!"AZLI O G LU CEMAL OGUZ ÖCAL
Olan Oldu Bizlere BAZI İ LAVE VE DEGİŞİKLİKLERLE İKİNCİ BASKI
6. CI BİN
Ercan Matbaası İstanbul 1962 -
Bu kitabın ikinci baskısı, 10 Nisan 1962 tarihinde İstanbul, Cağaloğlu, Nôruosmaniye cad. Nu. 57 deki (ERCAN MATBAASI) nda, 3000 adet olarak, yap ıl mıştır.
Bu kitabımı, _Türkçülük ülküsüne gönül veren hak ve hakikat aşıklarına ithaf ediyorum.
Bu kitaptaki şiirler, daha evvel : Toprak, Bucak, Doğu, Kızıl Elma, Kemalyolu, Damla, Serdengeçti, Bizim Türkiye, Büyük Dava, Türkeli, Büyük Doğu ve Altınordu dergileriyle; Tasvir, Yeni Eskişe.bir, Sakarya, Porsuk, Sesışık, Yeşilnur, İstikbal, Fazilet ve Yeni Konya gazetelerin de çıkmıştır.
(ikinci Baskı)yı sunarken Basılmış bir eserin kaderi ya beğenilip kısa zamand·a satıl birincisini
yazarlar
Biz
kağıdı olmaktır.
mak, yahutta kese
•MUTLULUK•, ikincisini ise •FELAKET• sayarız. Allah'a çok şükür (OLAN OLDU BİZLERE), umduğumuz dan fazla, rağbet gördü. Evet, - ilkokul me'zunundan ordünar yüs profesörüne, neferinden generaline, şehirlisinden köylüsüne kadar - muhterem okuyucularımız, onu aradılar, buldular. alıp okudular ve yıllardanberi öğrenmek ihtiyacıyla yanıp tutuştuk ları •HAKİKATLER» e muttali olunca da memnun kaldılar. Naçiz
eserimizin
bütün yurıta ve
her sınıf halk arasında
gördüğü bu geniş alaka, şu satırları yazdığımız anda dahi de vam etmektedir. Mektup ve telgraf yollayarak, zahmeti ve mas rafı ihtiyar buyurup bizzat evimize kadar gelerek, istiyen isti yene ... Biriken sipariş adedi, bin beş yüze yakın... Fakat, elimiz de, bir taneden fazla kitap kalmadı. Yetmiş
bir yaşında mü
•KARA HABER• i kendilerine bildirdiğimiz vakit nasıl üzüldüklerini nevver ve kadirşinas bir okuyucumuzun tabiriyle bu
ve
kitabı tekrar bastırmamız için bizi nasıl
teşvik ettiklerini
görmeliydiniz bir... Bu
umumi
ve
samimi
(OLAN OLDU BİZLERE) nin
istek, takdir
ve
teşvik
karşısında
ikinci baskısını yaptırmamız - ade
ta - bir mecburiyet halini aldı. Ne yazık ki onu, maddi im kansızlıklar
yüzünden,
ancak
3000
adet
bastırabiliyoruz. İleri
de daha fazla bastırmamız ve o vakit yurt dışından gelen si· parişleri <le karşılamamız mümkün olur, inşaallah ... ·Bu vesileyle aziz ve değerli okuyucularımızı sonsuz hürmet ve
muhabbetlerimizle
selamlar,
eserimize
ve
şahsımıza
karşı
göstermiş oldukları candan alaka ve wMİLLI UY ANIKLIK• tan dolayı, minnet ve şükranlarımızı sunarız. Sağolsunlar. Allah, Türk ve İslamı korusun!..
18/3/1962 Fazlıoltlu Cemil Oltuz ÖCAL
İstanbul - Eyüp :
····················---···---······
HALTERCÜMEl\'I
Müpteladır deli gönlüm bir «Güzel» e müptela, Bana sonsuz zevk veriyor ondan gelen her bela! .. Tatmıyanlar bilmez elbet bu sevdanın tadını, Olmamıştır sineleri çünkü bir dem Kerbela!.. Fazlıoğlu Cemal Oğuz ÖCAL .................................•..............................................
F. CEMA L O GU Z ÖCAL K İ MDİ R?
...
Yazan : Darendelioğlu İ lhan EGEMEN Onun kim
old'Uğunu, bu memlekette,
bilmiyen
-
6
-
kimse yoktur. Bu itibarla ben bu satırları, daha çok,, yarının genç Türkçüleri ıc;in yazıyorum.
AİLESİ ve (ÖCAL) SOYADI
Kendisine ve eserl er ine karşı bLiyük saygı duydu-·
ğum idealist öğretmen ve şair Fazlıoğlu Cemal Oğuz ôcal, anne ve baba yönünden fakir, fakat soylu bir aile ye mensuptur. Babası, Alanya kaz:'ısının Kızılağaç köyünden, Fazlızacte Hafız Hasan Efendidir. Kuvvetli bir medre se tahsili gören bu zat, muhtelif köy ve kasabalarda imamlık; Birinci Cihan Harbi'nde e::;aretten kurtulduk tan sonra da Beşiktaş Camii şerifinde vaizlik yapmış� tır. Okumayı sever, kalendermeşrep, uyanık bir din adamı olan Hafız Hasan füendi, kısa bir müddet, jan darma olarak ta vazife görmüştür. Annesi, Kazan Türklerinden, Hatice Hanımdır� Şairimizin yetişmesinde büyük rolü olan bu fedakar ve çilekeş kadın, anne, babası ve kız kardeşiyle bera ber - Moskof zulmüne dayanamıyarak - meşhur 93 Har bi sıralarında Kazan'dan Anadolu'ya göçmek zorunda kalmışlardır. Cemal Oğ•ız Öcal ve ailesinin amansız Moskof düşmanı olmalarının ve soyadlarını (ÖCAL) almalarının sebebi, işte budur.
-7-
DoGDUGU YER ve YIL F. Cemal Oğuz Öcal, Konya'nın Seydişehir kazası na bağlı İncesu köyünde doğdu. Seferberlik, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı yıllarının buhranlı günlerinde yok sulluk içinde büyüdü. Ancak 15 yaşında yüzünü göre bildiği babasını 1927, annesini ise 1 932 yıllarında kaybetti.
TAHSİL ve ME M URİYET DURUMU Cemal Oğuz Öcal, ilk tahsilini Seydişehir Merkez İlk Okulunda, meslek tahsilini ise, Konya ve İstanbul Erkek Öğretmen Okullarında yaptı. 1 935 - 1936 öğre tim yılında İstanbul Erkek Öğretmen Okulu'nu biti ren şair, sırasıyla Gümüşhane, Adana ve Konya vila yetlerinin kaza ve köylerinde öğretmen, Başöğretmen "Ve Maarif Memuru olarak başan ile vazife gördü. 1 943 yılı Kasım ayında - yazılı ve sözlü imtihanlarını ka zanarak - Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü'nün Peda goji Şubesi'ne girmiş ise de burasını bitirmek, maale sef, nasip olmadı. Zira Nihal Atsız - Sabahattin Ali davası dolayisiyle 3/Mayıs/1944 günü yapılan meşhµr <ANKARA NÜMAYİŞLERİ) nin başında bulunduğu için, bu okuldan tart ve Irkçılık - Turancılık suçuyla(!) tevkif edild�. Kendisi gibi komünist düşmanı Türkçü lerle - benzerleri antak Rusya'da görülen - korkunç_
- 8-
zindanlarda bir yıl kadar inletildikten sonra 31/Mart 1 945 günü serbest bırakıldı. Fakat uzun müddet iş bu lamıyarak sefil ve perişan oldu. Bu arada kısa bir za man Eskişehir'de müntesır Kocatepe gazetesinde mu harrir, ŞekP.r Fabrikası'nda işçi ve Seyitgazi Toprak Ofısi'nde memur olarak çalıştı. Nihayet onu, 1/Ekim/ 1 946 - 29/Nisan/1947 tarihleri arasında Eskişehir ve Konya Bölge Çalışma M üdürlüklerinde (Mümeyyiz) lik yaparken görüyoruz. Fak<ıt o bu memuriyette altı ay dan fazla kalmıyarak, rahmetli Şemsettin Sirer'in Maa rif Vekilliği zamanında, tekrar çok sevdiği öğretmen !ik mesleğine döndü. Sıra•nyla Eskişehir merkezindeki Necatibey, Dumlupınar, Gazi, Tepebaşı ve Atatürk İlk Okullarında vazife gören F. Cemal Oğuz Öcal; 6/Ka sım/1959 tarihinde kendi isteğiyle İstanbul'a naklet ti 15 gün kadar Taşlıtarla Mithatpaşa Okulu'nda çalıştıii:tan sonra Eyüp Nişa!'lcı İlk Okulu'na verildi. Ha len bu okulda çalışmaktadır. Memlekete kendisi gibi binlerce milliyetçi genç yetiştiren değerli şair - öğretmenimiz, kutlu ülküsü yüzünden yalnız sıhhatini ve istikbalini kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda maaş ve kıdem bakımından da btiyük zarar görmüştür. Bugün dört nüfuslu (ÖCAL AİLESİ) nin tek odalı bir evde nasıl sıkıntılı . bir ha yat geçirdiğini yakinen bılmekteyiz. Allah, yardımcısı olsun! ...
- 9 -ŞİİR ve SAN' AT TELAKKİSİ F Cemal Oğuz Öcal, daha küçük yaşta iken halk ve saz şairlerinin ölmez eserleriyle şanlı tarihimizde ki kahramanlık menkıbelerini okumaktan büyük bir haz duyardı. Onun bu vaaide olgun eserler vermesin de, bu sihirli kaynakların mühim te'sirleri olsa gerek... Bütün şiirlerinde vatan, millet, köy, köylü, okut çocuk, Türklük ve Türkçülük aşkını samimiyet ve mu vaffakiyetle terennüm eden idealist san'at telakkisini şöyle anlatıyor:
şairimiz, şiir ve
«.. Şekle bağlı kalmayı mutlak şart saymam.akla beraber, serbest vezinle şiir yazacağım veya sürrealizm yapacağım diye � .
«Rakı şişesinde bir balık olsam!» Kabilinden ma layani şeyler karalayanların şiir telakkisine de kat'iy yen taraftar değilim. Bize yabancı ruh ve karakter taşıyan garibeler değil, içinde aşk, iman, fikir ve mana bu· lunan asil duygularımızı temiz ve heyecanlı bir dille terennüm eden şürler gerek. Bu itibarla genç Türk şai rinin vazifesi, milletinin öz duygusunu yine milletinin öz kültürüyle işlemek, mısralarında onun gür ve erkek sesini duyurmak olmalıdır. Bugünün genç Türk şairi,
-
10
-
sevinç ve saadetleri, ıztuap ve feliketleriyle mensup bulunduğu cemiyetin öz duygu ve dileklerini şiirlerin de yaşatmak dururken «Gül bülbül, lale - piyale, mey - .siki, cinin - sevda, mehtap - serenat, madde ve şehvet>; klişelerini diline dolayıp mariz ve bencil sa yıklamalarla vakit öldüremez ve öldürmemelidir.» Kısaca söylemek gerekirse Öcal'ın san'at görüşü. bliyük Türkçü ve mütefel.ddrimiz Ziya Gök Alp ile us ta şair Midhat Cemal Kuntay'ın san'at görüşlerinin ay nıdır. Kendisi, bu görüşünü (BEN ve SAN'AT) başlık·· lı şiirinde bakınız nasıl anlatıyor : -
Bakarsın olurum co��mn bir ırmak, Bakarsm benzerim durgun bir göle! ... İsterim dostlara ,şunu duyurmak : "San'atı ülküme yapmışım köle! ... "
* Benimdir bu meydan, benimdir bu at, Çekerim yurt için ıztırap, sancı! . . . Benimdir Türk olan her güzel san'at, Türk'ten başka her şey bana yabancı! ...
* "San'at, san'at için" diyemem, asla, Çünkü o milletim, yurdum içindir! ... Ayranı, kımızı içerim ta.sla, Sevincim, kederim Kurd'um içindir! ...
- ll -
ÜLKÜSÜ Cemal Oğuz Öcal'ın bütün mevcudiyetiyle bağlı olduğu, uğrunda iki defa zindana girip dayanılmaz ız tıraplar çektiği mukaddes dava Türkçülük, yani Türk milliyetçiliğidir. Onun birbirinden güzel ve ateşli şiir lerinde bu mukaddes mefkurenin bir bayrak gibi dal galandığını görürsünüz. Neden mi?... O, yoluna baş koyduğu Türkçülük dava�ına tıpkı bir dine inanır gibi inanmıştır da ondan . .. Türkçülük ülküsü uğrunda her şeyini kaybeden Cemal Oğuz Öcal 31/Mact/1945 günü hürriyetine ka vuştuktan sonra da birçok felaket ve musibetlerle kar şılaşmış, fakat asla yılgınlık eseri göstermemiştir. Onun bu hayrete şayan metaneti, hiç şüphesiz, vatan ve millet davalarına çelik bağlarla bağlı olmasından ileri gelmektedir. İşte muhterem ve idealist şairimizin bu cephesini kuvvetle aksettiren üç kıt'ası : Ne felaket, ne ,musibet, Yıldıramaz beni, asla! ... Türk'e gönül veren elbet, Bu zehirden içer tasla! . . . ***
Yağsın bela yağmurları, Şakır şakır ü4zerimden! ...
- 12 Aşacağım bu surlan, Çünkü bir Türk olluyum ben!
...
***
Hız veriyor her an bua, Rıza Nur'la Namık Kemal! Kurban olsun bu vatana, Bu millete bin bir Cemal! ...
. . .
Bir şiirinde : Sevdiğim ü� şey var güzelden güzel: Bir Vatan, bir Bayrak, bir de Hürriyet! ... Diyen kıymetli şairin, medeni cesaret ve yurtseverlik lerine hayran olduğu üç yiğit Türk vardır: NAMIK KEMAL, RIZA NUR, NİHAL ATSIZ! . . Cemal Oğuz Öcal, bu üç büyük vatanperveri çok okumuş, iyi anla mış ve onlara sarsılmaz bir muhabbetle bağlanmıştır. Onun bu bağlılığını, muhtelif makale ve şiirlerinde bol bol görmek mümkündür. .
MATBUAT HAYATI Fazlıoğlu Cemal Oğuz Öcal'ın matbuat hayatı, 1935 yılında henüz taleb� bulunduğu sırada Uyanış (Serveti Fünun) mecmuasında intişar eden (EMİNEM) başlıklı lirik ve milli bir şiiriyle başlar. Bu tarihten sonra çıkan bütün milliyetçi ve mukaddesatçı dergiler le birçok mahalli gazetel�rde onun ateşli ve pervasız
-n-
şiir, hiciv, fıkra ve makalelerine rastlıyoruz. Öcal'ın bu yazılarını okuyup ta milliyetçi ve mukaddesatçı ol mamıya imkan yoktur: YAZDIGI MECMUA
ve
GAZETELER
Kısa bir zamanda (!�İLLi ŞAİR) olarak tanınan F. Cemal Oğuz Öcal, Türk cemiyetinin sevinç ve acı larını, dilek ve düşüncelerini şu mecmua ve gazeteler de neşrettiği muhtelif yazılarında dile getirmiştir : a) MECMUALAR : Uyanış, Yedi Gün, Büyük Gazete, Gündüz, Bozkurt, Çınaraltı, Tanrı Dağ, Ülkü, Görüşler, Konya, Yurt, Millet, Doğu, Kopuz, Orhun, Damla, Çığır, Bucak, Türk'e Doğru, Toprak, Yeşilay, Kemal Yolu, Yürüyüş, Mılli Birlik, Altınordu, Bozok, Serdengeçti, Büyük Doğu, Bizim Türkiye, İlk Öğretim, Hakka Doğru, Din Yolu, Sebilürreşad, Çocuk Haftası, Yavrutürk, Temel Eğitim Temel Bilgiler, Kızıl Elma, Türkistan Sesi, Kırım, Oc�. Kale, Yedialem, Türkeli, Bulak, Türk İzi, v.s. b) GAZETELER: bkılapçı Gençlik, Akgün, Ve rim, Ekekon, Selçuk, Yeni Adana, Kocatepe, Sakarya, Porsuk, Sesışık, Söz Milletin, Bayrak, Tasvir, Büyük Dava, Birlik, Yeni Konya, Yeni Meram, Yeşilnur, Hür Adam, Büyük Cihad, Büyük Doğu, Fazilet, Meş'ale, İs tikbal, Yeni HaMr, Demokrat Eskişehir, Yeni İstiklal,
- h --
Hüryol, Tercüman, Demokrat Eyüp, Edebiyat Alemi, Her Gün, Hür Söz, Adalet, Seydişehir, v.s. BASILMIŞ ESERLERİ Y u r t t a n S e s 1 e r (1939), Türk Geliyor (1944), Ata Sevgisi (1946/, Savulun Kızıllar, Gençlik Geliyor (1949), Türk Çocuklarına Milli Şiirler (1951), Her Şey Vatan İçin (1953), Türk Çocuklarına Milli Şiirler, İlaveli, 2. ci baskısı (1956), Kıbrıs'a Seferim Var (1958), Ramazan Şiirleri (1960), Eyüp Sultanı Ziya ret (1960), Olan Oldu Bizlere (1960), Yavrularımıza Okul ve Bayram Şiirleri (1960), Sarıköyde Yapılan İlk Yunus Emre Töreni ve Solmaz Çiçekler (Basılıyor) ... Bunlardan bilhassa '.Savulun Kızıllar, Gençlik Ge liyor), (Her şey Vatan İçin) ve (Türk Çocuklarına Milli Şiirler) yurt içi ve yurt d;şı geniş bir ilgi toplamış, kı sa zamanda mevcutları tükenmiştir. Birbirinden güzel dini, milli, içtimai ve hamasi şiirleriyle içli ağıtları birçok antolojilere, kitaplara, takvimlere, hususiyle muharrir Hilmi Yücebaş'ın Ede bi Eserleri'ne geçen; Konya ve Eskişehir basın tarih lerinde şerefli bir yer alan F. Cemal Oğuz Öcal, man zum ve mensur yazılarında, asıl imzasından başka şu takma adları da kullanmaktadır: Oğuz Fazhoğlu, Aşık F�dai, C. İncesu, Uslu Ozan ...
- 15 Milliyetçi, mukaddesatçı bir öğretmen ve ştir ola· rak hayatının yirmi beş vılını Türk çocukları arasında geçiren F. Cemal Oğuz Öcal bugün de inandığı mu kaddes dava uğrunda yılmadan mücadelesine devam etmekte kitap ve kalemi elinden düşürmemektedir. Bu itibarla kendisinden daha olgun eserler beklemek hakkımızdır. HİTABELERİ F. Cemal Oğuz Öcal, değerli bir yazar ve ateşli bir şair olduğu kadar, kitleyi coşturmasını bilen kud retli bir hatiptir de... Onun Eskişehir'de 1947 - 1950 yılları arasında gerek Halkevi konferans salonunda, gerekse milli bayramlarla mitinglerde söylediği heye canlı ve pervasız hitabelerini dinleyip te şahlanmıyan bir tek Eskişehirli yoktur. Bu şehirde (MOSKOF DÜŞ MANLIGI) nı ilk defa yayan, odur. HALKEVİ ÇALIŞMALARI Daha Öğretmen Okulu'nda talebe iken Halkevle ri nde çeşitli vazifeler 3lmıya başlıyan Cemal Oğuz Öcal'ın bu verimli çalışmaları - hapishanede yattığı o karanlık ve uğursuz g9nler hariç - 1950 yılı Mayıs ayı na kadar aralıksız devam etmiştir. (Şiran, Seydişehir, .
- l>i -
Konya, Adana, İskenderun, Ankara ve Eskişehir Halk evlerinde). Eskişehir Halkevi Dil ve Edebiyat Şubesi Reisi bulunduğu 1947-1950 yılları, Öcal'ın en faal olduğu ve Türkçülüğe en çok hizmet ettiği bir devredir. Kıy metli ve idealist şairimiz bu devrede sonsuz bir enerji, aşk, iman ve feragatle durmadan, dinlenmeden çalış mış - Türkçülük düşmanlarının iş başında bulunmala rına rağmen - sık sık Türkçü büyüklerimizi anma tö renleri ve kahramanlık günleri tertiplemiye muvaffak olmuştur. Hemen ilave edelim ki, büyük Türkçüleri mizden Dr. Rıza Nur ile Nihal Atsız'ı bu memlekette ilk defa Halkevine sdkan, her ikic;;inden cesaret ve sitayişle bahseden, F. Cemal Oğuz Öcal'dır. Onun kel lesini koltuğuna alarak yaptığı bu hizmetleri, nasıl unutabiliriz? . . . DERNEK FAALİYETLERİ Cemal Oğuz Öcal, her şeyden evvel bir cemiyet ve dava adamı olduğu için, memuriyet verdiği yerler de kurulan faydalı derneklerde muhakkak bir vazife almıştır. Bunlardan ezcümle (Yeşllay Derneği Eskişe hir Şubesi) ile (Yunus Emre Derneği Eskişehir Temsil
lley'eti) ni zikredebiliriz. Bu hayırlı derneklerden bi rinde ikinci başkan olarak şiir, makale ve konferans larıyla içkinin milli ve içtimai bünyemizde yaptığı kor-
-17 -
kunç tahribatı memleket gençliğine anlatmış; diğerin de ise büyük mütefekkir şairimiz Yunus Emre'nin mü barek kemiklerinin Sarıköydeki eski mezarından alı nıp aynı yerde yapılan anıtına nakli sırasında derneğin katibi sıfatiyle en faal rolü oynamış, 6 Mayıs 1948 Cu ma günü vukubulan bu muazzam hadisenin programı nı bizzat yaparak Vali Daniş Yurdakul'a kabul ettir miştir. Onun bu değerli çalışmalarının uzun hikayesi ni, yakında çıkaracağı resimli bir kitapta zevkle oku y2cağız, inşaallah . . . EVLİLİK HAYATI F. Cemal Oğuz Öcal 1938 ve 1945 yıllarında iki defa evlenmiş, fakat maalesef, ikisinde de mes'ut ola mamıştır. Üçüncü defa ve 3 Ocak 1948 tarihinde evlen diği Türkistanlı merhum Sadettin Nadir Beğin kızı Az miye Hanımdan iki çocuğu doğmuştur : Oğlunun adı Kür Şad, kızınınki ise Süyüm Bige'dir. Muhtelif Türkçü mecmua, gazete, antoloji ve ba sın tarihleri ile aziz şairimizin kıymetli eserlerini ta rayarak yazdığım bu (HALTERCÜMESİ) ni bitirirken muhterem (ÖCAL AİLE�İ) ne Ulu Tanrı'dan sürekli sağlık, refah ve saadetler dilerim. İstanbul 15/Mart/1960 Darendelioğlu İlhan EGEMEN , (TOPRAK Dergisi Sahibi) -
- 18-
ESER HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ - (OLAN OLDU BİZLERE), niçin yazıldı? Bu sorunun cevabını,
kitaptaki şiirler verecek-
tir. - (OLAN OLDU BİZLERE), nasıl yazıldı? İşte, gerçekten, üzerinde durulması gereken bir sual. .. Zira bu şiirler, hiçbir vakit, normal şartlar al tında yazılmamıştır. Onların büyük bir kısmının kağıt sız - kalemsiz nasıl yazılıp ezberlendiğini bir ben bili rim, bir de Hazret - i Allah . . . İtiraf ederim k i (OLAN OLDU BİZLERE) de, yer yer, sert ve acı mısralar vardır. Fakat kötü niyet, kin, garaz, yalan, asla!..
Mübarek atalarımız : "Aşk ağlatır, dert söyletir." demişler. Bizimki de öyle oldu. Hoş görülsün!.. Ben bu kitabı neşr?tmekle, 16 yıldır boynuma borç olan. bir vazifeyi yapmış oldum. Yaptığım işin ne siyasetle ilgisi vardır, ne de başka şeylerle . . . Ben, sadece, yaranmak illetine müptela, şahsiyet dz, egoist ve fırsat düşkünü Türkçülük düşmanları-
-
19
-
nın - her türlü imkan ve ·vasıtalardan faydalanarak icat ve izam ettikleri (IRKÇILIK - TURANCILIK) ha disesinin (x) akislerini en ufak bir mübalağa ve muga� lataya yer vermeksizin, mısralaştırmak istedim. Yine istedim ki, bu "MÜTHİŞ HAKİKAT", bugünün ve ya rının genç Türkçülerine gizli kalmasın!.. Evet, şairi!l dediği gibi : BİR HAKİKAT KALMASIN ALEMDE ALLAHIM NİHAN!. Bu itibarla yaptığım iş, siyaset değil, vazifedir. Ilem de milli ve mukaddes bir vazife . . . Her fani, kendinden sonrakilere, iyi veya kötü bir hatıra bırakırmış. Bu eser de, bizden hatıra kalsın! .. B u kitabın yazılmasına sebep olan (IRKÇILIK - TURANCILIK) hadisesi üzerinden tam 1 6 sene geçti. Zamaiı, insanlara, her şeyi unutturu yor. Fakat bizimkisi, öyle kolay k,olay unutula cak cinsten değil . . . Bize yapılan haksız zulüm ve ı�kenceleri ne bu dünyada, ne de öbür dünyada unutmam'ıiza: imk�n ve ihtimal yok!. . . Yaramız öylesine derin, ıztırabımız öylesine büyüktür. (x)
Ki aslında bu,. vatanperver Türk
gençliğinin
milliyetçilik hareketinden başka bir şey değildir.
samhni
-
20
-
Vukuu sırasında geniş akisler yapan, fakat zamanla unutulur gibi olan, muarızlarımızın ta biriyle <IRKÇILIK - TURANCILIK) hadisesinin gerçek mana ve mahiyeti, kısaca, şudur: 1 944 yılının Mayıs ayındayız. Yaşıyan Türk çülerin en pervasız ve en ateşlisi olan Nihal At sız'ın o zamanki Başvekil Saraçoğlu Şükrü'ye hita ben kendi aylık dergisi (ORHUN) da neşrettiği (AÇIK MEKTUP) lar, halk efkarında ve milliyet çi mc;hfillerde müthiş bir bomba tesiri yapmış tır. Atsız, bu meşhur mektuplarında, maarif ordu muzu saran komünistlerle solcular üzerinde israr la duruyor; bunlardan bilhassa müseccel komü· nist (1949 yılında Bulgaristan'a kaçarken öldü rülen) Sabahattin Ali'nin gördüğü itibar ve hi mayeye Saraçoğlu'nun dikkatini çektikten son ra, artık bu hiyanetlere bir son verilmesini isti yor ve bütün milliyetçi Türklerin 5 Ağusto� 1942 günü B. M. Meclisi kürsüsündeki tarihi nut kunda «BİZ TÜRKÜZ, TÜRKÇÜYÜZ ve DAİMA tüRKÇÜ KALACAGIZ. BİZİM İÇİN TÜRKÇÜ LÜK BİR KAN MESELESİ OLDUGU KADAR ve LAAKAL O KADAR BİR VİCDAN VE KÜi. TÜR MESELESİDİR.» diyen - bu zatla beraber olduğunu söylüyordu. Türkçülük tarihimizde şe refli bir yer alacak olan bu emsalsiz mektuplar; bir yandan temiz memleket gençliğini coşturup harekete getirirken, diğer yandan da ülkü düş-
- 2ı'-
manlarımızı telaş ve endişe içinde bırakıyordu. Uğradığı ağır ve öldürücü itham karşısında, bi zim kaşarlanmış komünist, Sabahattin Ali'nin kılı bile kıpırdamamaktadır. Fakat sayın ülkü ağabey leri, yıllanmış öçlerini almak emeliyle, onu teş vik ve tahrik ederek Atsız aleyhine bir (NEŞREN HAKARET DAVASI) açtırıyorlar. Gerek bu olay, gerekse Moskof uşağı Sabahattin Ali'nin Ankara'da ki duruşma esnasında sarfettiği küstahça sözler; biz Türkçüleri çileden çıkarmıya kafi geliyor ve ni hayet ikinci duruşmanın yapıldığı (3 Mayıs 194 ı ÇARŞAMBA) günü bir nümayiş tertipliyoruz. Bir program dahilinde yapılan ve Ankara'yı yerinden oynatan bu disiplinli ve şuurlu milliyetçilik ha reketinden maksat, vatan haini Sabahattin Ali' nin şahsında, Türkiye'deki bütün komünistleri protesto etmektir. .Fakat bizim bu vatanperverane hareketimiz, mevki ve menfaat hırsından başk.ı bir şey düşünmiyen Türklük ve Türkçülük dü� manlarını büsbütün telaşlandırmış olacak ki; Ankara Valisi (ölü) Nevzat Tandoğan'ı derhal harekete geçir diler. Nevzat Tandoğan'ın nasıl bir gestapo şefi ol duğunu, bu nümayiş esnasında, yakından görüp an ladık. Onun emriyle ve o zamanki (İÇTİMAAT-1 UMUMİYE KANL.NU) na aykırı olarak atlı ve ·11otosikletli - polisler üzerımıze saldrrarak kor· kunç bir terör 'havası yaratmışlar ve yakalad1kla-
- 22 -
rı gençleri - tıpkı bir moloz doldurur gibi - beledi yenin tanzifat arabalarrna doldurup-- Emniyet Mü dürlüğü'ne götürmüşlerdi. Evet, amansız komünist diişmanı olan biz milliyetçiler, işte böyle feci bir şe kilde, tevkif edilmiştik . . . Yakalanıp ta geceli gündüzlü sorguya çekilen ler, yüzlerce kişiydik. Bunlardan sıkıyı görünce ağ layıp sızlamıya başlıyan bir kısım zayıf imanlılarla bazı kodaman çocukları kısa bir sorguyu mütea kip - derhal serbest bırakıldılar. Bizi ne arayan var dı, ne soran . . . Bilakis iyi niyetimiz kötüye yorulmuş, aleyhimizde söylemedik söz, yapmadık isnat ve if tira bırakmamışlardı. . . •
Artık onların nazarında vatan ve millet için çırpınan münevver Türk gençleri yok, İstanbul'da Prof. Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkan ve arkadaşları tarafından hükumeti devirmek maksa dıyla kurulan gizli cemiyetin (!) emriyle nümayi5 yapan bir alay şuursuz, kukla vardı. Artık onlar makbCıl, biz menfur kimselerdik. Artık, fırsat düş künlerinin bekledikleri gün doğmuştu. Kurt, du manlı havayı severmiş. . . Onların da -başta dava mızın bayraktarı Atsız vlmak üzere - bütün Türk çüleri ezmek, dolayisiyle mukaddes Türkçülük ül küsüne müthiş bir darbe indirmek için - zekaları işlemiye. . kalemleri oynamıya, dilleri ötmiye baş· ladı: Makaleler, nutuklar, resmi tebliğler ve ta-
- 23-
mımlerle (*) ortalığı velveleye verdiler. Rejimin güya sadık birer koruyucusu (!) kesilerek faaliyete geçen bu uşak ruhlu adaınlarm sayesinde (GARDİST, Jt,AŞİST ve TROÇKİST) olduk... Gayretkeşler, bu iğrenç isnatlarla da yetinmiyerek, bizi dünya efkarı na karşı (ATATÜRK ALEYHTARI, REJİM DÜ�i\IA NI ve VATAN HAİNİ) ilan ettiler. Tarihin bir eşini daha kaydetmediği bu şeni iftiralar, kimlere yapılıyordu biliyor musunuz? ... Vatan ve milletinin yüksek menfaatlerinden başka hiçbir şey_ düşünmiyen ve nümayiş esnasında Bozkurt lar gibi şahlanarak: - «YAŞASIN TÜRK MİLLETİ, CUMHURİYET, YAŞASIN İNÖNÜ, SUN VATANSIZ KOiUÜNİSTLER! » . . .
YAŞASIN KAHROL diye hay-
kıran temiz memleket çocuklarına! . . Derhal ilave edelim ki biz, on binden fazla mil liyetçi yüksek tahsil genı;liğinin katılmasıyla bu mi tingi yaptığımız zaman, ortada, memleket ve re· jim aleyhine (IRKÇILIK TURANCILIK) diye bir şey yoktu. Onu - yukarıd:ı da kaydettiğimiz gibi - bil·
(x)
O zamanki Cumhurreisi
ve Türkçüler- aleyhindeki meşhur
İsmet İnönü'nün
Türkçülük
19 Mayıs Nutku'nu da içine
alan ve yurdun en ücra köylerine kadar ulaştırılan bu hezeyan. lar, sonradan, (IRKÇILIK lanmıştır.
·
TURANCILIK) adlı bir kitapta to�
tün zeka, maharet ve imkanlarını kullanarak - malum kimseler uydurup şişirdiler. Niçin mi? . .. Bu adamlardan bazılarının, Türkçülük dav� sının kahraman müdafii Nihal Atsız'dan alınacait birikmiş intikamları vardı da ondan. . . (Bu kuy ruk acısının mahiyetini öğrenmek istiyenlere At· sız'ın 1 933 - 1943 yıllan arasında çıkan «ALAY LI ALİMLER» başlıklı makaleleriyle «DALKA VUKLAR GECESİ» ve «İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN LAR» adlı broşürlerini bulup okumalarını tavsiye ederiz. Devlet reisi İnönü'nün baştanbaşa hakikatle ıe aykırı isnat ve iftiralarla dolu olan mahut (19 MAYIS NUTKU) nu müteakip mevkuf bulundu ğumuz Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının ayrı ayrı odalarında başımıza ikişer polisle birer sün gülü jandarma dikildi. Üç gün sonra da hiçbir delil ve esasa dayanılmadan, yani keyfi olarak, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı emrine verildik . Mevzu uso.ı v e kanunlara muhalif olarak Ankara'dan İstanbul'a sürülüşümüzü, burada tasvir etmek çok güç . . . (Lı'.itfen «GİDİYORUZ! . » başlıklı şiiri mıze bakınız.) . .
1 Numaralı
Sıkıyönetim Mahkemesi'nde daha duruşmamız başlamadan bizi o zamana kadar en .büyük vatan hainlerinin bile görmediği korkunç
- 25 -
zindanlara, (TABUTLUK) denilen ve tepesinde 1500 mumluk ampuller yanan işkence yerleri ne tıktılar. Engizisyon devrine rahmet okutan bu azap hücrelerinde çekmediğimiz ıztırap kalmadı. Va tansız komünist Sabahatt:n Ali Ankara'da kollarını sallıya sallıya dolaşarak Çankaya Köşkü'nde Milli Şef'in iltifatlarına mazhar olur, muarızlarımız muh teşem salonlarda keyifli kahkahalar atarlarken biz. tabanca tehdidiyle ifadeler verdik. (0 KURŞUN, BU ÇELİK YÜREGİ DELMEZ! ) başlıklı şiirimiz, dik katle, okunsun! . . . . . .
Yurdumuzdan ve yuvamızdan habersiz, İstan bul Emniyet Müdürlüğü Nezarethanesi'nin üst k:ı tındaki küf kokan, haşerat yuvası, pis, dar ve karanlık hücrelerde birer siyasi mücrim (!) olarak tam beş ay ihtilattan menedilip buhranlı günler geçirdiğimiz; tıraş ve hamam yasağı dolayisiyle insan kılığından çıktığımız, (HAZIRLIK TAH· KİKATi) ndan sonra naklolunduğumuz (TOPHA NE ZİNDANLARI) nda inim inim inletildiğimiz yetmiyormuş gibi, üstelik bir de istikbalimiz!e oy nadılar: Henüz duruşmamız bile başlamamıştı ki bm, talebesi
bulunduğum Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü'nden atıldım. Diğer arkadaşlarım da çe şitli fakülte ve memuriyetlerinden... Masum ailelerimize aylarca kanlı göz yaşları
- 26-
döktüren bu (MİLLİ FACİA) nın duruşması, tam -0n bir ay sürdü. (23 TÜRKÇÜ) den on beşini, 1 - 10 yıl arasında değişen, ağır hapis cezalarına çarptırdılar. Sürgün cezaları da ayrı... Fakat As keri Yargıtay bu haksız mahkO.miyet kararını e sastan bozarak, duruşmamızı yeniden yapması için, İstanbul 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'ne selahiyet verdi. Nihayet, Allah'ın inayeti ve bu mah keme hey'etinin adilane kararıyla, hepimiz - 1947 yılı sonuna doğru - beraet ettik . . . Hapisten çıktıktan sonra çektiğim sefalet ve ıztıraplar da ayrı bir «FACİA» dır. Aylarca iş bu lamayışımı, nihayet ve binbir rica ile kabul olun duğum Eskişehir Şeker Fabrikası'ndaki muvakkat işçilik hayatımı, bir yıl içinde yıkılan yuvamla sev gili kızım Türkay'ın acıklı ölüm hikayesini, hu susiyle (SAGIRNAME) adlı hicviyem yi.lzill1den 1954 yılı Ramazan'ında tekrar zindana girişimi burada anlatmıya kalkarsam, sayfalar dolar.. 1944 - 1 954 yıllrı arasında vukua gelen bu kat merli faciaları, Allah sağlık verir ve maddi im kanlar hasıl olursa, ileride (ANKARA NÜMA YİŞLERİNİN İÇ YÜZÜ, TÜRKÇÜLERE YAPI LAN KORKUNÇ İŞKENCELER ve ÖTESİ) adlı bir hatırat kitabında bütün teferrüatı ile neşrede-. cegım .1 ... Türkçülük düşmanlarının gerek bize ve gerekse mukaddes davamıza yaptıkları unutulmaz fena.
- 2'7 -
lıklar, bugün, artık bir tarihtir. Evet. gelecek Türkçü nesillerin ibret ve dehşetle okuyacakları biı tarih... Allah'a çok şükür biz, dün olduğu gibi bugün de yüzümüzün akıyla yaşıyor, herkesten hürmet ve itibar görüyoruz. Fakat bize iftira ve zulmedenler, da ha hayattayken, ölüp gittiler. Allah, taksiratlarını affetsin! . . İşte hiç yoktan icad ve izam edilip tam üç yıl sürdürülen ve türlü yönlerden perişan olmamıza se bebiyet veren meşhur (IRKÇILIK - TURANCILIK) hadisesinin kısa hikayesi bundan ibarettir. Üst tarafı,. sadece, laf-ı güzaf ... (OLAN OLDU B İZLERE) şairinin, şiir ve san'at bakımından, hiçbir iddiası yok.. . Onun biricik şiarı, «SAMİMİYET» tir. Aşağıdaki dörtlük, bu sözlerin doğ ruluğunu isbata yeter sanırım: Sazımın tellerinden dökülen ezgilerde, Şiir, san'at namına sakın bir şey arama!.. Samimiyet kokusu duyarsan sezgilerde, Bil ki, düzdüm onları melhem diye yarama!. (OLAN OLDU BİZLERE) yi, 1 947 yılı Martında çıkan Serdengeçti mecmuasının ilk sayısın da, I Numaralı Serdengeçti Yayını olarak milli yetçi kardeşlerimize sunacağımızı ilan etmiştik Fcıkat mefkure ve zindan arkadaşımız Osman Yüksel'in· başına gelen zincirleme felaketler, yani .
-- 28 -
cnun aynı ideal uğrunda tekrar tekrar hapse girmesi, maalesef buna engel oldu. İşte bu ve buna benzer çeşitli sebepler yüzünden kitabımızı, borca derde gir mek suretiyle, kendi hesabımıza bastırdık. Emeğimiz boşa gitmez, inşaallah ... (OLAN OLDU BİZLERE) yi 16 yıl sonra bu .günün genç ve yaşlı Türkçülerine naçiz bir armağan olarak sunarken, bu müddet zarfında ebediyet alemi ne intikaı eden ülküdaşlarımızı rahmetle, yaşıyanları da sonsuz hürmet ve minnetle anar, candan selam ve .sevgilerimizi yollarız. Tanrı, Türk'ü korusun! . . . İstanbul - Eyüp : 30/3/1960 Fazlıoğlu Cemal Oğuz ÖCAL HÜHİM NOT : Zaman zaman, şu veya bu vesileyle, (23 TÜRK ÇÜ) ye yapılan korkunç zulüm ve işkencelerden bahsedilir. Fakat, her nedense, hiçbirinin ismi açık lanmaz. Acaba, istenilen şekilde üade vermeleri için, (TABUTLUK) lara tıkılıp ecel terleri döktürülen, aylarca mezardan farksız azap hücrelerinde inim inim inletilen bu (23 TÜRKÇÜ) kimdir ve bunlar halen ne iş yaparlar?.
- 29 -
İşte hem bu soruları cevaplandırmak, hem de muhterem okuyucularımızın arzularını yerine getir mek için, ülkü ve çile arkadaşlarımın isimlerini bir «ŞEREF LİSTESİ» halinde aşağıya yazıyorum: Adı ve Soyadı
İŞİ
A. Zeki Velidi Togan
İst. Ü. Ed. Fa. Ord. Prof.
Or. Hasan Ferit Cansever
ı. ci Sf. Dahiliyeci
Hüseyin Namık Orkun Nihal Atsız
Prof. (Vefat etti) İst. Süleymaniye Kütüp hanesinde memur Milli Küth. de uzman A. P. Samsun Senatörü Emekli Kur. Alb. Yeni Delhi Büyük Elçilik Mü şaviri. San'atkar (Vefat etti) (Amerika'da, tacir) İstanbul'da Avukat Yüksek Mühendis Yüksek Mühendis Yüksek Mühendis Yüksek Orm. Mühendisi Ticaretle meşgul, Yazar T. H. A. Müdürü, Yazar Ticaretle meşgul, Şair İlahiyat Fa. Asistanı ve muharrir.
Nejdet Sançar Dr. Fethi Tevetoğlu Alp Arslan Türkeş
llcybetullah İdil Reha Oğuz Türkkan ismet Rasin Tümtürk < :ihad Savaş Fer Muzaffer Eriş �'ehiman Altan �·azıl Hisarcıklılar ı ramza Sadi Özbek Nfıurullah Barıman Yusuf Kadıgil 1 likmet Tanyu
- 30 -
Orhan Şaik Gökyay Zeki Sofuoğlu
Cebbar Şenel Sait Bilgiç Cemal Oğuz Öcal
Tanınmış şaır, Londra' da Talebe Müfettişi Ankara Yüksek Ticaret Ok. Md. Muavini ve Mu harrir. Yüksek Soruşturma Ku rulu üyelerinden Eski İsparta Mebusu (D. P.) (Bu kitabın naçiz yazarı)
Sondan üçümüz, Ankara Nümayişleri'ni tertip, tanzim ve tatbik suçuyla tevkif edilmiştik. Bu milli feveranın elebaşılarından arkadaşımız Osman Yüksel 3 Mayıs 1944 Çarşamba günü benimle beraber yaka lanıp İstanbul Emniyet Md. Nezarethanesi'nde feci işkencelere maruz bırakılmış ise de, üç buçuk ay lık bir mevkufiyeti müteakip, h�da «Takipsiz• lik Kararı» verilerek serbest bırakılmıştır. Onun için listede yer almadı. - F. C. O. Ö.
I
_,
Bu alemin ezeli nasibi budur: Canilerin cezala rını hemen daima masumlar çeker. MİDHAT CEMAL KUNTAY
B İR İ N C İ
B Ö L Ü M
«Ankara Emniyet Müdürlüğü Nezarethanesi» ile Etimes'ut - Pendik treninde yazılan şiirler.
- 33 -
NERDE TÜRKÇÜ BAŞVEKİL?. Havsalam almıyor, bu ne biçim iş? Caniler misali tuttular bizi! .. Tertemiz bir hisle yaptık nümayiş, Küf kokan yerlere attılar bizi! .. * **
«YAŞASIN İNÖNÜ, YAŞASIN MİLLET» Bu sözler, bu yurtta, suç oldu bugün!.. Kaydetmez tarihim bu türlü zillet, Yapıyor kızıllar çünkü toy - düğün! .. * **
'.\.!erde:
«BİZ TÜRKÇÜYÜZ!»
diyen Baş vekil? (*)
Harap halimizi görmüyor, niçin?.. Alırken davamız bin türlü şekil, Zeybekçe bir emir vermiyor, niçin?.. * **
Gözler görmez olmuş, kulaklar duymaz, Şaşmamak kaabil mi, dostlar, bu hale?.. Bilsinler ki gençlik şeytana uymaz, Benzer çiinkü onlar Namık Kemal'e!.. 3/ 4 Mayıs -
( ,., )
-
1944
Zamanın Başvekili Şükrü Saraçoğlu...
F : 3
-34-
HAMİT ŞEVKET İNCE İÇİN (*) Sarmışken gönülleri Bay İNCE'nin gür sesi, Ne hikmettir, bilinmez, düştü çabuk maskesi! .. Sütlü sütlü· melerken meydan-ı hamiyyette, Birdenbil"e üstadın habbe oldu kubbesi! .. 5/Mayıs/1944
( *) Ankara'nın maruf simalarından Hamit Şevket İnce, Atsız'ın fahri avukatlığını kabullendiği zaman, bize aynen şunları söylemişti: - « Siz bana bir habbe verin, ben onu kubbe yap masını bilirim. Zira, ben de Türkçüyüm. Hem de, eski bir Türk Ocaklı . . . Onun adeta şahlanan bu hamiyyet ve vatanperverlik duyguları karşısında ne yapacağımızı şaşırmış, kendisini başkanlığımız altında ziyaret eden birkaç Türkçü gençle dt>rhal ellerine sarılıp öpmek suretiyle, sonsuz şükran ve minnettarlığımızı ifade etmi�tik... Sayın üstad, gerçekten iik duruşmada kendini gö:> terrniş, bütün Türkçülerin gönlünü fethetmişti. Fakat sonradan ( yani, C.H.P. kodamanlarından sıkıyı görünce) he men fikrini değiştirmiş ve mahut Ulus gazetesinde yayım ladığı şaheser ( ! ) bir açıklama ile -artık- Atsız'ın avu k..ıtlığını yapamıyacağını beyan buyurmuştu . .. Okuyacağınız hicviyeyi, işte bu misilsiz döneklik üze rine irticalen söylemiş bulunuyorum. Genç avukatlarımıza bir ibret nünı(mcsi olur, inşaallah ... »
- F.C.O.Ö. -
- 35 SAH ANE HAYAT <*>
Dün gençliğin baştaeı, bugün hasırdan mah rum,
«EMNİ YET» te yaşamak buna derler arka daş! Bak onlar yine ,lı.ikim, sense oldun bir malı ktim, Fakat mutlak zaferle bitecektir bu savaş! 9 Mayıs 1944 •.
.•
•
(°'')
•
Bu· şiir, Ankara Emniyet Müclürli.iği.inde kuru tah \'C uğursuz günlerde ya.
ı.ılar üzerinde yattığımız karanlık 11lınıştır.
36 -
19 MAYIS
NUTKU (*)
Elimiz tutuktu, dilimiz tutuk, Başımıza taşlar attı Paşamız! .. Bayram günümüzde çekip bir nutuk, Halkı birbirine kattı Paşamız! ..
* Dinlerken bu nutku titredi tarih, Titredi Atatürk, Yıldırım, Fatih, Nasıl sevinmesin Yücel'le Falih? Rıza Nur'a bol bol çattı Paşamız! ..
* «Tezvir» den göklere kurup bir direk, Sızlattı bir anda sayısız yürek, Türkçülere «FESATÇILAR!» diyerek, «İsnat» çamuruna battı Paşamız! ..
* Boşanmasın nasıl gözlerden yaşlar? Baharın yerini alıyor kışlar,
( '') O vakit Türkiye Reisicumhuru bulunan sayın İ s met İnönü'nün, manasız bir vehme kapılarak, Gençlik rn Spor Bayramımızın kutlandığı mutlu bir günde, Türkçüla ve Türkçülük aleyhinde söylediği meşhur tarihi nutuk . ..
-
37
-
Bürünsün mateme genç ülküdaşlar : «İftira» zevkini tattı Paşamız! ..
* ÖCAL der : «Bu ne iş, bu nasıl halet? Oluyor Milli Şef kimlere alet? Görülmemiş böyle gaflet, dalalet, Bizi birkaç pula sattı Paşamız!.. « 20/5/1944
Ulu Tanrım! Türk'ün tepesine müstebit koma! Bir milleti hir zalim elin birleştirmesi, ne olacak? .. Bu, sun'i dir; bir gün birden dağılır. Onun için, Tanrım, Türkleri sen kendi elinle birleştir ve her şeyden t>vvel ruhları birleşsin!.. Onları, tek bir kafa gibi birleştirici bir kültür sahibi et! . .. DR. RIZA NUR
- 38 -
NUTKUNU OKURKEN
(*)
- Sayın Cumhurreisi ismet İnönü'ye ithaf. . .
-
O kurken nutkunu yaşardı gözüm, Anladım sen kbnsin, nesin daha çok! .. Farksızdır geceden billi.h gündüzüm, Delmekte bağrımı çünkü ALTI OK! .. 21/5/1944
( *)
Mfılı1m 19 Mayıs nutku ...
ULU TANRIM! Türk'e edilen fenalıkları unutturma!. Türk toprağında hürler yaşasın, adaletten başka şey hüküm sürmesin! .. DR. RIZA NUR
- 39 -
G İ D İ Y O RU Z - Ankara Hapishanesi otobüsünde Gidiyoruz bir meçhôle kurşun gibi, yel gibi, Yabancıdır sanki dostlar, birbirine, el gibi!.. Almış bizi kahbe felek tuzağına, ağma, Selam bizden Ankara'ya, selam Elma Dağı'na!..
* Bir dram ki ilgisi yok sahne ile, kulisle, Gidiyoruz sürgün gibi jandarmayla, polisle!.. Kahkahalar savurmada arkamızdan «Solcular•, Açın, açın kapılan, geliyoruz yolcular! .. - Etimes'ut - Pendik treninde Kaptırmışız
gönlümüzü bir mukaddes
-
aşka biz, Tanımayız bir mefkôre «TÜRKÇÜLÜK» ten başka biz! .. Yoktur asla Türkçülerin bu davada çıkarı, Gidiyoruz: Yüzümiiz ak, başlarımız yukarı!..
* Kapayın şu kapıları ay tutulsun, gün insin; Dalkavuklar, satılmışlar artık bol bol se vinsin!..
-
Gidiy oruz,
40
-
ü zülmeyin :
Sevgililer,
kan daşlar! Elbet bir gün hicran diner , neş'eli b ir an başlar! ... 22/May ıs/1944
lı
;�::::;��
Refah ·I millet için terk i· rahat eyleyelim, Vatan yolunda yürü, azm i- gurb
L
İKİNC İ
B Ö L Ü M:
.,tstanbul Emniyet Müdürlüğü Nezarethanesi» ndeki 7 numaralı azap hücresinde yazılan şiirler.
- 43 -
H Ü CR E M Girdim içeriye bir dar kapıdan , Oturur oturmaz ba şladı hücum (*) ! . . Nasıl çıkacağım bu dar yapıdan? Söyl e, mukt edirsen, ey İlm-i Nücum! ..
* İnsanlar zebani, dünya ce hennem, Her gelen yarama bir tuz ekiyor!.. Kaldır da ba şı nı gör garip annem, Oğlun nerelerde, neler çeki yor!..
* Hücr em küçük amma, manas ı büyük, Benzetmek kaabildir onu bir s ftr'a! .. Olacak hayatım taşınmaz bir yük : Kavu şmazsak eğer zulmetten nura! ..
* Oku, .aynı şeyi, b ir daha oku ; Bin defa okusan geçmez bu zaman! . Saplanmış bağrına kahpelik oku, Çağır da kurtarsın meçhul kahraman! .. .
* 'Sıkmıya başladı artık bu hayat, Ü ç haftadır ne gelen v ar, ne giden! Ekmek bayat , zeytin baya t, su bayat; Kim di r bizi böyle perişan eden? ...
..
.
- 44 -
Ne düşünür bilmem havlum duvarda? Ne düşünse boştur, çözülmez bu sır! .. Deli gönül hovardadır, hovarda, Uslanmaz eğlense belki üç asır! ..
* Kağıttan sofranı önüne ser de, Doyur dertli ÖCAL, karnını doyur! .. Çekilmiş gözlere bir kalın perde, Kaadirsen sesini Allah'a duyur! .. 23/Mayıs/1944 .11111111111111111111111111111111111111ııııııııır•ı••••••nıııııııııııııııııııııııııunıııııııııııııııı1•1111111nıuıııııııı ı
ZİNDAN MANİLERİ - Bit ve pire hakkında...
-
Kesilip birer Bitler, Kudurdu, azdı bitler ... Böyle ısırır �ncak; İnsanı kuduz itler! ..
*
Bu kerte zıplayamaz, Diinyada hiçbir canbaz! .. Kahrolası pireler, Ne söylesem size az! .. ...............................................................................................................................11
( *)
lkrcp
\'C
Bit, pire, tahtakurusu,
öri.imcck, kertenkele, zehirli
diğer haşcratın hi.icumu ...
- 45 SEVGİ LİYE
KOŞMA
Bir an hayfiliınle haşhaşa kal da, Kalbini, ruhunu yokla sevgilim! .. «Çifte Kumrular» ın seyrine dal da (1), «Ü» nu can evinde sakla sevgilim! ..
* Heybetli dağların başı dumandır, Türklüğe kurbanın hali yamandır, Çırpındım yurt için bunca zamandır, Gelmezdi bu işler akla sevgilim!...
* Beni düşünerek üzülme sakın, Yakındır güneşin doğması, yakın, İsterdim yaparken ülküme akın, Delsinler bağrımı okla sevgilim! ..
* Sandılar beni de bir mücrim, sanık, Biliyor gerçeği en ulu tanık (2), Şakısın bülbüller, ko, yanık yanık; Gülleri benimçin kokla sevgilim!..
* Nerde aşkımızın beldesi, nerde? Çare bulunmaz mı bu zorlu derde? Yiğitlerin heder olduğu yerde, Girmişim şe,kilden şekle sevgilim! ..
-
46
-
Ne senden haber var, ne de anandan, Düşümde gemimiz çıkmış limandan, Ayırmasın Tanrı'm güzel vatandan, Günleri günlere ekle sevgilim! ..
* {<Kör feleğe güven olmaz.» demişler, «ÖCAL'ın çilesi dolmaz.» demişler, «Başa gelen başta kalmaz.» demişler, Dilersen yolumu bekle sevgilim! .. 29/5/1944
( l) (2)
Niş:.ınlımla birlikle çektirdiğimiz fotoğraf, Ulu Tarın.
Not : Bu şiirin ilk dörtlüğü, arkası mika olan cep aynamın üzerine, toplu iğne ile yazılmıştır. F C OÖ -
.
.
.
.
-
- 47 -
S I ZL A NI Ş Kapımızı vuran yok, Dilimizi soran yok! .. Nerdesin Lokman Hekim? Yaramızı saran yok! .. Ne gökteyiz, ne yerde, Düştük unmaz bir derde, Gözümüze (ekildi: Açılmıyan bir perde! .. Küllenen ateş olduk, Geceyle kardeş olduk! .. Iztırap diyinııda «Fuzuli» ye eş olduk! .. Hasretiz gündüzlere, Maskesiz ak yüzlere! .. Benzedik her birimiz: Kimsesiz, öksüzlere! .. Ses vermiyor Türk sazı, Öğrendik çoğu, azı! .. Yazılmış alnımıza: Bu korkunç .kara yazı!..
- 48 Ne at kaldı, ne meydan, Her taraf oldu zindan! .. Açılacak kapımız: Emrederse kumandan (*) ! .. Dağları sis bürüyor, (Solcular) keyf sürüyor! . Genç, ihtiyar Türkçüler (Hücre) lerde çürüyor! .. Kışa döndü yazımız, İşkencede bazımız! .. Sanki kilit vurulmuş Açılmıyor ağzımız! .. Sevgilimiz : Yurt, millet, Bilmeyiz nedir zillet! .. Göster bize yüzünü: Ey mukaddes HÜ R R İYE T ! .. 29/6/1944
(*)
Örfi İdare Kumandanı General
Sabit
Noyan...
- 49
Çİ L E Mihnet ateşinde pişmek çağıdır, Piş U SLU OZAN, piş ! Çiğ kalmışsın pek ! .. Aşacağın bu dağ «Çile Dağı» dır, Sen de Yunus gibi biraz çile çek ! ..
Ben kendimi bileli, Çileliyim, çileli, Bu dünyaya geleli, Dert başımdan gitmiyor! ..
* Nic'oldu çınarlarını? Derdime yanarlarım? Kurudu pınarlarım, Ektiklerim bitmiyor! ..
* Bu bir afet mi nedir? Gün tutulmuş, yok bedir, Sanki .otuz senedir, Çektiklerim yetmiyor! ...
* Benim de gelmiş sıram, Tutuştu, yandı çıram, Kangren olmuş yaram, İlaç fayda etmiyor! .. .
F:
4
- 50 Bu ne hikmettir Yarap? Ne aşk kaldı, ne şarap, Hanemiz oldu harip, Dumanımız tütmüyor! ..
* Ne anam var, ne bacım, Gül yüzüne muhtic� Nerdesin Yanart.aç'ım? Gönül kuşu n ötmüyor!.. 5/7/1944
Dertli ÖCAL! Buraya seni kimler sürüdü? Rutubetten, kokudan ciğerlerin çürüdü!. . Anlatmakla tükenmez çektiğin ıztıraplar, Sen zindanda inlerken eller aldı, yürüdü! ..
- 51 AGLAMAKİSTİYORUM! .. Ağlamak istiyorum, öyle ki bin Marmara Çağlayıp köpürerek gözlerimden dökülsün! .. Şifa bulmaz dostlarım! Başka türlü bu yara, Bırakın hıçkırayım, ciğerlerim · sökülsün! ..
* Kaldım zulmet içinde, her tarafım karanlık, Çalınıyor beynbnde korkunç ölüm bestesi! .. Nasip değilmiş bana gülmek meğer bir anlık, Çektiğim yalnız azap, duyduğum «Ahlı!» «Offf!» ., sesı. .. 1
* Ağlamak istiyorum, kana kana ağlamak, Riyasız gözyaşlarım içerimi yıkasın! .. Madem ki nasibimmiş yana yana ağlamak, isterse o zalimler nefesimi tıkasın! .. 15/6/1944
Din, millet, vatan. namus ve devlet çiğnenmez; çiğnendirilmez ebkar-ı aliyedir. Hayat, bunlar için feda edilir. BIÇAKÇI ZADE İSMAİL HAKKI
ı
- 52 -
SEVDALIYIM, SEVDALI, HEYYY! .. Görmüyor dünyayı gözüm, Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! .. Bir aşk ile yanar özüm, Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! ..
* Bulmak için Mevla'mı ben, Arıyorum Leyla'mı ben, Terk etmişim sılamı ben, Sevdllıyım, sevdalı, heyyy! ..
* Kara sevda derler buna, Her şey feda aşk uğruna, Dokunmayın bu Mecnôn'a, Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! ..
* Oldu diye yerim zindan Söner mi hiç bu aşk, iman? Bilsin şunu kahpe zaman : Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! . .
* Essin varsın kara yeller, Açar bir gün solan güller, Bak, ne diyor susan diller : Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! ..
- 53 Vaz geçer de kadın, kızdan, Ayrılamam «Milli Saz» dan, Gelir hızım Ay - Yıldız'dan, Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! ..
* Sizin olsun dünya köşkü Yeter bana vatan aşkı, Yazar ÖCAL hep bu meşki : Sevdalıyım, sevdalı, heyyy! ..
15/7 / 1 94 1
İnsan, vatanını sever; çünkü hürriyeti, hakkı, menfaati, vatan sayesinde kaaimdir. NAMIK KEMAL
- 54 B İ R
TÜ R LÜ
Aylar var ki, yar'den selam gelmiyor, Şaşmasam bir türlü, şaşsam bir türlü? .. Çektiğim azabı kimse bilmiyor, Coşmasam bir türlü, coşsam bir türlü? ..
* Vadedip hasretle altın çağları, Gezip tozduğumuz zümrüt bağları, Önüme dikilen yalçın dağları, Aşmasam biı' türlü, aşsam bir türlü! ..
* Açılmadan solunca bir gül gibi, Esmez oldu deli gönül yel gibi, Kabına sığmıyan coşkun Nil gibi, Taşmasam bir türlü, taşsam bir türlü! ..
* İnler ÖCAL gece, gündüz derdinden Ayrı düşmüş yuvasından, yurdundan, Kerem gibi sevdiğimin ardından, Koşmasam bir türlü, koşsam bir türlü! 18/7/1944 ..
ı
Talihimiz karadır, lakin yüzümüz aktır. ABDULLAH CEVDET
Ü Ç Ü N C Ü
B Ö L Ü M :
clstanbul Emniyet Müdürlüğü NezarethAnesb n deki 9 numaralı azap hücresinde yazılan şürler.
- 57 -
O KURŞUN, BU ÇELİK YÜREGİ DELM EZ! .. - Hazırlık tahkikatı sırasında ifademizi alırken beni ve birçok ülküdaşımı taban ca ile tehdi t eden, malı'.ım devrin işkence mütehassısı, Emniyet Genel Müdür Mu
avinine ithaf -
Olacak bugünler bir gün bir rüya, «Yiğidin başına gelmedik olmaz.» «Sultan Süleyman'a kalmıyan dünyb Ey fırsat düşkünü, sana da kalmaz! ..
* Güvenme bugünkü saltanatına, Binenler tez iner elin atına, Çıkacağız yarın Tanrı katına, Sanma ki orda hak yerini bulmaz!..
* Madem ki sonumuz bir avuç türap, Ne çıkar olursak perişan, harap? Olmadan ümitler çölde bir serap, Ülkü bahçesinin gülleri solmaz! ..
* Varsın bağrımıza doğmasın güneş, Y f-ti�ir bizlere bu aşk, bu ateş, Gant mıdır vefasız çıkarsa dost, eş? Namertler, mertlerin kadrini bilmez! ..
- 58 -
Bu zindan bizlere bahçedir, bağdır, Kaadirsen belanı fazlaca yağdır, Her zillete göğüs gerecek çağdır, i mansız kişiler ateşe dalmaz! ..
* Rôhumuz göklerde bayraktır bizim, Gönlümüz Türklüğe tutsaktır bizim, Davamız mukaddes ve haktır bizim, Sevdalı ol.mıyan bu sazı çalmaz! ..
* Ey züim, ceberôt! Ey mel'un kuvvet! Senin de yıldızın sönecek elbet, Değildir FEDAi ne kemik, ne et, O kurşun, bu çelik yüreği delmez!.. 21/Temmuz/1944
Belki bir güP. takılır ellere zincir amma, Şaşarım aklımı köstekliyecek mecnO.na!.. Benzetir, ürperirim hürriyetin düşmanını: Vatanın bağrını hançerliyecek mel'(ına!.. ALAYBEYLiOOLU
- 59 -
N E
Ç I KA R ?.. - 1 -
Değil bir hücre bana, olsa bir cihan mahbes, (;ürleyecek her zaman, her yerde bu erkek ses!.� Susturamaz bu sesi ne işkence, �e zulüm, Sakuya beylarında çizilmiş çiinkü yolum! .. Varsın ufkum karanlık, varsın hücrem olsun dar,. Dumlu'dan geçen bu yol gider Allih'a kadar! Yolum Türkçülük yolu, d.ileğim.se ÖZdilek, Utansın yaptığından vefasız, kahpe felek! .. .•
* İstemezdim dolaşsın dillerde garip adım, Uluyan baykuşları susturmaktı maksadım!.. Hu maksatla kalbleri tutuşturdum, yaktım ben, Ankara göklerinde şimşek gibi çaktım ben! .. Üzdileğim hizmetti: Millete, yurda hizmet; Hiitün gençlik bu yolda gösterdi büyük himmet! .. �ahittir sözlerime: Ata'm, Ulus Meydanı; Boylamışım ne çıkar, Türklük için, zindanı? ..
* B ir gül için ah çeken bülbül çıkıp giilşenden, lztırap denen şeyi öğrensin gelip benden!. <;eçmez biJe aklımdan kapı, kilit, cam kırmak; Köpek gibi yalvarıp, kadın gibi hıçkırmak! ..
- 60 -
Başı gökte, pervasız yaratmış beni Allah; Etmedim bugüne dek hiçbir kula eyvallah! .. Ulu Namık Kemal'in kanı �aynar kanımda, Para ile satılmaz bir dostum var yanımda! ..
* İnkılap yapısına sen toprak ol, ben de taş, Türkçülük bayrağını .vükseltelim, arkadaş! .. Mademki yaşıyorsun hürriyet divarında, Haykırmalısm hakkı sen bugün de, yarın da! .. Ögrenir de Türk genci zulme kafa tutmayı, Bilmez mi ,cana minnet zindanlarda yatmayı! .. Farksızdır şairlerin gecesi gündüzünden, Hapis yatmış, ne çıkar, ÖCAL aşkı yüzünden! .. 27/7/194 -1:
Ulu Tanrım! . Türk'ü daima uyanık yap! Ti.'(rk, Türklük için, namus için, şeref için ölüme düşünmeden atılsın! .. DR . RIZA NUR
- 61 T A B UT L U K Karanlık bir devrin timsalidir o, Zulmün en muhteşem misalidir o! .. Geçmez adı hiçbir kitap, destanda, Vardır eşi ancak «Moskofistan » da! .. Mazlumların dil yarışı «TABUTLUK», Zalimlerin yüz karası «TABUTLUK»! .. Mukaddermiş onu görmek bizlere, Anlatayım ne olduğun sizlere : Betondan yapılmış bu korkunç mezar, Titrersin edince bir atf-ı nazar! .. İçi sıcak, lakin adı pek soğuk, İşkence mahalli olmuş bu kovuk! .. Sığıyor içine bir kişi zorla, Döşenmiş gibidir her yam korla! .. Üstünde beş yüzlük üç ampul yanar, Kim görse onu bir cehennem sanar! .. Emriyle vicdaDsız Paşa'nm, Bey'in, Delinir burada yüzlerce beyin! .. Görme hassasını kaybetmiş kaç göz, «Oh olsun» dur her an duyduğunuz söz! .. Döküp şakır şakır ecel terleri, Kan kusar burada: Ülkü erleri! .. Ulaşmaz buradan dostlara yollar, Kıskıvrak bağlıdır arkadan kollar! .. Verilmez burada ne ekmek, ne su, Hakimdir ruhlara ölüm korkusu! ..
- 62 -
Yükselir göklere her akşam, sabah: Ufuklar dolusu feryat, figan, ih! .. , Dertlerle başbaşa kalınır burda, «Tehdit» le ifade alınır burda! .. Gördüm burda bizim «Osman Yükseb i, Bilmem nasıl o an olmadım deli?. Baygınlık geçirmiş, düşmüştü bitap, Görseydi halini ağlardı mehtap!.. Yapmışlar kim bilir - kaç ma'sum gence, Allah'tan korkmadan böyle işkence? .. Etmiyor ifade sözlerim bir şey, Biz ne günler gördük, hey kardeşim, heyyy!.. «TABUTLUK» ne imiş, oku da öğren, Bu korkunç gerçeğe bak, bak ta iğren! .. Var mı tarihinde böyle bir ,olay? Değildir bu zulmü unutmak kolay!. ·
1 5/8/ 1944 '
' Adı bile insanı haşyet \'e dehşet i ç i nde bırakan, tepesinde 500 mumluk i.iç ampul yanan, şekli ve manfısı i·�ibariyle « En g izi s yon De\'ri » ne ra hmet oku ta n bu kor kunç işkence mahalli, İ s t anbul Emniyet M ü d ü rl üğü bina sırım « Nezarethane» denilen kısmı ndadır. Bu kısmın dış alem le, hemen hemen, h i ç b i r alakası yoktur. (*)
- F.C.O.Ö. -
-
B İ Z İ M
63
-
KO Ş M A M I Z
Aşk uğrunda yanmış; kebab olmuşuz, Ona dalsak ta bir, dalmasak ta bir! .. Her teli inleyen rebab olmuşuz, Onu çalsak ta bir, çalınasak ta bir! ..
* Dehre mihnet çekmek için gelmişiz, Iztıribı cana minnet bilmişiz, Ferhat olup nice dağlar delmişiz, Yari bulsak ta bir, bulmasak ta bir! . .
* Güzelin ardından «Edalı» derler, «Boynuna herkesin vebali» derler, Bize ta ezelden «Sevdalı» derler, Kalbe dolsak ta bir, dolmasak ta bir! ..
* Uğradık ansızın kahbe bir hınca, Geçmesin adımız mermere, tunca, Bakımsız gül gibi vermeden gonca, Bir gün solsak ta bir, solmasak ta bir! ..
* Gündüzler cehennem, geceler ayaz, Duvarlar beyazdır, rü'yalar beyaz, Geçti . hicran ile koskoca bir yaz, Kışa kalsak tıı bir, lı:almasak ta bir! ..
- 64 -
1
Şükür nasibimiz yoktur riyadan, Ayrılmadık asla namus, hayadan, Yalancı, vefasız, kahbe dünyadan, Murad alsak ta bir, almasak ta bir! ..
t 1
* Marmara ufkunda birer serabız, Ayaklar altında birer türabız, «Yakılmış, yıkılmış hine harabız, Abad olsak ta bir, olmasak ta bir!
..
»
* Bakarak şerefli Yıldız'a, Ay'a; Selamlar yollarız «KIZIL ELMA» ya, Bedbaht yavrularla, dertli anaya, Haber salsak ta bir, salmasak ta bir! ..
* ÖCAL der: «Keder, gam kervanıyız biz, Türklüğün aşığı, hayranıyız biz, Vatanın, milletin kurbanıyız biz, Az�d olsak ta bir, olmasak ta bir! » 27 /Ağustos/1 944 ..
�
Millet yoludur, hak yoludur, tuttuğumuz yo ; Ey hak yaşa. ey sevgili millet yaşa, var ol! . . .
TEVFİK FİKRET
- 65 Y A K A R I Ş - Hürriyetlerine sahip Türk çü kardeşlerim 30 Ağustos Zafer Bayramımızı neş'e için de kutlarlarken . . . -
<,:ökiince hücreme karanlık gece, Dertlerim büsbütiin artar, Allahım! . . Giizel ismin her an dilimde hece, l� c n i bu azaptan kurtar, Allahım! ..
* '.'l' e
akşamım belli, ne de sabahım, Deliyor gökleri feryadım, ahım, Yurdumu delice. sevmek günahım, Beni bu azaptan kurtar, Allahım! ..
* N erde sere serpe gezdiğim günler? Mehmetçiğe destan düzdüğüm günler? Ak gerdana inci dizdiğim günler? B eni bu azaptan kurtar, Allahım! .. * Ayırdılar sevgilim.den, yuvamdan, Doya doya kokladığım havamdan, Ölsem bile vaz geçmem bu davamdan, Reni bu azaptan. kurtar, Allahım! .. F: 5
- 66 -
Çalamadım hür dağlarda sazımı, Zehretttler baharımı, yazımı, Ak alnımdan silip kara yazımı, Beni bu azaptan kurtar, Allahım! ..
* «30 Ağustos» u yaptım mahbeste, Gözlerim yoldadır, kulağım seste, Bülbül - bencileyin - inler kafeste, Bizi bu azaptan kurtar, Allahım! ..
* Kötüye yoruldu bir iyi niyet, Yetmez mi, bu perhiz, bu zorlu diyet? H ÜRRİYET İS1'ERİIU, YALNIZ HÜRRİYET, Beni bu azaptan kurtar, Allahım!..
* Talihsiz yavuklum ağlar Konya'da, Ondan başka kimsem yok bu dünyAda, Kavuşturdun bizi, gördüm rü'yida, Beni bu azaptan kurtar, Allahım! . .
* Vazifeyi namus bilmektir ülküm, Aşk ile dağları delmektir ülküm, Türk için yaşayıp ölmektir ülküm, Bizi bn azaptan kurtar, Allahım! ..
- 67 -
Yandı gönül düğün, bayram zamanı, Çıkıyor başımdan aşkın dumanı, Görmemiş Kemaller böyle zindanı, Beni bu azaptan kurtar, Allahım! ..
* Düşer de yıldırım vatan köşküne, Dönmez mi ÖCAL'ıın birden şaşkına? O sevgili MUHAMMED'in aşkına, Beni bu azaptan kurtar, Allahıın! .. 30/Ağustos/1944
K A R A R Zalime bağırmazsam alnım açık, başım dik: Bin kere haram olsun, dostlar, bana şiirlik!!. Basri GOCUL
NOT : Bu şiir, ihtilattan men edilmiş olarak kapalı bulundu , : u ın azap hücresinde - kağıt, kalem yasak olduğu için ,·,ıımışırlarımı sardığım eski bir gazetenin beyaz kısımla ı ı ııa toplu iğne ile tam bir haftada yazılmıştır.
-
- F.C.O.Ö. -
- 68 -
D Ü N-BUGÜN - 1 -
- Kendime Dün eşit adaletin hüküm sürdüğü yerde, Hür \ratandaş oluak yaşayan bir şairdin! . . Bugün bir fedainin kan tükürdüğü yerde, I�ığa hasret çekip şekilden şekle girdin! ..
* Yazmak için derdini ne kağıt var, ne kalem, N al'şolsun hafızana birer birer mısralar! .. «Devran yine ol devran, alem yine ol alem.» Aynadaki hayalin bilmem niye kan ağlar? ..
* Bilen yok kimin için katlandığın bu çile, Daha beş ay dolmadan saçııı, başın ağarmış! .. Şüphenin dihlizinde dolaştın dilden dile, Gökten rahmet yerine hazan beli yağarmış! ..
* Hepsi Türklük içindir, katlan ÖCAL'ım, katlan! Gözlerinden kalbine sakın bir şey sızmasın! .. Gülecekmiş ne çıkar ardından bir kaç sırtlan? Yeter ki, baht alnına «Alçak!» diye yazmasın! .. 15/9/19 ·
·
- 69 -
B A Y R A M
D U Y G U L A R I " El
iyd-i ekber eyledi, biz matem eyledik ! . . »
Ramazanı hicrin ile geçirdim, Ne bayramım belli, ne seyranım, ih!.. Kervanımı yadellere göçürdüm, Ne bayramım belli, ne seyrinım, ih! ..
* «Emniyet» te attılar bir köşeye, Koydular suyumu kınk şişeye, Anlatam derdimi «Marko Paşa» ya, Ne bayramım belli, ne seyranım, ah! ..
* Kahpe Felek! Büktün yine belimi, Soldurdun açmadan gonca gülümü, Nöbetçi Komscri sıktı elimi, Ne bayramım belli, ne seyranıın, ah! ..
* Kalbim Türklük ateşiyle yanıyor. Göz g.öz oldu yaralarım, kanıyor, Şu garip adımı kimler anıyor? NP, bayramım belli, ne seyranım, ah! '
..
- 70 -
Deli gönül feryat eder aşkından Farkı yoktur �aresizden, şaşkından, Ayn düşmüş sarayından, köşkünden, Ne bayramım belli, ne seyranını, üı! ..
* Anasından aşık doğan bir erim, «Nerde yar, nerde yer, nerde aşk?» derim, El-alem şeker yer, ben zehir yerim, Ne bayrimım belli, ne seyranım, ah! ..
* Yok mu ÖCAL! Bir arayıp soranın? Gördüğün düşleri hayra yoranın? Eşi oldun fırtınanın, boranın, !\le ba)Timtn belli, ne seyranın, ah! .. 19/9/1
Zalimleri adlin ne zaman hak edecektir? Mazlıimların çıkmadadır göklere ahı! ZİYA PAŞA
- 71 -
B U
Z İ N D A N
l hşarda baykuş sesi, içerde feryat, fiğan, 1,'ıldırtmıya kafidir bir insanı bu zindan! .. \'lcdanlar nasır tutmuş, yürekler taştan katı, \'a�ıyorum aylardır bir cehennem hayatı! ..
*
llcr saniye bu zindan ömrümü törpülüyor, Zebaniler halime kahkahay,la gülüyor! .. i nsanlardan uzakta, dertlerimle başbaşa, Ynşıyorum seslenip kalı toprağa, kah taşa! ..
*
l(nza - kader değil bu, gökten inme bir hışım, Tutuşmuş bir dal gibi yanıyor içim, dışım!.. t,'ckerek kör feleğin gece, gündüz çevrini, Vıışıyorum bu çağda Engizisyon Devrini! ..
*
zindandan yadigar alnımdaki şu hatlar, "ilirmüş mü böyle hayat Kemallerle, Midhatlar? . .'Jc Magosa, ne Taif olamaz ona bir eş, l loğmadı, doğmıyacak özlediğim o güneş! .. ııu
.
*
Tamı'dan bir rahmet, ne kuldan bir yudum su, l lcr an başka bir azap, başka ölüm korkusu! . . l,'ıılımr sanki her dem beynimde bir kızıl çan, A n ladım ki, (Bastil) den daha beter bu zindan! .. 'fr
25/9/1 944
- 72 -
G E L İ R,
GE ÇE R :
..
- 22 dert ortağıma _; Gam yemeyin ülküdaşlar, Bugünler de gelir, geçer!. Eğilmesin mağrur başlar, Bugünler de gelir, geçer! ..
* Haram olsun bayram, düğün, Zehriçelim üç, dört öğün, LQtfu çoktur yerin, göğün, Bugünler de gelir, geçer! .. * Varsın Felek olmasın yar, Deli deli essin rüzgar, Şerefli bir dünümüz var, Bugünler de gelir, geçer! .. * Biz çekerken mihnet, cefa, Dalkavuklar sürsün safa, N amertlerde olmaz vefa, Bugünler de gelir, geçer! .. * Oturalım dizi, dizi, Herkes mücrim sansın bizi, Kaybolmasın Türklük izi, Bugünler de gelir, geçer! ..
- 73 -
Esir olduk «Hürriyet» e, Bu vatana, bu millete, Katlanalım her zillete, Bugünler de gelir, geçer! ..
* (Rıza Nur) a olalım eş, Sönmesin bu kutsal ateş, Doğunca o (Büyük Güneş), Bugünler de gelir, geçer!.. * Yer alınca biz bu safta, Coştu gençlik her tarafta, Sabredelim bir kaç hafta, Bugünler de gelir, geçer! .. * Sarsın ufku kara bulut, Demeyin hiç: «Dünü unut!» Kesilir mi (Hak) ta numut? Bugünler de gelir, geçer! .. * Ayırsınlar yurdumuzdan, Boz yeleli Kurd'umuzdan, Gülsün itler ardımızdan, Bugünler de gelir, geçer! .. * Gün doğmasın üstümüze, Yılan ağsı� testimJze,
- 74 -
Selim kamu dostumuza, Bugünler de gelir, geçer! .. * Gonca güller bitmez olsun, Şen bülbüller ötmez olsun, Ocağımız tütmez olsun, Bugünler de gelir, geçer! ..
* Yüz vermesin devletimiz, Unutulsun hizmetimiz, Yok kimseye minnetimiz, Bugünler de gelir, geçer! .. * (Kızıl) lara çatmak gerek, (Hücre) lerde yatmak gerek, Derdi baştan atmak gerek, Bugünler de gelir, geçer! .. * Kaynayınca Türk kanımız, Kükrer yine arslanunız, Sarsılmasın imanımız, Bugünler de gelir, geçer! .. * Alnın açık, yüreğin pik, Er - geç zafer senin mutlak, Hey FEDAi ! Keyfine bak, Bugünler de gelir, geçer! .. 12/10/1
- 75 -
GÜNLERİMİZ BÖYLE GEÇTİ ZİNDANDA Bayram nedir, seyran nedir bilmedik, Günlerimiz geçti bizim zindanda! . Şu beş ayda beş dakika gülmedik, Günlerimiz böyle geç�i zindanda! .. .
* Güneş doğar, mehtap çıkar, görmeyiz: Yurt bağında güller açar, dermeyiz, N amerUerin katına yüz sürmeyiz, '.llertçe geçer günlerimiz zindanda! ..
* Çilemizin ipliğini bükerek, Her belayı sinemize çekerek, Buram buram ecel teri dökerek, Günlerimiz geçti bizim zindanda! ..
* Ulu Tanrı, yücelerden yücedir, Vatan, millet dilimizde hecedir, Kimse bilmez ahvalimiz nicedir, Günlerimiz böyle geçer zindanda!..
* llayA.ller hakikat olacak bir gün, Rfıhumuz neş'eyle- dolacak bir gün,
- 76 -
Onlar saçlarını yolacak bir gün, Varsın geçsin gençllğbnlz zindanda! ..
* Bulduk kendimizi (Rıza Nur) da biz, Verdik nemiz varsa aziz yurda biz, Vlkü için yatıyoruz burda biz, Blzimledir (Namık Kemal) zindanda!..
* «Aşık olan aşk şarabı içermi§, Soysuz olan Türk'e kefen biçermiş, Yiğit olan mutlak serden geçermiş. » Deyip yatar ÖCAL'ım bu zindanda!
..
22/Ekim/ 1944
Ne fakirlikten, ne sürgünden, ne zindandan, ne de ölümden korkmamalıdır. Fakat, «KORKU»· dan korkmalıdır.
EPIKTETOi
- 77 -
OLAN OLDU B İ ZLERE Okusun artık bugün !bretle doğu, batı: \ ıışadık aylarca biz Engizisyon hayatı! .. oylc ki bir dakkamız bedeldi bir seneye, ııııs eniz ah biz neler, neler çektik sineye! ..
* llinlerce ülkücü genç şaha kalkınıŞiı bir gün ( 1 ), \'apıyordu Türkçüler görülmemiş · bir düğün! . . l1Jkümüz bir sancaktı, biz ardında biı· alay, llu «M İ LLi FEVERAN» ı anlatmak değil kolay! . ııırer Bozkurt kesilen mefkure yolcuları, A nıyorduk nefretle «VATANSIZ SOLCULAR» ı! .. Ederken dünya bizi hayranlıkla temaşa, Tiirkçiiliik düşmanları kapıldılar telaşa! . . .
* hain olmu�tuk onların nazarında. hikmetler dinledik ma'rifet pazarında! .. Ne bizi anladılar, ne gerçeği gördüler, Nihayet Ankara'dan tstanbul'a sürdüler! .. Sanasaryan Hanı'nda soydular bizi hemen (2), Mutena Hücre'lere koydular bizi hemen (3)! Küf kokan malızenlerde kah ağladık, kah güldük, Ülıneden mezarlara dJlrf diri gömüldük! .. Birer
(,'ok
..
- 78 -
Geçti muzlim geceler, göz kırpm.adan, uykusuz; Geçti korkunç � düzler, ıztırapla, aç · susuz!. Yurdumuzdan habersiz, yuvamızdan ıra.ktık, Kendimizi kaderin kollarına bıraktı:k! ..
* Bin beş yüz mumluk ampul beyinleri delerken, Bir veremli ülküdaş kan kusar, sendelerken; Tabanca namlusunu alnımızda duyduk biz, Sanmayın bir zfilimin buyruğuna uyduk biz, Neler reva görüldü «23 Türkçü» gence, Anlatmakla tükenmez yaptıkları işkence! .. Titretti gök kubbeyi feryadımız, ahımız, Bu vatanı delice sevmekti günahımız! ..
*
Yüz sürmedik çok şükür kirli, ni.mert dizlere, Koşarken Hak Yolu'nda OLAN OLDU B İ ZLERE! . Kaydetmiyor tarihin böyle zorlru birr savaş, Unutma bu savaşı, ey Türkçü genç arkadaş!.. .
23/10/1944 ( 1 ) 3 Mayıs 1 944 Çarşamba günü . . . (2) İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının bulun duğu yer. . . ( 3 ) İstanbul Emniyet Müdürlüğü Nezarethanesi'ndc ki ( TABUTLUK) veya ( MÜTENA HÜCRE ) adı verilen ve benzerleri ancak Mos kofi s t an d a göriilen menfur işken '
ce mahalli .
. .
D Ö R D Ü N C Ü
B Ö L Ü M :
«Tophne Zindanları» nda yazılan şiirler
- 81 E F E M ! .. Kısılan seslerin yanmda bu ses, Bir ası kızanın sesidir, Efem! .. Uyandı içimde yeni bir heves, Sorma hiç: «Bu neyin nesidir?» Efem! ..
*
Şu kalın surları yıkmak istiyor, Hasmını avcunda sıkmak istiyor, Dağların başına çıkmak istiyor, Kızanın senden de asıdır, Efem! ..
*
Paslan.mış silahım, yakmıyor fişek, Çakıyor kanımda yıldırım, şimşek, Kalmadı içimde ne şüphe, ne şek, Bu pas, yi.iz yılların pasıdır, Efem! ..
*
Ağarsın yıllardır kararan bahtım, Kurulsun vefalı kalblerde tahtım, Hürriyet yurdunda ölmektir ahtım, Bu yurt ki, yurtların hasıdır, Efem! ..
*
Yaslayıp sırtımı çamlıbellere, Açayım bağrımı buzlu yellere, Kaldım der FEDAi nfımert ellere, Tuttuğum yas onun yasıdır, Efem! .. 29/Ekim/1944 F: 6
- 82 C E V A P - Nişanlıma Adını . şükür mektubunu, Geçmiş doksan dokuz elden! .. Sorma kuzum ! Şunu, bunu, Bahset yalnız «Tek Emel» den (x) ! .. Lizım değil sitem, kahir, Türkçü olan bilmez korku!! .. Varsın her şey olsun zehir, Bizim için bir şeref bu!.. Ne feliket, ne musibet, Yıldıramaz beni asla! .. «Türk» e gönül veren elbet, Bu zehirden içer tasla! .. Yağsın bela yağmurları, Şakır şakır üzerimden! .. Aşacağım bu surları, Çünkü bir Türk oğluyum ben! .. Hız veriyor her an bana : «Rıza Nur» la, «Namık Kemal» ! .. Kurban olsun bu vatana, Bu millete : Bin bir Cemal! .. ·
9-1 1-1944 (")
Sarsılsa da temelimiz, « Türkçülük» tür emelimiz ! . . .
- 83 -
S E S LE N İ Ş - Öz anam gibi sevdiğim muhterem kayın valideme. -
Bugün bayram imiş, bileyim nasıl? Şu beton duvarı deleyim nasıl ? Elini öpmiye geleyim nasıl ? Söyle anam, söyle, dindir acımı; Göreyim bir soluk Yanartaç'ımı! .. Esince devranın zilim yelleri, Boyladı tosunun gurbet elleri, İnliyor sazımın kırık telleri, Kutlu olsun anam bayramın, kutlu. Varamam yanına, gökler bulutlu! . . Bayramlar, bayramlar, sıra bayramlar; Açtı canevime yara bayramlar, Yaptım hapsanede kara bayramlar, Demir parmaklıkta kaldı gözlerim, Yarin hayaline daldı gözlerim! .. Meleştikçe şu kurbanlık kuzular, Yaralarım sızım sızım sızılar, Yazılmış alnıma karar yazılar, .
Derinden üı çeker, çeker ağlarım, Boyunc�ğum büker, büker ağlanın! ..
- 84 -
Bir elden bir ele seyran eyledim, Nice gönülleri püryan eyledhn, Canımı vatana kurban eyledim, Öğün tosununla, ey mutlu kadın! Geçecek tarihe senin de adın! . . Aylardır bağrıma doğmadı güneş, Hummilı başımda yanıyor ateş, Ne ana var, ne sevgili, ne kardeş; Nic'oldu, hey dostlar, güveylik kınam? Söyleyin, hangi bir derdime yanam! .. Hapsinenin kapıları açıldı, Taşlı yoldan ü�er, beşer geçildi, Koğuşlara taze hayat saçıldı, Garip bülbül gibi konmuş dall ara, Melll melil bakar oğlun yollara! .. Ellerin sevdiği gelmiş uzaktan, Bir kadın derdimi bilmiş uzaktan (1), Ne mümkün çıkmak bu kahpe tuzaktan, Bekledim, bekledim, gelen olmadı; Gözümün yaşını silen olmadı!..
- 85 -
Yıkıldı gözüne baktığın direk (2), Bu kadar acıya dayanmaz yürek, isterse cezamı yapsınlar kürek, Tutuldu elimle dilim şu anda, Gam değil oğluna ölüm şu anda! .. Takkeli'nin başı sislensin, bırak (3) ! Güzel ,kirpiklerin ıslansın, bırak ! ÖCAL sevdiğine seslensin, bırak ! Bu dem aşıkların yanma deınJdir, Geçmişi hasretle anma demidir! 27 /Xl/ 1944 ..
İ N S A F S I Z L I K Birini başlangıçta fena gözle gördük mü, Ömürce sürdürürüz ona ait ilk hükmü! .. Basri GOCUL
( ı ) Bu kadın, şair arkadaşım ve dert ortağım Yusuf Kadıgil'in müşfik ve muhterem annesidir. (2) Kayın validem, bana : « Evimin Direği» diye h itabederdi. ( 3 ) Konyf' 'mızın meşhur Takkeli Dalı . . .
- 66 -
BUNA YÜREK DAYANIR MI? .. Varıp yarin başucuna, «Uyan!» desem, uyanır mı? .. Orda hasret, borda hasret, Bwıa yürek dayanır mı? ..
*
ötme bülbül! Yar uykuda, Görünmüyor aksi suda, Aşk değil bu, karasevda, Buna yürek dayanır mı? ..
*
Bahçesine giremedim, Goncasını deremedim, Bir selamcık veremedim, Buna yürek dayanır mı?. .
*
Lanet sana demir kafes, Nazlı kuşum vermiyor ses, Can derdine düşmüş herkes, Buna yürek dayanır mı? ..
*
Buldun ey aşk! N erde beni? Koydun sonsuz derde beni, Ayırdılar candan teni, Buna yürek dayanır mı?.. 10/ 12/1944
- 87 -
GELM EZ
M İ
O L A ?. .
Kaç yıl var ki, sevdasını çekerim, Gönlümün sultanı bilmez mi ola? Gece, gündüz kanlı yaşlar dökerim, Gönlümün sultanı silmez mi ola?..
* Ne gam, mertçe kıysa felek canıma, Dokunuyor bu kahpelik kanıma, Bir haber yollasam acep yanıma, Gönlümün sultanı gelmez mi ola? ..
* Güzel Konya'm! Gezip pazar, çarşını; Yiyemedim pilavunu, turşunu, Bağrımı delecek yağlı kurşunu, Gönlümün sultanı çelmez mi ola? ..
* İçip ÖCAL aşkın dolu tasından, Koşma yazar a'lisından, hasından, Bencileyin kederinden, yasından, Gönlümün sultanı gülmez mi ola? . . . 14/Şubat/1945
- 88 -
DÜ N - B U G Ü N - il -
- Kendime Dün, ırmaklar gibi coşkun bir gençtim, Bugün, göller gibi durgunum, durgun? . . Otuz bir yaşımda çemberden geçtim, Sanki kırk senelik yorgunum, yorgun!. .
* Bir kutlu ateştir bağrımı yakan, Vatan gülleridir burnumda kokan, Ne mevki isterim, ne şöhret, ne şan; Yalnız ( H Ü R R t Y E T ) e vurgunum, vurgun! ..
* « Türk genci her zaman önde yürüye! » Diyerek atıldım e n ileriye, Benzetildim ;<Asi Yeniçeri» ye, «0» nu söyletene kırgınım, kırgın! ..
* ÖCAL der: İnlerim üç yüz gecedir; «Derdim şu dağlardan daha yücedir.» Sormadı bir kere bilim nicedir, Vefasız yir'e de dargınım, dargın! .. 2-3-1945
- 89 -
H Ü R R İ Y E T -
1
-
Rü'yama girersin hemen her gece, Uyanır, sorarım: « Nerde hürriyet?» Hayatım oldu bir garip bilmece: Bu karanlık, ıssız yerde hürriyet! . . Sen de o «Zalim» i n emrine uydun, Zehirli hançerle bağrımı oydun, Aşkıma kanmadan bir nice koydun: Çaresiz başımı derde hürriyet? .. Cam değil kırdığın saray, gönüldür, Yeter ağlattığın, biraz da güldür, İster yaşat beni, istersen öldür: Yaylamı, ovamı ver de hürriyet! ..
İnan ki sana çok ihtiyacım var: Hava kadar, ışık kadar, su kadar; Özlemedim sevgilimi bu kadar, Canım ol, kamına gir de hürriyet! .. ÖCAL der: «Sarsılmaz bu kutlu emel, imandan örülmüş çünkü bu temel! .. Sevdiğim üç şey var güzelden güzel: Btr Vatan, bir Bayrak, bir de Hürriyet! . » .
l �-S-194r>
- 90 HÜ RRİYET - il - Vatan \'e Hürriyet Şairi miz Namık Kemal'in ebedi ruhuna. -
Ruhları büyüleyen ey efsunkar kelime! Ey başlara taç olan mukaddes, aziz varlık! Vird oldu güzel adm gece, gündüz dilime, Seni bulmakla mümkün en büyük bahtiyirhk! ..
* Yaslayıp pencereye dertli, garip başımı, Nihavetsiz enginde seni arar, ararım! .. Akıtarak içime hicranlı göz yaşımı, Ömrümün tükenmiyen çilesini sararım! ..
* Büyük Kemaller gibi esirin oldum ben de: Gurbet, mahbes denilen bu çıkmazda on aydır! .. Senin ölmez aşkınla sarardım, soldum ben de, Özlediğim samanlık henimçin bir saraydır! ..
* Ey Hürriyet Perisi! Ey ilüıi, güzel kuş! Kırdılar mı senin de kanadını, kolunu? .. Hasretini çekiyor - senclleyin - şu yokuş (x), Şaşınnışsın ey canin, hedefini, yolunu! ..
- 91 -
Büyük ,Midhat Paşa'yı okur, feryat ederim: «Nerdesin ey Hürriyet, nerdesin ey yar?» diye! .. Elbet bir gün köyüme haykırarak giderim: ,<Hiçbir şeyim yoksa da hürriyetim var!» diye!.. 24/3/1945 OLAN OLDU BİZLERE «3 l\IAYIS» ta coşmuş tuk biz: «KIZILLAR» l ezmek için! .. Hak'ka doğru koş muştuk biz: Ba:,ı gökte �ezmek için! .. * Ateşlere bizdik dalan:
Boz yeleli kurd uğrunda! ..
Nemiz varsa oldu talan: Allah, millet, yurt uğrun da ! . .
* Kopuzunu çalar ÖCAL: Türit aşkıyla akşam, sabah! ..
Düşünceye dalar ÖCAL, «OLAN OLDU BİZLERE», ahhh!
.
.
26-3- 1 945
( x)
Hapishanenin meşhur dik yokuşu . . .
- 92 -
TOPHANE ZİNDANLARI Sanmaym mahpusları bir an bahtiyar eder: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! .. Bir gecenin içinde genci ihtiyar eder: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Aymr (Taşlı Oda) etini kemiğinden, Seyredersin cihanı bir budak deliğinden, Ayırır kolaycacık demiri çeliğinden: Tophane Zindanları, Tophane Zindanlan! . .
* Hasret çekilir buda: Saf havaya, saf suya, Güler yüz, tatlı dile, güzel gün, nazlı aya; Gönderir zaman aman bedbahtları sehpAya: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Atmış bizi buraya yücelerden yücemiz, Bütün bir ömre bedel bir tek gündüz, gecemiz, Anlaşılmaz muamma, bir hayat bilmecemiz : Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Nasibimiz ölümden daha acı: Nisyandır, Dudaklardan dökülen duadan çok . isyandır, Ezeli bir ayrılık, ebedi bir hicrandır: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! .. .
- 93 Yaşar açlar burada, kırk senelik tok gibi, Olup biten işlerden haberleri yok gibi, Saplanmış kalblerine zehirli bir ok gibi: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Demir kapı ardında nice canlar çürümüş, Yiğitlerin gözünü kızıl kanlar bürümüş, Korkakların üstüne bir çığ gibi yürümüş: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Bilen yok hesabını söndürmüş kaç bin ocak, Adını duyan fani kaçıyor bucak, bucak, Sanırsın gördüğünü bir hamlede yutacak: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Esrarlı koğuşlarda umulmadık iş olur, Uykusuz geceleri birer korkunç düş olur, Bahar, yaz aylarında bize kara kış olur: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Burda her şey karadır: Madde kara, ruh kara; Burdıı kafa tutulur: Fırtınaya, rüzgara, Her yürekte bir sızı, her gönülde bir yara: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
- 94 -
Esirdir zincirlere hurda nazik bilekler, Ulaşmaz hedefine hurda masum dilekler, Seyircidir gezerken şeytanlarla, melekler: Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Beklemeyiz kimseden ne lfttuf, ne inayet, İşlemedik çünkü biz ne cürüm, ne cinayet, (Tiirklük İçin Nümayiş) olamaz bir hiyanet, Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Ccştul'up bizi (Namık Kemiil) in erkek sesi, Düşmüyor dilimizden (Hürriyet Kasidesi), Sarsacak temelini bu vatan neşidesi, Tophane Zindanları, Tophane Zindanları!..
* Fedailer yurdudur ovaınızla, dağımız, D21lgaıanır şerefle Türkçülük bayrağımız, Geçsin mahzenlerinde varsın gençlik çağımız, TophF.ne Zindanları, Tophane Zindanları! ..
* Gföümüzde değil hiç: Dünyanın malı, mülkü, Bizi mes'ut etmiye yeter bu aşk, bu ülkü, Ifalsın sana yadigar <FEDAi> den bu türkü, Tophane Zindanları, Tophane Zindanları! .. 29/3/1945
- 95 -
D E S İ N L E R
(x)
Tevrat, Zebur, İncil, Kur'an okurken: «Dört kitabın dili olmuş» desinler! .. Gül dalında bülbül gibi şakırken: «Aşk sazının teli olmuş» desinler! ..
* Kırk yıl daha kara sevda çekeyim, Gece, gündüz kanlı yaşlar dökeyim, Emretsin yar önünde diz çökeyim: «Sevdiğinin kulu olmuş» desinler! ..
* Güneş olup yar göğsüne doğanda, Bulup olup gök yiizüne ağanda, Rahmet olup bozkırlara yağanda: «Yayiamızın seli olmuş» desinler! ..
* Çıkarıp Zelha'yı çileden Yusuf, Eylemiş nihayet ay gibi husuf, Şu hakstz karara çekeyim bir yQf: «Yağmur iken dolu olmuş» desinler! ..
* Çekilin ·de bir kez abdest alayım, İki rekat olsun 1lamaz kılayım,
- 96 -
Allah'ımla tek haşhaşa kalayım: «Yunus gibi veli olmuş» desinler! ..
* Alışmadım içip içip sızmıya, Yalanları bir ipliğe dizmiye, Çıkayım yurdumu tekrar gezıniye: «Hür dağların yeli olmuş» desinler! ..
* «Yii H ak!» deyip bu kararı bozayım, Mezarımı öz elimle kazayım, Dertlerimi buz üstüne yazayım: <ı:USLU OZAN» deli olmuş» desinler! .. 29
.
3
.
1945
Vatanıma uzanan hain eller kurusun, Allah Tiirk ve İslamı, haşre kadar, korusun! .. F. Cemal Oğ\tZ ÖCAL
(x)
Bu şiir, suçsuzluğum gün gibi aşikar olduğu hal
de, beni on bir ay hapis· cezasına mahk(lm eden mahut ka rar okunduktan sonra yazılmıştır.
B EŞ İ N C İ
BÖLÜM
Hapishaneden çıktıktan sonra yazdığım şiirler
�
99 -
YUNUS'LA B İ R DERTLEŞME - Mezarının başında Kalk Yunus'uın! Dertleşelim, Sardı yine aşkın beni! .. Bir halimden anlayan yok, Etti bu aşk şaşkın beni! .. Ne saz ile, ne söz ile, Çektiklerim gelmez dile, Yalvarırken bülbül güle, Gördii alem taşkın beni! .. Sencileyin çekip odun, Her acının tattım tadın, Ol mübarek, güzel adın, Kıldı sana düşkün beni! .. Dertli başım kalıp darda, Buldum seni gelip hurda, Derman imiş kamil derde: Çekti gönül köşkün beni! .. «Haydi ÖCAL! Çık divana, Aşk oduyla yana, yana, Olur HAK'tan medet sana!» Deyip yaptm pişkin beni! .. Sarıköy - 3/Mayıs/1945
- 100 K U Ş L A R Gelin kuşlar, gelin kuşlar! Ne derdim var bilin kuşlar! . Yüreğimden oluk oluk Akan kanı silin kuşlar! .. .
*
Deldi bir ok tunç bağrımı, Dindiren yok kalb ağrımı! .. Varsın eller eylesin red, Kabullenin siz çağrımı!..
*
Nerde ananı, nerde bacım? Niçin dinmez gönül acım? .. Ruha akan sesinize Her zamandan çok muhtacım!. .
*
Görüp sizde vefayı ben, Süreceğim safiyı ben! .. Ü lküm için çekiyorum: Bu mihneti, cefıiyı ben! . .
*
Ne dağdayım, ne denizde, Kayboldum bir nurlu izde! .. Umduğunu buldu ÖCAL : Bir vatanda, bir de sizde! . .
Eskişehir
-
2 / lO / l Q45
- 101 ONA B İ R Cİ HAN FEDA ı;czmeden doya doya Mevlana diyarım, <;eçirdim zindanlarda ömrümün bahirmı! .. Mazi artık bir serap, mahvolmuştur istlkbil llilmem hangi faninin başına gelmiş bu hal? ..
* !\almadı gözlerimde ışıktan, nilrdan eser, Dökülüyor dişlerim mihnetten birer birer! .. Müzmin Romantizmama (x) eklendi bir de Varis, Ol acak çocuklarım ancak bunlara viris! ..
* Kaptırarak gönlümü bir mukaddes emele, Oldum bugün yarı aç, yan tok bir amele! .. llaykırıyor gerçeği saçlarıma yağan ak, fak ey bela şimşeği, durmadan beynimde çak! ..
* çekmesin boşuna köyümdeki genç kadın, Koskoca bir millet var ardında bu maksadın! .. �lefkıiremiz uğruna can feda, canaıı fedi, l l iikmü nedir bunların, ona bir cihan feda! .. ( ; aın
Eskişehir
-
5/1 1/ 1945
( x ) Bu menhus ve müz'iç haı.talığı «TOPHANE ZİN I JANLARI » nın beton zemini üzerinde tam altı ay yatmak , " ı reti:vle kaptığı m , asla, unutulmamalıdır.
- 102 NE BELA LI BAŞIM VARMIŞ? .. Suya gitsem çeşme akmaz, Ne belalı başım varmış? .. Selam versem kimse bakmaz, Ne belalı başım varmış! ..
* Hayır dedim, şer sandılar, El sözüne inandılar, Hem yaktılar, hem yandılar, Ne belalı başım varmış! ..
* Yapıştığım dal kurudu, Ufkumu bir sis bürüdü, Ben yürüdüm, o yürüdü, Ne belalı başım varmış! ..
* Gitti �iden. !!itti genelik. Aşk uğrunda bitti gençlik, Bana neler etti gençlik, Ne belalı başım varmış! ..
* "Yeter artık, dolsun çile!" Deyip çıktım gurbet ele, Geçti ömrüm hicran ile, Ne belıilı başım varmış! ..
- 1 03 Türklüğümle mağrur oldum, Ü lküm için mağdur oldum, Amir iken memur oldum, Ne belalı başım varmış! ..
* Nılr isterim Ulu Hak'tan, Bela yağar yedi gökten, Haber çıkmaz Karabük'ten, Ne belalı başım varmış! ..
* N 'oldu gülüm, n'oldu gülüm? Koklamadan soldu gülüm, Bundan daha tatlı ölüm, Ne belalı başım varmış!..
* Boş kalbimi dolduran yok, Feryadıma aldıran yok, Düştü ÖCAL, kaldıran yok, Ne belalı başım varmış! ..
Eskişehir
-
1 5/ 1 1 / 1 945
UFUKLARA BAK! .. - Vatanperver Türk Gençliğine -·
Yeni (Görli!jlcr) le ufuklara bak, Kıpkızıl bir IUcm görecek gözün! .. Bu sabah bambaşka söküyor şafak, Sararıp solmasın bir anda yüzün! ..
*
Açmazsan gözünü dikkatle eğer, Öğrenirsin Hanya ile Konya'yı! .. Elin uşağına verilmez değer, Nefretle karşıla (Yeni Dünya) yı! ..
*
Sevdim, seviyorum Türklüğü ancak, Koşamam yabancı bayrak ardında! .. Dalgalanır yalnız şerefli sancak: Bu mübarek şehitlerin yurdunda! .. Eskişehir - 1 /Aralık/ 1945 NOT : Bu şiiri, memleketimizdeki tanınmış komünistlerin Aralık - 1945 tarihinde satışa çıkaracakları mahut ( Gö rüşler ) dergisi ile ( Yeni Dünya) gazetesinin zehirli propa g:.mdalanna karşı vatansever Türk gençliğini uyanık bu lunmıya davet için yazmış ve önce ( Eskişehir), sonra da ( Tasvir) gazetesinde neşretmiş tik. ·
Allaha çok şükür, emeğimiz boşa gitmedi : 4-Aralık-1945 de yapılan meşhur ( İ stanbul Nümayişi ), bu küçük ve na çiz emeğimizin en büyük mükafatıdır. Moskof uşaklarına hadlerini bil diren, bize manevi hazların en doyulmazını tat tıran o ( Milli Feveran ) gününün muhteşem hatırasını - öm rümüz oldukça - unutmıyacağız. Asil Türk gençliği, aziz Türk vatanıyla beraber, ebediyyen var olsun 1 . .
- F.C.O. Ö. -
- 10� -
İ S T E M E Z !. . . litfı sevmiyen Türk halkı liklak istemez, \'nzifeyl bir namus bilen şakşak istemez! ..
l 'ok
* � a�kın ördek rolünü oynay.an (Solcular) dan, ı :.rnnık milli şuur asla vakvak istemez! ..
* kadar saklasa da fikrini Cami Baykurt, San mayın ki Ruslara huhis çakmak istemez! . . �e
* l�i. d ışı kıpkızıl bir ciğere benziyen, Hayan Sertel başına: beyaz tarak istemez!..
* Ay
Yıldızlı bayrağa gönül veren bir gençlik, Kc>ndi hür semasında Çekiç - Orak istemez! .. -
* bularak meydanı serbestçe at oynatan Türkiyeli (Yoldaşlar) hiçbir yasak istemez! .. Boş
* Kendini bir kaç pula satmış olan bir sefil, i nkılap ağaeında dal, budak, sak istemez! ..
* Sordum - kimse duylllJldan - Sabahattin Ali'ye, Dedi: «Osman Yüksel'den canım dayak istemez! .
.
»
- 106 -
Almış gemi azıya: (Boran) larla, (Berkes) ler; Pertev, Cemgil onlardan geri kalmak istemez! ..
* Bulanık suda balık avına çıkmak için, Mimli Nail denize olta salmak istemez! ..
* Toprak mülkiyetini tanıyan bir memleket, Başkasından bir karış bile toprak istemez! ..
* t.;tri.fa zehir saçan <Yeni Dünya), (Görüşler), Vatan bahçelerinde yeşil yaprak istemez! ..
* FEDAi ! İ nsan olan feda olur yurduna, Başka rejim, başka yurt, başka bayrak istemez! .. Eskişehir
-
Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın,
2/12/ 194D
gelsin,
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten! ..
NAMIK KEMAL
- 107 -
HOŞÇA KALIN, DOSTLARIM! .. - Eskişehir
Şeker Fabrika·
sındaki muvakkat işimden ayrılışım münasebetiyle -
Yurtseverlik yüzünden beta buldum bir zaman, Okuyup hayatımı ibret alın, dostlanm!.. • Şeker Fabrikası'nda işçi oldum bir zaman Geldi avrılık demi, hoşça kalın dostlarım! . .
* Gelmese de bir halel şöhretime, şanıma, Amirken memur olmak dokunuyor kanıma, Daha iyi olurdu kastetseler canıma, Geldi ayrılık demi, hoşça kalın dostlarım! .
..
Eskişehir
-
12/12/1945
Muktezay-ı hükm-ü kanun-u tabiat böyledir: Düşmek üzre yıldırım daim mualla taak arar ! . . Çok m u nadanın felaketten selamet bulması? Herkese gelmez bela erbab-ı istihkak arar! . .
EŞREF
- 1 08 -
3
M A Y I S
Moskof uşaklarını yerlere sermek için, Kızıl mezheplerini çarmıha germek için, Atıldık ileriye binlerce genç, tığ gibi, Yürüdü peşimizden bütün millet çığ gibi! ... Taştı bugün kalblerden milli his, milli iman, Kesildik her birimiz bir kasırga, bir tftfan!.. Başımızın üstünde uçarken şanlı bayrak, Haykırdık ufuklara: «Verilemez bu toprak! . 11 .
Titredi yedi kat gök, oynadı yer yerinden, Ses verdi sesimize dağlar, taşlar derinden!.. Duyuldu gür sesimiz Cezayir'de, Taşkent'de, Türkçülük tarihini yazdık bugün Başkent'te! .. Asıl aşk şarabını işte bugün içtik biz, Tunç heykelin önünden kükreyerek geçtik biz! .. Sevdik bugün vatanı Mustafa Kemal gibi! .. Al kan oldu göğsümüz, mübarek Hilal gibi! .. Sormayın: «Nasıl oldu Başkent'te bu çetin iş?ı. Bir zafer destanıdır bu muhteşem nümayiş!.. Anlatılmaz bu destan birkaç mısra, satırla, Hey arkadaş! Sen onu şahlanarak hatırla! .. Çünkü bizi kahbece arkamızdan vurdular, İftiradan, isnattan birer ıtato kurdular! ..
- 109 Çiğnendi taptığımız Hürriyet ve Hak bugün, Türkçülere «Gardistler!» dedi bir alçak bugün!. Tertemiz bir niyetle atılmışken meydana, «Hünlik» damgasıyla girdik bugün zindana! .. Neler çektik zindanda, sormayın bizden bunu, Yazacaktır tarihler onun ne olduğunu!.. Türkçüler «TABUTLUK» ta nasıl inlemiş, nasıl? Sizi dehşet içinde bırakacak bu fasıl! .. Bilmiyenler bilecek, duymıyanlar duyacak, Bu tarihi nesiller ibretle okuyacak!.. Varsın felek olmasın bir günceğiz bize yar, Verdi adil hükmünü zaman adlı hükümdar: «Gökten yere inse de sancak yine sancaktır, Tarih müfterileri lanetle anacaktır : .. » Ey Türkçüliik aşkıyla bağrı yanan arkadaş! Katıl ki safımıza hızlansın kutsal savaş! . . Atmalısın bir yana artık, kederi, yası, Süslüyor göğsümüzü bak ŞEREF MADALYASI! Bu aşkın ateşiyle tutuşup yanalım, gel! (3 MAYIS) ı yürekten, saygıyla analım, gel! .. Mümkün değil bugünü başka günle bir tutmak, Yakışmaz Türk gencine (3 MAYIS) ı unutmak! .. Konya - 3/Mayıs / 1 947
- 1 10 -
HÜRRiYET İSTİYORUZ! .. - Hürriyet aşıklarına ithaf -
Haykıralım gür sesle, inlesin dağlar, taşlar; Hürriyet istiyoruz, hürriyet, arkadaşlar! .. Bütün «SERDENGEÇTİLER» bizimle gelsin dile, «HÜRRİYET ŞARKiSi» nı söyleyelim, aşk ile! ..
*
Demokrasi yolunda yürümek olmaz yavaş, Hürriyet savaşıdır girdiğimiz bu savaş!.. Yeter artık bu perhiz, yeter artık bu diyet, Hür�iyet istiyoruz, arkadaşlar, hürriyet! ..
*
Fethederek vatanın ovasını, dağını, Yükseltelim şerefle hürriyet bayı1ağını! .. Koşarken HAK'ka doğru, HAK'ka tapan aşıklar, Dağıtsın karanlığı saçtığımız ışıklar! ..
*
Tutuşmuş saçlarımız birer arslan yelesi, Yanıyor alnımızda hürriyet meş'alesi!! .. Tek ülkümüz: «Milletçe HAK'kı tutup kaldırmak, H ÜRRİYET ŞARKISl'nı Türk yurdunda çaldırmak!.»
*
Dikilmiş kalbimize granit birer heykel: Namık Kemaı, Vaşington, Midhat Paşa, Giyom Tel! .. Vermek için hakkını bu göklerin, yerlerin, Gidiyoruz izinden o kahraman erlerin! ..
- 111 -
Kesemez yolumuzu ne Yezit, ne de Mervan, Hürriyet kervanıdır, arkadaşlar, bu kervan! .. Tiirk için ağlayacak, Türk için güleceğiz, Hür doğduk anamızdan, yine hür öleceğiz! . .
* Aşinası değiliz meskenctin, zilletin, Kölesiyiz biz ancak memleketin, milletin! .. Ezeli sevgilimiz hürriyettir, hürriyet, Yaşasın Türk gen çliği , yaşasın Cumhuriyet! .. Eskişehir - 10/10/ 1947
Hak milletin, şan onun, Gövde senin, can onun! . . Sen ö l ki, o yaşasın, Dökülecek kan onun! . .
ZİYA GÖKALP
- 1 12 -
ONLAR ve BİZ Ne şeytana uyduk biz, ne Moskof'a satıldık, «YAŞASIN TÜRKLÜK!» deyip ileriye atıldık! . Çok şiikür Rabbimizc yaşarken öldü onlar, Biz ise, bahtiyarlar arasına katıldık! ..
.
*
Yürürken ülkümüzün yollarında kol kola, Etmedik secde bir an «SIFIR» laşıp bir kula (*)! .. Onlar kimmiş, biz kimiz? .. Verdi zaman hükmünü, Y ürüyiin genç Türkçüler! Bakmadan sağa, sola! ..
*
Şaha kalkmış bir ata elbet meydan yaraşır, Elbet bizim vatana bizden kurban yaraşır! .. Mukadderdir Türkçüysen her bela, her musibet, Onlara rahat koltuk, bize zindan yaraşır! .. Eskişehir 4/11/ 1947 -
(*)
MEFKÜREM İ Z
GÖKLERDE
DALGALANAN
BİR SANCAK, ALLAH'IN
HUZÜRUNDA
EC1L1RİZ
BİZ
ANCAK ! ..
ZebOn bulup bizi pamili cevre denlerden
,
Berayı gayreti Hak intikam alan bulunur.
NABi
AGLA SIFIR, AGLA! .. Dediler: «Bay Sıfır ağlayıp gezer, Alnına karalar bağlayıp gezer.» Kim düşse bu hale canından bezer, Ağla Sıfır. ağla, hak ettin bunu; Biraz d2 sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Duydum ki gözlerin yaşlarla :lolmuş, Saçların ağarmış, gül yüziin solmuş, Devletli sultanım perişan olmuş, AP:la Sıfır ağlı;., hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Ağlattı beni de «Davam» kitabın: O yanık sesinle yanık hitabın, Görülüyor. ne hoş, bugiin hesabın; Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Diyerek bizlere: «Irkçı - Turancı» . Çektirdin aylarca ıztırap, sancı, Sarsılmaz, ne yapsan, Tiirk'ün inancı; Ağla Sıfll', ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu!.
*
İçerek keyfinden şampanya, şarap, Etmiştin bizleri perişan, harap, Güzel gözlerine dolmadan türap, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
- 114 «TABUTLUK» a giren ülkü erleri� Dökmüştü emrinle ecel terleri, Okuyup yazdığın şaheserleri (!) Ağla Sıfır. ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! .. -
*
Yaldızlı köşklerde dans ederken siz, Ne günler yaşadık «H Ü CRE» lerde biz, Saçtığın tohumlar verdi bak filiz, Ağla Sıfır. ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
N eler çektik senden biz neler, neler, Unutulmaz geçse aylar, seneler, Muztariptir, hala, bugün sineler; Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Girmek için «TÜRKÇÜLER» in kanına, i şlediıı dil şeni bol bol şanına, Kimsenin yaptığı kalmaz yanına, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Şahlanan bir ata meydan yaraşır, Sence her «TÜRKÇÜ» ye zindan yaraşır, Şimdi de zatına hicran yaraşır, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
- 1 15 «SIFIR» ın kaşifi, muhterem üstat! Eoş bulup meydanı oynatmtştın at, Elemi, kederi biraz da sen tat, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; B iraz da sen yitir tatlı uykunu! .. -
*
Sekiz yıl durmadan işledin günah, Biliyor bunları HAZRET·İ ALLAH, Fayda yok ne kadar desen de «Eyvah!» Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Hiraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Yaslayıp sırtını Nevzat, Fatay'a, Prestiş etmeyi bildin «ATA» ya, Düşermiş zatın da meğer hataya, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Rfraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Azamet satardın etrafına hep, Titrerdi gölgenden muallim, mektep, Bn müthiş sukuta kim oldu sebep? Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Riraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Dün «HEP» tin, bugünse muazzam bir «H İ Ç», Ektiğin şeyleri biç Sıfır'ım, biç! Bu hayat zehrini biraz da sen iç! Ağla Sıfır. ağla, hak ettin bunu; Riraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
Dinlenmiyor artık gazelin, şarkın, Vefası yoktur hiç bu kahpe çarkın, «SİYASİ MEVTA» dan kalmadı farkın, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
«BEN MİYİM?» diyerek çıkıp ortaya, Siyaset gemini koydun vartaya, Dönerek yüzünü kızıl hartaya, ı\ğla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Hiraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Boşa gitti bütün Mevlit, Aşırlar, Ölsen bilmem seni nerde taşırlar, Kaşınan bir sırtı böyle kaşırlar, Ağla Sıfır. ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
Dalarak gözlerin mavi engine, Muhteşem kaşların çatılmış yine, Bakarken aynada solgun rengine, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! ..
*
ÖCAL der: « Kalmadı ufkumda duman, Çok şükür öcümü alıyor zaman, Halkın hislerine oldum tercüman, Ağla Sıfır, ağla, hak ettin bunu; Biraz da sen yitir tatlı uykunu! .. » Eskişehir 15/ 1 1 / 1947 -
- 1 17
S E S LE N İ Ş - Osman Yüksel'e. Atılıp yiğitçe, mertçe meydana, Girmişsin Konya'da tekrar zindana, Bildir ki suçunu dertli anana: Dolmasın gözleri yaşla, Osmanım! Mektubuna (Türk) ten başla Osmanım!
* Tiirkçülük aşkıyla coşup taşanlar, Vatana, Millete, Hakka koşanlar; Aşılmaz dağları bir bir aşanlar, Bu yolda tükenmez, bitmez Osmanım! Zindan bize te'sir etmez, Osmanım!
* Yağsın üstümüzden bela yağmuru, (Serdengeçti) lerin nasibidir bu, imanı tam olan bu kalın suru, Bir gün gelir elbet yıkar, Osmanıın! Hakikat meydana çıkar, Osmanım!
* Bir olmuş neylersin şeytanla melek, Çekilmiş yüzlere bin türlü elek, Bırak, şu vefasız, şu kahpe felek; Açsın bağrımıza yara, Osmanıın! Dc!fld!r yüzümüz• kara, Osmanım?
- 1 18 -
Duyurup sesini bir gün herkese, Hakikat uğrunda girdin mahbese, Kulak versin alem şu erkek sese: Türk genci doğrudan şaşmaz, Osmanım! Bilenlere susmak düşmez, Osmanım!
*
Göğsünde iman var, ufkunda yıldız, Duacıdır sana şu kadın, şu kız, Bu kutsal davada değilsin yalnız: Seninle hiledir Oğuz, Osmamm! Ferah tut kalbini yavuz Osmanım!
*
Hazret-i Mevlana pirimiz bizim, "Allah!" diye başlar şi'rimiz bizim, Varsın zindan olsun yerimiz bizim, Nedir seni orda tutan Osmanım.? Öğilnsün adınla vatan, Osmanım!
*
Geliyor hızımız Şanlı (Hilal) den, Yiğit (Rıza Nur) la, (Namık Kemal) den, l\laziyi unutan anlamaz halden, Feleğe kahredip küsme, Osmamm! "Yarın" dan umudu kesme, Osmanım! ..
*
Hürriyet güneşi doğacak bir gün, Bu güneş zulmeti boğacak bir gün,
- 1 1 9 --
Beklediğin rahmet yağacak bir gün, Çekme sakın tasa, keder Osmanım! ÖCAL candan selam eder, Osmanım! Eskişehir
-
30/1 1 / 1 947
Tanrı TUrk'U Korusun
Gafletlere, zilletlere, zulmetlere lanet! Sen doğ bize, sen doğ bize, ey fecri hakikat! TEVFİK FİKRET
- 120 « Kü r Şad» dergisinin in ti�arı münasebetiyle : ı • t t l l l t U l l l l l l l t•41Hll'ı•-\•IHllCl1 111111111111� l l l l l l l l l l � l lllllllttllllllllfllflllllllllll,111
ÖLMELİDİR, HEYYY! .. Şahlanıp yeniden «Kür Şad» lık ruhu, Sesimiz gökleri delmelidir, heyyy! .. Yaralı erlerin narasıdır bu, Ölüm bize karşı gelmelidir, heyyy!..
*
Yayılıp dünyaya bu imanlı ses, Almalı Türkçüler rahat bir nefes, Hürriyet türküsü söylerken herkes, Yurdumuz gözleri çelmelidir, heyyy! ..
*
Kalblerde mefkfıre, ellerde mızrak, Dalgalan gururla ey şanlı bayrak! En büyük kahraman diriliyor, bak! «0» nu bilmiyenler bilmelidir, heyyy! ..
*
Fethedip kalbleri bu dağ, bu orman, Bu toprak, bu mazi, bu şeref, bu şau; Vaktinde sel gibi akarak bu kan, M ızrağın pasını silmelidir, heyvy! ..
*
Demeden kar, tipi, fırtına, ayaz; Kımıldanın haydi ozanlar, biraz! .. Türklük için dile gelirken bu saz, Diinkii ağlıyanlar gülmelidir, heyyy! ..
- 121 -
Yüreğin bil" çelik, bileğin bir tunç, Almalısın ey Türk! Kızıllardan hınç, «Kür Şad» dan yadigar kalan bu kılınç, Bir Moskof'u bine bölmelidir, heyyy! ..
*
Yatarsak hey ÖCAL! N 'olur zindanda? Kalırsak çaresiz n'olur meydanda? Vermiyecek ne var bu kuru canda? Yiğitler yurt için ölmelidir, heyyy! .. Eskişehir - 7 / 1 / 1 947 ·
Verdik dil-ü can ile rıza hükm-ü kazaya, Gam çekmeyiz uğrarsak eğer derd-ü belaya!
RUHİ-İ BAGDADl
- 122 -
SAVULUN KIZILLAR, GENÇLİK GELİYOR! .. Çıkmıya başladı yine (Ses) iniz, Anlaşıldı siz kimsiniz, nesiniz . . . Artık yeter! Sesinizi kesiniz! Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Dinlenecek bir tek ses var: Türk sesi, Coştunıyor bu erkek ses herkesi, Dinlemez Türk: Kokmuş bir Rus nefesi Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* (İnsan) olan Lenin ile öğünmez, Türk dururken Moskof için döğünmez, Türkçü gençlik (Değirmen) de üğünmez, Ok gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Sizin sevgiliniz: Çekiç'lc, Orak, Bizimki: l\lukaddes, şanlı al Bayrak, Vermeyiz kimseye bir karış toprak, Her bakış bil" hençer, yürek deliyor, Savu!un Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
- 123 -
Bu millet savrulup olamaz (Harman), Derdine Kızıllar bulamaz derman, Bizimdir bu dağlar, bizimdir f ennan, Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Yüz bulup Moskof'tan birkaç kızıl it, Geniş (Kadro) suyla yapsa da (Muhit), Edemez vatanı, milleti tehdit, Ok gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* (Hür) yaşamak sevdasına düşenler! (Demet) demet para yiyip şişenler! Çakal gibi mezarları eşenler! Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Beklemeyin, doğmıyacak kızıl (Gün), Türklüğün hakkıdır: Bayram, toy - düğün, Sizinki: Ya idam, ya hapis, sürgün; N aramiz ok gibi ufku deliyor, Savulun Kızıllar , Gençlik geliyor! ..
- 1 24 -
Duyunca paranın sesini: Şık, şık, Çarpnuya başlıyor kalbiniz: Tık, tık, (Kurtuluş) yolunuz kapandı artık, imanlı sesimiz ufku deliyor, Sa\•ulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* (İşte!) deyip (Sendika) lar kurdunuz, <Pınar) gibi çağladınız durdunuz, Türkçülere birer damga vurdunuz, Her bahış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Hazan Halkçı, hazan Laik görünüp, Demokrasi maskesine bürünüp, (Sokak) larda yılan gibi sürünüp, (Yığın) lara zehrinizi saçtınız, Soın·a bizden bucak, bucak kaçtınız! ..
* Oldunuz satılmış bir köle, U§ak, Sizden daha idraklidir bir Vaşak, Atılan tohumlar vermedi (Başak), Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
- 125 -
Nedir bu müdara, nedir bu minnet? Getirmiş mutlaka hepiniz cinnet, Olamaz bu vatan bir Kızıl Cennet, Sesimiz top gibi ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Kimin için yemininiz, (And) ınız? Kimin için tutuştunuz, yandınız? Türk gencini uyuyor mu sandınız? Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Anlatmak ne zormuş aptala meram, Açtıkça bu bahsi sızlıyor yaram, Olsun yediğiniz her lokma haram, imanlı sesimiz uflrn deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Birkaç budalayla, beş - on soysuz piç, Almakla eline bir (Demir Çekiç), İşçinin kalbini fethedemez hiç, Her bakiş bir hançer, yürek deliyor, ' Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
-126 Dünya işçileri birleşir, nasıl? Moskof uşakları erleşir, nasıl? Bu yurtta Bolşevik yerleşir, nasıl? Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* «Türküm!» diyen vatanına sarılır. Öz di!eğc hak yolundan varılır, Komünistin (Çelik Kol) u kırılır, Sesimiz top gibi ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Serilmeden zindanlara postunuz, Haber verin: Kimdir gerçek (Dost) unuz? Bilmiyen yok, nedir hain kastınız, Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun !{ızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Bizce malum tuttuğunuz (Yeni Yol): Kızıl vicdan, kızıl kafa, kızıl kol; (Yürüyüş) yaptınız diyerek: Sol, sol! .. '.imanlı sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
- 127 -
Bir «Zehir» dir sizin için «Aile», Hele «Çocuk» en büyük bir gaile, Artık yeter! Kapansın bu hiile, Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Boş laf mıdır: Allah, Din, Millet Vatan? Kimdir aşınıza tuz, biber katan? Nedir sizi acep dünyada tutan? l1n:anlı sesimiz ufku deliyor! .. Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* (Aydınlık) ta birbirini seçenler! Sinsi sinsi harekete geçenler! Türk ırkına kanlı kefen biçenler! Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor!..
* Bozkurtlarız, ana vatan inimiz, «HAK DİNİ» dir bizim kutlu dinimiz, Kahredecek topunuzu kinimiz, Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! .
- 128 -
Yetmez mi kudurup azdığınız, heyy? Çarpık (Adımlar) la gezdiğiniz, heyy? Atıldı (Külltik) e yazdığınız, heyy! Her bakış bir hançer, yürek deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Çekilip hepiniz birer köşeye, Balık olup girin birer şişeye, Yanın derdinizi (Marko Paşa) ya, Top gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Yurdun dağlarında esen rüzgarız, Her an için karşınızda biz varız, Maskeleri pervasızca yırtarız, _ Gürleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyoı·! ..
* <Merhum Paşa), (Malum Paşa) diyerek, (Ali Baba) herzesini yiyerek, Devrim olmaz iğreti çul giyerek, Ok gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik gelly"r! ..
- 1 29 -
Kızıl (Görüşler) le kalkınmaz köylü, Bağdaşamaz - asla - soysuzla, soylu, Nasıl yener «Dev» i bir cüce boylu? Top gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* (Projektör) ile (Yeni Dünya) ya, Bakarak dalanlar tatlı hülyaya, Kalmıya mahkumdur sonunda yaya, Gtlrleyen naramız ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Boşunadır ümidiniz, hülyanız, (Yeni Edebiyat), (Yurt ve Dünya) nız, (Gerçek) leşmiyecek kızıl rüyanız, imanlı sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! ..
* Bakarak ufukta beliren ize, l\toskorun önünde geldiniz dize, (Zincirli Hürriyet) layıktır size, Ok gibi sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor!
..
F: !J
- 1 30 -
Her yolcunun uğradığı hancılar! Kimin için çektiğiniz sancılar? İbret olsun size mahut (Tan) cılaı. , imanlı sesimiz ufku deliyor, Savulun Kızıllar, Gençlik geliyor! .. Eskişehir - 18/Şubat/1948 Ulu Tanrım! Türk'ün gönlüne her şeyden önce, hatta kur sağına ekmek koymadan evvel, Türklük sevgisini koy! . . DR. RIZA NUR
N O T : 1
-
Parantez
v ı l larından n ı!> t gazete
2
-
Bu
ve
gösterdiklerimiz,
Milli
M üc a de le
mem l eket imizde ç ı kan
kom i i
mecmualardır.
şiir
tarihinde ( yani,
o
mensüer'in B . M.
vci )
i çi n e.l e
bugüne k a d a r, önce
16 d ö ı t l ük
zamanki İç İşleri
M e c li s ind ek i Sonradan
1 0-Aral ı k 1 946
Şükrü Sök
malUm açıklamasından
yazı lmış ve ( Kema l Yol u )
da neşredilmişti.
.ok,rak
Ba k an ım ı z
e l de
mecmuasının e t t iğim
ev
ilk sayısın
vesi kalarla, şi i ri
tamamlamış oldum. Bu şiir
dikkatle
le du ru l ac a k olursa, reıle çalı ş t ıkları,
o ku na c a k
ve
üzerinde ehemmiyet
komünistlerin na s ı l yılmaz b i r
yurdumuzu ba t ı rma k ,
ga:v
mil letimizi k a h pe
ce arkadan vurmak için ne m ü thiş zehirler saç t ı kl a rı açık ça görülür. Bu korkunç gi.ist ere rek :
( KIZIL TEHLİ K E )
« Bu memlekette
tur.» diyen gaafil
« Üniversi te
karşısında,
komünizm
\"C
lecahiil
komün ist yol<
Rektörü » nün kulak ıa·rı çın
lasın ! . .
- F.C.O.Ö. -
- 131 EY SEVGİLİ TÜRKİYE! ... Senin için tutuşur, senin için yanarım: Koynunda elli milyon şehidim yatar diye!.. Gece, gündüz adını vecd içinde anarım, Ey mukaddes vatanım! Ey sevgili Türkiye! ..
* Yaşarım hayatını kah hurda, kah Konya'da, Şu dertli kadın anam, şu hasta kız bacımdır! .. Senden başka kimsem yok şu yalancı dünyada, Sevinçlerin sevincim, acıların acımdır! ..
* l\lazim sensin, halim Her karış toprağında Nasıl çarpar yüreğim Sensin bana atamdan
sen, istikbalim yine sen; bir hatıram, izim var! .. aşkın ile bir bilsen, en kıymetli yadigar!..
* Değişmem bir taşını - emin ol ki - cihana, Şu harap kuliilıeler gözümde bir saraydır! .. Senin için doğurmuş beni doğuran ana, Wiğsüm sana bir kalkan, kollarım birer yaydır! . .
*
Sen bizimsin, biz senin . . . Tanrım böyle buyurmuş, Okurum tarihini, gururla, yaprak yaprak! .. Atalarım namını dünyalara duyurmuş: Şim!?ek naJlar altında sarsılırken bu top rak! ..
- 132 -
Sendedir ilim, irfan, sendedir şiir, san'at; Olmussun asırlarca medeniyet beşiği! .. Mevlana diyarına açınca ruhum kanat, «Yeşil Türbe» de nasıl öpmem Gümüş Eşiği? . . .
* Kahramanlar sendedir, Serdengeçtiler sende, Değer biçilmez sana, ey güzel Anadolu! .. Kim bilir kaç hükümdar kapında olmuş bende? Baştanbaşa tarihin şeref dolu, şan dolu! ..
* Kuvvetim senden gelir, sensin iman kaynağım, Senin için atıldım şahlanarak meydana! .. Çiğnetirsem «Moskof» a seni bir gün alçağım, Senin için girmişim genç yaşımda zindana! ..
* Senden ayrı yaşamak kaabil mi benim için? Bizi ayıran kuvvet Tanrı olsa küserim! .. Bir dakika ayrılsam yanarım için için, Sana uzanan bir dil, dilim olsa keserim! ..
* Dinlerken menkıbeni bir Cura'nın sesinde, Koç yiğit «Köroğlu» nun narasını duyarım! .. Ay · Yıldızlı bayrağın yaşarken gölgesinde, Sana hor bakan bir göz, gözüm olsa oyarım! .. Eskişehir
-
10/3/ 1 943
- 133 YAN BAKMA! ..
- Benden toprak istiyen Moskoflara. Yan bakma! Layık değil bu toprağa kem nazar, Hu toprak bize vatan, sana kanlı bir mezar! .. İs tiyorsan kazdırmak mezar mezar üstüne, Bekliyoruz - haydi, gel - genç, ihtiyar üstüne! . .
* Yan bakma! Gaafillel'e dü!!man gülel', dost güler, İntikam hisleriyle bilenmesin süngüler! .. İ ndirirsem duvardan dedemin kılıncını, .\iacaktır bu kılını; asır1arın hıncını! ..
* Yan bakma! Çarpılırsın değildil', bu yurt tekin, ('i.inkü her Türk bir Mete, bir Attila, Giiltekin! .. Böyle bir mana taşır yenilmez Türk Ordusu, Sormadın mı kimdendir kainatın korkusu? . .
* Yan bakma! Kızıl baykuş! Uluyup acı acı, Düşün bir an Prut'ta neler yapmış Baltacı? .. Aktığı gün cephede kanlarım oluk oluk, c;�ıse bin Katerina aldırmam yine soluk! ..
* Kurtaramaz elimden seni kimse bu sefer, ('ünkü tam �ers vermiye and içmiştir bu nefer! .. Fayda vermez bu se(er: Göz yaşları. aman, of; E� barışmaz düşmanım, ey z�Iim, kuduz Moskof! ..
-
- 134 -
Yan bakma! Hatırlayıp «Plevne Savaşı» nı, Bak, Gazi Osman Paşa kaldırıyor başını! .. Kapılmadan hayale davran ki ağır, kamil, Çekmesin palasını haykırarak Şeyh Şamil! ..
*
Uyup Deli Petro'nun delice sözlerine, Bakma Giresun'umwı ilahi gözlerine! .. Canım, gözüm ruhumdur bu yeşil yurt ezelden, Ayrılamam Trabzon adındaki güzelden! ..
*
Çiğnenmedikçe son köy, son nefer, son yetim - dul; Benimdir ebediyyen göz diktiğin İstanbul! .. Taç giydiren bir ırka kanlı kefen biçilmez, Çabalama ey Moskof! Çanakkale geçilmez! ! ..
*
Bak, ne diyor ltlehmetçik: Benimdir. benim bu yurt! Bir işaret bekliyor yirmi beş milyon Bozkurt!.. Bak, nasıl şahlanıyor Dadaşlarla, Zeybekler, «Aziziye» de yiiz bin şehidim nöbet bekler! ..
*
Yan bakma! «TÜRK» tür adını, bilir bunu bir cihan, TÜRK KALACAK DAİMA; KARS. ERZURUM, ARDAHAN ! .. Her karış toprağında dökülmüş bir kanım var, YAKIŞMAZ TÜRK YURDUNA TÜRK'TEN BAŞKA HÜKÜMDAR' . .
Eskişehir
-
30/8 / 1 948
- 135 -
BÜYÜK SUÇ (!) Alnımda bir yafta: «Irkçı, Turancı», Ü uümde engeller, peşimde polis! .. Dünkii dostlar bugün birer yabancı, Kaplamış ufkumu kıpkızıl bir si'i! ..
* Geçti böylelikle uzun seneler: Kafesim kırılmış, kuşlarım uçmuş! .. �./ eler çektim, neler gördiim, ben neler, :H eğer yurdu sevmek
ne büyük suçmuş! ..
29/ 10/1948 Millete ver canını, Ocağını, şanını! .. Bir aşık olsJn bile, Feda et cananını! . . ZİYA GÖK ALP
- 1 36 -
GENÇLiGE SELAM! . . H iir vatan ufkunda bayraklaşarak, Kalbleri fetheden gençliğe selam! . . Milliyet aşkıyla coşup taşarak, (Hak Yolu) ndan giden gençliğe selam! ..
* Gençliktir en kavi, en sağlam temel, Onunla yükselir bu aziz vatan! .. Can verir o sağken her menfur emel, Odur istikbali elinde tutan! ..
* Ürmesin boşuna Kızıl Köpekler, Sarsılmaz bu yurtta bu Milli Birlik! .. Her taşın dibinde bir Bozkurt bekler, Hepsinin cevheri: Yiğitlik, erlik!..
* Her kuduz düşmana bir mezar kazan, Türklüğün aşığı gençliğe selam! . . H e r milli savaşta bir destan yazan, Tarihin ışığı gençliğe selam! ..
* Gönüller dolusu selam ve saygı; Kahraman ırkımın çocuklarına! . . Vatan 'kaygısıdır e n büyük kaygı, Selam, hür İstanbul ufuklarına! .. Eskişehir
-
5/Aralık / 1948
- 13 7 �urnsı
u n u t u l mamalıdı r
ki,
Türk aleminin t:n büyük
d ü ş m a n ı komün i s t l i ktir. Her göründüğü yerde ezilmeli ! . .
- ATATÜRK
EZMELİ DİR, H EYYY! .. V ııtans1z (Kızıl) ın hain başını, Her zaman, her yerde ezmelidir, heyyy! .. Kutlayıp gençliğin yurt savaşını, Başımız göklerde gezmelidir, heyyy! ...
*
Gönüller mukaddes aşkla yandıkça, Sıklaşıp safımız yurdu andıkça, Al bayrak şerefle dalgalandıkça, Koıniinist canından bezmelidir, heyyy! . .
*
Bu soysuz mahlukun tatlı sözünden, Ümitle parlayan kızıl gözünden, Maskeli, riyakar, iğrenç yüzünden Hain maksadını sezmelidir, heyyy! ..
*
Kızıl (Nazım Hikmet) paçavrasını, Yırtarken sildik biz gönül pasını, Yurtsever, yurdunun haritasını Mübarek kamyla çizmelidir, heyyy! . .
*
Bir alay satılmış, yaban dölleri, Kurutmak istiyor gonca gülleri, Aşmadan· namertler kızgın çölleri, Topyekun kurşuna dizmelidir, heyyy! ..
- 138 , Milli Vasiyet) i budur (ATA) nm, Budur tek arzusu aziz vatanın, Türklüğün aşına zehir katanın, Mezarını hemen kazmalıdır, heyyy! ..
* Ne Sertel gerektir, ne Cemgil bize, Gelmeyiz Boran'ın önünde dize. Dökerek hepsini bir gün denize, ÖCAL'ım bir destan yazmalıdır, heyyy! .. Eskişehir 9/2/1948 -
Vatanı sevmiyen, ya ne sever? Kız! Köpekler bile vatanperver! . . ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
139 -
N E
Ç 1 K A R ? .. Türkçü şair Arif Nihad As· ya'nın Adana'dan Edirne'y,• sürülmesi münasebetiyle
-
Dolsun tezvirat ile yeni baştan dosyamız, Sürülsün erkek şair Arif Nihad Asya'mız! .. Türkçü olan katlanır elbet sürgün, zindana, Atılmıştır çünkü o Bozknrt gibi meydana! ..
* Seyhan'dan Edirnc'ye yol görünsün, ne çıkar? Biliyoruz bunda da o mel'unun eli var! . . Yaşıyamaz biz sağken solcularla, solculuk, Kutlu olsun Asya'ya bu muhteşem yolculuk! ..
E'ikişehir
-
5 / l / 194'l
Vatan olsa ne rütbe bi perva, Yine bünyadı zulmü biz yıkarız! . . Merkezi hake atsalar d a bizi, Kürei arzı patlatır, çıkarız! . . NAMIK KEMAL
- 140 -
SERDENGEÇTİLERİN MARŞI Hiçbir şeyden pervamız yok, Bize Serdengeçti derler! .. Kimimiz yay, kimimiz ok, Bize Serdengeçti derler! ..
*
U lt Tanrı rehberimiz, Yurda kurban her birimiz, Delik, deşik her yerimiz, Bize Serdengeçti derler! ..
* Ufkumuzda şanlı bayrak, Yürüyoruz şahlanarak, Hedefimiz hakikat, hak, Bize Serdengeçti derler! ..
* Çıksa ecel karşımıza, Gider bu yol Arş'ımıza, Kulak verin marşımıza, Bize Serdengeçti derler! ..
* Kör feleğe çatarız biz, Zulme kafa tutarız biz, Zindanlarda yatarız biz, Bize Serdengeçti derler! .. Eskişehir
-
3 Mayıs 1949
- 141 -
GEBERSİN, KIZIL KÖPEK (*) ! .. Tanımazdı ne Allah, ne peygamber, ne de din: Şu vatansız, komünist, «MARKO» cu Sabahattin; Öldürülmüş kaçarken . . . Sanmayın ki yandım pek, Acınmaz böylesine. gebersin, kızıl köpek! ..
* Kam almadan hayatın baharından, güzünden,
Zindan oldu dünyamız bu soysuzun yüzünden! .. Yaz ÖCAL'ıın şu beyti «İT» in mezar taşına, D:ırısı «Nazım Hikmet» alçağının başına! ..
Eskişehir
-
1 2 / 1 / 1 949
( * ) .:Ju hiciv, kızıl « MARKO PAŞA» paçavrasının sa aib: ve sicilli vatan haini Sabahattin Ali'nin Bulgaristan'a kaçarken -kılavuzu tarafından- öldüıi.i l mesi üzerine yazıl mıştır.
- 142 Doğumunun
y ı l döni.i mi.i münasebetiyle
1ıırııııııııııııııııııı 1 1 1 1 1 1 1 1 ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ıııııı1111111111111111111ı
NAMIK KEMAL'E SESLENİŞ Bir başkalık var bugün ovamız, bel'imizde, «Hürriyet kasidesi» bir tesbih dilimizde, «Büyük Yarın» ımızı aydınlık görüyoruz, Aynı aşk, aynı şevkle izinden yürüyoruz!..
*
İnanmış bir Türk için nedir sanki dağ aşmak? Ona her an zevk verir engellerle savaşmak! .. Karasevdalısıyız -sencileyin- vatanın, Vay haline bu sefer bize kement atanın! ..
*
Artık elimizdedir H ÜRRİYET meş'alesi, Bak, nasıl tutuşuyor arslanların yelesi!.. , Her birinde aynı ruh, aynı his, aynı hülya; Bir hakikat olacak gördüğün güzel «RÜ'YA»! ..
*
Dikilmesin, ne çıkaı-, namına bir tunç heykel; Gel beraber çekelim şu feleğe bfr yôf, gel! .. H aykıral�m şöyle bir: «Es ey kahpe rüzgar, es! .. » Yankı versin cihana bu gürleyen erkek ses! ..
*
Geçtığin merhaleden aynı yaşta geçtik biz, Müsterih ol, ey KEMAL, rütbemizi seçtik biz! .. Koymuş RAB göğsümiize çelikten birer yürek, Biz df! can vereceğiz: «Vatan, vatan! » diyerek! .. Eskişehir 2 1 / 1 2 / 1 950 ·
- 143 -
ALTI N C I
B Ö L Ü J\1 :
Eskişehir Hapishanesi'nde yazılan §lirler
- 145 -
HAZIRLANSIN YERİMİZ Vurulduk üç kurşunla bu sefer kolumuzdan, Ne gam, yine zindanda, hazırlansın yerimiz! .. Söz verdik Rab'bimize: Dönmeyiz yolumuzdan, Seyit Nesimi gibi yüzülse de derimiz! ..
* Kula kul olmak için atılmadık meydana, Biz yalnız hakikate, Hak'ka secde ederiz! . . Nasıl girdiyse KEMAL gürleyerek zindana, Bilsin ki kahpe zaman, biz de öyle gideriz! . .
Eskişehir
-
2/2/ 1954
TURJ,ÇU LtJK DUŞMANLARINA Gıdamızdı bir zaman ıztıraplar, elemler, Yaklaşıyor Allah'a olanlar sizden uzak! . . İşliyor - bakın nasıl - kılıç gibi kalemler, Bize kuvvet hız verdi kurduğunuz her tuzak! ..
Eskişehir
-
19/ 5 / 1 95 4 F. : 1 0
- 146 -
DOSTLARA llİTAP Girdim arfe günü zindana, dostlar! Bunun böylesini görmüş mü cihan? .. Er olan atılır meydana, dostlar! Sönmez, ne yapsalar, bendeki iman! ..
* Hükmüm bildirilir, haz gelir bana, Şu demir parmaklık vız gelir bana, Yattıkça ardında hız gelir bana, Söyleyin, göz yaşı dökmesin canin! ..
* Söyleyin, Türklüğe ederken hizmet, Göstersin Kür Şad'ım benden çok gayret, Alsın Süyüm Bige'm bu işten ibret, Tutmasın yasımı ölürsem ihvan! ..
* Ne çıkar bayramım geçerse hurda? Ne çıkar ailem kalırsa darda? Ne çıkar yanarsak cümlemiz nar'da? Yanmadan pişer mi diinyılda insan? ..
* Makam-ı Yiısüf'tür burası, dostlar! Kanar aşk ehlinin yarası, dostlar! Görünmez namerdin karası, dostlar! Böyledir ezelden bu kahpe devran! . .
- 1 47
-·
Her şeyin ortaya döktüğüm için, Bükülmez kolunu büktüğüm için, Iievrine bol bol yuf çektiğim için Dava etmiş beni bir Sağır Sultan! ..
* ÖCAL der: «Zindana atılalım biz, Serdengeçtilere katılalım biz, Pazarda bir pula satılalım biz, Yeter ki sağolsun mi1Ietle, vatan! .. 2/6 / 1 954
(Ramazan Bayramı'nın ilk günü )
G Uçot'..,,
<?.
"""'
o
z.
o
�
Bulunmazsa adalet milletin efradı beyninde, Geçer bir gün zemine, Arş'a çıksa paye·i devlet! .. NAMIK KEMAL
- 148 -
AGLAMAYIN ARDIMDAN! .. - Vefalı zevcem Azmiye ÖCAL'a ithaf Baban mücahitti, kocan mücihit, Ağlamak yakışmaz, bir tanem, sana! .. Biliyor gerçeği en büyük şahit: Davamız bir yana, dünya bir yana! ..
--
*
Bu yolda çul, çaput giymedik mi biz? Aş yerine zehir yemedik mi biz? «Her Şey Vatan İçin ! » demedik mi biz? Düşün, seni kimdir doğuran ana? ..
*
Bir sürü nasipsiz, dalkavuk, rezil; Varsın ardımızdan uzatsınlar dil, Sil artık o güzel gözlerini, sil! Bak, nasıl giriyor yarin zindana! ..
*
Öğrensin bunları oğlumla, kızım, Birisi ayımdır, biri yıldızım, Onlar sağ oldukça eksilmez hızım, Bağışlasın Tanrı aziz vatana! . .
*
Değildir uzakta cismim yurdumdan, Dökmeyin gözyaşı - n'olur - ardımdan, ÖCAL der: «Ölürsem büyük derdimden, Ağlayın o vakit hep yana, yana!» 3/6/ 1 954
(Ramazan Bayra mı ' n ın 2. ci günü)
- 149 -
BOZKU RT'UMUZA SE�LENİŞ - Milliyetçi Türk, gençliğine i t hal
-
Nerdesin, nerdesin? Ey şanlı Bozkurt! Kaybettik, yıllardır, açtığın . izi! .. Hasrettir sesine bu millet, bu yurt, Dizildik yollara, bak, dizi dizi! ..
*
Gençliğin kalbine girdik diye dün, Komünizmi yere serdik diye dün, Yurt bağından güller derdik diye dün, Boğmıya kalkıştı çakallar bizi! ..
*
Bir destandır başımıza gelenler, Bilir onu «Zulüm» nedir bilenler, Türklük için ağlıyanlar, gülenler, Duymaktadır haia derin bir sızı! ..
*
Altayların başı duman, dumandır, Ahvalimiz, yahşi değil, yamandır; Şahlan haydi, şahlanacak zamandır, Doğar ancak böyle zafer yıldm! ..
*
ÖCAL der: «Şenlenip her köşe, bucak, Tütmeli yurdumda yüz milyon ocak, Benelı�yin sana açarken kucak, Bak, .nasıl ağlıyor şu Türkmen kızı! .> .
10/6/1954
- 1 50 -
VIZ GELİR BANA <*> ! . . - Korktuğumu sanan gaafillerc i t haf. . .
-
Susacak sanmasın gaafiller beni, Elimdedir işte kalemim yine! .. İmanım kavidir, silahım yeni, Gelecek önümde kafirler dine!..
* Dinim haktır, yolum haktır, sözüm hak; Zulümler, zindanlar vız gelir bana! .. Dönersem yolumdan aJçağım, alçak, Ürdükçe köpekler hız gelir bana! ..
Eskişehir
-
30/8/ 1954
ÖMÜR BOYU
Zulme k arşı nefretim yaşadıkça sürecek, istersen zindana sok, istersen sehpaya çek! . . BASRİ GOCUL
( .,, )
Bu şiir, üç ay hapis yatmama sebep olan ( Sağır
aıne ) adlı hicviyemin doğurduğu dedikodular üzerine yamlıştır.
- F.C.O.Ö. -
- 151 -
H O C A M ! .. - Türkçüler Ordusu'nun
sayılı k ı ı
mandanlarından Hüseyin Namık kun'un aziz hatırasına . . .
O r
H ayatı n sessizdi, mematın sessiz, İçin için kaynar, coşardın hocam! .. Değildin vefasız, kaygısız, hissiz; Mehmetçik misali yaşardın hocam! . .
*
Oldun elli dört yıl milletine yar, Bunu isbat eden eserlerin var, «ORHUN y AZITLARI» senden yadigaı·, Kutlu yolda yürür, koşardın hocam! ..
*
Kalblere hiikmeden bir hakan gibi, «Canan» ı kaybolmuş garip «Can» gibi. Kah bozkurt, kah kartal, kah arslan gibi, Aşılmaz dağları aşardın hocam! ..
*
Sayısız taleben yaslıdır bugün, Kimi « Kerem» , kimi «Aslı» dır bugün , Dertli Kopuz yanık seslidir bugün, Dinlesen kaygıya düşerdin hocam! ..
* «YER YÜZÜNDE TÜRKLER» ne haldedir, bak, Hepsinin elinde bir siyah bayrak, Onlardan hudutsuz ilham alarak, Unutulmaz işler başardın hocam! ..
- 1 52 Söyle ey Türklüğün aşığı, söyle! Bu ne hazin bahar faslıdır, böyle? Bilmedik kadrini, bizi affeyle, Görsen halimizi şaşardın hocam! ..
* Kaptırıp gönliinü güzel «Vatan>; a, Sen de -bizcileyin - girdin zindana, «Er olan atılır ancak meydana!» Derken bir sel olur, taşardın hocam!..
* Varsın yüzümüze gülmesin talih, Olmaz ya her insan bir Yavuz, Fatih, Anacak namını haşre dek tarih, «0» nu çok eşeler, deşerdin hocam! . .
* Ey «Türk» e aslını tanıtan üstüd! Duacındır ÖCAL, niır içinde yat! Yürüyor izinde binlerce Kür Şad, Ne mutlu, kururken yeşerdin hocam! .. Eskişehir - 23/3/ 1958
- 153 -
I\.J ZILLARLA SAVAŞIM VAR! .. - M i l liy e t \'C mukaddesatına candan
bağlı aziz Türk gençliğine hudutsuz sevgi, inan ve güven duygularımla. -
Türk oğlu Türk derler bana, Ün salmışım bir cihana, Canım kurban bu vatana, Eğilmiyen bir başım var, Kızıllarla ,savaşım var! .. Babam gazi, ağam şehit, Nasıl olmam ben bir yiğit? Sağır dünya! İyi işit: Eğilmiyen bir başım var. Solcularla savaşım var! . . Hizmet bekler, benden her an: Şu mübarek; aziz vatan, Okuyorum işte meydan: Eğilmiyen bir başım var, Mahutlarla savaşım var! .. Çiğnerim de alçakları, Çiğnetmem kutsal hakları, Duysun Moskof uşakları: Eğilmiyen bir başım var, Hak yolunda savaşım var! .. «Komünist» mi?.. Ezmek gerek, Derisini yüzmek gerek, Çeliktendir bende yürek, Eğilmiyen bir başım var, Haiıtlerle savaşım var! ..
- 154 Ne feryat, ne gözyaşı bu, Fikir, kalem savaşı bu, Şahlanmıştır Türklük rôhu, Eğilmiyen bir başım var, Soysuzlarla savaşım var! .. Benimle hep Namık Kemal, Tam hürriyet, tam istiklal, Dalga dalga şanh hilal, Eğilmiyen bir başım var, Solaklarla savaşım var! . . Yükselirse A y - Yddız'ım, Kalmaz elbet ağrım, sızım, Arkamdadır oğlum, kızım, Arş'a değmiş bir başım var, Köksüzlerle savaşım var! .. Baş ülkümdür: «Mİ LLİ BİRLİK», Bütün yurtta düzen, dirlik; Bu, ne güzel seferberlik: Renksizlerle savaşım var, Eğilmiyen bir başım var! .. Atalarım: Fatih, Yavuz, Az �)]sak ta yine çoğuz, Derler bana: Cemal Oğuz, Eğilmiyen bir başım var, Kızıllarla savaşım var! . . - S O N -
İstanbul
-
L) ,1 1) / 1Cf6 l
- 155 İ Ç İ N D E Kİ L E R
Sayfa Nu. <' İkinci Baskı» yı Sunarkn F. Cmal Oğuz Öcal Kimdir? Eser Hakkında Birkaç Söz BİRİNCİ BÖLÜM : N!:>rde Türkçü Başvekil? Hamit Şevket İnce İçin Şahane Hayat 19 MJyıs Nutku Nutkunu Okurken Gidivoruz
4 5 18 33 34 35 36 38 39
İKİNCİ BÖLÜM
Hücrem Sevgiliye Koşma Sızlanış Çile Ağlamak İstiyorum Sevdalıyım, Sevdalı Heyyy! .. Bir Türlü
43 45 47 49 51 52 54
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM :
O Kurşun, Bu Çelik Yüreği Delmez! Ne Çıkar? ( 1 ) Tabutulk Bizim KoŞmamız Yakarış
57 59 61 63 64
- 156 Sayfa Nu.
Dün - Bugün (1) Bayram Duyguları Bu Zindan Gelir, Geçer! . . Günlerimiz Böyle Geçti Zindanda Olan Oldu Bizlere
68 69 71 72 75 77
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Efem Cevap Sesleniş Buna Yürek Dayanır mı? .. Gelmez mi Ola? . . Dün - Bugün (il) (1) Hürriyet Hürriyet (il) Tophane Zindanları Desinler
81 82 83 86 87 88 89 90 92 93
BEŞİNCİ BÖLÜM
Yunus'la Bir Dertleşme Kuşlar Ona Bir Cihan Feda Ne Belalı Başım Varmış Ufuklara Bak! . . İstemez
99 100 101 1 02 104 105
- 157 -
Hoşça Kalın Dostlarım! .. 3 Mayıs Hürriyet İstiyoruz! .. Onlar ve Biz Ağla Sıfır, Ağla! .. Sesleniş Ölmelidir, Heyyy! . . Savulun Kızıllar, Gençlik Geliyor Ey Sevgili Türkiye! . . Yan Bakma! .. Büyük Suç Gençliğe Selam Ezmelidir, Heyyy! . Ne Çıkar? . . <il) Serdengeçtilerin Marşı Gebersin Kızıl Köpek! . . Namık Kemal'e Sesleniş ALTINCI BÖLÜ M : Hazırlansın Yerimiz! . . Dostlara Hitap Ağlamayın Ardımdan! . . Bozkurt'umuza Sesleniş Vız Gelir Bana! .. Hocam Kızıllarla Savaşım Var içindekiler F. Cemal Oğuz Öcal'ın Eserleri ' Reklamlar
Sayfa Nu. 107 108 1 10 1 12 113 1 17 120 122 131 133 135 136 1 37 1 39 140 141 142 145 146 148 149 1 50 151 1 53 1 55 158 160
- 1 58
-
Fazlıoğlu Cemal Oğuz Öcal'ın Eserleri BASIUUŞ OLANLAR : Yurttan Sesler (Şiirler) ( » ) Türk Geliyor Ata Sevgisi ( » ) Savulun Kızıllar, Gençlik Geliyor (Şiir ve Makaleler)
Türk Çocuklarına Milli Şiirler Her Şey Vatan İçin (Makale ve Şiirler) Türk Çocuklarına Milli Şiirler (İlaveli 2. ci baskı)
Bitti » »
» » »
»
Kıbrıs'a Seferim Var ( Makale ve Şiirler) Ramazan Şiirleri, mevcudu. var Eyüp Sultan'ı Ziyaret, var Olan Oldu Bizlere ( 1 . ci baskı)
Var,
1 50 Krş. » 150 » 50 » 500
Yavrularımıza Okul ve Bayram Şiirleri Sarıköy'de Yapılan İlk Yunus
125
»
Emre Töreni ve Solmaz Çiçekler Olan Oldu Bizlere ( 1 . ci baskı) bitti.
300 500
»
flASILı\CAK OLANLAR :
Mehmetçik Kore'de ( Makale ve Şiirler) Hz. Mevıana'yı Ziyaret ve Konya Şiirleri Eskişehir'de 15 Yıl (Hatırat) Ankara Nümayişleri, Türkçülere Yapılan Korkunç İşkenceler ve ötesi (Hatırat)
»
- 1 59 -
Türk Gençlerine Ülkü Şiirieri (2. ci Cilt) Her Şey Vatan İçin Konferanslarım Hücumlara Cevaplarım (İçli ağıtlar) Sevdiklerimin Ardından (Şiirler) Yurt Güzellemeleri (Hicivler) Haş Belaları ( Tedkikler) c;octık Davamız ve Milli Terbiye (Derlemeler) Seydişehir Folkloru (Hatırat) ı Iayatımın Hikayesi Sipariş ve havale adresi :
F. Cemal Oğuz Öcal Öğretmen ve Muharrir Sofular Yokuşu Nu. 20 Eyüp - İstanbul *
EKLEME VE DÜZELTME
1 7 ci sayfanın 2. ci satırına, «Köyünde)> kelimesinden sonra, « 1 9 13» yılında» ibaresi ekle necektir. 2 6 1 . ci sayfadaki «TABUTLUK» şiirinh 5. ci mısraında geçen «Yarışı» kelimesi, «Yarası » olacaktır. --
-
.
Darendelioğlu İlhan Egemen'in TÜRKİYE'DE KOMÜNİST HAREKETLERİ
1. ci cilt
:
225 sayfa, 6 Lira
2. ci cilt
:
225 sayfa, 6 Lira.
P. K. 30 BEYAZIT - İSTANBUL adresinden isteyiniz! . . . Her milliyetçi ve mukaddesatçının okuyacağı : DERGİ LER : Toprak - Düşünen Adam - Milli Yol - Orkun - Bulak - Emel - Kırım - Büyük Türke li - Sebilürreşad - İslam - Serdengeçti - Özlem - İs lamın İlk Emri: Oku ! .. - Kuvvayı Milliye, Vahdet... GAZETELER : Yeni İstanbul - Tercüman Yeni İstiklal - Yeni Meram - İki Nisan - Hürsöz Hürses - Hüryol - Adalet - Demokrat Akdeniz - De mokrat Ağrı; Kurtuluş . . . SARIKÖY'DE YAPILAN İ L K YUNUS EMRE TÖRENİ ve SOLMAZ ÇİÇEKLElt
F. Cemal Oğuz ÖCAL'ın, şimdiye kadar hiçbir yerde çıkmamı� tarihi resimlerle süslü olarak bas kıya verilen bu kıymetli eserini sabırsızlıkla bekle. . ' yınız .. .