M. Nizamettin Tebrizli - Bugünkü Azerbaycan Davası

Page 1


GĂœN Basunevi


BUGÜNKC

AZERBAYCAN DAVASI Esas

ve

••hepleri

Cilt: 1

Yaza.n� Murlaza Nizamettin TEBRİZLl

ISTA�BU�-1946


Saya n Okuyuculara Bu kitab Azerbaycan davasının mahiyetini açıkl amak maksadile üç ay evvel yazılmış ve bası lmağa hazırlanmı�-

tı.

--

-

-

-

-

giri ş tiğ im teşebbüslere rağmen maddi imkansızlıktan dolayı bugüne kadar maalesef bas­ Sarfettiğim gayret ve

tırılamadı. Nihayet Azerhaycan ın kalkınmasına alaka gösteren ve onun milli inkılap yolundaki başarılarından sevinç duyan .:Türk Kültür O cağı » nın himm.etile bas ılmasına imkan hasıl oldu. . Bu cemi yetin münevver ve milliyetsever genç üyele­ rine teşekkürlerimi sun ar vatan ve millet uğrundaki ça­ lışmalarını tebrik eder, başarılar dilerim. Kitabın basılması nda en fazla müessir olan ve herkes­ ten zi yade himmet gösteren arkadaşım A li Hatiboğlu'na ay­ rıca samimi. teşekkürlerimin ibrazını bir borç bilirim. ,

Murtaza Nizamettin ı

..

9� 1946

TEBRİZLİ


Ön

söz

Azerbaycanın hürriyet. ve istiklal uğnında yaptığı fedakarlıklar iftihar ve şeref dolu tarihinde en göze çar­ pan vak'alardır. Aziz ülkesinde hak ve adal et prensipleri­ ne dayanan bir idare kurmak ezeldenberi Azerbaycanlının başlıca davası olup, bu davayı yalnız k end is i için değil, bü­ tün İran halkı n ın saadeti için tahakk uk ettirmeğe çalışmış ve o devletin kudret ve istiklali u ğrunda can ve malı ile çarpışmaktan çekinmemiştir. Son yirmi sen e içinde Pehlevi idareci ler i h a bi s v� meş' um i s ti bdatl ar ı n ı engelsiz yürütmek m a ks a dile Iranda h ürriyet ve ink ılap hareketlerinin kaynağ ı olan Azerbay c anı pa rça lamak ve b u hareketlere önder lik yapan Azer­ baycanlının milliyet ateşini sön<l.Unnek ve ·benliğini unut­ twınak iç in azami kuvvetle Çalı ştılar. Böylece y irm i sene müddetle yurdumuz, YiPtığı fed a k ar<lıkla ra ka rşılı k bu nankör, kaba ve mantık sız memurların k in ve gar azi nd e n doğan tazyik altında kabus ve c eh e nnem h ayatı geçirdi. Kan ve can pahasına k azan dığı meşrutiyet namına dünyanın en kaba ve en korkunç istibdadı altında her ne­ vi mahrumiyete katland ı. A rtık sabrı tük enmiş ve t a k atı bitmişti. Şimdi fırsat bularak davasına de vam etmek istiyor. Açtığı davayı bugüne k ad ar İraın n amı n a müdafaa ettiğin­ den, verdiği şehitler ve kazandığı iftihar daima İran hesa­ bına kaydedilmiştir. B u s e bep le maalesef kendisi hakkile tanınmış olmadığı gibi davası da bazı lar ınca tamami l� meçhul mahiyettedir. Augü.n bile bu meselen!:. m ahiyet i ni bi len ve mevzuundan h aberdar olan ki mseler pek azdır. -

­


6

j'

Çünkü muhtelif haber kaynakları hususi garaz ve da­ vaları için propaganda kurbanı ederek mutad yalanları i­ çine karıştırmakla Azerbaycan meselesini her gün bir ren­ ge boyamağa kalkıştılar. Bu propaıgandalar alakadarların fikirlerini çok karıştırdı. Hatta, yaşadığımız şehirdeki gazetelerden bazıları hakikate uymayan yorumlarda bulun­ dular. Bir çokları mes'elenin iç yüzünden habersiz olduk­ ları için meselc!yi bir türlü mi!U ,· duygulardan uzak gö­ rüp bizlere metin olmak, sakin kalmak ve ses çıkarmamak gibi kardeşce ( !) nasihatlerde bulundular. Birçok yerli arkadaşlarımız haklı olarak bu karışık mesele karşısında hakikati anlamak ve meseleyi oduğu �i­ bi kavramaktan aciz kaldılar. Her giin Azerbaycan mese­ lesinin mahiyet ve cereyanına dair sualler tevcih ediyor­ lardı. Bu maksa:tla. maddi imkansızlık ve vakit darlığına rağmen. mümkün olduğu kadar bu �nevzuda çalış;,p mesele­ nin mahiyet ve mucip sebepleri etrafında az olsa dahi, ma­ lumat vermek ve hakikati aydınlatmağı kendim için milli bir borç ve vicıdan vazifesi saydım. Bilhassa Cenubi Azerbaycanın tarihi ve coğrafi, ikti­ sadi ve ictimai (1) vaziyetine dair malumat veren başlıca yazıya rastlamad.ığımızda.n, her ıbakımdan ehemmiyeti ha­ iz olan bu bölge Türkiye ile kapı komşu olduğu halde bura halkınca meçhul ve tanınmamış bulunduğundan, bugün­ kü meselenin mucip sebeplerini açıklarken; ayrıca Azer­ baycanın yukardaki mevzufara taalluk eden kısımlarından muk�ddemeten bahsetll\eyi lüzumlu gördük. Ilaveten, hususi davalarnı yür ütmek için dünyanın dört bir yanından hadise bekleyen, Azerbaycan halkının

(1) Azerbaycanın içtimai vaziyetine dair Türkiyede rastladığım biricik kitap Azerbaycanlı San'an Azer tarafın­ dan yazılmış olan İran Türkleri namındaki eserdir. Muh­ tasar ve küçük çapta olduğu halde · Azerbaycan hakkında çok özlü ve değerli malCımatı havidir. Bilhassa, Azerbay­ canlıların yaptıkları fedakarlıklara rağmen mağdur ve her nevi insani haklardan mahrum olduklarına yakından şahit olan muharrir candan müteessir olarak ilk defa dünyaya haykırmış ve vicdansızca tazyikleri açıklamak suretile makhur kitlenin hakkını dava etmiştir.


7

bünyevi zaruretlerinden ve öz arzuları ndan doğarı hadisele­ ri başk a sebep ler e irca ederek siyaset oy u nla rına bahane ve alet eden kimselere. Azerbaycanın, işlerini başaracak kabi­ liyette şahsiyetlerden mahrum olmadığını hatırlatmak is­ teriz.

Okuyiıcularımıza sundu ğ umuz şu küçük yazı ile ·gü­ aün konusu olan (Az-erbaycan davası) hakkında bir intiba vermek istiyoruz. İleride daha mufassaı yazılarla umumi efkarı aydınlatmağa çalışacağız.


g,

cooİtAFi

VAZİYET

Azerbaycan, Y akın şarkın tabii, i ç timai, ve iktisadi e:oğrafyaları bakımından çok ehemmiyeti haiz ülkelerin­ dendir. Esk:den Doğu ile Batı arasında köprü ve ana yolu teşkil et tiği nden .geniş ticaret ve bol serv ete ;malik idi. Mevkiinin ehemmiyetinden dolayı, tarihte bir çok hadise­

lere sahne olmuştur. Dahilde. bol imkan, nüfus kalabalığı, münbit a razi ve a halıini n çall§kan olması itibari l e, hariçte medeni ve ileri cemiyetlerle komşu olduğundan Azerb ay­

can, her sahada gelişmeye ve inkişafa müsait bir vaziyete

maliktir.

HUDUTLAR: Azerbaycan hudutları muhtelif tarih devirlerinde. hü'­ kümdarlarının iktidar ölçüsü ile mütenasib idi. (Tarihi Ta­ bari) Az eııba yca n huduıtlarını g ü neyde Hemedan ve Zen­ can şehirle rinden başlayarak kuzeyde Derbentle kadar de­ vam ettiğini yazıyor. (Mir'atülbüidanı Nasıri) de şöyle ta­ yin etmektedir:

Azerbaycan, bauda Ber'de, doğuda Zenc an . kuzeyde Deylem ve Tarım şeh irlerile ma hduttu r. Bugün bütün A­ ze rba ycan 198137 Km2 mesaha ve takriben 8 milyon nüfu­

sa

Jll2.l. iktir.

Azerbaycan ülkesi 1828 yı l ı nd an itibaren Aras nehri me'haz tu tularak şimali ve cenubi olmak üzere id ar i coğ­ rafya bakımından ikiye ayrılır. Fakat, milliyet, dil ve ge-


AZERBAYCAN

DAV ASI

tenek bakÜnından tam bir birlik taşımaktadır (1). Bu kitabın mevzuu; cenubi Azerbaycana ait ofduğundan yal­ nız orasının coğrafya ve etnoğrafyasından bahsedeceğiz. Cenubi Azerbaycan, kuzeyde Aras, güneyde Hamsa ve K ürdlstan doğuda Talış ve Hazer denizi, baıtıda Türkiye ve Irak ile çevrilmiş olup 104000 K!lnı2 mesaha ve yuvarlak hesapla dört milyon nüfusa maliktir. .

DAGLAR:

Kuzeyde Karaca dağ, doğuda Talış dağları. batıda Ay­ bek (Zakros) dağları, doğu - güneyde Kaplankfıh dağlaril e çevrili, Azerbaycan dahilinde muazzam bir tabii kale te­ şekkül etmektedir. Bu kaleniın ortasında iki büy ü k yaiıar­ dağ mevcuttur. Biri Tebriz cenubunda 3700 M. yük sekli k te Sehend dağı, diğeri Erdebil batısında 4844 M. yüksekli­ ğinde Sebelan dağmda,_"l ibarettir.

­

SULAR.: Azerbaycan su ve yağmur bakımından orta vaziyette­ dir. Yağmur mikdarı Urmiyede 50 Cm. ve başka yerlerde ortalama olarak 30 Cm. kadardır. Azerbaycanın doğusunda Hazer denizi ve ortasında bir kaç .göl mevcuttur. En bü­ yük gölü. suyu .gayet tuz.lu olan ve 6000 Kln.2 genişliğinde­ ki Umriye gölüdür.

NE HİRLER : 1 Aras; 800 Km. uzur::lukta ve Türkiye toprakların· dan gelmektedir. Kızılözen; Küridstan dağ lar ı ndan memba alır. II -

-

Bu iki ırmaktan birincisi, Aze rbayca:-ı ın ı;ıimalinden. ikincisi orta vadilerden geçerek bir çok k o llar l a bi rleştik­ ten sonra Hazer denizine dökülür. III Urmiye gölüne dökülen çaylar 1 4 tane olup ba:Ş-

(1).. Şimali Azerbaycan. Sovyetler Birliğine bağlı bir cumhuriyettir. Cenu bi A z e rbayca n ise mu ht ariy etini mu­ hafaza etmekte olup İran devletile itilaf halindedir. .


AZERBAYCAN

ıo

DAV ASI '

hcaları şunlardır: Acı çay, Soıfu çay. Tufargan çay, Çağatay, Tatay, Kadir çay, Urmiye çav. Nazh çay. Dolu çay. İKI.1İM:

Azerbaycan iklimi Karadeniz ve Hazer denizi tesırı altımda değişir. Yağmur mikdarı ortalama olarak 30 Cm. dir. Kış bazı yerlerde soğuk. bazı yerlerde mülayim geçer. Bu ülke umumiyetle latif bir havaya maliktir. Parlak güneş. mülayim ve latif hava, yüksek dağlar, dolu dereler, yeşil m.ıalar, münbit arazi Azerbaycanda ha­ yat için en uygun bir zemin yaratmıştır. Bu ülkenin her şeyi kendine has ve karakteristiktir. Azerbaycanlı bugii.'11e kadar idarecilerin hotgamlık ve gafletinden dolayı iktisa­ di imkanlardauı asgari bir istifade temin edebilmiştir. Kıy­ metli maden ve zahireleri yerlerde gömülü ve derelerinden bir çoğu boşa akmaktadır. Bununla beyaber A.zerbayca:ı halkı, çalışma ve faaliyeti sayesiınde her sene ihtiyacat.ını:ı iki misli mahsul elde eder. Bu mahsul bugüne kadar Iran ihracatının mühim kısmını teşkil ediyordu. Milli hüku­ metin çalı:şmaları sayesinde umarız ki pek yakında Azer­ ·baycan. teknik vasıtalarla kaynaklarından istifade ederek iktisadi ,inkiı?afa nail olacaktır. SİY ASİ COGRAFYA:

- Nüfus ve şehirler: Azerbaycanda doğru ve tam sayım yapılmadığı için nüfusu hakkında kat'i bir rakkam beyan edilemez. Bugün dört milyon kadar t ahmin edil­ mek'".edir. Azerbaycan eskiden daha fazla nüfusa malik idi. Ticaret durgunluğu, geçim zorluğu. mekteplerin, iktisadi ve ticari müesseselerin Tahranda temerküz ettirilmesi dahili ve harici hicretlere sebebiyet vermiştir. Ahaliden bir çok kimseler başka memleketler ve .şehirlerde gurbet hayatı ya..şarnağa mecbur olmuşlardır. Azerbaycanın başşehri Tebrizdir. 1673 senesinde Teb­ rizde bulunmuş olan Fransız seyyahı Chardin'in yazdığına göre; 550000 nüfusu olduğu halde bugün 350000 tahmin e· <!ilmektedir. Bu şehir eskiden daha güzel ve daha mamur idi. Fakat 7..elze1e afeti ve harp felaketleri. bilhassa son 20


o

ii) ::ı


J2

·.AZJ.;HRAYCAN

DAVASI

sene zarfın da Tahraı-1 hüku metini n tahrip siyaseti şehrin _ vüs'at ve güzelliğini aza ltını.ştır.

. Azerbaycarun diğer mühim şehirleri şunlardır: Urmi­ ye (75 bin), Erdebiı� (90 bin} ; -Hoy (4.5 bin) ; Selmas (20 bin) : Soğukbulak (etrafile 100 bin); Makıi (15 b!.n) ; Marağa (55 bin) ; Sayın kale, Halhal, Heşteri, Germeri. Serap. Astara; Eher, Merend - Culfa ve s. Pehlevi devrinde Azerbaycaa hakknda küçültme ve parçalama siyaseti rgüdüldüğün::ien, ahali İra n ın diğer vila­ yetlerine göç etın e ğe mecbur oldu. Böylece. yapılan nüfus sayımında 24000� Azerbaycan lının Tahrana göç etmiş ol­ duğu meydaaa çıkmıştır. Bundan başka� demiryolları yap­ mak ve tüneller inşa sın da çalışmak için Azerıbaycanlılar şehirlerini bırakarak A zerbaycan dı:şı çöllerinde çadır ha­ yatı ge ç irrne ğe mecbur oldular. Bu cebri muhaceretler şe­ h ir ler de nüfusun yarıya inmesine S"ebep olmuştur. Azerbaycanda ülkenin asıl sahib i ve sakini olan Aze­ rilerden başka pek az m ik tard a Ermeni Asuri ve Kürt ya­

şa.maktadır.

(Azeriler yalnız Azerbaycanda değil, Azerbaycanın do­ ğusunda Kazvin. Hemedan, ve Save'den çekjlen kavis d ahilinde sakindirler). ·

DİL: Azeri şivesi Türkçenin müstakil ve inkişaf etmiş canlı .ı;:ivelerinden başlıc ası olup yukarıda adı .geçen yerlerde ya­

ı:;:ıyan on milyo n nüfusun kullandığı dildir. Güney Azer­ baycanda. İran hükıimetince, yazılıp okunma.Sı yasak edil­ miş olmasına rağmen, halk edebiyat ve di van edebiyatı sahalarında çok değerli eserler yar at ı lm ıştır Kuzey Azer­ .

baycanda ise, ilim. ve neşriyat dili olarak kullanıldığı i­ çin daha fazla gelişmiş olup her sahada zengin ve k ıymet li ki t ap lar vücude getirilmiştir. Azeri şivesini merak eden­ ler için, misal d:·arak bugün Tebr i z de intişar eden gazete­ lerden bir parca yazı örneği buraya alıyoruz. Azeri şairle­ rin antol oj i sini de pek yakında neşredeceğiz. -

Tebrizde

1 mayıs

intişar eden AzAD MİLLET gazetesinin ve 30 sayılı nüsh:a.sında Haşim Tabata.-

1946 tarih

·


AZERBAYCAN

DAV ASI

bai tarafından yazılmış (Koy diyim bilsinler) başlıklı ır.a· kalesinden: ......... Hami buni bülmelidir ki teşkilatımız Azerbay­ canlı elile kurulup ve Azerbaycanlı kudretile takvi ye ol­ muş bir kuruluştur. Onun hiç cür harici k_uvvetleri ve ma kaınatile alakası yoktur. İster !Kızılordu Iranda olsun is­ terse olmasın biz oria bağJı olmadan faaliyetimizden el gö­ türmeyip aldığımız muhtariyeti elden vermiyeceyik. Biz hakkımızı almışık ve aldığımız kimi sahlamalıyık. Şanlı reh berimiz ve dahi başçımız demişken «öldi var, dönd.i yoh­ tur.» Muhtag yet in}jze terse bahan gözler çıhmalıdır ve oni ihlal eden eler kesihıeli. Biz indi fırkamızın düzgün rehber­ liği altında .gaısipler hükumetini yıhıp milli teşkilatımı;:! kurup, iller (1) boyu mekteplerden ve idarelerden kovulaı• ana dilimizi kuvvetlendirmişik. Gine Tebrizde intişar eden: AZERBAYCAN gazetesi· nin 19 nisan 1946 tarih ve 177 sayılı (Halkımı z ı n özi emn: yetimizin zaminidir) başlıklı başmakalesinden: ......... Azerbaycan Demokrat Fırkası emniyeti hıfz.et. meği evvelinden öz öhdesine aldığı için onun d ü z g ün ted­ birleri sayesinde biz. halk düşmanlarının yarattığı naerruı likleri tezlikle aradan kadırdık. Halkımız özi ise em:ıivet! hıfzetmekte büyük ciddiyet ve liyakat gösterdi. Azerbay. canda kurulmuş milli hükumet tek bir mahsus tabakanı ı· oln;ta.dığı için bütün tabakalar bu hükumeti özinin b i li p u­ mın dayağı olduU"N.r.» ·

\AZERBAYCANIN MUHTELİF TARİH DEVİRLERİ�E KISA BİR BAKIŞ Azerbaycanda çok eski çağlardanberi müstakil lıükü­ metler yaşamış olup iftihar ve ·;eref dolu tarihi Yardır. (B:..: mevzua dair başlıca ve mükemmel bir kitaba rasfüınıadı. ğımızdan bu hususu aydınlatmağı milli bir vazife sayarak yazınağa çalışacağız). Bu kitabın mevzuuna dahil olın<?<:i• ğı için yalnız, m eseley e kısaca i ş are t etmekle iktifa edi,·o­ -

ruz.

(1). iller

-c_

Yıllar.


14

AZERBA YCA�

DAVASI

ESKİ DEVİR Yunanlı müverrihleriıı elde mevcut kitapları milattan önce, bugün Az.erbaycan denilen mıntakada Medlerin sakin olduğunu yazmaktadırlar. M. ö. 331 de Medlerin hükumeti Atropat isminde bir serdarın idaresinde idi. Mir'atülbüla:u Nasıri'nin Filip ve Teodor'dan rivayetle yazdığına göre Da­ ra hükumeti Iskender istilasında yıkıldığı zaman Atropat İskenderle anlaşarak bu ülkeyi kurtardı. Tarih çiler in e�­ c,erisi Aze rba y ca n kelimesinin bu şah�ın ismine izafeten e­ sasta Atropatagan olduğu halde Araplar tarafındaın Azer­ baycan şek\i:ıe sokulduğunu yazmakıtadırlar. Apolodid is­ nıindeki müverrih Medler in çok kuvvetli olduklarını ve sulh zamanlarında kırk bin piyade ile on bin atlı orduya n;alik bulu�ıduklarını yazmakt�dır. Herodota .göre Medya. Fars hükumetinden başka bir hükumet olup ikisi arasında daimi mücadele vardı. İran tarih kitapları Medlerle Fars­ lar arasında daimi ihtilafın mevcut olduğunu sarahatle yazmaktadırlar. Azerbaycanın ta eski çağlardanberi ayrı bir millet ve müstakil bir hükumeti olduğu mezkur Yunanlı müverrih ­ lerin şahadetine göre tarihi bir hakikattir. Medlerden başka Sakalar, Sabirler ve onların ahfadı Haze::ler Milattan c:�1ce Azer baycana göç etmeğe başlamış \ a rd ı r Milattan sonra !se bu akı::lar şiddetlenmiştir. Sa­ birleri n reisi Ambaztik kuv vetlenerek h akimi yeti ele ge­ çirmiştir. 508 de Sasani imparatoru Kubadla harbetmiş, sonra da Kubadla anlaşarak Bizansl ıl arla !harbetmiş- tir. sasaniferin muktedir padışahı Nuşirevan arazisini Der­ bentle. kadar geniŞleterek Azerbancanı Sabirlerden aldı ve onların akınını du rdu rmak icin de Derbend ve Daryal ge­ çitlerinde setler yaptırdı. İstahri'nin yazdığına göre Nuşi­ revan, Azerbaycanda Fars unsuru yerleştirmeğe ve bu tedbirle oraları Farsı1aştırmağa çalışmıştır (1). Nuşirevan zamanında Aran ve bugünkü cenubi. Azerbaycan, Sasani ­

.

(1) Prof. Zeki Veilidi Togan: İslam Ansiklopedisi Azer­ baycan makalesi.


AZEllBA YCAN

DAVASI

15

imparatorluğuna tabii bir hükıimetti, hükümdar (Vice Roi) Nuşirevan namına Azerbaycaın ülkesini idare ederdi. Barthlold'un yaz dığına ıgöre her iki kısım ay n i dil ile konuşuyorUlar dı .

ARAP DEVRİ

Araplar İranın fethinden sonra Huzeyfe-t-ibni Yaman kumandasmda Azerbaycana ge ldil er Çetin çarpışmalardan s onra (M. S. 642. H_icıi 22) de 800000 akçe mukabilin de A­ ze rbay can la sulh akdettiler. Halife ta rafınd an Ataba-t-ibnı Farkad Azerbaycan valili ğine tayin olundu. Ahali isyan ederek· 'Arapların bir çoğunu ke �iler Atabe, isyanı .

.

ba st ırm ak için halifeden yardım istedi. Eş'as ib ni Kındi bir ordu başında Azerbaycana gidip isyanı ba stırdı Hicre­ tin 24 üncü yılında Atabe halife Osman tarafından çağırıl­ dıği zaman tekrar isyan b aş g öste rdi Bu sefer Velid ibni Akabe isyanı bastırmağa memur edildi. Velid ağır muka­ vemetlerle karşılaştı. Nihaye t hicri 25 de Azerbayca:ı A­ .

.

raplar tarafından fetholundu. Azerbayca:-ıı elde tutmak A­ ra pl ar için çok p a hal ı y a maloldu. Sık sık vuku bulan is­ yanları bastırmak için çok ordu bulundurmağa mecbur ol-

dular.

·

CAVİDANİLER bulundukları müddetçe halka Fakat başkasının tahakkümünü hoş görmiyen Azerbaycanlılar, Araplara kar�ı sık sık i:-;­ yan ediyorlardı. Hicri 193 de Hurrem (1) şe h rin de ahali gizli olarak dini ve içtimai bir fırka teşki l ettiler. Prensip­

Araplar Azerb aycanda

ıyı muame le e diy orl ar d ı

.

leri iktisadi bir m üs a vaıt tesis e tmekten ibaret t i. Gii1 i pro­ p a gan dalarl a az zamanda b ir ço k t araftarlar kazanmağa muvaffak olup ale ni teşebbüslerde bulundular. Hicretin 200 üncü yılında Babek isminde bir şahsın rehberliğinde isyan edip on sene içind e şimalden Ermenistan. cenurta;ı Musu1 ve Hemedana kadar e le ge çirme ğ e muvaffak oldu-

(1) Hu r rem şehri: Bugün Tebriz civarında olup Hur­ remabad ismile meşh u r du r .


16

AZEHBA YCAN

VA V ASI r-

lar. Halife, Babeki önlemek için bir ordu gönderdi ise de ordu mağlup oldu. Neticede İsfahana kadar Babek' in ta­ sarrufun a girdi . 20 sene devam eden şiddetli mukavemetler ile Babek halifeyi korkuya düşürdü. N ihayet, Abbasi h ali­ felerden M u'tesem. Azerbaycanda ayrıca istiklal iddiasında bulunan Kara Buğra torun u Efşiııli kandırarak Babek'in ü­ zerine gönderdi. Ef şi n hile ve tedbir ile Babek ' e gali p olup 222 yılında Erdebi l şehrinde Bezra ka lesin i zapt ve ta hrip etti. Babek Efşine karşı koymak maksad ı ile mürid ve a­ damlarını toplamak üzere şimale doğru 'hareket etti. Fakat Ermenistan p atriğ i Babe k'i yakalayıp teslim etti. Hicri 22J de halife emrile adalet ve h ürriyet kahramanı Babek tür­ l ü işkencelerle öil'dürüldiL SACİLER (SACOGULLARI) Hicri 266 - 318: Cavidanilerde n sonra Azerbaycan ve Ermenistanda da­ ha muktedir bir s ülale m ü stakil olarak bu ülkeleri idare ediyordu. Bağdatla bazen harp ve bazen sulh halinde ola­ rak Azerbaycanda 266 dan 318 e kadar hüküm sür­ düler. Bunların nüfuz sahası Rey vilayetine kadar yayılı­ yordu. Bu hanedanın müessisi olan Ebu... Sac Ermenistanııı Esruşana beyliğinin Çinkakent köyünden olup Azerbay­ canda m üstakil bir hükumet kurdu. Ondan sora Muham­ med Efşin, sonra k ardeşi Yusuf ve ondan sonra da Mu­ hammed Efşinia oğlu Ebu Müsafir sıra ile h ükümdar oldu­ lar. Sacoğulları Azerbaycanın ümran ve güzelli ği için çok cahsmıslardır. Onların en mü hi m basarısı 51 sene müddet­ le Azerbaycanı tam bir istiklal i:te id are etmek olmuştur. REVVADİLER (Hicri :�18 - 414): Sacoğul larından sonra Selçuklar devrine kadar A­ zerbaycan, Rev vadiler tarafında n müstaki l olarak idare o­ lundu. Azerbaycanda Revva d il er hükumetini kuran Re v ­ vad isminde bir şahıs olup, ondan sonra Vecna. onu müte­ akip Re\.'.vadın torunları; Ebülheyca, Mamlan, '\[ehsudari sıra ile Azer baycanda hakim o ldular. Tebrizli meşhur şair Katran bu sülale zamanında yaşamış olup onların adalet ve milletseverliklerinden bahsetmektedir. Bu hanedanın


AZEHBA YCAN

DAV ASI

17

son hükumdarı Vehsudan ibni M:.ıı�1lan zamanın<la Selçuk­ lar Azerbaycana gelmeğe başladılar. SELÇU�LAR DEVRİ (Hicri 414 - 531): Selçuklar ,Türkistanda sakin Türk kabilelerinden olup

dördüncü asrın sonlarına doğru bu kabileye Selçuk isminde bir şahıs riyaset ediyordu. Selçuk. M:=ıve;·aiinnehirdeki bir çok Türk kabilelerile savaşarak o;ıları itaatı altına aldı. Bundaın. b öyle gittikçe kuvvetlenen bu hanedana Selçuk­

lar adı verildi. Hicretin beşinci yüzyılında. (415) Selçuklar. Gaznevi Sultan Mahmut ile anlasarak İranın simali sarki­ sine (Horosan) a .göç etmeğe baŞ1adılar. Selçuğun tor�nları Tuğrul bey ve Çağrı bey günden güne artan bir kuvvetle Gaznevilerden İran hükümdarlığını efe geçirdiler. M. S. 1036 Hicri 429 da Tuğrul bey riyasetinde Azerbaycana gelerek Revvadilerin son hükümdarı Vehsudan ibni Mam.Jandan hükfım eti e·.� geçirdiler. Tuğrul beyden sonra Çağn beyin oğlu AJlpaslan hicri 455 de iktidarı ele aldı. 1071 de Malaz­ gi rt ovasında Bizans imparatoru Romen D iyoj e n i le yaptı ­ ğı büyü k meydan muharebesinde galip .gelerek Selçuk aşi­ retlerinin Anadoluya akmasını önleyen bütün manileri or­ tadan k a ldırd ı . Oğlu Me!ik�ah 465 de S e l çuk imparatorluğu tahtına oturdu. Bu zamanlarda pek ço k Selçuk ve Türkmen kabileleri Azerbaycanda ve Ana dolu da yerleştiler. Melik­ şahtan sonra Selçuk imparatorluğu parçalanmağa b aş l a dı. Oğulları Börki yarık. M ehm e t ve Sanc ar İranlı vezir­ lerin tahriki ile birbirlerine düstüJer. Neticede. B örk i \·a rı k . Mehmet ve Sanc ar sıra i!ıe hük md arl ı k ettiler. Sancar c o k muktedir olduğu halde Kara Hataylarlcı vaptığı har d E' yenilip daha sonra Oğuzların eli:ıe esi r d i.i şt i i . Sa:1cardan sonra büyük Selçuk imparatorluğu zavıflamağa başladı. 590 senesinde Selçukların so:ı hükümdarı iiGii.:ıcü Tuğrul Harezmsahlarla harbederken öldü. Selcuklar Azerbavcana çok ehe�miyet verirlerdi. Bu i.ilke. ha a t için miis�it se­ raiti haiz olduğund an Selçuk k abilelerinden bir çokları A­ zerbaycanda yerleşti ler. Selçuklar Fars edebiyatına fazla ehemmiyet veriyorlardı. O n la r ın zamanında Fars edebi\·a · tı A riadoluya kadar 'y1ı1rı'lfü

U

p

y


18

AZEKBA YCAN

DAV ASI

ATA.!BEYLER (Hicri 531

-

822)

Selçuklar, şehzadel er in"i n terbi yeleri i çin tayin ettikle ri bi lgili ve tecrübeli şahıslara Atabey lakabı verirlerdi_ ­

Atabeyt�er sultanlar tarafından muhtelif yerlerde mem u ;Bunlardan bazısı, ·bu­ lundukları yerlerde Selçuk ları n zaafından istifade ederek istiklal bayr ağ ı yükselttiler. Bu müstakil hükumetlerin en meşhuru Eldeniz tarafından kurulmuş ol a n Azerbaycan Atabeyleri· sülalesidir. ELDEN1Z: ·önceden Sultan Mes'ud Selçıikinin kölesi iken daha Sonra bacan ağı oldu. Çok l iya k atl ı olduğundan emirlik rütbes i verilip Azerbaycana tayin e· dildi. Eldeniz, Azerbaycan, Aran. Muğan ile Şirvanı zapıt ve Tebrizi pa yi taht yaparak mÜStskil Atıabeyler hanedanını kurdu. Sultan Mes'uttan sonra Irak hükumetini de ele ge­ ç irdi . Yirmi sene hüküm sü rdük te n sonra Hicri 568 yı­ lnda öldü. MUHAMMED CİHAıN PElHLİV AN: Elden izden so;1ra o�l u Muhammed Cihan Pehlivan 18.kabı ile Azerbaycan hükümdarı oldu. Onun zamanın-da memleket işleri .gayet muntazam idi On üç yı l hüküm sü rdükten sonra 581 de öldü. KIZILA!SLAN: Ka rdeşi Muhammed Cihan.Pehlivan za­ manında Azerbaycanda v al i idi. !Kardeşinden sonra Sel­ çukların son sultanı üçüncü Tuğrul, k end isine (emirülü­ mera) lık rütb esi verdi. Daha so nra Tuğrula isyan ederek 587 y ı l ın da müstakilen hük ümr an o!İdu. Beş se r.: e saltanat sürdüktea sonra ke!ldi adamları tarafında,1 öldürüldü. Ni ­ zami ve Za h iri Faryabi gibi bir çok şairler bunun zamanın­ da yaşamış olup kendisinden ço k ikram ve in'am görm üış ­ J e r dir EBUBEKİR: Muhammed Cihan Pehlivanın oğlu olup. Kızılaslandan sonra Tebrizde tahta oturarak virmi sene mu v a ffa k iy etl e saltanat sürdü. Kardeşi kutluk İnanç Ebu­ bekire k arşı muhalefete kalktı ise de dört defa m a ğl up ol­ duktan sonra Alaeddini Tekiş Harezmşah yanına kaçarak o nu n yardımı ile Se lçuk hanedanının son s ulta n ı üçüncü Tuğrulu öldürdü. ­

riyet ve val .iliklere tayin edilirdi.

·

.

·

.


AZERBA \'CAN

DAV ASI

19

ÖZBEK: Muhammed Cihan Pehlivanın oğlu olup. kar·· deşi Ebubekirden sonra on beş yıl Azerbaycanda hüküm sürdü. 622 de Sultan Celaleddin Harezm.şah Azerbaycanı istila ettiği zaman, Öroek dayanamıyarak kaçtı: bir kac; av sonra da kederinden öldü. Onun ölümü ile· Azerbaycan A­ tabeylerinin hükümranlığı sona erdi.

MüGOL DEVRİ Yedinci asırda Orta Asyada Mogol. kabilelerinden biri si olan Kıyat kabilesinde çok azimli ve tedbirli. Temuc;in (Cengiz. Han) isminde bir kahraman zuhur edip tedbir ve kuvvetle muhtelli Türk Tatar ve Mogol kabilelerini itaat ı altına aldı. Maharet ve dehası ile onların mü�terek a:lap ,.e geleneklerine uyacak şekilde Yasa ve Töre adındaki ka­ nunlan tedvin etti. Cengiz Han ilkin Büyük Türk sultanı Muhammed Ha­ reZm.şah (1) ile ticari münasebetler tesis etmek için e!ciler gönderdi. Malları:::a ta·ma' edile n Mogol tacirleri Otrar şeh­ ri hakimi taeafı;ıdan öldürüldü. Cengiz Han, hakimin ceza­ landırılmasını istedi ise de Kraliçe Türkan hatu:1un desi:;:e­ Jeri üzerine Harezm sah tarafından kabul olu:ımadı. Bu , sebeple 616 tarihinde Cengiz, 800000 kişilik ordu i le üç kol­ dan İra:: a hücum etti. Bir çok şehirleri tahrip ve halkını merhametsizce kılıç.tan ,geçirdi. Harezmşah bu <le'.1:şetli cı­ kın karşısında dayartamayıp Hazer denizinde Absükıln a dasına kaçarak 617 de öldü. Oğlu Celaleddin, şiddetli mu­ ,

kavemetleri!!.e r a ğme n bir netice elde edemedi. Cengiz orduları İran şehirlerini istila ve işgal ettiler. Azerbaycan ve Aras şimali Rusya merkezine kadar Mogollar tarafın­ dan işgal olundu. Cengiz 6 1 9 da Karakurma dönerek 6'.:!-l Cengizin dört oğlu vardı: Cuci. de 75 yaşında iken öldü.

Oktay, Çağa tav.· Tolu. Cengizia ölümünden iki sene sonra ilba.�ları topl:r'.·t:­ sında Oktay Kaan Mogol memleketlerinin imparatoruğuTJa intihap olundu. Onun .zamanı:ıda Rusya ve Çi::defütu'.1�:t

(1) Bu kelime: (Harzemşah) şeklinde

lı§tır.

yazılırsa ,·an­


10

AZERBA \"CAN

UAV ASI

yapıldı. Kendisi babasının aksine olarak civanmert ve

havetl i bir imparator idi. On dan sonra oğlu Kiyuk H an

sa ­ ve

onu müteakip Tolu'nin oğlu Mengü Kaan Mogol memleket­ lerine hükümdar oldular. Mengü Kaan iki karde�inden Kublay Kaanı Çine v e HUlagu H an ı lramn fethedilmemiş kısımlarını ve Bağdadı fethetmeğe memur etti. AZERBAYCANDA

MÜSTAI«İL İLHANLILAR HÜKÜMETI

Hulagu Han. kardeşi Me:1gü Kaan tarafından İsmaili­ ye fırkasını ve Abbasi halif{.j!erini o rt adan kakiırmağa me­ mur ed i l di. llkin ültimatomlar gönderip :İs mail i ye reisleri·

ni çağırdı. İsmailiye rei sler i Na.sıreddin, Muhteşem ve Rük ­ neddini Hurşah emir l e ri ve h ediyel er i ile beraber 'Hulagu yanına gi-dip it aat ettiler. Hazinelerinin anahtarlarını ona bıraktıl ar'. Hulagfı 654 sen esin de Kazvindeki Elemut kale­ sini alıp lsm ai l i y e hükumetine �on verdi. 65'6 yılında Bağ­

dadı istila edip Abbasi hanedanından son halife Elmüsta sam Billahı öl dür dükten sonra Sam ve Halebe ordu sev­ ke tti . Şamı fethettikten so nra A zerba y can a �elip Marağa şehrini payitaht yaptı . Kendi nüfuz sahasındaki MogoI hü­ ku met i ?ı i n istiklalir.i i lan ederek Karakurum tabiiy�tinden ayırdı. Böylece Azerbaycanda büyük İlhanlılar hÜkfımeti­ :-ıi tesi·.s etti. 663 de ö!ciü. ABAKA HAN (Hicri 663· - 680) Abaka Han

H ulagfı 'n un oğlu olup

babasında.'.l sonra

hükümdar ol du. Başkendi Marağa'dan Tebrize nakletti. Ve bu şehri n ümran ve güzelliğine çok çal ı ş ar ak büyük binalar yaptırdı. Onun zamanında İlhanlılar hükumeti Ceyhu:ıcian Akden i ze kadar gen iş ledi. . Şarki Roma ve İtai­ Ya hükümetlerile siyasi m ün as eb e tl er kuruldu. TEKUDAR HAN ( Hicri 680 - 683) Müslüman olarak Ahmet ismini aLdı ve bu dinin ter vic i ne çalıştı. Nihayet M o gol emirleri ye gen i Orgun Han ile anlaşarak 68.3 yılında onu öldürdüler.


AZER HA YCAS

HA\' ASI

21

ORGUN HAN (683 den 690 a kadar) : Bu zat Abaka hanın oğu o l u p hükumeti ele aldığı za­ man Karakurum devletine bağla�1dı. Yahudi Saadüddevle'­ yi sadare te getirdiği için Yahudiler saray işl erine müda­ �aleye başladılar. KİHATU HAN (690

-

694) :

Kardeşi Orgun Han öldü kt en sonra Anadoludan gelip Tebrizde saft anat tahtına oturdu . Bunun zamanı nda, Çad is­ minde kar�ılıksız bir nevi kağıt para basıldı ise de Azer­ � baycanda geçmeyi p isyan baş gösterdi.. İlhanlılar arasında çok- sahav etli ve halksever bir sul'tan idi. Hulagu Han111 torunu Baydu Ha..11 tarafından 694 yılında Mugar.da c!dü­ rüldü.

BAYDU HAN: Sekiz ay h ük lı nıe t sürdükte::ı so�ı;a

Gazan Han tarafın­ gönderil:·en Emir Nevruz ordusu kar�ısında yenilerek Nahçivana kaçtı. Orada Emir Nevruz tar�fı:::dan öldürül­ dan

dü.

GAZAN HAN (694

703):

-

Orgun Hanın oğludur. 10000'.l ki�ilik ordusu ile b er aber müs�üman olarak Sulta!1 Mahmut a::kıı al:!ı. Ceng-İzin ,-a� sasmı tekrar yü r ü r lü ğe koydu. Memleket i1leı·i:1�- intizam

ve�ip;

maliye. adliye, çaparha�e (posta) , d arphane ve nıüessese�eri kurdu. B i r cok imar ,.e ıslahatta · bulundu. Hanlar. kervaasarav l ar. c amiler. hastahaneler inşa ettirdi. T�bride tesi3 ettiJ i hastah3ne::'.e 4 3 hekim çalı:�ıyordu. iDış �iyaseti {('rletti. A,·rura men ·��f.:dle­ rile dostlu k mü ıasel:etleri kurdu. Hri�tivanlara b.r!'ı hiir­ meıt.kiır o�:luğundan, o:ıu n zam.a nında bir çok Avru p ai! ve Bizanslı Tebrizde v erlesti . Hülasa olarak Gazan Han. muktedir. terakkise\1er. ıslahatcı, ivi ahlakl ı \'e adi.; bir su]tan idi . Tıp, edebiyat. coğrafya �'e tarih gibi dünyevi hıfzıssıh"!-ıa

.


·-

V:·

:;J c

·ı::

:c ti� ·-

..!( c

·-

tııı

.E


AZERBAYCAN

DAV ASI

ilimlere cok önem verirdi. Kendisi mahir bir san'atkar idi. Gazan H �l) zamanında Azerbaycan her bakımdan terakki ve inkişafa nail olup çok mamur bir· hale geldi. Yedi asır boyunca zelzele, sel ve harp tahribatı na rağmen bugün b i. le (BRK) ve (ŞEMBEGAZAN) gibi muhteşem b i nalar Ga­ zan Han devrinin iktidarını belirtmektedi r. Erk. Gazan Ha­ n ı n veziri Taceddin Ali Şah tarafından ins.a ed ilmiştir. SULTAN MEHMET H ÜDABENDE (703

-

716):

Orgun Hanın oğludur. Gazan Handa:ı sonra karde�i Ul caytu, Sultan Mehmet Hi.i.dabende ismile saltanat mev­ kiine geçti. Şii mezhebin i kabul edip ekser vaktını onun tervicine sarfetti. Kazvin ile Zencan arasında Sultaniye> şehiini bi_n a edip camiler, hastahaneler ve bir çok büyük binalar yaptırdıktan sonra, Payitahtı oraya nakletti. Bu sultam felsefeye v e dini ilimlere çok iştiyak ·gösterirdi. Güm.bedi Sultaniye adındaki türbesi Sultaniye şehrinde kıymetli bir asarıatika halinde bulunmaktadır. SULTAN EBU SAİD BAH ADIR HAN (716

-

736):

Babası Ulcaytudan sonra 13 yaşında H a n l ı k tahtına o­ turdu. Memleket işleri en iştesi Emir Çoban tarafından ida ­ re olunurdu. Baska Emirler kıskanarak Emir Coban'a kar­ şı muhalefete g�çtiler. Sultan Said muhalifleri yatı�tırdı. Fakat emir Çoban bu iyiliğe rağmen, Mogol emirlerinden d amadı Emir Hüseyin Celayirle sultan aleyhine ittihad e­ dip Horasanda isyan ettiler. Fakat. s u'ltanın kaqısında da­ yanamayıp münhezim oldular. Sultan 73·6 d a karısı tarafın­ dan zeh irlenerek öldürüldü.. Kendisi edebivata meraklı o­ lup ayni zamanda şair idi. Onun öli.i.mü ile ilhanl ıların kud­ reti sona erdi. 1haalılardan Arpa Han ve Susu Han isminde iki prens. hükümdarlık iddiasında bulunmuş isele r de iktidarları cok mahdut olup İlkanlı ve Çobanlı emirlerinin muhalefetleri­ ne maruz kaldılar. İhanlılar devri, Azerbaycan tarih inde cok ehem m i vet i · haiz bir devirdir. Onların zamanında A z� rbaycanda · h e r sahada terakki görülmektedir. llhanhla r meml�ketin imar


24

AZERBAYCAN

DA VASi

ve güzeliği için çok çalıştılar. Bilhassa Tebriz, .Marağa ve Sultaniye şehirleri bunların zamanında çok büyük ve ma­ m ur bir hale geldi. Bugün ·bu şehirlerin etrafındaki harabe­ le� o azamet devrinin yadigarıdır. Marağada HULAGü ZllCt (zic r�a_thane). Tebrizde ERK, ŞEMBEGAZAN ve RAB'! REŞIDI (Reşidiye kalesi) gibi muazı.a.m binalar eski ihtişam devrinin canlı bakiyelerinden sayılır. Bundan başka, o devirde memleketin muhtelif yerlerinde hanlar, camiler, medreseler. hayriye binaları ve posta menzilleri (=yam) yapıldı. İlhanlılar m uht eli f ilimlere çok ehemmi­ yet verip, medresele r inşa ederek halkı okumağa teşvik e­ derlerdi. =

ÇOBANLILAR ve İLK.ANLILAR

iukarı<la zikrettiğimiz :gibi Ebu Saidin eniştesi Emir Horasanda isyan e t ti. Fakat muvaffak olmayınca Herata kaÇtı ve 7:28 hicri yılında orada öldü. Bu isyandan cioıayı onun hanedanı Ebu Said nazarında itibardan düşe­ rek eski mevkiini kaybetti. Ebu Said öldükten sonra Arpa Han za ma nın da Çobanlı sülalesinden küçük Şeyh Hasan is­ yan etti. Diğer taraftan llkanhların reisi büyük şeyh Hasan da isyan bayrağı kaldırdı. Bu iki emir Azerbaycan ve İra­ nın garbi kısımlarını ele geçirmek i çin rekabet ediyorlar­ dı. Nihayet, hicri 744 de Küçük Şeyh Hasan öldükten so:g­ ra Büyük Şeyh Hasan rakipsiz olarak Azerbaycan ı ve I­ rakı ele geçirdi. Payitahtı Bağdada n aklederek llkanlılar (Celayirler) hükUnıetini tesis etti. 17 sen e hüküm s ürdük­ ten sonra hicri 7'57 de öldü. ŞEYH ÜVEYS: Babası Şeyh Hasaı1ın ölüm ü n de n son­ ra Bağdattan Tebrize gelerek cülus etti. Bütün Azerbay­ can, Aran, Mugaı1, Musul ve Ermenisatnı hakimiyeti altına aldı. 19 sene hüküm sürdükten sonra hicri 776 yılında öldü. Ondan sonra sekiz yıl oğlu Sultan Hüseyin hükumet sür­ dü; fakat, k ard eşi sultan Ahmet tarafından 754 de öldü rüldü. SULTAN AHMET: Sultan Üveysin o ğlu du r. Çok za­ lim ve kan döken bir hükümdar olup öz kardeşlerini öl­ dürdü. Adil ağa isminde bir e mi r ile harbederek Bağdada kaçtı. Daha sonra ·Emir Timur ile bir muharebeye girişti

Çobaıı

.

-


AZ El<BA \' C A N

DA V A S i

25

ise de y ine tutun amayıp Osmanl ı hükumetine iltica etti . Emir Timur or aya h ücum edince Mısıra kaçtı . Mısırdan tek rar Azerbaycana döndü. Nihayet Tebrizde Karakoyun­ lu Kara Yusuf tarafın dan m ağl u b edilerek öldürüldü (8 13) . EMİR TİMUR DEVRİ

(Hicri

788 -

afl9) :

Emir Timur. Cengiz ve At i lla g i bi Turanl ı bü y ük fa ­ tihlerdend i . H icri 73.6 da T i.i.r kista nda doğdu. Çocukluk ha­ ya t ı z o r luk lar iç i n de geçmiş olduğu için çok ciddi, v a k u r ve aziml i , ay n i zamanda a ç ı k f i k i r l i ve zeki b i r ins a n ola­ r a k yetişmi şti. C en g i zin yasa ve töre adlı kanunlarına or­ du, m a l i y e ve sair iş lerin ta nz imi i ç i n ayrıca fası llar art ı ­ rarak (Tüzükü Timuri) adlandırdı. Önce, Maveraün ı ı ehirde Emir H ü seyi ni n hi zmetin e g i r­ di. Emir H ü se y i n in kızkardeşile evlendiği i ç i n K i.! reken ( 1 ) la k abı n ı aldı. Fakat aralarında çıkan bir i ht i l a fta n dolay ı yaptıkları muharebede Emir Hüseyini öldü rerek 77 1 de Mav er aü nne h i r h ükumetini ele geçird i . Günde n güne ikfr dar sahasını g eniş le te r ek 36 yıl içi nd e 27 h ük (ı m et i o r t a ­ dan kaldırıp doğuda Çinden. batıda Egeye, k u zeyde R usya ortalarından , cenubi garbi de Mısıra kadar geniş b i r ül keye i m p a ra tor oaıdu. Hicri 788 .de Emir Timur Az er ba yc a n a gel� diği zam aa. A ze r bay c an hükumeti Sultan Ahmet İ l k i:ı n i n i n el inde idi. Sultan Ahmet İlkani şiddetli bi r m u k av emet g österd i ise de nihayet mağlup olarak Ba ğdad a kaçtı. N e · ticede Emir Tiınur Tebrize girip oğlu M i r a n Şah ı Azerbay ­

ca n hükümdarlığı n a tay'in etti. M iran Şa h Azerbaycanda kudreUi idare kurdu . Fakat bir av esn a s ı n d a atın d a n dii ­ şerek dimağında bir ar ı z a hasıl oldu. Bu h ad i se ii zeri ne Emir �imur Az er baycan h ükumetin i Miran Şah ı n o ğ'lu Mirza Ömere verdi. Emir Timurun ölümünden sonra Mir. za Ömer, kardeşi Mirza E bu b e k i r ve babası Miran Şah ile anlaşamıyarak muharebeye gir işt i . Neticede M i r z a Ömer kaçarak Emir Timurun oğlu Mirza .Şa h r u h u n h imayesinl' girdi. Kar deşi Mirza Ebubekir ise Azerbaycana hakim o ld u .

(1) Küreken : B u keli m e Türkçede d amat manasına gelip, eski yazıda yazılışının benze rl i ği dolayısile y a n l ı � olarak Gürgan şeklinde teleffuz edilmiştir.


"26

AZERBAYCAN

DAVASI

Bunun da hükıimeti Karakoyunlulann suf tarafından inkıraza uğr atıldı .

müessisi Kara Yu­

KARAKOYUNLULAR ve AKKOYUNLULAR Timurilerden sonra Azerbaycanda Akkoyunlu ve Ka­ rakoyunlu adında iki müstakil h ü k umet kurulm u ştu r . B u hükf.ımetlerin başkenti (payitaht) Tebriz ve ikti d ar saha­ ları Irak. Fars ve Su ltaniyeye kadar ·genişlemişti. Azerbay­ can bunların zamanında t a r ih in i n haşmetli devrini yaşa­ mıştır. Bayrakları ü z eri n de Ak ve Kara koyun resimleri bulunduğundan bu isimlerle adlanmışlardır. Bu iki k ardeş hanedan arasındaki geçimsizlikler ve ça r p ı şmalar Azerbay­ �an tarihinin acı hadiselerindendir. KARAKOYUNLULAR (Hicri 809 - 872) : B u h an e danın

müessisi Kara Yusuftur. Dedesi B ay ­ Hoca ve babası Kara Mehm et , İlkanilerin zamanında Türkmenlerin reisi olarak Azerbaycan, Musul ve Erme ni­ ye vi11.}yetıerini:ı idaresine memur edildiler. Babala rın ı n yeri n i tutan Kara Yusuf Emir·Timurun yedi y ıl l ı k yürü�ün­ de (1) ona karşı koydu ise de sonunda mağlup olarak Mısıra kaçtı. Timurun ölümünden sonr a Azerbaycana gelip Türk­ menleri et ra fın a toplıyarak 809 yılında Emir Timurun to­ ru::u Mi rza Ebubeki ri ortada!1 kaldırdı. 816 da İJ.k anlı Sul­ tan A h med i mağllıp e de rek Azerbaycan ve !rakı ele geçir ­ d i . 816 da Kazvin , Sultaniye ve Save vil a ye tl er i ni zapdetti. On dört sene h ü k ümda rlı k tan sonra 823 de öldü. İSKENDER : Babası Kara Yusuf!an sonra Azerbaycan h ükumetini ele ald ı . Mirza Şahruh ile yaptığı muhare­ bede mağllıp olarak Karabağ ve Arana k a ç tı . N ih a y et 840 d a o.� lu Kubad tarafından öldürül.dil. CİHAN ŞAH : Emir Timurun oğl u Mirza Şah ruha ita­ at e di p, onu n tarafı ndan Azerbay can hükümdarlığına tayi n o l undu. Cihan Şah Irak, Fars ve Taberistan vil a y etleri n i ram

(1) Yürüş

==

verdiği isimdir.

Emir Timurun yapm ış olduğu hücumlara '


AZERBAYCAN

DA V ASI

�7

zaptede r e k Horasana ordu se v ketti 8 72 yılında Akkoyur. l u Emir Hasan Bey i ortadan kaldırmak için h arek e te geçti ise de mağlup edil e re k öl dürüldü. Cihan Şah Miladi 1 468 d<! Tebrizde (Gökmescidi) inşa etti. Bugün bu kıymetl i e.,c· r'in bakiyesi mevcuttur. Cihan Şahtan sonra oğlu Hasan .

Ali Bey babasının intikam�nı almak istedi i se de mu\·affak olamadı. 873 de öldü. AKKOYUNLULAR :

Emir Tirnur tarafudan I rak ve Errnenistan val i l ikle r i ­ ne tayin edilen Kara O sm a n, Timurdan sonra Diyarıbe k i ri de ele geçir erek istiklal iddiasında bulundu. Ölüm ünden sonr a torunu Emir Hasan ( Uzun Hasan) Bey dedesi n iıı y e­ r in e geçti. Uzun Hasan çok cesur v e tedbirli bir hüküm­ dar idi. Kar a koy u n lu Cihan Şahı ortadan kaldırdıktan son ·

ra Aran, Ermenistan, Damgan, Fars ve K i rmanı d a zaptetti.

Erdebilli Şeyh Safiyidinin hanedan He . hısım ola rak h l�n­ şi r esi n i Sultan Cüneyde ve kızın ı Şah Ismai l i n babası S u l ­ t a n H ayciara verci i . Bu h ük iimdaru d i rayeti sayes i r: d;: o

devirde Azerbaycan çok mamur oldu. 882 d e öldü.

SULTAN HALI L : Uzu n H�andan so::-ıra hükümet geçti. Fak at kardeşi Sul t � u ı Yakubun m u h a!efe · tine maruz k a ldı ve iki ka r d es arası n da vukubulan mui1 2. rebede öldü : SULTAN YAKUP : Ka rdeşini:1 ölümünden sm1ra h ü ­ kümc,ar o l u p Şirv� n�ahla bera ber Ş a l ı hma il ii1 ba b ; r n StJ ­ tan Haydaria harp ederek onu öldi.i r :i ü le r . \· e i k i oğ l u İbr :ı ­ him ve. hrnaili hapsettiler. BAYSUNG UR : Uzu n H asa .ıın t:J ru n u R üst e m Be:: · - .: Sultan Haydarın oğlu Sultan Al i M i rr n ile �'aptığı m u lı a r ·: ­ be esnası nd a öldü. · Baysungurdan sonra A k koyu;1 l u h a n e d a nı i ç in e ! • t.li� kavgaları ba�gösterdi. İktidar rnevkiL�e geL:mek icirı ! � : t· · bi rle r i n i öl dü rm eğe ba�lad ı lar. Neticede Rfütern Bev .\i ı · me� pa d i �a h . M i rza M e h me t Elveııd M \rza w �3ult3. :1 Murat sıra ile h ükümdarl ık tahtında oturdular. N i h a \· p t Akkoyu::-ıluların so n hükümdarı S ul t a n l\1m::ıt. Sa (e,·i S:ı!ı İsmaiİ i l e yaptığı muharebede rnaglu1l olarak Osma n l ı hü­ kümd a r ı Y avuz Sult a a Sel ime sığ ı rı. d ı v e h icri 9 :2 0 e t.' n n · m e v k i i ne

·

·

.


A Z l :ltB.\ '\TA �

DAVASl

�Hi ö:dü. O n u ;ı ö: ümü i l e Azerbayca.:1 d a A k k o y u n l u l�a ! l : n ı ı ı

h a k i n.1 iyeti sona e r d i . S A FA VİLER

( H i c ri 906 -

I

h tı:ıe­

1 48) :

Hicreti a o n un c u yüzyı l ı nda Azerbaycan mezhebi i n k ı ­ i�plar a s a h n e oldu. B u m ezh eb i h areketer m uazzam Safev i sülalesinin teşek k ü l ü i l e neticelendi . 250 �e:1e ku d re t ve if­ t i h arla h iikümet s üre:: bu 11 aneda n ı n l i yakat, si lah�orl u k ve \·atansevcrliği s ay es i n d e İran halkı islami d ev ri �ı en p arla k Ye en r a h at g ü :1 l e r i n i y aşadı. Safav ilerin ceddi �eyh Safiyüd­ m ürşitl et"indendi. Bu d i n . A z.erbayGanda Erdebi l şeh r i n in d i !1 dar ı; eyh in mane.vi n ü fuz ve r u h an i mevkii do! ayı sil e A ­

ze r bayc a n hal k ı etrafına top l a n ar ak ken:li:;Lıe m ü r i d o!du­ !ar. i.badet , doğru l u k ve islami y o l l a r da halka reh berlik edip. o:1 [ a r ın refah v e rahatı uğrunda ç a l ı ; a n ı:;eyh i n mah­ bubiyeti ve k udreti gilndengiine artmakta idi. H icri 735 d e şeyh ö l d ü kten sonra müridleri ş e y h i 11 ev l a :l ı n a ayni mu­

!ı abbet ve a l akayı göster d iler. Şeyh in oğu\!arı günd e n gü­

mevki leri n i. m a h fu z dünyevi iktidarlarını genişletmeğe b aşl a ­ dıl ar. Yukarda zikredi ldiği gibi A kk oyu n l u Uzun Hasan ile h ı sım oldular. Şeyh i n torunlarında n Şah İsmail hüküm­ ranl ık ve siyaset sahasını genişl eterek büyük bi r h ü k ümet kurmağa muvaffak oldu. B u hükumetir: ad ı , Ş e yh Safiyüd­ :: e a rt a n m ü r i t:er say <:: �; i n d e mezh ebi

tutma k l a b er a ber

d i n namına izafeten Safaviye oldu. Safaviler Azerbaycan· dan b a şk a bütün lranı hakimiyetleri a ltına aldıkta n son ra, .garbi Tiirkistan ve !rakı da n üf u z m ı n takalarına dah i l etti ­ ler. H ükümran lık rnmtakalarını hak ve adal et e3a�larına d ay a na r a k , siyaset ve kahramanlıkları sayesi n de her saha­ da ink4af ve terakkiye nai l ettiler. Bug ü n bu haneda!lın

bıraktığı kıymetli eserler İranın her kö�esinde mevcut o­ l u p bu millete her zaman i ftihar vesilesi olmaktadır. Fakat Safavi hükumeti Azerbaycand a kurulmuş o!d u · ğu h alde, ik tidar sahalarının 17arka doğru ·ge:ıişlernesi v e Osmanlıl a rı n sık sık h ücum l arı dolayısile pa yit ahtı Tebriz­ den K a z v İ •l e ve daha sonra Isfa::a nakletmek mecbu riye­ tinde kaldılar. Ö�bek ve Türkmen hücumlarını önl emek i çin .Azerbaycan kabilelerini iranı n şimali şa rk i si nd e H o ­ rasan ve Este r aba da nakl ett i l er. tt imad ettikleri k ı z ı l b a ş


l ra ı ı d a m u k lı · d i ı· S;ı f ; ı \· i s ii l �ı l cs i : ı i ı ı ;-; ; ı l t ;ı ı ı : ı t ı ı : ı k u r a n $a lı f s n ı : ı i l


30

AıKRHAYCAN

U A \' ASI

kabilelerini ise kendilerile beraber lsfahana götürdüler_ Bu v az iyet Azerbaycan için büyük bir felaket doğurdu ve eski ehemmiyetini kaybetti. Osmanlı hücumları ve on l arın Safaviler tarafından tardolunması A zerıbaycan şeh i rle r i nin 34 k ere elden ele geçmesine , sebep oldu. Neticede eski bü· yük ve mamur şehirler harabiye uğradı. Bilhassa Safaviler ve Osmanlılar. her biri diğerinin inşa ettiği bincı.ları tahrip etmekte son der ece h ırs gösteriyorladı. Hülasa, Safaviler devrinde Iran vilayetleri çok mamur bir şekle sokulduğu h alde, Azerbaycan ekseriya muharebe meydanı oduğu için her yerde n fazla hasara uğradı ,ve yıp­ randı. ŞAH İSMAİL : Şah İsma il, babası Şeyh Haydarın Şir­ van şa.h ve Akkoyunlu sultan Yakup ile yaptığı muharebe· de öldüğü zaman 13 y aşınd a olup ·babasının manevi ve dün­ yevi iktidarına varis oldu. Aı.er b aycand a Akkoyunlu ve Karakoyunlular b irbir le ri le müc adel e halin d e oldukları için Şa'.h İsmailin faaliyetlerini ön l i yec e k hiçbir engel yok­ tu. Şah İsmail ordu toplıyarak ilkin Gürcülerin h ükumeti­ n i . sonra da babclsının i nti k amı n ı almak için Şirvanşahı or ­ tadan kaldırdı. Akkoyunlu Elvend M irzayı da mağllıp ede­ rek Tebrize girdi. Hicri 908 de Tebrizde şahlık tahtına otu­ rup, Şii mezhebini mem l eketin resmi mezhebi olarak ilan etti. G ünden güne sayısı artan müritlerile lranın Fars, Es­ terabat, Yezd. Kaşan, ve ls fahan v il aye tler.i n i üç dört yıl için de zaptetti. Hicri 914 de Bağdadı alarak Şi ileri n naza­ rında mu k a ddes sayılan ATABATI Aliye'yi (Kerbela, Ne­ cef, Kai.ım eyn. Samire . . . ) e l e g eçi rdi . Mülfık u te va i f rej i ­ min i jran şehi rleri nden hayret verici bir sür'atle kaldıra­ rak muazzam bi r saltanat tesis etti. Özbeklerin reisi Ş ah i beyi mağ lUp ederek öldürdü. 920 senesinde Osmanlı Sulta­ nı Yavuz Selim Azerbaycana hücum ettiği sırada Çaldıran muharebesinde. gö9te rd iği fevkalade şecaate rağmen Şah İsmail mağlup oldu. Bu h arp, Sa fa v i l erl e Osmanlılar arasında uzun süren düşmanl ık . ve ç a rp ışma l a ra yol açtı . . Şah jsmail bu mağlübiyetini telafi etmek için çok uğraştı ise de Os­ manlılarla bir harp vuku bulmadan 930 da öldü. ŞAH TAHM.ASP : Şah İsmailden sonra oğlu Şah Tah· masp 1 0 ya şın da h ükümdar old u ve 54 sene hüküm sürd ü . ·


AZERBAYCA �

UAVASI

31

Zamanında Kanuni Su ltan Süleyma:1 la bir ka ç harp vukv bul d u. Dahilde Özbek v e Gürcü isyanlan baı;gösterdiyse· d e Şah Tahmasp tarafından bastırıldı. Bu .şah zamanı,ıda İran ile Avrupa arasında s iyas i münasebetler başladı. Hkri 984 de öldü. ·

ŞAH İ SMAİL II (Hicri 9 84 - 985) : Şap Tahmasp'ın oğludur. Babasuın saltanatı zam anı n ­ da 25 sene zin da nd a kaldı. Babasından sonra Kızılbaş emir ­ l erinin daveti üzerine şah oldu . Zindan hayatının. üzerin­ de bırakıtığı kötümserlikte n dolayı, şehzade l eri ve karde�­ lerini merhametsizce öldürmeğe ba�ladı. Nihayet kendisi de içki tesirile ö ldü . SULTAN MEHMET HÜDABENDE

(H icri 985 - 99 5 1

Şah Tahmasp·ın büyük oğlu idi. K en d i s i kör oldu,�u için oğlu Hamza Mirza mem ! eket işlerini idare ediyordu. Osmanlılar onun zamanında I rana ü.ç d e fa hücum ettiler. Hamza Mirza karşısında iki defa mağlUp olduktan sonra üçüncü defasında galip olarak Aze'rbaycana girdiler. ij a m ­ z a Mirza 994 d e öldükten sonra, Sul tan Mehmet rnlta nau diğer oğlu Abbas Mirzaya bırakarak inzivaya çek ild i . H i c ­ ri 1 004 de öldü. BÜYÜK ŞAH AaBAS : Abbaı:; M irza babası Hüda b e ıı ­ denin çekilmesinden sonra Şah Abbas namile 1 6 ya�ı·ı d a saltanat mevkiine .geçti. Hükumeti ele aldığı za m a n t:ok k ar ışı k ve intizamsız bir vaziyetle karşılaştı. Dahilde K ı z ı l ­ �aş emirlerinin desiseler ile, hariçte i s e O sma n lıl a rı n Y P Ozb e k lerin tahriklerine maruz k aldı . Şah Abbas gen L· olmasına rağmea çok zeki ve tedbirli i d i . . İlk in: :şahsi m a k ­ ::ıatlarını yürütmek için kendisini aıet etmek istiyc n leri o r tadan kaldırdı. Harici d üşmanlara gelince . . . Azerbaycan, �irrnn. L l • · r istan önceden Osmanlı hakim iyetinde i d i . Şah Abba <> 0:-:­ nıan l ı lar k arşısında kendisini heifa zavı f gördüğünden 998 de a kde tt i k l e r i bir muahede mucibince bu verlerde O sm a :l"­ lı ha k i m i yet i n i resmen tanıdı. İlkin. H o r� sa n d a isYan c• ­ miş' olan Özbekleri of'tadan kald ırdı. Sorıra. seyya İ ı n a m ı ·


32

AZ E H B A Y C A N

DAVASl

altında İrana gelmiş olan İngiliz m ütehassıslarının (Rober·� Şerli, Anti Şerli ve arkadaşları) nezareti altında munta­ zam piyade ve topçu birlikleri teşkil ederek 1 0 1 1 d e Meh ­ met III zamanında Osmanlı ordusunun A vusturya harbi yorgunluğundan istifade ederek Azerbaycana ve Kürdista­ na ordu sevketti. Mehmet III ve ondan sonra sultan Ahme­ d.in ordularını mağlup ederek 998 muahedesini lağv ve Os­ manlılarla yeni bir muahede akdettiler. Bu muahede mu­ cibince Osmanlı ordusu, önceden almış oldugu vilayetleri tahli ye etti. Şah Abbas da bu.:.."!a karşı senede 1 00 yük ipek vermeği taahhüt etti. Bundan sonra Osmanlılarla bi r kaç harp vuku buldu ise de aihayet 1 027 yılında ayni şeraitle sul11 yapıldı. Şah Abbas zamanında Avrupa devletlerilc siyasi m ünasebetler kuvvetlendi. Portekizliler. İspanyalı­ lar v e İngilizler lranın cenup limanlarına gelmeğe başla­ dılar. Sah Abbas devri. İslamdan sonra İran tarihinin en , şanh ve en parlak devri sayılır. Bu şah cesur ve tedbirli olduğu kadar iyi ahlaklı, mütevazı, halksever idi. Halkın ahvalini tahkik için hususi ajanlar tayin ederdi. Şahsen de değişik kıyafetle şehirleı;de gezerdi . Çok mutaassıp bir de­ v irde yaşamasına rağmen, Hıristiyanlara geniş bir hürriyet vermişti. Hicri 1006 da pay itahtı tsfahana naklederek de­ ğerli bir çok binalar yaptırdı. Köprüler, hamamlar, cami­ ler. hanlar, kervansaraylar ve hayriye binaları gibi bir çok E serler bıraktı. Son zamanlarında oğullarından şüphel�­ nerek büyük oğlu Safi M irzayı öldürüp diğerlerini kör et­ ti . Kendisi de 70 yaşında olduğu h alde öldü . SAH SAFİ ( 1 038 - 1 052) : , ,

Asıl adı Sam Mirza olup Şah Abbas tarafından öldü­ rülen Safi Mirza'nıa oğludur. Şah Abbastan sonra .. hüküm ­ dar olup Şah Safi ismini aldı. Onu n zamanında Oz:bekler Horasanı talan ettiler. Osmanlılar da bir kaç defa Azer­ baycana hücum ettiler. Dördüncü Murat 1 045 de 'febrize girerek şehri tahrip etti. Nihayet sulh muahedesi aktedile­ rek Bağdat Osmanylara, Erivan İrana verildi. Şah Safi. çok kan döken ve merhametsiz bir h ükümdardı.


AZERBAYCAN

DAVASI

33

ŞAH ABBAS II ( 1052 - 1 077 H icri) : Çok adil ve halksever olup babası Şah Safide:1 �onra h ükümdar oldu. Onun zamanında Rusya ,.e Fransa ilz s i ­ yasi münase�ler başladı.

ŞAH SÜLEYMAN (1077 - 1 1 05) : Çok ayyaş ve ÇjLpkın olup Şah Abbas il den sonra sal­ tanat tahıtına oturdu. Onun zamanında Özbekler Horasanı ve Hollandalılar

!Kışım

adasını zaptettiler.

ŞAH SULTAN HÜSEYİ N (1 105 - 1 135) : Şah Süleymandan sonra oğlu Hüseyin Mirza tahta _geç­ ti. Çok merhametli olduğundan harpten ve adam öldür­ mekten hoşlanmaroı. Ekseri vaktin:i ibadetle geçirirdi. Si­ yaset ve idare kabiliyetinden mahrumdu. Onun zamanında Rus Çarı Büy��k Petro İrana nüfuz etmeğe ve siyasi tahri­ kata ba�ladı. Oııbekler isyan ederek Horasana girdiler. Ni­ hayet Afganlıların 'ı i.i.cumu •ile c:ah l ı ğı sona erdi. Böylece Sefavi hanedanının kudreti çöktii. Oğlu i kinci Şah Tahmasp Safavi hükumetini canl andırmak istedi ise d e Nadir Sah tarafından ortadan kaldırıldı. NAD'.İR ŞAH DEVRİ Türkmen iline rnensun Afı:;ar kabileleri Mogol hücu­ munu müteakip Azerbayca na göc ettiler. Şah İ sm �i l bu k a hilelerde n bir kısmını. sınırları korumak rnaksadile A zer­ baycandan Horasamn simaline naklett i . Nadir Horasanın şimaline taşınmış olan bu Afsarlardan Kırklu kabilesiPd e kürkcülükle geçinen İmam Kulu isminde bir �ahsı n oğlu idi. Nadir 1 1 00 senesinde. Horasanı n ı::i malirn;le Ebi\'erd ka­ lesinde doğdu. 18 yaşına kadar babasile beraber kürkçülük yaptı. 18 yaşında Özbeklerin eline esir düştü. Az zaman sonra Ebiverde kaçıp arkada slarını toplıyarak bir kuvvet teşkil etti. Ebiverd; hakimi Nadirin bahadırlığından istifa­ de etmek i �in kızını bna n ikahladı. Nadir ka�·nata�ının ö-

F. - 3



AZERBAYCAN

DA V ASI

tümünden sonra ona varis olarak etraftak i hakimleri ve re ­ isleri itaatı a lt ıa aldı. Safavi hükümdarlarından Şah Tah ­ masp II Nadirle anlaşmak k en dis i n i Safavi ordularına baş­ kumandan yaptı. Nadir az zamanda v e hayret verici bir sü­ ratle dahili isyanl arı bastırdıktan sonra Afganlıları taru­ mar edip Rusları ültim atomla Osmanlıları muharebe ile İ rand an çıkardı. Halkın ısrarı üzerine Safavi saltanatını yı k arak 1 148 y ı l ı n da kend i si hükümdar oldu. Ü 5 1 d e H in ­ distanı fethed i p bir çok mücevh erat ve ganimetler aldıktan sonra hükümranlığı tekrar esk i sultanı Mehmet şaha bıraktı. Nadir Osmanlı imparatoru i l e mezhebi ittiha t tesis etme k ,

için teşebbüsıte bulundu ise de bir netice elde edemedi. N i ­ hayet 1160 yıl ın da ft'ndi serdarları tarafına;1 öldürüldü. N adir şarkın büyük fatihleri:'1de� olup yü ksek düşün­ celi, ileri görüşlü bir sultan ve ayni zamanda kahraman bir askerdi. Çar dev letinin irandaki siyasi desiselerini 50 s ene geri a'ttı. Oğlu Rıza Kulu M irza hadisesinde (1) d i ma­ ğ ı nda arıza hasıl olmasaydı müslümanları yıpratan m ez ­

hep ih tilaflarına ve kardeş boğuşmalarına son vererek A v ­ rupalıların isti sm a r teşebbüslerine karfjı Şarkı n e n b ü y ü k kurtarıcısı olacaktı . Azerbaycan Nadir zamanında d a büyük muharebelere sahr:: e ol du. Nadir, bu ülkenin idare� i n i yerli h a l ka bıra k ı ­ yordu. Nadir hastalandık tan sonra lüzumsuz kan d ökmeleri karşısında Azerbaycan ahalisi isyan ederek Safavilerden Sam Mi rzayı Tebrizde şahlık tahtına oturttul ar. N ad i r Sa­ mı y a k alıyarak bir gözünü kör etti. Nadirin ö lümiinden sonra İbr a him Ş a h adlı birisi Tebrizde hükümdar oldu. İb ­ ·

,

rahim. şahtan sonra, �erbaycand a istiklal

Nadirin serdarlarından AZAD Han itan etti. Diğer taraftan İran şim a -

( 1 ) Harezm fethinden sonra Nadir. Gürcistanda v u ku

bulan bir isyanı b a tırmak içi�-:: Mazenderan orma n larından

geçtiği sı rada kendisine bir kurşu!1 atılıp baş parmağı n ı uçu rdu. Failler b u suikastın, oğlu Rıza Kulu M irza tarafın­ dan yapıldığını söyledi ler . Bunun ü z er i n e Nadir. oğlmnın

gözlerini çıkarttı. Sonra da n a dim olup kederi!!den d i m a ­ ğında arıza h a s ı l oldu . B u h adiseni n .tesirile ahlakı d eğişi p çok zalim v e merhamet s iz ola ra k l ü zum suz k a n dökmeler . den çekinmedi.


3ti

A Z ER BA Y C A N

DAVASI

linde Kacar Mehmet Hasan H a n , Farsta Kerim Han Zend :şa h lık iddiasında bulunarak Azad ıHana karşı muhalefete geçtiler. Bunun üzerine Azad Han Osmanlı sultanından yar­ dım istedi ise de istediği reddolun du . Neticede Kerim !Hanla yaptığı üç muharebed en sonra !mağlup olara k Giylana çekildi. Orada da Kacar Mehmet Hasan Hanla vuku bulan muh are bede mağl up olup Kerim Hanı n itaatı altına girdi .

KACAR DEVRİ Kacarlar Türk illerinden (1) olup Mogol ist i lası nda ı­ rana geld il er; sonra da .Sam ve Ermenistan taraflarına yer ­ leşt iler . Şah İsmail z am anı n d a KızılbaŞ ordusuna dahi l ol­ dular. Şah Abbas. sık sık maruz �al d ı ğı düşman h ü c um l a­ nnı önlemek maksadile onları Gürcistan, Ast arabat ve Türkistan bölgel erini" nakletti. Astarabat Kacarları Yuka­ rıbaş v e Aşağıbaş i s i mler il e ikiye ayrılarak İran saltanatını ele geçi rm ek için birbirlerile mücadeleye baş l a dıl ar. Nadir :şah bunların reisi Fethi A l i Hanı öldürerek maksatlarına mani oldu. Feth Ali Handan s on ra oğ l u Mehmet Hasan Han , Kerlinlnm ın muhalefetine maruz kalarak öldürüldü. lki oğlu Ağa Mehmet Ha:: ve Hüseyin Kulu Han Kerim Hana esir di.�<ştil.ler.

YAVUZ AGA MEHME T HAN KACAR Ağa Meh m et Han, Kerim Hanın ölümünden sonra As­ tarab a d a kaçıp Yukarıbaş Kacarl arın ı n yardımı ile az bir zaman da Z e n d iye sülalesini kaldırarak biitil.n ii-anı ele ge­ cirdi. · Bu sırada Katerina II İ ran ı n dahili karışıklıklarından istifade ederek Gürcistanı himaye s i ne alıp Herak l iyüs is­ minde b ir vali tayin etmişt i. Ağa Mehmet Han h icri 1 2 1 0 d a 60000 k is i l i k bir ordu ile Tifl ise do.ğ ru yüri_; yerek He­ rak li yü s ü kaçırıp G ürcistanı fethetti. A y n i sene Ta h ranı Pa yi ta ht yaparak .padişah oldu .. Daha sonra Horasana or­ du sev kedip Nad i r Şa h ın hazinesini. oğlu Ş ah r uh Mirza·

(1) iı kelimesi Azerbaycanda kabile manasına kulfta­ nılmaktadır. Bu kitapta da ayni manada ku11anılmıştır.


AZERB A Y CA N

DAVA SI

37

y a işkence yapmak suretile ele .geçirdi. Bu esnada Yudoviç ve Subof kumandalarında T i fü se doğru yürüyen Rus or­ duları üzer ine dönerek onları tarumar edip Ş� kalesini 7.ıapdetti. Ölümleri n e karar verdiği bir kaç k işi ta r afı ndan orada öldürüldü. (12.ı l ) .

FETH ALİ ŞAH (Hicri 1212

.

1250) :

Ağa Mehmet Handan sonra, kardeşi Hüseyin Kulu Hanın oğlu 'Feth Ali Mirza hükümdar oldu. Onun S3ıltanat devri, Fransada Büyük hti lal ve Napoleon devirlerine rastlar. Napol eon. Feth A l i Şah ile siyasi münasebetler kurarak Hindistaiıın fethi için kendisinden yol istedi. Bu ­ na mukabil Rusların is t il a siyasetine karşı İran h ü k um eti­ ne yardım vadin.de bulu ndu . Bu maksatla, İran o rdu s u n u n talim ve techizi için General Gardan'ı İ ran a gönderdi. Gar ­ dan, Azerbaycanda 60000 kişilik bir piyade ordusu y etiştir ­ di. Fakat, H indistanın İ ra n yolu ile feth i kendsine müyes­ ser olmayınca Rus Çarı A l e k s an d r I ile anlaşarak fe t h Ali Şahı, İngiliz desiseleri, Osmanlı muhalefeti ve Rus h ücum­ l an karşısında yalnız bırakmış oldu . . AZERBAYCANIN ŞİMALİ VE CENUBİ OLMAK ÜZERE İKİ YE AYRILIŞI İRAN RUS HARBİ : Ruslar B üyük Petro zaman ındanberi H in d i sta n v e Basra· körfezine yol bulmak için İranda ti�rl ü desiseler v e hilelere baş vuruyorlardı. Feth Al i Şah zam a nı :: a k a d a r İ­ randa Nadir Şah ve Ağa Mehmet H an gibi muktedir sul­ tanların zuhuru, diğer tarp.ftan Rusların Napoleonla mü­ cadele halin<le bulunmaları bu ih t i r a s far ı yürütmeğe mey­ dan vermiyordu. ,Fakat Aleksandr ile !Napoleon anlaştık ­ tan sonra Ruslar İrandaki maksatlarını y füiit m e k icin fır­ sat buldular. Evvela Gü rc i s tan ı himayei er i n e alıp : sonra da kat'i olarak Ruı:: topraklarına i lhak edip 1 2 1 8 H . yılında Gence'ye doğru yürüdüler. Rus kumandanı Sisyanof Eri­ vıana hücum etti. Fakat şahın . oğlu Abbas Mirza \umanda­ sında ki Azerbaycan ordusu Rusları püskürterek h icri 1 2 1 9


38

AZER B A Y C A N

DAV ASI

da E rivanı istiladan kurtardı. Bu hadiseden son ra bazen Rusların. bazen de İranlıların galebesile neticelenen bir kaç muharebe daha vuku buldu. Nihayet 1 227 yılında Ars­ landüz nahiyesinde Abbas Mirza. S'iddetli mukavemetleri ne rağmen mağlılp oldu. İngiliz sefirin i n tavassutu ile 1228 de Karabağda Gülüstan muahedesi aktolundu. Bu muahe­ de mucibince Gü rcistan , Derbend. Baku Şirvan. Şeki, Gence, Karabağ ve Talışın bir kısmı Ruslara ve r i l di . . TÜRKMENÇAY MUAHEDESİ : Ruslar IGülüstan muayedesine riayet etmediler. Mua ­ hedede hudut sarahatle tayin edilmediği icin hududu mü­ temadiye".1 iler letmeğe ·başladılar. Avrıca Yermol of ismin­ deki sefiri Rus ordusunun Horasandan J?eçmesini temin maksadile İran sarayına gönderdiler. Sah bu talebi reddet­ ti. neticede Ruslar Gökçegölün etrafını zapdettiler Sah . anlaşma taraftarı olduğu halde ülema ve millet tarafından harbe teşvik u-� ndu. Abbas Mirza 50000 h�ilik bir ordu ve bir topeu alayı il e Aras cav ı nı gecerek Suşa kalesini zap­ tetti. Mededof ordusuna karşı · gönderdiği oğlu :Mehmet Mirza ise mağlup oldu. Daha sonra. kumandanlar arasında ihtilaf ve orduda açlık b_aşgösterdiğinden Abba s Mi rza Rus kumandanı Paskiyevi ç tarafından mağlup edilerek .�eri �e­ kildi . 1 243 yılında Abbas Mirza tekrar ordu toplıvarak Eçmiye2lin mahallinde Rusları mağ'ICın etti. Fakat aclık ve intizamsızlıktan dolayı ordusu yine dağı l dı. Neticede Pas­ kivevic. rna hani mukavemet1ere rııi2"men Tebrize !:!irdi.. Bu bt'i � ağlCıbiyetten sonra gen e İngil iz sefirinin �üdahale­ sile 1 243 - 1 828 vılında İra'1 ve Ru sya arasında Türkmencay . muah edesi akte dildi. Bu muahede ile Güli;_sf-an mu::ı hedesi mucibince bırakılan yerl erden baska Nahçivan ve Erivan Ruslara verilerek Aras n eh ri hudut ittihaz edildi. Bövle ­ likle Azerbaycan. şimali v e cenubi olmak i_'.zere iki parçaya b_ö l finmüş oldu. . Iran ve Ru'5 muharebelerinde Ira'! ordularmın kahra­ man ca carpıştıkalnnı kaydetmek icabeder. Bilhassa Azer­ baycanlıl aru candan ve malda� gecerek fedakarane savaş­ maları i ftihara savan ı:l ı r. Bunlar. 10 vıl müddetle Rusla rın m u n t a za m ve müce h h ez ordll��rna ka r� ı binbir türlü da-


�ZERBA YCAN

DAV ASI

39

hili zo r lu kl ar ve yabancı entrikalar a çlık ve intizamsızlıga rağmen i na tl a çarpıştı�ar. Bihassa şah ııı bahadır ve silah­ şor oğl u Abbas Mirza, malı zorluklardan ve serdarlarııun muha l efetlerinden yılmıyarak iman ve cesaretle dövüşerek

tarihin takdirini kazanmıstır. Bu muharebeler esnasında şimali Azerbaycandaki m ah aİli Hanlıklar şiddetli muka­ vemetler .gösterdiler. Gence Hanlığı başında bu lu n a n Ziyad H an oğlu Cevat Han'ın büyük Rus ordusuna kar.şı uzun müddet gösterdiği kahramanca mukavemet. t arihte eışine az rastl anmış bir olaydır. Cevat Han kale duvarları üzerin ­ de elde kılıç, son nefesine kadar dövüşerek Ruslar tara fından parçalanmak suretile şehid oldu. Cevan Ham n ö'\i.­ münü müteaki p Ruslar Gence Halkının şiddetli müdafaas ı karşısında bir çok tel efat verdikten sonra ancak şehre gi ­ rebildiler. Ayrıca, Şimaii Kafkasyada Şeyh Şamil gibi . muazzam Rus ordularına ağır darbeler indirerek 50 yıl mukavemet gösteren kahramanlar, dost ve d üşman herke­ sin takdirini kazanmağa muvaffak olm u şl ardı r . MEHMET ŞAH (Hicri 1250 - 1 264) :

Feth Ali şah 1250 de öldü 160 oğlu olduğu halde vasi­ yeti üzerine. Abbas Mirzanın oğlu Muhammet Mirza padi­ şah oldu. 1253 yılında Rusla rın teşvikile Heratı muhasara ett i . Şahın hareketine bir çok desise ve entrikalarla man i olmak istiyen İ nıgili zl er , bu yollarla muvaffak olama�·ınc2 donanmalarile cenup limanarın ı tehdide başladılar. Bunun üzerine şah, Herat muhasaras ından vaz:geçti. Neticede İ n ­ gilizler A:flganistanın .bir kısmını zaptederek Hindistan kapılannı Rusların yüzüne kapadılar. . '

N ASIREDDİN ŞAH : Nasıreddin Mirza. Mehmet şahın oğlu olup İra nın çok karışık bi r devrinde. 16 yaşında iken 1264 sen esinde Mirza Taki Han Atabey' i n ya rdımı ile Tebrizden Tahrana gide­ rek �ahlık tahtına oturdu. Bunun zamanında Atabeyin h im.ınetile her sahada gen iş ölçüde ıslahat yapıldı. Fakat Atabey genç \ e tecrübesiz şahın cin a yet in i n kurbanı ol ­ du.


AZERBA YCAN

40

DAV ASI

Nasıreddin Şah zamanında Herat, İran ordusu

ta r afın""'

dan fe th edi l di. Ingilizler harp i l a n ederek cenup limanla­ nnı bombardıman ettiler. Nihayet 1 273 yılınd a Napoleon lII ara cı l ığı ile Parisıte aktedilen ımuahed.e mucibince

Afganistanın istiklal i İran şahı ta r afında n tanınmış oldu . Bu padişah garp medeniyetini yakından görüp ·meml eke­ tinde tatbik etinek b ah anesile üç defa Avrupaya seyahat etti. Hicri 1313 de Seyid Cemaleddin Esed.abadinin müridi Mirza Rıza Kirmani t ar afı ndan öl dü rü lü . MUZAFFERÜDDİN ŞAH ( 1313 - 1324)

Muzafferüddin şah, babası Nasıreddin ışahta.n sonra padişah oldu. Babası gibi üç defa Avrupa seya­ hatLıe çıktı. 1324 yılı nda milleti n talebi üzeriı_ıe meşrutiyet ferm an ı n ı imzaladı .

44 yaşı nda

MEHMET

ALİ ŞAH ( 1324

-

13Q7) :

Babası Müzafferüddin şahtan sonra

tahtına otu rdu . ANAY.A:SA'y;a

Tahranda şahlık

muhalefet ede rek Şurayı Milliye mec l i sin i topa tuttu. Meşrutiyet çilerin tazyik i kar­

şısında Rus konsolosluğuna sığınarak bu devletin h ima ye­ s i nd e R usy aya kaçtı. AHMET ŞAH : Mehmet Ali şahtan sonra meclis, oğlu Ahmet Mirza'yı şahlık tahtına oturttu. Henüz 16 yaşını doldurm ad ı ğ ı içı n

meclis tarafından bir saltanat n a i b i tayin edi l di . Onun za­ manında B irinci Cihan harbi baş ladı . İran bitaraf olmasına rağmen İngiliz. Rus ve Osmanlı orduları tarafından işgal edi ld i. Bunun üzerine memlekette perişanl ı k ve kargaşalık baş gösterdi . N ih ayet 1925 yı l ında , Ahmet Şah Avrupa seyahatinde iken müessisan meclisi taraf ından azledilerek İranda Kacar hanedanının hükümranlığına son verildi. Kacar şahları Azerbaycanın tarihi, coğrafi , i çt i mai ve iktisadi ehemmiyetine vakıf olduklarından orasını hususi ve imtiyazlı bir şekilde idare ederl erdi . Veliaht, Azerbaycanın merkez:i olan ve i k i n c i bir payitaht telakki edildiği için,


AZERBA \' C A N

DA �· A SI

41

Darüssaltana ismi verilen Tebriz sehrinde oturup. Azerbay ­ canı geniş salahiyetle idare ede;d i. Kacarlar, Azerbayca­ nın gelenek ve adabını benimsedikleri için çocuklarıaın o mıntakada yetişmelerini tercih ederlerdi. Bunlarm zama­ nında Azerbaycan, Rusya ve Türkiye ile sıkı ticari müna ­ sebetler tesis ettiğinden ahal i refah ve bolluk içinde yaşı ­ yordu . Yukarıda zikredildiği gibi 10 sene süren İ ran ve R u s muharebeleri neticesinde Azerbaycan şimali ve cenubi ol­ mak üzere ikiye ayrıldı. Şimali Azerboycaa. ayrıca bir yol tutarak büyük milli fikir inkılapları yaratmak, mektepler. gazeteler ve içtimai müesseseler kurm akl a milletin i ileri cemiyetlere kavuşturmağa muvaffak oldu. Cenubi Azer­ baycan ise İranşümul bir inkıiap için fikir ve mücadele kaynağı olup büyük inkılaplara ve kalkınlamara önderlik yaptı. Münevverlerinin himmet ve rehberliği, kah raman . !arının i natla çarpışmaları sayesinde İ randa meşruti y eti ilan ve m üdafaa etıti. AZERBAYCANDA KALKINMA VE MEŞRUTİYET İNKILABI

Azebaycan. tarihin muhtelif devirlerinde görüldüğü gibi kanlı isyan ve inkılaplara sahne olmu ştur. B u ülkeni;1 boyun eğmez ve hür milleti, her hangi bir adaletsizlik ve haksızlığa karşı kıyam ederek azimle mücadele etmekten çeıkinmemiştir. Safavilerden sonra, Azerbaycan türlü m ü ­ cadeleler ve şahsi ihtiraslara meydan olup her bak ı m dan yıpranmış bir hale geldi. Şahların h odgamlık ve istibqaı bu perişanlıkların tamirine imkar:: vermiyordu. Uzun müddet süren bu intizamsızlıktan bezmiş olan millet fırsat kolla­ makta idi. Diğer taraftan, Kacar devrinde başgöstenn iş olan bazı harici sebepler de dahildeki bu m i�sait zC'm i n e mües­ sir olmutşur : I Fransada vukubulan büyük ihtilalden sonra İ raaa gelmiş olan napoleo n askerleri tarafından ihtilal tohumla­ rının yayılması. JI Bir çok İranlı talebenin tahsi l maksadile Avrupa ­ ya gitmesi . -

-


A Z � lr n ı\ YCA I'<

42

O..\ Y ı\Sf

III Rusların 1 0 sene s ü r e n cetin savaslar neticesL1de ' K afk as ı fr anda n k o pa rı p. şa h ı n i.if uz l ar ı altına a l m a la r ı . Buna mukabil İngilizlerin .şaha karşı ulema cep he si n i tut­ mal ar ı ve sarayın tuttuğu h at t ı h arekete ( isti bdada) kar�ı

milli hakimiyet hareketlerini destek lemeleri. Saydığımız bu sebepler, !randa büy ü k iııkıh'l p h a reket­ l e r i n i n husule gelmesinde çok msessi r oldu . Bu i :1 k ıl a pl a r­ d a başlıca rolü Azerbaycanlılar oynadı. Azerbaycan ileri milletlerle komşu olduguncla:1. Azeri tücc a r lar kolaylı kla İsta n bu l . Rusya ve A v r u p a v a gid(•rek y a � a d ık l arı y er l erde f ı r k a l a r . ga z et eler \'c k o m i t c l e r i :1 h i"tı·­ ri y et uğru ndaki çalışmalarına şah i t ol d u l a r. Y urtl a r ı na d öndük le r i zama n , uzu n mi.iddet sürmüş o lan k a ra istib­ c a d ır: baskısı a l t ından kurtulmak ve kanuni bir h ü klımet k u rmak için A ze rb ayc a n da ç a l ı�m al a ra ba!'!lad ılar. Hal k ı a yd ı n l atm a k ve (Usul ü Cedid) e a lış t ı r m a k it:in !randa ilk d efa t eş e bb üs t e bulundular. Bu cümleden olmak ii zere , i l k usulü c e d i d mektebi h icri , 1 :305 yı l ı nda Azerbaycanl ı M irza

Hasa:ı R üşdiye tarafından Tebrizde kuruldu. Keza, lra n ı r. olan Ahter de Azerbaycanlılar ta raf ından n eş ­

i l k ga ze t e s i red il d i .

ve inkılap f ik irler i n i yay­ Önay.ak oldukları gibi. Kahraman fedai l er i n i n çar­ pışmalarile ink ı l a bı kurmağa ve korumağa muvaffak ol­ dul a r. tik tezahür, 1306 yı l ı nda tütün v e tömbeki i mt i ya z ı ­ nın Nasıreddin Şah tarafından İngilizlere v er i ld i ğ i zama:ı göster ildi . Ulemanın rehberli ğinde halk. de vl et tara fınd an duvarlara yapı.ştırılan ilanları yırtıp tütün ve t ömbeki dükkadarını kapattılar. Umumi b i r grev ilan o l u n d u. Bu şahı n z am an ı nda bir kaç küçük isya11 hareketi daha olmu�­ sa d a pek o kadar ehemmiyeti h a i z değildir. Fakat. m il'li bir h ükumete olan temayül günden güne ar tma kta idi. Bu te­ mayül, Muzafferüddi rı.a.h zamanında çok ş id de t kesbede ­ rek bi r çok tezahürlertrsebebiyet v erdi . 1324 yılında Teb­ rizde umumi grev ila n ed i l erek meşrutiyetin şah tara fın­ cian kabuı ed ilmesi için nüma yişler yapıldı. Meşru ti y e ti n ilanı haberini almak için, d ük k an l ar ı n ı kapayan halk, pos­ tahane önünde bir hafta geceli günd ilz l ü bekled i . Tahran­ da da Ulema ve h a lk . mukaddes yerlerde toplanıp vaz ve h itabeler irat ederek me�rutiyetin şah . tar a fı nd an i la n ın ı Azerbayceinlılar, teceddüt

ma k ta


AZER B A Y C A N

DA V A � I

43

istediler. hanın diğer vilayetlerinde de hareket ba!:jgöster­ di. Nihayet, zaten halksever ve iyi ka l pli olan Muzaffered ­ din şah, kan dökülmesine sebebiyet vermeden 1 324 yıl ında meşrutiyet fermanını imzaladı. Tahranda meşrutiyet ilan edildiği zaman Tebrizde bulunan veliaht Mehmet Ali Mir­ za bütün ku v veti le meşrutiyete muhalefet ediyordu. Teb­ rizliler ise şahtan yalnız meşrutiyetin ilanını değil, t atbik olunmasını da istiyorLardı. Bu s ebepten dQlayı v e l i ah t i le Tebrizliler arasında mücadele b aşlad ı . i sy an hareketleri \ ' C g rev l er olduğu gibi devam ediyordu. Mehmet A l i Mirza . bu hareketleri şaha bildirmiyerek meşrutiyetçileri hile ve k urnazlıkla bastırmak istiyordu. Nihayet İ ngiliz sefiri va­ ziyeti ,5aha bildirdi. Şah Azerbaycanda eyalet encümeni k u ­ rulması n a dair bir ferman gönderdi. Bunun üzerine veli­ aht , tebrizlilerle ister istemez anlaştı. Tebrizliler. her tür­ lü i hti l afı bir tarafa bırakarak samimi bir havc.:. içinde en­ cümen teşkfll edip Tahrana 10 m:iı ıet vekili gönd er d i l er . M u ­ zafferüddin ş a h meşrutiyet ilanından birkaç ay sonra öldü. Meşrutiyet ve adalet düşmanı Mehmet Al i Mi rza hüküm ­ dar oldu. İlk gün den itibaren meşruti yet m u halifl e ri n i et­ rafına toplıyarak kötü niyetlerini yürütmeğe başladı. Din­ darlığa tevessül ederek bir k aç meşrutiyetçi mollavı alda tıp kendisine ltaraftar etmeğe muvaffak oldu. Meclisi meb'usana aldırmadan tam bir i st ibdat ile hüki.�m sürmeğe başladı. Bunu öğrenen Tebri zlil er tekrar bir umumi gre\" ila n ederek şahtan meşru t i yet esaslarının tatbikini ve m ü­ essisan meclisine hürmet etm esi n i istediler. Bütün halkı!ı iştirakile postahane önünde ya p ı l a n niimayi�te talebeler. .

-

Namık Kefu a l ' i n su !'irini okuyorlardı : Amalimi z. efk a rımı z ikbali vatandır Serhaddimize kal 'a bizim haki b eden di r . Dava günü yekser göri.i.nen kanlı kefend i r İ ranhlarız can ver i riz nam alırız b i z ( l ) Dava da şehadette hami kam alırız b i z (2) . (1) İranlı'larız kelimesi :ıh aslı Osmanlılarızdır. (2) Hamı kelimesi Azerbaycanda h erk e s manasına fop �ii rdeki (bütün) yer in e kullanılm ıştır.

0-


44

AZERHA YCAN

DAVASI

Bir ay kadar devam eden bu umumi grevden sonra meclis şahın mt;Şrutıyete ve meclise boyun eğaiğini ,bır telgrafta !k.. zerbaycan eyaıet encümenin_e bildirdı. Fakat şah, veliahtlık zamanında 'febrizde bulunmuş olld.uğu i çLı Tebrizliler v e Mehriwt Ali Mirza birbirlerini iyi tanıyorlardı. Tebrizliler şahın meşrutiyete karşı olan inat ve muhalefetinden, şah ise Tebizlılerin bu yoldaki azim ve sebatından şüphe etmiy orlardı. ·

TEBRİZ HALKININ UMUMİ SEFERBELİGİ

1326 yılının ilkbaharında Azerbaycaı:ı çok esaslı hare­ ketlere girişti. Elde etmiş olduğu meşruti yeti yalnız ve yal­ nız kuvveti i le koruyabileceğine inanmıştı. Bunun için ha­ zırlanmak icap ediyordu. M ıiletin itimadını kazanmış ola:o oin hocaları, camiıe,r_d� me,şrutiyet prensiplerinin islam kanwılarına uygun olmasından oahsetmeğe başladılar. Münevver hatipler konferanslar vererek meşrutiyetin iyi­ liklerini ve mutlu neticeler doğuracağını millete anlattılar. Tebriz mahallelerin de muntazam olarak ordu talimleri baş­ ladı. Şehirde zengin, fakir. cahil, a linı h er sınıf ve tabaka­ dan halle silah kullanmayı öğrendiler. İleri günlerin ehem­ miyetüü kavrayan herkes, bır taraftan lm.üdafaa d iğer ta­ raftan eğlence sevkile askeri talimleri öğrenmek hususun­ da birbirlerile yarış ediyordu . H atta küçük çocuklar tahta tüfeklerle babalarını takl i t ve sokaklar,da dolaşarak şu şiir­ leri okuyorlardı : ' Yaşasın devleti meşrutemiz her an yaşasın Yaşasın meşk eliyen milleti İran ya;şasın. Böylece koskoca şeh ir büyük bir kışla h aline geldi ve Tebrizlilerin askerliğe olan istidadı ,gelişmeğe başladı. Teb­ rizde, bir taraftan m üc�dele hazırlıkları yapılırken diğer taraftan halkı tenvir etmek için mektepler ve gazeteler tesisine son derece bir -gayretle çalıışıldı. «Ruznamei Mllli, Azerbaycan, Ümit, Azad. İttihadı milli ve Ana dili» gibi Türkçe ve Farsça gazeteler neşredildi. Tüccarların maddi yardım ve manevi müzaheretleri l e birçok (Usulü. Cedid) mektepleri aç�rdı .


AZEltHA Y C A N

DAV ASI

45

Tebrizde bu faaliyet\er de vam ederken, şah da meşrutiyetçilerin belini kırmak için h ürriyet d üşman l ı ğ ı ve vatan hainliği ile tanın mış olan Mirza Ali Asker Atabe­ Yi Avrupadan çağırıp sadar e te .getirdi. Meşrutiyetçi müç­ tehitleri kenclisi11e taraftar etmek için bir çok entrikalar çevirdi . O kadar ki, Tahranda iki müfrit meşrutiyet,,;i Se­ y i � Muhanuned Tabat abi ve Seyi d Abdullah Behbahani şahın tezvirlerine uyarak, TebrizQ.ek i askeri hazı rlık lar ı bir ihti l al mukaddimesi s ay ıp Şurai Milli mec lis inde res­ men itirazda bulundular. B u gibiler meşrutiyeti şah ın lut­ funda:n bekledikleri halde. Azer bay c an, kuvvetine dayana­ rak zaten alınm ı ş olan meşrut i y ete şahın da boyun eğmes i n i

temine çallışıyordu. IMollalardan bazıları, 1?3.hın rüşvet ve tezvirine aldanarak islama aykırı otluğu iddiasile meş­ r ut iyete muhalefet ediyorlardı. Bunlar, şah ı n emri Alla­ hın emridir diyerek fetvalar ç;ıkarıyorlardı. Bunun neticesi meşrutiyet aleyhinde nümay işl e r olarak bazı şehirlerde yapıldı. Fakat tebri z !He r bu safsatalara aldanmayıp M eş ­ rutiyet mu h a li fi müctehid Mirza Hasanı Tebrizden kovdu­ lar. Tarhandaki meşrutiyetçi mollalar Tebrizl ileri n h a re ­ ketini dine aykırı sayarak Mirza Basanın !Ş ehire g er i geti­ rilmesini i s t e di l er . Fakat Tebriz l i ler : (Siz anayasanın t atb i k i ! l e uğr a ­ diye cevap ,·erd iler. şın, mol!anın ger i dönmesi i l e değil) Bunu mütea k ip Tebrizde tekrar umumi grev ilan edi lerek çarşıLar kapandı. Halk şah tan a n aya s a n ı n imzal anma s ı n ı rgün tay in etmek sur eti l e istiyordu. H at t a mücahitlerden bazı ları Tahrana doğru yürümeğe karar vcrd'iler. Bu esna­ d a �alım , mEışrur tiyetçi_ elebaşıları a l eyhin e suikast tcrt ip ettiği v e bu maksatla Ikramüssultanın bir kac, k i�ilik ma i · yetile beraber tebd i l i kıyafet ederek Tebrize gelip n uma ­ yişçi lerin a rası n a karı şm ış ol du ğu anlaşıldı. S ü i kastç i l e r . mü c ah it l er tarafından kurşuna dizildi. Yalnız. İ kramü.-:; . o '.umden sul t an şehir d ışınd a k i bağ l arda bulunduğu iı.;in kurtuldu. Diğer taraftan Karadağlı Rahim Hanın atl ı la r ı . .şahın emril� Tebriz ü zer i n e harekete gec.·tiler. Büt ü n bun ­ lar şahın gı z li maksatlarını açığa v u rmuş oldu . T0b r i z l i ­ ler silaha sarılarak Rahim Hana karıs ı kovdular ,.e , · ::ı ­ · ziyeti Tahrandaki meb'uslarına bild i rd il e r . Fakat �ah . kendi d � i s el eri ile zuhur eden bu hadis el er kar�ısında �o -


46

A Z F.U H.\ �'C .-\ �

HA L\SI

g·uk kanl ı l ı ğı n ı mu h a fa z a ed iyordu. N ihayet Tahran ahalisi Azerbaycan daki k a n lı had is el er y ü zü nd e n nümayişler ya­ parak şaha ka rşı k ü fürl e r savurmağa. hatta azlini ve ida­

m ın ı istemeğe başladılar.

Fa�at buna rağmen A ze rbay can d a vaziyet günden güne vehamet kesbediyordu. Makıl serdarı İk bal ü ssa l t an a K ürtleri meşrutiyetçiler i öldürmeğe, Osmanlı Kürtleri ise şehideri yağma etmeğe başladılar. Bu arada İ kbalüssalta­ na'ya harekete geçmesi için sadrazam Atab ey tarafından çekilen telgraf ele ,geçti. Osma n l ı Kürtlerinin, Abdülhamit .,. ile Mehmet Ali şahın anlaşması üzeri ne Abdülham i d ·tara­ fın d a n t ahrik ol u nduğ u kayfiyetini Paristeki (İtt i h a d ve Terakki) cemiyeti A zerbayca n meşrutiyetçilerin e bildirdi. ( 1) A z erb aycan sadrazam Atabeyle açıkça düşmanlığa başlıyarak a zl i n i i stedi Fa k at azl o l u n m a ym ca Tebı:-izli fe­ dai Abbas Ağa Sarraf tarafJlld an. öldürüldü. Abb as Ağan J. n cebinden çıkan bir karttan kend i sinin gizli bi r fırkaya mensup olduğu anla<ş ılmca meşrutiyet muhalifleri arasın­ da korku başladı. Buna rağmen Kürtlerin ve Rahim Han atlılarının A zerba yc a nd ak i yağma ve kıtali devam ediyor­ du. T a� ran d a şah tarafından tahrik ed i l en serseriler ve mü ra i mollalar Mitirııg yaparak meşrutiyetin ilgasını ve bütün saLahiyetlerin şahın eline geçmesini isted i l er meclise h ü c u m ederek encümenleri kapattılar. Bu h ad ise üzeri:.le ı :J26 y ı l ı n d a Tebrizliler şahı tanımıyarak bu k a rarl arı nı bü t ün v i l a y etl ere bildirdiler. Tahranda H a y d ar Emioğlu adı n d a bir Azerbaycanlı Şaha su i kast tertip etti ise de n e­ tic e elde edemedi . Mehmet Al i Şah. Rus kumandanı Li­ yahof i le beraber şeh irden çıkıp bir gün sonra Liyahofun kumandasında. o rd u sun u şeh r e yürüterek Şurayı Milli rr;ec l isini b o mb ard ı ma n et ti. Böylece m e� rut i y et ç i l er dağı­ tara k bir kısmını öldürdü. bir kısmını da hapsederek iş­ kencelere maruz bıraktı. B u h adise üzerine !İngi!terede 25 h a zi r a n 1 908 tarihli (TİMES) ) gazetesi ( Şarkl ı l ar hürriye­ te layik in sa�1Iar d eği l d i r) b a şl ı k l ı bir m akale ne�retti. Fa,

.

,

,

·

( 1 ) İttihat ve Terakki cemiyet i A v ru p a d ak i Genç Türk­ ler tara fı n d a n k u ru l m uş olup A·b dülharn idin istibdadı ile m ü ca d el e ediyordu.


AZER B A Y C A N

HAV ASI

47

kat bu sözün saçmal ığını Azerbaycanlılar az rnn ra isbat et­ tiler. Şahın bu kaba ve z a l i �an e hareketi le meclis kapa n d ı . M �rutiyetç il e r d ağı l dı,ar. Iran şehirlerini koyu b i r idt i b ­ dat bulutu kapladı. Yalnız. muvakkat bir zaman a k ad a r Reşt ve daimi olarak Tebriz mukavemet etti . İ sti b d a da a s ­ l a boyun eğmedi. H ayrete şayandır ki başka vila yetlerie bağırıp çağı ranlar bir top sesile b üsbütün sustular. K af­ kasyal.ı inkılapçılar İttihat ve Terak k i frkasına me;1su;1 münevver Türkler çok değerli yardımlarda bulundukları h alde. !:randa Kirmanşahlı Yar Muhammed'den ba !'Ş k a k im ­ senin yardımı d okunmadı. Rahim Han orduları. m eşrutiye� ­ çi leri ortada!1 kaldırmak için Te b r i z e baskı n y a p m a k te�eb­ büsüne giriştiler . Fakat. Hıyabanlı Bakır Han tarafından püskürtüldüler. B u e sn ada istibdat taraftarı olan Ru s la r kapitülasyonlardan ist ifade ederek türlü şekillerde m i ll eti şah itaatına davet e d i yorlardı. Halkın sığınma::;ı i ç i n de şehrin meydanlarına Rus bayrağı dikiyorlardı. Istibdat ta­ rafta rı olan mollalar Encümeni islamiye adında bir c em i ­ yet te�kil ederek hal kın teslim olmasını ko l ayfaşfır m ak i ­ ç in bey az bayrak dağıttılar. Böylece Ruslar v e istibdatçıla r Rahim H a n ordusunu kurnazlıklarla iehre sokmağa mu ­ vaf:t!ak oldular. H ürriyet v e meşru t i y e t i n son ümit y e r i o­ lan Tebriz d e bu suretle çembere düşmüş oldu. H alk, evi ­ ni n talan edilmemesi için beyaz bayrak çekti. İşte bu sıra­ da dünyayı h ay rete düşüren bir mucize o l du . Naçiz k a l e ­ mimle şahsiyetini t ebarüz ettiremiyeceğime kani o ia u ğ u ii : SETTAR HAN namında Azerbaycanlı bir kah ra ma n me\· ­ dana çıkarak dahili ve h a r i c i, hürriyet boğ u c u bütün ku\· ­ vetl ere karşı tek başına mücadeleye atıldı . T eslim ve i n k ı ­ yat kelimelerini asla duymamış olan b u yiğit birkac; saa� zarfmda etrafına birkac; a rkadaş (20 kiş id en daha azd ı ı toplıyarak teslim bayraklarını indirmekle başkalarını d a isyana m e cbu r ettı. Seaar H a n , ken d i · mahal l esi olal!.. E�_kız majıalle ­ sinden harekete geçerek ilkin bir dam ti.zer i n e çekilml.ş o · l a n Rus bayrağını b i r kur.sun at a rak ucurdu v e bevaz bav­ rakları 1 u çurmak i çb d e , son derece h ir .şiddet -gösterdi. Tebrizin muhtelif mahallelerindeki m ü c a h i t l e r az zamanda Settar H an ' ı n etrafı n a toplandılar. O gün istibdatçılar ın e-


48

AZ ER RA Y C A N

DA V A S 1

l i nden bir mahalleyi kurtarmağa m uvaffa k oldular. Artık 'bütün İranda meşrutiyetin yaşadığı tek yer. Settar Hanın m ah all es i idi. B u hadise üzerine R us konsolosu Pahitano( S etfar Hanın yanına giderek sulh teklifinde bulundu. Set­ tar Haa. ( bi z kimseye harp açmadı k ; sadece, insani hak­ larımızı mütecavizlere karşı müdafaa ediyoruz) diye ce­ vap verdi. Rus k onsolosu Settar Hana bi r ba yra k vermek istedi . Bu suretle. R us himayesi n i kab u l ettiği takd i rde İ -

Hürriyet kahramanı SETTAR

H AN


AZERBA YCAN

DAV ASI

49

'

ran hükfuneti tarafından kendisine Azerbaycan val iliği n i temin edeceğini söyledi. Settar Han .gülerek. (Ben kendimi başkaeı n ın bayrağı altında değil. y�cl i r' evleti k e n d i mi1L !etimin bayrağı altında igörmek ister i m) ded i Settar Hanın tehevvürü şehre caın ve heyecan verdi. Mücahitler her taraftan Settar Hanın bayrağı altı na :girip (Yaşasın meşrutiyet, yaşasın Settar Ha n ) diye bağ ırıyorlardı. Hiya­ lbanlı Bakır Han da Arkadaşlarile beral:ıcr Settar Hana il­ t'ihak etti. Rahim Han ordusu Tebri z i n dar Ye d o l a mbac;l ı sokaklarında imha edildi. Neticede Rahim Han ş e h i r den kaçmağa mecbur oldu. Settar Han şehri teşkilatlandırarak müdafaa tertibatı aldı. Bir kaç gi.i.n sonra �ah tarafından Rahim Hana şehre tekrar hücum etmesi emri ve r il di R a ­ hi m Han, aldığı takviyelerle beraber şehri bombardıman ettikten s onra 7000 kişi ile Emrekıza hücum ett i . Fakat Settar Hanın kahramanca müdafaası karşısmda ağır t el e ­ fat vererek çekilmeğe mecbur oldu. Şah v e Rah im Han or­ dularının Settar Han karşısı �d a mütemadiyen mağlup ol­ ması sahı çok korkuttu. Bütün kabil eler ve aşiretlere gö!"l­ derdiği fermanlarda Settar Hanı havdut o l a r a k i l a n ve zeri ne hareket etmelerini emrediyordu. Ayrıca Şah tara­ fınd an Tebrize hakim t a y i n edi len Avnüddevle yolda ra st ­ geldiği kabi lelerle de bi r l e� er e k 30000 k i�ilik bir o rdu ile Tebriz üzerine yürüd ü . Şehri n etrafında mevcut diğer o r d u la r l a bera ber Tebrizi kuşatıp gece l i gündüzlü top a teş i n e tuttuktan sonra bir kaç noktadan hücum etti is e de mücah itlerin 8id­ detli mukavemetleri karşısında m ünhezim olarak geri C' P ­ kild i . Bunun üzerine müzakere yolu ile üşi halletme.ğ e c:a­ lıştı ise de Azerbaycan encüm eni tarafından eyvelki �erait i ler i sürüldü. Bu anda Tebrizdeki encümen kendisine SU.­ rayı Milli ünvailıiı} ,;ererek Şa h ı n Fransada n varımak iste ­ diği istikraz:a ıFransız pa rlamentosu nezdind e itira zd a bu­ lundu. Aynüddevl e Azerbavcan illeri. Makul'u İkbal üssal­ tan a Merendli .qi.i.ca' Niza m , K ar ad ağ l ı Rahim H�n k u v ­ vetlerini emrine a l ara k Tebriz encümen ine 48 sa atl ik bir .

.

ü­

-

ı

.

ültimatom gönderdi. Settar Han 48 mat son r a i k i too ate­ .şi l e bu ültimatomu cevapl a'1d ırdı . Bu sırada mücahi tler cok kuvvetlenmiş ve 15000 ki!' iye ba l i ğ o lm u ş l a rd ı A Y nüd­ devle şehri gene top ateşine tut a rak h i_i.curna g-eC't i . Fa k at .

'!

:

F.

-

4


50

AZlo:RBA YCAN

DAV ASI

mücahitlerden ağır bir dayak daha yiyerek geri çekilmeğe mecbur oldu. Settar Han kuvvetleri taarruza geçerek Ay­ nüddevleye karşı sık sık baskınlar yapıyordu. Bu vaziyet Aynüddevle ordusunda huzursuzluk ve pani k uyandırdı . Aşiret kuvvetleri uğradıkları can kaybı ve maddi hasar dolayısıle dağılmağa başladılar. Aynüddevle bu beceriksiz­ liğinden dolayı şahın gazabına uğradığı için istifa etti. Ne­ ticede mücahitler, Tebrizde milli hükumeti kurmağa mu ­ vaffak olup Azerbaycanın diğer şehirlerini ele geçirmeğ€ başladılar. Bu sırada Urmiye, Hoy ve Erdebil meşrutiyet­ çileri de faaliyete geçtiler. Azerbaycanlıların inatla muka­ vemetleri İranın başka vilayetlerine müessir oldu. Reşt vE. İsfahanda da isyanlar baş gösterdi. Bu esnada, ordularının mağlfrbiyetinden dolayı çok sinirlenen şah. canavar ruhlu Samet Han a Şücaüddevle lakabı verip 7Maraga'ya hakim tayin etti . Ayrıca oradan bir ordu toplı yarak Tebrize hücum et­ mesini emretti. Aynüddevl e de takviyeler alarak tekrar Tebrize val i tayin olundu. Samet Han Maraga'daki meşru­ tiyetçileri vahşiyane işkencelerle öldürerek Tebrize doğru yürüdü. İstibdatçılar bu sırada 40000 kişilik bir orduya malik bulunuyorlardı. Bu esnada Kafkasyadan gelmiş olan Türk, Gü r cü ve Ermeni meşrutiyetçileri de mücahitlere yardım 'etmeğe başladılar. Tebrizin .gözler yaşartan kahramanca müdafaa­ larını takdir ve heyecanla takip eden hariçteki Azerbay­ canlılar. bilhassa Türkiyedeki milliyetperver Azeriler mad ­ di ve manevi ve nakdi çok büyük yardımlarda ıbulunu yor­

lard.L

Bu meyanda Türkiyeli kardeşlerimizin yardımları da ötedenberi devam ediyordu. Türki y ede kurulmuş olan itti­ fırkası Azerbaycan mücahitlerine hat ve Terakki manevi yardımlarda bulunuyordu. Osmanlı Kürtleri A­ zerbaycanı yağma ettikleri zaman Hürriyetçileri boğmak maksadile Abdülhamit ile Mehmet Ali Şah arasında yapılan anlaşma gereğince. Kürtlerin A bdülhamid t arafım ­ d an tahrik olunduğunu İttihat ve Terakki fırkasının Paris­ teki şubesi Azerbaycan' m ücahitlerin e açıkladı. 1327 yılında Azerbaycan Hürriyetçilerile ayni mefkureyi taşıyan İtti­ hat ve Terakki fırkasına mensup Türkiyeli hürriyetperver - .


AZER BAYCA N

DAVASI

51

ıer, Halil (1) bey kumandasında Azer ba y c ana gel e r e k Aze­ rilerin hürriyet ve saadete kavuşmaları uğrunda kanlarını

dökmekle Azer,baycanda si l inmez izler ve unutulmaz hatı­ ralar bıraktılar. Halil beyin güzel v e tatlı İ stanbu l şivesile

«Arkadaşlar, korkmayın vurun, yaşasın meş ru ti y et » gibi h e yecanlı sözleri zul üm ve istibdat boyunduruğundan kurt u l ­ mak için çalışan bu mefkure ka rdeşl e r in i n tesanüt ve m ü­ zaheretlerini ıb elirten en bari z ve canlı delilidir. A z er bay ­

-

can mücahitleri tarafından hararet ve hey ec a n l a karşılan­ mış olan bu kahraman im.datçıların işbirliği sa y esin d e Hay şehri bir kaç saat içinde İkbalüssalıta!la K ürtl e r i n i n yağma ve fecay i inde n kıı r �:ımu7 oldu . Çaldıra ı1 yak :O : ::ı rında vu k bu lan bu hadise 408 sen e önc eki idarecilerin dar görü� ve kısa dü ş üncel e r ind en doğan Çal d ı r an fac i asıırıda. baba­ larının bo ğuştukla rı yerde bugün, yanlış itikatlar ve kör taas suplardan kurtulmuş olan münevver e v l a tl a r ı karşı ­ lıklı sam imiyet ve m uh abb et l e ayni h ed e f u ğr un d a elbi r ol.muş çalışıyorlardı. Ne mutlu . . . Şah orduları Samet Han, Aynüddevle ve Erşedüddev­ Ie kumandasında şehri top ateşine tutarak bir kaç nokta ­ dan birden hücuma geçtilerse de mücahiıtlerin şi d de tl i mu­ kavemetlerile karşılaştılar. Fakat

Samet H an şehrin garp

kısmında mücahitlerin mukavemetini yararak H ökme var mahallesine girmeğe muvaffak oldu. Tam bu sırada Settar Hanın kahramanlığı bir harika daha ,gösterdL Kurşun yağ ­ muru altında düşmana doğru atını sürüp nara atarak ar­ kadaşlarını heyecana getirdi ve bir h üc uml a Samet Ha n ı şe h ird en kaçırmağa muvaffak oldu .

Tebrizli lerin mukavemetleri karşısında aylarca uğra�­ malara ra ğme n şeh r e g i remi y en istibdat orduları ; �eh r i ele geçirmek için iktisadi muhasaraya başvurdular. Uzun

müddet şehre yiyecek gelemediğinden açlık başgösterdi . Bir çok kimseler açlıktan ,öldüler. Fakat b u �feci manzaralar meşrutiyetçileri n iradelerini sars a ma d ı-. İngi l i z

(1) Halil bey : B u zart Env er paşanın amcasıdır. B i rinci Cihan Harbında Halil paşa ad il e tekrar A zerb a y c an a gel ­ mi ştir

.


)" ,_)

\ /. l·:ı: ı : . \ ) ( \ :\

i l .\ \ :\ :-\ 1

v e R u s konso lo�l a r ı fdüke t � e n ku•·t ulması it;in dev let l e müc ah it l e r a rasına gi rerek b i r anl a�maya va rı lması i�in teşebbüste bulundu lar. r i ayet ve Fakat mücahitler, :;; a hın meşrutiyete esa�ların ı n meml ekette t at b i ki edilmesi şartını tek­ rar ileri s ü r d üler. Settar Han ve Bakır Han şehrin acıklı haline son vermek içi n hücum terti batı alıp Şembe Gazan (Şamgazan) mahallesinde Samet Han kumaındasındaki is­ tibda t o rd u l arın a kat'i d arbeyi indirerek tarumar ettiler. Neticede, İ n gil i z ve Rus konsolosları şahın meşrutiyete bo ­ yun eğerek mütareke istediğini enc ü mene bildirdiler. Di­ ğer t araf t a n Rus ve İngiliz ko nso l osla rı Tebrizin perişan vazi yetini ileri sürerek şehre erzak gönde�mesi hususunda şaha mü ra caat ettiler. Şahtan menfi cevap ıgelince ; Az er­ baycana girmek i ç i n ötedenberi fırsat köllıyan Ruslar, ha l ­ ka refah temin etmek bahanesile -İngiliz konsolosunun da m u v afa ka t ın ı alarak- 1908 yılında general Sn a rsk i ku­ m and asında Culfa köprüsünü geçerek Tebrizi tehdit altı­ na aldılar. Bu hadise açlığı böyle merhamete tercih eden m eşrut i y et ç i ler i çok üzdü. Zira ki, R u s l ar bir t araftan ya­ ba n cı , diğer taraftan d a istibdat ta rafta n oldukları için meşrutiyetç i l erle muhalefet edi yorlar dı. Hükıiınet ordularının kat'i ma ğ l ubi yeti nd en sonra 8er best kalan mücahitler. Settar Han v e Bakır Han k uman da ­ larında Tahra n a doğru yürüdüler. Bu sırada İra n ın d i ğ er vil ayetleri n�e de ihtila� hareketi ba,şlıyarak Giylan'dan Speh saı ar . Isfahandan Bahtiyari ilinin reisi Serdar Es'ad Tahrana doğru harekete geçtiler. Tahranda vuku b ulan bir muharebede hükumet ordularının mağlup olması üzerine Mehrned Ali Şah ka ç arak Rus konsolosluğuna sığındı ( 1 327) ve o devletin himayesinde Rus yaya kaçtı. Bunun ii7.erine Şu ray ı Milli Mecl i si tekr ar t e� ek kü I ed i p firari Şa­ hın oğlu Ahmet Mirzayı tahta geçirerek m e şru tiy e t i ilan etti. İstibdat boyunduruğundan kur.tulmak i c;fn dahili ve

harici muhalefetler ve bilhassa şahı n şiddetli tazyikleri karşısında Azerbaycanlıların hayred:ler uyandıran muka­ vemetleri dış memleketlerde h eyec an ve takdirlerle k a r sı ­ lanıyordu. Bazı komşu memleketlerin hürriyetsever şahsi ­ yetleri maddi v e manevi yardımlardan çekinmiyorlardı.


AZEl<HA Y C\ �

UA \! .\Si

53

Dahi l ve hariçte bu l un an şa i r ve muharrirler de b u çetin mukavemetleri şiir ve m akalel eri l e tebri k ve te�ci ediyor­

lardı.

Bu cümleden olmak üzere. ş imali Azcrbayca n ın inkılapçı milliyetçi ve hürriyetperver eşsiz şairi T ah i r zade Sabir (1) Azerbaycan\ı ların kahrama n l ığı ve bilhassa Settar Ha­ nın mucizeasa tehevvürü k ar ş ı sında hayran o lbp ömrü bo­ yu n ca h1iç kiımseyi methetmediği ve meddah � a irle r i hic­ vettiği halde, ba8ta Settar Han olmak üzere Azerbayca n l ı ­

örnek mukavemet k a r ş ı s ı n d a inci­ zaba uğ ramış bir fqık gib i takdir ve t e bc i l duygularını canlı şiirl eril e ifade etmiştir. Şairin bu hususta tem i z ihsa­ satını beli rten şiirlerinden n üm u n e olrrırı k üzı>re i k i parça bu kitaba alıyor u z : ıann göstermiş olduğu

,

,

( 1) kitabının her sayfası bir şaheser h ükm ü nde ola n : �atlı mizahlar. güzel tenkitler ve bazen de acı hin iyelerle cemiyetimizin muhtelif sahalarındaki noksa·n ve kusu rl arı ­

!la i1Şaret edip onların ıslah yolunu gösteren bu büyük Türk ş a ir in i n kitabının bugüne kadar Türkiyede basılma­ mış olması hayrete şayandır. Ö lümünün üstünde n tam 34 yıl geçtiği halde şimdiye kadar Türkiyede tanı tılmamıs ol­ ması maddi imkansızlık mazereti o l an l ar hariç- bu memleket� gelmiş olan Azerbaycanlılar ic:in aifedilmez bir ka bah atti r ·

.


SETTA R H A NA ıHfili meczubum görüp kari deme d i van edi r ıNarayı şuridemi (1) zannetme bir efsanedir. Şairim tab'ım deniz, şiri terim (2) dürdanedir. Beh ç et im (3) , ayşim (4) , sürurum. vecdim ahraranedi r . İnc izabım c ür'eti merdanei merdanedi r (6) Afcrüıi.m h immeti valavı Settar Hanedir. •••

Ta k i millet mecmai n (7) Tah ra..rı da viran ettiler

Türkler S ett ar Han ile ahdü peyman etıtiler. Zulm-ü isti bdad a karşı nefret ilan ettil e r Millete milliyete can ' n ak d i (8) k u rba n ettiler. :A.yeyi (9) (Zibhi azinı) ıtlakı o� k urb ane dir Aferinim h i mm et i valavı Settar Hanedir. •••

(1) - Şfırid e = İhltiyarına sahip olmayan a�ık (2) - Ter = Esasta yaş. ıslak manasına olup b u rad a t a ravetli deme�tir. (3) - Behcet = Şenlik ·(4) - Ayş Keyf, ho� ya�ama (5) - Merdane = Erkekçe. Merdan =-=-= merdi n cem'i olup, m ert ve yiğit adamlar manasına gelmektedir. Bu mısram manası sudur : !ncizabım erkeklerin erkekce =

·

·

cür'atinedir.

(6) Vala = Yüce (7) - M ecm a = Toplantı (8) - N ak d = Ve resiyen i n aksi. Can nakdi kurban e t m ek , (keJleyi koltuğa almak) a tekabül eder. (9) - Aye = Ay et v.Ve fedeynahü bizibhın azim ayetine işaretti r. Yani : (oğlu lsm a i l i kurban etmek istiyen ıİ brahime, oğluna bedeı büyük bir koç jgönderdik.) şair bu misalde hürriyet yolunun k u rba nla r ın ı Al ­ hh vr1urda lr"?sil�n l�u rban

-.

�vki;., ..... 'ko'-'lT t· " + "r .


AZERBAYCAN

DAV ASI

Hak maddedka r oldu Azerbay can etrak in e ( l ) Al-i (2) ıK.acarm p r otest ettiler dahha (3) kine Ol ş e h idan ın selam olsun revanı (4) pak in e Kim dökülmüs kanları Tebriz-ii. Tahran hakine. Onların cennet d eğ il me'vaları (5) aya n ed i r? ( 6) Afe rinim hi mm eti valayı Settar Hanedir. • • •

işte Settar Han bakın bir nevi ikd.amat (7) ed ip Bir vezirü şahı yok dünyayı yekser (8) edip Irzı isiamı, vatan namusunu yüz kat (9) ed i p Hörmeti haysiyeti milliyetin i sbat edip ttndi düny anın teveccüh noktası lranedir Aferinim himmeti val ayı Seıttar Hanedir. • • e<

İ şte Settar H an bakın İranı ihya ey l ed i Türklük İraınlık teklifin ( 10) ifa eyledi B i r r eş adet ( 1 1) bir hüner gösterdi dava ( 1 2) eyledi De vletin bir aynını (13) dünyada rüsva eyledi

(1) - Etrak = Arapçada Türkün cemi (2) - A l = Elvad, Al-ı Kacar = K ac a r evlad ı (3) Dahhak = Zal im likl e darbı mesel olmuş, lranın es­ k i şahlarından birisidir. Burada Mehmed Ali Sah içi;n kullanılmıştır. (4) - Revan =Ruh (5) - Me'va = Menzil.sığınak (6) - Aya = Ac aba K7) - İkdaİnat = Mühim bir işe atılmak. te�ebbüs (8) - Yekser = Baştaınbaşa (9) - Yüz kat etmek = Yüz misli c;oğaltmak. fazlala�t ı r mak (10) - Teklif = Vazife, ödev (1'1) - Reşad et Bahadırlık (12) - Dava - Mu h ar ebe Göz d em ektir. Şair burada (iham) san 'atın ı (13) - Ayn kullanmıştı r. Bu suretle devletin bir a y n ı n ı derkeı: devletin bir gözünü a nlaşıldığı gibı. �air ok u yucu ­ nun en az hatırına gelen istibdat ordula r ı n 1 11 k u mandam Ayn üddevl eyi kasdetmekted i r . ·

=

=


AZ El< H A Y C :\ N

J l _.\ V :\ S i

Kaçmayıp perv a n e tek ( 1 ) oddan diye perva nedir. A ferin im h immeti valiıyı Settar Hanedi r.

Aferin Tebrizyan (2) etdiz acep ahde vefa Dost-ü düşmen el çalıp (3) eyler size sad (4) merhaba Çok yaşa devletli Settar Han efendim çok ya�a Cenneti alada peygamber s i ze eyler dua Çün bu hizmetler bütün isllmedir. insanedir Aferinim himmeti valayı Settar Hanedir. Aynüddevl e komutasındaki istibdat ordularının deb­ debe ve ihtişam ile Tahrandan Tebrize gelip. muharebe ne­ ticesinde feci bir şekilde bozguna uğramasını ayni şair, şa h a arzuhal makamında olarak Aynüddevle dilile mizah şekli.nde anlatmaktadır.

ŞAHNAME Şehim (5) (!) , tacidarım (!) , k a v i (6) ·şevketIJn lVlelek ihtişamım, felek rif'atim. (7) ( !)

( !)

Eğer h1tfile sorsan ahvalimi Bu namem sana bildirir halimi

O günkü huzurundan atfı ınan (8) Edip, sfıyi (9) Tebrize oldum revan

( 1) - Tek =Gibi (2) - Tebriziya.ın = Tebrizliler (3) - El çalmak = Alkışlamak

C(4)

- Sad = Yüz (100) (5) - Şehim = Şahım (6) - Kavi = Kuvvetli (7) - Rif'at = Yükseklik (8) - Atf = Çevirmek, ınan = dizgin (atfı ınan bir semte doğru yürümek) . (9) - Sfıy = Taraf

=

dönüp


AZER H A Y C A N

UA V :\ S i

57

Bu azmile kim şir (1) tek cenk edem Mücahitlere arsayı tenk (2) edem lı�aileri öldtirem (Han) ile Beyabaınları (3) dolduranı kan i le Rikabımda (4) bir tavsen i (5) badpa (6)· Açılmış başım üste z erri n liva (7) Yemin (8) ü yesarimde serh engle r Ne serhengler? Rüstem-i ceng�er Koşun (9) Seyl tek ru beru de revan Haşem hayl tek h e r tarafta devan ( l O) Boyunlarda yek ser katarı fişenk Revolverler· elde, hamail tüfenk Çalıın ma kta şeypurler ( 1 1) . nay ler Ucalmakta leşkerden urrayl er Çekilmekte arradede (12) tupler Tabıllarda (13) fery ad ı gupgfıpler Beli (14) men bu ferhande ikbal ile Bu şevketle. satvetle, icla.I ile (1) - Şir = Aslan (2) - Tenk = Dar (3) - Beyaban = Çöl (4) - R ik ap = Üzengi (5) - Tavs en At 1(6) - Badpa = Rüzgar sür'atinde k oşan at (7) - Liva = Bayrak (8) - Yemin = Sağ yesa r sol. Serheng A l bay (9) - Koşun = Ordu, Seyl Seill Rfıberlı =- Kar.şı. HaŞem = Hademe . Hayı Yıl k ı (10) - Dev an = Koşan (ll) Şey pu r = Boru (12) - Arrade = Top v a h id in e denir ( 13) - Taıbıl = Davul ( 14) - Beli = Evet, Ferhande M ü ba rek . İclal " Azamet =

=

=

=

= -


AZERBAYCAN

58

DAV ASI

Utup katladım yolların az çohun ( 1 ) Gelip ta ki Tebrize oldum yohun Buyurdum. çalınsin neyü kusler Ve gitsin hafi şehre casusler (2) Bu iş, fikrederdim, ki bir dolmadı Ha men söyledim bir giden ahnadı Gelip gayze (3) hükmeyledim leşkere Açın şehre üç yandan od bir kere

AçıLdıkta ate_ş ederdin geman Ki gökten yere od yağır nagehan ( 4) Fedailerin tenge düştü işi Ölüp ortada kald� dokuz kişi Görüp çün bu evzaı (5) Settar Han Vurup şir tek nara çekti fegan 1

Mücahitler! Ey gayretin kanları (6) Ganimet hili n böyle meydanları Hayatın kalır bizde son saati Ağ ı rdı r bu son saatin kıymeti Ne bir hizmet etmişiz bu millete B ütün bağlıdır iş bu bir saate (1) - Çohun Çokun, Yoh/un Yakin (2) Kils = Kös. Davul (3) - Gayz Öfke, gazap (� - Geman = Zan, Nagehan = A n sızın 1(5) Evza Vaziyetler ·(ı6) Kan Maden =

-

=

-

-

=

o-=

=--=


A Z E R B A YCA N

DA V A S I

B u söz böyle tesir edip leşkere Hamı canü dilden (1) dedi bir kere Ne ölmek, biz öldürmeğe hazirik Ger ö lse k de bu emrde şakirik Deyip bu sözi şehrden çıktılar Ele (2) kı zdı l ar tehriden çıktılar Mücahitlerin cümbüşünden hema n

D i y erdinki bir mahşer oldu ay an ·

Düşüp secdeye cümle ihlas ile Niyaz ettiler niyyeti has ile

Durup bir sağa bir s ol a gittiler Gafıldan bize bir hüdum ettiler Yemi ni yesara katıp vurdular Bizi ezdiler, döğdüler, kırdılar Dedem vay ! meğer böyle de cenk olur ? Hele lap (3) uz.aktan n efes tenk olur

Hususen meğer böyle de H a n olur ? Bu satvetle de mer_9-i meydan ol\:ır ? Bu hali g öl ü p hirelendi (4) g-özüın Cehen nem k oşu n , ölmüş id i m özüm Dedim yahşıdır . .bir dağa tırrnaşım Elimde selamet kala ta başım Kaçıp rnerd merdane çıhtım dağa

Bahırdım o yerden sola hem sağa

(1) - Dil (2) - Ele

Gönü l Öyle, Tehr = Suratın bic; im ı (3) - Lap = Hep (4) - Hirelenmek Hayretten göz kama.._"masi = =

:.c


AZBttB.\ YC:\ �

60

l>A \' A � I

N e gördüm ? Kaçır tilki nispet ko�un de göreydin gelerdi hoşun

Özü n

Haray bastım (1 ) ah, vay, aman. kaçmay ı n '. Devam ey leyin bir zaman kaçmayın 1

Sözüm batmadı leşkerin beynine Uh. u:h, battı ok devl etin ayn ına Koşun kaçtı boşla n dı mey dan ı cenk Bütü n gitti yağmaya tupo tüfenk Çü gördüm olur vaz ' ı halim tebah (2) Getirdim iyirmi kazağa penah (3)

Yanan kalbi me sanki su saçtı l a r Oyerden alıp ta meni kaçtılar Budur sureti arzıhalim menim Mücahidler fü!e cidalim menim

Kavi şevket im (!) indi ferman nedir ? Buyur, mal n edir ? baş nedir? Can nedir? EğerÇi kaçarken atı yormuşam Gine her ne emrin ola durmuşam. Fakat, uzun ve çetin mücadelelerine

canlılar, meşr uti yete gene

rağm en

Azerbay­

kavuşamadılar. Zira. Ruslar Tebrize kadar · gelip Hacı Samet Han Şücaüddevle namında canavar .r uhlu bir müstebidi şeh re vali yaparak meşruti ­ yetçilerle muhalefete ba şl adı lar . Bu felaketten kurtulmak için Tebrizliler 191 1 yılında .gizl i bir fedai teşkilaıtı k u rarak Rus Kazaklarını esr�rengiz bir şekilde öldürmeğe b aşl ad ı­

lar. 19'12 de ıRuslar, Iranın Amerikadan getirmiş olduğu Mister Şuster riyasetiadeki . mütehassılar heyetini hoş gör-

(1) - Haray bas tı m Haykırdım (2) - Tebah = Pek perişan , bozuk (3) - Penah Utica =

==


. \ Z E l : JL\ Y ( ' A :\

61

l l A \" .\ ...; I

meyip i t i raz cder:;K \ : ı: , ı •; : · a l Vo rup:ı ı ı o r ı ırdu gönderd iler. O rd u Ka/. v i :�ı· kadar

k umarıda sı nda l)i•

giderek Ta h r an ı tehdit a l tıııa a l d ı . N e t i cede dev l el. m üteh assısl a r ı n istihda ­ m ı ndan v a z gct:l i . H u s rırdul a r ı Tcbrizde zalimane ha r(• ­ ketlcrde bul undular. Me!-irutiyctc.;i fedailerden bi r çogu n u

öldürd ü ler. İ mam C u m a v e S ı k a l ü lislam g i b i değerl i d i n a limlerini a rkadasla r i lc bcrabt'r a � t ı l a r . 1 9 1 4 y ı l ı n d a c i h a n harbi ba� l a d ı Rus la rla fogil izlcr Almanya a l ey h in e Os­ m an l ı devleti ise A l m a n ya leh i ı ı e harbe gird i . A zerbay c a n ropra k l a r ı bu .tarihlerde m u h a re be m e yd a n ı ol u p a ğ ı r fcliı­ kctlere ma ruz k aldı . Sarıkam ış muharebesi ba ş l a dı ğ ı sıra· d a Ruslar Azerbaycandan ç ek i l d il er 1 9 1 5 de tekrar Teb­ rize girip Culfa - Tebriz demiryolunu inşa ettiler. 1 9 1 7 :v ı tında Rus Bolsevik ihtilali oldu. Bunun üz e r in e Tebrizi vi ­ ne t e rk etmeğe mecbur oldular. 1 9 1 8 yılında Osman l ı ord u ­ su tekrar Tebrize girdi. ( 1 ) Osm an l ı l a r . Sosyal Demokr at partisinin l i deri olan Şeyh Mehmet H ıy aba n i y i Karsa göndererek A ze r bay c a nd a başlamış olaıı m illi hükumet fikrini bal ta l am ağ a b aş l adı l a r .

.

'

·

.

MÜSTAKİL AZAD İSTAN CUMHURİYETİ Azerbaycanda bir taraftan h ür r i y et ve me�ut i :v et in . kılabı yapılırken, diğer taraftan da m i l l iy e t inkıla b ı n ı n l ü­ zumu hissedildi. Zira, Azerbaycanlılar me�ru ve insa n i haklarını müdafaaya başladıkları zama n m e r ke z h ü k ume­ ti bütün kuvvetile mücahitleri ezmek icin ca l ı s t ı . Bu m i.ic a ­ ' deleler esnasında İran h aricinden. Tü; k ler. Gü r c ül e r Er ·

.

(1) B i rin ci C i han h a r bi esnasında A ntra n i k pla n ı n ı btbik etmek istiyen Ermenilerin, Garibi Azerbavcanın sila h ,: ı z ,. e m uk abel esiz halkına karşı yaptıkları canavarca saldırı�­ lardan ve tüyler ü rp er t ici cinayetlerden haberdar ol arak Azeri kardeşlerinin yardımına koşaa ve o n l a r ı kork u ıı l; ft? ­ cayiden kurtaran ; dolayısile A zer b ay c a nd a ismi dillere destan olan sayı n Ali İh san pa şan ı n kum a n dasıda k i m u ­ z a ffer Türk o rd u suun unutulmaz v e ö den i l me z ,· a r d ı ml a ­ rmdan kitabımızın ikinci c il d in de (Azerbayca n ·_ Türk iy� münasebetelri) mebhasınd a bahsedeceğiz.


AZERBAYCAN

DAV ASI

men i ler maddi ve mane,· i van! ımlarda bu l u n d u k l a r ı halde · lr a n ı n başka v ilayetleri bu kanlı sahnelere sey i rci kaldılar. Bundaa başka , merkez h ü kumeti sulh zaman larında Azer­ . baycandan temin ettiği gelirlerJ·� idare o l duğu h alde : zor günlerde her hangi bir m ütecaviz kar�ısında bu ülkeyi yal­ nız başına bı raktığı tarihte m ükerreren vaki olmu�tu r . Bu sebepler dolayısile. ( Azerbaycan yaln ız Azerbaycanlı el i l e idare olunmalıdır) prensibinin tat biki bir zaruret halini al­ dı. Diğer tara ftan şimali Azerbaycanda mi!li istiklal ha­ reketleri cenubi Azerbaycanda da m üessir oldu. B u inkı­ lapları yakından görmüş olan şeyh Mehmet H ı yaban ı Azer­ baycanda milli h ükumet kurmak maksadile 1 918 yılı nda

"

1 920 de Azerbaycanda müstaki l Azadi.stan Cumhuriyet i n i kuran kahraman Şeyh Mehmed Hı yaba ni


f i].

Soı;yal Dl'mukrat partisini tc� i s ett i . Teb r i zde b u l u n an ü s· manlı zabi t l e r i fı r ka l ideri ulan Ş e y h M e hmet H ı ya ba n i i l e anlaşamayı nca k en d i s in i Karsa sevkctt i l er. O�ma n lı ! a r ı;e k i l d i kten s o n r a �eyh M e hm et tek rar Tebrize d ö n er e :� partisinin başına g e çt i . 1 920 y ı l.ın da m ü st a k ii A za d i strı. n Cumhuriyetini k ur ma ğa muvaffak- oldu. Milletin a n a d i l i . ntaev1el idareleriiı a e ve mekteplerde resm i d i l o l a r a k h ­ bul etti. Heyecanlı n utuklar v e c a n l ı sözlerile m i l leti h a re­ kete getirerek az zamanda, her sah a d a bir ç o k ıslahat yap­ tı. Fa ka t .İngilizlerin şi ddetl i muhal efetienfe k a r şı l a şt ı ( 1 ) İngilizlerin yard ım ı ile Tah ran hükumeti tarafı n d a n gön d e ­ rilen Muhbirüssaltana şiddetl i mu h ar eb el e r d e n .sonra an ­ cak Tebr ize girebildi. Şeyh teslim olmıyarak son k u r'?u n a ka da r mukavemet etti v e v a zife başında şeh i t dfü�tü. Şeyh Mehmet Hıyabani m ür:: e vver. i ı k ı l itpcı v e k <ı lı ­ -

.

ram an bir şahsiyet idi.

RİZA ŞAH H Ü K U MET İ

Kacar s ül a l es in i n son h ükümdarı Ahmed Salı z a m a n ı ::: · da cihan harbi patl ad ı ve tra n toprakl arı n a k adar yay ı l 3 . rak b ü y ük içtimai felaketlere sebep ol du . Diğer t a r a ft a n dahili ihtilaller ve isyan l ar dolayısile İran ı n ,·az iycti c o :" karı ş ık bir hale geldi. Fakat keyfine d üşkün olan gene lı ü ­ kümdar Avrupa tenezzühgahlanndaki eğl encel erinden b i r ·

,

ayrılamıyordu. Bu s ı rada bir Kazak müfrezesin i n rei::: i o l a n . uı k ·: c: ­ ı:ıin ve azimli Savadkuh'lu Rıza Ha:1 a s i l eri::: Y a t ı.,:t ı r ı lm<� �ınd a gayretr"e çaıı�ığ'f ıçın - 1 920 y ı l ı n da harbi.ve ı�azı r l ı ğ ı ­ n a tayin o l u n d u . Az, zama n d a ordu işl e r i n i t a n z i m Nl i p J 9::: ;� y ı l ı n da b aş v ek i l oldu. 1925 yı)ında Ahmet ş a h ı :ı A \-ru pad;ı bu l un uşu nd an istifade edip, onun mem l ek et i�kri ;ı d c l i y;: ­ k atsi z olduğunu ve ken di s i şah o l d u ğu takdirde bu hleri d ü türlü

(1) 1 9 1 7 d e vuku bulan Bolşev i k ihtilalini m ütea k i p Rusl ar İ randaa çek il d ik te n sonra. İ n g i l i z l e r mevd a nı r a k i p siz gördü keri i ç i n 1 9 1 9 yılında İr a nd a k i ord u la r ı n ı n ta z v ı ­ kile a kdettikleri muahede muc iibince o rd u H' rn a l i \· e ·! ' ­ ! erinde gen i � imti yazlara m a l i k oldular. B u m u ah ed�' � L • t ı rada:ı Rıza Şah tarafı n d a n !feshedildi.


.\zı:.;ırn.\ l L\ \

i l.\ \

. \ :-i l

zenliyecegiııi \· e ay;ıi zama 1 1da�_ut i�.J.,1.�_!l�ipl er '. n i bu�eirini , adet ti. B u n u n uzerıııe. m uess ısa n mec sı -nı· afında ; �K3 C.�·ı:-si.'ıT:.\lesinin s al t an:ı. t ı ı ı a son verilerek Rıza H a n �;ı 'ılı�a get irildi. Faka t a z so nra v erd iğ i sözii t uıtmı ya ­ ra k ko�;u bir ist i bda t l :ı lı ii ki'ı nı �: iirmeğe ba�lad ı .

it

R I Z A SA . H P E HL E Vİ ZAMANINDA A Z E RBAYCAN ! !\:

VAZİYETI

Rıza şahın memleket içfo faydal ı olup olmadığı keyfi­ İranda mü.naka�alı bir meseledir. Bazıları Rıza �ah ı h u rafeleri · kaldırmak, peçeyi atmak, demiryol ;tesis etmek ve bazı şehirlerim ümranı uğrunda çalış tığı için memleke­ tin kurtarıcısı ve vatansever bir hükümdar sayıyorlar. Baz.ı ları ise bu ıslahatı medeniyetin zaruri ve alemsümul icablarından addederek onun devrini. zµlüm ve istibdat if\i­ tinin kara gün ve .felaket heyulasının hükümranlık devr) o larak kabul e di yorla r . Bunlara göre Rıza Şahın istibdat ve hodgamlığı olmasaydı ileriye doğru daha hızlı adımların atılma sı ve medeniyet sah ası n da daha parlak muvaffak i­ yetler kaydedilmesi imkan dahiline girecekti. Fakat her iki taraf d a Riza şahın..!gba..b ir d i ktatör1 siyasetten kıt ve pa­ raya düşkün bir adam olduğunu inkar etmiyor. Bu müna ­ kaşa yalnız İranın diğer noktaları bakımından varit olabi ­ lir. Azerbaycan bakımından ise Rıza Sah ve etrafındakiler A zerbayc anın milliyet, gelenek ve dili için kovu dü�man ­ far ve amansız hainler idiler. Azerbaycanı parçalamak ismini yer yüzi.�nden kaldırmak ve m ümkün olduğu kadar milletini perişan ve darmadağın etmek onların başlıca gayeleri idi. Bu m aksfltla R ıza Şah. Azerbaycanlınıa milliyetini unutturmak ve Azerbaycanın t ica ret \"e san'at haya.t ında durgu nluk. maarif ve içtima! vazi y et ine noksanlar sokmakla ahalivi baska ülkelere ka­ cırmak : net ic ed e b u ül kenin eski eh emm i yet ve k ıym eti n i eksiltmek gayesile istibdadının en a ğ ır kısmını oraya yük ­ ye t i

ledi.

Nicin ? Zi �a Rıza .Şahın m eftun olduğu diktatörlük ve �st ibdadı ayakta tutmak i�in hürriyet ve .i nkılap kayn ağı


AZ l:.;f{ B :\ ' (' :\ :\

65

i l _\ L\ S I

u lb n Azerbaycan ı k ü c.; i.i l tm e k vepaı \·a l a m a k ta ı ı IJa.; ka ı ;.; ­ bas t ı r m a k i c.; ı ı � Çünkü me ş ru t i yet i n k ı labı n ı resi yoktu _ utasında gön ­ m o k e l v de d ü n y A Şah i tarafından l A t Me h me l :ı hu :;�-­ ma k i n e l i t ü fe k takı ı ıı m u t · derilen ordu h ı�. t_e briz i n �am� i n a hJ..v esindt- Sl'ttar Han d a :ı___ys__ � . Azerba , · c a rı d§lyağı n ;ı.c.ıla r ı n ı lli r ,türlü unu t a m ı v u r d u . a ar i n a . a c.;a rpı � t ı .� ı n ı :.c i ,z i.ı finın hürriyetligrun a i le görmüştü. A zerba y c a n K acar s ü l a l es i n i n saltan a t ı n cı S{J!1 verip ,Pehleviyi meşruti yet namına >; a h l ığa getird i ğ i _g i b i ·

eski kudreti nde kalacak olsa idi onu n istibdad ı .1a m eyoa n

v ermiyecek ti . Bu tecrübeleri A ze rbayc a n d a y e di ıl, i d a r b e ­ lerden edi n e n Rıza Şah, tarih bo y un c a s i lahşorluğu \ ' e k a l ı · r ama n l ı ğ ı i l e t a a ın m ı ş olan bu bölgeyi para l i t ik , - a z i y clt:! sokmakl a k e n d isin i istibdat tahtında rak i p s i z görm ek i s t i ­ yo rdu . B u maksatla Kacarların sarfetti k ler i h ususi it i n a ._ - e teveccühü Azerbaycandan kaldırdı. Veliaht mer kezl iğ i n ­ den ç ı ka r dı . Orasını parçalamak ve milletinin i �· i n e t c f r ı ­ ka düşürmek için Azerbaycan kelimesini atarak m u h t el i f böl gelere ayırıp bez: birine (lstan) ismini taktı. Azerbay­ cana Fars unsuru yerleşti rmek ve Azerileri maddi za r uret ­ lerde bıra·karak başka yerl ere k aç ı rmak si y ese t i n i g ü t t ü . Bu gayeye varmak i ç i n Fa rsla ra A z e r b a y c a n da . Aze r i l ere ise lranın başka vilayetlerinde d aha imtiyazlı meınur i \" e t ­ le r t ayin edilmesi h ususuın da �iddet gös t er i l d i;,;....-B.ı.L s i y a ­ setle :Azerbavcanı Farslaştırmak ve s a fsat!l a rı � (Mogolun -bıraktığıTurl{çej) yı kait!ırmai �r l a r dı . Fa ­ Kat zav a l l ıla r boş yere uğraşrıtaf. .l:!.\"N, Azerfür)caı1l ı l a.r zarure t icabı o l a r a k memur, işçi. t al e b e ve t ac i r sıfa t i l l· i ­ r a n ı n başka vilayetlerine dağıldılar. F a ka t b i r kac.; d e j p n ere

müstesna, hepsi kend i m i l li:vet ve d i l l e r i n i muha faza et­ m e kt e ısrar ettikten baska Türk olmıvan u n s u r l a r a ra s ı n ­ da yaymağa da muvaffak oldul a r . S a h . ken d i arka­ da� l a r ın a �ayca:ı m i l l e ti n i n ô���1pcı. ı Hı a c ı . kaba� .

·

� emeDTcI o lduğunu s r i . Zah i rd e A z e r i l er i medhedcrek on l a r ı kendısı11e ıstı:;at�ı h sa �·ıp İ raı ıı n kur­ tarıcısı v e s i la h şo r evladı d i y e \'ası f l a n d ın r d ı . S ı r f m i.i d a ­ han e maksadi l e söy l ed i ğ i bu sözlerle bir t a r a r t an A :-:er. bay c a ıı milletin i a l et olarak kulla n m a k , . e a�ır ist e n' m e ­ mur etmek ga ye si n i ıt akip etti.ğ i h ; ; . j e d i ğer t a ı ·a r t a n a r k a ­ daşla r ı n ı A zerbaycan l ı d a n korkmağa H'

�akınma�'.:1 lÜ H•t F - :i


AZ EJ{ R.\ YC:\ :'lı

66

DA V A S I

ed i v o rd u . Tcbrizi seya hatleri n de!1 bi r i n de maariJ .idares i kendisini i c i n durdurulan cocuk lar a l k ı :-;l<ı d ı kl a rı zaman ke � d i n i tutam..ıycı rak «�tcar Har,ıa. da �ı_ı._u il_kı�larclan c o k y a p ı l d 1 » demekle _g izl i niyetini açığa \ ' i l r �n'tı < o l d u Pciı :l'\· i. bes l ediği kötü n iyet ve · yaptığı ıtaz y i k )�r ­ d e n duLi ,- ı Azerilerin kendisine karşı kin ve nefret bes­ kdi L( i n i b i l i , · o r d u . /\.z::c·b ıyca !ıd-1 k ı ms en i n gözüne gör i.in­

tar�ıfından tezah ürat·

nwz�i i .

B i i h a.ssa Tebr ize

geldiği zamanlarda etrafında birkaç

kam�·on e l i t etikte muhafız asker -bulunduğu halde yıldı­ rım h ı zile c a d d e l e ru e n ��:;-:n esi k o r ku su n u n P.ı a ç1 k delili

ı:rn v ı l ırd ı .

· R ı za Sah. Azerbaycanlılar t arafı ndan sevilen bir me­ m u ru Aze�·baycana gÖndermezdi. Daima beceriksiz kaba

korkak memurları tayin ederdi . Halk tarafından sevi ­ ,· ilen Azerileri kardeşlr:dıvlen a:.,· ır::na İ{ i ç i n yüksek mem u ­ r iy e tl e r vererek İra nın ba�k'ı vilayetlerıne g0nderirdi. A­ zc r bay ca nı n menfaatını düşünen her memuru derhal or­ tada.1 kaldırır, ha · ta bazen öldürmeğe kadar ileri giderdi. General Tahmasbi'yi A�erbayca n uğrunda c a nd an caJıstığı icın OIOUrt LU. Rıza Şahınou di rayetsiz ve tedbirden mahrum memur­ ları göndermekten maksadı parmağı işaretile oynayacak b i r k u k l anın iş başında bulunmasını �ağlamak idi. İşte bu kaba ve mantıksız memurların idaresi altında Azerbaycan milleti h er nevi işkenceye katlandı. Azerbay­ canlını n yanına her şeyden daha ü st ün ve d ah a aziz olan milliyetine dahi hakaret olundu yirmi sene müddetle Rıza Sah müstevfüeri (1) bu ülkeyi çaldılar çarptılar, soydular ve sonunda dil yarası da vurmaktan çekin m edil e r . A.'iırlardanberi kanı ve cam ile İranın istiklal ve aza­ metini k ::>ruya.n , ik i de birde İ ramn her hangi bir noktasın ­ d a v uku bulan karga�alıkları ve isva�1ları masum evlatla ­ rını feda ederek ya tıştıran . kızgın güneş ve dondurucu so,.e

( 1 ) Müstevfi : 1939 y ı l ı n d a Rıza Şah tarafından Azer­ baycana v a li tavin edilen bu ;Şahıs �zerbaycanın erzakını h arice kaçırmak suretile kasdi ve sun'i bir pahalılık husu­ le getirmek ve Azerbaycan milliyetine hakaret etmekle şöhret bulmuş b i r alçaktı r.


AZER BA YC.\N

DAVASI

ö7

ğuk a l t ı n d a çol u k çocuk. k adın erkek gecel i g ü ndüz l ü ça­ l ışarak Tah r an bezmgahlarına y i y ec e k hazırlı yan. dev l et ho vardafarını� yabancı memleketlerdeki eğlence masra f l a ­ rını a ç kalarak ödiyen, ektiği ve zahmetle yetiştird iği mey­ vayı çocuğunun a ğ zı n daa kopa'rarak memleketin servetin i te mi n etmek maksadile ka rsılıksız olarak devl et el ine b ı ­ r a k a n iranda san'at zarafeÜni yaşatmak i ç i n halı at0ly e ­ lerinde masum ço cuk la r ı n ı küçük y aş l a r da paralitik vazi ­ yete sokan ; hulasa. canını ma l ın ı rahat ı n ı , k e y f i n i h ayat ­ taki n a s�pl e ri n i ve ta b ii haklarını bırakarak İran m e m l e ketini ve devletini yükseltmek u ğru n da çalışan Az e rba_.,.. ­ canlı n ı n mükafatı bu mu i di ? Bu kadar h i zmetl er i n kar:ı ı ­ lığı hakaret m i olmalı idi ? F ed ak a rl ık l a rı n kar�ılığı böyle mi ödenir ? Azerbaycan bu .n ankörler uğrunda katlandığı meşakkatler ve gösterdiğ i faaliyetlerin yarısını kendi ev­ ladı için sarfetİn iş olsaydı bugün r:: e si eksik olur \·e hangi derdine deva olmazdı ? ,

,

,

­

CEMİYETİN

KARAKTERİNİ İNHİTATA GÖTÜREN BAZI AMİLLER

Azerbaycanlı, çok eski zamanl a r d an b er i k e:-ıdisine has ve ·geleneğe sahipti. Azerbaycanlı, k a h ra m a n l ı k v e peh l i vanlı k aşıkı olup kuvvetli b i r vücut, cesaretli bir yü­ rek onun nazarında en çok sevilen şeylerdi. İğr en ç ,. e k ö t ü itiyatl ar da n uzak., afyon içmekten ve uyuşturucu m adde­ ler kullanmakta son derece müteneffirdi. M inL t esa n ü t ve el tutmak {!) onun en seçkin sıfatı idi. Da ikavuk d e ğ i ! di, ve mutabasbısların kanını halal görürdü. S a da k a t v e doğruluk h a y ran ı idi. Bir çok defalar harp sa h n es i ol duğu ve mükerreren muhasaralara m a ruz k a ldı ğ ı nda n d o l a \ ! ta­ rihi vak'alardan ıtecrübe alarak iktisadi bakımdan c:Jk ih­ tiyatka r b i r zihniyet iktisab etm i ş t i Vakti hali v e r i n d e o ­ lan kimseler s e n elik ihiyaçlarını z am a n ı n d a tem iı;ı e de r l e r di. Yoksulların ihtiyaçları ise mahalle halkının k endi ara­ larında kurm uş oldukları k om isy onla r tarafından t e da r i k edilirdi. Bu güzel gelenek ve ahlak s ayes i n de Azerba �·can­ lılar şen, sağlam ve di n ç olarak çetin gü n l erde bile re fah la h ayat g�irirlerdi. Safevi padişahı şah Tahm a s p Horasanah l a k

"

.

­

,

(1)

Et

tutmak : Yardım.


AZERBAY<.;AN

68

DAVASl

da Özbeklerle harbederken Osmanlılarıa Azerbaycana hü­ cum ve Tebrizi muhasara ettiklerinin haberini alınca : (Tebi:zin muhasara edilmesinden korkum yok �,her ferdi as­ ker ve her evi yı l zumarile (1) doludur) diyerek Tebrizin iktisadi vaziyeti karşısındaki itminanını belirtmiş oldu. Azerbaycanı asırlardanberi dimdik tutan bu a n'ane­ ler s::>n virmi sene icinde muhtelif amiller ve sebeplerin te ­ siri altı�da inhitata ' uğradı. Çok acıdır ki bu sebeplerden bir çoğu kasdi o larak husule getirilmiştir. Bu cümleden ol­ mak üzere Azerbaycanda iktisadi faaliyetin durdurulması halkı yoksulluğa sürükledi, yoksu "rluğun getirdiği meş'um ve uğursuz ahlak ü lkeye yayılmağa başladı. Afyon, gayret ve hamiyet seLbedici maddeler devlet teşviki i le ton ton A7.erbaycana gönderildi. Bunların kullanılması da serbest bırakıldı. Eskiden. Azerbaycanda ender teşadüf edilen af­ yonkeş çok menfur oldukları ve çocukların alay ve mas­ karası olmaktan kurtulamadıkl.arı halde. Rıza Şahın icadet­ tiği emniyet ! sayesinde normal bir iş olarak tefakki edilme­ ğe başlandı. Bu ,,gibi can yakıcı maddeler. t emiz kanlı kar­ deşlerimizi her gün biraz daha artan bir hızla zehirlemeğe doğru yürüyordu. Fakat Azebaycanda Demokrat Parti i k­ tidarı el e aldığı gün bu iğrenç itiyadı şi ddetle yasak etti. Diğer tarafta:ı yukarıda söylediğimiz giıbi Azerbaycanın milli an'ane ve sıfatın ı yaşatan ve koruyan �ahsiyetle r muhtelif desiselerle kaçırıldı, sürüldü veyahut yüksek mevkiler verilerek İ ranın başka bölgelerine gönderil di. Ba­ zen de günahsız olarak fırkacı, komitacı veyahut başka damgal arla zmdanlarda hapsedildi. Milletin benlik ve ka­ rakterini yaşatan kimseler ortadan kalkınca başsız bir top­ l u luk gibi manevi bir hercümerc ve cemiyet icin her sahada felç v e i n tizamsızlık hakim oldu. Bu manevi bozuklukları zah iri ve çürük bir idare şeklile örtmeğe çalıştıl ar. Eskiden vüzbin lerce şeh it kanının pahası:ıa yazılmış ol a :1 kanunlar. cansız ibrelerl e kitapfarda .mahpus kaldılar. (Meşrutiyet istibdadın en menhus kıyafetile ortaya çıktı. Hak v e ka ­ nun kelimeleri şa rlat anl a r elinde aldatıcı oyuncak mahiye­ tini aldı. Yolsuz, ba,şsız ve zevale mah kum cemiyetl erde o lduğu gibi yal n ı z para hakimiyeti ortaya çıkıtı. M emur, ( 1 ) Yıl

-

Zumab

Ev i n senelik yiyecek ihtiyac ı .


_,.\ ZEll H A Y C A N

DAVASI

69

vekil. hoca, zabit, hakim, polis kolayca alı n ı p satılabilirdi. Büyüklük, izzet, şan, şeref, mevki v e makam hep para i l e ôlçülmeğe başlandı. Vicdani v e ahlaki davrananlar. doğru­ luk ve sadak ate tapanlar son derece bir zaruret içinde ha­ yat geçirirlerdi. İl im ve hüner erbabı ken disini idare edE: ­ bilecek ve bilgisini ilerletecek vasıtaları temin edem iyo•­ du. Cehalet ve k aran lı k hakim i yeti denilen, inhitat ve z e­ vale mukaddime olan, milkti z i llet ve esaret uçuru mun:ı sürükliyen ıbu buh ranın çok kötü n eticeler doğurac a � ı m u ­ hakkak ,görül üyordu.

•İKTİSADİ B UHRAN

Azerbaycanın içtimai vaziy et i n de bu buhran h ü k ü m sür.düğü sırada iktisadi vaziyetinde de b i r felç ha s ıl oldu . Azerbaycanlıların eks e risi eskiden ticaret ile geçinirl erdi. Türkiye ve Rusya ile sıkı tic a ri m ünasebetler bu ülkenin zengi nleşme sine sebep olmuştu. Pehlevi zaman ı n da bu ti­ caret kapıları k apa ndığ ı için ülke çok fakir bir hale düştü. Ticaret olmadığından 1Azerbaycanın diğer servet kaynağı ­ n teşkil eden ziraate de halel arız oldu. Çiftçi l erin çok ç a ­ l ışm alarına rağmen yo l v e n akil vasıtaları olmadığı içi�1 mah sul para etmedi ve çürümeğe maruz kaldı. Azerbayca­ nın esas geçim yolun u t eşkil eden z ir a a t ve ticarettek i bu durgunluk meydana geldikten sonra umumi fakr bal? gös­

terdi. Ülkenin mahdut serveti d ev le t yağmacıları , do l a n d ı r ı ­ cı tüccar ve dini suiistimal eden mollalar t a ra fı n d an tür l ü hilelerle topl an d ı . Neticede milletiil parası bir kaç k i şide temerküz eıtti. Bunlar da m eden i yet nimetlerinden ma ı1 rurn

bırakılmış Azerbaycana tenezzül etmi yerek Tarhanda ya ­ §3.Dlağı tercih ettiler. B öylece, A z erb a yc a n da k a za n m a k Tarhanda harcamak veyahut A ze ril er in kanı?:ı sömürmek v,e Tahranlıları semirtmek onların ba ş l ı c a şıarı old u . Bu suretle A.zerbaycanın s erv e ti bir kaç kişide temerk i i z edip Tarhana taşın dı kt a n sonr a h a l kta se f a let ,.e işs i zl i k h 3 kim oldu.

Azerbaycan İranın başka v ilayetlerinden di!h� m i.i n � i t daha m üm ta z ·olduğu için bu m ı n t a k a n ın ku ­ ru mah s ul l e r i devlet tarafından e k s e r iy a h ari('. m em l e k e ı ­ lere satı l ı rdı. Bu cihetl e açl ı k ve m a h ru m i vet hl�r �·erden ve mahs u l at ı


'i O

AZERBAYCAN

U..\ V A S I

ziyade bu ülkede kendini gösterirdi. 1 939 d a Azerbaycanda mahsul cok bol ve sekenesinin iki mislini kolayca idare edebilec�k vaziyette idi. O kadar ki. harmanların bittiği sı­ rada eski ve yeni anbarlar dolduktan sonra, satış meydan­ larında yığınlar halinde buğday toplanmıştı. Bu bolluğa rağmen ayn i sene k ışın ve bahar mevsiminde Azerbaycan halkı arpa, sama;1 ve darı ile ·karışık simsiyah ekmeği ·bul­ m akta dahi. zorluk çektiler. O sene Azerbaycan mahsulatı mümtaz ve mergup olduğundan dolayı Almanlara satılmış­ tı. Ayni sene İ ranı n her yeri;1de bolluk ve hoşluk olduğu halde Azerbaycan, tarihinin en kara ve muztarip günlerin i geçirdi. Açlıktan halk. insanların yemesine mahsus olmı­ yan şeyleri yemeğe mecbur oldular. Dolayısile çeşitli has­ talıklar ülkeyi kastı kavurdu. Kıtlık, parasızlık ve işsizlik felaketleri beraber yürüdü. Çok enteresandır ki, Azerbay­ can qu açlık ve ıstıraplı günlerde · Azerbaycan dışı vatan­ daşlarının bo l bol yiyip eğlendikerine şahit oldu. Bu sıra­ larda ekmek İranın diğer vilayetlerinden şoförler tarafın­ dan armağan olarak getirilirdi. Ayni yıl muallim olarak bu­ l un duğum Kazvin şehrinde ekmeğb kilosun u bizzat on şa­ hıye (1) adığım halde Tebrize geldiğim zaman ayni kalite­ de ekmek. kilosu 1 20 şah iye güç tedarik edilebilirdi. Azer ­ baycan ın idare bakımından İ ranm. başka v ilayetlerile hiç farkı olmadığını iddia eden boşboğazların bur. a nasıl ce­ vap vereceklerini merak ediyorum. Pa'"ıalılık ve kıtlık geçici hadiselerdendir ; büyük fela­ ketler doğurdukları halde daimi iz bırakmazlar. Nasıl k i Pehlevi h ükumeti çöküpte Azerbaycan ı n idaresi yerli un­ surlar eline geçtikten sonra hayat normal şek;foi aldı. ıHalk refah v e rahata kavuştu. Fakat dil yaraları ve Azerbaycan miUiyetine edilen hakaretler bu tarih i n unutulmaz acı ha­ tralarındandır. Pehlevinin Bu sıralarda Azerbaycan valisi olan çömezlerinden Miistevfi, Azerbaycan hakkında beslenen duygular ı açığa vurmak gafletinde bulundu. Senelerce A­ zerbaycana karşı kin v e nefretle m eşbu olan bu gibi alçak-

( ! ) Şahi 'O zaman 20 paraya tekabül ediyordu. lar dost maskesi takarak ellerinden geldiği kadar düşman darbeleri indirmekten çekinmediler. Zaman bunların mas-


AZER HA YCAN

DAV ASI

'i 1

k eleri n i k a l d ı ra r ak g i zl e d i k l e r i cehennemi y i.!zlerini ve h ain simalarını ortaya koy du . Fa k a t b u ba y k uş sesleri A­ zerb aycan için uğ ursuzlu k doğuracağına _ m � y men ı:t_l e ne­ . ticelendi. Zira A zer bay c an l ı senelerdenberı g o st e rd ı g ı sada­

kat ve samimiy etin e karşılık bu alç a k ç a muameleleri gör ­ dükten sonra artık bu deni ve ş ere fs i z tiplere güvenmek ­ ten vazgeçmek zamanının gel d i ğ in i anladı. Bu kur n a z til ­ kilerle n e ş e} d lde muame l e e d ecğ i ni n yo lunu buldu.

HALK ARASINDA MECBURİ MU HACERETLER İktisadi ve i ç timai buhranlar, sun 'i pa1ı alıl ıklar, geçim zorluğu cemiyetin ruhi ve manevi ahvali üzerinde c;ok m ü ­ essir oldu. Az erb aycan d a eskiden, milli tesanüt v e n e viper­ v erl i k sevkile birleşmiş olan muh telif t ab a k a l a r bu zama n ­ larda birbirlerini tanımamağa baş l ad ı l ar . Tesanüt v e itti­ haıt bağları kopt u . Devletin k üçültme ve parçalama planı yavaş . yavaş tahakkuk etmeğe .b aş l ad ı. A r t ı k . A z erba y c an Azerilerin hayat şartlarını tem in edemiyordu. Yaşama çok sıkıntılı bir şekil aldı. Ülkenin s erveti üc; beş nankör v e seciyesiz zengin ,elile Tahran ve ba·� ka v ilayetlere ta­ şındı. Ticaret yok, san'at yok, durgun bir ziraat varsa da semeresi daha ziyade emlak sahiplerinin c epl er i ne g i rm ek ­ tedir. Harici muhaceretlere de imkan yo k tu r . Böyl ece. mem l ek etin ekserisiai teşkil e den işçi ve k ö ylü iki y o l d an birisin i seçmeğe mecbur old u ; ya işsizlik. parasızlık ve pa ­ halılığa katlanarak s e fa l et ve fe laketle başba�a kalm ak : yahut, aile, yurt ve çol u k çocuğu ' bırakarak demiryolları yapmak için kı zgı n çö11ere, tüneller in şa sı içi n malar �·alı Mazenderan d ağlarına ; çöpçülük ve sair ağı r i ş ler i görmek için Tahran v e diğer İ ran vilayetlerine kaGmak. Evet. Azebaycanın hamiyetl i işçi ve k ö y l ü s ü .gurbet \"C zillet iç i nde yaşamayı çocuklarının açlıktan ölmelerine ter· cih edip İran içerlerine doğru a k ı n ettiler. Orada ağır i:şll' ­ re k aıt lanmak ve mahrumiyete tahammül e t m e k suretile k az a n d ık la r ı üç beş k u r u şu ailelerine gönderi�·orlardı. Ba­ zen kızıgın çöllerde hastalanarak yahut tünellerde e z i lerek bi r s ü r i ·ı y etim ço c u k b ırakırlardı. Bunların acınacak \" e sefil bir hayat geçirdi·kleri n i Tahran. Kazv in. Kum g i b i

1 0 - 1 1 si b i r çadırda �-a�a ­ dıkları şöyle dursu n . Tahranda Se n gl ec m a h a l lesi n d e 7 . S yerlerde bizzat gördüm . Çöllerde


A ZI-;Irn A Y C A N

DAVASI

inin bir odada yataksız ve pafazsız kıvrılıp yattıkların a şa­ hit oldum'\( l ) . Başsız bir kitlenin hal ve- vaziyetine düşmüş olan bu zavallılar vicdansız idareci lerin kahr ve tahakkümü altın ­ da insan hayatına yakışmıya n bir vaziyette yaşıyorlardı . Rıza Han memurları Azerbaycanın küçülme ve parçalan­ ması için çizdikleri planlar tahakkuk etmeğe başlıyordu. Çünkü Azerbaycanlılar ev i mülkü yanmış, yahut istilaya uğramış insanlar gibi vatan gurbeti ve sıla hasretile yan­ tnağa mecbur oldular. Bir çokları bu işsizlik zaru retinden kaçtıkları .gibi. t üccar ve esnaf müşteri bulamadıklarından talebeler tahsi l zaruretinden dolayı cennet yurtlarını bıra­ karak Tahran ve başka vilayetlere taşı1ı mağa mecbur ol­ dular. Son sayım neticelerine :göre Tahranda 240000 Azer­ baycanlının bulunduğu meydana çıktı. Buna mukabil, 1 673 te Tebrizde bulunan Fransız seyyahı Chardin'in yazdığın a göre bu şehrin 5 5 0 bin nüfusu olduğu v e Kacarlar zamanın­ da da buna yakın bulunduğu h alde mezkur )sayımda 2 1 3bin olarak tesbit edilmişti. SON YİRMİ .�E N � i_ç�DE AZ �RBAYCAN KOYLUSUNUN HALI

Eskidenberi h üküm süregelen serf vaziyeti PehLe v i devrinde Azerbaycan köylüsü hakkında daha fazla şiddet kesbetmişti. Toprak nisbetsiz ve mantıksız olarak sayılı ( 1 ) Bu kadar sefaletle yaşayanların yanında Tahranın lük s ve refahlı hayat geçirenl erinin de ekserisi Azerbay­ canlı idi. Ordudaki zabitlerin yüzde elliden fazlası ve yük­ sek idare memurlarının çoğu Azerbaycanlılardan teşekkül ediyordu. Fakat Aryani zm tara�!J-tının çevirmiş oldukları bir çok entrikalar yüksek idari in 'aU'amlar işgal eden bu A­ zerbaycanlılar arasında birleşm iye imkan vermiyordu .. Milliyet hissi taşıyan bir çok Azerıbaycan lılar kardeşlerini tutm ak için çok çalışmalarına rağmen. bu h immetler elbir­ liği ile yapı l madığından , münferiden faydalar temin ettiği halde mühim ve külli bir netice doğuramadı. Bu arada, bazı A zerbaycanlılar arasında eski bağların çözülmüş oldu­ ğunu ve hatta nadiren de olsa benliğini kaybetm iş olan kimselere rastlandığı n ı esefle kaydetme k isterim.


A Z EJr n A Y C A :"i

UA V A S I

'i 3

bir kaç kimsenin elinde toplanmıştı . Zahiren. mem l ekette meşrutiyet kanunL'arı mevcut olduğu halde hakikatte de­ rebeyl i k ve erbablık (1) hüküm sürmekte idi . . Topraklar üzerindeki her nevi hak ve salah iyet erbablara ait olup köy!ünün bir karış toprağı yoktu (2) . Köylü sırf bir ku l g i ­ gi erbabı için çalışıp her nevi n imetten ve hatta istihsal etti ği mahsulierden dah i mahrum ve paysı zd ı. Molla ların ekserisi, eskidenberi toprak sahibi ·old ukları ıçın d in i akidel�ri şahsi menfaatler uğrunda alet ederek. zorbalar arasında paylaşılan bu mülkiyetleri asümani bir kanun ve kadri bir kısmete irca edip, AJlah ın nazenin ve sevgili kulları oldukları için kendilerine verilmiş olduğu­ nu ileri sürerek böylece halkı iğfal etmişlerdi. Bu!'lu n için ­ d i r k i köylü, b i r karış 'toprak sahibi olabHeceğin i asla v e asla aklına getiremezdi. (Hak ve adaletin timsali ol a n mu­ kaddes islam kan unlarının bu sekilde istism a r edi l er ek ta h ­ rif ve tefsir olunması teessüfe şaya ndır.) Hülasa, erbapların zorıbalı k v e merhametsizlikleri . sah­ te h ocaların iğfal ve yalan tefsirleri, köylüleri n s aflık v e tahsilsizl i kleri Azerbaycan 1k öylüsii.ne çok acınaca k b ir hal vermisti. B unlar her nevi insani h aklardan mahrum ve erbabların keyif ve neş'elerini temin içi.n birer canlı a.Iet­ ten başka bir �ey deği llerdL Ellerinde bı rakılan bir lokma kuru ekmek bir lutuf olmaktan ziyade malik l'erh müstak­ bel istismarlarmı sağlamak içindi. Azerbayca n köyü s ii didi­ ne çırpına. türfü zorlukl a r v e imkansızlıklar içinde tabi atl e mücadele ederek memleket nazeninlerin in hayat v e bes ­ lenmesini temin ettiği halde Ilıtuf m ahiytinde olsa bile o n ­ lardaa hiç bir karşılık görmemekte idi. İstismarc ı l arın b i t ­ mez tükenmez yağmalarından dolayı bugün kü meden iyet n imetleri Azerbaycan köyl eriın e girememişti. Köylü nur ve ışıktan mahrunı.du. E l1bisesi,n i kendi eli t e yarar. eskiden­ beri mevcut ola n yer l i ve ar:: ' anevi il açlarla ted;:n i olumır e n ipitadi alleterle ziraat ederdi. Erbabın kövliive karsı · dana­ nışı çok haşin ve adeta köle ile sahibi ��·asındaki muame­ le gibi idi. K öylünün erbab tah a kkümü n den güç bel a k urta -

(1) Erbab : Köyün sahibi olan şahıs.

(2) Hurdarnalik denilen köylerde köylü toprak s a h i b i olabi i r. Fakaıt b u gibı köyler p e k azdır.


İ ra n maa rıf idaresin in Azerbaycaada her şeyden evve l takip ettiği m aksa·t Fars dili n i n propaganda edilmesi oldu ­ ğundan meseleyi proğramlarının başına geçirerek bütün gayretlerile bu hususta ç·alıştı l ar. Bövlece y irmi sene m üd­ d etle R ıza Haıı h ükumeti milli birlik icat etmek hülyasile Türkçeyi 1Mogol yadiga rıdır diye kaldırmak için bu dilde k itap yazmak ve bastırmak veya mevcut nitapları okumak vasak edildi. Yine bu maksatla şehir, köy, mahalle, dağ. dere ; ır­ mak : kabile ve hatta abidel e rin isimleri Farsçaya tercüme olundu. Türkçe yazılmış olan kitapların ithali yasak edildi. Azeriliere dillerbi unutturmak için azami gayret v e para sarfedildi. !Umumi yerlerde, konferanslarda, camilerde Farsca konusmak mecburi oldu. Mekteolerde Türkçe ko­ n uşulması -su ç sayıldı Far�cadan talebelen -ıçın dan Türkçeye tercüme yasak edildi. DRha saçma ve gülünç tarafı, alfabe s1nıfında dahi bu emrin icra. olunmasında n ihai şiddet gösterildi. Birinci sınıflardaki tedris adeta komedi halini aldı. Havret! Asırlaranberi h ic bir harici tazyik olmadan Farscay ı benimsiyerek kendine ikinci dil edinip kendi dili ile beraberinkişaf ettire::ı. bu yolda yii.zlerce şair ve mu­ harrir yetiştirmekle büyük h i zmetler yapan Azerbaycan] ı için bu tazyiklerin ne manası var? Sırf acemilik ve dar gö­ rüşlülükten doğan bu,.tazyi.)derle Azerbaycanlı n ı n en bariz m illiyet şiarı olan diİn i kıldırmak için yirmi sene müddet­ le zavafülar boş yere uğraştılar. Tee.,süfe şayandır ki ; bazı dejenere. kozmopolit. ve . benliğini kaybetmiş Azeriler bu hususta Farslardan daha fazla Farslık göstererek bu alçakça ve de:-ıi hareketlerile Azerbaycanın eşref dolu, temiz tarihini lekelediler. ·

AZERBAYCANDA UMRAN Medeni memleketlerde yaşıyanlar . kudret ve mede n i ­ yet seviyelerini oturduk l arı mesker:J erin tem iz.l ik, güzellıi k v e mamurluğu i !ıe mukayese etmektedirler. Alemşu mul o l a n b u mesele h er m emlekette mil letin mali bünye v e zevkine göre türl ü şekil lerde tezahür etmekted ir. Ne ·kada � ger i o­ lurs a olsun bu en zaruri iht iyaçtan hemen hemen hiç bır mem leket mahtum kalmamıştı r. İran !ı i.i.kCımeti de bu sa-


AZ E R B A YCAX

JJ A V A S I

rabildiği azıcık er za k d a , m uhtel if s ı fa t l ar la köye gelen de�·­ let memurlarının yağmasına maruz kalırdı. Obj ektif veya sübjektil bir kantrolün yokluğu diğer taraftan z� l i m i n z u l ­ münü h afi fletec e k ve mazlumun şikayetini dinl i yecek bir merciin bulunmaması zorbalık hakimiyetine yol açm�tı. Bu a ğı r şerait dahilinde yaşama k imkanı o l m a dığ ı i ç i n köylü, köyünü bı rak ara k amelelik ve işçilik y a p ma k maksad i l e şehirlere k a çm ı ş . neticede köylerin vaziyet i günde n güne harap bir hale gelmişti.

AZERBA YCANDA MAARİF Azerbaycan halkı ilim ve tahsil aşıkı o l u p b ütün zor. rağmen eskide�beri e v l a tl arı n ı oku tmağa son der�ce ga y ret gösterirlerdi. Y a zdı ğımız gi bi, İ ran da ilk usulü cedi t m ek tebi Azerba vcanda acılmıstı. Pehlevi d e v­ rinde bu ülkenin büyük olmasına v e n ü fus kalabal ığına rağıne;:ı maari fü1e l ayık o ldu ğu kadar ehemmiyet verilme­ di. Dört m ilyon nüfusa m al i k olan Azerbaycanda yalnız bi­ risi tam teşk ilat l ı olmak üzere üç erkek bir k ı z l ise si \'e i k i erkek. iki kız muallim mektebi vardı: El!ii b i nd en fazla nüfuslu sehirlerin talebeleri l ise tahsil i iç i n Tebriz, Urm i y e , E r d e bi l gibi �eh irlere gitmek mecburiy'etinde k al ı r l a r dı . Maarif teşki latımn. gün­ den güne genişlet ileceği yerde tahdit olunması hayret e de­ ğer bir meseledir. Tebrizde eskiden ü.ç e r k e k l is esi me\-cut olduğu h alde bunl a rı n ikisi kapatılarak ( D ebr is ta n ı Firde,· si) n amınd a bir l ise tesi s olundu . Azerbaycanda tahsil. yalnız ve yalnız paralılara m ah s u s olup hali vakt i verinde olmıyanlar için erişilm ez bir arzu hükmünü alm ıjt ı . H ü ­ kılmet tarafından hiç b i r yardım v e te� v i k yapı lmazd ı . Yüksek tahsil vasıtaları yal111 z Tahra n ı n ş eh r i n d e o lu p . t a ­ lebeler burada türlü zo rl u k l a r ve m a n i a l a r l a kar· :: ı l a s ı r ­ l ar d ı . Hükumet tar a fından tah s i l i k o l avlas t ı rmak mak.s a­ dile b ir tek adım ·bi l e atılmamıst ı . il'ok su ı Azerbavcan lılar sabahtan akşama k ad a r ha y a t l � r ı n ı t em i n içi:1 c.: � I ı ş ı p ge­ . celeri i st i r ah a t ist i h k a k ı nı b ı rakarak i st i kba l ic in didindik­ l eri halde yal n ız devamı mecburi o l m ı v a n der � l eri okuma­ ğa imkan bulabil irlerdi. D e v a m mec bİ.ı r i v e t i o l a n de rsler; o k u m ak m u h a l ve i ın k a '."! s ı z d ı . Bu mah ruın ivet. d iğer m a h ­ · rumi yetlerden daha ziyade o n l a r ı ü z m e k t e i d i . 1ukl a ra


76

_·\ZERHA YCA�

HAV :\ ::i l

hada gen iş a dımlar atarak mem leketi n güzelleşmesi. için e ­ · i kadar calısmıstır. Fakat h e r nevi tabii gülinden o aeldig medeniyet zellik v e istidada malik olan Azerbaycan bu nimeUeri nden hemen hemen mahru m kaldı. İranın başka şehirlerinde ve bilhassa Tahranda ihtiyaç h issedilmeyen yerlerde dahi eğlence kabilinden as�alUar yapıldığı halde. koskoca Azerbaycan şehirlerinde « BIR KARIŞ DAHİ OL­ •

SUN YAPILMADL»

,

,

HÜCUMLARI

-Millet, istibdat bulutunun kapladığı bu ülkede kara günleri geçirirken ikinci cihan harbi patladı ; 1 941 yılında bu mağdur ülkenin m u kadderatına tesir etmeğe başlad ı . Şöyle ki, Amerikalılar ve İngifüler Almanlara karşı müt­ t efikleri bulunan Sovyetlere silah ve malzem e göndermek maksadile irtibat sağlamak için İran yolunu s eçtilıer. İ l kin, İran topraklarına bir tek yabancı askerin ayak basmaması şartile. malzemenin bir transit bedelli m ukabilinde ve İran askerlerinin k o ntrolü altında cen upta Basra körfezinden şimalde Hazer denizi fömanlarına sevkedilmesini istediler. Pehlevi devrinde İran topraklarında 1500 km. den faz­ la demiryol çekifüiği halde ; mahsul, güzellik ve servet ba­ k ımından yola h er yerde n fazla l üzum h issedilen Azerbay­ canda «BİR KARIS BİLE OLSUN CEKİLMEDİ . » Şehirlerin imar�nda d a ayn i ölçüde müsamaha göster il ­ d i . Böylec e eskiden ç o k güzel ve mamur olam Azerbaycan

şehirleri, bunları n k a sden metruk bırakmaları n eticesinde harap ve sekenesiz bir hare geldi.. Küçültme, parçalama. tahrip, s ekenesiz bırakmak, iptidai şek l e sokmak meselele­ ri ihmal ve tesadüf neticesi olmayıp muntazam bir plan üzerine idarec i lff tarafı ndan y ürütü!mii� ve işlenmi:ş o­ yun lardı r.

Son yirm i sen e içinde Azerbaycanın katlandığı mah­ rumiyetleri şu k üçük broşüre sığdırmak imka n haricidir. M eselenin ana h at l a rı n ı yazmaktan m aksat, Azerbaycan ­

daki had iselerin mucip sebe p lerini açıklamak ve kardeş­ Terimizi n bu meselede h akl ı olduklarını izah ve isbat et­ mektedir.

SOVYETLERİN VE İNGİLİ ZLERİN !RA NA SON


AZ E H H A YCAN

UAV A S I

77

Rıza Şahın çok miktarda transit istemesi ü� eri n e 2 5 :-ı-ğus­ tos 1 941 de şimalden Sovy e tıer, cenuptan 1ngil izler Irana hücum ettiler. Rıza Şah , korkusunda n Azerbaycanda mal­

rerne bulundurmadığı için mevcut malzeme ile bir kaç g ü n A zerbaycanlıla r tarafından mukavemet edifdi. Tahranda n malzeme gelinceye kadar Sovyetler Tebrizi işgal ett i l 'e r. B u sırada yedek subay okulundan mezun oldum ve 75 su b a y arkadaşla berabw Azerbaycan cephesine sevkedildik. Teb­ rize giderken , a �si i stikamette kaçan bir çok otomobil l er l e karşılaştık. Bu a l a r Azerbaycanda yıllarca h a lk ı n k a n ı n ı sömürmüş yüzbinler sahiıbi ola n zahi tlerdi. Diğer tara ftan milletin istinadgahı olması ıaz ı m ge len şahda büyük b i r te.

lasla kacmak v o l unu tuttu. Y ir mi sene m ü dd e t l e

zaval l ı

mil İ ete k ar a g Ü� yaşa tan ve b u fak i r '.k itleni n k a n ın d a n milyon l a rca sah s i sen·ct tem i n edea bu h a r i s en c ok.__ s e \' ­ diğj paraları n a sar ı l a ra k güc i i n ü n y��ı,_�ği ka°ciar - 0:1 l a rda n alıp. aziz can ı n ı k u r t a r m a k i �· i n b g i l i z d o n a nması ııa.TI_tjca..... e!_tj ve o ded r·th d ı ı n n a masi l P :'.·fo rris a clası :ıa_z2t ı ı r ii l d ü.. , 1944 -de öld ü. Sah kcı.eıkt a n \'e ordu feslim öTıfCı k t a n so:1 ra İngilizler ve S�\'y{·tll'r lra n ı i � g a l e t t i : (' ! " . A z erbayc a n . So\· ­ yet işgalinde k a l d ı . Sın·yctlcr bu sefer h a l ka m iitea r r ı z ol­ mayarak m ü l a y i m da \Ta n d ı l a r \"C A z c r b a y c a n ı fe l a k et t e n kurtarmak için k u r u l mu>i o l a n Df'nı okrat Part i \· i fa a l i yet­ lerinde ı:;Prhest bıraktılar. ..

___

DEMOKRAT PARTİNİ N F A.A L İ YETLE H. l Yurtların ı n harap vaziyet e d üşmesi n e göz y u m a m a Y a n Azerbaycan l ı l a r . P e h l e v i zam a n ı n d a m u h a k ka k ii l iim ce­

zası kar�IEL1da dahi l;a reler a r a m a k t a n c:e k i ıı m ed i l e r . Bu :; am a n d a bi r k a ç j c ya n vuku buldu ise de : bir tara ftan i t . tifakla yap ılmam ası diğer tara ft a n esl i h a n ı n dedet e l i n d e bulunm a� ı sebeb i l e m i.i h i m b i r n e t i ceye v a rı l a m a d ı . Fakat. Pehlevi h i_i kumetine kar�ı bcs l � n cn men fi du:·; g u l a r g ünden gün e t ez ay i i.t etmekte o.l u p c;alı �ma l a ra i ç i n i c: i n d ı.:: ,· a m L' ­

:

.

d ilmekte idi. «G a z et e l er radyo haberl e r i ve h us u s i mektup­ lardan öğrendiğimize g ör e » istibdat k a bus u k a l ktıkta n son ­ ra Azerbıay,canlılar humma l ı b i r fa al i yet l e c: a l ıf?m a ğ a bas ­ l am ışlardır. Azerbaycanııı m ünevver mi l l i yetperve r l e r i k a h ramar: .

Settar Hanın bıraktığı eseri tamam lamak i ç i n . C a fe r P i ,; C' -


.·\ Z E IUL\ H' _\ '.\

llA V . \ :-; ı

veri'in l i d erliğ i a l tında Demokrat P a r l i v i kurdular. Aze r ­ bay c an ı n m ağd u r ha! k ı desteklenen b u pa r ti

tara frncian

halkın yardımı ile az zaımı nda i k t idarı ele get,�ird i . Bi r ka L· ay için �-ret v e r i c i b i r �slahat di l i esaret k u rt a ra r a k mekteplei'­ -de v e idar el e r de cari ett i . Hülasa : Azerbaycan m i l i teşk i l a tı ş u k ı s a z a m a n zar­

�illi fında

oku l imar

siiratıu�:ıjı___Q!.s__ü d e kıskac111clan

l

üniversite, hastahineler. radyo teş k i lat ı ve 1 600 ilk (Tahran 33 sayılı Ahen gazetesi ) lın�a edip şehirler ı etmek ve bilumum idareler mun � azam bir ş e k le

sok-

Azerbaycan Mili Meclisi tarafından «Fedailer Atası» lakabı verilen Demokrat parti lideri Seyyid Cafer Pişeveri


AZEUBA Y CA .S

DA \' A S l

19

makla maksada d oğru d e v aclım larile y o l a lmış bu l u n mak ­ tadır.

Azerbaycan geçmişte o lduğu gibi bugü n de bu i'.1 k i : a b ı

İran halk ı n ı n saad eti [ yanlız kendisi için aeğil, pmakıt dı Azerilerle Fa rslar asırl ardan beri bütün

i c i :1

a r. a y n i L; a t ı ya jı l tı n da yaşayan ve b i r çok manevi ba ğ l a rl a b i r b i r i n e b a � l ı \ olan kardeşler dir. , i Azerba ycanlılar son y irm i senelik h ad i seleri Fa r c; l a ra 1 değil diktatör bir teşkilata atfed i p, o n l ara k ar � ı h i ç b i r k i !� ve n efret beslememektedirler . Azerbaycan Demokrat partisi l id e r i v e başvekili Pişeveri Aze rb a yc an hud u d u :ı d a t: ı ­ kan mahalli m üsademelerden dolayı o rduy a h itaee;1 dem i :' ­ tir k i : «A zerbaycan ordusu her şeye h azırdır : ordumuz Azerbaycan için olduğu kadar İran i çin dah i c; a r p ı ş m a.ğa hazır bu l un makta dır . Biz . Farslar ile k a r de � iz a ra m ı zda h a rp hali yoktur ve olamaz. Demokrat partinin ilk .teşekkülü zamanı nda ;-·a�·ınlad ı ­ ğ·ı beyanname elimizde mevcuttur. Buna ,göre A z erb a yc a !1 . eskiden olduğu gibi İrana dah il bulunacağın ı . fakat gec; m i ­ �in aksine olarak insani haklarından feraga t edemiyeceğ i ­ n i belirıtmiştir. A zerbayc an h alkı bugün de başta Azerba :-.- ­ ca n olmak üzere bütün !randa hürriyet ve adalet prer.sip­ l erini y ürütmek için mücehhez ve h azır bulunmaktadır. Yal nız. iktidar sa h i p lerin in suiistimallerin e m eydan \·er ­ memek için ordu teşkilatının ve dahili işlerin idaresi n i b i z ­ zat el ınde tutmak mecburiyetini h i ssetm i�t i r . Bu zaruret de geçmişteki acı hadiselerden edinilen tecrübe l e r i n a b i i n eticesidir. AZERBAYCAN MİLLİ HÜKUMETİNİN İDARİ PRENSİPLERİ Azerbaycan mil!i hü kumet i n in tuttuğu yol \'e i t t ihaz ettiği prensipl e re dair bir çok ası l sı z şa y i a l ar dola�tığı v e bazı sarlatanlar tarafından k ışkı rt ı c ı mah iyette h a be r :ı:! r ya y ı n l a n d ığı için bu mevzuu izah etmeyi de J i i_zum lu gör ­

/

dük.

Öğrendiğimize göre milli hükumet. Azerbavcan ülk e­ sbde sağ ve sol münakaşaları'.'la meydan vermeyi p . h a k ve adalet prensiplerine dayanan m uted i l b i r i d are sek l i kabul etm işti r . Azerbaycan h üklımeti köyl ü. işç i ve , miistahsil t aba ·


80

I>A V AS i

\ Z E H H .\ Y C .\ ?\

· .

ka:;ı:11 istismarc ıların kanmaz v e usanmaz ihtiraslarına kurba n ettirmek .istemediği gibi, meşru y olda n servet te­ m in edenlerin mülkiyet hakları nın çiğnenmesine de mey. dan vermemektedir. Azerbaycan Demok rat l ideri ve başvekili Pişeveri. A ­ z e r bay ca n m i l li mec l isinin son oturumunda dok uz s a a t sür­ müs o l an nutkunda hükumetin muhtelif sahalardaki siya­ seÜni a ç ı kl arke n bu m evzua .bizzat tem a s etmiştir. Mesele ­ yi l i d e r i n öz d ilinden öğrenmek istiyenler için autuktan bu mevzua taalluk �en kısmını olduğu gibi alıyoruz : «. . . Hükılmet iki temayülün arasL11 d a k a lm ıştı . B u n ­ l a r dan biri sağlar ve !kincisi sollar idi. Eğer evvel tabaka . yani mütemekkin (imkan sahibi olanlar) ve varlılara (ze n gin) ar t ık temayül gösterse idi k o vakit kargerler (işçiler) ve ekinciler bizden rencide olardılar. Ber aks (bilakis) eğer kargerler ve ek�nci ler tarafını sahlasaydık (tutsa idik) var l ı l ar bizi:mle mUıbarezeye çıkıp bir idde (mikdar) yok­ sull ar onlara alet olardılar. Ona göre orta bir hat intihap edip h er iki tarafın mena fi i n i :ı hıfzoı unmasına çalıştık. Sağ ve sol cereyanın her ikisi bizim siyasetimize inanıp o­ n u k ab u l etti. Nihayet onların her ikis i n e de sabit oldu k i m illi hükumetin götürdüğü orta h&ttı hareket daha düzgün imiş. ıMahsusen Kentli (köyl ü) amele gördü ki Demokrat fı r k asın d an sıvay (başka) ona yakm ve yüreği yanan yok ­ tu r Milli h ükumet yegane müessesedir ki kendli ve zah­ metkeşlerin isteklerin i ye r ine getirmeğe çalışır. Biz ne zariin (çiftçinin) hakkını malike ve ne de malikin h a k kı n ı zaria sattık. Biz fakat (yalnız) h al kı n mali olan halisa yer­ lerim (Miri a razi) hakiki s ah ibi olan �ekincilerb a r a sm d a böldük. Biz malikiyet esası n ı muhkem sakladık ve malik­ leri inandırdık ki onların haklarını payimal etmek haya ­ linde deği ldik . . . » İşte ; yukarıda hulfısaten a yd ı n l a tın a ğ a çalıştığııp.ız v e bugün cihan m atbu atı n da.. sık sık bahi s konusu olan Azer­ baycan meselesi eski devirlerde olduğ u gibi b u g ü n de s ı rf mi lli - medeni haklarına kavuşmak heyecanile ortava cık­ mış bulunmaktadır. Bu meşru h ak l arın a sahip olm�k İçin A z erbayc a n milli mücahit l e ri yılmadan d idinmekted irler. B u ndan öt es i haksız bir p r opagan dad an i ba rettir . .

. .

­

.

.

,



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.