Ali Denizli - Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974

Page 1


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974) KIBRIS’I ELE GEÇİREN ÜSTÜN BİRLİKLER KIBRIS’TA KAHRAMANLAR KAHRAMANI OLAĞANÜSTÜ ASKERLER

Dr. Ali DENİZLİ

Ankara-2014 1


ALİ DENİZLİ

Bu kitabın tüm hakları yazarına ve yayıncısına aittir.

KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974) KIBRIS’I ELE GEÇİREN ÜSTÜN BİRLİKLER KIBRIS’TA KAHRAMANLAR KAHRAMANI OLAĞANÜSTÜ ASKERLER Dr. Ali DENİZLİ

ISBN: 978-975-267-956-6

Grafik-Tasarım Biçer YILDIRIM Kapak Tasarım Mehmet FİDANCI Baskı ve Cilt Berikan Ofset Matbaacılık Bayındır-1 Sokak No: 15/1-2 Kızılay / ANKARA Sertifika No: 13642 Baskı Tarihi: 25 Nisan 2014

2


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ .............................................................................................................. 5 SUNUŞ .............................................................................................................. 11 GİRİŞ

............................................................................................................ 13

I. BÖLÜM Kıbrıs Adası'nın Tarihçesi , Kıbrıslı Türklerin Varlıklarını Korumak İçin Örgütlenmesi ................................................................. 15 II. İKİNCİ BÖLÜM Kıbrıs Türklerine Yapılan Katliamlar ve Kıbrıs Cumhuriyetinin Kurulması.................................................................. 23 III. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 15 Temmuz 1974 Nikos Sampson Darbesi ve Yunanistan ve Kıbrıs Adasında Darbe Sonucu Gelişmeler ........................................ 33 IV. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ...................................................... 39 V. BEŞİNCİ BÖLÜM Türk ve Yunan Alayları ve Savaş Planları .......................................... 49 VI. ALTINCI BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı Öncesi Askeri Hazırlıklar ................................ 69 VII. YEDİNCİ BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı Birinci Gün 20 Temmuz 1974 ...................... 103 VIII. SEKİZİNCİ BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı İkinci Gün 21 Temmuz 1974........................ 183 3


ALİ DENİZLİ

IX. DOKUZUNCU BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı Üçüncü Gün 22 Temmuz 1974 .................. 263 X. ONUNCU BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı Dördüncü Gün 23 Temmuz 1974 ................ 313 XI. ONBİRİNCİ BÖLÜM Kıbrıs Barış Harekatı Beşinci Günü Ve Sonrası 24 Temmuz 1974 ................................................................................................................. 351 XII. ONİKİNCİ BÖLÜM Birinci Ve İkinci Barış Harekatı Arasındaki Siyasi Gelişmeler(23-31 Temmuz 1974) ........................................................ 367 XIII. ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı (14-16 Ağustos 1974) ........................... 383 SONUÇ ........................................................................................................... 449 SEÇİLMİŞ BİBLİYOĞRAFYA ..................................................................... 457

4


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ÖNSÖZ Bu kitap Kardeş Kıbrıs Halkı ve Çocuklarının Kıbrıs adasında yıllardır Rum ve Yunan ikilisinden çektiği acı ve ızdırapları anlatmak ve Türk askerinin kardeş Kıbrıs halkı ve çocuklarına yaptığı yardımları yeni nesillere açıklamak amacıyla yazılmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı öncesi Kıbrıs halkı bir neşe, bir güleryüz alâmeti gösteremiyorlardı. Nasıl gösterebilirlerdi? Aslında fakir kimseler, üzerlerinden Rum –Yunan ikilisinin baskı ve silindiri geçmiş, maddî, manevî varlıklarını ezmiş elem ve kederin acı pençesinde kıvranıyorlardı. Fakat bu hâl çok devam etmedi. Kıbrıs Barış Harekatı onların yanık yüreklerini serinletiyor, artık gamlı yüz ve gözlerinde sevinç ve şükran ifadeleri okunuyordu. Türk askeri; Kıbrıs Barış Harekatında hiç yenilmeden Atatürk'ün gençleri olarak ardı ardına çok başarılı muharebeler vermiş ve zaferden zafere ulaşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı Rauf R. DENKTAŞ Tüm Türkler’e Şöyle Seslenmektedir; Lefkoşa, 19 Aralık 2000 “Haklı Kıbrıs davamızın dünyaya anlatılması ve gelecek nesillere doğru bilgilerin ve gerçeklerin aktarılması çerçevesinde, Kıbrıs konusunda yazılacak her satıra, söylenecek her söze, yayınlanacak her yayına ihtiyacımız vardır. Kıbrıs gerçeğinin özünde bir insanlık dramı; bir hukuk ve adalet katliamı yatmaktadır. Kıbrıs davasında yapılan her yayın çalıştığımız binaya konan bir tuğladır. Bu önemli bir işçiliktir. Sonuçta görülecektir ki, hep birlikte harcını, tuğlasını koyarak nihayetine ulaştıracağımız bu bina, bir özgürlük abidesi olarak ileriki nesillere aktarılacaktır.” Türk askeri Kıbrıs Barış Harekatında kahramanlıkla şefkati birlikte kucaklamışlar, her ikisini de birleştirmesini bilmişlerdir.Bu kitapta gerçekleri yazarak, gelecek nesillere olayları, nedenlerini ve sonuçlarını doğru bir şekilde nakletmek en önemli vatan borcudur. Ayrıca; Kıbrıs Barış Harekatını ve Onu yaratan kahramanları gelecek nesillere aktarmak, tarihi gerçekleri yansıtmak için hazırlanan bu 5


ALİ DENİZLİ

kitap , büyük Türk Milletine ve onun Kahraman Ordusunun gelecekteki komutanlarına karşı vicdani bir görev kabul edilmiştir. Bu amaçla, Bolu Komd Tugayı, 1 nci Komando Taburu, 3 ncü Bölük Komutanı olan Şehit Ütğm. Oğuz Yener gibi ağır yaralanıp, karnı parçalanmış olduğu halde, bölüğünün taarruzunu durdurmamak ve taarruz ruhunu aksatmamak için, Senthilerion Kalesi güneyindeki Atak Tepedeki Mücahitleri barbarca katleden 33 ncü Yunan Komando Taburunu imha edinceye kadar sessiz kalarak bekleyen, sabahta kan kaybından kahramanca şehit olan subayımız gibi, kitapta isimleri yazılı subay, astsubay ve erlerimizin aziz anısını yaşatmak ve Türk subay, astsubay ve erlerin birçok kahramanlık örneğinin, gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak amacını gerçekleştiriyorum. Bu eserde kahramanlarımıza layık oldukları değeri verebilmek, milli eğitimimize milli kültürümüze kaynak olacak konuları kanıtlamak esası yanında, başkalarının bizi nasıl incelediğini, kahramanlıklarımızı ders konusu yaptığını göstermek amacı esas alınmıştır. Kıbrıs'ta Rumların, adadaki Türkleri ortadan kaldırmak veya en azından bir nevi tutsak bir toplum haline getirmek için giriştikleri barbarca saldırıları Kıbrıs Barış Harekatı ile önleyen Türk Ordusunun kahramanlığı dünya kamuoyuna tam anlatılamamıştır. K.K.T.C. Devleti tarihi'nin esas belgelerinden biri niteliğinde olan şehit ve gazilerimizin belge ve anıları, her Türk’ün, kuşakdan kuşağa anlatacakları inancı ile Türk tarihine sunmakla, milli bir görev yaptığıma inanıyorum. Ben bu kitabı; Kıbrıs Milli Mücadelesini yaratanların unutulmaz destanlarını, efsane halinde elden ele dilden dile dolaşması ama tarihin karanlıklarında kaybolmaması, gelecek kuşaklara, tarih yapan kahramanların ismen aktarılması ve Türk gençliğinin milli duygularının beslenmesine katkısı olması için yazdım ve yayımlıyorum. Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Demektedir; "Savaş alanında bir günlük ciddi bir çarpışma, barıştaki uzun yılların hizmet ve tecrübesine denk gelmektedir. 22 temmuz 1974 günü Bora Özel Görev Kuvveti'nin yaptığı savaşta, subaylarımızın bir günde saçlarının apak olmasına şaşmamak gerekir.

6


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Zira başarımız bir avuç kahraman subayımızın fedakârlığı sayesinde kazanılmıştır. "GAYEMİZ BU BİR AVUÇ KAHRAMANI İSİM OLARAK ANLATMAK GELECEK NESİLLERDE KAHRAMAN OLACAKLARIN FEYZ ALACAĞI ÖRNEKLERİ GÖSTERMEKTİR. Artık Meçhul Askerler ismen bilinmeli anıtları yapılarak isimleri, okul, cadde, sokak ve önemli tesislere verilmelidir ki sonsuza dek yaşasınlar ve unutulmasınlar. TMT Teşkilatında Yıllarca Görev Yapan E.Alb. İsmail Tansu Şöyle Anlatmaktadır. “01 Ağustos 1958'de kurulan TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI bu güne değin kitlelere ve özellikle gençlere yeterince anlatılmadı. Yapılmış olan bu onurlu mücadele, Kıbrıs Türk'ünün Anavatanıyla birlikte yürüttüğü ve başarıya ulaştırdığı bir savaştır. O nedenle aradan geçen 40 yılda, Türk Mukavemet Teşkilatı yeterince anlatılamayınca meydanı boş bulanlar, kulaktan duyma bilgilerle anlatımlarda bulunuyorlar. Bu tür bilgilerle yapılan anlatımlar sonucu ise yozlaşma kendiliğinden oluşuyor. Türk Mukavemet Teşkilatı 'nın kamuoyuna doğru bilgilere dayanılarak anlatılması için görev ve sorumluluk alanları da görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Zaman su gibi akıp gidiyor. Yarın geç olabilir.” Demektedir. Kıbrıs Barış Harekâtında, Kıbrıs Türkünün hürriyeti, Türkiye'nin Uluslararası hak ve menfaatleri için ve büyük Türk Milletinin itibarı uğruna canlarını veren aziz şehitlerimizi rahmet, kahraman gazilerimizi minnet ve şükran duygularımla anıyor, kitabımı aziz hatıralarına ithaf ediyorum. Yunan ve Rum askerlerinin yıllarca dağları oyarak hazırladığı beton mevzilere ve üzerine yağan yağmur gibi havan top ve uçaksavar mermilerine rağmen , Türk askeri düşmana doğru ilerlemiş ve göğsünü kendinden ilk gün on kat fazla düşmana siper etmiş, ona tarihte unutamayacağı büyük dersi vermiştir. HAREKATA KATILMIŞ BAZI GAZİLERİMİZ SADECE KENDİ BÖLGESİNDEKİ TOZPEMBE ARAZİYİ GÖRÜP, SAVAŞIN CEHENNEM GİBİ YANAN KISMI İLE YANINA DÜŞEN RUM TOP VE HAVAN MERMİLERİ İLE PARÇALANAN KAHRAMAN ASKERLERİMİZİ GÖRMEDEN, RUM VE YUNAN’IN UÇAĞI YOKTU DİYEREK DÜŞMANI KÜÇÜMSEMEKTE VE BİRLİKLERİMİZİN CANLARI KANLARI PAHASINA ELDE ETTİĞİ ZAFERİ TAM DEĞERLENDİREMEMEKTEDİR. 7


ALİ DENİZLİ

Oysaki Rum Yunan ikilisi yıllarca beton mevziler yapmış , içerisine tonlarca cephane stoklamıştır. Yunan Alayı dediğimiz Alay, Tümen gücünde olup arkasında 3 topçu taburu 54 namlu ve 106 mmlik ağır havanlar ve 12.7 mm.lik uçaksavarları insanlara kullanarak, adayı cehenneme çevirmiş , ne varsa bombalamakta ve yakmaktadır. PARAŞÜTÇÜLERİMİZ YANAN BİR CEHENNEME ATLAMIŞLAR. KOMANDOLARIMIZ YANGIN MERMİLERİ İLE YAKILAN BEŞPARMAK DAĞLARINDAKİ ORMANLARDA RUM VE YUNAN TAHKİMLİ BETON MEVZİLERİNİ CANLARINI VEREREK DÜŞÜRMÜŞLERDİR. Ordumuzun zaferi, yüce milletimizin şan ve şerefini kısa zamanda gerçekleştirilmesi sağlayan kahramanlar kahramanı subay, astsubay, erlerimizi detaylı anlatan bu eser, diğer nesillere kaynak olacak, Gençlerimizin de, bu anılardan alacakları gıda ile beslenerek gelecekte yeni kahramanlıklar yaratacaklardır. Emekli Kurmay Albay Ali Denizli 25 sene boyunca, Kıbrıs Barış Harekatı Kahramanlarının anılarını da derleyerek, gelecek kuşaklara aktarmak gayretini sürdürürken, askeri tarih hazinemizi derinlikleriyle işlemek, yazılı hâle getirmeği bu eserde göz önünde bulundurmuştur. Konunun bu kadar geniş olmasının sebebi, Kıbrıs Barış Harekatı tüm yönlerinin bir bütün olarak anlaşılması ihtiyacındandır. Zira, bir savaşı etkileyen, coğrafî, jeopolitik, siyasî ve kültürel ortamların ortaya konması konuya açıklık getirecektir. Ayrıca eklenen krokilerle, dokümanın askerî inceleme konusu olması da sağlanmış, her konudaki araştırmacıya hitap edecek tarzda yerli ve yabancı birçok kaynak taranarak ve o günleri yaşayan, şu anda hayatta olan Kıbrıs Barış Harekatı Gazileri ile görüşülerek hazırlanan bu eser ,Emekli Kurmay Albay Ali Denizli tarafından bilim âleminin yararına sunulmuştur. Kıbrıs Barış Harekatının Kolordu, Tümen ve Alay Komutanlarından birçoğunu kaçırdım. Nur içinde Yatsınlar. Onlara ait Sözlü bir tarih yapıp video kayda alamadım. Harp Tarimiz ve Akademilerimiz dahi yapmadı. Kore Harbi ile yine de az da olsa ben, yapabildiğim kadar yaptım, şimdi Kıbrıs’ta sıra. KIBRIS BARIŞ HAREKATI İLE İLGİLİ SAVAŞI YAPAN SUBAY ASTSUBAY VE ASKERLERİMİZ VE MÜCAHİTLERİMİZDEN BİRİN8


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Cİ DERECEDE KAHRAMANLARDAN BULABİLDİKLERİMLE GÖRÜŞTÜM, SADECE BU KAHRAMANLAR DEĞİL KALANLARININ DA BİLGİ VE BELGELERİNİ ALDIKÇA KİTAPLAŞTIRMAĞA ÇALIŞACAĞIM. Mücahit Yaman Tabur Komutanı Yzb.Mecit Mehmet (Mehmet Biran) Şöyle Demektedir; “Aradan 40 yıl geçtikten sonra bu anı ve hatıraların istenmesi çok geç kalınmış bir girişim olarak düşünülse de yine de çok önemli bir atılımdır. BANA KIBRIS BARIŞ HAREKATI İLE İLGİLİ ANI RESİM BELGELERİNİ VEREN VE ANLATAN AŞAĞIDA İSİMLERİ YAZILI KIBRIS KAHRAMANLARINA ŞÜKRANLARIMI ARZ ERDERİM, TARİH ONLARI ASLA UNUTMAYACAKTIR E.Korg. Muzaffer Sever (6 ncı Kolordu İsth. Ş.Md.) E. Tümg. Zeki Doğdu (Bolu Komd Tug. 3 ncü Komd Tb. K.) E. Tümg Hasan Cemil Erdem (Nevşehir Jandarma Komd . Tb. K.) E. Tümg. Cumhur Evcil (Kayseri Hv.İnd.Tug. İsth. Ş.Md ) E. Tuğg. Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) E. Kurmay Alb. Şinasi Can (61 nci Piyade Alay Komutanı ) E. Dz.Gv. Alb.İ.Neşet ikiz (Amfibi Alay Komutanı) E. P. Alb. Gültegin Alpagun (KTBK Alayı Komutan Yrd.) E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi) E. P. Alb. Saldıray Hakgüder (TMT Meriç Köyü Tb.K.) E. P. Alb. Yüksel Ötüş( Kayseri Hv.İnd.Tug. 3 ncü Tb. Kh. Bl.K.) E. P. Alb. Orhan Ceylan (Kayseri Hv. İnd.Tug. 3 ncü Tb.2 nci Bl.K) E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Tb. 3 ncü Bl.K) E.J. Alb. Veysel Gani (Nevşehir Jandarma Komd . Tb. 2 nci Bl.K.) E. P. Alb. Cahit Koparır (Bolu Komd Tugayı 1 nci Tb. 3 nci Bl.K.) E. P. Alb. M.Şükrü Tandoğan (14 ncü A. 1 nci Tb. 2 nci. Bl. K.) E. P. Alb. Ertan Demirbaş (Kayseri Hv.İnd.Tug. 1 nci Tb.) E. J.Yb. Halis Deveci (Nevşehir Jan. Komd. Tb. 2 nci Bl.K. V.) E. P. Bnb. Haluk Üstügen (Bolu Komd Tug. 1 nci Tb. 2 nci Bl.K.) E.P.Bnb.Mete Ebinç (Kayseri Hv.İnd.Tug. 3 ncü Tb. Hrk İsth.Ş.Md.) E. P. Alb. Mustafa Kaya (Hv. İnd.Tug. 3 ncü Komd Tb. 2 nci Bl Tk..K). Görüştüğümüz kahraman subaylarımızdan birkaçının yazdığı aşağıda isimleri yazılı kitapların her satırı dikkatle incenmiş kaynak 9


ALİ DENİZLİ

gösterilerek, resim, belge ve yazıları alınarak Türk tarihine kazandırılmıştır. GÖNÜL İSTER Kİ HER KAHRAMAN BİR KİTAP YAZIP BIRAKSIN Muzaffer Sever, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Bitmeyen Gece, İstanbul 2010. İ. Neşet İkiz, Bir Ada Bir Dava Bir Savaş, İstanbul 2007. Oğuz, Kalelioğlu, Kıbrıs Barış Harekatı ve Gazimagosa Savun ması, Ankara, 2011. Kendi şahsi imkanlarımla, hiçbir kurum ve kuruluşun maddi desteği olmadan derlediğim bu kıymetli tarihi eseri; vefakar eşim Nesrin Denizli’ye, kızlarım, Uz. Dr.Alev, Işıl, Şule’ye, oğlum olan Opr. Dr.Engin Eceviz ve Barış Can ile canım torunum Ela Eceviz’e ithaf ediyorum. Şehitlerimizi şükranla, malûl gazilerimizi minnetle ve savaşı sonuna kadar sürdüren gazilerimizle fedakâr ailelerini saygıyla ne kadar ansak azdır. Kendi şahsi imkanlarımla, az sayıda gaziye ulaşarak derlediğim bu kıymetli tarihi eserin yazılmasında katkılarından dolayı, TÜM KIBRIS ŞEHİT VE GAZİLERİ İLE AİLELERİNE, Kitabın yazılmasında tüm desteğini esirgemeyen her gaziye canı gönülden teşekkür ederim. KAHRAMAN GAZİ VE ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN. Dr. Ali DENİZLİ E. Kurmay Albay Ankara, 2014

10


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

M.Şükrü TANDOĞAN P.Üsteğmen Kıbrıs-1974

SUNUŞ Kıbrıs Barış Harekatı’’na, 91 yıllık genç Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz aşırı bir savaş ortamında ilk imtihanıdır. Türk Ordusu, bu savaşta; dünyanın gözü önünde kahramanlık, fedakarlık ve cesaret örneği sergileyerek, icra ettiği 1 nci ve 2 nci Kıbrıs Barış Harekatında ki tüm muharebelerden zaferle çıkmayı başarmıştır. “ANLATILAN SAVAŞ UNUTULMAZ.” E.Kurmay Albay Ali DENİZLİ, bıkmadan usanmadan, özverili çalışmaları ile Kıbrıs Barış Harekatı hakkında bilgi toplamakta ve derlediği bu bilgileri kitap halinde yayınlamaktadır. Ali DENİZLİ, Türkiye’yi dolaşıp; Kıbrıs Barış Harekatı’nın kahraman gazileri ile mülakat yaparak elde ettiği savaş anılarını ve muharebelere ilişkin bilgileri günümüze yansıtmaktadır. E.Kur.Albay Ali DENİZLİ’nin Kıbrıs Barış Harekatı’na ilişkin çalışmaları, bu çalışmalarını kitaba dönüştürme gayretleri Türkiye Muharip Gaziler Derneği için de bir kazançtır. Kitapları gazilerimize dağıtılmakta ve derneğimizin kütüphanelerinde okuyucuların hizmetine sunulmaktadır. Kitabın yazarı E.Kurmay Albay Ali DENİZLİ’yi bu çalışmalarından dolayı tebrik ediyor ve kendisini kutluyorum. M. Şükrü TANDOĞAN E. Albay Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkanı 11


ALİ DENİZLİ

12


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

GİRİŞ Kıbrıs Barış Harekatı; Türk ordusunun eşsiz kahramanlığını, üstün muharebe gücünü, Türk Subayının ve Astsubayının sevk idare kudretini ve fedakârlığını, Mehmetçiğin eşsiz savaşma azmini yansıttığı gibi, Kıbrıs Türkü'nün Hürriyet aşkını ve bağrından çıkardığı mücahidinin kahramanlığını da bütün dünyaya ispat etmesi yönünden ayrı bir önem taşımaktadır. Eğer anavatan Türkiye, kendisi için stratejik ve jeopolitik bir önem taşıyan ve bir nevi nefes borusu durumunda olan Kıbrıs'ta Türklere karşı girişilen saldırıları önlemek ve anayasal düzeni yeniden kurmak için Garanti Antlaşması'nın kendisine verdiği yetkiye dayanarak müdahale etmemiş olsa idi, Kıbrıs adasında Türk kalmayacaktı. Başpiskopos Makarios'un 1964 Ağustos'unda söylediği sözler bu gerçeği ispatlamaktadır; "Eğer Türkiye, Kıbrıslı Türkleri kurtarmak için adaya gelecek olursa, Kıbrıs’ta kurtaracak Türk bulamayacaktır." demektedir. Kıbrıs davası, bir Türk-Yunan davasıdır. Yunanlıların milli hedeflerinde, "Megali İdea"larında, ilk günlerden beri hiç değişmeyen "Enosis ve yalnız Enosis" hedefleri vardır. Bu dava, bizim milli güvenliğimizin ve yaşamsal çıkarlarımızın bir parçasıdır. "Kıbrıs Barış Harekâtı" adını taşıyan ve Kıbrıs'ta yaşayan Türkleri Girit'te olduğu gibi mutlak bir katliamdan kurtaran bu harekât, birçok ülke harp akademilerinde; "Mükemmel planlanmış ve cesaretle icra edilmiş, Türk Ordusunun önemli bir zaferi" olarak etüt edilmektedir. Dünya ve Avrupa tarihi Türklersiz olmamıştır. Türkler büyük zaferler kazanmışlardır, ancak ders almamışlardır. Asıl alınacak ders, Yunan komşumuzun yıllardır içinde yatan Türk düşmanlığı amacını daima bilmek ve ona göre hazırlıklı olmaktır. Bugünün ve yarının devlet adamları ve komutanlarına yaşanan muharebelerden dersler çıkarmalarını sağlamak, diğer yandan; kamuoyunu ve bilhassa Yunanistan'la ilişkilerde bulunan ve karar verme yetkisinde olanlara Yunan'lının ve Kıbrıs Rum'unun, Türk'ü zayıf gördüğü zaman, neler yapabileceğini yaşarken olaylarla göstermektir.

13


ALİ DENİZLİ

Kıbrıs Barış Harekâtı; Türk Ordusunun, 26 Ağustos 1922'de yapılan Büyük Taarruzdan yarım asır (52 yıl) sonra, Kore Harbi dışında gerçekleştirdiği ilk milli görevdir ve zaferle sonuçlanmıştır. Türk Ordusu 1950 yılında Kore Muharebeleri'ne de 1 Tugayla katılmış ve başta ABD'nin 8 nci Ordusu olmak üzere bütün Birleşmiş Milletler kuvvetlerini, imhadan kurtaran Kunuri Zaferi dahil üç yıl süren savaşta 14 zafer kazanarak,Kore’nin kurtarılmasını sağlamıştır. Kıbrıs'a icra edilen harekâtın önemi; Çıkarma, Hava İndirme, Uçarbirlik, Özel Kuvvet ve Birleşme Harekâtının birlikte kullanılmış olması ve TSK. nin bütün kuvvet ve sınıflarının, bilhassa yeni kurulan Jandarma Komando ve Deniz Piyade unsurlarının harekâta iştirak etmiş olmalarıdır. Kıbrıs Barış Harekâtı, Cumhuriyet Ordusu'nun en büyük harekâtıdır. Kıbrıs Barış Harekatı Şehit ve Gazilerinin savaşta görevlerimizi yapmaya çalıştığı ve de yaptığı bir gerçektir. Ancak, bu güç deniz aşırı sınavdan; Cumhuriyet Ordusu'nun ve siyasilerimizin alması gereken pek çok ders vardır. Türkiye, milli hedef ve milli politikalarını mutlaka belirlemelidir. Amfibi Alay Komutanı Dz.Gv. Yb. İ. Neşet İkiz’in anlattıkları unutulmayacak sözlerdi; “2. Ordu Komutanımız Orgeneral Suat Aktulga; harekâttan birkaç ay önce İskenderun Orduevi'nde, bizleri toplamış ve "Sizler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyet döneminde İstiklal Savaşı'ndan sonra vatanı için dövüşecek ilk savaşçılarısınız. Üç buçuk Palikaryanın karşısında hüsrana uğrarsanız, İstiklal Harbi Şehitleri, mezarlarından kalkar, yüzünüze tükürür," diye çok büyük bir coşku ile bizleri uyarmıştı.“ diye anlatmaktadır. Kıbrıs Barış Harekatı ile, Türkiye sınırları dışında bizden çalınmış vatan toprakları üzerinde başarıya ulaşan Anavatanla birlikte Kıbrıs Türk’ün İstiklâl Mücadelesi, dünyada saygı uyandırmış ve Türkiye dışındaki soydaşlarımızı bize sevdirerek onlarla çabuk kaynaşmamızı ve yüce Türk Ulusunun yüksek menfaatlarına birlikte yürümemizi de temin etmiştir.

14


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

BİRİNCİ BÖLÜM KIBRIS ADASI'NIN TARİHÇESİ KIBRISLI TÜRKLERİN VARLIKLARINI KORUMAK İÇİN ÖRGÜTLENMESİ I. Kıbrıs'ın Geçmişi : Kıbrıs'ın ilk insanlarının Anadolu'dan gelmiş olduğunu biliyoruz. Çünkü adanın jeolojik devirlerde Anadolu'dan koptuğu konusunda bilim adamları görüş birliğindedir. A. Osmanlı dönemine kadar olan dönem: Milattan Sonraki Tarih (M.S. 46- M.S. 1820 ) M.S. 46 yılında St. Paul adaya gelir ve ada halkı Hıristiyanlığı kabul eder. M.S. 395'te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Kıbrıs, Bizans İmparatorluğu'nun payına düşer. Bizanslılar adada Ortodoks kilisesini kurarlar ve resmi dili Rumca yaparlar. Adanın değişik ve melez halkı bu dil ve dinin etkisi altında kendini Yunanlı saymaya başlar. Bugün Kıbrıs'taki çoğunluğu oluşturan Rumlar, işte bunlardır. M.S. 1191 Haçlı Seferleri sırasında İngiltere kralı Aslan Yürekli Rişard adayı Bizanslılardan alır ve Lüsignan'ı kral ilan eder. 1464'te Venediklilerin istilasına kadar 273 yıl Lüsignan krallığı Kıbrıs'ı yönetir. B. Osmanlı dönemi : 1571-1878 O sıralarda Osmanlılar da tarih sahnesine çıkmışlardır. Kanuni'den sonra tahta çıkan II. Selim Kıbrıs sorununu çözmek kararındadır. Rodos'un Osmanlıların eline geçmesinden sonra, Kıbrıs'taki Venedik yönetimi de her yıl 8 bin Duka altını haraç vererek Osmanlı İmparatorluğu'nu hoş tutmaya çalışmaktadır. Sonunda karar verilir. Türk Sefer Kuvveti, Vezir Lala Mustafa Paşa komutasında 15 Mayıs 1570'te İstanbul'dan hareket eder. 1 Temmuz 1570'te Limasol'da karaya çıkılır, arkadan Larnaka ve diğer kaleler ele geçirilir. 9 Eylül 1570'te Lefkoşa Kalesi 15


ALİ DENİZLİ

alınır. 1 Ağustos 1571'te de 1 yıla yakın süren muharebelerden sonra Magosa ele geçirilir. Kıbrıs'ın fethi, 13 aylık uzun bir savaşa ve 50 bin şehide mal olmuştur. O tarihte Kıbrıs'ın nüfusu, 150 bin yerli halk ile 30 bin Türk askerinden oluşuyordu. Adanın savunulması için Kayseri, Konya, İçel, Niğde, Manavgat gibi Anadolu'nun çeşitli yerlerinden zorunlu göç yoluyla 28.600 kişilik bir topluluk gönderildi. Şimdi, Kıbrıs'taki Türkler işte 1570'lerde adaya çıkan bu Türklerin torunlarıdır. Görüldüğü gibi, tarihte Yunanlılar hiçbir zaman Kıbrıs'ta bir egemenlik kuramamışlardır. Ayrıca, Yunanistan'dan adaya hiçbir devirde toplu bir göç de olmamıştır.

C. İngilizlerin dönemi: 1878-l960 İngiliz’lerin Kıbrıs’ı Siyasi Entrikalarla Ele Geçirmesi (1878 ) 1878 Osmanlı-Rus Harbi (93 Harbi) Kıbrıs Rumluğu'nun tarihinde önemli bir yıldır. Çünkü o tarihte Kıbrıs hukuken değilse bile fiilen el değiştirmiş, Osmanlı egemenliğinden sonra İngiliz yönetimine geçmiştir. 16


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

İNGİLİZLERİN TÜRKLERE YAPTIKLARI Meriç Köyü Mücahit Tabur Komutanı P.Alb Saldıray Hakgüder Şöyle Anlatmaktadır “Bölge halkının Anadolu Türklerinin bir parçası olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak 96 yıl ingiliz sömürge idaresinin amansız etkisi altında kalan Kıbrıs ve Bölge Türklerinin Anadolu Türkünden geçmiş olması gereken, yüksek milli şuur ve bu cümleden olan millet ve toplum için birlik, fedakârlık ve feragat arzusu, dini saygı ile yukarıda sayılan ve Anadolu Türküne has üstün meziyetlerin oluşturduğu milli örf, gelenek ve adetleri maalesef büyük ölçüde tahrip olmuştur. Acı ve fakat acı olduğu kadar da gerçektir ki İngiliz idaresi Türklerin bu yüksek meziyetlerini yok etmek, Anadolunun din kadar kuvvetli olan büyük ve ata saygısını ailevi, tarihine ve geçmişine olan milli bağlarını koparmak için elinden geleni yapmış, dünyanın en asil milleti olan Türk milletinden Kıbrıs Türkünün şahsında bu insanları dünkü kölesi Rum'un karşısında hakir görerek, aşağılatarak bir nevi intikam almıştır. Biz işte bu 96 yıllık amansız tahribatın neticesinde Kıbrıs'ta bu asil Anadolu Türkünü bu haliyle bulabildik. Bu meziyetlerin kendisinden yok olduğunu gördüğümüz toplum burada Türkün hazin kaderi suçludur.”1 Demektedir. 20 nci Yüzyıl Rumlar’ın Enosis Faaliyetleri (1822-1948) İngiliz yönetimi ile birlikte, Yunanlıların ve Kıbrıslı Rumların bu yöndeki propaganda ve çalışmaları büyük bir hız kazandı. Yunanistan'dan gönderilen öğretmenlerin de yardımı ile Rum okulları, gençliği Megalo İdea ve Kıbrıs'ın Enosis'i fikri ile yoğruluyorlardı. Rum ilkokul öğrencilerinin söylediği şarkılardan biri şöyleydi: Türklere karşı savaşta bize öncülük eden davulların ardından, ileri... Kıbrıs'ta ise, Rumların Enosis yolundaki mücadeleleri devam ediyordu. İngiltere hükümetinin 1948 yılında Ada'ya özerklik verme girişimi Rumlar tarafından kabul görmedi. Çünkü onlar bağımsızlığı, hemen arkasından ilan edecekleri Enosis'i istiyorlardı.

1

E. P. Alb. Saldıray Hakgüder (Meriç Köyü Tb.K.) yaşı. 70, 19 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

17


ALİ DENİZLİ

Makarios Dönemi (1948 ) Tam bu sıralarda, yani 1948'te, Kıbrıs tarihinde daha sonra etkisini gösterecek bir şey oldu: Amerika'da din öğrenimini tamamlayan Makarios adında, 35 yaşlarında genç bir papaz, memleketi olan Kıbrıs'a dönerek Kition Piskoposluğu görevine başladı. Makarios çocukluğundan beri ateşli bir Enosisçiydi ve hemen girişimi eline aldı. Makarios 20 Ekim 1950'de Kıbrıs Başpiskoposluğu'na seçilmiş ve Rum liderliğine getirilmişti. Makarios, yeni görevine başladığı gün şöyle diyordu: "Kutsal yemini ederim ve derim ki, milli özgürlüğümüzün doğuşuna dek çalışacağım ve Kıbrıs'ı anamız Yunanistan'a bağlamak olan siyasetimizden asla vazgeçmeyeceğim." Makarios son bir gayretle Yunan hükümeti ile birlikte BM'ye başvurdu. Kıbrıs için Self-Determination istiyordu. BM'nin 17 Aralık 1954'teki toplantısında Genel Kurul bu öneriyi şimdilik görüşmemeye karar verdi.2

2

Muzaffer Sever , 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Bitmeyen Gece, İstanbul 2010, s.12-14.

18


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

EOKA (Kıbrıs Mücahitleri Helen Ulusal Örgütü) Yer Altı İhtilalci Örgütünün Kurulması; 1955 Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kosmas, Albay Grivas'ı 27.1.1951'de çağırarak görüşmüş ve Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakının silahlı bir mücadele ile halledileceği konusunda kendisini desteklediğini bildirmişti.

Rum-Yunan ikilisi, barışçı yoldan Enosis'i gerçekleştiremeyeceklerini anlayınca taktik değiştirerek daha önce alt yapısını hazırladıkları tedhiş yoluna başvurdular. Gerilla harekâtında uzman olan Kıbrıs asıllı Albay George Grivas'ı EOKA (Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal Birliği) adıyla tanınan tedhiş teşkilatını kurmakla görevlendirdiler. Albay Grivas, 10 Kasım 1954'te "Digenis" takma adı ile gizlice adaya çıktı.

19


ALİ DENİZLİ

1955 yılında EOKA yer altı örgütünü kuran Albay Grivas, kısa zamanda adada tam bir tedhiş ve terör estirdi. EOKA örgütünün iki hedefi vardı: 1 ncisi, İngilizleri Adadan çıkarmak, 2 ncisi, Türkleri yok ederek Enosis'i gerçekleştirmek idi. EOKA örgütü birçok İngiliz askeri personelini ve polislerini hedef almış çeşitli suikastlar ve sabotajlar yapmıştır. Ancak en büyük zararı Türklere vermiş, 1974 Barış harekâtına kadar Kıbrıs Türkünün zayiatı 2000 şehit 3000 yaralı olmuştur. EOKA ayrıca kendi emellerine hizmet etmeyen binlerce Rum'u hain ilan ederek hedef seçmiş, İngilizlerle işbirliği yapıyor diye Grivasın emriyle EOKA üyesi 200 Rum öldürmüştür.

EOKA terör örgütü eylemlerinde her yola baş vuruyordu, Grivas'in en yakın adamı olan Nikos Sampson, okulların dağılma saatinde İngiliz Subaylarını arkadan vuruyor, tabancayı önceden hazırlanan öğrencinin çantasına koyuyordu. 20


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

II. KIBRISLI TÜRKLERİN VARLIKLARINI KORUMASI İÇİN ÖRGÜTLENMESİ 1950’ li Yıllar ve Türkiye’nin Kıbrıs’a Bakışı Doğrusu aranırsa, bugüne kadar Türk Hükümetleri de Kıbrıs Türkleri'ne sahip çıkmamışlardı. Kıbrıs politikası bir bilinmezlik, bir şaşkınlık içindeydi. Açıkçası, Türkiye için 1950'lerde bir "Kıbrıs Sorunu" yoktu.

Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, 23 Ocak 1950'de TBMM'ne şunları söylemekteydi: "KIBRIS DİYE BİR SORUNUMUZ YOKTUR." Yıl 1955 Fakat Kıbrıs'ta silahlar patladıktan sonra işler de değişmeye başladı. Başbakan Adnan Menderes 24 Ağustos 1955'te verdiği demeçte, Türkiye'nin adadaki soydaşlarının can ve mal güvenliklerinin çiğnenmesine seyirci kalamayacağını bildiriyordu. Şimdi Kıbrıs Türkleri de, Anavatanın ilgisi üzerine daha bir başka cesaretle ümitlenmişlerdi. Artık arkalarında Türkiye vardı. 21


ALİ DENİZLİ

1955 EOKA terörü Türk toplumunu bu vaziyette bulmuştu ve terör bir türlü durmak bilmiyordu. Bombalama, suikast, yangın ve tedhiş her gün biraz daha tırmanıyordu ve korkulan başa gelmekteydi. 1955'te başlayan ve 1959'da sona eren tedhiş sonunda, EOKA'cılar tarafından 100'ün üzerinde Türk öldürülmüş, 33 köy Türkler tarafından boşaltılmak zorunda kalınmış ve 6.000'den fazla Türk daha güvenli yerlere göç ederek canlarını ancak kurtarmışlardı. İngiltere Hükümeti'nin daveti üzerine Kıbrıs konusunu görüşmek üzere, Türk, Yunan, İngiliz yetkilileri 29 Ağustos 1955'te Londra'da bir araya geldiler. Bu buluşmadan bir sonuç alınamadı. 3

3

Sever, age., s.16-17.

22


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

İKİNCİ BÖLÜM KIBRIS TÜRKLERİNE YAPILAN KATLİAMLAR VE KIBRIS CUMHURİYETİNİN KURULMASI (1960) I.

1960 Yılında İngiltere’siz İki Toplumlu Kıbrıs, Bağımsız Cumhuriyetinin Kurulması 1959 yılının 5 Şubatı'nda Zürih şehrinde Başbakan Adnan Menderes ve Yunanistan Başbakanı Karamanlis ile Dışişleri Bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Averof buluştular. Bir hafta süren görüşmeler sonunda, 11 Şubat 1959'da Kıbrıs konusunda anlaştılar. Zürih'teki esaslara göre, İngiltere Başbakanı H. Macmillan'ın da katıldığı yeni toplantılar sonunda, 19 Şubat 1959'da "Londra Antlaşması" adı verilen anlaşma imzalandı. Antlaşma Türk, Yunan ve İngiliz başbakanlarından başka Türk Toplum Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Rum Toplum Lideri Makarios tarafından da imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre İngiltere adadan çekiliyor ve Kıbrıs, iki toplumlu bağımsız bir cumhuriyet oluyordu.

23


ALİ DENİZLİ

Anlaşmaya uygun anayasa 14 ayda hazırlandı. 6 Nisan 1960'ta taraflarca imzalandı. 15/16 Ağustos gecesi "Kıbrıs Cumhuriyeti" resmen ilan edildi. Bu anayasaya göre, devlet ve hükümet başkanı Rum, yardımcısı ise Türk olacaktı ve bunlar kendi toplumları tarafından seçilecekti. Hükümet, 7'si Rum, 3'ü Türk bakandan oluşacaktı. Dışişleri, savunma ve güvenlik konularında veto hakkı vardı. Cumhuriyet Meclisi, 35'i Rum (%70), 15'i Türk (%30) olmak üzere 50 kişiden oluşuyordu. Cumhuriyetin resmi dili Yunanca ve Türkçe olacaktı. Devlet memurluklarının %70'i Rum, %30'u Türklere verilecekti. 2.000 kişilik bir ordu ve 2.000 kişilik polis ve jandarma kuvveti kurulacak, oran %60 Rum ve %40 Türk olacaktı.4 Hepsinden önemli olarak İngiltere, Türkiye, Yunanistan'ın garantör oldukları bir de ayrı "Garanti Antlaşması" imzalanmıştı. Buna göre Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve güvenliği, her 3 devletin ortak sorumluluğuna veriliyordu. Ancak “Topluca ve uyum içinde davranmanın imkansız olacağı" durumlarda "Ancak bu antlaşma ile belirtilen esasları tekrar yerine getirmek koşuluyla" herhangi bir garantör devlet yalnız başına harekete geçebilecekti.

4

Sever, age., s.20.

24


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Kıbrıs Cumhuriyetinin, Cumhurbaşkanı Rum, (Başpiskopos Makarios), Yardımcısı Türk (Dr. Fazıl Küçük) olmak üzere seçildiler. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti; % 70 Rum, %30 Türk hâkimiyeti üzerine kurulmuştu.

Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde yeni devletin savunmasını yapmak üzere bir Kıbrıs Ordusunun kurulmasına karar verilmişti. Bunlardan başka Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında bir de "Askeri ittifak Antlaşması" imzalandı. Bu antlaşmaya göre, 950 kişilik Yunan ve 650 kişilik Türk askeri adaya gönderilecek ve Kıbrıs ordusunun eğitimini de üstleneceklerdi.

25


ALİ DENİZLİ

Türk kontenjan alayı 650 kişilik mevcutla 1960 yılında Kur. Alb. Turgut Sunalp komutasında, Magosa limanından adaya çıkarak Lefkoşa'da Ortaköy bölgesine konuşlandırıldı. Yunan alayı 1093 kişilik mevcutla Lefkoşa'da Yerolokko bölgesine konuşlandı. Ancak kurulan Kıbrıs ordusu kısa sürede Yunanlıların kontrolünde gelişerek Türklere karşı bir tehdit unsuru olmaya başladı. II. Akritas Türkleri yok etme Planı Üstelik, Türklerin henüz "Akritas Planı" denen Rum gizli planından da haberleri yoktu. Makarios'un direktifi ile 1961'de Yorgacis, Tassos Papadapoulos ve Glafkos Klerides tarafından hazırlanan bu plan "Şef Akritas" kod adı ile imzalanmıştı. Akritas Planının özeti şöyleydi: A. Zürih ve Londra Antlaşmaları tatmin edici ve adil olmadığı gibi, adadaki toplumların hür iradelerini de yansıtmamaktadır. Bu bakımdan antlaşmaların Kıbrıs sorununu çözmediğini yaymak ve dünya kamuoyunu buna inandırmak.

26


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

B. Buraya kadar olan dönemde başarı kazanılınca, Türklere anayasa değişiklik önerilerini bildirmek. Türkler bu önerileri kabul etmedikleri takdirde silahlı bir oldu bitti ile anlaşmaları ortadan kaldırmak. Bu oldu bitti süratle yapıldığı takdirde Enosis'i ilan ederek Yunan ordusunu adaya davet etmek. VIII. Makarios 'un Türkleri Eritme Politikası; Makarios, İngilizlerin 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken Yunanistan'a gönderdikleri Albay Grivas'ı tekrar Kıbns'a davet etti ve 1963 yılından itibaren Türklere karşı geniş çaplı eylemleri başlattı.

27


ALİ DENİZLİ

Bununla da kalmadı Kıbrıs Türklerinin aynen Giritte olduğu gibi topyekun imhasını sağlamak üzere İçişleri Bakam Polikarpos Yorgacis'e AKRİTAS planını hazırlattı. Makarios başlangıçta Grivas ile aynı düşüncede olup, Kıbrıs'taki Türkleri toptan imha etmeyi planlıyordu. Eğer Kıbrıs Türk'lerinden kendi rızaları ile adadan ayrılmayanlar ve direnenler olursa, onlara karşı eritme politikası uyguluyordu. Kıbrıs Cumhuriyetinin yönetim kademelerinde, turizm işletmelerinde ve limanlarda türkler daima ikinci planda tutuluyor, az ücret veriliyor ve en kötü işlere sürülüyorlardı.

Ziraat konusunda da durum aynı idi. Yan yana iki tarladan, Rum'a ait olan tarla sulak ve verimli, Türk'e ait olan tarla çorak ve verimsiz idi. Araştırıldığında görülür ki; Kıbns'da yer altı suları az olduğundan su çıkarma, izine bağlıdır. Rum Ziraat odası, Türk'e kuyu açma izni ve suyu çekecek motopomp'u ve gübresini vermez, yetiştirdiği cılız ürününü'de değerlendirmezdi. Amaçları; Kıbrıs Türkünün tarlasını Rum'a satmasını ve adayı terk etmesini sağlamak, Türk'ü buna mecbur bırakmaktır. 28


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Cumhurbaşkanı Makarios; Türkleri, Kıbrıs'dan, asimile politikası ile eriterek veya canından bezdirerek kaçırmak suretiyle yok etmek üzere her yolu deniyor ve Enosis hedefinden asla vazgeçmiyordu.Halbuki Makarios sabırla, uzun vadede Enosis hedefine ulaşmak istiyordu. Makarios, Kıbrıs Türk’ünü sinsice eritmek, asimile etmek, dininden ve Türklüğünden vazgeçmeyenleri canından bezdirerek adayı terke mecbur etmek suretiyle Kıbrıs'ı önce bir Rum adası yapmayı, sonra Enosis'i gerçekleştirmeyi planlıyordu. Bu yüzden, Makarios'la Grivas’ın arası açıldı. Grivas'la daha doğrusu Yunanistan'la Enosis'in uygulanmasındaki metot konusunda anlaşamadılar. Rumlarda iki başlı liderlik söz konusu oldu.

29


ALİ DENİZLİ

IV. Aralık 1963 Katliamları Akritas planının ilk uygulaması 20/21 Aralık 1963 gecesi oldu. O gece Lefkoşa Türk kesiminde evlerine gitmekte olan kadınlı erkekli bazı Türkler arabalarından indirilerek silah aramasına tabi tutuldular. Türklerin itirazı üzerine Rum polisler kalabalığa rastgele ateş açtılar. Olay yerinde 2 Türk öldü. Bazıları da yaralandı.Ertesi sabah Rum polisler Lefkoşa Türk Lisesi'nin önünden geçerken, öğrencilerin protestosu üzerine açtıkları ateşle 2 öğrenciyi yaraladılar. Gece Atatürk Anıtı kurşunlandı. 22 Aralık'ta çatışmalar yoğunlaştı. İki taraftan da ölenler ve yaralananlar oldu. Eski silahları ve sınırlı imkanları ile Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) yani mücahitler, ağır silahlarla donatılmış Rum Gizli Ordusu ve sözde Devlet Güvenlik Kuvvetleri olan Rum polislerine karşı dövüşmekteydi. Sonraki günler, çarpışmalar diğer şehirlere ve köylere de yayıldı. İlk gün Türklerin kaybı 6 ölü ve 50 kadar yaralıyı buldu. Reuter ajansı dünyaya haberi "Kıbrıs'ta bir harp patlamıştır. Meydan çarpışmaları devam ediyor" diye veriyordu. Köyler daha da feci durumdaydı. Rum çeteleri dağınık Türk köylerindeki zayıf direnişleri kırarak önüne geleni öldürüyor, yakıyor, yağmalıyordu. 1964 Türk Kayıpları Olayların yatışır gibi olduğu Nisan 1964 başlarında durum Türk toplumu için çok kötü görünüyordu. 4 aylık süre içinde Türkler 364 kişi kaybetmişlerdi. Rumların kaybı ise 176 idi. Boşaltılan köyler dolayısı ile göçmen duruma düşenlerin sayısının 25.000 kişiyi bulduğu tahmin ediliyordu. Türk köyleri ve kentleri tam bir Rum kuşatması altındaydı. Üstelik bir de ekonomik abluka altındaydılar. 30


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

V. Katil Grivas’ın Erenköy Katliamları (8 Ağustos 1964) Grivas gücünü bir kere de Erenköy'de kanıtlamak istedi. Erenköy'e taarruz için büyük bir kuvvet topladı bölgede. Hedef Erenköy ve Türklerin Akdeniz'e dökülmesiydi. Adanın her yerinden Rumlar Türklerin Akdeniz'e dökülmesini görmek için buldukları her türlü araçla Erenköy bölgesine geldiler. 8 Ağustos'ta Rumlar taarruza başladılar. 1963 Kanlı Noel'inde başlayan ve 8 ay sonra Erenköy savaşıyla sona eren kanlı Rum saldırıları artık durmuştu. Türkler silahlı çarpışmalarda fazla ezilmemişlerdi. Ancak Londra Antlaşması ile elde ettikleri hakları ellerinden gitmiş, küçücük yerleşik birimlerinde sıkışıp kalmışlardı. 31


ALİ DENİZLİ

VI. Rumların 1967 Kasım Katliamları General Grivas, adaya döndükten sonra, Yunan Genelkurmayı'nı ve adadaki eski EOKA'cıların desteği ile tüm muhafız gücünü elinde toplamış, Makarios'un Türkler’e ekonomik ambargo uygulayarak Enosis'e ulaşmak fikrinin karşısında yer almıştı. Ona göre böyle bir uygulama, işi uzatır ve kangren haline getirirdi. Bu iş ancak kestirmeden bir baskınla ve silahla çözümlenebilirdi. Grivas dikkati çekecek derecede ve hızla güçlenmekteydi, 950 kişilik Yunan alayı dışında 20.000 Yunan askeri getirtmiş, 10.000 kişilik Rum Milli Muhafız Birlikleri'ni de kendi emrine almıştı. Bu kuvvetler, otomatik silahlar, topçu ve zırhlı araçlarla donatılmıştı. Türkler de boş durmuyordu. Gizli yollardan, Türkiye'den hafif silah ve cephaneyi getirmekte, örgütlenme ve eğitimlerini sürdürmekteydiler.

31 Ekim 1967 VIII. Rauf Denktaş’ın Yakalanması Kıbrıs Türk Toplum lideri Rauf Denktaş Türkiye'den gizlice gelmiş, adaya çıkarken Rum polisi tarafından yakalanıp tutuklanmış, bu durum adada tansiyonu iyice yükseltmişti. Makarios 1964'ten beri Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesine izin vermiyordu. Denktaş yanında arkadaşları Nejat Konuk ve Erol İbrahim olduğu halde 31 Ekim 1967 gecesi bir motorla gizlice Anadolu güney kıyılarından hareketle Karpas yarımadasına çıkmış, motorcunun yanlış yere yanaşması sonucu yakalanmışlardı. Türkiye'nin baskısı sonucu Makarios, 12 Kasım'da Denktaş ve arkadaşlarını Türkiye'ye iade edecekti. 32


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 15 TEMMUZ 1974 NİKOS SAMPSON DARBESİ VE GELİŞMELER I. 20 Temmuz 1974 Öncesi Genel Durum Makarios, Yunan cuntasına Karşı (16 Haziran 1974) Makarios, Yunan cuntasının pek yakın bir gelecekte adada bir hükümet darbesi yaparak kendisini uzaklaştıracağını ve adayı Yunanistan'a bağlayacağını 16 Haziran 1974 günü resmen ilan etti. Sosyalist ve Komünist Partililerin desteği ile Türk ve Yunan baskısından kurtulmanın çarelerini aramaya başladı.

33


ALİ DENİZLİ

Buna paralel olarak Türklere uygulamakta olduğu ekonomik baskıyı artırmıştı. Türklerle ilgili planlarını ileri tarihlere ve kendisi için kesin olan asıl tehlikeleri önlemesine yönelmiştir. • EOKA-B örgütünü kanun dışı ilan etmek. • Geniş çapta arama ve tutuklamalar yapmak • EOKA-B'nin kanlı olaylarını halka açıklamak. • EOKA-B için Atina'dan her ay 100.000 Kıbrıs Lirası gönderildiğini açıklamak. • Atina'nın her yıl büyük miktarlarda parayı cunta taraftarı sağcı kuruluşlara gönderdiğini açıklamak. • Kanun dışı ilan ettiği EOKA-B'nin cunta tarafından yönetildiğini belgelere dayanarak açıklamak. Makarios'un, EOKA-B örgütünü kanun dışı ilan ederek örgüt mensuplarının teslim olmaları için belirli bir süre tanıması, esasen Rumlar arasında var olan sağ-sol çatışmasını iyice alevlendirmiştir. Makarios, Haziran ayında yedek polis teşkilatını harekete geçirerek, EOKA-B'li avına girişmiş ve geniş çapta tutuklamalarla bu örgütü etkisiz hale getirmiştir. Rum Milli Muhafız Ordusu'nu (YEEF) da tam olarak kontrol altına almak gayesiyle ordunun Yunanlı subaylardan oluşan Genelkurmayına savaş açmıştır. Bu maksatla bir seri tedbirler almış ve Yunan cuntası Cumhurbaşkanı Fedon GİZİKlS'e 2 Temmuz 1974 tarihinde yazdığı mektupta: "RMM Ordusu'nun 20.000 kişilik mevcudunun 10.000 kişiye, 24 aylık askerlik süresinin ilk aşamada 18 aya, bilahare 12 aya indirildiğini bildiriyor ve Yunanlı subaylardan oluşan 650 kişilik komuta heyetinin geri çekilmesini" talep ediyordu.

34


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Makarios bunlara ilaveten cuntayı tehdit ederek "Ben Yunanistan'ın Kıbrıs'a atanmış valisi değilim. Şu anda sadece Kıbrıs'ın değil tüm Elen'lerin de yegâne meşru lideriyim. Bana buna göre muamele ediniz" demiştir. Makarios, bütün bu istekleri için 20 Temmuz'a kadar süre verirken, bir taraftan da güvenilir adamları aracılığı ile, sürgündeki Yunan kralı ve Karamanlis ile temas sağlayarak, "Sürgündeki meşru Yunan Hükümeti'ni Kıbrıs'ta kurma" hazırlığına başlıyordu. Olaylar bu şekilde gelişirken, Rus elçisi onun baş danışmanı olarak her an yanında bulunu-yordu. Rusya Kıbrıs'ın bağımsızlığı ve Makarios'un güvenliği konusunda Yunanistan'ı uyarıyor ve Makarios'a temi-nat veriyordu. Amerika ise, Türkiye ve Yunanistan'a karşı Makarios'a teminat vererek Süveyş Kanalı'nı temizleyen özel görev kuvvetinden 1.500 kişilik bir kuvvet ile temizleme çalışmalarında kullanılan bir kısım helikopterleri geçici barınak temini karşılığında adaya sokuyordu. Böylece Türkiye'nin adaya müdahalesi güçleşecekti. 2 Temmuz 1974 2 Temmuz 1974 günü Yunanistan'daki Cunta'nın en güçlü adamı ve gizli lideri olan Gn. Yuanni35


ALİ DENİZLİ

des, RMMO Kur. Bşk. Gn. Papadakis'i, Kıbrıs Yunan kon-tenjan A.K. Alb. Gerorgitsis'i ve Kom. A.K. Alb. Kombokis'i, Kıb-rıs'tan Yunanistan'a çağırdı ve Makarios'un devrilmesini ger-çekleştirecek olan "APOLLON" Harekât Planı'nın hazırlanma-sını emretti. Yunanistan'daki Cunta, Cumhurbaşkanı Makarios'a karşı, 15 Temmuz 1974 sabahı, Nikos Sampson liderliğinde, RMMO’na bir darbe yaptırdı. 15 Temmuz 1974 RMM Ordusu’nun Makarios’u yok etmeğe Çalışması 15 Temmuz darbesi ile, adadaki Makarios yanlısı birliklerle darbeciler arasında kıyasıya bir iç savaş başlamış ve bu iç savaş bilinçsizce 19 Temmuz gününe kadar sürmüştür. Nihayet RMM Ordusu 15 Temmuz 1974 sabahı saat 07.30'da operasyona başlamış, Makarios'un sarayını tank ateşine tutmuş, Yedek Polis Teşkilatı'nı ezmeye ve solcu avına başlamıştır. Polis merkezleri ve karargâhlarını, devlet dairelerini ele geçirmiş ve Makarios'un öldürüldüğünü radyodan ilan etmiştir. Yapılan tebliğde, Kıbrıs Elen Cumhuriyeti'nin kurulduğu ve MAHİ gazetesinin sahibi sağcı milletvekili Nikos SAMPSON'un cumhurbaşkanlığına getirildiği bildirilmiştir. Rum radyosu, yapılan hareketin Rumların bir iç sorunu olduğunu, Türklerin can ve mal gü-venliğinin garanti edildi-ğini belirtirken Yunan Alayı istikametinden birkaç havan mermisi atılmıştır. Bu olay Barış Gücü kanalı ile şiddetle protesto edildi ve hemen TMT ve K.T.K. Alayı'na "Takviyeli Alarm" verildi. II. Nikos Sampson Darbesi ve Adadaki Gelişmeler 15 Temmuz 1974 15 Temmuz 1974 günü sabahın erken saatlerinde, Rumlar ve Türkler, Rum radyolarının çaldığı marşlarla uyandılar. Rum Radyolarından, "Makarios'a karşı, Nikos Sampson Liderliğinde, Rum Muhafız Ordusu (RMMO)'nün bir darbe yaptığı, bombalanan Cumhurbaşkanlığı Sarayında Makarios'un öldüğü ve kurduğu yedek polis kuvvetlerinin 36


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

tutuklandığı, mukavemet edenlerin ise imha edildiği" haberleri tekrarlanıyordu. Saat 08.00 15 Temmuz 1974 sabah saat 08.00'dan itibaren, Yunan subaylarının kontrolündeki, RMMO ve EOKA terör örgütü militanları, Yedek Polis kuvvetlerini ve Makarios taraftarlarını temizlemeye başladılar. Sadece adada bulunan Yunan Subayları değil, 14 Temmuz 1974 gecesi Olimpik Hava yollarına ait özel bir uçakla Yunanistan'dan 100 Subay Makarios'a karşı darbeyi yürütmek üzere Kıbrıs'a geldi. Polisler EOKA-B'nin eline geçmişti. Tüm önemli mevkilere EOKA-B mensupları getirildi... Polis yeniden organize olduktan sonra Makariosçular sorguya çekilmeye başlandı. 16 Temmuz günü ölü sayısı 150, yaralı sayısı 500'ü geçmiş, 15 Temmuz 1974 darbesinden sonra EOKA-B ve RMM ordusu, Rum kesiminde Makarios yanlılarını sindirmek için zulüm ve yağma ile birlikte pek çok da kan akıtmış ve hatta bir kısım Rum'u diri diri gömmüştür. Barış Harekâtı'ndan sonra bu vahşeti, biri de Akel Partisi genel sekreteri olan pek çok Rum açıklamış ve bu açıklamalar Rum gazetelerinde yayınlanmıştır. 5 Makarios'un Cumhurbaşkanlık Sarayı, Komando Alay K.nı Alb. Kombokis'in, 31 ve 33 ncü Kom. Tb.ları ve RMMO'nun 21 ve 23 ncü Tnk Tb.ları tarafından sarılarak Tank ve roketlerle yoğun bir şekilde ateş altına alındı. Başkanlık sarayını savunan, 40 Özel muhafız ve 150

5

Cumhur Evcil, Yavru Vatan Kıbrıs’ta Zaferin Hikayesi, Ankara 1999, s.9-10.

.

37


ALİ DENİZLİ

Yedek Polis (Epikouriki) 3 saat kadar direndiler. 50 kadar muhafız öldürüldü. Saray tank ateşi ile tamamen tahrip edildi. Komandolar saraya girdiklerinde Makarios'un cesedini bulamadılar. Makarios, Papaz cübbesini çıkarmış sivil bir elbise ile sarayın arka kapısından iki muhafızının yardımı ile kaçmıştı.

Makarios İngiltere’ye Kaçıyor Bir araçla Lefkoşa'yı terk ederek önce Torodos'a oradan Baf’a doğduğu köye Panayia'ya ulaştı. İngiliz üssüne sığındı. Baf da darbecilere karşı mücadeleyi örgütleyerek, 17 Temmuz 1974 günü BAF'ta kurulan bir İngiliz vericisinden Kıbrıs Rumları'na seslenerek mücadeleyi sürdürmelerini ve faşist SAMPSON yönetimine karşı direnmelerini isteyen Makarios İngilizlerin sağladığı helikopterle Malta Ada'sına oradan Londra'ya geçti. 38


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM (TMT) TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI I. TMT.'nin Kurulması: 1955 yılında kurulan EOKA terör örgütüne karşı, Kıbrıs Türk toplumu yalnız ve çaresiz halde idi. İşte bu şartlarda halkın içinden çıkan vatansever kişiler önce, Kara Çete, 9 Eylül, Volkan daha sonra, 1 Ağustos 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) isimli örgütü kurdular. TMT'yi ilk kuranlar; Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Mustafa Kemal Tanrısevdi isimli vatansever Kıbrıslı Türklerdi.

39


ALİ DENİZLİ

II. Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nin görevi; A. Kıbrıs Türkünün can ve mal emniyetini sağlamak. B. Kıbrıs Türkünün ada'dan göç etmesine mani olmak. C. Kıbrıs’taki Türk varlığının hukuki haklarını korumak. D. Kıbrıs Türk Halkının Milli şuurunu yükseltmek EOKA terörüne karşı birlik ve bütünlüğünü, moral değerlerini muhafaza etmek. E. Anavatan Türkiye ile bağları güçlendirmek idi. Görülüyor ki, Rum EOKA yer altı teşkilatı kurulup Türklere karşı eylemlere başladıktan 3 yıl sonra TMT bir savunma teşkilatı olarak kurulmuştur. Yunanistan’dan askeri personelin gelmesi üzerine Türkiye'de Kur.Alb. rütbesinde Bayraktar ve değişik rütbelerde subaylar göndererek Kıbrıs Türkünü eğitmeye başlamıştır. TMT kurulduktan kısa bir süre sonra yukarıda sıralanan görevleri yerine getirmiş ve Türk toplumunu EOKA'ya karşı gerektiğinde silahlı eylemelerle koruyarak Kıbrıs Türkü'ne büyük bir moral ve mücadele azmi kazandırmıştı. Türk Toplumunun ilk günden beri liderliğini yapan Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türk Toplumunun Liderliğini 1973'de Rauf Denktaş'a devretmişti.

40


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Dr. Fazıl Küçük bir tıp doktoruydu halkın bütün kesimiyle kaynaşmış ve "Kıbrıs davası Türkiyesiz kazanılmaz" fikrini Türk toplumuna benimsetmişti.

Rauf Denktaş hukukçu olup avukatlık yapıyordu. Babası Raif Denktaş da Yüksek Mahkeme Başkanlığı yapmış ve Anavatan Türkiye’deki Atatürk inkılâplarını Kıbrıs'ta uygulamakta önderlik etmişti. Rauf Denktaş bilhassa hukuk bilgisiyle Türk toplumunun Uluslararası ilişkilerde haklarını hukuki yönden en iyi şekilde koruyordu. Denktaş Türk toplumu liderliğini aldıktan sonra bütün gücü ile mücadeleye atılmıştı.6

6

Kalelioğlu ,a.g.e.,s.22-23.

41


ALİ DENİZLİ

TMT Teşkilatında Yıllarca Görev Yapan E.Alb. İsmail Tansu Şöyle Anlatmaktadır: 1814 yılında başlayan "Megalo– İdea" hayalleri yeniden canlanmış, "Enosis" Kıbrıs 'ı Yunanistan'a ilhak sloganları ile bir kampanya başlatmışlardı. Bu bağlamda, Yunanistan Hükümeti 'nin desteği ile, Yunanlı Albay Grivas ve bir kısım Yunanlı Subay 'ın yönetiminde fanatik Rum gençlerinden oluşturulan "EOKA" adında bir terör örgütü kurdurulmuştur. "EOKA Karşısında bizimkiler ne yapıyorlar? Uyuyorlar mı?" Gerçek şu ki; Kıbrıs sorununun barışçı yoldan kolaylıkla çözümlenemeyeceğini gören T.C. Hükümeti, 1958 yılı başında, Kıbrıs'da EOKA'ya karşı, Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M. T.) 'nin kurulmasına izin vermişti. Örgütü Kurmayı üstlenen Genel Kurmay Özel Harp Daire 'sinin uzman subayları da Kıbrıs'a giderek T.M.T.'i kurmuşlardı. Örgüt Kıbrıs Türk Halkı'nın bağrından çıkarılan erkek-kız mücahitlerle oluşturulmuş ve Türk subayları tarafından yönetilmiştir. Türkiye'den gönderilen silahlarla da donatılmıştır. Böylece T.M.T.; Rumlarla çatışmanın kaçınılmaz olacağı güne kadar, çalışmalarını ve hazırlıklarını, son derece gizlilik ve suskunluk içinde sürdürmüştür. Bu suskunluk 21, Aralık 1963 gününe kadar dikkatle korunmuştur. O gün, Rum lideri Papaz Makarios'un, Akritas "Türkleri imha" planı uyarınca, Albay Grivas Komutasındaki EOKA teröristlerine yaptırdığı ve "Noel Katliamı" olarak da anılan, "Türkleri yok etme harekatı" karşısında; T.M.T.'nin kahraman mücahitleri, silahlarına sarılıp yeraltından açığa çıkmış ve EOKA'nın karşısına dikilmiştir. Bu sürpriz direniş karşısında şaşkına dönen Makarios'un Akritas planı da suya düşmüştür. Bu surette, T.M.T.'nin onbir yıl süren tarihi direniş süreci başlatılmış ve 1974 Temmuz ayında Türk Barış Harekatı 'na kadar kahramanlık destanları yaratılarak sürdürülmüştür. İşte görülüyor ki; "ASLINDA HİÇ KİMSE UYUMUYORDU" yaşadığı toprakları VATAN YAPMAK için uyumayanlar, Türk Bayrağı ve Kuran'a el basarak, yürekten seslendirdikleri aşağıdaki andı içerek Mücahitliğe ve mücadeleye ilk adımlarım atıyorlardı. "Kıbrıs Türk'ünün yaşayış ve Hürriyet'ine, malına, her türlü ananesine ve mukaddesatına, her nerede ve kimden olursa olsun vaki 42


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

olacak tecavüzlere karşı koymak için, kendimi YÜCE TÜRK ULUSU'na ADADIM. Gördüğüm, duyduğum ve hissettiklerimi ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa etmeyeceğime, ifşaatın ihanet sayılacağına ve cezasının ölüm olduğuna, verilecek cezayı seve seve kabul edeceğime namusum ve şerefim üzerine AND İÇERİM. And içerek başlayan mücadele sonucunda bu gün Kıbrıs Türkü özgürdür, bağımsızdır ve kendi devleti olan KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'ni kurmuştur. Bu gün kurdukları bu devlet, uluslararası arenada tanınmadığı için 1950 'li yıllarda başlayan mücadele devam ediyor. Gençlerimizin de, bu anılardan alacakları gıda ile beslenerek geleceğe yön vermelerini diliyor ve bekliyoruz.” 7 diye anlatmaktadır. III. Teşkilatın Yapısı 1963 yılında RMMO, ilçelerde tugay çapında teşkilatlanarak EOKA ter ör örgütünün katliamlarına destek verince, hatta Erenköy'de olduğu gibi RMMO, Türk köylerine taarruz ederek sistemli katliamlar yapınca, TMT'de teşkilatını geliştirerek ilçelerde Sancaktarlıklar şeklinde örgütlendi.

TMT'nin ana karargâhı Lefkoşa'da olup Bayraktarlık adını aldı. Bayraktar Kurmay Albay rütbesinde bir Türk subayı idi. Yardımcısı koordinatör'de Kurmay Albaydı. Her ilkede, Albay veya Yarbay rütbesinde bir Sancaktar bulunuyordu, Sancaklar Alay teşkilatında birliklerdi. Her Sancağa büyüklüğüne göre Mücahit taburları ve müstakil bölükler bağlıydı. Sancaktarlıklar, TMT'nin nizami birlikleri idi. Türk kan-

7

İsmail Tansu , Aslında Kimse Uyumuyordu , İstanbul 2001,s.12.

43


ALİ DENİZLİ

tonal bölgelerinde personel üniforma giyiyor ve askeri törenlerle halkın mukavemet ve mücadele duygularını kuvvetlendirmeye çalışıyordu. Ancak üniformalı bir mücahit Rum Polisi veya RMMO tarafından görüldüğü yerde tutuklanıyordu. BM Barış Gücü'de üniformalı ve silahlı hiçbir faaliyete izin vermiyordu. IV. TMT'nin Konuşu LEFKOŞA'da bulunan BAYRAKTARLIĞA bağlı 10 Sancak halinde teşkilatlanmıştır. Sancakların yerleri ve birlikleri de şöyledir; LEFKOŞA Sancaktarlığı, BOĞAZ Sancaktarlığı, MAGOSA Sancaktarlığı , SERDARLI Sancaktarlığı, LİMASOL Sancaktarlığı, BAF Sancaktarlığı, LEFKE Sancaktarlığı, LARNAKA Sancaktarlığı, YEŞİLIRMAK Sancaktarlığı, ERENKÖY Sancaktarlığı.

V. TMT'nin Askeri Gücü Sancaktarlıklara bağlı Tabur ve Bölüklerin mevcudu çok azdı. Kadrosu 120 olan bir P.Bl.nün mevcudu 15-20 kadardı. Seferde doldurulacak kadrolar için ihtiyat personele tazeleme eğitimleri yaptırılarak 44


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

personel zafiyeti giderilmeye çalışılırdı. TMT'ye ait Deniz ve Hava Gücü olmadığı gibi, Topçusu ve Zırhlı aracıda yoktu. TMT'nin mevcudu 6000 kadardı. Kıbrıs’ta bu şartlar yaşanırken, Üsteğmen Oguz Kalelioğlu, 1973 tarihinde Kıbns'ta Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nin Magosa Sancağında, Merkez Tabur Komutanı olarak göreve başladı. Mağusa Mücahit Tabur Komutanı Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu şöyle anlatmaktadır; “RMM Ordusu ve Yunan Kuvvetlerine karşı Mücahit Komutanı olarak kilit bir rol oynayan Sadi Bey, kod adlı Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu, 1966 yılında Kara Harp Okulundan topçu subayı olarak mezun oldu. Topçu okulunu bitirdikten sonra Kandıra ve Erciş'te batarya komutanlığı yaptı. 1972 yılında Kara Harp Okulu Öğrenci Alayında görev yapan Kalelioğlu, 1973 yılında Özel Harp Kursunu görerek, Kıbrıs'a gitti. Mağusa'da Mücahit Tabur Komutanı olarak görev aldı. Mağusa bölgesinde gerek harekât öncesi gerek içinde ve gerekse harekâttan sonra ilginç olaylar yaşayan Kalelioğlu'ndan Mağusa harekâtını ve yaşadığı ilginç olayları dinliyoruz. Eylül 1973 tarihinde Kıbrıs'a geldiğim zaman. O tarihte Magosa Limanı başta olmak üzere Kıbrıs'ın her yerinde Kıbrıs Cumhuriyetinin Bayrakları yerine, Yunan Bayrakları dalgalanıyordu. Devlet dairelerinde, karakollarda, okullarda hatta Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'un sarayının önünde bile Yunan Bayrağı vardı. Adeta Kıbrıs fiilen Yunanistan'a ilhak edilmiş, ancak; hukuken adı konmamış bir halde idi. 1963'de Rum tarafı, Türkleri devlet dairelerinden uzaklaştırarak, EOKA terör örgütü ve RMMO Türk köylerini ve mahallelerini sararak sistemli katliamlara başlayınca, Türk ve Rum bölgeleri fiilen birbirinden ayrılmıştı. 45


ALİ DENİZLİ

Türklerle meskun bölgeler tecrit edilmiş bir halde idi. RMMO tarafından sık sık barikatlar kuruluyor aramalar yapılıyor, Türk Bölgelerinde herkes ve bilhassa lider olacak kişiler sorgulamalara alınıyor ve saf dışı ediliyordu.” 8diye anlatmaktadır.

VI. TMT'nin Savunma Planları: Genel Savunma Planı (GESAP)'nın, BOZKURT-70 EK'ine göre TMT Birlikleri bölgelerini savunacaklar, Kıbrıs Türkünün can ve mal emniyetini koruyacaklar, TSK.leri gelinceye kadar zaman kazanacaklar ve mümkün olduğu kadar düşmanı, bölgelerinde tesbit ederek Çıkarma bölgesine kuvvet kaydırılmasına engel olacaklardı. Bayraktarlığın, verdiği emre göre her Tb. ve müstakil Bl.bölgesini savunacak ve KTBK. gelinceye kadar zaman kazanacaktı. 8

Kalelioğlu, age., s.27.

46


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

E.Korgeneral Muzaffer Sever‘i evinde ziyaret ettim, rahatsızdı, buna rağmen değerli kitabını imzaladı, teşekürlerimi sunuyorum, kaynak kitap olarak faydalandım. E. Korgeneral Muzaffer Sever şöyle anlatmaktadır; “Şimdi MARTI' dan ve onun bağlı olduğu Bayraktarlık (TMT)'tan söz etmek istiyorum. Aksi takdirde diğer bölgelerdeki durum, uzaktan bakanlara toz pembe görünebilir. Bayraktarlık (TMT) birlikleri Yıldız-70 planına paralel olarak yapılmış Bozkurt-70 planının, Yıldız-70 Atma-4 planına göre tadil edilmiş şeklini uygulamaktaydı. TMT birliklerinin en önemli görevi, mümkün olduğu kadar çok RMM birliklerini üzerine çekmek, RMM Komutanlığının çıkarma ve üçgen bölgelerine kuvvet kaydırmasını önlemekti. İçi boş küçük yuvarlaklarda 10-20 kişilik adı bölük ya da takım olan unsurlar bulunuyor. Tüfekleri çok eski model tek ateşli piyade tüfekleri, bir kısmı av tüfeği idi makineli tüfekleri yoktu. Tektük makineli tabancaları ise Lefkoşa'da adını Kırıkkale fabrikası verdiğimiz atölye yapımı idi. Aynı fabrika yapımı makineli tüfeklerde vardı. Ancak bu silahlar uzaktaki köy gruplarına gönderilemiyordu. Zaten bunlarında kapak takımları ele geçen malzemelerden yapılıyordu ve kısa sürede aşındığı için silah elden çıkıyordu. Bu birlikler aileleri ile birlikte idi. Her türlü silah, araç, gereç sahibi olan Rumlara karşı ölüm-kalım savaşı veriyorlardı. Onların bu korkunç müdahalesini anlatmaya kelimeler yetmez. Bu tam bir Kurtuluş Savaşı görünümü idi. Köy gruplarında 16-60 yaşlarındaki erkekler silahlı çatışma içindeydi. 47


ALİ DENİZLİ

Kızlar, kadınlar ve çocuklar erkeklerinin ve büyüklerinin yanı başında bu ölümüne mücadeleye destek oluyorlardı.”9 diye anlatmaktadır.

9

Sever, age., s.129-130.

48


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

BEŞİNCİ BÖLÜM TÜRK VE YUNAN ALAYLARI VE SAVAŞ PLANLARI I. RMMO'nun( Rum Milli Muhafız Ordusunun ) Planları : Türkleri imha ederek ENOSİS'i gerçekleştirmeyi amaçlıyan KIBRIS Rumlarının bu amaca yönelik iki esas planları mevcuttu. RMMO'nun Planlarının, iki ana hedefi vardı; 1 ncisi; İç düşman kabul ettiği Mücahit Kuvvetlerini ve Türk halkının Mukavemetini yok etmek. (FESTİOS-74 Planı) 2 ncisi; Türk Çıkarmasına mani olmak ve çıkan kuvvetleri imha etmek. (AFRODİT-74 Planı) FESTOS Planı: Bu plan Türklerle ilgili olup, Ada Türklerini imhayı amaçlıyordu. AFRODİT Planı: Bu plan Ada'ya yapılacak çıkarma ve indirmelere karşı koymaya yönelik bir plandı. AFROİD Planı; LEON Planı, AETOS Planı ve VELOS Planı olmak üzere üç alt plandan oluşmaktadır.

A. LEON (ARSLAN) Karşı Taarruz Plânı: Türk çıkarmasının Magosa kıyılarından olması ve çıkarmanın kıyıda durdurulamaması halinde kıyıda savunan 1 nci YATK birliklerine ilaveten Zh.A. ve Yunan kontenjan alayı ile birlikte 12 nci P. A. 2 P.Tb. ile çıkan kuvvete, karşı taarruzu öngören "LEON" karşı taarruz plânı hazırlanmıştı. 49


ALİ DENİZLİ

B. AETOS Planı : GÜZELYURT KÖRFEZİ'ne çıkacak Türk Birliklerine karşı uygulanmak üzere hazırlanmıştır.

C. VELOS Planı : Bu plan, çıkarmanın GİRNE bölgesinden yapılacağı durumuna göre hazırlanmıştır. Plan ana hatlarıyla şöyleydi; Batıdan doğuya 9 ncu P.A., Tnk.Birliği ve 12 nci P.A. taarruz kademesinde, YUNAN Kontenjan Alayı TÜRKELİ bölgesinde ihtiyatta olarak tertiplenecek; 50


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Çıkarmanın Girne kıyılarından yapılması halinde, uygulanacak plân VELOS karşı taarruz plânı idi. Zh. A. ve Yunan Kontenjan Alayına ilaveten 9 ve 12 nci P.A'ları ile 3 P.Tb. karşı taarruza katılacaktı.10

YUNAN Kontenjan Alayının Görevi : Hava desteğinden ve her türlü ağır silah ateşlerinden mahrum TÜRK Alayını 20 TEMMUZ gecesi imha etmek. Bilahare Türk çıkarmasının MAGOSA bölgesinden yapılması durumunda BA10

Kalelioğlu, age., s.20-21.

51


ALİ DENİZLİ

LIKESİR bölgesinde; GİRNE bölgesinden yapılması durumunda TÜRKELİ bölgesinde; GÜZELYURT körfezinden yapılması durumunda, YILMAZKÖY bölgesinde RMMO'nun ihtiyatını teşkil etmek. İhtiyat olarak birinci öncelikle BOĞAZ bölgesine inen komando birliğine taarruz etmek; daha sonra RMMO birlikleriyle birlikte inen ve çıkan kuvvetlerimizi denize dökmek. RMMO muhtemel Türk çıkarmasının 1 nci öncelikle MAGOSA'dan, hava indirme ve uçarbirlik harekatının LEFKOŞA kuzeyinden yapılacağını değerlendirerek savunmasını kuvvet çoğunluğu MAGOSA ve LEFKOŞA bölgesinde olacak şekilde tertiplenmiştir.

II. TÜRK tarafının askeri durumu : K.T.K.A. (KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI) : KIBRIS TÜRK Kuvvetleri Alayı 19 ŞUBAT 1959 tarihinde onaylanan ve TÜRKİYE-KIBRIS-YUNANİSTAN arasında ittifak antlaşmasına göre kurulmuş ve KIBRIS'a gelmiştir. 52


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu antlaşmaya göre; KIBRIS'ta bir üçlü Kh. kurulacaktır. Bu karargaha TÜRKİYE 650, YUNANİSTAN 950 kişilik Subay, Astsubay ve Er birliği ile iştirak edecektir. Bahsi geçen TÜRK ve YUNAN Subayları KIBRIS CUMHURİYETİ Ordusunun talim ve terbiyesini sağlayacaktır. Antlaşma şartları gereğince, 12 OCAK 1960 Salı günü kafile komutanı Kur.Alb. Turgut SUNALP başkanlığında oluşan öncü kafilesi LEFKOŞA'ya gelmiştir. Bu kafileye KTKA'nın LEFKOŞA'da yerleşme statüsünü tesbit vazifesi verilmiştir. TÜRK ve YUNAN Alaylarına konuşlanmak üzere eski İNGİLİZ kamp bölgesi seçilmiştir. Zamanın Savunma Bakanı Osman ÖREK halen TÜRK Alayı kampı olan eski ismiyle "VVAYNE'S KEEP" denilen kampı TÜRK Alayına, "ELİZABETH" denilen kampıda YUNAN Alayı53


ALİ DENİZLİ

na 15 AĞUSTOS 1960 tarihinde tahsis etmiştir. TÜRK ve YUNAN Alaylarının KIBRIS'a gelme tarihi 16 AĞUSTOS 1960 olarak daha önce karara bağlandığı için her iki alay da 16 AĞUSTOS 1960'da MAGOSA'ya gelmiştir.

KTKA aynı gün kendi araçlarıyla MAGOSA-GECİTKALEGÖNENDERE yolu ile saat 17.30 da LEFKOŞA'ya gelmiştir.

54


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

KIBRIS ordusu ve üçlü Kh. Komutanı Muavinliğine TÜRK Generali Hüsamettin TANYAR atanmış olup, 1963 yılına kadar aynı görevde kalmıştır. Alay 25 ARALIK 1963 tarihine kadar kendisine tahsis edilen kampta hizmet yapmış olup, 21 ARALIK 1963 tarihinde KIBRIS'ta TÜRKLER'e karşı RUMLAR'ın giriştiği olaylar karşısında KTKA kampta kendisini emniyette görmediği için 25 ARALIK 1963 günü kampı terk etmiştir. Saat 14.00 de TÜRK Jet uçaklarının LEFKOŞA semalarında yaptıkları ikaz uçuşları ile birlikte kamptan iki kol halinde ve muharebe düzeni içerisinde ORTAKÖY ve GÖNYELİ istikametinde yürüyüşe geçerek, halen bulunan kışlalara (Barış Harekatı esnasındaki) intikal etmiştir.

1963 olaylarını müteakiben GÖNYELİ ve ORTAKÖY bölgelerine konuşlanan KTKA bölgede yakın emniyetini sağlayacak tertip ve düzenler almış ve konuşlanmasını bu esaslara göre tanzim etmiştir. KTKA.Kh.ve Srv.BI. 1 ve 4 ncü P.BI.leri ORTAKÖY'de; 2 ve 3 ncü P.BI.leri Ağır Silah Bölüğü, Keşif takımı, Sıhhiye Müfrezesi GÖNYELİ'de bulunmaktaydı. Olaylar başlayınca üçlü karargahtaki Subaylar Alayda görev yapmaya başlamışlardır. 1968-1974 yıllarında Rumlar arasında karışıklıkların devam etmesi ve tedhiş eylemleri yüzünden karışıklıkların TÜRK tarafına sıçratılması ihtimali sebebiyle KTKA daima müteyakkız ve görevlerini ifaya hazır olarak bu devreyi geçirmiştir. 55


ALİ DENİZLİ

II.

TÜRK GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ PLANLARI

Gnkur.Bşk.lığının hazardan beri KIBRIS'la ilgili üç ana planı vardı. Bunlar 24 veya 48 saat içinde müdahale planları ile iki safhalı geniş müdahale planları olup. 24 ve 48 saatlik müdahale planları sadece hava taarruzunu ihtiva etmekte, herhangi bir çıkarma veya hava indirmesini ihtiva etmemekteydi. İki safhalı geniş müdahale planları olup; başlıca şu hususları içermekteydi;

YILDIZ-ATMA Planları : YILDIZ-70 Harekat Planı : MAGOSA bölgesine yapılacak çıkarma ile başlıyacak bir harekat planı idi. YILDIZ-ATMA-1 Harekat Planı : Sadece Hava İndirme Tugayının LEFKOŞA kuzeyine indirilmesi; sonradan helikopterlerle Komando Tugayının nakli ve idari nakliyatla iki Tümenin ADA'ya intikalini öngörmekteydi.

56


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

YILDIZ-ATMA-2 Harekat Planı : YILDIZ-ATMA-3 Harekat Planı : Bu plan lojistik bir plan olup, zor durumlarda havadan ikmal ve ilgili hususları da kapsamaktaydı.

YILDIZ-ATMA-4 Harekat Planı : KIBRIS Barış Harekâtının uygulandığı plândı. Bu plan ana hatlarıyla şu şekildedir: KIBRIS'a yönelik bir harekata politik ve stratejik bir baskınla başlanacak. Harekat çok kısa sürede icra edilecekti. Türk Kuvvetleri, Mağusa kıyılarında gösteriş hareketleri yapacak düşmanın dikkatini Magosa'ya çekerek, Çıkarmayı Gir57


ALİ DENİZLİ

ne kıyılarından yapacak, Amfibi Alay ve Çakmak Özel Görev kuvveti çıktıktan sonra, Kıyı bölgesinin emniyete alınmasından sonra müteakip kademeler çıkarma sahasına intikal ettirilecek, 28 inci ve 39 uncu Piyade Tümenleri çıkarak kıyı başını elde edecekler, Komando ve Hava İndirme Tugayları Boğaz bölgesine inerek çıkan kuvvetlerle birleşecekler, Lefkoşa kontrol altına alındıktan sonra harekât doğuya ve batıya doğu ilerleyecek. Adada bulunan TMT'nin Mücahit birlikleri Sancaklar bölgelerini savunacaklar, bölgelerindeki düşman kuvvetlerini bağlayacaklar, Türk Barış Kuvvetlerinin harekâtını kolaylaştıracaklar ve Türk Barış Kuvvetleri gelene kadar zaman kazanacaklardır. Bu plan 4 safhada uygulanacaktı: Birinci Safha

: Çıkarma ve indirme safhası.

İkinci Safha

: Birleşme safhası.

Üçüncü Safha

: Kıyı başını genişletme safhası

Dördüncü Safha : Siklet merkezi doğuda olmak üzere doğu ve batı istikametinde taarruz safhası.11 Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını korumak ve Kıbrıs meselesinin millî politikamıza uygun bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için hazırlanan plâna göre; 6 nci Kolordu emrine 39 ncü ve 28 nci tümenlerle Hava İndirme ve Komando tugayları ve Amfibi Deniz Piyade Alayı verilmişti. Özet olarak; Üçgen bölgeye, Hava İndirme Tugayı paraşütle atılacak, Komando Tugayı helikopterlerle indirilecek, Çakmak Özel Görev Kuvveti Girne batısına denizden çıkarılacak, bu birlikler önce Üçgen bölgenin ve çıkarma bölgesinin elde bulundurulmasını sağlayacak, ardından denizden çıkan ve havadan inen birlikler, Girne batısına taarruz ederek birleşecek, daha sonra da bölgeyi genişleteceklerdir. Harekâtın birinci safhası hava ve kıyı başının tesisi ve elde bulundurulması, ikinci safhası erken birleşme, üçüncü safhası da genişletme safhasıdır.12 Yapılan planlamaya göre hava taarruzları 20 TEMMUZ Saat 05.00'de, indirme ve çıkarma harekatı da 06.30'da başlayacaktı. Harekat 6 ncı Kor. Birliklerince icra edilecekti. 6 ncı Kor. 2 nci Orduya bağlı olmakla beraber Gnkur.Bşk.lığından da emir alacaktı. Bindirme limanı olarak MERSİN Limanı seçilmişti. Amfibi Görev Kuvvetine tahsis edilen ÇAKMAK Özel G/K. ise şu birliklerden 11 12

Kalelioğlu, age.,s .36. Evcil, age., s.17.

58


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

meydana gelmişti :Tug.Kh.,Amfibi Dz.P.A. (2Tb.) ,50 nci P.A.(3 P.Tb., 1 Tnk.BI.,1 Mknz.P.BI.),Top.Tb.,İs.BI.,Mu, Shh, Lv.Tk. ve ACT Timi (3 adet). Harekatın ilk safhasında 18 km. genişliğinde ve 22 km. derinliğinde bir kıyı şeridinin ele geçirilmesi öngörülmüştü. Çıkarma Plajı olarak son anda GİRNE batısındaki çok dar olan YAVUZ Plajı seçilmiştir. Asıl çıkarma buraya yapılacaktı. 19 TEMMUZ 1974 günü 6 şilep ve koruma kuvvetinden teşkil edilen gösteri kuvveti MAGOSA istikametinde hareketle aldatma harekatı icra edecekti. Ön kuvvet harekatı 06.30'da başlayacak ve 08.30'dan itibaren ÇAKMAK Özel G/K YAVUZ Plajına çıkmaya başlayacak ve çıkış 5 dalgada tamamlanacaktı. 08.15'den itibaren 4 Tb.lu Komd.Tugayı BOĞAZ bölgesinde PINARBAŞI havaalanına indirilmeye başlanacak, inmeyi müteakip BEŞPARMAK DAĞLARI istikametinde taarruzla birleşme sağlanacaktı. Hv.İnd.Tug.'da 07.30'dan itibaren 3 kademede GÖNYELİORTAKÖY-HAMİTKÖY üçgenine indirilerek DİKMEN bölgesinde savunma mevzii işgal edecekti. Türk Mukavemet Teşkilatı da; Ada çapında başlatacağı harekatla Rum birliklerini bölgelerinde tespit edecek ve hava kuvvetlerininde yardımıyla Rumların LEFKOŞA ve GİRNE bölgelerini takviye etmesine mani olacaktı. KTKA ve BOĞAZ Sancağı ise; inme ve atma bölgelerini işaretleyecek ve emniyet altına alacaktı. Harekat baskın tarzında planlandığı ve hava tehdidi mevcut olmadığı için yakın hava destek görevleri dışında ve intikal esnasında ayrıca hava gayreti planlanmıştı. Elde mevcut çıkarma aracı ve helikopter miktarı gibi mevcut imkanlar, harekatın iki safhalı yapılmasını gerektiriyordu. Kıyıbaşı ele geçirildikten sonra emirle uygulanacak bu iki safhalı harekat planı gereğince 28 ve 39 ncu Tümenler MAGOSA istikametinde taarruz edecek, LEFKOŞA Sancağı ve KTKA.K.lığı bu taarruzun güney yanını aktif bir şekilde koruyacak, Komando Tugayı ise batı kesimi savunacaktı. Harekatın birinci safhasında ilk hedeflerin ele geçirilmesini müteakip her iki Tümenin Zırhlı Muharebe Grupları GEÇİTKALEGÖNENDERE hattına kadar ulaşacak, ikinci safhasında ise MAGOSA ve BOĞAZ deniz üssü ele geçirilecekti. Kolordu ihtiyatı olarak ayrılan Hava indirme Tugayı'ndan birer tabur motorlandırılacak ve 28 nci ve 39 ncu Piyade Tümenlerinin Zırhlı Muharebe Gruplarının takip ve destek

59


ALİ DENİZLİ

kuvvetlerini teşkil edeceklerdi. Planın yürürlüğe girmesi için kod kelimesi ZAFER, girmemesi için ise TEMEL idi. IV. KTKA Planı (KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI) : KTKA'nın savunma planı şu ana esaslara dayanmakta idi : Amfibi çıkarma yapan birlikler ile uçarbirlik ve hava indirme icra eden birliklerin birleşmesine kadar bulunulan bölgede zaman kazanmak. Yunan Kontenjan Alayı ile RMMO birliklerinin BOĞAZ bölgesinde birleşmelerine ve inen kuvvetler ile çıkan kuvvetlerin irtibatlarının kesilmesine engel olmak. İnen ve çıkan kuvvetlerin birleşmesi sağlandıktan sonra emrine verilecek takviye kuvvetleriyle Yunan Kontenjan Alayını ve bu bölgedeki RMMO birliklerini imha etmek.

A. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Alay Komutan Yardımcısı Piyade Albay Gültekin Alpagun Şöyle Anlatmaktadır “Kıbrış Barış Harekatında içinde başlangıçtan sonuna kadar çok büyük önemi olan, teşkilat gücü dikkate alındığında çapı küçük ama görevi çok büyük olan Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayımızın mevzileri hep açıkta idi, bir mevzi yapılmağa kalkılsa, Banş Gücü hemen protokol ister mevzi yapımını engellelerdi. Arazi hakimiyeti Rum tara60


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

fında olup , silahlar anlaşmaların tayin ettiği ölçüde, Yunan Alayına menzili yetmeyen , 81mm havan ve hafif GTT. Toplardı. Uluslararası anlaşmalara göre tarafsız olması gereken Birleşmiş Milletler Barış Gücü düşman tarafına istihbarat aktardığı , Rumlar’a daima hoşgörülü davrandığı harekat esnasında, düşmanın işgal ettiği tahkimli mevzilerin durumu ve ağır destek silahlarına sahip olması, tank ve topçu silahlarının mevcudiyeti bunu açıkça göstermiş ve ispat etmiş, ancak bugüne kadar sorgulanmamıştır. Alayın harekattaki seyrini ve bugüne kadar yayınlanmış ve savaş ceridesi dahil mevcut belgelere uymayan bir kısmı hayatta dahi bulunmayan üst komutanlıklarca da takdir edilmis olmasına ragmen bilgi eksikliğinden kaynaklanarak insanları, rencide edecek ve üzüntü yaratacak yayınların yapılması, yapılan araştırmalarda ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ortada büyük bir başarı vardır. Bu başarının büyüklüğü Alaya verilmiş bulunan görevin de dışına taşması suretiyle Kıbrıs Barış Harekatının inme ve atlama harekatından sonraki safhalarda gelişmesini sağlamış ve büyük zaferde önemli paya sahip olmuştu. Bu başarı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay, sancağına takılan Altın Başarı madalyası ile perçinlenmiştir. Bu başarı, birkaç kişinin başarısı gibi nitelendirilerek isimlere yönlendirilmesi çok büyük hata olmaktadır. İstiklal savaşında da zafer bütün orduya mal edilmişti. Bu hareketle, Alayın vermiş olduğu 48 adet şehidin , Alayın hareketteki başarısındaki önemi, bu harekette KTKA ile birlikte hareket eden 50 nci Piyade Alayı 2 nci Taburunun, 4 ncü Paraşüt Taburunun , en kritik gecede Alayın emrine verilmiş olan 2 nci Komd. BI. nün , Alayın açık yan ve kanatlarını , geri bolgesini koruyan Mücahit birliklerinin ,her zaman olduğu gibi bu harekatta Alayın lehine faaliyet gösteren TC. Büyükelçiliğinin, Kıbrıs Türk Yönetiminin ve Kahraman Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin faaliyetlerini da göz önüne alınmadan yapılan değerlendirmelerin, çok büyük bir hataya sebep olabileceği ve olduğu çok üzücü olmuştur.” 13Diye anlatmaktadır.

13

E. P. Alb. Gültegin Alpagun (KTBK Alayı Komutan Yrd.) yaşı. 80, 11 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

61


ALİ DENİZLİ

V. TMT Planları : Ada çapında başlatacağı harekatla Rum birliklerini bölgelerinde tesbit edecek ve Hava kuvvetlerininde yardımıyla Rumların LEFKOŞA ve GİRNE bölgelerini takviye etmesine mani olacaktı.

VI. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır “Sevk ve idareden sorumlu 20 makam, Koordinasyon yapacak olan karargâh birliklerinin mevcudu, harekâta katılan kıtaların mevcudundan fazlaydı. Kıbrıs harekâtının sevk ve idaresi ile koordinasyonundan sorumlu olan birinci planda Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerine ait başlıca 20 makam göze çarpıyordu. Bu karargâhların ortak bir ana fikir ve belirli planlar etrafında birleşmiş olmaları gerekiyordu. En önemlisi, ilk safhada hiç şüphesiz Çakmak Tugay Komutanlığı'ydı. Bu komutanlıklardan başka, harekâtın koordinasyonundan direkt olarak sorumlu Kıbrıs Türk Mukavemet Teskilatı'nın Bayraktar ve Sancaktar'ları vardı. Kıbrıs harekâtının sevk ve idaresinden sorumlu olan bu kadar sayıda komutanlık ve karargâhın, bulunması, emir komuta bütünlüğünü sarsıyordu. İrtibat ve muhabere ile işbirliğini olanaksız hale 62


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

getiriyordu. Koordinasyon yapacak olan karargâh birliklerinin mevcudu, harekâta katılan kıtaların mevcudundan fazlaydı. Kıbrıs Barış Harekâtı'nın Anafikri; Kıbrıs Harekâtı'nın ana fikri kısaca, harekâtın baskın şeklinde icrası, çıkan ve atlayan birliklerin süratle birbiri ile birleşmesi ve Kıbrıs'ta ilk safhada emin bir askeri bölgenin ele geçirilmesiydi. Kıbrıs Harekâtı'nın amacı, taktik ve stratejik bakımdan özelliği, ilk safhada bu ana fikre ve bunun süratle uygulanmasına dayanıyordu. Ordumuzun zaferi, yüce milletimizin şan ve şerefi, bu ana fikrin kısa zamanda gerçekleştirilmesine bağlıydı. Düşmanı hazırlıksız yakalıyorduk. Stratejik ve taktik alanda baskın yapılacağı belliydi. Özellikle Girne bölgesi bizim için elverişli şartlar, olanaklar veriyordu. Bir kere Girne Boğazı, dar boğaz düşürülünce, çıkarma ve indirme birliklerimizin birleşmesi mümkün olacaktı.Türk mücahitlerinin elinde bulunan Senthilaryon Kalesi ve Zeytinlik Köyü bölgede birleşmeyi kolaylaştıracak ve destekleyecekti.14 VII .HAREKÂTA TAHSİS EDİLEN KUVVETLER: Gn.kur.Bşk.lığı, Kara, Deniz, Hava Kuvvet komutanlıklarına ve Jandarma Genel Komutanlığına verdiği Harekât direktifinde şu kuvvet tahsislerini yapmıştır. A. Kara Kuvvetleri : Adana 'da bulunan 6 ncı Kolordu Komutanlığı, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanlığı adını alarak Kıbrıs'a çıkarma yapmak üzere görevlendirilmiştir. Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığının emrine aşağıdaki birlikler tahsis edilmiştir; 6 nci Kor. KTBK; (Adana'dan) K.'nı Korg. Nurettin ERSİN Kur. Bşk. Kur. Alb. Mahmut BOĞUŞLU Hrk. Ş.Md. Kur. Alb. Eşref BİTLİS İsth.Ş. Md. Kur.Alb. Muzaffer SEVER

14

Evcil, age., s.151.

63


ALİ DENİZLİ

28 nci P. Tüm.; (Ankara Mamak'tan) K.'nı Tümg.Fazıl Osman POLAT 39 ncu P. Tüm.; (İskenderun'dan) K'nı Tümg.Bedrettin DEMİREL Hv. İnd. Tuğ.; (Kayseri'den) K.'nı Tuğg. Sabri EVREN Kom. Tuğ.; (Bolu'dan) K'nı Tuğg. Sabri DEMİRBAĞ Zh. A.; (Etimesgut'dan) K.'nı ÖZTÜRK

TnkKur.Alb.Feridun

Korgeneral Bedrettin DEMİREL

K.Yrd.Tnk.Alb. Ahmet DEMİR

64


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Amf. Dz.P.A.; (Foça'dan) K'nı Dz.P.Yb. Neşet İKİZ J.Kom.Tb.; (Nevşehir'den) K.'nı J. Kom. Bnb. Hasan Cemil ERDEM Ayrıca mevcut birliklerden oluşturulan Özel Görev Kuvvet (Ö/G.K) Komutanlıkları da vardı. Bunlar; ÇAKMAK Ö/G.K...........K.'nı Tuğg.Süleyman TUNCER BORA Ö/G.K..................K.'nı Tuğg. Hakkı BORATAŞ idi.

65


ALİ DENİZLİ

Türk Barış Kuvvetlerinin mevcudu; çıkan 10.000, havadan inen 5.000 civarındaydı. Daha sonra çıkan idari birlikler ile beraber bu mevcut 25.000 e ulaşmıştır. B. Deniz Kuvvetleri Deniz K.K.lığı, Gnkur. Bşklığından aldığı direktifle, Kıbrıs'a yapılacak çıkarma harekâtı için Harp Filosu'nu ve Deniz Piyade Alayını görevlendirdi. Harp Filosu Komutanlığı çıkarma araçlarının emniyetini sağlamak ve deniz topçu ateş desteği için 4 Muhrip, 2 denizaltı ve yeterli sayıda Çıkarma aracı tahsis etti. Bu muhripler; TCG Adatepe, Kocatepe, Tınaztepe ve Çakmak Muhripleri idi. Türk Donanması ana üssünden ayrılarak muhtemel bir Deniz harbi için ,Ege Denizine açıldı. Ayrıca Donanma ve Yunanistan'ın Kıbrıs'a çıkartma yapan kara ve deniz birlik ve vasıtalarımıza veya Türkiye'ye yapacağı herhangi bir taarruza karşı, Ege 'de savaş konumuna geçti. Ayrıca; Dz. K. K.lığı çıkartma yeri hakkında düşmanı yanıltmak maksadıyla çok başarılı bir taktik örtü ve aldatma planı yapmış ve uygulamıştır. Dz.K.K.lığı Harekât Başkanı Tüma. Nejat SERİM Mersin’e gelmiş Çıkarma Birlikleri Karargahında bizzat çalışarak "Yalancı bir konvoy" hazırlamış ve 19 Temmuz 1974 akşamı Magosa önlerine bu sahte konvoyu göndererek, Türk çıkarmasının Magosa kıyılarından yapılacağına 66


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

düşmanı inandırmıştır. Mersin’deki bütün ticari gemi kaptanları karargaha getirilmiş, Tüma. Serim kendilerine tek tek görevlerini anlatarak ellerine birer kroki vermiştir. Yalancı konvoyun Komutanı Mersin Merkez Komutanı Güverte Albay Ergun Dinçel oldu ve konvoyun komodorluk gemisi de Truva Feribotu tayin edildi. Düşmanı yanıltmak için yapılan bu sahte konvoydan Magosa Sancaktarlığı da haberdar edilmişti. Magosa Sancaktarlığı Merkez Mücahit Tb. 19 Temmuz 1974 gecesi, Sur üzerinden Magosa açıklarına gelen askeri ve ticaret gemileriyle ışık işaretleri yaparak düşmanın dikkatini tamamen Magosa kıyılarına çekmiş ve çıkartmanın Magosa kıyılarından olacağını göstermişti. Bu aldatma planı çok başarılı olmuş, KTBK. Girne'den çıkartmaya başlayıncaya kadar, YEEF. Komutanlığı, ihtiyatlarını harekete geçirememiştir. Bu durum harekâta katılan Yunanlı subayların hatıralarında da açıklanmış, çıkarmanın Girne kıyılarından yapılmasına rağmen, kuvvetlerini Magosa kıyılarında tutan, çıkan ve inen kuvvetlere vaktinde müdahale edemeyen RMMO. Başkomutanlığını tenkit etmişlerdir.

C. Hava kuvvetleri Gnkur. Bşk.lığı tarafından, Hv.K.K.lığına verilen direktifte özetle; "Müstakil Hava Harekâtı ve Silahlı keşif yapılmayacak, çıkarma ve indirme bölgelerindeki hedeflere İleri Hava Kontrolü (İHK.) yönetiminde yakın hava desteği sağlanacaktı."- Hv.K.K.lığı istenen görevlere aşağıdaki filoları ve karşılarındaki görevleri tahsis etmişti. 67


ALİ DENİZLİ

- 131 nci Filo ( Konya);

30 Görev tahsisi

- 132 nci Filo (Konya);

26 Görev tahsisi

- 171 nci Filo (İncirlik);

26 Görev tahsisi

- 172 nci Filo (İncirlik);

25 Görev tahsisi

- 181 nci Filo (Antalya);

28 Görev tahsisi

Tahsis edilen Filolar miktar itibarı ile yeterli idi. Ancak ilk gün icra edilen Hava Harekâtına ko-nan tahditler, Hare-kâtın etkinliğini olumsuz yönde etkiledi. Bu nedenle, ikinci ve üçüncü günler . konu-lan tahditler kaldı-rıldı. Sadece meskûn mahallere ve sivil halka taarruz edilmeyeceği emri verildi. Kıbrıs Harekâtı dost ve düşmanın iç içe bulunduğu dar bir bölgede yapıldığından, Hava Harekâtı yönünden son derece olumsuz şartlar altında cereyan etti. Özellikle, birinci safhada Ada ile Anavatan arasındaki muhabere irtibatlarının yetersiz olması Hava / Yer muharebesinin istenilen seviyeden uzak olması, Harekâta katılan Kara ve Deniz birliklerinde Muhabere araçlarının güçsüzlüğü nedeniyle birliklerden zamanında bilgi alınamadı ve buna bağlı olarak da icra edilen Hava Harekâtı eksik bilgilere istinat etti. Bütün bunlara ve özellikle; düşmanın yoğun uçaksavar ateşine rağmen, hava taarruzlarının isabet derecelerinin, tahminlerin çok üstünde olduğu, harekâtın akabinde yerinde yapılan incelemelerden anlaşıldı. Üstün pilot eğitimi ile Türk Hv. Kuvvetleri harekâtın başından sonuna kadar hava hakimiyetini sağladı ve kara birliklerinin harekâtını destekledi. Yunanistan Hava Kuvvetleri Gn.Yuannides'in emrine rağmen Kıbrıs'a gelmeyi göze alamadı.15

15

Kalelioğlu, age, s.34-38.

68


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ALTINCI BÖLÜM KIBRIS BARIŞ HAREKATI ÖNCESİ ASKERİ HAZIRLIKLAR 28 MAYISTAN 19 TEMMUZ 1974'E KADAR OLAN SÜRE İÇERİSİNDEKİ FAALİYETLER 10 Temmuz 1974

I. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI BÖLGESİ ( KTKA) A. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Alay Komutan Yardımcısı Piyade Albay Gültekin Alpagun şöyle anlatmaktadır : “10 Temmuz 1974 tarihinden itibaren siyasi havada bazı değişikliklere neden olan Rum'ların, antlaşmalara aykırı olarak bazı takviyeler aldıkları tespit edilmiştir. Nitekim, 15 Temmuz sabahı aniden silah ve top sesleri duyulmaya başladı. Alarm durumuna geçip mevziler tam mevcutla işgal edildi. 69


ALİ DENİZLİ

15 Temmuz 1974'den itibaren mevzilerini işgal ve imkanlar ölçüsünde tahkim etmiş olan Alayımıza, 19 Temmuz 1974 günü saat: 23.00'da Alay Karagahında; TMT Bayraktar'ınında hazır bulunduğu toplantıda hareket emri tebliğ edilmiştir.“ 16 diye anlatmaktadır.

16

M. Gültekin Alpagun, Kilit Üçgen Kıbrıs Barış Harekatı, Ankara 2011, s.12-13.

70


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

II. KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI 15 Temmuz 1974 YILDIZ-70 ATMA-4 Harekat Planında görev alacak birlikler 12 saatlik hazırlık durumuna geçirilmiştir. İzinler derhal kaldırılmış ve izinde bulunanlar 4 saat içerisinde görevleri başına çağırılmıştır.17 39'uncu P. Tümen'i 50'nci P. Alayının emirle MERSİN (ALATA) bölgesine 24 saat içerisinde intikal ettirilmesi için hazırlıkların artırılması emredilmiştir. 50'nci P. Alayı ile 2'nci Deniz Piyade Taburunun bu bölgede birlikte eğitim yapmaları emredilmiştir.

K.K. Komutanlığı'nın 62 adet UH-1 H helikopterlerinin 2'nci ordu takviyeli Hava Alayını teşkil etmek için KONYA'da toplanacağı emri alınmıştır. Komando Tugayının iki kademe halinde OVACIK (SİLİFKE) bölgesine intikali emredilmiştir. Hava İndirme Tugayının, 12'nci Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı (KAYSERİ) ile koordine ederek yüklemebindirme faaliyetlerini arttırması emredilmiştir. 17

Sever, age., 42.

71


ALİ DENİZLİ

6'ncı Kolordunun bütün muhabere sistemleri 24 saat çalışacak duruma getirilmiştir. 15 Temmuz 1974 darbesinden sonra Türkiye; Kıbrıs'ta anayasal düzenin yıkıldığını, mevcut antlaşmaların çiğnendiğini, darbe ile iş başına gelen idarenin gayrimeşru olduğunu belirterek, yeni idareyi tanımadığını bildirmiş ve birlikte müdahale hakkını kullanmak üzere İngiltere ile temasa geçmişti.18 III. TMT BİRLİKLERİ HAREKATI A. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü, Doğru Yol Bölügü, Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır. 15 Temmuz 1974 “15 Temmuz 1974 sabahın erken saatlerinde Zeytinlik (Templos) köyü ve Girne alarm ve siren sesleriyle bir hareketlilik içinde kaynaşmaya başladı. Adayı ilhak için Nikos Sampson darbesi sonrasında, sıranın Türkler'e geldiği idi. Bu haberler Girne ve Zeytinlik’ten gelen Mücahitler tarafından Rumların şaia , fakat sonunda gerçekleştirecekleri haberler olup kulaktan kulağa yayılıyordu. Girne'de ambulansların yaralı taşıdığı açıktan açığa görülüyordu. Yaman taburu olarak bölgemizde gerekli tertibatları ve savunma önlemlerini alıp , gündüz ve gece 24 saat devamlı mevzilerde uyanık ve tedbirli olmayı azami çaba gösteriyorduk. 19 Temmuz akşamına kadar durum ve şekilde devam etti.”19 Demektedir. B. Meriç Köyü Mücahit Tabur Komutanı P.Yzb Saldıray Hakgüder Şöyle Anlatmaktadır: “15 Temmuz günü, tahminen saat 06.00 sularında,Tabur Komutanı olarak kalkma saatimizdir. Temizlik vs. ihtiyacımızı müteakip saat 07.30'da Taburun tekmili Bölük Komutanlarından alınarak,günlük faaliyet programı uygulanır. Bu rutin bir görevdir. 18

Cumhur Evcil, Yavru Vatan Kıbrıs’ta Zaferin Hikayesi, Ankara 1999, Evcil, s.12.

19

E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi) yaşı. 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

72


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Daha sonra tekmil alarak birliklere görev taksimi yapıp,görev yerlerine göndereceğim sırada tahminen Saat 07.45 ile 07.50 arası Lefkoşe tarafında ve Lefkoşe'nin içinden infilâk sesleri, (top, havan gibi silahların patlama sesleri gelmeye başladı ve Lefkoşe içinden dumanların kesif bir şekilde gökyüzünü kapladığını gördük. 16 Temmuz 1974 günü,yani Meriç Taburunun mevzilerini işgal edip alarm durumuna geçişimizin ertesi günü Serdarlı Sancağından Tabura alarm verilmişti. Aynı gün,Sancaktar , taburda mevcut bir adet 81'lik havana ilaveten çok daha önce gönderilmesi gereken bir 81 mm.Iik havan daha göndereceğini bildirmiş.Bu havanı o gün akşam belli bir saatte belli bir noktadan aldırılmasını emretmiştir.Emredilen saat de emredilen noktaya gidilmiş ve Sancaktarlıkça söz konusu silah,çeşitli mülahazalarla gönderilmekten vazgeçilmiştir. 20 Temmuz gününe kadar Meriç Taburunca harbe hazırlık faaliyetleri artırılarak noksanlıklar tamamlanıp çalışmalara devam edilmiştir.”20 Demektedir. C. Mağusa Mücahit Tabur Komutanı Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu şöyle anlatmaktadır; “Kıbrıs Megali îdeasının içinde gören Yunanistan, 15 Temuz 1974 tarihinde EOKA'cı Nikos SAMPSON'a Kıbrıs'ta bir darbe yaptırdı. Makarios'un yedek polis kuvvetlerini kısa sürede tasfiye eden RMMO ve adaya sokulmuş Yunan birlik-leri bir oldu bitti ile Türkleri de saf dışı etmek üzere Türk bölgelerine yığınak yap-maya başladılar. Mağusa Sancaktarı Top. Alb. Servet MÖREK (Kemal Bey) ve Sancak Harekât Eğitim Subayı Top. Bnb. Aydemir ERDOĞAN (Bedirhan Bey) ile birlikte ka20

E. P. Alb. Saldıray Hakgüder (Meriç Köyü Tb.K.) yaşı 70, 19 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

.

73


ALİ DENİZLİ

rar vererek bölgesel seferberlik ilan ettik. Bütün erkekleri silah altına aldık. Zaten herkes gönüllü çarpışmak istiyordu. Ancak elde yeterli silah ve mühimmat yoktu. Silahsız personele kola şişelerine benzin koyduruyor, fitil takarak tanklara karşı molotof kokteyli yaptırıyor ve mevziler kazdırarak sığınaklar hazırlatıyorduk. Bizim Mağusa Mücahit Taburunun görevi ise, mümkün olduğu kadar düşmanı üzerimize çekerek angaje etmek, çıkartma bölgesini serbest bırakmaktı. Biz bu görevi yapmaya çalıştık ve düşman kuvvetler çıkartma bölgesine gidemeden tamamen bize angaje oldu. Hepsi bize taarruz etti. Mağusa'da geçen çetin muharebeler, adanın bir başka yerinde bir başka mücahit kuvvetine yönetilmeyen bir taarruz vardı ve çıkartma başladıktan sonra 29'ncu gün ancak bize kavuştular.”21 Diye anlatmaktadır.

16 Temmuz 1974 IV. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI A. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır 39. Tümene bu olayla ilgili olarak 15/16 temmuz gecesi alarm emri geldi. On bir yıldan beri tasarlanan çıkarma planı artık gerçek olabilecekti. Fakat 39. Tümen'in Kıbrıs'a çıkarma yapacağına kesin gözle ba21

Mehmet Gökhan, Kıbrıs Barış Harekâtında İlginç Olaylar, İstanbul 2006, s.239-240.

74


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

kılmıyordu. Esasen 39, Tümen deniz aşırı bir savaşa tam anlamıyla hazır sayılmazdı. Tümenin personel, araç gereç ve silah bakımından bazı noksanlıkları vardı. Tümenin kışlalarında terk etmeye mecbur kaldıkları müfrezeler, tümenin asıl gücünü azaltıyordu. Barış kadrosunu uygulayan 39. Tümen için bu durum bir boşluk yaratıyordu.

Çakmak Tugayı 19 temmuz öğle üzeri Mersin'den denize açıldı. Komutanlar birliklerini kıyıdan uğurladılar. Herkes düşünceliydi. Heyecan yerini kuşkuya bırakmıştı. O sırada Sayın Orgeneral Suat Aktulga ile Beraber dalgakıranın ucuna kadar yürüdük. kafileyi uzaktan izledik ve uğurladık. O sırada bazı gazeteciler küçük sandallarla gidenleri uzaktan gözetliyorlardı. Hareketimizden önce Sayın Kara Kuvvetleri Komutanı ve 2. Ordu Komutanı ile telefonla konuştum, son bir emirleri olup olmadığını sordum. Sayın Ordu Komutanı sadece 'sağlığın' dedi. Bu kelimeyle biraz sarsılmıştım. Öyle ya gidip gelmemek de vardı."22 22

Erbil Tuşalp, “Orgeneral Bedreddin Demirel’in Anıları, Kıbrıs’a Nasıl Çıktık?” Cumhuriyet Gazetesi , 17 Temmuz 1989, s.13.

75


ALİ DENİZLİ

V. BOLU KOMANDO TUGAYI A. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır; 15 Temmuz 1974 Saat 14.00 “Komando Tugayı taburlarına, 15 Temmuz saat 14.00'da ön emrini vermiştir. O günkü sağlanan standartlarla 6 saatlik hazırlık süresinden sonra sefer durumuna geçen 1nci Komando taburu, 16 Temmuz 02.00'de tüm hazırlıklarını tamamlamış ve saat 12.00'de Tugayın ilk kademe birliği olarak, Bolu-Ankara-Konya-Mut-Taşucu ana yolundan yararlanarak, helikopter yükleme bindirme bölgesine 19 Temmuz 1974 günü intikal etmiştir.” 23 Ovacık’ta çadırda, yalnız kalmanın veya kendi kaderine terk edilmenin yarattığı ruhi sıkıntılarla ayrıldım. Tereddütlerimde haklıydım, ancak çare; 23

Gökhan, age., s.132.

76


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Gene VAZİFENİN HERŞEYE RAĞMEN BAŞARILMASINA BAĞLANIYORDU ve Bende geçmişte olduğu gibi GENE KENDİ HAL TARZLARIMA GÜVENECEKTİM çünkü başardığım zaman Benim hal tarzlarımın haklılığı ispatlanmış olacaktı. Tb.a geldim, dinleniyorlar. Başımı yıkama ihtiyacını duydum. Helikopter Alayı önünde bir çeşmede Bşçvş Kasım ve Ütgm. Ünal ile birlikte kafaları soğuk su ile yıkadık. İyi geldi, ferahladım. Tb.a dönerken PTT’ e uğradım ve Eşim Özgen’e kararlaştırdığımız şekilde bir Tlg. Çektim." Bileciğe git, Beni meraketme, Allahaısmarladık". Cefakar Hayat Arkadaşımın buna ihtiyacı vardı "ve Bende" artık geriye bakmak istemiyordum. Senelerdir kendimi hazırladığım ve Bir ASKER, Bir Muvazzaf SUBAY olarak , kendimi her bakımdan denemem ve geçmem gereken SAVAŞ ÇARKINDAN geçme zamanının geldiğini düşünüyordum..”24 Demektedir.

B. 3 ncü Komando Tabur Komutanı Yarbay Zeki DOĞDU Şöyle Anlatmaktadır; Saat 15.00 "15 Temmuz saat 15.00'te 4'üncü Kolordu Komutanlığı'ndan gelen telefon emri ile hazırlıklara başlandı. Daha sonra intikal için hazır 24

E. Tuğgeneral Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı .80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

77


ALİ DENİZLİ

olunması emri verildi. 16 Temmuz günü saat 12.30'da tabur ANKARA'ya hareket etti, aynı gün saat 23.30'da 28'inci Tümen bölgesinde (ANKARA) ordugâha geçildi. 19 Temmuz günü saat 14.00 civarında, OVACIK (Hacı Ishaklı) köyüne varıldı .” 25 demektedir. VI. KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI 16 Temmuz 1974 Salı Genelkurmay'da dört saate yakın süren çalışma sonunda planlar değiştirilerek hem amfibi harekat, hem de havadan indirme harekatı kararlaştırıldı. Harekatı icra edecek olan 39 ve 28 nci Tümenlere ve planda mevcut diğer birliklere emirler ulaştırıldı. Bugün birliklerin hareket ve intikalleri şu şekildeydi; 39 ncu P.Tüm.: Saat 12.00'da 50 nci P.A. Muh.Gr.nun KIBRIS harekat bölgesine intikali 6 nci Kor. tarafından mesajla emredildi. Emir, 12.30-16.00 arasında 50 nci P.A.K.lığına ve diğer birliklere ulaştırıldı. 50 nci P.A. saat 17.00'dan itibaren 15-20 araçlık gruplar halinde sızma yürüyüşü ile intikale başlayarak 16/17 TEMMUZ gecesi ALATA bölgesine intikale devam etti. 28 nci Mot.P.Tüm. Saat 17.50'de 4 ncü Kor.K.lığından Tümenin 1. saatlik hazırlık durumuna getirilmesi ve diğer hususlar hakkında emir aldı Bolu Komando Tugayı: Komando Tugayı (-) saat 12.00'da BOLU'daki kışlasından kendi organik kuruluşundaki araçlarla intikale başlayarak, saat 23.00'da ANKARA/MAMAK'a intikalini tamamladı. Kayseri Hv.İnd.Tugayı: Emri alarak harekat için hazırlığa başlandı. Bugün 1 ve 2 nci Deniz P.Tb.ları ALATA'ya intikallerini tamamladılar. 17 Temmuz 1974 Kıbrıs'taki hükümet darbesinden sonra ilk 24 saat içerisindeki gelişmelere paralel olarak K.K. Komutanlığı'ndan 16 Temmuz 1974 tari25

E. Tümgeneral Zeki Doğdu (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. K.) yaşı . 81, 12 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

78


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

hinde yeni bir emir daha alınmış ve bu emir doğrultusunda aşağıda sıralanan faaliyetlere girişilmiştir. Komando Tugayı 17-18 Temmuz 1974'te OVACIK (SİLİFKE) bölgesine intikal ettirilmiştir. Nevşehir Jandarma Komando Taburu 18 Temmuz 1974 sabahı hareketle, 19 Temmuz günü OVACIK'ta Komando Tugayının emrine girmiştir.

VII. NEVŞEHİR JANDARMA KOMANDO TABURU A. Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır 18 Temmuz 1974/Saat 04.30 “18.04.30 Temmuz 1974’de bizi 6 sb. (Dişçi, doktor, Lv subayı) dahil 28 astsubay ve 375 erbaş ve erle aynı gün saat 1900 da Erdemliye vardık. Geceyi orada geçirdik 191400 Temmuz 1974 günü 09.00 Ovacığa geldik. Kıbrıs'a Muharebeye gidiyorduk. Emirdir uyacağız. Ovacıkta Ütğm Turna, Ütğm Veysel Gani, Yzb. Bağcı, Güven Tuncel, Tğm Halis Deveci tabura ilhak ettiler. Burada emrine verildiğimiz Tugay komutanını görmek istedim kabil olmadı zaten orası ana baba günü bir Kur. Yzb. taburun yerini gösterdi. Muhabere için bilgi ve kitap dışı maddi bir sürü eksiklik MG3 fişekleri yok. Durum ziyarete gelen Bölge komutanımız Tuğgeneral Kad-

79


ALİ DENİZLİ

ri Dönmez'e bildirdim. mesajla mermi geldi. Fakat ilerisi meçhul olduğu için yetip yetmeyeceği belli değil. Kadroya göre yemek pişirecek mutfaklar Krh.BI. kadrosunda mevcut değil diğerleri ise ancak bir takımlık onu da yakamadık. Emrine girdiğimiz Tugay K.lığı Lv. Md. İle irtibat kurduk ellerindeki mutfakların yalnız kendilerine kâfi geldiğini ve bize sıcak yemek veremeyeceklerini söylediler. Sağdan soldan eratı doyurduk su yok , Ovacık Belediyesi ile irtibat kurup bir tanker su buldurduk. Kendi tankerimizi ve mataralarımızı doldurduk. Sabah bir sefer daha getirmesini rica ettim sabah erken bir tanker su daha geldi. Bolu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Sabri Demirbağ'ı görüştüm emirler verdi. Personele tebliğ ettim. Sonra Kolordu Komutanlığının emri geldi. Emirde kolordunun ihtiyatı olarak kullanacağımız yazılıydı. Aynı akşam Kolordu komutanı genel durum ve Kıbrıs'a müdahale edeceğimizi dair emirler verildi.”26 diye anlatmaktadır.

B. Nevşehir Jandarma Komado Taburu Tk K. bilahare 2 nci Jandarma Komando Bölük K. Vekili Jandarma Teğmen Halis Deveci Şöyle Anlatmaktadır ; “19 Temmuz 1974 akşamı Okul komutanımız Tuğgeneral Adnan Doğu kurstaki iki Jandarma subayı olan; J. üsteğmen Veysel Gani ve 26

E. Tümgeneral Hasan Cemil Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

80


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

beni yanına çağırdı. Yanına gittiğimizde bizi bir baba sevgisi ile karşıladı. Bu gece Mersin Taşucunda bulunan Nevşehir J. Komd. Tb'na katılmamız gerektiğini söyledi, sonra paraşüt atlamasını yapıp brovelerimizi alabileceğimizi ve hemen toparlanmamızı söyledi. O günlerde birkaç kurs hocasının birliklerine gitmek üzere ayrılmışlardı. Üsteğmen Veysel Gani’nin birliği orasıydı. Benimde tayinim çıkmış haberim olmamıştı ya da kursta olduğum için seçilmiştim. Her nasılsa yıllardır gördüğünüz eğitimlerin amacına uygun ve her Türk subayına nasip olmayacak bir görev bize nasip olacaktı. Hemen eşyalarımızı aldık, taşırland. Saat 18.00 de komutanımız bizi öperek başarı dilekleriyle uğurladı. Isparta İl jandarma Alay Komutanlığından gelen bir araçla sevinç ve gurur içinde , kursiyer arkadaşlarımızın gıpta ile bakışları altında yola çıktık.“27 diye anlatmaktadır. VIII.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI Kara Kuvvetleri Komutanlığı Helikopter Birlikleri 18 Temmuz akşamına kadar OVACIK'ta toplanmalarını tamamlamışlardır. (Toplam 74 helikopter) Ordu Uçaksavar Taburu 18 Temmuzda KONYA'dan hareketle OVACIK'a ulaşmıştır. Ordu Muhabere Alayı'nın 18 Temmuz akşamına kadar ADANA'ya ulaşıp, YILDIZATMA-4 Planına göre irtibatlarını kurması emredilmiştir. En son olanaklara göre 15 adet C-47 - 5 adet C-130, 10 adet C-160 nakliye uçağı esas alınarak Hava İndirme Tugayı ve 12 nci Hava Ulaştırma Üskomutanlığı'nın birlikte Yükleme-Bindirme Planlarını değiştirmeleri emredilmiş ve bu değişiklik ancak 19 Temmuz akşamı sonuçlandırılabilmiştir. YILDIZ-70 ATMA-4 Planında belirtilen çıkarma kuvvetinin şu birliklerden ibaret olunacağı emredilmiştir: 27

E. J.Yb. Halis Deveci ( Nevşehir Jandarma Komd . Tb. Tk.K. bilahare 2 nci Bl.K. V.) yaşı. 65, 15 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

81


ALİ DENİZLİ

IX. İLK ÇIKARMA (AMFİBİ) ÖZEL GÖREV KUVVETİ KOMUTANI: 50'nci Piyade Alay Komutanı Piyade Albay İbrahim KARAOĞLANOĞLU BİRLİKLERİ 50'nci Piyade Alayı Deniz Piyade Alayı (Deniz Piyade Komutanı DzP.Yb. Neşet ikiz) Bir Topçu Taburu Bir Tank Bölüğü Bir İstihkâm Bölüğü Muhabere Müfrezesi Sıhhiye Müfrezesi İkmal Bakım Ekibi 39'ncu P. Tümeninin bütün birlikleri 18/19 Temmuz 1974 gecesi MERSİN bölgesine yürüyüşlerini tamamlamışlardır. Deniz Kuvvetleri'ne ait çıkarma araçları dışındaki Harp Filosunun, plan gereğince görev alacak olan su üstü ve su altı gemileri, 18 Temmuz 1974 akşamına kadar bölgede toplanarak hazır duruma gelmişlerdir. 82


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

X. DENİZ BİRLİK VE GEMİLERİ ŞUNLARDIR: Çıkarma Birlikleri: LCM, LCT ve LCU'lar TCG ERTUĞRUL İki Deniz Piyade Taburu (Amfibi Alay) Muhripler: TCG TINAZTEPE, TCG KOCATEPE, TCG M.F.ÇAKMAK, TCG ADATEPE TCG, İZMİT (ANA GEMİ), TCG DONATAN 4 adet Denizaltı Karakol Gemileri: TCG BERK 2 adet Hisar Avcı Botu 3 adet Jandarma Botu 2 S AT Timi 83


ALİ DENİZLİ

18 Temmuz 1974 İngiltere'nin Türk teklifini reddetmesi üzerine, 18 Temmuz 1974 Salı günü, Londra'dan dönen Başbakan Ecevit, ayağının tozu ile gece yarısına doğru Genelkurmay Başkanlığında bir brifinge katıldı. Brifinge Başbakan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Millî Savunma Bakanı Hasan Esat Işık, Kuvvet komutanları, Genelkurmay II nci başkanı, Genelkurmay Harekât başkanı, daire başkanı ve diğer ilgililer katıldı. Brifingde, 15 Temmuz 1974 darbesinin gizli bir Enosis olarak değerlendirildiği, yapılacak harekâtın bir fırsat olduğu, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiği vurgulanarak Girne bölgesine çıkarma ve hava indirme harekâtı icrası ile üç gün içinde, Girne'de Türk toplumuna, denizle iltisaklı (iltisak: Kavuşma, birleşme, bitişme, yapışma.) bir bölgenin işgal edileceği teklif olarak arz edildi.

Orgeneral Semih Sancar, Sayın Ecevit'e dönerek, onay için, yavaş yavaş kararı tekrar etti. Başbakan, heyecan içinde aynen kabul ettiğini, ancak yasalar gereği Millî Güvenlik Kurulunu toplayarak karar alacağını ifade etti. Kıbrıs'ta baskın temin etmek için; 19 Temmuz 1974 gecesi 84


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Genelkurmay Karargâhında harekât , çok sınırlı karargâh subayları dışında bütün personelden gizlenmiş, 20 Temmuz günü de istenen baskın tesiri elde edilmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı emrinin onayı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Hürriyet gazetesinde aşağıdaki gibi yayınlanmıştır: Başbakanlık Makamına / 19 Temmuz 1974 1. Harekât için bütün hazırlıklar tamamdır. 2. Adaya müdahale için hazırlanan plânın uygulanabilmesi için saat 11 .00'e kadar hükümetin direktifi gerekmektedir. Semih SANCAR (Orgeneral Genelkurmay Başkanı) Uygundur Bülent ECEVİT (Başbakan28)

XI. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI 18 Temmuz 1974 A. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır; “Bedrettin Paşa çıkarma plajının hâlâ seçilememiş olmasını anlayamıyordu. Emir yok, 28

Evcil, s.13-15.

85


ALİ DENİZLİ

"18 temmuz 1974 akşamına kadar üst makamlardan hangi kıyıya, nasıl çıkılacağına dair yazılı veya sözlü emir alınmamıştı. Telefonla aranıldığı zaman sayın ordu komutanı çıkarmanın Girne'nin doğusuna yapılacağını kaba olarak söylemişti. O gün ileri karargâh olarak Kurmay Binbaşı Dündar Gürlüoğlu ile birlikteydim. Deniz Yarbay İkiz elde mevcut istihbaratı okuyor,, bizler de hep beraber haritada plajları inceliyorduk. Okunanlar harita mütalaasından pek farklı değildi. Haritalarda görülenlere bir şey eklemiyordu. İster istemez plajı seçmek ve karar vermek gerekiyordu. Toplantıya katılanların en kıdemlisi ve çıkarılan birliğin komutanı olarak bu sorumluluğu şahsen üzerime almaya mecburdum. Toplantıda çıkarmadan sorumlu kimse görünmüyordu. Çıkarma Birlikleri Komutanlığı ise birliklerimi adaya götürmeye memurdu.

Çıkarma Yeri Seçiliyor Tartışmaların sonunda en akla yakın gelen bir plajı noktalayarak adını okumasını Deniz Yarbay Neşet Ikiz'den rica ettim. O, haritaya dikkatle eğilerek 'Platini' dedi. 86


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu plajın doğru adı, sonradan öğrendiğimize göre 'Pladani veya 5. Mil Plajı’ imiş. Girne'ye 8 kilometre uzaklıkta bulunuyormuş. Harekât sonrası Girne kıyılarında yapılan incelemelerde, bu plajın çıkarma için taktik ve teknik yönden en elverişli olduğunu görmüş ve kararlarımızdaki isabetten dolayı hayret etmiştik. Eldeki çok az bilgiye karşın elverişli bir çıkarma plajı seçilebilmişti.“ 29 demektedir.

XII. HAVA BİRLİK VE UÇAKLARI ŞUNLARDIR: 2'nci Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı ve bu kuvvetin emrine giren filolar da 19 Temmuz 1974 akşamına kadar toplanmalarını tamamlamışlardır. RF-84F, 8 uçak, F-5, 8 uçak, F-100, 99 uçak, Çeşitli tipte toplam 115 uçak her türlü hazırlıklarını tamam-lamış 29

Tuşalp, Cumhuriyet Gazetesi, 18 Temmuz 1989, s.13.

87


ALİ DENİZLİ

olarak 19 Temmuz 1974-'te göreve hazır hale getiril-mişlerdir. KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI İLERİ KO-MUTA KARARGAHI (ADA-NA)'nda, yapılan toplantı ve YILDIZ-70 ATMA-4 harekat planına yapılan ilaveler.30 XIII.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI A. 6 ncı Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever( E. Korgeneral) Şöyle Anlatmaktadır; 18/ 19 Temmuz 1974 Gecesi Kara Kuvvetleri KoOrgeneral Eşref Akıncı mutanının Orgeneral Eşref Akıncı’nın Toplantısı 18/19 Temmuz 1974 gecesi, Kolordu Komutanının odasında YILDIZ-70 ATMA-4 Harekat Planı son defa gözden geçirilerek bazı değişikliklerin yapılması ve Ast Birlik Komutanlarına en son emirlerin verilmesi amacı ile yapılan toplantı yapılmıştır. Kara Kuvvetleri Komutanı, toplantının açış konuşmasında, Genelkurmay Başkanı tarafından tam yetkiyle görevlendirildiklerini, harekatın 20 Temmuz 1974 sabahı başlayacağını, 18/19 Temmuz gecesi yükleme ve bindirmenin sonuçlandırılarak 19 Temmuz günü seyre geçileceğini emretti. 19 Temmuz 1974 Harekât emrine göre 19 Temmuz 1974 günü Kara, Deniz ve Hava birliklerinin faaliyetleri özetle şöyle cereyan etmiştir. 30

Sever, age., s.42-46.

88


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

2 Taburlu Deniz Piyade Alayı ve 50'nci P. Alayı Muharebe Grubundan oluşan ÇAKMAK ÖZEL GÖREV KUVVETİ 1'nci Kademede, 49'uncu P. Alayı 2'nci Kademede, 14'üncü P. Alayı 3'üncü Kademede intikal edecekti. 19 Temmuz saat 08.45'te hareket edecek iken, yükleme bindirme yerinin planlar ve emirler aksine değiştirilmesi nedeniyle ancak saat 12.40'ta yani 3 saat 5 dakikalık bir gecikmeyle hareket edebilmiştir.

Saat 06.00 Çakmak Özel G/K saat 06.00 da yükleme ve bindirme faaliyetlerine başladı. İlk dalgada çıkacak Muh.Gr. 12 LCT ve 9 LCU'ya yüklendi. Saat 13.30 da yükleme ve bindirmeler tamamlanarak Çakmak Özel G/K'nin deniz seyir safhası başladı. 39 ncu P.Tüm. 14 ve 49 ncu P.A. Muh.Gr.ları ve diğer birlikleri toplanma bölgelerinden MERSİN yükleme ve bindirme bölgesine intikali emredildi. Saat 12.30 Bolu Komando Tuğ. 12.30 da OVACIK bölgesine intikalini tamamladı ve Nevşehir J.Komd.Tb.u ile 1/230 ncu P.A.nı emrine alarak Tugay beş taburlu olarak yeniden teşkilatlandırıldı. Ertesi gün yani 20 Tem-

89


ALİ DENİZLİ

muz günü emredilen saatte GİRNE plajlarına ulaşmak için tehlikeli bir yarış başlayacaktı. Saat 16.00 6'ncı Kolordu Taktik Karargahı 19 Temmuz günü saat 16'da OVACIK'taki komuta yerine varmış, Kolordu Komutanının başkanlığında helikopter indirme harekatını yapacak bütün birlik komutanlarının katıldığı bir brifing tertiplenmiştir. 19 Temmuz 1974; harekat planına dahil tüm birliklerin son hazırlıkları ve ÇAKMAK ÖZEL KUVVETİ'nin deniz seyir bölümü gecikmeli olarak devam ediyor.

SUALTI TAARRUZ TİMLERİ HAZIRLIKLARI 19 Temmuz/Cuma Mersin'e varıldığı zaman, komandoların emrine tahsis edilen Jbotlar hazır bekliyordu. Harp filosu ve çıkarma birliklerinden alman teferruatlı emirler okunarak görev bölümü yapıldı. Komandoların görevlerinden biri de çıkarmanın yapılacağı kıyıya gizlice yaklaşıp, suyun altında engellerin, mayınların bulunup bulunmadığını kontrol etmek; varsa gerekeni yapmaya çalışmaktır. Bütün birliklerin kaderi, bu bir avuç isimsiz kahramanın elindedir dense, doğrudur.”31 31

Barış Harekatının 24 İsimsiz Kahramanı, agm.,s.6.

90


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

XIV. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır 19 Temmuz 1974/Saat 16.00'da Plâna göre birinci kademede görev alan birlikler, saat 16.00'da Kayseri Erkilet Hava Alanı'na intikale başladılar. Gelişmeleri izleyen halk; kışladan çıkan konvoyları coşku dolu, heyecanlı, duygulu bir şekilde alkışlıyor, uğurluyor. Bu intikalin gizli ve hiç kimseye sezdirilmeden yapılması planlanmadığından artık yapacak bir şey yok.

Saat 20.00 Birinci kademede görev alan birlikler, akşama doğru hava alanına intikal etti. Saat 20.00'de Kayseri müftüsü hava alanında birliklerin moralini yükselten heyecanlı bir konuşma yaptı. Akşam Erkilet Hava Alanı'nda pilotlarla birlikte uçuş brifingi yapılacak. Kurmay başkanı ile bazı ikmal işlerini takip ettiğimizden, brifinge yetişemedik. Bu gece Tugay Komutan Yardımcısı Piyade Albay Sami Konukoğlu, Harekât Eğitim Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ahmet Aydoğdu ve Serbest Paraşüt Müfreze Komutanı Piyade Yüzbaşı Sami Akbulut, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait küçük bir uçakla Kırnı'ya sızarak atlayış bölgesinin işaretlenmesine ve bölgenin emniyete alınmasına ne91


ALİ DENİZLİ

zaret edecekler. 19 Temmuz 1974 günü gece yarısına kadar hava alanında kaldık. Hava şartlarını ve atlayışla ilgili detayları inceledik. Yarın Kıbrıs'ta hava güzel olacak, rüzgâr normal... Kıbrıs'ta atlayış yapacağımız bölge çok dar. Atlayış anında uçağın pasaja girerken pilotun yapacağı küçük bir hata veya aniden çıkacak bir rüzgâr, Rum kesimine inmemize neden olabilir. Bu ihtimali düşünerek apoletlerimi ve subay işaretlerini söktüm, künye levhamı ve evlilik yüzüğümü çıkardım. Rum kesimine düşmem hâlinde ancak sivil kıyafetle Türk bölgesine sızmamın mümkün olabileceğini düşünerek yanıma bir sivil gömlek ve pantolon aldım. ” 32 Demektedir.

B. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır 20 Temmuz 1974/Saat 04.00 Araçlarla tugaya geldiğimde saat 04.00'ü gösteriyordu. Saat 05.00'te Tb. Erkilet'e doğru intikale başladı. Biz Ali dağı eteklerinden Kayseri'ye doğru giderken 1 ve 2 nci taburları götüren uçaklar da Kıb-

32

Evcil, age. ,s.22-26.

92


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

rıs'a doğru uçuyorlardı. Sanki göreceklermiş gibi el salladık; başarıları için içimizden dualar ettik.33“ diye anlatmaktadır . XV. TMT BİRLİKLERİ VE KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI 19 Temmuz 1974/Saat 00.30 Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı ile Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T)'nin durumu: Genelkurmay Başkanlığının harekâtla ilgili ilk emri, 19 Temmuz 1974 saat 00: 30'da alındı. Bu emirde, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'nın, LEFKOŞA ve BOĞAZ Sancaklarını harekât kontrolüne alması, atılacak ve inecek birlikleri karşılamaya hazır olması isteniyordu. Emrin gereğini yerine getirmek için saat 07.30'da LEFKOŞA ve BOĞAZ Sancaklarının da katılımıyla bir toplantı yapılarak ön emir yayınlandı. Saat 20.00- 24.00 Saat 20.00'de yapılan toplantıda, bütün Birlik Komutanlarına saat 24.00'e kadar işlerin bitirilmesi emredildi. Aynı saatte Genelkurmay Başkanlığının 2'nci mesaj emrinin alınmasının ardından Alay, barış zamanında kullandığı ve gerek B.M. Barış Gücü gerekse Rum Milli Muhafız (R.M.M.) birliklerince Asıl Muharebe Hattı (A.M.H.) olarak bilinen eski mevzilerinin ortalama 500-1000 metre ilerisindeki gerçek mevzilerini işgal etti. Ast Birliklerin Komutanları atma ve indirme bölgelerini gece işaretlemeye başladılar. ORTAKÖY ve GÖNYELİ'de İlk Yardım İstasyonu açıldı. Kızılay Hastanesi ile Genel Hastanedeki hazırlıklar tamamlandı. YUNAN Alayı bitişiğindeki SUNALP Kampında görevli takım 20 Temmuz 1974 gece saat 01.30'da geri çekildi. BEŞPARMAK Dağları üzerinde GİRNE Boğazı batısındaki ATAK tepeye AN/TRC cihazı yerleştirilerek Türkiye ile irtibat sağlandı. Genelkurmay Başkanlığının son mesajında harekâtın 20 Temmuz 1974 05.00'te başlaması emrediliyordu.

33

Turan Erdem, Kıbrıs Barış Harekatında 3 ncü Paraşüt Taburu, Ankara, 1999, s.7-8.

93


ALİ DENİZLİ

XVI. TÜRK HAVA KUVVETLERİ Seçkin bir havacı asker, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında görevi "2. Taktik Hava Kuvveti Komutanı-Diyarbakır" olan Hava Korgeneral Hulusi Kaymaklı, o günleri şöyle yansıtır: Türk Hava Kuvvetleri Birlik Komutanları Ankara'daki karargâha çağrıldı. Toplu Brifing yapıldı. Uygulanacak plan hakkında bilgi verildi. Çıkarma-Atma-İndirme Atma bölgesinin havadan fotoğrafları çekildi. Rumların herhangi bir önlem alıp almadığı kontrol edildi. Yunanistan'ın muhtemel bir harekâtına karşı, bazı mobil radarların yerleri değiştirildi. Uçakların bakımlarına ve pilotların bilgilendirilmesine devam edildi. 19 Temmuz 1974 19 Temmuz Cuma. Takviyeli alarm verildi. Türk Hava Yolları "THY" personeli, uçakları ve kabiliyetleri ile birlikte, Türk Hava Kuvvetleri "THK" emrine girdi. THK'de Bababurnu ve Dalaman gibi yerlere mobil hava radarları yerleştirildi. Nike Hercules bataryası Karadeniz atış sahasından İstanbul'a intikal etti. Hava Harekâtı Çıkarma, atma ve indirme faaliyetlerinden önce başlayacak; hava desteği sağlanacak ve istenilen noktalara havadan müdahale edilecek şekilde hazırlandı. Çıkarma harekâtına 08:30-12:30 arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, deniz topçu ateşi desteği verilecek ve gerekirse 12:00'dan sonra hava harekâtı devam edecekti. 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrine; • Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü • Malatya-Erhaç 7. Ana Jet Üssü • Merzifon 5. Ana Jet Üssü, girdi. Bu komutanlıklara bağlı filolar, intikal planlarına göre meydanlara konuşlandırılarak harekâta katıldı.” 34 34

İ. Neşet İkiz , Bir Ada Bir Dava Bir Savaş, İstanbul 2007,s.142-145.

94


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

XVII. AMFİBİ DENİZ PİYADE ALAYI 18 Temmuz 1974 Çıkarma Birlikleri Komutanlığı Brifing Salonu, 18 Temmuz 1974 Perşembe gecesi, Ankara'dan Mersin'e gelmiş bulunan Deniz Kuvvetleri Harekât Dairesi Başkanı Tümamiral Nejat Serim de aramızda bulunuyor. Tümamiral Nejat Serim herhalde konu ile ilgili, dışarıda bulunduğum okul ve kurslar nedeniyle olacak; beni, "Neş'et Yarbay bu işlerin kompetanıdır," diye takdim ediyor. Brifing odasının bir köşesindeki Kıbrıs haritası üzerinde çalışıyoruz. Denizaşırı harekât, Silahlı Kuvvetlerin uygulamada daima, büyük güçlüklerle karşılaştığı; hassas ve zor askeri uygulamalar olarak tanımlanır. Çıkarma Plajının Değişmesi Kıbrıs için hazırlanmış çıkarma planı, çıkarma plajı olarak Boğazköy ve Magosa arasındaki çıkarma plajları içindi. Ancak 2. Ordu Komutanımız Orgeneral Suat Aktulga'nın Genel Kurmay Başkanlığı'na sunduğu yeni bir öneri, Kıbrıs Barış Harekâtının kaderinde benim kanımca hayli etkili oldu. Boğazköy-Magosa çıkarma plajı Lefkoşa'ya 70 km, Girne bölgesinde seçilecek bir çıkarma plajı ise yaklaşık 15 km uzaklıkta idi. Teklifin onay görmesi üzerine, bizden Girne'nin "Batısında" bir çıkarma plajı seçmemiz istenmişti. 95


ALİ DENİZLİ

Kıbrıs'ın Kuzey kıyılarından, Beşparmaklara doğru haritaya baktığımızda Saint Hilarion kalesinde "600" metreye kadar yükselen kritik arazi insanı adeta ürkütüyordu. Ancak, bu kritik bölgede; önemli bir nokta olan Saint Hilarion kalesinin, Kıbrıslı Türk mücahitlerin elinde olduğu söyleniyordu. Çıkarma öncesinde, çıkarma plajlarının mayın, sığ su mayınları ve çeşitli sualtı ve suüstü maniaları ile kirletilmiş olabileceğinden kuşku duyuyorduk. Dz. Binbaşı Yılmaz Cengiz, 31 kişilik timiyle, çıkarmadan önce, çıkarma plajımızı kontrol edecek ve kirletilmiş olması halinde gerekli temizleme işlemlerini yapacaklardı. Çıkarma plajındaki temizlik işlemini, gizliliği sağlamak yönünden karanlıkta uygulamak gerekiyordu. Ancak, yine de bir çıkarma harekâtı bekleyen düşman, çıkılacak plaj veya plajları kolayca belirleyerek ve buraya kuvvet kaydırıp, etkili savunma düzenlerini derhal alabilirdi. SAT (Su Altı Taarruz) ve SAS (Su Altı Savunma) Timleri. Eski muhrip komutanım, şimdi ise Çıkarma Gemileri Komodoru müstesna bir insan ve asker olan Dz. Kur. Alb. Ahmet Ozön'a; varış hattını geçişte ve hiç beklemediğimiz de olsa; muhtemel bir hava saldırısında çıkarma araçlarımızın silahlarına duyulabilecek hayati önem ve ihtiyacı hatırlatıyorum. Alayımızı çıkarma sırası çizelgesine göre, ilk dalgada LCM-8 ve LCVP tipi çıkarma araçlarına yükleyecektik. Komodor Ozon sakin ve güven veren, inançlı bir şekilde; "Müsterih ve emin," olmamızı öneriyor.Komodorumuzla Girne'nin batısında seçimi istenen çıkarma plajında birleşiyoruz. 96


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu "PLADANİ ÇIKARMA PLAJIDIR." Onun hayırlı olsun dileğine, ben de aynı içtenlikle katılıyorum. İki askerin avuçları bir harekâtın belki de kaderinde kenetleniyor. Avuçlarımızı uzun süre ayıramıyoruz. Sonucu komutanlarımızın görüş ve onaylarına arz ediyoruz. Onay ve direktifleri üzerine de, detaylı çalışmalarımıza geçiyoruz. Sahte Konvoy "Diversion Şaşırtma/Aldatma" Denizaşırı harekât doktrininde, "Sahte Konvoy, Aldatma-Şaşırtma Diversion," uygulaması vardır.

97


ALİ DENİZLİ

Bundan amaç, düşmanın kuvvet ve olanakları ile dikkatini, çıkacağımız Pladani Çıkarma Plajı dışında ki plaj veya plajlara çekebilmektir. Sonraları Kıbrıs'ı gezenler, mükemmel yol şebekesi ile; güzel kıyı şeridini adeta bir dantel gibi ören, bilinçle ve itina ile yapılmış mükemmel savunma tesislerini ve koruganları hayret ve merakla izlemişlerdir. Beşparmak dağlarındaki tahkimat, helikopter pistleri, telefon bağlantılı koruganlar, mağaralar ve buralardaki silah, cephane dolu depolar, izleyenleri şaşırtmıştır. Hücum safhası sırasında, varış hattını geçiş ve çıkarma plajına kapak atış harekâtın en kritik anıdır. Savaş tarihindeki uygulamaların ışığı altında, çıkarma kuvvetinin özellikle ilk dalgalarda; kıyı başı tutulana kadar

98


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

personel, çıkarma araç ve kontrol gemilerinin büyük kayıplara uğraması beklenilen bir sonuçtu. "Ateş açılmadıkça, kesinlikle ateş açılmayacaktır!" Emirleri tüm harekât emirlerinde yer almıştı. Çünkü Başbakan Ecevit, Genelkurmay'dan bunu istemiş ve "Günahsız insanların ölmesine karşıyım. 1963 yılından beri çeşitli nedenlerle ertelenen pek çok çıkarma girişimlerimiz olmuştu. Bu ertelemeler o denli boldur ki, Rum radyosu yayınlarında "Bekledim de gelmedin!" şarkısını alaylı bir şekilde ve bol bol yayınlayarak, özellikle adadaki Kıbrıslı Türkleri ve bizleri çok üzüyordu. Tümümüzde yine, hep beklenen bir erteleme kuşkusu içinde; ailemle dahi vedalaşmadan İskenderun'dan ayrılmıştım. Bindirme ve İlk Dalgada Görev Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden de ağırdır. Ben derim ki, asıl mihenk taşı savaş alanıdır. Bunlar hakikat olduğu gün, beni hatırlayınız," der. 19 Temmuz 1974 Cuma

99


ALİ DENİZLİ

2. Ordu Komutanımız Orgeneral Suat Aktulga Çıkarma Birliklerine geliyor. Çıkarmanın Girne Bölgesi'ne kaydırılmasını sağlayan, bu komutanımızı yine aramızda görünce seviniyorum. Kendileri harekâttan birkaç ay önce İskenderun Orduevi'nde, bizleri toplamış ve "Sizler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyet döneminde İstiklal Savaşı'ndan sonra vatanı için dövüşecek ilk savaşçılarısınız. Üç buçuk Palikaryanın karşısında hüsrana uğrarsanız, İstiklal Harbi Şehitleri, mezarlarından kalkar, yüzünüze tükürür," diye çok büyük bir coşku ile bizleri uyarmıştı. Ordu kumandanımızı tekrar aramızda görünce, rahat bir nefes aldığımı hatırlıyorum. Yine, yeni bir erteleme kuşkusunu artık tamamen terk ediyoruz. "Kıbrıs Barış Harekâtı, asil milletimizin gururunun dünya kamuoyu önünde savunulmasının bir gereğidir," diyen Dz. K. K.Oramiral Kemal Kayacan'ın Başbakan Ecevit'e de, "Eğer yine bir erteleme ile karşılaşırsak, ne siz Başbakan ve ne de bizler Kuvvet Komutanı olarak kalabiliriz!" diye görüşünü çok açık ve net bir şekilde ifade ettiğini duyuyoruz. Mahşeri Bir Radar Ekranı Dz. Gv. Albay Ergun Çakırer'in komuta ettiği, Çıkarma Birlikleri Sancak gemisi T.C.G. Ertuğrul'da bütün gece seyir süresince, tüm ilgililer ayakta ve görevleri başında idiler. Komutanımız Tuğamiral Emin Göksan, bir ara köprü üstünde bana, "Radar ekranı çok dolu. Dur bakalım, nelerle karşılaşacağız? Bunlar, galiba bizi bırakmayacaklar!.." diye, o andaki çok haklı kuşkularını belirttiler. Amerikan Akdeniz 6. Filosu ile Sovyet Rusya'nın Akdeniz'deki Filosu ve İngiliz gemileri o gece rotalarını Kıbrıs'a doğru çevirmişlerdi.Moskova, Karadeniz kıyısındaki tüm Hava İndirme Tümenlerini tam alarma geçirmişti. Bulgaristan ve Yugoslavya, Yunan sınırına kuvvet kaydırıyordu. Amerikan Dışişleri Bakanı Kissinger ısrarla, "İki filonun bir çatışmaya gitmediğini ve normal uygulamalarda bulunduğunu," belirtiyordu. O günlerde Kıbrıs adası Amerikalılar ve Ruslar için tam bir istihbarat merkeziydi. Her iki süper gücün Lefkoşe'deki büyükelçilikleri; Tahran, Kahire ve Tel Aviv ile Beyrut'tan daha geniş bir kadroya sahipti.

100


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Sahte Konvoy "Diversion" Uygulanışı 19 Temmuz 1974 günü ll:30c. ile 12:00c. (yaz saati) Truva ile harekât eden altı boş Ticaret gemisi, "Şaşırtma-Aldatma," amacı ile sahte konvoyu teşkil etmek üzere; rotalarını Magosa plajlarına doğru çizmişlerdi. Planlama sırasında, şu anda elimizdeki olanaklar buna elvermiyor diyen Dz. K. K. Harekât Daire Başkanı Tümamiral Nejat Serim; daha sonra bu hayati isteğimi, elde bulunan olanaklarla uygulayarak benim kanımca, Kıbrıs Banş Harekâtı'nın kaderinde etkili olmuştur. Buna, ileride çok açık ve net bir şekilde yine tanık olacağız. Gece intikal seyrinde tüm konvoyda karartma uygulanmıştı. Bu seyir sırasında, sakınma için zigzaglar da çizilmiş ve aldatıcı amaca uygun, başarılı bir intikal sağlanmıştı. Çıkarma Görev Kuvveti Kıbrıs'a doğru seyrediyordu. Görev kuvvetinde, bir savaş öncesinin hazırlığı vardı. Dağıtılan harekât emirleri üzerinde, ilgililer son çalışmalarını yapıyorlardı. Cumhuriyet Ordusu'nun öncü bir birliği olarak katılacağımız bu güç denizaşırı harekâtın, sorumluluk ve heyecanı tümümüzde adeta tütüyordu.”35 Diye anlatmaktadır.

35

İkiz, age., s.112-122.

101


ALİ DENİZLİ

YANAN KIBRIS CEHENNEMİNE PARAŞÜTLE ATLAYAN KAYSERİ KOMANDO TUGAYI VE DENİZDEN ÇIKAN DENİZ PİYADELERİ, HELİKOPTERLE İNEN BOLU VE NEVŞEHİR KOMANDO BİRLİKLERİ.

20 TEMMUZ 1974 SABAHI ŞANLI GÜN 102


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

YEDİNCİ BÖLÜM KIBRIS BARIŞ HAREKATININ BAŞLAMASI BİRİNCİ GÜN 20 TEMMUZ 1974 CUMARTESİ

I. TMT BİRLİKLERİ HAREKATI A. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü, Doğru Yol Bölügü, Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır “19 Temmuz 1974 gecesi de bizleri Bayraktarlıktan çağırdılar ve çıkartma ile ilgili harekat emrini tebliğ ettiler. Ancak taburlarımızın başına gidişimiz oldukça geçti. 20 Temmuz 1974 / Saat 02.30 Saat 02.30 gibi harekat emrinde saat 04.30 da Deniz Kuvvetleri sahile yanaşacak ve kıyı bombardımanına başlayacak ve Hava İndirme 103


ALİ DENİZLİ

Tugayı ve Bolu Komando Tugayı birlikleri Şahinler bölügünün Beyaz ev istikametinde üzerinden geçerek Boğaz bölgesine ineceği, bu maksatla inen ve hava taarruzlarında uçaklara nirengi sağlamak maksadıyla Hava yer ve işaret bezlerinin serilmesi emredildi. Saat 03.30- 04.00 Bu harekat emrini taburun bölük komutanlarına Şahinler bölügünün Beyaz ev bölgesinde saat 03.30- 04.00 arası duyurdum.Bölük komutanlarını bölgelerine görevlerinin başına gönderdim. Ancak bölük komutanları , bu emre son derece sevinmelerine ve şaşkınlıklarına rağmen birazda tereddüt içinde, “komutanım, 1963 yılında gemiler geldi, Biz numaralarını bile okuduk, fakat birşey olmadan geri döndüler dediler.” Kendilerine inanmalarını ve görev bölgelerinde son derece hazırlıklı olmalarını söyledim. Gözümüzde dürbünümüz, Akdeniz'i Girne sahillerini taramaya başladık. Saat 04.30 Saat 04.30’da Donanmaya ait gemiler görünmeye ve numaraları dahil okunmaya, başladı. Etraf sakin ve çıt çıkmıyordu .Girne derin uykudaydı. Donanma gemileri sahile yan dönerek atış vaziyeti aldı. Saat 04.40 Ancak saat 04.40 olmasıa rağmen, Donanma bir türlü atışa başlamıyordu. Saat 04.50 sularında birden Akdeniz semalarında Jetlerimiz göründü ve hedeflere bomba yağdırmağa başladı. Donanmanın ateşi uçaklarımızın ateşinden sonra başladı. Bir taraftan donanma sahili dövüyor bir taraftan da , Jetlerimiz hedeflerine sortiler yapıyordu. Girne kalesi yakınındaki küçük limanda bulunan 3 adet Rum hücumbotu limanı terk edip Akdeniz’e açılmaya; biri Çatalköy istikametinde doğuya, biri Lapta istikametinde batıya, biri de kuzey istikametinde uzaklaşmaya çalıştıkları anda herbirinin tepesinde birer Jet gördüm, yara ve alev almışlardı. jetlerimiz kısa zamanda hücumbotları hiç bir varlık gösteremeden etkisiz hale getirdiler.”36 Demektedir. 36

E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi) yaşı. 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

104


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

II. TÜRK HAVA KUVVETLERİ Saat 05.20 20 Temmuz 1974 sabah saat 05.20 de Türk Hava Kuvvetlerinin düşman mevzilerine karşı yumuşatma harekâtı başladı.Saat 06.20'de Türk Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklar BEŞPARMAK dağları üzerinde önceden belirlenen Rum hedeflerini ateş altına aldılar.

III. SUALTI TAARRUZ TİMLERİ HAREKATI Saat 05.22 30 Astsubay'dan oluşan Su Altı Taarruz Timleri (SAT) kıyıdaki su altı engellerini temizlemeye başladılar. 105


ALİ DENİZLİ

Jandarma botunun küçük Bofors topu, sahil bataryaları üzerinde etkinlik sağlamak amacıyla ateş etti. Ama yetersiz olduğu görülünce, "Mareşal Fevzi Çakmak" muhribinden ateş desteği isteğinde bulunuldu. Genç muhribimizin usta topçuları, sivil binalara zarar vermeden kısa zamanda sahil bataryalarını susturmayı başardılar. Haritada belirlenen noktaya gelindiği zaman deniz komando timleri, grup komutanının emriyle denize atlamaya başladılar.Birinci botta bulunan ikinci timin atlayışı sırasında, sahilden açılan 40 mm.'lik top ateşi birden tüm gövdeyi taradı.Kısa bir vukuat araştırmasında, ölen ve yaralanan yok!

106


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

İki Yunan hücumbotunun acele olarak Girne Limanından harekete geçtiğinin görülmesi üzerine, durum hemen yakın destek muhriplerine iletildi.Çok geçmeden, muhriplerin baş ve kıçlarında başlayan ateşle, önce öndeki hücumbot yaralandı, ikinci salvoda ise ikinci hücumbot havaya uçtu ! Bu arada bir başka hücumbot, sahile dümen kırarak baştankara etmeye çalışıyordu. Bu bot daha sonra yüzdürülerek istanbul'a getirilmiş, o günün anısı olarak Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'nin bahçesine konmuştur.

Çıkarma birlikleri, komutanına, plajın temiz olduğu, iki şamandıra ile markalandığı, SAT birliğinde ölen ve yaralanan olmadığı, bu durumda artık çıkarma birliklerine rehberlik edileceği bildirildiği zaman saat tam 06.40'ı gösteriyordu. Görev başarıyla sonuçlandırılmıştı. Bundan sonrası, artık çıkarma birliklerine kalıyordu. 107


ALİ DENİZLİ

IV. AMFİBİ HAREKAT Çıkarma harekatının 5 dalga halinde ve dalgalar arası 15'er dakikalık zaman fasılası olacak şekilde GİRNE'nin 15 km. kadar batısında 5 Mil Plajları olarak (Şimdi YAVUZ Plajı) isimlendirilen PLADİNİ bölgesine yapılması planlanmıştı.Ancak harekat planlandığı zamandan daha geç icra edilebilmiştir. Dalgalar arasındaki 15'er dakikalık zaman fasılası yeterli olmamıştı. Kıbrıs'a çıkacak ilk birliği taşıyan LCM-8 adlı küçük botlar tam yol kıyıya dümen kırdığında saat sekizi geçiyordu. Kıyı-başını tutmakla görevli, iki taburluk Deniz Anfibi Alayı, dünyanın en zor askeri harekâtlarından birini gerçekleştirmek amacıyla, bellerine kadar suyun içinde, silahları başlarının üzerinde, "Allah, Allah!" avazeleriyle yavru vatana doğru koşmaya başladılar. Kolay değildi, suların içinde düşe kalka koşmak... Kurşunlar yağmur gibi üstlerine yağıyor, ama hiçkimse durmuyor, koşuyor, bir an önce karaya varmak için acele ediyordu. Hepsi de ölene kadar vuruşmak için and içmişti. Esir olmayacaklardı. Savaşın kaderinin kendi ellerinde olduğunu bilmenin bilincindeydiler..İki saat kadar sonra, amiral gemisinin harekât odasında, Amfibi Alay Komutanı'nın tok sesi telsiz hoparlöründen şöyle yankılanıyordu: 108


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

"Kıyıbaşı tutulmuş ve emniyete alınmıştır. Kara birliklerimize devredilmeye hazırdır. Allahım, sana şükür bizi utandırmadın" 37

Saat 06.40'ta donanma topçusu GİRNE açıklarından BEŞPARMAK dağları yamaçlarındaki hedefleri ateş altına alarak harekâtı desteklemeye başladı. Saat 05.45 Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı( KTKA); Savunmanın doğu yanında meydana gelen boşluğu bertaraf etmek için ORTAKÖY Gr.nun KIVILCIM ve MARMARA Tk.ları saat 05.45'te müştereken yaptıkları taarruzlar ile STRATEJİK T.yi ele geçirmişlerdir.

37

Barış Harekatının 24 İsimsiz Kahramanı, agm., s.7-8.

109


ALİ DENİZLİ

V. BAŞBAKAN BÜLENT ECEVİT’İN, TÜRKİYE RADYOLARINDAN "KIBRIS BARIŞ HAREKATINI AÇIKLAMASI 20 Temmuz 1974 / Saat 06.15

20 Temmuz 1974 saat 06.15'te Başbakan Bülent ECEVİT, TÜRKİYE radyolarından "KIBRIS BARIŞ HAREKATI’nın başlamış olduğunu dünya kamuoyuna açıkladı.38 VI. KAYSERİ HAVA İNDİRME TUGAYININ HAVA İNDİRME HAREKATI Hava İndirme Tugayı'nın iki paraşüt taburu saat 07.00-07.15 arasında diğer iki paraşüt taburu ise saat 11.15-11.30 arasında paraşütle indirildikten sonra hemen planlandığı şekilde muharebeye girmiştir. Saat 07.00 Birinci kademede 1 nci Prş.Tb. PINARBAŞI, 2 nci Prş.Tb. GÖNYELİ bölgesine indiler. 38

Sever, age., s.43-51.

110


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Derhal bölgelerinde tertiplenmeye başladılar. Tabur KIRNI havaalanı bölgesinde toplandı. Paraşüt Taburlarının atılması sırasında RMM'nin LEFKOŞA bölgesindeki mevzilerinden hafif silahlarla ateş açıldı. Saat 07.20 Sabah Tugayın komuta Gr. olarak Tug.K.Yrd., G3, 2 Serbest Müfreze K. 19/20 TEMMUZ gecesi 03.30'da bir DORNİER uçağı ile bölgeye sızmalarına rağmen kabul ekibi ile anlaşma olmaması yüzünden geriye döndüler. Bu grup daha sonra ancak saat 07.20'de PINARBAŞI alanına inebildi. İnen birliklere ilk ateş K.KAYMAKLI bölgesinden gelmiştir. Ancak hava kuvvetlerinin anında müdahalesi ile tehlike bertaraf edilmiştir.

Atma sırasında, 35 nolu (C-47) yerden açılan ateşle isabet aldı. Uçak geriye dönerek mecburi iniş yaptı. Ayrıca 1 (C-130) ve 1 (C-160) isabet aldılar, fakat önemli hasarları yoktu. Birinci kol atım faaliyeti böylece son buldu. Uçaklar geri döndüler.

111


ALİ DENİZLİ

Saat 10.15 10.15 Nakliye uçakları ikinci atma sortisi için havalandılar, 1 adet (C-47), 12 adet (C-160), 6 adet (C-130) katıldı. Saat 12.15 İkinci kademe atma harekâtı zaiyatsız tamamlandı. Sonra, üçüncü kademe atma sortisi için, 3 adet (C-160), 3 adet (C-130) kayıpsız tamamlandı. Saat 21:15 Hava Harekâtı son buldu.

A. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral) Şöyle Anlatmaktadır : Saat 04.58 Herkesin yüzünde tarihî sorumluluğun asil ve soğukkanlı izleri okunuyor. Pilot kısaca her zamanki brifingi yaptı ve uçak havalandı. Saat tam 4.58. Pilotlar ve uçuş personeli bizimle yakından ilgili, her konuda yardımcı oluyorlar. Allah'ım ne büyük mutluluk, sür'atle Kıbrıs sahillerine yaklaşıyoruz. Birazdan yıllarca beklediğimiz an gelecek. Daha 8 yıl önce, mücahitlerime, birgün havadan gelip paraşütle atlayacağıma, onlara özgürlük ve barış getireceğimize söz vermiştim. İşte o mutlu an hemen Beşparmak dağlarının arkasında saklı. Hızla ona doğru uçuyoruz. 112


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

.

Saat 07.05 İşte Hamitköy'le Kaymaklı arasındaki Salhane Köprüsü'nü ve Kanlı Dere'yi gördüm. Artık ayağa kalktım. Saat tam 7.05. Hayatımın en duygulu ve en içten "Allah" narasını tekrarlayarak uçaktan atladım. Uçaktan taş gibi atlayan kahraman Mehmetçikleri hayranlıkla izliyorum. Hiç ateş edilmiyor. Tam bir baskın sağlamış olmanın sarhoşluğu içindeyken iniş hazırlıkları yapmanın gerektiğini hatırladım.

113


ALİ DENİZLİ

Diğer arkadaşlar da toplanıyor. Ben tugay komutanına Hamitköy'e çıkarak atlayış bölgesini ve birlikleri görmeyi teklif ettim. Saffet'in getirdiği landroverle 3-4 km kadar uzaktaki Hamitköy'e 22 nci Grup Komutanlığına gittik. Yolda ve köyde kimsecikler yok. Hamitköy'den 2 nci Paraşüt Taburunun toparlanmasını gururla seyrediyoruz. Malzeme ve paraşütler hızla toplanıyor.”39 Demektedir.

B. Hava İndirme Tugay Komutan Yardımcısı Piyade Albay Sami Konukoğlu Şöyle Anlatmaktadır Tugayın tüm personeli 20 Temmuz 1974 saat 07:30'da yerde idi. Rum MM kuvvetleri, tugay aşağıda indikten 15 dakika sonra alarm çanları çalmaya ve Rum kızılbaş mahallesinden ateş edilmeye başlandı. 39

Evcil, age., s.26-32.

114


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu sıkıntılı zor anda ilerlerken atlayış bölgesinin seçilmesi ve panoların serilmesi görevi ile görevlendirilen kıymetli serbest paraşütçü Yzb. Sami AKBULUT Rum kızılbaş mahallesinden 12,7 mm Uçs. mk. tüfek ateşi ile vurularak şehit oldu, anısını yaşatmak için deniz yolları vapurunun birisine "AKBULUT" ismi verilmiştir. Allah’tan rahmet dilerim.” Diye anlatmaktadır. Saat 08.00 20 Temmuz saat 08.00'den itibaren Yunan alayı ile bölgedeki diğer Rum birlikleri, KTKA mevzilerine ve inen kuvvetlere ateşle taarruza başladılar. C.1 nci Komando Taburu 3 ncü Bölük Takım Komutanı Üsteğmen Ertan Demirbaş Şöyle Anlatmaktadır: 20 Temmuz 1974 Saat 04.30 “20 TEMMUZ 1974 günü saat 0430'da uçak başı yaptık. 6 ncı uçakta sol kapı japmastırı, aynı zamanda uçak sorumlusu idim. Saat 06.30 Sağ kapıda ütğm. Hakkı ALGIN vardı. (Serbest paraşütçü olmam hasebiyle) Saat 06.30 civarında OMORFO'dan -LEFKOŞE istikametinde uçuyorduk. Kapılar açılmış araziyi inceliyorduk. Artık dönüşümüz yoktu. Ütğm.Hakkı ALGIN 1973 yılında KIBRIS değiştirme birliğinden 115


ALİ DENİZLİ

gelmişti, araziyi çok iyi biliyordu. Foto köyünde, KIBRIS değiştirme birliği atlayışı sağlamak için, yer bezi serecek, sis yakacaktı. Malesef hiç bir işaret yoktu. Atlamamız gereken bölgeyi geçmiştik. Ütğm. Hakkı’nın "Ahh yanlış iş yaptık ne zaman atlamaya başlayacağız" dediğini duymuştum ki; uçaklar GİRNE üzerinden dönüş yaparak, ikinci Stik (tur) için tekrar OMORFO üzerinden geçerek FOTO Köyünün Minaresini işaretleyip atmaya başladık. Kapımda 31 paraşütçü vardı, ben 32 nci idim. Japmastır en son atlar, Brifingde verilen emre göre "GONYELİ-GİRNE asvaltını geçerseniz atmayı kesin" demişlerdi. Oysa ben uçağı terk ederken verilen işareti gerilerde bırakmıştık. Son paraşütçü de attıktan sonra uçakta kalamadım. Görev aşkım vazife anlayışım, her şeyin üstünde idi. Kendimi aşağıya bırakırken hem dua ediyor, hem de bir an evvel takımımın başına geçmeyi şiddetle arzuluyordum. İşin ciddiyetini ayağım yere değip üzerimde uçan Jetleri görünce, havan topları yanımızda patlayınca idrak edebildim. Paraşütçüler paraşütlerini topluyorlardı. Havanlar, toplar sağımızda solumuzda patlıyordu. Onlara "Paraşütten sıyrılıp yüzünüzü sağa dönün istikâmetinizde yürüyün" dedim. Daha önceki tatbikatlarda da öğrenmişlerdi. Tıkama mevzii istikâmetinde hava başını işgalde ilk görevlerini yerine getiren benim ta116


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

burumdu. KARA tepedeki mevziye de ilk önce ben takımla girdim işgal ettim.”40 Diye anlatmaktadır.

D. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral) Şöyle Anlatmaktadır Saat 08.00 “Lefkoşa Rum kesiminden alarm sirenlerinin acı sesleri duyuluyor. Anlaşılan Rumlar daha uykudan yeni uyanıyor.Saat 08.00 civarında Gönyeli'ye Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Karargâhına hareket ettik. Osman Efe'nin rüyasında olduğu gibi Hamitköy'den Ortaköy'e. Alay karargâhına geldik. Saat 08.30. Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Katırcıoğlu'nu aradık.

40

E. P. Alb. Ertan Demirbaş (Kayseri Hv.İnd.Tug. 1 nci Tb.) yaşı. .67, 20 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

117


ALİ DENİZLİ

Biraz sonra geldi. Karargâhta Alay Harekât Eğitim Subayı Kurmay Binbaşı Sedat Metin ve Tabur Komutanı Kurmay Binbaşı Cengiz Varol'u gördüm. Hepsi ile coşku içinde kucaklaştık. Hemen haritaları açıp durumu görüşmeye başladık, mevcut bilgileri teati ediyorduk ki sağımıza solumuza havan mermileri düşmeye başladı. Artan ateş yorgunluğundan, Rumların yerini çok iyi bildikleri alay karargâhında bize göz açtırmayacakları anlaşılıyor. 1 nci Paraşüt Taburu da atladı, henüz irtibat kuramadık. Ben Binbaşı Cengiz Varol'dan bir araç aldım ve Kırnı'ya hareket ettim.

Bir taraftan yağmur gibi mermi yağıyor, mermiler patlıyor, diğer taraftan Komando Tugayını taşıyan helikopterler toz duman içinde Kırnı Hava Alanı'na iniyor, komandoları indirir indirmez hemen havalanıyor.Bu nedenle karargâhın Boğaz'da tesis edilmesini teklif ettim. Teklifimi uygun bulan tugay komutanı, benim Boğaz'da gerekli temas ve hazırlıkları yapmamı ve kendilerini çağırmamı emretti. Tugay karargâhı, Boğaz Sancağı mahkeme salonunda oluşturulan komuta yerine geldikten sonra ikinci sorti paraşüt indirmesi başladı. Her iki indirme bölgesi de yoğun düşman ateşi altında. Her yer alev alev yanıyor. Bu arada helikopterler de Komando Tugayını taşımaya devam ediyor.”41 Diye anlatmaktadır. 41

Evcil, age., s.33-34.

118


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

VII. BOLU KOMANDO TUGAYININ UÇARBİRLİK HAREKATI Saat 07.07 -Saat 08:00 arası Kara Kuvvetleri Komutanlığı Helikopter Alayı'ndan 72 adet UH1H katıldı. Taşucu'nun yakınında Ovacık mevkiinde 2. Ordu emrinde konuşlandılar. 07.07'de havalanarak komandoları Kırnı-Gönyeli bölgesine indirdiler. Uçuşları yaklaşık 45 dakika sürdü. Saat 08:00'dan itibaren helikopter indirme harekâtı başladı.

Yerden açılan ateşten 10 helikopter yara aldı. Fakat helikopter kaybı olmadı. 09:50'de helikopterler ilk kademeyi indirerek geri döndüler. İkinci seferde 2 helikopter isabet aldı. İlk gün dört sorti indirme görevi başarıyla tamamlandı.

119


ALİ DENİZLİ

Saat 08.20 Plan gereğince 07.40'da OVACIK'tan helikopterler ile hareket eden Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Sabri DEMİRBAĞ ve Karargahı ile, 1'nci Komando Taburu (ilk sorti) saat 08.20' de KIRNI havaalanı bölgesine indi. Taburu görev bölgesi olan Saint Hilarion ve DOĞRUYOL bölgesine götürmesi planlanan otobüs ve kamyonlar gelmediği için bu tabur yaya olarak zorlu, eziyetli, yorucu ve uzun bir yürüyüşe başladı. A. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır 20 Temmuz 1974 Cumartesi OVACIK- KALE Saat 03.45 Jeepte ikibuçuk saat kadar uyumuşum.0345 te DODGE geldi ve çocuklar gibi sevinerek hemen çamaşır değiştirdim, Kamuflaj elbisemi giydim, ve tam teçhizat kuşandım.TAHRİP Çantasından bozma, Sırt Çantamı aldım, yanımda 243 adet 11,43 lük, Tomson ve Colt mermisi, 2 günlük Kumanya, 6 Mini el bombası, bir kat çamaşır , traş takımım ve ilaçlarım vardı , saat 05.00’ de Helikopter bindirme Bölgelerine gidilecek, Bölükler uyanmış ve hazırlar, yürüyüş tertiplerini aldıklarını gördüm, 0430 da Hlk.Bin.Böl. ne gittim ve Helikopterler çok dağınık olduğundan S-3 Ütgm Işık KOŞANER’le birlikte Bl.leri yerlerine sevkettim. Saat 06.30 Saat 06.30 da 2nci Komd Bl K. Ütgm.Haluk Üstügen Helikopterlerin yerinde olmadığını bildirdi, Bu sırada Hlk.Filo K. devre arkadaşım Bnb.Y.Cengizönce’nin filosuna yer değiştirtdiği için, bu bölüğümün helikopterlere ulaşamama sıkıntısı doğdu, bunun üzerine Tug. K. ya-

120


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

nında Helikopter A.K. na durumu anlattım ve saat 07.15 yerine 15 dakika daha geç kalkılma imkanı ile bu sorunu çözdüm. Bu arada asıl sorun Tb.Payı Mühimmatın ( 2 Ton ) Pilotlarca KABİN DIŞI taşınması gereğinin tartışıldığını, Yzb. PEKER bildirdi, Gene aynı metodla A.K. vasıtasıyla ve emirle Mühimmat iki UH1-H Helikopterine KABİN İÇİNDE TAŞINACAK şekilde yüklendi. Sinirlerim çok gergin, SAVAŞA HERHALDE CEPHANEM VE BİR BÖLÜĞÜMÜ ALMADAN GİTMEYECEKTİM. Bu aksaklıkların hiçbirisi olmaz ama bir gün önceki, bizlerle yapılması gereken koordinasyonun noksanlığı böyle ortaya çıkıyordu. Bu arada çok üzüldüğüm bir olay daha cereyan etti, 2nci Ordu Komutanı Org.SUAT AKTULGA geldi , o kargaşa içinde, karşıladım, tekmil verdim, beni sabit bakışlarla izledi ve yanındaki heyetle "BİR BAŞAR DİLEĞİNİ DAHİ İFADE ETMEDEN " Yanımızdan ayrıldı ve beni hayretler içinde bıraktı. Ne kadar yazık, GENÇLERE çok kötü örnek olduğunun farkındamıydı bilmiyorum. Benim tepkimi 6 ncı kolordu G-3’ü Kur. Alb.Yavuz OKTAYKAN farkına vardığı için yanımdan geçerken omuzumu tutarak bana sarıldı ve tabi o’da gitti... (Kendisini 1960 - 63 arasında Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulduğu zaman görevli olduğum için tanıyorum.) Geride 6ncı Sortide gelecek, Tb. Per.Dağ Arka çantaları, Yzb. BUZLUK, Yzb. PEKER ve Bşçvş DALBUDAK kaldı. Araçlar Deniz Yoluyla gelecek. Erat, harekata 120 G- 3 fişeği, sırtına çapraz şekilde taktığımız PANÇOSU ve Onun içinde paketlenmiş iki günlük KUMANYASI ( 500 gr Peksimet, Konserve, Barbunya ve Yaprak Sarma ) ve bir Matra Su ile gidiyordu... Saat 07.35 Saat 07.35 te 1 nci Komd.Tb. 64 Helikopterle ve 6 Helikopterle Tugay Taktik Komuta Gurupları ADAYA HAREKET ETTİ. Uçuş güzel ve Filolar düzenliydi, Yüce Tanrı bugünleride gösterdi. Çok yorucu ve sinir yıpratıcı 5 gün ve olaylardan sonra Helikopterlerimizin havalanabilmesi , bende bir boşalma etkisi yaptı ve gururla gözlerim doldu ve Taburumun başarısı için bildiğim tüm duaları, her zaman olduğu gibi kalp bütünlüğü ile birbiri peşine sıraladım.50 Senedir döğüşmeyen bir Ordunun ilk kademe birliği olmak benim için son derece ulvi bir aşamaydı askerlik hayatımda, ve Yüce Tanrıma bana bu onuru nasibettiği için tekrar tekrar şükrettim. 121


ALİ DENİZLİ

Deniz hafif çırpıntılı idi. ADA hayal meyal göründüğünde heyecanlandığımı hissettim. Ufukta KALE’ yi (St.HİLARİONUN ) Siluetini aradım. Ara ara Uçaksavar atış izlerini gördüm. İzli fişekler daha ziyade BELLAPAİS ve RUM BOZDAĞI bölgesinden. Aşağıda Çıkartma Birliklerimizi götüren LCM ve LCT’lerle onları koruyan MUHRİPLERİMİZİN oluşturduğu manzara gerçekten muhteşem ama o nisbette de düşündürücüydü.

Saat 08.25 St.HİLARİON’un üzerinden 08.25 te geçtik ve KIRNI’ya yöneldik. Filolar, GİRNE Yolunun batısındaki düz ve açıklık bölgeye indi. Saat 08.35 te ADAYA ayaklarımız değdi. İnilen Bölge, ÜÇGEN BÖLGE (Türk Mücahitlerince emniyeti sağlanmış) olmasına rağmen ortalıkta kimseyi göremedik. Erat otomatikman inmedeki tertibini aldı ve helikopterler Havalandı, Tertiplenme, açılma ve yayılma 17 dakikada tamamlandı. Tb. , 1 ve 3 ncü Komd.BI. leri önde ve 2nci Komd Bl. arka ortada GENİŞ KAMA düzeninde ve Bl. ler açık yanlara doğru kademeli olarak ilerlemeye hazırlar. (Çok İyi) Artık kendi başımızaydık, Haluk, Oğuz, Yılmaz tekmil verdiler, telsizler iyi çalışıyor, çevrim sağlıklı boşa konuşan yok, Mühimmat toplama noktası Haluk'un bölgesinde, Bl paylarını oldukları yerde bırakacaklar, Kasım Tb.payı ile birlikte hepsini Toplayıp KALE’ye (Senthilerion) getirecek. 122


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bölükler ileri harekata , daha önce tavsiye ettiğim şekilde kolayca başladılar. Hatta 3 ncü Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Oğuz’a KÖMÜRCÜ Köyünde çok belirgin olarak görünen kırmızı kiremitli, beyaz badanalı evi hedef olarak tarif ettim ve derhal anladığını göstererek daha doğuya kayarak yaya ilerlemeye başladılar. Zira KESKİN SIRT VE BATISI HATTI Düşmanın elinde, Oradan ateş yiyebilirdik. Saat 08.20 civarında inen tabur 17 dakikada tertibini tamamladı. Sadece tabur komutanının bildiği bir arazide o günün imkânları ile 1/50.000 ölçeğinden kopyalanarak yetiştirilen harita imkânı ile Kırnı (Ağırdağ) Hacı Solomou (Oğuztepe), St. Hilarion Kalesi ateş alanı bölgesine yaya ve 40 derece sentigrata varan sıcaklıkta 900 m tırmanarak intikalini tamamlamıştır. İnişte ve tırmanışta düşmanın hiçbir müdahalesi olmamıştır. .”42 Demektedir. 42

E. Tuğgeneral Cemal Eruç ( Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı .80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

123


ALİ DENİZLİ

B. Komando Tugayı 1 nci Tabur, 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Haluk Üstügen Şöyle Anlatmaktadır; “20 Temmuz 1974 sabahı adaya icra edilen uçarbirlik harekâtının öncüsü olarak görev alan 2'nci komando bölüğü saat 08.20 de KALPUZAN ÇİFTLİĞİ güneyine inerek bölgeyi emniyete aldı.” demektedir. 124


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

C. Komando Tugayı 2 nci Tabur, 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Engin ÜNAL Şöyle Anlatmaktadır ; 20/21 Temmuz 1974 günü olanlar; KIBRIS göründüğünde manzara şöyle idi: Uçaklarımız ve Donanmamız, BEŞPARMAK'lara bomba yağdırıyordu. Solumuzda Hava İndirme Tugayını taşıyan uçaklar geliyor, altımızda çıkarma gemileri plaja yanaşıyordu. Biraz sonra da biz de bölgemiz olan KIRNI' ya inmeye başlamıştık. İniş bölgesindeki tarlalarda biçilmiş alanlar ve yığınlar yanıyordu, bu helikopterler havada 11,5 m. yüksekten kızaklarını yere koymadan, cephane sandıklarını sırtlayarak atlamak zorunda kaldık.43 43

Sever, age., s.88-90.

125


ALİ DENİZLİ

D. Bolu Komando Tugayı 3 ncü Tabur 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Başel Şöyle Anlatmaktadır 20 TEMMUZ 1974 CUMARTESİ “Mutlu saatler sıkıntılı dakikalardan daha hızlı akar” derler ya 20 Temmuz 1974 sabahı, şafakla birlikte denizden ve havadan koordineli olarak harekat başlayacaktı. Ben de; Üsteğmen rütbesiyle gencecik bir “Komando Bölük Komutanı” olarak katılacaktım bu savaşa… Saat 07.30 Ovacık’tan ilk sortide Yarbay Cemal Eruç’un 1 nci Komando Taburunu götüren helikopterler havalanacaktı. Tugay Komutanı Tuğgeneral Sabri Demirbağ ve taktik karargahı da bu taburla birlikteydi. Ordu Komutanı Suat Aktulga ve Kolordu Komutanı Nurettin Ersin helikopterleri selamlayarak geri çekildiler. Dünyada bu kadar çok helikopterin katıldığı ilk harekattı bu. Türk ordusu bazı önemli ilklere imzasını atıyordu…Ardından sanki bir asır kadar uzun gelen üç saatlik bekleyiş… Ufukta beliren helikopterleri tek tek sayış, gidenlerle gelenleri endişeyle hesaplayış…

126


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 10.30 Saat;10.30…Bu kez Binbaşı Vural Çetin’in 2 nci Komando Taburunu götürecek helikopterler havalanıyordu. Kolordu Komutanı Nurettin Ersin ve taktik karargahı da bu taburla birlikte gidecekti. Gidenlerde öncelikli olmanın ayrı bir gururu,sırasını bekleyen bizlerde ise tarifsiz bir heyecan.. Evet heyecan!... Heyecan vardı ama, kimsede korkudan ve endişeden en ufak bir eser yoktu sanırım!”44 Diye anlatmaktadır.

44

E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. 3 ncü Bl.K) yaşı. .70, 18 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

127


ALİ DENİZLİ

E. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü , Doğru Yol Bölügü, Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır “Hava ve Deniz bom-bardımanı devam ederken birden Hava İndirme ve Komando Birliklerinin Beyaz Ev istikametinden geçişleri yerde bir bulut bırakır gibi helikopter dalgasının, Boğaz bölgesine doğru hareketinde fevkalade bir hava desteği sağlanıyordu. İlk helikopter dalgasının geçişinde düşman mevzilerinden çok az da, olsa silah sesleri duyuluyordu. sonradan adedinin 72 olduğunu öğrendiğim helikopterlerimizin tek bir zayiat vermeden indirme bölgesine personeli bırakarak geri döndüklerinde Rumların yoğun ateşi başlamıştı. Ama hiçbir helikopter düşmedi ve zayiat vermedi. Şurası muhakkak ki çıkarma ve indirme tam bir baskın şeklinde başlamıştı. Rumların bu süre içinde şaşkınlık yaşadığı geç harekete geçişlerinden ve düzensiz gelişigüzel atışlarından belli oluyordu. Helikopterlerimiz geriye dönmüş ve 2 nci dalgayı alıp Boğaz bölgesine indirme harekatına devam ediyordu.Bu geçişte yoğun ateşe rağmen hiçbir helikopterimiz düşürülmedi. Rumların Girne’de ki mevzilerinden Rum Bozdağ’ı , Keskin sırt Yanıkçam mevzilerinden yapılan havan ve makineli tüfek atışları yoğun, fakat isebetsiz bir şekilde devam ediyordu. Yaman Taburunun Şahinler Bölüğü , Doğru Yol Bölügü , Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı , Rumların yoğun havan ve uçuksavar (12.7 mm.lik) silahlarıyla baskı altında tutuluyordu. Kısıtlı silah ve mühimmatmızla, önceden tesbit edebildiğimiz Rum mevzilerine biz de ateş ediyorduk . Keskin Sırt, Yanıkçam ve Rum Bozdağ’ı bolgesinden, yapılan düşman ateşleri tabur bölgesinde çeşitli yerlere isabet ediyor ancak ölümle sonuçlanmıyordu. Ancak taburun telefon irtibatları, kabloların isabet alması , kopması ve yanması neticesinde irtibat tamamen kesilip imkansız hale geliyordu. İrtibatı yaya veya araçla giderek sağlamaya çalışıyorduk. Telsiz irtibatımızda düşen bir havan mermisi sonucu işlemez hale gelmişti. Çıkarma birliklerinin donanma ateşi altında Lapta'ya yanaştıklarını ve kapak attıklarını dürbünle gözetliyorduk. Ancak çıkarma yapılan koyun çok dar olması, çıkarmayı zorlaştırıyor yanaşan gemilerin ateş altına alınmasına sebep oluyordu. 128


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bir gemi geri çıkmadan diğeri yanaşamıyor. Zefiros oteli'nden Rumlar çıkarma birliklerine oldukça yan ateşi altında tutuyor ve hırpalıyordu. Müteakiben Jetlerimiz bu oteli oldukça etkili ateş altına alarak ve bombalayarak etkisiz hale getirdiler.”45 Demektedir.

VII. ÇAKMAK ÖZEL GÖREV KUVVETİ KIYIYA ÇIKIYOR Saat 08.45 Amfibi Deniz Piyade Alayı, Dz. Yb. İ.Neşet İkiz komutasında Girne'nin 7,5 km Batısında Platini (Yavuz Çıkarma) plajına çıkmaya başladı. Bu plaj en fazla 400 m. uzunluğunda ve 9-10 m. genişliğinde idi.Yavuz çıkarma plajı büyük birliklerin çıkmasına müsait bir plaj değildi, ancak; baskın sağlanmıştı. Çünkü; RMMO Genel Kh.ı dikkatini Magosa kıyılarına çevirdiği için bu plaj bölgesine yeterli engel ve ateş planlaması yapmamıştı. 45

E. Top. Alb. Mehmet Biran ( Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi ) yaşı. 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

129


ALİ DENİZLİ

RMMO Komutanlığı asıl çıkarmanın Magosa kıyılarından olacağını bekliyor, bu bölgeye bağladığı kıyıdaki 7 P.Tb.'nu ve uzun menzilli topların önceden hazırladığı mevzilerde tutuyordu.

Kıyıda 17 km. menzilli 173 ncü Tanksavar topçu taburu bulunuyordu. Ayrıca bir Yunanlı Yüzbaşının cebinden çıkan Magosa kıyısındaki savunma plânına göre; İki Topçu Tb.'nun ve 100'den fazla Havan'ın baraj ateşleri ve makineli tüfek yalayıcı ateşleri bütün Magosa-Boğaz kıyılarını kaplayacak şekilde plânlanmıştı. Emredilen değil de arzu edilen yerde yükleme ve bindirmesi yapılan ÇAKMAK Özel Görev Kuvveti (19 Temmuz 1974 hareket saati 12.40) 20 Temmuz saat 08.45'te PLADİNİ plajına çıkmaya başladı. Bu çıkışın Hava indirme Tugayının inmeye başladığı 07.00'de olması gerekiyordu. Yani uçakların yumuşatma harekâtının etkisinin bitişinden 1 saatten fazla bir süre sonra çıkarma başlamıştı. Saat 09.15 Çıkan birlikler 09.15'ten itibaren, Komando Tugayı ile birleşme hattı olarak tespit edilen ELYA-TRİMİTİ-TEMPLOS hattına doğru ilerlemeye başladılar.İlk gemi saat 08 30'da sahile kapak attı. Saat 12 OO'da Çakmak Özel Görev Kuvveti hemen hiçbir zayiat vermeden tamamen kıyıya çıktılar ve Beşparmak dağlarının kuzey yamaçlarındaki ilk tepeleri ele geçirerek kıyı başını tuttular. 130


KIBRIS BARIÅž HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

131


ALİ DENİZLİ

A. Amfibi Deniz Piyade Alay Komutanı Dz. Yarbay İ.Neşet İkiz Şöyle Anlatmaktadır “20 Temmuz 1974 Safak Göreve Hazır Raporu 20 Temmuz Cumartesi, Akdeniz'de şafağın söküşünü hep birlikte izledik. İlk dalga ile çıkarmaya katılmak üzere taburda bulunan alayımı denetledikten sonra, onlara "Evlatlarım Amfibi Hücum Varış Hattını geçişimiz sırasında ve çıkarma plajımız Pladani'ye kapak atışımızda, düşmanın son derece ağır karşı koyması, direnmesi ile karşılaşabiliriz.

132


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Kıdemli erlerimiz dahi çevrelerinde, komutayı ele almak zorunda kalabilirler. Ancak, Yüce Allah'ın bir lütfü olarak; belki bir baskın şeklinde çıkışımız da mümkün olabilir." Bu konuşmadaki amacım; karşılaşmayı umduğum durumlara karşı tüm personelimizi önceden hazırlamak ve onları uyarmaktı. Sonra da, çok sevdiğim ve güvendiğim silah arkadaşlarımı son bir kez daha; hep bir arada görmeye çalıştım. Onlarla helalleştim, isteklerimi yerine getirmeyenlere de hakkımı helal etmeyeceğimi belirttim. Önce, Amfibi Tugay Komutanımıza ve sonra da Çıkarma Birlikleri Komutanımız Tuğamiral Emin Göksan'a, "Amfibi Deniz Piyade Alayı her şart altında görevini yapmaya hazırdır," raporu verdim. Sağol sesleri Akdeniz'de yankılar yaratırken, her iki komutanımızda bizlere olan güvenlerini belirtip, başarı ve en iyi dileklerini ilettiler.

Bismillah, İndirme Noktalarını Tahsisli Çıkarma Botlarına Boşaltınız! Personelimiz indirme planına göre, tahsisli indirme noktalarında son hazırlıklarını kontrol ediyordu. Köprüüstüne çıktım. Gemi 133


ALİ DENİZLİ

ana muhabere devresinden anons yapmadan önce, "Yüce Allah'ın, bizleri mahcup etmemesini ve korumasını," diledim. Sonrada ana devreden, "Bismillah, indirme noktalarını tahsisli çıkarma botlarına boşaltınız!" komutunu verdim. Türk Deniz Piyadeleri ok gibi fırladılar. İndirme ağları onlarla doldu. Bu vatan evlatlarını yine, son bir kez daha toplu olarak izlemeye çalıştım. Gurur, inanç ve güvenle doluydum. Ertuğrul gemisi harekât subayı Dz. Yzb. Yüksel Özgeldi'ye annem ile eşime gönderilmek üzere birer mektup bıraktım. Tüm silah arkadaşlarımız ve komutanlarımızla vedalaştık. Komodorum Ahmet Özön'le de helalleşerek, uzun uzun kucaklaştık, indirme noktasından tahsisli çıkarma botumuza indim. Alay Harekât subayım Dz. P. Kıdemli Üsteğmen Ahmet Aksu, Alay Muhabere Subayım Dz. P. Üsteğmen Şahap Karaosmanoğlu ve Hava İrtibat Subaylarımız Hv. Pilot Bnb. Fehmi Ercan ile Hv. Pilot Yüzbaşı Akın Giray, aynı çıkarma botunda idik. Çıkarma araçları bot toplama bölgesinden, randevu bölgesine ve oradan da varış hattına doğru intikale geçtiler. Harekât üç dalga olarak planlanmıştı. Bir çıkarma harekâtının beşinci ve son safhası olan bu safha, harekâtın sınavı, "Kalbidir."

Türk Deniz Piyadeleri/Saat 08:47 Pladani Çıkarma Plajı'nın Beli Aşan Sularında... 20 Temmuz 1974 Cumartesi, yaz saati ile 08:47 c. çıkarma botlarımız Pladani çıkarma plajına yaşa kapak atıyorlar.Yer yer beli aşan su134


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

lardan Türk Deniz Piyadeleri bölgede yankılar yaratan, "Allah, Allah," sesleri arasında bir rüzgâr gibi çıkarma plajına çıkıyorlar... Amfibi Dz.Piyade Alayı, "Plaj bölgesinin yakın emniyetini sağlamak Kıyı başını tutmak," için çok büyük bir çaba harcıyor. Saat 09:50 09:50 sıralarında alay taktik çevriminden, Sancak gemisi T.C.G. Ertuğrul'da bulunan Amfibi Tugay ve Çıkarma Birlikleri Komutanlarımıza, "Alayımızın emredilen çıkarma plajı sahasının yakın emniyeti aldığını "Kıyı başını tuttuğumuzu," rapor ediyorum.

İkinci Dalga/Saat 10:00 İkinci dalga ile dört tank ve üç zırhlı araç da çıkıyor. 50. Piyade Alayı Muharebe Grubu Komutanı P. Kd. Albay İbrahim Karaoğlanoğlu alay sancağı, sancaktarları ve jipi ile görülüyor. Bu dağ gibi heybetli silah arkadaşımıza, kendimi rapor edip; kısa bir durum raporu veriyorum. "Albayım, düşman her an bölgemize kuvvet kaydırabilir ve yoğun bir karşı saldırı başlatabilir. Çıkan birlikler biraz dağınık görülüyor. Bu nedenle en kısa zamanda toparlanmakta büyük yarar var," diye durumu kısaca arza çalışıyorum. Karaoğlanoğlu albayım büyük bir içtenlikle, "Merak etme kardeşim, şimdi her şey dilediğimiz gibi olur," diyerek süratle plaj bölgesinden ayrılıyor.” 46demektedir. 46

İkiz ,age., s.131-138.

135


ALİ DENİZLİ

IX.

TMT (TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI MUHAREBELERİ) Bugün TMT, ada sathında bulundukları yerleşim yerlerini, elverişsiz tüm koşullara rağmen kahramanca savundular. Bu mukavemet yuvaları önemli miktarda Rum kuvvetlerini tespit ederek Rumların kat'î netice yerinde, yani çıkarma bölgesi ve Üçgen bölgede sıklet merkezi teşkilini önlediler. Rum liderlerinin, kat'î neticenin alınacağı yerleri tahminde gösterdikleri beceriksizlik ve affedilmez hata analiz edildiğinde, TMT'nin çok önemli bir rolü olduğu görülecektir.TMT ve bu mukavemet yuvaları, 11 yıl Rumların korkulu rüyası olmuş ve kendinden beklenen görevi tam anlamı ile yerine getirmiştir. .

20 Temmuz 1974 günü Üçgen bölgede, Lefkoşa ve Boğaz sancakları bulundukları bölgeleri savunarak, Hava İndirme ve Komando tugaylarının toplanma ve intikal hareketlerini başarı ile korudular ve atlayış bölgelerinin işaretlenmesi ve emniyete alınması, sıhhî ilk yardım, ulaştırma gibi faaliyetlerle, Türk birliklerinin hareketlerini kolaylaşırdılar.Diğer sancaklar da seferberliklerini yapıp, savunma mevzilerini işgal ederek Rum birliklerini tespit etmişlerdir. 136


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

A. MAGOSA SANCAĞI Saat 08.30 Magosa'da, düşmanın Türk kesimi içinden kuvvet kaydırma teşebbüsü, Magosa Sancağı tarafından engellenince; 20 Temmuz 1974 sabah saat 8.30'da taarruza başlayan Rumlar, Namık Kemal Lisesini tanklarla kuşattılar. Bu kuşatmayı yarıp, Magosa Kalesi'ne ulaşmayı başaran mücahitler, kale dışında, bütün gün Rumların üstün taarruzlarına karşı, yer yer göğüs göğüse muharebe ederek savunmaya devam ettiler. Açık arazide mevzileri yerle bir olan mücahitlerle sivil halk, gece karanlığından yararlanılarak kale içine alındı. Savunma kalede devam etti. 1. Mağusa Mücahit Tabur Komutanı Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu şöyle anlatmaktadır “Harekâtın başladığı 20 Temmuz 1974 günü komutam altındaki Mağusa Mücahit Taburunun mevcudu 252 kişi idi. Ben gerek birliğimi 137


ALİ DENİZLİ

gerekse bölge halkını süratle savaşa hazırladım. Başlangıçta 15 Temmuz'da darbe olur olmaz düşman kuvvetleri bütün güçleri ile bizim bölgemize yığmak yapmaya başladı. Halbuki Makarios kuvvetleri tasfiye edilmiş, ihtilâf onlar yönünden sona ermişti. Bölgemizdeki düşman kuvvetleri: 8 piyade taburu, ki bunlar Dimitriou (Gülseren) Eğitim Kampında konuşlanmışlardı. 1. YATK. lığının 201. Piyade Taburu tamamen Yunanlı personelden müteşekkildi.Diğer taburların içerisinde de kilit personel teğmen, üsteğmen rütbesindeki subaylar dahi Yunanlıydı, 1 tank bölüğü (10 tank), 1 zırhlı keşif bölüğü (10 zırhlı araç), 1 tanksavar bölüğü (4 top 17 km menzilli - 100 mm'lik tanksavar topları), 1 uçaksavar bölüğü (12 top, 12 taret), 1 topçu taburu Trikomo'dan (Yeni Iskele'den) buraya kaydırıldı. 12 adet 8.76'lık toplar ve 96 adet 81 mm'lik ve 106 mm'lik havanlar.Bizim kuvvetlerimiz: 1 piyade taburu 252 kişi. Bu aslında bir piyade bölüğü kadar. Bölgesel seferberliği ilan ettikten sonra, inzibat takımını harekete geçirdim. Zaten fedakâr mücahitler gerginliği duyar duymaz geldiler. Silah istediler ve katıldılar. 15 yaşındaki ortaokul öğrencilerinden 75-80 yaşındaki dedelere kadar silah altına alarak ancak taburun mevcudu 800 kişiye yükselebildi.İngilizlerden kalma 300 kadar 7.7'lik piyade tüfeğimiz vardı. Ana ateş gücümüz olan 3 adet 81 mm'lik havanlar, adaya bin bir güçlüklerle sokulmuştu ve henüz nişan tertibatları tamamlanmamıştır. Onikişer mermisi olan toplam 36 mermiden ibaret bir ateş gücümüz vardı. 3 tane de geri tepmesiz topumuz vardı ki bunun ikisi çalışıyordu. Başlangıçta düşman birini imha etmişti.Mağusa bölgesindeki muharebelerin en önemli özelliği bizim sur içinde tertiplenen bir tabur kadar kuvvetimiz vardı. Taburun dışarıda 3 piyade bölüğü vardı. Bunlardan biri Baykal bölgesinde, diğer Sakarya bölgesinde, bir tanesi de Karakol bölgesinde idi. Bu bölüklerin mevcudu da 18 ile 20 kişi idi. ihtiyatlarla bu sayı 140-150 civarında olabiliyordu. Ancak araları birbirinden 1.5-2 km açık olan bu bölgeler ne ateşle kapatılabiliyor ne de işgal edilebiliyordu. Birbirinden müstakildiler. Sadece o bölgedeki Türklerin hayatlarını korumak üzere yapılan bir çevre savunması idi.

138


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Düşman bize başlangıçta 20 Temmuz sabahı, daha Girne'den çıkartma başlarken, hemen taarruz etti. Bizi kuvvetli bir taburla güneyden Akkule bölgesinden tespit etmeye çalıştı ve buradaki Namık Kemal lisemizi düşürdü. Liseli gençler büyük bir fedakârlıkla; "Biz Lisemizi savunacağız", diye direndiler ve Takım Komutanı Mustafa KURTULUŞ dahil ilk 6 şehidimizi burada verdik.Burada bir karşı taarruz yaparak Evkaf apartmanlarında kalan, kadın ve çocuk 100 kişiye yakın bir topluluğu kale içine aldık, Bu karşı taarruzda Mücahit Takım Komutanı Enver Ali büyük bir cesaret ve kahramanlık gösterdi. Rum askerlerinin annesinin kucağındaki, bebeklere nişan aldıklarını bizzat gözlerimle gördüm. O bebekleri bile katletmekten çekinmediler.Başka bir problem de Baykal bölgesindeki düşman çemberi içinde kalan insanlann sur içerisine taşınması idi. Eski bir geçit açıldı ve oradan Baykal'daki bütün Türk halkı, Bölük komutanı Teğmen Ahmet HASAN komutasında çocukların ağzı kapatılarak birer kolda gece karanlığında düşmanın makineli tüfek ateşleri ve mevzilerin arasından geçirilerek sur içine sokuldu. Bu harekâtın başarısı bir tek cani dahi feda etmeden, halkı sur içine toplayabilmekti. Sakarya Bölgesi Mücahitleri, bölgelerini kahramanca savundular. Bölük komutanı Üsteğmen Kadir BAYRAKTAR ve yardımcısı Kelami Beylerin tüm cesaret ve kahramanlığının Mağusa savunmasındaki payı büyüktür. Sakarya'daki birliklerimiz de aynı şekilde Karakol bölgesinden surlar içine geldiler.Daha sonraki günlerde düşman buraya yüklenerek bizim boşalttığımız mevzileri saatlerce dövdü. Ancak Barış Gücünün Rumlara: "Türkler buradan çekildi neden ateş ediyorsunuz?" demesi üzerine ateşi kestiler, içeriye çekildikten sonra savunmayı sur üstünde başarıyla sürdürdük. Burada Akkule Bölgesinin Komutanı olarak görevlendirdiğim, Taburun Harekât Eğitim Kısım Amiri Üsteğmen Oğuz Hasan düşmanın buralara yaptığı müteaddit çok güçlü taarruzları başarıyla püskürttü. Dışardan aldığımız 5000 kişi ile içerde 10.000'e yakın bir nüfus olmuştu ve bu nüfus açlık ve susuzlukla karşı karşıya idi. Askerler, Ağustos sıcağında, 45-50 derece sıcakta yarım fincan su ile muharebe 139


ALİ DENİZLİ

etmek mecburiyetinde idi. Birkaç arkadaşla geceleyin limana sızdım. Burada Pilot kulesi ve kulenin içinde düşman askerleri vardı. Kenardaki su borusundan tırmanarak yukarıdaki Yunan bayrağını indirdik. Yerine bayrağımızı çektik. Rumlar sabahleyin şok oldular. Mevzilerinden çıkan Rum ve Yunan askerlerini tamamen vurduk, iki taraftan keserek limanı ele geçirdik. Limanı teslim almak için 12 zırhlı araçla (kariyerle) gelen ingiliz General Hangi, "liman ihtilaf konusudur. Ateşkes görüşmelerinde liman hangi tarafta kalırsa ona vereceğiz" dedi. Ancak karşımıza dikilen BM Barış Gücünün arkasından Rum Millî Muhafız Ordusu da adım adım limana ilerliyordu. Bir oldu bitti ile liman elimizden alınacaktı.Ankara'dan gelen "BM kuvvetleriyle hiçbir ihtilafa ve çatışmaya girmeyin", talimatına rağmen çatışma pahasına limana BM askerlerini de sokmadık. Ancak silah da kullanmadık. Mücahitlerin üstlerini çıkarttım, bir güreşçi gibi kariyerlerin altına yatırdım ve kariyerlerin şoförü ile adeta güreş ederek boğuşarak, onları oyalayarak zaman kazandım. Bu bir saat kadar sürdü. O sürede vinçler ve kaldırıcılar ile limandaki bütün büyük makine aksamını, motor ve traktör sandıklarını, demet şeklindeki boruları getirip burada bir set gibi yüksek bir duvar gibi yığdırdım. BM zırhlı araçları geldi. Sonra bir düdük Çaldım. Mücahitler koştu önceden hazırlanan bu malzeme üzerine mevzi aldı. Zırhlı araçları dağ gibi yığdığımız malzeme duvarlarını bütün zorlamalarına rağmen geçemediler. BM Barış Gücü komutanı İngiliz Generali Hang "Limanı teslim edin. Yoksa, ateş açtıracağım", diye ihtar etti.Megafonla tehdidini tekrarladı. Ben de limanda birliğimin başında olarak; "Ateş açarsanız, ateşle mukabele edeceğiz" diye karşılık verdim. Çok kritik anlar yaşandı sonuçta liman elimizde kaldı. Burada gayet büyük miktarda erzak vardı, çıkardık halka dağıttık. Defalarca kapılardan zırhlı taarruzlar oldu asfalt kazıp ve parçalayarak düşman zırhlı araçlarının girmelerini önledik ve burada savunmayı sonuna kadar sürdürdük. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı başlamadan önce, 1 tank taburu ve 1 top taburu ile takviyeli 8 piyade taburluk (8500 kişilik) kuv140


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

vete sahip Mağusa'da bulunan Rum Millî Muhafız Ordusu 1. Yüksek Askeri Taktik Komutanı Tuğgeneral Konstantin CORCAKlS, barış gücü kanalı ile bize "Teslim olmamızı, aksi taktirde Mağusa'daki bütün Türklerin katledileceğini" resmen bildirdi. Gerçekten Girne kıyılarına henüz çıkmaya başlayan Türk Barış Kuvvetlerinin ve Türk uçaklarının kısa sürede Mağusa'ya gelmesi mümkün değildi. Nitekim adanın diğer şehirleri olan Baf, Limasol ve Larnaka ilk saatlerde teslim oldu. Bölgedeki BM temsilcisi isveçli Yarbay, düşmanın bizden en az 30 kat güçlü olduğunu ve ağır silahlarla donanmış bulunduğunu ve Mağusa'yi savunmamızın mümkün olamayacağını ifade ederek "silahlarınızı ve kaleyi teslim edin. Boşuna kan dökülmesin" dedi ve bekleyen helikopterini göstererek beni Türkiye'ye götürmeyi garanti ettiğini bildirdi.Teslim olmam için ısrar eden ve aksi halde nasıl olsa Mağusa'nın direnemeyeceğini anlatan BM Barış Gücü irtibat Subayına; "Bizi buraya gönderen Türk Devleti düşmanı çok görünce, teslim ol demedi. Gerekirse çarpışarak ölmemizi emretti. Ben de asker olarak aldığım emri uygulayacağım." dedim ve teslim teklifini reddettim. Bunun üzerine Rum kuvvetleri, Mağusa'ya yoğun bir topçu ve havan ateşi açarak taarruza başladılar. 8.500 kişilik, Yunan subay ve erleriyle takviye edilmiş RMMO kuvvetleri Mağusa'daki Türk kuvvetlerini 3.000 kişilik 3 taburla etkisizleştirerek taburluk (5.000 kişilik) kuvveti adaya çıkan Türk kuvvetlerini denize dökmek üzere karşı taarruza geçmek için çıkarma bölgesine sevk etmek istedi. Saat 08.00 İlk ateş komutunu bu konvoya 20 Temmuz 1974 günü saat 08.00'de verdim. Komutam altındaki Mağusa Mücahit Taburu, Girne'ye intikal eden konvoya ellerindeki eski bir roketatar ve 250 adet 7.7 mm'lik piyade tüfekleri ile ateş açarak 5000 kişilik düşman konvoyunun en öndeki aracını tahrip ettiler ve araçlardan inen düşmana önemli zayiat verdirdiler. Düşman Girne'yi takviye edemedi 20 Temmuz 1974 günü saat 11.00'de Akkule bölgesinde (Maraş kesimine bakan taraf) mücahitlerin geri çekildiği anda tahrip kalıplarını

141


ALİ DENİZLİ

kucağıma alarak Yunan tanklarının Mağusa'ya girişlerini bizzat önlemem, Mağusa'nın elde kalmasını sağlamıştır.”47 B. SERDARLI SANCAĞI Serdarlı Sancağı, bugün sabah Magosa boğazından Lefkoşa'ya giden bir Rum konvoyunu durdurmak için yola barikat kurmuş ve bu konvoyu 6 saat geciktirmiştir. Daha sonra üstün Rum taarruzları üzerine, mücahitler Serdarlı'nın bir kısım mevzilerinden geri çekilmek zorunda kaldılar. Sivil halk Gönendere'ye nakledilerek, Serdarlı’da ikinci hattaki mevzilerde savunmaya devam edildi. 1. Meriç Köyü Mücahit Tabur Komutanı P.Yzb Saldıray Hakgüder Şöyle Anlatmaktadır “ Eski Meriç Taburunda karma köyler hariç Nisan 1974'te beton mevzi ve halk için beton sığınak inşasına Tabur imkânlarıyla hiçbir makamdan destek ve teşvik görmekslzin başlanılmış ve Temmuz 1974 ayının ilk hartası içinde çepeçevre savunmaya elverişli üstü örtülü beton mevzi inşası tamamlanmıştır. Eğitim mevzilerde savunma esaslarına uygun olarak yürütülmüş, savaş öncesi uygulanan seferberlik deneme tatbikatlarında fiilen denenmiş,gerek mücahit ve gerekse tüm bölge halkı muhtemel bir savaşın şartlarına hazırlanmış ve bu durumda harbin ağır şartları, harp süresince metanetle, soğukkanlılık, azim ve kararlılıkla karşılanmış, bölgenin bir karışına Türk Ordusu 14 Ağustos, 1974 günü bölgeye ulaşıncaya kadar düşman sokulmamış ve girmek isteyen düşmana topyekün mukavemetle karşı konulmuştur. Hatta insiyatifi elde bulundurmak ne düşmana kaptırmamak maksadıyla mahdut hedefli mevzii taarruzlar yapılarak düşmanın zayiatına sebebiyet verdirilmiştir. Saat 05.15 20 Temmuz Saat 05.15'de Tabur ileri hatlarını belirten "yer bezleri" serilmiş ve müteakiben gökyüzünde helikopterler bunun üzerinde uçaklar belirmiş ve Türkiye'nin adaya müdahale ettiği, artık kesinleşmiştir. Uçaklardan "Hava İndirme Birliklerinin personel indirmeye baş47

Gökhan , age, s.241-245.

142


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ladığı bulunduğumuz mevzilerden görünmeye başlanmıştır.Bu faaliyetlerden bir süre sonra Rum mevzilerinden indirme yapan birliklerimize düzensiz ve etkisiz ,telaşlı uçaksavar silahları ve diğer silahlarla atışlar yapılmıştır. Saat 09.30 AynI gün tahminen saat 09.30 sularında,daha önce hazırladığımız plan geregi,Tabur sorumluluk sahası içindeki Rum tesislerine köprü,elektrik ve telefon hatları ve diğer hassas noktalara tahripler tarafımızdan yapılmaya başlanmıştır.Bu tahriplerden maksat,Rum birliklerinin çıkarma ve indirme yapan Türk Silahlı Kuvvetleri Birlikleri'nin üzerine yönelmesini engellemek veya geciktirmek idi. Saat 10.00 Bu tahripleri müteakip saat 10.00 sularında Mağosa'dan hareket edip Serdarlı Sancağı'nın hazırıksız yakalanması sebebiyle mukavemet edememiş,Tabur personeli Mücahit Üstğm.Mehmet Tunay'ın birkaç mücahitle karşı koyması düşmanı durduramamış,adı geçen subay,ve yanındaki mücahitler düşman tarafından etkisiz hale getirilmek üzereyken Taburda mevcut bizzat Tabur Komutanı olarak tarafımdan kullanılan tek 81'lik Havanla Yenice Köy Tabura taarruz eden düşmana ateş edilerek düşmana önemli ölçüde zayiat verdirilmiş ve araç tahribatına uğratılmıştır. Bizzat adı geçen Üstğm 14 Kasım 2001 tarihli Kıbrıs'ta yayınlanan BİRLİK adındaki gazete de yayınlanan hatırasında da anlatıldığı üzere bu atışlarımız kendisini ölümden kurtarmış ve ayrıca Cihangir,Yenice Köy, Çukurova ve Serdarlı Köyleri'nin bu düşman kuvvetleri tarafından katliama uğraması tehlikesi ortadan kaldırılmış ve bu birliklerin Türk birlikleri üzerine yönelmesi,üç güne yakın süre ile engellenmiştir.Bu köylerdeki Türklerin imha edilmesini engelleyen bir başka faktörde daha sonra bölgeye Tuğg. Hakkı Borataş emrindeki kuvvetlerin bilâhare vuku bulan müdahalesi olmuştur. Bu tarihler arasında bütün ada sathında Rumlar Türk köylerine taarruza başlamışlar, Türkler ile Rumlar arası çatışmalar yoğunlaşmış bir çok yerde hazırlıksız yakalanan ve komutanları ile irtibatları kaybolan Türk köyleri baskına uğramış, katliamlara maruz kalmış ve yağma143


ALİ DENİZLİ

latılmışlardır.Rum Propagandası da televizyon ve basın yoluyla bütün propoğanda usullerini mükemmel şekilde uygulayarak çıkarma ve indirme yapan Türk birliklerinin imha edildiğini yayarak,Türklerin zaman zaman paniğe uğramalarına sebep olmuş ve propagandaların B.M. güçleri tarafından da desteklenmesi sonucunda bir çok Türk köyü teslim olmaya başlamıştır. Bu cümleden olarak, 22 Temmuz 1974 günü Sancaktarlıkdan Meriç Tabur Komutanlığına gönderilen mesajla düşmana teslim olması emredilmiştir.Bunun üzerine Meriç Tabur Komutanı .doğrudan Bayraktarlığa emrin uygulanmayacağı savunmaya sonuna kadar devam edileceği,Sancak tarafından bu emrin tabura Sancağın teslim olması dolayısıyla düşman tarafından Sancaktarlıga tehditle verildiginin tahmin edildiği şeklinde mesaj çekilmiştir.”48 Demektedir.

Erenköy, Yeşilırmak, Lefke ve Poli mücahitleri üstün Rum taarruzlarına karşı başarı ile savunmaya devam ettiler. Çok kısıtlı imkânlar48

E. P. Alb. Saldıray Hakgüder (Meriç Köyü Tb.K.) yaşı 70, 19 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir

144


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

la bölgelerini savunmaya çalışan Larnaka, Limasol ve Baf mücahitleri, üstün düşman kuvvetleri karşısında daha fazla dayanamadılar. Öğleden sonra Larnaka, Limasol ve Baf Rumların eline geçti. Bu acı haberler, o gün, diğer olumsuz haberler arasına karışarak çıkan ve inen birlikleri derinden yaraladı.”49

X. KTBK KOLORDUSU HAREKATI Saat 10.30 Saat 10.30'da 6 ncı Kolordu Komutanı Korgeneral Nurettin ERSİN ve Taktik Karargah Personeli ile 2'nci Komando Taburu 2'nci sorti olarak KIRNI Havaalanı bölgesine helikopterlerle inmeye başladılar.İlk sortide baskına uğrayan Rumlar 2'nci sortide helikopterleri uçaksavarlarla şiddetli bir ateşle karşıladı. KIRNI meydanına inildiğinde her yer yangın yerine dönmüştü. Meydan, Rum topçusu, havanı ve tanksavarlarının yoğun ateşi altındaydı. Mucize olarak helikopterler önemli isabetler almadan 3'ncü sorti için OVACIK'a dönmeye başladılar, inme, helikopterler kızaklarını yere koymadan gerçekleşti. 2'nci Komando Taburunun BOĞAZ bölgesine yaya olarak yürüyüşe başlamasından sonra, Kolordu Komutanı ve 49

Evcil, age., s.55-56.

145


ALİ DENİZLİ

Taktik Karargah BOĞAZ bölgesine gitmek üzere toparlanırken meydana bir Landrover aracı geldi. İçinden iki kişi indi. Saat 11.35 Biri BBC'nin muhabiri, bir İngiliz gazeteci, diğeri Kıbrıslı bir Türk'tü. Komutan ve Karargâhı bu araçla BOĞAZSANCAĞI'nın Karargahına gitmek için hareket etti ve saat 11.00'de BOĞAZ'a vardı. 6'ncı Kolordu Komutanı, saat 11.35'te; Ada'ya indiğini ve adadaki tüm birliklerin emir ve komutasını üzerine aldığını başta haberciler olmak üzere her türlü muhabere vasıtalarından yararlanarak tüm birliklerin komuta yeriyle irtibat sağlamalarını belirten ilk yazılı emri yayınladı.50 Birliklerin 21 Temmuz 1974 günü erken saatlerde koordineli planlanmış hedeflerine taarruzlarına devam edecekleri,Bu gece Amfibi Tugay ile birleşme imkânı aranacağını bildirmekteydi. Aynı emir Tugay Komutanlıklarınca da ast birliklere iletilerek uygulanmaya konulmuştur.51 XI. HAVA İNDİRME TUGAYI HAREKATI A. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral) Şöyle Anlatmaktadır “6 ncı Kolordu Komutanı Korgeneral Ersin, adadaki mücahit birlikleri dâhil paraşütle atlayan, helikopterle inen ve denizden çıkan birlikleri emrine alarak, Hava İndirme Tugayının Boğaz'ın doğusuna, Komando Tugayının da Boğaz'ın batısına yapmaları plânlanan taarruzlarının saat 18.00'e kadar başlatılmasını, birliklerin bu gece (20-21 Temmuz gecesi) ulaştıkları hatta, muhtemel düşman baskınlarına karşı tedbir almalarını ve bulundukları hattı sonuna kadar savunmalarını, denizden çıkan birliklerle bu gece birleşme imkânlarının aranmasını emretti. Kolordu ve Hava İndirme Tugay karargâhları Boğaz'da birlikte çalışacak. Kolordu komutanının gelişinden biraz önce de, Komando Tu-

50

Sever,age.,s.62-63.

51

Tarakçı ,s.317., Belge No: 1 HRK. 1223-1-74, Hv. İnd. Tuğ. Arşivi, Kayseri, 20 Temmuz 1974.Belge No: HRK. 1223-2-74, Hv. İnd. Tuğ. Arşivi, Kayseri, 20 Temmuz 1974.

146


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

gay Komutanı Tuğgeneral Sabri Demirbağ ile Kurmay Başkanı Yarbay Yılmaz Akseki de karargâha gelmişlerdi.” 52Diye anlatmaktadır. 2 nci sortide gelen 2 nci Komd.Tb.da saat 11.45'de aynı bölgeye inmeye başladı. Tabura yeterli miktarda sivil araç (kamyon, otobüs) temin edilerek sürat sağlandı ve motorlu olarak ŞATO bölgesine intikal etti. Saat 11.15 Bu sabah 1 nci ve 2 nci paraşüt taburlarını atan uçaklar 3 ncü ve 4 ncü paraşüt taburlarını almak üzere tekrar Kayseri'ye Erkilet Hava Alanı'na döndüler. Ancak, özellikle C-47 uçaklarından bazıları arıza nedeni ile başka hava alanlarına indiğinden, uçak tahsis plânlamasında değişiklik yapılarak ağır malzeme atacak uçaklar 4 ncü Paraşüt Taburuna tahsis edilmiş, atlayış öğretmeni sıkıntısı da Türk Kuşunda yetişmiş ve silâh altında olan yardımcı öğretmenlerle giderilmiştir.Bu değişiklik, hem 3 ve 4 ncü paraşüt taburlarının hem de tugayın ağır malzemelerinin atılmasında gecikmeye neden olmuştur. Bu nedenle 3 ve 4 ncü paraşüt taburlarının paraşüt hücumu bir saat gecikme ile saat 11.15'te başladı. Tugayın ağır malzemeleri ise ancak akşama doğru Kıbrıs'a atılabildi. Saat 11.55 2 nci kademeyi oluşturan 3 ncü Prş.Tb. PINARBAŞI, 4 ncü Prş.Tb. GÖNYELİ doğusuna saat 11.55'de atıldılar. Her iki taburun ağır malzemeleri 19.55'de PINARBAŞI alanına atıldıysa da, hava karardığından bu malzemeler ancak 21 TEMMUZ günü toplanabildi.

52

Evcil, age.,s.35.

147


ALİ DENİZLİ

20 Temmuz günü öğleye kadar tugayın bütün birlikleri, adaya paraşüt hücumunu başarı ile tamamlamıştır. Toplam zayiat, biri subay iki şehit, 18 yaralıdır. 1 nci Paraşüt Taburunun Göçerli-Dağyolu bölgesindeki savunma mevziini mücahitlerden teslim alıp almadığına dair karargâha hiçbir haber veya tekmil gelmedi. 22 Temmuz gününe kadar bu tabur tugaya hiç bilgi vermedi, tugay da tabura hiçbir emir veremedi. (İlk üç gün bu taburun ne kadar görev yaptığı karargâh tarafından belirlenememiştir.) ”53 Diye anlatmaktadır.

B. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır 20 Temmuz 1974 Saat 08.00

53

Evcil, age., s.35-36.

148


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

“Emre göre 3 ncü Prş. Taburu 20 Temmuz 1974 günü saat 08.00'de uçak başı yapacak, 09.00'da Kıbrıs'a havadan intikale başlayacaktı . Saat 09.00 20 Temmuz 1974 saat 09.00'da 3 ncü Prş. Taburu ve Tugay karargâhının bir uçaklık ünitesi, toplam 9 adet C-130 ve C-160 uçaklarına binerek uçuşa hazırlandık, ancak uçaklar saat 10.00'da havalanabildi.1 ve 2 nci taburların ilk sortide atlayamayan bir kısım personeli dâhil uçaklara binmiştik. Uçakların içi ana baba günü idi, kapı yükleri konteynerler (Paraşütçünün atlayışta beraberinde olan 30 kg'lık bir torba) vs. 3 ncü Prş. Taburu Kıbrıs'a 24 subay, 20 astsubay, 475 erbaş ve er olarak intikal ediyordu.

ATLAYIŞ SAATİ Saat 11.15 Taburumun mevcudu kadroya göre eksik olmakla beraber subayları birbirine bağlı, eğitimi çok üstün, inançlı ve yenilip yutulması zor bir çetin cevizdi. İlk 20 dakikalık ikaz, son 10 dakikalık ikaz, hazırlıklar, hazırlıklar... Sonra bir dakikalık ikaz, saatime bakıyorum 11.15'i gösteriyor. Kapıda dur! komutu ve atla!... Havadaydım paraşütüm açılmıştı. Taburum Kırnı-Fota-Gönyeli arasında gökyüzünde kara bulut gibiydi. "Tanrım yardım et" diye yakardım, yukarıdan 1 dakikalık iniş 149


ALİ DENİZLİ

içinde bölgede gördüklerimi şöyle özetleyebilirim: Uçaksavar ve makineli tüfek ateşleri alıyorduk. Rüzgâr 18-20 knot civarında yani çok fazla idi. (40 km kadar) 3 ncü Bölüğün düşeceği bölge yanıyordu. Ayrıca bütün tabur atlayış bölgesine yer yer düşmanın havan ve topçu ateşleri ve ateş toplamaları oluyordu. Yere yaklaşınca düşeceğim arazi kesiminin bir yamaç olduğunu gördüm. Toprak sanki altımdan kaçıyor gibi oldu. Ama ayaklarım bitişik, kendim hazırdım. Yere çarptım, toparlanmaya vakit kalmadan paraşüt beni sürüklemeye başladı. Rüzgârın şiddetinden klipsleri (paraşütten kurtulma kilitleri) açamıyordum. Dizimle bir kaya parçasına tütündüm. Bütün gücümle tek kolon çektim. Boğaz'da Toplanma Saat 12.00 Saat 12.00 civarında 3 ncü Paraşüt Taburuna toplanma bölgesi olarak verilen Kalpuzan Çiftliği'ne doğru, hem yürüyor hem düşünüyordum. Ne yapmalıydım? Atlayış yapalı 30 dakika olmuştu.

Plâna göre Bora ismindeki bir mücahit taburu ile buluşmam gerekliydi. O taburu da emrime alacak G+1 günü yani 21 Temmuz 1974'te Türk Bozdağ'ından Rum Bozdağı-Deliktepe istikametinde taarruz edecektim. Kıbrıs'taki Bora Tabur komutanının bunu bilmesi gerekirdi. Gözlerim etrafta bir kılavuz arıyordu. Fakat görünürde kim150


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

seler yoktu. Bora Taburu bir tarafa, tugay karargâhının da bizimle temas sağlamaya pek istekli olmadığı anlaşılıyordu. Tugay karargâhının da burada olması gerekirdi, ama yoktu. Düşman ateşlerini hassas Kalpuzan çiftliğinde oturup beklemek derde çare değildi. Karar verdim. "Boğaz sancağına gideceksin.

Orada mücahit subaylarla temas sağlayacak, başının çaresine bakacaksın". Sancakta araç bulma ihtimali de vardı. Eğer araç bulmam gerçekleşirse taburu Boğaz'da toplamak görevime de kolaylık sağlayacaktı. Önceden araziyi tanımanın verdiği güvenle Boğaz'a yöneldim. (1966-1967 yıllarında Kıbrıs'ta görev yapmıştım ) .54” Demektedir. C. Hava İndirme Tugayı 3 ncü Paraşüt Taburu 2 nci Bölük Komutanı Üsteğ54

Erdem, age., s.8-9.

151


ALİ DENİZLİ

men Orhan Ceylan Şöyle An-latmaktadır “19 Temmuz günü, Kıb-rıs'a indirme harekâtı yapıla-cağı emrini tugay komutanı Tuğgeneral Sabri EVREN Paşa'dan aldık. Buna göre de Kıbrıs'a yönelik bütün hazırlıklarımız tamamlandı. Aynı gün tecrit yapıldı, yani tugayın dışla ilişkisi kesildi. Akşam saat 20.00 sularında ailemizle vedalaşmak İçin evlerimize bırakıldık. Saat 24.00'de de tekrar evlerimizden alındık. Tugaya geldiğimiz zaman istirahatte bulunan erleri kaldırarak bindirme ve yükleme plânına göre araçlara yerleştirdik ve Kayseri ERKİLET Havaalanı'na hareket ettik. Ali Dağı eteklerinden Kayseri'ye inerken uçaklarımızın havalanmış ve Kıbrıs'a doğru yol almakta olduklarını gördüm. Uçaklar gökte, ovaya doğmamış güneşin etkisi ile pırıl pırıl parlarken, ovada da sabah ezanının sesleri çınlıyordu. O anda ilk defa Kıbrıs'a artık çıkarma ve indirme yapılacağına inandım. Gözlerim dolu dolu, yanımdaki er şoförü sevincimden öptüm ve ona "Artık bu iş tamam oğlum" dedim. Havaalanına gittik ve dualarla uçakların dönüşünü beklemeye başladık. Bir uçağın geri gelmemesi, bütün plânları alt üst edebilirdi. Ancak korktuğumuz başımıza gelmedi. Uçakların dönmesinden yarım saat önce, bize gelen haberde, tüm uçakların yara almadan salimen döndüklerini öğrendik.

152


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Uçaklar alana indikten sonra, plâna göre bindirme ve yükleme yaptık ve Kıbrıs'a yöneldik.Atlayış bölgesi üzerine geldiğimizde uçakların kapıları açılmıştı. Uçaklar ani bir dönüşle yeni bir istikamete doğru yöneldiler ve atlama başladı. Sonradan anladık ki uçuş istikameti yanlış imiş. Rahmetli Yzb. Sami AKBULUT'un atlama bölgesi işaret sistemi görülmüş ve tekrar istikamet düzeltilmişti. Düzeltilmese idi, Rum bölgesine atlamış olacaktık. Bölgeye atladığımızda her taraftan dumanlar yükseliyordu. Yer yer alevler vardı. Dağlardan atış sesleri yükseliyordu. Rüzgâr vardı ve bizim için en kötüsü de bu idi. Atlayışta bölük dağılmıştı. İşaret sisleri arazinin parçalı ve Şehit Yüzbaşı rüzgârlı olmasından dolayı görüleSami AKBULUT miyordu. Bundan dolayı da toplanmamız ve hedefe yönelmemiz gecikti. Kalpuzan Çiftliği'nde toplanma bölgesini işgal ettik.55

55

Gökhan, age.,s.139.

153


ALİ DENİZLİ

D. 3 ncü Paraşüt Taburu Tabur Tanksavar Takım Teğmen Mustafa Kaya Şöyle Anlatmaktadır ;

Komutanı

Saat 06.00 “ 20 Temmuz 1974 günü Tugayın yeterli atlatıcı personeli olmadığı için bana 2 kez atlatılıcık görevi verilmişti, 1'nci sortide; l ve 2'nci prş. Tb. ları, 2'nci sortide; 3 ve 4'ncü prş. Tb. ları muharebe atlayışlarını icra edecekti. Sabaha karşı Kayseri Erkilet hava alanına intikal ederek 2'nci prş. Tb. nun bir uçaklık personelini jetlerimizin eşliğinde Kıbrıs’a saat 06.00 sıralarında üçgen bölge olan Kırnı-Fota-Gönyeli bölgesine gerçekleştirerek tekrar Erkilet hava alanına döndüm. Aynı gün sabah 2'nci sortide görev alan 3'üncü Prş. Tb .nün saat 11.00 sıralarındaki görevlendirildiğim uçakta atlayışını yaptırarak paraşütle adaya atladım, 1'nci sortide hava daha sakin olduğu için daha uygun şartlarda atma gerçekleşmişti, İkinci sortide rüzgar şiddeti hem fazla idi hemde atlayış bölgemiz olan kırnı bölgesi (kanlı gölün doğusu) Rumlar tarafından sürekli ateş altına alınmıştı. Havada vurularak şehit olan ve yaralananlar olmuştu. Atılan yangın bombalan ile ekin tarlalarının tutuşması taburumuzun personelini çok dağıtmıştı. Ben yangına 10 m kadar yakın düşmüştüm. Yangın taburumuz personelinin dağılmasına sebebiyet vermişti. Atma bölgesinde erbaş ve erler nerelere gideceklerini bilmeden şaşkın bir vaziyette sağa sola koşuşuyarlardı.Bu koşuşturma içerisinde kendimi toparlayarak çevremdeki erbaş ve erleri yangının olmadığı kanlı göl bölgesine sevk ettim. Bu esnada sağımıza solumaza düşmanın havan mermileri düşüyordu. Bu sırada Lefkoşa’dan Girne istikametine doğru giden biri otobüs biri kamyon olan iki araba yaklaşıyordu bunları yolda durdurarak kim olduklarını sordum. Bunlar Kıbrıslı Tüklerdi otobüs boş idi Kamyon yarıya kadar kadın ve çocuklarla dolu idi. Bizi görünce bağırmaya ve ağlamaya başlamışlardı. Bizi Rum askeri sandıklarından çok korkmuşlardı. Ben bunlara yaklaşarak bizlerin Türk askeri olduğumuzu kendilerini kurtarmaya 154


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

geldiğimizi söyliyerek onları yatıştırmıştım. Kamyon şoförünün ifadesine göre Rumlar köylerine saldırmışlar onlarda yola çıkmışlar şoförde bunları alarak emniyetli bölge olan boğaz bölgesine götürüyormuş. Bu iki arabanın gelmesi bizim için büyük bir şanstı. Çünkü bulunduğumuz yer ile Tugay Kh.nın bulunduğu yer oldukça uzaktı bu iki takımlı birliği otobüs ve kamyona bindirerek boğaz bölgesine intikal etmiştim. Tb. Kh. nı ararken Tb.K.nı Bnb. Turan ERDEM'i gördüm ve Tb.K.nına getirdiğim iki takımlı birliğin tekmilini verdim. O da bana Tğm. Mustafa emir aldık derhal Türk Bozdağına hareket ediyoruz dedi. Türk Bozdağı ; Lefkoşe-Girne boğazının hemen doğusundan başlayan Beşparmak dağlarının ilk yükseltisidir. Bu arada taburumuzun Bl.leri boğaz bölgesinde toparlanma hazrlıkları içerisindeydi. Bu sırada 2 Yunan uçağı gelerek boğaz bölgesindeki su deposunu bombalamıştı. Artık karanlık bastırmıştı. Saat 21.00'de Tb. Bozdağ’a tırmanarak yaya olarak taktik intikale başladı. Etraf zifiri karanlıktı arazi dik ve engebeli idi. Yürüyüş tamamen bir dağ yürüyüşü şeklinde idi. “56 diye anlatmaktadır.

56

E. P. Alb. Mustafa Kaya (Hava İnd.Tug. 3 ncü Komd Tb. 2 nci Bl Tk..K ) yaşı. 63, 1 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

155


ALİ DENİZLİ

XII. AMFİBİ DENİZ PİYADE ALAYI HAREKATI A. Amfibi Deniz Piyade Alay Komutanı Dz. Yarbay İ.Neşet İkiz Şöyle Anlatmaktadır Pladani Çıkarma Plajı Saat 12:00 Saat 12:00 sıralarında Amfibi Tugay Komutanımız Tuğgeneral Süleyman Tuncer ile karargâhı, Sancak gemisi T.C.G.Ertuğrul'dan çıkarma plajına çıkıyorlar.

DÜŞMANIN TANK TAARUZU Saat 14:00 Düşmanın çıkarma plajı bölgesine bilinçli ve koordineli ilk harekâtı 14:00c. sıralarında gelişiyor. Başpiskopos Makarios'un 1964 yılın da, Rusya'dan yardım antlaşmasıyla aldığı T-34 tankları; doğudan Girne yolundan (üç) ve batıdan Lapta-Karava yolundan (dört) tankla saldırıya geçiyorlar.

156


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Batıdaki olayları en ileri hatta yakınen ve ilgi ile izliyorum. Tanklara karşı Kobra Bölüğü'nden atılan kobraların, çoğunlukla elektrik tellerine takılışı nedeniyle; hedefe isabet etmediğini üzülerek görüyoruz. Amfibi Tugay komutanımız yol kenarındaki bir narenciye bahçesinde ağaca dayanmış durumu izliyor.

157


ALİ DENİZLİ

Tam bu sırada isabet alan bir 106 mm'lik geri tepmesiz topun tüm karacı personeli şehit oluyor. Yolun kenarına mevzilenmiş bir diğer geri tepmesiz topun nişancısını da göremeyen tugay komutanımız adeta kükrüyor. Emirler verdiği karargâhının mensupları süratle bölgeye dağılıyorlar. Bana dönerek, "Öleceğiz, ama burayı asla terk etmeyeceğiz," diye bağırıyor.

158


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu sırada doğudaki 1. Amfibi Dz. P. Taburumuzun 57mm'lik bir geri tepmesiz topu, düşman tanklarından birine tam isabet kaydetmesine rağmen; paletleri dağılan tankın açtığı ateş sonucu tüm top personelimiz şehit oluyor. Dz. P. Er Hüseyin Ersoy, nişancı Dz. P. Er Hasan Dutlu ve yardımcısı Dz. P. Er Hüseyin Kapıcı'yı maalesef kaybediyoruz. Anlayamadığımız nedenlerle bir an için, batıda toplu halde duran düşman tanklarına amansız bir tanksavar ateşi açılıyor. Tanklar bu ateş altında adeta kavruluyorlar.

Doğudaki düşman tanklarından biri tanksavar silahlarımız, diğer ikisi de bölgedeki tanklarımız tarafından imha ediliyor. Plaj bölgesindeki ilk şehidimiz ise, L.C.T.114 Tank Çıkarma Gemisi - 114'te görevli elektrik ustası Mersinli Ahmet Ersoy oluyor. Ersoy’un gönüllü olarak bu göreve katıldığını öğreniyoruz.”57 Demektedir.

57

İkiz, a.g.e., 139-140.

159


ALİ DENİZLİ

XIII. ÇAKMAK ÖZEL GÖREV KUVVETİ HAREKATI A. 39 ncu Piyade Tümeni 50 nci Piyade Alayı 2 nci Piyade Taburu Havan Takım Komutanı Piyade Teğmen Mehmet Tıbıkoğlu Şöyle Anlatmaktadır 20 Temmuz 1974 Saat 12.30 “Biz 20 Temmuz 1974 saat 12.30 sıralarında karaya ayak bastık. Çıkartma gemimiz bir türlü manevra yapamıyordu. Çünkü karaya saplanmıştı. Ben beşinci dalgada idim. Karaya çıkmadan önce denizde iken Rumlar bize epeyce havan mermisi attılar. Mermiler bizim LCU'nun sağına soluna düştü. Rumların attığı bu mermiler denizde kumları hareket ettirince çıkarma gemisi kendisini kurtararak Rumların atış menzili dışına çıktı. Daha sona bölük beline kadar suya girerek karaya ayak bastı. Çıktığımızda sahilde her taraf yanıyor sağdan soldan hafif silah mermileri geliyordu. Diğer taraftan topçumuz Beşparmak Dağları 'nı dövüyordu. Biz hemen çıkarma bölgesinde bulunan bir yamaca mevzilendik. İlk gördüğümüz şehit uzanmış boylu boyunca yatan bir deniz piyade eri idi. Onu görünce çok duygulandım, çok üzüldüm. Kıbrıs'a ayak bastığımızda herkes Kıbrıs'a ayak basmanın sevinci ve sarhoşluğu içindeydi. Herkes birbirini öpüyor ve birbirine sarılıyordu. Bu anda her taraf yanıyor, uçaklarımız Beşparmak Dağlarındaki düşman mevzilerini bombalıyordu. Aniden çıkarma plajını (Paladini) Rumlar havan atışlarına tuttular. Plajda herkes serbestçe dolaşıyordu. (Alay komutanımız bayrağımızı oradaki bir evin damına diktirmişti.) Beşparmak Dağları'ndan Rumların ateşi başlayınca herkes canını zor kurtardı. Tabur komutanı ayağından vurulmuştu ve acı içinde kıvranıyordu. Burada da ateş başladı. Bütün bölük, başını kaldıramıyordu. Sabah alaca karanlık olduğunda ateş ancak durdu. Bu sırada 50'nci Piyade Alay Komutanlığı Bölük Komutanı Yüzbaşı Seyithan ile Alay S-3'ü Yüzbaşı bizim oraya geldiler ve gece saat iki sularında Alay Komutanı Piyade Albay H. İbrahim Karaoğlanoğlu'nun şehit olduğunu bildirdiler. Alayın komutasını Binbaşı Hasan Tek'in almasını istediler. Alay komutanının yanında birkaç subay daha şehit olmuştu. Sonra harekete geçerek karşımızdakiler! temizledik. Hepsi beş kişi imiş.” 58diye anlatmaktadır. 58

Tarakçı, age., s.302-303.

160


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

XIV. KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI Saat 13:00 Tugay komuta grubunun 6 nci Kor. komuta yerine gelmesinden sonra, burada yapılan durum muhakemesi neticesinde; Gecikmeksizin, Komd.Tug.nın; GİRNE BOĞAZI batısından KARMİ ORMANLARI istikametinde taarruzuna, Hava İndirme Tugayının; 1 nci Tb.u ile DAĞYOLU-KARA TEPE arasında savunmasına, 2 nci Tb.u ile GİRNE BOĞAZI-OZANKÖY istikametinde, 3 nci Tb.u ile BOZDAĞDELİK TEPE istikametinde taarruzuna, 4 ncü Prş.Tb.nün GÖNYELİ bölgesinde ihtiyatta tutulmasına karar verildi. Saat 13.30 Saat 13.30'da Kolordu Komutanı, Komando Tugay Komutanı ile Hava indirme Tugay Komutanına planı uygulamak üzere taarruz emri verdi. Bu emre göre 1'nci Komando Taburu DOĞRUYOL'a intikal ederek KESKİNSIRT ve ESKİYANIKTEPE bölgelerini, 3'ncü Paraşüt Taburu BOĞAZ doğusundaki Türk Bozdağı'na intikal ederek, taarruzla RMM elinde bulunan Rum Bozdağı'nı ele geçirecekti. Her iki taburda görev bölgelerine varmak için yaya yürüyüşlerine devam ediyorlardı.

.

161


ALİ DENİZLİ

XV. ÇAKMAK ÖZEL GÖREV KUVVETİ HAREKATI 50 nci P.A. birlikleri de plan gereği harekatlarını icra ettiler. 1 nci P.Tb.u batıya İNCESU istikametine, 2 nci P.Tb.u güneye ILGAZ-BEŞ PARMAK DAĞLARI istikametine, 3 ncü P.Tb.u da doğuya doğru harekete geçtiler. Düşman etkili reaksiyonunu Saat 1330 'dan itibaren topçu ateşleri ile gösterdi. Hedef olarak çıkarma plajı alınmıştı. Atışlar oldukça şiddetli idi. Ayrıca düşmanın piyade birlikleri de bu andan itibaren yer yer mukavemete başladı, düşmanın bilhassa havan ateşleri oldukça isabetli ve tesirli oluyordu. Birliklerimiz emir-komutanın tam olarak tesis edilememesi ve koordine noksanlığı nedeniyle henüz hedeflerini ele geçirememişti. Özellikle batı istikametinde pek az ilerleme kaydedilmişti. Çıkarma birlikleri çok dar bir bölgede sıkışıp kalmıştı. Düşman topçu ateşleriyle özellikle tesirli oluyordu.Buna mukabil 50 nci P.A. Muh.Gr.nun topçusu mahkum bir bölgede olduğu, hedef tespit imkanı hiç olmadığı halde muhtemel hedef bölgelerine görerek yaptığı bölge ateşleri ile düşman topçusuyla muharebe faaliyetini başarıyla yapmıştır.

162


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 14.00 Saat 14.00'te ÇAKMAK Özel Görev Kuvveti PLADİNİ plajına çıkmaya devam etti. Başlangıçta Rumların etkili bir karşı koyması ile karşılaşılmadı. Yaklaşık 4 saat sonra bölgeye gelen bir kısım RMM birlikleri, çıkarma bölgesini çeşitli silahlarla etki altına almaya başlamıştı. Çıkarma, özellikle düşman havanlarının yoğun ateşleri altında yapıldığından planlandığı gibi uygulanamadı. Buna rağmen, çıkarma araçları isabet almadı ve biri hariç diğerleri karaya oturmadan görevlerini tamamlayıp geri döndüler. Akşam saatlerinden itibaren ÇAKMAK Özel Görev Kuvveti'nin ileri harekâtı çok yavaşladı ve kısa bir süre sonrada ele geçirilmesi gereken KIYIBAŞI hattına ulaşılamadan durdu. Birlikler oldukça dar bir kıyı şeridinde savaşmak durumunda kaldılar.59

XVI. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil ( E. Tümgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır “Kıbrıs'a Hava İndirme Tugayının tamamı inmiş. Birlikler bir yandan hâlâ atma bölgelerinde yangın içinde malzeme ve cephane kur59

Sever, age., s.63.

163


ALİ DENİZLİ

tarmaya çalışıyor, bir yandan da aç, susuz, uykusuz ve yorgun plân gereği intikal etmeye çalışıyor. Birlikler âdeta iskelet gibi, cansız ve etkisiz. Boğaz bölgesi karmakarışık. Gönyeli'den Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayının subay ve astsubaylarının eşleri ve çocukları da Boğaz'a geldi. 3 ncü Paraşüt Taburun bir an önce Bozdağ'a intikali ve müteakip harekâta hazırlanması son derece önemli. Tabur Komutanı Binbaşı Turan Erdem bu hususları tugay komutanı ile görüştü. Taburun, bulunabilen araçlarla motorlu, kalanı yaya olarak intikali kararlaştırıldı. Emirler verildi. Ben de 3 ncü Paraşüt Taburunun taarruz plânının hazırlanmasına yardım etmek üzere tabur komutanı ile birlikte Bozdağ'a hareket ettim.Tabur, henüz intikal hâlinde. Saat 18.00'e kadar intikalin tamamlanması ve saat 18.00'de de taarruzun icrası imkânsız gibi. Taarruzun gece yarısından sonraya bırakılıp, ertesi gündüz de devam edilmesinin uygun olabileceğini düşünüyoruz. Ben bu durumları da görüşmek üzere Boğaz'a döndüm ve karargâha bilgi verdim. Helikopterlerle yeni gelmiş olan Nevşehir Jandarma Komando Taburunun da Bozdağ'da kullanılmak üzere tugay emrine verildiğini karargâha geldiğimde öğrendim. Ancak bu tabur da hâlen toplanmakta.Komando Tugayı 2 nci Komando Tabur komutanı sınıf arkadaşım Binbaşı Vural Çetin'i gördüm. Kucaklaştık, kısaca görüşüp bilgi alıp verdik.

164


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Binbaşı Vural Çetin'in taburu, Sent Hilarion'dan taarruzla denizden çıkan birliklerle birleşecek. Başarı dileklerimle Binbaşı Çetin'i yolcu ettim.” 60Diye anlatmaktadır B. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır 20 Temmuz 1974 Saat 15.00 “Kalpuzan çiftliğinden Boğaz'a yürürken bir wolksvagen taksi gördüm. Hemen çağırttım. Gelen kişiye acele Boğaz'a gitmek istediğimi söyledim. Etrafta 8-10 adet sivil otobüs gördüm. Otobüslerde hiçbir hareket yoktu. Şu hâlde görev bekliyorlardı.Nihayet araçların konvoy hâline getirilmesi tamamlandı. Araçları peşime takarak tekrar atlayış bölgesine hareket ettim. Saat 15.30 Boğaz'da saat 15.30 sularında bölük komutanlarını toplayarak ilk emrimi verdim. "Bölükler, personel, silâh ve teçhizat tekmili hazırlayacaklar. Yemek olarak demirbaş erzaktan bir öğünü yenecek. Tabur emir almak üzere hazır bekleyecek." Türk Bozdağ'ına İntikal, Düşmanın Baskın Tarzındaki Taarruzu Tugay karargâhında arkadaşlarla bir gün sonraki taarruzun üzerine bazen ciddî bazen de nükteyle karışık olasılıklar, varsayımlar üretirken yanımıza Tugay Kurmay Bşk. Atilla Erdem geldi.Bana G+1 günü yani 21 Temmuz 1974 tarihinde yapılacak taarruzun G günü yani 20 Temmuz 1974 saat 18.00'de yapılmasını isteyen tugay komutanının emrini bildirdi.Emrin gereği için Türk Bozdağ'ına hemen yaya taktik intikal yapmaya kalksam 3 saatte ancak ulaşabilirdim. Hâlbuki Rum Bozdağ'ına 784 rakımlı tepeden taarruz gerekirdi ki, bu tepe Mücahit Bl. Kh.ının bulunduğu yerden 150 m kadar daha yüksek ve sarp bir yerdi. Bölgeyi iyi bilirdim. 1966 yılında Gönyeli'de Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında 3 ncü Bölük Komutanı iken takım komutanlarımla 784 rakımlı tepeye çıkmış Rum Bozdağ'ı kesimini incelemiştim. Arkadaşlarıma "Allah bu platodan taarruz edecek birliğe yardım etsin." dediğimi çok iyi hatırlarım. Yıllar sonra Hava İndirme Tugay Komutanlığınca 1972'nin sonlarında taburumun taarruzunun aynı yere plânlanmasındaki tesadüfe biraz şaşırmadım dersem yalan 60

Evcil, age., s.37-38.

165


ALİ DENİZLİ

olur. Ama gülüp geçmiştim. Kıbrıs karışacak, devlet müdahale zorunluğu duyacak, tugay Kıbrıs'a muharebe atlayışı yapacak. Bu güzel hizmet tugaya nasip olsa bile bana olmazdı. İşte bu olanaksız görünen olay gerçekleşti.

Ben taburumla Kıbrıs'a muharebe atlayışı yapmış ve 784 rakımlı tepeden Rum Bozdağ'ı-Delik Tepe istikametinde taarruz emri almıştım. Saat 16.00 Taarruz hedefi olan Rum Bozdağı’nı keşfe giderken yanımda Tugay G-2'si Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil de vardı. Cip aracıyla Türk Bozdağ'ına Mücahit Bölüğünün olduğu yere yarım saatte çıktık. Oradan 150 m kadar yükseklikteki 784 rakımlı tepeye tırmandık. Sözde taarruz edeceğimiz araziyi keşfettik ve döndük. Hakikatte ise bir şey keşfedemeden döndük. Zira bölge 1963'ten bu yana, yani 1974'e kadar Rumlarla Türkler arasında parsellenmiş, her hâkim arazi kesiminde taraf birlikler nöbet bekliyor. Ne Rumlar Türk kesimine, ne de Türkler Rum kesimine girebiliyor. Beşparmak dağları ormanlık, eldeki haritalar eski, son durumu belirten haritalar yok. Ayrıca en büyük pafta 1/50.000 ölçekli... Dolayısıyla yaptığımız (784 rakımlı tepedeki mevzilerden) göz keşfinden ibaret, tutarsız ve hiçbir fayda sağlamayan bir şey oldu. Orman 50 m'den sonrasını görmemize mani oluyordu. Aslında ormandan ziyade taarruz bölgesinin keşfini, arazi engebeleri de 166


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

çok kısa mesafeler içinde kısıtlıyordu. Bozdağ'daki Mücahit Bl. Komutanı Yusuf Akıncı da kat'î bir şey söylemekten acizdi. Çünkü o da senelerce sadece gözetleme yapmış. Bildikleri bizden bir tırnak boyu fazla değildi. Saat 17.30 Geçirilen zamanın faydasız olduğuna inandım. Geri dönmeye karar verdim. Esasen saat 17.30'a gelmişti. Saat 19.30'a kadar bir şeyler yedim ve bütün harekât boyunca tabura verdiğim tek yazılı emrimi yazdım. Emirde de görüleceği üzere, bilinmeyen bir arazi kesimine taarruz ettiğimden Tb.un bir bölüğüyle taarruz ediyor, diğer iki bölüğünü çıkacak durumlara göre hareket etmek maksadıyla elde tutuyordum. Taburun intikali için başlangıçta da belirttiğim gibi, tugay araç bulup veremedi. Dolayısıyla tabura yaya olarak intikal edeceğimizi ve saat 21.00'de yürüyüşe başlayacağımızı emrettim. İntikal saatini 21.00'e alışım intikali karanlıkta icra etmek içindi. Burada bir hususu açıklamak isterim. Sonradan bizzat Kurmay Başkanı Atillâ Erdem'den öğrendiğime göre Kor.Komutanlığı tugaya emirdeki değişikliği saat 11.00'de vermişti. Emri bana, Boğaz'da buluşmamızdan 1,5 saat sonra ulaştırdılar. Yanlış anlaşılmasından korkarım. Suçlu aramıyorum. Yaptığımız hataları belirtmeye çalışıyorum.” 61Demektedir.

XVI. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ 61

Erdem, age., s.10-15.

167


ALİ DENİZLİ

Saat 15.00 Saat 15.00'te 3'ncü Komando Taburu 3'ncü sorti olarak, GÖNYELİ bölgesine helikopterlerle indirilmeye başlandı. A. 3 ncü Komando Tabur Komutanı Yarbay Zeki Doğdu Şöyle Anlatmaktadır; “Benim taburum, 20 Temmuz 1974 saat 12.00'de yükleme ve binme yerine hareket etti. Bu arada Ordu Komutanı beni çağırdı, gittim. Tek katlı, damı düz olan bir evin üzerinde, bir sandalyede oturuyordu. Tatbikatlarda gördüğümüz ne süslü durum haritaları, ne sağa sola koşuşan karargâh subayları yoktu. Bana iyi şanslar diledi, hiçbir helikopter boş gitmesin dedi. Ben de yükleme planı diyecektim, "Bırak yükleme planını filan, mümkün olduğu kadar çok askerin Ada'ya girmesini söyledi" Zaten helikopter yükleme bölgesi tam bir panayır yeri gibi idi. Helikopter tabur komutanı bana kim gelirse gelsin, hatta Rum askeri bile gelse, bindirir götürürdüm dedi. Saat 14.30'da 54 helikopterle hareket edildi. Ada üzerine gelince aşağıdan makineli tüfek ateşleri geliyordu ama zayiat vermeden saat 15.00'te, daha önce Grup Komutanlığı yaptığım GÖNYELl'nin kuzeyine indik. İndiğimiz yer bir tarla idi, 54 helikopterin çıkardığı gürültü ve toz dumandan hiçbir yeri görmek mümkün değildi. Toz toprak biraz yatışınca, helikopterlerde uzaklaşınca, telsizle, bölük komutanları ile irtibat kurmaya çalıştım.

168


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

2'nci ve 3'ncü Bölük Komutanlarıyla irtibat kuruldu. 1'inci Bölük ORTAKÖY'e yakın bir yere indirildiği ve telsiz menzili dışında olduğu için irtibat kurulamadı. Bu bölüğün 1 nci takım bizim bölgeye inmişti. Kendimizi biraz toparladıktan sonra, indiğimiz bölgeye havan mermileri düşmeye başladı. Ama merminin düştüğü yerden biraz toz kalkıyor ama patlamıyordu. Sonradan anladım ki tapadaki emniyet pimini çıkarmadan mermileri atıyorlar. Bu havan atışları bizi Düşkünler Yurduna kadar bizi takip etti ancak hiçbir zayiat olmadı.

169


ALİ DENİZLİ

Bir Mücahit geldi, taburun KIRNI Bölgesine gideceğini söyledi. Tabur KIRNI istikametine giderken ağırlıkları bu bölgede bıraktık. Bize yağmurlukları simit şeklinde boynumuza astırmışlardı, onları ve çalışmayan telsizleri attık. KIRNI'ya giderken GÖNYELİ Mezbahasının ayağından akan sudan içtik.Düşkünler Yurdunda, hemşireler erata su verdiler, çok makbule geçti. KIRNI bölgesine gelindi ve burada çepeçevre emniyet tedbiri alındı. Tugayla irtibat sağlandı. Burada yediğimiz, demirbaş erzaktaki bisküviler susuzluğumuzu arttırdı. Gece, Yunan Alayının tank taarruzu yapacağı bildirildi. Taburu sırt hattına çekip, tanksavar silahlarını yol boyunca mevzilendirdim ama böyle bir taarruz olmadı.”62 demektedir. B. Bolu Komando Tugayı 3 ncü Tabur 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Başel Şöyle Anlatmaktadır 20 TEMMUZ 1974 CUMARTESİ Nihayet, sıra Yarbay Zeki Doğdu’nun 3ncü Komando Taburuna geldi…Günün, hatta mevsimin en sıcak olduğu zamanda, saat 12.00’de Bölük Toplanma Bölgelerinden yaya hareket ederek “Helikopter yükleme bindirme yerlerine” ulaştık. Bölüğümün son kontrollerini yaptım. Ben de bindim, emniyet kemerimi bağladım.

62

Sever, age., s.100-102.

170


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 14.30 Pilotla göz göze geldik, “Tamam!” işaretini verdim. Saat; 14.30… Diğer bölüklerden de hazır işareti gelince taburu taşıyan UH-1/H ve UH-1/B modeli tam 54 adet helikopter üçüncü sorti olarak havalandı Ovacık’tan.” Saat 15.30 Bizden önce inen taburlardan bu yana geçen zaman içinde Rumlar son hazırlıklarını tamamladığından olsa gerek; bölüğümün ineceği yer yoğun bir havan,top ve uçaksavar atışları altında…. Kolumdaki saatime ilişiyor gözüm, saat 15.30’a geliyor…Bindiğimiz helikopterler kızaklarını yere koyamıyor, yerden 2-2,5 metre yükseklikte, ”hover” da duruyordu. İniş ve kalkışlarda kritik hedef teşkil ettiği için helikopterlerin bir an önce boşaltılması ve bölgeden uzaklaşması gerekirdi. Bunun için askerlerim hiç vakit kaybetmeden, neyle karşılaşacaklarını bilmedikleri bir ortama en ufak bir duraksama bile göstermeden, hem de cephane sandıklarıyla beraber atlıyorlardı. Bu esnada kuzeyde, Beşparmaklar, Siskilip, St.Hilarion ve Bozdağlar’da, güneyde Türk Kuvvetleri Alayı bölgesinde çatışmalar bütün şiddetiyle sürüyor,zaman zaman artan silah sesleri arasında duyulan şiddetli patlamalarla birlikte alevler ve dumanlar adeta göğe yükseliyordu. Arkadaşlarımız çatışmanın tam içindeydi demek ki. Biz de oralara gitmek ve onlara yardım etmek için sabırsızlıkla emir bekliyorduk… Hava artık iyice kararmıştı.Bölgedeki çatışmalar oldukça şiddetlenmiş, yükselen alevler daha belirgin hale gelmişti. Büyük bir merak ve heyecanla o birlikleri düşünüyor, kendimi onların yerine koyuyor, bildiğim bütün duaları tüm içtenliğimle onlar için okuyordum… Telsizden, “Göksel, Göksel…Burası Şahin…” diye bir çağrı aldım. Şahin,Tabur Komutanın kod adıydı. “ Bu gece Yunan alayının bölgemize tank taarruzunda bulunacağına dair istihbarat alındığı..” bildiriliyordu. Bölüğü daha güvenli yer olan sırtlar hattına çekerek emniyet tedbirlerini artırdıktan sonra ikaz ve alarm sistemini işler hale getirdim,kontrolünü yaptım. Rum tanklarına karşı bölükte mevcut roketatar timlerini yol boyunca mevzilendirdim. 171


ALİ DENİZLİ

Nişancıları da; paniğe kapılarak erken ateş edipte yerlerini belli etmesinler diye uyardım, savunmanın daha etkili olması için komşu bölüklerle koordine ettim. Ancak gece boyunca beklenen ve bizi endişelendiren tank taarruzu olmadı. Daha doğrusu taarruz bize değil de, Türk Kuvvetleri Alayı’na yapılmıştı.Yani ; “tank taarruzu istihbaratı” doğruydu ama, “hedefi” yanlış çıkmıştı.”63 Diye anlatmaktadır.

C. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır “Boğaz Bölgesine geldiğimizde , Tuğ K nın benimle görüşmek istediğini mücahitlerden öğrendim. KALPUZAN ÇİFTLİĞİNE gelmemi istiyordu. Ama uzaktı ve aracım olmadığı gibi Taburumun başından bu aşamada ayrılamazdım ve gitmedim de...Evlerden Kıbrıs Türkleri yavaş yavaş çıkmaya başladılar, bu esnada Ütgm Mahmut ve Yzb Selçuk GÖZEK ile karşılaştım. Selçuk, Mücahitleri eğitmek için gelmiş. Ne güzel raslantı, Komando Kursunda yetiştir ve şimdide birlikte çalış. 63

E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. 3 ncü Bl.K) yaşı. 70, 18 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

172


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Kendisine Tb’un durumunu anlattım ve bana DARBOĞAZDA olduğunu bildiğim Kolordu Kh. na gitmek üzere yardım etmesini rica ettim. Belki Tuğ. K.nı orada görebilirim diye düşünmüştüm. Bunlar olurken Tabur, 1nci Komd. Bl ile Kömürcü-Ağırdaki Köyü arasına yanaşmıştı. Bl.lerin tertiplenmelerini gördüm, Yılmaz'a diğer Bölüklerin yanaşmasını takiben, kısa bir moladan sonra ATAK Mevzii (HACI SOLOMU)- DOGRUYOL istikametinde güney yamaçtan tırmanmaları emrini verdim. Daha sonra Kolordu Kh. na Selçukla gittik. Tuğ K. yok beklemeye karar verdim , O anda herkes bir koşuşturma içindeyken Kayseri Erkilet üssünde arkadaşım Pilot Bnb Ayhan SOHTA ile karşılaştım. Ne güzeldi Dostları, güvenilir arkadaşları muharebe ortamında görmek. Saat 13.00 Saat 13.00 civarında Kor. K.Korgn. Nurettin ERSİN ve Tuğgn. Sabri EVREN geldiler. Kor.K. na durumu anlattım. Tuğgn.Sabri EVRENin beni ilgiyle izlediğini görüyor fakat bu konuda ilgisiz davranıyordum. Geçmiş dün gibi gözümde canlanıyordu. 1972-1973 yıllarında Tuğ K.ım olan bu şahıs, ben eğitime yöneldikçe, boyaya-duvarların yapımına , süse ve amirlerin hoşuna gidecek konulara yönelir ve beni devamlı TACİZ EDERDİ.Tanrı çok büyük, savaş alanında neyin daha önemli olduğu , bir tokat gibi çarpıyordu insanın suratına... Saat 13.15 Saat 13.15 civarında iki Yunan FANTOM UÇAĞI Tb’mu taradı ve Boğazdaki Su Deposuna top atışı yaptı ancak isabet ettiremedi. Pilot Binbaşı Ayhan SOHTA Yunan Hv.Kuvvetlerine bu uçakların yeni gediğini ve pilotların nisbeten acemi olduklarını söyledi. Yalnız üzüldüğüm ve yadırgadığım bir husus, Hava Hakimiyeti bizde diyoruz , ancak iki Yunan uçağı geldi diye herkes sıraları altında duvar diplerinde. Silahına sarılanı görmedim.Hemen Tabura hareket ettik. St Hilarion yolu virajlı ve çok dik, ancak dar İngiliz asfaltı. Beyaz Evin yanından ŞATO ve ATIŞ YOLU’na ulaştık. 12 sene önce 1962 de eşim Özgen ve bir yaşındaki oğlum Erden ile bir süre gezindiğimiz ve piknik yağtığımız yerleri tekrar görünce " BARIŞ İÇİN SAVAŞ GEREĞİNİ " birkere daha hafızama nakşettim. KALE‘ye( Senthilerion ) KESKİN SIRT’ın gözetleme ateş tehdidi altındaki dar yoldan çıktık ve YAMAN TB. K.ile buluştum. Kendisi, maske adı MECİT MEHMET olan bir Türk Mücahit Yzb. İdi Hrk.Emri 173


ALİ DENİZLİ

gereği emrime gireceğini söyledim, Derhal "emre girdi " ve birlikte plan gereklerini konuştuk ve DOGRUYOL’a çıkmak ve araziyi nihai olarak oradan görmek istediğimi söyleyince, Mevcut Land Roverlerden biriyle Kaburga üzerindeki orman yolundan Doğruyol Bölgesine gittik. Orada Kıbrıslı Mücahit Ütgm. Vural ERALP ile karşılaştım. 1960’lardan benim Kıbrıs Ordusundan öğrencim. Kendisine gece 24.00de yapacağımız harekatı anlattım ve kılavuzluk yapacak mücahitleri ayırmasını ve KESKİN SIRT ile ESKİYANIK bölgesine giden patikaları öğretmesini istedim. Bu arada ADA T. ye bir uçak taarruzu oldu ve napalm yangın çıkardı ADA T, KALE ile ESKİYANIK sırtları arasında İleri Karakol özelliğine sahip bir tepecik, ancak bize çok yakın. Anladığım kadarıyla dün akşamki Hv. Yakın desteği isteğim doğru anlaşılmış ancak yanlış uygulanmış ,çünkü bu tepecik bizim elimizde. Böylesine karmaşık bir arazide İleri Hava Kontrolörü olmadan uçaklar sağlıklı olarak yönlendirilemez ki. Bu da bir koordinasyon hatası... Saat 16.30 Bl.ler 16.30 dan itibaren DOGRUYOL HÖRGÜCÜNE ulaşmaya başladılar. Çok yorgun ve susuzlar. Bitkin olduklarını görebiliyorum. Hepsini dinlenme, su ikmali ve gerekli hazırlıklar için ATIŞ YOLU’ na sevk ettim.

Saat 18.00 174


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 18.00 de bende aşağı indim, 2 nci Komd Tb.nunda yanlışlıkla tebliğ edildiğine inandığım sebeplerle Şahin T.- Beyaz Ev bölgesinde kalmaları gerekirken, ADA T. ye geldiklerini Öğrenince , Tb. K. nı bulamadığım için Atış Yolundaki (300m x 600m ) kesafeti azaltmak maksadıyla Ütgm Kenan KORKMAZ’a (Tb S- 3 ü), BI lerini ŞATO bölgesine kaydırmasını söyledim.Bu suretle hem bölgedeki kesafeti önlemek hem de KARMİ ORMANLARI - RUM BOZDAĞI arasında kalan bölgenin her iki taraftan da ateş altına alınma ihtimalini düşünerek, muhtemel kayıpları önlemeye çalıştım. Tugayın hatalarını yerinde düzeltmek gene bana düşmüştü. 2nci Komd. Tb. nün görevi gece 2400 dan itibaren ŞAHİNLER - BEYAZ EV - GİRNE istikametinde taarruzla çıkan birliklerle birleşmek idi. Tabi burada diğer 2 nci Komando Tb.K.nın plandaki bu hatayı göremeyişine de bir anlam veremediğimi vurgulamalıyım. BOLU’dan OVACIK’a otobüslerle çok daha rahat şartlarda gelerek, ADA’ya ikinci sortide intikal eden 2 nci Komd. Tb. personelinin yorgunluk veya uykusuzluk gibi mazeretleri olamazdı... Bu arada Cennetlik bir Kıbrıslı mücahitten övgüyle bahsetmem gerek. Tb. mun susuzluğunu ATIŞ yoluna devamlı tankeriyle su taşıyan şoför Hasan DAYI’ yı burada saygıyla ve şükranla anmalıyım. Bölük Komutanlarımı topladım ve harekatı nasıl uygulamayı düşündüğümü anlattım. Arazi yapısı ve Doğruyol uzanımı hattında Keskin sırt kaburgası açılmayı ve yayılmayı sınırlayıcı bir karakter arzettiği için harekata " ÜÇ AKIN MÜFREZESİ " ile başlamayı düşündüğümü, her Bölüğümden bir Akın Müfrezesinin Tgm Zeki AÇIKBAŞ, Tgm. Atilla TURHAN ve ÜTGM.Ömer ÇAKIR komutasında hazırlıklarını tamamlamalarını, nihai emrimi Saat 19.00 da Doğruyolda vereceğimi söyledim. Saat 18.45 Herkes bilinen hazırlıklarla meşgul iken ben 1845 de Yılmaz, Haluk ve Zekiyi yanıma alarak tekrar Doğruyola çıktım. Hücum Kademesindeki BI.K.Iarıma ve en Kritik yer olan KESKİNSIRT’ı elegeçirecek olan Tk.K.nıma emrimi yerinde ve göstererek vermek istemiştim. Bu esnada DOĞRUYOL bölgesi, gerek KARMİ ve KESKİNSIRT gerekse RUMBOZDAĞI’ndan düzensiz atışlar altında idi.. Biz Doğruyol hörgüçünden ileriye yanaşırken bir 60 mm. lik havan mermisi gerideki mücahit koğuşu olan binanın çatısına düştü 175


ALİ DENİZLİ

ve bina yanmaya başladı. Bu atışların hem Taciz hemde Tanzim Atışları olduğunu değerlendiriyordum. Bu şartlar altında Tğm. Zeki ile birlikte Keskinsırtı görecek şekilde ileri yanaştık ve kendisine Yaklaşma İstikametlerini Hedefini gösterdim. Saat 19.45 Yılmaz ve Haluk Ateş fasılalarından yararlanarak geldiklerinde onlara da araziyi ve harekatı nasıl uygulayacağımızı anlattım; hemen geriye döndük Saat 19.45 sularında güneş batmış hava kararmaya başlamıştı. Bl K.ları nihai emirlerini vermeye gittiklerinde, Ben KALE’ye çıktım ve durumu yeniden gözden geçirdim. Görünen Durum şöyle gelişiyordu : Ben Doğruyoldan aşağı inerken, "Düşman, gizliliği ve geceden faydalanma imkanımızı engellemek için, Doğruyol ve hemen doğusundaki ATAK Mevzileri çevresindeki ormanlık bölgeyi, yangın mermileriyle yakmaya başlamıştı. Rüzgar Kuzey Batı - Güney Doğu yönünde bizim aleyhimizde esiyor ve yangını genişletiyordu." Bu durumu KALE den izlerken Tug.K.ım geldi kendisine " bu şartlar altında yapılacak ve aydınlatılmamış bir GECE TAARRUZUNUN veya SIZMANIN başarılı olamayacağını, bu hareketin, durumu daha da tehlikeli hale getireceğini izah etmeye çalıştım, ayrıca Saat 23.00’den itibaren emre girecek bir İLK YARDIM GURUBU ihtiyacını arzettim. Saat 24.00’e kadar olumlu - olumsuz bir cevap vereceğini ifade ederek yanımızdan ayrıldı. Saat 20.30 itibariyle gelişen durum şöyle: Tugayla irtibatımız yok, sadece KALE deki KASA Snt. dan Darboğazdaki Kolordu Snt. ile görüşebiliyorum. Yani Yalnızım ve Kendi başımayım. Bl.ler hazırlıklarını bitirmiş dinleniyorlar. Kasım’ı çağırdım ve "Tabura bir şey olursa mühimmatın geriye tahliyesi veya İMHASI için emir verdim" ve Tb Kh. ile birlikte Kireç Ocağının dibideki Ardıcın dibine oturduğumu ve bir ara kendimden geçtiğimi hatırlıyorum. Saat 22.00 Bütün yorgunluğuma ve bitkinliğime rağmen uyuyamadım ve saat 2200 ‘de ayaklandım. Durum daha da ciddi, yangın dahada yayılmış, Doğruyol ve Atak Mevzilerinden karşılıklı atışların olduğunu gösteren otomatik silah sesleri duyuluyordu. ”64 Demektedir.

64

E. Tuğgeneral Cemal Eruç ( Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı 80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

176


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

D. Bolu Komando Tugayı 1 nci Tabur , 2 nci Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Haluk Üstügen Şöyle Anlatmaktadır Saat 18.00 “1 nci Komando Taburu (tabur karargâhı, 3 komando bölüğü ve karargâh bölüğü) ve komando tugay karargahı tertiplenmesini tamamlayarak, tabur AĞIRDAG'dan kuzeye tırmanmak suretiyle saat 18.00 de DOĞRUYOL'a çıktı.

Burada mücahit bölük komutanı Üsteğmen Vural ve personeli ile kucaklaşarak arazi, dost ve düşman kuvvetler hakkında kısa bilgiler alındıktan sonra ŞATO batısındaki ATIŞALANI mevkiine gelerek

177


ALİ DENİZLİ

çepeçevre emniyetimizi alıp istirahata çekildiğimizde saat 19.00 idi. Bu arada hazırlıklar gözden geçirildi, su ikmali yapıldı. Bölgenin Mücahit Tabur Komutanı Yüzbaşı Mecit Mehmet 'ten düşman ve arazi hakkında teferruatlı bilgiler alındı. Saat 19.30 Saat 19.30 sularında tabur komutanımız Binbaşı Cemal ERUÇ'un verdiği harekat emri özetle; "Çıkarma bölgesini ateş altına alan düşman ağır silah mevzilerini susturmak ve düşmanı imha etmek" maksadı ile, saat 24.00'den itibaren bu bölgeye sızmaya başlanacak.

2'nci bölük YANIKÇAMLIK, 3'ncü bölük KESKİNSIRT'da bulunan düşman kuvvetlerine baskın yaparak kendilerine tahsis edilen hedefleri ele geçireceklerdi, 1'nci bölük DOGRU YOL'da ihtiyatı teşkil edecek ve vereceğim emirlere göre hareket edecekti.

178


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 20.00 Harita üzerinden bu emir verildikten sonra, teferruatlı emir almak ve göz keşfi yapmak üzere hep beraber saat 20.00 sıralarında DOGRU YOL'a gittiğimizde bulunduğumuz bölgeye tektük düşman havan atışları gelmeye, kuzey yamaçlarda yer yer yangınlar çıkmaya başladı. Ancak bu durum pek önemsenmedi. Zira DOĞRU YOL Yedek personelle takvi-yeli bir mücahit bölüğü tarafından tutuluyordu. Aynca ATAK'da TÜRKİ-YE ile irtibat kuran bir muhabere müfrezesi vardı. Doğu tarafı emniyette idi. Arazi yapısı itibarı ile buranın düşman tarafından ele geçirilmesi imkansız gibi idi. Fakat sanıldığı gibi olmadı “65 diye anlatmaktadır.

65

Gökhan, age., s. 419-425.

179


ALİ DENİZLİ

E. BOLU Komando Tugayı 1 nci Komando Taburu, 3'üncü Komando Bölüğü, 2'nci Komando Takım Komutanı olarak Teğmen Vecdi Bingül Şöyle anlatmaktadır “15 Temmuz 1974 Nikos SAMPSON darbesinden sonra 16 Temmuz - 19 Temmuz 1974'de 4 gün tabur araçlanmızla Bolu-Ankara - Konya - Mut ve Silifke - Ovacık yolculuğundan sonra Ovacık'taki üs bölgesine ulaştık. Bu intikal esnasında hiç uyumadık. Çünkü Kıbrıs'taki soydaşlarımızla kucaklaşmak ve onların can ve mal güvenliğini sağlamak ve Rum - Yunan ikilisinin katliamlarını durdurmak için oraya yüce bir görev için gittiğimizi biliyorduk. Aynca bizler komando olarak zor şartlar için eğitilmiş olduğumuzun bilincindeydik.20 Temmuz 1974 sabahı erken saatlerde, üs bölgesinde mevcut helikopterler ile Kıbrıs'a Kırnı (Pınarbaşı) bölgesine Uçarbirlik harekatı icra ettik. İniş anında düşman ateşi olmamasına rağmen bir müddet sonra kesif bir düşman topçu ateşine maruz kaldık. Saat 13.00 Bölük komutanım Üsteğmen Oğuz Yener'in emirleri ile yanımda 80 komando askeri ile Kırnı -Ağırdağ istikametinde ilerledik. Ağırdağ köyüne (Boğazda Beşparmak dağının eteğinde) geldiğimizde saat 13.00'dü. Dağa tırmanma esnasında bölük komutanımız Oğuz Yener ile karşılaştım. Bana "Vecdi, sen kilit personelsin, bırak erler yukarıya çıksın. Senin önden gitmene gerek yok. Yanıma otur dinlen" dedi. Ben de onun emrini yaptım. Aramızda kısa bir konuşmadan sonra birlikte Doğruyol mücahit bölüğünün bulunduğu Beşparmak'ın zirvesine çıktık. Bölük komutanım bana "Vecdi buradaki mücahitlerle görüş, su bulalım ve çıkmakta olan erlerimize su içirelim" dedi. Ben de emrini yaptım ve 3-4 matara kadar çok temiz olmayan suyu mendilden süzerek temizledikten sonra erlerimize vermek üzere Bölük komutanımıza verdim. Bizzat kendisi bu suyu çıkan erlere birer yudum içirdi ve onları biraz olsun serinletti. Kendisi ise bir yudum içmedi. Bu fedakar ve astını, erini çok seven, vicdanlı ve merhametli Türk subayı, sanki aynı gece şehit olacağını biliyordu. Aynı gece bölüğümüzün yaptığı gece taarruzunda kahpe düşman ateşi ile yaralandı ve sabaha kadar yaralandığını kimseye söylemeden Bölüğünü sevk ve idare etti. 21 Temmuz 1974 saat 09.00'da hakkın rahmetine kavuştu. Allah Rahmet eylesin, ruhu şad olsun. 180


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 17.00 20 Temmuz saat 17.00'de St. Hilarion atış alanı bölgesine geldik. Yol boyunca düşmanın yüksek kesimlerden attığı havan ve makineli tüfek atışlarına maruz kaldık. Atış alanına vardıktan sonra, plana göre 2 tepeye (Keskin sırt ve Yanık çam Tepeler) yapacağımız Taktik Akın için hazırlıklara başladık. Bu arada birliğimizi hem dinlendiriyor ve hem de 21 Temmuz saat 04.00'de icra edeceğimiz Taktik Akın harekatının plânlarını gözden geçiriyor ve silâhların atış muayenelerini yapıyorduk.” 66Diye anlatmaktadır.

F. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü, Doğru Yol Bölügü , Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır Akşam “Ancak şurası gerçek ki, 20 Temmuz 1974 günü hava kararmadan biraz önce , komando Tugayı 1 nci ve 2 nci Komando Taburları bir kısım askerinin Boğaz bölgesindeki sırtları aşarak indirme bölgesinden Yaman 66

Gökhan, age., s.306-313.

181


ALİ DENİZLİ

Taburunun atış eğitimi ve atış yaptırdığı düz alanda toplanmaya başladığı görüldü. 1 nci Komando Tabur komutanı Yb. Cemal Eruç ile tanıştım ve Yaman Taburu bölgesindeki kendi durumumuz ve düşman durumu hakkındaki tüm istediği bilgileri verdim. Yapılacak üzerinden aşma harekatında herhangi bir kaza ve yanlışlığa sebebiyet verilmemesi için bir kısım Mücahit rehberlik yapacaktı. Mücahit subay üsteğmen Vural'a aşmanın nasıl yapılacağı ve mücahitlerin ateşi ne zaman kesecekleri teferruatlı olarak anlatıldı. Atış poligonu bölgesinde büyük çoğunlukla toplanan komando birlikleri susuz kalmış bir damla su bulunmuyordu. Asker susuzluktan bitkindi. seferberlikle Sancağa katılan mücahitin su tankeri ile Boğaz bölgesinden su temin edip poligon bölgesine getirdim. Bu bölgede yoğun bir birikim vardı. Hava kararmış ve Rumların ateşi de yoğunlaşmıştı. Gerek Rum Bozdağ’ı, gerekse, Keskin sırt Yanık Çam bölgesindeki Rum mevzilerinden yoğun ateş Tabur bölgesine gelişi güzel devam ediyordu.”67 Demektedir.

67

Hatıraları Elden E. Kurmay Albay Ali Denizli’ye verilmiştir.

182


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

YUNAN VE RUM 31. KOMANDO TABURU, 32. KOMANDO TABURU, 33. KOMANDO TABURUNUN TÜRK KAYSERİ 3. PARAŞÜT TABURU, BOLU 1. KOMANDO TABURU, 2. KOMANDO TABURU TARAFINDAN İMHASI

183



KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

SEKİZİNCİ BÖLÜM KIBRIS BARIŞ HAREKATININ İKİNCİ GÜNÜ 21 TEMMUZ 1974

PAZAR / Saat 24.00 I. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ Kom.Tug. Plana göre engeç saat 24.00'de Girne Boğazına taarruz edecek ve bu bölgeyi ele geçirecekti. 1 nci Komd.Tb. DOĞRUYOLKESKİNSIRT-KARAMAN ORMANLARI istikametinde taarruzla KARAMAN ORMANLARI bölgesini ele geçirecek, 2 nci Komd.Tb. BEYAZ EV-ZEYTİNLİK istikametinde taarruzla çıkan kuvvetlerle erken birleşmeyi sağlayacaktı. Harekatın başlama zamanı olarak saat 24.00 verilmişti. Taarruz saatine kadar YAMAN mücahit Tb.nun düşmanla temasta olan unsurları Komd.Tb.larının emniyetini sağlayacaklardı. Lefkoşe, Girne arasındaki kritik bölgenin, en önemli arazisi olan Boğaz'da; karanlık çökerken, Rum Milli Muhafız Ordusu birlikleri; Girne-Lefkoşe boğazını tutan Boğaz Sancağı Mücahitlerine 185


ALİ DENİZLİ

karşı, her taraftan hücuma geçmişlerdi. Kıbrıslı Türk Mücahitler burada da ölüyorlar, ama mevziilerini terk etmiyorlardı. Bu çok önemli bölgede, Boğazı doğu ve batıdan kontrol eden, tutan iki diğer kritik arazi parçası, "Doğru Yol Tepesi," ile "Türk Bozdağı," idi. Bölgedeki harekâtın kaderi, burada düğümlenmişti. Her iki arazideki mücahitler, bunun bilinci içinde bütün saldırılara karşı koyuyorlardı.68 Ancak 2. Prş Tb.'nun Dar Boğaz'a vaktinde intikal edememesi sonucu, 4 Yunan komando taburları açık kalan boğazdan geçerek Atak ve Doğruyol bölgelerine ve St. Hilarion Kalesinin güneyine sızdılar. Girne Boğazı'nı ele geçirerek Doğruyol Mücahit Bl.'nü tamamen imha edip , 1. ve 2. Türk Kom. Tb. larını kuşatmışlardı. Saat 22.30, DOGRUYOL'da bulunan Mücahit Bl.nün tamamen imha edildiği, saat 22.30'da bu Bl.den kaçabilen tek mücahit tarafından, ST.HİLARİON KALESİ'nde bulunan mücahit tabur K.na bildirildi.Bu durum karşısında 1 nci Komd.Tb.K.ı planlanmış harekatın icrasına imkan kalmadığını görerek, Komd.Tugayı veya Kor.Kh.ı ile emir almak üzere temas imkanı aradı. Ancak, telsizlerin görüşememesi ve telli irtibatında düşman tarafından kesilmiş olması yüzünden irtibat kurulamadı.

68

İkiz, age., s.164.

186


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Çok tehlikeli bir durumda kalan 1 nci Kom.Tb.K.nı P.Yb. Cemal Erüç, Kom.Tug. K., KTBK.K. veya Kh.'ı ile bütün gayretlere rağmen temas sağlanamayınca kendi inisiyatifiyle, Doğruyol ve Atak bölgelerine Taarruz etti.69 Bu saatlerde Darboğaz açılmıştı. Akşam saatlerinde Rum 31'nci Komando Taburu batıdan ATAKTEPE doğru yola doğru geliyordu.BELLAPAİS'teki 33'ncü Rum Komando Taburu da Darboğaz'ı geçerek doğuya SAİNT HİLARİON'a doğru gidiyordu. O esnada 3'ncü Paraşüt Taburu Darboğaz'dan doğuya Türk Bozdağına doğru ilerliyordu. Rumlar dağın kuzey yamacından batıya, 3'ncü Paraşüt Taburu Bozdağ’ın balık sırtından, karşılaşmadan ve birbirlerinden habersiz ilerliyorlardı, isteseler de o arazi yapısından ve silahların çıkardığı gürültüden bir şey duymaları mümkün değildi. GİRNE BOĞAZI kaybedildi ve Komd.Tug.nın ST.HİLARİON bölgesinde bulunan unsurları kuşatılmış oldu. Bazı düşman unsurları da Hv.İnd.Tug. komuta yerinin de bulunduğu 6 nci Kor. komuta yerine kadar yaklaşmaya muvaffak oldular. Bu durum karşısında komuta yeri terk edildi ve planlar yakıldı. 1'nci ve 2'nci Komando Taburları, gecenin karanlığında Rumların 31 ve 33'ncü Komando Taburlarıyla göğüs göğüse muharebeye girmişlerdi. 1'nci Komando Taburunun karşısında batıdan gelen 31'nci Komando Taburu, 2'nci Komando Taburunun karşısında ise doğudan (BELLAPAİS) geleden 33'ncü Komando Taburu vardı. Rum Komando Taburlarının subay ve astsubaylarının tamamı Yunanlı idi. Bu boğuşma sırasında Dağ cayır cayır yanıyordu. Boğuşma 21 Temmuz saat 09.40'a kadar devam etti. 1'nci Komando Taburundan 3 subay 1 astsubay 7 er şehit oldu. Ayrıca 20 yaralı vardı .

69

Kalelioğlu, age., s.41.

187


ALİ DENİZLİ

A. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü, Doğru Yol Bölügü, Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır “Bu arada ben Boğaz bölgesinde Sancak’a çağrıldım. Bu arada su tankeri de Boğaz bölgesinden su almak için Senthilerion bölgesinden Boğaz'a inen yolu kullanarak araçla indik ve geri döndük. Sonradan alınan esirlerden öğrendiğimize gore , bizim bu inişimiz esnasında Türk komando Taburlarının Atış poligonu bölgesinde toplandığı sıralarda 31 nci ve 33 ncü Rum Komando taburlarının Ciklos Barış Gücünün ve Şahinler bölüğü Aslan takımının hemen altındaki Boğaz niteliğindeki dere yatağı ve civarındaki arazi kesiminden gece karanlığından istifade ederek asfaltan geçip Doğruyol sırtlarına ve Aslan Tepeye ulaşarak hakim arazi kesimini ele geçirmeye ve inen birlikleri imhaya çalışacakları bizim araçla geçişimizde sessiz kaldıkları öğrenilmiştir. Ancak Doğruyol ve Aslantepe bölgesine sızan Rum komando birlikleri Atış poligonu bölgesindeki birliklerimizi görmedi ve burada olduklarını tesbit edemedi. Bizi de geçiş esnasında neden öldürmediklerini sonradan anlamış oluyorum. Sızma esnasında Rumların, havan ve 12.7 mm.lik uçaksavar makineli tüfek atışlarının daha yoğunlaştığının sebebini sonradan anlayabiliyoruz. 188


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 23.15 Saat gecenin 23.15 sularında Doğruyol semalarında bir işaret fişeğinin atıldığını ve yandığını gördüm. Bu işaret fişeği ile Rum atışlarının hemen hemen kesildiğini fark ettim. Arazinin sarp ve ağaçlık olması, karanlık ve Rumların ateş yoğunluğu ve bizim bizim böyle bir sızma harekatnın beklenmemesi belki de Kıbrıs Barış Harekatı, çok büyük ölçüde zorlaştıracaktı.

İşte tam bu sıralarda Senthilerion kalesi kapısının önünde Doğruyol bölüğünde ahçılık yapan yaşlı bir mücahidi bir kaç dakika sonar da Doğruyol Bölük komutanı Mücahit üsteğmen Vural'ı gördüm. Ellerinde silahları yoktu, şaşkın derbeder bir şekilde dilleri tutulmuşcasına Doğru Yol tepesini Rumların işgal ettiğini Mücahitleri öldürdüklerini, canlarını kurtarmak için Doğruyol sırtlarından Senthilerion tarafına bakan yamaçlardan kendilerini aşağıya attıklarını söylüyor ve ağlıyordu. İnanmak ve inanmamam imkansızdı. Üsteğmen Vural’ın kendisine gelip ve daha açık bilgi vermesini sağlamak amacıyla, konuşturmaya, yöneldiğimde , derhal bölüğünün başına dönmesini ve orada ölmesini emrettiğinde, yukarısının tamamen işgal edildiğini ve Rumların Türkçe konuşarak ve şarkı söylerek 189


ALİ DENİZLİ

bölgeye geldiklerini ve mevzilerdeki Mücahitleri öldürdüklerini, kendilerini saat 24.00’de üzerinden aşarak taarruz edecek Türk Komando birlikleri zannettiklerini aynı saate rastlaması ve Türkçe konuşmaların duyulması aldanmasıyla bu duruma düştüklerini birşey hatırlamadığını net ve açık bir şekilde ağlyarak söyledi. Bu sırada Doğruyol Bölüğünün, Ada, Tepe Takımının bulunduğu bölgede tamamen yangın çıktığından mevzilerde batırınmak imkansız hale geldiğinden bu takımı da canlı canlı yanmaktansa biraz daha gerideki mevzilere çektim. Durum kötü ve tehlikeli idi, hiç zaman kaybetmeden, Yarbay Cemal Eruç'un yanına koştum ve her şeyi anlattım.

ÜSTEĞMEN VURAL ÇETİN DOĞRUYOL MÜCAHİT BÖLÜK KOMUTANI

Komutanım, Doğruyol gitti, düştü ada tehlikeye girdi. Ne olur Doğru yolu geri alalım diye haykırdırdım. Yb. Eruç , kesin tavırla , “ ben saat 24.00 'de Keskin Sırt -Yanık çam bölgesinde bulunan Rum mevzilerine taarruz edeceğim ve taburumu bu taarruz harekatına uygun olarak tertiplediğini başka bir harekata yönelmesinin imkansız olduğunu kesin bir şekilde söyledi. Ben de kendisine, komutanım, Doğru Yolun düştüğünü Rumların bu bölgeyi de geçirdiğini ve Doğruyol üzerinden ateşin başladığını tekrar tekrar söyledim. Yarbay Cemal Eruç askerlik hayatımda gördüğüm çok cesur aynı zamanda emirlere katı şekilde bağlı ve uygulayıcı örnek bir komutandı. Bana bu taarruzun istikametini ancak kolordudan alacağı emirle değiştirebileceğini söyledi. Başka çarem kalmamıştı derhal arabaya 190


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

atlayıp , şimdi rahmetli olan mümtaz ve ölümüne cesur insan mücahit Alpay Alirıza Hasan ile kolordu karargahına gittik.Durumu anlattım. Aldığım emri yarbay Eruç'a şifahi olarak ilettim. Eruç yarbayımın yüzünde ve gözlerinde cesaretin ve kararlılığın ve yapılacak taarruzun şekillendiğini net aydınlık şekilde görülüyordu. Bana dönerek Mecit Mehmet sen üzülme, Doğruyol her ne pahasına olursa olsun geri alınacaktır dedi . Soğukkanlı ve otoriter bir bağrışla Bölük komutanlarını yanına çağırdı ve Doğruyolun düşmanın eline geçtiğini durumun vahim bir safhaya girdiğini Girne - Lefkoşa yolunun düşman kontrolüne geçtiğini böylece Amfibi harekatın ve Adadaki Türklerin hayatlarının tehlikeye girdiğini Mücahitlerin şehit edildiğini söyledi . Saat 24.00 Namusumuz ve şerefimiz Doğruyoldadır. Analarımız bizleri bugün işin için doğurdu, hiçbir şekilde Kolordu ve Tugayla irtibat sağlayamadığımdan Mücahit komutan Mecit Mehmet’in Kolordudan getirdiği şifahi bildirisiyle ve kendi insiyatifimle bu emri veriyorum. Emrin bütün günahı benim, sevabı sizindir. Zaman çok kısa hatta yok Taarruzumuz Doğru Yol ve Atak T. istikametine çevrilmiştir. Oraları ne pahasına olursa olsun geri alınacaktır. Bunun için kanımızın son damlasını kadar çarpışacağız Gazanız Muberek olsun. Saat şu anda 24.00'dür. diyerek taarruz emrini bana ve bölük komutanlarına verdi. Taarruzda Mücahitler rehber olarak kullanılacak ve ellerindeki silahlarla ateş desteğinde bulunacaklardır. 22 Temmuz 1974 günü Şahinler Bölüğü, Aslan Takımı bölgesinde Yb.Eruç şu ilerdeki taş mevzilerin dibinde (harnup) keçiboynuzu ağaç sallanıyor bak dedi. Mücahit teğmen Ahmet Çavuşoğlu koşarak, bakatığında ağacın dibinde bir Rum Askeri var dedi. Silahını çekerek askeri kıyafetli 18-19 yaşlarında, genç bir Rum askerini elleri başının üstünde dışarı çıkardı. Genç Rum askerinin rengi bembeyaz olmuş ve korkudan titriyordu. Saklandığı yer taş mevzilerin ve harnup ağacının dibi idi. Ayaklarının dibinde birçok mermi vardı. Fakat elinde silahı yoktu. Kayaların dibinde ayaklarının bastığı yeri tavuk gibi eşelemişti. Kendisine Mücahit Teğmen vasıtası ile Rumca bazı sorular sorduk. 191


ALİ DENİZLİ

192


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Buraya nasıl geldiğini, neden burada kaldığını silahının neden olmadığını ve birçok soru sorduk. Çok korkmuş ve konuşurken de titriyordu. Gece 500 -600 kişilik bir birlikle Doğruyol ve Şahinler bölüğü sırtlarını göstererek 20 Temmuz 1974 gece tırmanmağa başladık. Rum Bozdağı bölgesi'nden Çiklos tepesi yanındaki dereyi kullanarak, Barış Gücü’nün, hemen altından boğaz yatağından buraya kadar geldik. Arkadaşlarım ve diğer askerler gittiler. Ben çok korktum ve burada saklandım, silahımı gece kaybettim, mermiler çantamdaydı buraya boşalttım. Gece saat 24.00 den beri buradayım. dedi. Bu Rum gencinin söyledikleri ile diğer Rum esirlerinin söyledikleri birbirini teyit ediyordu. Daha önce bahsetmiş olduğım sızma hareketinin de doğruluğu açık bir şekilde ortaya çıkmış oluyordu. Bu genç bir kısım, Rumların Türkçe konuştuklarını da ayrıca belirtti.”70 Demektedir.

70

E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi ) yaşı. 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

193


ALİ DENİZLİ

B. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır “1 nci Komando Taburu Harekat Eğitim Subayı ( S-3) Ütgm Işık KOŞANER’i ve Ütgm Kemal ADALIER’i, KASA Snt. aracılığıyla bulabilirlerse Tuğ. K. dan nihai emirlerini almak üzere KALE ye gönderdim. Saat 23.15 Saat 23.15’te geldiler. HABER: "Tug.K.nı bulamamışlar, ancak Kor.K. nın emri aynen şöyle (Tugay K. nın emrinin uygulanması), yani saat 2400 dan itibaren DOĞRUYOL - KESKİNSIRT - ESKİYANIK istikametinde sızma ve bölgenin ele geçirilmesi , devamında KARMİ Ormanları bölgesine taarruza devam. Durumu görmeyen, yaşamayan bilemez. Bl.lerin son hazırlıklarını yapmaları için emir verdim . Zaten hazır idiler.

BU ESNADA, HAREKATIN TÜMÜNÜN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK BİR OLAY CEREYAN ETTİ VE YAMAN TB.K.YZB. MECİT ve YZB SELÇUK geldiler. MECİT moralce tamamen çökmüş ve adeta ağlayarak " Komutanım, Rumlar Doğruyol ve Atak Mevzilerine güneyden sızmışlar ve buraları ele gecirmişler. Mücahitler ya şehit ya da dağılarak bölgeyi 194


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

terk etmiş durumdalar. Ne yaparsan yap ama bir çare bul ! "dedi. O anda, 4 saattir Beni tereddüte düşüren belirtilerin hepsi açıklığa kavuşmuştu; ama Ben ve Taburum, Mücahitlere ve Emir Komuta Kademelerinin yardımlarına fazlaca güvenmenin cezasını çok acı şekilde çekebilirdik. Süratle karar vermem gereken bir durumla karşı karşıya idim. Personelim yorgun, şartlar çok kötü, arazi yabancı, gece yanan orman , gücü bilinmeyen düşman ve hakim arazinin onlarda olmasıyla birlikte St HİLARİON KALESİNİN kuzey yamaçları gündüz bile çekilmeye veya düşmandan sıyrılmaya müsait bir yapıya sahip olmaması gibi en olumsuz koşullarla ÇEVRİLMİŞTİK ve her geçen dakika BİZİ İMHA OLMAYA yaklaştırıyordu. Söylediklerim daha dün gibi hatırımdadır : ARKADAŞLARIM, TUĞ.K. İLE İRTİBAT KURAMADIM, KARAGAHTA SADECE KOLORDU KOMUTANIMIZIN KARARINI VE EMİRLERİNİ ALABİLDİK. BU EMİR İSE "KARMİ ORMANLARI BÖLGESİNE, SAAT 24.00’DEN İTİBAREN YAPMAMIZ İSTENEN TAARRUZUN UYGULANMASININ TEKRARIDIR ." DURUMU SİZDE GÖRÜYORSUNUZ Kİ, BU EMRİN UYGULANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR, ÇÜNKÜ DÜŞMAN VE ARAZİ TARAFINDAN ÇEVRİLMİŞ DURUMDAYIZ. BU SEBEPLE DEĞİŞEN DURUM MUVACEHESİNDE KENDİ İNİSİYATİFİMLE VERDİĞİM KARARIMI AÇIKLIYORUM, BU KARARIMIN GÜNAHI BENİM, SEVABI SİZLERİNDİR. VE DERHAL UYGULANMASINI İSTİYORUM.

195


ALİ DENİZLİ

ÜTGM HALUK BÖLÜĞÜNLE DOĞRUYOL İSTİKAMETİNDE TAARRUZLA BU BÖLGEYİ ELE GEÇİRECEK, DÜŞMANDAN TEMİZLEYECEK VE BATIYA KARŞI SAVUNACAKSIN. ÜTGM OĞUZ BÖLÜĞÜNLE ATAK MEVZİİ İSTİKAMETİNDE TAARRUZLA BU BÖLGEYİ ELE GEÇİRECEK, DÜŞMANDAN TEMİZLEYECEK VE DOĞUYA KARŞI SAVUNACAKSIN. ARA HATTINIZ VE İRTİBAT NOKTANIZ TELSİZ ROLE İSTASYONUDUR. ÜTGM YILMAZ, TGM AÇIKBAŞ EMRİNDEKİ MÜFREZENİ KALE BATISINA-BENEK MEVZİİNE YERLEŞTİR DÜŞMANLA TEMASI KORUSUN, BÖLÜKLERİN GERİ KALANIYLA ŞATO BATISI VE BOYUN NOKTASINI TUT VE TB.UN GERİ EMNİYETİNİ SAĞLA, ÜTGM ÜNAL BÖLÜĞÜNNÜN BÜTÜN PERSONELİYLE KALEDE TERTİPLEN, ORANIN SON MUKAVEMET NOKTASI OLDUĞUNU UNUTMA. KASIM, MÜHİMMATI DERHAL KALEYE GÖTÜR VE SUR İÇİNE TAŞIT. BİR TEK MERMİNİN BİLE ZAYİ OLMASINI İSTEMİYORUM. BEN KALEDE OLACAĞIM, ŞANSINIZ AÇIK OLSUN !Küçük rütbeli BÜYÜK ASKERLER, KAHRAMAN EVLATLARIM, MEHMETLERİM BENİM... Bir tek kelime söylemeden, derhal hareket ettiler. EN İYİ SAVUNMA TAARRUZDUR, Ben Taburumu böyle bir ruhla yetiştirmiştim, inisiyatifle, tereddüt etmeden , yanan ormanın derinliklerine, verdiğim görevlerine koştular. BİR GÜL BAHÇESİNE GİRER GİBİ, pikniğe gider gibi rahatlıkla. ONLARA HER ZAMAN İNANDIM VE GÜVENDİM, BÖYLE BİR KARARI DA ANCAK ONLARA OLAN GÜVENİMDEN DOLAYI VEREBİLİRDİM. KIBRIS BARIŞ HAREKATININ KADERİ DEMEK OLAN GİRNE BOĞAZI, İNEN VE ÇIKAN BİRLİKLERİN AYRILMASI VEYA BİRLEŞMESİ, ÖZETLE GİRNE BOĞAZININ BATI OMUZLARINDA BAŞARI , 1nci KOMANDO TABURUNUN BU KARARIMI UYGULAYABİLMESİNE BAĞLIYDI. Gayri ihtiyari, helikopterler havalandıktan sonra yaptığım gibi, ONLARI KORUMASI İÇİN ULU TANRIMA yalvardığımı hatırlıyorum. Tektek her biriyle beraber olmak istiyordum ancak bu maddeten mümkün değildi. Bu güne kadar hep onların önünde yürüdüm ve 196


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

yol gösterdim, şimdi ise ben sabit kalıyor ve şimdiye kadar verdiklerimin sonuçlarını , gene ONLARLA birlikte yaşamaya hazırlanıyordum. KALEYE hareket etmeden önce, o kargaşada safda duran ve bekleyen bir Bölük gördüm, Benimkiler gittiğine göre bunlar kimdir diye koştum, 2nci Komd.Tb. 3ncü Bl. imiş. Başındaki Atgm., Bl.K.Yzb. O.BAYKURT’u bekliyor emir almak için. Ne gaflet, bir tarafta savaş ve diğer tarafta saf düzeni ??? Atgm. E " Al bölüğünü ve hemen tepenin kuzeyine ŞATO bölgesine geç, biraz daha gecikirsen Ateşle İMHA olabilirsin dedim ve yanlarından ayrıldım, Mühimmat aracına bindim ve KALEYE geldim. Tek irtibat vasıtam Telefon. KASA Snt aracılığı ile Tuğ K.nı aradım , bulamadım. KOLORDU HAREKAT MERKEZİNİ BAĞLATTIM, Karşıma bir Ulaştırma Binbaşım çıktı, Ona yeni durumumu ve karar değişikliğini şöyle izah ettim. "YENİ GELİŞEN DURUM ÖNÜNDE, KOLORDU K.NIN EMRİNİ UYGULAMAYARAK, DÜŞMAN SIZMASI İLE DÜŞMÜŞ OLAN DOĞRUYOL VE ATAK BÖLGELERİNİ , DÜŞMANDAN TEMİZLEME HAREKATINA BAŞLADIM, KOMUTA KADEMESİNE BİLGİ VERİNİZ " daha sonra Kolordu ile mevcut irtibatımda kesildi ve tamamen yalnız kaldım. Saat 01.30 civarında, BEYAZ EVİN ve ŞAHİNLER Bölgelerinin de Düşman eline geçtiğini tahmin ettim; Düşman ve Arazi ile tamamiyle Çevrilmiş, ÇEMBER İÇİNE ALINMIŞTIK. Mühimmat Kalenin içine taşındı, Emniyet tamam; Ütgm. lşık KOŞANER ile BENEK mevziine gittim. Tgm.Z. AÇIKBAŞ çok iyi, KESKİN SIRT ve ESKİYANIK ile Ateşle teması muhafaza ediyor. Bşçvş. Ali ZEVİT Onlarla kalmak istedi fedakar çocuklarım, Bana yardımcı olmak için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar, Ütgm. lşık KOŞANER de bir süre Zeki ile birlikte kalmayı teklif etti, müsaade ettim. Yanımda sadece Ütgm Kemal ve tgm Ünal ve telsiz Ks K.ı A. İNAN ve Telsizciler kaldı. Bu süreç devam ederken 1 ve 2 nci Bl lerle irtibatım yok. OĞUZ’la Hrk. Çevrimi çalışıyor, bilgi alıyorum ATAK Bölgesinden, DOĞRUYOL Bölgesi büyük bir karışıklık içinde; harekatın hızla geliştiği , kuş uçuşu 197


ALİ DENİZLİ

800 m mesafeden Takım ve Manga K. larımın ( Sb. ve Astsb) KOMUT ve NARALARINI bile duyabiliyordum. Her şey o kadar istikrarsız ve dengeler o kadar değişken idi ki, ümitsiz olmak için tüm faktörler toplanmış ve beni adeta dövüyorlardı. Ancak Ben ümitsiz değildim ve üç senedir verdiğim emeğin boşa gitmeyeceğine inanıyordum. Yalnız karşımdakilerin Sayısal ve silah gücü hakkında bir bilgim olmadığı için, ÇEMBERİ YARARKEN AŞIRI ZAYİATTAN ÇEKİNİYORDUM. Saat 02.00 Bir ara zannederim Saat 02.00 civarında Oğuzun Bl’ü 2 nci Komd. Tb.dan ateş yedi, onu da OĞUZ bağırarak kestirdi. Şaşkınlar ne diyeyeyim! Saat 05.00’e kadar YANAN ORMAN İÇiNDE OTOMATİK SİLAH SESLERİ ve LAW Roket , M-79 Bomba atar mermilerinin infilak sesleri DOGRUYOL’a kayarak devam etti. Yakın Muharebe, Göze Göz - Dişe Diş - KANA KAN. Saat 05.00 civarında Ütgm. Oğuz YENER’in yaralandığını öğrendim. Bir havan mermisinin çok yakınında paralanmasından dolayı sağ böbrek bölgesinden yaralanmış olduğunu habercisi iletti, İlk yardımı hemen yapmışlar ancak mutlaka tahliyesi gerekiyordu. Elimde Bl. K.lığını devralabilecek durumda Ütgm Kemal ADALIER vardı. Onu ve Cerrahi Teknisyen Bşçvş Ali YILMAZ’ı hemen bir TESKERE Timiyle ATAK mevziine gönderdim. 05.45 de Bl. K.lığını devraldığını ve OĞUZ’u tahliye ettiğini telsizle bildirdi. Ortalık aydınlanıyordu, bir Bölük Komutanım ağır yaralı, bakalım ne kadar zayiatım vardı? Haluk’la hala irtibatım yok, ya telsizi

198


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

arızalandı veya açmamıştı... Çatışmalar ATAK’ta dindi ancak giderek DOĞRUYOL’da yoğunlaştı. Hörgüç üzerinde ve çevresinde Düşman mukavemetini izleyebiliyorum dürbünle. Bu esnada 1nci BI.K.Yzb. Yılmaz DOĞAN PRC-6 ile çevrime girerek, durumunun iyi olduğunu, ŞATO Bölgesini takviye için bir Tk.nı görevlendirdiğini, Düşmanın doğudan ŞAHİNLER Bölgesinden taarruz ettiğini, durdurulduğunu ve 2.nci Komd Tb. K.nın yanında olduğunu ve benimle görüşmek istediğini iletti. Dünden beri ilk defa temas kuruyorduk. "2 nci Komd. Tb. nun ŞATO kuzeyi ve Batısı bölgesinde olduğunu, hiçbir şeye müdahale edemediğini ifade etti. Ben ise orada bulunmasının benim geri emniyetim bakımından faydalı olduğunu ve bunun için görevlendirdiğim 1nci Komd. Bölüğümü bana hemen göndermesinin hayati önem taşıdığını söyledim. Derhal kabul etti" Bu defa 1nci BI.K. Yzb.Y.DOĞAN kale ile aralarında nisbeten sarp bir dere yatağının bulunduğunu ve oradan gelemeyeceklerini ifade ettiyse de, Ben araziyi bildiğimi, o dere yatağını en emin yaklaşma istikameti olduğunu ısrarla belirterek aradan gelmeleri emrimi tekrarladım ve bir saate kalmadan Bl. ateş yemeden KALE’ye geldi. Saat 06.20 ,Bu suretle İhtiyatım güçlenmiş oldu. Saat 06.20 civarında Halukla PRC- 10 irtibatı sağlandı , kendi telsizinin arızalandığını , OĞUZ’un telsiziyle çevrime girebildiğini, DOĞRUYOL HÖRGÜÇÜNDE mevzilenmiş bir gurup düşman ve Ağ. Makinalı tüfeğiyle ateş altına alındığını ve dar kaburgada ileleyemediklerini ifade etti. Bunun üzerine Ben, Barakaları batısına geçmemelerini, HÖRGÜÇ ve Çevresini hemen mevcut 60 mm Havanlarımızla ateş altına alacağımızı, beklemelerini söyledim. Bşçvş İsmet EZ’e hemen Bl ün havanlarını mevzilendirmesini ve tanzime başlamasını söyledim. Üç atım sonra 1125 m ile baraka ve hörgüçe ÇATAL oturdu . Dürbünle, başında siyah bere, beyaz gömlekli ve çapraz manevra kayışlı Yunan subayının Bizim TANZİM den endişelendiğini ve telaşlandığını görüyordum. Aynı esalarla üç gurup TESİR Atışı ve üç gurup daha on sekiz mermi ile bölgede tutunamayacaklarını anladıkları gözle takip edilirken 2 nci Bl. ün ileriye yanaştığını ve son bir hamle ile DOĞRUYOL HÖRGÜÇ VE ÇEVRESİNDEKİ Mevzileri elegeçirdiklerini gördüm.

199


ALİ DENİZLİ

Saat 08.45 de Bölgenin tamamen temizlendiği tekmil geldi. Düşmanın ateşle takibini, Ütgm H.Üstügen’in bölgedeki 3 ncü Bl.ün kalanını emrine almasının emrini verdim ve hemen DOĞRUYOL’a çıktım.MANZARA ŞÖYLE : DOĞRUYOL bir harabe, ATAK Mevzii ve oraya dün çıkartıldığını gördüğüm başındaki Mu. Binbaşısını ikaz etmeme rağmen Türkiye ile irtibat kurmakla görevlendirilen Mu.aracı tahrib edilmiş ve Mu.Bşçvş Gümüş ve Mu. Çvş elleri arkadan bağlı oldukları halde ŞEHİT EDİLMİŞLER. Bu, Onların önce Esir alındığını ve sonra öldürüldüğünü gösteren en belirgin işaret idi.Yunanlıya ve Rum’a göre EN İYİ TÜRK, ÖLÜ TÜRK olduğu prensibi esas alındığı için ,bundan sonra "Onlara ESİR OLMAMANIN EN İYİ HAL TARZI OLDUĞU tüm MEHMETÇİKLERİMİN hafızasında yer etmiş oldu." Dün akşamdan bu yana, yani " sayıca ve silahça gücünü bilmediğim ve toplam 280 mevcutlu iki Komd. Bölüğümle mahkum araziden hakim araziye, Yanan bir ormanın içinden, gece şartlarında ve çok yorgun, uykusuz olan Mehmetçiklerimle ortaya koyduğumuz göze göz-dişe diş-kana kan mücadelede merak ettiğim ZAYİATIM olduğu sorusu Bl. lerimden tekmil aldıkça açıklığa kavuştu.

200


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Keşke bir tekini dahi kaybetmemiş olsaydım diye değerlendirdiğim bu mücadelenin bedeli bir BI.K. Ütgm. Oğuz YENER, Tk. K. Atgm. Sıtkı TOKSOY, Üçvş. Cemal YURDUMGUZEL ve dört ERİM ŞEHİT, ve Yirmi yaralım var. Atgm Hüseyin ALGÜL, Kd. Bşçvş M.Ali HAS, Üçvş Osman PİR, yaralılar arasında. İki Bölüğümün tüm Mehmetçikleri AÇ, SUSUZ ve KÜLHANDAN ÇIKMIŞ gibi PERİŞAN. Saç, sakal, Yüz,göz simsiyah. Orman Yangını ve sabaha kadar devam eden üçlü beşli guruplar halinde, tam bir komando tipi Küçük Birlik Harekatı.

201


ALİ DENİZLİ

Manga bile değil TİMLERLE Mücadele. İNANMAYANLAR , artık yalnız Komandoların değil, HER SINIFIN, BAŞI DARA GELDİĞİNDE KÜÇÜK UNSURLAR HALİNDE DÖĞÜŞECEK KADAR EĞİTİMLİ OLMAK MECBURİYETİNİ KABUL ETMEK ZORUNDADIRLAR. Davamıza ve söylediklerimize inanmaları için, ne yazık ki bir savaş gerekliymiş ve bazı kurbanlar verilmeliymiş! Ne kadar acı bir gerçek. Keşke bununla kalsa diye düşünüyorum. Tankerle su ve yiyecek gönderilecek DOĞRUYOL’a. Yanlarında azda olsa kumanya var, su bitmiş ve inanılmaz ancak bazı Mehmetlerim araç Radyatörlerinin sularını bile içmişler. Savaş şartları insanı nelere zorluyordu. ”71 Demektedir. B. Bolu Komando Tugayı 1 nci Tabur, 2 nci Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Haluk Üstügen Şöyle Anlatmaktadır Saat 23.30 “Biz bölük-lerimize ATIŞALANI Mev-kii'nde harekat emirlerimizi verirken, hemen güneyimiz de ve birkaç saat önce göz keşfi yaptığımız bölgede havan atışları yoğunlaşıp, hafif silah atışları başladığında saat 23.30' a geliyordu ki yukarıdan koşa-rak gelen SENTHILARION Tabur Komutanı Yüzbaşı Mecit Mehmet'in tabur komutanımı-za yalvaran bağırışları ile irkil-dik. "KOMUTANIM, DOĞRUYOL GİTTİ-ADA GİTTİ-TÜM TÜRKLER GİTTİ. NE OLUR DOĞRUYOLU GERİ AL" diye haykırıyordu. Yarbay ERUÇ çok bilgili, her hususta iyi yetişmiş, otoriter ve soğukkanlı bir komutandı. Daha önceleri SENT-HILARION’daki mücahit komando eğitim merkezinde hocalık yaptığından, DOĞRUYOL'un önemini iyi biliyordu. Kısacası durum birden çok vahim bir safhaya girmiş, GİRNELEFKOŞA yolu düşman kontrolüne geçmiş, böylece amfibi harekâtın ilk hedefi olan havadan inen birliklerle denizden çıkan birliklerin birleşmeleri önlenmiş ve de en vahimi adadaki Türklerle inen ve çıkan birliklerin hayatları tehlikeye girmişti.Daha birkaç saat önce kucaklaştığımız DOGRUYOL mücahit bölüğünden 26 mücahit ve Türkiye ile telsiz irtibatı kuran muhabere başçavuş Bayram ve müfrezesi şehit edilmişlerdi. Türkiye ile telsiz irtibatı da kesilmişti.

71

E. Tuğgeneral Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı .80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

202


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Yarbay ERUÇ muhtemel yeni görev için kısa bir ön emir verdikten sonra durumu tugay komutanımız Tuğgeneral Sabri DEMİRBAĞ'a bildirmek ve yetki istemek üzere yakınımızda bulunan kale santralına gitti. Biz de takım komutanlarımıza yeni çıkan görevin emirlerini vermeye başladık.Tabur komutanımız 10-15 dakika sonra geri döndüğünde bize verdiği görev tipi emri bugün gibi hatırlıyorum. "Arkadaşlar bütün çabalarıma rağmen tugay komutanımız ve hatta kolordu komutanımızla irtibat kuramadım. Bütün irtibatlar kesilmiş durumda.

Bu emri tamamen kendi insiyatifimle veriyorum. Emrin günahı benim, sevabı sizindir. Fazla zamanımız yok. DOGRUYOL ve ATAK ne pahasına olursa olsun ele geçirilecektir. Bunun için kanımızın son damlası dahi feda edilecektir. Haluk sen sağdan taarruzla DOGRUYOL, Oğuz sen soldan taarruzla ATAK mevziini ele geçireceksiniz, buluşma noktanız ATAK telsiz rolesidir. Role 3 ncü bölüğe aittir. İrtibat sağdan olacaktır. İsteğiniz üzerine ilave ateş desteği kaledeki mücahitlere ait 1 adet 106 mm.lik ve 1 nci bölüğün 60 mm.lik havanları ile yapılacaktır. Yılmaz sen bir takımını ŞATO bölgesinde bırakıp, geri kalan unsurlarınla BENEK mevziinde ihtiyatı teşkil edeceksin. Sana ve ŞATO takımına müteakip emirleri ben vereceğim. Saat şu anda 24.00 dür. Gazanız mübarek olsun..." 203


ALİ DENİZLİ

Oğuz'la birlikte çok kısa bir koordineyi müteakip bölüğümün yanına gittim. Takım komutanlarıma daha önce ön emrimi vermiş olduğumdan, zaman kaybını önlemek maksadıyla çepeçevre düzende ve dar bir alanda bulunan bölüğümün tamamına bağırarak şu emri verdim. "Arkadaşlar DOGRUYOL düşman eline geçmiş, mücahitlerimiz şehit edilmişlerdir. Ada Türklerinin, birliklerimizin hayatları, şerefimiz ve namusumuz DOGRUYOL' dadır. Analarımız bizleri bugün için doğurdu. Soldan-sağa l, 2 ve 3 ncü takımlar taarruz kademesinde olarak hücumla DOGRUYOL ele geçirilecektir. 3 ncü bölük ile buluşma noktamız role istasyonudur. Ben 2 nci takımla birlikte hareket edeceğim. Gazanız mübarek olsun..." Emri alan takımlarım gecenin karanlığına, arazinin sarplığına ve hemen tepemizde yoğunlaşan" düşman ateşine rağmen süratle taarruz düzenine geçti, emirler yağmaya başladı. 3 ncü bölük ile ve takımlar arası irtibatlar kurularak tekmiller geldi, taarruz başladı. Saat 00.30'da düş204


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

manla yakın temas tüm cephede sağlandı. Tabur komutanımız Yarbay ERUÇ'un tecrübesi ve cesurane kararı sayesinde düşman baskınından ve hatta imha olmaktan kurtularak inisiyatifi ele geçirmiş bulunuyorduk. Düşman çok kalabalıktı. Rumca bağrışıyorlar ve Cenevre anlaşmalarına göre yasak olduğu halde üzerimize çok sayıda 12,7 mm.lik uçaksavarlarla ateş ediyorlardı. Biz de yer yer yanan ağaçların ışığında seçebildiğimiz hedeflere ve düşman silahlarının namlu ağzı alevlerine göre ateş ediyorduk. Bir süre sonra bağırışların çoğaldığını, yaralanan düşman personelinin abartılı biçimde çığlıklar attıklarını tespitle zayiat vermeye başladıkları ve morallerinin bozularak emir komutadan çıkmak üzere oldukları kanaatine vararak, havan ateşlerimizi gerilerine ve çekilme istikametlerine doğru kaydırdım. Tabur komutanımdan ateş desteği istemeye cesaret edemiyordum. Çünkü düşmanla bomba mesafesinde olduğumuzdan bu ateşler kendimize zarar verebilirdi. Cephede M-79 bomba atar, Iaw, roketatar ve makineli tüfek ateşlerini yoğunlaştırmak suretiyle muharebe düzenlerini iyice bozmaya çalışıyordum.

205


ALİ DENİZLİ

Yavaş yavaş muharebeye ısınıyor ve dengeyi sağlıyorduk. Bu safhada 2 şehit, 8-10 kadar yaralı vermiş olmama rağmen barışta ektiğimi şimdi biçmekte olmanın keyfini yaşıyordum. Bu bölük daha üç ay evvel eğitim birincisi seçilmiş ve ben bunun mükafatı olarak Brüksel'deki Nato karargahına bir oryantasyon gezisine gönderilmiştim. İşler böyle gelişmekte iken tabur komutanım telsizle 3ncü bölük komutanı ve devre arkadaşım Üsteğmen Oğuz Yener'in şehit olduğunu, 3ncü bölüğün de emir komutasını bana verdiğini bildiriyordu. Telsizle 3'ncü bölük komutan yardımcısı teğmen Vecdi BİNGÜL'ü bulup, emrime girdiğini bildirerek manevrası hakkında bilgi istedim. 3'ncü bölük biraz oyalanmış ve geride kalmıştı. Daha kötüsü 1 nci takım komutanım teğmen Atilla TURAN birkaç dakika sonra bana telsizle, 3 ncü bölük ile irtibatın koptuğunu ve tahminine göre 3 ncü bölükten yan ateşi yediğini bildiriyordu. Hemen telsizle teğmen Vecdi'ye ilerlemesini durdurup doğuya doğru kanat kırarak mevzilenmesini, bizim yan emniyetimizi almasını, düşmanı kesin tanımlamadıkça ateş etmemesini, zira aşağısında 2 nci komando taburunun bulunduğu 60 mm. havan, timlerini yanıma göndermesini emrettim. Bu genç ve yetenekli teğmen harekât süresince görevlerim en iyi biçimde yapmış, gümüş harekat madalyası ile takdir edilmiştir. Yaptığım kısa durum muhakemesine göre DOĞRU-YOL, ATAK'a nazaran daha hakim olduğundan, ele geçirilmesi halinde 3 ncü bölük cephesindeki düşmanın bulunduğu mevzide direnebilmesi mümkün değildi. Çünkü çekilme yolları tıkanacak, gerileri kesilmiş olacaktı. Zaten bir saate kadar hava ağarmaya başlayacak, jetlerimiz geleceklerdi. Bu arada düşmanda seri ateşli silah olarak A4 ve A-6 makineli tüfek olduğunu teşhis etmiştik. Bizde ise MG-3 makineli tüfek vardı. MG-3 ler diğerlerine nazaran daha seri ateşli olduklarından, düşmanın hareketini makineli tüfek seslerinden takibe başlamıştık. DOĞRUYOL batısına doğru hareket vardı. O halde var gücümüzle DOĞRUYOL'a yüklenmemiz gerekiyordu. Bunu da subay, astsubaylarımın cansiparane hamleleri ve personeli hamasi emirlerle galeyana getirmeleri ile başarıyorduk. Yer-gök emirlerle gürlüyordu. 206


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 05.30 olmuştu. Yakında siluetler gözüküyor ye ilk düşman silahları elimize geçmeye başlıyordu. Ölü ve yaralılarını batıya, KESKİNSIRT'a doğru taşıyorlar taşınanlar da, taşıyanlar da silahlarını, telsizlerini, ağırlıklarını atıyorlardı. Adeta AFYON'dan İZMİR'e doğru 1922'deki büyük hezimetlerinin bir filmi çekiliyordu. Son direnişlerini DOĞRUYOL batısındaki hakim kayalıkta 3 adet uçaksavar ile yaparak batıdan gelecek takviyelerini beklemek istediler ve bizi bir süre oyaladılar. Fakat Astsubay Erkan ÇOKTEL'e takviyeli bir manga ile yan-gerilerine doğru yaptırdığım manevrayı görünce uçaksavarlar kayalardan aşağıya atarak kaçtılar. Böylece son direnişleri de bitti. Zaman zaman el bombası mesafesinde cereyan eden DOĞRUYOL muharebesi 10 saat sürmüş ve 21 Temmuz Pazar günü saat 10.30 da bu şanlı tepenin ele geçirilmesi ile neticelenmiştir. 1 'nci Komando Taburu'nun 2 bölüğü toplam 280 kişi, 700 kişilik Rum Birliği'ne mahkum araziden hakim araziye, yanan ormanın içerisinden taarruz ederek çemberi kırdı ve SENTHİLARION-OĞUZ TEPE bölgesine yeniden hakim olarak, BOGAZ'ın emniyeti sağlanmış oldu. 2 nci komando bölüğü, yanmakta olan arazide, ayakkabı ve

207


ALİ DENİZLİ

elbiselerinin yanması pahasına, kendinden 3 misli üstün bir düşman kuvvetine sarp kayalıklardan tam 10 saat süreyle taarruz ederek tahammülün bittiği yerde direnç göstermiş, eşine nadir rastlanabilir bir destan yazmıştır. DOĞRUYOL'da 7 şehit, 20 yaralı verirken, düşmana 100 kadar ölü birçok yaralı verdirip bir bölüğü donatacak kadar silah, mühimmat ve donatımını muharebe meydanında bıraktırarak tard etmiştir.

Bunlardan 1 adet 81 mm. havan, 1 adet 57 mm. geri tepmesiz top ve 3 adet 12,7 mm. uçaksavar makineli tüfek, harekâtın sonuna kadar kendilerine karşı kullanılmıştır. Bir tek kaçak ve esirin verilmemesi en büyük gurur kaynağımızdır. DOĞRUYOL muharebesi DOĞRUYOL bölüğünün gönderinde çekili TÜRK BAYRAĞI'nın direnişi ile sanırım tarihte eşi görülmemiş bir kahramanlık menkıbesi olarak anılacaktır. Aşağı inmemek için var gücüyle direnmiş olacak ki; ipi makarasına dolanmış, bu defa yangın kancası takılmak suretiyle çekilmiş, kanla boyanmış al bezinden bir miktar feda etmiş ise de ayyıldızını vermemiştir. 208


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Türk'ün karakterini bayrağına yansıtan bu nişanesi ile 22 Temmuz gecesi YANIKÇAMLIK'dan bütünüyle, yırtmadan indirmiş olduğum Yunan bayrağı evimin en müstesna köşesinde, madalyamın yanında tam 26 yıldır durmakta olup, DOGRUYOL'a verilen ismimle birlikte evlatlarıma kalan yegâne mirasım olacaklardır.” 72Demektedir.

C. BOLU Komando Tugayı 1 nci Komando Taburu, 3'üncü Komando Bölüğü, 2'nci Komando Takım Komutanı olarak Teğmen Vecdi Bingül Şöyle anlatmaktadır “Biz taarruz hazırlıkları ile meşgul iken tabii ki düşman da bazı faaliyetlere girişiyordu. Düşmanın 2 komando Taburu biri Bellapais (Beylerbeyi), diğeri ise Kutsovendi (Güngör) köylerinden gece intikalle Rum Bozdağı - Türk Bozdağı istikametinden sızma harekatı icra ederek Girne Boğazını aşıp Beyaz Ev atak Mevkii ve Doğruyol bölgesine ulaşmış ve burada bulunan mücahitleri şehit ederek Doğruyol bölgesini ele geçirmiş olduğunu öğrenmiştik. Yani düşman iyi bir sızma harekatı icra ederek 2 komando Taburu ile üzerimizdeki tepeleri ele geçirmişti. Bu durum, Doğruyol

72

Gökhan, age., s. 419-425.

209


ALİ DENİZLİ

mücahit bölüğünden sağ kalan mücahitler tarafından tabur komutanımız Yb. Cemal Eruç'a (E. Tuğgeneral) bildirilmişti. Düşmanın bu harekattan amacı, Girne boğazının kontrolünü ele geçirmek ve havadan inen birliklerle (Komando ve paraşütçü birlikler), denizden çıkarma yapan birliklerin arasındaki irtibatı kopararak, onların parça parça imhasını sağlamaktı. Tabii bu oluşumda Tabur Komutanımız derhal taarruz emri verdi. Taburumuzun 2'nci Komando Bölüğü ile benim mensubu olduğum 3'üncü Komando Bölüğü taarruz kademesinde, 1 nci Komando Bölüğü ise ihtiyatta olmak üzere, düşman tarafından ele geçirilen Doğruyol ve Atak mevkii bölgesine gece taarruzu yaparak, bölgedeki düşmanı imha edecek ve bölgeyi onlardan geri almak üzere, Bölük Komutanı Ütğm. Oğuz Yener'den gece taarruz emri aldım. Gece saat 01.00'de taarruz başladı. Ortalık zifiri karanlıktı. Ayrıca bölge çengel tipi arazi arızası şeklinde olduğu için (yani kayalık, ağaçlık ve taşlık) ses vermeden ilerlemek mümkün değildi. Düşman hakim yerde biz ise atış alanı bölgesinde mahkum yerdeydik. Ayrıca karşımıza 2 Rum - Yunan Komando Taburu vardı. Yani onlar sayıca üstündü. Yalnız bizde, onlarda olmayan çok önemli bir şey vardı. Savaşma azmi ve kararlılığı ile iman gücü idi. Gece 01,00'de başlayan taarruzlarımız ertesi gün sabah saat 09:00'a kadar sürdü. Çok şehit ve yaralı verilmesine rağmen hedefi ele geçirdik. Böylece Girne boğazının açık bulundurulması, karadan inen birlikle de, amfibi birliklerin (Denizden çıkanlar) birleşmesi sağlanmış olacaktı. Bu açıdan bu harekat belki de Kıbrıs Barış Harekâtının dönüm noktasıydı. Yalnız bu geceki muharebede unutamadığım ve herkese örnek olması gereken Birlik Komutanım ile ilgili anımı anlatmayı görev biliyorum. Gece taarruza başladığımızda Bölük Komutanım Ütğm. Oğuz Yener düşmanın açtığı havan ateşi nedeniyle bir şarapnel parçasıyla ağır yaralanmış. Sabaha karşı hücum mevziinden taarruza geçmeden önce benim yanıma gelen Bölük Komutanı Habercisi Onb. Gurur Kılıç'tan bunu öğrenmiştim. O an bölüğün sevk ve idaresini alacağımı ve bu düşmanın mutlaka yenilmesi gerektiğini daha da iyi anlamıştım. Haberciye ne yaptığını sordum. Onbaşı Gurur Kılıç bana "Komutanım, Bölük Komutanım siz taarruza başladıktan yarım saat sonra ha210


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

van ateşi ile ağır yaralandı. Böbrekleri dışarı çıkmıştı. Harp paketini kullanarak yarasını sardım. Yüzü kireç gibi olmuştu. Ancak sizin taarruzunuzu sanki hiç yaralı değil gibi tabur komutanımıza elindeki telsiz ile (AN-PRC6 transistorlu) bildirdi. Her an nerede olduğunuzu rapor etti. Ancak yaralandığını Tb. Komutanına hiç söylemedi ve yardım istemedi. Sabah gün ağarmaya başlayınca güneşin sıcağı yaktığı için "üzerime Panço'yu (yağmurluk) ser!" dedi. Ben de pançoyu sererek sıcağın etkisini azalttım ve mataramda kalan suyu da kendisine verdim. O arada kan kaybediyor ve halsiz kalmıştı. Telsizi aldım ve Tb. Komutanını arayarak kendisinin yaralı olduğunu bildirdim. Kaleden çıkan yardım aracı bir sıhhiye Astsb. ile teskereci er geldiğinde, kendisini yola çıkararak araca koyacakları sırada, artık çok geç kalmıştı. Çünkü bu kahraman Bölük Komutanı hakkın rahmetine kavuşmuş idi." diyerek anlattı.

İşte Kıbrıs harekatı bu kahramanlar sayesinde kazanıldı. Bölük Komutanımızın rahmetli olması bizi galeyana getirmişti. Emirle hücum mevziinden sanki bir başka güçle çıktık ve hedef olarak verilen bölgeyi ele geçirdik. Bölük Komutanım, o kahraman insan büyük bir 211


ALİ DENİZLİ

sevk ve idare Komutanlık, Liderlik cesaret ve fedakarlık örneği göstermişti. O hedef nasıl ele geçirilmezdi ! .” 73 Diye anlatmaktadır. A. Mücahit Yaman Tabur Komutanı (Şahinler Bölüğü, Doğru Yol Bölügü, Türk Bozdağ Bölüğü ve Senthilerion kalesideki Tabur karargahı Komutanı) Yüzbaşı Mehmet Biran (Mecit Mehmet) Şöyle Anlatmaktadır “Taarruza 2 nci komd. Bölük komutanı üsteğmen Haluk Üstügen ve 3 ncü Bölük komutanı Oğuz Yener bölükleri ile fiilen katıldılar. Taarruz başlamış etraf cehennem gibiydi. Rumlar havan ve 12.7 mm.lik uçaksavar makineli tüfeklerle aralıksız olarak ateş ediyorlardı . Bir müddet sonra üsteğmen Oğuz Yener'in şehit olduğu haberi. Yarbay Eruç'un gözleri dolmuş ancak hırs, bir kat daha artmıştı. Emirler yağdırıyor, birliklerimiz adım adım Doğruyol’a yaklaşıyordu. Rumlar taarruzun ölümüne devam etmesi sonucu sonucunda, inanç ve dirençlerini yitirmeğe ve acaip çığlıklar atmaya ve zayiat vermeğe başladıkları ateş yoğunluklarının azalmasından belli oluyordu. Yarbay Eruç bizzat 60 mm'lık havan kullanıyordu. Gün ağarırken Rumlar dirençlerini iyice kaybetmiş takviye bekler duruma gelmişlerdi. Uçaksavar makineli tüfekleri ile oyalayıcı atışlar yapıyorlardı. son direnişlerini Doğruyol batısındaki hakim kayalıklarda sürdürüyorlardı. Yan gerilerine yapılan manevrayı hissedince tamamen bir kısım silahlarını atarak kaçtılar . Tepe 21 Temmuz 1974 Pazar günü saat 10.00 'da tamamen ele geçirildi. Bu harekat Kıbrıs Barış Harekatının bence dönüm noktası olarak tarihte yerini alacaktır. Yaman Taburumdan Doğruyolun işgalinde ve 18 şehit verdim. Burada 18 şehidimin durumu ile ilgili bir açıklamaya gerek duyuyorum. Bu şehitlerimi ancak 3-4 gün sonra bulabildim . Her birini çok iyi tanımama rağmen kayaların arasından yamaçlardan çıkardığımızda tanıma şansım olmadı. Sadece Arap selim dediğimiz mücahidin derisinin renginden tanıdım. Zira , Rumlar Mücahitlerimizi öldürürken intikam, kin, nefret insanlık dışı eylemlerle öldürdükleri belli oluyordu.Başları ezilmiş vücutları parçalanmış ve vücutlarında sayılamayacak kadar mermi

73

Gökhan , age., s.306-313.

212


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

deliği bulunuyordu. Rumların sızmaları iyi planlanmış ama korkaklıkları ve inançsızlıkları şaşırtıcıdır. ”74 Demektedir. D. Komando Tugayı 1 nci Tabur, 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Engin Ünal Şöyle Anlatmaktadır 20/21 Temmuz 1974 günü,“ Hava İndirme Tugayının 2'nci sortisi atlamaya başladı. O bölgeye Yarbay Turan ERDEM'in Taburu inmişti. Bölgeyi onlara terk ederek Tugay Karargâhının bulunduğu yere gittim. Bana taburumla birleşmem emredildi. Bulduğum 2 otobüs ile ve 2 kamyona bindirdiğim bölüğümle SAİNT HİLARİON'a çıkmaya başladım. Çıkış esnasında TÜRK BOZDAĞI'ndan ateş yedik.

Aldığımız emir gereği, saat 24.00'te her iki tabur, avcı zincirine geçecek ve GİRNE'ye doğru inecek ve çıkan birliklerle birleşecektik. Bu arada Tabur Komutanı Binbaşı Vural ÇETİN, Kale Komutanından aldığı aracı bana vererek, DOGRUYOL'a çıkmamı, K.T.K. alayında beraber çalıştığım bazı personelin orada olduğunu ve onlarla görüşmemi istedi. Orada Muhabere Başçavuş Bayram, 2 çavuş ve 18 mücahit ile görüştüm, helalleşerek (20'si o gece şehit oldu). Atış Alanındaki bölüğümün başına döndüm. 74

E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi) yaşı. 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

213


ALİ DENİZLİ

Orada ben, Üsteğmen Oğuz YENER, Üsteğmen Haluk ÜSTÜGEN, Üsteğmen Kenan KORKMAZ, Üsteğmen Mustafa BAŞEL ve Yüzbaşı Osman BAYKURT oturmuş, bir saat sonra yapılacak GİRNE'ye inme harekâtını konuşurken, 3'ncü Komando Taburunun toparlanıp, buraya doğru hareket ettiğini, yalnız Üsteğmen Sinan İNAN ve bir takım kadar askerin kayıp olduğunu öğrendik. Saat 23.40 ,Helalleşerek ayrıldık. Kenan'la bölüklerimize giderken (Tahminen 23,40) her taraftan ateş, yemeğe başladık. 2'nci Bölük ŞATO Gazinosu ile BOGAZ'a giden yol arasındaki boş alanda kalmıştık. Tabur Karargâhı ve 3'üncü Bölük ile irtibat kuramıyorduk. DOĞRUYOL, ADA Tepe ve GİRNE yolunu kontrol eden ASLAN Tepe ve ŞAHİN Tepeden ateş yiyorduk. Üç tarafımız sarılmış, bir tarafımız uçurumdu. Ateşin en çok geldiği DOĞRUYOL tarafına ateş açtık, fakat, Oğuz ve Haluk'un lakaplarımızla bağırarak orada kendilerinin bulunduğunu söylemeleri üzerine ateş kestirdik. Her taraftan ateş yiyorduk. Burada kalmamız imha olmak , demekti. Birliklerimizin subay, astsubay mevcudu fazla olduğundan, her birinin emrine 9-10 er vererek münavebeli olarak ve karanlıktan istifade ile sızarak, Kaleye çıkan yolun BOĞAZ yolu ile birleştiği kavşağa çekildik. Yeniden düzenlenmeye karar verdik. FAKAT BU DÜZENLENME KENDİLİĞİNDEN TAARRUZA DÖNÜŞTÜ. Rumlar kaçmaya başlayınca toparlandık. Ateş muharebesi bütün şiddetiyle devam ediyor, Rumlar bulunduğumuz bölgeyi havan ateşine tutuyorlardı. Yer değiştirdiğimiz halde, havanlar sanki bizi görüyormuş gibi isabetli atıyorlardı. FİNLİ'lerin Kampının sağ ve solundan geliyorlardı. Bu sırada atışlar yoğunlaştı, bir havan mermisi tam ortamıza düştü, ben göğsümden vuruldum. Elimdeki Thomson makinalı tabanca parçalandı. Astsubay GÖKDEMİR ve ÖZDEMİR ile Onbaşı Turhan KARADANA yaralandılar. Astsubay Çavuş Ramazan ERGİN şehit oldu. Sesim çıkmıyordu. Adamlar 50-60 m. yanaşmışlardı. ALLAH'A yalvardım 'Canımı alacaksan, emri vereyim öyle al' diye. Çok şükür ateş emrini verebildim. Açılan ateş karşısında çekilmeye başladılar. Fırsat kaçmamalıydı. 1 subay, 1 astsubay ve 15 er erbaşa tepeyi tutmalarını emredip 3'üncü Takımla da (3 subay, 5 astsubay, 36 er erbaş) süngü taktırıp aşağı 214


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

doğru saldırdım. Aynı şey diğer bölük komutanının da aklına gelmiş, bir havanla ateş açtırarak o da bir takımı ile saldırdı. Yolun kenarına kadar (BOĞAZ yolu) saldırdık, vurduk, vurulduk, ve sonra da YUNAN olduğunu ve Rumların YENİLMEZLER adını verdiği Komando Taburunu toparlanamayacakları şekilde muharebe alanından sildik. (33'üncü Komando Taburu) ASLAN Tepe ile ŞAHİN Tepe ve KALE yolunun kontrolünü ele geçirip duruma hakim olduk. ASLAN Tepeye giderek Üsteğmen POYRAZ, Üsteğmen Nazmi SAATÇİ ile buluştuk. Sabah olduğunda, baskına uğradığımız yerler geri alınmıştı. Bizim 1 nci Bölükten bir astsubay ve bir çavuş şehit olmuş, benden de iki astsubay ile 5 er yaralanmıştı. Tabur ile irtibat kurulmuş, ŞAHİN Tepe 2'nci Bölük, ARSLAN Tepe 1'inci Bölük tarafından tutularak, 3'üncü Bölük de GlRNE'nin dış mahallelerine inerek birleşmeyi gerçekleştirecekti."Bu geceki muharebelerde, özellikle Komando Taburları'nın ve 3'üncü Paraşüt Taburu'nun boğuşması Kıbrıs Barış Harekâtı'nın kırılma noktası oldu. O gece neler olduğunu özellikle yaşayanlardan dinlemek gerek. Onlar MEÇHUL ASKER ABİDESİ'nin fertleriydiler. 21 Temmuz sabahı DARBOGAZ'da şaşkın bir şekilde dolaşan, 33'ncü Yunan Komando Taburundan olduğunu söyleyen bir havan eri esir alındı. Sorgulandığında söyleyebildiği tek cümle, Tabur Komutanı Yunanlı Yarbay dahil bütün tabur personelinin öldüğü idi. Rumların bütün çabaları, Komando Tugayı ile çıkan birliklerin birleşmelerini engellemek idi. Başaramadılar, özellikle 33'ncü Yunan Komando Taburu mevcudunun yarısı kadarı öldüler. Bu 2 Rum Komando Taburu bütün harekât boyunca sahnede görünmediler. Bu gece savaşın bizim lehimize dönüm noktası oldu.”75 diye anlatmaktadır. E. 1 nci Komando Taburu İstihbarat Subayı Üsteğmen Kemal Adalıer Şöyle Anlatmaktadır ; “Şehitlerimizi ve Rum ölülerini toplarken, Rumların Atak mevziindeki mücahitleri vahşice katlettiklerini, mevzideki mücahitlerin tümünü yaktıklarını, bir kısmını da canlı olarak kayalardan attıklarını gördük.” 76Demektedir. 75

Sever, age., s.88-92.

76

Evcil, age., s. 49.

215


ALİ DENİZLİ

216


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

E. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır TÜRK BOZDAĞ’INA İNTİKAL 21 Temmuz 1974, Saat 00.15, “Nihayet Türk Bozdağ'ına vardık. Saat 00.15'i gösteriyordu. Oralarda görev yapanlar Bozdağ'ın yolunun 1974'teki durumunu bilirler. Yol bizi fazla oyaladı. Gecenin karanlığı, havan, uçaksavar ve Mk.Tf. mürettebatının fazla yüklü oluşuna, yapılan yürüyüşün bir dağ yürüyüşü olduğunu ilâve etmek isterim.

Türk Bozdağ'ında Mücahit Bl.komutanını aradım. Geldi. Gündüz keşiften dönerken kendisine her bölük emrine verilmek üzere üçer adet kılavuz teminini emretmiştim. Hazır olup olmadığını sordum. Hazır cevabını aldım. Fakat onların da Rum Bozdağ'ı ve Delik T. bölgesini tam bilmediklerini zira 1963'ten bu tarafa oralara gidilemediğini tekrar arz etti. Evet Bozdağ'a gelmiştim. Ama daha taarruzun başlatılacağı 784 rakımlı tepeye çıkamamıştık. Saat 18.00'deki taarruz? Harekât, emredilen saatte yapılamamıştı. Yapılması için gerekli imkân da verilmemişti. Bu ağır yorgunluk içinde bilmediğimiz bir araziye faraza saat 01.00 veya 01.30’a taarruzla ne kazanacaktım? Öncelikle 2 nci Bl. komutanına 784 rakımlı tepeye çıkarak taarruz için hazırlıklarını yapmasını ve bölüğünü istirahate geçirmesini; taarruz saatini ayrıca bizzat bölük gözetleme yerine gelerek vereceğimi emrettim.

217


ALİ DENİZLİ

Bölük komutanı bölüğün çok yorgun olduğunu, bazı mürettebatla kullanılan Slh. personelinin hâlen gelemediğini; mümkünse biraz istirahat ettikten sonra tepeye tırmanmayı ve taarruz için tertiplenmeyi arz ve teklif etti. Bölükler, kılavuzlarını da yanlarına alarak şuralarda olmak üzere (Yerlerini gösterdim.) saat 03.00'e kadar istirahat edecekler. Ben de Bozdağ'daki BI.Kh. binasının önündeki arazi üzerinde bir yere uzanarak istirahate çekildim. Bir ara 3 ncü BI.Komutanı Ütğm. Erol Dereli tarafından uyandırıldım. Telefondan arandığımı arz etti. Telefonda Tugay Kur.başkanı vardı. - Binbaşım Bozdağ'a ulaşabildiniz mi? - Evet sizinle Bozdağ'dan konuşuyorum. - Taarruza ne zaman başlayacaksınız? Saat 01.50: -Tabur taarruz hazırlıklarıyla meşgul, biter bitmez başlayacağız. Karşılıklı birkaç nezaket sözünden sonra telefonu kapattık. Kafam keçe gibiydi. Kendimi toplamam lâzımdı. Önce saate baktım. 01.50'yi gösteriyordu. Ayak yoluna gittim. O arada Türk Bozdağ'ında bir kırmızı işaret fişeği gördüm. Mücahit mevzileri üzerine atılmıştı. Bu ne demeye fırsat ve zaman kalmadan 2 adet 81 mm'lik havan mermisi bulunduğum yerin 10-15 m kadar uzağına düştü. Kendimi yokladım, yaralı değildim, hayret ettim. Ayaktaydım, oysa bu mermiler 10 m için218


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

de öldürücü idi... İki havan mermisi bütün taburu ayağa kaldırmaya kâfi geldi. Bağırdım: Bütün tabur barakalar gerisindeki sırta marş marş. Tabur sanki zemberek gibi gerildi. Emri anında yerine getirdi. Ateş gelen istikamet 784 rakımlı tepe idi. - İstikamet karşınızdaki tepe, ateş serbest. Bir anda ateş başladı. Ateş şoku denen şeyi bilirdim. Ancak 20 Temmuz gecesi çok daha iyi anladım. Sanki yer gök ateş kusuyordu. Bu arada subaylar ağır ağır etrafımda toplanmaya başladılar. 3 ncü Bl. Komutanı Ütğm. Erol Dereli, Ütğm. Recep Şen ilk gördüğüm subaylardır. Kulağım karşı taraftan gelen seslerde idi. Tekrar tekrar dinliyordum. 3-5 dakika sonra düşman ateşleri hafiflemişti. 1 nci Bl. Komutanı Ütğm. Recep Şen'e emir verdim: - Recep bölüğünden bulabildiklerinle hemen 784 rakımlı tepeye fırla ve oranın emniyetini sağla. Ütğm. Recep Şen "Emredersiniz komutanım" dedi ve ayrıldı. Bu arada düşman ateşi hafiflemişti. Ben de "ateşkes" emri verdim. Bu emri etrafımda toplanmış olan subay ve astsubaylar tabura ilettiler. Ateş kesildi. Bozdağ bir ölü sessizliğine bürünmüştü. Sanki biraz evvel cehennem? ateşe sahne olan yer burası değildi. 10-15 dakika sonra 784 rakımlı tepeden tekrar ateş sesleri gelmeye başladı. Ütğm. Recep'in tepeye ulaştığını anladım. Zamanı kesin bilemiyorum. Ayrıca tabura şu emri verdim: "Bozdağ'a kimse sokulmayacak. Türkçe konuşmalara itibar edilmeyecek, parolayı bilmeyene ateş edilecek." Sonraları parolaya da çok az itibar ettik. Saat 03.00 sularında kendime yardımcı olarak görevlendirdiğim rahmetli Yzb. Tuncer Güngör, S-1 (personel sb.) Yzb. Ahmet Çelebi, S-3 (hrk. ve eğt. sb.) Ütğm. Mete Ebinç yanımdaydılar. Bozdağ'a gidenler bilirler. Orada 1974'lü yıllarda bir voleybol sahası vardı. Onun iki direğinden birinin dibine oturduk; durumu kurtardığımı, baskını atlattığımı hissediyordum.Artık Bozdağ bölgesine haberim olmadan sinek sızmazdı. Bir şey kafamı kurcalıyordu. Girne tarafından da ateşler gelmişti. Dar Boğaz'ın ilerisinde Türk Bozdağ'ının ucundaki burunda (Bozburun) bir mücahit takımımız olacaktı. Bu takım ne olmuştu acaba? Üzerinde fazla düşünmedim. Tepeden hâlâ ateş sesleri geliyordu. Oraya çıkıp durumu yakından görmek 219


ALİ DENİZLİ

en iyi hareket olacaktı. Yzb. Çelebi ve Ütğm. Mete Ebinç'e Yzb. Tuncer Güngör'le beraber 784 rakımlı tepeye çıkacağımı, dönünceye kadar orada kalmalarını emrederek ayrıldım. Tepeye tam sırt kesiminden tırmanıyorduk. Tepeden atılan mermiler devamlı ıslıklar çalarak üzerimizden geçiyor ve havan ve makineli tüfek ateşleri ile bir ses armonisi yaratıyordu. Doruğa yaklaştıkça ateşleri fazla yakınımızda hissetmeye başladım. En iyisi bulunduğumuz yerde kalarak günün ışımasını beklemekti. Ben de öyle yaptım. Bahri Fecirle birlikte tepeye tırmandım. Gördüğüm ilk şahıs personel barakası dibindeki bir mevzide Ütğm. Recep Şen'di. Yanında iki de er vardı. Ütğm. erlere taarruz etmelerini,emrediyordu. Erlere "Hadi çocuklar bölük komutanınızın emrini yapın. Arkadaşlarınıza katılın." diye bağırdım. Erler ileri fırladılar. Bir ara tepenin güneyinde Yzb. Tuncer Güngör'ü gördüğümü hatırlıyorum. Tepeye tırmanıştan sonra birbirimizden ayrılmıştık. Etrafta mermiler uçuşuyordu. Sanki atış alanında hedeflere atış yapılıyormuş gibi bir durum vardı. Tepe kimin elinde ilk anda anlayamadım. Yalnız gözetleme kulübesi yanındaki bayrak direğinde Türk bayrağı yoktu. Ama Yunan bayrağı da yoktu. Anladığım kadarıyla düşman direkten Türk bayrağını indirmişti. Ama kendi bayrağını çekecek fırsatı bulamamıştı. Ben tepenin batı kesimindeydim. Doğu ucu ile aramda aşağı yukarı 75-100 m vardı. Ama bu kesim kayalık ve engebeliydi. Saat 03.00, Yakınımdaki erleri ilerideki gözetleme kulübesi istikametinde taarruza teşvik ile meşgulken tepeye kuzeyden takımıyla Ütğm. İsmet Akpınar'ın çıktığını gördüm. Pek sevinmiştim.Çünkü tepede saat 03.00'ten bu yana dövüşen 1 nci Bl.ten bir takım kadar er ve 2 manga kadar mücahit idi. Gelen takviye ile tepe sür'atle temizlenecekti. Ayrıca da Ütğm. İsmet Akpınar sağdı. Geceki baskından sonra akıbeti hakkında bilgi edinememiştim. - İsmet seni gördüğüme sevindim. Ben seni şehit oldu zannediyordum. - İyiyim komutanım döğüşüyoruz. Korkmayınız acı patlıcanı kırağı çalmaz. - Sağ ol hadi şu tepeyi temizleyin artık.

220


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

- Emredersiniz komutanım. Onları biraz seyrettim. Sonra bu iş burada biter. Ben artık kh.a döneyim, diye düşündüm. Geriye dönerken Bozburun tarafında düşman subayı olduğunu tahmin ettiğim bir kişinin sıçrayarak geldiğini gördüm. Düşman da beni görmüştü. Önümde kocaman bir kaya duruyordu. Mevzi aldım. Fakat mesafenin tabancanın ateş menzili dışında olduğunu fark edince atıştan vazgeçtim. Neden lüzumsuz mermi harcamalıydı. Geride birkaç mücahit vardı. Düşmanı görmüyorlardı. Ateş etmek için durumları müsaitti. Onlara sıçrayarak yamacı tırmanan düşmanı gösterdim. Ateş ettiler. Ateş sonucu Rum oğlu doğuya doğru kaydı. Fakat biraz sonra da öldü... Bir ara erlerin uzaklardan "Komutanım ayakta dolaşmayın vurulacaksınız." diye bağırdıklarını duydum. Peki öyleyse aslında benim tepede durmamın manası kalmamıştı. Yanıma aldığım gencecik bir mücahitle Bozdağ'a döndüm. Tb.karargâhına geldiğimde Yzb. Tuncer Göngör'ün 784 rakımlı tepede başından yaralandığını ve bir araçla Boğaz'a hastahaneye sevk edildiğini öğrendim. O gece sabaha kadar Bozdağ'da yaralılar hariç, 1 subay, 1 astsubay ve 20 civarında er şehit verdik.Bunlar Kıbrıs Barış Harekâtı'nın altın isimleridir. Onlar sadece Türk Bozdağ'ını değil bence Kıbrıs'ı Türklere yeniden armağan etmişlerdir. Ruhları şad olsun. Mücahit Bl. Komutanı Akıncı'nın verdiği bilgiye göre kuzeyde Bozburun'da Akıncı'nın bölüğünden bir mücahit takımı vardı. Bu takım ne olmuştu? Bayrak Tepe'den karargâha döndüğümde bu hususta bölük komutanından bilgi istedim. Aldığım cevap bölüğün takımla irtibatının kesildiği ve haberleşme imkânı bulunmadığı şeklinde oldu. O zaman daha önce arz ettiğim veçhile o bölgenin, emniyetini 3 ncü Bölüğe vermekle isabetli hareket ettiğimi anladım. 21 Temmuz günü takımın akıbetini tekrar soruşturdum. Netice açıklığa kavuştu. 20 Temmuz gecesi baskın başlayınca bu Tk.Bl.üyle irtibat kuramamış fakat bir haberci de göndermeden Tk. komutanı takımını kendi inisiyatifi ile Dar Boğaz'a çekmiş.. Tabiî Bozburun istikameti bu suretle açık kalınca düşman taarruzları baskın şeklinde gerek Bayrak Tepe'ye gerek Türk Bozdağ'ındaki tabur bölgesine o istikametten yöneltilmiş... Aynı gece yani 20/21 Temmuz 1974 gecesi Bayrak Tepe'ye tırmanırken gece karanlığında bütün Türk kesminin en hâkim yeri olan Türk

221


ALİ DENİZLİ

Bozdağ'ından zaman zaman Üçgen bölgeyi de izlemiştim. Bilhassa havanın ağırmasını beklemek için oturduğum sırada gördüğüm manzara şuydu: Lefkoşa-Gönyeli-Bilelli-Doğruyol (Hacı Solomu Mvk.) (1/50.000 ölçekli Kıbrıs haritasında çatışmalar vardı. Türk Bozdağ'ı Bayrak Tepe'deki atışlar dışında sakindi. Durum Türkler için pek iç açıcı görünmüyordu. Düşman Gönyeli'de ne arıyordu? Türk alayı ne yapıyordu? Gönyeli o gece gündüz gibiydi, yanıyordu. Ben artık Gönyeli bitti demiştim. Harekâttan sonra bir iki mermi yarası hariç bir binanın bile yıkılmamış olduğunu görünce hayret etmişimdir. O kadar ateş o kadar yangın, sonra her şey yerli yerinde. Bu olay benim için geceleyin yapılan meskûn yer muharebelerine ait enteresan bir tecrübedir. Ayın 24'ünde artık her şey düzeldikten sonra bir ara 20/21 Temmuz gecesi Türk Bozdağ'ı ve St. Hilarion Kalesi hariç Doğruyol ve Bilelli'nin düştüğünü öğrendik. Eğer Türk Bozdağ'ı da düşseydi, durum çok kritik olabilirdi. Çünkü St. Hilarion, Doğruyol'un gerisinde kalıyordu. Dolayısıyla o gece taarruz için Türk Bozdağ'ına çıkmamızı emredenlere 3 ncü Prş. Tb.unun şükran borcu vardır. Doğal olarak Bayrak Tepe'de boğaz boğaza döğüşen Mehmetçiklere ve Bozdağ'ın böğründe yatan şehitlerimize de... Daha önce arz ettiğim gibi Bayrak Tepe'de bir ara bayrağımız indirilmişti. Ama Yunan bayrağı çekilemedi. Düşman birçok ölü ve yaralı bırakarak geri çekildi. Şanlı bayrağımız 21 Temmuz 1974 saat 05.30 civarında tepede gene nazlı nazlı dalgalanıyordu. Türk bayrağının indirilip yeni-den çekildiğini tabur komuta-nından ve Ütğm. Recep ve Ütğm. ismet'ten başka kimse bilmez. Bilenler bizden duymuşlardır. Doğruyol saat 24.00 ile 03.00 arasında sessizdi. Düştüğünü ve 26 mücahidimizi işkence ile öldürdüklerini 222


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

âdeta kestiklerini sonradan öğrendim. Sonradan öğrendiğime göre Doğruyol'u düşüren Rumların bir kısmı Yb. Cemal Eruç komutasındaki 1 nci Komd.Tb.unun Doğruyol'u geri almak için yaptığı taarruz neticesinde dağılarak Boğaz istikametinde kaçmışlar. Anladığım kadarıyla Türk Bozdağ'ının Rumlar eline geçtiğini zannederek Doğru-yol'dan Türk Bozdağ'ına yönelmişlerdi. Tabiî ilk anlarda biz bu değerlendirmeyi yapamadık. Ayrıca Tug.Kh.ı ile haberleşmemiz de kesildiği için Bozdağ'da çepeçevre emniyet tertibi aldık. Aklıma gelmişken şunu da arz edeyim. İnsanların hayatlarında öyle günler veya geceler var ki onlar insanın bütün hayatını etkiliyor. Bir türlü bitmiyor o gün veya geceler, işte 20/21 Temmuz geceleri ve 20-21-22 Temmuz gündüzleri toplam 60 saat bende öyle bir iz bıraktı. Bitmediler bir türlü” 77demektedir. III. KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI A. 6 ncı Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever( E. Korgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır DİKMENTEPE BÖLGESİ Saat 02.00 ,“ Mücahit Levent Tabur Komutanı (TMT) ihtiyat Bölüğünü bölgeye sevk etti. Ancak bölüğün gücü Rumları durdurmaya yetmedi, Rumlar mevzilere girerek DİKMENTEPE'yi saat 02.00'de ele geçirdi. Rumlar LEFKOŞA-GİRNE yoluna ulaştılar ve kestiler. DİKMEN-TEPE'nin düştüğü haberi Kolordu Komuta Yerine ulaştığında, Kolordu Komutanı o esnada komuta yerine gelmiş olan Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Jandarma Binbaşı Hasan Cemil ERDEM'e derhal bölgeye intikal ederek, taarruzla DİKMENTEPE'yi geri almasını emrediyordu.

77

Erdem, age., s.17-24.

223


ALİ DENİZLİ

Tabur Komutanı Ada'ya akşam saatlerinde indiği için bölgeyi hiç tanımıyordu. Kurmay Albay Muzaffer Sever’e baktı, kendisine kılavuz verileceğini söyledim. Saat 03.00, Tabur Komutanı gitti, taarruz etti ve düşmanı imha ederek DİKMENTEPE'yi geri aldı. 21 Temmuz saat 03.00 olmuştu.

224


KIBRIS BARIÅž HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

225


ALİ DENİZLİ

B. Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır 21 Temmuz 1974, “Saat 24:00 veya 01:00 sıralarında bir jeepin geldiğini gördüm durdurdum içinde ismini sonradan öğrendiğim Kurmay Bnb. YILMAZ tertibi alıp almadığımızı soruyordu. Bende yukarda arz ettiğim tertip şeklini aldığımı söyledim. Kendiri bana öyle olmaz karargâh bölüğünü ne silahı var ki ön cepheye koydun dedi, ben de kolordu komutanımızın emrinin böyle olduğunu izah ettim gerçi kolordu komutanımız bana bu emri verince karargâh bölüğünün ön cepheye koymamı emretti. Acaba 2 nci bölüğü karargâh bölüğü yerine koyayım diye teklif etmeyi düşünse de. Zaman, imkân ve emir anlayışım buna mani olduğundan teklif edememiştim Binbaşım öyle şey olmaz kolordu komutanı öyle emir vermez bunda bir yanlışlık var sen 2 nci. bölüğü, Karargâh bölüğünün yerine ileri hatta al mesuliyeti ben üzerime alıyorum dedi. Halbuki bilmiyor ki, 2 nci bölükte hemen hemen karargâh bölüğünün 10 m. sol gerisinde ve mecburen birinci hatta gelmişti. Ben de bana verilen emir budur böyle yaptım. Emir değişip gelse bile bin bir güçlükle yerleştirdiğim birlikleri bilinmeyen arazide tekrar arayıp bulmak ve birlikleri değiştirmek zor. Kendisi ayrılıp kolordu karargâhına doğru gitti. Şimdi bütün tabur kendimize göre hazırlanmış Kıbrıs Türk Alayını imha edip bizim mevzilendiğimiz istikamete doğru gelen tank taarruzunu bekliyor. Elimizde dört adet roketar var. Kıtanın komutanı olarak silahların gücü hakkında bilgilerim olmasına rağmen ha gayret arkadaşlar diyerek moral vermeye ve tankları durdurmaları veya imhaları için yine tabur içerisindeki rastladığım herkese söylüyorum . Zaten tabur aşağı yukarı 500 m. uzunluğunda ve hiç derinliği olmadan tertiplenmişti. Aynı gün 20 Temmuz 1974 günü tank taarruzu olmadı. Fakat mücahitlerin aynı gece söylediği istikametten ve fakat tahminen bulunduğum yere 200 m mesafeden karşılıklı atışlar yapılıyor. Kimin kime ve ne kadar kuvvete atış yapıldığı belli değil. Saatler hayli ilerliyor. Atışlar yavaşladı. Ben imkân dahilinde dolaşıp duruyorum. Ortalık aydınlanınca yanıma 3 ncü Bölükten Astsubay Bahattin AKDEMİR geldi. Elinde 5-6 adet hüviyet yunan subay ve erlerine ait olduğu resimlerinden belliydi. Kendisinden onları aldım, kolordu komutanlığına götürmek üzere hadiseyi dinledim. Atışlar yapılırken

226


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

mücahitler gelip sabahleyin gördüğümüz hemen yakınımızda bulunan ve mücahitlerle savunulan yere düşmanın girme yaptığını ve imha edileceklerini bu nedenle yardım edilmesini ısrarla istemişler. Kendisi de silah takım komutanı olduğu halde personeli ile gitmeye karar vermiş ve yapılan havan atışları ile tesadüfen 5-6 kişi öldürmüş. Diğer taraftan yapılan atışlarla gelen düşman herhalde baskına uğradık korkusu geri çekilmiş olacak öyle tahmin yapıyorum. 21 Temmuz sabahı ortalık ağarınca birde bakıyoruz ki düşmanın kuvvetli dendiği yerin halen bulunduğumuz yere mesafesi 500-600 m. Mücahitleri imhadan bilerek kurtardık, fakat diğer çarpışmayı (karşılıklı) bilmeden yaptık. 21 Temmuz 1974 saat 05:00-06:00 sıralarında ortalık aydınlanmamış, Dr.Tbp. Serdaroğlu yoldan geçen bir vasıtayı durduruyor. Bunun üzerine karanlıkta belkide iyice teşhis edemediğinden rütbesi olmayan birisi vasıtadan inerek , herhalde generaldi diyor, komutanın nerede diye beni soruyor. Biraz ilerde diye onların gidiş istikametine ters olan yönü ve yerini gösteriyor. Aynı komutan vasıtada daha iki kişi varmış, Dr. Serdaroğlu'nun omzunu okşayarak "Dikmen'de düşmanı siz durdurdunuz Aslanlar dediğini" ve vasıtaya binip gittiklerini bana söyledi. Bende bayrağı oraya diktirdim dedim Tebrik edip gittiler. Zaten güveniyoruz deyip elimi sıktılar. 21 Temmuz 1974 günü saat 07:0008:00 sıralarında etrafı tanıma imkânı hasıl oluyordu. Bölük komutanlarını yanıma alarak gece mevzilendiğimiz verin ilerisine doğru keşif yapmak ve birliklere yer göstermek maksadı ile ileri çıktık. Tahminen yüz metre (100 m) ilerimiz savunma için çok elverişliydi. Ve fakat bir gün evvelinden beri değişen durumlar ve gece karanlığı, çevreyi tanımamamız bu arazi parçasından istifade imkânını vermemişti. Birlik 227


ALİ DENİZLİ

komutanlarına bölüklerin yerleşimi ve derhal buralara intikal için savunma tertibi almalarını emrederek emir almak ve ele geçen hüviyetleri (ortalık ağardıktan sonra görülen “.”78diye anlatmaktadır.Bu saatlere kadar birliklerin tüm personeli, Kolordu Komutanı başta olmak üzere sadece nefes alabiliyordu. Bombardıman nedeniyle su depoları tahrip olmuş, borularda kalan hamam suyu kadar sıcak su ile yetiniyorlardı. Dağda boğuşanlar ise onu bile bulamıyorlardı. Bu savaş canını dişine takmış askerlerin ölüm kalım savaşıydı. Bu geceyi kazanan, savaşın tümünü kazanmış olacaktı.

Gece bitmek bilmiyordu. Durum hakkında bilgi almak mümkün değildi. Dağ baştan başa yanıyordu. Arada LEFKOŞA'ya baktığımda onun da yandığını görüyordum. O gece ay yoktu her yer zifiri karanlıktı, sürekli mermi patlamaları yüzünden görüş sıfırdı. Saat 03.00’te Rumlar bütün bölgelerde Kolordu Komuta yerine 200-700 metre kadar yaklaştılar. Havan ve topçu mermilerinin dışında makineli tüfek ve hatta piyade tüfeklerinin ateşleri bölgede etkili olmaya başladı. Bir ara bir makineli tüfeğin bir süre etkisi altında kaldık.

78

E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

228


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1'nci ve 2'nci Komando Taburlarının 21 Temmuz saat 01.15'te başlayan taarruzları göğüs göğüse muharebeler şeklinde bütün şiddetiyle devam ediyordu. Ancak durum hakkında derde deva hiçbir bilgi alınamıyordu. Dağda bu durum devam ederken, irtibat kurulamadığı için çıkarma bölgesindeki Çakmak Özel Görev Kuvvetinin durumu hakkında da hiçbir bilgi alınamıyordu. Saat 03.05 Daha sonra elde edilen bilgilere göre saat 03.05'te 50'nci Piyade Alay Komutanı Albay İbrahim KARAOĞLANOĞLU, ACT Subayı Hava Pilot Binbaşı Fehmi ERCAN ile bir er, Rumların komuta yerini ateş altına aldığında, bir geri tepmesiz top mermisinin isabeti sonucu şehit olmuşlar ve Alay Komutan Yardımcısı da yaralanmıştı. Bu dakikalarda komuta yeri yakınlarına hatta üstüne düşen havan ve top mermilerinin sayısı giderek artmaya başladı. Komuta yerinin tavanından üzerimize toprak dökülmeye ve etraf sarsılmaya, komuta yeri tehlikeli bir hal almaya başladı. Komutanı komuta yeri ile üstümüzdeki bina arasında dar bir merdivene çıkardık. Bulunduğumuz yer çökse bile dar olan merdiven başı onu korur diye düşünmüştüm. Sonunda, komutan karargâhı başka yere taşımamızı emretti. Komuta yerinde bizim dışımızda Komando ve Hava İndirme Tugay Karargâhları da bulunuyordu. Hep birlikte komuta yerini terk ettik. Komutan herkes tamam mı diye saymamı istedi. Saydım. Her seferinde bir kişi eksik çıkıyordu.

229


ALİ DENİZLİ

Karanlık ve patlamalar nedeniyle kimin eksik olduğunu anlayamıyordum. Sonuçta Binbaşı Altan ATEŞ "Komutanım, saat 22.30 sıralarında Yarbay Refik CESUR'u KIRNI'yı geri almak için 2'nci Paraşüt Taburuna göndermiştiniz, o yok" dedi. Benim yerime giden yarbay şehit olmuş ve o esnada Boğazsancağı'na ait revirde cesedi duru-yormuş. Tabi bunu hava ağarıp biraz soluk almaya başladığımızda öğrendik. Saat 04.00 Gece, 2 nci Komd. Tb. da batıdaki harekatın gelişmesi üzerine 21.04.00 TEMMUZ'da ileri harekata geçerek GİRNE BOĞAZI'nın tekrar ele geçirilmesini sağladı. 21 TEMMUZ 1974'de 1 nci Komd.Tb. ulaştığı hatlarda yeniden tertiplenme ile meşgul olurken, 3 ncü Komd.Tb. (-) PINARBAŞI havaalanı bölgesinden otobüslerle BEYAZ EV bölgesine getirildi. Saat 04.45, 21 Temmuz saat 04.45'te uçaklarımızın KTK Alayı bölgesindeki özellikle Yunan Alayına yaptığı hava taarruzlarının arkasından, GÖNYELİ grubu karşı taarruzla Rumları geri atmayı başardı. Uçaklarımızın taarruzlarıyla ciğerlerimiz çalışmaya başladı. Artık biraz daha nefes alabiliyorduk. 4 ncü Prş.Tb. 20.23.00 TEMMUZ'da KTKA.nın emrine girmiş ve 21.05.30 TEMMUZ'da GÖNYELİ mevzilerine ulaşmıştır. Bu arada KTK Alayı emrine verilen 4'ncü Paraşüt Taburunun 2'nci ve 3'ncü Paraşüt Bölükleri GÖNYELİ grubunun, 1'nci Paraşüt Bölüğü ORTAKÖY grubunun emrine verildi. Alayın 4'ncü Piyade Bölüğü GÖNYELİ grubunun gerisinde alay ihtiyatını teşkil etti. Alay karargâh bölüğü ise bulunduğu mevzilerden geri çekilerek eski mevzilere yerleştirildi. 1. Kom. Tb. 21 Temmuz 1974 gecesi saat 01:15'de düşmanla temas sağlayarak, sarp ve ormanlık arazide , yanan orman içerisinde tesadüf muharebe esaslarına göre düşmanla aralıksız 8,5 saat çarpışarak sabah saat 09:40'da 2 düşman Kom. Tb. 'nü imha ederek hem kaybedilen DOĞRUYOL bölgesini ele geçirmiş hem de şehit edilen mücahitlerin intikamını almıştır. Bu şekilde de GİRNE BOĞAZI'nın batı kısmının kontrolü sağlanmış, Boğazın tekrar ele geçirilmesine imkan veren arazi elde bulundurulmuştu. Özet olarak bu günkü muharebelerde: 1 nci Prş.Tb. DAĞYOLU KARA T. arasındaki bölgeyi savunmuş, 2 nci Prş.Tb. yoğun ateş nedeniyle bölgesine intikal edememiş, PINARBAŞI bölgesinde kalarak bir Bl.nü KTKA.nın emrine vermiş,

230


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

3 ncü Prş.Tb. BOZDAĞ bölgesine zamanında yetişememiş, ancak gece yarısından sonra TÜRK BOZDAĞI'nı ele geçirmiştir. IV. AMFİBİ DENİZ PİYADE ALAYI A. Amfibi Alay Komutanı Deniz Yarbay Neşet İkiz Şöyle Anlatmaktadır: “Amfibi Alayımızın cephane, pil ve ilkyardım malzeme ihtiyacını; bölgemizdeki Harp Filosu aracılığı ile, Çıkarma Birlikleri Komutanlığı'na iletiyoruz. Bu arada ekibiyle büyük bir üzüntü içinde dönen, Harekât Subayımız Dz. P. Kıdemli Üsteğmen Ahmet Aksu tanık olduğu durumu rapor ediyor. 50 nci Piyade Alayı Muharebe Grubu Komuta Merkezi olarak seçilmiş yüzme havuzlu bir evin bahçe-sinde, birçok subay ve astsubay teessür içinde oturuyordu.

231


ALİ DENİZLİ

Hiç kimse konuşmuyordu. Çıkarma plajının hemen üstündeki evin birinci katının girişinde, tavan ile duvarın birleştiği yerde büyük bir boşluk açılmıştı. Nihayet bir yüzbaşı, komutan şehit oldu dedi. Yardımcısını sorduğumda o da yaralı cevabını verdi. Yüzbaşıyı alarak Alay Komuta Merkezi'ne gelen Üsteğmen Aksu'yu, Amfibi Tugay Komutanı'na çıkardık. 50. Piyade Alayı Komuta Merkezi olarak seçilmiş evde gece şiddetli bir patlama olur. Aynı oda içinde bulunan Alay Komutanı Piyade Kıdemli Albay İbrahim Karaoğlanoğlu ile Hava İrtibat Subayı Hava Pilot Binbaşı Fehmi Ercan derhal şehit olurlar. Alay Komutan Yardımcısı ise, yaralanır." Olay, tümümüzü çok üzdü. Amfibi Tugay Komutanı Tuğgeneral Süleyman Tuncer, 50. Piyade Alayı Muharebe Grubu Komutanlığı Vekâletini önce, Tabur Komutanlarından Piyade Binbaşı Hasan Tek'e, sonra da Tugay karargâhından Piyade Yarbay Ali Yönel'e veriyor.

21 Temmuz 1974 Pazar sabahı erken saatlerde; Amfibi Dz. P. Alayının tabur komutanları ve kilit personeli ile toplanıyoruz. Onlara, "ivedi istek ve ihtiyaçlarımızın Mersin'deki Çıkarma Birlikleri 232


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Komutanlığı'na iletildiğini belirtiyorum. İçinde bulunduğumuz güç şartlar içinde, özellikle kalan cephanenin çok dikkatli kullanılmasını bir kez daha hatırlatıyorum. Şartlar nasıl gelişirse gelişsin gerekirse, süngü harbi de yaparak; Çıkarma Plaj Bölgesi'ni tutmaya kesin kararlı ve mecbur olduğumu söylüyorum. Tek tek büyük dikkatle izlediğim çehrelerde, soylu bir milletin evlatlarına has sorumluluk duygusu, vakar ve inancı yine görüyorum. Saygı ile selamlayarak, birbirlerine dönüyorlar.”79 Diye anlatmaktadır.

79

İkiz, age., s.166-167.

233


ALİ DENİZLİ

234


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

V. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ A. 3 ncü Komando Tabur Komutanı Yarbay Zeki DOĞDU Şöyle Anlatmaktadır ; Saat 09.00, “21 Temmuz: 09.00'a kadar hiçbir hareket olmadı. Susuzluk son haddinde, susuzluktan bayılanlar oldu. Sonra bir pınar bulundu. Burada, her mangadan bir er mataraları aldı, su doldurup getirdi. Saat 09.00'da Tugay Komutanın şifahi emriyle BOĞAZ bölgesine intikal için hazırlıklara başladık.

235


ALİ DENİZLİ

Araçlarla BEYAZ EV'e kadar gidilecek, oradan taarruz edilecek. Ben nereye taarruz edeceğimizi sordum, eliyle GlRNE tarafını göstererek BEYAZ EV'den GİRNE'ye taarruz edilecek dedi. Saat 10.30'da, gelen araçlara binerek BOĞAZ bölgesine intikal ettik. Sivil şoförler burada araçları bırakarak kaçtılar. Sonra taarruz tertibi alınarak 2'nci Bölük, EMİN Tepe, - HACI Tepe, 3'üncü Bölük KEŞİF Tepeye taarruz etti. GİRNE'den açılan taciz ateşlerinden başka bir mukavemetle karşılaşılmadan bu tepeler ele geçirildi (GİRNE'nin güneyi) Batıdaki ÇİFTLİK Tepe daha hakim araziydi ele geçirilmesi gerekiyordu. 3'üncü Bölüğe emir verdim, bu tepeyi de ele geçirdik. Hava karardığı için, bölükler bulundukları hatlarda, savunma tedbirleri alarak geceyi geçirdiler. Gece GİRNE tarafından makineli tüfeklerle devamlı taciz ateşi açıyorlardı. Biz de makineli tüfeklerin namlu ağız ateşini gördüğümüz istikamete havan atışları yapıyorduk. ORTAKÖY bölgesi yakınına indirilen 1'nci Bölükten hâlâ haber yok. Yaptığım araştırmaya göre K.T.K. Alayının yanında imiş Alay Komutanı bölüğü bırakmıyormuş.” 80 diye anlatmaktadır. Bolu Komando Tugayı 3 ncü Tabur 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Başel Şöyle Anlatmaktadır 21 TEMMUZ 1974 PAZAR Bu sabah, Yavru vatan Kıbrıs’ta güneşin üzerimize ilk doğuşu…Ve gece boyu hiç kapanmayan gözlerimizin de gün ışığını ilk görüşü…O gün Ada’da güneşin doğduğu taraf altın sarısı bir renkle kaplanmıştı. Saat 09.00, Saat 09.00 sula-rında aldığımız bir emirle tekrar intikal hazırlıklarına başladık. Kendi araçlarımız henüz Ada’ya çıkmadığından, yine tahsis edilen sivil araçlarla (!) Boğaz’daki Beyaz Ev bölgesine kadar gidilecek, orada tertiplendikten sonra GİRNE istikametine taarruz edilecekti. Saat 10.30 , Hazırlıklar kısa sürede tamamlanmasına rağmen, beklenen araçlar hala ortalıkta yoktu. 80

Sever, age., s.100-103.

236


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Ancak saat 10.30’da gelebildiler. Bölükler belirli aralıklarla ve sıçramalarla kuzeye doğru intikale başladılar. Boğaz bölgesine yaklaştıkça üzerimize havan mermileri daha sık düşmeye başladı. Sivil şoförlerin bazıları, paniğe kapılarak ne yazık ki araçlarını bırakıp kaçtılar. Şoförsüz kalan bu araçları askerlere kullandırmak zorunda kaldık. Öğlen olmak üzereydi…Boğazköy’ü geçip Darboğaz’a yaklaşmıştık.Yolun solunda selviler altında bir çeşme vardı, yalağından sanki buhar çıkıyordu sıcaktan…Çeşmenin hemen yanında duran ve birliklerin geçişini izleyen Tugay Komutanı Tuğgeneral Sabri Demirbağ’ı fark ettim.Koşarak yanına gittim…Sarıldık…Yanında karargahından bir iki kişi vardı.Elini omzuma koyup,her zamanki babacan tavrıyla teşvik edici sözler söyleyerek daha hızlı hareket etmemizi istiyordu.Bu sırada onu fark etmeyen erlerin bir kısmı suya doğru koşuştu. Engel olmak için takım komutanları var gücüyle bağırıyor,toplu hedef teşkil edip boş yere zayiat verilmesin diye yüksek sesle erleri uyarıyorlardı. Boğazköy’deki Çeşme başında yaşanan bu anı Komando Er İzzet Boğaz daha sonra şöyle naklediyordu; “… Hiç unutmam… Soyadım Boğaz olduğu için arkadaşlarımın senin köyün diye takıldıkları Boğazköy’ü biraz geçince yolun kenarında bir çeşmeye rastladık.Sıcaktan, akan sudan sanki duman çıkıyordu… Bölükten bir kısım askerler suya saldırdı. Subaylarımız da onları engellemeye çalışıyordu. Toplu hedef olmak tehlikeliydi…Bölük Komutanımızın yanında Tugay Komutanımız vardı, bir şeyler konuşuyorlardı. Bölük Komutanımın suya saldıranlara kızdığını farkedince, Tugay Komutanımız; Başel Üsteğmenim, bırak içsinler, belki de son sularıdır!... dedi. Ben o “son sularıdır!..” sözünü işitince, bir tuhaf oldum,elim ayağım kesildi.Son suları ne demekti acaba?..İnanın o an öylesine çok duygulanmış ve heyecanlanmıştım ki.. Anlatacak kelime bulamam şimdi...” Evet..Ne yazık ki daha sonra bölüğümden şehit olan askerlerim oldu.O aziz şehitler de bu sudan içenler arasında mıydı acaba?.. Gerçekten onların son suları mı olmuştu?..Ben de bunu büyük bir üzüntüyle ve derin bir iç burukluğuyla hep kendime sorar dururum. Her seferinde gözlerimin dolmasına ve yanaklarımdan birkaç damla yaşın süzülmesine engel olamam!…”Er İzzet’in anlattığı gibi gerçekten son suları mı

237


ALİ DENİZLİ

olmuştu acaba?!..” Darboğaz yolunun iki yakasından, kayalıklar ve çalılar arasında Beyaz Ev’e doğru tırmanmaya başladık.İki taraftan ateş yiyorduk.Mermilerden biri yolun tam ortasına düştü, bu havan mermisi beton asfalt üzerinde öyle büyük bir krater oluşturdu ki,şaşmamak elde değil. Bu kraterin büyüklüğü hem içimize hafiften bir korku saldı,hem de tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlayarak daha tedbirli hareket etmemiz için bize bir uyarı oldu sanırım. Aynı anda hem Rumbozdağ’dan hem Türkbozdağ’dan açılan yoğun iki ateş arasında kalmıştık. Biz de karşılık verdik. Karşılık verdik diyorum ama,ortada görünen ne bir Rum, ne bir Yunan ne de belli bir hedef vardı.Bütün atışlar uzak mesafelerden. Maalesef askerlerimden yaralananlar oldu, Onbaşı Gani, Er Orhan ve Er Hüseyin de yaralananlar arasındaydı.Yanımızdaki Mücahit kılavuz, Bozdağ’da Türk birliğinin olduğunu sandığını söylüyordu.Telsiz irtibatı kurulamadı.Meğer, Kayseri Hava İndirme Tugayından bir birlikmiş. Kamuflaj elbiseli olduğumuz için bizi Rum sanmışlar,basmışlar tetiğe. Çünkü,bu harekatta sadece Bolu Komando Tugayının üzerinde kamuflaj elbiseleri vardı.O şartlarda elde yeterli istihbarat bulunamadığı ve gerekli koordinasyon sağlanamadığı için maalesef bu türden hayati hatalar olabiliyordu.

238


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 14.00, Bolu Komando Tugayının 2’nci ve 3’üncü Komando Taburları yan yana, bölükler neredeyse dirsek dirseğe, takımlar kol kola, mangalar da adeta zincirin birer halkası gibi inançla birbirine kenetlenerek taarruz düzeni aldılar.Tam da Beşparmak uçurumlarının başında… Taarruz zamanı 14.00 olarak belirlendi. Tabur taarruz planına göre; 2’nci Bölük Emin Tepe-Hacı Tepe istikametinde taarruz ederken, 3’ncü Bölük olarak Keşif Tepe-Taşlık Tepe istikametinde taarruz edecekti. Ortaköy bölgesinde bulunan 1’nci bölük henüz tabura katılamadığı için, koordine etmek üzere iki Bölük Komutanı temas noktasında buluştuk.Aynı zamanda devre arkadaşım olan Üsteğmen Erkan Gencer ile Ovacık’tan beri ilk defa burada karşılaşıyorduk. Bir ara ateş fasılalarından fırsat bulup yüksekçe bir yere çıktım.İleri atılmak için işaretimi bekleyen bölüğüme,duyacakları kadar yüksek bir ses tonuyla, şöyle seslendim; “…Arkadaşlar!.. Şu ana kadar düşmanın sadece kalleşçe uzaktan yaptığı atışlarıyla karşılaştık. Biliyorum; hep nerede bu düşman, ah bir karşımıza çıksa dediniz. İşte size fırsat!.. Düşman artık karşınızda ...Ama bundan sonra her taşın arkasında,her ağacın gölgesinde,her çalının arasında bir düşman gizlendiğini unutmayın…Komando her zaman ve her yerde atik,tetik ve çevik olmak zorundadır. Öyleyse mutlaka düşmandan önce siz davranın… Hep soydaşlarımızın canına,malına ve ırzına göz koyan bu hainleri nasıl denize dökeceğinizi düşünün… Unutmayın, bundan sonra ben yürü dediğimde koşacaksınız,koş dediğimde uçacaksınız!.. Düşmanı fare gibi saklandıkları o yerlerden söküp atacaksınız…Şu andan itibaren; eliniz tetikte,gözünüz düşmanda, kulağınız komutanlarda olacak!...Haydi yiğit komandolarım,şimdi sıra sizlerin yürek,bilek ve silahlarınızda… Allah yardımcımız olsun! Artık uçurumun başında bekleyen herkes nefesini tutmuş, gözlerini hedefe dikmiş, kulakları verilecek “ileri!..” komutunda…Komut bekleyen her askerin gözü de aynı zamanda bölük komutanı üsteğmendeydi,onun duruşundan,bakışından,sesinden bir anlam çıkarmaya çalışıyorlardı; korkuyor muydu, korkmuyor mu?. Aklından neler geçiyordu?.Yüreğinde hangi fırtınalar kopuyordu?.Ama bunu üsteğmenin yüzünden anlamak şimdilik mümkün değildi…

239


ALİ DENİZLİ

Tam saat 14.00’te dağın bittiği yerden, yani uçurumdan aşağıya iki tabur komando,1500 serdengeçti subay ve asker,inmeye,daha doğrusu uçmaya başladı.Kayaları, ağaçları, fundaları çukurları aşarak bir çığ gibi duvar kadar dik olan yamaçlardan aşağıya indiler. Hem de koşarak değil de adeta uçarak. Tıpkı, Çanakkale’deki kahraman ataları gibi..Görenler,gözlerine inanamayacaklar,dağın yürüdüğünü sanacaklardı... Aynı saatlerde, sahile çıkan birliklerimize hem doğuda Girne’den, hem batıda Karava’dan olmak üzere iki taraftan birden saldırıya geçen Rumlar da şaşırmıştı.Çünkü;tepeden inme bir saldırıya uğramışlardı. Rumlar silaha davranana kadar o çılgın sel dağın eteğine inmişti bile...” Evet, eteklere inilmişti artık…Eteklere iner inmez süratle açılıp yayılarak taarruz düzenine geçildi . Koordineli bir şekilde kuzey istikametinde başlatılan taarruzla,Girne’den açılan yoğun havan ve uçaksavar atışları altında bölgedeki münferit mukavemetler bir bir temizlenerek ilk hedeflere ulaşıldı. 2’nci bölük ele geçirdiği Emin Tepe-Hacı Tepe bölgesinde,3’ncü bölük de hedefi olan Keşif Tepe-Taşlık Tepe bölgesini ele geçirip tertiplenmeye başladı. Saat 17.00’sularında Tabur Komutanı, “2’nci bölük bulunduğu bölgede tertiplenmeye devam ederken, 3’ncü Komando Bölüğün batıdaki daha hakim bir arazi olan Çiftlik Tepe’yi ele geçirmesini.” emretti. Kısa bir hazırlıktan sonra başlattığımız taarruzla, karşılaştığımız büyük mukavemete rağmen Çiftlik Tepeyi,hem de hava kararmadan ele geçirmeyi başardık. Tabura tekmil verdikten sonra hedefte tertiplenmeye başladık. Hava karardığı için bulunduğumuz bölgede geceyi emniyetle geçirmeyi planladık. Gece boyunca düşman uçaksavar makineli tüfekleriyle taciz atışlarına devam etti.İzli mermilerin ardı arası kesilmiyordu. Biz de düşman makineli tüfeklerinin ağız alevlerinin görüldüğü istikametlere havan atış-ları yapıyorduk.”81 Diye anlatmaktadır. A. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır “Boğaza Kolordu Kh na ve Tuğ K. nıma giderek durumumu anlatmam gerekiyordu. Aşağı inmeden önce Bl lerin Ek Krokide görüldü81

E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. 3 ncü Bl.K) yaşı 70, 18 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

240


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ğü şekilde tertiplenmeleri emrini verdim. Yeniden tertiplenmeye Ütgm KOŞANER nezaret edecekti.

Saat 11.30 ’a doğru BOĞAZA İNDİM. Gören hayalet görmüş gibi bakıyordu. Sonradan öğrendiğime göre; BİZİM ÇEVRİLDİĞİMİZİ VE İMHA OLDUĞUMUZU, BENİM AĞIR YARALI VEYA ŞEHİT OLDUĞUMU HABER ALMIŞLAR. HATTA BİR VE İKİNCİ KOMD.TB.LARI BİBİRLERİNİ ATEŞLE İMHA ETTİ DEMİŞLER. Bu haberler 20 /21 Temmuz gecesi Kolordu Kh.nın, nasıl bir kaos ve irtibatsızlık içinde olduğunun en belirgin göstergesi.Kor.G2 si Kur.Alb Muzaffer SEVER' in gece 0130 da Kor.Kh na çektiğim Mesajdan 241


ALİ DENİZLİ

haberi yoktu. Ulaştırma Binbaşısını araştıracağını ifade etti. Kor Kh. bir keşmekeş içinde idi, yaka ve rütbe işaretleri sökülmüş, Kozmik evraklar yakılmış, kimin ne yaptığı belli değil. Dün gece, Yunanlılar ve RMM Birlikleri TÜRK BOZDAĞI’na saldırmışlar ve Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı cephesinden ve YEROLAKKO (Eskikuyu) 5-6 Tankla ve piyade birlikleriyle GÖNYELİ istikametine taarruz etmişler. PLAN BASİT ve ÇOK GÜZEL. Girne Yolunun geçtiği Darboğazı ve Girne Boğazının iki omuzbaşı olan St.HİLARİON ve TÜRK BOZDAĞI’ nı elegeçirerek Üçgen Bölgeyi işgal etmek Kolordu Kh.nı imha etmek ve de bu suretle İNEN ve ÇIKAN BİRLİKLERİN BİRLEŞMESİNİ ÖNLEMEK suretiyle Kıbrıs Barış Hrk. nın ilk gününde Harekatı engelleyerek birlikleri BAŞSIZ VE LOJİSTİK DESTEKSİZ BIRAKARAK, imha olmalarını sağlamak. Öğrendiğime göre Bize saldıranlar BELLAPAİS te konuşlanmış olan 700 mevcutlu 33 ncü RMM Komd.Tb. TÜRK BOZDAĞI’ na da saldıranlar KUTSOVENDİ de konuşlanmış olan 32 nci RMM Komd Tb.. Karşılarında direnen 3ncü Hv.İnd. Tb muz karşısında ilerleyememişler ve Bizim Çemberden kurtularak ATAK , DOĞRUYOL ve St.HİLARİON bölgelerini elde bulundurmamız ve GÖNYELİ istikametindeki taarruzlarının K.T.K.A.nın başarılı savunması kendi birliklerinin yetersizliği sebebiyle , bu plan uygulanamamış . 15 Temmuz Nikos SAMSON Darbesiyle YEROLAKKO da bulunan iki P. alayı Bir Tank TB kuvvetindeki birlik gücünün büyük kısmı BAF Bölgesine gönderildiği için yetersiz olması bizim için bir ŞANS . Burada Bir NİSBİ MUHAREBE GÜCÜ değerlendirmesi yapmanın faydalı olacağı kanaatimdayım. Büyük ATATÜRK " Türk Ordusunun her cüz-ü tamı kendisinden üstün olanı durdurur, kendisine eşit olanı ise mutlaka mağlup eder" demektedir. Halbuki genel Savaş tekniğinde Taarruz edenin , savunana oranla 1/3 oranında daha güçlü olması gerekmektedir. 280 mevcutlu iki Komd Bölüğümle 700 mevcutlu Düşmana saldırmak ve onları yenmek suretiyle ATATÜRK’ümüzün Bize gösterdiği hedefi aşarak başarılı olmanın gururunu, 1nci Komd Tb. daima şerefle taşıyacaktır. 242


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Kor.Kh.da Tuğ. K. mı bulamadım. Kor K. nı Korg. ERSİN’e durumu arzettim. Duyduğuma göre , indirme esnasındaki bazı aksaklıklar sebebiyle, DARBOĞAZI SAVUNACAK 2 nci Hv İnd.Tb. görev yerine gelemediği için bu bölge açıkta kaldığından 33 ncü RMM Komd Tb. buradan sızarak ATAK Mevzii ve DOĞRUYOL Bölgesini ele geçirebilmişti. Daha sonra Tugay Kh.na gittim. KIRNI Hv. Alanına bakan yamaçta, bir buğday tarlasının saman demetleri arasında, korugan veya sığınak aramayan bir Komutan vardı orada. Bir yerde, Bizler arazide açıkta dövüşürken , içeri girmeyi kabul etmeyecek kadar prensip sahibi bir Komutan... Kur.Bşk. hayatından memnun değil. Bnb Metin ve Lv. Bnb Olcay ve diğer Sb ve Astsb lar karşıladılar, sarmaş dolaş olduk, kutladılar; sitayişkar sözler söylediler, sağ olsunlar. Bu kadar kıymet bilmeleri kafi. Taburum için... Tuğ. Komutanıma durumu arzettikten sonra, görevim devam ediyorsa KARMİ Ormanları Bölgesini Yakma isteğimi tekrarladım. NAPALM Şart. Ayrıca yerlerini kısmen tesbit edebildiğimiz Beton Korugan ve Yuvaların tahrip edilebilmesi için Tank istedim. Tank Topu ve Delme gücünden yararlanmak için. İrtibat ve Mühimmat istedim. Sağlamaya çalışacaklar. Yanlarından 15.00 de ayrılarak KALE ye çıktım. Hasan Dayı tankerle su getirmiş. Allah razı olsun, hemen Doğruyol’a gönderdim. Cennetlik adam, o dağ yollarında ateş altında döğüşen askere su yetiştirmek büyük iş. Ayrıca Kasım Plastik Bidon bulacak ,Takımlara kadar su dağıtımını kolaylaştırmak için. Taburun her şeyi var ancak burada değil. DOĞRUYOL’a gittim, Bl.lerimi gördüm; sabaha nazaran biraz daha toparlanmışlar. ŞEHİTLERİMİZİ tahliye ettik. Bulduğumuz KAMYONLARLA. MEKİK SİSTEMİ falan laf. Elinde ne varsa, çevrendeki imkan neyi sağlıyorsa otomatikman ondan yararlanıyorsun. Biz düzeni önden alıyor imkanı sonradan yaratmaya çalışıyoruz. Talimnameler KANLA yazılmış ancak uygulama her hal ve şartta sizin yaratıcılığınızla gelişebiliyor.”82 Demektedir.

82

Tuğgeneral Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı 80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

243


ALİ DENİZLİ

Saat 1330, Düşman, VELOS (Ok) karşı Taarruz planına göre, ilk genel karşı taarruzunu saat 13.30 sıralarında çıkarma birliklerimizi imha etmek için batıdan ALSANCAK istikame-tinden, doğudan ise GİRNE istikametinden çıkarma plajına doğru iki taraflı kuşatıcı bir karşı taarruz yaptı. Ancak arazinin çok ağaçlık olması taarruzunu GİRNE-ALSANCAK yolu mihverine inhisar ettiriyordu. Ve tanklar piyadesiz taarruza geçmişti.

Bu tank taarruzu batıda çıkarma plajına 200 metre mesafeye kadar gelmiştir. Zaten batıda daha ileride kontrolü henüz tesis edememiştik. Tank taarruzu birliklerimiz tarafından topçu, GTT, kobra, law ve roketatarlarla güçlükle durdurulabildi. Çıkarma harekatının en tehlikeli saatleri bu saatlerdi. Düşman bugün akşama doğru tank taarruzlarını 244


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

tekrarlamak istedi ise de topçumuzun uzaktan itibaren ateş altına alması sonucu gelişememiş ve etkili olamamıştır. Saat 14.00, ŞATO-BEYAZEV bölgesinde bulunan 2'nci Komando Taburu ile 21 Temmuz saat 10'da aynı bölgeye çıkan 3'ncü Komando Taburu saat 14.00'ten itibaren Girne istikametine taarruza başladılar. Bu taarruzun hedefi PLATİNİ plajına çıkan ÇAKMAK Özel Görev Kuvveti ile birleşmekti. Taarruz ZEYTİNLİK-EDREMİT hattına ulaştı. Ancak çıkan birliklerle temas sağlanamadı. Saat 14.30 , Kıbrıs'ta bu olaylar sürerken, 28'nci Motorlu Piyade Tümeninin adaya gidecek birliklerinin personel seviyeleri %100'e çıkarıldı. Bindirme bölgesine hareket etmek üzere bütün hazırlıklar tamamlandı. 39'uncu Piyade Tümeninin 2'nci kademede adaya çıkacak bölümünün yükleme ve bindirme faaliyetleri bugün gece saatlerinde başlayarak 21 Temmuz saat 14.30'a kadar devam etti. Tümen Komutanı başta , Birlik Komutanları ve Karargâh Subayları aralıksız hazırlıkları kontrol ediyordu. Saat 14.30'da Mersin limanından hareket edildi ve 2'nci kademenin deniz seyir bölümü başladı. VI. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI A. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır "Adana'daki Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Eşref Akıncı 2. Ordu KoTümg. Bedrettin DEMİREL mutanımız Sayın Aktulga beni sık sık telefonla arayarak dönen ve toparlanabilen çıkarma gemileri ile gecikmeksizin adaya gitmemizi emrediyorlardı. Ancak 7 tekne bulunuyor! Bizler, Mersin askeri limanında 21 temmuz günü, öğleye kadar ancak 7 tekne toparlayabilmiştik. Bunların bir kısmı Kıbrıs'a gidip yüklerini boşaltan teknelerdi. Öğleye kadar Tuğgeneral Hakkı Borataş ile beraber, rıhtım arkasında toparlanabilen kıtaları, bu gemilere bindirmeye muvaffak olduk. Yükleyebildiğimiz birlikler 15 tanklı bir tank bölüğü, bir kariyer takımı, 49. Alay'dan bir piyade bölüğü ile bir muhabere müfrezesiydi.21 temmuz 1974 günü saat 13.30'da 7 tekne ve donatım gemisi 245


ALİ DENİZLİ

Mersin rıhtımından hareket ediyordu. Denize açılıp Akdeniz'in serin rüzgârına değdikçe biraz rahatlamışlardı.

Ben Ç-107 numaralı LCT'ye binmiştim. Tuğgeneral Borataş, Binbaşı Özcan Kerimoğlu, Binbaşı Dündar Gürlüoğlu, Binbaşı Önder Sürel, Üsteğmen Yavuz Sokullu, emir subayım Asteğmen Mustafa Konuk da aynı gemideydiler. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Ç. 107 numaralı LCT burnunu Kıbrıs döndürmüş gidiyordu. Herkesin içinde ürperti vardı. Herkes kötü bir habere doğru gittiğinin bilincindeydi sanki. 21/22 temmuz gecesinin boş geçirilmemesi gerekiyordu. Gece Karanlığından kurtulmuş, fakat köpüklü mavi dalgaların itişine kapılmış gidiyorduk. Saatler ilerledikçe Beşparmak Dağlarını daha yakından görüyorduk. Dağlar sanki ormanlarla birlikte yanıyordu. Herkes birbirine bu alevler içinde bizim birliklerimizin nerede olması gerektiğini soruyordu.

246


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

20 temmuz akşamına kadar Kıbrıs'tan gelen haberler iyi değildi. Çakmak Tugayı Görev Kuvveti'nin ilk dalgaları sabah saat 08.00'den sonra herhangi bir düşman ateşine maruz kalmadan kıyıya ayak basmışlardı. Ancak düşman üçüncü dalgadan sonra kıyı başında topçu ve havan ateşlerini toplamaya başlamıştı ve böylece 50. Piyade Alayı muharebe grubu kıyıya plansız şekilde çıkmaya mecbur kalmıştı. Öğleye kadar birliklerin hepsi karaya çıkarılmış, fakat emniyetli bir kıyıbaşı tutmak ve derinlikte ilerlemek mümkün olamamıştı. Kıyıbaşı ile havabaşı arasında da herhangi bir irtibat kurulamamıştı. Havadan indirilen ve denizden çıkarılan birlik komutanlarının birbirinden haberleri yoktu. Kırnı havabaşına helikopterle, 20 temmuz günü inen sayın Kolordu Komutanımız Orgeneral Nurettin Ersin, kıyıbaşının kesin yerinin nerede olduğunu tahmin edemezdi. “ 83diye anlatmaktadır. VII. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır; Rum Bozdağ'ı-Delik Tepe Taarruzu, “ 21 Temmuz 1974 günü ben taarruz hazırlıkları yaparken tabur komutanlığına bir takviye kuvveti geldi. Bu kuvvet J.Bnb.Hasan Cemil Erdem komutasında 2 bölüklü bir jandarma komando taburuydu. (TAKVİYE AMAÇLI) Saat 10.00, Aynı gün saat 10.00 sularında tugaydan bir emir aldım; "Rum Bozdağ'ına uçakla yumuşatmayı müteakip taarruz için hazır olunuz." Hazırdık. 20 Temmuz 1974 günü yapılan keşfe 21 Temmuz sabahını da ekleyerek bölük komutanlarını Bayrak Tepe'ye çağırdım. İlk emrimi değiştirerek ikinci bir taarruz emri verdim. Vazife şuydu; "3 ncü Prş.Taburu 21 Temmuz 1974 günü uçaklarımızın yumuşatma hareketini ve taburun hazırlık ateşlerini takiben Rum Bozdağ'ı ve Delik Tepe blokunu ele geçirmek ve bu bölgedeki düşmanı imha etmek maksadıyla 2 ve 3 ncü Prş.bölükleri taarruz kademesinde 1 nci Prş.Bölüğü ihtiyatta olmak üzere taarruz edecektir. 83

Cumhuriyet, 17-18 Temmuz 1989.

247


ALİ DENİZLİ

Saat 14.00'e kadar hava taarruzunu beklediysek de bu taarruz yapılamadı. Tabur kendi getirdiği 81 mm'lik havanları ve uçaksavarlarıyla yaptığı 5 dakikalık bir hazırlık ateşinden sonra saat 14.30'da taarruza geçti. Bu taarruzda 1 nci Bl. yerine ihtiyat olarak Jandarma Komando Taburundan J.Ütğm. Veysel Gani'nin bölüğü göreve sevk edildi. 20-21 Temmuz gecesi 1 nci Prş. Bölüğü yorulmuştu. Jandarma Komd.Tb., 3 ncü Prş.Tb. emrine gelince Jandarma Tb.Bl.lerinden birine ihtiyat görevi verdim. Bayrak Tepe'den hareket saat 19.00'a kadar izlendi. Saat 19.00'da RUM BOZDAĞ’I düşürülmüş ve Delik Tepe'nin eteklerine gelinmişti. Bu taarruzda, yerini yurdunu bilmediğimiz hazırlanmış mevzilere arkadaşlarımın hayatlarını hiçe sayarcasına yaptıkları saldırılar ayrı ayrı birer romana konu olabilir.

248


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bilhassa 2 nci Bl.Komutanı Orhan Ceylan ona takım komutanı olarak verdiğim Ütğm. İsmet Akpınar, Tğm. Vural Halit Günöz, bölüğün silâh takım komutanı Ütğm.Fevzi Türksoy, Rum Bozdağ'ının alınışında en büyük rolü oynamışlardır. Bir ara yanımda P.Yzb.Tuncer Güngör'ü gördüm. Başı sarılıydı. "Komutanım yaramı sardırdım. Geldim. Bir emriniz var mı?" Öpüştük. - Geçmiş olsun. Tuncer başından yaralandığını duymuştum. Çok üzüldüm. Seni sağlıklı görüyorum. Mutluyum.- İyiyim komutanım. Mermi çelik başlığı delmiş başımı yan taraftan sıyırmış tekrar çelik başlığı delerek geçip gitmiş. Biraz deri yırtılmış. Dikiş attılar. Sardılar şimdi iyiyim. Görev yapabilirim. Ayrıca cephane ikmali isteğinde de bulundum. İşte buna sevindim.Yzb. Tuncer'e tekrar sordum , Tuncer görev yapabilecek güçte misin ? - Evet komutanım demir gibiyim. Yzb.Çelebi'yi Rum Bozdağ'ına gönderdim. Oraya git. Beraberce yeniden tertiplenme ve düzenlenmeyi koordine edin. Teferruatı Çelebi'den öğren. "Emredersiniz komutanım" dedi ve yanımdan ayrıldı. Hava İndirme Tugay Komutanlığına da bir haberci ile şu bilgiyi verdim: 21 Temmuz 1974, Saat 19.00 "Delik Tepe 211900 Temmuz 1974'te alınmıştır."

249


ALİ DENİZLİ

RUMLAR’A AİT NATO SİLAHLARI DEPOSUNUN ELE GEÇİRİLMESİ Ancak 21 Temmuz akşam mermi sıkıntımız ortadan kalktı. Zira Rum Bozdağ'ındaki Rum karargâhı yakınında bol miktarda 81 mm'lik havan, 12,7'lik uçaksavar 7,62'lik makineli tüfek ve P.Tf. fişekleri olan bir depo bulduk. Bunlar bize bütün harekât boyunca yetecek miktarda hatta daha fazlaydı. Depodaki havan ve uçaksavar makineli tüfek sandıklarında hep MKE damgasını görmüştük. Yani bu mermiler NATO antlaşmaları çerçevesinde Yunanistan'a verilmiş olan Türkiye'mizin MKE fabrikalarında imal edilmiş mermilerimizdi.

Sonradan Amerikalıların Türkiye'ye koydukları ambargonun zahirî sebebi olarak NATO silâhlarını kullanma hikâyesinin ortalığı ne kadar karıştırdığını düşündükçe gülmüşümdür. Hâlbuki adamlar bizim fabrikalarımızda yapılan mermileri depo etmişler ve bize karşı alenen kullanıyorlar. Biz bunları karargâhlarında ele geçiriyoruz bunu kimselere anlatamıyoruz. Kimseleri inandıramıyoruz. Neden mi? Arz edeyim: 3 ncü Prş.Taburu tam bir hafta Türk Bozdağ'ından Bufevento Kalesi'ne kadar (kuş uçuşu 11 km) Beşparmak dağlarında adım adım ilerlerken tabura gazeteciler dâhil sivil, asker tek bir kişi gelmemiştir. 250


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Ama Türkiye'de TRT ve gazetelerde Kor., Tüm., Tuğ. komutanlık karargâhlarına ait boy boy resimler ve beyanatlar çıkıyordu. Çünkü gazeteciler, yani harp muhabirleri onlarla beraberlerdi. Kıbrıs Barış Harekâtı'nın, 20-22 Temmuz 1974 günlerinde karargâhlardan kendilerine verilen bilgiler hariç, cepheye gelip Mehmetçikle beraber olan, onlarla yaşayan onların yaptıklarını kendi malı olarak gazetesine gönderen; tek bir muhabir tanımıyorum. Gazeteci arkadaşlarım kusura bakmasınlar. Durum bu olunca cephede olan bitenleri, düşmana ait malzemeyi, teçhizatı, silahları yapılanları, yapılmayanları, yani hakikati dünya ve Türkiye kamuoyuna kim aksettirecekti? Onun için Kıbrıs Barış Harekâtı'nın ilk 2,5 günü veya 60 saatini herkes kendine göre anlattı.

251


ALİ DENİZLİ

Sırası gelmişken tekrar belirtmekte fayda var. İşte bu 2 gece 3 gündüzü sadece aç susuz fakat milletine özgü feragat ve cesaretle boğuşan Mehmetçik bilir diyorum. 22 Temmuz 1974 gününden itibaren Kıbrıs'ta artık kahramanlık olayları yok denecek kadar azdır. Zira o tarihten sonra düşman taarruz ruhunu kaybetmiş, sadece savunma yapmış ve gerektiğinde, zorlandığında, birliklerini imha olmadan düzenli olarak geri çekme çabasına girmişti. Tehlike geçmişti. Muharebeler tatbikat havası içinde cereyan ediyordu. Harp talihi Türklere gülmüştü.”84 Demektedir. C. Hava İndirme Tugayı 3 ncü Paraşüt Taburu 2 nci Bölük Komutanı Yüzbaşı Orhan Ceylan Şöyle Anlatmaktadır “Emniyetimiz, tepede Müca-hit bölüğümüz tarafından alınıyordu. Biz, 2-2,5 saat gibi bir dinlenme zamanı düşünürken, Rumların gece baskınına uğradık. Önce panik baş-ladı, ancak kısa sürdü. Birlikler açıldı, taarruz durduruldu. Sabah ala-cakaranlığında da geri püskürtülerek tepeden yeniden tertiplenip teşkilâtlandırıldı. O gece Rumlar, sızma hare-kâtı ile mücahit mevzilerine girmişler, Türk bayrağını indirmişler ve istirahatteki birliklerimize el bombası mesafesine kadar yaklaşmışlardı.

84

Erdem, age., s.25-28.

252


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

En büyük zayiat Rumların attığı el bombaları ile verildi. Bizlerin kullanacağı el bombaları henüz bize ulaşmamıştı. 21 Temmuz sabahı tabur komutanı Turan ERDEM ile durum değerlendirmesi yapıldı. Tekrar benim DELİK TEPE'yi taarruzuma karar verildi. Bu arada emrime, Jandarma bölüğünden iki takım da verilmişti. Saat 15.00, Jandarma bölüğü ve diğer tabur bölükleri ateş desteği yaparken biz, Rum Bozdağı'na taarruz ettik. Taarruz saat 15.00 sularında başladı. Yarım saat içerisinde, tepeyi tamamen ele geçirdik. Bu sırada Rum Bayrağı işgal ettiğimiz tepede dalgalanmakta idi. Bunu indirmediğimiz sürece bizim birliklerin ateşi de devam edecekti. Rum bayrağını indirince ateş kesildi. Türk Bayrağı yoktu. Yerine uçak tanıtma bezini taktık. Daha sonra, tabur komutanı bize bayrak gönderdi. Rum Bozdağı iyice araştırıldı, karargâhlarına girildi. Cephanelikleri bulundu. Mevzide bırakıp kaçtıkları silâhlar alındı. Havan silâhları ve cephanesi bizim personele verilmek suretiyle, Rum mevzilerine karşı ateşe başlandı. Yani kendi silâhları ile kendilerini vuruyorduk. Bu harekât esnasında başımdan ilginç bir olay geçti: "Türk Bozdağı'ndan Rum Bozdağı'na giderken, Dikomo'ya (Dikmen) bakan güney yönü kullanıyorduk. Oradaki Rum mevzilerinin etrafı dikenli tellerle çevrilmişti. Tel örgüleri açmak sureti ile sarkıp yardan aşağıya indik.

253


ALİ DENİZLİ

Amacım düşmanın gerisine sarkmaktı. Aşağı indiğimde, karşımda bir Rum mevzii gördüm. Mevzinin üzerindeki tepede Yunan bayrağı dalgalanıyordu. Mevziiyi keşfettiğimde buranın boş olduğunu gördüm. O sırada arkamda 2 tane askerim vardı, biri çavuş, diğeri erdi. Diğerleri inmeye devam ediyordu. Bunları geri emniyeti de görevlendirmek suretiyle ikinci mevziiye yöneldim. İkinci mevzi bir makineli tüfek mevzii idi, içinde 3-4 düşman askeri vardı. Beni farketmemişlerdi. El bombası hazırladım ve 3 saniye bekledikten sonra mevziin içine attım. Büyük bir gürültü ile patladı. Mevzi personeli ile beraber imha edildi. Askerleri işaretle yeniden yerleştirdim. Üçüncü mevziiye gittim. Bu esnada hem bizim taburun hem de Rumlar’n atışları devam ediyordu. Bu mevzide iki Rum askeri bulunuyor onlar da cepheye doğru ateş ettiklerinden, arkalarından yaklaştığım için beni farketmediler.

G-3 piyade tüfeğimi sürekli ateş pozisyonuna getirdim ve mevziin girişine yöneldim. Bu sırada bir Rum askeri beni farketti. Ben sürekli darbeye başladım. Bu sırada ayağımın altındaki taş kaydı, kendimi mevziin yan tarafına attım. Düşmanın elindeki silâhlardan çıkan mermiler, mevziin giriş bölgesinden dışarıya çıkmaya başladılar. Bir taş olayı benim hayatımı kurtarmış oldu. Geri tepmesiz toplar, ağzında mermi ile kalmıştı. Gerideki mevzilerin içinde düşman görmeyince, elimdeki pimi çekilmiş bombayı ileri doğru fırlattım. 254


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Tam bu esnada bir çavuşumun bayrak direğinin altında bana "Bayrağı indireyim mi komutanım?" diye sorduğunu duydum. Ben de "EVET" dedim. Çavuş bayrağın ipini çözemedi, ben de "kes çavuşum kes" diye bağırdım. Bana "Uçak bezini bayrak direğine bağlayıp çekeyim mi?" diye sordu ben de "Kırmızı olursa olsun da ne olursa olsun" dedim, nedenine gelince, taburumuzun hâlâ daha silâhlarla üzerimize ateş yağdırmaya devam etmesi idi. Tabur komutanı, Yunan bayrağının indirilip yerine kırmızı uçak bezinin çekildiğini görünce, bizim tepeyi aldığımıza kanaat getirmiş ve ateşi kestirmişti. Bu sırada birleşme yapıldı ve Üsteğmen İsmet AKPINAR uçak bezini indirdi ve yerine Türk bayrağını çektirdi ve oradaki askerlere de İstiklâl Marşı'nı söyletti. Yanlış olmasına rağmen, bu hareket bizi duygulandırdı ve gözlerimizin yaşarmasına sebep oldu. Tam kontrol altına alamadığımız bir arazide, bu hareketin yanlış olduğunu söyleyerek en kısa zamanda birliğin tekrar savaş durumunu almasını istedim. O gün DELİK TEPE'den ateşler yine devam ediyordu. Rumların havanları ele geçirildiğinden kendi silâhları ile DELİK TEPE dövülmeye başlandı. Keşif birlikleri gönderildi. Akşam geç saatlerde, biri hariç keşif birlikleri geri döndü. Teğmen Vural GÜNÖZ ve beraberinde bulunan 5 kişilik tim dönmedi. Sabahleyin henüz birlikleri tertipliyordum ki Delik Tepe istikametinden bir kol geliyordu. Türk veya Rum olduğu belli değildi. Derhal soldan ve sağdan manevra timleri gönderildi. Gelenlerin Türk ve Rum oldukları görüldü. 5 kişilik Türk erleri, 6 kişilik bir Rum birliğini esir almış getiriyordu. Türk askerleri olayı şöyle anlattılar:

255


ALİ DENİZLİ

Teğmen VURAL GÜNÖZ, keşifte Delik Tepe'nin gerisindeki STAVROS sırtlarına kadar ilerlemiş, gece geri dönme esnasında Rum mevzilerinin gerisinde kaldıklarını görmüş ve askerlerine bizim olduğumuz yönü göstererek 2'şer kişilik gruplar halinde dost hatlara sızmayı emretmiş.

256


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

"Ben de kendim sızacağım" demiş. Kendisi sızmaya başladığında, erler sızmamış ve toplu olarak bölgede kalıp sabah alacakaranlığında sızmaya karar vermişlerdi. Erler sabahleyin sızarken Delik Tepe'nin zirvesinde Rumların olduğunu görmüşler. Sessizce yaklaşmışlar ve de tepede bulunan Rum uçaksavar personelini esir almışlar. Gelenler bu kahraman erlerim ve esirleri idi. Böylece Delik Tepe de boşaltılmış oluyordu.” 85 diye anlatmaktadır. D. 3 ncü Paraşüt Taburu 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Erol Dereli, şöyle anlatıyor; Bugün Bozdağ'daki durum ve Rum Bozdağ'ına taarruz, "21 Tem-muz 1974 günü hava aydınlanınca Türk ve Rum Bozdağları arasında karşılıklı ateş ediliyordu. Biz, bitkin bir vaziyette, ateş fasılalarında uyuyor, ateş başlayınca uyanıyorduk. Bir süre böyle devam etti. Saat 10.00, civarında Üsteğmen Orhan Ceylan ve Üsteğmen İsmet Akpınar'la bir araya geldik. Hem gecenin kritiğini yapıyor, hem de ateş muharebesini idare ediyorduk.

85

Gökhan, age., s.141-143.

257


ALİ DENİZLİ

Öğleye doğru da tabur komutanı geldi. Tabur komutanı, bölgeye bir jandarma komando taburunun geleceğini, Rum Bozdağ'a, o tabur ile taarruz edileceğini söyledi. Biz hep birlikte tabur komutanına, taarruzun tarafımızdan yapılmasını, yorgun ve zayiat vermiş olmamıza rağmen görevin bizim olduğunu ısrarla teklif ettik. Saat 13.30 , Böylece jandarma komando taburunu Türk Bozdağ'da bırakarak, öğleden sonra saat 13.30'da taarruz için tabur emrini aldık. Daha sonra kendi emrimi hazırladım. Bölüğün tamamı 3 subay, 2 astsubay, 32 erbaş ve er. Taarruz emrini bölüğe verdim. Subay ve astsubaylar taarruz için isteksizler. "Biz çok yorulduk, başka birlik yok mu?" diyorlar. Ben de görevin bize ait olduğunu belirttim ve "Beni sevenler arkamdan gelsin, ölmez sağ kalırsam gelmeyenlerden hesabını sorarım." diyerek onları ikna ettim.

Taarruz saati geldiğinde, Rum Bozdağ'ın kuzey yamacındaki silâh mevzileri ile bu mevziler arasında örülmüş taş duvarlardan ateş eden düşman baskısından başımızı kaldıramıyoruz. Bir erim yaralandı. Bir müddet sonra taburun diğer bölüklerinin de taarruzu, düşman ateşlerinin üzerimizdeki baskısının azalmasına neden oldu. Üzerimizdeki baskı azalınca ilerlemeye başladık. Çok geçmeden Rum Bozdağ'da hedefi ele geçirdiğimde, 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Orhan Ceylan'ın da bölgesini işgal ettiğini gördüm. 258


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bölgede Üsteğmen İsmet Akpınar'ı bırakarak, tepenin doğusundaki Rum karargâhına taarruza başladık. Rumlar Delik Tepe güneyine doğru kaçıyor. Bir kısmı da Delik Tepe'den ateş ediyor. Beşparmak dağlarının kuzey yamaçlarında yer yer yangınlar çıktı. Kaçan Rumları takip ettik, ancak Delik Tepe'ye ulaşamadan hava kararmaya başladı. Geceyi Rum Bozdağ'da, Delik Tepe'deki Rumların ateşi altında geçirdik." Böylece Rum Bozdağ'ı ele geçirilerek, 24 saat sonra da olsa, ilk defa Rumlara ait bir mevzi, bir tepe işgal edildi.

Girne boğazının doğuya doğru emniyeti tam olarak sağlandı ve bölgedeki RMM birliklerinin muharebe etme azim ve iradelerine büyük bir darbe indirildi.”86 Demektedir. 3 ncü Paraşüt Taburu Tabur Tanksavar Takım Komutanı Teğmen Mustafa Kaya Şöyle Anlatmaktadır ; “3 ncü Paraşüt Taburu, 21 Temmuz günü öğleye kadar yeniden teşkilatlanma ve tertiplenme yaptı. Ben de o gün Tb. K. nın emri ile Kh. ve Kh. Ds.Bl emrinden alınarak öncü Bl teşkil edilmek üzere 2'nci Bl.ün emrine verilmiştim. Tk. mevcudum az olduğu için Takviyiyeli bir Tk. teşkil etmiştim. Takımımda her Bl.den erbaş ve er vardı. Ayrıca oradaki mücahit Bl.den emrime 5 kişi daha verilmişti. O bölgedeki görev yapan mücahitler dahi araziyi tanımıyorlardı. 86

Evcil, age., s.61.

259


ALİ DENİZLİ

Takımımla bulunduğum bölgeden Girne'yi dağdan kuş bakışı izlerken emrimdeki Mücahit Ömer bana komutanım acaba Girne’de sahilde çay içmek kısmet olacak mı? diye bana bir soru yöneltmişti bende sen hiç merak etme Ömer buraları ele geçireceğiz ve beraberce bu sahilde çay içeceğiz demiştim. Nitekim harekat bittikten sonra Girne sahilinde mücahit Ömerle çay içerek o anımızı tazelemiştik. Bölüğümüz aldığımız bir emirle 21 Temmuz günü saat 13.00'de Rumbozdağı istikametinde taarruz edecekti. Belirtilen saatte taarruza başladık. 250-300 m. ileride Rum birliklerinin kampı bulunmakta idi, bu kamp barakalardan oluşmuş büyük bir kamp idi. Bl.gümüz düşman kampını sağdan ve soldan kuşatarak ele geçirmiştik. Bu esnada suyumuz ve yiyeceklerimiz bitmek üzereydi bu kampta bir miktar azda olsa su ve yiyecek elde etmiştik. Bu taaruzda ölen bir Rum askerinin üzerinden iki dalgalı küçük bir el radyosu ele geçirmiştim. Radyoyu açtığımda Rum radyosu yayınını bozuk bir Tükçe şivesi ile "Türk Askerleri etrafınız kuşatıldı hepiniz imha edileceksiniz teslim olun teslim olduğunuz takdirde sizlere iyi muamele edilecek " diye menfi propaganda yapıyordu. Tabi bizler bu propagandaya gülmüştük, çünkü bizler orada zafer üzerine zaferler kazanıyorduk. 260


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Radyonunun diğer kanalını açtığımızda karşımıza Türk Bayrak radyosunun yayını ile karşılaşmıştık. Yayında Ruhi Su kahramanlık Türküsü olan Estergon kalesini okuyor arada bir birlilerimizin Rum birliklerini bozguna uğrattığını söylüyordu. 21 Temmuz günü akşam olduğunda bölüğümüz ele geçirdiğimiz Rum kampının kuzeyi ve batısı hattında mevziye girmişti. Karşımızdaki hakim bir tepe olan Delik T.den sürekli top, havan ve makinalı tüfeklerle ateş altında idik. Bölük ve Taburun diğer birliklerinde ağır silahlar olmadığı için bizler ancak makinalı Tf. ve P.Tf.leri ile karşılık veriyorduk. Zaman zaman Rumlar aydınlatma mermileri atıyordu. Kıbrısta o mevsimde Beşparmak dağlarında geceleri denizden gelen rutubet oldukça fazla idi, bu rutubetli hava üzerimizdeki elbiseleri ıslatıyor ve bununla birlikte hava serinliyordu zaman oldu geceleri denizin bu etkisi ile üşüyorduk. Gündüzleri de hava oldukça sıcakt” 87Diye anlatmaktadır. VIII.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI

Saat 14.00, 21 Temmuz günü, sabahın ilk ışıkları ile St. Hilarion'da kaybedilen mevzileri tekrar ele geçiren 1 ve 2 nci Komando taburları yeniden tertiplenirken, 3 ncü Komando Taburu da Kırnı'dan St. Hilarion'a intikal ettirildi. 2 ve 3 ncü Komando taburları saat 14.00'te Zeytinlik-Girne istikametinde taarruza başladılar. Akşama doğru Zeytinlik köyünün 500 m güney bölgesi ele geçirilmesine rağmen, çıkarma birlikleri ile birleşme sağlanamadı. Geceyi, komando taburları Beşparmak dağlarının hâkim sırtlarına çekilerek geçirdiler. Dün gece KTKA emrine verilen 4 ncü Paraşüt Taburuna, emir ancak bugün sabaha karşı ulaştırılabildi. Dün gece, Gönyeli'nin düştüğü haberi üzerine 4 ncü Paraşüt Taburuna, Gönyeli'ye taarruz görevi de verilmişti.

87

E. P. Alb. Mustafa Kaya (Hava İnd.Tug. 3 ncü Komd Tb. 2 nci Bl Tk..K) yaşı. 63, 1 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

261


ALİ DENİZLİ

Emri alan tabur, taarruz tertibi almak ve taarruz tertibi ile ilerlemek durumunda Kaldığından, Gönyeli'ye ancak saat 18.00'de ulaştı ve KTKA emrine girdi. Bugün KTKA'nın dün kaybettiği mevzileri tekrar almak üzere yaptığı karşı taarruzlar başarılı oldu. Yunan alayının işgal ettiği yerler geri alındı. Açık arazide çok şiddetli muharebeler cereyan etti. Karşılıklı ateş muharebesi bütün hızı ile devam ediyor. 21 Temmuz'da Çakmak Özel Görev Kuvveti, sabahın ilk ışıkları ile birlikte yoğun bir düşman topçu ve havan ateşine maruz kaldı. Daha sonra hem doğudan, hem de batıdan çıkarma plajı bölgesine başlayan Rum taarruzları, Çakmak Özel Görev Kuvvetinin mukavemeti karşısında başarılı olmadı. Bugün her ne kadar erken saatlerde birleşme sağlanamamış olsa da, Komando Tugayının Girne'nin kuzeybatısını, 3 ncü Paraşüt Taburunun Rum Bozdağ'ını kontrol altına almaları, KTKA'nın Gönyeli'de mevzilerinde savunmayı emniyetle sürdürmesi, topçumuzun muharebeye girmesi, düşman tanklarının imha edilmesi, hepimizde, mutlu sona önemli bir adım daha atıldığı ve zafer tünelinin çıkışının görüldüğü düşüncesini yaygınlaştırdı. Adeta ilk huzurlu geceye kavuştuk. Dün çalışmayan telsizler bugün çalışmaya, birliklerden haberler alınmaya başlandı. Ada sathında ilk defa bugün Rum Bozdağ'ı aldık, Zeytinlik kontrolümüzde. 262


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 17.00, 4 ncü Paraşüt Taburu 0530 ‘da Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı emrine girdi. Şu şekilde gruplara dağıtıldı: 1 nci Bl. ORTAKÖY Gr.na, 2 ve 3 ncü Bl.ler GÖNYELİ Gr.na, 4 ncü Bl. ise KOÇ T.de Alay ihtiyatını teşkil etti. Bugün Alaya bir adet 106 mm.lik havan havadan atıldı. Böylece alay ilk defa bir ağır silaha sahip oluyordu. Bugün akşama kadar yapılan muharebelerde düşman 6 tank ve 3 ZPT.nı terk edip kaçmak zorunda bırakılmıştır. Bütün gün boyunca karşılıklı ateş teatisi devam etti. Yunan Alayı tekrar takviye almaya başladı. Bilhassa tanklar ile takviye ediliyordu. Bugün, akşam olmaya başladığı zaman YUNANİSTAN'dan 6 adet nakliye uçağı arka arkaya LEFKOŞA hava alanına indi ve Yunan A.nın ihtiyaç duyduğu ikmal maddesi ve personeli (300 Kişilik komando Birliği) getirdiler. Görüldüğü gibi geçen zaman Yunan Alayının lehine olmaktaydı. KTKA.ı ise 21 TEMMUZ akşamına kadar yapılan muharebelerde kıt'a cephane yükünün %90'ını sarf etmişti. 6 nci Kor.K.nı; GİRNE'ye çıkmış olan KIBRIS Değiştirme Birliğini, (KDB) üç tnk. ve iki 106 mm. havanı, KTKA.ı emrine vererek, LEFKOŞA hava alanı ile K.KAYMAKLI bölgelerinin ele geçirilmesini emretti. A.K.Yrd. P.Yb. Gültekin Alpugan ve 1 nci P.Tb.K.Kur.Bnb. Cengiz Varol'un birlikte 4 ncü Prş.Tb.'dan alınan bir P.B1. takviye ile yaptıkları karşı taarruz ile AMH tekrar geri alınmıştır.

263


ALİ DENİZLİ

264


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

DOKUZUNCU BÖLÜM KIBRIS BARIŞ HAREKATININ ÜÇÜNCÜ GÜNÜ 22 TEMMUZ 1974 PAZARTESİ I. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ Sabah Saat 0600 Komd.Tb.ları karanlık basınca BEŞPARMAK DAĞLARI'nın hakim tepelerine çekildiler. 21/22 TEMMUZ gecesi karşılıklı taciz atışlarıyla geçti.

22 TEMMUZ günü 3 ncü Komd.Tb. 2 nci Komd.Tb.nun 3 ncü Bl.nü de emrine alarak çıkan kuvvetlerle teması sağlamak maksadıyla ZEYTİNLİK-GİRNE istikametinde taarruzlarına devam etti. 2 nci Komd.Tb. ise (-) PINARBAŞI havaalanı bölgesine Kor. ihtiyatı olarak geriye alındı. Çünkü, Kor. ihtiyatı olan J.Komd.Tb. ve 1/230 ncü P.A. Hava İndirme Tugayının emrinde olarak DİKMEN bölgesine taarruza iştirak edecekti. Kor. ihtiyatsız kalmıştı. 3 ncü Komd.Tb.nun taarruzları başarı ile gelişerek, çıkan kuvvetlerle GİRNE batısı ve GİRNEBOĞAZ yolunda birleşme sağlandı. 265


ALİ DENİZLİ

Ancak tanklarla piyade arasında iyi koordine sağlanamadığından tanklar GİRNE'nin içinden geçtikten sonra, şehir yine düşman kontroluna geçti ve şehre girmiş olan 3 ncü Komd.Tb. unsurları yalnız kaldılar. Tanklar iki saat kadar şehrin içinde devriye gezdiler ve 3 ncü Komd. Tb. unsurlarının şehrin içinden çıkarak şehre hakim tepelerde yerleşmesine imkan sağladılar. 22 Temmuz sabahı, günün ağarmasıyla birlikte, 3'ncü Komando Taburu (2'nci Komando Taburunun 3'ncü Bölüğü emrinde olarak) TEMPLOS Köyü istikametinde tekrar taarruza başladı.

II. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI MUHAREBELERİ Saat 07.00 ; Hava alanı G/K. taarruzlarına devam ederken doğuda K.KAYMAKLI'da çok kanlı sokak muharebeleri olmuş ve 1 nci Bl.de hedefini ele geçirmeyi başarmıştır. Saat 07.00'de Lefkoşa havaalanı ve Yunan alayı uçaklarımız tarafından tekrar bombalanmaya başladı. 266


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Rumların uçaksavar savunması etkili oluyordu. Bir uçağımız saat 07.30'da düşürüldü. Paraşütle atlayan pilot mevzilerimizin içine indi ve kurtarılarak Boğaz'a gönderildi.

Saat 10.05; Bugün saat 10.05'te 2'nci Ordu Komutanlığından alınan mesajda, Lefkoşa havaalanının ele geçirilmesi emrediliyordu. Kolordu Komutanı bugün adaya inecek olan Kıbrıs değiştirme birliğini de emrine alarak bu görevin KTK alayı tarafından yerine getirilmesini emretti .Bu arada radyolar saat 17.00'den itibaren Ateşkes'in yürürlüğe gireceğini biliyorlardı yani çok acele etmemiz gerekiyordu. Planlar hazır, emirler verilmişti. Durumu süratle değerlendiren Kolordu Komutanı, 230'ncu Piyade Alayı 1'nci Taburunun 3'ncü Bölüğü ile KTK Alayının 1'nci Bölüğünü Lefkoşa sancağı emrine ve-rerek KÜÇÜKKAYMAKLI (Lefkoşa)'nın taarruzla ele geçirilmesini emretti. Saat 10.00'da Lefkoşa sancağı taarruza başladı. 267


ALİ DENİZLİ

III. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A. 1 'inci Paraşüt Taburu; İlk günün sonunda Ayvasıl köyünü ele geçiren tabur savunma mevzilerinde tahkimatı pekleştirirdi. B. 2'nci Paraşüt Taburu; Taburun bugünkü görevi ŞahinlerÇingene Bahçesi-Ozanköy istikametinde taarruz ederek bu bölgeleri ele geçirmekti. Bu amaçla Tğm. Ulvi Berberoğlu'nun komutasındaki Silah Takımı ve Tğm. Ahmet Çakmakçı Komutasındaki Ağır Havan Takımı'nın kesif hazırlık ateşini müteakip, saat 12.00'de ŞahinlertepeOzanköy istikametinde 1'inci Bölük sağda, 2'nci Bölük solda 1'inci hatta 3'üncü Bölük ihtiyat olmak üzere, Ozanköy bölgesi ele geçirilmek maksadıyla taarruza geçildi. C. 3 'üncü Paraşüt Taburu; 21 Temmuz 1974'te Deliktepe'yi ele geçiren 3'üncü Paraşüt Taburu, 22 Temmuz 1974 günü yarım kalan Deliktepe temizleme harekâtına devam etti. Saat 11.00'de başlayan bu harekât saat 12.00'de Deliktepe'nin güneydoğusunda görülen elli kişilik bir düşman kuvvetine yapılan taarruzla son buldu. Bu taarruzda düşmanın 30 kadarı öldürüldü, 5 kişi de esir edildi. Böylece Deliktepe'nin doğu eteklerine kadar tamamıyla zapt edilerek düşmandan temizlendi. D. 4'üncü Paraşüt Taburu; Bugün 4'üncü Paraşüt Taburu'na verilen görev, Yunan alayına ve havaalanına taarruz idi.88 E. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral) Şöyle Anlatmaktadır 22 Temmuz 1974 22 nci Paraşüt Taburu; “Bugün şafakla beraber yakın hava desteği için gelen uçakları belirlenen hedeflere sevk etmeye başladık. Dün gece Darboğaz'a ulaşan 2 nci Paraşüt Taburunu, taarruza bir an önce başlaması için sıkıştırıyoruz. Saat 12.00, 2 nci Paraşüt Taburunun taarruzu ancak saat 12.00 civarında başladı. Tabur, sık ormanlık bölgede, çıkan yangın nedeni ile güçlükle ilerledi.

88

Tarakçı, age, s.321-322.

268


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Yangından ötürü taarruz kademesindeki bölükler arasında yan irtibatı kaybeden 2 nci Paraşüt Taburu akşama doğru Bellapais ve papazın evi bölgesi ile Girne'nin kuzeydoğusunu ele geçirdi ve Girne-Boğaz yolunu kontrol altına aldı.

Girne'yi savunan düşmanın, 2 nci Paraşüt Taburu bölgesindeki tertiplenmesi şöyleydi: Asfaltın doğusunda, Girne savunmasından sorumlu Rum 3 ncü Askerî Taktik Komutanlığı karargâhı, Makarios' un yazlık sarayı ile Tavuk çiftliği arası tahkim edilmişti. Çingene 269


ALİ DENİZLİ

bahçelerinden düze çıkıp yolu geçtikten sonra çabuk hazırlanmış mevziler, tanksavar savunması vardı. Bunların gerisinde Bellapais'ta 33 ncü Rum Komando Taburu mevzilenmişti. Tabur, belirlenen saatte 1 nci Paraşüt Bölüğü sağda, 2 nci Paraşüt Bölüğü solda, 3 ncü Paraşüt Bölüğü ihtiyatta olmak üzere taarruza başladı. Saat 19.00, Ateş ve manevra planlandığı gibi sürdü. Sis ve alevlerin örtüsü altında çetin muharebeler vererek ileri harekât geliştirildi.Akşam saat 19.00 civarında Girne bir uçtan diğerine katedildi ve Ozanköy doğusuna ulaşıldı. Zayiat 20 şehit, 35 yaralı. Harekâtın dört çekici gücü vardı. 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen İbrahim Poyraz, 2 nci Bölük Takım Komutanı Üsteğmen Nazmi Saatçi (7 gün sonra şehit olacaktır.) 1 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Ergun Gören ve Keşif Takım Komutanı Üsteğmen Atıf Yurdakul. 2 nci Paraşüt Taburu, günlerce yaşadığı tehlike, yorgunluk ve kuşkunun acısını çıkarmak istercesine tepeden bir çığ gibi boşandı. Koruganların daracık mazgallarından çevreyi gözetleyen Finlilerin şaşkın bakışları altında, onları aşıp bahçelerin ve ormanın içine daldı. Rumlar da şiddetli ateşle karşılık veriyordu. Kozlar burada paylaşılacaktı ve sonuç Girne'nin kaderini tayin edecekti...

270


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Teğmen Ulvi, bir havanı derhâl mevzilendirdi, nişancılığına kendisi geçti. Birkaç dakika sonra Girne Kalesi havan mermisi yağmuru altında kaldı. Rumlar araçlarını bırakıp kaçtılar. Kendi tankımızın ateşine maruz kalan Teğmen Ulvi Berberoğlu gece saat 1.00'de Ozanköy'de taburuna iltihak etti. Böylece 2 nci Paraşüt Taburu geç de olsa kendisine verilen hedefi kısa sürede ele geçirdi ve Girne doğudan da kontrol altına alınmış oldu. Delik Tepe'yi ele geçiren 3 ncü Paraşüt Taburunun kuzey ve güney yanları açık ve hassas durumda idi. Tabur bütün gün devam eden Rum topçu ve havan ateşleri altında bölgeyi düşmandan temizledi, ikmal işlerini yürüttü.”89Demektedir.

F. Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır 22 Temmuz 1974 Türk Bozdağ’ında , 3 ncü Paraşüt Taburunun yanından taarruz görevi verildi.Neresi işte şu karşıda gördüğünüz tepe diye yolda bana araç içinden gösterildi. Harbe gelmiştik fakat işler hiçbir zaman şöyle bir kendimizi derleyip toplayıp ve hatta bir yudum su ve bir sigara içmeyi

89

Evcil, age., s.68-69.

271


ALİ DENİZLİ

dahi imkân vermiyordu. Hep hayırlısı diyorum. Kendi kendime giden küçük bir birliğin inkişaf etmeyen bir taarruza katkısı büyük olmaz. Onun için taburun tamamını beklerler komutu ile Ütgm. Veysel Gani'ye tabur toplanıncaya ben gelinceye kadar bekle bakip aklıma getirmemde yukarıda izah ettiğimi sebepler nedenle söylemedim. Taburun diğer bölüklerini gruplara bölerek bölükleri hemen gelecek vasıtalara bindirmek için acele topladım. Bekle bekle vasıtalar gelmez gideceğimiz yer en az vasıta ile 20-30 dakika yaya gitme imkânı ise sırtta cephane akşamı bulur ,üzüntü sıkıntı. Tekrar kolorduya giderek komutanın gönderilmesi için emir verilen otobüsler gelmedi. Herkes birbirine vasıta nereden bulacağız sorusunu soruyor. Netice oradan geçen bir otobüsü durdurduk ve kendileri bir yere kadar bununla sevk etmemi emrettiler. Otobüse binerek taburun bulunduğu yere geldim, ikinci gruba tabur toplanıp ben gelmeyince bir yere hareket etmeyin dedim. Biraz sonra iki otobüs daha geldi. Onlara da gruplara yerleştirip sevk ettim ve ayni emri verdim. Fakat birde ne bakayım ikinci grubu gönderdiğim otobüs ilk giden vasıta gelmeden geldi. Şüphelendim sordum. İlk giden otobüs gelmedi sen neden çabuk geldin dedim. Şoförde bana komutanım boğazı havan atışına aldılar ilerlemek imkânsız eratı aşağıya bıraktım dedi. Bundan sonraki otobüslerde aynı şekilde girişmediler. En son kafile ile ben hareket ettim. Havan atışları dolayısı ile bölük ve takımlar ağaçların altına araziye dağılmış. Yolda gelirken Bozdağ’ına nereden gidilir diye sormuştum. Bana yolu tarif ettiği yerde mücahitlerin su deposu olduğunu ve su deposunu havan atışına aldıklarını söyledi. Her şey istenmeden gecikiyor ve ters gidiyor gibi. Eratı topladım yeni gelen subayları oraya buraya koştum. Sırtta cephane sandıkları yorgunluk ve hele susuzluk. Haydi, arkadaşlar ileride su varmış oraya kadar yürüyüp su ikmali yapıp yerimize yetişelim dedim. Havan atışlarından evvel Ütğm Veysel Gani ilk kafileyi Bozdağ'ına kadar çıkarmış . Haydi gayret arkadaşlar bakın arkadaşlarımız ateş altında bizi bekliyor. Sözleri iki su deposundan itibaren tahminen iki saat yokuş tırmandıktan sonra Bozdağı'na geldik. Personel en son Ovacıktan hare272


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ketten beri aç, yorgun, uykusuz, susuz daha neler. Yine de içimden onları takdir hissi geçiyor.Karşımızdaki tepede bayrağımızı görünce tepenin alındığını anladım ve tabur komutanlarının nerede olduğunu ve Üsteğmen Veysel Gani komutasındaki personeli aradım tepede dediler , birliğimin geri kalanını bölük komutanlarına emir vererek ağaçların altına dağılmasını söyledim. Kendim Bozdağı'na tırmandım. Rastladığım piyade erlerine tabur komutanının nerede olduğunu sordum. Yerini tarif ettiler. Bozdağ alındıktan sonra ileriye doğru birlikler ilerliyordu. Tabur komutanını buldum. Devre arkadaşım Yarbay Turan Erdem olduğunu görünce çok sevindim tebrik ettim. Benim takımın nerede olduğunu sordum. Yüzbaşı ile ileri doğru ilerliyorlar dedi. Zaten parça parça olmuş taburum istemeyerek burada da parçalanmaya başlamıştı. Bnb. Turan Erdem'le biraz konuştuk kendisi birliğinden yanında kalanları toplayarak benden ayrıldı. Ayrılmadan evvel simdi bizim görevimiz nedir ve nasıl kolordu ile irtibat kurarız dedim, kendisi biz ilerdeki (Delik Tepe)'ye gidiyoruz sende istersen burada savunmaya geç yarın durum belli olur. Diye konuştuk. Böylece ilerimizde bulunan kendi birliğinin de emniyeti sağlanmış oluyoruz diye konuştuk, Mücahitlerinden bir kaçını yanıma alarak buralarda hizmet gördünüz Bozdağ' ın nerelerinden sızma olabilir tehlikeli yerler neresi diye sordum. Taburu tepeye çıkardım. Sırasıyla mücahitleri yanına vererek çepeçevre emniyeti en iyi şekilde aldım. Kontrol ettim ve ettirdim. Dağ eteklerinde karargâh bölük ile ayni şekilde tuttum. Birliğin su ikmalini gelen tankerle nispeten gidermiştim. Fakat personel açtı iki günlük demirbaş erzak çoktan bitmişti. Çalış çabala kolordu ile irtibat kurdurdum. Lv.Yzb. bulunan bir araçla mücahitlerle kolordu karargâhına yiyecekle ekmek için gönderdim. Yakınımızdaki taburda aynı hayatı yaşıyor. Karşımızdaki Ağırdağ sırtlarda atışlar devam ediyor. Kendi taburumun su ve yiyecek ikmalini temin edemezken bir de ilerimizdeki taburdan ayni istekler için haberciler geliyor. Neyse oraya da bir telefon hattı geç vakitlerde bağlamak imkânı hâsıl oldu. Gerçi kimsede iştah yok , hep su ve cephane derdi mühim. 21 Temmuz 1974 gününü böyle geçirdikten sonra 22 Temmuz 1974 günü biraz rahatlamış ve fakat her türlü ihtiyaç yok. Taarruz eden taburdan şehit ve yaralılar onların bakımı ve nakli de istemeyerek ve durum icabı taburun görevi haline geldi Bütün gün Lv. Ör. Sağlık ihtiyaçları için kolordu komutanlığı ile irtibata geçti ne 273


ALİ DENİZLİ

bulurlarsa getiriyorlar. Turan Erdem benden su ve yiyecek ister. Çünkü Bozdağı eteklerine kadar yol var ondan sonra ikmal her türlü sırtta yapılmak mecburiyetinde. Paraşüt taburunun su ikmalini merkep bulunarak su bidonları ile yapılıyor, yiyeceklerini yine er ve mücahitlerle ve bazen merkeple yapıyoruz. Kendi taburumun ihtiyaçları yine aynı koca alanı in çık bir sürü ihmal ve irtibat noksanlığı. Saat 24.00 222400 Temmuz 1974 günü düşmanın bulunduğumuz tepeye ilk defa havan atış ve taarruzu başladı. J.Er Hasan GÜNEŞ şehit , J.Er Mehmet SEVİM yaralandı. Yine söylenen sonradan bir tabur kadar bir kuvvet olduğu düşman sızma ve taarruzu püskürtüldü. “.90 diye anlatmaktadır. 2 nci Jandarma Komando Bölük Komutanı Jandarma Üsteğmen Veysel Gani Şöyle Anlatmaktadır. “Paraşüt ve Komando Tugayları subay ve astsubayları, daha önce Kıbrıs'da görev aldıklarından Kıbrıs arazisini biliyorlardı. Jandarma Genel Komutanlığı personelinden hiçbir kimse Kıbrıs’a gönderilmediği için araziyi hiçbir şekilde bilmiyorlardı. Nevşehir Jandarma Komando Taburu 1 Bölüğü eksik % 65 kadro ile Kıbrıs’a gönderildi. Benim 2 nci 90

E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

274


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Jandarma Komando Bölüğümde ağır silah olarak bir adet roketatar ve 3 adet 60 mm lik havan var. Taburun 1 nci Jandarma Komando Bölügü Midilli adası için ayrılmıştı. 1 nci Jandarma Komando Bölük Komutanı, Jandarma Üsteğmen Reha Erus (1967’ li) . 21 Temmuz 1974 sabahı Sayın Rauf Denktaş geldi. Kolordu'ya gidiyorum dedi, kucaklaştık. bir evin bahçesinde sabah kahvesi içtik. Tabur Komutanımız Binbaşı Hasan Cemil Erdem ile Kolordu karargahına gittik. 3 ncü Paraşüt Taburu S-3 , Yzb. Tuncer Güngör'ü gördük. Türk Bozdağında çok ciddi taarruza maruz kaldık, şehit verdik dedi, destek istedi , yaralanmış olup başı sarılıydı. Orada diğer tabur komutanları da vardı. Kolordu Komutanı Korgeneral Nurettin Ersin döndü, Nevşehir Jandarma Komando Taburu, Türk Bozdağına Takviye için gitsin dedi. Jandarma Tabur Komutanı da emredersin dedi. Bozdağ'a ben takviyeli bir jandarma Komando Takımımı ile çıktım. Biize üzerinden aşarak taarruz görevi verildi.“ 91diye anlatmaktadır.

91

E. J. Alb. Veysel Gani (Nevşehir Jandarma Komd . Tb. 2 nci Bl.K.) yaşı. 70, 1 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

275


ALİ DENİZLİ

IV. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI 49 ncu Mknz.A. : Birlikleri : Görevi : OZANKÖY-ÇATALKÖY bölgesini elde bulunduracak. Bu bölgedeki Komd. ve Hv.İnd.Tug. birliklerini serbest bırakacak ve GİRNE batı çıkışını kontrol edecekti. 14 ncu P.A.K.lığı : Birlikleri :Görevi : Ada'ya çıkmayı müteakip süratle GİRNE kuzeyinde toplanma bölgesini işgal edecekti.

Saat 10.10'da 39'ncu Piyade Tümeninin 2'nci Kademesini taşıyan çıkarma araçlarının PLATİNİ plajına yaklaşması ile birlikte, bütün kıyı kesimine Rumların yoğun topçu ve havan ateşleri başladı. Bu atışlar sanki can çekişen bir canavarın son çırpınışları idi. Çok zayiat verdirdi. Düşman topçusu ancak 2 nci Top.Tb.umuzun karşı ateşleri ile baskı altına alınabiliyor, ancak bir müddet sonra yeniden atışlara başlıyordu. Çıkarmanın tamamlanmasını müteakip topçu ateşleri azaldı. Böylece çıkarma kuv-vetlerine taze kan verilmiş ve Ada' daki TÜRK askeri varlığı tam tabiri ile "düzlüğe çıkmıştı". İkinci çıkarmanın da tamamlanmasından sonra 39 ncu Tümen K.ı ve çıkan tank ve Mknz. birlikler süratle GİRNE istikametinde

276


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

taarruza geçtiler. 39'ncu Piyade Tümen Komutanı ile 39'ncu Tugay Komutanı karaya çıkan 30 kadar tank ve 8 zırhlı personel taşıyıcıyı toparlayarak PLATİNİ-GİRNE istikametinde yol boyunca taarruza başlamışlardır. Teşkil edilen tank görev timi, yol boyunca mevzilenmiş olan düşman geri tepmesiz toplarıyla çok iyi gizlenmiş beton koruganları ve cephane depolarını tahrip ederek Rum direnişini kırmış ve 40 kadar esir alınmıştır. Rumlar yer yer direnmeye çalışıyor, terk edilmiş gibi görünen evlerden ateş ediliyordu.92 B. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır “Gece verilen yazılı ve şifai emirle Bora Özel Görev Kuvveti oluşturuldu. Komutanı Tümgeneral Hakkı Borataş'tı. Sabah , 22 temmuz günü sabahın ilk saatlerinde bir ara güverteye çıktım, Gece karanlığından kurtulmuş, fakat köpüklü mavi dalgaların itişine kapılmış gidiyorduk. Saatler ilerledikçe Beşparmak Dağları'nı daha yakından görüyorduk. Yaklaştıkça ormanların içindeki kızıl alevler, siyah dumanlar ve kıvılcımlar büyüyordu. Dağlar sanki ormanlarla birlikte yanıyordu. Herkes birbirine bu alevler içinde, bizim birliklerimizin nerede olması gerektiğini soruyordu. Türkiye radyoları Girne'nin düştüğünü söylüyordu. Atina ve Kıbrıs radyoları ise Girne'nin düşmediğini ileri sürüyorlardı. Yunanlılar çıkan ve atlayan birliklerimizin yenildiğini ve denize döküldüklerini tekrarlıyorlardı. Fakat durum ne olursa olsun, bugün, 22 temmuzda Girne süratle düşmeliydi." 2. Ordu Komutanlığı'nun sonradan 6. Kolordu Komutanlığına gönderdiği bir emirde açıkladığı gibi kıyıbaşına saplanıp kalmıştı." Kıbrıs harekâtında 22 temmuz 1974 günü önemli bir tarihti. Kıbrıs'a çıkan birliklerin başarı haberleri pek inandırıcı değildi. Bir ve ikinci dalgaların akıbetleri hakkında çeşitli şeyler söyleniyordu. Bu bir gerçek mi, yoksa kulaktan kulağa dolaştırılan bir söylenti miydi? 92

Sever, age., s.123.

277


ALİ DENİZLİ

22 temmuzun bir başka önemi ise Türk hükümetinin o gün saat 17.00'de başlayacak bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesinden kaynaklanıyordu.İnen, atlayan ve çıkan birlikler 22 temmuza kadar birleşememişlerdi. İki günlük cephane ve yiyecekleri vardı. Bunlar tükenmiş olabilirdi. En önemlisi Girne o güne dek düşürülememişti. Bu değerlendirmeler bizi derin derin düşündürüyordu. Bunları düşünürken, acı da olsa, gerçekleri görmeye çalışıyorduk.

Tanklar 30'a 30; Şimdi elimizde, denizde seyir halinde 15 tane tank vardı. 15 tank da 20 temmuz sabahı kıyıya çıkarılmıştı. Bunlara karşı düşmanın elinde toplam 30 kadar eski Rus tankı olduğunu biliyorduk. 20 temmuz sabahı Kıbrıs'a Göğüslerine kadar suya gömülen askerlerimiz, şoför mahallerine kadar suyun içinde olan araçlarımız kıyıya çıkmaya çalışıyorlardı. Kıyıya yaya olarak ayak basan Tuğgeneral Hakkı Borataş boynuna kadar ıslanmıştı. Kıyı başındaki kuvvetlerimizin iyi durumda olamayacağı alay komutanı ve yardımcısının birlikte şehit olmalarından belliydi. Bu alayın sevk ve idaresini derhal üzerine alacak bir subay mevcut değildi. 50. Piyade Alayı Muhabere Grubu başsız kalmıştı. "Kıyıya ayak basar basmaz, Bora Özel Görev Kuvveti, komutası altında derhal Girne istikametinde taarruza başlayacaktır" dedim. Bu emir, general Borataş tarafından gurur ve heyecanlı karşılandı. 278


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 09.00; Duyduğum geçici huzur içinde saat 09.00'da küçük çıkarma gemimizin güvertesine çıktım. Düşüncelerimin tesiri ve geminin sallantısı ile içim bulanmaya başladı. Oysa hiçbir seyahatte midemin bulandığını hatırlamıyorum. Güvertede Üsteğmen Sokullu ile yalnız kalmıştım. "Komutanım, nihayet bu şerefe nail oluyorum" dedi. Benim yüzümdeki hayreti görünce hemen, "Birkaç defa Kıbrıs'a gitmek için dilekçe verdim. Göndermediler. Şimdi artık Kıbrıs'a ayak basıyorum. Hayatta bütün isteğim buydu" diye ekledi. Üsteğmen Yavuz, ayak basacağı için çok sevindiği Kıbrıs'ta yol yürüyemeden, kıyıya çıkar çıkmaz vuruldu ve öldü. .

Yolumuzun sağındaki açık bir gazinonun bahçesinde 50 kadar sivil şahsın ellerini havaya kaldırarak oturduklarını gördüm. Onlara zafer işareti yaptım. Bu sivillerin esir alınan İngilizler olduğunu sonradan öğrendim. Bulunduğum tank süratle asfalt yola çıktı Her yerde asker vardı. Plaj kenarındaki her kabinin içinden 2-3 baş çıkarak zaman zaman bizlere bakıyordu. Her ağacın altında, evlerin içinde, duvar kenarında oturan, ayakta duran ya da yatan birçok asker görünüyordu. Kimin kime emir verdiği belli değildi. Topçu taburu plajın hemen üstündeki set üzerinde mevzie girmişti. Tabur Komutanı Binbaşı ilhan Oba sağa ve sola görerek yaylım ateşi yaptırıyordu. Taburun başka subay, astsubayları ortada görün279


ALİ DENİZLİ

müyordu. Etraf toz toprak içindeydi. Yanına gittiğim zaman biraz hayret etti. "Düşman nerede, nereye ateş ediyorsunuz?" diye sordum. "Komutanım, düşman da atıyor, vurulursunuz. Ayakta durmayın dolaşmayın dedi ve cephanemiz bitmek üzere diye ekledi. Söylenecek bi söz bulamadığım için asfalt yola doğru yürüdüm. Emir subayıma tugay komutanlarını bulmasını söyledim. Ve önüme ilk gelen evin bahçesindeki asma çardağının altına girdim. General Borataş yanıma geldi ve Üsteğmen Sokullu'nun bir havan mermisi ile şehit olduğunu söyledi. Üsteğmen Yavuz'un daha yarım saat önce söylediklerini hatırladım. İlk acımızı içimize gömerek asma çardağın altında savaş durumunu tekrar değerlendirmeye çalıştık. Mersin'den beri beklediğimiz vahim durum, şimdi daha açıkça görünüyordu. 3-5 dakika geçmedi, çardağın altında karargâhımızdan 10'dan fazla subay toplanmıştı, insanlar savaşta, tehlike anlarında kurtuluş çaresini, birbirlerine sokulmakla, komutanlarının çevresinde toplanmakla arıyorlardı. O tarihi dakikayı tespit etmek için, yanımızdaki gazeteciler bir resim çekmişlerdi. Sonradan öğrendiğimize göre, kıyı basıdaki birliklerin kritik durumunu Mersin'e dönen denizcilerden öğrenen Ordu Komutanı Orgeneral Suat Aktulga üst makamlara telefonda; "Tahliye planımız yok" diye bazı imalarda bulunmuştu. "Göz göre göre bir imha ve yenilgiyi kabul edemezdim. Saat 17.00 için kabul edilen ateşkes kararını intizar etmek gerçek bir felaket ve milli bir sorun olabilirdi. Biraz sert davrandım ve toparlanıp taarruz edin dedim. Saat 11.55'te ihtiyat olarak ayrılan üç tanktan birine atladım. Tank komutanı Teğmen Abdülkadir Ceylan'dı.Emir subayım tank kulesinin yanında, ben tankın içindeydim. Mersin'den Kara Kuvvetleri Komutanımızın emri ile beraberimizde gelen gazetecilerden Dündar ve Arcayürek de isteği üzerine aynı tankın kulesine bindirilmişti. Emrimde ihtiyat olarak bulunan 3 tanklı tank takımı doğuya doğru ilerlerken yolumuzun üzerinde daha önce kıyıya çıkan bazı piyade birliklerimizi göreceğimizi tahmin ediyordum. Fakat piyade birliklerimiz çıkarma plajının 300 metre kadar doğusundan daha öteye gitmemişlerdi. 20 ve 21 temmuz günleri bazı birlikler kıyı başından 500 metre kadar uzaklaşmışlardı. Sonra bunlar, orman yangını dolayısıyla, arka

280


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

çantalarını terk ederek çıkarma plajına doğru çekilmişler, üst üste yığılmışlardı. Mermilerimizin zinde kuvveti yalnızca canlıları değil, cansız hedefleri de altüst ediyordu. Bedrettin Paşa, General Borataş'ın yakın savaşa girdiğini gözleriyle görüp rahatladı. Saat 14.00; Ayayorgi köyünden 22 temmuz 1974 günü saat 14 00'te geçtiler. Bora Özel Görev Kuvveti düşmana saldırıyor ve sevdiğimiz arkadaşlarımızı birbiri adına kaybediyorduk. Yüzbaşı Ramiz Turan, üsteğmen Feyzullah Taşkınsoy, Astsubay Halim Şahin, Astsubay Mehmet Yavuz ve bir kaç kahraman erbaş ve er aramızdan ayrılıyorlardı. Subay, astsubay arkadaşlarımızın çoğu tanklarının kulesinde makineli tüfeklerini kullanırlarken, başlarından vurulmuşlardı. Ayayorgi düşmüştü; Şimdi bu satırları yazarken Asteğmen Taşkınsoy'ın telsizinde duyduğum feryatları hâlâ ulaklarımda çınlıyor. Şehitlerimizden kahraman bölük komutanı tank yüzbaşı Ramiz Turan'ın cesedini, ancak aylar sonra zeytin ağaçlarından birinin dibinde tesadüfen bulmuştuk. Taarruzumuz adım adım ilerliyordu. Ayayorgi köyünü düşürmüştük. Tanklar Girne'ye giriyor, artık tanklarımız teker teker Girne'ye giriyordu. Düşmanın isabetsiz ateşlerine karşılık subay ve astsubaylarımız, erlerimiz hep bir ağızdan 'karavana' diye bağırarak cevap veriyorlardı. Duracak zaman yok, biraz sonra Girne Kalesi tarafındaki dar bir sokağın içinden üç Rum askerinin bizim tanklarımıza doğru geldiğini gördüm. Ellerindeki silahları havaya doğru tutuyorlardı. Bu askerlerin arkasında Tuğgeneral Borataş ile Binbaşı Sürel ellerindeki otomatik silahları ile yürüyorlardı. General Borataş'ın baldırı kalın ve kanlı bir iç fanila ile sarılmıştı. Sargı bezi bulamadıkları için bir erin iç fanilasını çıkararak yarayı sarmışlardı. Hem tuğgeneral, hem de binbaşı topallıyordu. Belli ki ikisi de yaralanmıştı. Yaralarının ağır olup olmadığını işaretle sordum. İkisi de elleri ile başlarıyla bir şey olmadığını ifade ediyorlardı. Sabah saat 11.00'den beri en ileri hatlarda çarpışan bu yiğit ve kahraman arkadaşlarım şimdi yaralı olarak savaşa devam ediyorlardı. Kendilerine orada geçmiş olsun bile diyemedim. Duracak ve duraklayacak zamanımız yoktu. İlk birleşme sağlanıyor, Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün Fin askerleri ölümden böylece kurtulmuşlardı. Demirel Paşa'ya göre Boğaz'ı düşüren tankları birer birer saygıyla selamlıyorlardı. Asker dünyanın

281


ALİ DENİZLİ

her yanında aynı değerlerle biçimlenmişti. Birlikler Lefkoşa'ya doğru ilerliyorladı. Bedrettin Paşa'yı çok mutlu eden ilk birleşme burada sağlandı.

Darboğaz'ın boyun noktasına yakın yer de tek tek mücahitlerimizi ve komandolarımızı gördük. Bu erlerle buluşmamızda yanlışlıkla karşılıklı ateş savaşına girmemiz mümkündü. Aramızda önceden kararlaştırılan müşterek bir parola yoktu. Bir çatışmayı önlemek için ilk kariyerle ilerleyen Tuğgeneral Borataş, yol civarında rastladığı erlere önce Kelime-i Şahadet getirtmisti. Sonra hep beraber Dağ Başını Duman Almış marşıyla harekete devam etmişlerdi. Saat 17.30 , ilk tanklarımız Boğaz sancağına 17.30 doğru varmışlardı. Susuzluk, açlık ve yorgunluk kendisini hissettiriyordu, fakat başarı bunların hepsini unutturmuştu. Tanklarımız yol kenarında Boğaz sancağına ait bir çeşme yanında duruyor, askerlerimiz sıcak suyu kana kana içiyorlardı. 'Bora Harekâtı bitmiştir', Tuğgeneral Borataş çeşmenin kenarında yanıma geldi ve 'Bora Harekâtı bilmiştir' diye beni içten ve askerce selamlayarak rapor verdi. Kendisiyle ve orada toparlanabilen subaylarla teker teker kucaklaşıyorduk. Bazıları gözyaşlarını tutamıyorlardı. General Borataş’ı tebrik ettim ve geçmiş olsun dedim.

282


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Yarasını sardırmak için civardaki küçük bir pansuman yerine gittik. Yarası oldukça ağırdı. Kurşun kaba baldırına girmiş, kemiğe değmeden, çıkmıştı. Generalin ateşi yavaş yavaş yükseliyordu ve rengi sararıyordu. Onu pansuman odasında bırakarak, Kolordu Komutanı korgeneral Nurettin Ersin'i arattım. Görev yapılmıştı. 22 Temmuz Bora Harekâtı, kanaatimce, taktik alanda kazanılan ve küçük bir başarı olmakla birlikte Kıbrıs Harekâtı'nın sonucuna müessir olan önemli bir savaştır. Zira başarımız bir avuç kahraman subayımızın fedakârlığı sayesinde kazanılmıştır." "Bora Harekâtı kıyıbaşı ile havabaşını birleştirmişti. Kıyı ve havabaşındaki birliklerimizi kritik durumdan kurtarmıştı. Bora Harekâtı ile Kıbrıs savaşının geleceği çizilmiş, düşmanın savaşma azmi ve iradesine önemli bir darbe indirilmişti."93 Diye anlatmaktadır. 93

Cumhuriyet, 18-20 Temmuz 1989.

283


ALİ DENİZLİ

V. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ A. Komando Tugayı 1 nci Tabur Komutanı Yarbay Cemal Eruç Şöyle Anlatmaktadır Saat 09.00, “3ncü Komd.Tb. nü BEYAZ EV Bölgesine getirdiler ve 2nci Komd.Tb nü da KIRNI Bölgesinde İhtiyata aldılar. Durumlarını yerinde görebilmek için 0900 da BEYAZ EV e gittim. Kur. Bşk. Kur Bnb Y. AKSEKİ’yi ve Yb. Zeki DOĞDU’yu gördüm. 3 ncü Komd Tb.nun iki Bölüğü GİRNE istikametinde ilerliyorlar ve Tb. S-3 ‘ü Yzb.Mehmet CENNETOĞLU telsizle devamlı bilgi alıyor ve talimat veriyordu. Saat 10.00 , Saat 10.00 da KALE ye çağrıldım. Tuğ K. dan 1010 da "KESKİNSIRT- KARMİ Ormanları Taarruz emrini yeniden aldım, hemen taarruz etmem emrediliyordu ! "Savunma düzenindeki bir birliğin , gündüz şartlarında ve düşmanın gözetleme ve ateş etkisi altında Taarruz için tertiplenmesini nasıl düşündüklerini , en basitinden Tuğ . Kh.daki yakası kırmızı arkadaşlarıma sormak isterdim doğrusu. Bununla beraber, Tank ve ek olarak Geri tepmesiz top isteğimi tekrarladım. Bölüklerin toparlanması için ön emrimi Ütgm.lşık KOŞANER ile Bl K. larına ilettim Harekat Emrim için hazırlıklarımı yaptığım sırada, Kıbrıs Türk bayrak Radyosundan bir ekip geldi ve bizlerin düşüncelerini almak istediler. Ben kendilerine "çok öncelerden halli 284


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

gerekirken, senelerin ihmali olarak gelişen bu DAVAYI , kökünden halletmek için geldiğimizi ve özetle ANA VATANIN, YAVRU VATANIN daima yanında olduğunu" söyledim. Daha sonra Kasım, Zeki ve A. Zevit konuştular ve düşüncelerini kendilerine göre açıkladılar. İyi tesadüfler bibirini kovalamakla beraber sonuç iyi olmuyor. 19 .TEMMUZ akşamından beri devamlı istekte bulunduğum ACT nihayet geldi. Bir Pilot Ütgm. Ve ANPRC - 54 Telsiziyle birlikte Yzb. Selçuk GÖZEK getirdi. KALE nin en yüksek kayalık yerine çıkardım. Pilot Üsteğmenim, ANİ İSTEK ÇEVRİMİNDEN Uçak sevki için defalarca çağrı yaptı, çırpındı adeta. Ancak hiçbir cevap alamadı. Buraya ACT göndermeyi Hv. destek planına alıp , havada isteği anında karşılayacak KEP DURUMUNDA bir filo bulundurmayacaksa , bu İleri Hava Kontrol Timini ne için göndermişti yetkili makamlar ? Adanın diğer tartlarında ve Denizde bir çok faaliyetlerin devam ettiğini Pilot Üsteğmenimizden öğreniyoruz da, gene de kendi aralarındaki koordinasyon noksanlığına bir anlam veremediğimi belirtmeliyim. Her işimiz " HASBEL TESADÜF " yürüyecek gibi...

Fazla beklemeden aşağı indim ve Bl K.larımı çağırarak Harekat Emrimi verdim. Özetle Şöyle : Harekat iki safhada icra edilecek. İLK SAFHADA: KESKİNSIRT el geçirilecek ve Oradaki KORUGAN ile Beton Yuvalar düşürülecek İKİNCİ SAFHADA: Keskin sırtın Ateş desteğiyle ESKİYANIK T. Bölgesi ele geçirilerek, yeniden tertiplenme 285


ALİ DENİZLİ

Bahri Fecir Başlangıcına kadar tamamlanacak. Bunun için KALE’de nisbeten dinlenmiş olan 1nci Komd Bl. Birinci Safhada İLK HEDEFİ almakla görevlendirdim. Bunu takiben 2 nci Komd. Bölüğüm Eskiyanık’ı elegeçirecek ve 3ncü Komd.BI DOĞRUYOL da bir Takımı, ADA Tepede İki Tk.ı ile tertiplenerek, harekatımızın gelişmesine göre, hem geri emniyetimizi sağlayacak hem de başarı şansı yüksek olacağını değerlendirdiğim 2nci Bl bölgesini destekleyecek veya her iki kanatta da ileri fırlatabileceğim ihtiyatlarım olacak ve bu şekilde Bahri Fecir Başlangıcına ( BFB) na kadar Tb , Mukavemet Noktası halinde Çepeçevre tertiplenmiş olacaktı. İKMAL Kademesi KALE’de kalacak, Tb Shh İlk Yrd istasyonunu, Bşçvş Ali YILMAZ Birinci Safhanın sonunda boyun noktasındaki UN Barakasının bulunduğu yerde açacak ve ANA İKMAL Yolu olarak KALE / KESKİNSIRT Orman yolunu kullanacaktık. Ben Önce 1nci Bl le, harekatın gelişmesine göre Daha sonra 2nci Komd Bl. ümle birlikte olacaktım. Taarruza başlama zamanını Saat 15.00 olarak tesbit ettim. Bu suretle Bl. K. ları yeteri kadar zaman kazanmış oldular. Güneş Saat 19.30 civarında battığı için elimizde altı saatlik bir zaman dilimi vardı. Ayrıca Saat 14.45 den itibaren 2 ve 3ncü Komd Bl.lerimin 60 mm lik havanlarıyla Eskiyanık Bölgesini ateşle baskı altına almayı ve 1nci komd.BI nün ileri yanaşırken YAN ATEŞİ yapacak silahları susturmayı planladım. Mühimmatımız tamamdı. Saat 12.30, civarında , 230 ncu P.A.dan gönderilen bir SİLAH TAKIMI emre girdi. 81 mm Havan, 75mm GTT ve A- 4 Mtf. leri var. Önce çok sevindim,ama bu bir fakir sevinci oldu, zira Tk K.na mühimmat durumunu sorduğum zaman değil 30 dakikalık, Bir dakikalık Tesir Atışı için bile mühimmatlarının olmadığını, sadece Namlu Payı ile geldiklerini gördüm. Tk.K.na ve Onu böyle gönderenlere de içimden lanet ettim. Kendilerine soracak olursanız "Emre giren birliğin her türlü ihtiyacı, Emrine girdiği Birlik tarafından karşılanır" prensibiyle sorumluluğu bize yükleyecektir. Benim sıkışık durumumu İstekte bulunan Tug.Kh.ım bilmiyor muydu ? Kimden nasıl hesap soracak ve cevap alacaktım, meseleyle boğuşmaktan vazgeçtim ve KASIM’ı BOĞAZ daki LOJ. İKMAL bölgesine göndererek özellikle G.T.T. mühimmatı sağlamayı tercih ettim. Ancak harekatın başlangıcına yetişmesi imkansızdı. Ben bu sorunlarla bo286


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ğuşurken, moral takviyesi olarak niteliyebileceğim bir durum gerçekleşti : Tb.a 24 saatlik tayin ile atanan Ortopedi Uzmanı Tbp. Yzb. Atilla GENÇOGLU ve Komd. İhtisas Kursunda olan Ütgm.Cahit KOPARIR ve Ütgm. Mehmet GÖKMEN yanıma geldiler. 20. Temmuz günü 6 ncı SORTİ Helikopter gurubunu kaldırmamışlar. 21 Temmuz sabahı Ordu K.lığı önceliği Personel ve Mühimmat şevkine verince Yzb. Güngör BUZLUK’un emrinde 15 ikmal eriyle birlikte KIRNI ya gelip Tuğ. Kh. nın emrine girmişler (Dağ Arka Çantalarımız OVACIK ta bırakılmış, araçlarımızla gelecekmiş), Ancak ilk gecenin şoku ve Taburun zor durumda olduğu haberi üzerine, ekin tarlasındaki Tug.Kh. nın yakın emniyeti için kullanılmışlar. Bugün ise ,adeta FİRAR EDEREK Tb. a Katılmışlar. Yalnız burada Tb un Benden sonra en kıdemli subayı olduğunu bildikleri halde Yzb. BUZLUĞ’u , neden Yzb. Sami AKBULUT’un naşını Türkiyeye götürmek üzere görevlendirdiklerini anlayamadım. Güya oradan BOLU’ya gidip Tugay tesislerinin K.lığını devralacakmış. Çok tuhaf, Bana bir şey olursa Tb.K. lığına vekalet etmesi gereken kişiyi, Benim haberim ve onayım olmadan başka bir göreve göndermelerinin sebebini anlayamıyordum. Zaman Kimin Ne Menem Kişi olduğunu herhalde Bana gösterecekti. Bunada LAHAVLE ÇEKTİM. Doktor, 20.Temmuzdan itibaren yanımızda olamadığından çok üzgün. Bence Cerrahi Teknisyen Bşçvş Ali YILMAZ’la birlikte Taburumun Savaş Gücüne çok büyük katkıları olurdu. Gene de Bu konuda her türlü katkıda bulunabileceğine yürekten inandığımı söyleyerek teselli ettim. Cahit ve Mehmet, Komd. Kursunun verdiği hırs ile dövüşmeye can atıyorlar. Ütgm. Cahit KOPARIR'ı 3 ncü BI.K.lığı için düşünmüştüm. Tgm. M.GÖKMEN Tb.Kh. Bl.Tk. K. idi. Ütgm Ünal BAYRAKTAR’ ın personel gücü artıyordu. Saat 14.00 ,Yzb.Y.PEKER e Mühimmat İkmali konusunu tekrar hatırlattıktan sonra, Tüm YOKLUKLARA rağmen saat 14.00 de DOĞRU-YOL’a Tb. Taktik Komuta Gurubu olarak S- 3 Ütgm.lşık KOŞANER, Kh.BI.K. V. Ütgm Ünal, TIs.Ks.Amiri Bşçvş Abdullah İNAN, Habercim MANSUR ve iki Telsizcimle birlikte çıktım. Tank, Hv. Desteğim, Ağır Silah mühimmatımın olmayışı Beni son derece rahatsız ediyordu.

287


ALİ DENİZLİ

Yukarı çıktığımda, Mücahit Tk K. Ütgm Vural ERALP’i Şehit Mücahitlerimizi ve RMM ölülerini Boğaz Bölgesine göndermek? üzere yolun üstünde sıralamış buldum. Bazı mücahitlerin üstlerine benzin dökerek yakmışlar, bazılarını Doğruyol Kayalıklarından aşağı atarak öldürmüşler... Bu ne VAHŞET’ti Tanrım. Sadece TÜRK olanı öldürmek , savaşın GAYESİ olamazdı. Nitekim Bizim değildi; giderek KİNİMİN kabardığını hissediyorum. Terör havası yaratarak Mücahitleri, mevzilerini terke zorlamışlar ve bu suretle Bizi Taarruz etmekte çekinmeye zorlamak için psikolojik bir baskı ve korku ortamı yaratmaya çalışmış ve bu şekilde kendi dirençlerini artırmayı değerlendirmiş olabilirlerdi. Ancak bu Düzenli Orduların uymak zorunda oldukları Uluslararası Kara Harp Hukukuna aykırı idi. Ütgm. V.ERALP ten bu tahliyeleri çabuklaştırmasını istedim. Zira Taarruza katılacak personelimin bu manzarayı görmesini istemiyordum. Saat14.45 , ten itibaren Hazırlık Ateşini ,60 mm havanlarım ve Silah Tk. nın 81 mm havanı ile başlattım. 81 mm havan namlu payı olan dört mermi hemen bitti. SI.Tk nın iki A- 4 nün 15.00 ten itibaren KESKİNSIRT Korugan ve çevresini Aşırma Atışı yapmalarını Tk.K.na not ettirdim. Zaten hareketin başlamasına 10 dakika kadar bir zaman kalmıştı. SI Tk. K. güven vermiyordu encak yapacak bir şey yoktu ve Ben bununla yetinmek ve başarıya ulaşmak zorundaydım. Saat 15.00 , den itibaren Hücum Kademesi ilerlemeye başladı. Tgm. Z. AÇIKBAŞ’ın takımı süratle UN (BM) Barakasının yanından geçerek Keskinsırt’a yanaştı. Bölüğün takibeden iki Takımı da yanaşmaya devam ediyorken KESKİNSIRT ve Doğusu yamaçlarından A-4 atışları ve ESKİYANIK Bölgesinden A- 4 ve 12,7 mm .lik Uçaksavar Mtf atışları, yoğun bir şekilde YAN ATIŞI olarak Bl. ün ilerlemesini aksatmaya başladı. DOĞRUYOL yamaçlarındaki Destek silahlarım Hedeflerini tam bir baskı altında tutamıyordu. Bölük ileri hatlarından Bana kadar ulaşan bir isteği hemen not etmeliyim, "GERİDEN ATEŞ EDİLMESİN!" Aslında .aşırma atışı yapan A -4 lerden başka silahımız mevcut değildi. Ancak erlerim gerek YAN gerek AŞIRMA atış Namlu Ağız seslerine alışık değildi ve DOĞRUYOL / KESKİNSIRT arasındaki derin dere yatağı, onları etkileyen sonuçları yaratıyordu. Bu konu ise, Kayseri ve 288


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bolu’da devamlı üzerinde durduğum ve mutlaka Tugaya kazandırılması gereken " SIZMA ATIŞ ALANI " ihtiyacının ne kadar hayati olduğunu bir kere daha gösteriyordu.NAMLU AĞIZ ALEVİNİ VE MERMİ UÇUŞ SESİNİ MEHMETÇİĞE BAŞKA TÜRLÜ ANLATMAYA İMKAN YOKTUR. Bu esnada Tuğ.K. nı KALE’ye gelmiş ve Benimle telsizde görüşmek istediğini ilettiler, "Kendisine kısaca DURUMU ve DESTEK SİLAH’ larının yetersizliğini ancak bütün bu olumsuz şeraite rağmen İleri harekata devam edeceğimizi ifade ettim." Loj. Destek ve Mühimmat ikmali için Tuğ. in yardımını istirham ettim. Takib edeceğini söyledi ve BOL ŞANS DİLEYEREK ayrıldı. Gerçekten ŞANS Faktörüne şiddetle ihtiyacımızın olduğunu görüyordum ve aksayan bu gidişe bir çare bulmak mecburiyetinde olduğumu biliyordum. Yerinde duramıyacak kadar rahatsız olduğum bu ortamdan sıyrılmak ve giderek yavaşlayan ve KESKİNSIRT batısında yığılmaya sebep olan duruma çare bulmak için UN (BM) Barakasına doğru inmeye başladım. Baraka çevresindeki yığılmayı dağıttım ve ESKİYANIK’ tan gelen YAN ATIŞ’ larıyla daha fazla zayiat vereceğimizi söyleyerek Sb ve Astsubayları kaburganın güney tarafından ilerletmeleri için ikaz ederek barakaya yaklaştım. Telli irtibatını koparttım, içini kontrol ettim ve dipteki bölümüne bir el bombası attım. İleri yanaşmaya devam ettim, iki yaralı daha geriye tahliye ettiler.

289


ALİ DENİZLİ

290


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Barakadaki patlamanın ardından tutuşan bir bölümü , tümünün kısa sürede yanmasına sebep oldu, artık RUMLARLA aramızda BARIŞ GÜCÜ diye bir kademe kalmamıştı denilebilirdi. KESKİNSIRT kayalıklarından ileri doğru sıçrarken gözlerim 1nci Komd.BI.K. Ütgm. Y.DOĞAN’ı arıyordu. Ancak bir süre sonra karşılaştığım BI.K. nın artık ne kendisine nede bölüğüne hakimiyetinin kalmadığını görüyor. Bölükteki sevk ve idare kaosunu hem önlemek hem de ileri harekatın devamı için en kritik safhada gereğini yapmak için çare ararken yakınımda Kayseri Hv. İnd. Tuğ. dan beri tanıdığım ve güvendiğim Bşçvş Behzat ÖKMEN’ i gördüm ve etrafındaki gurubu ileri yanaştırması için emir verdim. Tb.a 24 saatlik tayinle gelen bazı Astsubaylarımın mangalarına olan hakimiyetlerini çok açık görebiliyordum Cer.Tek Bşçvş Ali YILMAZ bile yaralananlara anında yardım için kayaların üzerine sıçrıyarak koşuşturuyordu ve onlardan iyi idi. Saat 1700, Destek Atışları bir türlü düzelmemiş ve 500 m. lik bölgeyi biz iki saattir geçememiştik; saat 1700 olmuştu ve güneş 1930da batıyordu, yaklaşık ikibuçuk saatimiz kalmıştı. Ani bir kararla Ütgm. Işık KOŞANER’e "Saat 1700, koş geriye ve ne yap yap, şu destek atışlarını tanzim et ve tesire geç, bu bölgeyi ve koruganı mutlaka düşürmeliyiz. " şeklinde emir verdim. Bu arada yakınımda Üçvş. Ramazan DURMAZ yaralandı, Ali onu tahliye etti ve yanımda Üçvş Muharrem SULU ile Mangasını gördüm. Bana soran gözlerle bakıyor ve emir bekliyordu. Ben artık Tb. K . değil her zaman olduğu gibi onlarla bir şeyler paylaşan Tk.K.ları gibi kendiliğimden Ona "BU İŞİ BİZ BİTİRECEĞİZ, KORUGANI BİZ DÜŞÜRECEĞİZ, AL MANGANI VE BANİ TAKİBET" diyerek ateş tutmayan güney yamaç kayalıklarına sıçradım ve daha emin şekilde ilerlemeye başladık. Taktik Komuta gurubundan yanımda kalan Bşçvş A.İNAN’ın TIs.Ks. nın Bizi 100 m kadar geriden takip etmelerini ikaz ederek, tırmanmaya başladık. Bu arada Destek atışlarınında düzelmeye başladığını değerlendiriyorum, zira paralanmalar hedefte yoğunlaşmaya başladı. Tırmanıyorduk, hava kararmadan bu korugan ve KESKİNSIRT düşmeli ve düze çıkmalıydık. Üçvş. M.SULU ve mangasıyla birbirimizi kademeli sıçramalarla destekleyerek ve koruganın mazgallarını devamlı ateş altına alarak ilerledik. Bu sırada yanımda birlikte sıçradığımız bir Erim Şehit düştü. Boğazından çok derin bir nefes boşamış va ağzının sol yanından çe291


ALİ DENİZLİ

nesine doğru süzülen iki damlayı hala görür gibiyim. Ama düşerken tüfeğini çapraz tutuşta iki eliyle sımsıkı tutuyordu. Kayalıklarda, çeşitli organları parçalanmış RMM cesetleri görüyorum. Artık Tb. K. olarak değil Tb.un TEKERİ gibi düşünerek ve bu koruganın Taburumdan, benden olan pek çok Mehmetçiğimi aldığına hırslanarak kayalara saldırdım. Mazgallar 3-4 m yukarımdaydı, yanımdaki üç el bombasını ardı ardına kullandım ve takibeden erlerimden iki elbombası daha alarak bu kahrolası korugana fırlattım, Mtf. Sesi kesilmişti ve Onu susturduğumu kabul edip ileri fırlamaya hazırlanırken Sol omuz ve sırtımda iki yırtılma ve Sağ bileğimde bir acı hissettim. Yaralandığımı anladığım o ana lanet ediyordum. Görevimi başarmaya bu kadar yakınken durmak mecburiyetinde kalmak beni kahrediyordu . Ancak bu olay, geriye doğru düşünmeye başlayan beynimde bir gerçeği daha Bana hatırlatıyordu, " BEN TABUR KOMUTANIYDIM , çevremde Yaralı Bşçvş B.ÖKMEN de dahil olmak üzere yedi yaralı erim vardı ve BENİM İKİ SAATTİR TABURUMDAN HABERİM YOKTU " En katı gerçek ise Tb.K.olarak TEKER GİBİ SAVAŞMA DUYGUSUYLA BU NOKTAYA NASIL SÜRÜKLENMİŞTİM? Yanımda sadece bir COLT Tabancam ve YEDİ mermim vardı. Hiçte hoşuma gitmeyen kararımı, O Andaki Kısa Durum MUHAKEMEME dayanarak verdim: "KESKİNSIRTTAN ÇEKİLİN ve Çevre Savunma tertibiyle kaburgayı tutun, savunun! "Behzat yerinden kıpırdamıyor, sol omzundan ve yukarıdan aşağıya doğru aldığı bir mermi yarasıyla sol omuzu iptal ve şokta. ERLER nasıl çekileceklerini kestiremez vaziyette. BAĞIRDIM, "Durmayın, verdiğim emri yapın. Ben sizi koruyacağım." ve Behzatın tomsonunu kapıp korugana doğru bir seri darbe yaptım. Bu darbeler Şoku dağıttı ve geri çekilmeler başladı. Geriden takibeden Bşçvş A.İNAN ve gurubu gelerek yaralıların yürümelerine yardımcı oldular. Bşçvş. B.ÖKMEN’i iki Erimin Yardımıyla yürütülerek KESKİNSIRT tan uzaklaştık. Ben yaramın acısını duymuyordum, sadece kanamanın durduğunu fark etmiş ve rahatlamıştım. Sol Kolum ve Omuzum iptaldi, oynatamıyordum. UN barakası hizasına geldiğimde BI.K. Ütgm. Y. DOĞAN ile karşılaştım. Darmadağınıktı, kendi kendine hesap vermesi gereken çok şey vardı, " derhal bulunduğu bölgede geri çekilen unsurları toparlamasını ve bir

292


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

mukavemet noktası teşkil etmesini, belki bu suretle vijdanen rahatlayabileceğin! , İlk Yrd. ve mühimmatın gönderileceğini ifade ettim" Başarabileceğinden şüphe ediyordum, bu sebeple orada bulunan Üçvş. Ali ZEVİT’ten BI.K.na yardımcı olması için emir verdim ve DOĞRUYOL’a çıktım. İlk mevzilere geldiğimde, irtibat hendeğinin içinde Tgm.Z.AÇIKBAŞ’ı gördüm, yüzükoyun yatmış ve " Yarbayımı gördünüz mü, Tb.K.ım geldi mi" gibi sözlerle, ağlar gibi sesler çıkararak çırpınıyordu. Belli ki ruhi bir bunalım içindeydi. Ensesine ve bana döndüğünde yüzüne birkaç tokat vurarak, "orada olduğumu Bana bir şey olmadığını, kendine gelmesini ve Tk.nı toparlayıp BI.K.na yardımcı olmasını" söyledim. DOĞRUYOL Barakasına geldiğimde 3 ncü BI.Tk.K. Tğm Vecdi BİNGÖL ve Kh.BI. K.V. Ütgm Ünal BAYRAKTAR la karşılaştım. "3 ncü Bölüğün bir Takımı ve çekilen 1 nci Bölüğün tüm unsurlarıyla orada Çepeçevre savunma tertibi almalarını, çekilmeyi durdurmalarını ve Düşmanın herhangi bir ani karşı hareketini önleyecek şekilde müteyakkız olmalarını" istedim. Saat 2100, YARALANDIĞIMIN FARKINDAYDILAR, bunu SAKLAMALARI için uyardım. Tertibi derhal aldılar ve içim biraz olsun rahatlayarak saat 2100 civarında KALE’ye indim.

293


ALİ DENİZLİ

Yaralandığım hemen duyulmuş. Ayakta olduğumu görünce biraz rahatladılar, ancak Tbp.Yzb.A.GENCOĞLU ısrarla muayene etmek istemesine rağmen, ben Taburun son durumunu Yzb. Y. PEKER ve Ütgm. lşık KOŞANER’ den öğrenmek istedim. Durum özetle şöyleydi : "2 nci Komd.BI. 1 nci komd. Bl ile koordineli olarak ESKİYANIK sırtlarına, ADA T.. İle aradaki derin dere yatağından yanaşarak tırmanmış ve Koğuş Binasını ve çevresindeki tüm mevzileri ele geçirerek, Yunan Bayrağı asılı Bayrak Direğini bulunduğu tepeyi de ani bir hücum ile düşürmüş fakat, havanın kararması, KESKİNSIRT’ taki durumun muğlaklığı, daha da kötüsü Mühimmat bittiği için, ilerlemelerini durdurmuşlar, daha sonra mevcut eksikliklerin etkisiyle çekilip aynı yoldan DOĞRUYOL’a gelmişler. 3 ncü Komd.BI. DOĞRUYOL’da Tğm.Vecdi’nin Tk. ve ADA T..de Ütgm Kemal ve Ömer’in Takımlarıyla tertiplenmeleriye Geri çekilmeyi örtmüşler. NE YAZIK VE NE KADAR HATALI DAVRANIŞLAR, SAVAŞ TECRÜBESİZLİĞİNİN YANINDA İRTİBATSIZLIK VE İKMALİN DEVAMSIZLIĞI ve GÜNDÜZ / GECE TAARRUZLARINI YETERİ KADAR KOORDİNE EDEMEYİŞİM, TABURUN İKİ SAAT KOMUTANSIZ KALMASI," BAŞARISIZLIĞIMIZIN TEMEL FAKTÖRLERİYDİ. Ancak bu günkü harekatın doğal sonucu: BOĞAZA HAKİM St.HİLARİON omuz başının tutulması 2 nci Komd.BöIüğümünde çekilmesiyle KRİTİK Arazi kesimi olan DOĞRUYOL’un elde bulundurulmasıydı. Taarruz süresince emirlerime uygun olarak Su - Mühimmat - İlk Yardım getiren Aracın Şoförü Mücahit, Karşıdan Yan Ateşi yiyince, aracını ve Tbp. Yzb. A. GENCOĞLU’nu bırakıp yanındaki dört mücahitle kaçmışlar, Tbp.Yzb. da Arazide tek bildiği yer olan KALE ye dönmüş. Telsizle DOĞRUYOL’u aradım, korktuğum başıma gelmiş ve BI.K. çekilirken verdiğim emrin hilafına UN Barkası bölgesinde mukavemet noktası teşkil edemeyerek DOĞRUYOL’a çekilmişti. Kendisine " DOĞRUYOL bölgesinde nasıl hareket edeceğini, Ütgm Ünal ve Tgm. Vecdi’den öğrenmesini ve kesinlikle uygulamasını, düşmanın hertürlü karşı hareketine karşı tüm Bölüğün UYANIK KALMASINI SAĞLAMASINI emrettim." Hiç olmazsa bu kadarını başarabilmeydi... Dr. Yaranın açılıp tedavi edilmesi üzerinde ısrar ediyor, yarayı görmesine fırsat vermediğim için bu tedavinin Tb. daki kısıtlı imkanlar-

294


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

la sağlıklı olarak başarılamayacağını ve BOĞAZ Bölgesinde tesis edildiğini haber aldığımız İLK YARDIM HASTANESİNE gitmekte ısrar ediyordu. Bense Tb.dan ayrılmak istemiyordum. O, zannederim mikrop kapma ve Kangren ihtimalinden korkuyordu. Nihayet , ceketi çıkartmayı başardılar ve gerçek ortaya çıktı, soldan sağa çapraz şekilde ve şans eseri Sol Omuzu ve Kürek Kemiğini derin sıyırarak geçmiş, yaklaşık 30 cm. lik bir oluk gördüğünü ve kati bir ifadeyle BOĞAZ’ a inip cerrahi müdahale gereğini, aksi halde sorumluluğunu kaldıramayacağı sağlık sorunlarının doğacağını söyledi. Ben nezaketle ancak katiyetle anlatılan durumu çok iyi anlıyor ancak Tb dan ayrılmak istemiyordum. Kendimle nefis mücadelesini, gene "Her Astın Bir Üst görevi tereddütsüz yüklenme prensibinin Benim ZABİTLERİM içinde geçerli olduğu düşüncesi ve Yzb. PEKER’ in, S- 3 Ütgm.lşık KOŞANER’ın ve Ütgm. H.ÜSTÜGENİN yardımlarıyla bu geçici süreli sorumluluğun, başarıyla yüklenebileceği değerlendirmesi kazandı ve Taburu Yılmaz’a emanet ettim, BOĞAZ’a İlk Yrd Hst.ne Doktorla beraber indik. BOĞAZ İlk.Yrd Hst. , Cennet Barın karşısındaki binanın alt zemin katıydı. DİKOMOLAR düşmediği için karartma var ve devamlı ateş altında. Tüm tıbbi müdahaleler Gaz lambası ve Mum ışığı altında yapılıyordu. Çevremde hep tanıdığım ve sevdiğim yüzleri gördüm. Daha önemli yaralıları hallettikten sonra, Tbp. Yzb Erol AKSAK (1967 Komd. Kursundan öğrencim) ve Tbp Ütgm Nevzat (Tuğ. Tbp.) ve Atilla Beni bir masaya yatırdılar. Ellerindeki Lokal Uyuşturucu maddesi çok az olduğu için tereddüt etmelerine müdahale ederek, bu işlemi uyuşturmadan yapmalarını istedim. Daha kritik Ameliyatlarda kullanmaları, uygun olacaktı. Atilla temizledi ve zannederim 12 dikiş attı, bir karış kadar alttaki yarayada müdahale ederek içindeki parçayı çıkardı daha sonra sardılar ve boynumdan itibaren, gövdemin Sol tarafına bantlarla tesbit ettiler. Sağ bileğimdeki küçük yaraya zaten KALE de müdahale edildiğinden gecikmeden yukarı hareket ettim. ”94 Demektedir. 94

E. Tuğgeneral Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı 80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

.

295


ALİ DENİZLİ

B. 3 ncü Komando Tabur Komutanı Yarbay Zeki DOĞDU Şöyle Anlatmaktadır; “22 Temmuz, Saat 10.10: Sabah Tugay Kurmay Başkanı geldi, Tugaydan bir emir getirdi. Tabur, GİRNE, TEMPLOS istikametlerine taarruz edecek ve çıkan birliklerle birleşmeyi sağlayacak. Saat 10.10'da ÇİFTLİK Tepe, KEŞİF Tepe, HACI Tepe ve EMİN Tepe'de bulunan bölüklere taarruz emri verildi. Saat 11.00'de Taarruz Çıkış Hattı geçildi. Asıl taarruz kuvveti 2 ve 3'üncü Bölükler idi. 296


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1'inci Bölüğün bizimle olan 1'inci Takımı ihtiyatta idi. 2'nci Bölük TEMPLOS Köyünü ele geçirecek, 3'üncü Bölük Çıkarma Plajı istikametinde denize kadar gidecekti 2'nci Bölük TEMPLOS Köyünü ele geçirerek yeniden tertiplendi. 3'ncü Bölük taarruzlarına devam ederek MAVROMADlS Kampına taarruz etti. Bu taarruz başarılı oldu, ancak koruganları temizlemek bir hayli zaman aldı ve zayiata sebep oldu. Burada çok miktarda düşman olduğu ve çekilmeye başladığı bildirildi. Bunun üzerine, ihtiyatta olan 1'inci Bölüğün takımı bu bölgeye sevk edildi. MAVROMADİS Kampında çok miktarda silah ve cephane ele geçirildi, iki esir getirildi, biri elinden yaralı idi. Çok genç çocuklardı. Su verdim, elini sardırdım. Bizim personel bana çok kızdı. Bu iki esiri, Kolordu Karargâhına teslim etmesi için Mücahit Üsteğmenle gönderdim. Sonrasını bilmiyorum. Bu taarruz esnasında 2'nci Bölükle 3'üncü Bölüğün cephesi açıldı. Bu BEYAZ EV'den dürbünle rahatça görülüyordu. Bu açık bölgede bazı düşman faaliyetleri görülüyordu.

297


ALİ DENİZLİ

Bu sırada Karargah Bölük Komutanı Üsteğmen Nizamettin SONGUR bölüğünden bir takım hazırlamış, bana geldi, muharebeye girmek istediğini söyledi. Ben de kendisine bölüğünün görevi bu değil asıl işini yap, ikmal işlerini hallet dedim. Ama çok ısrar etti. Bunun üzerine iki bölüğün arasındaki açık bölgeyi kapatmasını, oradaki portakal bahçesine kadar gidip orada kalmasını söyledim. Gitti, yerini aldığını söyledi ve sonra telsizini kapattı, irtibat kesildi. Bir müddet sonra telsizcisinden bir haber geldi Üsteğmenin GİRNE Stadyumu civarında şehit olduğu ve takımının çember içinde olduğu şeklinde. Üsteğmen Nizamettin telsizi kapadıktan sonra GİRNE Stadyumu istikametine taarruz etmiş, önünden kaçan bir Rum'u canlı yakalamak için koşmuş, bu arada açılan bir ateşle şehit olmuş. Bölüklere hem cephane ikmali yapmak hem de şehitleri almak için araba 298


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

göndermek gerekiyordu. Araba göndermek çok büyük problem oldu. Hiçbir Mücahit gitmek istemiyordu. Bunun için sert davranmak zorunda kaldım. Bugünkü muharebelerde 4 şehit 20 yaralı verdik 3'üncü Bölük taarruzlarına devam ederek çıkarma plajına kadar gitti ama çıkarma birlikleriyle temas sağlanamadı. Bunun üzerine akşam Kolordu Karargâhına gittim, Kurmay Albay Muzaffer SEVER'İ buldum, durumu anlattım. O arada omuzunda rütbesi olmayan birisi "Koca çıkarma birliklerini bulamadın" dedi. Sonra onun Kolordu Komutanı olduğunu anladım. Durumu tekrar anlattım. Çıkan birlikleri bulamayışımızın nedeni, onların planlanandan başka plaja çıkmış olmaları idi. Birlikler, geceyi hakim sırtlara çekilerek geçirdiler. Yer yer karşılıklı ateş açıldı ancak gece ciddi bir çatışma olmadı.” 95 demektedir.

95

Sever, age.,s.104.

299


ALİ DENİZLİ

C. Bolu Komando Tugayı 3 ncü Tabur 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Başel Şöyle Anlatmaktadır 22 TEMMUZ 1974 PAZARTESİ Sabahleyin Beyaz Ev’deki Tabur komuta yerine gelen Tugay Kurmay Başkanı Kurmay Albay Yılmaz Akseki “Harekat Çok Gizli” damgalı bir sarı zarfı Tabur Komutanına verir. Zarfı büyük bir merakla ve heyecanla açan Tabur Komutanı yazılı emri dikkatle okur… “ 3’ncü Komando Taburu,22 Temmuz 1974 günü saat 11.00 den itibaren Girne-Templos istikametinde taarruz ederek çıkan birliklerle birleşmeyi sağlayacaktır…” Saat:11.00’de TÇH geçilir. 2 nci Bl Templos köyü isikametinde taarruz ederken Templos Köyü çevresindeki mücahitler tarafından ateş açılır kamuflajlı elbise giyen komandolar Rum sanıldıkları için Köy camisinin minaresine Türk bayrağı çekilir irtibat sağlanır.Bölgede tertiplenir. 3 ncü Bl , MAVROMADİS kampına taarruzda büyük bir mukavemetle karşılaşmasına rağmen başarılı olur, raylı top-beton korugan Uçs. mtf.. –UNO mu, RUM bayrağı mı? Çok sayıda düşman olan bu koruganları temizlemek zor olur, bir hayli zaman alır.

300


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Tb ihtiyatı Tk.(1/1 Bl) bölgeye sevk edilir. Çok sayıda zayiata sebepolur, 3 şehit, 14 yaralı (Tb:4 şht-20 yaralı). Çok sayıda slh. ceph.esirimiz ele geçer. Esirler Tb.a gönderilir .Taarruz esnasında 2.Bl ile 3.Bl.arası açılır .Açık cephede bazı düşman faaliyetleri görülür. Kh Bl. K. Ütğm. Sungur 1 tk hazırlar. Tb K.na teklif eder. Kendi görevine bak denir,ısrar edince gönderilir, şehit olur. 3.Bl.taarruzlarına devam ederek çıkarma plajına kadar gider .Çıkarma Brl.ile temas sağlayamaz. Harekatın üçüncü günüydü. Beşparmak Dağları’ndan kuzeye doğru Templos (Zeytinlik) Köyü bölgesindeki taarruza bölüğüm de katılmıştı. ”Görevimiz; Beşparmak eteklerinden denize kadar olan Girne batısındaki bölgede düşman mukavemetini temizlemek ve çıkan birliklere manevra sahası hazırlamaktı.” Asıl hedefe 200-300 m. mesafe kalmıştır. Hedef “Top Mevzii” diye adlandırılan Rum cephaneliklerinin de bulunduğu kritik bir tepe. Ray üzerinde hareket eden bir top bulunan bu tepe, beton mevzilerle çok iyi tahkim edilmiş olup ayrıca çepeçevre mevzilere yerleştirilmiş, 12.7 mm. lik uçaksavar makineli tüfekleriyle de korunmaktadır. (Oysa, Cenevre sözleşmesine göre bu silahların yerdeki canlı hedeflere karşı kullanılması yasaklanmıştır. (?!) Hedefe yaklaşıldıkça düşman ateşi yoğunlaşmakta,uçaksavar mermileri isabet ettiği zeytin veya keçiboynuzu ağaçlarından “şırrak!” diye el kadar yongalar çıkartmakta, üstelik manevra yapan takımı da yan ateşine almaktadır.

301


ALİ DENİZLİ

Düşmanın gittikçe şiddetini arttıran yoğun ateşi altında taarruz hızımız giderek yavaşladığı gibi askerlerde de yorgunluk baş göstermiş ve özellikle susuzluk son haddini bulmuştu. Yavaşlayan taarruzu hızlandırmak için; durum değerlendiriyor, telsizle emirler veriyor, talimatlar yağdırıyordum. Beraber bulunduğum takımın bölgesindeki personele ise bizzat müdahale edip, onları teşvik ediyor,gurur okşayıcı sözler söylüyordum. Bir anda önümdeki manganın tamamının yerde yattığını gördüm. Mg. Komutanı Astsubayın olağanüstü çabasına rağmen istenen gayret görünmüyordu. Oysa ne pahasına olursa olsun; ilerlemek ve hedefi ele geçirmek gerekirdi. “Şu ana kadar akıtılan kanlar, verilen canlar boşa mı gidecekti?.. Ve Bolu Dağları’nda çok güç şartlar altında yapılan eğitimlerin,dökülen terlerin, harcanan emeklerin karşılığı bu mu olacaktı?..” diye aklımdan geçirdim. Yoğun ateşe aldırmadan derhal o manganın yanına sıçradım. Benden hiç ayrılmayan habercim bile yanıma gelememişti henüz… “Haydi aslanlarım, analarımız bizleri bu günler için doğurdu, ileri!…” diye gürledim. Ama nafile!..Sanki hepsini yere doğru çeken,toprağa yapıştıran bir güç vardı.İlk rastladığım askerin yakasına yapıştım. Dudakları çatlamış,gözleri fersizleşmişti. Mecali kalmamıştı sanki. Belli belirsiz bir hırıltıyı andıran bir sesle; “Komutanım, su,su…bir damla su olsa Fizan’a bile giderim!…su su..” dediğini duydum. Evet su!...Mataramda yarıya yakın su vardı.Ben içsem ne kazanırdım?. Erlere versem ne kaybederdim?.İyi de yarım matara su kaç ere yeterdi ki?... Derhal mataramı çıkardım.Kapağı ile bu erin çatlayan dudaklarına değdirdim suyu.O da ne?...Birden canlandı ve ileri atıldı. Sonra birkaç kişiye daha matara kapağı ile su verdim. Suyum bitmişti de su diye inleyen sesler henüz bitmemişti.Başka ne yapabilirdim ki?.. Ben, mataramda su varmış gibi boş kapakla aynı işleme devam ettikçe, dudağına boş kapak değen erlerin kana kana su içmişcesine canlanıp, bir ok gibi ileri atılması görülmeye değerdi doğrusu… Aradan çok kısa bir zaman geçmişti. O çok direnen tahkimli mevzi bizimdi artık. Rum bayrağını indirip yerine çektiğimiz “ay-yıldızlı” şanlı bayrağımızın dalgalanışını görmek ise büyük bir mutluluktu belki. Ancak bizim için buruk bir başarıydı. Bedeli; ne yazık ki iki şehit, beş yaralıydı… Tabura tekmil verdim.Ama,Tabur Komutanının sitem dolu ikazıyla karşılaştım. Çünkü; Erleri gayretlendirmek için tedbirsizce ileri atılmıştım ya… Tabur Komutanı beni aradığında 302


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

telsizcim; ”Bölük Komutanım çok ilerde, yoğun ateşten dolayı yanına bile gidemiyorum Komutanım..” diye cevap vermiş meğer.. Eğitimlerde bölüğüme söylediğim ve prensip olarak bellediğim şu sözü bir kez daha tekrar ettim; “Vatan için ölmek, belki de kurtuluşun kolayına kaçmaktır. Önemli olan görevi başarmak için hayatta kalabilmek…ve gerektiğinde ölmektir.”Kıbrıs’ta bu şekilde can veren şehitlerimizin ruhu şad olsun. Gazilerimizin emeği var olsun!.”96 Diye anlatmaktadır.

VII. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI BÖLGESİ ( KTKA) Saat 14.00 , 14.00'te Kurmay Albay Eşref Bitlis komutasında 350 kişilik Kıbrıs Değiştirme Birliği helikopterlerle KIRNI bölgesine indirildi. İnme yerinde bekleyen araçlara bindirilerek KTK Alayı ORTAKÖY'e gönderildi. Personelin silah ve cephanesi noksan, ağır silahları yoktu. Havada hazır bulunan uçaklar da bölgeye sevk edilerek hava desteği sağlandı ve karşı taarruz başarıya ulaşarak GÖÇERİ alındı. 96

E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. 3 ncü Bl.K ) yaşı 70, 18 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

303


ALİ DENİZLİ

VI. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A.3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E.Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır . “Delik Tepe, 22 Temmuz 1974 günü iyice tarandı ve Stavroz harabelerine kadar temizlik devam etti. 2 nci Bl. temizlik harekâtına devam ederken Delik Tepe blokunun doğu kesimindeki sarp ve ağaçlık kısımda (760 rakımlı tepe) bir takım kuvvetinde düşmanla karşılaştı. Sıkı bir muharebeden sonra düşman 10 ölü, 5 esir bırakarak kaçtı. Bugün Tğm. Vural Günöz'ün takımıyla yaptığı bu başarılı taarruz tatlı bir anı olarak hafızalarda yaşayacaktır. Şimdi 22 Temmuz gününün tamamını anlatmaya çalışacağım. Biliyorsunuz 20 Temmuz 1974 gününü 21 Temmuz'a bağlayan gece Türk Bozdağ'ı hariç DoğruyolBilelli-Gönyeli'de durum kritikti. Sol kanadımdan yani kuzeyden Dar Boğaz-Balabays-Girne istikametinde taarruz edecek olan 2 nci Prş.Tb.u ise 20 Temmuz 1974 gecesi Boğaz'a intikal etmiş fakat bölgesine gönderilmeyerek geceyi Boğaz'da Kor. ve Tugay Kh.ının emniyetini sağlamakla geçirmiştir. Rum Bozdağ'ı 21/22 Temmuz gecesi sabaha kadar hem Dikomalardan hem de Balabays'tan düşman havanlarıyla dövülmüştü. Saat 15.00 , 1/230 Tb.u Dikomalara taarruzunu 22 Temmuz 1974 saat 15.00 sularında tekrarlamıştır. 1 adet 106 mm'lik havan ve uçaksavarlarımla bu taarruza ateşlerimle ben de yardım ettim. 20 Temmuz 1974'te atılan ağır yüklerden bulabildiği bir 106'lık havan ve mermilerini Bozdağ'a çıkaran Ağır Havan Takım Komutanı Tğm.Ahmet Özkoca'yı burada anmak isterim. Ancak taarruzun bir türlü ilerleyemediğini gördüm.

304


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Jandarma Komd.Taburunun bir bölüğü (-) ise Ütğm.Veysel Gani komutasında Delik Tepe bölgesinde, diğer bölüğü (-) Bayrak Tepe'de Tb.Kh. ve Kh.Bl.ü ise Türk Bozdağ'ında idi. Şimdi 3 ncü Prş. Tb. Bl. lerinin o günlerdeki mevcutları hakkında bazı bilgiler sunmak istiyorum. Tb.Kıbrıs'a (Sb.,Astsb. hariç) 475 mevcutla atlamıştır. Dolayısıyla Bl.lerin mevcudu 115-125 arasında değişiyordu. Bu nedenle Tb.Kh.Bl.ündeki ağır havan, geri tepmesiz top gibi, ağır yükle geriden gelecek silâhların personelini P.Tf. ile teçhiz ederek atmıştım. Bu Tk. ları P. BI. leri emrine vererek bölük mevcutlarını biraz olsun arttırmıştım. Aslında bir paraşüt bölüğünün o günkü kadrosu subay, astsubay dâhil 211 kişi idi. Mevcutlar bakımından Jandarma Komd.Tb.unun da bizden farklı bir tarafı yoktu. Ayrıca 2 bölüklü idi. 21 Temmuz akşamı takımlarının hemen hepsi bölükler emrinde olan Tb.Kh.Bl.Komutanı P.Yzb.Yüksel Ötüş'ü Bozdağ'daki Jandarma Komd. Bölüğü ile Bayrak Tepe'ye gönderdim. 22 Temmuz gecesi de Rum Bozdağ'ı ve Delik Tepe düşman topçusu ve havanlarıyla aralıklı olarak sabaha kadar dövülmüştür.

YÜKSEL ÖTÜŞ YÜZBAŞI RUM BOZDAĞI’NDA KIRMIZI ŞAPKALI YİRMİ YUNAN VE RUM KOMANDOSU ÖLÜSÜNÜ GÖRMÜŞTÜR. 305


ALİ DENİZLİ

Gene bugün Bozdağ'a subay, astsubay ve erler gönderildi. Erlerin bir kısmı dağıtım neticesi eğitim merkezimiz olan Dağ ve Komd. Okulundan gelen erlerdi. Subay ve astsubaylarla erlerin geri kalanları ise kıt'alardan gelişigüzel gönderilmişti. Bunları bölüklere sür'atle dağıttım.”97 Demektedir. C. Hava İndirme Tugayı 3 ncü Paraşüt Taburu 2 nci Bölük Komutanı Yüzbaşı Orhan Ceylan Şöyle Anlatmaktadır “22 Temmuz'da tertipleme bittikten sonra Üsteğmen Sencer ZEKAİ'ye takımı ile Delik Tepe' nin emniyete alınmasını emrettim. Sencer, Delik Tepe'nin batısında, 15 kişilik bir Rum birliği ile karşılaşmış ve onların tamamının emniyete alındığı müjdesini getirdi ve bölge çepeçevre emniyete alındı.” Demektedir.

97

Erdem, age., s.35-37.

306


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

D. Kıbrıslı Üsteğmen Ali Sencer Zekai şöyle anlatmaktadır; “21 Temmuz 1974 günü akşamı, Hava indirme Tugayı'nın paraşüt eğitimi görmemiş tüm subay, astsubay ve erlerini Tuğgeneral Sabri EVREN emir vererek içtimaya çağırdı ve tekmil alıp konuşacağını söyledi. Tugay Komutan Muavini olan Albay birlikleri tabur tabur toplayarak tekmil aldı. Tam Tugay Komutanı'na tekmil vereceği sırada Rum topçu atışına maruz kaldık ve tüm birlikler emir beklemeden araziye dağıldık. Daha sonra öğrendiğimize göre Dikmen köyünden ateş açmışlardı. Lakin sonradan bu topçu taburunu imha ettik ve esir aldık. Tugay Komutanı topçu ateşinden sonra herkesi toplayarak ertesi sabah da yine aynı yerde tekmil alacağını söyledi. Sabaha kadar kimse uyumadı. Sabahleyin bir gün önce Rum topçusunun tanzim ateşlerini yaptığı yerde toplandık. 22 Temmuz 1974 sabahı Zeytinlik mevkiinde yapılan içtima sırasında Rum topçularının isabet eden bir mermisi 9 erimizi şehit etmiş, ondan fazla erimizi de yaralamıştı. Yattığım yerden başımı kaldırdığımda neredeyse çıldıracaktım. Havada kol, bacak ve sırt çantaları uçuşuyordu. Komutan tekmili alamamıştı. "Herkes birliğine hareket etsin" dedi. Yolda aracın motoru yandı. Araçtan inerek yola yaya olarak devam ettik ve 3ncü Tabur Komutanı Bnb. Turan ERDEM'in yanına gittik. Rütbelerim sökülmüş olduğu için takım komutanı olduğum belli değildi. Kendimi tanıttım ve hareket emrini aldım. Üsteğmen Orhan CEYLAN'ı görerek harita ve pusula almamı ve ilerlememi emretti. Hava kararınca geri dönecektim. Tabur Komutanı "Birliklerimiz akşamdan sabaha kadar Rum Bozdağı'nı aldı. Yorgun ve uykusuzlar.

307


ALİ DENİZLİ

Sen dinlenmişsin. Getirdiğin askerleri de al ve Üsteğmen Orhan CEYLAN'ı görerek, en son çıktığı tepeye bayrağımızı dik. Hava kararmadan geri dön ve ertesi gün de gün doğmadan askerlerinle birlikte yine o tepeye git" dedi. Emrimde 28 er ve erbaş ile bir de Asteğmen vardı. Hepsi iki aylık son tertip idi. Üsteğmen Orhan CEYLAN'ı gördüm. Teçhizat alarak ileri doğru harekata başladık. Bu arada ismini hatırlayamadığım bir Teğmen (Mustafa Kaya) "Komutanım sizinle gelebilirmiyim?" dedi ve bize katıldı. Delik tepe (Stravro Tepe) harekatı benim ilk muharebe görevimdi ve emir komuta bende olacaktı, lyi ki gecikmemiştik. Beş dakika olmadan sol tarafımızda Delik Tepe belirdi. Tepenin zirvesinde oyuklar vardı. Askerler oralarda birilerinin olabileceğini söyleyince "Durun" dedim. "Ben ateş edeyim, biri varsa ateşe karşılık verecek" dedim. Ben Delik Tepeye doğru ateş ettim ama doğudan, orman içinden ateşe cevap geldi. Daha sonra aldığımız esirlerden öğrendiğimize göre 50 kişilik bir Rum birliği bizim birliklerimize baskına geliyormuş. Bir mangayı Teğmen Mustafa Kaya’ya verdim ve Stavro Tepe'nin zirvesine doğru bir kuşatma manevrası yapılmasını söyledim. Ben de iki mangayı ve Asteğmeni de alarak tepenin eteğinden taarruza başladım. Çatışma sonunda Rum birliğinin bir kısmını imha ettik, geri kalanları da esir aldık, ilk başarımızın gururu ile esirleri Tabur Komutanı'na Teslim ettik. Kendimce Stavro Tepe'ye büyük oğlum Serkan'ın adını verdim . Teferruatlı Taarruz Raporu Şöyledir; 22 Temmuz 1974, Saat 13.00-14.00, Rum Birliğinin Mevcudu: 50 Silahlı Asker (Takım Kuvvetinde) Türk Birliğinin Mevcudu: 24 Silahlı asker (2 aylık askerler, paraşüt atlayışını yapmamış helikopterlerle gelen askerlerden oluşan 3 mangalık bir birlik.) Subay miktarı; 3 Kişi (1 Üsteğmen, 1 Teğmen, 1 Asteğmen.) Harekatın Bitiş Saati: Aynı Gün takriben saat 19.00.

308


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Rum Birliklerinin Durumu: 8-10 asker esir alındı gerisi çatışmalarda öldü. Bir yandan da ateş ediyorduk. Bize en yakındaki Rum askerleri hemen tüfeklerini yere bırakıp ellerini havaya kaldırarak teslim işareti yapıyorlardı. Onları esir aldıktan sonra diğer Rum askerlerini de keklik gibi avladık. Hiç biri kaçamadı. Daha sonra aldığımız esirlerle Stavro Tepeye çıktık ve oradaki mangamızla birleşerek, Stavro Tepeye Türk bayrağını diktik ve geriye bölüğümüzün bulunduğu Rum Bozdağına döndük. Ertesi gün saat 05.00'te Stavro Tepeye tekrar geldik. “.98 diye anlatmaktadır.

E. 3 ncü Paraşüt Taburu Tabur Tanksavar Takım Teğmen Mustafa Kaya Şöyle Anlatmaktadır

Komutanı

“22 Temmuz sabahı saat 10.30 sıralarında bulunduğumuz bölgeye top ve havan mermileri düşmeye başlamıştı bu esnada birliğimizden yaralananlar ve şehit olanlar olmuştu. Karşımızda Rumların Komando birliği vardı. Tahminen öğle sıraları idi ki takımımın bulunduğu mevzi bölgesinden ilerleyen taburumuza ait takviyeli bir Tk. kuvvetinde bir birliğin ilerlediğini gördüm. Nereye gittiklerini sorduğumda takımın başında kendisinin Ütğm. Sencer Zekayi olduğunu söyleyen birisi Delik Tepe bölgesine taarruz için gittiğini söyledi. (kendisi Kıbrıslı 98

Zekai, age., s.10-11.

309


ALİ DENİZLİ

bir Türk Subayı olup komanda kursunu bırakarak adaya gelmiş Tb. K.nı da ona karma bir takım oluşturarak Delik Tepe bölgesine göndermişti.) Bende yakınımızdaki Bl.K.nının yanına giderek az da olsa araziyi tanıdığımı bu taarruza Ütgm. Sencer’le birlikte takımımla iştirak edeceğimi söyledim. Bu tepeye taarruz için gönüllü idim. Bl.K,nının olurunu aldıktan sonra bölgeden takımımla ayrıldım ve Delik. T. istikametine hareket ettim. Maksadımız sürekli yoğun bir ateşin geldiği ve hakim bir arazi kesimi olan Delik T.'yi ele geçirmekti. Ütğm. Sencer Zekayi tepeyi güneyden, bende kuzeyden kuşatarak ele geçirecektik. Tepenin yamacında mağaraya benzer bir Rum mevzi vardı. Bir gün önce gece bize ateş eden makinalı tüfeğin namlu ağız alevini bu mevziden geldiğini görmüştüm. Bu mevziye önce law silahı ile ateş ederek sağdan ve soldan yaklaşarak el bombası ile tahrip ettik. Zaman kaybetmeksizin Delik Tepe istikametine takımımı yönlendirdim. Tepeye yaklaştığımda kayaların arasında 6-7 kişinin telaşlı bir şekilde hareket ettiğini görmüştüm. Siz kimsiniz dediğimde içlerinden biri sen kimsin ben Tğm. Recep diye karşılık verdi. Çok iyi Türkçe aksanı ile konuşuyordu. Birlikler arasında irtibat olmadığı için kendi birliğimizden olabilir düşüncesi bende bir an çağrışım yaptı. Aradan 5-10 sn geçti geçmedi kulağıma Rumca konuşmalar gelmişti. Yanımdaki Mücahit'de komutanım bunlar Rumdur dediğini duyar duymaz o bölgeye tarama şeklinde ateş etmeye başladım. Ben takımımın orta ilerisindeydim. Rum askerlerinin bulundukları bölge 20-25 m mesafedeydi. Bunların bulundukları bölgeye bir el bombası attım. Attığım el bombası Rum birliklerine ait el bombası idi. El bombalarını bir gün önce ele geçirdiğimiz Rum birliğinin kampından ele geçirmiştim. Savaşa giderken el bombalan kapı yükleri ile atılmıştı. Bu yükler yangının içerisine düştüğü için ele geçirilememişti. El bombalarının kapı yükleri ile atılmaları hata idi. Bunlar muharebeye girmeden önce herkese dağıtılmalıydı. Takımımda artık muharebenin gidişatına hemen adapte olabiliyordu. Sağdan ve soldan kuşatma emrini verdim.Bir ara benim yerimi tesbit ettikleri için bütün ateşler benim üzerinde yoğunlaşmıştı. Bende bunun üzerine süratle bulunduğum mevziden başka bir mevziye mevzi değiştirdim.

310


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Muharebenin ilk günü biraz heyecan duymuştum. Ancak muharebenin 2'nci gününden sonra hiçbir heyecan duymuyor zerre kadar ölümden korkmuyordum. Kendi kendime; kaderimde şehit olmak varsa ölür, kalırsam gazi olurum diyordum. Allaha olan inancımı hiçbir zaman kaybetmemiştim. Başarılı olmamız için dua ediyordum. Dedem de Çanakkale’de şehit olmuştu ve ben Hami Çavuşun torunu idim. Bulunduğumuz arazi ormanlık, fundalıklı ve sarp kayalıklı bir bölge idi. Bir ara bölgemize topçu mermileri düşmeye başlamıştı. Düşen mermiler içinde bulunduğumuz ormanı tutuşturmuştu. Takımım yangın içerisinde kalmıştı. Takımıma kayalık ve ağaçsız olan yere doğru mevzilenmelerini emrettim. Ütğm Sencer Zekayi ile irtibatımız tamamen kopmuştu. Takımım Delik Tepe sırtları hattında ilerlemesine devam ediyor karşımızdaki Rum birliği Delik T.nin aşağısına doğru birbirlerinin ateş desteğinde geri çekilmeye başlamıştı. Rum birliğinin çekildikleri bölgeden Ütgm. Sencerin takımının gelmesi gerekiyordu onlardan hâlâ bir haber yoktu. Bunlar nerede kaldılar diye içim içimi yiyordum. Rum birliği ile karşılıklı ateş muıharebelerimiz devam ederken aşağıdan yukarı doğru Ütgm. Sencer’in takımının geldiğini gördüm. Rum birliği iki ateş arasında kalmıştı. Düşmanın büyük bir kısmını imha etmiştik 8 esir aldık . Bu muharebede takımımdan bir er yaralanmıştı yanına gittiğimde yarayı kalbinin hemen altından almış kan kaybediyordu, yarasını açıp gazlı bezle tampon yaptım yaralı erim gözüme bakarak benden su istedi mataramdan biraz su içer içmez başı kollarıma düşerek şehit olmuştu. Ütğm. Sencer Zekayi'ye siz esirleri götürün ben Derik Tepeye bayrağımızı çekmeye gidiyorum diyerek ayrıldım. Delik Tepe bloku çok sarp ve kayalıktı. Tepeye geldiğimizde tellerle kayalara tutturulmuş bir direkte bulunan Yunan bayrağını indirerek göğsüme sararak götürdüğüm Türk bayrağını istiklal marşını söyleyerek panoya asmıştık. Allahıma şükürler olsun ki Beş parmak dağının en yüksek tepesi olan Delik T.ye bayrağımızı çekmek bana nasip olmuştu. Delik T.yi ele geçirdikten sonra Bl.K.nım olan Ütğm. Orhan Ceylan'a haberci ile tepeyi ele geçirdiğimizi takımımla tepeyi tuttuğum haberini ulaştırdım. Delik T. Bölgesinde küçük bir baraka içerisinde MKE nın uçak-

311


ALİ DENİZLİ

savar mermileri ile araziye dağıtılmış birisi çalışır vaziyette 3'ünün parçaları sağa sola atılmış önü kalkanlı 4 adet uçaksavar Mak.Tf. ele geçirmiştik. Artık hava kararmaya başlamıştı o gece takımımla tepede mevzilenerek sabahı bekledim. O gece takımımın mevzilerini tek tek dolaşarak uyumamalarını uykuları gelse dahi ellerine veya bacaklarına iğne veya o yoksa sivri birşeyler batırarak uyanık olmalarını tembihlemiştim. Çünkü tuttuğumuz alan çok geniş sarp ve kayalık bir bölge idi. Aynca Delik T.nin 15 m. kadar doğu uzanımı hattında bir ağaçta kırmızı bir atletin asılmış olduğunu görmüştüm. Atlet daha sonradan öğrendiğim Tğm. Vural Halit GÜNÖZ'ün bir gün önce gece keşfe çıktığında Türk bayrağı sansınlar diye astığı kırmızı atleti idi.” 99 Diye anlatmaktadır. VII.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI

A. Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever Şöyle Anlatmaktadır; Saat 17.20, Havadan atılan malzemeler ile ikmal edildi. GÖNYELİ Grup Komutanının emrinde yeni bir Görev Kuvveti oluşturularak saat 17.20'de taarruza başlandı.

99

E. P. Alb. Mustafa Kaya (Hava İnd.Tug. 3 ncü Komd Tb. 2 nci Bl Tk..K ) yaşı. 63, 1 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

312


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu Görev Kuvvetine GÖNYELİ-YEROLAKKO doğusu-Havaalanı istikametinde taarruz, ORTAKÖY grubuna da Yunan Alayını taarruzla yerinden tespit görevi verildi. ORTAKÖY grubu taarruz ederek hemen 200 metre ilerisinde KANLIDERE'deki RMM mevzilerini ele geçirdi, Yunan Alayı ile temas sağladı ve ateş baskısı altına aldı. Alayın taarruzları devam ederken Lefkoşa sancağının birlikleri de (Alayın takviyeli bir bölüğü emrinde olarak) KÜÇÜK KAYMAKLl'da şiddetli sokak muharebeleri veriyordu. Çatışma ev ev göğüs göğüse devam ediyordu. Saat 19.00, Nihayet saat 19.00'da KÜÇÜKKAYMAKLI tamamen ele geçirilmişti. Bu mahalle 1963 Aralık Rum saldırılarına maruz kalmış, sağ kalanlar güvenli Türk bölgesine sığınmışlardır. VIII. BİRİNCİ ATEŞKES (İKİNCİ HAREKÂT ÖNCESİ) Bilindiği gibi 21 Temmuz 1974'te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 22 Temmuz saat 17.00'den itibaren uygulanmak üzere ATEŞKES kararı almıştır. Burada özellikle şu hususu açıklamakta yarar var: Kıbrıs'a çıkarma, inme ve atma harekâtı başlar başlamaz, 20 Temmuz günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun toplanması için harekete geçilmiş ve 24 saat içinde Genel Kurul'un toplanması sağlanmıştır. Birleşmiş Milletlerin tarihinde, dünyanın herhangi bir yerindeki önemli bir olay üzerine, bu kadar hızlı harekete geçildiği görülmemiştir.Bunun biricik sebebi, halkı Müslüman olan bir devletin, çoğunluğu Hristiyan ve destekleyicisi Yunanistan olan bir devlete savaş açmasıdır. Yani bir ehlisalip-haçlı zihniyetinin yıllar sonra tekrar canlandırılmasıdır. Ateşkes kararını içeren mesaj Kolordu Komutanlığı'na ulaştığında inen ve çıkan birlikler henüz birleşememişlerdi. Durumun önemini göz önüne alan Kolordu Komutanı, bu kesin emre rağmen, 22/23 gecesi de dahil olmak üzere harekata devam etmiş; Girne Boğazı'nın emniyeti tam olarak sağlanmı, Girne doğusunda ÇATALKÖY bölgesine ulaşılmış, KARMl bölgesi kuşatılmış, Kıbrıs Türk Kuvvetleri (KTK) Alayı bölgesinde önemli noktalar ele geçirilmiş ve havaalanı kuzeyden kontrol altına alınmış, KÜÇÜK-KAYMAKLI ve KIZILBAŞ bölgeleri temizlenmiş, doğuda VUNO-SİHARl Hattı ele geçirilmiştir. Saat 11.00-19.00 , Saat 11.00'de DİKOMOLAR, saat 14.00'te OZANKÖY ve saat 19.00'da SlHARİ ve VUNO köyleri ele geçirilmiştir.100

100

Sever, age., s.145.

313


ALİ DENİZLİ

314


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ONUNCU BÖLÜM KIBRIS BARIŞ HAREKATININ DÖRDÜNCÜ GÜNÜ

RUM TOPÇU TABURUNUN İMHASI 23 TEMMUZ 1974 SALI 23 TEMMUZ günü BM.in ateşkes kararı uyarınca genellikle sakin geçti. Birlikler tümenden verilen emre göre yeniden tertiplendiler. Düşmanda BM.in ateşkes kararına genellikle riayet ediyordu.

315


ALİ DENİZLİ

I. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ A. 3'üncü Paraşüt Taburu 23 Temmuz 1974 sabahı Tugay Komutanlığınca verilen emirle, Stavroz Harabeleri istikametinde taarruzla, Sihari'de 230. Piyade Alayı 1'inci Taburu ile temas kurulması cihetinde hareket edildi.

Tesadüf pusunun yapıldığı Girne-Lefkoşşa tali istikameti Takviyeli 2'nci Bölük ve Jandarma Bölüğü Yzb. Tuncer Güngör komutasında Sihari istikametinde ilerlerken, saat 14.00 sıralarında büyük bir düşman konvoyun rastladıkları haberi 2. Bölük Komutanı tarafından rapor edilir. Bu konvoyda bir zırhlı araç, uçaksavar makinalı tüfeği, 9 topçeker ve üzerine taret monteli araç dâhil 29 tane araç vardı. Personel ve cephane yüklü konvoyun görüldüğü yer ise Stavroz Harabeleri ile Kakoskaltepe arasındaki stabilize yoldu. 2. paraşüt Bölüğü ve 2 nci Jandarma Bölüğü Grup Komutanı Yzb. Tuncer Güngör, derhal Tabur Komutanlığı ile temas kurarak Sihari istikametindeki ileri harekâtını durdurur ve konvoya pusu kurarlar. Pusu ve peşinden meydana gelen çatışma gece saat 21 .OO'e kadar devam eder. Bu pusu harekâtında Tabur Komutanlığı emri ile 1'inci Bölük ve 3'üncü Bölük destek silahlarıyla ileriye kaydırılarak 2'nci Bölüğe takviye edildiler.Bu pusu Kıbrıs Barış Harekâtı'nda gerçekleştirilmiş en büyük pusu olması dolayısıyla tarihteki yerini almıştır.101

101

Tarakçı, age.,s.324.

316


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

B. Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır “23 Temmuz 1974 , günü dağın çevresini dolaştık Bir mücahit şehit ve ölü yunan askerleri bulundu.

23 Temmuz 1974 günü gece yarısı Yzb.İbrahim TURNA'nın vurulduğu haberi geldi. Hemen tepeye koşturdum. Yüzbaşı iki erle göğsü kanıyor olarak geliyormuş. Zaten ilk gün araba çarpışmasında ölen ve arabayı kullanan Yarbayımızın yanında yüzbaşımız varmış. bunları hep yeni yeni öğreniyorum , Yarbay bir bölük için kendisine müracaat edince o da komutanımız boğazda kolordu karargâhında deyince yarbayımı benim yanıma getiriyormuş. İlk havanların patlaması üzerine her iki şoförde şaşırıp çarpışıyorlar, içeriden birisinin ölüyorum beni kurtarın demesi üzerine Ütğm. İ. MUTLUER sağlam kolu ile onu dışarı çıkarıyor ve yere bıraktıktan sonra kendisi bir Jeepi tabanca atarak durdurup öylece karargâha geliyor. Çünkü ağzı yüzü darbeden kan ve yara içindeydi çenesinin altındaki yara izinde ise hastanede doktor havan parçası olduğunu söylemiş. İbrahim Mutluer kazada yalnız kalıyor. Yarbay ölüyor. Kendisiyle gelen mücahit ve şoför kayıp çünkü o anda havan atışları yapılıyor.İbrahim Mutluer'in nöbet yerlerini gezerken yanımızda kalan bir takım kadar Hava indirme paraşüt takımından bir er korkudan, Dur oğlum demesine rağmen 3 metre mesafeden vuruyor. Zaten ilk kaza sonu göğsü ağ317


ALİ DENİZLİ

rırken bu seferde bu şansızlık muharebenin ilk gününde iki subayım muharebe dışı kaldı. Şimdi 3 ncü bölüğe Tğm. Hakkı Gürses vekalet ediyor. İkinci bölük Veysel Gani ile Yzb. Tuncer Yanık konvoy bölgesinde hayli ilerlemişler. Tabur komutanından istiyorum. Bir türlü gelmez. Atmosfer malum mühim olan görev fazla ısrar etmiyorum. Zaten hazır durumu ile bulunduğumuz şartlarda düşman kalmamıştı. Telefonla aradım kurmay Albay Muzaffer Sever ile görüştüm. Mermi durumumuz ve bilhassa MG3 noksanlığımızın olduğu ve buna benzer eksikliklerimizi ilettim. Ve bizim burada işimiz kalmadı. Taburumu toplayıp başka bir hizmet varsa yapalım dedim! Olumlu cevaplar verdi. Planlıyoruz diye cevap verdi. Zaten okuldan devre arkadaşımla ayrıca konuşmaktan da biraz rahatlamıştım. Tabur personeli bölük komutanları dahil kendilerinden memnundum.. 23 Temmuz 1974 , günü bir takımı hariç 2. bölüğün diğer erlerini Bozdağ'a ilk taarruzla ilerleyen Veysel Gani'ye gönderdim. Bize olan mesafeleri uzak olmamakla beraber taburun (emrine girdiği) ihtiyaçları ile gideriyor ve yardımcı oluyordum. Aldığım haberlere göre Sihari ve Vuno istikametine doğru bir taarruz planlanıyor. Şimdi ikinci bölük eksik emir bekliyoruz. Hava indirme paraşüt taburu birer manga veya takım gerilerinde bırakarak ikinci bölük dahil (1. takımı eksik) düşmanla çatışmadan ilerliyorlar. İkmal için gelip gidenlerden öğreniyorum.“102 diye anlatmaktadır. C. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E.Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır . “23 Temmuz 1974 günü sabahın erken saatlerinde Dikomalar (Dikmenler) tarafında bulunan 230 ncu P.A. 1 nci P.Tb.unun Sihari (Kaynakköy) istikametindeki taarruzlarını tekrarlayacağına işaret eden bazı hazırlıklar gördüm. Sür'atle Delik Tepe'ye hareket ettim. Saat 07.00-08.00 , sularında Rum Bozdağ'ında rahmetli Yzb. Tuncer Güngör'ü gördüm. Ayrıca Tb.Kh. subaylarından S-1 Yzb. Ahmet Çelebi de oradaydı. 102

E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd . Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

318


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Sonra yanıma Ütğm.Mete Ebinç ve Ütğm. ismet Akpınar da geldiler. Ütğm.Orhan Ceylan'ı sordum. Delik Tepe'de olduğunu öğrendim. 1/231 nci P.Tb.unun taaruzu bugün başarıya ulaşabilirdi. O hâlde onlarla Sihari'de teması sağlayarak Sihari-Vuno(Gökhan) sırtlarına ulaşmak istiyordum.

319


ALİ DENİZLİ

Yzb.Tuncer'e şu emri verdim: 1. Delik Tepe'de bulunan 2 nci Prş.Bölüğü ile Jandarma Komd. Bölüğünden müteşekkil grubun komutanısınız. 2. Göreviniz Sihari sırtlarını taarruzla zapt etmek ve 230 ncu P.A. 1 nci Taburuyla temas sağlamak. 3. Derhâl Delik Tepe'ye hareketle hazırlıklara başlayınız. Nihaî emrimi orada vereceğim. Ütğm. Orhan Ceylan'a;- Orhan, tepenin gözetleme imkânı en iyi olan 3 zirvesinden birine giderek etrafı görmek istiyorum, dedim.Emredersiniz komutanım. Eğer merak edip Delik Tepe'ye çıkanlar olmuşsa bilirler. Bu tepenin zirvesi hakikatte üç tanedir. Üç sivri noktanın ortası hafif çukurdur. Ütğm.Ceylan beni zirvelerden birine götürdü. Bulunduğumuz yerden kuzeyde Girne, güneyde Dikomaların bazı kesimleri doğuda Sihari sırtları görünüyordu. Fakat Stavroz harabeleri görünmüyordu.

Neden ise 2 nci Bl.komutanının Delik Tepe'ye taarruzu esnasında kendisine geçici Tk.komutanı olarak verilen Tğm.Vural Halit Günöz'ün payına düşen isimsiz tepe idi. Harabeleri bu tepe saklıyordu. Tepede ise ağaçların en yükseğine asılmış bu kahraman teğmenin kırmızı iç çamaşırı Türk bayrağını temsilen dalgalanıyordu. Tepeye bugün Vural Tepe ismini verdim. Bl.komutanının verdiği bilgilere eklediğim göz keşfi neticesinde Kakoskalla tepesi dâhil onun güneydoğu uzantısı olan Sihari sırtlarında tek bir düşman olmadığı anlaşılıyordu. 320


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Neticede düşmanın Kutsevendi(Güngör)'ye kadar çekildiğini anladım. Sihari'yi göremiyordum. Fakat Beşparmaklar Bufevento Kalesi'ne kadar Türk süngüsüne boyun eğmişti. Geriye döndük. 2 nci Prş. BI. SIh. Tk. Komutanı Ütğm.Fevzi Türksoy, Yzb.Tuncer Güngör ve Jandarma Komd.BI.Komutanı Ütğm.Gani, Delik Tepe'yi Sihari'ye ulaştıran bir dağ yolunun hemen başında, daha doğrusu Delik Tepe güneyinde bizi bekliyorlardı. Yzb.Tuncer Göngör, Ütğm.Orhan Ceylan ve Ütğm.Veysel'i bir araya getirdim ve şifahî olarak şu emri verdim: 2 nci Prş. Bölüğüyle Jandarma Komd.Bölüğü bir gruptur. Grup komutanı Yzb.Tuncer Güngör'dür. Saat 11.55, Bu sırada veya biraz sonra pek bilemiyorum. 2 nci Bl.Komutanı Orhan Ceylan'dan acele bir mesaj aldım. Mahiyeti şu idi:

3 ncü Prş.TB.Komutanlığına, Kakoskal Tepe ile Stavroz harabeleri arasında Girne-Lefkoşa tali yolu üzerinde aralarında zırhlı araç ve tank da bulunan çok miktarda düşman araçları görüldü. Acele yardım. P.Ütğm. Orhan Ceylan 2 nci Prş.BI.K.

321


ALİ DENİZLİ

Saat 14.30-15.00, Gelen keşif raporları ve Delik Tepe'den 2 nci Bl.komutanı ile yaptığımız gözetleme de bu kanaatimi doğruluyordu. Aynı gün tahminen saat 14.30-15.00 arasında 2 nci Bl. Komutanı P.Ütğm.Orhan Ceylan imzalı bir rapor aldım. Bu raporda hedefi istikametinde harekâta devam ederken Kokaskol Tepe'nin hemen batısından geçen Girne-Dikoma-Lefkoşa tali yolu üzerinde içinde tanklar da bulunan çok miktarda düşman araçları gördüğünü bildiriyor ve acele yardım istiyordu. Rum Bozdağ'ındaki ele geçen araçlardan birini mücahitlere onartmış bir binek aracı temin etmiştik. Bu sırada 1 nci ve 3 ncü Bl.ler de Rum Bozdağ'ı ve Delik Tepe bölgesinde idiler. 3 ncü Bl. Delik Tepe ve Stavroz harabeleri üzerinde Girne, Balabays ve Kutsevendi istikametlerini, 1 nci Bl. Dikomalar tarafını kontrol ediyorlar, aynı zamanda alınan bölgelerin emniyetin sağlıyorlardı. 1 nci Bl.komutanı çağrılarak bölgesinde bir takım bıraktıktan sonra bölüğüyle Rum Bozdağ'ı-Sihari istikametinde yürümesi emredildi. Ve ben araçla 2 nci Bl. bölgesine gittim. Gördüğüm vaziyet şu idi: 2 nci Jandarma Komd.Bölüğü yolun Sihari tarafında yani doğu tarafında emredilen sırtlara doğru açılmış, yayılmış sırtları işgal için hareket hâlinde. 2 nci Prş.Bölüğü Girne-Lefkoşa tali yolunun soluna (batısına) geçmiş konvoya doğru yani Dilek Tepe-Kokaskol Tepe istikametinde muharebe düzeninde (geniş kama düzeni) ilerlemekte... Girne -Lefkoşa yolunun Stavroz harabeleri ile Kokaskol Tepe arasındaki virajında karmakarışık bir araç topluluğu, bağırıp çağıran bir askerî kalabalık. Bu konvoya, arazinin müsait oluşundan dolayı pusu kurmaya karar verdim. Düşman konvoy hâlinde gelmek için büyük gayret içindeydi. Araçlar Lefkoşa istikametinde diziliyordu. Bölgede büyük bir sessizlik hüküm sürüyordu. Delik Tepe'deki 3 ncü Prş.Bl.komutanına bütün bölüğü ile Stavroz harabelerine intikali ile pusu başladıktan sonra ağır silâhlarıyla konvoya müdahalesi, düşmanın geri çekilmesine mani olması emredildi. Bu sırada bölgeye gelen 1 nci Prş.Bl.komutanına Dikoma-Sihari Lefkoşa tali yolunu kontrol etmesi için Delik Tepe'nin güneyindeki hâkim sırtlara yerleşmesi ve pusu başladıktan sonra kaçak düşman araç ve personeline müdahalesi emredildi.

322


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Böylece konvoyun yolu kapatılacak şekilde kuzeydoğudan 3 ncü Paraşüt Bölüğü, güneybatıdan 1 nci Paraşüt Bölüğü, güneydoğudan Jandarma Komd.Bölüğü, kuzeybatıdan ise 2 nci Prş.Bölüğü tarafından sarılmıştı. Ayrıca Rum Bozdağ'ı bölgesindeki Uçs.takımı da bölgeye getirilerek Rum Bozdağ'ını Girne-Lefkoşa tali yoluna bağlayan yol üzerinde mevzilendirildi.

Konvoy yürüyüş kolu nizamında Lefkoşa istikametinde harekete hazırken 4 namlulu bir taret ve 9'u 10,5'luk toplu top çeken araç olmak üzere toplam 29 araç sayıldı. Bu bir topçu taburu idi. Araçlar Kanada ford idi. Konvoy hareket etti. 2 nci Prş.Bölüğü de konvoya doğru hareket halindeydi. Arazinin engebeli oluşu birbirine karşı olan bu iki hareketi bir müddet iki taraftan da gizledi. Ama ben görüyordum. Karşılaşma olduğu anda 2 nci Prş.Bölüğü bir tatbikat özentisi ve güzelliği içinde sür'atle açılıp yayılarak yattı, mevzi aldı ve ateşe başladı. Tabiî konvoy durdu. 4 namlulu taret, komutan aracının önüne geçerek ateşe başladı. Bu arada bir lâv silâhı ile isabet alan taret aracı zannedersem şoförü de vurulduğu için kendi hâlinde harekete devam etti. Biraz sonra durdu ve yolu geçişe imkân vermeyecek şekilde kapattı. Bundan sonra, tam bir çanak hâlindeki arazide dört taraftan şiddetli bir ateş muharebesi başladı. 323


ALİ DENİZLİ

Bir ara taret aracının arkasındaki taret mermiler de ateş aldı. Her tarafa mermiler uçuşmaya başladı. Keza konvoydaki azımsanmayacak düşman personeli araçların altında sonuna kadar mücadeleye devam ettiler. Biraz sonra G.T. toplardan biriyle isabet alan ikinci bir araçta patlamalar olmaya başladı. Bu araçtan da top mermileri uçuşuyordu. O zaman bütün araçların top mermileriyle dolu olduğu anlaşıldı. Tabiî bu araçlardaki mermiler bitinceye kadar kimse yapıştığı topraktan başını kaldıramadı.

324


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 20.00 Mermiler bittiği sırada saat 20.00'ye yaklaşıyordu. Ateş müsademesi yavaşladı. Esirler gelmeye başladı. Grup Komutanı Yzb.Tuncer Güngör harekâtta şehit düştü. Bu pusu Kıbrıs harekâtının en büyük pusu harekâtı olarak tarihe mal olmuştur." Evet konvoy tesadüfen yakalanmıştı. Ama yapılan iş plânlıydı ve plânı tamamıyla 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanlığına aitti. Sonraları o konvoyla ilgili pusu bölgesinde benden başka herkes hatıra resimleri çektirdi. O bölge için tabiî müze olacak diye lâflar çıktı. Artık ne oldu bilmiyorum. Artık Meçhul Asker anıtlarının ne kadar manidar ve gerekli olduğunu daha iyi anladığımı söyleyebilirim.”103 Demektedir. Saat 04.00 D. Kıbrıslı Üsteğmen Ali Sencer Zekai şöyle anlatmaktadır; “Ertesi gün 23 Temmuz 1974 sabahı saat 04.00' de bir gün önce bayrağı diktiğimiz Stavro Tepeye hareket ettik. Tepeye gelip savunma tertibi aldık ve mevzilendik. Saat 00.00'da Bölük Komutanı haberci göndererek aşağıya inip birliğe katılmamızı söyledi, ileri harekata başlıyorduk. Hrisostomos Manastırı'nda Çubuk Alayı'nın bir taburu ile buluşup, müşterek taarruz yapacaktık. Daha harekata başlamadan önce, 500 metre mesafede 28 araçlık bir konvoy çıktı. Konvoy önünde üzerinde uçaksavar olan bir zırhlı araç vardı. 28 araç ip gibi diziliydi ve hiç bir hareket de yoktu. Ortada hiç bir askerde görünmüyordu. Terkedilmiş konvoy izlenimi veriyordu. Plakalar da örtülü olduğu için Türk birliği olup olmadığı da belli değildi.

103

Erdem, age., s.45-54.

325


ALİ DENİZLİ

Orhan CEYLAN Üstteğmen müsade ederse bir manga askerle konvoyun yanına sızarak Rum birliği olup olmadığını tespit edecektim. Eğer Rum birliği ise ateş edeceğimi ve böylece mevzilenmiş askerlerimizle taarruza geçme konusunda anlaştıktan sonra hareket ettim.

Araçlara yaklaştığımızda araçlarda Stavro (Haç) işaretleri gördüm ve ateş ettim. Reoların içinde bulunan yaklaşık 150 Rum askeri çil yavrusu gibi araziye dağıldı ve hemen bizim bölük taarruz etti. Bizim bölükle birlikte ayrıca bir jandarma bölüğü de vardı. Üstteğmen Veysel GANl'nin bölüğü de taarruza geçti Yüzbaşı Tuncer (bu harekatta şehit oldu) önceden başından yaralandığı için taarruza başı sargılar içinde katılmıştı. En kıdemli olarak iki bölüğün harekatını o idare ediyordu. Bölükler sıçramalarla düşmana yaklaşırken bir ara ateş kesip ilerlemeyi durdurmuşlardı. Bir grup Rum askeri benim bulunduğum hattın altında bir yerde toplanmış, panik içerisinde bağrışıyorlardı. Savaşmayı bırakmışlardı. O kadar çok Rum ölmüştü ki, sağ kalan 40-50 kişinin moralleri bozulmuş olduğundan dolayı, teslim olalım mı, yoksa kaçalım mı? diye tartışıyorlardı.Bizim tarafa doğru kaçan olursa vuracaktık. Taar326


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ruza geçerek hepsini esir aldık. Böylece bizler Bozdağ bölgesindeyken bize zayiat verdiren bu topçu birliğini saf dışı bırakmış olduk. Tüm araçları, askeri kamyonların içindeki cephane ve tüm akaryakıt elimize geçmiş oldu. Bölük Komutanı Orhan CEYLAN 40-50 civarındaki esiri alarak Lefkoşa'ya teslim etmeye götürdü. Bizlere de üsse geri dönmemizi emretti.

Tüm araçların depo kapakları açılarak, ateşe verildi. Konvoy sabaha kadar yandı. Ben bölüğü alarak Stavro Tepeye çıktım ve mevzilendirdim. Daha geriye gitmeye gerek yoktu çünkü ileri hareket emrini almıştık. Konvoy önümüze çıkmasaydı, Hrisostomos Manastırı'na intikal etmiş olacaktık. Ertesi gün erkenden araziyi taradık ve bir gün önceki çatışmadan kaçıp saklanan Rum askerleriyle karşılaştık.Karşılık verenleri öldürmek zorunda kaldık. Tam bu esnada Bellapayıs istikametinden sivil bir araç ile sivil giyimli beş kişi bizim orada olduğumuzdan habersiz Lefkoşa'ya doğru kaçıyorlardı. Askerlerimiz aracı durdurdu ve kaçanları bana getirdi. Silahlarını teslim aldık. Üzerlerini aradığımızda Yunan subayı kimliklerini bulduk. Bunun üzerine bize Yunan subayı olduklarını söylediler. Esir aldık.”104 Diye anlatmaktadır. 104

Ali Sencer Zekai, age., s.22-23.

327


ALİ DENİZLİ

Kıbrıslı Üsteğmen Ali Sencer Zekai’nin teferuatlı raporu şöyledir. Saat 10.00-11.00, Rum Birliğinin Mevcudu: 150 kişi topçu birliği, 28 araçlı bir konvoy, konvoyun arkasında toplar bağlı, içlerinde cephane ve akaryakıt yüklü ayrıca 150 civarında silahlı asker, en önde zırh bir araç üzerinde uçaksavar. Türk Birliğinin Mevcudu: Hava indirme Tuğ. 3ncü Tb. 2nci Bl. (Üsteğmen Orhan CEYLAN'ın bölüğü), birde Jandarma Bölüğü (Üsteğmen Veysel GANl'nin bölüğü) Harekatın Bitiş Saati: Aynı Gün saat 20.00'de konvoyun yakılarak imha edilmesive esirlerin Lefkoşaya götürülmesi.

328


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Harekatın başlangıcından beri o bölgede mevziilenmiş bir Rum Topçu Birliği mevcuttu (bizleride Boğaz Bölgesinde yoğun topçu atışına alıyordu. 20 erimizide şehit etmişlerdi.) En önde bir adet zırhlı araç arkasında 28 adet çoğunluğu Reo, 3 - 4 Reonun arasında ko-muta jipleri mevcuttu. Lâkin plakalar örtülü olduğu için Türk mü, Rum mu olduğu belli olmu-yordu. Ben Üsteğmen Orhan CEYLAN'a uygun gördüğü tak-dirde yanıma bir manga asker alarak kuzeyden tepelerin denize bakan tarafından görünmeden konvoyun yanına sızıp, durumu değerlendirmeyi teklif ettim. Eğer Rum ise ateş açacaktım böylece bölükler taarruza geçe-ceklerdi. Kararlaştırdığımız gibi uyguladık. Ateşi yiyen o hareketsiz duran konvoydan Rum askerleri araziye dağıldılar. En öndeki zırhlı araç harekete geçti. Cepheyi yarıp konvoyu kaçıracaktı ancak Türk birlikleri tarafından roketatarla vurulunca yanmaya başladı. En arkadaki Reo geriye dönüp kaçmak isterken arka tekerlekleri şaranpole düştü ve arka yolu da kapat-tı. Türk birlikleri taarruza başlamıştı. Tam bir meydan muharebesiydi. Bende bir mangamı alarak düşmanın gerisine ilerlemiştim. Muharebe 3-4 saat sür-müştü. Silah sesleri kesilmişti. Sağ kalan Rum askerleri bana yakın bir çukur içerisindeydi. Onları göremiyordum ama 329


ALİ DENİZLİ

seslerini duyabiliyordum. Panik içerisindeydiler. Üsteğmen Orhan CEYLAN'a ilerlemeleri için seslendim. Bölük bu 50 - 60 kişiyi esir aldı. Bende mangamı alıp yine tepenin eteklerinden konvoyun olduğu yere geldim. Üsteğmen Orhan CEYLAN'da esirleri alarak geriye gelmişti. Bana dönerek "Ben dönene kadar bölük sana emanet" dedi. "Geceyi Stavro Tepe'de geçirin. Sabah erkenden bölgeyi arayın." dedi ve gönderilen araçlara esirleri bindirerek hareket etti. Ertesi gün yine aynı bölgede arama, tarama yapıldı. Saklanan Rum askerleri bulundu. 24 Temmuz 1974 günü de orada geçirildi. 25 Temmuz günü manastıra hareket edildi.

E.3 ncü Paraşüt Taburu Tabur Tanksavar Takım Komutanı Teğmen Mustafa Kaya Şöyle Anlatmaktadır “2 nci Bl. Komutanı üsteğmen Orhan Ceylan .nı 23 Temmuz 1974 günü sabahı bana haber göndererek takımımı bulunduğumuz mevzilerden toplayarak Digoma (Dikmen) köyünün kuzeyindeki sıtlar hattı olan fundalıklı arazide toplanmamızı emretmişti Bende Tk.mımı emredilen yere getirerek toplanma bölgesi teşkil ederek Bl.K.nının Tk.k.larını topladığı Bl. Gözetleme yerine geldim.

330


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Gözetleme yerinde Bl. K. nımız Ütgm. Orhan CEYLAN, Ütgm. Sencer ZEKAİ, Ütğm. Fevzi TÜRKSOY, Tğm. Vural Halit GÜNÖZ, Tğm. Savaş UZEL, J.Bl.KJ.Ütğm. Veysel GANİ bulunmakta idi. (21 Temmuz günü bir J. Bl. ğü Taburun emrine verilmişti). Toplandığımız bölgede taburumuza 24 saatlik tayinle gelen Tb. Hrk.Sb. Yzb.Tuncer GÜNGÖR yanımıza gelerek arkadaşlar nereye gittiğimizi bilmiyoruz diğer Tb.larla hiç irtibatımız yok ben mücahitle gidip bölgeyi bir keşif yapacağım siz beni burada bekleyin diyerek bizlerden ayrıldı ve Digoma (Dikmen) köyü istikametine doğru gitti. Yzb. Tuncer GÜNGÖR 21 Temmuz günü başından uçaksavar mermisi ile hafif şekilde yaralanmıştı. Kendisi boğaz bölgesine giderek başını sardırıp aynı gün birliğe katılmıştı. Bundan sonraki görevimiz bulunduğumuz yerden hareketle Sihari köyü kuzeyi uzanımı hattı ile Kakoskala Tepe arasındaki bölgeyi ele geçirerek burada hava başını tesis etmekti. Bir müddet sonra Deliktepe taarruzunda ele geçirdiğim uzun menzilli bir dürbünle bölgeyi incelerken Stavros harebeleri ile Kakoskala T. arasında bir hareketlenme görmüştüm. Burada topa benziyen cisimler, araçlar ve çekilmiş gizleme ağları vardı gizleme ağlarından bir kısmı toplanıyordu. Ben bu durumu görünce Bl. K.nıma karşıda bir takım faaliyetlerin olduğunu söyledim. O da dürbünümü alarak bölgeyi gözetledi, Bir müddet sonra araçlar Lefkoşa istikametindeki yola doğru dizilmeye başlamışlardı. Hatta bir landrover aracı Digoma istikametinde yolu keşif yapıp geri döndü. Bulunduğumuz bölge fundalık olduğu için birliklerimizi göremiyorlardı. Bl. K.nımız bize dönerek, arkadaşlar bu bir Rum konvoyu derhal pusu kuracağız dedi. Pusu için görev bölümü yapmıştı. Görev bölümünde, ben takımımla yolu karşıya geçerek konvoya sağdan pusu kuracaktım. Gelen konvoy 30 araçlı 105 mm lik çekili Yunan topçu Tb. u idi. Pusu emrini alır almaz takımımın yanına gelerek onlara kuracağımız pusuyu kısaca açıklayarak emrimi verdim. Tk. Personelim sularının hiç kalmadığından yakmıyordu, zaman olduki bir matra suyu matra kapağı ile içerek susuzluğumuzu gidermeye çalışmıştık. Hava çok sıcaktı harekat yaptığımız arazi dağlık ve sarp kayalık olduğu için sürekli ter kayıbı oluyordu. Geriden de hiç su ve yiyecek ikmali gelmiyordu.

331


ALİ DENİZLİ

Ben Tk. Personelime arkadaşlar bakın ileride üzüm bağları var (ki burasıda Kakoskala tepenin kuzey etekleri idi) biz buraları ele geçirdikten sonra susuzluğumuzu üzüm yiyerek gidereceğiz demiştim. Bunları onlara söyledikten sonra süratle hareket ettik. Bu esnada araçların yola çıkışları devam ediyordu. Takımımı kuzeyden güneye doğru uzanan dere yatağından ilerletmiştim. Bu nedenle Rum birliği, derenin bize sağladığı örtü ve gizlemeden yararlandığım için bizi farkedememişlerdi. Takımımın yolun karşı tarafına geçmesini tamamlamak üzereyken yolun Digoma köyü tarafından Mustafa Mustafa nereye gidiyorsunuz diye bir seslenenin olduğunu işittim. Sesin geldiği yöne baktığımda Yzb. Tuncer GÜNGÖR yanında bir mücahit ve birde esirle birlikte yoldan konvoy istikametine doğru ilerliyordu. Bende kendisine Rum konvoyunun bu tarafa doğru ilerlediğini konvoya pusu kurmak için hareket ettiğimizi söyledim. Kendisi de bana; Esiri konuşturduklarını, 1000 kişi kadar kuvvetlerinin olduğunu, fazla uzağa gitmememizi söylüyerek ne yapıp yap bu emrimi Ütğm. Orhana ilet dedi. Bende yanımdaki haberciyi Yzb. Tuncer Göngörün söylediklerini iletmek üzere BI.K.nına gönderdim. Kendisine soldaki dere yatağından gitmelerini aksi takdirde konvoy ile burun buruna geleceklerini söyliyerek yolu süratle terk ettim. Bu esnada Tk. Astsb.yım P.Astsb. Çvş, Nuri HASER Tk.mı pusu mevzilerine yerleştirmiş beni bekliyordu. Takımımın ortasına doğru gelerek durumu incelediğimde konvoyun önünde araca monteli 4 namlulu uçaksavar mak.Tf.nin olduğunu gördüm. Konvoyun bize olan mesafesi 100-150 m kadardı. Topçu Tb. stabilize yoldan Digoma köyü istikametinde ilerliyordu. Konvoy hizamıza yaklaşır yaklaşmaz ateş serbest emrimle ateşe başladık. Konvoyu tam çanağın içinde yakalamıştık bölüğün diğer Tk. unsurlarının da katıldığı 4 yandan şiddetli bir ateş muharebesi başladı. Bu esnada 4 namlulu taretde bize doğru ateşe başlamıştı. Burada bir law silahı ile isabet alan taret aracı tahrip olmuştu. Tahrip olan taret aracı yolu kapatmıştı. Konvoyun intikali tamamen durmuş araçlar yolun sağına ve soluna kaçışıyorlardı. Arabalardaki düşman askerleri arabalardan atlayarak arabaların altlarına ye araziye dağılarak bulunduğumuz bölgelere ateş ediyorlardı.

332


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bazı Rum askerleri de şaşkınlık içerisinde sağ sola koşuşuyorlardı. Mermi kıvılcımı ile tutuşan benzin depoları infilak ediyor araçta meydana gelen yangın araçlarda yüklü olan 105 mm'lik top mermilerini infilak ettiriyordu, infilak eden top mermi parçaların üzerimizden yağmur gibi geçiyordu. Mermilerin infilakı ile araçların sağına, soluna ve altlarına mevzilenen Rum askerleri imha oluyordu. Takımımım bulunduğu sırtlar hattının güneyinde Sihari Rum köyü vardı. Buraya dürbünle baktığımda köyün kilisesinin çan kulesinin üzerinde yunan bayrağının asılı olduğunu gördüm. Takımımın geri emniyetini almak üzere bir mak. Tf. Timini Sihari köyünü ateş altına alabilecek şekilde uygun bir yere mevzilendirdim. Pusu bölgesinin kuzeyi hem sarp ve kayalık hem de daha önce burası ele geçirildiği için konvoydan kaçan Rum askerleri genellikle takımımın bulunduğu tarafa geliyodu. Pusu bölgesinden kaçan Rum askerleri kahraman Tk. Personelim tarafından imha ediliyordu. Bu çarpışma esnasında Tk. Personelimden bir onbaşımı da burada şehit vermiştim. Maksadımız karanlık bastırmadan pusuyu sonuçlandırmaktı. Bir an önce çemberi daraltmaya başladık artık alaca karanlık başlamıştı. Konvoyda sağ kalan Rum askerleri beyaz bayrak kaldırmaya başlamıştı. Burada 4'ü yaralı olmak üzere 78 kişi sağ ele geçirmiştik. Bölgeyi geriden gelen Tb. un diğer Bölüklerine teslim ederek BIK.nının emri ile esirleri Boğaz bölgesinde konuşlu bulunan Tugay Kh.ına getirerek teslim ermiştik. Tb. Harekat sb. Yzb. Tuncer GÜNGÖR, konvoy pususu esnasında şehit olmuştu. Kendisini buradan rahmetle anmak isterim. Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Esirleri sorguladığımızda Topçu Tb. nun Tb. K.nı da Yunanlı bir Yb.idi esirleri kısaca sorguladığımızda Tb. Mevcutlarının 254 kişi olduğunu, boğaz bölgesinin menzileri dışında bulunduğunu Boğaz bölgesindeki birliklerimizi ateş altına almak maksadıyla Digoma (Dikmen) köyünün ilerisine mevzi değiştirmek maksadıyla hareket ettiklerini söylemişlerdi, 1 nci hatta birlilerimizin büyük çoğunluğu ve Kolordu Kh. Boğaz bölgesinde bulunuyordu. İmha ettiğimiz Yunan topçu taburu Digoma köyünün batısına intikalini tamamlayıp orada mevziye girip boğaz bölgesindeki birlikerimizi ateş altına almış olsalardı, Allah korusun birlik-

333


ALİ DENİZLİ

lerimiz büyük zayiatla karşı karşıya kalabilirdi.Tahminen esirleri 24 Temmuz saat 01.00 sıralarında Kolordu Kh. na getirip teslim ettikten sonra Kolordu Kh. da karnımızı doyurmuştuk. Bizler dağda aç ve susuz çarpışırken Kolordu Kh. ı bolluk içerisindeydi. Ben bu duruma çok üzülmüştüm. Burada takımımın karnını doyurduktan sonra tabanında birkaç halı serili bir barakanın içerisinde kendi takım personelim ve devre arkadaşım Tğm. Vural Halit GÖNÖZ'ün takımı ile birlikte yatarak 4-5 günlük uykusuzluğumuzu gidermiştik. 24 Temmuz 08.00 de kalkarak tekrar Bl.K.nımız ütgm Orhan CEYLAN'ın emir komutasında toplanarak yanlarımıza su ve yiyecek ikmalini yaparak Kolordudan alınan 4 sivil otobüsle Taburun bulunduğu bölgeye hareket ettik. Sihari köyünün batısına geldiğimizde, 230 ncu P.A nın birliklerinin bir kısmı köyün batısı hattında bekliyordu. Ben 2 nci otobüste idim. Bl.K.nı öndeki otobüste idi Sihari köyünün içerisinden geçerken köyde hiç kimse gözükmüyordu, köyün doğusu istikametine doğru ilerlemeye devam ederken yanlış istikamete gidiyoruz diye içime bir kuşku sarmıştı. Çünkü 1 gün önce Konvoy pususunda Sihari Rum köyüne baktığımda içerisinden geçerken Yunan bayrağı hala yerinde idi. Sihari rum köyü 230 ncu P.A tarafından hala ele geçirilememişti. Telsiz irtibatımız olmadığı için sivil şoföre önde giden otobüsün durması için kornaya bastırım, fakat öndeki otobüsün duracağı yoktu. Öndeki araçta bulunan Bl.K.nına durumu nasıl haberdar edebilirim diye düşünürken Kakoskala tepenin güney uzanımı hattındaki sırtlarda bir kaç kişinin aşağıya doğru yani yola doğru koştuğunu gördüm, bu yol sonradan öğrendiğim Sihari Kutsevendi asfaltı idi. Sihari köyünü tahminen 1,5 km kadar geçtik geçmedik Bl.K.nımızın bulunduğu en öndeki otobüsü eli silahlı 4-5 kişinin durdurduğunu gördüm bunlar Rum askerleri idi. Öndeki otobüsten bunların üzerine tarama şeklinde ateş edildi ve bunlar imha edildi. Hatta içlerinden birisi el bombası atacaktı fakat buna firsat bulamadı. Bunun üzerine kuzeye doğru uzanan sırtlar hattından üzerimize şiddetli bir makinalı tüfek ateşi başladı. Bu sırada bizler süratle otobüsü terk ederek yolun hemen kuzeyindeki alçak bir settin gerisine mevziye girmiştik. Bir ara Bl.K.nımın

334


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

yanımda olduğunu gördüm üst ve alt dudağından kan sızıyordu. Bana burayı hemen terk edelim taarruzumuzu makinalı tüfek ateşinin geldiği yöne doğru yönlendirelim demişti. Bende araziyi kısaca incelediğimde olduğumuz yerin batısında biraz sarp ve kayalık bir bölge olan dere yatağını görmüştüm. Bu dere kuzeye doğru uzanıyordu. Bu derenin düşmanın ateşine karşı iyi bir örtü sağlayacağını düşünerek takımıma dereye doğru mevzi değiştirmelerini emrettim. Takımımın yarısı dereye mevzi değiştirmesini tamamladı ki ben de dere yatağına mevzi değiştirirken yukarıdaki makinalı tüfeğin ateşine maruz kalmıştım. Ayağımın allından toz bulutunun kalktığını hissettim ve dereye atladım bu esnada sol ayağımdan yaralanmıştım. Ayağımın üzerine basamıyordum burada mevziye girerek ateşin geldiği istikamete ateşlerimizi yoğunlaştırarak otobüslerin bulunduğu bölgedeki takım personelimi de dere yatağına çekmiştim. Bölüğümüz sırtllar hattındaki düşmanı imha etmek için var gücü ile çarpışıyordu. Karşılaştığımız düşman Kutsevendideki (Göngör köydeki) 32 nci Rum Komanda Tb.nun ileri unsurları idi. Bu esnada otobüslerin bulunduğu bölgeye havan mermileri düşmeye başladı en öndeki otobüs isabet kaydederek şarampolden aşağıya yuvarlanmıştı. Otobüslerin bulunduğu bölgeyi terk etmemiz düşmanın gerek havan mermilerinin ve gerekse de makinalı tüfeklerinin ateşi altında büyük zaiyat vermemizi önlemişti. Bu çarpışmanın sonunda sırtlar hattındaki düşman temizlendi ve daha sonra Sihari köyünün batısındaki hatta bekleyen 230 ncu P.A.nın ileri unsurlarına teslim edilerek birliğimiz Sihari köyüne çekildi. Burada Bölüğümüzden 2 erimiz şehit 5 erimizde yaralanmıştı. Bende burada ayağımdan yaralandığım için birkaç yaralı erimizle Lefkoşe Genel Hastanesine getirilerek oradaki doktorlar tarafından yarama müdahale edildi. Hastanede 2 gün kaldıktan sonra helikopterle Adanadaki Devlet Hastahanesine getirildim. .” 105Diye anlatmaktadır.

105

E. P. Alb. Mustafa Kaya (Hava İnd.Tug. 3 ncü Komd Tb. 2 nci Bl Tk..K) yaşı 63, 1 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

335


ALİ DENİZLİ

F.Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır 23 Temmuz 1974, 1974 günü saat 18-19 arasında Bnb.Turan Erdem telefonla bana tank taarruzuna uğradıklarını ve uçak yardımı ile yanında kalan 57 mm'lik geri tepmesiz topunu ve 81 mm havanları ve 2'nci bölüğün 60 mm havan ve roket atarlarını acele istedi. Bende hemen kolordu komutanlığını arayarak Bnb.Turan Erdem'in tank taarruzuna, uğradığını yardımı istediğini söyledim. Uçak yardımı yapılamayacağını ve onların tanklarının olmaması lazım geldiği gibi kısa konuşmadan sonra telefonu kapattık. Ben hemen diğer isteklerine süratle verine getirip mesafede yakın olduğu için ulaştırmak imkânını buldum. Hadise: Hava İndirme Paraşüt taburu Beşparmak Dağları eteklerinden Jandarma 2'nci bölük ikiye ayrılmış daha aşağıdan yukarı Dikoma sırtlarına doğru ilerlerken bir takım veya fazla Utgm.Vevsel Gani yanında oradan geçen yolun bir tarafında Tğm. diğeri Tuncel Yaprak emrinde ilerlerken arabaların geldiğini ve Tuncel Yaprağın bunları ilk defa jandarma arabalarına benzettiğini fakat sonradan Yunan araçları olduğunu anlaması üzerine atışa başlıyorlar. Saat 21.00, Gece istek üzerine gönderdiğim J.Asb.Ali Herdemin ilk attığı 60 mm.lik havan ikinci araca isabet ediyor ve yangın çıkıyor. Sonra bütün silahlar konvoya tevcih ediliyor. Ve böylece 24 Araçlık Yunan konvoyu tahrip edilmiş içinde bulunan askerlerden 50'ye yakın adedi ölmüş olarak sabaha kadar orada beklendi. Tesadüfü bir muharebede böyle kazanılmış oldu. Sabah yapılan kontrolde içinde 105 mm. top bir sürü cephane silah ve erzaklar kalmış oldu. Durumu kolorduya bildirdim.Ayrıca bana getirilen evrakları kolorduya göndererek daha çok doküman

336


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

olduğunu kendilerine bildirerek bir araçla aldırmalarını ve ayrıca da çok silah ve cephane olduğunu bildirdim. Sonradan Girne'de Yunan kışlasının bulunduğu yerdeki sahilde imha edilen bir hücum botunu tetkik eden Kara kuvvetleri irtibat subay söylenen Kur. Alb.'yın yanında bizim levazım müdürü Yzb. Mustafa Bağcı'da bulunuyordu. Ben gazino kısmında oturuyordum. Döndüler zaman dolmuş yerimize gidecektik. Ve öyle oldu. Yolda Mustafa Bağcı Kurmay Albayın kendisine hangi birlikten olduğunu sorduğunu o da 2'nci jandarma komando tabur komutanlığından olduğunu söylemiş. Cevaben; Sizin gönderdiğiniz evraklar BM'de çok faydalı oldu demiş.) Saat 23.00, Bu durum böyle kapandıktan sonra 2nci bölük Bufevento Kalesine kadar hava Paraşüt taburu ile beraber ilerlediler. Fakat aynı akşam saat 23:00 sıralarında Ütğm.Veysel Gani’ nin vurulduğunu ve Bozdağı'na getirildiği haberini verdiler. Üzüntüm gittikçe artıyor. Yarası ayağındaydı. 3 gün pansuman yapıldı ve sonra hastaneye sevk ile alçıya alındı. Böylece 3 Subaydan yoksun olarak görev yapacaktım. Zaten eksik olan subay kadrosu ve umulmadık hadiseler ve yine üzüntü ve fakat çare aramaya devam ediyordum. Bölük komutanlığına Tğm. Halis Deveci bakacaktı. Çalışkandı yardımcısı Ütğm.Tuncel Yaprak'ta vardı. Biraz teselli olabiliyordum.“.106 diye anlatmaktadır. 2 nci Jandarma Komando Bölük Komutanı Jandarma Üsteğmen Veysel Gani Şöyle Anlatmaktadır. “ 23 Temmuz 1974 ‘de ateşkes ilan edilmişti.Biz İki komando Taburundan sadece 2 bölük öndeyiz diğerleri TürkBozdağ’ındbağımsız hareket edip bölüğme Sihari’deki Rum Komando Taburuna baskına gidecektim ancak Tuncer Yüzbaşı durdurdu , çok cesur insane , yarın beraber gideriz dedi , ATEŞKES İLAN EDİLMİŞ , Biz Tuncer Yüzbaşıyı, ikna ederek, burada bir Rum Komando Taburu olduğunu buraya baskın yapmayı kabul ettirdik. Yunan Topçu Taburunu pusuda yakalayınca , bölük havanlarını kullanabileceğimiz mesafeyee yanaştık. Ben yolun karşısındaki sırtlardayım , Üsteğmen Orhan Ceylan’ın bölüğü diğer sırtlardarda mevzilendi ,pusu havan ateşi ile ateşi başladı. Yunan Topçu tabur komutan, kısa pantolonlu açık bir jeepte idi, ben Türk 106

E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

337


ALİ DENİZLİ

Silahlı Kuvvetleri Atış Takım ile Milli olan bir subayım , G-3 piyade tüfeği ile ilk once onu vurdum ve geriye sırt üste düştü. Sonra diğerleri vuuldu.

Düşmanın kaçanları menzil dışında kalınca, o tarafa doğru koşuyoruz. O sırada bir mermi yedim , yaralandım. 24 Temmuz akşamı oldu, bize 2 eşekli Mücahit su getirdi, onun katırlarıyla beni tahliye ettiler. Dr Serdaroğlu geldi, gerçek kahraman doktor, turnike yaptı. Ben ertesi gün kan kaybettim, o amcayı gördüm, sen olmasaydın Veysel üsteğmenin hali de olurdu diye sordum, o da seni taşıyan bunlar katır değil Kıbrıs eşeği dedi. 338


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

YARALI OLARAK BABA EVİNE GELDİM , RAHMETLİ BABAM ”GAZİ OLDUN AMA , BİRAZ DAHA CESUR OLUP NEDEN ŞEHİT OLMADIN DİYE KIZDI “ 107 diye anlatmaktadır. İŞTE BU BABA GİBİ ELİ ÖPÜLECEK BU BÜYÜK İNSANLAR VATANI İÇİN DAİMA ŞEHADETİ DÜŞÜNMEKTEDİR.

II. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ A. 3 ncü Komando Tabur Komu-tanı Yarbay Zeki DOĞDU Şöyle Anlat-maktadır: “23 Temmuz: Gönyeli ve Kırnı bölgesindeki ağırlıkların bir bölümü getirildi. Cephane ikmal yapıldı. Yine araç bulmakta zorluk çekildi. Bu Mücahitler zor anlarda hep yan çiziyor. 107

E. J.Alb. Veysel Gani (Nevşehir Jandarma Komd . Tb. 2 nci Bl.K.) yaşı. 70, 1 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

339


ALİ DENİZLİ

1 nci Bölüğün ORTAKÖY'de kalan kısmı da tabura katıldı. Gece 01.00'de Rumlar TEMPLOS Köyüne taarruz etti, ateşle karşılık verildi, geri çekildiler. Sabaha karşı tekrar bir taarruz denemesi yaptılar ama başarılı olamadılar. Bu gösteri taarruzları, sanıyorum, GİRNE'de kalan Rum askerlerinin kaçışını sağlamak için yapılıyor. Köylüler, çembere girdik ölüyoruz filan diyorlar ama yalan. Yanlarında devamlı asker olmasını istiyorlar. Yer yer ateş teatisi yapılıyor, ancak ciddi bir çatışma yok.” 108 Demektedir. 1 nci Komando Taburu, 3 ncü Komando Bölük Komutanlığı görevini, Şehit Ütğm. Oğuz Yener’in yerine, 23 Temmuz 1974 de, St. Hilarion kalesinde, göreve başlayan Ütğm. Cahit Koparır’ın kale burçlarında ilk çekilen resmidir. (Arka planda Girne yerleşkesi ve sahilleri B. 1 NCİ KOMANDO T ABURU HAREKAT VE EĞİTİM SUBAYI ( DAHA SONRA 3 NCÜ B ÖLÜK KOMUTANI ) Ü STEĞMEN CAHİT K OPARIR ŞÖYLE ANLATMAKTADIR “23 TEMMUZ 1974 GÜNÜ, TB. K. YB. CEMAL ERUÇ, BENİ ÇAĞIRDI VE 3NCÜ K OMANDO B ÖLÜK KOMUTANLIĞI GÖREVİNE HAZIR OLMAMI EMRETTİ . BEN DE KENDİLERİNE HAZIR OLDUĞUMU, ZATEN ADAYA İNDİĞİM ANDA ARKADAŞIMIN ŞEHİT OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİMDE KENDİME

“BU GÖREVE HAZIR OL .” DEDİM DİYE İFADE EDİNCE , TABUR KOMUTANIM , O ZAMAN GEÇİCİ OLARAK 3 NCÜ KOMD. BL .NE KOMUTA EDEN Ü TĞM . KEMAL ADALIER (24 SAATLİK ATAMA İLE TB. KH. İSTH. SB. OLARAK GELMİŞ ) İLE BİRLİKTE BİR – İKİ GÜN ÇALIŞIN DİYE EMİR VERDİ .

108

Sever, age., s.105.

340


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

O GÜN ÖĞLEDEN SONRA KALE İÇİNDE İSTİRAHATTE OLAN 3 NCÜ KOMD. BÖLÜĞÜNÜN TAKIM KOMUTANLARINI VE BÖLÜK BAŞÇAVUŞUNU ÇAĞIRDIM . KENDİLERİNE B ÖLÜK KOMUTANINIZ BENİM DEDİM. ZATEN BÖLÜĞÜN ÇOĞUNU BARIŞ GARNİZONUNDA İKEN , HAREKAT VE EĞİTİM SUBAYI OLARAK BÖLÜĞÜNÜZE GELİP GİTTİKÇE TANIYORUM DEDİM . ŞEHİT OLAN DEĞERLİ ARKADAŞIM Ü TĞM . O ĞUZ YENER’ İN TİTİZ VE İYİ BİR B ÖLÜK KOMUTANI VE İLGİLİ SUBAY OLDUĞUNU , ONUN KALDIĞI YERDEN DEVAM EDECEKSİNİZ DİYEREK , YERLERİNE GÖNDERDİM .

BÖLÜK PERSONELİMİN ÜST KADROSU; 1 NCİ KOMANDO TAKIM KOMUTANI: P.TĞM. ÖMER ÇAKIR* 2 NCİ KOMANDO TAKIM KOMUTANI: P.TĞM. VECDİ BİNGÖL 3 NCÜ KOMANDO TAKIM KOMUTANI: P. ATĞM. HAMDİ** BL. KH. BL. BŞÇVŞ. P. ÜSTÇVŞ. MEHMET PEKDOĞAN*** *İhtiyat bölgesinde konuşlandıktan sonra, Girne’ye bir görevle gönderildiğinde Trafik kazasında 1975 yılı yazında Şehit olduğunu, ben oradan ayrıldıktan sonra öğrendim. İyi bir Subaydı, ailesi ile de tanıştım. Bana “Siz gidiyorsunuz Komutanım, biz burada kalıyoruz” Dediğinde, “Sende döneceksin Ömer” Dediğim zaman çok mahzundu…

341


ALİ DENİZLİ

** Harekâtta yaralanmış olan Atğm. Hüseyin yerine Bölüğe verilmiş ancak, Atğm. Hüseyin’de Bölükten ayrılmadığı için Hüseyin’i Bl. Kh. Da yanımda tutarak, her görevde Yedek Subay olarak, destek oldu. *** Harekâtta yaralanan Bl. Bşçvş. Yerine, ben Bölük Komutanlığı görevini alınca daha önceden de tanıdığım, iyi bir Serbest Paraşütçü ve Bölükte kıdemli bir Astsubay olan Üçvş.Mehmet Pekdoğan’a, Bl. Bşçvş. luğu görevini verdim. Göreve başlamak, Saat 1600, 23 Temmuz 1974 günü, Tabur Komutanından 3ncü Komando Bölük Komutanlığı görevini alıp, emir komutaya başlamam, Doğruyol mevzileri bölgesinde, aynı gün, saat 1600 sularında, geçici olarak Komuta eden Kıbrıs’lı arkadaşım Ütğm. Kemal Adalıer’le birlikte Doğruyol-Atak mevzilerine gidişimiz ile resmen başlamış oldu. Bölgeye giden yolda bir ara durduk ve bana ilk gece Şehit olan Değerli Arkadaşım Ütğm. Oğuz Yener’in Şehit olduğu yeri gösterdi, hatta yanında Habercisi olan ve o gece yapılan Muharebede AN/PRC6 El Telsizini taşıyan Mersin-Erdemli’li Er Gafur’da olayın nasıl olduğunu, Şehadet mertebesine adım adım kan kaybından sabaha karşı ruhunu teslim ettiğini anlatması, bizi duygu seline kaptırıp, üzüntüye sevk etti. Elindeki Telsizi göstererek yaprak Antenin kurşunla delindiğini gösterdi. Daha sonra konuşlandığımız bölgede, Şehit Ütğm. Oğuz Yener’e ait olan teçhizatını ve kanlı pusulasını anı köşesine aldırdım. Sivil eşyalarını teslim için saklattım. Doğru Yol mevzilerinde, esasında bir Mücahit Bölüğü unsuru ve başında da Kıbrıs’lı Ütğm. Vural Eralp adında bir arkadaşımız vardı. Doğru Yol barakalarının önüne geldiğimizde Ütğm. Vural Eralp ile görüşme yaptık. Kısa bilgi verişinden sonra AtakTtepe mevzilerini gezdik-ki burada AN/TRC Sisteminden Türkiye ile bağlantı sağlanan - çok önemli bir Tepe hattı idi. Muhabere Müfrezesinin başında olan Mu.Üçvş. Mehmet Gümüş’ün, kimlik kartı ile şapkasını, barakanın bir köşesinde bulduğunu ve naaşının az ileri de Kömürlü Sırtlarına bakan kayalık yamaçlarda bulduklarını söylediler. Çok üzüldük ve Rum mezalimine lanet okuduk… Saat 2330’da başlayan bu mermi yağmuru, tam 0430’ a kadar tam beş saat sürdü. Havanın ışımaya başlaması ile birlikte bütün atışlar ve sesler kesildi. Yaptığımız kontrolda hiç bir kayıbın olmamasına se-

342


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

vindik. Sabah ilk işimiz, kestirme yaparak bizi ateş altında tutan mevzi ve silahın yerini tesbit etmek oldu. Muharebelerinde en yoğun olduğu ve çok dikkatli bakıldığında, Benek Tepe ve Ada Tepe bölgesinin tam karşısı olan Yanık Çam sırtının, önemli bir koruganı olduğunu gördük. Bizi gündüzden takip etmişler ve Keskin Sırtın karşısında iken de dolaştığımızı, Doğru Yol bölgesine geldiğimiz zaman da koordinatları çıkarmışlar. Buna karar verdik. (Daha sonra buralara plan yapıp bir kaç günde gereğini yaptık.)

BU ARADA DOĞU YÖNÜNDE BOZ DAĞI UZANTISI BEŞPARMAK DAĞLARI YAN YOLUNDA YUKARI DİKMEN (PANO- DİKOMO) KÖYÜ İSTİKAMETİNDE ÇOK BÜYÜK PATLAMA VE ALEVLER ARKA ARKAYA YÜKSELİYORDU, ÖĞRENDİĞİMİZE GÖRE

GİRNE’DEN YUKARI DİKMEN (PANO DİKOMO) KÖYÜNE TAKVİYEYE GELEN RUM TOPÇU TABURUNU , KAYSERİ HAVA İNDİRME (3 NCÜ TABURU) VE NEVŞEHİR JANDARMA KOMANDO TABURU AKŞAM SAATLERİNDE PUSUYA DÜŞÜRMÜŞ VE BÜTÜN ARAÇ VE CEPHANESİNİ İMHA ETMİŞ . BU HAREKÂTIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN VE RUM TOPÇU TABURUNU İMHA EDEN BİRLİĞİMİZ DAHA SONRA ÇOK BAŞARILI GÖREVLERE DE DİĞER BİRLİKLERİMİZ GİBİ KATILMIŞ , ÖNEMLİ SONUÇLAR ALINMIŞTIR Kİ BU BİRLİKLERDEN BİRİNE

KIBRISLI ARKADAŞIM VE KURSTA BADİM ( EŞLİ ÇA343


ALİ DENİZLİ LIŞMA ARKADAŞIM

) OLAN ALİ SENCER ZEKAİ’ DE (PİRGALİOĞLU ) KA-

TILMIŞ OLDUĞUNU DAHA SONRA Kİ GÖRÜŞME VE ANLATIMLARDAN ÖĞRENDİM .

O DA BENİM GİBİ HAREKÂTA KURSU BIRAKIP GELEN BİRİ, ANCAK BEN BİRLİĞİME GELDİM , O BAŞKA BİRLİKTE OLDUĞU İÇİN SONRADAN ATAMASI İSTENDİ . BİZLER GÖRDÜĞÜMÜZ KURS VE E ĞİTİMİN, ALDIĞIMIZ MESLEKİ BİLGİNİN VE YERİ ZAMANI GELDİĞİNDE KULLANILMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNAN VE ŞANŞLI OLARAK DA, O İMKÂNI YAKALAYAN

/ YARATAN SU-

BAYLAR OLARAK BU HAREKÂT ’ TA YER ALMANIN , ARKADAŞLAR İLE GURURUNU DUYDUK .” 109 D İYE ANLATMAKTADIR .

III. KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOLORDUSU HAREKATI 39'uncu Tümen'in, Donatan, Truva ve Köyceğiz gemilerine bindirilen unsurları henüz adaya çıkarılamadı. Dün çıkan birlikler, havadan atılan ve indirilen birlikler ve KTK Alayı ile BAYRAKTARLIK (TMT) birleşti. Saat 14.00, Bir gün önce Girne Kalesi'ni kuşatan birlikler, bugün saat 14.00'te kaleyi ele geçirerek Türk bayrağını kalenin en yüksek burcuna diktiler. 39'uncu Tümen Komutanlığı, Kolordu Komuta yerini güvenli bulmadılar ki Komando Tugayı'nîn kontrolündeki SENTHİLARYON yakınında bulunan ve BEYAZ EV diye bilinen yerde komuta yerini tesis etti. Binanın doğusuna ve batısına birer 106mm'lik geri tepmesiz top mevzilendirildi. Hatta civarına 106mm'lik havanlar. Daha sonra bölge güvenli görülünce, Kolordu Komuta yerinin 200m kadar doğusunda, birinci gece Rumların ele geçirdiği tepeyi seçtiler ve bu tepeye KOCATEPE adını verdiler (Atatürk KOCATEPE'de). Çakmak Özel Görev Kuvveti, 39'uncu Piyade Tümeni, emrine girdi. 39'uncu Piyade Tümeni, çıkarma bölgesinden itibaren doğuda OZANKÖY'e kadar olan bölgede tertiplenecek ve 2'nci Paraşüt Taburu'nun OZANKÖY'ü ele geçirmesinin ardından, bölgesindeki komando ve paraşüt taburlarını serbest bırakacaktı. Komando Tugayı, BEŞPARMAK Dağları'nda dağılmış, başıbozuk düşman unsurlarını temizleme harekâtına devam etti. Saat 14.30, Rum birliklerinin BİLELLE Kö109

Hatıraları elden E.Kur.Alb. Ali Denizli’ye verilmiştir.

344


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

yü'ne yaptığı taarruz saat 14.30' da 1'nci Paraşüt Taburu tarafından durduruldu. Komando ve Hava indirme Tugayları, ÜÇGEN Bölge'nin doğusuna ve batısına taarruzlarına devam ederken, Tümgeneral Bedrettin DEMİREL komutasında 4 tank ve 5 zırhlı araçtan oluşan BORA ÖZEL GÖREV KUVVETİ, Kolordu Komuta yerine geldi.

Saat 16.30, Bora Görev Kuvveti Komutanı Tuğgeneral Hakkı BORATAŞ sol dizinin üstünde bir mermi yarası taşıyordu. Kolordu Komutanı ve karargâh gelen iki komutanı karşıladı, Kolordu Komutanı büyük bir sevinç ve mutlulukla Tümgeneral Bedrettin DEMİREL'e sarılarak "hoş geldiniz" dedi. IV. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI MUHAREBELERİ Havaalanı grubunun (KTK Alayı) taarruzu, emrine verilen tankların gecikmesi nedeniyle, dün gece saat 23.30'da 345


ALİ DENİZLİ

YERELAKKO Köyü yakınında durdu. Sabah Saat 04.30-05.00, 23 Temmuz 1974 günü saat 04.30'da; kuzeyden itibaren, Lefkoşa Sancağı 1 nci Taburdan Kıvılcım Takımı, KTKA Keşif Takımı, 77 nci Bölük, güneyden de 55 nci Bölükle Kızılbaş-Yenişehir istikametinde taarruz başladı. Rumların sokak sokak, ev ev direnmelerine rağmen saat 10.00 sularında Kızılbaş ve Yenişehir ele geçirildi. Mücahitler yıllarca bekledikleri bu taarruzda 4 şehit verdi.

Saat 05.00, Sabah saat 05.00'te 1 tank ve 2 havan kariyeri ile takviye edilmesi ile taarruz yeniden başladı. Şimdi, bu kadarcık bir takviye komik değil mi diyeceksiniz.

346


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Birinci gün ve birinci gece çektiklerimizden sonra 1 tank, 2 kariyer, bize büyük bir zırhlı birlik gibi güç veriyordu. Rumların elindekilerden çok daha güçlü olmaları, ters etkiyi Rumlar üzerinde yapıyordu. Saat 08.30, da Lefkoşa ve Yunan Alayı yönünden sivil araçlarla gelen bir kısım otomatik silahlı Rumlarla şiddetli çarpışmalar oldu. Gelenler büyük bir ihtimalle alelacele kurulan HOME GUARD diye isimlendirilen birliklerdi. Havaalanı Taarruz Grubu, havaalanı terminal binalarına 500 m. kadar yaklaştıklarında Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne ait zırhlı birliklerin havaalanı etrafını çevirdiği görüldü. 46'ncı ingiliz Zırhlı Alayı birliklerinin başındaki albay, havaalanının Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından verilen emirle işgal edildiğini, Türklerin ateşkesi ihlal ettiklerini, havaalanına girdikleri takdirde ateş açacaklarını bildirdi. Durum Grup Komutanı tarafından KTK Alay Komutanı'na ve onun kanalı ile Kolordu Komutanlığı'na iletildi.Durumun değerlendirilmesi sonucunda, Barış Gücü Kurmay Başkanı Kanadalı Albay BEATTİS'in "Alanda hiçbir Kıbrıslı Rum veya Yunanlının bulunmadığını, alanın Barış Gücü tarafından korunacağını, bu konuda gerekli garantinin verileceğini" bildirmesi üzerine yazılı garanti istendi ve Kolordu Komutanı'nın emriyle taarruz durduruldu.

Saat 16.00 Grup havaalanına gelen bütün yolları keserek bölgeyi kontrol altına aldı. Saat 16.00'da 5 tankla takviye edilen KTK Alayı, oluşturduğu Tank Takım Timi ile taarruz ederek YEROLAKKO Köyü ve buraya kadar uzanan direniş noktalarını ele geçirdi. 347


ALİ DENİZLİ

Daha sonra yeniden tertiplenerek Küçük Kaymaklı istikametinde taarruza devam edildi. Yine göğüs göğüse muharebelerden sonra saat 17.00 sularında Küçük Kaymaklı Rum mezarlığına kadar bölge ele geçirildi.110 Bugün akşama kadar YILDIZ-ATMA-4 Planının ilk safhası gerçekleştirildi. 23 TEMMUZ 1974 günü cereyan eden muharebeler sonucu 47 esir alınmış, iki telsiz ve 28 silah ele geçirilmiştir. Saat 1630, Saat 16.30'da Alay emrine yedi Tnk. ve iki ZPT. verildi. Bunlar ile önce ALAYKÖY istikametinde bir gösteri taarruzu yapıldı. Böylece havaalanı G/K.nin gerisinde kalan mukavemet yuvaları bertaraf edildi. Daha sonra bu tanklar, Hava alanı G/K.nin emrine girmişlerdir. Bugüne kadar yapılan muharebelerde Alaydan 1 Sb. 1 Astsb., 11 er olmak üzere toplam 13 kişi şehit olmuştur.

A. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Alay Komutan Yardımcısı Piyade Yarbay Gültekin Alpuğan Şöyle Anlatmaktadır; 23 Temmuz 1974, Saat 12.30 Koç Tepe, 2 nci Komd. Bl. den gelen bir takım ile takviye edilmiştir. 23 Temmuz 1974 günü saat 12.30 da Koç tepesinden Dikomalar istikametinde bir yan taarruz icra edilerek paraşüt taburunun taarruzları kolaylaştırılmıştı. Bu arada kıymetli bir subayımız şehit olmuştu. Keşif takımın çapından büyük olan bu harekatın icrasında görev alanları unutmak mümkünmü. 110

Evcil, s.81.

348


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1 nci Piyade Bölügünün iştirak ettiği muharebeler, 23 Temmuz 1974 günü saat 12.30 da Lefkoşe Mücahit Sancaktarlığının emrine verilen 1 nci P. BI. bu bölgedeki şehir muharebelerine iştirak etmiş ve Kızılbaş ve Küçük Kaymaklı'yı kontrol altına almıştır. Bu arada tek kollu bir mücahit komutanın taarruzdaki başarısı ve 1 nci. P. BI. niin bu başarısı unutulabilir mi? Cephede bulunan Ortaköy Grubu. Kanlıdere mevzilerinde mahdut hedefli taarruzlarla Yunan birliğine çok büyük zayiatlar verdirmış ve karşı tarafın hareket bütünlüğünü bozmuştur. Başarılı savunması ile düşmanın geri bölgeye sarkmasına imkan vermemiştir. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine yapılacak bir Rum katliamının istihbarı üzerine Elçilik bir manga ile takviye edilmiştir. 20 Temmuz ve müteakip günlerde yapılan düşman ateşleriyle hedef alınan Alayın Ortaköy, Gönyeli bölgesinde bulunan Hastanesi, Cenevre Andlaşmalarına aykırı olarak bombalandığından Lefkoşa'daki Kızılay hastanesine intikal ettirilmiş ve bu bölgedeki harekat sıhhi unsurlar ile desteklemiştir. Kızılay Hastane yetkilisi Sait Terzioğlu'nun başarılı faaliyetleri unutulurmu. Hareket bölgesindeki sıhhi yardım istasyonu ise Ortaköy bölgesine devam etmiştir Alayın sıhhi personelinin ateş altındaki faaliyetleri, unutulabilirmi. Bu muharebelerde Alayın en büyük sıkıntısı anlaşmalara göre kurulmuş, kuruluşundaki silahların menzili itibariyle Yunan Alayını ulaşamayan ve mevzilerin açıkta olması, nedeniyle tertiplerilen arazi yapısının düşmanın lehine olması ve ağır ve topçu ile uzun menzilli tanksavar silahlarından mahrum olması çok büyük zaafiyet doğurmasına rağmen, bu zafiyet Hava Kuvvetlerimizin kahramanca icra ettikleri atışları alınan taktik tedbirler, personelin kahramanca hareket etmesi Akçay-Türkiye’de alınan eğitimin ve üs komutanlıkça yerinde yapılan takviye gücü ile giderilmiş ve bunda muvaffak olunmuştur. KTKA nın takviyesi için, 20 Temmuz günü Günyeli bölgesine inen KTKA'nın emrine girmesi gereken, 4 nün Prş Tb. nun Ortaköy Gönyeli inme bölgesinin devamlı ateş altında olmasından dolayı ancak 21 Temmuz 1974 günü saat 19.00'da Alayın emrine girmişti. 20 Temmuz 1974 günü indirme ile havadan atılan silah ve mühim malzemelerden tahrip edilmeyenler, Alay bölgesine getirilmiş ve

349


ALİ DENİZLİ

106 mm.lik havanların bakımlarını müteakip 22 Temmuz 1974 gününden itibaren hareket gücüne dahil edilmiştir. 22 Temmuz 14.00 de İskenderun’da bulunan 1 nci Değiştirme Birliği Kurmay Albay Eşref Bitlis komutasında olarak helikopterlerle Kırnı hava alanına intikal ettirildi ve Alayın emrine verilmiştir. 22.09.30 Temmuz 1974 günü Ordu K.lığından gelen emirle Lefkoşa Hava Alan'nın ele geçirilmesi emredilmiştir. Kolordu Komutanlığı hareketinin KTKA tarafından yeni katılmış olan değiştirme birliğini de bünyesine alarak icra edilmesi emredilmiştir. Bu taarruz Gönyeli Grubu Komutanı kurmay Binbaşı Cengiz Varol komutasında 2 nci P. Bl. 106 mm. lik havan takımından oluşan Görev Kuvveti ile icra edilmiş ancak taaruzu gelişmemesi üzerine , 1 tank ve 2 kariyerle takviye edilerek Hava alanına giden bütün yollar kontrol altına alınmıştır. Ancak, İngiliz Barış Gücünün Birleşmiş Milletler Flamasını dikerek Hava Alanı girişinde taarruz kuvvetlerimizle temas ederek Lefkoşa Hava Alanının Uluslararası bir Hava Alanı olduğunu İngiliz Barış Gücünün kontrolünde bulunduğunu, Hava alanına girilmesi durumunda, İngiltere'ye yapılan bir saldırı olarak değerlendirileceğini veto etmesi üzerine yapılan değerlendirmeler neticesinde Hava Alanına girilmeyeek yollar kontrol altında tutulmuştur. 15 şubat 1975 tarihli pazar günkü Hürriyet gazetesi'nde Türkiye ile Savaşın Eşiğine geldik, diye İngiliz Başbakanı Herald Wilson'un beyanatında sıkça belirtmiştir. Aksi bir hareket ne duruma düşüle- ceği açıkça belirtilmektedir. Esasen müteakip günlerde Rumların takviye amaçlı gelen uçakların Havaalanına inmesi üzerine Hava Alanı uçaklarımızla bombalanarak pistleri kullanılamaz hale getirilmiştir. 23 Temmuz 1974 günü saat 07.30'da 7 adet tank ve kariyerden oluşan bir taarruz grubu Yunan Alayı bölgesine mahdut hedefli bir taarruz yaparak Yerelekko ve bölgesindeki mukavemet noktalarını tahrip etmiştir. 25 Temmuz 1974 saat 07.00'de piyade , tank , Bölük Kuvvetince Yerelekko’daki gelişmeler üzerine 2 nci bir taarruz harekatına başlamış Fakat bu taarruz Barış Gücünün teklifi ile durdurulmuştur. Ateşkes ile tertiplenme yapılarak 4 grup halinde müteakip harekat için tertiplenilmiştir.”111 Diye anlatmaktadır. 111

E. P. Alb. Gültegin Alpugan ( KTBK Alayı Komutan Yrd. ) yaşı. .80, 11 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

350


KIBRIS BARIÅž HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

351


ALİ DENİZLİ

352


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ONBİRİNCİ BÖLÜM

BUFAVENTO KALESİNİN ELE GEÇİRİLMESİ 24 TEMMUZ 1974 ÇARŞAMBA I. HAREKATIN 5 NCİ GÜNÜ 24 TEMMUZ 1974 A. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ Komando Tugayı'nın 1'nci Komando Taburu ile KESKİNSIRTKARMİ Ormanı istikametinde yaptığı taarruz Tabur Komutanı'nın yaralanması ile durmuştu. Bunun üzerine BEŞPARMAK Dağları'nın bu kesiminin geriden, SlSKİLİP Boğazı bölgesinden ele geçirilmesinin uygun olacağı Kolordu Komutanı'na teklif edildi (24 Temmuz 1974). Kolordu Komutanı'nın onaylaması üzerine 24-25 Temmuz'da taarruz için hazırlıklar yapıldı.

1. 3 ncü Komando Tabur Komu353


ALİ DENİZLİ

tanı Yarbay Zeki DOĞDU' Şöyle Anlatmaktadır; “ 24 Temmuz 1974 , gün sakin geçiyor. 5 tank geldi. Bu tanklarla gelen Yüzbaşıya Kolordunun verdiği, bir sarı zarf içindeki emri verdik. Böylece birleşme gerçekleşmiş oldu. Gündüz TRT-ve gazeteciler geldi. Girne'ye götürdüm. Şehirde 10 kadar ölü gördük, hepsi şişmiş ve bozulmuştu. Sonra, uğruna 4 şehit 20 yaralı verdiğimiz TEMPLOS Köyüne gittik. Kıbrıslılar kahvenin önünde oturuyorlardı, bir teki bile kalkıp hoş geldiniz demedi. Bön bön bize bakıyorlardı. Bu olay beni çok şaşırttı ve kızdırdı. Bu bölgeyi Mücahitlere ve 50'nci Alaya bıraktık ve birliklerimizi o bölgeden çektik.

II. BİRİNCİ KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 6 NCI GÜNÜ 25 TEMMUZ 1974 A. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI BÖLGESİ ( KTKA) Saat 05.00, Ertesi gün, 25 Temmuz 1974 saat 05.00'te Üsküdar BarBüyük Kaymaklı istikametinde taarruza devam edildi. Büyük Kaymaklı kenar mahallelerine girildiğinde Rumlar tanklarla birlikte karşı taarruza başladı. 3 şehidin verildiği bu taarruz şimdiki hatlara çekilerek durduruldu.1963 olaylarında bir avuç mücahitin kahramanca savunduğu ve sonunda çekilmek zorunda kaldığı Küçük Kaymaklı, çok kanlı çarpışmaların ardından tam 11 yıl sonra, Rumlardan geri alındı.

354


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Şanlı bayrağımız tekrar ve ebediyen, Küçük Kaymaklı'da dalgalanmaya başladı.

C. HAVA İNDİRME TUGAYI MUHAREBELERİ BUFAVENTO KALESİNİNİN ELE GEÇİRİLMESİ Saat 08.00 , 3 ncü Paraşüt Taburunun Bufavento Kalesi'ne taarruzu, 25 Temmuz günü saat 08.00'de başladı. Çok sarp ve arızalı olan Beşparmak dağlarının bu kesiminde Rumların mukavemetinin kırılmasının ardından taarruz, 26 Temmuz günü de devam etti ve saat 12.15'te kaleye Türk bayrağı çekildi. Daha sonra 3 ncü Paraşüt Taburu bölgede savunma tertip ve tedbirlerini arttırarak ikmal ve idarî faaliyetlere ağırlık verdi. Bu arada Nevşehir Jandarma Komando Taburu da Çatalköy güneyine intikal ettirilerek cephe sorumluluğu verildi. Jandarma Komando Taburu, 39 ncu Tümenle Hava İndirme Tugayı arasında açık kalan bu kesimde tertiplenerek bölgeyi temizledi. Sihari (Kaynakköy)'deki Piyade Taburuyla İrtibat, Aysavva Manastırı ve Bufevento Kalesi'nin Alınması. 1. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem ( E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır

355


ALİ DENİZLİ

“Ertesi günü yani 24 Temmuz 1974'te tabur Kakoskalla tepesi ve Sihari sırtlarında tertiplenirken ben de 23 Temmuz 1974 günü imha edilen düşman topçu taburunun bölgesini geziyordum.Kurmay Başkanı Bnb.Atilla Erdem yanında tugay G-2'si Kur.Bnb.Cumhur Evcil olduğu hâlde tekrar yanıma gelerek şöyle dedi ;Bufevento Kalesi bizde olmadığı için torbanın doğu yakasında ağızda bir daralma var. Bu daralma olmasın istiyoruz. Ayrıca anlaşmaya göre 25 Temmuz 1974'te yeniden ateşkes başlayacak. O tarihe kadar ne kadar yer alabilirsek kârdır diyoruz." Düşündüm. Doğru söylüyorlardı. Aslında 24 Temmuz günü 3 ncü Tabur için istirahat günü olmuştu. 2 nci Bölük komutanı da hazır Sihari'deydi. Peki, dedim. Hemen oracıkta kendi kendime bir plân yaptım. 2 nci Bölük komutanı elindeki mevcutla Sihari-Bufevento Kalesi istikametinde taarruz edecek, diğer bir bölük de Beşparmaklar üzerinden kaleye doğru taarruzla Bufevento Kalesi'nde birleşilecek. Yanıma Ütğm.Orhan'ı çağırdım. Ona verdiğim şifahî emir aşağı yukarı şöyleydi: Yarın yani 25 Temmuz 1974 günü saat 08.00'de bölüğünle (yanındaki mevcut personel ve silâhlarla) Sihari-Bufevento Kalesi istikametinde taarruz edeceksin. Tabur diğer bir bölüğüyle, aynı taarruzu aynı saatte Beşparmaklar üzerinden Kakoskalla T. Bufevento istikametinde sürdürecek. Tabura gelince alınan bölgelerin muhafaza ve emniyeti maksadıyla yerleştirilen bölüklerden aldığım birer takımla bir mürettep bölük teşkil ettim ve bölük komutanı olarak Ütğm.Mete Ebinç'i atadım. Sonra mürettep bölük komutanına, Ütğm. Orhan Ceylan'a verdiğim emri verdim. Dağlar çok sarp olduğu için gücü kuvveti yerinde, silâh ve cephanesine iyi sahip olabilecek zinde erler seçilmişti. Gerçek Sihari'den kaleye tırmanış; gerekse dağların üzerinde kaleye gidiş evvelâ doğa ile muharebeyi gerektiriyordu. Harekât 08.00'de başladı , Kakoskalla Tepe'nin Delik Tepe'den sonra en kritik bölge oluşu ve Girne-Lefkoşa tali yolunu kontrol edişi nedeniyle Karargâh Bölüğünden 1 manga kadar bir kuvveti orada bıraktım. Bu kuvvet daha ziyade Girne-Lefkoşa tali yolunu kontrol ve gözetleme hizmetini ifa edecekti.

356


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bölüğün Beşparmaklar üzerinden Bufevento'ya doğru hareketi devam ederken (eksik) 2 nci Bölük de Sihari-Bufevento istikametinde taarruzunu sürdürüyordu. Saatini tam hatırlamıyorum bir ara altımızda bir manastır gördüm. Bu manastırdan silâh sesleri duyuldu. Mürettep bölük manastırın tam üzerindeki isimsiz tepelerdeydi. 2 nci Bölük açılıp yayılarak ateşlere karşılık verdi ve taarruzu Bufevento Kalesi'ne doğru iken kuzeybatıya yöneldi. Haritamda manastırın olduğu yeri okudum. Aysavva yazıyordu.

Mürettep bölük de istikametini güneye döndürünce Aysavva'daki düşman iki ateş arasında kaldı. Tahminen 1 saat sonra 2 nci Bölük ve mürettep bölüklerin personeli manastıra girdi ve tek tek binaları aramaya başladı. Manastır sür'atle temizlendi. Yakalanan on üç kadar esir tugay komutanlığına tahliye edildi. Fakat zaman hayli ilerlemiş saat 14.00'ü bulmuştu. Ayrıca Aysavva denilen manastır bütün taburumu alabilecek çapta ve kışla olarak her türlü imkâna sahip bir manastırdı... Taburu Aysavva'da toplamaya karar verdim. Çünkü çok dağınıktık.

357


ALİ DENİZLİ

Kaleyi almayı 26 Temmuz 1974 gününe erteledim. Karargâhımı Stavroz'dan Aysavva'ya naklederek orada kaldım. 6 gündür yatağımız topraktı. Manastırda mükemmel binalar, yatak ve karyolalar vardı. Burada keşfin önemini belirtmek gerekli. Keşif takım komutanının keşif emrini yerine getirmeyişi tabura bir tam gün kaybettirmişti. Eğer ber Aysavva'yı daha önce öğrenseydim oraya bir birlik ayırır kaleye doğru yoluma devam ederdim. Böylece 25 Temmuz 1974'te emredilen ateşkes anlaşmasına da tam gününde uymuş olurdum. Tahminime göre Aysavva'yı düşman bir takım kadar bir kuvvetle tutuyordu. Bunlar topçu taburunun kışla emniyeti için bıraktığı personel olabilirdi veya 23 Temmuz'daki tesadüf pususundan kurtulup Aysavva'ya sığınanlardı. Size biraz Aysavva'yı anlatayım. Yolu vardı, oraya su tankeri gelebi-liyordu. Ayrıca içme dışındaki ihtiyaçlar için bol suyu vardı. Tabur seviyesinde birliği iaşe edecek mutfağı, ocakları vardı. Yüz numaraları vardı. Bunlara bir de 50 adet koyunu ilâve ediniz. Velhasıl Aysavva o günler bizim için cennetten farksızdı, ilk sıcak yemeği orada yedik. Gene burada, dağlarda bizi susuz bırakmayan Ağırdağ köylü vefakâr dostumuzu azat ettik. 2 nci Bl. Aysavva'da yeniden bir araya geldi. Uzatmayalım, taburu Aysavva'da topladım. Stavroz bölgesindeki 3 ncü Bölük, Dikomalar ve Sihari tarafını kontrol eden 1 nci Bölük, Delik Tepe'deki Karargâh Bölüğüne ait 3-5 er, Aysavva'da toplandılar. Bölükler bölgeye şu şekilde yerleştirildi: Gerekli yakın emniyet tedbirleri alındıktan sonra "Bufevento Kalesi'ne nasıl gideyim?" Yeniden düşünmeye başladım. Hedef kuş uçuşu 3 km'ye 358


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

yakın bir mesafedeydi. Anladığım kadarıyla orada uzun menzilli silâhlar yoktu. Örneğin bir G.T.T., bir ağır havan veya uçaksavar makineli tüfeği vs. O hâlde bu kaleye gayrinizamî taarruz daha başarılı sonuçlar verebilirdi. Kararımı verdim. 3 takım teşkil edecektim. Bunlar iki P.Tk., bir Slh.Tk.ı olacaktı. Ama P.Tk.ların biriyle Slh.Tk.ı özel teçhizatlı ve özel görev yeteneğine sahip personelden müteşekkil olacaktı. O tepeye bu silâh ve cephanelerle ancak komandoların veya dağcıların veya fizik olarak çok güçlü seçkin piyadelerin tırmanabileceğini Beşparmakları gezenler iyi bilirler. Bu görev 230 ncu Alayın 1 nci Taburundan P.Tk.Komutanı Tğm.Murat'a verildi. Bu teğmenin takımı taarruz bölgesinde hazır olduğu için bölük ve tabur komutanlarıyla koordine edilerek o takımdan istifade düşünüldü. Ve öyle yapıldı.

Baskın grubuna ise takım komutanı olarak P. Komd. Ütğm. Sencer Zekai verilmişti. Emrinde P.Komd.Tğm.Halit Günöz komutasında 30 paraşütçü komando eriyle Jandarma Tğm.Halis Deveci komutasında 10 kişilik bir jandarma komando eri vardı. Bunların hepsi de gönüllü ve aslan gibi gözünü budaktan sakınmayan çocuklardı. Bu takım sarp birkaç tepe aşarak kalenin hemen batısındaki boyundan Beşparmakların kuzeyine geçecek sonra güneye dönerek tepeye tekrar tırmanacak ve kaleye arkadan sessizce yaklaşıp baskın tarzında taarruzunu icra edecekti. 359


ALİ DENİZLİ

III. BİRİNCİ KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 7 NCİ GÜNÜ 26 TEMMUZ 1974 26 TEMMUZ 1974 Saat 03.00 gecesi hazırlıkların tamamlanması ile geçti. 26 Temmuz 1974 günü 03.00'te Tk.komutanları tekrar toplandı. Hazırlıklar yeniden gözden geçirildi. Emir son defa tekrar edildi. Harekâtın 04.00'ten itibaren başlayacağı, telsiz kullanılmaması, haberleşmenin işaretle ve görme ile sağlanacağı vs. Hedefin alındığını Sencer Zekai kaledeki bayrak direğine Türk bayrağı çekerek bildirecekti. Sonradan bu direğin paratoner direği olduğunu gördüm. 8 saatlik bir sızmadan sonra o direğe fırtına gibi tırmanan erin hayali hâlâ gözlerimin önündedir. Mehmetçik ne büyük bir aşkla tırmanıyordu 10 cm çapındaki demire. Demir yaş ağaç dalı gibi uçurumun üze-rinde ileri geri yaylanırken bay-rağı ona bağlamak için nasıl çırpmıyordu. O anı, ilk günkü gibi belleğimde daima tazeliğini korumaktadır. Sonra kalede bir hareket gördüm. Birisi bayrak direğine tırmanıyordu. Sonra direğe tırmanan kişi koynundan kırmızı bir şey çıkardı. Açtı. Bayrağımızdı. Secde ederek Tanrı'ma şükrettim. Derhâl yanımdaki telefondan tugay karargâhını aradım. İrtibat yoktu. 230 ncu Piyade Alayı 1 nci Tabur Komutanlığı kanalıyla Hava İndirme Tugayına şu mesajı görderdim: Hava İndirme Tugay Komutanlığına, 26 Temmuz 1974 günü saat 12.15'te Bufevento Kalesi ve Beşparmaklar 360


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

zapt edilmiştir. Arz ederim. 3 ncü Prş.Tb.K. Kale gerek Girne ve gerekse Kutsevendi bölgesi olmak üzere hatta Değirmenlik'e kadar mükemmel bir gözetleme imkânı sağlıyordu. Artık doğu kesimindeki hava başı hattı Stavroz harabeleri ve Sihari sırtlarından değil Bufevento Kalesi Miamilya arasında çekilen bir hat üzerine oturmuştu. 25 Temmuz 1974'te Girne tali yolunun gözetlenmesi maksadıyla Kh.Bölüğünden ayrılan ve Kakoskalla Tepe'de bırakılan müfrezenin Aysavva'ya indirilmesi için 27 Temmuz 1974 günü Yzb. Ötüş'e emir verildi. Artık tabur Aysavva'da toplanmıştı. Emniyet hizmetleri yürütülmek kaydıyla bölük komutanlarını 27 Temmuz 1974 günü yeniden tertiplenme ve düzenlenme için serbest bıraktım.” 112Demektedir. 26 Temmuz 1974, Saat 05.00 B. Kıbrıslı Üsteğmen Ali Sencer Zekai şöyle anlatmaktadır; BUVAFENTO KALESİNİN ALINIŞI “26 Temmuz günü sabah saat 05.00'te harekat başlamıştı. Her birlikten birer manga alınarak, 5 mangalık bir esas taarruz birliği oluşturulmuştu. Yönetimimde görev alan diğer subaylar şunlardı; P. Tğm. Halit VURAL, Jandarma Tğm. Halis DEVECİ. Görevleri düşmana görünmeden Beşparmak Dağları'nın denize bakan kısmından kaleye tırmanmak ve zaptetmek idi.

112

Erdem, s.57-62.

361


ALİ DENİZLİ

Üsteğmen Murat teşkil ettiği birlikle kalenin ön kısmından düşmanı yanıltan bir şekilde sahte bir taarruz yaptı. Üsteğmen Mete Ebinç ateş desteği ile kaleyi sürekli ateş altında tuttu. Burada ilginç bir durum vardı. Görevli üç Üsteğmenin üçü de aynı devreden mezun, aynı devre arkadaşıydı. Ben hariç diğer iki subay Tabur Karargah Subayı idi.

Bunun üzerine biz üç devre arkadaşı görev kuvveti oluşturduk ve Buvafento Kalesi' nin alınmasını gerçekleştirdik. 26 Temmuz günü ateşkes ilan edilecekti. Üsteğmen Mete EBİNÇ ateş desteğindeki yeri aldı. Üstteğmen Yılmaz sahte taarruzlarına başladı ve düşmanın dikkatini aksi yöne çekti. Benim komutamdaki birlik birerli kolda harekata başladı. Kalenin arka tarafından, Beşparmakların kuzeye bakan deniz tarafından ilerlemeye başladık. Kalenin altına geldiğim zaman Rumların Doğu istikametine ateş açtığını gördüm. Yerimizi belli etmemek için ateş etmedik. Bizim görevimiz kaleyi almaktı. Herkes doğu'ya doğru kaçarken bir Rum askeri bizim bulunduğumuz tarafa geldi. Ateş etmeden etkisiz hale getirdik, ilk işimiz matarasına bakmak oldu. Su doluydu. Bildiğim bir kaç Rumca kelime ile kalede su olup olmadığını sordum. Bana cevap olarak çok su olduğunu söyledi. Daha sonra tırmanmaya devam ettik.

362


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Önümdeki bir çavuş çok sarp olan kayalardan kedi gibi tırmanıyor, bana tüfeğini uzatıyordu. Tüfeğin dipçiğini tutuyor biraz yukarı doğru tırmanıyordum. Öğlen saat 12.00'de kale kapısına 100 metre mesafede toplanmıştık. Tırmanma tamamlanmıştı. Telsiz kullanmadığım için anlaştığımız gibi bayrak sallayarak Mete'ye kaleye geldiğimizi belirttik. Sonra kaleye hücum edildi. Hiçbir mukavemetle karşılaşılmadan kale alındı. Kalede bir kazan dolusu pişmiş makarna ile yığınla karpuz bulduk. Günlerdir arazide susuzduk. En büyük sorunumuz susuzluktu. Dudaklarımız çatlayıp kanadığı için susuzluğumuzu kâh demir para emerek, kâh yaş dal emerek bazende araçların radyotörlerindeki paslı suyu içiyorduk. Erlere suyu dikkatli kullanmalarını söylemiştim. Kale bir kartal yuvasını andırıyordu. Çok yüksekti. Kalenin en yüksek noktasında bir paratoner direği vardı. Tüm askerleri toplayarak direğe kimin çıkabileceğini sordum. Bir asker gönüllü oldu. Bayrağı göğüsüne koyarak tırmandı. Bu arada hep bir ağızdan istiklâl Marşı'nı söyledik. Daha sonra bulduğumuz makarnayı zehirli olma ihtimalini düşünerek önce yakaladığımız esire yedirttik. Esire bir şey olmadığını görünce bizlerde yedik ve istirahate geçtik. Bir müddet sonra bir nöbetçi beni uyandırarak tekmil verdi. "Komutanım telefon çaldı. Mehmetçik kaleyi aldınız mı? diye sordular. Ben de komutanım tabi ki aldık dedim"dedi. "Ulan nerde o telefon, biz telefon çekmedik ki." dedim. Kalenin içinde telefon varmış, biz onu görmemişiz. Hemen telefonu kopardım.

363


ALİ DENİZLİ

Bu telefon bu gün Güngörköy (KUTSEVENDİ) dediğimiz manastırdaki telefon irtibatıymış. Telefon Rum karargahına bağlıydı ve soruyu soran da Türkçe konuşan bir Rum’du. Tekrar yerime döndüm ve dinlendim. Üsteğmen Mete EBİNÇ destek unsurlarını alarak kaleye gelmişti. Kucaklaştım. Tabur Komutanı Turan ERDEM yaya haberci göndererek durumumuzu sordu. Değirmenlik- Girne asfaltında Rumlar Girne'den kaçıyordu. Rumların kaçışlarını sadece seyrettik. Bunlar tabi ki sivil Rumlardı. Ateşkes devam ediyordu. Canım sıkılıyordu. Bir gün subaylara aşağıdaki köye yiyecek almaya kim gitmek ister diye sordum. Kimse gitmek istemedi. Ben de on asker alarak köye indim ve ne bulduysak toplayarak geri döndüm.”113 Diye anlatmaktadır.

113

Zekai, age.,s.24-25.

364


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

IV. BİRİNCİ KIBRIS BARIŞ HAREKATININ 7 NCI GÜNÜ 27 TEMMUZ 1974 A. Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Cemil Erdem Şöyle Anlatmaktadır 26 Temmuz 1974 , günü Yzb.İ.Turna ile Ütğm.İ.Mutluer takıma geldiler fakat birinin göğsü diğerinin kolu askıda hastanelerde yer olmadığı ve sıkıldıkları için kendileri ayrılmak istemiş onlardan çok ağırlar olduğu için doktorlar da rıza göstermişler . Fakat kendileri iş göremezdi yalnız araç bulabilirsek onunla yapılacak işleri yapıyorlardı. Bugünlerde ve bütün hizmet boyunca (Lv.Ord.ve Sağlık) hizmetlerinde çalışan arkadaşlarımızda üstün gayret ve hizmetleri olduğunu iftiharla belirtmek isterim ve halimizde devam etmektedir.) 28 Temmuz 1974 , 28 Temmuz 1974 günü bir Yzb. ve bir kurmay binbaşı Bozdağı'na gelerek 14:30-15:00 arasında Çatalköy'den yapılacak taarruza iştirakımız kolorduca emrediliyordu. 2 nci Jandarma Bl . Hava İndirme paraşüt taburu emrinde, şimdi de Krh.BI. ve 3'ncü bölüğün bir Tk.mı Bozdağ'da kalmak üzere taarruza iştirak edeceği söyleniyor. Zaten kendileri geleli 20 dk. Oldu. Bu nasıl iştir ? öyle mühim bir karar için savunmada bulunan ve 500 m. Yarıçapında bir sahadaki bölüğü topla ,cephane sandıklarını sırtına vurup en az iki saat yürüt ve sonra taarruz. Hem onları düşünüyor ve hem de haber göndererek birliklerin karargâh ve 3'üncü bölüğün yanıma gelmelerini emrettim. Bana harita üzerinden tarif edilen yerin karşısında BM'e ait bir baraka var Oradan aşağıya kestirmeden inebileceğimi söylediler. Yukarıdan inilir gibi gözüküyordu. Fakat daha ilk defa gelenleri bu yere ait böyle konuşmaları beni şüpheye düşürse de zamanın darlığı nedeniyle oradan yürümeye karar verdim. Birlik bizler konuşurken toplanıp yanıma geldi. Sırtlarında cephane daha kısa yokuşta terlemeye başlamışlar. (Yaralı 365


ALİ DENİZLİ

subayları İ.Turna. Veysel Gani ve İ.Mutluer. Yalnız İ.Mutluer'in durumunu biraz iyi gördüğüm için mücahit arabalarına bindirip yanına muhafız verdim. Kazafana'ya okulun yanına gidip (Türklere ait bölge) giderek orada bizi beklemeye gelen 49 ncu P.Alayı irtibat subay heyetine hareketimizi bildirecekti. Krh. BI.K. birliğin önünde bende bazen orta yerde bazen arkada birliği toplayarak ilerliyoruz. 10 dk. Sonra astsubayı dönerken gördüm. Tamam mı dedim. Tamam dedi Fakat yürü bir türlü iniş yeri yok. Yarım saat bir saat bir buçuk saat dağlar geçit vermez. Birliği döndürdüm Şimdi kime kızar dert anlatırsın. Akşam olmak üzere bir buçuk saattir er susuz cephane sırtında (zamanımız, bilgimiz ve mesuliyet duygumuzdan noksan emir ve hareketler. Ütğm. Güven önde ben ise bölüğün yürümesi için teşvikle bir öne bir geriye yalın ayak, yolun sağ ve solunda yürüyoruz. Bir yere geldik. Buradan geçemezsiniz dedi. Geri döndük başka yoldan kullanılmayan binanın içinden yürüyüp (aranıp taranmamış) çünkü Bozdağı'nda bize geçeceğimiz yerlerinde aranıp taranarak ilerlemesi emri de ilave edilmişti. (45 dk. Zamanda bu da olacaktı akıl mantık almıyor.) gidiyoruz. Yönümü sahile doğru çevirdim. Şimdi kadere yürüyoruz. Erler ve rütbeliler bahçelerdeki su ve üzümlere hücum eder. Hangi bir şeye kızacaksın kahroluyorum. Karanlık iyice bastı. Saat 19:00-19:30 iki ere rastladım, nizamiye nöbeti tutuyorlar. 49. piyade alayının yerini biliyor musunuz diye sordum Burası komutanım dedi. Alay komutanı nerede dedim, ilerisini işaret etti. Gece karanlık başka yerden girmiş olsak erlerin bize ateş açacağı muhakkak (parola bilmeyiz ve bizi tanımıyorlar.) Erler sanki sudan çıkmış gibi terden cımcılık. Yürekler acısı bir perişanlık . Nizamiyede (karşılıklı iki er) girdik. Ütğm. Güven'e hemen ağaçların altına birliği dağıtmasını emrederek, Alay komutanını görmeye gittim. Alay komutanı yokmuş yardımcısı yarbayla konuştum. Birbirimizin yüzünü görmüyoruz. Kardeşim biz sizi bekliyoruz hemen hareket et dedi. Bende birliğin bir adım atacak hali yok durumu müsaade ederseniz kolorduya telefonla bildireceğim dedim. Müsaade etti Kolordu Kurmay başkanı Kur.Alb.Mehmet BOĞUŞLU'ya durumu izah ettim. Zaten bir şey yok bu gece orada kal dedi. Ben de durumu yarbayıma bildirerek, bölüklere istirahat emrini verdim. O sırada devre arka-

366


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

daşım Kamil Güven geldi. Bu neden böyle bağırır çağırır dedim. Sen ona bakma bir şeyden haberi yok. Gel biraz dinlen dedi. Yemek yediler. Yorgunluk ve üzüntüden kahroluyordum. Erata su ve ekmek temini için ricada bulundum. Bir parça herhalde bulundu. Unuttuğum husus, ben nizamiyeye birlikle gelince Ütğm.İbrahim , Doktor Serdaroğlu ve 4 muhafızı ile akşama kadar tarif edilen yerde beklemişler. Ne 49 ncu Alaydan irtibat heyeti yok, ne de biz gelince sora sora 49'uncu Piyade alayına doktor ile 4 erin buluşma yerinde ihtiyaten bırakarak beni sormaya gelmiş. Kapıda karşılaştık, dönüp doktor ve erleri alarak gelmesini emrettim. Yorgunluktan her tarafım bilhassa ayaklarım perişandı. Mecburen Alay komutanını bekleyeceğim. Saat 22:00-23:00 sıralarında geldi. Sabah erkenden Çatalköy ve Kayafana taranarak Çatalköy doğusundaki dağlık bölge ile kendi 3'üncü bölükleri ile aynı hizada savunma mevziileri işgal edilecek diye emir verdi. İşte bizim emrine girdiğimiz birliğin halinden ne de bizim halimizden anlayan var. Git ve orada ikinci bir emre göre ne görev varsa ifa et. Yalnız bu. Sabah gün doğmadan birliği kaldırdım. Su ikmali yaptırdım, herhalde ayaküstü bir iki lokma bir şey yediler. iki mücahit yakaladık (Kayafana'lıyı önümüze kattık, bize yol gösterecek sırtımızda yine cephanelerimiz usulen veya şeklen Kayafana ve Çatalköy'ü arayıp tarayarak ilerliyor. Zaten başka türlü olmaz. Bir Alayla dahi şehir zor aranır. Çünkü çok büyük. Ve dağ eteklerine kadar yayılmış. Asker ve rütbeli su ve yiyecek derdinde. Halen şehirde Rumlar mevcut. Zaten Alay arama ve taramayı yapmadığı için kendi sağ yanını emniyette zannetmiyor ve o yöne nöbetçiler çıkarmış. Tabi hemen yakınına iki saatlik bir yolculuktan sonra belki daha fazla istenilen yere geldik. Hemen savunma mevziilerini kazmaya yine balta ve kazma yok. Beşparmak Dağlarının boydan boya savunma ve taarruzla geçirdik. Geldiğimiz günden beri böyle iki ayı geçivor. Eratın yıkanması, temizliği, yaması, ilacı, içeceği suyu ne alıyor. Bnb. Hasan hangi

367


ALİ DENİZLİ

birine yetişsin 3 subavım ilk günde elden çıkmış yalvarıp duruyorum. ve sabrediyorum. ”114 Demektedir. Geri çekilen Rumlar, takip edilmelerini önlemek için ormanı ateşe verdiler. Alınan tedbirler sonunda yangın kontrol altına alındı. 39 ncu Tümen sahil şeridinde temizlik harekâtına devam etti, 28 Temmuz'da da Çatalköy'ü kontrol altına aldı. 26 Temmuz günü, 39 ncu Tümenin diğer birliklerinin, 27 Temmuz'da, 28 nci Tümen Tank Taburu ve Keşif Bölüğünün, 28 Temmuz'da da, 61 nci Piyade Alayının adaya intikalleri tamamlandı. 29 Temmuz'da Tnk. Bnb. Mustafa Çetiner orada esir edildiğine (kendi ifadesinden) göre Çatalköy'ün 30 Temmuz'dan evvel alınmadığı anlaşılıyor.

ONİKİNCİ GÜN BİRİNCİ VE İKİNCİ BARIŞ HAREKATI ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER 21 Temmuz 1974'te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 22 Temmuz saat 17.00'den itiba114

E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

368


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ren uygulanmak üzere ATEŞKES kararı almıştır. Burada özellikle şu hususu açıklamakta yarar var: Kıbrıs'a çıkarma, inme ve atma harekâtı başlar başlamaz, 20 Temmuz günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun toplanması için harekete geçilmiş ve 24 saat içinde Genel Kurul'un toplanması sağlan-mıştır. Birleşmiş Milletlerin tari-hinde, dünyanın herhangi bir yerindeki önemli bir olay üzerine, bu kadar hızlı harekete geçildiği görülmemiştir. Bunun biricik sebebi, halkı Müslüman olan bir devletin, çoğunluğu Hristiyan ve destekleyicisi Yunanistan olan bir devlete savaş açmasıdır. Yani bir ehlisalip –haçlı zihniyetinin yıllar sonra tekrar canlandırılmasıdır. Birinci harekâttan sonra ateş kesilmiş, barış görüşmeleri başlamıştı. İngiltere üstünlüğü ele almak amacıyla tarafların Londra'da toplanmasını teklif etti. Türkiye bu teklifi kabul etmeyince, Barış Konferansının Cenevre'de toplanmasına karar verildi. YUNANİSTAN, 3 TEMMUZ 1974'de MAKARİOS'u devirerek Cumhurbaşkanı olan Nikos SAMPSON istifa etmiş, yerine geçici olarak Glafkos KLERİDES getirilmiştir.

369


ALİ DENİZLİ

30 Temmuz 1974, günü Saat 23.30; 25 TEMMUZ'da CENEVRE'de başlamış olan ateşkes müzakereleri, Türkiye'nin ateşkesin de ötesinde, gelecekteki KIBRIS için ileri sürmüş olduğu tüm önerilerinin kabul edilmesi ile sonuçlanmıştır. Söz konusu antlaşma Türkiye saati itibariyle 23.30'da CENEVRE'deki Birleşmiş Milletler Sarayında Türk, Yunan ve İngiliz Dışişleri Bakanları tarafından imzalanmıştır.Üç ülkenin Dışişleri Bakanları 8 AĞUSTOS'ta CENEVRE'de yeniden bir araya gelecekler, KIBRIS'ın yeni statüsünü tespit edeceklerdir. 31 Temmuz - 2 Agustos 1974 , günleri Saat 15.00, yoğun diplomatik çalışmalarla geçmiş 2 AĞUSTOS 1974'de ateşkes hattı çizilmeye başlanmıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Barış gücünün Ada'daki rolünü arttırmayı hedef alan kararı kabul etmiştir.

Sınır Tespit Komisyonu (Birleşmiş Milletler Barış Gücü temsilcileriyle Genelkurmay temsilcileri), ulaşılan hatları tespit etmek üzere çalışmalara başladı. Birlikler gece karanlığından yararlanarak ve ateş etmeden önemli arazi kesimlerini ele geçirmek üzere ileri harekâta devam etti370


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ler. Komando Tugayı, KARMİ Ormanı'ndaki temizleme harekâtını tamamladı.Batı hududunu 1023 rakımlı tepenin doğusundaki boyun noktasına kadar genişletti. Bu bölge 28'inci Tümen tarafından LAPTAKARAVA istikametinde yapılacak olan harekât için büyük önem taşıyordu. 28 Temmuz'dan itibaren 3'üncü Komando Taburu SlSKİLlP Boğazı'na çıkarak boğazla SENTHİLARYON Kalesi arasındaki bölgenin düşmandan temizlenmesine başladı. Bu harekât 31 Temmuz saat 07.30'a kadar devam etti. Ve KESKİNSIRT kesiminde 1'nci Komando Taburu'yla temas sağlandı. 31 Temmuz saat 01.30'da 28'inci Tümen'e 1023 rakımlı tepenin ele geçirilmesi için emir verildi. 31 Temmuz sabahı 28'inci Tümen'in taarruzla görevlendirilmiş birlikleri SİSKİLİP Boğazı güneyine intikale başladı. 1023 R.T - LAPTA güneyi (DAĞGEÇİT) Muharebesi (31 TEMMUZ-02 AĞUSTOS 1974) : 310930 TEMMUZ 1974'de Tümen K., 1/61 nci P.A.na, ateş açmadan AYPAVLOS'tan KORNO ormanına giden stabilize yol istikametinde, sızma şeklinde ilerlemesi için emir verdi. Ancak düşman buna ateşle karşılık verince, Tb. ateş açmak zorunda kaldı ve KİREÇOCAĞI'na kadar ilerleyerek, 1023 R.T.-LAPTA arasını kesti. Durumun bu şekilde gelişmesi üzerine 2/61 nci P.A., hemen yerli otobüs, kamyon ve reolardan istifade edilerek AKÇİÇEK Boğazına getirildi. Tabur 788 R.T.914 R.T.-1023 R.T. istikametinde taarruza başladı. Bu sırada düşman AĞIRDAĞİ-AKÇİÇEK Boğazı istikametinde karşı taarruza başladı,

371


ALİ DENİZLİ

ve Komando Tugayının 1 takımını AKÇİÇEK kuzeybatısında kuşattı. Bu tehdidi bertaraf et-mek için, Tümen Tnk. Tb. ndan 1 Tnk.BI. ve 39 ncu P.Tüm. 50 nci P.A. dan 1 P.BI. ile AKÇİ-ÇEK'e taarruz edilerek düşman geri atıldı ve Komd.Tk. kurtarıldı. 2/61 nci P.A.nın taarruzu, arazinin kayalık ve sarp oluşu nedeniyle, oldukça yavaş gelişmesine rağmen, 1023 R.T. ve batısındaki isimsiz tepe 021600 AĞUSTOS 1974'de ele geçirildi. Bu harekat 2/61 nci P.A.na 14 şehit ve 18 yaralıya mal olmuştur. Tepenin ele geçirilmesinden sonra, 230 ncu P.A.dan 1 P.BI., 2 Tnk., 5 ZPT, 3 reo'dan oluşan bir görev kuvveti, 61 nci P.A:K.Yardımcısı komutasında, KARŞIYAKA istikametinde yürüyüşe geçti. Dağlık ve ormanlık bölgede tankların önde gitmesi, yolun ancak bir araç geçebilecek kadar dar olması ve gerekli keşfin yapılmayışı nedeniyle, gece yapılan bu harekatta birlik 115 R.T. civarında mayın tarlasına düştü.

Düşman ateşine de maruz kalan birliğin, 1 tankı ve 2 ZPT'si tahrip oldu ve 1 tankı da Rumların eline geçti. Harekat daha fazla gelişemedi. 1 Agustos 1974 , Kara Kuvvetleri Komutanı ve 2'nci Ordu Komutanı Ada'ya geldiler. Kendilerine Kolordu Komuta Yeri'nde brifing verildi 28'inci Tümen'in 230'uncu Piyade Alayı 1'inci Taburu ile 20 Temmuz 1974'te başlayan Ada'ya intikal hareketi 1 Ağustosla tamamlandı. 1 Ağustos günü 61'nci Piyade Alayı'nın bir taburu ve 2'nci Komando Taburu'ndan bir bölük 1023 rakımlı tepeye taarruz ettiler. 372


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

01 AĞUSTOS 1974'de 5 nci Zh.Tug.(GAZİANTEP)'dan getirilen 1 Mknz. P.BI. Tümen emrine verildi. 2 Agustos 1974, 2 Ağustos saat 16.00'da 1023 rakımlı tepe ve batısındaki isimsiz tepe ele geçirildi. 2-5 Ağustos günleri 61'inci Piyade Alayı'nın birlikleri LAPTA ve KARAVA'nın güneyindeki sırtlara yerleştiler. 5 Agustos 1974, 5 Ağustos'ta 39'uncu Tümen'in 14'üncü ve 49'uncu Piyade Alayları harekât emrine uygun olarak, belirtilen bölgelerdeki birlikleri değiştirerek yeniden tertiplenmelerini tamamladılar. 28'inci Tümen, Komando Tugayı ve Üs (Amfibi Deniz Piyade Alayı) Komutanlıklarına 5 Ağustos saat 06.30 tarihli 6 no'lu harekât emri verildi (LAPTA-KARAVA Taarruzu). 05 AĞUSTOS'ta yapılan plana göre; Komando Tugayı ile SİNA MANASTIRI doğusu-EDREMİT arasındaki kesimden, ÇAKMAK Özel Görev Kuvveti ile ALSANCAK istikametinde, 61 nci P.A. ile kuzeye doğru taarruzla kuşatma kolunun kapatılması ve çember içindeki düşmanın imhası öngörülüyordu. 6 Agustos 1974, Taarruz, sızma ve baskın şeklinde 060300 AĞUSTOS 1974'de başladı. Düşman 06.00'a kadar harekatı fark etmedi ise de bu saatte, bir telsizcinin ikazı ile durumu farkeden düşman ateşe başladı. Bunu üzerine topçumuz ve ağır havanlarımız da ateşe başladılar. Öğleye doğru batıdaki Komando Tugayı denize ulaştı ve çember kapatıldı. Bu esnada ÇAKMAK Özel Görev Kuvvetinin 2 Tb.da hedeflerini ele geçirdiler. 61 nci P.A.nın birlikleri ise, saat 15.30'da LAPTA ve ALSANCAK'a girdiler. Akşama doğru yerleşim merkezleri boşaltıldı ve köylere hakim ilk sırtlarda tertiplenildi. Gece düşman birliklerimize tekrar ateşe başladı.

373


ALİ DENİZLİ

Ateş muharebesi karşılıklı olarak bütün gece sürdü. Ertesi gün, düşmanın bir kısım takviyeler alarak, KARŞIYAKA-915 R.T.-AĞIRDAĞI hattında yeni bir savunma tertiplemeye çalıştığı görüldü. LAPTA ve ALSANCAK'a girilerek köyler düşmandan temizlendi. Kolordu Komutanı'nın taarruzun koordineli olarak yapılması konusundaki emri üzerine taarruz tekrar başladı. 2'nci ve 3'üncü Komando Taburları bölgeye sızmaya, 1'inci ve 2'nci Deniz Piyade Taburları KARAVA istikametinde taarruz etmeye başladılar. Komando Taburları'nın hızla ilerlemesi sonucu açık kalan yanların emniyetini sağlamak için 61'inci Piyade Alayı'nın kuzey istikametinde taarruz etmesi emredildi.

374


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Bu esnada taarruz eden birliklerle telsiz irtibatı devam ediyordu. Saat 07.00'de 3'üncü Komando Tabur Komutanı'nın Yarbay Zeki Doğdu ‘nun sesi duyuldu: "Denize ulaşmak üzereyim. Sağımdan, solumdan ve gerimden ateş altında kaldım, bir kısım RMM askerleri denizden ve kıyıdan yüzerek batıya kaçmaya çalışıyorlar, müdahale edilmez ise imha olacağız" diyordu. 3'üncü Komando Taburu'nun sağ gerisinden taarruz eden 2'nci Komando Taburu hızla duruma müdahale etti ve batıya kaçmaya çalışan düşman birliklerine yandan saldırdı ve imha etti. Kurtulanlar sadece denizden kaçanlar ve kuytu yerlerde saklanabilenler oldu. Taburların özellikle su ve cephane ihtiyacını karşılamak çok zor hale gelmişti. Bölgeye GİRNE-KARAVA üzerinden 3 tankla ulaşıldı.

375


ALİ DENİZLİ

Bolu Komando Tugayı 3 ncü Tabur 3 ncü Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Başel Şöyle Anlatmaktadır “Düşman Lapta ve Karava ( Karaoğlanoğlu) bölgesindeki birliklerimizi yoğun havan ve topçu atışlarıyla tesir altına almaktadır. Hele Beşparmaklar üzerinde bir 1023 rakımlı tepe var ki; üzerinde bulunan ileri gözetleyici ile bütün bölgeyi kontrol edebilecek konumdadır.Bu savaşta Rumlar’ın en etkili silahı bence havanlar olmuştur. Zaman zaman, tek timi bile hedef seçip, sıçramalarını ateş kaydırarak takip ettikleri görülmüştür. Gecenin karanlığından yararlanarak, gerekli taktik düzen içerisinde Beşparmaklar’dan kuzeye,eteklere indik. Sabahleyin, gün doğmadan başlayacak ” Lapta Taarruzu” saatini bekliyoruz.Zaman ölü,zaman durgun!.. O her vakit sel gibi akan zamanı gösteren saatin yelkovanı bile dönmüyor sanki.. Artık sessizlikten eser kalmamıştır. Her yanı silah sesleri sarmıştır. Kulakları sağır eden, sinirleri yıpratan havan,top ve makineli tüfek sesleri… Koşan,duran ve bağıran; vurulan,düşen ve haykıran insan sesleri…Bundan sonra sesler değil, sessizlik ürkütücüdür artık…Çünkü; her sesin ayrı bir anlamı vardır muharebede. Saat 14.00’ü göstermekte…Hedefin ele geçirilmesi an meselesidir”. Takımlarımla yaptığım görüşmelerden gelişmenin sevindirici, başarının yakın olduğunu anlıyorum. Bir huzur kaplıyor içimi… Şimdi 1.nci Komd.Takım bölgesinde, hedefe bir dil gibi uzanan tepeciklerden birinin üzerindeyim. Buradan daha iyi görüyorum gelişmeleri. Emirler veren, astlarını gayrete getiren, onlarla aynı şartları yaşayan subaylarım, astsubaylarım…Emirleri yerine getirmek için heyecanla koşan,sıçrayan,mevzi değiştiren askerlerim “…Hedefte mavi renkli bir bayrağın dalgalandığı ilişti gözüme. …Daha da kabardı hedefi ele geçirme isteğim… Çünkü; burada ay-yıldızlı albayrağım dalgalanmalıydı!...” “Ah!...Yandım!..” diye bir ses duyuyorum.O da ne?.Habercim iki büklüm yere yıkıldı.Karnından vurulmuştu Onb. Cemilim…Yarası da oldukça ağırdı.İlk yardım yapılırken teselliye çalıştım. Sırtındaki telsizi Himmet Aladadağ’a başka bir ere verdim.

376


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Görev devam etmekteydi.Görev; belirtilen zaman içerisinde hedefin ele geçirilmesiydi. Komşu birliklerin emniyeti de bu görevin sonucuna bağlıydı… Unutulmamalı ki; benim ilgilenmem gereken 200 tane daha Cemil’im vardı. Hafif yaralı bir eri yanına bırakıp, “sakın su içirme! “ diye sıkı sıkı tembih ettim. Oradan uzaklaşırken Cemil’in; “Beni burada bırakma Komutanım!.” diyen sesini duydum. “…Beni burada bırakma komutanım,Bolu’da, dağda, bayırda senin yanındaydım .Beni yalnız bırakma.. ” Belli ki panik içindeydi, yalnızlık duygusu acısını bile bastırmıştı. Orada,oracıkta ölüp kalacağını sanmıştı belki de. Kısa bir süre sonra sedyeci erler gelip Cemil’i ve diğer yaralıları tahliye ettiler.Ancak,Onb.Cemil’in“Beni bırakma!.”diyen sesi hala kulaklarımdaydı“komutanım,beni bırakma!.”Bölüğümün üstün gayretiyle hedefimiz ele geçirilmişti.Biliyorduk ki; Zafer gayrete aşıktır…Aradan günler geçti…Şehitlerimiz oldu,yaralılarımız oldu…Ama Cemil’in sesi gitmiyordu kulaklarımdan!...Acıyla kıvranan bir yüz ve hep “Beni bırakma komutanım!” diyen bir ses.… Sahi, Cemil ne olmuştu?..Ağır yaralı olarak Anavatan’a gönderilen Cemil’den değişik haberler gelmekteydi. Bir gün “ kurtulmuş” diye gelen haber, bir müddet sonra “Bitkisel hayata girmiş” diye geliyordu. Başka bir gün de “kaybettik” diye… Aslında kurtulmuştu ve “GATA’da yatmaktaydı” Cemil… Sanırım 4-5 ay sonra görevli olarak Anavatan’a geldim. Ankara’ya iner inmez ilk işim Gülhane’ye gitmek oldu. Onbaşı Cemil’i buldum. Çaycı yapmışlar…Haber vermeden çay ocağına girdim ,yavaşça kulağından tuttum; “Ben seni yalnız bırakır mıydım Cemil?” dedim… Cemil şaşkın, Cemil sevinçli…Cemil ne yapacağını bilemez durumda… Ellerime sarılıyor, ellerimi öpüyor. Gözyaşlarıyla ıslanan elimden ağladığını hissediyorum. Kesik kesik devam ediyor; ”Acıdan…acıdandı komutanım… Acıdan ne söylediğimi bilemedim… Beni bağışla komutanım… Sen benim babamsın … ve öyle kalacaksın!...” 115 Diye anlatmaktadır. 6 AĞUSTOS 1974'de, Ateşkes hattı için geçici anlaşma sağlanmış ve ikinci CENEVRE konferansı için TÜRK tezi açıklanmıştır.Buna göre; Anayasa meselesi çözümlenmelidir. TÜRK'lere güvence sağlanmalıdır. İstekler kabul edilmezse harekata devam 115

Hatıraları elden Kur.Alb. Ali Denizli’ye verilmiştir.

377


ALİ DENİZLİ

edilecektir, (bu madde açıklanmamıştır.) Buna karşılık YUNAN tezi ise; birinci görüşmelerde alınan kararların uygulanmasının istenmesi ve Anayasal değişikliklerin teknisyenler seviyesinde görüşülmesi gerektiğini ihtiva ediyordu. 61 nci Piyade Alay komutanı Kurmay Albay Şinasi Can Şöyle Anlatmaktadır “Sayın Kurmay Albay Şinasi Can , beni devamlı telefonla aramakta olup , nezaket gösterip, 2 mektupla, anılarını yazarak bana göndermiştir. Kendilerine teşekkür ve şükranlarımı sunarım. Kıbrıs Barış Harekatı için yazılan yayınlar için şöyle değerlendirmektedir; Bazı yazarlar, Kıbrıs Barış Harekatı gibi büyük bir savaşı, sanki milli maçı radyodan dinleyerek yazan ve yorum yapanlardır.

Hiçbir şekilde ateş muharebelerine girmemişler kulağının dibinden düşman mermisi geçmemiş, birisi o çarpışmalar konusunda yorum yapamaz. Yaparsa, kitabının ilk 3 sayfasını bakılır ve atılır.

378


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Kıbrıs Barış Harekatında, ateş muharebesi'ne girişmiş, şehit vermiş en uç bölgede savaşan bir komutan olarak üzüldüğüm tek nokta, uğruna çok emek verdiğim Alayımın o koskoca 300 -400 sayfalık kitabınızın içinde ismimin geçmeyişidir. Ancak, bir taraftan da ,sana hak verdim. 28 nci Tümen mensuplarından hiçbiri bugüne kadar bir kitap yazmamış , dolayısıyla sen de 28 nci Tümenin ve ast birliklerinin harekatı konusunda doğru bir fikir elde edemedin. İleri hatlarda, muharebeye girişmişiz, ne düşman hakkında, ne arazi hakkında ne de kiritik arazi arızaları hakkında, ne düşmanın mevzileri ateşli silahları hakkında en ufak bir bilgi edinemedim “1023 RKT. tamamen kendi insiyatifimce taarruz ederek ve 6 ncı P.Bl. nü görevlendirerek elde ettik. Lapta - Karava muharebelerinde bir Piyade Alayı olarak dağlarda muharebe ettik. Taarruz ediyoruz, topu topu bir tane 12.7 mm. lik makineli tüfeğimiz var jeep'e monteli , bir de 106 mm.lik havan , kariyerde,sonradan öğreniyorum ki bizimle batımızda bir komd Tb. da Lapta - Karaya taarruz etmiş. Komando Taburu bizden önce Vasili'ye ulaşmış da 61 nci Alay geride kalmış. Alay LaptaKarava kasabalarının en meskun olan bölgesine elindeki sadece piyade tüfeği ile taarruz ediyor. Karşısında bir müstahkem mevki var. Yani oteller, kilise, okullar var. Pencerelerinden ağır makineli tüfek ve 12.7 mmlik uçaksavarlarla, açık arazide benim birliğimi ilerletmemeye çalışıyorlar. Komando Taburunun önündeki hedeflerin ne kadar yumuşak olduğunu hedefleri gezerken gördüm. Halen dağda bulunan tank olayı bütünüyle , Tümen komutanının fikri olup, benden sadece Alay K. Yrd. istemiştir. Özel Görev Kuvveti diye adlandırılan birlik tamamen 230 ncu piyade Alayı Kh.Bl. erlerinden müteşekkil olup. başlarında yeni atanmış araziyi bilmeyen, belkide elinde silahı olmayan subaylardan müteşekkil idi. Bu birliğin başarısız olacağı başından belli idi . Ama Tümen Komutanına söyleyemedik. Şimdi şayet bu başarısızlık benim bölgemde olduğu için bana yükleniliyorsa çok büyük haksızlıktır.116 “ demektedir.

116

E. Kurmay Alb. Şinasi Can ( 61 nci Piyade Alay Komutanı ) yaşı .86, 13 Ağustos 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

379


ALİ DENİZLİ

14 ncü Alay 1 nci Tabur 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Şükrü Tandoğan Şöyle Anlatmaktadır : 05 Agustos 1974, Taburu-muza bulunduğumuz bölgeden doğuya intikal emri verildi. 05 Temmuz l974'de 14 ncü P.A.yı düşmanla temasta olan 28 nci P.Tüm. 230 ncu P.A.'dan cephe görevini devraldı. Düşmanın savunma hattı, Kutsevendi Köyü-İngiliz Tepe- Kara TepeMiamilea-Lefkoşe idi. 14 ncü P.A. yi kuzeyden güneye 1 ve 2nci taburlar birinci hatta olmak üzere temas hattında tertiplendi, 1 nci P.Tb.'u birinci hatta sadece bölüğüm olmak üzere tertiplenmişti.Bölüğümün cephesinde mahruti çadır gibi yükselen ve etrafa hakim olan İngiliz Tepe bulunuyordu. Bana cepheyi teslim eden Bl.K.'nı düşman ve arazi hakkında gerekli bilgiyi vermişti.Düşman genel olarak İngiliztepe, Karatepe ve diğer hakim tepelerde, tepeler hattında mevzilenmişti. Düşman mevzileri arasında büyük boşluklar mevcut idi. Düşmanın İngiliztepe'nin batı yamacına devamlı mayın döşediğini görüyorduk. Alay hedefi, İngiliztepe ve Karatepenin ele geçirilmesiyle Lefkoşe - Magosa yolu zırhlı birlik harekatına elverişli hale gelecekti. Bu nedenle düşman bu bölgeye çok önem vermiş ve tahkim etmişti. Daha sonra bu mayınların antitank mayınları olduğunu gördük. Düşmanın savunma hattı İngiliztepe'den sonra batıya doğru, yani savunma mevzilerimize doğru kıvrılarak bir çıkıntı yapmakta bilahare tekrar güneye uzanmaktadır. 2 nci P.Tb. sorumluluk bölgesinde kalan bu çıkıntıdan düşmanın yan ateşine maruz kalacağımız muhakkaktı. Bölüğümün cephesinde tahminen 100-120 civarında düşman askeri vardı.Bölüğümün temas hattı, aynı zamanda Beşparmak Dağı'ndan Lefkoşe'ye giden karayolu idi. Bu yol bölüğümün sorumluluk bölgesini terk ettikten sonra düşmanın görüş ve ateş sahasına girmekte, bilahare düşman bölgesinde kaybolmakta idi. Bu yoldan yanlışlıkla araç geçmemesi için yola taş döşeyerek engel teşkil ettirmiştim.

380


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Temas hattından asıl hedefimiz olan İngiliz Tepe'ye olan mesafe 2400 metre idi. Bölüğümü bir piyade takımı muharebe ileri karakol hattında, iki piyade takımı asıl muharebe hattında olmak üzere tertipledim. Arazi taarruzi harekata elverişli İdi, Savunmada irtibatı soldaki birliğin sağlaması gerekirken, Solumuzdaki komşu alayın (49.P.A.) bölüğü ile gerek temas hattında gerekse taarruzda hiçbir irtibatım olmadı. Bu birlik ile aramızda 2 kilometre boşluk vardı. Bu boşluğun düşman tarafında da düşmanın birlikleri yoktu. Bu boşluktan olası bir düşman sızmasına karşı gözetleme ve dinleme postalan çıkarttım. 08 Agustos 1974, Saat 12.00, Temas hattında, 08 Ağustos 1974 günü öğle vakti, aniden, düşmanın yoğun havan ve makinalı tüfek atışına maruz kaldık. 2 adet havan mermisi 2 nci Piyade Takımının tam mevzilerinin üzerine isabet etti. Ağır silahlar da dahil olmak üzere derhal ateşe karşılık verdik. Çatışma yarım saat devam etti. Çatışmadan hemen sonra 2 nci P.Tk. nın verdiği tekmilde, düşman havan atışı sonucu takımında zayiat olmadığını bildirdi.Takım komutanı asteğmen, çatışmadan 10 dakika önce mevzide gözetleme personeli bırakarak takımın diğer personelini sıcaktan korumak için, mevzilerin gerisindeki bir kayalığın gölgesinde dinlendirdiğini bu nedenle zayiat verilmediğini ifade etti. Takımın zayiat vermemesi büyük bir tesadüf idi. Çünkü havan mermileri 3 mevziyi tamamen tahrip etmişti. Bu çatışmaya, Tüm.İs.Tb.'na ait bir Reo aracının yanlışlıkla düşman bölgesine geçmesi neden olmuştu. Araç komutanı Yüzbaşı, düşmanı son anda fark edince, aracı durdurmuş, aracın hareketini takip eden Rumlar da aracın geriye dönüşüne mani olmak için araca ateş etmeye başlamışlar. Daha sonra atışlar bütün bölük cephesine yayıldı. Halbuki ben, bu yoldan araç geçmemesi için yol üzerine taş dizdirerek engel teşkil ettirmiştim. Söz konusu araç engeli görmesine rağmen engeli zorlayarak, etrafından dolaşmış ve civarındaki mevzilerde bulunan erlerin de ikazlarını, tahminen motor gürültüsünden duymayarak yola devam etmiş ve düşmanın yakınına, görüş ve ateş sahasına girmiştir. Terk edilen bu araç düşmana çok yakındı ve etkili ateş sahası içinde idi. Aracı ertesi gün Barış Gücü vasıtasıyla aldırdık. Bu arada düşman havan atışlarındaki tam isabet de dikkatimi çekmişti. Bu çatışmadan alınacak çok ders olduğunu düşündüm. Bölüğüm ilk defa düşman ateşine maruz kalmıştı. Bir nevi mermi yağmuru altında, personelde kısa süreli bir şaşkınlık yaşandı. Bu çatışma, şimdiye kadar 381


ALİ DENİZLİ

göremediğimiz eksikliklerimizi de ortaya çıkarmıştı. Bazı personelin düşman ateşinden etkilenmemek için ateş etmede tereddüt ettiklerini, bir kısmının da mevzi içinden başını kaldırmadan silahını hedefe kabaca tevcih ettiklerini fark ettim. Bu eksik ama çok önemli yönümüzü ancak bu tür bir çatışmada görebilirdik. Bir askerin çok iyi bir nişancı olması, eğer muharebede silahını hedefe tevcih edemiyorsa bir anlam taşımamaktadır. Askerde aranan en önemli üç özelliğin, "Tüfek, Kürek, Yürek" olduğu kıt'ada bize ilk öğretilen bir konu îdi. Yani savaşta "yürek" ön plana çıkıyordu. 2 nci harekatta benzeri durumun yaşanmaması için personele bu konuda gerekli ikazı yaparak uyardım. Kısa süreli de olsa olası bir şaşkınlığı, ürkekliği önlemek için, her askerin kulağı düşmandan gelebilecek mermi sesine aşina olmalıdır. Bu nedenle, sızma parkurunda yapılan eğitimin savaşta çok önem taşıdığını düşünüyorum. 2 nci Harekatın yapılacağına kesin inanıyorduk. Tüm hazırlıkları ikmal etmiş, taarruz saatini bekliyorduk. Savaş bir ölüm kalım mücadelesi. Şehit olmak, yaralanmak veya sağ kalmak, savaşta her askerin karşı karşıya kaldığı olgulardır, askerin yazgısıdır. Bunlardan daha önemli olan husus ise, verilen muharebe görevini başarı ile yerine getirme olgusu, sorumluluğudur. Şehit olanın, yaralananın yerine takviye yapılır, fakat yenilginin telafisi olmaz. Savaşta asker kendisini yalnızlık içinde hissetmeme!i, karamsarlığa kapılmamalıdır. Sıralı komutanlarınca gerekirse mevzilerinde de İlgilenilmelidir. Düşman, uçaksavar ve makinalı tüfeklerini tepe hatlarına mevzilendirmişti. Düşman personeli, mevzilerinde oldukça disiplinsiz hareketler sergiliyordu. Geceleri ateş yakıp, çalgılı - şarkılı eğlence düzenlediklerini hayretle İzliyorduk. 20 Temmuz'dan beri verdikleri zayiat sanki hiç umurlarında değildi.”117 Diye anlatmaktadır. 13 Agustos 1974, Saat 20.40, 13 AĞUSTOS 1974'de TÜRKİYE'nin vermiş olduğu mühletin bitimine yakın, saat 20.40'da konferans tekrar toplanmıştır. KLERİDES, toplantıda "iki ayrı federal devleti kabul edebileceklerini, ancak iki ayrı bölgesel hükümetin kalması gerektiği bildirilmiştir. YUNANİS117

Hatıraları elden Kur.Alb. Ali Denizli’ye verilmiştir.

382


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

TAN ve KIBRIS RUM yönetiminin 36 ve 48 saatlik mühlet istekleri kabul edilmemiştir. İkinci Cenevre görüşmelerinde "Uzlaşmaz Yunan görüşleri ile", 13 Ağustos Salı akşamına gelindi. Türkiye'de, bu görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı kanaati çok-tan hasıl olmuş ve 2 nci Barış Harekâtı için Ada'da ki birlikler tüm hazırlıklarını tamamlamışlardı. Cenevre'de Türkiye'nin gö-rüşlerini kabulü için verdiği mühlet bu akşam sona eriyordu. Zaten Ankara, önerimiz kabul edilmediği takdirde, toplantının Türkiye saati ile en geç saat 01.00’de bitirilmesi talimatını göndermişti. Saat 02.20 (Zafer Parolasının geçerli olmasına sa-dece 10 dakika kaldı) Ve saat 02.30 yani 14 Ağustos 1974 saat 02.30 Cenevre'den Ankara'ya "AYŞE TATİLE ÇIKSIN", Ankara'dan Kıbrıs'a "ZAFER KODUNU UYGULAYIN" mesajlarını ileten teleksler harıl harıl çalışmaya başlıyordu.118 Konferans bu gelişmeler üzerine dağılmış ve daha önceden tesbit edilen "AYŞE TATİLE ÇIKSIN" parolası ANKARA'ya iletilerek, 14 AĞUSTOS 1974'de ikinci barış harekatı başlamıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi "Ateşin kesilmesi ve konferansın devamı" için karar almış, YUNANİSTAN NATO'nun askeri kanadından çekilmiştir. 14 Ağustos'a kadar olan süre içerisindeki önemli olaylardan biri de K.T.B.K. Komutanlığındaki değişikliklerdi. Ağustos'un ilk haftası general terfileri gerçekleşmişti. Kolordu Komutanı Nurettin ERSİN Orgeneralliğe, 39'uncu Tümen Komutanı Korgeneralliğe, yükselmişlerdir. Orgeneral N. ERSİN, Yüksek Askeri Şura üyeliğine, yerine de Korgeneral Bedrettin DEMlREL atanmıştır. Yükselme sırasındaki albayların hiçbiri general olmaya layık görülmemişlerdir!119

118

Kalelioğlu , age., s.67-72.

119

Sever, age., s.212.

383



KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM İKİNCİ KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI (14-16 AĞUSTOS 1974)

I. İkinci Barış Harekatının Başlama Sebepleri Türkiye'nin İkinci Barış Harekâtı'na başlamasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz; A. Siyasi Sebepler; 1. Kıbrıs sorununun halli için Türkiye'nin götürdüğü teklifler, hatta verdiği tavizler dahil, Cenevre'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ve Kıbrıs Rum Lideri tarafından kabul edilmemişti. 2. Rumların kuşatması altında tutulan birçok Türk köyü etrafındaki çemberin giderek daralmış ve bu köylerin imha olma tehlikesi belirmişti. B. Askeri Sebepler; (1) Ulaşılan hat, Ada'da mevcut Türk Ordusu için emniyetli bir hat değildi ve 25.000 kişilik bir kuvvet çok dar bir bölgede sıkışıp kalmıştı.Yapılan keşiflerden, düşmanın, yığılan birliklerimize, yandan bir 385


ALİ DENİZLİ

karşı taarruz yapmak üzere büyük kuvvetler toplamaya çalıştığı tespit edilmişti. Bu durumdan kurtulmak ve cephaneleri tükenmiş, ölüm kalım savaşı veren Kıbrıs Türk birliklerine ulaşmak için ikinci harekât kaçınılmaz olmuştu. 3. 2 nci Cenevre Konferansına teklif olarak götürülen 10 km.lik güvenlik kuşağı Yunan heyetince kabul edilmemişti. Bütün bu sebeplerle başlatılan ve 2 nci Barış Harekâtı, Gelişecek muhtemel durumlar dikkate alınarak, daha önceden hazırlanmış bir plâna istinat ediyordu. Önceden "Atma-4 Plânı" olarak isimlendirilen plân, tâdil edilerek "Atma-4 Tâdil Direktifi" olarak 14 Ağustos 1974'te, saat O400'de uygulanmak üzere birliklere yayınlandı. Plan'ın yürürlüğe girmesi için kod kelimesi "ZAFER" girmemesi için "TEMEL"di. Bu plân gereğince; 28 ve 39 ncu P.Tüm.'leri Mağusa istikametinde taarruz edecek, Lefkoşa Sancağı ve KTKA K.lığı bu taarruzun Güney yanını aktif bir şekilde koruyacak, komando Tugayı ise Batı kesimini savunacaktı. Kor. ihtiyatı olarak ayrılan Hv. İnd. Tugayından birer Tb. motorlandırılacak, 28 ve 39 ncu Tümenlerin Zırhlı Muharebe G/K'larının takip ve destek kuvvetlerini teşkil edeceklerdir. Harekâtın birinci safhasında 14 ve 230 ncu P.A.larının hedeflerini ele geçirmelerini müteakip her iki Tümenin Zh.Muh. G/K.leri muharebeye sokulacak ve Lefkonuk-Kondea hattına ulaşılacak, ikinci safhada ise Mağusa ve Boğaz Deniz Üssü ele geçirilecekti. 4 no'lu ZAFER Harekât plânı birliklere yayınlandı.120 II.

2 NCİ KIBRIS BARIŞ HAREKATI 1 NCİ GÜN 14 AĞUSTOS 1974

Saat 04.15, ZAFER parolası 14 Ağustos saat 04.15'te alınmış ve Kolordu birliklerine saat 04.20'de ulaştırılmıştır. Saat 06.10, Hava Kuvvetleri'nin harekâtı gecikmeli olarak saat 06.10'da başladı. Saat 06.55, Topçunun taarruz için çok önemli olan hazırlık ateşinin 06.55'te başlamasının ardından, saat 07.10'da taarruz başladı. Kıbrıs Kolordusunun, taarruz eden birlikler, kuzeyden güneye doğru; 39'uncu Tümen, kıyıda, 50'nci P. Alayının 3'üncü Taburu, gerisinde 1'inci Deniz 120

Kalelioğlu, age.,s.73.

386


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Piyade Taburu, BEŞPARMAK Dağlarında BATMAN J. Komando Taburu, 49'ncu Mknz. P. Alayı. 28'inci Tümen bölgesinde 230'uncu P. Alayı birlikleri Taarruz Çıkış Hattını geçtiler. Bu andan itibaren de Rumların topçu ve havan ateşleri başladı. Saat 08.00 , Taarruzun başlangıcından itibaren ilk yarım saat oldukça hızlı cereyan etti. R.M.M. Emniyet Kuvvetleri geri çekilmeye başladı. Saat 08.00'den itibaren Rumların güçlü bir direnişi ile karşılaşıldı. Zira R.M.M.'nin asıl savunma mevzilerine çatılmıştı.

A. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI 14 AĞUSTOS 1974 BİRİNCİ GÜN 1. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır Saat 05.30 , Bedrettin Paşa saat tam 05.30'da gözetleme yerine çıktı. Düşmanın gerilerde ikinci bir mukavemet hattında tutulmasına meydan vermeden süratle ileri harekete geçmemiz lazımdır. Bunun için ateşkes emrinin birliklere ulaştırılmaması önemlidir. Çünkü talimnameler böyle demekledir. Düşman mevzilerindeki büyük heyecan ve kopan kıyametleri görür gibi oluyordı Sığınacak yer arıyorlardı. Düşman subay ve erlerinin canlarını kurtarmak için derelere sığındığı387


ALİ DENİZLİ

nı, silahlarını bıraktığını veya son süratle sağa sola kaçıştıklarını tasavvur ediyordum. Halbuki taarruzumuzdan önceki günlerde düşman mevzilerinin yüksek tepelerin de kadın kılıklı düşman askerlerinin bizim mevzilerden görülecek gibi oynadıklarını dürbünle seyretmiştik. Artık bugün aynı manzaraları göreceğimizi sanmıyordum. Beklediğimiz an gelmiş, 14 ağustos 1974 sabahı güneş, bizim için bir zafer sembolü gibi yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Bedrettin Paşa, Bora Özel Görev Kuvveti komutanı General Hakkı Borataş'ı özlemişti. Onu 13 ağustostan beri görmüyordu. Gözü kulağı general Borataş'ın "harekât başarıyla bitti" haberindeydi. Heyecan veren iki kelime, Saat 10.30 , olmuştu. Tuğgeneral Borataş telefonla aradı. Bora Özel Görev Kuvvetinin hazır olduğunu bildiriyordu. Telefon başında biraz heyecan ve tereddüt geçirdikten sonra "Durum elverişli mi?" diye sordum. Doğruladı. Ben de "Harekâta başlayalım" dedim. Uzun askerlik hayatımda, beni en çok heyecanlandıran bu iki kelime ve bundan sonra yaşadığım dakikalar olmuştur. 39 ncu Tümenin çevik taarruz grubunu, iki kelime ile savaşa, taarruza ve ölüme sevk ediyordum. İnaçlı ve mutluydum. Çevik kıtanın başında çok güvendiğimiz General Borataş bulunuyordu. Çevik kıtada bulunan subayların hepsi 20 temmuzdan beri savaş tecrübeleri kazanmışlardı. Saat 09.20'de, 14'ncü P. Alay bölgesindeki İNGİLİZ Tepe (234 R.T.) hâlâ direniyor. 09.30'da, HAMİTKÖY BÖLGESİNDEKİ 28'inci Tümen Komutanı, KARA Tepe bölgesinden düşmanın yan ateşine maruz kaldıklarını, zayiat vermeye başladıklarını, bulunduğu yere düşen havan mermilerinin oluşturduğu toprak yağmuruna yakalandıklarını bildiriyordu.09.40'ta 14'ncü P. Alay Komutanı İNGİLİZ Tepe ve KARA Tepeyi ele geçirmek için tank desteği istedi. Saat 10.15, de Alay Komutanı tepenin düştüğünü bildirdi. 10 dakika sonra 49 Alay Komutanı bölgesindeki BAYRAK Tepe (Barış Gücüne ait barakanın olduğu tepe) ele geçirildi. Saat 10.50'de BORA

388


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

ÖZEL GÖREV KUVVETİ, BEYKÖY-SERDARLI istikametinde süratle daldı. (Kendi ifadelerine göre) Saat 11.00'de, 14'üncü P. Alay Komutanı İNGİLİZ Tepenin ele geçirildiğini, düşman personelinin silah ve araçlarını terk ederek kaçmaya başladıklarını bildirdi. BORA ÖZEL GÖREV KUVVETİ saat 16.30'da SERDARLI'ya ulaştı. SANCAKTARLIK birlikleri ile birleşme gerçekleşti (Saatte üç kilometre hızla.)

Saat 13.30, 49 ncü Mknz.P.A. saat 13:30'da GÜNGÖR bölgesine kadar ilerlemeye muvaffak olmuş, Jandarma Komando Tb.u taarruz bölgesindeki ormanın yanmaya başlamasından dolayı fazla ilerleyememiştir. Saat 13.40, Tümen başarıdan faydalanma kuvvetinin harekatı ise büyük bir süratle gelişerek bu kuvvet saat 13:40'da SERDARLI bölgesine ulaşmaya muvaffak olmuştur. Saat 13:40'a kadar yapılan muharebeler neticesinde 49 ncü P.A. dan 2 şehit, 5 yaralı, Jandarma Tb. undan 7 şehit, 12 ve yaralı verilmiştir. Kuzeyde (Kıyı) ÇATALKÖY BÖLGESİNDE, 50'nci P. Alayı Deniz P. Taburunun desteğinde, taarruz ederek, saat 16.30'da ARAPKÖYÜ ele geçirdi. VOLKARİN-TEKNEÇİK istikametinde doğuya doğru ilerlemeye devam etti. Saat 19.00'da Kolordu Komutanlığından, BORA ÖZEL GÖREV KUVVETİNİN KUZEYDE Akatu boğazından güneye doğru LEFKONUK-PERİSTERONA-HATTINDA (AKATU'dan güneye devam eden yolun batısı) tertiplenmesi emredildi. Eğer bu hatta ulaşılmamışsa, SERDARLI Sancağının en doğu hududunda bu tertibi alması emredildi.

389


ALİ DENİZLİ

1. 14 ncü Alay 1 nci Tabur 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Şükrü Tandoğan Şöyle Anlatmaktadır 13 Agustos 1974, “ İkinci Harekat emrini 13 Ağustos 1974 gecesi, telefonla bizzat ben aldım. Taarruz emrinde; hava taarruzunun 14 Agustos 1974 saat 05.45'de başlayacağı, topçu ve havan hazırlık ateşlerine müteakip, 06.30'da, T.Ç.H.'nın geçileceği belirtilmişti. Anılan saatte uçaklar gelmedi. Daha doğrusu gelmeleri de mümkün değildi. Çünkü o saatte yani 05.45'de hava henüz aydınlanmamıştı. Uçaklar ancak havanın aydınlandığı, yani gelmeleri gereken saatte 06.45 civarında hedef bölgesine geldiler. Bana bildirilen taarruz saati ile uygulanan taarruz saati arasındaki farkı anlamış değilim. (Türkiye ile Kıbrıs arasındaki 1 saat fark nedeniyle) Komutanlara İngiliz Tepe'nin gerisinde, düşmanın bir tabur kadar kuvvetiyle tıkama mevzi işgal ettiği arz edildi. İngiliz Tepe'ye taarruz edecek bölüğün komutanı olarak, o ana kadar, düşmanın bu taburundan haberim yoktu. Bu bilgi beni çok şaşırtmıştı. Alay Komutanım. "Şükrü senin gördüğün doğru olandır" şeklinde konuşmuştu. Sanırım bu taburdan, Alay ve Tabur Komutanlarımın da o anda haberi oldu. 390


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Nitekim İngiliz Tepe'yi ele geçirdikten sonra böyle bir birliğin olmadığı kesinlik kazanmıştı. Söz konusu tabur hakkında, komutanlarımın sorularına muhatap olmadığımdan ve bu bilginin yeni olabileceğini düşündüğümden sessiz kalmayı tercih etti. Uçak taarruzunun başlamasıyla birlikte temas hattında düşmanın yoğun ateşine maruz kaldık. Temas hattından taarruz ede-cek birlik 30-45 dakikalık bir hazırlık ateşi süresince, düşmanın sabit bir hedefi haline gelmekte ve yoğun bir şekilde ateşine maruz kalmaktadır. Saat 07.30, Bölü-ğüm, 07.30'da temas hattından taarruza başladı. Taarruz yaklaşık 4 saat sürdü. Başlangıçta, uçak ve topçularımızın atışlarında hedef bölgesinde tam İsabet kaydedildiğini söylemem mümkün değil. Mermiler genelde hedef gerisine düştü. Ateş gücümüz düşmana nazaran oldukça fazla olmasına rağmen, düşman silahlan etkili bir şekilde baskı altına alınamadı. Bu nedenle bölüğümün taarruzu yavaş ilerÜyordu. Mevcut ateş gücümüze göre, sadece hazırlık atışı ile de düşmanın tamamen imha edilmesi mümkündü. Uçak dahil bütün destek silahların, düşman hedeflerini taarruzun hemen başında imha etmesi veya tesirsiz hale getirmesiyle, piyade birliklerinin taarruzunun hızla gelişeceği aşikardır.

391


ALİ DENİZLİ

Saat 11.30, İlerleyen saatlerde, düşmanın savunma azmi ve direnci kırıldı. Bölüğüm saat 11.30'da hedefi olan İngiliz Tepe'yi ele geçirdi. Hedefte sivil giyimli, 25-40 yaş gurubundan 50 civarında düşman ölüsü de ele geçirildi. Düşman personelinin atışlarını değerlendirdiğimde, teknik olarak silahları çok iyi kullandıklarını, ancak taktik anlayıştan mahrum olduklarını söyleyebilirim. Öyle ki, biz hücum mevzine geldiğimiz halde, bazı silahları temas hattındaki mevzilerimize ateşe devam ediyordu, Hedef ele geçirildikten sonra İhtiyat Bölüğü (3 ncü P.Bl.) üzerimizden aşarak ileri harekata devam etti. Kısa süreli yeniden tertiplenme ve düzenlenmeye müteakiben taktik intikalle 3 ncü P.Bl.'nü takiben Değirmenli Köyü batısında Tabur toplanma bölgesine intikal ettik. Harekatta 2 erim yaralanmıştı. Zayiatımızın az olmasında arazinin engebeli yapısının da önemi vardı.”121 diye anlatmaktadır. 2.

BATMAN 1 NCİ JANDARMA KOMANDO T ABUR KOMUTANI JANDARMA BİNBAŞI BEKİR SITKI TUNCER ŞÖYLE ANLATMAKTADIR “2'nci Barış Harekatı başlamadan bir gün önce taburumuza Beşparmak Dağları'nın doğusu, batısı ve kuzeyi olmak üzere tüm dağdaki düşman hedeflerinin temizleme görevi verildi. Dağ çok sarp ve makilik ve dikenli olup, karşımızdaki düşmanın 3 veya 4 alay kuvvetinde olduğu ayrıca 1. Kom. Alayında olabileceği istihbar edilmişti.14 Ağustos sabahı uçakların bombardımanı sonrasında taarruza başladık. Karşımızdaki düşman mevzileri tamamen betonarme idi. Bizim silahımız G3 piyade tüfeği idi. Dağdaki düşman hedeflerine topçu ateşi ve uçak bombardımanı yapılamıyordu. Çok büyük bir direnişle karşılaştık. Mayınlı sahalardan geçerek taarruzumuza devam ettik. 3 gün süren taarruz boyunca muhabere yapamadık ve Beşparmak Dağları'ndaki sert mücadelede bir astsubay (Ast. Sb. Çvş. Kemal Dere) ile 11 erbaş ve erim şehit oldu. Ayrıca 18 Erbaş ve erde ağır yaralandı. İlk müdahaleyi bölük ve tabur sıhhiyelerine yaptırdıktan sonra geriden gelen sıhhıye ekipleri hastaneye götürdüler. Düşman ateşi altında ilerlememize devam ettik ve hedeflerimi121

E. P. Alb. M.Şükrü Tandoğan (39 ncu Tümen 14 ncü A. 1 nci Tb. 2 nci. Bl. K.) yaşı 67, 18 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

392


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

zi aldık. 3 gün sonra emrinde olduğumu tümen komutanı Tümgeneral Bedrettin Demirel ile ancak karşılaştım. Beni ve taburumu kutladı ilk takdirnameyi verdi. Daha sonra harekâta Karpas bölgesi dahil Kuzey Kıbrıs (Beş Parmak Dağları) temizleme harekâtı olarak devam ettik. Görevimizi yapmanın mutluluğunu tam manasıyla şehitlerimizden dolayı tadamadık. Harekâtın başından sonuna kadar Kolordu, Tümen, Alay ve J.Gn. Kom. lıklarından şahsıma ve taburuma takdirnameler verildi. Harp sırasında 800 kadar asker esir ile 10 bin civarında sivil halkı teslim aldım ve üst makamlara teslim ettim. Ayrıca ele geçirdiğimiz 20-25 kamyon silah teçhizat muharebe malzemesi ile cephaneleri de üst komutanlıklara teslim ettim. ” 122Diye anlatmaktadır. B. 28 NCİ MOTORİZE TÜMEN HAREKATI 14 AĞUSTOS 1974 BİRİNCİ GÜN Tümenin hedefi ERCAN-PAŞAKÖY - PİRAN-DÖRTYOL bölgesi idi. Bu plan harekat sırasında alındı. Tümene MAGOSA'nın Türk kesimi hedef olarak verildi. Harekatın başlatıldığı 7-1 No.lu plana göre, Tümen Tank Tb. Kolordu emrine veriliyor, Zırhlı Birlik Okulu Gösteri ve Tatbikat Alayı ile 2 nci Prş. Tb.da Tümen emrine veriliyordu. Düşman cephesi, SANAYİ BÖLGESİB.KAYMAKLI arasından yarılarak, 230 ncu P.A. tarafından SANAYİ BÖLGESİ ele geçirilecekti. Daha sonra, Gös. ve Tatb.A., takip ve desteğinde 61 nci Mot. P.A. ve 2 nci Motorlandırılmış Prş. Tb. olduğu halde, 230 ncu P.A. birliklerinin üzerinden aşarak, ERCAN hava 122

Gökhan, age., s.347.

393


ALİ DENİZLİ

alanı ve köyünü ele geçirecekti. Bu bölgenin 61 nci P.A.na tesliminden sonra Gös.ve Tat.A. ile 2 nci Motorlandırılmış Prş. Tb. ileri harekatına devamla PAŞAKÖY bölgesi ele geçirilecek ve burası da 2 nci Prş.Tb.na teslim edilerek, son olarak PİRAN-DÖRTYOL bölgesi ele geçirilecekti. Harekat sırasında, gelecek olan, 7-2 No.lu plana göre son hedef MAGOSA'nın TÜRK kesimi olarak değiştiriliyordu. 14 Agustos 1974, Saat 06.00'da 40 dakika kadar süren hava taarruzlarımız başladı. Sonra da 20 dakikalık bir topçu hazırlık ateşi icra edildi. Saat 07.00 'de 230 ncu P.A. birlikleri, 14 ncü P.A. birliklerinin üzerinden aşarak taarruza başladı. Başlangıçta düşmanın çetin direnişte bulunduğu, özellikle 39 ncu Tümen bölgesindeki KARA T.den yoğun ateşlerin taarruzu durdurduğu görüldü. Saat 11.30 , Bu durum 39 ncu Tümene bildirilerek, Tepe topçu ateşi ile susturuldu ve 230 ncu P.A. saat 11.30'da hedefini ele geçirmek üzere iken, başarıdan faydalanma kuvveti, Gös.ve Tat.A. muharebeye sokuldu. Saat 15.00 , Cephenin yarılmasından sonra, düşmanın çok zayıf mukavemeti karşısında hızla gelişen harekat nedeniyle, saat 15.00'de ERCAN hava alanı ele geçirildi. Saat 17.00'de PAŞAKÖY ele geçirildi. Tankların akaryakıt ikmalinde çıkan güçlükler nedeniyle, gece PAŞAKÖY'de geçirildi. 230 ncu P.A.dan bir P.Tb. ve Alay Kh.BI. motorlandırılarak, plan dışı olarak, PAŞAKÖY'e gönderildi. 28'nci Tümen bölgesinde; 230'uncu P. Alayının düşman cephesini yarmasının ardından, GÖSTERİ TATBİKAT Alayı ZIRHLI MUHAREBE GRUBU, saat 21.00'de MAGOSA istikametinde daldırıldı. 1. Zırhlı Alay Komutan Yardımcısı Tank. Albay Ahmet Demir (Emekli Tuğgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır Meriç Köyüne emniyet tedbirlerini alarak girdik. Bütün köy halkı heyecanla bizi seyrediyordu. Emniyet tedbirlerini aldıktan sonra tanktan indim. Benim, birliğin komutanı olduğumu gören mücahit kıyafetli biri koşarak yanıma geldi, çok heyecanlı idi. Gözleri yaşlı olarak yüksek sesle; "Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Yüzbaşı Saldıray HAKGÜDER 1962-43 ,Harp Okulu mezunu köyümüze hoşgeldiniz" dedi ve ellerime sarıldı.Saçı sakalı birbirine karışmış, bıyıkları uzamış oldukça yorgun görünüyordu. Kendisi Meriç Köyü Mücahit Tabur Komutanı imiş, 20 gündür Rum muhasarasında imişler.

394


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Civardaki Türkler de bu köye sığınmışlar, bir çok zorluklara, üstün düşman kuvvetlerine rağmen Rumlara teslim olmamışlar. Çok zor günler geçirmişler ve ümitle bizim gelmemizi beklemişler.Mücahit Tabur Komutanı ile benim içtenlikle sarılıp kucaklaşmamızı gören köylüler de koşarak erlerimize sarılıyor, onları tebrik ediyor hatta araçlarımızı, tanklarımızın paletlerini öpüyorlardı. Seneler sonra tekrar Mehmetçiğe kavuşan Meriç köylüleri ne kadar sevinse, gösteri yapsa hakları idi. "Tam zamanında geldiniz, bizleri kurtardınız, günlerdir muhasara altında idik" diye haykırıyorlardı.

Çocuklar, gençkızlar testiler, bakraçlarla su, ayran ikram ediyorlar, bu hususta birbirleri ile yarışıyorlardı. Mekanize Piyade Bölüğümüzden 1953 Kars doğumlu Cvş. Kenan SALTAN Kıbrıs'a gelirken Yozgat Yerköy istasyonunda halk tarafından kendisine ilk kurtaracağınız köye verilmek üzere teslim edilen Türk Bayrağını gençlere veriyor, yazılan şiirleri okuyordu. Köylüler bu manzara karşısında son derece heyecanlanarak gözyaşları içinde "Allah bize bu günleri de gösterdi, şükürler olsun" diyorlardı. Emanet Bayrağı teslim alan genç kız Hüseyin Havva Can "Bu Bayrağı köyümüzde ebediyen muhafaza edeceğiz, köyümüzü kurtaran Türk askerleri adı-

395


ALİ DENİZLİ

na komutanların imzalamalarını rica edeceğim" dedi. Bütün köylüler bunu alkışlarla karşıladılar. 123Diye anlatmaktadır.

C. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ 14 AĞUSTOS 1974 BİRİNCİ GÜN YILMAZKÖY-SERHATKÖY / GÜZELYURT ve LEFKE Muharebeleri : ZAFER Harekat planına uygun olarak 11 AĞUSTOS günü Komd.Tug.nın D/Ds.ne Kor.İs.Tb.dan bir İs.BI. verildi ve Tugayın savunması ile ilgili planlama 12-13 AĞUSTOS günleri tamamlandı. 1 nci Komd.Tb.dan da bir Tk. YILMAZKÖY kuzeyindeki MANDRA T.yi 16.30'da ele geçirdi. Böylece asıl muharebe hattı KARA TEPE güneyi, ÇİFTEYIĞINLAR güneyi MANDRA T. batısı olarak düzeltilmiş oldu. 142330 AĞUSTOS 1974'de, 2 nci Ordu K.lığından LEFKE'ye de taarruz edilmesine dair emir Kor.Kh.na geldi. 123

Demir , s.11-12.

396


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

D.

KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI MUHAREBELERİ

14 AĞUSTOS 1974 BİRİNCİ GÜN ORTAKÖY-YEROLAKKO (ALAYKÖY) Muharebesi ve YUNAN KONTENJAN ALAYI'nın İMHASI (14-16 AĞUSTOS 1974) : Bu arada Yunan A.K., muharebe gücünün kalmadığını ve TÜRK A.nın taarruz etmemesini BG (Barış Gücü'nden) istedi. Yunan A.K. TÜRK A.K. ile görüşmek istedi ancak buna fırsat verilmedi. 14 Agustos 1974, Saat 05.30, 2 nci Barış Harekatı planlandığı şekilde, 140530'da hava kuvvetlerinin yoğun bombardımanı ile başladı, topçu ve hava ateşinden sonra Kor. harekatı gelişmeye başlayınca mahkum arazideki Alay mevzileri üzerine, yoğun bir şekilde, Yunan Alayından ağır silah ateşi başladı.

Bu ateşler LEFKOŞA Havaalanını kuzeyden kuşatmış olan 2/50 nci P.A. birliklerine ağır zayiat vermeye başladı. Alay düşmanın bu ateşlerine topçu ateşi ile cevap veriyor, bilhassa Dil Okulu'ndaki düşman mevzileri susturulmaya çalışılıyordu. ORTAKÖY Gr. (4 ncü.BI.):, Saat 11.22, Yunan Alayının hemen kuzeyindeki MARİA'nın mahallesi bölgesine sızdırdığı bir keşif kolu ile bu bölgeyi ele geçirmeye muaffak oldu. Saat 11.22'de buradaki RMMO Tk.Kh. dahil bütün düşman mevzilerini ele geçirdi. İleri harekata devam ederek Yunan bayrağının dikili olduğu tepeyi ele geçirdi. 397


ALİ DENİZLİ

Bulunduğu yerde fazla zayiat veren 2/50 nci P.A.nın 4 ve 6 nci Bl.leri müştereken yaptıkları taarruzlar ile RMMO'nun 12 nci Taktik Kh.nı ve kışlalarını ele geçirdi. Böylece Yunan A.nın gerisine düşmeye muvaffak oldular. Saat 16.40'da Yunan Alayı,4 tank ve 1 P.BI. ile ORTAKÖY Gr.nun 4 ncü Bl.ü üzerine taarruz etti. Alay komutanı Keşif Tk.ve 2 tank, 1 ZPT ile ORTAKÖY Gr.nu takviye etti. Gelen birlikleri emrine alan Gr.K. yaptığı karşı taarruz ile düşmanı geri attı.Burada düşmanın 3 tankı ve kaçamayan bütün personeli imha edildi. Saat 17.30 , İlerleyen saatlerde birlikler fazla zayiat vermeye başladılar. Bunun üzerine Alay Komutanı ,saat 17.30'dan itibaren birliklere ilerlemiş oldukları bölgelerde savunmaya geçmelerini emretti. Bugün yapılan muharebelerde P.BI.lerinin hepsi hedeflerini ele geçirmeyi başardılar. Bunun bir neticesi olarak Yunan A. güneyden ve batıdan ORTAKÖY Gr.ve 2/50 nci P.A.ınca kuşatılmış bulunuyordu. Sadece Dil Okulu ele geçirilemedi. GÖNYELİ Gr. bugün tamamen mevzilerinde kaldı. Bugünkü muharebelerde en fazla zayiatı 2/50 nci P.A. verdi. (3sb.,52 er yaralı, 16 er şehit.), Gece oldukça sakin geçti. Yunan Alayı iki Bl. ile takviye edildi.

398


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

II.

2 NCİ BARIŞ HAREKATI 2 NCİ GÜN 15 AĞUSTOS 1974

A. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI Başarıdan Faydalanma Harekatı ve Doğu Hedeflerin Ele Geçirilmesi (15-16 AĞUSTOS 1974) :

Sahilindeki

15 Agustos 1974, Saat 06.00, Kolordu K.lığından verilen ileri harekata devam emriyle İSKELE ve BOĞAZ bölgesinin ele geçirilmesi için 150600 AĞUSTOS 1974'de 39 ncu Tümen birlikleri yeniden taarruza başlamışlar, artık panik içinde bulunan ve bir mukavemet gösteremeyen düşman durumundan faydalanan birlikler hedefleri istikametinde ilerlemeye devam etmişlerdir.

Saat 13.00, Saat 13.00'e kadar BORA Özel G/K İSKELE-BOĞAZ bölgesini ele geçirmiş ve 56 esir almaya muvaffak olmuştur. Saat 17.00 BOĞAZ üssünde saat 17.00'e kadar 49 ncu Mknz.A. YENİCEKÖY bölgesine, J.Komd. Tb. ALEVKAYASI bölgesine kadar ilerlemiş, DEĞİRMENLİK bölgesinde bulunan 14 ncü P.A.nın bir Tb.u Kor. ihtiyatı olarak vazifelendirilmiştir. 15 AĞUSTOS'da yapılan muharebelerde düşmanın savaşma azmi tamamen kırılmıştır. Düşmanın dağılan birliklerinin bir kısmı BEŞPARMAK Dağlarına, büyük bir kısmı ise MAGOSA istikametine çekilmiştir. 399


ALİ DENİZLİ

1. 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedreddin Demirel Şöyle Anlatmaktadır “15 ağustos akşamına doğru birliklerimizin taarruz hedefine varmalarıyla ilgili tahminlerimiz gerçekleşmişti. Mutluluğumuz sonsuzdu. O ana kadar bir şey yiyememiştik. Ara sıra içtiğimiz birkaç matara su ve döktüğümüz ter şimdi semeresini Korgeneral Bedrettin DEMİREL veriyordu. O akşam Dikomo'da kısa süreli bir uykudan sonra 15 ağustos 1974 sabahı erkenden kalkarak, Serdarlı'ya geldik. Yolumuzun üzerinde bir gün önceki savaşlardan ölmüş, yanmış ve tahrip edilmiş düşman birliklerinin artıklarına rastlıyorduk. Tahrip edilmiş toplar, tanksavar silahları görünüyordu. Bizim kariyerlerimizden birisi de düşmanının bir tanksavar topundan tam isabet almış, iki er şehit olmuştu. Karargâh Serdarlı'da, Saat 09.30, Karargâhımız 09.30'da Serdarlı'ya geldi. Serdarlı yol çıkışında polis evleri, mücahit kışlaları bir gün önce Rumlar tarafından yakılmış ve yıkılmıştı.

400


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Tuğgeneral Borataş komutasındaki Bora Özel Görev Komutanı 14/15 ağustos gecesini bu bölgede geçirmiş, sonra da o sabah 06.00'da tekrar, verilen emirler gereğince Gönendere üzerinden Lefkonuk ve Trikoma istikametinde dalmaya devam etmişti. 15 ağustos 1974 günü öğle üzeri Magosa kıyılarına dayanmıştık. 14 ağustosta Serdarlı'yı ele geçiren tugay, Rum köylerinin arkasından dolaşarak Magosa'nın kuzey kıyılarına dayanmıştı. Magosa'nın kuzey kıyılarına ulaşan birliklerden başka Lefkoşa'da da çarpışan birlikler vardı. Şehir muharebesi yapıyorlardı. Ama her nedense şimdi Güney Kıbrıs'ta kalan ve dünyanın her yanı ile konuşabilecek tekniklere sahip telekomünikasyon merkezi, Merkez Bankası ve elektrik üretim merkezi gibi önemli askeri hedeflerin ele geçirilmesi düşünülmemişti. Düşmana bırakılan en önemli yerlerden biri de Lefke'deki bakır cevherleriydi. Cevherleri işleyen fabrika alınmış madeni almak düşünülmemişti.Girne'den Aykuruş'a kadar bütün kıyı boyunda kontrolü elimize almış, kuzeyimizde emniyeti tesis etmiştik. Tümen karargâhımız 15/16 gecesini Serdarlı' da geçirdi. Ertesi gün, 16 ağustos günü, Bora Özel Görev Kuvveti ile yakından irtibat sağlamak için ileriye Lefkonuk'a hareket etti. Tümenimizin Karşısındaki düşman 14 ağustostan beri oyalama muhabereleri yapıyordu.Birliklerimizin sağa sola bakmadan, yağma ve talana karışmadan durup dinlenmeden ilerlemeleri her türlü takdirin üstündeydi. Birliklerimiz Rum köylerini tarayarak, terk edilen kamyon, römork ve bisiklet gibi araçlara binerek durmadan ilerliyorlardı. 401


ALİ DENİZLİ

19 ağustosa Kolordu Komutanı Korgeneral Sayın Nurettin Ersin'le beraber helikopterle birliklere veda ziyaretine başladık. Veda ziyaretleri 26 ağustosa kadar sürdü. 27 ağustos sabahı Korgeneral Ersin'i Kırı Havaalanı'ndan uğurladık. Esasen 22 ağustostan beri Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı'na fiilen başlamıştım.”124 Diye anlatmaktadır. 2. 6 ncı Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever( E. Korgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır ; 15 Agustos 1974, Saat 06.00, “28 tümenin, 15 Ağustos sabahı, 39'uncu tümenle aynı saatte, 06.00'da taarruza devam edilmesi gerekiyordu. Taarruzun koordineli yapılabilmesi için tümenin bulunup temas edilmesi gerekiyordu. Her iki tümende de yakıt sıkıntısı vardı. Bu gecikmeler, kuşatılarak imha edilmesi gereken R.M.M. kuvvetlerinin (6 taburu DİKELYA ingiliz üssü) ve LARNAKA istikametine kaçıp kurtulma imkanı bulmuştur. 28'inci Tümen ancak, 15 Ağustos

124

Cumhuriyet, 17-18 Temmuz 1989.

402


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1974 saat 10.00'da taarruza başlayabilmiştir. Saat 07.10, Batıya taarruzun başladığı saat 07.10'dan itibaren, bütün birliklerden, ya kendiliklerinden ya da biz, durumları hakkında bilgi sorduğumuzda bütün gün boyunca az ya da çok bilgi alıyorduk. Yapılan hava taarruzlarının sonucu, bölge 18 Ağustos tarihine kadar RUMLAR tarafından boşaltılmış olmasına rağmen LEFKOŞA Sancağı ve 230'uncu P. Alayının hataları yüzünden işgal edilmemiştir. Koca koca ambarların bir tarafında biz diğer tarafında RUMLAR uzun uzun bakıştıktan sonra, Baktılar ki gelen yok, o zaman biz gidelim bari dediler ve RUMLAR geri döndüler. Asker ve siviller bu yollardan bilmeden geçerek Rumlara esir düştüler.

Daha da vahimi aralarında Ergin KONUKSEVER ve Adem YAVUZ'un da bulunduğu savaş muhabirleri, boyunlarında fotoğraf makineleri, ceplerindeki film bobinleri ile Rumların kucağına düştüler. Adem YAVUZ öldü, Ergin KONUKSEVER yaralandı.”125 diye anlatmaktadır.

125

Sever, age., s.178-187.

403


ALİ DENİZLİ

B. 28 NCİ MOTORİZE TÜMEN HAREKATI 15 AĞUSTOS 1974 Saat 10.30, Oluşturulan Görev Kuvveti 151030 AĞUSTOS'da MAGOSA istikametinde ileri harekatına başladı. Saat 15.30 'da MAGOSA dış mahallerine ulaşıldı. 1/230 ncu P.A. ile MAGOSA'nın TÜRK kesimi, Gös.ve Tat.A. ile MARAŞ kuşatıldı. 1. Zırhlı Alay Komutan Yardımcısı Tank. Albay Ahmet Demir (Emekli Tuğgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır MAGOSA KALESİNE GİRİŞ (15 AĞUSTOS 1974) 15 AĞUSTOS 1974, Saat 06.00, “14/15 Ağustos 1974 gecesini Paşaköy - Meriç - Ercan Havaalanı bölgesinde geçiren alayımız, ikinci Barış Harekâtının ikinci gününde yani 15 Ağustos 1974 saat 06.00'da Paşaköy -Magosa yolu mihverinde ileri harekâtına devam ederek güney hududunu da emniyetli bir şekilde çiziyor, alayımızın aldığı yerler, bizi takip eden Piyade ve Komando birliklerine teslim ediyordu Saat 16.00 ,civarında Magosa'nın 7-8 Km, batısındaki varoşlarına geldiğinde, harekâtın yeniden düzenlenmesi, şehre giriş planlarının gözden geçirilmesi için harekât kısa bir süre durdurulmuştu. Saat 16.00 civarında Alay Komutanı Kurmay Albay Feridun ÖZTÜRK bana "Bugün saat 19.00'da ateş kesilecek, bu saate kadar Magosa Kalesi'ne girmemiz 404


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

lâzım, sizden Kaleye girecek birlikleri hazırlamanızı ve gerekenleri yapmanızı rica ediyorum" dedi. P. Ütğm. Erdoğan ACAR'ın bölüğü önde, Yzb. Turgut ERFİŞEK'in bölüğü onun arkasında gidecek, Tnk. Ütğm. Erkan ALTINDAĞ'ın Tank Takımı da onları takip edecekti. Önde hareket eden Erdoğan ACAR' in bölüğü durunca kaledekiler Rum zırhlı araçları diye ateş etmeye başlamışlar. Rumlar da aynı Zırhlı Araçlara havan ve roketlerle ateş etmeye başlayınca kale burçlarındaki Türkler bu araçların bize ait olduğunu anlamışlar, derhal ateş keserek yardım etmeye çalışmışlar. Bir mücahit kale burçları arasından çok belirgin işaretlerle devamlı kuzeyi gösterince, bu kapının açılmayacağını, kuzey kapısına hareket edilmesi gerektiğini anlayan bölük komutanı 1 Km. kuzeydeki kapıya hareket etmiş. Rumların yoğun ateşine zırhlı araçlar mukabele etmiş, burada bir mücahit şehit olmuş, üç de er yaralanmış. Kaledekilerin ateş desteğinde bölük kuzey kapısı istikametinde hareket etmiş. Kale burcundan işaret verenin kalede görevli mücahit taburu harekât subayı Üsteğmen Sadi OĞUZ (Oğuz KALELİOĞLU) olduğunu sonradan öğrendik. Saat 18.45 , Kuzey kapısına birliklerin ulaştığını görünce ben tankımla alayın büyük kısmının bulunduğu yere döndüm. Alay komutanına kaleye nasıl girildiğini anlatırken saat 18.45 civarında Erdoğan ACAR telsizle kaleye girildiğini, mücahitlerle buluştuğunu bildiriyordu. Kuzey kapısından zırhlı personel taşıyıcılarımızın girişi, kalede bir aydır mahsur kalmış soydaşlarımız tarafından büyük bir sevinçle karşılanmış ve kale içi 10 bin Türk'ün bayram yerine dönüşmüş. 1878'den bu tarihe kadar hasret kaldıkları Türk askerine, Mehmetçiğe kavuşmuş oluyorlardı. Saat 18.45'de Ütğm. Erdoğan ACAR telsizle "Magosa Kalesi'ne girdik, mücahitlerle birleştik, ancak yoğun bir Rum havan ve topçu ateşi altındayız, bunları susturun" diyordu. Telsizde bu haberi dinleyen alay personeli; hedefin ele geçirilmesinin, verilen görevin zamanında yapılmasının büyük gururu ve sevincini yaşıyordu. Saat 19.00 ,Haberlerini Radyodan heyecanla bekliyoruz, istiyoruz ki bu sevincimizi bütün Türkiye duysun ve paylaşsın. Öyle de oldu. 19.00 haberlerinde Kıbrıs Bayrak Radyosu ve Ankara Radyosu Türk Birliklerinin Magosa'ya girdiğini ikinci defa fethedildiğini bütün dün-

405


ALİ DENİZLİ

yaya duyuruyor ve Bayrak radyosu soydaşlarımıza şu müjdeyi veriyordu: Ağlama Anneciğim, müjde, bir haberim var, Tüm Kıbrıs'ta şu anda binlerce Mehmed'in var, Antalya'dan Hatay'a onu kolları sarar, Mehmetçik Ayşe'sini şimdi Kıbrıs'da arar, Kars'dan Kıbrıs'a vatan bölünmez bir bütündür. Kırk milyon Türk güneş gibi doğar da, Bayrak ve süngü elde Toros'lardan kırlarda, gelincikler açılır da, ona dönmüş kırlarda, Kıbrıs Türk'ün olmaz mı, Türk erleri parlar da, Edirne'den Kıbrıs'a vatan bölünmez bir bütündür. Bizim bölük komutanları Yüzbaşı Turgut ERFİŞEK ve Üsteğmen Erdoğan ACAR Kalede görevli sancaktar Servet MÖREK ve Oğuz KALELİ gece için gerekli tedbirleri almışlar, zırhlı araçları ve tankları Kale dışında muhtemel düşman yaklaşma istikametlerini kapayacak şekilde yerleştirmiş ve görevlerinin başında geceyi geçirmişlerdi. Ben bir Zırhlı araçla Kaleye gittiğimde sınıf arkadaşım sancaktar Topçu Albay Servet MÖREK ile karşılaşınca şaşırdım. Zira orada görevli olduğunu bilmiyordum. Kendisinden alayın büyük bir kısmı ile yapacağımız hareket için bölgeyi iyi bilen, mümkün ise Rumca bilen mücahit klavuz istedim. Bizim için 23 klavuz görevlendirdi. Bunlardan çok yararlandık. 126Diye anlatmaktadır.

126

Demir, s.15-16.

406


KIBRIS BARIÅž HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

407


ALİ DENİZLİ

3. Mağusa Mücahit Tabur Komutanı Üsteğmen Oğuz Kalelioğlu şöyle anlatmaktadır 15 Ağustos 1974 “Çok enteresan bir kavuşma sahnesini de anlatmak istiyorum; 15 Ağustos akşamı hava kararmak üzere iken, artık cephanemiz bitmiş, yiyeceklerimiz de limandan çıkardıklarımız dahil tükenmiş perişan haldeyken, Rumlar, Türk birliklerinin Serdarlı'ya geldiğini öğrenince, Mağusa kalesini düşürmek ve limanı tekrar ele geçirmek için taarruzlarını arttırarak Mağusa'ya yönelttiler. Sis ve yangın mermileri ile hem limanı hem de sur içini yakmaya başladılar. Alevler minare boyundaydı ve uzaktan, Mağusa kalesinin içi yanan bir ocak gibi idi. Limanda patlayan yağ bidonları yangının daha yükselmesine neden oluyor ve biz içeride kapana kısılmış gibi çıkış yolu bulmak için, nereye koşacağımızı bilemiyorduk, itfaiye araçları ve arazözler de isabet aldığından yangına müdahale edemiyoruz. Kalenin içi havan ve topçu ateşi altında adeta kaynıyordu. 32 dakikada 100 m2'lik küçük bir yere 74 havan mermisinin düştüğünü gördüm.Bütün mevziler kazan gibi kaynıyordu, insanlar feryat ediyor fakat hiçbir kurtuluş, çaremiz yoktu. SOS çekiyoruz, yardıma gelin Mağusa düşüyor diyoruz. Çünkü kullanacak hiçbir şeyimiz yok. Serdarlı'ya gelen 28. Piyade Tümeni Komutanı Rahmetli Osman Fazıl POLAT Paşa, keşif bölük komutanı Üsteğmen Erdoğan ACAR'ı 9 tane kariyerde bize gönderiyor. "Git Mağusa'nın etrafındaki düşmanı keşfet ve gel" diyor. Zırhlı Alay ve 230. Piyade Alay iki taraflı kuşatacak ve Mağusa'yı kurtaracaklar. Ancak hava karardığından bu birlikler yarın sabahleyin Mağusa'ya gelecekler. Ancak, bizim çıkmamız mümkün değil. Gündüz saat 11.00 sıralarında bir mesaj aldık. Mesaj şöyle diyordu: "Türk bölgelerine Rum Millî Muhafız Ordusu ve Yunan askerleri, zırhlı araçların ve tankların üzerine Türk Bayrağı çekerek ve Türkçe "Biz geldik, size hürriyet getirdik" diyerek, savunan bölgelerden içeri girip katliam yapmaktadırlar. Kesinlikle Mağusa'mn kapılarını açmayınız. Gelen kuvvetler düşman kuvvetidir, ancak size yarın 16 Ağustos günü kavuşacaklar diyordu. Fakat bazı top seslerini duyunca tekrar sorduk, dedik ki: Çok kötü durumdayız ve bazı birlik hareketleri duyuyoruz, acaba bizim birliklerden gelen var mı? Saat 18'de yeni bir mesaj daha aldık.

408


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Mesajda; "Kesinlikle bizim birliklerimiz yoktur, gelen düşman birliğidir, Mağusa Kale kapıları açılmayacaktır. Aksi halde bir aydır devam eden başarılı savunmanızı kaybedersiniz, gelen düşmandır. Kıbrıs Türk kuvvetleri ancak yarın 16 Ağustos günü size ulaşacaklardır." deniliyordu. Bu mesaja göre bütün mücahitlerime namlularınıza son mermilerinizi koyun süngülerinizi takın diye emirlerimi verdim. O sırada Yeni Kapıdaki Bölük Komutanım koşarak benim yanıma geldi ve "Komutanım bir zırhlı araç kolu tanklar geldi, dedi. Kıbrıslı Mücahit komutan o zamanlar fazla taktik eğitimi olmadığından tankla kariyeri ayırt edemiyor. Kariyerlerin üzerinde 12.7'lik uçaksavar makineli tüfeği var, onları tank kabul ediyor ve tanklar geldi diyor. Kariyer geldi dese; kariyer olduğunu bilsem diyeceğim ki bizim kuvvetler olabilir, tank olduğuna göre düşman tankıdır diye molotof kokteyllerinizi hazırlayın, son atımlarımızı yapacağız diye emirler gönderdim ve ben de elimde bir Thomson makineli tabanca ile karargahımdan çıktım. Koşarak kapıya geldim. Yenikapı'daki manzara şu idi; Düşman tankları geçmesin diye derin bir hendek kazdırmıştık. Bu hendeğin üzerine buradaki demirci ustalarına su boruları ve demirlerden halatlarla bağlı ilkel bir Ortaçağ köprüsü yaptırmıştım. Köprüyü indiriyoruz, ateşkes zamanında bizden araçlar geçiyor.

409


ALİ DENİZLİ

Barış Gücünün aracı geçiyor, çatışma başlayınca kaldırıyoruz ve bu hendek bizi bir tank engeli olarak koruyor. Bu hendeğin önünde bir mücahit kılavuz olarak gelmiş. Burada kariyerler arka arkaya duruyorlar ama, hava artık kararıyor. Saat 18.30-19.00 ve sis ve duman içerisinde araçlar tam seçilemiyor. Kılavuza soruyorum. - "Sen kimsin?" "Ben Mücahit Ali'yim komutanım" diye Kıbrıslı Türk şivesiyle cevap veriyor. - "Peki Parola nedir?" diyorum. - "Bilmiyorum komutanım. Acele çıktık. Alamamıştım." diyor. - Kimliğin var mı? Sana nasıl inanayım? diyorum. - "Yoktur komutanım" diye cevap veriyordu. Tam bir şüpheli durum. Tam mesajda söylendiği gibi, düşman birliği olma ihtimalini artıran emareler. Mermiler ayağımın önüne düşüyor ve bütün arkadaşlarım da "komutanımız vurulacaksınız" diye beni tutuyorlar. Biraz ilerledim o gelen birliği gözümle görmek istedim. Tabii birliğin bütün plakaları kapalı, ay yıldızlar kapalı. Hendeğin içine birisi düşmüş, kısa boylu birisi çıkmak istiyor, onu çıkarın dedim, çıkardılar. Ben de iki senedir, burada mücahit komutanıyım. Mehmetçiğe hasret kalmışım ve birden bire esmer karagözlü, terler içindeki kısa boylu Mehmetçiği gördüm. Kanım kaynadı; "Nerelisin sen oğlum?" dedim. O da benim Türk subayı olduğumu anladı, hemen esas duruşa geçti. "Tokatlıyım Komutanım" diye bana tekmil verdi. İçimden dedim ki; "Düşman ne kadar hile yaparsa yapsın, bana Tokatlı Mehmetçiğin bu güzel şivesi ile böyle tekmil veremez. Kesin olarak anladım ki, bunlar bizim birliklerdir. "Kapıları açın. Türk ordusu geldi. Mehmetçikler geldi" diye bağırdım. Kariyerleri içeri almaya çalıştık. Sığınaklardan yıllardır hatta yüzyıldır. Mehmetçiği bekleyen insanlar fışkırdı. Havan mermileri düşmesine rağmen, kimseyi artık mevzilere sokamıyordum. Hele bir sakallı dede hiç unutmuyorum geldi, kolumdan tuttu ve bana "Komutanınım ne oluyor sana, bırak öleceksek Mehmetçiğin yanında ölelim. Ben 86 senedir, bir gün Mehmetçik gelecek diye onun aşkı ile bekliyordum. Artık ölsem gam yemem" dedi. Hiçbirimiz göz yaşlarımızı tutamadık. Mehmetçik içeri girdi, fakat onu da tutmak mümkün değildi. Geri dönen 28. P. Tümen Keşif Bö410


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

lüğünün, kariyerinin üstündeki makineli tüfeği ateşleyen Kahraman Mehmetçik düşman içine kartal gibi daldı. Bir anda, 1 Tugay düşmanın çil yavrusu gibi kaçışını seyrettik. Tarih hiçbir ordunun askerinin bu kadar heyecan ve aşkla düşmana saldırdığını kaydetmemiştir. Kahraman ve fedakar Mağusa Mücahidi ve Kıbrıs'ın kahraman Türk halkı Mehmetçik gelene kadar Allah'a teslim olmuş ama Hürriyetini ve Mağusa'yı düşmana teslim etmemiştir Mağusa gerçekten büyük bir istiklâl savaşı vermiştir. Kadınlarımız yemek pişirmiş, sabahlara kadar mevzilerde, eşlerinin yanında onlara destek olmuşlardır. Genç çocuklar mevzilere su ve cephane taşımış 80'lik dedeler mevzilerde nöbet beklemişler. Mağusa'nın savunmasında görev almayan ve fedakarlık etmeyen yoktur. Mağusa'daki tarihi Lala Mustafa Paşa Camii imamı Mehmet Ali Bilgin sarığı ve cüppesi ile atış altında mevzileri gezmiş mücahitlere ve halka dini telkinlerde bulunmuş, "Allah'ın zaferi bize nasip edeceğini" söylemiş, moral aşılamış ve şehitlere son görevlerini yapmıştır. Mağusa Belediye Başkanlığını yapan Mimar Bora ATUN ve kardeşi eski Milletvekili Mimar Ata ATUN, Maraş Rum kesiminden temin ettikleri Mağusa şehir plânım bir ateş plânı olarak hazırlamışlar ve muharebe durumunu işaretleyerek Mağusa harekâtını yaptığımız yegane haritayı hazırlamışlardır. Aynca havan mevzilerinde ve Baykal'da en ileri hatlarda çarpışmışlardır. Sur içindeki Akkule'nin altındaki sığınakta açtığımız sahra hastanesinde, Mağusa'nın fedakâr Doktorlan Ertuğrul HASÎBOĞLU (KKTC Meclis Başkanı), Derviş EROĞLU (Başbakan) ve Ali ALTUN sabahlara kadar ameliyatlar yapmışlar binbir mahrumiyetler içinde mucizeler yaratmışlardır. Zaman zamanda kritik durumlarda sur üzerine çıkarak düşmanla ateş muharebeleri yapmışlardır. Düşman Girne'yi takviye edemedi ancak bütün gücü ile Mağusa'ya taarruz etti. Sur dışındaki Baykal, Sakarya ve Karakol mahallesinin 5500 kişilik halkı surların içine alınarak toplam 10.000 nüfusu sur içinde 1 ay aç; susuz ve mühimmatsız savunmaya devam etti. Düşmanın müteaddit taarruzları sur kapılarında göğüs göğüse muharebeler verilerek kırıldı. Gece baskını ile Ada'nın en büyük limanı olan Mağusa Limanı ele geçirildi. Limandan elde edilen düşmana ait, erzak, silah ve mühimmat ile savunma sürdürüldü. Gönüllü

411


ALİ DENİZLİ

seçtiğim 5 kişilik bir tim ile düşmanın içine sızarak limandaki Pilot kulesine girdik. Bir ay süren direniş sonunda Türk tarafı 36 şehit 264 yaralı, düşman da 750 ölü ve 2000 yaralı vermiştir. Düşmanın müteaddit taarruzlarına rağmen Mağusa düşmemiş ve Türk Barış Kuvvetlerinin 16 Ağustos 1974 günü akşam geç saatlerde yetişmesiyle Mağusa Türk Kuvvetleri ile kavuşma sağlanmış, sur dışından ve içinden yapılan koordineli harekâtla bölgedeki düşman kuvvetleri tamamen imha edilmiştir. Mağusa Belediye Başkanlığı, harekâttan sonra halkın taleplerini değerlendirerek Mağusa'ya "GAZl'lik unvanım kazandıran Oğuz KALELÎOĞLU'na bir otomobil ve bir villa hediye etmek istemiş, ancak bu değerli komutan, "Ben bir Türk subayı olarak sadece görevimi yaptım" diyerek hiçbir şeyi kabul etmemiştir. Bunun üzerine Gazi Mağusa Belediye Başkanlığı bir kadirşinaslık örneği göstermiş, Gazi Mağusa'da yaptırılan Özgürlük Anıtına 6.5 m boyunda Oğuz KALELlOĞLU'nun heykelini koymuştur. Yzb. rütbesindeki bu heykel yanında kahramanca çarpışan bir şehit Mücahidin annesi ve mevzilere su ve cephane taşıyan fedakâr ve cesur bir çocuğun heykelleri ile bütünlük teşkil etmektedir.”127 Diye anlatmaktadır

127

Gökhan, age., s.239-240.

412


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

4. 6 ncı Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever (E. Korgeneral) Şöyle Anlatmaktadır; “BORA ÖZEL GÖREV KUVVETİ LEFKONUK'a, 28'inci Tümen ZIRHLI GRUBU PERİSTERONA bölgesinde, yani, Lefkonuk - Peristerona HATTINA ULAŞILMIŞTI. Saat 15.00'te, doğuya taarruz yeniden başlamıştı. Ancak bu hattan itibaren taarruz gene yavaşladı. Saat 17.10'daki durum, Genelkurmay Başkanlığı'na ve 2'nci Ordu Komutanlığına mesajla, şu şekilde bildirildi (Özet olarak)

—50'nci P. Alayının 3 üncü Taburu taarruzla GÖZÜBÜYÜKPLATANİDİOS Ormanı hattına ulaştı. 49'uncu Alayı HALEVGA'da BORA ÖZEL GÖREV KUVVETİ, TRİKOMO'da 230'uncu P. Alayı 1'inci Taburu ile ZIRHLI GÖSTERİ VE TATBİKAT Alayı MAGOSA surları önünde—Batıda, Komando Tugayının taarruzu, emrindeki tankların GÜRPINAR güneyi bölgesindeki mayınlı bölgeye girmeleriyle yavaşladı.

413


ALİ DENİZLİ

Saat 18.00, 28'nci Tümen birlikleri hâlâ MAGOSA Kalesi kapıları önünde bekliyorlar. Ne bekliyorlar? Sur içindekiler gelenlerin Rumlar olduğunu sanıyorlar. Kale içindekiler de tereddüt ediyorlar. Hemen Bayraktarlık DAL-3'ünü (Harekât Şube) Kurmay Binbaşı Necdet ÖZCAN'ı aradım. Kendisine koskoca Tümen Komutanı kale kapısına dayandı, neden kapıları açıp kendisini karşılamıyorlar dedim. "Anladım abi" dedi.

Hemen Magosa Sancakları'na bir mesajla durum iletildi ve Magosa'nın ikinci fatihi törenle karşılandı. Şehrin birinci fatihi 1571 yılında Lala Mustafa PAŞA'ydı. Kolordu Komutanı, ateşkesin ilan edilmek üzere olduğunu, 28'inci Tümen'in hava kararıncaya kadar güneye harekâta devamını emretti. Tümen DERİNYA'ya kadar ileri harekâta devam etti ve durdu. Bir rivayete göre, 28'inci Tümen Komutanı Fazıl Osman POLAT Paşa, MAGOSA Kalesi'ne geldiğinde, istirahat edip kahvesini yudumlarken, belindeki tabancasını 3 kere tokatladıktan sonra ; "Allah Magosa'nın fethini önce Lala Mustafa PAŞA'ya, sonra da Fazıl Osman PAŞA'ya müyesser kıldı" demiş.128

128

Sever, age., s.192.

414


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

4. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil (E. Tümgeneral) Şöyle Anlatmaktadır Tümgeneral Fazıl Osman Polat ile Magosa önlerinde, Bölgedeki Rum birlikleri, dünden beri tabana kuvvet kaçarak, Derinya bölgesi ve Dikelya Üssü'ne sığınıyor. Timbu Hava Alanı'nı dün işgal eden 28 nci Tümen birlikleri Larnaka'ya doğru Gaziler ve Kırıkkale dâhil Dikelya Üssü hududuna kadar bütün bölgeyi kontrol altına aldılar. Öğleden sonra 39 ncu Tümen Komutanı Tümgeneral Bedrettin Demirel'le Grivas'ın köyü Trikomo'da, daha sonra da 28 nci Tümen Komutanı Tümgeneral Fazıl Osman Polat ile Magosa önlerinde görüştüm. Birliklerin bulundukları ileri hatları tespit ettim. 28 nci Tümen Magosa'yı kuşatmak için tertipleniyordu. 28 415


ALİ DENİZLİ

nci Tümenin, kuşat-mak için hazırlan-dığı Magosa, ta-rihindeki ikinci kuşatma öncesini yaşıyordu. Tümen komutanı, pek çok gazetecinin arasında heybetli görünüşü ve mütevazi tavrı ile tarihe ikinci Magosa fatihi olarak geçecek emirlerini veriyordu. Bugünlerde İngilizler, Dikelya Üssü'ne, komando birliklerinden ismi Gurka Taburu olan bir birlik göndermişlerdi.

Gazeteciler de, bu taburun ne yapabileceğini, İngilizlerin maksatlarının ne olduğunu önüne gelene soruyorlardı. Sonradan, bölgede görev alan Nevşehir Jandarma Komando Tabur Komutanı Jandarma Binbaşı Hasan Cemil Erdem bana şu anısını nakletti: "Binbaşı H. Cemil Erdem, İngilizlerin büyük bir seramoni ile getirdiği bu Gurka taburu hakkında, bir erine ne düşündüğünü sormuş. Er de, bizim Anadolu insanının saygılı tavrı içinde "Komutanım, onlar gurka yatmışlar, ne olacak ki?" diye cevaplamış. Gurka yatmak, Anadolu'da kuluçkaya yatmak anlamına kullanılır. Gurka Taburu hakkında erler böyle düşünüyormuş. Gerçekten Dikelya Üssü'nde gözetleme yapmaktan başka, bize karşı hiçbir hareketleri olmadı. İngilizler, bu taburu hem Türklerin üslere karşı bir hareke-

416


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

tine, hem de üssün içinden Larnaka'ya doğru akan Rum asker ve halkına karşı getirmişler."129 Diye anlatmaktadır.

D. KOMANDO TUGAYI MUHAREBELERİ 15 AĞUSTOS 1974, Saat 13.00, Komd.Tug. 151300 AĞUSTOS'da, batıya doğru, GÜZELYURT istikametine taarruz edebilecek hale getirildi. Hava Kuvvetleri de aynı saatte yumuşatma ve destek harekatına başladı. Hazırlanan plana göre; Komd.Tug. güneyden kuzeye 3 ncü Komd.Tb., 4 ncü Prş.Tb. ve Tnk.Tb.(-), 3 ncü Prş.Tb. ve 2 nci Komd.Tb. taarruz kademesinde, 1 nci Komd.Tb. ihtiyatta, asıl taarruz güneyde olarak taarruz edecek; GÜZELYURT bölgesinin ele geçirilmesini müteakip 1 nci Komd.Tb.Tnk.Tb.(-)nu da emrine alarak taarruzla LEFKEGEMİ KONAĞI bölgesini ele geçirecekti. Harekat planlandığı şekilde saat 13.30'da başladı. Asıl taarruz bölgesinde, YILMAZKÖY-GÜRPINAR istikametinde süratle gelişti.

129

Evcil, age., s.106.

417


ALİ DENİZLİ

Ancak, GÜRPINAR güneyindeki boyun noktasında bir mayın tarlasına rastlanması nedeniyle, infilak eden en öndeki tank yolu tıkadı. Saat 17.00, 3 ncü Komd.Tb. 15/16 AĞUSTOS gecesi motorlu olarak YILMAZKÖY batısından, YILMAZKÖY-KÖRDEMEN-RİGATOS MANASTIRI yolu ile MEVLEVİ Köyü kuzeyine intikal etti. 1. 6 ncı Kolordu İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever (E. Korgeneral) Şöyle Anlatmaktadır ; 14 Agustos 1974, Saat 18.15, “Komando Tugay Komutanı, ele geçirilmesi emredilen ÇİFT YIĞINLAR-PRASTİO Çiftliği-KİREÇ Ocağı bölgesini saat 18.15'te tamamen ele geçirildiğini bildirdi. 15 Agustos 1974 Saat 13.30, KOMANDO Tugayının taarruzu 15 Ağustos saat 13.30'da başladı. Saat 16.00'ya kadar, taarruz hızla gelişti. Ancak, GÜRPINAR Köyüne gelindiğinde, düşmanın bölgeyi mayınladığı ve bölgeyi ateşle koruduğu görüldü. Albay BİTLİS ile bir kadeh viskiden sonra çizdiğimiz ok, GÜRPINAR Köyüne uğramadan, onun güneyinden OMORFO'ya gidiyordu. Ama tank bölüğü oraya girdi ve mayınların temizlenmesini istedi. Tank Bölük Komutanını bir türlü ikna edemediler, tankları oradan çekip daha uygun olan bölgeden taarruza devam etmeye. Komando Tugay Komutanı ile temas kurup, Kolordu Komutanının, taarruzun yönünü güneye kaydırması emrini ilettim. Taarruz istikametinde karşılaşılan mayınlı bölgenin temizlenmesi 16 Ağustos saat 06.00'ya kadar sürdü. Bu sırada YILMAZ KÖY-KÖNDEMEN yolunun açık olduğu keşfedildi. Plana göre taarruz istikametini belirten ok zaten oradan geçiyordu. Doğuda ve batıda özellikle önemli yol kavşaklarının mayınla kapatıldığına dair, Barış Gücü'nün telsizlerinin dinlenmesi sonucu olarak biliniyordu. Doğuda da üç yol kavşağının aynı şekilde mayınlandığını koordinatları ile bildiriyordu, Barış Gücü. Bu bilgiler alınır alınmaz, taarruz edecek birliklere bildirilmişti. 39'uncu Tümen birlikleri bunlardan birine çatmadan geçmiş, ancak tümen istihbarat Şube Müdürü, BİRİNCİ MİL kavşağında böyle bir şeye rastlamadıklarını söyleyince, köylerine traktörle dönen köylülerden üçü traktörün mayına basması sonucu ölmüştü. 418


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Aynı durum, AYERMOLA köyü yolunda da yaşanmıştır. Mayınla yol kapamasının etrafı dikenli tel ile çevrilip, mayın işareti konmasına rağmen Tümen Sıhhiye Tabur Komutanı şeridin ötesine geçince aracın arka tekerliği mayına basmış ve patlatmış. Tabur Komutanı Binbaşı KASAPOĞLU ve yanındaki Tabip Üsteğmen Halil AKÇİÇEK şehit olmuş, sürücü er ise ağır yaralanmıştı. 3'üncü Komando Taburu keşfedilen yoldan ilerleyerek, yaya olmasına rağmen, oldukça hızlı bir şekilde KİRA Köyüne indi. Arkasından 4'üncü Paraşüt Taburu KİRA'ya ulaştı. 3'üncü Paraşüt Taburu 15 Ağustos günü 1nci Bölük ile KARPAŞA Ormanını, 2'nci Bölük ile de RİGATOS MANASTIRI bölgelerini ele geçirdi. 2'nci Komando Taburu kuzeydeki dağlık kesimden taarruz ederek, AĞIRDAKİ Köyü bölgesini ele geçirdi. Bu taarruzda tuhaf bir durum yaşandı. Cephenin yarılmasının ardından hızla dalacak olan motorlandırılmış olan 1'inci Komando Taburu, Tank Bölüğü ve 4'üncü Paraşüt Taburu, mayınlanmış bölgenin güneyinden KİRA Köyü istikametinde gitmesi gerekirken, mayınların temizlenmesini beklediler. Hâlbuki sadece yol mayınlı idi. 3'üncü Komando Taburu beklemedi daldı. (Yaya). Önde 3'üncü Komando Taburu, KİRA-ARKACA-OMORFO üzerinden ilerleyerek saat 11.30'da GAZİVEREN'e, 4'ncü Paraşüt Taburu AŞAĞI ZODYA bölgesine ulaştılar. 1'inci Komando Taburu FİLYA419


ALİ DENİZLİ

MASSARİ istikametinde ilerlerken, KOLORDU Komutanı, Komando Tugay Komutanına LEFKE'nin geri alınması için taarruza devam edilmesini emretti. 2'nci Komando Taburu taarruzuna devamla PANAGRA Geçidini, saat 11.40'ta MİRTU'ya, sonrasında AKDENiZ Köyüne ve dolayısıyla AKDENİZ'e ulaştı. Vinci Komando Taburu ve Tank Bölüğü saat 14.45'te GAZİVEREN'e, 16.30'da da LEFKE bölgesine geldi. Komando Tugayı, 25 Ağustos'a kadar bu bölgede kaldıktan sonra bölgesini 39'uncu Tümen birliklerine devrederek, BELLAPAİS-DİKOMO-KUTSEVENDİ bölgesinde toplanarak kolordunun ihtiyatını teşkil etmiştir.” 130 Diye anlatmaktadır. 2. BOLU Komando Tugayı 1 nci Komando Taburu, 3'üncü Komando Bölüğü, 2'nci Komando Takım Komutanı olarak Teğmen Vecdi Bingül Şöyle anlatmaktadır: 4. 3 ncü Komando Tabur Komutanı Yarbay Zeki DOĞDU Şöyle Anlatmaktadır ; “15 Ağustos 1974 , Bugün Tugaya çağırdılar, gittim. Yeni bir görev aldık. Tugay Komutan Yardımcısı komutasında bir özel görev kuvveti teşkil edilecek. Bu kuvvet 3'üncü Komando Taburu+bir tank takımı+bir istihkâm takımı. Bu kuvvet YILMAZKÖY üzerinden OMORFO'ya gidecek.

130

Sever, age., s.187-190.

420


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 15.00, Kuvvet teşkil edildi, saat 15.00'te harekete geçtik. Önde tanklar, arkasında bizim bölükler gidiyordu. Tanklar geçince YILMAZKÖY civarında bize ateş açıldı, karşılık verdik. 2 esir alındı. 5 adet zırhlı aracı çalışır vaziyette bırakıp kaçtılar. Buradan ilerleyerek GÜRPINAR'a geldik. GÜRPINAR ile PHILIA (Serhat) arasındaki bir boğaza mayın döşemişler ve bu mayınları, hakim tepelere yerleştirdikleri ağır silah ateşleri ile koruyorlardı. Kıbrıs'ta benim gördüğüm, düşman tarafından yapılan en iyi planlama buydu. En önde giden tank mayına çarptı ve orada kaldı. İstihkâm Timi'nin mayınları temizlemesi için bir jeepe binerek ileri gittim. Mayınlar o kadar iyi korunuyordu ki temizlemek mümkün olmadı. Bunun üzerine durumu Görev Kuvvet Komutanı'na arz etmek için geriye giderken bindiğim jeepe 2 adet geri tepmesiz top mermisi attılar. Jeep isabet almadı ama araçla oraya gitmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu bana öğretti. Özel Görev Kuvvet Komutanı'nın yanına gittim. Mayınları koruyan silahları susturamadığımız sürece buradan geçmenin mümkün olmadığını söyleyip, bir bölükle bu tepeye taarruz edelim, mayınları koruyan silahları etkisiz hale getirirsek mayınları temizlemenin daha kolay olacağını arz ettim. Tugay Komutanı'na soralım dedi, sorduk. Tugay Komutanı önce evet dedi. Sonra gece olduğu için bu taarruza izin vermedi. Bu harekât bir gece taarruzu olacaktı ama o anda başkaca bir seçeneğimiz yoktu. Omorfo'ya yapılacak taarruzun planda çizilen oku Gürpınar'a uğramadan Philia'ya uzanıyordu. Ama nedense Tank Birlik Komutanı yanlış yola girmişti.

421


ALİ DENİZLİ

Gece 03.00'te tekrar Tugaya çağırdılar, gittim. Durum ve plan değişmişti, Özel Görev Kuvveti lağvedilmişti. Yeni plana göre taburumuz YILMAZKÖY-KÖNDEMEN-RİGA Manastırı-KİRA Köyü üzerinden OMORFO'ya, oradan da son hedef olan GAZİVİRAN'a kadar gidecekti. Bir üsteğmen komutasında keşif kolu çıkarttım, yol keşfi yapıldı. Bu yolu takiben RİGA Manastırı'na geldik, buradaki patika yoldan araçları boş olarak, erleri de yaya olarak KİRA Köyü'ne indirdim. Tugay Komutanı telsizde bulunduğum yeri sordu. Ben de "Portakal bahçeleri içindeyiz hiçbir yer görünmüyor" dedim. Bana "Ha gayret Omorfo fatihi olacaksın" dedi. Ama nerede olduğumuzu bilmiyoruz ki Omorfo fatihi olalım. Gerekli güvenlik önlemlerini aldık, eller tetikte yola devam ederek hiçbir direnişle karşılaşmadan OMORFO'ya girdik. Araçlarla şehirde bir tur attık, yine aynı yere geldik. Yolu şaşırdığımızı anladım. Şehir bomboştu, hiç kimse yoktu. Yanımızdaki mücahit Omorfolu'ydu ama 14 sene önce buradan çıkmış, bizim gibi o da yeni yolları bilmiyordu. Araçlardan inmiş karargâh subaylarıyla haritadan yolu bulmaya çalışıyorduk. Birden eli silahlı bir Rum askeri çıkageldi. Refleks olarak at silahını diye bağırdım. Silahını yere bıraktı, işaret ettim, geldi. GAZİVEREN yolunu göstermesini istedim. Çok tereddüt etti. Ben de ona yolu gösterirse hiçbir şey yapmayacağımızı, yani öldürmeyeceğimizi, söyledim, istemeye istemeye de olsa yolu gösterdi. Yanımızdaki mücahidin tek faydası da bu tercümanlık oldu. Elimizdeki harita çok eskiydi ve bu haritada iki GAZİVEREN’e vardı. İlerlemeye devam ederek bir köye geldik. Yol üzerindeki bir bahçede Atatürk büstü gördüm. (Rumlar köye gelince büstün iki gözüne ateş etmişler. Canlı askere ateş etmeye korkanlar, Ata'nın üstüne ateş edebiliyorlarmış. Büyük cesaret doğrusu!) Buranın bir okul olduğunu anladım. "Kimse yok mu" diye bağırdım. Okulda saklanan çoluk çocuk, genç ihtiyar, bütün halk birden yola döküldüler. Askerlere sarılanlar, sevinçten ağlayanlar görülmeye değer tam bir bayram havasıydı. GAZİVEREN'e geldiğimiz zaman bizi kamuflaj elbiseli olarak görünce Rumlar geri geldi zannetmişler, çok korkmuşlar. Burada yeniden tertiplendik, savunma tedbirlerimizi aldık. Akşam genç bir öğretmen geldi. DOĞANCI Köyü çok yakınmış. Ama bizim bölgenin dışında kalmış. Bir takım asker göndermemi rica ediyordu. Sabah bir takım askeri de DOĞANCI Köyü'ne gönderdim. Böylece bize verilen hedeflere ulaşmış olduk. Kıbrıs Barış Harekâtı bu 422


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

son hedefin de ele geçirilmesiyle fiilen sona ermiş oldu." maktadır

Diye anlat-

131

D. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI MUHAREBELERİ 15 AĞUSTOS 1974, Saat 06.00, 15 AĞUSTOS günü genellikle sakin geçti. Ancak karşılıklı topçu ve havan ateşleri devam etti. Saat 06.00'dan itibaren düşmanın topçu ve havan ateşleri tekrar başladı. Kuşatılmış durumda olan Yunan Alayının kuşatma çemberini yarmak için yaptığı geçici teşebbüsler bir netice vermedi. Saat 14.07 , Saat 14.07' de Alay S-3'ü Kor.Kh.ına çağrıldı ve Alayın son durumu hakkında bilgi alındı. Alayın Yunan Alayını imha için yapacağı harekata manevra elemanı olarak bir yardım yapılamayacağı ancak ateş gücü ile harekatın destekleneceği belirtildi. Zaten Kor.nun elinde 1 Tb. kadar bir kuvvet vardı. S-3, Alayın açık arazide zayiat vermesini önlemek için, bölgedeki hakim arazinin mutlaka ele ele geçirilmesi gerektiğini, Kolordu Komutanına teklif etti. Kolordu Komutanı; "Magosa istikametinde taarruz eden birliklerimizin ivedi takviye istediklerini, bugün de kendilerine hava desteği sağlanamayacağını, ayrıca, Alayın batısında Komando Tugayının büyük kısmının OMORFO istikametinde taarruza başladığını belirterek, Alayın karşısındaki düşman kuvvetini yerinde tespit etmeye devam etmesini ve yarına kadar beklemesini" emretti. Alayın ısrarlı hava destek isteği üzerine, saat 14.30'da, üç uçaktan oluşan bir kol, alayın istediği bölgeleri 2 dakika süre ile baskı altına aldı. Bu baskı etkili oldu ve R.M.M.'nin topçu ve havan ateşleri kesildi. Saat 17.00'de, BAYRAKTARLIK DAL-2 (İstihbarat Şube Müdürü) Kurmay Yarbay Hilmi ŞENGÜN, R.M.M. topçu ateşlerinin LEFKOŞA içindeki elçiliklerin bulunduğu bölgeden geldiğini bildirdi. Bölgenin koordinatları alayın desteğindeki topçu bataryasına bildirildi. Bataryanın atışları çok etkili oldu. Kısa bir süre sonra, R.M.M. topçusunun susturulduğu haberi geldi. Olay, meskûn mahalle ateş edildiği gerekçesiyle Barış Gücü ve yabancı elçilikler tarafından protesto edildi. Saat 18.00 sıralarında hava alanı güneyinden yoğun topçu ateşi başladı. Hemen arkasından

131

Sever, age., s.115.

423


ALİ DENİZLİ

YEROLAKKO'daki R.M.M. topçusu ile YUNAN Alayı bölgesindeki havanlar da buna katıldılar. Topçu bataryası ile 106 mm.lik havanlarımızın karşı ateşine rağmen, hava alanı güneyindeki R.M.M. topçusu devamlı mevzi değiştirerek etkili olmaya devam ediyordu. Saat 18.15'te ORTAKÖY Grubu'nun 4'üncü bölüğünün ele geçirdiği tepeye Yunanlılar bir bölük kadar kuvvetle karşı taarruz yaptı. Bu taarruz 4'üncü Bölüğün ateşleri ile püskürtüldü. Bu arada tepe üzerinde göğüs göğüse muharebe cereyan etti ve tepe bizde kaldı. Bu çatışma Yunanlıların ağır zayiata uğramasıyla sonuçlandı. Yunan Alayı'nın bu defa kampın hemen kuzeyindeki bölgeye yaptığı karşı taarruzda KTK Alayı birliklerinin açtığı şiddetli ateş sonucu durdu. Daha sonra Yunanlılar kendi kamp bölgesinden geri çekildi. Yunan Alayı kuşattığımız kuzeybatı yanını açmak için sürekli gayret gösteriyor ancak başaramıyordu. Saat 19.15, Kolordudan hava keşfi istendi. Saat 19.15'te bölgeye gelen keşif uçakları, R.M.M. topçu mevzilerinin, FiN Kontenjan kampının hemen yanında olduğunu tespit ettiler. Her defasında olduğu gibi uçakların görülmesi ile birlikte R.M.M. topçu ateşi kesildi. Bölgeye yaklaşan araç farlarından YUNAN Alayının takviye edildiği anlaşılıyordu. Bugün K.T.K. Alayı bölgesinde, Hava Alanı güneyinden doğuya doğru, YUNAN Alayı kampının bulunduğu sırtlar istikametinde yapılan taarruz, başlangıçta birkaç yüz metre gelişti ise de Yunanlıların yoğun ateşlerine maruz kalarak zayiat verilmesi üzerine, Alay taarruz öncesi hatta çekilmek zorunda kaldı. Kolordudan tankla desteklenmenin ardından tekrar taarruz etme teklifi kabul edilmedi. Zira bu esnada küçük çaptaki Kolordu ihtiyatı hariç, tüm birlikler muharebelere angaje olmuşlardı. K.T.K. Alayının mevzilerinden çıkarak tekrarlayacakları taarruz kritik sonuçlara neden olabilirdi. Bu nedenle Alayın halen bulunduğu hatlarda kalması emredildi.132

132

Sever, age., s.193-194.

424


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

KTKA, bugün sabah Yunan alayı mevzilerine doğru taarruza yeniden başladı. Ortaköy güneyinde ve Lefkoşa Hava Alanı doğusunda Yunan alayı inatla mukavemet etti. Taarruzla ele geçirilen bir mevziyi biraz sonra Yunan alayı karşı taarruzla tekrar alıyor. Tepeler sık sık el değiştirdi. Yakın hava desteğinin tamamı tümenlere tahsis edildiğinden, muharebe eşit iki kuvvet arasında. Her iki ta/af da zayiat verdi. Akşama doğru Türk ve Yunan alayı sabahki mevzilerine çekildiler. IV. 2 NCİ BARIŞ HAREKATI 3 NCÜ GÜN 16 AĞUSTOS 1974 Bugün, 39 ncu Tümen, dün Mesarya ovasının kuzeyini tamamen ele geçirip Akatu boğazı ve Karpas yarımadasını güneyden tecrit ettiğinden bu taarruzlar bir temizleme harekâtı şeklinde cereyan etti. 28 nci Tümen, Magosa'ya girdi ve Maraş bölgesini işgal etti. Güneyde de Kiracıköy işgal edildi ve bugünkü sınıra kadar bölge kontrol altına alındı.Batıda Komando Tugayı, saat 10.00'da kuzeyde Mirtu'ya, güneyde Ma-sari'ye girdi. İleri harekâta devamla saat 14.45'te Gaziveran, 16.30'da da Lefke ve Gemi Konağı işgal edilerek bugün bulunulan hattın kuzeyi tamamen kontrol altına alındı.

425


ALİ DENİZLİ

A. 39 NCU PİYADE TÜMENİNİN HAREKATI 16 AĞUSTOS 1974, Saat 06.00, 16 AĞUSTOS saat 06.00'dan itibaren BORA Özel G/K MEHMETÇİK Mücahit Taburu ile birleşmek maksadıyla ileri harekatına devam ederek MEHMETÇİK bölgesine kadar ilerlemiş ve MEHMETÇİK'teki mücahitlerle birleşerek KARPASLAR bölgesinde Kor.K.lığınca emredilen arama ve tarama faaliyetleri icra etmişlerdir. 14 ncü P.A. DEĞİRMENLİK bölgesini temizlemeye devam etmiş, 49 ncu P.A. 1 nci P.Tb. 16 AĞUSTOS sabahından itibaren SINIRÜSTÜ bölgesine intikal ederek İSKELE-BOĞAZ bölgesini BORA Özel G/K.den devir teslim almıştır. BATMAN J.Komd.Tb. 2 koldan saat 06.00'dan itibaren başlattığı ANTİMONİTİS Manastırı ile DELİK Köyü arasındaki savunma hattını ele geçirmiş ve işgal etmiştir.

B. 28 NCİ PİYADE TÜMENİNİN HAREKATI 16 AĞUSTOS 1974 28 nci Tümen 16 AĞUSTOS 1974 günü, kolorduca verilen hedefin 10-12 km. kadar güneyine inerek DERİNYA kuzeyi-İngiliz DİKELYA Üssü hattına kadar ilerledi. 1. Zırhlı Alay Komutan Yardımcısı Tank. Albay Ahmet Demir (Emekli Tuğgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır 16 Ağustos 1974, Saat 10.00 426


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

“16 Ağustos saat 10.00 civarında Tümen Komutanı Tümgeneral O. Fazıl POLAT Magosa Kalesi'nde merasimle karşılanırken, Alayımız Magosa'yı güneyden kuşatıp, İngiliz üssü sınır olmak üzere denize kadar uzanarak güney hududunu da çizmiş oluyordu. 28 Ağustos 1974 gününe kadar alayımız Magosa'nın emniyeti ile geri kalan güçlerin temizlenmesi görevini sürdürmüş daha sonra yeni verilen görevi yerine getirmek üzere, Magosa'yı yeni gelen birliklere teslim ederek ayrılmıştır.Alay personeli verilen görevini başarıyla yapmanın gururunu taşımaktadır. “133 Diye anlatmaktadır. 2. Hava İndirme Tugayı İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Cumhur Evcil ( E. Tümgeneral ) Şöyle Anlatmaktadır “Ben, bu gün 2 nci Paraşüt Taburuna gittim. 2 nci Paraşüt Taburu, 28 nci Tümen bölgesinde ve Larnaka karşısında görevli. Hava kararmadan Trulli Tepe'de, tabura ulaştım.

Trulli Tepe, Larnaka'ya birkaç kilometre mesafede. Larnaka sanki ayağımızın altında. Dürbünle baktığımızda şehirdeki telâşı görebiliyoruz. Buraya gelirken yolda 28 nci Tümen Komutanı Tümgeneral Fazıl Osman Polat'ı gördüm. O da, ileri harekâtın durdurulması 133

Demir, s.17.

427


ALİ DENİZLİ

için uğraşıyor, bizzat birliklere gidiyor. 2 nci Paraşüt Taburuna gideceğimi öğrenince memnun oldu. Trulli Tepe'den hem Larnaka'yı seyrediyor hem de acaba ilerlesek mi diye kendimle mücadele ediyorum. Aldığım emir, düşüncelerime set çekti. Tabur Komutanı Binbaşı Ömer Kocabıyık'la taburu muhtemel bir saldırıya karşı hemen tertipledik, gerekli emniyet tedbirlerini aldık. Ateş de kesildi. Artık bir süre, Larnaka'yı hep bu tepeden seyredeceğiz. Gece tekrar karargâha döndüm.Müteakip günler bölgenin temizlenmesi ve savunma önlemlerin alınması ile genellikle sakin geçti.” 134diye anlatmaktadır.

GAZİLER (PİRCİ) Muharebesi : 61 nci P.A., 16 AĞUSTOS'da GAZİLER köyünün ele geçirildiğini, ancak birliklerin mahkum arazide olması nedeniyle, kuzeye çekildiğini, düş-manın da GAZİLER köyünü ele geçirdiğini bildirdi. 28 nci Tümen komutanı, 17 AĞUSTOS'da köyün geri alınmasını emretti. Köyde 6-7 tankla desteklenen bir bölük kadar düşman, 61 nci P.A.nın 2 nci Tb.na bu imkanı vermedi. Tümence, bölgeye 1 nci Top.Tb.nün ve Gös.ve Tat.A.dan bir tank takımının sevk edilmesiyle saat 19.15'de GAZİLER köyü tekrar ele geçirildi.

134

Evcil, age., s.111.

428


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

61 nci Piyade Alay komutanı Kurmay Albay Şinasi Can Şöyle Anlatmaktadır “2 nci Barış Harekatında 61 nci Piyade Alayına hareket kabiliyeti ka-zandırılmıştır. Emrine Gösteri Tatbi-kat (Tank) ve 2 nci paraşüt Taburu verilmek suretiyle Başarıdan Fayda-lanma Kuvveti oluşturulmuştur. Şimdi bazı dökümanlarda, Tank Alayı Başarıdan faydalanma Birliği, 61 nci Alay da Takip Destek Birliği olarak yazılıyor. Bu doğru değil. Tankların önden gidişinin nedeni , Tank. piyade işbirliği kuralının bir sonucudur. Emri ben verdim. Timbu Havaalanı alındıktan sonra beraberlik dağıldı. Tank Alayı Magosa istikametinde giderken 61 nci Alay güneye taarruz ederek önce kritik arazi olan 900 m. yüksekliğindeki Tınaz Dağına taarruz edilerek ele geçirildi. Dağın güneyinde GAZİLER ( Piroi) köyü ve Kiracıköy var . Burası Lefkoşa - Limasol yolu üzerinde bir kavşak mutlaka alınması lazım ancak köy tank ve piyade ile savunuluyordu. Bu harekat 2 nci P.Tb.la birlikte ben sevk ve idare etmek zorunda kaldım. Tümen komutanı 6 km gerimizdeki bizi destekleyen Topçu mevziinden ileri gözetleyicinin telefonuyla bir kaç defa benimle görüştü. Tınaz Dağı keskin bir sırt ile Gaziler'e iniyordu. İleri gözetleyicinin yanından köydeki Rumlar’a ait Rus T-34 tanklarının ateşini seyrederken kulağımın dibinden tank mermilerinin geçişini seyrettim. Bizim Topçu ve Ağır Havanların köyü allak bullak edinceye kadar bekledim. Bütün endişem zayiat vermeden hedefe ulaşmaktı. Vatan evladını, göz göre göre ateşe atmanın bir kahramanlık olmayacağını Lapta-Karava muharebesinde düşünerek sabırlı hareket etmiştim. 429


ALİ DENİZLİ

Bu arada 16 agustos akşamı ateşkes ilan edilmiş, bizim ondan haberimiz olarak, köyü ateşle dövmeye devam ettik ve 17 Ağustos 1974 sabahı açık düzende başta ben ve Tb. K. olmak üzere yıldırım gibi hattı balayı aşarak Gaziler koyüne zaptettik. Zayiat yok. İşte gaye bu. Şimdi uydurmalar var, köyü 16 Agustosta almışız, geceyi geçirmek için geriye çekilmiş , böyle olmadı., nasıl olduğunu ben ve 2 nci P. Tb. dan halen yaşayanlar biliyorlar. Biz zorlanmışız, Tümen Komutanı topçu taburu ile , tank takımı göndermiş, Yanlış, bir Topçu taburu başından beri bizim desteğimizdeydi. Ayrıca tanklardan 2tank biz köyü aldıktan sonra ancak gelebildiler. Akıncıların alınması nedense hiç konuşulmuyor, peki sınırın o aşağı sarkan kısmı nasıl alındı. Bugünkü sınır işte o bölgede 61 nci P. A nın 2 nci .Tb. tarafından, DİKELYA’ya kadar olan bölümü de 61 nci P.A. 1 nci tabur tarafın alınmış ateşkes nedeniyle kalınmıştır. Ben Alayımla övünüyorum, çünkü hazarda K.K. Denetleme Kurulunun denetlemesinde 1 nci olmuştu. Ayrıca yaptığı atışlı tatbikatında yabancıların önünde takdir toplamıştır. Muharebedeki durumunda da son derece başarı gösterdi. Biz 28 nciTümen Komutanı Tümgeneral Osman Fazıl Polat’ın emrinde 4 değerli Kurmay Albaydık. Hiçbirimiz terfi edemedik, herhalde bizi karşı taraf şurası değerlendirdi diye düşündük. .135 “ demektedir C. KOMANDO TUGAYI HAREKATI 16 AĞUSTOS 1974 3 ncü Komd.Tb. buradan da ileri harekata devamla MEVLEVİAKACA-AŞAĞI BOSTANCI kuzeyi-GAZİVEREN istikametinde ilerleyerek, önemli bir mukavemetle karşılaşmadan 161130 AĞUSTOS'da GAZİVEREN'e ' geldi ve çepeçevre tertiplendi. 4 ncü Prş.Tb.(-) da aynı gece YILMAZKÖY-ŞİRİNEVLERKÖRDEMEN-RİGATOS MANASTIRI yolu ile MEVLEVİ bölgesine intikal etti. Tb. iki Prş.BI. ile AŞAĞI BOSTANCI kuzeyi-GÜZELYURT BARAJI arasında savunma için tertiplendi. 2 nci Komd.Tb.da 16.11.40 AĞUSTOS'da KARPAŞA ve ÇAMLIBEL köylerini ele geçirdi. İleri harekatına devam ederek saat 24.00'de AKDENİZ ve KORMACİT köylerine ulaştı. 3 ncü Prş.Tb. ise RİGATOS MANASTIRI bölgesini elde bulundurmaya devam etti.

135

E. Kurmay Alb. Şinasi Can (61 nci Piyade Alay Komutanı) yaşı 86, 13 Ağustos 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

430


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Saat 14.45, 15/16 AĞUSTOS gecesi de devam eden çalışmalar neticesinde GÜRPINAR güneyindeki mayın tarlası 16 AĞUSTOS sabahı temizlendi ve yol açıldı. Bu istikametten taarruza devam eden Tnk.Tb. G/K.de ve 3/4 ncü Prş.Tb. 14.45'de GAZİVEREN'e gelerek, 3 ncü Komd.Tb. ile birleşti. Saat 15.45, İhtiyat 1 nci Komd.Tb.da motorlu olarak saat 13.00'de ŞİRİNEVLER' deki toplanma bölgesinden hareketle YILMAZKÖY-SERHATKÖY-AŞAĞI BOSTANCI yolu ile 15.45'de GAZİVE-REN'e geldi. Burada yapılan akaryakıt ikmalini müteakip Tnk.Tb. Görev Kuvvetini de emrine alan 1 nci Komd.Tb. 17.30'da GAZİVEREN köyün-den hareketle LEFKE istikametinde ileri harekata başladı. Önemli bir mukavemetle karşılaşılmadan, nüfusunun tamamı TÜRK olan LEFKE kasabasına 18.45'de girildi ve derhal emredilen hatlarda savunma için tertiplenildi. Saat 19.00, 161900 AĞUSTOS 1974'de ilan edilen ATEŞKES saatine kadar Komando Tugayı birlikleri GEMİ KONAĞI-LEFKE güneyiALIÇLAR-TAŞKÖY kuzeyi-ASTROMERİT kuzeyi-AVLONA kuzeyiDENYA kuzeyi-MAMMARİ kuzeyi hattını elde etmiş oldular. 431


ALİ DENİZLİ

16 Ağustos 1974 2. 3 ncü Paraşüt Tabur Komutanı Yarbay Turan Erdem (E. Tuğgeneral) Şöyle Anlatmaktadır; Saat 04.00 16 Ağustos 1974 günü 04.00'te İs. Tb. komutanı ilgili personelle birlikte mayınlı bölgeye geliyorlar. Temizlik başlıyor. Gerideki mayın

432


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

patlamalarını ben Profitis İllias manastırı sırtlarındaki Tb. gözetleme yerimden devamlı izledim. Gene Yzb. Nevzat Şimşek'e göre yoldan 15 kadar tank mayını, yolun tarafeyninden ise 80 kadar antipersonel mayın toplanıyor veya tahrip ediliyor. Temizlik işi saat 08.30'a kadar sürdü. Bu mayın hikâyesi bir istihkâm erinin ayaklarından birinin kesilmesine, diğerinin gözlerinin tamamıyla kör olmasına, birkaç tanesinin de ağır veya hafif yaralanmasına ve bir REO aracının 3' üncü kd.lik olmasıyla sona erdi. 16 Ağustos 1974 günü saat 04.00'te 2 nci Prş. Bl.ü bulunduğu sırtlardan Rigatos istikametinde taarruza başladı. Saat 05.00 sıralarında 2 nci Bl. komutanı telsizle Skylump'u işgal ettiğini arz ediyordu. Tb. gözetleme yerinde son durumu değerlendiriyor ve karargâhımı Rigatos'a nakle Hazırlanıyordum. Bir haberci gelerek Komondo Tugay komutanının gönderdiği Tb.lardan 3 ncü Kom. Tb.unun geldiğini ve Köndemen'de kılavuz beklediğini bildirdi. Saat 09.30-10.00 civarında da 4 ncü Prş. Taburunun Köndemen'e geldiği ve kılavuz istediği haberi geldi. 4 ncü Prş. Tb.unu ve Köndemen'de kalan tank takımını da peşime takarak Rigatos'a doğru yürüdüm. Rigatos'tan Kira'ya 4 ncü Prş. Tb.unu sevk ederek orada bulunan bir ağaç altına oturdum. Yüzümü batıya döndüm. Omorfo ve Lefke körfezi ayaklarımızın altındaydı. Dürbünümle baktım. Omorfo bomboştu, iki muhribimiz gelin gibi süzülerek Lefke körfezine giriyorlardı. O andaki hissiyatımı burada ifadeden acizim. 16 Ağustos'tan sonra taarruza devam etseydik bütün Kıbrıs bizimdi.

433


ALİ DENİZLİ

Saat 11.00, Takriben saat 11.00 sıralarında 1 nci Bl. Rigatos'a geldi. Kira'nın emniyetini almasını, hâkim sırtlarda savunma için tertiplenmesini emrederek 1 nci Bl.ü Kira'ya sevk ettim.

Saat 12.30-13.00 sıralarında harekât ve eğitim subayı gelerek 3 ncü Bl.ün Kalahorya'ya girdiğini 8-10 esir ve hafif silâh alındığını; bölüğün tertiplenmekle meşgul olduğunu; sivil halkın şehri boşaltmalarına müsaade edildiğini arz etti. Öğleden sonra saat 15.00 sıralarında Kom. Tuğ. komutanı tekrar telsizle beni aradı. Kısaca şu emri aldım: 3 ncü Prş. Tb.u FiliyaDenya-Mammari'nin hemen kuzeyindeki sırtları işgal, tahkim ve savunacak. Aslında geriye dönerek güneye doğru savunma tertibi almam emrediliyordu. Yapılan keşiften anladım ki Denya ve Mammari hâlâ Rumlarda idi. 16 Ağustos 1974'te tekrar ateşkes ilân edilmişti.”136diye anlatmaktadır. 136

Erdem, age., s.89-92.

434


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

YUNAN ALAYINI İMHA EDEN KAHRAMANLAR 3 NCÜ BÖLÜK KOMUTANI YÜZBAŞI ÖNDER ESİN

435



KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

E. KIBRIS TÜRK KUVVETLERİ ALAYI MUHAREBELERİ YUNAN ALAYININ İMHASI (16 AĞUSTOS 1974) Saat 06.00 16 AĞUSTOS günü KTKA'ın ALAYKÖY'ü ele geçirmesi için saat 06.00'da iki jet uçağı tahsis edildi. Gelen uçaklar YUNAN ALAYI ve ALAYKÖY'ü bombaladılar. Saat 07.30' da Kor.K.nı Alay Komutanına telefon ederek "YUNAN ALAYININ İMHA EDİLMESİ VE KAMPIN ELE GEÇİRİL-MESİ" ni emretti. Saat 10.00'da ilk kol uçakların gelmesi ile Alayın bütün birlikleri taarruza başladılar. 2/50 nci P.A. güneyden Dil Okulu istikametindeki Yunan A.nı kuşatıcı tarruzları gelişmeye başladı. ORTAKÖY Gr. BAYPASS yolunu kesti, ÜÇ TEPELERİ (KEŞİF T.) ve HASTANE Tepeyi ele geçirdi. Bu arada LEFKOŞA hapishanesi ve havaalanı gerilerinden birliklerimiz üzerine yoğun topçu ateşi başladı.

437


ALİ DENİZLİ

Saat 15.30'da Hava alanı Gr.nun taarruzu süratle gelişti. Gr.un ileri unsurları DİLOKULU'na 300-400 m. yaklaştı. Yolun güneyindeki tepeye taarruz için tertipleniyordu. Bu arada ORTAKÖY Gr.nun hedefleri tamamen ele geçirildi. Saat 16.00 'da Yunan A. tamamen kuşatıldı. Buradaki RMMO.Kh. imha edildi, bu arada Kor.K.lığı 6 tanklık bir birliği alay emrine verdi, bu tankların iki tanesi Kşf.Tk.nın emrine, 4 tank ise GÖNYELİ Gr.nun emrine verildi. Aynı saatlerde HAVA ALANI Gr.DİLOKULU'nu ele geçirdi ve tepeye TÜRK Bayrağı'nı dikti. GÖNYELİ Gr. 4 tank ile Yunan Alay kampındaki KİLİSE Tepeye taaruz ederken, Kşf.Tk. aynı anda SUNALP kampından Yunan kampına taarruza başladı. Bölgede çok kanlı muharebeler cereyan etti. Saat 17.50, Saat 17.50'de GÖNYELİ Gr.K.ı KİLİSE T.nin ele geçirildiğini ve Yunan A.Kh.binasında bulunduklarını belirtti. KİLİSE T.ye TÜRK Bayrağı'nı dikti. Böylece Alaya verilen görev kısa zamanda başarılmış oldu. Yunan A. içindeki KİLİSE T.de, DİLOKULU'nda ve BAYPASS yolu üzerinde ÜÇ TEPELER'de de TÜRK Bayrağı dalgalanmaya başladı. Bu gece saat 22.00'de Alay emrine verilen 2/14 ncü P.A.nın 6 ncı Bl.ü gece karanlığında sızarak, ALAYKÖY güneyindeki hakim arazi kesimini ele geçirdi. Buradaki RMMO birlikleri karşılık vereme-den hepsi teslim oldular. Böylece ALAYKÖY'de ele geçirilmiş oldu Bu muharebelerde Yunan Alayı 158 ölü verdi. Alay Komutanı sancağını dahi alamadan Alayını terk etti. Yunan A. sancağı TÜRK birliklerinin eline geçti. Sancak daha sonra TÜRK Genelkurmay Başkanlığına gönderildi.

438


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1. 6 ncı Kolordu İstih-barat Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Sever (E. Korgeneral) Şöyle Anlat-maktadır; “15-16 Ağustos gecesi doğuda belirlenen hedeflere ulaşılmış ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmıştı. Batıda taarruz yavaş gelişiyordu. K.T.K. Alayı taarruz hazırlıklarını tamamlamış, Kolordu Komutanlığından verilecek takviye kuvvetini taarruz emrini bekliyordu.

Saat 05.00'te, K.T.K. Alayına taarruza başlaması için emir verildi. Alayın yakın hava desteğine tahsis edilen iki uçak 06.00'da bölgeye gelerek YUNAN Alayına ve YEROLAKKO'ya taarruz ettiler. Kolordu Komutanı 07.30'da K.T.K. Alay Komutanına telefonla, YUNAN Alayının imha edilmesini ve kampının ele geçirilmesini emretti. K.T.K. Ayının muharebelerine diğerlerinden fazla yer verilmesi merak konusu olabilir. Alayın her hareketi, kımıldanışı bütün dünyanın gözü önünde oluyordu. R.M.M., Birleşmiş Milletler Barış Gücünün, LEFKOŞA'daki bütün devletler misyonunun gözü kulağı her şeyi bölgenin üzerinde idi. R.M.M. aynı zamanda onların her konuda sağladığı avantajı, yararları çok güzel ve işine geldiği şekilde yüzsüzce kullanıyordu. GÖNYELİ Grubu, taarruz için tertiplenmesini tamamladı. ORTAKÖY ve hava alanı Gruplarına ise taarruz hazırlıklarını hızlandırmaları emredildi. ORTAKÖY GRUBU BYPASS yolunu kesti, ÜÇ TE-

439


ALİ DENİZLİ

PELER'! ve HASTANE Tepeyi ele geçirdi. LEFKOŞA Hapishanesi ile HAVA Alanı güneyinden birliklerimiz üzerine yoğun bir topçu ateşi başladı. Bir gün önce FİN Kontenjanı kampının civarında olan R.M.M. topçusu baskı altına alındı. Saat 14.00 ,sıralarında, irtibat subayı aracılığı ile Barış Gücü protesto edilerek "Elçilikler bölgesindeki topçu ve havanlar ateşi kesmezler ise, tüm bölgenin ateş altına alınacağı bildirildi. Kısa bir süre sonra R.M.M.'nin topçu ve havan ateşleri kesildi. Saat 15.30'da Hava Alanı Grubu (50'nci P. Alayı 2'nci P. Taburu)'nun taarruzu hızla gelişti. Grubun ileri unsurları GRAMMER SCHOOL'a 400 m. uzaklıkta, yolun güneyindeki tepeye taarruz için tertiplendiler. ORTAKÖY Grubu hedeflerini tamamen ele geçirdi ve kaçış yolu asfalt kesildi. Buradaki R.M.M. (YEEF) komuta yeri tahrip edildi. Saat 16.30, Kolordu Komutanlığı 6 tanklı bir takımı, saat 16.30'da alayın emrine verdi. Aynı saatte HAVA ALANI Grubu GAMMER SCHOOL'u ele geçirerek okul binasına ve tepeye TÜRK bayrağını çekti. GÖNYELİ Grubu, 4 tank ile cepheden YUNAN Alayı kampındaki KİLİSE Tepeye taarruz ederken, K.T.K. Alayının Keşif Takımı aynı anda SUNALP Kampının karşısındaki YUNAN Alayı kampına taarruza başladı. Saat 16.45, GÖNYELİ Grubu saat 16.45'te YUNAN Alayı kampına girdi ve burada iki alay göğüs göğüse, tırnak tırnağa boğuşmaya başladı. Bu arada Keşif Takım Komutanı ağır yaralandı. Saat 17.50'de GÖNYELİ Grup Komutanı, KİLİSE Tepenin ele geçirildiğini, şu anda komutanlık binasından konuştuğunu, KİLİSE'ye bayrağımızı dikeceğini bildirdi. Alaya verilen görev en iyi şekilde başarılmış, YUNAN Alayı kışlası içindeki KİLİSE Tepede, GRAMMER SCHOOL Tepesinde ve BYPASS Yolu üzerindeki ÜÇ TEPELER'de TÜRK BAYRAKLARI dalgalanmaya başlamıştı. Bugünkü muharebelerde YUNAN Alayı imha edilmiş ve bütün silah, araç ve gereçleri elimize geçmiştir. Bugünkü muharebelerde YUNAN Alayının savaşma azmini ve direnişlerini inkâr etmemek gerekir. Onlar da kendilerine düşen görevi kahramanca yerine getirmek için canla başla ve cesaretle savaştılar. Ancak sonunda kaybettiler. YUNAN Alay Komutanının telsizde son haykırışı 'TÜRKLER bizi

440


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

bitiriyor" oldu. Saat 18.00'de K.T.K. Alayı ele geçirilen arazi kesimlerinde yeniden tertiplendiler. Saat 22.00 de K.T.K. Alayı ele geçirilen arazi kesimlerinde yeniden tertiplendiler. Saat 22.00'de alayın emrine verilen 14'üncü P. Alayının 6'ncı P. Bölüğü, gece karanlığında sızarak YERELAKKO güneyindeki hakim arazi kesimini ele geçirerek işgal etti. Burada bulunan R.M.M. birlikleri karşılık vermeye fırsat bulmadan teslim oldular. “137 diye anlatmaktadır. A. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Alay Komutan Yardımcısı Piyade Yarbay Gültekin Alpuğan Şöyle Anlatmaktadır “01 Ağustos 1974 günü Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Eşref Akıncı ve 2 nci Ordu Komutanı Orgeneral Suat Aktulga Kıbrıs'a gelerek kolordu komutanlığınca yapılan toplantıda KTKA'nın 39 ncu Piyade Tümeni emrine verilmesi ve Hava Alanının kontrolünün KTKA’ca sağlanması emri verilmiş ve Alayın bundan sonraki harekatının taarruz olacağı emredilmiştir. Bu emir üzerine Alayın programlar ve planları bu istikamette yeniden düzenlenmiştir.

137

Sever, age., s.195-196.

441


ALİ DENİZLİ

03.09.00 Agustos 1974 günü 4 ncü paraşüt taburu esas birligine iade edilmiş ve 50 nci piyade Alayı 2 nci P. Tb ile değiştirilmiştir. Alayın emrine bir adet topçu bataryası verilerek Gönyeli bölgesinde mazilendirilmiştir. 07.12.00 Ağustos, 1974 tarihinden itibaren Türk - Yunan Barış gücü temsilcileriyle yeşil hat tesbit çalışmaları başlatılmıştır. 09 Agusts 1974 günü saat 23.30 de 39 ncu Tümenden verilen ön emirle muharebelerde kullanılan 4 adet tank ve 3 adet kariyer birliğine iade edilerek yerine A.K.Yrd. tarafından 5 adet Tank ve 2 adet Havan kariyeri ile değiştirilerek Gönyeli Grubu bölgesi takviye edilmiştir. Bu sürede, düşmanın faaliyetlerini devamlı artırdığı KTKA bölgesinde tahkimatlar yapmakta ve kısa süreli mahdut ölçüdeki kuvvetleriyle tatbikatlar icra etmekte olduğu gözlenmiştir. YUNAN ALAYI VE HAVA ALANINA YAPILAN 2 NCİ TAARRUZ HAREKATI Karşılıklı hazırlıkları müteakip Kıbrıs saati ile, 13 Agustos 1974 saat 13.04.30 günü 2nci safha harekatın başlayacağı emri verilmiştir. 13 Agustos saat 05.30 – 05.50 arası hava harekata başlamıştır. Ancak KTKA'nın kuzey bölgesi ve bilhassa Magosa istikameti Barış Kuvvetlerinin yapacağı muttemel bir taarruzi harekata karşı mayınlanmış ve engellerle kapatılmıştır olduğundan birliklerin harekatı için engellerin imhasını sağlayacak taarruz geçidi açmak için gerekli olan Bangelero torpidoların Kıbrıs ile Türkiye arasındaki saat farkı 442


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

nedeniyle gecikmeli olarak gelmiş, uçaklarımızın hava akınının ardından torpidolar, getiren helikopterlerin inme alanı. düşman tarafından kesif bir ateş altına alınmıştır. Torpidolar 3 Agustos 05.00'den itibaren düşman topçu ateşi altında ateş fasılarından istifade edilerek A. K. Yrd. tarafından tahliye edilerek 28 nci. Tümene teslim edilmiştir. Bu malzemelerle açılan gediklerden taarruz başlamıştır. Barış Gücünün düşman lehine yaptığı istihbarat faaliyetlerinin artması üzerine üst komutanlıktan alınan emirle Barış Gücü Birlikleri A.K. Yrd. tarafından muharebe alanı dışına çıkarılmıştır. Gözetleme yerleri ve yerleşim yerleri bazı ufak çaplı direnişlere rağmen tahrip edilerek kullanıl-maz hale getirilmiştir. Fin kontenjan Grupları Lefkoşa'ya teslim edil-miştir. KTKA Kıbrıs saati ile 13.04.30 Ağustos 1974 günü saat 05.30- 06.10 arasında yapılan hazırlık ateşini müteakip kati neticeli taarruz başlamış oldu. Karşılıklı yer yer etkili olan ateşler devam etmekte ve düşmanın yer yer birliklerini kaydırmakta olduğa tesbit edil-di. 14 Ağustos 1974 günü 07.50 den itibaren Hava Alanı Grubu 50 nci Piyade Alayı ' 2nci P. Tb. Yunan Alayı kışlası istikametinde ilerleyerek kampı ile ele geçirmiş. ve keşif takımının motorlu hale getirilerek Ortaköy Grubu emrine verilip müteakip hareket için güçlendirilmiştir. Bilahare karşılıklı ateşlerin 443


ALİ DENİZLİ

ardından Alayın kati neticeli harekatı için Tank takımı ile takviye edilerek 16 Agustos 1972 günü saat 17.50'de Yunan Alayı tamamen ele geçirilerek düşmanın panik halinde kaçması sağlanmış ve Alay sancağı esir alınarak kolorduya teslim edilmiştir. Bilahare ele geçirilen bu bölgede düşmanın müteakip bir harekatına karşı A. AK Yrd. tarafından yeniden tertiplenme yapılarak savunma düzenine geçilmiş, oldu. Zira, bu gibi durumlarda, en büyük tehlike düşmanın mahdut ölçüde bir karşı taarruz yapma olasılığına karşı tedbir alınmıştır. Alayın birlikleri Ortaköy Grubu ile cepheden, Gönyeli Grubu ile Yunan Alayı istikametinden Hava Alanı grubu ile Yunan Alay istikametinden yapılan kati neticeli taarruz harekatının muhteşem seyri görülmeye değerdi. Askerler coşmuş, Allah Allah sesleriyle düşmana saldırıyor kalleşçe şehit edilen arkadaşlarının kanlarının yerde kalmaması için savaşıyordu. Bu muhteşem manzara karşısında gurulanmamak ve hissiyata sahip olmamak ok zor bir olaydır. Yaşamadan izah edilmesi mümkün değildir.”138 Diye anlatmaktadır.

NEVŞEHİR Jandarma Komando Taburunun 2'nci Bölük Komutanı üsteğmen Halis DEVECİ şöyle anlatmaktadır. (Zira bu görevi, Alay Komutanı Jandarma KOMANDO Bölüğüne vermişti. Bunu birleşmeden sonra öğrenmiştik.) Tabur Komutanımız J. 138

E. P. Alb. Gültegin Alpugan (KTBK Alayı Komutan Yrd.) yaşı 80, 11 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

444


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Binbaşı Hasan Cemil ERDEM hastanede olduğundan Tabur Harekât Subayı J. Kd. Üsteğmen İbrahim MUTLUER ona vekâlet ediyordu. Saat 15.00 sıralarında beni çağırdı, 5 dakika içinde bölüğümle hazır olmamı, bir saatlik motorlu yürüyüş mesafesinde bir yere gece harekâtı yapmak üzere intikal edeceğimi bildirdi. Derhal hazırlanıp hareket ettik. Beni bölüğümle, LEFKE'de 14'üncü Piyade ALAY Komutanı Kurmay ALBAY Hayri ÜNDÜL'e teslim edip döndü. 14'üncü Alay Komutanı yanında Topçu Tabur Komutanı, bana şu andan itibaren emirlerinde olduğumu, gece saat 24.00'te bölüğümle A.M.H. (ASIL Muharebe Hattı)'dan hareketle, düşman bölgesinde bulunan ve daha önce önümüzden kaçan Rumların sıkıştırdığı, köylerini kahramanca savunan YEŞİLIRMAK' lılarla temas kuracağımı belirten emrini verdi. Saat 18.00 sıralarında da harekât bölgesini görebilecek bir yere birlikte çıkarak araziyi ve düşman durumunu açıkladı. Köye kadar (GALİNİ) olan bölgede gece tehlike yoktu. Harekât sırasında kendileriyle telsiz teması sağlayacak bir telsiz ve operatörü ile her ihtimale karşı üzerinde 57 mm.lik Geri Tepmesiz Top bulunan bir Jeepi mürettebatı ile birlikte emrime verdiler. Topçu Taburu da istediğim yerlere baraj ateşi yapmak üzere hazırlıklı bulunacak ve benimle telsiz temasında olacaktı. Saat 24.00, Gemi konağı bölgesinde son hazırlıklarımı yapıp saat 24.00'te Gemi Konağı doğusunda bulunan A.M.H.'ndan hareket edeceğimi bildirip başarı dileyerek ayrıldılar. Aynı tepeden, Takım Komutanlarına kısaca görevimizi söyleyip araziyi tanıttıktan sonra, son hazırlıkları yapacağımız ve hareket saatini bekleyeceğimiz Gemi Konağına hareket ettik. Bölük aldığı emir gereğince hazırlığını yapıp dinlenirken takım komutanlarıma uygulayacağımız harekât planımızı anlattım. Bugüne kadar aldığı görevleri başarıyla tamamlayan 2'nci Jandarma Komando Bölüğü ön, yan, geri emniyet unsurları ile emniyet tedbirlerini almış olarak saat tam 24.00'te A.M.H.'ndan muharebe yürüyüş kolunda harekete başlayacaktı.

445


ALİ DENİZLİ

1 nci Takım, 2'nci Takım, 3'üncü Takım ve Silah Takımı birbirlerini takip edecek, en geriden artçıların önünden de üzerinde G.T. Top bulunan Jeep ve doğabilecek acil durumlarda kullanmak üzere bölük Jeep aracı gelecekti. GALİNİ'ye yaklaşıldığında "Erikler çiçek açtı" diye telsiz çağrısı duyduğunda Geri Tepmesiz Top, köyün doğusuna yanıma gelecekti. Köye yaklaştığımızda 1'nci Takım Komutanı J. Üsteğmen Tuncel TOPRAK, köyü sağdan yarım ay şeklinde çevirecek, 2'nci Takım Komutanı J. Başçavuş Ömer ÇAY Takımı ile ortada kalacak, 3'üncü Takım Komu-tanı J. Üstçavuş Cuma ALP köyü soldan yarım ay gibi çevirecek, Silah Takım Komutanı J. Başçavuş M. Ali HERDEM de Takımı ile bizi 2'nci Takım gerisinden takip edecekti. Ben 2'nci Jandarma Komando Bölük Komutan vekili J. Ütğm. Halis DEVECİ, gerektiğinde Silah Takımına hemen ulaşabilmek için 2'nci Takım ile birlikte olacaktım. Zamanın dolmasını beklerken, evli olanlar ailelerini, çocuklarını düşünmeye başlamışlardı. J. Başçavuş Ömer ÇAY daha önce BEŞPARMAKLAR'da BUVAFENTO Kalesine bayrak çektiğimizi biliyordu. Buraya çekilecek bayrağı kendisinin taşımasını teklif etti, olur dedim, itina ile katladığı TÜRK BAYRAGINI, göğsüne ceketinin içine yerleştirdi. Daha önce öldürdüğü Rumlardan edindiği kalaşnikof silahını (Kendisine bir şey olursa) elimle götürüp Türkiye'deki oğluna vermemi benden istiyordu. Sanki içine bir şeyler doğmuştu. Söz verdim, fakat bu tür konuşmasını men ettim. Allah'ın izni ile hiçbirimize bir şey olmaya-

446


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

cağını, kendi eliyle silahını oğluna götüreceğimi söyledim. Nihayet harekât zamanı geldi. Planlanan şekilde hareket ettik. Ancak, 2'nci Takımla birlikte olacakken, köye yaklaşıncaya kadar Uç Mangasıyla birlikte yürümek zorunda kaldım. 2,5 saatlik yürüyüşten sonra köye iyice yaklaştığımızda, planlanan şekilde, eski Osmanlı Orduları gibi, yarım ay şeklinde tertiplendik. Ve hep beraber sessizce köye girdik. Ve hiçbir direnişle karşılaşmadan köyün diğer tarafına geçtik. Tepeye 50 m. kadar yaklaşmıştık ki tepeden Rumca parola sorar gibi seslenildi. Hemen yere yapıştık. Tepeden seslenen cevap alamayınca ateşe başladı. Yanımda bulunan Ömer ÇAY heyecanla "Komutanım hücum emri verin, Allah Allah nidalarıyla tepeye çıkalım" diyordu. Ben kabak gibi meydanda olduğumuzu, bu hareketin çok zayiat vermemize sebep olacağını, kendilerinin kıpırdamadan beklemelerini, silah takımının yanına gidip birkaç havan atışı yaptırırsam ateşin kesileceğini (Ki böyle yaparsam silahlarını da bırakıp kaçacaklarını BUVAFENTO Kalesinden biliyordum) söyleyip onun sol gerisine doğru sürünerek iki üç adım kaydım kaymadım, Ömer "Vuruldum Komutanım" diye bağırdı. Hemen yanına vardım, ağzını kapatıp susmasını söyledim ve yere yatırdım. Silah sesi devam ediyordu ama artık mermiler bize doğru gelmiyordu. Bulunduğumuz yerde toprak yol yapılmış, onun kenarındaki kayan, toprak bayır üzerinde idik. Koltuk altından tutup birlikte gerideki taşın arkasına kadar kayarak indik. Orada Ömer'in başını göğsünü ellerimle yokladım, öldürücü yerlerinde bir şey yoktu. Bir yandan da yok bir şeyin diyordum. Dizim dedi, dizini yokladığımda elime ıslaklık değdi. Hemen orada bacağını uyluktan bağladım. Geride olan jeepin yanına gönderip hemen Alaya götürmelerini emrettim. Yanımda bulunan habercimin sağ yanında bulunan şarjörü isabet alıp o taraftaki tüm mermileri patlamış. Altı yanmıştı. Alaydan verilen telsizcim kalbinden vurulduğunu söyledi, açtım baktım beyaz atletinin üzerinde bir leke var ama çok kanama yok. Mermilerden seken bir taş parçası hafif kanatmış. Gene 2'nci Takımdan çevremde bulunan safça bir er vardı. Çapraz tutuşta dururken silahı kapak takımından isabet almış, sağ elinin bir parmağı hafif yaralanmış, tüfek kullanılmaz hale gelmiş, ama

447


ALİ DENİZLİ

kalkan görevi yapmış. Bütün bu kontroller çok kısa bir zamanda oldu herhalde. Hemen Silah Takım Komutanının yanına gidip, köyün son evinin arkasından havan attırmasını emrettim. M. Ali Erdem bu kadar yakından havan atılamayacağını anlatmaya çalışıyordu ki hemen onu kenara itip, 60'lık havan borusu ile bacak arasından çok seri havan atabilen J. Eri İzzet CİHAN oturtturup iki havan attırdım, derhal ateş kesildi. Beş-altı havan daha attırdım. Meğer atılan havanlar tepenin arkasındaki Rumların bulunduğu yerlere yakın gitmiş. Kaçmaya başlamışlar ama araç sesini duyan, sol taraftan tepeye çıkan 3'üncü Takım Komutanı tankların geldiğini bildirdi. Bu arada biz havanı bırakıp, bize biraz evvel ateş edilen tepede mürtesemi havaya düşen, ayakta duran adam gibi görünen beton sütuna, toprak yolun solundaki sonradan bölük karargâhı yaptığım evin duvarı kenarından ateş ediyor düşüremiyoruz. Bu kadar ateşle düşmediğine ve cevap ta vermediğine göre adam olmadığını anladık. Tankları karşılamak için aşağıya bıraktığım geri tepmesiz topu çağırmaya başladım. Müteaddit çağrılarıma rağmen cevap alamadım ve başında gözlüklü, uzun boylu, korkak bir asteğmen bulunan topu yukarı getirmek mümkün olmadı. Çağrılarımı ve de seslerimi geriden duyan Alay Komutanı Kurmay Albay Hayri ÜNDÜL gerekirse köyü ateşe verin aslanlarım, topçu ateşi istiyorsanız yaptıralım, hedef bildir diyor. Biz ise baraj ateşi planlanan yerlere gelmişiz, istesek kendi üstümüze ateş ettireceğiz. Gerek olmadığını bildirdim. Tepeye iyice çıktığımızda üstümüze geliyor denen araçların tank değil biraz önce attığımız havanlardan korkup kaçan Rumların Landrover araçları olduğunu gördüm. Geri Tepmesiz top gelseydi onları kuş gibi avlayacaktık. Gelmedi, düşman kaçtı. Etrafta artık iyice görülmeye başladı. Yukarı getiremediğim asteğmene adam gönderip yanıma gelmemesini. Gözüme görünmeden gitmesini emrettim. Gün doğmadan hakim tepelere mevzilendik, karşımızda kimse kalmamıştı. Köyün alındığını ve emniyetli olduğumuz hakkındaki raporumuzu alaya verdim. Sabahleyin Astsubay Ömer ÇAY'ın sağ bacağının kesildiğini öğrendik. Karşılığında can alamamıştık ama bir köy ve bırakıp kaçtıkları silah ve cephanelerini almıştık. 4 Eylül 1974 günü saat 09.00'a doğru Tü-

448


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

men Komutanım, Alay Komutanım ve beraberindekiler gelip bizi kutladılar ve cephemizin sağ tarafında yolda, Yeşilırmak'tan gelen Cavit Beyle buluştular. Galini'de bulunurken köyün üstünde bize ateş edilen yerde bulunan beyaz duvara, büyük siyah yazılarla ÖMERLİ yazarak köyün yeni ismini belirlemiştik.“ diyor. Rum halkı zaten kaçmaya hazır bekliyorlardı. Hatta, eli silah tutanlar da dahil, çocuklarını ADA dışına göndermek için gemi kiraladıkları bile gelen haberler arasında idi.” ”139 Diye anlatmaktadır.

G. 39 NCU PİYADE TÜMENİ HAREKATI (26 AĞUSTOS 1974) 1. 14 ncü Alay 1 nci Tabur 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Şükrü Tandoğan Şöyle Anlatmaktadır; 26 Agustos 1974, “Taburumuz 2 nci harekattan sonra 10 gün Değirmenlik Köyü çevresinde toplanma bölgesinde bekletildi. Daha sonra Lefke'ye İntikal ederek Komando Taburundan savunma görevini devraldı. 1 nci P.Taburu Lefke'nin güneyinde; doğudan batıya doğru, 2 nci P.Bl.ğü, 1 nci P.Bl.ğü ve 3 ncü P.Bl.ğü birinci hatta olmak üzere tertiplendi. Bölüğümü, tahsis edilen bölgede, 2 P.Tk.nı birinci hatta , 1 P.Tk.nı ihtiyatta olmak üzere tertipledim. Düşman, bakır madeni çıkarılan ve Maden Tepe olarak tanımladığımız geniş bir masa görünümlü, hakim bir arazide başlangıçta çok az bir kuvvetle savunma tertibi almıştı. 139

Sever, age., s.197-205.

449


ALİ DENİZLİ

Maden Tepe, Lefke ve Güzelyurt'a hakim, kritik bir arazi arızası idi. Lefke- Lefkoşe asfaltı 2 nci harekattan sonra ateşkes hattı olarak tespit edilmişti. Bu kritik arazi bu hattın 500 metre güneyinde kalmıştı. Ateş-Kes nedeni de olsa bu tepenin düşmanda bırakılmaması gerekirdi. Ateş-Kes hattının tespit edilmesinde bölgedeki birliklerle koordinasyon yapılmalıydı. A.M.H'daki P.Tk.ları Komd.Bl.'ce yapılan mevzileri işgal etmişlerdi. Tepeler hattında yapılan bu mevziler savunmaya elverişli değildi. Hiçbir görüş ve ateş sahası sağlamayan bu mevzilerden sadece düşman mevzileri görülüyordu.

Düşman, görünmeden mevzilerimizin önüne kadar gelebilirdi. Komd. Bl.nun bu savunma anlayışı bize uygun değildi. Bu mevzileri görüş ve ateş sahası sağlayacak şekilde ileri aldırarak A.M.H.'nı uygun yerde tesis ettirdim.”140 Diye anlatmaktadır. 140

E. P. Alb. M.Şükrü Tandoğan (39 ncu Tümen 14 ncü A. 1 nci Tb. 2 nci. Bl. K.) yaşı 67, 18 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

450


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

SONUÇ Kıbrıs davası, bir Türk-Yunan davasıdır. Yunanlıların milli hedeflerinde, "Megali İdea"larında, ilk günlerden beri hiç değişmeyen "ENOSİS ve yalnız ENOSİS" hedefleri vardır. Kıbrıs davası, Türk milli güvenliğinin, yaşamsal çıkarlarının bir parçasıdır. Yunan başı ezilerek MEGALİ İDEA isteklerine dur denilmiş ve KIBRIS'ın TÜRKİYE için ne derece önemli olduğu vurgulanmıştır. Yunan Başbakanı Papandreu şöyle söylemektedir; "Benim arzum ve ihtirasım Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etmektir. Kıbrıs'ı Yunanistan'ın ayrılmaz bir parçası olarak ilhak ettiğim zaman Yunanistan'ın hududu Kuzey Afrika'ya kadar uzanacaktır." Demek ki Yunanistan megali ideadan vazgeçmemiştir. Hedefleri doğrultusunda kollarını, Kıbrıs'tan öteye Afrika'ya uzatmayı hayal ediyor. Kıbrıs Barış Harekâtı'yla Yunanistan'daki bu hayalperestlere "dur" denmiş ve "Aklınızı başınıza toplayın" ikazında bulunulmuştur. TÜRKİYE Anlaşmalardan doğan milli hak ve menfaatlerini gerektiğinde silahlı kuvvetlerini kullanarak koruyacağı konusundaki kararlılığını bütün dünyaya göstermiştir. Yunanistan, Kıbrıs'ta darbeyi düzenlemekle garantör devlet vasfını kaybetmiştir. Türkiye meşru haklarının korunması için, İngiltere ile müşterek, adadaki İngiliz üslerinden faydalanarak Türk toplumuna denizden bir kapı sağlayacaktır. Eğer İngiltere, bu hareket tarzına yanaşmazsa, Türkiye müdahaleyi tek başına yapacaktır denilmiş ve icra edilmiştir. Bu görüşe göre, Türk toplumuna denizden bir kapı sağlayacak en sağlam plân yapılmış ve uygulanmıştır. Bu kapı sağlandıktan sonra, ele geçirilen bölgenin yetersizliği, ikinci bir harekât ihtiyacını doğurmuştur ve icra edilmiştir. Harekat sonunda batı kamuoyunda yaratılan, Türk düşmanlığı artan haçlı zihniyetinin değişmediğini bir kez daha göstermiştir.Harekat sonunda TÜRK MİLLETİ'nin gücü düşmanlarınca tekrar hatırlanmış ve asırlardan beri icra edilen içten yıkma politikasına hız verilerek gücünün çökertilmesine çalışılmıştır.

451


ALİ DENİZLİ

Aynı pakt içindeki devletlerin bile gerektiğinde birbirlerine karşı silahlı harekata girişebilecekleri böylece ittifakların bile kendi içinde harbi önlemeye yeterli olmayacağı gerçeği ortaya çıkmıştır. Yılların doldurduğu acı anıların tesiri altında bulunan Türk halkı ve ordusunda his, fikir ve irade birliği kendiliğinden meydana gelmiş halkı ve ordusu ile bir bütün olarak kader ve kıvanç birliği içinde görülmüştür. Bu milli birlik ve moral üstünlüğü, silahlı kuvvetlerimizin başarısını sağlamış, Türk birliklerine cüret ve cesaret kazandırmıştır. Ordunun başarısı, sadece Türkiye ve Türklük dünyasında değil, bütün İslâm dünyasında sevinç yaratmış ve zafere susamış Müslümanlar Kıbrıs Barış Harekâtı ile gururlanmışlardır. Kıbrıs Türkü biz gelinceye kadar gerek İngilizlerin, gerekse Rumların çeşitli eziyetlerine, sindirmelerine maruz kalmış, eza ve cefa çekmişti. Bütün olumsuz koşullara rağmen. Türklük duygularını, benliklerini kaybetmemişlerdi. Rum köylerinde azınlıkta kalan Türklerin evlerinin hemen hemen hepsinde Türk Bayrağı ve Atatürk'ün fotoğrafı asılı idi. Harekatta canla başla bizimle beraber savaştılar. Bize ellerinden geldiğince yardımı oldular. Kıbrıs Türklerinin varlıklarını bu şekilde devam ettirmede şüphesiz TMT (Türk Mukavemet Teşkilatlanın büyük rolü olduğu aşikardı. KIBRIS Barış Harekatının başarılmasında en önemli faktörlerden birisi, harekatın stratejik ve taktik alanda tam bir baskın yaratmış olmasıdır. Müşterek harekatın icrası taktik baskın sağlamıştır. Çıkarmanın, GİRNE-MAGOSA-GÜZELYURT kıyılarından hangisine yapacağı indirme ve uçarbirlik harekatının hangi bölgeye ve hangi saatte icra edeceği düşmandan tamamen gizlenmiştir. 20 TEMMUZ 1974 günü GİRNE batısında ilk çıkarma yapılmasına rağmen düşman bu çıkarmanın asıl veya tali olup olmamasında tereddüt göstermiş ve 22 TEMMUZ saat 10:30'a kadar, kıyıbaşında bulunan birliklerimize önemli bir karşı taarruz yapılmamıştır. Baskın ve gizlilik prensipleri öylesine uygulanmıştır ki, GİRNE batısına yapılan çıkarmanın asli mi, yoksa ikincil mi olduğuna dâir kesin kanıya düşman, 22 Temmuz sabahı 2 nci Dalganın da çıkarılmasıyla varabilmiştir. Baskın nedenlerinden biriside 11 yıldan beri 452


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

yapılan hazırlıklara rağmen TÜRK kuvvetlerinin ADA'ya çıkmamış olmasıdır. Bu yüzden ada halkında Türklerin adaya çıkmayacağı çıksa da süratle yok edileceğine dair kanaatler yerleşmiştir. Türk çıkarma, atma ve indirme birlikleri 15 TEMMUZ'dan 20 TEMMUZ'a kadar, garnizonlarından süratle hareket ederek gizlice hazırlık bölgesine, MERSİN, SİLİFKE ve ALATA'ya oradanda adaya ayak basmaları baskının başarısını kolaylaştırmıştır. 20 TEMMUZ günü kıyıya ayak basan, inen ve atılan birlikler harekat planı gereğince bir an önce GİRNE boğazını ele geçirerek birbirleri ile birleşmek gayretini gösterememişler, çıktıkları ve indikleri bölgelerde savunmaya geçmişlerdir.Ancak 22 TEMMUZ günü YAVUZ çıkarma plajına çıkarılan birliklerin, vakit geçirmeden ve karaya ayak basar basmaz birleşmek amacıyla GİRNE'ye doğru taarruza başlamasıyla muharebenin seyirini değişmiştir. YAVUZ çıkarma plajı ile GİRNE arasında 22 TEMMUZ akşamına kadar yapılan muharebelerden sonra GİRNE boğazı düşürülmüş ve saat 16:30'da birleşme sağlanmıştır. Hava başına yetişen çıkarma birlikleri önde tanklar olmak üzere hava ve kıyıbaşını genişletmişlerdir. Bu bakımdan, üçlü harekatta çıkan inen ve atılan birliklerin harekat ve işbirliği, manevra prensibi ve her kademedeki komutanların insiyatifleri, genel maksat çerçevesindeki hareketleri ile süratle kritik arazi kesimlerine el atmaları ve bir an önce birleşmeleri önemli bir talimname maddesi olarak tekrar doğrulanmıştır. Amerikalı Dz.P.Bnb. PATRİCK LTOVVSEND'in KASIM 1977'de PROCEEDİNG mecmuasında: "Dikine kuşatmada ABD Deniz Piyade Birlikleri dünyanın en önde gelen ustaları değildir. Ortaya koydukları performansa göre TÜRKLER'dir. 20 TEMMUZ 1974'de TÜRKİYE, paraşütle atılan, helikopterlerle indirilen ve denizden taşınan kıtaların koordineli bir şekilde kullanılması ile KIBRIS'I başarılı bir şekilde işgal etmiştir" diye yazmıştır. Hava indirme, uçarbirlik ve amfibi harekatın hemen hemen aynı zamanda ve farklı yerlere yapılması, çeşitli yönlerden gelen bu tehditlere karşı YUNAN ve RUM Kuvvetlerini tereddüte düşürerek yerinde tutmayı başarmıştır. Başarı nedenlerinden en önemlisi de şüphesiz küçük birlik komutanlarının cesaret ve fedakârlıklarıdır. 453


ALİ DENİZLİ

Kara, Deniz ve Havadan harekâta katılan subay ve astsubayların kişisel kahramanlıkları ile küçük birlik sevk ve idaresindeki ehliyetlerinin övünülecek bir seviyede olduğu görülmüş genç subaylarımızın ve astsubaylarımızın Kıbrıs davasına olan inançları başarının başlıca dayanaklarından birisi olmuştur. Kıbrıs’ta, Türk ordusunun varlığı ile, 150 bin Türk, can ve mal emniyetine, güvenli ve onurlu yaşama kavuşmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin sağlam temelleri de Türk Barış Harekâtıyla atılmıştır. Rumların 1960'lardan beri soydaşlarımıza uyguladığı ekonomik ve psikolojik baskıya son verilmiş, soydaşlarımızın ADA'yı terk etmeleri ve TÜRKİYE dışındaki yerlere yerleşerek benliklerini kaybetmeleri önlenmiştir.Soydaşlarımız KIBRIS'ta güvenlik ve özgürlük içinde yaşayabilecekleri ve kendi geleceklerini kendilerinin tayin edebileceği bir vatana ve bir devlete kavuşmuşlardır. “14 Ağustos'un ilk saatlerinde bir anlaşmaya varılmadan dağılan İkinci Cenevre Görüşmeleri'nden hemen birkaç saat sonra başlayan İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı, BM'nin ateşkes kararına Türkiye Cumhuriyeti'nin uyması ile 16 Ağustos saat 19.00'da son buldu. Bütün Kıbrıs'ta her yerde silâhlar sustu. İkinci Cenevre Konferansı'nda Mavros uzlaşmaz bir tutum sergilediğinden, çaresiz kalan Türkiye, üç gün içinde, hem de bölgeyi Rumlardan arındırarak bugünkü hatlara ulaştı. Bölgedeki on binlerce Türk, hürrriyetine kavuştu, vatanına sahip oldu. İkinci harekât devamınca beklenen Türk-Yunan savaşını, fanatik Yunanların kışkırtmalarına rağmen, henüz bir ayını bile tamamlamamış olan Karamanlis Hükümeti göze alamadı. 16 Ağustos saat 19.00'da bugün ulaşılan hatlar dışında Erenköy gibi Akıncılar'da da mücahitler savunmalarına devam ettiklerinden, bu köy de hâlen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarına dâhildir. 16 Ağustos'ta Akıncılar'ı Gaziler'e bağlayan yol kontrolümüz altında olduğu için sınır da yolun iki tarafından geçirilerek güneye Larnaka'ya doğru bir çıkıntı yapmıştır. Bugün KKTC, Kıbrıs adasının % 34'ünü kontrol etmektedir. Adanın en verimli Mesarya ovası ile Güzelyurt bölgesi Türk toprakları içindedir.

454


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

1955 yılından 1974 yılına kadar tam 29 yıl, Rumların kan ve vahşet adası hâline getirdiği Kıbrıs, şimdi bir huzur adası, eşsiz bir tatil beldesidir.1571'den tam 403 yıl sonra ada yeniden barışa kavuşmuş, Türk ordusunun varlığı ile 25 yıldır kimsenin burnu dahi kanamamıştır. Kıbrıs Türk Halkı, 1974 sahip olmak için çıktığı ince uzun yolda çok acılı günler geçirmiş, azgın Rumların insanlık dışı vahşetine ve hayasız saldırılarına, 1672 şehit ve binlerce yaralının kanı ve canı ile karşı koymuştur. 20 Temmuz-16 Ağustos 1974 tarihleri arasında, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türk ordusuntın kaybı, 498 şehit ve 1200 yaralı; Rumların kaybı ise 4 bin ölü ve 12 bin yaralıdır..”141 diye anlatmaktadır. Kıbrıs Barış Harekâtı'yla Adada yıllardır devam eden Rum işkencesi sona erdirilmiş, Türklerin insanca yaşayabilecekleri bir ortam sağlanmış ve hürriyet özlemi Türkiye'nin yerinde müdahalesiyle sona ermiştir. Rum-Yunan ikilisi tarafından Kıbrıs'ın Türkiye tarafından işgal edildiği dünya kamuoyuna propaganda edilmesine rağmen, Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye'nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması'nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır. Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir. Cenevre'de devam eden II. Konferans'ta Rum ve Yunan delegeler I. Konferans'ta Yunan dışişleri bakanının kabul ettiği konulan inkar yoluna saptılar. Rum-Yunan ikilisi meseleyi sürüncemede bırakmak taktiğiyle görüşmelerde olmadık tekliflerde bulunuyorlar ve ilgili-ilgisiz bazı devletleri meselenin içine çekerek bir takım masabaşı oyunlarıyla oyalama taktiği yürütüyorlar ve bu zaman zarfında Yunanistan'ın gerekli askerî hazırlıklarını tamamlayarak adaya kuvvet göndereceğini hesaplıyorlardı. Türkiye, Rum-Yunan ikilisiyle anlaşmanın mümkün olmadığını görerek 22 Temmuz'da başlayan fakat ateşkes sonucu tamamlanamayan harekatın tamamlanmasına karar verdi. 14 Ağustos'ta başlayıp

141

Evcil, age., s.114.

455


ALİ DENİZLİ

16 Ağustos'ta sona eren üç günlük harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nı incelemek üzere, İngiltere Parlamentosu tarafından kurulan özel komite 1976 yılında verdiği raporda; "Türk Kuvvetlerinin I. Barış Harekâtı'nda ulaşmış olduğu yerler askerî bakımdan savunmak için yeterli olmadığından dolayı II. Barış Harekâtı'nın yapılması kaçınılmazdı" denilmektedir. Ayrıca Lord Neval da "1974 yılında Türk askerî müdâhalesi olmasaydı, Adada Türk kalmayacaktı" demiştir. Barış Harekâtı sonrasında ortaya çıkan Muratağa, Atlılar, Sandallar vb. katliamları harekâtın ne derece yerinde bir karar olduğunun göstergesidir. Kıbrıs Barış Harekâtı'nın çizdiği sınırlar Türk tarafına devlet kurma imkânı verdi ve 13 Şubat 1975 tarihinde "Kıbrıs Türk Federe Devleti" ilan edildi. Bu gelişme üzerine Rumlar ,28 Nisan-3 Mayıs, 5-7 Haziran ve 31 Temmuz-2 Haziran 1975 tarihlerindeki görüşmelere katılmak zorunda kaldı. Son toplantıda Güney Kıbrıs'taki Türkler ile Kuzey Kıbrıs'taki Rumların gönüllü olarak yer değişimi hususunda anlaşmaya varıldı. 8-10 Eylül 1975 tarihlerinde de mübadele gerçekleştirildi. Böylece Kıbrıs Adası fiilen iki toplumun temsil edildiği iki devlete ayrılmış oldu.142 Türk milleti olarak binlerce yıl öncesinden süregelen d evamlılığımızı aziz şehitlerimizin mübarek kanlarına, onların kalelerimizde istiklal meşalesini yakan yüce hatıralarına borçluyuz. Asırlardır Türklüğün şanını yüceltmek ve milli istiklalimizi ebedi kılmak için can veren aziz şehitlerimizin hatıralarını saygı ile anmak, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı her fırsatta dile getirmek milli görevimizdir. Yurt için seve seve kanını döken ve canını veren kardeşlerimiz Türk Milletinin Ralbinde kutsal varlıklar olarak yaşamaktadır. Rum ve Yunanlıların Enosis emellerini gerçekleştirmek, Kıbrıs'ta Türk varlığını ortadan kaldırmak maksadıyla giriştikleri kanlı saldırılar sonucu kadın, çocuk, genç-yaşlı demeden yüzlerce Türk öldürülmüş, evinden, tarlasından, bağından, bahçesinden, işyerinden ve yollardan 142

Süleyman Özmen , Avrasyanın Kırılma Noktası Kıbrıs , İstanbul 2007,s.292-293..

456


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

alınıp götürülen yüzlercesi de kayıplar listesine girmiştir. Rum ve Yunan saldırılarına dur demek, evini, ocağını, namusunu korumak, bayrağını yere düşürmemek maksadıyla silaha sarılan Türk Mücahidi yıllarca kahramanca direnmiş, kanını akıtarak kutsallaştırdığı bu toprakları düşmana çiğnetmemiştir. 1974 yılında Rum ve Yunanlıların Enosis yolunda attıkları büyük adım ve Kıbrıs'ı Yunan adası yapma girişimleri Üzerine Türkiye Adaya müdahale etmiş aynı kanı taşıyan mücahit kardeşlerinin yanında Mehmetçik de kanını akıtmış, canını vermiş ve şehit olmuştur. Kıbrıs'ta Rum ve Yunan mezalimi sonucu şehit olan kardeşlerimiz bir taarruzi harekat sırasında can vermemiş, Kıbrıs'ta Türk olarak doğduğu için, Türk olarak yaşamak istediği için, elindeki bir avuç toprağı Enosis emelleri uğruna terketmediği için Rum ve Yunanlıların saldırısına uğramış ve şehit düşmüştür. Şehit olurken bir kısmının kendini savunacak silahı dahi yoktu. Aralarında birkaç günlük bebekler, 90'lık ihtiyarlar vardı. Yıllardır yaşadığı toprakları Rum ve Yunanlılara terketmediği için Ayvasıl'da elleri ve kolları bağlanarak buldozerlerle diri diri çukurlara gömülen, saklandığı banyo küveti içinde şehir edilen Türk kadın ve çocukları vardır. Rum ve Yunan mezalimi ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı esnasında şehit düşen 1856 Kıbrıslı soydaşımız vardır. 1974 BARIŞ HAREKATI ŞEHİTLERİ : Kıbrıs Barış Harekatı esnasında 35 Subay, 41 Astsubay, 421 erbaş ve er ile 1 sivil işçi olmak üzere toplam 498 şehit verilmiştir. 498 şehit personelden 58'i kayıp olup; Karaoğlanoğlu şehitliğinde 70, Boğaz şehitliğinde 287, Lefkoşa şehitliğinde 57, Mağosa Canbulat şehitliğinde 1, Türkiye'de 25 şehitimiz ebedi istirahatgahlarında yatmaktadırlar. Bu şehitlerden; 411'i Kara Kuvvetleri, 69'u Deniz Kuvvetleri, 5'i Hava Kuvvetleri ve 13'ü de Jandarma Genel Komutanlığı personelidir. KORKUNÇ ŞEKİLDE TAHKİMLİ MEVZİLERDE SAVUNAN, 12.7 MM.LİK UÇAKSAVARLARI ASKERLERİMİZE KARŞI KULLA457


ALİ DENİZLİ

NAN , TOP VE HAVANLARLA KIBRIS ADASINI CENENNEME ÇEVİREREK ORMANLARI DAĞ TAŞ YAKAN ,YUNAN RUM İKLİSİNİN OLUŞTRDUĞU BU ATEŞ CEHENNEMİNDEN 498 ŞEHİTLE ÇIKILMASI ,ÇOK BÜYÜK BAŞARIDIR. BU KAHRAMANLAR NUR İÇİNDE YATSINLAR , VATAN ONLARA SOSUZA DEK MİNNATTARDIR. TÜRK VE KIBRIS DEVLETİ , GENELKURMAYI BU ŞEHİT ASKERLERİ VE AİLELERİNİ DAİMA ARAMALI SORMALI BAŞTACI ETMELİDİR.

458


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

SEÇİLMİŞ BİBLİYOĞRAFYA Andre, Prens, Felakete Doğru , Erkân-ı Harbiye Umumiye Matbaası, İstanbul 1933 . Akar, Reşat, Atatürkçü Kıbrıs Türkleri, İstanbul 1981. Akritas Planı, “Türk’ü İmha Planı”, Lefkoşa 1972. Akritas Planı ve Gençliğe Sesleniş , Lefkoşa 1994. Alagöz, Cemal Arif, “Kıbrıs Tarihine Coğrafi Giriş”. Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkiklerl Kongresi (14-19 Nisan 1969) Türk Heyeti

Tebliğleri,Ankara 1971.

Alasya, Halil Fikret, Tarihte Kıbrıs, Ankara 1988. Alasya, Halil Fikret, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarihi, Ankara 1987. ……………………., “Kıbrıs’ta Türk İdaresi Altında Nüfus”, Kıbrıs ve Türkler, Ankara 1964. …………………….., “Yunanistan ve Kıbrıs Meselesi”, Kıbrıs ve Türkler, Ankara 1964. ………………………, “İngilizler İdaresinde Kıbrıs’ta Tatbik Edilen Politika”,Kıbrıs ve Türkler, Ankara 1964. ……………, “Kıbrıs’ta Kayıplar Meselesi”, Türk Kültürü, Sayı:309 (Ocak 1989). Alpuğan , M. Gültekin, Kilit Üçgen Kıbrıs Barış Harekatı, Ankara 2011. ………………………., Türk Yunan İlişkileri, Ankara 2013. Armaoğlu, Fahir H., Kıbrıs Meselesi, Ankara 1963. ……………………., 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Ankara 1983. Artuç, İbrahim, Kıbrıs'ta Savaş ve Barış, İstanbul 1989. Aşık, Kemal, “Rum - Yunan Gizli Belgeleri”, TAK, Lefkoşa 1983. Atun, Ali Fikret, İkinci Kıbrıs Seferi, Harp Akademileri Basımevi, İst. 1999. Banoğlu, Niyazi Ahmet, Kıbrıs Dosyası, İstanbul 1974. Bedevi, Vergi, Kıbrıs Tarihi, Lefkoşa 1965. Berling Pierre , Bellapais'e Giden Yol, Ankara 1987 Bil, Hikmet, Kıbrıs Olayı ve İçyüzü, İstanbul 1976. Birand, Mehmet Ali, 30 Sıcak Gün, İstanbul, Milliyet Yayınları. Boğuşlu, Mahmut, 1960-1978 Olayları, Anılar ve Yorumlar, İstanbul 1995. 459


ALİ DENİZLİ

Cyprus Question And Greek Extermination Plans, Lefkoşa 1977. Çay, M. Abdulhalük, “II. Meşrutiyet Sonrası İhanet Şebekeleri, 111., Rum Pontus ve Mavri Mira Cemiyetleri”, Türk Kültürü, Sayı: 227 (Mart 1982). …………………….., Kanlı Noel, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 93, Seri I, Sayı A 13, Ankara 1989. Çilingir, Atilla, Girne'den Doğan Güneş, İstanbul 1997. ……………….., Unutulanlar Unutturulanlar, ya da Hatırlamadıklarımız, İstanbul 2004. Denktaş, Rauf R., The Cyprus Triangle, Lefkoşa 1982. ………………….., Kıbrıs Davamız, Ankara, 1991. ......................, "Küçük Asya Felaketi ve Kıbrıs", Yeni Kıbrıs Dergisi, Ocak 1986. Dendrinos, Andreas ,Yunanistan Uyan (Elada Sipna) , Atina1984. Durusotis Makarios, Karanlık Yön EOKA, Lefkoşa 2005. Edib Ali, Aykut, Türkiye’nin Kıbrıs Politikası Ne Olmalıdır?, İstanbul 1974. Erdem, Turan, Kıbrıs Barış Harekatında 3 ncü Paraşüt Taburu, Ankara, 1999. Erkan, Mehmet ,Kıbrıs Barış Harekâtı, Işıklar Askeri lisesi yayını, Bursa 1985. Erim, Nihat, Bildiğim ve Gördüğüm Ölçüler İçinde Kıbrıs, Ankara 1977. Erzen, Atıf, “Kıbrıs Tarihine Bir Bakış”, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi, (14-19 Nisan 1969), Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara 1971. Evcil , Cumhur ,Yavru Vatan Kıbrıs’ta Zaferin Hikayesi , Ankara 1999. Gazioğlu, Ahmet, İngiliz İdaresinde Kıbrıs 1878-1960, Statü ve Anayasa Meseleleri, İstanbul 1960. Gibbons, Harry Scott, The Genoside Files, London 1997. Gökhan Mehmet, Kıbrıs Barış Harekâtında İlginç Olaylar, İstanbul 2006. Gönlübol, Mehmet ve diğerleri, Olaylarla Türk Dış Politikası, Ankara 1974. Günsev ,Mesut ,20 Temmuz 1974 Şafak Vakti Kıbrıs'ta , İstanbul 1999. Gürcan ,Ali İhsan ,Kıbrıs Barış Harekatı ve Ötesi ,İstanbul 2013. Gürel, Şükrü S., Kıbrıs Tarihi (1878-1960), C. I-II, İstanbul 1984. Gürkan, Haşmet M., Kıbrıs Tarihinden Sayfalar, Lefkoşa 1982. …………………….., Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Lefkoşa 1986. 460


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Gürsoy, Cevat R., “Kıbrıs’ın Coğrafi Durumu”, Kıbrıs ve Türkler, Ankara 1964. Güvenç, Nazım, Kıbrıs Sorunu Yunanistan ve Türkiye, İstanbul 1984. Hantsoz Dimitrios K. ( E.Tuğg ) ," Kıbrıs 1974, Neden Galip Gelmedik", Lefkoşa 2009. Hatipoğlu, M. Murat, Yunanistan’dakl Gelişmelerin Işığında Türk - Yunan Münasebetlerlnln 101 Yılı (1821 - 1920), Ankara 1988. Hill, Sir George, The History of Cyprus, I-IV, Cambridge 1940-1952. İkiz , İ. Neşet , Bir Ada Bir Dava Bir Savaş, İstanbul 2007. İnalcık, Halil, “Kıbrıs Fethinin Tarihi Manası”, Kıbrıs ve Türkler, Ankara 1964, s. 21-26. İsmail, Sabahattin, Kıbrıs Sorunu, İstanbul 1986. …………20 Temmuz Barış Harekâtı'nın Nedenleri Gelişimi Sonuçları, İstanbul 1988. ..............................Kıbrıs Sorunu (İç Etkenler), İstanbul 1986. Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, C. III., Ankara 1983. Kıbrıs Barış Harekâtı , Harp Akademisi yayını, İstanbul 1987. Kıbrıs Seferi , Gnkur.Harp Tarihi Başkanlığı Yayını, Ankara 1971. Hulusi Kaymaklı'nın Hatıraları, (2 nci Tak. Hv. K.K'nı Korg ) Akdeniz Haber Ajansı Yayınları, Lefkoşa 2002. Kalelioğlu ,Oğuz, Kıbrıs Barış Harekatı ve Gazimagosa Savunması , Ankara, 2011. Kıbrıs Barış Harekâtı Şehitlerinin Biyografileri , Ankara 1976 Kuran, Ercüment, “Kıbrıs İdaresinin İngiltere’ye Terki”, Kıbrıs ve Türkler,Ankara 1964. Kürşat, F. - Altan, M.H. Egeli, S., Kıbrıs’da Yunan Emperyalizmi, İstanbul 1978. Manizade, Derviş, Kıbrıs, Dün, Bugün, Yarın, İstanbul 1975. Metin, Hüseyin, Kıbrıs Tarihine Toplu Bir Bakış, Lefkoşa 1959. Mütercimler, Erol, Bilinmeyen Yönleriyle Kıbrıs Barış Harekâtı, İstanbul 1990. Oberling, Pierre, Bellapais’e Giden Yol, trc. Mehmet Erdoğan, Ankara 1987. Oğuz, Süleyman, Kıbrıs Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle, İstanbul 1975. Olgun, Aydın, Kıbrıs’ın Anatomisi, Dört Devir, Dört Lider, Ankara 1975. Oral, Cavid, Akdeniz Meselesi, İstanbul 1945. Orhonlu, Cengiz, “Osmanlı Türkleri’nin Kıbrıs Adasına Yerleşmesi (1570-1580) “Milletle461


ALİ DENİZLİ

rarası Birinci Kıbrıs Tetklkleri Kongresi (14- 19 Nisan 1969). Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara 1971. Özmen Süleyman , Avrasyanın Kırılma Noktası Kıbrıs, İstanbul 2007. Parla, Reha, Belgelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin Uluslararası Temelleri, Lozan, Montrö, Türkiye’nin Komşularıyla İmzaladığı Başlıca Belgeler (Suriye, İrak, Iran, SSCB, Bulgaristan, Yunanistan), Lefkoşa 1985. Polat Yılmaz , Barış İçin Oradaydılar, Ankara 2007. Rize, Ekrem, Kıbrıs Bir Numaralı Türk Davası, İstanbul 1965. Sadrazam , Halil , Kıbrıs'ta Varoluş Mücadelemiz Şehitliklerimiz ve Anıtlarımız , Türkiye Şehitlikleri İmar Vakfı yayınları No:4, İstanbul 1990. Sebep ve Sonuçlarıyla 1974 Kıbrıs Banş Harekâtı, Kıbrıs Türk

Barış Kuvvetleri Ko-

mutanlığı Yayınları, Girne 1996. Sergis'in ,Yeoryios (E.Tuğg.) "Kıbrıs Savaşı, Temmuz-Agustos 1974,Trajedinin Anatomisi", Lefkoşa 2009. Serter, Vehbi Zeki, "Kıbrıs'ta 15 Temmuz 1974'te Düzenlenen Rum-Yunan Askeri Darbesi ve Mutlu Türk Barış Harekâtı'nın Başlaması (20 Temmuz 1974)", Türk - Yunan İlişkileri Bildirileri, Üçüncü Askeri Tarih Semineri, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1986. ............................... ,Kıbrıs Türk Mücadele Tarihi I. Cilt , Lefkoşa, 1974; II. Cilt: Lefkoşa, 1975. ................................Kıbrıs ve 1974 Barış Harekâtı, Lefkoşa 1976. Sever , Muzaffer , 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Bitmeyen Gece, İstanbul 2010. Smith, Michael Llewelly, Anadolu Üzerindeki Göz, trc. Halim Inal, İstanbul 1978. Sonyel , Salahi Ramadan, Türkiye Yunan Anlaşmazlığı, Lefkoşa 1985 Şahinler, M., Türkiye’nIn 1974 Kıbrıs Siyaseti, İstanbul 1979. Tarakçı , Mustafa ,Kıbrıs'ın Dünü Bugünü Yarını Uluslararası Sempozyumu, Kıbrıs, Doğu Akdeniz Üniversitesi Yayınları 1991. Terzioğlu, Said Arif, Kan, Gözyaşı ve Barış, İstanbul 1989.

462


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

Tevetoğlu, Fethi, Kıbrıs ve Kominizm, Ankara 1966. Toluner, Sevin, Kıbrıs Uyuşmazlığı ve Milletlerarası Hukuk, İstanbul 1977. Türk Yunan İlişkileri ve Megalo İdea , Ankara 1985 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi III. Cilt, 3. Kısım Eki, Kıbrıs Seferi (1570 -1571), Ankara 1971. Türsan, Nurettin, Yunan Sorunu, Ankara 1987. Uçarol , Rıfat , Kıbrıs Sorunu ve Osmanlı İngiliz antlaşması , İstanbul 1978 Üçler Ertuğrul, 35. Yılında Kıbrıs Deniz Çıkartmasının iç yüzü Kıbrıs Çıkartması, Yeniyüzyıl Yayınları.; 15, İstanbul-2009. ………………….., Kıbrıs Çıkartması , İstanbul , 2009. Ünlü, Cemalettin, Kıbrıs’ta Basın Olayı, Ankara 1982. Yamak Kemal , Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler , İstanbul 2006. Yüceten, Hasan, Hedef Meriç Son Durak Magosa, En nihayet Geldiler, Ya gelmeselerdi, Lefkoşa 2007. Zeki, Vehbi, Kıbrıs Tarihi, Lefkoşa 1971. Zekai, Ali Sencer ,Girne’den Yol Bağladık Anadolu’ya Ziya, Nazım, Kıbrıs’ın İngiltere’ye Geçişi ve Adada Kurulan İngiliz İdaresi, Ankara 1975. Dergiler Akis, sayı: 14-20/26 Temmuz 1987 Akis, sayı: 15-27 Temmuz/2 Ağustos 1987 Akis, sayı: 16-3/9 Ağustos 1987 Belge, sayı: 52/7, Temmuz 1984 Güvenlik Kuvvetleri, sayı: 2, Temmuz 1987 Güvenlik Kuvvetleri, sayı 7, Temmuz 1989 Güvenlik Kuvvetleri, say.: 8, Temmuz 1989 Hayat 25 Temmuz 1974 Hayat l Ağustos 1974 Hayat 8 Ağustos 1974 463


ALİ DENİZLİ

Hayat 15 Ağustos 1974 Hayat 29 Ağustos 1974 Hayat 5 Eylül 1974 Hayat 19 Eylül 1974 Yıllarboyu Tarih Temmuz 1978 Yıllarboyu Tarih Temmuz 1979 Yıllar Boyu Tarih Temmuz 1980 Yıllar Boyu Tarih Temmuz 1984 Barış Harekatının 24 İsimsiz Kahramanı, Yıllar Boyu Tarih Dergisi (Temmuz 1980), s.56. Gazeteler: Erbil Tuşalp, “Orgeneral Bedreddin Demirel’in Anıları, Kıbrıs’a Nasıl Çıktık? ”Cumhuriyet Gazetesi , 17 Temmuz 1989. To Vima Gazetesi, 70 Kritik Gün, Stavro Psikaris, Günaydın Gazetesi, 1-15 Aralık 1975. Türk-Yunan Savaşı, Kora. Arapakis'in Hatıraları, Günaydın

Gazetesi Ağustos-Eylül

1975. Gn.Yuannides haberi , Hürriyet Gazetesi , 17 Ağustos 2010 Mülakat ve Görüşme Yapılan Kıbrıs Gazileri ve yeri E.Korgeneral Muzaffer Sever (6 ncı Kolordu İsth. Ş.Md.) , yaşı 80, 1 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Tümgeneral Zeki Doğdu (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. K.) yaşı 81, 12 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Tümgeneral Hasan Cemile Erdem (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. K.) yaşı 80, 22 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Tümgeneral Cumhur Evcil (Kayseri Hv.İnd.Tug. İsth. Ş.Md) yaşı 77, 17 Kasım 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Tuğgeneral Cemal Eruç (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. K.) yaşı 80, 10 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. 464


KIBRIS BARIŞ HAREKATI (20 TEMMUZ 1974)

E. Kurmay Alb. Şinasi Can (61 nci Piyade Alay Komutanı ) yaşı 86, 13 Ağustos 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Dz.Gv. Alb.İ.Neşet ikiz (Amfibi Alay Komutanı) yaşı 80, 23 Kasım 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Gültegin Alpagun (KTBK Alayı Komutan Yrd.) yaşı 80, 11 Şubat 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Saldıray Hakgüder (Meriç Köyü Tb.K.) yaşı 70, 19 Şubat 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. Top. Alb. Mehmet Biran (Yaman Tabur K- Senthilerion Kalesi) yaşı 72, 16 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Yüksel Ötüş (Kayseri Hv.İnd.Tug. 3 ncü Tb. Kh. Bl.K.) yaşı 72, 12 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Orhan Ceylan (Kayseri Hv.İnd.Tug. 3 ncü Tb. 2 nci Bl.K) yaşı 70, 10 Ağustos 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Mustafa Başel (Bolu Komd Tugayı 3 ncü Komd Tb. 3 ncü Bl.K ) yaşı 70, 18 Eylül 2013 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Cahit Koparır (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. 2 nci Bl.K.) yaşı 68, 2 Ağustos 2013 tarihinde Edremit’de görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. J.Alb. Veysel Gani (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. 2 nci Bl.K.) yaşı 70, 1 Mart 2014 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. M.Şükrü Tandoğan (39 ncu Tümen 14 ncü A. 1 nci Tb. 2 nci. Bl. K.) yaşı 67, 18 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Alb. Ertan Demirbaş (Kayseri Hv.İnd.Tug. 1 nci Tb.) yaşı 67, 20 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. J.Yb. Halis Deveci (Nevşehir Jandarma Komd. Tb. Tk.K. bilahare 2 nci Bl.K. V.) yaşı. 65, 15 Mart 2014 tarihinde Ankara’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Bnb. Haluk Üstügen (Bolu Komd Tugayı 1 nci Komd Tb. 2 nci Bl.K.) yaşı. 70, 14 Aralık 2013 tarihinde İstanbul’da görüşülüp anıları kaydedilmiştir. E. P. Bnb. Mete Ebinç (Kayseri Hv.İnd.Tug. 3 ncü Tb. Hrk İsth.Ş.Md.) yaşı 68, 2 Ağustos 2013 tarihinde Edremit’de görüşülüp anıları kaydedilmiştir.

465


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.