M.
Fahrettin Kırzıoğlu
KÜLTÜUAKAllUÖl/1278
�
Türk Büyükleri/ 135
KAZIM KARABEKIR
KÜLTÜR BAKANLIÖI YAYINLARI I 1278 Türk Büyükleri Dizisi I 135
KAZIM KARABEKİR (Kendi Eserleri. Haltercilmeleri ve Arşiv Belgeleri'ne Göre)
Prof. Dr. M. Fahrettin
KIRZIOÖLU
@
Kültür
BakanlJ.lı I Ankara 1991
ISBN 975 17 0781 1 Kapak Dtıuni / Grafik S Ltd. Ştl. -
-
-
Yayımlar Dairesi Başkanlığı 'nın
22.3.1991 tarih ve. YAPKUR 928-1.944 saydı makam onayı ile birinci defa 15.000 adet bastınhnıştır.
Dizgi : İlkay Matbaacılık Ankara -
Tel
:
230 39 54 - 230 60 65
ANKARA 229 92 11
Sevinç Matbaua Tel
:
-
Kars'ta Yatan Aziz Şehid/erimizin Mübarek Ruhlarına M.F.K.
ÔNSÖZ
"Kazım Karabekir Paşa " kitabını, 'TÜRK BÜYÜKLER/" takı mı arasında yayınlanmak üzere , Sayın Bakanlığımız bana havale bu yurunca, büyük mutlulu.le duydum. Rahmetli Paşa'y ı. Kars'ı iki defa kurtarırken gören dedem ve babam gibi bütün lcomşu/arımızdan duy duğum, O'nun büyüklük. ve faziletlerini, eşsiz milli hizmetlerini yaz mak, daha önceleri başkalarının yazdıklarına göre değil, "Yayınlan mamış Belgeleri Görmekle" olmalıydı. Bu uğurda: Türkiye BMM Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'mızda bulunan "Arşiv"lerdeki "Kazım Karabekir Paşa Dosyası"nda saklananlar ile, ATASE (eski, "Harp Tarihi Dairesi", yeni Askeri Tarih ve Stratejik Etüt) Başkanlığı ile Çankaya-Atatürk Arşivi'ndeki belgelerin fotolcopi veya mikrofilmlerini, resmi müracaatlarım/o alınan müsaade/ere göre, tedarik ettim. Rahmetli Paşa'nın ikiz Kızları Hayat FEYZIOCLU ve merhu me Emel ÖZERENGIN Hanımefendiler, 1967'de Kars Halkımız'ın is tasyon önünde yaptırdığı 220 santim boyundaki tunçtan "Kazım Kara bekir Paşa Heyke/i"nin açılış törenine şeref vermeden önceden beni tanıdıkları için, evlerindeki, Muhterem Babalarının basılmamış birkaç eserini ve Aile Soykütüğü ile tarihifotoğraflarını, lütfetti/er. Paşa'nın ortanca damadı Prof Faruk ÖZERENGIN Beyefendi de. bu uğurda bana çok yardımcı oldular. Her üçüne de, burada sonsuz teşekkürleri mi sunarım.
v
Dileğim, Bakanlığuı yayınlayacağı bu kitabın çıbnasuıdan sonra, Rahml!tli Paşa'nın, çoğu esld-yazunızla olan elyazması eserleri nin, bir "Enstitü" tarafından, hiçbir coğrafya ve kişi adında yanlışlık yapılmadan, düzgün biçimde yeni-yazımıza geçirilerek, bir an önce bastırılmasına imkan sağlanmasıdır. O'nun ölümünden sonra, eslci yazımızla olan eserlerinin yazmasından yeni-yazımızla basıırılanlar da/ci, anlamı bozucu "okuma yanlışları"na -lci, resmi kuruluşların ya yınlarında da sık -sık rasılar.ıyor- bu kitapta yer yer işaret edildi. Bunu, Aıatürk'ün ünlü "Nutuk" lcitabının yeni-yazımızla yayınlarında bile görüyoruz!
·
Bu eserin yazılmasını bana havale buyuran Bakanlığımıza, Resmi Arşivlerimizden belgeleri seçip, fotokopi veya filmlerini a/mama yardımcı olanlara ve Paşa'nın Muhterem Varislerine, tekrar tek rar ıeşeklcür/er ederim. Ankara 16 Temmuz ]9'}() -
M. Fahreuin KIRZioGLU
VI
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR ............................. ..... .. ... ...................... .......... .... IX 1. BÖLÜM: HAYATI...................................................................
A) Att..ESİ, İLK VE ORTA TAHSİLİ .. .. .... ... .. ........ .. .... . .. .... ... ... ...
1 2
B) HARBİYE 'Y E GİRİŞ İNDEN Bİ RİNCİ -CİHAN SAVAŞI'NA KADAR
C)B İRİNCİ -CİHAN SAV AŞ I'NDA. .... ...... .... .. .......... . . .. .. .. . .... ..
9 .
Ç) MİLL İ MÜC ADELE'DE. ... . .... ... ... ....... ...... .. . ....... ... .. . . .. . .. . .... ...
14 21
D) BİR İNCİ ORDU MÜFETTİŞLİ Ôİ' NDEN
ÖLÜMÜNE K ADAR .. .. .... .... ... . ... . ... ... .. .. ................. ..... . ... ..
37
il. BÖLÜM: ESERLERİ .... .... ..... ... ... ... ... ,..................................
43
A) GİRİŞ ........... .. ................................ ... ..... ... ...... .. .........................
43
..
.
.
.
.
B) ESK İ-YAZI MIZLA BAS ILANLAR ..... ..... . . ....... .. ...... ... .........
.
46
C) YENİ-YA ZIMIZLA BAS ILANLAR ................... ................ .....
52
.
Ç) BAS ILMAMIŞOLANLAR .. . ...... .. ... ....... .. ...... ... ... .... ..... ....... . . .
56
Dl. BÖLÜM: KENDİ KALEMİYLE,
1918 YILINDA ÜÇ İLİMİZİ KURTARIŞI
60
A) GİRİŞ... ................ ... ..... ... ... .......................... ... ............. .... ... ... ....
60
B) E RZİNC AN'IN KUR TULUŞU ..... .... ......... .. ................. ............
64
C) E RZU RUM'UN KUR TULUŞU .. . .... ....... ............ .......... .. . . .. ..... .
75
vn
Ç) SARIKAMIŞ'IN KURTULUŞU................................................ 9 3 D) KARS'IN KURTULUŞU..........................................................
101
iV. BÖLÜM: MİLLİ-MÜCADELEMİZ'E EŞSİZ HİZMETLERİ . ..... .. ............. . ....... .... . ...
.
.
. .
.
. .... ..
...... ...
.
.
123
A) XV. KOLORDUBÖLGESİNDEN SİLAHLARI VERMEMEK KARARI ve UYGULAMASI ...........................
123
DESTEK OL MASI ...................................................................
12 9
B) ERZURUM KONG RESİve MUSTAFA KEMAL PAŞA'YA
C) YENİ- TÜRKİYE'NlN lLK ASKERİ ve SİY ASİ ZAFERl'Nİ KAZAN MASI: KAR S I' N SON - KURTULUŞU ve GÜMRÜ ANTI...AŞMASI .....................................................
145
V. BÖLÜM: " ŞEHİD-YAVRULARI TÜRK ÇOCUKLARI " · NIN KURTARICI v e TERBİYECİSİ " 154
YETİMLER-BABASI KAZIM KARABEKİR PAŞA" A) GİRİŞ
.......................................................................................
154
B ) XV. KOLORDU'Y A BAGLI "ÇOCUK LAR ORDUSU"
158
VI. BÖLÜM: ŞİİRLERİ'NDEN ÖRNEKLER ve İKİ MARŞ BESTESİ ............... ............................................
172
..
VII. BÖLÜM: BELGELER (11Şubat 19 15- 28Ocak 1948) ..... 18 9 VIII. BÖLÜM: " ŞARK CEPH�İ KUMANDANI" İKEN ALDIGI ARMAGANLAR ... ............ .... . . ............ .. . .
.
. .. .
.
.
... .... .
226
1. Sovyet Ordusu'nun Lüks Tren Salonu ....................... ................
226
III. Erzmumlular'ın Ya zma Kur'anı-Kerim'i .................................
232
iV. Yurtdışında Enver Paşa'dan "Murassa'-Kılıç".........................
237
Aile Soykütüğü, Notalar, Fotoğraflar. ...........................................
23 9
il. Azerbaycan Hükıimeti'nin Gümüş Yemek-Takımları ..............
VIII
228
KISALTMALAR
Kitabın içinde, eserler ile Belgelerin bulunduğu "Dosya" adları, aşağı daki biçimde kısaltılmıştır: AllAB
"Atatürk ile ilgili Arşiv Belgeleri"
106
(1911-1921
Tarihleri Arasına Ait
Belge), BAŞBAKANLIK Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı
(yeni adı, "Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü - lstan bul) Yayını, Arıkara 1982 (sadeleştirme ve belgelerin klişeleri).
AÔAS
"Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler", Arıkara'daki Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı hazırlamış, KÜLTÜR BAKANLIÔI yayınlamıştır, Arıkara
1981
(korkunç okuma yanlış
ları ile metin ve ona göre sadeleştirme). ÇD
Kazım KARABEK1R, "'Çocuk Davamız",
1943'
te biten bu kitap,
Paşanın Üç Km'run yazdığı "ônsöz" ile birlikte, daktilo ile yazıl mış ve her ilci yüzil teksir makinesiyle
1965'te
360
büyük sahife halinde
çoğalulıp, bazı kütüphanelerimiz ile ilgili kişilere verilmiş
tir; oradaki fotoğraf klişeleri, matbaada bastırılmış (yayınlanması, çok gereklidir). EEK
Kazun KARABEKlR, "Erzincan ve Erıurum'un Kurtuluşu" Istanbul
1939
(1918),
("Cihan Harbini Nasıl idare Ettik?" adlı büyük ve
belgeli eserinin 3. Kitabıdır). HTVD
Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi (yeni adı, ATASE) Başkanlı
ğının üç aylık "Harp Tarihi Vesikaları Dergisi"nin, Selçuklu
Fethi'nin 900. Yıldönümü Bayramına Armağan "Özel Kars Sayısı'',
IX
Sayı 49, Ankara. Eylül 1964. lH
Kizım KARABEKIR, "/stiWl Harbimiı", I. Cilt, İstanbul 1960.
KKK-D
Kara KıNVelleri KOmMlanlıfı Arşivi'ndeki "Kôzım KarabelcU Paşa Dosyası" (bunda, Paşa'nın resmi Sicilleri, kendi elyazılanyla hiltercümeleri, ilgili resmi belgeleri vardır).
SKO
Kazını KARABEKlR, "Sarılcanuş, Kars ve Ötesi", Paşa'nın, 1. Kaf kas Kolordu Kumandaru iken yaptığı savaş ve kurtarmaları anla tan, "21 Mart
-
2 Haziran 1918" vak'alarına ait, 1944'te eski - yazı
mızla elyazıyla hazırladığı yazma eserdir. Daktilolu bir nüshası, ATASE Başkanlığı Kütüphanesindedir; aslı ile karşılaşunlıp. bastı nlması kararlaştmlmaktadır (Yukarıdaki, "EEK"nın devamıdır).
�MM-D Tiirkiye Büyiilc Millet Meclisi Arşivi'nde, "/stanbul Milletvekili Kazım KarabelcU Paşa-Dosyası" olup, kendi elyazısıyla, biri 1923,
öteki 1939'a ait iki resmi haltercümesi ve bazı belgeler vardır, foto kopileri elimizde.
x
1.
BÖLÜM
HAYATI
Rahmetli Paşa'nın hayatını tanıtan ilk eser, "P.S." remziyle Pe yami SAFA 'nın, (1922 yazında) İstanbul' da "Tabi ve N3şir Orhaniye Matbaası"nın çıkardığı, küçük boyda 23 sahifelik, "Şark Cephesi Ser darımu KAZJM KARABEKIR PAŞA" adlı kitapçıkur. ikinci olarak, onun yakın dostu Gazeteci Feridun KANDEM/R'in şu iki kitabıdır: a "Kazun Karabekir", "Çıkaran, Sinan Matbaası ve Neşriyat Evi", İstan bul 1948; orta boyda 191 sahife, resimli; b- "Yakın Tarihimiz Yayın lan: 2" sırasında, "Kazım Karabekir'in Yakılan Hatıraları meselesinin içyüzü", "Naşiri, Nejat A� baba", Ercan Matbaası İstanbul 1964, orta boyda 200 sahife, resimli. Tabip -Şiir-Yazar rahmetli Dr. Fethi TE VETOÔLU, onun hayabnı ve hizmetlerini en iyi biçimde özetleyerek, 197l'de TÜRK ANSİKLOPEDlSl'NDE (XXI. 252-254) "Kazım KA RABEKIR" maddesini yazdı. Ortanca Damadı ile Kızı ÖZEREN GİN'ler de, O'nun 1982'de İstanbul'da basbrdıklan "ittihat ve Terakki Cemiyeti" kitabı başına (s. 9-15) ekledikleri, "Hayatı"nı yazdılar. Biz, Genelkurmay Başkanlığımızın izniyle, "Kara K11VVetleri Komutanlıfı Arşivi"ndeki "Kazım Karabekir Paşa Dosyası" ile, TBMM'ndelci Arşiv 'de bulunan, Rahmetli'nin kendi elyazılanyla yaz dıkları "Ha/tercümesi": a-11. Dönem lstanbul Milletvekili iken, "119 Sicil Nu." ile, "17 Alu.stos 1339(1923)" tarihli "Muhıasar Tercilme ihôl"; b- V. Dönem'de/stanbul Milletvekili olunca, Ocak 1939 başında yazdığı 3 sahifelik "Tercümeihal"; aynca, bu "Dosya"daki Belgeler.
1
Çankaya-Cumhurbaşkanlığı "Atatiirk Arşivi"nde, K. Karabekir Paşa ile ilgili birkaç belge gibi kaynaklarımıza göre, bu bölümü kaleme aldık. Büyük Kızı, Sayın Hayat FEYllOCLU"nun, İstanbul'daki "Askeri Müze"mize bağışladığı, Rahmetli'nin 18 adet Nişan ve Madal yasının "8.6.1972" tarihli 'Tutanağı"nın fotokopisi ile, Babasının "Hayatı" ve ilci şiirinin çıkuğı, Oca1c 1987 tarihli ve 42 sayılı (Ankara) "KEMALİST ATILIM Aylık Fikir Dergisi"nden de, yararlandı.le(*).
A) Atr.ESİ, İLK ve ORTA TAHSlLİ
Atalan, eski Konya //i'nin (şimdi Vilayet olan) Karaman (Larende)//çesi'nin güneybau yanında ve Konya-Karaman yolu üze rinde, halk arasında "Kasaba" da denilen "Gafriyat"ın yerli eşrafın dan, "Karabekir" ailesinden idi. Şimdi "Karabekir ilçesi" olan bu ka saba, eskiden içkale ile, düz yerde üç kapılı dışkale'si bulunan müstahkem bir yerdi. Buranın adı, Muharrem 836 (Eylül 1432) de biten Karaman da l " brahimbeğ imareti Mescidi"ndeki mermer kitabede, "Karye-i Gaf riyyat" diye ve vergi gelirinin yansı vakıf olarak geçer. Katib-Çelebi ("Cihannüma" s. 614), Karaman'da "Gaferiyyad"ı, "Turgud" adlı Türkmen oymağı nMıiyesine komşu gösterir. H. 1059 (1649) yılında Evliya-Çelebi (IX. 310) burayı görmüş olup, şöyle tanıtır: "Gafri yat"ın bir adı da, "Kılfirabıld"drr. Kaaclısının maaşı 150 Akça olan bir Kaza (Kaadılık)ur. 18 köyü vardır. Kalesi dörtköşeli olup, (yüksek ve) hendeksizdir. Kethuda - Yeri, Seretan, Dizdarı (Kale-Beği) ve 18 Muhafızı vanhr. Kalesi, düzlük bir yerde'dir. 3 Medrese, 8 bkmekteb ("Sıbyan-Mektebi"), 2 Han, 40 Dükkanı vardır. Bağhk-bağçelik bir '
yer olup, kadın ve erkek güzelleri çoktur. •)
2
Kanlı genç öğretmenlerden rahmetli ZMalıir BARANSEil'nin, 30 Ekim 1967 Kan'ın Kuıtuluşu'nun 47. Yıldöııılınil'nde, KanWar'm gayretiyle, istasyon kesimin de dikilen "Kazun Karabekir Hey/celi" dolayuıyla hazırladığı, "Dotun1111 Kıu14rıcısı Kıhun Karabekirw adlı 95 sahifelik küçük boy kitabı, derlemedir.
Rahmetli lbrahim Hakkı KONYALI ( "Abideleri ve Kitabeleri ile KARAMAN TARiHi ", İstanbul 1967, s. 157-159, 273, 301, 337, 408, 413-414), "Gaferiyaı Kalesi"nin resmini de vererek, buraya ait bilgileri derlemiştir: Dışkale Surlarında: Karaman-Kapısı, Hisar Kapısı ve Küçük-Kapı vardır. Karaman Kapısı'nın önü, yol aşın sağlı sollu Kabristan'dır. Sağdaki, bozularak ağaçlandırılmış, Mektep yapıl mış. Soldaki, hfila Kabrisıan'dır. "Kazım KARABEKIR 1943'te, (atala rının) doğup büyüdüğü bu Kasaba'yı ziyaret elliği zaman, her iki Kab risıan'ı, duvarla çevirtmıştır. Soldaki (bozulmadan kalan) Kabristan 'da , 1253 (1837) tarihli kabirtaşı, Gafriyad-A'yanı Elhdc Mustafa Ağa"ya fild". Buradaki Camilerden: Boyacı-Mahallesi'nde çi nili mihrabı bulunan Ulucami'e, Nevruzoğlu-Camii de denir. Haci llyas Camii'ni , (1649 yılında) Evliya-Çelebi de gönnüştür. Emineddin Mahallesi'nde, Yenicami de denilen Malbastı Haci Mehmed Ağa Ctimii'ne, Taci-Camii de deniyor ki, "Gafriyaı'ın tuğla kalınlığındaki (çok makbul ve mennerimsi olan) meşhur taşından yapılmıştır". Yinnialu yıl önce burası, sekiz köylü ve belediyeli büyücek bir (Nahiye) merkezi iken, içişleri Bakanlığınca adı, "Kazımkarabekir" konmuş ve son yıllarda da, ilçe merkezi yapılmış tır. Tanzimat Çağımızda.,gelenek olarak "Nahiye"yi idare eden me murlar, yerli-eşraftan tayin edilirdi. H. 1285 (1868) yılında çıkan /. Konya Stilncimesi"nde (s. 36), "Karaman Kaztisı"ndaki ilci nahiyeden küçüğü olan, "Gafriyad Nahiyesi Memuru, Reyhcin-Ağa" diye gösteri liyor. Yakın zamana kadar bölge halkı dilindeki gibi, Ondokuzuncu Yüzyıl sonlarında da, bu kasabaya, hem "Gafriyad", hem de "Kafri yad" denildiğini görüyoruz (Ali CEVAD, "Memcilik-i Osmciniyye'nin Tarih ve Coğrafya Lügati. İstanbul 1313/1897, s. (fJ7, 643). Bucak
• •
•
Rahmetli Kazım KARABEKIR Paşa, kendisine ve babasına benzeterek, karakalemle yapuğı, top-sakallı ve kavuklu uludedesi "Karabekir'in Resmi" arkasına, elyazısıyla şunu yazmışur:
3
"Fatih Devrinde Karaman HükWrıeti'nin son ( 1466'daki) Mu hmebesi'nde Gedik-Ahmed Paşa Ordusu'na yardım eden Ceddim (Dedem) Karabelcir" (Bu resmin fotoğrafı için bakınız, KANDEMİR, "Kazım Karabekir", İstanbul 1948, s. 18 1). Bu tablo, şimdi Eren köy'deki evi, "Kazım Karabekir Müzesi"ndedir1. Aile Kütüğü'nü, aile hauralanna göre kendisi yapmış ve Küıüp hanesi'ne koymuştur. Bunun bir fotokopisini bize gönderen
Varislerine teşekkür ederek, burada anacağız: Gafriyaılı 'Topal-Musa Paşa", "Hanife" adlı bir hanımla ev lenmiş. Bunlardan: J. Hasan Paşa, 2. Ziynet, 3. Ahmed Efendi adlı üç çocuk doğmuş. Bunların en küçüğü "Ahmed E/endi"nin de: J. Meh med Emin (Paşa), 2. Şerife, 3. lbrahim (Yüzbaşı) adlı üç çocuğu olmuş. En büyüğü "Mehmed Emin Paşa", kendi Halası Ziynet'in en küçük kızı (.Haciye) "Havva Hanım" ile evlenmiş, bundan sıra ile şu 5 oğlu dünyaya gelmiş: 1. Hamdi, 2. Hilmi, 3. Şevki, 4. HulUsi, 5. Musa Kazun. Topal-Musa Paşa'nın Büyük oğlu Hasan �aşa nın: 1 . Fatma, 2. Behice, 3. lbrahim adlı üç çocuğu; kızı Ziynetin : 1. Şükriye, 2 . Şükrü, 3 . Hacer, 4. Fatma, 5 . Havva (K. Karabekir'in anası) adlı 5 ço cuğu; Küçük oğlu Ahmed E/endi'nin kızı Şerife, evlenmeden ölmüş; Küçük oğlu Yüzbaşı lbrahim'in (K. Karabekir'in biricik Amucası'nın): /.Hüsnü, 2. Emine, 3. 'Zeynep, 4. Hayriye, 5. Selime, 6. Fatma adlı (1 oğlan, 5 kız) çocuğu olmuş. Soykiiıüğü (Şecei'e)de, Karabekir Ailesi'nden 'Topal-Os17Wn Paşa nın büyük oğlu "Hasan Paşa"nın, yukarıda anılan 2 kız, 1 oğlunun nesli yazılmamış. '
"
Babası
Mehmed-Emin
Paşa:
Gafriyadlı
Karabekir-
1) Şimdiye kadar dikkatlerden kaçan bir husus da, 1941-1952 YJ_llannda lsıanbul'da dini-terbi.ye iiı.criııe birkaç kitabı yayınlanmıı olan, "General Ô�r Cemal KARA BEXIR"in, "KOTabdir" soyadlı ba J ka bir "Genarali'mizin varlığıdır. Ank 'ra-Miill Kütiiphane'de, ıu eserleri var: 1-"lsıinca ve lsıibrıfnın Faydaları" 1949; 2-"/çlci" 1951; 3-"Kwnar" 1951; 4-"Zem ve Gıybet" 1951; 5-"Yalan" 1952; 6-"Fiııu ve FesôdınFenalılcları" 1952; "11.Baslu"sı, 1963; 7-"ZiM" 195ı. "ilim Yayma Cemiyeıi Nqriyaıı"ndaıı olan bu değerli eserlerin sahibi "General O�r Cemal KARABE KIR"üı, bizim KaramQll-Gafriyaılı "KOTabelcir" iilesiyle ilişkisi, anıumıaya değer (ATESE ve Emekli Sandığı Arşivleri'ne bakmak gerek).
4
Olulları'ndan Topal Mu.sa Paşa'mn küçük oğlu Ahmet Efendi' nin , büyük oğludur. Mehmed-Emin, 16 yaşlarında bir delikanlı iken, 1853 sonlarında Ruslar ile savaşmak için Rumeli'ye giden "Gönüllüler"e kaulmış; önce, 1854'te (15 Mayıs - 25 Haziran arasında 42 gün süren) Silistre Mululıarası Müdafaası'nda yararlık göstemıiştir. Sonra da, yine "Gönüllüler" ile birlikte gittiği Kırım'daki (17 Ekim 1854-9 Eylül 1855 arasında 10 ay, 25 gün süren ve üzüntüsünden Rus Çan 1. Niko la'nın 2 Mart 1855'te intiharına sebep olan, türkülerimizde hata hatırası yaşayan) "Sivastopol Kuşatması " muharebelerine katılmış; o kış 'siperlerde iken, donan ayağının birkaç parmağında iz kalmış ve; bir hücumda da yaralandığından, "Gümüş Muharebe Madalyası " (Si vastopol Nişanı) ile ödüllendirilmiştir.
30 Mart 1856 "Paris Antlaşması" ile Rusya yenilip Barış imza lanınca, "Karaman-Gönüllüleri"nden 19 yaşına gelmiş bulunan Kara bekiroğlu Mehmed-Emin Efendi, denenmiş yararlıkları dolayısıyla, "Nizami Ordu " ya alınmış; sonra da, '"Zabtiyye (Jandarına)-Sınifı "na geçirilince, derece-derece yükselerek, "Liva " Paşası (Tuğgeneral) ol muştur. Bu zaun adını, sıfat ve madalyası ile Konya Yıllığı'nda bul duk. H. 1303 (1885) yılında çıkan X/X. Konya Vilayeti "Satname"sinde (s. 292), şu bilgi var: Konya 'da "Vilayet 'Zabtiyye Alayı"nda, "Mirimiran" rütbeli ve "4. Mecidi" Nişanı bulunan "Hüse yin Paşa"dan sonra, ikinci amir, "Gümüş Madalya" sahibi "idare Emini, Mehmed-Em in Efendi" geliyor. Bu sırada Mehmed-Emin. "Yüz başı " veya "Kolağası " (Önyüzbaşı) rütbesinde olmalı. "Binbaşılığı"nda, "Kastamonu Vilayeti 'Zaptiyye (Jandarma) Alaybeği", Kaaimmakaam (Yarbay) iken, (Çorum Sancağı) lskilip Kazası "Kaaimmakaamı" Vekaleti 'nde bulundu. Miralay (Albay) /ığı'nda, ailesiyle birlikte Van Jandarma Kwnandanlığı 'na giderken, (Gemi ile Trabron'a, oradan kara yoluyla) Erzuru.m'da konaklamış idi. Rahmetli Ali Fuat CEBESOY Paşa, hatıralarında diyor ki: Baba Dedem Müşir (Mareşal) Mehmed-Ali Paşa'nın eşi Aişe Hanun'ın, "aslen Karamanlı" olan Mehmed Emin Paşa ile akrabalığı vardı. Bu yüzden O, Erzuru.m'a gelince, burada "Kolordu Kurmaybaşkanı" olan Babam lsmail Fazıl Paşa 'nın "Birkaç gün müsafiri olmuş"tu. Onun 5
oğlu Kazurı Karabekir'"ı de, çocukluğumda, ille defa Erzurum'da gör düm 2.
K. KARABEKIR de, hatıralarında diyor ki 3: Babam, "Van Jan darma Alay Kumandanlıgı'na nakledildiği zaman, 1302 (1887) yılı Temmuzunda bizi, lstanbul'dan aldırmışb. O zaman ben, küçüktüm (6 yaşına yeni girmiş). Fakat, geçtiğimiz Trabzon-Erzurum-Hasankale (Eleşgerd'e giderken aşılan) Tahirgediği-Kılıçgediği yolundaki bazı yerleri ve hatıraları, unutamıyordum. Erzurum'da bir havuza düşerek, başım yaralanmış ve bu yaradan bir iz kalmışb ...Van'da üç yıl kadar kaldıktan sonra", 1889/1305 yazında Elaziz Viltiyeti Jandarma Alay beğliği'ne nakledilen Babam'ın yanında, yine ailece yolculuk etmiş tik. . . Buranın kışını ve 1890/1306 tlkbahannın letafetini görmüştük". "Liva'1ık ile Paşa (Tuğgeneral) olunca, Mekke'ye tayin edildi. Yine Kazurı KARAJJEKIR hatırasında diyor ki: "Van'da, Harput'ta üç dört yıl kalarak; ilk tahsilimi de yapmışbm. Sonra da, üç yıl kadar Arabistan'da gezmiş ve bu sırada, Harput'tan Trabzon üzerinden ls tanbu/'.a dönüp, (oradan vapur ile) lzmir'i, Pire'yi, Mısır'ı, TUrisina'yı, Kanal'ı, (dönüşte) Beyrut'u da görmüşLüm"4. Mehmet-Emin Paşa'nın, Harput!Eltiziz'den, 1890 sonunda "Hicaz Vilayet"ne tayin edildiği ve kışı burada geçirdiği, anlaşılı yor.H.1309/R.1307 (1891) yılı Hicaz Stilntimesi'nde (s.130-131, 150, 178), Erzurumlu Ömer-Ağa "sulbünden" gelen "Seyyid Ali-Yaver Paşa zade Devletlü Esseyyid lsmail Hakkı Paşa'nın, "Hicaz valisi ve Şey hül-Harem" olduğu; "Hicaz Vilayeti Zabtiyye Alayı Kumandanı"nın da, "Mehmed (-Emin) Beğ, Alaybeği" olup, "3.Mecidi" ve "iftihar Gümüş Madalyası" sahibi bulunduğu, belirtiliyor. Son adı geçen Vali' den (ölüm veya nakil yüzünden aynlınca) boşalan makamda, aslı ge linceye kadar, Mehmed-Emin Paşa, "Hicaz Valivekilliği"ni yaptı. İşte
2) Ali Fuad CEBESOY, "SuufArlrodQjımAlaliiTk", lsıanbul 1967, s.17,29. 3) "CiJıan Harbini Nasıl idare Enik? KİllJp J'Mn ERZiNCAN ve ERZURUMUN KUR· rowşcr. tsıanbul 1939, ı.34. 4) "Çocuk DawJnuz", lsıanbul 1965 (teksirli), ı.53.
6
bu sırada. eşi, HavvA Hanım, 1893 (R. 1309) Haziran-Temmuz'daki Zilhicce ayında, Kôbe'yi tavaf ile "Haciye" oldu; ve bundan sonra, "Hôci-Havva Hanım" diye tanındı. Küçük oğlu Musa-Kazım, 1 1 yaşında iken, Hicaz Vdlivelcili ve
Jandarma Alayı Kumandanı Mehmed-Emin Paşa, 1308 yılında
Mekke'de çıkan "kolera salgını" sırasında. haslalanarak 57 yaşında ölünce, oradaki "Türk Kabristaiıı"na gömüldü. Çok dirayetli bir "Os manlı-Kadın" olan "Haci-Havva Hanım", çocuklarını ve hizmetçisi ile uşağını da yanına alarak, lstanbul'a getirip, kendisini, oğullarının tah sil ve iyi yetişmelerine adadı. • •
•
Y �da anılan elimWleki belge ve yayınlara göre, bu konuyu özetleyeceğiz. Ancak, burada, halkımız arasında hüa, "Eski-Takvim ı Eski-Hesap" denilen "Mali / Rıuni" takvimi, yani, 1 Martı Yılbaşı sayan ve 1900 yılından beri "13 giln" geri sayılan takvimi,/. Cihan Savaşı'nda müttekifimiz Almanya ve Avusturya'nın kullandığı "Gre goryan I Efrenci-Takvim"e uydunnak için, "8 Şubat 1 332" Rumi tari hinde çıkarılan bir Kanun ile, "16 Şubat 1333" gilnilniln, 1 Mart 1333 (191 7)" sayılarak, 13 gün ileri alındığı gibi, Yılbaşı'nın da 1 Mart ye rine, "l Kanunisani (Ocak)" sayıldığını, unuunamak gerekir. İkinci husus da, hiçbir yayında bulamadığımız, Paşa'nın tam adının, "Musa Kazım"oluşudur. Resmi evrak ve "Sicüler"inde kallanılan bu ad, bilin diği gibi, Hz. Peygamberimiz'in torunlarından olan, "Onilci-lmam"dan yedincisi MU.Sa Kdzun'ın (745-799) hAıırası ile, halkımız arasında çok kullanılagelmiştir. Paşa, 1902-1917 arasındaki resmi yazışmalarda, bu çift adı ile anıldığı gibi, basurdığı "Ad-Kartı" (kart-vizit) gibi şahsi belgesinde de kullanmışnr "Musa Kazın Zeyrek-Erkdnıharbiyye z.abıttinı'ndan .s. Kazurı Karabelcir Paşa'nın Hayat Takvimi (Kronolojisi):
S) Bakınız, "22 TqrUıis&ıi 1322 • tarihli d)'Ulll ukaamda, basılı kut, Pıofeıör Fanılı. ÖZERENGlN-Emel ÔZERENGIN'in butırdıiı. "/ttilıaı "e TıralcJci Cemiyeti 18961909"; İstanbul 1982,s.143(1clişe). Apjıda (s.48) 1920 de Bakıl'de basılan "Ötiidk rim"lcitabındalci adına da bakınız.
7
"Zabtiyye" (Janclanna) Subayı Karaman-Gafriyadlı Mehmi!d Emüa ile, Halası kızı Hawô Hanım'ın en küçük ve beşinci oğullan Musa Kazım, "11 Temmuz 1298 (1 Ramazan 1299/23 Temmuz 1882, Pazar) günü, evlerinin bulunduğu lsıanbul'un Küçükmusıa/apaşa sem tinde �rek'te doldu. (Delilcanlı olduğunda, Babası gibi) Akaenli, yeşil-gözlü, kara ve gür kaşlı, uzunca boylu ve hep neşeli idi. Çağın Osmanlı kütük kaydına göre, onun:Adı-Baba Adı-Doğum Yeri ve Yılı ile Harbiye'den çıkbğı yıl ve Sınıfın Kaçıncısı olduğu, Askeri Sınıfı da belirtilerek, "Sicilli"nin bütün terfılerinde ve dosyasında, şöyle yazıl dığı görillür: "Musa-Kazım bin Mehmed (-Emin), 'Zeyrek 1298 (1882), (Har biyeden Mezun oluşu) 318 (1902)-1 (Sınıf-Birincisi) Piyade". Geleneğe göre, beş yaşına gelince, 7.eyrek'teki Sıbyan Mektebi'nde ilk okula başladı (1886 güzü). Ertesi yıl 1302(1887) Ba bası Van Jandarma Alay Kumandanı olunca, Temmuzda lsıanbul'dan ayrılıp, oraya gittiler, hkokuluna orada, üç yıla yakın devam etti; 1306(1889)da Babası Elaziz'e nakledince, orada da bir yıl okuyup, "ilk Tahsili"ni yapmış oldu. Babası Hicaz'a tayin edilince, Mekke'ye gittiler. "Üç yıl kadar Arabistan'da gez"diği sırada (Çocuk Davlmız", s.53), Ortaokul'a (Mekke'de Türkçe okutan Mektep olmadığından) devam edemeyip, 9-11 yaşlarında, serbest okuyup, gezdi. 1893/1309 Haziran (1310 Zilhicce) ayında Hac mevsiminde, Babası koleradan rahmetli olmasıyla, onbir yaşında Meklce'de yetim kalınca, ailesiyle ls tanbul'a döndüler. l 309/l 893 güzünde Istanbul'da, "Fôtih Askeri R ilşdiyesi"ne de vama başladı ve Fransızca'ya çok çalışb; keman dersleri aldı; lcaraka lem ve suluboya resim yapma'da kabiliyetini geliştirdi; şiir ve edebi yat'a, bilhassa Türk Tarihi'ni öğrenmeğe özen gösterdi. Bu yüzden, sınıf arkadaşlarından çok farklı ve üstün başarılı, sınıf birincisi olarak, bu okulu bitirdi. Lise'yi, "Kuleli Askeri ldtidisiHnde (1896-1899), aynı heves ve şevkle çalışarak birincilüde bitirince: İyi keman çalan, beste denemeleri yapan; Fransızca konuşabilen ve okuyan, yağlıboya resim de yapan, "Osmanlı Tarihi ve Mu.htuebtleri"ni, büyük bir istekle oku-
8
yup Oğrenmeğe aşın merakı olan, aruz ölçüsünden çok, serbeste kaçan manzumeler yazan, içki ve kötü alışkanlı.klan olmayan, çok terbiyeli bir genç olarak yetişip, tanındı. Bütün bu başarılarında ve yetişmesin de, "Yetim çocuklarına hem Ana, hem Baba vazifesini gören" Anası Hticiye-Havva Hanım ın, büyük emek ve tesiri olmuştur. '
8) HARBİYE'YE GİRİŞİNDEN I .Cİ HAN SAVAŞl'NA KADAR (13 Mart 1900-3 Ağustos 1914)
"l Mart 1316" (14 Mart 1900),Salı günü, "lstanbul Harbiyesi" (Harb Okulu) öğrencisi kaydedildi. Burada Almanca ve Rusça dersle rini de görerek, bu iki yabancı dili de, öğrenmeye özen gösterdi. lstan bul Harbiyesi nden, ''23 Teşrinisani 1318" (6 Aralık 1902, Cumartesi) günü, "Piyade Müldzimi"(Teğmen) rütbesiyle, "Sın.tf Birincisi" olarak çıkınca, "Erlciuıiharb" (Kunnay) Sıntfı na ayrıldı. '
'
Elimizde fotokopileri bulunan, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşivi"ndeki, "Kazım Karabekir, 318-1. Piyôde" DoJJWı'nda bulunan, kendi elyazısı ile yazdığı,. "14.3.1338/1922" tarihli "Sicil" ve 1902 de Harbiye'den Mezun oluşundan, "31.10.134011924"te sivil hayata geçi şine kadarki resmi sicil belgeleri ile, TBMM'ndeki Arfiv'de, "/stanbul Meb'usu Kazım Karabekir Paşa DoJJWı"ndaki "Sicil" ve belgelere göre, O'nun Askerlikteki resmi vazifeleri ile, başarı ve terfilerinin öze tini sunalım: 6 Aralık 1902 ("23 Teşrinisani 1318") günü lstanbul Harbiyesi ni Birincilikle bitirip Piyôde Teğmeni çıkınca, sicillli, şu kütükle işlen meğe başlandı: "Musci Kazım bin Mehmed (Emin), "Zeyrek 1298 (1882), 318 (1902) -/ Piyade". İki yıllık "Erkdniharbiye Meklebi" (Harp Akademisi) ne başladı. Bu, "58. Dönem" Harp Alcademisı�nde: Se� DÜZGÖREN, Nuri CONKER ve Kazım ÖZALP gibi ünlüler, "Sınıf Arkadaşı" idi. 5 Kasım 1905 ("23 Teşrinievvel 1 321 ")de, 58. Dönem Harb
9
Akademisini Birincilikle bitirip, nErkıinihorb (Kurmay) Yilzbaşı"sı olunca, üsUln başarısı yüzünden, "Altıuı Ma'ôrif Madalya.iı" ile Odül lendirildi 6. 10 Aralık 190 5 ("27 Teşrinsaıti 1321") de,askerliğin Piymk, Topçu ve Savari gibi her üç sınıfında tatbikat (staj) görmek üzere, Edirne'deki 2. Ordu'ya tayin edildi. Ancalc, oraya gitmeden verdiği di lekçe ile, bu tayin durduruldu. Bir ay sonra, 11 Ocak 1906 (29 K1nunievvel 132l}da, Selônik'teki 3. Ordu'ya tayin edildi. Burada, sekizer ay sürecek olan her üç askeri smıftaki "Bölü.le Kumandan/ılı" stajlarından, Silvari Bölü.le Kumandan lıtı'nı yaparken, 1906 (1322) yazında, "Ma.nastu Mıntıka Müfettiş/iti" vazifesi de, verildi. Bu sırada Ma.nastır'da, Binbaşı Enver (Paşa) ile birlikte, (sonradan, "lttiluid ve Tera/cJcr' adını alacak olan) "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti"nin Şubesi'ni kurdu; ve "Eşkıyô Takibi"nde bulun du. 20 Aralık 1906 ("1 Kanunievvel 1322") tarihindeki 3. Ordu Müşin1nin yazısında, O'nun, "l J. Seyyar Topçu Alayı'nın 4. Bölü tü"nde Batarya Kumandan/ılı stajını bitirdiği, belirtiliyor. Temmuz 190 7 (1323) de, Rum ve Bulgar Çeteleri'yle yapılan çarpışmaların yed.incisfnde, bize tabi "Bulgaristan Prensliti"nin, yüzü aşkın askerinin de kauldığı güçlü bir çeteyi, baskınla imha etti. Bu üstün başarısından dolayı, 19 Atusıos 190 7 ("6 Ağustos 1323") de rüt besi, "Kolatalıtı" (ônyüzbaşılık)na yükseltildi. 6 Eylül 190 7 ("24 Ağustos 1323")de Pôdişah'ı n "/radesi"yle "Kolatası Mu.sa-Kazım", Harbiye Meklebi 'Ta'biye (Strateji) Mu'allim-M u 'avinliti " ne tayin edildiğinden, /stanbul'a geldi; 7 Aralık 190 7 ("24 Teşrinislni 1323) günü yeni vazifesine başladı. Bu arada, "/nihtid ve TerakJ:i Cemiyeti"nin lstanbul Teşld/atı'nm kurulmasında vazife aldı. 6)"/lci Damla YOl" adh ıiirinde gönUec:eği gibi, F.mek.li iken doğan lkiz Kulorı'nm illiç ve hekim masrafı için, bu altın madaly umı& "uı"m•i• ıncıcbur kalııuJn. Bu yüz den, lstanbul Arurf MiizuiM verüaıUr arumda yoktur.
10
20 Şubal 1'}()8 ("1 Şubat 1 323")de, lstanbul Harbiyesi"ndeki vazifesi üzerinde kalarak, "Edirne Harbiye Me/cJebi lmtihanları"nda (Mümeyyiz) bulunmak ve bu Mektebin "Mutimelelerini Teftiş Etmek''le görevlendirildi. 19 Kasım 1'}()8 ("6 Teşrinisaııi 1 324")de, Edirne deki 2. Ordu'nun Nizômiye 3. Piyôlk Fvlca (Tümen) Kurmaybaşlcanlıtı'na tayin edildi. JJ Nisan 1909 ("31 Mart 1 325") teki "/stanbul irtica Hadisesi" üzerine, Şevket Turg1'1 Paşa idaresinde Seldnik ten lstan bul'a yürüyen "Hareket Ordusu"na Edirne'den katılarak, "Müretteb 2. Fvka"nın Kıumaybaşk11111 oldu. Bu Ordu ile lsıanb&lfa gelince, elin deki kuvvetlerle, "Beyoflu Kışlaları"nı savaşarak ve "Yıldız-Sarayı"nı da kolaylıkla işgalde, başarılı oldu; ayaklananJann dağıtılmasında, hizmeti geçti. Bundan sonra, "/ttj}ujd ve Teralcki Cemiyeti"nin, 1 909 Seçimlerinde, il. Meclis'e Milletvekili göndererek, Siyasi bir "Fvlca" (Parti) oluşu üzerine, Ordunun "Politika ile uğraşması"nın aleyhinde olduğundan, bu "Cemiyet"ted ve siyasete karışmaktan, kendisini sıyır mıŞIH. '
'
l Nisan 1910 ("19 Mart 1 326")da, Turgut Şevket Paşa Kuman dası'ndaki "Müreıteb-Kolordu'nun Birinci-Şube (HarekAt Dairesi) Mii.
diirii. ve Erktlniharb (Kurmaybaşkanı) -Vekili" olarak, "Arnavlllluk A
yaklanması"nı basuıma harCketlerine katıldı. Bu sıradaki iki büyük çaıpışmamn sonuncusunda, Kolordumuzun, ünlü "Koçanik Bogazı"nda düştüğü aehlikeden kmtanlmasında ve asilerin temiılen mesinde, "Müfreze Kumandanı" olarak, büyük fedakArlık ve yararlılı ğı görüldü. Bu yüzden, "BeşUıci Rii.tbeden Mecidi" ve "Dördüncii. Rii.t beden Osmani" gi bi çifte "Nişan'1a ödüllendirildi. Alu ay sonra, bu "Müretteb-Kolordu" lağvedilince, yine Edirne'ye döndüğünde, (ikti dardaki "İttitıadcılar"ın düzenlediği Ordumuzda) "Yeni Teşkilat" sıra sında, 15 Ocak 19JJ ("2 KAnunidni 1326")de, buradaki 4. Kolor du'nun 10. Tii.men Kurmaybaşlcanlıtı na tayin edildi. '
28 Nisan 1911 ("15 Nisan 1328") günü, Harbiye Nezareıi'ne (Milli Savunma Bakanlığı) verdiği dilekçe ile, fille-adlan olan "Kara bekir"i, resmen kullanmağa başladığından, bundan sonraki yazışma-
11
tarda, çoklukla "Musa-Kazım KARABEKIR" veya sadece "Kdzun KA RABEK/R" adı ve inwlsı bulmıuyor.
9 Nisan 1912 ("27 Mart 1328")de, Edirne deki 10. Tamen Kur maybaşkanı "Kazım KARABEK/R"e, Harbiye Nezareti'nden, "Bulga ristan Hudüdu Edirne Kısmı (Askeri) Komiserlik Vazifesini Vekaleten" yapması bildirildiKola.fası (ônyüzbaşı) iken &ürne'de bulunduğu sırada, Harbi'ye'de öğrenmeğe başladığı Rusça'yı, Bulgar basınını takip etmek için, daha da ilerletip geliştirdiğini; ve "Eserleri" bölümünde adıgeçen ilk dört eserini, Edirne Ord�vi'nde "Konferans" biçiminde işleyip bastırmakla, yazı ve basın işlerinde çok işlek bir dOnem geçirdiğini, görüyoruz. '
27 Nisan 1912 ("14 Nisan 1328")de, kıdemine göre, Binba şı'hğa yükseltildi. Birinci-Balkan Savaşı sırasında (Arnavutluk, Üsküp, Manastır ve Selanik'in, Ulrlü ihanetlerle düşmana gönüllü tes lim oluşu karşısında), "karadaki biricik yüzakımız", açlık ve abluka dan yardımsız kaldığı halde, Bulgar Ordusuna karşı 155 gün süren "Şanlı Edirne Müdafaası" idi. Bu sırada, "Edirne Müstahkm Mev lc.ii"ne bakan 10. Tamen Kurmaybaşkanı Binbaşı Kazım KARABEKIR, Ordu Kumandanı Erzurumlu Şillcra Paşa gibi, büyük fedakirlıklarla yararlık gösterdiği halde, açlık ve cephanesizlikten, 22 Nisan 1913 ("9 Nisan 1329") günü esir düşerek, Sofya'ya gönderilmişti. lkinci-Ballc.an Savaşı (29.VI.-10.VIII.1913) sırasında, 21 Temmuz 191 3'te Edirne'yi geri alışımızdan sonra, 29 Eylül 1913'teBulgaristan ile imzalanan "/s tanbul Muahedesi"yle, Musa-KAzJM da, Sofya'daki esaretten dönüp, lstanbufa geldi. 2 Aralık 1913 ("19 Teşrinisani 1319") tarihli "/'lam"ı ile Genel kumıaybaşkanlığı, (Rusça bildiği ve Bulgarcayı anladığı için) Balkan Savaşı sırasında, "Rusya Tebaası'na iid olarak, zarar ve ziy�a uğradı ğı iddia olunun Çiftlikler ve siiredeki zarar ve ziyanın; ve Tazminat mikdannın takdiri için kurulacak Muhtelit (Türk-Rus-Bulgar'dan olu şan Karma) Komisyon"a, Tilrk Mümessili olarak memur kılındı. Balkan Savaşı'nda, türlü ihanetler ve "z.abitanın Si'yasete karış ması" yüzünden (şu partiden Binbaşının verdiği emri, karşı partiden 12
Yüzbaşı'nın yerine getirmemesi; Çavuş ve Onbaşdann, Partici Ku mandanlarım tutulclayıp, hapsetmeleri,... gibi) Türk Ordusu nun gele nek ve düzeni bozulduğundan, yenilmiştik. lttihôdcılar, bu yüzden, çağan en ileri ordusuna sahip Almanya ile, 27 Ekim 1913'te imzalanan "Mukavele" (Sözleşme) ye göre, General Liman von SANDERS baş lcanhğmda ille "Alman Hey'eti Askeri"yyei lslahiyyesi", 1 4 Aralık 1913 günü İstanbul'a gelmiş; ve Türk Genelkurmayı'nda vazife almaya baş lamışu. Bu sırada, Türk Genelkurmayı il. Şube (İstihbarat) Müdürlü ga'ne de, bir Alman Yarbay tayin edilince, iyi Almanca bildiği ve seç kin bir Kurmay olduğu için, Binbaşı Musa-KAZJM da, (bir aydan çok çahşbğı "Muhtelit Komisyon"dan alınarak), 8 Ocak 191 4 ("Kanunievvel 1329") günü, adıgeçen il. Şube'de Müdüryardımcılı gı'na tayin olundu. (Bu sarada, Sofya Ataşemiliterimiz Kurmay Binba şı Mustafa KEMAL'e yazdığı, il. Şube Müdürü Alman'ın yersiz ten kidlerini yalanarak duyuran meknıbuna cevap olarak � azıtan 4 sahifelik pek samimi Mektup'tan brı cümleleri de, sunduk) . '
1 Mart 191 4 ("16 Şubat 1329") tarihli "irade" ile, (geçen ydki) "Edirne-Kalesi Muhôrebeleri"nde görülen iyi hizmetleri ve fedfilcarhklan'nm mükMau olarak, "iki Yıl Kıdem Z.ammı " ile "Dör dWıcü Rütbeden Osmôni Nişônı"nı aldı. Bu arada yine vazifesi yüksel tilerek, 2 4 Mayıs 1919 ("11 ,�yıs 1330") tarihli kararla, Genelkurmay ikinci-Şube (İstihbarat) Müdüryardımcısı ve "Birinci Kısım (Harekat Dairesi) Amiri" olduğu belirtilmiştir. Bu çifte vazifede iken, 10 Haziran 1914 ("28 Mayıs 1330")te, bir "Tahkikat" için, Konya'ya gönderildi. Az sonra lstanbul'a dönü şünde, 45 gün süren "Avrupa Seyahaıi"ne çaku: Paris'te iken, 22.Vl.1914'te, Birinci Cihan Savaşına bahane sayılacak, "Avusturya Veliahdi ile Karısı"nm öldürüldüğü haberini duydu. Viyana ve Berlin'i dolaşu; Hamburg tersanesinde, (Türle ticaret mallarını Rusya'ya sata rak: milyoner olan tebaamazdan, Rum Averyadis / Averofun bağışı ile Yunanistan için yapılmakta olan) "Averof Zuhlısı"nı, tezgahta incele7) Bu mektubun klişesi ve iıatıı için bakınız: M.Flhrettin Kımoğlu, "Aıatürk'Wı Büin· �yen Bir Mebubll, Ocak 1914", 10 Kasım 1989 Aıatüıt Dizisi Sayı 22, ATA· TURK HAFTASI ARMAÔANI, ATASE Yayını, ı.9-17.
13
di. Dönüşünde, Peşte'deki Türk Mimarlık eserlerini ve Macar Ordu su'nun "Sefer" hazırlığını gördü. lstanbul'a dönünce, dostu Başkuman danvekili E.nver Paşa'ya, "yakında Avrupa'da savaş kopacağı kanaa ti"nde olduğunu, arzeyledi.
C) B İR İNCİ CİHAN SAVAŞI'NDA
)
3 Agustos 1914 ("21 Temmuz 1330") de, "Umumi Karargah (Genelkurmay) ikinci-Şube (İ stihbarat) Müdiri olarak, "Seferberliği miz"in başında, çok düzenli ve sıkı çalışmalara başladı. 29 Kasım
1330")ıe, "Üç Yıl Hazari-Kıdem Zammı"nı ala rak, bir hafta sonra da, 7 Aralık 1914 ("24 Teşrinisani 1330") ıe, "Kaa immakaam" (Yarbay)lığa terfi ettirildi; ve bir ay daha aynı vazifelerin 1914 ("1 6 Teşrinisani
de kaldı.
6 Ocak 1915 ("24 Kanunisani 1330") de, bir Tümen gücündeki "Birinci Kuwei Seferiyye"nin Kumandanlıgı ile, "lrarı Harekatı"na memur kılındı. Bu birliğimiz ile Haleb'e vardığı sırada, "Sarıkamış ihata Marıevrası"nda 3. Ordumuz'un felakete uğraması üzerine, elin deki kuvvetler Doğu Cephemiz"e verilerek; kendisi, o sırada ağır yaralı bulunan Süleyman-Askeri Bey'den "Irak Hava/isi Kumandanlı gı"nı ve "Basra Valiliği"ni devr-almak üzere, Bağdad'a vardı. Ancak, Askerinin iyileşerek Vazifesine dönmesi üzerine, lstanbul'a geri çağ rıldı.
6 Mart 1915 ("21 Şubat 1330")
ıe,
Beşinci Kolordu'nun lstan bul-Kartal'da bulunan 1 4. Tümen Kumandanlıgı'na tayin olunarak, Marmara ve Karadeniz kıyılarımızdaki "tahkimat işleri" ile uğraştı. Az sonra, Tümeniyle, "Gelibolu (Çanakkale) Cephesi"ne gönderilin ce, Seddülbahir'de Kerevizderesi'nde üçbuçuk ay, Fransız birlikleriyle başarılı savaştığı için, çok takdir edildi: a- 28 Temmuz 1915 (" 15 Temmuz 1331 ")de irade ile Devletimiz'den, "Muharebe Gümüş liydkat Madalyası" b-5. Ordumuz'dan 2 Ekim 1915 (" 19 Eylül 1331 ) de "Harb-Madalyası"; c- Almanya'dan, "lkinci-Rütbe'den Kron dö "
14
Broş Kılıçlı Nişanı "; ç- Avusturya'dan, "/kinci-Sınıf Salib-Nişanı" gibi dört ödül aldı.
Çanakkale Cephemiz'de, düşmanın "taarzru savaşları" kırılıp, 22 Ağustos 1915'te, "Siper Muharebeleri" başlayınca, Gelibolu'dan alındı; ve 26 Ekim 1915 (" 13 Teşrinievvel 1331")de, lstanbu/'daki Bi rinci Ordu Kurmaybaşkanlığı'na ıayin edildi. Ancak, "daha kıdemli olan Alman Albaylar'ın varlığı"nı ileri süren Çanakkale Cephesi Ku mandanı (Müttefikimiz Almanyalı) liman von SANDERS'in bu karara itirazı üzerine, 12 gün sonra, 8 Kasım'da, Galiçya'ya gidecek Ordumu zun Kurmaybaşkanlığı 'na verildi. Bu ıayinden iki gün sonra da, Al manca bildiği ve Genelkunnayımızdaki Alman Uzmanlar ile "iyi çalış tığı" için, Musa-Kazım KARABEKIR, (Sultan Hamid çağında bizim İstanbul Harbiye ve Erkaniharbiyesi'nde hocalık yapan ve bizden "Paşa'1ık almış bulunan, ünlü Alman Kumandanı) Feldmareşal von der GOL1Z Paşa, Jrak'ıa lngilizler ile savaşan 6. Ordumuzun Kuman danı olarak Bağdad'a gidecekken, KARABEKIR de, 10 Kasım 1915 ("28 Teşrinievvel 1331 ")de, bu Ordumuzıuı Kurmaybaşkanlığı'na tayin edilerek, ikinci defa Jrak'a vardı. Bu cephede, altı ay boyunca ln giliz ordusuyla savaştı. 14 Aralık 1915 ("1 Kanunievvel 1331") de, Gelibolu Muhare beleri ndcki üstün yararlıl<lan yüzünden, "Üç Yıl Savaş Zammı" veri lerek, "Miralay" (Albaylık) rütbesine yükseltildi. Albay iken, Gelibo lu'daki başarılı savaşlarından dolayı Almanya'dan, ikinci defa olarak 26 Aralık 1915 ("13 Kanunisani 1331) günü, "Alman Demir-Salib Ni şanı nı ve "Muharebe Gümüş imtiyaz Madalyası nı aldı. '
"
"
23 Mart 191 6 (" 10 Mart 1332")de, Irak Cephesi'ndeki üstün ln giliz kuvvetlerini yenmesinden ve savaşta Tümeninin disiplin ve idare sinde görülen seçkin hizmeı.Ierine göre, (GOL1Z Paşa'nın inhası ile), "Muharebe Gümüş lmıiyaz Madalyası " ile ödüllendirilmesine, "irade" çıku.
6. Ordunwz, Bağdad'ın 160 Km. güneyindeki Kutelamiire'de lngiliz ordusunu kuşaup, bunaltuğı sırada, çıkan tifüsten 6 Nisan 1916'da Goltz Paşa ölmüş; yerine gelen Enver Paşa'nın Amucası 15
Halil (KUT) Paşa işe başladıktan sonra. 29 Nisan'da lngiliz Kumanda nı ve kuvvetleri esir alınmışu. Bu arada, 16 Nisan 1916'da, Kıltelamtire'yi kuşatmakta olan 18. Kolordumuz'un Kumandanlığına tayin edilen K. Karabelcir, bundan sonraki muharebelerde lngiliz kuv vetlerine karşı izlenecek strateji ve yerinde tekliflerde bulundu. Fakat bunları benimsemeyen ve bu yüzden, 7 Kasım 1916 ("25 Teşrinievvel
1332") günü Dicle'nin babsına alınmayan 18. Tümenimiz'in çok ı.ayia una sebep olan Ordu Kumandanı Halil (KUT) Paşa'ya karşı Karabe
lcir, aruk yeni tekliflerde bulunamaz oldu.
8 Şubat 1917 ("26 Kanunisani 1332") de, Irak Cephesi'ndeki iyi hizmetlerinden dolayı, "Yeniden Muharebe Altun liyd/cat Madal yası"nı aldı. 12 Mart 1917 (1333) günü çıkan "lrôde" ile de, ··15 (28) Şubat 1332 (191 7)" gününden geçerli olmak üzere, "ilci Yıllık Seferi Kıdem Zammı" verilerek, taltif edildi. 6. Ordu'nun yeni Kumandanı ta rafından inhası ile aldığı bu ödüllere rağmen, kendisinin muharebeler deki çok yerinde ve yararlı tekliflerinin reddi yüzünden, Irak Cephe si'nden başka yere naklini istedi. Bu yüzden, birbuçuk yıl kaldığı ve üstün başarılar gösterdiği bu cepheden alınarak, lstanbul'a çağrıldı. O da, Musul-Mardin üzerinden demiryoluyla Adana'ya geldiği sırada, is teğine kavuştuğu bildirildi:
Rus-Kafkas Ordusu'nun, "Van Gölü (güneybausı)-Bitlis-Muş Çabakçur Cephesi'ni korumakta olan 2. Ordumuzun 2. Kolordusu Ku mandanlığı'na, bu sırada arkadaşı Kurmay Albay Cafer Tayyar (EGİL MEZ) tayin edilince, ikisi de, "be-ciyiş" (yer-değiştirme) dilekçesi verdiklerinden, dilekleri kabul edildi; 8 Nisan 1917 (1333) de Cafer Tayyar, Irak'taki 18. Kolordu Kumandanlığı 'na, Kazım Karabekir de, ondan kalan Kafkas Cephesi"ndeki 2. Kolordu Kumandanlığı'na tayin edildiler. Bunun üzerine Adana'dan demiryolu ile Mardin'e ve oradan Diyarbekir'e gelen Karabekir, karargahı (Atak İlçe merkezi)Lice'de bulunan 2. Ko_lordu Kumandanlığı'na başladı. Bu cephede on aya yakın 2. Kolordu Kumandanı ve bir ara 2. Ordu Kumandanvekili olarak, Ruslar ile yapılan muharebelerde, yarar lık gösterdi. Irak'taki başarılarından, 15 Nisan 1917'de Avusturya-
16
Macaristan lmparatorluğu'nun, "Üçüncü-Sınıf Meziyyeti Ask.eriyye Nişanı"nı aldı. Ruslar ile yaptığı muharebelerdeki başarısı yüzünden de, 23 Eylül 1333 ( 1 9 1 7) tarihli "irade" ile, "Yeniden, Kılıçlı ikinci Mescidi Nişanı" ile ödüllendirildi. Birinci Cihan Savaşı'nda, Çanakkale Deniz ve Kara Muharebe lerimiz 'deki başarılarımız üzerine, müttefikleri lngi/tere ve Fransa'dan yardım alamayan Rus Çarlığı, Batı Cepheleri'nde bozulmuştu. Bu yüz den, 1 5 Mart 1 9 1 7'de Petersburg'da çıkan ihtilalle Çarlık devrilmiş; yerine geçici olarak, Kerensky Hükumeti geçmişti. Almanların gizlice Rwya'ya soktuğu lenin'in başlatuğı "25 Oktober!Ekim (7 Kasım)1917" Bolşevik ihtilali ile, Rusya'da Komünizm idaresi kurul muş; lenin'in çağrısıyla cephelerdeki Rus askerleri, evlerine dönmeğe başlamışu. Türkiye ile Bolşevik Rusya arasında 18 Aralık 191 7'de im zalanan Erzincan Mütarekesi ile, 30 Ekim 19 14'ten beri sürüp gelen ( XI. Türk-Rus Savaşı olan) /. Cihan Harbi'ndeki muharebelere son ve rilmişti. Ancak, Çarlığın askere aldığı, terhis edilmiş "yedek" ve silah altındaki onbinlerce Ermeni Eri ve Taşnak-Çeteleri, Rus Subayları ve tekııik erlerine rağmen, Trabzon - Gümüşhane - Erzincan - Kiğı Vartl'J - Van ve /fakô.ri ile, buraların ötesindeki işgal altında bulunan Türkiye topraklarında, silahsız ve başsız kalan Müslüman halkımızı, planlı olarak kırmaya hazırlanıyordu. Yukarıda anılan 2. Ordu Cephemiz'den Karadeniz'e kadarki topraklarımızı koruyan 3. Ordumuzun Kumandanı Vehib-Mehmed Paşa, Bulgar Çeteleri'nin tcnkilinde ve "Edirne Müdafaası "nda iyi ta nıdığı, hem de Rusça bildiği için, Kazım Karabekir'in, kendi Ordu su'na verilmesini, Başkumandanvekaleti'nden, telgrafla istemişti. Bunun üzerine, Kurmay Albay Kazım Karabekir'in, 3. Ordu'muzun sağ-kanadı'nda ve Erzincan karşısındaki "/. Kafkas Ko /ordwu Kumandan/ığı"na tayinine, "27 Kanunievvel (Aralık) 1333'ten geçerli olmak üzere", 28 Ocak 19/8'de "İrade"si çıku. O da, ağır kış ve kar yüzünden, bir ay kadar süren kızaklı yolculuktan sonra, 3. Ordu merkezimizin bulunduğu Refahiye'ye ulaşu; ve arkasından, /. Kafkas Kolordusu Kumandan/ığı'na başladı.
17
Bundan. sonraki hareketlerde, 9311877 Hududumuz olan Kars Arpaçayı boyuna kadarki üsWn başarılan, ayn bölüm yapbğımız, "Kendi Kaleminden" alınma metinlerde belirtildiğinden, burada çok kısa özetliyeceğiz.
Ağır kış ve bol yağmış karlar içinde, fedfilcfu"lıkla ilerliyerek, Ermeni kuvvetleri ve çetelerinin biltüniyle imhası sırasında: 1918 yı lında, 13 Şubat'ta Erzincan'ı, 12 Mart'ta Erzurum'u, 13 Mart'ıa Pasin ler"m merkezi Hasankale'yi kurtardı. Sonra da, 1914 Hududu'nu aşa rak: 5 Nismı'da Sarıkamış'ı, 25 Nisan"da. Kars Kalesi'ni, halkımız arasında "Kırk-Yıllık Karagünler" diye hala acı haurası anlatılan, istila esaretinden kurtardı. 1914 Hududu'na kadarki yerlerimizi kurtarmasına ödül olarak, 28 Mart 1334 (1918)de, "istila altındaki topraklarımızın geri alınma
sındalci gayret ve olağanüstü hizmetleri"ne karşılık, "Kılıçlı lkinci RiUbe'den Osmanlı Nişanı" verildi. 11 Mayıs 1334 ( 19 18) de de, "Kars Müstahlcem-Mevkii'nin işgalinde, kudret ve cesareti görüldii. ğilnden", "/ki Yıl Seferi Kıdem 7.ammı" verildi; ve 28 Temmuz 1334 (1918) tarihli "/rôde" ile de, "Mirlivalık" (fiimgeneral) rütbesine yük seltildi, Paşa oldu. 15 Mayıs 1918 (1334) de , 9311877 Hududu olan Arpaçayı'nı geçerek, o gün Ermenileri yenip, Gümrü (1924'ten beri , "Leninakan") şehrini işgale başladı. Ertesi gün bu işgali tamamlarken , "ganimet" al dığı: Topları, makineli tüfekleri, 9 lokomotif ve 120 vagonu, Kars'a ve Sarıkarruş'a göndermeğe başladı. 20 Mayıs'ta Kolordu Karargalu'nı Gümrü'ye getirdi. Ermeni Kolordusu ve Çeteleri, muharebeye devam edince, onları 25-26 Mayıs'ta Gümrü'niin 60 Km. doğusundaki Pen bek-Karakilisesi'nde, sonra da 27-30 Mayıs arasında, Elegez (Arakas) -Dağı doğusunda Baş-Abaran ve Revan güneyinde Serdarabad'daki muharebelerde de yendi. Başkent Revan ile Dini merkez Üçkilisel Eçmiyadzin'in de işgalinden korkan ve 26 Mayıs'ta Tiflis 't eki Üçlü/ Seyim Hükılmeti'nden aynlarak, müstakil olan Ermenistan, Barışa razı oldu, sonunda 14 Haziran 19 18'de im7.alanan (Elviye-i Selese / Üç Sancak'tan başka, Ahıska ve Ahılkelek'i de bize bırakan) Baıum Mua hedesi'ni tanıdı.
18
l Atustos 1918'de, "Kolordular teşkilAb ve Cepheler"de deği şikliğimiz yapılırken, (Aras kuzeyinde) Nahçıvan ve (Aras güneyinde) lran -Azerbaycanı ile merkezi Teb.riz bölgeleri, Kazım Karabekir Paşa'nın /. Kafkas Kolordusu'na; onun eski bölgesi ve Ganvü çevresi de, il. Kafkas Kolordumuz'a verildi. Bunun üzerine, Paşa, 7 Atus tos�ta karargahını Nahçıvan'da kurdu; dağlık "Kapan"da denilen z:en gezor (=Karadere) ve çevresindeki Ermeni Çeteleri'nin, Nahçıvan'a sarkmalarını önledi. lngilizler (1. Cihan Savaşı'nın son yılında, "Hedefleri 3B"/ Bağdad, Batum, Baku'dan birisi olan Petrol bölgesi) BalcU'yu elegeçir mek için ilerlerken, Tebriz ve çevresini işgale geliyorlardı. Buna karşı lık, Kolordusu'nun Onbirinci Tümentni 16 Atusıos'ta Tebriz'e gönde ren Paşa, "Sünni-Osmanlılar aleyhinde yerli-halk arasındaki lngiliz kışkırtmalan"nı önlemek için, karargah ile 2 Eylül'de Tebriz'e geldi. B ura'ya yaklaşan lngiliz müfrezesini, 5 Eylül deki muharebesiyle ye nerek, onları güney doğudaki Kaplankuh Datları doğus una kadar takip etti; az sonra da, iki uçağını düşürttü. '
15 Eylül /9/8'de, Rus kalıntısı ve Ermeni çetelerini temizleyen Ordumuzun Baku ya girdiği ve Gence dek i Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti'nin b urayı başkent ettiği haberlerine, Türk Alemi çok sevini yordu. Ancak 20 Ey/ü/'den başlayan "Filistin Cephesi nde bozgunu muz haberleri, Almanya ile A vusturya nın da (Amerika'nın, savaştan '
'
,
"
'
çekilen Bolşevik Rusya'nın yerini alarak bu iki Müttefıkimiz'le savaş ması yüzünden) her cephede bozguna uğraması , yalnız kalan Devleti mizi umutsuzluğa düşürdü. K. Karabekir Paşa, Tebriz'e getirttiği Ko lordu Telsiz-telgrafı ile, Paris Ajansları'ndan, gerçek durumu öğreniyordu. Bu yüzden, 6 Ekim 1918'de Tebriz'e gelen lrak-lran Cephesi Grup Kumandıını Halil (KUT) Paşa nın, kendisine verdiği, "Tahran'ı işgal etmek üzere harekete geçme" emrine; "bunun, maddi imkansızlıklar ve yeni umumi vaziyet'e göre feliketle sonuçlanacağını iı.ah" edince, "bu haklı mütaleası takdir"le karşılanıp, Tahran'a hare ketten vazgeçildi. '
22 Ekim 1918de, lran ı (Güney-Azerbaycan'ı) boşaltarak Nah'
19
çıvan'a geri çekilme emrini alınca 25 Eldm'de Cul/a'ya, sonra Nahçı van'a geldi. Burada iken, 3 1 Ekim 1918'de, /. Kolordu Karargahı'nın lağvedildiği bildirilip kendisinin, lstanbul'a gelmesi emredildi; ertesi 1 Kasım günü, Genellcurmaybaşkanlığı'ndan, 3 1 Ekim Öğleden sonra geçerli olmak üzere, (30 Ekim 1918'de Mondros'ta im:zalamağa mec bur kaldığımız ve imparatorluğumuza son veren) uğursuz Mütare ke'yi, "/'tilafDevletleri" ile yapuğımızı bildiren telgrafı aldı. 1 Kasım 1918 akşamı, Nahçıvan'dan Karargahı ile trene binip, Kars'a doğru yola çıktı; 213 Kasım geceyarısı Gümrü'ye, oradan da 3 Kasım'da Kars'a gelip, ertesi gün burada, 9. Ordu Kwnandanı Yakup Şevki (SUBAŞI) Paşa ile görüşürken, o gün gelen "Resmi Tebliğ"den Mütareke Şartlarını öğrenince, şu kaygılarını dile getirdi:
Kırk-yıllık esaretten alu ay önce kurtulan ve Ermeni Mezalimtnden ağır yaralar alan Anavatan parçası Üçsancak (Kaıs Ardahan/Oltu·Batum/Artvin) bölgesinden de, Mütarekeye göre Ordu muz, "1914 Hududu" gerisine çekilince, buralardaki Türk-lslam Kar deşlerimiz, yeniden Ermeni ve Gürcü işgali ile mezalimine uğrayacak. Bununla da kalınmayacak, (1914 Hududu berisindeki) "Şark Vilayetleri"mizin de, tehlikeye düşme ihtimali dolayısıyla, bütün Erle rimiz ve Subaylarımız da, çok üzgün olduğundan, buna çareler düşü nüp, tedbirler alınması. (Bu kaygılar ile, ertesi 5 Kasım günü, "Yeni Türkiyemiz'in ilk Milli MüdiJ/aa Teşkilatı" sayılan, "Kars lslam Şurası", yerli Türk aydınlan tarafından "Wilson Prensipleri"ne göre kurulup; çekilecek olan ordwnuzdan, büyük destekler almaya başladı).
lstanbul'a niçin çağrıldığını henüz bilemeyen K.Karabeldr Paşa, 5 Kasun'da erkenden otomobil ile Kars'tan hareket ederek, akşam Alılkelek'e gelip konakladı. 6 Kasun da Ahıska'ya gelince, şeh rin girişindeki Köprübaşı'nda, (Nisan 1918'de buraları kurtaran, gözil pekliği ve efsaneleşen kahramanlığı dillere destan olan) 3. Tümen Ku mandanı (Eyuplu, "Deli" lakaplı) Yarbay Halid Bey'in kendisini beklediğini gördü; ikisi birlikte şehre girdi, öğle yemeğini birlikte yer ken, Ahıskalı "münevver Türkler"in, Ordumuz çekilince, halkımızın, "Gürcü intikamından" çok kaygılandığını öğrenip, onları, (Ordumu'
20
zun elaltından kendilerine yardım edeceğinden) "umut kesmeyin" yollu sözlerle "teselli etti". "Akşam, Ahıska'dan 27 km. uzaktaki Robat'a geldi", "Eşraftan bir Türk'ün" evinde konakladığında, "bütün bura Eşrafı'nın tahsil gönnüş, evleri, kendileri medeni bir halde" ol duklannı görerek, (Haziran 1989'dan beri Türk basınında, Stalin'in taktığı adla yanlış olarak, "Mesket-Türkleri" denilen, kökleri, Kıpçak lı!Kumanlı olan ve hepsi, "Hane.fi-Sünni" mezhebinde, 1 578- 1 828 ara sında 250 yıl "Gürcistan Serlıaddin 'de Çıldır/Ahıska Vilayetimiz"in yiğit halkını oluşturan bu Ahıska-Türkleri'nl), çok beğendi. 7 Kasurı'da, (Yukarı-Acara bölgesi merkezi olup, hizmetlerin den dolayı Sultan Vahideddin'den "Liva"/Paşası unvanını alan, Kham şioğlu) "Acaralı Cemal Paşa'nın Köşkü'nü görüp, yola devamla, Batum'a geldi; hafif olan "anbarlar dolusu Japon Topları'ndan (ki, 1904- 1905 Japon Savaşında Rusların eline geçmiş ve bir bataryası, 1939'a kadar, Sarıkamış'ta bile bizim elimizdeydi), "büyük bir duba doldurttu"; ve gelen "Reşitpaşa Vaporu'na takarak, Trabzon'a bera bcr"inde getirdi.
Ç) MİLLİ MÜCADELE'DE
28 Kasurı 1 918'de, aynı vapor ile, "lstanbul-Boğazı "ndan girer ken, "kaptan güvertesinden el dürbünü ile" bakınca, Boğaz'ın iki tara fındaki "Tabyalar'da, (işgalci) lngiliz ve Fransız Bayrakları nın dal galandığını görünce, dayanılmaz acı ve azap duydu; hele Büyük.dere hizasına gelince, buradaki bir Türk Bayrağı'nın indirilip, yerine lngiliz Bayrağı'nın çekilme törenindeki "ıztırab içinde kıvranan bir Türk 7.abiti"nin hali, O'na, "ömrümde bu kadar acı duymamıştım" diyerek, bu acıklı görünüş ve acı duygular karşısında, şöyle dedirtti: '"
"Tele dağbaşı mezar oluncaya kadar, uğraşmalı!" O gün Zeyrek'te Kardeşı•ne konuk oldu; ertesi 29 Kasım'da bu raya, Genellcurmaybaşkanlığı Müsteşarı, "pek eski ve pek samimi ar-
21
kadaşı" olan Albay ismet (İNÖNÜ) gelince, onunla birlikte, yurdumu zun geleceği ve kurtuluşu üzerinde konuştular. 30 Kasım 1 918'de, makamında ziyaret ettiği Harbiye Nazırı Abdullah Paşa'ya, şu iki milli konuyu anlatu: a- Boşaltılacak Dogu (Üçsancak, Ahılkelek ve Ahıska ile Nahçıvan) Bölgesi'nde, ltilôfDev letleri Hey'eıi bulunmazsa, "Ermeni ve Gürcülerin, lslamlar'ı katlede cek/eri"; b-"fstanbul Basınımız"ın, ( 1 9 1 5 "Tehciri" sırasında, sözde) "Ermeni Katliamı"nı (2 Kasım 1 9 1 8'de yurtdışına kaçan bizim)
lttihadcılar'ın yaptıgı yolundaki yayınlarının, yersiz ve zararlı oldugu; halbuki "Ermeniler'in ( 1 9 1 8'de) Erzincan, Erzurum, (Nisan 1 9 1 5 ba şındaki) Van , Üçsancak ve {Arpaçayı'ndan Nahçıvan'a kadar) Dogu'da yapukları lslam soykırımları'nın, kat-kat fazla olduğu gibi; (Ordumu zun buralardan çekilmesiyle) yeniden başlıyacakları da, tam bir yoket me olacaktır. 6 Aralık 1 91 B'de (Saray'dalci Mabeyn tarafından) "Cuma Se/amlıgı"na çağırıldı ve törenden sonra, ilk defa Sultan Vahideddin'in "Huzur"una kabul olunurken, çok takdir edilip, iltifat gördü. Çıkınca dışarıda, Padişah'ın Fahri-Yaveri Mustafa Kemal Paşa ile "hasbihal" ederken, O'na ve öteki "görüştüklerine (Devletimizin kurtuluşu için), düşündüklerini" söyledi.
23 Aralık 1 918'de, (merkezi Rodosto olan) Tekirdafdaki 14. Kolordu Kumandanlıgı'na tayin edildiğini duydu. Ancak O, 9-10 ay önce kurtarılan Dogu-Anadolu'ya giunek istiyordu.
Bunun, iki güvenilir sebebi vardı: a- Ugursuz Mondros Müıarekesi'nin 20. Maddesi'ne göre: Ter his edilecek Türk Birliklerinin silah, cephane ve taşıllan, sonradan be nimsenen "Talirnat"a göre, itilaf Devleıleri'nin oluşturduğu Mümessil lerin göı.etiminde, (önce top-kaması, tüfek-sürgüleri, sonra gövdeleri alınarak) teslim edilip, elimizden çıkıyordu. Yollan noksan ve bozuk olan Dogu-Anadolu'da, Kasım'da basunp Nisan sonlarına varınca süren ağır kış ve karlar yüzünden, bu bölgeden henüz bu üç müdafaa malı.ememiz alınamadığından, bize "mutluluk" getirmişti. b- Mondros
22
Mütarekesi'nin 24. Maddesi'nde anılan, "Vilayat-i-Sitte"/İngilizce me tinde "Armenya/Ermenistan Vilayetleri" diye yazılmasından, Revani Erivan'dan bir Heyetle Paris'e gelen Ermeni Cumhurbaşka111 Avedis AHARONYAN, 12 Şubat 1919 günü, Dörtler (Amerilca-lngiltere Fransa-ltalya) Konferansı'na, Türkiye aleyhine "Geniş Muhura"sını sunarak, bu Altı-Vilayet'in: Van (Hillri dahil)-Bitlis (Muş ve Siirt dahil)-Diyarbelcir (Siverek ile Palu ve Mardin dahil)-E/dziz (Malatya ile Adıyaman dahil)"Erzurum(Ağn, Erzincan, Bayburt ile Kiğı, Der sim(funceli ve Kiskim/Yusufeli dahil) ve Sivas (Tokat, Amasya ve Şebinkarahisar dahil) bölgelerinde, "Büyük-Armenya" kurulmasını res men istiyor; Mısır'dalci milyarder ve çok nüfuzlu Ermeni Boğos NUBAR Paşa da, l'tilM Devletleri nezdinde, bu uğurda yoğun çalış malar gösteriyordu. lstarıbul "Ermeni Patriki" ve yurddaşımız olan ZA VEN Efendi ise, Londra dönüşünde, lstanbul'da verdiği beyanatta, "Kurulacak Büyük-Ermenistan'ın başkendi, Garin (Erzurum) olacak tır", diyordu. Kazım Karabelcir, ilerigörüşü ve Doğu-Anadolu'da halkımızın kendisine çok güvenerek gönülden sevdiğini bildiğinden, yukandaki sebeplerden -henüz silah ve cephanesi ile araçlan alınmamış bulu nan- Erzurum'a kavuşarak, Kolordu'nun başında ve onun bölgesinde, "Milli Mücadele"mizi teşkilatla güçlendirmek üzere, oraya tayininde ısrar ediyordu. Tekirdağ (Rodosto)dalci 14. Kolordu'nun başına gitti ; oradan, Doğu'ya tayinini gözetti; muradına erdi: 24 Şubat 1 919'da, al dığı yazılı emir ile, merkezi Erzurum olan 15. Kolordu'ya tayin edile ceğini öğrenince, çok sevindi. 13 Mart 1919'da, "Erzurum'da Onbe şinci Kolordu Kumandanlığı'na tayin edildi" ğini bildiren yazılı emri aldı. Yeni Harbiye Nazırı Şakir Paşa, 5 Nisan 1919 günü 9. Ordu ve 3. KolorduKumandanlılcları'rıa (Erzurum ve Sivas'a) gönderdiği emrin bir suretini de, Kazım Karabelcir Paşa'ya vermişti. Bunda, şu hususlar belirtilmekte idi: a-Dokuzuncu Ordu lağvedil,,Uş olup; onu oluşturan 3., 9., 11. ve 12. Tümenler, Onbeşinci Kolordu Kumandanlığı emrin dedir. b- 'Van (HakAri dahil), Erzurum(Bayazıt/Ağn İli-Erzincan, Kiğı ve Kiskim/Yusufeli dahil) ve Trabzon (Ri?.e-Gümüşhane-Giresun 23
ve Ordu İlleri dahil); Canilc!Samsun "Müstakil Sancağı" (merkezi Sivas olan, 3. Kolordu'nun) Vilayetleri, 15. Kolordu bölgesidir. 11 Nisan 1919 da, "Veda ziyaretleri"ni yaparken, (İstanbul) "Şişlı"deki (şimdi Atatürk Müzesi olan) ikametgfilıı'nda" bir ameliyat yaptırdığından dinlenmekte olan "Mustafa Kemal Paşa" ile "mahrem görüş"tüğü sırada, O'na: "Paşam, ben yarın Erzurum'a hareket ediyo rum. lstanbufda ne vaziyette kalırsanız kalınız, (Devletimizin kurtarıl ması için) bir şey yapmak imkansızdır. . . Anadolu'ya, Ordu başına geli niz; hem de, Şark'a, Milletin kurtuluş anahtarı, Şark'tadır. Orada, her şey mümkündür; (silahını teslim etmemiş bulunan) Ordu da kuvvetli dir, halk da beraber gider... Şark'ta (Kongre ile) Milli hükUrrıet esasla rını kurduktan sonra, Siz Garb'e teveccüh edersiniz . . " yollu konuşa rak, (Çanakkale Savaşlan'nda "Ana/arta/ar Kahramanı" olarak düşmanı yenmekle, 191 5'te lstanbul'u da kurtaran bu Kahramanımızı) "Şark'a davetle, Hareklıtın başına geçmesini teklif etti". M.Kemal Paşa da: "iyi olayım, size mülaki olmağa çalışırım" dedi. 12 Nisan 1919 akşama doğru, Gülcemal adlı yolcu vaporu ile, Yaveri ve yeni tayin edilen Trabzon Valisi Galip Bey ile birlikte yola çıkıldı. 'Zonguldak, Sinop, (17 Nisan'da) Samsun ve ( 1 8'de) Ordu ile Giresun'a uğrayıp, 19 Nisan 1919'da erkenden Trabzon'a vardılar; 30 Nisan'a kadar orada kaldı. İlk günü, (Rumlar'ın, Batum'dan lnebolu'ya kadar "Pontos Cumhuriyeti"ni kurma gayret ve hazırlıklarına karşı, Trabzun Viltiyeti aydınlanrnızın kurdukları) 'Trabzon Muhafazai Hukuk Cemiyeti"nin Başkanı ve Yönetim Kurulu ile görüşen 15. Ko lordu Kumandanı, "bugünden işe başladım" diyerek, onlara: l'tilaf Devletleri'nin, savaştan yorgun ve yılgın çıktıklarını; bizim karşımıza ancak Rumlar ile Ermeniler'i çıkaracaklarını" anlatarak; "Buraları (bizden) almak isteyen hülyalı kafaları, ezmeğe geldim. Elbirli ile ve süngümüze istinaden, işe başlayalım" yollu konuşarak, maneviyatları nı yükseltti; onlara her hususta yardımcı olacağına söz verdi. * *
24
*
Trabzon'dan 30 Nisan 1919'da iki otomobille Erzurum'a doğru yola çıku; yolda Ardasa, Gümüşhane ve Bayburt'ıa "ıeftişler yapu". Üzerinde "üç metre kar" yatan Kopdağı'ndan geçti, "Aşkale'deki birli ğimizi de ıeftişten sonra, 3 Mayıs'ıa öğleye doğru, "sevgili Erzurum"a geldi. Halkımızın ve Birliklerimizin sevinci, pek çoktu. Kendisi, bu sevinç ve güven için diyor ki: "Geçen yıl Erzurum'u (12 Mart 191 8'de Ermeni kırgını, yıkım ve yangınından) benim Kolordum kurtarmıştı; bu yıl elimizle (Ermeni gibi düşmanlara) çiğnetmiyeceğimizi, herkes düşünebiliyordu. Halk ve Birliklerim derlerdi ki: 'Bismillah dedi mi O, mutlak muvaffak olur' 8 . Bu kadar büyük güven varken, elbet muvaf fak olurduk ve olacağız da" . Bundan sonrasını, pek kısa açıklamalar ile özetliyelim:
4 Mayıs 1919'da görüştüğü, merkezi lstanbul'da olan "Vilayeti Şarkıye Müdafaai Hukuk Cemiyeti" Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu na ve Başkanına, gereği gibi manevi "kuvvet verdi": (Mondros Müta rekesi hükmünü ileri sürenlere) "Silahlarımızı, vermiyeceğiz; ancak her işin, "Milli bir Karar şeklinde tecellisi için, Erzurum Kongresi'nin IUmmetine ihtiyacımızı izah etti". 6-7 Mayıs'ıa, Erzurum telsiz istaysonu'nu çalıştırdı; Moskova, Bertin ve Paris'in ıelsiz \re',ajanslannı alacak olan rusça, almanca ve fransızca bilen uzmanları, bu işte vazifelendirdi; lstanbul ve Karade niz'deki gemilerin haberleşmelerini de aldırtu. (Eski, Hamidiye) Aşiret Alay Kumandanları'm çağırtarak, "Kürtlük" propagandasının zararları nı ve bunun "Ermeniler'e yarayıp", felaket getireceğini anlatarak, u yarc:Jı; "ayrılık düşüncesi"ni önledi. Böylece, elindeki 1 7 860 kişilik 4 8) Karslılar'ın, Rahmeıli Paşa hakkındaki duygulannı, onun Kan'ı ilci defa (25 Nisan 1918 ve 30 Ekim 1920'de) kunardığıru görenlerden, Karslı ,.\,yık KAHRAMAN 1 (1 863-1944), 1920 de koştuğu destanda, ıöyle anıyordu: (benim, "&Jebiyaıımudo l Kars //Kilap", stanbul 1 958, s. 166-167). "Cefa çekti din yolunda Altın-Hamiyi) kolunda, Melekler, sağ ve solunda Yaıa Kazım PQ/a, yaşa. Melekler, imdada indi Kepenek (kelebek) misali söndü, Sinın, ffiı.erde dallandı, fsmin, dillerde ballandı
Münkirler'in suru (tili'i) döndü, Yaşa Kazım PQ/a, yaşa Cismin, canlarda khallandı, Yaşa Kazım PQ/a, yaşa.
25
Tümen'in, 30 000 nizami tüfekle, "her zaman seferber olabileceği'ni; bunların Redif ve ihtiyatları, Aşiret Alayları ve Milislerimiz ile, "ge rektiğinde, 50 000 kişilik bir ordu ile işe başhyabileceğini" hesapladı. 15 Mayıs 1919'da lzmir1n Yunanlılar'ca işgalini protesto için, 18 Mayıs'ta Erzurum'da yapılan Birinci Miting'i, elalundan destekledi. lstanbul'daki l'tildf Devletleri Mümessilleri'ne, şiddetli telgraflar gön derildi. "lzmir'in işgali, milli birliğimizi" güçlendirmeğe yaradı. 21 Mayıs 1919'da, "pek sevinçli bir şifre" aldı: 19 Mayısta Samsun'a çıkan, "9. Ordu Birlikleri Müfettişi, Fahri Yaveri Hazreti Şehriyari Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal" Paşa, (iki gece yattı ğı) Samsun'dan yazdığı bu Telgrafta, "Erzurum'da 15. Kolordu Ku mandanı Paşa Hazretleri'ne", "Bir an evvel, Zdtialinize mülaki olmak (kavuşmak) arzusundayım", diyordu ( NUTUK X. Belge). "
",
30 Mayıs 1919'da, Trabzon ve Erzurum'daki Milli Cemiyetleri miz, Kolordu merkezi Erzurum'da, "Büyüle Kongre"yi yapmayı karar laşurmış ve "Van, Diyarbekir, Elaziz, Bitlis, Sivas Vilayeti ve Erzin can Sancajı Şubelerine de yazmışu.
19-21 Haziran 1919'da üç gün süren "Küçük" Erzurum Vilayet Kongresi sırasında, "Büyük Kongre" için düşünülen karar taslağını K. Karabekir Paşa, (9. Ordu adı, 3, Ordu olmuşken) 17 Haziran 191 9'da Amasya'daki 3. Ordu Müfettişi M. Kemal Paşa 'ya gönderdiği şifrede şöyle özetlemişti: a- Askeri ve Milli Teşkilatımız, yok edilemez. b- işbaşındaki (Vali, Mutasarrıf, Kaymakam ve Kumandan gibi) kimseler, karşılıjı yerl�rine gelmeden, dejiştirilemez. c- Silah, Cephane ve (Askeri) Araçlar (Müt.3reke'ye uyularak, düşmana) teslim edilemez. ç- Herhan gi bir bölgeye (yabancıların yapacağı) saldırış, genel savunmayı mecbwi kılar. 3 Temmuz 1 9 19 (Perşembe) günü Erzurum'a gelmekte olan 3. Ordu Müfettişi M. Kemal Paşa ile yanındakileri, şehre 1 7 Km. mesa fedeki Ilıca'da kendisiyle Kolordu Kurmayı karşıladı, iki eski dost Paşalar, kucaklaşaralc görüştüler. lstanbulkapısı önünde de Ordu 26
Milfettişi'ni, Şehid-Yavruları ile Şehir Halkı, Askeri Bando ve Mera sim Kıt'ası karşıladı,Bu karşılama ve M. Kemal Paşa'nın 6 Ocak l 920 de Erzurum Merkez Sancatı'ndan Milletvekili seçilişine kadarki K. Karabekir ile ilişkileri, belgeli olarak "iV. BÖLÜM "ümüzde tanıtıl mıştır. 4 Temmuzda "Yaver-i Şehriyari ve 3. Ordu Milfettişi M. Kemal Paşa"nın, Tahta Geçişi'nin 1. Yıldönümünü kutlamak için Sultan Va hideddin'e yazdığı Telgrafı, Posta ve Telgraf Umum Müdürü Refik Ha/id (KARAY) imzasıyla gelen tamime uyarak kabul etmeyen, Erzu rum Telgraf Müdürü'nü Askeri Mahkeme 'ye verip, ertesi gün tuluklat mıştı.
5/6 Temmuz gecesi, (Anıtlar Yüksek Kurulu'na Üye olduğum dan, "Tarihi Eserdir" diye tescil ettirdiğim, "Magrav-Han Sarayı" da denilen ve Yakutiye Kışlası önünde, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki iki kallı yapı olup, 1979'da Belediye Başkanlığı tarafından yıktırılan) "Erzurum Kalesi Muhiifızlıtı" binası üst katında, ilk defa "Gizlice top lanan " ve ülkemizin kurtuluşunu görüşenler, Dokuz Kişi idi. Bunlar, sırasıyla şu zatlardı: 1- 3. Ordu Müfettişi M. Kemal Paşa, 2- XV. Ko lordu Kumandanı K. Karabekir Paşa, 3- (Balkan Savaşı'nda Denizler deki tek yüzakımız, "H�idiye Zırhlısı Kaptanı" ve eski Bahriye Nazın, Em. Deniz Kurmay Albayı) Hüseyin Rauf (ORBAY), 4- Erzu rum Valisi Münir (AKKAYA), 5- lzmit (Eski) Mutasarrıfı Süreyya (YİGİT), 6- Ordu Müfettiş/iti Kurmaybaşkanı Manastırlı Albay Kazım (DİRİK), 7- Müfettişlik Kadrosundan Kurmay Binbaşı Husrev (GEREDE), 8- Milfettişlik Sat/ık Başkanı Binbaşı Dr. lbrahim Refik (SAYDAM), 9- Bitlis Valiliti'nden azledilmiş bulunan Mazhar Müfit (KANSU) (Mazhar Müfit KANSU, "Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber", Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1966, 1. 30, 34). 8 Temmuz 19 19'da (resmi gazete "Takvim-i Vakaayi"'de çıkan) M. Kemal Paşa'nın Ordu Müfetıişliti'nden azil haberini, (Saray Genel Sekreterliği işini gören) "Mabeyn Başkatibi Ali Fuad (TÜRK GELDİ) telgrafla bildirdiği günün akşamı, K. Karabe/ar Paşa, (şimdi restore edilip "Atatürk Müzesi" yapılan, eski Alman Konsoloshanesi
27
ve o zaman Vali Konağı olan binada kalan) M. Kemal Paşa'nın yanına gitti. Birlikte, Erzurum Telgrafhanesi'ne vardılar. M. Kemal Paşa, Harbiye Nazırı'na ve sonra da, saat 23.45"te Saray Başkitipliğine "ma kine başında", "Askerlikten" de istifasını bildirdi ve lstanbul'a dönmi yeceğini belirtti. (Belgeler için bakınız: AUAB., s. 50-52) 8/9 Temmuz gecesi Telgrafhane'de "Makine başındaki muha bere" sırasında, Askerlilc'ten istifasını veren M. Kemal Paşa'ya karşı, orada K. Karabekir Paşa, yanlarında H. Rauf ve Ordu Kurmay Başka nı Kazım (DİRİK) varken nasıl davrandığını, şöyle belirtiyor: "Kemal Paşa, pek me'yustu. Ben, kendisine hürmet ve samimiyette kusur etmi yecelimi, pek samimi ve ciddi bildirdim. Hazırol vaziyetinde, seliimla: -Bundan sonra dahi, ne Emirleriniz varsa, ifayı, bir şeref bilirim, dedim" (IH., s. 73). • •
•
Rahmetli K. Karabekir Paşa'nın, bundan sonraki resmi vazife ve hayabnın takvimini, özetliyerek sunacağız: 12 Temmuz'da, Kongre için gelen Trabzon Murahhasları (17 kişi), makamında kendisini ziyaret edince, onlara cesaret verirken, şunları söyledi: "Askeri Birliklerimiz, Kongre'nin emrine hizmet ede cektir; Ülkemizi ve istiklfilimizi kurtarmak için Kongre'niz, esaslar ku racakbr; /'ti/af Devletleri'nin, artık savaşmayıp; işimizin, Rumlar ve Ermeniler ile halledileceği, bunu da Milletimizin nasıl olsa başaraca ğı; en mühimmi, Kongre de Milli-Birlik ve Milli-Kuvvet'in gösterilme si gerektiği. '
13 Temmuz'da Kongre Murahhasları'na ziyareti ödemeye gi dince: Ne lstanbul HaJcılmeti'nden, ne l'tilaf Kuvvetleri'nden korkma malarını tekrar izah ile; ölmek veya yaşamak kararının, ellerinde oldu ğunu, söyledi. 13 Temmuz'da, Sivil "Mustafa Kemal Paşa Hazretleri"ne yaz dığı resmi yazının, sonunda, şöyle diyordu: "Vatan ve Milletimiz için, her türlü çalışmada, Ulu-Tanrı'nın başarılar ihsan buyurmasını diler; 28
Kolordumwı saygılarını ve özel tazimlerini sunarım". 15 Temmuz, "Esas Projesi olan Üç-Sancak (Kars, Ardahan/ Oltu, Batum/ Artvin) bölgesinin geri alınması; Ermeniler'in, silahdan anndınlması fıkri"ni M. Kemal Paşa'ya açarak, (Sarıkamış batısında Karaurgan'a kadarki) Hudud'a otomobille gidip, Birliklerimizi teftiş etti. 9. ve 10. Tümenlerimiz'i gördü; dönüşünde gece Horasan'da 12. Tümen Karargcihı'nda kaldı. Ertesi gün, oradaki halkımıza, (Karsta) Ermeniler'in lsltim /catliamı'na karşılık, milli güç ve varlığımızın üs tünlüğünü anlattı. 17 Temmuz'da Erzurum'a döndü. 17/18 Temmuz gecesi, önceden verdiği emre göre, "Nahçıvan bölgesi'ndeki" yerli Türkler'e karşı saldınya geçen Ermeniler'i tenkil için, (Doğu-) Bayazıt Garnizonumuz'dan, fedai 4 Subay ile 7 Eri miz'den kurulu "Yüzbaşı Halil Efendi Müfrezemiz, görünüşte firar (kaçak) şeklinde hududu geçti" (İH., s. 78-79). (Bu gibi fedfilcarlıklarımız ile, Nahçıvan Tilrkleri: Silah, cephane ve Kumandan ile usta Erlerimiz sayesinde, milli varlığını koruyabildi ve 16 Mart 1921 Moskova Muahedesi'yle Azerbaycan'a bağlanma imkinını buldu). 21 Temmuz'da (M. Kemal Paşa'nın azliyle boşalan) "3. Ordu Müfettiş-Vekilliti"ne tayin �mrini alınca, ertesi gün, "M. Kemal Paşa ve (H.) Rauf Bey"in bile uygun bulmasıyla, bu yeni vazifeyi de üzeri ne alınca, yetkileri arttı. 9 Ağustos 1919'da, "Erzurum Kongresi"nin (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) toplanma, açılış ve çalışmalarında büyük destek ve yar dımları görüldüğünden,-yürürlükteki kanunlara aykın olduğu halde- M. Kemal dahil, 5 Temsil Heyeti imzasıyla yazılan Belge ile, "Erzurum'da Üçüncü Ordu Müfettiş-Vekili Onbeşinci Kolordu Ku mandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretleri"nin, "Şarki-Anadolu Müdôfaai Hukuk Cemiyeti"nin Temsil Heyeti' A'zdsı'ndan olduğu be lirtildi (Belgenin Klişesi, İH., s. 1182 de). 25 Eylül 1919'da Erzurum'a gelen 30 kişilik "Amerilcan Heyeti Baş/canı General J. HARBOORD"a verdiği Ermeni Mezalimi hakkın-
29
dalci belgeli Rapor ve izahlan ile, onun görüş ve duygularını Tilr/clülc lehine çevirmeyi başardı, (ABD, "Ermenistan Mandası"nı üzerine al maktan vazgeçti). 27 Ekim - 8 Kasım 1919 arasında: Pasinler - Eleşgirt - Bayuıt - Ernis ve Van'ı gezerek, buralardaki askeri birlilclerimizi teftiş edip, Ermeni fesadlarına karşı hallcunızı uyardı. 9 Kasım 1919 da Harbiye Nezareti'ne bu teftiş gezilerini anlatan 7 Maddelik raporunun 6. sında, (şimdiki Ağrı ili merkezi) "Karalcilise" adının, "Karaköse"ye çevril mesini teklif etti; uygun cevap aldı. Son Maddede, Suşehri'ne kadarki anbarlan teftiş ile, Sivas'ta da birkaç gün kalacağını belirtti.
16 Kasım 1919'da, Sivas'taki "Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti"nin Kolordu Kumandanları ile birlikte yapacağı toplantı'ya katıldı. "Kars lslam-Şwası" Hükı2meti'ni, lngiliz ler'in basıp dağıtmasını örnek vererek, Yeni Milletvekilleri'nin lstan bul 'da toplanması halinde, "Temsil Heyeti nin orada bulunmaması fik rini söyleyip, benimsetti; aynca, sonunda Milli HükUrrıet kurulunca, 1stik181 Harplerimiz için bir hareket-üssü sayılan Şark'tan, kendisinin aynlma işinin düşünülmemesi gereğini, kabul ettirdi. 28 Kasım'da bu toplantı bitince, dönerken 5-7 Aralık 1919"da Erzincan'ı teftiş etti. "
14 Ocak 1920'de, Ankara'dan Temsil Heyeti Başkanı M. Kemal Paşa'dan (20. Kolordu şifresiyle) gelen telgrafta belirtilen "Milli Harelcatm Esas Pldnı"na göre: a- M. Kemal Paşa, "Umum Anadolu Kumandanı adıyla Başkumandan; b- Ali Fuad (CEBESOY) Paşa, Ge nelkurmaybaşkanı; c- Üçüncü, Onüçüncü ve Onbeşinci Kolordular emrinde bulunacak Kazım Karabekir Paşa da, Şark Cephesi Kuman danı vazifesini alıyordu. 21 Şubat 1920'de, Erzurum'dan Harbiye Nazırlığı ile (Anka ra'da) Temsil Heyeti ve Kolordularımız'a gönderdiği şifrede, şunları belirtıi: (Galip Devletlerle yapılacak) Barış Görüşmelerinde, ezici ço ğunluğu Türk ve Müslüman olan Elviye-i-Selese'nin (Kars-Ardahan / Oltu-Batum / Artvin Sancaklan'nın, 28 Ocak 1920 tarihli "Misik-ı
30
Milli"de belirtildiği gibi) bize geri verilmesine çalışılmasını, 30 Aralık 1919 günkü 721 sayılı şifre ile belirttiğimden, "tekrar aneylerim".
15 Mart 1920'de, Harbiye Nezareti'ne yazdığı şifrede, şunları Ermenistan ile Gürcistan, lngiltere nin aracılığı ile, Şubatta bir Anlaşma yapu. Ermenistan, Kars'ın Çıldır, Akbaba (Aıpaçayı baş larında Nahiye), Zarşat ve Şuragel (Akyalca) kesimindeki Müslüman lar'ı kırmaya ve mezalime başlayınca, Azerbaycan D ışişleri nden bir protesto notası aldığı halde, yine "pek vahşice kıtaller" yapıyor. Gür cistan Cumhuriyeti de, "Ardahan'dan Batum'a kadarki bölgeyi, işgale hazırlanıyor". belirtti:
'
'
16 Mart 1920 sabahı lngiliz Zırhlılarından çıkan askerlerin, ls tanbu/'da Harbiye Nezareti nden başlayıp işgal etmeleri ve Telgrafha neleri kontrole almaları karşısında, Erzurum'da "/ngiliz Mütareke Uy gulamasını Kontrol Memuru" olarak bulunan Yarbay Rawlinson ile emrindeki 5 lngiliz erini, tevkif ettirdi (sonradan bunlar, 192 l 'de '
Malta'daki Türk sürgünlerinin kurtarılması karşılığında, serbest bıra kıldı). Bütün
Valiliklere, "lstanbul ile haberleşmeyi yasaklatu".
23 Nisan 1920'de Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisi'ne, Edirne Milletvekili seçilmiş; ancak bu sıfau üzerinde kalarak, Erzu rum'daki Kolordu Kumaridt,ınlığı'na devamı, o zamanki usule uygun görülmüştü.
Ermeniler'e karşı hareket ser bestliği istedi. 6 Mayıs 1920'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi HükUnıeti, kendisine ek olarak, "Erzurum VQ/i/iği"ni de verdi. 26
Nisan'da
8 Mayıs
Yeni-Hükumet'ten,
1920'de, (14 Ocak 1920 tarihli "Milli Harelcat Esas
Planı"na göre, çok yerinde olarak) kendisine,
dan/ığı" verildiğinden, Ermeniler'e karşı
TBMM Başkan/ığı'na yazdığı şifre ile: (3 "Brest-Litowsk Müahedesi mucibince (Bolşevik Rusya'nın tasdik ettiği gibi) bize ait" ve bütün halkı Müslüman olan "Elviye-i -Se/ese'yi işgal etmek hakkımızdır", diyerek; sefer için müsa ade dileğinde bulundu. Sağlam gerekçelerle, 15 Mayıs 1920 ve 30 9
Mart
Mayıs
"Şark Cephesi Kuman
hazırlığa başladı.
1920'de,
1 9 1 8 tarihli)
31
Mayıs'ta da bu isteğini tekrarladı. 4 Haziran 1920'deki müracaaunda, "Soganlı-Geçitleri'ne kadarld" yerlerimizi almak için müsaade isteyin ce, 6 Haziran'da bunu uygun gören "Vekiller Heyeti Kararı"nın şifre ile gelmesine, çok sevindi. 305 ve 306 (1890, 1 89 1) doğumlu "lhtiyat lar"ı da, orduya aldırtu: "Erzurum ve Van Vilayetleri ile Erzincan Sancagı'nda Seferberlik ilan ettirdi". 23 Haziran 1920'de, taamıza geçileceği sırada, Rus S.S.C. Ha riciye Vekili ÇIÇERIN'in, Ankara'ya ulaşan mektubu üzerine, TBMM Kararı ile, bu hareket durduruldu. Ancak 88 gün sonra, TBMM Başka nı i mzasıyla 20 Eylül 1920'de, "Bakanlar Kurulu Kararı" ile yeniden "Harek/ıta müsaade" edildiği sırada, 1914 Hududu'nun 40 Km. içeri sinde Karargahını Bardız (şimdiki, Şenkaya Bucak merkezi "Gaziler") yanında bulunuyordu; ve daha önce "Soğanlı-Dağı Geçitleri"ni, birlik lerimiz tutmuştu. Birliklerimize verdiği "Cephe Emri" ile, 28 Eylül 1920'de sabah saat 3'te, taamız hareketi başladı. 29 Eylül sabahı Sarıkamış, 30 Eylül'de Göle merkezi Medinik, 1 Ekim'de Kağızman kurtarıldı. 20 Eldm'de verdiği emirle, Kars Kale si'nden düşmanın (Nisan 191 8'deki gibi) kaçmasını önlemek üzere, doğudan Mağaracık ve Vezin (Vaızın) köyü ile lld-Yahnı tepelerini tu tarak, çevirme harekau tamamlanınca, 30 Ekim 1920'de yapılan "ters cepheli taarruz "Ia, Ermeni kuvvetleri üç saat içinde yenilerek, sıkı ta kiple, doğu ve kuzeydeki Tabyalar da alınınca, öğle üzeri Kars'ın Son Kurtuluşu sağlandı. Saat 15.30'da Kars'ta karargahını kuran "Şark Cephesi Kumandanı Büyük-Kurtarıcı Kazım Karabeldr Paşa", "Yeni Türldye'nin ilk - Askeri 7.aferi"�i kazanmıştı. Bizden o gün, 9 şehid, 47 yaralı olmuş; çok sağlam tahkimatta yerleşmiş bulunan Ermeni Kolordusu, ezilmişti. Alınan esirler: 3 Ge neral, 6 Albay, 12 Yarbay, 16 Yüzbaşı, 59 Teğmen, 16 Sivil-Memur, 12 Yedcksubay, 4 Subay-Adayı, 1 150 er idi. Sayılan düşman ölüsü, 1 1 1 0 idi. Ermeni esirleri arasında: Harbiye Nazırı, Genelkurmaybaş kanı, Kars Kale Grup Kumandanı ve bir de sivil Bakan vardı.
31 Eldm 1920'de Kars'tan , Ankara'da telgrafla Milli Savunma Bakanı Fevzi (ÇAKMAK) Paşa ile görüşen K. Karabeldr Paşa, ona
32
"Kars'taki (Ruslar'dan kalma istiklal Harbimiz'in devamına yetecek kadar çok olduğu." Fevzi Paşa da, TBMM Kararı ile O 'nun, "Ferik" (Korgeneral) rütbesine terfi ettirildiğini m üjdeledi. Bununla O, Yeni Türkiye 'nin, ilk terfi eden 'Paşa'sı ve "Cephe Kumandanı" olmuştu. müjdeleri verirken, şunu da söyledi:
askeri) ganimetlerin, on yıl
Kars'ta 6000 yetim ve kimsesiz Ermeni Çocuğu'na bakan Ame rilcan Heyeti Başkanı Edvard FOKS, 31 Ekim 1920'de, lstanbul'daki Amerikan Askeri Mümessili Amiral BRİSTOL'a yazdığı telgrafta şöyle diyerek,
Türk
O rdusu'nun, çok insancıl olup, kinci davranmadı
ğını, dünyaya duyuruyordu:
"Kars'taki
bütün
Amerilcalılar,
iyiyiz; ve
Türk Ordusu,
bize
dikkatli ve saygılı davrandı. Bizlerin, eskisi gibi teşkilaumıza devam eunemize müsaade etti.
Türk Askerleri,
çok disiplinlidir ve (Ermeni
ler'e) katliam (soykınmı) yapmadı".
5 Kasım'da (1877 hududu sayılan) Arpaçayı 'nı geçerek kovala Ermeni kuvvetlerini, Gümrü'nün bau sırtlarına attı. 6 Kasım'da Ermenilerin "Mütareke teklifi"ni alınca, bunun kabulü için Gümrü Kalesi'nin teslimi şartını koştu. Enesi 7 Kasım'da, kansız olarak Gümrü'yü teslim aldı. Anlcara'dan telgrafla gelen Mütareke Şartları mız'ın Notasını, ertesi günü Ermeni Hükumeti ne gönderdi. Ancak iki gün sonra Ermeniler, şartlarımızı ağır bularak kabul euneyip, karakol larımıza saldırdı. 12 Kasım'da lğdır'ı boşaltan Ermeniler, Aras'ın solu dığı
'
na çekildi. 14 ve 17 Kasım'da yaptığı taarz ru larla da yenilen Ermeniler, Mütareke'ye razı oldular. 18 Kasım'da TBMM Murahhası olarak , Er menilerle Mütareke şartlarının ilk maddesine göre: "Biner fişeği ile 2000 tüfek, 3 batarya (12 adet) çabuk ateşli koşulu dağtopu, 40 maki neli tüfeği alarak, (Batı-Cephemize ulaştınlmak üzere) Kars'a gönder di. 25 Kasım'da başlayan müzakereler ile, 3 Aralık 1920'de sabaha karşı biten Gümrü Muahedesi"ni Ermeni Hükamet i'ne kabul ettirmek le, (27 Kasım'da) 10 Ağustos 1920 tarihli Sevres (Sevr) Muahedesi'nin
33
Ermenistan'a tanıdığı haklardan, resmen vazgeçildi. Şark Cephesi'nin Muzaffer Kumandanı Ferik Kazım Karabekir Paşa'nın Başmurahhası mız olarak imzaladığı Gümrü Muahedesi, Yeni-Türkiye'nin ilk Siyasi Z.aferi olmuştu. Şubat 192l 'de, Azerbaycan'dan ilerleyen Bolşevik-Ruslar'ın üç tümeni, Kazak-Borçalı kesiminde Menşevik Partisi idaresindeki Milli Gürcistan Cumhuriyeti ordusuyla savaşa başlamıştı. Bu durumu değerlendiren Şark Cephesi Kumandanımız, Ankara'da TBMM Baş kanlığı ile Genelkurmaybaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığımıza yazdık 16
larında, şu milli isteğin yerine getirilmesine müsaade talep ederken:
"Aslında bizim olan ve (Bolşevik Rusya'nın merkezi) Moskova'ya da (3.III. 1918'de ve 1 920 Mayısı başlarındaki gibi, yeni gönderdiğimiz Banş Heyetimiz ile) pekiştirerek, bizim olduğunu tasdik ettirmek üzere bıJunduğumuz Ardahan (Çıldır-Göle-Hanak-Posof dahil) ve Artvin (Şavşat-Borçka-Ardanuç dahil) bölgelerinin, ( 1 920 Temmu zunda lngilizler'ce bağışlanan Gürcistan'dan kurtarılmak üzere), barış la işgalimiz zamanı geldiği" ni belirtiyordu. 19 Şubat 1921'de Bolşevik-Rus Ordusu, şose boyunca (Gürcis tan başkendi) Tijlis üzerine yürürken, bizim 8. Alay ile Süvari Bölüğü ve 1 batarya topçumuzu, (Çıldır karşısındaki) Z.arşat bölgesine gön derdi; Ardahan karşısında da (Göle'de), 1 80 silahlı "Merdinik Müfre zemiz" hazır bulunuyordu. 21 Şubat'ıa K. Karabekir Paşa'ya, Genel kurmayımız'dan, isteğine uygun emir geldi: Gürcüler, "Ardahan ile A rtvin'i barışla gerivenn ezlerse, bütün gücümüzle Ahı/kelek doğrultu sunda ilerlenmesi bildiriliyordu. O gün K. Karabekir Paşa, Gürcü ler'e, buraları savaşsız işgal edeceğini bildirdi, (Ankara'da Gürcü Elçi si'ne, Dışişleri Bakanlığımızın bu uğurda verdiği notasına karşılık) Gürcü HükUnıetı"nin de, isteğimizi 23 Şubat saat 4,45'te kabulü üzeri ne : 23 Şubat J92J'de erkenden kışın soğuğunda,
karlar içerisinde
müfrezelerimiz, Ardahan'ı işgal etti; Hopa üzerinden gelen müfreze miz de, Borçka ve Artvin'e savaşsız yerleşti. Böylece, (Çürüksu
Acara-Batum Kazalan dışındaki) Üç-Sancak bölgemizin kurtuluşu ta-
34
mamlandı. TBMM Hülciımeti ile Bolşevik Rusya arasında 16 Mart 192/'de imzalanan Moskova Muahedesi ile, bugünkü Türkiye Sovyetler Birliği Hududu tesbit edildi ( 1 . Madde). Bu Muahedenin 15. ve 16. Maddeleri'ne göre, Türkiye ile Kafkas Cumhuriyetleri arasında ki hudut, Kars'ta yapılacak ikinci Muahede ile, kesinleşecekti. 15 Nisan 192/ 'de Dışişleri Bakanlığımız ve Genelkurmaybaş kanlığımız'dan gelen emir ile, Gümrü'nün bir hafta içinde boşaltılıp, Sovyetler'e bırakılması isteniyordu. Bu yüzden, Şark Cephesi Kuman danlığı Karargahı 'nı, 22 Nisan'da Sarıkamış'a aldırtıp, 23 Nisan 1921' de saat 1 5'te, Gümrü'deki birliğimiz orasını boşaltarak, Sovyetlerin
Onbirinci Kızıl Ordusu'na bıraktı ve Arpaçayı berisine çekildi. Bun dan sonra, Batı Cephemiz'e, Kars'tan ( 1 878 Berlin Muahedesiyle Tür kiye'den alınan "Savaş Tazminatı" paralarıyla Rusların yaptığı demir yolu, kışlalar ve tahkimat gibi, mali kaynağı bizim olan) top, makine litüfek, Lüfek ve bol cephane ile askeri malzemeyi, göndenneğe önem verdi.
4 Ağustos 192/'de, Sarıkamış'tan 3. Tümen ile 12. Tümen, Kars'tan bütünüyle gönderildi ve bunların Sakarya Muharebesi'ne ka ulnıası sağlandı. 26 Eylül 192/ 'de, Moskova Muahedesı"ni görüşmek üzere baş layan ve 10 Ekim'de biten "Kars Konferarısı"na, Türkiye Başmurahha sı olarak katıldı ve Başkanlık elli. 13 Ekim 192/'de Kars Muahede si'nin imzasıyla biten görüşmeler sırasında, Moskova Muahedesi'nde (2. Madde) belirsiz bırakılan 165 000 nüfuslu Müslüman-Acaralılar'ın "Muhtar S.S. Cumhuriyeti" olarak Gürcistan'a bağlı kalırken, "harsi" hukukuna açıklık getiren "Resmi dil Türkçe ve Gürcüce olmak şartiy le, öğretim her cemaatin isteğine göre serbesttir" bendinin kabulünü istediğinden, bunu sağlayan Gürcistan HükUmeti'nin, "54 Sayılı ve 16 Temmuz 1921 " tarihli "Emirnamesi"nin bir suretini, Kars Konferansı Zabıtları'na ekletti. Aynca, Artvin "Maradit" (Muratlı) köyündeki "yanlış kesilen hududu, 6 km. öteye" götürerek, bu köyü ve arazisini, "hudut düzeltmesi" ile, bize kazandırdı. Bir de, Ermeni Murahhas lar'ın, Arpaçayı sağındaki "Anı Kalesi şehir harabeleri"ni, (Arpaçayı
35
başlarındaki 27 dağ köyünü Türkiye'ye bırakma karşılığında) isteme lerine karşılık: "Anı 'da, yüksek Minaresi sağlam duran Cami'de, çev redeki Türk Köylüleri, öteden beri Bayram ve Cuma-Namazları 'nı kıl dıklarından, buna imkan olmadığını" belirtmiştir. 30 Ekim 192l'de, (16 Mart 1920'de Erzurum'da tutuklanan) ln giltere Dışiş/eri Bakın Lord CURZONun kardeşi olan lngiliz Mümes sili Rawlinson'u, Malta'dald Türk Esir/erı"nin serbest bırakılması kar şılığında, Trabzon'dan kalkan İngiliz torpidosu ile serbest bırakıp göndertti. 1 Ocak. 1922'de, Gene/kurmayımız'ın kendisinden, "talim ve terbiyesi güçlü bir tümen'in, ilkbahar Harekcltı'na yetişmek üzere Batı'ya" gönderilmesini istemesi üzerine, Kağızman ile Sarıkamış'ıaki Onbirinci Tümen'i, Erzincan'daki 13. Tümen'in Suvari Alayı ile gön derme hazırlığına başladı. Onbirinci Tümen Karargahı ile Sarılca mış'tan Batı Cephesı"ne gönderildi; I0,5'1uk obüs bataryası da, 24 Şubat 1922'de yola çıku. Bu 11. Tümen, 5. Tümen adını alarak, Büyüle Taarruz'a katıldı. 1922 Eylüf ünde, Büyük Zaferimiz sonunda, lzmir ve Bursa'nın Kurtuluşu'nu müteakip 12 Eylül 1922'de, Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı şifreli telgrafla tebrik etti; ve "Şark Cephesi Şehid Yavruları'ndan" bir takımın, "Cephe Bandosu ile", Ankara'ya gönde rilmesine, müsaade istedi. 9 Ekim 1 922'de, 3 Subay-Öğretmen ve 55 Şehid-Yavrusu ile Trabzon'dan vaporla ayrılıp, l l Ekimde lnebo/u'ya geldiler. Öğret menleri ile Çocuklar orada kalıp, yol boylarında konaklan olan kasa balarımızda, "Müsamere/er"ini vererek, Ankara'ya geleceklerdi. Ken disi, 15 Ekim'de otomobiliyle Anlcara'ya gelip, ertesi gün, Gazi M. Kemal Paşa ve ismet Paşa ile birlikte Bursa'ya gitti. Dönüşlerinde her üçü de Ankara'da, Sarıkamış'tan gelen Şehid-Yavruları'nın 'Temsille ri"ni, maharetli Beden Eğitimleri ve Abş Hareketlerini, birlikte gördü ler. Bu sırada Gazi Hazretleri, bu Yavrular'ı çok takdir edip, pek be ğendiklerini açıkça belirtmişti.
36
Paşa, Sarılcamış'ı.a "Cephe Kumandanlıtı"na "Vekil" bıraktı ğından, o zamanki uyulan usule göre, Ankara'da kalarak, "Edirne Mil letvekili" sıfatı ile Meclis'e devam etmeğe başladı. 17 Şubat 1923'ıe Ülkemizde ilk defa toplanan lzmir iktisat Kongresi'ne Başkan seçildi ve yapuğı tekliflerde: Eğitim, Ziraat ve ik tisat konulan üzerine, değerli ve çok yararlı düşüncelerini belirtti. Bir "iktisat Misakı" (İktisatça Kalkınma Andı) kararını kabul :uirdi. 29 Haziran 1923'ıe, //. Büyük Millet Meclisimiz'e, lstanbul Mil letvekili seçildi. 20 Haziran 1923'te, "Erzincan Belediye Heyeti Kararı ile, "Er zincan Fahri Hemşehrisi" seçildi. "
Kasım 1 923'te, "lstanbul idman (Spor) Cemiyetleri lttifakı"na, "Fahri Başkan" seçildi.
21 Kasım 1923'ıe, Milli Mücadelemiz'de, Siyasi ve Savaş Ya rarlığı" görülenlere mahsus, "Yeşil ve Kırmızı Şeridli lstikldl Madal yası" ile ödüllendirildi. "
D) BİRİNCİ ORDU MÜFETIİŞLİGİ'NDEN ÖLÜMÜNE KADAR (2 1.X. 1923 - 26.1.1948)
1 1 Temmuz 1924 günü, lzmir'de, Aydın Eşraft'ndan Cemal Bey'in kızı lclal Hanımefendi ile evlendi. 21 Ekim 1923'ıe "Şark Cephesi Kumandanlığı" lağvedilince, aynı gün, merkezi Ankara'da bulunan "Birinci Ordu Müfettişliği"ne tayin olundu. Yine Milletvekilliği sıfau, devam ediyordu. Bir yıl, bu son askeri vazifesinde kaldı. lozan Muahedesi'yle, Milli Mücadelemiz sona enniş, yeni hudutlar kesilmiş, Cumhuriyet itan edilmiş ve 3 Mart 1924'te Halifelik de lağvedilip, Osmanlı Hanedanı mensupları yurtdı şı'na sürülmüştü. Bu ortamda, ikinci Meclis'ıe iktidardaki tek "Halk Fvkası"na karşı, bir "Muhalefet Partisi" kurulmasına ihtiyaç gösteren ler, bir araya geliyordu. 37
Bundan önce, çıkan bir "Kararname" ile, artık eskisi gibi, "Mil letvekili olanların, Ordudaki Kumanda vazifesini yürütmelerine müsa ade edilmediği" belirtilmişti. Buna göre, her iki sıfau bulunanlar, ya Meclis'i, ya Ordu'daki vazifeyi benimseyip, öteki vasfını bırakacaku. Paşa da, buna uyacakb. Milli Savunma Bakam ve Harbiye'den sınıf arkadaşı Kazım (ÖZALP) Paşa ile daha kıdemli olan Genelkurmay Başkanı M. Fevzi (ÇAKMAK) Paşa, Birinci Ordu Müfettişi K.Karabekir Paşa'ya -eldeki belgelere göre- soğuk davranıyor; onun, "ordumuzun yükselip güçlenmesi için" sunduğu "Lfiyihalar"ına, asla değer vermiyorlardı. 26 Ekim 1924'te, basılı başlığında: "Türkiye Cumhuriyeti Birin
ci Ordu Müfettişliği" yazısı bulunan resmi kağıda, elyazısıyla şunu ya zarak, Milli Müdafaa Vekaleti'ne, Müfettişlik'ten istifasını bildiriyor du: "Bir senelik Ordu Müfettiş/iğim zamanında, gerek teftişlerim neticesi Raporlarım'm, gerekse Ordumuzun te'ali ve takviyyesi içün takdim eylediğim Layihalarım'ın, nazari dikkate alınmadığını görmek le, te'essür ve ye'sim, fevkaladedir. Uhdeme düşen vazifemi, Mebusluk sıfabyla daha müsterihü1-vicdan yapacağıma, kanaati ı.amma, basıl et tiğimden, Ordu Mıifettişliği nden isti'fa eylediğimi, arzeylerim , Efen dim." '
17 Kasım 1924'te: Hüseyin Rauf (ORBAY), Ali Fuat (CEBE SOY), Refet (BELE), Cafer Tayyar (EGİLMEZ) gibi Milli Mücadele Kahramanları ile Dr. Adnan (ADIVAR) ve daha birçok ünlüler, Cum huriyet Türkiyesi'nde ilk Muhalefet olan 'Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası"nı kurmuşlardı.
1924 sonunda, Paşa, "Terakkiperver (İlericiliğiseven) Cumhu riyet Fırkası"na Gene/başkan seçildi. O'nun, "Muhalefet Partisi Ge ne/başkanı" olarak, 1925 Devlet Bütçesi Tasarısı üzerine yapuğı ten kidler ve teklifler, son derecede değerli olup, bugün de birçok yönleri geçerlidir. 25 Şubat 1925 günkü yazılı konuşması, Meclisin il. Dönem, XIV. Cilt, 292-305. sahiflerinde yer alan "Maarif Vekaleti Bütçesi''
38
üzerinedir. Bunun özetini,
"Kazım KARABEKIR"
"Öğretim lstanbul'daki
imzasıyla
ve Eğitim Meselelerimiz" başlığı albnda yayınlayan "Belgelerle TÜRK TARiHi DERGiSi (Haziran 1985, Sayı 4, s. 26-33), sonunda şu haklı kanaatini yazıyor: "Bugün dahi birçok konularda ge çerliliğini koruyan bu görüşler, Kazım Karabekir Paşa tarafından yal nız fıldr ve sözde kalmamış, açtığı Okullarla uygulamaya dönüştürül müştür. (Onun) 60 yıl önce düşılnulen ve önerilen birçok eğitim konusunun, günümüzde dahi çözülememiş olması, ibret vericidir, dik kat çekicidir". 1926'da, K. Karabekir'in Muhalefet Partisi, birkaç "Doğu'dalci Şeyh-Said lsyanı"na yo ile, "Bakanlar Kurulu Kararı"na göre kapatıldı. Tek
3 Haziran
üyesinin söz ve davranışları ile, laçb gerekçesi
Partili iktidar,
1946 ya kadar ülkemizi idare etmeğe başladı.
1926'da, "Gazi'ye lzmir'de Süikasd" hazırlığı gören ler arasına katılmak istenen lstanbul Milletvekili K. Karabekir Paşa da, Ankara'da tutuklandı, lzmir'deki "istiklal Mahkemesi"nde sorguya gönderildi. Bir ay sonra, 23 Temmuz'dan, "oybirliği"ile beraat edenle rin başında, kurtuldu. //. Dönem Meclisi sona erince, Milletvekili sıfau 22 Haziran
da kalmadı. 5 Aralık 1927'de, 45 yaşından dörtbuçuk ay 13 gün almışken
"lngilizler, Irak Hududumuz'da gösteriş manevraları yaparken ve tecrübeli Kumandan lar'a çok ihtiyacımız bulunduğu sırada Ordu'yu bırakıp, siyaset ve Mebusluğu tercih etti" diye, Milli Savunma Balcanlığı'na gönderdiği yazıya dayanılarak, "Ordu'dan Emekli" edildi. lstanbufa gelip, Eren köy'deki, şimdi "Kazım Karabeldr Müzesi" olan evinde, inziva hayau ve en verimli çağında, Genelkurmaybaşkanlığı'nın,
na çekildi ve 84 kişilik listenin başında olarak, sıkı gözetim altında tu tuldu.
il. BÖLÜM: ESERLERi "Muhtualı Takvimler"ine, günü
başında görüleceği gibi, büyük boy gününe yazdığı haurları ile elindeki
belgelere göre, eserlerini yazmakla uğraştı. Onbir yıl süren
bu
"MenkUbiyet"i, Kasım 1938 ortalarında sona erdi. Bu arada, 1930 Se
çimleri'nde, lstanbul'dan
adaylığını koyduysa da, o günün şartlarına
göre, seçilemedi.
39
Kasım 1938 de, Yeni Cumhurbaşkanı ve çok yakın arkadaşı ismet INÖNÜ, Halil Edhem EWEMln ölümüyle boşalan "/stanbul Milletvekilligi"ne, o zamanki rakipsiz Cwnhuriyet Halk Partisi'nden K.Karabekir Paşa'yı aday göstertti. 3 1 Aralık 1938 de, "ikinci Seç menleri'nin oybirliti yle ikinci defa seçilen KKarabekir Paşa, Anka ra'ya gelip, evini de buraya getirerek, yeniden siyasete karışu; ve, rah metli oluncaya kadar, hep lstanbul Milletvekili kaldı. "
1945 İlkbaharında, ikinci-Dünya Savaşı galipleri arasına giren komşumuz Sovyet Rusya, eski dostluğu bozarak, Haziran'da Türki ye'den "Bogazlar'ı Kontrol haldcı nı almak ve "Kars-Ardahan/ Artvin"i kopannak girişiminde bulundu. Gürcistanlı Sovyet Diktatörü Stalin, 250 binden çok Ahıska-Ahılkelek Türkleri'ni 1944 Kasımında, "Mesketli-Müslümanlar" diye bir gecede kamyonlar ve trenlerle Orta asya ya sürgüne göndermiş; yerlerine Ortodoks ve Katolik Gürcüleri yerleştirmiş; ertesi yıl 19 Aralık 1945 te de, Tiflis Akademisi Üyesi "iki Gürcü Pre/esörü'nün bir dergide çıkan, "Türkiye'den Haklı Ta leplerimiz" adlı makalesini, ertesi gün TAS Ajansı ve "Pravda" ile "lz vestia" gibi resmi Rus gazeteleri, 14 dilde dünyaya duyurmuştu. Bunda, "Gürcüler'den Türkler'in zaptetmiş olduğu: Ardahan, Artvin ile Oltu, Totum, ispir, Bayburt, Gümüşhane ve Giresun'a kadar bütün lazistan"ın Sovyeı Gürcistanı'na verilmesi, isteniyordu! "
'
Bunun üzerine, Türkiye'de ve başta anılan bölgelerimizde, pro testo mitingleri yapılıp; gazeterde, ilmi cevaplar yayınlandı. Şubat 1946'claki Bütçe Görüşmeleri sırasında, eski "Şark Cephesi Kumanda nımız" ve "Kars Muahedesi Konferansında Başmurahhasımız" olan Kazım Karabekir Paşa, Meclis Kürsümüz'den gür sesiyle: "KARS ARDAHAN YAYLASI, belkemitimiz, BOGAZLAR. bogazımızdır!" diye kükreyip, Milletimizin duygularını, dünyaya ilan etti. 23 Temmuz 1946 da. Büyüle Millet Meclisi Başkanı seçildi; ve ölümüne kadar bu vazifesini, büyük bir olgunluk ve saygı içinde yü rüttü. 26 Ocak 1948 Pazartesi (14 Rebiülevvel 1367) saat 10 sırala rında, Ankara'daki evinde, küçük kızı Timsal'in doğumunun 7. Yılını
40
Kutlama sevincini duyarken, "kalp krizi" ile, 65 yıl, 6 ay 4 gün yaşa mışken, rahmete kavuştu. Acı haberi, bütün Milletimizi matemlere boğdu. Cenaze Törenine, Dogu'dan Huswi Heyetler gönderildi. 28 Ocak 1948 Çarşamba günü, 25 Nisan 1918 ve 30 Ekim J920'deki her iki Kurtuluş Günü'nde Kars Kalesi'ne çektirdiği atlastan Şanlı TürkBayragı, vasiyeti üzerine evindeki Müzesı"nden alınıpaziz ta butu üstüne konarak, TBMM önünde yapılan "Devlet Töreni" sonunda, Ankara Hava Şehidleri Kabristanı'na götürülen cenazesi, toprağa veril di. O'nun, ebeöı sevgisi ve eşsiz saygısı ise, vefalı Milletimizin gön lünde yuvalandığından, kuşaktan kuşağa yaşayacaktır. Nur içinde yat sın ...
Ömrü boyunca: Doğruluğun, çalışkanlık ve yetenekliğin, vazi feseverliğin, haksızlıklara karşı koymanın, çok temiz ahlak ile aile ge leneklerimize bağlılığın, kimsesiz ve yetim çocukları koruma ve yetiş tirmede bir Veli (Evliya) gibi davranmanın, eşsiz timsali idi. XX. Yüzyılda, Büyük Türk çocuk-terbiyecisi ve üç yabancı dil bilip, en çolc eser veren Kumandanımız olarak, varlıgını gösterdigi gibi; karaka lem, suluboya, yaglıboya, Resim yapmak, Şiirler ve Marşlar yazıp bes telemek, Keman çalmak gibi "Güzelsanatlar"daki mehiıreti ile de, örnek bir derin kültürlü "Milli Kahraman Paşamız" idi. * *
*
Rahmetli eşi İclal Kazım Karabekir Hanım, onun Hava Şehid leri Kabristanı'ndaki kabri üzerine, 8 menner direkli ve üstü açık ke merli, kubbesiz, olarak Ankata-kınnızı taşı ile bir türbe yaptırıp, çen berle de çevirtmişti; bir Lale biçiminde yontulup kesilen akmermerde, 1 2 satır halinde, kabartma olarak şunları yazdınnıştı: ŞARK FATİHİ
GENERAL KAzIM KARABEKİR
1882- 1948 41
MEŞRUfİYET HAREKETLERİ, BALKAN VE CİHAN HARB1N1N UNUTULMAZ KAHRAMANI,
MİLLİ MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ VE MUZAFFER KUMANDANI,
YETİMLER BABASI, B.M. MECLİSİ BAŞKANI RUHUNA FATİHA • •
•
12 Eylül 1980 İhtilali üzerine kurulan "Milli Konsey in, 6 Kasım 1 981 'de çıkardığı 2549 sayılı kanuna göre, Ankara-A tatürk Orman Çiftliği nde hazırlanan "DEVLET MEZARLIÔI"nda aynlan yeni kabre konulmak üzere, 30 Ağustos 1988 Salı günü saat 14'te açı lan ilk kabrinden kemikleri, "dini tören"le alındı. Aynı gün: Cemal GÜRSEL, Cevdet SUNAY, Kazım ÖZALP, Satih OMURTAK, Ahmet Naci TINAZ ve Kazım DIRIK Paşalar'ın kalınulan da, ilk kabirlerin den alınıp, törenle bu "Devlet Mezarlığı"nda ayrılan yeni yerlerine kondu. Yapılan "Devlet Töreni"nde Cumhurbaşkanı Kenan EVREN Paşa da bulundu. "
'
,
Devlet Mezarlığı'ndaki 1 3 Numaralı kabu9, Rahmetli Kazım Karabekir Paşa'nın son yattığı yerdir; nlir içinde yatsın.
9) Bunda, bir dileAimi anedeyim: Birçok yanlıılan düzeltip, haknzlıldan kaldırarak, Milletimiz'in isteğini yerine getiren Biiyilk Mil/ti Mtcli.rimiz'e, Rahmetli KıJzım KA RABF.K/R konusunda, bir vaıüe vardır: O da, yeni kabrinde "Korgtn.erar yazılan "Doğu - Cephemiz"in Mu:zaffer Kumandanı'na, 1939 da kaıdi kalemiyle belinıiği gibi (bak. "J0ax -A" Belgemiz, s. 221-222), "Orgtn.eral" ıütbeıinin, resmen tescili ni sağlamah.
42
BÖL Ü M
1 1.
ESERLERİ
A) GlRIŞ Hem "Askeri Sa/name"lerdeki "Ders Müfredat Programla rı"ndan, hem de, hiç yuıtdışında okumadıkları halde Kurmayları, iyi yabancı dil bilenlerden oluşmasından anlaşıldığı gibi, Sultan Hamid Çağındaki çok ileri "Osmanlı Askeri Mektepleri ve Harbiyesi"nde sağlam bir tahsil gördü. Genç Musa Kazım, Harbiye ve ,
Erkaniharbiye de Almanca ve Fransızca öğrenimi yanında, Rusça'ya da ihtiyaç duymuş ve 1918-192 1 arasında bu yabancı dili de geliştirip, '
,
y
tercüme yapacak seviyeye ulaşmıştı. Bu yüzden, resmi haltercümele rinde, kendi elyazısıyla: "Almanca, Fransızca, Rusça" bildiği yazılı . dır. Hadiseleri, günü-gününe azma alışkanlığı vardı. Onun, en çok tarih ile milli-edebi eserleri" okuduğu; savaş sı rasında "seferi-çadırlar" içinde bile, bu uğurdaki yeni basılan kitaptan,
dostları aracılığı ile lstanbul'clan "Cephe "ye getirttiğini gösteren bel
geler, "Resmi Dosyası"nda yer almış bulunuyor. Ondaki çok okuma merakı, Milli Mücadelemiz'in sonuna kadar "beicar" (evlenmemiş) oluşu yanında, kendisini mükemmel yetiştinne isteği de, tesir etmiştir. Bu gibi belgelerden, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşivi"ndeki
"Kazım Karabekir Paşa Dosyası"nda, 1916 ve 1917 yıllannda, lstan bul'dan Cephe 'ye kitap ısmarlayıp getirttiğini gösteren birkaçına işaret edelim:
XVIII. Kolordu Kumandanı iken "18 Teşrinisani 1332" (1 Ara lık 19 16) günü, lrak'taki "KıU"tan, "Başkumandıınlıkvekaleti Celi/esi
43
istihbarat Şube Müdiri, (sınıf arkadaşı olan, sonraki "Paşa", lstanbul Finiutğa doğumlu ve DÜZGÖREN soyadlı) Seyfi Bey"e yazdığı, "489 Numaralı Şifre" ile, şunları istemiş: "(lstihbarat'daki) Şube'de kullanılan, (bol ve geniş yaprak.lı) Muhtıralı Takvim'den 250, Cep için Muhtıra Defteri'nden on nüsha; Avrupa'da Ne Gördüm, ("Şairi A'zam Abdülhak Hamid"in) Finten, (Sanlcarnış Haretcatımız'da Şehid olan İsmail Hakkı'nın) Şanlı Asker, Bozgun, Tesadüf, Kuyrukluyıldu Altında izdivaç adlı risalelerden, dör der nüshanın çabucak gönderilmesini, (Şube'deki) Nusret Efendi'ye emir buyurun. Ona, Telgraf Poliçesi ile (ahun) yirmi lira gönderdim. Yetmezse, bildir ve paranın gelişini beklemiyerek, satın alınarak pos taya verilmesini, son derece rica ederim". Yine "Kut"tan, "9 Teşrinisani 1332" (22.Xl. 1 9 1 6) günü, ayni Şube'ye yazdığı, "480 Numrolu Şifre" ile de, şunların istendiğini görü yoruz: (Tarihçi Ahmed Refik ALTINAY'ın, 6 ciltlik, resimli ve oriji nal ciltli) Refık Beğ'in Büyüle Tarihi Umumlsinden bir takım ile, (93/ 1877 - 1878 Türk-Rus Savaşı'nda Anadolu Cephesi Kumandanı Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın Mühimme-Kitibi, Erzurumlu Mehmed Arif Bey'in, Kars-Ağrı / Bayazıt - Erzurum Muharebelerini anlatan eserin den başka olan, Balkan Savaşı bozgunumuz üzerine yazılan aynı adda ki) Başımuagelenler'den beşer nüshanın, gönderilmesini , rica ederim. 1 8 Kolordu Kumandanı (Kurmay Albay) Kazım. " -
.
lstanbul'a gelen b u Şifre'nin çözümü yazılan tcağıdın aluncla, satın alınanlar ve fiyatları şöyle yazılıdır: "1- Refik Bet'in Büyük Tari hi Umumisi, bir takım 6 Cilt, 285 guruş, 45 (guruş) indirim, 240; 2Başımızagelenler, beşer nusha, 1 50, 25 indirim, 125 guruş; 3- (Edir ne'nin Balkan Savaşı'ndaki düşüşü üzerine yazılan) Başımızagelen İkinci, 50, 10 indirim, 40 guruş. Hepsine: 240 + 125 + 40 = 405 iken 400/ dört lira verdim" (Nusraı).
Yine Iralc'talci "KUı Karargôhı'nden", lstanbul'daki "istihbarat Şubesi Mildirliti"ne, 5 Ocaic 1917 de yazılan "541 Numrolu Şifre" Telgrafta, şunlar belirtilmiş:
44
"Gönderilen 250 Muhlıra Defteri, dört Finten, dört Tesôdüf, dört KuyruJcluyıldız, dört Şanlı Asker, Nikson'un Raporları, Khmai lrakıyye (Irak Ülkesi'n)de lngiliz Harekiltı'na ait kitaplar, Harp Risaleleri, Gazeteler, elimize ulaştı. On kutu Havanlı Sigarası'nın gönderilmesini rica ederim. 23 Kanunievvel 1 332 (5 Ocak 1 9 1 7). Onsekizinci Kolordu Kumandanı, Mirialay (Albay) Kazım KARABE
K/R" • •
•
Bugün, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi"nde Kazım KA RABEKIR Paşa Dosyası"nda, Rahmetlinin, lstanbul-Erenköy'den, 4 Haziran 1933 günü, "Ankara (da) Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisli ği'ne" yazdığı Telgrafın "Sureti " vardır. Bunda (İstanbul'daki "Bir Ya bancı Banka Kasası'nda saklanan İstiklal Harbimiz" adlı 2 ciltlik kita bın dışındakiler için), şöyle deniyor: "Şimdiye kadar, Millet ve
Memleketimiz'in Tarih ve /rfanı'nu, Meşguliyetim, Tedlcikatım ve Ha yatımın tecrübeleri olmak üzere, hazırladığım ve hazırlamakta oldu ğum kırk dört eserim, bütün esaslarını ve birçok felaketlerden artaka lan Çocukluk ve Gençlik Hatıralarım dahi, bu suretle (İstanbul Emniyet Müdürlüğünden gelen ve bugün evimi, sabah saat dörtbuçuk tan dokuza kadar arayıp tarayan, "Taharri Memurlan'nca" alınarak),
elimden çıkmış bulunuyor". "Dört çuval içinde, doksanbeş adet dosyam ve bazı kitaplarım, bugün HükU.met elindedir. Bunların, ziya'ına ve biribirine karıştırıl masına meydan verilmeden, tekrar bana iadelerinin, tahti temine (gü vence aluna) alınmasını , istirham eylerim, Efendim. 4 - VI - 1933 Kazım KARABEKIR". Bu Telgrafta anılan 44 Eser'in adlan ve sırası, lstanbul
Nuriosmaniye'deki "Sinan Matbaası Neşriyat Evi" yayını olarak, 26 Mayıs 1933 günü baskısı biten, Rahmetli Paşa'nın "istiklal Harbi miz'in Esasları" adlı kitabının başında (s. 3-4) verilmiştir. Bunlardan ille 1 3'ü, eski-harflerimizle basılmış olup, kendisi hazırladığı halde,
45
üzerinde adı yazılmayanlar, bu listeye alınmamıştır. 14. -44 . Sırada adlan yazılanlar ise, "Basılacak Yeni Eserler" diye gösterilmiştir. Biz, hem baskı sırasını, hem de 1933'te basılıp, toptan yakılan kitabından kalan bir nushanın, yeniden 1951 yılında çıkan ikinci Baskısı başında ki listenin sırasını gözeterek ve birkaçı üzerine açıklayıcı bilgiler su narak, tam bir sıralamayı verelim: B) ESKi - YAZIMIZLA BASILANLAR l ) "Sırp-Bulgar Seferi, 1885 " Bu ilk eseri, büyük boyda ve fi ligranlı birinci hamur kağıda, ölçekli 5 krokisi ve metinde derkenar başlıkları konarak, özenle basılmıştır. Ü zerinde: "Edirne Mahfeli Askerisi'nde (Orduevi'nde) Verilen Konferanslardan: SIRP BUL GAR SEFERi 1885 yazılmış; konferans tarihi ve yazarı için de, şöyle denilmiştir: "Fı 24 Kanunievvel Sene 327 (6 Ocak 1 9 1 1 ) gecesi, Or.un
cu Fırka Erkanıharbi Kazurı Beğ KARABEKIR tarafından verilmiş tir". "Edime-Matbaai Askeriye'de tab'olunmuştur. Sene 1 328 ( 1 9 1 1)". (Türle Tarih Kurumu Kütüphanesi, "B/605"ıe vardır). 43 sahife ve 5 kroki bir arada Haritalı. Her biri bir "vecize" sayı lacak başlıklardan:
"Nasihat, isyanı bastırmaz" (s.3). "idman (bedeneğitimi), bir milleti canlandırır" (s.4). "Kuvvetli ordu, memleketi kurtarır" (s.7). "Emr-i kumanda (kumanda emri), sağlam olmalı" (s. 1 1 ). "Sür'at, zafer kazandırır" (s. 14). "Süvarinin piyadeye hücumu, kolay değildir" (s. 16). "iyi idare edilen ric'a t, muvaffakıyet demektir" (s. 1 6). "Araziyi, tanurıak /azurı" (s.22). "Haıı-i ric'atıen korkan, muzafferiyet görmez" (s.22) ... 2) "Bulgar Ordusılnun Terbiyesi". Edirne Orduevi'nde verdiği konferans'ın mebli, Edirne 1 328 ( 1 9 1 1 ). 3) lıalya-Habeş Seferi". Edirne Orduevi'ndeki konferans, Edir ne 1 328 ( 1 9 1 1). 4) "Osmanlı Ordusu'nun Taarruz Fikri", Edirne Orduevi'ndeki Konferans, Edirne 1 328 ( 1 9 1 1). 46
5) Is/tun Ahalinin DUçar OlduJcları Mezalim Ha/clcuıda Vestiika Müstenid Malü.mat", İstanbul 1 334 ( 1 9 1 8); İkinci baskı, Şubat 19 19. Resimli 68 sahife. t ik baskıyı, lstanbul Ermenileri satın alıp, yokeuik lerinden, ikincisi basılmışur. lstanbul'dalci "Milli Kongre", Fransızca tercümesini, 73 sahife halinde 1 9 1 9'da l stanbul'da bastırmıştır: "Docu ments relaıives aıu atrociles commises par les arminiens sur la popu lation Musulmane" (Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, "A.11/3436" sa yıda var.) Üzerinde adı bulunmayan bu eseri için Paşa , ''Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu" kitabında (s. 1 33), şöyle diyor: "Erzincan'dan başlıyarak, "Erzurum-Kars ve (Arpaçayı ötesi ile Ahıl-Kelek'te bile) Şark'ta geçtiğim yerlerde Ermenilerin yaptıkla
rı
katliamları ve yakıp-yıktıklarını, fotoğrafla tesbit ve günü-gününe
vak'aları görenlerden tahkik ve tevsik ile hazırladıgım bir eser; M üta
rekede Abdullah Paşa'nın Harbiye Nezareti zamanında, Müsteşar Mi
ralay ismet (INÖNÜ) Bey in delfiletile (yeniden) Türkçe ve Fransızca '
neşrolunmuştur". Paşa'nın işaret ettiği bu "tesbit ve tahkik"te, Türkiye Hilaliahmer ve Alman-Avusturya Kızı/haçları Heyetleri de, kendi pay larına çalışmışlardır.
6) "335 (19 19) Se11.esi Temmuz Ayı Zarfında Kafkasya'da lslamlar'a Karşı icra Olunduğu Haber Alınan ERMEN/ MEzALIM/", '"Osmanlı Erkaniharbiyei Umumiye Dairesi" yayını, küçük boyda 8 sahife. Fransızca tercümesi de 8 sahife olup, ikisi bir arada basılmış tır: "Atrocite Arminiennes Commises contre /es Musulmans du Cau cases", İstanbul 1 9 19. Fransızcası başında: L'E ıat Major Central Otto man" yazılı. Paşa, Erz urum'da XV. Kolordu Kumandanı iken "Erzurum Kongresi"ne katılmak için; Kagızman, Kars ve Ardahan Kazaları'ndan "Seçim Mazbataları " ile gelen - ancak, 30 Ekim 1 9 1 8 Mondros Mütarekesi hudutları esas alındığından - Kongre'ye katıl maları
uygun
görülmeyen
"Mümessiller"den
alınan,
Kars
Vilayetindeki Enneni Memlimi haberleri, resmi hudut karakolları ra porlarıyla da tesbit edildikten sonra bu broşürü, Kazım Karabekir Paşa hazırlamıştır.
47
7) "Birinci Kafkas Ko/ordusu'nun 334 ( 1 9 1 8) deki Harekatı ve Meşhud<itı Hakkında Cenera/ Harbord Riyaseti'ndeki AMERiKA HE YETl'NE TAKDiM EDiLEN (Fransızca) RAPOR'un (Türkçe) SURE Ti", Erzurum-Onbeşinci Kolordu Matbaası 1 335 ( 1 9 1 9). Küçük boyda 14 sahife. Sonunda, şunlar yazılarak, müellifi belirtilmiştir: "Eski (1918) Birinci Kafkas Kolordusu Kumandanı, (şimdi) Onbeşinci Kolordu Kumandanı, Miriliva (Tümgeneral) Kazım KARA BEKiR " ABD Başkanı emriyle, Genelkurmay Başkanı James G. HAR BOORD başkanlığındaki "Heyet", 3 General, 2 Tercüman, 1 5 Uzman ve 13 de Şoför-Fotoğrafçı-Sinemacı ve saire ile 30 kişilikti. 25 Eylül 1 9 19 da Erzurum'a gelince, XV. Kolordu K. , bunları ağırlamış ve ver diği bu "Rapor" ile, Heyet'in "Doğu-Anadolu'yu da içine alacak Erme nistan Mandası"nın mümkin olup-olamıyacağını araştırmaya geldikle ri bilindiğinden, onları bundan caydıracak delilleri, ortaya koymuş oluyordu. Nitekim "HARBOORD, Erivan 'a gidince, Ermeni Hükumeıi ne şu öğütte bulunmuştu: "Paris'e Murahhas göndereceti nize, Erzurum'a gönderin de, Türk/er'/e anlaşsın ; aksi halde işiniz ber battır!" Bu gerçeği, 1 920 Kasımında Ermenistan Cumhurbaşkanı A. HATISYAN, Gümrü'de K. KARABEKIR'e, "pek büyük bir teessürle söylemiş"ti. ("İstiklal Harbimiz", 1. 305). '
8) "Ögüd/erim", Erzurum (Şubat) 1 336 (1 920). Orta boyda 4+ 1 56 sahife. il. Baskı: Dışkapakta müellif adı, "A. Kazım KARABE KİR" yazılıp, Erzurum baskısı aynen alınıp, mekteplerde yardımcı kitap olarak okutulmak üzere, "Azerbaycan Merkezi Matbu'at ldaresi'nin Türk Şubesi Neşriyatı" olarak, "Baku"da "Hükumet Matba ası'nda tab-olundu" yazılıp, rusça olarak ela: "P (R), B (V). TS. Baky" ve "3. No 1 3 1 32" yazılı. 158 sahife, ayni boyda. Burada, müellif adı nın başına "E/if/A " harfinin konması, ancak, Paşa'nın "Musa" olan ilk adındaki "M" harfinin başının, Baku'da ufak görülerek "Elif/A" sanıl ması ile izah edilebilir. III. Baskısı 1 92 1 başlarında Trabzon'da; iV. Baskısı, 1337 ( 1 92 1 ) de Sarıkamış'ta Kolordu Matbaası'nda, daha sonralarında düz-
48
gün ve iyi kağıtla yapılmışur. Afganistan'ın Ankara Elçisi Sultan Ahmed Han 'ın Afganca'ya tercümesi, mekteplerinde okunmak üzere Kabil'de basılmış. Bunun Erzurum'da elimize geçen bir nushası, Eren köy'deki "Kôzun Karabekir Müzesi"ne armağan edilmiştir. Rahmetli Paşa, XX. Yüzyılda ülkemizde en büyük "çocuk ter biyesi kitabı" sayılan bu eserini, "Şehid-Yavruları ile Bakunsu Çocuklar"ın alındığı, "Ordu-Yatılı Melctepleri nde okutulanlar için yazmışur. 8-12 yaşlarındaki çocukların, günlük hayatlarına ait konu larda, açık türkçe ve büyük bir başarı ile yazılan bu eser, onun Milli Mücddelemiz sırasındaki yoğun uğraşmalan arasında, o yavrulara bir "Baba" ve gerçek "Hoca" oluşunu gösterdiğinden, bugün bile örnek alınmak için basılmaya değer. "
9) "335 ve 336 (1919 ve 1920) Seneleri Kafkasya'da lslamlar'a Karşı icra Olundugu Tebeyyün Eden ERMENi MEzALlMI", Kars 1 -1337 (192 1). Kasım 192 1'de Gümrü'den "ganimet" olarak getirilen baskı makinesi ve Erzurum'dan alınan mürettipler ve "matbaa-ustası" ile Kars'ta kurulan "Kolordu Matbaası nda 24 sahife ve küçük boyda basılmıştır. Kars üzerinden demiryoluyla Mosk.ova'ya "Barış Görüş meleri" için giden ''TüT/dya Büyük Millet Meclisi Hükümeti Sulh Heye ti" üyelerimize verilmek üzere hazırlanıp, basunlmışur. Kars'ta, türk çe olarak basılan ilk kitap oiina değeri vardır. Dışkapağı üzerindeki şu yazı da, çok değerlidir: "
,
"Türkiya Büyük Millet Meclisi HükUnıeti ŞARK CEPHESi KU Şubesi" yayını 1 . Bunda: Oltu, Kars, (Sarıkamış Zarşat/Arpaçay-Akbaba), Kagızman, Göle, Çıldır ve Igdır ile Aras so lunda Revan bölgesindeki Yerli-Türlcler'e, Ermeni Askerleri ile Çetele ri'nin yaptığı imha edici vahşet ve mezfilimi teshil eden belgeler yer MANDANUCi
1 ) P01a bu risalesinde, ileride basuracakl.tınnı vaadettilderi, 191 8-1920 yıllannda, "Ştrür w Nahçıvan'dalci F.RMF.N/ MEZ1ı11Mf' Bölümünü, basunnaya vakit bula madılclan gibi, müsveddesi de, varislerinde yoktur. Bunun da, "1933 itici Arama lar" da, Evinden alınanlar 1111sında giaiği aniaıılıyor. 1 Ocak 192 l 'de Kars'ta basılan bu eserin kapak kliıesi ve bütününün ta111fım dan sadelepirilmiı metni, yayın)anmııur: Dr. K.ımoilu M. Fahrenin •Kars ili vt Çtvruillde F.RMF.N/ MEZiJJM/, 1918-1920'', Anka111 1970, s. 90-1 13.
49
almaktadır.(Ankara "ATASE" Kütüphanesinde bir nushası varsa da. öteki resmi kütüphanelerimizde yoktur). 10) 'Tarihle Kars ve Etrafı". Kolordu merkezi Sanlcamış'ta kurduğu yarım haftalık ünlü "VARUK" gazetesinde (ki, Sovyetler Bir liği ve Ortadoğu haberlerinde, Ankara ve İstanbul gazetelerimize kay
naklık ediyordu), ilk 25 Ağustos 1921 sayısından 17 Temmuz 1922 34 sayıda tefrika edilmiştir. imza yerine ••
arasında aralıklı olarak,
işaretini kullanmışur. 1 877-1920 arasındaki son yıllara ait olup 20 Nisan-1 8 Mayıs 1 922'de çıkanların orijinal belgeleri, kendisinde idi. 1933'te basılan ve yakılan kitabındaki listede, bunun "Kars'ın Tarihi" adı ile genişletildiği görülüyor (En son, 1947 İlkbahar "Kırkpınar Gü
reşleri Şenlili"ne kaulmak üzere, "Kars Milli Oyunlar Takımı"nı
Edirne'ye götürdüğüm sırada, kendilerini: "Edirne Lisesi'nde, Gençle re, heyecanla TÜRK YILMAZ MARŞI"nı öğretip, koroya hazırlarken görmüştüm. O zaman, 1944'te "Kars Valilili'nin açtıtı Kars Tarihini
yazma yarışını kazanmış" birisi olarak, basılacak bu kitapta bahsede bilmem için, bu eserinin nerede olduğunu sorduğumda: "Haziran 1 933' teki Aramalar"da. evinden alınanlar arasında, resmi bir yere götürül müş olduğunu" söylediler). 1 1) "Şarkılı ibret". İ lk baskısı, 1338 ( 1 922) " lkbfil Matbaası Trabzon", 32 sahife ve 5 yaprakta Notaların klişesi, orta boy. İkinci ve lüks baskısı, "Memleketimin Evlôdlarına" ithafıyla. İstanbul-Bahriye Matbaası 1 340 (1924). "Şark Cephesi Şehid Yavruları"nın, bu kitapta
ki "Oyun''lan "Temsili "ne ait 12 resim de konan 59 sahife + 10 s. No
talar ve 1 : 2 000 000 ölçekli bir "Cografya Oyununa Ait HARiTA " da H. HÜSNİ . Sarıkamış ile öteki Dogu ve Kara deniz şehirlerimizdeki "Şehid-Yavruları"nın temsil etme (dramatize) eklidir. Nişiri, Ressfun ve
serbest konuşma kabiliyetlerini geliştirmek için, bir çocuk
terbiyecisi ruhuyla yazdığı, çok değerli
9 Çocuk Oyunu ve 7 Şarkı ile
Marş'ın Notalarını içine alır. Bunlardan 5. Sıradaki "Sanayi'-Oyunu"
(6 sahifelik) temsilini Ankara'da ( 1 5 Ekim
1922 gecesi) seyreden Gazi
M. Kemal Paşa, çok takdir etmişti. "Sovyet Rusya'nın (Kars) Konsolo su" da. Paşa dan müsaadesini alarak, bunu rusçaya çevirtip, "Rusya'da '
50
temsil"ettirmişlerdi ("Çocuk Davamız", s. 39). 1 2) "Erklıniharbiye Vazifeleri Hakkında", 1338 (1922) - Kolor du Matbaası. "Erklıniharbiye Kursu"nda (Sankamış'taki) Subaylarımı za verdiği konferansın metni. 1 3) "Erklıniharbiye Vezô.ifinden iSTiHBARAT", (İstanbul) 1339 (1923) - Erkini harbiye Mektebi Matbaası, orta boy 1 1 s., "1339-1340 (1923- 1924) Konferansları-1", "Erkaniharbiye Mektebi Külliyatı Sayı 13" (Ankara - Milli Kütüphanede, 2 nüshası var) 14) "Sanayi Projeleri", Anakara 1 339(1923). 1920 yılı sonla rında, Mühendis Zeki Bey aracılığı ile "Alman Uzmanlar"a tertip etti rip, kendi görüşlerini de ekliyerek, bastırmıştır. 1 5) "lkıisad Esaslarımız", İzmir 1339(1923). Şark Cephesi Ku mandam ve Edirne Meb'usu" iken, 17 Şubat-4 Mart 1923'te lzmirnde toplanan ilk 'Türkiye lzmir lkıisad Kongresi"nde, Manisa Sanayi Mu rahhası ve Başkan olarak söylediği Açış ve Kapanış "Nutukları" ile, aradaki "Müzakereler" sırasında yaptığı "Teklifler"i de içine alan, "Tutanaklar" kitabıdır; 98 sahife. "İkinci Baskısı", 1940'ta İstanbul "Tecelli Basımevi"nde yapıldı. Her iki baskının üzerinde, Kapanış Nutku'ndaki şu vecizesi, yer.almıştır: "Milletimiz, mazisinden değil, artık istikbalinden mes'uldür!" Paşa nın bu Kongre deki tekliflerinden, '"Ziraat Meselele ri"nden Teknik Okullar ve Teknik Bahçe Okulları" konusu, Temmuz 1943'te bir Kanunla benimsendi; "Yatılı Bölge Okulları" da, 27 Mayıs 1960'tan sonra uygulanmağa başlandı. '
'
16) 'Talim ve Terbiye Hakkında Anahıarlar". 21 Ekim 1923'te tayin edildiği, merkezi Ankara'da bulunan "Birinci Ordu Müfettişli ği"nin ille yayını olup, Ankara-"Yenigün Matbaası"nda 1340(1924) başlarıda basıldı; orta boyda, 3 1 sahifedir. Bunda, Milli Mücadele miz'den sonra, ordumuzda yapılması gereken yenileşme ve esaslı ye tişmenin anaçizgileri belirtilmiştir. Cumhuriyetimizin ilk yılında "Bi rinci Ordu Müfettişi" (21 Ekim 1923-24 Ekim 1924)iken, 51
Genellcurnıay Başlcmılıgı ile Milli Savunma Balcanlıkiarı'na verdiği bu uğurdaki aynnulı "Layihaları"nm benimsenmediğinden bahisle, 24 Ekim 1924'te bu vazifeden istifa ettiğini, "KKK Arşivi"nde bulunan belgelerde belirtmiştir.
C) YENİ-YAZIMIZLA BASILANLAR
Rahmetli Paşa, 1924'te Birinci Ordu Müfettişligı nden istifa ile, TBMMinde lstanbul Milletvekili olarak kalmayı tercih etmiş; 1927'de "il. Dönem"in bitmesinden sonra da, lstanbul-Erenlcöy'deki evine çe kilip, siyasetle uğraşma ve yayın hayaundan uzak kalmıştır. Bu arada, elindeki bol resmi belgeler ve bu Bölümün başında gördüğümüz, "Muhtıralı Takvim ve Cep için Muhtıralı Defter"lere, günü gününe yazdığı tıauralarına göre, aşağıdaki eserlerini yazmakla uğraşmıştır. Bunlar da ona, "XX. Yüzyılın En Büyük ve Güçlü Yazarı, Türk Kuman danı" vasfını kazandırmış; ve milletimize bu yolla olan hizmeti, doru ğuna yükselmiştir. Hepsi elyazısıyla ve eski-yazımızla olan bu eserle rin asıllarından ancak, aşağıdaki ilk dördü, sağlığında yeni-yazımıza çevrilerek, beşincisi de, TBMM Başkanı iken, türlü vesilelerle dolaştı ğı yerlerdeki konuşmalarına ait olarak, Ağustos 1947'de basılmıştır. Bunlardan sonrakileri, damadı, şimdi Emekli olan Elektrik Mühendisi Prof. Faruk ÔZERENGIN Bey, 1lkolculda öğrendiği eski-yazımızı, sonradan geliştirerek, Rahmetli Paşa'nın elyazılı eserlerini, yeni yazımıza çevirip, daktilo etmek fedakArlığına ve birkaçını basurma külfetine katlanmışur. Bu bakımdan Sayın Faruk ÔZERENGIN'in, bu uğurdaki hizmeti ve gayreti, öğülmeğe değer. "
"
1) "istiklal Harbimizin Esasları - 1. Cilt", lstanbul'da "Tabi ve N3şiri (Nuriosmaniye'deki) Sinan Matbaası Neşriyat Evi"nde 1 89 sa hife olarak, baskısı 27 Mayıs 1 933 günü bitmiştir. Ancak, 5 000 tirajlı olan bu talihsiz eser, iktidarı tutan "Milliyet" Gazetesi sahibi ve başya zarı Emekli Binbaşı Sürt Milletvekili Mahmud'un, bu gazetede 27 Nisan 1933 günü başlayan, Paşa'ya sataşma yazısına karşılık, baskıya 52
verilmişti. F. KANDEMİR 'in 1964'te İstanbul'da basılan "Kazım Ka rabekir'in Yakılan Hatıraları meselesinin içyüzü" (s. 9 1 , 95) Jcitabında, adlan ve resimleri verilen üç Milletvekilinin, 27/28 Mayıs gecesi, Be lediye İtfaiye kamyonlarıyla Matbaa'dan aldırıp, Edimekapısı dışında ki tuğla harmanında yakbrdıklan bu kitap için Paşa, TBMM Arşi vi'ndeki "Kazım KARABEKIR Dosyası"nda bulunan, 28 Mayıs 1 933
tarihli telgrafıyla, Meclis Başlcanlığı'na resmen şikayette bulunmuş ise
Naşiri Sinan, saklayabildiği bir nushaya göre, 1 95 1 'de "ikinci Baskı"sını yapmış ve sonunda (s. 1 90-192), "Bu kitabı nasıl neşrettim ve nasıl imha edildi?" başlığı altında, açıklamalar yapmıştır. Ticari maksatla yapılan ve aslı bozulan ötelci baskılardan, 1 981 dekinde, 3/5 atlama var (240 sahife) ve atlamalar, kasitlidir! de, bir netice alamamıştır!
2) "ita/ya Habeş", İstanbul 1935, "Tecelli Malbaas ı", 438 sahi fe +20 plan, orta boy.
3) "lngiltere, ita/ya ve Habeş Harbi", İstanbul 1 935, "Tecelli Matbaası" , ı ı 3+ 10 sahife, 2 Harita. 4) "Cihan Harbine Neden Girdik? Nasıl Girdik? Nasıl idare Ettik?"; /. Cilt, İstanbul 1 937,, "Tecelli Basımevi", orta boy, 2 1 2 sahife · (Kendisinin, Çanakkale'de Fransızlar ile üçbuçuk ay çarpışması
hatıraları ile). il.
Cilt, aynı Basımevi, 1937, 54 1 sahife, 21 plan (Bir buçuk yıl
süren Irak cephesinde İ ngilizler ile savaş hatıraları). ili. Cilt, Nasıl idare Ettik? 111. Kitap'dan "Erzincan ve Erzuru mun Kurtuluşu", İstanbul "Yeni Sabah" gazetesinde tefrikadan sonra, kitap halinde basıldı, İstanbul "Koşkun Basımevi", 1 939. Metin 275 sahife, 276-31 2 sahifeler de: Eserlerinin adlan, çıkacaklardan dördü nün özetleri, 1 6 Krolci, yanlış-doğru cetveli.
5) ÜLKÜMÜZ Kuvvetli Bir Türkiyedir", İstanbul Ağustos 1 947, küçük boyda, 48 sahife. TBMM Başkanı iken, bir yıl içinde halle arasında ve okullarda söylediği 7 Nutuk ile, başında l "Önsöz" 53
ve sonunda 1 "Netice" ekli olup, sağlığında basılan son eseridir. Bun dan sonrakileri, varisleri, yeni-yazımıza çevirerek basurmışlardır. 6) "lsıiklal Harbimiz - 1. Cilı". Paşa'run, 1930 yılında eski harf lerle elle yazıp bitirerek, "Büyük Türk Ordusuna ithaf' eniği bu· en büyük eseri, ölümünden 12 yıl sonra Üç Kızı tarafından, 16 Nisan 1959 tarihli "Neşir Mukavelesi" ile 'Türkiye Yayınevi"ne verilerek baskısına başlatılmış ve sıra nurnrosu konarak Ağustos 1 960 ta, İstan bulda basımı bitmiştir. Başına: "Önsöz" (Üç Kızı'nın imzası ile) (s. V VI), "Naşirin Sözü" {Tahsin DEMİRAY, s. VII-VIII), "Kazurı Karabe kir Paşanın Hayatı" (İmzasız, s. IX-XII), Eserleri (s. XIII), "içindeki ler" (s. XIV-XVI) eklenmiştir. Eserin başında (s. 1 ) belirtilen, "dörı zaman bö/mesi"ne göre, Mondros Mütarekesi'nden Lozan Sulhu Akdi ne kadarki vak'alan içine aldığı anlaşılan kitabın baskısında, "iV" Bö lümün, Mudanya Mütarekesi hazırlığında biterek, son belgenin (s. 1 1 70), 8 Ekim 1922 ( 1 338) tarihli olması, bundan sonraki on aylık bir noksanlığın basılmadan kaldığını gösteriyor! Kitap, şu vecizesiyle bi tiyor:
"Vatandaş! Yanlış bilgi.felaket kaynagıdır. Her işin evvela ha kilcatini ara ve ögren. Sonra münakaşasını, istedilin gibi yap. Birinci si, vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır!" 1. Baskı, makinede güzelce ciltlenmiş olarak, XV + 1 17 1 (Metin) + 1 173 - 1200 "Vesikalar" + 1 201 - 1216 "Tarihi Resimler" sahifelerini ihtiva ediyor. Milli Mücddelemiz'in belgelere dayanan ana eseri olup, 101 1 belgenin sureti ve 19'nun da klişesi verilmiştir.
Çoğu coğrafya adlan ile yabancı isimlerde olmak üzere, eski yazımızla olan aslından yeni yazımıza aktarılırken, epeyce yanlışlar yapılmışur: Elegez {dağı) / Ilgaz, (Arap aşireti) 'Anaze / Anza, (Sarıka mış köyü) Bozkuş /Yüzkuş, 'Atebe / Atiye, {Arap aşireti) Tay / Hay, Hınıs / Hatsi, (Arpaçay köyü) Ergine / Erkent, (rusça şehir adı) Yeka terinova / Bekaıerinovar, fırak-ı siyasiye /ftrkı siyasie, . gibi. .
.
Sauşa çıkarılışından bir ay geçmeden, 1 5 Eylül 1960 tarihinde "Cumhuriyet" gazetesinde çıkan Nadir NADİ imzalı "Tarihi Anla-
54
mak " adlı başmakalede "ihbar" unsuru gören lstanbul C. Savcılığı Basın Bürosu'nun, 56 16 ve 58 16 Sayılı Kanunlar ile Türk Ce7.a Kanu nu'nun ilgili maddelerine göre, Nfışir Tahsin DEMiRAY "suçlu" göste rilerek, "lstanbul Toplu Basım Asliye Ceza Mahlcemesi"nde dava aç ması üzerine, bu kitap ıoplatılmışu. Sonunda, ikisi Tarihçi, biri Hukukçu "Üç Profesör'ün Bilirkişi Raporu"na göre, yedi yıl süren dava, adıgeçen Mahkeme'ce "oybirliği ile verilen", 6 Kasım 1968 ta rihli ve 126 Sayılı Karar ile: "Kitabın musaderesi'ne malwl olmadığı" belirtilerek, eserin, sfilıibine iadesi mümkün oldu. "Türkiye Yayınevi", kitabın "ikinci Baskı"sını 1969'da çıkardı: XVI+l- 1096 (Metin) + 1097- 1 1 36 ("Vesikalar ve Tarihi Resimler") sahife. Kitabın ili. Baskısı'nı İstanbul'da "Merk Yayıncılık A.Ş. ", "Kazım Karabekir Varisleri" adına 1988'de yaptı. Rahmetli Paşa'nın damadı Prof. Faruk ÖZERENGIN, "Sadeleştiren" sıfatı ile, hem ilk baskıdaki birçok okuma yanlışlarını düzeltmiş, hem de "Hayatı " bah sine yeni ilaveler yapmış, lstanbul Savcılığı iddianamesi ve Mahkeme Kararı nın bütününü, başına eklemiş; sonuna da, "Eserin içinde geçen kişilere ait BiYOGRAFiLER", "Söz/ülc" ile "Kişi Adları Dizisi"ni kat mışur. Güzel makine ciltli olan bu yeni baskı, XXXX (XL) + 1 - 1 1 12 (Metin), 1 1 1 3- 1 14 1 (Vesil<!llar), 1 143- 1 156 (Bazı Tarihi Resimler), 1 1 57- 1 1 83 (Biyografiler), 1 1 84-1 194 ("Sözlük") + 1 195-1209 (İndeks / Kişi Adlan") + 1210- 1215 ("İçindekiler") sahifedir. Belgelerin dili, '
aynen kalmışur.
7) "Çocuk Davamu". 1 943 Yılında biten bu kitap, 15.6. 1965' te Üç Kızı nın yazdığı "Önsöz" (s.A-B) ile, her iki yüzü basılı 3(ı() büyük sahife teksirli Metin ve aralara konmuş 1 1 kaymak (kuşe) kağıda matbaada basılmış 21 resimlidir. Az sayıda teksir edilip, birkaç resmi kütüphanemize ve ilgili kişilere verilmiştir (Ankara-Milli Kü tüphane, " 1968 BD 344 " sayıda bir nushası vardır). "içindekiler" yazı lıp konmamış olup, eser, dört bölümdür: /. Bölüm ( 1 -9 1 s.), 1919 Mayıs ayında "Şehid-Yavruları Yetimler"in, nasıl toplanıp, eğitildiği, yetiştirildiği, belgeleriyle tanıulır. il. bölüm (92- 1 72 s.) "Matbuatın Çocuklarımız Halckındaki Takdirleri" (Ekim 19 19- 1924 ve resmi yazı'
55
lar); //J. Bölüm ( 173- 269 s.) Paşa'nın Gazetelerimiz'de ve Resmi ya zılar'daki yazı ve fikirleri, nutuklar; W. Bölüm (270-360 s.), "Şehid Yavruları" müessesesinin resmen dağıtılması karşısında, resmi müca dele ve TBMM'mizdeki layihaları. Bugün bile, kimsesiz çocuklar için Devletimize rehber olacak çok yararlı görüş ve teklifler bulunan bu ki tabın, Devletçe bastırılması gerekir. 8) "lstik/ıil Harbimizde Enver Paşa ve lttihad Terakki ErlciJnı", İstanbul, "Menteş Kitabevi Yayını" 386 sahife. 3. VI. 1 920 - 23. III. l 923 arasındaki belgelerin suretleri de bulunan ve konusunda çok sağ lam ana eserdir. (Rahmetli Paşa tarafından, kitabın başı ve bitimine, son biçimi verilmişe benziyor). 9) "lttihad ve Terakki Cemiyeti (1896-1909) Neden Kuruldu, Nasıl Kuruldu. Nasıl idare Olundu?" Yazımı, l 945'te fstanbul'da biten bu eseri, (İkinci Damadı) Prof. Faruk ÖZERENGİN (Kızı) Emel ÖZE RENGİN, lstanbul'da 'Türtav Ofset Tesis/eri"nde 1 982'de basunnıştır. Başına , "içindeki/er", "Önsöz" ve "llayaıı" (9- 1 5 s.) ile, "Basılmış ve Basılmamış Eser/eri"nin adları eklenmiştir. Resimli olup, 552 sahifedir. İçinde, yazarının 1902, 1 903, 1 906, 1 908 ve 1 909 yılla rında çekilmiş 5'i tek ve değişik zamandaki ikili, üçlü veya topluluk içinde 6 olmak üzere, 1 1 tarihi foto�raf vardır.
Ç) BASILMAMIŞ OLANLAR
Bunlardan birtakımı, aşağıda ilk sıradaki gibi, coğrafya ve ya bancı kişi adlannın okunuşundaki güçlüklere rağmen, başta Damadı Sayın Prof Faruk ÖZERENGIN olmak üzere, gönüllü çalışan 7.Atlar tarafoıdan, elyazması asıllanndan yeni-yazımıza aktarılarak daktilo edilmiştir. Geri lcalanlardan henüz daktilo edilmeden duranlar, daha çoktur. Yukanda anılan 1 933'teki "ilk Baskı"sı yakılan kitabın 1 951 deki "//Unci Baskı sında (s.4), adlan yazılan eserlerinden on adedinin, "
müsveddesi bile kalmadan, 4 Haziran 1 933 sabahındaki "Arama"da, "Paşa'nm evinden alınıp götürülmüş olduğu, anlaşılıyor.
56
Bu d urwna göre burada, "Basılmayan Eserleri"ni, şöyle sırala yabiliriz: 1 ) "Sarıkamış, Kars ve Ötesi", ilk üç cildi çıkmış bulunan, "Cihan Harbini Nasıl idare Euik?" ad lı hatıralar-belgeler takımının, son ve "4. Cild"i sayılır. özetini, 1 939'da çıkan "3. Kitap"ta (s. 285287) vermi ştir. Ancak, Özette, 1 9 1 8 Temmuzundan 1 Kasım'a kadarki Nahçıvan ile Tebriz ve Çevresinde yapuğı harekat, bu kitabın elyaz masına eklenmeden kalmışur. Kurmay Albay rütbesiyle, "Birifıci Kaf kas Kolordusu Kwnandanı" olarak, Sarıkamış (5.IV. 1 9 1 8) ile Kars'ı (25.IV. 1 9 1 8), Rus Subay ve Teknik Erlerinin ıakviyesindeki Ermeni Kolordusunu yenerek kurtarması; arkasından Arpaçayı'nı geçerek Gümrü, Penbek-Karakilisesi, Başabaran ve Serdarabtid Muharebele ri'nde düşmanı yenerek banşa razı eunesi, ana kaynak olan bu milli eserde anlaulmıştır. Eldeki nusha, 1 944'te yazılmış olup, 21 Mart-2 Haziran 1918 arasındalci vakaları anlaur. Varislerinin dalctilo ettirdiği 2 14 sahife ve 24 kroki-kuruluşlu bir nusha, rahmetli Orgeneral Refik TULGA eliyle, Ankara'da "Harp
Tarihi Dairesi (şimdiki, AT ASE) Kütüphanesi"ne bağışlanmıştır (A2 1 7, D-203, F- l -2 1 4'te kayıtlıdır). Bu kuruluş tarafından, elyazması asıl nushanın fotokopisi elde edilerek, düzelmeler yapıldıktan sonra, basılması hazırlığı yapıldığı, sevini lerek öğrenildi.
2) "Ermeniler Nereden Geldiler, Nereye Gidiyorlar?". 1 946'da eski-yazımızla 1 68 sahife halinde büyük boydaki kağıtlara yazılan bu eserin başındaki fihristle, 9 Bölüm olduğu belirtilmiştir. Ancak, V
Bölüm'ünün son yansı ile sonraki dört bölüm, ortada yoktur. B ütün ya bancı has'adlar ve rakamlar, yeni-yazımıza veya fransızcaya göre ya zılmıştır. ili. Bölüm ve sonrası, konunun iyi araştırıldığını gösterir. Bir özeti, l 939'da basılan 3. Kitap'ta (s. 280-284) verilmiştir. Varislerinin yeni yazıyla daktilo ettirdiği nushadan, lstanbul'da çıkan "BELGELERLE TÜRK TARİHİ DERGlSl"nde -birçok dizgi yanhşlanyla- 1 986- 1987 yıllarında tçfrika yapılmıştır (Temmuz 1986, sayı 1 7-Mayıs 1 987, sayı 27 arasında on sayıda).
57
Bu iki eserin dışında, 1933'te basılıp yakılan kitabında (s.4) "Basılacak Yeni Eserler" listesi ile, 1 982'de "ÖZERENGİN"lerin bas urdığı "ittihat ve Terakki Cemiyeti"nde (s. 1 7-18) anılanları da. sırala
yatım2:
3) "Osmanlı Ctimiosı'ndan Milli Ayrılıklar". 4) 'Tilrldye"de Hürriyet Cereyanları". 5} "Edirne Hatırası". 6) "Plevne'yi Ziyaret".
7) "Elemli Günlerim" (1927-1938 arasındaki "menkıibiyeti"ne ait). 8) 'Türkiye'de Almanlar" (1913-1918 arasında, Ordumuzda va zifeli olanlar). 9) "lstüc/ôl Harbimiz-il. Cilt" (1960 ta basılan 1. Cild'in devamı). 10) "Hilrriyet ve lstüclal Mücadelemizin Ruhi Tahlili" 1 1) "Milli Terbiye ve Çocuklar Ordusu". 12) "Harbiumumi Hatırası". 1 3) "isti/dal Harbi Hatırası"(-). 14) "Layiha/arım". 1 5) "Har Can" (Roman). 1 6) "Kalp Yolu"; Ruhiyata ait 1 7) "Medeniyet Yolcusu". 1 8) "ideal Millet" 19) "Çeldşmelerim". 2) Yalnız 1933'ıe anılıp, 1982'de adı geçmeyaıler, (·) iıan:ti ile belirtildi.
58
20) "Casuslar"(1918'de Erzurum'da, 1 920 de Kars'ta gördülde rini, basılı kitaplarında kısaca anlatmışbr; ötekileri de, çok uyarıcı ol.sa gerektir). 2 1 ) "inkılap Hareketleri". 22) "Bir Di1ello ve Bir Suikast" (Kendisi için hazırlanan cana kıyıcı bir tertibi, dile getiriyor). 23) "Hayatım". 24) "Benlik" (Kendi şiirlerini topladığı kitap). 25) "Yavrularımın Kitabı"(-). 26) "f/ata-Savap Cetveli"(-). 27) "Bir ihtiyaç"(-). 28) "Çocuklar için: Güzel Huylar"(-). 29) "Çocuklar için: iyilik, Sağlık"(-). 30) "Çocuklar için: Kazanç ve idare"(-). 31) "Çocuklar için: Fena Adetler, Fena itik.adlar"(-). 32) "Haksızlığa Karşı"(-). 34) "Kars'ın Tarihi"(-). 35) "Sarıkamış'ın Tarihi"(-). Yukarıda (A-Eski-Yazımızla Ba sılanlar, 1 0. sırada), "Tarihte Kars ve Etrafı" adıyla "Varlık" gazete sinde 1 92 1 - 1 922 yıllanndaki tefrikada anılanların, genişletilerek, bu son iki adla anılmış olduğu anlaşılıyor. 1 933'te evinin "Arama"da alı nıp götürülenler arasında, bunlar da gitmiştir.
Şimdi, milli kuruluş ve başta Üniversitelerimize düşen vazife, Kazım KAR.ABEKIR Paşa gibi, büyük Milli Kahramanımız ve XX. Yüzyılın En Büyük Türk Asker Yazan'nın, kalan eserlerini, virislerindeki elyazmalanyla düzgün biçimde yeni-yazımıza geçirip, yayınlamakbr. Bu olmadıkça, ne Milli Mücadelemiz, ne de öncesi ve sonrası, tam aydınlığa kavuşmuş sayılır. 59
HI. B Ö L Ü M KENDİ KALEMİYLE, 1918 YILINDA ÜÇ İLİMİZİ KURTARIŞI
A) GİRİŞ 93 Harbi de denilen 1 877- 1 878'deki X.Türk-Rus Savaşı sonun da yenilen Devletimiz, 13 Temmuz 1 878 Bertin Muahedesi'yle, Çarlı ğın 2 yıllık devlet bütçesi tuıannı aşan, bir milyar yüzbin alun rublelik "Savaş Tazminatı" yerine Kars, Ardahan (Oltu dahil) ve Batum (Art vin dahil) gibi Anadolu toprağındaki Sanca/clarunız, R usya'ya bırakıl ma fetaketine uğramıştı. Buraları, 36.000 km2 ve 700.000 Müslüman Türk yurdu idi. Çarlık, Türkiye'den üçer yıllık yedi ı.aksitte aldığı "Savaş Tazminatı" milyonlarca alunlarımızla: Kars ve Sarıkamış ile Batum'a demiryolu getirmiş; düzgün şoseler ve demir-köprüler, kışla lar, tabyalar yapunn ıştı. Gayesi, "bütün Çarlıkta Birinci-Sınıf Müstah kem Mevki yapuğı Kars Kalesi'ni üss-edinerek, çıkacak yeni bir sa vaşta, Osmanlı-Ermenileri'ni de "Annenya Muhtariyeti" vaadiyle Türkiye aleyhine ve Rus ordularına yardımcı çeteler halinde kullana rak, Basra ve lskenderun Körfezlerı"ne ulaşmaktı. Ancak, 1904- 1905 Japon Savaşı'nda ağır yenilgiye uğrayan Rusya, Almanya ve Avus turya aleyhine lngiltere ve Fransa ile ittifak ederek, onlar ile Osmanlı lmparatorluğu'nu bütünüyle paylaşmak ve lstanbul ile Boğazlar'a sahip olmak istiyordu.
Türkiye, bu durum karşısında Almanya ve Avusturya Macaristan ile ittifaka mecbur kalmıştı. Bizim tarafa "/11ifak Devletle ri", karşıkilere, Japonya ve ita/ya ile başkaları da kaulmışken, "l'tilôf''
60
(Antant) Devletleri deniyordu. Kasım
1914 başında, Ruslar ile X/. Sa vaşımız başladı. 1 Kasım da Sarıkamış'tan Pasınlar'a saldıran Ruslar'ı, 6-9 Kasım günlerinde Köprüköy Muharebesi'nde yenen Üçüncü Ordu muz, 1 1 - 1 2 Kasımda taarruza geçerek, 14- 1 8 Kasım Azap Köyü yanın daki muharebeleri de kazanıp, düşmanı hudut ötesine atbysa da, takip edemedi. Bunu duyan, Harbiye Nôzırı ve Başkumandanvekili
(3 Ocak
1914 günü Yarbaylık'tan General olup, hiçbir büyük savaş tecrübesi bulunmayan) Enver Paşa, bu cepheye gelerek, 3. Ordumuzun Kuman dası 'nı eline alıp,
22 Aralık 1 9 14'te, havalann yumuşaklığına aldana rak, "Sarıkamış Harektitı" denilen büyük bir çevirme taaruruz na geçti. Sarkamış'tan "panik" halinde kaçan Rus Kafkas Ordusu Başkuman danlıgı, 2 Ocak 1915 günü relsizle, Fransa ve lngiltere'den: "/kinci
bir cephe açılarak, Tür/cler'in ilerlemesinin durdurulması diletini" sık sık tekrarladı. Bunwı üz.erine, Çanalck.ale Cephesi'nden bize savaş açı larak, askerinin 3/5 bölümünün silah ve cephanesi bulunmayan Rusya'nın yardımma. lstanbul-Botazı'ndan geçerek yetişmeyi gözetti ler. Ancak, Türk'ün ÇanaJcJcale Zaferi, Osmanlı'ya "Hasta-Adam" diyen Çarlı{ın, erkenden çökmesine yolaçtı. Müuefıklerinden yardım alamayan Çarlık, 15 Mart 1 91 7'de yıkıldı. Sonunda,
18 Haziran 1917
de Kerensky Hükıimeti, Cwnhıuiyet kurup Rusya'ya hakim olduysa da,
Alman Cephesi'ndeki Rıq <?rdulannın ağır bozgunu, bu iktidan da hal kın gözünden düşürdü. Almanlar'ın yardım ve aracılığıyla. kapalı ıren vagonuyla gizlice Rus başkenti Peıersburg'a giren Bolşevik Lideri lenin, 7 Kasım 1917'de Kerensky Hükılmeıini devirip, ilctidan eline aldı. Onun Savaş Cephelerine ulaşan çağrısına uyan Rus Askerle ri: "Toprak, hayvan ve eşya alacatız" diye, kendi amirleri Kumandan larını tutuklayıp, cepheyi bırakarak, evlerine dönmeğe başladılar. Bu arada, "Sarıkamış Harektil ı " mız, kış ve fırtınalar yüzünden felfilcetle sonuçlanıp, Üçüncü Ordumuz eriyince, takviye alan Rus Kaf kas Ordusu, Türldye'den kaçanlann da kauldığı "Ermeni intikam Ta burları"nı, Nizami Rus Birlikleri yanında, silahsız Türk halkımızı kır mak ve yağmalamak üzere, resmi bir Çete gibi yardımcı alarak, 19151916 yıllarında: Bayazıt (Ağrı), Van, Erzurum, Erzincan, Bitlis, Muş, Bingöl ve kuzeydoğu'dan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt böl-
61
gelerini işgal etmişti. işte bu sırada, 1916 yılında Çarlık ldıJrtsi, "Rusya'ya Ermenisiz Ermenisıan lazımdır" diyerek, işgal ettiği Doju topraklarımızda: Mujik. {Rus-Köylüsü) ve Kazak kolonilerini yerleştir mek üzere, projeler yaptırmış; Sarıkamış'tan Erzurum ve Kandilli (Ka rabıyık) köyüne kadar, Revan-Tebriz hauı üzerindeki Şahıahlı istasyo nundan Dojubayazıt ve Karaköse'ye değin de dar-hat (dekovil) demiryolu yapunp, buradan Van'ın Ernis lskelesi'ne ve Karabıyıktan da Erzincan'a dar-hattı ulaşunnayı planlamış; şoseler, Trabzon iskele si, Baıum-Rize demiryolu hazırlığı, Trabzon-Maçka dekovili ve "Gö nüllü Koloni Muhacirleri" getirme hazırlığı içindeyken, tekrar edelim: Türkün Çana/ckale Zaferi yüzünden Çarlık, erkenden Mart 1 9 1 7 orta sında çökünce, işgal albndaki Anadolu topraklarımız ın da kurtuluşuna sıra gelmişti. Bundan sonrasını, rahmetli Kazım Karabekir Paşa'nm, kendi kaleminden öğrenelim. '
• •
•
(Irak Cephesi'nden Doğu Cephesi'ne Tayinim) 1918 Doju illeri Harekeılerimiz'in tafsilatlıca bilinmesi, Tari himiz için olduğu kadar, yetişmekte olan Gençlerimiz ve umumiyetle Milli Terbiyemiz (kültürümüz) için de, çok faydalı olduğundan; bunla rı da: "ER'ZlNCAN ve ERZURUM'UN KURTULUŞU", "SARIKAMIŞ. KARS ve ÖTESi" adlarıyla, aynca birer kitap halinde neşretmeği, mu vafık gördüm... (Birinci Cihan Savaşı'nda ilkin Bajdad Cephesı"nde, arkasın dan lstanbul-Kartal'daki 14. Tilmen Kumandanlıjı'nda Marmara ve Karadeniz kıyılan tahkimau; Çanaklcale'de: Kerevizdere'de Fransızlar ile üçbuçuk ay çaıpışma; sonra, lngilizler'e karşı kurulan Irak Cephesi'nde 18. Kolordu Kumandanlıjı'nda birbuçuk yıl süren vazife yi müıeakıp, 1 9 1 7'de bir yıl kadar da, Diyarbekir'deki ikinci Ordumu zun Ruslar ile çarpışan ve Vangölü-Mıış-Çabakçur Cephesi'ni tutan, Lice'deki 2. Kolordu KumandıJnlıjı na naklolundum. Rus Orduları'nın ( 1 7 Kasım 1 9 17'deki) Bolşevik Darbesı"yla sarsılması üzerine, Kafkas Cephesi'nin sağ-kanadında bulwıan 2. Kolordu KumandıJnlıjı'ndan, '
62
(3 1 Aralık 1917 tarihli Üçüncü Ordu Kumandanlığı nın Telgraf Emri ile), Erzincan karşısındaki 1. Kafkas Kolordusu Kumandanlıgı'na geti rildim. İşte, "ERZiNCAN ve ERZURUM'UN KURTULUŞU" adlı ese rime konu teşkil eden hadiseler, bu noktadan başlar. '
(Siirı'ten Refahiye'ye kadarki 500 Km. lik yolu, kış ve karın çokluğu yüzünden, bir ayda alabildik. 28 Ocak 1 9 1 8 Paı.ancsi, 1 . Ko lordu merkezi Refahiye'ye varınca, öğleden sonra Kumandayı ele aldım). 18 Aralık 1 9 1 7'de imzalanan Erzincan Mütarekesi ile, Dogu Cephemiz'de Türk ve Rus Orduları arasındaki savaşa, son verilmişti. O günden beri cephelerde, ateş kesilmişti. Karşımızdaki Ermeni Birlikle ri Subayları nın çoğu, Rus'tur. . Refahiye'de bulunan Rus Mütareke Heyeti'n in 17 Ocak 1 9 1 8'de aldığı yazılı bir habere göre: Erzin can'daki (Rus) 2. Türkistan Kolordusu ile, Cephemiz'de bizimle te masta olan 4. Türkistan Tümeni Karargahı, Erzurum'a gitmişler. Öteki birlikler de, daha doğuya çekilmişler. Erzincan'da, 15. Alay'dan yalnız '
.
iki Tabur kalmış. 28 Ocak 1 9 18'de bir Rus Eri, Refahiye'deki Rus Mütareke Hey e ti ne bir mektup getirmiş. Vaziyette, başka bir değişiklik olmadığını, Heyet anlamış. Bunun üzerirıe. Heyeı'e şöyle dedim: '
"Demek, karşımızda Ermeni kuwetleri'nden başka, Rus Birlik leri kalmamış. Belki, (Tiflis'teki Üçlü: Azerbaycan-Gürc istan Ermenistan Federe Devleti sayılan "Seyim Hükumeti"ne bağlı Erme niler'den maaş alan) ücretli bazı Rus Subayları bulacağız! Mektup'ıa, Ermeniler'in başka bir hareketlerinden, bahis yok mu? Ruslar'ın, birden yüzleri kızardı; biribirlerine bakışular. Fakat, bir cevap vermediler. Bu bitkinliğin manasını, ben tahmin ettim; az sonra gelen Raporlar'dan da, gerçeği öğrendik: Taşnolc Ermeniler, (Erzincan'da kalan silahsız ve başsız Yerli-) Tarkler'i katliama başla mışlar (soykırımı yapıyorlar).
63
B) ERZİNCAN'IN KUR1ULUŞU
(7 Kasım 191 7'de iktidara geçerek Bolşevik ldaresi 'ni kuran Lenin'in çağrısına uyan Rus Askerleri, bütün cephelerde, "toprak ve mülk sahibi olacağız" umuduyla silfilılannı bırakarak, evlerinin yolunu tutuyordu) Bu yüzden aynı durumları, bizim karşımızdaki Cephe'de de görülüyor: (Çarlığın, Rus ordusuna alıp yetiştirdiği) "Ermeni ve Gilrcü Kuvveıleri'nin çok bol silah, donaum ve Rus Subayı (hatta usta topçu, muharebeci, makinist gibi Teknikçi Erler) ile takviye olunarak, Ruslar'dan kalan boşluğu doldurmak (ve işgal alundaki Türk.iye top raklannı gerivennemek) istedikleri, anlaşılıyordu".
Rus Orduları'nın karşımızdan çekilmeleri, kesin olarak anlaşı lınca, ileri Harelciııı, biz, (aruk Erzincan Mütarekesi'ni yok sayarak) Üç Kolordu halinde yapacağız: 1- Sağkanat'ta Ali Ihsan (SABİS) Paşa'nın 4. Kolordusu, Van-(Doğu) Bayazıt; 2-0rıada, anacadde üze rinde Erzincan-Erzurum-Sarıkamış istikametine karşı, benim J . Kaf kas Kolordusu; 3- Sol kanatta (Kara) denize kadar olan bölgede, Bay burt-Trabzon istikametine karşı, (Harputlu) Yakup Şevki (SUBAŞI) Paşa'nın 2. Kafkas Kolordusu. Bu üç kolordunun kumandanı, Üçüncü ordu Kumandanı, (Mehmet) Vehip (KAÇ) Paşa idi; karargahı, Suşeh ri'nde bulunuyordu. (29 Ocak 1918 günü Refahiye'ye) gelen bir esir erimizin ve bir köylünün anlattığına göre: Erzincan'da, Rus birliği kalmamış; yalnız, bir Ermeni Taburu varmış. Ayrıca, Ermeni Çeteleri de, her tarafta Tilrlclerl toptan kınnaya başlamışlar. Kürtler'e de: "Müttefik olalım; Sivas'a kadar (ki topraklar) bize verildi. Elli tabur Ermeni geliyor" diye, propaganda yapıyorlarmış. 29 Ocak 1918'de de, Ordu (Kuman danlığıiı)dan gelen emirde: "Ruslar1a (18 Aralık'ıa Erzincan'da yapı lan) Müıareke hükümlerinin araçizgisi, onların çekilmeleriyle bozul muştur" deniliyor. (Mütareke'nin) "öteki hükümlerine uyulmak üzere, karşılaşılan Ruslar'a, düşmanca davranış yapılmaması" bildiriliyor; ve "hareket sırasında Kolordunun" insan, hayvan, cephane ve erzak duru-
64
mu ve ihtiyatı soruluyordu. 1. Kafkas Kolordum: 9., 10., 36. Tümenler'den oluşuyordu. Bunlardan, 36. sı Kemah bölgesinde, 9.su bunun solunda Erzincan anayolunun her iki yanında ve 10. Tümen de, bunun gerisinde ihtiyaua idi. 30 Ocak 1918 Çarşamba günü Refahiye'de, abş meydanını teftiş enim. Ermenilerin mez81imi üzerine, oralardan kaçıp Rejahiye'ye gelen halk, çok acıklı şeyler anlatıyordu:
On gündür meı.ilim başlamış. 650 Türk ü, yol yapuracağız diye götürmüşler. Bunlardan, haber yokmuş. Kadınların ve çocukların ırz larına geçiyorlarmış. l Şubaua, hareketimize kadar bir tedbir olmak üzere, Erzincan çevresi halkımızdan olan askerlerden 43, ve kaçıp gelen halktan da 26 kişiyi, (silfill ve cephanesiyle) çeıe (gerilla) olarak hazırlattım; ve Ordu'nun da onayını alarak, Erzincan çevresine gön derdim. '
3 Şubatta, 9. ve 10. Tümen/erimi ve Kolordu birliklerini teftiş
ettim . . Birliklerin önünden geçerek, askerlerimin sağlıkları ve üstbaş .
ları ile ilgilendim. İyi beslenmediklerini görünce, pek üzüldüm. Üst başları ve çamaşırları da, iyi değildi. Gereğince kalori bile alamamış lardı. Teftişimi bitirdikten sonra, üzüntümden o kadar sıkıldım ki, kaputumu çıkarıp, askerleri�in karşısına geçerek, şu sözleri haykır dım:
- Sevgili evlôılarun, sizlere, zaferler müjdeleyeceğim: Yakında, zaferden zafere /coşacağız. {İstila altındaki) Memleketimizi, ıamamiyle kurtaracağız; ve daha ötelerde, bizi bekliyen kardeşlerimizin de, im dadına koşacağız!" "Ben, Çanakkale ve lrak'ta da kumandanlık ettim. Oralarda, gerçi çok üstün kuvvellerin çok dehşetli ateşlerine, askerlerim göğüs gerdi. Çok da kan verdik. Fakat onlar, sizin gibi karlar-buzlar içinde, dağ başlarında açlıktan inlemediler. Çok açlık çektiğinizi, iyi beslen mediğinizi, yüzlerinizden görii.yorum. Dii.şman ateşinden şehid olanlar arasına, donarak, aç kalarak karışan arkadaşlarınız da olduğunu an lıyorum. Demek sizler, daha gii.ç şartlar içinde çarpıştınız. Fakat,
65
artık ıztırap günleriniz bitti. Size illc ziyafeti, pek yakında Erzincan'da vereceğimi vaadediyorum. Ondan sonra da, istihlcaJı:ınız kadar değil, istediğiniz kadar yemek vereceğim. Ordu'dan size elbise ve kaput, ne bulursam almalc için, uzun kış yolculuğunu yaptığımı düşünmiyerek, hemen Suşehri'nde Ordu Karargahı'na da gideceğim. Sevgili subayla rım, sevgili askerlerim, hepinizin yüksek alnınızdan öperim. Şehid/eri mizin ruhu şad olsun!" Sözlerimi bitirdikten sonra, askerlerimin ağlaşuklannın farkına vardım. Birşeyler söyleşiyorlardı. Sonradan öğrendim ki, saf duygula rını, şöyle ifade ediyorlarmış:
"Bu Kumandanı bize, Allah gönderdi. Halimizi ve kalbimizi, ilk görüşte anladı. Biz, onun emrettiği yerde ölürüz!" işte dünyanın en kudretli askeri, Türk askeri! İki gün sonra, Suşehri'ne hareket ettim ve askerime, Ordu De polarından bulabildiğim 7000 kat elbise tedarik eltiğim gibi, Kolordu Anbarlanndan da, bolca şeker vererek ve fazla erzak temin ederek, yü rüyüş kabiliyetlerini aruırdım. (Yedi saatte vardığım Ordu Karargahı Suşehri!Endires'te gö rüştüğüm Ordu Kumandanım) Vehip Paşa, benim (Siirt'ten Refahi ye'ye kadarki kışın yaptığım) bir aylık zorlu seyahatimi, günü gününe lakip ettiğini söyledi; ve beni, bu kadar zahmetli bir yolculuğa gönder mesinin sebebini, şöyle anlatb:
"- Birinci Kafkas Ko/ordusu'nun başına, senden münasip bir ar kadaş bulamadım. Bu da, şu iki düşünceden ileri geldi: 1- Manastır'da Bulgar ve Yunan Çete/eri'yle birçok çarpışmalar yapbn; bunlardan ka zandığın tecrübelerle, Ermeniler'in (bu cephede yapacağı) Gerilla Mu harebesi'ni karşılarsın. 2- Erzurum'u Ruslar, pek çok tahkim etmişler dir: Kat kat siperleri ve kat kat telörgüleri var. (Balkan Savaşı'nda) Edirne'de, (bu Savaş'ta) Çanak.Jcale'de ve (lrak'taki) Kutülamare'de yapbğın kale-muharebelerindeki dolgun tecrübelerinden, yararlanır sın".
66
"İşte bu düşüncelerle, asıl istila hattı ve anacaddesi boyunca ha reket e.decek ve Erzincan ile Erzurum'u kurtaracak olan Birinci Kafkas kolordusu'nu, senin kumandana verdim gibi,
Çanak./cale'de Kerevizdere'de
Manastırda
seni tanıdığım
de, daha iyi gördüm. Haydi baka
lım; işte meydan! " Kumandanım'ın b u iltifatlarına ve teveccühlerine, teşekkür ettim: birer hamle.de
Erzincan
menilerin Gerilla yapmalarına Bu
ve Erzurum'u kurtaracağımızı; ve Er imkin bırakmıyacağımı da, anlatum.
Kolordum, şimdiye kadar kumanda ettiğim Kolordulardan Erzincan'da (cephe.den çekilmiş bulunan) Rusların
daha bakımsızdı .
..
depolarını, tahrip etmelerine meydan bırakmadan elde edebilirsek, ha reketimizin pek kolay olacağını; aksi halde,
rı'nın,
Ordu Menzil anbarla
mümkün olduğu çabuklukla Kolordumu takibe çalışmalarını,
rica ettim ...
6
Şubatla
Ordu
(Karargahı), şu bilgileri e.dinmişti: Cephedeki
Ruslar'ın bütünüyle çekildiği;
Ermeni mezalimi'nin,
gittikçe dehşetini
aruıran bir şiddetle başladığı; ve Rus (Kafkas Orduları) Başkumandan
lıgı'nın, bunu engellemeğe muktedir olmadığı. (7 Şubatla Suşehri'n�en ayrılıp, akşamdan sonra Refahiye'deki
Kolordu Karargahıma geldim) Hareket e.decek birliklerin on günlük
/lgarçayırı köyleri yanında biriktirilmeğe Kemah ve Çardaklı Bogazları'nde Ermeni ler'in direnmesini kırmak üzere, "gece yürüyüşü" ile ilerlenmesini lca rarlaşbrdım. 10 Şubatta Ordu Kumandanlıgımız'dan gelen emirle, 1 1 Şubatta ileri hareketimiz hazırlığı başladı. 1 1 Şubat 1918 öğleden sonra Ordu'dan gelen emirde, 1 2 Şubatta Kemah'da Çardaklı Boğaz ları doğusuna geçilmesi bildirildi. Erzincan'da Ermenilerin 3500 ki yiyeceği,
Kocaaraplar
ve
başlandı. Geçilmesi güç
şilik bir kuvvetleri olduğu; ve ellerinde top ve makineli tüfeklerin de bulunduğu, anlaşılıyordu. (Erzincan'ı işgal e.den Ermenilerin, Türk halkını daha çok yo ketmesine engel olmak için, gönderdiğim yüz kişilik çete ile "Deli"
/
Gözüpek lakabıyla tanınan Eyuplu Yarbay Hfilid Bey'in idaresindeki
67
"BlJlı-Dersim Milisleri"ne, şehrin doğusunu tuunalannı bildirmiştim. Böylece, 12 Şubatta başlayan esas ileri hareketimiz sırasında, Ermeni ler, rical yollarının tutulduğunu görerek, mezfilime fırsat bulamadan, canlarını kurtarıp kaçmanın yollarını aradılar). 12 Şubatta harekat baş ladı. Ben öğleden sonra, Kemah'ın görülecek yerlerini gezdim ve Sey yar Hastahane'yi teftiş ettim... Yol boyunca hareket eden 36, Tümen'in Hareket Müfrezesi'ni, gözden geçirdim. Karın çokluğundan, tek kol düzeninde yürüyorlardı. Kol başına kadar geçmek bana da, as kere de zor verdiğinden, saat 15.45'te Kocaaraplar köyünde kaldım ve geceyi burada geçirdim.
13 Şubat sabahleyin saat 7'de aldığım raporlara göre, durum şöyleydi: (2400 insan ve 550 hayvanı bulunan) 36. Tümen'in Hareket Müfrezesi nin ileri kesimleri, Kemah Boğazı çıkışını tuunuştur. (4000 insan ve l 10 hayvanı olan) 9. Tümen in öncüsü, Yalnızbağlar'ı tutmuş tur. Batı-Dersim Müfrezesi 300 Milis kuvvetiyle, 12 Şubat akşamını (geceyi), Erzincan'ın 6 Km. kadar güneyindeki Belhas'ta geçinniştir. Nizamiye Taburu, karlı dağlan aşarken, hepsinin ayaklan donduğun dan, harekata katılamıyacak haldedir... '
'
Saat 1 0.30'da, Kolordumun ana kesiminin vardığı hat, şu olu yordu: (Erzincan-Ovası bausında) Hadikler Çiftliği - Til - Yalnızbağ lar (köyleri). Güçlü keşif kollarımız, Erzincan şehriyle temasa gir mişti. Öğleden sonra saat 1 5.00'te ben de, Hadikler - Çifıliği'ne gel dim . . . Hemen, Erzincan'ın işgali için emir verdim. Süvari Bölüğünü, Erzincan kuzeyinden harekete geçirdim; ve şu emri verdim: "Orada, 9. Tümen Süvarisi ile temas yapmalı, Erzincan'ın geri lerine (doğusuna) düşmeli ve böylece, Ermeni mevzilerini ve harekatını onaya çıkarmalıdır. Topçuyu da, ve bütün Müfreze ana ke simini de, ileri sürmelidir". 9. Tümen'e de, Kışlaları işgal etmesini ve Erzincan şehrine taarzru eden 36. Tümen ile bağlanu kurmasını bildir dim. Bundan sonra, en ileri taburun yanına kadar, yaya yürüdüm. Tek tük ateş sesleri vardı. Tabur Kumandanı'nın, sınıf arkadaşım Yüzbaşı Enver olduğunu gördüm. Kendisiyle latife ettim ve şöyle dedim: 68
" - Eğer şimdi senin yerinde, bu taburun kumandanı ben olsay dım, çoktan
Erzincan'ı
işgal ederdim. Hele, Kolordu Kumandanı
benim yanıma kadar gelince, artık burada duram azdım. Birkaç gün
önce gönderdiğim
Çeteler
de,
Dersim Milisleri de, Erzincan'ın
doğu
sunda geziyorlar; ve belki de, senden evvel şehre gireceklerdir! " Bundan sonra,
Tümen Süvarisi'ni Erzincan'm kuzeyine gönder
diğimi ve Müfreze ana kesiminin de, yolda olduğunu söyliyerek; hemen ileri atılması emrini verdim. Alay'm bir taburuyla güçlendirilen (Yüzbaşı Enver idaresindeki) bu tabur, saat
16.30'da Erzincan şehrini
bütılnüyle işgal etmiş bulunuyordu. ( 1 1 Temmuz 1 9 1 6'da Çarşamba günü) Ruslar'm eline düşen Erzincan şehri, birbuçuk yıllık esaretinden, 13 Şubat 1918 Çarşamba günü kurtuldu.
Salkımözü köyünde geçirdim. 9. Tümen yönün Kışlalar'ı işgal etmiş olacağım ediyordum. Her tarafta, Ermeni mezalimi göze çarpıyordu: Sal
Ben bu geceyi,
den silah sesleri gelmemesinden, onun tahmin
kımözü nde şehid edilmiş insanlar ve yanan evler arasında idim. Hemen, Ordu (Suşehri) ile telgraf ve telefon muhaberesi kurdurdum ve "ERZlNCAN'IN iŞGAL EDILDIGI MÜJDESl"ni verdim. '
Ordu Kumandanı,
"şehirden bomba sesleri geliyor mu?" diye
sordu. "Her yanda sükunet devam ediyor" biçiminde cevap verdim. Akşam, iki yangın görüldüyse de, çabuk söndü . ..
Erzincan'da, Ordu
Kumandanlıgı'nın tahmini hilafına, büyük bir direnme ile karşılaşma dık... Gece Ordu Kumandanlıgı'ndan gelen tebliğde, (Brest-Litowsk'ta Bolşevik Hükumeti ile Barış Görüşmeleri başladığından) Ruslar ile savaş halinin bittiği ve 10 Şubat' ta, Sultan Hamid'i.n vefat ettiği bildi riliyordu.
Ermeniler'in Türk 20 000 Türkü bag rında taşıyan Erzincan şehrinde, bir avuç insan kalmıştı. Eğer, Askeri Daire'nin içinde ve yanıbaşındaki Müşirlik Konagı'nda, yakılmak (Kurtarılan Erzincan'da) işin acıklı yönü,
hallcı na uyguladıklan katliamdan oluşan durum du:
üzere hapsedilen insanları kurtarmak nasip olmasaydı, belki de şehirde
69
tek bir kimse göremiyecektik! Bütün (bahçelerdeki) kuyular, şehid edilmiş insan cesedleriyle dolu idi. Birçok yerlerde de, binalar içinde yakılmışlardı.
Askeri Daire'yi de, havaya aunak için tertibat alınmışu: Büyük bir sepet içine doldurulmuş olan bombalan, Büyüle Salon'un yanındaki ufak odada, hazırlanmış bulduk. Batı-Dersim Müfrezesi Kumandanı Yarbay (Eyuplu/Deli} Halid Bey ile birlikte odaları dolaşırken, bunları gördük. • •
•
Erzincan'daki (Rus Ordusundan kalma olarak elimize geçen) ganimetler, pek çoktu: a- Yiyecek olarak, ton: 80 Ekmeklik un ve hu bubat; 1 50 Yemeklik kurusebze ve et konserveleri; 40 Yemlik; 3 Tuz; 10 Sabun; 6,5 Nazik kerzak/kuskus, makama gibi şeyler. Kilo olarak: 370 Çay, 350 Şeker.
b- Silah ve mühimmat olarak, adet: 4000 yeni Rus mavzeri; 16 Osmanlı mavzeri; 3 Top; 25 Bomba topu; 1 Makinelitüfek, 1 0 000 den çok Rus dağtopu mermisi ve pek çok sayıda Rus piyade mermisi; 1 500 Elbombası. Sandık halinde: 100 Osmanlı piyade mermisi; 160 Rus obüs mermisi; 44 Uçak bombası; 1 0 bayağı bomba; 7 Büyük san dık patlama maddesi; 14 Fıçı koşum ve başka nesneler yağı.
c- Malzeme ve donatım olarak, anbarlar dolusu: Her sınıfa (topçu, süvari ve piyadeye) ait malzemenin, her türlüsü; Telgraf mal zemesi; İstihkam aletleri ve edevau; portatif piyade kallcanları; ayak kızağı dediğimiz kayaklar ve kar üstünde yürümeğe yarayan (kalbur örmeli) ayakkablan / hedikler, Telörgüleri, kazma, kürek, küskü ve başka nesneler, Yedek malzeme / sahra-topu okları (lopu çekecek atlar arasındaki uzun direk gibi nesne}, tekerlekler, oklar ve başka nesneler; Türlü donaum malzemesi arasında 4 000 dolak (topuktan dize kadar bacağa sanlan kumaş sargı) ve 2 200 cepsobası. İstihkam Parklan'nda, istif halinde duran binlerce kilsküyü gör düğüm zaman, içim acıdı. Çana/clcale'de Kolordumuz'un bir tek küskü sil vardı. Yanyana ilci Tümen, bu kilskilyil nöbetleşe kullanarak, kaya-
70
lan kımıağa uğraşırdık! Kazma, kürek istifleri de, pek çok. Çanakka le'de ve Jrak'ı.a çektiğimiz sıkınular, gözümün önünde canlandı . • •
•
Erzincan'dak.i Askeri Daire ve müesseseler, şehrin güney yakı nındaki Askeri Dabakhane, olduğu gibi elimize geçti. Baskın sayesin de, (Ermenilerin Erzurum ve Kars'ı.a yapuklan gibi) büyük yangınlara da meydan vermediğimizden, Şehri de sağlam olarak geri aldık. Ancak, (yerli) insan, k11tı. Şehrin kuzeyinde uzaklardaki Kış/alar'ı da, yakamadılar. Yazık ki, (Sultan Hamid'in açtırdığı ünlü Erzincan) Har biye (Okulu) Kışlası, sonradan, kaza ile yandi. Daha kuzeydeki Aoo Fabrikası 'na gelince, onu, Ruslar'ın eline düşmemek için, (1916 Tem muzunda, Erzincan'dan) bizim ordu çekilirken yakmış. Ermenilerin Zayiatı: Görülebilen ölüleri, yüz kadardı. Ancak, {doğudaki) Sansa Boğazı, Doğu-Dersim Milisleri tarafından tutuldu ğundan, sıkı izlemeyle, birçoğunu yakalayabileceğimizi umuyorum. Esir olarak bir Rus Subayı ile bir Rus Eri, yakalandı. Bunlar, Ermeni ler'in Erzincan'daki kuvvetleri, muntazam I Alay Piyade, 1 Makineli tüfek Bölüğü, ve 1 Dağtopu Bataryası ve pek güçlü Çeteler'den ibaret miş. {12/13 Ş ubat gecesi) b35kına uğradıklarından, çok direnemediler, Sansa-Boğazı'na çekilmişler. Bu bilgilerin doğruluğunu, halkımızdan da öğrendim. Kışlalar çevresindeki tahkimatları ve topçu mevzileri de, bu haberi pekiştiriyordu.
Erzincan Halkına Yardım ve ileri Hareket: (Kurtuluş'un ertesi 14 Şubatla) Topçu Kumandanı Recep Bey'e, Erzincan'a Vali ve Ku mandanlık vazifelerini verdim; halka da, yiyecek maddeleri dağıllır dım; yaralılarını da, tedavi aluna aldırdım. Kimsesiz kalmış Şehid Yavru/arı'nı, askeri himayemize aldırdım . Halkı, maddi ve manevi yönlerden teselli etmekle birlikte; öte yandan da, birliklerimi, sıkı-sıkı teftişten geçirdim. Korkunç bir kış içinde, geceli-gündüzlü iki günlük bir faaliyet le, Erzincan'ın kurtarılmasını sağlamıştık. Yer-yer toplatuğım askerle rime, subaylarıma ve kumandanlanma, takdir ve teşekkürlerimi, yük-
71
sek sesle söyledim. Ve onlara, on gün önce Refahiye bölgesindeki söz lerimi haurlattım:
"Sıra, Erzurum'un Kurtuluşuna geldi. Durmadan, (dinlenme yürümek mecburiyetindeyiz. Ölümle pençeleşen Erzurumlu kar deşlerimizi, (bir an önce) kurtarmak için, yeniden karlara gömülece ğiz. Her sıkıntıya dayanacağız, her ıehlikeye göğüs gereceğiz" diye haykırdım . Ve, Erz urum un Kurtuluşu'nu da, lıpkı Erzincan'ınki gibi, den)
'
önceden müjdeledim. Şehidlerimizin mübarek ruhlarını, şad ellik; Gazilerimizin maddi ve manevi güçlerini, son derece besledim. Yaralıları ziyaretle,
Ermeni Meza limi'n i n, tutanaklarını tuuurdum, fo Esir Rus Subayı 'ndan da aynca, bu hususta gör hak.kında, Rapor aldım 1
onları da taltif enim.
toğraflarını aldırdım. dükleri
1 5 Şubatta Sansa-Boğazı'na hfilcim olduğumuzdan, bütün Er
zincan Sancağı/Vilayeti toprakları , kurtulmuş Erzurum Ovaları'nda görecektik.
oldu. Artık
Ermenilerle
hesabı,
Ordu Kumandanı
em irlerinde,
"d�rruın "
deyimini kullanıyor
du. Askeri terimde düşman. savaşuğımız bir devletin askerine denir. Halbuki Hükumetimiz, henüz Ermenilerin istikliilini tanımamışu. Bundan başka Ermeniler, bir devletin ordusuna yakışır biçimde davranmıyorlardı: Ellerine geçen silahsız halk ı , hatı.a kadın ve çocuk ları -memede süt - emenlerine kadar-, süngülüyorlar veya evlere doldurup yakıyorlardı . Bunun için
"d�man"
deyimi yerine,
"eşkıya"
denilmesinin uygun olacağını ve bu deyimin, ordumuzun maneviyatı
Ordu Kwnandanı Vehip Paşa'ya teklif enim. memnunlukla kabul olundu; ve aruk, Erzincan'dan sonra,
na da iyi tesir edeceğini, Bu teklifim,
1 ) /. Kafkııs Kolordusu Kumandıın ı Kurmoy Albay Kazım Karabe/cjr'ın, büyük bir basi retle, fotoğraflan ile bulunan Erzincan, Erzurum ve Kars'ıa ıesbit ettirdiği "Ermeni Mezalimi" ve iki Rus Subayı 'nın bu uğurdaki rusça hiil ıraları tercümesi, 19 1 8 de ba sılrnışur: a) "/slôm
AJıôlinin Düçôr Oldulcları Mezalim Hak.Junda Vesôika Miisıenid MalUnıaı", 1918 de ve Şubat 1 9 19 da iki defa ısıanbul'da basıldı. b) Rus Sı.ıbayları'nın rusça hiuralan tercümesi: 1- (Rus) İkinci J;in:ıı rum Kale Topçu Alayı Kımandaru, Savaı Esiri 1WERDO KHLEBOF'un, 'TARiHÇE" adlı Ermeni Meı.ilimi hitııalan, 1 9 1 8 de Emırum (veya Trabzon) da basılmı_ş; yeni yazı mıı.a çevrilmişi, EEJÇ. s. 229-266; sadeleşıirilıniı metni benim, "Kars ili ve Çevre sinde F.RMF.Nl M�MI, 1918-1920", Ankara 1970, s. 6-3 1 . 2- Yüzbaşı lvan Go kilaviç PİLYAT'ın, "lfATIRA" adlı kitapçığı, 1 9 1 8 Erzurum; sadeleşıirilmişi, benim ayni "ERMENl MEZALlMl"nde, s. 32-41. -
72
emirlerde ve raporlarda, Ermeni ordusu hakkında, "diışmmı" yerine, "eşkıya" deyimi kullanıldı. Ötede, beride birçok halk şehidlerinin gömülmesini, şehrin te m izlenmesini ve pek çok olan mühimmat ve erzak depolarının korun ması için, 36. Tümen'den iki Tabtuu, Valilik emrine verdim. Her iki Tümenin istihkam bölükleri ile de, Erzincan güneyinde Ermenileriin yıktığı Fırat Köprüsü nü onarttım . '
16 Şubatta Ordu Kumanda.11 Vehip Paşa da, Erzincan'a geldi. Dondurucu bir soğuk vardı. Askeri Lise kuzeyinde, kendilerin karşıla dık; ve birlikte, Karargahımın bulunduğu Askeri Dflire'ye geldik. Daire önünde, halle da loplanmışu. Vehip Paşa, hallca hitabesinin so nunda, şöyle dedi: "Erzincan Şelvi gibi, bütün Erzincan çevresinin de, pek çabuk bir vuruş ile e/egeçmesini sağlayan Kazım Karabekir'i, yalnız siz değil, oğullarınız ve torunlarınız da unutmasın! " Bu büyüklük karşısında, Kumandanımı ve halkı, hürmetle selamladım: "Bu kahramanlığı yapan, Ordunun fedakar evtadlandır" diye verdiğim cevap, halkın candan haykırışlanna, allcışlarına ve hıç kınklanna karıştı. Mfıtemsiz ev yoktuysa da, vatanın bu bölümü, artık kurtulmuş tu. Bu iki ters etkinin alLında halkın, keder ile sevinci biribirine karışı yor; gözyaşları ile alkıştan, bizi heyecana getiriyordu. İ şte 16 Şubatta, Askeri Dflire 'nin önünde hallcımız, gözyaşlarını böylece dökerken; biz de, yakın günlerde Erzurum'u da kurtarmağa and-içtik.
Erzincan'ın Fahri - Hemşehrisiyim: (Erzincan'dan sonra Kolordum ile "Erzurum, Sarıkamış ve Kars'ı Ermeni işgalinden kurtardım. Gümrü ve ilerisinde Ermenileri yine yenerek, barışa razı ettim. Sonra, lran-Azerbaycanı'na gönderil dim ve burada lngiliz kuvvetlerini uzaklaşurarak, Tebriz'de ka rargahımı kurdum. 30 Ekim 1 9 1 8 Mütarekesi üzerine, Tebriz'den ls tanbu/'a çağnldım. Bu yüzden, Erzincanla uzun müddet temasım olamadı) Ancak, istiklal Harbi 'nde Doğu Cephesi Kumandanlı ğım sırasında, bölgemin içinde bulunduğu için Erzincan ile, daha geniş ölçüde temasta bulunmağa ve yardım yapmağa, imkan bulundu.
73
1 9 1 9'da
Temsil Heyetfyle
görüşmek üzere,(Kasım ayında Erzu
rum'dan Sivas'agidip-gelirken uğradığım gibi,( 1922'deki Büyilk)z.afer'den
Şehid Yavruları ndan
sonra da, ziyaret ettim.
'
oluşan okullarımızın bir
kesimini buraya naklederek, Erzincan'ın şenlenmesine yardım ettim. Bınada, her başka;
halk,
beni
tarafta gördüğüm
Fahri-Hemşehri
yüksek samimilik ve hürmetten
yapmak isteğini de gösterdi. Ben
de, saygı ile kabul ettim. Saygı ve sevinmemin sürekliliğine bir belirti olmak üzere, tutanağının (EEK., 1 28- 1 29. sahifeye ek klişede) fotoğ rafını ve verdiğim cevabın suretini, buraya koyuyorum:
Şark'ın Kurtarıcısı Kazım Karabekir Paşa Hazretleri'ne Paşa Hazretleri,
memleketimizin kurtuluşuna, öncü oldunuz;
sahipsiz kaldığımız bedbaht günlerde, bizleri mutluluğa eriştirecek yolu gösterdiniz.
Erzincan Halkı,
lünde kutlayıp ve ulu tutacaktır.
devletli adınızı, sonsuza dek gön
Minnet ve şükranlarımızın bir mü
Erzincan Fahri-Hemşehriliğt'ni kabu l bu Askeri Daire önünden Ulucamle varınca uzayan
beccel haurası olmak üzere, yurmanızı; ve,
caddenin, şanlı adınıza izafetle anılmasına, yüksek müsaadelerini arz ve dileyerek, işbu Şehir Tutanağ ı nı, pek yüce huzurlarınıza sunarız. '
Yedi Belediye Üyesinin Mühürleri,
Abdülhak.
20 Ekim
Erzincan Belediye Başkanı
1 923/1 1 Rebiülevvel 1 34 1 , Cumartesi.
Cevabım:
Muhterem Erzincan Bele<fiye Hey'eti'ne Pek Muhterem
Erzincan Halkt nın, '
beni
Fahri-Hemşehriliğe
kabul ederek, şehrin en güzel caddesini de adıma izafe etmek hususun da gösterdikleri istekten, olağanüstü duygulandım. Çok sevdiğim ve içten ilgilerle bağlandığım
Erzincan'ın Hemşehrisi
olmakla, şereflen
dim. Vatanımızın öteki kesimleriyle birlikte, güzel Erzincan'ımızın da refah ve mutluluğu için, bütün gücümle çalışmaklığıma müsaade et mesini, Ulu-Tann'dan diler; ve teşekkürlerimin kabulünü rica ederim,
Muhterem Hemşehrilerim. Erzincan,
2 1 Ekim 1 923. Doğu Cephesi Kumandanı Korgeneral Kazım KARABEKİR
74
Bu son ziyaretimde Erzincan'ı, 1 600 evde dokuz bin kadar nüfuslu buldum. Vil ayetin nüfusu da ( erkek olarak), 65.000 tahmin olunuyor. Cihan Savaşı 'ndan önce burada, 6.000 evde, 22.000 nüfus vannı ş, Vilayet nüfusu da, 135.000 imiş. (EEK. , s. 2-5, 1 1 , 64-65, 68-
69, 71-83, 87-88, 90, 92, 94-95, 99, 102-107, 1 12, 1 14 - 1 1 5, 121 124).
C) ERZURUM1JN KURTULUŞU
Erzurum'u kurtarmak için , Erlerimden bana kadar, büıün kalplerin çırpındığını duyuyordum . Birliklerimi teftiş ederken, yüzle rindeki üzüntülerden Erzurumlular, kolay-kolay seçiliyordu. Bunlarla göz göze geldikçe ben de, onlar gibi duygulanıyordum. Bunun sebebi, yalnız onların Kumandan ı bul unuşumclan veya Erzurum'u kurtarmak vazifem olduğunu düşünüşümden ibaret kalmıyordu: Ben pek küçük ken, Erzurum suyunu içmiş, ekmeğini yemiş, havasını koklamışllm. Hatta işin daha mühimmi, yaramazlık sonucunda bir havuza düşerek, başım da yaralanmış; ve bir avuç kanım, Erzurum topraklarına karış mıştı. Bu kadar dolgun tesirlerle ben de, kendimi bir Erzurumlu sanı yordum. İleri hareketlere devam için, üç düşmanla uğraşmaya mecbur duk: 1- Açlık ıehlik.esi; 2- Ermeniler ve 3- Kış mevsimi. Azmimizi ve kudretimizi, her üç düşmanı da haklıyacak kadar canlı görüyordum. içimizden coşan ileri hareket isteklerimizi, her türlü tebdirleri de, ince-ince hesaplıyarak, uygun biçimde başarmayı, bir an bile ha tırımdan çıkannıyorum. Bu güzel hesaplarla, hareket hazırlığı yapıyordum. Ordu Ku mandanımız'a da, tasarladıklarımı bildiriyordum. ( Ondan ) hiç hesaba katmadığım, şöyle bir cevap aldım: Sağ ve Sol Kanatlardaki (Ali Ihsan Paşa ve Şevki Paşa kumandalanndaki) Kolordular, henüz hiza-
75
mızdan pek gerilerde olduğundan; şimdilik, bu güzel tasanlannızdan vazgeçiniz. İleri hareket zamanını, ben belirtirim! Ben, ileri ablrnayı, yalnız duygularımla istemiyordum. Hesap da, bunu istiyordu. Elimizdeki (mikdarı az olan) enalcı, durduğumuz
Ermeniler de, Erzurum halkımızı bi tirecekti. Bu yüzden, pek büyük sorumluluklara katlanarak, işi, hoşa gidecek o/du-biltilerle yürütmekten başka çarem yoktu.
yerde yemek, bizi bitireceği gibi,
Şimdilik
Ordu Kumandı'nın, Sansa-Bogazı
bausı diye çizdiği
Kötür Köprüsü'ne kadar sürmüş bulunuyordum. Niyetim, (Tercan merkezi) Mamahaıun'u da, bir baskınla elde etmekti. Orada da, (ganimet ola rak) çok şey bulacağımı umuyordum. 19 Şubat sabahı, (Erzincan'dan) Ordu Kumandanı Vehip Paşa maiyetiyle birlikte, karargahı olan Su şehrine'ne gitti. Ermeni Mezalimi üzerine tesbit euiğim vesikaları, fo ileri güvenlik hattını ben,
60
kilometre daha doğuya iterek,
toğraflarıyla birlikte, kendilerine sundum.
(19 Şubatta Yarbay Halid Bey'in Müfrezesi, Bican ve Kargın
Kötür-Köprüsü'nü işgal ettikten sonra, lağvedildi). Ertesi gün yerine Erzurumlu Rüşdü Bey kumandasındaki 9.Tümen Alayları gönderildi. 22 Şubatta, Mamahatun kurtarıldı. Burasını ve yol boyundaki erzakı Ermeniler yakarak, kaçmışlar. 25 Şubatta Aşka le, 26'da Yenikiiy alınınca, buralarda biraz erzak da elegeçti. köylerini, sonra da
Hergün, ileri gidiyorduk:
Ermeni
kuvvetlerini mi, yoksa erzak
anbarlannı mı arıyorduk? Bilemiyorum. Bildiğim birşey varsa, o da:
KorkUll{ katliamların ve yangınların, bir düziye burunlarımıza saçııgı kan ve yangın kokusu idi. Bu tesirler altında ben, mühimce erzak ele geçireceğimizi hfila umut edip duruyorum. Bu umut, belki de, kanlı gözyaşları ile ordumuzdan yardım bekleyen, binbir acı içinde kıvranan ve inleyen
Erzurum Halkımızın, bana ruhça yapUkları bir tesirdi.
Geliyoruz Erzurumlular, geliyoruz! Aç/ıgı ve sogugu düşüne cek halde degiliz. Gündilz o/dugu gibi, gece uykumuzda bile, sizin inil tilerinizi duyuyoruz. Birer avuç arpa da bulsak, duracak degi/iz!.. Ordu Kumandanı nın '
76
gösterdiği cepheyi, (yine)
60
kilometre
kadar daha doğuya geçmiştik. Vehip Paşa, sözle de vaadetmesine rağ men, henüz Menzil bize, Yerhan'dan enak veremiyordu. Bundan dola yı ben de, öncü grubun dağılım anbannı, Sansa'ya nalcledemiyorum. 26 Şubaua Ordu Kumandan ı 'na, şu tek.lifi yaptım : "Şimdiye kadar olan hallere ve haber almalara göre, Ermeni Çeteleri nin Erzurum'da büyük ölçüde, pek o kadar direneceklerini tahmin etmediğinden, 36. Tümen'nin geri kesimlerinin Erzincan'da bulundurulmasını sağlamaya ayrılarak yiyecek vasıtalarının, 9. Tümen'in Erzincan'da kalan kısımlarının da ileri göndermeye; ve bu Tümen ile, daha yakın bir anda Erzurum'un işgalini uygun gördüğü mü, arzeylerim ... '
,
"
O gün akşamüstü, (Suşehri'ndeki) Vehip Paşa, telefonla benim le görüştü (aramızdaki konuşmalar, şöyle oldu):
- Kazım Bey, başını aldın; koşturup gidiyorsun. Başanlannız dan memnun olmuyor değilim. Ancak, sağ ve sol yanlardaki (IV. ve il.) Kolordular'ı, hizanıza alamıyorum. Ben, cephe hattını çiziyorum; sen, 60 kilometre daha ileri fırlıyorsun. Şimdi de, yalnız bir Tümen1e, Erzurum'a atılmayı teklif ediyorsun. Seni bu Kolorduya niçin getirdi ğimi, söylemiştim. Kaygılarımı unutma. Erzurum Mü.stalılcem Mevkii ve Gerilla Savaşı karşısında \<:alabileceğini, hiç düşünmüyor musun? Pek hesaplı davrandığıma, itimad buyurunuz. Gerilla Sava şı 'na aslında Ermeniler, kendileri imkan bırakmıyor. Çünkü, yapuklan cinayellerin karşılığı olarak, ordumuzun da üzerinden bir silindir gibi geçeceğini biliyorlar. Erzurum Mü.stalılcem Mevkii ne gelince: Sağlam keşiflerle ve kendi Lemaslanmla, emin olarak taarruz edeceğim. Er meniler, korkunç kırgınlar yapıyorlar ve yıkıyorlar. Vakit geçirmek, Erzurum'u bir yangın yeri ve bir mezarlık halinde görmeğe sebep ola bilir! Eğer (erzaka ait) mühim anbarlar elde edebilirsem, hemen 36. Tümen'i de cepheye alacağım. '
- Erzurum'a karşı, kesin hareket için, emir yazıycrum. Sana, Fi listin Cephemiz 'den haberler vereyim ... Yaptığın, ileri oldu-biuileri, bu sefer de kabul ettim. Erzurum hakkındaki (yaz.acağım) emri, bek-
77
lersiniz. Gözlerinizden öperim. - Teşekkür eder, hünnetlerimi sunarım . • •
•
(27 Şubatta Ordu Kumandanlığı'ndan gelen emirde, duruma ve mevsime uygunsuzluklar bulunuyordu). Ordu Kumandanı'nın, Erzu rwn'u kurıannak için verdiği emri, tekrar-tekrar okuyarak, yalnız sa kıncalı değil, hatta felaketli bile buldum; ve kendi görüşümü, bir defa daha söylemeği uygun gördüm.
28 Şubatta telefonla Vehip Paşa ya, '
mutalealanmı etraflıca anlatum. Bana hak verdi, ve ikimizin düşünce lerini birleştirerek, yeni bir emir bildireceğini söyledi.
Kumandanımın
bu yüceliğine, teşekkür ettim ve bu fırsattan yararlanarak, şu ricada bulundum: Aşkale 'yc gelen
2. Kafkas Kolordusu'rıun (2 bölüklü) Süvari A lay ı nın geçici olarak emrine verilmesi. Karabıyık (şimdik i , Kandil li) llanları 'nda bulunan: 200 yaya, 1 00 süvari v e 2 toptan oluşan Er meniler'e, bir ba<>kın yapmaklığımıza ve oradaki anbarları elegeçinne m izc müsaadeleri" Kumandanım, bunu da uygun görerek -sonradan bildirilecek ikinci bir emre kadar- bu Alayı , emrime verdiler. "
'
,
28 Şubatta Karabıyık Han ları'na, bir baskın yapıldı; (enesi) 1 Mart sabahı Ermeniler. buradan kaçular; Karabıyık., tarafım ızdan alın dı. Burada, 200 ton tahmin edilen yiyecek elegeçirildi. Bu haşan, aruk yüzümüzü iyice güldürdü. (Ancak, 1 ve 2 Mart günlerinde Vehip Paşa dan gelen emirler, bütün hazırlığımızı engelledi; ve gerilere '
Köıür-Köprüsü'ne
çekilmekliğimiz bildirilerek, son emirde şöyle de
nildi):
tır.
" Kolordunuz, bütünü ile Erzincan ve bausından iaşe olunacak Aşkale ve Karabıyık (Kandilli) A nbarları, Ordu emrindedir! " Bu emirler, başanlı hareketimizi, felakete çevirebilirdi. Düşün
düm, taşındım. Aruk iş, resmi çerçevesinden çıkmışu:
Binbaşılık
78
zamanındaki eski samimi
hukukwnuzdan
"Manasıır'da
yararlanmak, ak-
lıma geldi. Vehip Paşa 'ya., hususi bir cevap yazdım. Bu cevabın Birin ci Maddesi: "Hürmetle ellerinizden öperim ve ricamın kabulünü dile rim" biçimindeydi. ikinci Maddesi de: "Son emirle, bütün şimdiye ka darki başarılı hareketlerimizin, mahvolacağını; Kötür-Köprüsü'ne çekilmekliği gerektiren bir emrin, birliklerimizin maneviyatını da, büsbütün kıracağını; ve Ermeniler'in bundan yaralanacaklannı", acıklı bir anlatışla gösteriyordu.
Vehip Paşa'nm, şifreli telgrafla, "ellerinden öpmek"le, işlerimi yoluna koydum. "işlerim" diyorum; çünkü, "Erzurum'un kurtuluşu işi" idi bu! Hemen bugün, 2 Martta gelen ikinci Emir1e: "Mecbur kalınma durumunda, yani geriden yiyecek maddeleri getirilemediği takdirde, ileri anbarlardan yararlanabilirsiniz", müjdesi ni aldım ki, bu benim için yeterli idi. Bugün, Rize'nin de kurtulduğu haberine, pek sevindik. 4 Mart sabahı Karargahı'mın birinci kademesiyle, Erzin can dan cephe'ye yürüdüm. Harekatı, kendim idare edecektim. Yeni "
bir güçlük karşısında kalmamak için, Ordu'ya: "Taarr uz keşfini yakın dan görmek üzere, cepheye hareket ediyorum" diye, bildirdim. işi, di lediğim yola koymuştum. Durumların gerektireceği biçimi yakından görerek, kararımı vereceğimden, pek sevinçliydim ... Akşama.Sansa Boğazı "nın içine gömüldükçe, ne korkunç bir yer olduğu anlaşılıyor du!.. Sağımızda (güneyde) Dersim (Tunceli), solumuzda Mürit Dağları, göklere yükselerek, Boğaz'ı loş bir hale koymuşlardı. Dersim yönü, pek sarpu. Her yerinde, göze görünmez pusular kurmağa elve rişli binlerce kırışıklıklar vardı. Yol boyunca, tek-tük Ermeni ölüleri görülüyordu. .. (Biz) Sansa Hanı nda gecelerken, cepheden gelen ra pordan, şunlan öğrendik: '
"3 Martta Tepeköy - Pulur - Ilıca Karaz hatunda, Ermeniler ile temas hasıl olmuş. Yani, Erzurum Şehri nin 10- 1 5 kilometre mesa fesindeki bu köylerde, Ermeniler1e karşılaştık. Bugün 4 Martta Erme niler'in, öğleden sonra saat 1 3'te, Tildcir 'e girmekte olan süvarilerimi ze, topçulanyla 8 mermi allıkları görülmüş". Ruslar ile dün, (Polonya kasabası) Bresi Litowsk'da (Üçsancak / Kars - Ardahan - Batum böl-
'
-
79
gelerini bize geri veren, Bolşevik Hükumetiyle) Barış'ın imzalandığını da, Dahiliye Nazırı adına Cemal imı.alı bir genelgeden öğrendik. Ra sathane gibi damı delik olan şu Sansa Hanı'nda, bu tallı haberleri öğ renmek, bize daha zevkli geldi. (5 Martta Sansa'dan sabahleyin yola çıktık, dört saatte Bican köyüne geldik. Sonra, Kötür - Köprüsü'ne vardık). Tuzla - Deresi Bo
tazı'na girerken, akşam oldu. Geceleyin, 1 7. Alay'ın bulunduğu Ma mahatun'a varabildik ... 6 Mart gününü, Mamahatun'da geçirdik. Bura da, Ermeniler'in tüyler ürpertecek bir cinayetleri karşısında, çok acılar duyduk: Çapı 8 metre kadar bir çukur açmışlar; içi çoluk çocuk, her yaştan ve her cinsten Türk/er'/e dolu. Vurmuşlar, süngü/e mişler ve soymuşlar; bu çukura doldurmuş/ar. Mamahatun'dan, yalnız bir ev halkı, dallara kaçıp kurtulabilmiş. Bu görünüş karşısında duy duğum acıyı, şimdiye kadar gördüğüm en kanlı savaş manzaralarında, gerek Çanakkale'de ve gerekse Irak Cephesi'nde bile taunarnışum. Zaten yürümek, koşmak ve biçare vatandaşlarımızı canavarlar elinden kurtarmak için, büyük azmim vardı. Bu manzara karşısında dimağım, kalbim, büsbütün ateşlendi. Elimdeki kuvvetlerle, bir an önce Erzu
rıun'da ilk öcümüzü almak; sonra da Kars'a,G ümrü'ye, Ermenistan'ın yüreğine saplanmak için, herşeyi gözüme aldım. Olanca çabukluğu muzla Ko/ordumu koşturacağım. Varsın, Ordu Kumandanlıtı'nın cep heyi sınırlandıran hatfiları da, Ko/ordumun Cephesi 'ne takılarak, ileri ye sürüklensin!. .. Ben bu acıklı manzarayı, Ordu'ya da tasvir ettim. Ancak, bunu burada çukurun başında görmedikçe, tesirinden az-çok birşeyler kay bedeceği tabii idi. Ermeni Komitacı/arı, yıllardan beri zehirlenen dü şünceleriyle, sapıklıktan hala kurtulamıyorlardı. Mamahatun'da açuk ları ve içini ma'sumların kanları ve cesedleriyle doldurdukları bu Şehidler Çukuru, Ermeni varlığı için, pek tehlikeli bir haura idi. Bunu gören Erlerimiz, Subaylarımız, Kumandanlarımız: Yumruklarını sıkı yor, ve intikam! diye haykırıp, cepheye koşuyordu. Bilmem, Ermeniler neye güveniyorlardı?: Rus ordusu içinde yetişen kumanda ve kurmay heyetlerine mi? Başınabuyruk Ermeni
80
silahlı toplululdarının varlığına mı? Erzurum Kalesi'ne mi, Kars Kale si 'ne mi, daha gerilerde Gümrü Kalesi'ne mi? Ancak onlar, ruhlarımızı isyan ettirmişler; beynimizi, kalbimizi ateşlemişlerdi: Hiçbir kuvvet, hiçbir kale, sıkılan yumruldarımızın vuruşu altında, uzun zaman daya namıyacaktı. Ermeni Çeteleri, Ermeni ordusunun değil, Ermeni mille tinin bile varlığına suikast etmiş oluyorlardı. * *
*
(6 Martta, Karasu kuzeyindeki Tikldr köyünü elegeçiren Erme niler, ertesi günü buradan kovuldu. Şose boyundaki Evreni - Tebrizcik karakol hattımıza saldıranlar da, geri atıldı. 7 Martta, Mamahatun 'dan Yeniköy'e geldik. öncülerimiz, Erzurum yakınlarında Ermeni eşkıya sıyla temastaydı. Bugün, Kavurmaçukuru köyünde yakalanan 1 3 yaş larındaki bir Ermeni çocuğu ile - ki, casus izci idi - , "Erzurum'daki Ermeni Reisleri"ne, "Kolordular Kumandanı Kazun Karabekir" imza
sıyla, türkçe bir mektup göndererek, maneviyatlarını bozmayı gözet tim) Bu mektubun sonunda, şunlar yazılmıştı: "Erzurum'da, medeniyet ve insanlığa büsbütün aykırı olan ha reketleri yapmadan vazgeçerek, en son 9 Mart 1 9 1 8 akşamına kadar Erzurumu, sonra da, (1877'den önceki Türk hududuna kadar) bütün topraklarımızı bırakarak, Kafkasya içlerine çekilmenizi, ihtar ediyo rum. Bu ihtarıma uygun davranmadığınız takdirde, dökülecek kanların pek ağır olacak sorumluluğu, size ait olacaktır". Ordu emrindeki bir uçağımız, 8 Martta Erzurum üzerinde bir keşif uçuşu yaptı. Bundan gelen rapordaki bilgi, şudur: Telörgüler ge risindeki avcı siperlerinin, temizlenmiş olmaları muhtemeldir. Ancak, bu siperlerde kuvvet, görülmüyor". Erzurumlu Rüşdi Bey kumandasındaki 9. Tümen, Ilıca doğrul tusunda şose ile en ileri hatta Erzurum'a yaklaşıyordu. 2. Kafkas Ko lordusu'nun 5. Tümeni de, Karasu kuzeyinden ilerliyecekti. (8 Martta Ordu Kumandanı 'na yazılan teklifimde, 1 1 Martta Erzurum'a harekata başlaUna izni istendi. 9 Martta Karargahımı. Yeniköy'den Tazegül k�
81
yüne naklettim. Ermeniler'in, Karabıyık (Kandilli) köyündeki Rus emık anbarlannda bulunan 200 tondan çok has-un, ve başka yiyecek leri, yokeuneden bize bırakması, Erzurum'un bir vuruşla elimize geç mesini kolaylaşunyordu). 10 Mart sabahı erkenden Ordu'dan gelen şifre, canımı sıku. Teklifim, kabul olunmuyordu. Durumu yakından görüp, kesin bir karar vermek için, Karargahımı, Tazegül'den Alaca köyüne naklettim. Erzurum Şehri'ni ve tahkimaunı görebilecek bir gözetleme yerini, bu köyün kuzeydoğu sırtlarında buldum. Burası, şehre 25 kilometre me safede idi. Ermeni birliklerinin işgal ettiği mevzilere de, 10 kilometre yaklaşmışum. Gözetleme yerine giuneden önce, Köyü dolaştım. Facianın en korkuncu, burada idi: Süngülenmiş veya yakılmış cesedlerin başındaki aglaşma ve bagrışmalar. insanın tüylerini ürpertiyordu. Süngülenmiş memedeki çocukları kucagına almış bazı analar, saçlarını yoluyorlar dı. Sanıyorum ki, yeryüzünde bu kadar acıklı bir sahneyi gören gözler, pek azdır. Biz, bu kanlı manzaranın karşısında, elem duymuş insanlar danız. insanların, iyi duygulardan yoksun kalınca, hayvanlardan daha vahşi bir yaratık olabilecegini, ibretle seyrettik. Burada da -Tazegül köyünde yapuğım gibi- sağ kalanlara, birer gümüş mecidiye (1989 başlanndaki 80 000 er TL) dağıturdım ve "iki-üç gün sonra (Kurtulacak) Erzurum'a gider, çarşıdan öte-beri alır sınız" dedim; kendilerini, teselli ettim. Karargahım1a, birkaç gece köylerinde kalacağımı, ancak köylünün, benim konuğum olarak, iaşe edileceğini söyledim. 10 Mart sabahı saat 6.45'te Suşehri'nde Ordu'dan gelen emrin yerine getirilmesinde, yalnız taarzru keşfi yapacak kuvvetin ta'biye (taktik) feWcetiyle iş bibniş olmıyacaku; bütün ilci Kolordu, Erzurum Ovası'nda açlıktan kınlacaku (çünkü, "dört-beş gün sonra toplanacak daha üç Tümenin" gelmesini beklemek emrediliyordu). Ordu Kurma yı, 4 Tümenin Erzurum karşısında, ( o karlı ve soğuk havalarda) kaç günde toplanabileceğini ve zaman içinde, güvendiğimiz Karabıyık An barı'nda emık kalıp-kalmıyacağını; ve Erzincan'daki Menzilin Erzu-
82
rum bölgesine, hiçbir şey getiremiyeceğini, hiç de hesaba kaunamış u. . Eğer Erzurum Anbarları (Ermeniler'ce) yakılır da, elimize birşey geçmezse, bütün ordu, Erzurum'da açlıktan mahvolacaku. Buna, hal kın ihtiyaçlarını da eklersek; Ordu, Erzurum'u kurtarmaya değil, mah .
veuneğe gelmiş olacaku! • .
...
10 Martta Ermeniler, işgal etmiş oldukları 30 kilometrelik bir cephe�in her iki kanadından, birliklerimize saldırdılar. Sağ kanadımız da, 3 tabur ve 4 dağtopundan oluşan Yarbay (Eyüplü) Halid Bey Müf rezesi'ni beslemek ve cephane göndermek, karın çokluğundan pek zordu. Bunlara saldıran Ermeniler, karşı taamızumuz sırasında, l subay ile 39 eri ölü bıraktılar; ve 1 makinelitüfekle yaralı 1 esir alındı. 2 ermeni dağtopu da, Ilıca bausında şose üzerinden, Ağadır Hanla rı'ndaki birliğimize, tesirsiz on mermi attı. Sol kanadımıza yapukları saldın da, püskürtüldü. Gerek gözetleme yerindeki gözetlemelerim den, gerekse gelen raporlardan, Ermeniler'in ağırlık merkezinin, Kara su çayının her iki yanında bulunan Ilıca ile Karaz'da bulunduğu anla şıldı ... 1 0 Mart öğle vakti, 'kesin kararımı vermiştim: Elimdeki bütün kuvvetlerle kesin taamızla, Ermeni birliklerini önümüze katarak, Er zurum üzerine yürümek. Elimde: 4 Piyade Alayı, 2 Avcu Taburu, 2 ls tihkam Bölüğü ve 4 Süvari Bölüğü ki, hepsi 5 000 tüfek - bunun 332 si aynı zamanda kılıç, 220 si de Dersim-Milisleri- 45 makinelitüfek, 26 dağıopu var. 10 Mart saat 13'ıe, Kolordu Emri'yle, yarınki taarruzun biçimini, birliklerime bildirdim; ve hareketleri, Alaca Gözetleme ye rimden kendim idare edeceğimi de, belirttim . ,
Erzurum Müstahkem Mevkiine Taarruz:
1 1 Mart sabahı, emrime göre bütün cepheden, erkenden taamı-
83
zumuz başladı. Alaca doğukuzeyindeki tepede, gözetleme yerime çık um. Hava, koyu sisli ve soğuk çokça idi ... Saaı 8 de l/ıca yı, birlikleri miz zabteui. Ermeniler buradan, 14 ölü ve 1 makinelitüfek bırakarak çekildiler. Saat 9 da, Karasu kuzeyindeki 13. Alay'a, taarruz 611l ri ni verdim. Sisli hava, artık açılmaya başladı. Saat 10. I S'te, (yeni adı, "Beypınan" olan) Öznü - Köprüsü, tarafımızdan işgal olundu. Karasu kuzeyindeki Ermeni birliklerinin, parça-parça çekilmekte olduğunu gördük. '
Ilıca güneybatısındaki sırtlarda mevzilenmiş bulunan topçwnu zun ve daha ilerilerdelci makinelitüfekçilerimizin, bunalucı ateşleri al unda, 9. Tümen piyadeleri, ileri atılıyorlardı. Kar'ın çokluğu, yürüyü şü pek ağırlaşunyordu. Ancak, şose boyunca tamir için, yolun her iki tarafına (Ruslar tarafından vaktiyle) küme küme yığılmış olan kırılmış taşlar, buradan ilerliyen birliklerimizin işine çok yarıyordu.
Öğleden önce saaı 11 de Yarımca köyünü, 28. Alay işgal etti. Burası, Erzurum Şehri ne 8 kilometre mesafede idi. Kiremitlik Tabya sı'ndaki düşman topçusu Rus topçusu olduğunu, ErLurum'un işgalin '
-
den sonra öğrendik -, birliklerimizi dövebiliyordu. Yarımca'nın güney bölgesindeki Süngeriç Tepesi'nde ve kuzey kesimindeki Gez (şimdiki, Dadaş) köyünde, muharebe ediyorlardı. Gez bölgesi, bana (Alaca Gö zetleme yerine) 12 kilometrelik bir mesafe olduğundan, 12 defa büyül ten çatal-dürbünümle, buradaki hareketleri bir kilometreye yakın gibi izliyordum. llıca'yı zapteden 1 7. Alay1a 2. Avcı Taburu, şiddetli bir direnme cephesine çatmışlardı. Ancak sonunda Ermeniler'in, pek sıkı tuttukları Gez köyünü bırakarak, Erzurum'a doğru kaçtık.lan görüldü. Saaı 13.15'ıe Gez'i, bu taarzru kolumuz işgal elli. Düşmanın buradaki zayiatı, ağırdı. 1 2.30'da, şiddetli piyade ve makinelitüfek ateşlerinin işitildiği sağ kanadımızdan da, haşan haberleri geldi: Sağ kanadımızdaki (Yar bay) Halid Bey Müfrezesi de, Kalaylı-Deresi kuzeyinde ve Süngeriç Tepesi'ndeki Ermeni birliklerini, mevzii çevirmelerle yenerek, 100 ölü verdirmiş ve 2 top ile birçok silah ve etlik hayvanı, ganimet almış. Asıl kesin sonucu, (Erzurumlu Albay Rüşdi Bey Kumandasın84
daki) 9. Tümen, şose boyunca (ilerlerken) elde edecekti. Bunun için ben de, en çok bunun hareketiyle meşgul oluyordum. Kurmayımdan Yüzbaşı Tal'at Beyi irtibat subayı olarak, Tümen Kwruuıdanı Rüşdi B eyin yanına gönderdim. Gözetleme yerimden ben, Kurmaybaşknnun Cavid ve Harekat Şubesi Müdürü Avni Bey, sıra ile dürbün başından aynlmıyarak, hareketleri adım-adım izliyorduk. Bazen telefonların fınzalanması, bazen de durumu, alt rütbedeki K umandan larımın , ben den geç haber aldıkları oluyordu. Çünkü bizim yerimiz, onlannkinden yüksek olduğundan, bazı hareketler onlann gözünden kaçuğı halde, biz (Alaca köy ünden) göreb i liyord u k Nitekim bir aralık, Erzu rum dan, şosayı takibcden uzunca bir yürüyüş kolunun Gez doğrultu .
'
sunda yürüdüğünü görerek, cepheye haber verdik; ve topçu ateşi alun da bu Ermeni kolunu perişan ettirerek, büyük zayiatla geri kaçırtuk.
(Suşehri den Erzincan'a gelmiş bulunan Ordu Kumandanı Vehip Paşa, telefonla, bugünkü) tertibaumı sordu. Bunu anlaunca, '
kızdı ve bağırmağa başladı:
Bu tertibatla, maksat hasıl olmaz. Ana
kuvvetleri, neden şosa boyunca düzenledin? Bu kuvvet, sağ kanatta bulunacaku. Karasu'yun kuzeyinde, neden piyade kuvvetleri bıraktın? Cevap olarak: Kar'ın çokluğundan, sağ kanatta az sayıdaki Müfrezeyi beslemenin bile zorluğunu; Karasu kuzeyinde, güçlü Erme
ni birlikleri görüldüğünden, oraya da bir Ala yl ı k bir kuvvet ayınn ağa mecbur olduğwnu; şosa boyunca düzenlediğim ana kuvvetlerle, bu gece taarruza dahi devamla Erzurum'u işgal edebileceğime kaani oldu ğumu, anlatum.
Ordu Kumandanım, bu izahlarımdan hoşlanmadı ve sert bir sesle: - Emirlerim, yapılmamışur. Korkulu bir durum ortaya çıkarıl mışur. Bu düzenle, Erzurum'u işgal edemezsin! diye, tekdire başladı. Halbuki o Erzincan'da, yani Erzurum'dan (kuşuçuşu'yla) 1 50 kilomet re uzakta idi. Hadiseler ise, benim dürbünümün içinden seyrolunuyor ve ona göre karar alınıyordu. Telefonla, bu biçimdeki konuşma, pek haksızdı ...
85
Hemen Yaverlerime, bir işaret vererek, Ordu Telefonu'nu kes tirdim. Asıl iş, cephenin yürüme ve idaresi idi. Cephedeki tertipleri düzenlemeğe ve Kumandanlanmın maneviyaunı ço�altmağa koyul dum .. Durumumu düzelttikten sonra, Ordu Kumandanım'a, sevinçli raporlar verebilirdim. özellikle, 9. Tümen Kumandanı Rü.şdi Bey'i, ce saretlendirdim. Bu Tümen'in güçlü bir vuruşuyla, Ezurum'u işgal ede cektim. Ermeni kuvvetlerinin, her yandan Erzurum'a doğru çekildikle rini görerek, sevindik. Telörgülerinin savunmasına, zayıf piyade bir likleri bıraktılar. Kiremitlik Tabyası. Harpuı - Kapısı ve lstanbul Kapısı yönlerinden beş kadar top, muharebeye katılıyor. Karasu 'yun kuzeyindeki Ermeniler de, Gürcü-Boğazı 'na doğru çekiliyorlar. Öğleden sonra saat l 5.45'teki görünüş, bende bugün Şehrin iş gali hakkında, büyük umutlar uyandırdı. (Çekilen Enneniler'i) ı.akip eunek için, bir piyade alayı ile, bütün süvari kuvvetlerimizi hazırlat tım. Hareketin yapılış biçimi üzerine, 9. Tümen Kumandan ı na da, ge reken emirleri verdim. '
Saat l 7'de Şehirde, yangınlar başladı. Gözetleme yerimden durum, bütünüyle görülüyordu. Gez'e giden Tümen Karargahı çukur da olduğundan, durumu ıyı göremiyor ve ileri hareketin imkansızlığından bahsediyordu. Telefonla, aynen şu emri yazdırdım :
Dokuzuncu Tümen Kumandanlığı'na Alaca (köyü) Gözet/emesi'nden i l Mart 1 9 1 8, saat 1 7.00
Telefon: Eşkıya'nın sürekli geriye doğru çekilmesine, Şehir'de yangın çıkmasına ve bütün gücüyle savunmayı üstlenmeyip, cephenizde bütün kuvvetinden daha az kuvvet bulundunnasına göre; eşkıyanın bu akşam Şehri boşalıacağı'nı, kuvvetle sanmaktayım. Buna göre, Tümen'inizin biraz daha girişken davranarak; eşkıyanın, Şehir'de kır gın yapmasına vakit ve fırsat bırakmayıp; bir an önce istenilen hedefe
86
ulaşmasını, besbelli olan gayretinizden bekleri m . B irinci Kafkas Kolordusu Kumandanı
Kazım Karahekir Ordu Kuma,;danım'a,
yine telefonla, şehrin işgalinden çok
umutlu bulunduğumu bildirdim.
Avni Bey'i
Kurmay
(HarekfıL Şubesi Müdürü)
9. Tümen'e verdiğim Gez'e gönderdim. Gece saaL 22.00
de, durumu yakından görmek ve
emrin yapılmasını sağlamak üzere,
de, bütün cephelerden gelen raporlara göre, durumumuz şöyle idi: Sağ kanauaki (Yarbay)
Halid Bey Müfrezesi'nin
başarısına rağ
men, cephanesinin bitmesi ve karın çokluğu, hareketini pek çok gecik
(9. Tümen), Telörgüle rinc 300 meLre mesafeye kadar sokulmuştur. Karasu kuzeyinde sol kanaLtaki 13. Alay. pek ağır ilerlemiş; henüz Karaz (köyü) çevresin tirmektedir. Merkez'de asıl taarruz kuvvetimiz
dedir. Bu duruma göre yapılacak iş:
Merkez Kolu nu, gece muharebe '
leriyle telörgülerin içine sokmak; ve yarın sabah, bütün kuvvetlerle,
Erzurum üzerine aLılmaktan
ibaretti.
Sağ ve Sol Kanaı Müfrezeleri de,
geceleyin mümkün olduğu kadar ilerliyerek, sabah taarru zuna katıla caklardır.
Süvari Alaylarr, dinlenmeye Kolordu Karargahı
iştirak edeceklerdir.
geçerek, sabahleyin harekata da, yann erkenden (Alaca'dan
kalkarak) J/ıca'ya geçecektir. İcap eden emirleri verdim.
Gece (11112 Mart 1918), en büyükten en küçüğe kadar, pek büyük bir sevinç içinde, ıcikaı ve himmetin bütün anlamıyla çalışıla rak, uyunmadı. Geceyarısını, atladık, 1 2 Marıa girmişlik. Yarın sabah, Erzurum'un Kurtuluş Saaıi olacağı hakkındaki kanaatim, ıamdı. A laca köyünde telefon başında, cephelerden haberler bekliyor ve sevinçli bir hava içinde, sohbetler ediyorduk ... Kurmay Avni Bey, Gez'de (9.) Tümen Karargcihı 'nda gördüklerini, birkaç defa anlatu: "9. Tümen Karargahı, şosa boyunca iki taraflı (yol yapmak
için
kırdırılmış) taş yığınlarından istifade ile (siperlenerek), sıçramalarla,
Gez'e kadar gelmiş.
Burası,
Erzurum'a 7
kilometre kadar mesafededir.
87
Telörgüleri de buraya, 2 km. kadar u7.alcbr. Kiremit/ile - Tabyası yö nündeki Rus topçusu, 7 kilometreden burasını, pek korkulu biçimde dövmektedir.. . Kolordu emrine göre, Hücum Kolu kurulmuştur. Telör gü geçilir geçilmez, yedekte dinlenen 9. Alay i leri sürülerek, şafakla birlikte lstanbul-Kapısı'dan Şehr'e hücum edecektir. Aynı zamanda, (Sağ Kanattaki) Halid Bey Müfrezesi nin geç kalması ihtimaline karşı, 28. Alay da, Harput - Kapısı ve Kiremitlik - Tabyası'na hücum ede cektir". '
Geceyansından sonra saat 2.30'da, sevinçli bir haber geldi: Şosa boyunca (ilerliyen) Hücum Birliklerimiz, hafif bir atışmadan sonra saat 2 de, telörgülerini, istihkam birliklerimiz vasıtasıyla kese rek, içeri geçmişler. Erzurum'un zaptı ve sonra da, Ermeni kuvvetleri nin sıkı takibi için, 9. Tümen Kumandanı'na ve öteki birliklere emirler verdim ... Ben de erkenden Karargahımı, (Alaca'dan) Ilıca'ya naklede ceğim. Her tarafa emirler bildirdikten sonra, biz de biraz uyku kestir dik ... Şimdi, şu Erzurum'un Zaptı arifesinde bile kötü düşünenler, tabii rüyalarında bile boşyere sıkıntılı şeyler görecekti. Ben, bunu bil diğimden, en tehlikeli zamanlarda dahi, uyumadan önce, gayet iyi şey ler düşünürdüm. Uygunsuz rüya gördüğüm de, hemen olmazdı. İşte bu yüzden, Erzurum Muharebeleri'nde rüyamda, hep Kars'ın Zaptı'nı görüyordum; ve zayıf kalplilere, müjde veriyordum. Muharebe rüyalarında dahi, şuuraltının ne kadar büyük tesiri olduğunu bu, bana bir daha anlaunış oldu:
Kars, artık şuurumun içyüzüne yerleşmişti. Küçük yaşlarımda Erzurum'da, Van'da, Harput'ta, (93/1 878) Kars Muhacirleri'nden olan komşularımızdan, 1877 - 1878 11293 Rus Harbi'nde: Kars Muha rebeleri'ne, Kars'ın Düşmesi'ne, Gazi Ahmet Muhtar Paşa'ya ve öteki bazı Kumandan/ar'a ait, çok hikılye/er dinlemiştim. Sekiz-on yaşlarım da iken şuuraltıma geçen bu sözler, Kurmay Mektebi'nde / Harp Akademisi'nde, Kale Muharebe/eri dersinde, tekrar Kars'la meşgul ol makla, yeniden kuvvetleniyordu. Artık Kars Kalesi'yle ben, daha çok iligileniyordum. Kars haritalarımı, daha özenle boyar ve arazisini,
daha büyük bir zevk ile incelerdim. Kars'ın bütün Tabyalarını ve ora daki hareketleri, her türlü ayrınıılarıyla, ezberlemiştim.... (lsıanbul) Harp Akademisi'nde, sınıf birincisi olma/clıjıma rat men, benim de şuuraltıma işlemiş bulunan Kars Kalesini Zapıedmek gibi bir hevese kapılmış oldutumu, itiraf ederim. Bu, benim ülküm gibi olmuştu. Hatta, nasılsa bu temiz düşüncemi, iki samimi arkadaşı ma da, bir kere açmak cüretinde bulunmuştum... lşıe, Erzurum'un Zaptı ile utraşırken, her gece rüyama giren, Kars oluyordu. insan, şu uraltının pençesinden, uykuda bile kurtulamıyor. 12 Mart sabahı, lop sesleriyle uykudan uyanırken, ben arkadaşlarıma: -Biz, Karsı da ala cajız, Karsı da alacajız, diye müjde veriyordum. Erzurum Kurtuluyor: (Rumi) 3 Şubat 1331 ( 16 Şubat 1916) günü Ruslar'ın eline düşen Erzurum Müsıahlcem Mevkii, iki yıldan çok esaret alunda inle dikten sonra, 12 Marı 1918'de kurtulmuştur. Şöyle ki: 12 Mart sabahleyin saat 5'te, Erzurum yönünden top sesleri işi tilmeğe başladı. Yataklarımızdan fırladık. Durum, henüz açık değildi. Telefonla her tarafla görüştükten sonra, atlarımıza binerek Alaca'dan yola çıktık .... Saat 8'cle, ırıca'ya gelebildik. Hemen 9. Tümen Ka rargahı'nı telefonla bulduk; ve Büyük Müjdeyi de aldık: Birliklerimiz,
Erzurum'a girmiştir. Şehir içinde, hafif alışmalar oluyor. Dün akşam başlayan yangınların, hfila sürdüğünü Jlıca'dan biz de görüyoruz. Hemen, (Erzincan'daki) Ordu Karargahı'nın telefonunu bağlatum . Karşıma, Ordu Kurmaybaşkanı Albay Ömer LUıfi Bey çıku. Onunla şöyle konuştuk: --Müjdeyi, size mi, yoksa Kumandanımız'a mı vereyim?
--Kumandan Paşa, geç yattığından, henüz kalkmamışlardır. Siz, neredesiniz? Çok meraktayız; lutfen, bana bildirin.
--Erzurum, Kurıulmuşıur. Birlilclerimiz Şehre haJcjmdir. Ben de, Karargahımla, Ilıca'dayım.
89
--Siz şimdi neredesiniz; Alaca'da değil mi? --Hayır, //ıca'dayım. Alaca'dan, sabahleyin ayrıldım. Birazdan, Erzurum'a hareket edeceğim. Geniş Raporumu, Erzurum'dan yaz.aca ğım.
Karasu kuzeyindeki birliklere ve türlü kollara, gereken emirleri verdikten sonra, saat 12 de atlarımıza binerek, Erzurum yolunu tuttuk. 1 4 km. kadar tutan bu yol, (kar ve buzların kayganlığından), pek uzun geliyordu. Gez ile Erzurum arasında şosa boyunca, hayli cesetler yau yordu. Bunların, dünkü muharebelerde dürbünle sereltiğimiz, Ermeni yürüyüş koluna filt olduğu anlaşılıyordu.
Saat 15'te Karargahım'la, lstanbul-Kapısı'ından Erzurum'a girdik. Tek-tük silah sesleri, kurşun vızıltıları ve bomba sadaları duyu luyordu. Bazı binalara (bu arada, ünlü kagir Taşmağazalar'a) saklan mış olan Taşnal Fedaileri, rastgele yönlere ateş eLmekte oldukların dan, şehir içinde atışmalar sürüyordu. Şehrin batı kesiminde Yakutiye-Kışlası'na yalcın bulunan ve Rus Topçu Kunuındanlıgı'nın Karargah olaralc seçtiği (Eski Beğlerbe ği Sarayı ve sonra "Magrav-Han Sarayı" denilen, alt katı Darphane işini gören ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nca tescil edildiği halde, 1 979'da Belediyece yıktırılan tarihi) binaya ve komşusu evlere, Karargahım -ra yerleştik. Hasankale'ye doğru çekilen Ermeni birliklerinin talcibi vazi fesini, 9. Tümen Kumandanı Rüşdi Bey'e, Şehrin içindeki (direnenleri ve cesetleri) temizleme işini de, (Yarbay Eyüplü Deli lalcaplı) Halid Bey'e verdim. Birliklerimden Raporlar'ın toplanması, (Erzincan'dalci) Ordu'ya Rapor yazılması; yaralılar, hastalar, iaşe, cephane ikmali, halka yardım; savaş ganimetlerinin koruma altına aldırarak, tesbit olunması gibi birçok işlerimizi gönnek üzere, Karargahça işe başla• dık.
Erzurum'un Kurtarılması'ndaki insan zayiaumızın, şu sayılarda olduğu, anlaşıldı: 2 Subay ile 12 Er, şehid, 3 Subay ile 113 Er -çoğu hafif- yaralı. Erzurum'a vanııcaya kadar, (el, ayak, kulak gibi) mevzii 90
donukların bütünü, 308 Er dir Erzurum içinde halkımızdan şehid edi lenlerin sayısı, 1 708, yaralılarının da 37 idi. Cephane harcamamız ise, tüfek başına 50 ve top başına 24 mermi ayrılmışken, fışeklerimizin 1/ 4' ünü, top mermilerinin de ln sini sarfetmişlik. "
.
Gerek insan, gerekse cephane zayiaumız, kazancımız bakımın dan hiç gibiydi. Hele, bütün Erzurum Halkımızın yokedilmesi ve şeh rin yıkılmasına da meydan bırakmamış olmaklığımız ve ganimetler gözönüne alınınca, başarımız pek büyüktü. Aldığımız esirler ve düşman ölüleri: a- Esirler; 35 Rus Subayı. 3 Gürcü Subayı, 3 Rus Eri; aile olarak da, 1 3 Rus kadını ve 3 Rus çocuğu vardı. b- Ermeni ölüleri, 500 kadardı. Bundan artık olanı ve öteki yaralılarını da, (kaçarken yanlarına alıp) götürdükleri, anlaşıldı .. (Erzurum'un Kurtuluşunda) iki tarafın kuvvetleri: Savaşcı ola rak Ermeniler'in sayısı, kesirsiz 6 000 , Türk kuvveıJ: de, 5 000 kişi idi .
Ganimet/erimiz: Erzurum Müstahkem Mevkii'inde, 4 00 top ve sayısız mühimmat, silah, giyecek ve erzak; ağızlarına kadar dolu is tihkam parkları ve demiryolu malzemesi, 8 lokomotif, 15 vagon (de kovil/sahra-treni), çokca petrol, benzin v.s. Ayrıca Rus Subayları'nın bize karşı kullandıkları I� Sahra (koşulu) topu ile, Ermeniler'in kul landığı 8 dağ topundan 6'sı, sapasağlam elimize geçti. Bundan sonraki (Kars'a doğru yapılan) hareketlerde, işimize pek çok yanyacak olan, bir binek otomobili de, ganimetler arasında idi.
Erzurum, Nasıl işgal Olundu?: Gelen raporlara göre, Erzu rum un işgali şöyle olmuştur. '
Güçlü bir S ubay Keşif Kolwnuz, daha geceleyin {1 1/1 2 Mart 1 9 1 8'de) lstanbul-Kapısı'na kadar gelmişlerdir. Sağ kanatta 28. Alay'ın 82. Taburu, (12 Mertta) saat 4'te Harpuı-Kapısı'na 500 metre ye kadar yanaşmış; ve Ermeni birlikleriyle burada atışmaya tutuşmuş tur. 29. Alay da, 4,30'da lsıanbul-Kapısı'nın her iki yanındaki siperleri tutmuş bulunan 600 kadar piyade ve 4 makineli tüfek ateşiyle karşıla narak, auşmaya başlamışlardır. Saat S'te, Kiremiılik-Tabyası 'ndan iki ve Harput-Kapısı'ndan da bir düşman topu, ateşe başlamıştır. Sabah
91
saat S'te, şehrin çevresini kuşatan, ilci kişi boyundan yüksek Toprak Siperler'den, birkaç Tabya'ya, birlilclerimiz girdiği halde, atışma saa t
lsıanbul-Kapıları'ndan ve bu kapıların her iki yanlarındaki Tabyalardan 9. Tümen birlikleri, Er zurum Şehri'ne girmiştir. Giren birlilcler, bir kısım kuvvetiyle Ahali Tabyası, Topdağı (Aziziye) ve Surpnişan (Mecidiye) Tabyaları'nı işgal euniş; ve buralarda, 100 kadar Ermeni askeri öldürülmüş olup, 6 6'ya kadar sürmüştür. Saat 6'da,
Harpul
ve
dağtopu ganimet alınmışur. Sağ kanattaki Halid Bey Müfrezesi Kapısı 'na varabilmiştir.
de, saat 7'de
Harpuı
Süvari birliklerimizin hepsini, Ermeniler'in takibine memur et 2. Kafkas Kolordusu'nun Müreııep Süvari Alayı, ancak sabah saat 9'cla Ilıca' dan geçebildiklerinden, saat 1 2'de Erzurum'dan Hasankale doğrultusuna geçebilmişlerdir. timse de,
• •
Erzurum Halkımız,
•
pek ezilmişti. Anasını, babasını kaybeden
çocuklar; veya oğullarını yitiren Ana ve Babaların feryatları, aç kalan
Kolordu Topçu Kumandanı Yarbay Recep Bey'e, Erzincan'da olduğu gibi Erzurum'da da, Vali ve Kuman danlık vazifesini verdim; ve Halka, mümkün olabilecek her yardımı ların ızuraplan, pek büyüktü.
yapması ve şehrin sağlık temizliğini de temin etmesi için, gereken -. kuvveti, yetkiyi ve malzemeyi emrine verdim.
(Hasankale, 13 Martla süvarilerimizce işgal edildi. Erzurum'da Taşmağazalar'a sığınan bol cephaneli Taşnak Fedaileri'ni, Yarbay Halid Bey Müfrezesinden Milisler, ancak 14 Mart günü temizledi. Bu rada öldürülen çete mensupları, 46 Ermeni ve 5 Gürcü idi. 16 Marua Süvarimiz, Horasan'ı işgal elli. Buradaki Dekovil İstasyonunda: 100 lokomotif, 20'si kömür yüklü 100 yük vagonu, sağlam olarak elimize geçti. 1 7 Marua, Narman
kurtarılıp, 2 1 Martta Ermeniler'in 1 00 piya Kötek de alınınca, 1 9 14 Hududuna da
de, 1 50 süvarisi püskürtülerek yanmış olduk).
92
Ordu Kumandanı Vehip Paşa, 1 9 Martta Erzurum'a geldiler... Kendi emrinin yapılmadığına kızmakla birlikte, çabuk başanlanmızı laledir ediyordu. . Erzurum'un Kurtuluşu'nda fedakarlılcla vazife ya panların taltifi sırasında, (26 Mart 1 9 1 8'de) ben de, Kılıçlı-ikinci (Rüt beden Altun) Osmani Nişanı ile taltif olundum. Ancak bence en büyük mükafat, Talimatntimemiz'in bize emrettiği gibi, "Sorumluluktan çe kinmemek" duygusu ile, Erzurum'un bir vuruş ile Kurtuluşu'nu sagla .
mayı başarmak olmuştur. . . Kumandanlıgın en yüksek hilssası, mes'uliyetten çelcinmemektir. �EK.s. 1 30- 1 32,143,146- 1 50, 1 53- 1 6 1 , 163- 1 64, 166- 1 77, 1 801 92,l 94, l 96,205,208-216,2 1 8-222).
Ç) SARIKAMIŞ'IN KURTULUŞU
21 Mart 1918'de, 1914 Hududumuza varmıştık. Aruk bundan sonra, "yeni bir atılış için Eruzurum, bir üss-olacaktı". Bu yüzden bu rada, "Vali ve Kumandanlık vazifesini, Topçu Kumandanım Recep Bey'e verdim ", Belediye'yi de kurdurdum. "Gönüllü Milis Teşkilatı yaparak, çevre köyleriyle bağlantı kurulduğu gibi, Palandöken Taşkesen Yolu'yla Hınıs'a, Hasankale-Köprüköy Yoluyla lludud'a (Köteğ'e), Gürcü-Bogazı Yolu'yla da Tortum tıölgelerine varınca, gü venliği sağlauım; ve geçici Mahalli idareleri kurdurdum" ( 1 5- 1 6 Şubat 1 9 1 6 gecesi, Gürcü-Bogazı 'ndan gelen Rus baskını yüzünden) "Erzurum'un bırakılması sırasında, 19. Süvari Alayı ile bir Gönüllü Müfrezemiz, Sancakları'nı, Halkımızdan birisine bırakmışlar. Bunları, bana getirdiler. Getireni, laledir ederek, mükMatlandırdım. Sancakla rın, bu biçimde davranılarak düşman eline geçmesi ihtimali de, düşü nülmelidir."
"Ordu Kumandanımız Vehip (Mehmet) Paşa, 19 Martta Erzu rum'a gelmişlerdi. Ertesi günü, şehri ve anbarlan beraber dolaştık: Te mizliği, düzeni, halka yardımı kendileri de, Kunnayı da gördüler. Er zincan Hareketi'ne nisbetle Erzurum Kurtuluş Hareketi, daha cüretli 93
ve daha parlaku. Sağ ve sol yanımdaki Ko/ordular'dan çok önce, Hudud'a kadar da bölgemi düşmandan temizlemiş bulunuyordum. Askeri işler kadar, mülki işleri de, Ordu Kwnandanım'ın Erzurum'a gelişine kadar, temin etmiştim. Aruk Sarıkamış. Kars ve Ötesi'ne ge çebilirdik. " "21 Martta Ordu Kumandanım'a, (Erzurum'da) esir alınan Rus Subayları'nın kılıçlarını takdim vesilesiyle ziyaretimde, kendilerine şu teklifle bulunmuştum:
"--Paşa Hazretleri, Karabıyık'ta eldeettiğimiz (erzak dolu) an barlara dayanarak; Erzurum'u, yanmaktan ve halkımızı, katliamdan kurtardık. Yeterince, dinlendik. Elimize de, yeniden epeyce şeyler geçti. Müsaade buyurulursa, Sarıkamış'a da bir darbe vuralım. Kars Kalesi'nin 'Zaptı için, (solumdaki) ikinci Kafkas Kolordusu'nun da hi zamıza gelmesini bekleyebiliriz. Şimdilik, bugün emrimde bulunan ileri birliklerin yardımını, yeterli görürüm"
"Ordu Kumandanun'ın gösterdiği yüz, bu tekl ifimin hoşuna git mediği idi ... Bana, kısaca, şu cevabı verdi: -Gereken emirleri, zama nında elbet de, ben veririm!" (O gün) saat 1 5 , 1 5'te Emir Subayı'nın getirdiği "Çok gizlidir" kayıtlı yazılı emirde: "Her amirin verdiği emir üzerinde, münakaşa ve görüş kabul edilemez ... Askeri hareketler üzerine, maiyetimdeki Ku mandanlar'dan, görüş ve teklif kabul eyliyemem ... bu işlere bakan Kurmayun vardır... Hele Kolordu Kumandanlığı na yükselmiş bulunan çalışma arkadaşlarımın, hususilik ile resmiliği, çok incelikle ayırt et '
melerini rica ederim ... Resmiliğin, askerliğin, hele ki büyük Kuman danlar arasında, laübfililiğe (aldırmasızlığa), tahammülü yoktur... Ben den emir alan arkadaşlarımdan, vazife sırasında, Er gibi bir itaat isterim. Bun·a aykırı karar verecek arkadaşlarım, önce istifa dilekçesini ve aunı hazırlar, Karargdhıma gelmek üzere Makamından çıkar; ondan sonra, emrimi bozan emri verir.. "
Vehip Paşa'nın şiddetinden, herkesin korktuğunu bilirdim...... Şimdi, bu tamine karşı bltumum, herhalde susmak olmayacaku. Bu
94
kiğıdı, Krumaylarım'a okutwm; ve başka yoldan da, bunun yazılış se bebini araştırdım ... Bu "ağır emrin biricik sebebi"nin, benim, taarruz keşfi hakkın daki emirlerini değiştirerek; kısa bir zamanda ve az bir zayiatla Erzu rum Kalesi nin elegeçirişim olduğunu, öğrenmekte gecikmedim! . . Me ğerse, Ordu Kumandanım . hareketi idare ederek, "Erzurum işgali '
...
şerefini, kendileri için düşünüyorlarmış. Yıllardan beri bu Cephe 'deki emeklerinin mükafaunı, böyle bir neticede düşünüyorlarmış. Bana karşı, bunun için, pek kırgın imişler" "Halbu ki ben, Erzurum Zaapıı şerefinden çok, yangınlar ve katliamlar alunda inleyen Erzurumlular'ı kurtarmak için didişmiş, ça balamış, yorulmuş ve her sorumluluğa göğüs genniştim. Son Erim'den bana kadar da, bu duygu ve istek vardı. Ve bunun içindir ki, ileriye gitmeğe can atıyorduk. Tarih'in birçok misallerinden, ispanya Fatihi Tarık (bin Ziyad)ın başınagelenleri, şimdi daha iyi anlam ıştım . Demek, Üst-Kumandan'ından daha değerli ve daha parlak bir iş başa ranların hali, yaman olacakmış! " "Sonra, Er gibi bir itaat" ne demek? .. (Başkumandanvekili)
Enver Paşa -"arazi, iklim, mevsim ve düşman gibi etkenler karşısın da- bu bahtsız düşüncesiyl�. (emrindeki Kolordu Kumandanlarının düşüncelerine hiç yer venneden, 24 Aralık 1914-5 Ocak 1 9 1 5 tarihin de) Sarıkamış'ta, iki güçlü Kolardumuzu yok edip dağıtmadı mı? Ancak ben Jrak'ta bile, Enver Paşa'nın kızgın güneş altında Kii.tülammıire yakınındaki zaif bir Tümerıimizi, lngilizler'e karşı taar ruz emrine rağmen -Ordu Kumandanımızın itirazdan çekinmesi üze rini-, apaçık mutalealanmı ve bunun, bir felaket olacağını söyledim. Ve, kendilerine bu emri geri aldırtabilmiştim." • •
•
22 Mart 1918 de saat 20,45'te Ordu K1111n 1a danım, harekata azıcık müsaade eden emrinde, diyordu ki: "Cesur Subaylar kwnanda sında. AhQJi ve Gözüaçık Erler gönderilerek, Hududun d.ogusunda, ne-
95
relerde anbar yerleri bulunduğu;
Gürcü ve Ermeni muntazam
teşkilat
ve çetelerin şimdi bulunduğu yerleri, kuvvetleri; içeri giden yolların durumu ve Ahfili'nin düşünce ve duygulan hakkında, keşif ve araştır malarda bulunulmalıdır. i mkan ve kuvvetin elverişi ölçüsünde
mış. Oltu. ve Artvin mevkilerinin, bir baskın görüldüğü
anda,
oralardaki
enalctan
SarıJca
ile elegeçirilmesi mümkün ve
Müslüman Alıali nin '
silahlandırılarak kuvvetinden de faydalanmak üzere, Kolordular, hare ketleri alanını genişletmeğe yetkilidirler... "
Buna göre davranıldı.
23 Martta Kötek işgal edilip, Karaurgan ve Yenilcöy de alınmak üzereydi. Cesu.r ve Seçkin Su.baylar ile Çete ler, Saralcamış'a doğru gönderildi. Ordu. Ku.mandanun'dan. 24 Mart saa t 17,30'da bana yazılan, "Kardeşlik Huzuruna, Kardeşim Kazım Bey" başlıklı mektup, şöyle bitiyordu: Erzuru.m'u.n Kurtarılışı'ndaki emrim, sizce "kısmen ta'dil edilip, değiştirildi. Bunu, hata saydım. Ha
reketler, Tanrının llıtf ve keremi ve sırf sizin azim ve zekanızla, iste nilen güzel sonuca ulaştı. Bunu da, büyük bir değerlendinne ve min netle karşılarım. Yalnız sizi, büyük bir saygı duygusu ve kardeşlikle sevdiğimden, bu açıklamayı veriyor; ve hesabı kapatıyorum. Sizin de,
bu hesabı, geçmişe tevdi buyunnanızı rica eder ve saygı ile celadetli gözlerinizden öperim, Kardeşim
-
Vehip
Mehmet".(Bu da, beni biraz
olsun, ferahlattı).
"26 Martta Vehip Paşa, (Erzurum'dan) telefonla bana, şu il ti fat ta bulundular: -Kazım Bey, Erzu.ru.m'un Ku.rtarılması'ndan dolayı, Kı lıçlı //dncirütbe'den (Ahun) Osmani Nişanı ile taltif olurıdunuz. 9.
Tümen Kumandanı (Erzurumlu) Albay Rüşdi Bey Liyiılcat Madalyası ile. Her ikinizi de, kutlarım".
de,
Kılıçlı Altun
O akşam beni yemeğe davet eden Vehip Paşa, "pek samimi Karargahım'a dönüşümden az sonra, gece saat 22 de,
davrandılar...
"aldığım şu emir, canımı çok sıktı. Vehip Paşa, (kendisi Trabzon'daki Sulh Konferansı'na gideceğinden, Cephe'den ayrılıyor) Sarıkamış'ın Zaptı için teklif ettiğim Gru.p'u, bütünüyle benimle birlikte, (Bay burt'ta bulunan 2. Kafkas Kolordusu Kumandanı Tümgeneral, Haıput lu Ya/cup Şevki Paşa'nın emrine vermişti".
96
27 Mart'ta saat 20. 1 5'te (Bayburt'tan) telefonla gelen mufassal
Grup Emrı'nin 4. Maddesinde, dusu, bütün dağını.le birliklerini
KajlCJJs Kolor Tümen in büyük bir kısmı, "Sarıkamış'• ansızın bir taarruzla
şunlar belirtiliyordu: /. toplayıp, 9.
kuvvetli topçu ve bütün süvarisiyle,
'
işgal ve oradaki anbarları, mahvolmadan elde eyliyecektir" ...
Vehip Paşa'nın Trabzon'a hareket elliğini Ordu Karargahı da, oraya gidiyor. Buna, şaşum. (Merkezi Tiflis olan ve Azerbaycan-Gürcistan-Ermenistan'dan kurulu Federe) Kafkas Hükümetleri ile (3 Mart 1 9 1 8'de, Bolşevik Rusya ile imzala nan) Brest-Litowsk Barış Andlaşması esasında, barış yapılacakmış ... Bizi, barış ile oyalıyarak, Kars Kalesi'nde Ermeniler'in bütün kuvvet lerini toplıyacağı; ve belki Gürcüler'den takviye alabileceği, hesaba alınmak gerekti. Sonra, Sarıkamıj gibi, Enver Paşa'nın başaramadığı "28 Mart saat 4'te,
öğrendik.
bir iş, bu sefer kuvvet ve mevsim bakımından başarılacak bir seferdi .
Kars'ın Zaptı da, Erzurum'unkinden daha parlak olacaku. Vehip Paşa' yı bu şereften mahrum eden acaba, Başkumandanvekili Enver Paşa mıydı? ... (Kars Vilayeti ndeki) "Ermeniler'in '
ğ
ve onlarla birlikte hareket
eniklerini haber aldığım ( 1 878'ten sonra Çarlık Rusyası'nın, Gümüş hane ve Kayseri yörelerinden gönüllü göçmen olarak getirip, boşalan Türk köylerine yerleştirdi i) Rumlar'ın, (komşuları
Müslümanlara
yaptıkları) katliamlardan sakınmalannı; ve halkın, yerlerinde kalarak, mahv ve perişan olmamalarını, kendilerine bildirmek; aynı zamanda silahlı kuvvetlerinin de maneviyaunı sarsacaku. Bunun için, 28 Martta
Kars'laki Ermeniler'e ve bunlarla birlikte hareket eden Rum Cemaa tfne, birer Reyanname gönderdim. B unları, "Kötek'ten Kolordular Ku mandanı" diye imzaladım". 28 Mart akşamı aldığım tertibat: Ana kuvvet, şosa üzerinde Sa nlcamış'ı kapayan boyun noktasındaki Handere'ye yönelecek.
Sarıka
rruş'ı yanlardan tehdit eunek üzere, ikinci derecedeki kuvvetler de, gü Karakurut 1 ve kuzeyden Kızılkilise köylerinden ilerliyecektir.
neyden
1) Halkımız buraya, XV/. Yüzyıl Osmanlı Talırir Defterleri'nde anılan büyük koyunaı Türle oymağı "Kara/auuı/w"nun hiıuuıyla, öteden beri "KaTalaırul'' demektedir. DıJandan gelenlerin ve memurlann ağıı ile resmen "Kara/aut" denmesi, yanlıştır.
97
Çevre, hep çamlık olduğundan, "Orman Savaşları" yapmak gereke cektir. Bizim, iaşe ve ikmal (cephane yetiştirme) zorluklarımız vardır. Tertibimi, Grup Kumandanı nı yazdım. '
30 Martta Tümenler'e, taarruz emrini verdim ve Karargahımı Erzurum'dan, 3 1 Martta Horasan'a naklettim. Erzurum'da elimize geçen, (Ruslardan kalma) "Ganimet" adını verdiğim otomobil ile gel diğimiz Horasan'da, istihkam Teğmeni lbrahim Efendi, bir Dekovil Treni işletebileceğini söyleyince "pek sevindim". Çünkü, "Faytonlar bile boş gitmesin" diye, (Cephe'ye) cephane taşıuyordum. Buradan, 9. Tümen Karargahı'nın bulunduğu Karaurgan'a geldik. 31 Mart gecesi
ni burada geçirirken, keşif kollarımız ile ilerideki birliklerimizden gelen haberlerden, şunları öğrendik: "Ermeniler, Kars çevresinde 28 köyde, korkunç katliamlar yap mışlar. Kars'ta kuvvet ıoplanuıktadırlar; ve ailelerini Gümrü ye gön deriyorlar. 30 Martta, bütün cephemizde, Ermeni direnişi artmıştır. . . "
Yağmur ve çamurun çokluğu, şosa dışındaki birliklerimizin yürüyüşü nü zorlaştınnış ve onları yonnuştu. Bu yüzden, bütün birliklerin 2 Ni sanda dinlenerek, 3 Nisanda taarruza geçmelerini, bu arada cephane ve iaşe ikmalini uygun buldum. l Nisan öğleden sonra, Karaur gan'dan Jlorasan'daki Karargahım'a döndüm.
Nisanda, Kolordu Emri ne uyularak, ileri hareketler başladı. ve yokuş, arazi çok sarp ve karlı. Birliklerimiz, hat açamı yorlar. Ermeniler, her yanda direndiklerinden, Karakuruı - Koşakilise - llandere hatunda, muharebeler oldu; ve kısmen bu hatta hakim ola b i ldik... Bugün, Ruslar'a vaktiyle esir düşmüş olan askerlerimizden, biri yaralı olarak, 98 Er, bize katıldı .. " "3
'
Ormanlık
"4 Nisan sabahı, Handere'de bulunan 10 tabur piyade ile maki nelitüfek ve topçunun büyük kısmının kauldığı 9 Tümen 'e, daha çok Bilindiği gibi "KıullJ", yazın yağh yoğurt torbada süzülüp, hamur kıvamına gelince, onun yurnuna büyüklükteki parçalan günqıe kurutularak, kışa saklaıur. Bu Kara Kıuwlw boyu ise, ufak kawn gibi ilci avuç dolusu büyüklüğünde torba yoğurdunu, biraz güneşte ve sonra ocalı:ıa kurunıp, "karakabwlt' bağlamıı ve içi kaşar peyniri gibi yumuşak kalan pek makbul ve Ordulara yarar bir "Kıuu1" yapııklan için, bu adla anılmışlar.
98
faaliyet göstermesini; ve Karaurgan'daki 107 Alay'ı da, cepheye yak laşunnası emrini verdim." Arazinin ormanlık, karlı ve sarp oluşu, el deki kuvvetlerimizin açılma ve yayılmasına müsaade etmediği gibi, iaşelerine de imkan bırakmıyordu. .. Handere'de, bir Rus Subayı esir alındı. Onun söylediğine göre, Ermeni ordusunda, Rus Subayları bu lunmaktadır .. Sarıkamış. onnanlar içerisinde ve her yanı tahkimatla kapaulmış. Arazi ve kar, az kuvvetle çok üstün kuvvetleri tutacak bir durumda. Ordu ve Grup Kumandanlarımız, buraları yakından görme diklerinden, Çeıelerimiz1e bile, Sarıkamış'ın bir baskınla alınabilece ğini sanıyorlar. Bu esasta, emirler vermişlerdi ... .
"Önce şunu söyliyeyim ki, 14 000 kişiyi aşan Kolordumun sa vaşçı kesimi, Rumlar1a da takviye olunup, gittikçe kendi kaynaklarına yaklaşan Ermeniler'inkinden az olarak, 5 000 kadar bulunuyor. Her hangi bir dikkatsizlik ve idaresizlik, ormanlar içinde büyük zayiatımıza ve belki de felaketimize sebep olur. " Handere'de, Rus lar'dan kalma üç kat boy-siperleri mevzileri vardı. "Bugün, 9. Tümen. Süngü hücumuyla birinci mevzilerden atuklan Ermeniler'i, ikinci mevzilerden de çıkararak, saat 1 3'te Handere yi işgal euiler; Ermeni ler'in çekildikleri Handere doğusundaki üçüncü ve dördüncü mevzile rine, taarruzlarına devam �iyorlar. Karakuruı'taki Ermeniler. Anbar lan ve Aras üzerindeki Ağaç - Köprü'yü yakarak, çekildiler. Burasını, birliklerimiz işgal etti .. ." 5 Nisanda Horasan'dan Karargahım'ı, Kara urgan'a nakleuim. ..
'
"5 Nisan'da gece saat üçte, Ermeni mevzilerine bir baskın yapan 9. Tümen . orasını işgal etti... Bugün Sarılcamış'a gireceğiz diye Kurmaylarım, benden sevinçli. Çünkü, geçen ( 1 9 1 5 başındaki) Sarıka mış Felfıkeıi'nin öcünü, bugün alacağız. Saat 9'da (otomobille biz) Ka raurgan'a geldik. Sarıkamış'ın saat 8.10 da, savaşsız işgal edildiğini; birkaç yerinden yanmakta olan kasabaya, bir Tabur inzibat, anbarlann koruıunasına bırakılarak, öteki birlikleri buranın doğusuna alarak, uygun mevziler tuttuğunu, 9. Tümen Kumandanı Albay Riişdil Bey, bildirdi. JOIJ. Alay'm da, bu sabah saat 5.IS'te (Karakurut - Sarıkamış şosası üzerindeki köy) Mescitli'yi işgal ettiğini de, 36. Tümen Kuman danı (Trabzonlu) Albay Haci Hamdi Bey bildirdi". Karaurgan'dan
99
Albay RQ.şdi Bey'e şunu yazdım: ,
"ZatiAlilerinin ve kumandanız alunda bulunan Kahraman Su baylar ve Erlerin, yüksek alınlarından öperim. Ben de, otomobil ile Sarılcamış'a geliyorum". "Saat IO'da, Karaurgan'dan hareket ettik". İki saatte Sarılca mış a vardık .. "Sarıkamış Zaferi, bize mukaddermiş... (Burada) Çar ordusu, Anadolu'yu isti13 için, (93 Felaketimiz üzerine bizden aldığı nakdi "savaş tazminau" alUnlar ile), ne büyük hazırlıklar yapmışu. Er zincan'dan beri gördüklerimizin en büyük (askeri hazırlık) eseri bura da, daha savaş öncesinden burada hazırlanmışu. Geniş demiryolu, bu radan Kars'a ve daha ötelerine gidiyordu. Daha doğrusu, Rusya'dan buraya dayanarak, Anadolu'ya taşmaya hazırdı: Ruslar, (1916'da Erzu rum düşünce) derhal sahra demiryolu (dekovil) ile buradan Erzurum'a - Erzincan'a doğru; ve lran'da (Revan - Tebriz Demiryolu üzerindeki) Şahıahıı'dan da (Dotu - Bayazıı üzerinden Karaköse ye ve buradan (Van - Gölü kuzeyindeki Ernis ile) Aras vadisine doğru ilerlerken, Sa rıkamış'tan da, geniş demiryolu yapımına başlamışlar (tünelleri açmış lar). (Türk'ün Çanakkale Zaferi yüzünden, gününden önce) Çarlık yı kılıp, orduları dağılmasaydı, Anadolu istilasının ne korkunç olacağını, bütün bu işler gösteriyordu" 2. '
.
'
"Sarılcamış'ın, bir Avrupa kasabası gibi şirin ve heybetli görü nümü arasında. yer-yer yangınlar ve yüksek duman direkleri ile büyük bir ıssızlık arasında görülen tek-tük patlamalar, bir savaş dehşeti veri yordu. lsıasyon'da, tek-tük götürülememiş vagonlardan başka birşey bırakılmamış. Bir tren (lokomotif)in bile elimize geçmemesine, canım çok sıkıldı. Yanan Çarşı'dan geçerek, yangınları yakından gördük. Cephanelik, erzak anbarları ve bir iki kışla yanıyordu. Yanmayan bi naların sayısı, yananlardan pek çoktu".
2) 1916 Ağustosunda "Rusya'ya, Er-nisiz Er-nistan g�relclir" diyen Çarlık, 1914 Kasım ayında Tijlis'ıı:. EnMni Katolik.osw'na verdiği, "Mwhlariyeı" sözünden cay· mı,u. Dotw-Anodolw'ya, Rw Mujik ve Kaz.aldarı'nı yerle,timıek üzere projeler Yl!plllll ve 1916 sonlarında bunu gclipinnişkcn, 15 Mart 1917 deki lhıilil ile yıkıl mııu.
100
D) KARS'IN KURTIJLUŞU
Sarıkamış'ta, ihtiyar kan - kocadan ibaret bir Rus ailesi'nden başka, kimse kalmamışb. 5 Nisan akşamı ileri hattımız, Sarıkamış do ğusunda Aliso/su - Yagıbasan köyleri ve bu hizada güneye ve kuzeye uzanan hal O akşamı, Sarıkamış lsıasyonu'nda geçirdim. Ertesi 6 Nisan 1 9 18'de, Kars Kalesi'ne karşı hareket hazırlıktan sırasında, Grup Kumandanlıgı'mrza, şunu yazmışum: "Kars Kalesi'ne karşı yapılacak hareketlerinde, obüs toplarına gerek hasıl olabileceğinden" , geride bırakılan obüslerin, Sarıkamış'a Kolordu emrine gönderilmesine müsaade buyurulması... 7 Nisanda Grup Kumandanımız'ın Erzurum'dan telefonla verdiği emirde, şu iki madde üzerinde duruluyordu: 1 - Umumi Hareketler üzerine karar verecek, ne siz, ne de benim. Bu yetki, Ordu Kumandan ı 'na aittir. O zaun iyi bir karar vere bilmesi için de, iaşe kaynaklan sorununun çözülmesi gerekir. 2- Kolordu bölgesinde bugün, ne miktarda ve nerelerde erzak bulunduğu; ve bunlardan her gün, ne kadarının tüketildiği bildirilmeli dir.
" (Yakup) Şevki Paşa, hareketlerden çok, menzil işleriyle uğra şıyor. Böyle iken, Karargahı'nm bulıınduğu Erzurum'claki erzak mik dannı kendisi öğrenebileceğine, bana şikayet ediyor. Şimdiye kadar hareketleri, naz.ari erzak hesabiyle yapsaydık, hata Erzincan'da bekler ve hem de aç kalırdık. Bu suretle, halkımızı kurtarmak şöyle dursun, ordumuzu açlıktan, bozguna uğraurdık. Koca Rus ordusunun bıraktık larını yakalaya yakalaya, Sarıkamış Dagları'nı aşmışuk". "Elimize geçen en değerli malzeme, (rusça basılmış bulunan kunnaylara mahsus 1 : 84 000 lik) Harita bollugu idi. Hele Karaku rut'ta elegeçenler, hayrete değer.. . Kars ve ötesi için, artık hazinelere sahip gibi sevindik. Tilmenler'e, hatta bazı Alaylar'a kadar dağıttık. Hareket sahalanmızı, boyalı kalemle de boyuyordum. Araziye, en ince
101
yerlerine kadar hfilcim oluyordum: Çayırlar, bataklar, harabeler, kuyu lar, ormanlar ve en ufak tepeler, her türlü yollar, dereler, su birikintile ri, kOylerin ev sayısı ve hangi milletten olduğu, tarlalan ... velhasıl her şey, birdenbire malfunumuz olmuştu. (Karsçayı solunda) Karahamza, Bölülcbaşı, BaşkOy kesimlerin deki Ermeni kuvvetlerini, 7 Nisanda püskürten öncü kuvvetlerimiz, "Novo - Selim" (şimdiki tlçe merkezi Selim) köyü doğusundaki sırtla ra sürmüştü. 29. Alayımız, (Karsçayı sağındaki) Bozaı (lı) köyündeydi. Kağızman'a 17 km. yaklaşan Milis/erimiz, önlerindeki Ermeniler'i ye nerek, Kağızman ve Kars'a doğru çekilmelerine sebep oldu. /' 8 Nisanda, Ermeniler'in, Selim'in doğusundaki sırtlarda tahki-
mat yapmakta olduktan görüldü. Bizim birliklerimiz, o gün bu cephe de keşifle uğraşb, muharebe olmadı. "Bugün 36. Tümen Müfrezesi, Kağızman'ı işgal etti. Ermeniler, (kaçarken) 56 ölü bırakmışlar. Bun lardan 50 si, kasabadaki Türk halkı ile çarpışmada ölmüş. Ahalimizden 100 ü kasabadan ve 300 ü de civar köylerden getirip Er meniler'in şehid ettikleri, 400 Türk varmış" "8 Nisan akşamı, Kars'a karşı Birinci ve ikinci Kafkas Kolor duları ile yapılacak hareket hakkında", Erzurum'dak.i Grup Kumıında nı'ndan emir aldım. Bunda, J. Kolordumun cephesi, doğuda Alacadağ ve Borlulcdağı ile, bauda (Allfiltuekber Dağı güneydeki) "Emirhan Sil silesi - Kavurmalık hatu" gösteriliyor; ve Kolordu kollanyla taşınmak üzere, en azından on günlük yiyecek maddelerinin bulunacağı "bir anbar yerinin keşif ve tedkiki ile tesbiti ve sonucun bildirilmesi", iste niyordu. "Aruk, Kars'ı da savaşla zaptedeceğimizclen, büyük sevinç du
yarak, hazırlığımıza hız verdik". Sarıkamış - Kars Demiryolu, güney deki 36 Tümen ile kuzeyindeki 9. Tümen arasında, aralık çizgisi tutul du. 9 Nisan sabahı, Tümenler'e gereken emirleri verdim. O gün Ermeniler, bizim sağ ve sol yanlanmızdan ilerlemeğe gi riştilerse de, durdurduk. Bu sabah Erzurum'dan kalkan bir uçağımız, Kars üzerine doğru bir keşif yaparak, geri dönmüş ve eksikli bir rapor
102
vennişti. Grup Kumandanı Yakup Şevki Paşa, kendi Kolordusu'nu , (Oltu - Göle doğrullusunda) Kars'm kuzeyine, dağ l ık bölgeye auyor du. Bunun mahzurunu ve Ermenileri n esas direnç yerinin Selim yanı olup, burada kesin savaş vereceklerinin, esir aldığımız Rus Suba
yı'ndan da öğr en ildiğini 8 ,
Nisanda kendilerine yazmışlım.
Yine "9 Nisanda, Selim istasyonu ile müdafaa halumız arasın daki demiryolunun ve
Kars'a giden lelgraf lellerinin kesi lmesini; böy
lece, zırhlı tren veya makinelilüfekli lokomotiflerin, cephemize yanaş maları ve haberleşmelerimizin çalınması ihtimalinin önlenmesini, 9.
Tümen kumandan ı 'na emreltim".
kar yağdı . Dün taarruzlarını dur durduğumuz Ermeniler, eski mevzilerine çekildiler. Selim doğusunda ki sırtlarda, güney ve kuzeye doğru tahkimata devam ediyorlar 8 dağ Nisanda, arasıra dolu ve
"10
lOplan görülüyor"
"Rum
köyleri, Ermenilerin isteklerine karşı durduklarından,
aralarında, bi rkaç yerde çalışmalar olmuş. Rum kadın ve çocukların
36. Tümen cephemize sığınmışlar. Bunlar, Aliso fu köyüne yerleştirildi. Eli silah lutan Rumlar, bizimle birl ikle Ermeni lere karşı savaşacaklarını söy lüyorlar. İkisi Subay -Rus ordusunda hizmel elmişler- olmal(üzere 50 Er, hanımızda kalmış; öleki leri, Er dan 2 000 kişi kadar,
menilere karşı köylerini koruyorlar". " i lkin Sarıkamış'a yürürken, sol kanadımızdaki 5. Tümen, Rum
Ermenilerle birlikle harekel elliklerini haber veriyordu. Sarıkamış'ın işgalinden sonra, sağ kanadımızdaki Rum köyleri, Ermenilere karşı vaziyel aldılar; ve iş, aralarında çarpışmaya ve kan dökmeğe kadar vardı. Bize, çoluk - çocuğunu getiren ve hallanmızda kalan Rum Miifrezesi nden bir de yaralı var. Bunun ledavi eltirilmesi ni, ölekilere de iyi davranılarak denenmesini, 36. Tümen'e emrettim . Şevki Paşa ya da, bilgi verdim. Onlara inanılmamasını yazıyordu. Hal buki, bunlardan çok faydalandık". ların
da
Fakal,
'
,
'
"Bu (Çar Ordusu'ndan kalma Rum) Subaylar'dan birini, Sarıka mış a gelirttim. Tesadüfen buraya da, geri taşımacılıkla kullandığımız '
103
(Karaurgan'dan alınma) Rum arabaları gelmişti. Subay, bunlardan bir arabacıya koşarak: - Vay, Kardeşim, burada sag! diye boynuna sarıl dı. öpüştüler, konuştular. Sonra bana dönerek, güzel türkçesiyle dedi: "Bu yalancı ve katil Ermeniler bize, bütün Rum halkını Türk lerrm katliam ettiklerini; ve köylerini yakUklarını, söylemişlerdi. Sarı kamış 'a siz gelmeden önce, Enneniler1e birlikte hareket ettiğimiz halde, Rumlar'a bir kötülük etmediğinizi görerek, büsbütün size bağ landım. Bu, benim Kardeşim. Anam ve Babam da, köyde sağmış ve bütün köylülerimiz de sağ olup, iyi muamele görüyorlarmış. Hay,
Allah'a şiikür, Kardeşimi gördüm. Ne emrederseniz, canla, başla em rinizdeyiz. zaten, bizi beraber götürmek ve her şeyimizi almak isteyen Ermeniler1e çarpışmalara başladık". "Bu Subay'a, iyi davrandım. Kars Kalesi ve Ermeni ordusu üzerine, bilgilerini sordum. Hayli bilgiler aldım. Bunlar, 36. TümRn cephesine gelen öteki Rumlar'ın verdiği bilgilerle de, birleşiyordu. özeti: Ermeniler, Selim doğu sırtlannda bir savunmadan sonra, Kars'ta kesin muharebeyi kabul edeceklerdir. Ermeni ordusunda, (Bol şeviklikten sakınarak kalan) birçok Rus Subayı, maaşla kullanılmakta dır. Bu savaş sırasında (Sarıkamış Harekaumızdan sonra) Kars'ta 20 000 işçi (çoğu, eli silah tutabilen Yerli - Türkler'den), Kars Kalesi'ııde (Tabyalarda) çalıştırılarak, birinci sınıf bir kale haline sokulmuştur. Yedi milyon ruble harcanmışur. (Şehir) 7 kilometreden başlıyarak, birçok lağımlar ve 1 km. mesafeden de, demirkazıklı telörgülerle çev rilmiştir. Ermeniler, ailelerini ve eşyalarını, bütünüyle Erivan ve Gümrü'ye taşımışlardır".
Hareketler'in Tatili ve Yeniden Başlaması:
1 l Nisan sabahı, kalkuğımızda görülen yeni yağmış kar, öğleye doğru güneş çtlanca eridi. Ermeniler, saat 7 den beri, sol kanadımızda
Bölükbaşı köyü doğusundaki Taştepe'de iki dağtopuyla, 1 7. Alayımız cephesine ateşe başladı. Bizim topçumuz da, dört şarapnalle, Ermeni 104
topçusunu, kapalı mevzie Icaçırtu. Tek-tük piyade ateşleri de yapıyor lardı. Bu sırada saat 14.35 te, Grup Kumandanı Şevki Paşa'dan gelen şifreli telgrafta, şunlar belirtiliyordu: 1- "Maverayi - Kafko.s (Tijlis Üçlü: Azerbaycan - Gürcistan -
Ermenistan) Hükümeti, Bresı Litowsk Andlaşması hükümlerini kabul; ve Kars - Ardahan - Baıum Sancakları'nı boşalup gerivenneğe hazır olduğunu, (Trabzon Konferansı'ndaki Türle Heyeti'ne) bildinniş tir. Bu Sancakların boşalulma, teslim etme ve alınma biçimi, karar laştınlmak üzeredir". 2- "Buna göre, ileri hareketler ıatil edilecek; ve birlilclerimiz", şimdilik bulunduktan hatu aşmıyacaklardır. Düşman birliklerine de, bulunduklan hatlarda kalmaları için, kendi Hükümetleri'nden emir ve rilecektir.
"Aynca, düşman tarafından saldınlmaclılcça, çarpışmaya mey dan verilmemesi; ancak, çok hazır ve uyanık davranılarak, düşman gö zetilecek; Görüşme Memurları gelirse, bu uğurdaki Yönetmeliğe uyu lacak, Erlerimizin düşmanla teması ve konuşmaları, engellenecektir" deniyordu. Ben, "bütün Çar._ordusunun pek bol olan mirasına konarak, kuvvetli siWılara mfilik olan; ve bizden daha iyi giyinmiş, beslenmiş ve beslenmekte bulunan Ermeni ordusunun, bir daha boyunu ölçme den, birinci derecede tahkimli Kars MüstahJcem Mevlcii'ni, kolayca bize bıralcacağına, hiç de ihtimal vennedim. Hele Osmanlı Ermenile ri'nin, bütün üllcülerinden böyle kolayca vazgeçeceklerine, asıa inan madun ". Bu yüzden, 1 1 Nisan günü birliklerime verdiğim emirde, bun dan sonra yapacaklarını, iyice belirttim. Onlann maneviyaunı yüksel tecek şu sözlerle, Emrim başlıyordu: "Erzincan, Erzurum ve Sarılca mış Mıdıarebeleri'nde, kahredici süngüleriniz alunda zebun kalan Ermeniler, Hükümetimizin bağışlama ve esirgemesini kazanmak üzere, Kafkas Hükümeti'ne sığınmışlardır". Bugün cepheden Sarıkamış'taki Karargalum'a, şu haberler
1 05
ulaşu: Kolordu emrini tebliğim sırasında saat 15'te, Kars yönününden top ve tüfek sesleri geldi ve saat 19'a kadar aralıksız sürüp, yinniden çok top sesi işitildi. Bazı Ermeni birlikleri, Kars'a dpğru çekildi. Kars yönünden gelip Selim'in doğusunda mevzilenen dört dağtopu, saat 17.30'da yine Kars yönüne giui. Selim lstasyon u 'na saa t 1 l .30'da gelen bir tren de, 15.30'da geri gitti. Gün bauıktan sonra, bu istasyon yanmağa başladı. Bugün saat 20.27'de Şevki Paşa'dan gelen Grup Emri 'nde, (Trabzon'claki) Ordu Kumandanı�ndan alınan telgrafa göre, savaş ha reketlerine, eskisi gibi, "bütün şiddetiyle devam edi lmesi" gereği, (Tif lis'teki Üçlü ve Seyim adlı) Kafkas Hakılmeti'nden hala cevap gelme yişine göre, bildirildi. Böylece, bir günlük ara venneden sonra, yeniden muharebeye başlandı. • •
•
"Bunun böyle olacağına şüphe etmemekle birlikte, Tümenle rim'e buna göre emir venniştim ... 12 Nisanda Grup tan gelen emirde, "Grup, bütün gücü ile Kars'a taarruz etmek emrini almıştır", deni yor du. O gece saat 2.20'de 25 kadar Ermeni, 1 7. Alayımız cephesine, hile ile sokulup, bizden gözükmüşse de, saldırdıklan sırada, ateşle püskür tülmüştür. Ermenilerin, "bizi gafil avlamak için, barışa yanaşır görün düklerine, bu da bir delildir". Bizim taarruz hazırlıklanmız. sürüyordu. '
" 14 Nisan saat 20'den sonra, Kars yönünden ve derinden gelen aralıklı top sesleri, geceyansından sonra bire kadar işitildi. Bunun, Er
meniler ile Yerli Türk Milisleri'nin veya değişik Ermeni Partileri ara sında çarpışma olduğunu sandık. Kagızman bölgesinden, bol para ve rerek, Kars'a casuslar gönderdik. Tesadüf, gece Kars bölgesinden Karargahı 'ma bir Çerkes Beyi geldi. Şu bilgileri verdi: "Kars'ın 20 Km. kadar kuzeyindeki Cılavuz 'un, Milis/erimiz ta rafından işgal edildiğini; ve kuvvetlerinin, 600' ü bizim ( 1 9 1 7 Kası mında Cılavuz'claki Rus kampından kurtarılan) esir Askerlerimiz olmak üzere, 1 500 kişiden ibaret olduğunu: Kumandan/an (1914 le
106
Çarlığın Sibire sürdilğü ve 1917de Bolşeviklik çıkınca geri dönenler den, BanuJcili Aşireti'nden halk kahramanımız, babasız büyüdüğün den, anası adıyla, "GıUlüzaroğlu" lalcabıyla anılan) Abdullah Bey, (bir çekemezlik yüzünden, Musa Bey adlı rakibinin hiyanetiyle arkadan vurdurularak) şehid olmuş ise de, yerine Kardeşi'nin geçtiğini, üç gün önce Ardahan'dan gelen birinden işittim". Buna göre, işitilen o top sesleri , "tekrar, Milisler'in faaliyetine delalet edebilir". 1 6 N isanda Grup Kumandanlığı'na yazdığım Kars'ın durumu
nu ve buradaki Ermeni k uvvetlerine ait yapacağunız hareketlere dair
Lc rt ipl er im i n beğenildiğ i, 1 7 Nisa nda yazılan şifreli telgrafla bildirildi. 1 8 N isanda , Grup Karargahı. Erzurum'dan O lıu 'ya geldi. O gün saa t 1 4'Lc. 1 9 Nisanda yapılacak taarru zumuz hakkında, 9. ve 36. Tümen lere gereken emri verdim. Benim de, Yedilcilise (Yenigazi) köyü kuze yindeki güzelleme yerinde bu l unacağı m ı belirttim. Selim
M uharebesi ( 1 9-22 Nisan 19 18):
" 1 9 Nisanda fecirle / saa t S'Le, taarruza ba şladı k. Ermeniler, her sını flan kuvveı..l e riyle, tahkim edi lm iş mevzilerini savunmaya koyul
dular. Öğle üzeri , Se/im'in ,_az kuzeyinden başlıyarak, Ermeniler geri aulıyordu.
Saat 7'de ba�layan
yağmur, ara-sıra rüzgarla, akşama kadar
yağdı ve akşam da, kar'a çcv ırdi" (Demiryolu kuzeyindeki) 9. Tümen
i le 5 . Tümen, karşı larındaki Ermenileri yenerek, mevzilerinden öteye sürm ü ş lerdi. G üneydeki 36. Tümen ise, daha bü y ük direnme ile karşı laşmış; yeni tedbirlerimizle, akşama doğru, sağ kanatlarına sarkan Er menileri, esk i mevzilerine sürm ü�lerdi . 20 Nisan'daki m uharebelerde, (Ermeni gener.ıli Korganofun 1 927'de Paris'te Fransızca basılan hauralı eserine göre) karşım ızdaki Ermenilerin kuvveti, alııbin süngü I piyade, 38 ıop olarak, bizden çokmuş. Bizden 2 Subay ve 29 Er şehid düşmüş; Ermeniler'in, 2 si Subay olmak üzere, 1 00 kadar ölüsü sayılmıştır. "Bizimki , Erzu rum 'un zaptındaki zayiatım ızı geçiyordu. Daha, bü tün Ermeni me vzi lerini de, 1.aptcdememiştik. Bunun sebebi, Ermeniler, daha kuvvetli ve
1 07
daha iyi mevziler Luttuğu halde, büLün cephelerine benim iki Tümeni min çatması ve havanın da yağışlı olması idi. Şevki Paşa, kendi Kolor dusu 'ndan 1 1 . Tümeni, hiç muharebeye sokmamış; 5. Tümeni de, sarp yerlerden yürütülmüştü. Aynca, umumi olarak Ermeni sevk ve idaresi ile muharebe biçiminin, (şimdiye kadar) gördüklerimizden (Rus Ku mandanları sayesinde) daha mükemmel olduğunu, gözetleme yerim den gönnüştüm". Cephaneleri çok bol olduğundan, çoğu sahra cinsinden olan toplan, bütün gün, bir düziye ateş ediyor. Yağmur, sis, fınına, kar, 3 kışa göre pek rahatsız edici ve yıkıcıdır. bu yüzden, "daha uygun ha valara hareketleri bırakma"yı, Grup Kumandanlığı 'na yazdım. Toprak lar çamur haline dönüştüğünden, ikmal işlerinde bile zorluk çekiliyor du. Sabahleyin iki saat kadar şiddetli muharebe yapan 36. Tümen, Dölbentli köyünü .almıştı. 9. Tümen de ilerleyip, emniyet hatunı, (Selim kuzeyind�i) Bayburt (köyü) - Deresi'nin doğusuna sürdü. "22 Nisanda Grup Kumandanllığı'ndan aldığım emirde, (teklif ettiğim Kars'm doğudan kuşatılması) benimsenerek, 11. Tümen'e, 9. Tümen cephesini teslim almasını ve 22 Nisanda, Ermenilere umumi bir taarruz yapılmasını emretti. (Ali Ihsan Sabis Paşa kumandasında ki) Dördüncü Kolordu 'nun, (Doğu) Bayazıd'ı işgal eden Müfrezesi, önündeki Ermeniler'in, lğdu üzerine çekildikleri de bildirildi. Tümen ler'e, gereken emirleri verdim ... " "Bu çevrede, ( 1878'den sonra Çarlık tarafından Türkiye'den gö nüllü adıyla getirilen Onodokslann oturduğu) birçok Rum köyleri vardı. Şosa boyunca, Malakan denilen Rus (aslında, Çeremisli - Finli soyundan ve oıtodoks olmayan, domuz - eti yemeyen, Haç ve Kilise tanımayan göçmen halkın Çarlıkça yerleştirilen ve devlel eliyle yapLı nlan hazır evlerden oluşan) köylerinin ilki, Selim idi. Ermeniler, Rum köylerini göçe zorluyorlar ve bunları yağma ediyorlardı. Türk ve Kürt köylülerin hali, daha acıklıydı: Bunları yakıp, yıkıyorlar ve halkını öl3) Kan ve çevresinde, halkunızın Rumi Takvime göre, "Korkmlı Marıuı Ju/ından, Kork Abrel'in befİlulln" diye andığı 18 Nisan"da, havalar çok bozulur; fırtına, yağış çoğa lır ve kar da yağarak , 4-5 gün sürer; ve otlaklardaki hayvanlan bile, dondu rarak öl dürür. Halk Takvimimime bu fııtınalı-kartipili soğuklara, "Cam� (manda)-Kıran" da denilir.
108
dürüyorlardı. Kars bölgesinde çok az görülen Ermeni köyleri, sağlam ancak, halkı kaçmış ve her şeylerini götürmüşlerdi. Ermeniler burala rı, (Brest - Lirowslc'ta Bolşevik Rusya ile imzalanan) Andlaşma'ya göre, bize tıaıa bırakmıyorlar, inatla savunuyorlardı. Rum ahali, biz den şefkat gördükçe, yerlerinde sevinerek kalıyorlardı. Ordu. Ku.man danlığı'nın isıeği de böyle idi". "22 Nisan sabahı saat 6'da, emir gereğince, bütün cephede taar ruz başladı. Ben, gözetleme yeri olarak bugün, Selim lsıasyonu.'na gel dim (bunun yüksek kulesi, ovaya tıakimdir). Batarya dürbünümle, bütün cephe, çok iyi görülüyordu ... İki saatlik bir muharebeden sonra, bütün Ermeni cephesi söküldü. Benliahmed'e doğru çekilen Ermeni kuvvetlerini, 9. Tümen birliklerinin izlemekıe olduğunu; ve, (kuzey den) 1 1 . Tümen'in de (Çallcavur batısındaki tepeler) Beşkaya'yı elege çirdiğini gözetledim .. . Olıu.'daki Grup Kumandanı Şevki Paşa'ya, tele fonla durumu bildirdim. Ben de, saaı 1 1 'de, lsıasyon'dan ayrılıp Selim köyüne geldim ... Öğleden sonra otomobil ile, 9. Tümen Karargahı'nın bulunduğu Benliahmed'e geldim ... " "Bugünkü muharebelerde, bütün birliklerimizin gösterdiği şid det ve çabalar, Ermeniler'in direnmelerini pek çabuk kırmışu. Bütün Kumandan, Su.bay ve Ask�rlerim'e, teşekkürlerimi tamim ettim. Erme ni topçusu, bulunduğuml.l'z yere kadar, topçu aıeşini yetiştiriyordu" Saat I S'ıe, durum u bir Rapor1a Grup Kumandanlığı'na yazarken, baş layan sağanak halindeki yağmur, sabaha kadar devam etti. Bugün Baş• kumandanvekili Enver Paşa, "iki aydan beri ileri hareketlerine başarı ile devam eden Üçüncü Ordu birliklerini, yakından görmek ve Ordu'ya, Padişah (Sultan Reşad) ın Selamını bildirmek iç in", (Yavuz 4 Zırhlımız ile) Baıum'a gelmiş . '
4) O gün, 8Q,flumvında11Yd:ili Enver P.:ışa Raıum'da, yeni yazılıp besıelenm: wHoı ..lqler ola lcahram1Jt1 Ernıer PQ.fa" ıliyc başlayan bir halk türküsü ile brplmaııfı. "Enver PlJla Türlcilıit' adı ile bilinen hu türkü, 6.X . 1 924 akşamı Karsu Cllllllwr başlcanı Gazi M x-ı Paşa'ya yemekten sonra, adapte edilerek, bir de O)'Jm yakıı unlıp söylenmiııir (bü.. wGaıi'nin Kuzeydoğu Gezileri", 50. YIL ARMAÔANI Er7JJnmt
ve Çcv!Qİ, Ataıilrk Üniversitesi
Yayını,
Er7JJnım 1974, s. 158-160.
1 09
23 Nisan öğle üzeri Grup'tan gelen Emir'de: Birlilclerimizin Kars'a yaklaşarak, çevirme hareketine devamı bildirildi. Ancalc:, arka daki Menzilimiz 'den cephane, hem az, hem de ağır geliyordu. Bu yüz den Emir'de, "cephanenin tasarrufla kullanılması" bildiriliyordu. Ayn ca, Grup 2. Kafkas Kolordu merkezinin Olıu'da bulunması; ve burası ile Kars arasında Allahue/cber Dağları gibi engebelerin olu.şu ile, onun birliklerinin hareketlere bütünüyle kaulmayışı, Kolordumun, çok bol cephaneli Kars'a karşı kuşatma ve yaklaşmasını güçleştiriyordu. Böyle iken, bugün saat 1 S'te, yarın yapılacalc:, Kars'a yaklaşma ve ku şatma hareketimiz ile taarruz üzerine, birliklerimize emirler verdim. Aynca, çok müstahkem mevkie, nasıl yaklaşılıp taarruz edileceğine dair de, geniş talimat verdim.
Ermeniler'in Düşmanlığa Araverme Ttklineri:
23 Nisanda verdiğim, Kars'a yaklaşma ve ileri araziyi elegeçir
me emirlerine göre, "herkes sevinçle, hareket hazırlığı yapmaktaydı. Akşamüstü saat 1 8'de, 9. Tümen Kumandanlığı'ndan (Sarıkamış'taki Karargahı'ma) gelen raporda ve bundan 10 dakika sonra yazılanda, şunlar", bel irtiliyordu: "Bugün 23 Nisan saat 1 7'de Kars'tan, şosa boyunca, ellerinde bayrakla gelen dört kişilik Heyeı"te: Rus Yarbayı lvano/ ile Er meni Teğmen Bagdasaro/, 'Ermeni Kolordu Kumandanı Nazarbekor i m zal ı ve "Ordu Kumandanı Vehip Paşa Hazreıleri'ne" yazılmış bir beyaz
yazı
sureli getirdiler. Bunda: (Tiflis'teki Üçlü) "Kajka9 Hükiuneıi tara fından, (bizim, Trabzon'daki) Ordu Kumandanlığı'na, muharebenin tatil edilerek, ıarafsız bir (ara) bölgenin belirtilmesi isteniyor; bu Heyet de, bugün saat 1 7'den başlayıp, kendilerinin aruk silah atmadık larını söylediler. Ben de, "9. Tümen Kumandanı aracılığı ile "hemen, "Ermeni Kuvvetleri Kum.andanı'na", şu cevabı yazdırdım: ı
10
" 1 - Kars, Brest-litowsk Antlaşması'na göre, Osmanlı Hülcüme tı"ne ait olduğundan, silfilılı kuvvetlerin, silahlarını teslim ettiği veya hemen çekilmesi halinde, bütün ahalinin ırz, can ve malı üzerimizde olacalcbr". "2- Silihlı kuvvet, burada temasta bulundukları sürece, yeni bir emir gelinceye kadar, hareketlerimize devama mecburuz. Düşmanlı ğın tatili emrinin gecikmesi ihtimali olduğundan, yarın bir çarpışmaya meydan verilmemesi istendiği takdirde, silihlı kuvvetin hemen çekil mesini rica ederim. -Kumandan, Kazım Karabekir" "Gelen teklifi ve cevabımı, 19.40'ta Grup Kumandanı'na bildir dim. Ve, başka bir yüksek emirleriniz gelmedikçe, yarınki hareketleri yapuracağımı arz eylerim, dedim". 9. Tümen Kumandanlığı'ndan saat 19.SO'de gelen raporda da, şunlar bildirildi: "Ermeni lleyeti'nden sonra, saat 18.45'te otomobille gelen "Fransız aslından (Çarlığın eski Tokyo Ateşesi) Albay Morel ol duğunu bildiren biri daha" geldi ve "Sarıkamış'ta Ordu Kumandanlı ğı"na diye yazılı zarfı getirdi. Bana gelen zarfın içindeki yazıda: "Eri van'da (Harbiye Bakanı) General NazarbekoFtan. Kars'ta General Mayor Dragofa yazılan telgrafın, rusça ve kötü bir türkçe tercümesi" çıktı. 2 1 .35'te aldığım bu belgede kısaca şunlar belirtiliyordu ( o zaman Rusya ve ıAbii ülkelerde takvim, Rumi olduğundan 1 3 gün ek lendi): (Azerbaycan-Gürcistan-Ermenistan'dan kurulu Üçlü Federe) "Kajkas Hü.kümeti, (rumi) 9 (22) Nisanda (Rusya'dan resmen ayrıla rak) istiklalini ilan etmiştir. Yeni kurulan Hü.kümeıin Başı (Gürcü) Çkhenkeli, Türkiye ile barış görüşmelerine başlanmasına karar venniş tir". Bugün Türk ordusuyla, saat 1 7'den başlanarak muharebenin tatili ni, Hülcümet emrediyor... 10 (23) Nisanda Geçici Hü.kümeı, Harbiye Bakanlığı'na (eski Rus Kafkas Ordusu Kumandanı, Gürcü) Odişelidze tayin edilmiştir... Kars Mevki. Kumandanı ile, Benliahmet'teki Türk Kumandanı, tarafsız bir bölge belirleyecektir. Sonucunu telgrafla bana
1ıı
bildiriniz.- Nazarbekof'.
gelen
Bu 23 Nisan gecesi, Kars'lan kaçarak ileri karakollanmııa 16 yaşlarındaki "zeki bir Türk Çoban ı"ndan, şunları öğrendik:
Dün, Kars'lan Gümritye çoluk-çocuk götüren bir trenin, yolun kesik oluşundan, geri geldiğini gördüm. Kars ve çevresinde, 24 000 kadar savaşan Ermeni bulunduğunu işittim. On gün önce, bir Rus Su bayı'nın, Kars'taki iki büyük mühimmat ve cephane anbannı yaktığım, Ermeniler'den duydum. Arpaçayı'na kadarki topraklar Türkler'e (geri) verildiğinden, Ruslar ile R umlar'ın , Arpaçayı doğusuna çekildiklerini, yalnız Ermeniler'in savaşacağını; ancak, Kars'ı biz alırsak, Ermeni ler'in de teslim olacağını, kendilerinden işittim. (Digor'daki) Pazarcık ve çevre lslfımları, şimdi Ermeniler'e kaşı koymakta olup, ellerinde, (kurtarılan esir Tük askerimizin kullandığı) iki de top bulunuyor. Kars ve Kağuman lslam A halisi n in (1878 den sonra Çarlığın Eleşgert böl gesinden getirip, Digor'da 22 köye yerleştirmiş bulunduğu ve bu sıra da Ermeniler ile işbirliği yapan) Yezidiler tarafından şehid edildiği. '
Bu haberler, aldığımız ötekilerine uyuyordu. "Ermeniler'in, vakit kazanarak, Kars'ta ne varsa Gümrü'ye taşımak için zaman kazan mak istediklerine, şüphe etmedik".
24 Nisan Hareketleri: " Sabahleyin saat 5'te, ileri hareketlere başladık 9. Tümen cephesinde de, saat 7'da ç3fj>ışma başladı" . Oto mobille Sarıkamış'tan Benliahme<le, Kurmayım' la geldim. Birlikleri miz dört km. den çok ilerliyerek, Vladik.ars (Künbetli) köyünü de, çar pışarak aldı. Ermeniler, (Kars'ın bausındaki) Tabyalar hattına çekildiler. Ben, daha ileriye gitmişken, saat 1 3'te Benliahme<le dön düm, çünkü, telefon hatundan uzak kalmıştım . 13.30'da bütün cephe lerde ateş kesilince, 28. Alay Kumandanı, "Kars'tan şose boyunca, beyaz-bayrak açmış bir otomobilin, hatlanmııa gelmekte olduğunu" bildirdi. Ben, Kurmay Yüzbaşı Taltit Bey ile, "Kars tahkimatını yakın 5 dan görmek üzere", otomobille Vlôdilcms önünde bu Heyet le görüş ...
'
S) 1855 Kars Kıqaıma.rı'nda, Rus ordusunun Kumandanlık karargihı, bu Kiinbeı/i köyünde bulunuyordu. Bu yüı.den, 1 8781den sonnı Çarlık, bunırıın adını rusça, "Kars'a Hdlcim" anlamında , "Vlfidi-Kan" koymuftıı . 1960'ıa resmen yine -bunıdaki SelçıUclu. Kiinbe.di kalınıı sına göre- "KibnMılı� adı konuldu.
1 12
meğe gittim.
meni
Vlıldik.ars'tan 4.5
km. uzaktaki dereye vardığimızda,
Er
otomobiliyle gelenlerin, "biz, bir arkadaşımızı daha getireceği
mizden, şimdi yine geliriz, diye Kars'a döndükleri"ni, bizim ileri hat Subayımız söylerken, "Kale'den üzerimize topçu ateşi açıldı. Ermeni lerin, alçakça beni pusuya düşürdüklerini anladım". Bütün Tabya lar'dan, birliklerimize doğru topçu ateşi de başladı. büyük bir şose kı yısı hendekten kendimiz siperlenip, geri çekildik ve sırtların gerisinde beklettiğim otomobilimize binererek döndük. Otomolimize 30 kadar dane atmışlardı. Bana geçmiş olsun diyen
Erlerimiz, "Ermenilerin bu kancıklığına karşı, küfürler savur"uyorlardı. Vlıldik.ars'a geldik. Buradayken,
36. Tümen'in
saat 1 0.30'da yazılan ve 1 4 .45'te eli
mize geçen Rapor'unda, şunlar bildiriliyordu: Karşımızdaki birlikleri, "ileri mevzilerini bırakarak,
Ermeni Kars Müstahkem Mevkii ne çe '
kilmekte olduğu; Kars'tan pek çok sayıdaki arabaların, kuzeydoğu yö nüne çekildiği;
Mağaracık-Azat köyleri hattının kuzeyindeki ovada, yüz kadar atlının dolaştığı; Tümen birliklerinin, Mağaracık doğusunu ve Üçler-Tepesi Azat köyü güneyindeki sırtlan tuttukları; Vezinkö yıtnü işgale giden Mürettep Süvari Alayımız'dan henüz rapor gelmedi ği.
Rusça 1142 000 km. aralıJUa büyük "yürüyüş kolları" çizerek, masam da açık bıraktım. Maksadım, gelecek Ermeni Heyetı ne, bir "azizlik" yaparak, korkutmaktı. Bu sırada, "iki kişilik bir Ermeni Heyeti" nin geldiğini haber alınca, Vladik.ars'a göndermelerini emrettim. Saat 1 5'te otomobille Albay Morel ve san yuvarlak yüzlü, şişman, Fransızca ko nuşan ve kendini lngiliz kökünden bir lehli diye tanıtan kısa boylu Tombil, yanıma geldiler. Ben, onların, o açık haritamı iyi görecekleri İaşe işlerimizin düzeninde, zorluk çekiyorduk.
lik hariıam'a,
14
"
biçimde oturmalanru sağladım. "Açık haritadaki kırmızı boyalı yerler, Kars'ı kuşatmakta olduğumuzu da, korkunç bir tarzda gösteriyordu".
Ermeni Heyetiyle Görüşüyorum:
Yaşından, başından, şişman
gövdesinden ve ilk sözü açmasından, "siyasi bir kişi olduğuna şüphem kalmayan"
Tombil,
bana dedi ki:
"-Kale hududu, Kars'tan
25
km.
uzaktadır. Aldığımız emir, ara-hattı ile tarafsız bölgenin kabulüdür" !
1 13
Artık , onun daha çok konuşmasına meydan vennemek için, dedim ki: " - Kale hattı'na, iki kilometrye kadar, muharebe ile yaklaştık. Siz, 25 kilometrenin nerelere kadar gittiğini, haritadan ölçerek mi bana teklifte bulunuyorsunuz? .. Demek, Karargahım olan burasını da mı boşalup, çekileceğiz? "Ermeni Delegeleri, şaşırdılar. Sözüme devam ettim: "-Eğer, bir an önce Kars'tan çekilmezseniz; •Kars'ı da, sizi de kuşatmak üzereyiz. Kale'nin iki km. uzağında durduğumuz, cephe.den dir. Kuşatma hareketlerimiz, kuzeyden ve doğudan süregelmektedir". "Adamlann benizleri sarardı; ben, sözlerime devam ettim: "Sizden, üç soruma cevabınızı istiyorum: a-Arpaçayı'na kadar ki topraklarımızı, ne kadar zamanda boşaltacaksınız? b- Bu husustaki teklifleriniz, nedir? Meseld, gitmek isteyen aileler ve l<LJlmıık isteyen ler hakkında. Bir de, devir ve teslim, vahşice olmasın! c- Kars'ta, vak tiyle Rus ordusunwı esir elliği 4000 esirimizin bulunduğunu. öğren dik. Bunların, iyi korunarak, ordumuza teslimi için, aldığınız tedbirler, nelerdir? " Morel ile Tombil, birbirlerine bakışular; ve büsbütün başka bir (halc.lı) teklif karşısında kaldıklanndan; Kumandanları'na bildirerek, cevap getirmek üzere, Kars'a dönmeleri ricasında bulundular. Kars'ın hemen boşalulması için, yann sabaha kadar haber getirmelerini, ken dileriene söyledim; ve sabaha kadar Kars'a, bir hareket yapmayacağı mı, sözverdim. l lkönce Morel'in elini sıkum. Tombifin elini sıkarken biraz oyalandım. O kadar ki, Morel, pencere kenanndalci haritamda, uydurma kuşatma hareketleri (işarelleri)ne gözatabildi!" ,
"Ermeni Heyeti nin, Kars'a istediğim haberi götürerek, orada bozgun yapacaklanna ve yann Kars'ı bana teslim edeceklerine, hiç şüphem kalmadı6. Sevinç içinde, Benliahmet'leki Karargahıma dön'
6)
Burada, "Trabzon Konferansı"nda Tiirlc Heyeti 81J1lujtibi bulunan rahmetli Tarihçi lsmail Hami Daflİ/�nd(l 899-1967)'in, 25 Nisan 1 9 1 8 günü Kan'ın biı.e teslimi üı.erine, Kan önündeki bu muhan:be ve görüpnelerden habersiz. olarak, ıunu yazdı
ğını, göıüyonız.:
1 14
düm." Olupbitenleri. Grup Kıunandanı'na bildirdim ve 24 Nisan saat 20'de Tilmenlerim'e, yarınki hareketler için, "bu gece olağanüstü uya nık bulunulmasını ve güvenlik hizmetlerinin canlı yapılarak, Ermeni ler le sıkı bir temasın korunmasını", önemle emrettim. 9. Tümen'in, (şehrin 5 km. güney yanındaki, rusça "Novo-Esıonlca" denilen ve çok sarışın protestan Esıonlann iskan edildiği) Karacaören'i işgalini; 36. Tilmen'i n de, Azaı-Magaracık köyleri halll kuzeyini tutarak, her iki Tümenin arasında sıkı bir bağlantı kurulmasını da, aynca bildirdim. '
Ermeniler, Yarın Kars'ın Teslimini Kabul Elliler: Saat 2 1 'e ile dört Kurmay Subayı'nın, beni görmeğe geldiğini haber
doğru Morel
aldım ve tam 21 'de onları Benliahmeı'te kabul ettim . "Yine korkunç işaretli hariıamı, aynı biçimde hazırlamıştım". Üçü masamın başında beni söze tutarken, olan) bir
Albayla
"Morel
(Ermeni ordusu Kurmayı İ kincibaşkanı
haritamı Morel de,
bunların gerisinde kaldı ve ona, işaretli
gösterdi. Ben, karşımdakilerle "söze dalmış gibi bulundum.
Kurmay Albay ile, durumun
tehlikesini haritadan, doya doya ve büyük S bir ıztırapla eyrettiler; ve yeniden karşımda yer aldılar. Kendilerine sordum: "- Kararınızı, öğrenmek istiyorum. Yarın, Kars'ın kuşatılma ha
rekeli tamamlanmış olacaktır. Bunun, öğleye doğru yapılacağını tah min ediyorum . Uygun bir haber getirdiniz ise, büyük bir yıkımı önle miş oluruz!
Morel, şu cevabı verdi"
Yarın 25 Nisanda
Kars Siltihlı Kuvveıleri" Kars'ı
boşaltacak-
Bu Konferans sırasında ordumuz: 3 Nisanda Ardahan"ı, 5 Nisanda SarılctJmış'ı, 14 Nisanda Baıum u kunamıı şu . ··o sırada, Kars Miisıahkem Mevkiı"nde toplanan Rus-Ermenileri, Mıiverıiyi Kafkas/Cenubi Kafkas Hülamıeıi'nin, bizim HülcUm.eıimiz'e verdiği kabul cevabını dinlemiyerek, müdafaa haline geçmişlerse de, Trabzon Konferansı'nın sonunda Mıiverıiyi Kafkas Murahhasları avdet ederler ken, Bizim Heyeti Murahhasa nıimuıa, kendilerini hususi vaporlarına kadar ıeşyi et tiğim sırada; içlerindeki Ermeni Murahhasları'ndan Aharonyan ile Hatisofl Hatisyan'ı, bir tarafa çekip: Kars Ermenileri teslim olmadıkları takdirde, Türk ordu su cebun içeri girince, asi muamelesi göreceklerini -hiç aslı olmadığı halde, kendi liğimden icad edip-, söyledim; ve işte bu suretle, derhil teslim olmalan hakkında Kars Ermenileri'ne vapord an, bir telsiz-telgraf çekmelerini temin eııim... işte bu va ziyet üzerine, Kars'talci Ermeni kuvvetleri 23 Nisan /1 2 Recep Salı günü Mütareke talebinde bulundukuın iki gün sonra, 25 Nisan / 1 4 Recep Perşembe günü teslim ol muşlardır" (izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 1 955 Isuınbul, iV. Cilt, s. 446-447). Her iki kaynağın da doğnıluğu, göıülüyor. '
1 15
ur. Buna·lcarşılık, Ka/e'deki orduya ait silah ve mühimmaun taşınma sına müsaade olunması; aynca Kars'ta kalmak istemeyen ahalinin de, serbestçe çıkmasına", Gümrüye kadar yollarda konaklanmasına ve trenle taşımacılığa müsaadeleriniz, diliyoruz. Ben de, bunları kabul ettiğimi; ancak, demiryolundan faydala nılması için, Ordu Kumandanlığı'na danışmam gerektiğini söyledim. Şunu da bildirdim: "Yarın, silahlı kuvvetlerin Kars'ı bırakmasını mü teakıp, Şehr'e bizden bir Asker Birliği göndereceğim. Şehir'de, taşıma işlerine bakmak üzere, bir Rus Asker Birliği bırakabilirsiniz." "Benim işaretli haritamı görmek merakında olan ötekilerine de, bu fırsab verdim. Heyet, yarın sabah yeniden görüşmek üzere ay rıldılar". Onlar gider gitmez de, olan biteni, Şevki Paşa'ya telefonla bildirdim ve bu şartlarla, yarın Kars'a girilmesine izin verilmesini tek lif ettim. 36. Tümen'den gelen Rapor'dan, şunları öğrendik: "Bugün Süvari Alayımız, Ermeni keşif kollarına zayiat verdire rek püskürtmüş. Kağızman çevresindeki Ermeniler, lstam köylerini yağmalayıp, yakarak çekilmektedirler. Kulp/Tuzluca kasabasını da yakan Ermeniler'in, (Arpaçayı sağında, D!gor köyü olup, yeni ad 1 960 ta "Koca/cijy" konan) Nahçıvan'a doğru kaçuklan".
25 Nisan Kars'ın işgal Günü:Geceyarısmdan sonra saat 1 de, Tümenler'e gereken emirleri verdim. Bu sabah saat 5'te Oltu'dan "acele" işaretli telefonla gelen 5 maddelik Grup Emri'nde, şunlar belir tiliyordu: Ordu'dan emir gelmeden, neden düşmanla müzakere ediyor sunuz? "Kars Şehri içine, ne kadar kuvvetin ve ha'lgi birliğin, ne zaman gireceğini, ben belirtip, emredeceğim". Halbuki, hadiseler çabuk gelişiyor ve gelişecekti. Şevki Paşa ise, (Kars'tan 100 Km . öte deki Oltu'dan), bunları gözönüne almadan, "nazariyatla uğraşarak", bana kızıyordu. "Kars'ı işgal, artık saat meselesi olduğu halde, Grup KumanJa nı'ndan bu biçimde emirler gelmesi, genç Kurmaylarunı bile hayrete düşürüyordu". "Hava, sabahtan beri sisli ve yağmurlu. Saat 9'da Tü menler'e, bugün yapacaklarını belirten emri verdim. Aynı saatte, "oto-
1 16
mobil ile, Kars Kale Kumandanı'na da, iki Subay gönderdim. Bunlar: Kars'ın doğu ve güneydoğu cephesini, hemen işgal etıireceğimi, ona bildireceklerdi. Bu aralık Morel, alu Ermeni Subayı ile, Karargahım'a geldiler. Birkaçı, dün gelenler. Teklifleri şu: "-Batı ve Güney Tabyaları'nı, bugün akşama kadar, Doğu Tab yaları nı da, yann teslim edecekler. Şu cevabı verdim: - Bugün öğle yin tam saal 12'de, doğu cephesindeki kuşauna harekellerimiz, lamam lanmış olacaklır. Bundan sonra, Kale den çıkmak, belki mümkün olmaz". Türkiye saati ile onların saati arasındaki, 1 saatlik geri kalışı da, onların lehine sayıp, ona göre saat 12 'yi kabul enim. Çok sevine rek, teşekkür edip, ayrıldılar. Bu görüşmelerimi ve "sorumluluğu üze rime alarak, işe giriştiğimi", öğleden önce saal I O'da, Grup'a bir Rapor'la bildirdim. 1 0.30'da da, Tümenlerim'e yeni emri verdim. '
'
"Biz, Kars Kalesi'ni böylece işgale hazırlanırken, Tiflis len Kafkas Hükumeti Başkanı Çkhenkeli imzasıyla, Vehip Paşa'ya" 1 1 (24) Nisan larihli "telsiz yazısı"nı, Sarıkamış'ı.ak.i Telsiz Müfreze miz"den aldım. Bunda, özelle şunlar belirtiliyordu: "Bütün leklifleri niz, Kafkas Hükılmeti nce kabul edilmiştir. Düşmanlığı talil için, emir verilmiştir. Ve, Konuşma Memurları. Kars bölgesine gönderildi". Kars Cehphesindeki Türk �umandanı'na, Müıareke ye aykırı davran mamasına emir vermenizi ve "Kars'ın boşaltılması için de, bir ay mü saade buyurulmasını", acele ile beklemekteyim. '
,
'
'
Halbuki, "Müıareke" sırasında, "Kale'den benim üzerime top auldığı ve bunun da, Müıareke den sonra yapıldığı ortada idi". Kafkas HükWrıeti, vakit kazanmağa çalışıyordu. "Hiç şüphe etmiyordu ki, ge rilerde Türk katliamları olmakta ve bilemediğimiz direnme hazulıkları yapılmakta idi. Vazifemiz ise, gün ve hatta sooı dahi kaybetmeden, Kars'ı işgal idi". Saat 13 30'da Benliahmet'ten Vladikars'a giunek üze reyken", Grup Kumandanlığı'ndan, Kars'ın işgali talimau geldi. Bunda Şevki Paşa, "haftalardan beri Ermeniler'in yaptıkları zulüm ve /Wtülülcleri, kucakta memeeme.n yavruları bile süngüledikleri, her yanı yakıp-yıkarak viraneye çevirdiklerini bilmiyor gibi, nazari emir ver mektedir. Aceba, 48 saatlik bir müsaade verirsek, Kars'ta elimize, ha'
.
1 17
rabe ve yangın yığınlarından başka, ne geçer? Sonra, Ermeni Seyyar Birlilcleri, silah bırakır mı? Hele, biz Tabyaları işgalden sonra, silahsız olarak bizi beklerler mi? ... "Öğleden sonra Vlodikars'a geldim. (Ermeni) Murahhaslar'a haber günderdim". (Karsçayı sağındaki ilk Çukur) Tabya nın işgali gö rülüyordu. "Bir kısım askerler de, birçok Bayraklar açmışlar, sırtlara çıkıyprlardı. Her yanda bayram yapıyorduk.: (Kırkyıllık)) Hasretimize luıvuşuyorduk.. Kars, yine bizim oluyordu. 16. I S'te, Tümenler'e yeni emri verdim... '
"Saat 17'de, Ermeni Murahhası olarak Mik.hail Arzumanof. ma iyetiyle geldi. Kars Askeri Komiseri imiş". Bir defa da, öteki Murah haslar la gelmişti. "Kafkas Ermenisi olduğu belli. Bende, iyi bir tesir bıraktı. Dedi ki: '
"--Kars, emrinize hazırdır. İçeride, bir Rum Alayı ile, bir Rus Birliği vardır. Kale Kumandanı General Deye/ de, oradadır. Şehrin iş galini ve 7.Dıiiiliniz'in de, teşrifinizi rica ediyorlar. Hiç tahribat yapıl mamışur7 860 top ve sayısız cephane ile mühimmat vardır. Artık (Kars Tabyalan'nın), Doğu yönünün de, işgalini buyurabilirsiniz. Çünkü Kale'de, Ermeni Birliği kalmamıştır. isteseydik, her şeyi tahrip edebilirdik; ancak, dostluğun devamı için, yapmadık". Dedim ki: " -Teşekkür ederim. İyi davrandınız. Eğer tahribat yapsaydınız, hesabını sorardık. Çünkü, Kale'yi teslim etmek şartı'nı kabul etmişti niz. " Hemen Kurmaylarım'dan Yüzbaşı Talat Bey'i, kendisiyle Kars'a gönderdim; Avcı Taburıunu da, Kars'ı işgal etmek üzere yola çıkardım. 29Alayı, Kanlıtabya'yı işgale yolladım. (2.Kafkas Kolordu sundan) 11. Tümen Kumandanı Kurmay Yarbay Cavid Bey'e de duru7) Yalan söylemiı: Kars"ıı: /çkalt alundaki Ulucami, eski HiüJirMı Sarayı, PQfO· Konagı, Mecidiye K11lası ile, 1 877'daı önceleri Mliyt DaiTtsi olarak kullanılan iki katlı Karahanoğlw Konakları gibi urihi Türk yapılanru ve birçok Mescidi, Mahalle vt Çarşı'nın 2/) ünü yaktılar. Vali Konatı, Swbay Mahfıli (sonraki, Hükılmet Binası) ve Kazı.mpaşa-Halidpa/Q Caddelerinin kesiıtiği köıelerdeki büyük yapılan, sahibi Erzwrımı-Silavwk (yeni adı, Yolgeçti) köylü 1.Cllgİn Ennaıi, ücretle özel çeteler tuıı nk o günlerde çok mücadele edip yalct.ııtmunııu. Rusça, "Silavwkslcy" soyadı ile anılan bu zengİll ÔrMni, "Betı, Oftlıuuı parasuıı, hep Osman/ulan kazmıdım, on/JJra kalsuı", diyonnuı.
1 18
mu bildirip, bir Taburla kendisinin de, Gr11p Emri'ne göre, Kars Mevlcü Kımıandanlığı'nı alması emrini verdim.
"Kars Kalesinin Türk Bayrağı'na ve Tilrk Askerine Kavuşma sı": 25 Nisan 1918 (Perşembe) a/cşamilstil saat 21 JO'da Talat Bey, Kars Kale Kumandanı General Deyefin, Kaleensesi de denilen Dere içi'ndeki Karargahı'na vardı. Saat 20'de Kanlıtabya'yı 29.Alay ve saat 21 'de benim Kolordumun l .Avcı Taburu, Kars'ı işgal etti. (Dereiçi / Kaleensesi'indeki) Kıunandanlık Dairesi'ne lçkale'ye, Tabyalara Tilrk Bayrağı çekildi. Bazı evler (ve çarşılar) yanmakta ise de, bunlar kaçan Ermeniler'in kendi hususi mallan olduğu; ve Rum Alayı'nın, şehri iyi koruduğu anlaşıldı." "Tam kırk yıl (3 Mart 1 878 Ayasrefenos-3 Mart 1918 Brest Litowsk Antlaşmaları arasında) esirli/cJen sonra, Kars Kalesi ve artık bütün o Eller, Anavatana kavuşu-yordu. Her yana, bu sevinçli haberi yaydım. Her tarafta, şenlikler başladı. Kara/cışta Erzincan ve Erzu rum'u kurtaran Kolordumun, Kars'a da ilk olarQJc Türk Bayrağı'nı asmak şerefini kazanması, benim için pek büyük bir mutlu.luklu. Çünkü bu, benim gençliğimden, hatta çocukluğumdan beri, hasretini çekti ğim, bir il/kil idi."
"Kars'ın işgali haberini verdiğim halde, Grup Kumandanı, reb rik yerine bana" , 26 Nisan saat 1 ,30'da yazılan emrinde, pek gerekli olmayan hususların", "çok acele" bildirilmesi istiyordu. "Erzurum'un Kurıarılması'ndaki Vehip Paşa'nın ruh hali, aynen burada da Şevki Paşa'da görülüyordu! Herhalde, kendi Kuman dan ve birliğinin Kars'ı işgal etmemesinden, çok ilzünıü. duyu-yordu. Ancak, haksız olduğundan, bunu gizlemesi gerekirdi.". Kars'a Girişim (26 Nisan 1918, Cuma): Hava güneşli ve pek tatlı. Yanımda Kurmaybaşkanım Avni ve Yaverlerim olduğu halde, otomobil ile saat 9 da Benliahmet 'ten çıkıp, saat IO'a doğru Kars Tabyalar Hattı'na girdik. Karsçayı boyunca, güzel bir şosadan gidi yorduk. Askerlerimiz, sevinç ve gururla bana, sevgi ve saygı haykırış larıyla yolaçıyorlardı. Ben de onlara, benim yılmaz ve yoru.Jmaz Jcah ramanlarun diye, iltifatlarda bu.Junu-yordum".
1 19
"Doğuya doğru ova kesiminde Tabyalar, sinmiş gibi. Ban tara fında yani solumuzda yüksek sırtlar üzerindeki Tabyalar, bize selam dunnuş gibi. Hepsinde Türk Bayrakları, ihtişamla dalgalanıyor. Ço culduğumda Van'da Kars Muhlıciri olan komşularımızdan ninni gibi her gün dinlediğim Kars Kalesi'nin, artık içinde dolaşıyorum" "Van"daki çoculduk çağıma kadar, rüya görür gibi oldum: Herkes, sevinçten çırpınıyordu; her gördüğünü, rastgele güzel sözler le, anlatmaya uğraşıyordu. Benim de sevincim, şimdiye kadar haya tımda duyduğum sevinçlerin, ölçüsüz olarak üstündeydi! Koca Rus Çarlığı'nın, bir gün gelip yıkılacağını, pek o kadar düşünememiş idim. Fakat, küçük yaşımdan beri Kars Kalesi'ni, her zaman benimsemiştim. Kars'ın zaptını bana nasip eden Alllah'a, hamdettim ve asla gurura kapılmadım... " "Karsçayı'nın dik iki yamaç arasına girdiği kesimdeki Müstah kem Mevkı Kumandanlık Dairesi'ne girerken, bazı, Rum ve Rus Subay ve Askerleri, bizi selamladılar. /çkale'ye çekilmiş olan koca atlas Bay rak -bu Bayrak bende Müzem'de, çocuklarıma en değerli yadigarım arasındadır8- nazlı - nazlı dalgalanıyor; ve sanki O da bize, hoş gel diniz diyordu. Biz de hürmetle selamladık. " "Müstahkem Mevki Diiiresi'nde: R us Genarali Deyef. Kurma yım Talat ve bir çok Rus ve Rum Subayları, bizi karşıladılar. Ka/e'de Ermeni kalmamış; 100 Rus ve 40 Rum Subayı ile, 100 Rus Eri ve 450 Rum Eri kalmış. Bunlara, teşekkür ettim. Serbest olduklarını, ve ne zaman isterlerse ve nereye giderlerse, göndereceğimizi söyledim. Se vindiler. Rumlar, gördükleri insanca muameleden, çok duygulandılar ve köylerine döndüler". ,
"Kars Müstahkem Mevki Kumandanı, neşeli ve sevimli bir Rus Generali. (Tümgeneral) Üniforması'nı çıkarsa, tam babayanı bir kişi. "Ben de, Bolşevikim" diye, şakalar ediyor. Aşçısı, gerçek Bolşevik imiş; ona karşı cemile gösteriyor. Aşçı, bize kebaplar hazırladı. Öğle yemeğini, birlikte yedik. . Rus Generali bana, yaşımı sordu:-36 ya.
.
8) 25 Nisan 191 8 Günü Kars Kalcmiz"e çelcilaı bu ıarihi Bayrak, Ankara'da raluneıli K. Karabclcir P0ja'1Un TabMlu ü:ıerine konarak, caıaze töreni bittikten sonra, yine Miizc'sine alınmışu.
1 20
şındayım, dedim. n-
Ah dedi, biz gençliğe yenildik! (Ben de şu karşılığı verelim) n
Siz, daha çok, ÇOTlıtın zulilm ve gururwıa matlU,, oldıuııu, sanırım. Kabınıza sığmıyordunuz: Her neslimiz, hayaunda iki defa Rus saldınsına uğrar; ve her defasında Valanımız'm gövdesinden par çalar koparırdınız .. Güneyde biz TOrkler'e karşı, bu yaptıklarınızı, her yanınızda da başka başka milletlerin hürriyetine ve hatta varlığına karşı acımasızca yapar dururdunuz. Umahm ki, aruk Rus Milleti, Çar lann zulmünün, kendilerine karşı bile, ayni olduğunu haykırırken, sonralan onlar da, o kanlı-yol'a sapmasınlar!" n-
"General, başını salladı: -Bizim için doğru; fakat. sözüm Erme ni ordusu içindir. En genç Kumandan/arı, sizin ilci yaşınızda, dedi. Ve aruk, Ruslar ile Türklerin, ebedi dostluğunu dileyelim, diye sözler söyledi". • •
(26 Nisan 1918'de ikindiye dogru, Kars Müstahkem Mevkii Dairesi'inden dönüp, Kolortju Karargah'ıma girerken, düşündükle rim). "Yola çıktık. Türk Bayrakları arasından (Kars Kalesi altından) geçerken, sanki bütün Tabyaları'y/a Kars Kalesi, bizi selamlıyor ve haykınyordu: Sakın, artık bizi bırakmayın!.. "
"Ben, sanki bu feryadı duymuş gibi idim. Çünkü aklım, fikrim (Müttefikimiz) Almanlar'ın Garp Cephesi'ndeki durumlannda idi. Bizim Filistin ve Musul Cepheleri de, gözümün önünde canlanıyordu: Eğer yenilirsek, sonuç ne olabilirdi. Bizi Kars'tan, hangi kuvvet çıka bilirdi. Bunu daha fazla düşünmekle, şu 'Zafer Bayramımız'ı kendime zehir edemezdim .. "
(Mondros'ta imzalanan Miltareke'den 6 ay sonraki İngiliz İşgali ile Kars'ta, Üç Sancak ve Ahıska ile Igdır ve Nahçivan'ı da içine alan "Cem2bigarbi Kafkas HüJcilmeıi" dağıblınca, 30 Nisan 1919'da) "Kars'a Ermeni Bayrakları, çekildi. Talihim, bana yar oldu: Tekrar
121
Şark a geldim; hem de bu sefer, bütün Cephe benim emrimde olarak ve benden üstün bir Kumanda Mevkii olmayarak, Kars'ı muharebe ile (30 Ekim 1920 günü) almaya ve tekrar Türk Bayraklarını dalgalandır mağa muvaffak olduk. Türk Milleti'ne bütün varlıgunla ve bu güzel Kars ile, dünyalar durdukça Allah zeval vermesin. Yedisinden yetmişi ne kadar her Türk, bu ugurda nasıl çalıştıysa, edebiyete kadar da, öyle olacalcıır.". '
(SKÖ, s.l , 5-12, 15- 1 7, 19-22, 27, 29, 3 1 , 33, 35, 37-38, 43-47, 49-53, 56, 58-60, 71 -82, 85-93, 95-97, 101, 105- 108, 1 1 2- 127, 129133, 138- 139, 142-143).
122
i V. B Ö L Ü M
MİLLİ MÜCADELEMİZ'E EŞSİZ HİZMETLERİ
Bunları, aşağıdaki gibi dört başlık altında özetlemek, yerinde olacaktır. "/stik[{ı/ Harbimiz!IH" kitabı ve başka belgelerden özetliye lim. A) XV. KOLORDU BÖLGESİ'NDEN SİLAHLARI VERMEMEK KARARI VE UYGULAMASI
Okul kitaplarına varınca, tanıulması gereken ve bilinmeyen bir husus şudur: 23 Nisan 192(}'.de Ankara da Büyük Millet Meclisi açılır ken bütün yurdumuzda, tam kadrolu subayı, erleri ve silahı ile ayakta duran tek ordu gücümüz, merkezi Erzurum'da bulunup, Trabzon (Ordu-Giresun-Gümüşhane-Trabzon-Rize Sancakları), Erzurum (Er zincan-Bayburt-Yusufeli/Kiğı dahil Erzurum-Bayazıl/Ağn İli) ve Van (Hakkari dahil) Vilayetleri'nde birlikleri bulunan XV. Kolordumu.z'du. Başında da, 3 Mayıs 1919'dan beri Kazım Karabekir Paşa bulunuyor du. Bu durumun nasıl sağlandığını, onun "lstik[{ıl Harbimiz" (İH) kita bından takip edelim: '
önce, Kolordu merkezi Erzurum un Çoruk, Fırat I Karasu ve Aras ile üç ayn denize sulan karışan yüksek yaylada, 1980 m. de olu şundan; kışının, Nisan başlarına değin uzun sürmesinden; demiryolu ve düzgün şosadan yoksun oluşunun, "Mütareke Hükümlerini uygula maya gelen lngiliz Albayı A. Rawlinson"un ve maiyetinin işine engel '
,
1 23
oldutwıu wıuımayalun. Erzurum - Sahil / Trabzon yolunda, Kop ve Zıgana gibi karlı ve güç aşılır yollan çok zikzalclı engeller var; Erzu rum'u Sarıkamış'a bağlayan darhat / dekovil demiryolunun köprülerini de, Ordumuz, Ocak 1 9 19 sonunda Kars'tan çekilirken, "köylülerimi ze" yer yer yıkurtmışur.
Artık K. Karabelcir, Kasım 1 9 1 8 sonlarında lsıanbul'a gelirken, boşaltuğımız Batum'da bulduğu, "değerli Japon toplan ve benzerleri ni, büyük bir dubaya doldurtup, Trabzon'a getirmiş", lsıanbul'a gelişi nin ertesi 29 Kasımda da, görüştüğü Albay olan "pek eski ve samimi arkadaşına (İsmet İnönü), "tek bile kalsam veya ıek dagbaşı bile kalsa utraşmalc" kararımdır. "Silalumı, iirti/ormamı kimseye vermiyecetim" diyen ve bir yıl önce düşmandan Erzincan, Erzurum ve Kars'ı kurta ran muzaffer ve halkın çok sevdiği bir kumandan olarak, Erzu rum'daydı (IH, s. 7-8). 1 3 Mart 1 9 1 9'da lsıanbul'da, ısrarlı ricaları üzerine, "Erzu rum'da XV. Kolordu Kumandanlıgı'na tayin emrini, yazılı olarak al mışu. 5 Nisan 1 9 19'da aldığı "Harbiye Nazırı" imzalı emirde, 4 Tüme ni bulunan XV. Kolordu'nun, bölgesi olan Van. Erzurum, Trabzon Vilayetleri ndeki bütün askeri "müesseseler ve teşkilaun emrinde oldu ğu" belirtiliyordu (IH., s. 1 6-1 7). '
Trabzon'a çıkışının ertesi 30 Nisan 1 9 19'da, "iskele Anbarla rı"ndaki, ıeslim edilmek üzere, "sandıklara konmuş ve lngilizler tara fından görülmüş birçok top-kamaları" ndan ayıklattıklannı ve "anbar larda işimize yarayacak malzemenin, içeriye alınması için, gereken tertibau yapur"dı (IH., s. 20) 3 Mayıs 1919 Cumartesi "öğleyin, sevgili Erzurum'a geldi"ğinde, (törenle) karşılanmasından sonraki duygu ve kararını şöyle belirtir: "Halkın ve birliklerimizin sevinci, pek çok idi. Erzu rum'u, geçen yıl benim Kolordum kurıarmışıı. Bu yıl, (Ennenilere ve rileceği yaygarası duyulmasına rağmen), elimizle çitnetmiyecegimizi, herkes düşünebiliyordu. Halk ve birliklerim, derlerdi ki: "Bismillah
124
dedi mi O, mwlaA: mwojfalc olur". Bu kadar bilyQJc gilvtn varken, tlMt de muvaffak olur vt olacagız da" 1 . Bana VekAlet eden 9. Tümen Ku mandanı (Erzurumlu Kurmay Albay) Riişdi Bey ile o gün konuşmala rımda. 3. Tümen K. ("Deli" / Yiğit lakaplı Eyuplu) Halid Bty'in teslim edilmesini isteyen lngiliz Albayı Rawlinson'un yazılı "emri"nclen bah sederken, kendisine dedim ki: "Bu heriflere (İngilizler), değil Kımıan dan, silah da vermiyeceğiz, bir karış toprak da Tersine, Üçsancağı (Kars Ardahan / Artvin - Batum'u) da yeniden alacağız. Ülkemizi iyi bir barışa kavuştunnalc için, hatta rehine olarak, (Revan ve Gümrü'den ibaret) Ermenisıanı da, ilk fırsatta işgal edeceğiz. Genel durum, buna elverişli bir biçime girmiştir: /'ıilaf Devletleri (İngiltere - Fransa -
İtalya), artık savaştan bıkmıştır; hele memleketimizde, tek bir askerle rini öldürtmek istemiyorlar. Ermeni ve Rumlar1a hesabımızı, nasıl olsa görürüz. (İH. s. 22-23) 4 Mayıs l 9 19'da "ziyaretime gelen Albay Rawlinson1a, Fransız ca konuşuyorduk. Ona, silahlanmızı almak istemenin doğuracağı teh likeyi, şöyle anlatum: Bu hususta, bizim "Harbiye Nezareıi nden emir gelse bile, "dikkatinizi bir şeye çekeyim: Erzurum Halkı, zaten kaç yıldır Ermeni Mezalimi ile inlemiştir. Bakınız, (şehirde) her tarafımız, harabeye dönmüştür. Şimdi de, buralar Ermenisıan olacak diye söyle nen sözlerden, halk ço� üzgündür. Öte-beriye aşınca karışmak, Ordu nun silahlan ve Kumandanları toplanıyor gibi fikirler vermek, günün birinde hayatımıza malolabilir. Bu halk, pek sinirlidir. Ben, hayatımı tehlikeye koyamam ! Sizin de, gerçeği görerek ve temkinli davranma nızı uygun görürüm". Halid Beyin yakalanıp teslim edilmesi üzerine "
1) Onun, ağır kışa rağmen ve sorumluluğu üzerine alıp, 12 Marı 191 B'de Erzwrımı a ke> şarak, Erme11iler'i11 buradaki alçakça kırgın ve vahşetlerine nasıl sorıverdiğini, acılı halkımıza nasıl kol-kanat açarak, elinden gelen yardımı fazlasıyla yaptığım iyi bilen ErzwrmılıJar'111 da, yine Ermeni belasına karşı, "Paşa" rütbesiyle karşıkoyacağına güvenip, inandıklarını, şdıirde çıkan tek özel gazete olan "lıllJAYRAK" adlı haftalık mevkute, 8 No.lu 5 Mayıs 1 9 1 9 Pazartğsi sayısında, Kazım Kara�k.ir Paşa"11111 On· beıinci Ko/ordw Krmıanda111ığına gelişini, şöyle taruuyordu: '
"ŞEHiR HABERLF,R/: 011be1Uıci Ko/ordM K11mJJrıdmıl1tl/IQ tayin bwywrıJan Kazım Paşa Hazreıleri, (3 Mayıs 1 9 1 9 Cumanesi günü) Şelırimiz'e muvisalaı etmiş ler; ve Müilci, ArluriErkôn ile birçok Hemşehrilerimiz tarafından, büyük bir hürmet le istikbil edilmişlerdir."
"Müşôriinileylıin müleholli (Bu Büyük -atın donanmış) oldJJılıJrıfazfleı doloyısıy la ıeırifleri, Vilayd ve Ord.w'ca bir mazhariyet sayıl""§llr"
125
yazdığınız yazı, "halb coşturmuş. Daha dün geldim; bana birçok Halk ve Subay geldi, (bu davranışınızdan şikiyeıçi oldu). ilk günden, işi çığırından çılcannap sebep olursak, ikimiz de, tehlikede kalabili riz! Rawlinson, biraz düşündü ve sözlerimi yerinde gördü" (IH., s. 2324). Böylece, siWılan teslim konusuna girmedi. Sonunda, Harbiye Nezaretimiz'den, (Mondros Mütarekesi'ne göre) Erzwum'daki Kolordu silfilıları (önce: toplann kamalan, tüfekle rin mekanizmaları) nın teslimi için, sıkı emir gelmişti. Bunu uygulat mak için, Tiflis'ten 1 Haziran 1919'da Erzwum'a gelen "/ngiliz Gene rali Biç (Bich)" ve Rawlinson1a ertesi gün, görüştük. "MiUareke'ye göre teslim olunacak siWı ve mühimmabn", dekoville Erzwum'dan Sarıkamış'a, oradan da tirenle Batum'a gönderilmesini istiyordu. Ben de, olur dedim. O da, "Ermeniler bir haftaya kadar, Hududun ötesin deki demiryolunu onaracaklar". Gönderilecek "malzeme ile, Batum'a kadar bir Subay yollamanıza muvafakat ediniz" deyince, teşekkür euim. Onlara oynayacağım oyunu, kurdum: Bir hafta sonra, demiryolu onarımı bitti, göndermeye başlayalım teklifi gelince de, "önce, Tiflis yoluyla bir Subayımız'ın Batum'a seyahat ile, yolların serbest (tehlike siz) olup - olmadığını öğreneceğim; sonra da, son komediyi oynayaca ğım" (IH., s. 42-43). 3. Ordu Miifettişi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), Erzurum'a gelişinin beşinci günü, 7 Temmuz 1919'da XV. Ko/ordu şifresiyle, "Kolordular'a" yazılan genelgenin 4. Maddesinde, şöyle diyordu: "Silahlar ve mühimmat, lu.ıtiyen elden çılcarılmayacaktır" (İH., s. 7 1).
Sonunda K. Karabekir Paşa, Harbiye Nezaretimiz'in silahların tesliminde ısrarı ve Rawlinson'un da, Hudut'tan telefonla bu hususı.aki "istiyerek geciktirilmeği" lstanbul'dalci "Yüksek komisyon'a bildirmek vazifemdir" diye yazdırması üzerine, "komedi tertipledim" dediği, şu oyunu oynuyor: " 1 - Bir mıkdar gereksiz sürgükolu ve kamalan (dekovildeki) bir tirene yükletip, ilci Subay ve birkaç Muhafız Er1e Hududa gönder miştim. Ancak, ne asker ve ne de h'!1k tarafından, yolda yıktırdığım yarmadan geçmesi için yardım edilmemesini; ve (Sarıkamış'tan gele126
celc) Ermeni tirenlerinin de, Hu.dudumuz a sokulmaması, emrini ver '
miştim".
"2-Birkaç Subay'ı da, köylü kılığına sokarak, çevreden bulacak ları köylülerle birlikte, tirene hücumla; Subayları1111Z'1 {elini, kolunu) bağlıyarak, tirenin yükünü dağlara JcaçırSıntar. Tuendeki lngilizler'e de, birşey yapmayarak, yalnız, söz ve işaretle korkuısunlar" ! 3 Erzurum v e Pasinler!Hasanlcale Miidafaai Hukuk (Cemiye ti) Heyetleri ve Halkı, Vilıiyet'e başvurarak: Sitahlarunızm tirenle gitti ğini gördük; Ermeniler (Hududun ötesinde Kars'ıa) katli!rn yaparken, biz buna razı olamayız diye, şiddetli müracaatla bulunsunlar. Valilik de, bana ve lstanbufa yazsın". "
-
"4- Erzurum Kongresi aruk, sil.ah verilmez diye, milli karan versin".
"5- Üçüncü maddedekiler olmuşçasma, Harbiye Nezareti'ne ve Rawlinson'a 26 Temmuz 1 9 1 9'da cevaplarunda, şunları belirttim:
"Ermeniler'in, Hu.du.du.n ötesindeki lslam Ahtlli'ye karşı yaptık ları mezalim ve kıyıcılığın işitilmesi; ve Hudwiumuzu.n pek yakınında bile lslam kanlarını akıtmakıan çekinmemeleri, Hu.dut boyundaki Asker ve Ahali tarafından· g�rülmesi; lslamlara attıkları güllelerin, Hu.du.dumu.z içerisinde Askerlerimiz arasına kadar düşmesi; ve lslamlar hald<.ında u.ygu.ladıkları bu. yoketme davranışı yanında; Sivas'a kadar gidecekleri vesaire hald<.ında da, bin türlü yaygaralar çıkarmaları ı. Halkunız üzerinde çok kötü etkiler bırakıığını, önce de 2)
(Temmuz 1 9 1 9 ERZURUM KONGRESİ sırasında) "Kars Caddeleri'nde AnıraniA: Marıı ile bcnzcrlerini söyliyerek, BIJfldo Talafl'U ile gösteriler yapan Ermeniler, ünlü hayilciliklerine uygun olarak: 'TiiTA:iye, ölmiifıiiT, örtülmesi Jı.aldJ. Biz, Erzurum ile
Erzincan'ı, şapkamızla (yani, silah patlatmadan) alacağız; Siwu'a varacağız' diye ba ğınyor, ve Karslılar'ın maneviyaı.ını kırmayı gözetiyorlardı (M uş ile Van, z.iıen bi zimdiJ, diyorlardı) (Dr. Kırnoğlu M. Fahrcıtin, "Kars ili ve Çevresi'nde ERMF,N/ ME2J.LIM/, J918 - 1920'', Ankara 1970, s. 1 1 9). Ünlü TürA:-/s/4m kasabı ve Fransa'dan "Şeref Nqanı" sayılan "Ugion d'honewre" (Lejiyoıı -donör)ii alarak "Ermeni Garibaldisi" diye övülen, ŞebinA:arahi.sarlı "Oza n)WI" iilesinden ve Erz11Tum ile Kars celladı AnıaraniA: "PIJIO " adına söylenen Er menice Marıı 'nın başındaki şu ilk beyit, onların Türkiye ve TürA:'e bakışındaki çar pıklığı gösterir:
1 27
arzetmi.ştim. Durum böyle iken, sılrgükolu ve kamaların tirenle Sarı kamış üzerinden gönderilmekte olduğu haberi, doğan heyecan ve coş kunluğu, bir kat daha arttırdı. n
"Bunların
Ermeniler'e
verilerek; lslô.m/ar'ın bir daha.
Ermeni
cellatlannm bıçaklan alunda bırakılacağı ve sağ kalanlann da, işçi olarak çalıştırılacağı gibi bir fikir oluştu. Silahların
Ermeni
içerisine
gönderilmesine, her bakımdan engel olunacağı hakkında, pek çok söy lentiler ve başvurmalar oldu". Bu yüzden, ne tirenle Sarıkamış'a, ne de
Trabzon'a göndennenin sakıncaları karşısında, bunları Erzu rwn'da "lıilaf Mümessillerinin gözetimi altında muhafaza etmenin so rwrıluluğunu, üzerime alabileceğim". 25 Temmuz tarihli, Pasinler ve Erzurum Müdafaai Hukuk Cemiyeti Şubelerı'nden de, umduğum yazılı karadan
müracaatler gelmişti. Huduttaki
Emin
"
Zivin
"Nişancı Alay Kumandanı Binbaşı
den 26 Temmuzda gelen telefon haberinde, şunlar belirtilmişti;
ertesi günü bunları,
"1ı.aş)
köyünden,
Rawlinson'a ve Harbiye Nezaretine yazdım:
Bugün saat
istasyonu
9 da, Taşkesen (1960 tan
beri yeni adı: Süngü
yanında vagonların bulunduğu yere, AJıali'den on kişi
gelerek, vagonda bulunan mekanizma ve kamaların, kendilerine tesli-
Muhafız Erler silaha davranınca, gelenlerin işaretiyle, "çevredeki tepeleri tutmuş olan ahıiliden 300-400 atlı gelerek, Subay /ar'ın ve istihkam Bölüğü nden yedi erin, kollarını bağlayıp götürmüş
'lmini istedi"
'
lerdir(2). "2- İstasyon'daki makinenin 1111akinistini korkutarak, dolu vago-
"Anlranik Yt/cJıbar, ertang Dacgasdmı: Carteng Twkeri, da rni Hayasdan!" Türkçesi:
Anlranik Kartkı,
gidelim Tür/ciye 'ye (fürk'e, "Dacik", ülkemiı.e "Dacikist.in"dan kısaltma, "Dacgasdan" derler):
Kırıılım Tür/deri, olsun Hayasdan (Ennenistan).
Bu Hıristiyan Kavme "Emuınil Arnıe11)1Qn" adını , komşuları, Ortodoks Rum ve GiiTcüler ile Siiryaniler'deıı ayınnak için, meıJıebi anlamda, "Grigoryan" yerine kul lanarak vennişlerdir. Onlar kendilerine "Hay" ve oıurduklan yere, Hayasdan derler ki, 1 9 18'den beri Revan/Eri'llan'ı merkez edinen Ermeni Cımıhwiyeıi de resmen, bu her iki milli adı kullanmalna olup, tarihte ve kroniklerdeki gibi, Ermeni veya Ar rMll)WI adını, benimsememiştir.
1 28
nu ıakunp
Hıdırilyas'a (gerideki
komşu köye) götürüp, oradan arkala
nyla sandıklan dağa çıkardılar. "3- Ahali'nin hangi köylerden olduklan, yanlannda götürdükle ri Subay ve Erler'in, sandıklann, ne tarafa götürüldüğü bilinmiyor. "4- Vagon başındaki
lngilizler'e, hiçbirşey
yapılmamıştır" ( İH . ,
s . 87-92). Bundan sonra da
Harbiye Nezareti,
yine sürgü kolu ve kamala
XV. Kolordu Ku mandanlığı'na yazmışsa da, aynı "Halkımız karşı çıkıyor, namusunu ve yurdunu korumak için , bunların verilmesini istemiyor, coşup ayak lanıyor" yollu cevaplar veriliyor; iş, olmazsa çıkanlıyor. .. Böylece, Kazım Karabekir'in azimli tutumu, 4 Tümenlik Kolordumuz'un " fazla silah ve mühimmau"nın elden çıkmasını önlüyor. lngilizler de, vakit nn, geciktirilmeden teslimini, 7 Ağustos 19 19' da
kaybedip, Kaflcasya'dan yavaş yavaş çekilme kararı aldıklarından, artık bu uğurda İ stanbul Hükumetimizi daha sıkışuramıyorlar .
..
(İ H . ,
s . 1 09- 1 1 1 ).
B)
ERZURUM
KONGRES İ
VE
MUSTAFA
KEMAL
PAŞA'YA OESTEK OLMASI
Her iki konu içiçe olduğundan, bir arada gözönünde tutulmalı dır.
Atatürk
ile
Karabekir'in,
Erzurum'da buluşmalanndan en az altı
buçuk yıl önce, çok dost olduklannı gösteren bir belgeyi, ikinci olarak
burada açıklıyalım. 3
Mektup,
Çankaya - Atatürk Arşivi'nde bulunan şu tarihsiz Atatürk'ün elyazısı'yla olup, imzalıdır (A - 1
mürekkeple ve
-
d. D-4, F-20). Dört sahifede, 78 satır. Yukarıda (s. 1 3) görüldüğü gibi,
Kurmay Binbaşı Musa Kazım, 8 Ocak 1 9 14'te lstanbul'da Genelkur may ikinci Şube Müdür Yardımcı/ığı'rıa tayin edilmişti. Şube Müdürü 3) Bu değerli mektubun metin, iz.ah ve klişesi için, bakınız: M. Fahreııin KIRZIOÔLU,
"Auııürlc'ibı Bilüuni!yen Bir Melaubu , (Ocalc 1914)", ATASE (Askeri Tarih ve Sıraıe jilc Etüt) Başkanlığı Yayını, "ATATÜRK HAFTASI ARMACANI", 10 Kasım 1989, Atatürk Dizisi, Sayı 22, s. 9- 17.
1 29
ise, Alman'dı. Bu sırada, Kurmay Binbaşı M. Kemal de, Sofya Elçimiz Ali Fethi (Okyar)ın yanında, 27 Ekim 1913'ten beri "Ataşemiliter" bu lunuyordu. İtıihadcı ve yakın arkadaşı M. Kemal'e, yeni vazifeye tayi ni haberiyle birlikte ona, Subistan Ordusu hakkında gönderdiği "bir ilci yazı"dan dolayı, Şube Müdürü Alman ın "sebebsiz tekdirleri"ni de haber verdiğinden; M. Kemal bu mektubu, böyle uzun ya7.arak, "haysi yet ve şerefe bu kadar az değer veren o kişinin, bu meziyetden pek na sibini almadığını" da belirtiyor. Bu mektubun K.Karabekir1e ilgili yerleri, şöyledir: '
"Kardaşım Kazım Karabekir Bey, "Mektubunuzu aldım. ikinci Şube Müdür Muavini tayin olun manızdan, gerek sizi , gerekse Ordu'yu tebrike layık görürüm" Mektu bunuzda gösterdiğiniz içten sevgi, beni pek çok sevindinniştir." "Son yazdığım bir-iki yazının, Müdür Beyleri (Almanlar'ı) pek kızdırmış olduğunu bildirerek, beni uyarmış olmanıza da, minnetdarh ğımı sunarım ... "
"Azizim, bendeniz Sırp Ordusu hakkında bilgi alacak halde ol madığımı yazmamıştım ... Bugünkü tarihli yazımla da, bu yanlış anla yışı gidenneğe çalıştım." "Buna göre, ileride yine böyle bir yanlış anlaşılmanın önü alın mak üzere, hangi hususların, amirce ve eleştirircesine bulunmuş ise, bunların bildirilmesini, özellikle rica ederim" "Hal böyle iken, Şube Müdiirü'nün (bana) cevap olarak yazdık larını (almancadan) tercümeye, (bana) saygınızın engel olacak derece de bulunduğunu belirten sözlerinizden, pek üzülüp elem duydum ... " "Değil böyle vazife uğrunda ve hatta her hususta, kendi haysi yetimi korumak işinde, fedakarlıktan çekinmiyeceğim için, siz Karda şım'dan yardım görmeseydik dahi, bu yolda kendimi savunmada çabuk davranacağıma, şüphe buyurmıyacağınızı sanırım" "Yukarula/ci saygılarımın, iyi kabulünü rica eder; ve gözleriniz den öperim, Kardaşım"
130
(Bulgaristan Büyük Elçimiz) "Ali Fethi (Okyar) Bey, selimınıza pek çok teşekkür ve karşılık olarak özellikle, saygılarını ve tekrirnaunı arzeyler". (İmza) M. Kemal" (Mektubunuzda, Sofya' dan istediğiniz) "lastik havlular modadan düştüğü için, buyurduğu nuz Berber, çoktan beri (Avrupa'dan) getirtmekten vazgeçtiğini bil dirmiştir". (Bilindiği gibi, M. Kemal Atatürk, K. Karabekir'den bir yaş büyük ve bir dönem kıdemlidir). "' .
"'
XV Kolordu Kumandanı olarak lstanbu/'dan ayrılmadan bir gün önce, 1 1 Nisan 19 19'da Kazım Karabekir Paşa, Şişli'deki (şimdi Müze olan) evinde ziyaret ettiği, "Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa"ya çok güvendiğinden, O'na Erzurum'da neler yapılabile ceğini anlattı: "Milletin kurtuluş anahtarı, (Mütareke'den sonra işgal görmemiş olan) Dogu'dur. Orada herşey mümkündür; Ordu da, güç lüdür, Halk da birlikte gider... " dedi. O sırada bir ameliyat geçirdiğin den istirahata ihtiyacı olan M. Kemal de ona, "iyi olayım, sizinle bu luşmaya çalışırım" dedi .(İH., s. 17- 18). Ordu Müfettiş/iti ve geniş yetkilerle, seçkin bir kadro ilel 9 Mayıs 1 9 1 9 günü Samsun'a çıkan M . Kemal Paşa, oranın lngiliz işga linde ve Karadeniz'de de güvensizlik olduğunu görünce, üçüncü günü Samsun'dan, "Nutuk"ta da X. Belge olarak yer alan, şu şifreli telgrafı, 21 Mayısta Erzurum'a gönderdi: "liita mahsustur. Erzurumda Onbeşinci Kolordu Kumandanı Paşa Hazretleri'ne. Genel durumumuzun almakta olduğu tehlikeli şe kilden, çok üzgün ve kederliyim. Millet ve Memlekete borçlu oldugu muz en son vicdan vazifesini, yakından ortaklaşa çalışarak en iyi yap mak mümkün olacagı dilşüncesiyle, bu son memur/ugu kabul ettim. Bir an önce zaıuilinizle buluşmalc arzusundayım. " "Ancak, Samsun ve çevresinin durumu, güvensizliği yüzünden kötü bir sona varmak yolundadır. Bu yüzden, burada birkaç gün kal-
131
mak 7.aruretİ vardır. Bendenüi, şimdiden aydmlatma-ya -yarar hususlar varsa, bildirilmesini rica eder ve gözlerinizden öperim, Kardeşim" Dokuzuncu Ordu Birlikleri Müfettişi, Padişahın Fahri Yaveri, Tümgeneral Mustafa KEMAL " Bu telgrafı alan Karabekir diyor ki,"Mustafa Kemal Paşa'nm gelmesinden, çok sevindim. Bunu, bir aydır bekliyordum" ... Kimlerle birlikte geldiğini sorup, öğrendik. "Gelenler içinde, umut ettiğim bir çok arkadaşlar yoktu. Halbuki durum, bizi bir Anadolu Hülcümeti kur maya götürüyordu. Asker ve mülkiye yönünü, kimler idare edecekti? Ben Doğu'yu, sonuna kadar tutabilirdim. Şu halde, kesin zafere kadar yerime bağlı idim. Mustafa Kemal Paşa'yı başa geçirmek ve bunu bütün gücümle tutmayı, daha lstanbul'dayken düşünmüştüm ... Bana bir an önce kavuşması, pek uygun ve gere/eliydi. Esasen lstanbul'da kendisine rica ettiğim de, buydu. Hele ki , bir aydan beri Doğu, herşeyi
yapmaya azmetmiş, (kıyıda Rumlara, içeride Ermenilere karşı koyma ya) hazırlanmışu. Bir kere Erzurum Kongresi'nde bir (Milletin oluştu racağı) dayanak ve hareket üssü kurulduktan sonra: Teşkilatça. kll v veıçe, maddi ve manevi heybetli bir çığ gibi, Batı'ya yuvarlanmak kolaydı; ve Doğu Zaferi'ne dayanarak, lzmir'i de kurtarmak mümkün bir emel olurdu". Ancak, O'nun, kolay olan ve Erzurum'a yolu bulu nan Trabzon'a gelmeyip, Samsun'dan kara yoluyla gelmesini belirtme
sine, şifre ile Erzurum'dan (aynı gün) 21 Mayıs 1919'da, şu cevabı verdim: "Samsun'da Dokuzuncu Ordu Müfellişi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne.
'Trabzon yolunda, güvenlik ve benzin vardır. Sivas yolunda, benzin yoknır; yollar da, otomobile pek elverişli değildir. (Erzurum'u) yüksek şereflendirmeleriniz (teşrif-i samileri), şenlendirecektir. Arza değer bir husus yoktur. Saygılarımı sunarım". "XV. Kolordu Kumandanı Tümgeneral Kazım KARABEKİR" (İH., s. 32-33).
1 32
"/zmir'in işgali yüzünden, bütünleşen bir millet oluştuğunu gören düşmanlarımız, kısa bir propaganda ile, Padişahı da, lsıanbul
HüJcUnıeıi'ni de, ebedi olarak milletten ayırdı; ve 1 9 1 9 yılında milli birlik oluşması için, büyük fedakarlıklara ve vatandaş kanı dökmeye, bizleri mecbur etti" (Mondoros Mütarekesinin 24. Maddesi'nin, İngi lizce metninde "Annenya" ve Türkçesinde, arapça terkiple, "Vitayati Sitte" / Alu-Vilayet" denen) Erzurum, (şimdiki Ağn-Enincan Bayburt ile Yusufeli ve Kigı dahil), Van (Hakari dahil), Billis (Muş Siirt-Bingöl dahil), Mamureıilaziz (Harput
/
Elazığ
Tunceli
Ma
latya - Adıyaman dahil), Diy�bekir (Mardin ve S iverek dahil), Sivas (Amasya - Tokal - Şebinkarahisar dahil) Vilayetleri. Ermeniler'e karşı (2 Aralık 1 9 1 8 de merkezi İstanbul'da, "Vilayati Şarkıye Müdafai Hu kuku Milliye"), beş Sancaklı Trabzon (Rize Gümüşhane - Giresun ve -
Ordu dahil) Vilayeti de, Rumlar'a karşı (merkezi Trabzon'da, 1 2 Şubat 1 9 1 9'da, "Trabzon Muhafazai Hukukı Milliye Cemiyeti " adlı) Milli Cemiyeıler'i kurduklarından, her iki cemiyet, Trabzon'dan Erzurum'a ve Erzurum'dan Trabzon'a 30 Mayıs 1 9 19'da birer telgraf yazarak, (Kolordu merkezi) "Erzurum'da Büyük Bir Kongre nin yapılmasını, "Doğu Vilayeılerinde ls/am Hulculcunu ihmal eden llüJcilmeıin teklifini (yabancılara yurt venneyi), HüJcCuneıe karşı proıesıo eımeğe"; aynca, "
buraların geleceğini güvene almak üzere kararlar verilmesini, teklif ediyordu. Buna göre, Erzurum Merkez Şubesi, öteki beş vilayete de, aynı günde, bu hususta telgraflar gönderdi.
XV. Kolordu bölgesindeki askeri durum: Kıyıda Rumlar'a karşı
3. Tümen (Trabzon'da), Ermenilere karşı öteki üç Tümen'de, Kuman
dan ve Kurmay'a ihtiyaç olduğu; lsıanbul'dan mümkün olanların geti rilmesi, iyi Valilerin alınmaması, "Erzurum Kongresi'nin toplanmak üzere bulunduğu", durumumuzun güvenilir olduğu, türlü şifrelerle (amir olan) Mustafa Kemal Paşa ya bildirildi (İH., s. 39-42). '
Ordu Müfeııişi M. Kemal Paşa, 1 1 Haziran 1 9 1 9'da, 1 5 Sayı ile (Havza'dan), "Vilayet şifresiyle" K. Karabekire yazdığı ve 16 Hazi randa alınan telgrafında şöyle diyordu: 1- Haziranın 8'inde Harbiye Nezareıi'nden aldığım şifrede, em rimdeki "istimbotlardan biriyle hemen" "/sıanbul'a gelmem istendi.
1 33
2- Sebebini, Genellcurmaybaşkanı olan (18 Mart 1915 Çanak kale kahramanı, Arapgirli, "Çobanlı" soyadım alan) Cevat Paşa'dan, mahremce sordum: lngilizlerln bunu, HükUnıet'ten istediklerini söyle
3- Ali Fuat (Cebesoy) Paşa. daha Samsun'a gelişimde.' "/ngiliz ler'in, HükUnıet'li!n, (Ordu Müfettişi olarak Anadolu'ya) gönderilme di.
min sebebini sorduklan"nı, söylemişti.
"4- Vermiş olduğum kararın. Milletin Hukuk ve lstiklôlini tayin uğrunda, Millet ile birlikte çalışmaktan ibaret olduğunu, siz Kardeşi me. önce ve sonra arzetmiştim. Bu ülkü, Milletin bağrına sığınarak, namus ve vicdan vazifesini yapmaya. fedakarca devam etmeyi emredi yor. Emsalimiz (Maha'ya sürülen Kumandanlarımız) gibi, lngilizler'e esir olmak üzere lstanbul'a gitmekte, ma'zurum". "Vatani vazifeme devam edebilmekliğim, tabiidir ki, ?.atialiniz gibi aymfıkir ve inançta bulunan Kardeşlerimin de, daima ve herhal de, uygun el-atmanıza ve yardımınıza bağlıdır ... Bu hususa dair, kar deşçe değerli düşüncelerinizin, bildirilmesini beklerim". "Merkezdeki HükUnıet, gafletle (beni) lstanbul'a aldırmak planını izlediğinden, ben de mümkün olduğu kadar, zaman kazanmak ve (Müfettişlik) Karargahımı, memleketin iç kesimine sokmak için, aynı usulle karşılık verip, yazışmaktayım" ("Nutuk"ta, bu metin yeri ne, yalnız, 1 . ve 2. maddelerden özet verilmiştir. İstanbul 1961 baskı sı, 1. ctıı, s. 29).
Bu şifreyi alan K. Karabekir, görüşünü ve yazdığı cevabı şöyle belirtiyor: "Erzurum'da biz, pek güçlüyüz. Şahıs(lann değiştirilmeden
makamında kalması) ve silah hakkındaki kararımız da, tesbit olun muştur. Nitekim (ısrarla İstanbul'a yollanması isli!nen, 3. Tümen Ku mandanı Deli / İstanbul Şehidliğindelci Kabirtaşı'na " Karsıalan" Soya dı yazılan) Hôlid Beyi gondermedjm. Kemal Paşa'nın Erzurum'a gelmesinin gecikmesi, kendisi için, zayıf bölgelerde tehlilu!li olabilirdj. Bir kere, Erzurum Kongresi işbaşınq geçince, iş Jcolaylaşacaktı. Kemal Paşa ve (Hüseyin) Rauf (Orbay) gibi güç/il şahsiyetlerin de ,
1 34
Kongre'ye girmesi, bütün Millete karşı nüfuzlarını arttıracak; ve işler, daha kolay düzenlenecekti" 16 Haziran l 9 l 9'da, şu cevabı yazdun: "Yücefıkirlerinize bütü nüyle katılıyorum. lstanbul, dışarıya bütün değerli kimseleri göndere ceğine, böylelerini, birer birer kendi eliyle alıyor "l.ati-Sılmileri (yüce şahsınız), gerek görüldüğü zaman, ben acizin bölgeme şeref bu yuru/ursa, minnetlerimi sunarım". Ordu Müfettişi M. Kemal Paşa, ertesi 1 7 Haziran 1919'da Am(lS)'Q'dan, Erzurum'a yazdığı şifrenin sonunda, şunları belirtiyordu: "Tanrıya şükürler olsun ki, her yandan gerek askeri, gerek mülki, siz Kardeşim gibi, aynı düşünce ve ictihad arkadaşlarımızın himmetleri ve öncü olmaları sayesinde, her taraftan aldığım telgraf lar, Milletin milli- birlik ihtiyacını duyduğunu; ve genel olarak, bu işe gerçekten başladığını isbat ediyor. Merkezi Hükumet'in, sanki esir bir durumda olması, Başkendin güçlü bir askeri işgal altında bulunması yüzünden, Milletin mukadderatının, yine Millet ordusuyla zaruri kıldı ğı, l.atialilerince de doğrulanmıştır... Erzurumda büıün Doğu - illeri Murahhas/arından olıışan bir kurul bulundurmak hususundaki düşün ce ve girişiminizi, takdir ederim. Bu, mutlaka gereklidir... Hürmetle gözlerinizden öperim". (İl:;I., s. 48-50). 9. Ordu Müfettişliği'nin adı, Haziranın ikinci haftasında Hükiımet'çe "3. Ordu Müfettişliği"ne çevrilmişti. K. Karabekir Paşa, 22 Haziran 1 9 19 da Amasya da 3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa'ya "zata mahsustur" işaretiyle yazdığı şifrenin sonunda, şöyle diyordu: '
,
"fstanbul'dan gelen ve dış tesirlerin neticesi olduğu besbelli, Hükümet Kararları'nın uygulama emirlerinin, şimdilik tepkisiz karşı lanmasını; ayrıca, lstanbul'dan mümkün olduğunca çok sayıda aydın zatların Anadolu'ya gelmelerini, pek önemli saymalcıayım. (Milli Ce miyetlerin Erzurum'da Umumi Kongre hazırlığı gibi) Doğu'dan gelen kuwetin belirttiği hedefi görmek ve buna göre bir hareket çizgisi tayin etmek, Vatan ve Milletin selameti için yeterli olacağı kaNUJlindeyim.
135
işte bunun içindir ki. yüJcsek zatınıza. (Enurum'a) teşriflerini, daha ilk gıinden (yani, 1 1 Nisan 1 9 19 da Şişli'deki görüşmemizde) istirham et miştim" Ertesi, 23 Haziran 1919'da M.Kemal Paşa. Amasya'dan "Zata mahsustur" işaretiyle Kazım Karabekir Paşa'ya gönderdiği 3 madde lik şifresinde, hem lstanbul'da Hülcümet'in durumunu ve son umutlan, hem de XV.Kolordu Kumandanı olarak, onun büyük yardım ve etkisi ni, şöyle tanıtıyordu: "2- (Balkan Savaşında denizdeki tek yüz akımız "Hamidiye Kahramanı", Deniz Kurmay Albayı ve Eski Bahriye Nazın, Hüseyin) Rauf (Orbay) Beyefendi. lstanbul'da birçok önemli zatlarla görüştük ten sonra. Aydın (İzmir) Viltiyeti'ne geçerek; oradaki durumları öğre nip, Ankara yoluyla Amasya'ya geldiler. lstanbul'un durumunu, çok açılr. ve acılr.lı biçimde anlattılar:
"lstanbul. bütün anlamıyla tek-el altında olup; siyasi ufku, bü tünüyle lngilizler tarafından kuşatılmış bulunuyor. Bugünkü Kabineye girmiş Nafia Nazırı Ferid (Tek) ve Bayındık Nazırı Said Beyler gibi hamiyet/eriyle tanındıkları iyi bilinen yüksek fikir sahipleri bile: Bu mahsur durumdan, hemen kurtulmak; ve Anadolu'da kendiliğinden do ğacak bir Milli Kudret'ten başka, hiçbir umut ve kuvvetin, bu Devlet ve Milleti kurtuluşa götüremeyeceği; ayrıca. Batı-Anadolu'daki Aydınların da, böyle düşündüğü hakkındaki umumi ve ortak kanaati, bildirdi.". "lstanbul'da, Milli istik/ti/ duygusundan yoksun bazılarının, ln gilizler'e esir olmakta, sakınca görmedikleri anlaşılıyor. Buna göre, Anodolu'dan çılr.acak sesin çerçevesinde olacak bizler için, milli vazi fenin pek kullu olduğu görüşü, bir kere daha pekişiyor. Milli kudretin hemen bir arada temsilinin kesin ihtiyacına karşı da, zaten Erzu rum'da etki ve gözetiminizde ("nezaretinizde") olarak Doğu-illeri Kongresi'nin yaygınlığı ve umımıi bir biçimde yapılması ve izlenmesi için, kaçınılmaz mılcadele görüldü". Ertesi 24 Haziran 1 9 19 günü, yine Amasya'dan, yukanda 3. Maddesini gördüğümüz KKarabeki( Paşa' nın 22 Haziran tarihli
1 36
"Zata mahsus şifre"sine, "3. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa'nm cevabında, artık Erzurum'a gelme/ete olduğu bildirilerek, deniliyor lci: "Son belirtti/clerinizden de anlaşılacağı gibi, temelde, bütünüy le uygunlulc vardır. Bizzat Erzurum'da buluşmamızı, ben de çok önem le ve özlemle istiyorum... Şimdi, elegeçen bir mikclar benzin ile Sivas'a ve oradan belki Erzincan'a kadar gitmek mümkün olacakur. Herhal de. dört otomobile yetecek kadar benzinin, Erzurum'dan Erzincan'a gönderilmesi gerekecektir. Bu durumda, olağanüstü bir hal olmazsa, Sivas'tan hemen Ezurwn'a hareket edeceğim. 25. 6.1919'da , Amasya'dan otomobille Sivas'a yola çıkılacaktır. Efendim" K.Karabelcir Paşa da, "Sivas'ta 3.0rdu Müfet1işliği"ne yazdığı kısa ve açık telgrafta, 25 Haziran'da " 350 kilo benzin"in Erzurum dan Erzin can'a yola çıkarıldığını arzeyledi. (IH.,s.51 -57). '
3 Temmuz 1919 günü Erzurum'a maiyetiyle gelen 3.0rdu Mü fettişi M.Kemal Paşa'yı, şehre l 7 km. mesafedeki llıca'dan, XV Ko lordu Kumandanı K.Karabekir Paşa, "Kurmayını da yanına olarak, karşıladı"4. Posta Telgraf Genci Müdürü (Refik Hfilid Bey), 24 Hazi
ran'da, bütün Telgrafhanelere bir tamim göndererek diyordu ki: M.Kemal Paşa, Ordu Müfettişliğinden azledildiğinden, onun telgrafla rını kabul etmeyiniz. Bu. yüzden, Sivas'tan 3. Kolordu Kumandanı Refet (Bele)Paşa nı n, l Temmuzda, XV . Kolordu aracılığı ile "Musta fa Kemal Paşa Hazretleri"ne yazdığı, "?.ata mahsus ve acele" şifre telgrafta, kendilerine, Müfe1tişlik'ten, "aynı zamanda askerli/eten istifa etmekle, lstanbul'a celbinize sebep bırakmamak imktinı belki sağlana bilir", deniyordu. Erzurum'da bunu alıp okuyunca, "üzüntüsünü gizle yemeyen" bu Kahraman Kummıdan'a, Kazım Karabe/cir, güvendirici '
olan şu sadakatli sözleri söylüyor: "Müfellişlik.len, hatta askerli/eten çekilmenize, hiç üzüntü duy madan, karar verebilirsiniz. Size, mu/caddesatun (dinim ve namusum) adına söz veriyorum: Size, Müfeuiş bulunduğunuzdan daha çok, say gılı bulunurum. Sizi, Millete tanıtmak ve Halk ile Ordunun saygısını, üzerinizden ayırmamak, vazifemdir. Daha lstanbul'da iken ( l 1 Nisan4) Mazhar Müfit KANSU, "Enwum'dan Öliimiine TI'K Yayıru, l. Cilt, Ankara 1966, s. 23-25.
Kadiu ATATÜRKLE BERABER",
137
daki ziyaretimde), Dolu'ya gelmenizi rica ettilimi, hatırlayınız. Mü fettiş olarak delil. bir Mil/etdaşımız olarak da gelseydiniz, Sizi, başla yacaıuruz istiklal Mücadelemiz'de işbaşına çıkarmaya, daha o zaman dan karar vermiştim. Erzurum Kongresi esaslarında fıkir bir/ilinden sonra, Milli Kuvvetle işe baş/arız"(İH., s. 66-67).
Ertesi 4 Temmuz 1919 gWıa, Sultan Vahideddin'in tahta geçişi nin ille yıldönümü dolayısıyla, 3. Ordu Müfettişi ve "Yaveri Hazreti Şehriyari" olan Mustafa Kemal Paşa'nın, Mabeyn "e (Padişah Genel sekreterliğine) yazdığı kutlama telgrafını, Erzurum Telgraf Müdürü Halid Bey, kabul etmediğinden, çekilememiş ve bu yüzden o da, "Divani Harb"e (Askeri Mahkemeye) verilip, tutuklanmışu5 . Bu, yu lcanda işaret edilen Refik Halid (KARAY) tarafından yazılan "Genel ge"ye uygun olduğundan, ücreti peşin alınsa da, böyle telgrafların, ye rine ulaşbnlmayacağı, belli idi. Bu yüzden, 5 Temmuz 1919 dan "
başlanarak, Müfettiş ve 9 Temmuz'dan sonra da sivil M.Kema/ Paşa imzalı şifre telgraflar, Kazım Karabekir Paşa'nın uygun bulmasıyla, artık hep "XV. Kolordu Kumandan/ılı adına" ve onun şifresiyle gön5) Aslı, Erzurum Vti/iligi Evrak Mahzen( nden alınıp,) 942 de öı.el Kanun �e �unılup, Ankara Üniversitesi'ne bağlanan "TÜRK iNKILAP TARlHI ENSTlTOSÜ" Arşi vi'ne verilerek, oradaki "24 Sayılı Erzurum Dosya.rı"nda "3529 Sıra" da kayıtlıdır. Buradan alınarak ilk defa yaY.ıru i\in, bal\µıız: Bekir Sıtlu BA Y�AL, "Erzurum Kongresi ile ilgili Belgeler", TORK INKILAP TARiHi ENS11TÜSÜ Yayını, Anka ra 1969, s. 13 . Bir "Ta'mim" (Genelge) biçiminde, "ÜçİJ!ICÜ OrdM Miifetti§i, Fahri Yôveri Şeh riyari Mirilivıi (Tümgeneral) Mustafa KEMAL" imzasıyla, Erzurum Vô/iligi'ne gön derilen bu resmi yazıda, öı.etle şöyle deniyor: "'AtUfetlii. Efendim Hazretleri (Yani, Vili), "Aıil ve ta'yinim, HulcwUı-ı Şôhıine'den" (Pidişih'ın Haklanndan) olduğu; ve azlim kesinlikle olmadığı halde, Eslci Dôhiliye Nôzırı Ali Kemıil ve Telgraf Genel miidii.rii. Refik HAilD (KARAY) Beyler, sözde. benim azledilmiş olduğumdan, 'Te/graflarımı11. .(Telgraf Memurlannca) kabul edilmemesi" yolunda yalan ve uydu ruk emirlerini, Usı Makama şikiyeı ettim. "Bugün (4 Temmuz 1919), Hazreti Pôdi§ôh"ın Cii.lıUi Hümıiyıüıunu lallltımak üı.ere, gerek "Mabeyni Hii.môyıüı" (Saray Genelsekreterliği) ve gerek Yii.ce Harbiye Neııireti'ne, Vilıiyetler'e ve Kolordular'• yazılan Telgraflarım, Erzurum (şimdiki "Erııı rum Kongre Binası"na yakın, iki katlı kirgir büyük bir yapı olup, "Köşk Palas" adı ile bir Otel olarak kullanılır iken, trafik genişlesin diye, Belediyece istimlik ile yıkunlınış bulunan Telgrafhane) Merlcezi 'nde sakllll!!J> , ibtal edilmek gibi, Kanuna aykın davranışın ortağı ve eylemcisi olan, Erzurum (Telgraf) BtıjmMdürü ile Merkez Mii.dii.rii.'nün verdikleri açıklama ve belgeler üı.erine, 141ubgım va/car ve Devlet Hay siyeti'ni korumak için, her ikisi de tutuklanıp, hapse konarak, "Divôni Harbe" (Askeri Mahkeme'ye) verilmiştir... '
1 38
deri/ip, cevapları da, ona göre alınıyordu. Bu durum, hem "Nutuk"taki 5 Temmuz 1919 tarihli ve sonraki telgraflardan, hem de "/H." (s. 69 ve sonrakiler)den, açıkça belli olmaktadır. Aynca, o gün den itibaren, Erzurum Müdafaai Hukuk Cemiyeti Şubesi"nin Vilayet ve Sancak, hatta kişilerle olan telgraf haberleşmesi bile, "XV. Kolor du" aracılığı ve şifresiyle verilip, alınıyordJı! Bu da, rahmetli K.Karabekir Paşa nın, Milli Mücadelemiz'deki, gereği gibi bilinme yen, büyük bir fedakarlığıdır. '
llıca'daki karşılamada, tanık olan Eski Vali Mazhar Müfıt (Kansu), Karabekir'in ölümünden sonra yazdığı haııraland n a diyor ki: Otomobili önümüzde duran Mustafa Kemal Paşa, inince, "ilkönce, Kazım Karabekir Paşa ile kucaklaştı ve öpüştü. Sevgi, saygı ve sami miyet duygusu, böyle bir felaket devresi içinde, askeri resmi ta 'zimi ve selamı (yanı, Üst-Ast durumunu), hemen iki tarafa da unutturmuş gi biydi"! "Bir ilci gün sonra (5 Temmuzda), Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığı altında ve Erzurum Kalesi Muha/ızlığı'na ait (Yakutiye Medresesi yanında, Cumhuriyet Caddesine bakan ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nca "Tarihi Eser"dir diye tescil ettirilmesine rağmen, 1979'da Belediyece yılcunlan) küçük bir binada ve geceleyin, adeta Gizli bir Cemiyet kurmuşçasına, ill,c ıoplanumızı yapuk". Toplanuda, Başkan dan sonra ikinci şahıs, XV. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir, üçüncü Rauf Orbay idi ("Erzurum'dan Ölümüne Kadar ATA TÜRK'LE BERABER", 1.25, 30). Bu Tarihi ve Gizli Toplantıdaki 9 kişinin adı, "Nutuk"ta (1.43-44) da belirtilmiştir. Yine Atatürk diyor ki: "Tekrar toplandığımızda, işin başında benim devam etmemi ve kendi lerinin, bana yardımcı ve arka olacaklarını, bildirdiler" (Nutuk, 1.45). 8 Temmuz 1919 gecesi MKemal Paşa, Erzurum Telgrajhane
si nde makine başında: Müfettişlik ve Askerlik'ren istifa ettiğini, Saray Başkatibi aracılığı ile Padişah'a iletmişti. Artık sivil olduğundan, yü rürlükreki Kanunlarımıza göre, siyasi cemiyete girip, toplanacak Erzu rum Kongresi'ne Mümessil seçilerek Başkan olabilirdi. 10 Temmuzda, Erzurum Müdafaai Hukuk Cemiyeti Yönetim Kurulu, Kazım Karabe'
139
kir Paşa ya, bu hususta başvurarak, görüşünü sonnuş, o da, şu cevabı '
vennişti: "Mustafa Kemal Paşa Kongre'ye, yalnız Murahhas (Delege) değil, Başkan bile yapılmalıdır. Bir Ordıt Kumandanı, hayatının bütün kazancını, sizler için/eda etmiştir. Samimi çalışacağına, Millet Kara rına aykırı işler yapmayacağına, güvenmeliyiz. . "(İH.,s.16). .
Mustafa Kemal Paşa ve Hüseyin RaufBey, hem Erzıvum Va/i liği'ne elyazılı, hem de Kolordu Matbaası'nda basunp etrafa yolladık ları "Beyanname"leri'yle, artık milletin ve vatanın kurtuluşuna, bütün güçleriyle çalışacaklarını bildiriyorlardı. Müfettişlik Binası'na gelen K.Karabekir Paşa, içeriye saygı ile girerek, H.Rauf Bey le bir arada bulunan, istifa etmiş Mustafa Kemal Paşa'ya, şöyle dedi: '
"Kumandamda bulunan Subaylar ile Erlerin, saygı ve ta'zimlerini sunmaya geldim. Siz, bundan önce olduğu gibi, bundan böyle de. bizim Sayın Kumandanımızsınız. Kolordu Kumandanı'na mahsus araba (otomobil) ile, emrinize bir Takım Süvari getirdim. He pimiz, emrinizdeyiz Paşam!" Bu soylu civanmertliği gören M.Kemal Paşa, onun üzerine atı lıp, boynuna sarılarak, yanaklarından tekrar-tekrar öptü ve teşekkür etti. Aynca, 1 3 Temmuz 1 9 1 9 günü, hem M.Kemal Paşa'ya hem de H.Rauf Bey'e resmen birer yazı yazarak, bu bağlılık ve üstün vefasını belirtti(İH. s. 77-78, H. Rauf ORBAY'ın Mektubu, s. 1 1 98- 1 1 99). ,
K.Karabekir Paşa'nın öğüdü, tutuldu: Daha önceden, Erzurwn Merkez Kazası'ndan Kongre için Mümessil seçilen M. Cevat (Dursu noğlu) ile Emekli Binbaşı Kazım (Yurdalan) gibi iki Erzurumlu'nun, 20 Temmuz 1919 günü "Vilayati Şarkıye Müdafaoi Hukukı Milliye Cemiyeti" Başkanlığına imzalayıp verdilcleri tezkirede, şöyle deniyor du: "Önce, (Cemiyet Yönetim Kurulu'nda) konuşulduğu gibi, yerle rimize Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Beyefendi Hazretleri seçilmek üzere, (toplanacak olan) Umumi Kongre Erzurum Milmessilliği'nden istifa ettilimizi, arzeyleriz". 140
Böylece, Kongre Üyeüti işi görülen bu iki Milli Kahraman ?.at, Trabzon'dan gelen 17 Mümessife de tanıulıp, tesirde bulunuldu; ve 23 Temmuzda açılan Kongre'nin ilk gününde hazır bulunan 47 Mü messi/den, 38 oy alan M. Kemal Paşa, Kongreye Başkan oldu. 14 gün süreri bu Kongre'nin son 7 Atustos günü de, M.Kemal Paşa ve Rauf Bey, "Erzurum Temsi/cüeri olarak, Temsil Heyeıi ne seçildiler ve Mustafa Kemal Paşa, bu Heyete Başkan oldu ki, bu sıfatı, 23 Nisan 1920 de Ankarada TBMM açılıncaya kadar sürmüştür. "
Kongre başlamadan bir gün önce, Harbiye Nezareıı"nden gelen telgrafla, XV. Kolordu Kumandanı K.Karabekir Paşa, "Üçüncü Ordu Müfelliş-Vekili" o/dutunu ötrenince, "Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Beylerin uygun görmesi" üzerine, bu yeni vazifeyi kabul etmişti. (IH.,s.82). Kongre'nin sekizinci günü, 30 Temmuz 1919'da Harbiye Nezcireıı"nden XV.Kolordu Kumaı.Jan/ıgı'na yazılan telgraf, ertesi gün alınmışu. Bunda emredilen şuydu: "M.Kemal Paşa ile Rauf Bey'in , HükUrrıeıin kararlarına aykırı çalışma ve davranışlarından dolayı, hemen yaka/anaralc, lsıanbu/'a gönderilmeleri, Hükumetçe uygun gö rülerek, Vali/ige (dün ve bugün) gereken emirler veri/dilinden, Ko/or duca·da, ciddi yardımda.bı,ılunulması ve sonuçtan bilgi verilmesi, rica olunur-Harbiye Nazırı NkziM". K.Karabekir Paşa'nı, 1 Atusıos 1919'da, bu "sersemce" emre verditi uzun cevapla, onun, M.Kemal'den yana Milli Mücadele adına yapuğı fedakarlığın ve mertliğin, üstün bir örneği görülüyor: "HülcU,meı'in siyasi kararlarının ne olduğunu bilmiyorsam da, Mustafa Kemal Paşa ve RaufBey'in çalışma ve davranışlarında, Vatan ve Milletin istek ve yararlarına ve yürürlakıeki Kanunlara aykırı sayı lacak hiçbir durum ve davranışı olmadıtını görüyorum. Bu ?Allar, Vatan ve Milletin mutluluk ve selameti ile ilgili her yurtsever fercü gibi, yaşamalcladırlar". Rumlar, Trabzon ile Samsun'da "Pontos Hi1/cUrrıeti" kurma hulyasında; "Sivas'a, Sivas'a" diye bağıran Ermeni ler, hududumuzoo ötesinde "Büyük Ermenistan" için çalıştıklarını ar zetrniştim. "Mustafa Kemal Paşa gibi, memlekette namusuyla ve seç141
kin askeri hizmetleri ve yurtseverligi ile tanınmış; ve bütün askerlerin de, hususi saygısını kazanmış, hele yirmi gün önce memleketin yarısı na k umanda etmiş olan ve haliyle davranışlarında, Vatan ve Millet ya rarlarına aykırı birşeyi duyulup görülmeyen bir ?.atın, tutuklanması na, kanuni bir sebep olamzyacagı; ayrıca, yukarıda da arzettigim durumlar dolayısıyla da, Halk ve Ordu gözünde de, iyi bir tutum ola rak sayılmıyacagından, bu ?.atların tutuklanmasına ve Kolorduca da, bunun için yardımda bulunulmasına, hal ve durumun kesinlikle elve rişli olmadığını arzeylerim" (IH.,s 98 -99) .
.
Erzurumlular adına, "Doğu-Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiye ti Erzurum Merkez Heyeti", 26 Ağustos
1 9 1 9 da, yurdwnuzda ilk ola
rak, Mustafa Kemal Paşa'ya, "Fahri Hemşehrilik" teklif etmiş; O da,
d
bunu sevinçle kabul ederek, ertesi gün, Nüfus Kağıdını Erzurum Nüfus İdaresi'ne göndererek, Hemşehril iğini tescil ettirmişti. Sivil Mustafa Kemal Paşa'ya: Erzurum M dafaai Hukuk Cemiyeti Üyeliği ve Fafil Heyet Başkanlığı ( 1 0 Temmuz). Kongre Mümessilliği (20 Temmuz), Kongre Başkanlığı (23 Temmuz) , Temsil Heyeti üyeliği ve Başkanlığı (7 Ağusto) ile "Fahri Hemşehrilik" (26 Ağustos) veren Er zurum , O'nu gerçekten "Erzurumlu" etmişti. Aralık
1919
sonlarında,
sıra Milletvekili Seçimi'ne gelmişti. Bu sırada Sivas'ta Hüseyin Rauf Bey ile birlikte bulunan M.Kemal Paşa, Erzurum'dan, iV. ve Son Os manlı Meclisi'ne Temsilci olmak istiyordu. Bunun için, yine eski sadık dostu XV Kolordu Kwnandanı'nın, manevi yardımına ve deste ğine başvurdu; ve haklı olarak kaz.andı. İşte, hiç yayınlanmamış belge leri: "Sivas, 30 Eylül
1919"
"XV Kolordu Kumandanı Kôzım Karabekir Paşa Hazretleri'ne,
" 1 - Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Mebusluk
için açıktan
adaylıkları m koymak istemiyorlar. Bazı yerlerden kendisine başvuran lar olmağa başladı. Kendi istekleri, Erzurumlular'ın hakkında göster dikleri samimiyet ve muhabbete ve Hemşehrilik vermekle de belirttik leri aşın sevgiye karşı. Erzurum Merkezi'nden Mebus olmagı, tercih
eylemektedir/er. " 1 42
"Böyle iken. Erzurum'un kendisini Mebus çılcannak üzere kesin bir karan yoksa, Mebusluk esas olduğundan, başka yerlerden birisinin teklifine muvafakat edeceklerinden, lfJt/en bu. luuustalci kararların, dol ruca acizlerine (bana) gizlice bildirilmesine, inayet/erini rica ederimH. 2. Madde , Erzurwnlu (büyük mücahid, emekli Kadı ve Mebus) Hoca - Raif (Dinç) Efendi'mn de, Erzurum Mebasu seçilmesi için, "bu hususta gerekenleri, Zôıidevletlerine hıis samimi usliÜJ ile aydınlatma nızı diler, özlemle gözlerinizden ve ellerinizden öperim, Efendim" Hüseyin Rauf. (Genelkunnay Başkanlığı arşivi, kurşun kalemle müs vedde, "Kapadım, fi minhu" / 30 Eylül HJ AtaWrk'iin o zamanki yaveri "Haylti" - Dosya 1335-7, Fiş 5, 34).
Ekim 1919 başlarında M. Kemal Paşa, K. Karabekir'in gayre tiyle, Erzurum'dan aday olarak gösterilenlerin başında yer aldı ve Er zurum da çıkan ''Albayrak" gazetesinde de, lehinde yazılar yazılarak, seçmenlere bilgi verildi. Bu uğurda öncülük eden ve Cemiyet adına M. Kemal Paşa'yı aday ilan eden Yönetim Kurulu Üyeleri'ne M. Kemal Paşa, Amasya'dan 20 Ekim 191'7da şu açık telgrafı gönderdi (Genel kunnaybaşkanlığı Arşivi, D. 1335n, F.5-2): '
,
"Erzurum - Müda/aai HuJcuJc Cemiyeti Merkez Heyeti Üyelerin den (Em. Binbaşı, Edirneli) Süleyman, Kdzım. (Yurdalan), Süleyman Necati (Güneri), Cevat (İ>ıirsunoğlu) Beyefendiler'e. 'Türlduğüıt mert ve soylu bir merkezim teşkil eden Erzurum'un, haklarını savunmayı bana vermek hususunda belirtilen isteklen dola yı, çok duygulu ve müteşekkirim. Şimdiye kadar hareketime kılavuz edindiğim, bilinen esaslar içerisinde, bu vazifeyi de son hadde kadar yapmaya azmetmiş bulunduğum halde, kabul eylediğimin bildirilmesi ni, rica ederim".
"Anadolu ve Rwneli Müclafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsi liyesi" Adına, Mustafa KEMAL". (Alundaki yazılar) "Sivas'ta (Telgrafçı) Faik Efendi'ye, 20/21. 10. (1919) geceya nsında çekildi (Yaver'in imzası, okunmuyor)". Aralık 1919 da yapılan Genel Seçimler'de o zamanki şu 10 il çeyi içine alan Erzurum I Merkez Sancağı'nda, Milletvekilleri'ni seçe-
143
cet. 300 ikinci - Seçmen vardı: 1. Merlcn I Erzurum (Şimdiki Aşkale,
Çat, Tebnan dahil), 2. Tercan (Çayırlı dahil), 3. Bayburt, 4. ispir, 5.
Yusufeli (1925 ten beri Artvin'de), 6. Tortum, 7. Narman, 8. Pasuılar (Horasan dahil), 9. Hınıs (Karayazı dahil), 10. Kitı (şimdi Bingöl'de). Seçimi, 6 aday kazandı. K. Karabek:irln tenbihleri ve isteli ile, Seçim sırasında Erıurum'da bulunmayan M. Kemal Paşa, 300 "MiJntelUbi Sdni" (İkinci - Seçmen)den "268"inin oyunu almış oldu. Hepsi Erzu rumlu olan öteld 5 aday da, şu sayılan lwanmışlardı: (İstanbul Baro su Başkanı ve Anayasa Profesörü) Celdleddüt Arif, 252; (" Albayrak" gazetesi sahip ve Müdürü, Ôlfetrnen - Hukukçu) Süleyman Necaıi (GÜNERI), 219; (Rize Mutasarrıfı / Valisi) Ziya (EBABELEK), 167; (Bardızlı) Süvari Binbaşısı Zihni (O�ON), 132; (Avukat ve Maliye Hukuk Müşaviri) Hüseyin Avni (ULAŞ), 120. Seçilenlerin tutanakları, usulüne göre Erzurum'da 6 Oca/c 1920 giJnQ imza ve mühürlerle onaylanıp, hazırlandı. Bu durumu, 27 Aralık 1919 dan beri Temsil Heyeti'yle birlikte Ankara'da bulunan M. Kemal Paşa'ya, "XV. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa", yine Ko lordu şifresiyle telgrafla bildirdiğinden, O'ndan, 9 Oca/c 1920 günü Erzurum'da "Kazım Karabekir Paşa Hazretleri"ne gelen şifre telgra fın içinde, şunlar yazılıydı: (Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti) "Erzurum Merkez Heyeti'ne: Erzurum Ahtilisi Muhterem Hemşehrilerim tarafından. gösteri len üstün sevgi ve güven belirtilerine, teşekJcürleri vazife sayarım. Seçim Tutanatı'nın bir suretini (Meclis'te Tutanakları incelemek için kurulacak) Heyet'e, öteld suretini de telgrafla Dahiliye'ye (Bakanlığa) bildirip, Aslını, (Milletvekili seçilen) Arlcodıışlarımızdan birisiyle elden (bana) gönderilmesine, himmet bwyurulmasını rica ederim, Efendim. 9 Ocak 1920 de". "Temsil Heyeti Adına (Başkan) Mustafa Kemal <6J
6) Enıuvm ile Ataııük'ilıı çdc yakın ilqlı:ilerini tanıtan belgelerin, bulıırıdulu xeder ile metin, izlh ve klişeleri için, lıllaı:ıız M. Falueain KIRZIOOLU, "Alaııük'e Ait Bilill _,.,. Yedi Vuika" (lıepsi,, TIIMM Arşivi - "Arıkan Mebum Mustafa Kemil Do.ya n" içinde) TÜRK KOLTURO Dergisi, Anbn, Huinıı 1976, Sayı 164, ı. �38 / 468-486.
144
C) YENİ TÜRKİYE'NlN tt.K ASKERi VE SiYASI ZAFERINl KAZANMASI, KARS'IN SON - KURTIJLUŞU VE GÜMRÜ ANTI.AŞMASI Bu konulan, çok O:zet anlaıarak, resmi yazılardaki ana çizgileri ve değerlendirmeleri beliıUneğe çalışalım. Yulcanda görüldiiğU gibi, 1. Kaflw Kolordusu Kumandanı
iken Kumıay Albay KAzım Karabekir, Rus Subay ve Topçu, Muhabe re, Havacı gibi teknik erlerinin güçlendirdiği ve Kunnaylannın idare ettiği Ermeni kuvvetlerini yenerek, 25 Nisan 1918 de Kars Kaksi'ni, az sonra da 1877/93 Hududuna kadarki topraklarımızı kurtannışb. Tif listeki Üçlü Federasyon / Seyim Hükfuneti dağılınca, 28 Mayıs 1918 de istiklalini ilan eden ve merkezi Revan / Erevan olan Ennenistan, 4 Haziran 1918 de Batımı Antlaşması'yla, hem Üç - Sancak ("Elviyei Sel8se") bölgesinin Türlciye'nin Anayurdundan olduğunu ve (1 827 1917 arasında 90 yıl Rus işgalindeyken, uyanıp Anavatana kablarak Ermenilerin mezaliminden kurtulan) Aras sağındaki "Sürmela - San cagı"nın (şimdiki: Tuzluca - Iğdır - Aralık İlçeleri kesimi) da Tilrki ye'ye ait olduğunu kabul edip, onun istiklalini ilk tanıyan devlet de, Türkiye olmuştu. Ancak, uğursuz Mondros Mütarekesine dayanarak, Anavatanı mızı da parçalayıp: Yıuıanistan'a, "Pontos Cumhuriyeli"ne ve "B ayili< Ermenistan"a bölüp vermeğe çalışan galip İtilaf Devletlerinin bu giri şimlerine karşı, aziz milletimiz yer-yer "Milli Miicildele" davranışına başlayıp. Ocak 1918 başlarında ilan edilen ve İngiltere, Fransa. İtalya Devletlerinin de çıkardıkları kendi kanunları ile benimsedikleri, "Wil son Prensip/eri"ne dayanarak, teşkilit kumıalda, direnip mücadele ediyordu. işte bu "Mütareke Devri" de denen zamanda, yeniden zilim ve kıyıcı Ermeni ve Gürtü işgaliyle karşılaşma belirtisi yüzünden, ülke mizde ilk Mü.ili Mü.cdtkle Hareketi ve Siyasi Teşkilatı, 5 Kasım 1918' de Kars'la kurulan "Milli-lslôm ŞQrtisı" oldu; ve Ardahan I Oltu 145
Batum I Artvin'ill Sancallan'ndan başka. Ahu.ta - Ahı/Uld:, Sünnelil ve Nahçıvan'ı da içine alan , "CenubigaTbi Kafkas Geçici
HflA:Unıeti"ni 17/18 Ocak 1919 da kurarak. silihlı mücadeleye koyul
du. Bu husustaki belgeler ve hab131ann çoğu, yurdumuzda yayınlan mışllr 7. Kars'ta ve ona bağlı adı geçen yerlerde Yerli-Türkler'in mü cadele ve teşkiliıı, 1920 Ekimi sonunda Kars'ın Son -Kunulıqılna kadar hep, "Miln - ŞUrt" ve daha kısalulmış olarak (Büyilk "Nutuk" ve öteki resmi yayınlarımızda), "Şura" adıyla yaşayıp, tanınmışur. Mondros Miltarekesi'ne göre ordumuz, l'l914 hududu gerisine çelcilmete mecbur" kalmış ve birliklerimiz, 26 Aralılc 1918' de Kars'tan da aynlınca, idareye, adıgeçen Şüra HülcUnıeti, 1 8 Ocaktan sonra da "Cenubigarbi - Kaflcasya Hülciuneıi;' bakıyordu. Doğuda Er menile're kuzeyde (Ahıska ve Ahılkelek ötesi) Gürciller'e karşı hudu dunu koruyup mücadele ediyordu. 1918 Arahk sonlarında demiryolu ile Batum üzerinden Kars'a kuvvet getiren lngilizler, 13 Nisan 1919' da Kars'ta Parlamento binasını hile ile basarak, Hükıimet erkinından 12 kişiyi, Batunı üzerinden Malta Adası'na sürdüler; 20 Nisan'da Ar dahan ve çevresini, Gürcaler e, 30 Nisanda da Kars'ı Ermeniler'e işgal ettirdiler. ,
'
Bunun üzerine, Erzurum Vilayeti hududunda (Bayazıt dahil): Oltu, Allahuelcber - Dajı, Katızman (Ortakale), Kulp/Tuzluca ve ltdv'da yuvalanan "Milli - Şwa" kuvvetleri ve teşkilauna. 1914 Hu dudu içerisindeki ordu birliklerimizden, silih ve cephane yardımları, halli terhis edilen erlerimizden gönüllü "Çeteci"ler kaularak, Ermeni ler'e karşı direnmeye ve katliamlara engel olmaya güven veriyorlardı.
K. Karabekir Paşa da. Erzurum'da Kolordu Kumandanhğına başlayınca. Kars Şwaları Şubeleri'ne yapılan bu yardımlar, daha ge nişlemiş ve düzene konmuştu. Narman'da bulunan 3. Tümen K. Eyup lu (Deli-) Hdlid Bey, bu arada, Çı/dır'a kadar adamlarını göndererek, siWı ve cephaneden başka. top ve makmelitüfek kullanacak erlerden bile gizlice ve başıbozuk (halle) kılığı ile gönüllüler gönderiyordu. Bu
7) M. Fahmıiıı KIR7lOÔLU, Miltt Mücdtkl•d.ı Karı /. Kilap BFLG&ER", lsıanbul 1%0; "CiJıa"lirotlu /bralıim A)'dus'daA:i Millt-MiJ.catUI� Karı v• Alaıiirk'l• ilgili B•lg•lu", BEll.HTEN, aıı XL VIIl, Sayı 1 89-190, Ocak-Nisan 1 984, ı. IQIJ-165. "
146
yüzden K. Karabdir Paşa, 25 Eylal 1919"da Enurum'da Amerikan Heyeti Başkanı Geural Hardoord'a verdiği "Rapor"da, İngilizler ta rafından "Kars Milli Şılrdsı"nın, dağıblmadan önceleri, "idare ve gO veıılili korumadaki" başarısını ölmüş; ve bundan sonra da, dağınık Şubeleri'ndeki direnişlerini belgeleriyle anlabllışur. (İH., s. 307-3 18). K. Kar�kir Paşa, 30 Aralık 1919"da Enurum'da Harbiye Ne zareti'u yazdığı şifreli telgrafta, o ı.amanki durumu anlatarak: "lldu, Kıılp (Tuzluca)" dahil, Üç - Sancak (Kars - Ardahan / Olbl - Batum Artvin) bölgelerinin, Barış Görüşmelerine esas olmak üzere, yeniden Anavatana kalılma geregini ham/atıyor:
"Bugün, Aras Vadisinde ve Ar�ayı'nın batısındaki bölgede, Ermeni nüfuz ve hQkimiyeti yokıur; ve ezici çolunluk, Müslamanda dır.. Ancak, belli başlı kasabalarda, memur ve bir mikdar Enneni as keri tutunabiliyor... Bu bölgenin çoğu yerlerinde (Akbaba, Çıldır, Iğdır, Tuzluca, Kağızman, Bardız / Altahüekber Dağı, Oltu'da) lsldmlar'ca kurulan birçok Geçici Hükiunet ve Milli - Şılrôlar idaresi, hükumet etmektedir. lslamlar. Osmanlı Devleti'nden ayrılmıyacakları nı ve başka idare altına girmiyeceklerini söylüyorlar" (IH., s. 42 1; Bu Telgraf, Ankara'da "Hakimiyeti Milliye" gazetesinde de çıkmışur).
Yine, XV. Kolordu K. olarak K. Kar�kir Paşa, 20 Şubat 1920'de: Harbiye Nezareti ve Kolordular ile Ankara'da "Temsil Heye ti"ne (M. Kemal Paşa'ya) yazdığı şifreli telgrafta, "Üç-Sancalın bize geri verilmesine çalışılması gerelini belirtiyor, buraların, "ezici ço lunlulu Türk ve Mü.sliimandır", diyordu (t.H. s. 474). Bu yüzden K. Kar�.'cir Paşa, iV. Meclis için Üç Sancak'tan (Kars adına Olbl'dan 2, Artvin - Batum - Acara - Çilrüksu'dan Batum adına 5 olmak üzere), Üç Sancalc'ta düşman baskısı dışında kalan yer lerden, Milletvekilleri seçilmesini elalıından teşvik ederek, Erzurum ve Baıum ile Trabzon gazetelerinde de, bu yolda özendirici - hukuk dayanaklarından sözeden yazılar yazdutmışur. Sonuç olarak, seçilen yedi Milletvelcili, Meclisrın en büyük milli vazife ve "Milli Program" olarak ortaya koyduğu, 28 Ocak 1920 rarihli "Milli-Misô/c"ta 2. Mad dede yeralan "Elviye-i - Seltise"nin Anavaıandan o/dulunun belirtil147
mesi'nden güç aldıJar (Bu Milli - Misik'm hazırlanmasında, Baıum Muahedesi ni imzalayan H. Rauf Orbay ile, Kasım 1 9 1 8'de Yedeksu baylık'tan terhis edilen Eızununlu Avukat H. Avni Ulaş Beyler'in gay reti yanında, Kazım Karabekir Paşa'nın yukandaki telgraftan ile, '
başka raporlarının da. çok tesiri olmuştur).
,
lngilizler'in 17 Şubatta Milli-Misalc'ın ilanından ve bütün mille tin onu benimsemesinden ürkerek, 16 Mart 192<Jde resmen lstanbul'u işgal etmeleri, beride Ermenileri de cesaretlendirdi; İngilizler, Fransız lar ve Amerikalılar'dan gördükleri bol askeri yardım ve siyasi destek, onları şımartb: "Van, Bitlis (Muş - Siirt - Bingöl dahil), Erzurum ve Trabzon Vilayetlerinin", Ermenilere verildiği, Kıütler ile Ermenilerin anlaştılclarını anlatan, Ermeni Kwnandan ve Me/nurlarının imzalı be yann.am(lerine; işgallerindeki Kars bölgesinde mezalimi arttırmaları na yolaçb. Bu yüzden Erzurum'dan, XV. Kolordu Kumandanlığı baş lılclı resmi kağıtla K. Karabekir Paşa, 22 Mart 1920 tarihinde, "Erivan Ermeni Cumhuriyeti Askeri Kumandanlığı'na" nzun bir "ih tarname" gönderip, suretini de Ankara'da "Temsil Heyeti ne (M. "
Kemal Paşa'ya) yolladı (İH., s. 555-556). K. Karabekir Paşa, Anlcara'da TBMM açılıp ertesi 24 Nisan 1920'de M. Kemal Paşa'nın "HülcUmet Başkanı" seçilmesinin verdiği güvenle, ve Bolşevik Rus kuvvetlerinin, Azerbaycan Cumhuriyetini yıkıp işgalini düşünerek, illefırsatla Kars'ı kurtarmak üzere, 26 Nisan da hazırlığa başladı. O gün, XV. Kolordu "birliklerini, Hududa yak laştınna" ile işe koyulurken, Ankara da BMM Başkanlığına 26 Nisan da yazdığı telgrafta diyordu ki:
"Kolordumun toplanmasına başlandı, iki hafta sonunda tamam lanacağı umulur". Bundan sonrası için, çok gecikmeden, ya Meclis karar versin, veya "hareketlerimizin serbestliğine müsaadelerini istir ham ediyordu. 28 Nisanda, BMM Başkanı M. Kemal Paşa'nm verdiği cevapta: Hazırlıklara devam edilsin, "Hududu geçme kararının bura dan verileceği, tabiidir" deniyordu (IH., s. 664-666, 668). • •
148
•
Ermeniler, Kuılırmata kadarki Türk topraklarınua kendilerine veri/dilini ileri sürerek, seferberlik illn eblliş ve Kars bölgesindeki kuvvetlerini çoğalbp, Erzurum VilAyeti hudutlanna varınca, Türk hal kına medlimini artbnp, mermilerini bizim hudut karakollarımıza
kadar savuruyorlardı. Durumu Anlcara'ya arzeden K. Karabekir Paşa, 6 Haziran 1920' de aldığı cevapta, "Sotanlı (dağlan) - Geçitleri'ni se 8 Haziranda: Van, Erzurum Vildyetleri ve Erzincan Sanca ğında "Seferberlik itan" ederek, ter/Us edilmiş ihtiyatları da, yeniden askere almağa başladı. 1 5 Haziranda, "Dolu Cephesi Kumandanı" işgal etmek için" ileri hareketlere müsaade edildiğini görünce, çok
vinmişti.
-
tayin edildi, Ancak, bazı siyasi düşüncelerle, durdurdu. Bu arada lngilizler,
Ankara,
ileri hareketleri
Temmuz sonuna kadar Yunanlılara: Sa lihli, Bursa, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli'yi işgal ettirdiler. 10 Ağus tosta imı.alanan Sevr Antlaşması da, Ermeniler'e resmen: Van - Bitlis Bingöl ile Erzincan - Trabzon ve doğusunu veriyordu. 24
Eylül 1920'de Enn enilerin uçakla
Bardız
(yeni adı, "Gazi
ler")daki Cephe Karargahımıza bomba atmaları ve taarruzla ilerleme leri, sert tedbirler alınmasıyla karşılandı. 28 Eylulde taarruza geçen ordumuz, 29 da Sarıkamış'ı, 12. Tümeniyle, savaşsız işgal etti. 9. Tü menimiz de, o gün akşama ,kadar, Sarıkamış
-
Kars şosesi boyundaki
Çatak, Divik (yeni adı, Yayıklı) ve (şimdi Selim'e bağlı "Eskigeçit") Bezirgtingeçidi köylerini aldı. Ermeniler, Selim-Bayburt - Tozluca köyleri hatuna çekilmişti. Ertesi 30 Eylül 1 920 günü, Göle'den çekil
miş olan Ermenilerin arkasınca ilerleyen birliğimiz, kaz8 merkezi
Merdinikl işgal etti. Sağ kanattaki birliklerimiz de, 1 Ekim de Katız man'ı işgal edince, Aras boyunca doğuda ilerleyen Müfrezelerimiz, lğıdır (Sünneliçukuru) bölgesine yaklaşu (1H:, s. 887-889, 891). '
Bu sırada Sovyet Rusya Dışişleri Bakanı Çiçerin, Moslcova'ya Yeni-Türkiye (Büyük Millet Meclisi HükQmeti) MuralıJıas Heyeti miz'e: "Biz Ermeniler'e Kars Vildyeti'ni verdik; siz de, (Ain / Bayazıt dahil) Van ve (Muş Bingöl, Siirt dahil) Bitlis Vi14yetleri'ni verirseniz, si giden
zinle yeni bir dostluk antlaşması imzalar ve ona göre (para ve askeri malzeme bakımından) yardım
da
Bolşevik Rusya'nın bu davranışı,
yaparız" yollu teklifte
bulunmuştu.
Türkiye gibi Rusya'ya da düşman olan
149
/'til4fDevletleri'nin 10 Ağustos 1920 de dikte ettirip, PadiJQh HiJklJ!Mti
Murahhaslan'na imzalattırdıtı, fakat ne Padişahın, ne de lngiltere ve Fransa'nm tasdik ettiği; "ölü düşmüş" olan Sevr Muahedesi'ne uyuyor du! Bu durumu, 16 Ekim 1920 de Ankara'dan Genelbumay Baş/cam ismet Bey, Şark Cephesi Kumandanlmıza, telgrafla şöyle duyunnuşbı:
"Bolşevikler'in, Van ve Bitlis (Viliyetleri'nin Ennenilere veril mesi hakkındaki) tekliflerine, ne dersiniz?". Şark Ceplrui Kumandanı K. Karabekir Paşa da, ona verdiği tafsilli cevabın özetini, şöyle belir tiyor: "Uç - Sancak (Kars - Ardahan - Batum / Artvin kesimlerinin) iş galine devam, en iyi cevap olur!" (1H., s. 895).
Yeni birlikleri ve gönüllüleri Kars'a gelen Ermeniler, 14 Ekim de 9. Tümenimiz cephesine yoğun topçu ateşiyle taamıza geçtiyse de, sağ kanattaki Berne (yeni adı, Koyunyurdu) köyün�ki 12. Tümeni miz'in düşmanın yan gerilerine (Üçler - Borluk Dağlanna doğru) sü rülmesiyle, yenilerek, bütün cephelerden çekilip, Kars Mü.stalrJcem Mevkü'ne doluşwlar. 20 Ekimde verilen emirle, düşmanın Gilmrü ile bağlanusını kesecek biçimde doğudan kuşaulma harelcAbna başlandı; Kars Çayı solundaki kuzey yolu da, tutuldu, Dotu Tabyaları'na yakla şıldı. 28 Ekimde Üçler - Tepesi, Vezinköyü ve iki Yalını Tepeleri halb, baskınla elegeçirildi' Bundan sonrasını, Rahmetli K. Karabekir Paşa mn kendi yazdığından, sadeleştirerek görelim: '
"30 �m (Cumanesi 1920 / 1336 Rumi, güneyde) Üçle� Tepesi'ndeki gö-zetleme yerinden idare ettiğim bir taarruz ile, Ermeni Ordusıı. üç saat içinde perişan oldu. Sıkı takiple, Dotu Cephesi'ndeki Tabyaları işgal ettik. Kale dışındaki Ermeni birlikleri, Kars'ın kuzey cephesine karşı taamıza başladılarsa da, iki (buçuk) yıl önce (Nisan 191 8'de) yine kumandam aluncla Kars'ı işgal etmiş bulunan Birlikleri
min, çevik ve becerikli davranışlarıyla, bu sarp, pek güçlü ve modem olan Karadat ve Arap Tabyaları'nı onlardan önce, işgal edebilrniştik.8 8) Rıu Kunnaylıuı nlporlamıda, "Enıvfli ırlırill, siperden bacağını yuklnya uı.atıp, ta banından kıqım yuuı alanak, hutahaneye kaldınldıklan"nı belinilir. Kars·.,. Smı K11Ttul11fıloda, bı yilzdaı hileunı emirleri dinlaımediği için, kiifılrler savurup , elin deki kırbaçla, siperlerde linaı Ennaıi erleri il7.erlerine yürüyen /. l.lay K. Marvno Mj'urı intihan; ve 4. Alay K. MinNuıofurı göğlilııden yediği Tüıtc ku11unuyla ölüfil, hele Ermenilerin Türle süngü mulıaımeıinden çıolc yılgınlığı, Kanı Kuıtaruı Erleri rnizıı:, lilrkü konusu obnupıı. (hü. "EmbiyaJımıula Kars il. Kiıap", 1958 İltaııbul, ı. 1 65).
150
"Saat 15.30'da ben, KaıargAhımı KaTitJJ kurmuş bulunuyor dum. Bu sırada direnmekte olan {babkuzeydeki) Talımap-Tabyası da. ikindi vakti düşürüldü. Kars'ın ı.aptedildiğini, Kars'tan (telgrafla) An kora ya müjdeledim." '
"Akşama kadar lstasyon'd4 Karargdhun'da toplanan esirler, şunlardı: 3 General, 6 Albay, 12 Yarbay, 16 Yüzbaşı, 59 Teğmen, 16 Sivil Memur, 12 Yedeksubay, 4 Subay-Adayı. Esir erlerin sayısı da l 150 idi. Sayılan Ermeni ölilsü, 1 1 10 idi. Kullanılabilir 337 top, tamiri gerekli 339 top, pek çok malcinelitilfek:, her türlü mermi ve cephaneler ve başkaca savaş ilederi, projektör ve başka (askeri) nesneler, ganimet alınmıŞb. Esirler arasında: Harbiye Bakanı Araratof ile Genel/curmay Başkanı Vekilof, Kars Kalesi Grup Kumandanı (Rus) Primof ve bir de Sivil Başkan vardı."
'Ters Cephe (yani, baudan gelen ordumuzun, doğuya geçip, rical yolunu keserek, Kaleye kapaunası) ile yapuğım bu taarzru , tarih teki örnekleri gibi, bize Büyük Bir Zafer kazandırmış; bir düşman or dusunun önemli bir kesimini ezmek ve çağdaş bir (müstahkem) Kale'yi almaya karşılık, küçük bir ziyiaıunıza malolmuşıur: 9 şehid, 47 yaralı". "Kars'a Taa"uz Emrim'de, aynen şöyle demiştim: 'Taa"uz hareutlerinin amacı, Ermeni ana-kuvvetlerini, Kars içerisintk veya Kars'ıan sonra ıalcip ile, yoketmekıir. Gerçekten Askerlerim, Türk Or dusılnun, en medeni ordulardan üstün bir halde olduklarını, üstün bir kuvvetle ve insanlık duygulan da üstün bir halde olduklarını göster mişlerdi. Kars gibi modern bir kaleye karşı, arslanlar gib ... ıldırdıklan halde, Ermeni halkına karşı, en ufak bir tecavü7.de bile bulunmamış lardu. Bunu, oradaki (Yakın-Dolu Koflcasya Hayır Cemiyeti adlı) Amerika Heyeti de gördü; ve 3 l Ekim (1920)'de, {lstanbul'dalci Ameri ka Askeri Komiseri) Amiral Bristol'a yazdıkları telgrafta, şöyle diyor lardı: 'Tous les Americainns a Kars, sonı bien et l'armie Turque nous doMe exellent soin et tous consüllrations. Nous avons permition
151
de continuer l'organisation comme avant. Les soldats Turcs, sont bien disciplines et il n'ya pas eu de massacres. Edvard FOKS disttict commander
N.E.B. Kars" 'Türle Ordwu'nun, büyük disipline sahip olduğımu, tatliAm ya pılamadığım ve Ermeni Çoculcları'ni:t karşı gOsterdiğimiz şefkati, dünyaya duyuran Kars'taki bu Amerika Heyeti 'nin elinde, 6 000 yok sul veya kimsesiz çocuk vardı. (işgal ettiğimiz) Gümrilde de, aynı du rumu muhafaza ettik.•
"31 Ekim'de, Kars Telgrafhanesi'nden, An/cara'da Milli Müda faa Vekili Fevzi (ÇAKMAK) Paşa ile görüşlilk. Kars'taki &us Çarlı ğı'ndan kalma ve Ermeniler elinden alınma) ganimetlerin, on yıl ls ti/clôl Savaşı'nut devamuıa yetişecek derecede ço/c oldugunıı, bildirdim. Ferik (Korgeneral) rütbesine terfi euirildiğimi müjdeledi ler... "
5 Kasım 1920'de GiJmrifye varmak için Karargatu'nı Kuyucuk
(Malalcan) köyüne nakle.dince, Gümrü'ye taarruz edeceğini, Genelkur
may Başk.anlılunu'a bildirdi. Oradan, "Giücülerln Kars üzerine yürü me ihtimaline karşı, Kars'a geri dönülmesi gereği" bildirilince, bunu uygun görmediği cevabını verip. Harekila devam etti. O akşam Erme ni birlikleri, GiJmrü'nün bab sırtlanna kadar kovuldu. Ertesi sabah, Ermeni HillcıUneti'nin "Barış Teklifi" ile Giünrü Kumand/Jnlıtının Mü tareke isteğini aldı. Bunları, An/cara ya bildirip; Ermeniler'e de, Müıa reke için, Gümrü Müstahkem Mevkii'nin bize teslimini şart koştu. Er tesi 7 Kasımda, GiJmrü'yU teslim aldı. O gün, "Nahçıvan Müfrezemiz", Ermeniler'den Şahlahlı'nı savaşla alıp, 4 top, 1 1 makineli tüfek ve çok ganimetlerle 1 70'de esir almışb. '
Mütareke şartlanmızı ağır bulan Ermeniler, 10 Kasımda ileri karakolumuza saldırdı Taarruz hazırlığımız bitince, 14 ve 17 Kasım'daki iki muharebede, düşman yenildi. 18 Kasımda tekrar Müta-
1 52
reu istediler. Rahmetli Paşa, bundan sonrasını şöyle yazıyor:
"Mütareke şaru olarak, Ankara'nın istediği: Biner mermisiyle 2000 tüfek, 3 batarya (12 adet) çabuk ateşli koşulu dağtopu, yine ko şulu 40 makinelitüfeği Ermeniler'den alarak, Doğu Cephemizin ilk zafer armağanı olarak, Batı Cephemiz'e yola çıkardım . 27 Kasım da. Başkanlığım alunda Ermeni Haıisyan Heyeti ile Gümrü Muahedesi'ni görüşmeğe başladık. 27 Kasım da Ermeni Heyeti'ne, (Harşıt Çayı ağzı na kadarki yerleri Ermenistan'a b31ışlayan) Sevr Muahedesi'ndeld im zalarım geri aldırdık. Bugünü, bu uğursuz Muahedenin yırtıldığı gün olarak, kutladık; ve Ankara'ya, m üjdeledim . 3 Aralık'ta, (yeni Türki ye'nin ilk siyasi ı.aferi olan) Gümrü Muahedesi'ni im7.8ladık" (İH., s. 897-900, 902). '
'
Yaptığı sağlam haber alma ve aldığı çok yerindeki tedbirlerle, 23 Şubat 192 / 'dc Ardahan ve Artvin Sancakları'nı Gürcü işgalinden savaşsız kurtaran Şark Cephesi Kumandanlığı 'na Genelkurmay Baş ,
kanı 'nın tebrik tc lg r.ıfı : Harp Telgrafı
23(2/37 (192 1 )
Şark Cephesi Kuma.ndanlığı'na Ardahan ve Artvin'i istihlas eden (kurtaran) Şark Ordumuz un Kahraman Kumandanı'na, Zabitan (Subaylar) ve Efradına (Erlerine), '
en büyük şükranlarımı takdim; ve temadii muvafakıyfıtını (başarıları nın devamını) temenni eylerim. Salih (OMURTAK)
Fevzi (ÇAKMAK)
(Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Eylül 1964, sayı 49, Nu. 1 153)
1 53
V.
B Ö L Ü M
"ŞEHİD · YAVRULARI TÜRK ÇOCUKLARI" NIN KURTARICI VE TERBİYECİSİ "YETİMLER - BABASI KAZIM KARABEKİR PAŞA"
A) GİRiŞ Konuya, bu Büyük Kahramanın, Nisan 1 9,20'de (TBMM açıl madan), Erzurum'da 14 1 s. halinde baskısı biten, ''Teşkilat, Teftiş ve Tenlcidler" adlı son bölümü de (s. 142- 1 56) bir hafta sonra Mayısta ek lenen, ünlü "Öğüdlerim" kitabında yazdıklarını aktararak, başlıyalım: "Niçin Yazdım? " (Önsöz)
"Ana ve babalarını Umı2mi Harb in herhangi bir here ü nıercin de (her şeyi all-üsl etmesinde) kaybetmiş, binlerce yetim ve kimsesiz '
masumları, Erzurum'un şefkat göğsüne sığınmış buldum. Ancak, çıp lak ve sefil" Bu yavrucuklar, benim için pek de yabancı değildi. 12 Mart 1918' de Erzurum'un Ermeni koatilleri elinden kurtarılışında,
birçoklarını şuradan-buradan kıntarm ış; ve biçareciklerin, Tanrının rahmetine kavuşan ana ve babacıklannın, kanlı manzaralarını da gör müştüm. Dünya Savaşı'nın acılarından daha üzücü ve daha dayanıl maz olarak geçen, (30 Ekim 1918'de Mondros'ta imzaladığımız) Mütareke adı alundaki günler ise, herkesten çok, bu vasiye muhtaç yavrucuklar için, korkunç bir yıkım idi. 3 Mayıs 1919'da Erzurum'un Onheşinci Kolordu Kumandanlığı'nı üzerime aldığım zaman, bu za vallıların soluk benizleri, dolcuna/cJı bakışları, beni, büyük ve kutlu bir vazifeye çağırdı: Bu masumlara, Baba olmak"!
1 54
"Dolu-Anadolu'da. uçsuz-bucaksız ve hassAs işlerin çokluğuna ve güçlüğüne rağmen, ben bu yavruları, büyiJA: bir şeflcaıle bagrıma basdım; ve Dolu'nun büıün yetim ve öksüzlerine, gerçek ve pelc şefkat li bir Baba oldum. Benim gibi merhametli kalblilerin ortaklaşa çalış malarıyla, Erzurum'u ebede lcodar şenlendirecek Yatılı Olcullar'da, bu çoculclarımızı, mutlu ve bahtiyar kıldım. " "Kolordumun Sanayi Talcımları'nı bunlardan oluşturmaya baş layan bir girişim, birkaç ay sonra her Alay'a da bir Okulun; ve aynca, Kolordu'mun öğünç dayanağı olan Kolordu Okulu I Yatılı Yetimler il kokulu kurulmasını, Tanrı bize nasip kıldı. Beş-altı aylık bir çalışma nın, pek büyük semeresini: Erzurum'un HiiJcümet Erkanı, Sayın Bilgin leri, Milletvekilleri ve Halkı ile birlikte teftiş ederek, olgun bir teşekkürle gördük" "Bu yavrucukların herbiri, şimdi bir arslan, bir Türk Askeri kadar vakarlı ve ciddi. Hepsinin göğsünde, öğünme ve sevinç dolu; hepsini n aydın gözeleri, artık büyüle bir umut ve kendine güvenle par lıyor. Bunlarla, bu küçücük askerlerimle, gün geçtikçe daha büyük bir şefkat duygusu ve saygı ile birbirimize bağlanıyoruz. Geleceğin bu pek degerli varlıklarına, her varlıgı harcamada, bir mutluluk duyuyo rum. Gerek bu şefkat duygusu ve gerekse, yavrucuk/ara hayatın ilk esaslarını ögretecek, ve sonra da bu masum agızlardan, kendileri kadar saf olan halkımıza, nur saçacak, açık yazılmış, zengin bir eser bulamamak; bana, dinlenme zamanlarımın bir kesimini, onlar için harcamaga sebep oldu. Onlara, bu öCüTLERIM"i yazdım ve arma ğan eltim." "Bu öCOTLERlM, lslam Aleminin en ince ve yıkıcı hastalıkla rını, herkesin anlayacagı bir dille, inceden inceye anlatmış ve iyileş tirme yollarını da göstermiştir". "Erzurum kamu oyunu aydınlatmak için açtılımız ve gerçekten büyük yararlıgını gördülümüz, (şehrin doğusunda, "Karskapısı dışın da kurulan "Açık Hava Tiyatro ve Beden Eğitimi yeri gibi) lbret Yeri'nde /Milli Tiyatro'da, benim küçük yavrularım, her (tatil günü) Cuma: Üç Ölüd söylemek ve üç de beden egilimi harekeli göstermek
155
ve yararlarını anlatmakla, pek bilyilk etkiler buakryorlar. Halle da, bu küçülmüŞ büyük adamları, pek saygılı bakışlarla seviyor ve cankulağı ile, bu öğüdleri dinliyorlar". "Bunları, canlı bir şive ile, çocuk dilinden dinlemek, (hele o
Milli Mücadelenin heyecanlı günlerinde) pek tatlı ve pek tesirli olu yor. Öjüdler'in kaabil olan kısımlan, konusu olan eşya üzerinde uygu
lamasını yapmak suretiyle işlenerek gösterilirse, halkımız üzerinde, daha büyük verimli etki yapıyor". "Herkesten, Yürekten Bir Dilejim: "(Bu kitaptaki) Kısa metinleri ezberden, uzunca/arı da yüzün den (okutarak), iileler ve konuklar huzurunda çocuklarımıza söylet mektir. Okumak, okulmak, sonra da yapmak ve yaptırmak, milli hayillı yükseltecektir. Eğer bu esasta: Ninniler, masallar, türküler, şarkılar, haua dufilar, hutbeler birer kitap halinde -üstün, esreli- (eski yazımızı düzgün okutmaya yarar fonetik işaretli) basılıp, yayınlanırsa, bütün Türklük ve lslômlık, gerçek bir gelişme yolunu tutmuş olacaktır. Ancak, anlabmlar pek açık olmalıdır. Anadolu'nutı bir türlü anlayama dığı kitAplar gibi, İstanbul ufuklarında kalırsa, emeklere pek yazık"! "Dolu-Anadolu Gürbüzleri'ne" "Sevgili Evladlanm, "Biz bu yoksuzlukta, sizi var etmeğe çalışıyoruz. Siz de yetişip, varlılclar içinde, milleti mutlu edecek ve yurdumuzu şenlendireceksi niz. Temiz ve sevimli bir hayat için esas olan bu öCOTLER'i., size kı lavuz olsun diye yazdım. 7.avallı milletimiz, pek bilgisiz ve tabii pek de sağlıksızdır. Onu, sizin tatlı dilleriniz yükseltecek ve iyi edecektir. Haydi bakalım: Önce, size hayat veren Erzurum'dan işe başlıyalım. tnu Tanrı, yardımcımızdır". Şefkatli Babanız: Kazım KARABEKIR". (Öjüdlerim, ilk baskı, Erzurum 336 / 1920, s. 1-3).
1 56
Bütün Erzurumlu ve Karsl ı yaşlıların bildiği gibi, Paşa, bu ye timlerle öksüzleri ıoplayıp, açlık ve sefaletten kurtarırken, şöyle ya
pardı:
Ku Çocukları: Köyden hali, vakti yerindeki kimselere, Kolor du'da kayıtlı olmak ve Köy Muhtarlığı Defteri'ne de yazılmak suretiy le; veya çocuksuzlara, Türle geleneğine göre "Evlôdlık" olarak kabul ettirip, yeni ana ve babasının "iç-gömleği'nden geçirilmek" suretiyle: Muhtar, imam ve köyün ileri gelenleri eliyle teslim edilirdi. Bunlara, yılda iki defa, Kolordu adına kontrola gelenler, dwumlannı, bir "Köy Muhtarlığı Mazbatası" ile, üstlerine bildirirlerdi. Böylece, Doğudan toplanan 2000'den çok kız çocuğu, "Ev/adlık" verilmiş, 1 000 kadarı da, 1926'ya kadar: Kars, Erzurum ve Erzincan Kız ilkokulu ve Ortao kulu nda, yauh okutulmuştur. Bunlardan, yetişkinler evlenince, çeyiz giderleri de, toplanan yardımlardan sağlanmışur Çok düzgün lstanbul Ağzı ile konuşan Yatılı Kız Okullarında okuyanlar, evlenince çocukla rını, "ÖÔÜDLERIM" ve "ŞARKILI İBRET" kitaplarındaki milli ruhla terbiyeye de çok özen göstermişlerdir. Bıınlardan, tanık olduğumuz birkaç "Nine" olmuş "Kazım Paşa Öksüzü Kızlar"ı , hayatları boyun ca, Paşa'nın ruhuna, Habmlar okutup, Mevlid törenleri yapmışlardır. '
.
Erkek Çocuklar: Bunlar ıoplanırlcen, akrabası, komşuları ve ta nıyanlar, yoksa arkadaşlarının tanıklığı ve "sünnetli" oluşlarına göre seçilmişlerdir. 30 Ekinl 1920'de Kars Kurtulunca, Dereiçi I Kaleensesi kesimindeki Ruslar'dan kalma büyük askeri binalarda yerleşen "Ame rikan Yetimhanesi"nden: Kars Müftüsü, imamlar, llerigelenler (bu arada, "Molla" lakaplı rahmetli Babam Mehmet Derviş Efendi), Ko lordumuzdan verilen bir Heyet1e gidip, "Müslüman Çocukları"ndan yüz kadarını seçip, kurtarmışlardır. Türk Erlcek Yetim ve Ölcsüzleri nin, 1922 sonlarında, 4000 olduğu biliniyor. Haziran 1926 "/zmir Süi lcasdi"ni müteakıp, bilhassa askeri okullardan bu çocuklar ayıklanır ken, "yanlışlıkla Türk olmayanlar" dan da toplanmıştır iftirası bir uydıırmadan ibarettir. O "Yetimler"den: Rept PASIN ve Eleşgirtli Zeld ILTER Paşalar gibi Orgeneraller, Arhavili Ord.ProfDr.Bekir Sıtkı BAYKAL gibi Tarih ve Selimli Kazım ARAS gibi Tıp Profesörleri, Katuman-Paslılı Ali TOPÇU gibi Almanya'da Ormancılık Dokıorası ,
1 57
yapmış uzmanlar, Revan göçmeni Abbas ÇETiN gibi Hukukçu ve Kars Milletvekilleri yetişmiştir... Bu uğurda, Paşa'nın yeti mlerinden, Kars - Tuzlucalı yazar şair - veteriner Ali A YRIM"ın, 1 978'de lstanbulda basılan 144 sahifeli "Anılar Romanı YALAN" adlı kitabı nda, onun okullarına ait hem güzel hauralar, hem de "iflira '1ara V. Bölüm'de, sağlam cevaplar vardır.
B) XV. KOLORDU'YA BAGLI "ÇOCUKLAR ORDUSU"
Mayıs 1 920 başlarındaki durumu Paşa, "ÔÖÜTLERIM" kita bının sonunda, şöyle tanıur (s. 144-145):
"Çoclllclar Ordusu Teşkilatı" 1- "l Mayıs 1920 günü, Erzurum Çocuklar Ordusu 'n un teşkilatı yapt lmışbr. Bu Ordunun Harb Düzeni, şimdilik Dört Gürbüz Alayı'ndan oluşmuştur. Adlan: 1 ) Yatılı Askeri ilkokul, 2) Kolordu Sanayi TalcımJarı: Tesviyeci, Demirci ve KuY\ımcu Sanatlarını öğre ten Alay-Okul u , 3) Demiryo/u Okulu, 4) Ana Okulu gürbüzlerindcn kurulmuştur. Birinci Avcı Gürbüz Alayı 1100, ikinci Sultani (Lise)
Gürbüz Alayı 180, Üçüncü Albayrak Gürbüz Alayı 150, Dördüncü Ye şilbayralc Gürbüz Alayı 220 mevcutludur". "Şehid çocuklarından oluşan Birinci (Avcı) Gürbüz Alayı'nın Fahri Kumandanlıgı'nı Kazım Karabekir Paşa ("bendeniz", diyor) üzerime aldım. Sultani Alayı'nın Fahri Kumandanlıgı'nı, (Kolordu Kunnaybaşkanı) Manastırlı Albay Kazım (Dirik); Albayrak Alayı'nın, Kurmay Binbaşı Mustafa; Yeşilbayrak Alayı'nın da, Kurmay Binbaşı Fahri Beyler'e verilmiştir. Teşkilat, (Ordu'dan Hakari'ye kadarki yer leri içine alan XV.) Kolordu bölgesinin Mr yerinde geniş/etüecektir. işbu Çocuklar Ordusu'nun Kumandası, üzerimde bulunacakur".
il- "Erzurum Çocuklar Ordusu Alay/arı'na, Karskapısı girişi yanlarında, bir Talim Meydanı seçilmiş; biçimi ve fen malzemesiyle
1 58
birlikte, bir de Atış Poligonu kurulmuştur. Alayların lalim ve eğitim leri, her hafta Cuma günleri toplu olarak: Gerçek top, makinelitüfek ve tüfek üzerinde, kullanarak: ve yapmacık-bomba ve süngü ile de, taklid yapılmasına başlanmıştır".
III- "Her Alay'ın Sancağı sayılan, birer Türk Bayrağı vardır. 11kokullulardan kurulan Yeşil A lay'ın ise, Yeşil Osmalı Bayrağı'dır. Alaylar, tahta-tüfeklerle donanmışur. Birinci Avcı Alayı'nın her türlü donaumı, yerindedir. Bombalar, yapmacıktır. Bu Alayların Gürbüzle ri, Yaulı Kolordu Okulları'ında lalim ve ders gördüklerinden.kışın tek tek eğitilmeleri, olgun bir hale getirilmiş ve usıa Kayakçılar da yetiş miştir."
iV. " Ayrıca, ata binicilik, bisiklet, futbol, her türlü idman (spor) oyunları ve öteki milli oyunlar da vardır". V. "Bütün Erzurum Çoculdarı'nda, pek büyük bir şevk ve istek uyandırmış olan bu teşkilat ve ilk defaki talimlerde, çocuklarda görü len eğilim belirtileri, işbu hayırlı teşebbüsten, çok verimli sonuçlar alı nacağını göstenniş; gelecekteki olgunlaşma ve gelişmemiz için besle nen yurtseverce emel ve umutlar, böylece bir kat daha kuvvetlenmiş tir". Yine "ÖÖÜDLERİM"de (s. 146-1 50), aşağıdaki bilgiler veriliyor:
8 Ocak 1920 Perşembe günü, "Kolordu Okulları Teftiş Progra mı"na göre: O gün, "Anaokulu"nun açılışı yapıldı. (Şimdiki, Erzurum Cumhuriyet Caddesi'nde, Yakutiye Medresesi yanlarında bulunup, 197 1 de Milli Savunmadan saun alınarak, Belediyece yıktırılan) "Ya kllliye Kışlası"ndaki "Sanayi Gürbüzler Deposu" kurulunca, "Demirci, Tornacı, Tesviyeci, Otomobilci (şoför) gibi sanatlarla uğraşan "29. Alay Mektebi" haline getirildi. " l Temmuz 1919" günü açılan "Sanayi Gürbüzler Okulu"nda: Terzi, Kunduraca, Saraç, Marangozlar, başı açık ve beyaz önlüklerle çalışıp", şimdiye kadarki yapuklarından ör nekleri "sergi"liyecekler. "Yatakhaneler"i teftiş edenler buradan çıkar ken, adlan yazılı öğrenciler: nBayrak ve Uyan" adlı şiirleri okuyacak,
1 59
"ellerinde Sancakları" ile bekleyen öğrenciler de, bir ağızdan, "Sancak
Marşı" nı söyliyecekler. Yine bu okulun bahçesinde: "Spor hareketleri görülecek", "Jimnastik Hane"ye geçilince, orada, "spor aletleri üzerinde bazı hareketler ve sonra milli oyunlar seyredilecek; ve kaza sırasında yapılacak ilk Sağlık Tedbirleri ve Yar dımlar, görülecektir. Küçük öğrencilerden kurulu Bando'nun, gelişme derecesi" de görüldükten sonra, "Teftişlerin sonuçlan, Ziyaretçiler ve Öğretim Kurulu ile bütün Öğrenciler önünde, Kolordu Kumandanı Paşa Hazretleri tarafından tenkid edilecek" Sonra buradan gidilecek olan, "Yatılı Yetimler Askeri llkokulu"na varılınca, "9. Tümen Bando sunda Flütçü Saim Efendi tarafından yapılan, Kuw1yi Milliye Marşı" söylenerek karşılınacak. Okulun "Küçük Kütüphanesi" görüldükten sonra, "Birinci, İkinci, Üçüncü Sınıflar" teftiş ile öğrencilerden, "ders lerine aid" izahlar dinlenecek, 111. Sınıfta, (uygulamalı) coğrafya dersi ne aid "eğlenceler" gösterilecektir. Yatakhane, yemekhane, koğuş ve revir teftiş edilirken, öğrencilerin söyliyeceği "Sancak Marşı" ile "Os mancık Yurdu" ve "Aras Marşı" dinlenecek. Dinlenmede çaylar içil dilcten sonra, adlan yazılı öğrencilerden: Üçüncü sınıftan "Vatan Man zumesi" okuyacak, Birinci Sınıftan iki kişi, "Mektup Okurken Manzumesini temsil" (dramatize) edecek. III. Sınıftan birer öğrenci, (bu kitapta yazılı) "Yerli Malı Öğüdü nü anlaıacak, "Türkün Duası nı okuyaacak. Salondaki öğrenciler, hep bir ağızdan, "Türkün Duygu su"nu söylecek". -
-
"
"
Yine bu Yatılı Yetimler llkokulu'nda III. Sınıftan öğrenciler: Öğüdlerim kitabındaki, "Herkes Sağdan Öğüdü", "Sapsız Süpürge", "Herşey Kendi Yerinde", "Ey Vah Unutdıun" öğütleri okunacak, "iki Sancak Arasında Gaip Vatan Haritası temsil" edilirken, dışardıdan (umut verici) sesler gelecek. il. Sınıftan birisi, "Ona Ölüm" manzume sini okuyacak. Sonra, "masa üzerinde bulunan Sanayi Gürbüz/eri ile Yatılı Yetimler Askeri llkokulu'nun Tenldd Defterleri 'ne, Ziyaretçiler Tarafından, bu okullan nasıl bulduldan hakkındaki görüşler, lütfen ya zılacakUr". Okul Müdürü'nün, "zemin ve zamana uygun bir nutuk" söylemesinden sonra; "Kapu önünde, ellerindeki izci değnekleriyle toplanmış bulunan yavruculdann, sabah, akşam okulda okudukları du-
160
alar, ayakta dinlenecektir". Kolordu Kumandanı nın da tenkidinden sonra, "Kolordu O/culları'nın ilk Teftişi ne son verilerek, Doğu'nun Öksüz Yavruculcları'na veda edilerek, heyet dağılacaktır. Bu sırada, Kuvayi-Milliye Marşı nın coşturucu dalgalan arasına karışan yavru cukların.yaşa sesleriyle, heyet uğurlanacakur. Teftişte Bulunan Kişiler: '
'
'
" l-Kolordu ve Müstahkem Mevki, 12. Tümen Kumandanı ve Kurmayı; 2-Aşiret (Alayları) Subayları; 3-Vilayet Erkanı ve "Ulemayi Hocalar);
Kirim" (Sayın Bilginler /
4-Sayın Milletvekilleri ve Müdafaai Hukuk (Cemiyeti) Heyeti; 5-Belediye Heyeti, Eşraf, Tüccar ve Esnaf llerigelenleri". "4 Mart l 920 Perşembe günü, öğle namazından bir saat sonra, Erzurum "Firdevsoğlu Kışlası"nda yeni açılan "29. Alay (Sanayi) Okulu" ziyaret edilip, "Yatılı Yetimler Askeri /llco/culu"nun "Kayak Ta limleri"de görülmüştür. • •
•
Rahmetli Paşa'nin Üç Kızı tarafından, aslından daktilo ile tek sir ettirilerek, birkaç resmi kütüphanemize ve dostlarına verilen, yuka rıda işaret ettiğimiz, büyük boy ve (klişeleri matbaada basılı) resimli "Çocuk Davamız" adlı kitabında, bu uğurdaki bütün htitıralar ve gaze telerimizde çıkan haklı öğü.cü. yazılarının suretleri, yer almıştır. Buna göre yapılan bir araştırma, resimli ve 9 sahife halinde l 985'te Istan bufda yayınlandı 1 . Burada, yazma halinde bulunup, basılması resmi makamlardan himmet bekleyen bu kitaptaki Paşa'nın hatıralarından ve ,, Yavrularını görenlerin, basında vaktiyle yazdıklarından örnekler ala lun. 1) Nuri KôsTOKI..0 , "K4zllfl Karabd:iT'in Açııtı Ohl/ar", BELGELERLE TÜRK TAR1Hl DERGİSİ, İsunbul, Temmuz 198S, Sayı S, ı. 3 1 -3S; AAusıoa 198S, Sayı 6, s. 36-41. Pa..'nın "Çocuk DaWJmU" kitabını alınan fotoiraflardan birkaçı verilmiş tir. Askeri Af1iv'e de baJvunılmuı olan, tam bir ilmi ıssııumadır.
161
a) "Çocuk Davamız"dan: "Çocuk Davamız Nedir? Yoksul ve bakımsız çocukları Devlet Himayesine alarak, ülkenin öteki çocukları gibi başarılı hayat müca delesine kudretli kılacak maddi ve fıkri bir öğretim ve eğitim ile do natmak, benim öteden beri güttüğüm bir davadır. Buna, Çocuk Dava mız diyorum. Yoksullara yardım zevkı bende, küçük yaşlarımda yeretmiştir. Ülkemizin birçok yerlerini birlikte dolaştığım ve küçük (onbir) yaşımda kaybettiğim Babamdan da, sonraları Anamdan da, yoksul çocuklara yardım, ve hele Bayram Günleri'nde onlara: Çama şır, elbise, harçlık vererek sevindirme adetini görmüş; ve vicdan haz zını, bir düziye tatmıştım. Ailemizin himayesinde, birçok çocuklar ye tiştirilmiştir". "Ben 1905'te, Kurmay Yüzbaşılığı ile Manastıra kıta hizmetimi
(staj) yapmaya gittiğim sırada, bu aile peleneğini devam ettirdim. Va zifem gereği, sık sık köylerde de dola'şi ım. Köy Okulları'ndaki yoksul çocuklara defter, kalem, mendil gibi hediyeler götürürdüm." "Birgün Manastır şehri içinde, benden sadaka dileyen sekiz-on yaşındaki masum bir kız çocuğunun, babası askerde olduğunu öğre nince; o aileye elimden gelen yardımı yapmakla birlikte; askere giden lerin çocuklarına yardım edilmesi için, resmen Ordu Kumandanlığı'na başvurdum; ve bulunduğum garnizonda, özel teşcbbüslerimle yardım
lar da sağladım". "Meşrutiyetin İlanı'ndan sonra Edirne'deki Tümen Kurmayı va zifemde, ve hele aynı zamanda Hudut Komiserliği Vekfiletinde iken, bu yardımı daha geniş ölçüde tutmuştum. Balkan Savaşı 'ndan sonra İstanbul'da Genelkurmay İstihbararat Şubesi Şefliği'nde iken, Trakya gezilerimde, ana ve babalarını kaybetmiş ilci yetime (kız) kardeşi, İs tanbul'a getirip, Annemin himayesinde bakurdım, hayatlarını kurtar dım ve geleceklerini güven altına aldırdım". "Cihan Savaşı nda bulunduğum Cephelerdeki yardımlarım, daha geniş ölçüde oldu. Çünkü, savaş alanlarında çabuk ve yüksek ku manda mevkilerine geçmiştim. Her gittiğim yerde, okulları da görmek '
162
ve bakımsız çocuklara, eldengelen yardımı yapmaktan, büyük bir haz duyuyordum. Genel olarak, çocuk topluluğu olan okullarımızm sağlık durumları ile, yakından ilgileniyordum; yer yer de, Valilikler'in açuğı
Yetim Yurtları'nı - "Darül-Eytam" denirdi- ziyaretle, yi yecek hususun daki eksikliklerine, Ordumdan yardım euiriyordum. Diyarbekir, Te
kirdağı ve Erzurum Yetim Yurtlları'nı, bu arada sayabilirim". "Ancak, asıl küçük yaşımdan beri ülküm olan, bir Çocuklar Kasabası kurmak ve burada, bakımsız çocuklardan, bakımlı bir Çocuk Ordusu teşkilini onaya çıkarmaya; ve kendimi de bu arada, bir Çocuk Terbiyecisi ve bir Öğretmen gibi çalışmaklığıma, Mütareke'de (1919' da) Erzurum'da başarılı oldum" (1 920'de) Doğu Seferi'ni başardıktan sonra da, Sarıkamış'ı, bir Çocuklar Kasabası haline koymam, kolayca oldu" "Ölüme mahkum binlerce Türk Çocuğunu, kurtarmak; ve onla
rı, istediğim biçimde hayal mücadelesine haZLTlayabilmek başarısını da, tatmak mutl uluğuna kavuşmuş bir kişi sıfauyla, Çocuk Davası, benim en zevkli bir uğraşma konumdur. Bu davayı elealmış ve yapa rak da, bu işin çözümünü bulmuş olduğumdan, ilgili zatlarla ve basın la temaslarımda. özel ve resmi toplantılarda, bu dava üzerinde ısrarla durmuşumdur Bu alanda yapııklarun, yazdıklarım ve söylediklerim, bir hayli yekun tutar. Basınımız da bir zamanlar ( 1 920- 1 923'1erde), bunlar hakkında, çok takdirli yazılar yayınlamışlardı. O zamanlar, memleketimizin her bucağında ve her okulunda (Kars'tan Edime'ye varınca), zevk ve coşarak ŞARKIU iBRET adlı heyecanlı oyunlarım, herkes tarafından da, zevkle ve ibretle dinlenir, seyredilir ve takdirle anılırdı" "Eski harflerle (Baku, Sarıkamış, Erzurum, Trabzon, l sıan bul'da) defalarca basılıp, nushaları tükenen bu iki Çocuk Kilabım'ın yeniden (Yeniyazımızla) basunlmasını; ve çocuklar konusundaki ça lışmalarımın, bir kitap halinde derlenip ıoplanmasını, onları bilenler, bir düziye benden istemektedirler. Bakımsız Çocuklar'ın Devlet Himayesi'ne alınması tezimi, (İ stanbul Milletvekili olarak kaul dığım CHP.nin yaptığı) Vl.Kurultay'ın takdir ile kabul edip, Parti
163
Programı'na eklemesi, bana da böyle bir eser (şu "Çocuk Davası" ki tabını yazıp) yayınlamak hevesini verdi. Adını, çoktan beri resmi hu zurlarda da söylemiş bulunuyordum: Çocuk Davamız"(s.1-2, Önsöz'den). Rahmetli Paşa, günümüzdeki Nüfus Planlaması Programı"na sarılanlara kaulmayıp, bu uğurdaki görüşlerini, şöyle özetlemiş: "
"Bakımsız Çocuklar Hakkındaki Duygularım: Bir taraftan çocuk sefaleti, bir yandan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işit tikçe, ben de, duygularımı kaydcllim : "} - Bakımsız çocuklar, millet enerjisinin, bakımsız topraklar da vatan enerjisinin, kaybedilmesi demektir" "2- Bakımsız birfidan kurur, çürüt veya yabani olur. Bakımsız ' çocuk ise, hastalıklı olur, ölür; veya suçtu yahut cani olur" "3- Bakımsız çocuk, milli tehlikedir. Çünkü, her yıl maddi manevi bir sürü halk arasında kaynaşacak ve Ordu saflarına karışa caktır. Demek, Milletin ve Ordunun keyfiyet bakımından değeri, her yıl bir derece dalw aşağı düşecektir"
"4- Vatanın gelecekteki sahipleri, bugünün çocuklarıdır. Şu halde, bakım.sız çocukların. bu ülkeye nasıl sahip olacakları , bugün den düşünülecek bir meseledir. " "5-
Bu dünyada, türlü lwksızlıklar vardır. Haksızlıkların en gadda�cası. çocukların bakım.sız kalmasıdır. En lwksız ölüm de, yine bakım.sız bir çocuğun ölümüdür".
"6- Haksızlıklar, sonunda Mahk.eme'de lwllonunur. Bakım.sız çocukların korunma hakkını da, Medeni Kanunumuz, Yargıçlara ver miştir. B unların Savcısı, ileri ülkelerde Bütün Millettir". "7- Bakım.sız çocukları olan bir milletin: Nüfus Davası 'nın da, Medeniyet Davası 'nın da ve nilwyet insanlık Davası'nın da teyid kuv vetleri. cılızdır".
"8- Bazı kimselerden, üzülerek duydum ve duymaktayım da:
164
Madem ld bakamayacaklar, ne diye çocuk yapıyorlar? Ben de cevap veriyorum ld: A ilelerin, vatan borçları, yoksul da olsalar, mümkün ol duğu kadar çok çocuk yapmalarıdır. Nasıl bakılacağını hesap etmek, onların değil, Devletin vazifesidir"
"9- Ölen , dilenen, hapislere düşen ... çocukların yasını ailesi çekse de, tasasını topyekun Devlet çekmelidir" "10- Bakımsız çocuklar. feldket kaynağıdır: Her türlü hastalık lar, cürümler ve cinayetler, onlardan daha kolay ve daha çok fışkırır". "11- Çocuk Bayramı, ne hoş söz. Ancak, mutlu çocuklar için, her gün Bayram. Bakımsız çocuklar için ise, en büyük Matem" "12- Hayatımda bana zevk veren, birçok başarılarım vardır: En zevklisi, binlerce bakımsız çocuğun hayat ve geleceklerini kurtar mak olmuştur. Hayatımda, duyduğum acılarım da vardır: En acısı, bakımsız çocuk görmek/iğim oluyor"(s.3). "Çocuklar Ordusu "nun Erzurum'dan nasıl toplanmaya başla nıp, bunlar için, Erzincan'dan (Doğu-) Bayazuf'a ve Trabzon'a kadar açılan okulları, Van'dan da bakımsız, öksüzler alındığını belirten bilgi leri, bu kitaptan özetliyelim . ( 3 Mayıs 1 9 19'da, Erzurum'da XV. Kolordu Kumandanlığına başladıktan, 20 gün sonra) "24 Mayıs 1919'da, Erzurum Darül Eytamı'ndan, yaşı 1 2'den yukan olanlardan 33 çocuk alarak, ilci Kolor duluk Sanayi Takımları'na verdim. Terhis yüzünden boşalan bu kadro ları, Bayburt'ıan gelenlerle ve Erzurum'dan yeni aldıklarımızla doldur maya başladım. Bunları, ordunun kadrosundan bir asker gibi yedinneğe, giydinneğe (ki, en çok güçlüğü, çocuk ayakkabısı bulma da çekti ve Erzurum ile öteki şehir ve kasabamız hayırsevenleri, bu uğurda çok yardımcı oldular) ve beden eğitimi yaptınnaya başlattım, günün yarısında okuma-yazmaya, yansında da ayrıldığı sanayi şubesi ne göre: Terzi, Kunduracı, Saraç çıraklığına başladılar". "Bu girişimimi, henüz bağlı olduğumuz. lstanbul Hüku.meti Harbiye Nezaretine resmen de yazarak. kabulünü ve öteld Kolordu-
165
lar'a da yaygmlaştırılrrusını teklif ettim. Buna, iki kuvvetli gerekçe de 1 - Terhisler dolayısıyla, iki Kolordululc Birliklerimizin eldeki iki Sanayi Takımı'nda, yüzlerce boş yer vardı; ve biz, bunlarm yerini, za naat sahibi yeni erlerle dolduramıyordulc. 2- Doğu'da, yüzlerce ba kımsız çocuk, ölüme mahkum bir durumda, şehirlerde sefil bir halde dolaşıyordlardı. Harbiye Nezareti, teklifimi kabul etti. Bu sevinçli haber bana, teşkilatı istediğim kadar genişletmeğe yol açtı. Esasen ka rarım: Bütçe mevcuduma, bu çoculcları almaktı. Gerekirse, yakm yer lerden olan er/erime , izinler vermekle, bakımsız çocukları, asker gibi beslemekti. Teklifimin resmen kabulü üzerine " "ilkağızda 500 kadar biçare yavrunun canını, resmen de kurtarmış oldum" vardı:
"30 l/aziran 1919 Ramazan Bay�amı'nın ikinci günü, Erzu rwn'un Karskapısı Meydanı'nda, bir Spor Bayramı yaptırdım ( 1 0 Temmuz'da yapılması önceden kararlaştırıldığından, Erzurum Vilayeti ve komşu illerden gelmiş bulunan) Kongre
Heyeti ile, Erzurum'da bu lunan lngiliz, Amerikalı ve (Bolşevik) Rus Subayları'nı da, davet ettim. Bütün Erzurum //atkı ile birlikte, Çoculclarımızın bir aylık çalışmala rını, öğünerek seyrettik" "Ertesi günü I
Temmuz 1919'u, Sanayi Gürbüzleri'nin resmen kuruluş günü olarak kutladık. Artık bütün Doğu'da, Alay Gamizonla rı'na kadar, birer Çocuk Toplama Yuvası açtırdı m . Bakımsız çocuklar bu merkezlerde, bir er tayını (somunu) ile besleniyor, temizleniyor, giydiriliyor ve beden eğilimine başlatılıyordu. Sayı larını, daima bana bildirdiklerinden bunları toplu, olarak Erzurum'a aldıruyordum".
"Bütün bu çocukların kimlikleri, bulundulcları yerlerde
(Muh
tar, İmam, Müfli, Belediye ve Ticaret Odaları Başkanları, yakınları
eliyle ve yardımı ile)
tesbit olunuyordu.
Bazen bu çocukların, aileleri
ve yakın akrabası bulunuyordu. Eğer bunların durum ve geçimleri el
verişliyse, sağlıklarını kazanan, biraz da
sanal
ve okuma-yazma öğre
nen çocuklarına, sevinçle kavuşuyorlar ve anlan alıyorlardı. Bazı es nafa da, büyüklerden yetişmiş çıraktan, Hükumet aracılığıyla ve gönül rızasıyla veriyorduk. Böylece, yeni gelecekler için, yerler açılmış olu yordu".
166
(Erzurum Kongresi. 23 Temmuzda başlayıp, 7 Ağustosta bit miş ve Temsil Heyeti Başkanı seçilen Erzurum Delegesi Mustafa Kemal Paşa, daha Erzurum'da iken) "22 Ağustos 1919'da, -Kongre'nin yapıldığı- Sanayi Okulu'nun bahçesinde", sayılan IOOO'e yaklaşan ço cuklardan, sünnetsiz olanları için, çok gösterişli bir Sünnet Düğünü yaptırdım. "Baba ve anadan yoksun perişan bir durumda toplanan bu çocuklar"a, düzgün tahsil vermek üzere, bunlar için, "Yatılı Askeri il kokul kurulmasını, Harbiye Nezareti'ne teklif ettim". Buna, "Harbiye Nezareti'nden olumlu cevap geldiğinden, 1 Ekim 1919'da: Kurmayla rım. Sıhhiye Kurulu ve Okul Heyeti ile birlikte, çocukların sosyal du rumları ve zekaları bakımından, bir eleme yaptık: Üç sınıflı okulumu za, yüzlerce çocuk ayırdık ve bugün, bu okulu da açuk"(s.4-6). (Ankara'da kurulan) "Milli Hükumetimiz", 6 Mayıs 1 920'de bana, Erzurum Vali Vekilliği'n i, 8 Mayısta da "Doğu Cephesi Kuman danlığı"nı verdi. 18 Eylül'de Karargiihımla Erzurum'dan hududa git tim. (Saldırganlaşan Ermenilere karşı)" 28 Eylül 1 920'de, bütün Cep hemi taarruza geçirdim". 29 Eylülde Sarıkamış, 30 Ekim'de Kars Kalesi'ni kurtardık. 8 Kasımda da Gümrü'yü işgal ettik. Bu sım, "Kars'ta 6000, Gümrü'de 10 000 Ermeni çocuğunun, Amerikalı Uz manlar elinde nasıl yetiştirildiğini görmek, çok faydalı oldu. Her iki ' yerde, 12 şer kadar kadınlı-erkekli Amerikalı", her türlü bol giyecek, yiyecek ve ilaçlar olduğu halde, çalışıyordu." "Kurumlarını, hastahanelerini, depolarını bütüniyle gezdim, Kars'taki çocuklar arasında yüz kadar Türk çocuğu bulunduğunu, içle rinden kaçıp gelen büyücek biri haber vermişti. (Kars'tan alınan Müfti, İmam ve Eşraftan oluşan bir heyetle) Künyelerini incelettim. Amerikalı Müdürleriyle de anlaşarak, resmi birer protokol ile, Türk oldukları sabit bulunan yüz çocuğu aldım. ı .. 2) Paşa'nın bu yamı.klan, çok doğrudur. O'nun, 1926 Hazirarundaki "/zmir Swkasdi"ne bulaşunbnak istenmesi ve "/sıi/cJal Mahlcemesi"nce "oybirliği" ile bcriatine karar ve ribnesinden sonra bile, aleyhinde uydunılanlardan bir konu da, şu iftira idi: "Çocuk lar Ordusu'NJ alıp OluJ/ıuda o/c"1ıu/u Yeıimler'den birıalamuıuı, Türk olmadığı ''. Bu iftira yüzünden, "Yetimler · Babası Paşa"ya gönülden bağlı ve manen minnetli olduklanndan, saygılanru bclinen "Çoculclar", uykuda, konuşuyor; yatarken, ağnn dan yasuğına salyası akmıJ... gibi birer bahaneyle Askeri OluJlar'dan aulmışlardı. 1 920 Kasımında "Kars A!Mrikan Yeıimhanesi"nden Twk-/sldm Çocukları'nı se�p
1 67
"3 Aralık 1920 de, Ermeni Taşnak Hüküm.eti ile (yeni Türki ve'nin ilk siyasi belgesi olup, Sevr'de tanınan Ermeni haklarından vaz eçiren) Gilmrü Antlaşması'nı imzaladık. 13 Aralık'ta, Karargahımı, mradan) Kars'a naklettim. Gümrii'de iken, Moskova'dan gelmiş bulunan Sovyet Rusya'nın Anlcara'ya Elçi giden Mümessili (türkçe "Mir-i divan" wavanwlan bozma bir soyadı taşıyan aileden Gürcü, Budi) Mi divani, çocuklanmız için (ashqda, Buhara Türkleri'nin Ankara'ya ulaşunlmak için Rusya'ya verdiği on ton alundan, darphanede Bolşe vik sikkesi olarak kesilen paralardan) ellibin rublelik beşbin rus altını, Azerbaycan Mümessili (Abilof) de, beşyüz altın verdi. Bizim Çocuk lar Ordusu Bütçesi'ne alınmıştı. Bütçe dışında, muhtaç olanlara yar dım için, DOC U ÇOCUKLARIN/ KORUMA CEMiYETi adı ile baş kanlığımda kurduğum Cemiyet aracılığıyla, muhtaç bütün çocuklara yardım imkanlarını ,fa, daha geniş ölçüde yapuk"(s.3 1 -33). '
Sarıkamış, bir "Çocuklar Ordusu Kasabası" haline getirildi. Burası bucak sayılmış ve hiç ahali olmadığından, Ruslardan kalan (as lında, 1878/93 Felaketimiz üzerine, Çarlığın bizden, toprak koparma sının yanısıra, milyonlarca altını "Savaş Tazminatı" diye alarak, Batum ve Kars Demiryolları gibi Türk parasıyla yapuğı) büyük askeri binalardan, bol bol yararlandık. "ibret-Yeri" (Tiyatro); "Müze ", "Müzik Okulu", Hanımlar için Kurslar (çocuk, doğum ve bakımı), Spor Kulüpleri, Okuma Salonu, Okuma-Yazma Kursları, 25 Ağustos 1921 'den itibaren "Varlık" Gazetesi (Kolordu Telsiziyle komşu ülke lerden alınan haberler, önce bunda, buradan aktanlarak da Ankara, İs tanbul gazetelerinde çıkardı), Sinema ve Filim Kitaplığı; "Ağaç Bayramı", "Spor-Bayramı", "Kitap-Bayramı", "Atış -Bayramı " yapıla rak, Sarıkamış Çocukları, Türkiye'nin en seçkin ve çalışkan, sağlıklı, becerikli yavruları olmuştu. Bu haberleri basından duyan Batı Cephesi Kumandanı ismet alan Heyet e kaulan Kars Müflisi rahmelli HASREJZADE Ali Efendi ile Babam KJR. ZIOGLU Mehmet Denıif gibi, gerçek durumu bilenler, bu tutuma çok üzülüyorlardı, Kulp I Tıalıu:a'da Milli Mücôde/e'de, Göniillü Köylülerimizden Milis ıeşkilau kuran ve Ennenileri bölgesine sokmayan Şômil AYRIM Bey'in akrabasından, "Şehid. Yavruları " arasında okutulan ve iyi bir şiir, yazar olan Veteriner Ali AYRJM, 1926 Haziranı ve sonrasında yayılan bu gibi iftiralan çürüten hiuralannı, "YALAN" adıyla '
1978 de lsıanbul'da basılan kitabında (bak. yukanda s. 1 58), anlaınuşur.
168
(İnönü) Paşa, 7 Mayıs 1922'de Dotu Cephesi Kumandanı Kôzun Ka rabekir Paşa'ya yazdığı mektubunda, şöyle diyordu: "Kardeşim, senin Okulların ve senin Şehid Çoculr.ları'nuı men kıbelerini işiterek, öğünüyor ve gurur duyuyorum. Fotograjları, işittik lerimden daha iyi 3 ve daha olatanilstü işler yaptığını gösteriyor. içi mizde, senden daha olumlu ve daha payidar ve ebedi iş yapanımu var mıdır? Gürbüz, akıllı ve tahsilli çocuklar, geleceğimiz için güçlü bir dayanak olacaktır . 7 Mayıs 1338 (1922) --lsmet"(s.35-39). ..
"Çocuklar Ordusu'nun Son Şekli: 1 Ağustos 1922 de Dotu'da, 1 7 Alay halinde bir Çocuklar Ordusu teşkilallandınlmış bulunuyordu (ki, sıra ve yerleri şöyleydi):
" l ., 2., 3., Alaylar, (Sankamış'taki) Bizim Çocuklar'dan; 4.5 . Alaylar, Erzurum Okulları, 6., 7., 8; Alaylar, Trabzon Okulları, 9. Alay, Kars Okulları,
1 0. Alay, Kağızman Okulu, 1 1 . Alay, Bayazıt Okulu, 12. Alay, Iğdır OkUlıi.. 13. Alay, Ardahan Okulu,
14. Alay, Artvin Okulu, 1 5. Alay, Rize Okulu, (Ord. Prof. Dr. B. Sıtkı BAYKAL'ın okuduğu), 3) Rahmetli K. Karabekir Paşa, "Şehid-Yavruları"mn: Bedeneğitimi, Temsil, Okuma,
Auş Denemeleri gibi yetişme ve çalışmalarını gösteren, yüz pozdan çok fotoğrafla rından "Karı-Posıal'1ar yaptınp; Sarı/camış'tan tedarik edilen bu posı.a-kanlan üzeri ne, Kolordu Matbaasında, neye ait olduklan birer saurla yazılmışu. Bayram ve baş kaca haura günlerinde 'Tebrik Kartı" olarak sauşa çıkarılan bu fotograflar, Yavrular için epeyce gelir kaynağı olmuş; ve çoğu aydın ve arifler tarafından, hayır olsun diye saun alınıp, kullaıulmışur. "Çocuk DavamJZ" kitabına alınan ve sıra numrosu da Maıbaaca konmuş bulunan bu kanlardan (s. 1 10-1 1 1), değişik pozlar, şöyle ıanıııl mışıır: "Şark Ordusıı'nıuı Küçük Yavrııları, idman yaparken", "Yemek yerken", "/Ilı:. sıhhi yardım yaparlarken", Bando çalarlarken'', "Kızalı:. (kayak) tal imi yapıyorlar"
ismet Paşa, bu gibi fotoğraflı kanlardan kendisine gönderilenleri lar"ın bakımlı ve iyi yetişmelerini beğenerek, ondan sözediyor.
görüp,
"Yavrw
169
16. AJay, Silnnl!M O/adil.
17. AJay, Erzincan Okulu".(s:40) "Dotu Cephesi'nde hayaıları kurtarılan çocu.klaruı sayısı, altı bini aşar. Bunlardan dörtbini, oldukça yetiştirilmiş ve bir sanabn çıra ğı olarak, ,anası veya yakınlan hirna�. hayat mücadelesine abl mışbr..."
"Ku Çocukları'nı, (Müfti, İmam, Muhtar, Belediye ve Eşraf yardımıyla. "Evl!dlık" olarak) ailelere datıttıtunzdan, himayemizde kalanları, Ana Oladu'nda. bulımduruyordum. Bunlar, sosyal durum u yüksek olanlann çocuklarıydı. Bu gibilerden, Subaylarunızla evlendir di/c.lerim de oldu. Kadınlardan iki Kurs'ta, yilz ebe yetiştirildi ve Tas dikname alarak, köyleriM gittiler. Sanlcamış'ta, Ordu ve Hükumet mensuplarının Aileleri de, bu Kurs'tan geçirildi"(s.41) Kizım Karabekir Paşa'nın, 1923 Ağustosunda il. Meclis'te İs tanbul Milletvekili seçildilcten sonra, I.Ordu Müfettişliğinden istifa edip, Meclise devam ettiğini görüyoruz. Bu sırada, Meclis'te "Maarif (Milli Eğitim) Bütçesi görüşülürken, onun 25 Şubat 1925 günü yapU ğı ve "TBMM il. Dönem, XIV. Cilt, s.292-305'te yer alan"Layiha" kı lıldı konuşması, onun milli eğitim konularındaki, deneTTll!lerine daya nan görüşlerini ve dileklerini gösterir. "Çocuk Davamu" kitabında (s.276-296 metin ve ertesi günkü münakaşalar, s.296-3 1 7) yer almış ur. Sadeleştirilmiş özeti de, Kazım Karabekir imzasıyla, "Öğretim ve Eğitim Meselelerimiz" adıyla, lstanbulda çılcan aylılc "Belgelerle Türk Tarihi Dergisi"nde (Haziran 1985, sayı 4, s.26-33) yayınlanmıştır. Bu konuyu, 1922' de rahmetli gazeteci ve fikir eri Peyami SAFA Bey'in lstanbulda basılan "Şark Cephesi Serdôrunız KAzlM KA RABEKIR PAŞA" adlı risalesi başındaki yazısından parçalar alarak, bi tirelim:
"Kazun Karabekir Paşa, Doğu illerimizi, cüret/car ErTTU!ni akınlarından kıutardı, hayalci bir unsura gerçeğin şamarını indirdi, Anadolu'da (Yeni Türkiye'nin) ilk Türk Z,aferi'ni yarattı; bütün Doğu'ya ve Türk toplumu.na , ilk kurtuluş nefse güvenini kazandırdı.
170
BunJar. dünün büyük hldiseleridir ki, hlbrast hepimizin ruhlarımızda ha1A kızgın ve sıcaktır. n
"Ancak. "Kdzun Karabekir Paşa, yalnu Dotu Serdarı mıdu?
Biliyoruz ki bu kahraman. Ermeni kanına buladığı blıcını kınına koy duktan sonra, -ye,U ve daha bayQ/c bir cephenin başına geçmiş, birinci sinde nasıl celMet gösterdiyse, ikincisinde de. o derece fatanet ibraz etmiştir. Bu cephe, Milli Elitim Cephesidir."
"Kazım Karabekir Paşa, Dotu Cephesi Kumandanı ve Dotu Yetimleri'nin Kurtarıcısıdu: Bugiln binlerce yetim Türk çocutu. bu şejlcat ganeşinden ışık ve sıcalclık alıyor, eğitiliyor, öğretiliyor, bir ana ve abla yufka yürekliliği ile büyatalüyor". "O halde, pek iyi anlaşılıyor ki, bu madde ve ruh kahramanı, sevgili illerimizi küstah alcınlardan nasıl kurtarıd ise, ye,U bir kuşağın varlığını, zekasını ve ahlakını da, öyle kurtarmıştu. Bu esercikte veri len i?.ahlar gösteriyor ki, Kdzun Karabekir Paşa'da, çocuk aşkı ve ye timleri esirgeme, Büyüle Nebilerin Ümmetlerine merhameti gibidir; o derecede geniş, o derecede sıcalc ve o derecede yaygındır"!
"Bu Peygamberce şefkat ve merhametin sebebi, kendisinden so rulduğu zaman, Kazım Karabekir Paşa Hazretleri, şu cevabı veriyor lar: "-Ben de, küçükken yetim kaldım "(s.3-4). ...
171
V I.
BÖLÜM
ŞİİRLERi'NDEN ÖRNEKLER ve İKİ MARŞ BESTESİ
Kazım KARABEKİR Paşa'nın, ilk gençlik yıllarında, musiki ve resim ile uğraşuğı gibi, şiir yazmaya da başladığı anlaşılıyor. Çocuk terbiyesi ve milli duygular üzerine yazdıklarında: 4+ 3= 7, 5+5=10 ölçüleri gibi heceli; daha çok kendi duygu ve hayalını anlaLan şiirlerinde de, ahenkli bir "serbest nazım" tekniğini kullandığı görülür. Onun "Benlik" adı ahında bütün şiirlerini topladığını bildiren büyük kızlan Hayat FEYZİoG LU Hanımefendi'nin, ricamız üzerine seçip gönderdikleri bir dosya dolusundakilerden ve türlü yerlerde yayınla nanlardan, aşağıdaki örnekleri, yazılış sırasına göre aldık. Başlarında ki izahlar, "Benlik" te kendi ilaveleri, ( ) içindekiler ise, bizimdir.
-lSABAH DUASI, AKŞAM DUASI
"Şark ŞelUd-Yavruları için 1335/1919'da yazdığım bu Duaları, sabah-akşam bir efendi (öğrenci), yüksek sesle okur; diğerleri tekrar ederlerdi". a) Sabah Duası 1 -Sabah oldu, kainat Nllnın ile yıkandı.
Kudretinle İ lahi, Bütün hayat uyandı.
172
2-Huzuruna dizildilc, Veriyoruz şu andı: Vazifemi yapmadan Yemek yemem ve yatmam. 3- Sen de, bize kuvvet ver, Çalışmaya kudret ver; Varlığımız, senindir; Bizi, her gün sevindir ...
b) AkJam Duası 1 - Bugün dahi Mekteb'de, Biz, birçok şey belledik; idman, türkü, oyunla: Vücutları besledik. 2-Bol saf-hava, bol güneş Yüzümüze, kan verdi. KamılJlızı doyurduk, Bu da,"bize can verdi. 3- Geldi yatmak zamanı, RahalJık ver, Ey Tanrı. Artık, uyku belcleriz; Nlirlu sabah özleriz.
(" Ögüd/erim", Erzurun 1336/1 920, s.7) "lstilcldl Harbimiz için, (aşağıdaki) ilci Marş'm güfte ve bestele rini, o yılların verdiği intiba' ile yazdım. Bunların, sahnede hareketli oyun tarzları, Şarkılı lbret'te (il. Baskı, s.14-17) olduğundan, Notaları da orada, (s. il, IV-V), yalnız Marşlar'ı yazıyorum"
173
-11-
TÜRK YILMAZ MARŞI 1 Cihan - Harbi yangınından, bağrı - yanık Vatan'a Türk'ü boğmak maksadıyla, girdi düşman askeri. Kan ve yangın başlamışdır;
ırz
ve namus kalmıyor;
Tehlikeye düşdü Vatan; yas içinde her yeri. Kahraman halk! Kalk, silahlan! Ahd il peymin Tanrı'ya: Vur! Ve haykır! : TürlclüJc ölmez, Türk de yılmaz, ileri! . 1 Çelik gibi kollu, tunçtan ayaklı Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihan yıkılsa, Türk yılmaz! 2 Göksü imanlı, temiz vicdanlı Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihan yıkılsa, Türk yılmaz!
3 Düşmana salsa, tek bile kalsa Türk hiç yılar mı, Türk hiç yılar mı? Türk yılmaz, Türk yılmaz! Cihan yıkılsa, Türk yılmaz! (Sarıkamış, 192 1 . "Şarkılı ibret", il. Baskı, s. 14). 1 ) Rahmeıli, BMM 80§/canı iken, 1947 KırkpUIDT Gürt/ltri Şe nl ili ne ı�f verdiği sın da, Edime Llsesi'nde Öğrencileri toplayıp, bir Besıeci-Oğn:ımcn gibi, Lise Sahne si'nde bu 'Ti.irk YılfMı Marıı"nı, çok ncfcli olanık öğn:ıtiklerini gönlük. 3-4 saat sonra, bunu ezberleyip, bestesiyle koro halinde söyleyen gençler, Kırkpınar Tören yerinde, büıün dinleyenleri coşıurmuşlardı. '
1 7-1
-III-
ISTIKLAL MARŞI 2 Ya lstildil , ya ölüm! Ya lstikW, ya ölüm! Vatanım, Milletim, Sancağım, Evim; lstiklalsiz, yoktur yerim. •
Zincir vurulur mu Türkler boynuna? Varlığım, fedadır Vatan yoluna. Biz, tarihin Türk dediği yılmaz Milletiz; Hür yaşar, hür ölür, nQrlu ümmetiz. (Sanlcamış, Haziran 1922, "Şarkılı ibret", il. Baskı, s. 26) -lV ÜLKÜ MARŞI
1 Tir:ih bize, Türle dedi; -
Baş-ülkü, güven dedi.
Dört bucağı taradık, Bu tilii aradık.
2- Bazen, büyük hız aldık; Bazen, yenildik, kaldık;
Fakat, asi! yılmadık; Ülkümüze kıymadık.
3- Büküp, en kavi kolu; Tir:ihimiz, şan dolu. Sağlam bir Vatan oldu Sonunda, Anadolu.
�������
2) lH. s. 1 1 25-1 128 de bu Marşı yazıp, bestelemesinin sebepleri anlaıılmıştır.
1 75
4- Salabetli, sağlamız;
Çok samimi insanız; Sadakatle, sabırla Sarılırız, her işe. 5- Her güçlüğü yeneriz; Haldca boyun eğeriz. Ölüm bile, vız-gelir, Bize, yılmaz Türle denir. 6-Dünya varsa, biz varız; İstiklille yaşarız; Son dağ-başı, son kal'a Son ordu, son Aile!.. (Ankara, 1 924).
-
V
-
RIYA ve GURUR I-Altlarda riya, üstlerde gurur Arasında halk, bilmem ne olur?!
Haksızca yaşa, haksızca ezil; Yetişir mi, bu gidişle nesil? 2- Bulunuyor, her işin kolayı:
Bir hiç herşey, oluyor bayağı. Ne bilgisi var, ne de emeği; Yalnız, biliyor "yaşa" derneği!
1 76
3-Bu kahr-olası tarz ile gidiş, Bitirdi Türk'ü yıllarca müthiş. Türkler, eskiden canlı, çelikti;
Bu iki ateş, onu eritti. 4- Ey Türkotlu:
Her yerde, çoktan öldürülen bu İki ifrite, sen de karşı ko;
Riyayı öldür, gururu söndür; Yoksa, hep birden çöktüğün gündür! .. Biri kanserdir, biri kangren, Ruhunu emen, seni kemiren! -VI-
IKI DAMLA YAŞ 3 1) Yetmiş lira ile Mütekaid bir adam İken, ikiz-Kızım doğdu, olduk tamam!
Evet, �
...
Çünki, herkes kaçıyor, benden;
Ve ben de, sabahlan erken Yavruların, hazırlıyorum sütlerini.
Kaçıp gitti, evdekiler; Parasız kim, kimi bekler?!. 2) Tam bu sırada, hastalık saldırdı bize; iki Yavrum'la Anneleri, diz-dize, Sancılar içinde, kıvranıyorlardı; Hayaumın kalmamışb, aruk tadı. 3) Cemal ANADOL, "Ölüm Yıldönümünde Kazım Karabe/cir PIJ§a" BlZlM ANADOLU Gazetesi, İstanbul, 26. 1 . 1 975, s. 3, 5 de, birkaç diı.gi yanlışı ile ve bir mısraı eksik yayınlanmışur.
1 77
Kalmamıştı elimde, hiç sırlacak. Pekiy ... Ya, bu hastalara, kim bakacak?! Vejetalin eritmek-çin, sanlmışum kepçeye; Fakat, doktor parası, hiç sığmıyordu bütçeye. Satmıştım, elimde olanı; Yemiştik, maziden kalanı ... 3) Düşünüyordum, ilci elimde başım; Dalmışım, bunalmışım ... Seslendi Refikam: "-Paşam, Paşam!..
Nedir bu ye'sin? Nerde, her günkü neş'en? Hastalığım artar, seni böyle görürsem! ... Bu günler de geçer, üzülme sakın; Nerdeyse gelir Doktorlar, vakıt yakın." "-Doktorlar mı gelecek, dedin? Acı, pek acı birşeyler, söyledin! Söylemeğe bulamıyorum oıe.cil: Verecek vizita param yok, /clal! .. " 4) Borç, bir felfilcettir şuna, buna; Giremem, bu tehlilceli oyuna. Yanıyordu, ellerimde başım. Cevap verdi, Yüksek-Arkadaşım: "-Dedelerimden kalma, yadigar: Bir Pırlanta ile bir Saatim var. Gönderin Be<ksten'e, sattınn; Bu ağır yükü, benden attınn! " Bu, yüksek ruhlu bir Tıük Kızı ydı, Türk varlığının, bir yıldızıydı. -
1 78
'
'Taş'1a Saaı'i, uzattı bana;
Ben de, gönderdim, "Saı-Salonu"na. Birkaç yüz lira, geldi geriye; Sıkınuyı atuk, biz ileriye! . .. 5) Fakat, Refikam,
Döndürürken, duvara başını, Gördüm, ilci damla gözyaşını. .. Dedim: -Lanet olsun, böyle geçime!.. Artık, düştüm ben de, kendi içime: Kulaklanm,içimi dinliyor; Her yerim, inliyor! Gözlerim, içime bakıyor; Ve, gördüğü yeri, yakıyor!. .. Kalbimi deldi, o iki damla yaş; Haksız yereydi, bu çetin savaş! 6) Bu düş��elerim, pek kısa sürdü; Çünki, vicdanım, tamamen hürdü. Arkadaşımla, bakıştık ve gülüştük. Hemen, topladık kendimizi. Ve, düşündük, "Köylü Efendimiz"i: "Neler çekiyor? Asi-olan, onlar? Yaşamıyor mu, şerefiyle milyonlar? .. " Dedik; ve, Karım'la el-ele verdik; Ve, bu acı günleri, pek a'IA yendik! Erenköy 4 15.1.1928
4) (Feridun) KANDEMİR,
"Kazım Karabekir" kitabında (İstanbul 1948, s. 185-186), ilk "Kanlıca" diye gösıenniştir.
olarak bu şiiri yayınlamış ve yazıldığı yeri,
179
-VII
BABA NASiHATi "Çocuklarımın Ninnisi"nden: Can-kulağıyla nasihatimi, dinle yavrum, Hayatın tecrübelerini anlauyorum:
1- İlle aşkın, kendi istikbalin olsun; Dimağın, bu kudsi hayalle dolsun. Gücün yettiği kadar çalış, öğren; Adam ol... Kendi varlığına, güven ... Büyüdükçe, gevşemesin seciyen; Seciyesizsen, büyüktür tehliken ..
2-Vatan sana teslim olunacak, ey Delikanlı! Açık alınla, "Büyük Huzfır"a çıkmak, ne şanlı ! . "Büyük Huzur", hayata atıldığın zamanki sensin; Mazide kalan seni, hürmetle yiidedeceksin. Ey şan ve şerefiyle, ilk aşkına kavuşan Genç! Artık emellerine, sırasıyla ereceksin, er-geç.
3- Arkadaşlarını, iyi tanı .. Arkadaşur, tanıtan insanı! Kitabın gibi, arkadaşın da, Değişip gider, hayat boyunca; Her ikisini, iyi seçmeli; Yertutacakur, çünkü izleri! . .
4- Düşman kazanma, sakı n fenalıktan. . Bin dosttan, kuvvetlidir b ir düşman!
Yardımları , sev; acize, acı; Yalnız dikkal el, aşma�ın haddi. Seni yıkmasın; o, şımarmasın; l yiliklen, fenalık çıkmasın . .
5- Dalkavukluktan, daim
nefrel el;
Hak, hakikale, pek çok hizmet et. Kibr
ü gururdan,
dfüma sakın;
Vazifeni sev, ye'isten kaçın. Çökmesin fikrin, yılmasın ruhun; Neş'en, sıhhatin yerinde olsun.
6-Bir iş tutunca, aruk geç kalma; Meşru olmayan zevklere, dalma. Sevmek fi'linden, çok yalan çıkar; Bunu destekler borç, alkol, kumar. Sevmek, koklayıp, atmak değildir; Bir aileyi ytkmak, değildir.
7- Söze, va'ade sakın inanma; Nikahlanmadan, nişana kanma. Namus-avcısı, hastalık saçar; Sen kıvranırken, o, güler,
kaçar.
Tehlikelidir, aşk macerası; Her yaşta üzer, bir yüzkarası!.. 8-Herkese borçtur, fille kurmak; Fakat, lazımdır arayıp.sormak. lçyüzü berbat, belki de menhus; Hayat çökertir, ağır bir kabus!
181
Dengi-dengine olursa, çiftler; Neş'e, sa'adel onları bekler. 9- Başka bir taddır, aile zevki; Çoğaldıkça ak saçların, rengi, Ruhunda, yüksek duygu çoğalır; Her yıldönümü, büyük bayramdır. "Bir Milleti yaşatacak, Meşru yuvalardır, ancak!" (Ankara, 1929)
-VIII S/F/R
1-İsler, bin'den bin çıkar; ister, bir'den bir; Geriye lcalır, bir veya birkaç sıfır. Ah! Bu Şarklılar'ın bedbaht hesabı, Asırlar dolduran kara-kitab'ı .. İşbaşına geldi mi bir z.aı. İlle sözü:"Heyhal!.. Her şey, berbat. Hiçbir şey yapılmamış, benden evvel! " Der; ve işi, evvela, sıfıra irca eder... 2-"Tarh" ameliyesi yapıldı demek:
Yandı, kül oldu, bir sürü emek. Gelen de, birtakım işler yapar; Zamana uyar, ters-yola sapar. Halk'ın, sükfil ve istiğnası,
Ve programsızlık belası:
182
Çılcb mı bir'den bir? Kaldı mı, geriye sıfır? .. 3-Gidemezsin ey Şarklı!
Böyle, ayaklan bağlı. Bir ileri, bir geri; Bunun yoktur değeri. Çalış, bir'e sen de, bir ekle; Var'ı yıkma, onu besle; Bir, bir daha iki'yse bugün, Binbir olur, elbette bir gün ... Medeniyyet denilen yüce ileme, beşer, '7arh'1a değil, "cem"1e çıku üçer, beşer. (Tarh, ariunetik'te "çıkarma"; cem' ise, "toplama". lstignô, al dırış eunemek, neme-lazımcılık).
-IX MIUİ YEMIN
Yok... Yok... Yok... Aruk, keyfi işler yok! "Hakimiyet milletindir" namına, rey verme yok.
Kontroldan men'edip de, re'yine eldeğme yok. Siyasi ve ictitıadi bahaneler icadile: Keyfi tevkif, keyfi hüküm, keyfi aramalar yok! Hakaaret. işkence yok. Gizli, kızıl pençe yok.
183
Çalma yok, çırpma yok. iş kapatıp, yağma yok. Namusa elauna yok. Diyar diyar süründüren, Şahsi kazancı söndüren, Entrikalar döndüren Gizli, gizli eller yok. Kanunlardan başka tarzda Emredecek diller yok. Bilgi ile emek, haktır; İltimas yok, rüşvet yok. Adfilet ve Hak'tan başka, Emredecek kuvvet yok. Yok-olması lazımgelen şeyi, eğer yaparsam: Şerefsizim, namussuzum; Bilir, görür, susarsam : Vatan sevmez bir hissizim. Yok.. Yok.. Yok.. Ölü gibi susmak, yok; Hürriyeti kısmak, yok. Erenköy, 19 Haziran 1933 ("Kemalist Atılım" Dergisi, Ankara, Ocak 1987, s. 3 1).
184
-
X
-
ECILMEYEN BAŞLAR
Bunlar da bir fasiledir: Nemrud ve Firavunlar ile başlar; Müstabid ruhlar, zavklariyçin, bir silindir gibi çiğnerken; Ve mazlum ruhlar da, işkenceler alunda inlerken: Riya başlar, iftira başlar; işkillenir baba, evlAdından; Bahs-olunmaz hakikatten, faziletten ve hakka hürmetten. Eğer eğibneyen başlar çıkmazsa, o milletin varlığı, gürler! Zulmüyle bir mülkü yakar, mukavemet görmiyen arzular. Beşeriyyetin tarihi doluysa Nemrutlar, Firavunlar1a; Her Firavun'a da bir Mı2sa gebniş; uğraşıp, durmuş onlarla. Hakikat kuvvetiyle, fazilet ehlinden ordular kurmuş; İntikam heykeli gibi, karşılanna dikilip, durmuş ... KMidir eğibneyen bir baş, bir zllimi kahretmek içün; Çünkü, zllimler, görmek isterler kendini, herkesten üstün. İşte bununçün, mazlumların Ahını, bu başlar alırlar; Yansa, yıkılsalar da, ad,lan kalblerde yaşar, kalırlar... Eğilıneyen başlar, milleti içün lliiıi bir taçdır, Müstebid ruhların üstünde duran, ebedi bir lcııbaçdır... Erenköy, 3 Haziran 1934 ("Kemalist Aulun" dergisi, Ankara, Ocak 1987, s. 18). -XI DOKUNMAYIN TÜRK'E!
(1939 İkinci Cihan Savaşı koparken) Küre'nin en emekdarı olan Ye, bugünkü medeniyeti kuran Türk'e, dokunmayın. 185
Dokunmayın Türk.'e... Çünkü, ondan çıkan ülke, Kunulamıyor kandan;
Ve, yanıyor, dört yandan. Onu kaybedenler, O'nu arıyor; Onsuz kalanları, matem sarıyor. Sa'ldet gelmiyor, başka ellerden; İbret almalıdır bu gidenlerden; Ve, Türk.'e fenalık edenlerden . .. Rusya, Avusturya tarihlerine bakın: Hep, Türk.ltr'le uzak, yakın
Müthiş düşmanlıklarla dolu;
Şimdi kırık kanadı, kolu.
Ne Çar'ı kaldı, ne lmparaıor'u. Sonnalı, onlara: -Neye yaradı, dökülen milyonlarca kanlar? Ve, ne oldu, istediğiniz Balkanlar? Zararla oturdu, öfkeyle kallcanlar.
Sonra da, biz çıkınca aradan,
Biribirini yedi, Balkan. Ve, daha da yiyecek, Birçok insan, ölecek. •
Neyse, olan oldu artık,
Geri kaJan müstakil rroa Ve biz, aradan çıktık.
Ne toptan ve ne de hurda,
186
Dokunmasın artık. kimsenin eli; Uzananların, kınlır beli! ... Ve, ateş sarar, bütün cihanı; Kimse durduramaz, bu yeni kanı.
Umumi Harp'te, akuydı birçok kan; Netice ne oldu?: Müthiş bir hicran! Yazıktır, böyle kazanç, Cihan kaldı, birden aç. Olan oldu, her neyse; Artık, TOrk'e saldırmasın kimse. Yeni bir harp isteyenler, Kendini mahvolmuş, bilsinler. Çünkü, hazırdır kanlı bir tufan:
Ve, çok çekecektir, medeni cihan! •
Bogazlar elinde kaldıkça TOrk'ün; Nizamı bozulmaz, yer ile gökün.
Anadolu, Trakyası'nda. Sulh ve sükunla çalışmasında, Rahat bırakın TOrk Milletfni;
Tasdik eyliyecek, o hizmetini.
Evet, o hizmetini, ki her millete hocalık etmiştir, Dünyanın her tarafına. medeniyet çırağıyla gitmiştir. Dokunmayın artık, Ulu Tiirk'e; Bitaraf kalsın, bu güzel ülke
...
1 87
-XllBIR MEZAR.TAŞ/ Yolcu! Gel.. Birkaç dakika, yolundan kal Bir Fatiha sun .. Büyük sevAb al
..
..
Mağrur olarak, haddini aşma; Salcın yalandan, doğrudan şaşma. Ben sağlığımda, sırf Hakk'a tapum;
TAkatırn kadar, hayırlar yapbm.
Herbir işimde, nmnusu andım; Alınteriyle, hayat kazandım.
Ah taşıyorsan, girme mezara; Ceza büyüktür zfilim, gaddara. Korkma sen... Eğer, açıksa alnın; Toprağın alu, üstünden aydın!
İki Marş Bestesi için, sondaki klişelere balcınız.
1 88
V I I. B Ö L Ü M
BELGELER
"Önsöz"de de belirttiğimiz gibi, Kozun Karabekir Paşa'ya ait resmi belgeler, bugün Ankara'da şu üç Arşivimiz'de bulunuyor: a) Kara Kuvvetleri Kumandanlığı "K. Karabekir Dosyası"nda; b) Eski "Harp Tarihi Dairesi", yeni ATASE (Askeri Tarih ve Stratejik Etüt) Başkanlığı Arşivi, Buradaki birkaç belge, bu Başkanlığın Yayını "Harp Tarihi Vesikaları Dergisi", Eylül 1964 "Kars Özel Sayısı"nda çıkmıştır, c) Büyük Millet Meclisi Arşivfnde "lstanbul Milletvekili KKarabekir Dosyası". Biz, bunların kısaltmasını a-(KKK-D.), b (HTVD), c- (BMM-D.) diye belirterek, Rahmetli'nin başarılarını, kendi elyazısıyla haltercU,melerini, onun hayaundalci dönüm noktalan ve bazı düşüncelerini belirten belgelerden birkaçını tanıtacağız. -1- (KKK-D.)
Kurmay Yarbay iken de, "Musa-Kdzun" adını kullandığını gösteren iki belge: "Osmanlı Orduy-i HümılyWıu Başkumandanvekıileti-1.Şube Mildiriyeti" (basılı başlık) Mahremdir/8216 İstanbul, 29 KinunisAni 330 (1 1 Şubat 1915) Birinci Kuvvei-Seferiye Kumandanı, Erkôniharp Kaaimmııka atm Musa-Kdzun Befin, Karargahı ile beraber Bağdad'a azimeti, Baş kumandanvekili (Enver) Paşa tarafından, MUına-ileyh Kazım Bele emir buyurulmuş; ve, Kazım Beğ de, Bağdad'a muvisalat etmiş idi.
189
Emir'de: (Gelibolu Cephesi'ne gönderile.cek) Diğer bir Nizamiye Fırkası Kumandanlığı'na tayin edilmek üzere, ma'iyetinizle beraber 1stanbufa avdet ediniz", buyurulmuştur. (Resmi Mühür) (İmza) ismet {İNÖNÜ).
-Il- (KKK D ) -
.
"Bôb-i-'Ali Dtiire-i Sadaret- UmW--i Mahimme KalemJ°'' (basılı başhk). lrôde-i Seniyye (P"'adişah Fermanı) Sureti Ondördilnca Fırka Kumandanlıtı'na, sabık Birinci Kuvve-i Se feriye Kumandanı, Kaaimmııkaam MU.Sa-Kazım Bet. tayin kılınmış dır. İşbu lrôde-i Seniyye'nin icrasına, Harbiye Nazırı memurdur. fi 19 RebiülAhir Sene 333/Fi 21 Şubat sene 330(6 Mart 1915). (Sultan) Mehmed REŞAD
Sadria'zaın
Başkumandanvekili ve Harbiye Nazın
Mehmed Sa'id
Enver.
-m- (HTVD, Vesika Nu. 1 132, basılı belge)
ilk Si-yasi Vazife'ye Tayini "Grup Kumandanlığı Erlcôniharbiyesi-Şube r {basılı başlık)1 509 Grup Karargahı {Olw) 24-4-34 (1918) Kars'm (Tiflis'teki, Azerbaycan-Giln::istan-Ermenistan'dan ku rulu Üçlü "Seyim/Mlverayi-Kafkas" Hilkiimeti tarafından) tahliyesini mil7Akere içün, Osmanlı Ordusu'yla Kafkas Ordusu ammda tayin olu nacak Murahhaslar Heyetine, Osmanlı Kolordusu'ndan, (Fransızca Almanca ve Rusça bilen) Kolordu Kumandanı (Erklniharp) Mirialay Kazım Bet, Osmanlı Birinci A'zası; ve Topçu Koaimmokaıam Sdlih Bet, İkinci; ve ErluJniharp Yüzbaşı (Küçük lakaplı) Tal'aı EfenıJj, Üçilncil A'za tayin edilmiş olduklarını mübeyyin vesikadır.
Grup Kumandanı Mirilivi (Tümgeneral) {İm7.a) Şevld (SUBAŞI) 190
(Elyazısıyla. K.Karabekir'in nobl) "26 (Nisan 1918) akşamı aldım. )'.'ani, Kars'ın lşgali'nden bir gün ve bir rubu' (1/4) gün sonra. (İmza) Kazım Karabekir."
-IV-(HTVD, Vesika Nu. 1 133) 3. Ordu Kumandanımıza Kars'ın ilk-Kurtuluşu Miljdesi: "Birinci Kafkas Ordusu Er/c/iniharbiyesi Şube" (basılı başlık) Telsiz1e. Bismillah. Benliahmed (Kararglh yeri) 25 Nisan Sene 34 (1918) (Trabzon'da, Tiflis HilkQmeti Murahhasları ile mü.z1kere'ye kaulan)
Üçüncil Ordu Kumandanı Ferik (Orgeneral, Mehmed) Vehib Paşa Hazretleri'ne, Kars'ın, Kolorduyi acizi (benim kolordum) cephe sinde bulunan bütün (güney, ve batı ile kuzeydeki) Tabyaları ve biz7.3t Kars Kasabası, tahb işgale alınmışdır. (Yenilen Enneniler'den, Rus lar'dan kalma) sağlam olarak, yüz altmış top ve külliyetli mühimmat, elde edilmiştir. Arizi-i mağslibemi'zin istirdadı emrindeki muvaffakıyAt-i Ku mandanilerinin, Kars Kal'ası'nda dalıi bu suretle mütecelli olmasını, Birinci Kafkas Kolordusu, pek büyük meserretle idrAk eder. Ve, Sevgi li Kumandanları'na. hissiyAt-i ta'zimicaıinelerini arzeyler. Birinci Kafkas K.Kumandanı Mirialay (lm7.3) KAzım KARABEKlR (Telsiz'in verildiği kimse) "Sankamış'da Rilşdi Efendı�ye fi minhu" (aynı tarihte). "Saat 8.25 sonra (20.25) Ali Şükri'' (alıp, Trab zon'a ya7.30) ,
191
-V/a- (İH., S;98) "Hararet Erzurum'da (30 Temmuz 1919'da) gölgede +29 dere ceye kadar çıku. Kongre, (23 Temmuzdan beri) faaliyetine devamda Ben de geceleri, M.Kemal Paşa ve Rauf Bey in nezdinde, Kongre faa liyetini takip ve günün havadislerini retkik ediyoruz. Vali Münir (AK KAYA) Bey'in (Vali Vekfiletini, Kaadı, Rize-Hemşinli Numanoğlu Hici Hurşid Bey"e vererek, lstanbul'a) gitmesiyle boşalan, (Aşağı mumcu Mahallesi'nin Çaykara semtinde, "Emvali Metrllke'den "Pas dunnacı Hamamı" sahiplerinin, üç katlı Icargir yapısı olup, 1981'de T. İş Bankası tarafından restore ettirilen ve 1924're gelişlerinde Gazi'ye Belediye'ce tapusuyla armağan verilmiş olan şimdiki "Atatürk Evi"nden ibaret ve, Mart 1918'de Eızurum'un Kurtuluşu'ndan beri Vali Konağı/Lojmanı işini gören) Alman Konsoloshanestni (9 Tem muzdan beri) Kemal Paşa ve Rauf Bey ile (KAzım DİRİK, Dr. Refik SAYDAM, Hüsrev GEREDE, Eski Bitlis Valisi M. Müfit KANSU, YAverlerden Cevat Abbas, Muzaffer ve daha birkaçı kalıyordu; ye mekleri, XV. Kolordu Mutfağından özel hazırlaularak getiriliyordu) Arlcadaşları'na tahsis ettim. Ferah, rahat ve müsrerih çalışıyoruz. 3 1 Temmuz'da (Perşembe), Harbiye Nezarettnden, sersemce bir Emir geldi (sureti, şöyle): '
Bizzat açılacalcbr (zAta mahsus, Şifre Telgraf) Harbiye (lstanbul) 30 Temmuz 1 335 (1919) Erzurum'da XV. Kolordu Kumandanlıgı'na MKemal Paşa ile (H.) Rauf (ORBAY) Bey'in, Mulcarreriili Hülcfimet'e m uhalif erat ve hareldtlanndan dolayı, hemen derdestleri ile Derisaôdet'e i'dınlan (hemen yakalanarak lstanbul'a gönderilmele ri), Biibiôlt'ce (HillcQmet tarafından} bitlensib (uygun görülerek), Ma halli MemıUin'e (bölge Vali ve Emniyet Müdürlüğüne) Eviimiri lizıme (gereken Emirler) verildiğinden, Kolordu'ca da (bu hususta) ciddi muavenette bulunulm�ı; ve neticeden malumat i'tası (bilgi veril mesi), rica olunur. 30 Temmuz 1335 (1919)
192
Merkez Dairesi 2733 (Nu.) Harbiye Nazırı (İmza) NAZJM "Şu cevibı yazdım ve (Sadriazam lık/Başbakanlık Makamı İle) Kolordular'a ve (3. Ordu Müfettişvekili olarak) Mıntıkamın Valileri'ne (de) tamim ettim:
-V/b- (İH.,s. 98- 10 1; AÖAS,.s. 96-98) Erzunun
l/Ağustos/1335 (1919)
Harbiye Nezareti'ne
1
C(evap): 30n/1 335, Merkez Dairesi 2733 Şifre'ye
Mustafa Kemôl Paşa ile (H.) Rauf (ORBAY) Bey in, Mulcar rerati Hü1cUnıet'e Muhfil.if effil ve harekitlarından dolayı, derdestlerile Derisaôdet'e i'zamları hakkında, Mahalli Memürin'e Emir verildiği ci hetle, Kolordu'ca da ciddi muavenette bulunulması, emir buyuruluyor. '
Hü1cUnıet'in mukarrerati siyasiyesinin ne olduğunu bilemiyor sam da, Erzurum'da bQl �nan Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey in efal ve harekitında, Vatan ve Millet'in maksat ve menafiine" ve yürürlük teki Kanunlara aykırı sayılacak, hiçbir hal ve davranışı olmadığını gö rüyorum. Bu Zatlar, ülke ve Milletin, mutluluk ve selameti ile ilgili her yurtseven kişi gibi yaşamaktadırlar. '
"Pontos HülcUnıeti teşkili hulyası ile, Trabzon ve Samsun havalisine, (Bolşevik idaresinde, artık ticaret yapamayan Kırım ve Ka radeniz kıyıları şehir ve kasabalarındaki Rus tabaası olup) Muhilcir sı fatiyle akın-akın silahlı Rum Çeteleri çıktığı; ve Ermeniler'in, Büyüle"Atatürk Öıtl Arşivi'1UUn Sı!!ÇIPM!lı!!r"deki, "malıalli nvl'flJUİyı!!tİnı!! "I Mahalli Mumiirin'e gibi okuma yanhılannı dü:ıelıe�k ve yer-yer sidelqti��k. naklediyo ruz. Eski -Yanınızı iyi okuyamayanlann, bu gibi değerli belge ve eserleri yanlışlarla yayınlamalarının önüne geçmek üı.ıe�. bir "Enstitü" tarafından yayınlanmasının sağ lanması için, daha çok beklenmemelidir (ATATÜRK'iin "NUTUK" kitabında bile, kişi ve yer adlarında birçok yanlış okıunalarla yayın yapılmıştır: "K. Karabdir" (K. Kara Bekir) Erzurumlu 'Tıusıuıbı!!yzlide" (Dununbeyl.ide), Trabzon Rınn Milletve kili "Kokidi" (Kofidi) Bardiz (Bardız) ve daha birçokları gibi.
1 ) lH. ve
193
Erml!nisıan (kurma) hayatini besledikleri ve (işgalleri alundaki Kars Vilayetimiz'den) Hududumuz'a kadar her türlü fecaat ve şenaeti yap makta; ve Sivas'a (kadar gidip alacağız) diye feryada devam eyledikle:
ri; ve (İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika gibi) /'ıilôf (Devletleri) men suplarının da, bunlara (Rum'a ve Ermeni'ye) gizli ve açıktan her türlü yardım ve arkaçıkmakta bulunduk.Jan, herkesçe biliniyor. Ve bu durum, lsıanbul Gazeıeleri'nin bile yayınlarıyla belli olduğu halde; Hükiuneıimiz'in, varlığımız aleyhine hazırlanan bu korkunç tehlikeden habersiz durumda kalarak, hiçbir umut ve tatmin üflemeyişi; tersine, en aydın ve değerli kimseler ile kumandanları, birer yol ve bahane ile Milletin arasından ayınp, hapis ve tutuklanması; bir yandan da (Mondros Mütarekesi'ne uyularak, elimizdeki) silahlar ile öteberinin alınması; özellikle tehlikeyi pek yakın gören ve Namusunu koruma ve yaşama kaygısıyla çırpınan bu Bölge (Doğu) Halkı'nda, pek haklı ola rak, Ermeni ve Rumlar'ın, ( 1 5 Mayıs 1919'da yapılan) lzmir gibi, ansı zın buraları da işgal edeceği ve bütün Müslimumlar'ın, ayaklar alunda çiğneneceği kanfuıtini doğurmuştur. Bu yüzden Millet, kendi gücüne dayanarak bu duygularını, Yüce llükumeıimiz'e duyurmağa ve bu uğurda her fed3karlığı yapma ğa; ve her umuttan yoksun bir durumda, namussuzca Erml!ni ve Rum
lar'ın süngü ve baltalan altında ölmektense, namusluca savunmaya karar vermiş olduklarını, önceleri anetmiştim. Geçenlerde (26 Temmuz 1919'da, Erzurum'dan Dekovil Va gonları ile dolu olarak Kars'a götürülmekte iken ve Pasın'da Teşkesen lstasyonu'ndan Halk Çetelerimizin, trenin önünü keserek, geri aldığı) vukuagelen (tüfeklerin) sürgükolu ve {toplara ait) kamaların gönderil mesini engelleyen durumlar da. böyle bir azim ve kararın sonucu ol duğunda, kuşku yoktur. Üçüncü Tümen Kumandanı (Eyyublu, "Deli"/Yiğit lakaplı) Yarbay Halid Bey'in bile, (yakalanarak İstanbul'a) mahfuzen gönderil mesinin, halk eflcin üzerinde çok kötü tesirler yapacağını,; ve belki de, Tümeni'nin direniş gösterip, ayaklanmasıyla sonuçlanacağını, ar
zetmiştim.
194
Mustafa Kemal Paşa gibi
ülkemizde ıWnusuyla, seçkin askeri
hizmetleriyle, yurtseverliğiyle taıqnmış, ve bütün askerlerin de pek çok özel saygısını kazanmış ve hele, daha
yinni
gün
önce (3.0rdu
Müfettişi iken), Memleketin yansına kumanda etmiş olan; ve halinde,
Milletin yararına aykırı birşey d uy ul up, gö bir .lat'ın tutuklanmasına, bir kanuni sebep olmıyacağı; ve yukanda arzettiğim haller yüzünden, Halk ve Ordu 'nu n görüşünde de,
davranışında Vatanın ve rülmeyen
iyi bir davranış olarak sayılmayacağından, bu .l.at'ın tutuklanmasına ve Kolordu'ca bunun için yardımda bulunulmasına, hal ve durumun kesinlikle uygun olmadığını, Hele, ülkeyi yıkım
arzeylerim.
ve yokolma tehlikesinden kurtaracak biricik
çarenin Tevekkül (işi, Tann'ya bırakma) değil, ancak Milletin Hak ve Ru
hunu dünyaya karşı gösterip pekiştirme düşüncesinde olan Dogu lllerimiz'de, daha Ermeni süngü ve baltalannın namuskıncı acılarını unutmuş bir tek insan ve bir tek ev bulunmayan bu çevrede, böyle bir gi
rişimin yapılması değil, duyurulması bile, büyük kötülüklerle sonuçlanır. işin doğrusu, günden güne daha açık ve pek geniş bir biçim al makta olan Milli Kaygı 'yı giderecek, özlü ve tutarlı tedbirlerin alınma sı; ve buna, Yüce-.latınız gibi dindar ve pek namuslu tanınmış bir Dev leı-E,.i'nin sözünü geçirip,, aydınlatmada bulunması, pek yüce ve tarihe malolur. Herhalde
buradaki
durumun,
lsıanbufda,
tersine
anlaşıldığını
sanıyorum. HülcWrıet'in en sadık ve saygılı bir adamı olduğuna kesin likle kuşku duyulmayan bendeniz yanlış ve
hatalı
Anodolu'ya, lstanbul'dan
bakışlarla bakılmamasını dilerim. Çünkü,
bu kadar
bu bakışın
sonuçlannın pek acı ve pişmanlıkverici olacağı inancını, yerigelmiş ken, yeniden aızetmeği, bir milli şeref ve namus borcu sayanın. Bugün benciğez bile, kuşku ve bilmezlik içinde bulunduğumdan, umumi siyasetimizden, HuJr.Wrıet'in güttüğü maksatlar ve kararlardan haberli kıhnmamı, saygı ile dilerim. (3.0rdu Müfettiş-Vekili ve)
XV.Kolordu Ku.mandanı Miriliva (Tümgeneral)
Kazım KARABEKIR
195
-VI-
(lH.,s. 103- 104; AUAB.,s.60-61 sadeleştinne, 1 7 1 . K.lişe'de: İs tanbul'a varış ıarihi "fi 6 Ağustos" iken, 16 Ağustos yazılarak, on gün sonra gösterilmesi, "Ağustos"un "elif' harfi, 1 rakamı sanılmasından dır, "BELGE 62")
Kazım KARABEKIR diyor ki: (Başkent)"/stanbufun bir, Padi şah'la Mustafa Kemal Paşa Meselesi ihdisiyle, birçok emek ve fedakarlıkla hazırlanan (Sivas, Trabzon, Erzurum, Bitlis ve Van gibi Vilayet Murahhaslan'nın katıldığı, Elaziz ve Diyarbekir Vilayetleri Mu rahhasları da seçilip, gelmekte iken, lstanbul Hüklımetine çok bağlı Valilerinin engel olduğu, "Erzwum Kongresi"nde kurulmuş olan) Milli Birligi kırmağı" gözeten (ve Erzwum'da, "Hüklımet'in mahklım" saydı ğı M.Kemal Paşa ve Rauf Bey'in başkanlık edip kauldığı "Kongre"nin geçerli olmayacağı yolunda çıkarılan sözler gibi) şeytanca oyuna karşı, aşağıdaki "Mutalearnı, Sadria'zam ve Harbiye Nazırı na yazdım; Vilayetler ile Kıtaat'a (Kolordular'a da) tamim ettim: '
Ef7urum 5 Ağustos 1 335 ( 1 9 19)
MAKAAMI SADARETi 'U7.MA'YA (ve) Harbiye Nezareti'ne "Erzurum Kongresi hakkındaki son manizatımla, ahval ve vazi yeti, acizane tenvire müsaraat; ve bununla, büyük bir vazife ifa etmiş olduğumu, zannediyorum. Bu münasebetle tekrar arzediyorum ki:
"Vitayati Şarkıye Erzurum Kongresı"ni, Şarki Eyalaı'ın Milleti (Ahalisi, Rum-Pontos Cumhuriyeti ve Büyük-Ermenistan kurulması tehlikelerine karşı, ata-dede yurtlarını korumak tedbirleri almak için) toplamıştır." Bugün yetmiş kadar Milli Üyesi 'yle 2 Erzur,um'da toplan2) Paşa'nın "Erzunım Kongresi"ne "ye� Mümasil" katıldı demesi, çok doğrudur. Ne yazık ki rahmeıli Cevaı DURSUNOGLU ve listeyi ondan alan M. Müfit KANSU'nun yudıklanna göre, Enıuwm'da 1953 ıe yapunlan "Klongre Anııı "nda, biricaçının adı ve soyadı yanlış, 53 Murahhasın adı bir pirinç levhaya yaı.ıl ıp, Gazi hariç, hepsi hayali olan 52 kişinin de tunç levha üzerinde hayali kabanmalan yapunlm ışur. 1 lal buki Kongre 'nin henüz basılmayan ve mikrofilr.ıleri tarafımdan (resmi mii<aadc ile) aldırtılan "Zabıtlan"ndaki imzalardan, fi1en 63 kişinin katıldıKı, seç i l i p adl arı ıcl�ral
196
b hfilinde bulunan Kongre, Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey, henüz 1stanbul'da iken ve hatta buraca isimleri bile işitilmemiş iken, ( 1 9 1 8 deki Kurtuluş öncesi ve arifesindeki gibi) büyük ve kanlı tehlikelerin olacağını muhalclcak sayan Şarki Eydldt'ın Halkı nın (2 Aralık 1 9 1 8 ve 1 2 Şubat 1919'da kurduktan Milli Cemiyetler'in) karar ve teşebbüsle ri'yle vukua gelmiştir". Bu Top/anışta, siyasi veya şahsi hiçbir tesirin olmadığı, kat'iyetle anlaşılrnışur." '
Uyanışını kesin olarak fetaketten alan, Millet'in ruhundan kopan bir heyecan ve kuvveti, Yabancılar, bir-iki kişiye bağlamakla, Millet'in ruh ve varlığını örtme ve inkar yolunu tutmakla, kendi mille tini kandırmak ve böylece, menfaatlerini genişletme ve sağlamaya ça lışıyor. Vatan ve Milletimiz için, giderilmesi imkansız ı.ararlar verecek olan böyle bir anlayışın, Hülcümetimiz'ce bile bilinmiyerek benimseme ve ısran· ile, Yabancı isteklerine kolaylık sağlandığını görmek, herkesi üzüp, içini yakmaktadır.
Şark Vildyet/eri'nde yaşama kaygısından doğmuş olan bu Milli Akımın gelişmesine ve şimdiki haline, Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey'in, zerre kadar tesirleri olmadığı; ve sonradan (30 Mayıs 1 9 19'da "Trabron Muhafaz.ai Hukuk" ve Erzurum "Vilayati Şarkıye Müdafaai Hukuk" Cemiyetlerinin telgrafla biribirlerine haber verdikleri "Karar"ı ile, 10 Temmuz'da toplanma8ı gereken bu) Kongre'ye herkes (Murah haslar) tarafından, bir saygı ve ta'zimla kabul edilen bu iki. Zdt'ın, siyasi mevkiimizi daha çok bilmiş olmalarından; tersine, Hükümetimiz'in d urum unu düşünerek, eldeki Milli Kuvvetleri, daha oturaklı ve tedbirli bir biçime sokarak iyi idare ettikleri, açıkça görül mektedir. Buna göre gerek Kongre Umum Heyeti, gerekse Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey için, içişleri Balcanlıjı'nca Vdliliklere yazı lan genelgeler, kamu oyunda iyi karşılanmamışbr. Namus(u koruma) ve yaşama kaygısından doğan Milli Cereyan kabarmakta olup, yabşh nlrnası ve fikirlerin tatmini için tek çarenin, ancak ( 1 9 1 8 Aralık ayı ve mekıuplar ile bildirilen (Mardin ve Sive�k dahil) nDiyorbelcirn ve (Malatya, Adı yaman dahil) Elaziz!Mamweıilaziz Vilôyetleri Miimusilleri ile, sayının "Yeınıiş "i bulduğu görülüyor. Bu iki Vilayetin Vilileri, Murahhaslann, Seçim Mazbalalarını ellerinden alıp, Erzurum'a gelmelerine, ıwsmeıı ve fi1en engel olmuşlardır.
1 97
başında Padişah tarafından kapaulmıŞ bulunan) Milli Meclis'in, hemen ve doğruca toplanmasının sağlanması olduğu. Yavaş davranıldığı tak dinle, Milli Vak'alar'ın, kendiliğinden bu amaca varacağını, Yüce Görüşleriniz'e arzeuneği, vazifemin gereği sayarım.
Çünkü, burada görülüp, sezilen umumi fikirleri, (Meşrutiyeti kabul euniş bulunan Ülkemizde) Milletvekilleri nin kanaat ve tasdikini '
belirtmeyecek herhangi bir siyaset ve kararın, geçerli ve sürekli olamı yacağı; ve koca tarihi sorumluluğun, (Meclis'in seçmemiş olduğu) sa yılı birkaç zaun hamiyetli omuzlarına yüklenmesinden ise; Milli fikir ler ve isteğe dayandırılması doğrultusundadır. Aynca, eğer, şimdiki şartlar içinde Milli Meclis'in lstanbufda (fi'len işgalci) Yabancı Kuv vetler karşısında toplanması sakıncalı görülmek yüzünden, bu Meşru tiyet gereği, şimdiye kadar ertelenmiş ise, Anadolu'nun, Hük.Wrıet'çe uygun görülecek ve Yüce Padişah Katı 'nc a da irade buyurulacak bir yerinde toplanması sözlerinin bile söylenmekte olduğunu, sırf yurtse verlik ve Mevkiimin Vazifesi dolayısıyla arzeyliyorum. (lsıanbul'da Sadarete varışı) Fi 6 Ağustos sene 335 ( l 9 l 9)".
Üçüncü Ordu Miifeııiş-Vekili
Miriliva (Tümgeneral) Kazım KARABEKIR -Yii- (HTVD, Nu. 1 1 36)
29 Eylül 1920'de Sarıkamış'uı Kurtuluşu'nu tebrik eden M.Kemal Paşa, bundan sonra Şark Cephesi'nde Kars ın Kurtuluşu ile Ermeniler in ezilmesi sonunda, kazanacağımız siyasi üstünlüğe de işa ret ederek, "Vekiller Heyeti mizin , Harelciun uzaulmasına izin verişi ni bildiriyor (Vekiller Heyetimi zden lO lm7.81ı belge): '
'
"
Şifre: Harp Telgrafı
,Ankara. 7/10/36(1920)
Şark Cephesi Kumandanlığı'na (Artık, Kars'a taarruz'a müsaade isteyen) C(evap):2/l0/36
( 1 920) tarihli şifre(ye) 1 98
! -Ermeniler a leyhine kazanılan Sarılcıımış Muzafferiyeti, temin e lliği menafi-i askeriye ve iktisadiye 'de başka , Şark'daki vaziyeti siya siyeyi de, le himize inkişaf eUirece k mahiyeldedir. Hareka l-i vaJcı'anın sür'al ve inlizamı ile muvaffalcıyeti, şükran ve laledir ile yad olunur. 2-Kars önünde lecemmu' elmiş olan, Ermeni kuvay-i asliyesi a leyhine kazanı lacak ka l'i bir muzafferiyel ile, Ermeni kuvayi müsel lehahasının , kısm-i aslisi, imha olunabilir. Bu neticenin istihsali ile ,
Kars'ın işgali, va ziyeti askeriyemizi esaslı olarak ıslah; ve, yalnı z ba şına kalacak olan Gürcüler'i, a tiyen harekelden men'edecek bir tesir icra ede bilir.
Vaziyeti Siyasiye'ye Gelince: (Kars'la vurulacak ) Bu kat'i darbe, (Bolşevik Dışişleri Bakan Çiçerin'in bağışladığı: Van ve Bitlis Vilayetlerimizi isteyen ) Enneniler'le aramızdaki mutıasemaun, doğru dan doğruya ve gerekse Bolşevikler'in (Rusya'nın ) lavassutu'yla , sul hen halli imkanını hazırlayabileceği cihetle, bu noktai-nazardan da ffiideli olacakur. Esasen hedef-i siy asi, Ermeni Mese/esı"nin halli içün, Ruslar'ı ve Ermeniler'i ciddi müzakereye sevk-elmekden ibaret olup; bu neticenin ise , tarafımı zdan faaliyet ve tazyik ile istihsal edilebilece ği, biuecrübe tahakkuk etmiştir. Ancak, Kars'ta Ermeniler'in tahşid et tikleri kuvvetlerle , harekatımız müşkil, insan ve malzemece ziy ade fed3karlığa mfil olabilmek, ihtimfil dahilindedir. Askeri ve siy asi vazi yeti umumiyemi z ise, müşkil ve meşkı'.ik netayice, hfilen mütehammil değildir. 3-Binaenaleyh, Vekiller Heyeti, Şark Cephesi Kumandanı'nın , vaziyet-i askeriyenin arzedebileceği fırsatlardan istifade smetiyle, harelcQ11 temdide mezu.n olması'na Karar vermiştir. (İmzalar'dan oku nabilenler )
_/smıiil Fazıl. Salih. Fehmi (Umôri-Şeriye V.). M. Kemal lsmeı {tNÖNÜ). HmruJJdlah Suphi (TANJtlÖVER). Fevzi
(ÇAKMAK) Dr. Adllan (ADIVAR).
199
-VIII-(IITVD, Nu. 1 1 38) Kazım Karabekir Paşa nın , bir an önce Kars'a taarruz eune izni için, "Erkılniharbiye Riyaseti"ne yazdığı telgrafın, ertesi gün gelen ce vabı: '
Zata mahsus Harp Telgrafı. Bismillah Şark Cephesi Kumandanlığı'na - Şifre
C.20 Teşrinievvel (1920): Reis (M.Kemal) Paşa ve (Müdafaai Milliye Vekili) Fevzi Paşa ile, vaziyet bugün tedkik olunmuş ve mutaleamız arzedilmiş idi. Telgrafnamei alileri, Reis Paşa ile, tekrar mutalea ve tedkik edildi. Harekılti kat'iyenin, derhal icrası hakkındaki mutalea ve kararınız, pek mu.sib görülmüştür. Gürcülerin müdahelfıuna vakit kalmadan, ne
ticei kat'iye ihrazı, fevkalade mühim bir muvaffakıyet olur. Tertibaun t.atbikında, Aras (ınnağı) boyunda bulunan bütün Müfrezeler'le, vasi mıkyasda faaliyete geçilmesi, hatıra kabilinden ar zolunur. Harekıltımız'ın hedefi, Ermeni Ordusu'nun Kars içinde veya, Kars'ı müteakıp takip ile, imhası olduğundan, bu netice istihsal edilin ceye kadar, Şark (Cephesi) Ordu.su'nun, serbest ve kat'i hareket eunesi lazımdır. Şark Cephesi, lüzumu kadar efradı, (Van-Bayazıl/Ağn Erzurum-Erzincan bölgelerinden) sil3.h aluna davet edebilür. Beyanat ve neşriyati münasibe, yapılacakur. fi 21 Teşrinievvel sene 36 (2 1 Ekim 1920) saat 3 evvelde (sabahın saat 3'ünde) yazılmışdır. VüsUlü, (ulaşuğı) bildirilecektir. Erkılniharbiye Reisi ismet (İNÔNÜ) .
Hulaseten, Heyet-i Vekile'ye malumat verildi; ı.asvib olundu. fi � minhu (aynı gün) Fevzi (ÇAKMAK). Yaverlik numrosu, 67. (imza) Sabri . 200
-IX- (HTVD, Nu. 1 1 39) Kars'm, 30 Ekim 1920 deki Son-Kurtuluşu ile, Yeni-Türkiye'nin "ilk Askeri "Zaferi" kazanılmışu. O akşam 1 8,30 da Ank.ara ya gönder diği bu Kurtuluşu müjdeliyen şifre-telgraflı Rapor: '
Karargah Bila (numro) Erlcanıharbiyei Umumiye Riyaseti'ne 1 -Ermeni Ordusu (biri Kars'ta, öteki Gümrü'de olmak üzere) ikiye bölünerek, büyük bir hezimete uğradılmış; ve Kars, kıtaatımız tarafından işgal edilmiştir. Biri Nazır (Bakan) olmak üzere, Erivan Hükiımetı"nin Ekabir-i Memurininden bazdan ve Kars Hükıimeti Mül kiyesi ile, Mevkiimüstahkem Kumandanı Ceneral Primof dahil olduğu halde, üç Ceneral; ve şimdilik tesbit edilen elli kadar Ümera ve liibitan, beşyüz Nefer, esir alınmıştır. Üsera ve ganaimin mıkdari hakikisi, bilahire arzedilec ektir .
Kars'tan şimalişarki istikametine
ri Alayımız
tarafından
takib
çekilen düşman kuvveti, Süva
edilmektedir. Düşmanın zayiatı, henüz
kat'i olarak teshil olunamamıştır.
Demiryolunun (Kars doğusundan yapılan çevirme hareketi ile) kesilmesi dolayısıyla, Kars'f1! ve civarında bir sağlam lokomotif; ve henüz muayene edilemeyen ve adedi tayin olunmayan ziyade mıkdar da vagon, ele geçirilmiştir. Taarruz eden Fedakar Kıtaatımızın azm-i
celadeti, o kadar şedid
oldu ki, savletleri önünde Ermeni Ordusu, Müstahkem Mevazide
masına rağmen, üç
bulun
saat zarfında perişan ve münhezim edi lmi ş; ve zayiatımız, beş-altı nefer şehid ile, on kadar yaralı vukubulmuştur.
2-Bu Rapor, 30- 10-36 ( 1 920) saat 6,30 sonra (1 8,30) da, Erlcaniharbiyei Umumiye Riyasetı'ne yazılmak üzere, Kars Telgraf Merkezi ne verildi. fi 30 Teşrinievvel sene 36 (1920). '
Şark Cephesi K. Kazım KARABEKIR
201
(Ankara'ya gelişi) Saat 9 evvel (ertesi gün 31 Ekim sabah 9 da). -X- (HTVD, Nu. 1 142) "TiJrkiya Büyük Milleı Meclisi Reisi M. Kemal Paşa'nm, 3 1 Ekim 1920 gün ü Kars'a gönderdiği telgrafla, K. Karabekir Paşa'yı ve Şark Cephesi Ordumuzu Tebriki: ,
3 1/10!36 (1920)
Harp Telgrafı'dar. Bismillah.
Kars'ıa Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Haz reıleri'ne Şark Ordumuzu'un, 'Avn-i Hak'la, Kars Kal'ası'nı Zabıeımege mJlVaj/akıyeli, büıün Milleıimizin, en samimi minneı ve takdirlerini, Şark Cephemizin Kumandanları'na ve Askerlerine ıevcih etmiştir.
Dört günden beri, arazinin mena'ati (sarplığı) ve düşmenin, bütün vesaitile mukavameti, mevsimin müstesna şedfildi içinde ıktihama çalışan Askerlerimizi, Büyük Milleı Meclisimiz, kalben büyük bir heyecan ile ıakib elli. Kars gibi bir Kal'anın zabıı, her milletin hayalında nadir olan fevkalade mefahiri askeriyedendir. Fakaı, bugün asıl ehemmiyeti, dahil ve hiiric her ıarafıan maruz bulunduğumuz insafsız muhiicemaıi imhiik/irane karşısında, haldc-ı hayaıını ishal vazifesine düşen necib ve mazlıim Millelimiz'in, bu kaı'i semere-i mllva/fakıyet ile, büyük bir hiss-i tesliyeı (avunma duygusu) ve emniyet duymasıdır. zaı-i Devletleri ve Kumandan ve Asker, bütün şanlı arkadaşla rımızı, kemal-i ifıihiir ve i'timad ile ıakdir ve tebrik ediyoruz. Kars Muvaffakıyeti'ni, Milleıimiz'in se/ameı ve necaıı içün, inayet-i Hak'la, mühim bir mukaddime-i hayr addeıdiğimizi, Şark Cephesi'nin bütün Kumandan ve Askerleri'ne, iblağ buyurmanuı rica eyleriz. Büyük Millet Meclisi Reisi (imza) M. KEMAL Sivas'da (Telgrafçı) Nazmi E/endi'ye fi 3 1 minhu (ayni gün). ,
202
-XI- {HTVD, Haziran 1964, Nu. l 1 30; KKK-D de, Sureti)
Türkiya Büyük Millet Meclisi Riyaseti Kalemi Mahsus Aded:301
Ankara, 311101336 (1920)
Bismillih Kararname
1 - Ermeni Ordwu'nu mağlub ederek, 30/10/36 ( 1920) da Kars Mevkii Müstahlcemi'ni zabtetmeğe muvaffak olan, Şark Cephesi Ku mandanı Kazım Karabekir Paşa'nm, rütbesi Feri/clit'e (Korgeneral) terfi olunmuşdur. 2- İşbu Kararname, Büyüle Millet Meclisi Vekiller Heyeti'nin, 3 1/l 0/36 ( l 920) tarihindeki ictimaında takarrur etmişdir. İcrasına, Müdafaai Milliye Vekili memurdur. 3 1 Teşrinievvel 36 (1920). Büyüle Millet Meclisi Reisi M. KEMAL
Adliye Vekili Namına Ahmed Muhtar Dahiliye V. Namına Doktor
Müdafai Milliye Vekili Fevzi (ÇAKMAK)
Şer'iye Vekili Mustafa Fehmi
Hariciye Velcfileti Vekili
Erkaniharbiyei
Ahmed Muhtar
Umumiye Reisi 1smeı (İNÖNÜ)
Adnan (ADIV AR)
Sıhhiye Vekili
İktisad Vekili Namına
Doktor Adnan
Bulunamamışur.
Nafia Vekili Bulunamamıştır
(ADIVAR) Maarif Vekili Eski şehirde.
Maliye Vekili Hasan
20.�
XJI (KKK-D)
-
-
(Erkaniharbiyei Umumiye Riyaseti)
Telgraf/Müsta'celdir
Müteferrika 7/5975 Bismillah Ankara
3 1/10(36 (1920) Şark Cephesi Kumandanı Kazım Paşa Hazretleri'ne Vatan'ın istiklali ve Milli Gayemiz'in kaabiliyeti tahakkukuna; ve Ordumuz'un vazife ugrundaki kudret ve besaletine, şanlı bir misal teşkil eden Kars Mevkii Müstahkemi'nin liıbt ve lstirdiidından müte vellid, en saı.ıimi talcdirat ve tebrikatımı beyan eder. Ve Şark Ordu su'nun Kahraman Kumandan ve Askerleri'ne, Millet'in şükrane-i selamını ibtaga tavassut ederek, gözlerinizden öperim, Efendim. Fevzi (ÇAKMAK) -Xlll(Erkakniharbiye Reisi Kurmay Albay ismet INÖNÜ tarafından da, yuk-;ndakilere benzer, bir tebrik telgrafı yazıldığını, Belgemizden anlıyoruz. Ancak, bunun aslı, ATASE tarafından henüz yayınlanma mışur) Aşağıdaki Belge, Aziz Yurdumuz'cla: lngiliz, Fransız, ltalyan, Yunan ve (Ardahan ile Artvin Sancaklarımızda) Gürcü işgali devam ederken, yalnız, 6. işgalci düşmanımız olan Ermeniler'den Kars San cagımız'm kurtanlışı'nın, Milli Mücadelemiz'de "ilk-Askeri Zafe ri"mizin, lstanbul'da Meclissiz "HükUnıet"in varlığına rağmen, Anka ra'daki Yeni-Hük lmetimiz'in kudret ve güvenini arttırmadaki tesirini belirtmek üzere, Erkaniharbiyemiz'in aşağıdaki Umumi Tamimi (ge nelgesi), o zamanki coşkun Milli-Sevincimizi gösteriyor:
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ Erkaniharbiyei Umumiye Riyaseti (basılı başlık) 204
Şube-1 Aded-2220. K 326/300
Ankara 3 1/10/336 ( 1 920)
(Köyler'e Varınca Ta'mim/ Genelge) Vilciyet/er'e: Dahiliye Vekti/eti'nce. Şark, Garb, Adana, Elcezire (Diyarbekir) ve 12. Kolordu vasıtasıyla Dahiliye Vekili ReJet Beyefendi'ye
1- Ermeniler'/e, adalet ve insôfa müstenid bir sulh içinde yaşa mak içün, yedi aydan beri tevessül ettitimiz tedbir ve tahammül etme digimiz tecavüz kalmadı. Büyük Milleller'in ve Hayırhah Komşulan mız'ın tavassullannı, daima hüsni-telfilcki ettiğimiz gibi; doğrudan doğruya (Revan/Erivan'daki) Ermeni Hük ı2meti 'ne de, müracaat eyle dik. Gayet samimi hissiyati müsfilemetperveraneye müstenid olan bu hani-hareketimiz, Taşnak Ermeniler'i aleyhimize teşci' etmekden başka bir netice vermemiş; ve Memleketimizi istila hırsıyla tutuşan Taşnak Rüesası, Milletdaşlarımız'ı imhaya ve Kıtaatımız'ın emniyetini ihlale, musırren devam e"!"şlerdir. Bizim içün bu harekata mukabele etmek, bir mecburiyeti hayatiye şekline girdi. Bugün, mukabil harekaumızın mühim bir semerci muvaffakıy etini, Kars Mevkümü.stahlcemi'nin, 30/Teşrinievvel / 36 (30 Ekim 1 920) da Ordumuz tarafından 7.abt ve işgalini, tebşir ve ilan ediyoruz. Kars'ın işgali
Ermımi Ordusu ikiye bölünerek, büyük Nôzır olmak üzere, Erivan Hü/Wmeti'nin Ekibir-i Memurininden bazıları ve Kars Hülu2meıi Mülkiyesi 1e, Mevkii müstahlcl!m Kumandanı General Primof dahil olduğu halde, üç CeMral; ve şimdilik tesbit edilen elli /cadar Ümera (Binbaşı ve yukarısı) ve zabitan (Yüzbaşı ve aşağısı), beşyüz Nefer, esir alınmışdır. esnasında,
bir hezimete uğradılmış. Ve, biri
Demiryolu'nun (doğudan) kesilmesi dolayısıyla Kars'ta va civannda: Bir sağlam lokomotif ve henüz muayene edilemeyen ve
205
adedi tayin olunmayan ziyade mikdarda vagon, ele geçirilmiştir. Taarruz eden FedôJcijr Kıta'atımu'ın azm ü celadeti, o kadar şedid oldu ki, savletleri önünde Ermeni Ordusu, Müstahkem Mevazide bulunmasına rağmen, üç saat zarfında perişan ve münhezim edilmiş. Ve, zayiatımız, beş-altı şehid ile, on kadar yaralıdan ibaret kalmışdır. 2- Köyler'e varıncaya kadar, bütün Memleketimiz'e ve her Cep hedeki bütün Askerlerimiz'e iblağını rica ederim.
Erktiniharbiyei Umumiye Reisi ismet (İNÖNÜ)
(Bu Telgrafı, gerekli yerlere yazdırtmalan için) Ankara'da Vehbi E/endi 'ye , minhu 3 1 (Ekimde) bila (numro). Ve, Eskişehir'de Es'ad E/endi'ye , 3 1 minhu dikkatle (yazdırıldı). -XIV- (HTVD, Nu. 1 140) Şark Ordusu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa, kendisini An kara'dan kutlayanlara, yazdığı teşekkür telgraflanndan, aşağıdaki ikisi yayınlanmış; Fevzi Paşa'ya teşekkürü ise, henüz tanıulmadı sanıyoruz.
Numro 57 1 Şube 1 (Harelcit) K(ısım) 1 Tel(graf) (Müsvedde, yani asıldır) Bismillfilı
(Kars) Karargah'dan 3 1/10/36 (1 920)
Büyük Millet Meclisi Riyaseti'ne Kars'ın sukuy,tu ve tarafımızdan işgali münasebeti ile, izhar buyurulan teveccüh ve (rütbemin Ferik1iğe yükseltilmesi gibi) takdire, kendim ve Ordum zabitan ve Efradı namına, Z.iit-i Samileri (Reis M. Kemal Paşa) ve Büyük Millet Meclisi Heyeti Muhteremesi'ne şükranımızı arz ve takdim eylerim.
206
lstiA:lcil ve lstihlcis-i Millk il Millet yolunda, metin bir azm il iman besleyen Millet'e istinôden Şark Ordusu, vazife-i Vataniye ve Milliyesi'ni ifa uturunda, hiçbir fedcikcirlıkdan çekinmiy!cek. Ve inşciollcih, her tarafda lcazanılacaJ: muvaffakıyet ve zaferlerle, halcJ:-ı ha-yat ve azamet-i milliyemiz, bütibı cihana gösteri/ecele; ve Millet'e büyük bir refah ve saadet bahş-o/ıuıacalctır.
{imza) Fahri . {İmza, okunmuyor)
{İmza) Kcizım KARABEKIR
(Ankara'ya yazdırması için) Erzurum'da Murad Efendi'ye, Fi 3 1 minhu, Saat 7.45 Evvel {Sabah) -XV- (HTVD, Haziran 1964 , Nu. 1 129) K. Karabekir Paşa'nın, Ankara'da Gene/kurmaybaşkam Albay ismet (INÖNÜ) Bey'e teşekkür telgrafı: Erkciniharbiye-i Umumiye Reisi isme t Beğefendi'ye
Mahreci: Kars. Numrosu: Bila. Kelime: 100 Milletimiz'in azm ü. müzaharetinin {Kars'ta) kazandığı kıymet dar 'Zaferden dolayı, tebrikcit··ve takdircit-i mahsusa/arına mazhar olan Ordum'/a birlikte, izhcir-i şiikrcin ve minnetdari eylerim.
Hakkın kudret ve inayetine, Millelimiz'in büyük kuvvetine isti nad eden Ordu'nun, Vatan'ın saadet ve selameti uğurunda, her fedakarlığı ifaya amade bulunduğunu te'yid ederek, hissiyat-i ta'zimkaranemizin kabulü; ve mesa'i-i filiyelerinde, muvaffalcıyat-i devletlerini, niyaz ve istirham ederiz. 31- 10-36 (1920) Şark Cephesi Kumandanı (
Kazım KARABEKlR
(Mavi kurukalemle) 1 (Şubeye) 'İ(smet) 2 (Kasım 1920)
(Kaydi) 4347/ 2-1 1-36 (1920).
207
-XVI- (HfVD, Nu. 1 144)
Baıı Cephemiz'e gönderilmek üzere, Dolu Ordumuz un "aksam-i milhimmesi'nin" bir an evvel serbest kalması" ve "Ermeni ler'den (ganimet) alınacak silfilılar ile cephaneye Baıı'da pek şiddetli ihtiyacunız yüzünden, Kars'tan sonra Ermeniler'e yapacağı harekat için tasarılarını bildirmek üzere, Genelkurmaybaşkanurıız'ın, K. Kara bekir Paşa'ya yazdığı şifre-telgraf. '
Şifre
Ankara 3 1/10/36 ( 1 920)
Harp Telgrafı
Şark Cephesi Kumandanlığı'na 1 - (Kars'ta) Kazanılan Muzafferiyet'den, netice-i kat'iye istihsal etmek zaruretindeyiz. Bunun içün harekatı, Ermenileri sitahdan tecrid
ve mümkin olursa, bir sulha icbar edinceye kadar, bilfıfasıla idame etmek lazımdır. Vaziyet-i umJmiye itibariyle Şark Ordumuz'un aksami mühimmesinin, bir an evvel serbest kalması; ve bilhassa Erme niler'den alınacak (Ruslar'dan kalma) esliha ve cephaneye, Garb'da eşeddi ihtiyacurıız, bu 'YOida hareketi mübrem kılmaktadır.
Binaenaleyh, vaziyeti esaslı surette mutalea etmek içün, Kars'ın Zabtı'ndan sonra, umum Ermeni Kuvvetleri ve vaziyeti hak kında, mümkin olduğu kadar mufassal malumat ile, arzolunan şekilde bir hareketin icrası içün, Tasavvurat-i Devletleri'nin (sizin tasanlannı zın), sür'at-i iş'annı rica ederim. 2- Hariciye Vekaleti, vasıta-i Devletleriyle (sizin aracılığınız la), doğrudan doğruya Ermeniler'e bir sulh içün, müracaat edecektir. 2223 Numroludur.
(Erkiniharbiyei Umumiye Reisi)
(İmza) Muhyiddin (İmza) Salih
(İmza) ismet (İNÔNÜ)
Kapadım, fi 3 1 minhu. (3 1 Ekim 1920) -XVII- (HfVD, Nu. 1 147)
5 Kasım 1 920 de Kars'tan Karargahı'nı Şahnalar köyüne nak208
leden K. Karabekir Paşa, Arpaçayı 'nı aşan kuvvetlerimiz ile Ermeni ler'i, "Gümrü (1924 ten beri yeni adı, Leninakan) bau sırtlarına kadar" kovmuştu. Ertesi gün erkenden Ermeniler, 3 Kasım tarihli Barış Tekli fimizi. ilk kabul ile, 7 Kasım'da Gümrü Kalesi'ni teslim edince de, yine askeri malzeme ve silahlar, ganimet alınmıştı. lsmeı Bey, henüz Gümrü'den kazanılan ganimetlerden önce, Kars'tan aldıklarımızı, 8 Kasım 1 920 tarihli şu "Harp Raporu" ile, bütün cephelerimize bildiri yordu: (Erkaniharbiyei Umumiye Riyaseti) ı.
Ankara
8/1 1/36 ( 1 920)
(Şube/Harekat)
Harp Raporu Şark Cephesi: 1- SükWıeı vardır Hava sisli olduğundan, Ermeni Kııaaıı nın çekildiği istikamet, tarassud edilmektedir. Kafkas Ermenileri'nin, (baş kent) Erivan istikametine ve (Doğu-Anadolu'da hiyanet ederek, silah sız Türkleri katliama uğratarak kaçmış bulunan) Osmanlı Ermenile ri'nin de (kendilerini çok suçlu görüp, Türk ordusunun gazabından kork<.rak, Gökçegölün kuzeybatısı ötesinde ve Penbek doğusundaki) Dilican istikametine çeki İdiği, istihbar edilmiştir. '
2- Kars'ıa iğtinam edilip, şimdiye kadar tesbit edilebilen malze mei harbiye mikdarı, bervech-i alidir: iki Rus sahra topu ile, çok mikdarda cephanesiyle altıyüz kadar adi ateşli kale ve muhasara lopu. On makinelitüfek; bin kadar muh ıac-i tamir rus tüfengi; ondokuz bin Rus seri sahra, cebel ve obüs mer misi. 4. 700 sandık muhtelifülcins piyade mermisi. Onbin roket. Muhte lifülcins bomba ve mevaddi infılcikıye, dumanlı ve dumansız barut depoları'dır. (İmza) ismet (İNÖNÜ) • •
209
K. Karabekir Paşa (ili, s. 902), yukanlci belgenin yazılışından on gün sonrası için, şöyle diyor. 18 Kasım'da, ErrMni Dahiliye Nazırı, bir Kurmay Yüzbaşısı ile (Gümrü'deki) Karargahım'a geldi. (İkinci defa) Barış Şarturuz'ı kabul ettiklerini bildirdi. "MiUdreu şartı olarak, Ankara'nm istediği: Biner mermisi ile 2000 tiJfe/c, 3 batarya ( 12 adet) seri ateşli /coşulu (katırlarıyla) dattopu, yine /coşulu 40 makinelitiJfen gi, Ermeniler'den alara/c, Şar/c Cephesi'nin ille zafer hedjyesi olara/c, Garp Cephemiz'e yola çıkardım (trenle Sankamış'a. dekoville Erzu rum'a. oradan Batı'ya). XV/11 (IH, s. 903, Klişesi, s. 1 189)
-
-
Garp Cephesi Kumandanı Ali Fuad (CEBESOY) Paşa, iyi Fransızca bildiğinden, Mos/cova'ya BayüJcelçi olarak gOnderilince, Kurmay Albay ismet (İNÖNÜ), Batı Cephesi Kumandanı tayin edil mişti. işte bu sırada. onun Karargahı'nm bulunduğu Eslcişehir'den gönderdiği, samimi ve Şark Cephesi başanlanmız'ın, Ankara'da ve bütün yurtta, nasıl bir bayram havası doturara/c, umut ve gaveni sat ladıtını belirten Mektub'un ille sahifesinden: Eskişehir-28 Teşrinislni Sene 336 (28.XI.1920)
(KKarabekir Paşa'nm kurşunkalemle kaydı) "Kars, 21 Kinunievvel Sene 36"(21 .XIl. 1920) de alındı. Bismillah
Sevgili Kardaşun, Pek Sevgili Kardaşun Kazımcıtım 3 (Moskova Elçiliğimizde, Ataşemiliter olacak, Erzincanlı Kur� may Binbaşı) Safvet (ARIKAN), bugün gidiyor. Fuad (CEBESOY) Paşa ile, (Kars'tan geniş demiryolu ile Baku üzerinden Moskova'ya 3) Dilimizdeki "büyük-ses uyıunu kuralı"na göre, /sıanbul-Agzımız'daki "Kardeş" deyi mini yanlış sayarak, Anado/ıı'daki gibi, "Kardaş" demenin daha doğN olduğu görü şü, 1 908 //cinci-Mqruıiyeıimiz'i müteakıp, yaygınlaşmışu. Bu yüutcn. M. Kem41'in Sofya 'da.n 1 9 1 4 Oc:ak ayı başlarında, Kazım Karbek.ir'e yautığı mektup ile, Gazi ol duktan sonra da, Ankara'dan, Moskova "Sefır-i Kebiri Fwad Paşa "ya, 2.XI. 1921 ta rihli mektubunda. da, "Kardaşım" diye yazmışur (General Sabit KARAMAN "is tiklal Mücadelesi ve Enver Paşa" lzmiı 1 949, s. 40, Mektup Klişesi). ismet
(INÔNÜ) de, bu akımı benimsemiş.
210
gibnek için) beraber yanınıza uğrayacaklar. Ne mutlu onlara. Senin ile görii.şmek, ne saadettir. O kadar sana mütehassirim, o /cadar müştalcım ki, tasavvur edemezsin. Şimdi gaye-i emel benim içün, senin muhitinde on-onbeş gün mezun kalabilmektir. Şimdilik, hayfil-i muhal..
Şark Harekıitı, bizi ve davamuı ihya etti. O kadar sıkılmış idile, o kadar daralmış idik ki, vaziyetin, nefes alacak bir menfeze ihtiyac-ı kat'isi vardı. Al/ahın inayetiyle, bunu sen, kemdl-i muvaffakıyet ve inti zam ile açdın. Milletimize, tarihimize daha büyük hizmetler, senin içün mukadder ve mev'Uddur. Allah, seni Milletimiz'e bağışlasın. Bil hassa, (Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi) Mustafa Kemdi, şükranı nı izhdr ve ifade içün, ne yapacağını bilmiyordu. Herkes, böyle idi. Maahiiza, Şark, (Bolşevik Rusya'nın, Azerbaycan'ı işgali ve Er menistan ile Gürcistan'ı elegeçirmek istemesi ile) nazik bir safhaya girmiştir. Mümkin olur da, bu cihet bir neticeye ererse, (Türkiye için) necat yolu, fi'/en açılmış olur. Nasıl, ne suretle olacak? Burada müna kaşasına yer yok; zaten iş, yörüyüp gitmektedir. Garb (Cephemiz)de, sıkıntıdayız Kazım: Malzeme (yokluğu), anarşi, entrika sıkıntıları. En mühimmi, tabii, malzemedir... XIX ! a(İ H,s. 903) Garp Cephesi Kumandanı Albay ismet Bey, onbir gün sonra (Gümrü Muahedesi'in imzasının haftasında) gönderdiği resmi numrolu Mektubu'nda da, şunları yazmışu: NuJ619
Garp Cephesi
9 / 1 2 / 1 336 ( 1 920) Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa Hazretleri'ne Sıhhatim, iyidir. Milletimiz'e, Tarihimiz'e (2 / 3 Aralık 1920'de Başmurahhasımız olarak imzaladığınız, "İlle-Siyasi Zaferimiz" saydan Gümrt,i �uahcdesi ile taçlanan) hediye ettiğin Muzafferiyet ile, is tikbalimizi açtın. Herkesin sıhhatine ve ümidine verdiğin nur ve kuv-
211
vet, bende on kat fazladır. Nasıl iftihar ve nasıl tebrik edeceğimi, bil mem. A llah, seni Vatanımız'a bağışlasun. Bu tarafa, ne vakit gelecek sin? Ne kadar (askeri) malzeme göndereceksin? Gözlerinden, müte hassirine öperim ... Ben, her ı.amandan daha meşgul ve bilhassa dalgın bir hatdeyim. Beni, daima ara, Sevgili Kardaşım. Garp Cephesi Kumandanı 1smet (İNÖNÜ) -XX- (HTVD, N u . l 1 52)
Kazım Karabekir Paşa, Kars Zaferimiz den sonra, barış yoluyla Minşevik Gürcistan'dan, 20 Nisan 1919 dan beri işgallerindeki Arda han ve 20 Temmuz 1920 den beri de Artvin Sancaklarımız'ın geri alın masını sağlarnışu. Onun ilk müjdesini, Ankara'ya, şöyle bildirmişti: '
(Şark Cephesi Kumandanlığı Harekal Şubesi) 80 (Şifre-Telgraf)
Kars
23 / 2 (1337 / 1921 ) Harp Raporu
ErkıJniharbiye-i Umumiye Riyaseti'ne 23 Şubat Sene 37 ( 1 92 1 ) sabahı, Ardahan'a Osmanlı Sancağı
çekildi. Ardahan Ahiihisi, Askerimiz'i uzak mesafelerden (Göle Türkeşen Boğazı ve Hoçuvan Yolu'ndan), merasimle karşulamış; ve jıerbirerlerinin alınlarından öperek, bağırlarına basmışlar; ve sevinç li gözyaşları dökmüşler, Meclis-i Millimiz'e Hükimıetimiz'e, hayırlu dualar etmişlerdir. Milli Birliğimiz'in neticesi olan, bu yeni Muvaffakıyetden dola yı, Şark Cephesi namına, Muhterem Meclis-i Millimiz'i, kemiil-i hür metle tebrik ederim. Da'vay-i Mi/limiz'in, muvaffakıyat-i kat'iye ve klımile ile tetevvüc edeceğinden emin olarak, Ordum'un, irade-i milli-
212
yeyi icraya heman muntazır bulu.ndujunu da, ta'zim.titla te'yid eylerim. 23/ 2 / 37(1921)
Şark Cephesi K .
Kazım KARABEKIR -XXl-(HTVD,Nu. 1 1 53)
Erklıniharbiye-i Umumiye Reisi Fevzi
(ÇAKMAK)
Paşa'nm,
teşekkür telgrafı:
Harp Telgrafı
(Ankara)
23 / 2 37(1921)
Bismillah (Haretcat)
596/50
Şark Cephesi Kumandanlıjı'na Ardahan ve Artvin'i lstihlas eden, Şark Ordumuz'un Kahraman Kumandanı'na, ?.abitan ve Efradı'na en büyük şükranlarımı takdim; ve, temadi-i muvaffakıyatını temenni eylerim. Fevzi
Salih Ankara'da,
(Telgraf Memuru)
(ÇAKMAK)
Mahmud Kemal Efendtye, H.
Basri. -
XXII (17 Ekim 1922, Gazi'nin, K. Karabekir'i Takdirleri) -
"NUTUK"ıa
(1938 İstanbul, s. 488)
ve "İH'de (s.
104, dipnotu)
Batı-Cephemiz'de 1922 de işgalci Yunanlıların yeni lip, bütün Anadolu onlardan kurtulduktan sonra, 1 1 Ekim 1922 de Mu danya Mütarekesi imzalanmıştı. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (ÇAKMAK) ve Batı-Cephesi K umandanı ismet (İNÖNÜ), Paşalar, B ursa ya gelmişlerdi. Şark Cephesi Kumandanı da, Ankara'ya geldi ğinden Gazi Hazretleri, onu da yanına alarak, B ursa'ya gelmişti. Yeni Mütareke'ye göre, bir ayda Yunanlılar'ın boşaltacağı Doju-Trakya'yı devir alacak askerimize Olajanüstü Komiser tayin edilecek Refet (BELE) Paşa bile, oraya çağnlmışu. Türk ve yabancı gazeteciler de, anlauldığı gibi,
'
213
gelmişti. Yabancılardan Fransız Yazarı Madmn Georges Berthe GAU USin bile bulunduğu 1 7 Ekimde Bursa'daki akşam yemeğinde, Gazi Paşa'nın Kumandanlarımız ve Zaferimiz halckındalci konuşmasının ya zdı metni, tercüme edilerek, adıgeçen Madam'a da verilmişti . Bu ye mekteki konuşmasında Gazi Hazretleri, Kazım Karabekir için, sofra daki arkadaşlarına şunları söylemişti:
"Ttlrkiye'nin, son derece cesur ve değerli Generalleri vardır. Hepsi de, biribirine (samimiyetle) bağlıdır, ismet Paşa n ın en büyük fazileti, hepimizin en iyi arkadaşı olmasıdır. En büyüle dostları, Kazım Karabekir Paşa ile, ben'im. Milli Savaş'ın başlangıcından önce, buluş mamızdan evvel de, bu iki kuvvet'in, Türk Milleti'ne ve Türkiye'ye saa det getireceğine inanıyordum. Bu inancımdan ötürü de, güvenim ve gayretim artrnışu." '
"Milli Hükümet (Mayıs 1920 başında Ankara'da) kurulunca, çok kimse kararsızlık içinde bocalarken, Kazım Karabekir Paşa. (An kara'dan gelecek) geçiken Emirler'i beklemeden, Ermenileri Kars'ıa yenerek, silahının gücü ile, Yurdumuz'un Doğu-Sınırları'nı tesbit ett i . Zekası, cür'eti ve askeri değeri sayesinde, bütün engelleri aştı. S iyaset anlayışı ve teşkilatlandırma kabiliyeti sayesinde, kurduğu Ordu'nun başına geçerek, Doğu'da ilerledi; böylece bize, Kars Zaferi'n i kazan dırdı, 30 Ekim 1 920. Düşmandan aldığı topların sayısı, (30 Ağustos 1 922'deki Büyüle-) Zafer' den sonra elimizde kalan top sayısından fazla idi."
"Yurdun o ilcra köşesinde, sağlam bir düzenin kurulduğunu, O, bize müjdeledi. Bu müjde, Milli Hükümet'in kudretini gösteren ilk işa rettir...
"O zaman Anadolu'da herkes, Türk Milleti'nin hala, yaşama gü cünü muhafaza ettiğini anladı. Kazım Karabekir'in, Memleket'e ve Milli HüJ:Uwıeı'e yapbğı bu hizmeti, en çok takdir eden, ismet Paşa oldu. Hali şüphe besliyenleri; (İstanbul Hüleumeti'ııe bağlılıktan kopa np) kendi safımıza çek� ... n
(Madam Georges Benh GAULIS'in, 1924'te Paris'te basılan
214
"La Tıuquie Nouvelle" I Yeni Türkiye kitabından lereüme, Naşid ULUG , "50. Yılında SarıJ:mruş Zaferi ve Kazım Karabeldr", haftalık HAYAT Dergisi, İstanbul, 30 Eylül 197 1 , Sayı 40, s. 12).
-}(}(111-{l(I{J(-[))
"Milli-Mücidelemiz"i sona erdiren 24 Temmuz 1 923 Lozan Barışı ile.. aruk "Cephe Kımıandanlıkları" lağvedilerek, "Ordu Müfet tişlikleri kurulmasına sua geliyordu. Bu işin başlangıcında yazılan belge, şudur: "
TÜRJ(İYE BÜYÜK MllıET MECLİSİ HÜJ(ÜMETİ Müdafaa-i Milliye VeWeti MuimeJat-i zatiye Vekileti Şube (buraya kadarı hep, basılı başlık) Ankara Erk8n ve Erk8niharbiye
23,9/339/( 1923)
23 10
Zita Mahsustur. Bismillah lcraveldlleri (Bakaıi1ar J(urulu) Heyet-i Riyaseıi'ne
Derdest-i teşkil, Birinci Ordu Müfettişliği'ne, Ferik Kazım Ka rabekir, lkinci Ordu Müfettişliği'ne, Büyüle Millet Meclisi Reis-i-San'isi Mirliva Ali Fuad (CEBESOY),Üçüncü Ordu Müfettişliği'ne, Ferik Cevad (ÇOB ANLOPaşalar Hazeraunın tayinleri, tensib edilmektedir. Müş8rünileyhüm, Büyüle Millet Meclisi A 'zası'nclan bulunmaları hasebile, Meclis'in muvafakatinin istihsali; ve Heyet-i Vekile'ce tasdik i Rlemuriyetlerine, müsaade buyurulması maruzdur. Müdafaai Milliye Velcili Kazım (ÖZALP)
Vekiller Riyaseti: 3/5004. lcravekilleri Heyeti'ne, fi 25 minhü. (25.9. 1923) 215
-
XXIV (KKK D) -
-
Merkezi Ankara olan "Birinci Ordu Müfetıişi Kazım Karabekir Paşa"nın, onbir ay sonraki bir resmi yazısı:
TÜRKiYE CUMHURiYETi Birinci Ordu Müfettişliği lzmir
Şube
10 / Eylül / 340( 1924)
Aded(basılı başlık)
Miidafaa-i Milliye Velcalet-i Celilesi'ne 1 1 / Eylül / 340 günü, Hızır-Reis Gambotu'yla, berayi teftiş Ay valığ'a hareket ediyorum. Oradaki teftişi müteakıp, henüz teftiş eUne diğim Çanakkale'yi de teftiş ederek, lstanbul üı:erinden Ankara'ya haBirinci Ordu Müfeuişi reket edeceğimi, arzeylerim. (İmza) Kawn KARABEKIR Vürudu: 14 / 9 / 340 (1924) / 19144. Erkan / 17 / 9 / 340 (17.9. 1924). -XXV-(KKK-D)
Birinci Ordu Müfetıişliği nden , Ordumuzu çağdaş usullerde ye tiştirmek için verdiği "Layihaları"run, "nazar-i itibare alınmaması" yü zünden istifası ile, Milli Müdafaa Velcaleti ve Erlcaniharbiye-i Umumi yemiz ile, arası açılmışu. Bunun ilk belgesi, Harbiye ve Kurmay Akademisi'nden sınıf arkadaşı Kazım (ÖZALP) ile olan anlaşmazlığı na aittir: '
1/1 1/340(1924) Bismillah
Müdôfaa-i Milliye Vekili Kazım Paşa Hazretleri'ne 3 1/10/340(1 924) tarihli bir tezkirenize nazaran, devir ve teslim vesilesilc, gayrimuayyen bir müddet içün, Vazife-i Teşri'iyeme (Mil216
letvekilliği'ne) devam eunemekliğim, tebliğ buyunıluyor. 26/10/340 ( 1924) de, Ordu Müfettişligi nden istifamı vererek, keyfiyeti Uiti A lileri ne ve Erkaniharbiye Riyôsetı"ne bildinniş idim. O vakit. böyle birşeye lüzum görülmediği gibi, Erlulniharbiye Reisi (Fevzi ÇAK MAK Paşa) ile görüştüğüm zaman, (Ordu Müfettişliğine gelecek) asıl'a intizar etmek bahsi, ileri sürülmemişti. Beş gün sonra, bilmem neden böyle bir vesile ihdas buyunıldu? '
'
Vazife-i Askeriye kabul etmiş olduğum müddetçe, askeri kanun lanna tabi olmak lüzumu, tabiidir. Fakat oradan, kabul edilen istifaname ile ayrıldıktan ve Meclis'e iltihak ettikten sonra, velev mu .
vakkat bir surette olsun, tekrar bir vazife kabul, hem arzuma, hem de
Büyük Millet Meclisfnin Kararı'na mü tevakkı f olduğundan, keyfiyeti mezkur Meclis Riyasetı"ne yazdığımı arzeylerim, Efendim. lstanbul Meb'usu
(İmza) Kazım KARABEKIR Muamelat-i l.atiye'ye (parafe) Kazım (ÖZALP) 2 (Kasım 1 924).
-XXVl-(KKK-D) Cumhuriyet çağımızda "ilk muhalefet partisi" sayılan 'Teraklci perver Cumhuriyet Fırkası"na katılmış göreceğimiz, sicilleri belirtilen dört Paşa'nın, askerlikten istifalannın kabulünü belirten "Ka rarname nin aslı: "
TÜRKİYE CUMHURİYETi Müdfil"aai Milliye Vekfileti Muamelati atiye Dairesi Erkaniharbiye Şubesi 2273
1/1 1/340 ( 1 924) Kararname
Birinci Ordu Müfettişi ve lstanbul Meb'usu, Ferik Kazım Kara-
21 7
belcir Paşa Hazretleri / 3 18- 1 Piya(de), Ordu Müfettişliği nden istifası nın kabulü. ikinci Ordu Müfettişi ve Ankara Meb'usu, Ferik Ali Fuat Paşa Hazretleri / 3 1 7-28 Piya(de), Ordu Müfettişliği'nden istifasının kabulü. '
Üçüncü. Ordu Müfettişi ve Eltiziz Meb'usu, Ferik Cevad (ÇO BANLI) Paşa Hazretleri / 307-4 Piya(de), ordudaki vazifesine hitam verilmesi. 7. K(olordu) Kumandanı ve Edirne Meb'usu Mirliva Cafer Tay yar (EÔİLMEZ)Paşa Hazretleri / 316-4 Süva(ri), ordudaki vazifesine hitam verilmesi.
Bfilada esimisi muharrer Müş8ıiln-ileyhümün, 3 1 Teşrinievvel 340 (3 1 Ekim 1924) tarihinden itibaren, kabul-i istifaları ve ordudaki vazifelerine hitim verilmesi, tensib kıhnmışur. İşbu Kararnôme'nin icrayi ahkAmına, Mü.dôfaa-i Milliye Vekaleti memurdur. 5/1 1/340 (1924). 13- 1 1 -340 (1924) Türkiya Reisicumhuru (İm7.a) Gazi M. KEMAL Müdafaa-i Milliye Vekili
Başvekil
(İmza) Kazım (ÖZALP)
(İmza) ismet (İNÔNÜ)
-XXVII- (KKK-D) "Ordu açığından" emekliye ayrılmasını belirten "Kararnôme" sureti (metin, eski - yazımızla daktilo ile yazılı): TÜRKİYE CUMHURİYETİ MüdMaa-i Milliye Vekfil.eti Muamelat-i zatiye Dairesi Erkaniharbiye Şubesi 2561 Numrosu
Kararname numrosu 642
218
1 - Ordu Açığında, Ferik Kazım Karabekir (3 18-l/ ve - Ali FULJd /3 17 - 28/ Paşalar'm icray-i tekaaildleri, tensib kılınmışdır. 2- işbu Kararname'nin icray-i ahklmına, Müdôfaa-i Milliye Vekili memurdur. Türkiya Reisicumhuru
5/12/l<J27
{İmza) Gazi Mustafa KEMAL MüdMa-i Milliye Vekili (İmza) Mustafa AbdillhDlik (RENDA)
Başvekil
ismet (İNÔNÜ)
Aslına mutabılcdır (Resmi mühür) (İmza) Meluned Riza. -XXVIIl- (BMM-D)
V. Dönem Meclis'e, lstanbul Milletvekili seçilince, !.B.M.M. Üyeleri için Tercılmei hal" adlı, basılı 3 tabakaya, Ocak 1939 da elya zısıyla yazdıklan (basılı sorular italik olarak gösterildi): Seçim Dairesi İstanbul. Adı General Kazım. Soyadı Karabekir. Babasının ve anasının adı,Mehmet Emin Paşa, Havva Hanım. Dotdu tu yer İstanbul, Küçilknnistafapaşa. Oturdutu yer Ankara-Yenişehir. Dotum tarihi 1882/1298. Tahsili Erkaniharbiye/ Harp Akademisi. Bil diti diller Fransızca, Almanca, Rusça. Nede ihıisası oldugu Askerlik, Maarif, lctimaiyal Eserleri Askeri, terbiyevi bazı eserlerimden başka: ltalya-Habeş-lngiltere, Cihan Harbine Neden Girdik? Nasıl Girdik? Meslek ve Meşguliyeti Serbest ilmi etüdlerle meşgulüm. Evli olup ol madıtı ve kaç çocutu.bulundutu Evliyim, iki kız çocuğum var. Se çimden evvelki son memuriyeti Emekli General. Seçim Mazbatasının tarihi 3 1 - 12-1938. Kaç reyle saylavlıta seçilditi (lkinci Seçmen sayı sı) 1 374. Mazbatasının Meclis Genel Heyetince tasdiki tarihi 6- 11939. Kısa Tercümeihal
219
190S, Erkiniharbiye Melctebi'nden/ Harp Atademisi'nden bi
rincililde Yüzbaşı olarak diploma aldım. Srajımı, iki yıl Manasbr'da yapbm. Bir mühim (kalabalık) Bulgar Çetesi'nin imhası dolayısıyla, terli euirn; ve lsranbul Harbiye Okulu'na Ta'biye (Strateji) Muallim Muavinliği'ne nalclolundum. (1908 de) Meşrutiyetin llam'ndan sonra, Edirne'de 3'üncü Fırlca Erkaniharpliği'ne rayin olundum. lsranbul'da
3 1 Mart lrticaı.m basbran Hareket Ordusu'nun, Mürettep 2. Fırkası Erkaniharbiye Reisliğini yaptım.
1910
Arnavutluk
lsyam'nda,
Mürettep
Kolordu
Erkaniharbiyesi'nde vazife gördüm. Balkan Harbi'nde, Edirne Kale si'nde Fırka Erkaniharbi idim. /Binbaşı olarak/. Harpten sonra, Alman Heyeti Islahiyesi arasında, Erkaniharbiyei Umumiye istihbarat Şubesi ni idare ettim. 1914 Cihan Harbi'ne Yarbay olarak, Fırlca Kumandanlı ğı ile girdim. Çanakkale Muharebeleri'nde, Albay oldum. Mareşal Golç'un Erkaniharbiye Reisi olarak, lrak'a gittim. Mareşal'in vefaun da, 18. Kolordu Kumandanı oldum. Kutülemare'nin Sukutundan Bağ dad Muharebeleri'nin ertesine kadar, bu vazifede kaldım.
1917 başlarında, Diyarbekir mınulcasındaki 2. K.K.lığı'na nak lolundum. Bu arada, 2. Ordu Komuranlık Vekfiletinde dahi bulundum.
1918 başında, Erzincan karşısındaki 1. Kafkas K.O.K.hğına nakl olundum. Erzincan ve Erzurum'u, kışın Kolordumla kurtardım. Sarıka mış, Kars ve Gilmrü Kaleleri'nin ı.apundaki hizmetime karşılık, Gene ralliğe terfi olundum. Bundan sonra, Tebriz'e harekede, lran-Azerbaycanı'ndan İngi liz Kuvvetlerini
çıkardık.
Osmanlı Hllkumeti'nden birçok harp nişan
ve madalyaları aldığım gibi, Almanlar'dan 1 . , 2. Demir Salib ve Harp, Meziyet Madalya ve Nişanlarını; Avusturya'dan da, ayni seviyedeki
Askeri Nişanları aldım.
Mütareke'de (Kasım 1918 de), ErtcAniharbiyei Umumiye Reisli
ği'ne (layin edilmek üzere, Tebriz'den) lsranbul'a çağrıldım. Vaziyetin
vahameti karşısında, tekrar Şark'taki Ordum'a geri gönderilmekliğimi,
temin euim. önce, Tekirdağ'daki 14. K.K.hğına,
soma
da, Erzu
rum'dalı:i IS. K. K.hğına nakil olundum. Erzurum Kongresi'ni ihzar ve
220
himiye ettim. Şark Cephesi Komutanı olaralc, İstiklal Savaşı'na işti ralcle, Elviyei-Selase'nin kurtulmasını temin euim. Kars'ın Zabu'na mükafat olarak, Ferik oldum ve İstiklal Ma dalyasıyla taltif olundum. Gümrü ve Kars Muahedeleri'nin akdinde, Hey'eti Murahhasa Reisi idim. 1. Büyük Millet Meclisi'nde Edime, i l . de, İstanbul Mebusu idim. İzmir İlk İktisat Kongrası'na da, Riyaset et miştim. il. Büyük Millet Meclisi'ndeki vazifemin sonunda, Tekaud edildim. O zamandan beri evimde, ilmi sahada tctcbbularımla ve bazı eserler yazmakla meşgul oldum. 1 938 sonunda, münhal İstanbul Me busluğu'na seçildim.
Adres Ankara'da:
flıA/lCde :
Yenişehir, K.Özalp Caddesi N.28.
İstanbul : l::.renköy'de
(imza) Kazım KARABEKİR. -XXIX- (BMM-D) Yine aynı "Dosya"sında, kendi elyazısıyla doldurduğu "Kayıt, Sicil No. l - ı 3" yazılı başka bir Haltercümesi Kağıdı ilk sahifesinin, askerliğe ait "Nasıp Tarihleri" yerine, şunları yazmış ki, sonunda, ken disini haklı olarak "Org. (Orgeneral) göstermedeki şerhi, yerinde olsa gerektir: Üığme (Üsteğmen) S.6 1903/1 3 1 9. Yzb.S5 1905/132 1 . Ö. Yzb.
(Önyüzbaşı / eski Kolağası) S.4 1907/1 323. Binb.S.3 1912/ 1328. Yb.S.2 1914/1 330. Alb.S.l 19 15/133 1 . (Tğğ= Tuğgeneral'i, o zaman olmadığından atlamış) Tümg. 1918/1334. Korg. Zamanımızda rütbesi değil, makamı vardı, Kolordu Komutanı 1916/1332. Org. 1920/1336. Yukarıdaki yazısında belirttiği son rütbesinin, Orgeneral oluşu nu, "TBMM-D"ndaki '7.C. An/cara Askerlik Şubesi Reisliti" (mühür /
l2 1
kaşe bublı) nin. gOnderdili şu mmi yazıda da belirtilmiş gOrOyoruz: Ankara, 13.6.939
K.2 ısn
BM.M. Stlcreterliti'ne lstanbul Saylavı Emeldi Orgeneral Kazım Karabekir'"ın, 939 yoklaması, Şubemizde yapdmıştır. Şubemizin, 25/5999 Defter Sıra sında kayıtlı olduğunun, tebliğine müsaadelerini arzederim. Ankara As. Ş. Rs.
M.E.
Yb. Hamit KOÇAK (İmza) Bu '7ezkirt", 'T.B.M.M. "nin "Katibiumıuni"liğince, " 1 7.Vl. 1939" gün ve "6<ı6" sayı * kaydedilerek, Dosyasına konmuştur.
(Ancalc, ATASE'de çalışan yetkili Emekli Subaylarımız, resmi yazı ve "Kazım Karabe/cU'i Anma Sempozyumları"nda, şimdiki "Or general" rütbesinin, eski "Birillci-Ferilc" karşılığı Qlduğunu belirtmede devam ediyorlar. Bu durum u, şi�diki TBMM'miz bile, bir resmi açık lama ile, eski "Şar/c CepMsi Kumandanı Kazım Karabelcir"in, Milli MücMelemiz'in o parlak /lk Zaferi"ni ve Ardahıuı ile Artvin Sancak larımu'ın da kansız kurtuluşunu sağlamasını, M. Kemal Atatürk ve ismet ln6nü'nün o heyecanlı takdir ve övgülerini de göz(lnünde tuta rak, O'na "Orgeneral:,' rütbesini verebilir... "
-
XXX
-
-
Aşağıya suretini aldığımız Mektup, Türlc Tarih Kurıunu'nwı üç aylık olarak yayınlanan "BELLE1EW dergisinde (C.XLvııı, Sayı: 189-190, Ocak-Nisan 1984, s. 1 10-165) çıkaıı,"CihıuıgirotlM lb222
rahim Aydın (1874-1948)'dtW Milli Mücadek'de Kars vt Atalilrk ile ilgili Belgekr" adlı yazmıwn kaynaklan arasında. elimize geçti ve f�
tokopisini aldık:
E.renkOy, İslanbul 30.8.1942 -
MıUıltrtm lbrahim Aydın Cihangirollu
21.8.1942
tarihli samimi mektubwıuzu aJdım. Haksever sözle
rinize, reşeldı:Or ederim. Şark'dan (Kars ve Gümrü'den) Garb'a (Ban-Cephemize), yal
nız Rıular'dan kalma top mennisi değil;
Ermeni Ordusu hezimere uğ raularalc, elinden alınan milyonla menni ve birçok muhrelif silih ile beraber, aç tam Tümen (gidiş sırasıyla 3., 12., 1 1 . Tümenler) ve bazı topçu teşelcJ:wleri de gönderilmişti.4 Türk Milleti'nin Kurıuluşu'nu remin eden asıl mühim Türk Tarihi, yirmi yıldu, yalnız Garp Cephe si'ne ait bazı safhaları arayan, yazan ve söyleyen Mii.sbet ilim Müesse selerimizi ve bu arada Üniversitelerimizi ve vazife sahibi kimseleri, pek yaman tenJcid edecek ve pek de fena hırpalayacaktır. Çünkü, onla rın herhangi bir düşünce ile, böyle kısır çahşmalan neticesi, lstilclal Harbi Tarihimjz, cıhz kalmış; ve Türk Milleti, (o) ölüm-dirim günle Fakat,
işler, b�bütün başkadır.
rinde fedakarlık edenlerle, 'kalpazanlık edenleri tanıyamamış; ve her
devrin fırsat kollayıcıları, yine maskelenmiştir. Milli mesainizden dolayı sizi rebrik eder, gözlerinizden samimi duygularımla öperim. (İmza)
K. KARABEKIR s. 994, 1058 deki bilgilere göre: J. ve 12. Tıimcllkr,1921 Temmumnda yola çıbı· nlıp, Sakarya MulıllTebeleri'ne, KolordM Topçusu'ııdan 10..S '!Dk obüı ı.ıaıyuı ile 11. Tüme11 de 1922 illdıahaıuıda gönderilip, Biiyiik. Tam?Mı'a k.ablmqlanhr. Bmıla nn çoiu Karı ve Ardalıa11 ile Artviıl gibi, Çarlık ı.aınmmda Miill�'dm uker alımna)'lfmdm, genç erkekleri çıok b61gelerimimen alımn ederin, bunluuı Asker lik Şubelerinde küııllderindeki. sayılannuı çoklulu, bu yil7.dendir. Çoiu, YllllOll Harbi'nde Gazi olarak dönmilf ve bili uA ofanıar, lıaııralaımı c:ıuılı oıu.k mubafa· 1.1 ediyorlar.
4) lll.
223
-
XXXI
-
(29 Ocak 1948, Perşembe, ULUS Gazetesi, l .s. İl.le İki Sütun)
28 Ocak 1948, Yazarı:(Cumhurbaşlcanı) ismet INÖNÜ "Kazım Karabekir'in Aziz Hatırası" "Türk Milleti'nin büyük bir evlAdını, şükran duygularımızla sa rarak, ebedi karargiluna yerleştirdik. Derin teessürlerirniz içinde, onun kahraman menkıbelerini, yürekten saygılarımızla anıyoruz." "Karabekir, son kırk senenin askeri ve siyasi en ehemmiyetli hadiselerinde, faaliyetli ve değerli bir yer tutmuştur. Şahsi vasıflan, temiz bir ruhun ve cesur bir karakterin bütün faziletlerini göstenniş; fikir ve hükümlerinde, daima kendine güvenir ve sebatlı olmuştur. Kuvvetli bir iradenin muvaffakıyetlerini hakkettiği gibi, güçlüklerini de, hayaumn her devrinde, metanetle karşılamışbr.
"Tarihimiz, Kazım Karabekir'in Milli Mücadele'deki hizmetle rini, vefalı sahifelerinde daima iftihar ile yddedecelctir. Şark Cephesi Komutanı sıfatı ile, Milli Kurtwuşunua'ıuı tehlikeli bir seferini, başın dan sonuna le.adar, gerçek bir meharet ile idare ederek, kat'i Zafere götiJrmüştür. Tarihimiz içinde, Büyük TiJrlc Komutanları'ndan biri ola rak, yüce bir ihtiram yerinde yaşayacaktır." "Şark Cephesi Komutanı'nın, lstilclal Savaşı'ndalci Siyasi hiz metleri, herhangi bir Askeri harekette olandan daha ziyade tesirli idi. Birinci Cihan Harbi'nin /eldketli neticesinin ille gününden başlıyarak, hiç sarsılmryan bir iman ile meydana atılmış olan, pelc kıymetli vatan perverlerden biri idi. Onun lcomutasındaki geniş bölgeler, bütün dert lerini, savaş miidtde ince susturarak, iç Ayaklanmalara karşı, bir azim ve huzur örneji olmuşlardır. " "Kazım Karabelcir'in zaferleri, Garp ve CefUl/J sınırlarunızda ve içeride, türlü şekilde Saltanat Hareketleri'ne karşı, gerçekten bu nalmış oldujumuz bir zamanda yetişmiştir. Orduda ve Memlekette hasıl olan şavk ve sevinç, bütün Kurtuluş Hareketlerimiz'e yepyeni bir
224
hamlenin, billıüa ıurıw ufuJclaruu açmlŞ; yüreklerimn, taşlcuı bir min netin heyecanı ile dolmuş idi Karabekir adı, istiklal Savaşı'nın bayilk abidelerinden biri olarak, Milletin takdirinde, ebedi bir şeref yeri tu tacaktır." "Karabekir, si.,asetin billıüa (lcöta) tecellilerini gormilştür; ve kırk.seneyi geçen vazife ve si.,aset hayatuıın her safhasında, yüksek vatansever/ilin, en on safında bulunmuştur." "BayüJc Millet Meclisi Başkan111Uz Kazım Karabekir'in vekarlı ve tecrabeli varlılı. bizim için bir kuvvet kaynalı idi. Onu kaybebniş olmalcla. yürelimizin içinde pek sert bir acı duyuyoruz. Aziz bir eminet olan Şerefli Ailesi ile beraber, Büyük Milletimiz'e de, sabır ve teselli niyaz ederiz." "Büyük komutan, devlet ve siyaset adamı ve kemal sahibi bir insan olarak, yüksek vasıflan; ve hiçbir güçlük karşısında yılmayan iman ve iradesi, hlfızamızda canlı olarak yaşayacakur."
225
V I I I. B Ö L Ü M
"ŞARK CEPHESİ KUMANDANI" İKEN ALDIÔI ARMAÔANLAR Paşa, "Şark CepMsi Kumandam" iken, kendisine verilen "ar ma.fan'1arı, "/stiklôl Harbimiz" kitabında, anlanyor. Biz de, hem orada anlablanlan biraz iı.ahlar ile aktaracağız, hem de bugün nereler de oldukJanm belirteceğiz.
1. SOVYET ORDUSU'NUN LÜKS TREN SALONU
Rahmetli bunu, şöyle anlabyor: (Müstakil Azerbaycatı ve Gür cistan Cumhuriyetleri ülkelerini istilA eden, Sovyet Rusya'nın) "Kaf kas Kuıl Onbirinci Ordu Kumandanı Keur, (Gümril Kalesi ve doğu su henüz bizim işgalimizde iken), benimle görüşmek arzu etmiş. Gümra doğusunda (bir köy olan) Alcbula/c'ta görüşeceğiz. . (192 1 yılı) 2 Nisanda, trenle Kars'tan hareket enim. Erzurum'dan (4- 1 l Eylül 1919 Sivas Kongresi Kararına göre yeni adıyla, "Anadolu ve Rumeın Mildô.fai Hukuk (Cemiyeti Erzurum Merkez idare) Heyeti de (Kars'a) gelmişti; bunları da, beraberime aldım ... (Kars'tan) Trenle Gümra'ye, 4,5 saaue geldik. Gece, trende yattık. 3 Nisanda Alcbula.f'a trenle gel dim. 4 Nisan akşamüstü, OnbiTinci Kızılordu Kumandanı Ke/cer de, trenle geldi... Burası (Akbulak köyü istasyonu), benim (Gilmril doğu sunda ve Tiflis demiryolu boyunda) ileri Kıtadıun'ın bulunduğu yerdi..." .
"Bolşevik Treni Kumandan VagonM, pek mükemmeldi ... Bizim, (Çarlık'tan kalma olup, Ermeniler'den ganimet olarak aldığımız) va-
226
gonJanmız, bumm yanında. hiçti. Bana (Keker), güzel bir vagon gOn deıeceklerini �-etti. Kendisine, antika bir b�alc- kAğıt kesmek için de, biraz ı.arif saplı- hediye ettim. O da bana, alıun-kösıelcli bir sa.al hediye etti . Saat, on (alton) lira kıymetinde." "Bilahire, Salonlu Gilzel bir Vagon geldi. Üzerine (her iki yanı na) yaldızla (Türkçe ve Rusça olarak) ismimi de yazmışlar. Ben de Keur e, bir arab-atı gönderdim. 6 Nisanda Kars'a (armağan Salonlu Vagonla) avdet ettim" (İH., s. 950-952). '
Sovyet Rusya ile 16 Mart 192 l 'de imzaladığımız (ve, 3 Mart 1918 deki ilk Barış Antlaşmamız sayılan "Brest-Litowslc Muahede si'ne göre, Batum-Acara gibi "Milli-Misôlcımız"a dahil Anavatan kesi mini dışarıda bırakmakla, aleyhimize olan) "Moslcova Muahedesi"ne uyarak, Giimrü Kalesi ve çevresindeki birliklerimiz, 23 Nisan 192l'de saat 15'te geri çekilerek, buraları Rwya'nm Onbirinci Kuıl Ordusu'na bıraktı. Bundan sonra, artık Kars ve Sarıkamış isıasyonlarmda kalan ve bölge halkımızca bugün de, "Kazım Karabelcir Paşa Tren-Salonu" denilen çağın en lüks vagonu, Kolordu merkezimizin Sarılcamış'a alın masıyla, (buradan sonra, Sarıkamış - Eızurum dar-hat / dekovil yolu oldJJğundan) hep orada kaldı. Rahmelli Paşa, bu "Salonlu Vagonu'nu", Ekim 1922 liaşlarında, Sarıkamış'tan "Şarlc Cephesi Ku mandanlıtı'na Velcil" buakarak, Erzurum Trabzon - Samsun yoluyla Anlcara'ya gidişine kadar, birbuçulc yıl kadar Sarıkamış - Kars - Kızıl çalcçalc (Hudut) arasındaki seyahallerinde kullandı; sonra Kolordu Ku mandanlarımu (1929'da 9. !�olordu'nun Erzurum'a nakline kadar), Kars'a gelişlerinde, arasıq lcullandılar. -
Sonra Sarıkamış lstasyonu'nda, içinden hat geçen bir hangarda TCDD İdaresince muhafaza edilen Salon-Vagon, 1970' ten beri Kars'a getirilerek, Şehir Müzesi yanında döşenen kısa ray üzerinde ve üstü örtmeli bir yerde MüzeliJc olarak bulunmaktadır. 8'er pencereli, 17 m. uzunluğunda, yataklı, banyolu, büfeli ve yazı/çalışma masası, kitaplığı da bulunan "Kazım Karabelcir Paşa Tren Salonu", meraklılarca ziya ret edilmektedir. Her iki yanında, biri Türkçe, öteki Rusça yazılar, bi ribirinin tercümesi olarak yazılmış. Türkçe yüzünde, karşılıklı olarak:
227
Solda Ay-Yıldu, sağda, içinde Oralc-Çelciç işareti bulunan Beş-Kollu Yıldız ve bu Yıldız kollan arasındaki boşlukta şu 5 rus harfi R (espilb lik), S(ovyet), F(ederatif),S(osyalist) R(usya) ve bozuk bir eski yazı mızla Türkçe dört satırlık yazı: 1) R.S.F.SF (R olacak) 2) Kuıl Rus Ordusu 3) Türlciya Büyük Millet Meclisi Şark Cephesi Umum Kwnan danı 4)Kazım Karabelcir Paşa. Sağda Ay-Yıldız(ımız) ve sol karşısın da, yukanda belirtilen içi Oralc-Çelciç resimli Beş-Kollu Yıldız ve 5 harf bulunan Sovyeı arması, yan yüzde 7 saurlı Rusça yazılar: _I) R.SF.S.R 2) Rus Kızıl 3) Ordusu 4) Tilrkiya Şark Cebhesi 5) Umum 6) Büyük Millet Meclisinin Kumandanı 7) Kazım Karabekir Paşa. Bugün Salon-Vagon, eşyasız ve çıplakUr. il. AZERBAYCAN HÜKÜMEnNlN GÜMÜŞ YEMEK TA KIMLARI Daha 1919'da XV. Kolordu Kumandanı iken, Temmuz başların da Dofubayazıt'ıan - sözde kaçak / firar etmiş gösterilen - ve Kasım 1918'den beri "Nahçıvanlı" olarak orada kalan "Yüzbaşı Halil Efendi" ve "Çetesi", Ermeni saldın ve katliamına karşı, Na�ıvan Eşrafı, ıle birlikte Aras boyunda, "Aras Twk Hükümeıi "ni geçici olarak kunnuş; ve Yerli TiJrkleri siWılandınp, teşkilatına öncü olmuştu (Bakınız, Doktora Tezi, Dr. A. Ender OÖKDEMİR, "CenUb-i Garbi Kaflcas HüJcWrıeti". TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YA YINI, Ankara 1989, s.62). Böylece el altından Paşa'nm yapurdığı yar dımlar sayesinde Na�ıvan bölgesi, milli varlığını koruyabilmiş ve 16 Mart 1921 Moskova Muahedesi'yle, Sovyeı Azerbaycan CumJıuriye ti'ne bağlanma imkanını bulmuştu. İşte bu eşsiz milli hizmetine, küçük bir hltııa olarak, Nisan 1921 başlarında Azerbaycan HülcWrıeti, Şark Cephesi Kumandanı Kôzım Karabelcir Paşa ya ve bu arada, TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya. Rus işi 800 ayar gümüşten, 24'er ki şilik ve 279'ar parçadan oluşan Yemek SerVis Talcımı'nı armağan gön dermiştir. '
Rahmetli Paşa bu hususta, şu bilgileri veriyor: "Karargahım, Gılmrü'de (iken, Nisan 1921 başlarında), Azerbaycan HülcUmeti tariı fından, biri Mustafa Kemal Paşa'ya , diferi de bana olmak üzere, yir mid/Jrder lcişilik birer Yemek Takımı - 219 parça gilmilş, mükemmel 228
bir çekmece içinde - hediye etmişlerdi. Hôrici bir HüJWmet'in böyle kıymetli bir hediyesini, Meclisi Mil/ice (Anlcara'da TBMM'nce) görül meden, kabulünü münasıp görmediğimden, Mustafa Kemal Paşanın ki'yle birlikte benimki'ni de, Büyüle Millet Meclisi'ne göndermiştim. Umud ediyordum ki , görüldükten sonra bu bağışı -Meclis'çe lüzumu olmıyacağından- tekrar bana hediye ederler. Halbuki, alelade bir mak buz (ahnu) gelerek, Takım alıkonuldu. Bunun üzerine, hiç olmazsa Meclis'e teberru' ettiğime dair bir vesikanın. hiura olarak gönderilme sini yazmışum. Buna cevap, geldi. İmz.alı olan aslını, (İstanbul Erenköy Hatboyu 2 Nu.daki Ev'de) Müzem'e koydum ki, aynen şudur: (lH., s. 991) (Biz, Müze'deki aslının fotokopisini aldık. ondan nakle delim): TÜRKİYA BÜYÜK MİLLET MECLİSİ RİYASETI
BAŞ KITABETI Ankara 3-8-337 ( 1 92 1 )
Evrik ve Tahrirat Kalemi Adet 1 1 50
Şark Cephesi Kumandanlığı'na Azerbaycan HüJcU.meti tarafından Ztitidevletleri'ne hibe; ve tara fı Kumandanileri'nden de Meclis namına teberru' buyurulan (Yemek Takımı) Servislerin, tesellüm edildiğini mübeyyin, Meclis Hey'eti lddresi nin Mazbatası, arzu buyurulduğu şekilde tashih edilmiş; ve sfıreti musaddakası, leffen (ekli olarak) takdim olunmuştur, Efendim '
.
TÜRKİYA
BÜYÜK MİLLET MECLiSi REiSi (imza) M. KEMAL (im, s. 992 de de) Cephe Evrak Kalemi 4-9 (4 Eylül 1337/1921)
229
3/9273 Kaydine ve Dosyası'na şerh verilmiştir. 10.9.337 (1921) (EKLERİ, her ikisi de, ayni başlık yazısı basılı kağıtla)
(I. Ek)
Evrikın nev'i Müfredat Puslasa
Parça Adet
19 Yemek taksimine mahsus (kaşık) 12 Bıçak
48 Yemek ve tatlı kaşığı 12 Çalal
8 Taksimat parçasa
24 Çalal 24 Bıçak 12 Fincan 12 Ayak 12 Yumurta kaşığı
36 Bıçak
}
}
}
(Çekmedeki) Birinci gOz
ikinci göz
ÜçüncO gOz
48 Çatal ±12.. Taılı kaşığı
279 Yalnız ikiyüz yetmiş dokuz parçadır. Aslına mulAbıktır. 3/8(37 (1921) (Mühür, imza) Recep (PEKER)
Bu UAıdın sağ baş yanında, yukarıdan aşağıya doğru rek sam daki basılı yazı: 'Tilrlciya BiJyUJc Millet Meclisi'nden, Makaamlti Siire'ye lebliğ olunacak musaddak siiretlerin lebliğine mahsfis varaka dır". Bu satırın sağından sola doğru basılı ibareler ve altlannda dört imza: "Mübeyyizin imzası (okunmuyor), Mulcaabele edenlerin imzası (iki imza, okunmuyor). Kalem Mildirinin imzası (Şiir) Necmeddin SAHiR. Ankara, 3181337 (1921) (il. Ek)
Evrikın Nev'i Mazbata (Tutanak)
230
Azerbaycan ŞW-alar (Sovyetler) Cumhuriyeti tarafından, Şark Cephesi Kumandanı Kazım KARABEKIR Paşa'ya hediye edilip; Müşarünilelyh Hazretleri tarafından da, Meclis'e teberru' buyurulan Gümüş Servis'i muhtevi sanduk, huzurumuzda açunlarak, muhteviyatı ta'did edildi. Sanduk, beş gözden ibaret olup, bir gözü boştur. Diğer dört göz derununda, gümüşten ma'miil, m üfreditı merbut puslada mu harrer, muhtelifülcins ve ildyüz yetmiş dokuz parçadan ibaret Yemek Servisleri zuhur etmiş. Ve mezklir sanduk, muhteviyatile hıfzettirilmiş olduğunu mü beyyen, işbu Mezbata tanzim kılındı. Fi 1 Haziran 337 (1921). Büyük Millet Meclisi
Büyük Millet Meclisi
Büyük Millet Meclisi
Heyeti İdaresi'nden
Heyeti İdaresi'nden
Heyeti İdaresi'nden
Konya Mebusu
Sivas Mebusu
Sivas Mebusu Mehmed RASIM
Haci BEKiR
EMİR
Aslına mutabıkdır. 3/8(37 ( 1 92 1) (Mühür, İmza) Receb (PEKER)
Rahmetli Paşa, bu Mazbaıa'nın suretini verdikten sonra, "Müf redat Pusulası, 279 parçanın nelerden olduğunu tafsil ediyor", diye rek, indiği dipnotunda, şunları yazıyor (İ H., s. 992): "ikinci Millet Meclisi (Ağustos 1923 te) toplandığı zaman Gazi - Bu takımları, neden alıkoymadın da, gönderdin? Meclis Anbarı'nda duruyor. Meclis Katibi Receb (PEKER) Bey'le görüş, aldır dedi. " "Receb Bey'e söyledim. Şayani hayret bir şekle döndü: - Kara bekir, ikinci Meclis'i betenmedi de, geri aldırıyor, diye Gazi, Receb'e söylemiş. Benim, aklımda bile yoktu. Lüzumsuz bir dedi-koduya se bebiyet vereceğini görerek, ben sustum. Ses de, çıkmadı. Bilmem, bu
23 1
Tokun nerdedir?" (Paşa. 1938'den önce İH. Kitabını yazıp bitirdiğin den, böyle demiş). Bugün vlrislerinden (İlciz-Kızlan'nın Büyüğü) Muhterem Hayat FErzlOCLU Hanımefendi, bu konuyu sorduğumuzda, aynen şunu habrladılar: "Rahmetli Babam, (23 Temmuz 1946'da) Bayülr. Millet Meclisi Reisi seçildikten az sonra, Azerbaycanldar'ın Hediyesi Gümüş Yemelc Takunları'nın, nerede olduğunu, Meclisin ilgili Memurları'ndan sordu. Onlar da kayitlerden çıkararak: - Eski Meclis Başkanı Mustafa Abdallulü/c RENDA 'nın evine götürtmilş olduğunu, söylediler. Bunun üzerine Babam, ona bir tezkire yazarak, Takunlar'ı bütünüyle aldırtıp, Meclis Anbarı'na koydurttu."
Bunlan, Meclis Anbarı ve başka yerlerinde hatta, demirbaş ka yıderinde çok arattırdık. Ancak, 1989 Haziranında sevinerek, hepsinin ille Meclis binasında (Ulus'ta) kurulan, "KÜLTÜR BAKANUCI KUR TULUŞ SAVAŞ/ ve CUMHURİYET MÜZELERi MÜDÜRLÜ ÔÜ"nde, 800-900 Envanter numaralarında kayıtlı ve tamam olduğunu öğrenip, gördük. III. ERZURUMLULAR'IN YAZMA KUR'ANİ-KERİM'I Şark Cephesi Kumandanımız, bölgesinde "Seferberlik İlinı" yaparak, ihtiyatlardan ilci kur'ayı da sil.Mı altına almışu. lngilizler'in hile ile şehri işgal edip "Cenubigarbi Kafkas Hiilr.limeti Parlamento" binasını basarak, Hükumet Erlclnını tutuklayıp Malta'ya sürmesini müteakıp, Nisan 1919 sonunda Kars Kalesi ve lli'ni işgal etmiş bulu nan Ermeniler'den kurtarmaya, Ankara'dan müsaade almışu. Onun, XV. Kolordu Karargahı ile Erzurıun'dan aynlıp Hudud'a doğru gitme sinden bir gün önce, " 1 1 Haziran 36 (1920) günü, "Erzurum (Anadolu ve Rumeli) Madôfai Hukuk Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi"nin, şehirde ki "Albayrak Matbaası"nda basunp, elden ve posta ile etrafa dağıtuğı "BEYANNAME "de, şöyle yazılmışu (Klişesi için, bakınız: Dr. Zeki BAŞAR, "MiJdafaai Hukuk ve Sonrası", ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
232
YAYINI,
50 Yıl Armağanı", Cilt i l ,
"
.
Erzurum
1974, s. 72):
"Fedakar Erzurumlular! " "Umut ve halecanla beklenen .
Şerefli Gün geldi. Başında, Aziz ve Fedakar Kumandanımız olduğu halde Muhıerem Ordumuz bizi, va zifeye davet ediyor. Bu yurd'da Anneler kesen, Yavrular dograyan . Mabed/er yakan, Şark'ın eli ve vicdanı kanlı Ermeni/eri 'ne Hudud Ka puları'nı kapamak ve ta Büyük-Turan'ın en uzak bucağından gelerek, Ermenistan 'da intikamımız ı alan Din ve Kan- Kardeşlerim iz'e el uzat mak üzere , Hudud'da bekleyen m ize
Ordumuz'un Vatan-Borcu, Allah Borc udur -
saflarını doldunnak, hepi
. "
"Dünün Şehid-Anneleri, bugünün
Ma 'sWrı Yetim/eri bizden , bu -
Şerefli vazife'nin irasını bekliyor." "Binaen-aleyh,
Muhterem Kumandanımız ın , '
HAYDI
BAŞINA! diyen Da'veti'ne, bir an evvel icabet edelim .
Hak,
SiLAH rehberi
m iz; Tanrı, yardımcımızdır". Bu "Beyanname"nin basılıp yayılışının ertesi günü, K. Karabe kir Paşa, Kars'ı kurtannak üzere Erzurum'dan ayrılışını ve Milli Mücadelemiz'in '.ilk Askeri 'Zaferi"ni kaz.anıp Kars //i'ni kurtardıktan sonra, yine Erzurum'a dön_üşünde, Erzurumlu/ardan ne büyük bir ar mağan aldığını, kendi kalemiyle anlauyor: " 1 2 Haziran 1920 (Cuma) '
saat (0 zaman, Cuma-Namazı kılındıktan sonraya rastlayan, İstanbul
Ayasofya Camii kubbesinden geçen meridyene göre)
1 l ,30'da Kolor
du Karargah ı 'yla birlikte Erzurum"dan yola çıku. Kendisi, otomobi "Karskapısı haricinde: Büıün Halk, Sivil, Asker Memurlar, (Şehid-Yavrularından) Çoculclar Ordusu, renk-renk Bayraklar, Esna/ Levhaları ile mehib (görkemli) bir manzara teşkil ediyordu. Kurban lindeydi.
lar, kesildi " (Fetih-Slıresi ve Dufilar okundu). Ve, karşılıklı, duygulan dırıcı sözler söylendi (l.H., s.
783).
Bundan sonraki aradan geçen ilci yıl içinde, Ermeni işgalinden: Sarıkamış, Kars, 'Zarşat (Arpaçay), Göle, Kagızman ve Kulp I Tuzluca ile Aralık dahil, "Sürmeliçukuru" da denilen Iğdır bölgeleri , savaşla kurtanlmışu. Sonra da, Gürcüler'Uı işgalindeki Çıldır, Hanak ve Posof
23 3
ile Merlcez'den oluşan "Ardahan Sancağı" ile; Şavşat, Ardanuç, Borç ka ve Merkez llçesi ni içine alan "Artvin Sancağı ", siyasi ve askeri ted birlerle hiç kan dökülmeden, barış yoluyla 23 Şubat 1921 'de, Anava tan'a kavuşmuştu. 16 Mart 1921 'de Sovyet Rusya ile Moskova Muahedesi yapı lm ış, 1 3 Ekim 1921 Kars Muahedesi'yle de, bugünkü Kuzeydoğu hudutlarımız kesildiğinden, artık bütün bu konulardaki üstün hizmet ve başarılarıyla " Şark Cephesi Kumandanırnız"ın, "Seferi" durumu sona ermişti Bütün bunlardan başka Rahmetli Paşa, 4 Tümenlik Kolordusu'ndan, yeni kurtardığı Kars, Ardahan ve Artvin bölgeleri Yerli-Türlderi'nden de alıp, usta Er ettiği kimselerle kadrosu nu genişlettiği Üç Tümeni'ni, ganimet aldığı topları, makineli ve sade tüfeklerle, bunların sayısız mermilerini, bol askeri malzemeyi , Batı Cephemiz'e adım-adım göndermekle, buradaki işgalci Yunan Ordusu nun da, ezilip aulmasına, yardımcı olmuştu. '
.
(Kolordu ve Şark Cephesi Karargahı olan) Sarıkamış'ta açtığı ve verdiği Konferansları ile öğretici olduğu "Erkaniharbiye Kursu", 8 Haziran 1922 günü bitecekti. "Erzurum'dan gelen He yet in, (kendisini oraya) davetine icabeL.le, Erzurum Seyahiti'ni" de, Haziran ortasında yapmayı tasarladı. Aynca, (Sankamış'taki) Şehid-Yavruları'ndan dahi bir grubu, (dar-hat treniyle Erzurum'a, oradan da) Trabzon'a göndere rek, oradan (3 Öğ reun cn Subay ve 75 Yavru ile) birlikte, Ankara'ya giuneği ı.a-;avvur" eı ti ( İ H ,s. 1 1 26). '
-
Ş
" ark Harekall için, ( 1 2 .
VJ.
1 920 'de) Erzurum'dan çıktıktan
beri ", oraya gidemem i ş t i . "Erzurumlular'ın göreceği geldiğinden, davet
edi yorlardı .
Memn un i ye t le ic a bcı " eııi . 9 Haziran'cla saat
7'
de, otomo
bille Sarıkam ı �'ıan hareketle, yollardan incelemeler yaparak, saat 1 6' da Hasan k a l esi 'ne ge l i nce onu gece konukladıl ır. Oradan 10 Haziran saat
7
de yola çıkıp, 1 ! 'de Erzurwn'a varınca, "Halk ve Mektepler", yine Kars
büyük bir iştiyak ve samimiyetle karşı l ad ı lar" "biraz yağmur" serpiştirmesini, "Halk, büyük bir uğur sayıyor"du. Bundan sonrasını, yine kendi kaleminden okuyalım: kapısı dış ında, "daha
.
Şehre girerken,
ctıklar
234
" 1 1 Haziran'da Erzurumlular, Karskapısı içinde V!lktiyle Ço Ordusu Talimhanesi yapurdığırn yerde, şerefime büyük bir zi-
yafet ve oyunlar verdiler; bir
at-yarışı yapular. Bu oyunlara, bizim
(Sankamış'tan getirtilen) Mekıepliler'den bir grubu, iştirak ettirdim.
görmemişlerdi; hayran oldular. Onüç yaşındaki bir çocuğun, endaht (tüfek-auşı) daki muvaf fakiyetini görerek, hayret ettiler. Bu Çocuklar'ın akraba ve tanıdıkları, gözyaşlarıyla bunları , bağrına bastı. Bugünkü manzarayı, Erzurum'un daha evvel görmediğini, herkes itiraf ediyordu. Hakikaten, pek ulvi idi. Erzurum/ular'ın, zaten birçoğunu tanırdım; bugün, binlercesi ile musafaha ettik (el-sıkışuk). Ben de, pek mütehassis oldum (duygulan Erzurumlular, bu evtadlarını, bir seneden beri
dım)."
"Erzurum'dan 1 9 Haziran'da ayrıldım; on gün kadar kalmış Askeri Müesseselerimiz'i teftiş ettiğim gibi, Hükümet Müesse sc /cri'ni de , ziyaret ettim . .. "
oldum.
" 1 9'da, Sarıkam ış 'a hareket edecektim. Erzurumlular bana, Be lediye 'de -eski Karargahım olan- bir ziyafet daha verdiler; ve , Erzu rum /faikı namına, El- Yazısı bir Kur'an-ı - Kerim hediye ettiler. Mu kabil nutuklar ile, samim iyetimizi tcyid ve tezyid ettik. Kalami-Kadim hediyesine, şu cevabı yazdım: " Erzurum ,
18
Haziran
1 338 ( 1 922)"
"Erzurum Müdôfa-i Hukuk Heyeti Merkeziyesi Riyaseti A liyesi'ne " "Hazret-i Peygamber'in
imdad-i ruhanisi ve Milletimiz'in her
Şark Orduru'nun , Kars'ın bir vesika- i t.arihiyye olmak üzere, Erzurum Muhafaza -i Hukuk Heyeti tarafından, Kuman dası uhdemde bulunan Şark Ordusu'na hediye buyurulan Kelamullah'ı, Ordum namına, büyük teşekkürle kabul eyledim" surellc masruf fedakarlıklarına mazhar olan
Fethi
(doğrusu, Kurtuluşu) haurasına, mübeccel
"Muayyen sene-i devriyelerinde (yıldönümlerinde): Erzurum'un istirdadı ( 1 2 Mart 1 9 1 8), Kars'ın Anavatan'a ilhakı (30 Ekim 1 920) uğruna bezlican eden (canlarını veren) Şehid-Kardeş/erimiz'in mukaddes ruhlarını tatyiben (şad/hoş-ederek), işbu Kitabullfıh ile Hatim edilecektir" . .
235
"Ordum'a, Erzurum AJıali-i Muhteremesi'nin hediyesi olan hL• Kelamullah, arzuları vechile, Şark Ordusu nun mütevali (gelecek) Ku mandanları'na devren ve terken (devredilip, bırakılarak) teslim edil mek üzere, Karargiihım'm en mu'tena (özenilen) bir mahallinde, muhafaza olunacaktır. Bu vesile ile, arz-i sam imiyet eylerim" '
"Şark Cephesi Kumandanı" "Kazım KARABEKIR" ( İ H, s. 1 129- 1 1 30, 1 1 38-1340). * *
*
Bugün bu Yazma Kur'ani-Kerim, Ankara'da Genelkurmaybaş kanlığı Kütüphanesi nde, 1 Numrolu ki(ap olarak bulunmaktadır. Bunun Mahfaza Kutusu üzerinde, gerçek inciler dizilmiş kapağı ve ilk sahifesinin fotoğrafını, 1968'de aldırtmıştık. incili Kutu Kapağı nın klişesini, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nin, Cumhuriyetimizin "50 Yıl Armağanı" /. Cildi'nde, Erzurum Merkez Vaızlarından dostumuz Lütfullah BiNGÖL Hoca'nın makalesine dercettik. '
'
Mahfazası, 130 x 190 mm. boyunda, iyi yapılmış karton kutu ya, açıkyeşil atlas kaplanmıştır. Köşeleri, beyaz örgü dokuma ve üs tünde penbe bir çerçeve gibi su vardır. İçine, beyaz ibrişimle verevine Ay-Yıldız yapılmış ve Hilal ile Beşkollu-Yıldız'ın içi ve dışı, beşyüzden çok ufak-inci ile süslenmiş olup; Yıldız'ın içine san-ibrişimle "Kelamullah" "Hilal'in içine, harekeli olarak: "Kars Fatihi Şark Ordusu'na, Erzurum'un Hediyyesi", altına da, üç saurda - alttan yukarı okunur- "1 7 L (Şevval) Sene 1340" (= 13 Haziran 1922, Salı) yazıları işlenmiştir. Kitabın cildi, vişneçürüğü renginde meşin kaplama, üzeri yaldızlı çapraz yapraklarla süslüdür. İçi, 1 5 saurlı, 303 varaktır, son v. 302b-303:ı da, Hatun-Duası yazılı. Kalınlığı 32 mm' dir. İ ri-nesih hatu ile, "Derviş Hüseyin Mazhar" tarafından yazımı, "29 Cumiidis sıini Sene 1318" (= 13 Ekim 1900, Pazar) günü biuniş. İlk yaprağın boş olan a-yilzilnde, yeşil mürekkeple Ay-Yıldız
236
yapılmış ve içine, siyah çini-mürekkeple, Mahfaza Kapağı ndaki yazı lar ile, aluna, aynı tarih yazılmışur. Fatiha ve Bakara Süreleri'nin kar şılıklı sahifeleri , çok enfıs yaldızlı ve rllnıi-süslerle donatılmış olup, yanlarına, birerden dört pembe gül şekilleri yapılmışur. Kalan bütün sahifeler, yaldız çerçevelidir. '
iV. ENVER PAŞA'DAN YURTDIŞINDAN "MURASSA'
KILIÇ Devletimizi, 1908'de resmen iian edilen lkinci "Meşrutiyet" idaresine rağmen, Hükumet'e, Meclis'e ve Padişah'a haber vermeden, Birinci-Cihan Savaşı na sokan "Üçler"den, Harbiye Nazın ve Başku mandanvekili Enver Paşa, (ötekiler, Dahiliye Nazın Tal'at ve Bahriye Nazın Cemal Paşalar), yenilmemiz üzerine lttihadçılann ileri gelenle riyle Berlin 'e kaçmışu . Anadolu'da Milli-Mücadele başlayınca, oradan Moskova'ya, sonra Baku ve Batum'a gelmişti. "Damfld-i Şehriyar!" (Padişahın Güveğisi) olduğundan, çok değerli eşyayı da, yanında gö türmüştü. Enver Paşa. Ağustos 1 920'den itibaren, hem TBMM Başka nı Mustafa Kemal Paşa, hem de "Şark Cephesi Kumandanı " Kazım Karabekir Paşa ile mektuplaşıp; bunlardan yüz bulursa, yeniden ülke mize gelmek istiyordu. Bu uğurdaki bilgi ve mektuplaşmalar, K. Ka rabekir'in, "istiklal Harbimizdı: Enver Paşa ve ittihat Terakki Erkanı" ( İ stanbul 1967) kitabında, yetki ile tanıtılmıştır. '
Enver Paşa, Anadolu'ya gelme isteğine kavuşmak için, her iki kahramanımızla mektuplaşırken, Amucası Halil (KUT) Paşa'nın Yaveri Muhyiddin Bey ile armağan olarak, Ankara'ya iki "Murassa' (elmasla süslü) -Kılıç" göndermiş: Birisi Mustafa Kemal Paşa ya, öteki de, Kazım Karabekir Paşa'ya ait Bu hususta, " İ H " de (s.992), kısaca bilgi verilmiştir. Her iki kılıcın da, bugün "Atatürk'ün Terekesi" arasında bulunması gerekir. '
23 7
,,
yl.L. MAZ
-rtll< K
el
J. j
f !
BAiı ili
�
ı' • r· ::
C' 4.
N//11
11.4N
f' :
c:ı VA
N/K
T A
NA
//
//
711�
etı
A.r
Kf!
ZJAN
� .Al.4K
c:ı ı J. � J. a ı J. J J. ! GTİR lJİ
-;r;; y LJJ
lf
])IJ! H,4.AI
J. j ı f1 J. j 1 J5j
..
Tt.!/l'< ;ile. YI
UU.
riİRK
. lf.,fl
Y&
NA 2
ı � F ci/IMJ
ı& ·· 9
>
YI
KIL
esr
.s.4
J
--
-n7.tv<
ve
Ll
µ4 :z.
:b
!
· S'
1
İSTi l<LAL .z.
�iı:: L)L ,,. .
vtı İS
"l:::E. .
YA
.
-r}K Mı..
MAR$1 Ö l UM .
):tı
SAN CA
GIM
is
.
,,. .
YA
.
o LtJM
.
� F r ı u f ı tr F r ı EJ p , ı $
�
vA.
,,..@ Üı..
J 1Q
'612
Vol<
•r r �N C.A
MİL Hi
�rıM
ır 6rM
€'
,,VİM
ciıt
WTl. j)U
� ıpt F t t VAR
.:.. ı
i,ı
;"
DA
viM
ı;-
TİK
·, 5
J 1 ctl'r{IF i JE 'r
Ü ıJ
7Ufl.
' cor0rJ r F ;.<.İN
TİM
""
� 1
i5
-..IA
LAL
Ti.-.
.siz
TA
Nl.'-1
Y•K TVrı.
M;L
LE
MU
ı r r VA
Tİİııc
J..Ff 8oY
tt t r.M.ı
'{O
..L l l
TİM
ıp J ı -ıı;;
ıVM
e�r 1 r F 1 E E:t 1 E
fi.ti"-
?>il<
ı ı.,.litJ
llİM
'(&
1
.'il!
,
#Vlı.
t t ı r· v tı
,1 ,
ı
NA
U t H ı r F j U t lr'ilfitlj ei:Z
&t r iP
TA
r
r
ı<İ
MA Z ,vırı.. !.fi
ı "İ..Z.
r ı EJ r e� ı J 3 J J ı r Hı"r.ı
TÜIV'
CE' .rıi
ei
.J
'{iL.
�
ı
Yiverlcriyle, sağında Halid, solunda Kemal Beyler.
! . 1 9 1 8 Mayıs ayı onasında Gümrü'de, 1. KafKas Kolordusu K. Kurmay Albay Kizım KARABEKİR,
2. 24 Mayıs ! 9 1 8'de Üç Türk Kumandanı, Yivcrleriylc Gümrü'de: a. Heli kamalı 3. Ordu K.Vehib (Mchmed KAÇ) Paşa, onada II. KalKas Kolordusu K. Yakup Şevki (SUBAŞI) Pa,a, onun solunda L KalKas Kolordusu K . Kazım KARA BEKiR Bey, solda beli kamalı Kurmay Binbaşı Husrev (GEREDE) Bey.
3 . Şark Cephesi Kumandanı Ferik (Korgenenıl) Khım KARABEKIR l'aşa. (Elyansıyla, !. Dönem Baıum Meb'usu ve Kars Konreransı'nda "Gürcistan işleri Müşavin, Artvınli) " \'teb'us Edib (DiNÇ) Bey'e, ft 24 Kinunievvel Sene 37 (24.Xll. 1 9 2 1 ) Sarıkamış Şark Cephesi Kumandanı {lmı..i) Kazım
KARABEKİR.
4. " Kars Fitihi Şark Ordusuna t:rzuruın 'un Hedlyyesl" y12ılı ve Ay- Yıldız'ı, gerçek ıncılerle süslü, Kur'fınl· Kerlm'in Mahfazası üsıü.
5. Şark Or<lumu1.a Armağır n yazma Kur':ini-Kerim ·ın ıç kapağı yazılan: Yıldız içinde .. Kellimull:ih'', flı lal içinde ··Kars Htihi Şark Ordusu'na Erzurum'un f üdiyycsi"', altında 17 L (Şevval) Sene 1 340 ( 1 3 . VI . 1 922).
7. Sovyet Sosyalist
Kızıl Rus Ordusu'nun, Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabeklr Pap'ya annığanı Salonlu Tren Vagoou dışındaki, annalar ve türkçe yalllar.
l'ederalif Rusya Cumhuriyeti Lüks
.
����� s'ıfi'j � fe> Jf!;,r jyft: J' Ü
.
--..:> .f' . ._;, ,_,..: ..__si )_,\ v--" ./ J ;.::>
�
•
OHAlıltOrD
[0 8 PAHllSI
8. Ayni Lüks Salonlu Tren Vagonu dışındaki, nısça yazılar ve annalu.
M?lnfl �APA Bl\\fl P OAillA
'f J'ırA!l!TUliı l!ıFXDBHHOfD HA
b1HlYPff Kt1 M CHY BOCT0Hll UI Y!O All OM DK /JıABM p ı: !ıı! T l'! M
A �PArttA� .R A P M tı
'
{(ifı r.c :rc.
c 2
10. 1946'da,
Türkiye Büyük Millet MecllsJ Bqkanı Kizım KARABEKİR P:ıfa.
1o
i
;
1 !• hl 0 1
:j[: •
- .--�! .
1o "'
•
i'
i: ı[� cl�l� ·ı h ı: :1=! 't! :-1- 1 • �1 �; : [i d
l
1 ! �
o
• •
.
�