Hocaoğlu Selahattin Ertürk - Gönlümce

Page 1



gönlümce SELAHATTİN ERTÜRK


KAPAK DOZENI

:

ZIYA

ŞAFAK

YELKENTEPE YAYINLARI

ÇA�DAŞ BASIMEVI 197 s

:

6

ANKARA


BENiM DÜNYAM


iTiRAF Yaş olup akmak kolaydı, Rahmetim; yağamıyorum. Od olup yakmak kolaydı, Güneş i m ; doğam ıyorum. 1965

5


BENİM DÜNYAM Ne ellerin dünyasında nüfuzum kaldı, Ne onun dünyasında yaşamaya arzum. Geceyi gündüze kattım, Kendimce bir dünya yarattı m : Daha güzel, daha renkli, Daha yaşanmaya değer. Gene de m utlu olamadım; Neyleyim, Dünyama nüfus bulamadım. 1987

8


AHDİM VAR Sokmuyorlar ben i cennetine Allahım, softalar! Fakat, ahdim var: Ateşine aşk katarak Cehenneminden Kendime bir cennet, Yaratacağım. Ve kapısına «Giriş serbesttir» yazacağım! 1964

7


VAKINCA Ayna oldum, kör eline verdiler. Tarak oldum, kel başına vurdular. Umut olup meyvalandı m her mevsim, Bana, çürümey.i reva gördüler. Vatanlaştım, harimime g i rdi ler; Bayraklaştım, direğimi kırdılar. « Derman!» dedim başımdaki dertlere Yüreğimi ateşlere sardılar. 1963

-

1964


KAFESTEKi KUŞUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERi

Senin kanadın var, Ruhsatın yok; Uçamazsın.

Ben im ruhsatım var, Kanadım yok; Uçamam. İkimiz de uçaınayız, Yüceltilen özgürlüğü Tutamayız. 1962

9


BiR DÜZENE GELMİŞSiN Ki Kartal da o lsan Bir kuşsun kafeste. Çırpınmak boşuna ; Üstelik, Kırılır kanatların. Sükunet bul da karta l ım , Durulsun yüreğinde kuduran deniz; Böğrüne düşür kocaman kanatlarını. Dinsin, Bu dar kafesteki fırtına. 1962

10


SEVECEKSİN iNSANLAR!

Şöyle bir düşünürsen eğer, Nasıl sevebil irsin insanları? Fakat môdem ki gönül koydun kalbin adını, Seversin ve seveceksin insanları! 1954

11


ELVEDA DESEK Mİ?

Kızlarım boyumla beraber, Bir oğlum var: cete mi çete! Uslan ı p oturmakta n ne haber, Dostlar, Elveda desek mi hürriyete? 1962

12


BiR DEGIL, iKi DEGIL Aşk delis i gönül, Dert harmanı bağır; Bir de hayat gailesi : Öylesine ağır. ister ağla, ister bağır. Bir değil, iki dei:)il Duymayan şikôyetimizi: Her makam sağır. 1962

13


DOLAP BEYGiRi

'

Dünya döner. Dünyadakiler döner. Kodamanlı koltuklar döner, Efkarlı başlar döner. Döner, döner, Daha neler döner, Bilir m isiniz dostlar? Namus yüklü çilekeşler döner: Ben dönerim, Bir dolap beyg iri olmuş Habire dönerim. 1962

14


YİRMİNCİ YÜZYIL TÜRKIYESl'NDE Farkına varmadan geçmiş yıllar, Hepsi geçmiş yıllar olmuş. Saçlarımda çoğalmış aklar ... Alnımın al<ı vurmuş aa ondan, desem; Desem ama, kimse inanmaz ki! Yirm inci Yüzyıl Türkiyesi'nde Kara çalınmadık a l ı n mı ka ldı? Derler adama! 1962

15


ÖLÜM ŞiiRİ

Tabutta Doğru d ürüst yatamam g ibi gelir bana Ö ldüğüm zaman. Doğru lup seslenmek isterim Ardımdurı uğluyanlaı ll:

Sağ l ığımda nerdeydiniz, diye. Namazım k ı l ı nırken hele Nasıl tutarım kendimi? Mutlaka gülerim musal ladan . Günah olmasın ama Ya tenim değd iğinde toprağın tenine, Bir kadın etine değmişcesine l rklliverlrsem birdenbire; Ne yaparım? Soru melôikesi geldiğinde Nasıl konuşurum : çenem bağl ı!

16


13unca okuyuştan sonra, «Merkez- i hô ke atsalar da bizi, Küre-i arzı patlatır çıkarız» diyen Namık Kema l ' i. Kapa n ı p kalamam herha lde O k utu misa l i mahalde! B i r de «baba» d iye meleşirse kuzularım, Cansız da olsa y üreğim hoplar yerinden; O kalp ağrısına nas ı l tahammül ederim? Hele Mezatl ık olur da kitaplarım Hoyrat eller incitirse göz nurumu Bir ömür verdiğim sayfalarda; Ne olurum dostlar, ne olurum? ,

1954

17


FARZ Artık farz oldu yaşamak; Cünkü ölemem, Götüremem kara yere Bütün bu fikirleri, Bu düşünmeye a lışı k beyni, Bu duymaya düşkün kalbi. Kara toprağın birden bire Ayaklanmasından korkarım. 1884

18


BÄ°ZE DAiR



KİMDiR BU?

K i mdir bu: fazilet şahikasından, Vatan topraj;jına vuru l u p düşen? Bahar sellerince akan Hayatı, şerefle değişen? lsti klôl safını tutan nizada; Tehl ike büyüdükçe gazada -Menfaatlardan azade­ H ızırlar g i b i yetişen? Boynunda duyunca m i lletin vebalini, Sancakta rı-örüp yavrusunun hayalini, Ararcasına son vlsa l i n i , Kükreye kükreye dögüşen? Kimdir bu: fazilet şa h i kasından, Vatan toprağına vurulup d üşen? Tam vôdesi yettl�l an, Ebediyetle yarışan? 1 953

2l


BiZiM INSANLARIN TÜRK8S0 Bir savaş günü göklerde, Melekler çağrıŞ'ır adımızı; Haykırır maksadımızı, Bayraklar dalgalandığı yerde. Bir sabah . . . en güzeli Endişeli sabahların, Kan l ı yaşlarla yunmuş silôhların Yaman konuşur dili. Hınçlı ellerde beşikler, Kurban n iyetine büyütmüş bizi. Doldursun vatanda boşluğumuzu. Gülümseyen ışıklar . ••

Nasibimizdeymiş kahramanlık, Hazzı bize kal m ış harcanışların. Hatırası diye yanışların, Türküler söylensin yan ık! Zafer günleri şenliklerde, Yetimler çağrışacak adımızı. Tek unutturmasın maksadım ızı, Bayraklar dalgalandığı yerde. 1952

22.


BiZE DAiR

Aşktan yana. dertten yana Nasibimiz boldur bJzim. Ulu Tanrı, günümüzü Zeh i r ile doldur bizim. Dostu, d üşmanı seçeriz; Dost ağu sunsa içeriz. Yurt için candan geçeriz, Yolumuz, bu yoldur bizim. Baş da, ayak da kendimiz. işte sınırlar: bendimiz. Beğle�imiz, efendimiz Bu millete kuldur bizim. Beş kıt'anın yiğit ırkı Türk'te bulunur mu korku! Savaş yıldıramaz Türk'ü: Yaramız bir g üldür bizim. Alınlar a lnımdan ak mı? Dağlar, başım kadar dik mi? Günü gelip kükredik m i Ordumuz, kol koldur bizim. 1947

23


BiZDEN SATIRLAR

Azap tellerinden en güzel çelenk; Ölümler tanıdım yaşamaya denk! Türlü endişeden tatlı bir ahenk Yaratan kudretin hayranlarıyız. Milyonlar canandır bizi coşturan, Bir hak var mukaddes yola koşturan. Koca dağlar gibi şahlanıp duran Türk'ün okunmadık destanlarıyız. 1 952

24


GENE BiZE DAiR

En şan l ı yiğitlik dağları bizde, Bağlara dönüp de bozulan biziz. Define var diye yüreği mizde, Her devir bir türlü kazılan biziz. Adalet aşkıyla budand ık d iye, Hürriyet bağına dadandık diye, Vatana, millete adandık diye, Mahkum defterine yazılan biziz. Biziz: ıstıraptan doğan insanlar, Biziz: b i l i n meyen Türk'e kurbanlar; Bir ömür boyunca bin ömür kadar Hak için , Türk için üzülen biziz. Biziz: boynu bükük yollar üstünde. Bir çift söz var - denmez - d i l ler üstünde. Dalkavuk köpeği el ler üstünde. Toprağın bağrında ezilen biziz. 1 951

25


ÜLKÜDEN GELiR

Bağrımın başını yakan ateşi n Közü, muazzam b i r ü l küden gel ir. Hazzlı, yurt derdiyle yoğrulan başın Senfoniden değil, türküden geli r. Ya dert, ya sevdadır başımdaki hôl, Göğsümde yay olup, gerilmiş hilôl. Kükreyen Mehmedi tutan itidal, Kim demiş. kim demiş korkudan gelir! Varsın bende olsun en kara yazı, Yiğ itim, merdane söylerim sözü. Ne kadın, ne içk i güldürür bizi: Bizim her şeyimiz ülküden g elir. 1947

28


SEVDALIYIM BEN

içimde yankısı yanardağların , Gitgide küçülür düşman gözümde. Umutlar içinde do()ar her yarın, Mertli k okunuyor alın yazımda. Şu vatan parçası kara toprağın, Sevdası gönlümde, derd i başımda. Rengine dolmuşum şanlı bayrağın, Dalgalanır durur gece düşümde. Fırtınadan yeğin, ateşten sıcak Bir hôl beni sarmış candan gönülden. Ü lkü ateşiyle tutuşmuş ocak, Yangın içindeyim, sevdal ıyım ben... 1946

27


NE CIKAR?

Ruhumuz en yüce hazlara daldı, Artık acıların bile zevki var. Bu yolda yürürken bir kadı n adı Anmasak ne çıkar, ansak ne çıkar! Bağrımdaki yangın o kadar hoş ki! İ çmeden sarhoş bu öyle b i r baş ki. Alev dalgalardan tatm ışız aşkı Kanmasak ne çıkar, kansak ne çıkar. Hocaoğlu, ü l kü yol cularıyız. Vatan sevda lısı, m il let yôrıyız. Yanmış içimizde çoktan ay-yıldız, Yanmasak ne çıkar yansak ne çıka r. 1 947

28


SEVDALANMIŞIM

Tutuşuyor kanım, aşktan mıdır bu? Alev mi, bayrak mı, al kan mıdır bu? Gönlümün baş tacı: vatan mıdır bu? Ülkü ateşiyle ben dağlanmışım, Sevdalanmışım hey, sevdalanmışım! Düşüncem rahattan, huzurdan ıra k; Toprak kokusu var bağrımda, toprak! Estirmiş ruhumu, gönlümü bayrak; Dumanlı dağlara dönmüş de başım, Sevdalanmışım hey, sevdalanmışım! Ne boyun eğerim zorlu düşmana, Ne yürekte korku ölümderı yana; Adanmış varlığım, canım vatana; Ben de mecnun olmuş, ben de yanmışırr:, Sevdalanmışım hey, sevdalanmışım! Ben im, bu toprağın kulu, kölesi ; Beni m , en alınmaz, en d i k kalesi, Benimle dolacak onun çilesi . Koynunda, toprağım; bağrında , taşım! Sevdalanmışım hey, sevdalanmışım! 1 944

29


AŞK ACISI

Y i ğ it başa sevda gelip çattı mı, Neden bilmem zevk acıdan seçilmez! Kalpten köklü olur canan bağ ırda; Candan geçilir de ondan geçilmez. Şu ben im gönlümün sultanı kamu, Yaman bir zevk olur acısı, gamı. Görünmez kuvveti tutar adamı, Bir kere konduktan sonra uçulmaz. Dert i l e inletir, çile çektir,ir; Dermansız bırakır, yuşlar döktürür; Ne belOdır bu MI candan bıktırır. Gönle düşmüş odu, ondan kaçılmaz. Ne h ükmü var: belO olsun, dert olsun, istemeyiz cennet b ize yurt olsun! Duygum pençesinde kıvranır usun, Ne tatlı derttir o, ele açılmaz. İ çimde kükreyen sesi din ledim, Aşkın pençesine d üştüm, inledim . . . Anlad ım, a nladım artık a n ladım: Şu aşk acısına değer biçilmez. 1946

30


ALNIM AK YOLUM ACIKTIR

Anama söyleyin mera klanmasın, Oğlunun başı dik, alnı a k durur. Varsın tal i h imin günü yanmasın, Hak ikat sevdası alnıma vurur. Sevdim bu m i l leti, sevdim bu yurdu, U lur can evi mde Türk'ün bozkurdu. Yerıemez aşkımı bin lerce ordu, içimde dağ gi bi yükseli r gurur. Yi!)itim korkusuz, erim pervasız, Perişan Türklüğüm . . . derdi m devasız. Sevdadır başımı döndüren bu hız Bir h ırs var içimde, bir h ırs. kudurur. .

Bu h ırsı, bu aşkı yenemiyorum; Ben, sönme bilmeyen m üthiş bir korum. Günüm kara olsun. ışıktır yolum, Işı ktır içimde bayraklaşan nur... 1948

31


KARA GÜNLER

Denemek isted im metanetim i , Ben sizi aradım e y kara günler. Ölüm, öldüremez cesaretimi; Ben sizi aradım ey kara g ünler. Günlük heveslere artık elveda. Gönlüm öksüz g ibi kalmış ortada. Türk için her şeyim, her şeyim feda, Ben sizi aradım ey kara gün ler. Aşkım deli eder gezdirir beni , Zaman, öz kardeşe ezdirir ben i. Kim demiş belôlar bezdirir ben i! Ben sizi aradım ey kara g ü n ler. Yattım hak u ğruna, iman uğruna; Türk, deva olayım ded i m ağrına, Bas beni bağrına, vatan , bağrına, Ben sizi aradım ey kara günler. 1948

32


BAYRAK DiYEREK

Sevmişim belôlar getiren işi, Ruhumu besleyen kayna k diyerek. Aşk ile, dert i le yoğrulan başı, Koymuşum bu yola adak d iyerek. Severse b i r gönül dinler mi ferman! Ülkü yol larına düşmüş bu kervan. Yüzyıl lar boyunca, n ice kahraman Can vermiş, «bizim bu toprak» diyerek. Hocaoğ l u , canan oldukça m i l let, l:füi yıldıracak hangi telôket! Ölsek de, çiğnenmez kutsal emanet: Tutmuşuz bir kere bayrak diyerek . . . 1 947

33


YAŞAYACAGIM Kôr etmez yiğite zulüm, işkence; Dönersem bu yoldan eğer, alçağım. Ne mevki, ne şöhret gayedir bence: Türklük, Türklük için yaşayacağım. Ben de bir kaleyim: çökmez. a l ınmaz; Güneşim; alnıma kara çalınmaz. Kardeş dertlerinden ayrı kalınmaz: Türklük, Türklük için yaşayacağım. Yüreğime basar yal ı n ayaklar, Bende dalgalanır şan l ı bayraklar. Boşa beklemeyin kara topraklar. Türklük, Türk l ü k için yaşayacağ ı m. İ htilôl, hilôlde gerilmiş yaydır, Buhrandır içimde bil mem kac aydır; Ö lüm, benim için daha kolaydır, Fakat, Türkl ü k için yaşayacağım. 1949

34


MÜMKÜN MÜ?

Bir yanardaQa d iyorsun ki: Lav saçmadan, Etrafını yakmadan yan. Bir a rslana diyorsun ki: Sessizce kükreı, Bir Mehmetçl()e d iyorsun ki: içimizi titretmeden. Kal bi m izi yerinden oynatmadan Nağra at. Bir okyan usa diyorsun ki: Yelkenleri kırmadan, Gemileri boğmadan dalgalan. Bir kası rgaya diyorsun ki: Çatıları uçurmadan es. Bir çağlayana diyorsun ki: Köpürme.

35


Bir uçuruma d iyorsun ki: Ürperti verme. Bir g üneşe diyorsun k i : I ş ı k saçmadan, Kimseye sezdi rmeden doğ. Bir ormana diyorsun k i : Duman ç ı karmadan yan. Bir kılıca diyorsun k i : Şiddetle in, Fakat kesme. Bir kurşuna diyorsun k i : Delmeden geç. Bir şimşeğe diyorsun ki: Parlama. B!r yıldırıma diyorsun ki: Çarpma. Ve müthiş bir harekete d iyorsun k i : Sak i n ol. MÜMKÜN M Ü? 1 947


VATAN VE ÜLKÜ



VATANIM HERŞEVIM

Gökler gözüm olsa, görsem; Dağlar kulağım olsa, duysa m ; Bulabil ir m iyim senden ôlôsını? Ormanlar ateşim olsa , yansam ; Yar.nbilir miyim aşkı nla yandığım kadar? Denizler gözyaşım olsa. döksem; Ağlayabilir m iyim sana ağladığım kadar? 1963

39


BOYNU BÜKÜK BAYRAK

İ çimde isyan bayrağı, Boynu bükülü kalmış. Koynumda vatan toprağı, Şehit koku lu ka lmış. Ufkumda batan g üneşler Gelir bağrım ı ateşler. Toprak ol unca son asker, Türküm yakıl ı kalmış. Kan ağlar bizim diyarlar, Güler, eğlenir ağlarlar. Kesilivermiş rüzgarlar. Bayra k dökülü ka lmış . . . 1 949

40


DALGALANMAYA HAKKIN VAR

Durgun olsan bir hoşuz, Dalgalansan sarhoşuz; Sen ey Sevda ateşi n i n d i l i , Türk'ün şehit kan ından gülü. Esrik diye kınamasınlar bizi : Şarabın kız ı l ı , Kımızın beyazı Bile bu kadar Döndüremez başım ızı. J:\lıyla şehit kanından m ü barek, Akıyla ana sütünden helô l i m iz, Sen in uğrunda yaşama k, En tatl ı veba l i m iz. Damarlarım ızı oluk eyled i k. Alnım ızı g ü neş, Reng in susarsa. ısınmaya ihtiyacın varsa: Kalbim izi çotuk eyledik, Ülkümüzü ateş. Azm imizi d i rek ettik sa na, Duyg u m uzu rüzgôr. Dünyalar durdukça durmaya, Dalgalanmaya hak kın var. 1964

4L


BAYRAK

Yüzümün akıdır, kanımın alı. Hasretlisi kalsam olurum deli. Gönlüm ona vurgun, ondan kayg ılı ; Her şeyim, her şeyim bu kutsal bayrak Doğdum gölgesinde olurum toprak. Elde bir o kalmış blnlerce yıldan, Hayır, dalgaları değildir yelden ; Konuşuyor bayrak başka bir dilden: Tarihten, şereften, şandan dalgalar, Oluk oluk akan kandan dalgalar. Erkinlik d uygusu, Türklük sevgisi , Geçmiş yüzyılların bitmez övgüsü. Savaşlar angısı, bar:ışlar süsü. Aşkımdır köpüren böyle, yel değil; Alev parçasıdır bayrak, gül değil. Şehitlik, atadan kalma mirasım; Türkledir sevincim, Türkledir yasım� Sana tapmayan ı bil irim hasım. Kölen, kurbanınım, kulunum bayrak ; Senin us görmemiş delin im bayrak . . . 1945

42


TÜRKİVEM

Yaşayışım senin için dünyada, Varl ığım, yokluğum sende Türkiyem. ister miyim Türksüz, cennet olsa da: Bir yanda bin cihan, bir yanda Türkiyem. Yanan ne bilmem ki tpprakta, taşta: Dumanlanıp gider sevdası başta. Ateşin ruhumda, ruhum ateşte Sen varstn kaynayan kanda Türkiyem. Zoru ne bildin mi şu çarpan kalbin? Tan ımıyor artık senden özge din! Kölenim, değilim elbette erkin, Sevmişim doğduğum anda Türkiyem. Şahlanmış dileğe vurulur mu gem? Türkiyem, Türkiyem, ben i m Türkiyem! Dile gelmiyor ki, daha ne d iyem, Yürekte, gönülde, canda Türkiyem . . . 1946

43


VATAN SEVGİSİ

Aşkınla yiğitler yanar, yak ı l ır. Derdin b i le seve seve çek i l ir. Senden özge her g üzelden b ı k ı lır. Şen yurdu Türklerin tüten ocağı , Ata armağı n ı , a n a kucağı. Mehmetçik adına, Türk l ü k adına. Ne kıza vurgunum, ne de kadına; Vatan sevg isi n i n vard ım tadına. Şen yurdu Türklerin tüten ocağı, Ata armağanı, ana kucağı. Çileyse doldurdum, aşk ise duydum, Yoluna kurban m ı. can ise koydum. Uğrunda her şeyi ben ülkü sayd ım. Şen yurdu Türklerin tüten ocağı, Ata armağanı, ana kucağı. Koynunda n i celer yan m ış, kül olmuş, Kahraman erlerin kanı g ül olmuş. Varl ığ�m şu anda bir gönül olmuş Sended ir Türklerin tüten ocağı, Ata armağanı, ana kucağı. 1945

44


YAŞ DÖKÜYORUM

Tanrıdağ başları duman dumandır, Benim bu aşk ile hôlim yama n d ı r. Kül olup g iderim bunca zama n d ı r. Başımdan büyük bir dert çekiyorum, Kan dökemiyorum. yaş döküyorum. Adı söylenemez olmuş d i l lerde, Bozkurdum, öz yurdum kalmış el lerde. Kırk mi lyon, kırk milyon gözü yollarda. Başımdan büyük bir dert çekiyorum, Kan dökemiyorum, yaş döküyorum. Yaşa rım ülküyü düşte. tıoya lde, Yüzyıl lardan , h a n i , ne kalmış elde? Türk, Türklük perişan olmuş b i r halde! Başımdan büyük bir dert çekiyorum. Ka n dökemiyorum. yaş döküyorum. Eğ i lmez bu dik baş tükenmez derman , Yıkılmaz: d i k burçlu kaled i r iman. Fırsat yok Türk için olmaya ku rban. Başımdan büyük bir dert çekiyorum, Kan dökemiyorum, yaş döküyorum. 1945

45


KOÇAKLAMA

K ılıç paslanıyor kında, Durmuyor arslan yelel i m. Gösterin, vatan uğrunda, Delel i m, dağlar delelim. Acın, acın da meydanı, Sel edel im akan kanı; Bir vuruşta bin düşmanı Bölelim, iki bölelim. Del i gönül us görmesin, Yiğit yürek yas görmesin; Silôhımız pas görmesin; Silelim, kana silelim. Alında zafer güneşi, Bağırda ü lkü ateşi; Kükreşelim erkek, d işi Gelel i m , vecde gelel im. Küheylônlar kanatlıdır. Koc yiğitler inatlıdır. Yaşamadan da tatlıdır, Ölelim, mertçe ölelim. 1943


DAVUL ZURNA DiNLERKEN

Vurun, vurun davula durduğum artık yetsin , Heyecan kasırgası durakları tüketsin. Acın. acın meydan ı , yiğitler halkalansın, Efem, meydan okusun, dört bir yana dolansın. Alsın usu başımdan bir kasırga ordusu, İ çimi yıkamaz bu kadar, kükreyen su. Davul - zurna sesleri. .. ne muazzam bir beste. Türk'ün büyüklüğünün heybeti var bu seste. Bu havada yiğitler tutuşuyor g ü reşe, Bu havada Mehmetçik atılıyor ateşe. Bu havada arslanlar kükrüyor iki yandan , Bu havada korkaklar çekiliyor meydandan.

47


Bu havada en korkunç nağra lar atılıyor, Bu havada ölüme, ölüme çatıl ıyor. Bu havada devleri titretecek heybet var, Bu havada bir m illet, koskoca bir millet var. Taşıyor ordu ordu ruhların kükremesi, Duyuyoru m içimde en tok, en erkek sesi. Köroğlu, Zeybek, Dadaş bu seste devleşiyor, Yanıyor da lg·::ı dalga kanım a levleşiyor. Sığmıyorum şu anda yedi kat kavramına, Çık ıyor duygularım sın ırsız bir akına. Dinl iyorum ırkımı cihang ir günlerinde Kbrkunç nağra larıyla Viyana önlerinde. Gözümde şimdi Mohaç, Sakarya canlanıyor; içimde bin bir ôlem tutuşmuş, gök yanıyor. Sesime «kaba» diyen yüreksiz, göreyim kim? Ben Türkün öz evlôdı, işte bu beni m sesim. Bu seste Attilô'yı, Timur'u, görüyorum ; B u seste ben Allaha, Allaha eriyorum ... 1944

48


ZEYBEK

Coşturuyor içiıni erkekçe, tok bir seda ; Zeybeklerin zeybeği haykırıyor ortada : - Haydaa! Nasıl bir na�ra atış. nası l bir haykırış bu? Nasıl vecde yükseliş, nasıl ruha varış bu? Bunu bütün varlınırn dil olup söylemeli, Böyle d i k i lmelidir Mehmetçiğin heykeli. Kim bu , a l n ı göklere değecek g ibi duran? Bir gençlik mi oyukta. b i r m i llet m i haykıran? Alevlenmiş gönüller kükreşir: varol, yaşa! İçlerde sevgi dolu egilmeyen bu başa. Bu d uruşla bu zeybek bir devi andırıyor, Bu akşam ta yürekten yan ıyor, yandırıyor. 1 944

49


ÖZLEYİŞ

Sultan Sel im'e dar gelen bu dünyada, Bağrında insanların Türkçe dertleştiği Bir büyük Turan vardır. Bu,

Dünkü şanlı cihangirlerin Bugünkü perişan yurdu, Turan'da, Kara tal i h i n i yenmiş Dine ima n l ı bir gene Türkiye vard ı r. Koca Asya'n ın bu aydın başı, Kücüklüğünce büyük Türkiye'mde, Bağrında doğup büyüdüğüm Bir mutena kasaba vard ı r. Mihalıççık

Babamın toprağıyla ziynetli Bu küçük kasabada

50


Yelkentepe Yel ken açmış g ibi sefere hazır. Seferim var esk i günlere: Baba ocağına ,ana kucağına ; Kuzu olup melediğim, Büyük tece l l i ler hayal eylediğim Çocukluk i kl imine seferi m var. Yakar hayalimi hôl ô, Yal ı n ayaklarımın öptüğü k ızgın toprak. Hôiô tomurcu kta veya çiçektedir, Dibinde komşu k ızla rıyla Evc i l i k oynadığım; Da llarında sa lınca klar Kurulu ağaçlar. Hele mektep yolu : Üzerinde hergün döğüştüğüm! Tırmanır g ibiyim aynı yokuşu tekrar, Ve set baş ında durıır gibidir hôlô Dev cüsseli. altın kalpli Ve yumuşak baş l ı bir büyük insan. Fırtına d in i nce düşen İ l k damla yağmur gibi, Bir sükunet getirir ruhuma Baba m ı n sesi. Emn iyetle bırakırım kend imi Şefkatle açılmış kucağına Mutlu yuvamızın. işte Annem ve kardeşlerim; H ük m ünü yürütür ezeli tılsım: Bir ıslak mendi l kuruyun caya U n utulur her türlü niza. Yolcular görünür Tokmak Harmanı'ndan, 51


Bizim ev halkına heyecan g elir. Terkilerden ağan armağanlar ne k i ; Sayısı arttıkça m isafirlerin Aşım ıza, ekmeğ imize bereket gel i r. Her pazar kuruluşta Kasabanın göbeğinde Taşlara, topraklara rahmet gelir. Bir düğün-dernekle şenlendi mi etraf, Konuya, komşuya hareket gelir. Ya ne hoşca böler -GeceleriUykumuzu ikiye Ramazan davulu! «Ta n rı uludur, Tanrı uludur» Derken müezzin, Türkcemin aheng i Uludan ulu ; Bu sesle ruhuma klivvet geli r. \-lele «Yaşası n Cumhuriyet» bayramları, Köşeye, bucağa hürriyet gelir. Meydan gerek bu coşmuş insanlara : Bizim meydanımız Harman Yeri. Gümbürder davul, öter zurnalar. Ciritler atıl ı r, g ü reş tutulur; Böyle ayırt olur erler meydanda. Analar meleşi r Koç olmuş kuzularının a rdından Sevk iyat oldu kça ; Sın ır boylarına Yiğitler gider bu meydandan.

52


Sakarya - Eskişehir Saferi m var eski günlere: Yepyen i ve ta ptazedi r Hatırası Eskişehir'in. İ lk aşkım. ilk gençliğ i m , İ lk gurbetim; Yı llar yılı Özüm özüm özlediğim memleketim! İ ki adım ötesinde İ nönü , Gazi tepelerinde O makus tal ihi yendiğimiz Vefal ı toprak. iştiyakla koşar. Porsuk yataOında sular Doğuya. Vuslat yaklaşınca O şanlı ı rmak görünür. O şanlı ı rmak, Vatanın kara bağrında Bir n u rlu yatak. Ak haberler taşır Karadenize. Öyle kavislenmiş görüp de Sanmayın d üşma n rnrundan Bel vermiş Sakarya: Porsuk i letince kara haberi, Kuşatsı n d iye düşman ı Kavislen m iş de sular. Zorlu bir yay olmuş Sakarya. Neler görmüş, neler b ilir Durgun akan bu neh i r. Uyu r sularında uyanık durur mazi, 53


Büyük hatıralar yaşar Sakarya'da. Eğil de bak destan istersen: Suların aynasında, Şehitler kanıyla yazılı Bir altın yaprak görünür: Bir zalim devirdi r gelir çatar; Gün kara doğunca ufu klarına, Yirm i g ü ndüz, yirmi gece Kan ağlar Sakarya . N i hayet dolar da çilesi, Süng ülerin ucundaki parıltıda Hak görünü r. Tasmalı çakallar sürüsüne Bozkurtlar yatağı An kara Irak görünür. Hüdadan bir işaret gibi, Gazi evlatlarına Türk ufuklarında yüzen , sönmez Al-sancak görünür. Allah-Allah d iye gürleyince gökler, Korkudan, Yunan yüreği Titreyen yaprak görünür. Ve Sakarya'mı Hôlô esk i « sangaryos» sananlara Hadd ini bilmek görünür. . . Ankara Seferim var eski g ünlere: Eski kalenin d i k burçla rından Seyreder gibiyim Ankara'm ı.

54


Orta-Asya'n ı n Ö n-Asya'yla vuruştuğu Günlerin dehşetiyle ürperir içim. Kardeş kan ından a l a l olmuş Körpe ümitler üstüne Yıldırım düşer. Yüzyıllar bovurıca kör kala d iye Bu şehre talilı küser. Neden sonra bir kutlu gün g elir: Tepeden tırnağa bütün şehir Şöyle bir ye(lk inir. Beşer iradesine boyun eğerken takdi r, Burada tecelli eder son defa Bozkurdu Türk'ün Gazi!eşir. Eski l\alenin dik burçlarından Seyreder g ibiyim Ankara'mı: Çan kaya'ya, Dikmen'e doğru Uzar Yenişehir. Bir m illetin Şaha kalkmış imanı gibi, Ü m itler fışkırır san k i bu topraktan! Ne insafsızlık etmişi m meğer Ankara: doyulmaz belôlar şehri, Dediğim zaman. Gene Türkiye'min d ine imanı Ankara, Süngüler a rasında. AŞ4ındırsam gene asfaltlarını; Göğsüm kabarsa gene Kabardıkça dosyam emniyette. Soğukkuyu'da gömülüp yatan Sıcak aşkım! Demir parmaklıklar ardından 55


Gözlediğim hürriyetim! Kapımı bekleyen süngülü! Kavgalar, g ürültüler içinde �ah i kalaşan gençliğim! Hepsi mazi bugün, mazi. . . Erzurum Seferim var eski günlere: Geçer yolum Kayseri'den, Sivas'tan, Erzurum'dan. Erzurum: Vatandan heybetli coğrafyası var. Erzurum: Göklere meydan okuyan toprak! Emzikli taze gelinler, Genç kızlar ve ihtiyar nineler Hölö atılır g ibi düşman saflarına Ellerde orak, bıçak, nacak . . . A l örtmeler. a k sertmeler Hôlö uçuşur g ibi rüzgarda Bayrak bayrak. Zaferi taptaze durup durur hôlô Aziziye'de, bu aziz bucağında yurdun, Cihana erkekl i k öğreten Dişi bozkurdun. Moskoflar bozulmuş çekilir . . . Gümbürdesin davul, ötsün zurnalar. «Seven sarhoştur elbet, İçse de içmese de,» Seven dadaşların derneğ i var: Hoşbilezik, Tem ürağa, Sarhoş barı. . .

56


Çelik yaylar Geriliyor alay alay. Kim dem iş «sınır taşları» ; Bunlar. Şalıa kalkınış serhat kaleleri! Sarıkamış Uğruna doksan bin fidan ın kırıldığı, N i ce körpe ümitlerin Can evinden vurulduğu Sarıkamış gerido. Allahuekber'do Allah uğruna clhad açmışken, Allah - Allah diyo şaha kalkmışken Allchın kör iradesiyle donup kalm ış Yiğitlerin, O doksan bin kansız şehidin, i ntikam ıyle dolup lm;>a r kalbim. Kars Nihayet görünür şohlr, Kırk yıllık baskı altından Dimdik çıkmayı bilon şeh i r. Kars'tadır gönlüm, Ka rs'ta, Kürtünler altında kor g ibi yanar; Çekilm iş bayraktır kalede, Köşe başlarında kavnalı pınar. Nehir sanmayın Cay sanmayın Suları,

57


Kardeş toprakları bölüp İ kiye ayıran suları: Kalbim kanar ben i m , yüreği m kanar. Yaslı akan Arpaçay'ın kıyısından Hôlô seyreder gibiyim Boynu bükük, yüzü yıkık topra kla rı. Kızılçakçak'tayım sanki gene, Hudut köprüsüne varmışım da öte yanda izim olsun dem. i şim, iz etm işim, o toprakta damgam var! O topra k, bu toprak; Nasıl bölünmüş ikiye, üçe, beşe Bizim topraklar! Sağnak olmuş ışıklar bu ülkede Yağsın diye zulmetler üstüne. Haber sorar doğan güne Saz diye kalbimi çalan ôşıklar; En erkek ses gürler Gönlümün en ince tellerinde: «Gelme Moskof, gelme Kars'a,» «Can sağ i ken yurt vermeyiz düşmana.» Samsun Seferim var eski günlere: Şaha kalkmış tpprakların Göğe ulaştığı yerler, Ziga nala r geride. Zümrüt gibi uzar g ider Karadeniz kıyıları, Sıra dağlar dalgalarla yarışta. İşte Ondokuz Mayıs şehri, 58


Seç i l i r i ller içinde; Yeri bambaşkad ır gönüller içinde! Gemimiz aşarken mesafeleri Doğudan batıya , Beni geçmişte yaşatır hayalim: Gazi'yi karşılamaktaymış g i b i Heyecanl ıyım. Canla n ı r gözlerimde Bölünmez son parça gibi Vatan coğrafyası: Gazi beldelerden Gaziler eliyle kurulmuş Bir gazi vatan. Kükrer içimde iht işamla Ondokuz Mayıs ruhu, O, en mu ktedir cova bı Şark'ın Garp emperyalizm i ne. Esi r kavimler canlanır bu sesle, l<oca kıtalar kım ıldanır; Ezeli sancısı depreşir Tanrı Dağları'nın: Yen i bir gün doğuyor, İ nsanlığ ın Yüzyıllardır özlediği O büyük gün doğuyor . . . İstanbul Seferim var eski günlere: Nazlı b i r gel in g i b i süzülür İ stanbul hatıramda. Denizi ilk gördüğüm.

59


istanbul'a ilk gönül verdiğim Günün havasındayım. Şaşırıp kalm ışım Galata Köprüsü'nde: Almış ben i tabiatın saltanatı Ü rperişten ürperişe, Varlığına karışm ış da İ stanbul olmuşum baştan başa. San k i yen iden başlamışım hayata, Semavi duygularla yanarak. Nasıl yan ılmaz bu şehirde. Bu İ stanbul şehrinde Sağın mavi, solun mavi Her yanın mavi ; Maviler içinde yunmuşsun Nasıl olmazsın semavi? Allahın ve kullarının Bu en g üzel eseri , Büyülemiş ben i de Fatih'leyin, Ned im'leyin; Fethetmiş gönlümü temelli, Fethi atalarımdan öğrenen şehir. Bu şeh ir, Bu lstanbul şehrinde Yetmişyedi dağ oturmuş yedi tepeye; Hepsine kanat verm iş Türk'ün imar gücü: Göklere uçuverecekmiş g ibi hafif Kubbeler, Taştan ve topra ktan selvi lerd ir Şu dipdiri m inareler! Şu Topkapı, Şu Dolmabahçe, Şu Yıldız ...


Devirlere hükmeden fermanlar Alır hayalimi yaldız yaldız. Dün yükselen Şarkın Bu en güzel lıötırasında, Türk oldugumuz kadar, G u ru rla ve iftiharla Osmanl ı'yız. Konya Seferim var esk i günle re : Konya'dayım. Vatan içinde vatan bulmuşum; Mazi konuşunca cığır ağır Yeşil kubbeden , Gön ül i klimine sultan bulmuşum. Selçuklu, Karamanlı. Osmanlı, Derin hatıralar anlı şanlı B i r edilmiş İ ki küçük hecede. Uykuda sanmayın ı:ıa kin görüp de: Şeh i r düşüncede. Bu ül kede, Uyuyan Mevlöna uyutmaz irfanı. Surda yaşamışım on vakur heyecanı, Burda gerilmiş irfan yayım; Gömülüp g itmişim tovazudan, Konyal ı değilsem do işte Konya'yım. Alöaddin Tepesi'ne çıkmışım, Dileğim var d ilenecek.

61


Bütün şehir ayağ ımın altında;

Şöyle bir ooh çekmişim, Muradım kalmış alınaca k . . . Bir yuva var b u şeh irde: Garip ve öksüz. B i r ocak yanar bu yuvada: Hasretle tutuşmuş. Bir baca yükselir bu ocakta n. Tüter içime içime . . . Ve ben, Okyanuslar ötesinde Hasret çekerim: Murad ım var alınacak . . . 1954 - 1955

62


BÜYÜK ÜMiT

Bayraklar, ellerde bayra klar, Hürriyet türküleri dillerde; Makam makam, Türlü türlü dillernn Bütün i nsanlar hür olacak, Bağımsız olacak milliyetler. Bayraklar, ellerde bayraklar, Al al yanar aşk atoşı. Bir ümit n urudur pmlm Alnında kahramanların. Bir türkü söylenir dillerde: Bütün insanlar hür olacak, Milliyetler bağımsız. Bayraklar, ellerde bayraklar, Mütevazı fôtihleri irfan ordusunun

63


Geçebil d iğ i g ü n dem i r kapıları; Haklar ça lan, hürriyetler gasbeden i nsan suretinde canavara Bir nihayet olacak. Bü�ün i nsanlara hürriyet, Ve milliyetlere istiklöl Ebedi hak kalacak . . . Mutlu l u k yaşları yuduğu gün kan izleri n i, Bir nice gülümseyişle ferahlayacak gökler; Bütün milliyetler kardeş olacak, Ve insa nlar kardeş çocukları. . . Bağ ı msız vatanlarda hür bayraklar Dalgalanıp duracak hür nefeslerle; Ve böyle Yüzyıllardır süren b i r büyük rüya Gerçek olaca k... 1956

64


BU NE DÜNYADIR

Tasalı aln ında okursun döim End işeyi istlkballrı; Mazi namına bir çcıtık sima! Kaç güneş doi)up batmış da Hölö karanlık semaı ,

isti klö l sancıları çııtlaıırken Arzı yer yer, Hela toprağı çlğnorıir şüheda n ı n ; Bir gölge kımıldar l>cıyra klar üstü nde! Kükreşen Ülküler çarpışırken Yürür kahharca hükmü, zama n ı n ; Yürür k i bir büyük hüsran içredir Kırık ümitler topra klar üstünde! .

65


Nasibi yuvarlanma k ki dünya n ı n , Korkunç b i r boşl ukta yuvarlanır ô lem; Kuı,;ku. kuşlar g ibi kovar ard ı n ı , V e düşlenen tatlı rüya lar rağm ına, Ü rpertiler parıldaşır tomur tomur , Ürkek yapraklar üstünde! Hem insan, Hem de düşmansan insanlara Anlamam! Bir kıl bile kıpırdamazsa sende, H ima layalar boyunca yükse l irken Feryadı esi r milliyetlerin, Anlamam! Soru değ i lse sence Bükülmüş boyunlar; Tasa olmazsa sana, Hak umarken Kara toprakla dolmuş koyun lar, Anlamam! Nutuklar, Çekmişken bayrak diye hürriyeti ; Olmazsa i nsanlar hür, Milliyetler bağ ımsız; Ağlarsa mazlum hüngür hüngür, Anlamam! Duymazsa kulaklar bunca alçaklığı , Görmezse gözler b u can l ı gerçeği , An lamam anlamam! 1954

66


TARIHIN DÖNÜM YERtNDE

Gün kara , dağla r yasl ı , deryalar kan, Bchtımızdan bize zeval doğar. Boyun bükünce ana vatan, Kahraman ır�ıma vebal doğa�. Bize d üşten bile uzakken zafer, Ağyara bir büyük hayal doğar. Şükür ki batan güneşlere n isbet. Batıdan, Mustafa Kemal doğar. Yüzyıllar süren bir sancı şiddetlen ir, Nurlu bir ihtilöl doğar. Şarha şarha olur da Anadolu toprakları, Şarka yol gösteren is•iklôl doğa-r . Şehitler karışınca vata n topraklarına, Ölmez bir büyük Kemal doğar. Gün nurlu, dağlar canlı, deryalar dolu şan, Milliyet düşmanlarına zeval· doğar. Bir m üjded ir dolaşmalı cihan, cihan: Mazlum ufuklara «yükselen h i lô l » doğar. 1956

67


YAŞAMA ISTEGI

Yaşamak iste�im, yaşa mak; Kelle koltukta Savaşa savaşa yaşamak. Gönül dudakta Sevişe sevişe yaşamak. Dağları dağlara vurup Ordulara karşı durup Döğüşe döğüşe yaşamak. 1 963

68


İSYANLAR VE DİLEKLER



HAK iKAT YAGMURU

H i l katle başlamış sefer Bir ondan gayrısı nefer. İ çime çöktü hayaller, Hayaller: Allayıp pulladığımız. Türl ü türl ü, azar azar Çekilen dert umman kadar. Kan kusar nice vatanlar, Vatanlar: Kan i l e güllediğimiz. Gayret kesilmiş felekler, Azaba düşmüş melekler. Kanadı kırık dilekler. Dilek ler : Tanrıya yollad ığım ız. Yüz suyunda yunmuş katlar. Sabır taşı olsa çatlar. Aşılmak ister s ıratlar, Sıratlar: Vaktini kol ladığımız. N u ra zulm etti güneşler, Şeytan kulları muzaffer; Dumansız yanar ateşler, Ateşler: Sabırla küllediğimiz. 1 952


ARAYIŞLAR

Bir diz Başımızı koyacck bir diz. Hôlimizi görecek bir göz, Bir göz! Bir d i l , Bizi anlatacak b i r d i l. Yaram ızı saracak bir el, Bir el! Bir dilek, Bizi biz k ılacak bir d i lek. Sesimizi duyacak bir kulak, Bir kulak! 1963

72


ALIN BENi

Sürü ler içinde ya lnızım Alın beni. alın beni. Surda parlamaz yı ldızım, Alın ben i alın ben i . Uza klarda biçareyim, Hasretle pare pareyim, Neyim var ise vereyim, Alın beni, alın boni. Yunuslar, Kırklar, Erenler, Zerrede c i han gören ler, Aşk alıp ömür verenler, Alın ben i , a l ı n ben i . Bir boşaldım b i n doldum, Aşka d üştüm aşk oldum. İ şte kapınıza geldim, Alın ben i , a l ın ben i . Kuzu postuna büründüm. Arslan ağzında barındım. Azapta yundum, arındım, Alın beni. alın ben i. 1957

73


YAKARIŞ

U l u Tanrı m , Gönü l dolusu d i leklerle geld im kapına. Boş çevirme: Gönlünden koptuğu kadar üzgü, Gücünün yettiği kadar felôket ver! Cefa ver, çile ver, Dert ver başımdan büyük! Yokl u k ver varlığımı duyayım . A c ı ver. tad ı n ı ; ıstırap ver zevk i n i çı karayım. Sayısız düşman ver. yeni p kahraman oıavım. Kuşku ver, giderip, salt iman olayım. Koruma, esirgeme, yarlıgama. Beni her türlüsünden sınava çek ; Alnımın akıyla çıkıp Sana yaraşır i nsan olayım . . . 1 946

74


İSYANLARIN VATANI

Açs ı n , çiçek açsın ıstıraplarım. Neş'eli olmanın zaman ıd ı r. Her bcyrak çekilen yerde ben varım : Ruhum isyanların vatanıdır. Nazı saçlarından tut sürü, sürü, Bu. deli gönlümün fermanıdır. Öldürmez her yara aldırma, yürü, Felôket derdimin derma nıdır. Nabzımda vuranı delirten gerçek, Şehit olan ların al kanıdırl. Bağrımı sızlatıp duran bu yürek, Hakkı n , hakikatin volkanıdır. Kora ufukları yırtan hürriyet, Kavi irademin sultanıd ır. Beni benleştiren vatan ve m i l let, Can ımın, can ımın canan ıdır. Açs ı n , çiçek açsın ıstıraplarım, Neş'eli olmanın zamanıdır. Her bayark çekilen yerde ben varım: Ruhum isyan ların vatanıdır. 1948

75


DÖRTLÜK

Şu tarih, ben im mazim; bu hôl benim hôl immiş . . . Ka lbimde hançer g i b i duydum gerçeklerim i . Milleti sevmek meğer sevmemekten elir.ımiş; Çektiğim bana kclsın, yolun çiçeklerimi. 1951

76


DEGtRMEN

Kimim izin kan ı , Kimimizin a l ı n teri, K i m i m izin gözyaşıyle dönen Çarkına tüküreyim Be değirmen, Bu da benden olsun! 1 964

77


RiCA

Alın omuzlarımdan bu ağır yükü, Sökün bu aşkı yüreğimden. Kazıyın beynimden ilm i , irfa n ı : Bir farkım kalmasın ikbaldekilerden. 1964

78


YERİN BOŞ KALMAZ ATAM

Sanma ki dolduramaz bu cüceler Bıra ktığın boşluğu : Bu cücelerin Yere göğe sığmaz gururları. Dağlardan yüce k in leri, Halatlar koparan inatları var. 1964

79


İNT iHAR

Dertler söylenmesin içimde kalsı n , Yük olmasın art ı k vücuduma can, Mevki ler. şöhretler . . . d ileyen a lsın, Bana bir mezarlık toprak ver vatan . .. 1 949

80


GELSiN

Gelsin. felôketler üstüste gelain, Kahpe zaman. beni yerden yere ça l: Hölimi bilmeyen işitsin, bilsin: ıstırap yangını içimde al, al...

.

ı"ertemiz n iyetler iftiralansın. Türk'ün i m kônları Türk'e kapansın! Ne z i l let Allahım! Ben i bıraktın, Bana h ükmedemez üçbuçuk çakal. .. Çekmişim sineye acı gerçeği, Yaşatmak yaşamak gönlün d ileği. A lırsan can ımı ölüm meleği, Bu dava yolunda dövüşürken al 1949

81


iSYAN

Hani benim kanımdı dökülen sınırlarda, Han i ben i m kanımdı akan oluk oluk: Din uğruna, yurt uğruna. Hilô l , istiklôl uğruna! Han i ben i m kanımdı bayrağa ren k veren, Han i benim kanımdı vatan yapan bu toprakları! An ladım. anladım ki şunu: Bir kan deposu gibi kullandılar ben i , Yıllarca. yüzyıl larca . . . Parlak sözlerle boyadılar gözlerimi. Verdiler bana Rütbelerin en büyüğü şehitl i k rütbesini. Eşi m , dostum kavrulurken dünya cehenneminde. Bol keseden bağışladı lar bana cenneti. Yeter, yeter a rtık aldatıldığım! Yırtıp atınca pembe perdeyi gözlerimden. Anadan doğma gördüm gerçeği.

82


Hani bend im Malazgirt'te. «Diyar-ı Rum» u Türk yapan k ı l ı cımla. Hani ben getirm iştim «Batı» yı dize Türk'ün önünde! Hani ben kazanmıştım, Ben korumuştum bu toprakları! Ben değ i l miydim Canakkale'de o meşhur destanı yaratan; Sakarya'da, lnön ü'de kan veren, can veren? Bugün Gene aynı ırkın kanı Damarlarımdaki kan. Bug ün gene Türk oğlu Türküm Eskisi kadar . . . Bugün gene nazl ı sevgi l i m vatan. Dün, Esrik can verirken cenk alan larında Duymadım ama karnımın açlı!}ını, Yaşarken duyuyorum. Savaş perdesi açıl ınca Baş rolü oynayan ben, Barışta Boş bir kovan gibi atıl ıyorum geriye . . . Çoluğum çocuğumla Eğlenirken efend iler geride, Temiz duygularla, Onlar için Yeter artık öldüğüm i leride . . . Yeter artık b u sahte itibar: Savaşların kahramanı, Kürsülerin efendisi, Ve hayatın kölesı. ben. 83


Benim sırtımda onlar Göbek büyütürken kah kahayla; Benim , ciğerlerim yapıştı havasıztıktan. Ben böyle döndüğüm halde Kem ikle deriye; Kabarıyor efendilerin Göbekleri ileri, enseleri geriye. .. Böyle, Bir karagözcü kuklası gibi Ben i zaval l ı kılan, Kader mader değil; Şehit oğ l u şehit oluşudur belki babamın. Soycak, Ün saldıksa da öbür dünyalara; Bu dünyada Baş vurmak para etmiyor, Torpille açılan kapılara .. . Bana gücü yeter kanunlarımın; Mem leket çocukları « Hak» d iye çiğnenen ler; Vatan dertleriyle her yanım yara. Varama merhem sürecek bir el, Beni çürüdüğüm çamurdan Bir karış olsun kaldıracak temel istiyorum. Om uzlarım zor çekerken hayatın yükünü, Onun ağırlığıyla' çatırdarken iskeletim, Kuruluyor sırtıma apartmanlar ... Onların kıvtısında yatmıyor değ i l i m geceleri Şeh re geldiğim zamanlar. Gübre kokan evimden daha temiz asfalt, Geceler g ündüze dön m üş bu şehirde; Ne kadar çabuk geçiyor zaman 84


Ve ne çabuk acıkıyor insan. Tanrının imansız kul ları arasında Yarım çarığımı sürürken, Acıma yerine tiksinti buluyorum gözlerde. Hoş, acınacak halim de yok ya Al laha şükür; Alnımın terini �iyorum . . . «Cok şükür Allahıma,» dedim ne zamandır: Yiyecek bir lokma ekmek, Bir baş soğan buldum d iye. «Cok şükür Allahıma» , ded i m : Sırtıma g eçirecek bir ç u l , Hükümete verecek Para, pul buldum diye. Ne çare, Ak a l nımı kara etti gün; Kışın kar morarttı, Yazın toprak yaktı çıpla k ayaklarımı. Ben g ü lmeyen Mehmedim. Hak için çarpar bağrımda yürek, Hak için kükrer Hak için döğüşürüm erkekçesine... A l ı n terimle yoğru lan, Kanım, canımla kurulan Bu vatan benim. Yetiversin artık sömürüldüğüm. Yetiversin kara yere kefensiz gömüldüğüm . Yetiversin bunca yüzyıl çektiğim çile, Yetiversin kahraman diye Gezdiğim d ilden d ile, Şehvetle kanımı emerken toprak, Gerçi yazıldı adıma Tarihte kaç altın yaprak. 85


Gerqi kurtardım canımla Vatan ı, m i l l eti; Cektim bir bayrak g i b i Ü l keme hürriyeti. Lôkin hani nerde! i pek gömlekl i. altın gözlü k l ü efendiler Ve iri tüylü hayvan derisi g iyen Süslü bebeklerse eğer millet; Heyhat! Yeter artık, yeter artık gördüğüm rezalet. Benim kanun, ben im devlet, ben im m i llet Adalet istiyorum, Adalet. Adalet. . . 1945

86


YAŞAM VE ÇİLE



YAŞAMAK

. . . Aya n ispet. Göz k ırpan yıldızlara bakmak; Aramak mutluluk adlı periyi, Bu ömrü yollarda tüketmek, Dağ ı ürpertivermek bir nefeste; Özg ür mavi liklerin tutsağ ı olmak, Bir noktaya sığdırmak mekôn ı ; Körpe fidanlarda Tomurcu kları okşamak ihtirasla; Ve Bir anda harcayıvermek zamanı. . . 1948.

89


ANAMAM

Anamam seni çünkü unutamadım: Davran ışları mdasın. Nerde, nasıl, kiminle, Olursan ol; Varlığ ın ben im mekônım. Resmedilmişsin gözbebeklerime, Eller;im sıcakl ığınla sarhoş, 1sm ini tekrarlayan bir bozuk plôk Belleği m , Sorarsan h a l i m i işte böyleyim. 1962

90


BELLi Ki ...

Öyle yalnızım k i gene hatıranla: M ilyonlarla dolu şehir boş gelir. Baş olmaz yazıla yazıla, Ben i m derdim bin devaya baş gelir. Ellerin böğründe, boynun bükülü; Mümkünse geçmişi yôdetme gel. Öyle dem ler ki, tahayyülü Bile hayattan g üzel. Öyle acıtır ki aşkın kalbimi: Bıça k saplasalar duymayacağım. Sönmez bir ateşle ya ktın kalbim i, Bel l i k i ben sana doymayacağım. 1955

91


BİR YOLCU GiTTi

Bütün mônasın ı götürdü şehrin, Bedenden ayrılan bir ruh m i sali. Akışı değişiverdi günlerin, Ha varmış, ha yokmuş art ı k ahali. Boşluk içindeyim , gözlerim dolu, Yokluk lar içinde varım gal iba. Bir yumak haline getirsem yolu, Onu bulabilir miyim acaba? Avunamıyorum hatıra larla, Etmiyor bir şeyler ben i tesel li. Bir i lgim kalmamış kışla, baharla, Söylenmez hallere düşmüşüm bel l i . .. 1949

92


AŞIKLARIN SAZIYLA

Nedir beni del, i dolu gezdiren? Korkarım başımda sevda ne olur. Naz oluyor böyle candan bezdiren; Yiğitin her işi merdane ol ur. Olura olmaza eğilmez bu baş, Bir tuhaf kabarır gözlerimde yaş. Göğsündeki yürek yumuşak bir taş, Ondan medet uman ıstırap bulur. Bir başka elemdir gözlerin rengi; Bul unmaz menendi, bulunmaz deng�. Bıraktım gönlümü eylesin ceng i ; Yosma neş'e duyar. ru hum g a m a lır. Hocaoğlu der k i : artık gülemem, Başka aşk istemem, d i le k d ilemem; Nedir beni saran bu hôl b i lemem; Niçin dert kocamaz, neş'e tez ölür. 1946

93


KESiLMEK ÜZERiNE

Karşıma çı ktm Göz kesild i m ; Yüzüme baktın, Yüz kesildim. Tepeten tırnağa Süzdün de ben i Serapa ihtiras kesildim. 1 962

94


KADIN DEDIGIN

Zeh ir g ibi g üzel kaf ir, Neyleyim kadın değil: Gururundan Yere göğe sığamaz. Oysa, Ben i m bildiğim, Kabından taşsa da Kucağa sığmal ı Kadın dediğin. 1962

95


AŞKA VE SİGARAYA DAiR

Bir sigara i ç i m i sürermiş Derler Yirminci yüzyılda aşk. Bu kaçıncı sigarad ır Yakıp söndürdüğüm; Ben , hôlô yanarım Eski sevdaya Hangi yüzyıldayım acaba? 1962

96


İSİMSİZ ŞİİR

Aydansın. y' ı ldızdansın Ama. ne yıldız ne aysı n . . Yakamadan parlar onlar, Sen parlamadan yakarsın. Ekmek aş olsan Doyurmaz acıktırır. Su olsan Kandıramaz, susatırdın. Bunu Hal imden bil irim yör! Her vuslat sona erişte Sana mu htaçlığım a rtar. Yumruk kadarcık kalbimde Den izler, dağlar kadar Dalga dalga Arzular kaynaşıp yatar. İçimde Bir ebedi vuslat İ htirası var. Yumruk kadarc ı k .kalbimde Den izler, Dağlar kadar Arzu lar . . . 1 962

97


GURBETTEN

Sanma ateş yanar duman tütünce, Bu hale dönüşür ümit, b itince. Bir kalp bağışladım sana, bütünce. Gönülsüz çekerim gurbet kahrını. Duyar, d uyuramam: tasam bundadır. Tehl i keye «gelin» d iyen bahadır, Ağlayası oldu, zorlu g ünded ir; Bezmiş ömrün içe içe zehrini. . . Yuvasından ayrı yanar elbette, Yürek, kanad ı kça kanar elbette; Ne mümkün g urbeti yenmek gurbette, Kondura n kondurmuş a rtık mührünü! Can endişesinde tan ıd ı k kuşlar Yed i kat yabancı yerlerde kışlar. Anladı m : toprakta biter yokuşlar, Yutan b i r Cidem var Cidem nehrini. Anladım: bu gerçek yalancı dünya; Bahtımızı çalar, dolancı dünya ; Mal ister, can ister, dilenci d ünya Bozamadı k yıllar yılı sihrini. . . 1954

98


YAKIN'IMA

Benim uzaklarda, Çok uzaklarda kalmış Yakın'ım, Yüzüne bakarken ağlayıverdiği m Gün leri hatırlar m ısın? Hani bir seferinde «Neden ağlıyorsun Baba?» Deyip de dolamıştın boynuma kollarım. Hatırlar mısın yavrum, ha�ırlar mısın? Boşuna değilmiş O sebepsiz sandığımız ağlayışlar: Neler olup geçti o g ünden bugüne! « Mecit Baba» n toprak oldu. Artık kimin kızı olduğunu soranlara « Reis Bey'in k ızıyım» Diye şakrıyamıyorsun. An kara Mezarlığında bir avuç toprak olmuş Gene bir tazenin kızı,

99


Bir damlacık ilim d iye Yuvasından ayrı düşmüş Gurbet garibi bir adamın kız ı , Ben i m kı�ım! Bir mektubunda « Kuşlar g ibi sevindim Babacığım;ı Diyorsun « Hediyeni a lınca!» Benim de kalbim kuşlar g ibi, Kuşlar gibi çırpındı yavrum Gurbet kafesinde. Fakat kederlenme yavrum, Vuslat günü -uzaksa da- ya kın olaca k ; Aşılacak mesafeler, Uzaklar yakın olacak. Kederlenme Ben im uzak larda. Çok uzaklarda kalmış Yakın'ım! 1955

100


IŞIK'IMA

A l laha uzanan ellerin, Gene açık m ı kaldı yavrucuğum? Göründü de en çetin i yolların, Son şık m ı kaldı yavrucuğum? Böyle haberlerd i r yıktı Baba n ızı, Ayrılıktan da beter yaktı Babanızı, Hani ümitlerimiz vardı d izi d izi, Dökük-saçık mı kaldı yavrucuğum? Nedir m i bu kapkara tece l l i ? Tal i h i m iz bizim besbelli. Cefakôr Annen ize teselli, Bir külce IŞ'ık mı kaldı yavrucuğum? 1954

101


ARDINDAN

Tesbih oldu yaş d izisi. Buymuş a l n ım ı n yazısı. Dinmez kal b i m i n sızısı, Kanar, kanar, kanar içim. Canım içi nde canı Yaşayan o di lber ha n i ? Ateşler a lm ış her yan ı , Yanar, yanar, yanar içim. Yok ıstıraptan uza k yer, Yıllar boyu uzar gün ler. Derdinden eriyip g ider işte azar, azar içim. 1 946

102


BİR RÜYANIN U ZANTISI

Kôh onbeşindesin, kah onyedisi nde, Oğul balı süzülüp gelir Letafet her tarafından! Lôkin sen ölmemjş miyd i n , Bende azaplar yaşatarak? Sakın sevgili, sakın konuşmaktan, Gülümseyip d urmana bak: Cevapsız kaldıkça mönalı sualim. Hep g ü lümse ki Sih irli bulutlar ardından, Böyle s ü rü p g itsin hayalim. Benim tasalı dünyama mutluluk kokusu taşıyc.n Bu tatlı zan Sona ermesin ! 1954

103


GÜN BATAR GİBİ DEGİL DE, SÖNER GİBİ

«Yetiş» diyen bir yıldırım yalar yüreğ i n i , Dağı taşı d ü z eders i n ; Uçup g i derken gördün ö l ü m mele� i n i . Yetişilmez k i . . . n idersin! Bir cam devrilm iş sanırsın görünce Upuzun, sofada yatan ölüyü; Son merhaleye varınca, Kazayı ağlatan ölüyü. Bir soğuk mermer yakar dudaklarından içini, Üstüne kapanıp öptüğün za man. Kim bağışlayacak , komşu lar, Rabbınızın suçunu? Nasıl çalınır ikindi vakti bir can! Nasıl isyan etmez insan korkunç şe'n iyete, Artı k end işesiz nasıl yaşanır! Fö il bulabi lsem kendimce bu cinayete, Üstüne cehennemden yeğin i ntikamım bOŞ·J n ı r «Ey cemaat. işbu merhumu nasıl bilirsiniz?» Nasıl d i l in vardı. imam. suale? Ey kaza halkı, altın yürekl i Reisiniz Gider mukadder visale. . . Kazmalar, incitmeden kazm Babamın topra ğ ı n ı , Orası kal bimde k i vatanın kalbidir. Namaza durulmadan sarın, tabutun bayrağ ı n ı : «Ben öldüm, yıldızım parlasın» d iye tabuttan ses gelir. 1953

104 -


«Ölümü dünya, kalımlı dünya,

ANNEMLE HASBİHAL

«Gözümün bebeği çifte kuzularım, Saçma gibi dağıldın ız. » Diyen mektubun Yüreği m i delik del ik etti Anne. Tô içimde duyuverd im gurbeti Ağ ı l ı b i r bıçak gibi ; Bu duyuş oğ lunu tüketti Anne. Bir düşündüm: Hay-huyunan geçivermiş ömrümüz. « Dere tepe düz etmişiz» gelmişiz, «Bir de dönüp ba ksam ki Arpa boyu yol» gelmişiz. Kırk gün k ırk gece ölü başı bekleyen Garibinkine dönmüş bizi m işlerimiz. Kuş olup da uçuverm iş k ısmetler; N ice canlar vermişiz kara toprağa,

105


«Denesi tükendi besbelli oğul» demişiz. Tersine tersine dönmüş devran, Gelen yıl g ideni aratm ış; Sabır taşları bile iki şak olmuş da, Biz «yummuşuz ağzımızı» Dosta düşmana karşı. Günü gelmiş gülmüşüz, « Bir günün beyliği beylik» demişiz; Günü gel m iş «kafıt kafıt geçmişiz,» Sarılıp ağlaşmışız\ Ayrılıp ağlaşmışız. Kırk odayı kırklam ışız, Sonuncu oda açılmış akibet Dünya mahpusanesinde; Kahpe Felek ağı katmış aşım ıza, « Küçük a llahımız» la vedalaşmışız. «Ölümlü dünya, kalımlı dünya, Sultan Süleyman'a b i le yar olmayan dünya»da Bu ayrıfık hepsinden g üç olmuş. İ şte Anne, « Kadir Mevlam böyle yazmış yazımızı.» «Evler yaptırdım döşetemedim, Ben bu Feleğinen baş edemedim» Diye yanma Anneciğim. İ şte kuzun koç olmuş da kırışır, Baş edilmez Feleği nen vuruşur. «Ayağında dem ir çarık, elinde bir demir asa» Düşte görüp d üşled iği, Küçücükten aramaya başladığı Ad komadık yar peşinde yarışır.

106


işte, Anne, Böyle, didişmekle geçerse de g ünlerim, « Bir keder getirmedim» size « Ele güne karşı.» «Karn ım tok, sırtım pek» Ne hastayım çok şükür, Ne de «muhannete muhta cım.» Tasa edersin d iye kendine, Sana yazmayacağım Bebek olsam d izlerinde uyusam, Küçük olsam yen i baştan büyüsem , Diye

N ice gün ler g izli g izli ağladığımı. Kederin olmasın benden yana; Ara sıra efkörlansam da Bil irim k i Annem var: «Ölünceye kadar duacı» m Başka tesell iye yok ihtiyacım 1955

1 07


KACINILMAZ SON

N i hayet, dolmadan çile, Ö l üm saati çaldı. Ne kadar yansan nafi le: Herşey yarıda kaldı . Görünsün Tanrı nerdeyse, Bir olsun uza k, yak ın; Hayat bir kalın perdeyse, Son demd i r : s ı r açılsın. Son k ısmeti sundu saki En beklen medik za man. Fôn i dünyada ne bô k i, Kim ebede yakışan? Artık kayg ılardan ırak Bu en duygulu anda. insan : önü sonu toprak Akıp g i den zamanda . Nihayet, dolmadan çile, Ölüm saati ça ldı. Ne kadar yansan nafi le: Herşey yarıda kaldı. 1950

108


O GÜN GELECEK

Ne kadar sakınsan o gün gelece k ; Göz yaşlarıyle yuyaca klar hatıran ı Sevenlerin. Yaşayan her insan ölecek : Kör talih çekti m i kur'anı Başlıyaca k seferin , Ve adem karş ı layacak sen i , adem! Düğ ümlen ip de bir kör noktada Sır oluverecek ôlem. Ağrılar s ızılar d inecek; Artık ne ses, ne ren k, ne koku ; Artı k sen olmaya n , sen i n ol mayan Bir kalıp d i nlenecek kara toprakta . «Hakkın rahmeti üzerine olsun» Dediklerinde, Bir yok l u k yağmuru başlayacak Son u gelmeyen. 1 955

109


BU DEVEYİ GÜDECEKSiN.

Bir iştir gelmiş başına. Dertler: getirmiş çekemeyeceği n ; Ve çekmekten başka çaren yok! Hayat, ağır bir yük kesilmiş omuzlarında; Taşıyamayacağın; Ve taşımaktan başka çaren yok! Bir büyük lokma yuvarlan ır ağzında: Yutamayacağı n ; V e yutmaktan başka çaren yok! Biricik çıkar yol, çıkar Bir başka çıkmaza : içinden çıkamayacağı n ; V e çıkmaktan başka çaren yok! 1 954 - 1 955

110


KANAYAN BiR YERiM VAR

Kederden bütün bu çocuklar, Neşeli duruşum, gülüşüm yalan. Çekm işim hayatta yaşadığım kadar, Anladım: azabı mutluluk bilişim yalan. Bir gençlik geçip g i �miş de bilmemiş1i m ; Aramış, sevmiş d e tan ı mamışım insan ları! Ne çıkar, bir bela önünde eğilmemişim , Eğilebilenler sömürüp dururken vatan ları. Bir lokma uğruna didişen ana kuzuları, Bir lokma olup giderken azgın canavara. Azgınlaşır yüreğimin sızıları; Kanar bende m ilyonların derd iyle bir yara! 1954

111


AGLAMAK İSTİYORUM

Yaşamak istiyorum azabımı doyasıya, İ çip içip ağlamak istiyorum bugün. Tanrı can evimden vurdu bu sefer kıyasıya, İ çip içip ağlamak istiyorum bugün. « Karda gezip iz etmez» ler dü nyasrnda, Duman lar yükseldi bastığım kayalardan. «Ağustosta suya girdim, b:.ılta kesmez buz oldu» Tersine tersine döndü devran . «Damlaya damlaya göl» oldu a k s i l i k ler, «Yar yıkılan yere kumlar tıkıldı.» Büyük dağların dumanı çöktü başıma. İçimde bir kale vardı metanetten, yıkıldı. Yaşamak istiyorum azabımı doyasıya, İçip içip ağlamak istiyorum bugün. Tanrı can evimden vurdu bu sefer k ıyasıya, İ çip içip ağlamak istiyorum bug ün. 1 954

1 12


İNKiSAR

Unutturdu bana yıllar gülmeyi, Her gün yen i bir dert bağrımı deler. Canavar ağzında kuzum var deyi, Ben im yüreği mde bir koyun meler. Hayatın her türlü reng inde hüsran; Ölmüyor ise de onmuyor insan! Bir yığın hötıra geriye kalan , Gitti m i dönmüyor artık seneler. Ne buldu ya rından bunca intizar? Acı bir parlayış, yôni i n kisar. Şanslar uçup g itmiş de katar katar, Üm itsiz ümitsiz ümit çiseler. . . 1955

113


NISBET Bülbül arzulasın güle visali, Dlken i seçmişim güllere nispet. Kara kış azg ı n ı kurtlar mlsa l i , Dağ ları aşmışım yollara n ispet. Yıkılıp durd ukça talihin yüzü, Faydasız dünyada güldürmez bizi. Ne imiş a l n ıma yazılan yazı, Okunsun şakıyan d i l lere n ispet. Döşerken ellerin derdi odamı. Yalnızlık, d üşmanca yoklar adamı. Ne gerek alemin umu runda m ı B i r kalp para lanmış cullara nispet 1953

114


AGLAMAK İSTEDİM

Ağlamak istedim doyasıya, Ağladım derdimi bitiremedim. Seraplar önünde kaldım yaya, Ağır yüklerimi götüremedim. Gördüm: kapalı kutu insanlar; Anlad ı m : taştan da katı i nsan lar. İ çimde yaralı arslanlar yatar, Depreşmiş maz i m i yot1ıramadım. Bir ben var içimde, her yanda hüsra n B u l u p d a merhame� kanayan! «Altın kafeste bülbül» oldu can: E l i n cennetinde ra hat oturamadım. 1954

115


CEKENLER BİLİR

Uçuşur hevesle körpe duygular, Meçhul ô lemlerin ufuklarına. Başıma m usal lat olan kaygular, Zafer müjdesiyle çıkar yarına. l<aderin önünde eğilmeyen baş, İ pek tülbentlerden süzer elemi; Hazlaş ı r ruhumda bu yavaş, yavaş, Zama n dolduracak böyle çilemi, H uzuru belôya değişen adam , Sevdanın esiri, korkunun beyi. Bir yang ın içinde titreşen meram, Fethetm iş şu gönül adlı ülkeyi. Tehlike, tebessüm eden dudakta , Allanmış. pul lanmış gelin g ib idir. Hevesler son bulur b i r gün toprakta , Hayatı ıstırap çekenler bilir . . . 1948

116


SEVER MiSİN?

Sever m isin: Karanlığı, ayı, yıld ızlarıyle Analar a nası geceyi? Sever m i s i n : Şeki l ş e k i l gülüp kalan, Hat hat düşünüp, Ç izgi çizg i ağ layıp duran rengi; Ölçü lere ruh katan . Ru hlara kanatlar takan Sesler. hareketleri; Ve düşünen zevkin can damarı a hengi? Sever m i s i n : B u n g u n gön l ü n ü n a z i k l i m inde yıkayan Cana can buseyi; Aşka da i r her şeyi, Azabı, keder i , kader i ; Ani g ü l üşleriyle içinde ü rperen, lstırabınca haz veren endişeyi?

117


Sever m isin: insana. 13ir telôş içinde môveradan Haber getiren , Bin telôş ile môveraya .insandan Haberler götüren kuşları? Sever misin: Hür sandığın, Sonsuzluğun son bir hükmüdür sandığın , Dağlar i k i şak olurcasına catlayan Kocaman dalgalarıyla Gümbür g ümbür denizleri? Ve sever m isin: Den izler ardında kalan; Şan l ı gecmişlerln zirvesinden inmiş de Ağlaya n ; Nesline bel bağlayan insanları, Bulguru, yoğurdu, pastırması, Gerceği n ce acı soğan ıyla ; Gübre kokan evleri,, Bacayı sarmış a levleriyle Bir toprağı? Sever misin: Rüzgôrda, sükunette-ayrı ayrı­ Bayrağı? Sever m isin b i r dôva adam ı olmayı, Ve ömrün boyunca boy ölçüşmeyi Boyn unu kat kat aşan mel'un dalgalarla? Sever msin: « Hele cok şükür» diyebildiğin, Şöyle rahat bir nefes almak dilediğin Mutlu bir zamanda, 118


Yıllarca çiğnediğin toprakta Bir avuç toprak olup kalmayı? Sever m is i n : Görmediğin. bilmediğin, Sadece duyduğun, Masal l a r ötesinde Masal lardan masal , umduğun Cenneti, melekleri? Kısacası dostum, sever mis i n : Mutluluk uğruna meşakkati, Huzur aradıkça Düştüğün huzursuzluğu, Bir damlac ı k zevk iç,in katlandığın azabı, Türap olmadıkça bitmez seraplarıyla Hayatı sever m isin? 1 953

119


İ Ç İ N D E K I L F. R

Bu kitaptaki

1 062 lıır i l ı l i

� i i r l ı · rdcm bazı­

ları ile daha eski luri h l l !?li rler, ÜZLE Yl�'­ ten ya da

K Ü K R E Y l �'loıı al ınd ı .

Bu kitapta şiirler şu beş bölümde sunuldu : BENİM DÜNYAM BİZE D A İ R

<s.

Is

:.ı- I 8 l

1 9 -36 1

VATAN VE ÜLKÜ

I s . 37-681

İSYANLAR VE DİLEKLER YAŞAM VE ÇİLE

120

Cs. 69-86)

C s . 87-1191



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.