oldugu gibi -a- eki ile yap1lm1� bir fii ldir. 0 halde bu fii lden yapllacak o lan 69


a$-a·ma keli mesi , ancak "yemek yeme" anlamma gele­ bilir. Fakat d i l , dil bi lgisi , ek , kok , mana deni len kav­ ramlar , kurumcularm umurunda m1? Onlar istedikleri kokten , istedikleri ekle, istedikleri tilretmeye, istedi kleri m a n ay1 vererek yeni kelimeler uydurabi lirler. Bu, on­ lann Atatilrk 'iln em aneti ne sahi p �1k ri1alan demektir. «;ilnkil onlara gore hayatta en hakiki milr$it uyd urmak­ tlr. K U R AM : B u kelime, nazariye ( teori ) kar $1hg1 olarak i leri silrillilyor. Bir di lde belli bir kavramm kar$1hg1 yoksa yeni kelime i htiyac1 dogar. Teori i�in bizim dili mizde ( evet, bizi m dili mizde ! ) nazariye keli mesi bulunduguna gore, yeni bir ke li me i leri siirm ek abesle i �tig ald ir. Yeni keli menin yapiSI ise, yi ne "ben yapt1 m; old!J " OJ �ilsiiy­ le izah edilebilir.· «;iinkil Tiirk�ede fiillerden isi m yapan b i r -am eki yoktur. Fiillerden i si m yapan ek, ·m ekidir ve kurmak fiilinden ancak ·U· yard l rnCI sesi ile "kurum" diye bir isi m yapllabi lir. Nitekim boyle bir kelime yap1lm 1$t 1 r ve "miiessese" anlam mda kullaml mak· tad1r. Tabii daha once kurumak 'tan yapll m l $ olan ve "baca i si " m an as l na gelen kuru-m keli mesi i le miiessese· lerinin kan$t 1 n l mas1 tehlikesi ni goze alanlar tarafmdan ! Oi N LENCE , SAK I NCA, GOVE NCE : Her ii� keli me de Tiirk dilinin kaidelerine ayk1r1d1r. Bence, sence, �ocuk� keli meler inde goriildiigii iizere, -ce eki bir �ekim ekidir ve isi mlere gelir. Karaca, alaca, «;amhca ornekle· ri ndeid gibi kahpla$arak YaP• m eki vazifesi gardiigii de o lur. Ancak bu halde de yi ne isimlerin sonuna getiri lmi$· tir. Fii l lere gelerek isi m tiireten bir -ce eki yoktur. D il$iin· mek 'ten dii$iince, eglenmek 'ten eglence arnekleri , analoji , yani aldanma yoluyla ortaya �1km1$ keli meler· dir. Bir kaide gibi ele ahmp i$1etilemezler. "Oisun, biz kullamnz•• diyorsamz, buyrun birka� teklif de bizden ; katlanca ( me� kkat ) , atlanca (atletizm) . soylence ( riva70


yet) , Odence ( hak veya bono) , ya�anca (omiir) , baglanca (esaret) , yaylanca (defetme) , aklanca (beraat etme) . OEG I N M EK : B u keli me, TEMAS ETMEK yeri ne uyd urulmu�tlir. Tiirk�ede OEGMEK fiiii var , -n fii lden fiil yapma eki de var, o halde , O E G I N M E K fiili de pekala tiiretilebilir. Tiiretilebi lir ama ma nas1 ne olur? Uy­ d urmacl bunu dii�iinmemi�tir ve dii�iin meye i hti ya� duy­ mam•�tlr. Oil, yal mz �eslerden ve �eki l lerden ibaret deg i ldir.Dilin en miihi m unsurlarmdan biri de man ad ir. Alelade bir sesler toplulugu, ancak bir man as1 oldugu zaman "keli me" olabi lir ve o sesler toplulugunu sade­ ce bili nen m an as1 ile kul lanab i lirsiniz. Vine bir ses veya sesler topl ulugu ,. belli bir vazife ta�1d1g1 zaman "ek" olabi lir ve o eki ancak bel li vazifesi i l e i �letebilirsiniz. Mesel a -DE eki "bul unma" ifade eder ; b unu "uzakla�­ ma" ifade eden -D E N yeri ne ku llamp "evde aynld • m " d i yemezsi niz . .,... Ci eki ugra�ma ve meslek belirtir. Mese­ la sahi p olma ifade eden -Li ekini -Ci yerin e kullamp "demirli ����1yor " diyemezsi niz. -N- eki nin de bel li. b i r vazifesi vard1r. Bu vazife donii�lilliik ifade etmekth'. Bir ba�kasmm sa�m 1 tararsamz bunu T ARAMAK tii liyle, fakat kendi sa�JniZI tararsamz bunu TA R A N -MA K fiiliyle ifade edersi niz. Bir ba�kasm1 veya bi r�eyi y•kar­ samz bunu YIKAMAK fiili ile, fakat kendinizi y1karsamz . bunu YIKA-N-MAK fiili ile anlat1rsm1z. 0 halde -N­ eki hareketin yapan iizeri ne dondiigiinii ifade eder. Ekin bugiinkii vazifesi budur ; O EG M EK fiiline geti rdiginiz zaman da aym vazife ile i � gormesi gerekir. Yani bi r ba�­ ka �eye "degerseniz " bu DEGMEK, fakat "kendinize d egerseniz " bu OEG-1 -N-M EK olur. Oemek ki D E ­ G I N MEK anca k i n sa n m "kendi kendisine degmesi " m a­ nasma gelebilir. Ama biliyorsu nuz, J<urumcular hiirdiir, onlar keli meye istedikleri manayl verebilii'; gramercilerin i�i de onlarm verdigi bu man iy1 ara�t1rmak; yeni ni in i­ ya gfire yeni gra mer kaideleri ortaya koymakt1r. Uydtirmacllarm bilmez gorii n diikleri bir nokta daha -

71


var. Dilimizde DE�I NMEK kelimesi bir zamanlar vard1. TARAMA SOZLO�O'nde kelime "kavuJmak, nail ol­ mak, vasll olmak " manismdad1r. On ii�iincii as1rdan once keli me TEG I N M EK Jeklinde ve "ula$mak" anla­ mmda idi . Derleme Sozliigii'ne gOre DE�IN MEK, Bor'da "s1hhati bozulmak" anlam1na gelir. -N - ekini , bi ldigi­ miz vazifesi i le kullanmayan Kurumcu, keli meyi hi� ol mazsa bu manalardan biri ile kullanmahyd1 . Ama o, keli menin m an isml degi Jtirivermekte bir mahzur gorme­ mi$tir. S i mdi s1k1 durahm. Bu kadar ugraJma ni �in? TE­ MAS ETMEK gibi Arap�a asllh bir kelimeyi dilden at.mak ve onun yerine Tiirk�e as1lh olamm kullanmak i�in degil mi? 0 halde yap1lacak iJ nedir? Pek tabii ki, dili mizde TEMAS ETM EK i �in kulland1g1m1z Tiirk�e asllh keli me olup olmad1gm1 araJtlrmak. Aman dikkat ediniz "araJtlrmak ", Kurumcularm pek oyle i Jine gelir bir kelime degildir. Uydurmak varken, ara$tl rmak da ne oluyor? Ama biz biliriz. "Bu konuya dokunmadan ge�emiyecegim" deriz ve kelimeyi namusluca Tiirk�eleJtir­ miJ oluruz. Evet, TEMAS ETMEni n Tiirk�esi DOK UN­ MAK , uydurmacas1 DE�i N M EKtir. Ancak burada bir noktaya daha dokunmak gerekiyor. Dilimizde TEMAS ETM EK, "birisiyle goriiJmek" kavram1m da kar$dar. Biz hat1rlatahm; �iinkii bakarsn1sz Kurumcu, bu kavram1 da, ya DEGINMEK ile karJIIamaya kalkar, ya da "GORO S­ MEK " i unutup yeni bir k� lime uyduruverir! . KO S U L : $ART yerine uydurulan KO S U L kelime­ si KO SMAK tiilinden -L eki ile tiiretilmi�tir; Bugiinkii Tiirk�emizde tiillerden isi m yapan bir -L eki yoktur. Es­ ki Tiirk�edeki TOKE-L, <;AP-U-L gibi birka� keli me­ de giiriilen bu ek art1k ya�m•yor. YaJayan bir ek", yeni kelimeler dogurabilir. Ya�mayan unsurlardan yeni do­ gumlar olmas1 miimkiin miidiir? Kald1 ki ek, eski Tiirk�e­ de dahi i�rek degildi ve birka� keli mede kahplaJml$tl . $ART i�in se�ilen tiil ise biisbiitiin yanh1t1r, SART1n 72


. KO SMAK fiili ile hi �bir mana ilgisi yoktur. Mesefi M ESLEK kelimesine Turk�e bir kar�1hk ararken onunla mina bak1m1ndan hi � i lgisi olmayan I «;MEK fiilini ahp I «; I L -meslek diyebilir misiniz? Bu usule devam ederek KAD E R yerine YEY I L, K I TAP yerine G I D I L, KALEM yeri ne U«; U L kelimelerini kullanabilir misi niz? U«;MAK fiili i l e KA LEM arasmda ne kadar mun asebet varsa KOS­ MAK fiili i le SART arasmda da o kadar munasebet var� d1r. SART KO SMAK tabiri , SART ile KO S MAK ara­ smdaki munasebete delil olarak gi>steri l emez. «;unku SART KOSMAKta ko�mak yard 1 mc1 fii ldi r. Yard•m­ C I fiiller ise �ok defa as1l anlamlarmdan ba�ka anlamda kullamhr. Mesela I S GORM EKte GO RMEK yard 1 mc1 fiili "yapmak " anlammda� GOLEB i LMEKteki B i lMEK fiili "gucu yetmek" anlammdad 1r. S A RT KOSM AKta da KO �MAK, bildigimiz anlammda degi l, "one surmek" anlammdad 1r. Ba�ka hi�bir yerde "ko �mak" fiili "one surmek" anlammda kullamlmaz. 0 halde SART ile hi�­ bir mana ilgisi olmayan KOSMAK fiilinden SART i �in keli me turetmek yanh�t1r. SART KO SMAK tabiri var diye S ART 'I KO SMAK'tan tureteceksek; K U LAK VE R­ M E K 'ten VER i L-D i KKAT, VAZ i F E GORMEK'ten G O ROL-VAZ i FE ( Niteki m bu . fiili de vazife i�in kullanm1�lar ; ama b u defa canlar1 -l 'yi degi l , -EV ekini kullanmak istemi�). BOYUN EG MEK'ten E GI L­ I TAAT , BAS KALDI RM AK'tan kald 1rll-isyan kelime­ lerini de rahat�a. turetemez miyiz?

73


AH SU UYD U RUKCA!

Ortaokulda l ngili zceyi yeni ogrenmeye baJiayan �o­ cuklar olmad1k hatalar yaparlar; l ngilizcenin kajml go­ ziinii yararlar ; "T H E " kullandacak yerde "A'' "Wi LL" kullamlacak yerde "SHALL" kullamrlar. Uyduruk�ay1 yeni ogrenen nice iinlii yazar ve profesorleri miz de bun­ lara benziyorlar. Uyduruk�a denen yeni di li ogreni rken olmad1k yanhJiar yap1p Tiirk�enin kajlnl goziinii yare­ yorlar. 74


l,te U lusal Killtiir Dergisinin "Nisan 1 979" say•smdan ornek ler. Pro f. Or. Uzdem ir N utku 'nun "«;OCUK TI ­ YA TROSU SA HN E UYGULAMASI OZER I N E D 0S0NCELER " adh yaziSindan a ld1g1mlz $U ciim leye ba­ k•mz : "«;o cuk ayaklanmas1n1n ilk devresinde hareket­ lerini hep dairese l bir oylumda yapar. " Oku yuculart· m 1z1n an layabilmesi i�in ciim leyi Tiirk�eye �evirmemiz gerek mektedir : " «;ocuk, ayaklanmas�n m ilk safhas�nda hareke tlerini hep dairevt b ir hacimde yapar. " Uyduruk­ �an m m ucitleri, "oylum " kelimesini "hacim " yerine uy­ durm w;lardlr. Bay Uzdemir N utku 'dan ogreniyoru z ki daire bir cisimdir, alam degil hacmi vard1r. Acaba dai­ renin hacm inin hang i formiil ile b u lundugunu da Bay N u tku bize lii tfederler mi? Pro f. Dr. N u tku, psiko log W illiam Stern 'e de inciler doktiirtmii,. Ondan tercii me ettig i b ir ciim le ,oyle : "Her insan , kendini �evresinde oylumun merkezi varsayar ve bu oylu m u ad1 m ad1 m tamr". Tabii ki Stern b oyle b ir ciim le kurmaz. Okuyu­ cu lartmiZ Nutku 'nun b u ciim lesini (?) Tiirk�eye �evir­ meye �ah,lp eg lenebilirler. Bir ciim le daha : "Vine bu ya$1arda topluluk duygusu ya da bir arada o lu,un duyarhg1 artar ve �ocugun �ev­ resine o lan �aba lar1 geni$1er. " "Ouyarhk" yerine "has­ sasiyet", "�aba" yerine "gayret" koyup ciim leyi tekrar kurunuz. "«;evresine o lan gayretleri gen i, ler" ne demek­ tir? Bay Nu tku , hangi dille yaz 1yorsunuz? Bu dili ogre­ ten k itap lar, okullar varsa b ize de tavsiye ediniz ; ogrene­ lim ve yazd1 k lar1m anlayahm. "B u ya$takilerde adalet duygusu on diizeydedir" di· yorsunuz. "Diizey" "seviye" yerine uyduru lmu$tur. Seviyenin onii arkas1 o lur mu? Yoksa iistii v� a lt1 m1 olur? Yiiriimeye yeni ba$1ayan �ocuklar�n·dairevi $ekilde hare· ket et tiklerini ve �evrelerini ad1m ad1 m tamd1klar1n1 sizin yaz�ntzdan ogrendik. A ma tekrar o �ag lara doniip, �evre­ mizi yeniden tammaya ; daire ile kiirenin , seviye ile p lan'" farklanm yeniden ogrenmeye liizum var m 1? "Dikkate ahn m as1 gereken bir nokta da, oyun yerin75


de az say 1da biiyiik olmas1 , o lanak varsa hi� olmamas•· d1r" ciimlesindeki "ol ma , o lanak, olmama" kelimelerinin tekrarlanmas1 sizi hi� rahats1z etmiyor mu? Acaba biiyii· diik�e, og rendiginiz kelimele ri birer birer atarak, tekrar �ocukluk �ag larmdaki kel i me hazinesi ne donmek , boy­ lece �ocugun diinyas1na daha rahat niifuz etmek niyeti y­ le bu i�i bilerek mi yap1yorsunuz? Oyle anla�1hyor ki bu yolla �ocug un diinyasma i yice girmi� ve onun dii�ii­ nii� tarz1m tamamen beni msemi�siniz. T1pk1 bir �ocukta oldugu gibi mek an duygusu kaybolmu�; daire ve kiire, seviye ve pl an birbirine kan$ml�tlr. Vine �ocuklardaki gibi sebep-netice miinasebeti de ortadan kaikm1�t1 r : "Drama, sozciik kokiinde yapmak anlam 1na geli yorsa, ,.:ocuk da oyun s1rasmda bir�eyler yapmak itkisi i�i nde dir. " 0. N utku � �cLik, pi yesi sadece seyretmemeli , oyuna bizzat i �tirak etmelidir, d i yor. Cocuk da o yuna kat1lmak ve bir�eyler yapmak ister; ,.:iinkii "drama" keli mesi "yapmak" manas mdak i bir fiilden tiiremi �tir. Yani N utku 'ya gore "drama " "ya pmak"tan tiiremeseyd i , ,.:ocuk da b ir�eyler yapmak v e oyuna girmek arzusunu duyma yacaktl. Dogrusu saym Ozdemi r Nutku teb ri ke lay1kt1r. Co· cuk Tiyatrosu ile ilgili bir yaz1y1 onlarm sevi yesi ne ine­ rek yazmakta, biiyiik bir ba$arr gostermi�t i r. Tabii ki b u ba�ar1y1 saglamasmda en biiyiik pay, uyduruk�a ke· li melere dii$mektedir. ·

76


"KURAL"S I Z B i R YAZI Tiirk Dili Dergisi nde E m i n Ozde mir "kural " tammaz b ir yaz1 yazm 1 � . Terciiman 'da uyd urmacJhgl tenkit eden­ lere kar�1 �unlar1 soyliiyor : "KU RALC I , tlNYARG I LI

B i R TUTUMU SORDORORLER. StlZG E L i M I B E L LE­ D i K LER I K U RALLAR VARD I R. D E R LE R K i "AD KOK LE R i N E GE LEN YAP I M EKLER i N i EYLEM KOK LER i , EYLE M · KOK LE R i N E GE LEN YAP I M EKLE R I N I D E AD KOK LER I A LMAZ". D E R LE R K i "YAPI M E K LE R I N I N K i M I LER i I S LEK, K I M I LER I AZ I SLEKT I R. AZ I S LEK E K LE R LE SOZCOK TO­ RETME DO G RU D E GI LD i R" ... BU K U RALLAR G E­ «;ERL IGI N I Y I T I RM i ST I R BUGON. O I L D EVR I M i , D I L I M I ZI N «;EVREN I N I VE SO LU� UNU G E N I S­ LETM I ST I R ... AD KOK L E R I N E GELEN B I R E K i N EYLEM KOKLER I N E GE LMEZL I G I D E K IMI EK­ LERDE O RTADAN KA LKM I $ G I B I D I R, SAN LI ON­ VAN L I D I L G E R I C I LER I , AY R I M I N DA D E GI LD i R B U TOR DE GI S I M L E R I N ... " Bay Ozdemir'e g iire d ilbigisi ndeki "kurallar ge�erli77


gini yitirmiJ " olabilir. "YanhJ ya da dogru sozciik tart i J ­ masl, kuralc1 dilb ilgisine bagh kiJilerin i Jidir.'' GeliJen i m Gelikamsm Geli Jen Gelivemiz Gelikams1mz Geli �enler �imdi okuyuculan m1z "Bu nedir? " diye di.iJiini.iyor­ lar. Ey millet ! Bunun ne old ugunu si zin anlamamz gerek­ mez. Dilbilgisinde "kurillc1hk" ol maz. Bunu ben uydur­ dum. Bunda n sonra gazete ve dergi lerde kullanacag1m. Giiciim yeterse okul kitaplarma da sokacak, radyo ve televi zyonda da kulland •rtacag1m. Boylece dilin "CEV­ R i M i N E " girecek ve sizler ogreneceksiniz. 400 -500 y1 ldan beri "-YO R " kullamyoruz. Art1k bu "kural"­ • n degiJme zamam geldi. Bundan boyle Jimdiki za­ mam yukandaki gibi �ekecegiz. Birka� "oneri " m daha - var. Tiirk�e olmayan " PO RT A K A L " yeri ne "DI LI N ", "MANDALi N A " yerine "Mi N i Di li N " , "PANTO LON " yerine "D UBU LPA<;:A" diyecegiz. lsi m­ lere gelen " - Li K " eki ni fi i llere getirip "PALTO " yerine " O � O LOK " , " K i TAP" yerine "OK U L U K " kullana­ cag lz. "DUBU LPA«;A M l D i K i K AMSI N I Z? YOK , O � O LOK D i K I � EN I M ; «;OCUK D i.Li N YiYI � E N ; O K U L U K O K U VA M I Z " gibi ciimlelere art1k ahJacak­ s•mz. Yalmz bir noktay1 hat1rlatay1m : Zamanla bun­ lar da "kural " haline geleceginden 1 0-15 y1l sonra degiJtiri lecektir.

78


"0ZG 0 RL0K YE BAG I MS IZLI K " "Bu kelimeler uydurmad•r, ilim d1�1d 1r" diye belki de yiiz defa yazlld 1, �izi ldi . Ama cehalette ve cahillige uymakta h il i 1srar edenler var. Bir kere daha tekrarhyah m. "Ozgiirliik " ve "bagl m· Sizhk" keli meleri uydurmad1r; di l kaidelerine ayk1r1 olarak yap•lm •�lard1r. "Oz" ve "giir" keli melerini yan­ yana getiri rseni z bundan asla "hur " minis• �1kmaz. "Oz og u l " , "ger�ek ogul, ovey ol mayan ogul " demektir. "Oz Turk ", "asd Tiirk , ger�ek Tiirk " anlamma gelit. "Oz dil", "as1l dil, ana dil " demektir. 0 halde "oz giir" de "as• I giir, ger�ek gilr" demek o l mahd1r. "As1l giir, ger�ek giir" gibi minis1z tamlamalar si ze bir�ey ifade ediyor . mu? Ne demek "as1l giir, ger�ek gur"? Bunlar nas1l mi­ nislzsa, "oz giir " de oylece miniSIZdlr. Aynca "giir"un "hiir olmak" ile i lgisi nedir? "Giir " , "bol, mebzul " de79


mektir. Bot minasmm hW'riyetle ne alakas1 var? Fakat sa�mahkta akd, mantlk ve ili m ' aramamn da manasJ yok. "Z1rva tevil gotW'mez" soziiniin manasmt, bil mem ki ea· hillikte 1srar edenler bilebilir mi? "Bag " keli mesinden "bagt m" kelimesi tiiretilemez. . f;iinkii Tiirk�ede isimden isim yapan "-m" eki yoktur. l simlere eklenen "-m " �ekim ekidir ve eklendigi keli me· nin ifade ettigi nesnenin birinci �ahsa, "ben "e ait oldu� gunu 1-elirtir. l ngi lizce "my", Frans1zca " mon"·u n kar�l· hgtd lr. "Kalem-i -m", "bana ait olan kalem " ; "masa-m " , "bana ait masa" man alarma gelir. 0 halde "bag -1-m" da "bana ait olan bag " demektir. Biitiln bu a�tklamalar, cahiller i �in bir�ey ifade etmez. Onlar, mev­ cut olmayan bir ek ile "yeni kelime" yapmakta �e kul· lanmakta tsrar ve i nat ederler. Oksijen olmadan "su " meydaRa getirirler ; "kan"stz insan yapmaga -91hjtrtar ; "2 + 3 S " i�leminde 3'ii kullanmadan 5 'i bulurlar. Evei , mevcut olmayan bir ekle yeni keli me tCire�meni n bu orneklerden hi � farkt yoktur. Ama cehaleti hakim ktlmakta direnenler i �in i l i m ve manttga bagh ol makla olmamak arasmda da hi� fark yoktur. Atatiirk uydurmacthgt bir ara denemi�; sonra bunun cehalet ve "irtica" oldugunu anlaytp vazge� mi�tir. (Bak : Atatilrk ve Ozle�tirmecilik - l ki Vesika, Terciiman Gaz, 6.8.1981 ) . Bir delil_ daha ortaya koyahm . Bakt ntz, 9 May1s 1 93S 'te Atatiirk hangi d llle konu· �uyo r : "Ge�en dort y1h n ·ba�hca i � levr ekonomi alanmda olmu�tur. Bir�ok illkeler, acunsal buhran kar�tsmda sar· stlmt� ve umutsuzl uga dii�mii�ken biz, bu kapsal fel aket oniinde cuda irkilmedik." ( Atatiirk'iin Soylev ve Oeme�­ leri l , l stanb ul, 1 945, s. 366) . "Yiikenleri mizin gereklerini , kesin bir bayrthkla go­ zetiyoruz." (a.e., s. 367) . Atatiirk 1 Kast m 1 937'de ise �oyle konu�uyor: "Oiger miihim nokta, daha evvel de i �ret ettigim gi· bi , memlekette, h!Jsusiyle baz1 bolgelerde goze �rpacak "

=

80

"


ehemmiyet alan hayat pahah hga mevzuu i le ugra�mak ... Bunun i�in i l mi bir tetkik yapta nlmah ve tesbit edi lerek sebepleriyle radi kal ve planh �ekilde miicadele ed i l meli · dir." (a.e., s. 381 ) . " Ekono mik kalkmma; Tiirkiye'nin hiir, miistaki l , da­ i ma daha kuvvetli , dai ma daha refahh Tiirki ye idealinin hel kemigidir." (a.e s. 383) . Giiriildiigii gibi 1 93S 'te "i �lev, acunsal, kapsal, cuda, yiiken, baynh k " gibi keli meleri kullanan Atatiirk, 1 937'· de arta k biiyle keli melere i ltifat etmi yor ; "hususiyetle, hayat, mevzu, i l mt, tetk ik, tesbit, sebep, miicadele" vb . keli melerle konu�uyor. Ve "iizgiir" veya "iizgen degil , " H O R " diyor; "ba· g1ms1z" veya "bag msaz" degil, " M OSTAKi l" diyor. Hem sonra Atatiirk, "hayatta en hakiki miir�it ceha­ letti r" dememi �tir ki... "Ozgiirliik" ve "bag 1 ms1zh k " keli melerinde 1srar eden zihniyet; Giiktiirk hiikiimdan Bi lge Kagan '1 da tu­ tup Uygur hiikiimdan yapar ve Uygur hiikiimdarma Giik· tiirk abidelerinden par�alar o kutturur. i l kokul miisame­ resi seviyesine bile ula�mayan bu pi yes �ok begeni lir ve iivgiilerle televizyo na getirilir. Fakat �a�maga liizum yoktur. Tiirk�e ·cumle kurmas1m beceremedigi halde " Oniversite Kanunu" hazarlamaya kalk1�an zi hn! yet; ta· bii ki "iizgiirliik " ve "bag 1 msazh k " keli melerinde ayak direyecek, seviyesi zlikten zevk alacakt1r. Biiyle bir sevi ­ ye tarihi mizde gal iba "ilk" tir ve bugiiniin bariz vasfa galiba "biiyle bir seviye"dir. .•

81


TORK LOGO B I RLE �TI REN K E LI MELE R Uyd urmac1hgm zararlarmdan biri d e Tiirk dunya­ smdaki d i l birligini bozmakt1r. Yuzlerce yl ldan beri kul­ land1g1m1z ve dili mize mal ettigimiz keli meler, yaln1z Tilrkiye 'deki Turkler tarafmdan degi l ; Yunanistan , Bul­ garistan , Ro manya , Yugoslavya, Suriye, l rak, I ran , Af· ganistan, c;in , Rusya ve Ro manya 'da ya �ayan mi lyonlar· ea Turk tarafmdan da kullaml makta ve anla�1lmaktad 1r. Bunlar Turklilgu birle�tiren keli melerdir. Turkiye 'deki uyd urmac1 lann dili mizden att1g1 her kel i me Turklilgu birle�tiren bir bag 1 koparmaktad 1r. Sovyet�i komunist· lerin uyd urmac1hga taraftar olmalarm m asli sebebi de budur. Biz bu sutunlarda , m uhtelif Turk Ulkelerinde son y1l larda ne�redilmi� eserlerden derledigimiz kelime· leri verecek ; boylece uydurmac1hgm sebep oldugu �ok ac1 n�ticeyi gozler onune serecegiz. Abbas Zamanov, E niel Dostlan, BakO , 1 979 , 7.-1 1 . sahifeler aras1 : Edebiyat, t iri h , i nk 1 l ab , b ani, sanatkir, cihan�umul, �ohret , faydalanmak, talep, devam, inki�af, kanun, tabii mensup, edebl cereya n , mahsul , an 'ane, ift i�ar, his, �Up­ he, �air, istifade, tesirlenmek , �eki l ; hasretmek , misal, eser, kesbetmek, m 1sra nasihat, hazi n , nazire, ilm, kitap, defter, sarfetmek, maksat, mektep, tenkit etmek, gaflet , ifade, manzum, malum, Yakm �ark, sur 'atle, taki p et· mek , i cti mai, siyast, hadise, hareket, hassashk, terakki, azatllk, seci yye, muvat1k , hazine, milracaat etmek, if�a etmek , mustebitlik , muhacir, vazi yet, vaslta, muvaffaki· yet. Azerbaycan Sovyet Ansiklopediyas1 , I l l . ci ld , Baku, 1 979, 5 -6 sahifeler aras1 : Heki m , tahsil , �ahsl, kadim, nakliyat, alet, asa nla�·

82


t 1rmak , taraf, hastahk, yahut, tamamiyle , l agvedil mek, esasen , medenr sevi ye, i ktisadf, ci hetten , tesadtif olun­ mak , nisbeten, muharri k , d ai revt, techi z ed i lmek, miis­ bet, mesafe, kabili yet , omiir, netice, aded , sibit, el astik, sentetik , materya l , tatb i k edi l mek , elektrik , tezgah , in­ ti kal, d ahili, sat1h , haricT, muhtelif, cihaz, miihim, kiitle­ vi, i stihsal, mUddet , usul, terki p, vitamin, kalori , me�gul , k uliip, hastah ane, r.ib .•ta , ekseriyet, i k i cinsiyetli , atom, tesir, mamulat, aslr, sanayi , muhit , meydana �·kmak, muhafaza, semere, gaz, ciiz'i , tabaka. Sefer Elekberov, Folklorda Estetik ve Ahl aki Fikir­ ler, BakO, 1 978, 3-4, sahifeler : inki �af, cemiyet , nesi l , ruh , terbiye, mesele,ehemmi­ yet, malik, manevi, ahlak, fiziki, kamillik, ahenkdar, i mkin , saha, vaci p, vazife, ibaret , �ahsiyet, fikir, zaruri, keyfi yet, servet , ufuk, miimkiin, his, esaret, milli, be�eri, ideal , uzuv, miistesn a , merkezi, medeniyet, tahsil , i�ti­ m ai �uur, te�kil at , tecriibe, grup temin etmek, terkip, miihim husOsiyle, vas1ta, idrak , �ifahi edebiyat, tedkik, m in a, kesbetmek, felsefi, muayyen , ait, tecessiim , faali­ yet, zirve, miinaseb.et , tefekkiir , i n 'ikas, mahdut. H . N . Altay, Zengi n Yoksul lar, Varhk D ergisi (Gii­ ney Azerbaycan Tiirkleri tarafmdan �1kanlan ayhk Tiirk­ �e-f:ars�a kiiltiir dergisi ) , Tahran , 1 979, Say1 3-4, 6. sahi­ . fe : Maka le, ehemmi yeti , itibari yle, kaide, istisna, mes'­ ele, hiilasa etmek, ilan etmek, tahammiil etmek, tahkir, id are, resmf, gayn resmi, hiiviyet , �ahsiyet, kaylts•z­ �arts•z, tab i i hak, istima l , m in i , h ai n , uzuv, devlet , mil­ let, dii�man, hususiyet , mus•ki, tarihi, an 'anevr, klymet, irtibat, vaslta, niifusu nisbetinde, gadr, ziyan, tel afi , rad­ yo, televizyon, milli, l az1 m, matbuat, viicuda gel mek, edebi. Muhsin Beh�et �akir, l rak 'da Tiirkmen Edebiyat• tlrnekleri , Bagdat, 1 977, S . -6. sahifeler : �iiphesi z ki , edebiyat, gayret, sarfetmek , �air, viicu­ da getirmek, nesir, �iir, eser, miimtaz, sima, muhakkak , 83


saha, nesil, temsi l etmek, miinevver' fikir' millr, vatanr, mi l let, yad etmek, kaydetmek, biyografi , edebf hayat, mesele, a:rzu" eylemek, iddia, umumr, kanaat, a�lk, m uvaffak . Uzbek . Hal k Destanlan, Alpam1�, Ta�kent 1 969 3. ��=

.

Destan, bedii , y adigar, kahramanhk drihi, akset­ tirmek , cihan medeniyeti hazinesi , miih i m , �air, ali m , tasvir etmek , mevcut, h adise, i cti m ai-tari hi , �erait, ha­ yat, medenf miin asebet, icad , hemtikir, a n 'anevi hususi­ yet, azathk, ideal, hakimiyet. H. Hamidi, S - Abd ullayeva, S. ibrahi mova, Edebi­ yat�inashk Terminleri lugati ; Ta�kent, 1 970, 3. sahife : Bedii, terakkiyat, uzvi, muayyen, tari hi-ictimai se­ bepler, edebl h adise, i l mi-medeni al akalar, mii�terek, mii­ rekkep , mahsul , tek amut , hususen, esaslanmak, hayat, ali, tecriibe, tarz, b azan, mut laka, �ek i l , i hti ya�. berka­ rar, mezkur, d air, umumen, nazariye , k1smen, memleket, taal luk, cihan, has, miihim, eser, tahrir, faydalaml mak, terti p. H. Bapayev, K 1rg•z-Kazak, K1rg1 z-Ozbek Edebi Ba y­ lam �tan, Frunze, 1 975, 3 .-S . sahifeler aras1 : Edebiyat , tesir, ilim, mesele, memleket, medeniyet, siyast, medeni, tecriibe, makale, misal , netice, klasik, del i l , sebep, �art, si yaset , mazmun, metot. V. A. Abdull ayev, Uzbek Edebiyat1 Tarihi, l kinci Kitap, Ta�kent, 1 967 , 3 . sahife : Tariht, �erait , medeni , muhit, siyasi, hayat, viicud, as1r, ahir, niimayan, devlet, netice, memleket, hiikum­ ranhk, zay1fla�mak, devam etmek, hukuk, vil ayet, h a­ . nedan, aza, hukumdar, muhsus, askeri, kabile, d aire, ru­ hani , miistakil, hisaplamak, nisbeten, miin asebet, l akin. I. Kenesbayev, G . Musabayev, Kaz1rg1 Kazak Ti l i , leksika, Fonetika, Alma-ata, 1 975, 3 .-S . sahifeler : Mesele, tam, malum, kaide, alem, medeniyet, dere­ ce, tarih, sebep, ak1l, ihti mal, tarihl, edebi, misal, niisha, hakikat, kitap, deli l vs. 84


VELI D E DEOG L U 'NA CEVAP ( *)

4 Ocak 1 981 tarihli Cumhuri yet ga zete s i n i n 2. sa h i ­ fesi nde " 1 00. Ydmda Dilimiz" ba�hkh ya za s m da Hafza Veldet Velide deo g l u ; Terciimanda �akan "TUrkliig u Birle�tiren Kelimeler" ad h yazam i ele alma� ; fakat yap­ taga baza tahrifler ve kullandaga "boyle ki�iler" gibi tav­ siflerle , kamuoyunda, hakka mda menfi tesirler uyandar­ m ak istemi�tir. Veli d ede og lu, "Yinelemelerle dolu olan bu so zc uk ­ leri -sa de c e ba� harflerine gore- abece. sarasma koyarak ve tekrarl ar a atarak diizene sokup az son ra s u nacag a m " di­ yerek benim sara lad ag a m keli melerin ·tekrarlar hari �­ ta mamam vere ceg ini ifade ettigi halde b oyle yapmama�­ tar. Tarafamdan yazdan "Tiirkliig ii Birle�tiren Kelimeler" dizisinde, tekrar edilen ke l i me ler da�anda, 3 1 1 birbirin· den farkh kelime veya kelime g u r u bu vardar. Veli d e deog ­ lu b unlardan sadece 1 63 tanesi ni alma�, geriye kalan 154 · keli meyi bilerek v e yanh� zan uyandarmak maksada yla bana ait oldugunu ifade etti g i listeye koymama�tar. 31 7 kelim e i�inden bilhassa, "ali, ahen �dar, hiikumranhk, 85


i l m1 , medeni al akalar , mazmun , m uvaf1k, nazire,seciyye , �erait , tefekkir, tarakkiyat , umamen " gib i az kulla m la n keli meleri se�erek ben i m ya�aya n Tiirk�eye taraftar ol­ mad •g• m zehabm 1 uya nd1rmak istemi �tir. Kelimeleri ve­ rirken kul land1g1 "Bakm , ad lan b i le Rusla�m·� yazarlarm kul land1k lan "Dunya Turklerini bi rle�tiren sozciikler " nelermi� ; ben i m gibi sab 1rla o kuyun " ciim lesi d e okuyu· cularda b u zehab1 uyand 1rmak istedigini a�1k�a goster· mektedir. Bu zehab1 uyand 1rmak i � i n yazar, beni m liste· mi sunacag m 1 i fade ettigi hald e , ben i m verdigi m keli me· l erden "alet, ato m , ahlak, ait, a � l k , akl l , bi yograti , b a­ zan , devam , defter , devlet , dii�man , destan, elektri k , fay· dalanmak , ti kir, gaz, hareket , hastahk, hayat , hukuk, i n­ k • l ab , ifade, ideal, idare, i hti ya� . kitap, kanun, misa l , maksat , miih i m , meydana � 1 kmak , mesele, miimkiin , mil· let, m u ha kkak , m utlaka , mem leket , m etod , netice, nu­ fus, ruh, siyasi, sa nayi , servet, �iir, tari h , tabii, taraf, ta ­ mamiyle, tezgah, terbi ye, tecrube, temsi l et mek , tam , usul , ufuk , yahut , zay1fla�mak " g i b i Tii"k�emizde �ok yaygm olarak kul lamlanlan , basit bir kurnazh kla ve bi le· rek d1 �arda b 1rakm1�t1r. "Tiirkliigii Birle�tiren Keli me­ ler "de be� defa tekrarlanan meseleyi , dort defa tekrarla­ nan miih i mi , u� defa tekrarlanan hayat, memleket, ne­ t i ce keli melerini yazarm gormemesine i mk an yoktur. Bunlar 1 d1 �arda b1rakmasmdaki kas1t a�1kt1r . Beni m - lis­ temde bul unan "devlet , niifus, sa nayi , taraf, temsi l " ke· l i m elerini ise gozden saklamakta yazar mazurdur. c;unkii makalesi nin ba� mda; "Tiirk Medeni ve Bor�lar Kanunu­ nu 1 970 y1hnda "Yurtta�lar Yasas1 " olarak Tiirk�ele�ti­ rip baStlrdlglm zaman b u Yasa'n m onsoziinde �oyle de­ mi�ti m : "Halkm diline i � lemi� olan teri mleri old ugu gibi ahkoydum. Boylece halk arasmda yerle�mi � bulunan ve yad 1rganmayan "af, ai le, ceza , dava , devlet, fai z, haber, hakaret, hak , h iikumet , imza, kabul, karar, keti l , k usur, mahkeme, mal , mi ras, niyet, niifus, san'at, sanayi , smaf, senet, �ik ayet, taksit, taraf, tedbir, temsi l , teslim, tica­ ret, ti carr, tiiccar, vak1f, vasiyetname, veki l , zarar, zina"

86


_ gibi birtak1111 Arap�a .sozciigii ve "amortisman , garanti , ipotek , rej i m " gibi Bat1 dil leri nden gelip eskiden beri hu­ kuk dili mize yerle�mi � bulunan kimi terimleri bu yasa­ larda ahkoydum." demektedi r. $ayet he m ben i m listem­ de, hem de kendi kullandJklarJ arasmda bulunan "devlet, niifus, sanayi , taraf, temsil " keli meleri ni Vel idedeogl u beni m listemden � 1karmasayd 1 , "sab1rla okudugunu" ifa­ de ederek dudak biiktiigii baz1 keli meleri n bi zzat kendisi taraf�ndan da "halkm diline i �lemi � , halk arasmda yerle�­ mi�, yad1 rganmayan" keli meler olarak nitelendigi a�Jk· �a ortaya �1kacakt1 . Ben "Tiirkliigii Birle�tiren Keli meler " ad h yaz1mda, b ugiin dili mi zden at1l mak istenen keli melerin yalmz biz­ de degil, d1� Tiirklerde de kullamldJgmJ kay na klara da­ yanarak gosterdim. Bunlar arasmda "kitap, hayat, mu­ h im, memleket , mi l l et , devlet , h ukuk, kanun" gibi dili­ mi zde yaygm olarak kullamlan keli meler de vard 1 ; "ihir, ihenkdar , cihan�iimul , i n 'ikis, semere, �ifahf, terakki­ yat " gibi daha az kullamlan keU meler de. Maksad1 m, dili­ mi zden kovul mak istenen biitiin bu keli melerin d1� Tiirk· lerle aram1zda bir bag meydana getirdigi n i , dilimizden atJid1klan takdirde bu bagm kopacagm 1 gostermekti. Ve­ lidedeoglu, bunlar arasmda kasti bir se�i m yaparak oku­ yucularda yanh� intiba uyanmasma yol a�m1�t1r. "Yinelemelerle dolu olan bu sozciikler" ibaresi nde de . benim baz1 kel imeleri kasten tekrarlayarak say1y1 faz­ la gostermek istedigi m i ma edi l mi �tir. Boyle bir kas1t i�inde o l mama hi� liizum yoktur. Listesini verdi g i m keli­ melerin yekanu 385 'tir. Tekrar edi lenleri �1kanrsak 3 1 7 keli me kahr. Sadece 1 0 kaynagm i l k sahifelerinden (ye­ ktin o larak sadece 21 sahifeden) 3 1 7 kelime. Bu zaten biiyiik bir raka md 1r. Bunu, tekrarlarla kasten �ogaltma­ ma liizum yoktur. D1� Tiirklere ait metinleri ve sozliikle­ ri sahifelerce tarayarak bu tip kelimeleri� say1s1m binlere �·karmak miimkiindiir. Verdigim listede baz1 keli melerin tekrar edi l mesinin sebebi , iyi niyetli her insan i �in a�Jk· t1r. Mesel i, edebiyat ii� defa tekrarlanm•�tJr. c;unkii ke' 87


l i me, Bakl1 'da basllan eserde de ge�mektedir; Bagdat'ta bastlan eserde de; Frunze'dekinde de. Bu, edebiyat keli· mesinin hem Azerl, hem lrak, hem K trgtz Tilrklerinde kullanl ldtgmt gosterir. Bir fu'nek daha : �ahsi yet ; hem Kuzey, hem Giiney Azerbaycan 'da kullam l ma ktadtr . Bu sebeple Baku 'da basdan eserde de, Tahran 'da basdan dergide de ge �mektedir. Bunun i �i ndir ki, BakO 'da bastlan Sefer E lekbero v'un kitabmdaki keli meleri veri r­ ken d e orada ge�en � hsiyet keli mesini gosterdi m ; Tahran 'da bastlan Varhk dergisindeki kelimeleri veri rken de ... Bak m , mesele, hangi Turk bolgelerinde k u llam h yor? Kuzey Azerbaycan , Giiney Azerbaycan, l rak, Ktrgtzistan, Kazakistan . l �te b undan dolay1d1r ki b u farkh bolgeler­ de bastl mt� fark h eserlerde ge�en mesele keli mesi , ken­ di yerleri nde ayn ayn gosteri l mi �tir. H. V. Velidedeogl u , benim anlatmak istedigimi kas­ ten anlamamt� gariinmek suretiyle de yan h � zanlar uyan­ d trmak istemektedir. Ko nu, dili mizden attl mak istenen keli melerdir. N itekim yazmlda b unu, "Tiirki ye'deki uy­ d urmactlarm dilimizden att1 � 1 her kelime Tiirkliigii b i r­ le�ti ren bi r bag• ko parmaktad tr. " diyerek a�tk �a belirt ­ t i m . B u na ragm en Velidedeoglu , "l nsan "Tilrkleri birle�­ t iren keli meler " ba�hgma bakmca ve bu kaynaklan go­ riince samr ki , bu nlarm ard mdan atalanmtzm kullandtk­ lart oz Tiirk�e sozciikler gelecek . Oysa d un.im ba�ka" d i ­ yerek beni m, smtrlari mtz dt �mda ya�ayan Tiirklerle Tiir­ kiye Turkleri arasmda tabiatiyle ortak olan Tiirk�e astlh keli meler yeri ne yaba nc1 ast l l i kelimeleri tercih ettigi m zanmm uyandtrmak istemektedir. E lbette Tilrk�e astl h pek �ok keli me de Tiirkiye T iir kleri ile d 1 � Tiirkler ara­ smda ortakttr. c;:unkii biz aym dili konu �uyoruz . l �te ay­ m kaynaklarm birka� m da n ve aym sahifelerden Tiirk�e astlh ortak ke l i meler . Emel Dostlan 'nda n : Gazanmak, ya ­ $amak , uygun , olarak, boyiik , b ug ii n , bil mek, i �eri , birin­ ci , goz, yaradtcthg , yazmak, art1g, benzetme, ad , bah­ mak , ii�iin• azg m , gosteri�mek, alt . Zertgin Yohsullar 'dan : di l , a�tk, ge r ek , ev, e�ik, ayrdmaz, i�iin, biitiin , yol , ve88 ·


ril mek , ya y1 l mak , el , kesi l m ek , �ok, yaz1 . Alpa m • ftan : tutmil:k , ti l (dil ) , !;Unung u�un , eng eski , urug , ortak , ya­ ratl !; , karsetmek (gostermek ) , kiin (giin) , yigirma sekkiz ( 28) . yazmak, ahn mak , yoneli � . K1 rg1z-Kazak , K 1rg1z-Oz­ bek Edebi Baylam�tan 'ndan : biri , ekin�isi ( i ki ncisi ) , ii�iin ( i �in ) , cakmda�mak ( yakmla�mak ) , ba�. kormek, kulak, koz (goz) , a h � -beri � . artt1 rmak, tolturmak , emgek ( emek ) , k 1 l mak, i � , kerek, i � i nd e ; ba�ka, az, koniil , bu­ rul mak, demek , caratmak ( yaratmak ) , til (dil ) . Baz1lan a z �o k degi �ik olan yukandaki Tiirk�e as1 l h keli meler d e Tiirk ler arasmda tabii ki ortakt1r. Fakat ko­ numuz bu degi ldir. Ben, "ba�ka d i llerden a h n m 1 �t1r" ge­ rek�esi yle dilimizd en kovul mak i stenen keli meleri s1rala­ d 1 m ve !;Unu demek istedi m : Baz1 k imseleri n tasfi ye et· mek isted igi bu kel i meler yalmz Tiirkiye Tiirkleri tarafm· dan kullaml m 1 yor; Balkanlardan Orta Asya'ya kadar bii­ tiin Tiirk il lerinde kullamhyor. " Edebiyat, eser, tenkid, �ahsf, miihim, usu l , nesil , mesele, fikir, cihan, hayat, tec­ riibe" keli melerini bizimle beraber, biitiin Tiirkler kul la­ myorlar. Biz Tiirkiye Tiirkleri , bu kelimeleri at1 p yer· leri ne "yazm, yap1t, ele�tiri , ki�ise l , onemli , yontem, ku­ �ak , sorun, dii�iin , acun, ya� m. deneyi m " keli meleri ni koydugumuz zaman aram 1zdaki bag kopar .Ti.irki ye Ti.irk­ leri " yazm", Azeri Ti.irkleri "edebi yat " derse; Tiirkiye Tiirkleri "ya!iam " Ozbek Ti.irkleri "hayat " derse, Tiir­ kiye Tiirkleri "de neyi m " , K1rg1z Tiirkleri "tecri.ibe" derse, Ti.irkiye Tiirkl�ri "sorun" Kazak Tiirkleri " mesele" derse aradaki bag m kopacag1 a�ikir degi l midir? Su b irka� misal i , beni m sadece 21 sahifeden derledigim 31 7 kel i me ol �iisiinde geni!ileti n. Hatta biiti.in Ti.irk !iivelerine ait sozliikleri taray m . Oralarda "yabanc1 asd h " dedigi n i z, fidcat b"iitiin Tiirkler tarafmdan kullamlan binlerce kel i me bulacaksm1z. Bu b i nlerce kel i meyi atar ve yerlerine ba!ikalanm koyarsak, binlerce keli meye dayanan bir o rtakhg1 , birligi yok et mi!i o l maz m1y1z? Mesele budur ve zannederi m ki Velidedeogl u art1k ne demek istedigi­ mi zi anlaml!itlr. H1fz1 Veldet, " l nsan "Tiirkleri bi rle!iti· 89


ren keli meler" ba�hgma bakmca ve bu kaynaklan gOriin ce saner k i , bunlarm ardmdan atalan m •zm kul lan· dlkiarl ozti.irk�e sozc!ikler gelecek ... diyor. Kaynaklarm adlarma bak1p da oyle sanmaya liizum yoktur. Siz, beni m yazmldan sadece kayna klann adlan m gortliiniiz. Ben ise eserlerin kendilerini gordiim ve o eserlerden �1kard1g1m keli meleri s1ralad1m. Adlarm1 , bas1h� tarih le· rini ve yerleri ni , sahife numaralarm1 verdigim eserlerden �1kanp listeledigim keli meler ortada dururken ve "uy­ durmacdarm dili mizden att1g1 her keli me" ibaresi yle ko nunun Tiirk�e as1l h · keli meler o lmad1 g 1 da taraf1 mda n a�1k�a belirtilmi�ken ba�ka tiirlii san maya ve dii�iin meye mahal yoktur. H. V. Velidedeoglu, keli meleri s1 ralad 1ktan sonra �oyle di yor : " Demek yukandaki sozciikl eri oztiirk�e le· riyle degi �ti ri rsek, ornegi n " ali m" yerine "bilgin " , " miinevver" yerine "ayd m", "miiddet " yeri ne "siire", "�hsi yet " yerine "ki�i lik" vb. dersek ; d 1 � Tiirklerle bag lant 1m1z kesilecek !... Bizi b u Arap�a sozciikler degil, atalarlmiZin dilinden gelen veya tiiret ilen Oztiirk�e sozciikler baglar." Evet , ali mi at1p yalmz bilgini kul lamr � k d 1 � Tiir k· lerle baglant 1 m 1z kesilir. «;iinkii bu keli me Azeri Tiirk· �esi nde alim, Tiirkmen Tiirk�esi nde ahm, Ozbek Tiirk�e­ sinde ali m, Kazan Tiirk�esinde gal i m, Kazak Tiirk�esin· de gah m'd1r. Bizi m tiirettigimi z bi lgin ise hi�bir Tiirk �ivesi nde yoktur. Velidedeoglunun za n m m n aksine ata· . larumzm dilinde d e yoktur. Yani Tiirk�eni n hi�bir eski metni nde veya sozliigiinde yer almamaktad1r. Anadol u ag1zlarmdaki kelimeleri to playan Derleme Sozliigiinde de yoktur. Bilgin keli mesi Tiirki ye Tiirkleri tarafmdan. yeni tiiretilmi� bir kelimedir; yap1h�1 dilimizin kaideleri­ ne uygundur ve kullamlmas1na hi� itiraz1m1z yoktur. Fa­ kat ali m keli mesi nin d i l i mizden kovul masl ile evet, dl$ Tiirklerle baglant 1 m 1z kesi l i r. Aydm kelimesine gelince, bu hususta da Vel idedeog · lu yamlmaktad1r. Bu kelime eski sozliiklerimizde ve b u90


gilnkii pek �ok Ti.irk �ivesinde varde r. Fakat Velidedeog­ lunun zannettigi gibi "miinevver i nsan" m inasmda degil. Ayd m ; Divanil Lugati't-Tilrk'te "ay ayd mhge " ; Tarama Sozlilgiinde "e�ekh; · � •k, ayd m h k ; a�ek, i$ikir; K2 mus-e Tiirkt'de "ayh (gece) ; parlak, 1 � 1kh ; vizeh, a�ikar; miib i­ rek, mes'ut" manalarendad er. Aym ke lime Azeri Tiirk�e­ sinde "a�ek, a�ikar " ; Kerem Tiirk�esinde "a�ek " ; Tiirk­ menlerde "a�ek , ayd m h k ; a�ikar " ; Ozbek Tiirk\;esinde "a\;lk, aydmhk" ; K ergez Tiirk�esinde "ay · � •8• ; � a�aa, azamet " ; Tobo l Tiirk�esi nde "parlakhk, aydmhk" mana­ larena gelmektedir. 0 halde aydm kelimesi "miinevver in­ san" m in asmda degi l , "parlak, a�ek, aydmhk" man asm­ da ortak bir keli medir. Tiirkiye Tiirk \;esi nde mecazen " miinevver i nsan " manasmda da kullamlmaktad l r. Miinevver keli mesi de uzak Tiirk �i veleri nde b i ldigimiz manase ile m evcut degildir. Ancak, Tiirki ye'ye kom � u iil­ keler� eki Tiirkler tarafmdan bi zdeki gib i "miinevver insan " manasmda kullamlmaktad er. Miinevver kelimesini attege m ez takdirde de elbette b u ko m�u iilkelerde ya �a­ yan Tiirklerle aram ezdaki bag lardan b i ri kopar. Azerf, Tatar, Ozbek ve Kazak Tiirklerinde "miin evver i nsan" manasmda kullamlan keli me i se "ziyah "der. . Miiddet 'i ate p siire keli mesi ni kul landeg1m1z takd i r­ de de de� Tiirklerle bag lant e m ez kesi lir. «;iinkii mudaet ; Azert Tiirk\;esinde, i ran Tiirkmenleri nde, Ozbek ve Kazak Tiirk\;elerinde vard er. Fakat sii r e, " miiddet" m anise ile h i �b ir Tiirk �ivesinde yoktur. Tatar, Tiirkmen ve Ozbek Tiirkleri nde siire, " Kur'an suresi " manasmda­ der. Velidededeog lunun zannettigi gibi siire, "atalarem•­ zm dilinden gele n " b i r kelime de deg i ldir. «;iinkii Tiirk�e­ nin eski meti nlerinde ve sozliikleri nde yoktur. Sahsi yet 'i att egem ez takdirde yine bir bag 1 ko parm1� olur uz. «;iinkii b u keli m e bizde o ldugu gibi Azeri, Tiirk­ men ve Ozbek ·Tiirklerinde de kullaml maktader; Ki�ilik ·ise eski ve b ugiinkii Tiirk �iveleri nde "�hsiyet" m ani­ smda degfldir. Ki�ili k ; Tara ma Sozliigiinde ( 1 4. ve 1 S. aserlara ait orneklerde) "insaniyet, iyilik" ; ( 1 6. asra ait 91


orneklerde) "bir kimsenin ba�ka birisine gonderdigi meyve, �erez gibi armagan"minasmdad1r. Tiirkiye Turk· �esi nde "dort ki �ilik araba " ornegi nde oldugu gibi grup bildiren bir kelimedir. Aym manida kullamh� K .r· g1z Tiirk�esinde de mevcuttur (be� ki�ilik a � ) . Ki�ilik Ti;kmen Tilrk�esinde "comertlik, ilicenaphk" ; tlzbek ve Kazak (kisi l i k) Ti;k�elerinde "insan nev'i, be�eri yet"; K1rg1z Tilrk�esinde "insanhk; i nsana ait ; nezaket ; hay�r· severli k " manilarmdad lr. Biitiln bu ornekler gosteri yor ki Velidedeogl u 'n un "Demek yukanki sozcilkleri oztilrk�eleriyle degi �ti rir· sek ... d1� Tilrklerle bag lant1m1z kesilecek!.." diyerek hay­ ret etmesine yer yoktur. D 1 � Tilrklere ait meti nleri ve sozlilkleri biraz kan�tmrsa yah ut bir bi lene sorarsa yahut da bi zi m yazd 1klanm1Z1 "anlamak maksad1 yla" ve iyi niyetle okursa ilnlem i �areti ile ifade ettigi "hayret", "bi lgi " haline d onebilir. Velidedeoglu, verdigi m kaynaklardaki yazarlarm adlarma da tak 1 l m1�. Abbas Zamanov, Sefer E lekberov, $. Abd ul layeva, G. Musabayev gibi milellifler i �in "ad· lan bi le Rusla�m·� yazarlar·" diyor. Bu konuda kendisi· ne Terciimandaki bir haber ve Burhan Felek'in bir yaZISI ile cevap vermekle yetiniyorum. 11 Arahk 1 980 tari hli Tercilman 'dan : " M i l letleraras1 Af tlrgiitii'niin raporunda Bu lgaristan 'da. da Tiirklerin, Po maklarm ve diger miisliiman azmhklarm, dinleri ni , dil· leri ni degi �ti rmeye zorland1g1 yaz1hyor. Bu boliimde de �u gorii �lere yer veri liyor: ( Mi l letleraras1 Af tlrgiitil'niln raporu ndan) "Ger�ek odur ki , Tiirklere ve miisliimanlara ezi yet yap1lmakta, dini hiirriyetleri klsltlanmakta, Milslii· man isimleri , di nleri degi�tirmeye zorlanmakta ve Orto· doks olunmas1 Bulgar isimleri ahnmas1 i �in bask• ya p1l· maktad1 r. " (s. 9) . 1 8 Arahk 1 980 tarihli Milliyet'te Burhan Felek ta­ rafmdan yaz1lan "Ahbaplara Cevap" adh yaz1dan : "Bir tari hte Tiirki ye'ye Sovyet lider leri nden Podgorni ba�kan· hgmda. bir heyet gel mi $ti. Bu zatm $erefine <;:1 nar Ote· , 92


l i 'nde verilen bir yemekte yamma Bakii Yazarlar Birl i · gi Ba�kam Mehdi Alioglu Hasanof isminde bir Tiirk dii�· mii�tii. Adresini ahrken bana, "Ad a mm son u na "-of" yaz· ma" demi� ve bizi m mi lli folklor oyunlarma seyrederken aglam a�ta . " Burhan Felek yazas a na �oyle devam edi yor : "0 zat bana, "Mi l li kelimesi dururken "ulusal"a nereden buldu· nuz? Radyo larmaz bu dille konu �maya ba�laya nca biz kapatayoruz . " diye yakm ma�ta. tlte yandan Rus asa l h Sovyet killtiir ata�esi bana haral haral yeni dilin giizel li· gi nden ve dili n daima yeni lenmesi nin faydalar andan ba.h sederdi . «;iinkii bunlardan birincisi kendi dili rli biitiin Tiirkleri n anlamasam, ikincisi , Rus asa l l a ate�e de Tiirkler arasandaki baglar a n once gev�emesi , so nra da biisbiitiin kopmasa i � i n , Tiirkleri n Tiirk�eyi �e�itlendirerek konu�­ masana bekliyordu . " Evet, m esele ; Burhan Felek'in yukaradaki satarlaran· da veciz bir �eki lde ortaya konulm u�tur ve gayet a�aktar. Konuyu saptarmaya, anlamazhktan gel meye ve tahrif et· meye hi � liizum yoktur. ·

VERlLEN KELlMELERLE lL G!Ll KA YNAKLA R � UNLA R DIR : - B esim A talay, Divanii L rlga ti 't-Tilrk Dizini, A nka· ra, 1 9 4 3 . - Tarama S ozlilgii, A nkara, 1 9 6 3 . - �- S d m i, Kaam us-1 Tilrkt, Dersaddet, 1 3 1 7. - Wilhelm Rad loff, Versuch Eine& Worterbucher d er Tilrk'Dialecte, S t. Pe tersb urg, 1 8 99. - A zerbaycan Dilinin

Orfografiye L uga ti, Bak1,

1 9 75.

- Tiirk mem ; e

R us�a Sozlilk (Tyrk mensko -Russkiy

S lo var) , Moskova, 1 96 8 . 93


-

O mer

A h m ed�anou-B urhan

llyasou,

Ozbek � e ­

R us�a L (Jgat, Tatkent, 1 93 1 . - Uzbek c a -lngiliz�a L rlga t ( Uzbek -English School Dictionary) -Ta� ken t, 1 96 9; - Tatar�a -R usca Siizlek (Tatarsko - R usskiy Slo iJQ r) ­ Moskoua , 1 966. - Bo ris N. Shn itniko u, Kazakh -English Dictio nary, Londo n - The Hague, Paris, 1 966. - K. K. Yudahin, K1rg1z Sozliigii (Tiirk�eye �e uire n : A bd u llah Batta l Tay mas) , A nkara, 1 94 5.

( *)

Bu yaz1

tekzip olarak haz1rla n m 1�,

k1sa ltllm us

�ek linin, A nkara 2. S u lh Ceza Mah kemesinin 6.2. 1 981 tarih u e 1 98 1 /2 B as m sa y d 1 karar1yla Cu mhuriyet 'te net· rine karar uerilmi�tir.

94


TORKf;EYi BOZA N K E Li M E LE R

Uydurma keli m eler , Tiirk�eden l::!a �ka bir d i l i n ke· l i m eleri gibid i r . Bizd e n ,

�na d i l i mi ze ait keli meleri unut­

ma m a z ve u ydu rma kel i m eleri ogren memiz i sten i y o r . Ba· Zl

ogretmen leri n

Ye

o ku l k i taplar a m n ya rd a m a y la �OCUk·

lara m a za ; rad yo , televizyon ve baza gazete lerle hal k a m a za

95


yeni bir dilin keli meleri ogretihneye· �ah�1hyor. Fakat yeni ogrenilen her yabancl dil gibi uydurma dil de hal­ klmiZ ve ayd mlanm 1z tarafmdan tam minisiyle beni m­ senmiyor. Uydurma keli meler kullanmaya ozenenler s1k s1k hatalar yap•yorlar. Uyduranlarm b u keli melere ver­ dikleri m an alarla, kullananlarm verdi kleri man ilar fark­ h oluyor . Netic.ide Tiirk �e bozuluyor. Biz bu siitunlar­ da, Tiirk�eyi boza n uydurma keli melerin hatah kulla­ m�larma ait ornekler verecek ve boylece bunlartn Tiirk�e i�inde nas1l yabanc1 kelimeler gibi durduklarm1, ispat edecegiz. Etken : Televizyonun 28.1 2.1 979 tari hinde saat 9 .30 'da yaymlad 1g1 "reklamlar "dan : "Nivea ci ldinizi biitiin d1� etkenlerden korur " Burada etken yanh� kullan a l m1�t1r. Buradaki etken keli mesinin kar�1hg1 amildir. Halbuki yukar1daki ciimle­ de kullaml mast gereken keli me, tesir veya etki ol mahyd 1 . Olas1hk - Olanak : Tiirkiye Bili msel v e Teknik Ara�­ t lrma Kurum u (TOBiT A K) Dokiimantasyon Merkezinin 19 Kast m 1 974 tari h ve 1 4/1 5946 say1h yaz1smdan : " ......... yaymlad 1gtn1z makale, rapor, teblig, kitap gibi bi lgi kaynaklartm i mkanlar1mz dahili nde ad resi mize diizenli ve yaymlamr yaymlanmaz gondermek liitfunda bulunursamz, bizier de sizlerin , emek , para ve zaman har­ cayarak ortaya ko ydugunuz �ah�malanmz1 olanaklan­ m•z i�;inde Tiirki .ye ve tiim diinya ara$tlrtcllan.n a zama­ nmda d uyurma olas1hg1 m bulur ve saglartz." Burada olas1 h k keli mesi yanh� kullam l m1�t1r. Uy­ d urma olas1 h k keli mesi ihtimal kar�1hgmda teklif edil­ mi�tir. Tiirk�ede " ... : .... zamanmda duyurma i hti mali ni b ulur ve sag lanz" denmez ; " i m kamm bulur ve sag lanz " denir. TOBITAK 'm Dokiimantasyon Merkezi ana dili mize ait i mkin keli mesini kullansayd1 bu hatay1 yapmayacaktt. , Kar� m : Prof. Dr. Ozer Ozankaya, Tiirk Kiiltiiriiniin C:: agda�la�ma Siireci , Ulusal Kiiltiir Dergisi , 1 979 Ocak, 5. Sahife : . . . . . .• . .

96


"Bat1 kan� mast yo kken gerek hammadde, gerekse tartmsal ilriln ilreti mi illkenin kalk m ma gerek si nimleri ni kar�t lamaya yone l i k o lmasma kar�m , Bat1 yaytlmast ilze­ r.ine tersine b i r yon ald t . " Kar�m kelimesi rag men keli mesi yeri ne tek lif edi l · mektedir. Tilrk�ede " ......... yoneli k o l masma rag m en , Batt yayt l mast ilzerine tersine bir yon ald t " denmez; " . . . . . y�nelik olmasma mukab i l ( veya kar�thk) . . . " denir. Ozer Ozankaya ana dilimizdeki "mukabi l " veya "kar� thk " ke· li melerini kulla risayd t bu hataya dil�meyecekti . l li �ki : Havaalam sO fi l minin terciimesinden : ( U�akla ko ntrol ku lesi arasmdaki telsiz i rtibatmm kesi lmesi ilzerine) i l i �ki kesi ld i . l li �ki 'ni n ana d i l i mizdeki kar�thgt miin asebettir. Tilrk�ede "telsiz milnasebeti kesildi " denmez ; "telsiz ir­ tibatt kesi ldi " den i r. Filmi tercilme edenler, i rtibat veya bag kelimelerini kul lansalard t bu hatayt yapmayacaklar· dt. Olast : Televizyonun 25. 1 2 .1 9 79 tarihinde, saat 1 9.30'da yaym lad tgt "Anadol u 'ya " programmdan : ( Kenya ve Yugoslavya 'da � t kanlan ta�lan Eski $ehir'­ deki liileta� tyla) "kar� tla�ttrmak o last degi ldir." Burada da· olast yanh � kullam l m t �ttr. Uydurma o last kelimesi muhtemel kar�t h gmda tek l if edi lmi�tir. Tilrk�ede . . . . . . . . . kar�tla�ttrmak mu htemel degi ldir" denmez; " .. . . .. ... kar$ t la �ttr mak milmk.iin degi ldir" denir. Program t haztrlayanlar ana d i l i mi ze ait milmkiin keli me­ sini k u llansalardt bu hatayt yapmayacaklard t � Olast h k : Tiirk�e keli melere gosterilen dil�manhk, onlart dili mizden kovma hususundaki i nat, pek �ok yan­ h$ kul lam �lara sebep olmaktad tr. l htimal kel i mesinin ko­ vularak yerine o lastl t k kelimesin i n konmast da b u yanh $ kul lam�larm sebepleri nden biridir. B u yilzden ihti mal 'in kullamlmast gereken bazt yerlerde yanh$ o larak $ans ke­ li mesinin kul lamldtgmt gorilyoruz. 7/1 /1 980 tarihli bir radyo programmda , saat 09.30 'da $fiyle bir ciimle k u l­ lam l m t $ttr : " .......... vereme tutulma �anst fazlad t r . " Ve'' ·

.

..

..

97


b i r �ans d e g i l , talihsi zl i ktir. $ans, miis­ k u l la m h r Yukar1daki cilmlede kullaml­ mass gerek en keli me ihtima l 'dir. Fakat neyleye l i m ki ih­ timal, d i limi zden kaps d s �ars edi l mekte , i �eri ahnmak is­ tenen olasshk da bir tiirlil i �eriye girememekte , �ns ge­ l i p koltuga oturmaktad sr .

reme tutu l mak , b et $eyler i �in

98

.


B U NAS I L T O R K f; E Yeni kel i m eler pek . �ok y azarm d i l i n i bozuyor; a n · latmak isted i kl eri n i anla� 1 l maz h a l e getiri yor. i �te d ii n · y a had iseleri ni Pravda 'nm goziiyle goren d 1 � politi ka ya­ zan Ali Sirmen 'den bir ciimle : "Gelecek gi.inler 'd ii n ya bar1�1 a�1smdan ya�amsa l nite l i k ta � 1 ya n bu soru nu n yamtma a � 1 k h k kazand 1 racakt1r? " ( Cu mhuri yet gazete· si , Oil

6/7/1 980) .

Ne dem ekti r "ya�m sa l nite l i k " ? Tiirk

Kurumunun

sozliigii

"nite l ik "

i � i n d ort kar � 1 h k

veriyor : Keyfiyet, vas1f, ka l ite, mah i y et. B u , ta rn Tiirk d i li nin

kuru muna

uygu n bir tav1rd 1r. "Keyfi yet " de

nitel i k ; "vas1f" da , " mahiyet " de ... $ i md i ke li melerin kar� 1 h k l anm koyarak Ali S irmen'i anlamaga �ah � h m : Hayati keyfi yet , hayad vas1f, hayati kalite , hayati ma­ hiyet. " Hayatf keyfi yet ta � 1 yan soru " ne demektir? Ya· hut "hayatf vas 1f ta�1yan soru " ? Tiirk�ed� boyle bir k u l ­ l amh� v ar m 1dir? Tabii k i "ya�amsa l "1 " hayati " o larak Ti.irk�ele�tird i kten

so nra

okuyuculan m1z,

arkasmda n

hangi keli menin gel m esi gerekt igini anlam• �lard 1 r . Yazar, "hayati

ehemmiyet "

veya

"hay ad · one m" d i yecekti.

99


A ma "nitelik" keli me5i ona oy un et mi , , gelip "ehemmi· yet "in yerine oturmu�tur. Yazar, "nitelik"in m an asmt bildigini zannetmektedir. Ger��kten de keli menin mana­ smm ne oldugunu biraz dii�iinse onun "vastf" anlamma geld igi n i �1karacakt1r. Ama man ast iizeri nde biraz dii,iin· mege mecbur oldugumuz keli meler, zihnimize tarn ola­ rak yerle�mem i , , igreti duran kelimelerd ir. Bilhassa yeni keli melerde bu igretilik vard1r. "Kita p " keli mesi nin m a­ naslm hi�bir za man d ii�iinmeyiz. Kelimeyle b irlikte kav­ ram, hemen zih ni mizde canlamr. " Niteli k" ise yazann zihninde hemen "vas1f" kavramm1 canland1ramam•� ve yazar oim "ehemmiyet "yeri ne kullamverm i �tir .Aii Sirmen " hayatf"yi "ya�amsa l " olarak degi�tirmeseydi yi ne �a­ ' •rmayacakt• ; �iinkii "hayati"nin arkasmdan "ehemmi­ yet " ke'idiliginden geliverecekti. Yukanda verdigi miz ornekte goriild iigii gibi, yeni ke· limelerdeki igretilik, pek �ok yanh, kullam h ,a sebep ol· makta ; d i l i mizdeki normal kelimeleri kullanan on be� ya�mda bir �ocugun dahi yapm1yacag1 hatalara yol a c;; m aktad 1r. ***

Aym gazetede Mehmed Kemal "ele�tirmenler" i�in "yazan di �lerine gore bulurlarsa ya ogerler, ya yererler, ikisi n i n aras1 yoktur" diyor. D i � i ne gore bul mak" deyi ­ mi, "ovmek " i�in kullamlamaz. ••Adam1 di�ine giire but­ dun, oviiyorsun " diyemeyiz. B u deyi m, ancak "dovmek, yermek " gibi fiil ler i�in kullam labilir. "Ovmek" i�in kul­ lamlan deyi m "di � ge�irememektir" . Buna gore Mehmed Kemal 'in ciimle5i �oyle olacakt1 : "Di� gec;; i remedikleri yazan overler . di�lerine gore b ulduklarml yererler; ikisi­ nin aras1 yoktur. "

1 00


UYDU RMAC ILI K Tiirkiye'de ve Tiirki ye dJ$mda ya$ayan biitiin Tiirk· lerin kull and1kl ar• ve anlad1klan "sebep, i mkan, akd , hi· t1ra" gibi kel i meleri di l i mi zden atmak isteyenler kendile· rine "oztiirk�eci " di yorlar. Yapt1klan i$in "mil lt" bi r i$ oldugunu i ddia ediyorlar. Dili mizi zengi nle$ti rdi kleri ni ve "bilimsel " o l du klarm1 da i ddial arma ekliyorl ar. Dili­ mizden pek �ok keli meyi atan bir hareketin hakikaten mikul sebeplere dayanmas1 gerekmeli di r. Yani hem mil· If, hem i l mi, hem de pratik (fayda saglayJcJ, dili zengin· le$tirici) olmas1 l iz1md1r. Uydurmac1hk h areketinde ise, iddi al armm hilifma, bu sebeplerden hi�bi ri mevcut de· gi ldi r. 1 - Uydurmac1hk mi llf degildi r. a) Mil li ol manm ilk ol �iisii, bir kelimenin mi lletin �ogunlugu tarafmdan kullamhyor ol mas1dir. "l mkin, ih· timal, akd, $art" gibi keli meleri her Tiirk kul lanmakta ve anlamaktad1r. Bunl arm yerine konmak i stenen "olanak, 101


o las1hk , us, ko�ul " gibi keli meleri ise vatanda�lar1 m1zm ancak bir k1sm1 anhyor ve pek az1 kullamyo r. b) Dilin miHt o l masmm bir ba�ka ol �iisii, nesil ler ara­ s mda bag kurmas1d1r. O i l , din,gelenekler gibi degerlerle nesi lleri birbiri ne baglaninayan topluluk, zamanla mi l let o l maktan r;:1kar. Mil letimizin tarih i�inde meydana ge· tirdigi on bin lerce eser, uydurmac1hk yiiziinden anla­ � l l maz ol mu�tur. Otuz, k1 rk y1l onceki eserler dahi anla�1lam1yo r. "Kitap, kalem , masa" gibi kel i melere de el atacak olan uyd urmac1hk yiiziinden gelecek nesi ller de b izi anlamayacaklar. c) Uydurmac1hk, Tiirkiye d 1 � mdaki Tiirklerle de ba­ g 1 m 1 z1 koparmaktad1 r. Millt ol may1�1mn bir sebebi de b udur. Azert Tiirkleri "f.ikir, kitap, miimkiin " d iyor ; "dii�iin , betik, o l a na kh " kelimelerini anlam1yor. Ozbek Tiirkleri " miikafat, zevk , zami r " diyor; "Odiil, begeni, ad 1 l " kel i melerini anlam1yor. r;: ) Uydurma keli melerin ba zan kokleri , bazan ek· leri "oztiirkr;:e " degildir. " Rastlant1 "mn kokii, "rast"· ve "zorunlu"nun kokii "zor" Fars�adan; "saptama" m n kokii "sabt" Arap�adan dilimize girmi�t i r. -sal/-sel eki· ni n ilk �ekli o lan -al/-el Frans1zcad1r. Baz1 keli meler de bat1 dill eri nden bo zularak Tiirk�eye maledilmek istenmektedi r. " l mge", "i mage "dan, "belleten ", "bul leti n "den bozmad1r. 2. Uydurmac1hk i l mr degi ldi r. a) Oi l ali mleri bu harekete uyd urma diyorlar. Prof. Dr. Re1id R. Arat, Prof. Dr. Tahsin Banguogl u , Prof. Dr. Faruk K. Timurta�, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Dor;:. Dr. Ali F. Karamanh· ogl u , Do�. Dr. · Necmettin Hac1emi noglu, Do�. Dr. Ke­ mal Eraslan , Dr. Osman F. Sertkaya uydurmac1hgm i l mt o l mad1gm1 yazm 11lard1r ve yazmaktad 1rlar. Uydur mac1· hg1 kurumla�t1ran TDK idareci leri ve basmdaki uydur· mac1 lar ise. Tiirk dili ilimi degi ldirler. b) Yiizlerce y1ldan beri , o n binlerce eserd e, mi lyon· larca Tiirk tarafmdan kullamlan kel imeler ; uydurmacdar ·

1 02


tarafmdan " Tiirk�e olan" ve " Tiirk�e olmayan" diye i ki ­ y e aynl maktad 1r. Boyle bir ay1rma, d i l i l mine ayk1nd1r . . B i r di lde as1rlarca kullamlan her kel i me o dilin mahd 1r. Men�e meselesi , d i l ara�tlriCI Ian m i lgi lendiren ayn bir kon udur. Bir keli menin, bir dilin mah olup olmad 1g tn 1 ;mlamak i�in o keli menin men�eine degil , soz konusu d ildeki kullamh �tna bak1hr. c) Anlam bili minde vanlan neticelere gore, hi �bir d i lde yiizde yiiz e� anlamh keli m e yoktur. Miiteradif say1lan kefi melerde m uhakkak kii�iik mina farklan , ilk bak1�ta hissedilmeyen niianslar vard 1r. 0 halde yabanc 1 say1 lan bir keli me i�in onun yiizde ·yiiz tarn kar�1hgm1 koy maya im kan yoktur. Kar�1hk diye ileri siiriilen baz1 k�li melerin yen i m an alar ka zanmasl bundan dolayld !r. �) Uydurmac1lar tarafmdan ileri siiriilen kel i m elerin bir�ogu dil kaidelerine ayk1r1 olarak yap • l m 1 �lard 1r. "Bag"dan , "-m " ile "bag1 m " yapamazstniZ ki "baglm· Sii " keli mesini tiiretesiniz, "-m " ; ahm, sat1 m , giyi m , . orneklerinde de goriildiigii gibi fiilden isi m yapan ek· tir. "Bag " ise bir isi m kokiidiir; Tiirk�ede "bagmak" diye bir fiil yo ktur. i lgin� " kelimesinde de ay m yanh� yap 1 l m 1�t1r. "-� " , Tiir k�ede fi i l l erden isim yapar. "Se­ vi nmek " ve "oviin mek " fiillerinden yapdan "sevi n � " ve "oviin � " gib i . Oysa dili mizde "ilginmek " d i ye bir fii l yoktur. B u fi i li de biz tiirettik diyemezsiniz. C::ii nkii " ·n '·' Tiirk�ede fii l_d en fi i l yapar ... "i lgi " ise fiil degil isimdir. ·

3. Uydurmac1hk pratik degildi r a) Bu hareket h i �bir ihtiyacm kar�1hg 1 degildir. " i h ­ t isas, tek amiil, tesbit vb. " kavramlarm kar�1hklar1 d i l i ­ mizde "ihtisas, tekamii l , tesb it vb . " olarak mevcuttu r. 0 halde bu kavramlara yeni kar�•hk_lar aramak liizum­ suzdur. Bulunacak yeni kar�1h klan ogretmek i�in aynca zaman harcanacakt1r. b ) Uyd urmac 11ik, eski kelimelere dii�manhk besle­ digi i�in pek �ok keli me unutulmakta ,yerlerine yenileri de konulmamaktad 1r.Bu yiizden gen� nesi lleri n zihi nlerinde

1 03


pek �ok kavramlar bulunmamakta ve dii$iince kabiliyet­ leri azalmaktad1r. Otuz yd once her lise mezununun b il­ digi " miinivebe, miiteselsil, mukerrer" gibi kelimeler, gen � nesiller taraf1ndan art1k bilinmiyor. Bu keli mele­ rin belirttikleri kavramlar da gen� zihinlerde yoktur. Simdi iiniversiteyi bitiren gen�ler, "mun avebe" kavra­ miyle ( kelimesiyle degil) kar�da�mca, boyle bir kavra­ ma ihtiya� duyunca bunun ne oldugunu du�un mek , icat etmek; icat edebilirlerse birka� ci.imleyle tarif ve izah etmek zorundadt rlar. c) Yeni kelimeler; ana dilimi ze ait olmad tgl , sonra­ dan yabanCI bir diJ gibi ogrenild igi i�in yanlt� kuJiantJ­ makta ve dilde ka vram karga�al tgma sebep ol maktadtr. " Ragmen " yerine uydurulan "kar�m" keli mesi , �ok defa "m ukabil , kar�d1k" yerine kullam hyor. "Saptamak" ke­ limesini "ispat etmek " yerine kul lananlar var. Ti.irk�ede edat ve zarf ol mak i.izere iki ayn keli me olan "kadar "t teke irc a edip yaln1z "degin " ile kar�dayanlar, "ne de­ gi n gi.izel " gibi tu haf ci.imleler kuruyorlar. "Oianak", "imkan" i�in uyduru ld u , "ftrsat" yerine de kullamhyor; "olas1hk" ile devamh olarak kart �tlnhyo r. " B ilin � " , � uur, idrak, ogrenm�. bilme gibi bir�ok kavra mt kar­ � t lar oldu . •••

Milli , i l mi ve pratik olmayan bu ozturk�ecilik hare­ ketine en yakt�an isim "uydurmacthk"t1r. Uydurmac1hk ise gayri mi lli, gayri ifmi ve pratik bak1mdan zararh bir ak1mdtr.

1 04


Bi R

YAZARA CEVAP

1 2 $ubat 1982 tarihli Cumhuriyet gazetesinde "Oil, Sanat, Oevlet" ba1hkh yaztsmda l lhan Sel�uk, bir aka· demi kurma y:olundaki �ah ,malart dolaytstyla "iyi niyet· li yoneticileri " uyartyor. Akademi kurmaja �ah�n yet· kililerin "sorunu yeterince" bilmediklerini; "Ataturk'un kUitUr devrimi nde onemli yer tutan TUrk Oil Kurumu'na kar11 saldtrtlartndan" " onyarg t l ar la davrandtklart" belli 1 05


o lan "yol gosterici ler"e aldand • k l an n l i fade edi yor ve o n · l ara Omer A. Akso y i l e Ca h i t Kiile b i ' n i n Turk O i l i ' n i n � ubat sa y 1s mda � 1 ka n yaz1lanm o k u malan m tavsi ye ed i · yor . Akad e m i i l e u gra �an " y et k i l i l er" �iiphesi z o yaz1lan o k u m u �lard 1 r. B i z de o k ud u k . Es k i l erin tekran ndan b a �· ka b i r �ey yo k . Vi n e , "Atatiir k , yararh o l acagma ina nsa y· d 1 , bag 1 m h b i r akad e m i k u rab i l i rd i " g i b i iddia lar.

Ata·

ttir k 'iin "bu u l u sa l k u r u m larm a z za m an i � i n d e , u l u sal akad e m i ler h al i n i a l masm 1 temenni ed eri m " s oziinii �iirii· tecek h i � b i r d e l i l one siire mi yorlar. " Yo l � oster i c i l e r " , A tatiir k 'iin a r z u s u O i l v 'e Tari h K ur u m l an m i l eride b i rer a kademi haline g e t i r m ek t i , d i yo rl ar ve O'nun y u k andaki s oziine dayam yorlar. K u r u m c u lar ve i l han S e l �uk g i b i l er b ugiine

kadar

asla

b u na ceva p vere med i ler. Atatiir k ,

" ( O i l ve Tar i h K u r u m l ar m m ) ul usal akad e m i l e r h a l i n i a l · ma s m 1 t e m e n n i ederi m " d i yo r ; o n lar h a l a " Atatiirk i s t e · s e y d i a ka d e m i

k u rard 1 " d i yo r l ar. Atatiirk O i l K u r u m u ' ·

n u k u r m u �t ur, 1 9 36 y l l mda d a b u k u r u m u n " a z za m a n i �i nd e " akade m i o l masmr "t e m e n n i ederi m " d e m i � t i r. B i z Atatiirk'iin bu s oziin ii hat 1 rlatr yoruz. Bugii n e kad ar b u na h i � cevap ver med i n i z , at 1fta b u l u n d ugu n u z yaz1 lar· da d a b u na cevap yo k . Atatiirk 'e ragmen " O i l K u r u m u a k a d e m i o la ma z " i dd i a l ar r var . Atatiir k'iin 1 9 36'daki so· ziinii cer h edecek d e l i l i n i z var m r ? Varsa yetk i l i l ere o n l an tavs i y e edi n i z . i l han Sel �u k , "Tiir k � e , tari h i n h i � b i r d on e m i nde b u · giin k ii diizeyde a n l at r m o l a na k lar ma kavu � mad r " d i yor. Oogrudur ve b u tab i i d i r. B iitiin d i f f e r za man i �i nde ge l i · � i r ve zengi n le � i r . Elbette, b u l u n d u k l ar 1 so n za m a n d i l i · mi nde, onceki devrel eri n e gore d a h a zengi n d i r ler. B u , b iit ii n d i l l er i �i n boyl ed i r . O o l a y r s 1 y l a d i l i m i z i n d e b ugiin daha zeng i n o l mas1 tab i i d i r. O i l i m i zi n g i tt i k � e zeng i n l e�· mesi ,

i.

Sel � u k ' u n sandrgr g i b r "dil d evri m i " n i n b i r so n u ·

c u d eg i ld i r. O i l de vri mi , ta m tersi n e i fade i m k a n lar r m r z r k r ml a �t 1 r maktad r r . l � te yetki l i l ere tavsi y e ett i g i n i z yazr· dan b i r ornek : " u l usa l diizeyde biiyiik e tk i n l i k ve yayg m · ' 1 06


hk k a zanan ve AtatUrk ' U n en o n e m l i d e vri m l eri n d e n b i ri olan d i l ozle �mesi ak1 m 1 . . . " ( Cah i t Kiil eb i , TUrk O i l i , � u ­ bat,

1 982,

s.

71 ).

l k i sa t 1 rda i k i y a n lt � . Ca h i t K ii l e b i ' n i n

TUr k �e b i lgisi z l i g i n de n degi l , "d i l devri m i " taassubun­ dan. " OUzey " , TUrk O i l Kuru m u tarafmdan " sevi ye " ye­ ri n e u yd u r u l m u � t u r . Burada k u l l a m l m as1 gereke n k e l i m e i s e " pl a n " d 1 r . " E t k i n l i k " de TUr k O i l Kuru m u n ca " faa­ l i ye t " kar � • h g mda u y d u ru l m u �tur . H a l b u k i ya zar b ura­ da "et k i n l i k " i "tesir, mUes s i ri y e t " yeri n e k u l l am yo r . O n be� ya � m d a b i r �ocuk d a h i " tesi r " i l e " faa l i yet " i b i rb i ­ rine kan�t 1rmaz . F a ka t " d i l devri m i t u t k.u s u " ; TUrko l o j i mezunu b i r � a i ri , TUrk Oi l Kuru m u gen'e l Yazmam b i r yazan

b i l e n e hale d U�UrUyor.

d i l i mize

kaza n d 1 rd 1 g 1

"an l a t l m

i � t e " d i l d e v ri m i " n i n o l ana k l a n "

b u n l ard 1 r .

B o y le y a n h � l ann daha pek �; o k ornegi vard 1 r . S a m i m i i s e n i z , t e n k i t ettig i n i z gazete n i n "Ya � ayan Tiirk�e m i z " sayfalanna bakm 1 z . G e le l i m " 0 1 � TUrk l e r " k o n u s u na . i l h a n S e l � u k � o y le d i yo r : " Oi l devri m i nin . . . " 01 � TUrk ler " l e A n ado l u TUrkl eri aras m d a k i i l i �k i l eri ko part­ t l g l gibi savl ar b i rer l a ft 1 r ... " 0 1 � TUrk l er " oykusu d e k o­ kUnden yam lg1 UriinUdiir. E yi U I aymda Azerbaycan 'd ay­ d �rri".

Bak u 'd a

·

k re � e

" K orp e l e r · Y urd u " ;

�ahaneye

"Gorke m l i " d i yorlar. Bizde b u s ozciik l er i k u l l anan lar l a Atatiirk

d ii � m a n lan

alay e t m ey e ka l k 1 � 1 rl ar ; ve

" 01 �

TUr k l er l e i l i � k i l eri m i z kopan h yo r " d i y e ya ygaray1 ba­ sarlar. " B i r kere " y urt ke l i m e s i n e i ti ra z ede n y o k t u r . Bi zde de "ogre n c i yurdu " den i l i r ve buna k i m se i t iraz e t mez. " Kre� " e ise b i z " � o c u k y u vas 1 " deriz. A y n ca o n l ar "va­ tan " k e l i m es i n i de �ok Slk k u l l a mr l ar. O i l d e vri m c i l e r i ­ n i n k u l l a n d 1 g 1 k e l i m elerden b i rka � t a n e s i 01 � TUr k l e r i n k u l l an d 1 g 1 ke l i m elere u y a r . "Gorkem l i " de b u n l ard a n b i ­ r i d i r . B i r tane d e b e n s oy l i y ey i m . A zeri Tiirkleri "kaybet­ m ek " y er i n e " i t i r m ek " derler. Fakat b u b e n z er l i k l e ri n sa y 1 s 1 mahd u t tu r ; b e � i o n u ge � m ez . Bun un y a n m d a d il d e v r i m c i l er i n i n d i l i m i z d e n k o v d u g u veya k o v m a k isted i -

107


li binlerce kelime vardtr k.i bunlar dlf Twklerle aram1zda miifterek olan kelimelerdir. Eyliil a y1 nda A zerbayca n da idi niz , siy ley in bakal1m, prt m1 dlyorlard1, kotul mu, akd m 1 us mu, i m kin m1 olanak m1, sebep m i neden mi, eser mi yaptt m1, phsl mi kitisel mi, ad alet _mi tiize mi, hassas m1 duyarh m1, umumi mi 1enel mi, hayat m1, ya· pm m•, tasvir mi betimleme mi, idd ia m1 sav m1, hikiye mi oyk ii mii? Azerbaycan'da JOriiftiijiiniiz herhan1i bir sanatkinn tiii·lerinden veya hikiyererinden, yahut da orada baslla!' 1azetelerden siitununuza bir par�a koyu· nuz, neticeyi gorelim. lsterseniz ben bir arnek vereyim. Cahit Guliyev 'in "Boyiik humanist" kitabm1n (Baktl, 1981 ) oosiiziiniin i lk . cii mlesi : "Ozeyr Hac1beyov Azer· baycan ve �ohmilletli So v )let ictimai fikir tarihinde iiziinemehsus 1erefli yer tutan tahsiyyetlerdendir .'' Keli· meleri goriiyorsunuz ; ulus degil millet, topl u msal dejil icti mai , dii1iin dejil, fikir, onurlu degil terefli, kitilik degi l tehsiyyet. Yahut da "Azerbaycan Dilinin Orfo1· r afiya (imli) Lugeti 'nin (BakQ 1 975) M harfinin ilk sayfalar•na bakah m. Oil devrimcisinin Twkiye Tilrk· �esinden kovdugu veya kovmak istediiti hal'lJ(i kelime· ler Azeri T w k �e si nde var: Maarif, maat, mabeyn , mabed, mavera , maddi, mai l , malik, mani , ma ni a, masiva, matem mahiyet, mahir, mahirane, macal ( mecal ) , macera, mey· dan, meyl. Biitiin bunlar giisteriyor ki ; "uydurmac1hk, d•t Tilrk· lerle Tiirk iye Tiirkleri aras� ndaki baglan koparmaktadll'" teklindeki hUkmiimiiz ; I. Sel�uk'un sand1j1 gibi "l if, yaygara, oykii, yamlgl iirii1ii" degildir. Dogrudan dogru· ya metiolere, siSzliiklere dayanmaktadlr. Kendisi de Azer· baycan 'a gittigine gOre, bunun fark1na varmamas1 imkin· s•zd�r. c;iinkii herhangi bir Azeri Tiirk 'ii iJe konuttugu za. man vatan, tiir, hikiye , ilim, fikir, i mkin, hukuk , ada· let gibi sozleri duyacaktll'. llhan Sel�uk sami mi ise bunu itiraf etmelidir. Gerekirse biz oniine binlerce keli melik bir liste koyabi liri z . '

1 08


TORK

O I L K U RUMU SEM I N E R I N I N AROI NOAN

Turk Oil Kurumu t�fmdan du zenlenen " Atatiirk'­ un Yol unda Tiirk Oil Oevri mi " adh seminer (topl u�h­ Jim),

1 7-1 8 Ocak 1 981 tari hlerinde Ankara 'da yap1ld1.

Semi neri ben de takip ettim. Baz1 konu�ucular, daha once

SI SA V tarafmdan duzenlenen "Tiirk Oili Semi ne­

ri "nin seviyeslni tenkit ett i ler. SI SA V'm toplant1smda ili mden �ok, sald 1 rdarm ve hakaretlerin yer ald1gm1 , "Eie�tiri s1mrlarmm a�dd•lm•" ifade ettiler. Kendileri nin ise "bilimsel" konupcaklarm1 ve "aym duzeyde yamt vermeyecekleri ni " belirttiler. Ben de bu "bili msel" toplantJdan · bazl ornekler ve­ rerek "diizey'inin anla�d masma yardJmcJ ol mak istiyo­ rum. Kurumun Genel Yazmam Cahit Kiilebi , "Saym Ka­ sarogl u bu davram� ve sozleri yle ... " di yerek Kasaroglu '­ ndan yakm1rken arka s1ralardan bir dinleyici yuksek ses-

1 09


le "Saym degil, saym degi l ! " diye bag1nyordu. Bu din leyiciye 0. Akbal da kat1lm1� olacak ki 22.1 . 1 981 tarihli yaz1smda K i.ilebi 'nin sozlerini "Saym Kasaroglu" yerine "Bay Kasarogl u " olarak nakletmi�tir.. Yukanda anlatt1g1 m �ekilde heyecanla ba�layan top· lant1da i l k tebligi sunan seksen ya�lan ndaki Ord. Prof. Dr. H1fz1 Veldet Velidedeog lu, bir yaz1m dolay1s1 yla ben · den bahsederken " B u yazara gore -ki kendisi do �ent sa ­ m m ta�1yormu� ( ! ) - " di yerek alayll b i r ifade ku llanmay1 ya�ma yak1�t1rabilmi� ve �ok yi.iksek bir "di.izey" arzet­ mi�tir. i ngi liz Dili ve Edebi yat1 Boli.imi.inde profesor olan Ak�it Gokti.irk, �ok seviyeli konu�masmda "Birtak1 m kafalar dursa da geli� me durmaz" demi�, bir d i n leyicinin yaz1yla sord ugu "ili mle bilim arasmdaki fark nedir? " sorusuna da " l l i m , cami lerin ramazan mahyalarmda kul­ lanabil eceginiz bir sozci.ikti.ir, bilim kullanamayacaglniZ bir sozci.ikti.ir" gibi �ok bili m sel bir cevap vermi �tir. Bir yi.iksek mahkeme i.iyesi olan Sami Sel�uk da i l i m adamlarm1 "bi limsel" bir �ekilde sm1fland1rarak " B i r profesor doktorlar vard1r, bir d e profd1rlar. l �te Tarabya­ c•lar bu profd 1r-'lardand 1r" demi �tir. A y m zat, Tarabya'· da soylenenlerin "di.i�i.ince" degi l "hakaret" sayl lacagml dolay1s1yla "Tarabyac1larm" "ya egi ti lmeleri , ya cezalan­ d�r�l malan " gerektigini soyleyerek dil konusundaki "bi· li mselligi n i " gostermi �ti r. i kinci gi.inki.i toplu gori.i �mede Prof. Dr. Ak�it Gok- . ti.irk �u sozleriyle yi.iksek bir "bili msel di.izey" ortaya ko· yuyord u : "i lgin�. Hep ilgi n � . Hep aym ornekleri veriyor­ lar. Bu bizi m i�in s1k1C1_ oluyor, yeterince eglenceli olmu­ yor... ( O i l devri mine kar�1 olanlann Osmanll donemini sevdiklerini soyled ikten sonra) bir zoolog, di nazorlan seviyo r ve bize anlat1yorsa on larla ozde1le�mek zorunda degi ldir". Muhaliflerini dinazora ben zeterek salonu kah· kahalara bogan Saym Gokti.irk'i.in "bili msel di.izey"de konu�tugundan toplant1daki hi� ki msenin �i.iphesi yok· tu. '

110


Hele Saym Canpolat'm bir meslekta$1ndan, hem de sesini yiikselterek " E ii n terbi yesizi " diye bahsetmesi , "toplu-�ah$ 1m'm "diizey"ini iylce yUkseltml$tl. Do�. Dr. Semih Tezcan'm konu$masmdan "toplu­ �ah$1mm " seviyesini gosteren orneklere devam edi yo­ rum . "Bir ba$kaSI siirekli o larak Atatiirk i lkeleri diyor, ama yeni kelimelere sata$1yor. Bizi m yazan m 1 z ni �in oteki sozciikleri su�l uyor da ilkeyi kullamyor. Bunun birka� nedeni olab i lir. 1 ) Ya i lke nin dil devri mi s1rasmda u yd urulduglinu b i l miyor; o halde b i lgisizdir; b i lgisi z kimsenin de ardmdan gidil mez. 2) Ya da devlet biiyiikle­ ri hergiin i lke derken umde demek yiirekli ligini gostere­ miyor; oyleyse yiireksizdir; yiireksi z bir ki msenin de ar­ dmdan gidil mez. 3) O�iincii bir neden o larak ilke sozcii­ giinii beni msemi$tir; oyleyse tutars1zd1r; tutarSIZ ki msele­ rin ard mdan da gid i lmeyecegi a�1kt1r." i lke keli mesi ni kul land •g• i�in hocasma "Bilgisiz, yii­ reksiz,. tutars1z" d i ye sald1ran Saym Tezcan da $iiphesi z ki " Eie$tiri Sln lrlanmn dl$1na �·kmlyor" ( ! ) sozlerinin ba$mda belirttigi " Eie$tiricinin amac1 olumlu yanlar1 da belirtmektir" ilkesi ne uyuyordu . Aym Semih Tezcan, Faruk K. Timurta $ ' 1 0 "Yeni Kelimeler Sozliigii "ndeki yan h $ oldugu halde kullam lab i lir kelimelerden bahseder­ ken "e$i t " de galat1 me$hur say1 l m 1$, yani kalacak m• kal mayacak m 1 , belli degil" diyord u . Acaba "galat1 me$­ h ur"un "kahp kal mayacagl belli ol mayan " m anasma gel­ medigi n i , " Me$hur . o l mu$, yaygmla$m l$ yanh$" demek o ld ugunu Tezcan bil miyor muyd u ? Ve yi ne Saym Tez­ can aym toplant1da kon u$ma arkada$1armm s1k s1k tek­ rarlad•klan dilbiliminin $U temel kurahndan habersi z miydi : " Yaygm olarak kullamlan bir kelime yan h $ da o l ­ sa d i l i n m a h say1 hr." l lkeyi kullanan dil b i lgin i , Say m Tezcan 'm sand1g1 gibi ne bilgisiz, ne yiireksiz, ne de tutars1zd1r. Sadece dil biliminin yukandaki kuralmdan haberdard 1r ve benim kulland1g1m gibi ilkeyi de kurah da rahat�a kullanmaktad 1r. Ama u mde ve kaideye dii$111


manhk etmeden. l<:ab.n� onlar1 da kullanarak.

Ve dill·

mizi yenl yeni yanhJiarla doldurup onlan zorla ben i m· seterek "yanhJiardan ibaret bir d i l " haline getlrmeden. TDK'mn diizenledigi seminerin birl ncl giiniinde son oturum, toplu gOrii J meye ayrd maJtl. "Oil Devri minln Tiirk Yaz1n1 l �i n Onemi " baJhkh b u toplu giiriiJmenin sonunda dinleyi cilerden bir g«;n�. soru sormak iizere soz alda. Sualini bir dikkatine dayand1rmak isti yordu. Soze J iiyle baJiada.

"Oztiirk�

ko nuJmak, aydm

ol mamn

kriteri gibi kullam hyor. Bu durum bana, cumhuriyet on· cesindeki bir kas a m aydmlarm halktan farkh bir gOriiniim kazanmak i �i n bonjur mosyo demelerini am msata yor". Gen�. si;ziiniin-burasmda neye ugrad1jt n 1 p J a rd a . c;unkii, oturum baJkam Sami N. Ozerdim'in elindeahnikrofonu kapan Necati Cumah, "Soru soracaksamz sorun, kon UJa· caksamz TDK BaJkanhgm a ba JVUru n" diye basbas bag•· rarak genci azarhyo rdu. Salondaki baza gen�ler de JaJir­ m•J, "ama arkada Jtmtz saldtrtda b u lunmada kl efendi m" demeye

�hJayorlarda.

Gen�.

sorusunu tamamlamak

iizere agzam a�taga zaman Cu mah tekrar baj1rd1 : "Karde­ Jim, kime soruyorsunuz? Bi z burada sanat�aytz, hangi sanat �aya soruyorsunuz? " Cumah 'mn salvolar• karJISin· da gen �. gii�liikle kendisini toparlayarak "halk-ayd m ay­ raligam,

ozleJtirme i le, nasl l kapatmaya diiJiiniiyorsu­

nuz? " di ye sual ini sorabildi. Ortahk yat a Jtlktan sonra soru sorma s1ras1 Lihat Ak· �akayahoglu'na gelinc:e kazgm bir eda i l e "sormaktan vazge�tim" dedi ve ekledi : "Biraz once gen� bir arkada1' sorduguna soracajana pi Jman etti niz, hakaret etmek·

ten beter etti n i z. Size evvela taham miil ve sabar tavsi ye ederim . c;iinkii Atatiirk 'iin en biiyii" vasfa sabar ·ve taham· miildiir. " Ak�kayahogl u 'nu yati Jta rmak i �i n Cahit Kii· lebi diller dokerken dinleyici lerden baz1 hammlar, "c;ok �irkin bir olaydt, hoJ degi ldi ama" diye soylenerek mem nu ni yetsizli kleri ni i fade edl yorlarda. To planta dagt· hrke n bir gen�, arkada Jana " Nasa l sanat�1 b unlar, i nsan sanat�1dan nefret ediyor" diyerek yakamyo rd u ... 112


TORK

D I Ll

Y OKSEK DAN I $MA K U R U L U

Milli Egitim Bakanhg1 T iir k D i l i Yiiksek Dam�ma K urulu toplamh . Hedef, "Turk Dilinin egitimin her ka­ demesi nde iizellikleri bozulmadan ve a�1r1hga ka�l lma­ dan Cigretil mesi, geli�tiri l mesi ve yaygm la�t1n lmas1 " o la­ r:ak tesbit edil mi�ti . Bu konuda baz1 raporlar haz•rlan­ m•�tl . A�g 1daki cii�leler o raporlardan ah n m 1�t1r.

"2-6 .

ya'

arasmdaki diinemin

dil geli,iminin en

yogu n oldugu . y 1 llar o ld ugu giiziiniine ahnd1gmda ; ozel113


li kleri bozulmadan ve a�lrlhga ka'rll madan ogretil mesi n­ de okul oncesi egitim kurumlann tn onemi daha belirgin bir $ekilde ortaya ·'r •kmaktad1r. " (s.3) . "Ogretmen ogrencileriyte arkada,hk yakta,•mm• on pl anda tutarak, onlar.n yerel konu,ma dilinden uzak la­ $1P giizel Tiirk'remizin d i l kurallar.na uygun, giin lilk ya­ $ant llanyla bagda $ 1 r nitelikte kullant l masma 'rah � • l mak· tad 1 r. " (s. 34-35). Yukar1ya ald 1g 1 m ciimleleri n ikisi de bozuktur. Bi­ ri nci ciimlede neyi n ogretilecegi belirtilmemi�tir. Ciimle­ nin dogru o lmas1 i'rin " ozelli kl�ri " keli mesi nden once "di li n" kel i mesi ni n bulunmas1 �rtt1r. i k i nci ciimlede ozne ile yiiklem arasmda uyum yok· tur. Su ciimledeki kelime tekranna bak1 m z : " T RT programlar. ndaki Turk Dili Egiti m ine i l i $kin program tar arasmda ogretmenlere yonelik programlar da yer al mahd1r. " ( s. 39). Bu bozuk ve kotii ciim leler Milli Egiti m Bakanhg1 '· mn en iist seviyedeki biirokratlarmca haz1rlan m 1$ rapor· larda yer al maktad 1r. Hem de Tiirk're ogretimini 1slah etmek iizere haz1rlanm 1 $ olan raporlarda . ilkokulda, ortaokulda, lisede ve iiniversitede Tiirk're bilin mediginden, Tiirk'reni n dogru diiriist ogreti lemedi · gi nden $ikayet edeceksiniz; bunu 1 s l a h etmek iizere Ba· ka nhk olarak yola 'rlkacaks1mz; sonra da Tiirk're hatalar1 ile dol u bir raporla kar$ 1mlza geleceksiniz. 8-u ciimleleri k ul fanan bir fise ogrencisi edebiyat dersinden Sln tfta ka· hr. Ama bir kurumun kendilerini d i lci i l an eden baz1 iiye­ leri , kiirsiiye 'r•k•p bu raporlarm fevkal ade giizel haz1rlan­ d1gm1 soyleyebi lmi�tir. Tiirk're ogretimini d iizeltmek ii zere toplanan bu $U· rada kar$ 1m1za bozuk ciimlelerle 'rlk maktan 'rekinmeyen­ ler; i l i m ada mlar.na bag1np �g•rab i l mi$1er, onlan tehdit edebilmi5lerdir. Tiirk Dili i lmin eline teslim edi lmedik're bu hatalardan (skandaUardan dememek i 'ri n hata lardan d iyoru m) k urtul mak miimkiin degildir. 114


S KAN DAL A�g 1daki soru, bu y• l yap1lan iin iversite gi ri' imti· hanlanmn birinci kademesinde sorulmu,tur. "Tiirk�e 'de bi le,ik eylemler , ad soylu bir sozcukle yard 1mc1 eylemlerden olu�an ogelerdir." "8u tammm d1�mda kalan birle�ik eylem a�agl· dakilerden hangisinde vard1r." Verilen be� cumleden biri dogru cevab1 te,kil et­ mektedir Ben c�mleleri degil , sadece fii llerin i kaydedi· yoru m ; hissetmi�ti m , �bret, kayboldu, hapsolduk, yiiru­ yebi liyormu�. Sorunun anla� 1 lmas1 i�in once Tilrk�eye �evirmemiz gerekir : "Tilrk�ede birle�ik fii ller, bir isi m le bir yard1mc1 fiilden meydana gelir." •.

·

115


"A ,aj1daki ciimlelerden hangisinde bu tar i fi n diJin· da kalan birletik fiil vard1r?" Burada beni m dikkati �ekmek istedijim nokta soru­ la n n "oztlirk�e " denilen yabanct bir dille haz1rlanm1$ ol­ masl degildir. Soruda feci bir mant1k hatas1 vard1r. Once bi rlejik fiil i�in bir tarif veri lmijtir ; sonra, iirnek ler i�inde­ ki hangi birlejik fiilin bu tarifin dt jmda kald1j1 sorul­ mujtur. lstisnalar d ljmda hi�bir iirnek tarifin dljtnda kal­ maz. Tarif, agyanm mani, efridmt cami olur. Yani dljar­ da kalmast gereken herjeyi d1 1arda b1rak1r, i �ine almas1 gereken herjeyi i�ine ahr . Aksi takdi rde tarif olmaz. Burada tarifin d111nda kalan (?) dogru cevap "ylirii· yebiliyormu1" birlejik fiilidir. "Yiiriiyeb�liyorm u1" bir istisna degildir ve soruda da ifade edildigi gibi bir birle­ $ik fiildir. Hem birle1ik fiil hem de birlejik flit tarifinin dljtnda .. Bu nas1l olur? Bu soruyu haz1rlayanlann mant1gma gore olur. Bu mant1ga gore canhy1 tarif edip hayvam bu tarifin d111nda b 1rakabilirsiniz ; i �kiyi tarif edip 1arab1 bu tarifin dl jmda b1rakabilirsiniz. Ve bu mant1k, iiniversite giri1 i mtiham i �in kendisinde soru haz•rlama yetkisi bulur. «;iinkii ra­ hat�a jOyle diijiinebi lir. Oniversite sorusu haZirlayabil· m ek i�in tarifin ne demek oldugunu bilmek 1artt1r ; ama biz bu ,artm d 1 j mday1z. Bu bir skandald1 r. Hem soruyu haz1rlayanlar, hem de haz1rlatanlar utanmahd1 r. Bu vesileyle bir hususu be­ lirtm.emi"l gerek ir: Oniversite giri j imtihanlarmdaki Tii'"k dili ve edel:!i· yatt ile i lgi li sorular, ii1iversite hocalanna hazlrlatllma­ maktadlr. Tuhaf gelecektir ama boyledir. Bu yi.izden bu sorularda her yd, uydurma .di l kullamlmakta, fahi$ bilgi yanh1lan bulunmaktad1r. Bu y1l ogrencilere "bi rle1ik fii l tarifi"nin d ljtnda kalan birlejik fi i l o lab ilecegi og­ retilmijtir. Acaba bu ogrenci Dan11taya d avi a�sa hakSIZ m1 �1kar? ·

116


ATATOR K VE T O R K D i l l



ATATORK VE Oi l K a�garh Mahmud'un Divanii Lugati 't·Tiirk'iinden anla�dd•gma gore 1 1 . yiizy1 lda Tiirk ya z1 dili , Ka�gar ag­ zma dayanmakta idi. <;e�itli Tiirk boylan , farkh ag1zlara sahi p b ulunmakla beraber, Ka�gar agzma dayanan ortak yaz1 dilini kullamyorlard•. K a�garh Mahmud eserinde, Oguz Tiirklerinin ag1zlarma ait pek �k ozellikleri belirtir. Bu yiizy1 lda Oguz Tiirklerinden Sel�uklular, S1rder ya boylanndan l ran 'a akarak orada biiyiik bir devlet kurmu�lar, On Asya'nm h aki m giicii haline gelmi�ler, _tam Divanii Lugati 't-Tiirk'iin yaz1ld•g• y1 l· larda Malazgirt zaferi ni kazanarak, Anadolu i �lerine ak· maga ba�lam1�lard1. 1 1 . yiizyll sonlanyla 1 2. yiizy1lda Anadolu 'ya yerle�meye ����an Anadol u Sel�uklulan ; 119


hem say1ca �ok azd1lar, hem de Ha�h ord ular1yla ugra t· mak zorunda idiler. l 1te bu yiizden Anadolu Sel�ukiu� lar1 zamamnda Tiirk �eye dayanan bir ilim ve edebi yat dili meydana gelemecfi . 1 3. yiizyll batlannda Cengiz·Han ordularmm tazyiki sonunda yiizbinlerce TU.. k Anadolu'ya go�mek zorunda kald1.Anadol u 'daki Tiirk niifusu,birden­ bire birka� misli �ogald1. Bu go� dalgas1 , yaln1z go�ebe Tiirkleri degil, Tiirkistan 1ehi rlerinde ya1ayan pek �ok yerle1ik Tiirk'ii de Anadol u 'ya getirmi 1ti . Art1 k Tiirkis­ tan 'dan pek uzakta, yeni bir b olgede, saydar• mi lyo nlara varan biiyiik bir Tiirk kitlesi yeni siyasi b irlikler i �inde toplamyordu. TU.. k istan ise Cengiz'in biiyiik seferleriyle � lkalanm•1 ve heniiz durulmam 1 1t1. Anq.k 1 3. asrm son­ larma dogru Tiirkistan'da, ldi! Ural 'da ve M1s1 r'da «;aga,. tay, i l hanh ve Altmo rdu hanhklan i l e Memiiik devleti et­ rafmda, daha sonra da Temiirliiler'de TUrk yaz1 di li yeni i sti·k ametlere dogru yonelecekti. 1 3. yiizy•lm ba1larmda, Anadol u 'daki Tiirk kitlesinin, ana yurttaki biiyiik Tiirk kitlesi nden �ok uzakta kal mas1 ve ayn siyasi birlikler i �inde toplanmas• ; Anadol u d 1 1 mdaki Tiirk iilkelerinde ise Tiirk yaz1 dilinin yeni geli1meler �ostermesi ve yeni is� tikametler almas1 ; Anadol u 'da Oguz agzma dayanan yeni bir yaz1 dilinin dogmasma yol a�t1. 1 3. yiizy1hn ilk yan­ smdan ba1lay 1 p bugii n e kadar gelen ve Anadolu'da. Bal­ kanlar'da, adalarda, l rak ve Suriye'de, Giiney ve Kuzey Azerbaycan'da kullamlan bu yaz1 diline ilim dilinde "Bat1 Tiirk�esi " ad1 veri l mektedir. Anadolu Sel�ukl ula­ nnda ili m ve edebiyat dili olarak Arap�a ve Fars� 'nm kullamlmas1 na kar11hk Anadolu beylikl eri nde Tiirk�e kullamld1 . Osmanh Beyligi de dahil olmak iizere biitiin beyliklerde Tiirk�e eserler yazlld 1 . Beylikler arasmdaki siyasi miicadele , Osmanhlar lehine sonu�land 1g1na, Ana­ dolu ve Balkanlar'da Tiirk birligi Osmanhlar tarafmdan sag land1g 1 na gore, Anadolu Sel�uklularma mukabil l'"Li rk­ �eyi resmi dil haline getiren de Osmanhlard 1r. Osmanh padi�hlanndan 1 1 . Murad , yalmz Tiirk�e eserler ya zdlr· makla kal mam11, eserlerin a�•k ve sade bir Tiirk�e ile ·

1 20


tercilme edil mesini de istemi�tir. Kab usname'nin Tilrkc;; e · ye c;; e vrilmesi konusunda 1 1 . Murad �oyle der : "Bir ki�i Tiirki'ye terceme etmi� . veli ru�en degill , a c;; u k soyle­ memi �. Eyle olsa hikayeti nden hal avet b uh mazuz didi. Ve-likin ki mse o lsa ki, kitab 1 ac;; uk terceme itse, ta ki mefhamundan �onilller haz alsa." ( 1) 1 5 . yuzyll1n sonlarma kadar " Eski Anadolu Tilrkc;; e· si " ad1 m alan Bat1 Tiirkc;; e si , b u tari hten sonra "Os manh Turk c;;e si " dedigimiz ikinci devreye gi rer. Anadol u Sel­ c;; uklulan m n son devirlerini, beylikleri ve i m paratorluk haline gel meden onceki Os manh devri ni i c;; i ne alan Eski Anadol u Turkc;; e si devresi nde, yabanc1 unsurlann fazla kan �mad 1g1 sade bir Tilrkc;; e kul lam l m 1 �t1r. Ahmed fa­ k i h , �eyyad Hamza , Hoca Dehhan i , Sultan Veled , Yu­ nus Emre, Kaygusuz Abdal , Kad 1 B u rh a neddi n , Nesi mi, Silleyman «;eleb i , Ahmedi, Ahmed -i D ai ve �eyht gibi � ai rlerin �iirlerini ; Erzurum l u Darir, Yaz1C1oglu A l i , Yaz1c1oglu A h m ed Bican, Merci mek A h m ed , S i nan Pa­ �a. A� 1kpa�aoglu, N e�ri gibi ya zarlar m nesirlerini ve Dede Korkut Kitab m 1 Eski Anadol u Turkc;; e sine ornek o larak gosterebiliriz. Bu eserlerin soz varhg 1 , elbette ta· mamen Tilrkc;; e as1 l h kel i m elere dayanm•yord u . Bu nlar­ da pek c;;o k Arapc;; a ve Fars c;;a kel i m e ye� a h yord u . Hatta Farsc;;a tamlamalar ve Arapc;;a kahplar da Eski Anadol u Tur kc;; e si nde bu l unuyord u. Yabanc1 unsurlarm nisbeti , eserden esere degi�mekte ve 1 3 . yuzy1 ldan 1 5 . yilzy •la dogru gittik c;;e artmakta yd • . Ama biltun bu nlara rag men b u devirdeki Turkc;; e sade ve ac;; 1 k bir Tilrkc;; e dir. Osmanh Tilrk c;;e sine ait eserlerde sadelik gittik c;; e kaybolur. Arap· c;; a , Farsc;;a kel i m elerin say1s1 c;;o k fazlala�lr. Uzun b ir cilmlede bazan sadece bir veya iki kel i me Ttirkc;;e as1 l h· d1r. Ostelik b u Arap ve Fars as1 l h kel imelerin birc;;o gu ko· nu� ma d i l ine girmemi�tir.Sadeligi bozan ·da boyle keli· melerdir. Fakat bu devi rde Turkc;; e ni n sadeligi ni enge l le­ yen , keli melerden c;;o k ; Arapc;; a , Farsc;;a ta m lamalar , gra· mer �ek i l leri ve kahplard 1 .Ta mlamalar gittikc;; e zi ncirlene· rek ilc;; U � Iil,dordilzlil hale getiri liyor ;Tilrkc;; e ekler yer i ne 1 21


Fars�a ek ler ve Arap�a ka l rplar kul lamhyordu. Bunlara ek olarak nesir dilinde ciimlelerln �ok uzamas1 , sadeligi ortadan kald1ra n ii�iin cii bir unsurdu . Biitiin b u ozel likler, yaz1 dilini �ok ag1r la�t 1rm1�, konu�ma dilinden iyice uzakla �t1 rm1�t1. Ancak sadelik nisbeti, yine yazardan · yazara, hatta eserden esere degi �mekte idi. Ornek olarak verd i gimiz �u par�a lan n

konu�ma dilinden olduk �a

u za kla� m�� bulundugu gorii l iir: Fuzuli'den ( 1 6. yy. ): E l ·kiSsa esbab ·l ihtir i-1 fti· nlln-1 nazm cem o l up mukteza-yl zuhur-1 asar oldugu zamanlarda her dem dest-i kudretim muhtereit-1 mas· n Ua. dan gerden -i kiinata bir hamail asardl ve her saat seyyah-1 tabiat 1 m hadiy 1k·1 miiel lefat-1 bediadan b i r gii­ l i st ina kadem basard 1 .

(2)

F u z lllt 'den : Miintehi �er 'iine edy in-1 temami-i riisill Bahrsen s ii r-i erb ib-1 risalet emv ic. (3) N ibi'den ( 1 7 . yy. ) : Bende yok kudret ed iya harf-i �evki N ibiyi H ime-i rengin -sarir-i bf-ka r in m soylesin . (4) Bunlara kar�1hk , yi ne Osmanh Tiirk�esi devresinde yaz llml� �u par �alar a�lk ve sadedir: Limii <;elebi 'den ( 1 6. yy.): Biziim i�iimiizde bir og lanc1k var idi ki, giindiiz taa­ mm yimezdi ve kimseye soylemezdi Ve � 1 kup koyun Ot· latmaga gider idi ve koyun lan bir canibde koyup kendiisi bir ta rafta namazla me�gul olur i di. Ve bugiin lerde hasta o l d 1 . (5) Fuzu lf'de n: Gozunden dembedem b ag n m eziip ya� •m gibi gitme Seni. terketmezem �iin ben, beni sen dahi terket me

1 22


Amand1r zal i m olma ben gibi maziQmu i ncitme Goziim can t m efendi m sevdigi m devletlii sulta m m. .

(6)

�eyhiilislim Yahya'dan ( 1 7. yy. ) : A�ka kaabi l dil mi yok �ehr i �tre, ya di lber mi yok? Mest yok meclisde, bilmem mey mi yok sagar m• yok? Go nca-diller a�tJhr hat1r ni�tin �ad olmaya, Bagda giil ler mi yok, giil�ende biilbiiller mi yok?( 7) N ibl'den : A�tma soz kad 1 ile pa�adan Sana l az1m degil ol gune siiha� Mecl isinde biri ahrsa dile An 1 iskata �tah�Jr san'atile. (B)

N ed i m 'den -( 1 8. yy.) : Sevdigim, bendene dii� erse hi zmet Kapmda kul olmak camma minnet Gore idi m sende bO-y1 m uhabbet lstedigi m b udur sen bi-vefadan. (9) Tanzi mat ve Servet-i Fiin u n , Osmanh Tiirk�tesinin son devirleridir. Bu devirde bas1 m i � lerinin ve gazetenin yayJimasJ , ti yatro ve roman gibi baz1 edebi tiirlerin Ba­ tJya has yeni formlar i�tinde edebiyat1m1za girmesi ve biitiin bunlarm halka hi tap etmesi ; yaz1 dilinin konu�ma diline yakla�t1nl mas1 ihti yacm1 ortaya �t• kardJ. �inasi ve N am1k Kemal, yeni bir iislup, gazete iislub u ortaya koy­ dular. Nam1k Kemal 1 866'da "ekser erbab-1 kalem yaz­ d 1gm1 soylemekten ve soyledigini yazmaktan haya eder" ; Ali Siiavi 1 867 'de "gazeteleri lstanb ul'da avam li· sam olan Tiirk�te ile yazah m " ; Ahmed Midhat 1 87 1 'de "halklmtzm kul landtgt bir lisan yok mu, i �te onu mil let lisam yapah m " di yerek konu �ma dili ile yazma fi krini 1 23


i leri siirdiiler. (1 0) Mua l l i m N aci, 1 887 'de "bir takt m lii ­ zumsuz tekelliifita bogulmu� o lan l i sa m m tzm tekel liifat­ da n tecridiyle, sadeligin i n , letafeti ni n i zhan zamam �ok· tan gel m i �tir" di yerek dilde sadele�me geregi ni ortaya koyd u . ( 1 1) Neci p As t m ve �emseddin S anii de 1 897 1 901 ytl lart arasmda, l kdam gazetesi nde Tiirk�enin sa­ dele�mesi gerektig i ni ya zd t lar. Aym yt l larda Servet-i Fii­ n uncular, Tanzi mat 'la sade le�meye ba �laya n yazt d i l i · m i z i tekrar konu�ma d i l i nden uzakla�ttrmaya ba �lamt�­ lard t . Eskiden beri kullamlanlara ek olarak , yeni yeni Fars�a ta mlamalar ve birle�ik stfatlar meydana geti rdi ler. 0 zam ana kadar hi� kullam lmam t � Fars� ve Arap�a ke­ li meleri d i le sokmaga �al t�ttlar. Bazt keli me gruplarmt Franstzcadan oldugu gibi aktararak Franstz ciimle yapt· s m m Tiirk �eyi etki lemesi ne de yol a�tt lar. Ancak, yaba n · e t etki lere a�tk o l a n b u ak t m tn san 'atkarlar m m Tiirk�e­ yi i � lemekte biiyiik bir ba�an gosterdikleri ni unutmama k gerekir. 1 896-1 90 1 yt l lart arasmda dilde sadele�me konu­ su epeyi tart t � t l d t . Halit Ziya, Tevfi k F i kret , Cenap �ah ibeddin gibi Servet-i Fiinunc ular terkipli dili ; Ahmed Mid hat , Nec i p Astni, R t za Tevfi k , �emseddi n sami gibi yazarlar di lde tedri ci bir sadele�meyi savund ular. Mehmet E m i n 'in 1 897 'deki "Tiirk�e �ii rler"i sade Tiirk�e ko nusu nda miihim bir ad tmdtr. Tanzi mat � t larm gazete ve tiyatro d i linde meydana getird ikleri sadele�me, bu eserle, he m de daha i leri bir derecede �i i r d i l i ne de gi r­ m i � bul unuyord u . Gen� Kale niler'de 1 91 1 'de ortaya � t kan "yeni l i · sa n " hareketi ; hem Bat 1 Tiirk �esini n tarihinde, h e m de sadele �me tari hinde yen i bir devir a�ar. Bu hareketi n ortaya koyd ug u so nu �la Bat 1 Tiirk�esi , " B ugiinkii Tiirkiye Tiirk�es i " ad mt verdigimiz ii�iincii ve son devresine girer. Sadele�me konusunda da netice, bu hareketle altnmt� o l ur. " Yeni lisan " m ba�latt c tst Omer Seyfedd i n 'dir. Bi l a­ hare Ziya . Goka l p hareketi n nazari yat m 1 yapar. Omer Seyfed d i n , hik iyeleriyle teori yi , pratik olarak ger�ekle�•

1 24


tirir. Hareketin ba$lang1cmda Ali Canip, Kaz1m N ami gibi yazarlar da vard1r. " Yeni lisan" ak1 mmdaki fi kirleri tek prensibe i rca edebi liri z : YaZI d i l i ni konu$ma di l i ne yakla$tlrmak, miimkiin oldugu kadar I stanbul halkmm konu$tugu gibi yazmak. "Yeni l i san" hareketinin en �iddetli m uhali fleri Ce­ nap Sahabedd i n i l e Siileyman Nazi f'tir. 8a$lang1 ,.:ta ha­ rekete kar$1 ,.:1 kan Fuat Kopriilii ve Yakup Kadri , birka,.: y1l sonra sade Tiirk,.:e ile eserler vermeye ba$1arlar. Milli edebi yat ak1m1 i l e i ,.: i �e olan "yeni lisan", "sadele$me" veya "di lde Tiirk,.:iiliik" hareketi, on-on be$ y 1 l gibi k1sa bir zamanda ba$an ya ula$ ml$, Tiirk,.:enin tarihi ge l i $ me­ sinde yeni bir devir a�ml$, b oylece terki pli Osmanh Tiirk ,.:esi nden terki psi z Tiirkiye Tiirk,.:esine ge,.:ilmi$tir. Nesirde O mer Seyfeddi n , Yakup Kadri, Refi k Halit, Ha­ lide Edi p, Re�at N uri ve Fa l i h R1fk1 ; �iirde Meh met Akif, Yahya Kemal , Ah met Ha�im, Faruk Nafi z, Halit Fahri , Orhan Seyfi , Yusuf Ziya, l; ni s Beh i ,.: , SiikQfe Ni hal ve Halide N usret eserleriyle sade Tiirk,.:eyi ger,.:ekle�tirmi$· lerdir. Cu mh uriyet tari hine boylece girilir. Atatiirk'iin daha 1 91 7 y 1 l l nda Tiirk�e ile i lgilendig i n i bi l i yoruz. Suriye cephesinde, Ne meth'i n Tiirki sche Grammatik adl l eseri ke ndi si ne gosteri lir. Bu eserde dili miz, "kaba , orta ve fa­ sih Tiirk�e" olarak s• mfland•nlm1�t1. " Kaba Tiirk,.:e" te­ ri mine Atatiirk'iin cam s•k • l m 1 �t1 . Aym kitapta yer alan "son zaman larda, dili her aydmm anlayab ilecegi bir du� ruma geti rmek i�in �a h�ll maktad 1r" cii mlesi iizerine Ata· tiirk , "gazete dilini yal m z ayd m lan n degi l , herkesin anla­ yabi l m esi gereki r" demi $tir. ( 1 2) Bu hat1ra, daha o tarih­ te Atatiir k'iin Tiirk�e konusunda bir hassasiyete sahip b u l undug unu ve sade Tiirk,.:e taraftan o_ldugunu gosterir. 27 Ekim 1 922'de Bursa'da ogretmenlere hitap eder· ken "mua l l i m ham mlar" diye soze ba$1aml$, so nra da "ihtimal ki muallime demedigim i ,.:i n beni tahti e ediyor­ sunuz ( hatal l bu luyorsu nuz). Ben lisamm •zda ta-i te'nis (di$ilik te'si) kullanmak zaruretinde o l mad1gl m1z1 zan1 25


n ed iyoru m " demi�tir ( 1 3) . Bu sozler de, "yeni lisan" ha· reketinin dilimi zi Ara p�a kaidelerden k urtarma prensibi· nin ifadesidir. 1 923'te Atatiirk, hutbelerin, halkm anlayabilecegi b i r dil i le ve tamamen Tiirk�e ol mas1 gerektigi ni ifade e der ( 1 4) . Bu so z l e r de sade T iir k�ecileri n prensi plerine uymaktad�r. Ancak biitiin bunlar1 dii�iinen ve hisseden Atatiirk'iin kendi dili heniiz tamamen sadele�memi�ti . 1 927'de Nu­ tuk'ta kullamlan dil, Nim1k Kemal iislabunun haki m ol­ dugu terki pli dildir. Atatiirk 'iin di l konusuna ciddi o larak i l k egi li�i 1 930 y1l mdad.r. Sadri Maksudf'ni n "Tiirk Dili i �i n " adh kita· b m m ba�ma ko nmak iizere Atatiirk , 2.9.1 930 tarih inde kendi eliyle �u sozleri yazm 1�t1r : "Milli his i le dil arasm· daki bag �ok kuvvetlidir. D i l i n millf ve zengi n o lmas1 m i l lt hissin inki�afmda ba�hca miiessirdir. Tiirk d i l i , dille· rin en zengi nlerindendi r; yeter ki bu di l , �uurla i �lensin .. Olkesi ni , yiiksek istiklalini korunias• m b i len Tiirk milleti , dilini d e yabanc 1 di l ler boyu nd urugu ndan kurtar mah­ dtr." Burada Atatiirk dili miz i�in iki hedef gostermi �tir : M i l li ol mak, zt:ngin olmak. Sonraki hareketler, hep bu iki hedefe dogru yonelecektir. Hedeflere varmak i�in tu· tulacak yol , takip ed i lecek metod da a�1k�a belirtilmi�­ tir : Dili �uurla i�lemek . Bundan maksat Tiirkliik �uuruna ve ilim metoduna sahip olrnakt.r. Atatiirk 'iin dil ile mi l lf h is arasmda bag kurmas1 , milli d uygunun gel i �mesi ni di· l i n mi l liligine ve zengi nligine baglamast ise hareket nok· tasm1 gostermek bak 1 m m dan �ok miihi mdir. Atatiirk 'ii, biitiin ha.reketlerinde ve i nktla plarmda old ugu gibi dilde­ de reform yapmaga iten amil, milliyet�iliktir. Atatiirk'iin hakim vasf1 daima Tiirk milliyet�iligi olmu�tur. Onu �ok yakmdan tamyan ve en iyi takip edenlerden biri olan Ya­ kup Kadri Karaosmanoglu bu fikri �oyle ifade eder : "Atatiirk 'iin �e�itli yonlerinden biri ni , digerlerine bag· layarak bir sentezini yapmak i sted i g i m iz vakit, bulabi le· cegi miz en hakim vasft Tiirk�iiliigii ve milliyet �iligidir. 1 26


M i l let , gene m i l let , dai ma millet , milli miicadele, millf kurtul u � sava�1, millf i rade, m i llet egemen l i g i ve ni hayet m i l li egit i m ve m i l li kiiltiir davra m � 1 .. l �te Atatiir k 'iin dilinden hi� dii�meyen ve oliimiinden be� y1l once O 'n u "Ne mutlu Tiirkiim d i ye n e diye sesi k1s1hrcasma hayk•r· tan s lo ga n h ep b u . " ( 1 5) Di l ve tari h hareketi nde, Ata· tiirk 'iin hareket noktasm m m i l lf gurur oldugunu hareke· tin i � i nde b u lu n mu � olan Fal i h R1fk1 Atay da kaydeder : "Tiirk lerin, bize ogretti kleri nden ba� ka tiirlii bir tarihi o ldugu ve Tiirk�enin bag 1 mS1Z bir ilim ve ed ebiyat dili olab i lece� i kams1 , Tiirkliik gururu i le gogsii d u rmadan . kaban p i nen Atatiirk 'e biiyiik bir � evk verd i . " ( 1 6) Zaten Atatiirk 'iin kendi si de i nsanlar ve m i l letler aras�nda m i l l i yet prensi b i n i n haki m oldugunu � u sozler· le ifade eder : " M i l l iyet mefkure ve nazariyes i n i yan i m i l · l i yet � i l igi ortadan kald 1racak b i r tatbi kat b u l u namam • �­ tlr. <;iinkii tari h , vuk uat, hadisat ve mii�ahedat hep i nsan· lar ve m i lletler aras�nda mi l l iy etin hak i m oldugunu gostermi�tir. ( 1 7) $u halde Atatiirk 'iin d i l i l e i lgi len mesinin sebebi d e mi l l i yet� i liktir. 0 , 1 1 Temmuz 1 932'de "di l i � lerin i dii­ �iinecek za man da ge l m i �tir ... by le ise, Tiirk Tari hi Tet· kik Cemiyeti gibi bir de o na karde� b.ir d i l cem iyeti ku­ r a h m Ad 1 Tu r k Di li Tetk ik Cemiyeti olsu n " d iyerek ( 1 8) d i lde yeni bir hareket ba�lat1 r. Cemiyetin ba�kanh gma Samih Rifat '1, umumi katipligine Ru�en E�ref'i se�er. Oyelikler i�in Yakup Kadri ve Ce la l Sahir dii�iiniil mii�­ t iir. 1 2 Temmuz . 1 93 2 'de Tiirk Di li Tetki k Ce miyeti b u kadro i le kurulur. N i zamna menin birinci maddesine gore cemiyet, Gazi Mustafa Kemal 'in '_' yiiksek hi mayeleri " al­ t m d ad l r O �iinc ii mad deye giire "cemiyetin rnaksad 1 Tiirk d i l i ni tetkik ve elde ed i len neti celeri ne�ir ve tamim etmektir". Aym y 1 h n Agustos sonunda, Yalova 'da Ata­ "

.

.

tiirk, "esk i, yeni , yerli , yabancl kamuslardan oztiirk�e sozler aramakla, fi lo l o j i ve lengiiisti k miinasebetleri or· taya koymakla" me�guldiir. Hep bunlan konu�makta, b u n l a n anlat rna ktadtr ( 1 9) . 127


26 Eyliil -6 Eki m 1 9 32 tarihleri arasmr.la, Dol mabah· �e Saraymda Birinci Tiirk Oi l Kuru ltay1 toplamr. Biitiin vatanda� lartn davetli o ldugu k urultay, bir bayra m havasJ i � i nde a�1 hr. Dolmabah�e Saray 1 'n m biiyii:\ bayra mla�­ ma salonunda binlerce ki�i haz1r b ulu nmaktad 1r. l stan­ bul 'un biiyiik meydanlanna, Anadolu 'nun biitiin �ehir ve kasabalarmm meydanlanna hoparlorler bag la n m • � .kurul· tay1 biitiin mil letin tak i p etmes i i stenmj�tir: Kurultayda b i l hassa Tiirk d i linin eskiligi iizeri nde d uru l m u � , Siimerce ve S a m i di l l erle muka_yeseler yap JI . m 1 � , Tiirk �enin bir Hint-Avru pa d i l i o ldugu ispat ed il­ meye �ah � • l m 1�t1r. Atatiirk , tari h tezi ne paralel o larak Tiirk d i l i n i n esk i ligine �ok ehem miyet veriyor, onun ba�­ h ca diinya d i l lerine kiil tiir ve meden iyetle i lgi l i pek �ok kelime verdigini ispat ettirmeye �ah � 1 yord u . Kurulta yda onem le iizerinde d urulan noktalardan biri de d i van edeb i yatmda Tiirk�eni n safiyetini kaybet· mes i , b una kar� 1 h k hal k edebiyatmda safhgm• koruyarak ya�mas1yd1 . Tiirk �eyi biitiin yabanc1 keli melerden te­ m izlemen i n ve onu yalmz oztiirk �e kelimelerd en meyda­ na gelen bir d i l hal i ne getirmenin yo llan ara m yordu . Ata­ tiirk , daha 1 930 y 1 h nda, Tiirk d i l i i � i n gosterdigi "mil li o l mak " hedefi nden bunu anhyord u . ·"Tasfiyeci l i k " ad m 1 alan b u gorii� , daha once Fuat Koseraif tarafmdan orta· ya at sl m s � . fakat ba�an kazana mams �t l . $ i mdi Atatiirk , aym gorii�ii, hem de devlet eliyle tatbi kata koymak ni· yeti ndeyd i . Hiiseyin Cahid , kuru ltaya, tasfiyeci l i k aley­ hi nde ve d i l i n tabii gel i �mesini savunan bir tez gonderm i � ve �oyle bir not d a eklemi�ti : "Eger AtatUrk b u k urul­ tayda bel li bir maksat elde etmek istiyor da benim yaz· d s klarsm gii �liik �1karma mah i yetinde ise ysrtms z , ats· mz." (20) Kurultaydan bir hafta once, 19 Eyliilde, biitUn tezler, AtatUrk 'Un huzurunda okunmaga ba� lam s�t 1 . Bir hafta boyunca her giin saat 1 4 'te ba�layan tez okumalan ve miizakereler gece yanlarsna kadar siiriiyord u . Atatiirk , her tez iizerinde d uruyor, gerekli diizeltme ve tamamla­ malan ya p1yord u (rfJl ) . Ricasma ragmen , Hiiseyin Cahid '· 1 28


i n tezi de Atatiirk 'e okund u . Atatiirk tezden ho �lanma· m 1 � , fakat kurultayda okunmas ma miisaade etm i� ; Fuat Koprulii, Hasan Ali ve Ali Canip gibi baz1 yazarlan . da H iiseyin Ca hid 'e cevap vermek iizere vazifelendi rmi �ti. F uat Kopriilii, Atatiirk 'iin daha o nce d i nled i g i ve tasvip ettigi tezi nde �oyle d i yord u : " lnk1lap ruhiyle me�bu olan bugiinkii Tiirk nesli pek i yi b i l i r k i , Tiirk ru hunu ve m uazzam Tiirk tari hinin tab i i ak1 �m 1 herkesten daha ev­ vel ve daha derin sezen ve bu miiiT temayiillere daima en vaz1 h ve en dogru �ek l i n i veren Gazi , mi l li �uurun ve m i l n irfamn b u e�s i z mihrak 1 , m i l leti ne hed iye ettigi biiyiik i�k1 laplar zinciri n in yeni bir halkas1 o lan muazzam d i l i n k 1 l a b m 1 d a i l m i n saglam esaslan iizeri ne k uruyor." (22) Bu soz ler gosteriyor k i , Atatiirk , d i lde de bir i n k 1 lap yap­ . mak eme l i ndeydi . Atatiirk, kuru l taydan once Falih R 1 fk1 'ya Hiiseyin Cah i d ' i n tezini okutmu� ve fi krin i so rmu�t u . Fa l i h R1fk 1 , tezdeki fi kirleri n . dogrul ugu v e kuvveti kar� 1smda tezin kuru ltayda okutul mamasm1 uygu n gormii�, bu nun iizeri­ ne Atatiirk" "s inirli bir sesle -Ya? Oyle ise arkada �lan­ m•zm verecekleri cevaplan d i nle de Hiiseyin Cahid Bey 'in yerine sen miidafaada bulun" demi�ti. Fal i h R1fk1 cevap­ lan da d i n lemi� . zay1f bulmu� ve Atatiirk 'e fi krini ar;• k r;a soylemi �ti . Daha sonra, "kurultaym i l k giinii, Hiiseyi n Cahid 'in zaferiyle r;alkan m 1 � ", cevaplar kay1tS1zhkla kar­ � •lanm l � , bunun iizerine Atatiirk , "hasta yata� mdan Sa­ mih Rifat '1 kald 1rarak kiirsiiye getirtmek zorunda kal m l � ­ t l . " Aym ak �am Atatiirk , Fal i h R1fk1 'ya "hakkm varm1�" d i yord u ( 23) . Hiiseyin Cah id 'in "zafer "ine ragmen Ata­ tiirk niyetini degi �tirmedi . Tasfiyeciligi "denemeye karar vermi�ti .. . Halk agzmdan tarama kelimeleri n, sadece go­ riiniird e ve say1 bak 1mmdan zengi nligi i le oz ve i leri bir Tiirkr;e d avas1 iizeri ne o kadar mera k"m 1 u yand 1rm• �lard 1 k i , bu bir denemeye degerd i . Atatiirk ise denemeden iirk· meyen , onun biitiin risk leri ni kab u l eden bir l ider i d i . Oz bir d i l denemesinde son neticeleri ah ncaya kadar, bu teze inanm1� ve bag lan m 1 � tesiri verecek , en acayi p keli meleri 1 29


b izzat kendisi mec lis kiirsiisiin de k u l lan maktan �ek inme­ yecekti ." ( 24) Kurultay sonu nda kab u l edi len ve· "ilk m edeniyet d i ­ l inin Tiir k�e olduguna d a ki msenin �uphesi kal mad 1 ... Tur k dili, H int-Avrupa d i l i den ilen d i l lerle Sa mi deni len d i l lerin anas1d1r . . . Tiir k d i li ye n iden i � lenip ozliigune ka­ vu�turul u rsa bugiin de en ileri say1lan niedeniyet d i l leri arasmda yerini b ul acagma �iiphe yoktur. En k estirme, en do�ru yo lda n d i legim ize ermek i � i n Devlet, M i l let hep b i rden elbirligiyle �all �mal l d 1 r . " ciimleleri yle ba� layan r,; a l l �ma program• �oyleydi : 1 . Tur k�en i n gerek Sumer, E t i gibi en eski Tur k d ii­ J eriyle, gerek H int-Avrupa, Sam i deni len d i l ler le m ukaye­ sesi yap1 lmahd 1 r . 2 . Tiirk�en i n tari hf i n k i �a flan aranma l l , m u kayesel i gramer i yaz1 l mahd 1r. 3. Turk leh�eleri ndeki kel i meler derlenerek leh�eler l ugati , sonra esas Turk l ugat i , IStl lah l ugati , Tiirk sarf1 na hvi tez elden yap l l malld1r. Sarf, na h i v , l ugat yap• h r­ ken , 1St 1 lah konurken Tiirk�e nin biitiin l a h i kalan n m ara�­ t •n l masma , bu lahikalarm ve edatlarm d i l i m i z i n butun i htiya� l anna yetecek surette i� lenil mesi ne ehe m m iyet ver i lmelidir . 4. Tiir k�en i n t ar i hi grameri yaz1 l mahd 1 r . S . �ark v e Garp m em leketlerinde � 1 kan Tur k d i li hak kmdaki eserler topla nmah, bu eserlerden laz1m olanlan di lim ize �evri lmelidir. 6 . Cem iyet gerek kendisinin gerek d1 �arda Tiirk d i l i i � leriyle ugra �nlann tetkik leri ni bir mecm ua ile ne�ret­ mel i dir . 7 . Mem leket gazetelerinde d i l i �lerine h ususi yer ve­ _

..

ri lmelidir (25) .

Gerek kuru ltaydaki b i l d i r i l erde ileri siiriilen , gerek �a h � ma progra m 1 m n giri� cum lelerin de yer alan Tiirk�e­ nin biitiin m edenT dil leri n a na s1 ve ilk m eden iyet d i l i ol­ duguna dair dii�iinceler ; d i l hareket i n i n hangi duyg ularla 1 30


ba�lad t g m t gostermesi bakt mmdan i lgi �ekicidi r. l l i m b!l­ k t m mdan bugiin bir deger ta� t m ayan bu fi kirler ; Batt kar �ts mdaki a�g t h k duygusunu yenmek, aydmlan mtzda ve halk t m tzda m i l li bir gurur m eydana getirmek , m i i iJ bir romantizm yaratmak gayesini ta�tyord u . Ancak , ha­ reketin i � i nd e bul unan ve meslek ten d i lc i o lmayan pek �ok kim sen in bu di.i�i.incelere sam im iyetle inand 1 g t n 1 kaydetmek laztmdtr . G iri � cUm lelerinde ifad e edi len "de vlet - m i l l et elbirligi ", ozle�tirme �a h � malannm han­ gi zem inde ve hangi usul lerle yi.irUtiileceg i n i gostermek­ tedir. 2-6 . maddelerde bel irt i l en faa liyetler, d i l i mizin i l i m usulleriyle ara�tt n l m as t ve ara�tt rmalan n terci.imesiy­ l e ne�ri i l e ilgilidir. Bun lar , hila tamamlanmam t� b u l u ­ nan v e onem ini b ugUn de bi.itUn can h h g t yla koruyan h u ­ suslard t r . 7 . mad d e i se ozle�ti rme i � i n i n propaganda ci­ heti ne aittir. N i teki m bir mUddet sonra gazeteler konuya egilecektir. Kurul tay sonunda ; Sam i h Rifat (reis) , R u�en E�ref ( u m urrii katip) , Besi m Atalay ( m uhasebec i ) , Cel al Sah ir, Ahmet Cevat, Rag t p H u h i si , H am it ZUbeyr, Hasa n A l i , ibrahim Necmi m er kez heyetine se� i l irler. Merkez heyet i , 1 7 Eki m 1 93 2 'd e· yaym lad tgt b i r b i l ­ d i r i ile �ah�ma p rogram m 1 � u �eki lde ortaya koymu�tu : 1 . TUrk di l i ni m i l li kiil tUriimiizUn eksiksiz bir ifade vasttast haline get i rmek , Ti.irk�eyi muastr meden iyeti m i ­ zin onUmUze koyd ugu bUtiin i htiya� lart kar�tlayacak b i r miikem meliyete erdirmek ; 2. Bunun i � i n b ugUn yazt d i l inde TUrk�eye pb1 nc1 kal m t � unsurlart atmak , hal k � t bir idarenin i stedigi �ek i l ­ d e hal k i l e mii1evwerler arasmda biribirinden mahiyet�e ayn iki d i l varhgmt ortadan kald t rmak . Temel unsurlan oztUr k�e o lan bir d i l meydana get irmek ; ' 3 . Bu i$i ba�rmak Uzere : a ) Yaztl i vesi kalart , halkta ya�ayan d i l unsurlart m ara �ttrarak gen i� derleme i l e bUyi.ik bir TUrk l ugati yap­ mak ; bundan ba� ka TUrk le h�elerini i � i ne alacak b i r TUrk l ugati m eydana get irmek , d i l i ml zin yaptst m , tabi o l 131


dugu te�ekkiil kanunlan m meydana �tkarmak ; b) Garp d i l lerin in hi �birinden a�ag 1 o l mamak iizere, onlardaki yi.iksek m efhum lan anlatacak keskin lig i , a � t k h· g 1 hai z o l mak i.izere i l i m d i l i m izin belkemigi o lan tsttlah· lan tesbit etmek ; c) Biitiin bunlan yaparken en giizel , en ahenk l i Tiirk­ �eye bagh kal mak d iisturunu asla gozden uzak � utma­ mak (26) . Bu programda da, Atatiir k 'iin 1 930'daki ifadelerin· de yer alan iki hedef bulunmaktad t r . Birinci maddedeki i l k di.i�i.ince d i l i n " m i l lt olma" hedefini , ikinci di.i�iince "zengi n olma" hedefini ifade etmektedir. Zengin o l mak­ tan ma ksat , d i l i n , muastr meden iyetin biitiin ihtiya� ve kavramlanm kar�tlamast dtr. i kinci madd ede "millt ol­ ma "mn ne demek o ldugu anlat t hyor. Bunu , metne da­ yanarak i.i� madde hali nde belirteb i l i ri z : 1 ) Yaz1 d i l inde Ti.irk �eye yabanct kal m t � unsurlan atmak, 2) Halk i le miinevverler arast ndaki d i l farkhhgmt ortadan kaldtrmak, 3 ) Temel unsurlan ozti.irk�e o lan b i r dil yaratmak . iki hedefe nastl ula� t lacag t , i.i� Un cii maddede anlat t l makta­ dtr. Yukandaki programlarda ifade edi len dii�iinceleri n tatbikine hemen ge� i l i r . Atatiir k , 1 Kastm 1 932'de, mec­ l isi a�·� kon u�masmda "Tiirk d i l i n i n , kendi benligi ne, as­ h ndaki giizel lik ve zenginligi ne kavu�mast i � i n , biitiin devlet te�ki l at t m t zm , dikkat l i , a lakah olmasmt isteriz" ( 2 7) d i yerek devletin biitiin organlartnl ozle�t i rme i�iyle g orevlendirmi� bulunuyo rd u . Nite k i m i cra Vek i l leri He­ yeti , 21 Kast m 1 932 tarihi nde 1 3507 numarah kararna­ meyi kabul ederek "Soz derleme tal imatnamesi "ni meri­ yete koyar (28) . Soz derleme talimatnamesi ne gore her vilayette bir "derleme heyet i " , her kazada bir "derleme � ubesi " kurulur. Val i nin ba�kanhg mdaki derleme heye­ tinde Ti.irk Oil i Tet k i k Cem iyeti vi layet heyeti azalan , belediye reisi, en biiyi.ik kumanda n , maarif miidiirii,sthhat ve i ct i mai muavenet miidi.iri.i, l i se , m ua l l i m mektebi, orta­ mektep , san 'at, ticaret , ziraat mektepleri miidiirleri bulu132


n urlar. Ka y makamm ba�ka n h gmdaki d erleme � ubesi d e beledi ye reisi , e n biiyiik askeri maka m sah i b i , m aa r i f m e­ muru, hiik iimet heki m i , ortamektep miidiirii, mektep m u ­ a l l i m leri arasmdan se�i l m i � i k i m ua l l i m , Tiir k D i l i Tet k i k Cem i yeti �ubes i b u l u nan kazalarda b u � u b e a zalar t , b u­ l u n mayan yerl erde 'd i l i � l eriyle u gra �anlar aras mdan se­ � i lecek lerden te�ek kiil ede r . Aynca her o k u l b i r d erleme ocagt d t r

(29) . Derleme faa l i yetleri i � te bu progra m , a n la­

Y ' � ve hava i � i nde ba � l ar . Biitiin bu heyetler ve ocak lar , . 1 93 3 y t h ba� mda , me m l e ket �apmda b i r derleme faa l i ye­ tine g i r i � irler . Tiir k Dili Tetk i k Ce m i y et i n i n hamlad t g t "Soz Derleme Kt lavuzu " esas ah narak Tiir k iye'n i n biitiin koy ve �ehirlerinden Ista n b u l Tiir k �esinde b u l u n mayan k e l i meler derlenmeye ba� lamr. Kel i m eler ve m a n a lan fi � lere yaz t larak cem i yet i n merke zi n e gonderi l i r . F i � l erin adedi Haziran ortasmda yiiz bini a � m 1 � t 1 r 1 933 y t l t n m

12

(3 0) .

Mart mda b i r ba�ka faa l i yet ba � l ar :

O i l ank et i . 3 ,5 a y siiren anket boyu nca her giin " a dap, aterin , afet, aga h , a h en k , a l a y i � , a l et " gibi Tiirk�e ast l­ lt o l mayan keli melerden o n be� keli mel i k bir l i ste ham­ lamyo r , ga zete l erd e n e�red i l i y o r , rad yolardan d u y u ru l u­ yor ve ha l k m b u n lara kar � t h k giistermesi i s te n i yord u . A y m yt h n yaz ay larm da ii�iincii b i r �a h � ma daha ba�lad t . Eski eser ve sozl iik l er i n ii ztiirk�e bak t m mdan ta­ 1 ranmas t (3 1) . Rad loff sozliigii ba�ta o l m a k iiz ere , � e � i t l i T ii r k � ive v e l e h � e l e r i n e a it 1 SO e s e r tara nd 1 . Atatiirk 'iin d e �o k yakmdan i lgi lendigi , bazt �ah� ­ malara b izzat kat t l d t g t biitiin bu derlenie, anket ve ta­ ra ma faa l i yetlerinden maksat , d i l i m izde k u l lamlan ve Tiir k � e a s t l h o l m ad t g t i � i n yaban c t saytlan ke l i melere oz­ tiirk �e kar � t l tklar b u l makt t . Bu �a l t � malarm n et iceler i , "Os manh cadan Tiir k �eye Soz Kar� t l t k l an -Tarama Oer­ ·gisi " ad t yla 1 93 3 'te par�a par�a ne�red i l meye ba� land t . 1 9 3 4 'te tamam lanan Tarama Oerg i s i ' n i n b i r i n c i c i l d i nde, Tiir k�e ast l l t o l mayan

8.000

kadar kel i meye

25.000

ka ­

dar oztiir k �e kar � t h k veri l m i � t i . Mesel a "akt l " k e l i mesi­ nin kar �ts mda "an , arga , b i l i k , bogii�, es, kapar , on , o y ,

133


o k , sa g , ugak,

us,

u z " vb . o t u za yakm kel i me yer a h yor­

du . " Ka lem " keli mesi n i n kar $ 1 Si nda " t;: i zgi t;: , ka m l $ , kav: r1 , s 1 zg 1 t;: , yag u $ , yazgat;: , yuvu$ " gibi kar $ 1 1 1 klar vard 1 . Bu kar$ 1 h k larm yazar lar tarafm da n k u l lam l mas1 i ste n i yord u . 1 93 3 v e 1 934 y 1 l lannda t;:lkan pek t;: o k ki tap v e gazete yam1

bu

kel i m elerle yaz1 l m 1 $t 1 r . 1 93 4 'te, ka pag mda

"Tarama Oergis inden ah n m • $ · sozlerle yaz1 l m 1 $t 1 r " notu b u l una n "Oz O i l i m izle Smang 1 l ar " ad h , gazete fl kra lan n­ dan derlenm i $ b ir kitaptan ald 1 g 1 m 1 z $U part;:alar , b u y • l ­ l ardaki d i l hareket i n i n mah i ye t i n i goste reb i l i r : "Turk su­ ru$u, eski eneze aygm hk verd i d i yenler yam h r . On u ol­ d urd u ve yerine o n un butun ogun t;: l ii yon leri n i b 1 ra k 1 p k•­ n ak lan m yok ede n b i r var h k k urdu .. Ka m u m u z b i r i m i z , b ir i m i z kam u m uz i t;: i n . . Y e n i turem izde u lus k 1 h n c 1 bu­ dur. Oyku, esk i Osmanh i l e b i r l i k t e gomiildii ; ye n i ve gent;: Turk torusiind e ancak emenmenin yeri vard 1 r . Bo $ sa vlak lardan, t;: uruk a llardan u za k kal ; biil meyecek yo l b ud u r . "

(32)

Birt;:ok yaza r , yaz • l an m . tab ii d i l le ya z•yor, daha sonra keli mel � ri Tarama Oergisi nden a ld 1 g 1 kar $ 1 h k larla deg i $t i riyord u . Hatta , ke l i m eleri d eg i $tirme i $ i ni gaze­ tedeki g orevl i lere b 1 ra kan yazarlar b i l e vard 1

( 33) .

l k i n c i Turk O i l Kuru lta y m da n so n ra Atatur k de ken ­

di kon u $ ni a ve y�m lannda bu ke l i m eleri k u l lanma dene­

m el er i ne g i r i $ i r . 26 E y l ii l 1 93 4 'te dil bayram m 1 $ U tel ­ grafla kut l ar : " Oi l bayra m mdan oturii, Turk O i l i Ara$t lr­ ma Ku r u m u gen e l ozeg i nden, u l u sa l kurum larmdan b i r­ t;:ok kut u nb i t i k ler ald 1 m . Gosteri len guzel d u ygu lardan k 1 va n t;: d uyd u m . Ben de kam uyu k ut l u lar1 m . "

(34) 1 934

E k i m i n i n ba $ 1 n da, isvet;: veliahd1 $erefi n e «;:ankaya 'da ve­ r i l en yemekte Ataturk 'un verd i g i n utukta· $ U c um leler · yer a h yo rdu : "Avrupa 'm n i k i b i t i m ucu nda yerleri n i berkiten u l uslan m • z , atat;: ozliikleri n i n tiim ISSIIan "o lara k bay sa k , onurme, u yg u n l u k k 1 l dac l lan o l mU$ b u l u n uyor­ lar ; o n lar bugiin , en guze l utku y u kaza n m iYa a m k lamyor­ l a r : ba y sa l utkusu . "

(35) 1 Kas1m 1 9 34 'te, Buyuk M i l let

M ec l i s i ' n i a t;: • $ k o n u $masmda da Atatiirk bu kel i meleri

1 34


k u l lamr. Tarama Oergisi nden ahnan bu kel i meler d iirt kay· naktan geliyord u : 1 ) Ailado lu ve Rumel i ag1zlanndan der· lenen kelimeler, 2) Tarihi Tiir k �iveleri ne ait eser ve siiz· IUklerden taranan keli meler , 3) Azerr Turk fWesinden AI · tay TurkfWeSine kadar ya�ayan pek fWOk Turk � i vesinden tarana n keli meler, 4) Baz1 yazarlar ve halk tarafmda n ye· ni turetilen kel i m eler . Bi rbirin den farkh o lan bu kaynak· lar, ya far kh bir ge li�me nokt�smda bulun uyo rd u ; yahut da fark h bir geli�me �Wizgisi takip etm i�ti . Mesela Orhun abidelerinden ahnm1� bulunan "k 1 ldac• " �ek l i , Turk yaz1 d i l i n i n ba�lang 1 � noktasma ait i d i . " K1 IdaC 1 " �ekl i n i n ye· rini daha sonra "k1lgay ", Yunus E m re devri nde "k1hsar", 1 6. amdan sonra "k1lacak" �ek i l leri alacakt1 . Bfitun b u gel i �meleri b i r kenara at1p .8. yuzy 1 ldaki b i r �ek l i , 20. as 1 rdaki �ekillerle bir arada k u l lanmak , d i l b i l i m i'n i n en u m u m i prensiplerine ayk 1n yd 1 . Aynca Tarama Dergisi n · d e bir kelime i �W i n bazan 20 -30 kar� l l 1 k birden veri l m i�ti . Her yazar, bu kar�1hklardan begendigini kullamyordu. " Kalem " kel i m esi i�Win k i m isi "kam•f' yazarken , k i m isi "yazga�", k imisi "�izgi � " , k i m isi de "yuvu� " yaz1yord u . (3 6) B u yuzden yaz1lar halk tarafmdan anla�Ji mad1g1 gibi b i zzat yazarlan tarafmdan dahi anla� • l m 1yord u . Bu kan � 1khk i �W i nde, 1 8 .8 .1 934-23.8.1 934 tari h le� rinde i k i n c i Turk Oil K;urultayl Oo l mabah fWe Saray mda toplanm 1 �t1. Kuru ltay sonunda merkez heyetine �u �a­ h Jslar sefW i l m i � lerd i :. Saffet Ankan (reis ) , i brahi m N ecmi Oil men (umum1 kati p ) , Besim Atalay (mu hasebeci ) , Ah· met Cevat Emre, Ali Canip Yiintem , Celal Sahir Erozan, Hasan Re�it Tankut, izzet Ulvi Ayk ut , Naim Haz1 m Onat, Refet Olgen, Yakup Kadri Karaosmanoglu . Bu ku· rultayda cem iyetin ad 1 Turk Oili Ara�t1 rma Kurumu ol· d u . Samailovi fW , Giese, Zajaczkowski gibi yabanc1 tiirko· loglarm da katJid1g1 k urultayda Tiirk fWeni n H i nt -Avrupa , S a m i ve Urai -Altay d i l l eriyle munasebet i uzeri nde d urul­ dugu gibi d i l i m izin baz1 tari hf �iveleri de ele a1 J nm 1 �t1r. Teb liglerin b i r k1sm1 da terim lere daird i . Kuru ltayda te· 1 35


rimier, "okul " ve "ihtisas" terim leri o l mak iizere ikiye aynlm1�, okul teri m lerinin Tiirk�ele�tiril mesine oncelik verilmesi kararla�t mlm1�t1. Tarama Dergisinin yaratt1g1 kan �1khk da kurultayda miizakere edil mi� ve bir "kar�l­ hklar k 1 lavuzu " h;lll r lanmasma karar verilmi�t i . Taram a Dergisinin yaratt1g1 kan�1khk hakkmda Ata­ tiir k 'iin tavnm Fal i h R1fk1 �oyle anlat 1 r : " Bir ak�am Ata­ tiirk , sofra b i tti kten sonra , ben i m , yam ba�mdaki i s kem­ leye oturmam1 emretti . "- Dili b i r �1kmaza saplami�IZ­ dtr, dedi . Sonra : -B•raktrlar m 1 d i l i bu �1kmazda? H ay1r. Ama ben de i � i ba�kalanna . b 1 rakamam . c;:1kmazdan b i z k urtaracag 1z, dedi " (3 7) 1 934 Arahgmdaki b u kon u�madan sonra Oil Kuru­ munun merkez heyet i d1�mda bir komisyon kurulur. Ko ­ m isyonda Fal i h R1fl<1 Atay , Saffet Ankan, Hasan A l i Yii­ cel , Necmettin Sadak, Cel a l E sat, Fuat Kopriilii, Re�at Nuri ve Ali Muzaffer vard 1 r (38) . Kom isyo n , Tiirk�esi buluna n yabanc1 as1 l h kelimeleri at1 yor, bulunmayanlan b 1rak 1 yordu. Bu arada Tiirkiye Tiirk�esinin kaideleri ne uygun bazt kel i meler de tiiretiyord u . Sonradan Atatiir k'­ iin arzusuyla bu komisyona Yusuf Ziya tlzer, Nairn Ha­ Zim gibi a�1r1 ozle�tirmeciler de gird i . ilk heyetl e yeni gi­ renler arasmda �etin miinaka�alar oldu. D i l i mize yerle�­ mi� bulunan "hiikiim " gibi yabanc1 _as l l h kelimeler, Tiirk­ �e as1l h i m i � gibi izah edil iyor ve boylece Tiir k�ede kal­ masJ saglamyordu . A k�amlan koin isyonun �ah � malar m 1 Atatiir k 'e gotiiren Fal ih Rtfkt 'nm ifadesine gore Atatiirk "istiyord u k i , Tiirk�ede miimkiin old ugu kadar �ok kel i ­ me b1rakahm , ancak bu keli melerin Tiirk�e oldugunu da izah 'edebi leli m . " (39) Komisyondaki �e�itli tart1�malar sonunda hamlanan keli meler gazetelerde ne�redi ldi ve okuyucular arasmda a nket a�1ld1 . Gelen cevaplar gozden ge�irilmek suretiyle 1 93 5 y 1 h nda Osmanhcadan Tiirk­ �eye ve Tiirk�eden - Osmanhcaya Cep K1lavuzlan �·kan l­ d l . K1 lavuzlarla nisbeten mutedil bir yola giri l m i �ti . "Ak 1 l , bahar , can , ciimle, defter, fert , fikir, hayal , hey­ kel , hiirr iyet , kalb " gibi keli meler k1lavuzda yer alm1�t1 . ·

·

136


Fakat yine de pek �ok a ksakhklar varda . . Kalavuzun ne�­ rinden sonraki durumu ve Atatiirk 'iin dii�iincelerin i Fali h Ra fk a Atay �oyle anlata r : " Kalavuz � a k t a ama, kimseyi tat­ min etmiyord u . Atatiirk bir giin : -lsmet Pa�a'y a gordiim. Kon u �amayoruz, di lsiz kald a k , bu kadar �ah �ta k , kii�iik bir kllavuz � a kard a k , d i yor, dedi . " ( 4 0) Bu i fadel erden de anla�alacaga iizere 1 935 vah sonlar a na doiZru Atatiirk . tas­ fiyeci l i k denemelerinde art a k miitereddittir. l s mail Ha­ bib Seviik 'iin �u sata rlan bu tered�iidii daha giizel anlat a r : "Yunus Nad i gene b i r giin ( . . . . . . 1 93 5 senesin i n o rtalaf l n t ge� mi�t i k ) � u n u dedi : " DUn gece Gazi 'ye seni n Avrupa yaza lanndan birini o kudum ve ded i m ki : TUrk�eyi bun­ dan daha fazla zorlarsak sun 'i d i l e gideriz. Ne ders i n ? Gazi kazacaga yerde h a k verir gibi ba� a n a sal lad a . Gal iba bu i � yaka nda diizelecek ." (41) 0 y a l larda Atatiir k ve Tiir k �e i l e ilgiii olarak iki onem l i o lay daha vardar . . Bunlardan birisi " Vata n da� Tiirk�e kon u � " kampanyasadar. Atatiir k , Tiirkiye'de ya­ �ayan i nsanlar a n hangi soydan gel irlerse gelsinler Tiir k�e ko nu�malar a n a istiyor ve bu dii�iincelerin i �oyle ifade ediyordu : "Tiirk demek dil demekt i r . M.i l l iyet i n �ok bariz vasaflar a ndan biri d i l d i r . Tiirk m i l letindenim di yen insanlar her�eyden evvel ve mutlaka Tiirk�e konu�mah­ dar. Tiir k �e kon u�mayan bir insan Tiirk hars a na, camiasa­ na mensubiyet i n i iddia ederse, buna i nanmak dogru o l ­ maz." (42) lkinci o lay Giine� -Dil Teorisin i n i l a n adar. 1 935 y a h sonlar a nda Ankara 'da, bu teo rinin �saslar a n a an latan ve "Atatiirk tarafa ndan no t o larak hazarlan m a � o la n " "Eti­ moloj i , Morfo lo ji ve Fo netik Baka m a ndan Tiirk Dil i " ad­ la kitap basahr (43) . Teori , Atatiirk 'iin icad adar. Ancak ba­ za boliimleri Dr. Hermann F. Kvergic'i n Vi yana Oniver­ sitesinde hazarladaga ve Atatiirk'e de gonderdigi "Tiirk Diller indeki Baza Unsurlan n Psi kolojisi " adh do ktora te-. zinden miilhemdi r . 1 935 y a h n a n Subata i l e Agustosu ara­ sanda Atatiirk bu tezi i ncelem i�tir (44) . Giin e�-Dil Teo­ risi n i n esaslarana �oyle ozetl eyebi l i ri z : I l k insanlar i � i n en

137


iistiin var h k giine � t i r . Oo l a y 1 s i y l e d i l i n do gu�u nun i l k a m i l i de giin e � t i r . Giine� ; 1 � 1 k t 1 r , a yd m l l k t 1 r , par l a k h k t 1 r ; 1 S 1 d 1 r , ate �tir ; biiyiik l iik ve ku drett i r ; hareket ve siirek l i · l i k t i r . Biitiin bu yiiksek kavra m lar i nsan zihninde giine� vas 1tasiyle bel i r m i � t i r . l nsan m k u l land1g1 i l k k e l i me,g iin e�e verd i gi i si m d i r . Ancak b u isi m , giine� i n ta � 1 d 1 g 1 biitiin bu kavra m lan

ve bun larda n � 1 kan biitiin mad d f, manevl

kavramlan i fade etm i�tir. Bu keli m e i n sa n han�eres i n i n en ko lay b i r �eki lde � 1 karab i l ecegi "a g ' ' kel i m esi d i r . O i ­ l i n biitiin kok k e l i mel eri d e bu koke dayam r

(45) . Oa ha

son ra han �eren in ge l i � mesi i l e i nsa n "o g , ug , eg . . . " g i b i k e l i m e kok l e r i n i d e tel affu z edeb i l meye ba � l a m 1 � , iin l ii· l er g i b i iinsiiz ler de �e � i t l enerek d iger kok k e l i meler dog · mu�tur. Teo r i y e gore biitiin bu i l k kok l er Tiirkler tarafm­ da n yarat • l m 1 �t 1 r . «;:iin kii tar i h , meden iyet i n b iitiin d iin ya· ya Orta Asya 'da ya�ayan brak i s efal Tiirk ler tarafmda n yay 1 1d 1 g m 1 gostermekted i r . l k in c i o lara k , gerek H i nt· Avrupa d i l lerinde, gerek Sami d i l l erinde et i m o l o j i k izah1 yap 1 l a m 1yan keli meler, Tiirk�e ile i zah edi leb i l mekte· dir. l�te biri tari hi, d i geri l e ngiii st i k o lan b u iki sebep a � 1 k �a g osteriyor k i , i l k kel i m eleri

� • k ara n i nsa n l ar

Tiirklerd i r (46) . Giine�-Oi1 T eo ri s i , boylece b i r eti molo j i usu l ii o larak ge l i � t i ri l m i� v e biitiin yaba n c 1 as 1 l l l keli mele· rin kok lerinin Tiirk�e o l d u g u n u ispata yarayan b i r sistem hal i n e get iri l m i �t i r .

1 936-3 7 y l l lar 1 , Giin e � - O i 1 Teorisi y 1 l lan d 1 r . 24.8.1 936-3 1 .8.1 936 tari h leri nde O � iincii Tiirk O i l Ku­

rultay• toplamr . Bu kurultayda cemiyet, Tiirk Oil Ku­ rumu ad m 1 ahr ve m erkez kurulu iiyel i k lerine � u �ahls· lar se � i li r : S affet Ankan (ba�ka n ) , l b rah i m Necm i Oi l ­ men (genel se kreter) , Besim Atalay (sayman ) , Ahmet Ce· vat E m re , Ali Cani p Yonte m , H asa n Re�it Tan kut, Is­ . ma i l Mii�tak Ma yako n , Naim Haz 1 m Onat , Refet Olge n . Kurultaym ba� hc;t kon u su Giine�·Oil Teo r i s id i r.

37

1 936-

y 1 l lar mda Oii -Ta r i h ve Co grafya Fakiiltes inde, lb­

ra h i m Necmi O i l men , Hasa n Re�it Tankut ve Abd ii l k ad i r

1 38


l nan tarafmdan Giine�·Dil Teorisi dersleri okutulmakta, bu teoriye gore kel i m eler tahli l edi l mektedir. Atatiir k de bi zzat bu ta h l i llere giri � m i �tir. O�Uncii Oil Kurultaym· dan once, yabanc1 misatirler i � i n verd i_g i �avda "elektrik , e lektron " gibi kelim eleri Tiirk�e "yal " kokii i l e i zah et· mi�tir. Kurultayda l smail MU �tak Mayakon tarafmdan okuna n "Giine�·Di l Teorisinin Anal i z Metodu Tatb i kat1 " ad h bi ldi ride bu kel i m eyi ele ahr. Ashnda tez , Atatiirk tarafmdan kaleme a h n m 1 �t1r ( 4 7) Koramiral N eed et U ran'm hat1ralarma gore , 1 93 7 y 1 l mda, Akdeniz 'deki b i r gezi s1rasmda Atatiir k , "rota" kel i m esini Tiirk�e "ytiriit· mek " ti i l i yl e ; "meri nos " keli mesini Yakut�adaki "ibri ( ince) " keli m esiyle i zah etm i �tir ( 48) . Giine�·Dll Teori s i , bir taraftan TUrk tari h tezin e uy­ gun o larak kUitiir ve meden iyetin Tiir kler tarafmdan diin· yaya yay1ld1gm1 ispat edecek bir te z o l ara k k ul lam l m 1 � ; b i r taraftan da "oztiir k�e degi ldir" denilerek Tiirk�eden at1 l mak istenen keli m el eri "d iger d i l l ere de zaten Tiirk �e­ den girmi�t i r " gerek�esiyle d i l i m i zde muhafa za ede n bir a�1 k lama tarz1 o l m u�tur. Teorinin b u maksad 1 Fali h R1f· k1 tarafmdan �oyle anlat 1 h r : "Ben bu teo riye h i �bir zaman inanmam 1�t1 m . Atatiirk 'iin maksad 1 bi r�ok yabanc1 keli meleri n Tiirk�e oldug unu ispat ettirerek, Tiirk l ugat m l diin ya m n en zengin o lanl armdan biri h al i n e get i rmekti . " (49) A y m maksat, Y u n u s Nad i 'n i n agzmdan ismail Habib tarafm dan �oyle anlat 1 hr : "E rtesi sene 1 936, gene Y unus Nad i , kap1ya tenbi h etm i � , idarehane· ye varmca dogru odasma gird i m : " Biiyiik m iijde" dedi ve anlatt 1 : "Gazi gayet t l l s 1 m h bir anahtar b uld u . Oyle b i r anahtar ki , e n yabanc1 sand 1g1m1z keli meler b i le Tiirk�e o luver iyor . " (50) Atatiirk ; 1 -8 E yiUI 1 93 7 'de Biik refte to plana n 1 7 . Enternasyonal Antropoloji ve Prehis�orik Arkeo l o j i Kongresinde Giine�·Dil Teorisini tems i l ettirmek iizere Hasan Re� it Tank ut'u Biikrefe yol l ar . Biikre� 'tek i m i l · letleraras1 kongrede Tankut tarafmdan o kuna n tez , ash n· da Atatiirk 'e aittir. Bunu Tankut �oyle a nlat1 r : Atatiir k ' · •

.

1 39


Un bana yazdt g t ve kendi eliyle yaztp bana verd igi not­ bir ytgt ndt . " � imdi bun lardan bir tez �t kar ve hemen BUkrefe git " d i yo rd u . AtatUrk 'Un degerb ilirligi ve ho ,. giiriiriUgU kadar da halden anlay ' ' ' " ' her kez m i n net ve hayranhkla anart m . Hiiyiik adam , "maksadt anlad m ya tez benim ifadesi sen indir" dedi . Tezi i k i gUnde haztrla­ dtm. lki gUnde de -yine sofrada kendi huzurunda­ Franst zcaya �evird i k . " (51 ) AtatUrk 'Un notlarmt kendi eliyle yazdtgt ve "ben i m " dedigi tezde, teorinin maksad t �oyle a�tk lant r : " 1 93 2 'de An kara 'da TUrkiye Reisicum­ huru AtatUrk 'iin fa hri ve fii l i riyaseti alt mda b i r TUrk Oil Kuru mu te�ek kiil etti . Kurumun mesai program t ve �alt�ma �ek l i b i zzat yUksek �efin eliyle tanzim edi lmi�­ t i r . " Kurumun o giinkU maksad t TUr k d i l i n in epuration 'u idi . "Ah�tlm 1 ' olan usuller di lde ya� 1yan ve Arap�a. Fars�a ve G reco-Latin as1 l l t samlan bir�ok elemanlann TUrk�eden �lkarthp at1l masmt i cap ettiri yo rd u . Halbu­ ki bun larm TUrk asl l l t olduk lan sezil mege ba �lamt,tt . Fakat mevcut metod larla bunun muntazam bir d isip­ lin dahi l i nde ve t tt t rat l t bir . i zahmt yapmak kab i l ol­ muyord u . Bizi bu �aostan kurtaracak ve muammayt a�acak bir anahtara i hti ya� vard 1 . � imdi eli nizde bulu­ nan �u kU�Uk bro �Ur i �te o anahtar oldu. Bu bro , iir GUne�-D il ad t n t ta�tyan teorinin ana hat larmt v e i zah­ lanm ihtiva eder." (52) GUne�-Dil Teorisi bugUn sadece bir hat 1 rad 1 r ; i l mi b i r degeri yo ktur. AtatUrk de hayatmm son larmda bu teori­ yi b 1 rakmt�t1r. Teoriyle en �ok ugra�an lardan biri o lan Hasan Re�it Tanki.tt , bunu �oyle anlattr : "AtatUrk 'Un Uzerinde onemle durdugu bu teori, -kendi �evresi ve kon usu i � i nde kalsa idi , degerini koruyacaktt . Fakat , o s1rada, tanmmak gayreti nde olan bazt ki mseler teori yi �•grtndan �· kard t lar. Ben AtatUrk 'le anla�ara k bu ko nu Uzerindeki �ah,malanm t , esk i yer ad lart (Toponymie) ye daralttl m. AtatUrk de arttk teo riyi btrakt t . " (53) Yukandaki �ahit ve deli l lerden anla,tlacagt Uzere AtatUr k , ) 936 y t h ndan itibaren oztUr k�ec i l i kten vazge�;J ar

140


mi�ti . Oi l hareketi nin i�inde ve Atatiirk 'iin devamh yakl· nmdii bulunan daha ba,ka kimseler qe bu hiikmii dogru­ larlar. Yakup Kadri Karaosmanogl u "Atatiirk ve Tiirk Di· li" ad h yaz151nda �oyle der : "Atatiirk, yeti'i'i bak1mm· dan en koyu Osmanhcadan gelm i,, ylllar yll1 bu agdah, terkipli dili kullanml,tl . Bunun arkasmdan Tiirk�edeki biitiin yabanc1 kelimeleri atmak isteyen tasfiyecilerin yamm tutmu,tu. Giine,·Oil Teorisi evresinde ise dil ko­ nusundaki tutumuna yeni bir bi�im, bir orta yol arama endi,esi goriiimektedir." (54) Yakup Kadri, Hisar dergi­ sinde, Yavuz Btilent Bakiler'in kendisiyle yapt1g1 bir mii­ lakatta , aym konuyu daha a�• k . bir �ekilde dile getirir: "Soru - Atatiirk ... a�1r1 sadele� me ile �1k maza giren dilin, tekrar 1hmh bir yo la getiril mesini istemi� oyle m i? Cevap - Oyle! Oyle! . .. Bu �ekilde konu,tugunu ben de duy· dum. Bakm, size bir ba�ka olay1 da ben a nlatay1m : Ata· tiirk, Tiirk�enin an nmaya ba�lad1g1 s1ralarda , bir giin bize, yani yanmda b ulunan gazete yazarlan na bir em ir verdi : "Yarmdan itibaren biitiin yaz1lar 1 m zda bir tek Arap�a -Fars�a kel i me kul lanmayacaks1mz ! " dedi . 0 za­ man , Oil Kurumu heniiz bir sozliik �1karmad 1g1 i�in bu emri yerine getirmekte ne kadar biiyiik zorluk �ektigi­ mizi tahmin edersi niz. Ni hayet, m uayyen bir zaman son· - ra art1k yazamaz, yazllanlan anla�•amaz, istedi k leri mizi anlatamaz olmu�tu k . i �te bu durumu goren Atati.irk "Bu i ' bana �1kmayacak gibi goriiniiyor. Ben arkada�· lanmm boyle bir zahmete katlanmalanna art1k taraftar d egi lim . Mutlaka ba�ka bir yol bulmah y1z ! " demi�ti. Soru 0 �1kar yol da gali ba Giine,·Oil Teorisiyle bulun­ du, degil mi? Cevap - Evet, oyle samnm . " (55) Atatiirk 'iin saghgmda, daima TOK merkez heyeti Uyesi olarak �a h�an Ahmet Cevat Emre aym ko nuda ,unlar• yazmaktad 1r: "Bu uydurma dil bir miiddet yazl· larda tecribe edildi, hatta boyle konu �malar. b i le oldu. Rahmetli Kaz1m Oiri k bu dili �at1r �at1 r konu�urd u . B i r ak,am, sofrada, boyle konu�mu$tU . Gazi yiiziine bak­ m•�. gilliimsemi�, " Birbiri mizi a nlamaz o ld u k "buyurmu$· ·

-

141


tu. 0 geceden itibaren ozle�tirmecilik,· Gazi i �i n iflas et­ mi�ti. Fakat geri donmek de �ok gi.i�le�mi�ti ... Milyon la­ rm anlad1g1 , mil letin konu�mada, ya z1da, sahnede ve ha­ tip ki.irsiil erinde kul land1g1 dilde ink1lap yap•lamayacag •­ na inand1ktan sonra Atati.irk, bir irtica hareketi sayd1 g1 ozle�tirmecilige nasll bi r fren vurabi lecegini di.i�i.ini.iyor­ d u . " (56) f;ankaya 'daki dil sohbetleri nde Atati.irk 'i.in s1k s1k yanmda bulunan Abdi.ilkadir lnan , Atati.i � k 'ten �u sozle­ ri naklediyor : "Birka� gi.in once Ahmet Cevat Beye soy­ ledi m : Ketebe yektiibi.i Arabmd1 r ; k atip, kitap, me�tup Ti.irkiindiir." (5 7) Atati.irk 'iin bizzat kendisi de 1 936'da n sonraki ko­ nu�malarmda, daha once de nemi� bulundugu uydurma keli meleri b1rakm1� ve tabii dili kullanm 1�t1r. tlti.imi.inden on iki giin once, 29 Ekim 1 93 8'de Tiirk ordusuna yaym­ lad•g• mesajm d i l i , Atati.irk 'i.in nas1l bir dil anlay1� mda ka­ rar k 1ld•gm1 gostermekte�ir : "Zaferleri ve mazisi insanhk tarihi ile ba�layan, her zaman zaferle beraber medeniyet n urlanm ta�1yan kahraman Ti.irk ord usu ! Mem leketini en buhranh ve mii�kiil anlarda zuli.imden , fela ket ve musi­ betlerden ve dii�man istilasmdan nasll korumu� ve kur­ tarml� isen , Cumhuriyetin b ugi.inki.i feyizli devri nde de askerli k tekniginin biitiin modern silah ve vas1talan i le miicehhez old ugun halde vazifeni aym baghhkla yapaca­ gma h i � �i.iphem yoktur. " (58) Oil �ah� malan ile i lgili olarak iki konuda Atatiirk 'i.in di.i�iinceleri hi � degi� memi�tir : Tiirk�enin i l i m metodla­ nyla ara�t1r1l mas1 ve terim kon usu. 1 930 y1hndan itiba­ ren biitiin konu�malarmda ve faaliyetlerinde Atati.irk, b u iki konu iizeri nde onemle durmu�tur. Oi l Kurumunun da bir ilim kurulu�u, bir akademi hal i ne gelmesini iste­ mi�tir. Bu arzusunu 1 936 'da �u ci.imlelerle ifade eder : "Bu ulusal k urumlann ( Oi l ve Tarih Kurumlan) az za­ man i � ind"e, ulusal akademiler halini almas1m temenni ederim. Bun un i�in, �ah �kan tarih ve dil a l i mlerimizin, diinya ilim alem i nce tamnacak orijinal eserlerini gormek 1 42


le bahtiyar olmamtzt dileri m . " (59) Prof. Afet l nan da hattralartnda "Atatiirk, Tiirk tarih ve Oil Kuru mlanm n isti kbalini akadem i olmakta goriirdii " (60) diyerek Ata· tiirk 'iin bu ar zusuna i�aret eder. Atatiirk , bi zzat bir geometri kitabt yazacak ( 1 937) ve bugiin kullandtgtmtz pek �ok matematik teri mini biz­ zat tiiretecek derecede terim i�iyle ilgi l i dir. "alan, �ap, yart�ap , �ember, kiri � , yay , a�t, ii�gen, d ortgen , ko�e­ gen , iki zkenar, e�kenar, ya muk, artt , eksi, �arpt , bolii" gibi matematik teri mleri Atatiirk taraftndan yaptlm t�ttr. 1 938 'deki "Meclisi a�·� konu�mast nda okunan yaztstn­ da , o ytl ogretime Tiirk �e terimlerle yaztlmt� kitaplarla ba�lanm l� olmastnl "kiiltiir tari himiz i�in onem li bir olay " (61) olarak kaydetmi�tir . 1 932 Tem muzundan itibaren Atatiirk 'iin ba�hca me�galelerinden biri Tiirk dilid ir. Tiirk�e ile ilgi l i ara�ttr· malan ve kurultay bildirileri ni okur, yanlartna notlar dii· �erd i . Tiirk leh �eleri ne ait sozliik ler, onun hi� elinden dii�iirmedigi kitaplar arast ndayd t . Avrupa dil lerinin ba�­ hca eti mo lojik sozliik leri de onun devamh olarak miira­ caat ettigi eserlerd i . Umumi lengiiistik ve bilhassa d i l lerin dogu�u meselesiy le de yakt ndan i lgilenird i . Tiirk d i l i n i tarihi derinligi v e cografi geni�ligi i�inde e l e a hr , bugiin ile ve Tiirkiye ile stmrlandtrmazd t . (:a nkaya'da verilen ak�am yemekleri nde, ratlardan· sozliikler ardarda ah­ ntp kald trthr, elektrikli doner kara tahta iizerinde dil ile ilgili konular a�tklantrdt. Yaz aylartnda aym kadro Do l mabah�e Saraymda m isafir olur ; sozliikler ve grame.r· ler arastnda Tiirk �enin gel i �mesini ve dallantp budaklan­ mastnt incelerdi . Tiirkiye dt�t Jiirk diinyastndan gelmi� bilginler de Atatiirk 'iin sofrastnda yer ahrd t . Onun d i l iizerine i l k defa c i d d i olarak dikkatirii �eken "Tiirk Dili i�in " ad h kitabm yazart Sadri Maksudl Arsal , Kazanh bir Tiirktii. Vine - Kazan Tiirklerinden Re�it Rahmeti Arat, Ba�kurt Tiirk lerinden Abdiilkadir lnan, Azerl Tiirk· lerinden Ahmet Caferogl u gibi al i m ler, Atatiirk 'i.in dil meselelerini zaman zaman beraberce gorii$tiigii ki mseler143


di. Atatiirk'iin dile kar11 derin ilgisi,onu ydlarca bu mesele iizerinde d ii1iindiirtmii1 , �ah1t1rtm•1, hatta yaz1lar, bildiriler ve kitaplar hallrlamaya sevketmi1t i . Aym ilgi, Tiirk�enin hali ve gelecegi iizerinde dii1iinmesine ve baz1 denemelere giri1mesine de yol a�ml,tl . Onun bu i lgisinin kaynag 1 , Tiirk m i llet i ne kar,l ta,1d1g1 sonsuz sevgi idi. Tiirk m i l letini meydana get iren unsu rlarm en miih i m leri n· den bi rinin dil o ld ugunu bi liyord u . l ,te bunun . i �indir ki , dili yuzde yiiz mi.l li olan bir mecraya sokmak istemi,, bu yolda baz1 ad 1m lar atml,tl. Aym maksatla Tiirk�eyi �ag· da, medeniyetin biitiin kavram lan m ve niianslanm ifade edebilecek zengin bir d i l ha line getirmek istemi,t i . Yiizde yuz safta,tlrma gayesiyle d i le yap1 lacak miidahalelerin so· nu� veremeyecegin i , tam tersine di lde kan ,lkhk yarattl· gm• Atatiirk gormii1 ve bu denemelerin den vazge�mi,ti . Dili zenginte,tirecek olan terim kon usunda ise son u na kadar 1srarla �ah,tl . l t mi ara,tl rmalap daima d estek l edi ve te,vik ett i . Tiirk kiiltiiriin iin , tari hinin ve d i l i n i n ara,. t1r1l mas1 maksad 1yla kurdugu Dii-Tarih ve Cografya Fa­ kiiltesi nin cephesi ne yaz 1 l m • ' b u l unan "Hayatta en haki · ki miir,it ilimdir" sozii, dil �ah , malan nda tutulacak yolu ayd mlatmaga devam ediyor. ·

( 1 1 Faruk

K . T l m urt a $ , D l l

D il va sl v e Zlya

G Okal p , I sta n b u l ,

1 9 6 5 . s. 2 0 . ( 2 1 K U I I I y ll t ·J D i v a n -• F u z u l i , Mekteb·l Sa n i y l Matbaa s 1 , 1 2 9 1 ,s .5 . ( 31 A l l N l had Ta r l a n , F u z Q ii D i va n . , I sta n b u l 1 9 50 ,s .3 0 . ( 4 1 Abd Ui ka d l r s. 4 8 .

Kara han , Nab l , Var l l k V a y m l arl , hta n b u l ,1 96 7 , .

( 5 1 A9 ll h S J rn Leven d , T U r k D l l ln d e G e l l 5 m e ve Sade l e $ m e E vr e ­ l er l , A n ka r a , 1 96 0 , s . 2 2 . ( 6 1 Fuad K O p r U I U , D i va n E d e b l yat l A n t o l oj l s i -Fuzuli, A h m et H a ·

l it K l t a bevl , 1 9 4 6 , s . 2 2 6 . ( 7 1 D l v i n -t V a h y i , l sta n b u l , M a t b aa -1 Am l ra , 1 3 34 , s . 1 8 1 .

(8)

H a yr l ya -1 S u l t i n U'$·$uari N i b l Efen d l , h ususl k ut U p h a n e m l z ·

d e k l 1 1 30 ( 1 7 1 8 1 ta r l h l l ya zmada n , s . 2 9 b .

( 91 Nedl m D l v ll n • , l sta n b u l l kda m Matbaas1 , 1 3 38 , s. 2 0 2 . ( 1 0) F a r u k K. T l m u rt a $ , a. e . . s. 2 1 ·2 2 . ( 1 1 1 a . e . , s. 2 3 . ( 1 2 ) A. D l l i c: a r , AtatUrk v e T Ur k c: e , Atatilrk ve T U r k D i l l , T D K , An kara 1 96 3 , s . 4 1 . ( 1 3 ) Atat U r k ' U n S O y l e v v e D e me c: l er l , 1 1 , A n kara , 1 9 5 2 , s . 42 . ( 1 4 ) Ko n u r Ert o p , AtatOr k Devr l m l nd e T Urk D i l l , AtatOrk va TUrk D i l l , T D K , Ankara 1 9 6 3 , s . 8 6 . ( 1 5 1 Va k u p K a d r l Karao sm a n o Q i u , AtatUrk va AtatUrk c ii i O k , Ata­ tUr k b e vr l m lerl 1 . M l l let lerarasJ S l m po z y u m u B l l d l r l l a r l , 1 9 7 5 , s. 1 0 0 .

144


( 1 6 ) Fa l l h R 1f k 1 Atay , Cankaya , l st a n b u l , 1 9 6 9 , s. 468 . ( 1 7 1 Zeynep Korkma z , Atat Ur k ve TUrk D i l l , S l s a v TUrk D i l l Semi · ner l , l stan b u l , 1 9 8 0 , s. 2 2 . ( 1 8 ) R u s e n E 5 ref , T U r k D i l l Tet k l k Cem l yeti ·Kuru l d u O u ndan I l k Ku r u l t a ya Kad a r H a t 1 r a l a r , A n kara , 1 9 3 3 , s . 5 -6 . ( 1 91 a. e . , s. 10·1 1 . ( 2 0 1 Fa l l h R 1f k 1 At a y , C a n k a y a , s . 4 7 4 . ( 2 1 ) R u $en E$ref , a . e . , s . 3 7 ·39· (22) Blrlncl T U r k D i l l K u r u 1 ta y 1 , l stan b u l , 1 9 3 3 , s . 4 1 4 . ( 2 31 Fa l l h R l f k l Ata y , a . e . , s . 4 7 4-4 7 5 ; H Use y l n C a h l d 'l n tezl va

ceva p l a r a l t m c • g U n o k u n m u $t u r . ( 24 1 a . e . , s. 4 7 5 . ( 2 5 1 B l rl ncl T U r k D i l l K u � u lt ay l , I st a n b u l 1 9 3 3 , s . 4 5 5 -4 56 • ( 26 ) Zeynep Korkmaz, TUrk D l l l n l n Tar l h l Ak l $ 1 1 <: l nde AtatUrk ve O i l Oevr l m l , Ankara, 1 9 6 3 , s. 5 6 . ( 2 7 1 C u m hurbaskan l a r l , B a $ b a ka n l a r y e M l l l l EOit l m B a k a n larmm M l l l l E !l l t l m l e l l g l l l SOylev ve D e m e c l er l I A n kara , 1 9 4 6 .s .3 5 . ( 2 81 soz Der l e ma K l l a v u z u , A n kara , 1 9 3 3 .

( 2 9 1 a. e . , s. s·. ( 30) a. e., s.34. ( 3 1 1 Ahmet Cafero !j l u , At,a t U rk 'Un H uz u r u y l a Blr O t u r u m , T Urk . KUitUrU, Kas1 m 1 96 7 , s . so·. ( 3 2 1 M e h met N urett l n ,O z d l l l m l z fe S m a n g 1 lar ,l sta n b u l l 9 3 4 .s.30·3 1 ( 3 3 ) Fa l l h R 1 f k 1 Ata y , a . e . , s. 4 7 6 ; 0 1 1 D evrl m f n l n 30 V • l l , T D K , A n ka r a , 1 9 6 2 , s . 2 5 . ( 34 ) T il r k D I I I ·Bel late n , sa y 1 : 2 3 ·2 6 , 1 9 3 8 . ( 3 5 ) Atatlir k'iln S O y l e v v e D e m e c le r l l f , A n kara , 1 9 5 2 , s . 2 7 4 . ( 36 ) ·zeynep Korkma z , Atat lirk v e T ii r k D i l l , S l sa v Tilrk D i l l Se m l ner l , s . 24. ( 3 7 ) F al l h R 1 f k 1 A t a y , a . e . , s . 4 7 7 . (38) a. y. ( 39 ) a . e . , s . 4 7 8 . ( 40 1 a . e . , s . 4 7 8 -4 7 9 . ( 4 1 1 I sma l l Ha b i b Sev U k , 0 1 1 D i va s1 , l stan b u l , 1 94 9 , s. 2 8 . ( 4 2 ) Zeynep Korkma z ,C u m h url yet o o n em l n de T U r k D i l l Ankar a , 1 9 7 4 , s. 7 4. ( 4 3 ) Zeynep K o r k m a z , TUrk D l l l n l n Tar l h l Ak l $ 1 1 c l n de AtatUrk ve 0 1 1 oevr l m l , s .6 6 . ( 441 A . D l l ll ca r , AtatUrk v e TUrkce , AtatUrk ve T Ur k Di l l . s . 4 7 . ( 4 5 ) Zeynep Korkma z , a . e . , s . 6 6 . ( 4 6 ) I . N . O i l m e n , T U r k D i l l B l l g l s l Dersle r l , l stan b u l , 1 9 3 6 , s 5 1 -5 2 ( 4 7 ) A. O l l ll <:a r , aym y a z 1 , s . 50 . ( 4 8 ) M e l ll hat Ozg il , AtatUrk 'Un D l l l ml z O zer l ne E !l l l l $ 1 , AtatUrk ile Tiirk D i l l , T D K , An kara , 1 96 3 , s. 3 1 ·3 2 . ( 4 9 1 Fa l l h R 1 f k 1 Atay , a . e . , s . 4 7 9 . ( 5 0 ) I s m a l l H a b l b SevUk, a . e . , s . 2 9 . ( 5 1 ) Ha sa n R e $ 1 t Tan k u t , Atat ilrk 'Un 0 1 1 Ca l l , nia l a n , AtatUrk ve Tilrk D i l l , T D K , A n k a r a , 1 9 6 3 , s . 1 24 . ( 5 2 ) H . Re$ 1t Tan k u t , Pre h l st u va r 'a D o § r u B l r D l l l zlemesl ve G il ­ n e s ..Q I I T eo r l s l n l n l za h l , l sta n b u l , 1 93 7 , s. 4 - 5 . ( 5 3 ) Hasa n Re$1t Tan kut , Atat Urk 'Un 0 1 1 Ca l l $ m a l a n , A t a t il r k ve TUrk D i l l , s. 1 25 . ( 54) Va kup K a d r l Karaosman·o § l u , AtatUrk ve T Urk D i l l , T D K , A n ­ kara, 1 96 3 , s. 1 1 0 . ( 5 5 ) Osman F . Sertkaya , Atat Urk 'Un O i l Po l l t lkaSI , T U r k K U i t U r U , Kas 1 m 1 9 6 7 , s. 34 . ( H i sa r D er g l s l , Kas 1 m 1 96 6 'd a n ) ( 5 6 ) A h met Cevat E mre, AtatUrk'Un I n k· l l i p · H e d ef l v e Tar l h Tezl , I stan b u l , 1 9 5 6 , s. 3 5 · 5 2 . ( 5 7) AbdUi ka d l r I nan , Atat U r k Devr l n e Alt B l r H a t � r a ,T U r k K U i t U r U · sa y 1 : 8 5 , s. 2 1 . . ( 5 8 ) AtatUr k 'U n SOylev ve Demeclerl I f s. 2 8 2 -2 8 3 . ( 5 9) AtatUr k ' Un SOylev v e Demeclarl I , sta n b u l ,1 94 5 , s. 3 7 3 . ( 60) A . Afet I na n , AtatUr k 't e n H a t � r a l a r , s . 1 8 2 . ( 6 1 ) Zeynep Kork m a z , C l! m hu r l yet o on e m l n d e Tilrk D i l l s . 8 0 .

\

1 45


ATATO R K VE OZLE ST IRMEC I L I K I KI VESI KA Atatiirk 'iin yan mda ve dil hareket i n i n i �inde bulu­ nanlarm Atatiirk 'iin tasfiyeci li kten va zge�ti g i ne dair soz­ leri uydurmac1 lara yetmiyor. Bunlara kar�1 veri lecek sus­ turucu cevap ancak, "Hay1r, Fal i h R1fk 1 , Yaku p Kadri , Ah met Cevat , Abdiilkadir l na n yalan soyliiyor" �ek l i n ­ de olab ilir. Fakat buna cesaret edemiyorlar ; �iin k ii b u �ah•slarm hepsi miih i m k i mselerd i r v e Atatiirk 'iin bizzat idare etti g i dil hareketinin i � i nde yer al m 1 �lard1r. Yani birinci derecede giiveni l i r kaynakt1rlar. ( 1 ) Bunlara "ya­ lanc l " di yemeyince i�i sapt1nyorlar ; boyle bir donii� Atatiirk 'iin k i � i ligi ne uymaz di yorlar, "o boyle · kii�iik oyunlara ba � vuracak bir adam deg i l d i " d i yorlar, Ata­ tiirk ozle�tirmeci l i kten vazge�seydi bunu a�·k�a soyler­ di d i yorlar, niye m i rasm m bir klsmml oliimiinden hemen once O i l Kurumuna b1rakt1 diye soruyorlar. Fal i h Rtfk1 larm, Yak u p Kadrilerin �ahitlikleri yet­ meyince, Atatiirk 'iin 1 936 'dan sonraki konu� malan m deli l gosteri yoruz . Bakm diyoruz , Atatiirk 'iin biitiin ko­ n u � malar• "Soylev ve Deme� ler "de tarih s1rasma gore bir araya getiril mi�tir. 1 934 ve 1 935 y1llarma ait konu�­ malarmda oztiirk�e denemeleri a�·k �a gori.ilmektedir. Fakat 1 936'dan itibaren o tarz konu� mas1 h i � yoktur. Buna kar�1 da yukandak i sapt1rmalan tekrarh yorlar. Yal­ mz Omer As1m Akso y 'un ilgi �ekici i ki del i l i var. Tiirk Dili 'ni n May 1s sayiSinda "Giine�-Di1 Teorisi nedir? Dili ozle�tirme akl m m m kar� lsmda o lanlarm i leri siirdiik leri gibi , Atatiirk 'iin ozle�tirme i � i nden vazge�mek i � i n bul­ dugu b i r yol m udur? " d iye sord u ktan sonra kendi ceva­ bma ge�iy.or .Teorinin ashnda, d i l lerin tiireyi � i hakkmda Atiltiirk 'ii n gorii�ii oldugunu ve "ozle�tirme i le ara­ smda bir i l i � ki " bulunmad 1 g m 1 i l eri siiriiyor. Deli l olarak 1 46


da 1 936'daki O�iincii Tiirk Oil Kurultaymda , Oil Kuru­ mu Genel Yazmam lbrahim Necmi 'nin "Giine�·Oil Teorisini , dilim izdeki biitiin yabanc1 sazciikleri Tiirk �e diye korumak i�in i leri siiriil mii� sananlarm biiyiik bir gaflet ve yan h � h k i�ine dii�mii� o ld uklanm bel irtti gin i " gosteriyor . (2) Omer As1 m b u del i l i , daha oncek i yaz•la­ r mda da s1k s1k kullanm 1�t1 . Tiirk Oili dergisinin E k i m 1 966 say1smda aynen �unlan yaz1yo r : "Giine�·Oil T eo r i · sini Atatiirk 'iin saghg mda d a yanh � yorum layanlar o l ­ mu� . � o k �iikiir ki b u yanh � . 1 936 Agustosunda topla­ nan ii�iincii Tiirk Oil Kurultaymda Atatiirk 'iin onii n de dii· zelt i l mi�tir . . . Genel Sekreter ibrah i m Necmi Oi l men, ·hi � o lmazsa b u par�as1 m Atatiirk 'iin yonergesiyle yazd l­ g mda v e .daha once Atatiir k 'e o k udugunda �iiphe etme­ d ig imiz- kurultaya sund ugu raporda dem i �tir ki : �u noktay1 da o nem le ileri siirmek i sterim : Giine$-Oil Teo ri ­ sini yal m z d i l i m i ze laz1m goriinen ve kar�1hg1 b ulunma­ yan b i rtaklm Arap�a . Fars�a. FranSIZCa sozleri -Tiirk�e d i yerek - m uhafaza gayretiyle i leri siiriilmii� za nnedenler, pek biiyiik bir gaflet ve yan h � h k i � i ne dii�mii�lerd i r . Yu­ kanda k i a�1 k lamalar , dil devri mi nden donmek i�in Ata­ tiirk 'e dayanma gibi b i r cambazhgm yap1 lamayacag m 1 i yid en iyiye ortaya koym u�tur " (3) Omer As1 m 'm iddia­ sml okudunuz. Atatiirk 'iin talimat1 yla yazd 1 g 1 ve Ata­ tiirk 'iin h uzurunda o kudugu raporda l b rahim N ecmi b unlar; soylemi � . Ancak , aziz o kuyucular, I. Necm i 'nin ciimlel eri ndeki "yalmz" keli mesi sizin d i kkati nizi �ek m i ­ y o r m u ? Buradaki "yalm z "m manas1 nedir? Oemek ki Giine�·Oi l Teorisinin ileri siiriilii� sebeplerinden b i ri , d i ­ l i mi zdeki Arap�a Fars�a as1 l h sozleri muhafaza etmektir ; yalmz, sebep sadece bu degildir . N itek i m , Omer As1 m A ksoy 'un yaZISina alrnadlgl b i r oncek i paragrafta ibra­ h i m Necmi bunu bel irtmektedir. Bakm 1z, Atatiirk 'iin ta­ l i mat•yla yazd1g1 raporda lbrah im Necmi neler soy liiyo r : "Giin e�-Oi1 Teorisi, � i mdiye kadar d i l i mize yaba nc1 sa · m lan d i l l erdeki varhk larm Tiirk kaynag mdan geldigini is­ pat etmekle ameli sahadaki dil �ah � malan m 1 za da b iiy iik 147


bir geni�lik ve kol�yhk vermi �tir . Halkm bildigi , mini5101 anlad••• kelimelerin yabanc1 dilden geliyor samlarak feda edilmesi zarureti bu teori yle ortadan kalkm1� bulunuyor . (4) Omer As1m 'm ikinci delili de boyledir. Yani savun­ dugu davay1 destekleyici degil , tam tersine �iiriitiicii bir del i l . Bunu da Omer As1m'm i�inde bulundugu heyet�e yaz1l m1� kitaptan takip edeli m : "Giine�-Di l Teorisini bir geri donii� taktigi o larak yorumlamak isteyenler de �1kt1. Dedi ler ki , Atatiirk di lde devri min �1kar bir yol olmad•­ gml anlad ljl i�in d il imizde bulunan yabancl sozciiklerin ashnda Tiirk�e olduklanm i leri siirerek bu �1kmazdan k urtul mak istemi�tir. Bu �evreye kanmak i�in Atatlirk '­ ii hi� anlamam1� olmak gerekir. <;iin kii herkes bilir ki Atatiirk oniinii sonunu uzun uzun hesaplamadan herhan­ gi b i r i�i ele alacak s1 radan bir adam degild i . Aynca Ata­ tiirk yamlgts1m mert�e kabul edecek soyleyecek ki�iydi . O'nun oyun denecek yollara ba�vuracagma inanmak, Atatiirk 'ii hi� anlamamt� olmak demektir. Kald1 ki Ata­ tiirk 'iin bu i �teki i�tenligine tamkhk eden a�1k bir olay vard 1 r : 1 93 7 yllmda Biikrefte toplanan Antropoloji Kongresinde dil konusuna da yer verilecegini haber alan Atatiirk Giine� -Di1 Teorisinin orada da a�1klanmas1m is­ temi� ve bu i�le Hasan Re�it Tankut'u gorevlendirmi�tir. Teorinin i lgi toplad1gm1 haber veren ibrahim Necmi Dil­ men 'e soruyor: Bu teorinin benim o ldugunu sByleme­ mi�ler m i ? Dil men 'in teorinin serbest�e tartl �llmasm­ dan belki sakm1hr dii�iincesiyle ad m1z veril memi� ola­ cak yolunda verdigi kar�1hk iizerine de Atatiirk dogru di­ yor. Atatiirk'iin , teorisini uluslararas1 bir kongreye tamt­ mak , hem kendi adiyle tamtmak ozeni , teori yi bir ka�a­ mak yolu olarak dii�iinmediginin, ona sa lt bilimsel bir deger verdig inin 50z gotiirmez bir tamg1d1 r " (5) S i md i bu "soz gotiirmez tamg1 " ele alahm. Evet, Hasan Re�it Tankut 1 93 7 'de Biikrefte Giine�-Di1 Teori­ si ni anlatan bir bi ldiri okumu�tur. Bu i� i�in Tankut 'u Atatiirk gorevlendirmi�tir. Hatta yalmz gorevlendirmekle ·

·

1 48


kal maml�, bildirinin notlanm bizzat Atati.irk haztrl�m,,. ttr. Hasan Re!iit Tankut bu hususu , Oil Kurumunca ya· ymlanan bir yaztsmda !ioyle anlattyor : "Atatiirk 'i.in ba· na yazd1g1 ve kendi eli yle yaztp bana verdigi notlar bir y tgmdt . $ i mdi bunlardan bir tez �1kar ve hemen Biik· re� 'e git diyordu . . . Bi.iyi.ik adam, maksad1 anladm ya tez benim , ifadesi senindir dedi " (6) Atatiirk'iin "kendi eliyle yaz1p " haztrladtgt notlar· dan �tkanlan bu tezde Giine�·Oil Teorisinin maksadt acaba nastl anlatt hyor? Oil Kurumculanna gore bu tez, Giine�·Oil T eorisi n i bir geri donii!i taktigi olarak yorum· lamak " isteyenlere kar!il "soz gotiirmez bir tant k " te!ikil etmektedir. Acaba Omer Astm bu tezi hi� okumadt m t ? Yoksa okudu d a , lbrahim Nec m i 'nin sozlerini sakladtgl gibi, bunu da saklamak ihtiyacm1 m1 hissediyor? Biikre� '· te okunan bu bildiri , 1 93 7 'de, Tiirk. Oil Kurumunca bir bro �iir halinde bast l mt!itlr. Baka h m ; notlan Atati.irk '�e haztrlanan bu tezde Giine!i.·Oil Teorisinin maksad1 nastl anlatthyor. Bro!iiiri.in 4. ve S . sahifeleriJ"!de aynen !iUn lar yer almaktad tr: "Kurumun o giinkii maksad1 Tiirk dilinin epuration 'u idi . Ah!itlml!i olan usuller dilde ya,ayan ve Arap�a, Fars�a ve Greco-Latin asllh samlan bir�ok ele· manlarm Tiirk�eden �tkanhp attl masmJ icap ettiriyordu. Halbuki bunlarm Tiirk astl h olduklan sezilmeye ba,la· m t!itl . Fa�at mevcut metodlarla bunun m untazam bir di· siplin dahilinde ve itttrath bi r izaht m yapmak kabil ol· muyordu. Bizi bu kaostan kurtaracak ve muammay1 a�a· cak bir anahtara ihti ya� vardt .. $imdi elinizde bulunan �u kii�iik bro�iir i�te o anahtar old u." ( 7) Zannederim ki artt k , Atatiirk 'iin ozle�ti rmeci li kten doniip donmedigine dai r tartt�mamn bitmesi laztmdtr. Biri bizzat Atatiirk 'iin talimattyla yaz1lan ve onun kont· roliinden ge�en , d igeri Atatiirk 'iin elinden �tkan notlara dayamlarak haztrlanan bu iki vesika ; Giine�·Oi l Teorisi yoluyla Atatiirk 'iin ozle�tirmecilikten vazge�tig i ni kesin o larak ortaya koymaktadtr. Bay Akbal, 6 Temmuz 1 981 tarihli yaztsmda, Ata· tiirk 'i.in dil devri minden vazge�tigini i leri siire.n lerin "Ata· ·

1 49


tiirk�iiler ve tari h kar$1Smda " su� l u say •lacak lanm iddia edi yor. Yukanda zikretti g i m iki vesikadan sonra , acaba Bay Akba l , bizi su�lu saymaya devam edebilir m i ? Ata­ tiirk 'ii �arplt mak isteyenler elbette su�ludurlar ve $imdi apa�1k ortadad � rlar. Fakat , Atatiirk 'iin ozle�tirmecilik­ ten vazge�ti g ini ispat eden bu del i l leri tam tersine b i r maksatla k ul lananlara konuyu nas1l anlatab i l i rsin i z ? Ba k l · mz, nas1l bir zihni yete , nas 1 l bir mant1 g a kar�1 do g rulan anlatmaya �a l l � 1yoruz. Oi l Kurumu iiyelerinden Prof. Dr. Melahat Ozgii, b i r yaliSmda Atatiirk 'iin " Bir�ok Av­ rupal l a l i m l erin i $tirakiy le toplana n . son Oi l Kurultay• ­ mn 1 � 1 k l l neticeleri ni bizzat gormii$ olmakla �ok mutlu­ y u m . Bunlarm ulusal akadem i ler hal i n i almasm1 temenni ederi m . " �ek l i ndek i sozlerini ald1ktan bi rka� sat1r sonra aynen �unlan yazab i l i yor : "Atatiirk 'iin bu sozii, sonra­ lan yan l l � olara k , bir i l i m akademisi o l masm1 istedi d i ye yorumlanm1�t1r. Son kurultay larda da bunun i � i n a�1k�a savu n u ld u . Oysa Oil Kurumu , hi�bir zaman b i r akademi o lamaz , o l mamas1 da gerek i r ; �iin k ii bu kuru m devrimci­ d i r " (B) l �te kar � 1 m 1 zdaki zi h niyet ve ma nt1 k budur. Ne soy­ lersek soy leyeli m ; hala konu�acak ve yazacaklard 1r. Hem de Atatiirk ad ma . ( 1) Maa mafih, Tiirk D ili Dergisinin Mart 1 98 1 say 1smda (s. 5 78) , derginin yaz1 k urulu (A d nan Binyazar, Ke­

mal Demiray, R u�en Kele�. Mustafa fi. Onaran, A li Pilskiilliioglu) ; Falih R1(k 1 i c in "De mek ic tenlik le yamnda degildi A tatiirk 'iin. A ta tiirk 'iin yan mda o la­ bilmek icin inan mad1g1 dogrular1 benimsemi� gorii­ niiyo rd u belki " diyerek Falih R1(k1 'Y1 sa m i m iyet· sizlik le suc laya bilmi�tir. (2) 6 mer As1m A ksoy, A ta tiirk 'iin D ilim iz e Kazand1r­ d 1g1 Giic, Tiirk Dili, May iB 1 98 1 , s. 669, 6 70. (3) 6 m er AB1m A ksoy , ()zle�tirme Durd urula maz, A n· kara, 1 9 73, B. 25. ( 4) Vciincii Tiirk Dil Kurultay1 1 9 36. Istanb ul, 1 93 7, B. 1 2. (5) Dil Devrim inin 30 Yll1, A nkara, 1 96 2, s. 34-3 5. ( 6) Hasan Re�it Tank ut, A tatiirk 'iin D il t;a ll� malara (A tatiirk ve Tiirk Dili, A nkara, 1 963) , s. 1 24. ( 7) Giine�·Dil Teorisin in lzah1, lsta n b ul, 1 93 7, s . 4 -5.

(B) Prof.

Dr. Mela hat 6zgii, A ta tiirk 'iin Dili m iz Vzerine Egili� i (A tatiirk ve Tiirk D ili, A nkara, 1 96 3) , B. 39.

1 50


O I L A KA OE M I S I , T O R K O I L K U R U M U VE

B I R V ES I KA

Atatiir k , Turk O i l ve Tarih Kur u m l ar m a , i l eride d i l v e tati h a kadem i l e r i n i n �ek i rdeg i n i t e� k i l ets i n d i y e k ur­ m u �tur. Bu ko nuda, b ugune kadar, kesi n ve �iirutUiemez i ki d e l i l gosteri l m i � t i r : ·

1 . Atatiir k , 1 Kas a m 1 9 36 'da mec l i s i n b i ri nc i d o n e m ,

i k i n c i toplanma y a h n a a � a r k e n aynen � u nlara soyl e m i �t i r :

" Ba � l ar mda k a ymet l i M�rif Veki l i m b u l u na n , Turk

Tar i h Kuru mu ile Turk Oi l Kuru m u n u n , he.r gun y e n i ha­ k i kat ufu k lara a �a n , ciddi ve d evamh mesa i si n i takdirle

y adet m ek isteri m . . . . B u u l usal kuru mlar a n az za man i r; i n ­

d e , u l u sal akade m i l er ha l i n i a l masma tem enni ederi m . B u ­ n u n i � i n , �a h �kan tari h ve " d i l a l i m l eri m i z i n , d u n ya i l i m alemince tan a nacak , or i j i nal eserl eri n i gormek l e baht i y ar

o l m a m 1 z 1 d i l eri m . "

Bu soz l er " Ataturk 'iin Soylev v e Oem e � l eri " ad h ki­

tab m 1 . c i l d i nin tab ,

�ogrudan

3 7 3 . sayfasmda yer a l maktad a r . Bu k i ­

dogruya mec l i s v e C H P

kuru ltaylara

" Zab at Cerideler i n den " Atatur k 'i.in k o n u � malara a h narak

haz a rla n m 1 � t 1 r ve Hasan

Ali Yuce l ' i n s u n u � ya z i S i y l a ,

M i l l i E gi t i m Ba ka n h ga tarafm dan Tur k i n k a l a p Tar i h i

Enst itusu yay a m lara arasmda , 1 945 y a h nda ne�red i l m i � t i r . 2 . Afet i na n , h at a ra lan n da aynen � u n lan yazm a � t a r :

"Atatiirk , Turk Tar i h ve O i l Kurumlara n m istik bal i n i

akad e m i o l makta g orurd u . "

Afet l na n , Atatur k hakkmda en m uh i m � a h i t lerden

b i r i d i r ; bi l hassa Ta r i h Ku rumu �a h �malarmda her zaman

O 'n u n ya n mda b u l u n m u�tur. Bu sozler de Afet l nan 'm

"Ataturk 'ten H ataralar" k i ta b m m 1 82 � sayfasmda yer

a l maktad a r .

Y u kandaki kesi n ve �i.irut ii l e m ez d e l i l l e re kar�1 b u ­ gune kadar h i � b i r ciddi del i l ortaya konama m a � t a r . l l eri surii len ba �hca de l i l ( ? ) , "Atatur k istes ey d i Oil v e Tar i h Kurum larm 1 ku rmaz, on larm yer i n e a kade m i l er k u rard a "

151


�ek l i nde o zetleneb i l i r . Bunun bir "deli l " deg i l 1 bir "mu­

h akem e " 1 oldugu ve yukandaki del i l ler kar�•s mda ne ka·

dar zay1f kald1 g 1 ortadad1r. "Muhakeme"1 ancak "deli l "· i n o l mad• l • yerde soz konusudur. Atatilrk , "bu kurum· lar.n a kade m i ler halini almas1m temenni ederim " diyor.

Bu milspet ve m u p hhas bir delildir . Bu soz o rtada dururken "i steseydi �oyle yapard 1 " demenin bir minis•

var m1? Atatilr k, "Akademi ol mas m 1 teinenni ederim " diyor ; siz "h a y1r , isteseyd i akademi kurard 1 " diyorsunuz.

Bu del i li �iiriit mek ; "haylr I Ata turk b oy le bir�ey soyle­

memi �t ir" demek ve bunu ispat etmekle a ncak mumkun

o la b i l i r .

Yukandaki del i l lere kar �• i leri suriil en ikinci b i r iddia

0

daha vard 1r .

da 1 Atatiirk 'iin tam bir y 1 l son ra, 1 Kas1 m

1 937'de1 yine m ec l i si a�arken soyledigi �u cumledir :

'Tiirk Tari h ve Oil Kurumlan m n , Tiirk m il l i varhg1n1

ayd .n latan �ok k • y m etli ve onemli b i rer ilim ku rum u ma· hiyeti ald1gm• gormek1 hepi mizi se vi ndirici bir hidisedir."

Bu sozler de y i ne "Soylev v e Deme�ler"in 386. say­ fasmda y er ahyor. lddia sahipleri d i yo rlar k i "Atatiir k 1

bir y • l ·so nraki bu soz lerinde a kadem iden ba hse tmem i � ­

tir ; o halde akadem i fik rinden vazge � mi �ti r." Bu cumle­ nin1 Ataturk 'iin "bu ulusal kurumlar.n akadem i l er halini

a l m as m 1 tem enni ederi m " soziine z1t o l mad 1 g1 , o n u � u­

riit m ed i gi a�1kt1r. "Akadem i " kelimesinin tekrar kulla·

ml mam 1 � o l mas l 1 bu dii�iince ve arzudan vazge � i ld i g i m a nasJna nasl l gelebi l i r ?

B u yaz1da, yukanda zi k rettig i m ve bugiin e kadar s1k

Slk tekrarlanan iki kesin deJile b i r U�iincusiinii ekleyece· gim .

Bi ra z a�ag1da verecegim vesika , dogrudan dogruya

Tiirk

Oil Kurumu yetki l i lerinin kaleminden � 1 k m 1�tlr.

Atatiirk 'iin oiUmiin den b i r ay once kuru mun ba� .nda bu­ lu nanlarm kalem inde n . Tiirk Oil Kuru m u 'nun � 1 kard 1 g1 ' Turk Oil i

( Atatur k

Bellete n "i n llkte�rin

(E kim )

1 938 tar i h li

vefat et meden bir ay once) , 3 1 -32 . say1s1n·

. da1 41 . sayfada bir rapor vard1r. Ba � h g1 aynen soyledir : ' Turk O i l Kuru m u 'nun Kurulu�undan beri �ah�malan ha k k 1nda R APO R ". Ay m sayfada ki d i p notu nda da �u

ibare yer a l maktad1r : "Bu· rapor C.H.P.'ne sunulm u�. 1 52


ve Partinin �tkardtgt XV. y t l k itabma da girm i �tir." �imdi, Turk Oil Kurumunun do �rudan dojiruva kendisi nin haztrladtgl ve C.H .P. 'ne sundugu raporun "Oil � a h �mala rm m safhalart " a l t ba�hkh ktsmmt aynen ak­ tanyoru m : "Tiirk Oil Kurumu, bir yandan harf i nk t l a b tyle ba�­ lana n i n k t l ap � t h k yol unda ki �a h � malan htzh hamleler halinde ileri goturmek , bir yandan d a genel d i l b i l i mi ve Turk d ilciligi uzeri nde surekl i �ah �malar yapara k yarmki Turk akademisinin temel ta�mt kurmak gibi i k i kath bir odevi omuzlan na a l m t � ve kurulu �undan beri b u i k i saha u zeri nde durmadan �a h �m1 �t1 r . " Goriildugu gib i , Ataturk 'un 1 936 'daki temennisi, 1 938 yth nda , kurumun kendi ha zt rlad t gt rapo ra gi recek derecede tahakkuk safhasma yak la�m t � bulunuyord u . Kuru m , kendi kendi sini i ki "odev " ile m ukel lef saytyor­ d u : 1 ) " i n k t l a p � t h k yol u n daki � a h � m alan h t zh hamleler hal i nde i l eri goturmek " , 2) Ya n n k i Turk akad e m i si n i n temel ta� m l k urmak " . Raporda n a k ta rd t g t m t z ktstmda yer alan "kuru l u �u ndan beri bu iki saha uzeri nde dur­ madan �ah � m 1 �t t r . " ifadesi de ; Turk Oi l Kuru munun da­ ha kuruldugu gunden beri gelecegin d i l akademi s i o larak du�uniil diigunu ve �ah �malarm buna gore yiir iitilld ilgunu a � t k �a ortaya koymaktadtr. Bir noktaya daha temas etmek gerekir. Atatiir k , bu k urumlann bir "Bil i mler Akadem isi " hal i n i almastm dii�iinmem i�tir. 0, Tiirk Oil Kurumunun "Tiir k Oi l i Aka­ demisi ", Tiirk Tarih Kurumunun da "Turk Tar ihi Aka­ dem i si " o l masmt du�unmu�tiir . Ataturk'iin arzusuna ztt o larak , yaptl mast muhtemel bir hatayt onlemek i � i n O 'nun 1 936 'daki soziinu tekrarhyorum : " Bu ulusal ku­ rum larm az zaman i � inde, ulusal akadem i ler halini alma­ smt temenni eder i m . " Atatii"k, "bu ulusal kur umlarm " yan i Oil ve Tarih Kurumlarmm ; "ulusal a kadem iler halini almastm" diyor . Burada d ikkat ed i lecek nokta "ulusal akademiler" ifadesidir. "Uiusal bir akademi " veya "ulu­ sal akadem i " dem iyo r, "ulusal akadem iler" ha l i n i a laca k . Oemek ki Turk Oi l Kuru mu "Oil Akadem isi ", Turk Tar ih Kurumu "Tarih Akadem isi " olacak. Ataturk 'un arzu suna uyulmak isteniyorsa, bu . no ktaya b i lhassa dikkat etmek gerekir. "

1 53


t) Z L E � T i RM EC I L i K VE GON E � -D il T E O R IS i

Atatiir k, 1 932-1 935 y1llar1 ai'asmda d i lde a�lrl ozle�­ tirmec i l i g i denem i � , son ra bu yol u b 1 rakm 1�t1r. A�lrl bir tutum o larak d i l i m izde ozle�tirmec i l i gi bugiin d evam et· t i renler , idd ialarmm b i r ucunu da Atatiir k'e dayand• r· maktad 1rlar . Onlara gore ozle�tirmec i l i k , Atatiirk dev­ rim leri n i n b i r par�as1d1r ve buna kar�1 o lmak Atatiirk 'e kar � 1 o lmak demektir. Mademki Atatiirk , Tiir k d i l i ne gir· mi� yabanc1 as1 l h kel i melerin hepsini at mak ve yer lerine oztiirk�e olanlanm koymak istem i�tir, o hald e Atatiirk'· �ii o lanlar bu yo lda devam etm el i d i rler. Dili bir ilim o larak kabul eden ve dolay1siyle dil i �­ lerinde ilmin haki m o l masml iste yenler ozle�tirmeci ligi �e�itli yonlerden tenkit etm i�lerd i r. . Te nk itleri �u noktalarda toplamak miimkiindtir : 1 . Ozle�tirm ec i l i k hareketi i l i m ba k1m mdan yanh�t1r. Oil sosyal bir kurumdur. Sosyal kurumlar kendi kanunlan i�inde geli � irler. D1�andan m iidahaleler, ancak sosyal kurum larm tabiatma uygun olursa bir dereceye kadar mi.imkiindiir. t)zle�tirmecili k ise sosyal bir kurum o lan dile, onun tabiatma ayk 1 n m iidahalelerden meydana gelmekted ir. Oste l i k bu miidahaleler, sosyal bir kuru mun kab ul edemiyecegi kadar siir 'atli , kesif ve siireklidir. Ozle�tirmeciligin ili mce yanh�hg1 tek tek keli meler 1 54


ilzerinde de bel irti l m ekte, tiiretilen keli meler i n Tiirk di­ lini n kanunlarma ayk1nhg1 goster i l mektedir. Tiirk d i l i ile ugra�an ilim ada mlan m n biiyilk bir ek­ seri yetinin kar� 1 � 1 k 1 � 1 da ozle�tir mecil i g i n i l i m d 1 �1 o l ­ dugunun b i r ba �ka deli l i kab u l edilmektedir. 2 0zle�tirmec i l i k m i l li yonden zararhd1r. Keli melerin devamh o la ra k d eg i �ti ril mesi , milli kill ­ tilriln devam1m engel leyicid i r . Yeni nesi ller, degi �tiril e n keli meler yiiziinden eski kill tiir eserlerini anlayam a"makta, dolay1siyle koksiiz yeti� mektedirl er. Amlar i � i nden sii­ rilp gelen ortak bir kiiltiire , derin ve m ii�terek bir koke sah ip o l mayan top l uluk lar , m il let hiivi yetini dahi ta�lya­ mazlar . Aym m il l etin · fert l eri bu yiizden degi � ik deger­ lere ra hat�a bag lanab il mekte ve bu farkh degerler ugru­ na birb i rleri n e dii� man dahi o labi l mektedirler . Oz le�t irmec i l i k adma keli melerin d evamh o lara k de­ gi�tiri l m esi, yalmz nesiller a rasmda kopuk l uk yaratmakla kalmamakta, �u · anda ya�ayan fertleri d e birbirinden ay1rmaktad 1 r . insanlar1 m 1z men sup old uklan zilmreye, ideoloj iye ve part iye gore farkh dil k ul la nmaktad 1 rlar. Koyde ya�yan vatanda� "�art " ve "sebep " derken , "ay­ d m la�an kesim " "ko�ul " ve " nede n " de mektedir . Bu du­ rum insanlar 1 m 1z 1 b irb irlerine yabanc • la�tlrmakta , dolay 1 c s i y l e mil l i b i r l i g i bozmaktad 1 r . Ozle�tirmecilerin ortaya att1 k lan yeni kel i melerin ve tilretmede k u l land 1 klar1 baz1 eklerin men �e bak 1 m mdan Tiirk�e o l may1 � 1 da tenkit edi len noktal arda n biridir. Ma­ demki d i l i m izde bulunan yabanc1 as1 l h keli meler at1 hyor, yerleri ne konanlarm da yabanct as1l h o l mamas1 gerekmez m i ? Oztiirk�e o l m ad 1 g 1 idd i a edi lerek at1lan b i r kel i me­ nin yerine yine oztiir k�e o l mayan bir kel i me geti rilirse, ozle�tirmeci l i k hareketinin m i l li oldugu i leri silriilebi l i r m i ? Ozle�tirmeciler ise hareketlerinin oztiirk�ec i l i k , do­ laytsiyle m il liyet� i l i k oldugunu soyliiyorlar. Yalmz dil konusunda "oz "ii aramak, diger biitiln ko nu larda "oz" den kopmak, ozle�tirmecil erin b i r sa mimiyetsizligi o la­ rak o rtaya ko nmaktad 1r. 3 . Ozle�tirmeci l i k , d i l i ve dii�iince hayat 1 m 1z1 yoksul la�t1rmaktad1 r . lnsan m kil�ilk ya�tan itibaren anasmdan ,ai lesinden ve ..

1 55


�evresinden binlerce defa duyarak ogrendigi kelimeleri 11eri ya$1arda birden unutmas1 ve yenilerini ezberleyiver· rJ:!esi kolay dejildir. Ana dilin giinliik hayata ait keli me· leri �ocuk ya$ta ojrenilir. lnsan "aktl ''l, "hayat "l, "ce­ vab "l daha ufacekken duyar ve farkma varmadan beller. Otuz ya$1na gelince bunlann yerine yeni kelimeler ez­ berlemeye kalkl$1rsa $a$1rlr ve pek �ok hatalar yapar. N itekim bu hatalar yap1l maktad 1r. Yen i keli meler sonra· dan ogrenildikleri i�in hem hatalara sebep ol makta, hem de manalan tam oturmadlgl i�in farkh keli melerin yeri­ ne kullamlmaktad 1r. Hem "faaliyet " i�in, hem de "miies· siriyet " i�in "etki nlik " deniyor. Boylece dilde farkh m i· n ih iki kelime yerine tek kel ime kullaml mas1 (bazan ii� be$ kelime yeri ne tek keli me) d i l i , dolay1siyle dii$iinceyi k 1mla$t1rmaktad1r. Aynca yabanCI asl l h kelimelere dii$manhk , pek �ok kel imeyi ogrenmenin Jijzumsuz oldugu gibi bir netice do· gurmakta , gen �lerimizin kel ime hazinesi bu yiizden iyice zay1 flamaktad1 r. tlzle$ tirmecilerin dayanaklarmdan biri de Atatiirk'· iin d i l hareketidir. Anca k bu konuda da ozle$tirmecile· re tenkitler yoneltilmi$ ve Atatiirk 'iin ozle$tirmeden vaz­ ge�tigi ispat edi lmi $tir. Bu konuda deli l leri ii� gurupta toplamak miimkiin· diir : 1 . Oil hareketinin i �inde ve Atatiirk 'iin devamh ya­ n mda bul unanlarm hat1ralan . Bu hateralara gore Ataturk, bir ara ozle$tirmec iligi denemi$, so nra bundan vazge�­ mi$tir. Bu ko nudaki en onemli $ahit Falih R•fk• Atay'· d1r. Hem Atatiirk'iin en yakmlarmdan biri ofmak, hem de di l heyetlerinin i�inde bulunmak hasebiyle Atay'm soz­ leri , en giiven ilir de l i l olarak kabul edil mek laz1md1r. Di­ ger $ahitler Yakup Kadri Karaosmanoglu, Ahmet ·Cevat Emre, Abdiilkadir lnan ve lsmail Habib 'den naklen Yu­ nus Nadi 'di r. Hatta Ahmet Cevat 'a gore Atatiirk ozle$tir­ meciligi sonradan bir irt ica hareketi sayml$tlr. 2. Atatiirk'iin konu$ malarmda ve telgraflarmda kul­ land•g• d i l . Atatiirk 1 933-1 935 y1 llarenda oztiirk�e keli· melerle dolu baz1 ko nu$malar yapml$, fakat 1 936 'dan itibaren bo keli meleri kullanmaktan vazge� mi$tir. tlz­ tiirk�eyi denedigi y1llarda "dogunsal, cuda, tecim, as1g, 1 56


amk" gibi kelimeler kull;tmrken 1 936'dan sonra bunlann ya�ayan dildeki kar�thklan olan "tab i i , asla, ticaret, fay­ da, haztr" kelimelerini k ullanmt�ttr. 3. Giine1 - Oil Teo risi. Bu yaztda asll iizerinde durmak istedi gimiz kon u bu­ dur. Once Giine1 - Oil Teorisinin ne oldugunu ktsaca a�t klayal im. Bu teori , dillerin dogu1unu i zah etmeye �ah,an bir teoridir ve dogrudan do gruya Atatiirk tarafmdan ortaya atdmt$tlr. Oil lerin nasll dogd ugunu a�tklamaya �ah,an �e$itli nazariyeler vardtr. Baztlarma gore d i l ler tab iatta­ ki sesl eri ta klitten dogmu,tur, bazt larma gore �hts za­ mirlerinden , bazllanna gore iinlemlerden. Kimileri de dil­ lerin dogu,unu psiko lojik sebeplere dayandtrmt$tlr. Giine�-Oil Teo risine gore dilin dogu,unun ilk amili giine�tir. Giine$ ; biiyiikl iigii, stcak h gt , parlakhgt ve i nsa­ " ' etki l eyen daha ba$ ka· hususiyetleriyle ilk sesin �tk ma­ sma sebep ol mu,tur. I l k ses, insan han�eresin in en ko lay �t karabildigi a sesidir. "a "mn uzamasmdan g ortaya �tkar ve boylece ilk kelime dogmu$ olur: ag. Tabii ma­ nast giine$tir. Bu kelime ba$1angt �ta giine�in ba$hca ozel likleriyle (b iiyiik , steak, parlak, ate$ vb .) ilgili mani­ larl da ta$1mt$tlr. Oaha sonra a iin liisii ses organlanm n te­ kamiilii neticesinde �e,itlenmi$, g iinsiizii de y, g, k, h, b, m, f iinsiizlerine donii$mii$ ve diger keli meler dogmu$­ tur. Bunlar, giine,ten derece derece uzakla,an manalar ifade etmi$1erdir. Goriildiigii gibi. teori, dil leri n dogu,unu hem psikolojik (giine$in insan ruhundaki tesiriJ, hem de fizyolojik (insan han�eresinin istidadt ve tekamiilii) se­ bep lere dayandtrmaktad t r. Ancak Atatiirk teoriyi , sade­ ce dillerin dogU$Uiiu izah eden bir sistem olarak ele al­ mam l$tlr. Teori, ayn1 zamanda bir "etimoloji sistem i " olarak i$1etilmi$tir. Teoriye gore i l k kelime olan "ag " m mucidi Tiirklerdir. 0 halde bi.itiin diller Tiirk�eden dog­ mu,tur. Yabanct d illerdeki biitiin keli melerin eti mo lojik izahmt yapmak ve hepsini Tiirk�e "ag " kokiine dayan­ dtrmak miimkiindiir. Gi.ine$-Oil Teorisinin iki maksadt vard t . 1) Ti.irk�enin bUtiin diinya dillerinin anas1 oldtigu fikrini bir sisteme baglamak . Atati.irk , Ti.irklerin i.istiin ve medeni bir mill�t olduguna inanm l$tl . Bilhassa batthlann 157


iistiln l iik iddi a l an na

kar� 1 bu fikri k u vvetl endi rmek i sti­

yord u . 1 9 3 2 'deki ilk dil kurultayu1dan beri Tiirkc;:enin bir "a na dil " oldugu gorii�iinii i � lett i r i yo rd u . 1 935 son­ baha n n d a bu gorii�ii, "G iin e�·O i l " ad 1 altmda teori h a l i · ne get i rd i .

2) Teo ri n i n

i k i nci mak sa d 1 ozle�tirmec i l i gi durd ur­ d i l ler te o ri ye gore Tii r k c;: e de n tii­ rem i �t ir, o halde keli meleri Tiirk c;:e degi ldir d i yerek d i l i · maktl . Mademki b iitiin

m izden atmaga liizum yoktur. Teorin i n b i l hassa "etimo·

l o j ik s iste m "

o la ra k k ul l a m h � 1 b u so n uca u la�mak i c;: i nd i . O i l i m izdeki yabanc1 as1 l h ke li me ler hep bu meto d l a T iir k c;: e d en tiire m i � g i b i g o ste ri l m i � t i r . Giine�-Oi1 Teorisinin ozle�tirmeci l i gi d u rd u r mak ma k sa d 1yl a kullamld1gm1 deli l lerle o rtaya koymu�tu k . Bu d e l i l l e rden biri d e , taraf1 m 1 zda n i l k defa s u n ul an Ulus Ga zetes i n d e k i " d i l yaz1 lan " siitiin udur.

2 Sonte�rin ( Ka s 1 m ) 1935 t a r i h i n d e Ulus Gazetesi , i l k sayfa n m sag ba� mda " Oi l Ya z 1 lan " n 1 ne�ret meye ba�lar. ilk yazmm ba�h g 1 aynen �o y l e d i r : " U i u s 'u n O i l Y a z 1 l an M i LLET-U L US " . Alt b a � h k t a da � u n lar yaz1h d 1 r : "Her iki soz (yani mil let ve ulus so z le ri A B E ) a na k ayna kl an ara�t 1 r1 l mca Tiirk kok iinde n c;: • k • yo r . " Yaz1da, " m il l e t " keli m esi " i m ig i l -et " kokiinde n ; "ul u s " keli m esi "ug-ul-ug-us" kok ii n d e n cr • kan l ml�tlr. Bunlar Gilne�·Oil Teorisine gore yap1la n i l k i zahlard 1r ve A ta t iir k ' ii n ka l e m i nden -r • k m 1� lard 1r. Miiteakip giin lerde U l u s Gazetesi n i n " Oi l Yazllan " s iit u n u nda ele a h nan ve Giine� ·Oi l Teorisinin eti molo j i k sistemiyle aslllanmn Tilrk-re o ldugu ispat edi l meye c;:a h · •

-

-

� 1 lan k e l i m eler � u n lard 1 r :

3 4

5

6 7 8 9 10 11 12 13 1 58

So n te�rin

"

1 935 : "

" "

Devir, za man, devre, daire. Had1s, hiidise. Ehe m m iyet, m iihim. Diistur� Ha t, h ii tlr, hii t1ra, ih tar, an. Ha k, hakika t. Defi. m iidafaa, da(i, miida(i. De(a, iim it, imda t, m edet. Kuvvet, k u vve, kavi, k u tJa. S u luh, siik un, pa ix , sa kin, siik unet. : Kemal, tekem miil, k ii m il, ikmal te k m il, te.lt a in iil, m iike m mel.

: : : : : : : : :


14 15 16 17 18 19 20

21

: Kd m ilen, ka m us, o h1ya nos, o keanoz, ocean. : Her, eger, ger�i. : Dua, ildh i. : Ha t, hala . : Sa bah . · : A llah , ila h , .ilahe. : c;;a tap, hudag, aga�. taiJ , o t. : Tanr1, rab, tan, tanyeri, yara b, yambbi.

18 Sonte�rin 1 93 S tarihinde "sabah " keli mesini n

Tiirk�e as1 l h oldugu Giine�-Oi l Teorisinin eti mo lojik sis­ tem ine gore iza h edi ldikten sonra �oyle bir "ihtar " dik­ kat i �ekmektedir : ... Acaba (sabah) m biiyiik kusuru mu o ld u ? Bunu b i l ­ miyoruz. Oy le d e olsa art 1 k Tiir k Oil ink1lab1 �erefi ne o nun affo l u narak yabanc1hk isnadmdan kurtan l mas1 ge­ rektir, samn z . " S Sonte�rin 1 93 S tari hi ndeki " Oil Yaz1lan " siitu­ nunda "Ehemmiyet-Miihim" ba�hg1 altmda yer alan alt ba�hktaki �u ciimle i lgi �ekicidir : "Tiirk dilinin eti molo j i , morfo loji ve fo netik bakl­ mmdan �oziimlenme metodu bu sozleri (ehem miyet ve miihi m sozlerini - ABE) Tiirk�e gosteriyor . " B u ciimledeki ifade, Atatiirk 'iin kal eminden �1 kan ve Giine� -Oil Teorisi "ni i l k olarak izah eden b ro �iiriin ad J y­ la ayn iyet gostermektedir. Atatiir k 'iin kalemi nde n � 1 kan bro�iiriin ad 1 da aynen �oyledir : Etimolo j i , Morfoloji ve Fonetik Bak1 mmdan Tiirk . Oili. Esasen soz konusu bro�iir aym tarihlerde �1km1� ve 22 Sonte�rin ·1 93S tari hli Ul us'taki habere gore "yal mz Tiirk Oil Kurumu iiyelerine mahsus olarak basJim1�"t1r. "Etimo loji , Morfoloji ve Fo netik Bak1mmdan Tiirk Oili " adh bro �iiriin Atatiirk 'iin ka leminden �1kt1gJ husu­ SUJ'lda i htilaf yoktur. Ago p Oil a�ar "Atatiirk .ve Tiirk Oili " adh yaz1smda bu bro�iiriin Atatiirk �e kaleme alm­ dJgJ nJ ifade eder. ( Atatiirk ve Tiirk -Oi l i , Tiirk Oil Kuru­ mu Yaymlan , Ankara, 1 963 , s. 47 .) Boylece, Giine�-Oi 1 Teorisiyle Atatiirk 'iin hangi ga­ yeleri giittiigii a�Jk�a an la�Jim•� oluyor . Atatiirk 'iin ozle�t irmecili kten vazge�t igi ni ispat et­ mek i�in art1k ba�ka delile ihtiya� var m1d1r? 1 59


U;JNDEKJLER

TO R K DILl VE UYDU RMACILI K . TASF/YEC/LJ(;JN D/LlMJZ VZER/NDEKl TAHR!BA TI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 TVRK DILl HAKKINDA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31 TVRKf;ENJN TAR/Hi GEL1$MESJ . . . . . . . . . . . . 3 7 DlL ANLA YI$1 BAKIMINDAN Gi:JKALP VE B UG VNKVLER . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45 SOSYAL BJR KUR UM OLARAK DlL . . . . . . . . . . 53 TVRKQESJ NEDJR ? .

.

. .

. ·

.

.

. . .

.

.

·.

.

.

.

.

.

.

.

.

55

QA (;RI$IM . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5 7 TVRKQEN/N SEFALETl. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59 UYDUR UKQA DE(;/L Ml? UYD UR UYD U� S i:J YLE! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 63 AH $ U UYDUR UKQA ! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 74 "KURAL "SIZ BJR YAZI

.

.

. . . . .

.

.

.

. . . .

.

·

. . . . 77

"i:JZG VRL VK VE BA (;IMSIZLIK " . . . . . . . . . . . . 79 TVRKL V(; t) BlRLE$ TlREN KELlMELER. . . . . . . 82 VELlDEDEOOL U'NA CE VAP . . : . . . . . . . . . . . . 85 TVRKQE Yl BOZAN KEL/MELER . . . . . . . . . . . . 95 B U NASIL TVRKQE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 99 UYDURMA CILIK . . . . . . . . . . . . . . : . . . . . . . . 1 01 BlR YAZARA CE VAP . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . 1 05 TVRK DlL KUR UMU SEM/NERlNJN ARDINDAN 1 09 TVRK Dl!-1 YVKSEK DANI$MA KUR UL U . S/.(ANDAL . . . . .

.

. . . .

.

·

. . . .

.

.

.

. .

.

.

.

.

.

.

. .

.

.

. .

.

_.

. .

.

113

." . . . . 1 1 5

ATATOR K V E TOR K D i L l A TATVRK VE DlL . . .

.

. . . . ·

.

.

.

.

.

1 19

A TA TVRK VE i:JZLE$TlRMEC/L/K (/Kl VES/KA) 1 46 DlL AKADEM!Sl, TVRK DlL KUR UMU VE BlR VESlKA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 51 i:JZLE$ TlRMEC!LlK VE G VNE$ DlL TEOR!Sl . . 1 54


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.