Kemal Çapraz - Sürgünde Yeşeren Vatan; KIRIM

Page 1



'

..

..

SURGUNDE YEŞEREN VATAN KIRIM Kemal

ÇAPRAZ

(BlRlNCI BASKI)

ISTANBUL , 1995


TURAN KÜLTÜR VAKFI Paşalimaru Cad.

Üsküdar

-

Nu: 22/2

İSTANBUL

Tif: (0-216) 310 89 05

Ôzkonuk Baskı: Kuşak Ofset istanbul-1995 Kapak : Süleyman


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

İÇİNDEKİLER Kınm Türklerinin Milli MarşL GiriŞ.

--··---·----·--·-----------·-·

- · -···- --·-----------·-····-------- ----····----------·

Türklerin Kınm'a Gelişi Ruslar'ın Kının'ı işgali

----··---

·---·-··-·-··-

Gaspırah'nın MücadelesL

-

----------------------.

·-----·-·---·---------·

3 4 6 6

-·-·--··.. -···--------·-----------

Bağımsız Kınm Cumhuriy eti ilk SUrgün

-

1

·--···········- ··-····--·-······ .. ·--·---------·

--·-·---···-·--·-·--·-·--·····- --·····-···-·-··-····-·-···------·-------·--

Kınm'da ilk Türk Çadırları

--··-···..··-·-·-·········-··-···-····-····-·-··-·----·

Kapalı Kutu Açı hyor

.--·-·-·-·--·-·-·----··

Vatan Kınm'da Kucaklaşma

12 ıs

·---·-----·-----·-·--·-·-

17

-----

·-·------··--·-·-------·-----

-

-----

Kınm'ın "Elma"sı Kızannaya BaşlamıŞ Akmescit ... Aıanescit ...

9

·--····-··-···--··-·--·-------···-----

Çadır Kalelere Doğru Yolculuk "Biz Kur'an'a Ant Ettik"

.:_

8

-

------

--

----

-·- ------------

----·-------··-·-----------

2Q 22

27 27

Kının Türkleri'nin Yolba.şçısı CemiloğlU-------------28 Kınm'da Vatan Kavgası Han Saray'uı Görkemi Bahçesaray'da Tepreş

------------·------------

·-------------·--------

------·-----·-----------

Kının Türkleri KGB Önünde

-

---------·-----------

----

35 39 41 46


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm Kırım Türklerinin Egemenlik Bildirisi Kurultayın Ana Fikri

....... 49

···········-··-·-···-··--······ ............. ...

:

·····-··············-·············· ···-··········-'··-····---·--···-················-········

Kınmoğlu'nun Konuşması

55

...................................... ·-·-···········-·-· ······-········· ..··········-···

Kının Tatar Milli Hareketinin Başlıca Merhaleleri Türk Dünyası Bir Ailedir

.

...................

56

.....

.

... ·-·-···-········-···-·-···-·-··-··-····-···..···············

.

93

..........94

........................................... ......... ·--····-·--··-·--·--..

Milli Kütüphane Kuriıldu

·················-··-·-·--··············-····-··-··

:.

····· ·-· ··-··-··-··-···· ············ ···· ····-··-··- - ·-· .

.. ............ .. ..... ... ......... .. .. ....

"Öi.''e Dönüş Ülküsü

......

Soykırımdan Kınm'a

..............................

.. ..

95

.... -........-..98

-..............-.....................................99

...... -................,.................................................107

..........

............. -........................................................ ·-·····-·-110

,............! 12

.

Mimar Sinan'ın Muhteşem Eseri Her Gece Bir Toy

...

..:.69

Akdeniz'de Kıbrıs, Karadeniz'de Kırım

ilmin Önünde Eğilmek

....... .

..... ................ ........ .... ........ ..... .. ·--· --·--·····-··-····.. ···-· ..

Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım Kırım Bosna Olmasın! ..

53

....................................... ........................

....................................... .................... ..........................

Demir Da_ğı Eriten Türk İnancı '

.

.....................-... 114

........... ..........................................................

..... ...117

Kırım Türkleri Önderi ve Milli Meclis Başkanı Mustafa Abdülcemil Kınmoğlu ile Röportaj Dil Birliği Çok Önemli 1

Kendi Kaleminden Cemiloğlu

,121

................. ................

122

......---··-·····-····-··-··-····-········---·······-··-··· 135 .

.

..

........ ...... . .. ...............

.

.

......

-...........................143

.

. . ..... ................ ... ....... ........ ...... ... ... ·----·. . ····-·--··-·-·-.. - 149

... ............ . . ..

Kemal Çapraz Kimdir?

.

.. ..........................

..................................

Kınm'dan Çeçenistan'a Destek

Kırım 'ın Kimliği

···-·······-·······-····--··-·-·- ...

.........

...

................................ ...............................150

.................


Kemal ÇAPRAZ/ Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Kının Türklerlnlıı Milli Marşı ANTETKEMEN Ant etkemen milletimin yarasını sarmaga, Nasıl bolsun eki kardaş bir birini körmesin? Onlar için ogünmesem, mugaymasam, çaşasam Közlerimden akan yaşlar derya-deniz kan bolsun. Ant etkemen şu karangı curtka şavle şerpmege, Nasıl bolsun bu zavallı kardaşlarım inlesün? Bunu körüp busanmqsam mugaymasam, canmasam Yüregimde kızıl kanlar kaynamasın, kurusun. Ant etkemen, söz bergemen millet içün ölmege Bilip, körüp, milletimin köz yaşını silmege. Bilmiy körmey, bin yaşasam, Kurultayga Han bolsam,

(JPne bir gün mezarcılar kelir meni kömmege. Numan

Çelebi CİHAN


Kemal ÇAPRAZ / SCl'günde Yeşeren Vatan Kınm

Numan Çelebi Cihan başta olmak üzere bütün Kırım şehitlerinin aziz hatırasına ...


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

3

GİRİŞ Karadeniz'ln kuzeyinde yer alan, yeşil ada Kının tarih boyunca hiçbir 7.CUllaI1 önemini kaybetmemiştir. Son zamanlarda, yazılı basınımızda ve televizyonları­ mızda da sık sık Kı nm dan söz edilir olmuştur. Tarih boyunca Türklerin yerleşim yeri olan Kının Yarımadası 18 Mayıs 1944 sürgünü He Türksüz bırakılmış, Türki­ ye için de stratejik öneme sahip ada kapalı bir kutuya çevrilmiştir. '

·

Yarımadanın gerçek sahipleri olan Türkler ise özellikle 1989 yılından itibaren akın akın, öz vatanları Kınm'a dönerek mücadele bayrağını yükseltmeye baş­ lanuşlardır. Kınm'ın gerçek sahiplerinin vatanlarına dönmeye başladlğı tarihlerde, Akmescit'te yapılan Tür­ kiye - Sovyetler Birliği futbol karşılaşmasını bahane edip, Kınm'ın yasak bölgelerine girerek burada soy­ daşlarımızın verdiği mücadeleyi duyurmak şerefi ilk defa bize nasip o lmu ştu İşte o tarihten bu yana Kı­ nm'a yaptığımız muhtelif seyahatleri, orada verilen 'Vatan Mücadelest"ni ve Kının Türkleri'nin efsanevi yolbaşçısı Mustafa Cemtloğlu ile yaptığımız rôportajla­ n, 'Türkiye Gazetesi" baŞta olmak üzere, "Türkistan Dergisi", "Tlirk Yurtlan Dergtsi", 'Türk Yurdu Dergisi", "Yesevt Dergisi", ·"Türk Diplomatik Dergisi", "Tarih ve Medeniyet Dergisl"nde yayınladık. 1989'dan 1995'e kadar olan bu dönem Kının Türklerl'ntn tarihi için bir dönüm noktasıdır. Bu 5 senel ik dönem, içerisinde Kı nm'da meydana gelen olumlu değişiklikleri, muhtelif tarihlerde yazılmış gezi· notlarını okuyunca daha iyi .

görme tmkaruna sahip olacaksınız.


4

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Kıran gezi notlarına geçmeden önce, Kınm'ın coğ­ rafyasına ve tarihine satır.başlarıyla da olsa bir göz at­ makta büyük fayda var sanıyoruz. Kının Yarımadası, 26 bin 140 kilometrekare yüzölçümü ile Kıbrıs adasın­ dan bir kat büyüktür. Yanmada, güneyinde ve batısın­ da Karadeniz, doğusunda Azak denizi ile sarılmış, ku­ zeyinden ise karaya Orkapı ile bağlanmıştır. Bu bağ­ lantı kısmının uzunluğu 30, genişliği 9 kilometredir. Azak Denizi ile Yanmada arasında bulunan sığ ve dur­ gun suya Kırımlılar Sasık Su (kokmuş su) derler. Bu su kışın donar. Kının Yarımadası sahillerinin uzunluğu bin kilo­ metre kadardır. Girintili körfez ve koylan ile çıkıntılı burunları çoktur. Bu sebeple liman ve iskelesi çok, de­ niz ulaşımına elverişlidir. Aza.le Denizi'nin kıyıları al­ çak ve çıplaktır.

TÜRKLER'İN KIRIM'A GELİŞİ Kının Yarımadası, Miladi 430 yılında Hun İmpa­ ratoru Attıla'nın hakimiyetindeki Alanlar'ın idaresine girmiştir. O tarihten itibaren Kınm'a Türkler akın akın yerleşmişlerdir. Göçler ve akınlarla gelen Türk boyla­ rından Hunlar, Hazarlar, Bulgarlar, Peçenekler, Ku­ manlar ve diğer adlarıyla Kıpçaklar, Moğollarla birlikte gelen Tatarlar Kınm'ın içinde ve dışında yaşayan nü­ fusun büyük çoğunluğunu teşkil etmişlerdir. 6. yüzyıl­ da Avar Türkleri Kınm'a yerleşmişlerdir. 8. yüzyılda ise Kırım, Hazar Türkleri'nin bir vilayeti haline gelmiş­ tir. 11. yüzyılda Türkçe Tevratları olan ve bugün de varlığını devam ettiren Karaim Türkleri, Hazar Türkle­ ri'nden gelmedir. 10. yüzyıldan itibaren Hazarlar'dan sonra Peçenekler, daha sonra da Kıpçak Türkleri Kı­ nm'a yerleştiler. 12. yüzyıl başlarında en kudretli dev-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

5

rint yaşamış olan Anadolu Selçuklu Devleti'nden Kı­ nm'a ticaret yapmak maksadıyla pek çok Türk tıiccarı

gelmiştir. İlk Selçuklu-Kının münasebeti Emir Hüsa­ meddin Çoban'ın 1221 yılında yaptığı Kınm seferi ile başlar. 1239'da ise Altın Ordu Devleti, Kınm'ı hakimi­ yeti altına almıştır. 1357 ve peşi sıra gelen yıllarda Tt­ mur akınlan yüzünden Altın Ordu Devleti bölündü, ortaya Kının, Kazan, Stbir, Astrahan Hanlıklan ile No­ gay Mirzalığı çıktı. 15. yüzyılın ilk yansında Kının, Müstakil Hanlığını ilan etmişti. Kının Hanlığı'nın ku­ rucusu Hacı Giray Han'dır. 1441 yılında Hanlığın özel paralan bastınlmıştır. Başşehir Bahçesaray yapılmış­ tır. Fatih Sultan Mehmet Han, 1475'te Gedik Ahmet Paşa'yı bir donanma ile gönderip Kefe'yt ve Kırım sa­ hillerindeki Cenevizliler'e ait bütün limanlan fethettir­ di. Cenevizliler tarafından hapse atılan Mengli Giray kurtanlıp Hanlığa getirilerek Osmanlı Hanı'na tabi ol­ mayı kabul etti. Kının Hanlığı, ilk defa 1484'te Sultan 2. Beyazıt'ın Akkirman sefeline katılarak Osmanlı İm­ paratorluğu ile işbirliği yapmıştır. Yavuz Sultan Se­ lim'e kızını vermiş olan Mengli Giray, ona askeri des­ tek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir. Bun­ dan sonra Jianlıklan Osmanlı Sultanı'nın özel ferman ı ile tasdik olunmuştur. 1552'de "Korkunç" namıyla bilinen 4. İvan, Ka­

zan ve 1556'da Astrahan Hanlığını iş"al ederek Rus­

ya'ya bağlamıştır. Bu hadiseden son1. aki yüzyıllarda, Hristiyanlaştırma ve Ruslaştırma poUjka.Ian uygulan­ mıştır. Kazan'ın işgaline karşılık 155$'te Devlet Giray Han Moskova'yı tahrip etmiştir. Fakat Rusya güçlenince Kının �anmadası'na göz dikmiştir. Ruslar 1736'da Kınm'a. girerek Bahçesa­ ray'da 2 bin evi ve Hansaray'ı yal<m.ıştır. Selim Giray tarafından kurulan zengin kütüphane'de yok edilmiş-


Kemal GAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

6

tir. Kalgay (Veliaht) lann merkezi Alanesctt de yakıl­ mıştır.

. . , RUSLARIN KIRIM'I İŞGALİ \/ \

.-----·

.

-

'v 1774 yılında Rusya ile Osmanli imparatorluğu

arasında imzalanan Küçük Kaynarca antlaşması neti­ cesinde Kırım Hanlığı Osmanlı· himayesinden çıkmış­ tır. _l 783'te _&!_�la)_ım_���-ka]an_Kın� Türkleri'nıru:s.areL,ytl@n !>Qyl�e.J�aş_!armş oldu. Rus-: ��nm'!lak !__Ti!r:l<le� JlYg_\lladığı �askı ve imha �.alan.Kının 1Yırklerini_ QsJ!l.�lı l_mp_aratorluğu sınırlan içerisindeki --- --başka bölgelere göçe zorlanuştır. -----� --- -ha- li Bu göçlerin büyük çoğunluğu•dalgalar !!<J�. Tfff!ci_ ye 'ye. Romanya�ulgarlsfıllfa__yfil>il!!ıış!ır� En b:ü:ı-kJôç �l�laD.ı._!]92, 1860-63. 1874-75, 189190 e e . arasında olmuştur. Bu_J@.ç__ dalgalary_._ _ <!k!_��_niil'l!_su azalgna p�litfk��:-­ ��sya'nın, Kınm'._d .nı gerçekleştirmesine sebep ol;ml!§!ur. 1 783'te Kı­ [!m'daki '!'ı'.:ı__r� nüfus yüz� 9t} iken, 1897'ce l_ kI nüf11� sayımın�_@re Türk rıü _ fuş yüicl��35'e df!_şmüştür. Kı-. nm Tı1rklert:-lıu göçler sırasında büyük kayıplar ver­ --- · ,iiiiŞıerclir. � __

·

� ---

·------

-

-

-�- -

-

·

-

---

· ·-

-

·

-�

--.,l GASPIRALl'NJN llÖCADELgİ_ I

-

Kırım Yarımadası bu göçlerle sarsılırken, büyük fikir adamı Gaspıralı İsmail Bey, Ruslaştırma polikala­ nna karşı yayın yoluyla faaliyete: geçmiştir. Gaspıralı, 1881'de 'Tonguç" isimli broşün1 yayınlamıştır. 8 Ma­ yıs 1881'den itibaren her ay başka ad altında "Şafak", "Kamer'', "Yıldız", "Güneş", "Mirat-ı Cedit (Yeni Ayna)" broşürlerini yayınlamaya devanı etmiştir. Gaspıralı İs­ mail Bey, 1883 yılında büyük çabalar sonucu 'Tercü­ man" gazetesini yayınlamaya başlamıştır. Tercüman,


7

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünd� Yeşeren Vatan Kınm

sadece Kınm'da değil, Kafkasya'da, Kazan'da, Türkis­ tan'da, Sibirya'da, T(ir}Uye'de, Dobruca'da, Bulgarts­ tan'da okunmaya başlamıştır. Bütün Türk-İslam cile­ mini uyandırmaya, a.Yağa kaldırmaya çalışan Gaspıralı bu konuda şöyle yazniaktadır. "Sönmüş kalpleri ne ile yandırmalı? Basireti kes­ miş perdeleri ne ile kötermeli (kaldırmalı)? Gaflet sah­ rasında serilip kalmış'koCa bir milleti ne ile ayağa tur­ guzmalı Ckaldırmaiın'\ ' Gaspıralı İsma.q .B�y'in büyük ideali; bütün Türk­ lerin her sahada birleşmesini, büyük bir kitle ve kuv­ vet meydana getimies.tiıt sağlamaktır. Bu uğurda ça­ lışmalarını sürdüren.Gaspıralı'nın, Türk Dunyası'nın birleşmesi için ortaya atbğı "Dilde, Fikirde, İşde Birlik" şiarı hiçbir zaman ôncinini yitirmemiştir. Gaspıralı İs­ mail Bey'in bu şian .bu kitabı yayınlayan Turan Kül­ tür Vakfı'nın da kuruluş gayesi arasında yer almıştır. Q..8:Ş_Eıralı o dönemde; Kmm'dan gö�!�_re _d� şi_<!cl�tle karşı çıkin!§-- ;-oü konüdaTercüman'da -- ---- - ..yazmış� - .---- ----------- ------ şunları ___ --- - üı-:·· .

_ _

--

--

·

--·

"Bineceğinfz gemiler, Karadeniz'in coşkun 'li'� merhametsiz daJg;ılannı- zor aşacaktır. KarşılaŞaca�­ nız lı_astalıklar _ve _iQ!!"1kıara;--ouracağiiiıZ-Çareler e�mmiyetstz kala� tdeceğfntz yerle'!ri��})iat_ve iklim şartlan başka olacaıttf- r :-orararaald ---hazırlıklar -- ayetsiz kalacakt _

� ır�

--

·

Aziz kardeşlerl !colay;_-�-�r�ur._ � ttmek kolay, ��!1� me}{ zordu�:_Yıkı l�ak -�Ç�__y_. _ �_ Z<?!_'!1:1!°'� Tercüman Gazeteşi, Rusya'daki Türklerin gözü, kulağa, kalbi olmuştur. Gaspıralı bu gazete yoluyla or­ tak bir Türk dili oluşturmaya da çalışmıştır. Gaspıralı İsmail Bey, fikir adamlığı yanında Türk Dünyası'nm

�-ak

--

·


8

Kemal ÇAPRAZ / SCrgünde Yeşeren Vatan Kınm

·en büyük gazetecisidir de. Basının önemini çok iyi kavrayan Gaspıralı Tercüman'ın yanında, hanımlar için, kızı Şefika Gaspıralı'ya "Alem-! Nlsvan"ı (Kadınlar Alemi) çıkarttırmıştır. Bu dergi Türk Dünyası'ndaki ilk hanım dergisi olma özelliğini taşımaktadır. Gaspıralı çocuklar için de, "Alem-1 Sıbyan" ve mizah dergisi "Hat, Hat, Hat"yı ç ıkarmıştır. Bu dergi ve gazeteler yo­ luyla Gaspıralı sesini bütün '.fürk-İslam dünyasına duyunnaya çalışmıştır. İsmail Gaspıralı 11 Eylül 1914 tarihinde Bahçesaray şehrindeki evinde. vefat etti. Gaspıralı'nın yayın faaliyetleri Kının 1ürkleri'nin taıihl ·için olduğu kadar bütün Türk Dünyası için de çok önemlidir. ·

BAGillSIZ KiRDi CUMHURİYETİ Kının Türkleri, Rus hakimtyetinden kurtulmak, siyasi ve kültürel haklarını kazanarak vatanlarında hür yaşamak istiyorlardı. Bunun için "Genç Tatar Teş­ kilatı" Rus Çarlığı'na karşı yeraltı mücadelesi başlat­ mıştır. İstanbul'da yaşayan Kırımlı öğrenciler "Kının Talebe Cemiyeti" ve onun gizli ''Vatan" teşkilatını kur­ muşlardır. Bu teşkilatın başında Numan Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet Kıruner ve diğer Kırımlı aydınlar bu­ lunuyordu. Faaliyetleri neticesinde Kınm'ın milli kur­ tuluş mücadelesinin ideolojik temelleri atılıyordu. _!3u cem�etler, Rus� iç durumu _ve hal�n Ü!�Ycte_!nı g0z0nüne alarak 1912'de "Mllll Fırka" adı3.ftında si­ yası E!!-Mrtt olarak teşktlafüirıdıiai-���s-Çarılğı-- ı-�_fl 7 B�k ihtilali ile parçalanınca Kınm'inliai!imsızlık ık 19I7'de­ ılmı tı. Bahçesanwaa .Y°-l\LJ toplanan KıT!m Türkleri Milli Kurul�_yı. Kınm'ın-ba­ fımsız _ lığıjii"t°!anefüıtştir. -Bü-kµıU1tayda Kının Müftü­ s�. N� �-iebt Çfb���vlet Başkaiıı seçlJiıılş, �fi hükü111_çtln kabinesi de oluŞturulmuştur. Fakat maa-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

9

Jesef Kının Cumhurtyett'n!� uzun _<:>lm�ıştır. 1918 yılfilda_Rus._o_Idulan Kınm'ı istffa ettiler. Büyük katJtamlann. yağma .;eşwdeih�eketlertnfii yaŞandığı _kınm'da Devlet �kajı�Nu�S--��bt elli� tutuk-: lanmışt!r. Numan ç_�lebt _ÇH:ıımL Jlüyül{ iŞkencelei-e fa­ �t ıutuldu��n� lrur_ş_una dizile_ r�k cesedi Kariıde­ ntz'e atıhıtıştıı::� Kının Türklert �üreyeüiltıi�l'!!tY�-­ "Jert -�l-�ş_�ı Rus�--�!!Lğ!��ş ise el�·- 11 _ 15asnıl f920'de Kmm_�e_n B�JkJıaktıniyetta]tına gtr­ _mtştir. 18 Ekimı�ıl'_de_ __Kınm__Muhtar --Soyy�t_Ş_()sya­ Ust CumhurtYCtUlan edilmiştir. Kınm _MuhtarCumh_y­ rtyetı'nın ilk ·yıJJannda,--1lA.lıiıı-.kii- ile (1926'da� lan resmi �ma gO�nüfu_şJ.muyüzde 25'ini teş___kiJ eden Türkler klltt noktalara g�Urilınişlerdlr. Merkez ic­ ra-Komltesi'nln baş_ına, �ell.Jbrahirrı getlrthnJ�_!<Jnm Türkçefil ikinci resmi llşan__ola.rak.kabul edtlmtştl)"� Kı_... nm Türkçesi ve İstanbul Türkçesi Jle eğitim yapap oKullaT y� tty�trolar açllJEI§�!·-��111 Tli.r!c edebiyat!_ y_e şa__natı tesvlk edllm�!!�-l::l�_!ı_ğı�!!ı!!__!c\!ltf!!' �t�ını �ıran kazılar yapılmıştır. __

__

__

__

__

__

_

İLKSÖRGÖN 1927'de Rus rejimi gerçek yüzünü _g_�tenncye başlamı�Vell İbrahim idam edtlmiş, Kınm'daki Türk aydınlan da katledtl�lş tir. Baş�at�lan dJrı a}eyhtin �!lJlya ile de btiilerc�?!_üsl� 'I'Jirk ayc!!nı _Sl-: ���e Urallar'a sürü_!n:Qştüı:��()...194 l_yıllan ara-: .sında Kınm'da iki dCTa sunı - olarak kıtlık meyd� ge_ _: tıfiliil�fkCnın büttin-tafııl!�� _jiye<:e�-�d�leı} toplanıl�_Kınm dışıI!a _ çıkaf!���_şt:ır. H_alkJrorkunç 1)ır açlıkla karşı karş� bırakılmıştır. Btnl�!C� Kmm mrıc��nı_ kiiyli_egl!ışfıi-��rn-36-3� döne.. ��plumun___bütün k�ştmlerind� :hissedilen ordularıl{ltle terörü başlatılmıştır. 1941 yılında Alman ·

__

---------------

--

___

-

-


lO

Kemal ÇAPRAZ/ Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Kının'ı işgal etmiştir. Çeşitli sebeplerle aralarında Rus unsurların da bulunduğu bazı gruplar Alman ordusu­ na hizmet vermiştir. Komünist rejim.in istibdadı altın­ da yok olına tehlikesiyle karşı karşıya bulun _ an Kının Türkleri'nin bir kısmı da kendilerine dini ve kültürel haklar tanıyan Alman ordularına yardımcı olmak maksadıyla kurulan mılis teşkilatına katılmışlardır. Bu gönüllülerin yanında Türklerin bir kısmı da sokak­ lardan zorla toplanarak esir kamplarında yıldınldıktan sonra Alınan saflarında savaştırılmışlardır. Aynı tarih­ lerde Rus ordusunda da yer alan çok sayıda Kının türkü vardır. 8 Nisan l 944'te K.ınm'a Rus hücumu başlamıştır. 18 Nisan'da sadece Akyar (Sivastopol) Al­ manlarda kalmış, Kınm'ın bütün bölgeleri yeniden Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Alman1arla işbirliği yapan Kının Türkleri sokaklarda askeri mahkemelerce idam edtlmlştır. Stalln'in çok önceden planladığı fakat savaş sebebiyle bir türlü yürürlüğe koyamadığı Türki­ ye'ye yakın olan Türk boylarını sürgün etme planı işte bu aşamada yürürlüğe konmuş, 18 Mayıs 1944'te Kı­ rım Türkleri, topyekün vatanlarından sürülmüştür. Bu sürgün hayvan vagonlanyhı gerçekleşttrtlıniş, sür­ gün sırasında Kının Türkleri nüfuslarının yüzde 46'sı­ nı açlıktan, salgın hastalıktan, havasızlıktan ve katli­ amlardan dolayı kaybetmiştir. Bir aya yaklaşan çileli yolculuk sırasında hayatını kaybedenler vagonlardan atılmışlardır. Aileler parçalanmış, bu sürgün adeta bir soykırıma dönüştürülmüştür. Sürgün yerleri, Sibtrya, Urallar, Türkistan'daki cumhuriyetler ohnuştur. Sibir­ ya bölgesine sürülen Türklerin tamamına yakını açık arazide açlıktan ve soğuktan hemen ölmüşlerdir. Bu korkunç sürgün hadisesini Kınmlı tarihçi Elvan Ka­ zas'ın anneannesi Lütfiye Bulat şöyle anlatmaktadır: "... Öyle idi ki, bu vagonlar seyyar bir zehirli gaz odasından farksızdı. Hava almak için yeterli penceresi


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

11

dahi olmadığı gibi vagonlarda çömelmek bile imkansız­ dı. Ancak sımsıkı ayakla durabiliyorduk. Çogu ailenin fertleri başka vagonlara sıkıştırılmışlardı. Ölüm. ihti­ yarlar, çocuklar ve zayıflar arasında kol geziyordu. Su­ suzluktan. açlıktan ve havasızlıktan boğularak öld ü­ ler... Yazın sıcaktan dolayı pek çabuk kokmaya başla­ yan cesetleri Rus askerler istasyonlarda dışarı alıyor­ lardı. Beyim Bilal Bulat Alman ordularına karşı sava­ şıyordu. Ama bizi yine de 6 çocukla birlikle sürgüne gönderdiler. 4 hafla süren yolculuktan sonra 6 çocuk­ tan sadece 3'ü sağ kalabildi". Sürgüne gönderilen Türklerin, bulunduğu yerle­ rin dışına çıkması yasaklanmış, teşebl>Us. edenler 25 yıl ağır çalışma kampı cezasıyla cezalandırılmışlardır. Kırım Türkleri'nln sürgünüyle ilgili sessizlik za­ lim Slalin'in ölümüne kadar sürmüştür. Slalin'den sonra başa geçen Kruşçev'in, Stalin dönemini karala­ ma kampanyası başlamış! ır. Kruşçev, Komünist Parti­ si'nin 1956'daki 20. Kongresi'nin gizli oturumunda yaptığı konuşmasında sürgün hadiselerine de te!llas etmiştir. Bu tarihten itibaren sürgüne gönderilen bazı Kafkas Türklerinin bir kısım haklan iade edilirk.en, Kı­ rım'ın stratejik önemi bakımından Türklerin geri dö­ nüşüne müsaade edilmemiştir. Kırım Türkleri'nin de "Özel Yerleştirme Rejimi" 'kaldırılmış, Kırım hariç Sov­ yetler Birliği'nin herhangi bir yerinde otunna izni veril­ miştir. Aynca bu tarihte Kırım Türkleri'nin Taşkent'te "Lenin Bayrağı" isimli gazetelerini yayınlan1aya müsa­ ade edilmiştir. "Kaytarma Ansambl" isimli f9lklor ekibi de kurulmuştur. Ama Kının Türkleri bu tarihlerde başlattıkları mücadele ile.insanca yaşama haklarını is­ temeye başladılar. Yine bu tarihlerde tutuklamalara. hapis cezalarına rağmen Kırım Türkleri'nin binlerce 'mzalı dilekçeleri Moskova'ya ulaştırılıyordu. 1 962 yı-


12

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

lında "Kırım Tatarları Gençlik Birliği", l 965'ten itiba­ ren de Kırım Türkleıinin bulunduğu bütün yerleşme merkezleıinde "Kırım Halkının Milli Meseleleıini Hal­ letme Yolunda Parti ve Hükümete Yardımcı Faaliyet Grupları" kurulmaya başlamıştır. Daha sonra Kırım davası ile ismi özdeşleşecek olan Mustafa Cemiloğ­ lu'nun adı ilk defa "Kırım Tatarları Gençlik Birliği"nin oluşması sırasında duyulmuştur. Cemiloğlu, bu teşki­ latta yer aldığı için, okulundan atılmış, dövülmüş ve tevkif edilmiştir. 1966-67 yıllarında Kırım Türkleri Sovyet rejimine karşı büyük bir mücadeleye girişmiş­ lerdir. Bu taıihlerde baskı ve şiddet hareketlerine ma­ ruz kalan Kınmlı Türklerin sayısında büyük bir artış görülmektedir. Sonunda 5 Eylül 1967 tarihinde Yük­ sek Sovyet Prezidyumu Başkanı N. Podgomi ve Genel Sekreter Georgadze imzasını taşıyan, Kırım Türkle­ ri'nin sosyal, siyasi, medeni ve kültürel haklarının ia­ de edildiğini bildiren bir kararname yayınlanmıştır. Bu kararname. Kının Türklerinin vatana dönüş mücade­ lesini daha da kamçılayacaktır ama hunun da göster­ melik olduğunun öğrenilmesi uzun sünnemiştir. Bu kararnameye inanarak Kırım'a dönen Türkler yine po­ lis zoruyla Yeşilada'dan çıkartılmış. bir kısmı tutuk­ lanmıştır.

'1- KIRIM'DA İLK TÜRK ÇADIRLARI

26 Mayıs 1968 tarihinde 98 Kırım Türkü Akmes­ cit'e vanşla:nnda, Salgır nehri kıyısında çadır kurmuş­ lardır. Ertesi gün 98 Kırım Türkü KGB ve milis kuv­ vetlerince kuşatılmış ve dövülerek Kırım'dan atılmış­ lardır. 1969 yılında 1 1 Kırımlı Türk ailenin Birleşmiş Milletler Teşkilatı İnsan Hakları Komisyonu'na ve hür dünya kamuoyuna yazmış olduklan mektupların yan­ kısı . büyük olmuştur. Bu mektuplar belli başlı birçok


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

13

gazete ve dergide yayınlanmış, bazı radyolardan da okunmuştur. Kırım Türklerinin durumunu ve dünya kamuoyunu atdatmakatan başka bir mana ifade et­ meyen kararnamelerin gerçek yüzünü bu mektuplar ortaya koymuştur. Eski Sovyet Generali Andrei Grigo­ renko da Kırım Türklerinin haklı davasında yanların­ da olmuş ve 1 968 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle haykırmıştır: "Bu gayri tabii duruma son vennek için , şunu iyice bilmeniz gerekir ki, kanunun bahşettiği hakları dilemek değil. talep etmek lazımdır! Talep etmeğe baş­ layınız Kının Türkleri! Ve sizden kanunsuz olarak alı­ nanların bir kısmını değil. tam<�mını; Kırım M uhtar Cumhuriyeti'nin yeniden ihdasını lalep ediniz. Taleple­ rinizi, bildirilerle, dilekçelerle sınırlandınnayın . Bunu Anayasa'nın size tanıdığı bütün vasıtalarla, söz ve ba­ sın hürriyeti, top)antı ve mitingler, sokak gösterileri ve nümayişlerle kuwetlendiriniz. ". ,;, Sovyet sistemini şiddelli bir şek ilde eleştiren Andrei Grigorenko, önce hapis cezalarıyla cezalandırıl­ dı, daha sonra da akıl hastanes ine a l ıldı. Bütün bu baskılar Kırım Türklerini yine yıldınııaıııı�tır. Mücade­ leler, yürüyüşler, mektuplar, dilekı.;clcr. mi tingler de­ vam etmiş, yüzlerce, binlerce Kırıııı Türkü haklı dava­ ları uğrunda hapis yatmış, i�kence görmüŞ, s ürgün cezalarına çarptırılmıştır. İşte bu mücadelelerin yoğun olarak sürdüğü 1 97 5 yılında Kırım Türkleri önderi M ustafa Cemiloğl u'nun hap ishanedeki meşh ur açlık grevi başlamıştır. KG B'nin Mustafa Cemiloğlu'nu yeni­ ' den mahkum etmeye çalışması üzerine başlatılan "Ölüm Orucu" 303 gün sürmüştür. 36 kiloya kadar düşen M ustafa Cenıiloğl u serumlarla yaşatılmıştır. Türkiye'de ve dış dünyada büyük yankılar uyandıran bu açlık grevi sebebiyle Türkiye'de, Amerika'da yaşa-


14

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

yan Kının Türkleıi de mitingler, protestolar yapmış ve açlık grevlerine başlamıştır. Cemiloglu'nun bu büyük açlık grevi A. Sakhorov, P. Gıigorenko, İlya Gabay gibi Sovyet rejim muhalifi ünlü isimlerce de deste�lenmiş­ tir. Tarih 5 Şubal 1976'yı gösterdiğinde. ajanslar Kı­ rım Türkleri'nin büyük yolbaşçısı Mustafa Cemiloğ­ lu'nun öldüğü haberini bütün dünyaya yaymıştır. Bu haber bütün dünyada bomba gibi pallamış, daha son­ ra Cemiloğlu'nun yaşadığı haberleri İnsan Hakları Sa­ vunucuları'na ve Türk Milliyetçilerine rahal bir nefes aldırmıştır.

"'/\ ):'.ti 1985'e___geldiğinde Sovyetler Birliği'ntnlınşın_a Mikhail Gorbaçov geçiyor. Gorbaçov. '"Milleller Hapis­ hanesi" diye tabir edilen Sovyetler Birliği'nde Glastnosl ve Pereslroyka (Açıklık ve yeniden yapılanma) politika­ sıyla yeni bir dönemin kapılannı açıyordu. Bu politika içerisinde Kırım Türkleri de vatanlarında yaşama hak­ kını elde edebilmek için mücadele başlattılar.

ı 986 yılında Magadan şehri yakınlarındaki kampla ceza müddetini lamam lamasına az bir müddet kala Mustafa Cemiloğlu hakkında yeni dava açılmış ve üç yıl hapse mahkum edilınişllr. Ancak Türkiye'de ve Amerika Birleşik Devlelleri'nde başlatılan yoğun kam­ panyalar ve İzlanda'nın Reykjavık şehrinde yapılan ilk Reagan-Gorbaçov zirvesinde, Reagan·ın ön şart olarak. aralannda Mustafa Cemiloğlu'nun da bulunduğu 5 in­ san haklan savunucusunun serbest bırakılmasını ta­ lep etmesi sonucu dışarı çıkanlmıştır. Cemiloğlu dışa­ rıya çıkar çıkmaz Haziran 1 987'de Moskova Kızıl Mey­ dan' daki mitingi organize etmiş ve bu miting bütün dünyada Kırım Türkleri'nin sesinin duyulmasına se­ bep olmuştur. Mustafa Cemiloğlu, 1989 Mayıs ayında, Taşkent'te toplanan Kının Tatar Milli Hareketi Teşeb­ büs Grupları genel toplantısı sonucunda kurulan Kı-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

15

nm Tatar Milli Hareketi Teşkilatı'nın başkanlığına se­ çilmiştir.

KAPALI KUTU AÇn.IYOR 1989 yılına kadar Türk kamuoyu için kapalı bir kutu durumunda bulunan Kırım'ın kapıları Türkiye­ Sovyetler Birliği futbol karşılaşmasının Akmescil'le oy­ nanmasıyla açılmıştır. İ şle yarım asra varan Kırım Türklerinin mücadelesi bu tarihten itibaren Türk ka­ muoyuna yansımaya başlamıştır. 26 Haziran 199 1 ta­ rihinde Kırım'ın başşehri Akmesclt 'le Kırım Türkleri İkinci Milli Kurultayı toplanmıştır. Kurultay egemenlik ilan ederek, Kırım Türklerinin en ye tkili organı olarak 33 kişilik Kırım T�tar Milli M eclisl'nl seçmiştir. Meclis Başkanlığı'na Mustafa Cemiloglu gellrllıntştir. Kırım'da yeniden bir Türk M uhtar Cumhuriye ­ ll'nin doğum sancıları yaşanıyor . . . İstersen iz, bundan sonraki dönemi gezi nollarımızdan okuyalım , ne ders i ­ niz?

KEMAL ÇAPRAZ

23 OC'ak ı 995 TUZLA


16

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım


Kemal ÇAPRAZ / Sürgwnde Yeşeren Vatan Kırım

17

VATAN KIRIM'DA KUCAKLAŞMA

Sovyetler Birliği'ndeki topluluklar içerisinde en büyük zulmü, 18 Mayıs 1 944 sürgününü yaşamış olan Kırım Türkleri'nin öz vatan ına yaklaştıkça kalbi­ min atışları hızlanmış, heyecanım artmıştı. Dalla Tür­ kiye'de 'Vatan' hasretiyle yanıp tutuşan . Kırım Türkle­ ri' nin hatıralarını dinledikçe bende bu toprakları gör­ me isteğim karşı konulmaz bir hal almıştı. Nihayet o ak topraklara yolculuk görüninü�t ü . Yanımda bulu­ nan İstanbul Kının Türkleri Derneği Uaşkan Yardımcı­ sı Taner Kayan'ın da yüzünde aynı heyecanı okumak mümkündü. "Aluşta'dan esken yeller yüzüme vurdu, Balalıktan ösken evge közyaşım tüşdü. Men bu yerde yaşalmadım, Yaşhğıma toyalmadım. Vatanıma hasret oldum, Ey güzel Kınm! Bahçalanm meyvaları bal ile şerbet, Sulanmı içe içe toy almadım ben."

Karadeniz'in hırçın dalgalarına karşı bir dalgakı­ ran, savaşçı kalkanı gibi uzanmış Kının toprakları ni­ hayet görünmüştü. O. bir zamanlar bizim olan toprak­ lara yaklaştıkça kalbimin atışı, heyecanı artmıştı. Ta­ ner Kayan'ı n mırıldandığı bu türkü, duyduğum heye-


18

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

can ı daha da artırıyordu . Duygu yüklü bu türkünün gerçek manasını, Kırım'da vatan toprağı için mücadele veren yiğit insanları tanıyınca daha iyi anladım. O gü­ zel insanlar,'Cellat' Stalin tarafından bir gecede öz top­ raklarından sökülüp sürülen, camileri yak ılıp yıkılan , ala mezarları dozerlerle yerlebir edilen Kmm Türkleri , bugün ölümleri pahasına da olsa gen dönüyorlar. Sta­ . lin'in askerleri tarafından işgal edilmiş topraklara, ger­ çek sahiplen kavuşuyor. Toprakları içi n büyük bir mücadel e baş latmış bulunan yiğit i nsanları gönnek için sabırsızlanıyor­ duk. Vakit ilerledikçe ilerliyor, Rus gümrüğünden bir türlü ç ıkamıyorduk. Ruslar sanki dışarıda bekleyen­ lerden haberleri vannış, sanki kullu .bul uşmayı engel­ lemek istiyorlannış gibi, bizi bir türlü bırakmıyorlardı. Sakalsız ve b ıyıksız yüzünde tebessüme rastlan­ mayan gümrük memuru isteksiz isteksiz kontrol yapı­ yordu. Nihayet sıra bana geldi ve çantamın içindekileri masanın üzerine boşaltmam i stendi . Küçük çantamın içinden çıkanları görünce Beyaz Rus şaşırdı. Herhalde nasıl oluyordu da böyle bir sırt çantasına bu kadar eş­ ya sığıyor, diye düşünüyordu . Tek tek incelemeye baş­ ladı . Kının Tatarları'nın milli mücadeleleriyle i lgili çe­ şill i d i llerde yayın lanan ki tap ve broşürler; Kırım Türkleri'nln Türkiye' deki sesi olan "EMEL" dergisinin çeş itli nüshaları, Türkiye Gazetesi Radyo-Televizyo­ n u ' n u n sesli yayınların dan ç ıkmış olan kasetler ve mukaddes kitab ıınv, Kur'an-ı Kerim . . . Gümrük memu­ ru, kocaman . şekil siz elini Kur'an-ı Kerim'e uzattı. İla­ hi ki tabın sayfalarında yüzünden de beyaz olan gözle­ rini gezd ird i . Ben merakla bekliyordum. Acaba bu adam Kur' an ' ı Kerim ' i alacak mıydı? Bir kaç arkada­ şımdan, Sovyetler'e Kur'an-ı Kerim sokulmadığını duy­ muş, üzülmüştüm. Şimdi bu hal benim başıma da mı


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

19

gelecekti? Oysa beni bekleyen insanlara Kur'an-ı Ke­ rim'i, Allah'ın kitabını ulaştınnak en büyük dileğimdi . Gümrük memuru. amirlerini çağırmak için el işareti yaptı. Bu arada Kur'an-ı Kerim'i belinden aşağıda tut­ tuğunu görünce dayanamadım. bir içgüdüyle, ayakla­ nın Beyaz Rus'a doğru hareket etli, belinin aşağısında tutmakla olduğu Kur'an - ı Kerim'i kaparak öpmeye başladım. O Allah ' ın kitabıydı ve kirli ellerde, hele bir Rus'un elinde dunnamalıyd ı. Gümrük memurunu ve diğer Ruslar'ı bu davranışım şaşırtmış, yerlerinde mıh ­ lanınalarını sağlamıştı . Nihayet birisi yakalandığı dü­ ğümden kurtuld u . Neden kitabı öptüğümü sordu. Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılmış olarak. onlara Al­ lah'ın kitabını ya111m ızdan ayı rmadığımızı anlattım. Hala şaşkınlığı devam eden gümrük müdürü eşyaları­ mı toplamamı söyledi. Masanın üzerindekileri çanta­ ma doldurdum . Gümrük binasından çıktığımda öğle sonrası güneşi gözlerimi y,illayarak, bana adeta "Hoş geldin Kınm'a " diyordu. Yalla liman ı çıkışıııcla . önceden haberleştiğimiz iki Kırım Türkü bizi bekleyecekti. Buluşma saatimiz sabah 09.00'da. Ama vakti iyice ilerlemiş, gümrükten buluşma saatinden ancak () saal sonra çıkabilmiştik. "Acaba beklemekten usaıııp 1-(i!Uler mi?" diye düşünür­ ken, iki kalpaklı yiğidin hizl' doğru gülümseyerek gel ­ diğini gördüm . Evet. onlard ı. !) saal geçmesine ve so­ ğuğa. rağmen bizi beklem işlerdi. Telefonda haberleşti­ ğimiz gibi yakamızda Kırım Taıııga (= rozeti) 'sını gö­ rünce bizi tanıyacaklar. biz ele onları Kırım kalpakla­ rından bilecektik. Bu işaretleri görd ükten sonra kendi­ m izi tanıtmaya gerek kalmam ıştı. Yıllardır birbirini görmem iş, hasret gideren kardeşler gibi kucaklaştık. Ama ne kucaklaşma . . .


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

20

ÇADIR KALELERE DOGRU YOLCULUK. Abdülreşid Ciparoğlu, İl ver Ganioğlu ve arabamı­ zı kullanan Rüstem Velioğlu ile yola çıkıyoruz . Lada marka arabamız Yalta'dan Değirmenköy'e doğru yöne­ liyor. Yalta 'dan çıkar çıkmaz, Anadolu 'daki köy yolları­ nı andıran , tozlu çamurlu bir yola giriyoruz . Toprak yolun kenanndaki yeşillikler, ağaçlar sanki bana h iç yabancı değildi. Karadeniz'e doğru uzanmış. su içmek­ te olan bir ayıyı andırdığı için, Ayudağı adını almış olan yüksek tepecik, Anadolu 'daki dağlann bir u zantı­ sını andırıyor. Değirmenköy'e doğru hızla yol alan ara­ bamız bazen çukurlara düşüyor, bazen keskin viraj ­ larda yüreğimizi hoplatıyor. Bu bölgeler bizim için ya­ sak. Ama h içbirimizde korku emaresi yok . Arasıra ye­ şillikler içerisinde, kırmızı kiremitli, beyaz badanalı e v­ lere ras tlıyoruz. B ir zamanlar Kırın1 Türkleri'nin yaşa­ d ığı , gülüp eğlendiği , acı ve tallı günlerini geç irdiği bu e vlerde şimd i Ruslar yaşıyt>r. Hu evlerin asıl sahipleri bir gecede SSC B'nin çeşitl i bölgelerine s ürülmüşt ü . Onbinlercesi yollarda hayat ını kaybetmiş. hayvan va­ gonlarıyla sürülen bu in sanlar günlerce aç-susuz �al­ mış. hayalını kaybedenleri bile gömemeden yollarına devam etmek zorunda bırakı hn ışlardı. Ben bunları düşünürken, birden arabamız Lah ta b ir engelin önünde durd u . Çadırkenl'e girebilmek için b u Lahta engeli açmak gerekiyordu . Abdülreşid a raba­ dan inip koşarak engeli açtı. Arabamız biraz daha iler­ lediğinde, gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı. Gelece­ ğimizi önceden haber almış olan Değirmenköy sakinle­ ri bizi karşılamak üzere bekliyorlardı. A rab amız bu yi­ gitinsanl?nn önünde durdu. '·.

Köy sakinlerinin önünde, 25 yaşlarında olduğu­ nu Lahmin ettiğim bir K ı rım kızı vardı . Kafileden bir adım ileri çıkarak "Hoş ge lmişsiniz kardaşlanm " dedi.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

21

. Değinnenköy'ün önderi olduğunu daha sonra öğ­ rendiğim Kının kızının adı Ulviye Albeyeva idi.·Üniver­ sj.t.e mezunu olan Ulviye tahsilini tamamlar tamamla­ maz yurduna, Kırım'a gelerek mücadeleye başlamış. Soydaşları, akrabaları vatan mücadelesine koşarken, Ulviye başka bir yerde rahat olmayı aklından bile ge­ çirmemiş. Kültürlü olduğu için Değirmenköy sakinleri Ulviye'yi önder seçmişler. Bu korkusuz Türk kızı, Rus­ lar köylerini bastığında. eline geçirdiği balla ile köyü­ nü en önde savunmwş. Ulviye de diğer soydaşları gibi bu toprakları tekrar vatan yapmaya kararlı . . "Ataları­ mız bu topraklar için cenk yapmışlar, şehi t düşmüş­ ler. Onların torunları olarak atalarımıza layık olmaya çalışacağız. Kırım Türk kültürünü dirilteceğiz" diyor Ulviye . . Ruslar b u topraklara Türkler'i tekrar sokmamak için ellerinden geleni yapmışlar ve yapıyorlar.. Bütün baskılara rağmen Kırını Türkü kararlı: Ata toprakları­ nı, er veya geç alacaklar! Rus'un karşısında dimdik ayakta duruyor Kırım Türkü . . Rusya'nın çeşitli bölge­ lerindeki Kıhm Türkleri, şimdi akın akın vatanlarına koşuyor. Zorluklar, öl ümler. zindanlar onlan yıldırmı­ yor. Artık onlar ayakta dıın nasını biliyor ve mücadele­ nin en güzeliyle haykırıyor büt ün dünyaya: "Vatanımız Kınm'dır!" Ulviye'ye soruyoruz. "Neden bu t oprakları seçti­ niz?" O, kalbindeki bülüıı coşkuyla, anlatıyor: "Biz kart babalarımızın ( atalarımızın) vatanına kaytıyoruz. (=dönüyoruz) . Atalarımızın kültürünü kö­ termek (= yükseltmek) için. Bu topraklar bir zamanlar atalarımıza, dedelerimize ailli. Onların torunJarı ola­ rak biz vatanımız Kırım için cenk yapmaya, cephe kaz­ maya geldik!" =


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

22

Ulviye'nin ağzından b irer m ermi gibi dökülen sözler karşısında yaralanıyorum . "Vatan", "ata" ve "mücadele'' kelimeleri zihnimde gerçek manalarını bu­ luyor. U lviye soru sormaya ihtiyaç bırakmadan devam ediyor: "Bu köyü seçtik, bu köyde çok kartlarımız ya­ şadı. Onların bala-çağaları, (çoluk-çocukları) buraya geldiler. Kendi evlerini para ile almak isledikr. Ama Ruslar, bizleri burada barındırmamak için ev salarken çok para istiyorlar. İnsafları yok bu gavurların!" "BİZ KUR'AN'A ANT ETTİK"

Değirmenköy. Karadeniz' in kıyısmda yeşil ağaç­ lıklı bir lepe üzerine kurulmuş. Bu lepeden esen rüzgar, bazen şiddetini öylesine arlırıyor ki, dayanm ak mümkün değil . Buna çare olarak Kının Türkleri topra­ ğın içine kuyular kazmışlar. geceleı·i girip uyumak için. Naylon çadırlarda, loprağm içindeki kuyularda hiçbir hazırlıklarının olmadığmı görüyorum. �zler ka­ .'.:_ l:ITTiü= lın palloLırımız altında Ut rer:ken�- �01yonllIL...([Ş yor musunuz?" İlver Ganlog)u'nwLedelıl}'a.Lkiill.PJ!ı.rın ­ da bile rasllanamayaca� _ _@!-_elll1'-lekLcevabı_fu:1_rŞ_ ı_s!_ �cl<l ponup kal!Yorum:_ "Va�an lopnu!!.Qır, bizi üşü!,�JSl=__ tır. Bu to raklar asla bizi hasta etmez." Bu cevapta ,sonra, Kının Türkünün vatan sevgisinin erecesini da­ � anlıyorum. Ve bu topraklarda er ve geç, Kırım Türklerinin bir devlet kuracaklarına olan inancım net�

Çadırların önüne kurulan kazanlarda pişen aştan hep birlikte yeniyor Değim1enköy'de .. Çadırkent'in oıtasına bir yere asılan metal bir dişliye, yemek zama­ nı demir bir çubukla vurulması köy halkının toplan­ masını sağlıyor. aynı dişli baskın zaİnanı da bir alarm zili olarak kullanılıyor.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

23

Bir çadırın içeıisinde, Değinnenköylüler'le sohbe­ te devam ediyoruz. Yamalı çadırdan giren rüzgar Ulvi­ ye'nin saçlarını dalgalandırıyor. Ulviye'nin gözleıinde. hürriyet ışıklarını görüyorum. Ulviye, m ücadelelerini anlatmaya devam ediyor: "Bizi bu topraklardan sürüp çıkarmak istediler. Direndik. Onların karşısına geçtik. . . Biz Kur'an'a ant ettik: Bu topraklardan çıkmayacağız! Ç ıkaracak olur­ larsa bizim ölümüzü çıkarırlar. H epimiz üzerimize benzin dökerek, bu yolda kendimizi yakmaya hazır ol­ duğumuzu söyledik." Değinnenköy'de akşam olmak üzere . . . Yavaş ya­ vaş çevrede bulunan evlerin ışıkları yanmaya başlı ­ yor. . Bunlar Çadırköy'de oturanların babalarının evle­ ri. Çadırlarda oturan Kırınılılar' ın gözleri yaşarıyor. Ata-baba ocağının karşısına kurdukları çadırlarda, ata evlerinden gelen b ir sesi dinler gibiler. Ata evleri Kı­ rımlıları yuvalarına çağırıyor. Güneş kızıl renklerini t epelerin üzerine bırakır­ ken, Değirmenköy'den ayrılıyoruz. Zamanımız çok kısa ve Kırım topraklarını bir an önce dolaşmak istiyorum. Direksiyona İlver Ganioğlu gcc.;tyür. Bizi .yetiştirebilmek için gaza basıyor. Yolumuz sürekli vi raj ; arabanın için­ de bir sağa bir sola yatıyoruz. İ lvc r Ganloğlu bir taraf­ tan da anlatıyor: "Bu Ruslar bize yapmadıklarını bırakmadı. BJzle­ ıi vatanlanmızdan sürdükleri gibi , ata yadigan mezar­ larımızı da dozerlerle yerlebtr ettiler. Mezar taşlarını ise yaptıkları inşaatlarda kullandılar. Bu zulümleıi Kı­ nın Türkünün unutması mümkün değil. Bizde bu ko­ nuda bir atasözü bile vardır: "Rus'tan dostun varsa, belinde baltan hazır olsun." Ganioğlu'ndan bu sözleri dinlerken gazeteci-ya-


24

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

zar ağabeyimiz Aydil Erol'un yazdığı horyat geliyor ak­ lıma: Baltasına, Bal koydum bal tasına MoskoDa iş yapacak Yapışsın baltasına ! Kırım topraklan Rus askerleriyle dol u . Her 5- 1 O kilometrede bir askeri araca rastlıyoruz. Her askeri aracın yanından geçliğimizde kalp alışlarımız hızlanı­ yor. Kendimizden değil, çektiğimiz filmlere el koymala­ rı halinde, Rus'un vah şetini, zulmünü belgeleyemeye­ ceğimlzden korkuyoruz. Refakatçimiz Abdülreşid, Rus askerleri arabamızı çevirdiğinde benim hiç konuşma­ mamı tembihliyor. Beni "Özbektslan'dan gelen bir mi­ safir" olarak tanıtacaklar. Bu korku ve düşüncelerle sıradağların yamacında bııhınan Vorn köyüne geliyo­ ruz. Vom köyünün giri�im.le bahçesini çapalayan Ha­ nife Osmanoğlu ve eşi Gani Osrnanoğlu bizi karşılıyor. Benim Türkiye'den gelen bir gazelecl olduğumu öğre­ nince kucaklayıp bağırlarına basıyorlar. Yüzlerinden sanki bir nur yayılıyor. O an içimde çok değişik duy­ gula·n yaşıyorum: Onlarla bir b ütündüm; onların se­ vinçlerini, üzüntülerini yaşıyor, paylaşıyordum. Köyü bana gezdirdiklerinde gördüklerim, kanımı dondur­ muşlu; adeta soluk alamıyordum. Hanife Nine gözyaş­ lannı tutamayarak anlatmaya başlıyor: "Bizi Yıllar önce sürdüler. Yıllarca süren mücade­ leden sonra vatanımıza dönebildik. Benim hacı baba­ mın mezar taşını çıkarıp atmışlar. Babamın mezar ta­ şını bir Rus'un hela duvannda buldum. Babamın me­ zar taşını söküp aldım. Layık olduğu yere koydum."


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

_

25

Hanife Nine anlatırken gözlerinden bil lur gibi damlalann süzüldüğünü fark ettim. Babasının mezar taşını almış evinin girişindeki en güzel köşeye koymuş­ tu. Bu mezar taşı öğüt veren bir dede gibi otunnuŞtu evin girişine. H anife N ine kolumdan çekerek beni komşu evin bahçe duvanna doğru sürükledi: "İşte bu duvarda da atalanmızın, bu köyün eski insanlannın mezar taşları var." Gerçekten de beyaz ınenner duvann yan yatırıl­ mış mezar trnşlanndan örüldüğünü gördüm. Üzerlerin­ deki eski harflerle yazılınış Türkçe yazıları hala silin­ memişti ve Kınm'ın Türklüğünü haykırır gibiydiler. . . Bütün ısrarlanna rağmen, bir kahve bile içmeye vaktimiz olmadığını bildirerek Han ife Nine'den ayrıl ­ mak isliyoruz. Vom köyünün çıkışında m inaresi yıkıl­ mış bir camiye rastlıyorum . Bu caminin içinde şimdi bir Rus ailenin yaşadığını öğrenince kalp damarlarımın tıkandığını h issediyorum. Bir zamanlar namaz kılınan, Ezan-ı M uhammedi okunan, secdeye varılan bu müba­ rek mekanda şimdi, sarhoş bir Rus"un naraları yükse­ liyor. Bir gün inşallah o mescidde yine Ezan-ı Muham­ medi okunacak ve saf bağlayıp namaz kılacağız. Bu korkunç manzarayı da görüntüledikten sonra yolumuza devam ediyoruz. Işıklarını yakınış Hasret­ köy'deki evlerin pencerelerinden karanl ık sokaklara ışıklar sızıyor. Hasretköy, Kırım 'da iİk Türk gecekondularının yükselmeye başladığı yer. Türkler, kurdukları Çadır­ kenl'in yanına biriktirdikleri paralarla aldıkları malze­ melerle ilk gecekondularını yapmaya başlamışlar. Kı­ rım'da Türklere otum1a izni verilmediği için inşaat malzemesi de satılmıyor. Vatana dönen Kırımlılar sür­ günde biriktirdikleri paralarla insaat malzemesi alıp,


26

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

tüm güçlüklere karşı yükseltmişler ilk binalarını . . Kı­ rımlı Türkler: inşaat malzemesini ya açıkgöz (!) Rus­ lar'dan karaborsa veya başka uzak bölgelerden alıyor­ l ar. Hasrelköy, zaferi kazanmak üzere! Beyaz briketler bir güneş gibi Kırım'ın aydınlık günlerini müjdeliyor. Hasretköy'ün çadır kalelerinden birine giriyoruz. Çadı­ rın baş köşesine , mezar taşları oturtulmuş: Kırım Türkleri bu mezar taşlarından manevi bir kuwet alı­ yorlar, adeta onların nasihatlarını dinliyorlar. Kırım Türkleri , " Ruslar bize tuğla. inşaat malze­ mesi satmıyor. Ya başka şehirlerdeki yakınlarımız va­ sıtasıyla veya çok yüksek fiyatlarla karaborsada salan Ruslar'dan alıyoruz. Varımızı yoğumuzu bu malzeme­ lere yatırdık. Bu temelleri atlık. Gerekirse bu harcı ka­ nımızla karacağız ve bu binaları yapacağız. Buna ye­ min ettik" diyorlar. Temellerin hemen arkasında. naylondan, bezden yapılmış çadırlar ve toprağın allına kazılmış kuyular. Aynı Değimıenköy'deki gibi . . Bıırada ela soydaşlarımı­ zın en büyük silahları: benzin şi şeleri . kazmalar, kü­ rekler, ballalar. . . Bu çadırlarda yaşayan dava adamla­ rı patlamaya hazır barut gibi . Kararlılıkları yüzlerin­ den, hareketlerinden bülün açıkl ığıyla anlaşılıyor. G irdiğimiz çadırda önüme bir albüm getirdiler. Bu fotoğraflar arasında bir delikanlıyı işaret ediyorlar: 8ir eylem adamı, bir direnişçi, b ir mücahid: Musa Mahmud, 23 Haziran 1 978 günü, saat I 0.30'da büyük bir meydanda üzerine benzin dökerek, kendisini h ürri­ yet ve i stiklal uğrunda meşale yapıyor Musa Mah ­ mud . . Vatanını kaybedenlerden olmak istemiyor. Ken­ dini ikinci defa yurdundan atmak isteyen Ruslara kar­ şı direnişin altın sayfalarından birini açıyor Musa. Ya­ zacağım anılarda Musa gibi bir yiğide yer vermemek mümkün mü? .


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

27

KIRIM'IN "ELMA"SI KIZARMAYA BAŞLAMIŞ

Mihmandarımız Abdülreşid, Kırım'ın büyük şe­ hirlerinden Karasupazar'da yiğil bir savaşçıyı ziyarel elmeden gidersek çok şey kaybedeceğimizi söyledi. Bu yorgun savaşçıyı da ziyarel elmeden gidemezdik . He­ men arabamızın yönünü Karasupazar'a çevirdik. Yala­ nı içi n yıllarca hapiste yalan, defalarca Kırım'dan çıka­ rılınasına rağmen yılmadan geri dönen ve en sonunda da zaferi kazanan Eldar Şabanoğlu kapıda karşıladı bizi . . 1 969 yıl ında Kırım'a döndüğünü söyleyen Eldar Şabanoğlu"nu dinliyoruz: "Dört buçuk yıl dağlarda kı­ zılcık ve meyve yiyerek yaşadım . Bu topraklar bizimdi. Burayı terk edemezdim. burayı terk etmektense ölmek daha güzeldi . Yıl larca bunun için savaştım, mücadele verdim." Eldar Şahanoğl u bir kahve içmeden bizi bırak­ mayacağın ı söylüyor: kahv elerimiz hazırlanırken biz de bahçeyi geziyonız. Elclar Şabanoğlu'nun bahçesi çok bakım l ı . E lma ağaçları mey,·alı dalların ı yerlere kadar eğmiş. Bir se pe t elmayı koşup dolduruyor. el ime lutuşturuyor: "Vat an elmasıdır, yarar, güç veıir" diyor. Sepelten k ızarmaya başlayan üç lanesini seçiyorum. Türk'ün, 'Kızılelma i'ılküsü'nü hatırlatıyorum . . Kırım' ın elmasının da k ı za ıı ı ı a ya başladığını gömıck hen i mut­ lu ediyor. AKMESCİT . . . AKMESCİT

Mustafa Cemiloğlu ile saat sekizde görüşeceğiz. Salgır nehri kenarındaki bir restorantla beklenen buluşma gerçekleşecek. Yetişemeyeceğiz diye şöförü­ müz h ızını artırıyor. Hızımız saatle yüzelli kilomelreye ulaşıyor. Fazla süralin dikkat çekmesinden , polisler ı.arafından çevrilmekten de korkuyoruz.


28

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

İşte uzaklan Akmescit göründü. Türkiye-Sovyet­ ler BirJ iği futbol karşılaşması için sokaklarda tedbirler al ınmış . Poli s sayılan artırılmış. Şehre maç kafilesin­ den başka bütün araçlann girişi yasaklanmış. Polis şeh rin girişinde arabamızı durduruyor. M i hmandar sakinliğini koruyarak polisle kon uşuyor. Polis dinliyor. Biz arabada merak içindeyiz. M ihmandarımız futbol m üsabakası için gelen kafileyi taş ıyan otobüsü kaçır­ dığımızı, taksiyle yetişmek durumunda kaldığımızı söylüyor. Pasaportlqn isteyen pol is, dikkatli dikkatli incel iyor, sonunda rahat bir nefes alıyoruz. Poli s "Geç" diyor. Bekleyen arabaların arasından sıyrıl ıyoruz . . . Her beşyüz metrede bir arabamız çevrilmesine rağmen randevu mahalline yaklaşıyoruz. Sanki bütün Rus po­ lisleri buluşmadan haberliymiş de mani olmaya çalışı­ yorlarmış gibi bir duyguya kapılıyoruz. Salgır nehri kıyısındaki restoranla geldik. Kapı adeta duvar gibi! Lokanta saat sekizde kapatılmış. Bi­ zim düşünemediğimiz büyük bir prob lem . Cemiloğl u. acaba gelmi ş miydi? Bir müdde i bekliyoruz. Sonra kalpaklı bir yiğit yanımıza yaklnşıyor. "Türkiye'den mi geliyorsunuz?" diye soruyor. "Evet" diye karşılık veri­ yoruz. "Beni takip edin" d iyor. Kalpaklı del ikanl ının peşinden h içbir şey sorumdan ilerl iyoruz. Bizi Mustafa Cemiloğlu"na götürdüğünden adımız kadar eminiz.

KIRIM TÜRKLERİ'NİN BÜYÜK YOLBAŞÇISI CEMİLoGLU Kalpaklı genç bir iki Sokak geçiyor. Akmescit so­ kakları gittikçe kararıyor, delikanlı arkaya dönüyor: "İşte Cemiloğlu şu arabanı n içinde" Arabanın kapısı açılıyor. Parke kaldırıma bir ç ift çizme basıyor. İşte Cemiloğlu! Kalpaklı, sünnet sakallı,


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

29

gocuklu, bir altmış beş boylarında bir adam . . . Gençlik resimlerinden hatırladığım, gelirken kafamda canlan­ dırdığım Cemiloğl u ' na h iç benzemiyor. Ben Cemiloğ­ lu'nu iri yarı bir i nsan olarak düşünüyordum. Belki de bunca işin altından ancak böyle bir adamın kalkabilç­ ceğin i sandığımdandır. C emi loğlu ile sarılıyoruz. B i n yıldır ayn kalmış kardaşlar gibi kucaklaşıyoruz. " Hoş geldiniz, can dostları" diyor. Birli kte otomobilin arka kol tuğuna geçiyoruz. Türkiye'den getirdiğim bayrağı . Kur'an'ı ve diğer yayın ­ ları uzatıyorum. Kur'an v e bayrağı alır almaz, yaşlı gözlerle başını uzatıyor. Öpüyor, bayrağı yüzüne sürü ­ yor. 1 5 yıl Rus zindanlarında zulüm gönnüş, çektiği çilelerle olgunlaşmış büyük dava adamı M ustafa Ab­ dülcemil Kınmoğl u (Mu stafa Cemiloğlu)'nu hayranlıkla seyrediyonım. Şaşk ı n l ığım devam ederken , Cerniloğl u , hemen söze giriyor: "Türk h alkına, bizim vatandaşları­ mıza, din daşlarımıza büyük selamlarımızı götürü n . Onlardan bizim m i l l i rn i'ıcadelemize yardım v e destek bekliyoruz. Halkımız şimdi yavaş yavaş ana toprağına dönüyor. Burada pek a z l ı g ı z . Ca mil erimizi k urmak için , dini mek lcplcriınizl k u ıı ı ıa k için çok yardım gerek olacak" . Cemiloğlu'nun süze haşlar başlamaz, mi lletimize ve bütün dindaşla n ı ıa selam göndem1esi, Kının TürL leri'ndek i , millet sevgi s i n i n , Allah sevgisinin ve Hz. Muhammed (S. A.V) sevgisinin ne kadar güçlü olduğu­ nu gösteriyord u. Zamanımızın çok kısa olduğunu dü­ şünerek ardı ardına sorularımı sıralıyonım: - Sayın Cemi loğl u, önderi bulunduğunuz Kırım Tatar M illi Hareketi Teşkilatı'nın maksadı nedir? - Kırım Tatar M illi Hareketi'nin esas h edefi, bü­ tün milletimizi ve halkımızı Kırım'a geri toplamak, bu-


30

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

rada m illi muhtar cumh uriyetimizi kurmaktır. Dinimi­ zi, kültürümüzü , anadilimizi yeniden ögrenmek tir. i n ­ şaallah bunlar olacak"tır: vakti zamanı gelince d e . . . Belki o işleıi bizim çocuklanmız yapar. . . - Kırım'ın bugünkü halini anlatır mısınız? - Kırım'da şimdi bizim yalnız 50- 5 5 bin kadar soydaşımız var .. 5-6 bin kadar da evsiz. ohı nnaya yeri olmayan , ev satın almaya çareleri bulunmayan vatan­ daşlarımız var. Bunlar için çadırlar kurduk. Halkımız Özbekistan' dan göç eU iği için orada ev fiyatları çok d üşlü, burada ise üç kat yükseldi. Şimdi Kırım ma­ kamları Grasiya ve Ukrayna oblastlanndan Ruslar· ı. U kraynalılar'ı buraya getiıiyorlar. Buradaki toprakları­ mızı onlara veriyorlaı·. onları tezce Kırım'a doldurup 'B urada yer yok. toprak yok' demek için yapıyorlar bunları . Çok ağır d urum. Eğer milli meselemiz hükü­ met tarafından çözülmeyecek olursa: öz l akal imizle. öz gücfımüzle bunu (�öznıek çok güc olaca k . Simdi Kının içinde böyle şövenist kalıntı lar pek ('Ok . . Kırım Talarla­ rı'na karsı b i r cok mi Ung. göste ri yapı ı r ıyorlar. Biz az­ lıgız. eğer ba ska yerlerdeki cli nclaşlanmız sesini çıkar­ mazlarsa . bize ağır olacaktır. - Kırım'da d i ıı i cenıiyetkrin ve cam ilerin durumu nedir? - Şu anda Kırım' da ibadet edilecek hiçbir cami yoktur. Yalnız gezebilecek yer olarak büyük Türk mi­ marı Hacı Mimar Stnan'ın kun1mş olclugu bir cami var: Gözleve'deki Cuma Camii . Onu da müze yaptılar. ' Dünyaya karş ı bu camiyi gösterip propaganda yapı­ yorlar. Kırım'ın içinde şimdi 1 O cemiyet kurd uk. lakin hükümet bu cemiyetleri tanımıyor. yol venn iyor. Yal­ nız Karasupazar'daki bir cemiyetimizin tanınacağı söy­ leniyordu, fakat hala o da tanınmadı. N e de olsa biz


31

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

toprak satın almaya. cam i le rimizi kurmaya, b ü t ü n gayretimizi sarfedeceğiz. Elimizden geleni yapacağız ve halkımızdan para toplayıp cami lerimizi kunnaya ça1 ı ­ şacağız. - Ata yadig<i.rı diğer cam ilerimiz ne durumda? -Çoğun u yaktılar ; b i rçoğunu i s e depo, ambar yapmışlar. Hayvan tutan (ah ı r) yerler yapmışlar; b ir kısm ını da ev yapmışlar. Camilerimizin vaziyeti böyl e . Bu y ı l

7

Ekim 1 989'da bir camimizi daha yıktılar. B u ­

n u n d a sebebi Kırını'da bir kötek (kavga) ç ıkm ı ş . b u kötek içinde bir Ru s o ğl a nı öldünnüşler. B u sebepten merkezden karar geldi ve i n t ikam içi n bizim camimizi yıktılar. A7.ak denilen bir ki�y var. Bahçesaray şehri n ­ d e. . .

30

Eyl ül 1 989 l a rl h l ıı de Ruslar bizim

5-6

Lane

yaş ım ıza (= ge m· k ri m izc) l ı fıc ı ım eltiler; pek kötek

vurd ular, kana bu ladı lar. Bir halla sonra bizim del i ­ kanl ılar tOJllan ınca tekrar ki'ı l ek çık tı . Bu kötek s ı ra ­ sında bir R u s oglan ı öldü . Bı ına karşı Ruslar b ü t ü n Kırım'da mi tingl e r ya ptıl a r . ' K ırım Tatarları buradan çıkarılsııı' diye . . . Ne var ki, K ı n ı n ' m içinde her kavgada en azından bir adam öl üyor. Bizim Kının Tatarları ' n ın öldüıiildüğü zamanlar da old ı ı . Lil k i n b i.z böyle gös te­ riler yapmadık. 'Ruslar b u rada n <.: ıkarıls ın ' diye . . . - Sovyeller B i rl iği i ç er i s i nd e ki diğer milli hareket­ lerle Kının Türkleri arasında bir bağ var mı? - Evet biz hep m i l l i ve demokratik ha rek e t le r l e

bağlantı ku mıağa çal ı ş ıy o r uz . Mese l;'ı 7 E k i m 1 98 9 ' cla Kırım'a b irkaç m i l l i teşkilatın ba şla rı (başka n ları) ge l ­ d iler. Sohbet e U i k . Beraber ç e ş i t l i beya n a t la ra i ı ı ıza koyduk; onlar b izi d e s te kl iyorlar. Onlar i ç i n de , Azer­ baycan H alk Cephesi liderleıi . Meshet (Ah ı ska) Türkle ­ ri'n in liderleri vard ı . Sonra G ürci s tan. E s l o n ya tems i l ­ cileri vardı . Biz daima b i rbirimizin faaliyellerine k a l ı l ı -


32

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

yoruz. Toplantılarda fikirleşlyoruz. beraber çalışıyoruz. - Türkiye Radyo-1V'sinl izleyebiliyor musunuz? - Türkiye Radyosu Kırım'dan açıkça işitiliyor. Ne yazık k i Türkiye Radyos'undan bizim Kının m ücadele­ si hakkında h içbir şey duyamıyoruz. - Türk kamuoyundan ve Türk devletinden bekle­ diğiniz bir şey var rriı? - Türkiye devletinden, tecrübe gösteriyor ki, şim­ diye kadar h içbir fayda olmadı. Olacağına ümidimiz de pek yoktur. Yaln ız gazetelerde radyolarda bizim sesi­ m izi çıkarsınlar, ona bile çok teşekkür ederiz. - Dünyaya bir mesaj ın ız var mı? - Bir kaç yıl önceye kadar bizim mücadelemizle, bizim milli meselelerimizle dünya il g ileniyord u . Radyo­ lardan o l s u n , gazetelerden ol s u n , yayın yap ıyorlard ı . Son zamanlarda b ü t ü n dünya devlclleri Pcrestroika ve G lasnost'a çok inandılar galiba. bu insan h akları, milli h aklar hakk ı nda pek ses çık anmyorlar. E s k iye göre G orbaçov zam a n ı n d a Kırın ı Türkl cri 'n in vaziyetinde çok değişikl ik olmad ı . Yal n ız h e p s i 40-50 b i n kadar Türk ana toprağına döneb i l d i . Halkımızın yüzde 90'ı h a l a s ürgünde yaşıyor, onlar Kırım'a gelemiyor. Eğer dünya devletleri sesini çıkarıp bize yardım etmezlerse bizim h ü rriyetimize kavuşmamız zor olacaktır.

Bu büyük önderden ayrılmak çok zordu , ama vaktimiz dolmuş, ayrılık zamanı gelmişti . Cem lloğlu ile tekrar tekrar kucaklaştık. Ceı ı ı iloğlu'ndan ayrıldıktan sonra bir daha dön üp bakmaya cesaret edemedim. İ çimden sanki onları mü­ cadelelerinde yal n ız bırakıp kaçıyormuşuz gibi bir


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

33

duygu geçiyordu. Ayrılırken, Taner Kayan 'la birlikte çantamıza. Va­ Lan = Kınm toprağı doldurduk. G ümrükten geçerke n çantamızı açtıran Beyaz Rus . ı;; e kilsiz eliyle çantamız­ dan Loprağın bulunduğu poşeti çıkarip toprakla karşı­ laşınca aptallaştı. "Bu ne?" der gibi yüzümüze anlam­ sız anlamsız baktı. Herhalde. "Bu zavallılar götürecek başka b i rşey bulamamışlar" diye düşündü. Elbette bu toprağın manevi değerini onun anlaması imkansızdı. Kınm'dan ayrılırken, Nazlı H ilal'in yıldızlı göklere yükseldiğini gördük. Sabah olmasına, şafak sökmesi­ ne az kalmıştı. Kırım semalarında güneş h iç batma­ mak üzere doğmaya hazırlamyordu. 1 8-23 Kasım 1 989

Türkiye gazetesi


34

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

35

KIRIM'DA VATAN KAVGASI Valan: Yürekle sız ı . K ı rı m gerçekle rüyanm yol ayrımında

46

yıl boyunca aynı azaba göğüs gerd i : Va­

lan özle m i . Yurd u . ocağı dağıtılan n e si l . bugün orta yaşı çoktan aşm ı ş . Çoğu d c:ı zulmün allında can veıın iş. Ş i m d i k i n e ­ s i l ise atalarından devraldıkları "vatan" derdini yürek ­ lerinde k u tl u b ir dava bilip, onlar gibi m ücadeleyi seç­ mekte karar kılmış. Yarım asra dayanan zorl u b i r gayretin filizleri ye­ ş e riyor ş imdil erd e Kırım"da. Öbek öbek dağı l d ı kları bölgelerd e n . ölümü göze alarak dönüşe geçiyorlar "ya­ sak vatan"larına. Bahçesaray, G özleve, Akmesc i l topraklan gerçek sahiplerinin varlığı ile sarsılıyor arlık. H e m de ne sar­ s ı l ı ş . . . Harabeye çevrilmiş köyl er, yak ı l ıp y ı k ılmış ca­ miler, ü s tleri n deki baskıyı atmanın ümit ışıklan i l e ay­ dın l ığı selamlıyor. Karadeniz ' i n canh ıraş feryatları son bulacak gibi . Yediden yetmişe bütün Kııım Türklerinin arzusu çeki­ len s ıkıntıları n , azab ın , esaret in kısacası '"vatan hasre­ l i" n l n son bu lma s ı . . . Kı rıın'da

46

yıl aradan sonra

ilk

d e fa bayram k u tla nıyor. H e m de n e bayram . . Vatan toprağmda k u rban kesme n i n sev i ııc i ı ı i , d ö n e meyen kardeşlerinin h üznüyle birl i k l e yaş ıyor Kırım Türkü .

B u . bayram ın ayrı bir manası daha var Kırım ' da . ilk defa Türkiye"den bir h eyetle ku tlanıyor bayram . . . Bü­ yük k u tl amalar h azırlanıyor Türkiye 'den gelen h eyet için . . . Ruslar b u tarih i bulu şmadan rah atsız . . Engel ol­ man m yollarını arıyorlar. Tü rkiye'den gel e n h eyet iki


36

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

gün bekletil iyor Gürcistan'da . . . Bahane ise hazır: Su­ humi Havaalanı'nda askeri çalışma var. Uçaklar kal­ kamıyor. Türkiye'den giden h eyette bulunan Emel Türk Kültürünü Tanıtma ve H izmet Vakfı Başkan ı Av. Nurettin Mahir Altuğ. Emel Dergisi Baş Redaktörü Za­ fer Karatay. İstanbul Kirım Türkleri Derneği Başkanı Taner Kayan , Emel redaktörleri Zeki Doğaner, Tuncer Kalkay. Ertuğrul Karaş , Nazif Makas ve 7 ı yaşında, olmasına rağmen dinçl iğinden hiçbir şey kaybetmeyen Safiye Nezetl l'nin yoğun gayretleri de sonuç vermiyor. " M ecburs unuz vapurla gideceksiniz" deniyor. Sıkıntılı günler yaşanıyor. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Ge­ m iye binip Kırım'a doğru yolculuğumuz başladığında, yüreklerimiz sıkışıyor, kalplerimizdeki heyecan doruk noktasına ulaşıyor. 2 Temmuz sabah ı Yalta gözükü­ yor. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen l im�da bir kalabalık, bir kalabalık. �lleriJ!d�_ sc.ın ��ga!!. :ı:na­ yiJ\.ırın!_ ..Q�yr3:ğ� kü � ü � kızlar� �Jle !:_in ��-k<l:�'!-f! fi}ler, . q_!�l�ri beJs!!yorlar. Açtığımız Ay-Yıldızlı bayrağı gören Kının Türkleıi sevinçten ne yapacakların ı şaşırd ılar. Bizleri karşıla­ yan heyetteki Cafer Abdülveli'nin Türk bayrağını öper­ ken söylediği sözler hepimizi duyguland ırıyor, "Türk bayrağını görsem canım köteril iyor. Başım göklere de­ ğiyor. Bu ne güzel bayraktır. Bize güç veriyor. " Bizi karşılamaya gelenler arasında, Kırım Türkle­ ri'nin kurduğu Koordinasyon Merkezi'nin Başkanı İs­ mez Zaat, Kırım Tatar M il l i H areketi ' n i n önde gelen i simlerinden Reşat Cemil de var. Reşat Cemi l , sakal bacağına rağmen kilometrelerce yol yürümüş bizi kar­ ş ılayabilmek için . . . Öyl e b i r karşılama yaşanıyor k i , Yalta'da herkes ağl ıyor. . . "Can kardaşlarımız hoş geldi­ n iz" diyen Kırım Türkleri'nin günlerdir, gece gündüz l i ­ manda b izleri beklediklerini öğre n iyoruz. H eyetimizi


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

37

otele götürecek otobüs hareket ederken , Zafer Karatay ve Taner Kayan 'la birlikte ayrılıyoruz. Yaıta Komünist Partisi önünde çadır kurarak müeadele veren kardeş­ lerimizi ziyaret etmeden nasıl gideriz. Yalla Komün ist Parlisi"nin ön ünde 30'a yakın �üçük çadır ve üzerle­ rinde "Toprağım ızı Geri Verin. Vatanımızı Devletimizi Geri Verin" yazılı pankartları görüyoruz. Ç oluk çocuk. kadın erkek 30'a yakın ail e 2 aydır burada gösterileri ­ ni sürdürüyor. Burada yatıp burada kal kıyor. Ziyareti­ mizden büyük mull uluk duyan yiğit Kınml ılar. 'Türki­ ye'deki soydaşlarımızın bizim mücadelemizden haber­ leri var mı?" soru su yüreğimize bir taş gibi oturuyor. Burada fazla kalamıyoruz. Ç ünkü Kırım Türkleri'nin önderi M ust afa C eın ilottlu evinde bizi bekliyor. Bir an önce bu mutl u bulu şmayı yaşayabilmek için, gül yüz� lü insanlarımızdan ayrıl ıyoruz·. Arabamızla si'ırat le Bahçesaray yoluna giriyoruz. Bahçesaray'a tamam en onnanlık bir yoldan gidil iyor. gönl ümüzdeki heyeca n bu yolcul uğa dayanamayacak gibi . . . Heyecanımızı l ı l l e n Cafer de gaza bastıkça bası­ yor. Araba, sonunda si'ıratinıize dayanamıyor. Ön te­ kerl ekte meydana gelen arıza bizi yolda bırakıyor. Bahçesaray'a daha bir saat lik yol var. Bu ıssız yolda ne yapacağımızı şaş ı n ı ı ı�ke n . İsmet Zaat . az ilerde Kı­ nın Türkleri'nin yaşadığı Kökgöz köyü bulunduğunu buradan bir araba ge tirebi leceğini söyleyerek yola çıkı­ yor. Aradan yarım saal geçnıl'dcn bir arabayla dön ü­ yor. Yan ında da Ôzbek i s t a ı ı 'dan va lanma yeni dönen Hasan Bekir. . . Bozulan arabamızı orada bırakarak, ge­ len arabayla tekrar yola çıkıyoruz. Hasan Ağa. Kökgöz­ lüler' in bizi beklediğini . uğramadan geçersek çok üzü­ leceklerini söylüyor. Yolda da Kökgöz köyünü anlatı­ yor. 1944 öncesi 5 camisi bulunduğunu söylüyor Kök­ göz'ün . Ama şimdi yalnız bili ayakta kalmış. Onu da Ruslar kültürevi ve tiyatro yapmışlar. Vatana dönen


38

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 00 kadar Kökgözlü aile daha fazla daymıamamışlar, cam i n i n bu d u rumuna. B ü t.ün müracaalları kabul edilmeyince kapısını kınp ginnişler camiye ve liyatro­ nun bütün eşyalarını dışan atarak . bu mukaddes ma­ bedi temizleyip aslına rücu ettirmişler. Kökgöz'e vardı­ ğım ızda cam i , bayram namazı için hazırlan ıyord u . Kökgözl üler' i n artık camisi var. Açılış d a mübarek Kurban Bayramı'nda yapılacak. Çifte bayram yaşıyor Kökgözl üler. . . Kökgöz köyünden aynlıyoruz. Arabamız, iki yanı meyva ağaçlarıyla dolu bir yoldan ilerliyor. Yolun ke­ narında, elma, arnıut ağaçları . gül bahçeleri yer alıyor. Kırım yeşill ikler diyan .. Yolumuz üzerinde yeni asfalt­ lama çalışmaları yapıl ıyor . yola dökülen taşlar h ızla arabamıza çarptıkça çıkan sesler. bizlere birşeyler an­ latır gibi . . . Zaman zaman raslladıgımız Len in'in resimleri . köh nem i ş bir zihniye l t n son izlerini taşıyor. Kırım Türkleri 'nin sürgünde yaşad ığını bir anda unutup. " U iz Kırınl° ın güzelliğini k i taplarda okuduk'' d iyorum . Yanım ızda bulunan Koordinasyon M erke­ zi'nin başkanı İsmet. Zaat. " Biz de Kırım'ı ki taplardan öf�rendik. Vatanımızın güzelligini ancak şimdi görebil i ­ yonız" diyor. Bir saat s üren bir yolcul uktan sonra Kırım Türk­ J eri 'nin büyük yolbaşçısı (önderi) M u s tafa Ceıni log­ J u'nun Ba h çesamy'daki evine gel iyoruz. Bahçel i , beyaz badanalı küçük bir ev. küçük bir çal ışma odası var, bahçesinde . . Bizi kapıda kar�ılıyor Ccmilogl u. öyle bir sarıl ıyoruz k i , Türkiye hasre t i n i adeta bizde gideriyor. H emen çalışma odasına davet ediyor. Çalışına masası­ n ın sag yan ı nda Şeyh Şmnil' in büyük bir resmi . arka tarafında da büyük bir k ütüphan e . . . Kütüphane 'de Türkçe dini ve milli yayın lar, Rusça kitapların yanın-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

39

da, İngilizce ve Almanca kitaplar da var. Kütüphane­ nin üstünde Cenab-ı A1lah 'ın lafzının olduğu bir kart­ postal ve Kırım hafitası bulunuyor. Sol duvarda da bir Kının bayrngı ile Türk bayrağı bulunuyor. Cemiloğl u , "Günlerd ir sizi bekl iyoruz. Ruslar'ın sizi göndermeye­ ceğine inanmaya başlamıştık" diye konuşuyor. Teker teker hal imizi hatırımızı sorduktan sonra, Türkiye ile ilgili sorulara başl ıyor. Tam o sırada Cemiloglu'nun cefakar eşi Safinar Hanım içeri giriyor. Bizlere tek tek "hoş geldi n iz" dedikten sonra, dışarı ç ıkıyor. Döndü­ ğünde elinde bir t e ps i . . Hazırladığı Kırım' ın milli ye­ rne,klerinden kaşık b ö re ği. çig borek ve yan mda. kiraz ife� zerdalı . . t:unlerdır bı r turlu alışamadıgımız Rus ye­ ı'i1eklerınden sonra . kaşık boregı o kadar tatlı gelıyor ki .,Yeınekt en lwıııeıı sonra çaylar geliyor, çayın yanın­ da da çilek \ " C gül ret:eli . . Kırım'da çaya reçel katılarak içildigini öğren tyorıı m . Cem iloğlu ile sohbet o kadar tatlı ki. bir t ü rl ü ay rı lm ak istemiyoruz, ama otele dön­ memiz şart. Erl t•si _L( ün Han Saray'da buluşmak üzere vedalaşıyoruz. HAN

SARAY'IN GÖ RKEMİ

Bütün gece. K ı rı ııı ' ı , sürgünü. Cem iloğlu'nu dü­ şü nüyorum. H eyecaııdaı ı uyumam mümkün değil, sa­ bah ın erken saati nde kalkarak. otobüste yerimizi alı­ yoruz. Programımızda Kırım Hanları 'nın yaşadığı, Han Saray var. Bahçesaray"da bul unan Han Saray·a doğru ilerlerken yol üzerinde ra s t ladı.Q ıın ız gecekonduların vatana dönmeye başlayan Kırım Tü rk leri'n e ait oldu­ ğunu öğren iyoruz. Otobüsümüzde Türk bayraklarını gören vatandaşlar. heyecanlanarak bize doğru koşma­ ya başlıyorlar. Bütün ricalarımıza rağmen Rus rehber otobüsü durdurtmuyor. Bizlere doğru koşan. soydaş­ larımıza bir selam verememek, kon uşamamak bizi


LIO

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

kahrediyor, bu manzara karşısında herkesin gözü do­ lu dolu oluyor. Han Saray'a gelinceye kadar kimsenin ağzını b ıçak açmıyor. H an Saray ' ın o görkemli görün­ tüsü bizi kendimize getiriyor. H an Saray'ın minaresi, Kırım'ın Türklere ait olduğunu göklere ycı zar gibi. .

Han Saray'daki ilk uğrağımız G Ô� çeşmesi. Kırım Hanın ın ölen eşi için yapılan iıu çeŞme bir göz şeklinde. Buradan yürek şeklinde yapılmış mermere düşen su damlacıklan göz yaşını anuınyor. "Su kendi diliyle kendi hikayesini anlatsın'' diye yapılan bu çeş­ me. şimdi Kırım Türkleri'nin hazin durumuna ağlıyor sanki. Han Saray'da, küçük bir odanın da Kırım Türkle­ ri'nin mücadelesi sonucu büjük Türk düşünürü Gas­ p ıralı İsmail'e ayrıldığını öğrendik. Bu küçük odada Gaspıralı'ya ait eşyalar ve çıkarttığı Tercüman gazete­ sinin nüshaları yer alıyor. Akmescit' leki Moskova Oleli'ni erkenden terk edi­ yonız. Bizi Gözleve'ye götürecek otobüs oldukça ha­ rap. H er tarafı dökülüyor. Sık meyva bahçeleri ve ça­ yırların arasında yol alarak Gözleve'ye vardığımızda gün h enüz ağannaınıştı .

Han Carnii'nin etrafı mahşeri bir kalabalık. Yarım asırl ık susamışlığm verdiği duygu insanları daha bir öfkelendiriyor. Hepsi kararlı: "Ya bu camide bayram namazı kılacağız ya da . . . " Cümlenin sonu, kararlılığı açığa vuran "ölüm" kelimesiyle bitiyor. İçinde haç, ikona, papaz cübbesi ve diğer dinlere ait çeşitli eşyalar sergilenen cami , 46 yıl sonra ezan sesi ile çınlamaya başlıyor. Buruk bir bayram . . . Kırım­ lı Türk, kendi malını kendisine bir saatliğine ibadete açanlara karşı içindeki kini biledikçe biliyor.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

41

Gözyaşları i l e kılınan namaz sonrasında, M u rat ilişiyor gözüme . . . Sürgünde dünyaya gelmiş . M in icik elleriyle sıkı sıkı kavradığı seccadesini bırakmak i ste­ miyor. Şaşkın gözlerle etrafını süzerken yanına varıyo­ rum. Bir perdeyi aralıyor o sıra. Şaşkınlığı dehşete dö­ nüşüyor. M ihrabın bir kaç metre ötesindeki perdenin altında kocaman bir haç. Ürperiyorum . . . Namazdan çık ıp Gözleve'yi gezmeye başlıyorum. Beyaz badanal ı şirin Tatar evlerinin arasında harabe bir bina dikkat çekiyor. Evler ne kadar bakımlıysa bu bina o derecede bakımsız. Ruslar'ın oturdu.� u evler ti­ pik bir Kırım şehrini yansıtmıyor. O yıkık binanın 1 4 . yüzyıldan kalına bir Türk ha­ mamı olduğunu öğreniyorum. Bizimle beraber Kırım'ı gezen Özbekistanlı bir ekip, her şeyi filme alıyor. "İlli ­ ra"· adlı filmin çekimini de gerçekleştiren ekiptekiler, filmin Kırım'da yasaklanmasından ya.kınıyorlar. Şükrü Efendi Mahallesi'nde bulunan Odunpa.zarı Meydanı'nda yine iki tarihi bina çıkıyor karşımıza. 1 6. yüzyıla ait Cuma Camii ve Aziz Baba Tekkesi . Etrafı yüksek duvarlarla çevrili caminin minaresi yıkılmış. Duvann üstünden allayıp içeri giriyoruz. D iğer tarihi yapılar gibi Cuma Camii de ihmalden, ihanetlen nasi­ bini almış. İçi adeta çöpl ük. Ruslar çer çöp ne varsa doldurmuşlar içine. G iriş yasak olduğundan kimse l'e­ mizlemeye cesaret edemiyor. Yalnızca uzaktan uzağa seyredilen bir ınabed dunımunda Cuma Camii. . BAHÇESARAY'DA TEPREŞ

Kınmlı Türkleri ayakla tutan en önemli faktörler­ den biri de törelerine sıkı sıkıya bağlı oluşları ve gele­ neklerini yaşatmaları . Bir haftalık gezimiz sırasında buna şahit olduk.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

42

Hahamı g:elişini m üj deleyen ve "lepreş" adı veri­ len eğlencelerde. Kının Türkl eri' n in ne kadar dost can­ l ısı olduklannı gördük. Bizim için b üyük bir karşılama töreni düzenlemişlerd i . Kur' a n - ı Kerim ok unarak başlanan şenl iklerde . kurban etlerinden pişirilen yemekler mi safirlere ikram edildi . Halk oyunları ekiplerin i n gösterileri . çocukların kum üzerindeki güreşleri seyre değer faaliyellerdi. Kırım M illi Marşı ' n ın eşliğinde. Kırım Bayrağı ile b irlikle Ay -Yıldız'lı bayrağımızın da .�öndere çekilmesi b ize anlatılmaz h i sleri yaşatırken. Kırınılılar'ın bizi mi­ safir etmek için yarışa girn1eleri

de

dikkate değer diger

bir h usustu. M u stafa

Ccmilogl u Teprc ş ' t eki

konuşmasında Kı­

rım m ücadele tari h i n i n bir özeli n i yaptıktan sonra . Türkiye'ye oları sitemi n i

dile geti riyord u :

"Çok agır gi'ın lcrcle �·eşil l i

sebeplerden dolayı Tür­

kiye h ü künıel inden beklediğimiz yard ı m ı görmed i k . Lakin bugü nden sonra belki görürüz. Ama Türkiye'de gerçek M ü sli'ıınan

Türkler'in gön ülleri daima bizlerle gelen yardımları bizlere vem1eye

birlikteydi. Ellerinden çal ıştılar. "

Te pre ş ' i n m u l l u havasını gön l ü m üzde duyarak ayrılıyoruz tören yerinden . Uzun yıllar basımevi olarak kullanılan Kebir Camii ' n i n hal i . içimizdeki se\•inci. ne­ şeyi bir anda götürüyor. İ çeri si pi slikten geçilmediği için bahçesinde bayram n amazı kıl ınan bu cam inin başimamı Server Seyilova, sesi titreyerek anlatıyor ha­ rabe camiyi. İ n sa�tc�rı gibi kendi bahl.ı da hep h üzünden yana giden dertli ülke Kırım. ibadethaneleri. evleri, sokakla­ rı . havası ve s uyuyla insanı duyguland ıran esrarlı bir hal içinde.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

43

Kınm'da son günümüz. Vatan m ücadelesi n i n , en çelininin verildiği Çadırkenllere gilmek i stiyoruz. SO\yeller Birliği 'nde bir çok engeli aşarak Kırım'a vardıklan sonra yıllardır Türk ve dünya kamuoyu için adela bir kapalı kutu haline gelirilen ve yasak bölgeler aras ında yer alan soydaşlarım ızın k urd ukları Çadır­ ken tl eri görmeden edemezd ik. Ç ü n k ü , bu bölgelerde, sürgüne gönderildikleri Özbek i s lan . Sibirya ve U kray­ na'dan akın akın gelerek kendilerine yer ve yurt veri l ­ mediği için çadırlar k uru p vatan m ücadelesi veren Kı ­ rım Türk l eri'nin, ellerinden alınan topraklarda yeniden d i ri l i ş için yaktıkları türküler, t u ttukları yaslar ve i n ­ san ın içine işleyen gözyaş ları gizleniyordu� N e pahası­ na ol ursa olsun bu m u h teşem tabloyu görmemiz gere­ kiyordu . İ s tanbul Kını n Türkleri Dern eği Başkanı Tan er Kaya n , " Emel" dergisi nden Zafer Karatay ve Ertuğrul Karaş·ıa sözh irliği ederek birl ikte geld iğim iz kafileden ayrıl d ı k . Bizi dire n i � <:ad ırlarının b u l u nduğu bölgeye İlver Ganioğlıı adlı b i r Türk götürecekti. Kurban Bay­ ramı ' n ın üçüncü gi'ı ııü sabah erkenden Akm e sc i t'leki olel i m izden ayrılarak Gan ioğlu"n u n arabasıyla yola çıktık.

Geçen yıl

u ğ rn d ı g ı ınız D eğinn t> ı ı köy Çadır­

k e n t ' i n i soruyoruz . üzüntülü bir şekild e .

M t lmıandarımız İh·cr Ganioğl u .

" Huslar·ırı

saldırısıııa uğradı D e ­

ğim1enköy . . . Ç e l i n bir m ücadele veril d i . Çadırkent'in önderi Ulviye'nin kafasına vurulan d i p<; ik ve taşlar sa­ kat bıraktı ken d i s i n i . .. " Bu korkunç h aber karş ı s ında irkiliyoruz : " U lviye şimdi nerede?" eliyoruz. Verilen ce­ vaplan duygulanmamak mümkün

de.�i l. . .

Ulviye, Al uş­

ta'da Komünist Parti b i nasının ön ünde kurulu direniş çadırlannda . . . M ücadelede yine önde U h·iye . . . Vatan uğruna kendini yakan, meşale insan M usa M ahmud'un mezarında bir faliha okumadan nasıl gi-


44

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

deriz. Musa Mahmud, 1 944 yılında 1 2 yaşındayken öz vatanı Kınm'dan sürülmüştü . . . 1 978'de Kırım'a dön­ düğünde .işgalcilerin yargıcının: "'Kınm' ı terketmezse­ niz hapislerde çürümeniz için her şeyi yaparız" tehdi­ dine karşı verdiği cevap muhatabının suratına şamar gibi inmişti : · " Kının benim vatanımdır. Ben Kırım'da yaşamak, burada ölmek için geri döndüm!. . . " Musa Mahmud, Beşderek köyündeki Türk mezarlığında yatı­ yor. Mezarlıktan sonra Musa Mahmud'un eşinin yaşa­ dığı eve uğruyoruz. Saçları ağarmış, 60 yaşlarında bir kadın karşılıyor bizL . El değirmeninde çekilen kahve­ lerimizi içerken , ağlayarak anlatıyor Zekiye Mahmud: M usa, beni vatanımdan bir daha atarlarsa kendimi yakarım d,iyordu ve dediğini de yaptı. Hastanede n iye yaptın? diye sorduğumda, Vatan için cevabını verdi. Zekiye Hanım'ın evinde daha fazla bekleyemiyo­ ruz. Çünkü gezip göm1ek islediğimiz çok yer var. Ara­ bamızla, Sarı Su Çadırkent i'ne yöneliyoruz. Sarı Su Çadırken li'nin gerisinde "Sevgili Vatan B iz Kalktık (Döndük) Sana. Arlık Burdan Geriye Dönüş Yok" yazılı b ir pankart karşıl ıyor bizi . . Çadırkenl'in sakinlerinde bir heyecan bir heyecan . . Bizi ağırlamak için ellerin­ den geleni yapıyorlar. Toprağa kazdıkları bir Aşha­ ne'de yemek yiyoruz. Burada Abdurrahman isimli gen­ cin sözleri zihnimize çakılıyor: "Vatan sevgisi bize anne sütüyle birl ikte geliyor. " Sarı Su"nun ortasına küçük bir su tankeri yerleş­ tirilmiş. Ç adırkentin sakinleri bundan su içiyor. Bura­ da yaşayanların her biri.n in Türkiye"de bir akrabası var. . Bize adresler veriyorlar. Kaçak dolaştığımız bu bölgelerde de daha fazla kalamıyoruz. Soydaşlarimızın mahzun bakışları arasında Su­ dak Çadırkenti ' ne gitmek üzere San Su Çadırkenti'n­ den ayrıldık. Bir kilometre yol katettikten sonra arka-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

45

mıza bir arabanın takıldığını gördük. Takip edildiğimi­ zi anlayarak fotoğraf makinamı arabanın torpido gözü­ ne sakladım. Biraz takip ellikten sonra arkadaki ara­ ba h ızlanarak bizi geçiyor. Arabamızın durması için işaret ederek ilerliyor. Durduğumuz yerde bizi başka bir arabanın beklediğini görüyoruz. Biraz ileride yolun ortasında duran kırmızı renkli Lada marka arabadan çıkan bir Rus suba}'l yanımıza gelerek şoförümüzün ehliyet ve ruhsatın ı aldı. Bir müddet inceledikten sonra Rusça "Beni takip edin" de­ di. Ön ümüzde giden arabanın içindekilerin KGB ele­ manları olduklarından emindik artık. Yüksek fakat düzlük bir alanda kumlan ve yıllar önce Kırım Türkle­ ri tarafından yapıldıgı anlaşılan tek katlı beyaz evlerin göze çarptığı küçük bir kasaba olan Karasupazar'daki KGB binasının önünde durduk. Uzun boylu sarışın bir Rus subayı arabamızın kapısmı açarak nazik bir şekil ­ de "Hepiniz içeri buynm" dedi. · Binanın yan tarafmda k i l i t l i bulunan kapı bizim için açıldı. İçeride Leniıı 'ln büyük boy bir portresi ve bakır üzerine işlenmiş Orak-(,:t"kl(: ammları vardı. Bu­ rada üzerimizdeki kimlik kartlarımız ve diğer belgeleri­ miz alındı. Beklememiz söylendi. .. Kimlik kartlarımızı alan i ki yıldızlı ve mavi renk ünlfonnalı Rus subayı elindeki belgelerle bir koridordan geçerek başka bir odaya girdi. Odada şişman, sarı saçlı ve orta yaşlı bir kadın subay ile sarı saçlı, mavi gözlü, tek yıldızlı adı­ nın Galina Aleksandurovna olduğunu öğrendigimiz başka bir bayan subay vardı. Bulunduğumuz odaya, bizi takip eden arabada bulunan sivil kıyafelli bir kişi daha girdi. Bıyıksız, orta boylu, kirli sarı saçlı bu kişi ­ nin de KGB ajanı olduğunu öğrendik. Bu andan itiba­ ren koşuştunnalar başlamıştı. Ü st üste telefonlar, ya­ zışmalar vs . . Biz meraklı bakışlar arasında olanları


46

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

seyrediyorduk. Tam bu sırada orta yaşlı bayan subay bizim yasak bölgede dolaştığımızı. bunun Sovyet ka­ nunlanna göre ağır bir suç olduğunu söyledi . Aynı su­ bay. Rusça b i l i p b i lmediğimizi sord u . Dördümüzden de, "Bilmiyoruz" cevabı n ı almasına rağmen , sert b i r şekilde , " Rusça b iliyor musu n uz?" diye bize ısrarını sürdürdü. Nihayet sorgulama başladı : - Buraya n i ç i n geldiniz?. Adınız , soyatlınız, anne adı, baba adı? - Nerede çalışıyorsunuz? Türklye"de hangi siyasi partiye üyesiniz? - B u rada kiminle görüşeceksiniz? gib i sorular peş peşe sıralan ıyordu . Aynı soruların tekrar tekrar sorulmasından b ıkmı ştık . Zaman ilerledikçe s ıkıntı­ dan patlar hale p;clmişUk

KIRIM TÜRKLERİ KGB ÖNÜNDE Bizim gözal tın a alındığımızı gören bir Kırım Tür­ kü . Karasupazar'daki M illi Hareket'in önde gelen isim­ lerinden Eldar Şabanoğlu'na haber venniş. Haberi du­ yar d uymaz apar topar, KGB binasına gelen Eldar Şa­ banoğl u , kork u s uz b ir şekilde Rus subaylarına çıkışa­ rak, 'Tez misafirlerimizi salıveıin" diye bağırd ı . Bunun üzerine Eldar Şabanoğlu ile Rus subaylar arasında Rusça sert tartışmalar old u . Tam bu sırada olayı d u ­ yan soydaşlarımızın, bulunduğumuz bina önünde top­ lanmaya başladıklannı gördük. Genç ih tiyar, c:n l uk ço­ cuk, binanın önüne yığılmaya başlamıştı . Bü lün işini gücünü b ırakan yüzlerce soydaşımız bizi kurt.armaya gelmişti. Sanki sözleşmiş gıbı hep bir ağızdan , "Onları bırakın bizi tutuklayın" diyorlardı.


Kemal ÇAPRAZ / S_ürgünde Yeşeren Vatan Kırım

47

Binanın önünde sürekli artan kalabalıktan çeki­ nen Ruslar, toplanan halka bizi otele geri götürecekle­ rini söyleyerek ortalığı yatıştırmaya çalıştılar. B iz de soydaşlarımızı, "Otele gidiyoruz. merak etmeyin" diye­ rek sakinleştirmeye çal ıştık . Yanım ıza verilen subay­ larla birlikte, iki arabayla Akmescit'teki Emniyet Bina­ sı'na göt.ürüldük. Burada da yi ne bizi bir odaya alarak kapıyı üzerimizden kilillediler. İçerideki Rus subaylar aynı sorgul amaya yeniden başlamışlard ı . Karnımız acıkmış, bir hayli de susam ıştık . Beyaz demir parmak­ lıklı sarı perdel i odamızda beklerken . "Çayınız var mı?" diye sorduk. G ü lerek cevap veren Tatyana isimli Rus subayı, "Var ama dışarıda" ded i . Ç ay ve yemekten de um udu kesmişlik. Soğukkanlılıgımızı yitirmeden , so­ nılan sorulara cevap veriyor. kendi aramızda şakala­ şarak moralimizi bozmamaya da gayret gösteriyorduk. Otele ulaşmadığımızı duyan soydaşlarımız. b u sefer de Akmescit'leki Emniyet Binası'nın önünde toplanmaya başlamışlard ı . Hazırlanan bütün evraklan i ıl17.alama­ mız isteniyordu. Evraklarda, " Bilerek yasak bölgelere girdiğimizi kabul ediyoıuz" yazıyordu. Bu belgeleri im­ zalamayacağımızı söylediğim izd e , " Öyleyse burada beklersiniz" diye bizi lehdil elmeye çal ışıyorlardı. Hak­ kımızda tu lulan tutanakların ilgili makamlara iletile­ ceği, aynı suçu bir daha işlememiz durumunda Sovyet sınırlanndan içeriye sokulmayacagımız bildiri ldi. 6 saatimizi dold urd uğumuzda olayı duyan Kı­ rım 'ın Spulnik seyahat sirke lin in başkanı Vlademir Kuçerenko, Akmescil'e gelere k , Rus subaylarla görü­ şüp. " Bizim turist olarak geld iğimizi ve bu bölgelerin yasak olduğun u bilmedigimizi" ifade elli. Bir g(in son­ ra da Kınm'ı terk edeceğimizi bildirdi. Şoförümüz İlver Gan ioğl u'na da 50 ruble ceza kesildi. Bü tün bu tuta­ naklardan sonra serbest bırakılmamıza karar verildi. Edindiğimiz tecrübe, Glasnosl'un . Sovyeller'de Türkle-


48

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

re nasıl uygulandığını, bu süre içerisinde anlamamıza yetmişti. Kının için verilen vizemiz sona eriyor. Otelin önü bizi uğurlamaya gelen soydaşlarımızla dol u . . K ırım Türkleri'nin yiğit önderi M ustafa Cemiloğlu da bizi uğurlamaya gelenler arasında . . M u stafa Cemiloğl u , kaldığımız Moskova otelinin tabelasına bakarak, " İ n­ şallah bir gün buranın ismini de İstanbul oteli yapa­ rız" diyor. Binlerce soydaşımızın göz yaşlarıyla, karanfillerle uğurla·nıyoruz . . Kırım ayrı bir sabah ı yaşıyor. Yükselen güneş , yıldızını bekler gibi bakıyor Kırım semalarında . .

2 5 - 28 Temmuz 1 990 Türkiye gazetesi


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

49

KIRIM TÜRKLERİNİN EGEMENLİK BİLDİRİSİ

(26 Haziran-30 Haziran 1 �9 1 ) "Millet; B izler şanlı ecdadımızın harabeleri içindeyiz. O ecdat ki mert idi, adil idi, yüksek idi . Evet büyük ecda­ dımızın mukaddes abideleri arasındayız: Dirileri yaşa­ tan ölülerdir, ölülerin asarıdır. Bizler ölmüş dedelerimi­ zin şanla, şerene kazandıkları milli serveti h üsnü istimale (iyi kullanmaya) karar verdik . . . ·

Evet, siyasilerimizin doğurduğu KURULTAY' ı da onun içinde bulundunnaya karar verdik. Bir zamanlar cihanın her tarafında karada, denizde şanla ve şerefle, şefkatle ve adaletle sayeban olup birbuçuk asırdan beri mahkum ve mahpus halde bulunan milli Gök Bayrak'ımızı da onun üzerine dikmeye and ettik. ·

Kının Müslümanları, Kınm'ı daha mükemmel ve daha muntazam bir suı:ette idare ve muhafaza etmek, kendi kanununu, kendi nizamını kendisi tertib eyle­ mek için KURULTAY'ını açmaya karar verd i . ÇünkQ.. KU RULTAY, o mukaddes heyet-i kanuniyedir ki, Türk ırkına asırlarca intizam ve adalet te'min etmiştir. Yalnız Türkler'e değil, onlarla beraber bütün milletlere de ve hatta bütün cihana bile saf ve temiz bir şem'a-i adalet (adalet ışığı) serpmiştir." Kırım M üslümanları Merkez İcra Komitesi Başk;ı nı, Kırım Müftüsü ve 26 Kasım 1 9 1 T de toplanan t i k Kırım Türk Kurultayı'nın Başkanı N uman Çeleht c · ı han. b u konuşmayı 2 1 Ekim 1 9 1 7'de Bahçesara y ' ı L ı milli müzenin açılışı sebebiyle yapıyordu.


50

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

N uman Çelebi Cihan 23 Şubal 1 9 1 8 günü Ruslar tarafından şeh i l edilerek, cesedi denize atılmıştır. " Dirileri yaşatan ; ölülerd ir" diyen N uman Çelebi Cihan ' ın manevi h w:urunda. 74 yıl sonra toplanan KI­ RIM TÜ RK KURULTAYI da ayn ı kararlan alıyordu . Kurultay. Kırınl ° ın e n büyük şeh irlerinden olan Akmesci t'i n Kırım İşçi Sendikaları Kültür Evi 'nde 26 H aziran tari hinde, saal 1 O ' da Kırım Kadısı ve Kebir Cam i i İmamı Seyid C e lil Efendi'nin Kur'an - ı Kerim okuması ve kurultay ın başarısı içi n yapılan dua ile açıldı . Kırım Türkleri'nin m i l l i marşı "ANT ETKEM EN"in çalınmasıyla devam edild i . Kurullay'a Azerbaycan Halk Cephesi adına N iyazi İbrah imoğl u . Özbekist a n . B irl ik Hareketi'nden Mah­ mul İnakov, Mesket Türkleri' n in "Valan" adlı mill i leş­ kilal ından Rasaddin Res u l . N u ri Rıza. Gagauz (Gök O.!};uz) Türklerinin Halk Akın ! ısı Harekeli'nden İvan Krisnoblo, Kazan 'da b u l u nan Türk Halkları Cemiye­ li' nden Rafael M uhammedd i n , Kumuk M illi Hareke­ li'nden Ayn u ldin Maniay . Valiyullah Kuval. Sovyeller Birl iği H alk Temsilcisi 8 kişi, Komünist Parli Yetkilile­ ri , Helsinki İn san Hakları Rusya'yı İzleme Kom il e ­ si'nden Jaınes Ch irchlok ve muh telif cemiyellerin tem­ silcileri katıldılar. Daha sonra milli hareketin yaşayan en eski üyesi

93 yaşındaki M ustafa Hal il bir konuşma yaptı.

Kurultay divan başkanlığına Kırım Türkleri ' n in yolbaşçısı Kırım Tatar M i ll i Harekeli Teşkilatı Başkanı M ustafa Abdülcemil Kınmoğl u seçildi. D ivan üyelikle­ rine, Rafe l Cubar. Prof. Dr. Rıfal Abbas, Fikret H al i l . Özbekistan eski İnşaat Bakanı Server Ömer, Avdel ga-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

51

zetes i Baş Redaktörü Dr. H i lmi Ömer, C . Abdamil se­ çildi . Kurultayın gündemi şu maddelerden oluşlu: " l . Kırım Türkleri'nin vatana dönüş problemleri ve mill i devletlerinin yeniden kurulması meselesi .

2 . Kurultay organlannın seçilmesi ve tüzı}klerin hazırlanması.

3 . Kının Fon u'nun kunılması ve görüşülmesi . 4 . Kırım Türkleri ' nin milli egemenl iklerine dair kurultay deklarasyonu.

5. Kurul tay sonuç bildirisi. Al ınacak kararlar ve başvurular. 6. Meclis üyeleri ve denelleme kurulu üyeleı;nin seç im i . mi . "

7 . Meclis Başkanl ığı v e Başkan Yardımcısı Seçi-

Kunıllay M i lli Egemenlik Bildirisi 2 8 Haziran gü­ nü alkışlar arasında ayakta okundu. Lemasa Recebo­ va'nın t ercüme e tugi egemenlik bildiri si aynen şöyle : "Kırım Tü rkleri . K I RJ M ' ın onsekizinci y üzyıl da Rusya·ya i lh akı ile milli devle tl erini kaybe U iler. Bir asırdan fazla bir s ü re nıüsl evliler KI RIM Türkleri' n i as­ keri, siyasi , ekonom ik. küll ürel, dini baskı a l t ın da tul­ Lular. 1 9 1 7 yılında Ki RI M 1Yı rkleı-i keneli kuru i l ayları­ nı toplayarak bağımsız KiRiM Cum l ı u riyeli'ni kurduk­ ların ı ilan elliler. Halk ııı bu cesur t eşebbüsü ve mu­ kaddes i s te kl eri askeri k u \'\'etle durdurul d u . Fakat Sovyet h üküıneli halkımızın güçlü mücadelesi sonun­ da ve komşu Doğu ülke Müsl ümanlarının Avrupa em­ peryalizm i ne karşı mücadelelerinde mü ttefiki olduğu ­ nu gös tem1ek için KIRlM MSSC'yi kunnayı tepkilere


52

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

karşı çıkar yol olarak gördü. Milli topraklarında ege­ men özellik taşıyan KIRI M Muhtar Cumh uriyeti kısa ömürlü oldu . KIRIM Türkleri Sovyeller tarafından loptan jeno­ sile uğratıldılar. 1 944'len 1 956'ya kadar milli unsurları yüzünden uygulanan baskı ve kendi kaderini kendisi­ nin tayin etmesinin engellenmesi politikası, günümüz­ de de devam etmektedir. Sovyeller Birl iği Yüksek Şurası'nın 1 4 Kasım 1 989'da kabul ettiği KIRIM halkının uğratıldığı jenosi­ tin varlığı hususundaki itiraf deklarasyonuna rağmen, KIRI M halkına uygulanan baskılar artarak devam etti . Bu zor durum, KIRIM Türkleri'ni birbirine bağlayan, onları birleştiren halkın sözcüsü delegeler olmadığı i_ç in daha da zorlaştı. Bu şarllar allında. bü tün Sovyetler'den, halktan kunıllay için delegeler seçildi: - Bütün halk. eşitlik prensibi ve millellerin kendi kaderini kendisi tayin etme hakkına ve onların politik statülerini kendileri belirleme ve ekonom ik, sosyal ve kültürel ilerlemelerini sağlamak. - Bütün KI RIM Türk halkı ; gerçek ahval ve haslet­ lerinden , gerçek vatanında değil de sürgünde yaşadı­ ğından mahrum edilmektedirler. - KIRIM halkının mevcut haklarını artırma ve va­ tana dönüş çabalarının yavaş gidişini anlayıp; bunun sebep olabileceği KIRIM Türk halkının yok olması ihti­ malinin önüne geçmekte. - Bütün KIRIM Türk halkının problemini çözmek için halkın kendi potansiyel. kuvvet ve ilerleme gücüyle birlikle diğer milletlerden de KIRIM Türkleri meselesine yardım edecek ilim adamlarını b ir araya toplamak ge­ reklidir.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

53

- Kurultay. İnsan Hakları Evrensel Beyanname­ si'ne saygı duyacak ve uygulayacaktır. - Kurultayın en önemli meselesi: KIRI M Türk hal­ kının kendi öz vatanında yaşaması ve kendi yolunu kendisi çizmesidir. " KURULTAYIN ANA FİKRİ Kurultayın ana fikri , bir meclis düzenleyerek KI­ RIM Türkleri'nin en yüksek organı olan bu meclisin, halkının adına her şeyi yapmasını mümkün kılmak; bunları kunıltayın dokümanları vr d e kl a ra sy onlarıyl a halka ve merkezi yönetime sunmak.

KIRIM Tfı rk halkının Kurultayı beyan eder ki : 1 . KI RI M . KIHIM Tü rk halkın ın ana yurd u , kendi toprağıdır. Onun için halkın kendi yolunu kend isinin çizme h akkı vardır. B u hak bütün d ünya hal klarına İnsan Hakları Evrensel Beyan namesi'yle tan ınm ıştır. KIRIM Türk halkın ın politik. ekonomik. ruh i . kültürel doğuşu kendisinin milli egemen hükümeli ile m üm­ kündür. KI RI M Türk halkı bu emel ine erişmek için bü­ tü n dünya halklarına verilen bu haklarını kul lanacak­ tır.

2. KIRIM Türk halkın ın , KI RIM 'da ya�ayan d iğer milli guruplarla ilişkileri iyi olmalıdır. Birbirlerine h ür­ metleTi. birbirlerini anlamaları iyi . hakları eşil olmalı­ dır. Kırın1°da halkların ekonomik, kültürel ve dini h a k ­ ları korunmalıdır. 3. KIRIM Türkleri'nin öz valruıları olan KIRI M' da muhtariyet kumıasına karşı çı kanl ar Birleşmiş M i llet­ ler genelgesine ve di ğer devletlerin kanunlarına karşı çıkmış olur la r. KIRIM Muhtar Cumhyriyeli milli bölge­ sel unsurlar içermemekte ve KIRIM Türkleri'nin hakla.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

rını i hlal etmektedir. KIRIM Türkleri'nin sürgün yerle­ rinden kendi öz vatanlan olan KIRIM'a dönmelerine en­ gel olunmaktadır. Kurultay bu devleti tanımamaktadır.

4 . KIRI M " ın konumu ve tabii potansiyeli, senator­ yumları KI RIM Türkleri'nin ve KIRIM 'da yaşayan diğer milletleri n milli zenginl iğidir. Bunlar, K I RIM Türkleri razı olmad ıkça kullan ılamaz. Karadeniz ve Azak Deni­ zi'nin ( ikliminde) bulunan KIRI M " ın tabii görünüşünü, ekolqj ik vaziyetini bozucu her hareket d urd urulmalıdır. KIRIM'a zarar veren kişiler cezalandırılmalıdır.

5. Kı ırultay ve deklarasyon tarafından tesis olu­ nan hu ma ksatlara karşı olan devlet ve başka teşkilat­ lar karşısında KI RI M Türk halkın ın mill i statüsü yani kendisinin bağımsızlığı uğrundaki mücadelesi ve emeli­ ne ulaşması i <; in yapılacak her türlü çal ışına yen i ku­ rulan meclise devredilmektedir. Kuru l t ay. Birleşm iş M i lletler Teşkilat ı:na, halkla­ ra. devlet.leriıı h iiki"ıınet ve parlanıent olanna, h alk teş­ kilatlarına ; KIHIM Tiirkleri'nin m ücadele ve harekelle­ rine yardım et meleri için müracaat eder. " Kırını Türk Kıınıllayı"nda. SSCB içerisinde, en fe­ ci durumda olan M esket Türkleri'ııin haklarının geri ''erilmesi için yetkili mercilere müracaat edilmesi kara­ rı da al ındı. SSC H h ükümeti tarafından kurulan Kırım Özerk Cumh u riye ti M ecl i si 'nde Kırım Türkleri 'ne söz hakkı tanınmazken . Kırım Türkleri ade ta Ruslar'a demokrasi dersi verdiler. Ukrayna'ya bağlı olan Kırım Özerk Cum­ h u riyeti Başbakan Yardımcısı Aleksandra Balagur·a ve Kom ün ist Partisi üyeleri ne de Kurul lay'da söz hakkı verildi ve konuşmaları h iç kesilmedi . Kırım'dan sürgün edilmiş milleller adına da Bezaziyev konu şturuldu.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

55

Daha sonra mecli s kurulması için seçiml ere ge ­ çildi. Mecl is için 85 aday gösterildi . Bu adaylardan I 3' ü adaylıktan çekildi. Yapılan seçimlerde Kının Ta­ lar M illi H arekeli Teşkilatı adayları ve sempatizanları seçimleri kazandı . Seçimler sonucu 3 l milletvekilin­ den oluşan bir Milli M eclis kuruldu. Mi lletvekilleri yaplıklari seçimde, Kırım Türkle­ ri' nin yolbaşçısı (önderi) . l 989 yıl ında resmen kurulan Kırım Talar Milli Harekeli Teşkilatı Başkanı M ustafa Abdülcemil Kırımoğlu"nu Meclis Başkanlığı'na seçtiler.

KIRIMOGLU'NUN KONUŞMASI "Saygılı milletvekilleri, aziz misafirlerimiz. Sayın beyefendiler ve hanımefendi ler. Birkaç hafla önce Kurullay' ın1ızı geç innek için olu şturulan Tertip Kom i lesi"nin olağan toplan tısında . kim nasıl doklad (yani rapor) hazırlayacak meselesine bakıldığı zaman, bana arkadaşlarımız 'Kırım Talar Milli Harekeli'nin tarihi h us usunda bir 20-25 dakikalık ra­ por haz ırlamamı teklif etmişlerd i . Ama. bildiğiniz gibi, çok yıllardan bu güne kadar devam eden halk ımızın bu fedakar küreşini (mücadeleyi) 20-25 dakikalık nut­ ka s ığd ırmak gayet zordur. Bu mücadele h u susunda kalın kilaplar ve incelemeler yazmak mümkündür. Ve bu k itapların yazı lacağına h iç şüph e yoklur. Çünkü bu b izim az sayılı olsa da anma yüksek derecede milli haysiyet sahibi olan serbestlik sever ve öz lopragına son derece sadık olan halkımızın merhametsiz ve in­ safs ız rej ime karşı h içbir g ü n bile dumıayan m ücade­ lesinin (küreşinin) tecrübesi diğer esir halklara da faydalı ibret olabilir. ', Lakin, neyse de, bana bırakılan vazifeyi ben yeri ­ ne getirmeye çalışacağım. Fakat. bu benim söyleyece-


56

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

ğim hareketimizin tarih i değil de yaln ız onun başlıca merhalelerine bir bakış olacaktır. Elbet bana, hep buradaki diğer vekillerimize oldu­ ğu gib i, Rusça söylemek kolayca olurdu, çünkü bizim halkım ıza h emen yarım asır devamında öz anadilimiz­ de tah sil almaya imkanı yoktu. Lakin ben, gücüme gö­ re, özdil imizde konuşmaya çalışacağım. On un için ben, bizim dilimizi b ilmeyen ve söyleye­ ceklerimi anlamayacak misafirlerimizden özür dilerim. Ama ben söyleyeceklerimi, Rus dilinde de kağıda dök­ tüm ve senkroıi tercümanımıza Rusça'ya çevirmesi zor gelmesin diye eline teslim ettim. İsleyenler bu Rusça n üshanın kopyasını sekreterimizden alabilir. Ayn ı zamanda aziz misafirlerimizin diğer kısmın­ dan da, özellikle Türkiye'den gelen misafirlerimizden, ayrıca özür dilemek islerim. Ç ünkü b izim çok arkada­ şımız esasen Rus dilinde konuşırya_ya mecbur olacaktır.

KIRIM TATAR MİLLİ HAREKETİ'NİN BAŞLICA MERHALELERİ Kırım Talarları ' n ın öz anatoprağına kayıtmak (dönmek) ve öz milli devletini yeniden kurmak için alıp vardığı hareketin devamlılığı söz konusu olurken, biz­ ler adeta h ikc[i.yemize 1 956 senesinden başlıyoruz. Ç ün­ kü yalnız 1 956 senesi Sovyel hükümeti 2 . D ünya Sava­ şı zamanında bazı az sayılı halkları öz analopraklann­ dan sürgün edilmesinin h aksız olduğun u resmen tanı­ dı ve ondan sonra Kırım Tatarları devlet mertebelerine Kırım Tatar milli meselesin in de müsbet şekilde çözül­ mesini talep ederek şahsi ve kolleklif mektuplar ve mü­ racaatlar yollamaya başladılar. Hemen 1 0 yıllık bir devir için bizim M illi Hareketi­ miz tarnarniyle sırf petitsyon (toplu d ilekçe) hareketiydi,


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

57

demek mümkündür. Yani, Sovyet h ükümetinin ve Ko­ münist Partisi'nin rehberlerine halkımızın öz ana top­ rağına kaytmak (dönmek) , onun öz otonom cumhuri­ yetini yeniden kurulması isteğini ve talebini ifade e den müracaatlar yazılıyord u . Bu müracaatların d ibinde · imzalar yığılırdı. Ayni zamanda bu müracaatlan Mos­ kova'ya alıp varacak, onlan gerekli yerlere teslim ede­ cek ve sonra rehberler tarafından kabul edilmesini ta­ lep edecek temsilcilerin yol ve geçinmek masraflan için para toplanırdı. İ şte bu vazifeleri tertiplemek ve yerine getirmek için hep Kırım Tatarları yaşayan yerlerde te­ şebbüs gruplan kurulmaya haşlanmıştı . Bu petitsyon (toplu dilekçe) kampanyasına baş­ langıçla esasen Sovyet hükümeUne ve Komünist Parti ­ si'nr çok h izmetler eden. 2 . Dünya Şavaşı devrinde "Sovyeller Birliği Kahraman ı" unvanını kaze:\nan , dire­ niş hareketine iştirak edenler ve bunun gibi Kının Ta­ tarlan önderlik yapıyordu. Çünkü Sovyet organlarına böyle adamların hakkından gelmek, yani onları ceza­ landırmak, biraz zahmetl ice oluyordu. Ve bu durum hep o zamanlarda yazılan müracaatların üsluplarına ve ruhuna büyük iz bırakıyordu. M üracaatların ve dilekçelerin büyük kısmını Ko­ münist Partisi'nin sözde "pek adaletli milli siyasetini" pohpohlayan kelimeler, Lenin'in ve diger Bolşevik reh ­ berlerinin eserlerinden parçalar (iktibaslar) . Kırım Ta­ tarlan 'nın güya daima Rusya menfaatlarına hizmet et­ liğini, sanki harp zamanında ise Almanlar'a karşı kah­ ramanca savaştıklarını ispatlayan deliller tutardı. Ve yalnız hep bunlardan sonra Kırım Talarlan'na karşı 1 944 senesi büyük adaletsizlik yapıldığı hususta, on­ lann öz topraklarına dönmesine müsaade verilmesi. milli meselemiz "Lenince adaletli" çözülmesi lazım ol duğu anlatılırdı.


58

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Evet, ş i m di ortalıkta aç ıklık ve d emokrasi alamelleri peydah olduğu devirde. o zamanlarda yazı­ lan dilekçelere ve müracaatlara yüksekten bakmak ve belki de bazılannı alaya almak mümkündür. Bu dilek­ çelerde, karardan ziyade milli haysiyetimizi alçaltan uşaklık ve riyak;;l rlık ruh u vardı demek de mümkün­ dür. Ama bu konuda şimdi ç ok ahlak dersi vermeye çalışanlar da zannedersem, haklı olamazlar. Yalancı ve i kiyüzlü h ükümel al tında yaşayan insanlar. çoğunca i sler istemez yalan söylemeye ve ikiyüzlü olmaya mec­ burd ular. Ancak böyl e . umumen h ükümdara sadakall ık duygulan ifade eden müracaalları imzalamak için de o zamanları epeyce cesaret gerekli . Ç ünkü yarınki gün bu insanı l\.G B 'ye davet etmeyecekleri n e . onun evini altüst etmeyeceklerine veyahut o adamm yakalanma­ yacağına hiçbir ganm li yokl u . Şimdi . bu devir i<;inde devlet makamlarına ne ka­ dar şah si ve kollekt if mektuplar ve müracaallar yolla­ nıldığını ve bıı nların dibinde ne kadar imza toplanıldı­ ğını söylemek bi raz zordur. Çün k ü onlann hepsi Milli Hareket tarafından . kaydedilmemişti. Ama muhakkak, bu rakam 6-7 m i lyondan az değil dir. Yani her yetişmiş Kırım Taları ortalama olarak öz talebini devlet ma­ kamlarına on larca defa bildinn iştir. Eğer hep bu pelilsyon (toplu d ilekçe) kampanya­ m ızı bizler obj ektif olarak analiz (tahlil) etmek i stersek, bence , onun m üspet laranarıyla beraber bazı negatif larallarınm da kaydedilmesi gerekir. Çünkü o negatif larallann bu güne kadar da lesin vardır. Şüph esiz ki, müracaatlarımızın esasen böyle yu­ m uşak ve ceza imkanı bakımından tehlikesiz üslupta yazılması sebebinden, Kırım Talar M illi H arekeli kısa


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

59

zaman içinde Sovyetler B irliği'nde o zamanlar h içbir mil1i, dini ve siyasi hareket, öz müracaatlannın dibinde Kının Tatarları'ndan daha çok imza toplamış olamazdı. M esela, 1 966 senesi Sovyeller Birliği Komünisl Parli­ si'nin 23. toplantısına yazılmış müracaat dibinde 1 20 binden fazla imza yığılmışlı. H içbir milli harekel o za­ manlarda Kırım Tatar M il1i Hareketi gibi o kadar öz temsi lcileri n i Moskova'ya yol1ayamazdı . Kırım Talar M illi H arekeli o zaman ın ölçüsüne göre en kalabalık milingler, toplantılar ve nümayişler geçirebilirdi . Fakat. şunu da kaydetmek gerek ki, bizim öz mü­ racaatlarımızı Marksist- Leninist ideoloj i bakımından kusursuz, ceza kanunları bakımından tehlikesiz şekli­ ne getirmek çabalarımız, karardan ziyade uşak kelime­ ler kul lan ı lmas ı onların kıyme tini i n d i re i d i . B u kağıllar, anlan okuyacak v e imzalayacak yurttaşlarımı­ zın yüreklerinde millt ve serbestliksever ruhlarını yük­ sellecek. insanlara demokratik düşünceler aşılayacak derecede değildi . Demokrasi ve serbesllik ruhundan mahrum olan herhan,gi harekeller ise malum ki, hiçbir zaman muvaffak olamazlar. Hep bu kusurlar M illi Hareketimizin itibarını ve nüfuzunu azaltarak onu diğer demokratik harekeller­ den ayınyordu. Bununla berahcr, daha 60 . senelerin başlarında Kının Tatar Milli Harekcli"nde, o zamanki şeraillere gö­ re , ziyadece radikal akın l ı peydah oldu ve kuvvetlen­ meye başladı. Bu akmtın ın taraftarları öz müracaatla­ rını esasen resmi makamlara değil de birincide halka. cemaate ve bu sırada serbest dünya loplumuna hitap ederdi. Bu müracaa tlarda artık Komünist Parli ve res ­ m i ideoloj iye referanslar v e yaltaklananlar yoktu . B u rada artık her şey doğrudan doğru ve olduğu gibi söy­ lenirdi.


60

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Ve elbette hususiyle bu akınlı hükümel organlan tarafından en ş id detli ve sert baskılara uğratılırdı . Çünkü bu akıntının önemli, tesirli ve perspektifli oldu­ ğu apaçıktı. Hakikaten de bu milli demokratik akınlı , h ep baskılara rağmen, çok zaman geçmeden . bizim m illi hareketimizde sütun ve esas akıntı oldu. Tecrübe gösterdi ki, yazılan müracaatın, cemaa­ tin dikkatini celbelmesi için ve o müracaatla ifade edi­ len problemin halk tarafından destek kazanması için onun dibinde binlerce imza yığılması şart değilmiş. Eğer müracaat doğru, samimiyetle ve korkusuzca ya­ pılmış olsa, onun dibinde tek bir imza bile yeterliymiş. İ şte böyle gitgide bizim Milli H areketi'miz de üstünlük almaya başladı. Kırım Tatar Milli Hareketi' nin aktif işllrakçılarına karşı siyasi mah kemeler 1 96 1 senesinden başlad ı . 1 966 senesinin yazında Sovyet Cumh uıiyetleıinin ceza kanunlanna yeni maddeler ilave edildikten sonra bu mahkemeler daha sıklaştı. Yani ilave edilen maddelere göre insanı hapishaneye bırakmak için pratik olarak çok delil lazım degildi. Yeterdi ki, insan Sovyet Hükü­ meti ve Komünist Paıtisi'nin, siyaseti, özellikle milli si­ yaseti hususta resmi gazetelerde yazılmışlan aykırı bir şey yazsın veyah ut söylesin. Lakin hiçbir baskılar ve adaletsiz mah kemeler halkımızın öz anatoprağına kavuşmak ve öz milli dev­ letçiliğini yeniden kurmak emelini artık durdurup ola­ mazdı. Bu hareket gün güne daha ı?ekiller almaya baş­ lardı. 1 966 senesinden başl ıyarak sık sık m i ting ve protesto nümayişleri yapılıyordu. İnsanlar köteklene­ ceklerin veyahut çok yıllara hapishanelere bırakılacak­ ları ihtimalı yüzde doksan olduğunu bile bile bu mi­ tinglere ve nümayişlere çıkardılar.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

61

1 967 senesinin sonbaharından binlerce yurtdaş­ lanmız ailelerinen beraber Kırım'a yol almaya başladı­ lar. Yola çıkan insanlarımız elbette Kırım' da canavar Rus şovenizminin suratınen karşı karşıya gelecekleri­ n i . öz anatopraklarında yerleşme ve işe al ınması şansı en çok olsa yüzde bir olduğunu ve daha doğnısu yeni­ de n sürgün olacakları veyah ut pasaport kaideleri boz­ ma suçuyla hapishanelere b ırakılacakların i h t iınalı yüzde doksan dokuz olduğunu bile bile hareket ediyor­ lard ı. Aynı zamanlarda Kırım Talar M illi Harekeli'nin i ş ti rakçıları Sovyeller Birliği içinde insan hakları için m ücadele veren (kukreşen) demokratik (yani dissidenl) akınlılarnen temaslar ku mıaya başladılar. Hu diss i ­ den llerin önemli ve birinci durumda bulunan temsilci­ leri bir. arada Kırım Talar M illi Harekeli'nin de aktif iş­ i irakçıları oldular, demek mümkündür. Onlar hep bi­ zim mücadelemizi büyük dikkalle Lakip eder, bizim le­ şebbüscülerlmize yapılan baskılara karşı açık proles­ lolarını bildirir ve müracaallarımızı hür dünyaya gön­ derirdiler. Onlann misafirsever evleri bizim M oskova'ya geçen temsilcilerimiz için daima açıklı. Sovyet hapis­ h aneleri ne bırakılan çok dissıdenllerin mahkeme hü­ kümlerinde Kırım Tatarlarının problemleıi h ususla ya­ zılan vesikalar da sık sık an ılırdı .

Bununla beraber Kırım Tatar M illi Harekeli de bü tün devlet demokratik hareketine, d iğer milli ve dini h arekellere tesirl i yardım etmeye ba�ladı. Çünkü cüm­ lenin d üşmanı ayni totaliter rej im olduğu ve bu rej im yıkılmayınca hiçbir millet lek başına haklarını kazan ıp h ür olamayacağı su götürmez bir gerçekU . Kırım Talar M illi Harekeli aklivisllerinin imzaları­

nı bundan sonra yalnız öz problemleri h ususla yazılan

vesikalar dib inde değil de, demokrallara karşı yapılan


62

Kemal ÇAPRAZ / SCl'günde Yeşeren Vatan Kınm

baskılara protestoların dibinde de, herhangi devlet içinde yapılan haksızlıklara karşı yazılan protestoların dibinde de görmek mümkündü. 1 969 senesi Moskova'da Sovyetler Birliği içinde ilk defa İnsan Haklan Korucu Koniilesi kurulmuştu ve bu Komite kurucularının arasında Kırım Talar M illi H areketi'ntn temsilcileri de vardı. Sovyel ordusu l 968 senesi Çekoslovakya'yı ve l 980 senesi Afganistan'ı işgal elliği zaman da Kırım Talar teşebbüscüleri bu haydutluklara karşı öz hid­ detlerini bildirdiler. 1 988 senesi Mayıs ayında Moskova'dakl Bulga­ ristan Elçiliği önünde Todor J ivkov rej iminin müslü­ manlara yaptığı baskılara karşı protesto nümayişi dü­ zenled i . Biraz sonra yani protesto nümayişi Mosko­ va'daki komünist. Çin Elçiligi önünde yapılmıştı. Sovyel askerleri Tillis'le. Bakü'de, Vilnus'le, Ri­ ga'da sivil halka kar�ı cinayeller yaptığı zamanlarda da Kının Talar Milli Harekeli öz protestolarını bildirdi ve serbeslsever halklar ile beraber olduğunu gösterdi . Yani , dünyanın neresinde ol ursa olsun insan hakları bozulduğu zaman Kırım Tatar Milli Hareketi orada ol­ maya ve elinden gelen yardımını göslem1eye çal ışlı. Milli Hareketimizin böyle alicenap pozisyonu ve davra­ nışlan ona büyük itibar ve saygı gelirdi. Hep bu yıllar içinde yüzlerce yurldaşlanmız or­ ganların sorgularından, insaniyetsiz Sovyet hapisha­ neleri ve ceza kamplarından geçliler, binlerce insanla­ rımız dövüldü ve diğer baskılara uğradı . Öz anatopra­ ğına kaylıp gelen (dönen) ve yeniden sürgünlüğe karşı direnen bazı yurtdaşlarımız öldürüldü ve kendileri n i öldürdüler. Musa Mahmut l 978'de haksızlıklara karşı protesto olarak öz özünü diri yaktı. Fevzi Saydali 'yi Dnepropetrovesk Hapish anesi'nde öldürdükten sonra


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

63

cesedini bile akrabalanna vermediler ve ayağına bir numara bağlayıp çukura bıraktılar. Rejim tarafında öldürülen M illi Hareket. işlirakçı­ lannın aziz ruhlarına Allah rahmet eylesin . Ben burada yalnız iki facialı isimlerden gayrı di­ ğer M illi Harekelimizin aktif iştirakçılarının isimlerini anmadım, çünki anılmaya layık olan isimler binlerce­ dir. B inlerce insanlar, pratik olarak bütün halkımız, mukaddes milli davam17,a öz h isselerini koŞ tular.

Evet. herkesin sonuna kadar mücadele vermeye (kureşmeye) takalı yetişmedi. Bazıları bu ağır yolda yı­ kıldı ve sonra kalkıp olamadı , kimseleri yorul up kena­ ra çekildi ve bazılan hatalar yaptı . Bu tali şeydir, yal­ nız h içbir işi yapmayan ve savaşı kenardan seyreden yorulmaz, hata yapımız ve yıkılmaz. Bizler davamıza ne kadar da olsa hisselerini koşan hep yurtdaşlarımıza mmnet.darız. Çokları bu günlere kadar yaşamadılar ve gurbet­ likte toprağa verdiler. ama onlar gayretini veren dava hiç zaman ölmeyecektir. ·

K u ru l tay ı m ı z ın geçirmek ı ç ı n k u r u l an Teşkilatlandımrn Komitesi'n in kannen buraya şerefli misafirler olarak birkaç Milli H areketimizin veteranları (eski iştirakçıları) dm;et edildi. M üsaade ederseniz Ku­ rultayımızın adına onlara milletimize yaptığı hizmetleri için büyük teşekkürlerimizi arzetmek islerim. Allah onlara anatoprağımızda uzun bahtlı ömürler versin. Hep bu yıllar içinde bizim davamızı ve talepleri­ mizi bütün dünyaya ve Sovyetler Birliği halklanna bil ­ dirmeye çalışan Batı gazetecilerine, özellikle "Azatlık", "Amerikanın Sesi", "Almanyanın Sesi", "BBC" radyo merkezlerine, M illi H areketimizin aktif iştirakçıları Sovyet hapishanelerinde bulundukları zaman onların


64

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

canlarını kurtarmaya çalışan "Amn isty İntemational'', " Freedom H ouse" , ' Center far Democracy i n The USSR" gibi insan haklarını koruyan Batı'daki teşkilatlara, bi­ zim davamızı daima desteklemeye çalışan Türkiye'n in gerçekten de milli kuvvetlerine ve partilerine, ellerin ­ den gelen yardımlannı göstermeye çalışan bizim Ameri­ ka'da. Türkiye'de, Almanya'da seçilmiş yurtdaşlarımıza da çoktan çok teşekkürler olsun . Kureş imizin (mücadelemizin ) en ağır günlerinde bizlere çok yardımcı olan, serbestlik için bu sırada bi­ zim davamız için de Sovyet organları tarafından çok baskılara uğramış olan bazı diğer m illetli birkaç arka­ daşlarımızın isimlerini de burada büyük minnetdarlık­ la anmak isterim. Bunların için de Aleksey Kosterin , Sergey Pisarev . Tyolr Grigorenko, İ lya Gabay, Anatoli Yakohson. Pyotr, Vakir, Anatdi Marsenko, Andrey Şak­ harov. Salya Kalislratous, h epsi artık öldüler, ama biz­ ler onlaıı hiç unut.mayacağız. Daha çok Sovyetler Birl iği 'nde yaşıyan veyah ut başka ül kelere göçmeye mecbur olan arkadaşlanmız b ugün de bizlere ellerinden gelen yardımlarını yapma­ ya çalışanlar. Bunların içinde Pavel Litvinov, Aleksan­ dır Lavut. Lev kopelc\', Dina Kam in skaya, Yuri Orlov, Aleksandr Nekriç, L.:ırisa Bogoraz , Zinaide G rigorenko, Vladimir Bukovski, Aleksey Smirnov, Aleksandr Podra­ binek. Yuri Yanm -Agayev, Sergey Kovalöv, Tatyana Ve­ l i kanova. Lüdmila Alekseyeva, G enril Altunyan , Andrey G rigorenko, Tat.yana Osipova, b izim için beş yıl kadar Sovyet psikiatri has tanesinde geçiren G rigori Aleksand­ rov gibi arkadaşlarımız vardır. Onlara da Kurultayımı­ zın ardından teşekkürlerimizi b ildirmek islerim ve uzun mutlu ömürler dilerim. ..

Sovyetler Birl iği'nde demokratik değişmeler esna­ snida, bildiğiniz gibi, devletin her köşesinde ictimaJ fa-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

65

aliyetler canlanmaya başlad ı . Çok gizli veyahu t yarı gizli mil1i. dini ve siyasi akıntılar ve hareketler kanuni­ leşlirilmeye başlandı , teşkilatlar k uruld u . Böyle du­ rumda Kırım Tatar M i11i H areketi'nin daha aktif çal ış­ ması için bazı değişmeler lazımdı. Yan i , mevcut olan teşebbüs gruplanırnzın esasında gerekli açık slmktur­ lar (yapılar) kummk, milli hareketimizin esas talepleri ­ ni cemaala daha açık tarif etmek ve bu talepleri nasıl çareler ve usul1erle elde etmeye çalışacağımızı geniş öl ­ çüde bildinnek lazımdı . Hep bu günümüzün talepleri dL teşkila t kumıak lazım olduğunu gösterd i . Böylelikle, 1 989 senesi Mayıs ayında geçirdiğimiz leşebbüscülerin büyük toplantısında Kırım Talar M illi Harekeli Teşkilatı kuruldu , onun tüzüğü kabul edildi. Bazı teşebbüscülerimiz çeşilli sebeplerden dolayı teşkilat kunnası fikrine ·karşı çıktılar ve onun tüzüğü­ nün proj esi etrafında birkaç ay devam eden müzakere­ ye b ile iştirak etmediler. Çünkü onların fikrince b izim milli hareketimize h içbir teşkilat gerekli değilmiş. Bu teşebbüscülerin b ir kısm ı şimdi de teşkilatım ıza karşı çıkmakla. ona karşı Sovyet organlarına bizim teşkilat ekslremisl ve Antisovyet olduğunu anlatmaya çal ışı ­ yorlar. Daha birkaç leşebbüscüler Teşkilatımıza gimıe­ se de , ona hiç karşılık göstermezden öz işlerini b ildik­ leri gibi devam etmekteler. Hep bunlara rağmen Kırım Tatar M illi Harekeli Teşkilatı b ugün halkımızın en çok sayıl ı , tanınmış Teşkilatı ve gerçek siyasi kuvvetidir. D evlet organları bu kuvveti isler istemez h esaba almaya mecburdular. Esasen kültür ve dini problerimiz ile uğraşmak için Kının Tatar Milli Hareketi Teşkilatı'nın yardımınen Koordinasyon M erkezi, İ smai l Gaspıralı adına kültür cemiyeti ve Kınm'ın çeşit yerlerinde dini cemiyetler ku-


66

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

rul d u . Bu güne kadar Kırım'ın çeşitli bölgelerinde resmi olarak kaydedilmiş 1 9 .din cemiyetimiz var. Bunlardan da gayrı şimdi daha iki Kırım Tatar Cemiyeti var. Bunlar, merkezi Moskova'da olan "Kırım" adlı s iyasal ve sosyal cemiyeti, ikincisi de Kefe yanın­ daki bir kasabada merkezi olan 'Valan" adlı medeni ce­ m iyeldir. Bu cemiyetler ve Kırım Talar Milli Hareketi Teşkilatı arasında h içbir anlaşmazlık yoktur demek mümkündür. Evet, Kırım Tatar M illi Hareketi Teşkilatı'nda. h ep d iğer teşkilat ve partilerde olduğu gibi, öz kusurları, eksiklikleri ve problemleri vardır, ama bu açık, dina­ mik ve demokratik teşkilattır. Bu sebepten, zanneder­ sem, teşkilatımız gelecekte daha saglam olacak kuwet­ leşeceklir. Şunu da kaydetmeli ki. Kının Tatar M illi Harekeli Teşkilatı yalnız mil letimizin önünde d uran problemleri daha başarı lı halletmek için k urulmuştu. Ve yarın önümüzdeki vazifeleri daha etkil ice h alledecek diğer milli teşkilat peydah olsa. biz o teşkilatı yaln ız alkışla­ yacağız ve ona elimizden gelen yardımı vereceğiz. Kırım Tatar M illi Harekeli Teşkilatı Merkezi Şu­ ra' sının geçen sene Mart ayında geçirdiğimiz olağan toplantısında bir kaç arkadaşlarımız milli kurultay top­ lan tısı fikrini müzakereye koymuşlardı . Bu fikir toplan ­ tımızın çoğunl uğu tarafından takdir edildi ve buna göre milli hareketimizin içinde mevcut olan gruplar ve cemi­ yeller ile danışmaktan sonra bir karara gelmek için mahsus b ir grup seçilmişti . Sürekli müzakerelerden sonra Kurultay'ın Teşkilallandınna Komitesi kuruldu ve komitenin büyük gayreti neticesi . Allah'a şükür, bu­ gün Kurultay'ımız toplandı. Kurultay çağırılması inisiyatifinden ç ıkan ve bu­ nun uğrunda çalışan arkadaşlarım ızın esas maksatla-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

67

n, halkımızın içinden demokratik şekilde vekilleri seç­ mek (saylamak) . o vekilleri bir araya getim1ek, bu top­ lantıda bütün mi1letimizin önün de olan problemleri gözden geçınnek, onları çözmek için uygun kararlar al ­ mak, o kararları gerçekleştirmesini sağlayacak ve za­ ten hep halkımızın adından söylemeye yetkili olan bir milli organ seçmekli. İşte, seçimler yapıldı ve mi1letve­ killeri burada topland ı. Böylelikle, in şaallah , Kurultay h alkımızın daha ziyade birleşmesine ve faaliyetine ve lnlelek kuvvetin i önüm üzde duran problemleri hallet­ mesine önemli yardım yapacaktır. Halkımızın birleşmesi h u susunu söylerken, ben mullaka herkes bir milli teışkilatın azalan olsun ve lek bir rehberlik altında çal ışsın, fikrinde değil i m . Böyle birlik, zannedersem. h iç olmaz ve olsa bile faydadan çok zarar getirebilir, çünki insanlar ayn i siyasi ve sos­ yal fikirde olamazlar. Buna benzer "birlik" arlık nazlsl Almanya'da, komünist ülkelerinde olmu � t u ve böyle "birliğin" neticesini biz pek iyi biliyoruz. Benim fikrimce, h alkımızın menfaatına daha iyi çalışmakta ve on un i tibarını kazanmakta bir birinen namuslu rekabet eden birkaç leşkilallarımız veyah ut siyasi partilerimiz ol sa. daha iyi olurd u . Yan ı . Kırım Tatar Mjlli Harekeli Teşkilatı'na gim1eyen veyahut ona m u h al i f olan va tan sever yurt taşlarımız da öz teşkilallarını kursalar ve o teşkilalların tüzüklerinde ve programlarında milli meselemizi halletmek h ususunda kendi bak ışların ı, noklai nazarlarını ve prensiplerini açık şekilde i fade etseler daha iyi olurd u . O zaman yurldaşlanmız da kim ne ve hangi yol un doğru yol ol­ duğunu anlar ve buna göre hareket etmek kolaylaşırdı. Sonraki vakitlerde bazı arkadaşlarımızdan, bu Kurul lay ' da e sasen K ı rım Tatar M i l l i Hare k e t i Teşkilatı'nın vekilleri olacak v e Kurultay bu teşkilatın


68

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

olağan toplantısı gibi geçecektir, diyen şikayetler geldi. Böyle düşünceler yanlıştır. Aksine, Teşkilatımızın aza­ ları rehberliğinde geçirilen bir çok seçim toplantılann­ da. Kurullay·a m utlaka M illi Hareketimizin aktif işli­ rakçılarından değil de. birinciden en bilgili insanlar ve çeşit bilgi alanlarında mütehassıslar seçil irse faydalıca oldugu anlatılmıştı. Ve bu maksatta, zannedersem , belli derecede m uvaffakiyel kazandık. Şimdi burada halkımızın hemen her tabakaların ­ dan , m illi hareketimizin her gruplarından v e ak ıntıla­ rından temsilciler vardır, yani her türlü fikirler ve dü­ ş ünceler taraftarları temsil edilmiştir. Kurullayımızın geçirilmesine karşı aktif propaganda alıp varan grubun temsilcileri bile b uraya davet edi ldi . Herkese öz düşün­ celerini anlatmaya imkan olacaktır v e ü m i t ederim ki, hep ·fikirleşme ve tartışmalardan sonra bir karara gele­ b iliriz. Yal nız bizim fikirleşmemiz t erbiyeli bir şekilde. efend ice geçsin ve birinci planda bizlere şahsi münase­ betlerimiz d eğil de. halkımızın ve bizim Kınm'ın menfa­ a lına olsun. Ümit ederinl"ki , buraya davet edilen misafirleriıni ­ ze · ve h aber aj anslarının tems ilcilerine ve g�zetecilere de bizim problemlerimizi derince anlamak ve bizlerle dostane ve faydal ı münasebetler kurmak için kurulta­ yımız faydalı olur. Kurultayımıza büy ük muvaffakiyeller d ilerim ve dikkatiniz için teşekkür ederim. Önümüzde d u ran bugünkü esas problemler h u ­ susla d a birkaç düşüncelerimi söylemek isterdim, ama artık öyle de karardan ziyade vaktinizi aldım, affedersi­ niz. Müsaade olsa o düşüncelerimi biraz sonra söylerim. Türkistan Dergisi Sayı: 1 4 - 1 99 1


69

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

TÜRK DÜNYASI BİR AİLEDİR Kırım Türklerinin yolbaşçısı M ustafa Abdülcemil Kırımoğlu bir yandan s ürgün deki soydaşlarını vatan Kırım'a döndüm1eye çalışırken bir yandan da Türk D ünyası'nın meseleleriyle yakından i lgilen iyor. Kırı­ moğlu, bu konudaki sorularımızı şöyle cevaplandırdı: - Kırım Türkleri n i n bugünkü ekonomik ve sosyal durumu nasıld ır? Ne gibi problemlerle karşı karşıya­ dır? -Çok yıllardan beri verdiğimiz mücadelenin neti­ cesi şudur ki, bugüne kadar anayurtlarına 1 66 bin ki­ ş i kadar yurltaş ıınız döndü. B u sayı tahminen eski Sovyeller Birliği'nin sın ırları içinde yaşamakla olan yurldaşlarımızın üçle biridir. Fakat bunların pek ço­ ğun u n Kırım'da normal evleri yok , bazıları elektriği , suyu olmayan eğreli yapılarda, çoğunl uğu çadırlarda, yere kazılan çukurl arda, bazıları da akrabalarının evlerinde yaşıyorlar. ·

Karım'ın dışında kalan yurtdaşlarımız ise esasen Özbekislan'da, Tacikislan 'da, Rusya Federasyonu'mı n Krasnodar ülkesinde ve Ukrayna'nın bazı bölgelerinde yaşamaktadırlar. Bunların çoğu vatanlarına göç etme­ ye maddi imkanları yeterli olmayan ailelerdir. Ve şayet bu i nsanlara yardım edilmez ise onlar belki h içbir za­ man yurtlarına dönemeyeceklerdir. Sovyet Hükümeli. ı 944 yıl ında halkımıza karşı h ak sızlık ve cinayet yapıldığın ı ı 989 yılında resmen tan ımış ve haklarımızı iade edeceğini vaadetmişli. Ama bu yönde pratik tedbirler alınmadı . Bununla beraber, Kırım'daki yerel organlar halkımıza anayurtlarına dö-


70

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

nüş yolunu kapatmak için ellerinden gelen bütün ted­ birleri almış ve almaktadır. Şimdi ise. yan i Sovyetıer Birliği dağıldıktan ve bize h aklarımızı iade etmeyi vaa­ delmiş merkez ortadan kalktıktan sonra Kının Türkle­ rinin durumu daha da zorlaştı . Geçen yıl ( l 99 ı ) Eylül ayında Ukrayna Cumhurbaşkanı ile görüştüğümüzde Kırım Türklerinin yurtlanna dönmesine yardım edece­ ğini vaadelmişti. Fakat onun sözleri de pratik işlerde hayala geç irilemedi . Üstel ik, Ukrayna'nın da, ]?ütün diğer eski Sovyet C umhuriyetıerinde olduğu gibi , kend i problemleri pek çok. Bizlere belki Özbekistan yardım verir. d iye ümit etmiştik. Ç ünkü, Kırım Türkleri ı 944 yılında esasen oraya sürülmüştü ve orada onların mevkilerinin üs­ tünde çok sayıda fabrikalar ve sulama tesisleri kurul­ muştur. B undan da gayrı, Özbekistan herhalde bizlere kardeş Türk ülkesidir. Fakat şimdiki eski komün ist yöneticilerden ibaret olan Özbekistan H ükümeli bizle­ re yardım venneyi kesinlikle reddetti . Yardım vermeyi reddetmekle beraber, aksine, Kırım Türklerinin kendi imkanları ile yurtlarına dönmesine de engel olmaya çalışıyor. M esela, Kırım Türklerine h ükümetten satın alınan evl erini satıp gitme hakkını venniyorlar. Bu de­ mektir ki. onlar evleri n i bedava bırakıp p arasız gitmek mecburiyetindeler. Göç eden Kırımlılılara demiryol u istasyonlarında eşyalarını Kınm'a göndermek için san­ d ıklar verilmiyor ve o sandıkları almak için yurtdaşla­ rımız aylarca kuyruklarda beklemek veyah u t büyük rüşvetler vennek zorundalar. Eşya sandıkl arı al ındık­ tan sonra da gümrükte gerçek anlamda soygunculuk başlıyor. Her türlü teknik cihazlan (televizyonları, buz­ dolapları. çamaşır makineleri vb . eşyaları) Özbek i s­ tan'ın dışına göndennek yasak, araba göndermek ve


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

71

inşaat malzemeleri göndermek yasak. B u hususta Öz­ bekistan yöneticilerine birçok defalar müracaatlar ve protestolar gönderdik, ama hiçbir müsbel netice alına­ madı . Bizim Ôzbekistan'dakl milli-demokratik leşkilctl ve parlllerle aramız gayet iyidir. Fakat maalesef onlar henüz ülkelerinde gerekliği derecede nüfuz sah ibi de­ ğildirler. Bütün bunlar devam elmekleyken Kırını"ın yerel idarecileri alelacele dedelerimizin topraklarını Kınm"da yaşayan ve Rusya'dan yeni gelmiş k�mselere yazlıklar kunnak için dağılıyorlar. Böylelikle yalnız son iki yıl içerisinde 230 binden fa.zla arsa dağıtıldı. Bütün bun­ lar Kırım"da Ruslann sayısının Kınm Türklerinin sayı­ sına nisbelen fazla olması için yapılmakla. Halen Kınm'da özelleştirme kampanyaları başla­ nıyor, yani topraklarımız, binalar, fabrikalar şahıslara satılmaya başlanıyor. Pek tabiidir ki, kendilerine bir barınak dah i salın almak için maddi imkanları yeterli olmayan Kırım Türkleri, bu. özelleşlim1eler süresinde hiçbir şey salın alamayacaklardır. Bülün topraklar ve müesseseler yıllardan beri hırsızlıkla zenginleşmiş ve şimdi de paralarını çeşilli kooperalillere ve firmalara yalınrnş eski parli müdürl erine düşecektir. Ü stel ik. arsalar ilk olarak kolhoz ve sovhozlarda üç yıldan fazla çal ışan kimselere. yani Ruslara satılacak. Böylelikle durumumuz daha da gerginleşecek. Çünkü. önceleri lopraklarımızı elimizden ka nunsuzca alan hükümel­ len talep etme h a k k ı m ız varken özclleşlinne olduktan sonra o toprakları satın alan kimselerden talep etmek mümkün olmayacaktır. l3öyle bir durum ise çok dra­ matik neticeler ortaya çıkarabilir. Kırım'da milli kültürümüzü ve eğilimimizi can­ landınna meselesi de gayet güçlüdür. Hemen hemen elli yıl süresinde. yani 1 944 yılından sonra, ana dili-


72

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

mizde tek bir okul dah i açılmadı. Şimdi i se K ırım'daki bazı Rus okullarında i htiyari olarak Kırım Türkleıinin çocuklan ana dillerini öğrenebilecekler. fakat ders ki­ tapları yok, ders kitaplarını neşretmek için devlet para vermiyor. öğretmenler yetiştirmiyor vs. Geçen yaz (2630 Haziran 1 99 1 l toplanan Milli Kurultayımızda Kının Türk dil i yazısını Lalin alfabesine geçinnek karann ı al­ dık ve önüm üzdeki yaz da b u h ususla Kırım'da ilmi uygulamalı konferans düzenleyeceğiz. La.Un alfabesine geçebiliriz, ama yine de öğretmen problemiyle, bu alfa­ bede kitaplar neşredecek yayınevleri problemleri ile karşı karşıya geleceğiz. D i n i h ayatımızı can landırmada da gayet çok problemlerimiz var. Malum old uğu gibi Sovyel hakimi­ yeti kurulduktan sonra M üsl üman ların yaşadıkları bütün topraklarda camiler kapatılmaya başlamıştı. Fakat çoğunl ukla camiler yıkılmayıp depolara. h ayvan bannaklanna ve kulüplere ('evri lmişti. Şimdi ise bugü­ ne kadar ayakla kalabilmiş camiler restore edildikten ve pisliklerden temizlendikten sonra yine ibadet için istifade etmek mümk ündür. Fakat Kırım'da bu mese­ lede de bizim dunmıumuz çok kötüdür. Çünkü 1 944 yıl ından sonra hernen hemen bütün camileri ve Kırım Türklerine ait mimari eserleıi "B urada Türk ve M üslü­ man izleri bile kalmasın" diyerek tamamıyla yeryüzün­ den kaldınnaya çalıştılar. Son zamanl arda Kının Türklerinin yaşad ıkları bazı yerleşim yerlerine de İs­ lam cemiyelleri kuruldu ve camiler inşa etmek için topraklar da alın dı. Fakat sözkonusu camileri inşa et­ mek için ne maddi imkan n e de inşaat malzemeleıi var. Diğer taraftan bu camiler inşa edilse dah i , bura� larda çalışacak ve insanlarımıza din yolunu gösterecek din adamlarımız yoktur. Birkaç kelime ile de Kırım'da­ ki siyasi durumdan, son olaylardan ve bunlara bağlı problemlerden söz etmek istiyorum. •


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

73

Kırım'da şu anda 2 . 5 m ilyon kişi yaşamaktadır. Bunun yüzde 58'ini Ruslar, yüzde 23'ün.ü Ukrainler, yüzde 6 kadarını Kırım Türkleri . kalanlarını da Belo­ ruslar, Enneniler. Rumlar. Almanlar. Karaimler, Kı­ rımçaklar ve diğerleri teşkil e tmektedir. Ukrainlerin de yüzde 50 'sini Rus olarak kabul etmek müm!•ündür ki , onların çoğu Ruslaşmış, ana dillerini ve milli şu urları­ n ı kaybetmişlerdir. Kırını'da yaşamakta olan 2 . 5 mil­ yon kişinin yüzde 90'ı 1 944 yılından sonra Rusya ve Ukrayna'dan göç elmiş in sanlar ve on ların evlat larıdır. Onlar, Kırım Türkleriyle h em en h iç yaşamamı ş. fakat yıllardan beri yapılan şoven propagandalar ne licesi n ­ d e , Kırım Türklerine karşı davranışlarından anlaşıldığı kadarıyla pek hayırlı düşüncelere sah ip değildirler. Mesela, 1 989 yılı nda yerel organlar tarafından Kırım'da yaşamakla olan ahali arasında "Kırım Türkle­ ri nin valanlanna dön ihleri h u susundaki düşünceleri ­ ni öğrenmek" maksadıyla yaµLırılaıi bir anketle. halkın yüzde 60'ı Kırım Türklerin in vatanlarına dönmelerine kaliyen karşı çıkmış. yalnız yüzde Tsi onların vatanla­ rına dönmelerine hakları olduğunu söylemiş, kalan yüzde 33'ü ise bu konuda kayıtsız olduklarını beyan etmişlerd ir. Yerel makaınlarm Kırım Türklerine karşı olan davranışları daha ziyade düşmancadır. Şimdiki du­ mmda Kırım M uh tar Sovyel Sosyalist Cuınhuriyeti'nin yön e l im kadrolarındaki ve kolhoz. sovhoz. fabrikalar ve çeşilli müesseselerdeki müdür pozisyon undaki kimselerin yüzde 80'i bu görevlerini en az 1 O yıldan bu yana devam elliren kimselerdir. Yani bu kimseler. he­ nüz "prestroyka" başlamadan çok önce de müdür ola­ rak o zamanki şoven kanunları uygulayarak. özlop­ raklarına dönen Kının Türklerine karşı açıklan açığa haksızlı klar yapan insanlardır. Elbette onlar, Kırım


74

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

Türklerinin dönmelerine karşıdırlar. Ç ünkü, onlar, Kı­ rım Türklerinin vatana döndüklerinde, yaptıkları cina­ yetlerden sorumlu lululma endişesini taşımaktadırlar. İşte böyle iklimde Kının Türkleri öz milli hakları için mücadele vennekleler. B ugünkü d u rumda "Kırım' da yaşamakla olan Ruslar arasında h içbir ciddi demokratik hareket ve gö­ rüş" yoktur demek mümkündür. Kendilerini "demok­ rat'' sayanlar demokratlığı da şu kadar ki, onlar " Kı­ rım'daki problemleri referandum la çözmek lazım" di­ yorlar. Yani , onlar Kınm' ın kendisine has h usus iyetle­ rinin var olduğun u, bu ülkenin yerli halkının ekseriye­ tinin h enüz sürgünde olduğunu ve böyle bir vaziyette onların vatan larının siyasi statüsü hakkında referan­ d um yapmanın büyük b ir haksızlık ve insafsızl ık ola­ cağını akıllara dah i geltremiyorlar. Kırım Türkleri M i l l i Hareketi 'nin en sıkı bağları Kırım ve Ukrayna M illi Demokratik Parti ve teşkilatları iledir. Çünkü onlanı ı K ırım meselesine bakışları . Kı­ rım Türklerin inki ile paralel olup. Kırım'daki problem­ l erin yal nız Kırım Türklerinin rızası ile ç özülmesi yö­ n ündedir. 20 Ocak 1 99 1 'de yerel makamlar tarafından Kı ­ rım'ın gelecekteki s tatüsünü belirlemek için alelacele bir referandum gerçekleşliril di. Referandumun maksa­ dı, Kırım MSSC' n i kunnak ve Sovyetler B irliği 'nin da­ ğılmasıyla beraber, U k myna'nın birlik içerisinde kal­ ması hal inde Kınm'ın Ukrayna'ya bağlı kalmasını te­ min etmek, aksi halde Kınm'ın Ukrayna'dan ayrılarak b irliğe dahil olmasını sağlamaktır. Kırım Türkleri böyle bir referandumu h aksız olarak nitelediler ve iştirak et­ mediler.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

75

Birkaç ay sonra, 1 99 1 yılının H aziran ayında Kı­ rım Türkleri, Milli Kurullaylannı topladılar. Kurultay­ da Kırım toprağında kurulmuş Rus M uh tar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin kanunsuz olduğu ilan edile­ rek Kırım Türk h alkının milli egemenliği beyan edildi ve Kının Türklerini temsil etmeye yetkisi olan yegane organ Milli Meclis kuruldu . Kı rım ' ın yerel makamları. bekledi.ğimiz gibi, Ku­ rultay ve Meclisimizi kanun dışı ilan elti ve onlara kar­ şı yayın yoluyla gen iş suretle propaganda başlallılar. Şimdiye kadar Kırım'da 20'e yakın mahalli meclis teş­ kil edilmiştir. Ukrayna. Talaris lan , Lilvanya. Leloııya ve d iğer cumh uriyet lerdeki pek çok milli, demokratik parti ve leşkilallan Kırım Talar Milli Meclisi'ni Kırım Türklerinin yetkili yegane ve en yüksek organı olarak resmen tanımaya başladılar. Rusya Federasyonu Cumh urbaşkanı Yellsiıı'in yardımcısı 2 2 Kasım 1 99 1 'de bizleri Moskova'ya davel elli . Orada. Rusya Fcderasyonu'nun Kırım Türklerine yardım etmek istediğini ve M il l i Meclisimizin Rusya Federasyonu Parlamentosu tarafından da resmen ta­ nınacağını söyleyerek hu h ususta Rusya Federasyonu Parlamentosu Başkan ı'na Meclis adına bir d ilekçe ile müracaat edilmesi teklif edildi. Dilekçeyi yazdık. fakat b izlere vaadedilen şeyler yap ılamad ı . Anladığımız ka­ darıyla, onların bize yardım etmeye n iyelleri yoklu. Yalnız, böyle vaatleri verip Rusya ve Ukrayna arasın ­ daki " Kırım·ın kime ait olduğu hususu ndaki t artışma­ larda" taraflar loplamaklan ibarelli . 1 Aral ık 1 99 1 'de Kırım da dah il olmak üzere Uk­ rayna'nın tamamında Ukrayna'nın bağımsızlığı için re­ ferandum gerçekleştirildi. Kırım'daki şoven Rus çevre­ leri ve resmi makamların desteğiyle bu referandumda karşı ve Kırım'ı Ukrayna'dan ayırıp Rusya·ya ilave et-


76

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

mek veya Rtısya'ya müttefik bağımsız Kırım Cumhuri­ yetini kum1ak için gen i ş s urette propaganda yaptılar. Bu sefer Kının Türk M illi M eclisi, öz yurtdaşlarını Uk­ rayna'n ın bağımsızlığı için oy vermeye çağırdı . Netice­ de, Kırım'da referanduma iştirak edenlerin yüzde 54'ü U krayna'nm bağıms ızlığı yön ünde oy kullandı. Seç­ menlerin yüzde 6'sının Kının Türkleri olduğu ve onla­ rın tamamının Ukrayna'nın bağımsızlığı yönünde oy kullandıkları dikkate al ın ırsa, Kırım Türklerinin bu re­ ferandumda Kırım'da anahtar rol ü oynadıkları ortaya çıkar. Kırım Türkleri, Kınm halkının yüzde 6'sını teşkil else de, Kırım'm siyasi hayalında onların n üfuzu çok yüksektir. Bizim Milli H areketimiz, Sovyeller Birl iği sı­ nırlarındaki en eski ve tecrübeli ve organize milli de­ mokratik harekellerden b iridir. Milli Hareketimiz, ge­ rektiği nde Kınm'ın içinde en kalabalık mitingleri , gös­ terileri, yürüyüşleri ve diğer faaliyelleri gerçekleştim1e gücüne sah iptir. Kırım Türklerinin yaşadıkları bütün yerl erde M illi Hareketin ve M il l i Meclisinin şubeleri vardır. Bundan başka, M il l i Hareketin diğer cumhuri­ yellerdeki parti ve h arekellerle dostane bağlantılar ı vardır. İşle, bugüne kadar halkımızın belirli b i r kısmı­ nın anayurduna dönebilmesinin ve bazı baı�arılarıını­ zın sebebi esasen Milli H areketimizin sayesindedir. Şimdi Kırım'daki en önemli siyasi meselelerden birisi , Kırım Cumh u riyeli'nin anayasası meselesidir. Yakın günlerde Kırım Otonom S . S. C . Parlamentosu keridi anayasa proj esini hazrrladı ve yayınladı. Fakat bu proj e halkımızın çı karlarına h iç de değil ve Kınm'da yeni bir Rus Cumh uriyeli'nin kurulmasına yöneliktir. B u anayasa proj esine göre mesela Kırım Cumhuriye­ ti'nde resmi dil olarak y alnız Rusça gösteri lmiştir. Kı­ rnn'ın yerli halkının , yani Kının Türklerinin milli hak-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

77

]arını konıyacak h içbir madde bu proj ede yoktur. Kı­ rım Tatar M illi Meclisi de öz anayasa proj esini hazırla­ dı ve yayınladı. B izim proj emize göre. Kırım Cumh uri­ yeti Parlamentosu iki eşil h alkı kamaradan ibaret ol­ malıdır. B unlardan birisi bütün Kırım ahalisi tarafın­ dan seçilecek temsilciler meclisi, diğeri de Kının'ın yer­ li halkı tarafından seçilecek m illi meclis. Cumhuriyetin resmi dilleri Kırım Tatar, Ukrain ve Rus dilleri olmalı­ dır. Kırım Türklerinin askerliği gönüllü ve yalnız K.­ rım'da yerleşen ayn Mü slüman a skeri birl i klerinden olmalıdır. Ayrıca. dünyanın çeşitli u·rlerinde yaşamak­ ta olan Kırım Türklerine yaşadıkl; ı rı yerlere bakılmak­ sızın . i sledikleri zaman Kırım Cuı ı ı l ı u riyeti vatandaş­ lığı serbestçe verilmelidir. Kırım' ın yerel makamları ve Ukrayna H ükümeli bu ülkenin yerli halkının h aklarına gerektiği derecede riayet ederseler, tabi i ki burayı yurt edinmiş çeşi tl i milletlerle barış içinde beraber normal b i r h ayat kuru­ labilir. Aksi takdirde Kırım Türkleri insan h aklan için mücadelelerine devam edecekler ve b u mücadelede bütün demokratik Loplumlarda kabul edilmiş vasıta ve metodlardan istifade edilece"lüir. - H alen Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasında Kınm'ın siyasi geleceği ve statüsü hakkında tartışma­ lar yapılmakta. Kırım Tatar Milli M eclisi, yaptığı aç ık­ lamada Kırım'ın U krayna'nın bünyesinde kalması ta­ raftarı olduğunu b ildirdi. Bunun sebebi nedir? Kırım Türkleri bağımsız cumh uriyet kurulmasını istemiyor mu? -Zannedersem bağımsızlığı istemeyen m illet dün­ yada yoktur. Pek tab i idir ki, bağımsızlıkları ve milli hakları için çok yıllardan beri mücadele veren Kırım Türkleri , böyle bağımsızlığı istemeyen halklardan de ­ ğil. Fakat, halkımızın ekseriyetinin henüz sürgün ol-


78

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

d uğu halde ve bütün eski Sovyeller Birl iği'nin toprak­ larında dağınık durumdaki halkımız yurtlarına döndü­ ğünde dah i Kırım'ın ahal i s in i n yalnızca yüzde ı 5'ini teşkil edecek vaziyette bağımsız Kırım Cumh uriyeti kurulması yaln ız halkımızın zararına olacaktır. Çünkü bu bağımsızlık Kırım Türklerini n bağımsızlığı değil de, yurdumuzda yerleştirilmi ş bir diğer toplumun bağım­ sızlığı olacaktır. Yani , bizim toprağımızda yeni bir Rus C umhuriyeti kurulmuş olacaktır. Bu sebeple bizler, Ukrayna Devleti bünyesinde K ırım M uhtar Cumhuriyeti' n i n kurulmasını ve bu · cumh u riyetin anayasasında yerli h alkının , yani Kırım Türkleri nin milli ve insani haklarının gerekliği derece­ de müdafaa edilmesini istiyoruz. Evet, şimdi Rusya ve Ukrayna arasında Kır'ım'ın kime ail olduğu h ususundaki tartışmalar giderek şid­ detlen iyor. Kırın1'da yaşamakla olan Ruslar e sasen Rusya Federasyonu 'nun la.rafını tutuyorlar. Bu larlış­ mada her iki tarafça ileri sürülen deli llere dikkatinizi çekmek istiyorum . Rusya Federasyonu'nun ve Kırım'daki Rusların esas iddiaları şudur: "Kırım Ruslar t arafından fethed ilmiş lo-praklır. Burada çok sayıda Rusların kanı döküldü. Esasen on­ ların h izmetçileriyle burada şeh irler kuruldu ve ş imdi de Kırım ahalisinin ezici çoğunl uğurıu Ruslar teşkil ediyorlar. 1 954 yılında Kırım, burada yaşamakta olan halkın fikirleri sorulmaksınız H ru şçev tarafından Uk­ rayna'ya h ediye edildi. B u haksızlıktır ve onun için şimdi Kırım'da referandum yapılmalı , Kırım Ukray­ na'dan ayrılmalı ve Rusya Federasyonu ile birleştiril ­ meli veya Kırım'da bağımsız v e Rusya Federasyonu'na m üttefik bir cumhuriyet kurulmalıdır."


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

79

Yan i .bu toprakların gerçek sah i pleri Kırım Türk­ leıi'nin yeryüzündeki varlığı dahi göz önüne alınmıyor. Ukraynal ılar ise gayet tabi i k i . Kırım · ı n Ukray­ na'dan ayrılarak Rusya Federasyonu'na katılmasına katiyen karşıdırlar ve kend i pozisyonlarını destekl e ­ mek için onlar d a çeşitli iddialar ileri sürüyorlar. Fa­ kat, onların idd iaları Ruslarınki kadar şovence değil. Evet, onların içerisinde de " Kırım ezelden beri Ukray­ na'nın toprağıdır ve Kınm'ın yerli halkı, yan i Kırım Ta­ tarları da çoğu İ slamiyeti ve Türk dil ini kabul eden Ukraynalılardır" diyen kimseler var. Fakat hu gerçek dışı iddia Ukrayna cemiyetinin esas fikri de,!};il , tab i i . Ukrayna'nın esas iddialan şudur: " 1 . Kırım ' ın U krayna'ya verilmesi hakkındaki 1 954 yılı nda alınmış karar b e lki kanunsuzdur. Ama, 1 783 yılı nda Rusya tarafından Kırım' ın kendi toprak­

larına eklenmesi ele kanuni değildi. Bu sebeple ele, "Kı­ rım benim toprağımdır" d emeye Ru sya Federasyo­ nu"nun h iç hakkı yoktur.

2. Sovye tler Birl iği k urulduktan sonra çok mik­ tarda Ukrayna toprakları R usya Federasyon unca ka­ nun dışı olarak il hak edilmişti. Ve eğer şimdi Rusya Federasyon u , K ırım ' ı talep e tmekte kendi s i n i haklı gördüğü takdirde. U krayna'nın da Rusya Federasyo­ nu'ndan Kırıın'ın alanından çok dah a fazla toprak is­ temeye h akkı vard ır. Umumiyetle, cumh uriyetler ara­ sında ş imdi toprak tarlışmalan başlarsa yal n ız kan lı neticeler olabilir." U krayna m i l l i - demokratik çevrel eri n i n Kırım hakk ındaki fiki r ve görüşleri bizl ere daha yakındır. M esela, geçen yıl 1 Aralık 1 99 1 'de yapı lan U krayna Cumhurbaşkanı seçimleri öncesindeki altı adaya tele­ vizyon programlarında, "Siz, Kının Tatarlarının prob-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

80

l em l e r i n i n çöz ü l m e s i h us u s u n da ne d ü ş ü n üyorsu ­ n uz?" şekl inde soru yöneltliler. D emokratik partiler­ den olan adaylar - v. Comocil ,

İ.

Yuhnovsk i ,

L.

Yukha­

nenko, Taburyanski- doğrudan doğruya şöyle dediler: " Kırım Tatarların ı n tamamı U krayna'nın yardımı ile vatanlarına döndürülmeli ve Kırın1°da U k rayna' nın b ünyesinde Kırım Tatar Milli Cumh uriyeti kurulmalı ­ dır". Evet. bu adaylar seçimleri kazanamadılar, ama U krayna'da demokrati k partilerin pozisyonu günden güne güçlen iyor. Ü stelik, U krayna, h iç olmazsa kendi yaran için Kırım Türklerini desteklemek mecburiyetin­ dedir. Ç ü nkü . Rus şovenl iğine karşı Kırım'daki esas m u h alif kuvve t Kırım Türkl e ri n in M il l i Hareketi ola­ caktır. Şayet , Ru sya Federasyon u . K ı n m ' ı U krayna'dan ayırarak keneli topraklarına ilave etmek için kabaca tedbirler almaya başlar ise, U krayna tarafından gele­ cek b üyük bir direnç olacak ve bu direnç, Yugoslav­ ya'da olduğu gibi . çok deh şetl i n e ticeler getirebilecek­ t i r . B u d urumda b izim problem i m izin çöz ü l mesi ve m il l i haklarımızın iade edilebilmesi perspektifleri daha da k üçülecektir. B ü t ü n bu sebeplerden dolayı Kırım Talar M ill i M e c l i s i , şimdi cumh uriyetler arası s ı nırların bozulma­ ması ve Kırı m ' ın Ukrayna Devleli ' n i n bünyesinde kal­ ması tarafları olduğunu beyan e lt i .

- 2 1 . Yüzyılın e ş iğinde Türk D ü nyasının genel bir

değerlendim1esini yapar mısınız? Türklüğün gelecekle

karşı karşıya kalması m u h temel menfi veya müsbel d u rumları nelerdir?

- 2 1 . Yüzyıla kadar daha s ekiz yıl var ve gün ü ­

m üzde dinamik değişimler o kadar tez oluyor k i , b u


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

81

sebeple d e tahminler yapmak zordur. Daha bir kaç yıl öncesine kadar dünyanın en kudretli ve büyük impa­ ratorlu klarından birisi, Bolşevik impara lorl uğu' nun b u kadar te z zaman i çi n d e dağılacağına inanmak mümkün değildi. Evet. bu gelişmeler zaman içerisinde olacaktı, ancak bu kadar h ızlı olacağına inananlar pek azdı. Şimdi bizler çok gÇızel geli şmelerle karşı karşıya·­ yız. Dünya haritasında yegane bağımsız Türk Devleli olan Türkiye Cumh uriyetine b i rkaç bağımsız Türk Cumh uriyeti daha katılıyor. Şüphesiz ki. bu bizler için sevindirici olaylardır. Fakal. bağımsızlığı ilan etmekle gc n:ekten bağım­ sızlığı kökleşlinnek arasında epeyce i ı ı i�li yokuşlu yol vardır. Ve bu yolda. ı:>ek tab i idir ki . büyük zorl u klar olacaktır. Yeni cumh uriyetler. mevcut. ekonomik ve yö­ nelim sisteml erinde esaslı clcği�iklikler yapmak zorun � dadırlar. B ütün bu durumlar başlangıçta büyük güç­ l ükler doğuracak! ır. B ı ı degi şiklikler. belki de halk arasında kargaşalar ve kaynaşmalara sebep olabil ir. Eski M u h tar Sovyel Türk cumh uriyellerinin du­ rumları (mesela Ba�kıırclistan , Tataristan) b u bakım­ dan daha zordur. Bu cumhuriyetlerin denize açılmala­ n ve bağım sız devlet Ierle sın ırları yoktur. Bundan da gayrı . onların t oprakları diğer milletler tarafından , ilk olarak da Ruslar tarafından yurt edinilmiştir. Şüphe­ siz ki, bu cumlı ı ı riyetl erin Türkleri de milli bağımsız­ l ıklarını talep edecekler ve onlar daha fazla zorlu k ih ti ­ laf ve anlaşmazlıklarla karşı karşıya kalacaklardır. Ya­ kın gelecekte bizler, belki bir d iğer komünist im para­ torluğunun . yani Çin Halk C umh uriyeti'nin dağılması­ na şah it olacağız ve bu d urumda Doğu Türkistan'ın bağımsızlığına da ağır bir yol açılacaktır. O zaman Do­ ğu Türkistan , ş imdiki Sovyet M u h tar Türk Cumhuri-


82

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

yellerinin önünde duran bazı problemlerle karşı karşı­ ya gelecektir. Belki de gelecekte Türk Dünyası ile İran Devleti aras ı n d ak i münasebeller gerg i n l e ş eb i l i r . Ç ünk ü İran' da ı 8 m ilyona yakın Türk yaşamaktadır. Onların bağımsızl ık i steyip istemeyecekleri veya komşu Azer­ baycan'a katılıp katılmayacakları gibi bütün bu mese­ leler onların oradaki durumlarına. yani insani ve milli h aklarına ne kadar riayet edileceği ne bağlıdır. Aynı durum Afganistan . Irak ve Türklerin yaşadıkları diğer memleketlerde de olabil ir. Umumi olarak ifade etmek gerekirse, 2 1 . yüzyılın eşiğinde Türk Dünyas ın ın önünde ilerleme ve terakki yolu açılıyor, ama bu yol kolay olmayacaktır. -Yayılın ış bulundugu coğrafi konum, n üfus yo­ ğunl uğu ve diğer faktörler Türk D ünyasına ne gibi avantaj lar \'e dezavant aj lar get i nnektedir? Bu avanlaj­ hudan yet erince faydalanılabiliyor mu? -Tü rk toprakları Asya ve Avrupa'nın öneml i kıs­ mını kapsamına al ıyor. Bu topraklarda ç ok önemli miktarda tabii zenginlikler vardır. Buralardaki Türkle­ rin sayısı da birli kle halın sayıl ır bir nüfus teşkil et­ mektedir. Fakal. ne topraklardan . ne tabii zenginlik­ lerden, ne de insan potansiyelinden, özellikle eski Sov­ yeller B irliği' nde ve Çin Halk Cumh uriyeli'nde gerekli ve yeterli derecede maksada uygun şekilde ve halk menfaatına istifade edilmiyordu. Sosyali st ekonomi ta­ bii zengin likleri yağmalarcas ın a davranışlarla toprak­ ları tah rip ederek bu topraklarda yaşayan i nsanlara yoksulluk ve sefalet gelirdi. Fakat, ş imdi komünizmin i llas etmesiyle beraber Türklerin giderek adım adım öz topraklanna sahip ol­ duklanna bakılırsa, ümit ederim ki, durum iyileşmeye başlayacaktır.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

83

- Kısa ve uzun vadede Türk Dünyasının siyasi bir birlik oluşturması , en azından ''Avnıpa Topl uluğu" gibi ekonomik bir birlik meydana getim1esi sizce mümkün mü? Eğer mümkün değilse, bunu engelleyecek sebep­ ler nelerdir? -Aynı etnik ve dil gnıbuna mensup olan in sanla­ nn birbirlerine meyil göslenneleri , birbirine yakın ol­ mak istemeleri tabii bir şeydir. Ve zaten , bu bizim çok sınırlarla bölünmüş olan dünyamızda halklar arasında h erhangi bir yakınlık ve b irl ik düşünceleri . kanaatim­ ce pozitif ve progresif olaydır. Yalnız böyle b irl ikler gö ­ nüllü olmal ı ve diğer halklara ve devlellere karşı yönel­ tilmiş olmamalı . Türk dünyasının siyasi ve ekonomik birliğine en ­ gel olan esas faktör, bizim topraklarımız ve haklarımız, diğer devlet.lerin hük ümranl ıgı idi . Ama şimd i . yan i k u rtuluş prosesinin başlamasıyla beraber birleşme perspektilleri de açılıyor. Fakat bizler çok uzun zaman sömürgecilik altın da yaşadığımızdan dolayı meydana gelen neticeler, yani sömürgeciliğin halk ımıza getirdiği zararlar daha çok vaki t menfi tesirini gösterecek ve birleşmemize engel olacaktır. Çünkü komünist rej im­ ler. insanlarımızın psikolojisini bozmak, Türk Dünya­ sını birbirinden uzaklaştımlak için çok şeyler yaptı. Kanaat imce halihazırda ilk olarak Türk Dünyası­ nın kültürel ve ekonomik en tegrasyon una fazlasıyla önem verilmel idir. Sağlam ekonomik ba.Qlan!ılar mey­ dana getirildiklen son ra siyasi birlik de kolayca kuru­ labilir. - Po l i ti k. ekonom i k ve kül türel alanlarda Türk Birliğinin kurulması yolunda neler yapılabilir yah ut böyle b i r birl iğe ih tiyaç ol duğu görüşünü savun uyor musunuz?


84

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

-Türk D ünyasının b i rliği , h erhangi gön üllü ve sulhsever birliklerde olduğu gibi , yalnız Türklere değil de zaten b ü tün dünyaya çok fayda getireceğine emi­ n im. Böyle bir birlik, d ünyada umumi banş ve stabili­ zasyon durumunun kurulmasında önemli bir adım olurdu. Bundan henüz 1 1 O yıl önce bizim büyük yur�clcı._� � şımız Gaspıralı lsmail Bey. Türk Dünyasına h i tap ede­ rek, "Dilde, Fikirde . Işte Birlik" şiarını b ırakmı ş ve öm­ �n tamamını bu büyük ülk üyü gerçekleşlirrİlek için sarfetmi şlir. Türk Dünyasının birl iği iç in öncel ikle kültürel ve ekonomik sahalarda olmak üzere her sahada çalışma­ l ar yap ılmalıdır. B un ların içerisindeki en Önemli ve başl ıca tedbirlerden biri s i . Türk Dünyasının tamamı­ n ın yazılarını Lal in alfabesine geçinne meselesidir. Sı­ kı kül türel mübadele . Türk kül tür merkezlerinin ve il im cemiyetlerin in. haber ajanslarının kurulması, öğ­ renci ve öğretmt>n mübadeles i , dini idarelerin müşte­ rek h areketleri ve koordinasyonu veya konfederasyonu esasına dayalı genel elin yöneliminin kurulması gere­ kir. Halen eski Sovye l ler Birl iği'ndeki çeşill i Türk gruplarına me nsup insanlar. birb irleriyle anlaşab i l ­ mek için Rusça konuşmak mecburiyetindedirler. Bun­ dan sonra bu anormal durum pek tab ii ki, değişecek­ Lir. Belki de. zengin ve gel işmiş bir Türk dili esas al ı­ narak giderek umumi b ir Türk dili meydana gelecek­ tir. Şüphesiz ki böyle umum Türk d i l i . çeşilli Türk grupları n ın dillerinden alı nan eşanlcunlı sözlerle daha da zengin leşecek Türk Dünyası' nın edebi l i sanı ola­ caktır. Ş imdiden başlayarak Türk D ünyasının bütü­ n ündeki okulların programlarında Türkiye Türkçesi derslerine yer vermek gerekir. Fakat bununla beraber


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

85

Türk gruplarının şive ve lehçelerini muhafaza etmek ve gel iştinnek gerekir. Yakın zamanlarda bazı Türk cumh uriyellerinde bu cümleden Özbekist.an'da, Kırgızist.an'da ve Kazakis­ lan'da Türkiye'deki televizyon yayınların ı bu cumh uri­ yellere ulaşlınnak için istasyonlar kurulması plan, ka­ bul edildi . Azerbaycan' da ise artık Türkiye'deki Leleviz­ yon yayınları seyredilebil iyor. Kanaatimce, bu çok önemli bir karardır. Böyle Lelevi zyon yayın islasyonla­ nnın b ülün Türk Dünyasındaki ü lkelerde kurulni.ası iyi olurdu . Ekonomik alanda. zannedersem alınması gerekli esas tedbirler ş unlar olabil ir: Mü şterek müesseseler kuru lması , Türk ülkeleriy­ le licarel meselesinde onlara elverişli şartların sağlan­ ması. gümrük engellerinin ortadan kald ırılması, işçile­ ri n bir Türk ülkesinden diğerine serbest olarak gide­ bilmesi ve buna benzer tedbirler. Yan i , Avrupa Ortak Pazarı'nda kabul edilen tedbirlerdir. Siyasi al anda ise, belki de yakın zamanlarda "Arap Birliği" gibi bir 'Türk Birli,i.!;i" kunnak gerekli ola­ caktır. Ama bu birlik, Arap Birl iği'ne bakıldığında da­ ha ölçülüp biçilmiş ve gerçek birl ik olmalıdır. - Mevcut Türk yönetimleri arasın da ciddi bir ilişki gözlenemezken tabanda yürü tülen (<;eşilli sosyal kuru ­ luşlar vasıtasıyla) bazı faal iyet lerin Türk illerini birbiri ­ n e yaklaştırdığı yo lundaki görüşler giderek güçlen iyor. Sizce böyle bir dunım söz kon usu mu? - Za ten sosyal kunıl uşlar, Türk Dünyasının birli­ ğinin temeli olmal ıdır. Çünk ü . geniş h al k grupları n ın iştirak ellikleri sosyal yapılar kurulmadan önce l ider­ ler arasında imzalanmış anlaşmalar, koali syonlar ve


86

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

b irlikler sağlam, dayanıklı ve uzun ömürlü olamazlar. Önceki sorun uza cevap verirken "Türk Birliği , Arap B irliği'ne bakıldığında daha ölçülüp biçilmiş ve esaslı olmalıdır" şeklindeki sözlerim, işle bu manadadır. Böyle sosyal kuruluşları kurmak için ş imdi bazı harekeller yapılıyor ama, kanaalımca yeterli değil . Bu­ na engel olan sebepler çok. H erhangi bir sosyal kuru­ luşun nom1al çal ışması için gereken sık sık görüşme­ ler. loplanlılar. konferanslar, sağlam irlibal araçları, b inalar, para ve buna benzer şeyl er lazımdır. Bundan da gayn. şimdi bülün Türk illerinde gündel ik problem­ ler o kadar çok ki. diğer işlere az zaman kalıyor. Bu konuda bi r örnek vermek istiyorum: G eçen yıl Aralık ayın ın ortalarında Alma-Ala'da Türk halklarının parti ve milli harekeilerinin liderleri­ n i n loplan lısı yapılmak i slenıni şli . Bu haberi ve dave­ tiyeyi biz toplan tıya kararlaşt ırılan zamandan beş gün önce aldık . Ş i m d i k i durumda Kırırn'dan Ahna -Ata'ya uçak biletini almak içi n bir- iki h afla sarfelrnek gere­ k ir . D ö n ü ş ü n ne zaman olacağı da belli deği ldi. Tab i i , böyle b i r vaziyetle ç o k a z k i m s e ülkesindeki işlerin i bı­ rak ıp ziyarete gidch i l i L Şayet böyle bir loplanlı eski Sovyeller Birli.Qi 'niıı clı�ıııdaki bir ülkede yapılırsa du­ rum daha da güçle ş i r . Sadece pasaport almak ve dışa­ rıya çı kmak için izin almakla dünyan ın vakti geçiyor. sonra bilel problemi . . . Ü stelik, bizimkilerde sosyal kuruluşları yönelme işleri nde tecrübeli eleman yeti şmiyor. Mesela müh im b i r işe başlan ıyor. çeşill i i llerden delegeler çağrılıyor. Fakat yeterli derecede hazırlık olmaması sebebiyle. ge­ rekli vesikaların proj eleri ve planları önceden h azır ol­ madığından ve benzeri sebeplerden dolayı Loplanlılar yalnız laf i le sonuçlanıyor.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

87

Ama, tab i i , gelecekte bütün bu zorluklar ve en­ �eller ortadan kaldırılır ve bizler geniş sosyal yapılar kurabiliriz. -Türkiye Cu mhuriyet i ' n i n Türk D ünyas ı' ndaki rolü s izce ne olmalıd ır? -Türkiye Cumh uriyeti, Türk Dünyası'nda ayn bir yer tu tuyor. Türkiye. Tü rk Dünyası'nda bağımsızlığını kazanan ve bunu müdafaa etme kudre tinde. kendi or­ dusuna sah ip yegane Türk Devletidir. Burada, Sovye l­ ler B i rliği veya Çin H alk Cumh uriyeli'nde old uğu gibi, Türklerin aydınlarını kımmdılar. camilerini kapatma­ dılar ve yıkmadılar. m il l i ruh larını yok etmeye ve zorla yabancı ideoloj il eri kabul e tlim1eye çal ışmadılar. Yal­ nız Türkiye 'de milli meden iyet ilerledi . Türk d i l i zen­ ginleşti ve kendine yeterl i hale geldi . Türkiye'nin eko­ nomisi diğer Türk ülkelerinin ekonomil erine göre daha fazla gel i şmiştir. Bütün bu faktörler Türkiye"ye Türk Dünyası'nda lider ülke olma konumunu kazandırıyor. Ama l iderl ik. ümit ederim ki, olmasını arzu ettiğimiz Türk Dünyası'nın birliğinde h i ç bir zaman diktatörlük ve siyonizm şekli ni almaz ve Türkiye Türkleri, h içbir zaman bazı tarihi sebeplerden dolayı zor durumda kal­ mış kardeşlerine yüksekten bakmazlar. O zaman Tür­ kiye geçekten de Türk Dünyasın ın tamamı için birleş­ tirici ruhi merkez olabilir. -Türk Dünyası'na bir mesaj ınız var mı? l'\ -Önceki soruların ıza verdiğim cevaplarda -gerek Kınln Türkleri n in gerekse umumi Türk Dünyasının probleınleıi hakkında- belirli derecede mesaj l ar verme­ ye çalıştım. Hen, Türk Dünyası'nın bir ailenin evlatları olduğunu ve onların bağlarının sağlamlaştırılmasının zaruri olduğunu bir kere daha kaydetmek istiyorum. Evet, belirli tarih i sebeplerden dolayı, coğrafyala­ nmızın, hayatlarımızın siyasi ve ekonomik şartlarının


88

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

farkl ı olması sebebiyle, çok yıllardan bu yana aramız­ da kesin sınırlar olması ve birçoklarımızın esaret altın­ da yaşamamız sebebiyle dil imizde. adetlerimizde, gele­ neklerimizde, kül türümüzde ve zihn iyetim izde çok f�rkl ıl ıklar olmuştur. Şimdi Anadolu Türkü, Kazan Taları veya Özbek Türkü'nün konuşması n ı büyük zorl ukla anlayabil ir, Yakut , Çuvaş, Tuva ve d iğer gayrim üslim Türklerin konuşmalanndan i s e belki de yalnız birkaç sözün ma­ nasını sezebilir. Türk Dünyası'nın birliği düşüncesin­ den çok uzak olan ve bu dü şünceyi düşmanca, adeta farklı Türk gruplarına m u llaka zoraki benimsetme (asimilasyon) tehlikesi ge tireceğine ve onların kendisi­ ne has h ususiyetlerin i . medeniyetleri n i bozacağı gibi bir teh l ikenin varlığ111a inanaı ı Türkler de yok deği l . Ama ümil ederim ki . insan lar. birl iğimizin n e kadar önemli old uğunu ve yal n ız b ugün önümüzde duran problemleri çözmek ic.,· in de.�il . gelecek nesil lerimize de büyük avan t aj lar gcı irece.l!; ini aıı lar ve birl iğimiz için pratik adımlar atarlar.

,.

/

;<J

Türk Dü nyası ' ı ı ı büyük bir aile gibi görürken şöyle bir örnek vem1ek isi iyorum:

')(!

Bizler milli haklarımız için mücadele verdiğimiz yıllarda Sovyel parti ve devlel organları, M illi Harekel.i­ miziıı aktif iştirakçilerine şiddell i baskılar yapmakla beraber onların etrafında adeta bir boşluk (vakum) ya­ ratmaya çalışırlardı . Yan i , daima onlann etrafında bu­ l unan ve onlara yardım e tmesi muh temel in sanları korkutmaya çal ışıyorlardı . Onlar böyle h areketlerde çoğunl ukla başarılı ol uyorlardı . Umumiyelle çok sayı­ daki dürüst insan , işlen ç ıkarılma ve böylelikl e ailesi­ nin geçimini sağlayacak ekmeği kaybetme korkusu ile dünkü arkadaşlarından uzaklaşmak mecburiyetinde kalıyorlardı . Ve bu nevi şartlarda çoğunl ukla mücade-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

89

lemize maddi ve manevi desteği onlann akrabaları ve­ riyordu . Ç ünkü KG B tarafından "Sen h ükümete karşı çıkan antisovyet kimseyi destekliyorsun" g ibi suçlama­ lar onları etkilemiyordu . Onlar, "Benim akrabam, kötü de olsa. iyi de olsa akrabamdır ve ona yardım etmek benim akrabalık vazifemdir" diyebiliyorlardı. -..j Aynı şeyi geniş ölçüde yani Türk D ünyası 'nın bü­ yük ailesi hakkında da söylemek m ümkündür. Eğer b izler daima akraba olduğumuzu sezip ağır günleri­ mizde birbirimize yardıma gelm iş olsaydık em inim ki , dünyanın en kanlı rej imlerinden birisi olan komünist rejimi bize bu kadar ziyan veremezdi . ' ı -· . B irlikten doğacak kuvvetin n e kadar önemli ola­ cağını, gayet tabi i ki. Bolşevikler de pek iyi b ilmektey­ diler. Onun için onlar ellerinden geldiği kadar halkımı­ zı b irbirinden ve özel likle Türkiye'den uzaklaştım1aya çalışıyorlardı. Türk Dünyası'nın birliği ve akrabal ığı hakkında yürüt ülen kon uşmalar derhal "anlisovyet" ve " pantürkizm" pro pagandası sanılırdı . Böyle suçla­ malarla Stal in devrinde binlerce Türk ayd ını öldürül­ müş veya Sibirya'daki kamplarda çürü tülmüştü .

Şimdi, ş ükürler olsun , durum değişti ve böyle düşünceler ve konuşmalar iç in kovu ştunnalar yapıl ­ mıyor. Artık, Türk Dü nyası'ııın birli.Qi hakkında dünkü komünistler b ile, özellikle Türkiye'ye yardım almak için geld ikleri zaman. bol bol kon uşmalar yapıyorlar. Onun için ben. bu mukaddes ve çok iyi i n sanların kanlarıyla bulanmış düşünceye göre davranmasını bi­ len kimseleı: tarafından spekülasyon maksatlarıyla faydalan ılması ih timali nden biraz sakınıyorum. Yani, bu büyük ülkünün i stismar edilmesi ihtimalin den bi­ raz sakınıyorum . Kanaatimce , Türk illerinde ş imdi olup geçen s iyasi olaylann, oradaki d urumların Türki­ ye tarafından çok dikkatle takip edilmesi gerekir. O


90

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

zaman Türkiye'nin, kendi halkından ayırıp diğer Türk ülkelerine kardeşçe verdiği yardımlar. Sovyet impara­ torluğu dağıldıktan sonra yeni ortaya çıkan diktatör1 ük rej imlerini desteklemek için değil de, oralardaki gerçek milli-demokratik kuvvetleri desteklemek için ve ardaki halkların gerçek menfaatlerine h izmet edebilir.

·,/ Son zamanlarda Türkiye'yi ziyaret eden dünkü komünist yöneticiler ve bugünkü bağımsız Türk cum­ huriyetlerinin bazı idarecileri , adeta Türk Dünyası'nın birliği h ususunda çok tatlı sözler söylüyorlar. Bunları Türkiye'de neşredilen gazetelerden okuyoruz. Ama on­ lar, şu biraderlik ve kardeşlik prensiplerini daha evvel­ den evlerinde oldukları zaman da hatırlamış olsaydılar daha iyi olurd u. Mesela, Özbekistan , Kazakistan ve Kırgızistan topraklarında vatanlarından sürgün edil­ miş ve yıllardan beri yurllarına dönmek için mücadele veren bin lerce Kırım ve Ahıska Türkü yaşıyor. Onlar ş imdi umut suz b ir durumdadırlar. Ne ol urdu ki, şu i sanlara az da olsa yardım et seler veya h iç olmaz ise onlara karşı haksızlıklar yapmasaydılar! . . Ama, maale­ sef o idarecilerde böyle kardeşlik bir yana dursun, sı­ radan insanlığı dahi gönnüyoruz. I Şimdi yen i ortaya çıkan bağımsız Türk Cumh uri ­ ye tlerinin Türkiye Cumhuriyeti ile ekonomik, kültürel ve diplomatik ilişkiler kum1a heveslerini pek tabii k i, yalnı.zc.a alkışlamak gerekir. Ama, çok ümit ederim ki, sözkonusu cumhuriyetler aynı ekonomik, kültürel ve diplomatik i lişkileri şimdi çok baskı altında olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumh uriyeti ile de kurabilirl er. O vakit bu Türk C umh uriyetlerin in yöneticilerinin gerçeklen de Türk Dünyası'nın birl iğine taraftar oldu kları tasdik edilmiş olurdu. ·

':/� Nihayet, ben Türkiye'de yaşamakta olan dünya­

nın çeşitli ü lkelerine dağılmış olan Kının asıllı soydaş-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

91

larıma seslenmek istiyorum. Şimd i , Sovyetler Birl i ­ ğ;i'nin dağıldığı ve onun yerinde birkaç yeni milli cum­ huriyetin kurulduğu devirde, çeşitli sebeplerle öz yurt­ larından göçüp başka ülkelere sığınan insanlar ve on­ ların nesilleri (Ruslar, Ukraynalılar, Enneniler, Lilvan­ yalılar ve diğerleri) bakışlarını vatanlarına çevtm1iş du­ rumdalar. Onların çoğunluğu öz yurtlarına dönüyorlar ve öz varlıklarını, bilgilerini ve tecrübelerini öz tarihi yurtlarının ekonomisini ve medeniyelini canlandırmaya çalışıyorlar. Bazı sebeplerden dolayı dönme imkanı ol­ mayanlar da öz yurtlarının ekonomisine yatırım yapı ­ yorlar, teknoloj ik v e insani yardımlar gönderiyorlar. Onlar öz yurtlarının siyasi . ekonomik, medeni ve dini hayatlarına akl if olarak kal ılıyorlar. Çok ümit ederim ki. Kırım Türkleri de. yaşadıkları yerlerden bu bizim agır günlerimizde öz dedelerinin yurtlanna yardım eı meye <;alışırlar. Allah 'ın yardımı ile bizler anayurdum uza dönüyo­ ruz. Ama. Kırım'da bizleri sevinçle bekleyenler yokt ur. Bizim evlerimizde. bizim topraklarımızda ikibuçuk mil­ yon kadar Rusya'nın ve Ukrayna'nın çeşitli bölgelerin­ den getirilen insanlar yaşıyor. Kırınl' ın idarecileri bizim dönüşümüze ellerinden geldiği kadar mani olmaya çalı­ şıyorlar. Binlerce soydaşımız henüz sürgünde ve Sov­ yetler Birliği'nin çeşitli bölgelerinde dağınık olarak ya­ \Ş amaktadırlar. Meclisimize gurbell e kalan yurttaşları­ puzdan durmadan mektuplar geliyor. Her mektupla aynı soru: "Oğlum, kardeşim , ağabeyim Aca ha bizler vata­ nımızdan uzakta mı kalacağız ve burada mı öleceğiz? Acaba bizlere soydaşlanmız, din kardeşlerimiz yardım ellerini uzatmayacaklar mı?" . . .

Onlara ne cevap vereceğimizi bilemiyoruz. Durum odur ki. şayet onlara yardım edilmez ise. vatanlarına dönemeyecekler.


92

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

�z- Eski Sovyetler Birl iği'nde dağınık halde yaşayan y urttaşlarımız vatanlarına dönseler bile bizler Kınm'da daima milli azınlık olacağız. B izler, Rusya'nın ve Bol­ şevik yönetiminin soykırım pol itikas ı sebebiyle öz y urllanndan gitmek zorunda kalan ve şimdi büyük ço­ ğunluğu Türkiye'de ve d iğer ülkelerde yaşayan Kırım asıllı Türklere ve onların torunlarına Kınm'a dönmek ve serbestçe Kırım Cumh uriyeti vatandaşhğınm veril­ mesini talep ediyoruz. B izler, bu prensibe Mecl isimiz tarafından hazırlanmış Kırım Cumh uriyeti anayasası proj es inde yer verdik.

'/.J Bizler, Kırım'da azınl ık da olsak, Kırım, Avru­ pa'daki tarihi Türk yurdudur ve bizim anavatanımız­ dır. M ücadelemiz, bu topraklarda halkımızın egemenli­ ği yen iden tesis edilinceye kadar bir gün bile dunnak­ sızın devam edecektir. Ve bizim için eşil olmayan şart­ l arda d evam eden mücadelede soydaşlarımızın, din kardeşlerimizin, dostlarımızın ve öncelikle de çeş i tli ü lkelerde yaşayan vat andaşlarımızın aktif yardımlarını bekliyoruz. Türk Yurdu N isan 1 992


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

'

f

'

93

SÜRGÜNDE YEŞEREN VATAN

�ı Uçak Akmescil semalarına geldiğinde vücudumu ayrı bir h eyecan kapl ıyor. Karadeniz'in k uzeyindeki yeşil Akmescit'e baktığımda gözlerim bir zamanlar Kı­ rım'ı süsleyen o ince minareleri göm1ek isliyor. . Kınm Türkleri'nln 1 9 1 7 yılın daki Milli Kurultayı geliyor aklı­ ma. Kırım 'ın Başmüftüsü ve Kurultay ' ın seç tiği ilk Devlet Başkanı Numan Çelebi C ih an . . . Daha sonra Rus istilası ve N uman Çelebi Cihan'ın şehadeti . . Rus­ lar Kırım'ı istila etm i şler. binlerce kişiyi öldürüp, bin­ lerce ki şiyi de öz vatanlarından sünnüşlerd i . Ama, 1 9 1 7 yılında yakılan Kurul tay ateşi h içbir zaman sön­ medi. Vatan sevgis i , sürgünde yeşertild i . Zaman za­ man h i kaye oldu çocuklara anlatıld ı , zaman ·zaman türkü oldu dilden dile dolaştı . -... ·· Kırım Tür�ü'nün 77 yıldır kapalı siyasi tari h i ye­ 1 n iden açılıyor bugün.

� Bütün bu duygularla yüreğim burkulurken, hos­ tesin Simferopol Havaalanı 'na geldiğimizi .hatırlatan sözleri ile kendime geliyorum. Ruslar"ın verdiği bu isme bir türlü alı şamıyonım. O anda avazım çı ktığınca hay­ " kırmak istiyorum: "Simferopol degil, Akmescitl '<ı

Havaalanında Kırım Türkleri M illi Mecl isi millet­ vekill cıinden Reşat Kence karşılıyor ben i . . Kence, M illi Meclis'in toplad ığı Kurultay li stesinde de Kırım Parla­ mentos u mille tvekili adayı . 27 Marl'la ilk defa vatanla­ rında oy kullanacak olan Türkler, Reşat Kence'yi par­ lamentoya gönderebilecekler mi? Kence·ye seçimleri soruyorum. "Kurultayımızın tespit etliği l iste kazanacak" d iyor, kendi nden emin bir


94

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan

Kınm

şekilde. Sonra devam ediyor: 'Türkler'in 1 4 kişilik kon­ lenj an ına, kendi adaylarını sokmak isteyen Ruslar. ku­ rultay l islesi dışındaki adaylara destek veriyorlar. Ama halkımız onları benimsemez. Onlara oy vennez."

---./

KIRIM BOSNA OLMASIN! . . .

"Mustafa Bey sizi bekliyor, hemen gidelim" diyor Kence . . Bahçesaray·a doğru yola çıkıyoruz. Arabamız, bütün güzelliğiyle Kırım'ı saran yeşillikler arasında ilerlerken, tarih kitaplarımızdaki " Ö tüken Onnarn"nın tasviri canlanıyor kafamda .. M ustafa Cemiloğlu, bir te­ penin yamacında mütevazı bir evde yaşıyor. Kapıda karşılıyor bizi.. Öyle candan. öyle sıcak bir kucaklaşma ki, yıllardır birbirini görmeyen iki kardeşin buluşması gibi. . . \ Cemiloğlu'nun çalışma odasının bulunduğu ikinci kala çıktığımda. onun adını ilk duyduğum günlere gidiyor, hafızam . . Ortaokul yıllarıydı, Rusya zindanla­ rında açl ık grevi yapan Cemiloğlu bütün Türkiye'de bayraklaşmıştı. Sonra "öldü" haberi geldi, bütün Tür­ kiye'yi h üzne boğan bu haber benim küçük kalbimde de derin yaralar açtı . Cemiloğlu şeh it edildi. haberiyle bülün Türkiye çalkalandı. açlık grevleri, yürüyüşler, ti­ yatrolar, şiirler, h ep Cenıiloğlu sevgisi içindi. . Hiç un utmuyorum , duvarlara bir afiş asılmıştı, üzerinde zincirleri parçalayan bir yiğidin resmi ve "Eğilmedi. kı­ rıldı , öz vatanı Kınm'dı" yazısı. İşle Cemiloğlu ile tanış­ mam böyleydi . . Aradan yıllar geçli , Cemiloğlu Cenab-ı Allah' ın takdiriyle yaşamış, yıllar sonra tanışma imka­ nı bulmuştum. \ı İ lk 1 989 yılında görmüştüm Cemiloğlu'nu. Türk basınında bu büyük önderle ilk röportajı yapına mut­ luluğu da bana aitti. Dalıp gittiğimi fark eden Cemiloğ, �

"

·


Kemal ÇAPRAZ / SCl'günde Yeşeren Vatan Kırım

95

lu, Türkiye ile ilgili bazı sorular soruyor. Kısa bir soh­ betten sonra, Rusya Federasyonu ile Ukrayna'yı karşı karşıya getiren Kırım meselesini soruyorum . Slav ır­ kından olan iki millet Kırım için kıyasıya bir mücadele veriyor, bu vatanın öz sah iplerini h i ç h esaba kalma­ dan . .

"' ·(, İktidarda bulunan ve Kırım' ı Rusya Federasyo­ nu'nun bir parçası hal ine getirmek isleyen Yurl Meş­ kov teh1lke1l oyunlar oynuyor. Siyasi uzmanları n . Kı­ rım'daki muhtemel bir çatışmada durumun Bosna­ Hersek'len de kötü olacağı şeklindeki yorumlarını ak­ tarıyorum Cemiloğlu'na . . Cemiloğlu söze şöyle başlı ­ yor:

. (; . "Toprak meselesi hiçbl! zaman barış içinde çözü­ lemez. Devletler arasında sınır meselesi «Jrlaya çıktı­ ğında mutlaka çatışmalar ve savaşlar olmu ştur. Biz Kırım Türkleri olarak, sınır meselesinde Kınm'dak.i şo­ veni stlerin karşısındayız. Ukrayna çevresinde Kırım Türkleri M illi Otonom Cumhuriyeli'nin kurulmasını is­ tiyorum. Yeni seçilmiş Cumh urbaşkanı Yuri Meşkov ise Kırım'ı önce Ukrayna'dan koparmak, sonra Rus­ ya'ya bağlamak istiyor, Rusya tarafından da Kırım'a büyük baskı var. Meşkov'un yardımcısı M oskova'dan gönderildi. Rus devlet adamları da devamlı Kırım'a ge­ lerek, M eşkov'a destek veriyorlar. Ukrayna da tabii bu durumda geride kalmayacak, elinden geleni yapacak. Zannedersem, çatışma ih timalleri var. Ama Meşkovlar akıllarını başlarına toplayıp da böyle teh l i keli şeyler yapmamalıdır. Kının , Bosna olmamalıdır. "

l AKDENİZ'DE KIBRIS, �

KARADENİZ'DE KIRIM

· M u stafa AÖ'dülcemil Kınmoğlu ile sohbetimiz sü­ rüyor. Türkiye'nin Kırım'a ilgis i konusuna geldiğimiz-


96

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

d e . Cerniloğl u'nun yüzündeki tebessüm yavaş yavaş kayboluyor. Alnındaki kırışıklıklar b iraz daha derinle­ şiyor. Bölgeye seçimler dolayısıyla 50'den fazla ülken in 500'e yakın temsilcisinin ve gazetecinin geldiğini söy­ l üyor.

12:. "Ya Türkiye'den" diyorum, "Sizden gayrı kimse gelmed i . Sağolsun Türkiye gazetesi daima bizim mese ­ lelerimizle ilgileniyor. sesimizi dünyaya duyuruyor" di­ ye cevap verdikten sonra devam ediyor:· "Biz. Türki­ ye'den ve Türk basınından daha b üyük ilgi beklerdik. Ç ünkü, Kırım Türkiye'nin güvenl ik sahasındadır. Bu­ rada olay olsa, isler istemez Tiirk iye'de etkisi olacak­ tır. Bu durumu h içbir zaman unutmamak lazım. Ayrı­ ca Kırım eski bir Türk vatanıdır. B urada arlık Türk t o plumu var. Şimd i Kınrn' ın yüzde 1 O' unu Türkler teş­ kil etmektedir. Dışarda yaşayan vatan daşlarımız da var. Dışardaki vatandaşlarımız da Kırım'a dönerse ve Kırım Türkleri Muhtar C umh uriyeti kurulursa bu du­ n ı rn o kad ar Türkiye' n i n menfaatinedir. Kırım'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, birçok ülkenin ga­ zet e c i si . t elevizyoncus u , ajans muhabiri geldi . Batı ül­ kelerin i n el ç il i klerinden d iplomat lar geld i . O zaman Türkiye'ni n Ukrayna Başk onsolosu Acar Gennen de gelmek istedi. ama gelemedi . Biz gerçeklen de çok üz­ günüz. Avust.ralya'dan . Kanada'dan gazeteciler geliyor, b izim meselemizi araştırıyor. Ama Türkiye'den gazete­ ci ler gelmiyor." '

l3u sözler karşısında. oturduğum kollukla adeta kayboluyor;ım. Adriyat ik'len Çin Seddi'ne kadar Türk Dünyası nu tukları alan büyüklerimizi düşünüyorum. "Türk Dünyası'nm yeg;:lne istinalgahı, ümil ve tesell i kaynağı aziz Türk iyemizi . Karadeniz'in b i r yakasında Türk iye . öl e yakasında Kırım . . . Akdeniz'de Kıbrıs'ın önemi ne ise Karadeniz'de Kırım'ın önemi odur. Her-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

97

halde büyüklerimiz düşünmüşlerdir (!) deyip geçmek istiyorum, geçemiyorum. Kendi kendime "2 1 . asır böy­ le mi Türk asrı olacak'' diye tekrar tekrar soruyorum . Cemiloğlu ile sohbete doyamıyorum, ama müsaade is­ teyip kalkıyoruz. '

•'! Kırım hanlarının yaşadığı tarihi Hansaray'ı bir daha görmek istiyorum . Türk süsleme sanalının en güzel örneklerinin bul unduğu Hansaray'ı. .. İstanbul Sarayı'nda yetişen Kırım hanları memleketleıine dön­ düklerinde, kendi saray ve köşklerini de Topkapı Sara­ yı'na benzetmek istemişler. Böylece Osmanlı hayat lan�ı. adetleıi, kültür ve şiir geleneğiyle mimari unsur­ ları Kmm'da yaygınlaşmış. İslanbul'dan davet edilen veya gönderilen pek çok sanatkarın Kırım'da eser ver­ mesi de temin edilmiş. Kınm'a gelip de Hansaray'ı gör­ memek, herhalde Kırım' ı görınemek manası taşır. Puş­ kin·in "Bahçesaray Çeşmesi" adlı şiirini ve Çaykovs ­ ki'ye aynı isimdeki bale müziğini ilham eden "Gözyaşı Çeşmesi" de Han·saray' ın içinde yer almaktadır. Cami­ siyle, çeşmesiyle, yazlık ve kışlık bölümleriyle Türk sa­ nalının en nadide örneklerinden bindir Hansaray . . .

f'ı.

'

'

Hansaray'da kısa bir gezintiden sonra, tekrar yoia çıkıyoruz. Yol kenarında yükselen Türk gecekondu­ larına rastlıyorum. 1 989 yılında ilk geldiğimde, ala ba­ ba toprağında. çadırlar kurarak mücadeleye başlayan Türkler şimdi yavaş yavaş kendi evlerini yapıyorlar. Çadırda verilen mücadeleler aklıma geliyor. Kendileri­ ni bu topraklardan almak isteyen Ruslar'a karşı veri­ len amans ız mücadeleler. . . Bu uğurda vatan ından kopmamak için, üzerine benzin dökerek kendisini ya­ kan M usa Mahmullar geliyor aklıma. . . Evet, Kının ye­ niden inşa ediliyor. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, ço­ cuğuyla, yediden yetmişe herkes bu çalışmanın için­ de .. Herkes birbirine yardımcı oluyor. Ama maddi im-


98

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

kansızlıklar bel ini büküyor Kının Türkü'nün . . İnşaat malzemeleri çok pahal ı . . Sürgündeki evlerini yok pa­ h asına satabilenler, Kınm'da hayata sıfırdan başlıyor. Fakat b ütün bunlara rağmen yüzlerinden tebessüm eksik olmuyor. "Vatanımızda ölmek bile büyük mullu­ l uk" diyor .Kının Türkü . .

- - / ; MİLLİ KÜTÜPHANE KURULDU Kırım'ın merkezi Akmescit 'e dönüyoruz. Burada ilk görmek istediğim yer, yeni kurulan M illi Kütüpha­ ne . . . Oldum olası. ki taplara karşı büyük ilgim vardır. 1 944 sürgününden sonra Türkler'e ait bütün eserler yakılmış, yok edilmiş. Kınm'da Türkler'e ai t h içbir eser b ı rakılmamış . . . Kırım'ı yeniden i nşa etmeye ve tekrar b ir kültür merkezi yapmaya kararlı olan Türkler, işe M i l l i Küt üphane'yl kurarak başlamışlar. Kınm' da La­ tin all qbesiyle yayınlanmaya başlayan . "Kırım Sedası" gazel.esi . Kının Türkleri Kültür Merkezi ve M illi Kütüp­ baııe hepsi aynı binada faaliyet gösteriyor. M illi Kütüp hane'de bizi Naciye Tah ir karşılıyor. M ütevazı şartlarda toplayabildikleri bütün eserleri bü­ yük bir dikkatle tasnif eden Naciye Hanım beni şaşırtı­ yor. Ün iversite yıllarımda master tezi olarak hazırladı­ ğım. "Kırım Türkleri Basın Tarihi" isimli çal ışmamı he­ men raftan çıkararak imzalamam ı isliyor. Şaşkınl ığımı gizleyemiyorum. Kırım'dan bilgi almanın çok zor oldu­ ğu dönemlerde h[Uırladıgırnız bu çalışmanın çok eksik olduğun u bel irtiyorum Naciye Hanım'a. "Olsun , bu bi­ z im basın tarihimiz için önemli bir kaynak" diyor. Son­ ra kütüphaneyi gezdiriyor. H üseyin Nihal Atsız' ın, Ah­ met Kabaklı'nın , Sevinç Çokuın'un, Cengiz Dağcı'nın. N ih al Sami Banarl ı'nın. M ü stecip Ü lküsal'ın ve daha birçok yazarın Türkiye'de basılmış eserlerini raftan in'J


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

99

diriyor Naciye Hanım ve anlatıyor: "Bizim çok k itaba ihtiyacımız var. Bu kitaplar burada çok okunuyor. Ama elimizde yeterli sayıda kitabımız yok. Bu kitaplar­ dan tarih imizi. dilimizi . kültürümüzü yeniden öğreni­ yorum. Bize gönderilecek her türl ü k i tap önemli bir kaynaktır. Özell ikle Kının ile ilgili her türlü belgeyi ar­ şivliyoruz. Bize yardımcı olacak herkese ş imdiden minnettar kalacağız." I ,

"ÖZ"E DÖNÜŞ ÜLKÜSÜ

Akme scit' teki Moskova Oteli'nin balkonundan mis gibi temiz havayı ciğerlerime çekerken . odamdaki telefon çalıyor. Telefonda, Kırım'da kurulan ilk Türk Okulu'nun müdiresi Halime Sematla. Hal ime Hanım bizi okula götümıek istediğini söylüyor. Akmesclt'e 40 kilometre uzaklıktaki Büyük Onlar Kasabası'ndaki bu mektebi gerçekten çok merak ediyorum. H al ime Ha­ nım. okulun Beden Terbiyesi öğretmeni İsa Bey'le ben i almaya geliyor. Yola çıkıyoruz. Halime H anım hemen okulu anlatmakla başlıyor konuşmasına: "B ize hava kadar. su kadar, ekmek kadar kendi kül türümüzü öğ­ renmek ih tiyaç. Rus mekteplerinde okuyan çocukları­ mız asimile oluyor. Kendi kültürümüzü balalarımıza öğretmemiz lazım . Bala-çağalanmıza sah ip çıkmazsak, onlar kendi kül türleri ni öğrenemez. Herşeyin başı okul".

/�

H al ime Hanım okul unu anlatt ıkça heyecanlanı­ yor, heyecanlandıkça anlatıyor: "Büyük güreşi� (mü­ cadele) ile kurduk okulumuzu. Çok güçlükler çektik. Okulumuzun bütün işleri n i kendimiz yapıyoruz. Te­ mizliğini, boyasını, sınıfları büyük bir itina ile oluştur­ cttl k . .Kimse b izim okulu kuracağımıza inanmıyordu. Ama yılmadık. Çocuklanmızın yıldız gibi p arlayan göz­ lerini gördüğümde. bütün sıkıntılanmı , yorgunlukları-


l 00

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

mı u n utuyorum. Türkiye'den Turan Kültür Vakfı'nın gönderdiği Cengiz Dağcı'nın kitaplarını okuduğumuz­ da, o büyük yazarın bir cümlesini h içbir zaman unu­ tamıyorum. (Ben im b u satırlarımı kimler okuyacak) d iyor. Şimdi o nesil geld i , işte. Ç ocuklarımıza milli ruh , milli heyecan veren b u tür eserlere çok ih tiyacı­ mız var. Yeti şlirdiğimiz öğrencilerimiz şimdi o b üyük yazara mektup yazıyorlar. " ' Arabamız, yeşill ikler arasında ilerlerken , Halime Hanım bir yandan da geçtiğimiz yerler hakkında bilgi veriyor. Ruslar' m Malodoj noye ded ikleri Yaşlık köyü yakınlarından geçerken , " Köy Enslitüsü"nü gösteriyor Halime Hanım. "Bizde Köy Enstitüsü var sizde yok" di­ yor Halime H anım . Ben de. 1 940'lı yıllarda, Sovyet re­ j iminden kopya edilen ve Türkiye'de ilk sosyal islleri yetiştiren Köy Enslit üleri ' nden bahsediyorum. Yol u­ muza devam ederken , arabayı kullanan İ sa Bey bizde­ ki üzüm'ün başına bir "y" harfi ekleyerek, "yüzüm" tar­ laları diyor. Kırım ' ın yüzümlerinin çok meşhur olduğu­ nu anlatıyor. Halime Hanım yine h eyecanlı heyecanlı okuldan bah setmeye devam ediyor: " Bizdeki anne ba­ baların bir korkusu var. Eğer çocuğumuz Rus mekte­ binde okumazsa yüksek okula gidemez diye. Biz de ge­ cemizi gündüzümüze katarak, çocuklanmızı Rus mek­ teplerinde okuyan çocuklardan daha iyi yelişlirmeye gayret ed iyoruz. Arabamız, tek kallı , beyaz badanalı . bahçeli şirin bir evin önünde duruyor. Halime Hanım, "Bu benim annemin evi" d iyor. Bitişiği de okul . Evin bahçe kapısında bizi, Hal ime Hanım'ın annesi H üsniye Hanım, okulun müdür yardımcısı Hediye ve Zöhre Ha­ nım, müzik öğretmeni Ayşe Hanım karşıl ıyor. H ü sniye H an ım , " Hoş geldin balam" diyor. Bu samimi s ıcak karşılama karşısında ne d iyeceğimi bilemiyorum. B u küçük v e insanın içine ferahlık veren yuvaya girdiğim­ de ilk d ikkatimi çeken, aynı d uvarda asıl ı büyük halı


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

101

ve üzerine asılı bulunan Ay Yıldızlı al bayrağımız, yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim, bir de 99'luk bir Lespih. Türkiye'deki her evde karşılaşabileceğimiz bu manzaraya sürgünden yeni dönmüş bir Kırım Tür­ kü'nün evinde rastlamak kadar i nsana mutluluk ve­ ren başka bir duygu olabilir mi b ilmiyorum. Ayşe , Zöhre ve Hediye H an ım, öğretmenl iklerinin yan ında milli yemekleri yapmakta ne kadar usta olduklarını, hazırladıkları, Çigbörek ve Özbek mantısıyla is�edi ­ .Y2.!:.:.. Rus yemeklerini bir türlü yiyemeyen ben, bu lez ­ zetli yemekleri büyük bir iştahla yiyorum. Yemekle, Halime Hanım okulu anlatmaya devam ediyor. İstiyor ki, okulu çok iyi tan ıyalım, Kınm'daki önemini çok iyi kavrayalım . onun için her fırsatta okulu anlatıyor: '

.;-.; "Okul umuzda, 1 4 balamız daha önce Rusça olan isimlerini değiştirdi. Ruslan'ın ismi Rüstem, Emes'in ismi M u hammed, Elvira'nın ism i Feride. Eldar'ın ismi Rüstem, Elzara'n ın i smi Elmas, Elvira' nın ismi Mavili, Tamila'nın i smi Hatice, Zerama'nın ismi Züleyha ·oldu. Arlık çocuklarımıza güven gel d i . Rus mekteplerinde kendilerini yabancı h isseden balalarımız, arlık milli oyu nlar oynuyor, dualarını öğreniyor, kendi d i l i n i , kendi kültürünü öğreniyor. Bu yıl 3 8 3 talebemiz var. 34 öğretmenimiz ve 1 5 personelimiz var."

V Yemekten hemen sonra, okulu göm1ek isliyonım. Beyaz badanalı uzun b inanın içine ilk gird iğimizde , koridorda İsmail Gaspıralı'nın resmi karşılıyor bizi . . . Bir zamanlar Sovyeller Birliği'nde isminin anı lması bi­ le yasaklanan bu büyük fikir adam ı , ilk mektebin te­ mel taşı . . Y.:.ı M üdür odasına girdiğimizde, Kırım Türkleri'nin larak lamgalı Gök Bayrağı'nın odanın en güzel yerine konduğu n u görüyoruz. Hemen yanında da, Ay Yıldızlı bayrağımız . .


l 02

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

.z. Kırım'da uğradığımız h er yerde kahve ikram edili­ yor. Kahve içmeden gitmemiz imkansız. Daha sonra s ın ıfları dolaşıyoruz. Özenle süslenmiş sınıfların he­ men heps inde " Benim Vatanım" yazılı Kırım haritası, tarak taıngalı Gök Bayrak üzerine yazılmış, "Ant Etke­ men" marşı ve Türk bayrakları bulunuyor. Türkiye'nin de kullandığı Latin alfabesini öğrenen öğrenciler, Tür­ k iye'deki kardeşleriyle mektuplaşmak istiyorlar. Sınıf­ ları tek tek dolaştıktan sonra izin i stiyoruz. Gaspıralı İ smail Bey'in fikirleri, h iç şüph esiz ki, bu okulun pırıl pınl öğrencileri sayesinde yaşatılacak . . .

·

1\ · ,

Büyük Onlar Kasabası'ndakl gezimizi sürdürmek ,, i stiyoruz, ama benzin bulmamız imkans ız. Fakat, gezim izi mutlaka sürdüreceğiz . Bahçedeki bi sikl ete gözüm ilişiyor, gazetecilik mesleğinin yoğunl uğu sebebiyl e , ç o k sevdiğim halde b i r türl ü vakit bulup b inemediğim b isiklete ş imdi mecburiyetten bineceğim için seviniyo­ rum . Bisikletimizle Grasnokvardeskiy bölgesi milletve­ kili adayı olduğu için evi kurşunlanan Rüstem Bekir'in evine gidiyoruz. Rüstem Bekir, şaşırıyor, b isikletle sır­ tında fotoğraf malqpaları bul unan bir kişiyle karşılaş­ tığı için . . Türkiye'den geldiğimizi öğrenince yüzündeki şaşkınlık birden sevince dönüşüyor. Evinin niçin kur­ şunlandığın ı soruyorum, Rüstem Bekir' e. "25 yıldır b en bu yerde yaş ıyorum . Benim bütü n milletl erden dostlarım var. Bana çok yardımcı oldular. Benim h iç düşmanım yok . Ama Kırım'da Türklerin mecl ise gir­ mesini istemeyen bazı kuvvetler beni korkutmak iste­ d il er. Ben a ilemle birlikte and içtim, h içbir şeyden korkmuyorum. Ben seçilip millet ime h izmet etmek is­ tiyorum. " diyor. Kırım'daki çocuk yuvalarını da gönrıek istiyorum. B üyük Onlar Kasabası' ndaki Çocuk Yuvası'nda Türk çocukları için ayrı bir bölüm açıldığını öğreniyorum.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

1 03

Halime Hanım bizi Menekşe ismi veıilen bu çocuk yu vasına götürüyor. Menekşe Çocuk Yuvası'nda gül yüz­ lü çocuklarla karşılaşıyorum. Halime Hanım benden önce davranıyor. :·selamünaleyküm", bütün çocuklar �ir ağızdan . "Aleyldimselam·� diye karşıl ık veriyor­ lar. Heyecanlanmamak, duygulanmamak elde mi? Tek tek isimlerin i soruyorum. Adile. Emine. Cafer. Aslan. Halim. Zarema. Susanna vs . . . Ellerinde milli kıyafetli bebekler bulunan çocuklanıı sevimli bakışlan o kadar güzel ki, yanlanndan aynlınak istemiyorum. Sonra Kı­ rım'da binlerce çocuğun yetersiz beslenme, sağlıksız yerlerde yaşama gibi sebeplerden dolayı hasta olduğu­ nu öğreniyorum._ Kırını Türkleri Kültür ve Yardımlaş­ ma Derneği İstanbul Şubesi'nin a�_''Kınm'da � cuklar Ölmesin", " Kınm'a Bir Hastane Yapalım" kampanyası geliyor, aklıma . . Bu kampanyaya verile­ cek her kuruş paran m Kırım'ın geleceği için ne kadar önem taşıdığı ortada. Kınm'daki çocuklarııı gözlerin­ deki ışıltıyı , gönüllerindeki sıcaklığı gördükten sonra , bUtün insanları b u kampanyaya para yatırriıaya davet etmek insanlık borcu sanırım.

Y1 Akmescil'e döndüğümüzde, Kırım'daki ilk Türk bankası olan "İmdat Bankası"nın kunıluş töreni oldu­ ğunu öğreniyoruz. Bizi havaalanında ilk gün karşıla­ yan Reşat Kence . Bankanın ilk genel müdürü . Kırım Türkleri önderi ve Milli Meclis Başkanı M ustafa Abdül­ cemil Kırımoğlu'nıın da katıldığı açılış t öreninde Reşat Keııce. banka hakkında bilgi veriyor: "İmdat Bankası, Kının'da. Ukrayna'da ve Bağım­ ·Xı sız Devletler Topl uluğu'ndaki Kınmlı Türk işadamları ­ nın sermayesinin birikmesi ile oluşturulmuş ilk ve tek ticari bankadır. Bu bankanın esas gayelerinden ilki , Kırını Türkleri'nin yurtlan olan Kınm'a dönme ve yer­ leştirme programıyla ilgili mali meseleleri çözmek. Bu-


l 04

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

nun dışında Kırım'da serbest ekonomi rejimini uygula­ ma sürecine aktif olarak katılmak, girişimcil iği geliştir­ mek. yeni bir işyeri oluşturmak. yabancı yatınmcılann katılmasını sağlamak. Kırım'da Türk dilinin ve kültü­ rünün canlandırılmasına yardımcı olmak, İmdat Ban­ kası'nın üstün vaL.. ifeleridir. Halen, İmdat Bankası ge­ rek Bağımsız Devletler Topluluğu gerek Batı ülkelerin­ de de kendi Lemsilci l iklerin i ve bir sıra h esap açmak konusu üzerinde çalışmaktadır. Aynı zamanda Türki­ ye'de birinci mevkideki bankafarın birinde h esap aç­ masına da büyük önem verrnekleyiz. Türkiye'deki iş çevreleri ni n, işbirl iği Lekliflerimizi deslekleyip banka­ m ızın kurul uş ve teşebbüslerine yardımcı olacaklarını umuyoruz. İmdat Bankası 'na yardım ederken , Kırım Türkleri 'ne de yardım etmiş olacaksınız." .

Eve � . Kırım'da her şey yen i başlan kuruluyor. İlk Mektep, ilk Banka, M illi M ecl is. M il l i Kü tüphane vs, vs . . 1 989 yılından bu yana çok şeyin değişliği hemen belli oluy:or Kınm'da.

t

--------

1 Komünist rej imin Ateizm müzesi olarak kullandıgı, M imar Sinan ' ın ünlü eseri G özleve Camii de artık ibadete aç ık. Türkler bir yandan vatanlannı yeniden kunnaya çalışırken , bir yandan da ibadethanelerini, Ruslar'ın el inden kurlamıaya çal ışıyor. Kırım'da bü­ tün bu faaliyetler sür.::tl l e tamamlanmaya çal ışılırken, Kırım Türkleri'nin 77 yıldır kapal ı bulunan siyasi lari­ h i de. 2 7 Mart'la yapılan Parlamento seç imleriyle yeni ­ d e n açıl ıyor.

'l:. Kırım Türkleri M illi Mecl is i 'nin d üzenlediği Ku ­ rultay'da tespit edilen 1 4 milletvekili Kınm Parlamen­ losu'na �iriyor. Kırım Parlamenlosu'na i lk defa millet­ vekil i olarak giren Türkler şunlar: Rıfat Ç ubar, Nadir Bekir, Lenı ...ır Arif. H ilmi Ömer. Halil M ustafa, Neri ­ man Abdülreşil. Leyla Bucurova, Raşll Kence, Fuat


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

l 05

Ablamit, Enver Kurti, Şevket Ramazan , Hüseyin Hüse­ yinoğlu , Rıfat KenceaJi , Cülver Ablarnil.

'�

Kının Türkleri'nin Parlamento'ya uzun yıllar son ­ ra ilk defa girişini değerlendiren M illi Meclis Başkan ı M ustafa Abdülcemil Kınmoğlu , b u seçimlerin Kırım Türkleri için çok önemli olduğun u şöyle ifade ediyor:

-A. "Kının Türkleri birinci defa öz ana Lopragında oy kulland ı . Kırım'daki şoveni stler bizim Parlam�nlo'ya girmemizi istemediler. Bizim vatandaşlarımız büyük mücadel eler son ucu bu hakkı elde etli. Bizim için ay­ rılan 1 4 kişilik kontenjan , Kırım Türkleri'nin haklarını korumak için yeterli değildir. Ancak birinci adım oldu ­ ğu için önemlidir. Şimdi iktidarda olanlar. isler Ukray­ nalı olsun isler Rus olsun. isler istemez Kının Türkle­ ri'ni hesaba katmak zonındadır. "

Kırım'da ı 9 1 7 yıl ında N uman Çelebi C i han · ın y'ali.tığı Kurultay meşalesi b ugü n 11ütün Yeşilada'yı a) dınlatıyor. Rusların şeh it ederek beden ini Karadeniz'in sularına allığı Devlet Başkanı N uman Çelebi C ihan 'ın yazdığı Kırım Milli Marşı. "Ant E tkemen" Kınm' ı yeni­ den vatan yapmaya çalışan b ütün soydaşlarımız tara­ fından hep bir ağızdan söyleniyor.

",(1

Ant etkemen, söz bergemen millet için öbnege Bilip, körüp, milletimin köz yaşını silmege. Bilmiy körmiy, bin yaşasam Kurultaya Han bolsam, Yene bir gün mezarcılar kelir meni kömmege.

18

-

22 Nisan ı 994

Türkiye gazetesi


l 06

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 07

SOYKIRIMDAN KIRIM'A

Kırım'ın adını her duyduğumda yüreğimde bir sı­ zı hissederim. Aklıma, insafsızca, sürgüne gönderilen, çocuklar, analar, yaşlı, genç yüzbinlerce insanın ya­ nan yüreği gelir. Kırım adı zalim Stalin'in Türklere uy­ guladığı "Soykırım"ın korkunç sayfalanyla birlikte dal­ galanır zihnimde. Kırım Devr-i Stalin'de vahşet ve zul­ met demekti, Stalin sonrasında hasret kere hasret! . . . Şimdilerde "Soykınmdan Aziz Vatan Kınm"a, buruk da olsa vuslat kere vuslat. . . Burukluk mu dediniz? . . . · ,,,{

\C Burukluk ifile . . . Düm1n Bcıhçe_�Cl.I� �ugün(i_n Sct_!:aybosna'sı . . . Ha Bah_ç��,__lja Saraybosna . . . Ha ---ı 944 Kınm, hl\ 1 994�araybosna.

. ı Bizi Akmescil havaalanından getiren otob ü s , Bahçesaray'daki Kırım Hanları'nın yaşadığı Hansa­ ray'ın önünde durduğunda, 26 Kasım 1 9 1 7 tarih inde bu tarihi binada Kının Türk Kurultayı'nı toplayan Nu­ man Çelebi Cihan'ın gür sesini duyar gibi oldum. Nu­ man Çelebi Cihan haykırıyordu :

'':oC "Millet; bizler şanlı ecdadımızın harabeleri içinde­ yiz. O ecdat ki mert idi, adil idi, yüksek idi. Evet, b ü ­ yük ecdadımızın mukaddes abideleri arasındayız. 'Di­ rileri yaşatan ölülerdir' ölülerin asandır. Bizler ölmüş dedelerimizin şanla, şerefle kazandıkları milli serveti hüsnü istimale (iyi kullanmaya) karar verdik . . . '{) Evet, siyasilerimizin doğurduğu KURULTAY'ı da onun içinde bulundurmaya karar verdik. Bir zamanlar cihanın her tarafında karada, denizde şanla, şerefle. şefkatle ve adaletle sayeban olup, bir buçuk asırdan beri mahkum ve mah p u s halde bulunan milli Gök


1 08

Kemal ÇAPRAZ J Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

Bayrağımızı da onun üzerine dikmeye and ettik. Kının Müslümanları Kınm'ı daha mükemmel ve daha mun­ tazam bir surette idare ve muhafaza etmek, kendi ka­ nun unu, kendi nizamını kendi s i lertib eylemek için KURULTAY'ını açmaya karar verdi . Çünkü, KURUL­ TAY, o mukaddes heyet-i kanuniyedir k i , Türk milleti­ ne asırlarca intizam ve adalet te'min etmiştir. Yalnız Türkler'e değil. onlarla beraber bütün milletlere ve halla bütün cihana bile saf ve temiz bir şem'a-i adalet (adalet ı şığı) serpmiştir. "

� Kurultay'ın devlet başkanı seçtiği Numan Çelebi Cihan, 23 Şubat 1 9 1 8'de şehit edilerek cesedi Karade­ niz'e atıld ı . Ruhum tarak tamgalı Gök Bayrağı'nı Han­ saray'a çekildiği o tarihi günlere gilmişli. Göklere Kı­ nm'ın Türkl üğünü yazan ince bir kalem gibi duran minarelere bakarken gözlerim yaşarmıştı . ....ı.( Şehit Devlet Başkanı'nın sesi sanki hala Hansa­ ray'ın duvarlarında yankılanıyordu. )( ' "Dirileri yaşatan ölülerdir" , "D irileri yaşatan ölü­ lerdir". "f) . . . Ve 1 994. İlk kurul taydan tam 77 yıl sonra Kı­ rım Türkleri hürriyet meş'alesini daha bir coşkuyla ta­ şıyorlar, onca zulme, sürgüne . kıyıma rağmen . . .

-..f.. ı Türk Ocaklan ile TİKA'nın (Türk İşbirliği ve Kal­ kınma Ajansı) ortaklaşa düzenlediği 2. Türk Dünyası Gençli k Kurultayı'nın yapıldığı Bahçesaray şeh rinde işle bu duygularla bir araya gelmenin huzurunu yaşı­ yordum. Evet bizi bu topraklara çeken şehitlerimizin kanıydı , verdikleri mukaddes mücadele idi . İşle o şe­ h itlerin ruhu, Kınm'da, Türk Dünyası'nın çeşilli bölge­ lerinden gelen gençleri buluşturmuştu . Kınm'da Türk­ lüğü yok etmek isteyen Rus'a karşı, Türk ailesinin bü­ tün fertleri olarak h aykı rmaya gelmiştik: ':Kırım Türk'tür Türk kalacak."


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 09

Hansaray'daki manevi iklimden çıkarak. Bahçe­ j.. ·saray'a hakim bir tepede bulunan, kalacağım ız Turba­

za i simli turistik tesise gelmiştik. Tesisin önü renga­ renk Türk bayraklarıyla doluydu. Ama ilk dikkatimizi çeken, başlarında tüyler, kıyafet ve saçlarıyla Lam Kı­ zılderi li'yi andır.an gruptu . Bazı arkadaşlarımız, "Ku­ rultaya Kızılderil iler de mi katılıyor?" diye sormuşlardı, Evet bu grup Kurultay'ın en renkli simalarını ol uştu­ ran Hakas Türkleri'ydi .

/ , Bahçesaray'daki kampa yerleştiğimizin ikinci gü­ nü, lsmail Gaspıral ı'nın evini ve mezarını ziyarete gidi­ yoruz. Türk Dünyası'nı uyandıran bu büyük fikir ada­ mı ve gazetecinin evine doğru , yaya ilerlerken Yusuf Akçura'n ı n , " H iç kimse Kırımlı İ smail Bey Gaspıral ı kadar b ü tün Türklük gayesini sebat ve ısrarla nazari­ yatta tak ip, fi il iyalla tatbike sayetmemişlir" sözleri ni düşünüyorum . Evet, yaklaşık l 10 yıl önce Türk Dün­ yası'na "Dilde, fikirde . işte birlik" şiarıyla yol gösteren bu büyük fikir adamının yaşadığı ve ayn ı zamanda matbaa olarak kullandığı iki katlı taş eve geldiğimizde, heyecanını had safhadaydı . İşte Gaspıralı İsmail Bey bu caddelerde yürümüş, bu evde , Türk Dünyası'nın h er bölgesinde zevkle okunan, "Tercüman" gazetesini çıkanmş, b u yeşillikler, bu dağlar ona ilhanı verm işti. İşte b u b üyük fikir adamının evinde 4 Rus ailesinin oturd uğunu öğrendiğimde , beynimde karıncalanmalar hissettim . Türk milliyetçiliğinin merkez siması olan bu insanın evinde, bütün ömrünce mücadele verdiği Rus� lar oturuyordu. Türk D ünyası'nın umut ve teselli kay­ nağı aziz Türkiyemizin Kültür Bakanlığı geldi aklıma. Nerede bir Bizans e seri görse, onu satın almak için, restore etmek için koştu ran Kültür Bakanlığımız aca­ ba h iç Gaspıralı İsmail Bey'in evi n i satın alarak müze yapmayı düşünmüş müydü? Tabii ki , koskoca bir " Ha­ yır. " Aynı Kültür Bakanlığımızın, Mengli Giray tarafın·


ı 10

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

dan 1 5 . asırda yaptırılan Zincirli Medrese'nin şimdi ta­ m irhane olarak kullanıldığından da haberinin olduğu­ nu zannetmiyorum.

İLMİN ÖNÜNDE EÖİLMEK Kapısına asılan zincirler yüzünden içeri eğilerek geçilen medresedeki bu zincirler. ilmin önünde herke­ sin eğilmesi gerektiğini ifade ediyordu . Gaspırah İsmail B ey'in de burada yıllarca Usül-ü Cedid mektepleriyle eğilim verdiğini biliyoruz. İlmin önünde her kim olursa olsun egilmesi gerektiğini gösteren bu zincirleri ve medreseyi görmek için içimde dayan ılmaz bir i stek var. Evin çeşi lli cephelerinden foloğraOannı çeklikten sonra. asırlarca ilim ve irfan yuvası olmuş Zincirl i M edrese'ye doğru yol alıyoruz. M edresenin girişinde, o i lme saygıyı gösteren zincirler yerine, demir bir kapı karşılıyor bizi . Hayallerimize sel çekip, şimdi tamirha­ ne olarak kullan ılan medresenin kapısını çalıyoruz. Karşımıza Rus hastabakıcılar çıkıyor. Zincirli Medre­ se'yi ve Gaspıralı İsmail Bey' in mezarını ziyaret etmek istediğimizi söylüyoruz. Tifo salgın ı olduğu bahanesiy­ le b izi içeri sokmak istemiyorlar. AmG, ne pahasına olursa olsun burayı ziyaret etmeden gitmemeye karar­ l ıyız. Kapının yüzümüze kapanmas ına müsaade etmi­ yoruz. Kararlıl ığımız Ruslar'ı yıldırıyor. İçeri girdiğimiz­ de bahçede dolaşan hasLalardan biri bize yol gösteri­ yor. Anonnal davranışlar içerisinde olan hastanın bizi doğru yere m i , yanlış yere mi götürdüğün ü bilmeden takip ediyoruz. Bir müddet yürüdükten sonra Gaspı­ ralı İ smail Bey'in mel'..arı olduğu tahmin edilerek dü­ zenlenen mezara geliyoruz. Ruslar, Gaspıralı'nın ölü­ sünden bile korktuklan için , mezan yok etmişler. Kı­ rım Türkleri vatanlarına döndükten sonra mezarın ye­ rini tahmini olarak tespit ederek, b uraya bir mezar


Kemal ÇAPRAZ /- Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

111

yaptırıp laştan bir kilabe koymuşlar. Me7.arlığa bile ta­ hammülü olmayan Ruslar' ın bu düşman l ıgını düşü­ nürken, İ smail Gaspıralı'nın bir şiili geliyor akl ıma: ' Doilmuşam ben Avcıköy'de,

) i

:: ::::::= ::: k

ç

y.

Mezanm ldmbillr nerede? . ..

-.../_'. Gaspıral ı, Türklüğün geleceğin i . nasıl ki bir.. asır­ dan fazla bir zaman önce görmüşse, mezannın da bir _gun Ruslar larafından yok ed i lec eğini sa_n�i _ sezerel:'. bu şiiri yazm ış. Ruslar. belki Gaspıral ı'mn mezann i _yok e lmi şl�rdL <l!l�Ci!_Q (iki_ı:leı::_i_ i_l�_ Q_�i�ıya_ f!_zeri n�eya şa� yan 250 milyon_ Itl�Q!:l._15albin de ve k�ında layık ol­ iiuğu yeri ald 1 Gaspır<!�ı:���n _!l_ı_anevi h u�un�ndQ._Jiır}\. Dünyası'nin-bÜlün gençleri toplanmıştı. Gaspıralı bir �asır önce. "Eğer millete yardım etmek istiyorsan elin­ den gelen işten başla" demişti. _Evel, Türk gençliği, bu wzü �ndlsine ilke edinerek. 2. Ti�rk Dünyası Gençlik Kurullayı'nı Bahcesara}".' da düzenlemişti. Artı k , Bah ­ sesaray'daki kampla "Ozbek, Türkmen, Uygur, Ta-.

.

_

,

tar, Azer bir boydur / Karakalpak, Kırgız, Kazak �unlar bir soydur'' sedaları y üksel iyord u . Bu böl·, arçala. yönel poli tikası uygulama a çalışan Rus'a, her boydan gelen Türk genç erinin şamar gibi inen bir cevabıydı sankL .

K ı ın ılt ay'daki gençler kurdukları sekiz ayrı ko­ misyonda h arıl harıl çal ışırken , biz de ye niden bir Türk yurdu olarak inşa ed ilmeye başlanan Kırım 'ı ge­ ziyoruz. Gördüğümüz manzaralar zaman zaman bizi h eyecanlandırıyor, zaman ,.,aman da h üzne boğuyor­ du .


1 12

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

�İMAR SİNAN'IN MUHTEŞEM ESERİ -x{ .Kırım'da mutlaka görül�si gereken yerlerden biri ş_ü_ph�siz k_i_, Mimar Sinan'ın yaptığı ünlü Gözleve Camii'dir. Komünist rej im sırasında ateizm (Allahsız­ lık) müzesi olarak kullanılan bu muhteşem yapıyı gör­ meye. TRI_Ankara Raclyosıı'ndan_M�h�if_E_rb_C!§ı _ - - ü ıger ve Milli Eğilim Bakanlığı Yurt Dışı Eğitim p-rrelim el Müdürlü - Ü Daire Başkanı G ülay Bav­ bek ile birlikle gittik. Ufuk, yıllardır hazırladığı" irbi­ rinden 'rüzel radyo programlarına bir yenisini ekleye­ bilmek için o a i igince titiz davranıyor. es avı ci­ h azın ı ve diğer aletleri , tekrar tekrar kontrol ediyor. Daha önce de bu eseıi muhtelif defa zi aret etmeme @ğ;men , er defasında ayn bir haz alıyordum. Mimar Sinan'ın l 552'de Gözleve'de yaplıgı ve Talar Han Ca­ mii ile Tatar Han Türbesi adıyla anılan eserler�ke­ relerde _r_<� l lc��!!!�kt_adı_!"_. .� ın ayakta kalabilen tek camii . G___özleve H a n Camii'dir. Mimar Sinan. İslan­ bul'daki Eski Falih C a mi i nin planını avlusuZOlariık beş kubbeli h ı r Süit ceınaal yeri ile tekrarlamıştır. 0 taiiı-ilerde Fal ih Camii bütün I slam Dünyası'nda. hat­ la Avrupa:__ğ�Janınıyordu . Miıpcır Sinan, Kırım Hanı � bunun adeta minyatür iibi -bir benzerini dü üiı­ mü�- olma ı. Ruslann. Evpaloriya ismini verdikleıi bu _tarihi �ehre geldiğimizde, camınin e!ralının Ay Yıldızlı demirlerle çevıildiğini görçlü�_,_ _!:3_izi_ bahçede imam Ab­ �ülgani Abdülmalikoğlu karşıladı.- Türkiye'deiı eldi<ri­ rfi1Zr\,e caJ!lide namaz kılmak iste igimizi s_ğyleyince. imanıin-gözl�ri yaşar<K ıren'leiı �c>şaflll(ğiili-po� �es l alabilmemiz için su gelirdi. Onun sevinç gözyaş­ �arı, -can� i!:l �nı-revi -i k�rı1l,he�ll!_�znfu�t_!la._n_a!�ış�­ _ G: M_t��if Erbaş'ın güzel sesiyle okuduğu Ezan-=! Muh_Q,11:!l11-e di'.yj�-ş1f içertsinae dinledikten sonra namaza durduk. --

QTUk

'

_

-

-

-

-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatar:ı Kırım

1 13

Hemen caminin yüz metre ilerisinde bulunan ki­ l i senin zangoçu -Ezan-ı M uhammedi'den rah_atsız ol­ malıydı ki, namazımızı kıh nca;ya kadar çan sesl eri susmadı.. Ama manevi iklimimizi bozmaya gücü yete­ mezdi ; yetmedi de. Caminin h emen yanında bir tren vagonunda yaşayan İmam Abdülgani Abdülmalikoğ­ lu'nun sevinci, gitme zamanımız yaklaştıkça h üzne dö­ n üşmüştü. Bu m ukaddes yapıdan ayrılırken, Abdülga­ n i'nin sesi litriyordu . sadece. "Yine gelin emi. . . " diye­ bildi. Gözleve Han Camii'nden cıklıktan sonra_,_h_e men bilişiğlndeki yemyeşil olan parka girdik Parkın tam qrtasında, 1 944 �ürg_@jl_I_:!Q__Qrotest.Q. �ğ�n _bi r a_bid.� _!J_ul �\i �._�v-��· -_ ş_(ı!g_q n (lf! e 1 H n_C2.Yilı_ı:ı:ı üna sebe t.iy l�_: -��� rım T_illk_l_�_lj_ bu m1rka_ bir.abide_di__lınıi.şlerdi. Ab idenin· 0e_n_ı:ı�.._JS]!ll-ri_iür){J!'.E!)ı_in sembolü olan Tarak Tamga ve_ı:..y Ylklıl<-Y.ilPılııuş, cılt.ın�_da, "Jenosit. ve Sürgünlük­ te Kurban olan Kırım Talar Halkına Hatıra" yazı� Evet Gözleve'ye de yen ideıi Tamga vurulmuştu. Artık Kırım'ın her karış topra,[�ına yok edilen Türk izlerinin yeniden, taşla. toprakla. tırnakla kazılmaya başlamış olduğun u görmenin m ullul u�unu yaşıyorduk. Bura­ dan hemen Odunpazarı adı verilen mevkideki tarih i ı"!:ı_e drese �..cJi§re gu lik. 1 990 yılında ziyaret etliğfn1� �e çöplük olarak kullanıldığını gördüğüm bu cami ve ıpedrese de temizlenmiş . Yen iden. restorasyon hazır­ lıklarına _b�1.�!!"!!§.:.Yık_�ls_Dı--inareleri ve kaideleriyle --·----------- -----Qdet Rus'a kar ı d irenmiş, savaş vemıiş, gazi olmuş .Q�er "ibi heybetli d uruyordu u c ımiz de . . . :l}ın.__ 1 5 . asırda yapılan cami n in d uyarlarnıdaki heı: \ aş . l 783' len bu yana Kırım'da ya_pılan Ru s mezal im.!::_ nin şah idiydi. Bir an önce bu caminin de yen iden iba­ deleaçılabilmesi için hep birlikte dua ederek, tekrar Bahçesaray'a gitmek üzere yola çıktık. Şoförümüz Ha­ nefi Süleyman'ın teybe koyduğu Banş Manço'nun ka­ set.ini d inleyerek yol alıyorduk. Birkaç domates ve bi__

--·-

�---


1 14

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

ber alabilmek için pazara vardığımızda. 60-65 yaşla­ rında 4 Kırım Türkü'nü gördük. Türkiye'den geldiği­ mizi öğrendiklerinde sevinçleri gözlerindeki ışıltıdan okunuyord u . Safinaz Seyitabla, Fadime Celil, Fevziye N imetullah ve H ürmüz Tümenbeykızı , bize birşeyler verebilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı . Kendileıi fa­ kir, göqülleri zengin bu insanların candan tavırları karşısında ne yapacağımızı şaşınmştık. H ürmüz Tey­ ze, bizi bırakmamakta kararlıydı. Israrla evinin çok yakın olduğun u, mutlaka evin­ de bir soluk almamızı istiyordu . Bu gönülden gelen is­ teğe karşı koymak imkansızd ı. H ep birlikle Hürmüz Teyze'nin evine doğru yol a ld ık . inşa halindeki evde, Q.raşlınnacı yazar Şevket Kaybullah' ı sıva yapark en bulduk._Bizi görünce merdivenden inerek eve b uyur eden Şevket Bey, eşine hemen yemek h az ırl att ı . Israrı­ m ıza aldırış e tm eyen Şevket I<aybullah. Türk misafir­ peıverliği nin en güzel omeklerinl sergil iyordu. H üm1üz Teyze ise ne yapacağını şaşınn ışlı . Kırım Türklerinin �lop" dediği patateŞ.z_Türk l er' in en çok yedigi yiye­ ceklerden . Hazırlanan patates yemeğini afiyetle yedik­ ten sonra, artık yolumuza devam e tmek zorun daydık. Hürnıüz Teyze'nin güler yüzünü, Şevket Bey' in candan davranışlarını unutmak ne mümkün . . . Allah' ım bu ne güzel insan l ık , AJlah 'ım bu ne zengin ruh . . . Arabamız yoluna devam ederken , Cenab- ı Allah 'a, m illetimize verdiği bu güzel hasletlerden dolayı dua ediyorduk. HER GECE BİR TOY

."<ı �nılJııy nca, her rece a rı bir toy yapılıyor­ ,9_1=h-T�l euLiürb-,lerüıden_SQ.r_Iürl\ 4· n,�_ g oğu _T'_���!§.: lan Türkü'n_d en Kıbns Türkü'ne, Sibirya Türküne ka ­ dar 30'a yakın Türk devlet ve to l ul uO' relen u toya ayrı bir renk katıyorlardı. Eğlenceleri,

�_enç_ı�y

_


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 15

_gmpatikl i -riyle, küllürüyle ve mikrofona hakimi lsl n ı amı , uru la daki bütün f!!� ızla 1ü felhelmişti. Akşam saatleri başla­ gençlerin r "' yan eğlencede. "Burda Kumu lar var mı?'", sorusunu sord_uklan sonra. gür bir şekil de yükselen 'Var" sesi­ ne, "Maşallah" veya "E-fe-ıim" sözleıiyle karşıl ık veren @nil , gece boyunca bu tür so ruları b Ü Lün Türk bo_y­ ları için soruyordu. Kamil'in güzel avlarını izledikten sonra, o ama çe ·iJdigimde bir başka güze insanın espıileıiyle karşılaşıyordum bu defa. Ayn ı odada kaldı­ ğım. kıymelli yazar. Türk Ocakları Genel Başkan Yar­ dımcısı Türkçemizin Yavuz Bülent ustası Bakiler' in harika n üktelerini hiçbir zaman unutmayacağım. -

1 \.

Bir kanlı ağıt söylenir şimdi Kınm'da. Biz duyarız Kınm'ın öldüren feryadını Bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız Kınm topraklarına Kının Türkü' nün adını . . .

·. / Bu türkü "Bizim Türkümüz" . . . Bakiler' in kale­ minde oya oya. dantel dantel örülen, nakış nakış süs­ lenen türkümüz . . . \l Kurultay ve gezilerimizden vakit bulduğumuz za­ manlar, Bahçesaray'daki taylara da katılmayı ihmal etmiyoruz. Taylarda hepimize örnek ohnası gereken bir adetle karşılaşıyoruz. Gelin ve güveyin hemen arkası­ na, hürriyet ve istiklalin sembolü bayrağııı asılması dikkatimizi çekiyor. Evet. Tarak Tamgalı Gök Bayra�ııı gölgesinde oturan gelin ve damadın ilk yaptığı iş. ma­ sada duran mukaddes k i tabımız Kur'an-ı Kerim'i üç defa öpmek ve aile düzenini ve hayal nii'.am ını bu mu­ kaddes kitabın emirleri doğrultusunda kuracaklarına dair yemin etmek . . Ne güzel ::\del Ya Rabbim . . İşle bu iman ve inançla kurulan ailelerin temeli de tabii ki sağlam ol uyar.


1 16

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

Toyların çokluğu d ikkatim i · çekiyor. S ürgünde dünyaya gelmiş Kınmlı gençler, şimdi vatfainlannda toy yapmanın, valan sokaklarında koşacak', oynayacak ÇtJcuklanyetiştirebilmenin heyecanını duymaya başla-. m ışlar bile . Sülün sıkıntılara, bülün çilelere rağmen, artık çocuklar "Vatan Kınm'da" dünyaya gelecek. Çocuklardan söz açılmışken, ilk hatırladığımız isim, Kırım'daki ilk Türk ok ulu olan Gaspıral ı İsmail Bey mektebinin müdürü Hal ime Semedla .. Halime Ha­ n ım'ın bu okulu kurab i lmek için verdiği m ücadeley i kelimelerle anlatmak mümkün değil. !3üyük Onlar Ka­ ı;�b_a__şliıpaki bu_ı:ıı_�hle!J�zerken Milli Eğilim Bakan­ Jıii"ı'n n rörevli olarak Kırım'a- gelen Yurl Dışı Eğitim ' öğretim Geı�I M üdürlüğü Daire aş ·anı G ülay Bav­ bek, okulla ilgili her lürlü bilgiyi en ince ayrın tısına kadarsoruyor ve nQ.Lil!.!Y.Q�'ll ime Hanım, Türki­ ye'den yetkili bir hşiye dc rc!_!!:!.i anlatımı fırsaLliJuTd u­ �n. anlattıkça anla lıYQI:__Okulu_!:!__Eroblemlenn i de b�ir sayıyor: " Keneli el i limizde ders kilaplarıırn.,)'ok, eğilim ara�e gerec..·lerimiz yok. Kendi tarihimizi , ç!i_n i­ mizi anlata@k kılaplarımız yok . " Onun h eyecanı b.ü­ _tün öğretmenlerde vaL Hepsi canla başla okulların ı Rus IT!tl.lepleriylc kıyaslanmayacak ckrececfe-baŞarılı kiiabiımek için gecefigündüzlü� ar. ıralı is­ ay9ı11.!!!9..il!kY.. Okulu la c e erin in yüz.!}_Q.�Kır.ım:ın .. l.!_k geleceğini okumak mümkün . . Daha sonra, Bulga­ nak'ta Türkler tarafından alınan okula yine M illi Eği­ tim Bakanlığı'ndan görevli gelen arkadaşımızla gidiyo­ ruz. Daha önce çocuk yuvası olan bu mektebi incele­ yen ve çok detaylı bilgiler alan G ülay Hanım, binanın kroki sini çiziyor, resimlerin i çekiyor. Bu b inanın eği­ tim araç ve gereçlerini M illi Eğitim Bakanhğı'n ın karşı­ l ayacağını belirtiyor. M illi Eğilim Bakanlığımızın Kı­ rım'a gösterdiği ilgiden Türkiye' de yaşayan biri olarak biraz da gururlanıyoruz. -

_


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

117

)ô Şoförümüz Haydar Bey b izi, Karasupazar'a bağlı bulunan Kırk Azizler Türbesi'ne götürüyor. Türbe, bir dağın yamacında, kayalıklar arasında bulunuyor. Na­ maz kılarken şeh it olan kırk askeıin mezarının bulun­ duğu türbenin, Ruslar tarafından taş ocağı yapılacağı­ nı öğren iyoruz. Kırımlı Türkler, Kırk Azizler Türbe­ si'nde C uma günleri ve dini bayramlarda toplanarak ibadet ediyorlar. Kırım'da Türkleıin manevi bakımdan gıdalandıkları bu mübarek yelin taş ocağı yapılmak is­ tenmesi �adar korkunç bir fikir olamaz. Ama, soydaş­ larımız kararl ı, "Burayı asla taş ocağı yaptırmayacağız. Şimdiye kadar Kırım'da bütün Türk izleri· silindi. yok edildi. Ş imdi de Kırk Azizler Türbemizi yok etmeye ça­ lışıyorlar. Buna izin vermek demek, manevi p ınarımı ­ zın kurutulmasına müsaade etmek dernektir. Bunu asla kabul edemeyiz" diyorlar. Kırk Azizleıin manevi h uzurunda "Fatiha'" okuyoruz. "Bir gül bahçesine gi­ rercesine" toprağa giren aziz şeh i tl erimizin ruh ları bekl iyor bu tepeyi . . İn san bu mübarek tepeden ayrıl ­ mak istemiyor, ama ayrılmak z9rundayız. .. -"' \J

DEMİR DAGI ERİTEN TÜRK İNANCI

Otomobilimiz, Akmescit'e doğru i lerlerken. yol keıiarlarında yapımı devam eden yüzlerce Türk evine rastlıyoruz. Büyük şeh irlerin etrafını saran Türk evle­ ri , artık azımsanamayacak sayıda. Kı rırn'a b i r daha bir Türk'ün bile ayak ba saınayaca.ü; ını iddia eden Ruslar, Türk'teki demir dağı eriten inancı ve iman ı unutmuş­ lard ı . Evet Kırım Türkleri zoru başannışl ard ı, ama hala sürgünde yaşayan Kırım Türklerini de vatana döndümıek için , büyük Türk ailesinin diğer fertlerin­ den yardım bekl iyorlard ı .

\;�

Sabırsızlıkla beklediğimiz Cuma g ün ü gelmişti . . . Bugün Kırım Hanlan'nın yaşadığı H an saray'da Cuma


1 18

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

namazı kılacaktık. Namazdan h emen önce H an sa­ ray'ın bahçesinde abdestimizi aldık. Türkiye'den gelen arkadaşlarımızdan biri Ezan - ı M uhammedi'yi okudu. Kının Hanları bu tarih i camide kimbilir kaç defa na­ maz kılmış, kaç defa, çıktıklan sefer için dualarını bu camide yapmışlardı. İşte Kının Hanları'nın torunlarıy­ la. d iğer Türk boylarından gelen misafirler b u rada omuz omuza namaz kılıp, Kınm'ın yeniden gerçek sa­ h i plerinin yönelimine geçmesi için dua ediyorlardı . O tarih i yapı, adeta canlanmış, gelen kardeşlerine kucak açmıştı. C uma namazından sonra, Hansaray'ı geziyoruz . . . Türk mimarisinin şaheserlerinden olan Hansaray ' ın tahta işlemeli kapısından, başlan kapalı küçük sevimli kız çocuklarının çıktığı n ı gördüm . Sorduğumda. ay yüzl ü çocukların bu yıl açılan Ku r'an kursuna devam eden tal ebeler old uğun u öğrendim. Hatice Velikızı isimli h ocalarının nezaretinde 4 0 çocuğumuz bu k urs­ ta yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okumayı öğreniyor­ lardı. Sürgünde doğan (;oc ukların ala yadigarı Hansa­ ray'ın içerisinde Kur'an öğrenmeye çalışmalan, manevi inançların çocuklarda yeniden yeşermeye başladığının en açık ifadesiydi . Arlık Kırını'daki seyahatimizin son­ larına yaklaşıyordu k. 1 9 1 Tde Han saray'da yakılan ıneşaleyi alevlend innek için Kırım'a toplanmış Türk Dünyası'nın gençleri, Kırım' ın Türklüğünü bütün dün­ yaya yeniden ilan e tmek için, bayrak ve pankartlarını açmışlar, dosta düşmana karşı "Kırım Türk'tür, Türk Kalacak", "Kınm, Kırım kırılmaz, Türk'e zincir vu­ rulmaz" diye haykırıyorlardı . İşte bu gür sesleri duyan Ruslar, evl erinin pencerelerinden bu muhteşem gö­ rüntüyü ancak seyredebil iyorlardı . Yürüyüş, Bahçesa­ ray Stadyumu'na kadar devam elti . Stadyum'da , bekleyen binlerce kişinin ç ılgınca alkışları arasın da yerlerini alan genç sanatçılar, kendi bölgeleri n i n mm ·


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 19

oyunlarını oynayarak, Kının Türkü'nün vatanıyla ye­ n iden buluşmasının toyunu tamamladılar. Artık Kı­ nm' ı Türk'ten, Türk'ü de Kırım'dan ayırmak mümkün değildi . ' . .'' B u mücadeleni n destan i smi. milli kahramanı şüphesiz ki. M ustafa Cemiloğl u 'dur. H ayatını Kırım Türkü'nün mücadelesine vakfelmi ş , bu uğurda zin­ danlarda çile doldumrnş Cemiloğl u , her zamank i gibi yine m ücadelenin önderi, yine bayraktarı. Cemiloğl u, bizi Bahçesaray'daki mütevazı evinde ağırlıyor. Çilekeş eşi Safinar Hanım' ın hazırladığı. " Ç iğ börek", 'Talar aşı" gibi birbirinden lezzetli yemekleri yerken, sohbeti­ miz de başlıyor. Kurultay'ın Kınm'da toplanmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Cemiloğlu söze şöyle başlıyor:

'<' " 1 944 yılında b izi sürgün ettiklerinde, Ruslar'ın maksadı Kırım'da h içbir Türk bırakmamaktı. Bizim kültürümüzü tamamen yok etmek, Kının yanmadasını bir Rus vilayeti yapmaktı . Şimdi ise şükürler olsun, büyük mücadelemiz neticesinde Kırım Türkleri yeni­ den vatanlarına dönmekteler."


1 20

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

esas alınmalıdır. Bu maksada eri ebilmek i in alfabe . irliğine geçmek lazım. Türk topluluklarında kabul eoilen alfabeler birbirlerinden f klı olmamalı. E - er, u harflerde büyük farklar olursa, ortak alfabenin faz­ "'labirmanası kalmaz. "

"'X1 .li!!!m Türkleri 'nin çil ekeş yolbascısı Kırım'da

Tü rklerin tıyor.

karşı karşıya kaldığı "üçlükleri bir bir anla­

Vı Söz yine dönüp dolaşıp çocuklara geliyor. Bu de­

fACemiloğlu'nun yüzündeki tebessüm birden kaybo­ l uyor. Gözleri dalıyor. Çocukları çok seven Kırımoğ­ l u' n u en çok üzen konulardan biri de, Kırım'da Türk çocuklarında fazlaca görülen " Kan kanseri . . . " Kınmoğ­ l u , Kırım'da Türkler'in genel n üfusun yüzde l O 'u nu teşkil etmesine rağmen , hastalık oranlan bak ımından yüzde 30'u bu lduğunu belirliyor. Cemiloğl u , özellikle çocuklarda çok görülen kan kanserini önlemek için kurdukları Evlat Vakfı'nın M illi Meclis 'in bünyesinde faaliyet gösterdiğini söylüyor. 3

-

8 Ekim 1 994

Türkiye gazetesi


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 21

KIRIM TÜRKLERİ ÖNDERİ VE MİLLİ MECLİS BAŞKANI MUSTAFA ABDÜLCEMİt KIRIMOGLU İLE RÖPORTAJ

"":-( - Efendim, Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle . 5 yeni Türk Cumh uriyeti ortaya çıktı. fakal henüz i stiklalini elde edememiş b irçok Türk topluluğu var. bu şartlar allında Türk Dünyası'nın geleceğini nasıl gorüyorsu­ nuz?

'><J fil_RIMOÔLlJ- Evet. dağıl�!!_ �o-�e�le_r_ Birliği'n_i n eski h udullan içerisinde yaşayan Türk lopluluklannın "ok b_Qyük problemleri var. Maalesef Türk iop�a�!i:rı!ı� qa i)_aşka millell_�r .___bü_y(i_l<_ ço�nlukla da Rus��!YC1§_<! ­ maktadır. Aslında bu Rus İmp_arafurTüğucnuiı ve Sov­ Y�C��_n i_n !')i_yaseTnctı. -��i�ihıŞyQn� y�pmak ve b�­ _Jiı.n Türk lopraklarını Rusya'ya yamamak. Onun lçi_n __l:>ıı toplulukların öz bağımsızlıklanna k�Q: ,yük m ücadeleler gerektirecektir. Belkf·a���-ce za­ ,!Ilan alacaktır. Eğer Ruslar da, Kırım Türkleri gibi, öz yatanlarına göç etmek i steseler, bu mesele biraz daha �z çözülürdü. Ama maalesef Rusların vatan anlayışı biraz farklı . Onlar da b u topraklara öz topra�ları gibi �ıyorlar. Onlar Ş�"'._ell����-�-terQ_��-�-�e�!e_n_mj_ş_ �n� sanfar. Ama,_!>u �_1_e_seLel�I____I_ürk to_plulu!<l arının birbi­ rine yardımc!_ol!!J.!l sıyla. ckstek ohTlı'l_ŞJYLc! -J(olayca Çö-­ zülür. Ş imdi maalesef gerekli derecede bu destek- ve brrITk yük. demem mümkün. Ama başlan��(yi: B irllği fler bakımdan gerçekleştirmek �erekir MeseTa;-A:ta12Jar__yü ksek seviyede bir birlik yaplılar. Zapnedersel'il _onların hatala o bu birHğin halk b irliğl �ol�i �konomik ve siyasi teşki1atlann çeşitli seviyelerde b ir­ J.iği olmadı. Biz eğer bu hataJan göz önüne alıp hepsiy­ lZa le birden bağlantılar kursak, maksaclITTl-erişiriz. �


1 22

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

DİL BİRLİÖİ ÇOK ÖNEMLİ

�����������,

·� §imdi en büyük problem dil birl iğidir. Bir Kazan !atar Türkü'yle bir Kının Tatar Tür�ü bir ar� geldi­ ğ inde anlasabilmek için maalesef R u sça'ya başvur­ maktadırlaI Bu garip hirşey. G C!Şm_rah'nın işaret ettiği gibi , ortak bir dil olıışt um1alı . Veya en gel işmiş olan --.. r Türk s ivesinden bir tanesiı��esela Türkiy�Türkç�, si'ni esas almak lazımdır. Bu maksada erişmek için al­ tabebi ı;l iğine geçmek lazım. Biz Kının Türkleri olarak 1 99 1 senesinde Lalin alfabes ine geçme kararı aldık. Ama onu gerçekleşlinnek daha çok zaman alacaktır. Fakat prensip olarak Lalin alfabesine geçlik. Türk top­ l u l uklarında kabul edi len alfabeleıin b irbirinden farklı olmaması lazımdır. Eğer bu h arllerde büyük farklar ol ursa, ortak alfabenin fazla bir manası da kalmaz. Ayrıca. kültürel alışverişler, ticaret. ekonomi işbirlikle­ ri . dini bağlantılar. yani her alanda yakınlık ve müna­ sebetler lazım.

)(

- 1 944 yılında Kırım Türkleri Lopyekün vatanlarından sürüldüler. Bu sürgünün sebebi si7..ce neydi?

ı.(. KlRl MOÔLU - Aslında bizim vatanımız Rus İmpa­ ratorluğu'nun eline geçtikten sonra onların esas siya­ seti, buradaki yerli Türk halkının yerine geçmek ve bi­ zi vatanımızdan uzaklaştırmak old u . Ama Sovyel reji­ m in den önce böyle h areketleri başka yöntemlerle yapı­ yorlardı: Meselc"t vatandaşlarımızın topraklannı alırlar­ d ı . D in i bakımdan baskılar yaparlardı . Vatandaşlan­ m ız öz kiml iğini koruyabilmek için başka yerlere göç etmeye mecbur kalıyarlardı. Sovyet rej iminin asıl mak­ s ad ı . toprağımızı Slavlaştınnaktı. B u rada şunu da kaydetmek istiyorum ki, buraya yalnız Slavlar'ı değil de Türk-İslam dünyası ile problemleri olan milletleri, Erme rıiler'i, B ulgarlar'ı, Rumlar' ı getirmekti. Böylelikle öyle şerait meydana gelinnekli ki, burasının yerli halkı


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 23

olan Türkle ı bağımsızlığına kavuşmasın . İkinci Dünya Savaşı sıL1sında bu problemleri temelinden çözmek is­ lediler. Bülün Kırım Türklerini bir gece içinde 1 944 senesinde ''agonlara yükleyip eski Sovyeller B irliği'nin çeşilli bölgelerine saçtılar. Birincide, Orla-Asya cum­ h uriyetlerine Özbekislan, Türkmenislan. Tacikisla n. Kırgızislan v e bir kısmını d a Sibirya'ya. Urallar'a sür­ düler. Yani maksal, Kmm'ı Slav ülkesi yapmaklı. Bu­ rada Türk kültürünü yok elmek. bir izi n i bile bırak­ marnakl ı.

/<J

-

Valana dönüş fikri ne zaman ve nasıl gelişli?

·

KI RI M OG LU - Sürgünün b irinci gü nünden iliba­ ren , birçok insan "Bunun bir hata old uğu nu anlarlar. bizi geri gönderirler" d iye üm it ediyord u . Ama bu �er­ çekleşmedi . M i l l i Hareketimiz 1 955 yılında kuruldu. Ondan önce bir hareket yapmak imk;\n sızclı. 1 956 yılı­ na kadar Kırım Türkleri, komendot (sıkıyönelim) rej imi allında idL Yani 4 kilomet re civanndaki bölgenin dışı­ na çıkmak yasaktı. Her hafta imza verrnek gerekiyor­ du. Kırım Türkleri ve diğer sürgün halklar için vize ka­ nunlan geçerli değildi. Onlar için yan bir kamın uygu­ lari ıyerdu. Hareket imiz ancak bazı kolayl ıklar sağlan­ dıktan sonra başlayabildi.

x:ı

·

-Vatana dönüş nasıl gerçekleşiyor?

KIRI M OG LU - 1 967 senesine kadar Kırım'a adım almak bile yasaklı. 1 967 senesi bizim milingleıimiz­ den, yürüyüşlerimizden sonra. Sovyetler Bi rl iği ' nin Yukarı Şürası bir kanun kabul e lli . Resmen , Kırım Türkleri , diğer halklar gibi nerede isterlerse orada ya­ şayabil irler diye . . Ama bu sadece sözde i d i . Pralikte Kırım'a yerleşmeye müsaade yoktu. Gizli kararlar var­ dı. Vatan ına dönen Kının Türkleri yeniden sürgün edi­ l iyorlard ı. Ama bu kan una dayanarak bizim vatan-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 24

d<!Ş__lanmız önemli SC!YJ_da Kırım'a dönmeye başladılar. Burada bir ce_ph� de�ıldı.' Fakat l 967 senesinden 1@ 7 seı:ı_esine kadar büyi"ıkTorilıkfciffu 1 3.:T�Cı?Ili Kl�­ rım Türkü vatanına dönebilmişti. Perestroika ile birlik­ ­ le:b izim Moskova'da h areketlerimiz-:-�m}üniiJ�ri!riJ�_oi� ğu. Devlet komisyonıı k-liri.ıidıl-- Kırım Türkle_ri'ninproblemi oldugu açıkça ilan edildi. Bizim Moskova'da­ ki yürüyüşümüz bütün dünya televizyonlarından du­ .Y!:!!J.ll dıı J9.88'inci seneden sonra bal�ımız yava_� ya­ vaş vatanına gelmeye başladı. � �Sürgün �djlirken nüfusıınuz ne kadardı? .J\1 K I RI MO G L U - Tam rakamı size s öylem_ını_ fmkc'tnsız. Çünkü bu resmi k<!Y_n aklar çok değ�:. kamlar vermektedir. Bizim tahminimize göre 380-420 bin civannda insanımız sürüldü . Ama şumf s'QyJemek is.liyorum: 1 930'uncu senede de büyük . �ı:..ş_ yrgün ol:_ muşlu . O tarihte de 5Q_ bin kad_<:!_ı�.JSıiı�}_Türkq_Q!:!-� �a ve Sibirya'ya sürülmüştü. -Şimdi vatan Kırım'a dönebilen Türkler'in sayısı ne kada_r?. ---

- - - -----·-

KI RIMOG LU - Resmi rakamlara göre Nisan 1 994 ilibariyJe.T.3'5 bin , ama ka ıt alına 1an insanlan _!h'l he­ sa a ·atarsak 250-260 bin diyebiliriz. ---_

------ -

- Peki. Kırım'a dönüş �Rarşı laşt ı nız'!

><J

sırasında ne gibi engellerle

I<I RIMOÔ LU- Sovyel rej iminden sonra burada fazla bir değişiklik olmadı. Çünkü o dönemdeki bütün bürokratlann tamamı eski yerlerinde kaldılar. Burada yaşayan halkın çoğunl uğu Rus . Bizim topraklanmız­ da. bizim evlerimizde yaşamaktad ırlar. Elbette onlar. ellerinde olan mallann gerçek sahiplerini burada gör­ mek i5lemezler. M e sela insan nasıl ki, çaldığı bir malın gerçek sahibini görmek istemezse, bu da öyle;


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

1 25

Bir de 1 944 sürgün ünden sonra, Kırım'ın içinde Türk­ lüğe karşı yürütülüp yerleı;;m iı;; büyük propagandaları hemen yok etmek mümkün değil. O propagandalar, buradaki halkın zihnine yerleşti. Onun için bize çok büyük güçlük çıkardılar. İnsanlar arasında olsun , devlet seviyesinde olsun . Bize yaşama hakkı vem1e ­ mek için çok çeşitli bürokratik engeller çıkardılar. fi -Bunlan nasıl aştınız? I / " KIRIMOGLU- Bizim milli harekellmiz zora dayan­ mayan bir hareket. Biz yalnız demokratik metodlardan istifade eden insanlanz. Onun için bizim hareketleri­ miz mitingler, yürüyüşler. açık grevleri şeklinde olu­ yor. "'\ '<v Şimdi Kırım"ın hangi bölgelerinde Türk nüfus yoğun olarak yaşıyor. Yani vatana dönüşle yerleşim planh mı oluyor? ".ô KIRIMOGLU - Ö zbekistan·ııa yasayan vatandaşla­ f�mızÜf_<"!_qaki_ !tle_tlu.Lşalarak Kırım'a geliyorlar. l\1_add-i i..m k_<'!rıJarına _göre buldukları satıl ık evleri alıyor@.r. ı 988'den ı 99 ı ·e kadar halkımız böyleHkle__geldLAnı�. Özbekistan'dan çok halk gidi-nce orada ev D_yatları �1!J!.Q1�1'.clf�i��--fam lersiıle. f!yatlaryükScldL Onun için Ozbeki stan'clan gelip burada ev _ş_atın_�lma i!i1Ts<'lnl k_almc}clı_.__!?u seoepleoiz.__hiç_ olmazsa bi��-tgp� @k verilmesini !·�l�ri etmeye b<!§�_,__f3.uraj�_i _bü_�. rn_luatlar-lQQ!c-:ı_lsJ!1rı b_i�!111 e,YiJ?_1ç.z__ e!Q�n__füıslar'a_ claMmaya baı;;l adılar. Rusla r arasında büyük_Qı:gp_Q,­ .ı.ı:a nda v.c:ıJJ.�ırada-viJıa yapacaksın ız. bahçe yapa­ .çaksınız._!?u topr�<TIY�iflrl. Rusya'daki akrabalarınızı da çağırın" diye. "Eğer öyle yapmazsanız Kının Türkle� ��e��-;-�en TOfkier ın eline geçeÇ@{_�C!J-­ ye. ı 989-90 seneleri içinde 1 50-200 bin arsa dağıtıldı. Bu arsalar gerçekte Ruslar·a lazım değildi. Onlann ih·,

-


1 26

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

tiyaçları yoktu. Özelleştirme . başladıktan sonra, gaze­ telerde ilanlar çıkmaya başladı, 'Toprak salıyorum" di­ ye . Yani şimdi bizim toprağımızla alışveriş yapıyorlar. Biz mecbur olduk, boş topraklan, arazileri işgal etme­ ye. Tabii bizim planlarımız vardı. Mesela Akmescit şehrinin çevresindeki toprakları biz işgal ettik. Bunlar yayılmasın ve b izim topraklarımız onlara verilmesin diye. Böylelikle birkaç yıl içinde 45-47 bin kadar arsa aldık. Tabi i ki büyük çatışmalar oldu. Bizleri mahke­ meye verdiler. Bizlerin oradaki evlerini yıktılar. Kırım Türklerini buralardan çıkardılar, ama biz yeniden aynı yerkre ev kurduk. Anladılar ki, bu toprak meselesini çözmek lazım. Şimdi onlar, "Size toprak vermeyeceğiz" demiyorlar. Ev kunna imkanı olmayan , yol, su, elekt­ rik bulunmayan yerlere bizi yerleştirmek istiyorlar. Ama şimdi. toprağını alan insanımız çok ama. büyük problem ev kunnak, insanlanmızın ev kunnaya maddi imkanı yok. '-C:ı -Efendim, herkes kendi evini kendi kuruyor, .de­ ğil mi? ."/.J KIRIMOÔLU- Evet. - Kınm'da gördüğüm kadarıyla bir karmaşa, kar­ gaşa yaşanıyor. Bu kam1aşa i(;erisinde en büyük prob­ lemleriniz neler? � KIRIMOÔLU- Bizim birinci problemimiz, sürgün­ de yaşayan valandaşlanmızı geri gelim1ek. Onları bu­ raya yerleşlinnek. Kırım'a dönebilen 250 bin Türk'len yarısının evi var. Gerisi akrabalannda veya tek kişilik odalarda 8- 1 O kişi yaşamaktadır. Bundan dolayı bizim için en önemli problem, ekonomik problem. Çünkü böyle durumlarda hastalık çok, aileler arasında da problemler oluyor. Onun için, ekonomi k p·roblemle­ rimizi ne kadar lez çözsek, siyasi problemlerimizi de


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

1 27

çözebiliriz. Bizim her alanda, kültürel, siyasi, dini bü­ yük problemlerimiz var. Biz burada maalesef tek başı­ nayız. B urada nüfusun çoğunluğu Ruslar. Kırım'ın yüzde 70'i Rus. Buradaki Ruslar'ın zihniyeti , Rusya'da yaşayanlardan biraz farklı. Burada yaşayanlarda şöve­ nistlik ruhu var. Onların maksadı Kırım'ı yen iden Rusya'ya eklemek. Yani Rusya ile birleşmek. Propa­ gandaları da, "Kırım Rus toprağıdır. Mutlaka Ukray­ na'dan koparılıp Rusya'ya eklemek gerekir" şeklinde. Bu çok tehlikeli bir görüşlür. Sınır meselesi, toprak meselesi banş içinde çözülmez. eğer böyle devam ede­ cek olursa, kargaşa, gerginlik, belki de savaş çıkabilir. Kırım Türkleri, bu duruma kaliyen karşıdır. Kırım, Kı­ nın Türkleri'nin valanıdır. Biz buranın kökenl i halkı­ yız. Şimdiki hedefimiz, Ukrayna'ya bağlı Kırım Türk Cumhuriyeli'ni kunnaklır. ı -Şu anda yönelime ne ölçüde kalılıyorsunuz? / KIRIMOGLU - Biz büyük mücadele nelicesinde, Kırım Parlamenlosu'na öz vekillerimizi soktuk. Ama onların sayısı pek az. Kırım Parlamentosu içersinde 98 milletvekilinden sadece 1 4 tanesi bizim vekilimiz. Belli derecede bizim temsilcilerimiz devlet organlarında ça­ lışmaya başladı. Ama bu 1 4 vekilimizi büyük zorlukla soktuk. Ruslar, seçim kanunları kabul edildiği zaman bu kontenjan meselesini duymak bile istemediler. Nü­ mayişler, mitingler ve başka harekeller yaptık. Sonra mecbur oldular bize kontenjan ayırnıaya . . . Ama h er alanda b üyük ayrımcılık var. Devlet organlarında bi­ zim temsilcilerimiz gayet az. Onlar daima buralara Rusları yerleştirmeye çalışıyorlar. ' -ı -Kının Türkleıi hangi işlerde çalışıyorlar? X> KIRIMOGLU- Kırım Türkleri şu işlerde çalışıyor demek çok zor. Nerede iş bulurlarsa orada çalışıyorlar. Ama şunu söylemek i sterim ki, biz 1 944 yılında sür/'


1 28

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

gün edildiğimizde, halkımızın yüzde 70'i köylü, yüzde şehirli idi. Şimdi tam tersi oldu. Ama Kınm·a gel­ diklerinde onların şehirlere yerleşme imkanı olmadı. M ühendisler, doktorlar, diğer meslek gruplarına sahip insanlarımız hep köylerde yerleşmek zorunda kaldı. Bu bizim için büyük problem. İnsan öz mesleğinde ça­ lışırsa halkına faydalı olur. runa şu anda bu imkandan mahrumuz. Burada iş bulmak çok zor. Aslında but.ün dağılan Sovyetler'in coğrafyasında işs izlik problemi var, ama Kırım Türkleri'ne karşı büyük bir ayrımcılık var. Bir işle çalışacak Rus bulamadıkları zaman ancak Kırım Türkleri 'ni alıyorlar. Yüzde 45, yüzde 50 işsizlik var. . " Y -Kının Türkleri'nin M illi Meclisi olarak siz bütün ılu"b roblemleri çözme konusunda planlı çalışmalar ya­ pabiliyor musunuz? "(:ı KIRIMOGLU - Tabi i . Mil1i Meclisimizin bütün ça­ lışmalarına başarılı demek mümkün değil . Başarılı ol­ saydık. bütün problemlerimiz çözülmüş olurdu. Ama b0iz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Kırım Talar M illi Meclisi. siyası bir organ. Biz bütün halkımızın problemleriyle u.[,ıraşınak zorundayız. Elimizden gelen , hangi alanda olursa olsu n. kültürel, siyasi , dini, yer­ leşme alanlarında. çalışmalar yapıyoruz. Ama birinci maksadimız, siyasi baskı yapıp Ukrayna devletinin dikkatini celp etmek. problemlerimizi siyasi bakımdan çözmektir. / -Efendim. dünya kamuoyunun dikkatini çekmek iÇin neler yapıyorsun uz? KI RIMOGLU- Son zamanlarda buraya radyocu­ )J televizyoncular lar, çok gel iyor. Ben, iki, üç yıl içeri­ sinde 200-300 röporl<tj verdim. Böylelikle, Kıtım Türk­ leri'nin meselelerini duyurn1aya çal ışıyoruz. Bundan 30'u

·


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 29

başka, bizim meclisimizin temsilcileri beynelmilel kon ­ leranslara iştirak etmektedir. Biz Avrupa M illetler Teş­ kilatı'nın üyesiyiz. Helsink.i Vatandaşlar Topluluğu üyesiyiz. Birleşmiş Milleller'de Temsil Edilmeyen Mil­ letler Topluluğu (UNPO) 'nun üyesiyiz. İ slam dünyası ile Türk toplulukları ile bağlantılarımız iyi . Bütün bu kuruluşlar \'asıtasıyla meselelerimizi anlatmaya çalışı­ yonız. Milli Hareketimiz çok eski bir demokrat ik hare­ ket olduğu için. meselelerimiz milyonlarca insan tara­ fından biliniyor. Ama maalesef h �rkes öz problemleriy­ le uğraştığı için, bu bağlantılardan fazla fayda göremi ­ yoruz. '-/; -Türk Dünyası dışında bu meseleyle hangi ülke­ ler ilgileniyor? '" � KIRIMOÔ LU - Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri bu meseleyle yakından ilgileniyor. ABD elçi­ si, Hol landa elçisi, Fransız elçisi geldi. Polonya'dan . Romanya'dan daha birçok ülkeden temsilciler geliyor. -Türk Dünyası ile ilişkileriniz nasıl? \ KIRIMOÔLU - Eski Sovyeller Birliği'nde yaşayan Türk topluluklarıyla bağla nt ı kunnaya çal ışıyoruz. Ama onların da büyük problemleri olduğu için s ıkı bağlan tılar kuramadık. Tataristan'la alakamız çoR iyi. Bilhassa milli demokratik hareketler seviyesinde bağ­ lantılarımız iyi. Onlar çok defa bize gelerek, yard ım vem1eye çal ıştılar. Bir kaç defa kamyonlarla· insan i yardım yolladılar. Başka Türk cumhuriyetleri ile de yazışmalanmız, telefon konuşmalarımız var. Toplantı­ larımız, kurullaylarımız olduğu zaman temsilcilerini gönderiyorlar. Türkiye ile bağlantılarımızın ı 989 sene­ sinde haşladığını söylemek m ümkün. 1 989 senesinde Türkiye'deki Kırım Türkleri'nin temsilcileriyle siz gel ­ mişliıi.iz. Gazeteniz "Türkiye"de Kırım hakkında sizin geniş yazılarınız yayınlandı. Bu yazılar bizim sesimizin ,·


1 30

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

Türkiye'de daha iyi duy ulmasını sağladı. Sonra ı 992 senesinde Kırım Talar M illi M eclisi'nin Türkiye'ye res­ mi ziyareti old u . O zaman rahmelli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la. Başbakan Süleyman Demirel "le, parti l iderl eriyle. çeşitl i vakılların başkanlarıyla , devlet adamlarıyla görüşmelerimiz oldu. Konferanslara katıl­ d ık . B izim derdimizi, bizim meselemizi anlatmaya ça­ l ıştık. O zamanlar Kırım Türkleri'ne yardım için çok vaadler yapıld ı . M aalesef Türkiye'nin de büyük prob­ lemleri var. Onun için Kırırn·a büyük yard ım olmadı. G erçi vakıllar el inden gelen yardımları yaptılar. din adamları gönderdiler. Biz de bazı çocuklarımızı Türki­ ye'ye okumaya gönderdik. Kızılay tarafından insani yardımlar oldu . Ama en önemli yardımlar. Kırım Türk­ leri Küllür ve Yard ımlaşma derneklerinin organize elli­ ği yardımlardır. Son olarak. Kiev"de 30 Mayıs 1 994'le Cumhurbaşkanı Süle),nan Demirel'le bir görüşmemiz oldu. Bu görüşme bize büyük ümit verdi . Sayın Demi­ rel . bize vaad olarak değil de, Türkiye Cumh uriyeti'nin kararı olarak. Kırıın·a bin konu t yapılacağını bildirdi. Bu hin konut un yapılacağı yerlere ait al l yap ı , yani okul . çocuk yuvası gibi yapılar da kurulacak . Ayrıca Türkiye"de oku tulan t alebelerimizin sayısı 1 O kat artı­ rılacak. Yani şimdi biz 1 5 - 2 0 talebe yolluyorsak. gele­ cek sene 1 50-200 talebe göndenniş olacağız. Bu bizim için gayet büyük bir yardım. Çünkü kadro meselesi bi­ zim için çok önemli . Gecen yıl Türkiye"ye ziyaretim sı­ rasında Türkiye Cumh uriyeti Saglık Bakanı'yla görüş­ melerimiz oldu. Buradaki hasta vatandaşlarımızı Tür­ kiye'ye gönderip tedavi et tirmek için arılaşma yaptık. Eğer biz hastalarımızı Türkiye'ye gönderebilirsek. on­ lar bizim hastalarım ızı ücretsiz tedavi edecekler. Ama maalesef hastalarımızı gönderemedik. Çünkü yol para­ sı büyük. Belki sizin için büyük değildir ama. bizim için 200-250 dolar büyük para.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

131

'/.J -Efendim , Kırırn'da özellikle çocuk hastalıklannın çlok fazla olduğunu duyduk. Bu konuda bize biraz bil­ gi verir misiniz? y KI RI MOGLU - Bizim halkımız zor şartlarda yaşı­ yor. Bunun için, tabiidir ki, hastal ıklar da çok fazla oluyor. Kırım'da Türkler sayı olarak yüzde 1 O'u teşkil ediyor. Fakat hastalıklar bakımından yüzde 30'u bizim vatandaşlarımız. Özellikle çocuk hastalıkları yüksek oranda. Söylediğim gibi, kan kanseıi çok yüksek oran ­ da. Biz bu çocuk hastalıklarına çare aramak için bir teşkilat k urduk. Adı, Evlat Vakfı . Kırım Tatar Milli Meclisi'nin himayesinde bu vakıf çalışmalarını sürdü­ rüyor. )(';' -Kırım'da Türk küll ürüne ait eserlerin şimdiki ffi.'ı rumu hakkında neler söylemek istersiniz? 'f KIRIMOC LU - Kırım Türkleri, vatana geri dönme­ ye başlayınca bu mesele ortaya çıkt ı. Kalan camileri­ mizi, eserlerimizi bize iade elmeleıi için teşebbüste bu­ lunduk. Aslında U krayna Cumh urbaşkanı'ndan bu camilerin bize iadesi için karar da çıktı. Ama Kmm yö­ netimi, bunu gerçekleştirmedi . Hatta bize engel ohna­ ya çalışlı. Şimdi birkaç camimizi zorlukla geri aldık. Müracaat ediyoruz, dilekçeler yazıyoruz, ama hiçbir karşılığını göremiyoruz. Onları işgal etmeye mecbur kalıyoruz. büyük tartışmalardan sonra alıyoruz. Yakın zamanda Akyar'da da böyle bir durum oldu. Ama bu camiler elimize geçince restorasyon meselesi ortaya çı­ kıyor. M aalesef bii'.im imkanlanmız yok. İnsanların ba­ şinı sokmaya evleri yok. Bunun için kültür eserlerini de restore edebilecek gücümüz yok. Bu cihetten Türk­ İslam . vakıllan bize yardımcı olabilir. '/( - Kırım'da yaşayan diğer Türk topluluklarından da söz eder misiniz?


1 32

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

/'

KIRIMOG LU - Ana dili Türkçe olan topluluklardan burada Karaimler ve Kırımçaklar var. Karaimler bildiğ;iniz gibi Musevi . Bu iki Türk topluluğu da çok büyük bask ıya uğradı. Dinlerini, dillerini uhuUular. Karaimler 800 kişi kadarlar, o kadar da Kınmçak var. Bu Türk toplulugunun kültürel dernekleri var. Ama başka büyük faaliyetleri yok. Kadrolan yok. Biz onlar­ la sıkı bağlantılar kurmaya çalışıyoruz. -Bu Türk grupları sürgüne gönderildi mi? ·)C K.IRIMOGLU- Sürgüne gönderilmediler. Ari1a on­ lar da ikinci Dünya Savaşı sırasında, Musevi oldukları için Almanlar tarafından öldürüldüler. 'fJ - Efendim, Kırını Türkleri önderi olarak daha çok hangi konulara ilgi duyuyorsunuz? KIRIMOÔLU - Mc1alesef �in1di hobilerle ıığraşacak vaktim olmuyor. Probl e m l e r o kadar çok ki. çoğu za­ man kitap bile okumaya fırsat bulamıyorum. Zamanı­ mın büyük kısmı Kırını'da <;ıkan gazeteleri incelemekle geçiyor. Ziyaretçiler çok oluyor. Herkes, kendi derdini M illi Meclis Başkanı'na iletmek istiyor. �< -Bize biraz da tah silinizden bahseder misiniz? -f-- KIRIMOGLU- Ben d a h a çok Türklükle ilgili kon u­ larla ilgilenirdim. Ama Sovyet döneminde istediğimiz fakül teye gitme imkanımız yoklu. Onun için ben Tek­ nik Enstit üye girdim. On u da bitirmek kısmet olmadı. 1 966 s e n es i n d e yakalanarak hcıpse a t ıklım. Ondan sonra, çok zam;n Kırım tarih iyle uğraşlım. İsmail Gaspıralı'nın hareketini araştırdım. fa -Gaspıral ı İsmail Bey, Kırım Türklü ğü için ne ifade ediyor? "'A. KI RIMOG LU - İsmail Bey Gaspıralı. halkımızın, ı'ürk Dünyası'nın en büyük insanlarından birisidir. ' l.J

/!

· '

,.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım ---- -

-------

1 33

Türk halklarım birleşlinnek ve kalkıııdııınak için. bü­ yük çaba sarfett i . 1 88:� seıws inde birinci kere. Rus İmparalorluğu içers inde TürkC'e gazele çıkarıp h alkı­ mızı ayclınlatınaya. Türk Düııyası'nı birleşt inneye ('a­ lışlı. Bizim halk ımız için en müh im insan . İ dealleri şimdi halkımızda yaşamaktadır. Onun fikirleriyle Kı­ nm'daki problemleri de aşmak daha kolay olaC'aktır. Çünkü hiçbir Türk halkı tek başına problemleı;ni çö­ zemez. Bu problemlerin çözülmesinin t ek yolu beraber olmaklır. X:_ -Gaspıral ı'nın döneminde ortak bir Türk dili bluşlunna fikri vardı. Bu konuda sizin görü�leriniz ne­ ler? XJ KIRI M OÔLU- Gaspıralı 'nın döneminde. Tü rkiye Türkçesi'ne çok .sayıda Arapça ve Farsça kelimeler gir mişli. On uı ı temiz bir Türkçe ohışt unna fi kı; \'ardı . O zaman hu komı çok akı üelcli. Ama şimdi ort ak bir dil oluştunnak imkcl.nsız. En gelişmiş olan Türkiye Türk­ çesi'ncle birleşmek mümkün olacakt ır. Tü rkiye Türk· çesi de diğer Türk halklarından alinan kelimelerle da­ ha da zenginleşebilir. Tarih ve Medeniyet dergisi Orn k 1 9�)�


1 34

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 35

KIRIM'DAN ÇEÇENİSTAN'A DESTEK Çeçenislan'daki Rus işgali ve vahşetinden en çok etk ilenen Türk topluluğundan bir tanesi şüphesiz k i Kırım Türkleri . .. Çeçenlerle tarih boyunca bir ç o k or­ tak noktaları bul unan Kının Türkleri, Çeçeni stan işga­ li baŞlar başlamaz Kırırn'dan sembolik de olsa 1 4 gö­ nüllüyü Çeçeni s lan cephesine gönderd iler. Kırım'da mitingler, yürüyüşler düzenleyen, yardım kampanya­ ları başlatan ve Çeçenislan şehi tleri için H ansaray Ca­ rnii'nde dua elliren Kırım Türkleri'nin yolbaşçısı Mus­ tafa Cerniloğlu bu haksız ve insanlık dışı işgal hakkın­ daki sorulanrnızı şöyle cevaplandırdı: -Çeçenislan ' ın i şgali, tarih boyunca Rusların uy­ gulaınış oldukları yayılmacılığın devam elliğini gösteri ­ yor. Rusların bu yayılmacılığı kon usunda bize b iraz bilgi verir misiniz? CEM İLOÔ LU - Rusya'da rej imler, ideolojil er deği­ şebil ir, fakat onun sömürgeci ve yay ılmacı s iyaseti, maalesef h iç değişmiyor. Son yıllarda , Rus emperyal iz­ mi b üyük darbe yedi . Yüzyıllar boyunca büyük kanla kurulan ve son 70 yıl içinde "Sovyeller �irl iği" ad ını taşıyan Rus İmparatorluğu dağıldı. Birçok milletler ba­ ğımsızlığını kazandı . Ama bağımsızlıklarını yalnız Sov­ yeller Birliği içinde "Müttefik Cumh uriyet" statüsünde' olan ülkeler kazandı. 'Rus Federasyonu"nun içinde oto­ nom (özerk) cumhuriyet statüsünde olan ülke ler ve milletler i se Ru sya içinde kaldılar. Yeni kabul edilen Rus Federasyonu'nun anayasasında onların bağımsız­ l ıkları için h içb ir demokratik yollar ve prosedür öngö­ rülmemiştir. Onun için bu m illetler öz serbestlikl erini ve bağımsızlıklarını kazanmak için yalnız savaşmak rnecburiyelindedi rler.


1 36

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

İşte bu milli kurtulu ş savaşları Çeçenislan'da başladı demek mümkündür. H em de bu savaşa Çe­ çenlerin kendileri başlamadılar. Onların demokratik şekilde seçilmiş Cahar Dudavey başkanl ığındaki meş­ ru h ükümeli. halkının iradesine ve dünyada tanınmış olan 'self detennination' hakkına. yani milletlerin ken­ di mukadderatını kendi tayin etme hakkına dayanarak Çeçenislan bağımsızlığını ilan elli . Rusya ise üç yıllık iktisadi ambargodan sonra bu millete karşı binlerce asken. tanklarını ve bombardıman uçakların ı gönder­ di. Yani Rusya deyince. büt ün Rus halkını suçlamak mümkün değil. Rusya yöneliminin Çeçenislan'a yaptı­ ğı cinayetlere karşı şimdi bin lerce Rus. mitingler, nü­ mayişler yapıyorlar. Boris Yellsiıfin ve onun etrafında ki canilerin mahkemeye verilmesini talep ediyorlar. Rusya Parlamentostı"nun İn san Hakları Komisyonu Başkanı Sergey Kovalov açık<;a Rus oı·dusunun Çeçe­ n istaıı"dan çekilmesini ve Çeçenislan'ın bağımsızlığı­ nın tan ınmasın ı talep e l l i . (Söz sırası Sergey Kova­ lov"dan açılınışken. bu konuda bilgi vemıek islerim. Sergey Kovalov yakın arkadaşımdır. Biz onunla ve da­ ha 1 3 çeş it millet in t emsilcisi arkadaşımızla beraber 1 969 senesi Sovyetler Birliğ/nde Birinci İnsan Hakları Savunma Komitesi'ni kunnuşluk. Haziran ayıydı. Kı­ rım Türklerinin haklarını en çok savunan Pelro Grigo­ renko yakalandıktan sonra. İnsan Hakları sm·unucu­ su arkadaslar hiraraya gelerek bir komite kunna kara­ rına vardık. O komiteye çeşitli milletlerden insanlar girdi. Kırım Türklerinden de ben ginnişlirn. Kovalü\' da bu komitede vardı. o zammı Moskova"da yaşıyordu. Bu komitede o zaman Sovyetler Birliği'nde yaşayan millet­ leıin insan haklannın nasıl çiğnendiğini raporlarla ha­ zırladık ve dünya basınına ulaştırdık. Bir kaç hafta­ dan sonra b u komitenin üyelerini yakalamaya başla-


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

1 37

dılar. Komitenin bütün elemanları yakalandı. Kovalov. rej ime karşı olduğu ve İnsan Hakları Savunma Hare­ ketleri içinde yer aldığı için 1 0 yıl kadar hapis yattı. ) Kovalov gibi namuslu insanlar şimdi Rusya'da binler­ ce, ama Rus faşist Jirnovski gibilerin de sayısı maale­ sef daha çok. Ve aslında Rusya'da daima öyle oldu ve galiba ileride de daha epeyce zaman öyle olacaktır. Çünki, bu ülkede hiç demokratik gelenek yok. Buna göre, Ru sya'nın yayılmacıl ık, emperyalistlik siyaseti devam e�ecek görünüyor. ... J(-Kırım Türkleri ile Çeçenler yaklaşık aynı tarih­ leııde sürgün edildiler. Yani ortak bir kader birl iği var. Bu kader birliği bugün için de geçerli mi? CEM İLOÔLU- Evel. ama bu kader benzerliği yal­ nız İkinci Dünya Savaşı zamanındaki sürgünle sın ırl ı kalmıyor. Daha Çarl ık zamanlarında hem Kırım Türk­ leri'ne. hem müslüman Kafkasyal ılara ve en çok Çe­ çen -İngwş halklarına karşı Rusya tarafından büyük baskı ve cinayetler oldu. Neticede yüzbinlerce Kırımlı Türk ve Kafkasyalılar hicret etmeye mecbur olmwş lar­ dı. Onun için şimdi Türkiye Cuınhuriyeti'nde yaşayan Kırım Türkleri'nin ve Kafkasya'da yaşayan Çeçenlerin sayısından bif�aç kere çoktur. 1 94 4 senesi i<·inde hem Kırım Türkleri , hem Çe­ çenler ve bazı Kalkas halkları öz vatanlarından lopye ­ kün sürgün edilmiş ve soykırıma uğratılmışlardı. Ama Kruşçev zamanında Çeçenlere. ingu şlara ve daha birkaç sürgün olan halklara vatanlarına dönme müsaadesi verilmişi i. Kırım Türklerine ise böyle bir müsaade verilmedi ve biz vatanımıza dönmek için da­ ha 30 yıldan fazla mücadele vern1eye mecbur olduk. Bu mücadele hala daha devam etmektedir.


1 38

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

Çeçen ve inguşların otonom cumhuriyeti 1 9 5 7 yılında yeniden kurulmuştu. Bizim topragımız ise Kruşçev tarafından ı 954 senesinde Ukrayna'ya veril­ mi şti . "Prestroyka'" yıl larında ise. daha doğrus u 1 99 1 'de, bizim vatanımızda Kremlin baskısı ve desteği ile buraya bizim sürgünümüzden sonra getirilen ve bi­ zim evlerimizde. topraklarımızda yerleştirilen Rusların otonom cumh uriyeti kuruldu. Yani Sovyeller Birl iği dağıldıktan sonra Çeçenis­ tan Rusya Federasyonu içinde kaldı. Vatan larına dö­ nen Kının Türkleri ise Ukrayna Cumh uriyeti vatandaşı oldular. Kırım Yarımadasi ise stratej ik bak ımdan çok önemli olduğu için, bizim halkımız sürgün edildikten sonra milyonlarca Rus getirildi . Eğer savaştan örice Kırım'ın nüfusu 800 bin civarında ise. şimdiki nüfus 2.5 milyon civarında ve çoğunluk Ruslardan oluşuyor tabii. Onun için eski Sovyetler Birliği'nin çerçevesinde yaşıyan yarım milyon Kırım Türkü vatanına dönebilse bile (ve onlar mutlaka dönecektir) . onlar burada nüfu­ sun yalnız yüzde 20'slni teşkil edecekler. Tabii. eğer Ruslar da bizim gibi öz tarihi vatanlarına göç etmeye başlasalar n üfus oranı değişebilir. Ama Ruslar'cla va­ tan duygusu ve anlamı b iraz farklı, onlar Kırım'dan gitmeye herhalde şimdi niyetli degildir. Dolayısıyla, bizim için şimdiki Kırını'ın bağımsız­ lığı menfaatimize olmayacaktır. Tam tersine, zararımı­ za olacaktır. Biz kendi devletimizin Ukrayna Cumhuri­ yeti çerçevesinde milli-mahalli otonom Türk Cumhuri­ yeti olarak tesis edilmesini talep ediyoruz. İşte, Çeçenlerle b izim kader benzerl iğimiz ve farklanmız böyledir - Çeçen istan 'ın başlattığı bu mücadele ile Kar­ kasya'nın kaderi ne olacaktı� ·


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 39

CEMİLOÔLU-Kanaallmce Çeçen halkının müca­ delesi, sadece Kafkasya'yı degil bütün Rusya Federas­ yonunu büyük derecede etkileyecektir. Evet, Rus ordusu Grozni'yi, daha doğrusu bu gü ­ zel şehrin Rus bombardımanlarından sonra kalan ha­ rabelerini ele geçirecektir. Bunu yalnız bir mucize ön ­ leyebilir. Çünkü, birkaç bin Çeçen'in ve onlara çeşilli yerlerden yardımcı gelen gönüllülerin . karşısında bü­ yük bir devletin ordusu var. Mucizeler de bizim zama­ nımızda pek olmuyor. Afganistan savaşına benzer durum da, zanneder­ sem, orada olmaz. Çünki, Afganistan'da komün ist re­ j im ile bütün hür dünya karşı karşıya gelmişti, elemek mümkün. Ve neticede komünist rejim yenildi . Şimdi ise balı devletleri Çeçen halkının milli kurtuluş müca­ delesine sadece Rusya'nın iç işleri gibi bakıyor ve yal­ nız Rus ordusunun bazı vahşetlerine karşı sesini yük­ selliyor. Yani, batı devletleri Rusya ile aralannı bozma­ mak için Çeçen halkını kurban ettiler demek müm­ kün. Bence , bu ahlaksız ve basiretsiz davranış gele­ cekte, batılıların kendilerine büyük zarar getirecektir. İslam ülkelerinden de. etkili bir yardım beklemek mümkün değil. Bosna'da olup bitenleri görüyoruz . . . Ama nasıl olsa Çeçenlerin mücadeles i Grozn i . Rus ordusu'mın eline geçtikten sonra da muhakkak bitmeyecek. Belki daha fazla şiddetlenecektir. Şimdi Çeçenlerin esas kuvvetleri dağlara çekiliyor ve çele sa­ vaşlanna hazırlanıyorlar. Rus yönelimi serbestlik isleyen Çeçen halkına korkunç bir ders verecek oldu. Aynı zamanda son de­ rece vahşi ve merhametsiz davranışları ile diger Rusya Federasyonu içindeki milletleri de korkutmak istedi . Ama tam tersi oldu. Kocaman devlet, az sayıda. ama


1 40

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

son derece cesur, imanlı, h ürriyetperver halktan kuv­ vetli bir şamar yedi. Yemeğe de devam edecektir. Bu bakımdan. Çeçen halkı gerçek manadaki zaferi kazan­ dı. Çeçenlerin mücadelesi Rusya Federasyonu'nun içinde yaşayan diğer halkları birinci derecede, diğer Kafkas halklarını ruhlandıracak ve kurtul uş hareket­ lerine büyük destek olacaktır. Ama bu Rusya Federas­ yonu �nun içinde yaşayan bütün milletler bağımsızlığı­ nı kazanır demek pek mümkün değil. Çünki onların nüfus problemleri var. Şimdiki otonom cumhuriyetler­ de yaşayanlar içerisinde en az yüzde 30'u Ruslar. Otonom cumh uriyellerin de yansından fazlası Rus. Ama milli bağımsızl ık harekeli ba&layınca akınlı başla­ yacak . Rusların çoğu 'o ;.r.aman tarihi vatanlarına geri dönecek, etkisi iyi olacak. Yani, Rusya'da yaşayan azınlıklar ve demokratik kuvvetler Çeçen halkına leşekkür borçludur. Ama. bu teşekküıii insanla'rın Çeçen halkına pratik yardım· ve desteğiyle göslem1esi lazımdır. Allah bütün milletlere Çeçen halkına verdiği kadar casarel. iman ve vatan­ perverlik versi n. - Efendim. Rusya Federasyonu, önce Bağımsız Devleller Topluluğu'nu kurarak. sonra Çeçen istan'ı iş­ gal ederek, Kazakislan'la ordularım birleşlim1e karan alarak, "eski Sovyeller Birliği geri mi dönüyor?" soru­ sunu akla getiriyor. Öyle bir ihtimal var mı? CEM İLOÔLU - Rus imparalorlu,ğunu yeniden kur­ ınaya niyelli kuvveller var tab�i. . Bunların içinde birin­ cisi komünistler. Ama zannedersem onlar başarılı ola­ mazlar. Sovyeller Birl iği yeri iden i stekle kurulmaz. eğer işgal olmazsa. Ukrayna'da böyle kuvvetler büyük, orada koinünisl ·partisi başka cumhuriyetlere bakarak


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

141

daha kuvvetlidir. Çünkü orada 1 0- 1 2 pıilyon Rus ya­ şamaktadır. U krayna'da bile öyle şey başarılı olamaz. Çünki milli bağımsı�lığını isteyen U krainiler daha faz­ la. - Çeçenistan' ın işgali Kırım'da yaşayan Türkler üzerinde nasıl bir tesir uyandırdı? CEMİLOÔLU-Aslında Kının Tatar Milli Hareketi insan hakları nerede çiğnenirse, orada birinci destekçi olarak tepkisini dile getirir. Elbette Çeçenistan'ın işga­ line biz de kayıtsız kalamazdık. Biz elimizden geldiği kadar Çeçen halkına yardım etmeye devam edeceğiz. Biz işgalin başladığı günlerde mitingler düzenleyerek, Milli Meclisi'mlz müracaatlar yaparak, bu vahşi uygu­ lamayı protesto etlik. Kırım Hanlığı'nın talihi merkezi Bahçesaray'daki Hansaray Camii'nde Çeçen şehitler için dualar etlik. Gönüllü 1 4 arkadaşımız Çeçenistan'a gitti. Biz böyle yardımlara devam edeceğiz. Bazı vatan­ daşlarımız bize , Kırım Tatar Milli M eclisi için açıktan açığa gönüllü göndermek için çağrıda bulunmadı. şika­ yette bulunmadı. Ama bazı şartlar var orada, Ukray­ na'yı da zor durumda bırakmak istemedik. Gönüllü gitmek isteyen arkadaşlarımıza biz yardımcı olduk. 25 Ocak 1 995


1 42

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

ı,

1 43

KENDİ KAIEMİNDEN CEMİLOGLU

1 943 senesi 1 3 Kasım'ında Kınm'da dogdum . 1 944 yılı Mayıs ayında "vatan haini" damgasıyla hep halkımızla beraber Orta Asya'ya sürgün olunduk. Bizim ailemiz Özbekislan'ın Andican bölgesindeki bir köye sürülmüştü . Çocuklugum orada geçli. 1 955 se­ nesinde oradan göç et lik ve Taşkent şehrine yakın bir kasabaya geldik. l 959'da Rus dilinde orta okulu bilirdim ve Taş­ kent Üniversllesi Arap Dili ve Edebiyatı Faküllesi'ne girmek istedim. Ama orada bana açıkça. "Bu fakülteye Kırım Tatarları, yani Sovyellere sadık olmıyan milletin mensuplarını almıyoruz" dediler. Fabrikaya işe girdim. l 96 l senesi biz genç arkadaşlarla. Taşkent'le "Kırım Talar Gençleri Milli Teşkilatı" adlı bir siyasi teşkilat kunnu,ş luk. Birkaç hafta sonra teşkilatımızın önderlerini tevkif ettiler. Beni o zaman yakalamadılar ama işten çıkardılar. l 962 senesi Taşkent Sulama ve Ziraat Mekani­ zasyon Enslilüsü'ne kaydoldum. ama üç yıl sonra be­ ni oradan KG B" nin talebiyle çıkardılar. Sebebi. yani bana karşı yapılan suçlamalar böyleydi : Milliyetçi , Ko­ münist parti ve Sovyet h ükümetinin milli siyasetini tenkit ediyor, enstitü talebeleri arasında özünün milli­ yetçi ruhunda yazdığı ve "Kırım'da XII-XVI I I . yüzyıllar­ da Türk medeniyeti'" adlı· makalesini dagıtmış. L a lebe­ lerin fikirlerini bozuyor" dediler. Enstitüden kovmakla beraber beni askerliğe Sovyet ordusuna almak i�t edi­ ler. Ama ben askerliğe gitmeyi reddettim. Mademki bu devlette bizim h iç vatandaşlık hakkımız yok, öyleyse


1 44

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

b orcumuz da olamaz. İ k i n c i olara k , vatan ından vah ­

ş i l i kl e s ürgün edilen . valanı olmayan i nsan bu devl e t te

n eyi m ü d afaa edecek? Ben

bu

devl e t e sadık olacağıma

a s k e r a n d ı n a imza a lmayacağı m . d e d i m . B u n u n i ç i n b e n i b i r b u ç u k yıl h ap i s h aneye b ırak t ılar. İ k i n c i sefer ı 969 s e n e s i n de t evkif e lliler. S u ç l a ­ r ı m : K ı n m Tatarl;ı rı n ın vaziye t i . o n l a n n h akları h u s u ­

s u nda nıe k t u p l a r v e m a k aİ e l er yazarke n Sovyel ler\ıı

m il l i siyaset lerinı lekeleın i ş i m . 1 �l68 senesinde SO\'}'el ord u s u Çekoslovakya'yı i şgal eli i,!}; i i ç i n karşı pro t esto­ lar yazmı ş ı m vesaire . Yan i Sovyeı ler'e karşı propaga n ­

d a yapnr n ş ıı n .

B e n imle beraber o zaman Moskova ' da yaşayan ve K ı rını T ü r k l e ri n e çok yardımda b u l u nan Yah u d i ş a i r İ lya G abay· ı ve U krayn a l ı G e n eral Peı ro G rip;uı·en ko'yu d a ya k a l a m ı ş ve nrn h a keme e t me k i �' i n Ta ş k e n l' e ge­ l i n n i şl e rd i . Ama G rigorenk o' ı ı ı ı ı ı d avasın ı bizimk is i n ­ cl e n ayırd ı l a r ve o n u del i h a ııeye b ı ra k tıl ar. Böylel ik l e o i n san K ı rım Tü rkleri ne yard ım e l i i.Qi sebebiyl e beş y ı l ­ dan fazla

b i r s i'ı reyi del i h a nede ,Qec i rd i . B e n i v e İ lya

G ahay · ı ise Taşken t ınal ı kemes i n i ı ı h ük m ü n e göre 3 y ı l m üd de i ağır çal ı şma kampı na yol l adıl ar. İlya G abay serbesl b ıra k ı l d ıf�ın d aıı birkaç ay son ­ ra i n ti h a r el l i . Kend i s i n i apart ma n ın

1 2 . kal ın pence­

res i n den yere al l ı ve öld ü . Heni ise 1 974 sem· s i n cl e y i ­ n e , ü c ii ncü kere yakal a d ı l a r v e lıi r yıl müdd e t l e Sibir­ ya'dak i agır çal ı ş m a kampın a yol l ad ı l ar. Serh r s t l i{�ime üç gfı n kala bana karşı y i n e b i r dava a ç t ılar ve m ü d ­ d e i i m i uzal l ı l a r . G üya kamp t a k i m a h p uslar ara s ı nda Sovve l l e re karşı propagan d a yapm ı ş ı m . kamp t a n ar­ k ad a ş l a rı m a ve akraba ları m a yazd ığım mekl u pl arda Srnyel ) erin s iya seti n i lekelem i şiın ve b u n a benzer s u ç ­

l amalar. Prote sto olarak ac.: l ı k p;re\'i ilci.n e t t i m . B u a c l ı k grevi 1 O a y kadar. dah a doğnı s u 3 0 3 gün devam e l i i.


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

1 45

Burada. nasıl olup da o kadar uzun müddet açlık grevi geçirmek ve ölmemek mümkün. gihi sorular do­ ğabilir. Sovyet hapishanelerinde açlık grevi şartlan böyleydi : İ nsan ağzına hiç yemek alımyor. ama m a h ­ pus ölüm haline yakınlaştığı zaman mahkeme gard i ­ yanları onun el1erine kelepçe tak ıp ağzın ı zorla açıp last ik boru sokarlar ve böylelikle kamına a ç l ı kt an öl­ mesin diye gıdalı akar madde dökerler v ey a h u t k a n dam a rın a iğneyle glikoz enjeksiyonu ya pa rlar. İşte o zaman. yani 303 günlük açlık grev i zama­ nında, Andrey Saharov. Petro Grigorenko ve d iğer m eş h u r insanlar be n i m serbest l i ğ i m i talep ederek d ünya k a m uoyu na. B i rl e ş i k M illetler Te şk i l a tı ' n a m ü ­ rac aa t l a r ve protestolar yazdıkları i c i n he n im i smim ,.e Kırım Türkleri n i n probleml e ri gen i ş d ünya cernaatına bel l i olmuştu. Yıllar gec: ı i k t e n sonra. o zamanl ar Tür­ k iye' d e ele beni k u rt an nak için yürü yü şl er. y ayın l ar ve d iğer hare k e tler ya p ı ld ı,!}; ın ı ve bu h a re ketlerd e . Türk i ­ ye'dek i Kırım Türkleri akt i f iştira k ell i kl e ri n i öğre nd i m . A m a a ç l ı k hfTevi ne ve d ü nyanın çe ş i t l i yerlerinden

pr ote s to l a r yağmasına bakmadan heni Omsk şe h rind e yarg ı lad ı lar ,.e i k i b u ç u k y ı l agır c a lı şma kampına h ü ­ küm e t t iler. M uh akeme kapalı geç l i . N e a k ra b a l a rım ı ve arkad a ş l a rı m ı ve ne de m a h s u s mah kemeye .!.!e len

akadem i sy e n An cl rey Saharov' u ve onun eşi Yelena Hon n e r' i ı na h kt'me salon u na

ği" y a l n ı z g a r d iya n la r . KGH

k oy d u l a r .

ve

"Serbest publ i­

İ ç işl eri b a k an lı ğ m ı n

h izmet ç ileri t e ş k i l e lrn i şd i . M a h k u m iye t i geç imıek i ç in Ç i n sın ırına yakın olan Primorski adlı bir agı r ç al ı şm a kam p ın a y ol l a d ı l ar .

Mücldetirn b i tt i kt en sonra yine Taşken l ' c get ird i ­ göz e t im . nez a re t a l t ın d a b u l u n m ak ş a rt ıyl e

ler ve aç·ık

"s erbe s t " b ı ra k t ı l a r. Aç ı k göz e t im n ezare t i n şart l a r ı böyleyd i : Taş k e n t ş e h rinden.

çıkıp

gitmesi y a s ak . ak-


1 46

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

s am saat S ' d e n sabah saat 6'ya kadar evden d ışarı c· ıkması yasak çok cemaat top l an an yerlere (mesel a . k a h v e h a n e l ere. ç a y s a l o n l arı n a . pazara v e b u n a b e n ­

z e r yerl e re) v a mrn s ı yasak ve h e r l ı .ıfla karakola vanp kayıt olunma merburiyeli var.

Bir y ı l d a n sonra , 1 9 79 � ı · n e � i Şubat ay ında açık

.!4öze l im nezare t şart lanııı b( l1.t ıyor � 1 1 1 1 . d iye ben i yine h a p i s h a n eye blra k t ı l ar. Ta ş k e n t ' t e geçi r i l e n m u h ake­

meme yine akadem i syen A. S a h aro'· .!4e l d i . ama yine

o n u ve zaten h i ç·bir k i m seyi mahkeme salonuna bırak­ m a d ı l a r . Yan i beşinci m u h akemem de kapalı geçli ve

heni 4 y ı l m üd d e te Yaku t i s l a n ' a s ü rgü n l ü ğe h ük üm et tiler.

Sürgü n l ü k m ü cl d e l i b i t t i k t en sonra a i l e m l e yer­

le sırn:k ü ı ı ı i d iyk l\ ırı m ' a gelı ni � l i k. ama üç gü n sonra

bizleri Kırım 'dan s ü rgün et t i ler ve Özbekislan:a götür­ dü ler.

1 983 senesi lfa s ı m ayında yine t evkif et 1 iler. 3 yıl

ınüdcl eı le ağır ç·al ısıw1 kam p ı n a h üküm e l ti ler ve Ma­ gacla ı ı seh rin den •1 5 k il om e ı re uzaktaki bir kampa ge ­

t i nl i l e r. Bu s e fe rk i s ı ı t· l a ı ı ı a lar da ö t e k i daval arımda

old uğu gibi gelgne ksel s u ç l am alard ı . Yan i . Sovyellerin m i l l i siyase t in i . iç ve dı� pol i t i k a s ı n ı lekelemi s iın . Sov ­

y e t ord us u n u n Al'gan i s l an ' ı i şga l i n e karşı Sa harov ve d a l ı a birkac· arkad aşlarımızla beraber prote s t o imzala­

m ı sım vesa ire . Bundan da gayrı . 1 983 senesi yazı n da Kra snodar ülkes inde ölen babamın cesed i n i . yasak ol­ du[!:u n a ba kmadan . Kırım · a geçi nneye ve orada topra­

ğa \'e nne�·e gayret etm i şim . c e n azenin karşısına çıkan pol i s \'C askerler ile çatı şmalarda rehberl i k yapmış1111 . M a gadan kam p ın d a m üddetimin sonu n a yakın ­ l a � l ığı zaman bana karşı yen i dava açtılar. Ama o yıl art ık SO\·yeller 1:3 i rl i ğ i ' n de bazı değişmeler başlam ı ş t ı . H ü r dünyanın baskısıyla .siyasi mahpusları serbes l b ı -


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 47

rakmaya başlamışlardı. 1 986 senesi Aralık ayında be­ ni Magadan şehir mahkemesinde yargıladılar ama yal­ nız 3 yıllık ineşrul hüküm çıkardılar. . İ şle. o zamandan beri , yani arlık 5 yıldan fazla serbestim. Toplam olarak hapishanelerde. ceza kamplarında ve Yakutistan sürgünlügünde 1 5 yıl kadar geçirdim . 1 989 senesi ilkbaharında ailemle beraber Kırım 'a avdet eltim . Aynı sene Mayıs ayında Özbekistan'da Kırım Ta­ lar Milli Hareketi inil siat if gruplarının bülün ittifak t oplantısı yapıldı . Bu toplantıda Kırım Talar Milli Ha­ reketi Teşkilatı kuruldu ve onun lüzügü, programı ka­ bul edildi. Bu TeşkilcHm başkanı olarak beni secliler. 1 99 1 senesi H aziran 'da Akmescil şeh rinde Kının Tatar Milli Kurultayını geçirdik. Bu 1 9 1 7 senesinde Kırım'da geçirilen Kunıllay'dan sonra ilk Milli Kurul ­ lay'ımız oldu. Kurult ay'da hep halkımızı temsil eden ve halkımızın adından kararlar çıkannaya yelkisi olan 33 kişiden ibaret Milli M eclis seçildi . Beni de Meclis Baş· kanı olarak seçtiler. Halen ailemle beraber Bahçesaray şehrinde yaşı­ yorum. üç evladım var.


1 48

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım


Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım

1 49

KIRIM'IN KİMLİGİ İdari Yapı : U kra.yna'ya bağl ı Özerk Cumh uriyet Yüzölç ü m ü : 26. 1 40 k i l ometrekare N üfu s : 2 milyon 600 b i n (yaklaşık) N ü fu s dağılımı: Ruslar: l . 630 . 000 U kraynalılar: 62 5 . 000 Kırım Türk l e r i : 300 . 000 , ·

Beyaz R u slar: 50. 000 Yah u d i ler: 1 7 . 700 Alman lar: 2 . 4 00 Enn e n i l cr: 2 . 200 Karaim Tü rkleri : 882 Kırımcak Türk l e ri : 604 Bmş�el ı r i : Aknıesci l Para B i r i m i : K u pon . . . Ayrıca ruble ve dolar d a

kullanılm a k t a .

Kara d e n i z v e Az a k Den izi arasındaki alam ka pla­

yan Kırım Yarıma d a s ı . sah i p olclugu topra kl ara bakı­

l ı rsa. d ünyadaki 75 ül keden dal ı a b üy ü k . . N ü fu s u ise 95 ü l ke n i nk i n den faz l a . Yarımad a ' da 1 7 �eh i r . 5 l i ­

man . 8 h avaalanı . 7 büyük demiryol u . yük kavşakları.

geli!şrn iş ve b üyük otoban lar. 200 büyük fabri ka var.


1 50

Kemal ÇAPRAZ / Sürgünde Yeşeren Vatan Kınm

KEMAL

ÇAPRAZ KİMDİR?

1 964 yılında Kastamonu'nun Araç ilçesi Pelitören köyünde dünyaya geldi. İlk, orta ·ve lise tahsilini, İs­ tanbul Tuzla'da Larnamladı. 1 982 yılında İstanbul Üni­ versitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'na giren Kemal Çapraz, 1 985 yılında, "İnanç Derglsi''nde gazeteciliğe başladı. Ayn ı yıl Türkiye gaze tesine geçen Çapraz, ı 987 yılında, Basın Yayın Yüksek Okulu'nu bitirdi. İs­ lanbul Ü niversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazete­ cilik ve Halkla İlişkiler Bölümü'nde, Kırım Türkleıi Ba­ sın Tarihi üzeıine masler yaptı . Türk Dünyası ile ilgili çalışmaları başla Türkiye gazelesi ve TGRT olmak üzere , ''Türkislan Dergisi", "Türk Yurtlan Dergisi", "Türk Yurdu Dergisi". "Azer­ baycan Türkleri'nin Sesi Hazar Gazelesi". "Doğu Tür­ kislan'ın Sesi Dergisi", "Yesevı Dergisi", "Tarih ve Me­ deniyet Dergisi", "Genişaçı Dergisi", "Hanımeli Dergi­ si". "Yeniden Diıiliş Gazetesi" , "Ufuk Çizgisi Dergisi" ve " Emel Dergisi"nde yayınlandı. Kemal Çapraz, " Kültür Ocağı Derneği", "İstanbul Güvenlik ve Adliye Muhabir­ leri Derneği", "Türkmenistan Türkl eriyle Dayanışma Derneği " , "Turan Kültür Vakfı" kurucuları arasında yer aldı. Gazetecilik mesleğine, İhlas Türk Dünyası İ stih ­ barat Servisi Şefi olarak devam etmektedir. ·


TU RA N K ÜL TÜR VA K F l ' N I N D İ GER Y A Y I N LA R I ETNİK TUZAK

Proj.

Dr. Mustafa E. Erkal

HER YÖNÜYLE KÜRT DOSYASI

Prof

Dr. Abdulhalu.k M.

Çay

İSLAM SOSYOLOJİSİNE GİRİŞ Doç. Dr. Yumni Sezen

DoGU VE GÜNEYDOGU ANADOLU'NUN KÜLTÜREL YAPISI

Prof

Dr. Abdulhaluk M.

Çay

ŞARK MESELESİ Raif Karadağ TÜRKİYEDE SOSYALİST ERMENİLERİN SİLAHLANMA FAALİYETLERİ Dr. Erdal İlter ,TÜRK

Prof

ERGENEKON BAYRAMI

Dr. Abdulhalu.k M.

Çay

-

NEVRUZ

İsteme Adresi: Paşa.limanı Cad. Nu: 22/2 Üsküdar Tif : (0-2 1 6) 3 1 0 89 05

-

İSTANBUL



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.