Elmas Yıldırım - Yiğitlere Sesleniş

Page 1



A ZE R BAYCAN K Ü LTÜR D ER NE G İ YAYINLARI No : 42

YİGİTLERE SESLENİŞ ELMAS YILDIRIM

ANKARA- 1990


ISBN Yayına Hazırlayan: AHMET KARACA Yayınlayan: Azerbnycan

Kültür Derneği

P.K. 165 Ulus - ANKARA Dizilip Basıldığı Yer

:

Y enigün Matbaacılık

San. ve Ltd. Şti.

Necatibey Cad. No. 13/C Sıhhiye/ANKARA Tel. : 230 58 14 - 230 58 15 - 230 58 16


1

\

ELMAS VILD IRIM

(1907 -14.1.1952)


ÖNSÖ Z Azerbaycan Milli Şairi Rahme·tli Elmas Yıldırım'· ın tesbit ed il eb ilen bütün şiirlerini bir ·kitapda topla· yarak g ene nesi!le�e armağan etme ği vmzife bildik. Bu kitabı yayınlamakla Elmas Yıldırım'ın Azenbaycan Türk gençliği arasındaki kopmaz bağları doıha da m uhke rı d eşti rmeık, genıç·liğimizi de O'nun giıbi Milli Dava yolunda, Milli M ücadele'de şerefli yerini alma­ ya çağırmak, şiir, edebiyat, san'at ve ilimle milli ru· hun içiç'.-: kayna·şmasında, gelişmesinde serpilmesin· de ve yüksek bir seviyeye erişmesinde genç.l.iğin m il li şuur ve cehtini. mücadele azmini kamçılamak is­ t edik .

·

.

.

­

.

Az:)rboycan'ın zôlimıane bir ş eki lde ıişıgal edile­ rek kurduğu Milli Demokratik Cumhuriyeti'nin y�kıl­ masına sebep olan istilacı, yıkıcı, parçalayıcı, gerici ve bölücü kuvvetlerin, Vatan'ı bir baştan bıir başa taladığı;ıı gören. bunu gururuna sığd ı nmııyo n gene Elmas Yıldırım. insani olmaktan uzak bulunan bu büyük i-ıcksızlık karşısında susmuyamk nasıl büyük bir vatanperverlik, milletsever!ik örneği verdiyse, Azerbaycan Türk gençliğinin de, volkanlaşan ruhunda, O'nu buımakta. takip etmekte geci·kmiyeceği kanaa­ tındayız. N i t e k im Rahmetli Elmas Yıldırım, bir kıt'a­ sında bunu ·şöyle haykırmaktadır :

Sen aldırm a, içimden ya ralıyam, ya rmı, Bı rak geçsin genç ömrüm fırtınalı, bo ralı, Be n bilirim sonunda çıkmam yüzü ka ralı, Y u rdumun gençl iğine ümidim, imanım va r. �J


O'.ıun şiirlerinde Azerbaycan'ın tüsGnkôr güzel­ .ıgı, vatun ve millet sevgisi. sürgün ve gurbet haya­ tının çs;kilmez kahrı. vatan özleminin ruh ı u nda· aleıv alev yanması. anne. bacı, kardeş hasretinıin ağırlığı buram buram tüterken. zô'im düşmana karşı vatan ufurklar:nda yankıloşan k ükreyişi, yiğitlere seslenişi adeta gök gümbürtüsünü andırmaktadır. Şu icli, ca­ na yakın kıt'a, bunu ne güzel ifade etmektedir : Nerde beni gül koynunda doğuran, Hamurumu göz ya şı ile yoğuran, Beşiğimde, layla balam, çağıran, Az erbaycan, benim bahtsız anam oy!. Ne ce bir yıl hasretine yanam oy!.

Elmas Yıldırım. daha delikanlı cağında, kaynar bir bulak gi:> . i dupduru. berrak, arı duy9ulorla dolu olarak nıilli çığırda iler:emeğe calışmı·ş. istiklôl, hür­ riyet. millet, toprak gibi maddi ve manevi değerlerin ne oldugunu l:lir şair idrakiyle kavramış ve bunları alevli ruhunda yoğıu rarak nakış nnkış, desen desen işlemes;ni. san'atkôrlığının en yüksek basamakları­ na ula8ıııa:;ını sağlamıştır. O, !<en.dini yetiştirmiş bir şairimizdir. O'nun yük­ sek eğitim görmesini engel!iyenler; şair olarak onu kıskanan!ar, nedamet getirerek bugün günah çıkar­ moktadırım. O'nun gurbette yazdığı her şiirde, her mısrada Azerbaycan'ı bu'.mamak. duymamak. tatma­ mak mümıkl.in değildir. Elmas Yıldırım, bozan kendi­ siyle. b1zan boz bulanık akan Aras'la, Kür'le. Vata­ nın kokusunu. derdini. gamını. acısını gefüen bulut­ larla. ulu dJğlarla, göl'erle. derelerle. gök.ıten teleık salan turnc'arla. bozan da gözierinde tüten. inci in­ ci dam'ularda büllGr:aşan anne. bacı, kardeş özle6


m iyle, 8ökü gibi, doğma Azenbaycan'ın, şehir, ka­ saba ve köy'.eriyle. Muğan. Mil gibi düzleriyle dert­ leşmektan kendini alamamoktadır. Ben n'icin garibim bu doğma İl'de? Mahbes mi dört yanım, belki boğuldum. Mel'un bir z am anda, mahkum bir İl'de Allah'ım ben niçin şair doğuldum?

veya Göloük'l·e dertleşirken. kalbinde katmerleşen hasreti, caribliği de şu içli mısralarla ne g üzel ifade etmiştir: Aç koynunu uzaktan gelmişem, çok

yaslıy am,

İl'i yurdu çalınmış bir garib Kafkas'lıyam. Zannetme k i yoksul cm, K ür'lüyem Aras'lıyam, Bakü'den ayrılalı yakın zamandır, Gölcük!.

Elımas Yı:dırım'ın şiir dünyasında hayal g iıb i zan­ nedilen husus'ar. bugün gerçekleşmek, aydınhklar. vatan Lıfu klarını saran karanlıkları kovmak üzeredir. Azerba1ycan Türk Gençliği, hiçbir engel tornmodan mukade::ı hedefe doğru demir adımlarla ilerlemekte­ di�. O'nun hür insanlı k uğruna yakmak istediği, kül­ lerini savurmak istediği yol aydınlanm::ıya başlamış. büyük Alp E•tunga'nın. Alpaslan'ın. Timur'un. Fa­ tih'in, Atatü rk'ün, Settar Han'ın. Mehmet Emin Re­ su'zade'nin kudreti. Azerbaycan Türk Gençliğinin damarlarındaki asi: kanda makesini bulmuş. kafa­ sında, çelik kollarında kendisi:ıi göstermiştir. O asil genelik « BİR KERE YÜKSELEN BAYRAK BİR DAH A İ N M E Z» şiarı ile Azerbaycan göklerini i nletmeğe başlamıştır. 7


Azerbaycan Kültür Derneği Merkez Yönetim Ku­ rulu. mil:i şairimiz Elmas Yıldırım'ın şiirlerini içeren bu eserın yayını.anmasında maddi katkılarını esirge­ miyen muhterem Kübra Geray Hanımefendiye, bü­ yük bir tit izlikle şiirlerin derlenip toplanmasını sağ­ layan. düzenliyernk yayınlanacak hale g·etiren dava arkadaşınız Sayın Ahmet Karaca' ya en kalbi teşek­ kürlerirıi sunarken. Rahmetli Elmas Yıldırım'ın 61 şi­ irinden J'uşan bu kitabını Azerbaycan Türk Gençli­ ğine armağan ediyoruz. A ZERBAYCAN KÜLTÜR DERNE G İ M ERK E Z YÖNETİM K U R ULU

8


ELMAS VILDIRIM'ın EDEB İ ŞAHSİY ETİ V E ŞİİR SAN 'AT I A. VAHAP Y U R TSEVER

Elmas Yıldırım'ın edeıbi şahsiyetini ve şiir san'­ atmı hakkıyla ka,vrayaıbilmeık için, onun doğduğu ve yaşadığı muhiti ve kezô müphem bulunduğu fikir man. zumesinı dôima göz ön ü nde bulundurmak icab eder. Şair, 1907 senesinde. Azerbaıycan'ın ve umumiyetle Kafkasya'nın dôima hararetli siyasi ve i nkılôıbi faa­ liyetlerine canlı bir sahne olmuş ve petrolü kaıdar ta­ rihiyle de zengin ve verimli bir şehri ve hattü ilmi ve fikri merkezi bulunan Bakü'de doğmuştur. Elmus doğduğu sıralarda, Baku i çin içi n yükse­ len · inkılôp dalgaları ile çoşUıp koynomakta idi. 1905 inkılôbı Carlı·k idaresi tarafından 'Yeni bastır.ılmıştı . Hattô, 1907 de, eski Rusya sömürge imparatorluğu­ na dahil topraklar üzerine menfur Stalipi n irtica reji­ mi çökmüş bulu n u yordu. Fakat. ink ilôp ateşi yalnız zôhiren. üstünkörü söndü rü:müştü. Bu hal, muvakka­ ten faa'.iyeti yavaşlamış ve hattô durmuş bir volka­ nın geçici sükununa benzerdi. Hakikatte, yer altı nda gizli kuvvetler daha korkunç feveranlara hazırlanmakta idi. ·

1 905 inkılôbına bütün m.okküm milletler ve mah­ rnm içtimai zümreler seve seve katılmış b ul u nuıyor­ 'ardı. Hepsinin gaıyeısi, milli ve içtimai esaretten ôzô­ de, ha�< ve hürriyete dayanan bir n izam ku rma:ktı.


Birinci Dünya Savaşı inkılôp feveranını çabuk­ laştırdı ve hızlandırdı. 1917 Şubat ihtilôli, hiç olmaz ­ sa ıbaş:·Jngıcta, demokras i umdelerine a·yak uıydur­ maktay1ı. Fakat. arkasından ·gelen ·ga sıp Bolşevik

anarşi idaresi. her nevi hak ve hürriyet meıf:humunu oratdan kald·ırdı ve yeniden kıpkı,zıl bir istibdat, milli ve içtimai zulüm ve tahakküm sistemi kurdu. Millet­ leri ezdiğ·i ve sömürdüğü grbi sosyal toplulıuğo da ağır zincirler vu rdu. Çarlığın mahkum mi lle eere kar­ şı güttüğü Ruıslaşıtırma politiı kasını daha büyük bir ustalıkla ve bu sefer sosyali.zm ve komünizm maske­ si a:tında devam ettirdi. Dış politika sahasında ise Rusya'rıırı ananevi t emay ül ve gayelerini «Ciihan ihti­ lali» menfaat·�eriyle telif etti. Fal-rat, Kafkasya, kahraman Türk orduısunun yardımı ile, 1918 sen esi nde Bolşevik tecavüzünden k u rtarıldı ve takriben iki - ikibucuk sene hür ve ba­ ğımsız bir hayat. yaşadı . Elmas. o sıralarda 1 2 - 13 yaşlarında idi . Henüz milli hürriyet ve ·istiklalin feyizlerini derk edecek du­ rumda olmamakla beraıber, serbesti havasını bol •bol teneffü::; etmiş ve Azerıbaycan ordusunun rheyıbetli yü rüyüşJnü doya-doya seyretmek fırsatını ıb ulalbil­ m!şti. Bütün bu co:cuıkluık inbbaları. aHe ve muhitin telkinleriyle bir'ikte, gene Elmas'ın kal1binde iyice yer etm:ş b ulunuyordu . 1920 senesi N isanında Azerbaycan üzerine-Bolşe­

vik kabusu çökünce. bu tatlı hôtıralar birer ıbirer canlanmağa başladı. Devir ve hayat muhakkak su­ rette duğişmişti : Bunu Ema·s da seziıyordu. Çünkü şen ve c oşk un Azerbayoan askerleri yerine Ba1 k Q'yü kaba v .'3 sevimsiz Rus saldatları (erleri) doldurmuş10


tu. Azerbaycan halkının •yıüzü artık gülmüyordu. Her aç'.ı,k, kıthk ve zulmet çöküvermişti. Üç renk­ li Azerbaycan bayrağı Bolşev�k cellôtları tarafından yırtılıyor, yerine kızıl emperyaıliz:min menhus kızıl bayrağı d1ikHiyordu. tarafa

Elmaıs bütün bu haHeri hayret ve dehşetle sey­ rediyord·J. 1925 senesinde lise tahsil'ni ikmôl etti. Mekteo içinde ve dışında Ahmet Cevcıt. Hüseyin Ca­ vit ve Cafer Cabbarlı gibi vatan şa'irlerinin eserleriy­ le tanışmıştı. Bunlardan. bilhassa. Ahmet Cevat. hassas ruhu, ince şiiri ve milli teraneleriyle gene El­ mas'ın kalbini pek okşuyordu. l<endisinde de şairliık temayülü sezdiği için. daha o çağdıa ıyolunu ve üsta,­ dını bulıı1uş gibiydi. Her halde Elmaıs, Cevad'ın dilin­ den. yo\ından. üslu ı b undan ve ülküs':inden oyrılma­ yacaktı. Zaten Cevad'ı takip eden YJ'nız o değ:Mdi. bütün :;·,illiyetçi genç Azerıboycan şa:rıeri «Gö�öl» müellefine hayrandı. Her Azerboycanlı aydın gibi E�m:ls da Sovyet Rus tahakküm idaresinin ağır darbelerini yemekte gecikmr;di. İlkönce, detvam ettiği Baku Üniversitesi­ nin Şark Edebiyatı Fakültesinden. babası tücardır d�ye, at.ldı. Bilindiği g ibi Bolşe ı· ikler. muhali.f buılun­ duk'arı sosyal zümrelerin yalnız ol,g1'Jn yaşıta ıbulu­ nan ferterine değil, çoluk çocukları na ıbile ekmek, tahsil. ::al· ışma ve yaşama hoklorı tanımazlar. Sovı­ y et ida·1::sinin amansız düşman telô kk i ettiği ıbu ıg . i bi sosyal ıümreler; yalnız çiftlik sohipl1ri. bankacılar. sanayicıler. tacir!er. eski devlet merrurları ve milli orduya mensup suıboy ve er:er'e kalmıyor. aıynı za­ manda, bütün köy ho'.kını, esnafı ve millİ'yetci mü­ nevverleri de içine olm aktad ı r Hattı). denebilir ki Bolşevizmin esas düşmanı köylüdür. Fakat, köylü ,

.

11


ka'.abalık olduğu ve kolay-kolay yenilemiyeceği için, Sovyet idaresi bu düşmana yavaş- yovaış. ihtiyatla ve dolambaç'.ı yollardan yanaşmış ve bütün muofü sosyal zümreleri altettikten sonra köyün tahribine girişmiştir. Elmus da köylü idi. Tüccar evlôdı değildi. Ve böy'e olduğu i çin, hiç bir suou bulunmadığ·ı halde, üniversiteden atılmış ve yüksek tahsil imkônından ebedi surette mohrum bırakılmıştı. Bu, Elmas'ın sömürgeci Sovyet rejiminden yedi­ ği ilk ckırbe idi. İkinci darbe de gecikmedi. Şair müsbet bir ça:ışma sahası arıyordu. Sovyet idare... sinde böyle bi rdaha kolay kolay bulamayacağı için. arıya arıya nihayet «Azerbaycan Proleter Yazıcılar Cemiyeti»nde bir deneme yapmağa karar verdi. Ko'lıünist Partisi tarafından kurulan bu cemiye­ tin gayesi Sovyet rejimine körü körüne hizmet ede­ cek sözde «edipler» yetiştirmekti. Komünist safların­ da kuvv8tli ve istidôtlı san'at erbabı pek bulunmadı­ ğı için. bu gibiler ekseriyô partisizler arasında aran­ maktadır. Bu maksat�a. asıl komünist ediplerin ya­ nıbaşınaa bir de «çığırdaş» yazarlar zümresi ihdôs edi�miştir. Cığırdaş yazar, komünist telôıkıkisine göre Sovyet rejimine prenısip itibariyle muhalif olmayıp. onunla edebi sahada işıb irliği yapmağa ômade bulu­ nan kalem sahibi demektir. Böy'e bir partisiz ede b ı i zümrenin ihdôsı hem ko­

münistlerin hem de milliyetçilerin işine geliyordu. Komünistler, ıbu suretle kurulan müşterek şalışma muh itinde bazı istidôtlı gençleri parti lehine kazana­ bileceklerini ümit ediyorlardı. Milliyetçi şairler ise, başka hiç bir aleni çalışma sahası ve eserl·erini yay12


ma imkônı b ulam ad ıkla rı için, rbu cemiyete girmek s . u­ retiyle, fikirlerini bir parça yürütmek ve şiirlerini ha:·ka duyurmak ı fırsatını elde edebileceklerini umu.· yor' ardı. Bö�lece. cem!j yet içinde iki m uhalif ve hattô bir­ bir. i ne düşman zümre karşı ·karşıya gelmiş oluyordu. Elmas Yıldırım do çığırdaşlardo n idi. Fakat, daha ilk denemesinde, yurduna sôdık bir kimsen i n Sovyet ida­ res:yle hiç bir şeki-'.de ve hattô edebiyat giı b i en ma­ sum sahada hile işbirliği yapamıyacağını anlamıştı. Şai· r, vatanına karşı en temiz ve en sa mim i d uy­ gularını «A Dağlar!» başlıkl.ı güzel ıbir şiirinde ka­ leme almış. Anlaşılan, bu kadar masum ve zararsız bir şiir $ovyet idaresinde yayınlanamamış olacak ki. sonradan ya bizzat şairin kendi teşebbüsü ile ve­ ya sırf bir tesadüf eseri olarak İstanbul'da neşredi­ len «Hayat» de�ıg.;ısinde çı,�mı·ştır. Hemen «Aferbay­ can Proleter Yazıcılar Cemiyeti» nde ve Sovyet ba­ sınında k'yamefer kopmuş. Bizzat Bolşe�·iık M aar if Komise"'ı ka'eme sarılmış ve S iyasi Polis harekete geçmiştir. Neticede. Elmas'ı, sadece cemiyetten at­ makla kalmamış. aynı zamanda kendiısini palas pan­ dıras Şimali Kafkasya'ya kadar sürmüşler. Fakat Şimali Kafkasya da baştan başa Türk­ :erle m e sku ndu r. Omsı da hürriye·t ve istiklôlinden tamamiyle mahrum edi'.miş bir halde! Elmas artı·k doğrudcın doğr uya mücade'eye atılmağa karar ver­ miş bulunuyordu. Onun en keskin silôhı kalemi ve şiiri idi. Dağıstan'da ıkaldığı iki sene zarfında bir ­ çok milli Şi·irler yazmış, isıtiklôlci unsur·ların ve yerli Türk halkının sevgi ve müzaheretini kazanmıştı. Tabii orada da her hareketi Sovyet S iyasi Polisi tarafın13


dan takip ediliyordu. Dağıstan sürgününün aksi neti­ ce verdıği gör J�ünce, bu sefer daha uzaklara otıl­ masıno karar veri·!di. Bu defa G . P.U. İdaresi Elmas'a sürgün yeri olarak Türklük beşiği Türkistan'ı s eç­ mişti. Netice yine oynı! Belki Elma•s'a göre, daha parlak. Ne tal!'{i.k ve ne rkna •suretiyle şair.i kazana­ marnışlJrdı. Ni:ıaıyet. kat'i çareye başvurmak istedi­ ler. Kimbi1ir, b2lki de ibu seıf.er niyetleri Elmas'ı, ıbin­ lerce diğer Türk 0ıydını gi ibi, Sibirya'da çürütmekti. Şair. bunu anlayınca. İran'a •sığındı. Fa·kat. İran da Elmas'ın ru. h unu pek okşoyaımozdı. Onun ma·k­ sadı ıbir an önce anavatana kavuşmak ve dertleri­ müessir ni ·dökm&kti! Tohran'da·ki hemşehriler.inin yardımiyle kısa müddet zarfında buna da muvaffak oluyor. Türkfye'ye geliyor ve anayurdun muhtelit do­ ğu iller:nde CE şitli d3ıvlet memuriy • etlerinde feragat­ le çalışarak ka'abalı·k ailesini besliyor ve nihayet va­ zife başında mhatsızlcnarak. ötedenıberi mıuztarip ıt;ulundı;�u böbrek hastalığından kurtularnıyamk, rah­ meti Rohman'a kavuşuyor ve arkasından gerek aıle e fradını. gerekse sayısız dost ve haıyranlarını son­ suz kederler içinde \bırak ı ıyor. Şair. v efatından bir müddet önce. tedavi maksadiıyle Ankara'ya gelerek, Azerbaycan Kültür Derneği'nin tertiplediği şiir günün­ de kalabalık t 'r dinbyici kütlesi huzurunda güzel ve içli ş;irlerini okumuı ş ve herıkesin derin takdir ve hayranlığını kczanmı'.}tı. İŞt8, Elmaıs Yıld'.rım'ın samimi şiirleri, hayatının ve ruhunun geçirmiş o:duğu bütün bu acıklı sa.fha.!arı aksettirmektedir. Onun şiiri. her ·şeyden önce. güzel vatanın,:ı yaralarını ve dertlerini okşama·ktadır. Böyle olduğu için, Elmaıs Yıldırım. memleketinden uzok düş­ müş her Azeri Türk'ünün içli duygularına mükemmel 14


surette tercüman olmaktadır. O, böylece, Ahmet Ce­ vad'ın 'l-3 Gültekin'in yol: u nu devam ettirmektedir. Kendıisine karşı duıyu'.an derin rağıbet de, işte, ıbu vas­ . lmeıktedir : fından ileri ge

Sormayın kimlerdenim, haralıyım (1 ), a dostlar, Gönülden fırtınalı, boralıyım, a dos tlar , Kızıl bir kurşun aldım, yaralıyım, a dostlar! .. Elmas Yıldırım da, selefleri ve üstôdları Ahmet Cevat ve Gültek·in giıbi tôlihe, düşmana boyun eğmi­ yen. savaşan, döğüşen bir şa.irdir :

Kalk, sevgilim, ver okumu, yayımı, Cek altıma o kühe ylan tayımı, Kim o benim inkar eden soyumu? .. Han gi kuvvet büken benim kolumu, Ben gidersem kim kesecek yolumu?! . . E'mas Yıldırım. vatanın hürr�yeti v e istiklô·li uğ­ runda her nevi fedakôrlığı göz önüne aldırmış, tüken­ mez azimli, ateşin iımônlı. hiç bir şahsi ve hususi menfaat gütmiyen bir mücadelecidir.

Sen istersen kalbimi parçala, kır, çıgne, ez, Be nım gene bu yolda tüke nmez bir canım var! Se n ölüm ol, başımda her an dolaş, her an gez, Be nim de bir gün gene sana bir isyanım var!. Şai-, vatanı Azerboycan'ı ve onunla birlikte bütün esir ve ımaz'Om Türk illerinin tekrar hürriyete ve iı stik'ôle kavuışacaklarına derin ve sarsılma.z bir imôn beslemektedir :

(1) Nereliyim . 1�


Ben im aşkım , a dostlar, ezelidir, ezeli, Kim c:alacalc g önülden o sevdalı güzeli?!. Yok bir kuvvet ki, yıksın k aJbimdeki emeli, Benim ki o kurtuluş gününe imônım var!. . Elmas, b u ümitlerini genç1iğin tükenmez v e sar­ sılmaz enerji,si ve fedatkôrlrk azmiyle bağlamaktadır:

S en ald ırma, içimden yaralıyım yaralı, Bırak geçsin genç ömrüm fırtınalı,boralı, B en bil irim, sonunda çıkmam yüzü karalı, Yurdumun gençlerine ümidim, imanım var! . . Şair doğduğu v e yetiştiği yurdun güzelliklerini, nehir ve sularının bereketini, dağlarının sefôsını top­

rağının �'ervetini tasvir etmekle bitiremiyor ve taıbia­ tın bunca feyiz ve nimetlerine mazhar olmuş ve bü­ tün dürıyanın dikkat ve alôkasını asırlardan beri kendi üzerine çekmiş bulunan Kafkasya ve bilhassa Azerbaycan gibi bir ülkenin ve onun cihanşümul şöhrete sahip Başkenti Baku şehrinin düşman çiz­ mssi altında ezilmekte ve inlemekte olmosına yanıp yakı!arak kanlı göz yaşlarını a;kıtıyor. Şu mısralarda­ ki derin samimiyete bir dikkat buyurulsun

M ugan y aylasında, gök Mil düzünde, Ak tı kanım damla damla izinde, Gel vefa kıl , sen de bir dur sözünde, Ben sözüm üstünde durdum, güzelim! .. Kabem old un, m ihrabına diz koydum, Hızrım old u n, dergahına göz koydum, Garip düştüm, toprağına yüz koydum, Bir sormadı n, nedir derdim, gü zelim? .. 16


Veyalıut «A dağlar!» başlıklı ikinci şiirinin ilk ben­ dini alaıırn :

Çiçekli koynunda bir bah çe diktim, Su kımak için gözyaşla rı döktüm, Ge ce günd i.iz emeğini ben çektim, Yoldu meyvesini eller, a dağla r! . . . Gene Kafkasya dağlarına hitôben yazdığı bir türküde şair içli duygularını şu mısralarla ifa.de et­ mekted:r:

Gök b �r bulut 011.ıp sende ge rilsem, Top rak olup ayağına se rilsem, Bir gül olup senin için de rilsem, Va avcının şikarı bi r kuş olsam!. Bakıp du rsam uzak uzak izle re, Kul ::ık ve rsem seni anan sözle re, Ha sretinl g bulutlanan gözlere, Senden akan bi r damlacık yaş olsam !. El.mas Yıldırım, Türk mil li birliğine. Türk'ün ta­ rihi büyüklüğüne, insanlık top:uluğu içindeki seçkin mevkiin•), Türk kültürünün özel kıymetine ve büyük ulusunu.1 şanlı ve parlak istikbô'ine bütün varlığı ile inanmış ve ülküsünü Türkiye'de çıkan bir cok der­ gilerde cesaret ve metanetle müdafaa etmiş bir şair­ dir :

Değmeyin, siz değmey in, ta ka l�imden dağlıyım, Ben dünyaya ün veren Altayla rın oğluyum, O top rakta doğmuşum, o top rağa bağlıyım!. iste mem bir yabancı göz diksin bir taşına, Yol ver, yol ver konayım o dağların başına! .. 17


Aynı zamanda, şair insan hürri1yet ve haklarının tahakkukunu ve fertler giıbi milletlerin de hak ve is­ tiklôle kavuşmalarını ateşin bir lisan ve derin bir imônla müdafaa etmekte ve dünyaya kföelik ve esa­ ret getiren kara kızıl kuıvvetl·ere lônet okumaktadır :

Verseydi Tanrım bana geçmişten bir ônımı, Yakarak bir meş'ale, kurardım hür bir o cak .. Götürüp inscmhktan rv!ı alan fermanımı, Salardım d ört bir yana, şenlenirdi her bucak.. K a zardım gönüllerde yalnız bir tek ideal: İnsanlara hürriyet, milletlere istiklôl! .. işte. Azerbaycan milli şairi Elmas Yıldırım'ın edebi ve fikri siımosı bundan ibarettir. Onun fikir sil­ sHesi ile şiir san'atı birbiriyle ayrılamayacak şeklde birleşmi�tir. O. tamamen Azerbaycan ve Türklük icin yaşamış ve çalışmıştır. Her şiiri ve her sözü samimi­ yetle doludur. Ne memleketinde ne de yurt dışında esaslı bir tahsil görememiştir. Memuriye1t hayaıtı ve aile kaygıları da tahsil seviyesini yükseltmeğe mü­ sait değildi. İlıhamını tamamiyle kendi r uhundan al­ · nOd mış ve her nevi taklit ve tasan ı an uzak kalmıştır. Tô başlangıçtan beri ıbüyük ve kutsal bir dôvanın edeıbi alemdarlığını yaptığı için, şiiri özel ıbir kudret ve güzellik kazanmıştır. Bu dôva ilerledikçe, Elmas Yıldırım' n edebi değeri de yükselecektir. O, gençliğin şairidir ve içli şiirlerini gençl,iğe emanet etmiştir. Genelik, onun şiir-lerinden vatan aşkı, T'.'ırklük sevgisi. ideale sonsuz bağlılık, fedakôr­ lık. azi'l'l ve metanet öğreneca-ktir. Bir çok şiirleri ve parçaları ezberlenmeğe ve kıymetli birer vedia gibi gönüllera ve zihinlere yerleşmeğe lôyıktır. 1ü


Ne yazık ki, Elmas kısa bir ömür sürmüş kutsa·! emeline erişmeden içimizden ayrılmıştır:

vo

Ölmek mi. . . Ya ümide bel bağlasam, Yurdum i çin biraz daha ağlasam?! ..

O, ciJ kadar erken ölmek istemezdi : Kavuşurken yurt bay rama, düğüne, ca :kanacak il öğüne, öğüne, Sen erince özlediğin o güne, Benim ömrüm yetecek mi, bilmem lci!. Fakat, Elmas Yıldırım gibi, yüksek bir ülküye bütü n varlıklarını hasretmiş bulu nan milli şairlerin ruhan va memen ölmelerine. zihinlerden ve kalbler­ den silinmelerin9 imkôn yoktur. O, şiirleriyle, aziz hôtıraısı ile hôlô içimizde yaşamakta ve her zaman yaşııyaca ktır..


ELMAS YILDIRIM'IN HAL TERC Ü M ESİ Feyzi AKÜ ZÜM 1907 yı!ında Azerbaıycan'ın Baku şehrinde dünya­ ya gelen Elmas Yıldırım'ın asıl adı Yıldırım, oile la­ kabı ise Elmas - zade'd ir. Bütün yazılarında Elmas Yıldırım imzasını ıkullanıdığı için, 1biz de kendisini bu i,simle tl1myoruz. Baıbası Aı bdıülımuhammed. anne,si ise Niısa hanım­ dır. Her ikisi de Baıkü'nun Kale köyıündendirler. Ai­ !ece, ötedenberi meşg'ul bulunduk:arı çiftliğ·i terkede­ rek, şehre gö . çetmiş ve alış veriş ha•y•atına atılmış­ lardır. Babasının bir kaıc tane mavnas ı ı vanmış. Bu yüz;den �airin çocukluğu tamamen Hazar denizinde gecmişt;r. Bolşavik ihtilaline kadar ıbu mavnalarla aile,sinin geçimini sağlayan Ai bdfömuıhammed, oğlu Yıldırım'ı İranlıların Bakü'da acmı·ş olduk'orı «İttiıhat» mekte­ bine kaıydettirere,k. ilk tahsilini Farsça yaptırmıştır. İlk ve orta tahsilini Birinci Dünya Hanbi ve kanlı Rus ihti lal keşmek·eşleri iç.inde tamamlayan Elmaıs Yıldırım. 1925 yılında 12'nci Bakü Lisesi'ni (Gimna­ zuim) bitirerek, 1927 de Bakü'daki Şark Edebiyatı Fakültesi'ne kaydolmuştur. Bir kaç ay derslere de­ vamdan sonra. fakülteye vermiş olduğu beyanname­ nin incelenmesi neticesinde, ailesinin tüccar zümresi­ ne mensup bulunduğu ileri sürülmüş ve bu yüzden durum'arı kendisininkine benzeyen diğer arkadaşları 20


ile bitliıkte devamları ·kı0münist idaresince mahzurlu görülerek fakülteden uzak:aştırılmıştır. O sıralarda Bakü'da yeni teşkil edii·en «Azerbaycan Proleter Ya­ zıcıları Cemiyeti'ne intisabeden şair, cemiyet içeri­ .. sinde yakdiğeriyle mücada - ·:e halinde bulunan şu iki cepheden; -1. Proleter yazıcıları, 2. Çığırdaşlar­ ikincis inin safında yer almış ve bu sıfatiyle Kafkas dağlarına hitôben yazdığı ve o zaman İstanıbul'da çıkan «Ha1yat» dergisinde neşredilan «A Dağ'ar» şii­ rinde:

Cekilmiş kalbine eskiden bin dağ, T it riyo· r aşkını anan h e r dudak, v.ayılı r şikeste sesleri dağ-dağ, Ne söyle r bu ga rip c!ille r, a d ağla r? . . . Boynunda kızla rdan rengin bi r deste, Lalele r dağılmış yolların üste, Sen gel bu ülked en bin k u rban iste, S e nden esi rgemez, yo lla r, a daği.a r! . . . diye his'.erini açıklaması, cemiyetin proleter yazıcı­ ları arasında şiddetli bir a�sülômel yaratmıştır. Fır­ sat düşkünü bir çok kimse-ler matbu ı a t yolu ile taar­ ruza · baş'omış'.ardır. i:k hücumu, komünistlik sucun­ dan dolayı hakkında yapılan takiıbotton kurtulmak için Türkiye'den kaçıp Azerbaycan'a sığınan, bôzan Esat Eyyubi. .bôzan da Ekrem Cenap imzalariyle ya­ zı yazan biri yapıyor ve «Elmas gibilerinin kafaları Sovyet çekici ile ezilmelidir» diyor. Prole-ter yazıcılarının ıbu çeşit yayıgaralarını na­ zarı itibar·a alon zamanın Sovyet Eğitim Ba k ı anı ve «Proleter Yazıcılar Cemiyeti»'nin Başkanı Musta1fa 21


Ku'iyef şiddetli bir lisanla kaleme aldığı makalesin� de: «Yazıcılar arasında Müsavatçılara ôşık ve Tür­ k�ye çavuşlarının hakiki şakirdi bu l unan El m as Yıl­ dırım'ların yer almış olduğu meydana çıkmaktadır. Bunlar Ahmet Cevat ve Hüseyin Cavid'lerin yolcusu­ d urlar. Milii edebiyat yaratmak masadiyle gamlı mersiyerier yazan bu gibi genç şairlerden edebiyatı­ mızı teifı izlemeliyiz» şeklinde tariz·lerde bulunuıyor. Bunun üzerine, Elmas Yıldırım, Edebiy , at Cemi­ y eti'nden atılarak, hakkında G. P.U. (N.K.V. D.) tara­ fından ıakibata girişmyor ve neticede «ıslahı fikir eder» �asav v uru ! le Dağıstan'a sürü!üyor. Bu vakit­ siz ve yersiz sürgünden dolayı büyük .bir üzüntü du­ yan şair, his'erini şöyle ifade ediyor :

G izlı y ol kesmedim, kaçak olmadım , Sôkin bir hayatı bozmadım ben ki!.. Do st i cin kanlı bir bıçak olmadım, Hiç bir katle ferman yazmadım ben k i! .. Dağıstcrn'da kaldığı iki yıllık sürgün hayatında·, hiç bir yc.:bcncılık çekmiyen Elmas Yıldırım, kısa bir zaman 'çinde, istiklôl ve hürriyete susamış yüzlerce vatanperver ve milliyetçi kimselerle tanışıyor. Da­ ğıstan'ın mi'li hayatından Mham alamk yazdığı şj.jrler bunlar 11asıtasiyle elden ele dolaşıyor, halkın şaire olan yakın'ık ve sempatisi günden güne artıyor.

O zaman, Azerbaycan Neşriyat Şubesi'nce be­ ğenilerek «Dağlara seslenirken» adı oltında bir ki­ tap halinde neşredilen bu şiirler, bHôhare komünizme 22


aykırı fü:irler taş'ldığı bahanesi ile yasak edilmiş ve piyasadun toplattırılmıştır. Bu durum karşısında Elmas Yıldırım, ortı·k Da­ ğıstan'da bırakılamazdı. Etrafı na toplanan istiklalci unsurlar da «G.P.U.»yu bir hay:i kuşkulandırmıştı. Ruslar !�:in biricik çıkar yol onu başka bir ülkeye göndermekti. Bu defa da Türki stan'a sürüldü. Bu .::.ü . rgün ve şiddetli baskılardan derin bir ü:z:ün­ tü duymakla beraber. şair, bütün Türk dünyasını yakından tanımağa vesile v€recek şekilde kendisini adım adım gezdiren'ere teşekkür bile ediyor ve: « Benim bu şekilde do'aşmam, onlar için daha fena oluyor. Bana yurdumun her bucağı nı gezdiri­ yorlar. Her tarafta ya'dızlı kızıl zincirlerin seslerini duyuyorum. Milletimin boynuna ns1lan her zincir halkası. bendeki ki nleri geliştiriyor. kntmerleştiriyonı diyor. Türkistan (Aşkôbôd)'da daimi göz hapsinde bu­ lundurulan Yıldırım. orada Kafkasya ve İran Türk öğrencilerinin okuduğu 32 sı nıflı bir okulun tedrisat müdürlüğüne tôyin olunuyor. Bu tôyin 1keyfiıyeti onu yumuşatır ümidiyle, her fırsatta «Gel bizim safları­ mıza katıl; eğer bizimle beraber olurısan, sana daha büyük ·ı1uzifeler vereceğiz ve seni daha müre-ffeh bir ha1yata kavuşturacağız» diyorlar. Fakat, bütün ilhamını Türklük ateşinden. hürri­ yet ve istiklal idea'inden alan şair, bu yaldızlı sözle­ rin hiç birine kulak asmıyor; bilakis, daimi göz hap­ sinde o'.masına rağmen, yazdığı milli ve ateşin şiir­ ler.i ni el altından dolaştırıyor. Büyük bir zevk ve he­ yecanla okunan bu şiirler vasıtasiyle, etrafı nda is-


tiklôlci bir toplu'.uk yaratmağa muvaffak oluyor; ay­ nı zamanda Aşkôbôd radyosunda şarkı söyliyen mu­ ganni'.er için mahniler h·azırlıyor. Fakat. bu hal u zun sürmüıyn:. Elmas Yıldırım'ın durumunu yakından ta­ kip edenler işi matbuata aksettiriyorlar. Bunun üze­ rine. «G.P.U.» idaresi, Ekber Ruhi isminde bir ko­ münisti Aşkôbôd'a gönderernk, vaziyeti tahkik etti­ riyor. El<ber Ruhi. Elmaıs Yı'dırım'ın bütün yazılarını tetkik ederek, aldığı emir icabı şu neticeyi çıkarıyıor: « Elrnas Yıldırım'a Azerbaycan'da. Dağıstan'da göz açt.rmadılar. Fakat. burada rahatını bulmuş, is­ tediğini yazıyor. Artı·k buna meydan vermiyecegız. Elmas Yıldırım gençtir. Bizim tarafa geçmesi için vakit h-:ınüz müsaittir. Eğ.er geçmişinden vazgeçip, sadece sözde değil, fiilen de bizimle birhk olursa, ne aıa. yoksa bundan böyle ağır darbelerimize dayan­ malıdır» dedikten sonra : «E'mas Yıldırım. ideolojimiz için zararlı bir in­ sandır. Bize inanmak şartiyle aramızda kalmak di­ leğinde ise, bu arzusunu matbuat yolu ile bildirme­ lidir (10 Ağustos 1 932 tarihli «Zahmet gazetesi») ih­ tarında bulunuyor. Bö;ılece ,vaziyet tamamen aydınlanmıştı. Elmas için yain,z iki şık vardı : Ya Ekber Ruıhl'nin dediklerini kabul edip, onla­ rın safına geçmek (!). ya da milli idealin tahakku­ ku uğr•Jnda açtığı mücadeleyi devam ettirmek. Elb9tte ki, şair ikinci şıkkı tercih edecekti. Ek­ ber Ruhi'ye cevap vermedi. B:..ırı un üzerine. artık orada kalamıyacağından, kaçma'.}1 karar verdi. Aşkôbôd'da evlendiği Azerbay24


canlı karısı ve üç aylık oğ:u Azer'le birlikte, 1933 yı­ lı Haziran'ında, İran'a doğru giden bir kaçakçı ker­ vanına !-:ctıldı. 24 saatJiık bir yolculuğu müteaıkip ker­ vandan a,yrılmak . , dağ ve tepelerde günlerce y:ol yü­ rüdükten sonra, ayakları taş ve dikenlerden yaralı, kendileri aç ve bitkin bir halde İran hududuna yakla­ şıyorlar. Sınır boyunda şair lron hudut hekoileri ta­ rafından yakalanıyor ve ailesiyle birlikte 25 gün ha­ piste kaıdıktan sonra Tahran',dan gelen bir emirle Meşhed e gönderi1iyor. İran şairin ruhunu okşayamadı. Orada kaldığı bir kaç aylık müddet zarfında düçar olduğu elim va­ ziyeti «Azerin Du ası» adlı şiirinde ancak bu şekilde ifade edebildi :

Hasret k alıp doğm a yurdun n azlı, müşfik kuc ağına, Gözler y aşlı, boyun bükük v at ansız mı öleceğim? .. Göz dikerek yad illerin şif a vermez oc ağına. Böyle g arip bir p arç acık kefensiz mi öleceğim? .. E'ınas Yıldırım, kendini çok yalnız ve garip his­ s:::ttiği ı�an'da fazla kalamaz:dı. Bütün arzusu. Türk dünyasın,n yegône müstakil ve hür bir kalesi olan Türk;ya'ye ulaşmaıktı. Aynı yıl içerisinde Türkiye'ye gelerek Elôzığ'da iskôn edilen Elmas Yıldırım, 1934-35 ders yılında, Palu ilçesinin Karaca bucağı ilkoku­ lunda öğretmen vekilliği yapmış ve 1936 yılında Elô­ zığ iskôn memurluğunda, 1939'a kadar Keban ve Palu tahrirat t<ôtipliklerinde 1951 yılına kadar da sırnsıy:e Karabeğan, Ağın. Hankendi, Balibeıy ve Mu şan bucak müdürlüklerinde, 1951 yılının 7. ayın­ dan itibaren Tunceli'nin İresi bucağı müdürlüğünde bulunmuş ve ölümünden bir ay evve: Malatya'nın Ka­ le bucağı müdürlüğüne nakledilmiştir. 25


El:nas Yıldırım. Türkiye'de geçen 17 yıllık haya­ tında, Almanya'da çıka nve milli Azerbaycan kurtuluş hareketinin organı o'.an Kurtuluş dergisinde ve Türkiye·l�e yayınlanan Cınaraltı. Gökıbörü. Bo�k-urt. Orkun, Özleyiş ve Komünizmle Mücadele gibi Türk­ çülük �ikr1ini yayan mecmua'arda, Van ve Malatya gazetelerinde milli şiirlerini neşretmiş. milliyetçi ve isUklôlcı bir şa1ir olarak tanınmıştır. 1936 yılına ko­ dm yazmış olduğu şiirlerini «BOGULMAYAN B İR SES» adı altında neşretmiştir. Bundan ıbaşka, ayrı­ ca «AZERBAYCAN MAHN İLERİ» adlı ıbir etüdü de vardır. Kıymetli şairimiz, Kale bucok müdürlüğündek,i son vazifesinde ötedenberi müptelô ıbulunduğu böb­ rek ha&talığından kurtulamıyaraık , eşini ve dört oğ­ lunu geride bırakarak, 14.1.1952 Pazartesi günü · Hakkın : ahmetine kavuşmuştur.

26




BiR PARCA Lô'net eş'arıma hem sözleri me, Ey vatan gel de görün gözlerime .. Ge l gö rün, doğsun hayatımda şafak; BEn vatcıns ız mı doğuldum? Bu ne hak?

29


B EN Dokunma, dok unma, de rtlidir b aşım; B •rak, öz yarc:m a d erman edem ben! Uzakta kaldık ;a to prcğım, t aşım, C e nnet olsa bu dün yc yı nedem ben?!

Benim 'manım bir, aş l<ım, özüm bir; Bir çeşmeden a ktım, kaynar gözüm bir; Türk o ğlu Türk'üm ben, merdim, sözüm bir, Yol ve r, yol ver, öz yurduma gidem ben!. ,

30


O BENİMDİR EZELDEN

Esme ey sa bah yeli, böyle muhalif esme; Tellerini bozduğun o sevdalı yar benim : Söz verdim gide ceğim, gel de yolumu kesme; O gök deniz, yeşil dağ, o güllü diyar benim . . .

Gön 'lüm alev saçarken v o lkan gibi derinden, N e ko rkum bir yolsuzun, imansızın birinden; Bir ah çeksem şahlanır dağlar kopar yerinden, Tar ihlerde ün almış bi r şöhretim va r benim . . .

Kim geç er dünyaları mesteden o güzelden? Ben onun öz yarıyım , o benimdir ezelden; Volund n döğüşü rüm, vaz geçmem bu emelden, Ya o benim olacak, ya kanlı meza r benim!..

:ı ı


ARAS'LA DERTLEŞM E Oğlum «Aras» için G el in gibi kurul u rsun, Akı p, ak ıp yorulu rsun, Gök Haz erd e durulursun, Tu rn ::ı gözlüm t aşkın Aras, N edir s enin aşkın Aras? . . .

Yıl an gi oi akışın var , C Eylan gibi bakışın va r, inc e sözden cakışın va r, Dilb er yüzlüm T el l im Aras .!

Bingöll erin kaynağından, Akıp yiğit oynağından, Ö püp yarın yanağından, Dertli d ertli akan A ras, Dost kalbini yakan Aras! ..

Erzurum 'un ovasından, Şahinl erin yuvasından, Akıp T ı.ır k'ün k cıvasından Gönlüm gibi coşan Aras, Git G uzgun'a boşan Aras . . . 32


Biz im Bozkırdan geçerken, Birleşip «K ür ıı den geçerken, D oğ du ğum yerden geçerken, Gel ol b enim dilim Aras, Sor, nic edir «Mi h>

im

Aras ..

H E:p a karsın durdugun yok, Dost halinden sorduğun yok, Yardan haber verdiğin yok, Kalbin taştan sert mi Aras, Bu sende b ir dert mi Aras? ...

Sonra neden döndü huyun, Devran sana kurdu oyun , Eğdiğin o yağıya boyun, Eski a şk:n soldu Aras, Verdiği ıı söz noldu Aras? . . .

Fırtınal ı . boralısın, Eski dertten yaralısın, Soran olsa haralısın, Söyle Türk'tür soyum Aras, Sana olmaz d oyum Aras . . .


KAFKAS DAGLARINA

Kanad ım yok, uçup gelsem yakana , Sinendeki şahinlere eş olsam; Veya mağrur bir kartalın konduğu Göğsünde bir asırd ide taş olsam . . .

Gök bir bulut olup sende gerilsem, Toprak olup ayağına serilsem, B ir g ül ol up senin için derilsem, Ya avcının şikôrı bir kuş olsa m �

Bakıp dursam uzak uzak izlere, Kulak v cırsem seni anan sözlere, Hasreti nle bulutlanan gözlere Senden akan bir damlacık yaş olsam! . .

34


B İ RLEŞEN İ K İ N E H İ R

_

Tarih boyu aktı ğı y erd en alıp hızını, Koşmuş deli Kuzgun'a Kür ça ğlaya-ça ğlaya Görünc e baş ucunda D ertli Türkmen kızını, Aras da d erde gelmiş yas ba ğlaya-ba ğlaya

Kucakl a�mış o y erd e birl eşmiş iki bacı : Biri aşkım, varlı ğım, biri başımın tacı ..

Birinde Kafkas k ız ı yıkamış gür saç ını, Yolunda kurban etmiş b enim gibi kaçını, Biri eş bulmaz , döks e gizli gizli içini, Yanarm ış öz d erdine kalp da ğlaya -da ğlaya . . .

Buluştukları toprak, y erd e c ennetin eşi ; Biri kalbimdeki kan, biri gözümün yaşı . . .

Biri top lar suyunu bin der ed en Bingölden, Birinin ba ğrı yanık uzaktan gel en s elden, Biri be ni m öz dilim, biri anlamaz dilden, Yana rım arkasından ben a ğlaya-a ğlaya . . .

Biri bana do ğma yurt, biri girdi ğim kucak , Biri benim, biri d e. . . O da benim olacak . . . J:ı


G ELMEDİ Durnam uçtu gitti uzak ellere , Gitti , bilmem nerde kaldı, gelmedi? Cok yalvardım aşıp taşan sellere , Uca dağlar duman aldı , gelmedi . . .

Durnam uçtu , benim boynum büküldü, Hazan geldi, gök yapraklar döküldü, Lale soldu , yazın bağrı söküldü , Bülbül öldü , gül sarardı, gelmedi . . .

36


O G Ü ZELE Hatırlar mısın ki, orda bir zaman Seninle dileğe erdim, güzelim! .. Sen, benden yadigôr bir şey istedin, Kopar ıp kalbimi verdim, güzelim! ..

Beni kabre kadar götürsün, diye, Zehir mi katmıştın sunduğun meye? Ben lônet okudum sensiz her şeye, Ben h er şeyde seni gördüm, güzelim!.

Muğan yaylasında, gök Mil Düzünde, Aktı kanım damla damla izinde, Ge! vef a kıl, sen de bir dur sözünde, Ben sö zlim üstünde durdum, güzelim!..

Kôbem oldun, mihrôbına diz H ızrım o idun, dergôhına göz Garip d üştüm, toprağına yüz Bir sormadın, nedir derdim,

koydum, koydum, koydum, güzelim?

Nere git sem arkamda bir ahım var, Varıp b uş koymaya bir dergôhım var, Elbetki benim de bir Allahım var.. Gün ge'ir hür olur yurdum, güzelim! 'J I


A DA C�LAR! .. Öperken alnın dan füsunlu bir yaz, Akıyor •:lönüşden seller, a Dağlar! . . Y eş il , zümrüt gözlü yamaçlarında Açılır l ôleler, güller, a Dağlar!.. Tcrihte namın ın tükenmez şanı, Kervanlar koynunun güzel mercanı, Sinend e keserler eller kurbanı, Geçirirk en ağır iller, a Dağlar! . . Toprağın cevahir taşların elmas ; Çamlıkl a r giyinmiş ipekten libas; Bôzen bilmem niçin saklıyorsun yas, «Kuzgun udan eserken yeller, a Dağlar! . . Ç ekilmiş ka lbine eskiden bin dağ, Titriyor aşkını anan h er du dak, Yayılır şıkeste sesleri dağ - dağ, Ne söyl er bu garip diller, a Dağlar? . . Zirvende oynaşan rüzgôrlar acı, Yıllardır görünmez başının tacı, Anlat ki derdinin ne dir ilôcı, Nedir b •J dumandan tüll er, a Dağlar?. Boynunda kızıldan rengin bir deste, Lôleler dağılmış yolların üste, Gel sen bu ülkeden bin kurban iste, S enden esirgemez, yollar, a dağlar!.. 38


A DAG LA A! ..

il Çiçekli koynunda b i r bahçe diktim, S ulamak için göz yaşları döktüm, Gece gündüz emeğini ben çektim, Yoldu meyvesini eller, a dağlar!.. Neden küskün yakandaki bülbüller, Nerde ilana layla çalan o diller? .. Ben se slen sem : Eller, eller, ay eller, Aksi soda gelir : Eller. . . a dağlar! .. Söyle, neden ses vermiyor Hazar'ım, Ben ki , on un her derdini yazarım, Sürgün cılup uğrunda hep gezerim , Kısmetim bu uzun yollar, a Dağlar! .. Söyle, neden Deli Kür'üm çağlamaz, İ çten coşup öz gününe ağlamaz, Gök M uğan'ım neden yeşil bağlamaz, Dertli m idir o Gökgöller, a Dağlar? .. Söyle, Şahdağlarım neden yaslıdır, Göğsündeki kılıç, kalkan paslıdır , Şairleri neden hazin seslidir, Garip sazda kırık teller, a Dağlar? .. A Dağlar. a Dağlar, söyle, a Dağlar, Olur m u aşnalık böyle , a Dağlar?! Yaman günüm yahşı eyle, a Dağlar, Sana k urban bu gönüller, a Dağlar!..


Ö MRÜM HARAP OLDU HEY Kim dedı sana ki çıkıp yoluma , G enç y \lşımda göndere sen ölüme, Adını k i m kazdı bilmem günlüme , Gel ki, sensiz ömrüm harap oldu hey!

Sen gittin, ardınca boynum büküldü , Aktı, aktı göz yaşlarım döküldü, ı:şler, dostlar, birer birer çekildi, Hemd emim bir kadeh şarap oldu hey !

Doğmuşken Süleyman (1) ta htına g üneş , Ne bir Müşfik (2) hemdem, ne Rahim (3) bi r eş, N e dir bu içimde sönmeyen a teş? Gönlümde ümitler serap oldu, hey!

Ben bezginem sensiz her bir günümden, Gönül ôsi , bahta olan kinimden , Geçtim Jğrunda Tan rımdan, dinimden, Bastığın yer bana mihrap oldu hey!.. 111

!lir komünist şairin adıdır.

12) 13)

Bir n.illiyctçi şairin adı<lır. Bir ıııilliyctçi \'l:

\'at:ınscı·er

şairin

adıdır.

Elmas

şairlerden Müşfik

ı·c

Yıldırım

sini.1 kahrına uğrayarak sürülmü�krdir

40

gibi,

Rahim de

milliyetçi

So\'yet

idarc­


N İ Ç İ N ŞA İ R DOGULDUM

Ben artık ne yazam yurduma dair, Düşma n zehir saçar, dostlar gizleni r, Bilmem ki yurdunu seven bir şair, Ne için bir cani gibi izlenir?

Gizli yol kesmedim , kaçak olmadım, Sakit b ir hayatı bozmadım ben ki, Yurt iç iıı kanlı bir çiçek olmadım, Hiç bir katle ferman yazmadım ben ki . . .

Ben ne ıçin garibim bu doğma ilde , Mahbes mi dört yanım ben ki boğuldum, Mel'un bir za manda, mahkum bir ilede, Allahım ben niçin şair doğuldum? ..

41


ELV E DA, BAK U! Tü rkistan'a giderken

Elvedô, ey müşfik ana, elv edô Bu anda kalbimde n e d erin gam var, içimde bir sız ı, gözümd e n em var, Elvedô, ey müşfik ana, elv edô

Send e geçip gitti yirmi dört yaşım, Bir z aman be·l ôdan çıkmadı başım, Sen oldun hemdemim, dertli yoldaşım, Laylalar söyl edin bana, elvedô! ..

Ben sana yad değil, öz bi r oğuldum, Öz kanından, gül yakanda doğuldum, G ünahım, can d edim sana, koğuldum, Acımadın bu kurbana, elv eda! ..

Yok old u Cember ek endi (1) gözl erden, Batıp gitti Pirv enz eli (2) izl erd en, Kim n e a nlar bu çapraşık sözl erd en, Bunlar bir hôtırat bana, elv edô!.

------------

( 11

Baktı şehrinin bir semtidir.

(2)

Tlaku'nun dağlık başka bir

42

semıdiir.


Bir zaman koynunda b en de yaşa dtm , Sokaktan sokağa s esl endi adım, Bilmem ı;ön ec ek mi s end eki yadım? Belki de dön em em sana, elv edô!.

Bak, ne d eyir g en e bu coşkun Hazer, Koynunda Şimald en g el en yad g ezer, Bu d erttir ki b eni ömrümc e ez er, Düşürür h ep halden hal e, elv edô! ..

Uzakta kararır Kızlar Kalası (3), Söyl er ki başımın çoktur be tası, Nerde öz oğulu, yiğit balası, Acısın düştüğü oda, elv eda!..

Benim günahım yok, b eni bağışla ; Cok çarpıştım, düştüm tufanla, kışla, Bôz en s elôm gönd er s en d e bir kuşla, G!ttiğin y er Türkistan'a, elv eda! ..

Elvedô, ey güz el Bak u, elv eda! .. Sağlıkla kal, son sözüm bu, elv ed d!..

43





DAGLARA VEDA Dağıstan'a sürülürken

Ezelden can diyerek bu sevdalı ülkeye, Her gadası n aldığım sana ayan, a dağlar . . Okşarken her derdini, söz verdim : ölüm diye, Onunçündür çektiğim dert bipôyan,

a

dağlar . . .

Doğma yurdu terkedip atıldım diyar diyar, Görmedim genç ömrümde yaşanacak bir bahar, Döndü iıep düşman oldu, dost denilen her ne var, Sen gel öz dostluğunda muhkem dayan, a dağlar . . .

Of.. Baku, bu ayrılık bana ölümden beter,

içimde yaşattığım garip bülbül'ün öter, Sen bu kızıl uykuya bunca yattığ ın yeter, Artık uyan, a dağlar, artık uyan, a dağlar! ..

Bir gün gelir koşarak yurdumun harayına, Ben ataş edeceğim düşmanın sarayına, N e düşer yurdu getmiş bir iğidin payına : Ya şerefli istiklôl, ya k ızıl kan, a dağlar! . .

47


KAFKAS Bir zamanlar Puşkin'in dindirip elemini, Ona menfa verir.de güzel bir cennet oldun; Sevincinden az kaldı kırsın da kalemini, O bir Mkim Rus gibi coştu, sen derde doldun.

Bir zam :mlar Lermontof gururla geldi vecde, e<Kafkas altımda ve ben üzerindeyim» dedi . Kcızbekin dik başından sana ederken secde, Kopardığın ahları bir sevinçle dinledi . . .

Ben ne bir Lermontcf'um, ne bir kadır Puşkin'im, Ki bir Rus kalemine medhedeyim edanı, Ben yalnız yaranmışım almak için kadanı/ . . .

Kalbimde vahşi diye «Ceçenlere» yok kinim, AzE·ri, G ürcü, Dağlı bir ruh diye anmışım Ben yalnız senin için ölmeye yaranmışım . . .

48


TA M A R A Eşsiz kalan bir dul gibi göz dikerek engine, G izli gizli hasret çekip ağlar mısın Tomara? . . . Dalıp dilber akşamların ye's doğuran rengine Aşıp taşan <e Daryahı gibi çağlar mısın Tomara?

Yadında m ı bir bahardı yüzyüze geldik vecde, Sen br.xncı bir aşk okudun ettim bu aşka secde, Senden başka almadım ben il kbahardan bir müjde, Sen gör:lümü zincirleyen bağlar mısın Tomara? ..

Yadında mı bana sundun gök Borjomun suyunu, ilk olarak ben kucmuştum o yükselen boyunu, Bir kah.-:.ıman Şamil gibi gütsem ölüm oyunu; Bcıncı imanlı bir ümit bağlo.r mısın Tomara? . . .

O günden ki beıi nuş ettim «Kahatyaıı da şarabı, Titlis'i bir Kôbe sandım attım eski mihrabı, Ben görmedim ne Mekkeyi ne tanırım Arabı, Sen o benim tapındığım dağlar mısın Tomara? . . .

49


T Ü R K Ü M Aşıkam, cismim « Buzlu Cehennemde» ( 1 ) yana, Taşımaz korkulu dağlar bu tükenmez yasımı, Ger melekler vereler cenneti ala'yı bana, Söylerem : istemem ol cenneti, ver Kafkasımı!..

K afkas'ın aşkı bütün zer (2) dolu dünyaya değer, D eseler; yurdu unut, al Yeni Dünya'yı eğer, Söylerem hakkımı ver, aşkımı ver, yurdumu ver, Dinlesin koy bütün alem bu boğulmaz sesimi! ..

(1 )

«Bıdu Cehcnncm»<lcn şairiıı maksadı , H ıısya'nın yinde bulunan « Solovki� sürgün kamplarıd ı r .

(2)

58

Alıun

demektir.

Uzak Kuze­


G U R B E T T E Ben toprağı ateşle yoğrulan bir diyarın, Doğdum yad çizmelerle çiğnenen yakasında Ö mrümü yutup geçen her kışın, her baharın içinde ben ağlarım, yalnız onun yasında ..

Bastığım her toprağın koy cennet olsun yuzu , Ben onu bir on için basarak geçeceğim . . . Varsın da buz bağlasın her bir çeşmenin gözü, Ben gene o iştiğim ağudan içeceğim . . .

Varsın her çiçek bana versin baharı müjde, Kalbimdski dağların gitmez başından kışı, Ben edomem aşkıma yad bir môbede secde, Bırak g ittiğim yolun tufanlar olsun eşi . . .

Ben gurbette ölürsem kalbine sokma çile, Söyle, dostlar gömmesin nôşımı topraklara, Yakarak vücudumu, kül edip verin yele, Belki bir' zerre atar rüzgar bizim dağlara . . .

Yok!. Ben öl mek istemem, görmeden doğma yurdu, Ben orda ağlamışım, ben orda güleceğim . . . Söyle : koy sevinmesin Şimalin vahşi kurdu, Ben tut..:ınla doğmuşum, tufanla öleceğim!.


G A R

P

K U Ş U M' A

Garip kuşum, bu gelişin nereden, Uçup geldin hangi dağdan, dereden? Ben anlamam göğsündeki yöreden, Beyhud�dir, bende merhem arama, Merhem olsa koyarım öz yarama . . .

Hangi çalı o göğsünü dişleyen, Eski bir yara mı öyle işleyen, O ses ne içinde, derde başlayan? Beyhude dinletme bana nevônı, Ben ne bilem kimler yıkmış yuvanı . . .

Kim do:;t ola, yarana kim ilişe, Bir eş bulsam öz derdimi bölüşe, G e:I aldanma yüzümdeki gülüşe, t>al ruhuma geçirdiğim ôhı gör, Gir kalbime içten akan kanı gör! ..

52


B A K Ü Bir zamanlar adına aşk okudum illere, Şimdi artık kalbimin içinde inle Bakü . . . Uğrunda çarpışanlar kolları bağlı gitti, Ben yanarak kül oldum senin derdinle Bakü ..

Bir gün istklôl dedin, biz atıldık kavgaya, 5€n bağrındll kanlı bir yer açtın Moskova'ya, Kim dedi çevrilesin leş kokan bir yuvaya, Kim de dı bir müjikin emrini dinle Bakü? ..

Dünyanın ateş dolu sinesi benim diye, ilk olarak ateşi sundun Promete'ye, O zincirlendi Kaf'a, sana can diye diy e, Gömüldü gönüllere aşkı, seninle Bakü . . .

Sen zümrüt bir taç iken bizim koca Kafkas'a, Dü�.mano sevinç verdin, bizi düşürdün yasa, Aşkımı kanla bağdu, ben dost mu deyim R us'a Odlu göğsüm bir taç iken bizim kaca Kafkas'a,

Yanarken «Sebayelde» her akşam yeşil Mayak, Yolumu senelerle b ekleyen annem uyak, Talihe bak, uzaklar yakın, yakınlar uzak, Uzak dnğlar ardından gel beni dinle Bakü.

53


HA N İ Akşam olur kuşlar dön er yuvaya, B enim dönüp konacağım dal hani? Sabah olur çoban in er ovaya, Benim kalkıp gid ec eğim yol hani?

Yaz g elinc e dağlar duman kuşanır, D er el erden s el er akar, boşanır, Gönlüm diyor, onsuz nasıl yaşanır?! Söyl er, b enim o doğduğum il hani?

Hasr et !<alıp baharına, kışına, Sordum onu uçup g elen kuşuna, Bakma dostum gözl erimin yaşına, B eni orıdan ayıracak kol hani?

54


KOPET DA G LARA (1 )

Ben sana gelmişem uzak bir ilden, Beni d e sin ene al, Kop et dağlar! .. Bu odlu kalbimde taşkın arzu var, Gel bana bir layla çal, Kop et dağlar!..

H er yanın bir ç eşme, gök ç emen çayır, Artık b en n e yazam tasvir e dair, G el miş huzuruna esir bir şair, Sevgimi kalbin e sal, Kopet dağları..

Bir hatırat diy e kalsın d erinde, Ad ımı a ksettir d er elerind e, Ben gider olsam da sen öz y erinde, Asırlar boyunca kal, Kopet dağları..

ı lı

Kopet

dağlar, Aşkabad şehrinin

yakınında Firuze

denen �ii­

zel Pir yerin yanı başımhdır.

55


BENİM İNCİM

Ne İran dan, ne Hind'den, ne Efgan'dan, ne Cin' den, Ben bir inci bulmuştum Kafkasların içinden . Oynatırken elimden düştü toprağa incim, Nerde menim gençliğim, nerde menim sevincim? .. Duymadım uçtu gitti o benden çok uzağa, Talih kuşum başımdan inip düştü tuzağa, O günden ki, o benim öz incimi çaldılar, Senasın ki aşkımı, sevincimi çaldılar . .

Olunca ö z yurdundan, toprağından, taşından, G enç bir şair ne anlar baharından - kışın�an, Neyleyim men ruhumu ısıtmayan güneşi, Nerde ı nenim ilhamım, nerde gönlümün eşi; Men ne edem güneşin doğup ta battığını, Önüme zehir saçan bir gün yarattığını, Men o 9ünden ne sevinç, ne bir heves bilirem, Yabancı mahnılarla ağhyıram, gül ürem! ..

56


YARALI OLMASAYDI Kim avcı niyetiyle gezerdi bu dağları, Sinesind� can alan maralı olmasaydı ?!. Kim şair hasretiyle süzerdi bu dağları, !cinde kalbi kırık, yaralı olmasaydı?!.

Of.. Dumcın çöktü gene bu gönül dağlarına,

Kim k etirm!ş adımı solgun dudaklarına, Kim düşerdi hayatın görünmez ağlarına, Bir gön�il bir gönülden aralı olmasaydı?!.

Kim meni saldı bilmem dayanılmaz bu derde, Nerde menim öz yuvam, öz ilim, günüm nerede? Annem meni doğurup yaşatmasaydı orda, Ya ic�mdeki bülbül oralı olmasaydı!..

57


N E OLURDU Ne ol urdu kör doğsaydım, görmeseydim ezelden, Görmeseydim o doğduğum dereleri, dağları, Almasaydım ilhamımı o talihsiz g üzelden, Gözlerimde tütmeseydi gök «Şivalan>ı ( 1 ) bağları

Ne olurdu, göz açarken K uzgun'umun (2) dibinde, Ben kendime yosunlanmış, dilsiz bir taş bulaydım . . . Kavaliyle sürü güden bir çobanın önünde Yar yolunda kesilecek bir kurbanlık olaydım . . .

Ben ne bilem, bu gurbetin çekilmiyen nazı, var, Gamlarıını yaza - yaza, ömür geçti, gün bitti, Ben derdi yok edem derken, dertler beni eritti . .

V urma �önül, vurma, elbet bu kışın bir yazı var, Bu karo gün geçicidir, bir gün biter inleme!. Bahçemizde sarı bülbül gene öter, inleme!. �J)

I faz,:r

ı2l

f Lu·�r Denizi.

58

denizi

sahilindeki

Baku

sayfiyelerindendir.


AMUDERVA'V A CAGIRIŞ Amuderya, beni al, O cesur dalgaların koynuna sal! .. Amuderva, dinle: Ben senin derdinle, Genç iken çekmekteyim hicrinle yas, Amuderya, beni al, bağrına bas! . .

Gel av•J t tuğyanımı Sen duyarsm ki benim isyanımı, Ben dedim, ah, deli coşkun Hazer'e, Git kucaklaş ve yar ol!.. Ben dedim ülkeleri Güldüren bir bahar ol! . .

Demedlm, buzlu Şimal isteğine, Uyarak, bizden uzak Bir yere dol! ..

Sert esen kanlı Şimal, Seni hem etti mi kul? Keserek yollarını, Bağlayıp kollarını, Seni de etti köle?


Amuderva. neye bes Vermiyorsun bana ses, Neye bes, dalgaların geliyor isyanla dile? Söyle! Göz yaşları, kan sesleri boğmuş mu seni, Koca Şark dağları kan yutmaya doğmuş mu seni?.

Yok, yok artık döndür O kuduz sellerini, Boyasın al kana ya al çiçeğe Doğma Türk ellerini, Atılıp fırtınadan fırtınaya, Çiğne, zincirini kır, Sana en doğruca yol, işte, budur! .. Gene koy, hükmeylesin Türk ağzı, Oğuzun yazdığı ferman kağızı! . Amuderyal, beni al, Kopacak fırtınanın koynuna sal, Sen bırak düşmanı girsin kanıma, Kana girmek yaraşır öz şanıma, Bes neden korku duyup ürkem ben? Atamın oğlu yiğit Türkem ben!..

60


B İ R SES G E LİR UZAKTAN

Bir ses gelir uzaktan, o yar mı geldi dile, Bir haber mi yolladı bu yaral ıbülbüle?! Bülbü!, yolun düşerse benim doğduğum ile, Bu yanık iniltimi dağlarına sal da gel. Kolbime sokmak için kadasını al da gel!.

Ben gelirken o yurdun mevsimi sonbahardı, G ülşende gül yerine kızıl dikenler vardı .. Durma b ülbül, bu hicran dertli bağrımı yardı, Git, bir an olsa da, git, sinesinde kai da gel, Gönlüm� salmak için dertlerini al da gel!.

Durma bülbül, var da kon karlı dağlar başına Türkümü sal o yurdun toprağına taşına, Al bu göz yaşımı kat o yarın göz yaşına .. Dör:Erken saçlarından bir iki tel çal da gel, Solgun dudaklarından gizli bir söz al da gel! ..

61


GENÇLERDE ÜMİDİM VAR Sen istersen kalbimi parçala, kır, çiğne, ez, Benim gene bu yolda tükenmez bir canım var! Sen ölüm ol, başımda her an dolaş, her an gez, Benim de bir gün gene sana bir isyanım var! . . .

H c·ş m u geldi sana bu, bir an için sustuğum? Beni bu yoldan etmez, hükmünle kan kustuğum! Ey, koynunda dünyaya gelip ayak bastığım, Damarlarımda sana vakfedilmiş kanım var!

Benim oşkım, a dostlar, ezelidir, ezeli, Kim çalacak gönülden o sevdalı güzeli?! Yok bir kuvvet ki yıksın kalbimdeki emeli, Benim ki o kurtuluş gününe imdnım var! . .

S e n aldırma içimden yaralıyım, yaralı, B ırak geçsin genç ömrüm fırtınalı, boralı; Ben bilirim, son unda çıkmam yüzü karalı, Yurdumun gençlerine ümidim, imônım var!

62




ARŞİM ET V E B E N Arşimet der : Gözlerim boşlukta Bir nokt•J , bir istinatgah görürse Bir demirle çevirirdim dünyayı.

Ben diy.:>rum : Bu gençlikte, bu yaşlıkta, Od kemiren gençlik bana verilse,

Bir vuruşta devirirdim dünyayı . . .


B E N

M 1

Sormayın kimlerdenim, haralıyım, a dostlar, Gönüld�n fırtı n alı, borahY1m, a dostlar, K ızıl bir kurşun a ldım, yaralıyım a dostlar. Cevrine tôb edersem dağları deleceğim ; Kurb an kabul ederse, yolunda öleceğim . . . Değmeyin, siz değmeyin, tô k::ılbi mden dağlıyım, Ben dünyaya ün veren Altayların oğluyum, O toprakta doğmuşum, o toprağa bağlıyım , istemem bir yabancı göz diksin bir taşına Yol ver, yol ver konayrm o dağların başına! .. Ey yıllaı la uzaktan hasretini çektiğim, Uğrunda gizli, gizli göz yaşları döktüğüm, Ne bu. dinsiz talihe böyle boyun büktüğüm? Gözüm mü kör, kolumda kuvvetim mi yok benim?. Nerdesin, ey geçmişim, gel kalbime ak benim! .. Ben m iyim Altaylarda başı göklere değen, Tarihi ben mi yazdım, tarih mi beni öğen, Ben miyim şimdi böyle tevekküle baş eğen? .. Hcngi zalim, o benim kollarımı bükecek, Hangi kuvvet o beni zincirlere çekecek? . . 66


ESiR AZER BAYCAN'IM Nerde beni gül koynunda doğuran , Hamurumu gözyaşiyle yoğuran, Beşiğimde, layla balam, çağıran . . . Azerbaycan, benim bahtsız anam oy!. Nece bir yıl hasretinle yanam oy! ..

Selam desem, rüzgar alıp götürse, Ağrı dağdan Alagöz'e ötürse, Kür sesimi gök Hazer'e yetirse, Hazer c.oşup zincirini kırsa oy! . . Hükmetse bu sersem gidiş dursa oy! . .

Haber a lsam Muğan'ımdan, Mil 'imden, Nazlı B\lkQm, o neft kokan gülümden, Kim demiş ki, düşmüş adı dilimden . . . Azerbav can, benim eşsiz yurdum oy! . . Ölmez aşkım, içimdeki derdim oy! . .

Gönlüm� t e k Kabe yaptım seni ben, Sensiz nedem gurbet elde günü ben, Sensiz nedem Allah'ı ben, dini ben . . . Azerbaycan, benim tacım, tahtım oy! .. Uyanmaz mı kör olası bahtım oy!..

61


B i L M E M

K l Oğlum Azer'e

Gün gelip te son vadeler yetince, Kahrolası bu ayrılık bitince, Bahçemizde sarı bülbül ötünce, isteklerim olacak mı, bilmemkil ..

Gün süslerken alnındaki nakışı, Ben ardınca tırmanırken yokuşu, Dağlara saldığım özlemin kuşu, Gelip seni bulacak mı, bilmem ki!..

Kavuşurken yurt bayrağıma, düğüne, Çclkanacak il öğüne üğüne, Sen erince özlediğim o güne, Benim '>mrüm yetecek mi, bilmem ki! ..

68


AZER'İN DUASI Hasret kalıp doğma yurdun nazlı müşfik kucağına, Gözler yaşlı, boyun bükük, vatansız mı öleceğim? Göz dikerek yad ellerin şifa vermez ocağına, Böyle garip, bir parçacık kefensiz mi öleceğim?

Ulu Tanrım .. günah mı bu, b1Jhar geldi, ben çağladım? Bu bir ilin dileğidir, yad bir söze uyduğum yok, Dünya sevdi, ben de sevdim, eller g üldü, ben ağladım. Sevdim amma dizlerine bir defa baş koyduğum yok.

Tanrım. Bana çok mu gördün od savuran toprağımı? Cennet senin, Kô'be senin, bir mezarlık yurdumu ver Cehennemden olsın bırak dünya benim sorağım, Bana yalnız bir içim su .. baş koyacak biraz da yer.

69


YURD HASRETİ Ben yurdumu andıkça derinden Kalbim kopuyor sanki yerinden . . . Yurdum . . . O ilahi yüce Kafkas, Vermiş bana ilhamı, evvelden Sundum onun aşkiyle yürekten Ateş dolu bir camı ezelden, Ben ruh a:amam .başka güze lden . . . Aşkım . . O ilahi yüce Kafkas/. Kafkas . . . O yeşil sineni dağlar, Hicran duyarak düştüğü yastan, Kaç yüz senelik matemi saklar . . . Bir remz alarak Kürden, Arastan Kuzgun onu hasretle kucaklar, Derdiyle coşan dalgalar ağlar . . . Heyhat . . Ne yazık bir kanadım yok, Bir ahza uçup dağları aşsam; Tarlan gibi «Gök» Göhıde dolaşsam . . . Azgın pusudan bir atılan ok Kalbimden vurup, yerlere düşsem, Bir lôhza o topraklarla öpüşsem . . . Toprak, o yeşil gölgeli toprak, Koynumda mezarımda serinler, Rüzgôrla düşen her sarı yaprak, Ruhumdc. coşan şarkıyı dinler . . . 70


BOGULMAVAN BİR SES (Dağıstandan anneme mektup Diyorlar bana ki gene her akşam, O titrek ellerin razü niyazda. Bilirim yolumu beklediğini, Ben gelebilmedim sana bu yaz da . . . Diyorlar her sabah alnın mühürde, Gene yalvarırsın Resulallaha .. Bir şey ummayıp bu dinsiz dehirde, Umut bağlamışsın büyük Allaha . . . Bakarsın daima sağır göklere, Derdi derdin gibi ağır göklere . . . Bazen kulak verip ezan sesine, Değişir büsbütün obüt benzin, Yüz tutup mescidin minaresine, Köhne secdegôhta bükülür dizin .. Akseder mihraba sönük bir nida Can verip durursun düştüğün oda. Bazen yüz çevirip kara Kôbeye Okursun asrının son duasını, Belkide geçen gün dönecek diye, Unutmazsın onun elvedasını Kaşların altından bakıp şimale, Ağlarsın yurdunun düştüğü hale . . 71


Bazen kipriğinde iki damla yaş, Çıkarsın o tozlu yollar üstüne Kalbinde çırpınan gizli bir telôş Derler ki bir dua okursun bana, Titrek dudaklarla beni anarsın; Yanarsın, yanarsın, anne yanarsın . . . Lôkin benim düştüğüm fırtınalar; boralar, M ihraplura akseden dualardan ne anlar? Asırlarla izlenen o karanlık eski yol, Çıkarmadı bizleri bir necata emin ol . . . Ne çıktı türbesinden tapındığım mabedin? .. Ben anlamak istemem ne mezhep; ne yol, ne din. Benim yalnız ümidim Türk kalbi. iradesi, Benim ,yalntz duyduğum milletimin hak sesi . . . Ben yalnız iman ettim kollarımın zoruna, Bu zor beni kurtarıp, çıkaracak yarına . . . Dağları titretirken kalbimin taşan kini. Eh sen ki biJemezsin bu genç kalbimdekini . . . Ben atmışım o köhne eski görgümü anne!.. Dinlesene uzaktan coşan türkümü anne! ..

72


YABAN ŞARKiSi Öt, kumrum, öt, sen ki benden bahtiyar, Hiç olmc.•zso, konacak bir yuvan var, Senin bu yeşillik, senin bu dağlar, Ne bir yurt hasreti, ne sıla derdi.. Bunları köı felek hep bana verdi! ..

Senin kanadın var, bende kol kırık, Sende güzel bir ses, bende hıçkırık, Sardıkça gönlümü mel'un ayrılık, Kar düşmüş dağlara benziyor başım, Bir bulut olmuyor bile yoldaşım! ..

Öt, kumrum, öt, sen ki benden bahtiyar, Kanadın var, hürlüğün var, yuvan var; 'Jç, beııim yerime o Dağları sar, SeslE:n o yurda bir nevô şarkısı, Hürriyet şarkısı, yuva şarkısı !. ..

73


KAFDAGl'NA TÜRKÜLER Ülküdaşun Leylô'ya Kanadım yok uçup gelsem yakana, Sinendeki şahinlere eş olsam; Veya mağrur bir kartalın konduğu Göğsünde bir asırdide taş olsam !.

Gök bir bulut olup sende gerilsem, Toprak olup ayağına serilsem, Bir gül olup senin için derilsem, Ya avcının şikarı bir kuş olsam! ..

Bakıp dursam uzak uzak izlere, Kulak versem seni anan sözlere, Hasretinle bulutlanan gözlere, Senden akan bir damlacık yaş olsam! . . .

74


KURBANIN OLABİLSEM Ağlama, ağlama ey gözleri bulutlu yar, Bari uzaktan olsa kadanı alabilsem! .. Bir terlan gibi konsam o kartallı dağlara, Bir avcı vursa, düşsem, sinende kalabilsem, Kurbanın olabilsem! ..

Gene y1.1şlar belirdi o dalgın gözlerinde, Bir kurban mı giden var o buz denizlerinde? .. Yıllar boyu bir bahar görmiyen düzlerinde Bir gül gibi açılsam, gül gibi solabilsem, Ben senin olabilsem!

Dün bir yaralı turna, bir haber verdi acı; Dedi : !< Dağların ıssız, yok kumrusu, turacı: Bir derde düşmüşsün ki, bulunmazmış ilacı!.» O derdine bir merhem, bir derman bulabilsem, Ben sana gelebilseml ..

75


Ş A R K I M O güzel yurt, o müebbet vatanımdır, Kafkas Ben hür olarak doğdum o zümrüt yakasında, Dağlar beşiğim giydiği karlar kefenimdir. Yıllarla, asırlarla sürünsem de yasında, En son da o, mutlak ki benimdir o benimdir.

Kafkas . . . O yeşil yurt, o mübbet vatanımdır . . . Kafkas . . . Onu ben görmeden ölsem, ona dair Kabrimde yazılsın iki mısra, şu kitabe: « Aşıktı güzel yurduna gurbetde de şair, Hayyam nasıl aşık idise gül renkli şarabe . . » .

76


«KUZGUN» (1 ) İÇİN Bir zamanlar vecde geldim coşkun sesinle, Dinledik.;;e dertlerini sarıldım saza, ilham alıp dalgaların kişnemesinden, Diyar diyar sürüklendim dert yaza yaza! içimdeki derin sızı yôdın mı, Kuzgun? Dudağımda donup kalan adın mı, Kuzgun?

Söyle, sana neden « Deli Hazer» demişler, Kör talihin elden ele gezer demişler, Seni seven öz canından bezer demişler? . . Yetmez oldu yollara göz diktiğim, Kuzgun, Nedir bu, kör felekten bu çektiğim, Kuzgun? ..

Söyle, nedir yüzündeki o kızıl leke?. Kan mı verdi yarasından kuçtuğun ülke? .. Hayalin mi gözlerimde bu mavi gölge? .. E y uzaktan kadasını aldığım, Kuzgun! Gür sesini dost iline saldığim, Kuzgun!

ı

1)

I laz�r denizi n i n başka bir ismidir.

77


SİLAYA VARACA G I M Yol ver, çekil önümden, e y yolumu kesen dağ, Gün geldi, yeter artık, sılaya varacağım! .. Al beni koynuna, e y Doğuya akan ırmak, Ben de akıp o dertli toprağı saracağım!

Yeter artık, çok oldu gurbet elde kaldığım, Ayrılık sitemiyle kıvrılıp bunaldığım; Cık, götün gözlerime, ey kadasın aldığım, Ferhat gibi yolunda dağları yaracağım!.

Yağı, öldü, sanmasın aldığım bu yaradan, Kaç kere böyle çıktım fırtınadan, boradan ; Gün gelir kaldırarak şu dağları aradan, Çevrendeki zinciri yine ben kıracağım! ..

Kim diyor ki, gönülde hôtıran yok, yôdın yok; Lônet o şiirime, ki onda senin adın yok; Sanma 1<i gönüllerde garip bir feryadın yok. Ben sana varmak için seni haykıracağım! ..

78


B İ R Sanma

G Ü N

gitmez başımdan bu kasvetli bulutlar,

Şimşek olup ufu kta yine çakacağım ben, Gözleri uzak yolu bekliyen nişanlıya Zaferden renk alan bir gül takact.ığım ben!

Dokunma gel başıma konan devlet kuşuna, Bırak bani götürsün bir emel savaşına, Birgün çıkıp Kazbek'in o mağrur dik başına, O kahr:ıman illere şanla bakacağım ben!

Söyleyin o yurdumu çiğneyen imansıza, Değmesin o telleri•perişan duran kıza. Bir gün gönül kaptırıp dağ deviren bir hıza, Coşkun nehirler gibi orda akacağım ben!.

Ordadır hep varlığım, beşiğim, mezarım da, Ordadır gençliğim de, aşkım da, baharı� da, Hölô titriyor adı solgun dudaklarımda, Kendimi ateşinde bir gün yakacağım ben!..

79


K ÜSTÜGÜM BAHAR Gene geldi gönlümün küstüyü bu ilkbahar , Gene açtı, şiirime ruh vermeyen çiçekler, A�kı baharda doğmuş ve baharda solan bir, Şair uğursuz gelen bir bahardan ne bekler.

Bırak eller sevinsin bu gelişten bana ne, Ömrü kış kesilen bir, aşık ondan ne anlar, Yad bir cennet ne verir öz derdiyle yanana, Kalbimin tesellisi : Fırtınalar, Boralar.

Ben aniamam çiçekten, yeşillikten, bahardan, Veterki ufku sarsın bir şimşeğin çakışı, Bc.n uzak yaşadıkça o doğduğum diyardan, ilkbahar senin olsun ver bana karlı kışı.

Onsekiz yıl evveldi Nisan tam yi"'1iyedi, G ü lerken talihimin döndü baharı kışa, Onsekiz yıldan beri kalp o güne inledi ; Onsekiz yıldır hasret kaldığım o doğuşa.

Ben nac;ıl göğsümde yer, vereyim bir yad güle, Bak hô!o kan sızıyor kalbimin yarasından, Ölürsem kabrim üste gelirse bir yad bil9 Anlatsın ODLUYURT'UN Kür'ünden, Aras'ından.

80


N E Y L E Y İ M Geçti bahar, bitti güz, o dağları kış aldı, Dost ilinden bir haber alamadım, neyleyim? Bakıp, bakıp yollara, gözlerimi yaş aldı, Ben o !lin yolcusu olamadım, neyleyim? . . .

Gezip, gezip dolaştım dünyayı serhoş gibi, Yok olası yad ilde her yer bana loş gibi, Çırpınarak didindim yaralı bir kuş gibi, Dinlenecek bir yuva bulamadım, neyleyim? ..

Ah o vatan, o Yurd'um . . Eşsiz cennet bir ülke, Onsuz böyle yaşamak, bence, iğrenç bir l eke, Onsuz din bir efsane, onsuz Tan�ı bir gölge, Onsuz hılkatten ilham al amadım, neyleyim? . .

Verin bana yurdumu, çorak olsun, dağ olsun, Ayakları mda zincir, düştüğüm bir ağ olsun, Yüzümü toprağına süremedim, neyleyim? .. Ben ölürsem yolunda sevenleri sağ olsun, Gidip yeşil koynuna giremedim, neyleyim? ..

81


GÖLCÜK'LE DERTLEŞM E Durgun, mavi göz gibi dert andıran dalgalar Coştukça, gönül coşar, durma amandır, Gölcük! .. Çoktan oldu kalblmin telleri oynamadı, Derdim ba�ımdan aşkın, halim yamandır, Gölcük! ..

Aç koynunu, uzaktan gelmişim, çok yaslıyım; ili, yurdu çalınmış bir garip Kafkas'lıyım; Zannetme ki, yoksulum, K ür'füyüm, Aros'lıyım; BakQ'dan ayrılalı yakın zamandır, Gölcük!..

Dolaşıp Türk�stan'ı, lran'ı adım-adım, Kalbimi o kşayacak bir belde bulamadım, Sende mi aksedecek bilmem ki şimdi yôdım, Gönül özge· b'r ı'lŞka belki düşmandır, Gölcük! ..

Yolsuz bir ôşık gibi sanma ki seni buldum, Ben uzak bir «Gökgöhı ün yolunda böyle soldum, Bu doğrudur, bir dostun uğrunda kurban oldum, Bu, bizim ettiğimiz ahdü peymandır, Gölcük!..

Eh . . . Hr:r bir ôşinônın, her bir dostun işi bu, K�msede yoktur günôh, dünyanın gidişi bu, Benim de ilk aşkımın fırtınalı kışı bu, Gönlümde yalnız kalan keskin imôndır, Gölcük! ..

82


A

O

O S T

Bir gülşen yaptım, gülünü el aldı, Bir tek goncasını dermedim, a dost!.. Bir bahçe saldırdım, geldi sel aldı, Emek meyvesini görmedim, a dost!..

Cônône can dedim, uzağa düştüm, Dosta bel bağladım, tuzağa düştüm, Efsunlanmış kızıl bir ağa düştüm, Birlik di leğine ermedim, a dostl..

Ben ba'<arken o sevdiğim Doğuya, Sen ortak ol bu içtiğim ağuya, Orda bir gelin var kaldı yağıya, Onu bir doyunca sarmadım, a dost! ..

Bu çarpan kalp onun, bu tek can onun, Damarlarımdaki akan kan onun, Gönlümü coşturan bu imôn onun, Ben özgE:ye gönül vermedim, a dost! ..

83


Ş İ K A Y E T Benim de derdim var hakim dinle serr ömrüm kitabını karalanmış yaz. Geçti otuzsekiz yılım hiç oldu, ,(albimi yüz yerden paralanmış yaz.

'/az, do��ları sağır, devranı sarhoş, Yaz, gönlümde çarpan emelleri boş, Sorma nerden gelmiş, nerde vurulmuş, Oağdan dağa çarpmış, yaralanmış yaz.

FuzOli'yi öz aşkımla uzdümse, Bir ferman ile Nesimi'yi yüzdümse, Kerem'i deftere nasıl yazdımso, Beni de öz yurdundan aralanmış yaz.

Burda bt... iı ar-kış bir, dikenle bir gül, Uğursuz baykuştan farksızdır bülbül, Bir zaman dağlara hükmeden gönül, Şimdi bir ekmeğe kiralanmış yaz.

Yaz hak,m! ne yazsan bence boş gayrı, Kırık bir kanadın yok bana hayrı, Yaz! bir şahin düşmüş Kaf'ından ayrı, Nerde doğmuş, şimdi nerelenmiş yaz.

84


GURBET MEKTUPLAR! Oradaki hemşireme Çoktan oldu almadım, B�cım, senden ne bir mektup ne sorak, Bilsen ne kadar derindir özlemim, Gözlerimde bilsen nasıl tütüyor O söğütlü, çam kokulu toprak! .. Hele bizim o vişneli bahçemiz, O benim nar ağacım, Yerinde durur mu bacım? . . .

Hani ya, sen bu yaz bana Nişanlımın işlediği, Göz yaşlariyle örüp gümüşlediği Mavi, ipek bir mendil yollayacaktın? .. Cok bekledim, yaz geçti, Kış da bitti, Bahar geldi, bademler çiçek açtı, Hala senden haber yok, Nerde benim ipek, mavi mendilim? .. Hala gelecek, diye, Boynumu eğe-eğe, Yıllarla göz yaşlarımı kurutan Gurbet kokulu mendilimi koklarım! ..


Benim biricik bacım, Dinle, sana anlatayım gurbeti: Kahrolcsı çekilmeyen nazı var; G urbet dedikleri ıssız bir oda, Dört tarafı uçsuz, bucaksız deniz, Sahillerinde yalınız, K ayalar::ı çarpan suların sesi, Bir de garip martıların şarkısı . . .

Burda ne anne sesi, Ne de senin sesin var, Ne de o kara gözlü nişanlımın nağmesi; Aşk ne, sevgi ne, Bilmez bu dağlar, Bir garibin yüzüne Bakıp gül mez bu dağlar! . . .

B6


Ö LMEK Mİ V AŞAMAK MI Bir an susmak serin toprak altında, Kurtulmak bu sonsuz, ağır zilletten; Zor m u ocep Ezrailin pençesi, Daüssıla denen bu güç illetten?!. Kim dayanır bu içilmez ağuya, Tanrı onu vermesin bir yağıya! ...

Verem olsa hükmünü tez bildirir , Ecel gelir solgun yüzü güldürür, Yirmi yıldır ne biter, ne öldürür, Ciğerlerden kopan ah da kalmadı, Y üz tutacak bir dergah da kalmdaı! ..

Sen istersen yan eriye-eriye , Bir gül umsan bahar döner geriye, Yıllar geçer yol erişmez yarıya, Bir serap mı o bir ümit sandığım, Bir emel bu inanile yandığım?!.

Zaman kısır, tatsız ömür bitmiyor, Davet için ölüme el gitmiyor, Tek bir kurşun, yoksa, neme yetmiyor, Ölmek m i . . . Va ümide bel bağlasam, Vurdum için biraz daha ağlasam?!.

87


Derler orda bir cennet var, Sevda st.ınar melekler; Özyurdw nu kaybetmiş bir Şair ordan ne bekler? . . .

Derler orda yokmuş ölüm, Zemzem suyu içince. Tanrım! Bana sen ölüm ver, Kafdağı rıaan geçince . . .

Derler orda ne bir vatan, Ne hicran var, ne de gam; Bana hoştur gurbet ilde, Vatan hicri le yansam . . .

88


LANET ŞAİRLİGİ M E Durma güzel sevgili, okşa beni, sev beni, Çoktan beridir ki, ben bir gülüşe muhtacım .. Doğdum doğalı sardı kızıl bir er-ev beni, Nerde �eşil dileğim, nerde benim amacım . . . Neyleyirn felek beni mahkum etmiş gurbete, Lônet onun sunduğu ağu dolu şerbete! .. Ben bilirim, b u yolun yok ucu. y o k bucağı, Otuz beş bahar geçti, otuzbeş kışa düştüm, Terk edeli o dilber, o sevdalı kucağı, Çekenler bilir ancak, ne zalim işe düştüm! .. insana en mukaddes saadet, yüce dilek, Sevgiler yanında, doğduğu yerde ölmek ... Yad e l , ancak gam çiler bir aşıkın içine, Dört çeı1re gülşen olsa, istemem ben özge yer, Bir taşını değişmem Mısır'a, Hi nd'e, Cin'e, Tanrı cenneti verse, ben derim ki onu veri . .

Bir Cehennem olsa da bana, özyurd'um, gerek, Atılırım koynuna sevinerek, gülerek! .. Orda bir kaya olsam, yaslansa yar gölgeme, Onsuz burda şöhreti, şairliği nedem ben, Annem beni doğarken kurban demiş ülkeme, Koyver beni, güzel kız, öz ilime gidem ben! .. Lanet şairliğime, şiirime, hevesime, Nerdesin, ey nazlı yurt, ses ver benim sesime! . .

fl8


MUKADDES İHTİLAL Karanlıkta gözlerim dikilmiş ufuklara, Bir fırtına sesi var, bulutlar gökte dal dal, Açmış Doğu bağrını sökecek şafaklara, Kc·p, ey deli fırtına, rôşeni gönlüme sal, lhtilôl istiyorum, mukaddes bir ihtiltil!..

Doğan güneşle kopsun bir akın velvelesi, Görünsun kan köpüklü kısrakların yelesi, Bitsin esir Türklüğün, bitsin arttk çilesi, Ne zincnli bir Kafkas, ne kan kusan bir Ural, İhtilôl istiyorum, mukaddes bir ihtilôl! ..

Savrulsun ummanlara gövde, bacak, bilek, baş: Yere geçsin Kremlin, kalmasın taş üstüne taş, Hür insı1nlık uğruna başlasın kutlu savaş, Vakit gelmiş, ey zaman, bir ölüm şarkısı çal, İhtilôl istiyorum, mukaddes bir ihtilôl..

90


KALK SEVGiLİM Kalk, sevgilim, kalk da beni yola vur, Geç kalınsa, yurt başıma çökecek . . . Ben artık beklemem, gün doğsun diye, Kim bu bitmez intizarı çekecek?!.

Kalk ki yollar uzun, emel uzakta, Bu uğurda ölüm de var, tuzak da.

Kalk, sevgilim, kalk da atımı gemle, Sıcak bi' öpüşle anlımı nemle, Yeter, gün geçirdim ben bu özlemle,

Sen aldırma, dağları geçit vermeıse, Fırtınalar kopup yolumu kessel..

Kalk, seı1gilim, kalk da, kuşlar ötüyor, Gözümde bir savaş aşkı tütüyor, Kalk ki, 2oman geçti, günüm bitiyor . . .

El ne dıyor bak bu miskin duruşa, Kcllorımdo güç yok mu bir vuruşa!?

81


Kalk, sevgilim, ver okumu, yayımı, Çek altıma o küheylan tayımı, Kim o benim inkar eden soyumu? ..

Hangi kuvvet büken benim kolumu, Ben gidersem kim kesecek yolumu?!.

Kalk, güzelim, kalk ta beni yola vur, Düşünme ki kalbimde çok acı var, Çökmem dize, vurulmazsam arkamdan, Halô bende Bozkurd'umun gücü var! ..

Sen aldırma, dağlar geçit vermezse, Fırtınalar kopup yolumu kesse!..

82


M O S K O V A Orda hür ülkeleri saran zincirin ucu, Orda pıç Neronların ölüm dağıtan gücü, Aldanıp tuzağına düşen her diyar bilir, Orağı insan biçer,

çekici öldürücü.

Kremlin. . O'nu sorun tarihin yaprağına, Kaç milyon i nsan kanı çilenmiş toprağına, içtikçe !can istiyor, içtikçe kuduzlaşır, Dikkat!. Hudutlarında örülü insan ağına . . .

Orda Deli Petro'nun hırsı var, emeli var, Orda sosyalistliğin R uslaşan temeli var, Nerde bir canavarlık, bir cinayet çıkarsa, Orda barbar, komünist Moskova'nın eli var.

Mosko1ıa, bir cennet o serseri bir yığına, Körler �ncak o kızıl mezbahaya sığına, Saçtığı vahşetlerin kurbanıdır bu küre, Tanrı bile pişmandır onu yarattığına.

93


Ey!. Kalbi, hürriyetin aşkıyle çarpan cihan, Bu vahşete göğsünü geremiyorsan yan !. H ür yurtlar çiğnenip te çöktükten sonra dünya, Savur boş ummanlara ne çıkar atomundan.

Ah, ey haleskôr atom : Kızıl derde tek deva, Sflnden umut bekliyor milyonla esir yuva, H ür aile, hür hayat, hür msanlık uğruna, Yok olsun ateşinle vahşi, dinsiz Moskova!.

04


«KIZIL KÖLELER» DÜNVASl'NA Hür ins.lnhk haykırdı : Kalksın zulüm, korku, kin! .. Verdi milyonla kurban . . . Ya gene bu korku ne? .. Milletleri kızıl bir orakla biçmek için, Hortlayan barbarlığın eskisinden farkı ne? . . .

Dünya gene tersine döner, serhoş mu bilmem, Kanlı bCıdirlerle eğlenmek hoş mu bilmem, Bunca çekilen emek beyhude, boş mu bilmem, Muzdarip dudaklarda bu bitymeyen şarkı ne? ..

Nerde tahakküm, zulüm, mllyonluk esır ınsan, Nerde topyekun sürgün, topyekun ölüm ve kan? .. Kaldır Demir Perdeyi, hükmünü versin cihan, LCınet kızıl dünyanın köleler cennetine!..

Aç gösler her köşeni, h e r nesi var, nesi yok, Ben bilirim ki, orda uçan kuşun sesi yok, H ürriyet mi diyorsun, yalan . . . Onun (H) si yok, Milyonu beş paradır orda kemiğin, etin! ..

95





BiR G Ü N G E LECEK . . . Orda Orta Zamanın vahşetinden yadigar, Karanlıklar içinde kurulmuş bir «cennet>ı var; Bir cennet ki, özeği kanlı bir Kremlin'in, Milyonla kafa yutmuş temelinde yükselir; Ruh alıp Deli Petro ve bir müthiş ivan'fr:ın, Dünyayı yıkıp yakmak emelinde, yükselir . . . Kremlin, onu sorun tarihin yaprağına, O ölüm kalesinin nasıl kurulduğunu, Kaç mil yon insan kanı çilenmiş toprağırıa, Kaç miiyon günahsızın başı vurulduğunu; Kremlin, o eskinden beri zulmün kaynaç_'.ı, Kremlin, hürriyetin kabrini kazan kale, Kremlin, o şimdi de kızılların oynağı, Neronların Roması, yanında hiçtir bile . . .

Orda kurmuş yuvayı, çifte başlı kartallar, Orda vahşi Car'ların takü-zafer'leri var, Orda h i.ir ülkeleri saran zincirin ucu, Orda kanlı prensler ve kınyazların gücü Orda (Suvorov) ların, (N evski) lerin yôclı, Orda (Kutuzof) ların, (Donskoy) ların adı, Kanlı dehlizlerinde canlanır K uzma Minin, Duvarlarda gölgesi titrer (Kurapatki) nin, Orda Deli Petro'nun hırsı var, emeli var . . . Orada sosyalistliğin R uslaşan temeli var . . . Kremlin, O Carların kanlı t11htına yuva, Kre m lin . o bugün de hırçınlaşan Moskova . . .

9()


Yok orda hürriyeti �...�e götuhen si, Belki var da boğul f1\ü.Ş: .. su ! u zindciod sesi, Orda kan lekesidir töR r�kia kolan,,,. zler, ' Ortcıçağın canlısı ölüm ·h>k�ii lizler, Orda korkunç geceler, kanlı sabahlar orda, Cesetlerle denizde gömülen ahlar orda, Orda ôni verilen mahkemesiz efrmanlar, Orda kurşun başların ağrısını dermanlar, Orda toptan dağılan meskenler, yuvalar var, Orda zincir sesinden çınlayan ovalar var, Yayılır enginlere orda kırbaç sesleri, Yollarda sürgünlerin tükenen nefesleri, Orda ölJm kampları aç milyonları bekler, G eceler nöbetçisi kan içici köpekler, Orda k•Jnar kargalar her gün binlerce leşe, Bir ölüm dünyasıdır Sibirya başta başa . . .

.�H

Sibirya . O bir mezar her sürülen yığına, Tanrı bile pişmandır onu yarattığına; Sibirya, o yüzleri, donları kavuran bucak, Ateşli gönülleri buzla yakan bir kucak, R üzgôrı ölüm kokar, güneşi dündurucu, Uzandıkça uzanır ne sonu var ne ucu, Atılanlar koynuna «Sôkinleşir» , «uslanır» . . . Orda zihinler durur, orda fikir paslanır, Yalnız kollar çalışır, keskinleşir tırnaklar, Buz bağlamış toprağı kazıp eşer tırnaklar, Kondukça kar üstüne damla damla akan kan, Sanki kızıl lôledir açmış, yeşili noksan . . . Orda bir tesellidir gözlerde gizlenen nem, Alevli bir cennetle işte buzlu cehennem . . .

100


Buzlu cehennem, o dün bir Carhğın temeli, Buzlu ı_;ehennem bugün bir varlığın temeli, Bir varlık ki içtiği kan, yediği canlı et, Kemiklerin üstünde yükselir kızıl cennet . . .

Dün orda, sôkin, yeşil bir Kırım vardı, nerde? Nerde koca Kafkas'ın bağrında Ceçen yurdu? .. Onlar deva ararken düştükleri o derde, Fakat ozgın Moskova kudurdukça kudurdu; Bir emir, evet, yalnız keskin bir emir « Baş»tan, Bir baş ki, vücut etse, kalbi, ciğeri taştan . . . Bir emir . . . Kırım, Ceçen, Sibirya'ya . . . Bu kadar . . . Yüz yıllarla o yerde mesken kuran yuvalar, Savruldu yol üstünde bir avuç toprak gibi, Çoluk cocuk, gelin, kız kuru bir yaprak gibi, Serpildi Sibiryanın o vahşi sinesine . . . Ses verdi kırbaç sesi aç kurtların sesine . . . Ermek için «Zorba Şef» kıp kızıl emeline, M'.lyon daha gömüldü « cennetin>» temeline '>1yle, hangi tarihte, hangi devirde, nerde, Görülmüş milyonları aşan sürgün sürüsü, H c ngi kalem tercüman olmuş bu kanlı derde, Yamyamların içinde var mı böyle birisi? . . . ..

Lanet hür bir ôlemde, insan hürriyetine Mel'un bir kuvvet gibi zincir vurana lônet . . Kapılıp bir zümrenin zor güden niyyetine, Mukaddes dileklere karşı durana lônet!

.

10 1


Asırlcrın içindE yirminci asırdır bu, Çekii!r mi çarmıha hür bir dilek, hür duygu?!. Bir cennet ki sunduğu ölüm, verdlği kaygu, REngi şatc:aır, diye ,saçtığı kana lônet. . . Yok, yok n '.ı yol değildir hayata tat verecek, insan hürri•.13tine ruh ve kanat verecek, Bir cennet

::i

zulmetin perdesini örecek,

Onu karan · klorda öyle kurana lônet! .. Verseydi Tc:nrım bana geçm �şten bir ônımı, Yckarak bir meş'ale, kurardım hür bir ocak . . . Götürüp i m:anlıktan ruh alan fermanımı, Solcrdım C.':'ırt bi ryomı, şenlenirdl her bucak . . . Kazardım g ; ' nüllerde yalnız bir tek ideal : İ nsanlara h ü rriyet, milletlere istiklôl !.. Nerdesin, ey halôskôr Bozkurd'um, çık yoluma, Nerdesln,

ey

Timur'un kudreti, gel koluma,

Şimşekler 0:, bi bir on ben çakmak istiyorum, Kremlin'i

k .

!<ünden ben yokmak istiyorum . . .

H ür bir clüf·: ıa, hür bir din, hür bi rTanrı, hür bir yol, Hür bir hay•.:ıt, hür vicdan, hür bir l<afa, hür bir kol, Hür bir şitir, hür bir aşk, hürbir mesken, hür bir emek: İnsanoğlunun asıl hür cennEU bu demek . . . İşte, böyle bir alem, böyle bir dünya, diye, Her çorck bir bucağa b:r su gibi akmalı, Küllerini rüzgara vermek için hediye, Hür insanlık uğruna « Moskovaııyı yakmalı! ..

1 02


KARA

DESTAN

Kimsa bilmez Tanrıdağ'ın yaşını, Duman almış Altayların başını, Uçurmuı,;tur baştan devlet :kuşu nu, Satvetine yüz çevirmiş zaman hey . . . Koca Tiirk'ün düştüğü dert yaman hey . . . Dört bir yana dağılmış Türk soyları, Sönmüş ocak, göçüp gitmiş boyları, Dertli dertli akar bozkır çayları, Saklar içten gizli ümit, gümôn hey . . . Koca Turk'ün düştüğü gün yaman hey . . . Ak alnına kara yazı yazılmış, Yaylalarda düğün - dernek bozulmuş, Gf)linlerin gür saçları çözülmüş, Yôd'a kalmış, diler elden aman hey . . . Koca Tl.rk'ün düştüğü hal yaman hey . . . Dağdan dağa çarpıp gitmiş doğanlar, Kayalarda iz bırakmış al kanlar, Ordulara buyruk vermez İlhanlar, Nerde kalmış «Set» ler yıkan ferman hey . . . Koca Türk'ün düştüğü dert yaman hey . . . Harap olmuş Buhara'sı, Başkand'i, Matem ı utmuş Semerkand'ı, Taşkend'i, Kendi söyler, döker gözden yaş kendi. . . Ne -,zan var, ne yazan, ne Şaman hey . . . Koca Tiirk'ün düştüğü dert yaman hey . . .


Kazan, Başkurt batmış, Kırım sürülmüş, Benim cskik gözlü yör'ım sürülmüş, Konum - komşum, bütün varım sürülmüş, Bulunur mu Sibirya'da iman hey? Koca Turk'ün düştüğü hal yaman hey . . . Türk İl leri bir birine yatlanır, K azak, Kırgız, Türkmen, Özbek adlanır, Azui Türk yanar, içten odlanır, Ana yurciun içten halı duman hey, Koca Türk'ün düştüğü dert yaman hey . Orkun çağlar, yatmış İ ller ayılmaz, Tarım çayı doğru yola koyulmaz, Hey . . Sr.slenir Amuderya duyulmaz, Sırderya'da kalmamıştır derman hey . . . Koca Türk'ün düştüğü dert yaman hey . . . Hazar coşar, haber salar K ür'üne, Akıp gider Kür sürüne, sürüne, idil ağlar, Altın Ordu yedine, Aral kendi varlığından pişman hey . . . Koca Turk' ün düştüğü dert yaman hey . . . Azerbaycan dert içinde boğulmuş, Sevenleri diyar diyar koğulmuş, Ağla şair ağla, yurdun dağılmış, Nerde kopuz, nerde kırık keman hey? Nerde büyük Vatan, nerde Turan hey? ..

1 04


DÖNEK KARDEŞ 1 944 yılında Anayurda sığınıp bila·hare Ruslara teslim edilen Azeri kardeşl erimin aziz ruh u na.

Türk denince özü, sözü mert olur, Dost deyince ayrılmaz bir fert olur, Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam, Şimdengeru bu bana bir dert olur . . . Ben ne diyem bu vefasız Dağlara, Öz kard:lşı dönek olan ağlara . . .

Türk O Altayların dünkü eri mi? Yolunda can koydum, verdim serimi, Düştüğü ağlardan kurtulsun diye, Serdim ayağına doğma yerimi . . . Kardaş armağanı, dökülen kanlar, Bana mükôfat mı giden kurbanlar? .. ..

Ben diyorum, Kayıhan'dır soyumuz, Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz, Dilim dili, yolum yolu, emel bir, Bir bayrakta Yıldızımız, ayımız. Azeri, Tl.rk, Türkmen .. Var mı ayrılık, Nerden doğdu bu imansız gayrılık? . . .


Alnımın yazısı, karadır kara, Karadan bir mendil yolladım yôr'a, Yol uzun, İl uzak, yetişmez eller, Türkl üği.ın kanayan kalbini sara . . . Felek krvmış beslenen bu dileğe, L:met Ti.Jrk'ü hançerleyen bileğe . . .

Bir suç m u düşmana gogus gerdiğim? Günah mı Türklüğe gönül verdiğim? Rusların açtığı yaradan derin, Anayurtta öz kardaştan gördüğüm. seslenseydim, ses çıkardı her taştan, Ne bekı�rsin sağırlaşan bir baştan.

Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan, Ne bilem, kahbelik varmış soyunda, Girdiğim özyurttan döndürülürken, Kanımın aktığı sınır boyunda, Açan lalelerden bir çelenk örsem, Türklük dünyasına armağan versem.

"! 06


BENiM PROTESTOM - Cemiyeti Akva m a a cık mektup -

Dinle san ey hak diye zulme eş olan yııva, Bir milletin ferdiyim benim de bir sesiın var, Dağları al kanımla boyanmış bir ülked a, Anlasan yaşamak için ne kadar hevesim var . . . Onun « R us» dediği yer toprağımdır, taşımdır,, Onun başındaki tac, benim devlet k uşumdur, «Jenev�ı de sunduğu mey, o benim göz yaşımdır. �h ; bilseydin başımda ne belôm ne yasım var . . . Bakü . . . O benim Kô'bem, o mihrabım, o yurdum, Yolunda kanlı « Canı a yıllarca karşı durdum, ilk o Rus zincirini ben çiğnedim, ben kırdım, Dünyaya müjde yazdım : Azad bir Ka�kasım var . . . Bir gün bir «dost» göründü, bize bir bade sundu, Sundu da: başımıza «Tilki» gitti « kurt» kondu, Yandı E:melim, aşkım, vatanım o da yandı . . . Ortada kan, puhte, leş, kül duman k aldı. Tfu . . . tarihe tfu . . . tersine mi dolandı? Ülkemiz Romamıydı bağrına od kalandı? Milletlerin namına zengin iller talandı, Dağlara akseden ses: V alnız ah . . . Aman kaldı . . . Artık o nazlı ilde tüte cek bir ocak yok, Annelerin göz yaşı akmayan bir bucak yok, Eyvah. . . ki baş koyacak ne bir diz ne bir kucak yok, Anladık ki dünyada yahşi yok, yaman kaldı . . .

1 07


Dinle sen ey dünyanın hak arayan dik başı, O bir vahşi hükümdar, içtiği kan benimdir. Bir kuldur bir zenginin olur mu arkadaşı? Sana bir can verirse elbet o can benimdir. Benimdir o saçtığı altın, para çalınmış . . . Mecliste hakkım diyor; o hak benden alınmış. Moskov deyip geçmeyin ayaklara salınmış. Var:yoğu talanmış Azerbaycan benimdir. Dünya oilir bu hakkı, niçin neden danılır? Onun capkın olduğu hep içinden tanılır. Milletlerin düşmanı, bir devlet mi sanılır? Ona kar şı her zaman keskin isyan benimdir. D�nle sen ey cihana hakkı gösteren masa, Dağıstanlı, Gürcülü hakim biziz Kafkas'a. Aleme 'ıaber olsun o, ger bizim olmasa, Yolunda dökülecek son damla kan benimdir. Verin bana yurdumu olsun cennet bucağı, B!r devlet kurayım ki: Sulhün doğma ocağı, Başında dalgalansa üç boyalı sancağı, O zaman zannederim bütün cihan benimdir. Bırakın koca şarkı biraz da yaşasın hür, Yeter ki asırların altında oldu esir . . . Di.inya istiklôl diyor bu onun da hakkıdır. Bu uğurda yenilmez kuvvet iman benimdir. B•rakın parçalansın zulmün haksız yapısı, Sil!nsin yer yüzünden komünizmin kôbusu, Milletlere açılsın öz yurdunun kapısı, insanlara hürriyet, bu dilek şan benimdir . . .

1 08


YIGITLERE SESLENİŞ - Tü rkçü Dostlarıma -

Gelin dostlar, gelin de bir araya, Derman bulun kalbimdeki yaraya, Çare nedir bu yazılan karaya? Yiğitler, yiğitler, taşkın yiğitler, Derdim başımdan pek aşkın, yiğitler. Yaralı bir bülbül, kırık bir daldan, Koparsa bir feryat, sen anla haldan, Döküp içimi kurtaram vebaldan . . . Yiğitler, yiğitler, aman yiğitler, Elim, günüm, halım yaman yiğitler . . . Felek büsotını kurdu kuralı, Ömrüm geçti fırtınalı, boralı, Yorolıyarn dostlar, içten yaralı. Yiğitler, yiğitler, canım yiğitler, Kurumuş damarda kanım yiğitler. il G ene bürünmüş a l kona ufukalar, Bir korku veriyor bono ufuklar, Gebedir çe.tin bir ôna ufuklar. Bu korkunç sükutu nedir boğacak? Yoksa bir kanlı g üneş mi doğacak.

1 O<J


Yiğitler lt orkum var «yakınııdan, «Dost»tan, Hayin bir zor eder yiğ i di posttan, için ürpermez mi o çılgın sesten? Kimdir acap, gene bir kan kusacak, O mu, yoksa tarihim mi susucuk? . . . Dostlar, dikkat . . . O dikilen gözlere, Kim kanacak zehir s açan sözlere, Bir ölü m sunrr.akta cle\!ran sizlere, Siper mi ister� ln, tunç göğsün bir dağ, i yman mı isteı sin, bağrını sö k, bak . . .

111

Aman dostum, nede n kaşlar çatıldı, Yoksa gücüm yabana mı atıldı? Temiz l(ana bir afyon mu katıldı? NedEn böyle bJ mis:<ince sustuğun? Neden, söyle geçmişine küstüğün. Bak hırstan çı:tlıyor kabrinde Atan, AcE'p orda bir iskelet mi yatan? Sığınmış o bü•.rük rulıa bu vatan, Vc:tan toprak değ il, damarda kandır, Ondan gayri t <ıpaca[;: yer, yalandır

.

Hangi kahbe O'na uwtacak el, G önülcie çarpc rken bu ölmez emel, Ge:I ey geçmi� . . Geç,n·şteki şanım gel. Kimdir acep y•)llarımi bağlayan, Yadın mı içimde böyle ağlayan.

1 10


iV Bakıp yüce Kafkaslardan uzağa, Kim meydan okurdu Rus'a, Kazağ'a, Salıp büyük orduları tuzağa, Kimdir yapan dört bucağa akınlar, Siz söyleyin, siz ey bize yakınlar? O kim, bir vuruşta yıkan her burcu, Önünde diz çöktü Ermeni, G ürcü, Her yiğ!t koca bir ordunun harcı, Söyle dostum, söyle bunlar yalan mı? Bir masaldan hatırımda kalan mı? N trde senin, zırhın, çelik kuşağın, Kapımda Sırp, Yunan, Bulgar uşağın, Söyle şimdi çok rahat mı döşeyin? Yiğidim, yiğidim, miskin yiğidim, Aşkına, bahtına küskün yiğidim, v

Yiğitler . . . Atılan köhlan atlara, Sarılın çelikten gök kanatlara, Komayın yas çöke bizim yurtlara, Yiğitler, yiğitler, yaman yiğitler, Gene dağlar başı duman yiğitler. Aç, tarih söylesin gene bir destan, Silinsin o eski kılıçlar pastan, Yaşıl bozkırların sıyrılsın yastan. Yiğitler, yiğitler, metin yiğitler, Düşmanla döğüşüm çetin yiğitler.

11

l


Silkin gözüm, silkin benim koçağım, GE:ne çiçeklensin yurdum, ocağım, Yolunda ilk kurban ben olacağım. Yiğitler, yiğitler şanlı yiğitler, intikamı m üthiş kanlı yiğitler. Ey gözljmde nurum, kalbimde kanım, Tarihte sözleri, dinim, Kuran'ım, Carpıştığın toprak kutlu Turan'ım .. Yiğitler, bu yanık kelam, yiğitler, Gönlümden sizlere selôm yiğitler.

112


S Ü R G Ü N Bir gün Car'dan emrolundu Ağ atlı kazağa Haber verin Çeçen Yurdu Göçürülsün uzağa.

Yayılırken avullara Kin dolusu bu haber, Çatıp dJrdu kaşlarını Her çeçenli yiğit er

Kalbi kırık annelerin Doldu yaşlar gözüne, ihtiyarlar bakıp durdu Yiğitlerin yüzüne,

Nasıl oldu Car namına Böyle ferman verildi, Çeçenlerin sürülmesi, Neden reva görüldü.

Bu kanun mu, doğma yurdu Terkeylesln Çeçenli Tanrı bize çok mu gördü Bu toprağı, bu ili.

1 13


Biz göçmeyiz uzaklara. Meskenimiz, bu bizim. Ver vermeyiz Kazaklara, Toprak bizim, su bizim. Haber gitti Emre karşı Biraz geçti Kazak indi

Polkovnika (1) çıkıştan, üçyüz atlı yokuşdan

Bir Çeçenli hain zabit Baykuş kimi uğursuz, Haykırınca sustu bütün Çoluk-çocuk, gelin, kız.

Kurnaz zabit elindeki Keskin emri okudu, Anaların hukukuna Kara leke dokudu:

Car'ın hükmü budur dedi Haydut Çeçen erleri, Alıp kanbe annelerin Terketsin bu yerleri.

Yeter artık bu ülkenin Varı-yoku talandı, Yeter artık Ceçenliler Haydutlukla dolandı. ( 1 ) Askeri vali 1 14


Biz mi iıuydut, oh yaramaz? Sende Çeçen kanı yok. Bu tahkıre dayanılmaz, Zulm evinin sonu yok.

Biz mi captık bu ülkeyi? Yahut Kazaklar - Ruslar. Bu böhtana dayanır mı? Kazbekleı-, Elburuslar . . .

Koptu k.:ınlı bir fırtına, Ölüm hJküm verildi. Karşı duran yiğit geneler Birbir yere serildi.

Anaların göğsü açık Kan lekeleri döşünde, Tululmuşlar hıçkırığa Ölenlerin başında.

lht!yarlar sinesinde Üçyüz yıllık kanlı dağ, Saçları kanlı, güneşe Eylediler elvedağ.

Akşam oldu mavi gökler Perde çekti yüzüne. Bir hıçkırık kondu, akan Pınarların gözüne. 1 1 :,


Göç edenlH yavaş yavaş Yol üstüne r;ıktılar, Yoşıl, doğm :ı yurtlarına Son bakışk baktılar.

i htiyarlar d·".ıştü öne, Coluk-çocl'\ hep yaya, Kız gelinle�· döne döne Bakmadılar arkaya.

Yol aldılar c nglnlere, Çok dağılmış desteler; Yollarda ccn vere vere Göı yumardı hastalar .

Dul kadınlc� gözü yaşlı, Selômlarkeı: dağları Andılar her, baykuşlara Bırakılan bağları.

Bir ihtiyur çıkıp baktı Bir tepeden geriye, Baktı yanır ateşlerde Köy eriye eriye.

Son olarc;k yanan yurdu Hasretle selamladı, Gözleri�ıden iki damla Od damlası damladı. 1 16


Car'ın emri buymuş dedi: Doğma yurdu bırak git, Neron (')ısa bele artık Yaşamaz bu saltanat . . .

Deyip qözden kaybolarak Toz içinde gittiler. Talih için ufukları Dolaşarak gittiler.

117


İ Ç İ N D E K İ L E R Sahife 5- 8

önsöz

Elmas Yıldınm'ın Şiir San'·atı :

9-1 9

. . .

Elmas Y ı ld ırı m ' ın Hal Tercümesi : Bir Parça :

. . .

. . .

29

. . .

Ben : . . . . . . . . . . . . . .

30

.

O Beni mdir Ezelden :

Aras'la Dertleşme :

O Güzele :

. . .

A Dağl a r :

. . .

. . .

. . .

. . .

... ... ..

. . .

. . .

. . .

. . .

A Da ğ·lar : . . . . . . . .

. . .

. . .

B irl e şe n 1 ki Nehir : . . .

31

. . .

Kafka·s Dağlarına : G elmedi :

20-26

3·2-33

. . .

34

. . .

35

. . .

. . .

. . .

36

. . .

37

.

38

.

. . .

39

. . .

Ömrüm Harab O :du H ey :

40

Niçin Şair Doğu'dum : . . . . . . . . .

41

Elveda BaıkQ :

. .

.

. . .

.

.

.

. . .

. . .

.

. .

.

.

.

42-43

Dağlara Veda :

47

Kafkas ·

48

Tomara .

49

Tü rküm :

50

1 18


Sahife

G u rbette :

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

51

G a rib K uşuma :

52

Bakü : . .

53

Ha n i :

54

Kopet Dağf a,rı

:

Benim incim :

. . .

55 . . .

:

Y a ra l ı Ol masaydı

N e Olu tdıu :

. . .

. . .

.

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

A mu de rya ya Ç ağı rı ş : '

Bir Ses Gelir

. .

Uzaktan :

. . .

.

..

. . .

. . .

. . .

.

. .

. . .

.

..

.

56

. . .

57

. .

58 59-60

. . .

...

61

Gençlere Ümidim Var :

62

Arşimet ve Ben :

65

Ben mi : Esir

. . .

. . .

.

.

.

.

.

.

. . .

.

.

.

. . .

66

. . .

Aze rıboyca n ' ım :

67

Bilmem ki : . . .

68

Azer'in

69

Duası :

Yurt Hasreti :

70

. . .

Boğulmayan Bir Ses : . . . . . . . . Yaba n

Şaıkısı :

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

.

11-72

. . .

73

Türküler :

74

Kurbanın Olaıbilsem :

75

Şark�m

76

Kofdoğ ı 'no

·

. . .

. . .

. . .

. . .

1 19


Sahıfe Kuzgun i ç i n :

. . .

.

.

.

. . .

Su:oma Varacağım :

. . .

. . .

. . .

.

.

77 78

. . .

B!r G ü n : . . . . . . . . . . . . . . . . .

79

.

Küstüğüm Baıho r

80

N eyl,eyim :

81

. . .

. . .

Gö'cüm'i t' Dertl·e ş.me : A

Dostlar :

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

Şikao/et : . . . . . . . . . . . . . . G urbet Mektupları :

.

. .

. . .

. . .

82

. . .

83

. . .

84

.

85--86

. . .

Ölmek m i Yaşamak mı :

. . .

. . .

.

.

.

. . .

. . .

87

88

Lan et Ş Jirliğime :

. .

.

. . .

.

89

. .

Mukadrfes İhtilal : Kalk Sevgilim :

.

.

90 91 -92

.

Moskova : . . . . . . . .

93-94

.

Kızıl Köieler Dü nyasına : B:r G ü n Geleceık :

. . .

95 99-1 02

. . .

Kara Dastan : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

1 03-1 04

Dö nek Kardeş :

1 05-1 06

. . .

. . .

. . .

. . .

Benim Protestom :

1 07-1 08

Yiğitlere Seıs:en:i ş :

1 09-1 1 2

Sürıgü n : . . .

1 1 3-1 1 7

i cindeki:er :

1 1 8- 1 20

1 20



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.