Feyzi Aküzüm - M. Emin Resulzade'ye Göre Azerbaycan İstiklal Mücadelesi

Page 1

FEYZi AKÜZÜM

M. Emin Resulzade'ye

göre

Çeşitli Cepheleriyle Azerbaycan

İstiklal Mücadelesi

Mert.1977-Ankare


M. Emin Resulzade'nin ölüm yıldönümü münasebetiyle, Azerbay­ can Kültür Derneği tarafından düzenlenen anma töreninde yapılan konuşma.


FEYZi AKÜZÜM

M. Emin Resulzade 'ye göre

Çeşitli Cepheleriyle Azerbaycan İstiklal Mücadelesi

1 '�;�-.�l

..

:���.

'lci�·;

Kit:\iJxanası

Mart, 1977

-

Ankara


Mehmel Emin Reaulucle (31.0cak.1884 - 6. Mort.19551


"M. Emin Resulzade'ye göre, Çeşitli

cepheleriyle Azerbaycan İstiklal Davası'' Feyzi

EY GENÇLİK

AKÜZÜM

1

"Senin uhdende büyük bir vezlfe var: Senden ewelki nesll yoktan bir bayrak, mukaddes bir ideal remzi yarattı. Onu bir müşkülatla yücelterek dedi ki : Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez! Elbette ki sen onun ümidini kırmıyacak, bugün parlimento binası lize­ rlnden azerilerin yanık yüreklerine inmiş bu bayrağı tekrar o bina üzerine dikecek ve bu yolda ya gazi veya şehid olacaksın!"

diyerek gençliğe son ve kesin emrini bildiren M. Emin Resu izade. 31. Ocak 1884 yılında BakO'de doğmuş, 6. Mart. 1955 yılında da Ankara'da hayata gözlerini kapamıştır. Ölümünün.üzerinden 22 yıl geçmiş olmasına rağmen. fikir ve düşünceleri hergün biraz daha taze ve canlı olarak gönüllerimizi ve kalplerimizi uyanık tutmada, yapacağımız ve yapmayı tasarladığımız hususlara ve çözmeğe çalıştığımız meselelere aydınlık vermektedir. 71 yıllık bütün ömrü boyunca, yegane güvendiği kaynak, emanetini ra· hatça teslim edeceği merci, Azerbaycan gençliği olmuştur. Gençliğe son­ suz güveni ve itimadı vardı. Her zaman ve her yerde gençlikle beraber ol­ mayı arzulardı. Beraber olduğu anlarda. güvenini defalarca tekrarlar, genç­ liğin üzerine düşen görevin çok büyük ve mukaddes olduğunu söylerdi, Eski nesil ile yeni nesil arasındaki rabıtanın (bağların) kopmamasına dikkat eder, eski neslin tercübesl ile yeni neslin heyecanını bir araya ge­ tirmesini gayet iyi bilirdi. Bu hususta şöyle diyordu: Şüphe yok ki, gençlik yaş, bünye ve nıh itibariyle daha hassas, daha heyecanlı ve daha atılgan olur. Her milletln hayatında öyle anlar olabilir ki, bu gibi vasıflar kat'i bir rol oynar. Fakat, bunlar umumiyetle istisnai hallerdir ve harp, inkilip, fiili mücadele gibi devirlere inhisar eder. Nor-

3


mal hallerde ise asıl olan tedbirli, düşünceli ve olgunca hareketlerdlr ki, bu da ancak eski ve yeni nesillerin birbirini tamamlaması ve yardımlaşma­ sı suretiyle elde edilebilir. Eski neslin tecrübesi ve tedbiri yeni neslin enerjisi ile birleştiğl tak­ dirde milli dava vekar ve temkinle ve azami muvaffakiyet şansı ile yürütü­ lebilir. Gençlik, kendisinden evvelki neslin bütün müsbet tecrübelerini süratle benimsemelidir. Bu, onun tevarüs edebileceğl en zengin ve en devamlı bir mir &stır. Yeni nesil eskisinden daha bilgili, daha kültürlü ve daha olgun olarak yetişmek zorundadır. Çünkü onu daha büyük ve daha çetin vazifeler beklemektedir. Bu ise yalnız tevazu ve tükenmez bilgi ve öğrenme aşkı ile temin edilebilir. Bir milletin yeni nesli, eskisine nazaran, daha az kültürlü ve daha az tecrübeli olursa, o milletin varlığı ve istikbali tehlikeye maruz kalabilir. Elbette, yeni nesil eskilerin kötü ihtiraslarını hiç bir suretle tevarüs etmemeli ve bunları hakir görme faziletini kendi ruhunda, daima kuvvetlen­ dirmelidir. Gençliğin tek şiarı millete feragatle ve temiz bir kapla hizmet olmalıdır. Böyle bir gençliği olan mlllet halinden ve istikbalinden tama· miyle emin olabilir (1). "ŞA i R VE YAZAR RESULZADE" Resulzade, ruhani bir aileye mensup olmasına rağmen, daha küçük yaş· ta Azerbaycan'da meydana gelen politik hareketlerden uzak kalamamış, Çar Rusyasının çeşitli sömürülerine karşı isyan etm iştir. Gerek Anado­ lu'da ve gerekse Azerbaycan'da gelişen milliyetçilik ve Türkçülük cereyan· larına karşı duyduğu derin sempati, Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadele· sinde onu ön saflara itmiştir. İlk makalesini 19 yaşında iken 1903 yılında Tlflis'te çıkan " Şark'i • Rus" gazetesinde yayınlamış, daha sonra Ali bey Hüsey inzade'nin Bakü'de çıkardığı "hayat" gazetesi ile Füyuzat " Dergisinde makaleler yazarak dii­ vasını savunmuştur. Makete yazarlığı yanında, Şairliğe de özenen Resulzade, bilhassa ak­ rabalarının ve yakınlarının fazla atak ve heyecanlı olmaması, bir kenara çekilerek olayları sükünetle takip etmesi gibi telkin ve tavsiyelerine sinir­ lenerek yazdığı ve Füyuzat Dergisinin 19. Ekim. 1907 tarihli sayısında ya· yınladığı "Çekilbiryane Sakitleşl " başlıklı şiiri cidden üzerinde durulmaya değer : fil 4

Azerbayean Sayı: 12. Mart/1953


Çekil bir yane sakitleş Karanlıktır bana dünya, Bütün dünya-vü mafiha, Diyorlar cümlesi güya; Çekil bir yine sakitleş! (f)

1 1 1 1 1

Daraldı kalp, vlisi'ken; (2) Karardı şems, limiken; (3) işitmez güş, samiken; (4) Çekil bir yiıne siikltleşl Tahammül, sabr mümkün mü?! Hayata cebr mümkün mü?! Zeval-i kahr mümkün mü?I Çekil bir yine sikitleşl

ı

Çıkıp elden cilo (5), gelmez, Bana yir-ü adü (6) gelmez, Bu derde ç;lrecü (7) gelmez, Çekil bir yine siikitleşl Dolu hayretle her yanım, Dokunmuş dişe peykinım, Adu (8) insafa ihvanım... Çekil bir yine sikitleş! Ne vahşidir beni idem?I MüceGsem zulmdür ilem! Diyorlar cümlesi yekdem (9): Çekil bir yine sikitleşl Çekilmem ey herifan (10) ben, Bu meydan'ı şecaaatten ... Bütün dünya bana derken: "Çekil bir yine sikitleşl"

1

.......-��........... �

1

- SükOnet bul. 2 - Geniş iken. 3 - Parlak iken.

8 - Dost ve düşman.

7

- Çare arıyan.

8

4

-

işitir

oldu�u halde. 5 - Dl<gln.

- Düşman. 9 - Hep bir ağlldan.

10

- Elen­

diler. 5


"AZERBAYCAN iSTiKLALi VE RESULZADE" : Ahmet Ağaoğlu tarafından yayınlanan "l rşad" ve "Terakki" gazete ve Dergilerinde de çeşitli makaleler yazarak davasının yayılmasına çalışan M. Emin bey, BakO'de 1905- 1908 yılları arasında bizzat "Tekamül" ve "Yoldaş" adlı gazeteleri neşrederek çalışma hayatına ayrı bir yön ve hız vermiştir. 1908 yılında Resulzade'yi l ran'da görüyoruz. O rada baş gösteren Meş· rutiyet hareketlerine katılmak üzere l ran'a giden M. Emin bey, ! randa kal­ dığı 3 yıl zarfında çıkardığı " İ ran- Nev" . (Yeni l ran) adlı günlük gaze· tede, Ruslar aleyhinde yazdığı makalelerin fazla ilgi gö rmesi, Rus­ ları bir haydi kuşkulandırmış, Rus ·sefaretinin talebi üzerine yayın durduru· larak Resulzade ve a rkadaşları l ran hudutları dışına çıkarılmıştır. M. Emin bey, bundan sonra lstanbul'a gelerek "Türk Ocakları" nın ça­ lışmalarına katılmış, Türk yurdu " Dergisine çeşitli yazılar yazmıştır. 1913 yılında, Rusya'da, Romanov hanedanının 300. yıl dönümü müna­ sebetiyle ilan olunan aftan faydalanarak BakO'ye dönen M. Emin bey, tek­ rar matbuat hayatına katılmış, çeşitli kültür, politik ve eğitim müessesele­ rinde faal görev almış, 1915- 1917 yılları arasında çıkardığı "Açıksöz" adlı günlük gazete ile Aze rbaycan'da gelişen Milli demokratik, lstlkliılcl hareke­ tin önderi olmuştur. Resulzade, 1917 yılında, milli Azerbaycan Müsavat Halk Partisinin ilk genel kongresinde ittifakla parti genel Başkanlığına seçildiği zaman 33 ya­ şında bulunuyordu. Ölünceye kadar, bu partinin genel başkanlığı sıfatını üzerinde taşıdı. Ayni yıl, yani 1917 de BakO'de toplanan Kafkas lslllm Kongresinde, Kaf­ kasyanın siyasi ve coğrafi bakımdan Rusya'dan ay rılmasını, Azer baycan'ın kendi kendini idare etmesi tezini savunmuş, keza ayni yıl mayıs ayı başında Moskova'da toplanan Türk-lslam kurultayında, ka rşı karşıya gelen iki tez­ den, Milli-Mahalli otonomi tezini ResOlzade, Milli Kültürel Otonomi tezini de Kuzey Kafkasyalı Ahmet Salikof Savunmuş, günlerce süren tartışma· lardan sonra Resulzade, 500 oyun üstünde büyük bir ekseriyetle Milli ma­ halli otonomi tezini kongreye kabul ettirmiş, ve yine 1918 yılında Güney Kafkasya seyminde Müslüman f raksiyonun Başkanı sıfatlyle Kafkasyanın Rusya'dan tamamen ay rılmasını, Azerbaycan Cumhuriyetinin teşkilini iste­ miştir. 26. Mayıs. 1918 de, Gürcülerin Maveray'ı Kafkasya seymlnden ay rıla­ rak istiklallerini ilan etmeleri üzerine Maveray-ı Kafkasya meclisindeki Azerbaycanlı Millet Veklllerl Frakslyonuda Başkanlığa M. Emin Resulza­ de'yi getirerek Azerbaycan Milli Şurasını lllln etmiş ve "Müstakil M illi Aze rbaycan Devleti "ni kurmuştur. 6


28. Mayıs. 1918 tarihinde, Azerbaycan'ın müstakil ve bajjımsız bir Dev· Jet olduğunu bütün dünyaya ilan eden ve Azerbaycan'da uzun süre Anayasa görevi gören Azerbaycan Milli ŞOrasının dekUlrasyonu aynen şöyledir: Azerbaycan Milli ŞOrası bütün Dünya'ya ilan eder ki: 1 - Bugünden itibaren Azerbaycan halkı, hfıklmlyet hakkına malik olduğu gibi, Güney ve Dojju Maveray'ı Kafkaaya'dan ibaret Azerbaycan dahi kiimllul hukuk müstakil bir devlettir.

2 - Müstakil Azerbaycan Devletinin şekli idaresi Halk Cumhuriyeti olarak takarrür eder. 3 - Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, bütün milletlerle ve bilhassa hem civar olduğu millet ve devletlerle münasebeti hasene tesisine azmeder. 4 - Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Millet, Mezhep, Sınıf ve Cins farkı gözlemeden kalemrevlnde yaşıyan bütün vatandaşlarına hukuku siyasiye ve vataniye temin eder. 5 - Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, arazisi dahilinde yaşıyan bilcüm­ le milletlere serbestçe inkişafları için geniş meydan bırakır. 6 -.Meclisi Müesslsan toplanıncaya kadar, Azerbaycan idaresinin başında Arayı Umumiye ile intihap olunmuş ŞOray-ı Milli, ŞOray'-ı Milliye karşı mes'ul hükOmetl muvakkata durur. Azerbaycan'ın istiklalinin ilanından sonra, Azerbaycan parliimantosun· da Hükumet koalisyonunu teşkil eden partiler Blokunun da başkanlığını ya· pan M. Emin Resulzade, 7.Aralık.1918 de, BakO'de, Hacı Zeynelabidin tara­ fından yaptırılan ilk Türk kız lisesi binasında toplanan parlamentoyu tarihi bir nutukla açarken "Bir kere yükselen Bayrak bir deha lnmezl" vecizesiy­ le, ümld ve iman dolu bir meş'ale halinde bütOn yurtda, bugün dahi canlı­ lığını muhafaza eden derin bir heyecan yarattı. Azerbaycan lstlkUlllnln birinci yıl dönümünde, 29. Mayıs. 1919 da "Azer­ baycan" gazetesine verdiği beyanat'da ise, özetle: "Milli kültllr esasına dayanması ve milli demokratik Tllrk Devletçlllğl temeli üzerine kurulması itibariyle Azerbaycan, ilk Türk Devleti ve ilk Müs­ lüman Türk Cumhuriyetidir" dedi (2).

"15 EYLÜL VE RESULZADE" : Mehmet Emin Bey, büyük bir vatanperver dl. Vatanı Azerbaycan için ya· pılan müspet hareketleri, derin bir bahtiyarlık ve memnunlukla karşılardı. 23 aylık lstlkllil döneminde, Azerbaycan'a yapılan herşeyl sonsuz bir (2)

Azerbaycan Sayı: 22·23, Şut.at 1954. 7


zevk ve iştiyakla yaşamış, hele milli Azerbaycan Devletinin kuruluşunu müteakip, Hariciye Nazırı Mehmet Hacinski ile birlikte, Osmanlı Devletin­ den askeri yardım isteğinde bulunması, Nuri Paşa Komutasındaki Türkiye ve Azerbaycan silahlı kuvvetlerinden müteşekkil Kafkas Ordusunun, bütün Azerbaycan'ı düşmandan temizleyerek, 15 Eylül 1918 de Albay Mürsel bey komutasında Bakü'ye girmesi (Merhum general Mürsel BakO), Onun engin ruhunda silinmesi imkansız derin izler bırakmıştır. Bugün münasebetiyle, 20 Eylül 1933 tarihli İstiklal Gazetesinde şöyle yazıyordu: "Azerbaycan halkının tarihinde bugün adeta 28 Mayıs kadar büyük bir değere maliktir. 28 Mayısta Cumhuriyetin lstiklall bütün cihana iliin edil· mişse, 15 Eylül'de bu istiklal maddeten teyid olunmuş, Azerbaycan Hükü· meti kendi tabii merkezine muvaffakiyetle girmiştir. Yakın tarihinde 15 Eylül zaferi gibi mücadele günlerine malik olan Azer· baycan halkı gelecek bu fırsatı istifadeye şüphe etmiyoruz ki 1918 ncl yılda olduğundan daha hazırdır. 'Kızıl Rusluğun çökeceği bu tarihi zamanda 15 Eylülde kendisi ile müt· tetik bulunan kardeş kuvvetler tekrar onunla bulunacak, nihai zaferi kendisi­ le birlikte temin edeceklerdir! Bu kuvvetlerin vazifelerini kahramanca eda ederek, şimdi Bakil mezar· lığının bir köşesinde hakkettikleri milli şükran tezahüratını dört gözle bek­ leyen şehitler ruhuna bizden bin rahmet, bin selam!. "27 NİSAN VE RESULZADE" Mehmet Emin Bey, Rusları. çok iyi tanıyordu. Uzun yıllar onları her yönü ile tetkik ettiği için kendileriden gelecek her türlü kötülüğü daha önceden sezme kabiliyetini sahipti. Bu itibarla meydana gelen olayları gayet iyi de· ğerlendirmesini biliyordu. Bolşevik Rusya,nın da, Çarlık devri Rusyasında olduğu gibi tek emeli. Rus olmayan küçük devletlerin topraklarına el koy­ mak, onları tekrar esaretleri altına almaktı. Bu maksatla, milli Azerbaycan Hükümetine. dahildeki Komünist Partisi Merkez Komitesi aracılığı ile ülti­ matom verdirerek. Anadoluda istiklal mücadelesinde bulunan Türklye'ye, as­ keri yardım yapmaları için gerekli müsaadenin sağlanmasını istediler. Bu ültimatom parlamentoda müzakere edilirken çok şiddetli münakaşalar olmuş çeşitli hatipler konuşmuş, bilhassa söz alan M. Emin Resulzade bu ültimato­ mun bir Rus oyunu olduğunu, buna sureti kat'iyette kanılmaması gerektiği­ ni büyük bir heyecan ve ciddiyetle dile getirerek şu konuşmayı yapmıştır: "Efendiler, cüretkiir bir ültimatom karşısında bulunuyoruz. Burada tes­ limden bahsediyorlar. Fakat Efendiler, teslim ne demek! Kime yerimizi ter· kediyoruz? bize diyorlar ki, hududumuzu geçen Ordunun başında Necati na· 8


mında bir Türk Kumandanı vardır. Rusya'dan gelen bu mütecaviz Ordu, te­ min ediyorlar ki hayat ve memat mücadelesinde bulunan Türkiye'yi kurtar­ mak için koşuyor. Efendiler, Türkiye Azerbaycan'ın kurtarıcısıdır. Milli ümitlerimizin yü· celttiği mukaddes bir memlekettir! Onun kurtarılışına giden kuvveti biz memnuniyetle karşılar ve uğurlarız. Fakat bir şartla ki, bu kuvvet bizim hür­ riyetimzi, bağımsızlığımızı çiğnemesin! Halbuki efendiler, bize sormadan hududumuzu geçen ·herhangi bir kuvvet, dostumuz değil düşmanımızdır! Duyduğumuz bu propaganda düşman propagandasıdır. Bizi kandırıyor· lar, yalandır. Gelen Ordu Rus Ordusudur. Farzen Kumandanı bir Türk olsa da yine Rus'dur. istila Ordusudur. Onun istediği 1914 üncü yıl hududuna konmaktır. Anadolu imdadına gidecek bahanesiyle Yurdumuza giren bu iş· yaı ordusu, buradan bir daha çıkmak istemeyecektir. Kızıl Rusya ile anlaş· mak için Hükümeti, mutlaka Bolşeviklere teslim ve ültimatom'u kabul et· mek zilletine katlanmağa ihtiyaç yoktur. Bu cür'etkar ültimatomu kemali nefretle reddetmelidir. ihtilalci Rusya ile mücadele halinde bulunan Türki­ ye'nin, tesanüdünü temin etmek zarureti ile radikal bir Hükümetin, Milletve· kili tarafından teşkili ve Hükümete yetki verilmesi ile siyaset değişikliği yapmak kabildir. Milletvekilleri zaten böyle bir teşebbüsle meşgüldür. Bu suretle hem Rusya ile bir anlaşma temin edilmiş olur, hem de Milli Bağım· sızlığımız zarara uğramaz. Aynı zamanda Anadolu'ya yardım maksadı da ha· sıl olur. Başka türlü yapılan herhangi bir hareket, memleketi teslimden iba­ ret olur ki, buna katlanmak muhilli şeref (şerefsizlik) olduğu gibi büyük bir felaketi dahi doğurur. Bağımsızlığımızı göz bebeği gib korumağa karar veren bir Meclise din· lediği bu ültimatomu kabul etmek, Hükümeti kendi eli ile dost kısvesine bürünmüş düşmana teslim etmektir! Biz buraya milletin irade ve arzusu ile geldik bizi buradan yalnız kuvvet ve süngü çıkarmalıdır." (3) Resulzade'nln, bütün a çıklığı ile ortaya koyduğu gerçeklere rağmen, ül­ timatom parlamentoda bulunan milliyetçilik aleyhtarı partilerin (lttihad, Sos­ yalist-Komünistler-Ahrar) ve baskı unsuru yan tesirlerin tazylkile kabul edil­ diği zaman, il nci Kızıl Rus Ordusu Azerbaycan'a çoktan girmiş bulunuyordu. "MiLLi DEVLETÇİLiK VE RESULZADE" M. Emin Resulzade, azimli ve şuurlu bir milliyetçi idi. Devlet idaresin· de daima milli Devlet olma prensibini savunurdu. O, sınıfları esas alan ko­ münizm gibi, fertleri ön planda tutan llberalizm'J de kozmopolit olarak nite­ lendirirdi. (J)

Milli Azerbaycan Harekeli, Mirza Bala. 1938.

9


"Ne ferdi hllrrlyetle ı,ahsl mlllklyetin mutlaklyetlnden dOOan kapitalist anarşisiyle sennaye istiptadı, ne de insanlın benliğinden çıkararak, bir köle ve makine haline getiren komünizm esaretll ne mutlak liberalizm, ne

de

mutlak kollektlvlzm. O halde iklırinl telif eden Solldarizm=Teaanüd. Sınıflan esas olarak alan Komünizm gibi, fertler! nazari ltlbere alan il· berallzm dahi kozmopolit ve lntemasyonaldir. Solidarizm millidir. Çünkü sade şahısların ve sınıflann maddi menfaate bağlı hususiyetlerine değil, sınıflar ve fertleri bir cemiyet haline getiren ma­ nevi kuvvetlere büyük kıymet veriyor. Bu manevi kuvvetler ise millet ve devletlerin gerçekleşmesinde birleştirici amil olarak tl!Jlir yapan dil, din, tarih umumiyetle kültür ve ortak ideal gibi manevi ve ruhi kuvvetlerdir"

dedikten sonra özetle: Mademki mllllyetçlylz diyoruz, mademki milli devlet lstlklllllnl müd• faa ediyoruz. O halde bizim için ne kozmopolit liberalizme ve ne de komü­ nizme tahammül caiz olamaz, bizce savunulacak yegane sosyal sistem milli tesanüd (Solidarizm) sistemidir." diyor (4).

"MiLLiYETÇİLiK. MIUET KAVRAMI VE RESULZADE" Resuizade, aynı zamanda ideal bir Türk Mllllyetçisl, imanlı bir müslü· mandı. Devlet idaresinde Milliyetle-Dini inançların daima ayrı düşünülmesi gerektiğini, Milletin teşekkülünde ve sosyal hayat düzeninde ise bu iki un­ surun birbirini tamamlayıcı nitelik taşıdığını ifade ederdi.

1915 yılında, Baku'da intişar eden "Dirilik" dergisinde "Milli Dlrlllk" başlıklı makalesi ile, milliyet meselesini ve milliyeti teşkil eden amilleri tahlil ederek, isliımlyetln ve Müslüman camiasının milliyet değil, ümmetçi· lik ifade ettiğini, milliyetin ise din üzerine değil, dil ve kültür bl rllğ l üzerine kurulduğunu ve bu milli diriliğin temelini teşkil eden milli kültürün unsurla­ rını izah ederek milli hareketin sosyal felsefesini kurmuştur. Bu felsefeye göre; Millet. dili, dini, an'anesı, edebiyatı, tarih ve adeti bir olan beşeri topluluğa denilir. Yalnız din birliği. bir miilet teşkil edemez diyordu (5). Ve yine kendilerine en çok müslüman ve Milletine Müslüman Milleti denildiği ve herşeyl ile Türk (hars, dil, adet ve an'aneeslle) olduğu halde, ga­ zetelerin başında Müslüman Gazetesi, okulların levhalarında " Rus . Tatar Mektebi" sözler i yazılı bulunduğu bir devirde Resulzede'nln çıkardığı "Açık· söz" gazetesinde ilk defe Müslüman ve Tatar sözlerini Türk sözü ile değiş­ tirerek Millete "Sen Türksün!", Rus Hükilmetlne "Biz Türküz!" diye hitap

(4)

Azerbaycan �ayı:

(5)

Milli Azerbaycan Harekul, Mina Bala, Sayfa

10

1952. 75.


etti. Ve Açıksöz'ü "Gündelik Türk Gazetesidir" diye illin eyledl. Bu suretle ümmet ve ümmetçilik devri resmen kapanarak, Milliyet, Türk Mllllyetçlllğl devri açılmış oldu (6). Ve bu suretle bütün yurda istiklal fikri ve gayesi yayılmağa başladı. Müsavat Partisinin 1917 yılında yapılan Birinci Kongresinde kabul edi­ len programında din ve milliyet anlayışı, "şeyh Cemalettin Afganl"den esin­ lenerek şöyle formüle edlldl:

"Yalnız din birliği, muasır mine ile bir millet teşkll edemez. Milliyeti teşhis eden milfterek alametlerden başlıcası dil, adet ve edebiyattır. Bu noktal nazardan bütün Türkler bir millettir." Tabii devletin milli olduğu, milliyetin de yalnız dinle değil, başlıca dil üzerine müstenld, harsan teessüs eylediği kanaatlle biz, bugünkü halile mü· teferrik bulunan geniş Türk Dünyasının bir gün gelip de müttehld ve mütte· fik bir Türk alemi teşkil edeceğine inanıyoruz (7). Azerbaycan'ın 27 Nisan 1920 de Ruslar tarafından istilasından sonra, Mllllyetçillk teriminin yerini Milletçilik almış, Millet olma şuuru yaygın hale gelmiştir.

"Tarihi muayyen şartların tesiriyle milllyet halinden millet haline ge­ len toplulukların müstakil birer devlet kurmak veya istilaya uğrayan vatanla­ rının istiklalini geri almak uğrunda mücadele edenlere mutlaka Avrupalı te­ rimce bir ad takmak lazımsa, bunlara Milliyetçi (Nasyonalist) değll, Milletçi (Patrlot) hareketlerine de Milliyetçilik (Nasyonalizm) değil, Milliyetçilik (Pat· riotlzm) demek liizımdırl" (B). Diyen M. Emin Resulz!lde. Milletçi olanların mutlaka milli birlik ve be· raberllk içinde bulunmaları gereğine de işaret ederek:

"Milletçilik fikrine inananların ilk görevi, Milli Birliği muhafaza etmek· tir. Bu mUletçllik fikrinin esası ve temelidir. Errtemasyonallst ve kozmopolit nazarlyelerle ortaya atılan Marksizm, Komünizm ve Anarşizm gibi doktrinle­ rin asıl gayesi, Milli Birlik ve Bütünlüğü sarsmak, parçalamak ve bozmaktır" demektedir (9). "MÜSAVAT VE RESULZADE" Azerbaycan'ın lstlkl!lllne kavuşmasında, M. Emin Resulzade'nin Başka· nı bulunduğu "Müsavat Halk Partisi", çok etkili olmuş, vazettiği prensipler,

(6) (7)

(8) (9)

Mili! Azerbaycan Mllll Azerbaycan Azerbay&an Sayı: Azerbaycan Sayı:

Hareketi. Mirza Bala, Sayla 75. Hareketi. Mirza Bala, Sayfa 73. 6.

7.

CylaJ/1952. Eklm/1952.

11


meydana koyduğu doktrinler, Milli Azerbaycan Devletinin esaslarını teşkil etmiştir.

Bu parti Rus-Bolşevik ihtilali sırasında Azerbaycan milli hareketlerine önderlik etmiş, diğer istiklalci ve m il liyetç i partilerin destek ve yardım­ larını da s ağ lıy arak Azerbaycan'ın hür ve bağımsız olmasını tahakkuk et­ tirmiştir

"Azerbaycan'ın teşekkülünde Müsavat" ( Bakü 1920) eser inde Resulza­ de diyor ki: "Bundan sonra Müstakil ve Milli Azerbaycan'ın mukadderatını, sevki ta­ rihle, idareye memur olacak partinin adı "Müsavat" olmıyabilir, fakat o par· tinin mutlaka "Müsavatçı" olması zaruridir. Çünkü, Müsavatçılık kaydettiği· miz gibi, Milliyetçilik, Türkçülük, Vatancılık, Azerbaycancılık, Milli Devletçi­ lik, İstiklalcilik, Halkçılık, Cumhuriyetçilik demektir." "KOMÜNİZM-RUSYA VE RESULZADE" Resulzade, Rusya'yı, Türk İllerinin i stiklal ve Hürriyetini gaspetmiş, on­ lı:.rı her türlü serbestiden mahrum bırakmış bir millet olarak daima nefretle yadetmiştir. Onun için Rus'un beyazı da, kızılı da birbirinden farksızdır. Bu düşüncelerini ifade ederken: "Bizim Moskova'ya karşı davamız, malüm olduğu üzere, sade ideolojik bir dava değildir. Her şeyden evvel biz Rusya istilasiyle, Rus emperyalizmi· nin bu yeni şekliyle vuruşuyoruz. Komünizmle mücadele bizim için çalın­ mış istiklalimizi geri almak yolunda yapılan bir mücadeledir" dedikten son­ ra. şöyle devam ediyor: "'Komünizmi Milletlerarası bir tehlike zehiri olarak canlandıran teşek kül, Sovyetler ittihadı denen kuvvettir. Yüzde 52 si rus olmayan büyük bir ekseriyeti süngü gücü ile tutan bir kuvvettir ki, dünyayı fesada vermek iste· yen ocağı tüttürüyor. Ukrayna'nın kömürü ile buğdayı, Kafkasya'nın petro­ lü ile diğer servetleri, Türkistan'ın da bilhassa pamuğu ve diğer milletlere ait birçok bu gibi zenginlikler, kızıl Moskova emperyalizminin elinde ve idaresinde kaldıkça sade beynelmilel müdafaa teşebbüaleriyle medeniyet dünyasını komünizm tehlikesinden korumak mümkün değildir. Komünizm tehlikesi denilen şey, dünya için her zaman tehlike teşkil etmiş bulunan kaba ve tecavüzcü Rus emperyalizminin yeni hamlesinden başka bir şey değildir. Bu tehlike yalnız Bolşevik istipdadı ve Kızıl Rus süngüsüne dayanan Sovyet hakimiyetinin çöktüğü ve oradaki milletlerin, uğrunda vuruştukları istiklallerine eriştikleri gündür ki ortadan kalkar;" (10). (10) 12

l'utlu Od.

Aralık/1936.


"ÇEKA VE RESUL2ADE" Bugün Rusya'da, bütün Sovyet müesseselerinin üstünde ve anayasa dışında ayrıca bir gizli siyasi polis teşkilatı vardır ki, Ç EKA, GPU, OGPU. N KVD, MGB ve KGB gib çeşitli isimler değiştirerek, fakat esas karakterini daima muhafaza ederek ve hatta daha fazla sertleştirerek bugüne kadar Sovyet ahalisi ve milletleri üzerinde kanlı tahakkümünü sürdürmekte ve icraatına serbestçe devam etmektedir. Bütün mecburi iş kampları ve bu­ günkü yeni Sovyet istilahı ile "Çalışma kampları" bu idareye tabi bulun­ maktadır. Solovki adalarında, Urallarda, Sibirya'da, Türkistan'da ve iç Rus­ yada ta Lenin zamanından beri kurulmuş bulunan bilcümle ölüm kamplarını bu korkunç idare yönetmiş ve milyonlarca insanın canına kıymıştır ( 11 ). Uzun yıllar bu teşkilatta büyük vazifeler almış bulunan bir Çeklstin ifşaatına göre, ilkin onbir şubeden teşekkül eden bu teşkilat: Devlet dairelerine, yabancı memleketlere, dini müesseselere ordu ve donanma içine, gizliliği icap eden teşekküllere. Edebiyat ve Tiyatro eserle­ rinin sansür işlerine, tevkif, hapis ve idam mercilerine, Millyetçi Doğu Devletlerine, kaçakçılık şubelerine, Sovyetler dahilindeki bütün cumhuri­ yetlerin kilit noktalarına en güvenilir adamlarını yerleştirmek suretiyle ölüm makinalarını bütün şiddetiyle çalıştırmışlardır. Son yıllarda, "Gulak Takım Adaları" eseri yüzünden Rusya'dan hudut dışı edilen Aleksandr Soljenitsin'in, adı geçen kitapta 1918 yılından 1956 yılına kadar, bu gizli polis teşl<ılatı tarafından Rusya ve peyklerinde 60 milyon civarında insan öldürüldüğü belirtilmektedir. Bu rakam, belki çok az tutulmuştur. Gerçekte öldürülenler ve sürgüne gönderilenler bu rakamın çok üs­ tündedir. Azerbaycan'ın, 27 Nisan 1920 de Ruslar tarafından istilasından sonra, yakalanarak uzun zaman Çeka hapishanelerinde yatan M. Emin Bey, bu gizli teşekkülün çalışma sistemini açıklayarak, yurt dışındaki vatandaş­ ların çok dikkatli davranmalarını, G.P.U. ajanlarına imkan ve fırsat verme­ melerini ikaz eden 1 Temmuz 1933 tarihli "istiklal" gazetesinde "GPU'ya Dikkati" başlıklı yazısında şöyle diyordu: "G.P.U. nun, Milli istiklal davasının hariçteki mümessilleri bulunan si­ yasi muhaceret arasında el altından çalıştı!iı elbette yeni bir şey değildir. Bunu hepimiz biliyoruz... Yaşadığımız muhaceret hayatının çekilmez şartları içerisinde, çok ker­ re objektif vaziyeti ihmal ederek, subjektif amillerin tesirlle hareket eden vatandaş, çok kerre zahirde hak görünen sözler arkasında batıl kasıtlar (11)

Azerbaycan Sayı: 207/1973, A. Vahap Yurısever.

Sovyetler

Birliği Anayasası ve

Esir TOrk illeri.

13


saklandığının farkında olmuyor, kendi arzuları haricinde, bir de bakarsın ki G.P.U. nun, kimbilir kaçıncı elden attığı bir tuzağa düşmüş bulunuyor. Daima dikkatli davranalım ve herzaman düşman en·trikasıyla G.P.U. fit­ nesine hedef olduğumuzu gözden ırak tutmıyalıml Düşmanın bizi dalma demoralize ve dezorganize etmek üzere olduğunu bir an için olsun unut­ mayalım! Evet G.P.U işllyor. Buna dikkat edelim. Onun işini kısır bıraktırmak bize borçtur. Bu borcumuzu, başarı ile icra etmek için, şüpheli sözler, şüpheli işler ve şüpheli adamlardan saklanmak, istiklal idealinin ötedenbe­ ri tanınmış kadrosu etrafında birleşerek bu cidalin sınanmış kat'iyen ayrılmamak liizım!

taktikinden

iman ve Disiplin! İşte GPU'nun işini kısır bırakacak bir şiarı "MUHACERET HAYATI VE RESULZADE" M. Emin Resulzade, muhacerette en büyük görevin blrllk ve beraberli­ ğin teessüsünde olacağına inananların başında gelirdi. Her zaman ve her­ yerde birlik olmanın çeşitli faydalarını telkine çalışır, ufak kırgınlıkların ve dargınlıkların mutlaka ortadan kaldırılmasını isterdi ve şöyle derdi: "Bulunduğumuz Muhaceret şartları dahilinde, Azerbaycan Davası na­ mına birleşmek, milli davayı yaşatmış veya yaşatan fikir sistem ve mlles­ selerine hürmet etmekle olur. Bunun için her türlü küçük hesaplardan ve marazi hislerden sıyrılarak ana fikre önem vermek liizımdır. Yakın geçmişi inkiir ve muşahhas ide ve şahsiyetleri çürütmek gayre­ tiyle meydana atılanlar, bilerek veya bilmeyerek bu davayı küçültenlerdlr. Bu hususta hepimizin çok titiz ve dikkatli olmamız icap eder. Şunu bilmeliyiz ki, "Davamız" fani üç kişinin inhisarına alınacak kısır bir dava değildir. O nesilden nesile devredilen fikir müessese ve şahsiyet· lerine sahip velüd bir davadır, Tecrübeli büyükleri ile delikanlı gençlerini kopmaz ideal ve fikir tesanüdüyle biribirine sımsıkı bağlayan bir dival Dünkü idealist nesil ile bugünkü idealist nesli birbirine bağlayan 28 Mayıs 1918 de iliin edilen "istiklal Beyannamesini" intaç ettiren fikir ha­ reketidir. İster ölmüş olsun, ister hayatta bulunsun, ister yaşlı olsun, ister eski muhacir, ister yeni muhacir olsun bütün Azerbaycan'lıların bu muazzam ha­ reketteki mevki'i ve şerefleri, esas ideolojiye gösterdikleri ve gösterecek­ leri sadakat, bağlılık ve hizmetleriyle mütenasiptir" ( 12). [12)

14

Azerbaycan Sayı: 2S.27/195ô.


" MiLLi AHLAK VE RESULZADE" "insan topluluğu, fertlerden hırs, kin ve hodbinlik gibi köti.ı hislere esir olmamalarını, terbiye ve nezaketten ayrılmamalarını. vatan ve mil· Jetlerine bağlı kalmalarını, yurdun refah ve saadetine durmadan çalışma· !arını, aile ve akrabalık bağlarını kutsal saym81arını, evlatlarını vatana hayırlı olacak şekilde yetiştirmelerini talep etmektedir." diyen M. Emin Resulzade, Milli ahlaka da çok önem verirdi. O Milli ahlak için. "Fertler· den müteşekkil büyük bir topluluğun toplu bir halde uyacağı ve daima bağlı kalacağı bir U:kım maşeri umde ve kaidelerdir." derdi. "Mil!et hizip­ lerin, zümrelerin ve sınıflerın fevkinde olduğu ve bunların hepsini içinde barındırdığı ve koynunda beslediği için ·hiç bir. hizip, zümre ve sınıf men· faatlerine veya gayelerine feda edilemez. Hele milli varlığın şahsi tema­ yüllere ve garazlara elet ve vasıta edilmesi ekl-ü hayale bile getirllemeıı:." dedikten sonra şöyle devam ediyor : Herşey millet uğruna- işte hakiki vatanseverlerin yegane şiarı bu olmalıdır. Milletin birliğini ve bütünlüğünü korumak, milli ahlakın başlıca umdeısidir. Türklük ve milli istiklal prensiplerine mutlak sadakat, milli ah· tikın ikinci büyük umdesidir. Bu umdenin kat'i ve zaruri icabı olarak, düş­ mElll ve müstevli herhangi bir kuvvetle milli istiklal bahsinde açık veya kapalı hiç bir pazarlık yapılamaz. Verilen söze ve yapılan serbest anlaş­ m&lara riayet milli ahlakın üçüncü umdesidlr. Hakkı, hürriyeti, sulhü ve demokrasiyi koruma ve savunma, zülme ve tecavüze karşı sarih bir cephe alına milli ahlakın dördüncü umdesidir. Milli seviyeyi dalma yüksek tut· me, geriliğe ve cehalete karşı savaşma milli ahlakın beşinci umdesidir. Bütün bu umdelere riayet eden milletlere insanlık cilmi�ı. ileri, kül· türlü, seciyyell, zinde ve istikbali parlak milletler, diye kıymet verir. Aksi yolu tutanlara beşer topluluğu da, tarih de mütefessih, çürümüş ve ölü­ me mahkllm milletler damgesını vururlar. Tarih boyunca milli devlet kur. ınağa ve yaşatmağa muvaffak olmuş ve ün salmış milletler, hep e:tlak ve seciyyelerl itibarly.le sağlam olan ve seğlam kalmış mllletlerdir. Ahliik ve fazilet fertleri yükselttiği gibi, onu taşıyan millete karşı dünya umumi efkirının, besleyeceği itibar ve itimadı da gitgide yükselle ve arttı­ rabilir ve böylece milli davanın tahakkukunu birhayll kolaylaştırır. Seciy· yesl düzgün ve sağlam bir millet istikbalinden emin olabilir. Çünkü milli 'sahadaki har muvaffakiyetin başı ve esas şartı milli fazilettir. (13) "KAFKASYA BIRLIGİ VE RESULZADE" Azerbaycanlılar arasındaki birlik ve berabe rliğ in teessüsü kadar, Kaf­ kasya Birliği meselesine de geniş ölçüde yer veren Resulzade. ayni düş· mana karşı memleketlerinin elbirliğile savunmasını temin bakımından Kaf. (13)

Azerbaycan, Yıl 1. Sayı: 12. Şubat/1953.

15


kasya'da yaşıyan milletlerin müşterek bir cephe halinde birleşmelerini da­ ima ön planda tutmuş, uzun süre Kafkasya konfederasyonu fikrini savun­ muştur. Ekim 1929 tarihli. istanbul'da intişar eden "Odluyurt" Dergisinde bu hususta aynen şöyle diyordu: "Azerbaycan'da dahil olduğu halde, Kafkasya Milletlerinin kurtuluş mücadelelerini ruhlandıran siyasi fikirler manzumesinde yer tutan en mü­ him şiarlardan birisi de Kafkasya Birliğidir. Karadeniz ile Hazer Denizi arasında Kafkasya silsilesinin aşağısiyle yukarısında yerleşen başlıca milletlerin birleşmesini icap ettiren sebeple­ ri teşkil eden amil -şüphesiz- bu milletlerin müşterek bir düşmana karşı mücadele etmek zaruretinde bulunduklarıdır. Böyle müşterek siyasi müca­ dele saikile vücut bulan siyasi vahdetlerin en büyük misalini bugünkü ls­ viçre ittihadı teşkil eder. 'Kafkasya Birliğini ifade eden ve bugün başlıca Kafkasya Mllletlerl ara­ sında kabüle geçen siyasi şiar Kafkasya Konfederasyonu şiarıdır. Tuttuğu coğrafi mevki itibariyle, Kafkasya iktisadi bir vahdettir. Bu vahdet, harice karşı siyasi istiklalini temin edebildiği gün, umumi cihan mübadelesinde pek mühim bir ehemmiyet olarak, rus sisteminde her türlü mahrumiyete katlanan bu güzel memleket, medeni cihan sisteminde refa­ hını bulacaktır. (14) Uzun çalışmalar. karşılıklı iyi münasebetler, semeresini vermiş ve ni­ heyet M. Emin Resulzade, Rusya mahkümu Milletlerin birleşik cephesi " Promete' Derneğine mensup Kafkasy;:. kavimlerinin mümessilleriyle 14 Temmuz 1934 de Kafkasya Konfederasyonu misakını imzalamış, Promete Dergisinde muntazaman makaleler yazarak Azerbaycan'ın Milli kurtuluş davasını ve Kafkasya Birliğini savunmuştur. Nihayet, 1935 yılı Şubat ayında " Kafkasya Konfederasyonu Şurası" kurularak, Kafkasyalıların müş­ terek siyasi faaliyetleri daha teşkilatlı bir şekil almıştır. M. Emin Beyin dediği gibi; "Artık Kafkasyalılar arasında Konfederasyoncu olup olmamak değil, kimin daha samimi ve sadık bir konfederasyoncu olması bahis konusudur. Kafkasya Birliği fikri bir ide haline gelmiştir." "KÜLTÜR GELENEKLERİ VE RESULZADE" Mehmet Emin Resulzade, Azerbaycan'ın kültür gelişmeleri konusunda çeşitli tetkik ve çalışmalarda bulunmuş, bu hususta bir çok değerli eserler vermiştir. Ona göre; Din unsuru bakımından Vlll. nci yüzyıldanbaşlıyarak (14) 16

Odluyurt. Yıl 1, Say: 8, Eklm/1929.


islim medeniyetine giren Azerbaycan, etnik unsur bakımından da Xlll. ncü yüzyıldan itibaren tamamiyle Türk Camiasına dahil olmuştur. Araplar za­ manında yarı müstakil ve müstakil feodoliteler halinde idare olunan Azer­ baycan, Büyük Türk sülaleleri zamanında da ya bu sülalelerin başlıca idare merkezlerini teşkil etmiş veya bunların çöküşü üzerine, kendine mahsus müstakil vilayetler, Atabeylikler ve Hanlıklar şeklinde yaşamıştır. Hele Kuzey Azerbaycan'daki Şirvanşahlılar binyıldan fazla bir zaman süresinde istiklallerini muhafaza etmişlerdir (15). İslami doğu kültürü sahasında Azerbaycan'ın küçümsenmiyen bir rolü vardır, diyen Emin beye göre. lbn-i Sina Okulunun mümessillerinden, Avru­ palılarca meşhur olan X. ncu yüzyıl filozofu "Behmanyar" bir Azerbaycan­ lıdır. Xll. nci yüzyılda Şirvanşahlılarla Atabekler sülalesi zamanında, Azer­ baycan bir sıra istidat sahibi şairler yetiştirmiştir. Bunlardan büyük Huma­ nist Genceli Nizami, dünya edebiyatının en meşhur simaları arasında ünlü yer işgal eder. XVI. ncı yüzyılın ilahi şairi Fuzuli'ye malik bulunuyoruz (16). XV nci yüzyıla ait Baku Akrapol'u, Nahçıvan'da Xll. nci yüzyıla ait Mü· mine Hatun ve Atababa Türbeleri güzel mimari eserlerdir. Mirza Fethali Ahuntzade, lslam dünyasının ilk Dramaturgu, Arap harf­ lerinin değişmesini isteyen ilk isliihatçıdır. Müslüman dünyasında ilk Opera'yı sahneye koyan Üzeyir Hacıbeyli­ dir" (17). "TÜRKİYE CUMHURiYETİ VE RESULZADE" Mehmet Emin Resulzade, Türkiye'ye karşı derin bir hayranlık duyardı. Türkiye Cumhuriyetinin yapmış olduğu devrimleri, kurmuş olduğu sosyal düzeni, gelişen politik ve ekonomik sistemi büyük bir şevk ve heyecanla dile getirirdi. "Cumhuriyet ilkelerinin tatbiki, sade biz Azerbaycan Milliyetçileri için değil, bütün Türk illeri milliyetçileri içn her zaman mukaddes br arzu, eri­ şilmesi istenilen büyük bir ideal olmuştur" diyen Resulzade: Türkiye, sade bu ideal programını kanunlar halinde tesbit etmekle kal· mamış; Cumhuriyet erleri bu büyük hakikati dahi unutmamışlardır. Bir millet, ancak organize oluşu ve iktisadi faaliyet ve refahı nisbetindedir ki, ideal haklardan istifade eder. Fikri, milli ve siyasi istiklallerinin kökü ikti­ sadi istiklölidir. Cumhuriyetin demiryolu siyaseti bankacılık siyaseti; milli sanayi ve ticaret sahasında tatbik ettiği siyaset, işiirın ilgası, kooperatif·

-

-----

(15) ( 16)

(17)

-

Azerbaycan Kültür Gelenekleri. M. Emin Resulzade, Ankara/1949. Aynı eser. Azerbaycan Sayı: 1, Nlsen/1952.

17


çllik ve köy kredisi gibi ıslahat ile köylOyil düşünmesi Tilrklye Cumhuriye­ tinin bu husıı4slarda dahi tedbirli ve faal bulunduğunu göstermiştir. dedikten sonra; Cumhuriyetin 10 ncu yıl dönümüne temas ederek: Biz, Türklüğün ebedi düşmanı · Çarlık Rusya'sının bugünkü şekli bulu­ nan Sovyetlere karşı hürriyet, milliyet ve istiklal namına döğüşen Türk il· leri, her ne kadar Türkiye Hükümetinin taktik olarak kullandığı Bolşevik Rusya ile müdara siyasetinden maddeten zararda isek de, program olarak tatbik ettiği büyük umdelerden manen faydadayız. Rus komünizminin yıkıcı ve yakıcı tatbikatı yanında, Türk demokratız. minin yapıcı ve yaratıcısı icraatı vardır. Yıkıcılık geçer, yapıcılık kalır. Gelecek, milletleri süngü gücü ile yapma re)lme boyun eğdirrmınin de­ ğil, milli hakimiyete, hakka ve hürriyete dayanan lstiklilcılığındır. Evet, Türkiye'li kardeşlerimizin göğüslerini iftiharla kabartan bu bay­ ram bizim de kalplerimizi ümit ve tesellilerle dolduruyor. Bütün samimiyet ve lteyecanımızla bugün sesimizi Türkiye Cumhuriyetini tes'it eden milyon­ ların gür sesile birleştirirken, mllli istiklalin yenilmez bir hak ve hakikat olduğuna en bariz bir misali ile bir daha inanıyoruz. Bu imandan aldığımız yeni bir kuvvetle biz de bağırıyoruz: Vaş&sın müstakil Türk Cumhuriyeti! (18). Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi dolayıslle s evincine pliyan olmadığını, büyük bir memnuniyetle dile getirerek: "Başında Atatürk gibi bu prestiji yaratan ve onun an büyük ölçüde, Millet ve Devletin en hayati menfaatleri için kullanılmasını bllen büyük ve azimli Devlet adamları bulunan kardeş Türklye'nln bu tarihi muvaffak!· yetine biz Azerbaycanlıların candan sevindiklerini söylemeye ihtiyaç var mıdır? Bugün Hatay Türklerinin siyasi mukadderatları üzerinde müessir olup da kendilerinin istiklallerini temin eden Türkiye'nin Avnıpa ile tesis ettiği hüsnü münasebet, şüphe yoktur ki onun daha ziyade kuvvetlenmesini mu­ cip olacak ve bu niıSpette dahi tarihi vazifesini daha büyllk kudret ve im­ kanla yapabilecektir" demiştir (19). "ATATÜRK VE RESULZADE" M. Emin Resulzade Atatürk'ü çok severdi. Onun ölümü , Resulzade'yl derin üzüntüye sevketmiş, Büyük Türk Aleminin büyük ve eşsiz llderl için Almanya'da münteşir Kurtuluş Dergisinin Kasım/1938 tarihli nüshasında, Onu, Milli Mücadeleye sürükleyen sebepleri, Milli Mücadeleye başl am ası­ ııaı (19)

18

29 Ekim 1933, istiklal Gazetesi. Aydınyol, Şubat/1937.


nı ve Anadolu'dan düşmanların temizlenmesi hareketlerini geniş şekilde izah ederek düşünce ve hislerini şöyle ifade etmişti: "Ne lnglllz himayesi, ne Amerika mandası altında değil, O kurtuluşu yalnız hakimiyeti milliyeye müstenid, bilakayduşart müstakil bir Türk Dev­ leti tesis etmekte gönnüştü. Onun için dilem: "Va ölüm, ya istiklal!" idi. Anadolu'ya O, bu dilemle geçti.Efsanevi istiklal Harbini başaran baş kahraman, Çanakkale eklileri üzerine, Sakarya ve Dumlupınar gibi zafer taç· larlyle bezendi. Tarihin üç büyük imparatorluğunu dizleri altına alarak iste­ dikleri gibi parçalayan galipler, bir avuç Anadolu mücahitleri karşısında ric'ate mecbur kaldılar! "Başındaki kumandanı kaçmadıkça, ·Türk neferi hiçbir zaman kaçmaz" diyen büyük Kumandanın sözü doğru çıktı: Ölüm beratı Sevr yırtıldı, istiklal vesikası "Lozan" yazıldı. Atatürk, bir milletin halasını yalnız kendisindeki kuvvetten beklemiş­ tir. Bu fikir, onu gençliğe hitabında bilhassa kaoartılmıştır. Muazzam eserinin müdafaasını emanet ettiği Türk Gençliğine "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" diyen Atatürk'ün Türk köylüsü ile neferi hakkındaki samimi fikirleri, malümdur. Ona göre, "mem­ leketin yegane efendisi köylüdür!", Türküm Diyene Ne Mutlu! Bu onun çok tekrarladığı bir şıardır. Kahramanlıklar fedanı, bu mlllet, yetirdiği büyük adamın zlyaından müteessir, fakat meyus olamaz. Çünkü kendisine ağladığı kahramanın biz· zat kendi ağzından (Bir değil, iki Mustafa Kemal'in mevcut olduğunu işit· miştir. Ölen, herkes gibi, etten ve kemikten yaratılmış, müfred edatile anı­ lan fani Mustafa Kemal'dir" Bir de cem edatıyla anılan Mustafa Kemal var­ dır ki, O bakidir ölmez. Mustafa Kemal'ler yaşıyorlar. Hem bütün cihan birlik ve kadirbllenllk heyecanına hayran bırakarak yaşıyorlar! Manevi Mustafa Kemal Atatürk ölmemiştir. O artık ebedileşti. Hakimiyetin tacdarlara inhisar ettiği eski devirlerde, kral öldü yaşasın kral derlerdi. Şimdi hakimiyet krallarda değil, Milletlerdedir. Bunun için de biz, Azerbaycan'ın hissiyatına tercüman olarak deriz: Kardeş Türkiye, Başın Sağ Olsun!" "ESiR TÜRK iLLERi VE RESULZADE" Resulzade M. Emin Bey, bütün Türk illeri için müspet görüş ve kanaat­ lere sahipti. Onlarla daima iyi münasebetler kurmuş, hür ve bağımsızlık da­ vasının müşterek olarak yürütülmesinde en ön safta bulunmuştur.


O büyük bir inançla diyordu ki: "Bugünkü Rusya dahi, öteki Rusya gibi parçalanacaktır. Fakat na yapsa da boştur. Tarihin vuran (çarpan) nabzlle düz ayak yOrtlyenler,

hak

ve hürriyet ve lstiklillerl için cehdedan mllletlenllrl

Azerbaycan bu mllletlerle beraberdir. ilk emirde Kafkasya mllletlerlle konfederasyon şıarı altında birleşen Azerbaycan, ayni zamanda Ukrayna,

Türkistan, İdil-Ural, Kırım gibi Rusya'dan ayrılmak isteyen sair milletlerle de bir saftadır. Rusya'ya karşı Birleşmiş Milletler halinde bulunan bu cephenin bey­ nelmilel münasebetteki kıymet ve ehemmiyeti şüphesizdir. Hadiseler kat'I bir safhaya girince bu ehemmiyet hemen kendisini gösterecek, müspet lünü oynayacaktır." (20).

"AZERBAVCAN MiLLİ MERKEZi VE RESULZADE"

Resulzade. ebediyete göçtüğü 6 Mart 1955 tarihine kadar, mühaceret· teki Müsavat Halk Partisinin ve Azerbaycan Milli Merkezinin Başkanı ola­ rak Milli Azerbaycan Hareketinin liderliğini üzerinde taşımıştır. Azerbay­ can Milli Merkezinin lideri olarak, bütün Kafkasya milletleriyle bir cephe kurmayı başarmış, ve yine kendi Başkanlığında bir "Kafkasya istiklal Ko­ mitesi" vücuda getirmiştir. Ayrıca, bu Milli Merkez, Türkistan, idil-Ural ve Kırım gibi esir Türk illeriyle de elele çalışarak, bütün Rus esiri Milletlerin bir araya gelerek Birlik mey dana getirmelerini sağlamıştır (21). Rahmetli M. Emin Beyi. birkaç sayfada, bütün yönleriyle anlatmağa imkan olamıyacağı aşikardır. Ben ancak, Onun, muayyen fikir ve düşünce­ lerinden bir demet sunmağa çalıştım. Sözlerimi, Resulzade'nin en yakın dava arkadaşlarından Merhum Mir­ za Bala'nın, O'nun hakkındaki düşüncelerin! kısaca naklederek bitireceğim: "Milliyetçi, lstikliilçi, Demokrat inkılapçı Resulzade, "insanlara Hür­ riyet, Milletlere i stiklal" diye doğdu, ve yine "insanlara Hürriyet, Millet­ lere istiklal" diye gözlerini kapadı. O prensibe sadakatin, mefküreye bağlılığın ve bu yolda feragat, feda­ karlık, azim ve sebatında bir timsali idi. Çünkü o tam manaslyle fazilet sa­ hibi kamil bir insandı. Onun. bize miras bıraktığı büyük milli mefkürenln gerçekleşmesi ve Azerbaycan'ın yeniden istiklale kavuşması uğrunda mukaddes mücadeleye ayni azim ve sebat ile devam edeceğimiz hakkındaki andımızı tekrar eder. /l.ziz hatırası önünde hürmetle eğilirim!.. (221. [201 [21 l

Azertıaycan, Sayı:

(22)

Azcrbaycanı Sayı: 12, Mart/1955.

20

istiklal, 28

Mayıs ıe33. 22·Zl,

Şubat/1!152.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.