Ahmet Özenbaşlı - Çarlık Hakimiyetinde Kırım Faciası

Page 1



Ahmet ÖZENBAŞLI

ÇARLIK HAKİMİYETİNDE KiRiM FACİASI

İstanbul Türkçesine çeviren

İsmail OTAR


lsmail OTAR Kültür Serisi Yayınları -2 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Eskişehir Kırım Halkbilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneğine aittir ve lsmail OTAR'ın izni alınmadan

kitabın tümü ya da bölümleri mekanik,

elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 1 . Baskı : Aralık 2004

1000 adet basılmıştır. Kapak Tasarımı

: Recep ŞEN - Erkan CiBRE

Yayın Y önetmeni

: Recep ŞEN

Baskı ve Cilt Metin Ofset Matbaacılık Yelkovan iş Merkezi Bodrum Kat: 19-20 Tel: O (222 ) 233 20 58 - 234 09 35 Eskişehir

Eskişehir Kırım Halkbilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Cumhuriye Mah : Zübeyde Hanım Cad.26/B ESKiŞEHiR Tel(222)2204334 - 2304192 Belgegeçer ( 222 ) 2338328 e-posta : ekhad2000@hotmail.com Kapak Resmi: Sonun başlangıcı sürgündeki Kırım Türklerinin Vatan Kırım'a dönüş için yaptıkları Miting-Kremlin Meydanı Moskova- Temmuz 198 7

ISBN 975-98450-0-8


Kitabın yazarı AHMET ÖZENBAŞLI hakkında Ahmet Özenbaşlı,

10

Şubat

doğdu. Babası, Seyit Abdullah

1 893 te Kırım'ın Bahçesaray şehrinde (1 867- 1 924) dır. (annesinin ismini temin

edemedik.) Ahmet, Akmescit Gimnazyumundan

1 91 5

1 91 4

te Odesa T ıp Fakültesine girdi. Şubat

milliyetçi

Kırım

gençleri

gibi,

Kırım'a

te mezun olduktan sonra,

1 91 7

döndü.

ihtilali üzerine, diğer

Kırım

Müslüman

icra

Komitesine üye seçildi. Çelebi Cihan ve Cafer Seydahmet Kırımer'in millT sahadaki yakın çalışma arkadaşlarından biri oldu. Kırım MillT Kurultayı'nın kurucularından idi. Moskova'daki "Bütün Rusya Müslümanları Kongresi"ne ve Kiyef'teki "Bütün Rusya Halkları Toplantısı"na Kırım heyeti üyelerinden biri olarak katıldı. "Tavrida Eyaleti Komiserler Heyeti"ne ve "Halk Vekilleri Sovyeti"ne Kırım Tatarlarının vekili olarak iştirak etti. Rusya'daki iç savaş sırasında Kırım'da Maarif Müdürlüğü ve Millet Gazetesi'nde yazarlık yaptı. Kırım'da "MillT Fırka"nın ileri gelenlerinden biriydi. Sovyetler devrinde

1 920

den itibaren gizli çalışma yoluna girdiler. Bilhassa, Kırım Türklerinin

toprak ve maarif mevzuları üzerinde durdular.

1 92 1

de, Kırım T ürklerinin "Totayköy Pedagoji Tehnikomu"na müdür

tayin edildi. Kırım Devlet Üniversitesi T ıp Fakültesinde,

1 922

de, nöro-patoloji

ihtısası yaptı.

1 924-1 927 zarfında,

Kırım Muhtar Cumhuriyetinde, Maliye Halk Komiser

Yardımcılığı vazıifesinde bulundu

Daha sonra da meslekinde çalışmağa

başladı. Fakat, Ruslar, Kırım T ürklerini imha programlarının yeni safhasının tatbik zamanı geldiğine karar vererek harekete geçtiler. Binlerce kişiyi tutuklayıp sürdüler. Bu meyanda bütün münevverleri ve

12

Nisan

1 928

de de Ahmet

Özenbaşlı'yı tutuklayarak Moskova'da Butıir Hapishanesine kapattılar. "Milli Fırka'da inkılap aleyhdarı çalışma" ile suçlayarak OGPU'nun tarihli kararıyla ölüme mahkum ettiler. Fakat, cezası,

30

17

Aralık 1 9 2 8

Ocak 1 9 3 1 de 1 O

yıl sürgüne çevrildi. Çalışma kampındaki iyi hareketlerinden dolayı, 1 9 34 te,

-1-


Kırımda

yaşamamak

şartıyla,

serbest

bırakıldı.

Bir

müddet

NovoRossiyski'de bulunduktan sonra, Dnepropetrovsk ilinin Pavlograd şehrinde mesleki ile iştigal etti. ikinci Cihan Harbinde Alman işgali sırasında Kırım'a geçti ise de kısa bir zaman sonra Romanya-Dobruca'da Kırım T ürkleri arasına gitti. Romanya, Ruslar tarafından işgal edilince onu da yakalayıp Moskova'ya götürdüler;

20

Eylül 19 4 7 de 25 yıl sürgüne mahkum ettiler. Ağır hastalığı sebebiyle

sekiz yıl sonra serbest bıraktılar. Özenbaşlı, bundan sonraki hayatını, Tacikistan'ın Lenin-Abad şehrinde mesleğinde çalışarak doldurdu ve 4 Aralık 1958 de orada vefat etti. Kemikleri, 199 3 te Kırım'a getirilip Zincirli Medrese'nin bahçesinde lsmail Gaspıralı'nın mezarı yanında defnedildi. Allah, gani gani rahmet eylesin; Kırım T ürklüğüne hizmet edenlerin hepsini olduğu gibi, onu da, şehitlerden saysın .

. .

* lsmail OTAR

•·

llıı )al'.ıd;ıki ic'knik hilgikr: Fi\ZI L. Rıı;ı: N,\(i.·\YLl-._Salh'r:

Kırını Talar Edcbiyaııııın Tarilıi: J\kıııcsciı.

KulffNLZIR. Zakir: Kırını Taıar Eddıiyaıı. Akıııc,;ciı:

-

2

-

2000: S.59-61

2001.

sahi le

den alınıııı�ıır.

307-309

dan

\'C


KiTAP HAKKINDA BiRKAÇ SÖZ Ahmet Özenbaşl ı, " Çarl ı k Hakimiyetind e Kırım Faciası yah ud Tatar Hicretleri" ad ıyla yazd ığı bu kitabı 1 925 senesind e Arap harfleriyle Kırım' ı n Akmescit şehrind e bastırmıştır. Biz, kitabın bu baskısından eld e ed emedik. Yalnız Arap harf leriyle el yazısıyla istinsah ed i lmiş bir nüshası elim izde vard ı , onu Latin harf lerine çevi rerek baskıya verd i k. Özenbaşl ı' n ı n bu kitabını lsmail Hasanoğlu Kerim ile Meryem Ahmetkızı Özenbaşlı 1 997' de Kiril harf leriyle Kırım türkçesiyle aynen Akmescit'te "Kırım Faciası" ismiyle bastırmışlard ı r. Bu kitapta ayrıca " Dünümüzün Canlı Levhaları" ad lı yazısı d a mevcuttur. Biz, rusça kelimelerd e ve bazı d ipnotlarda bu baskıd an istifad e ettik. lsmail Beye ve Meryem Hanıma teşekkürlerimizi sunarız. Ahmet Özenbaşl ı yazı bakımınd an vel ud b i r kişiyd i . " Kı rım". "Okuv i şleri" , " i leri" , "Yaş Kuvvet" gazete ve mecmualarınd a tari h , etnog rafi , ped agoj iye ait makaleleri çıkmıştır. Ayrıca "Yı kıntılar Astında Yı kı ntılar Altınd a" piyesi ve bazı hikayeleri mevcuttur. Biz, kitabı, yalnız "Çarlık Hakimiyetinde Kırım Faciası" ad ıyla neşretmi ş b u l u n uyoruz. Çünkü çarl ığı müteakip kom ün istler d e hak i m iyetlerini kuvvetlend i rd i kten sonra Kırım Türkleri ni tamamen imha yolundaki çarl ı k programını d evam ettird i v e neticeye eriştiler. Halen dahi K ı r ı m Türklerin i n vatanlarına dönüşü ve çalınan menkul v e gayrımenku l mallarının iadesi tahakkuk ed ememekted ir. Kitabın aslının 1 925 senesind e basılmış olması sebebiyle komün i stlerin Kırım Türklerine karşı güttükleri siyasetin teh l i kesini sezen yazıcını n , kitaptaki ifad elerind e b u hususu hep gözön ünd e tuttuğ u n u okuyanlar nazar-ı d ikkate almal ıd ır. Bu sebeple biz d e bittabi! bu kısımlara ve yazıcının iktisadi tefsirlerine iştirak etmed iğimizi arzederiz. Kitabın haşiyelerinde Ahmet Özenbaşlı' nın d ipnotları (A.Ö.); lsmail Kerim ve Meryem Özenbaşlı'nın neşrettiği kitaptaki haşiyeleri (K.F.) ve İ smai l Otar' ın d ipnotlarını d a (Is.Otar) ifad eleriyle belirt tik. Bu kitabın hazırlanmasınd a ve neşrind e çok büyük yard ımı olan Recep Şen kard eşimize ve d iğer arkad aşlara sonsuz teşekkürleri mizi sunar; hatalarımızd an dolayı özürlerimizin kabulünü rica ed eriz. İ smail OTAR =

-3 -


BİRKAÇ SÖZ Kı rım Tü rkle rinin çarlık id are si altınd a çe kmiş old uğ u zulüm ve sıkıntılar net icesinde me ydana ge lmiş olan hicretle r, Kırım ge nçliğinin evve lde nbe ri d ikkatini çe kiyord u . H al kımızın ge ç i rmiş old u ğ u bu fe ci d urum hakkınd a ihti lalde n evve l d oğ ru b i l g i toplamak mümkün de ğ i ld i . Daha lise s ı ralarınd a i ke n ince le me ğe başlad ığ ı m ız b u konu hakkınd a, ü nive rsite n i n büyük kütü phane ler i n i n ze ngi n raflarınd a d ahi ge re kli mate ryali bulamamıştık. De de le ri mizi n çe kmiş oldu ğ u bu fe ci d u rumları n üze rinde ki pe rde , biz tor unları içi n , ancak, i htilal de n sonra, Ode ssa Umumi Valiliği id are sinin kapı ları üze rinde ki ağı r kil itle ri n k ı rıl ması ve Tavrida Eyale ti Arşivi'nin gizli köşe le rine yaklaşmanın mümkün olm ası i le kald ı rılabild i ; ve yıllarca saklı du ran bir çok gi zli e vrak ve ve sika e le ge çti . işte , Tatar h icretle r i n i n , bugüne kad a r karan l ı kta b ı rakı lmış e sas se be ple ri n i , şi mdiye kadar bu hususd a R usça çıkarılmış makale le rde ye r almamış g izli me ti nle r i le ayd ı nlatmak imka n ına d a nail olmak s u retiyle ve ancak bundan sonra saygı l ı okuyucularımıza sunabild ik. 191 1 yılı nda başladı ğ ı m ız araştırma ve i nce le me le rin, ancak on be ş se ne sonra ne ticele n me s i h us u s u nd aki k u s u rumuzun, zi k re tt i ğ i miz se be ple rle maz u r görülme s i n i rica ede r ve kitabım ızd a görüle ce k noksan ların lütfe n bize bild i rilme sini te me n ni eyle rim. Bazı ge re k l i bilgile ri e lde etme k hususund a yardımlarını görd üğüm A. M. Mihaylov, N . N . R ud ne v, Y. Muhi lye , A. Refatov, Ş. Be ktöre , A. Bod aninskiy, B. Çobanzade ve Y. Gafarov arkad aşlara; ayrıca, kitabın tab'ı hususund a m uave nette bul unan H . Od abaş, H . Baliç ve lsmail Le manov arkad aşlara teşe kkürle ri mi sunarı m. Ahmet Öze n başlı

-4-


1-

Kırım'da Türklerin ortaya çıkışı

Birçok tarih çiler, Kırım'a Türklerin ilk ayak basışını, Subatay (=Sobutay) Batır'ın 1 223 senesinde Kalka suyu yanınd a Rus knyaz larını ye nip i l erledi ğ i zamana bağlarlar. Lakin, bundan evvel, d ah a 1 1 inci yüzyı l da, Rusların "polovtsıi" ded ikleri (Türk soyund an) Kıpçak ve Kuman ' ların Don nehrinden Tuna nehrine kad ar olan ovalard a h üküm sürd ü kleri; bunlard an da evvel yine Türk kavi mlerinden biri olan Peçenek' lerin uzun süre buralard a yaşad ıkları gözönünd e tutulacak olursa, Türk-Tatar h al kları n ı n , 1 223 se nesind en bi rkaç yüzyıl e vvel Kırı m ' a ye rle ştikleri1 ve orad a hük ü m sürd ü kleri anlaşıl ı r. Bu incelemeleri tarih ile uğraşan lara bırakarak, biz, Kırımın, Türk kavimleri tarafınd an ilk iskanını, Sobutay Batır' ı n , savaşlard an yorulmuş olan ord u larını dinlend i rmek için Kırı m ' a getirip , o zamanlar Cenevizler ve Venedikliler id are sinde bulunan ve büyük, ze ngin bir ticaret şehri sayılan Sudak ile bulund uğu vad iyi yağma ettiği günde n sayabiliriz. Sobutay, Kırım'da kend i kumand anları nd an birini bırakarak o sıralarda Mogollarla savaşmakta olan Ceng iz' in2 oğlu Cuci3 Han' ın i md ad ı na gider.4 1 261 se nesinde, Or-Kapu' (= Perekop)nun kuzeyindek i ovalarda kalmış olan Tatarlar, Nogays ad lı bir batırın id are si altınd a Kırım'daki Tatarlardan ayrı larak "Nogay Ord ası" ad ıyla kend i başlarına yaşamağ a başlarlar. Nogay Ord as ı , bu sıralard a Yed içkül, Canboyluk, Yed isan ve Bucak6 adları ile dört bölükten ibaretti. 1- Saray7 Tesiri Kırım Tatarları ise, ayrı bir ulus sıfatıyla Altun Ord u tarafından tayin olunan ve Sul hat'(="Eski Kırım" ad lı şeh i r)d a otu ran tud u n(=vali)ları n idaresi altınd a bulunuyorlard ı . 1 Nitekim Kırım'da eski Türk kabilelerinden "As" adını taşıyan liç köy yapılmış olan haritada bu isimleri tesbit edebil iyoruz. (İs.Otar) 2 1 1 5 5- 1 227. ( K .F. s.65 ) 3 Cengiz Hanın büyük oğlu; ?- 1 227. ( K.F. s.65 . ) 4 B u bilgide bir hata olduğunu zannediyoruz. (İs.Otar) 5 ?- 1 300. Altun Ordu'da büyük nüfuzu vardı. (K.F s.65.) 6 Bucak, şimdiki Besarabya (A. Ö .). 7 Altun Ordu Devletinin İdil boyundaki başkendi (İs.Otar)

-5-

var

itli. XIX. Yıiı\ıl h;ı�Lırıııd:ı


O sıralarda Avrupa, Asya ve Afrika (Mısır) ticaret yollarının birleştiği Kefe (=Feodosya), Sudak ve civarı Ceneviz ve Venediklilerin elinde idi. Altun Ordu hanları, bunların din ve adetlerine karışm ıyor; yalnız vergi alıyorlardı. Vergiyi vaktinde vermedikleri veya herhangi bir itaatsizlikte bulundukları taktirde, Tatarlar, onları itaate getirirlerdi. 1 323, 1 32 7 ve 1 328 yıllarında Altun Ordu hanlarından Özbek Han tarafından yapılan te'dip hareketleri bu kabildendir. Diğer zamanlardaysa Altun Ordu hanları Kırım'a gelmezlerdi. Yalnız, Özbek Han, kendisinin Kırı m ' a karşı ayrıca bir teveccüh ve sevg isi olduğundan, Kırım'da epey bir müddet yaşamıştır. 1 4. yüzyılda Kırım'da müslümanlığı kabul etmiş ve yaymıştır.9 Altun Ordu'dan uzaklığı yüzünden Kırım ulusunda, ayrı bir hükümranlık sahibi olma düşüncesi ötedenberi mevcuttu. Gerek yukarıda adı geçmiş o lan Nogay ve gerekse tarihte meşhur Mamay1 0, bu fikre kapılarak Kırım'da kendi hanedanlarını kurmak istemişlerse de Altun Ordu'nun daha kuvvetli olması ve Or-Kapu ' nun kuzeyindeki Nogayların başıbozukluğu buna imkan vermemişti. N ihayet 1 420 yılında Edigey ( Edige)1 1 Sultanın ölmesinden sonra, Altun Ordu'da baş gösteren karışıklık neticesinde Kırım'da istiklal fikri kuvvet buldu ve yavaş yavaş Kı rım ulusuna mahsus olan "T arak" damgası, Altun Ordu - Kıpçak damgası olan "Zengi"den ayrıldı. Böylel ikle Kırım , o zamanın Tatar siyasi hayatında gittikçe ehemmiyet kazanıyordu. M üstakil bir devlet şekline girmek üzere bulunan Kırım'ı elde etmek. Altun Ordu sülalesinden birçoklarının iştihasını kabartıyordu. Bu sebeple, Cengiz hanedanı arasında pek çok entrika ve düşmanlıklar ortaya çıkıyord u. Bu sıralarda Kırım'da iki ailenin çarpıştığı görülüyordu. Bunlardan biri olan " Kofirat" ailesi, Altun Ordu taraftarlı ğ ı n ı yürüten siyasi gruba önc ü lük ediyordu; son han olan Ahmed Han ' ı n Kırım tahtına oturmasına yardım etmişti. Bu siyasi cereyanın aksine çal ışan hareket ise "Şirin" ailesi tarafından yürütülüyordu. " Konrat" Haydar M ı rza öldükten sonra yeri ne geçen Seyd Ahmed Han'ın düşmanı olan "Şirin" Tegene M ı rza'nın itibar ve nüfuzu arttı. Tegene M ı rza, kendi grubunu hakim kılmak için , vaktiyle Seyd Ahmed Han'ın takibinden kaçmış olan hanzadeleri arattırd ı . Böylece, n ihayet, birçok mahrumiyetler ve işkencelerden sonra, Cengiz'in dokuzuncu batından torunu olan "Melek H acı Gi ray" 1 2 , bu sıralarda Leh

8 Özbek Sultan Muhammed. 9-1342. Cülusu

13 1 3. (K.F s.66) Kınm'da müslümanlıgın bundan çok eY\'el nıe\'cuı olduğu hak kın d a birçok bdirıikr \ardır Ll'.cüııık. Bahçesaray yanında "Kırk Gaziler " mezarl ı ğ ı ııda bir mezar taşı üzerinde Hicri 11 O senesi tarihinin lllC\ c·ud olması, Özbek Han'dan birkaç yüzyıl evvel Kırım'da müslümanlığın mevcut bulunduğunu gl>s1c·rıııc·kıcdir ( A.Ö .) 1 0 ·ı_ 1380. (K.F. s.66.) 1 1 1 352- 1 4 1 9; Timur Kutluk'un ölümünden ( 1 399) sonra Alıun Ordu hükümdarlığına gcçıı. ( l\..F. , (ı(l) 1 2 "Hacı Giray'"ın asıl adı "Devlet Berdi" idi. Hacı Giray adı şöyle \'erilıni�ıi: Bir aralık l\.onraı '"'·ııııun yardımıyla Kırım'ı ziyaret eden Seyd Ahmed Han, Hacı Giray'ııı amca s ı Ali'yi. 1 lacı Giray \'C .-\li"niıı nğlıı 9

-

6

-


ve Litva halklarının tesis ettiği devletin yardımıyla Kırım Hanlığını ele geçirip 1 448'de Kırım'da Giray Hanedanı' nı tesis etti ve Kırım'ın istiklal bayrağını çekti. 2- lstanbul Tesiri Fakat, bu istiklal, kısa bir zaman parlayıp kaybolan bir ışı k gibi ani bir şeydi. Çünkü, Hacı Giray'dan sonra devleti eline alan Meng!T Gfray13 , amcazadeleri tarafından devam etmekte ola n entrikala rın, sonunda iyi bir netice vermeyeceğini düşünüp, ulema ve mırzaların da muvafakatini alarak, lstanbul fatihi Sultan Mehmed ' i n 1 4 himayesine g i rd i . Sultan Fatih ise kahraman ve mahir cenkçiler olan Tatarların kendisi için emin ve sağlam bir destek olacağı ndan şüphe etmiyordu. Onun için Mengli Giray'dan bu haberi alınca derhal bir sıra paşalar ve yaverleri ile Kırım hanı ve zadeganına nişanlar ve hediyeler göndererek irtibata geçti. Laki n, Su ltan Fatih'in bu nişanları ve hediyeleri� Kırım Türklerine, sonradan pek pahalıya mal oldu.15 Bu zamana kadar Tat ar hanları , çocukluklarını, Çerkes kabilelerinden birinin arasında terbiye ettirerek gayet sade, bedeviye yakın bir yaşayış ile yetiştirdiklerinden saraylarında debdebe ve ihtişam bulunmazdı; fakat bu siyasi bağlantı neticesinde lstanbul'la münasebete başlandıktan sonra, hanlar l stanbul'un debdebe ve ihtişamını yavaş yavaş taklid 'e derek, halkın evvelki sadeliğinin ve yiğitliğinin bozulmasına zemin hazırladılar. Diğer

"Canay" Oğlan'ı devlet düşmanları diye öldürmeğe kasdetti. Bu haberi işidir işitmez iki şehzade Özü "=Dinyeper" suyu taraflarına kaçtılar. Bunları öldürmek için arkalarından kovalayan Seyd Ahmed Han'm adamları biçareleri su kenarında buldular. Şehzadeler, can korkusuyla kendilerini Özü nehrine attılar. Düşmanlarının oklan arasından atlarıyla birlikte yüzerek karaya çıkabilmiş iseler de ziyadesi ile yorulmuş ve korkmuşlardı. Hatta, Hacı Giray bir iki yerinden yaralanmıştı. Sürüne sürüne epey yol gittikten sonra Hacı Giray, babası "Gıyaseddin" Han'ın yetiştiği "Devlet Keldi Sofu"nun evine sığındı. Devlet Keldi Sofu, hanzadelerin terbiye aldığı Giray kabilesinin büyüğü idi. Gıyaseddin'le taraftarlarından ve sadık dostlarından olan Tegene Mırza, başına topladığı Tatarlarla Seyd Ahmed'i tahttan indirip onun yerine dostunun oğlu Hacı Giray'ı han olarak oturtmuştu. Kendisini tebrik için gelmiş olan Devlet Keldi Sofu, Hacı Giray'ın adının nasıl takıldığını şu şekilde anlatmıştı: Hacı Giray doğduğu gün, Devlet Keldi Sofu'nun Kii'be'den geldiği güne rast geldiğinden babası Gıyaseddin, oğlunun adını (Hacı) koymuş ve ( Giray) kabilesine bir cemile olmak üzere de (Hacı Giray) demişti. Devlet Keldi Sofu bu macerayı anlatıp bundan sonra doğacak hanzadelerin de Giray lakabını ta şımalarını rica etmiş ve böylelikle kabilesine bir yadigar bırakmıştır. (A.Ö.) l3 Hanlık devri: 1 466- 1 5 1 5. ( K.Fs.67.) ( Fasılalı olarak. Is. Otar) 14 Fatih Sultan Mehmed 1 432-1481. (K. Fs.68.) 15 T ürk bütünlüğü bakımından gerek Ahmed Özenbaşlı'nın bu fikri ve gerekse Yavuz Sultan Selim'den sonraki padişahların Kırım Hanlarını Rusya'dan başka cephelerde meşgul etmeleri bize göre yanlıştır. Çünkü Rus tehlikesini en esaslı şekilde gören Yavuz Sultan Selim olmuş ve Kının Hanlarının yalnız Ruslarla uğraşmasını ve kendisinden sonraki padişahların Kının ordusunu başka cephelere göndermemesini vasiyet etmiş ve bu kanunu terk edene lanet etmiştir. Halbuki sonraki padişahlar Kının Hanlarını lran'a, Amavutluk'a, Viyana'ya, Kaçanik'e vs. her cepheye göndermiş, bu suretle bir taraftan Kının ordusu zayıflarken bir taraftan da Rus ordusu kuvvetlenmiş ve Tuna yalılarına çıkmıştır. Mamafih, böyle olmasaydı da Türklük, umumiyetle, çağdaş ilim ve fenne uymadığı müddetçe cezasını çekme durumunda idi ve öyle oldu. (Is.Otar)

-7-


taraftan, lstanbul sarayını sarmış olan entrikalar da Kırım gibi zengin ve mamur ülkeyi, onun kahraman halkıyla beraber, yavaş yavaş, bir oyuncağa çevirdi. Hanlar, gitgide, bir sinema oyuncusu gibi, biribiri arkasından değiştirildiler. Memleketin, halkın, maarif ve medeniyet yolunda ilerlemesi temin olunacağı yerde, ardı arkası kesilmeyen harplerde, mechul ve manasız sebeplerle, Devlet-i Aliyye için kan dökmeğe mahku m edildiler. "Viyana" 1 6 d iplerinde, " Kaçanik" 1 7 g eçitlerinde Türk ordusunu büyük teh l i kelerden kurtaran Kırım Tatarı , n i h ayet , Kateri na' n ı n1B , Potemkin ' leri n 1 9 esaret zincirleriyle bukağ ı lanırken Bab-ı Ali 'den bazı "Ayat-ı Kur'aniyye" ve tatlı sözler ile teselliden başka hakiki bir tedbir, doyurucu bir yardım görmüyord u ; ki galeyana gelen Türk kamuoyunun baskısı, Kırım'ın geri alınması için, Türkiye'yi, Rusya'ya karşı harp ilanına mecbur etmiş; fakat, bu da 1 787'de son derece feci neticelenmişti. Böylelikle, 1 42 8'ten 1 783 senesine kadar üç yüz yıl kadar devam eden müstakil Kırım'da 45 kadar han gelip geçmiştir. (Kırım hanları sülalesi cetveline bak.) Sultan Fatih'in lstanbul'u zapt ettiği 1 453 yılına kadar Kırım, Asya ile Avrupa ve Afrika'yı birleştiren cihan ticaret yolunun üzerinde bulunuyordu.

1 6 Yalnız Viyana seferindeki mağlubiyeti değil uımımiyetle orduların yenilgisiıuk

b:ı) ka lan n ı

,w;lıı

hıılın.ık

umumi kaidedir. Viyana'da da Kırım hanının değil. bizzat ordu kumandanının hırs 'e lıaıa" L'll hm iık :·ııııil olmuştur. Bu hususta tar ihçilerin yazıları neşred ilmiştir ve yakında da ayrıca yayınlanacaktır. ıi,.tJı:ırı 1 7 Kaçanik geçidine gelince: Zamanm padişahı. Selim Giray'a "Ncmı;e kal"irinin Soı:ya'ya doğru ıkrkıııcldL' olduğunu, yeniçerilerin başcdemed iğini ve derhal yetişmesini" bildiriyor. O sırada Rıısl;ır Kınııı':ı leci\ ıiı etmek üzeredirler. Selim Giray Kırımlıların bu husustaki ikaz

\'C

ricalarına r:ığıııen ıırdıNı ik l{ıınıcli\·e

sürat le gel iyor, Kaçanik geçidinden çıkar çı kmaz Kayser'in ordusuyla karşılaşıyor. "Nemçe kafiri ateşbazlıkta mahir olup" Han ordusunu ilk

h amlede yeniyor. flan derhal lop a rla ıımır ,,. "Kıı�

yiğitler din ve millet uğrunda kurban gerekt ir" diye lıclalkşiyor ve yeniden lıücuııı;ı ge.;iyor1'ır. K"�'"r de dahil olmak üzere düşmanı öldürüyor ve bozguna uğratıyorlar. Tarihin dediğine göre 'Tcnclhıs-ı De' kı-i Aliyyeyc scbcb-i müstakiller oldular= Osmanlı devletinin nefes :ılıııasırnı lıa �l ıca sclıdı oldııl;ır." Noı: llıı

arada Rus ordusu Kırım'a girip şehirleri yakıp gitti. (Is.Olar) IS Katerina-2, Alekseyevna. 1 729- 1 796. 1 762 yılında Rusya İmparatoriçesi olı.Ju. (K.r s.(ıX) 1 9 Potemkin, Grigoriy Alcksandroviç, 1 739- 1 79 1 . Kater ina' nı n ..:n yakm yardııııcılarını.lan K ınııı'ııı Rıhy" tarafından işgalinden sonra. kendisine "Tavriçeskiy" unvanı ver i lı.l i . ( K . F s.6K.)

-

8

-


K ırım 'da, bu ticaret, Cenevizler, Venedikliler ve R um lar tarafından yürütülüyordu. M angup, K ırker (Çıfıt-Kale), K erson (Hersones), K ırım'ın, bu devirdeki siyasi merkezleri idi. Sudak, Sulhat (=Eski K ırım) ve K efe dahi o zamanın dünyasınca bilinen ticaret şehirleri idi. 1 453'ten sonra alelumum cihan ticaret yolunun değişmesi ve K aradeniz'in de Türk denizi haline geçmesi, K ırım' ı n bu vaziyetini son derece sarsmıştı; K ırım, artık iktisadi ve ticari ehemmiyet taşımaktan ziyade, siyasi bir m evki i şgal etmeğe başlamıştı. Ç ünkü, strateji k durumu itibarıyla, R usya ve Türkiye gibi iki büyük devlet arasında sıkışan (tampon) bir devlet oluyordu. Bütün tarihi boyunca biribirlerine son derece düşmanca bir siyaset kullanagelmiş olan Türkiye ve R usya imparatorlukları, aralarında kalmış olan küçük K ırım'ı, kendi siyasetleri uğrunda kurban etmişlerdi . K ırım ' ın hudut v e kıyılarındaki Arbat, K efe, Gözleve, Or, Kerç kaleleriyle K ırım ' ı saran Türkiye, onu, kendisinin düşmanı olan R usya'ya karşı bir öncü askeri cephe durumunda görüyordu. H a ki kat ve tatbikat da bu merkezde idi. K ırım ordusu, Osmanlı Devleti'nin, bütün harplerine iştirak ettiriliyordu. Ve padişahların şan ve şerefi , K ırım ord usunun g österdiği şecaat ve yiğitlik nisbetinde yükseliyordu. Ezcüm le, Büyük Petro'nun2D Prut'taki21 (Bilçin) nam mahalde yenilmes i , Devlet Giray H an ' ı n kumandası altındaki K ırım süvarisinin yardımıyla olmuştu. Bir taraftan Prut, d iğer taraft an Türk ordusu, üçüncü taraft an da K ırım ordusuyla sarılıp çaresiz bir halde kalmış olan Petro, hemen o gece karısı K aterina'yı kıymetli hediyelerle serasker Baltacı Mehmed Paşanın çadırına göndererek sulh yapmağa muvaff ak olmuş ve ağır vaziyetten kurtulmuştu.22

20 Deli Petro, 1 672- 1 725. Rusya'nın ilk imparatoru. (K.F. s.70.) 21 Tuna nehrinin sol kolu (K.F.s. 70) (Tuna'ya akan bir nehir). 22 Ruslar, Kazan'ı aldıktan sonra, Kazan Hanını esir alarak Moskova'ya götürdüler. Baltacı ise, aç Rus ordusunun ve kralının, Kının atlılarının tecavüzünden korunmaları için, iki sıralı yeniçeri dizip arasından geçirmek ve yiyeceklerini de vermek suretiyle Rusya'ya gitmelerini temin etti. (Is.Otar)

-9-


KiRiM HANLAR! SÜLALESİ CETVELİ

Cengiz

cici Ali Bey

Hasa n

TaşTimur

Gıyaseddin

Hacı Gira/

t

MengliGiray

Nur Devlet

+

+

SaadetGiray MehmedGiray =---- -- � -- -•= _ _(1 ı s amGira ()1 G iGiray )1

f

SahibGiray

Mubarek

Giray

� ı Fetih Giray (1)

Devlet Gira

;

Çoban Giray teıamet G. Ca�bekG. M:hmed G.(3) ToktamtşG. in!yet G. Arif Girat Saf�� ... BahadırG. Mehmed G.(4) İslam G. (3) Mübarek G. Kırım G. MuraiG. Hacı r;-;��dJı G. S tmG. t

MehmedGiray (2)

;

İslamGiray (2)

Bora GaziGiray (2)

Ahmed

Sel met G. (2)

Seli+G.(4) Kaplan G. Fetih G. (2)

Arslan G.

SelimG. (3)

Devlet G.

Kınm

Maksud G.

HalimG.

G. (2)

Ahmed

Sahib G.

nıı r

Noı: Bu cetvel. "Giillıiiıı-i ll{ınfüı" a<llı ıarihıcn alı ıı �ıı . (A.Ü.ı incdcıııııcsinin doğru olacağını zannediyorum. (i. OTAR)

G.

+

Şahin

G.

llu cc'Lıc'liıı ha�k.ı k;ı\ı;;•kl.ııd.ııı ,ı.,

23"Giilbün-i Hünan (=ilanların Gül Ağacı) adlı cscr, 181 1 !lalim liiray ıar;ıl'ındaıı v;mlıııı�. ıs"ıı yıllarında lsıanbul'<la iki dcfa basılmıştır. (K F. s.69)"

- 1 O-

,,.

i•ııı•ı


3-

Rusya Tesiri

Gerek Avrupa maarif ve bilgisini kabul ile ortaçağ karanlığından ve uyuşukluğundan silkinip terakki yoluna çıkması sayesinde ve gerekse dış siyasetinin uygun bir surette g itmesi neticesinde, Rusya, bir taraftan Lehistan' ı parçalayacak, d iğer taraftan da Kırım'ı yutmağa hazırlanacak kadar kuvvetli bir devlet olmuştu. Çünkü, bu son iki memleket, Türkiye'nin Rusya üzerine saldırtageldi ğ i tazılar gibiydi ve Rusya için ise bunların çaresine bakmadan Türkiye'den yakayı kurtarmak güçtü. Türkiye de bu iki devleti haki katen kolay kolay ezd irm iyord u . N itekim , Leh milliyetçi fırkasının ( partisinin) yaygaralarına rağmen Lehistan'ı kendisinin bir eyaleti mesabesine getirmek n iyeti i l e Katerina, Lehistan tahtına kendi dalkavuklarından olan Pototskiy'i cebren kral seçtirmiş ve bunun üzerine kendisine vaki olması m uhtemel olan hücumdan korunmak için de lngiltere ile bir ticaret mukavelenamesi akdetmişti. Türkiye, bunun böyle olmasına bakmadan, Lehistan ' ı n iç işlerine karıştığını bahane ederek, Rusya'ya karşı harp i lan etm işti. Fakat, Türk ordusundaki bozukluk yüzünden Hotin24, Çeşme ve (T una nehrinin sol kolu olan) Kagul'daki muharebeler Rus ordusunun galibiyetiyle neticelenmişti . Katerina devrinde canlanmış olan Rus emperyalizmi, diplomasi v e harp cephelerinde kazand ı ğ ı bu başarılar üzerine bir taraftan Prusya ve Avusturya devletleri ile birlikte Leh i stan'ı parçalamak için müzakereye girişmiş ve ilk taksimi de yapmış, diğer taraftan da Türkiye ile 1 774 senesinin 1 O Temmuz tari hinde yapılan Küçük Kaynarca25 Muahedesi'yle, arzularının en mühimmi olan Kırım'ı yutma hazırlığını yolur;ı a koymuştu. a) Kırım Hanlığı'nın istiklali fikri Bir kapım ekmeği bile çiğnemeden yutmak mümkün değildir. Katerina ise Tuna nehrinden idil ( Volga) nehrine ve Hazer denizine kadar uzanan ovalar halkına sözünü geçiren koca bir hanlığı yutmak istiyordu. Yutulacak bir hale getirmek için de evvela Türkiye'nin tesirinden çıkarması lazımdı. Bunun için imparatoriçenin diplomatları, Kırım Hanlığı'nın kendi başına müstakil yaşamasını ileri sürmüşler ve mezkur muahedenin Kırım'a ait olan üçüncü ve yirmi birinci maddeleri ile bu tezlerini kabul ettirmişlerdi.26 ·

24 Osmanlı Devletinin kuzeydeki kalesi. (K.F s.7 1 .) 25 Şinı<liki l3ulgaristan<la Tuna'ya yakın bir ycr.(K.F s.7 1 .) 26 ( A hmed Cevdet; Tarilı-i Cevdet; 2. tabı', lstanbul 1 309, s.358, 359 ve 365'den aldık. Is.Otar) Üçüncü madde: Kı rını ve !3ucak ve Kuban ve Ycdisan ve Canboyluk ve Yedickul kabail ve tavaif-i Tatar ve

-1 1 -


b) Kırım' da iki siyasi görüş: Türkçüler Kırım' ın sağlam düşünen ricali başlarında Kırım hanı Üçüncü Selim G iray27 olmak şartıyla bu istiklalin pahalıya mal olacağını evveld en anlamışlardı. Onlar pek iyi biliyorlardı ki R usya imparatorluğu Tatarların müstakil olmasını, bunların kara kaşları ve kara gözleri için istemiyorlard ı . Hakikaten 1 770 senesinin 1 5 Mart ' ı nda b u mesele R usya Bakanlar Kurulu'nda konuşulduğunda şu fikirler ileri sürülüyordu: "Kırım Tatarları olsun, onlara bakan diğer Tatar kavimleri olsun, Rusya için hiçbir zaman faydalı bir unsur olamazlar. Bunu kaydetmekle beraber, Tatarların durmak bilmeyen hücumlarından emin olmak için ve Türkiye'nin sağ kolu olan bu orduyu ondan ayırmak için Tatar Hanlığı'nı müstaki l

bilcümle bay-i hal bila istisna devleteyn tarafından serbestiyyet ve bigayri ta'allükıin müst a k i l bir

\Üculıla

ecnebi bir devlete tabi olmamak üzre i'tiraf ve kabul olunalar ve tavaif-i Tatar bilcümle rey ve ittifaklarıyla 1-i Cengiz soyundan intihab ve nasbolunan kendü haneleri müstakil olan taht-ı huküınetlerinde ol ıııağla ve bir zamanda düvel-i uhradan bir devlete ve hiçbir maddeye muhasebe vermemek şartıyla 'atik kanun ve adetleri üzre merkumlara hüküm ve gerek han-ı mumaileyhin intihab ve nasbı hususunda ve gerek uıııur-u mahsusa vüruduna ve umur-u devletlerine dair bir' dürlü Devlet-i Aliyyemizle Rusya Devleti müdahale eylcım:yüb hukıimet-i hariciye ve devletlerine dair müstakil devlet sair müstakil düvel kendü kcndüle ıneııılckctlcrini tehkim iderler gibi ve Cenab-ı Bariden gayn kimesneye tabi olmamak üzre taifc-i ınerkuıne i'tiraf ve kabul lakin mezhebleri ehl-i lslamdan olub zat-ı ma'delet semaı şehr-i yaranem imam el-Mü'minin

\C

w

Halifct ül­

Muvahhidin olduğuna binaen taife-i merkuma akdolunan serbestiyyet devlet ve memleketlerine halel getirmeyerek umur-u mezhebiyyelerini ıaraf-ı Hümayunum halkına şeri'at-i lsiıimiyye muktezasınca ıanzıiııı ideler. Ye Rusya Devletine tahsıis olunan Kerç ve Yeni-Kale arazıisi ve limanlarından ma'da Kırını ,.c Kulxın caniblerinde vakıi' istila olunan kasaba ve kalla' ve mesakin ve arazıi ve Berda ve Konski ve nehirlerinin Ak-Su ve Turla nehirlerinin beyninde olan

Vi

ve Özi su) u

cemi' arazı i Leh memleketi hududuna ,·arıııca(ya

kadar) tavaif-i merkumeye istirdad ve Özi Kalesi kadimi ülkesi ile kel'cvvelin Dev l ct-i Aliyycıııin tah t - ı tasarrufunda bakıi kala ve musalaha ahidnamesinin tekmil ınubadelesinden sonra memalik-i Taıariyycden Rusya Devleti cümle askerini ihrac eylemesine ıaahhüd ide. Kırım Ceziresinin ve Kuban ve Taıııan ceziresinde vakıi' kalla' ve kasaba! ve mesakin ve sairleri hakkında cüz'i ve külli her dürlü

istihkakından

Devlet-i Aliyyemizin kezalik keff-i yeddine taahhüd ide ve mahalli merkuma fııııa ba'diıı muh afı z askeri veyahud başka asker irsal eylemeye. Memalik-i mezküreyi tavaif-i Tatar'a bu vech üzre

Devlet-i

Aliyycıııiz

istirdad idüb ve kimesneye tabi olmaksızın hukümet-i devletlerine Rusya Devleti merkuınların lıakıikatcn müstakillen taht-ı hukümetlerinde ve serbestiyyet-i mutlaka vech-i ma'mulün bih üzre eyled i ğ i

gibi kezalik

Devlet-i Aliyyemiz ıaahhüd ide ki kasaba ve kalla' ve arazıi ve mesken-i mezkürlarında fıımi ba'di n muhafız askeri ve yahud başka bir nevi asker başka sekban ve yahud asker zümresinden her ne isimde ve ııe güıw ise ba's ve ıesyir eylemeyüb cümle tavaif-i merkumeye Rusya Devleti taratindan terk olunan sc rbcstiyyet i ve kimesneye tabi olmaksızın istiklalleri üzre Devlet-i Aliyyemiz dahi terk ide. Yirmi birinci madde: ( 1925 ve 1997 Kırım tabılannda yanlışlıkla "20." Madde olarak yazılım�; düzclıtik. Is.Otar) iki Kabartalar yani Büyük Kabarta ve Küçük Kabarta Tatar taifesiyle vakıi' civariyyctlerinden na�i Kırım Hanlarıyla ta'allüklan olmağla

Rusya Devletine tahsıis olunmalan maddesi Kınm Hanlarının

meşveretinin ve Tatar başlarının iradesine ihale oluna.

27 3. hanlık devri: 1 770- 1 771 (K.F. s.72.)

-12-

\<:


tanıtmak siyasetini kullanmalı. Tatarlara da, kendilerine verilecek bu istiklali korumak için, kalelerinden birinde R usya'nın asker bulundurması lazım olduğunu anlatmalı. Bu planı meydana getirmek yeni bir muharebeyi doğuracak olsa bile bundan vazgeçmemelidir."2 8 işte bu· planın tatbiki demek olan Knyaz Dolgorukiy'in29 idaresi altında güya Türk taarruzundan Kırım'ı korumak bahanesiyle ta Kefe'ye kadar g i rm i ş bulunan R us ordusuyla Selim G i ray ve taraftarları defalarca çarpışmışlarsa da yenilmişlerdi. Selim Giray, bundan sonra lstanbul'a kaçtı. Bunun üzerine Şirin m ırzalarının başı Cihangir ve Bahadır Ağa Karasu 'da bütün devlet erkanını toplayıp art ı k R u sya i le d ost yaşayacaklarına ve R us i m paratoriçesinin m ü nasip göreceği hanı seçeceklerine ant ederek belli ricalden yüz onu tarafından imza edilmiş bir senet ile Sahip Giray'ı han, Şahin G i ray' ı kalgay3o, Bahadı r Giray'ı n ureddin3 1 seçtiklerini bildirdiler. Böylelikle Kırım, artık , kamilen R us tesiri altına girmiş oldu. Yalnız, bu durum , henüz resmiyete girmiyordu; fakat, R us ordusu Kırım'da ken d i toprağı g i bi yerleşiyordu ve d üşmandan koruma bahanesiyle Kerç, Yenikale, Kefe şehirlerini işgal etmek istiyordu. Sahip G iray, beş g ü n devam eden divan toplantısında, gerek Rus askerinin Kırım'da yerleşmesini ve g erekse mezkur şehirlerin işgal olunmasını protesto kararı ç ık arıp Kırım'daki Rus sefiri Veselitskiy'e3 2 bildirmişti. Veselitskiy, b u hususta Tatar elçilerinin ısrarını yenemeyerek Katerina'ya ayrı bir heyet göndermelerini tavsiye etmiş ve aynı zamanda ( Bu müracaatlarıy la imparatoriçeyi kızdırmaları muhtemel olup Nogayları Kırım'dan ayırarak onlara ayrı bir han seçtirebileceğini de) ihtar etmişti. Veselitskiy, tabii, alelumum diplomatlara mahsus olduğu üzere, kendi fikrin i ve sözlerin i söylemekten ziyade bu esnada imparatoriçenin sarayında hazırlanmakta olan planları anlatıyordu. Nitekim, R usya bakanlar kurulu, Knyaz Dolgorukiy'in ifadelerine dayanarak, Nogayları Kırım'dan ayır mak yolunu tutuyordu.

28 Solovyev Tarihi, sayfa:

65. (A.Ö . ) Sergey Mihayloviç Solovyev 1 820- 1 879; Rus tarihçisi; en mühim eseri: lsıoriya Rossiyi s Drevneyşih Vremen, 29 cilt; 1 85 1 -1 879. (K.F. s.73.) 29 XV-XX. yüzyıllarda Rusya'ya devlet ricali yetiştiren bir knyaz ailesi. (K.F.s.73.) 30 Kalgay: Kınm hanının birinci veliahdi. (K:F: s.73.) 31 Nureddin: Kınm hanının ikinci veliahdi. (K:F: s.73.) 32 Sahih Giray Han nezdindeki Rus büyükelçisi. (K.F. s.73)

-

13

-


c) lstiklalciler Bir devletin veya bir milletin böylece komşu canavarlar ve um um iyetle harici kuvvetler tarafından yutulacağı zaman, şahsi menfaatleri ne kapılarak bu canavarların haince emellerine alet olmağa, onlara hizmet etm eğe, mem leketini mi lletini satmağa koşuşan alçaklar, şahsi m enfaatlerini memleketin, milletin menfaat ve arzularına tercih eden dej enere kim seler, her devirde ve her milleti n tarihinde bulunagelmişt i r. N itekim , R u sya emperyal izm i , Kırım ' ı kendi pençesine almak maksad ıyla, evvela Nogayların başı olan (Can Mambet Bey)i alet edinmişti. Nogayları, onun vasıtasıyla Kırım'dan ayırıp çıkararak kendilerine ayrı bir han seçtirm ek planını hazırlıyordu. Bu plan yalnız başbakan (Panin)in33 müdahalesiyle gizlenmiş ve geciktirilm işti. (Can Mambet Bey)in Kırım' ın dışarısındaki Nogaylara han yapacağı namzet ise Şahin Giray idi; ki, bu isim , Kırım üzerinde g ünden güne kuvvetlenmekte olan Rus tesirinin canl ı b i r misalidir. Evet, Kırım Hanlığı'nın son sayfası nı kapamağa alet olm u ş bu istiklalci, kendi siyasi hayatının ilk adımlarına, Rusya taraftarlığ ıyla başlamışt ı r. Daha, Selim Giray'ın hanlığı günlerinde Knyaz Dolgorukiy tarafı ndan mukavele için Bahçesaray'a gönderilmiş olan Rus elçisi Mavroyev (di ğer rivayete göre Mavroyeni)34, Nogay beylerinden yukarıda gördüğüm üz Can Mambet Bey'in amcazadesi Meli Şah Mırza ve Ali Ağa i le beraber han h ü kumetiyle müzakereye gelmişlerdi. Bunlar, Bahçesaray'da huzura g irdiklerinde, Rus taraftarlığını işitmek bile istemeyen Selim Giray ' ı n geçici kaymakamı Kalgay Mambet Giray, divanına: (-Halkımızı baştan çıkarmak için yollanılan Rusya elçileri bundan sonra kabul edilmemelidir. Mavroyeni ise hapse atılmalıdır. Can Mam bet Bey' i n amcazadesi Meli Şah Mırza ile Ali Ağa'yı d a diri diri yakmalıd ır!) emrini verdi. işte bu sırada Şahin Giray bu emre karşı çıktı ve eğer Kalgay kendi emrini geri almazsa o kendi eliyle Mavroyeni'yi kurtarıp Rusya hududuna kadar götüreceğini anlattı; kazasker efendinin de Şahin G i ray tarafına geçmesi kalgayın emrini hükümsüz bıraktı.

3 3 Peter lvanoviç Panin, 1721-1789. Rusya'nın devlet adamlarından v e asker. 1762 d .: "l!.:n.:r;ıl ;ııı�.:I" oldu. 1756-1763 ve 1768-1774 harplerine iştirak etti. Rusya 2. ordusuna koıııuıaıılık .:ııi. Sıydscıi. 11.Katerina'nınkine uymadığından 1770 senesinde yerine G.A.Potemkin tayin edildi. ( K.F '· 74. ı 34 Mavroyeni, birkaç yıl sonra, Rusya Gümrükler Umum Müdürü oldu. (K.F s.74.)

-1 4-


Gerek bu gibi hareketleriyle ve gerekse Can Mambet Bey ' i n teşvikleriyle elde edilen Yedisan, Bucak v e Canboyluk Nogay ordularının taraftarlığıyla Şahin Giray Rusya sarayında kendi hakkında iyi bir zemin hazırlamıştı; ki yukarıda Veselitskiy'in bir yoluyla anlatmak istediği de zaten bu mesele idi. Rusya için, Kırım'ın başında ancak böyle bir hanın bulunması elverişli idi. Belki de kendi namzetlerini daha yakından tanımak için, Şahin Giray'ın Petersburg ' u ziyaret etmesi teklifi de olmuştu. Bu hususta tarih sayfaları dilsiz kalıyor. Fakat, herhalde Petersburg'a Kerç, Yen i kale şehirlerinin Kırı m ' a geri veri lmesi için gidecek heyete Veselitskiy'in yukarıda beli rttiğimiz ihtarları verdikten sonra Şahin Giray'ın seyahati bu hususta şüphe uyandırmaktan geri kalmıyor. Mezkur şehirlerin geri istenilmesi hususunda müracaat edilmeden evvel Şahin Giray, Petersburg ' a gitti. Onu orada Rusya'ya taraft arlığından ötürü memnuniyetle kabul ettiler ve gündelik 1 00 ruble tahsisat verdiler.35 Şahin Giray, Petersburg 'a geldikten sonra dışişleri bakanlığı tarafından nezdine memur edilen Pini'ye, başbakan Panin'in, ilk (hoş geldi) ziyaretini kendisine ( Şahin Giray'a) yapması icap ettiğini söylemiştir. Bu mevzu, bakanlar kurulunda görüşülüp ilk ziyaretin Panin tarafından değil, Şahin Giray tarafından yapılması iktiza ettiği kendisine anlatılmıştı r. O zaman Şahin Giray, Pini'ye şöyle demiştir: " Ben ne han tarafından ve ne de Tatar halkı tarafından gönderildim. Ben kend i i rademle aramızdaki dostluğu kuvvetlendirmek için geldim. Şüphesiz ben hakikatte bir avuç toprağım; lakin, şurasını unutmayınız ki ben yüce Cengiz Han'ın neslindenim. Bab-ı Ali'de ise birinci ziyareti hanlar değ i l , başvezirler yapar. Onun için ben ilk talebim üzerinde ısrar ediyorum. Birincisi; Panin, bana ilk ziyaretini yapsın; ikincisi imparatoriçe tarafından huzura kabul merasiminde bana kalpağımı çıkarmam teklif olunmasın!" Bakanlar kurul u , Şahin Giray'ı n bu ü ltimatomunu uzun uzadıya müşavereye koyduktan sonra "Saray, misafirin isteğine göre ananelerini değiştirmez. Bil'akis, misafir, sarayın geleneklerine tabi olmalıd ır. " cevabını verd i . Şahin G i ray, meselenin uzad ığını görünce, nihayet, ziyaret meselesinde talebini geri alıp hiçbir surette kalpak çıkaramayacağını kat'i olarak bildirdi. Şahin Giray'ın bu isteği üzerine Tatar halkının merasimde kalpak ile oturmalarına "müsaade fermanı" verildi. Kendisine kıymetli bir kalpak takdim olundu. 35 13 u gündelik tahsisaıtan başka Şahin Gi ray'a bir pahalı kürk, kalpak, gümüş yemek takımı, ahun v e zikıymet taşlar i l e işlenmiş bir kı lıç v e para olarak da i lkinde beş bin, sonra o n b i n , giderken de y i rm i bin ruble verilmiş ve n i hayet şehir içinde yaptığı borçlar için on bin ruble de kendisi istemiştir. Poltava'da ikamet ettiği müddetçe de ayda bin ruble almıştır. (Solovyev'den naklen, A.Ö.)

-

15

-


Selani k ve Venedik'te ltalyan l isanında terbiye almış ve Avrupa medeniyetine vukuf kazanmış Şahin Giray çok geçmeden Katerina'nın ayrıca nazar-ı d ikkatini celb etmiş olmalıdır ki Fransa'nın meşhur ulemasından " Belke" ve "Voltaire"e yazdığı mektuplardan birisinde: "Şimdi bizde müstakil Kırım hanının biraderi kalgay sultan misafir bulunuyor. Bu zat, yirmibeş yaşında, son derece akıllı ve medenlleşmeğe heveslidir. Bu, Kırım nümayendesi son derece alçakgönül lü bir Tatar oğlu, yakışıklı, akıllı ve herhalde ilml bilgisi Tatarca değil! Herşeyi görmek ve bilmek istiyor" diyor. Şahin G i ray, dönerken , Pani n ' in , M oskova seraskeri Knyaz Volkogonskiy'e yazdığı bir mektupta, hanzade hakkındaki şu sözleri de bunları teyid etmektedir: " Bu Tatar asi lzadesi , son derece akı l l ı ve hazırcevap olmakla beraber o kadar da kibirli ve kendine hürmet telkin eden bir şahsiyet ki bana bile ilk ziyareti, uzun uzadıya resmi yazışmalar sonunda yaptı. Onun için kendisine lazım olan hürmeti göstermekte kusur etmeyiniz!" Evet, Şahin Giray, o günkü milletlerarası siyaseti görmeyecek kadar akılsız değildi. Bu hanın tarihte bıraktığı izler ted kik olundukta onun bir taraftan, ortaçağ karanlık ve taasubu içersinde boğulmakta o lan Türkiye'nin artık siyasetçe gevşemekte olduğunu ve onun tesiri n i n devamının, Kırı m ' ı medeniyetten uzaklaştı rmaktan başka b i r netice vermeyeceğ ini sezdi ğ i anlaşılıyor. Diğer taraftan, Rusya ' n ı n g itt i kçe kuvvetlenmekte bulunduğunu ve Avrupa medeniyetinin, biraz evvel Tatar yasakçıları (Tatar kanunlarına uyan) olan Rusya'yı, kuvvetli bir devlet haline getirdiğini görüyordu. Şan ve şeref heveskarı olan Şahin Giray, Solovyev'in söylediğine göre: "Rusya'nın son derece muhataralı (tehlikeli) olan istiklal teklifini kabul ile Kırım'ı Türkiye tesirinden ebedi olarak kurtarmak ve Kırım'ın müstakil hanı olmak istiyordu. Aynı zamanda Şahin Giray, Türkiye tesiri yerine Rusya tesir ve himayesinin de taraftarı değ i l idi. O, Avrupa medeniyetini de bu istiklal ile birlikte kabul ederek kendi memleketinin refah ve saadetini temin etmek ve oldukça kuvvetli olmak istiyord u . Kırım'ın küçüklüğü için o asla endişe etmiyordu. Cengiz v e Timurlenk gibi küçükten başlayarak sonunda büyük bir devlet kuracağını o her vakit hatırında tutuyordu. Cengaver halklar ile mesku n Kafkasya'nın komşu luğu, Kafkas ve Kırım dağlarının diplerinde gizli yatan hazinelerin medeniyet anahtarlarıyla açılma ihtimalinin, zengin bir Giray saltanatı kurmak için müsait bir zemin olduğunu görüyordu." Kırım Hanlığı , bu sıralarda bir siyasiyi tamamen meşgul etmeyecek kadar küçük de değ i ldi. Fransa'nın Kırım'daki konsolosu Baron de

- 1 6-


Tott'un36 "Türkler ve Tatarlar Hakkında Hatıratım" adıyla 1 784 senesinde basılmış olan eserinin Kırım'a ait olan ikinci kısmında Kırım Hanlığı'nın büyüklüğü hususunda şu bilgileri görüyoruz: "Kırım Hanlığı ' na Kırım Yarımadası, Kuban, Çerkeslerle meskun yerlerin bir kısmı ve Rusya'yı Karadeniz'den ayıran bütün topraklar girer. Bunlar Moldavya'dan başlayıp Taganrog'da biter. Uzunluğu sekiz yüz verst kadar, genişliği ise yüz yirmi verstten altmış verste kadardır. Bu topraklar, doğudan batıya doğru Yediçkül, Canboyluk, Yedisan ve Bucak (şimdiki Besarabya) bölümlerine ayrılır. " Kırım Hanlığı halkının nufus mikdarına gelince, Tott şu bilgiyi veriyor: " Burada nüfus yazılmadığından nüfusun miktarı bel l i değildir. Fakat, Kırım hanının köy ve yol hizmetlerin i durdurmaksızın bir kerede i ki yüz bin, mecbur kaldığındaysa bunun iki katını teşkil eden bir süvari ordusu ç ı karabildiğini g öze alacak olursak onun n üfusunun Fransa kadar olduğunu anlarız. Kırım Giray3 7 muharebeye hazırlandığında, orduyu, her dört aileden bir atlı almak suretiyle teşkil etmiştir. Eğer bir ailenin vasati dört nüfustan ibaret olduğunu göz önüne alırsak, Kırım Han l ı ğ ı ' nda bu iki yüz bin atlıyı çıkarmak için üç buçuk milyon Tatar nüfusu olduğuna hükmederiz." Şu da var ki o sıralarda sağ lam Tatarların birkaç kad ın alarak yaşadıklarını hatırlarsak, her ail enin dört candan değil en az altı nüfustan ibaret olduğunu anlarız ki böylelikle Kırım Hanlığı'nın nüfusu beş milyonu bulur, muhakkak ki bu miktar, hakikate daha yakın olur. " Herhalde b u sebeple olacak k i , Şahin Giray, imzalanan Türk-Rus M uahedesi'nde, hal ifenin, Kırım ' ı n dini ve şer'i işlerine müdahalesinin temin olunduğunu görür görmez, yanındaki Botanin'e "Bu, yine, evvelki gibi Türkiye'nin Kırım üzerinde ki boyunduruğunu temin etmek demektir. Aynı dinden olmakla Kırım'ın Türkiye'ye bağlanması neden icap etsin? Yeryüzünde daha bir çok müslüman memleketleri var; bunlar Türkiye'ye bağ l ı değil." demiştir. Gerek bu sözlerinde ve gerekse hanın huzurunda divanda hiç de gizlemeden Rusya vasıtasıyla istiklal kazanarak Türkiye'nin tesirinden kurtulmak istediğine bakarsak, Şahin Giray'ın hakikaten belli bir prensip uğrunda kat'i adımlarla yürüyen bir siyasi olduğuna hükmetmek gerekir. "O, Kırım'ın Büyük Petrosu olma hulyasına kapılmış bulunuyordu."3 8 36

Baron de Toıı, 1 733- 1 793. Ataları Macar soyundandır. 1 75 5 - 1 763 seneleri arasında Fransa'nın Türkiye Elçiliğinde çalışıı. 1 767 den Kırını Giray'ın vefatına kadar konsolos sıfatıyla Kırım'da bulundu. Türkiye ve Kırını hakkındaki yazılarını 1 784 yılında Aııısterdam'da neşretti. ( K.F. s.77.) 3 7 Kırını Giray'ın hanlık devri 1 7 58- 1 764 tür. Kend isi büyük bilgiye sahip olup ilim ve medeniyetin ilcri leıııesine çok hizmet etmiştir. Onun zaıııanıııda Kırım kütüphaneleri, tek nüsha yazma eserlerle doluydu. (K.F s 78.) JH Solovyev. (A Ö.)

-17


Fakat, gerek bizzat han ve gerekse erkanı , memleketin mukadderatını, dini ve milli h islerinden ayrı düşünemiyorlardı. Belki de onlar bir dereceye kadar haklıydılar; çünkü, Şahin Giray, her ne kadar kurnaz ve akıllı bir siyasi olsa da uzağı göremiyordu: Katerina'nın Voltaire ve Montesquieu'ye yazdıklarının ard ı ndaki gizli emelleri fark edemiyordu. Etse bile, bu mücadelede o, kendisinin yenileceğini kestiremiyordu. Diğer taraftan, tarih bize şunu gösteriyor ki mem leketin böyle kritik zaman larında mukadderatına cüz'i de olsa hükmedenlerin ilk tarihi vazifesi, milletin, memleketin varlığına son vermeğe kasdetmiş herhangi dış ve yabancı kuvvetin desiselerine alet olmamaktır. Bu suikast karşısında m i l leti n bütünlüğünü koruyabilmek e n yüksek meharettir. Ve buna çalışmak en kutsi bir fedakarlıktır. Çünkü, bu bütünlük, böyle zamanlarda liderler için yegane cesaret menbaı olup milleti ağır vaziyetten kurtaran, selamete ulaştıran bir kuvvettir! Fakat . . . ileride göreceğimiz g ibi Kırım Hanlığ ı 'nın son devresini canlandıran simalar, tarihin bu acı hakikatlerinden hisse alamamışlardır! Şahin Giray, kendisine taraftar bulamayınca Rusya'ya i ltica ediyor ve Poltava şehrine göçerek, Rus devletince kendisine bağlanan beş bin ruble maaş ile hadiseleri bekleyerek vakit geçiriyor. Bu sırada "Kırım'ı, güya Türklerin tecavüzünden korumak" bahanesiyle Kırım'ın mühim noktalarını işgal altına almakta olan Rus kuvvetiyle Kırım Tatarları tekrar hunrizane bir surette çarpışıyorlard ı . Bu defa umumi hoşnutsuzluğa "Türkiye'den ayrılmayız!" avazesi de katılıyordu. Türkler de boyuna, gizlice, son gayretlerini sarf ediyor ve böylelikle Kırı m ' ı isyana sevk etmekle iktifa etmeyip Bucak ve Yedisan Nogaylarını da para i le bu cereyana katmağa muvaff ak oluyorlardı. Şahin Giray, bu karışıklıktan istifade ederek, Rusya'dan aldığı yüz bin ruble ile Kuban tarafına geçmişt i . Can Mambet ( Muhammed) Beyin teşvikleri ve para yardımıyla burada kendisini han seçtirmiş ve nihayet Kırım Tatarı'nın arzusuna rağmen hiç de taraftar olmadığı halde 1 77 6 senesinde kendisini Kırım'� da han olarak tanıttırmıştır. Önceleri Kırım tahtında Sahip Giray veya Devlet Giray'dan başkasını görmek istemeyen Türkiye de, Avrupa devletlerinin tazyiki ve Rusya' n ı n sevk etmekte o l d u ğ u kuvvetler karşısında buna mecburen rıza göstermiştir.

-

18

-


Şahin G i ray, h ükumeti ele geçirdiği g i bi, beylerin evvelki kudretini kırmak niyetiyle kendisine yemin ettiriyor; Rusya vasıtasıyla Kırım'a Avrupa medeniyetini yerleştirmek istiyor. Diğer Avrupa saraylarında kabul olunduğu üzere, Lehistan kralı Pototskiy'in yolladığı Albay Troyanovskiy'in terbiyesi altında Leh ve Alman gençlerinden ibaret bir muhafız alayı teşkil etti. Kırımlıları da askere alıp yeni bir tabur kurdu. Buna "seymen askeri" adı verilmişti. Bunlar, hana karşı isyan çıktığında asilere karşı kullanılmıştır. Bundan başka "besli" nam askeri de vardı. Bunun başında Mehmed Şah Bey bulunuyor ve yılda yetmiş bin akçe maaş alıyordu. Diğer taraftan kendisine sadı k memurlardan otuz kırk tanesinin çocuklarını, kendi amcazadesi i le beraber, Petersburg ' a harbiye mekteplerine ve muhafız alaylarına yollama planını hazırlamış; vakıf topraklarını imamların, hatiplerin elinden alarak ayrı bir idareye geçirmiş; buralarda çalışanları da maaşa bağlamıştı. Akçe kesmek için davet ettiği Dering'e, defterdar Kutlu Şah Ağa ve hazinedar Abid ve Hami d Ağa ile beraber Kefe'de Taşlık nam mahalde yeni bir darphane kurarak yeni usulde para basmağa başladı. Hatta, bu iş için Rusya'dan elli put gümüş ve üç yüz put kur.şun aldırttı . Divanını yeni biçime soktu. Yeni bakanlıklar ihdas etti. Hesap kitap usulünü getirdi. En küçük masrafın bile yazılmasını emretti. Böylelikle Kırım Hanlığı'nın bütçesi yapılmıştı. Üç yüz kırk beş bin altı yüz on iki ruble gelirden yüz otuz sekiz bin beş yüz altmış bir ruble memurlara, seksen beş bin ruble saray masraflarına, kalanı da ordu ve saireye. N üfusun m i ktarını b i l mek için sayıma başlad ı . Başkenti de Bahçesaray'dan Kefe'ye nakl etti. Böylelikle çağırdığı ecnebiler vasıtasıyla orada sanayi ve idare merkezi kurmak istiyordu. Hulasa, memleketin idaresinde halkın görmed i ğ i , al ışmad ı ğ ı bu gibi bir takım yeni l i klerle beraber, Şahin Giray, tavır ve hareketinde, düşüncesinde hatta yemeğinde bile Avrupa usulünü tatbik etmeğe başlamıştı. Ezcümle, yemeği, alafranga donatılmış bir masada yiyordu. Halka ağır vergi koyup kendisine Kefe'de yeni bir saray yaptırmağa başladı. Eski hanlar gibi ata binerek gezmeyip, kareta ( bir atl ı araba) i le dolaşıyor, ecnebilerle görüşüyor, on ları memuriyete çağırıyor, maiyetinde, lngiliz alimi Robertson, tabibi Yivan Yivanoviç ve saire gibi ecnebiler bulunuyordu. Kendisi Petersburg alayının üniformasını taşıyordu. O hususa şaşmadan geçem iyoruz. Çünkü, yukarıda gördüğümüz gibi huzura kabul merasiminde kalpak çıkarmak konusunda o kadar hassasiyet göstermiş olan Şahin Giray, Petersburg alayının bir küçük zabiti rütbesiyle iftihar ediyor ve sefir Veselitski' ye imparatoriçenin bir n işan ı n ı taşımayı kendisi için büyük bir şeref sayacağını g izlice söylüyordu. Kim bilir, Şahin Giray' ın bu adımları belki de

-19-


imparatoriçeye bir cemile yapmak içindi. Bu sebeple , biz, onun bu tarzdaki hareketlerinden sarf-ı nazar ederek şunu teslim edelim ki, Şahin Giray, tuttuğu siyasette başından sonuna kadar hep belli bir istikamette yürüdü. Ve memleketine Avrupa medeniyetin i hemen hemen Ruslarla birlikte sokmak üzere bulunuyordu. Fakat, heyhat! . . . . Kırım halkıysa son derece dindar, ata v e dedelerinden kalma adetlerine ziyadesiyle sadık idi. Kendileri cenkçi bir kavim iken hala ortaçağdan kalma yenleri dizlerine kadar sarkık bol ve uzun entariler giyer; yemeği çatal bıçak şöyle dursun hatta kaşıkla da değil de elleriyle yerlerdi . Hasılı millet ile hükümdar arası nda derin b i r uçurum bulunuyordu. Bu durumda , halk, Şahin Giray'ın bu yen i l i klerin i kaldıramadı . Kamuoyu dalgalanmağa başladı. Kuvvetlerini kullanamayacaklarını anlayan molla takımı, halkı n ateşini körüklüyordu. Türkiye taraftarları ise, Şah in Giray'ın bu tutumundaki taktik hatasından kendi maksatları yolunda faydalanmak isteyerek bu ateşe gaz dökmekten geri durmuyorlar, diğer taraftan hodbinane emellerine koca bir memleketi kurban etmek düşüncesine del ice kapılmış Knyaz Potemkin'in casusları da durmadan alçakça vazifelerine devam ediyorlardı. Nihayet, ulema, Şahin Giray'ın dinden çıkıp kafir olduğuna, öldürülmesi gerektiğine dair "fetva" neşretti . Bunun manevi tesiri, halkın sabrını tamamiyle tüketti. Bu aralı k, Kuban tarafındaki Nogaylar, Türkiye'den gelmiş Süleyman Ağa'nın teşvikleri ile isyan etmiş idiler. Bu isyana Kırımlılar da katılıverdiler. Ve "Yeni han seçeceğiz!" isteği ile Petersburg 'a bir heyet göndererek Şahin Giray' ın adaletsiz, zalim bir han olduğundan şikayet etmek istediler. Fakat, Potemkin, elçileri yoldan çevirdi ve yalnız Şahin'i tanımalarını emretti . Potemkin, hiç şüphesiz bu hareketi ile Kırım işlerine, bardağı taşıracak son damlayı damlattığını biliyordu. Lakin, küçüklüğünde epey bir müddet hıristiyanlar arasında terbiye almış bu hıristiyan inanışlı kumandan , memleket idaresinde doymak bilmeyen bir siyasi nüfuza malik olmak için, bir müslüman memleketinin varlığına son verecek bu gibi münafı klılara defalarca müracaat etmekten çekinmemiştir. il- Kırım'ın istilası ve Potemkin'in rolü Kırım faciasında Katerina'dan fazla rol oynamış olan bu türeme, Şahin Giray' ı asla istemezdi. Onu g izliden g izliye küçümser, onunla istihza ederdi. Çünkü, Şahin Giray'ın siyaseti, kend i şahsiyetine hayran olan

-20-


Potemkin'in emellerini kuvveden fiile çıkartamayacaktı. Potemkin, epey bir müddet Avrupa'nın gizli siyasetlerini teşkil etmiş olan "Yunan projesi"39 sevdasına tutulmuş ve bütün Karadeniz sahilini Türklerin elinden kurtarıp eski Rum l mparatorluğu'nu diriltmek ve onun başına R us hanedanından birini oturtmak fikrini ortaya atmıştır.40 Potemkin'in Rus sarayında da taraftarları vardı. Onun için böyle parlak emel uğrunda bu gibi provakasyon ları şüphesiz ehemmiyetsiz olarak telakki ediyordu. Gelgelelim bulanık suda balık avlamak ve herhangi bir vasıta ile olursa olsun devleti ele geçirmek emeliyle yaşayan gruplar, bu fırsattan faydalanmak fikrinden vazgeçememişlerdir. Ezcümle, Abaza içinde ikamet etmekte olan Türkiye taraftarlarının han namzetleri, Bahadır Giray ve Arslan Giray Sultanlar da Kırım halkının Şahin Giray aleyhindeki nefretlerini anlayarak bundan yararlanmayı düşündüler. Ve Çerkez, Abaza ve Tatarlardan mürekkep taraftarlarıyla Taman'dan Kırım'a geçtiler. Kırım halkı, bu iki sultanı hemen önlerine alarak Şahin Giray' ı tahttan düşürmek ve öldürmek maksadıyla saraya hücum ettiler. Şahin Giray bu suikastı evvelce öğrenmiş ve bu hususta tedbirler de almış olduğundan kaçıp kurtulmakta güçlük çekmedi . Maiyetine "oniki"lerden41 bir kaçını alarak gemi ile Yeni-Kale'ye gitti. Rus generaline sığındı. General de zaten, o günlerde böyle bir vak'anın çıkmasını bekliyordu. Kendi adamları sayılan Şahin Giray'a samimi bir hüsn-i kabul gösterdi. Tahtının iade edileceğini vaad ederek Şahin Giray'ı teselli etti . Şahin Giray'a mürettebatıyla on gemi verip Kırım sahillerini dolaşarak halktan imza toplamasını tavsiye etti. Kendisinin dahi karadan askeri ile Kırıriı' a gideceğini vaad etti. Bunun üzerine Şahin G iray, Kırım sahi l lerine doğru hareket etti. Birer birer dolaşarak ahaliye cebren " Biz, Şahin Giray' ı han isteriz!" sözleri yazılı kağıdı imza ettirdi. Bu imza meselesi, bir nevi hilekarlık idi: "Muahedeyi ne için bozdu n ?" diye itiraz edenlere karşı, Ruslar, bu vesikayı, yalnız gasp

39 11.Katerina tara l'ından 1 782 senesinde hazırlanan projedir. Buna göre Türkiye Topraklarında Yunan imparatorluğu kurulacak, haşkendi lstanbul (Konstantinopol) olacaktı. Yeni kurulacak imparatorluğun başına ise Katerina'nın torunu Konstantin getirilecekti. P rojeye göre, bu Yunan imparatorluğunun istiklalini, Rusya ve Avusturya Devletleri garanti ediyorlardı. ( K . F. s.82.) Yunanlıların bu "Megalo ldea"sı hala devanı etmektedir. Kıbrıs re lerandumunda "hayır" deyişlerinin asıl sebebi de Kıbrıs'ın tamamını yutamamaları ihtimalinin belirmiş olmasıdır. (Is.Otar) 40 Rusya sarayının siyasetini hemen tamamiyle tesiri altına alınış bulunan bir taçsız imparator, belki iş hedefine eriştiğinde böyle bir tahtıan, kim bilir belki kendisi de uzak kalmazdı. Nitekim, Kırım'ı Rusya' ya ilhak eder etmez. Kde'de ayrıca "Tavriçeski Monaıa" namında akçe basıp kendi siyasetine başlaması Rus tarihçilerini bile bu hususta şüpheye düşünnüştür. (A.Ö.) 4 1 Şahin Giray on iki vezirden mürekkep bir şura kurmuştu. (A.Ö.)

-2 1 -


ed ilmiş bir hakkı müdafaa etmek ve geri almaktan başka bir şey yapmadıklarına dair senet ittihaz edeceklerdi. "42 Rusların bu hareketinden Bab-ı Ali haberdar olunca, reisül küttab (dışişleri bakanı) Mehmed Hayri efendi, hemen, Rusya elçisi Staheyev ile bu meseleyi görüşüp Rusların bu hareketini, muahedeye muhalif olduğu cihetle protesto etti. Ve muvafık bir tarzda işin içinden çıkılmasını teklif etti. Fakat, biçare adamın sözleri sefire hiç tesir etmedi. Çünkü, arkasında kendi görüşünü kabul ettirecek bir kuvvet yoktu. lstanbul mehafilinden yükselen itirazlar hep boş gürültüden ibaret kalıyordu. Çünkü, Osmanlı Devleti'nin ne dış münasabatı uygun, ne de orduları düzgün idi. Rusya ise Küç ü k Kaynarca Muahedesi ' nden sonra orduların ı mükemmelen tanzim ettiği gibi hariçten maruz kalacağı tehlikelerin önünü de almağa muvaffak olmuştu. Avusturya ve lsveç krallarıyla ittifak akd etmişti. lngiltere, Fransa, ispanya devletleri, o zamanlar Ameri ka'daki müstemlekeleri ile meşgul olduklarından, Rusya'nın, onlar tarafından bir müdahaleye maruz kalması ihtimali de yoktu. Osmanlı lar, Kırım'dan art ı k ümitlerini kesmişlerdi. Fakat, Katerina, yaln ız Kırı m ' ı ilhak i l e i ktifa edecek miydi? . . . . Karadeniz'e kadar hududunu genişletmiş olan koca Rusya'nın lstanbul'a hücum etmeyeceğini kim tem in edebil i rd i ? N itekim, Yunan projesi de artık Avrupa saraylarında kendisine taraftar topluyordu. Bu tehlikeden son derece endişeli olan Devlet-i Aliyye sureta Rusya' nın bu hareketine müsaadekar görünerek alttan alta harp hazırlığına başlamışt ı . Fakat, harp malzemesinin noksanından, iç işlerinin karışıkığından, vaktin müsaadesizliğinden dolayı tertip olunacak bir ordu ile Ruslara gal i p gelmek şüpheli idi; belki d e mümkün değ ildi. Beri tarafta, güç bela tekrar tahtına oturmuş olan Şah i n Giray, isyancıları şiddetle cezalandırıyordu. Bu ise, isyanı söndüreceği yerde bil'akis alevlendiriyordu. işte, "Halim Sultan" idaresi altında yapılan son isyan bu kabilden idi. Şahin Giray Veselitskiy ile tekrar Yeni-Kale'ye kaçıp kurtulduğunda, Kırım halkı, Bahadır Giray'ı han seçip Petersburg'a ve lstanbul'a bildirmek istedi . Fakat, yazılan mektuplar yine Potemki n ' i n kalem odasında hasır altı edildi. Ç ü n kü , Potemkin kendi planları n ı n tahakkuk saatini bekliyordu. Şahin G iray'ın emri i l e deniz yalıları, Rus gemilerindeki Batır Aga Kırımtayev, Mehmed Aga Bolatıikov ve Temir Aga Hocayev taraflarından muhafaza olunuyordu. 42

Abdülhakim H i lmi. Gülbün-i Hanan. ( A .Ö. )

-22-


Or- Kapu tarafından da kapalı olduklarından Şahin Giray'ın siyasi muhalifi olan grup, Şirinskiyler başta olmak üzere, kendi han namzetleri olan Bahad ır G i ray' ı l stan b u l ' a tasdi k ettiremedi ler. Şahin Giray, Kerç'ten Taganrog'a geçip oradan general Prozorovskiy'in, Baron lgelstrom'un43 idaresi altındaki Rus ordusuyla Kırım'a doğru yürüdü. Sekiz ay kadar devam eden bu muhasaranın sekizinci ayında, Batır Aga Kırımtayef, bir gece gemisinden inip bir Ermeni'ye Şahin Giray'dan haber sordu. O da, Şahin G i ray ' ı n , Prozorovskiy ile gelmekte olduğunu bildirdi. Diğer mırzalara da bir sıra emirler arasında Şahin Giray, Batır Aga'ya da Or­ Kapu'ya gidişte acele etmesini emrediyordu. Bu tedbirden nasılsa haberdar olan Şirinler, başlarına topladıkları silahlı Tatar kafileleri ile Salgır (nehri) kıyısında Şahin Giray'ın yolunu kesmek istemişlerse de muvaffak olamadılar. Şah in Giray, halkın itiraz etmeden itaat etmeleri hususunda etrafa ferman yolladı. Halkın bir kısmı itaat etti. Diğer bir kısmıysa Bahçesaray'a hücum edip Şahin Giray'ın bırakıp gittiği saray muhafızları Abid ve Veli Paşa'yı ve Er mırzayı öldürerek sarayı yağma ettiler. Bunu haber alan Şahin Giray, eski Han Saray'ın bulunduğu "Katırşa Saray" 'a çekildi. Burada, Şirinleri cezalandırmağa başladı. isyancıları yakalamakta Şahin Giray'a yardım edenler, Hacı Gazi Mırza Ulanov, Abla (Abdullah) Bölükbaşı , Mehmed Şah M ı rza Kıpçakskiy, Mehmed M ı rza Dayirskiy gibi Şahin Giray' ın sadık mırzaları idi. Şahin Giray'a Bahadır Giray'ı getirdikleri zaman, onu kabahatsiz bularak aff etti ve Çerkeslere yollad ı . Lakin, diğer muhal iflerine karşı son derece merhametsiz davrandı.44 Halk, adeta bitmek bilmeyen bir terör ve kan içinde kaldı. Kim bilir, belki de bunu Şahin G iray'a belli bir maksat için yaptıran g izli bir el (!) vardı.45 -13 l 783'de Kı rıın'da Rus orduları kumandanlığına getiri ldi. ( K . F. s.8 4 . ) 44 Uıııancıs, Kırım Tarih i ' nden Bazı Nakiller. ( A .Ö.) .:15 Niıckiın, Yakub Rudzeviç isimli, evvelce ıneşhur hanlar hizmetinde bulunup sonradan Ruslara hafiyyeli k cııniş bir Leh Tata r ı nı n Poteınkin'c yazdığı şu gizli satırlar bunun delildir: " . . . Atufetlu H a n Hazreti tabiatları nd a ki bir gurur scvkı ile insan l ı ktan nefret edere k kendisine karşı halkta bir sevgi doğurmak hususunda hiç de ıneyil gös ı erıniyor. Ben, şi m di handa evvelkinden daha ziyade kibir ve gurur peyda olduğunu seçiyorum. Bunun sebebini de ona imparatoriçe hazretleri tara fından teli f buyurulan mektuplar ile siz atufetlu efendimizin kendisi ile görüşmüş olmanızda görüyorum. Bu görüşmeyi, Han, kendisini istikbal etmişsiniz gibi telfıkki edip durmadan gururlanıyor. Şu yukarıda bildirdiklerimi, zat-ı alinizin uzak görüşlü nazarlarına takdim etmekle i ftihar eylerim." N . Dubrovin, lV cilt, s.280.(A. Ö .) N i kolay Fedoroviç Dubrovin, 1 837- 1 904. Rus askeri tari hç isi. 1 893 senesinden itibaren Rusya i limler Akademisinin ilmi sekreteri. Birçok makale ve monogra finin yazarı. K ı rını ile i lgili eserleri: l storiya Krıimskoy Voynıi i Oboronı i Cevastopola. ( 1 900); "Vostoçnaya Voyna 1 853 - 1 856 gg." ( 1 878.); "Prisoyedineniye Krıima k Rossiyi", (tt. 1 -4, 1 885- 1 889.)

-

23

-


Herhalde, artık " Kamçı boyu Kaza k ' ka hızmat etermiz; Han oğlu Sultanga hızmat etmemiz.!" nidaları yükseliyordu. Böylelikle, Potemkin'in çoktan beri bekled iği saat de gelm işt i . Montesquieu v e Voltaire'den terbiye almış olan "hürriyetperver" Katerina, evvelce alicenabane bir surette yaptığı vaat ve yaygaraların ı çoktan unutmuştu. Çünkü, emperyalizmin sarsılmaz kanunları her zaman ve her devirde olduğu gibi, bu sırada dahi vicdanları susturuyordu. Biraz izah etmek icap ederse, şunu söylemek gerekir ki, Rusya imparatorluğu on sekizinci yüzyılın son çeyreğinde kendi hudutların ı genişletme devrini yaşıyordu. Hakikatte, bu, Rus topraklarının toparlanması olmayıp siyasi ve iktisadi cihetlerden geri kalmış komşu memleketlerin fetih ve istilası , o memleketlerdeki halkın da, Rus zadeganına, pomeşçiklerine (çift l i k sahi plerine) esir (krepostnoy) edilmesi demekt i . N iteki m , meşhu r tarihçilerden Marksist Pokrovskiy46, b u devri tarif ederken şöyle enteresan bir tavsifte bulunuyor: Rusya l m paratorlu ğ u ' n u n bu devri , çift l i k sahiplerinin (pomeşçiklerin) esaretindeki köylülerin, çiftlik sahi pleri ne (pomeşçiklere) tutsaklığının en ziyade kuvvet ve güç kazandığı zamandı. Evet, bu devirde Rusya'da ticari sermayenin kuvvetlendiği göze çarpıyor. Ticari sermaye ise, iktisat ilmi kaidesince istihsal vasıtalarını iyi leştirmek, tekamül ettirmek yoluyla artmakdan ziyade kendisinin faaliyet sahasını genişletmek yoluyla ilerler. i şte kapitalizm ve emperyalizm sisteminin bu tabii kanunu, Rusya sarayını hep yeni arazıinin, yeni toprakların fetih ve istilasına sevkediyordu. Onun için, Katerina'nın, Kırım'ın istiklalini korumak hakkındaki vaatleri, gayr-i samimi, kopardığı yaygaralar ise hep boş kalıyordu. Nitekim, 1 784 senesinin güzünde, o, Potemkin'e yazdığı hatt-ı hümayununda, Kırım 'a general Samoylov ' u yollayarak, Şahin Giray\ hanlıktan istifaya ikna etmesini emretmişti. Şahin Giray, son derece ye'se düşmüş bir halet-i ruhiyede bulunduğundan Samoylov'u dinliyordu. Büyük laf ustası olan bu general ise onu kandırıyor; Şahin Giray'ın faziletlerini takdir edemeyen böyle tehlikeli bir memleketi idare etmekten ise Acemistan H anlığ ı'nın daha münasip görüldüğünü ve binaenaleyh istifa etmesini teklif etti. Şahin Giray da bu tilki masallarına kandı.47

46 Mihail N ikolayeviç

Pokrovskiy 1 868- 1 932. Rus tarihçisi. 1 9 1 0- 1 9 1 3 senelerinde Mnsko\';ı"d;ı he� c i l t l i k " Russkaya lstoriya s Drevneyşih Vremen." adlı eseri yayınland ı . Bunda ve diğer ba/ı c,crkri ııdc. Rıı, çarlığının sömüıiicü ve kolonyalist siyaseti açıklanmaktadır. ( K . F. s.86.) 47 Şahin Giray Han'ın Knyaz Potemkin 'e mektubu, Kasını 1 782; (Tercümes i ) : " Atuli:ılu k n y a / w sad ı k dostum Grigori Aleksandroviç! Sizin amcazadeniz general Maynr Sanıoylov baııa bildirdiler ki. z;ıt ı ıı ı /. haşmetlu imparatoriçe tarafından onun Acemistan'ın evvelce Rusya·ya katı l mış ülkelerinden bir padi*alı l ı k meydana getirmek irade-i şahanesini bana anlatmak için vekalet almışsınız ve eğer beıı Aceııı �alılığını k a b u l etmek istersem bu kararımı sizin vasıtanızla imparatoriçe hazretlerine bil<lirıııcnı lfızııııııı ış. ll u ı ııı n Ü/.criııc'. ben, sizin amcazadeniz ile imparatoriçe hazretlerine şu size müsveu<lcsini yolla<lığını mektubu. ı.a ı-ı �alıaııcyc takdim etmenizi ve aynı zamanda benim bu teklifi memnuniyetle ka bul eueceğinıi ve zaı-ı şalwııcniıı hiiıiiıı emirlerine tamamiyle amade ve muti' olarak onun llıtuf ve ikram ı n ı kazanıııağa çal ışacağııııı bil<lirııırniıi rica ederim. Zat-ı alinize karşı ise, hayatımın sonuna kadar muhabbet ve saıııinıiyeı üzre kalacağıma sizi ayrıca Lemin ederim." 1. Dubrovin, "Kırım'ın Rusya 'ya ilhakı", dör<lüncü cilt, sayfa : 9 1 7 . ( A :Ö. )

-24 -


Şahin Giray istifanamesini imzaladt Bundan istifade ederek, Potemkin, 8 N isan 1 783 tarihinde Karasu şehrinde halkı toplayarak Kırım'ın Rusya'ya ilhak edildiğine ve bu ilhaka neden mecbur olduklarına dair resmi bir beyanname "manifest" okutt u . Bu beyannamenin son satırlarını şu cümleler teşkil ediyordu: " . . . . . . işbu beyannamem izle, tarafımızdan ve ah lafımız tarafından, Kırım halkına vaad olunur ki, haklarında bizim reaya-yı kadimemiz misillu m uamele olunacağ ı ve bizim himayemizde olmalarıyla nefislerinin, mallarının, mabetlerinin ve dinlerinin korunacağı ve dini merasimleri ve alenen ayin icra eylemeleri hususunda asla tazyik olunmayarak umur-ı d i n iye ve mezhebiyede tamamiyle serbest ve her biri bizim reaya-yı kad imemizin nail oldukları hak ve imtiyazlarda müşterek ve müsavi olacakları emr- i mukarrerdir." Kırım hal kı, bu beyanname ile mahkumiyetini anlayınca neye uğradığını bi lemed i . Bu esaret, bütün acısı ile kalplere tesir etmişti . Çünkü, bu esaretle giriftar oldukları zulüm ve tasallut, asırlardan beri pençeleştikleri emperyalizmin ta kendisi idi. Bu sebeple, bu mahkumiyet bütün kalpleri sızlatmıştı. İstanbul dahi , bu güçlü kuvvetin karşısında, artık, baş eğmek ve ses ç ı karmamak mecburiyetini h issediyord u . Çünkü, gerek dış siyasetin uygunsuzluğu ve gerekse iç işlerin gevşekliği , onu, o kadar zayıflatmıştı ki neticede, bu ahvali bir beyanname i le olsun Avrupa'ya karşı protesto edecek cesareti dahi kendisinde bulamıyordu. Türkiye'yi temsil eden paşalar bile, Katerina'nın bol bol ikram ve hediyelerine48 nail olmuş olan Fransa sefirinin: "Beyanname neşri, Rusya'ya meydan okumaktır. Bu ise hal-i hazırda muvafık olmadığından vazgeçilmesi daha münasiptir. " yollu birkaç sözü üzerine fikirlerinden vazgeçecek kadar acz içindeydiler.49 Karasu Beyannamesi 'nden sonra Şahin Giray Han, bir aralık Sudak civarındaki Otuz dağlarına kaçmış; fakat, lgelstrom tarafından kurnazlıkla yakalanarak Kırım'dan ç ı karılmış ve başta Herson'da yerleştirilmiş, buradan iki bin kadar yakını, haremi ve malıyla Taman'a geçerken tutulup Voronej şehrine gönderilmiş ve Rusya tarafından kendisine yıllık iki yüz bin ruble maaş bağ lanmıştı. Fakat, bir müddet sonra maiyeti eksiltilerek şehir haricinde bir evde yaşamağa mecbur edildi. Şahin Giray'ın Çerkes

4 8 Kaıerina, Kırıııı 'ın işgaline kolayca nail olduğundan l stanbul'daki Fransız elçisine bir nişan ve elli bin ruble kıymetinde bir hediye ile senede allı bin ruble maaş bağlamıştı. (A. Ö.) 49 Gülbin-i 1 lfinün. s: 2 1 2 . (A.Ö.)

-25-


taraflarında bulunan akrabasıyla muhabere etmesi Katerina'yı rahatsız etmişti. Bundan sonra soğuk muameleler yapılmağa başlandı ; bunlara dayanamayan Şahin Giray, Türkiye'ye gitmek için Katerina'dan müsaade istedi; bu arzusu kabul edildi. Bunun üzerine Dnyester tarikiyle hududa geldi ; Hotin muhafızı vasıtasıyla Dersaadet ' e g id eceğ i n i Osmanlı Devleti'ne bildird i . Vezi r, gayet edibane bir surette Şah i n G iray ' ı n memnuniyetle hüsn-i kabul göreceğini b i r mektupla bildird i . Lakin, onun bu Türk zarafetinin altında kan kokuları hissediliyordu. Karşılamağa memur edilen l smail Ağa, Şahin Giray' ı Edirne'ye götürüp " Bostancıbaşı"nın konağına yerleştirdi . 1 201 senesi ramazanının yirmi birinci günü Şahin Giray, Rodos kalesine haps olundu. Şevval ayı ortalarında sadrazam Koca Yusuf Paşa tarafından tayin olunan mübaşirler, kale kapılarını kapayarak Şahin Giray'ı gizlice boğdular. 111-

Kırım'ın Rusya'ya ilhakının Kırım halkı üzerinde bıra ktığı tesi r

Han esir, Türkiye'den ümit yok, m ı rzaların çoğu altuna satı l m ı ş ve halkın perişanlığına seyirci kalmış; deligöz Potemkin ise otu z bin k .=ı d a r Tatarı kılıçtan geçirdikten sonraso 1 784 senesinde şu emri veriyor: G rigori Aleksandroviç Potem k i n ' i n kend i eliyle yazd ı ğ ı tezke re n i n türkçesi: " Belbek'ten , Kaçı'dan, Sıvaş'tan, Sudak'tan , Üskürte n . Eski Kırım 'dan ve umumiyetle dağ lardan ç ı karmak, çölde yaşayanlardan kimseyi bırakmamak, mırzalardan kim isterse şimdi verilen cetvel m u c i b i gitmek isteyenlerin cümlesini 24 saatte yerlerinden çı karmak. Baron lgelstrom , düzelten 1. Kosogovskiy, Tavrida Vilayeti Arşivi , 1 784. No. 2 5 . " Bunun üzerine, b u ıztıraplı hale zaten tahammül edemeyen Kırım halkı . topluca hicrete kalkıştılar. Hicret dalgaları gittikçe kabard ı ; bin lerce aile. mallarını , mülklerini, baba ocaklarını, şen şat ı r köylerini terkederek Rumeli'ye göçmeğe başladılar. Çok geçmeden, Kırım halkını ata ve dedelerin i n ocakları n d 3 n ayrı düşüren sebepler arasına, bu acıklı destandan başka, bir takım iktisadi ve ictimai amiller de girmişti.

50 Gülbin-i Hanan'dan. (A.Ö.) Ayrıca kitapları da toplayıp ııı.:ydaıılarda yakt ı lar. ( is.Oı:ırı

-26-


iV- Kırım'da boşalan toprakların talihi Kırı m ' ı n ilhakıyla, g üney Rusya ' n ı n , Tatar ordularının hücum ve yağmalarından kurtulması; Kerç, Kefe, Yeni-Kale l imanlarını elde etmesi üzerine, Rusya' nın, Karadeniz'de, Türkiye'ye kuvvetli bir rakip kesilmesi , bu hududu tahkim etmekle kaim olacak ve devam edebilecekti. Onun için , Potemkin ve esas itibarıyla Rusya devleti, meydana getirdikleri bu "Yeni Rusya"yı kendilerine daha muti ve sadakatlerinden şüphe etmeyecekleri halklarla doldurmak, iskan etmek düşüncesine kapılmışlardı. N itekim , buna bahane d e yok değildi. Evet, ancak başını kurtarmak kaygusuyla telaş ve heyecana kapılarak evlerini, köylerini, bütün emlak ve topraklarını bırakıp kaçan muhacirlerden boş kalan yerler işlenmek, imar edilmek için yeni eller istiyordu. Her ne kadar Rusya teb'alığını kabul edip kalmış olan m ı rzalar ile Rus memurları bu m ü l klerin bir çoğunu zapt etmiş olsalar da oralarda çalışacak halk pek az kalmıştı . Bir taraftan boşalmış mülklerin, böylece, kapanların elinde kaldığını, diğer taraftan bereketli toprakların, ihtisas isteyen bağ ve bahçelerin işlenemeyip harabe hal ine dönmekte olduğunu gören devlet, bazı tedbirler hazırlıyordu. 1 784 senesinin 24 Kasımında Potemkin Tavriçeskiy, eyalet m üdürü Kahovskiy'e hazineye geçebilecek toprakların cetvelinin tertip edilmesi emrini verm işti. Bunun üzerine sabık hanın memurlarından Abdülhamid Ağa ile Perekop gümrü k müdürü Karatsenov bu cedveli hazırlamağa başlad ı lar. 1 787 yı lının 1 6 Ağ ustosunda Potemkin, Kahovskiy' e şöyle yazmışt ı : "Yeni teb'alarımız bizim dilimizi v e kanunlarımızı henüz bilmed iklerinden her türlü yardıma ve korunmaya muhtaçtırlar; onların rahatlığını temin etmek gerekir ki ata ve dedeleri n i n ocakları nı bırakıp g itmek mecburiyetinde kalmasınlar!. .. " Fakat, bu tedbi rlerle beraber, Rusya, aslında, yeni ü l keleri n i Ruslaştırmak yolu ile, b i r taraftan kendisine daha sıkı bağlamak için, diğer taraftan da Rusya içindeki çiftlik sahiplerini (=pomeşçikleri), öteden beri muti' ve her güçlüğe katlanmağa alışan Rus köylülerini (=kreposnoy) yerleştirerek memleketin bereket ve mamurluğunu arttırmak niyetiyle Kırım'ı kolonize etmek planı, daha evvelden düşünülmüş ve hazırlanmıştı. Kolonizasyon için lazım gelen toprak fazla bile geliyordu. Hazineye alınmış olan eski han, sultan arazisi ve diğer bir takım yerlerden başka, Melitopol (=Kızılyar), Berdiyansk, Dnyeprovsk taraflarındaki yerlerde de, oradaki Nogaylardan bir kısmının Kuban tarafına göçürülmesi ile bir çok arazi daha boşalmıştı.

-

27

-


Her ne kadar Knyaz Potemkin, bu toprakları satın almak isteyenler olursa satılması hususunda Tavrida Eyaleti M üdürüne evvelce talimat vermişse de parayla satınalmağa talip çıkmıyor, yalnız bedava toprak sahibi olmak isteyenler oluyordu. Bunlar, Potemkin'in kendisinden yahut onun haleflerinden veyahut da Rus çarları tarafından hediye olarak verilen, boşalmış topraklara sahip oluyorlardı. Ezcümle, Katerina, Kırım'a seyahati51 esnasında kendi dildanelerine bu gibi hediyelerde bulunmuştur. Mesela, Keçüni namında yakışıklı bir Rum zadeganına, Kırım dağlarından birinin üzerine çıkarak etrafında gözünün görebildiği kadar yeri alması cemilesinde bulunduğunu söylüyorlar. Yine bu kabilden " Reveluti" adlı yakışıklı bir ltalyalıya binlerce desatne52 toprak hediye etmişti. ("Aleksandr Tamarin"den.) UmumT olarak söylemek lazım gelirse, Kırım toprakları , eski han memurları ile yeni Rus memurları eline geçmişti. Bu kabilden olarak Kırım'ın mahallT idaresinin başı sayılan Mehmed Şah Bey Şirinskiy 27.333 desatne miktarında olan Gökgöz sahasına, Batır Ağa 1 4.629 desatne köleminde (yüz ölçümünde, mesahasında) bir sahaya kon muştu . Potemkin'in katibi Popov 27.876 desatne toprak ile Tevel'deki daçaya ve Melitopol 'da 30.2 1 0 desatne araziye; Graf Bezborodko Kırım'da v e Dinyeper kazasında 1 8.000 desatne; Preobrajenskiy Melitopol'de 1 2 .000 desatne,53 Kefe ilçesinde Gök Taş köyü yanında 2.900 desatne; Visamiral Mordvinov54 Yalı Boyu 'nda 5.778 desatne; General Mayor Vasi l Kahosvkiy, Akmescit i lçesinde Argın sahasında 3.455 desatne; M ihai l Kahovskiy. Azamat bölgesinde 7.549 desatne; Şahin Giray nezdindeki son Rus sefiri Loşkarev, 4. 040 desatne; Rusya'nın Türkiye sefiri Bulgakov 2 . 1 44 desatne; Kontramiral Graf Voynoviç, Gözleve'de 2 . 904 desatne araziye malik olmuşlardı. Bundan başka imparatoriçenin hatt-ı hümayunlarıyla, oda hizmetçisi Zahar Zotov'a Şuri köyü yanında 731 desatne, Ortalan tarafında 2 . 400 desatne, Sudak'ta bir büyük bağ verilmişti. Yine, oda hizmetçisi Kozlov'a Burnaş köyü yanında 1 .200 desatne toprak ve Koz köyünde bir bağ ; 5 l O arada bir takın üzerine " Kırım, l stanbul kapısı" yazılıııı ştı. ( I s.Ota r) 52 Bir desatne = 1 ,45 hektar. ( K. F. s.9 1 . ) 2400 sajen_, 1 sajcn = 1 kulaç, 3 ar�ııı. ( I s.Otar) 53 Buraya Kulikovskiy'in ismi yazılmağa unutulmuş; kar�ıla�tırıııak için bakın ız: \'.L Vo/.griıı: j ,ıorı,·c,kiw Cudbıi Knimskih Tatar. M., 1 992, s.277 ( K . F s .9 1 . ) 54 N i kolay Semenoviç Mordvinov, 1 754- 1 845. Rusya devlet ricalinden. l 79lJ'da amiral oldıı . Rıısya ,·a rl;ırı ı k onun memur ve uşakları Kırım topraklarını yağmaladıkları sırada, ona d a c pi ycc yer "B:ıydar ( )\;ı ,ıııda 1 :' para köy" düşmüştü. Ellerinde tapuları olan Tatarların topraklarını da gashclli. Bu lıusu,ta biı ıııo ıiikL·ıııııo davalar açıldı. Kendisinin ölümünden sonra vari sleri, hu toprak da\"a larıııı devanı cllirdikr Soıııııırn muhakeme, 1 920 yılında Vrangel devrinde görüldü. ( K . F. s.9 1 . )

-28-


Çernov adında birisine Körbek köyünde 800 desatne toprak ve yine Koz köyünde bir bağ ; Katerina'nın odacısı olan Perekosıihina'ya Çelebi-Eli ve Kuvuş köyleri yan ında 1 . 5 7 0 desatne toprak; Anna Polekoçi'ye 500 desatne toprak ve Koz köyünde bir bağ; Pulheriya Zvereva adlı kadına 500 desatne toprak ve saire . . . . . . N ihayet, Potem kin'in kendisi de topraksız kalmad ı . l ştihası da olur olmaz bir şey ile doyacak gibi değildi. Potemkin, Yalı Boyu'nda Baydar tarafında, Foros ve Limena arasında en güzel toprakları seçi p 460 ve 73 desatne kadar bir yer beğendi. Buralarda üzüm ve zeytin yetiştirmeğe başlamıştı. Hu lasa, topraklar "Hocabey yağması" gibi dağıtılıyordu. 1 802 senesinin sonuna doğru yapılan umumi cetvele göre, Kırım'da 350.000 desatneden fazla toprak dağıtılmış idi. 2 Eylül 1 893'te çıkarılan emir ile bu tevziat resmen tanınmış ve toprak al ı p işleyenler yeni mülklerinin sahibi olarak ilan ed ilmişlerdi. " 1 802 senesinde sınırları çizilmiş ve nüfusu yazılmış yerlerin kitabın sonundaki umumi cetveline bak." Böylelikle, sabık Kırım Hanlığı topraklarının büyü k bir kısm ı , Rus pomeşçiklerinden (=çiftlik sahiplerinden) ibaret olan yeni sahi plerinin eline geçmişti. Bunlar, yeni malikanelerinden gereği gibi gelir temin edebilmek için, bu araziye, Rusya içerisinden devlet krestiyanlarından (=esir köylülerinden), emekli askerlerden, rekrutlardan (=bir nevi eski asker) ve Kazakilerden ibaret işçi kafileleri getirip yerleştirmeğe başladılar. Fakat, bunların hepsinden ziyade, şan ve şöhrete doymak bilmeyen Potemkin, yeni fetholunan topraklarda büyük şehirler, kalabalık Rus köyleri inşası için uğraşıyordu. Bu suretle sabık Kırım Hanlığı toprağında bir takım yeni köyler, kasabalar, şehirler kuru luyordu, ki Kırım içerisinde başlıcaları şun lard ı r: Akmescit i lçesinde Podgorodne- Petrovsk, Peterburgskiye Mazanki, Kurtsıi , Manguş, Zuya, Biya-Sala, Yukarı-Sabia, Vladimirovka köyleri. Kefe ilçesinde izümskaya, Sala; Gözleve i lçesinde üç tane Ablam köyü ; Eski- Kırım'ın adı ise, Potemkin tarafından , bir ara, Levkopol adına çevrilmişti. Bundan başka Kefe, Kerç ve Akyar şehirleri de yalnız Ruslara tahsis edilmişti.55

55 l laııa bu �clıirlcrin bazısında camiler k i l i seye çcvri lnıişti. Şimdiki Sivastorol şehrinin bulunduğu yenle J\kyar aı..l ı nda b i r Taı:ır kiiyii bulu nuyordu. lliitün bu civara ise evvelce "Kadı L i nıaııı " ı..l enirıııiş.

-29-


V- Hanlık devrinde Kırım'ın iktisadi durumu ve toprak meselesi Buraya kadar gördüğümüz bu değişikliklerin ne gibi ictimal ve i ktisadi neticeler doğurduğunu iyice anlamak için evvela hanlık devrinin " 1 4281 783" ekonomik durumunu ve bilhassa Kırım'da toprak meselesinin ne vazıyette olduğunu kısaca gözden geçirmek icap eder. Sayısız atlı askere malik ordularıyla bütün şark memleketlerini tarumar edip ta Kırım dağlarına kadar gelip dayanmış olan Tatarlar, böylece, tarihin, askeri karakter taşıyan her kuvvetinin yaptığı g i b i , yendikleri halklardan verg i alır, bunlardan başkaldırmak isteyenleri tekrar yağma eder ve böylelikle yaşar idiler. Bu devrin hususiyetlerinden nazar-ı dikkate alınacak biri de şudur ki zaten Kırım Ulusu Altun Orda'nın bir parçası sayıldığından halk daima askeri bir hazırlıkta bulunmuş ve dolayısıyla uzunca bir müddet toprakta sağlam yerleşerek ziraatle uğraşamamıştır. At tabunları (ayn ı damgayı taşıyan at sürüsü), koyun, deve sürüleri, göçebe "yurt"ların tabii bir iktisadi şekli olunca, çobanlık da en muteber bir meslek sayılıyordu. Kırım U lusu, ordu vaziyetinden, yavaş yavaş devlet şekline inti kal ettikçe, çobanlıkla beraber ziraat de itibar kazanıyor ve böylelikle Tata rlar at üzerinden inip, Rum ve Cenevizli komşularından görerek bağ ve bahçe yetiştirmeğe, Kırım'ın çöl (ova) taraflarında ise ekin ekmeğe başlıyorl ar. 1 785 senesi Kırım'ın tabiatını tedkik etmiş olan Gabliş'in verdiği bilg ıye göre Kırım 'ın bağ ve bahçeleri o zamanda dahi bugünkünden çok fark!ı değildi. Kırım'da bu sıralarda zenaat da oldukça ilerlemişti. Ortaçağda Avrupa memleketlerinin hususiyetini teşkil eden Tsehler (esnaf) yavaş yavaş Kırım Hanlığı'na da göçürülmüş ve bir çok meslek meydana gelmişt i . Kırırn'da sanat merkezleri olan Karasu ve Bahçesaray'da bu esnaf teşki lat ı n ı n bakiyeleri bugüne kadar gelebilm iştir. Ve fabrika, imalathane şek l i n e giremeden e l sanatları şeklinde kalmıştır. Fakat, b u sanatlar her n e kadar el sanayii şeklinde kalsalar da o zamanki halkın ihtiyacını karşılayabi lmiştir. N itekim, mezkur şehirlerin yaşlı ustalarıyla konuşulduğu zaman , bundan 40-50 sene önce bile bazı esnafın bin lerce kalfa ve ç ı rak çalışt ı rd ı ğ ı (yetiştirdiği), Kırım köylerinin hemen bütün ihtiyacını temin etti kten başka, iç Rusya pazarlarına ve panayırlarına da yüz binlerce rublelik mal götürebildikleri göze alınacak olursa, hanlık zamanında bu nevi sanayiin, devletin bütün i htiyacını temin edecek bir seviyede olduğunu teslim etmek icap eder. Bu sanayiin büyük bir bölümü de Tatarların elinde bulunuyordu . Çünkü, sanayi teşkilatı lstanbul'dan ve l ran'dan alınmış, her meslekin bir şeyh ve piri olmak üzere, müslüman tertibinde kurulmuş bulunuyordu. Değ i l sanayiin iç teşkilatı, hatta dış kuruluşu da bunu ispat ediyor. Mesela, Karasu ve Bahçesaray'da yaşamakta olan "arasta" sözünün bütün

-30-


müslüman memleketlerinde kullanılan "raste" sözünden galat olması, bu yakınlarda Eski- Kırım'da yapılan kazılar sırasında kervansaray enkazı arasında ortaya çıkarılan "tezgah"ların ismi gibi bir sıra ıstılah ve saire bu sözlerimizin delilidir. Ezcümle, demirci , dökmeci, çilingir, dülger, kalaycı, bakırcı, debbag, beşikçi, dikici, kürkçü, çömlekçi, terzi, bıçakçı, kuyumcu, sarraf, saraç, taşçı, keçeci, terlikçi, kavaf, çeşmeci, eğerci, kalpakçı ve sair sanatlar mevcut olduğu gibi, bunlar, o devrin bütün mamulatını gösteren imalathaneler idi. Pazar zamanlarında, bayram arefelerinde veya cuma günlerinde bu iki şehrin sokakları ve hanları, gene bu devrin nakliyatını temin eden develer ve manda arabalarıyla doluyormuş. Kırı m ' ın bu devredeki ticaretine gel ince, bu, gerek memleketin içinde ve gerekse d ışındaki komşu hal kların, bilhassa Ermeni ve Yahudi ler (Karay ı m lar)ın elinde bulunuyord u. O devrin ticaretini idare eden madrabazlar, bezi rganlar, yaymacılar, bakkallar, tellallar ve diğerleri arasında Tatarlar az bir nispette idi. Bilhassa, komşularıyla olan dış ticaret, başlıca tuz alışverişinden ibaretti. Bu da kamilen Ermeniler ile Yahudilerin elinde idi. Kırım topraklarının, yukarıda gördüğümüz üzre, işlenmeğe başlayarak, gerek devlet, gerekse işleyenler için bir gelir kaynağı ehemmiyetini almağa başlamasından itibaren toprak üzerinde mülkiyet konusu ortaya çıkıyor. Mülkiyet hakkının elde edi lmesi bakımından Kırım toprakları, zahiren biribirinden başka; fakat hakikatte aralarında büyük bir fark olmayan birkaç kısma ayrılmış idi. Hanlık içerisinde dokuz çeşit toprak mülkiyeti bulunuyordu: 1 - Hanlık toprakları, 2- Kalgaylı k (veliahtlık) toprakları, 3- Dini hizmetlerde bulunan ulemanın toprakları, 4- Bey (kendi başına yaşayan eski asilzadelerin) toprakları, 5- M ı rza toprakları , 6- Köylü toprakları, 7- Şer'i vakıf toprakları , 8- Ebna (evladl) vakıf toprakları, 9- Sultan toprakları. Bunlardan sultan ve han toprakları ve bunun gibi kalgaylık denilen veliahtlık toprakları, Kırım Tatarlarının toprak sisteminde devlet toprakları şeklinde muamele görmüştür. Bunlardan sonra gelen bey ve m ı rza toprakları , tam manasıyla m ü l k şekl inde, köylü toprakları ise cemaat tarafı ndan m ü ştereken kullanılmakta i d i . Vakıf deni len toprak taksimatından bir kısmı islam dini h ükmünce mektep, medrese, köprü, çeşme ve saire g i bi umumi hayrat için kullanılan "Şer'T Vakıflar", ikinci

-

31

-


kısmı da büyükten küçüğe geçerek bir neslin maddi bakımdan hayatının temini için yapılan "Evladi Vakıf" dediğimiz müesseselerdir. Kırım'da toprak taksimatı, yukarıda saydığımız şekillerin biribiriyle tedahülü yüzünden daha ziyade karışmış ve son derece girift hale gelmişti. M esela, sultan ve han toprakları içinde belli bir müddetle veya ölüme bağlı olarak bey ve mırzalara hediye edilmiş topraklar; beylik içinde mırza mülkleri; cemaat toprağında ayrı ayrı köylülerin sayılan "azbarlar (bahçeler)" ve çayırlar bulunurdu. Bundan başka, köylü, bu dokuz çeşit topraktan sekizinin içinde hayvanını tutabilir ve dağdan (ormandan) bedava faydalanabilirdi. Yalnız vakıflar, kendi hududlarına başkalarının tecavüzüne müsaade etmezdi. Bu kısa başlangıçtan sonra her toprak müessesesini ayrı ayrı gözden geçirelim: 1 -HAN TOPRAKLAR!: Bunlara, evvelce "arazi-i miriye" denilirdi. Tuz gölleri ; Alma, Kaçı ve Salgır dereleri boylarınca devam eden dağlar (ormanlar) ve nihayet "mevat" denilen boş yerler, hepsi , bu kabi lden sayılırdı. Hassa mülklerinden sayılan Tuz göllerinin civarındaki köyler de han toprağı içine girerdi. Fakat, bu köylerde yaşayan köylülerin şahısları, şeriat iktizasınca hür sayılırd ı . Şayet, han mülkü içinde boş olan topraktan bir kısmını köylü kendi gücü ile işleyip mahsul çıkarırsa, o köylü, böyle "mevat"a hayat verdiği için, yine şeriat hükmünce orasını şahsi mülkü saymağa hak kazanırd ı . Köylü, han mülkünde çalıştığında mahsu lünün yalnız onda birini ("öşr"ünü) vermekle mükellef sayılırdı. 2- KALGAYLI K d enen YERLER; veliahd in mülküdür. Kalgay, Akmescit'te kendisinin sarayında yaşar ve Alma boyunda, ta Çatır Tav' ı n kuzey eteklerine kadar yayılan Büyük Yanköy, Küçük Yanköy, Tevel, Ayan köyleriyle civar topraklara hükmederdi. Kalgaylar, ekseriyetle devlet ve asker hizmetlerinde bulunduğundan köy işleriyle uğraşmaz ve büyük mülk sahipleri sayılmazlardı. Onların köylülerle olan münasebetleri, tıpkı han toprağındaki köylülerin hana karşı olan münasebetleri gibiydi. 4- BEYLiK denildiği zaman hanlar zamanında mühim yerler tutan ve eskiden Cengiz kabilesinden sayılıp kendi iradesiyle Cengiz'e tabi olmuş Şirin, Barın, Mansur, Argın, Sicevit (Sücvüt), Yaşlav kabilelerinin siyasi liderlerinin, önderlik hakkı olarak kullandığı toprakları anlamak gerekir. Birinci ve ikinci maddelerde bahsettiğimiz topraklar, muhakkak ki devlet mülkü vasfını taşırdı. Fakat, "Beylik" topraklarına gelince, hususi mülk karşısında kalırız. Beylik mülkleri, her ne kadar hepsi bir büyüklükte "aynı ölçüde" olmasa da, oldu kça geniş topraklardan ibaret olup Kırım'ın bilhassa güneydoğu tarafinda "Eski Kırım" bölgesinde bulunurdu. " Beylik" topraklara tasarruf eden bey, toprağın gelirinden faydalanmakla beraber,

-

32

-


onun tam sahibi sayılmazdı ; beylik toprağı, satınalınmak veya satılmak hakkına malik değ ildi. Çünkü, o toprak, bütün sülalenin malı sayılırdı. Hukuki cihetten, beylik toprakların bütün olarak tek mülk sayılması lazım geliyordu. Fakat, hakikatte, beyli k arazi içinde bir taraftan, beyin hısım ve akrabasına verilmiş, diğer taraftan da köy cemaatince kullanılmak suretiyle fiilen alınmış olan fopraklar bulunurdu. Beyli k topraklarda yaşayan halkın bey ile münasebetleri gayet sade olup çoban l ı k devrinde odaman ile çobanları arasındaki münesebet g ibiydi. Çünkü , Kırım Hanlığı ' nda Batı Avrupa'da olduğu gibi, feodalizm geniş manasıyla yer tutamamış olduğundan sınıf ayrılığı pek kesin derecede değildi. (Laşkov) 3- H OCAL I K tabiriyle, d ini hizmetlerde çalışan ulemanın kullandığı topraklar kast edilirdi. Hanlar zamanında, hanın memurlarından sayılan ve en yüksek dini rütbe olan "hoca" yahut "şeyh", Gözleve kaymakamlığında 1 6 köyün halkı n ı idare ederd i . Bu hak, oğu ldan oğula geçerd i . Şeyh, kendi toprağında " baş" sayıl ı p harp zamanında kendi bölgesi halkının önüne geçerek savaşa iştirak ederdi. 5- M i RZA M Ü LKLERi: Kırım'da Giray sülalesinin ortaya çıkmasıyla, bunlar, tahtın, diğer asilzadeler " beyler" tarafından ellerinden alınmaması içi n , kendilerine sad ı k ve faydalı bir zadegan sın ıfı yetiştirmek mecburiyetini duydular. Çünkü, o zamanlarda, Kırım Han l ı ğ ı ' nda dahi derebeylerle han arasında d iğer Avrupa memleketlerinde ve bilhassa Rusya'da 1 1 1 . lvan55devrinde olan "hakimiyet" kavgası o rtaya ç ı kmış bulunuyordu. Nasıl, ki Avru pa'da krallar, şehir halkının yard ımıyla derebeylerin hüküm ve nüfuzunu azaltarak, derebeyi askeri "şövalye" yerine "devlet askerliği" ihdas edip kendi taht ve hakimiyetlerini tahkim etmişler; 1 1 1 . lvan , nasıl, Rusya'da "boyar"ların nüfuzunu kırıp onların yerine hükümdara hizmet eden bir zadegan sınıfı çıkarmağa çalışmış ise, Kırım han ları da aynı şeki lde, Tatarların boyarları , derebeyleri demek olan beylerin hakim iyet ve n üfuzunu kırmak siyaset i n i kul lanmağa başlamışlard ı . Onların toprakları çeşit bahanelerle hazineye alınıyor veya hazine topraklarına köylülerin göçmesi teşvik edi l iyordu. Ki böylece, haki miyet kavgası keskinleştiği zaman , "Bey"ler, kendi topraklarında yaşayan köylülerden , hanın hakimiyetini tehdit edecek bir kuvvet teşkil edemiyorlardı.

56 kın Vasilc,·iç, 1 440- 1 505. Rusya ' ııı ı ı devlet cihazı, onun zamanında merkezileşmeğe v e derebcylerinin siyasi cheııııııiycıi yükselıııcğc başlanıı ştı . ( K . F.s.97 . )

-33-


Hükumetin , köylüleri, hazine topraklarına müsait şartlarla daveti, son derece hüsn-i kabul görüyordu. Köylüler, sevine sevine beyleri bırakıp han ve devlet topraklarına göçüyorlardı. Böylece, hanlar, nüfuz ve iktidarları eksilmekte olan "bey"lerin yerine, kendilerine yakın, muti' ve sadık olan devlet memurları arasından yeni bir zadegan sınıfı çıkarıyor idi ki bunlara da " mırza" unvanı veriliyordu. M ı rzaları kendilerine bağ lamak için, hanlar, on lara h ü ku meti n ihtiyatından toprak verirlerdi. l btidaları , b u gösterilen topraklarda m ı rza, hana hizmet ettiği müddetçe yaşayıp sonradan o topraklar yine asil sahibine, yani hana, iade edilirdi. Fakat, mırzalar, memleketin idaresinde ve hanların tayin ve azlinde, zamanla, daha fazla nüfuz sahibi olduktan sonra, bu topraklar, veraset konusu olarak muamele görmeğe başladı . H an h izmetinde iken " mırzalık" tevcih ed i l i p de Kırım ' ı n Ru sya tarafından işgalinden sonra, Katerina tarafı ndan 1 784 senes i n i n 22 Şubatında (dvoryan=zadegan) sınıfına ithal ed ilmiş olan Arabskiy, Boraganskiy, Baydarskiy, Caminskiy, Cambayskiy, Dairskiy, Can k ı l ı c , Kaytazof, Kart bi nskiy, Kondilskiy, Konratskiy, Merkitskiy, Tayg anskıy, U lanof, Emirof, Karaşayskiy ve diğerleri, işte böylece toprak sah i b i olmuşlardı . Bu mırza toprakları içinde de hususi mülk veya şeriat hükmünce boş toprak (mevat) işlenerek köylüler tarafından çitle çevril i p alınan kısım lar bulunurd u . M ı rza mülkü içinde ayrı görünen bu gibi bölük topraklar. karalar, çayırlar köylülerin malı sayılır, alınıp satılabilir ve başka birisine hediye edilebilirdi. M ı rza toprağından faydalanan köylüleri n , toprak sahi pleriyle olan münasebetlerine gelince; burada belli bir çerçeve olmayıp bu münasebet . adet üzere devam ederdi. Köylüler, yılda 8 günden ziyade ve 5 günden az olmamak üzere mırzanın hizmetinde çalışırlardı. Fakat, bu, bir mec buriyet değ i l d i . O zamanlarda, m ı rzalar, ekinden ziyade koyun yetiştirmek le uğraştıklarından, böyle bir çobanlık hayatı, aralarında gayet basit ve sade münasebetlerden i baret kalırd ı . Ki, bazen toprağında yaşadı kları rn ı rzan ı n i ş i görülsün d iye, köylü lerin toplan ı p talaka (i mece) yapm ası. b u münasebetlerin, basit bir ifadesi olabilir. Çünkü, bu da bir mecburiyyet değil, gönüllüler hizmeti idi. Mırzanın toprağında yaşayan köylülerin , böyle kendi iradeleri ile ve bedeni kuvvet ile yaptıkları hizmetten başka ona mahsulün onda birini (öşür) de verirlerdi. Dağlar (Ormanlar) ve otlaklardan mırzayla köylüler müşterek surette faydalanırlardı, ki bu hususta Can ı bek G iray Han tarafından çıkarılmış yarlık, bu adeti kanunlleştirmiştir.57

5? Bizim memleketimizde otlak için kira almak adcıi yoktur. Hayvanlar. nerede isıcr'c or.ıd;ı dı ı Lı;ırLır. otlaklarda serbest gezerler.(A.Ö.)

-34 -


6- KÖYLÜ TOP RAKLA R ! : Başlıca i ki kısma ayrılır: Bunlardan biri, devlet, beylik, mırza mülkleri içinde hudutlanıp belli edilen çayır, kora g i bi hususi mülk şeklini almış kısımlar; i kincisi de bütün köy cemaatinin müşterek surette kullandığı topraklardır (Mülk-i müşterek). Bu ikinci kısım, bilhassa, piçenlik (çayırl ı k) ve otlaklardan ibaretti. Otlak veya piçenl i k yerlerin çoğu, b i r cemaatin olmayıp, birkaç cemaatin müşterek toprağı sayılırdı. Dağlara gelince, bunlar da sanki birkaç cemaatin müşterek malı telakki edilird i . . Hanlık zamanında toprak hususunda böyle oldukça geniş b i r teamülün cari o lması, yeryüzünde, insanoğ lunun, herhan g i bir zahmete katlanmadan, tabii şekilde yetişen ve duran herşeyden onun faydalanma hakkı olduğu nazariyesini kabul etmiş bulunan şeriatın hüküm sürmekte olmasından ileri gelirdi (Laşkov). Onun için biraz derince düşünüldüğü zaman, o devirde, cemaat yalnız kendi köyünün otlağının veya piçenliğinin veyahut da dağ ının (ormanının) sahibi değil, köyün bütün toprağının da sahibi sayı lırdı. Kırım'da, hanlar devrinde, toprağ ın en büyük kısmı cemaatlerin elindeydi. Kırım Tatarının bu devre ait (cemaat kuruluşu) bugün bile nazar-ı dikkati celb ediyor. Hanlık devrindeki toprak meselesini iyice tedkik etmiş olan (Laşkov) bu hususta diyor ki: Cemaat, o zamanda müşterek (kollektif) bir şekilde topraklara buyuran, onu idare eden, toprak hususunda dava �kame edebilen bir hukuki şahsiyet imiş. Cemaatin bütün hakkı o kadar geniş ve derin bir halde imiş, ki hanlar bile kendilerine ait toprağın ancak resmi sahibi sayılıp, mahsulün belli bir öşrünü almakla iktifa ederlermiş. Toprağın asli sahibi ise halk, cemaat olup idareyi, ancak o, kendi elinde tutarmış. Cemaat idaresini en ziyade harekete geçiren meseleler, yine (Laşkov)un dediğine göre, kuyu kazmak, hendek temizlemek, dere ve nehir kenarlarını takviye etmek ve nihayet koyun yetiştirme işlerinde görülen müşterek işletme esaslarıymış. Ayrı ayrı sahiplerin koyun sürüleri geniş cemaat otlaklarında birleşerek (koş)lar meydana geliyormuş. Bir Koş, bin baş koyun demek oluyormuş. Böylelikle hayvanları bir araya gelen mal sahiplerinin kendileri de bilmecburiye birleşerek köylü istihsal birlikleri meydana getirirlermiş. Laşkov'un söylediğine göre, ayrı ayrı iş yerleri şeklinde çalışmak usulü de o devirde çok makbul imiş. Mesela, Arbat, Şelen, Kapsihor ve Sudak civarında dört beş köylü, atlarını müşterek kullanarak ekin ekerlermiş. Birlikte çalışma, esasında çok derin ve kuvvetli izler bırakmış olmalıdır ki evlenecek bir gencin evini bir iki gün içinde cemaatin yapıp çıkması adeti, ancak bu sayede yürüyebilird i . Demek oluyor ki ( toprakta müşterek çalışma), bugünkü Kırım halkı için yeni bir şey olmayıp, aşağıda görüleceği üzre çarlık devrinde unutturulmuş ise de onun örf ve adetinde gizli kalan bir müessesedir. -

35

-


7- VAK I F M Ü LKLER: Kırım Han l ığ ı ' nda da d iğer müslüman memleketlerinde olduğu gibi şeriatın tesiri altında, mülklerin, hayırlı bir maksat uğrunda -Allah yolunda- kullanılması, vakf edilmesi, adet haline gelmişti. Vakf-ı şeri denilen bu vakıf şeklinin getirdiğ irad, cam i , tekke, mekteb, medrese, çeşme veya bunların emsali yerlere sarf olunuyordu. (Bu çeşit vakıf topraklarının Kırım'da hanlar devrinde birkaç yüz bin desatne olduğunu söylüyorlar. Çalınıp çırpıldıktan sonra 1 893 yılında hesaba g i ren vakıf topraklarının miktarı 87.643 desatne idi.) 8- Vakıfların ikinci nev ' ini, mülkünün dağılıp bitmesinden korkan mülk sah ibinin, bunları , (EVLADI VAK I F) şeklinde vasiyet ettiği topraklar ve mülkler teşkil eder. 1 849 senesinde yapılan tesbite göre, Kırım'da 55 . 1 1 5 desatne mesahasında evladi vakıf mevcut idi. Hanlık devrinde bu çeşit vakıfların dahi birkaç kat ziyade olduğu bazı m üellifler tarafından zikredilmektedir. 9-(ARAZl-I M I R IYYE-1 S U LTAN I YYE) denilen su ltanın Kırım 'daki topraklarına gelince, bunlar, bütün yalı boyu, yayla, Kırım dağlarının kuzey etekleri, Sudak havalisi ve Kerç yarımadasından ibaret idi. Sultan mülkü sayı lan topraktaki köylülerin toprak sah ibi ile olan münasebetlerine gelince, bu, han topraklarındaki münasebetlerin aynı idi. iklim ve havası göze alındığında sultan toprakları, Kırım'ın en mahsuldar ve en g üzel bölgesini teşkil edip, bağlar, bahçeler, tütün, ipek, bostan ve üskülü(?) tarlalarıyla kaplı bulunan bu yerlerin varidat ı , Kırı m ' ı n her yerinden daha yüksek idi. Buraya kadar toprak durumu hakkında söylediklerimizi hulasa etmek lazım gelirse göreceğiz ki hanlık devrinde toprak meselesi çok çeşitli ve hukuki bakımdan oldukça karışık bir halde bulunuyord u . Bununla beraber, o zamana mahsus vesikalar gözden geçirildiğinde toprak meselesinin bu derece çeşitli ve hukuk bakımından karışık olmasına rağmen köylü ile toprak sahipleri barışık ömür geçirmişlerdi. (Laşkov) Her ne kadar hususi mülk ile cemaat toprağı sınırları üzerinde bazı anlaşmazlıklar göze çarpsa da (Kazasker kararlarında görüldüğü gi bi), bunlar, toprak meselesinin son derece karışık bir halde bulunduğu göz önünde tutulduğu takdirde, denizde bir damla gibi kalır ki bunun da sebebi, evvela, odamanlarla çobanların münasebetleri, i kincisi de mülk sahipleri ile köylüler arasındaki münasebetlere şeriatın tesiri idi. Demek oluyor, ki zahiren baktığımızda han lık zamanındaki toprak taksimatı Avrupa'nın derebeylik (feodal) yahut Rusya'nın esir köylü (kreposnoy) devirlerine benziyorsa da mülk sahibi ile toprakta yaşayan köylünün biribirine karşı olan münasebetleri bakımından veya bu bahsin başında söylediğimiz üzre meselenin içyüzü gözönünde tutulduğunda hanlık devrinde bu münasebetler çok geniş, hür ve serbest idi: ·

-

36

-


Toprakta yaşayan köylünün kendisi hür, hayatı serbest geçiyordu. Fakat, yukarıda zikredip geçtiğimiz üzre, Kırım topraklarında, Rus arazi sahiplerinden (pomeşçi klerden) ibaret yeni sahiplerin peyda olması, Kırım'ın ictimal hayatına da tesir etti. Onlar, Kırım'a kendileri ile beraber, yeni i ktisadi durumlar ve mefhumlar getirmişlerdi. Kırım topraklarının yeni sahipleri ve onların kendileriyle beraber getirdikleri yeni mefhumlar ve ictimai değişiklikler Bu yeni mefhumların nelerden i baret olduğunu açı k bir ifadeyle söylemek istersek, bu, "her mülk sah i binin, kendi mülkünü, kendi toprağını başkasınınkinden ayırmak i steğ inden ibaret idi" sözleriyle anlatılabilir. Zaten bu " hareket" de asıl buradan başlamıştır. Mülk dendiğinde, onu, tamamiyle kendisinin malı diye tanıyıp gelmeğe alışan ve Roma kanunları üzerine terbiye almış olan Rus arazi sahipleri (pomeşçikler), muhtelif yol larla yeniden ele geçirdikleri toprakların içinde kalmış cemaat topraklarını, ayrı ayrı köylüler tarafından boş yerlerde "mevat"tan işlenip yetiştirilmiş kısımları, karalanan (sınırlanmış olan) çayırları, başkasının malı olarak tan ımak istemedi ler. Tanımak şöyle dursun, birçok Rus arazi sahipleri (pomeşçi kler), böylece karalanmış (hudutlandırılmış) toprakları doğrudan doğruya kendi mülklerinden olarak i lan ettiler. Bundan başka, hanlar devrinde mırza topraklarında yaşayan köylülerin kendi rızalarıyla mırzaya yılda 8 gün kadar talaka (imece) veya angarya yapması , bundan böyle para ile ödenen vergi gibi veya bir mükellefiyet gibi telakki edilmeğe başlandı. Ve yılda 7-8 gün iş ile iktifa etmeyip esir köylü h u kuku (kreposnoye pravo) denilen bir nevi esirl i k h izmeti yaptırmağa alışmış Rus toprak sahipleri (pomeşçikler), hizmet günlerinin arttırılmasını veya onun yerine köyl ü lerin belli bir haraç vermelerini istemeğe başladılar. H ulasa, yeni toprak sahipleri (pomeşçikler) ile köylü arasında hanlık devrinde görd üğümüz baba ve oğul, odaman (çoban başı, sürüler kahyası) ve çoban arasındaki geleneğe bağlı münasebet, büsbütün değişmiş ve evvelce vazifeye karşı mevcut sıcak ve kardeşçe bakış, aşağıdaki vesikada görüldüğü gibi, artık, resmi ve soğuk bir sermayedar isteğii şekline girmişti. lmperatoriçe Katerina'nın 1 4 Ekim 1 794 tarihli fermanının tatarcaya yanlış tercüme edilmiş olmasından ötürü , Kırım Tatarları, bu fermanı yanlış anlamışlar. Onların anladığına göre, bütün topraklar, Tatarların malı olup Rus arazi sahiplerine (pomeşçiklere) h izmet etmeğe mecbur değillermiş. Ve hakikaten , bu çiftlik sahipleri için çalışılması mecburi kılınan 3 günlük hizmet mükellefiyetini yerine getirmiyorlar. . (Mordvinov'un Tatarların çiftlik sahiplerine h izmet etmedikleri hakkındaki mektubundan. 27 Ocak 1 80 1 'de

-

37

-


N i kolskiy'in "Senato işlerinin Tedkiki" adlı kitabının 32. sahifesinde 1 6 numaralı vesikadan alınmıştır.) Buna ilaveten, bu sırada, meydanı boş bulmuş olan Knyaz Potemkin, Graf Zuyev ve imparatoriçenin emirnameleriyle toprak dağıtılması üzerine, eski ve yeni toprak sahipleri arasında bir sürü karışıklıklar daha doğmasına yol açmış ve yeniden bir takım ictimai ve iktisadi anlaşmazlıklara sebep olmuştur. Bu karışıklıkların başlıca kaynağı ise şuydu: Rus memurlarına toprak dağıtılırken boş toprak diyerek bir takım kişilerin mülklerini de, sahiplerinin haberi olmadan, yeni s"ahipler, veya devlet hazinesi adına geçiriyorlardı. Çünkü , bu işe evvelce memur edilen yukarıda gördüğümüz Abdülhamid Ağa ile Karatsenov, devlete geçecek toprakların cetvelini yaparken , ves i ka filan araştırmadan , halkın gösterdiğine göre amel etmişlerdi. Bundan başka, Potem kin, toprak talebiyle kendisine m üracaat edenlere, müsaadename verirken arazinin hudutlarını göstermezdi. Bu da, gerek imparatoriçeden ve gerekse Potemkin'den toprak mülkiyeti için m üsaadename alan asilzade veya bir diğerinin, Kırım'a gelerek beğendiği yeri seçmesine ve burasını kendi adına kaydettirmesine yolaçıyordu. Bu gibi nizamsızlıkların önünü almak için 1 787 senesinde Potemkin, umumi harita adıyla bir harita çizdirerek, dağıtılan toprakların birer birer bunun üzerinde kayd ve işaret edilmesini emretmişti. Fakat, bunun da bir faydası olmadı. Çünkü, haritada, kime nerede toprak verildiği işaret olunsa da, bu arazinin ne kadar (kaç desatne) olduğu· ayrıca kayd olunmuyordu. Binnetice, yeni sahiplere, her zaman, müsaadenamede gösterildiğinden daha fazla toprak veril irdi. Ve çoğu boş toprak denerek eskiden beri üzerinde Tatar halkının işleyegeldiği ve dolayısıyla onların mülkü olan topraklar dahi, bu intikallerin arasında kaynayıp giderd i . M ü l k halindeki toprakların, daha önce bel l i sınırlarla ayrı lmamış bulunması, birçok komşu topraklara da el konulmasına yol açıyordu. Kırım'da umumi olarak başlatılmış bulunan (sınırlandırma) da bu gibi haksızlıkların önünü alamadı. Kırım Toprak işleri Komisyonu azasından "Sumarokov" , " K ı rım Hakiminin Boş Vakitleri" adlı eserindesa diyor ki: " Kı rı m ' da toprak dağ ıtmak meselesi, umum iyetle, hiç de düşünülmeden yapılan bir işti." Çünkü , bu muharririn dediğine göre, toprakların, onlardan faydalanılabilmesi için, küçük parçalara ayrılarak köylülere bölüştürülmesi yerine, binlerce desatne halinde büyük parçalara bölünerek, ya bir daha dönüp üzerine bakılmayan parçalara, ya da toprağı

58 Suınarokov "Dosugi Knirnskogo Sudyi", SPb., 1 808, S. 1 6.(A.Ö.)

-3 8-


işlemek için gerekli vasıtalardan mahrum ve ömründe toprağın ne olduğunu hiç bilmeyen59 bir takım mazisi mechul kişilere ayrılıyordu. Toprak tevzi memurlarının çoğu, toprak almağa gelenlere, asıl verilmesi gereken yerlerden değ i l ; onların yerine bir takım şüpheli vesikalar verirlerdi. Neticede, yeni toprak sahipleri tereddüt içinde kalırdı. Bunlardan h i ç kimse, yeni m ü lküne emin bir surette gırıp işe başlayamıyordu ve hakikaten bu belirsizlik üzerine, çok geçmeden, bir takım dava ve i htilat ortaya çıkıyordu. Bu sebepten ötürü köylü ile arazi sahipleri arasında meydana çıkm ış olan ardı arkası kesilmez anlaşmazlıklar, mahkeme konusu oluyordu. Toprak sahipleri (pomeşçikler) ile köy cemaatları arasında başlayan bu muhakemeler on yıllarca sürmüş, kararlar, çok seyrek olarak köylüleri memnun etmişti. Davalaşıp uğraşmak, birçok cemaati topraksız, çıplak ve çaresiz bırakmışt ı . Çünkü, o zamanın mahkemelerinde canlanan (adalet), onlarca köyün halkını , bir çiftlik sahibinin (pomeşçikin) hatırına kurban ediyordu. Bu sözlerimiz, yüzlerce cilt teşkil eden ilçe ve vilayet hususi kom i syonları ve nihayet senato60 kararlarına dayanmakta ve gayet bitaratanedir. 1 9 . yüzyıl yazarlarından Kondaraki'nin61 şu cümleleri de bu fikrimizi teyit etmektedir: H a n l ı k devrindenberi, Baydar Tatarları nın kendi mülkü sayı lan topraklardan otuz bin desatneden ziyade bir kısmını, Graf Mordvinov'un malı tanımış olan bizim mahkemelerin, bu kararla, Tatarlar tarafından kendi lerinin son derece tahkir ed ilmiş saydıklarını ve onların bizim hakimlere nefretle baktıklarını herkes bilir. Bize karşı düşmanlık güdenler, lngiliz ve Fransızlara katılmayı isteyenler, evvelce kendilerinden musadere edilen toprakları zorla kullandıkları için hapse atı lanlar veya cezalandırılanlar idi. 62

59 Mesclü. Katcrina ' ııın oda hizmetçisi kadınlar! ( A .Ö .) 60 Senato, 1 7 1 1 'dc çar Petro tarafından tesis edildi. Başlarda yüksek devlet vaztifesini ifa ediyordu. l 775'den itibaren mahkeme teşkilatı ve ! 802'den itibaren de yüksek mahkeme ve nezaret teşkilatına çevrildi. (K.F. s.1 05.) 6 J Vasiliy Hrisıoforoviç Kondaraki. ! 850'1erden itibaren 30 yıl kadar Yalta'da yaşadı. Kınm türkçesini iyi bilen bir edip idi. l 868'de Nikolayev şehrinde "Samouçitel Türko-Tatarskogo i Novogreçeskogo Yazıikov" adlı ltigat kitabı neşroluııdu. Esas eseri, 1 5 ciltlik "Universalnoye Opisaniye Knima", Nikolayev, 1 873, t. I ; SPb., 1 875, t. 1 5. (K.F. s.1 05.) 62 VH.Koııdaraki, Akyar Muharebesi'nden Nakil ve Hatıralar, s.14. (A.Ô.)

-39-


Bu meselenin içyüzünü eyice aydınlatmak ve şüpheli bir nokta bırakmamak için saygılı okuyucularımızın aşağıdaki vesikaları gözden geçirmelerini rica ederiz. N umara 405. Baydar Ovası m ü l k sahi plerinin ve Tatarların arizası mucibi 22 Nisan 1 820. 23 Nisan 1 824. 1 8 yaprak kağıt üzerinde63 "içişleri nazırı adliye nazırına bildirir ki, içişleri bakanlığı nezdinde Tavrida vilayeti toprak işlerine bakmak için teşkil olunan komiteye, Baydar Ovası Tatarlarından ve mülk sahiplerinden Graf Mordvinov'u şikayet eden 7 adet ariza takdim olunmuş; bunlarda deniliyor ki: 1) Büyük Muskumiya'da mülk sahibi olan Abdullah Çelebi , Kırım toprak davalarına bakan eski komisyon tarafından kendisine verilmiş olan 227 desatne (1 1 22 sajen)64 toprak, Mordvinov'un kahyası Platen tarafından gasbedilmiş; 2) Baydar Ovası halkı yazıyor, ki vaktiyle Knyaz Potemkin'den m i ras olarak Vıisotskiy'ye 780 desatne toprak kalmıştı . Laki n , Mordvinov, Vı i sotskiy'den 1 5 . 000 desatne toprak ald ı ğ ı n ı , sahte tapu sened i çıkarttırmak suretiyle, toprak kavgalarına bakmak için gelen komisyona iddia etmiş ve onları kandırmağa muvaffak olmuş idi. O zaman komisyon . Mordvinov'a 1 5. 1 50 desatne, küçük mülk sah iplerine 1 380 desatne ayırı p 8 . 1 00 desatne toprağı da sıradan Tatarlara böl üştürmek için vermişt i . N ihayet, Baydar Ovası'nın adm i ral Mordvinov'un m ü l k ü olduğ u , çar tarafından tasdik olunduğunda, küçük mülk sahiplerinin toprakları kend i vesikaları mucibi kendilerine veril m i ş i d i . Lakin, biraz sonra vil ayet mah kemesi , bu vesikaları tanımadı ve bütün Baydar Ovası ' n ın Mordvinov'un m ülkü olduğuna karar verd i . Bunun üzerine. bun ların toprakları ve mülkleri zorla alındı. idare ise, onları son derece sıkışt ı rdı. 3) Seyd Veli Şah Çelebi, babası lsmail Çelebi 'den kalmış olan toprakları da amiral Mordvinov'un zaptettiğinden şikayet ediyor. 4) Baydar Ovası'nın dört köyü , cemaatlere, ata ve dedelerinden veraset yoluyla kalmış toprak ve mülklerinin Mordvinov tarafından zaptedildiğini ve kendilerinin de evvelce kabul olunmuş usul üzre yılda 8 gün değil de bütün yıl boyu yeni çiftlik sah ibine (pomeşçike) çalışıp kendi ailelerini bakmağa vakit bulamadıklarını ve bu hususta büyük Knyaz Nikolay Pavloviç' e65 d ilekçe vermelerine rağmen ondan umdukları merhamet yerine hapse atıldıklarını bildiriyor ve şikayet ediyorlar.

6 3 P.V Nikolskiy. Opisaniye Senatskih del. 1 9 1 7. (A.Ö.) 64 Sajen= 2, 13 metre. (K.F. s. I 06 . ) 6 5 l.Nikola, 179 6 - 1 855. l 825de Rusya imparatoru oldu. iç muhaliflere karşı gizli tcşkilüı kurdu. :\nup;ıııııı jandarması sıfatıyla 1 830- 1 831 Polonya ve 1848- 1 849 Macaristan isyanlarını b astırd ı . ( K . F. s. I 07. )

-4 0-


Bunu arzederek, içişleri bakanı , adalet bakanından bu davalara acilen bakılmasının emredilmesini rica ediyor. Bu hususta köylüler tarafından defalarca yapılmış olan muracaati her seferinde reddeden senato, nihayet, ilk defa meseleyi tahkik ediyor ve şu neticeye varıyor: "Kırım'ın Rusya'ya ilhakından sonra bütün Baydar Ovası Knyaz G .A. Potemkin'e geçiyor. Sonradan buna bazı mırzaların toprakları da satın alınıp ilave ediliyor. Potemkin öldükten sonra bu yerler onun amcazadesi general mayor Vıisotskiy'ye geçiyor. imparatoriçe ve senato tarafından bu veraset tasdik olunduktan sonra, Vıisotskiy, bütün bu toprakları amiral Mordvinov'a satıyor ve 1 4 Ocak 1 799'da ferağ yapılıyor. Bu esnada Graf Mordvinov, Baydar Ovası'nın 1 2 parça köyu ıle b ı r mukavele yapıp bu köylülerin evvelce sultan ve hanlara verdiklerı oşur yerine ya 3 . 000 ruble para yahut bir miktar odun kesip taşımalarını emrediyor. Mordvinov, köylü lerin bu mukaveleye uymadıklarından şikayet ederek bir di lekçe veriyor. Bunun üzerine, köylü Tatarlar da, Mordvinov'un. onların ata ve dedelerinden kalan toprakların ı ve mülklerini tutup aldığ ından şikayet yağdırıyorlar. Bu iş, Kırım Toprak işleri Komisyonu 'nda tetkıik ve tahkik olunduktan sonra Devlet Şurasında tetkıik edilmiştir, ki 29 Ocak 1 8 1 0 tarihinde şu şeki lde hallolunmuş ve çar tarafından da tasd ık edilmiştir: "Bugün de mevcut olup h içbir şü phe kabul etmeyen hudutlarla çevri lmiş olan bütü n Baydar Ovas ı ' n ı amiral Mordvinov'un m ü l kü tanımalıdır. Hususi mülk sahiplerinin ve umumiyetle zikri geçen mezkur 1 2 parça köyün Tatarlarının istediği topraklara gelince, bunlardan, ancak, elinde hiçbir türlü şüpheye mahal bırakmayan açık ve sarih deliller ve vesikalar bulunanlara toprak iade ed ilebilir. Mordvinov'un senetlerinde görülen topraktan fazla olan yerlerin, topraksız Tatarlara verilmesi hususundaki komisyon kararının ise, yanlış olduğunu kabul etmek lazımdır. " Bu karar mucibi, Baydar Ovası Tatarları , daha sonra, vilayet mahkemesine kendi topraklarında mülkiyet hakkına sahi p olduklarına dair eski vesikaları vermiş iseler de bunların çoğunun aile arasında yapılmış senetler veya babalar ölürken çocuklarına bıraktıkları vasiyetnameler olduğunu yahut veraset taksimi vesikalarından ibaret olduğunu ve nihayet bu senetlerin kazasker defterlerinde veya Rusya mahkeme bürolarında kayd olunmadıklarını bahane ederek vilayet mahkemesinde açılan bütün bu davaların haksız olduğu ve köylülerin, yalnız bahçeleri bulunan bölümlerde oturabilecekleri hükme bağlanmıştı. No.589: Anastasyev adlı çiftlik sahibinin (pomeşçikin) "Kamışlı" köyü yanındaki davalı toprağı hakkında 6 N isan- 29 Mayıs 1 824 tarihli, 46 No.lı vesikada: -4 l -


Çarın 7 Nisan 1 794 tarihli emri üzerine, ayni sene, umumi vali (Platon Zubov), yarbay Anastasyev'e, Gözleve ilçesinde (Sulu Han) nam ında bir ev ile Akmescit ilçesinde (Ali Bay) köyü yanında 500 desatne toprak verilmesini emretmişti. Bunun üzerine, 1 795 yılında, Anastasyev' e bir senet verilerek (Al i Bay) köyü yanındaki topraktan 500 desatneden eksik kalan kısmının, bitişiğindeki (Kamışlı) köyünden tamamlanması, ve bunun da Tatarlar ile çıkması ihtimali olan anlaşmazlıklara yol açmaması için, ayrıca bir topograf tarafından yapılacağı bildiriliyordu. 1 802 senesinde Kırım toprak davalarına bakan komisyona, (Kamışlı) köylülerinden 5 Tatarın imzasıyla bir d ilekçe veri l i p , bu köyde Anastasyev'in kullandığı toprağa hakkı olmadığı iddia olunuyordu. Bu dilekçeye, 1 807 senesinde bakılmış; fakat mevzu neticesiz bırakılmıştı. 1 822 senesinde, Tatarlar, işi, tekrar vilayet mahkemesine verip Anastasyev'in Kamışlı köyü toprağında yalnız birkaç. desatne yeri olduğu halde 500 desatne toprağı benimsemesinin haksız olduğunu iddia etmişlerdi. Gerek vilayet mahkemesi ve gerekse vatandaş meclisi, Kom isyonun evvelce vermiş olduğu karara dayanarak ve Tatarlar tarafından Anastasyev'in haksızlığını ispat eden hiçbir vesika gösterilmediğini nazara alarak, bu davada, yine Anastasyev'in lehine karar vermişlerdi. N ihayet 1 832 senesinde, çiftlik sahiplerinin (pomeşçiklerin) Başmakov adlı vekili tarafından Tavrida Hazine Hey'eti'ne bir di lekçe veri lerek Anastasyev ile ihtilaflı olan toprakların, Kamışlı Tatarları tarafından, ona vekalet vermiş yeni çiftlik sahiplerine bağışlandığını ortaya sürerek davaya kalkıştılar. Heyet, meseleyi tahkik edip Anastasyev'in (Ali Bay) köyünde 500 desatne toprağı olduğunu, (Kamışlı) köyünde ise şahitlerin ifadesine göre 1 5, 1 804 senesinin toprak cetvelindeki malu mata göre yal nız 4 desatne olduğunu kabul etmiştir. Başmakov' ların davasını ise, cemaat topraklarının hususi mülk sahiplerine geçmesini men 'eden 24 Eylül 1 7 9 8 emirnamesi mucibi reddetmiştir. Böyl e l i kle, Hazine heyeti , Kamışlı köyünden Anastasyev'e yalnız 15 desatne çıkarıp kalan toprağ ı Tatarlar arasında dağıtmağa karar vermiştir. Lakin . . . Şehi r idarecisi ile maliye bakanı , bu hususta verdikleri hususi fikirlerinde Tatarlar ile mülk sah ibi arasındaki alışverişin 1 827 senesinden evvel olup bittiğini bahane ederek Hey'et'in bu fikrine karşı çıkmışlardır. Nihayet, bu mesele tekrar senatoda görüşülüp maliye bakanının fikri doğru bulunmuş ve böylelikle 35 sene sürmüş olan bu davada Tatarlar yine toprağa kavuşamamışlardır! . . . Şu kadar ki, b u durum, yalnız Baydar kazası veya Gözleve, Akmescit bölgelerinde olmayıp bütün Kırım'da cari idi.

-42-


Bazı yerlerde, çiftlik sahipleriyle (pomeşçiklerle) mevcut davalar sona erd i ğ i nde, iş, yalnız davanın kaybedi lmesiyle bitm iyor, ad i l (!) mahkemelerin hükm ü ile, koca köyler, çiftlik sahiplerinin (pomeşçiklerin) m ü l kiyetine aktarıl ıyord u . Mesela, 1 872 yılında, Kefe ilçesinde Gramatçi kov adıyla tanınan bir çiftl i k sah i bi (pomeşçik) ile cemaat arasındaki dava 1 24 köylü ailesinin göçmes ine karar verilmesiyle neticelenmiştir. Bu devrin toprak işlerindeki karışıklığın sebeplerini ve bu hususdaki haksızlığı Yeni Rusya (Novorassiya) umumi valisi Mihelson 1 800 yılında yazdığı bir maruzada oldukça doğru teşhis ediyor.66 Mihelson bu maruzada diyor, ki bütün toprak davalarının temeli, bir taraftan köylü Tatarların mülkü olan toprakların, boş toprak g i bi, yeni sahiplere temliki, diğer taraftan yeni ortaya çıkmış toprak sahiplerinin, toprakları içinde yaşamakta olan Tatar halkıyla fena ve bazen de düşmanca münasebetlerde bulunmalarından i barettir. Tatarlar, eskidenberi h i ç kimseye mülk o larak kaydedilmemiş topraklarda hür yaşayagelmişlerdir. Hanlarından gayri kimseye de bağlanmam ışlard ı r. Bazıları han topraklarında bazıları da m ı rza topraklarında yaşayagelmişlerdir. Mırzalar, hana vergi verdikleri gibi, bunlar da m ı rzaya vergi vermişlerdir. Tatarlardan bazılarıysa doğrudan doğruya han topraklarını kullanmaktaydılar ve vergiyi han kahyalarına verirlerdi. Bu vergilerden hangisi olursa olsun iki tarafın rızasıyla tesbit olunup hiçbir zaman toprakta çalışan köylüyü toprak sahibine tabi kılmaz, bağlamazdı; toprak sahibinin esirleri, kulları durumuna getirmezdi . Kırım, Rusya tarafından işgal edildikten sonra devlete intikal eden topraklarda yaşayan köylü Tatarlar, M ihelson'un fikrine göre, (hazinenin köylüleri) gibi sayılmıştı. M ihelson : " Böyle düşündüğümüz takdirde bile, hazine, bu köylülerden hiçbirini yeni Rus toprak sahiplerine (pomeşçiklere) köle olarak satmam ış, bağ ışlamam ış veya onları kasten topraksız bırakmamışt ı ; ki bu zaval l ı lar çiftlik sahiplerine (pomeşçiklere) kulluk etmeğe mecbur edilsin (kalsın). Bu durum, üzerinde köylü Tatarların yaşamakta oldukları veya onsuz yaşamak imkanından mahrum bulundu kları bir takım toprakların , (boş toprak) namıyla ve hazineye alınmış diğer topraklarla birlikte Rus toprak ağaları na (pomeşçi klere) dağıtılmasından ileri gelmiştir. Böylelikle, 350.000 desatneden fazla toprağın yeni toprak sahipleri eline geçmesiyle, gerek umumiyetle toprak mülkiyeti bahanesiyle, gerekse buralarda yaşayan Tatarların yeni toprak sahi plerine karşı bir takım

<ı <ı P. V Nikolskiy. ürıisaniyc Scnatskilı d e l i l storiçeskogo Arlıiva Tavriçeskoy Uçenoy Arhivnoy Komisii, 1 9 1 7 . (A. Ö.)

-43-


hizmetlere mecbur tutulması sebebiyle, bir sürü anlaşmazlıklar doğmuştu. Bir taraftan yeni toprak sahiplerinin köylülere yaptıkları zulüm ve onlardan aldıkları haracın ağırlığı sebepleriyle Tatarların yaptığı şi kayetler, d iğer taraftan güya toprakta yaşayan Tatarların pomeşç iklere karş ı mükellefiyetlerini yerine getirmedi klerinden doğan zararları düşünerek ağlayan toprak sah iplerinin arizaları g ittikçe sıklaşıyord u . Bu kar ı ş ı k l ı k Potemkin ölünceye kadar devam etti. Nihayet, hukümet, nazar-ı dikkatini celbeden bu konuyu , ted k i k etm iş. Yeni Rusya (Novorossiya) umumi valisi Horvat, Tavrida eyalet müdürüne 9 Eylül 1 796 da şöyle yazmıştı: " i darenizde bulunan eyaletten geçtiğ im zaman birçok Tatarlar bana arizalar verip anlattılar ki, Türkiye'ye gitmiş Tatarlardan, evvelce Kırı m 'dan Kırım ' ı n d ışına göçürülmüş Ermeni ve Rumlardan67 kalan yerlere yahut hazineye geçmiş topraklara. dağlara (ormanlara) ve bahçelere malik Rus memurları, buralarda yaşayan Tatar halkına, Rusya içerisindeki köy esirlerine (krepostnoylara) yaptı kları muameleyi yapıyorlarmış. Bu yeni toprak sahipleri, Rusya'da alıştı kları gibi, Kırım Tatarlarından da onların yetiştirdiği her çeşit maldan onda birini istiyorlarmış. Vermedikleri takdirde de onları oradan koğup, onların bütün karaldısını (bahçe ve müştemilatı ile birlikte evlerini) ve toprakların ı ken d i mülklerine katıyorlarmış!" Kırım'ın ictimai ve iktisadi hayatında meydana gelen değişikliklerin Tatar halkı için doğurduğu felaket: Hicretler Yukarıda yazılı bilgileri edindikten sonra, gah sayısı yüzbinleri aşan kafilelerle, gah oldukça küçük topluluklarla ve sık sık birer ikişer olmak üzere bir buçuk asır boyunca devam etm iş olan göçlerin içyü z ü n ü anlamanın büyük b i r güçlük teşkil etmeyeğini zannederim. Hakikaten, 1 783'te Rus emperyalizmi tarafından istiklali yutu lan Kırım, bu tarihten sonra insanlığa asla yakışmayan bir takım vahşi tedbirlerle, oranın asrı halkını temizlediğini (!) zannettiği yerlere saray dalkavuklarıyla bir takım gözü doymaz memur kafilelerini yerleştirmek siyasetini kullanan ve bu emelleri karşısında h içbir engel tanımayan müstebit çarlığın misli görülmemiş zulüm ve tazyiki altında kalmıştı. Biz gördük ki, Rusya, yaptığı resmi ve gayri resmi tazyiklerle, Kırı ıııdan. Tatar halkının kökünü kazıyarak, oraya, onun yerine Tatardan gayri insan kılığında her türlü mahluku yerleştirmeğe uğraştı. 68 Bu siyasetin neticesinde, üzerlerinde mes'ut bir hayat yaşamış olanlar kaçırtılarak, boşaltılan topraklara biribiri ard ınca Rumlar, Ermeniler, Bulgarlar, Moldovanlar, Arnavutlar, Almanya'dan göçürülüp getirilmiş 67 Balıklava bölgesinde yaşayan 30.000 kadar Rum. Şahin Giray zaıııaııııula tarafına göçürülnıüştü. 6 8 D. 1. Bagaley, Kolonizatsiya Novorosskogo K raya. (A.Ö.)

-44-

l\.ızıl Y;ır

(�iıııd i k ı \ Lı ı iı• ı ı.,ı ı


Almanlar, Avusturya'dan gelme Çekler, Estonlar, Lehliler, Yahudiler69, Litvalılar, Çingeneler, Rusya'nın nufus kesafeti olan yerlerinden nakledilen Rus köylüleri (krestyanlar), bir korpus (kul ordusu), Kuban Kazakileri ve bunlara benzer asker grupları, Pravoslavnıiy kilisesince günahkar ve suçlu görülmüş Duhobor7o, Molokan71 gibi mezheblerde olup dini tassup ile vicdanları yoğurulmuş halklar, Rus çiftli k sahiplerinin zulmünden kaçmış köylü ler, asker kaçakları, kürek mahkumları, ikamet ettiği kasabadan koğulmuş hırsızlar ve nihayet bunları evlendirmek için Krıijanovskiy ve Şumalileviç adlı kişilerin aracılığı ile Lehistan'dan her biri beşer rubleye getirilmiş kadınlar yerleştiriliyordu72. Askeri ve mülki memuriyetlerin hepsi Ruslara veriliyor ve yerli halk memuriyetten tamamen uzaklaştırıl ıyordu. Hulasa, Rus çarlığının kolonizasyon ve hıristiyanlaştırma siyaseti, Rusya lmparatorluğu'na yeni katılmış diğer müslüman ülkelerinde olduğu gibi, Kırım'da da kaba bir riya ile birlikte sürekli olarak tatbik olunmağa başlanmıştı. Çar hükumeti, resmi muamelelerinde, ferman ve bildirilerinde, hep hürriyetten, hakkan iyetten, ayrıca imtiyazlardan dem vururken , etek altından kendisinin hain emellerini, honriz kolonizasyon planlarını sürekli olarak tatbik ediyordu. Biz, buna (kapari = Kırım'da yetişen bir nevi diken) adını veriyoruz. Evet, çarlık bir taraftan yukarıda gördüğümüz surette, 8 N isan 1 783 tarihli beyannamesinde, Kırı m ' ın Rusya'ya ilhakı münasebetiyle Kırımlılara verdiği haklardan başka 9 Kasım 1 794 tarihinde senatoya verilen emr-i hümayun ile de " yeni ilhak olunan Tavrida eyaletindeki bütün müslüman mülk sahi pleri , neseb ve nisab ayırmadan, kendi mülklerinin hür sahipleri tanınıyor; bu hakkın onların evladına da ait olduğu" bildiriliyordu. (!) Yine 1 8 Eylül 1 796 tarihli diğer bir hat ile, Tavrida umumi valisi Zubov ile yeni tebaların aralarında çıkabilmesi mümkün olan her türlü davayı, iki tarafın da rızası olduğu takd i rde şeriat mucibi halledip, toprak hususundaki anlaşmazlıkları da mollalar vasıtasıyla çözmelerine müsaade olunduğu bildiriliyordu.

V İ . N ikitin. Ycvrci Zcııı lcdcltsıi 1 867- 1 887. A. Pi�çeviç. K iev s kaya . Starina 1 884 . (A.Ö.) 70 Duhobnrlar: "Du lııl\·n ıiy lır i sı iyan"l a rı n 1 8 . yüzyılın ikinci yarısında Rusya 'd a ortaya çıkan bir k o l u . Duhnbnrlar. prarnslav hıristiyanların gelenekleri ni. pa pa z l a r ı n ı red edip yalınız kendi topluluklarının başında bulunan k i mseleri Allah yolunda sayarlar. Çar hukuıııetine boyun eğmedi k l eri ve askerlik mükellefiyetinden kaçındıkları için ağır baskı ahında idiler. N ihayet 1 9 . yüzyılın sonlarında Kaııada'ya göçt ü l er. 7 1 Molokanlar: Bunlar da " Duhovıııiy hristiyan"ların bir kolu o larak 18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'da onaya çıktı lar. Papaz \'e k i l i seleri inkar eder. ibadet ve d ua la rı nı evlerinde yaparlar. Topluluklarının başında, kendi aralarından seçtikleri "prcsviterlcr" bulunur. ( K . F. s. I 1 2 . ) 7 2 Çünkü, bu can i unsurlara Kırım'daki hıristiyanlar k ı z vermiyorlardı. {A.Ö.) 69

-

45

-


Fakat . . . Diğer taraftan da bu tarihi senelerde mağruran� tavırlar, edibane i barelerle vaad olunan bütün ikram ve nimetler, sonradan sinsice hasır altı ediliyordu. Yukarıda gördüğümüz gibi onlamayla (mahsulün onda biri nisbetindeki haraç ile) yılda altı yedi gi:.in köylünün kendi iradesiyle yerme getirilen iş mükellefiyeti karşılığında toprakta işleyen (kulluk şöyle dursun biribirleriyle ağ� kardeş g i bi yaşamakta olan) Tatar köylüleri , üzerinde yaşamakta oldukları toprakların , gözü doymaz Rus toprak ağalarına (pomeşçiklerine) temlik olunmasıyla, birdenbire onların esirleri, kulları durumuna geçmiş ve dilenecek bir hale.getirilmişlerdi! Zaten; Şahin Giray'ın (istiklali) de, ardı arkası kesilmeyen isyanlara meydan vererek, yukarıda gördüğümüz gibi, Kırım' ı (yarı sağ yarı ölü)73 bir duruma sokmuştu.74 Kırım'ın işgalinin üstünden çok geçmeden başlamış. olan tutuklamalar, Kırım 'dan koğma ve sürmeler, Rus memurlarının Tatar halkına karşı gösterdikleri nefret ve muamelelerindeki istihza, Tatar köyleri arasına kilise, manastır yapılması, nihayet kuvvetli bir surette başlamış olan Ruslaştırma siyaseti, velhasıl, bu g i b i hareketlerin cümlesi , Rus em peryal izm i mekanizmasının Tatar unsurunu kamilen yok etmek için icat ettiği formüller idi. Hakikaten, yukarıda zikri geçmiş olan 8 N isan 1 783 tari hli beyannamenin ardından başlamış olan göç, hakimiyetini kaybetmiş olan mağrur bir milletin protestosu ve isyanı şeklinde telakkıi olunabilir. Bununla başlayan bu hicretin 1 783 ile 1 800 yılları arasında 1 7 yıl devam etmiş olan akını doğuran amilleri, hiç şüphesiz, şimdi sayıp geçtiğimiz bu iktisadi ve ictimai değişikliklerde aramalıd)r. Bu ilk göç esnasında bir rivayete göre 300.000, diğer bir rivayete gö_re ise 500.000 kadar Tatar hicret etmiştir.75

73 "Polunebıitiye" Laşkov, "Son Kının Hanı", S.28. (A.Ö.) 74 Bu kısa fakat kanlı devirdeki mütemadi sarsıntılara Kınm'daki Rus ordusunun hücumlarına Kırını Tatarı (ürken) adını vermiş. Bu sözün, ancak, dağ eteklerinde (Kuvuş, Baksan . . . ) kullanılıııası. Kınııı'daki Rus askerlerinin, buralara daha fazla zarar verdiğini ve ölüm getirdiğini bildiren tarihi malüıııatı tckid eder. ( A.Ö.) 75 "Yeni Dünya" gazetesinin 1 924 yılına ait 1 8 1 . sayısında Kının ictimai hadimlerinden Firdevs'in manidar bir makalesinde böyle gösterilmiştir. Her ne kadar Sumarokov'un verdiği malümata göre 300.000 tahmin olunsa da o zamanki hesabın doğruluğu şüpheyi mucip olduğundan Firdevs'in gösterdiği bu miktar haki kate daha yakın olmalıdır. (A.Ö.) Ruslar, nihayet, 1 8 Mayıs l 944'te Kırım'daki bütün Türkleri yük ve lıayrnn vagonlarına doldurarak sürdüler. l 989'dan itibaren Kırım Türkleri geri dönmeğe başladı, fekaı kendi oturdukları evler kendi sürdükleri tarlalar iade edilmedi. Binaenaleyh genocide suçu ha la devanı e tmekted ir. (ls.Otar)

-46-


Herhalde, 1 770 senesi nde, Kırım'da, Or-Kapu'nın (Perekop' un) kuzeyindeki çöl lerde (ovalarda) g ezen Nogay'lardan gayri , birkaç milyondan fazla Tatar'ın oturduğunu (Abdurrahman Şeref Tarih i 'nden) anlıyoruz. O günlere bakarsak, bu büyük hicret akınında, Kırım halkının, bir rivayete göre %20'si, diğer bir rivayete göre ise %33'ü, ya kendi iradesiyle ya da cebren sıkıntılar içinde Kırım'ı bırakıp gitmiştir. 1 800 senesinden sonra da g öç meselesi durmadı. i m parator 1 . Aleksandr' ın76 aşağıda görülen emrinden d e anlaşıldığına göre, Tatarlar, boyuna karşıya göçmeğe devam ediyorlard ı . Tarihi vesikalarda gösterildiğine göre, bu akın 1 803'ten 1 805 senesine kadar devam etti. Yine bu emirnamede görüldüğü üzre, o zamanlar Tatar halkının ileri gelenleri, onun mukadderatını ellerinde tutanlar (beyler, mırzalar, ağalar) ise, bu felaketi önlemek, halkı bir takım yıkıntılardan alakoymak değil, bil'akis ocaklarını yıkarak göçmek için yola çıkanlara kolaylıkla pasaport verilmesine aracılık etmekte fayda görüyorlard ı . "Herson askeri valisi general Bekletov'a. içişleri Bakanı, Tavrida müftü ve mırzalarının istidasına binaen, sizin, Türk topraklarına geçmek isteyen Tatarlara müsaade isteyerek verdiğiniz maruzayı bana sundu. i kametgahların ı bırakıp dini itikatlarının tesirine kapı larak Türk toprağ ına geçmek isteyen halklardan hiçbir fayda gelmeyeceğini, Kırım'ın dağlık taraflarının, başka halklarla doldurulduğu takdirde, daha büyük fayda ve mamurluk getireceğini göz önüne almak suretiyle, buralarda to prağa malik olanlardan göçmek isteyenler olursa onlara mani olmamanızı em retmeğe lüzum görd ü m . Yalnız, şu şart ile ki böyle muhacirlerin topraklarının hususi ellere verilmesi hakkında emir çıkıncaya kadar, buraları, tamamen hazineye alınıp hazinenin ayrılmaz mülkü sayılmalıdır. Aynı zamanda size ihtar ediyorum ki göçmek için müsaade ederken Tatarlar arasında bu müsaadeye benim tarafımdan olan bir ikram, lütuf havasını veriniz ve Osmanlı Devleti ile olan anlaşmamıza göre, bu ikramın yalnız Muhammed dininden olan tebalarımıza mahsus olduğunu bildiriniz. Bu göçlere böyle renk verilmesi, defalarca olduğu gibi, yine Bab­ ı Ali tarafından, oradan göçen hristiyanlar hususunda şikayet vaki olduğu takdirde faydadan hali olmaz. Bu takdirde biz onunla anlaşmış oluruz.

76

1./\lcks:ındr.

1 777- 1 825. Tahta çıkı�ı

1 �O 1 . i kiyüzlülüğü ve hastalık derecesindeki

47

-

-

egoizmi ile meşhurdur. (K.F. s. 1 1 4.)


Sankt Peterburg, 29 Ağustos 1 803. Asıl nüshada, imparator Aleksandr'ın imzası vardır. Graf V. Koçubey. Aslına mutabıktır: P. Kosogovskiy; Tavrida Eyaleti Evrak Bürosu, 1 803 . No. 1 55. Başında taç taşıyanı böyle düşünen bir devletin diğer erkanının nasıl hareket edeceğini kıyas etmek güç değildir herhalde! Memurları bir tarafa bırakalım; Katerina ile l .Aleksandr devrinde Kırım Tatarlarının hayatı ve yaşayışını ted ki k etmiş olan (Pallas)77 ve (Reli) adında asrın meşhur alimleri bile, Tatarların göçeceği kehanetinde bulunmuşlardı. 7 8 Yine 1 . Aleksandr zamanında, Türkiye' nin Napolyon'a yaptığı yard ımın acısını da Kırım Tatarları çekmiştir. Evet, bu tarihi 1 81 2 senesinde çar hükumet i n i n , Tatarları, Yal ı boyu ' ndan, dağ etekleri nden Kırım ' ı n iç taraflarına göçürmek, onları sıkı tarassut altında bulundurmak g i bi tedbirlerine karşı, onlar, yine h icret ile cevap vermişlerdir. Bu muharebenin sonunda Rusya devleti tarafından tekrar resmen hicrete müsaade fermanı çıkarılıyor (!) 1 81 5 senesine ait 36 numaral ı evrak defteri , pasaport isteyen Tatar ve Nogayların adlarıyla d o l u d u r ! G ö ç müsaadesi almak n iyetiyle formal ite icabı, halktan b i r vesika isteniliyormuş. Sonuna doğru ise, yani 1 81 8 senesine doğru, pasaport verilirken artık buna da lüzum görülmemiş. Ne büyük kolaylık!. .. Bundan sonra Leh istan ayaklanmasıyla birlikte 1 828 senesinde meydana gelmiş olan muharebe sonunda tekrar 200 bin kadar Tatar. Kırım'ı bırakıp gidiyor.79 Bu tarihten sonra Sivastopol harbi sonuna kadarki müddet zarfında eyalet arşivinde bu hususta bir vesika görülmüyor. Yalnız 1 837 senesinin kıtlığı, Tatar nüfusunun yarısını açlıktan öldürüyor. işte bu kıtlık sonunda halkın felaketli inilt i leri , Rus memurları nazarında " Aydamak" ismini kazanan meşhur "Yiğit Halim"i ortaya çıkarıyor.

77 Pyotr Siınon Pallas 1 74 1 - 1 8 1 1 . 1 767'de Peıerburg Akadem isinin üye'i o ldu. 1 X yi'ı/\l l 1 1 1 "ııı l.ııı ı ı d:ı Kmın'da yaşadı. Esas eserleri : " Puteşesıviyc po Raznıim Provints iyaııı Rossiyskogo < iosud;ıı, ı ı ;ı_ bi!liiın 1 - _; , 1 773- 1 778."; " Flora Rossiyi, bölüm 1 -2. 1 784- 1 788." 78 Bu meşhur alim de, mazlum milletin yağmalanmış topraklarından kendisine yağ l ı h ı r lııs,c ;ılıııı, ıc "'ııı;ı da Tatarlarla davalaşıp durmaktan utanmaınıştır. Katerina tarafından, kendisine, avrıca. �·ııruıııı kiiı- " ı k · · Sudak'ta ( 1 0) desatne toprak ve beş bin ruble para hediye cdilmi�t ir. ( A .Ö . ) 79 Firdevs, Yeni Dünya, 1 924, No. l 1 8. (A.Ö. )

-48-


Türkiye ile olan muharebelerin sonunda yeniden başlayan h icret akınlarının çoğu, çar istibdat ve boyunduruğundan her fırsatta kurtulmak isteyenlerin kaçmasıyla başlamıştır. Kırım Tatarlarının böyle bir halet-i ruhiyede bulunduklarını, genç Rus emperyalizmi de sezmiş olsa gerektir ki, güney sınırını, kendi fikrince emniyetsiz saydığı bir unsurdan, böylece, bir an evvel temizlemek siyasetini güdüyordu. Nitekim 1 854 senesinin Temmuzunda Tavrida eyaleti devlet toprakları idaresi müdürünün, başkumandan Knyaz M enşikov'a80 gönderdiği mektupta, Kırım Tatarlarının Rusya'nın iç ve uzak vilayetlerinden birine sürülmesini teklif etmesi, bu görüşün açık ve sarsılmaz bir delilidir. Böyle bir tedbirin ortaya atılmasında başlıca sebep (!) olarak da, Kırım Tatarlarının ekseriyetl e Rus çiftli k sahibi (pomeşçi k) toprakları nda yaşadı kları halde, devletin beklediği derecede mahsul alamad ı kları gösteriliyord u . Kırım yarımadasında Tatar halkının mevcudiyetine son verecek olan bu oldukça alçakça tedbir, ancak Knyaz Menşikov ve kum panyasının elinde olmayan sebeplerden ötürü kuvveden fiile çıkmadan kalmıştır. Müttefik (Türkiye, lngiltere ve Fransa) Devletleri, Gözleve'ye asker çıkarmış ve 1 854-1 856 Akyar (Sivastopol) harbi böylece başlamıştır. Malum olduğu üzere, Kırım, evvela, Türk, Fransız ve lngiliz askerleri tarafından işgal edilmiş, sonra yine Rusya'ya iade edilmişti. Gerek bu m u harebe esnasında ve gerekse sonradan aşağıda g östereceğimiz sebeplerle yine binlerce Tatar ailesi hicret felaketine kurban gitmiştir. Çünkü, bir taraftan Kırı m ' ı n muharebe meydanına çevrilmesi, onu zedelemişti; diğer taraftan da her türlü fenalığı yapmaktan geri kalmayan çar memurları ve Kazaçiler Tatar gençlerini sorgusuz sualsiz öldürüyor, kızlarının, kadınlarının namusuna tecavüz ediyor, köylerini basıp onları kaçırıyor, kaçanları da ya sürüyor veya kurşuna diziyor idiler. Bu hususta okuyucularımızda bir şüphe kalmaması için meşhur Kondaraki'nin "Akyar Muharebesi Hatıratı" adlı eserine müracaat edelim: " Baydarlı Tatar kadını" başlığıyla yazdığı bir hatırada Kondaraki şöyle bir hadise naklediyor: Balıklava'ya lngiliz ve Fransız askerinin g irdiğini işitmeleriyle birçok zabit ve neferimiz, Baydar Ovası'ndan Yalta'ya göçmek için dağa çekilmiş idiler. Emine adlı bir kadın, evvelce, dağda avlanırken hiçbir suçu olmadığı halde, bir zabit tarafından öldürülen kocasının intikamını almak için, onun katilini bulmak üzere, anların arkasından dağa çıkar. Emine, yanına aldığı birkaç köy genci ve kardeşleriyle Urkusta

80 Aleksandr Sergeyeviç Menşikov 1 7 87- 1 869. Çarlığın askeri ve devlet adamlarından. 1 830'dan itibaren donanmanın başında bulundu ve 1 833'de amiral oldu. 1 853- 1 855 Kınm harbinde komutan iken Alma ve lnkerrnan savaşlannda rezilane münhezim oldu. (K.F. s. 1 1 7.) -

49

-


dağında gizlenip, elindeki baltayla (Foma Kustari) namında bir neferi öldürmüş ve diğerlerinin yardımıyla bu zavallının gövdesini parça parça etmişler. (Sayfa: 1 4) Yine bu kitabın (Gözleve Sancağından Gelen Haberler) bölümünden (sayfa 1 7-25): " . . . Kaymakam Maksimoviç'in, bütün bu kötü, haydutça ve zalim tabiatlarına ilaveten iki fazıileti (!) daha vardı: Kendi eliyle Tatarları kamçılamak ve fırsat elde ettiğinde teklifsiz bir surette onların kad ınlarına sarkıntılık etmek. Bu son söylediğimi ispat eder havadisten olarak bana şunu anlatmışlardı: Gözleve şehrine 35 verst uzaklıkta, polis memurlarının hatırını bulmakta maharet sahibi bir Tatar yaşarmış. Maksimoviç, bu yiğiti ayrıca severmiş ve onun anasına daima ya bir font şeker veya bir font kahve hediye getirirmiş. Günlerden bir gün, Maksimoviç, bunların evine uğrar ve yiğitin evlendiğini öğrenir; " Beni niçin düğüne çağırmadın?" diye sorar. Yiğit: " Ben düğün yapmadım k i . . " cevabı nı verir. Maksimoviç " Demek sen kadınını hırsızlayıp aldın; öyle mi?" Yiğit: - Kabahatliyim , fakat onu babası başkasına verecekti .. Maksimoviç: - Pekiy, sen bizim kanunların hırsızl ığı nasıl cezalandırdığını bilmiyor musun? Yiğit: -Biliyorum; fakat ne yapayım? Birbirimizi çok sevmiştik! . . . Maksimoviç: -Şimdi getir kadınını göreyim! Genç Tatar yiğidi bu sırada şaşırıp kaldı ; fakat beklediği merhamet yerine Maksimoviç'ten biribiri ardına iki tokat yedi. Emre itaat etmekten başka çare yoktu. Bunun üzerine, zalim kaymakamın yan ına 1 5 yaşında ve son derece güzel gelini getirdiler. Onun güzelliğ ine hayran kalmış olan kaymakam hiç ses çıkarmadan taş gibi kald ı . Fakat, biraz sonra kendine gel i p gel inden Tatarca kaç yaşında olduğunu sordu . Gelin " 1 5 yaşındayım." cevabını verdi. Maksimoviç: - Böyle çocuk yaşında hangi molla senin nikahını kıymağa cesaret etti? Gel in: - B i lmiyorum , galiba buranınki. . . Maksimoviç, gelinin anasının babasının kim olduğunu ve hangi köyden olduğunu anlayıp hemen mol layı getirtmiş; kaymaka m , karşısında cevaptan aciz kalarak titreyip duran bu zaval lıya başını keseceğ i n i bildirmiş. Molla 1 50 ruble kadar para verip kaymakamın eline ayağ ına kapanıp Gözleve'ye kaçıp kurtulmuş. Maksimoviç, cebine parayı koyup gelini de babası na iade etmek bahanesiyle arabasına alıp kaçar. Uzak köylerden birisine götürüp gelini kıymetli bahşışlara boğmuş olsa da Tatar kızı namusunu altuna satmamış. Maksimoviç'in acilen Akmescit'e çağrıldığını işiten kocası , birkaç Tatar yiğitiyle g i d i p zavallı kadını muhafızların elinden alıp kaçarlar. Fakat, Maksimoviç'in hışmına uğramak korkusundan, o köyün bütün halkı, sabaha kadar köyü boşaltıp kaçmış; Gözleve'ye geçerek oradan da

-50-


lstanbul'a gitmişler. Hakikaten köylülerin korkusu doğru çıkmış. Bundan sonra Maksimoviç o muhitin Tatar halkına karşı zebani kesilmiş. Kırım'ın Rus ordusu tarafından istilasından sonra umumiyetle bunun gibi had iseler seyrek de olsa görülüyor. N itekim, aşağıdaki (Emine kız) türküsü de böyle bir macera hakkındadır: Menim adım Eminedir Emine

Benim adım Eminedir Emine

Altun kuşak kuşanırım belime Şimdi tüştüm bir mayorun eline Kerem etin ey agalar, meni mından alınız!

Altın kuşak kuşanırım belime, Şimdi düştüm bir albayın eline; Kerem edin ey ağalar, beni burdan alınız.

Akşam olsa, karalarım bağlarım

Akşam olsa karalarım bağlarım,

Sabah olsa çan sesiyle kalkarım. Gözlerimden kanlı yaşlar tökerim

Sabah olsa çan sesiyle kalkarım; Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim;

Kerem etin ey agalar, meni mından alınız!

Kerem edin ey ağalar, beni burdan alınız.

Men Kefe' de bir vezirin kızı edi m . Kafeste beslenen bülbülü edim.

Ben Kefe'de bir vezirin kızıydım, Kafeste beslenen bülbülü idim,

Açılmamış tutulmamış gülü edim. Kerem etin ey agalar, meni mından alınız.

Açılmamış, tutulmamış gülüydüm; Kerem edin ey ağalar, beni burdan alınız.

Akşam olsa, kelir yatır yanıma,

Akşam olsa gelir, yatar yanıma,

Sabah olsa. alır gider kilseye, Bakın, dostlar, menim garip halime;

Sabah olsa alır gider kiliseye, Bakın dostlar benim garip halime; Kerem edin ey ağalar, beni burdan

Kerem etin ey agalar, meni mından alınız!

alınız.

Kondaraki, yine aynı eserde biraz daha aşağıda, Kırım'ın müttefikler tarafından işgali esnasında Gözleve'de kaymakamlık yapmış olan (Tulu Bey) namında bir Tatar mırzasının ağzından şu hadiseyi nakl ediyor:

-

51

-


Gözleve'ye indirilen askerin kumandanı Müşir Ahmed Paşa, Tulu Bey'i huzuruna çağırarak gidip etraftaki köylerden şehire koyun getirtmesini . emretmiş. Bunun üzerine Tulu Bey bir daha dönmemek niyetiyle şehirden çıkar. Fakat, diyor Tulu Bey, köyüme dönünce neler gördüm. Bizim gibi düşman işgali altında kalan halkın malını mülkünü muhafaza etmekle mükellef olan ilçe kaymakamı Maksimoviç, bütün sahipsiz kalan malları kendisine almış, şahsi hizmeti i le meşg u l Tatar köylülerini kamçıyla döğmüş ve bu vahşete dayanamayarak Gözleve'ye Türklerin yanına kaçanlar olursa bunları bir dahaki gelişlerinde Kazaçilere kestireceğini beyan etmiş. Başka köylerde ise, daha fena muamelede bulunmuş ve böyle bir zulüm altında tamamen yağmalanı p çaresiz, korumasız bir durumda kalmış olan Tatar köylüleri, başlarını kurtarmak için Türklere sığınmaktan başka çare bulamamışlar; fakat, bu zavall ıların çoğu, eski hakimleri güleryüz gösterir ümidiyle, yine Rus tarafına geçmeğe karar vermişlerdi. işte bu şekilde, iki arada kalmış yüz aileden ibaret bir grup Tatar köylüsü, uzakta Rus atlılarını görüp onlara beyaz mendiller sallayarak hepsi diz çökmüşlerdi. Eğer siz şu asker alayının kumandanı olsaydınız, bu biçareleri bu durumda gördüğünüzde nasıl hareket ederdiniz? Kondaraki: -Ben onları kendi himayem altına alır ve köylerine geri yollardım. Tulu Bey: -Onlar ise bu zavallıları kurşuna dizdiler, anlıyor musunuz? Tüfenk ile vurdular, evet kendi tebalarını öldürdüler! Ne rica, ne de gözyaşları . H içbir şeyin faydası olmadı. Çar naçar Türklere geçerek, oradan da lstanbul'a kaçmaktan başka çare kalmıyordu. Fakir köylülerin çoğu da böyle yaptı." (Sayfa: 59-60) Tatar halkı bu felaket, bu işkenceler içinde çırpınırken Akmescit'teki Rus valisi Peste! kendi başkatibi Anton Knyazeviç'e, hayran olduğu Ermeni dilberleriyle tanıştırmasını rica ediyordu. Yapılan haksızlıkların diğer bir nevini de Kırım'dan koğmalar teşkil ediyordu. Vilayet arşivini karıştırırken bu senelere ait h izmetler arasında Küçük Taraktaş, Kıpçak, Kırkkulaç, Çorguna, Saraymen ve daha köylerden Herson'a, Yekaterinoslav ' a, Kursk'a, H arkov'a ve daha başka yerlere sürülen birçok Tatar adlarına rastlanıyor. Bunların başlıca kabahati "düşman tarafına geçmek niyetinde bulunmaları" (?) olarak gösteriliyor. Şimdiye kadar okuyup geçtiğimiz (Kondaraki)'nin hatıratından sonra böyle bir kabahat ortaya sürmek, doğrusu , kurd u n kuzuya " Suyu bulandırıyorsun!" demesini andırıyor.

-

52

-


Şu mektupları dikkatle okuyalım: 1 .-Tavrida Devlet Toprakları l daresi'ne, 30 Kasım 1 858 Numara 24929 .. . Ahmed Yahyaoğlu ve Mehmed Fezlaoğlu adlı Tatarlar düşman tarafına geçmek töhmetiyle harp sırasında Kırım'dan sürülmüşlerdir. Acaba bu Tatarlar Yekaterinoslav'a yollandılar mı? Bana haber vermenizi acizane rica ederim . Vali (imza) (A. Kriçinskiy, Oçerki russkoy politiki na okrainah; Küçük Milletler Arasında Rus Siyaseti Tasviri, Birinci kısım, sayfa: 86.) 2 .- M . G . I . Devlet Topraklarının Tavrida Dairesi müdürü Akmescid 30 Aralık 1 858 Numara 678 Yekaterinoslav'dan kaçan Ahmed Yahyaoğlu ve Mehmed Fezlaoğlu adlı Tatarlar bana gelen haberlere göre hasta bir halde bulunuyorlar; lakin ben buna bakmayarak bizzat bu Tatarlara araba verilip derhal onların Yekaterinoslav'a yollanmaları hususunda bölge başkanına emir verdim. Aynı zamanda Akmescid Okrujnoy naçalnikine de beni m emrimin h içbir türlü tehire uğratı lmayıp yerine getirilmesi hakkında haber ulaştırdım. Kurt Mam bet Elşanoğlu adlı Tatar' ın da aranılıp Yekaterinoslav ' a sürülmesi hususunda Perekop Okrujnoy naçalniğine emir verdim. Müdür namına: Panukyaş. 3.- Hacı lsmailoğlu' nun ifadesi 22 Ocak 1 860 1 854 senesine, yani harp başlayıncaya kadar ben Tavrida vilayeti köylü sınıfında (poselan) bulunup Çorguna (Çorgun) köyünde yaşardım. Burada benim güzel karaldım (ahır, kümes ve diğer müştemilatla birlikte ev) ve azbarım (bahçem) vard ı . Bu yılın sonunda düşman askerleri Çorguna'ya girip bütün köyle beraber beni m karaldımı da yağma etti ler. O vakit benim şahsi düşmanları m , beni m hiçbir suçum olmadığı halde, bana iftira ettiler. Ben, Don Kazakileri tarafından tevkif olundum ve güney ordusunun kurmayı tarafından Akmescid hapishanesine yollanıldım. Biraz geçtikten sonra, buradan da Kursk eyaletine. Sürgünlere Kırım'dan başka istediği yerde oturma müsaadesi çıktıktan sonra, ben Herson esnafı yazılıp buraya göçt ü m . Yaşlı ve gözlerimden alil olduğumdan geçimimi tedarik edemedim. Vatanımdaysa toprağım ve alacaklarım kalmış olduğundan onu satmak ve alacaklarım ı toplamak için Çorgun'a geldim . . . Bugün ise

-53-


Akmescit kazasının ikinci stanB1 pristavının emri ile Çorgun desatskisi82 beni tevkif etti . Ben ise ne toprağımı satmağa ne de alacakları m ı toplamağa imkan bulabildim. (Kendisi imza bilmediğinden Tatarca bir imza) 4 . - Akmescit zemski mahkemesine Tarih : 30 Ocak 1 860 Numara: 1 662 Muharebe zamanında Kırım'dan sürülmüş Hacı lsmail Osmanoğ l u ' n u . hususi ruhsat almadan geri dönmeğe hakkı olmadığından , derhal yakalayıp Herson'a yollayınız ve bunu icra ettiğinizi bana bildiriniz. Vali (imza) Bu tedbirlerin ne derece hak ve adalete uygun olduğunu göstermek için biz en iyisi tümgeneral Levitskiy'i dinleyelim: "Geçmiş harbin başından sonuna kadar Kazak nöbetç i askerleri (patrulleri), Tatar köyleri arasında gezerek durmadan Tatarları düşman tarafına geçmek töhmetiyle suçlar, tevkif ederlerdi ve para karşılığında da serbest bırakırlardı. Para vermeyenleri ise hafiye ve d üşman tar<ıfına kaçanlar diye takdim ederlerdi . Bu bahane Kazaklar için tam bir kar menbaı ve mesuliyetsiz bir yağma vasıtası olmuştu. Biraz orta halli Tatar su getirmek için köyün hududuna çıksa, Kazak boynuna ilmik atard ı ve 1 O rubleden 50 rubleye kadar fidye isterdi. Verilmediği takdirde onu d ü şman tarafına geçen adam sıfatıyla takdim ederd i . . . . Bu suretle kendi ailelerinden uzaklara atılanların adı hesabı yoktu, vaziyetleri de o kadar güç idi ki Sibirya'ya sürülmüş tutuklular bile bu Tatarların durumuna özenmezler. " ( General G . P. Levitskiy; Avrupa Muhabiri, 1 883, V. cilt, sayfa: 605 ve 606.) Bu kadar zulüm ve merhametsizce muamele için ciddi bir sebep var mıydı? Biz, o zamanın ahval-i ruhiyesini nazar-ı dikkate alıp Tatar halkı tarafından Rusya'ya karşı hıyanetlik ve Ruslara karşı fena çıkışlar olup olmadığını araştırdık. Fakat, karşı tarafına geçen Tatarların bu hareketi n i doğuran sebepler, yukarıda gördüğümüz g i b i , yine R u s H ükumeti ' n i n kendisi tarafından yaratılıyordu. R u s halkına karşı Tatarların aldığı vaziyete gelince, d ü şmanın (Bürlük)'te asker çıkardığı haberi üzerine, bütü n memurlarla Rusların Akmescit'ten çıkıp gittiğini söyleyen Kondaraki d iyor ki: MI

ilçe polis karakolu . ( K . F. s. 1 23 .) Polis ve diğer vazıifelerde hizmet etmek iizre halktan seçilen kişi. On han.:d.:n hir k ı � i ,�.; i l ı ı d ı ı K 1· s. 1 23.)

82

-54-


"Eğer, Kırım Tatarları bize düşmanlık besleseydi, onlar malı ve mülkü ile bırakılıp g idilen evlere hücum ederek onları yağmalamaya teşebbüs ederlerdi. Halbuki, katiyyen böyle bir şey olmamıştır. Tatarlar, o derece akıl lıca hareket ettiler ki orada kalanları incitecek g ibi bir söz bile söylemediler." (Kondaraki Hatıratı, sayfa: 24.) "Kırım'da 60'tan fazla devlet emniyet sandığı ve maliye şubesi vardı. Bunların hiçbiri yağmalanmadıktan başka, düşman işgali altında kalanları bile, tamamen Tatar muhafızlar tarafından korunmuştu." (Levitskiy, Avrupa Muhabiri, 1 882, V. cilt, sayfa: 624.)83 Hal ve keyfiyetin içyüzünün böyle olmasına rağmen, çar hükumeti Kırı m ' ı Tatar halkından boşaltmak emelini tahakkuk ettirmek için bu fırsattan da faydalanmak yolunu araştırıyordu. Ve Kırım Tatarlarını çarlığa zararlı bir unsur tanımak ve tanıtmak siyasetini yürütüyordu. Nitekim, 1 1 . Aleksandr'. ınB4 ş u emri bu fikrin şüphe kabul etmez bir delilidir: Gizlidir: Devlet Emlaki Bakanlığı Birinci Departman Gizli işler Kısmı 22 Mayıs 1 856 N umara 64 Devlet Emlaki Nezareti'nin Tavrida sahası müdürüne. Harbiye Nazırı cenapları, 1 8 Mayıs tarihiyle bana bildiriyor ki, tümgeneral Liders'in zat-ı haşmetpenahi im parator hazretlerine Kırım Tatarlarının Türkiye'ye göçtükleri hakkında yazdığı ubudiyetkarane maruza dolayısıyla, imparator hazretleri, emir buyurdular ki, Kırım Tatarlarının gizli olarak veya açıktan Türkiye'ye ·göçmelerine mani olmağa hiçbir sebep bulunmadıktan başka bil'akis, bugünkü şartlarda, onların kendi iradeleriyle (?!) hicret etmelerini bu memleketi (Kırım'ı) bu zararlı halktan temizlemek için çok güzel bir fırsat diye telakki etmelidir (!!)

83 Bu malümatın bizim için aynca ehemmiyeti vardır. Çünkü, bunu yazan general Levitskiy, 1 879 senesinde tümgeneral rütbesindeyken ölmüştür. Yine bu hususta Yevgeni Markof kendi "Oçerki Krima" adlı eserinde şöyle diyor: "Tatarlar hakkında bütün söylenenler iftiradır. Hiçbir .hıristiyanın başından bir tel saç dahi yerinden oynatılmadı! .. 84 11.Aleksandr 1 8 1 8- 1 88 1 . 1 855de tahta geçti. Çocukluğunda terbiyecisi, general P.P.Uşakov idi. 1 86 l de köylülerin hayatında reform yapıldı. Rusya'nın Balkanlardaki nüfuzunu arttırmak maksadı ile Türkiye'ye karşı 1 87 7de harp açtı. Siyasi partiler, devamlı muhalefette bulundular. 1 88 l de 1.1.Grinevitskiy tarafından atılan bir bomba ile öldürüldü. (K.F. s. 1 2 5.) "

,

-

55

-


Harbiye Nazırı cenapları tarafından Novorossiya ve Besarabya genel valisine bildirilen bu imparator fermanı hakkında, siz devletlu amirimi haberdar etmeyi gerekli buldum. Devlet Emlaki Nazırı Kisilev (lmza) 85 "Novorossiya Genel Valiliği Evrak Arşivinden, sene 1 860, No. 1 38 . " idaresi , kendisine bırakılan vilayetin tekrar kam ilen boşalmağa yüz tuttuğunu gören umumi val i Graf Stroganov8 6 , bu h icretten ürkmüş olmalıdır ki, hiç olmazsa Yalı Boyu Tatarlarını yerinde bırakmak emeliyle Petersburg ' a talepte bulunuyor. Ve 3 Ekim 1 860 tarih l i 983 n umaralı mektupta " ... Yalı Boyu 'ndaki bağ, bahçe ve tütün işlerinde Tatarların yerini tutacak işçilerin bulunmasının zor olduğunu" söylüyor.87 Her nasıl da olsa, vali ile Devlet Emlaki Nezareti arasında çı kan bir anlaşmaz l ı k üzerine, meseleyi tahkik etmek için , 1 Ocak 1 86 1 de Petersburg'dan Knyaz Vasilçikov gönderiliyor. Vasilçikov, meseleyi inceledikten sonra, Devlet Emlaki nazırına bir sıra neticeler takdim ediyor ki bizce ehemmiyetlisi birinci madded ir: 1 )Tatarlar, Kırı m ' ı , d i ni taassuplarına kapılarak değ i l , ş u a ş a g ı d a k i sıkıntılardan başlarını kurtarmak için terkediyorlar: a) Rus toprak ağaları (pomeşçikler) ve Devlet Emlaki (Toprakları) Nezareti, onların topraklarını gasbetmişler. b) Onlar, bir sıra hazine vergisi altında i n l iyorlar.88 c) Onların , toprak sahiplerine karşı vazifelerinin nelerden i baret olduğu hala tesbit edilmemiştir. d) Orman mem u rları ve pomeşçikler, onların başı boş k a l an hayvanlarını gasbediyorlar. e) Hükumete araba temini mükellefiyetini, onlar, hem araba temini, hem de para ile yerine getirmektedirler..

85

iri harfler ve dikkat işaretleri bizimdir. (A.Ö.) Sergey Grigoreviç Stroganov 1 794- 1 882. Rusya'nın ıııeşhur askeri ve devlet ;ıdaııılarıııdaıı h" cıı Nngiıı ç i ftl i k sahiplerinden (pomeşçiklerinden). 1 ,5 m i lyon desatnc toprağa ve 90.000 c s i r kiiy l ü ,·c 1 k 1\'1'<"t ııo, .ı 1 sahipti. 1 828- 1 829 Türkiye-Rusya harbi ile 1 853-1 856 Kırım Harbine iştirnk cıı i . ( KF . s. l � h ı 8? Novorossiya Umumi Val i liği Evrak Arşivinden, sene 1 860, No. 1 3 8 . (A.Ü . ) 88 Hazine vergi le ri nin ağırlı ğ ını, biz, Lcv itskiy ' in hatıratında da okuyoruz. Fa kat. d i kkatc �ayan o l a n �ııdıır k i . çalışan Tatarlardan toplaııılan b u vergiler, onların ihtiyacına deği l , misyoner papa/larııı pl;i n l a r ı n ı ı a ı lı i k etrneğe yollanılıyordu. N etekinı , Levitskiy, yine ınezkür yazısının 6 2 3 . sahiksindc şiiylc ya/.IV<>r. "T:ı ıarlardaıı toplanılan bu paralarla Yalta ve Aluşıa'da kil iseler yapılmıştı. Ve 70 bin 200 ruble 50 k api k mN·ar ,·d i l ııı i �ı i Yine o paradan, Akmescit'ıeki "Sobor"un yani büyük kilisenin demir pa rma k l ı ğ ı çekilııı i şı i . " ( .-\.Ü. ı 86

- 56-


f) Onların tepesinde bir sürü memur kafilesi bulunuyor ki, bunlar, çok haksızlı klar yapıyorlar ve cümlesi rüşvet ile yaşıyor. Bana, birçok yerde, Tatarların, pasaport almak için 25, 36 ve 50 ruble miktarında, herkesin derecesine göre bir para ödemeğe mecbur edildiklerini söylediler. Vasilçikov' un söylediklerine biz bir de şu maddeyi ilave ederek aynı fikirleri, iki elimizle i mzalarız! "Tatar halkının Kırım toprağından kami len göçüp g itmes i , adaletsiz çarların em peryalist h ü kumetleri tarafından g izlice teşvik ve tergib edilen siyaseti neticesinde oluyordu." Her nasıl da olsa başlangıçta ehemmiyetsiz göçlerle başlamış olan bu 1 854 senesi hicret akını g ittikçe büyüyerek 1 860, 1 86 1 ve 1 862 senelerinde resmen verilen 26.956 pasaport mucibi, erkek ve kadın olarak 1 92 .660 Tatar daha sevgili yurtlarından ayrılmıştır. Bu rakam, aşağıda arzettiğimiz cetvelden alınmıştır. Tavrida eyaletinden Türkiye'ye hicret etmeleri için kendilerine "pasaport" verilen Tatar ve Nogayların sayısına dair malumat:

Sene 1 860

Pasaport

Nüfus Sayısı

Sayısı

Erkek

4. 1 40 1 . 1 02 5.492 4. 1 95 1 4.929

1 4.404 4. 1 61 22.231 1 6.31 8 1 1 .561 58.675

2.980 3.726 1 9.689 1 1 .924 1 .309 39.628

Berdiyansk Dneprovskiy " " Melitopol

4.847 2.301 91 0 8.058

1 6.969 7.024 2.673 26.666

1 3.747 5.706 2.226 2 1 .679

Köylü (posalan) yekunu

22.987

95.341

61 .307

Mescan: Şehirlerden: Or Akmescid Bahçesaray Karasu

390 723 392 404

1 . 1 83 1 .995 859 1 .079

1 .063 1 .942 791 1 .048

Akmescid kazasından Gözleve " Or Kefe Ya ita "

il

il

il

-

57

-

Kadın


Gözleve Kefe Yaita Meşçan yekunu: Ruhaniler: Akmescid Or Gözleve 1 860 senesi bu ve başka

60 117 2 2 .088

1 25 41 8 4 5.663

95 337 7 5.288

926 1 . 587 218

884 1 . 466 213

yerlerden mecmuu

26.956

95.847

8 1 . 1 40

1 861 senesi: Mescanlar (şehirlerden): Or Akmescid Kefe Gözleve Bahcesarav Karasu Meşçan yekunu: Ruhaniler: Zadeganlar: 1861 yılında bu ve başka yerlerden hepsi

69 28 29 1 51 8 14 299 74 9

1 64 1 06 1 34 496 20 40 960 219 44

1 34 78 1 24 423 17 44 820 210 33

2.01 5

7.356

6. 1 04

24

8 4 1 40

69 334 13 1 48 37 9 3 613

79 269 7 1 22 35 7 1 520

22

76

72

1 Kasım 1 862've kadar: Köylü (poselan)lar: Akmescit ilçesinden: Gözleve Kefe Or Ya ita Dinyeper Berdiyansk Köylü (poselan) yekunu Meşçan (şehirlerden): Kefe "

"

3

"

"

"

"

- 5 8-


Gözleve Akmescid Or Bahçesaray Karasubazar Mesr:an vekCınu

5 15 27 5 3

17 1 12 1 35 12 12 364

9 110 1 37 14 7 349

2 1 4 3 10

4 5 10 15 34

7 2 9 19 37

1 862 senesi vekCmu

1 .0 1 1

906

vıllarındaki aöc kavtleri vekunları: Kövlü ler Mesr.anlar Zadegan Bezirganlar U mumi yekun

955.341 6.987 4.727 13 1 07.468

6 1 .307 6.452 4.44 1 12 72.584

Ruhaniler: Or Kefe Akmescit Gözleve Ruhaniler toolamı

1 860-1 862

29. 1 98

(Tavrida eyaleti Arşivi istatistik Komitesinden No.6, sene 1 863.)89 Fakat, bu rakam ların resmi kaynaklardan alındığının gözönünde b u l u n d u ru l ması halinde ve Kırı m ' ı n yabanlleşecek derecede tenhalaşmasından ürken h ü ku meti n , pasaport vermeyi durd urması sebebiyle, g izlice kaçan ların da epeyce bir miktar teşkil ettiğini hatırlarsak bu göç akınının dahi herhalde evvelkinden eksik değil, belki daha fazla olduğunu kabul etmemiz icap eder. . N itekim, 1 860 senesinde çıkmış olan " Russkiy Vestnik" gazetesinde " Şçerban" adında bir yazar " Kırım Tatarlarının Göçmesi" mevzuundaki bir makalesinde, Kırı m ' dan o zaman

8'1 Bu ccdı·cl. ,\. Scrgcycv'iıı " Li lıud TalTİçökilı Nogayıscv v Tunsiyu v 1 860 godu, Aknıescit, 1 9 1°2, s.29-33" :ıdlı kiıalııııdaki ayııi ccdwl ile k:ır�ıla�tırılıııış ve düzeltilmiştir. (K.F s. 1 29 . )

-

59

-


göçmüş olan Tatarların miktarını 300.000 kadar gösteriyor. Bunun hakikatten çok uzak olmadığını şu da ispat ediyor ki, 1 870 yılında Toprak idaresi tarafından toplanan bilgilere göre, yalnız Or- Kapu " Perekop" i lçesinden 278 Tatar köyü boşalmış ve bunlardan 244 ' ü h a r <:ı beye dönmüştür. Göçe oldukça az iştirak etmiş olan Yalta ilçesinden başka, Kırı m ' ı n diğer ilçeleri de hesaba katılırsa, Tatarların bırakıp gittikleri köylerin sayısı 687 tane olup bunlardan 3 1 5'i kami len boşalmıştır. (Tavrida eyaletinin günlük defterinin 9. cildi, 1 889'da Verner tarafından tertip edilmişti r. ) Muazzam köyler, mahsul veren topraklar böylelikle harabeye çevrilmiş, binlerce at, sığır, deve ve koyun sürüleri kıymetsiz satılır, merhametsizce yağma edilirken, çar memurları, yaptıkları bu alçaklığın ne kadar büyük bir felaket olduğunu anlamayarak, hatta anlamak bile istemeyerek, halkı meydanlarda toplamak suretiyle " Kırım'dan Türkiye'ye gitmeye müsaade fermanını" okuyorlardı. Bazılarıysa sevinçlerini g izleyemedi klerinden , bu facialı haberi, Gözleve'de yapıldığı gibi, davul çaldıra çaldıra halka i lan ediyorlardı. (Avrupa Muhbiri, No: 1 O) Rus memurlarının en büyüğünden en küçüğüne kadar hepsi, Tatarları göçürmek işine bir "mukaddes" vazife gibi yapışıp, hatta yukarıda zikı- i geçen polis müdürü Kosogovskiy bile, Aluşta bölge idaresinin Alupka köy idaresine yazdığı 323 numaralı mektubu dikkate alarak şöyle diyor: " Bu vesikanın kimin teşebbüsü ile meydana geldiğ i hakkında bir fikir edinmek çok güçtür. Fakat, buna ayrıca ehemmiyet verildiği n i , b i z e , b u vesikanın, bizim şu bürokrat idaremizde misli görülmemiş b i r SLı ı- ' atle dolaşmış olması anlatmaktadır. : Kağıdın kendisinden anlaşıl ıyor k i , valinin, Mart'ın 23'ünde sudur etmiş olan emri, Mart'ın 24'ünde hem Devlet Emlaki idaresi, hem de bölge amiri tarafından hemen yerine getirilmiştir. . Meşhur vesika şudur: Aluşta Bölge idaresi 28 Mart

1 860

No.323

Alupka Köy idaresine Tavrida Eyaleti Müdürü hazretleri 23 Mart tari hli 3 1 numaralı muhtırası i le Palata M üdürüne bildirdiği, Türkiye'ye göçmek i steyen Tatarlar hakkında nazırlar mecl i s i n i n , im parator hazretleri tarafından tasdi k olunmuş kararına binaen ve Devlet Emlaki N a z ı r ı cenaplarının Nogaylar hakkındaki emri üzerine Novorossiya ve Besarabya Genel Valisinin Devlet Emlaki idaresine verdiği talimata tevfikan , Tatar ve

-

60

-


Nogayları hiçbir tedbir ile hicretten alıkoymamalıdır. Bil'akis, Devlet Emlaki i daresi ile mahalli amirlerin bütün d ikkati şuna tevcih olunmalıdır k i , Tatarların pasaport almak için istedi kleri vesika v e kağıtlar, kabul olunup hiçbir mani ileri sürülmeden ve eyalet valisinin Devlet Emlaki idaresine bildirdiğine göre, şimdiye kadar bazı hususlarda alışılmış rüşvetçiliğin önü alınarak, hiçbir mali mükellefiyet serd edilmeden pasaportlar verilmelidir. ilave olarak ihtar olunuyor ki, ta 1 856 harbi akabinde Türkiye'ye göçen Tatarlar hakkında im parator hazretlerine maruzatta bulunulduğunda, haşmetmeab hazretleri, "Tatarların göçmesine mani olmak değil, bil'akis memleketi onlardan temizlemek için bu fırsat pek muvafıktır diye telakki edilmelidir. " buyurmuşlardı. Bu sebeple, genel vali cenapları emrediyorlar ki, ayrı ayrı aileleriyle göçmek isteyen Tatar ve Nogayları , pasaport kanunlarının doğurduğu yavaşlığı tedrici surette hallederek buradan göçüp gitmek isteğinden hiçbir suretle alıkoymamalı ve onların bu göç arzusunu soğutmamalıd ır. Buna binaen; mahalli idare, 24 Mart tarihli ve 901 numaralı talimatı mucibi, bölge idaresi, Alupka Köy idaresine, Alupka'dan hudut dışına g itmek isteyen Tatarlara h içbir suretle engel olunmaması hususunda, kanun önünde suçlu olacaklarını ayrıca kayd ederek, ihtar eder. Aslını imzaladı : Bucak Başkanı Seyd Hasan. Bölge yazıcısı Radionov; Kontrol eden: P. Kosogovskiy. (N ovorossiya Genel Valiliği Arşivinden , numara 1 38, sene: 1 860.)90 Çar memurlarının Kırı m ' ı bir an evvel Tatar hal kından boşaltmak hususunda sarf ettikleri gayretin derecesini göstermek için, birinci N i kolay ve ikinci Aleksandr zaman larında ku l l an ı l m ı ş olan şu kurnazlığı da zikredelim: Rus valileri başta olmak üzere, büyük Rus memurları, hükumetten aldıkları gizli "tahsisat" ile, Türkiye'den gelme, iyi Türkçe konuşan ve müslüman adetlerine oldukça aşina olan Rum ve Ermenileri molla kıyafeti giydirerek halk arasına soktular. (Aleksandr Tamarin) Bunlar, kendilerini, güya Türk Sultanı tarafından yollanmış vekiller g ibi göstererek Tatar halkının anlayamad ığı bir takım ayet ve hadislerden bahsedip "artık küffar elinde horlanmanın manası kalmadığını ve hicretin vac i p olduğunu" i leri sürerek halkı Türkiye'ye göçmeğe teşvi k ediyor ve

9 0 "Halim Aydaıııak" ııı tercüme-i halini yazmış olan bu Rus yazan, şöyle bir hadise nakl ediyor: 1 860 senesi hicretini kuvvetl i bir akın şekline döken, hüviyet değiştirip "Süleyman Hacı" takma adıyla Türkiyc'den halkı göçe teşvik için gönderilmiş kişi, sapık Halim Aydamak olmuştur. 20 sene kadar bir müddet Türkiye' ni n mutaassıp muhitinde terbiye almış, hacı olmuş Halim, vatandaşlarını müslüman padişahının e l i altında toplamak emeline kapılmıştı . " diyor. Fakat, herhalde bu rivayeti ihtiyatla telakki etmek lazımdır.(A. Ö .)

-6 1 -


güya Sultanın "devlet babanın" da göçüp gelecek müslümanlar için yeni yeni köyler ve şehirler yaptırdığını, topraklar hazırladığını söylüyorlardı. Sarıklıya, ayet ve hadise inanagelen halkın böylelikle en zayıf noktası bulunmuş oluyordu ve alçak herifler maksatlarına muvaffakiyetle nail oluyorlardı. Halk, grup grup karşıya göçüyordu. Bu Rus memurları, bir taraftan bu münafıklığı yapıyor, diğer taraftan da halk arasında şöyle haberler yayıyorlardı: "Üç sene zarfında göçmeyen Tatarları hükumet cebren göçürecek!" Meselenin şaşılacak bir ciheti daha var ki, o da, bu sıralarda halk arasında gizlice dağıtılan "Sultanın hitapnameleri", Rusya'da imal edilmiş olan kağıtlara basılmıştı. (Levitskiy, Avrupa Muhbiri, 1 882 , sayfa: 626.) Acınılacak nokta şu ki, bir taraftan göçen halkın topraklarını ucuzca kapmak maksadıyla, diğer taraftan m i l leti bu felaketten alıkoymağa uğraşarak çar hükumetinin gözünden düşmemek niyetiyle, mırzalar da. bu münafıklarla beraber ateşi körüklüyorlardı. Evet, umumiyetle söyleyecek olursak, milleti bu üzücü adımdan alıkoyacak gibi bir harekete, ne mırzalar, ne mollalar ve ne de m i lletin diğer bir ferdi önayak oluyordu. Böyle b i r durumu, tarih kaydetmiyor. Bu sözlerimize deli l olarak şu vesikayı takdim ediyoruz. Tavrida Valisi Jukovskiy' in Novorossiya Umumi Valisi G raf Stroganov'a yazdığı resmi mektuptan: Kopya. Gayet gizli. Devletlu efendimiz Graf Aleksandr Grigoryeviç; Siz devletlu efendimizin 29 Eylü l tarihli mektubuna cevap vermekle bahtiyarım ki, Kırım 'ı yeni halklar ile iskan etme işlerine bakan komiteni n , 20 Ağustos tarihinde başkanlığım altında evimde yapılan toplantısında, Deystvitelnıiy Statskiy Sovet n i k G erngros, ken d i s i n i n K ı r ı m ' a gönderilmesindeki maksadı izah ederken ş u yolda idare-i kelam ett i : imparator hazretlerine, Tatarları hicretten alıkoymak kolaysız (arzu edilmeyen, ters) bir iştir; ve kendileri , bu hicrete, (çok uygun bir fırsat) diye bakıyorlar. Çünkü , Tatarlar, Kırım'da inkişafı istenilen toprak tımarı işini becermeğe müsait değiller. Bu sırada, umumiyetle, Tatar halkının yalnız alt tabakası hakkında konuşulmuştu. Mırzalardan ise, yalnız Knyaz Bolatukov davet olunmuştu. Fakat, o bir şey sormaktan başka meclisin başından sonuna kadar bir söz bile söylemedi (!!) Devletlu efendimizin sad ık bendeleri Grigoriy Jukovskiy. 2 Ekim 1 860. Akmescit. (Novorossiya Umumi Valiliği Arşivinden, 1 860 senesine ait, No. 1 38.)

-62-


Akyar (Sivastopol) harbinden · sonra Kırım'da Tatar halkının durumu ağırlaşmışt ı . Kendisinin başlıca servetini teşkil eden koyun ve deve sürüleri, harp sırasında asker tarafından yağma edilmiş91 , eskiden beri veregeldiği anlamadan (öşürden� başka, yeniden çıkarılmış bir sürü vergilere (Suvari vergisi gibi) katlanmak mecburiyetinde kalmıştı; bu ona son derece güç geliyordu. Harpte en çok Tatarlar zarar gördüğü halde, onlara verilen tazminat devede kulak kabilinden fevkalade azdı. Bu sıralarda, Rusya'nın ictimai hayatında oldukça dikkate değer bir vaka hazırlan ıyord u . Kırım harbinde yen i lmesinden ötürü inkılap cereyanları kuvvet kazanmıştı. Bu sebeple, Rusya sarayı, Rus toprak sahipleri (pomeşçikler) elinde esir halinde yaşayan . (kul köylüleri) azad etmek arefesinde bulunuyordu. Bu haberlerin tesiri altında bazı Rus çiftlik sahipleri (pomeşçikler), kendi topraklarında yaşamakta olan köylüleri uzak yerlere koğuyor; bazılarıysa bu hürriyetten ürkerek toprağını satıp işin içinden çıkıyordu. Kırım köylüleri her iki surette de zarar görüyorlardı. Çünkü, satılan toprakları satın alan kolonist yeni sahipler, köylünün vereceği haracı arttırıyorlardı. Böylelikle yıldan yıla artmakta olan ondalıklardan (öşürden) sonra, hayvanın, tarım aletlerinin ve saçtığı tohumun masrafı da çıkarılırsa, yeni Rus çiftlik sahibinin (pomeşçikin) toprağında çalışan köylünün kazancı bir ırgatın kazancından daha eksik oluyordu. Fakat, Kırım'da, hiç de seyrek olmayan kurak yıl ların zararını dahi, pomeşçikler değ i l de, yine o çıplak köylü çekiyordu. Kendisinin ve ailesinin bütün yıl boyu çalıştığını göze alacak olursak, zavallı ondalıkçının, adı hür gibi görünse de, hakikatte o ömür boyu esir ve yeni çiftlik sahibine (pomeşçiğe) bağlı kalıyordu. Bu bağlılığa gelince, o, ötedenberi kendini hissettirirdi. Çünkü, çiftlik sahibinin toprağında oturan Tatar köylüleri, işlenecek yeri ekseriyetle bir yı l l ığına kiralarlardı. Toprağı , köylüye ikinci yıl kiraya verip vermemek tamamen çiftlik sahibinin iradesine bağlıydı. Netekim, Devlet Kanunları Mecmuası'nın ikinci cildi, ikinci kısım, 72 1 . maddesi, toprağındaki köylü Tatar üzerinde, toprak sahibinin (pomeşçiğin) (polis hukuku)nun mevcut olduğunu teyid ediyordu. Ayrıca, o kanun mecmuasının 1 857 senesi tabının 9. cildi 902-903 ve 904. maddeleri, çiftlik sahibine bu köylüleri kendi toprağından koğma hakkını veriyordu. Bu durum köylüleri, elinden ayağından tamamen bağlamıştı. Böylece, yarınından emin olmayarak yarı hür, yarı esir bir halde yaşamak, köylünün, ne karald ısını (ev ve müştemilatı) genişletmeğe, ne ev yapmağa, ne de malını, az da olsa arttırmağa imkan veriyordu. Ondalıkçı Tatar, evini badana etse veya malını

9 ! Laşkov, "Kınm'ın eski cins koyunu olan (Gök Koyun), bu sıralarda azalıyordu." (A.Ö.)

-63-


azıcık arttırsa, cahil ve ahlaksız çiftli k sahibinden teşvik ve terg ı i b göreceğine, "Sen bana yetişmeğe mi çabalıyorsun? Defol toprağımdan ! . . . " hitabını alıyordu. Böylelikle, ata ve dedelerinin g ünündenberi içersinde haşır neşi r olageldiği ve kendisinin veraset yoluyla sahip olduğu, malı mülkü diye tanıdığı toprakları n , Rusya'nın içerilerinden gelme toprak ağaları (pomeşçikler) tarafından gasbedilmesi yüzünden, ondalıkçılar, iyi düşünülürse, hürriyetle değil, onun gölgesiyle yaşıyorlardı. Bu iktisadi sıkıntılar neticesinde Kırım' ı n çöl (ova) tarafındaki topraksız Tatarların miktarı % 72 nispetine varıyordu. (Verner.) Böylece toprak açlığı çekmekte olan Tatar köylüleri, devletin, Rusya içinden gelme halklara, başka milletlere, hatta dış memleketlerden gelen yabancılara bile bol bol toprak dağıttığı bu sırada, şüphesiz, kendilerine de bir pay isteyeceklerdi . Rusya'nın teb'aları sıfatıyla onlar da ellerini uzattılar. Fakat, çar hükumeti, yine eski menhus siyasetinden bir adım geri atmıyor ve yine, Tatar köylüsünün çaresizlik içinde çırpındığı sırada uzattığı eli , gaddarca itip bırakıyordu! Mesela, 1 858-1 859 yıllarında, Kefe ilçesinin topraksız Tatarları, Devlet Arazisi Nezaretine, toprak isteyerek istidada bulundukları zaman, bunlara, Kırı m ' d an toprak vermen i n mümkün olamayacağını söyleyerek, arzu eden olduğu takdirde, Orenburg vilayetine göçebileceklerini bildirdiler. Çünkü, bu namussuzların fikrince yeşil adanın verimli toprakları beceriksiz (!) Tatarlara çok görülüyordu. Ve çarın devleti, Kırı m ' ı , biran evvel bu "gereksiz" m i l letten boşaltmak siyasetini yürütüyordu. Bu ardı arkası kesilmeyen haksızlıklara, 1 Ocak 1 87 4 tarihli kanunla, bir de, Tatar gençlerinin, menfur çar ordusuna asker alınması n izam ı eklenmiştir. Dindar, milli ananelerine sadık Tatarlara oğlunu kendi yanından ayırmak, ona dar pantolon ve şapka giydirmek ve nihayet domuz eti yedirmek ihtimali ölümden beter geliyord u . Onun için bir taraftan ailesin i "gavur elinden kurtarmak" emeline kapılan gelenekçi babalar, diğer taraftan böyle bir muhitte yetişen Tatar gençleri , daha teşkilatlı bir surette terk-i diyar ediyorlardı. Böylelikle, göçlerin ictimal ve iktisadi sebeplerine, din duygusuyla canlanan manevi sebepler de katılıyordu. iktisadi sıkıntılar yoluyla mahrumiyetlere mahkum edilirken evini, barkını, anane ve tarihiyle yoğrulmuş köyünü, topraklarını, mamur bağ ve bahçelerini bırakıp gitmeyi adet edinen Tatar, maneviyatı ezilirken onu da halk türküleri şekline dökmüştür ki, asker vermek meselesinin şu söylediğimiz sebeplerden ötürü, onun maneviyatına vurduğu darbelere karşı yükselen h iddetini bir sıra türkü ve destanlara dizmiştir:

-

64

-


1 Bizim baglar mında kalır, Çok analar aglap kalır, Oglanlarnı saldat alır; Aman Mevlam , kurtar bizni. . . 2 Kün dogar döne döne, Artar derdim künden küne, Aman Mevlam, bizge çare, Aman Mevlam, kurtar bizni. . . 3 Medresede ders okuldu; Köylülerge ferman okuldu, Yüreklere hançer vuruldu; Aman Mevlam, kurtar bizni. . . 4 Bu Kırım hem bizge kalmaz, Bu kıraldan derman olmaz. Çok yiğitler yolun bulmaz; Aman Mevlam, kurtar bizni . . . 5 Tavlar başı duman oldu, Kırım hali yaman oldu, Yüreklerge dert baglandı; Aman Mevlam, kurtar bizn i . . . 6 Turna kelir kater kater, Haberler kün künden beter, Bu manifestler bizge yeter Aman Mevlam, kurtar bizni . . . 7 Heba oldu, heba oldu, Yandı ciger kebap oldu , Zadeganlar sebep oldu; Aman Mevlam, kurtar bizni . . . 8 Sohtalar kelip tizildi, Yaş yigitler hep yazıldı, Analar bagrı ezildi; Aman Mevlam , kurtar bizni . . .

-6 5 -

1 Bizim bağlar burda kalır, Çok analar ağlayıp kalır, Oğullarını asker alır; Aman Mevlam, kurtar bizi . . 2 Gün doğar döne döne, Artar derdim günden güne, Aman Mevlam, bize çare; Aman Mevlam, kurtar bizi . . . 3 Medresede ders okundu, Köylülere ferman okundu, Yüreklere hançer vuruldu; Aman Mevlam, kurtar bizi . . . 4 Bu Kırım da bize kalmaz, Bu kıraldan derman olamaz, Çok yiğitler yolun bulmaz; Aman Mevlam, kurtar bizi . . . 5 Dağlar başı duman oldu, Kırım hali yaman oldu , Yüreklere dert bağlandı; Aman Mevlam , kurtar bizi . . . 6 Turna gelir katar katar, Haberler gün günden beter, Bu beyannameler bize yeter; Aman Mevlam , kurtar bizi . . . 7 Heba oldu, heba oldu, Yandı ciğer kebap oldu, Zadeganlar sebep oldu; Aman Mevlam , kurtar bizi . . . 8 Softalar gelip dizildi, Genç yiğitler hep yazıldı, Analar bağrı ezildi ; Aman Mevlam, kurtar bizi . . .


KiRiM DESTANI Takdir-i ezelden emri Huda'nın Böyle iken yazı keldi zuhura, Zulüm ateşine düşdük, ne çare? Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . .

Takdir-i ezelden emri Hudanın Böyleymiş yazı geldi zuhura, Zu lüm ateşine düştük ne çare? Fena müşkül oldu hali Kırım ' ı n ! . . .

Moskof kıralının keldi b i r emri: "Tatarlardan asker alınmalı gayrı." Kırım, memurların, haygidi, devri! Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!. . .

M oskof kıralı nı n geldi bir emri: "Tatarlardan asker alınmalı g ayri . " Kırım, memurların; haygidi, devri! Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Dinleniz, cümle, emrile sözün ! lşidip bigayet oldular mahzun. Hicret-i lslamga vermedi izin; Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!. . .

Dinleyin, cümle emrile sözün!

Yalvarub kıralga tüştük figanga, Sözümüz keçmedi Sarı lvan'ga, Derd-i h icret ile olduk divane, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!. . .

Yalvarıp kırala düştük figana,

Naki eteyim bir haber, kulak ver sözge, Dinleyin , kel imdi, aytayım sizge, Bu h icret Resuldan mirasdır bizge, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!..

Nakledeyim bir haber, kulak ver söze

Kırım'nın beğleri üç buçuk mırza, Bunlardır askere oldular rıza, Teklif eteler bizlerni: "Bas imza!"; Fena müşkül oldu hali Kırım' ı n ! . ..

Kırım'ın beyleri üç buçuk mırza,

lşidip bigayet oldular mahzun, Hicret-i lslama vermedi izin; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Sözümüz geçmedi, Sarı lvan 'a, Derd-i hicretle olduk divane, Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Dinleyin, gel imdi, söyleyim size, B u hicret Resulden mirastır bize; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Bunlardır askere oldular rıza, Teklif ediyorlar bize " Bas imza!" Fena müşkül oldu hali Kırım ' ı n ! . . .

Bahçesaray şehrinde yapıldı kışla, Cigerler püryan oldu ateşle, Yalvardık kıralga: " Bizni bagışla!" Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!. ..

Bahçesaray şehrinde yapıldı kışla, Ciğerler püryan oldu ateşle, Yalvard ı k kırala "Bizi bağışla ! " , F e n a müşkül oldu h a l i Kırı m ' ı n ! . . .

Kur'a memurları olub suvari, Kezdiler kasaba, şehri, civarı Davet etib sıgarı hem kibarı, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın!. . .

Kur'a memu rları olup suvari, Gezd iler kasaba, şehri, civarı; Davet ed i p küçüğü ve kibarı; Fena müşkül olduJıali Kırı m ' ı n ! . . .

-66-


Kırım'ın içine gulgule düşdü, Nice ehl-i iman aklını şaştı Aglayuben kimi bayıldı, tüştü, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Kırı m ' ı n içine gulgule düştü, N i ce ehl-i iman akl ını şaştı , Ağl ayarak k i m i bayı ldı, düşt ü ; Fena müşkül o l d u h a l i Kırı m ' ı n ! . . .

Keçilir mi b u ateşin önüne? Katmak ister dinimizni dinine, Bu kün benzer hem kıyamet kününe, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Geçilir m i b u ateşin önüne?

Akmescit şehrinde koptu bir figan, Sanarsın oynadı yerinden cihan Her millet çagrışır "Aman! El'aman!", Fena müşkül oldu hali Kırım' ın! . . .

Akmescit şehrinde koptu b i r figan .

Herkesin birlikte i d i pederi, Zabitanı Moskof çevirdi keri, Aglayub bunların ıslandı yeri, Fena müşkül oldu hali Kırım 'ıfı! . . .

Katmak ister d i n i mizi dinine, Bugün benzer tam kıyamet gününe; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n 1 . . .

Sanırsın oynadı yerinden c i h an, Her millet çağrışır "Aman! El ' aman'" Fena müşkül oldu hali Kı rım ' ı n 1 • • • Herkesin birlikte idi pederi, Zabitanı Moskof çevirdi geri, Ağlayıp b u nların ıslandı yer i : Fena müşkül o l d u h a l i Kır ı m ' ı n 1 • . •

Sag o l u n babalar, dönün buradan! Kaygınızı çeksin sizin, Yaradan! Ayrı tüştük hem şefkatli anadan, Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ın! . . .

Sağ olun babalar, dön ü n

buradan.

Kayg ı n ızı çeksin sizin, Yaradan! Ayrı düştük hem şefkatli anadan: Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n 1 . . •

Analar der: "Ah! Vah! Kara yazımız! Böyle zulmu kördü bizim közümüz; Ah, ne ideyik? Elden g i tti bizim kozumuz!" Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . . Çektiler meydanga talim almaga; Vakıt bulamayız namaz kılmaga, Umarız bu usul böyle kalmaya, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Analar der: "Ah' Vah' Kara yaz ı m ı z ı Böyle zulmü gördü bizim gözümüz. A h nidelim? E l d e n gitti

kozumuz ı ··

Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ' . . . Çektiler meydana, tal im alnıağa, Vakit bulamayız namaz

kılmaga.

Umarız bu usul böyle kalmaya: Fena müşkül oldu hali Kırıın ' ı n 1 . .

Belli olmaz uleması, hacısı, Turmaz aglar hemşiresi, bacısı, Yakdı analarnı firkat acısı, Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Belli olmaz uleması, hacısı, Durmaz ağlar hemşiresi, bacı s ı , Yaktı anaları firkat acısı; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n 1 • • •

-67-


Sag olun analar, bizler kiteyik, Kıralın hızmetin eda eteyik, Hasret kıyametge kaldı nideyik? Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Sağ olun analar, bizler gidelim, Kıralın hizmetin eda edel i m , Hasret kıyamete kaldı, nidelim? Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Yaradan Mevladan umarız imdat, Sultanga bu ahval olsun hem yad Bunca din kardaşları iderler feryad , Fena müşkül oldu hali Kırım'ın! . . .

Yaradan Mevladan umarız imdat, Sultana bu ahval olsun hem yad, B u nca din kardeşleri ederler feryat; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

lzn-i Huda i l e hazret-i Sultan! Ancak senden olur b u dertke derman, Ehl-i iman bekler hicretke ferman! Fena müşkül oldu hali Kırım 'ın! . .

lzn-i Huda i l e Hazret-i Sultan! Ancak senden olur bu derde derman, Ehl-i iman bekler h icrete ferman; Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Kalmadı Kırım' nın şanı şöhreti, Terkitmeniz din yolunda gayreti, Yol buldukça, vazgeçmeniz hizmeti, Fena müşkül oldu hali Kırım 'ın! . . .

Kalmadı, Kırı m ' ı n şanı, şöhreti, Terketmeyin din yol u nda gayreti, Yol buldukça vaz geçmeyin hizmetten Fena müşkül oldu hali Kırı m ' ı n ! . . .

Rusların, Kırım Türklerini askere almaları mevzuunun, halkın ruhunda bıraktığı tesiri tasvir eden, bunun gibi daha birçok türküler vardır. Hem kitabımızın hacmi dar olduğundan, hem de bunları toplamak bizim konumuza g irmediğinden bu kadarla iktifa ediyoruz. Ancak, Kazarmalar yıkılsın, Çubukçu'nun beli bükülsün, Bahçesaraylı Hacı l brahim Mezarında ökürsün! . . .

Kışlalar yıkılsın, Çubukçu'nun beli bükülsün, Bahçesaraylı Hacı l brahim, Mezarında hıçkıra hıçkıra ağlasın!. . .

Sözlerinin d e , yine b u asker türkülerinden birinde, Tatar halkının askerliği için ilk imza verenlerin isimlerinin zikredildiğini kaydetmeden geçemiyoruz. Biznin Tatar yaşları, kıska şalvar kiyalmay; "Stavay saldat!" degende közyaşların tıyalmay! Bizim Tatar gençleri, kısa şalvar giyemiyor, " Kalk asker !" dendiğinde gözyaşlarını tutamıyor (önleyemiyor).

-

68

-


beytini zikretmeden geçemiyoruz. Velhasıl, Tatar halkı, esaret müddetince, ruhunun ıztırablarını, h iddetini türküler, maniler, destanlar şeklinde, kalbinin g izli köşelerinde hasret acısını gizleyerek, evlerini viranelere, köylerini de "üzerlik"92 tarlalarına çevirerek durmadan Kırım'ı boşalttı . Bu h icret hastalığının ağır günlerinde Kırım'ın çöllerinde "ovalarında" koyun sürüleri meleyib duruyor, olgun ekinler aranmadan (orakla biçilmeden) çürüyüb, küflenib kalıyordu. Koyunlar gibi sürüsünden ayrılmak istemeyen köylüler, topraklarını alelacele satıyorlard ı . Bu yağmadan ise, yukarıda da belirttiğimiz üzre, m ı rzalar, ruhaniler, bezirganlar, zengin kolonistler faydalanıyor; toprağın beher desatinini "2,4 dönüm" 1 0- 1 5 kapiğe kadar satın alıb bu köylülerin felaketi üzerine kendi zenginlik ve saadetlerini kurmağa çalışıyorlardı. Fakat, Levitskiy' in , 1 882 senesinin "Avru pa Muh biri"nde çıkan yazısından anlayoruz ki, Tatar topraklarının çoğu, Rus ve Müslüman toprak ağaları (pomeşçi kleri) ve Devlet Emlaki Bakanlığı tarafı ndan para ödenmeden gasb olunuyordu. On sekizinci yüzyılın son dördüncü çeyreği başlarındaki göç, Kuzey Kafkasya Çerkeslerinin Kuban taraflarından hicretine rast gelmişti. Rus hukCımeti, bu zavall ıları da " Konduhov" adında bir generalin teşvikı ile göçe sevk etmişti (Tsalikov). " Kon 9 uhov", üzerine aldığı provakasyonu , sonuna kadar başarı ile icra ettiği için devletten büyük mükafata nail oldu. Zavallı Çerkesler, Kırımlı felaketzede kardeşleri ile birlikde, aç, zelil, Kırım yalılarında, yollarda gemi bekleyerek sefaletle çekişiyorlard ı . Kışın soğuğu, her türlü hastalık ve açlık neticesinde, o zamanki kaynakların kaydettiğine göre, karşıya geçmek için Kefe' ye toplanan muhacirlerin % 75 inden daha fazlası, sokaklarda mahv olub gitmiştir.93 Gene Karantina'da birikmiş olan halkın felaketini tasvir eden "Kırım Destanı " adl ı diğer bir eser de o zaman geçirilen faciayı şöyle canlandırmıştır: Cavun, boran demeden çıktık biz yolga, Karatmadı yazımız onga da solga. Kalentirge ogradık, aylarman cattık, Töşek, yasdık kaldırmay her şiyni sattık. Buyugub kalgan hesapsız, yorlukkan açtan; Ana, baba balların attılar baştan.

92 Zehirli bir ot. Latincesi "peganurn". (K.F. s. 1 40.) 93 Levitski, Hatıratı, Avrup� Muhbiri, 1882, cild 5. (A.Ö.)

-69-


Bedende kanlar suvudu, yürekler turdu; Şaytip halknıfi boynunu kalentir u rdu . . . . l stanbul türkçesi ile: Yağmur, bora demeden çıktık biz yola, Baktırmadı yazımız, sağa ya sola. Karantinaya uğradık, aylarca yattık, Döşek, yastık bırakmadan her şeyi sattık . . Mecalsiz kalan hesapsız, bitkin kalan açlıktan. Ana baba, çocuklarını attılar baştan. Bedende kanlar soğudu, kalpler durdu; Böylece halkın boynunu karantina vurd u . . . Bu levhaların, bir mubalaga olmayıp ayni hakikat olduğuna, (Berje) adlı bir yazarın (Russkaya Starina, 1 882) jurnalindeki şu satırlar dahi canlı bir delildir: "Sonbaharın nemli ve insanın kemiklerine işleyen yağmurlu havaları bir taraftan , ellerinde avuçlarındaki bitip h içbir şeylerinin kalmayışı, ikinci taraftan, bu sırada korkunç bir surette yayılmakta olan çiçek ve verem hastal ıkları , üçüncü taraftan, muhacirlerin çekmekte olduğu felaket, en katı yüreklileri bile ağlatıyord u ! Hakikaten, i k i elinde iki minicik yavrusunu tutarak, üstü açık b i r yerde, ıslak toprak üstünde bir şeylere sarınmış genç bir annenin kucağındaki çocuklardan biri gözyaşlarını akıtıp ölümle pençeleşirken d iğerinin, anası nın soğu k göğsünde küçücük ağzıyla süt araştırması levhası karşısında, aceba, hangi, yürek sızlamaz, hang i göz hüngür h üngür ağlamazdı? Bu gibi binlerce levhaya ise sık sık rastlamak mümkündü . . . Devlet ise bütün bu facialara lakayt kal ıyor; h içbir yardı mda bulunmuyordu. Bil'akis, Kırım Tatarları ile Çerkes köylülerinin anlattığına göre, devlet memurları, bu lakayt l i k ile de yetinmeyip felaketzede muhacirlerin soyulmasına devam ediyor; yahut gizlice el altından buna iştirak ediyorlardı. Söylediklerine göre, muhacirleri götürecek gemilerin diplerinde evvelden delik açıp hazırlayarak, denize açıldıktan sonra, gemileri idare eden haydut kaptanlar, göçmenlerin varını yoğunu soyup aldıktan sonra, evvelce açılan deliklerdeki tapaları çıkarıp kendileri sağlam gem ilere atlayıp kaçarlarmış. Su ile dolan diğer gemi ise batar ve muhacirler Türkiye sahilleri yerine denizin dibine dökülürlermiş!. . . . B u defaki göçmenlerin sayısı, Çerkeslerle birlikte sekiz yüz bine varmıştır. "

-

70

-


Kırım Tatarlarının, m i s l i görü lmemiş bu göç faciasında, çar hukümetlerinin ne derecede alakadar olduğu, verdiğimiz bilgilerden açıkça anlaşılıyorsa da mazisinden utanan bazı vatandaşları mızın, Tatar hicretlerinin mecburi karakter taşımadığını iddia ettiklerini gözönüne alarak, bu göçlerden her birinin, emperyalist Rus hukümetlerinin iradesiyle idare olunduğunu ayrıca kaydediyoruz. Bu davamızı isbat etmek içün yine ayrıca vesika lazımsa buyursunlar: " Bu göçlerin her birinden hukümetin haberi ve icap eden müsaadesi mevcut olmak şöyle dursun, her göç, hukümet tarafından teşvik ve tergıib görüyordü. işin gidişi gösteriyor ki, hukümet, hicretin durdurulması hakkındaki emir ve talebini beyan ettiği her sefer, her ne kadar o saatte durmasa da, göze çarpacak derecede sakinleşiyordu. Netekim, 1 784 senesinde General Rosenberg ' e verilen fermandan sonra ve 1 861 yılında Knyaz Vasilçikov'un Kırıma gönderilmesinden sonra da hep böyle olmuştu . Göçlerin böylece sakinleşmesinin sebebi, Tatarların "itaat etmelerid ir'" demek güçtür. Bu hadiseyi, insanlara mahsus olan umumi sıfatlar ve sevk­ ı tabiilerle izah etmek daha doğru olmaz mı? . . . İlk iki göç esnasında ( yazara göre: 1 784- 1 786 ve 1 804- 1 805) Kırım'da Tatar nufusu o kadar ç o k idi ki, hicret, her ne kadar d indaş ve m i l letdaşların bulunduğu bir memlekete vaki oluyor idi ise de yabancı , tanınmadık bir toprak olması dolayısıyla halkın bir çoğu göçe ikna edilemiyordu. Halk, böyle kafi bir adımı, ancak, ikna edici bir teşvikçinin idaresi altında yapabilird i . Bilindiği üzre, böyle teşvikçi de yokt u . H icretler, bütün Tatar halkını y e r i n d e n oynatm ıyordu. Tatarlar, Yarımadan ın (Kırı m ' ın) muhtelif yerler i n d e n , hukümetin isted i ğ i v e müsaade ett i ğ i m i kdarlarda ç ı karıl ıyord u . (Kosogovskiy, Polis Müdürü, Kırım 'dan Tatarların göçürülmeleri h a k k ı n d a k i 8 Eylül 1 875 tarihli maruzasından, kopya sahife No.1 4.) 9.- Muhacirlerin Göçtükleri Yerlerdeki Alınyazıları Bu canilerin elinden tesadüfen kurtulmuş olanların talii de her halde bundan daha iyi değildi. Birçok mahrumiyet ve felaketlerden sonra uzun ve muhataralı yollardan geçerek Türkiye sahillerine atlayanlar, ya oraların havasına alışamıyor veya sıtma hastalığına yakalanıyor, yahut d a h asret kaygısına dayanamayıp hastalanıyor ve ölüyorlard ı .

-7 1 -


Sağ kalanlara, Türkiye tarafından verilen toprakların çoğu , taşlı, kumlu arazi, veya sazlı, sıtmalı topraklard ı . 94 Böylelikle, ya i kamet için gönderi l d i kleri yerlerin uygunsuzluğu veya Türkiye ' n i n ard ı arkası kesilmeyen muharebeleri esnasında tekrar hicret felaketine maruz kalmaları yüzünden zavallı göçmenlerin talii ters, yı ldızı sönük, bahtları küskün olarak devam etti . İ l k hicretlerde göçmüş olan Tatar kafileleri, Dobruca, Rume l i , E dirne taraflarında yerleşm işled i . B u n lardan sonra göçenler, Eskişehir, Konya, Ankara civarında iskan edilmişlerd i . Muhacirler, arkalarında bıraktıkları mahsullü, bereketli topraklarını ana ana geçird ikleri felaketlerin acılarını da, önceleri , aşağıda zikrettiğimiz hazin muhacir türkülerini yırlayarak teskin etmeğe uğraştılar: Biz ketemiz Kırım'dan, ey yar, cıyın day, toy day; aytır da cılarman , Tuvganlarımız kalacak, , mafıraşkan koy day, " Od basdırıb ketermiz, kapını cekleb, kalentir bekleb, Ka yerlerde cüremiz, " sönermi eken, Tütep kalgan ocaklar, Tatar halkı horlukka, , könermi eken, Kaldı çızma astında, 11 " , babaylar kabri, Bunu körgen bayguşnufı, ey yar, kalmad ı sabrı, Akalar ırgad bolgan safı, " " , babalar kahya, " , analar daya, Caş tataylar hızmetkar, Borç deb bildik köçüvni, " , Ak Toprakka, sıgındık Hakka, El bagladık kaderge, " " Aylanıb çıkdı bir gemi, gök burundan, " " şu Kırım'dan, Köterilgen kısmetler, " ", tütünü buvdak, Ketiyatır gemimiz, Biz ketkensofı Kırım'da, " kalmadı kuvnak, " " Derya tolu parahod, , Tatar halkı, Tatarnı yurttan ayırgan, " " , Kazaknıfı polku , " " , bizge de külmiy, Ak Topraknıfı yalısı, " , aydasam cürmiy, Padişa bergen eki ögüz, 11

11

11

11

11

11

11

11

11

11

11

11

11

11

il

11

il

il

il

il

11

,

11

11

94 Mama fih. A kyar ( S i ,·astop o l ) m u h a rebesi s ı rasında K ı r ı m Türkleri gönüllü vermek su re t i y l e müıtefi klcre yardıııı cı ı i k k r in de n , harp s o nun da Rusların K ı rı m Türklerine çok ağır zulüm yapaca kları n ı düşünen Osmanlı İ m paratorl uğu göç hususunda çok güzel tedbirler a l ın ı ş d ı r. Bu m eya n J :ı Kefe. Gözl c,·e ve d i ğer l i ma n lardan isleyenlerin din ve m i llet farkı gözeti lmeksizi n Osma n l ı topraklarına nakkdilmesi için elliden faz l a gemi la h sı is elmiş. göçcn krin yerleşme yerkrinc kadar kumanyalarını vermiş. yer seç i m i hususunda bir subay emrinde göçenlerden b i r heyc l i n araşlırnı:ı \ c" k ara r verme yc1kisiıı i kabul cıın i ş ı e hunlara mcın k kcı sand ı k l :ırı tarafından kredi de ıcrıniş1ir. llu husıısı:ı Kının derg i s i n i n 1 994 ' ı l ı mla çıkan 9. sayısındaki "(jlıt;lcr \'c Bir Kurın:ıY Sııh:ıı ın R:ıpllru" adlı ımblcınizc ıııuracaaı cd i k b i l i r. ( İ s . Ola r)

-72-


Varna'nıfi tuzu, Aşka salsafi tatımaz, Eteklik kiyib cüre eken, " " , paşanın kızı, " " Bilalmadım men mında, , Kıblamı, sırtım, " Her şiyden de tatlı eken , " , öz tuvgan yurtum, " Tüşse Kırım akılga , içim kaynay, , cüregim çaynay, Türlü tarlık, sıkıntı, " " , ulemalar, H icret vaci b dediler, , zar kılalar, Oh bolsun, şimdi özleri, 11 1

11

" 11

11

1

"

11

11

11

"

"

"

11

" ,

"

11

"

11

,

11

lstanbul Türkçesi ile: Biz gidiyoruz Kırım' dan, ey yar, eğlence gibi , düğün gibi; söyler de ağlarım. Kardeşlerimiz kalacak, " ", meleyen koyun gibi, kapıyı kilitleyip, Ateşi bastırıp g idiyoruz, Nerelerde yürüyoruz, karantina bekleyip, söner mi aceba, Tütüp kalan ocaklar, Tatar halkı horluğa, alışır mı aceba, babalar kabri, Kaldı çizme altında kalmadı sabrı, Bunu gören baykuşun Ağalar ırgat olduktan sonra" babalar kahya, Genç hemşireler hizmetçi , analar daya, ak toprağa, Borç diye bildik hicreti El bağladık kadere sığındık Hakka, Dönüp çıktı bir gemi Gök Burundan, şu Kırım'dan Kaldırılmış kısmetler " Gidiyor gemimiz dumanı buram buram kalmadı neş'e Biz gittikten sonra Kırım'da" Derya dolu gemi Tatar halkı Kazağın alayı Tatarı yurdundan ayırmış " bize gülmüyor Hak toprağın yalısı " Padişah vermiş iki öküz " ", aydasan da yürümüyor Yemeğe koysan tat vermez" ", Varna' nın tuzu " Eteklik giyip yürüyormuş ", paşanın kızı ", güney, kuzeyi Bilemedim ben burda Her şeyden de tatlıymış doğduğum öz yurdum içim kaynıyor Düşse Kırım aklıma , yüreğimi eziyor Her türlü darlık, sıkıntı ulemalar H icret vacib dediler " " Oh olsun! Şimdi kendileri ah ü zar kılıyorlar "

11

11

11

11

11

,

11

il

"

"

il

il

11

11

11

11

"

11

"

11

"

11

11

"

il

11

il

,

"

il

11

11

il

,

il

11

11

11

11

11

11

il

,

11

11

11

11

11

11

il

11

11

"

11 ,

-73-


Rus emperyalist ordusuna asker girmek meselesi, anlattığımız üzre, Tatarlar arasında h içbir surette hazm olunamamış idi ki, askerliğin i l k seneleri , k ı s ı m k ı s ı m o l m a k üzre, h e r sene askeri idareye görünen gençlerin bir kısmını, onlardan her biri içün ana kucağı, baba ocağı ve gençlik çağı demek olan sevg ili Kırım'ımızdan ayırıyordu. N ihayet, 1 889 yılı nda, mühim bir m ikdar sayılan yirmi bin Tatarın daha göçtüğünü hariç tutacak olursak, o zaman, asker almanın doğurduğu kaçış, gittikçe eksilerek, 1 87 4 yılındaki geniş kaide, 1 91 4 de sıfıra müncer olur. Gerçi, 1 902 de yeniden bir göç kımıldanması olduğunu müşahede ediyorsak da art ı k Kırı m ' l ılarda kamu oyunu temsil eden bir gazete (Tercüman) ı n bulunması ve art ı k m i llet i n m u kadderat ı n ı düşünmeğe yarayan, onun içün t itreyebilen, küçük de olsa bir m ünevver grubun teşekkül etmiş olmas ı , bu muhacereti çabuk önledi. 1 902 de ç ı k m ı ş olan Tercüman Gazetesini gözden geçirirken, 1 . Gaspıralı ' n ın , di kkat, basıiret v e ihtiyatlılığı i l e de olsa, bir seri makale ile "göç" meselesine karşı vazıyet aldığını görüyoruz. Bunun zararlarından, vereceği yıkıntıdan, pasaport almak hususunda çekilecek güçlüklerden, gidi lecek yen i yerlerde belli bir hazırlık olmaması sebebiyle çeki lecek güçlüklerden bah sed iyor. Mesela, 1 5 Mayıs 1 902 tarih l i Tercüman'da (Lazım Bir Nasıihat, Gaflet Olma!) baş l ı k l ı bir makalesinde, Gaspıral ı , geçen yüzy ı l ı n sonunda Ameri ka'ya göçenlerin ne kadar ihtiyat l ı davrandığından, daha önce heyetler göndererek varacakları yerleri tetkıik ettirdiklerinden, ona göre gerekli alat ve edevat ile teşkilatlı bir surette göçtü klerinden uzun uzad ıya bahsetti kten sonra " B izde ise, sararmış ekinini, çiçek açmış bostanını bırakı p gidecek derecede sarhoşlar vardır. Sarhoşluk ise, ister rakıd an, ister afyondan , esrardan olsun; isterse ateş-i fi kriyyeden olsu n , hayırlı netice vermesi pek şüphelidir. Ayınık baş, sağlam ve serin kafa ile iş görmeli! . . " " Ey aziz kardaşlar! Satmak kolay, almak güçtür. Gitmek kolay, kaytmak (geri dönmek) güçtür. Yıkılmak, düşmek kolay, kalkmak güçtür." demektedir. Yine bunun g ibi, 2 1 Ekimde " H icret", 3 Kasımda " H icret Pasaportu" , 1 1 Kasımda " Dost Davuşu (sesi)" başlıklı m akalelerini okuyoruz. Bu son makalesini bir diyalog şeklinde yazarak, doğrudan doğruya bir göçmene h itap ediyor. Böylece, göçe kal kışanların his ve fikirlerine tesir etmek ist iyor. H i c reti n levhaları hdan birini canlandıran " Dost Davuşu" makalesinden bazı satırları alıyoruz: " Kardaşım Cafer! Kış geldi; su, toprak buzladı, karla örtüldü. Cümle mahl u kat, yerine, yuvasına kapaldı. Soğukdan, kışdan kaçtı. Sen ise bir elinde sabi ve sabiyeleri , öbür elinde ayalin, bu zemheriye karşı göğüs gerip hicret yoluna tüşesin (düşüyorsun). Kudurmuş deryaya emanet olasın kardaşım, bu aceleye ne lüzum var?"

-

74

-


Bu yılki hicrete karşı çıkanlar arasında, "Tercüman"da bu devirde muharrirlik edenler arasında bir de Seyd Abdullah Özenbaşlı' nın yazılarına rastlıyoruz. Türkiye'nin Fuzulller, Şem'iler, Nefiler gibi klasik şairlerinin eserlerin i mutalaa ederek büyümüş bu Hudayi nabit muharrir, h icret hakkındaki bir manzumesine "Ey Gönül ! " başlığını vererek içtimai bir hadise olan bu felaketi lirik bir şekle sokmuş ise de muhtevası itibarıyla halkın duygu ve düşüncelerini canlandıran epopeyi andıran mısraları da vardır 95: Esef! Aranmıyor, halasa (!)96 çare ! Ne gerek bu hicret kavm-i Tatare ? Gönül, ne kaçarsın garib diyare ? Bu senin ettiğin mercilik değ i ldir ! . . Bırakıp milleti kayda (nereye) kaçarsın ? Zannedersin yolda Hızın taparsın (bulursun), Kalanlar yüzüne kara97 yakarsın, Senin bu ettiğin savab değildir ! . . Surda kalan ihvan senden mi eksik ? Ey derdine dermandan ümidi kesik ! Ne sükut edersin, dilin mi kesik ? işlerin i 'tikada uygun değ i ldir ! . . Seyd Abdullah Özenbaşlı Tercüman, 1 902 senesi , No.20 " Ey Gönül " adlı şiirden

'!5 I3u şiir Tercüıııan'da basılırken. yazıcı şu izahatı vcrıııişı ir: Kırını Tata rl a rı :ırası ııd:ı herlı:ı : ı � ı i ' ı ı ı c : ı ı,·k dayanımıyan göç meselesi, pek çok kişiye tesir eder. Bize bu lıu ,usta b i lg i ar;ı�tırın:ık ıe e di ı ı ı ı ı ,· k d i "'' ' · ! Lh . zava l l ı h a l k ı n telaşa kap ı ldığına tecssü ner beyan eden ıııckt u p l J r gdıııcktedir. i �ı ,·. � C \ lı \ h, l , ı : ı :ı l ı Özcnbaşlı'nın hicret sözleri altında aranan şiire b i r a t ı f. (Tercüman G;veıesi. � 1 . 5 . 1 902. ı ı K . L ' · 1 � - ı 96 ( 1 ) n ida işareti tarafımızdan koyulmuştur. Okuyucuları m ızın dikkatini çekınd; i,ı iyonıı. � ı ı ı ı ' ; _ \ tı l- : ı : : d:ı yazdığımız üzre, Gaspıralı'nın göç konusuna karşı takındığı taYı r, adcıa bir eeııı:ı:ıı lı;ı d ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ,,,·kd" ,. başkanı veya köy muhtarının ) salgın hastalık veya a ret zamanında rcsnıi}ctk k a n i ı k hi:· ' "ı ı i k ,·,ı. , , , , " 1 : 1 1 1 ibaret g i b i kal ıyor. l lalbuki. bilindiği üzre, kolera sırasıııda öknkr iı;in tesd l i de h u l u ı ı ın:ık ' e�. . ı ıı;ır,"ıı k,: kı; dağıtmak, hakiki bir içtimai hadimin \'c h u su siyle lider \'C ö n d e r o l a r a k t;ıııııııııak ı -ıe, ,·ıı h ı ı <•:ı.kn'I ı. , i değildir. " A ranmıyor halüsa çar.: ! " , fikrimizce. cvvdü G a � p ı ra l ı ' n ı n kcndi:-.iııc. �unn.ı o �Liının !ı.ı.. ! i ı : 1 : ,: r i ı ı�· ıııüteYecc ih bir ikaz Ye ö lkedir. (A.Özenbaşl ı) 97 Bahçesaray bölgesi halkı, Şeyh Hacı Bekir EIİ':ndiııin " lf icrct \'a c i b oldu ' " kl\·asıııı \ C Ş ı ı ı;ııı;I\ 1 1 1 1 1 1 . \l i nanı kişinin de, buna dayanarak. "Artık burada kalan Müslüman değildir." gibi lC'i'· i kkri� k g;,,.,. k.ı i k h ı ı l ! �i ı . Buradaki "kara"dan ıııurad, güya, "vacib"c itaat etmeyip K ı rıııı'da kalmaktır. ( J\.Ü7cnha�l ı ı

-75-


1 903 yılına doğru, bilhassa bu · yılın başlarmda göçün sakiıileştiQini görüyoruz. Bu hususta, Tercüman Gazetesinin yukarıda bahsettiğ imiz yazılarının, şüphesiz tesiri olmuştur. Her nasıl da olsa, 1 903 yılında artık göçün arkası kesiliyor. Fakat, 1 904 yılında başlamış olan Rus - Japon harbi, asırlar boyu kalbleri zedelenmekte olan Kırım Tatarını yine rahat bırakmadı. Emperyalist Rus sarayının dalkavuklarının keyif ve hatırı için yapılan bu savaşta, bir çok Kırım Tatarı, kendisine uzak, mechul, gereksiz ve faydasız maksadlar için kurban vermeğe mahkum edildi. Kırım Tatarının ocakları yine yıkıl ıyor, köyleri tenhalaşıyordu. Bu musıibet de bir sıra türkülere dökülmüştür ki, " Port-Artur" ve "Terhis edilen askerler" bunlardandır. 1 905 yıl ından sonra başlayan irtica, Kırım Tatarının yüreğini tekrar baskıya almıştı. Bu baskı, ata ve dedelerinin geleneklerine boyun eğerek, kal binin ateşini, yine eskisi g i b i , Karadeniz dalgalarının serinliğinde söndürüyordu. O, yine baba ocağını söndürerek tarlalarını terk ediyor; Kırım 'ın yeşil dağlarına son selamını gönderiyordu. işte 1 9 1 O senesinde Solomon Kırım' ın98, Yalta bölgesi Toprak meclisinde, memleket ve hukOmet için zarardan başka bir şey vermeyen bu h icret akın ına art ı k bir son verilmesi hususunda yükselttiği son ses, her ne kadar gayri samimi olsa da, bahsettiğimiz sıkıntı ve nefreti isbat eden bir delildir. Umumi olarak söylemek icap ederse, Kırım'ın Ruslar tarafından işgali tarihinden başlayıp ta l.Cihan Harbinin birinci gününe kadar devam etmiş ve arkası kesilmemiş, asırlar süren hicret akınları sırasında Kırım Tatarı toz gibi eriyip gitmiştir. Ve beş - altı milyondan yalınız iki yüz bin kadarı Kırım dağlarına ilişip kalmışt ı r. Yu karıda da söylendiği g i b i , bunlar, tarih ve kaderin kendileri için hazırladığı işkencelerden geçtikten sonra sağ kalanlar, Osmanlı Devletinin muhtelif köşelerine dağ ı lmış ve bir hayli zaman h i ssiyatını d inleyerek kuvve-i şiiriyelerinde teselli araştırıp durmuşlarsa da hayatın merhametsiz "mücadele kanunu" onlara boyun eğdirmiştir. Bunların yeni yerleşme yerlerindeki hayatlarını gözden geçirirsek, bu felaketzede m i l leti n , " Potom kin"ler tarafından "gereksiz", "beceriksiz" sıfatlarıyla anılmalarına rağmen, yeni vatan larında biraz siyasi i m kan bulmalarıyla gerek i l i m ve irfanda gerekse iktisadi ve ictimai hayatta başarılı olduklarını görüyoruz.

98 Snloıııon K ı rı nı. Karay Türklerindendir. Rusya Kadet Partisinin üyesi bir siyaset adamıdır. 1 9 1 Sde kısa bir ıııliddcı K ı rı ııı'da huk lııııcı ba�kanlığında bulundu. ( K . F. s. 1 48.)

-76-


Kırım'dan göçen muhacirlerin ilk kafileleri, şimdi Romanya'da olan Dobruca ve Bulgaristan'da olan Rumeli topraklarına yerleşmiştir. Dobruca'da seksen bin kadar olup Hacıoğlu Pazarcık, Totrakan ve Tuna boyu köylerinde yaşarlar. Çiftçilik ve ticaretle meşguldürler. Çoğunluk teşkil ettikleri yerler, Mecidiye, Köstence ve Dobruca ovasıdır. Halen Bulgaristan'daki Varna, Tatar Pazarcığı, Silistire havalisinde ise kırk bin kadar Tatar yaşamaktadır. Bunlardan birçok alimler, mühendisler, doktorlar, öğretmenler; Türkiye'de de pek çok rical yetişmiştir. Ezcümle, Maliye müsteşarı ve Darphane müdürü Küçük Abdurrahman Bey, yine maliye memurlarından, oğlu Şefik Bey, nafiz topçu kumandanlarından Yunus Haydar Paşa, Tatar Osman Paşa, Maarif müfettişlerinden Abbas Ef. , davavekili Galib ve daha bir çok devlet ricali ve münevver yetişmiştir. Turkiye'de Çatalca civarında lzzeddin, Sazlı Bostan (Bosna) bölgesi, Bahçesaray'dan göçen halklarla doludur. lstanbul'da Şehremini, Fatih, Yen i bahçe, Karagümrük, Kasımpaşa, Sütlüce semtleri, sanki Tatar mahalleleri denecek kadar Kırımlı ile doludur. iktisadi vazıyetlerine gelince, Türkiye'nin en muteber araba, fayton yapan ustaları , araba boyacıları , demircileri ve nihayet araba aydayıcılığı bunların tekel indedir. Kırım muhacirlerinden gerek arabacılar ve gerekse hammallar eskidenberi birer teşkilat ile iş göregelmişlerdir. Yılda bir kere idarecilerini seçerler. Başkana. arabacılar kahya", hammallar ise kethuda" derler. Bunlar işçi lerinin mesleki, mali i htiyaçlarını gözetirler; hastal ı k ve kazalarda yard ım edebilmek için , kasayı, gene bunlar idare eder. Bunlardan başka, saraçlar, terlikçi , kunduracı ve lastikçiler, küçük sanat erbabı olduğu gibi celebler, kasaplar, attar, tuhafiyeci ve kahveciler gibi alış veriş erbabı da vardı r. Bursa'da da epiyce Kırımlı vardı r. i pekçilik ve dokumac ı l ı kta i leri durumdad ırlar. Arabacı l ı k umum iyetle onların elinded i r. Bandı rma'ya göçenler, demir sapanlarla oralarda tarla sürerler. lzmit ve Adapazarında da, lstanbul ve Bursa'daki gibi yaşarlar. Eskişehir'de kesiftirler. Büyük ticarette, bilhassa tarım makinalarında çok ileridirler. Bu bölgede olan Şerefiye, Mesudiye (60 hane), Hamidiye, Mahmudiye, Taşlı Öpük, Kanlı Pınar, Yavur Ören gibi köylerde sabanla ekim yapar, harman makinası ile mal kaldırırlar. Göçmenlerin tarımdaki başarılarını anlamak için şu misal kafidir: Kerç ve Gözleve göçmenleri ile meskun olan 60 hanelik Yavur Ören köyü, 1 91 7 senesinde devlete 22.000 put a' şar vergisi verdiği halde, bitişikteki Sivrihisar ilçesinin 45 köyünün tamamı 1 2 .000 put a'şar vergisi vermiştir. (Yani % 375 fazla.) Ankara bölgesinde 20 - 25 para köy (Haymana Ovası), Dobruca, Rumeli ve Kırım göçmenlerinden ibaretti r. Tarımda yerli halka örnek olmuşlardır. Yerliler kağnı kullandıkları halde, göçmenler at arabası 11

11

-77-


yekerler. Bu civarda en zengin yerli köyü sayılan (Kargalı) köyü, devlete, a'şar vergisi olarak senede dört bin kuruş vergi veriyordu. Göçmenlerin yerleşmesinden itibaren iki mahsul devresi geçtikten sonra ayni köyün a'şarı kırk bin kuruşa satılmıştır. Hulasa, Türkiye'nin Merzifon, Sıvas, Tuz Madeni, Samsun, lnebolu, Sinop, Zongu ldak Ereğ l i Maden Ocakları , Mudanya, Bandırma, lzmir, Adana, Diyarbakır ve ayrıca Halep ve Şam gibi muhtelif yerlere yerleşen göçmenler, oraların en en faal unsurları olmuşlardır. Hala aralarında Kırım adetleri99, dili ve hatta yelek, burmalı iştan gibi hususi giyecekleri bile korumuşlardır. Çar hakimiyeti esnasında (koyun kafalı) tabiriyle m ı skıllanan (alay edilen) Tatar gençleri, Türkiye okullarında matematik ilminde birinciliği kendi inhisarlarına almışlardır. Birçok mühendisler, doktorlar, öğretmenler ve memurlar yetiştiği gibi aralarından büyük siyasiler ve başka devlet ricali de çıkm ıştır. Ezcümle, 1 90 8 in kılabında Arnavutlu k'ta l şkodra inkı lapçılarına katı lan merh u m Tatar Osman Paşa, Yemen Val i l i ğinde bulunan Ahmed Fevzi Paşa (Gözleve'nin Sak civarı köylerinden " Kotu"lu Hayreddin Ef. nin oğludur.), mühendis Ömer Lütfi (Gözleveli lsmail Hacı' nın oğludur.}, Kamil Paşa kabinesinde Maliye Nazırı olan büyük Abdurrahman Bey (Gözlevel idir.), mühendis H üseyin Yakub (Akmescid civarındandır.), i kdam Gazetesi yazarı Ahmed Cevdet (Bahçesaraylı}, savcı Selim Sırrı (Bahçesaraylı), doktor Selim Kadri, elektrik mühendisi Mehmed Emin Bey (Posta - Telgraf Müdürü), Osman Nuri (Gözleveli lsmail Efendinin oğlu; "Abdülhamid'in Hayat-ı Siyasiye ve Hususiyesi" adlı kitabın yazarı) ve daha binlerce ulema ve fudala yetişmiştir. lstanbul, Zeytinburnu'nda top, tüfenk, fişenk fabrikası işçilerini teşkilatlandırıp Türk Meclis-i Mebusanında i l k işçi mebusu olarak işçilerin i htiyaçlarını bel i rten ve bu sebeple mebusluktan atılan (Neman Usta) da eski Kırım göçmenlerindendir. Dinleri, dil leri, gelenekleri bir olan mahalli unsurlarla kaynaşmalarına rağmen benl iklerini koruyabilmeleri, onların, tarihle henüz hesaplarını kesmek istemediklerini göstermektedir. Türkiye'deki köylerine, Kırım'daki köylerinin ismini verirlerdi. Kırım'daki akrabalarına gidip gelmeleri, sıla yapmaları, on ların , Kırım'la henüz alakalarını kesmediklerine delalet eder. Diğer taraftan, muhacirlerin merkezi müessesesi sayı lan (Tatar Cemiyet-i Hayriyesi)nin1 DO 1 9 1 8 yılında yaptığı istatistiklere göre, Türkiye'de iki milyon kadar Kırımlı göçmen bulunması, bu unsurun yaşamağa, artmağa büyük bir istidadı olduğunu göstermektedir.

99 Bu göçmenler de ataları gibi. rnisafirseverdirler; kış geceleri çınlaşmayı da pek severler. (A.Ö.) ı oo Bu Cemiyetin başkanı Hacı Mesud Ef.ııin 1 922 yılı nda Kırırn'a geldiğinde verdiği bilgilerden. (A.Ö.)

-78-


i ki asırlık bir mahrumiyet içinde, i limce, i ktisadca, medeniyetçe kendisini koruyabilmiş, hatta sayısını arttırmış olan bu mi llet, Rus emperyalizmi tarafından ezi lmiş, horlanmış hakkını geri almak için artık elbette hamle yapacak, can atacaktır. Bu, gayet tabiidir. Onun dünkü siyasi benliğini hırpalamış, tahtlarını, saraylarını temelinden tahrib etm iş, onun kanı ve teri ile yoğurulmuş toprakları , evleri eski gasıplarının elinden adalet yalıyla alarak tekrar sahiplerine geri vermeyi düstur edinmiş bir idare, gerek Bütün Kırım Şuralar Toplantısının, Muhacirlerin Tekrar Kendi Topraklarına Dönmesi hakkındaki 9 Kasım 1 92 1 tarihli kararı ve Kırım icra Komitesinin ilk hamlede yirmi bin muhacirin geri getirilmesi hususundaki tarihi teşebbüsü ile bu hakkı tanımış ve tekid etmiş bulunmaktadır. Yalancılık, hodbinlik, doland ırıcıl ık, kan akıtıcılık, hulasa en aşağ ı l ık sıfatlar üzerine kurulmuş olan Rus emperyalizm diplomasisi, Kırım halkına yumurta gösterip tebeşir yutturmuştu; onun için batt ı ! . . Böyle siyaseti, bütün mazlumların asırlarca sürmüş bedduaları ve ebedi lanetlerine gömmüş olanlar, bu husustaki kararlarını kağıt üzerinde bırakmaz ve şüphesiz her köşesi Tatar kanı ile yoğurulmuş Kırı m ' ın boş topraklarına yerleşmek hakkını ilk hamlede kendisinden bir takım hile ve desiselerle koparılıp ayrılmış, zorla cebirle göçürülmüş ve yüzyıllarca o yerlere gene kavuşmak, bırakılan yurtların en kazı üzerinde bitmiş "yüzerlik" çöllerinde tekrar sapan sürmek emel iyle yaşamakta olan göçmenlere geri verilecektir! Netekim, ilk Kırım Şuralar Toplantısında, milletin yenmiş hakkını geri istemeyi kendisine vazıife edinen bir gru bun teklifine binaen kabul olunan şu karar, bu fikrin ölmez şahidi ve isbatıdır: Kırım Sosyalist Şuralar Cumhuriyeti Toprak Kanunu Kırım'ın Rus çarlarının esareti altına düşmesinin üzerinden yüz otuz seneden fazla bir zaman geçti. Bütün bu müddet boyunca, Kırım'ın yerli halkı, Rus çarlarının müstemleke siyasetinin zulmü altında inliyordu. Bu idare altında evleri harap edilmiş, kendileri de bahtsız ve biçare bir hale getirilmiş olan Kırım halkı, yukarıda zikri geçen müstemleke siyasetinin tatbiki esnasında, kendi lerinin, Kırım'ın en iyi topraklarından, az mahsul veren dağ yamaçlarına sıkıştırılmıştı. Çarlığın istibdadından kurtulmak için yüzlerce, binlerce aile, bir daha geri dönmemek üzre, anavatanın yalı larını terketmişti. Kırım köylerinde, çaresi bulunmaz bir ihtiyaç ve esaret hüküm sürüyordu. Lakin, kurtuluş saati çaldı . Çarlığın ve idaresinin esaret ve zulmünden kurtulan Ruslar, Kırım halkına da kurtuluş getirdiler. Bugün burada yeni idarenin iradesiyle toplanan bütün Kırım temsilci leri , asırlardanberi devam edegelen haksızlıkları ortadan kaldırmak içün, Kırım ' ı Muhtariyetli Sosyalist Şuralar Cumhuriyeti ilan eder v e Rusya Sosyalist

-

79

-


Federatif Ş u ralar C u m hu riyetin i n topraklarının sosyalize edilmesi hususundaki kanununa tevfikan karar verir: 1 .- Rus Sosyalist Federal Şuralar Cumhuriyetinde tatbik edilmekte olan sosyalizm esasları üzerine toprak kuruluşu ve topraktan faydalanılması hakkındaki esas nizamnameleri, Kırım Sosyalist Şuralar Cumhuriyeti de, aşağıdaki tebligat dairesinde tatbik etmelidir: 2.- Kırım S.Ş.C. inde, toprak ihtiyatı (fondı), a) Ası l ve b) yedek olarak i kiye bölünür 3.- Yedek toprak fondu , Kırım S . Ş.C.nde, şu gibi maddelerden teşekkül eder: a) Toprağa ihtiyacı olan köylülere toprak temin edilmesinden sonra kalan topraklardan, b) Sovhozlar (Şuralar Devleti çiftlikleri) arazıısıne g i rmeyip kalan topraklardan. Bu sanki fondın toprakları, çar devrinde Kırım'dan hicret edip de geri dönmek isteyen muhacir Tatarların, yahut toprakta çalışan başka grup emekdarların ihtiyacını karşılamak için kullanılabilir. 4 . - Köylülere toprak dağıtırken, şu esaslara riayet olunması lazımdır: a) 1 9 Şubat 1 9 1 8 e kadar toprak işleriyle uğraşan, şu veya bu cemaate mensup olan, Kırı m ' ı n yerl i topraksız veya az topraklı halkı (Rusya Federatif Şuralar C . nin, toprağın sosyalize edilmesi hakkındaki kanununa tabi), yahut Kırım S.Ş.C.ne geri dönen Tatar muhacirleri yukarda zikri geçen tarihten sonra toprak üzerinde çalışmağa başlasalar bile ilk sırada toprak tevziinden faydalanırlar. b) ikinci sırada başka taraflardan gelmiş rençber kişiler, yani 1 9 Şubat 1 91 8 den sonra Kırım'a gelenlere toprak verilir. c) En son boş kalan topraklardan yine Kırım'ın yerli halkı tercih edilmek şartıyla fiilen toprakta çalışmayan diğer halklara dağıtılır. (Bütün Kırım işçi, Köylü, Kızılord u , Bahriyeliler vekillerinin Birinci Kurucu Cumhuriyetinin bülteni , No.5, 1 2 Kasım 1 92 1 1 0 1 ) Tatarların, Romanya ve Bulgaristan'dan Kırım'a dönmelerine dair1 02: Kırım Merkezi icra Komitesi, 20.000 Tatar muhacirine, tekrar Kırım'a dönmeleri için müsaade istemeğe karar verdi: Kırım Merkezi i cra Komitesi H eyeti Başkan l ı ğ ı , N ogayev arkadaşı n , Bulgaristan ve Romanya'dan Kırım'a dönecek muhacir Tatarlara ait raporunu dinledi.

I O I B u hiiltcndcn yalnız ınııhacereı meselesine a i t maddeler alındığından numaraları biribirini takip etmiyor. ( A .Ö ) 1 02 K ızıl K ının Gazetesi, 1 92 5 . ( A . Ö . )

-

80

-


Kırım'a dönecek göçmen Tatarlardan, ilk partide 20.000 kişinin gelmesi hususunda, Şuralar Merkezi i cra Komitesinden müsaade istenilmesine karar verildi. Romanya ve Bulgaristan Devletlerinin, Kırı m ' a dönecek göçmen Tatarlara pasaport verilmesi hususunda engel göstermemeleri için Dışişleri Komiserliğinin gerekli teşebbüste bulunmasının rica olunmasına karar verildi. Ayni zamanda, geri gelecek muhacirlere toprak vermek lüzumu dahi kabul olundu. Bunun için 1 00.000 desatine toprak tahsis edilmesi kabul edildi. Bütün Rusya Şuraları Merkezi icra Komitesinden, gelecek muhacirlere 3 5 sene vade i le kredi yardımı yapılması için bir milyon üç yüz bin ruble tahsis edilmesi hususunda ricada bulunulması kararlaştırıldı. Gelecek göçmenlerin ev ve karaldı yapmaları için lazım olacak kereste ve taşın parasız verilmesi meselesi , müsbet bir şeki lde hallolundu. Fakir kimseler ve ikametgahından taşınanlar için, devletin verg i hususunda kolaylı kl ar göstermesi, muhacirlere, Romanya ve Bulgari stan iskelelerinden itibaren Kırım'a kadar nakil vasıtası temin etmesi de kabul olundu. -

-

81

-


AKM ESCIT ilçesinde, sınırları tesbit edilmiş olan, devletin ve Rus çiftlik sahipleri (pomeşçikleri) daçalarının (köşklerinin, çiftlik binalarının) toprak ve nufus mikdarlarını gösterir cetvel: ( Ağustos 1 802 de tesbit edilmiştir.) (*) (*) Ahmed Özenbaş l ı ' nın kitabına eklenen bu cetveli, çok kıymetli olduğu ı ç ı n , düzelti l mesi g ereken bazı kısım larına rağmen, okuyucularımızın m utalaasına sunuyoruz. Anlaşıldığına göre, yazarın faydalandığı kaynaklar elyazması olup yazıları okumakta zorlu k çekmiş. Hatta okuma imkanı bulamad ı ğ ı bazı yerlerde, A.Özen başl ı-ailesi "Okunamıyor. " diye not düşmüş. Fakat, buna rağmen, köy ve daça adları ile soyadları, olduğu gibi alındı. icap eden durumlarda seyrek olarak, köyün eski haritalardan alınan ad ı , m ukayese için ve soru işareti kullanı larak, ayrıca işaret edi l d i . Çarlık devrindeki unvanlar ile bazı kelimelerin manalarını havi liste, bu cetvelin sonuna eklendi. (K. F. s . 1 57.) Hangi emirle Açıklama ne zaman verildiği

No. Köyün adı

Kimin olduğu

1

3 807 erkek, 505 kadın. 2728 desatine ekilebilir

2

İ lçe merkezi Akmescit

toprak

2

Liman şehri Kefe

323 erkek, 291 kadın. 2000 desatine ekilebilir toprak, 1 391 d. ekilemez arazi.

3

Liman şehri Gözleve

2033 erkek, 2128 Kadın.

4

Liman şehri Akyar

1 45 erkek, 57 kadın.

5

Balıklava şehri ve etrafındaki Rum piyade taburu erleri ile memur ve küçük hizmette bulunanların aileleriyle mes­ kün: Kahare, Laki, Kagi-Köy, Kennençik köyleridir.

995 erkek, 698 kadın. 4684 d. ekilebilir, 2481

6

Bahçesaray şehri

2877 erkek, 2038 kadın.

7

Karasuv şehri

2008 erkek, 2049 kadın.

8

Eski-Kırım şehri

9

Araba! Kalesi

1O

Kerç Kalesi

1 362 d. ekilebilir, 438 d. ekilmeğe uygun olmayan arazi.

11

Yeni-Kale

164 erkek, 479 kadın. 885 d. ekilebilir, 375 d.ekime müsait olmayan arazi.

d. ekilmeğe müsait olma­ yan arazi.

-

82

-

4

5

Resmen sınırlanıp sınırlanmadığı

6


Yüzbaşı l van Monasiy'nin 21 d. yeri.

12

13

Sarabya

1 4 Töbe-Çokrak Köyü yanında Nikolsk

Karatsenov 'un, mırza ve Ta- Sene 1 787 tarlarla sınırdaş 2014 d., 26 sajen' ekime müsait ve 70 d.26 sajen' müsait olmayan arazi. Oda hizmetçisi Çernov'un 1 745 d.ekilebilir, 81 d.ekime müsait olayan arazisi; toplam 1 826 d.

Yaşamaya uygun yerden verilmeli.

Hudutlandırıldı.

25.5.1 792 Knyaz Potemkin'in emri ile

Devlet arazi- Sın ırlandırılmış sinden.

15

Devlet emrine alınan Tatarla- Oda hizmetçisi Beyer'in rın Beş-Oy Köyü yanında devlet emrindeki Tatarlar "Beş-Üy" daçası ile birlikte 733 d. ekilebilir 60 d , 1 994 sajen' eki 1me{ıe gayrimüsait yeri.

25.7.1 792 Knyaz Potemkin'in emri ile.

Devlet topraklarından

Sınırlandırılmış

16

Otar yanında 'Makedonsk"

Binbaşı Metaksev 'in devlet emrindeki Tatarlarla sınırdaş 3000 d. ekilebilir ve 794 d. 91 5 sajen' ekime müsait olmayan yeri.

27.8 . 1 787 Knyaz Potemkin'in emri i le.

Aynam Kö-

Sın ırlandırılmış

Dokuzuncu derece vatandaş Boldan'ın devlet emrindeki Tatarlarla birlikte 2600 d. ekilebilir ve 280 d. 438 sajen' ekime gayrimüsait yeri.

18.8.1 790. Knyaz Potemkin'in emri ile.

1 8 Tarhan Sarı-Kari BucaOı yanın- ü st sınıf vatandaş Popov' da devlet idaresinde bulunan: un devlet emrindeki TaKu(v)nak, Şamak, Al-Algaş, tarlarla sınırdaş 1 5460 d. Karaca, Kır-Agaç, Büyük Kas- ekilebilir ve 1267 d. 1 32 sajen' ekilmeOe mütel, Ö peli ve Kıpçak köyleri . sait olmayan yeri.

9.B.1 789da Knyaz Potemkin'in emri ile.

1 9 Tarhanskaya, Arabacı, KelŞeyh, Kır-Abazlar (Abbaslar), Abla-Acı(Abdullah Hacı), Karmış ve Abazlar (Abbaslar).

Üst sınıf vatandaş Popov' un devlet emrindeki Tatarlarla sınırdaş 5000 d. ekilebilir ve 807 d. 1200 sajen' ekime müsait olmayan yeri.

1 2. 1 1 . 1 787 de Knyaz Potemkin'in emri ile.

Tarhan'da hayvan yetiştirmek için verilen yer

S ın ır l a nd ı rı l mış .

20 Akmeçet ve Çukur Köyleri

General Voynoviç'in devlet emrindeki Tatarlarla sınırdaş 2000 d. ekilebilir 745 d. 955 sajen' ekime gayri müsait yeri.

21 . 1 . 1 787. K.Potemkin'in emriyle.

Akmeçet i skelesi yanındaki topraklar.

Sınırlandırılmış.

22. 1 1 . 1 787 K.Potem-

Kaçı Deresi ya-

Sınırlandırılmış.

17

21

Huday-Gül Köyü yanında 'Huday-Gül" daçası.

Konstantinovskaya'da devlet Sekizinci dereceden vayerleri olan 'Kansil" ve 'Kayaş" tandaş Kiromıider'ın dev-

-

83

-

yündeki Ayvaz Mırza Tatarlarının

hicretiyle kalan yerler Ekincilik ve hayvan yetiştirmek i-

çin. Boş yerlerden.

S ı n ırland ı rılmış.


daçaları.

22 Nijniy-Mihaylovsk'da Mamaşay köyü. Efendi-Köy, Arançı, Cuma-Mescit ve Eski-El devlel idarelerinde.

le! emrindeki Tatarlar ve mırzalar1a birlikle 4400 d. ekilebilir ve 337 d. 1612 sajen2 ekime müsait olmayan yeri. Toplamı 4737 d. 1 622 sajen2.

kin'in emri üzerine.

nında Mehmed Şah Beyden alınmış daçayı.

Rodzankina adlı yarbay karısının mırzalar diğer mülk sahipleri ile birlikle 6500 d. ekilebilir, 1 149 d., 1 94 sajen2 ekime müsait olmayan yeri. Ceman 7649 d . 1 94 sajen2.

20. 1 . 1 787. Knyaz Potemkin'in emri ile.

Kaçı Deresinde Egiz-Oba Köyü yanında, hicret etmiş olan Kazasker Efendi bahçeleri ve satın alınmış olan yerleri. Kasım Akaş oğlundan

·

Sınırlandırılmış.

23

Topçu-Köy bahçesi

Albay Stukov'un 6 d., 700 sajen' eyi yeri, 2140 sajen2 fena yeri.

25.5.1 787 K.Potemkin'in em.

24

Nikolayevskiy bahçesi

5. derecedeki v atandaş Livon'un 1 d., 1 9 1 2 sajen2 yeri .

25.5.1 787 K.Potemkin'in em.

Amiral Uşakov'un başka maliklerle sınırdaş 250 d. iyi ve 2508 d., 2308 sajen' kötü yeri, toplamı 2758 d., 2308 sajen'.

1 3. 1 2 . 1 779 K.Potemkin'in emri ile.

Boş topraklardan

Sınırlandırılmış.

25 Sokolonskiy karısının bahçesi. Albay Tutoviç'e, bundan, 3 d. iyi ve 1 d. 1 384 sajen' fena toprak. Tamamı 4 d. 1 384 sajen2.

25.5.1 787. K. Potemkin'in emri ile.

Ahmed Şah Agadan sonra Divan-Köy yanındaki değirmen ve bahçesiyle beraber.

Sınırlandırılmış.

26

Nebvişi bahçesi

Yine onun (yani Tutoviç' in), 1 d., 1800 sajen' iyi, 700 sajen2 fena ı.

25.3.1787. K.Potemkin'in emri.

Sınırlandırılmış

27

Kapustyanka

Yine onun (yani Tutoviç'in) 7 d. eyi, 1 507 sajen2 fena yer.

25.3.1 787. K.Potemkin emri . .

Sınırlandırılmış

28

Kosovka

Yine onun (yani Tutoviç'in), 16 d. iyi, 2 d. 1 538 sajen' fena yer. Hep-

24a Divanköy daçasında Divan Köy ve Acan-Köy

-

84

-

Sınırlandırılmış.


si 1 8 d. 1538 sajen2. 29 Semiderov ka

2d., 1 500 sajen>.

30

Daça-Sadovaya (Sadova daçası)

General Aleksanu ve Saran­ dinaki'nin devlet emrindeki Tatarlar ile sınırdaş 300 d. İ yi ve 32 d. fena yeri.

31

Mekenziyevskiy meydanı

Akyar Limanına 1 692 d.

32 Marbinskiy'in daçası

General Aleksiyanu'nun 320 d. iyi ve 90 d. fena ye­ ri. 1 900 sajen> yeri ile birlikte tamamı 410 d., 2290 sajen>.

33 Annenskaya'nın daçası

Yine onun (yani G. Alaksi­ yanu'nun) 1200 d. ekilebilir, 1 01 2 ekilemeyecek yeri. Ta­ mamı 2212 d.

34

Bir kısım hazine Tatarla­ larının ve Gablitsa 2185 d. ekilebilir yeri, 1 1 55 d. 1272 sajen2 ekilemeyecek yer. Tamamı 3340 d. 1272 m. sajen'.

Karlovka daçasında (Çor­ gun)

S ı n ı rlandırılmış: fakat plana g i rmemiş

8. 1 . 1 787. Potemkin' in emriyle.

S ı nırlandı­ Birçok mırzalardan rılmış ve plan ve­ alınan ve­ kaletle Bü­ yük-Özen

rilmiş.

Toprakları.

35

Petrovskaya-Şuli. Ay-Todor.

Pallas'ın ve bir mikdarı devlet 1 5.9. 1 795. emrindeki Tatarların 1 832 d. Potemkin' ekilebilir, 1 352 d. 2037 sajen' in emriyle. ekime uygun olmayan yeri . Tamamı 31 84 d. 2037 m.sajen>.

Sınırlandı­ rılmış.plan verilmemiş

36

Baydar bölgesinde: KüçükMuskomya, Büyük-Muskomya, Vamutka, Kayto, Baydar, Saftim, Kalende, Skelya, Sanatka, Urkusta, Boga ve Tekla.

Devlet emrindeki bir kısım Tatarlarla General Vıiskotskiy'in 1 085 d. iyi, 215 d. fena yerleri. Tamamı 1 300 d.

S ı n ı rl and ırı l m ış

37 Kök-Köz Bucağı: Kök-Köz, Markur, Kuçkuluz (Kokluz?), Yancu, Yeni-Sala, Foti-Sala, Otarçık. Karlı, Ayirgül, Gavr, Tatar-Osman, Büyük-Özen­ baş, Küçük-Özenbaş Ve Ba­ gatır köyleri devlet idaresi.

Devlet emrindeki Tatarlarla sınırdaş albay Memet­ çıbek'in kısmen dedelerin­ den ve kısmen devletten intikal eden toprakları. 1 9553 d. ekilebilir, 7780 d. ekime müsait ol­ mayan yeri. Tamamı 27333 d , 1288 sajen>.

1 787 yılı ve 18. 1 . 1 789. Knyaz Po­ temkin'in emri muci­ bince.

S ı nırlandırılmış: plan verilmemiş.

38 i stila köyünde devlet idare­ sinde bulunan 'Sluçaynaya" daçası.

8. dereceden vatandaş Smirnov'un 2999 d. ekilebilir, 904 d. 1 425 sajen> ekime gayri müsait yeri. Tamamı

13.1 1 . 1 788. 25 meyve K. Potembahçesi kin'in emri için boş mucibince. yer

Sınırlandırılmış . plan verilmiş.

-85-


3903 d. 1 425 sajen2. 39

Kuvuş köyünde "Kuvuş' daçası

40

1 3. 1 2. 1 789. K.Potemkin'in emri ile

Sınırlandırılmış, plan verilmiş.

YOzbaşı Yegorov'a Çardaklı 24.10.1 789. Deresi üstünde 200 d. ekile- Yüksek ebilir, 78 d. ekime müsait ol- mir mucibi. mayan yer. Tamamı 278 d.

Sınırlandırılmış, plan verilmemiş.

Amiral Uşakov'un devlet emrindeki Tatarlarla birlikte 3005 d.ekilebilir ve 1 743 d. ekime müsait olmayan yeri.

30. 1 . 1 788. Mordvinov tarafından alınmış 500 d. dağ (orman), işe Potemkin'in emriyle yaramayan 57d., 1 060 sajen'. Tamamı 557 d. 1 060 sajen'.

Ağaç dikmek için Kaçı deresi yanından, devlet dağı (ormanı)

Sınırlandırılmış planı tasdik olunmuş

42 Verhne-Nikolayevskaya daçası

Mordvinov tarafından alınmış işe yarayan toprak 500 d . , işe yaramayan toprak 6 5 d . 1 220 sajen2• Tamamı 565 d. 1220 sajen'.

Yine Potemkin'in emri ile

Aluşta ve Balıklava burunları arasında

Sınırlandırılmış; plılnı tasdik olunmuş.

43

"Lesnaya"

125 d. yine onun toprağı.

23.5. 1 794 . lubov'un emriyle

44

"Khoroşaya"

80 d. 1 933 sajen' onun toprağı .

Yine ayni yılda.

45

"Bogudannaya Massandra", Nikita, Magaraç devlet idaresinde

3. 1 0. 1 796. 8. dereceden vatandaş saYüksek eyılan Smimov'un, hazine emrindeki Tatarlarla bir sınır mir mucibi o tarafta 2000 d. işe yarar ve 1065 d. işe yaramayan toprağı. Tamamı 3065 d.

Magaraç, Massandra ve Nikita arazisi yanında yer tahsıisi.

Sınırlandırılmış ve teslim olunmak için plıln sunulmuş.

46 "Lesnaya-Y emeri kley"

En yüksek halk sınıfına mensup olan Popov'un 4 1 5 d., 1701 sajen' toprağı

1 3. 1 1 .1 787. K.Potemkin'in emri.

Çatır-Dağ eteği yanında 400 d. orman.

Sınırlandırılmış ve plıln verilmiş.

47

Hazine emrindeki Tatarlarla beraber Mavroyeni 1 302 d. işe yarar, 585 d. 410 sajen' işe yaramaz toprağı . Tamamı 1 887 d. 4 1 0 sajen'

24.5.1787. K.Potemkin'in emri ile

50 aileyi göçürmek için.

Meme! Agaya hazine emrindeki Tatarlar ve mırzaları ile bir sınır o tarafta olup vekya yani 5. dereceden vatandaş

Knyaz Potemkin'in kendi mülkü. 22. 1 1 .

41

Nijne-Nikolayevskaya daçası.

Albal köyünde "Albat" daçası .

48 Karalez Bucağı devlet köyleri: Aşağı-lalan-Köy, Orta lalan-Köy, Orta-Kisek-lalanKöy, Aşağı-Karalez, Çerkes-

-86-

Sınırlandırılmış; plıln teslim olunmamış.


Kermen, Foti-Sala, Marıgup, Süyrençik ve Adım-Çokrak.

sayılan Meme! Agaya 1 784 de kısmen dedelerinden ve kıs- sınırlanmen hazineden kalan toprak- dırılmış. lar. 7604 d. işe yarayan ve 2058 d. işe yaramayanlar. Tamamı 9662 d.

49 Marıguş (devlet köyü)

Erkek ve kadın 494 nüfus. Sınırlandırılmış; mırzalarla bir sınır o tarafta.

50

Biya-Sala

Erkek ve kadın 62 nüfus, huhudutlandırılmış.

51

'Şuri" daçası ve bu isimde köy.

Mırzalar1a ayni sınır o taraf- 25.5.1 792. ta saray levazımcısı Zotov'un Yüksek e731 d.ekilebilir, 1 044 d. eki- mirle. me uygun olmayan toprak. Tamamı 1 775 d.

S ı n ı rlandırılma bitmemiş

Mırzalar1a ayni sınır o tarafta Deribas'ın toprağı 1 01 9 d. ekilebilir; 175 d. 22 sajen2 işe yaramaz toprak.

Sınırlandırılmış, planı verilmiş.

52 Devlet idaresinde olan 'Büyük Süyren" ve bu isimdeki köy.

53

Devlet idaresinde olan 'Teberti" daçası ve bu isimdeki köy.

54 Aram-Köy adlı köyde "Verchne-Michaylovskaya" daçası.

Hazine emrindeki Tatarlarla beraber 5.dereceden vatandaş itibar edilen Kamborley'i n 1 048 d. 81 O sajen2 toprağı. Birçok mülk sahibiyle sınırdaş, o tarafta Mordvinov 'un 1 977 d. işe yarar ve 268 d. 247 sajen' işe yaramaz toprağı.

Sınırlandırılmış.

Sınırlandırılmış

4.2. 1 788. K.Potemkin'in emri ile

Teberli köyü etrafındaki

daçadan

30. 1 . 1 787.

Ey-Oba

Albay

köyü yanında, Kaçı de-

Fal ey ev e K. Potemkin'in emri ile. '

Sınırlandırılmış. planı verilmiş

Sın ırlandırılmış; planı verilmiş.

resinin k ıy ısı nda . Hicret eden

Kazasker Ef.nin bahçelik ve otlak yerleri ve kaymakam oğlu Agıi de n aiman yerler. '

55 Gulum-Bey, Ak-Şeyh, Bukanay köyleri yanında 'Laşkarevka devlet idaresinde.

Hazine emrindeki Tatarlarla birlikte, 5.dereceden vatandaş sayılan Laşkarev'in 3425 d. işe yarar ve 1 769 sajen2 işe yaramaz toprağı

- 87-

22. 1 1 .1 788. K.Potemkin'in emri ile.

Alma deresinin yu-

karı tarafı Acı-Baka ve Haraç köylerinden yer ayırmak.

Sınırlandırılmış planları teslim edilmiş.


56 "Michaylovka" daçası.

Çarlık Rusyasında vatandaş 1 787. olarak 5. sınıftan itibar edilen in emriyle Miklaşevskiy'in 2 d. 2718 sajen2 topraOı .

Toprağı Potemkin' bahçelerle beraber ayırıp vermek

57 "Küçük Yaşlav" daçası ve bu isimdeki köy.

HaziQe emrindeki Tatarlarla birlikte binbaşı Afinos'un 1 370 d. işe yarar, 351 d. 1490 sajen2 işe yaramaz toprak

23.6. 1793. Yüksek emir mucibi.

300d.hazine topraklarından.

Sınırlandırılmış, plAn teslim edilmemiş.

58 "Neojidayemo" meydanlıQı.

Kruştolaki'nin 5 d. 2060 sajen2 topraQı.

23.5.1793.

Yalı kenar!arına kazık çakmak için hazine topraklarından ayırmak ve bahçe meydana getirmek için 60 d.

Sınırlandırılmış ve plAn teslim olunmuş.

59 "Ostalnaya"

1 d. 1 022 sajen2.

23.5.1793.

60 "Anninskaya"

ÜsteQmen Arvanitak'ın 18 d. 23.5.1 793. 690 sajen2. 13 d. 1 570 sajen2.

23.6.1 793.

62 "Horoşaya"

Deribas'ın Yahudilerden bir sınır üstte 94 d. 495 sajen2

2. 1 . 1 787. K.Potemkin'in emri ile.

Alma-Kermen köyü yanından vermek.

63 "Beş-üy' daçası ve bu isimdeki köy.

Oda hizmetçisi Alekseyeva'nın hazine emrindeki Tatarlarla bi r1i kte 3600 d. ekili işe yarayan, 2300 d. 1200 sajen2 işe yaramayan yeri.

23.5.1 792.

Hazine topraklarından.

64

Hazine emrindeki Tatarların Yukarı-Sabia, Orta-Sabia, AşaQı-Sabla köyleri yanında "Sabia" daçası.

Genrietta Mordvinova'nın ve yüzbaşı Pleşşeyev'in 3000 d. ekilebilir, 470 d. 2093 sajen2 ekime elverişli olmayan topraQı.

1 767 Şubatında knyaz Potemkin emriyle.

'Sabia" daçasının Akmescit ilçesinden vermek.

Planları verilmek için teslim olunmuştur.

65

"Kobazı" ve bu isimdeki köy.

Vatandaş sınıfının 9. derecesinden sayılan Volkır v'un 1600 d. ekime müsait, 474 d. 1526 sajen2 gayrimüsait toprağı.

1784 de Memurbey Mırza'nın emriyle.

Ömer'den alınmış.

Planları hazırlanmış ve sınırlandırılmış.

61

"Sadobıiy Tuçnıiy"

-88-


66 Acı (Hacı}-Bey ve Karaç köyleli.

Hazine emrindeki Tatarlarla beraber 9. dereceden vatandaş Miklaşerıskiy'in 1400 d. ekime müsait, 263 d. 633 sajen' gayrimüsait toprağı.

67

Hazine emrindeki Tatarlann Molla-Eli köyü "Kirillovskaya" daçası.

1788 de 9.dereceden vatandaş sayılan Volkov'un 1 250 d. ePotemkime müsait ve 1 59 d. 2279 kin'in sajen' gayri müsait arazıisi. emriyle

"Çistaya", "Taş-Çorgana (Taş-Yarpana)" ve Bodana (Bödene)

1 5 . 1 . 1 789. Hazine emrindeki TatarlarPotemla birlikte Taranov'un 2000 d. ekime müsait, 354 d. 712 kin'in emriyle. Masajen2 gayrimüsait arazıisi. din (Muhiddin) Aga ve Bekir'den alınan toprak.

68

69 Kurtsı köyü.

Hazine köyciği; 92 nufus; 575 d., 2109 sajen2.

1787 de Potemkin'in emri ile.

1 789 da.

Bahçeleriyle beraber 1 000 d. boş hazine toprağı. 25 bahçeye. ·

Sınırlandırılmış planı verilmiş.

Sınırlandırılmış; planı verilmiş.

Marlinovskiy' den alı-

Sınırlandırılmış, pli!lnı verilmiş.

nan yer.

70 "Mihaylovskiy"

Vili!lyet sekreteri Çembaçev'- 1 789 da in 43 d. 1 1 1 0 sajen'.

71

"Petrovskaya"

Hazine köyü, erkek ve kadın 26 nufus ve es terhis olunmuş askerin 270 d. ekime müsait ve 40 d. 994 sasajen' gayri müsait (toprağı).

Sınırlandırılmış, planı teslim edilmemiş.

72

Karalinkovskiy bahçesi.

5. dereceden vatandaş itibar edilen Pallas'ın 5 d. 1 584 sajen'.

Sınırlandırılmış pla n verilmemiş.

73 Otlak.

Yine onun (Pallas'ın) e d. 2358 2358 sajen'.

Sın ırlandırılmış, planı verilmiş.

74

Çiftlik sahibi (pomeşçik) ve hazineye bağlı Tatarların Çukurca köyü "Notarovka" daçası.

5.dereceden vatandaş itibar edilen Notarov 'un işe yarar 400 d., işe yaramaz 163 d. 244 sajen'.

75

Abdal ve Bagça-Eli köyü

Hazine emrindeki Tatarlardan bir sınır üst tarafta, vatandaşlık unvanlanndan en üst derecesinde sayılan Jegulina'nın 1 784 d. 1 495 sajen'

'Bogdanovka" daçası, pomeşçik.

-

89

-

14.3. 1787 k. Potemkin'in emri mucibi.

Salgır

nehri sahilinden daça ayırmak


76 Tav-Eli, Vladimirskoye hazine Tatarlarının köyleri: Büyük Tav-Eli, Küçük Tav-Eli, Büyük Yan-Köy, Ters-Kondu, Acı (Hacı)- Aga-Köy.

Kısmen hazine emrindeki Tatarlar ve kısmen vatandaşlık unvanlarından en üstünü sayılana sahip Popov'un işe yarar 1 50 d. yaramaz 952 d. 574 sajen2 toprağı

9. 1 . 1 787 k.Potemkin'in emri ile.

77

Salgır etrafı, Eski-Saray, Cafer-Berdi, Mamut(Mahmut)-Sultan Tüke-Şumhay (Şumkan-?) Çavke, Kızıl-Koba, Küçük-Yanköy. Hazineye bağlı Tatarları köyleri.

Vatandaşlık sınıfının 8. derecesinde sayılan Batır Agaya kısmen hazineden, kısmen de dedelerinden intikal eden hazineye ba�lı Tatar!arla birlikte işe yarayan 1 0042 d., yaramayan 4578 d. 2189 sajen2 toprak. Tamamı 1 4620 d. 2189 sajen2•

Knyaz Potemkin Tavriçeskiy'in emri mucibi sınıra alınmış.

Sınırlandırılmış, planı verilmemiş.

78

Hazineye bağlı Tatarların Atalık-Eli köyü, "Yellinskaya" daçası.

Vatandaşlık sınıfının 8. derecesinden sayılan Polakov'un 556 d. işe yarar, 1 0 1 5 d. 1 612 sajen' işe yaramaz yeri.

8.4.1 788 Potemkin'in emriyle.

Sınırlandırılmış, planı verilmiş.

79

Hazine köyleri: Sankt-Peterburgskiye Mazanki, Zuyskaya, Menlerçik (Memler-?), ÜçAblamlar.

41 nufus köylü, 1 92 kişi eski asker; 376 köylü, eski asker 1 ; eski asker 1 1 , Ü ç-Ablamlar'da 9 can.

Tatarlardan bir sınır üst tarafta.Hepsi böyle.

Hiçbiri sınırlandırılmamış.

60

Fındıklı köyü ve "Fındıklı" daçası.

Vatandaş sınıfının 5. derecesinden sayılan Batır Aganın 623 d.

81

"Kalmık-Kara" daçası.

Hazineye bağlı Tatarlarla birlikte Pallas'ın nakden satınaldığı yer. Çiftlik sahibi (pomeşçik) yeri 1 420 d.; işe yarayan kısmı 1 72 d. 375 sajen'.

12.12. 1 788. Salgır kıyıK.Potemsında yerkin'in em!eşmek iri mucibi. çin hazine daçasından

Sınırlandırılmış, planı verilmiş.

82

Kuvuş(?) (Kuşaş-?).

Yüzbaşı Yegorov'a Nijniy Alma köyünde 500 nufusla birli kte hazine emrindeki Tatarlarla müşterek tama-. mı 995 d.

24.10.1 794 K.Potemkin'in emri ile.

Sınırlandırılmış, planı verilmemiş.

63

Burnaş köyü ve "Burnaş" daçası

Hazine emrindeki Tatarların bir sınır üst tarafında oda hizmetçisi Kozlov'un 1200 d. işe yarar, 209 d. 1 61 O sajen' işe yaramaz yeri.

12. 1 1 . 1 787. K.Potemkin'in emri mucibi.

-90-

Tavelskaya dolinayı, ona tabi bütün muhiti ile ayırmalı

Sınırlandırılmış, planı verilmemiş.

500 d. toprak.

Sınırlandırılmış, planı verilmiş.


84

Vatandaş sınıfının en yüksek Hazine emrindeki Tatarların köyleri: Ala-Baş, Konrat, Ok- rutbesine sahip Popov'un lar ve Topçuk. "Oklar" daçası. 4200 d. işe yarar, 100 d. 1 680 sajen2 işe yaramaz yeri. Sınırlandırılmış planı verilmemiş.

85 Çukurca ve Çerkeslik köyleri. Albay Mehmetçi-Bey.

Osman-Gazi oğlu Acı(Hacı)Gazi Ali'den satınaldığı.

86 "Aleksandrov" daçası ve onda: Yeni-Sala, Kamışlı, Kurtluk, Molbay, Kışlav , TamaBaşı, Alçın, Sultan-Saray, Mambet olan hazine emri ndeki Tatarlar.

Hazine emrindeki Tatarların 22. 1 1 . 1 787. K.Potemkin mülkünden bir sınır üst tarafta Genadiya'nın 1 0200 d. ve Bezborodko'nun işe yarar, 3092 d. 476 sajen' işe yaramaz toprağı. emri ile.

87 Ak-Kaya ve Acılar (Hacılar) köyü, "Ak-Kaya" daçası.

Hazine emrindeki Tatarlarla birlikte vatandaş sınırının 5. derecesinden itibar olunan Rudzeviçevoy (kadın) ve çocuklarına, tamamı 4700 d.

30. 1 . 1 787. K.Potemkin'in emri ile.

Bu yerde lesbit o!unmuştur.

88

Hazine emrindeki Tatarların Argınçık, Yaman-El, Acılar (Hacılar). "Argınçık' daçası.

Az bir kısmı hazine emrindeki Tatarların olmak Ozre, general Kachovskiy'in. işe yarar. 3 1 1 8 d., işe yaramaz 338 d. 1274 sajen' toprağı .

2.9.1 788 K.Potemkin'in emri ile.

Halk için top ra k ayr ı l ma l ı

89

Bahçesiyle birlikte değirmen.

Rudzeviçevoy'a (kadın) 51 d.

90

"Kise-Meçit' daçası: Kise-Me- Vatandaşlık sınıfınır. en çit. Kanlık, Büyük Kel-Şegüyüksek unvanına sahip zümreden sayılan Bulgakov'un ri, Küçük Kel-Şegüri. bir kısmı satın almak suretiyle bir kısmı da hazineden intikal eden toprağı . İ şe yarayan kısmı 2000 d , yaramayanı 144 d. 1 50 sajen'

30.5.1 787. K.Potemkin'in emri ile.

Bu bölgede olan çayır ve bahçelerı vermeli.

91

"Virgust" daçası, hazine emrindeki Tatarların bu isimdeki köyü.

25.5.1 787 K.Potemkinin emri ile.

1 000 d.

92

"Azama!" daçası. Hane Tatar- Kachovskiy Grafın 6500 d. !arının Azamat, Koy-Eli ve Me- işe yarayan, 849 d. 1 940 meş köyleri sajen' işe yaramaz toprağı .

20. 1 . 1 787 K.Potemkin'in emri ile.

Hazi n e idare-

Hazine emrindeki Tatarlarla birlikte vatandaşlık sınıfının 5. derecesi nden sayılan Lvov'un işe yarayan 1 000 d., yaramayan 188 d. 834 sajen' toprağı .

-

91

-

Karasupazar yanında poselan ve köylüler için daça

sinde bulunan Azam alEli ve Koy-Eli.

Sın ırlandırılmış .

planı verilrnış.

Sınırland ı rılmış,

planı verilrıwrnı ş

S ı n ı r landırı lrr.ış

plan verıiırıi�,

S ın ı r laild ı r ı l rnış

riarn vt;ri )fl)Ginlş.

SınıriancJııııınış. pl�n ven lrnernış


93 "Cimrik" daçası. Çiftlik sahibi (pomeşçik) köylerinin Cimrik ve Musa-Bey köyleri.

Kısmen hazineye balılı Tatarların olup Borşçaninov'a satın alma suretiyle intikal eden 1696 d. 64 sajen2 toprak.

7.2. 1 788 K.Potemkin'in emri ile

Hazine topraklannın daçası.

Sınırlandınlmış, pllln verilmiş.

94 ·sartana" daçası.

Yarbay Daşkov'un işe yarar yeri 2450 d., işe yaramayan yeri 406 d.

16.8.1 787. K.Potemkin'in emri ile.

Yıkılan Sartana köyü yanından kanuna istinaden vermeli.

Sınırlandınlmış, pllln verilmiş.

95 Cermalık (Çırmalık) hazine çiftlik sahibi (pomeşçik) emrindeki Tatarların Çırmalık ve Beş-Ev köyleri.

Vatandaş sınıfının 7. derecesinden sayılan Popoviç'in 2739 d. 332 sajen2

7.9.1 789. K.Potemkin'in emri ile.

Çırmalık köyünün sınırı resmen gösterilsin.

Sınırlandırılmış, pllln verilmiş.

96 "Kök-Taş" daçası. Bu isimde de köy.

Tatarların ve Hüseyin G� Mırza mülkü ile beraber olup, villlyet sekreteri Grigoryev'e bedeliyle satış suretiyle intikal eden. i şe yarayan 2730 d , yaramayan 1 70 d. 1 570 sajen2 toprak.

19.4.1788. K.Potemkin'in emri ile.

Kök-Taş yanında çayırlık ve ekimlik ne mikdar yer bulunursa da.

Sınırlandırılmış, plilnı verilmiş.

97

Oruş-Koca köyü.

Satınalmak suretiyle Kiyetov'a intikal eden. 592 d. 530 sajen2.

i ş, sulh bürosuna gönderilmiş.

98

"Ortalan" daçası. Hazine emrindeki Tatarların Ortalan köyü.

Oda hizmetçisi Zotov'un 2660 d. topraOı.

21 . 10.1 785. K.Potemkin'in emri ile.

Tavrida vali- Sınırı çizilmiş. sinin emri mucibi daçalık ayrılmalı.

99

"Kapsihor" daçası. Bu isimde de köy.

Hazineye balılı Tatarların ve vatandaş sınıfından üst derecesinde sayılan Popov'un 1 40 d. işe yarar, 497 d. 2100 sajen2 işe yaramaz topraOı.

8. 1 . 1 787. K.Potemkin'in emri ile.

ÜZüm yerleri hesabına.

Sınırı çizilmiş plan verilmemiş.

'Tokluk'. daçası.

Sınırı çizilmiş plllnı verilmemiş.

1 00 "Tokluk" daçası. Hazineye bağlı Tatarların bu isimdeki köyü.

Birazı hazineye balılı Tatar- 21.9.1788 lann, kalanı vatandaş sınıK.Potemtından 6. derecede sayılan kin'in emri Nuklara'nın işe yarayan mucibince. 1 200 d., yaramayan 22n d. 1 248 sajen2.

101 "Suvuk-Suv" daçası. SuvukSuv Tatarları.

Az bir mi kdarda hazineye baOlı Tatarlara, kalanı satın

-92-

Sınırı çizilmiş ve planı verilmiş.

Sınırı çizilmiş, planı verilmemiş.


almak yolu ile Mordvinov'a, kalan 1 500 d. işe yarar, 1 78 d. 61 O sajen2 işe yaramayan toprak.

1 02 'Zacharyer daçası.

1 03 El-Buzlu köyü hane Tatarlarının Buzlu ve Kaket köyü.

1 04 "Şah-Mırza" daçası. ŞahMırza Anan Nogaylarının Mengerrnen köyü.

Hazine emrindeki Tatarların, bir kısmı da vatandaş sınıfının 8. derecesinden itibar olunan Karatsenova'nın, kalanı yarbay Bezrukova'nın, 2065 d. işe yarar, 562 d. 329 sajen• işe yaramaz toprak. Mordvinov'un 2200 d. işe yarar 385 d. 2338 sajen• işe yaramaz toprağı

1 788.

Otuz'da

Yüksek emir mucibi.

4 d. bah-

21.9.1796 K.potemkin emrile.

9.5.1 788. Hazine emrindeki Tatarlardan bir sınır üst tarafta Gordlevskiy'in 2000 d.

Sınırı çizilmiş, planı verilmemiş.

çelik,

2000 d. dağ (orman) ve toprak.

El-Buzlu köyü yanında toprağa ne kadar dağ (orman) tabi ise. Kefe ilçesindeki boş duran ŞahM ı rza daçası nı sınırla-

S ı n ı rı çizilmemış

Lüzumu kadar toprak.

Sınırı çizilmiş. planı verilmemış

malı.

105 Meydanlık "Bu Gül"

Episkopskiy'in, Kefeinskiy'in ve Mariupolskiy'in 30 d. 1292 sajen2.

106 Suvuk-Sala köyü.

2 nufus şehirli (meşçan), 45 nufus köylü (posalan), 241 eski asker, 800 d. işe yarar, 416 d. işe yaramaz toprak.

107 "Suv-Baş" daçası.

Hazine emrindeki Tatar!arın mülkünden bir sınır üstte general Denisov 'un 2155 d. işe yarar, 237 d. 1 034 sajen2 işe yaramaz toprağı

108 "Tuvaş-Çelebi" daçası.

109 Emni-Eli.

Hazine emrindeki Tatarların mülkünden bi r sınır üstte Perekosıichina' nın 21 24 d. işe yarar, 246 d. 1 353 sajen• işe yaramaz toprak. Zvereva'nın 65 d. 1 564 sajen• toprağı.

-

93

-

31 . 1 . 1 794. Zubov'un emri ile.

S ı n ırı çizilmış, planı verilmemış

9.5. 1 788. K.Potemkin'in emri ile.

25.5.1 792. K.Potemkin'in emriyle.

25.5.1 792. K.Potem-

Suv-Baş köyü yanında daça boş olup kimnin dahi mülkü olmaz.

Sınırı çizilmış. plan verilmiş.

Hazine toprak!arından daça.

Sın ırı çizilmiş. plan verilmiş.

Hazi ne toprak-

Sınırı çizilmiş. pliinı verilmiş.


kin'in emriyle.

lanndan daça. Hazine topraklanndan daça.

1 10 "Ken-Tııgay" daçası.

Yine o Zvereva'nın 65 d. 856 sajen2 toprajj ı .

25.5. 1 793. Yüksek emirle.

1 1 1 Yıkılan (harab olan) Orumaş-Eli yanında daça.

Yarbay Nikolayev 'e satın alma yoluyla intikal eden 337 d. 2304 sajen'.

1 .8. 1 787. OsmanAtay Mırza

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmiş.

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmiş.

oı)lun-

dan satın alınma. Hazine emrindeki Tatarlarla 1 1 2 Şik (Şeyh) daçası. Hazine emrindeki Tatarların Mamay, birlikte vatandaşlık sınıfının Şeyh-Mamay, Bazarçık, Kera- 4. derecesinde sayılan Balneli, Cumurlu, Muratça-Saray. lerg'e 665 d. işe yarar, 189 d. 1 21 8 sajen• işe yaramaz toprak.

9.2.1 786. K.Potemkin'in emri ile.

Boş yerlerden bahçeleıiyle beraber.

Sınırı çizi imiş, plAnı verilmiş.

1 1 3 Taymanç köyü yanında "Taymanç" daçası.

Kısmen hazine emrindeki Tatarların, kalanı AbdülVeli'nin 1848 d. 1 260 sajen2.

9.2. 1786.

Bu yerde tahsıis etmek.

sınırı çizi imiş, planı verilmiş.

1 1 4 Bekirskiy'in bahçesi.

Yine onun (Abdül-Veli'nin) 7 d. 2300 sajen'.

9.2. 1786.

Bu yerde tahsıis etmek.

Sınırı çizilmiş, pli!nı verilmiş.

1 1 5 "Eseneli" (Esen-Eli) daçası, bunun içinde Esen-Eli köyü.

K ısmen hazineye tabi Tatarla birlikte satın alma yoluyla vatandaş sınıfının 6. derecesinden sayılan Notarov'un 1 733 d. 2332 sajen'.

8.4.1788. Vatandaş sınıfının 9. darecesinden sayılan Svedeyev 'e tahsıis olundu.

Bu köy yanında oturan mırzanın vefatından son-

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmiş.

1 1 6 'Gamsambay" ve 'KaraKısmen satın alınan ve Göz" daçaları. Hazineye baı)- kısmen hazineden verilen lı Tatarların Kara-Göz ve general Maraşçina'nın kaGamsambay köyleri. rısına, kalan hazineye baı)lı Tatarlarla birlikte olarak. Tamamı 3555 d. 1 50 sajen'

ra kalan.

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmemiş.

1 1 7 Üzüm köyü

Hazine köylüleri 84, eski askerler 1 29. 1229 d. toprak.

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmemiş.

1 1 8 "Kaşka-Çokrak" daçası. Hazineye baOlı Tatarların Kaşka-Çokrak köyü.

Kısmen satın alma yoluyla, kısmen de hazineden kalmak yoluyla intikal ettikten sonra ölen, vatandaş sınıflerından 7.den sayılan Zagar'ın idi.

Sınırı çizilmiş, plAnı verilmemiş.

-

94

-


Sonra general Ryabov'a intikal etti. Tamamı 1 91 6 d. 1 900 sajeri'. 1 1 9 'Yelisovetovka" daçası. Hazineye bağlı Tatarların ŞeyhEli köyü.

Vatandaş sınıflarından 8.sinden sayılan Notarov'un 1923 d. 1 000 sajen2.

120 "Privolye" daçası.

Vatandaş sınıflarından 7. dereceden sayılan Yugoviç'in, Tatarların mülkünden bir sınır üstte 4559 d. 1 564 sajen2.

Sınırı çizilmiş, planı verilmemiş. 9. 1 . 1787. K.Potemkin'in emri ile albay Volkonskiy'e veri lmişti r.

Kefe yakınların-

Sınırı çi zi lmi ş ve planı verilmiş.

daki ha-

zine topraklarından

"Köleç" daçası için yer ayrılmak,

121 "Öz-Kelam (Selam)-Tirek" daçası ve bu isimdeki köy.

Polekoçin1n 657 d. 361 sajen' toprağı.

122 "Ungut' daçası ve bu isimdeki köy .

Hazine emrindeki Tatarlarla birlikte Boçin'in 680 d. 1 1 3 sajeri' toprağı.

123 "Yamiçi" daçası ve bu isimdeki Tatar köyü.

Hazine emrindeki Tatarlarla birlikte Tülpina'nın 891 d. 1 26 sajen' toprağı.

25.5.1 792. Yüksek emir i le

Hazine

toprak-

Sınırı çizilmiş ve planı verilmiş.

!arından

daça seçmek şartıyla Sınırı çizilmiş ve planı verilmiş.

25.5.1 792. Yüksek emi rle.

Hazin e toprak-

S ı nırı çizilmiş ve planı verilmiş

!arı ndan daça seçmek

şartıyla. 7.5. 1791 . K.Potemkin'in emriyle .

124 "Oy-Kuyu" daçası . Oy-Kuyu Tatar köyü.

Hazineye bağ lı Tata rl arla birlikte olup, hakem/binbaşı karısı Belova'ya verasaten intikal eden toprak: 3649 d. 1 070 sajeri'.

125 "Sarı-Göl" daçası. Sarı-Göl Tatar köyü.

15.6.1 792 Hazineye bağlı Tatarlarla bir sıra üst tarafla 2. kaptan Yüksek Karanelli'nin 2751 d. toprağı . emirle.

1 26 Gamak-lli.

Satın alınmış; fakat buna kadar yüksek emir mucihince hazine topraklarından hazine emrindeki Tatarlıırla komşu Savoyskiy'e 4821

-95-

Yaşay abilmek için, boş olan hazine daça!arından birini sınıra da hi l etmeli.

Sınırı çizilmiş ve planı verilmiş.

Seçilip.

S ı nırı çizilmiş, planı verilmiş.

26. 1 0 . 1 790.

Sınırı çizilmiş, pla-

Mırza Atay

nı verilmiş.

-Zayeddi n 'den alınmış


d. toprak tahsıis olundu. 127

Çar tarafından, 'Pavlov Ba-

30.7.1 795.

!aryası" karşısında Rumlara verilen arazıi. Kerç Kalesinde yaşayan Rumlara 9000 d. iyi, 2340 d. işe yaramaz toprak tamamı 1 1 340 d.

Yüksek emir mucibi.

Kefe bölgesin­ de kalan Burun köyünü ayırmak

Sınırı çizilmiş, pla­ nı verilmiş.

TAMAMI: Erkek : 1 3 .404. Kadın: 1 1 .544. İ şe yarayan iyi toprak: 267.326 d. doğrusu: 306.938 d. İ şe yaramayan toprak: 62.878 d.

OR-KAPU (PEREKOP) şehri ile OR-KAPU (PEREKOP) İ lçesinin bir kısmı

2

Turan-Tun adası

Ö len yarbay l brahimoviç'in işe yarayan 235 d.(. işe yarama­ yan 5121 d. toprağı). Tamamı 5356 d.

Büyük-Min ve Küçük-Min köyleri.

Skoropadov, Hazine emrindeki Tatarlarla birli kte 1 2 1 1 d. 914 sajen'.

Yukanki cetvellerde gösterilenlerden haricinde, aynlmış, tahsıis edilmiş ve Rus çiftlik sahiplerinin idaresine verilmiş olan topraklar. (Bunlar henuz intikal ettirilmemiş ve hudutları tesbit olunmamıştır.) No. K i m i n

o

1duğu

Köyün

adı

Tarih ve emir

Açık1ama

5.1 2.1 794. Graf Zubov'un emri.

Varıraç köyü yanında 300 d.

Askeri okul öğrencisi Yan-Yaço.

Ora ve Kamrat köyleri yanında 300 d.

2

Binbaşı Yenakiyev .

Turancı, Küçük-Turancı, 3. 1 . 1 796. Can-Baba, Camanak, Graf Zubov'un ü ç-Köy, Topçak, Arıya, emri . Bengazi-Topçak.

3

Albay Kesnoglu

Kirlevüt, Kurman, Ali­ Kula, Şeyh, Yarımaç ve Tuvak 500 d.

2.5. 1 785

Ebedi mülk olmak üzre 500 d.

4

Yüzbaşı Skorodel

Saka-öz, Abay, Suv­ Baş, Agay-Amanşah,

Yüksek emir mucibi

i şletme kurmaları için gereği miktarda toprak ayırmalı.

Ayıt, Tunabay;Kara­ Bini köyleri yanında gereği kadar toprak

-96-

i şletme kurmaları için boş duran hazine toprak­ larından 500 d. verilmeli.


ayırmalı 5

Gözleve ilçesinin sabık idarecisi binbaşı Merdimşah Mırza

Hudut haricine giden son Salih Şah-Şeyh ve Salih-Mamay Mırzalardan hazineye kalan i çki Köyü yanında Bolal Bahçeleri.

Yüksek emir mucibi

6

Yarbay Dm. Mazgani

Körçele, Beş-Belev ve Botaş 1 000 d.

25.4. 1 793. Yüksek emir mucibi. 500 d. yüksek ferman ve Graf Zubov emriyle 500 d. daha 7.6. 1 794

7

Teğmen Rudin

Karabay ve Alctacı 300 d .

1 7.4.1 794 Graf Zubov emriyle

Aktacı Köyü sahasınoa halka yerleşmek için 300 d , ekmek i çi n 200 d.

8

Gönüllü deniz subayı Spirog'a

Köki Köyü yanında

9.6. 1 794

7 d.

Graf Zubov

Boş duran yerlerden rrıun•�'·'P bir mikdarda toprak tahsıs edilmeli.

emriyle 9

Deniz subay ı Foti nu (Foting'e)

9.6. 1 794 Yüksek emir mucibi

Hudut dışına giden biraderlerinden kalma.

Boş yerlerden münasip Lor mikdar ının tahsisı

1 000 d. toprdk

Vande rşkrof'a

Saltubada

11

Graf Motsenifo'ya

Ablan Köyü (Eblen)

9 . 5 . 1 794

Ekim için 1 000 d tıırrak ayr ı l m a l ı .

12

Albay Çevalıiy'e

Otya sahasında Osmalı, Kara-Kurt, Çobatar ve Sak 200 d . dağ (orman) tamamı 1 200 d.

3 . 1 0 . 1 796 Yüksek emir mucibi

Ekim için 1 000 d. toprak ve 200 d. dağ (orman) ayırmal ı .

13

Yüzbaşı Berkog

Yıkılan Evel Köyü ve Domuzlav 500 d.

Yüksek emi r mucibi

Boş olan hazine topra klarııı

10

29. 1 . 1 794 Yüksek ferman mucibi

Ekim için ayrılma l ı .

dan 500 d.

14

Yarbay Anastazyev'e

Ali-Bay 500 d.

16.4 . 1 795 Graf Zubov'un emriyle

Ali-Bay Kciyu yanında 500 d

15

Çiftlik sahibi Kemal Beye hudut dışına göçen akraba-

Töpe-Çokrak ve Ö rçeşiye (Aran) 35 d.

30.9.1 796 Yüksek ferman mucibi

Anvazanın hudut dışına gıtmesinden sonra.

-

97

-


!arından kalan 16

Svaşşennin (ruhani)

Beyrat ve Kile! 200 d.

Zubov emriyle

Adı geçen köyün yanında 200 d.

17

Yarbay Mavro-Mihayli

Surluk ve Tahranlar ve Alma Köyü Çerkas Deresi yanında 1 000 d.

23.7 . 1 793 Yüksek emir mucibi

Pek sadıkane çalrştıOı için hazine topraklarından 1 000 c

18

Başkan yardımcısı Amiral Çernişev'e

Belbek Deresi sonunda deniz kıyısında

19

Vatandaş sınıflarından 9. derece itibar edilen Kalçifın'e

Ulu-Sala ve harab olan, Laspi Köyü 500 d.

20

Ö len Knyaz Poklimin'e

YaOlr meyve veren aOaçlar dikmek için Foros, Mşatka ve Suholatka (Muhalatka- ?) köyleri yanında

21

Eski Maryopol (Kızıl-Yar) İ lçesi , Yalla Köyünden Göçürülen 18 Rum Ailesi.

Onlar çıktıktan sonra Avutka Köyü yanında kalan meyva bahçeleri ve ekim için boş topraklar

1 1 . 1 0. 1 795. Yüksek emir mucibi

Yalta'dan Alupka'ya göçürülen Rum ailelerine bunların birinci defa gittiOi zamandan kalan bahçe ve ekim yerleri yine onlara verilmeli.

22

Albay Lesli'ye

Gurzuf Köyü ona 400 d. Zubov emriyle

Deniz kıyısında 'Gurzur daçası ve ona 400 d.

23

Vatandaş sını fının 7. derecesinden sayılan Osporin'e

Üsküt, Ayırgül, Küçük, 3 . 1 0 . 1 796. Mustava, Aga-Köy, Yüksek emir Sarça, Kayto, Karlı, mucibi . Koş-Dermen, Kızıl-Taş ve Değirmen-Köy. Bundan sonra Kini!, Mambet köylerinde ne de yetişmez ise 1 000 d.

Seçmek suretiyle 1 000 d. toprak.

24

Yüzbaşı Tibekin'e

Aluşta Köyü yanında küçük Lamba! ve Büyük Lamba! 800 d.

Yüksek emir mucibi .

Aluşta, Küçük Lamba!, Büyük Lamba! köyleri yanında kalan bir bağ, çayır ve ekim yeri 800 d.

25

Vatandaş sınıfının 8. derecesinden Hristovskiy'e

Kuke, Eli-Bakşay, Kurgan, Boragan ve Alma Deresi yukarısında daOlrk (ormanlık) yer.

3.8. 1 794. Zubov emriyle

Ekincilik için müsait 500 d. toprak ayrılmalı.

26

Baş dümenci teğmen Panapotov-Anastasyev'e

Maçik-Sala ve Küçük Sala köyleri yanında 200 d.

2. 1 0 . 1 796. Yüksek emirle

-

98

-


27

Graf Bataryası, Kurmay Subay ve Üst Subaylara

Kermençik, Laka, Kalsu (Alsu) Boş Köyler yanında Balıklava bölgesinde toprak azlığı sebebiyle toprak ayırmalı.

28

Teğmen Desud'a

Kayaaltı, Beş-Aran, Kıpçak, Küçük-Süyren, Alapon, Mac:i ve Uruçişçe Kayalçe (Kayaaltı) ve Badarak (Badrak) 300 d.

5.7.1 794 Graf Zubov emriyle

Karabay ve Ataçi Köyle� bölgesinde halk iskanı v e ekim için 300 d

29

Teğmen Volontin'e

Büyük-Yaşlav Köyü yanında 250 d.

29.9 . 1 794 Yüksek fermania.

250 d. ayrılma l ı .

30

Binbaşı Hrislovskiy'e

Alen Köyü yanında 500 d.

1 4.2. 1 794. Yüksek emirle

Halk göçmek için 500 d

31

Rum piyade taburu ile teğmen Volsaman'a

Kara-Bike Köyü yanında 60 d.

Graf Zubov'un emriyle.

Bir uçastok toprak ayırrrıalı

32

Teğmen Ponomaryov'a

Çatır-Dağ eteğinde Alma Deresi tepesinde

3 . 1 0 . 1 796.

Alma Deresi tepesinde Çatır-Dağ eteğinde 700 d kadar.

33

Vatandaş sınıfının 5. derecesinde sayılan Truşçirıskiy'e

Kuru-Özen, Ulu-Özen.

K.Potemkin emriyle

Seçilm ek suretiyle

34

Tabib Kruştolaki

Deniz kıyısında pamuk ekmek ve ağaç dikmek için

Yüksek ferman- Seçmek suretıyle la

35

Doktor Savvag'a

Yukardaki hesabına yıkılan Hüseyin-Hacı Köyü yanında 300 d. Savvag'a 500 d.

1 3. 1 0. 1 794. Yüksek ferman ile

36

Suvari albayı Şostak'a

Halka yaşamak için Değirmenci Köyü yanında 25 bahçe

37

Teğmen Ali Ahmedov'a

Uçmak-Eli, Musacıi li Köyleri yanında 50 d.

1 787, Knaz Potemkin emriyle

25 ailelik toprak. seçmek suretiyle

38

Binbaşı Mehmet Şah Mırza Zuyskiy'e

Bahçe-Eli ve Kazasker Köyleri yanında kardeşi Azama! Mırza hudut dışına gittikten sonra kalan

30 . 1 0. 1 796, Yüksek ferman mucibi

Seçmek su re tiyl e 50-J d toprak ayırmalı

:.99_


Biraderi yabancı memlekete Yüksek ferman gittikten sonra mucibi

39

Vatandaş sınıflarından 7. derecede itibar edilen Açkazi Aga'ya

Aga-Eli Köyü yanında, Mehmet Aga hudut dışına gittikten sonra

40

Sabık Türk Paşası Battal Bey'e

Bor-Kaya, Murtaza-Eli, 3.4.1 792. Tavrida eyaletinde 500 d. kaYüksek ferman dar seçerek ayırmalı. Ulaklı, Munus, Aftaçı ve Munay Köyleri yanın- mucibi da 1 0.000 d. ayırmalı.

41

Moldova Knyazı Kantakuzi n ve karısına

Biy-Eli Köyü yanında, ölen General Feltmarşal Knyaz PotemkinTav riçeskiy'e ba{ılı topraklar

42

Binbaşı Azama! Mırza'ya

Argın Köyüne yakın toprakların sahibi bi raderi Kutlu Şah Mırza'nın hudut dışına gitmesi sebebiyle kalan

43

Vatandaş sınıfının 8. derecesinde sayılan Tibekin'e

1 000 d. ve deniz sahili yakınlarında 200 d.

44

45

bu yukarıda hesabına Kadın-Eli, Ayserez, Boron Köyleri yanında tahsis olunan ve Fındıklı deresi yanında Şelen Köyü ile komşu 1 200 d.

Binbaşı Nikolay Pittade'ye

Şelen Köyü yanında bahçe ve toprak 50 d.

Vatandaş sınıfından 8. derece sayılan Samoyloviç'e

Sudak bölgesinde çayır1ık ve ba{ılı k 1 700 d. yer.

46 Vatandaş sınıfından 7. derece sayılan Süvari Starov'a

"Kışlav" Daçası

47

Burunduk Köyü yan ı nda

48

49

Yüzbaşı Galiç'e

Teğmen Belov'a

Vatandaş sınıfının 5. derecesinden sa-

30.9.1 796,

3 . 1 0 . 1 796

Yüksek emir ile

16.4.1 796.

Graf Zubov'un emriyle.

30.5.1 790

1 000 d. toprak ve deniz sahili yakınında 200 d., seçilmek suretiyle

Bağ ve ekim yeri 50 d., Şelen Köyü yanında

Hazine daçası "Kışlav".

K. Potemkin emriyle 1 7.5.1 791

K. Potemkin emriyle

Mırza-Köy, Keldimyar, Kıyanlı ve Can ım-Aga Kisey köyleri yanında 500 d.

3.10.1 796

Yüksek ferman mucibi

Katırşa-Saray Köyü yanında kardeşi Temir

-

30.9.1 790,

Yüksek emir

1 00

-

Boş duran hazine topraklarından; seçmek suretiyle

Mırza-Köy etrafında 500 d. toprak ayrılmalı.

Kardeşi hudut dışına gittikten sonra.


yılan Mehmed ŞahBey Şirinskiy'e

Şah Mııza'nın hudut dı- mucibi şına gitmesinden sonra kalan

50

Binbaşı Panatsiro'ya

Yüksek emir Bagalçak ve Ables (Ableş ?) köyleri yanın- mucibi da

51

Binbaşı Lampası 'ya

Pranşa, Seklin, KulÇora, Karanskiy (Karankı ?), Hocalar, Koşay, Kelece ve Harap Burçe köyü yanında 1 500 d.

52 Ölen suvari generali Rebuk'a

Üç-Köy yanında daça

53

General Geykina'ya

54 Tavrida zadegAnından Akmırza Şirinski'ye ve Kutlu-Giray Mııza Şirinski'ye 55

Ermeni Arhiepiskopu lmusev'e

30.9.1 790 Yüksek emir mucibi

Kara-Bey Köyü yanında 20. 1 . 1 787 K:Potemkin emriyle

Seçmek suretiyle

Kardeşinin hudut dışına gitmesinden sonra

Seçmek suretiyle daça ayırmalı

Birincisine Azek Köyü yanında eriklik bahçe ikincisine Caklav Eski-Kırım yanlarında onun bizzat kendisine ve Ermeni cemaatine

28.10.1799, Yüksek emir mucibi

56 Vatandaş sınıfında 8. derecede sayılan Lazarev'e

Eski-Kırım yakınlarında Ermeni manastın bulunan yerde. Ermeni ruhanilerine Lazerev tarafından verilen.

57

Yüzbaşı Markov'a

Bunun akrabaları göçmek içün Kazan-Asmaz Uroçişçesi yanında

24.6.1 792. Yüksek emir mucibi

Kefe etrafında, bunun akrabalarının göçmeleri iç ün, yer ayırmalı.

58 Yüıbaşı Notarov 'a

Bayraç Köyü yanında 600 d.

Yüksek emir mucibi

Tavrida eyaletinde gelişmiş yerlerden 200 d.

59 Yüıbaşı ve Albay Kumnik'lere

Şikil, Tahmi, ŞeyhEli, Seyid-Hasan, Toksaba (Toktaba ?), Miner, Kergi, Bareç, Kenegez-Saray, Kesek ve Kiye! köyleri.

60 Vatandaş sınıfından

Boşalmış köy Sultan-

-101-


4. derecede sayılan

Sala etrafını

Knyaz Kantakuzin'e

61

62

Teğmen Ali M ı rza Şirinskiy'e

Kırk-Emin, Çötkün, Cafer-Serdi, Kara-Asar, Sarılar, KarmışKileş, Aybeli, Bayterek, Miyez-Baş, Göçtü-Yar, Ahmet-Eli, Seyit-Eli, Bahçe-Eli, Öysel, Kum, Geçeragış, Kalgalık Yeri, Üşküne ve Gutu köyleri yanında 3500 d .

Yarbay İbraimoviç'e

Bunun akrabalarından Azamat'ın ve diğer taraftan İ slam-Bek'in hudut haricine gitmesinden sonra, Salgır nehri yanından

2.5. 1 796.

Seçmek suretiyle

Yüksek emirle

5.2.1 790. K. Potemkin emriyle

200 d. Ölen Mustafa (Musulov) Efendiye

Tatar-Oğlu Halil'in hudut dışına gitmesinden Serdar-Oğlu Seyid-Ahmed'in vefatından sonra.

9.2.1 790.

64

Vatandaş derecelerinden 8.de sayılan Batır Aga'ya

Kardeşi Fethali Ağa'nın vefatından sonra kalan bahçe, dağ (orman) ve değirmen.

Sınır çekilmesi hakkında Knyaz Zubov'un emri.

65

Albay Mchmedçi Beye

Kardeşleri Azama! Aga ve Mustafa Aga'nın hudut dışına gitmelerinden sonra

66

Çiftlik sahibi (Pomeşçik) Arslan-Bey Mırz a 'ya

Beş-Ev köyü yanında 30.9.1 796. dedelerinden kalan İme- Yüksek ferman ile. niye

Dedelerinden katan

67

Belaferov'a

Çokurtey, Cuma-KeEkim 1 796. sek, Tekeli-Köy, Hasan, Yüksek emirle Ati-Keç, Topçan, Yukarı Koba. Argın 500 d.

500 d. toprak. Seçmek sure-

Harap Köyler: Naat, 26. 1 0. 1 796. Küre-Baş, Aratuk (Boş Yüksek emir ev). Abaza-Apha, Umucibi zun ve Tekil yanlarında 1 500 d.

Ebedi mülk olmak üzre 1 500 d. toprak seçilerek ayrılmalı.

500 d.

500 d. toprak seçilmek suretiyle.

63

68

Vatandaşlık sınıfının 9. derecesinden sayılan Teğmen (Soyadı okunamadı A.Ö.)

69 Yüzbaşı Yugoviç'e

K. Potemkin'in emriyle

Yüksek emirle

-

1 02

-

tiyle


70

Kiryaku

Kaçı yahut Alma dere- 3.10.1 796. leri yanlarından ve Göz- Yüksek emirle leve'de müsait yerlerden 200 d.

Kaçı yahut Alma"da 200 d Seçilmek suretiyle

71

Yüzbaşı Seyid-Aga Çelebio(ılu'na

Kerinsuç Köyü yanında 30.1 1 . 1 796. ağabeylerinden sonra Yüksek emirle buna kalan toprak 1 07 d.

Sınır dışına giden agabeyle· rinden kalma

72 Ecnebi kadın Aleksandrov'a

Otuz ve Kozu köyleri ya- Kahovski'nin emriyle nında

Seçılmek suretiyle

73 Savoyskiy, asilzade Galler'e

Kalmık-Atar, Hacı-Kale, 30.5.1 795 Kabardı, Markur, Yancı, Yüksek ferman Kokulus (Koklus ?), O- ile. tarçık, Kırmaçı, Han-Eli, Aktaş, Astaban, Kıpçak, Kenegez, Lubeyça, Kara, Saraymen, MayakSalın, Otkarı-Kaya, Küçük-Çelebiler, Yaşlav, Babalut, Kinigate, Kurkulet, Tuvak, Limena, Simeyiz, Aysava, Küçük-Köy, Mishor, Kara-Armak, Çurut-Luçag, Kamantay, Mansal-Novi, Agıza-Kuray köyleri yanında 1200 d.

Ebedı müşlk olmai< uze ı � Kefe ilçesinden 1 000 d ' " ,.,. toprak Yalıboyundan dah

200 d. bataklık yer

1 000 d. loprak ayırmalı '.' ,, c mek suretiyle

ıc•n

74

Teğmen Varlamov'a

Koyalma-Edi köyü yanında 200 d .

75

Yüzbaşı Durog'a

Koyalma-Edi köyü ya­ nından bir kısım toprak

Yeni Rusya eyaleti Ş:arı na­ zara alı narak

76

Binbaşı Sarandov'a

Üç bahçelik parçayla Yüksek emir mucibi Koz'da. Sudak'taysa toprak ve bahçeler. Ve Borçokrak topraklarında bir kısmı 1000 d.

1 000 d .

77

Binbaşı Andreyev'e

Akmescit ilçesi, Hü21 3.9. 1 797 seyin-Hacı Köyü yanın- Yüksek emir da toprak ayrılmış.. mucibi 240 d.

Tavrida"da bir kısım tol!rak vermeli. Bu nu n ailesinın

76

Yüzbaşı Karaçun'a askeri talebe Bak­ ku'ya, sekreter Çer­ novoy'a (kadın), yüz­ başı Karaçunovoy'a (kadın)

1 7.9.1 790 Yüksek emir mucibi

göçmesi için.

Sulak sa had a .

i pekçilik inkişah için

-

1 03

-



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.