••
TURK
HÜKÜMDARI Prof.Dr.Abdülkadir DONUK
İSTANBUL 1990
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI
ISBN
: 975-498-029-2
Milli Yayın No
: 90-34-Y-0147-69
BU ESER Bakanlar Kurulu'nun 20/7/1980 sayılı kararıyla kamu yararına hizmet verdiği kabul edilerek vergi muafiyeti tanınmış bulunan
·
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI tarafından hazırlanmıştır. Her Hakkı Mahfuzdur. Müellifinden izin alınmadan herhangi bir alıntı yapılamaz.
iÇiNDEKiLER .
ÖNSÖZ GİRİŞ
.
.
05 06 VASIFLARI
1- Bilge olmak . . . . 2- Akıllı ve bilgili olmak . . . . 3- Cesaretli kuvvetli ve kahraman olmak 4- A'iil Soydan gelmeli . . . . . . 5- Dürüst olmalı, doğruluktan ayrılmamalı 6- Fazilet sahibi olmalı . . . . . . 7- Sözünde durmalı ve verdiği sözden dönmemeli 8- Hasis olmamalı, eli açık olmalı . . . . . 9- Yumuşak huylu, alçak gönüllü, himmet ve haya sahıbi olmalı 10- İhtiyatlı olmalı 11- Uyanık olmalı . . . . 12- İhmalkar olmamalı 13- Aceleci değil, sabırlı olmalı 14- Zalim olmamalı 15- Merhametli ve şefkatli olmalı 16- Yalancı olmamalı, ve yalandan hoşlanmamalı 17- Siyasette mahir olmalı 18- Suçluları affetmeli 19- İnatçı olmamalı 20- Temiz olmalı 21- Takva sahibi<olmalı 22- Dili yumuşak (Tatlı dilli) olmalı 23- Mağrur ve kibirli olmamalı 24- Tok gözlü olmalı . . . . . 25- Gönlü temiz ve kalbi doğru olmalı 26- Anlayışlı olmalı 27- Misafir perver olmalı 28- Nefsine hakim olmalı 29- Harama el uzatmamalı 30- Tanrıya kulluk etmeli, ibadet etmeli .
09 09
11 11 12 14 15 16 16 17 18 19 19 20 21 21 21 22 22 22 22 22 23 23 24 24 24 24 24 25
ÖNSÖZ "Güneşin doğ duğu yerden batbğı yere kadar" insanlan töre'nin himc\'esine almak vazffesi ile "Dünyayı yönebne ülküsü" gayesini Tann'dan aldığına Türk cihc3ı hoomiyeti düşüncesinin gereği olarak
inanan Türk hükümdarlannın; bu görevi yerine getirdiğinde "Uzak�
ğudan Bab denizinin
ucuna
kadar" bütün
memleketleri kendisine
ihsan eden ve CenID-ı Hakk'a her zaman şükreden Türk hükümdarlan nın; fetihleri, icraatı, adaleti, din ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün insanlara aynı şefkatle muamele eden Türk hükümdarlannın; millet yolunda
"Gece uyumadan gündüz oturmadan"
çalışan Türk hü
kümdarlarının; tarihte Türk topluluklarının hemen herşeyini mesela doymasını, giyinmesini, çoğalmasını ve huzurunu sağlayan Türk hü kümdarlarının; diğer toplulukların imparator gibi
sözlerin kanun olmadığı", aksine milleti
"ağzından çıkan
temsil eden Meclis kararına
saygı gösteren Türk hükümdarlarının; Türk siyffiidüşüncesi kabüedilen
"devlet, halk içindir" prensibine dayanarak "hizmet ebnekle kul, Bey olur" düşüncesiyle sembolleşen Türk hükümdarlannın; vazifeleri ni yerine getirmeyip "gaflete düştüğü" takdirde de "Tannru n kendi sinden hesap soracağının" şuuru içerisinde hareket eden Türk hükümdarlarının; husiliyle isliTniyetten önceki devirlerdeki vasıflarını, vazifelerini, hükümranlık anlayışlannı ve meclis karşısındaki tutumlarını
"ana hatlarıyla" kaynak eserlerimize dayanmak suretiyle tesbit etmek, bu 'küçük"çalışmamızın gayesi olmuştur. Abdülkadir OONUK
31- İçki içmemeli, kumar oynamamalı ve fesattan tınlk durmalı 25 32- Kan dökmemeli, düşmanlık besleyip kin gütmemeli . 26 33- Kılıcı elden bırakmamalı . . . . . . . . . . 26 34- Dünya malına değer vermemeli dünyaya aldanmamalı ve varlığını fani olduğunu unutmamalı . . . . . . . . 26 35- Güler yü7Jü, yakışıklı, saçı-sakalı dti7� ve orta boylu olmalı Z7 VAZIFELERl 1- Barış ve sükunu sağlamak ve buna yalnız Türk Ülkesi ölçüsünde değil, dünya çapında gerçekleştirmek . . 27 2- Milleti için, gündüz durmadan, gece uymadan hizmet etmeli ve vatanı müdafaa etmeli . . . . . . . . . 28 3- Memleketi tanzim ve idare etmeli, halkı düzene sokmalı 28 4- İyi kanunlar yapmak, adaletle tatbik etmeli ve halkı korunmalıdır . . . . . . . . . . . . . . 29 5- Dağınık boyları toplayıp, nüfusu çoğaltmalı 31 31 6- Halkı çıplak ise giydirmeli, aç ise doyurmalı 7- Yiyecek içecek vermeli ve mal dağıtmalı 33 33 8- Kuldan fakir adını kaldırmalı . . . . . 9- Halkın menfaatini düşünmeli ve onlara şefkatle . . . . . . . . . . . 34 muamele etmelidir 10- Devlet idaresinde sadık, seçkin, hakim idare adamlarına görev vermeli . . . . . . . . . . . . . . . 34 36 11- Alimleri himaye etmeli . . . . . . . 12- Kumandan olmalı . . . . . . . . . 36 13- Asker toplamalı ve askerini memnun etmeli 36 14- Kötüleri cezalandırmalı, iyileri korumalıdır . 37 38 1 k �u�M��lf�Kı ve MECLiS ıcARŞısıNDAİ<I FONKS.IYÖNÜ 43 ÇİN . 43 İRAN 43 YUNAN 44 ROMA 44 MOÔOL 47 DİPNOTLAR 55 BİBLİYOÔRAFYA 59 KISALTMALAR .
.
GİRİŞ Türk devletinin başında bulunan hükümdara ellg (lllg, illlg) denilir ve elig'ler Tanhu (şan-yü), Han veya Kagan (Hagan, Hakan) vb. unvanlar taşırlardı. Çeşitli Türk devletlerinde devlet başkanlan diğer unvanlar da kullanmışlardır: Uygur1arda "İlteber", "İdi-kut"; Oğuz1arda '"Yabgu"; Karluk'larda "Kül Erkin" vb .. gibi. Başlangıçta belirli bir boy'un başın daki şahsın unvanı olan Bey (Beg), daha sonralan umCıriyetle hükümdar mA-ıasına da alınmıştır. Mesela, Kutadgu Bilig'de böyledir. İdare etme hakkı Tann tarafından verilen eski Türk hükümdarları nın 1 ülke ve milletini koruyup, huzura kavuşturması için yerine getirme si zaruri vazifeleri yanında, bir takım üstün· vasıflara da sahip olması gerekmektedir. Aşağıda açıklanan bu vazife ve vasıflar, ülke bütünlüğü nün korunmasına, töre hükümlerine göre adaletle hükmedebilmesine, halkı koruyup fakirliği kaldırmasına vb. yardımcı olmaktadır. Bu vasıflara sahip olmadıklarından vazifelerini yapamayan devlet başkanları iktidar dan uzaklaştırıldıklan gibi, sıradan bir kişi olarak da unutulup gitmişler dir. UmCıriyetle temsil ettiği milletin sevgisini kazanabilmek için hüküm dann bilgili, güçlü, tecrübeli, uyanık ve doğru bir insan olması gerekir. İdare ettiği topluluğun arzusu doğrultusunda yapılan icraat, o toplulu ğun hükümdanna olan güvenini arttınr. Türklerde millet, yapılan her olumlu işin veya atılan her yanlış adımın sonuçlarını hükümdara bağla maktadır. Bu itibarla idare başındaki şahıslann kudretli bir hile gelebil mesi, aşağıda gösterilen vasıfları haiz olmasına ve bunlardan faydalanmasına bağlıdır. Nitekim 11.yüzyılda Kutadgu Bilig adlı ünlü kitabını yazan Yusuf Has Hacib, her zaman saygı duyulan bir bey (hükümdar) olarak kalmanın temelini şu dört maddede açıklar: 1- Doğru sözlü olmak, 2- Memlekette kanunu tatbik etmek,
·
8
DrAbdülkadir DONUK
3- EJi açık ve cömert olmak, halka karşı şefkat göstermek, 4- Düşmana boyun eğdirmek ve memleket işlerini yapmak için azimka-ve cesur olmak.2 Adaletin en yüce hakemi durumunda olan hükümdarlann devleti ve milleti ayakta tutabilmesinin diğer bir şartı da, etrafında bulunan yar dımcılannın kaabiliyetli, tecrübe!� töre ve usule v3<ıf olmalandır.3 Ancak bu şekilde başan şansı artar. Bu hususlarda Yusuf Has t-la:ib eserinde hükümdara '"kötü yardıma veya müşavir hükümdan da kötülü ğe sevkeder; kötülük yapanlara da uymamabdır"4 bunlara karşı "ihtiyath ve uyanık" durmak gerekir5 demektedir. Hükümdar vazife lerini yerine getirmeyip "gaflete düştüğü" takdirde de,6 WJ'annrun kendisinden hesap soracağıru"7 bilmelidir. Beyliğin (hükümdarlığınJ "içi lnd dolu bir deniz"e8 ve "içinde albn ve gümüş madenleri bulunan bir dağ"a9 benzetildiği eserin "bUen için bir bUgl denizl"IO olarak takdim edildiği Kutadgu Bilig'de bir memleketi idare edenlere nelerin faım geldiği ana hatlanyla özetlen dikten sonra, 11 '"Yine bU ki, bu kitap herkese yarar, fakat memle keti idare için hükümdarlara daha çok faydab olur"12 denilmek suretiyle dikkat bu nokta üzerine çekilmektedir. Yine eser ' önsözünde: 1-Adalet, doğruluk, 2-Devlet, 3-Akıl, 4- Kanffit, olmak üzere dört temel üzerine oturtulmuş, 13 "hükümdarların memleketi tanzim ve idare etmek, dünyayı ve ülkeyi kötülerden temizlemek için nasbedildiklerl" belirtilmiştir .14 Bu araştırmamızda önce "eski Türklerde hükümdarın vasıftan ve vazifeleri" sorularının cevaplannı ve unvanlarını Orhun kitabeleri ne, Oğuz kagan, Dede Korkut Destanlanna, siyaset kitabımız Kutadgu Bilig'e ve diğer kaynak eser ve araştırmalara dayanarak vermekteyiz. Bilhassa Yusuf Has t-la:ib'fn ifadeleri bu bakımdan bize ışık tutmuştur. Yazılışından bugüne kadar 900 yıldan fıula bir müddet geçmesine rağmen, oradaki fikirlerin geçerliliğini aynen muhafaza etmesi eserin · değerini ortaya koyar. R.RahmetiArat'ın ifadesi ile "El sürülmemiş bir hazine"15.durumunda olan ve İ.Kafesoğlu'nun işaret ettiği gibi "Birçok cephesiyle hu incelenmeyi bekleyen"16 bu eserden araştırmamız çerçevesi içerisinde en iyi şekilde faydalanmağa gayret etlik. Türk topluluğunda hükümdarın vazifelerinden olan devlet toprakla-
TÜRK HÜKÜMDAR!
9
rını korumak konusunu açıkla�abilmek için, Asya Hun devletinin kuru luş yıllarındaki bir ha:iiseyl hatırlamak gereklidir. Bilindiği gibi Asya Hun devletinde ilk Türk birliğini tesis eden ve devleti bir imparatorluk haine getiren Tanhu Mo-tun (M.Ö200.174), tahta çıktığı günlerde, komşuları Tung-hu1ar Hun1ar tarafındaki çorak ve verimsiz bir arazinin kendjleri ne verilmesini istemişlerdi. Bunun üzerine devlet meclisini toplayan Mo-tun, Tung-hu1arın isteklerini bildirdi. Mecliste bulunanların atı ve hAunu verdikten sonra, bu çorak toprak parçası zaten işe yaramaz bir yerdir, onu da verelim şeklindeki konuşmaları üzerine Mo-tun: '"toprak devletin temelidir. Biz bunu nasd başkasına verebiliriz" diyerek yaıi kendisinin devlet toprağını özel mülkü gibi tasarruf edemiyeceğini belirterek- Tung-hu1ara karşı savaş naı etmişu.11 İ.Kafesoğlu'nun ifadesi ile 'Bozkır Türk İlinde uluş hükümdarın key{ıne göre şahsfmal gibi tasarruf edilebilen bir toprak parçası olmayıp, bizzat devlet reisinin korumakla vazifeli olduğu ata yadiglrı idi ·.18
VASIFIARI 1- Bilge Olmalı.
. Asya Hunlarından beri bilinen ve "'siyaset ve idarede hakin" l<Dirinin karşılığı olan '"Bilge" sözü, Türkçenin köklü kelimelerindendir. Türk hükümdar, devlet adamı ve haun'a 'Bilge " sıfatının verilmesi, bilgelik'in Türk idarecilerinden istenen başlıca şart olduğunu gösterir.1 - Bilge kagan imiş, cesur kagan imiş. Buyruku yine bilge imiş... 2 - Üteriş kagan bilge olduğu için, cesur olduğu için, Çin'e karşı 17 defa savaştı 3 - Halkı idare eden, bilge (hakinj beyler, bilgisizin işini kılıç ile hallet mişlerdir.4 - Bu dünyada Kün-Toğdı adında bir bey vardı, bilge idi; beylik içinde uzun bir ömür sürdü.5 2-Akılh ve bllgill olmah. - Dünyayı elde tutmak için, insan anlayışlı olmalıdır; halka hfkim olmak için ise, hem akıl, hem cesaret gerektir.6 - Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu, halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı.7 - Dünya hükümdarlarından hangileri bilgili olmuş ise, iyi nizam koyanlar ve iyilikte ileri gelenler onlar olmuştur.8 - Kim hakimve bilgili bir bey olmuş ise, o bilgili lnsanlan kendisine ...
10
DrAbdülkadir CX)N(JK
yaklaştırmıştır.9 - Dünyaya ha<lm olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi l&ınıdır.10 - Akıl olursa, insan olsa-olsa ası1 insan olur; bilgi olursa, insan yapsa-yapsa beylik yapar.1 1 - Akıl ile insan asıl insan adını alır, bilgi ile beyler memleket işini tanzim eder.12 - O bilgili, akıllı ve uyanık bir bey idi, işini bu bilgisi ile düzenledi. 0 - Ey hükümdar, ölüm henüz yaklaşmadan uyan, bilgini kullan, işini tanzim et.14 - Ey devletli hükümdar, bu faziletin bir adı da bilgi ve akıldır. İnsan bilgisiz doğar ve yaşadıkça öğrenir, bilgi sahibi olunca, her işinde muvaffak olur. Çalışmakla elde edilemeyen şey akıldır, Tann onu insa nın hamuruna katar. İnsan akıldan başka bütün faziletleri öğrenir ve böylece bilgisi gelişir . 15 - �r beylik akıllı bir insanın eline geçerse, o ülkesini huzura kavuşturur.16 - Ey devletli hükümdar, beyler adlannı bilgi ile yükseltmlşlerdlr.17 - Beylerin kendileri bilgi sarayıdır.18 - Tann kime bu beylik işini verirse, ona işi ile mütenasip akıl ve gönül de verlr.19 - Bey bilgili ve akıllı olmalıdır. Beyler bilgi ile halka baş oldular ve akıl ile memleket ve halkın işini gördüler. Bey çok akıllı olmalı ve aklın kıymetini bilmelidir, bilgili insanın düşmanı çok olur. Ansızın bir iftiraya uğramaması için, beyin bilgili, akıllı ve uyanık olması l&ımdır.20 - Bey halkı bilgi ile elinde tutar, bilgisi olmazsa, aklı işe yaramaz.21 - Beylik hastalığının lla:ı akıl ve bilgidir, ey yumuşak huylu, onu akıl ile tedavi et.22 - Bilgili, akıllı ve hakiTı hükümdann her iki dünyada da makamı yüksek olur .23 - İşe bilerek başlamak ve başan ile tamamlamak için, beyin çok akıllı olması gerektir.24 - Bey ihtiyatlı olursa, memleketine el dokundurmaz, eğer dokunur sa, o bu tecavüzü akıl, fıkir ve bilgisi ile karşılar.25 - Bey memleket ve kanunlan bilgi ile ele alır, bütün işleri akıl ile .. .. 26 gorur. - Ey hükümdar, memlekete her türlü bilgi hükümdardan gellr.27 - Ey &::lil, temiz ve halimbey, Tann sana akıl, bilgi ve bir çok faziletler
TÜRK t-üKÜMQ4.RI
11
verdi.28 - Beyler akılaıe hareketleri ile emirlerini dinletirler.29 - Dünyayı tut.an insan akıllı olmalıdır.30 - E.ğer sana gerçekten beylik nasip olursa, ey nAıılı, işi bilgi ile idare et.31 - Hükümdann t.avn doğru ve hareketi temiz olmalı, yoldaşı akıl ve müşaviri bilgi olsun..32 - Ey memleketin başı, ey iktidar sahibi, sen her işte önce bilgiyi tatbik et.33 - Her türlü işi bilgi ile işle, her güzel iş bilgi ile meydana gelir.34 3- Cesaretli, kuvveW ve kahraman olmah. - Bilge kagan imiş, cesur kagan imlş.. 35 - ... kaganı cesur imiş ...36 - ... kaganı kahraman imiş, müşaviri bilge imiş...37 - İlteriş Kagan bilge olduğu için, cesur olduğu için 38. - Dünyayı elde tutmak için insan anlayışlı olmalıdır, halka h&im olmak için ise, hem akıl, hem cesaret gerektir.39 - Bey cesur, kahraman, kuwetli ve pek yürekli olmalıdır.40 - Halk için beyin cesur ve kahraman olması iyidir, büyük işleri ancak bu meziyetler ile karşılamak mümkündür.41 - Bey cesur, kahraman ve atılgan olmalı, bey cesareti ile düşmana karşı koymalıdır.42 - Korkak askerin cesaret alması için, kumandanın kahraman ve cesur olması l&ımdır; düşmana karşı cesur ve mert olmalıdır.43 - Bey bilgili, akıllı ve a:lil olmalı; şöhretinin yayılması için de cesur ve tedbirli davranmalıdır.44 - Cesur, kahraman adam, yıldınm gibi kılıç sallarsa, azılı muhariplerin damarı patlar.45 - ... Oğuz Kagan cesur bir aclamdı_.46 4- Asl soydan gelmeH. - Ey iyi tabiatlı ve asilnesepli hakan, dünya senden mahrum kalma sın.47 - İki türlü asil insan vardır: biri bey, biri ilim; bunlar lnsanlann başıdır.48 - Bey doğarken, beylikle doğar... 49 - Beylik için insanın ilk önce ası1soydan gelmesi gerekir.50 - Soyu iyi ise, insan iyi olarak doğar ve iyi olduğu için baş-köşeye geçer.51 .
•..
12
DrAbdülkadir cx::>NC..JK
- Kimin soyu babadan temiz ise, ondan memlekete iyilik ve fayda gelir.52 5- Dürüst olmalı, doğruluktan aynlmamab.
Bilge Kagan'ın kitabelerde: 'Türk milleti, ti>kluğun kıymeüni bil mezsin. Açlık, tDkluk düşünmezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin . Öyle olduğun için, beslemiş olan kaganının sôzünü almadan her yere gitlin. Hep orda mahooldun, yok edildin. Orda, geri kalanınla her yere hep zayıflayarak, ölerek yürüyordun. Tann kut verdiği için kagan oturdum. Kagan oturup, aç, fakir milleti hep IDplattım. Fakir m illeti zengin kıldım . Az milleti çok kıldım. Yoksa, bu sôzümde yalan var mı?'53 demesi milletine doğru yolu göstermesinin bir ifadesi olsa gerektir. - ... Beyleri de mille� de doğru imiş. Onun için İli öylece tutmuş. İli tutup töreye düzenlemiş...54 - Beyin tabiatı dürüst, tavn mCıis, sözü doğru, gözü ve gönlü zengin olmalı.55 - Bey ne kadar doğru olur ve iyi hareket ederse, halk için .o kadar mes'ud bir devir ve hayat başlar.56 - Hükümdar temiz olmalı ve doğru yolda yürümelidir.57. - Ben işleri doğruluk ile hallederim; insanlan bey veya kul olarak ayırmam.58. - Beyliğin temeli doğruluktur; beyler doğru olursa, dünya huzura kavuşur.59. - Beyliğin temeli doğruluk üzerine kurulmuştur; doğruluk yolu beyli" ğin esasıdır.60 - Bey doğru olur ve ülkeye böyle hüküm ederse, bütün dileklerine kavuşur.6 1. - Güneşe bak, küçülmez, bütünlüğünü daima muhafaza eder; par laklığı hep aynı şekilde kuvvetlidir. Beyin tabiatı da ona benzer, doğruluk ile doludur ve hiç bir vakit eksilmez .62. - SaadeUe yükselmek için, insana doğruluk l&ımdır; insanlık doğru luğun adıdır. İnsan na::Jir değil, insanlık na::Jirdir, insan az değil, doğruluk azdır.63. - Doğru ol, dürüst hareket et; doğruluk insanı mes'ud eder. Doğru insan her'iki dünyayı kazanır. Halka baş olmak istersen, doğru yoldan şaşma.64. - Bu dünya ve devlet seni aldatmasın, bütün işlerde daima doğrulu ğu göz önünde bulundur.65.
TÜRK HÜKÜMDAR!
13
- Halka kanunu doğru ve dürüst tatbik et ki, kıyamet gününde bahtiyar olasın.66. - Ey hükümdar, dikkat et, doğru hareket ederlerse, insanların hayatı ne kadar güzel geçer .fil. - Halk için beyin çok seçkin olması l&ımdır; özü, sözü doğru ve tabiatı güzide ol�lıdır. Tabiatı iyi ve hareketi doğru ise, bak, o beyin hayatı sevinç içinde geçer.68. - Beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı ki, halka faydalı olsun ve güneşi doğsun.69. - Beyin sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın.70. - Ey kahraman beyim, sen doğruluk ile çalış; bence doğruluktan daha iyi bir şey yoktur.11. - Doğru ol ve doğruluk üzere huküm et; beylik ancak böylelikle uzun müddet �idar olabilir.72. - Bu beyliğin temelini sağlamlaştımıak istersen, huküm ederken, dalma doğruluk yolunu tutmalısın.73 - öteki dünyayı elde etmek istersen, yine bu doğruluk yolunda devam etmelisin; bunda şüphe yoktur.74 - Tann seni doğruluk içinbu mevkie getirdi, doğru ol, ve doğruluk ile yaşa.75 - Bütün halka karşı merhametli ol, büyüğe-küçüğe doğruluk ile huküm et.76 - Sen halkın seçkinisin, hareketin de seçkin olsun; düşüncen ve sözün de dürüst ve doğru olsun.TI - Sen her vakit doğrulukla huküm et, beylik kanun ile ayakta durur.78 - Kötüye katılma ve doğruluktan aynlma, kötüler arasında doğru insanın güneşi karanr.79 - Hangi memleketin beyi iyi ve doğru olursa, o memleketin halkı zenginleşir ve başına gün doğar.80 - Doğru ol, doğru, doğruluk seni dileğine kavuşturur. Sen doğruluk la Tanrının sevgisini kazanırsın, halka kızıp, onlara karşı doğruluktan ayrılma.at - Doğruluk yüzünden gök ayakta durur, yer sabit olduğu için, üzerinde ot ve ekin biter. Sağa sola meyletme, ru dur, gönlünü dürüst tut; doğru olan her iki dünyada doğruluk bulur. . - Doğru ile eğriyi ayırt edemeyen bir kimse nasıl bey ve halk üzerinde ·
·
�
14
DrAbdülkadir DONUK
hfkim olur.83. - Bey olarak kalmak istiyorsan, doğru sözlü olacaksın.84. 6- Fazllet sahibi olmab. - Efıer halkı k:iare edecek bir duruma gelirsen, işle ve sözle her vakit iyilik et.85 - Dünya beylerinden hangileri bilgili olmuş ise, iyi nizam koyanlar ve iyilikte ileri gelenler onlar olmuştur. Bugün de kimler iyilik ile şöhret kazanmışlarsa, iyilerin başında en önce onlar gelir,86 - Dünyaya ha<im olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi l&ımdır.87 - Bu cihana ha<im olmak için, bin türlü fazilet gerek; o bunlar ile eli-günü idare eder.88 - Ey devlet sahibi, sen ikbainin devamını istersen, onun devamı müddetince sen de iyilik etmekte devam et.89 - İyinin vasfı faydalı olmaktır...oo - Bey iyi olursa, halk da daima ona itaat eder, iyi ve güzel tavır ve harekete sahip olur. Beyler iyi insanları kendilerine yakın tutarlarsa, kötüler de işlerinde iyi hareket etmeğe mecbur olurlar.91 - Hayatı boşuna geçirme, iyilik yap...92 - Ey hükümdar, gayret et, kendin iyi ol; beyi iyi olursa, halk da iyi olur.93 - İyilik ihtiyarlamaz, onun ömrü ebedidr. İyiliğin kötü olmak ihtimali yoktur.94 - Ey asil tabiatlı, her iki dünyada insanlara faydalı olan şey, iyilik yapmaktır.95 - Halkının iyiliğini isteyen bey, dirayetli bir beydir.96 - İl ve şehirleri idare, sulh ve sukôetl temin etmek için, hükümdarın iyi tabiat ve binlerce fazilet sahibi olması laımdır.97 - Bey bütün faziletlerde herkesten üstün olmalı, halka karşı adaletle muamele etmelidir.98 - Seçkin bir bey olabilmek için, fazilete kıymet verilmelidir. Bütün halka içten gelen bir merhamet göster, daima iyilik yap ve kendin iyilik bul. Halka faydalı ol, ona zarar verme, iyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır.99 - Beylik için fazilet ve bilgi l&ımdır. Böylesi mükemmel bir bey halka baş olur, insan ondan her türlü iyilik bulur.100 - Ey halkın büyüğü ve bey olan kimse, hizmetkbına iyi muamele et ve anlan yükselt.1 01
TÜRK HÜKÜMDAR!
15
- Hangi beyde bütün faziletler birleşirse, bütün istedikleri şeyler onun etrafında toplanır. Dünya hil<imlne binlerce fazilet laımdır, dünya hadml bu faziletler ile cihanı elde eder.102 . - Bilgl ve fazilet öğren, ona hürmet et, bu fazilet sonra sana da hünnet temin eder.103 - Bey halka karşı iyi ve A'.Jll olursa, faydası bütün halka dokunur.104 - Ey kudret sahibi, sen kötülük yapma, sözünle ve hareketinle her vakit iyilik etmeğe çalış. Büyüklük ve bu beylik sana yüz çevirebilir, yalnız iyilik sana yüz çevimıez.105 - Hükümdarın yatacağı yer, şüphesiz mezardır; onu iyilikler ile süsle: 106 - Ey hükümdar, bugün buna şükür etmeli, Tanrının yaratbklarına karşı iyi ol ve temiz kalple muamele et. 107 - Bugün her kesin iyi olmasını istersen, kendin iyi ol, ey mem leketin büyüğü. Eğer bu beyler iyi hareket ederlerse, bütün mem leket bin türlü sevinç ile dolar.108 -Hayat çabuk geçer, bu beylik kalır, sana 1&.ım olan iyi adındır.109 - Bu aem kalacak değil, nasıl olsa gidecektir' sen kaybolup gitmeyecek bir iyilik yap.110
- Gayret et, kendini cehennemden uzaklaştır, her vakit lylllp yap, Tann seni korur.11 1
7- Sözünde durmalı ve verdiği sözden dönmemeli.
- Halk için beyin çok seçkin olması laımdır; özü, sözü doğru ve tabiab güzide olmalıdır.112 - Bey tok gözlü, haya sahibi ve yumuşak tabiatlı olmalı, sözünde ve hareketinde açık ve vazıh davranmalıdır.113 - Beyin dUI dürüst ve kalbi doğru olmalı ki, halka faydalı olsun ve güneşi doğsun. Beyin gönülü, dıtı ve tabiab düzgün olmazsa, saadet o memlekette dolaşamaz, kaçar .114 - Sözünde durmayan beye ümit bağlama, ömrün boşuna geçer ve perişan olursun.115 - Beyin sözü doğru olmalı, tavır ve haraketi itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın.116 - Beyin sözü ve gönülü iyi olursa, onun hizmetinde bulunanlar doğruluk yolunu tutarlar.117 - Beyler sözlerlnde durmazlarsa, itimadı kaybederler, itimat kaybo lunca, malda glder.116 - Bir bey için, verQlğl sözden dönmek çok fena bir şeydir. Verdiği
16
DrAbdülkadir DONUK
sözden dönen bey hiç bir zaman büyüklüğe ermesin. İnsan sözünden dönerse, saade t de ona yüz çevirir, ondan kaçar.119 - Bey sözü dürüst olmalı ve o bundan caymamalıdır; sözünden dönen kimseye erkek denilmez. Erkek insan verdiği sözden geri dön mez; sözünden dönenleri sen kadın bil.120 - Halk içinde seçkin olan bu beylerin hareketleri ve sözleri de, kendileri gibi, seçkin olmalıdır.121 8- Hasis olmamab, eU açık olmab. - Ey hükümdar, hasis olma, cömert ol, cömert; cömertliğin adı ebedi kalır, ölmez adlan dünyaya yayılır, bunlann şöhretleri ile dünya koru nur.122 - Bey gönlünü alçak tutmalı, eli açık olmalıdır.123 - Hizmetka' darlıkta kalır ve muhtaç duruma düşerse, onun sıkıntısını duyan bey ihsan fermanını göndermelidir .124 - Dünya beylerinin eli açık olursa, onlar her iki dünyada baş-köşeye otururlar .125 - Hasis bir bey memleketine hiklm olamaz; hasislik ile beylik birbiri ne düşmandır. Hasise karşı her yerde isyan edilir, Bu dünyada böyle a:let olmuştur: hasise sögerler, cömerdi öğerler.126 - Ey hükümdar memleketi cömertlikle muhafaza et. Cömert canını feda ederek, insanın hakkını veren insandır. Cömert insan halka malını akıtırsa, halk da koşarak, onun etrafında toplanır. Beyler hasis olursa, adı kötüye çıkar.127 9- Ywnuşak huylu, alçak gönüllü. himmet ve haya sahibi olmalı. - Kim halka hfklm olursa, onun tabiatı, yumuşak, tavır ve hareketi asi&ıe olmalıdır.128 - Hükümdar mütev&i tabiatlı, alçak gönüllü ve tatlı dilll olmalıdır.129 - Yumuşak huylu olan ve doğru hareket eden insanın her iki dünyada günü kutlu olur.130 - Saadete alçak gönüllülük ne kadar uyar; saadet gellp, kiminle bağdaşırsa, o kimse tev&�sterrneli ve alçak gönüllü olmalıdır; Saadet aslında göç atı gibidir, göçer-gider; onu bulunduğu yerde tutan kök, alçak gönüllülüktür.131 - Bey bilgili ve akıllı olmalıdır; cömert ve yumuşak huylu olmak da l&ımdır.132 - Bey türlü iyiliğe el uzatmalı, hayA sahibi, yumuşak huylu ve asf tabiatlı olmalıdır .133
TÜRK HÜKÜMDA.RI
17
- Bey tok gözlü, haya sahibi ve yumuşak tabiatlı olmalı, sözünde ve hareketinde açık ve v&ıh davranmalıdır.134 - Bey hayasahibi ve insanlann seçkini olmalı; ha�sahiblnin tavır ve hareketi eksilmeyen bir bütündür. U5 - Hayli sahibi kimse yumuşak tabiatlı olup; kendisine yakışmayan hiç bir işe el sürmez. l.36ı, Tann kime ha� ve lz'&ı vermişse, ona devlet ile birlikte bütün şerefleri vermiş demektir.137 - Bütün uygunsuz işlere mani olan hay�ır; bütün iyi işlere ulaştıran da hay�ır .138 - Bu haya ne kadar iyi şeydir ve insan için ne büyük bir zirettir; haya insanı her iyi işe sevkeden bir v&ıtadır.139 - Beye cömertlik ve alçak gönüU,ülük l&ımdır; alçak gönüllülük ile birlikte tabiatı da sakin olmalıdır.140 - Bey güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak huylu olmalı ve bütün hareket leri de bunlara uygun olmalıdır.141 - Beyler, şüphesiz, saadetle büyük olurlar, bundan nasip alabilmeleri için gönüllerini küçük tutmalıdırlar .142 - Gurur ve insan göğe yükselmez, alçak gönüllü olmakla da işi bazulmaz.143 - Bey mütev&ı ve alçak gönüllü olmalıdır.144 - Halka baş olan beye himmet l&ımdır, bu himmet ile birlikte mürüvvet de bulunmalıdır. Bey himmet ve mürüvvet ile şöhret bulursa, dileğine erişir ve av ayağına gelir. Himmet sahibi olmayan kimse ölüdür; o her iki dünyada da mahrum kalır. Himmeti ile beraber, bir de siy&et l&ımdır; siy&et için de beylik şartlannı haiz bir beyin riy&eti l&ımdır.145 - Bey, memleketini koruyabilmesi için, asn haya sahibi, yumuşak huylu ve merhametli olmalıdır.146 - Alçak gönüllü ol, gururlanma; 1ıizmetka-/anm ve askerim çok" diye kibirlenme.147 10.. İhUyaUı olmalı. - Her yerde insana tedbir ve ihtiyat l&ımdır; beylik işinde ise, daha fazla dikkatli olmalıdır.148 - Ey hükümdar, memleket arzu edersen, ihtiyatlı ol; bu ihtiyat, aynı zamanda memlekete fayda getirir, bu fayda ile memlekette huzur temin edilir.149 - Gffil adam gözünü kapar ve pafletle uyur; onun için gffil olma, ihtiyatlı ol.150 ·-
Dr Abdülkadir CXJNUK
18
- Saadete ermiş olan insanın ihtiyatlı olması ve bütün yakışıkSlz, işlerden uzak durması gerektlr.151 - Bey çok ihtiyatlı ve çok da uyanık olmalı; beyler lhrn4kk olurlarsa, bunun cezasını başkaları çeker.152 - Bir memleketin ı ve kilidi iki şeyden ibarettir; biri ihtiyatlılık, biri kanun, bunlar esastır.15 - Hangi bey ihtiyatlı ise, o memleketini muhafaza eder; düşmana lx>yun eğdirir ve onu sım-sıkı· bağlar. 154 - Ey ülke beyi, memleketin korunmasını istersen, her tarafta ihtiyat tedbirleri at.155 - İhtiyatlılık beylerin ülkesini genişletir; lhrn4kklık ise, beyliğin temelini göz göre-göre sarsar.156 - Bu ihtiyat ile sen düşmanın boynunu vur, halka huküm et, rahat ve ' huzur içinde yaşa.157 - Beyler düşmanı ihtiyat ile vurmuşlar ve ihm4ka"lık ile beyliğin bağlannı çözmüşlerdir.158 . - İhtiyatlı insan daima hazırlıklı bulunur ve lhrn41<A-e pusu kurar .159 - Bey ihtiyatlı olursa, memleketine el dokundurmaz; eğer dokunursa, o bu tecavuzü akıl, fikir ve bilgisi ile karşılar.160 - Beyliğin kökü ihtiyatlı olmak ve uyanık durmakbr; bir dünya daha istersen, onu da bunlarla bulursun.161 1 1- Uyanık olmalı. - O bilgili, akıllı ve uyanık bir bey icli...162 - Ey hükümdar, avunma ve huzura�üvenme, bu avunman ve güvenmen seni ganet uykusuna düşürür. - Ey hükümdar, sen bugün halkın başında bulunuyorsun; halkı gözet, aklın başında ve uyanık ol.164 - Ey hükümdar, gafil olma, dikkatli ol,�nık dur; sana başkasının yüzünden, ansızın, bir suç isnat edilmesin. . - Ansızın bir iftiraya uğramaması için, beyin bilglll, akıllı ve uyanık olması l&ımdır.166 - Sen bu kadar halkın yükünü yüklenmiş bulunuyorsun; uyanık ol, g!il bulunma ve qüşünerek hareket et.167 - Ey hükümdar gayret et, uyanık dur uyanık; gBil olan kimseye başkalannın zararı dokunur .168 - Beyliğin kökü ihtiyatlı olmak ve uyanık durmakbr; bir dünya daha lsterSerı, onu da bunlarla bulursun.169 - Qffil olma, gffıl olursan, bu beylik gider; gffil insan her iki dünyada ·
�
··
,
TÜRK HJKÜMDA.RI
19
bedbaht olur.170 - İnsanı uyutan bu gaflettir; uyuyan insan işini-gücünü bırakır. İnsan bu gaflete hiç düşmesi idi, o melek olur ve yalnız iba:Jet ederdı.17 t - G.!'il olma, uyanık dur, uyuma, uyan; uyuyan gölü uyanık tut, bu uykuyu bırak.172 - Kötüyü kendine yaklaştımıa, zaran dokunur; dalma uyanık ol ve doğru insanlar ile yaşa.173 12- ihmalkar olmamab. - Hükümdarlann omuzlarına r yük yüklenmlştlr; ey iyi huylu insan, ihmc!lkk olma, tedbirli davran. 4 - Bey çok ihtiyatlı ve çok da �anık olmalı; beyler lhmtıkk olurlarsa, bunun cezasını başkaları çeker.17 - İhtiyatlılık beylerin ülkesini genişletir; ihmtık&tık ise, beyliğin temeli ni göz göreiJÖre sarsar.176 - Bey iki !'/!'i ile kendi beyliğini bozar; bunlardan biri zulüm, biri ihmtık&lıktır; bu ikisi ile bey memleketini harap eder. m
�
13-Aceled değil. sabarb olmab.
- Ey akıllı iyi yiğit, öfkeyi kendinden uzaklaştır, hiddetlenmme, iyi ad kazan.178 - Hangi işte acele edilirse, o iş uzar ve gecikir; acele yapılan işler pişmanlık ile neticelenir. Acele etmemek ve işin zamanını beklemek laımdır;ey hfklm, her iş zamanı gelince olur.179 - Şair buna benzer şu beyti söylemiştir; birine işin düşürse, acele etme, sabır ile söyle.180 - İşe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et;acele yapılmış olan işler yann pişmanlık getirir. te t - Hiç bir işde acele etme, sabret, kendini tut; kul sabırlı olursa, beylik mertebesini bulur .182 - Eğer öfkelenirsen, kendini tut, sabırlı ol; sabırlı insan sonunda sevince kavuşur.183 - Sabreden insan ne der, dinle; insan sabrederse, bozulmuş olan işler düzelir.184 - İnsan sabr.ederse, dileğine kavuşur....185 - Eğer zahmet, kaygı ve endiŞeye düşen kimse sabrederse, kaybettiği huzu":I tekrar elde eder .186 - Eğer devlet gider ve kapısı kapanırsa, insan sabretmeli; onun bütün işleri tekrar yoluna girer.187 - Sabırlı ol, sabretmek er kişi işidir; insan sabrederse, göğe blle yol
DrAbdülkadir CONUK
20
bulur.188 - �inde hiddetli olma, öfkene hB<im ol;beyler hiddetli olurlarsa, mülk ve saltanat haleldar olur.189 - Heves ve öfke anında hiç bir iş yapma; her" iki hllde de dişini sık, sabret.190 - O halim sakin, çok mütehammil ve sabırlıdır; işe dikkatle bakar ve sükCııie ele alır.191 - Sabır ve sukCıot bey için bir ziynettir; bunlar beyliğin başta gelen meziyetleridir.192 - Acelecilik herkes için fenadır ve derüibir korku neticesidir; eğer bu beyde olursa, onun yüzü kül renkli olur.193 - Acelecilik, zevzeklik ve hiddetli mlzac bunlar bilgisizlik alanetleri dir.194 - Acele yapılan işler acı olur; acele yemek-içmek yüzünden hastalık gelir.195 -Şöhretli bir bey olmak istiyorsan aceleci olma.196 - Bir işle meşgul olurken, hiddetlenme, öfkene ma-ıi ol; eğer gazaba gelirsen, dilsiz imiş gibi hareket et.197 - Din işinden başka işlerde acele etme; insan acele işin faydasını görmez.196 - Harekette aceleci ve sözde zevzek olma, sabırlı ol; sabırlı insana halirnderler.199 _
14- zaum olmamah.
- Beylik bana kötülük ile birlikte gelecekse, istemem beylik senin olsun.200 - Eğer her iki dünya beyliğini istiyarsan: Harama karışma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme.201 - Eğer devamlı ve ebedibeylik istiyorsan, adaletten aynlma ve halk üzerinden zulmü kaldır.202 - Adaletle iş gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme.203 - Bey iki şey ile kendi beyliğini bozar; bu ikisi ile bey memleketini har� eder. Bunlardan biri zulüm, biri ihmfika-lıktır.204 - Zilim adam uzun müddet beyliğe sahip olamaz; mimin zulmüne halk uzun müddet dayanamaz.205 - Zulüm yanar ateştir, yaklaşanı yakar; kanun sudur, akarsa nimet yetiŞir. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur .200 - Eğer beyler zfjim ve kötü olurlarsa, onların hizmetinde bulunanlar ·
·
TÜRK t<IKÜMDı\RI
21
iyi izden aynlırlar.207 laim olma, zulmü kötülere karşı tatbik et; bütün memlekeU kötü lerden temizle .208 15- MerhameW ve tefkaW olmah. - Halk koyun gibidir; bey onun çobanıdır, çoban koyunlara karşı merhameUi olmahdır.209 - Bey gönlünü alçak tutmalı, eli açık olmalı, merhameti de bunlarla mütenfsip bulunmalıdır.210 - Bey memlekeU iyice koruyabilmesi için, bir de ası1 haya sahibi, yumuşak huylu ve merhametli olmalıdır.211 - Bütün halka içten gelen bir merhamet göster; daima iyilik yap ve kendin iyilik bu(.212 - Bey hizmetkalanna şefkatle muamele etmelidlr.213 - Memleketinde gözünü ve kulağını keskin tut; merhametini herkese ulaştır.214 - HEiis gönül ve temiz kalple Tannya ibadet kıl, halka merhamet ve şefkat göster.215 16- Yalancı olmamalı ve yalandan hoşlanmamab. Eski Türk topluluğunda yalancılıktan şiddetle nefret edilirdi: Mesela Gök-Türk prensi Türk-şad'ın, Avarları himaye etmekle suçladığı Bizans lıları yalancılıkla itham etmesi bunu gösterir.216 - Benim beğenmediğim şeylerden biri yalandır; ondan sonra zulüm edenler gelir.217 - Ey devletli hükümdar, en kötüsü beylerin adının yalancıya çıknıasıdır.218. . - Yalancı insanlar vefasız olur; vefasız kimseler halkın haynna uygun olmayan lşler yaparlar.219 - Sözü yalan olan kimsenin tavır ve hareketi cefa:lır;cefakimde ise, o kimse hayvandır.220 - Yalancı adamdan vefa bekleme; bu uzun yıllardan beri tecrübe edilmiş bir sözdür.221 - Bir beye yalancılık hiç yakışmaz.222 - Yalancı ve öfkeU insan hiç bir zaman dünyaya hil<im olmasın.223 - Yalancı ve hasis kimse nasıl halka beylik edebilir.224 - Yalancı lnsanlann kötüsüdür; kötülerin kötüsü ise, verdiği sözünden dönen kimsedir.225 ı 7- Siyasette .matıır olniah. - Beye himmeti ile beraber, bir de siy&et l&ımdır; siy&et için de •
·
22
Dr Alx:lülkadlr rx>NUK
beylik şartlarını h& bir beyin riy&eti l&.ımdır.226 - Bey mem leket ve kanunu sly&et ile düzene koyar; halk hareketini onun sly&etine bakarak, tanzim eder.227 - Beylerin kapısını sly&et süsler; bey siya.et ile memleketlnl düzene koyar.228 - Kötü insanlara karşı siya.et yürütmeli; halk arasında kargaşalığı siy&et yabştınr.'2'29 1� Suçlulan affetmell. Avrupa Hun hükümdarı Attila 448 yılında kendisine sulkasd maksa dı ile gelen Bizans elçilik hey'etinin hiç birine dokunmıyarak affetmişti.230 - Yabancının kusurunu bağışla, onu yedir ve içir 23 1 - Bey mütev&.ı ve alçak gönüllü olmalı, suçlu kimselerin de suçunu affetmelidir.232. - doğru ile eğriyi ayırt edemeyen bir kimse nasıl bey ve halk üzerinde h&im olur.233 19- inatçı olmamah. - Bir bey için fena olan şeylerin dördüncüsü inatçılıkbr.234 - Bunlann en kötüsü inantçılıktır; inatçı kimse, hiç ·şüphesiz, çok sıkınb çeker.235 - İnatçılık insan için ağır bir yüktür; inatçılıktan kendini kurtar ve onunla savaş.2.36 20- Temiz olmalı. - Bu beylik mukaddestir, temizlik isler; halkın da temiz ve uyanık olması 1&.ımdır.237 - Bey takva sahibi ve temiz olmalıdır; aslı temiz olan daima temizlik lster.238 - Her bakımdan kendini temiz tut; bu beyler temizdir ve temiz şeyleri severter.239 21-Takvıiaahlbl olmalı. - Bey takva sahibi ve temiz olmalıdır; takva sahibi, hataya düşmemek için, daima titiz davranır; böyle titiz hareket eden beyler doğru iş görürler. Eğer bey takva sahibi ve temiz kalpli olmazsa, hiç bir vakit temiz ve isabetli hareket edemez. Beyler gönüllerini temiz tutar ve kanunu tatbik ederlerse, beylik bozulmaz ve uzun müddet ayakta durur .240 22- DW yumuşak (Tatlı Dllll) olmalı. - Bey olmak için yumuşak huylu, tatlı dilli, akıllı ve bilgili olmak gerektir.24 1 ·
_
TÜRK HÜKÜMOı\RI
23
- Ağzından çıkan sözler şekerden daha tatlı olsun: böylece bey-kul, büyük-küçük, hepsi sana boyun eğer.242 - Halk tarafından sevilmesi ve itibar görmesi lçlrı. bey, güler yüzlü, tallı ı;9zlü, yumuşak hu u olmalı ve bütün hareketlerinde de bunlara uygun davranmalıdır.24 - İnsanlara kaba söz söyleme; kaba söz alev-alev yanan bir ateşUr.244 - İnsanın gönlü bir bahçedir; onu yetiştiren su, beylerin sözleri ve nasihatleridir. Hangi bahçe devamlı sulanırsa, orada binlerce renkli ve kokulu çiçek açılır. Bey onun hakkında iyi sözler sarfederse, kulun gönlü açılır ve yüzü güler. E.ğer bey ona karşı lutılf.Y davranmazsa, yeşeren çiçek çubuk kurur; bunu böyle bil.245 - Beyin sözü kapalı gönülleri açar. Beyler kula iltifat ederlerse, kul bunu hayatı boyunca unutmaz.246 - Eğer beyin dili yumuşak ve tallı ise, onu, büyük-küçük, bütün halk sever.247 - Halk içinde seçkin olan beylerin hareketleri ve sözleri de, kendileri gibi, seçkin olmalıdır.248 - Beyler haşh söz söylememeli ve kendilerine h8<im olmalıdır; haşin söz insanlann gönlünü çabuk soğutur. Herkese tallı söz söyle, yüzünü açık ve alnını parlak tut.249 - Ey halkın büyüğü olan hükümdar, kendine fidye olarak, tev&uu ve tallı dili kullan.250 - Ey hükümdar, az ye, çok ibadet kıl; bütün faziletleri bil, fakat sözü az söyle.25 1 2� Mağıur'\fe klblrU olmamab_ - Sen bu dünyanın beylsin, fazla kibir ve gurılr kapılma; bu dünyaya güven olmaz.252 -Asık suratlı, kaba sözlü, kibirli ve mağrur insan herkesi kendisinden nefret ettirir ve işini yoluna koyamaz.253 �Bey mağrur, kabadayı ve kibirli olmamalı; guriılnsanı doğru yoldan çıkarır.254 - Beyler büyüklük taslar ve kibirli olurlarsa, ey oğul, onlar, şüphesiz, itibar görmezler.255 - Alçak gönüllü ol, gururlanma: 1ıizmetkti"lanm ue askerim çok" diye kibirlenme.256 - Sen beylik ile mağrur olma, fazla kibir getirme.257 24- Tok gözlü olmalı� - Bey bilgili, akıllı, halka muamelesi iyi, cömert, gözü tok ve gönülü
f
24
Dr.Abdülkadir DONUK
zengin olmalıdır.258 - Bey tok gözlü olmalı; gözü aç olana bütün düny� nimeti kffi gelmez; aç gözlülük, ila:ı ve devesı bulunmayan bir hastalıkbr, aç gözlü adamın açlığı ancak ölümle nihayete erer.259 - Bey gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü, şefkaUi ve s&in tabiatlı olmalı dır.260 - Gözü tok olan, kul olsa bile, beydir; haris kimsenin beyliğinden bu kulluk daha iyidir. Hangi bey haris ise, o fakirdir, fakir; hangi kulun gözü tok ise, o gönülü zengin bir bey'dir.261 25- Gönlü temiz ve kalbi doğru olmah. - Tanrı kime bu beylik işini verirse, ona işi ile müten&ip akıl ve gönül de verir.262 - Eğer bey takva sahibi ve temiz kalpli olmazsa, hiç bir vakit temiz ve isabeUi hareket edemez.263 - Beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı ki, halka faydalı olsun ve güneşi doğsun.264 - Eğer beylerin gönlünde hiyanet bulunursa, halka faydaları dokun maz.265 - Beyin gönülü, dili ve tabiatı düzgün olmazsa, saadet o memlekette dolaşamaz, kaçar.266 - Beyler gönüllerini temiz tutar ve kanunu tatbik ederlerse, beylik bozulmaz ve uzun müddet ayakta durur.267 - Gönül ve dilini doğru tut, Tann'ya sığın ..268 - Beyin sözü ve gönülü iyi olursa, onun hizmetinde bulunanlar doğruluk yolunu tutarlar. Tanrının yarattıklarına karşı iyi ol ve temiz kalple muamele et.269 26-Anlayışb olmalı. - Dünyayı elde tutmak için, insan anlayışlı olmalıdır. Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı.270 27- Misafirperver olmalı. - Yabancının kusurunu bağışla, onu yedir ve içir; ey Bim hakim misafire iyi muamele et.271 28- Nefsine h3kim olmah. - Bu dünya için kendini ateşe atma; vucCıdan öcünü al, nefsin boynunu kopar.272 - Vücut arzusuna tibi olan insan nefsinin esiridir; onun esiri olma, olursan da kendini kurtarmağa bak.273 - Her işi akıl ile işle, nefsin esiri olma, gönlünü diri tut.274 .
·
TÜRK HÜKÜMDAR!
25
- Ey hükümdar, nefsine kuwetle karşı koy; onun arzusunu yerine getirip, ona zevk sürdürme. En kötü düşmanın budur.275 - Bu nefsine değer verme, canın aziz olur. Bu dünya bir düşmandır, nefsin ise, başka bir düşmandır; bu iki düşmanın her yerde tuzağı hazırdır.276 - Gayret et, akıl ile hava ve hevesi zapt ve rapt albna al; kendisini hava ve hevese kapbran kimsenin hayatı heder olur.277 - Heva ve hevesini yenerek, akıl ile ona h&im ol, bilgi ile nefsin başını ez; vücudun doğru olmasını istersen, heva ve hevesin boynunu ez, heva ölürse, vücudun eğriliği düzelir.278 29- Har.ima el uzabnamab. - Harana kanşma, el uzatma, haram yiyenin yeri cehennemin dibidir;ey hükümdar, iyi bil ki, haran gönülü karartır.279 - Ey şöhretli insan, takva sahibi olmak istersen, helal ye, nasibini heladen al; hela yiyen kimse Tann'ya karşı günah işlemez.280 - Temizlik istersen, boğazından geçen helil lokma olsun; böyle yapan insanın elde edeceği nimetler, nehirler gibi, bol ve devamlı olur.281 - Kendi menfaatini arama, halkın menfaatini düşün; senin menfaa tin halkın menfaati içindedir.282 30- Tann'ya kulluk etmeli, ibadet ebnell. - Gönlünü ve dilini doğru tut, Tann'ya kulluk et; her türlü iyiliği ve kötülüğü Tann hükmü bil;Tann'ya inan ve Ona kulluk et; neye ihtiyacın varsa, Ondan dile, bil ki, sana yardım edecek Ondan başka bir kuwet yoktur; Onun bütün emirlerine itaat et, Tann seni bugün de yarın da aziz eder.283 - Ölüm gelmeden, sen ölüme tıazırlan; hayatta iken; Tann'nın emirlerini yerine getir, iba:Jette kusur etme.264 - İbadette gayretU ol, günahtan sakın; sana �ırette ancak ibadetin faydası dokunur; Ey hükümdar temiz kalple Tann'ya iba:let kıl.285 31- İçki içmemeli, kumar oynamamalı ve fesattan uzak dur malı • Şarap içme, fesattan uzak dur, ondan kaç; bunlar daima mülke ve saltanata hilel veren şeylerdir; bu ikisi köşk; saray ve kaleleri yıkar .286 - Bey içki içmemeli ve fesatlık yapmamalıdır; Dünya beyleri şarabın tadına alışırsa, memleketin ve halkın bundan çekeceği çok acı olur.287 - Dünyaya sahip olan vaktini, kumara verirse, memleketini bozar ve halk da muhtaç duruma düşer.288 •
DrAbdülkadir DONUK
26
- Bey içki içer ve oyunla vakit geçirirse, memleket işini düşünmeğe ne zaman fırsat bulur.289 - Halkın bütün uygunsuzluklannı beyler düzeltir; bey uygunsuzluk ederse, onu kim yola getlrir.290 - Beyler hangi yoldan giderlerse, kul da o yoldan glder.291 32- Kan dökmemeli, düşmanlık besleyip, kliı gübnemelidir. - Ey hükümdar, başkasının· malını alma ve kan dökme; ölüm döşeğinde insan bu iki günah yüzünden lnler.292 - Eğer her iki dünya beyliğini istiyorsan, harama kanşma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme.293 33- Kıba elden bırakmamab. - Halkı idare eden, hakim ve Bim beyler, bilgisizin işini kılıç i)e halletmişlerdir.294 - Beyler kılıç ile memleketine hikim olurlar; kılıçsız, gffıl bey memle ketine sahip olamaz; kılıç ile balta memleketin bekçisidir; kılıç sayesinde memleketler ele geçirilir.295 - Ey kudretli, kılıç ve baltayı kendine muhafız yap; kılıç bekçi olursa, bey rahata kavuşur. Kılıç kımıldadığı müddetçe düşman kımıldayamaz, kılıç kınına girerse, beyin huzuru kaçar.296 34- Dünya malına değer vermemeli, Dünya'ya aldanmamalı ve varhğının f3nl olduğunu unutmamalıdır. - Ölüm olmasa ve insan bfki kalsa idi, beylik ne güzel bir şey olurdu.297 - Ey hükümdar, ölüm henüz yaklaşmadan, uyan; bilgini kullan, işini tanzim et.298 - Ölüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tannnın emir lerini �rine getir:m - Olümü unutma, ona karşı hiç bir silifı yoktur; ölüm, pusudan çıkar gibi, bir gün karşına çıkar. Ölüme gffil avlanma, gönlünü diri tut; ne kadar çok yaşarsan-yaşa, bir gün toprağa gireceksin.300 - Ey hükümdar, sen saray ve köşkler yaptırma; kara toprak altında senin evin hazırdır.301 - Dünya uğrunda hayatı boşuna harcama, dünya geçicidir; 5'>flra sana zorla zahmet çektirirler:.302 - Ölüm gelip, kapıyı çalarsa, ululuk, büyüklük ve bütün bu beyliğin hepsi burada kalır.303 - Bu dünya saadetine pek güvenme; onun tabiatı dönektir, ona inanılmaz. Ey hükümdar, bu köşk, bu saray, bu taht senin için dikkat et, ·
TÜRK HJKÜMDA.RI
27
ancak bir durak yeridir. Senden evvelkiler oraya uğrayıp geçtiler; men zilde yerleşmediler ve öncekileri tadp ederek, göçtüler.304 . - Ey dünya beyi, bu dünya bir zindandır; zindan içinde endişeden başka bir Şey bulunmaz. Zindanda sen fazla sevinç bekleme; sevinme ve avunma yeri ancak cennettir.305 - Hazinem çok diye, bu mala güvenme; hizmetkmm ve askerim çok diye gururlanma.306 - Bu dünya bir düşmandır, nefsin ise, başka bir düşmandır; bu iki düşmanın her yerde tuzağı hazırdır.307 - Ey hükün;ıclar, uzun emellere kapılma, burada uzun kalınacak değildir..308 - Bu dünya çok eski ihliyar bir dünyadır; bu haşindünya çok beyleri görüp-geçirdi. Senin gibi yiğit bir çok beyleri ihtiyarlattı; seni de uzun müddet yaşatmaz.309 - Ölüm nice cesuıve kendine güvenir büyük beyleri toprağa soktu, ey yaşayan insan, dikkat et.3 10 - Dünyaya nlil olan nice cihan beylerini ölüm yakaladı ve onlar gözleri ile etrafından duadilenerek gittiler.311 35- Güler yüzlü. yakışıkh, saç1-sakah düzgün ve orta boylu olmalı. - Bey güler yüzlü, tatlı sözlü, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve orta boylu olmalı.3 12 - Yüzünü gören herkes, bakınca, onu sevmeli; memleketi ve halkı ona bakıp, güvenle yaşamalıdır.313 - Asık suratlı, kaba sözlü, kibirli ve mağrur insan herkesi kendisinden' nefret ettirir ve işini yoluna koyamaz.J 14
VAZİFELERİ 1- Barış ve sükiln sağlamak ve bunu yalnız Türk ülkesi ölçüsünde değil, dünya çapmda gerçekleştlımek.
Türk hükümranlığı anlayışında mevcut olan cihan h&imiyeti düşün cesinin, eski Türk GÖk Tann inancına bağlanabileceği ileri sürülmüştür. Buna göre Tanndan inen siyffiılı&imiyet yeryüzünde sağ-sol ekseninde olmak üzere dört cihete yayılıyor ve dünyanın t:ıer dört tarafı 1 birden Gök Tannnın kut ile donattığı Türk hükümdannın idaresine veriliyordu. Bu düşünce Asya Hunlarında, Avrupa Hunlannda ..4 köşetr2, Gök-
DrAtx:lülkadir OONUK
28
da u4 bulung" 4 deyimi ile ifade edilmişti. Bu görevi üzerine alan Türk
hükümdarlan, kendilerini, yeryüzünde sulh ve sükunu sağlamakla görevli saymışlardı. Yeryüzünü töre'nln himayesine almak suretiyle bütün insanlar ara sında sürekli bir banş ve kardeşlik kurmak vazifesinin Tann tarafından kendilerine verildiğine inanan Türk büyükleri her gittikleri yerde, bu sebeble, kurtarİcı olarak karşılanmışlar ve gerçekten Türkler türlü iklim lerde en uygun hukuk düzeni tesis etmekte müstesna bir kabiliyet göstermişlerdir. Türklerin hiçbir millete nasip olmayan şekilde ve hiçbir milletin ulaşamadığı sayıda 120'ye yakın devlet kurması böylece müm kün olmuş, rrıazlumlann ahını alarak, zavallılara hak ve hürriyet, açlan doyurarak ilerleyen kahraman Türk ordulannın yeni ülkelere doğru sel gibi akrnalan Türklerin tarihte misli görülmemiş cihangir bir millet hü viyetiyle yükselmelerini sağlamıştır.5 ESasen Türkçede devlet demek olan it kelimesinin bir manası da 'banş " tır.6 2- Milleti için. gündüz oturmadan, gece uyumadan hizmet ebnell ve vatanı müdafaa etmelidir.
•.. Babamızın, cımcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadun gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tegin ile, iki şad ile öle yite kazandım ... "; 'Milleti 4 yandan düşmansız kıldun '7 1fapgan Kagan oturdu. Gece uyumadı, gündüz otunnadı . . '8 • .. Türk milleti yine kanşıklık içindedir demiş. Oğuzu yine sıkın tıdadır demiş. Bu sözü işitip gece yine uyuyacağım gelmiyordu, gündüz yine oturacağım gelmiyordu '9 - Bu ay-toldı (kut) o günden itibaren hizmete başladı; her gün . .
.
erkenden . kalktı ve hizmette kusur etmedi. Gündüz kapıcılar ve gece muhafızlar ile birlikte bulundu; dürüstlük ve bağlılıkla hizmet etti. 10 - Hizmet et, kul hizmeti sayesinde bey olur; hizmeti makbUle geçme yen insan dileğine kavuşur mu?ll - İkbale bir türlü erişemeyen insan hizmeti sayesinde baş-köşeye geçer, hizmet eden dürüstlükle hizmet etmelidir.12 - Ey beyim, rahat arama, zahmeti ortadan kaldır, Bey zahmet çekip, memleketi tanzim ederse, halk kendi-kendine zenginleşir; halk zengin leşirse, beyin her arzusu yerine gelir.13 � Memleketi tanzim ve idare etmeli, halla düzene sokmalı.
:.Jlsizleşmiş, kagansızla.şmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadunın töresince yaratmış,
TÜRK HÜKÜMDA.RI
29
yetiştirmiş. Tölis, Tarduş milletlnl arda tanzim etmlş...w 14
"..Amcam Kagan · oturarak Türk milletini tekrar tanzim elli.... • 15 �.insan oğhuıun üzerine ecdadım Bumut Kagan, İstemi Kagan otunnuş. Oturarak Türk mil/elinin ilini töresini tutuuenniş, düzen/eyi vennişler... "16 - Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısı
na, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki mUlet hep bana tabidir. Bunca milleti hep düzene soktum.17 - Babam Kagan, amcam kagan oturduğunda dört taraftaki milleti nasıl düzene sokmuş...Tann buyurduğu için kendim oturduğumda dört taraftaki milleti düzene soktum ve tertipledim.18 - Beyler memleketi tanzim ve idare etmek halkı düzene sokmak için nasbedilmişlerdir.19 - Doğuda Kadırkan ormanını aşarak milleti öyle kondurduk, öyle düzene soktuk. Batıda Kengü Tarhan'a kadar Türk milletini öyle kon durduk, öyle düzene soktuk.20 4- İyi kanunlar yapmalı, adalede tatbik ebneU ve halla koru malıdır Eski Türk topluluğunda fertler hür idiler.21. Hür olan kimse adalet ister. Adalet ise herkesin hakkını vermektedir. Tabgaç Türk hükümdan Tai-wu (424-452) devrinde bir Çin kaynağının naklettiğine göre bu hükümdar: 'Ben dev/elimin içinde küçüklerin haydutluk etmesine ve halkımın ezilmesine göz yumamam '22 demekle adaletin tatbik.inde titizlik gösterdiğini ortaya koymuştur. - O bunlar ile kılıç çalar ve düşmanın boynunu keser; memleketi ve halkını kanun yolu ile nizam altında bulundurur.2.3 - Kanunu doğruluk ile tatbik etli ve halk zenginleşti; o iyi bir devirde iyi bir nam bıraktı.24 - Beylik çok iyi bir şeydir, fakat daha iyi olan kanundur ve onu doğru tatbik etmek lazımdır.25 - Halkın içinde yükselip, ikbale eren insan halka hep iyi kanunlar tatbik etmelidir.26 - Kanun karşısında benim için hepsi birdir; bey veya kul olarak ayırmam. İster oğlum, ister yakınım veya hısımın olsun; ister yolcu, geçici, ister misafir olsun, kanun karşısında benim için bunlann hepsi birdir, hüküm verirken hiç biri beni farklı bulmaz.27 - Benim bu kanunum hangi memlekete erişirse, o memleket baş tanbaşa taşlık ve kayalık dahi olsa, hep düzene girer.28 .
•
Dr Abdülkadir DOl'iUK
30
- Sen halkı beladan, zulümden koru, iyilik yap; elinle ve dilinle onu sevindir.'29 - Halka kanunu doğru ve dürüst tatbik et ki, kıyamet gününde bahliyar olasın..30 - Eğer devamlı ve ebedi beylik istiyorsan, adaletten aynlma ve halk üzerinden zulmü kaldır.31 - Adaletle iş gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme.32 - Kötü teamül kurma, iyi kanun koy...kötü kanunlarla dünyaya hüküm edilmez.33 - Ey kanun yapan, iyi kBnun koy, kötü kanun yapan kimse, daha hayatta iken, ölmüş demektir.34 - Bu beylik işini hep beyler bilir; kanun ve nizam, örf ve adet onlardan gelir.35 - Bir memleketin bağı ve kilidi iki şeyden ibarettir; biri ihtiyatlılık, biri kanun. Hangi bey memlekette doğru kanun koydu ise, o memleketini tanzim etmiş ve gününü aydınlatmıştır.36 - Kanun sudur; akarsa nimet yetişir...Ey hakim memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmelt' ve halkı korumalısın. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer.37 - Halkın zengin olması için, doğru kanunlar konulmalıdır.38 - Beyler örf ve kanuna nasıl riayet ederlerse, halk da aynı şekilde örf ve kanuna itaat eder.39 - Memleketin direği, temeli, sağlamlığı, esası ve kökü halkın hakkı olan kanuna dayanır. Kanun himayesinde halk sevinç içinde yaşamalı dır.40 - Bey bütün faziletlerde herkesten üstün olmalı; halka karşı adaletle muamele etmelidir.4 1 - Bey halka karşı iyi ve adil olursa, onun faydası bütün halka dokunur ve ·halk saadete kavuşur.42 - Kanunlara riayet eden doğru bey, gerçekten bir saadettir, onun saadetinden herkes kendisine hisse alır; Nerede adaleti ile şöhret bulan bir bey bulunursa, oraya gitmeli, insan onda saadetini bulur; Adalete islinat eden kanun bu göğün direğidir, kanun bozulursa, gök yerinde duramaz; bu kanun koyan beyler hayatta bulunmasalardı, Tann yedi katyerin nizamını bozmuş olurdu; adil beyin yüzünü gören kutlu olur, sevaba girer ve günahtan kurtulur.43 - Beylik kanun ile ayakta durur; Ey bey, gücün yettiği kadar kanunu tatbik et ve halkın hakkını vermeğe c;alış.44 ,
TÜRK HÜKÜMDı\RI
31
- Fakir, dul ve yetlmleıi kolla, bunlan korumak, kanunu gerçekten tatbik etmek demektlr.45 - Kendi menfaatini arama, halkın menfaatini düşün, senin menfaatin halkın menfaati lçindedir.46 -Halka kanunla her bakımdan düzen verllmelidir.47 - Memleket içinde halka zulüm edenleıi yok et_.48 - Halkı &:lil kanunlar ile idare et, birinin diğerine tahakkümüne kalkışmasına meydan verme, anlan koru.49 - Hükümdar kötülük yapmamalı, kötü kanun vaz' etmemeli ve k� tülük yapanlara da uymamalıdır.50 - I-ler vakit meşhur bir bey olarak kalmak için, memlekette kanunu tatbik etmelisin.51 - Bak, bu iyi kanun ne kadar güzel bir şeydir, beylik kanun ile ayakta durur. Halkın başında böyle biı1 bulunursa halk ve memleket daima rahata kavuşur.52 - Halka tatbik edilen kanunlar daima iyi olur. Tann da bu beyliği her vakit ayakta tutar.53 S. Dağınık boylan toplayıp, nüfusu çoğaltmab. Türk tarihinde ilk defa Tanhu Mo-tun (m.ö. 209-174) tarafından bu gayeye ulaşıldığı anlaşılıyor. 'Dağınık Türkleri" toplamak işi daha sonra kagan Kapgan (692-716) zamanında gerçekleştirilmiştir.54 - Kagan oturup aç, Fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım_ ..55 - Amcam kagan oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı ...56 - Ben kendim kagan oturduğumda, her yere gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak, çıplak olarak dönüp gekfı.57 -...Az milleti çok kıldım ...58 � Halla Çlplak ise glycUnnell. aç ise doyurmalıdır. - Amcam kagan oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı.59 - Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıt.ay, Tatabı kavmine doğru, güneyde Çin'e doğru on iki def'a büyük ordu sevk ettim.ro - Ondan sonra, Tann bağışlasın, devletim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledlm.6 ı - Türk milleti aç idi. O at sürüsünü alıp besledim.62 - Türk Bilge Kaganı Türk sir milletini, Oğuz milletini besleyip oturu-
DrAbdülkadir ı::x:::>NUK
32
yor.63 - Türk milleti tokluğun kıymetini bilmezsin. Acık.'ian tokluk düşün mezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin. Öyle olduğun için beslemiş olan kaganının sözünü almadan her yere gittin . 64 - Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk. Milletin boğazı tok idi.65 - Cömert ol, bağışla, yedir ve içir...fı6 - Halka hizmetlerine göre, bol insanlarda bulunmalı, çıplak ise giydirmeli, aç ise doyurmalıdır.67 - t-lalk tok olmalıdır. 68 - t-lalkın kamı tok ve sırtı pek oldu.69 - Helal dünya malı kazan, kendine sarfet, açlan doyur ve çıplaklan giydir.70 - Memlekette bir kimse bir gece aç kalırsa, onu Tann sana soracak tır.71 - Ey hükümdar, sen bugün bir hekimsin, halkın ise, sana muhtac olmanın hastasıdır. Bazısı darlığa düşmüştür, bir kısmı da fakirlik ızdırabı içindedir. Bazısı aç, bazısı da çıplaktır, bazısı ise, endişe içinde kıvranır. Bülün bunlann devası sendedir, sen onlann hekimi ol, ilac ver ve tedavi et. Eğer sen bunlan tedavi etmezsen, Tann bunu yann sana sorar.72 ' -Bey halk için bir saadettir. t-lalk nııes'Cıd olmalıdır, halkın mes'Cıd olması için, kamının doyması l&ımdır.73 - Bey insanlara faydalı ve cömert olmalı, dünya halkına ondan tokluk gelmelidir.74 - Bir çok adamlar toplamalı ve onlara ihsanlarda bulunmalı, fakiri zenginleştirmeli ve açı doyurmalıdır.75 Bu hususta Dede Korkut Destanı'nda Dirse t-lan'ın sözleri aynı tel akkiyi ortaya koyar: . .
..
i\tıan aygır, deveden buğra, koyundan koç kırdırdı, aç görse doyurdu, yalın görse don.ath '76 Yine Dede Korkut'takl şu ifade de dikkati çeker: Deli Dumrul Tann'ya ...
yalvanrken şöyle diyordu:
"Ulu yollar üzerine imaretler yapam, senin için;
Aç görsem doyurayım, senin için; Yalınçak görsem donatayım, senin için".n Bu inanış kuzey Türk destanlannda da görülmektedir. Bundan da anlaşılıyor ki, bu inanışlar Türk kavimlerinin binlerce yıldan beri, kendi köklerinden ve geleneklerinden geliyordu: 7-lan, yaya gelenlere at verdi, çıplak gelenlere elbise verdi,
TÜRK HJKÜMDARI
33
açtan ise doyurdu. · Yine bir kuzey Türk destanındaki bir bey adamlanna: "acıktınnaz aş yedirin, dondurmaz don elbise giydirin · diye buyruk veriyorclu.78
Manas destanında da Manas Han şöyle diyordu:
Yoksullan bay etlim, çıplak/an giydirdim, açtan doydurdum .,9 7- Yiyecek. içecek vennell ve mal dağıtmab.
Beyler üzerinde hizmetkann, daha hizmete başlamadan evvel, bir alacağı vardır: Ona ilk önce yiyecek ve içecek vermek ve onun hizmet esbabını hazırlamak l&ımdır.f!IJ - Halkın yiyecek ve içeceklerini eksik etme.8 ı - Ey hakim hükümdar, onlann hukukunu muhafaza ve yiyecek, içeceklerini temin et, muhtac duruma düşmesinler.82 - Ey hakim hükümdar, güneş gibi parla, halk senin sayende OOI yiyecek ve içeceğe kavuşsun.83 - Sağ elin ile kılıç sallar ve vururken, sol elin Ue mal dağıt.84 - Bey kula mal verir ve iyi sözle onu teşvik eder.85 Beyler mal dağıtmalıdır.86 - Cömert ol, halka mal dağıt ve yedir.87 - Ey zengin ve halkın seçkini, bu serveU dağıt.88 Türklerde hükümdann milleti giydirmesi, doyurması ve mal dağıt ması yanında, "sosyal hizmeUer" sınıfına giren fakat Orhun kitabeleri ve Kutadgu Bilig de belirtilmeyen daha başka vazifeleri de var idi. Mesela: cami, medrese, hastahane, han, hamam, kervansaray, üniversite, imaret vb... yaptınp milletin istifadesine sunması; bilginlere, gazilere ve muhtaç lara maaş bağlanması; kıtlık zamanlannda zor durumda kalan milletten vergi alınmaması gibi.89 8- Kuldan fakir adını kaldırmah. �.Fakir milleti hep zengin kıldun . . 90 - Amcam kagan oturarak Türk · milletini tekrar tanzim etU, besledi. Fakiri zengin kıldı....9 1 - Çıplak milleU elbiseli, fakir milleti zengin kıldım.92 - Dünya beylerinin eli açık olursa, onlar her iki dünyada baş-köşeye otururlar.93 - Hizmetkarlann hallerini sormalı, aç mıdırlar, tok mudurlar, yiyecek leri vannı, bunlar ile daima ilgilenmelidir.94 - Eli darda kalan varsa, onun lhUyacını karşılamalı ve hakkını verme lidir.95 - Ey devletli hükümdar, eğer kuldan fakir adını kaldıramazsa, o nasıl -
-
.
".
34
Dr Abdülkadir DONUK
bir bey olur?96 - Hizmetkar zenginleşirse, bey nam kazanır ve bu namı dua ile ebedi kalır.97 - Fakirleri destekle, onlann vaziyetini düzeltmeğe çalış, bu senin için en sevaplı bir şeydir.98 - Halkın bazısı darlığa düşmüştür ve beclbahtbr, bir kısmı da fakirlik ızbrabı içindedir. Bütün bunlann devası sendedir.99 - Fakir, dul ve yetimleri kolla, bunlan korumak kanunu gerçekten tatbik etmek demektlr.100 - Fakiri zenginleştirmeli ve açı doyumıalıdır. 101 - Zenginlerin yükü orta hallilere yüklenmemelldlr, yoksa bu orta halliler bozulur ve büsbütün sarsılır.102 - Orta halli kimselerin yükünü fakirlere yüklememeli, yoksa fakir açlıktan kınlır ve mahvolur.103 - Fakiri korursan, o orta halli olur, orta halli biraz kendini toplarsa, zengin olur . 104 .Dede Korkut Destanı'nda Dirse Han "...borçluyu boramdan km tardı_" derken, aynı maksadı ifade ediyordu.105 9- Hallan menfaaUnl düşünmeU ve onlara tefkatle muamele ebnelldlr. - Kendi menfaaUnl arama, halkın menfaaİ.lni düşün, senin menfaaUn halkın menfaaU lçindedir.106 - Bey halk lçinblr saadettir, halk mes'Ud olmalıdır.107 - Yapılan hizmetler için bey halkın hakkını ödemeli, onlara şefkatle muamele etmelidir.108. - Ey halkın büyüğü ve bey olan kimse, hizmetkar kullanna iyi mua mele et ve cnlan yükselt. 109 10- Devlet idaresinde ddık. seçkin. hakim idare adamlanna görev vermeU. Bu konuda Gök-Türk istiklal savaşı hazırlıklanndan itibaren Öteriş, Kapgan ve Bilge zamanlannda1 10, devlete 46 yıl hizmet eden Tonyukuk örnek olarak gösterilebilir. Oğuz Kagan Destanına göre: Oguz Kagan'ın yanında ak sakallı, kır saçlı, anlayışlı, tecrübeli bir nazın var idi: CDuğ Türk. 111 - İnsana yardım eden ve destek olan akıllı, bilgili ve hakim idare adamlan lazımdır. Yardımcı çok olursa, bey zahmet çekmez, onun her işi yoluna girer ve nizam bazulrnaz.1 12 - Beyler iyi lnsanlan kendilerine yakın tutarlarsa, kötüler de işlerinde ,
,
TÜRK HÜKÜMOı\RI
35
iyi hareket etmeğe mecbur olurlar. Beylerin etrafını kötüler çevınrse, memlekette tamamen kötüler hakim olur.113 - Ey bey, işi işin ehline, işe yarayana, hareketi doğru ve dürüst olana ver. Eğer bir bey işi ehlfYet.slz bir kimseye verirse, ehliyetsizliği başkası değil, kendisi göstermiş olur. Tann bir kimseyi mes'Ud etmek ve yükseltmek isterse, ona ehliyetli ve dürüst hizmetkarlar vertr. 1 14 - Beyler hizmetkArlanna dikkat ve hizmete girecekleri de esaslı bir şeklide tecrübe etmelidir. Ancak işin ehli olduğu görük:lükten sonra, bey ona izzet ve ihsan kapısını açmalıdır.115 - Ey hükümdar, vezir beylerin eli demektir, onlar işleri· bu eller ile görürler. Hiç şüphe yok, bey için vezir çok lüzumludur, vezir iyi· olursa, bey rahat uyur. Beyleıin yükünü yüklenen vezirdir, beyliğin temelini sağlamlaştıran da vezirdir.116 - Hizmetkarlann doğru ve dürüst olması l&ımclır ki, beyler inanıp, işlerini emniyetle ona tevdi etsinler. 111 - Beyler iyi in.sanlan kendilerine yakın tutarlarsa, memleketin işi yoluna girer ve iyi ad bırakırlar. Eğer bey kötü adamlan kendisine yakın tutarsa, adını lekeler ve memleket işini bazar.1 18 - Beyleıin işini görmek için, bilgili insan l&ımclır, bilgisiz adam hiç bir işe yaramazl19 - S&lık hizmetkar sadık olur, sadık hizmetkar beyini zengin eder.120 - Beyler hakimiyetlerini hizmetkarlar vasıtası ile elde ederler. Beyin aslı ne kadar ulu ve kendisi ne kadar büyük olursa olsun, onun adı hizmetkarlan ile yükselir.121 - Beyler hizmetkAnn nasıl olduğuna ve işe yarayıp yaramadığına her vakit dikkat etmelidir.122 - Eğer hükümdar memleket işinde faydalı ve halkın başında bulu nacak bir insan istiyorsa, ne kadar çok olursa olsun, memleket işine yardımcılar ara, memleket böyle tanzim edilir, bey de o kadar rahat .
eder.123
·
- Akıllı kimseleri kendine yakın tut, bilgilinin sözüne göre hareket et ve onun hakkını göıet. 124 - Dedikoducu kimseyi kendine yakın tutma, müfteıiyl kendinden uzaklaştır, ondan sakın. Aç gözlü kimseye memlekette mevki vemıe, onun memleket nizamını bazacağından hiç şüphe etme.125 - Ey hükümdar, şu üç işe çok seçkin kimseleri ara ve bu işleri onlara ver: Kadı, hükümdara vekalet edecek olan ve vezir. Bu üç yere bakan kimseler doğru olursa, halk huzura kavuşur, günü aydın olur. Bu üç
36
Dr .Abdülkadir OONC.JK
yerde işe yaramayan insanlar bulunursa, bütün halkın işi kötü olur.126 - Ey hükümdar, hizmetkiir bir kaç türlüdür, bunlan seç ve ayn-ayn muameleye tabi tutarak, hizmet gördür, yollannı şaşırmasınlar. Onlardan biri şeref için çalışır, onu şeref vermek suretiyle tatmin et. Biri mal ve mülk ister, ona mal ver. Bazısı hem mal, hem şeref ister; bir de unvan, hil'at ve nüfuz peşindedir. Eğer cesur ve kahraman kimse ise, ona gümüş ver, kılıç kullansın, sana şehir ve memleketler fethetsin. Bilgili, akıllı ve temiz kalpli insan ise, ona hürmet göster, himaye et. Kötü ve zalim olan kimseyi yükseltme, ona memlekette nüfuz verme.127 - Ey hükümdar, şu üç türlü insana değer ver: biri cesur, ikincisi hakim ve anin, üçüncüsü zeki ve mahir katip. Sen bunlan çok iyi seç ve başkalanndan farklı muameleye tabi tut, faydalı olduktan nlsbette, onlara ihsanlarda bulun. 128 1 t- Aıımıeıt himayeebnell. - Alimlerin ilmi halkın yolunu aydınlatır. Onlan pek çok seırve onlardan hürmetle bahset; çok veya az, onlann bilgilerini öğren. Onlara iyilik yap ve yardımda bulun; onlara dil uzatma. Onlara malından hisse ayır; güler yüz ve tatlı sözle hizmetlerinde bulun. Senin için l&ım olan onlann ilmidir; onlar insanlara yol göstererek, doğruluğa sevkederler.129 Selçuklu, Harezmşahlar ve Osmanlı devirlerinde sultanlar, ilim ve din adamlan ile yakın ilişki kurarlar, alimlerin olumlu ve uyancı görüşlerine değer verirler ve onlara maddi yardımda da bulunurlardı. DO 12- Kumandan olmah. Eski Türklerde devletin kuruluşunda, asayiş ve düzenin sağlanma sında ve yapılan fütuhat hareketlerinde rol oynayan en önemli unsur askeri güc idi. Bu askeri gücü kumandası altında sevk ve idare etmek, uygulama sırasında ortaya çıkacak çeşiUi olaylar karşısında sür'atle karar vermek ve bunu yapılan planlara göre tatbik etmek, yerine göre müda faa tedbirleri almak D l , kumandana düşen görevlerdir. Bütün Türk tari hinde görüldüğü üzere, devlet �şkanlan aynı zamanda birer komutan idiler. Ta Asya Hun Tanhu'su Mo-tun'dan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ku rucusu Atatürk'e kadar olan devrede, ordulann başında tek sorumlu şahıs olarak devlet başkanlannı görmekteyiz. Kumandan aynı zamanda cesaretli, zeki, çevik, ileri görüşlü, kararlı, sabırlı, adil, ciddi, tecrübeli, ihtiyatlı, soğuk kanlı, şerefli, doğru, cömert, kurnaz vb. olmalıdır.132 13- Asker toplamah ve askerini memnun ebnell. - Memleket tutmak için, çok asker ve ordu lazımdır; askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır.133
TÜRK HÜKÜMDA.RI
37
- Hangi Bey askerini memnun etmezse, kılıç da kınından çıkmaz. 1.34 - Kılıç kımıldadığı müddetçe düşman kımıldayamaz, kılıç kınına girerse, beyin huzuru kaçar. Ey bey, kılıç kullananı � vakit memnun et ve böylece kendin de daima sevinç içinde yaşa ve zahmet yüzü gör me.D5 - Asker beylerin kanat tüyüdür; ey beyler-beyi, kanatsız kuş uçamaz. Beylerin kuvvet ve kudreti askeıi ile belli olur; beyler asker ile düğümleri çözerler. Hangi beyin etrarında cesur asker toplanırsa, o dünyaya sa hip-kıran bir bey olur.136 - Beyler mal dağıtmalı ve çok asker tutmalıdır; ne zaman isterse, düşmanın memleketini ele geçirir. Asker bulundukça beylerde memle ket eksik olmaz; asker olmasa, bey memleketine uzun müddet hakim kalamaz. ASker beyden memnun oldumu, bey hangi memleketi isterse, onu elinde bulur.137 - Hazine ve ordu beylerin kuvvetini teşkil eder. Bu ikisi bir araya gelirse, beylik tacı aza met kazanır.138 - Asker, ordu ve silahını kafirlere çevir, kafirler ile dövüşürken ölmek, ölüm değildir. Çünkü cesur ve kahraman erkeğin iftihar edeceği zaman lar harp günleridir. 139 14- Kötülerl cezalandınnalı, lyUerl korumahdır. - Hükümdar uygunsuz hareket eden kimseleri, ellerini bağlayıp sus turmalı, kötüleri memleketinden sürerek uzaklaştırmalıdır.140 - Beylerin beyi ne iyi bir kanun vaz' etmiş, kötü için en iyi çare sopa ve zindandır.141 - İyi insanlan kendine yakın tut, kötülerden uzak dur. 142 - Bütün iyilere hürmet göster ve arılan yükselt; kötülere yüz verme, anlan kapına dahi yanaştırma.143 - Kötüleri zapt ve rapt altında bulundur, arılara müsamaha gösterme; Ey hükümdar, kılıç ve sopa sendedir, bu kamçılar, bu cezalar kötüler içindir. Kötüler kötülüklerini bırakmadıklan nisbette, sen de cezalannı eksik etme elinde sopan hazır bulunsun. 144 - Sen iyiye kıymet ver, ona her türlü iyiliği yap, böylece bütün halk iyi olur. 145 - Zalim olma, zulmü kötülere karşı tatbik et, bütün memleketi kötü lerden telT\İZle. Kötüyü kendine yaklaştırma, bunlara karşı dalma uyanık ol. Kötüler arasında doğru insanın güneşi karanr. 146 - Kötü ve zalim olan kimseyi yükseltme, ona memlekette nüfuz verme, onu zengin etme zenginleşirse ferman dinlemez olur, hal ve ,
,
38
DrAbdülkadir OOl""IUK
tavırlannı değiştirirler. 147 15. Meclisi toplamak. Yılda en aşağı bir defa meclisi toplamak, ülkenin iç ve dış mesele lerini düzenleyen ve gerekiyorsa töreye yeni hükümler ekleyen kararlan almak eski Türk hükümdarlannın vazifeleri arasındaydı.148 Buraya kadar eski Türklerde hükümdann vazifeleri ve vasıflannı kaynak eserlerimize dayanarak, belli başlıklar altında toplamak suretiyle izaha gayret ettik. ilave edelim ki, Türklerde hükümdarlıkla esas olan, millete hizmet idi. Nitekim Kutadgu Bilig'de Yusuf Has 1-iacib halkın hükümdardan istediklerini şu şekilde sıralar: - Teb'anın senin üzerinde üç hakkı vardır; bu haklan öde ve anlan zorluğa düşürme.149 1- Memleketinde gümüş temiz kalsın, onun ayannı koru (para aya nnın korunması, iktisadi istikrar).150 2- Halkı adil kanunlar ile idare et; birinin diğerine tahakküme kalkış masına meydan verme, anlan koru (adil kanun).15 1 3- Bütün yollan emin tut; yol kesici ve haydutlann hepsini ortadan kaldır (asayiş).152 Böylece teb'a hakJ:<ını ödedikten sonra, sen de onlardan kendi hak kını isteyebilirsin.153 Buna karşılık, hükümdann da teb'a üzerindeki haklan Kutadgu Bi lig'de şöyle belirtilmiştir� - Teb'a üzerinde senin üç' hakkın vardır: bunu onlardan istemelisin.154 1- Halk senin emirlerine hürmet etmeli ve bu emir ne olursa-olsun, onu der�I yerine getirmelidir.155 2- Halk hazine hakkını gözetmeli ve bunu vaktinde ödemelidir.156 3- Halk senin dostuna dost ve düşmanına düşman olmalıdır.157 - Böylece sen onlara karşı vazifeni yapmış olursun, onlar da senin hakkını ödemiş olurlar.158 Dosya Adı: donuk.3 Dizen: Selma ·
HÜKÜMRANLIK HAKKI ve MECUS KARŞISINDAKİ FONKSİYONU . Vesikalar Türk hükümdanna idare etme hakkının Tann tarafından verildiğini (bağışlandığını) göstermektedir. Asya Hun Tanhu'su Mo-tun (m.0209-174)'un unvanı: "Gök-Tann 'nın tahta çıkardığı Tann kut'u Tanhu" idi. 1 Hsia Hun tanhu'su H-lien Po Po (5.asır)'nun ifadesi şu
TÜRK HQKÜMDA.RI
39
şekilde id: "Benim Tanhu olmam Tann tarafından kararlaşbnl ch-".2 Avrupa Hun imparatoru ile ilgili kayıtlar da ilahi menşe telakkisini ortaya koyar.3 Gök-Türk hakanlan da hakimiyetini gökten almakta idiler:
Wfann'ya benzer, Tann'da obmJŞ Türk Bilge Kagan"4, "Babam kagan ile anam hatunu- Tann tahta oturttu"5, "Tann irade ettiği, kut'um olduğu için kagan oJdum"6, "Tann buyurduğu için dlzll lere diz çöktüımüş, başWara baş eğdirmiş-"7, "Tann buyurduğu ve kut'um olduğu için ölecek olan bodunu doğrulttum_"S, "Tann buyurduğu için ben (Bilge) de tahta oturdum"9, "Tann buyurdu ğu için gözünün görmediği, kulağının lşibnedlğl yerlere bodu numu ileri gün doğusuna, beri gün ortasına. geri (gün) babama, yukarı gece ortasına götürdüm"10, 'Tann güç verdiği için ... ı1, Wfann bilgi verdiği için kendim bizzat kagan kıJdım"12, "Tann irade eW. On1an perişan ettlk".l3 Aynı durum Uygur tıakanJannın
unvanlannda da görülür: 'Kutluğ (795-805. Ay Tannda ülüş bulmış Alp Kutlug Bilge Kagan) , ..Ay Tannda kut bulnuş Külüğ Bilge (805-808)", ..Ay Tannda kut bulnuş �p Bilge (808-821r, ..Ay Tan "
nda ülüğ bulnuş Küçlüğ Bilge (821-833)", ..Ay Tannda kut bulmıf Alp Külüğ Bilge Kagan (833-839)"14. Uygur kaganlan 744-789 arası Gök-Türk kaganlan gibi "Tannda kut bulnuş" unvanlannı taşırken,
beşici kagandan sonra güneş ve ay'dan kut alan unvanlar kullanmaya başlamışlardı. Bu değişikliktt: Mani dininin tesiri ile olabileceği ifade edilmiştir.15 Tuna Bulgar1annda da hükümdar hakimiyeti Tann'dan alır dı: Krum kitabesinde Tervel adlı Bulgar Hanının, "Bulgarlar üzerine Tann tarafından getirildiği"; Melemir kitabesinde ise, Wfannya ben zer Tann tarafından tahta çıkanlmış Melemir-"; Omurtag Han'a ait Çatalar yazıtında da '"Ver yüzünde, Tann tarafından tahta çıka nlmış Han Omwtag".16 İtil Bulgarlannda da aynı telakki devam etmişti:
"Aziz ve celil olan Allah. bana lsiamiyeli ve Müminlerin Embinin devletini Ihsan eW. Ben onun kuluyum. O beni ümmete kral yapb-".17 Hazar kaganlannda da aynı telakki devam etmişti.18 İbn
Fadlan·a göre Hazar hakanı, halktan aynlmış, "tarın.sal" bir hayat yaşı yordu.19 Kara-Hanlı devletinde de aynı durum görülür: O devrin fikir adamı Yusuf Has Hacib eseri Kutadgu Bilig'de şöyle demektedir:
"Ey hükümdar sana Tann kut verdi_, hüküındarhğa yol on dan geçer"; "Tann kimi iktidar sahibi yaparsa, o her iki dW.yada mesud olur"; "Ey hükümdar, bu makama sen kendi gücün ile
40
DrAlx:lülkadir OONUK
gelmedin, onu sana Tann verdi, hükümdarlar lktidan Tann'dan
alırlar".20 Aynı anlayış Selçuklularda da görülmektedir. Selçuklu büyük sultanı Melikşah'ın oğlu Sultan Sencer 1 133 tarihli halireye gönderdiği mektu bunda "Cllu Tann'nın lütfu De cihan padişahlığına yükseldiğini" yazıyordu.21 Bu düşünce Osmanlılarda da mevcuttu. Fatih Sultan Mehmed ken disinin "Allah tarafından teyid edilmlf" olduğunu irade ederken şu lakaplan kullanmakta idi: . "Müslümanlann rehberi, Gazi ve miicahldlerln efendisi, Rab bül-alemln'ln teyidile müeyyed, saltanat ve hil3fet semasının, dünya ve dinin güneşi Ebu1-foUı Sultan Muhammed Han". Fatih, babası Sultan Murad"ın da "müeyyed" olduğunu kaydeder. Bu "llfilıi teyid", eski Türk hakanlanna ait "Mengü Tann güdnde" (Allahın kudreti ile) ibare ve inancının burada islami bir şekil aldığını gösterir. Nitekim Fatihin Uzun Hasan'a karşı kazandığı zarer münase betiyle Hüseyin Baykara'ya (Türkistan hükümdarlanndan) gönderdiği bir retih-name de "Allah teala inayeti De Sultan Muhammed Han sözüm" ibaresiyle başlar ki, bu da eski Türk ilahi hakimiyet telakkisinin devamından ve islami bir şekil almasından ibarettir. Aynca Yavuz Sultan Selimin "el-müeyyed min lndillah Ebu1-Muzaffer" ve oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ın Avusturya ve İspanya krallanna, tuğrası ile birlikte "Hak Teala'nın inayeti ve ulu Peygamberlmlzln muclzab berakab ile, ben ki, yer-yüzü hakanlanna tac giydiren, sultanlar sultanı" ibaresi ile başlayan mektuplan eski Türk cihangirlik ve ilahi hakimiyet an'anesinin bir şekil alarak Osmanlı devrine kadar yaşadığını göstermektedir.22 Bu duruma göre Türklerde hükümranlık karizmatik (Tann bağışı) bir nitelik taşıyordu.23 Aynca anlaşılıyor ki, eski Türklerde iktidar, "kut" sözü ile irade edilmekte idi.24 Türklerde kut'un yani siyasi iktidann mahiyeti Kutadgu Bilig'de şöyle tanıblmaktadır: "Kut'un, tablab hizmet, flan adaleWr- Fazilet ve kısmet kut'tan doğar_ Ey hükümdar sana Tann kut verdl hükümdarbğa yol ondan geçer_ Herşey kut'un eU albndadır, bütün istekler onun vasıtasiyle gerçekleşir- Tann kimi iktidar sahibi yaparsa o her iki dünyada mes'ud olur".25 Demek ki, Türklerde hükümdarlık ilahi bir kLNVete dayanmaktadır. Böyle olunca Türklerde 'kariLmaük" hfkimiyetin yürürlükte olduğu •
TÜRK HÜKÜMDAR!
41
meydana çıkar. Bütün bunlara rağmen eski Türk hükümranlık anlayışı tam mana siyle karizmatik sayılabilir mi? Esasında karizmatik hakimiyete bağlı topluluklar daha çok dini ka rakter taşımaktadırlar. Yani Tannnın bazı fertlere, diğer fertlerde olma yan, kabiliyet vermesi ve onu toplumdan mes'ul tutması bir nevi peygamberler anlayışını aksettirmektedir. Türklerde ise sosyal d� dini değil, siyasidir. Peygamberler ve veliler tarafından idare edilen herhangi bir Türk topluluğu görülmemektedir. Bu durum eski Türk topluluğunda iktidarın tam karizmatik olduğunda şüphe uyandırmakta dır. Türklerde bir hükümdann kut sahibi olması, herşey demek değildir. Kut hakimiyete imkan hazırlayan büyük bir kudret kaynağı olmakla beraber, Türk hükümdannın idare salahiyeti törece tesbit edilen bazı şartlarla sınırlandınlmıştır. Türk hükümdan yukanda temas ettiğimiz va zifeleri yerine getirmekle yükümlü idi. Kutadgu Bllig'de belirtildiği gibi, "Hizmet ebnekle kul, Bey olur"du.26 Yukanda anılan görevlerini yerine getiremediği takdirde hükümdar, kut'unun Tann tarafından geri alındığı düşüncesi ile iktidardar:ı düşerdi. Kut'u alınan hükümdann yerine "kutlaıumş" birisi getirildi. Mesela, Cıök-Türklerde 716 yılında İnel Ka gan'a karşı yapılan ihtilalin sebebi böyle açıklanmaktadır.27 Töre'nin diğer hükümleri de kagan1ık yetkilerini kısıtlayıcı nitelikte idi. Kagan olacak kimsede bazı şartlar aranıyordu.28 Bütün bu karşılıklı hak ve vazifelerin töre ile tesbit edilmiş olması, siyasi iktidar yönünden Türk de.tletinde şahsi ve keyfi idarenin olmadığını ortaya koyar. Bu sebebten de icracılar, hükümdann her istediğini yerine getiren yardım cılar değil, ancak kanuni vazifelerini yapmakla görevli kişilerdi. Anlaşıl maktadır ki, Türk hükümranlık anlayışı menşe yönünden karizmatik, fakat töreye bağlılık yönünden "kanunihükümranlık1 temsil ediyordu. Nitekim Kutadgu Bllig'de şöyle ibareler yer almaktadır: "Gerçek kud ret kanundadır (törededir)"29, "Ey hükümdar iyi kanun yap Kanuna kendin riayet et ki, halk da Iİana itaat etsln".30 Kutadgu Billg'e göre, kanun hükümdarlıktan da üstündür: "Hükümdarlık, u ludur çok iyidir, fakat daha iyi olan töredir. Fakat bundan da mühim olan '7örenln tüz (eşit) tatbik edilmesl"dir�.31 Kutadgu Billg'e göre, de.tletin temeli iki şeye dayanıyordu: İhtiyatlıhk ve kanun (töre). "Hangi hükümdar devleUne kanun koydu ise, o devletini tanzim etmiş olurdu".32, "Halka hep iyi kanunlar tatbik edibneJI.. dir"33. .
DrAbdülkadir DONUK
42
Görülüyor ki, Türk devletinde töre de zamanın ve çevrenin şartlanna göre değişmektedir. Hükümdar mevcut töreyi yenilemek ve geçerli hükümler getirmek salahiyetinde k:ll. Bilge Kagan "ecdadının (Bumın, İstemi) hükümdar olduğu zaman Türk mllleUnln töresini düzen ledl".34 derken bunu ifade etmiştir. İlteriş'ten başka, eski Hun hükümdan Mo-tun ve daha sonra Bulgar hükümdan Krum Han'ın da töreyi yeniden tanzim ettiklerine dair tarihi kayıUar vardır .35 Türklerde törenin uygulanışı yanı ll<tldan kontrol eden meclisler bulunmakta idi. Asya Hun devletinde her yılın 9.ayında, Ma-yl sahrasında büyük bir meclis kurulurdu. Bu toplantıda ordu teftiş edilir, hayvan sayımı yapılır ve memleket meseleleri hakkında umumi görüşmeler açı lırdi.36 .Aynca bu meclis hükümdarlıklan tasdik eder, gerekUğinde yeni hükümdar seçer ve meclis üyeleri tarafından hükumetin icraatı gözden geçirirdi. Bu meclise bütün üyelerin katılması ve bu münasebetle hü kümdar tarafından verilen yemekte hazır bulunması mecburi idi. Tanhu 0-jen-t'e {m.ö.85-68) zamanında hanedan üyeleri arasındaki kavgalar yüzünden sağ ve sol elig'leri her yıl yapılmakta olan bu Devlet Meclisi niteliğindeki bu toplantılara iştirak etmemişlerdj37, Avrupa Hun impara torluğunda da benzer bir meclis vardı. Grek seyyahı Priskos bu meclise '"Seçkinler" veya "Seçilmişler" meclisi adını vermektedir. Bu mecliste devletin mali, iktisadi, siyasi ve diğer meselelerle ordunun durumu hak kında alınacak kararlar müzakere ediliyordu38. Devlet Meclisi Gök-Türk hakanlığında da görülür. 552'de devleti kuran Bumın bir heyet toplaya rak devlette görev alacak beyleri, kOnıutanlan ve diğer memurlan tayin etmiş, bu arada kardeşi İstemi'yi Yabgu olarak devletin batı kanadında görevlenc:lirmişti..39 Ta-lo-pienin hakanlığını da40 devlet meclisi reddet mişti. Bilge Kagan'ın bu meclise getirdiği iki teklif kabCıl edilmemişti41. Uygurlarda da aynı meclisin bazı durumlarda hanedan dışından da hükümdar seçtiği görülmektedir42. t-iaz.ar1arda da bir "iııtlyarlar Mec lisi" bulunuyordu43. Tuna Bulgar1annda bir "Millet Mecllsl"44, Peçe neklerde45 ve Kuman-Kıpçak1arda da benzer bir meclis vardı46. Aynı Meclis geleneğinin Oğuz1ar arasında da devam etUğl DLTden anlaşılmaktadır47. Yukarıdaki izahlardan da anlaşılacağı gibi, eski Türk topluluklannda hükümdann milletin tasvib etmediği hususlarda bir karar yetkisi bulun muyordu. Ancak milleti temsil eden meclislerin onayını aldıktan sonra uygulamaya geçebiliyordu. Eski Türklerde hükürrıdann durumunu daha iyi anlamak için, tarih .
·
TÜRK HÜKÜMDAR!
43
boyunca Türklerle askeri, siyasi ve kültürel münasebetlerde karşılıklı te mas hAlinde bulunan, başta Çin olmak üzere İran, Roma, Yunan ve Moğol topluluklannın başında bulunan lmpatorlann fonksiyonlanna ':3na hatlanyla · bakmak lazımdır. Böylece Türk hükümdan ile diğer top luluklann lmparatorlan arasındaki farklılıklar da ortaya çıkacaktır. ÇİN: Çin'de imparator Gök dinine göre, göğün yeryüzünde temsil cisi idi. Göğe verilen en yüksek kurban, yalnız hükümdarlar tarafından verilebilirdi. Bir kaç tane Gök olmadığı için birkaç tane· imparatora da ihtiyaç yoktu48. Çin anlayışına gQı"e, dünyanın bütün memleketleri, 'Gô gün oğlu · olan Çin imparatoruna tabi ldiler49. İmparatorlar tahtlannı, otoritelerini, yükselme ve çökmelerini 'Gök"e borÇıu idiler. Onun saye sinde hükümrandılar5Cl. İmparator hem devletin şefi, hem halkın efendisi olup, Gök'ün oğlu sıfatını taşımasından dolayı da mukaddes bir şahıs olarak tanınmaktadır5t. Han sülalesi devrinde '5 kral" (wu-ti) diye adlan dınlan imparatorlar belki de daha önceden dini hislerin tesiri ile tabıi güçlerin tannlan olarak telakki ediliyorlardı52. İRAN: Devletin başında bulunan Şehinşah 'büyük kral", 'krallann kralı· unvanını taşımaktadır53. Kral mutlak bir hAkimlyete sahipti. Devlet anlayışı halkın hanedana olan bağlılık duygusuna dayanıyordu. Hanedan da temsil ettiği halk tarafından bir Tann gibi düşünülmekte idi54. Aka menid krallan bu hudutsuz hAkimiyetleri ile, kendilerine kudret ve kuvvet veren Ahura Mazda'nın iradesi ile milletler üzerinde hüküm sürdüklerine inanırlardı. Bu itibarla, hükümdann salahiyetleri hiçbir kanun ve bir devlet müessesesinin müdahale veya itiraz hakkıyla sınırlandınlmamıştır. Dev lete ve hükmü altındaki kavimlerin mukadderatına ait bütün kararlar, bütün emirler, küçük krallara hükümdarlık vennek, istediği şahıslara imtiyazlar bahşetmek onun hakkı ve yetkisi içinde idi. Devlet idaresinde hAkim olan esas hak ve hukuk mefhumu değil, kralın istek ve arzulannı ifade eden emir ve fermanlan idi55. sasani'ler zamanında da kralın iradesi kanundu. Kral hiçbir hareke tinden mes'ul değildi. Bütün halk kralın teb'ası değil, kölesi durumun daydı56. YUNAN: Eski Yunan'da Atina sitesinin başında kral bulunuyordu ve krallık ırsildl57. Daha sonralan hAkimlyet anlayışında bir gelişme olmuş ve site idaresi, kral yerine, asillerin ve aristokrasinin eline geçmiştir. Böylece kralın yanında onun salahiyetlerini sınırlayan Atina, dokuz kişilik bir hey'et tarafından idare edilmeye başlanmıştır. Bu idarecilere "Ark hont denilirdi58. Zengin ve soylu kimseler arasından seçilen Arkhont1ar •
44
Dr.Abdülkadir OONUK
sitede en geniş yetkilere sahip bulunmakta idiler. Atina'daki bu hükumet tarzı, asırlarca devam etmesine rağmen, sitede halk ve köylüler için kötü neticeler doğmasına engel olamamıştır. Fakirleşen ve çok mahdut bir zümrenin idaresi altına. giren halk, bu durumdan kurtulmak ve imtiyaz lardan bir kısımını elde etmek üzere mücadeleye girişmek mecburiye tinde kalmışlardır59. Atina sitesindeki gelişme burada görülmediğinden İsparta sitesinde krallık değişmemiştirfıO. Ancak İsparta'da siyasi teşkiLatm başında ayn ayn aileye mensup iki kral bulunmaktadır6 1. Hellenizm devri devlet şekli ise mutlak hükümdarlıktı. Bütün devlet hayatı bizzat kralın şahsında toplanıyordu. Devleti yalnız kral temsil ediyordu, onun arzu ve sözü kanundu. O mülki, adli, askeri ve dini idarenin başı kabl.ıl edilir, kanunlar çıkararak istediği gibi hükmedebilir di62. Mısır ve Asya krallıklannda, kral Tann sayılmakta ve halk krala tapmak zorunda bulunmakta idi63. ROMA: Krallık devrinde devletin başında 'Rex · unvanını taşıyan bir kral bulunuyordu. Kralın yetkileri mutlaktır64. Devletin yegane hakimi kraldır ve her şey onun arzusuna tabidir. Vatandaşlara ancak o hitap edebilmektedir. Devletin gelir ve masraflan tamamen krala aittir65. Hu kuki ve ceza�hususlann hepsinde istediği şekilde hüküm verebilmekte, vatandaşın hayat hakkı ve hürriyetlerini elinde tutmakta, herhangi bir vatandaşı ölüme mahkum edebilmekte, birini diğerine köle olarak vere bilmektedir66. Kral, kendisinin emretme kudretine dayanarak başrahip· 61, aynı zamanda en yüksek hakim ve ordu kumandanı68 durumunda idi69. Cumhuriyet devrinde krallığın yerini 'Konsul1uk almıştır70. Krallıkta olduğu gibi Konsul1ar hukuki, cezai, askeri ve dini sahada yetkili idiler. Yalnız bir takım kurallarla salahiyetleri krallara nazaran sınırlandınlmış bulunuyordu7 1. Bundan sonra gelen İmparatorluk devrinde ise ünpa rafDr unvanını taşıyan devlet reisi Roma devleti içinde memleketin mutlak hakimi durumunda idi. Bu devirde mutlakiyet rejimi idarenin ana karakteridir72. MOGOL: Moğol devletinin başında 'Han "bulunurdu. Han1ık yalnız Cengiz sülalesinin bir imtiyazıdır. Onun yetkileri hiç bir şekilde tahdit edilmemiştir73. 'Devlet"Han süLalesi mensuplannın malı tel.ak! edilirdi74. Böylece Moğol devleti, asılzadeler sınıfı için vücuda getirilmiş olup, yalnız bu sınıf için kurulan ve yaşatılan bir teşekkül durumundadır75. Hüküm-, dar ailesinin reisi olan Han, devletin efendisi kablıl edildiği glbi76, devleti
TÜRK HÜKÜMDAR!
45
meydana getiren ülkenin ve halkın her şeyi ile sahibi idi77. Moğol hükümdarlan hakimiyetlerinin menşeini 'Gôk" yani 'Gök Tann öan al dıklanna78 ve "ebedf Tannnın gücü · ile hükümdarlık ettiklerine inanır lardı79. Diğer topluluklarla Türklerde hakimiyet telakkisinin karşılaştınlmasına gelince: 1- Eski Çin devletindeki hükümranlık anlayışı ile eski Türk hüküm ranlık anlayışı arasında büyük bir benzerlik dikkati çekmektedir. Orada da hükümdar Tann'dan güç almakta, yeryüzünün tek hükümdan sayıl makta, hatta "'Tannnın oğlu" diye adlandınlmaktadır. Şimdiye kadar bu yakınlık eski Türklerin hakimiyet anlayışını Çin'den aldıktan şekilde değerlendirilmekteydi. Halbuki Çin anlayışındaki "Gök Tann " kavramı tamamen Bozkır menşeli olup, aslında yer tannlanna inanılan eski Çin düşüncesi ile ilgili değildir. Konfuçyus bile "Gök'ün oğlu" mevzuunu incelerı<en aslı Türkçe olan "'Tann " (T'len) kelimesini kullanmıştır. "Gökte bir Tann , yeryüzünde bir hükümdar" şeklinde ortaya atılan düşünce gördüğümüz üzere Çin'de ancak Türk kültürünün belirli olarak görüldüğü Chou sülalesi (m.ö.1050-246) zamanında ortaya çıkmıştır80. 2- Hükümdara idare etme hakkının Tann tarafından verildiği düşün cesine diğer topluluklarda rastlanmıyor. Bu anlayış daha sonralan Türk kültürü tesiriyle Çin'e olduğu gibi Moğol1ara da intikal etmiştir. 3- Eski Yunan'da ve Roma'daBl, hükümdann Tann kabul edilmesine karşılık, Türklerde hükümdar Tann değil, ancak onun '"kut" ile dona tarak insanlan idareye memur etliği bir kişidiıa2. 4- İran'da ve Hind'de görülen, hükümdann temsil ettiği halk tarafın dan Tann gibi düşünülme fikrine de Türk devleUerinde rasUanmaz. 5- Eski Yunan'da, Roma'da, �an'da, Moğol1arda vb. mevcut olup devlet icraatını kontrol eden meclisler çeşiUi sınınan temsil etlikleri ve mesela köleler bu meclislere kabul edilmediği halde, Türk meclislerinde, her zümreden halkın temsilcileri yer almış görünmektedir. Zira eski Türk topluluğunda, kısmi savaş esirleri dışında, haklanndan mahrum bırakıl mış zümreler yoktu. 6- Tarihi vesikalara göre, Türk hükümdan Tann tarafından dünyayı idare etmekle görevlendirilmiştir. O, yeryüzündeki bütün insanlann ba şıdııfil. Bu telakki Türklerde "Cihin hikimlyetl"mefkuresinidoğurmuş tur. Böyle bir mefkure, yalnız Türk kültürü etkisindeki Çin'de ve yine Türk geleneklerini tevarüs eden Moğol devlet anlayışında görülmektedir. Ro ma hakimiyetine bağlanan '"Pax Romana" düşüncesi hukuk birliği,
46
DrAbdülkadir CXJNUK
sosyal sınıflann durumu, hristiyan menşe vb.. bakımından"4 · ı ürk anlaşıyından tamamen farklı bulunmaktadır. 7- Türk hükümdan diğer imparatorlar gibi despot değildir. t>- Diğer topluluklann lmparatorlan gibi,· Türk hükümdannın ağzın dan çıkan söz kanun değildir. 9- Türk hükümdan görüldüğü üzere, mecllsın karanna uymak ve onu tatbik etmek mecburiyetindedir.
TÜRK HÜKÜMOt\RI
47
DİPNOTIAR
1- Bk. iKalesoı)lu, "mi< Mil Kültıiit, Arı-
kara, l!fT7, s.220 vd. 2- Bk. Beyi: 5902-5907. 3- Bk. Beyi: 40 14. . 4- Bk. Beyi: 5256, 5739, 574 1 5- Bk. Beyit: 5257-5259. 6- Bk. Beyi: 5266-5271 7- Elk. Beyi: 5246, 5273-5275, 5276, 5740. 8- Elk. Beyi: 53.56. 9- Elk. Beyi: 5.157. 10- Elk. Batı 1 beyit: 9. 11- Elk. Batı 1 beyit: 36-53. 12- Elk. Batı 1 beyit: 34. 13- Elk. Batı 1 beyit: 64-ôEi. 14- Elk. Beyi: 4009, 550:5, 5508, � 1 15- Elk. ı<utadgu Bllg·, vrneın. lltanbU, 1947, s.VIL 16- ı<utadgu Big ve Kültü" Taıttriıdekl yerr, Tartı Enstitüsü Dergisi, sayı 1, lstanbul, 1970, s.38. 17- Bk. De Groot, "Die Huvıen der Vorctvistlichen Zei.·, Befin-leipıig, 1921, s.52; W.M.McGoYem, -rhe E.arty ol Central Asia·, Chapel Hil-tiorth Carolina, 1939, s. 118; LL..lgeti/Türktero', "Asya t-uılan·/ bk. Attila..ve tbılan'lstanbul, 1962, s.35 vd.; aOgel. IWk Mitolojisr, Arıkara, 1971, s.7 vd. Saganiyan'l'l Selçuklular tararından zaptı üzerine oranl'l hAkm olan Musa'rwı arazimi para ile
saı.ı ama tekllline karşı Sultan � Arslan şöyle demtti: "Bu (mül<) alnp
satılabilen ticaret eşyası deı:lildir" �A.Köymen, ·� Arslan ve Zaman·, lstanbul, 1972, s.76). 18- liR Mil Külti.o·, Arıkara, l!fT7, s.209. V�sılları 1- Elk. LKal� "ayn.esr.·, s247 vd.; Aynca bk. aOgel, 'TWk Küliruüı Gelişme ÇaOlan·, O. lstanbul, 1971, s.64. 2- Bk. ı<itabeler.' � doı)ı. sır3; o. doı)ı. 'Slr.4. 3- E1k. Tonyukuk, I� güney str. 5. Dıııha bk. Kitabeler, � doı)ı, 23; � güney, str.6; I� \ kuzey, sır.4; Torıyl,llwk. � batı, 5. 4- Bk. Beyi: 223. 5- Bk. Beyi: 405,406. 6- Bk. Beyi: 217.
7-a<. Beyi: 218, 224. 8- Bk. Beyi: 252. ' 9- Bk. Beyi: 254. 10- Bk. Beyi: 281 11- Beyi: 300, 301 12- Beyi: 303. 13- Beyi: 408, 410, 469. 14- Beyi: 1366. 15- Beyi: 1679-168.3. 16- Beyi: 1781 17- Beyi: 19re. 18- Beyi: 1906. 19- Beyi: 1933, 1934. 20- Beyi: 1951, 1952, 1954 , 1956, 1964, 1971, 2168. 21- Beyi: 1968. 22- Beyi: 1970. 23- Beyi: 1973. 24- Beyi: 1993- 19,95 1989. 25- Beyi: 2029. 26- Beyi: 27 13, 5196. 27- Beyi: 29'50, 5199. 28- Beyi: 3112. 29- Beyi: 401 l 30- Beyi: 4013. 31- Beyi: 4 136. 32- Beyi: 5209. 33- Beyi: 5252. 34- Beyit: 5253. 35- Elk. "Kitabeler", � doı)ı str3; il, doı)ı, str.4. 36- Bk. lonyulwk•, � gifty, str3. 37- Bk. lonyulwk", 1, doı)ı, str.4; kuzey, str.5. 38- Bk. lonyukuk·, O. gifty, str.5. 39- Beyi: 217, 4013. 40- Beyi: 1949. 41- Beyi: 1961 42- Beyit 2043. 43- Beyit 2044, 2045, 2085, 5905. 44- Beyit 2168. 45- Beyit 3041. 46. Bk. "CJı:!ıJz Kagan ı:::ıestan•, str.25-26, 106-1 15.
47- Beyi: 106.
48- Beyit: 265, 278, 2422, 5223. 49- Beyit: 1932, 1950.
50- Beyit 1949, 2169.
48
:,,
51- Beyit: 1959, 1960. 52- Beyit: 5767, 5810, 5811 53- Elk."Kitabeler", 1, güney, str.8-11; il, ku zey, str.6-8. 54- Elk. "Kitabeler", I, doğ..ı, sır3; il, doğ..ı, slr.4. 55- Beyit: 407. 56- Beyit: 455. 57- Beyit: 727. 58- Beyit: 809. 59- Beyit: 819. 60- Beyit: 453, 821, 1866. 61- Beyit: 822. 62- Beyit 825, 826. 63- Beyit: 865-869. 6 4 - Beyit: 4 53, 1289, 1 290, 1293, 1663,1664. 65- Beyit: 1373. fı6- Beyit: 1374. fil- Beyit: 1749, 1750. 68- Beyit: 407, 1963, 1977. 69- Beyit-: 2010. 70- Beyit: 2038, 2 1 10, 2 1 14, 5084, 5204, 5209. 71- Beyit: 2899. 72- Beyit: 5170, 5506. 73- Beyit: 5 172. 74- Beyit: 5 173, 5601 75- Beyit: 5195. 76- Beyit: 5 197. n- Beyit: 5223. 78- Beyit: 5285. 79- Beyit: 5510. 80- Beyit: 5544. 81- Beyit: 5597, 5598. 82- Beyit 5600, 5601 83- Beyit 5885. . 84- Beyit: 5902, 5903. 85- Beyit 230, 236. 86- Beyit 252, 253. 87- Beyit: 281. 88- Beyit: 284, 285, 195�. 3009, 3010. 89- Beyit 55 l 90- Beyit: 856,857, 858. 91- Beyit: 887, 888, 891, 894, 895. 92- Beyit: 1333, 1367. 93- Beyit: 14 ll 94- Beyit: 1639, 1640. 95- Beyit: 1659. 96- Beyit: 1789, 1965. 97- Beyit: 1981, 2074, 5210, 5301.
DrAbdülkadir OONUK 96- Beyit: 2171 99- Beyit: 2081, 2160, 2161. 100- Beyit: 2164, 2166. 101- Beyit: '2967. 2990. 102- Beyit: 3008, 3009. 103- Beyit: 3013, 3014. 104 - Beyit; 3266, '32fil, 3268, 5086, 5283, 5306, 5608. 105- Beyit: 5088, 5089. 106- Beyit: 5180. 107- Beyit: 5194. 108- Beyit: 5200, 5225, 5237. 109- Beyit: 5247, 5249, 5256. 1 10- Beyit: 5254. 1 1 1- Beyit: 5306. 1 12- Beyit: 1963. 1 13- Beyit: 2000. 114- Beyit: 2010, 2012, 2158. 115- Beyit: 2013. 1 16- Beyit: 407, 2038. 1 17- Beyit 2244. 1 18- Beyit: 2812. 1 19- Beyit: 5072, 5073, 5076. 120- Beyit: 5074, 5080. 121- Beyit: 1324, 5083, 5223. 122 - Beyit: 1402, 1951, 1964, 2049, 2050, 2053. 123- Beyit: 2073. 124- Beyit: 28 15. 125- Beyit: 3034. 126- Beyit: 3035-3038, 3048, 3049. 127- Beyit 3040, 5220, 5358, 5904, 6096, 6105, 6106, 6107. 128- Beyit 546. 129- Beyit: 552, 703. 130- Beyit: 1663. 131- Beyit 107, 1700, 1702, 1704, 1705. 132- Beyit: 326, 469, 1951. 1JJ- Beyit: 325, 1965. 134- Beyit: 1416, 2000. 135- Beyit: 2005. 136- Beyit: 2006. 137- Beyit: 2007. 138- Beyit: 2008. 139- Beyit: 2009. 140- Beyit: 2049. 141- Beyit 2072, 2073. 142- Beyit: 2116. 143- Beyit: 2119, 2J?O. 144- Beyit: 2121, 2122. 145- Beyit: 2124-2127, 5420.
TÜRK HÜKÜMDı\RI 146- Beyit: 2169, 2T70.
147- Beyit: 521 ı. 5323.
148- Beyit: 439. 149- Beyit: 446, 448. 150- Beyit: 447. 151- Beyit: 726. 152- Beyit: 2014. 153- Beyit: 2015. 154- Beyit: 2016. 155- Beyit: 1437, 2020, 2 168. 156- Beyit: 202 L 157- Beyit: 2022. 158- Beyit: 2026. 159- Beyit: 2028. � Beyit: 2029. 161- Beyit: 5258. 162- Beyit: 408. 16).. Beyit: 1424. 164- Beyit: 1436. 165- Beyit: 1452. 166- Beyit: 1956, 2014. . 167- Beyit: 5163, 5210, 523L 168- Beyit: 27. �- Beyit: 5258. T70- Beyit: 1449, 5259. T71- Beyit: 5266, 5267, 5268, 5271, 5346. m- Beyit: 53 10. T73- Beyit: 5508. T74- Beyit: 1437. 175- Beyit: 2014. T76- Beyit: 202 L m- Beyit: 2023, 2024, 2026, 2021. 3 109. f78.. Beyit: 322. T79- Beyit: 556, 557. 180- Beyit: 586. 181- Beyit: 5ff7. 182- Beyit: 588. 183- Beyit: 13 T7. 184- Beyit: 1318. 185- Beyit: 1319. 186- Beyit: 1320. VIl- Beyit: 132 L m. Beyit: 1322. 189- Beyit: 1414.
190- Beyit: 1453.
191- Beyit: 192- Beyi: 193- Beyi: 194- Beyi:
1867. 1988.
1996.
t9fTl.
ız. Beyit: 1998. ]96. Beyi: 2060, 2061, 2078, 2170.
49 197- Beyi: 5216.
198- Beyit: 52 T7. 199- Beyit: 5219.
200- Beyit: 925. 201- Beyit: 1432, 1434. 202- Beyit 14.35. 203- Beyit 145 L 204- Beyit: 2023. 2024. 205- Beyit: 2COO, 203 L 206- Beyit: 2032, 2034, 2035. 207- Beyit: 2245. � Beyit: 5:505. 209- Beyit: 14 12. 210- Beyit: 2073. 211- Beyi: 107, 2169, 2T70. 212- Beyit: 2 tfıO, 5197, 5262. 213- Beyit: 2965. 214- Beyit: 5272. 215- � 5471, 5904. 216- Ek. LKiiesqıkı, "ayn.esr.·, s.82, 84. 2 T7- Beyit: 848. 2 ıs. Beyit: 2037. 219- Beyit 2039. 22().. Beyit: 204 l
. 22 1- Beyit: 2042.
222- Beyit: 2062.
223- Beyit: 5074. 224- Beyi: 5075. 225- Beyit: 5077. 226- Beyit: 2127.
227- Beyit 2128. 226- Beyit: 2 130. 229- � 213L 230- Ek. LKiiesqıkı, "ayn.esr.·, s.60 vd. 231- Beyit 495. 232- Beyit: 2 122. 233-
Beyit:
5865, 5887. "Bu daima suçu
baı)şlayan bey'c:i"" (bk."Dlr, � s.52 t; .. s. 169). 234- Beyit: 2062. 2:!).. Beyit: 2064. 236- Beyit: 2066. 'ZII- Beyit: 1960. 2J8. Beyi: 1985. 239- Beyit: 4109. 2� Beyi: t!m-1987, 2036. 24 1- Beyit: 326. 242- Beyit: 2070. 243- Beyit: 2071, '1.072. 244- Beyit: 1415. 245- Beyit: 1807-1810.
Dr .Aix:lülkacllr DONUK
50 246- Beyit: 247- Beyit: 248- Beyit: 249- Beyit: 250
3182, 3183. 3184. 5083.
5221, 5222.
-Beyk: 5251
251- Beyit: 5301 252- Beyit: rrn. 253- Beyit: 2<JT7. 254- Beyit: 2115.. 255- Beyit: 2118, 5174. 256- Beyit: 52 l t 257- Beyit 5326. 258- Beyit: 4'17. 1964. .. 04. 259- Beyit 200J.20 260- Beyit: 2 170. 261- Beyit: 2619, 2620. 262- Beyit: 1933. 263- Beyit: 1987. 264- Beyit: 2010. 26.5- Beyit: 20 it 266- Beyit: 2012. 267- Beyit: 2036. 268- Beyit 2158, 52 10, 5420, 5601 269- Beyit: 2244, 5194. 270- Beyit: 217, 218, 224, 278. 271- Beyit: 495. 272- Beyit 1375. 273- Beyit: 1438. 274- Beyit: 5196. 275- Beyit: 5318, 5319. 276- Beyit: 532 t. 5322 . 277 - Beyit: 5403. 278- Beyit 5472-5475. 279- Beyit 1433, 5261, 5347. 280- Beyit: 5348, 5350. 281- Beyit: 5352. l!82- Beyit: 535.3. 283- Beyit: 1278- 1281, 1430, 1451, 2 159, 3114, 5306, 5471, 5931 284- Beyit 1370, 1372. 285- Beyit: 1329, 1380 31 14, 5301 286- Beyit: D.34, 1337, 1434, 2104, 5206, 5208, 5263. '}fil. Beyit: 2091, 2092, 2096-2099. 288- Beyit 2093. 289- Beyit: 2103. 290- Beyit 2107. 291- Beyit 210. 292- Beyit: 1395, 5260. 293- Beyit: 1432, 1433. Dede Korkut'ta a
c;ıklandıı:lna göre, bey olabilmek ic;irı
kan dökmek de IAzmdr'. Bu-adak! kan dökmekten makııat, rrUlaka savaşa katıhıak deıl)i. meselA, vahşi bi" hayvan
ökümüş cırnak şelcindd. tık. "O!).ız Kagan Destanı", str.36-40; M.Ergin, "Dede Korkut Kitabı", 1, Ankara, 1958, 1 destan, s.5, 82 vd 294- Beyit 223. 295- Beyit 2139, 2140. 296- Beyit: 2143, 2144. '1.'R- Beyit: 1078. 298- Beyit 1366, 5299. 299- Beyit 1370, 5143, 5309. 300- Beyit lJBl-1383, 48 17, 5233, 5408, 5412. 301- Beyit 1418, 4820. 302- Beyit: 1425, 3782. 303- Beyit: 5169, 5174. 304- Beyit 5 r75-5m, 5231. 5266, 52.'n, 5296, 5323, 5926, 'Hn. 305- Beyit 5185, 5186, 5420, 5421, 5425. 306- Beyit: 5214. 307 - Beyit: 5322. 306- Beyit: 5346. 309- Beyit: 5405, 5406. 310- Beyit 6071, 6072, 6073, 6437. 311- Beyit: 6634. 312- Beyit: 2072, 2083, '2afl, 2090. 313- Beyit: 2084. 314- Beyit: 2077. Vazifeleri
1- Tafsilat 9'ı bk.B.Ögel, "fük Mitolojisi", 1274-293. 2- Bk. Dr Grool, "ayn.esr", s.56; LUgeti. "ayn.esr.", s.39; FAltheiıı, "Geschichte der Hınıen", 1, eer.-ı, 1959, s244 vd. 3Dört taraf hep düşnwı 1nı1ş. 0rw sevk ederek dört taraftaki milel! hep arnş, hep tabi kımş...• (bk.Kitabeler, ı. dc9ı, str2; I� dc9ı, 3,24� 'Babam ka gan, amcam kagan otısduı:jl..nda dört taraftaki mileti nasıl düzene sokmuş. . Tam tıuyı.dıl!).ı k;Wı kendim otısdu Oumda dört taraftaki maıeıı düzene soktun ve tertipledim.. ." (bk.Kitabeler, U. kuzey 9). Dahıı bk. "Ongin kltabesr, sır. t; "(fybal yazıiart, il, 3 (bk. H.N.Or km, '&ki Tı:.k Yazııan·, 1, a. 128, 111, a.143� 4- "Ben � kaganıym ve yer yüzü rüı dört köşesm kagan olsam ge·...
.
TÜRK HÜKÜMDAR! reklir" <b!<· W.Bang-RR.Arat, �uz Destan"' lstanbU, 1936, str. 107). 5- Bk iKafeso{ılu, 'Türk Milliyetı;il9ıi Me . selelert' İstanbul, 1970. . 6- '1<i beg ı:.ıe el baldı" '1<i bey birbirle riyle barıştı" (bk. "Dlr, ı, s.49). 7- Elk. "Kitabeler", 1, cıoııu. str26-27; il, daOu =
str22, 23-24.
e- Elk. 'ionyukuk", n. daOtJ. str.2. 9- Elk. 'ionyukuk", 1, daOtJ, slr.5. 10- Elk. Beyi: flJ7' �1 1- Beyi: 612. 12- Beyi: 614, 615. 13- Beyi: 2936, 29'57. 14- Elk. "Kitabeler", L cıoııu. str. D. 15- Elk. "Kitabeler", L daju, str. 16; ı� doı)u,
slr. 14. 16- Elk. "Kitabeler"' 1, doı).ı, str. 1. 17- Elk. "Kitabeler", L güney, str2-3; iL kuzey, slr2. 18- Elk. ı<itabeler", il, kuzey, str.9. 19- Beyi: 4009. 20- Elk. "Kitabeler", I!, doı).ı, str. 18. 2 1- Misaler içSı 'Türk Mili Külli"irü , s2 10-220.
bk.l.Kafesajlu,
22- Elk. B.Ögel, "İk Töles Boylan", Belleten, sayı 48, 1948, s.827. 23- Beyit: 286. 24- Beyit: 29 l 25- Beyi: 454. 26- Beyit: 545. 27- Beyi: im, 817' 818. 28- Beyit: flJO. 29- Beyit: 1367. 30- Beyit: 1374. 31- Beyit: 1435, 1436. 32- Beyit: 1451 33- Beyit: 1456, 1459. 34- Beyi: 1458. 35- Beyit: 193 t 36- Beyi: 2015, 2017. '51- Beyi: 2032, 2033, 2034, 2036. 38- Beyi: 2058. 39- Beyit: 2 ll l 40- Beyi: 2 132-2 m. 41- Beyi: 2171. 42- Beyi: 3266. 43- Beyi: 3461-3465. 44- Beyi: 5285, 5288. 45- Beyit: 5302. 46- Beyit: 5353.
51 47- Beyit: 5498, 5559. 48- Beyi: 5547. 49- Beyit: 5576 50- Beyi: 574 t 51- Beyi: 5902, 5903. 52- Beyi: 5944, 5945. 5.3- Beyit: 62fı6. Selı;uklularda, Harezmşah larda ve Osmanlılarda deYlet başkan ve yardmcılamn, adaletrı tatbi< edilme siıde gösterdikleri hassasiyetiı deı)er lendirilmesl hakkında bk. A.Taneri, 'Türk Dl!vlet Gelene{f, Ankara, 198 1, •
1217-232. 54- Ek İ.Kal'esoı)lu,
"ayn.esr.",
s.41, 239.
55- "Kitabeler", � güney, str. 10; 56-
str.8.
iL kuzey,
"Kitabeler". L doı)ı. str. 16-17. �u. str28; il, doı).ı,
57- "Kitabeler", 1, str23. 58- "Kitabeler", 1, str23.
�u.
59- ı<ıtabeler" , I, doı:lu, slr.14.
str.29;
il, �
str.16; I�
60- "Kitabeler"' � doı)J. str.28. 61- "Kitabeler" , 1, doı:lu. str.29; slr23.
�
.
.
iL doı).ı,
62- ı<itabeler", 11, doı).ı, sır.38.
63- 'ionyukuk", il, kuzey, alr.4. 64- "Kitabeler" , I� kuzey, str.7.
65- 'ionyukuk",
L güney str. t Beyit: 2053. Beyit: 2982. Eleyit: 303 t Beyit: 3 1 13. 70- Beyit: 3923. 7 1- Beyit: 5165. 72- Eleyit: 524 1-5246. 73- Beyit: 5355. 74- Beyit: 5358. 75- Beyit: 55 13. 76- Elk. M.Ergin, 'Oede Korkut Kitabı , ., - "O vd. 77- Bk,, M.Ergin, "ayn.esr.", s.184. ,
66676869-
78-
B.Ogel, "Türk Devlet Anlayışı", Ankara, 1982, s. 143.
A.İnan, "Makaleler ve İncelemeler", An kara, 1968, s. 1 16; B.Ögel, 'Türklerde devlet anlayışı", s. 142. 80- Beyit: 2957, 2958. 79-
8182-
Beyit: 4330. Beyit: 5553.
DrAbdülkadir OC>NC.JK
52
127- Beyi: 5515-5522. 128- Beyi: 5910-5914. Ayrıca bk. Beyi:
83- Beyi: 5359. 84- Beyi: 2069. 85- Beyit 2998. B6- Beyit .3030, 516 l 87- Beyi: 5220. 88- Beyit: 5296, 5479.
2703-27 12.
89- Selc;uklu ve OıımarW deYrelemde bu hususlam işleylşne diW tarsien tık. A. Tanert, 'TIR. Devlet �-. ı.232•
240, 244-247. � � güley, str.10; H. kuzey, str.7. 91- "Kitabeler", � dot).ı, str.16; il, dot).ı. str.14. 92- "Kitabeler", � dot).ı. str.29; I� dot).ı. str23. 93- Beyi: 3034. 94- Beyi: 2564. 95- Beyit 2565. 96- Beyi: 2983. 97- Beyi: 2993, 3023, 3024. 98- Beyi: 326 ı. 3262. 99- Beyit 5241-5244. 100- Beyi: 5302, 5563. 101- Beyi: 5513. 102- Beyi: 5564. 103- Beyi: 5565. 104- Beyi: 5566, 5507. 10> M.Ergn, "ayrı.esr.", s.BO vd. 106- Beyi: 5353. 107- Beyi: 5355. 106- Beyi: 2965, 5904. 109- Beyi: '2967, 5481, 5482, 5483. 110- Bk."Tonyukuk", il, güıey, str.6. 111- W.Bang-RRArat, � � Destan", İstariıul, 19.36, str31 1-315. 112- Beyi: 427-430. 113- Beyi: 888. 889. 1 14- Beyi: 1759-1762, 3128, 40n, 5230. 115- Beyi: 1755, 1756. 116- Beyi: 2181-2183. 117- Beyi: 22 tl 118- Beyi: 2258, 2259, 5538, 5539. 119- Beyi: 2449. 120- Beyit: 2761. 121- Beyit 2968, 2969. 122- Beyi: '2973. 123- Beyi: ) 14 ı. 3143, 3144. 124- Beyi: 5229. 125- Beyi: 5303, 5305. 126- Beyit 5328-5337. 90-
.
129- Beyi: 4341-4.354, 555 1 -5554. 130- Bk. A.Tanert, "ayn.esr.", ı.14 1-153. 131- Bk. � � kuzey, str.8. 132- Beyi: 2269-2416. Aslında devlelWı te mel� � ve düzenin saı:ııanması siAh � baı) icl: � � tı.tı..ı Usa im; ile UıJU-, .. � hük metmek lcabedenıe kalem ile edilir" (tık. Beyi: 271 1). Yuaı:I Has Hacb � karşı sefere çık .
mak ve
cır<buı hareketini idare ede
bilmek için kumandanın aynca fU vasAıırn da beliti': "Oruı yü"eı) harp te arslan yü"eı)i gibi ve �en de
bileı:li kaplan � gibi omaım.
o
domuz gibi NtQ. kı.vt gibi klNVetl ayı gibi az• ve yaban aygwı gibi kin ve öç
Kendisin � da tı.tmalı; gözirıü, kaya kuz guıu gibi. uz.aklara çeviTrıelidW. Arslan gibi, harriyetl yüksek tı.tmalı; baykuş
pnelidi'. ha lıtiyatlı
gibi, geceleri uykusuı geçimlelidlr" (tık. Beyi: ım-23 14). 133- Beyit: 1927, '2.(1j7. 134- � 2 138. 135- Beyi: 2 144, 2145. 136- Beyi: XJ:Yj.'XX)7. 137- Beyi: 3030-3033. 138- Beyi: 5462, 5463. 1J9- Beyi: 2380-2384, 5485. 140- Beyi: 437. . 141- Beyi: 893. 142- Beyi: 1378. 143- Beyit 1455. 144- Beyit 5227, 5279, 5280, 5548, 5877. 145- Beyi: 5283, 5527, 5878. 146- Beyit 5505, 5506, 55 10. 147- Beyit: 5521, 55?2, 5524, 5525. 148- TafsW � tık. LKafeso(llu. '&ki Tln< lerde DevletMedsl", ("Toyl. tJıW T� kolojl Kongresi, lstanbul, 1980, s.205-209. 149- Beyit: 5574. 150- Beyit: 5575. 151- Beyit 5576. 152- Beyit 55n. 153- Beyit: 5578. 154- Beyi: 5579. •
TÜRK HÜKÜMQA.RI 155- Beyi: 5580. 156- Beyi: 558 t 157- Beyi: 5582. 158- Beyi: 5583. Bu konu üzeıtıde son '* �ıdime ıc;rı bk. !lClenf;. '1(ara hri Devlet TeşkUtı·, lstariıU, 1981, s.84-124. Hükümranlık Hakkı ve Meclis Karşısındaki Foııksiyonu
1- Elk.l)e Groot, "Die tuınen...•, s.53, 76. M.Ö. 176"da ÇS\ inıparaton.\a yazdı!) meklupta Mo-tırı söıleme bu unvan ie başWnaktadl" (bk.S.M.Arlal, lin< t.a rlıi ve hukuk·, s214ı 2- AOnııt, 'Hsia Devtetr, Ari<ara, l'Rl, a.91, 94 (baısımamş tezı 3- 1am Ares"11 kılıcı rivayeti", bk.P.V.ay, '1Uılar Avrupa'da. (bk. "Attila ve Hı.-ı lerı-), İstanbU, 1962, s. 111 vd; S.Ec khardt, "EJsanede Atıia. (bk."Attila ve tuılanj, s. 149; O.Tl.l'an, lin< CNn hakimiyeti melkOr�I tariıt, l-11, İstanbU, 1979, s.157, 169; LKafesoıJu, •ayn.esr: s.60, 22t 4- Elk. ıwbeler-. � gün�y. t; ıı. dcıı:lu. t 5- Elk. ı<itAbeler., � OOOu. 11, 25-26; U, doı)ı. 2t 6- Elk. ıwbeler·, � !1RY. 9- 10; I� kuzey, 7-8. 7- Elk. '1Wbeler". � dcıı:lu. 15-16. 8- Elk. 'Kitabeler � doı)u. 29. 9- Elk. 'Kitabeler il, kuzey, 9. 10- Elk. �. ı� kuzey, 10-11. 11- Elk. ı<übeler-, o. dıJı:lu, .32-35. 12- Elk. lonyUd·, batı, 6. 13- Elk. .,.onyıjaj<-. !1RY. 16. 14- Elk. J.RHamilton, "1.es Ou gtnn..:, a.139-143; ACarer� I� ve Uy gl.l'larda Han unvanları·, a. 1 10- 113; A Elombad, "Cutlu!< Elolsl.l'l-, il, UA.Jtt>, 38, 1966, a. 13; LKafesoıJu, "ayn.esr: s.114 vd. 15- Elk. E.Esiı, �-ay (Ay-yıldız modffı proto-Tl61< devi-den Hakanlıklara kadar i<cınoıJ'alisıT, VILT.T. Kongesi. � Ari<a ra, 1972, a.337; A.v.GabaS'ı, "Die staat liche Verfasaung dea Ulgurischen Königreicha von Koc;o. 9-13. Jh.n.Ch":, XVl.Milletleraraaı A1taisti< Kon!J'esi Ell dirieri, Ankara, 1979, •. 154. 16- Elk. F.Köpri&ı. "Proto-Bulgar tıukukuna ü nollar", Tl6k Hukuk ve ldisat Ta-, -,
5J rtıı Mecmuası, B. lııtanbu, 1939, s.3; aÖgel. l'l6k kim tartıl", a.264, 274
vd 17- E1k. "İııı Faclan SeyahııtnAmesl," s.74; fıŞeşen. "İııı Fılllan SeyahııtrıAmesi, lııtariıU, 1975, a.60. 18- Bt. AN.Kucıt, 'Hazar'lara at. I* klabrı ıanıtımaat, TAD. 111. 4-5, 1965, a229 vd 19- Elk. D.M.Dıriıp, lhe Hatı:ıry el the Jewlah Khazara·, a.'R vd, t t t 20- .Elk. Eleyttler. _5469, 590 1, 594 7 vd 21- LKaresoıJu, IA.mad. �-; MA Köymen. "BLıyük � "'1watorlı l).ı Tartıı9, 1, Ankara, 1984, s222. 22- Elk.0.Turan, l'Urk Otıaı H8<.iTıiyeti Me1kCres1 Tartıı9, l-ll, s.168- T76. 23- Bu sltıt. lıükimdar MeUle de geçer ve aülAlenrı karuf �lnana kökle ,ır (bk.P.V. czy, ı-tunlar Avrupada", a.96, 107; LR..aonyl, lartte Twtdlik·, s.59 vd). 24- Tafsien bk. ADonU<, 'Trl"t< devlethie tıAkrniyet ariayışı•, TED, X-X� İatariıU 1981, s.51 n.120. 25- Elk. Eleyttler: 109, 590, 674-016, 1244, 1251, 1258, 1267, 1430, 1561, 1761, 1933, 1934, 1980, 5469, 5901, 5947, 6192. 26- Elk.Beyl: 61227 - ı<ag.mı IU'ı taplamadı. (bk.ı<itAbeler., u. dol).ı, eı ·- ma)'etsiz yen kaQan hatalar işleıi. Yukandıı Gök, 8'a(ııda kıDal )ti-SU'liır ona IU vermediler. (bk. �. .. dıJı:lu, 35. Daha bk. RQlraud, ı..:Empft dea ..-, s.52). Ayn ca bk. Eleyttler: 724, T7 12, T7fl>, 2012, 2 104, 5076. Krş.W.Ebeitlard, "ÇSı ıart ht, a. 143. 28- Mesell, Qök-Tl6k hakarl Ta-po 581 yılRla öüken yerTie Mu-kan'rı cıOkJ Ta-loiJien1 vasiyet etmişti. o..t.nu tö .
� uymadı!) ıc;rı cannes1 aan �>
reddedrnşli (bk.Liu, "ayn.esr: � a.48 vdcl.; M.Mori, '&ki Tl6k tartıi araştr maıan·, Tokyo, 1967, 1258; A.N.Ku"at.
"Gök-Tin< Kagrij)·, DTCFD, X, 1-2, 1952, a.15; LKar� "ayn.esr: a.85ı 29. Elk. &Yit 639. 30. Ek Beyit: 1458, ı 11t 31 Elk. Beyi: 45.3-455.
DrAtx:lülkadlr OOl'K..JK
54
32- Bk. Beyi: 2015, 2017. 33- Bk. Beyi: 545. 34 - Bk. �-. L cloı)ı. t 35- Bk. l.Karesol)lu, "ayn.esr." s.220; SS.Bobçev/Türk.terc/, '1<n.m Han'11 Yasa KoyucUuı).ı·, Giney-Oof)..ı Avru pa Araşbrmalan Dergisi, X-XI, 1983, s.147-150. Kutadgu 8ilig töreniı icracısı dun.nurda olan kla'u (siyAsf ididar) şu şekilde tanmlamaktadır: � düz )'el"de dahi ywarlanan bi" top gibidi"... yeni ve taze olanrı arkasl'1da koşar... Yeni varken eskiye, güzel varken kötüye ne lüzum var?" (bk. Beyi: 662, fı66.).666 . 36- Asya Hunlamdaki bu tı:ıplantıya "Millet Meclisr adı veriyordu (bk. De Groot, "Dle Hunnen . . . " s .52, 59, 80; W.5chmidt, '&ki TürklerTı ır.-, s.86). 'R- Bk. De Groot, ·ayn.esr." s. 188; İ.Kare soı;)lu, "ayn.esr." s.226. JS. Elk. FAlthem, "Attila et les ıv.·, s.138; Ayn.Müel., "Gesdıidie der tuınen•, Pi, s280 vd. 39- Bu-nn Kagarı devri hakbıda bk. aö.. gel, 'Oo!)J Gök-Ti.ıderl hakbıda not ıar·, s. 122- 137. 40- Elk. yk.n. 28. 4 1- Bilge Kagan'11 lk teklifi Çin'de oldul)u gibi Türk ülkesinde de şetWleri surlarla çevirtmek, hisarlar yaptımıakb. Bu lste l)e Tonyukuk karşı çıkarak şöyle de mişW: "'Bunlar oln'ıanW. Biz örnrüıü sulu ve otlu bozkırlarda geçiren bi" mil letiz. Bu hayat bizi daiTıa bi" harp eg zersiz I içinde tutmaktadır. Gök-Tinderin sayısı Çrilem yüzde biri bie deı)ldi". BaşaRamıız yaşayış tarzı mızdan ierl geli". KLNvetli zamriın m ızda ordular sevk eder, akınlar yaparız. Zayi isek, bozkırlara çekil�. mücadele ederiz. � kale ve sıNr 1c;ine kapanırsak. Tang orduları bizi ku şall', ülkemizi kolayca istila eder...". Bil ge'nin dil)er teklifi de memlekette budist ve taoist tapınaklar inşa ettirerek bu din ve relsereyi TLrider arasında yaynıakb. Tonyukuk buna da itiraz ederek: ı-ter ikisi de iısandakl hükmelme ve iktidar clwJsunu z.aara ul)rall'. KlNvet ve sa vaşQiık )'OlıJ ,bu del)ildi". rwıc milletn yaşatmak istlyOaıak, ne bu IAlmlere, ne
de tapnaklama lilcemizde )'el" verme meiyiz. <l)'ıerek bu teklillert medste kab01 etmemişlerdr (bk.ll.ı._·ayn.esr." L �.172 v� m, 224, 462; l.Kar�
4243-
ayn.esr. s.107).
El<. J.RHamllon, ı.a s.140.
Ou gnn...·,
Elk. D..M.I:U*ıp, -ayn.esr." s.82, 1 12,
189. 44- Elk. A.Cormena, •AJexiad", s.172. 45- !3k- A.N.Kurat, � Tarihr, s. 136. 46- LKal'� •ayn.esr." s227 vd
.47- Elk. "Dlr, L s.345, 4n; HL s.394. Aynca bk. "Ol)ıJz Kagarı 0estanı•, str356-358. MedslerW:ı c;alışmaııı hakbıda tafsW için bk. LKaresol)lu. "&ki Türklerde Devlet Meclisi (Tcıyr. l.Mill Türkoloji Kongesi, İstartıU, 1980, s..205-209. 48- Elk. W.El:ıerhard, 'Qı tamr, s.40. 49- Elk. F.Grenard, •Asy8nl'l üstiftöj ve <iişkinÇıl)ı,iı- lııtanbU, 194 1, s. 185. 50- Elk. M. N.Ozerdin, 'Qı dinnı rnenşef ve inanc;lar·, ı;ıeaeten. sayı 101, 1962, s.84 vd Krş. aOgel, 'Türk Milolojisr, s.284. 51- Elk. H.Maspero, ı..a Chine Antique·, Pa riB, 1927, s. 144 vd.; M.Ş.Günaltay, 'U zak şark kadm ÇFı ve Hind", İstanbul, 19-:R, s.53 vd E.skl Çinde biri ay mito lojisrıe dayanan dil)eri ise dinf karakter gösteren iki hükümdarın mevcut bulu nabileceı) de iade edilmiştir, bk. S.Fe !iele'den, W.Koppers, "W< Türklük ve İlk hb-Oennenlik·, s.448 vd. 52- O.Franke, "Aus kullu' ırd gesdichte aınas·, s.291 5> A.Ovistensen, ı.:ıran sous les Sassari des·, s. 13. 54- C.Huaıt, "Andent Penıia and İraniıın dv11za1·1on , s.73. 55- S.M.Arsal, "Urruri hukuk tarH', s.73. 56- M.Ş.Gin:ılay, "ayn.esr." a.261, 268. 57- Elk. Aristoteles, "Atinalılam Devletı-, Ankara, 1943, s.4. 58- S.M.Arsal, "ayn.esr." s.'R. 59- Tarsien bk. A.M.Mansel, "Ege ve Yunan tamr,Ankara, 1971, s. 173 vdd; RG.O karıdan, ı<acfrn Yunanda amme huku kıt, s.43 vd fıO- Elk. S.MArsal, "ayn.esr." s.160. 61 Elk. 1' .şenel. '&ki Yınındıı eşlli< ve eşlsizlik üstüıe·, Ankara, 1970, s. 174. ·
.
55
TÜRK HÜKÜMDAR! 62- 8k. M.E.Bcısch, '1iellenlzm tartını ana hatlan", I� İstanbul, 1943, s. 140- 144; A M.Mansel, "ayn.esr." s.492 v� 63- Bu hukukta Plolema)'OS'lar ve lskender 'ln tanr�ı!) hakkında bk. M.E.Eloııch, "ayn.esr." s.141 vd; AŞenel, "ayn.esr."
s.511
64- 8k. Th.Morrmsen, "'lberrıischeı Staat srecht", il 1, s.1 1 65- RG.Okandan, "Umuni 3nvne hul<Uw",
77- Be. B.Y.Vladn*tııcv, göst.yer Cengiz "
."
Hıın kerdıl yMw � aristokrallan nrı lideri saydı!) lı;Wıdr ki, Onı.rı m* lemde, kararlarn:ia halca �. sadece şehzadelere, nayıınlara hitap edmekte di' (bk.B.Y.Vladiı*taov, "Cengiz Han", s.55).
76- W.Kctwicz'den bk. F.Köprülü. "Protı:r Bulgar hukukına dM- notlar", s3. 79- Be. "MajollarTI Gizi Tarii', s.51, 60, 96, 135 vd, 139, 149; B.Y.Vladinirtsov, s.363. "Cengiz Hıın", s.54, J.14; B.Spuler, "°an 66- RG.Okandan, "Umınıf hukuk tarihi derslen• s.327 vd Majollan"' s. 188; B.Ogel, "Ti:riı Mlolo 61- Kral aynı zamanda loplukıOm ilaNarıyla jisl", s.282 vd . da rrüıasebet hAlindedir' onlarla ktiıat 80- TafsW k;Sı bk. LKafesoj:llu, � Bllig ve küllü' tartıımzdekl yeri", TED, ta bulunmakta, onlarvı hiddet ve gaza bını teskine çalış maktadır, bk. sayı 1, 1970, s.35-37; Ayn. Müel., "Tin< Millf Kültüıir. s.222 vd. �ynca bk. Th..Mommsen, '1.J! droit pubic Rı:ıma in", ili, s.12 vdd. W.Koppers, "I< Tı:wklük ve il< ndo Ger 66- Hense-1..eonard, 'Hellen-1.Atin eski çaj menlik", s.447-449. bilgisr, il, s.309; Ş.Beıtd, "Roma huku 81- Rı:ıma �atcn..ı Al9Jllb.m (mö27 ku", s.20. m.s. 14) mö. 14 de "Tarın" IAn edilmişti' 69- Ö.Karadenlz, "Roma Hukuku", s.56; . (bk.S.M� "Umınır tıukı.M tarihr SAiian, "Roma tarihinin ana hallan", s.364-375; J.R Slrayer, ihe State and s. 17. Religion: An exploratory aımparison in 70- H.Demirciajlu, "Roma Tarihi" 1, s.72. different cultures", s.41 7 1- H.C.O!)uzajlu, "Roma Hukuku", s.22. 82- Türklerde hükimdara "Tıırvuıın ajlu" 72- A.B.Schwarz, "Roma hukuku dersleri", denilmed9 hakkında bk.I. Kafesq)lu, s.134. "Türk Mili Kültü-ü", s222 vd 73- Bk. S.MArsal, "Türk tarihi ve hukuk", 83- Türk hükünıdarvırı yeryüzünü idare ile görevli kılındı!) tarH kayıtlara, Tin< des s370; B.Spuler, "De Goldene Herde", s.250. lirinla, edebi ve siyAsf eserlere daya 74- Bk. B.Y.Vladimirtsav, "Majollarvı İçtimaf �ıılarak belirtilmiştir (tarsiıa için bk. LKafesajkı, "Ti:riı füt!ıhat felsefesi ve TeşkiWı", Ankara, 1944, s.150, 169. . 75- Bk. B.y.VladimirtsoY' "Cengiz Han"' ls Malazgirt mNrebesl'', TED, sayı 2, tanbl,ıl. 1950, s.1 13; Ayn.Müel., "Majol197 1, s. 1-16). larvı lçtimar TeşkiWı", s. 123. . 84- Bk. LKafesoj:llu, "Tin< rutı:ııat felsefesi.. .", 76- B.Y.Vladimirtsov, "Majollann lçtinaf s. 10-12. Donuk 10 dizeraema Teşkilatı", s. 173.
B İ B L İYO G RA FYA Altheim, F., Attı1a et les Huns, Paris, 1952.
Geschichte der Hunnen, Berlin, � 1959, il, 1960, ili, 1961, rı/-V, 1962. Aral., RR, Uygurlarda ısblahlara dair, TM, Vll-Vlll, 1942. Der �tel "lduq-qut", U AJhb, xxxv. 1964 (Türkçesi: lduk-kt unvanı hakkında, TDED, XXrı/-XXV, 1986).
- , . Eski Türi< HukU< Vesikaları, Tin< Kültürü Araşbmıalan, 1, Ankara, 1964. Aristoteles., Atinalılam Devleti (Yunan kla
sikleri nu:62), Ankara, 1943.
Arsal, S.M., 1944.
Umum 1-lıkuk Tartıl, İstanbul,
-, Türi< Tarti ve 1947.
1-Uwk, İstanbU,
Ateş, A, Arapça yazı dhie l...t<çe kelme-
DrAbdülkadir DOf'iC.IK
56 ler, /RRArat İçW, Ankara, 1966. Vabgulı.ılar Meselesi, Belet.en, sayı 115, 1965.
Atlan, S., Roma Taririı Ana Hadan, İstan bul, 1970. Barthold, W., Orta Asya Türk Tcwti Hakkın da Dersler, İstartıul, 1927. Berki, Ş., Roma Hukuku, Ankari!, 1949. Beşevliev, V., Dle Protobulgaren lnııdvlften, Beı1n. 1963. Bobc;ev, S.S., /Türk.tere/, Kıun Han'ırı V& sa Koyuculuı)u, Giny-Doı).ı A� Araşı.malan Dergisi. X-XL 1983. Elombaci, A., Cutlug Bolsııı. UA.Jhb, L .36, 34, 1965; iL 38, 1966. On tlıe ancient Tı.JQc tide El>eteı", Proceeding ol tlıe IXth. MeeQıg ol the PİAC, Naples, 1970. Bombaci, A., The tiısbands c:I Pmceu Hsien -1 Bilge, Studia Tı.eica, Buda pesl, 197 1
Elilge'nrı
1975).
(Türkçesi: Prenses .Hsten-U
kocalan,
TDED, xxı, latanbul,
Broc:kelmarın, C., Holsprache iı Abı.ri<es tan, Venameling varı Opstelen. Festsc lvft IW Prol.&iYijnen, 1929. Brutzkus, J., /Türk.tere/, Eski Kiev'iı T�k Hazar menşe( DTCF DerıJsl, iV, 3, 1946.
Bosch, M.E., /Türk.tere/, Helenizm Tariıi nrı Anatıatıan iL İstanbul, 1943. Cafer� A., Tukyu ve Uygı.Wda Han Unvanları, THIT Mecmuası, L 193l Eski Uygu- Türkçesi � İs-,
tanbul, 1968.
O\avames, Ed., Documerıta su- les Tou kiue (T�a) occidentauıt, Peterstu�
1903
-,
Notes additiomeles su- les Toukiue (Turcs) occldentaux , Peterstıcug, 1903 (Documerıta ...'il Uvesı). Ovlstenııen, A., L'lran sous les Sauanidea, Copenhague, 1936. Clauson, G., An Etymologlcal ı::ıctionary c:I Pre-Thirteenth-Centısy Tı.rklsh, Oıı ford, 1972. . Comıena, A., /lrıg.lerc/, Aleııiad, Landon, 1967. Cordıer, H., Histoire Generale de la Chlrle, vıı. Para, 1920.
Czegledy, !<./Türk.tere/, V�ar wwanı
Tft\, DC, 1951 Dede Kı:ırtU Kll.abı, (neşr.� rıdc;e ye çevmıe ve ac;;M1arna: M.Ergln� An kara, L 1958. l 1963. De Groot., Dle tVTien der Vorchrlallk:hen Zelt, Ber.-.-Ulpr.lg. 192 l Demlrc:loı)kJ, H., Rcma Tarihi L Ar-Mara, 1953. e>.-an-OL.Ogat'ıt-�an ve tercüme eden: B.Atalay) 1-N, Ankara, 1939-1944. DiyarbekH. N., ttn Sanatı. İstariıU, 1972. Doeıfer, G., Tfl'kllche ın:I mongııllsche E lemente in � Wlesba den, L 1963, l 1965, 1H. 1967, r.1, 1975. Donuk, A., Türk Devletilde tıakrnyet anla Yıtlo TED, X-XI, 198 l Dınop, D.M., The Hstoıy c:I the Jewish Khazars, Pmcetcn, 1967. Elıerhard, w., MuatNr Han devmde ttn tartılrle kronı*ıjlc bir blkıt. Beleten, sayı 16, 1940. -. Orta ve OaıtıfAsya haldarnl medenyetl, Tft\, Vl-VHI, 1942. BSl<ac; eski T(l1( ll"IYarl hakkında, Beleterı, sayı 35, 1945. -. çm � KcrntUan. Ankara, 1942. -. Çil Tartt AMara, 1947. E.ı:khardl, S., EJsanede Attila (bk. Altla ve fuılan), İstartıU, 1962. Erarslan, K., Eski Türkçede iııiTHi,iller İstan l:U, 19BO. Esiı, E., ıüı-ay" (Ay-Yıldız mcd'ırWı proto Türk devirden tıakanlıklara kadar iko nogallsı'), VlT.T.K. L Ankara, 1972. Frariıe, O., Gesdıldte des Chineıılachen Aek:tıes, � L 1930, l 1936. ııı. 1937, r.I, 1948, v. 1952. -. Aus kullı.r ın:I Gesdıldte Oılnas, Peklrıg. 194.5. Frye. RN., Seme emty lrarılan lllleıı, Oriena, 15, 1962. Gab.ı*l, A.v., tbl-Tr.k MiNlebeti, R.T.T.K, İstariıU, 1943. -
•
-.
Köktürtdem tartılr1e bir
bakıf -
, DTCF Derglııl. l 5, 1944. -. Alttü1dııche Grammatlc, Lelpzlg. 1950 -. K6klütclertı tartılrle bir bakıf, 111, Şet* g!lızüyle llep, DTCF Derglııl. Vlll, ), 1950 .
.
TÜRK HÜKÜMOA.RI , Dle Staatliche Verfassmg des U lglnctıen Könlgreidw van Koço 9. D.Jh.nChr, XVl.Milletlerarası Altaistik
Kongresi 8ildirieri, Ankara, 19'?9· Genç, R, Karahanlı Devlet Teşkiaıı, lltanbU,
1981 Glraud, R, L'Emplre des Tll"cs celestel, Pa ıill, 1960. Golden, P.B., Hazar Dl, �Y. 197 t -. Khazars Stıdes, 1-l Bııc:!apest.. 1980. Grenard, F., frı.wk.teı:c/, Asyarrı � ve düşk� lstartıul, 194 l Grousset, R, L'Emplre des Steppes, Paris, 1952 Gimltay, f'\.Ş., Uz.ak Şark Kadim Çil ve Hind, lstanbul, 1937. Hamilton, J.R, !.es Oughcus a repoque des Olq Oynasties d'apres lea docu ments dıinois, Paris, 1955. Haussig, H.W., Theophylakls &kın über die skythischen Völker, &tzantian, VllL 1954. .
-.
Dle Qıellen über die zenlralaslamche Herkunft. der wopaeischen A waren, CAJ , iL 1, 1955. Hayy3ı, E., Kilab al-İdr3< li-is.tı .al-Atr3<
( 13 D), neşr. A.Caferoı:!kı. lstanbul, 1931. Hense-L..eoı:ıard, Hellen-Utrı Eski � Bilgi si, 1-:11, lstanbul, 1948. Hrth, Fr., Nachworte Zll" lnschrlt des Ton
jukuk, ATİM, il, Folge, 1899. Huart, C., Arıcient Persia and lranian civi zation, L..ondon, 1927.
57 (TOV), l./>W ltPolojl Kavesı. İstan bU, 198C!. (basılıt tarti).
Karadeniz, O., Roma Hukuku, Ankara,
1974.
KalaUz, A - Mlyakııwa, H., Oeschldıte und
kullw el.-- Völu!rwandene ngıı itlic hen Nornadenvcıl<s; Ole Jou-jan der Mangolel und die Awenn in Mitteleu"o pıı, � KJa.gertut, 1970. . . Koppera, W., le Tı.tWk ve le lrıdo-Oer
rnerjk, Belet.en, sayı 20, 194 t KöprW, F., Eski Tli1c unvan&ama a notlar, THrr MeanJaBı. .. lııtariıU. 1939. J>roto&lgar hukukını dair notlar, n-ırr, .. 1939. Kö)ımen, M., t-ısııı-n.ı ıg ıam Tu.Jru (Tu�o) kabilesi, DTCF Dergisi. 1D. l, 1944. Köymen, MA, � ve Zııman, İıltan
-·
bU, 1972
Büyük SelçukkJ "'1:ıaratorluj).ı ta "' L Ku-Wt Devri. Aricıwa, 1979.
Krader, L, Qarı.Qagan and lhe Begmigs el Mongcıl Klrlgshlp. �. L t Ku-at, AN., Pec;erll!k Tıırh, lııtariıU, 1937. Gök-fük �. DTCF Dergi si, x. 1-2, 1952 -. Hazarlara a bir kitabn tanıtılması, TAD, 111, sayı 4-5, 1965. .
-, IV-XVlll.yüzyılarda Karadeniz ku zeylrıdekl Tin kavmeri ve devletleri, AA<ara, 1972. Kl1adgu Bilig'.RRArat,I, 1-11, İstanbul, 1947, 1959, m (indeks), lstanbU. 1979.
İ:ın Faclan Seyahatrmıesi, /Tr.k.terc/, İ atıiyat Fakültesi Dergisi. L 2, Ankara,
LszlA,F.,KaganveAiıesi, Tin 1-U<uk Tarihi Dergisi. L Ankara. 1944. le Coq, Av., Eln markheisch-Ugll"isches Fragmeııt aus ldukı.tSc:hahri, S&.W,
han, A., Makaleler ve k-ıc:elemeler, Ankara,
Llgetl. L, /Tr.k.tçrc/, Asya !Uılan, tık. Attila
1954. 1968.
Karesoı:ıtu, İ., HarezrnşatW Devleti T.rii, Ankara, 1956.
-. iA.mad. Selçuklular. -, Kutadgu 8i1ig ve �.!iltü" TıııtiTRdeki Yeri, TED, sayı 1, istaiıU, 1970. --o, Türk Milliyetçıliı1ffı Meseleleri, İs tartıul, 1970. Kafesoı:!lu, i, TinruUlhatrelsefeslveMalaz glrt muharabesi, TED, sayı 2, 197 1. -. Türk Mill Ki.ilti6ü, Ankara, 1977. - , Eski Türklerde Devlet Meclisi
1908.
.
ve 1-Uıian, lstanbU. 1962. Uu. Mau-Tsal., Dle Oıiıesischen Nachrich ten Zll" geschidU der Oat-T� (Tu küe), 1-lL Wıesbaden, 1958. Mansel, A.l'ı., fQe ve Yın1n Tıırh, Ankara,
197 1 Maspero, H., La QWıe Antique, Pııris, 1927. McGovem, W.M., The Early Ernplres of Central Asla, Olap!I Hl-North Caroi na, 1939. Menges, K.H., Der Tlel � Han Kara Kltay, UA.Jhb, xxıv, 4, 1952.
DrAbdülkadir
58 -,
The Twklc languages les, Wıesbaden, 1968.
and peoı>
Mrıorsky, v., HudQd'ul.,İJı:rilhe Aelglon el the World a persian geography ':572 A.H.-932 A.D., GMNS, XI, L.ondon,
1937.
Moı:)ollam Gizi Tarihi., !Türk.tere/, Ankara, 1948. Moravcsik, Gy., Byz.antiıotı.rd, 1-ll, � 1958.
Moı1, M., On Oıi-i.fa (Eltbr/Eltbi') Chl chin (irkin) el the Tieh� Tıtıes, Acta Asiatica, 9, 1965. --, Eski Türk Tarihi Araştırmaları, Tokyo, 1967. -. Kuzey Asya'dald eski Baıkır devletlerinin �. ıc:.o. sayı 9, 1978. Müler, F.W.K, Uigurische Glossen, Festsc ıit u Friedrich 1-Wttı, zu seinem 75. Geburtstag 16 Apri1 1920 (OZ). � 1920, s316. Nmeth, Gy., A HonfoglalA Magyanı..g Kla lakul.sa' Budapest, 1930. - . !Türk.tere/, Hunların Di, bk. Atlia ve Hunları, İstanbul, 1962. Oı)lJz Kagarı Destanı., /Ya)'!lllayan ve c;evi ren: W.Bang-RRArat/, lstanbul, 1936. Oı)uzcıı}lu, H.C., Roma Hukuku, Ankara, •
1959. Okandan, RG., KadmYının'daAmme Hu
kuku, İstanbul, 1942.
, urrunr &nme hukuku '1lk zaman.. ıar·' İstariıU, 1946.
-, Urrurlhukuktaıiıi dersleri. İstanbul, 195l Olbridıt, P., Uchida's Ptolegomeııa zu ener Geschichte der Jou-jan. UAJlıb, xxvı. 1-2, 1954. Onat, A., Hsia Devleti, Ankara, 1977 (bas• mamış doçentlik tezi). Orkm, H.N., Eski TürkYazıtları 1-N, İstariıU, 1936-1940. Ögel, B., İk Töles Boylan, Beleten, sayı 48, 1948.
-- ,
Şine-usu yazıtırwı tarihi önemi,
Beleten, sayı 59, 1951.
-,
Dcıı}u Gök-Türkleri hakkrıdıı notlar' Belleten, sayı 8 ı. 1957. -, Orta Asya Türk Tarihi hakkrıdıı bazı yeni araştımalam tenkidi, DTCF Dergisi, xvıı, 1-ı. 1959.
-.
CONUK
ialAmyett.en önce mi< Külü' Ta-
� Ankara, 1962.
-, . Türk KültUüüı Gelfrne ÇaOlan. 1-11, lııtanbul, B7 L -. Türk �. Ankara, mt -, Büyük tbı �atıırluOu Tarti, L Ankara, 198t
-- , Türk 1982.
Devlet
Anlayışı, Ankara,
ÖlermTI, M.N., Qı ehin nıentef � inanç
lar, Beleten, sayı 101, 1962 Parker, E..H., A 1holaarıd Yeıını el the Tar. .
tars, L..ondon, 1895.
Peliot, P., L'Origiıe de Tou� nom d*lo
la des Tura, TP, XVI, 1915.
Note � les Tou.yu-houen et les Sou-p'� TP, XX, 192 l
Plitsak, o., Sta'nmemıırnen ın:I llulatu ren der altalııdıen Vöker, UAJlıb, XXIV, 1-2, 1952. Der ırtergang des Aelches des QOlız� YabguJF. Köprülü Arma �. lstanbU, 1953. Puleyl>lan<. E.G., The Ccınsonarılal Systmı el Old Oıina, Asla Major, IX, 1963. P;iıdlolf, W., Das KWtku Bilik, 1, Petersbu'g. 189l Ramsledt, G.J., AIUkishe ın:I Mongolisc he 1lel, M.Sfou, 55, Helsirıki, 195 l R..sonyl, L, SU' cp!lqı.ıes c.ategories des rıorre de persoones en Tu-e, Acta ln- guislica, Budapest, 111, 3-4, 1953. Tartte Türklük, Anlara, B'/L The Psyıchology and Categorles el name givng among the Twkish pe oples, /tbıgaro-Tu-dca: Studies il 1-b nour of Julıus Nemelh', Budapest. 1976. Sctvnidt, W./Türk.terc/, Eski Türklerin Din,
TDED, XUL 1965. Schwarz, AB., !Türk.tere/, lbna hukuku dersleri, L İstariıU, 1965. Shiratcrl, K, A Study on the titles Kagları and Katın, Toyo Burıko, L 1926. -- , !Türk.tere/, Kagıan ı.ıvanınll menşe( Beleten, S!IYI 36, 1945. Spuler, B., !Türk.tere/, �an Moı)cılan. Anka
ra, 1957.
Ole Goldene Horde, Wlesbaden, 1965. Strayer, J.R, The State and Aelgkın: Cultu-
TÜRK t-iıKÜM�RI res, Comparallve Stules il Society
and Hstoıy, � 1. The H;vııe. 19'J8. &mer, F., Oı)uzlara Ait destanr mahiyette eserter, DTCF Dergisi. XVll� 3-4, 1960. �lar (Tımnri!r) Tariıleri-. Bcıy T� Dest.aAan, Mıara, .mı. Şeşen, R, tın Fazlan SeyahatnArnesl. lstan bul, 1975. Şenel. A., E.ski y� siyasal dütfnll, Ankara, 1968. E.ski Yınarıda eşli< ve eşitsizik iistift, Ankara, 1970. Taıeri, A., Türtc Devlet Geleneı). Mıara, 1981
Tekil, T., A Qrammar el Ori<hon T..ıdc, Bloomlııgton, 1968. Th.Mommsen. , Le ctoil p.üc lbnaSı, Pa
ıil, 1893-94. bmisches Staatsrechl, � Hl. IH. 1112. Basel, 1952.
Thomsen, v lnscrlptions de rOrkhon dctıilfres , M.5Fou, 1894.
59 Togan. Z.V., CiruYI Trl'k Tartn �. İl
tarb.ıl, 1970.
-- � Deııtan. İııt.rid. 1972. Twan, O., Çiıglz Adı Hakbıdıı, Beleterı, sayı �. 1941 lg iRiSi hakknda, Tft\, VU-Vlll, 1942. ı:rn CNn Haknıl)ııeti � TarN, 11tarD4 1979.
V.ay, P., fTl:.k.terc/, ttnar A�'da, bk. Alda ve ttnan, lltarD4 1962.
�. 8.Y� fTl:.k.ten:/, Moı)ıl;nl lçtmal'TeşkUlı. �a. 1944. . fTl:.k.terc/, Cengiz Hıın, latartu, -·
1950.
Yakubou.\kiY., A.Y., fTl:.k.terc/, D<. ve X. a Sl'larda itil ve açw·ın tarH lopo!J"alisl meselesne dl*, Eleleterl, sayı 62, 1952. l.ajaczkı:ıwskl A., rrr.k.terc/, Hazar kültiiü ve variııleri, 'Beleten, sayı m. 1963.
.•
KISALT MALAR Act.Or. = Ada orientaia (Budapest�
Ah.Gramm = AlttLl'kische Granvnatik (A.v.Gabain� ATİM = Alttürkische lnsdriten der Mongolei (Pelersburg� CAJ = Central Asiatic Jounal (The �� DLT=C:tl&ı-01..ilgat'i tTürtc. .Coı)'afya Fak�DTC Der � ETY E.ski Türtc Yazılan (H.N.Orkıın). ELJS = E.ski Uygw � (A.Calerol).ı� HMK = A Honfoglalo Magyarsag Kialakulasa (Gy.Nemeltı� İA= İslam Arısidopedisi (İstartıU). KB = Kı.tadgu 8ilig M.5Fou = Memoire de la Societe Fınno-ougrieme (Helsirıkı").
� ���:t =
SPAW Sitzı.ıgeııbeıicht der preussischen Akademle der Wlsaenscha/ten (Bem� TAD = Tartı Araştrnıalar Dergisi (Ankara� Ti}\Y = Tin Dili Araştırmaları Yıllı) (Ankara� TDED = Tın< Dili ve f.ı::leblyatı Dergisi (İs=
Derglsi_ (İstartıU). �,Eiıstiüsü Tin< ttJkuk ve lklisal Tartıl
rn;>
1lifT Mec.
•
Mecmuası (İst� TM = Tiöiyat Mecmuası (İstartıU).
TP- Tcuıg Pao (Pııris� T.T.K = Tin Tartı Kı:ın!J"esl UAJN> = Ural-Alaiııche Jahrbücher (Wlesbaden�