Necip Abdulhamitoğlu - Türksüz Kırım, Yüzbinlerin Sürgünü

Page 1



Kitc:ı9 No.

. , ______ _

Necip Abdülhamitoglu

Türksüz Kırım

YÜZ BİNLERİN SÜRGÜNÜ

BOGAZİCİ YAYINLARI • a Boğaziçi Basım va Yayınevi. Çatalçeşma Sok. 30 Ce6alo{ılu - letanbul, P. K. 1397, Telefon: 22 12 46


BOOAZIÇI YAYINLARI :

Z4

Kapak Düzeni : Gürbüz Azak / Dizgi-Baskı : Güıyay Matbaacdlk / Film ve montaj : Afa Reprodüksiyon / Kapak Baskısı : ÇetlR Of9et / Cilt: Çağatay Kınna ve Cilt Tesisi / 1974- ISTANBUl.


cıKIRIM - TÜRK HALKtrJIN. BiR MiLLET OLARAK. iMHA EDiLMESiNiN SORUMLULU­ CUNU KiM YÜKLENECEK? AVUSTRALYA YERLiLERİ KAMPLARDA YAŞIYOR AMA. KENDi TOPRAKLARINDA! AMERiKA :ZEN­ CiLERi BiR IRK OLARAK HOR GÖRÜLÜYOR AMA. KENDi TOPRAKLARINDA! KiRiM . TÜRK HALKINI iSE BUGÜNE KADAR VA­ TANINDAN UZAK KAMPLARDA YAŞAMA­ GA MECBUR EDiYORLAR! KiRiM - TORK HALKININ, BiR MiLLET OLARAK, NESLi TÜ­ KENiYOR. ONUN KÜLTÜRÜ. TARiHi. EDE­ BiYATI VE SANATI iMHA EDiLMiŞTiR! Ki­ RiM TÜRKLERİ, DÜNYADA İLK DEFA SOS­ YALİZM'IN KURULMUŞ OLDUGU MEMLE­ KETTE . BiR MİLLET OLARAK HOR GÖRÜ­ LÜYOR. ATALARININ MEZARLAR! KIRIM'­ DA YERYÜZÜNDEN SiLiNMiŞTiR! VE BÜ­ TÜN BUNLAR MEMLEKETiMiZDE «BÜTÜN HALKLAl\IN KARDEŞLIGI. EŞITLIGI VE MUT­ LULUGU11 il.AN EDİLMiŞ OLDUGU BİR ZA­ MANDA YAPILIYOR.ıı Kırım Türklerinin 1 1 5 temsilcisi

tarafından kaleme a lınan 1 Hazi�an 1 968 tarihli BiLDiRi.



D Ü N YADAKi OLAYLAR GÖSTERMEKTE­ DiR Ki, D ÜŞÜNCE VE HAREKETTE BiRLiK OLDUKLAR! TAKDiRDE. NE KADAR AZ SA­ YIDA O LURLARSA OLSUNLAR, D ÜNYANIN EN B ÜYÜK KUVVETLERi BiLE BiR liALKI EZEMEZ. Kırım Türklerinin 1969 Yı l ba ş ı B i ldirisi

• Hiç KiMSEYE. KiRiM TÜRKLERiNi. KAR­ NINI DOYURACAK onAK BULDUKTAN SONRA ARTIK HiÇBiR ŞEYi UMURSAMA­ yAN KOYUN SÜRÜSÜ OLA.HAK DÜŞÜNNIE FIRSATI VERMEYECEGIZ.

lsmail Yazıcıoğlu (.Kırım Türklerinin liderlerinden )

• B ÜTÜN D ÜNYA. SOVYET KOMÜN iSTLE­ RiNiN , SOVYETLER B IRLiGI H ALKLAR ININ KARDEŞLiK VE EŞITLIGI, ON LARIN ENTER­ NASYONAL DOSTLUGU, PARTi VE HÜKÜ­ METIN KENDi VATAN DAŞLARINA GÖSTER­ D I GI iHTiMAM HAKKINDAKI iKiYÜZLÜLÜK PROPAGANDAYI DiN LEMEKTEDiR. NE VAR Ki. BU SÖYLENENLERiN çoGu UYDURMA­ DAN BAŞKA BiR ŞEY DEGILDI R. INANMA­ YIN BU YALANA, iNSANLAR!. . . Zulfinar Kaşka (!Kırımlı Turk Ana91)


Merh um GASPIRALI ISMAIL BEY'in vüce htıtırasına . . .


iÇiNDEKiLER I} 11)

ÖN SÖZ . . .. . . .. . .. . . ... .. . . . . .. . . . . . . . . . . .... .... .. . ... SOVYET ANAYASASI, İSTATİST İ K LERi, YALANLAR! VE EŞITSİZLiG I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . ... . . SOVYET HAK i M iYETİ ALTINDA KiRiM TÜRKLERi A) SOVYET HAKiMİYETi ALTIN D A K I RI M' D A TÜRK KATLIAM I N IN K ISA ÖZETi . . . . B) K I R IM'DA SOVYET HAK i M İYET i N i N SON U il. D ÜNYA SAVAŞ IN D A K i RiM T ÜRKLERi .. . .. A) ALMAN iŞGAL iN D E K iRiM TÜRKLERi . . . . .. l) K I RIM'IN i ŞGAL D EV R i N D E SiYASi VE iDARİ D U RUMU .. . .. . . . . . . . .. .. . . .. . .... 2) KI R I M ' D A M iLLİ FAALİYETLER .. .... TÜRK TiYATROSU M i LLİ BASIN VE EG ITIM .. .. .... .... . B ) SOVYET ORDUSU N DAKİ K i R iM TÜRKLERi . . C ) SÜRGÜNDEK i Ki RiM TÜRKLERi . . . . . . . . . . . .. Ç) ALMANYA"DAKI K i Ri M TÜ RKLERi . . . . . . 2 ) LEJYONERLER .. .. ... . .. .. . ..... .. . . .. . 1 ) iŞÇi VE ESiRLER ...................... SAVAŞ S O N RAS IN D A K i Ri M TÜ RKLERi . . . A) SAVAŞ ESiRi OLAN KiRiM T Ü R K LERi . . . B ) KAMPLARDA TOPLANAN K i RiM TÜRKLERi K IRIM'DA 1944 K ATLIAM I VE TOPYEKÜN S ÜRGÜN 25 HAZiRAN 1946 TARi HLi CEZA KARARNAMESİ K iRiM TÜRKLERiNE iSNAT OLUNAN SUÇLAMALARIN ARKASIN DAKI GERÇEKLER .. . . . ......... K I RIM"DA TÜRK K ÜLTÜ R Ü N Ü N I MHASI . . . . . . . . SOVYET iLiM ADAMLA RI N IN SAHTEKARLIKLARI TÜRK'SÜZ K i Ri M . ...................... .... .. ..... . KI RIM'IN U K RAYNA'YA VERi LMESi ... . 20. KONGRE VE STALIN «PUT»U N U N Y IKILMASI .

111)

iV)

.

. . . . . .

.

.

. . .

. .

. .

. . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

.

. .

.

.

.

. . .

..

. .

V)

VI) Vll ) Vlll)

.

.

. .

. .

.

. .

.

IX ) •

X)

XI) X ll ) Xlll )

.

.

. . . . . .

. . . . .

11

17 29 29 37 41 41 49

52 52 53

56 57 59 60

59

63 65

67 69

81 85

95 99 107

1 13 119-


1 29

XIV ) YURDA DÖNÜŞ M Ü CADELESİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . A) 28 N iSAN 1 956 TARi HLİ POLİTiK YERLEŞTiRME KARARNAMESi VE SON RASI . . . . . . . . . . . . . .. . .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . B ) AKTiF MÜCADELE C ) 5 EYLÜL 1 967 KARARNAMESİ . . . . . . . . . . . . . . . Ç ) KARARNAME S O N RASi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . D ) KIRIM'A D Ö N Ü Ş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . E ) MOSKOVA VE ÖZBEKISTAN'DA YAPILAN MÜCADELELER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ÇIRLI K OLAYLAR! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . MOSKOVA O LAYLA R ! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . F ) ÖMER BAYO�LU'NUN YARGILAN MASI . . . . . . G ) MOSKOVA M iTiN G i . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1) 1 969'un KISA B i LANÇOSU . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1) I LYA GABAY'IN YARGI LANMASI . . . . . . . . . . . . J) M U STAFA CEMILO�LU 'N U N YARGILANMASI K ) D l� ER TUTUKLAMA VE YARGILAMALAR . . L) MOSKOVA G Ö STERiLERi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . M ) YÜZKIZARTICI SAHTEKARLIK . . . . . . . . . . . . . . . N ) M I LLT HAREKETiN SON D URUMU . . . . . . . . . . . . O ) SON YI LLARDA YAYI N LANAN BiLD i R i LE R . . . XV) GENEL DEMOK RATiK H AR EKET LIDERLER1YLE OLAN MÜNASEBETLER

1 32 1 35 1 43 1 48 1 49 1 68 1 70 1 73

.

1 79 1 82 1 92 1 93 1 94 196

.

.

1 98 1 99

.

( K iRiM TÜRKLERiNi DESTEKLEYENL E R ) . . . . .. ... A) KOSTERIN . . . ...... .. . . .. . .. .. .... .... ..... .. . B ) GRIGO RENKO . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . C) TARAS FRANK O ve MARIA LISENKO . .. . .. Ç) GEN RIH OVAN ESOVIÇ ALTUNYAN . . . . . . . . . D ) D l� ER LERI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . X VI ) K iRiM TÜRKLE R i N iN K Ü LTÜR F AALiYETLERi . . . A) EDEBi FAALiYETLER . . .. . . . . ....... ........ . ... B ) G ÜZEL SAN ATLAR V E F O LK LO R . . . . . . . . . . . . X V l l ) K i RiM TÜRKLERiNiN SON DU RUMU . . . . . . . . . . . . . . . A) DİN İ B ASKI . . ... . ... .... ....... ....... . ..... . .. B ) iDARİ BASKI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . C) K Ü LTÜREL BASKI . . . . . . . . . . . . . . . ......... ... . XVlll) BASKILAR KARŞI SlNDA K i R iM TÜRKLERiNiN CEVABI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XIX ) SON SÖZ . . . . ... . . . . ...... . . . . . ........ . . . ... . . . ... BiBLiYOGRAFYA · · · · · · · ' · · · · · · · · · · · · · · · · ·

200 201

2.07

208

210 220

222 226 227 228

237 .

241 243

244 245

247 253

263


1

Ö N S ÖZ

Bu

kitabın yazarı Necip Aba ü lhamitoğlu, tanıdı­ ğım Türk gençleri arasında, kafası ve kalb i ile, Türk­ l ü k davasını en iyi kavrayanlardan, Kırım Tü rklerinin büyük faci as ı n ı en iyi anlayanlardan birisid i r. Necip Abd ü l hamitoğlu bu sahada i lerisi için çok şeyler vaad ediyor. Türklü k davalarının böyle gençlere ihtiyacı vardır . Genç yazarım ızın (Kı rım Faciasının lçyüzü) ve Tür k Dünyas ı n ı n değerl i önderlerinden Gasp ı ralı Is­ mail Bey hakkındaki yazı seri si ile (Sovyet - Rusya'da ö l ü m Kampları) başlı ğ ı altındaki yazılarını takip et­ miştik. Bundan sonra (Esir M i l l etler) konusunda yaza­ cağı kitabı n ı da bekliyoruz. Kı rım Türkleri nin faciası, Rus esaretinde bulunan T ü rk aleminin faciaları ndan b i ri ve en acıs ı d ı r. 1 6. yüzy ı l başları nda, 111. ivan zamanında, yüzöl­ çümü sadece 40.000 ki lometrekareden ibaret olan Moskova Prensl i ğ i , 1 552'de Kazan Hanlığını , 1 556'da Astrahan Han l ı ğ ı n ı zaptederek çar l ı ğ ı n ı i lan etmiş; 1 783'de Kırım Hanlı ğ ı n ı , 1 856-1 864 arasında Kafkas­ ya Hanl ı kları n ı , 1 870-1 876 arası nda Buhara ve H lve Hanlıkların ı zapt ve istila ederek büyük Çar i mparator� luğu haline gelmiştir.


1 795'te Lehistan' ı , 1 801 'de G ürcistan' ı zapt ve istila ederek, 1 970 y ı l ında 1 0 m ilyon olan n üfusunu 1 9 1 3 y ı l ı nda 1 70 milyona ve imparatorluğun yüzölçü­ münü 21 m ilyon kilometrekareye çıkarm ı şt ı r. Bi rinci Dünya Savaşı nda y ı k ı lan Çar l ı ğ ı n yerine Bolşeviklik gelmiş, görünürde kendi prens iplerine ay­ k ı rı olmasına rağmen, B üyük Petro'nun vasiyetname­ sinde gösterdiği Rusculuk g ayesini izlemeye girişe­ rek Çar i mparatorluğundan daha şovenist b i r siyaset uygulam ı ştır . 1 91 7'de kurulan m i l l i cumhuriyetleri bi­ rer birer kuvvetle isti la ve i lhak ederek gayesini açı­ ğa vurmuştur. ikinci Dünya Savaşından m üttefiklerinin büyük yard ı mlariyle galip çıkan Sovyet Rusya impa ratorluğu, dünyanın 2 numara l ı süper devleti haline gelmiş ve d ünya üzerinde hegemonya kurmayı aklına koymuş­ t u r. Dünkü Çar imparatorluğunun genişl i k ve zengi n­ l iğ i g i b i , bugünkü Sovyet Rusya imparator luğunun da genişlik ve zenginliği , Türk yurt larından meydana gel­ mektedir. Türk memleketleri olan Kafkasya'dan, idi l U ral'dan m ilyonlarca ton petrol çı kar; Sovyet harp sa­ nay i i bununla işler; as keri potansiyeli bu sayede kor­ kunç hale gelir. Özbekistan ve Türkmenistan'da m i l.. yonlarca ton pamuk elde edilir; m i lyonlarca i nsan bu­ nun mensucatiyle giyinir. M ilyonlarca i nsan Kazakis­ tan ve K ı rgızistan'ın bereketl i topraklarından a l ı nan ürünlerle, otlaklarında yetişen hayvanların ürünleriyle . beslenir. Maden lerin büyü k kısmı Türk y u rtlarından ç ı kar. Füze rampaları, atom ve hidrojen tesisleri ve deneyleri buralarda yapılmaktadır. B unların hepsi R usluğ u n yararına ve Türklüğ ü n zararına çal ışmak­ tadı r. Türkler sömürülmekte ve tehl i kelerle karşı kar­ ş ıya b ı rakılmaktadır. Artan Rus n üfusu, Türk yurt larına yerleştirilerek yeni Rus köyleri, kasaba ve şehi rleri meydana geti-


r i liyor. Böylece hem Rus'a yaşama kolay l ı ğ ı sağlanı­ yor; hem de Türk çoğunluğu azı n l ı ğ a düşürülüyor. Türkten ve Türklükten gelecek tehdid ve teh l i ke or­ tadan kaldırılmağa çalışılıyor. Moskova, menşe ve m i l l iyetleri bir olan Türk ka­ bilelerinin kendi a ra larında anlaşmaları n ı , birleşip bir kuvvet haline gelmelerini önlemek ve i m kansızlaş­ tırmak için d i l bi rl iğini parçalıyor; Türk lehçelerini Rus sözleri ve terim leri i le doldurup Rusçayı ortak bir d i l şekline getiriyor. Her Türk kabi lesi n i ayrı bir m i l­ let gibi gösterip özel tarih yazdı rıyor ve aralarında d üşman l ı k yaratıyor. Geniş Türk vatanı T ü rkistan' ı parçalayı p kabile adları ile kukla cumhuriyetleri kuru­ yor ve bunların iplerini kendi ellerine alıp istediği g i-­ b i oynatıyor. Bu maryonet cumhuriyetlerin bütün iş­ l erin i yard ımcı veya müşavir diye koyduğu Rus ca­ suslarına kontrol ettiriyor. Rusluğun çı kar ve gaye­ sine aykırı en küçü k b i r hareketi görülen Türk idare­ cisi derhal ortadan kaldırılıyor. Böylece, baskı, imha ve Ruslaştı rma s iyasetini sisteml i b i r şeki lde yürüte­ rek Türkleri her gün b i raz daha ezmeye ve sindirmeye çalışıyor. Sovyet Rusya l mparatorluğu'nda bu şekilde yaşa­ yan Türk toplulukları ndan en şiddetli haksızl ı k ve zul­ m e uğrayanı, şüphe yok ki, Kırım Türkleridi r. Bütün dünyaca b i l indiği g ibi, Kırım Yarımadasına yüzyıl la r boyunca sahi p olara k üzerinde saltanat sünnuş ve m e­ deniyet kurmuş o l a n Kırım Türkleri, i kinci Dünya Sa­ vaşı sonlarında, zalim Stalin'in canavarca b i r emri ile toptan Sibiry a'ya s ü rgün edi l d iler. Açl ı k, hasta l ı k ve i k l i m şartları yüzu nden % 46 oranında kayıp ver­ d iler. 5 Eyl ü l 1 967 kararnamesi i le Kırım Türklerine haksızlı k yapı ldığı itiraf edilerek hakları iade edi l d i. Bunun üııerine Kırım Türkleri yurt larına dönmeye baş­ ladı lar. Fakat Sovyet idaresinin şiddetli engelleme­ s iyle karşı laştılar. V ata nlarının U krayna'ya katıldıQ ını,


bütün kasaba, köy, dağ, tepe, su gibi mahal adlarının Türkçesi kaldı rı lıp bunlara Rus adları verildiğ i n i ; t� rihten ve haritadan si l indiklerin i büyük acı ile öğren­ diler. Y i rminci yüzyı l ı n son yarısında böyle anormal bir işin yapılması na ihtimal vermiyorlard ı . Ama, bu anormal hadise olmuştu. Fakat, Kırımlı l a r bu büyük facia karşısında kor kup susmadı lar, sinmediler . Sov­ yetler Birliği Anayasasına, kanunlarına, Lenin'in pren­ sip ve kararlarına dayanarak, Birleşmiş M i lletler Teş­ kilatı Antlaşmasına ve i nsan Hakları Beyannamesi'ne g üvenerek medenice ve hukuk kurallarına uygun ola­ rak mücadeleye giriştiler. Bu haklı ve cesaretli hare­ kete önderlik edenler mahkum edi l mekten y ı lmadı­ lar, insan ve m i llet olarak haklarını istiyorlar. Bu mü­ cadelelerinde onları destekleyen Ukrayna l ı l a rı n , Ya­ hudilerin, Rusların ve d i ğe r m i lletleri n hak ve hürri­ yetsever cesur evlatları var. Hür dünyada taraftarları var. Sovyetler Birliği' ndeki ve h ü r dünyadaki bütün Tü rklerin, K ı r ı m l ı ların b u kutsal davası n ı benimse-­ yip desteklediklerinden asla şüphe edilmemel idir. Kı­ rım Türkünün b u haklı davası Türk m i l li şuurunwı , m i l­ li vicdanının b i r kuvvet halinde b irleşmesini sağla­ yan öneml i amillerden biri olmuştur. K ı rı m Türkünün bu haklı ve kutsal davasını bir gün Moskova d a mut­ laka kabu l etmek zorunda kalacaktır. Er veya geç, hak kuvveti , adalet zulmü yenecekt i r. Genç yazarımız Necip Abd ü l hamitoğlu, K ı r ı m Türkünün bu büyük faciasını vesikalara dayanarak anlatmakta ve onun gerçek nedenlerini açıklamakta­ d ı r. O, bu kitabı nda Türk m i l ll vicdanı n ı ve m i l ll şu­ uru nu haksız l ı k ve zulme karşı d i le getirmiş ve is­ yan ettirmiştir. Ruslukla Türklük arasındaki kin uçuru­ munun derinliğini ve korkunçluğunu göstermi şt i r. Bir Türk çocuğu olarak mazlu m ve mağdur kardeşlerinin feryatlarını medeni d ünyaya u l aştı rmışt ı r.


Bu büyük faciayı yaşamış olan K ı rı m Türklerin­ den bazı ları, bunu çok daha şum ü l l ü ve t eferruati ı o larak, çok daha esas l ı 'vesikalara dayanarak elbette yazacaklard ı r. Necip Abdülhamitoğlu, bu değerli eseriyle m i l li tari h i ne, i nsani ve m i l l i vicdanına karş ı temiz kalb i n­ de duyduğu ödevini yerine get i rmiş, genç Türk m i ll i­ yetçilerine ve yazarlarına örnek olmuştur. Sa ğ olsun! Avukat Müstecip OLKOSAL



n

SOVYET ANAYASASI İSTATİSTİU.LERİ, YALANLARI ve EŞİTSİZLİGİ

H UKUKI statüsü

bakı mından Sovyet Anayasası n.. -dan daha insancı l ve daha mükemmel b i r başka ana­ yasa gösteri lemez. Bu anayasa, büyük adaletsever (!) Stalin'in Sovyet vatandaşlarına ebedi b i r hatı rası ola­ rak düşünülebi l i r. Stali n , bu anayasanın ruhunu; Ara­ l ı k 1 91 7 11Rusya ve Şark'taki Emekçi Müslümanlara Hitapn ı ndan almışt ı r. Bu b i l d i ride şöyle den i l iyordu: n Rusya M üslümanları, Volga boylarının Kı rım Ta­ tarları , Sibirya ve Türkistan'ın K ı rg ızları ve Sartları, ;Kafkas ötesi Türkler ve Tatarları , Kafkasların ÇeçenF: 2


YÜZBINLERİN SÜRGÜNÜ

leri ve dağ l ı ları. Rus Çarları zalimleri ta rafından ca­ mileri, m inbe rleri yıkı lmı ş, dinleri, adetleri çiğnenmiş, olanlar, biz sizlere hitap ediyoruz. Bundan böyle sizin akide ve adetleriniz, m i l li ve medeni bütün müesseseleriniz hür ve her türlü ta­ arruzdan masun olduğu i lan olunuyor. Yani m i lli ha­ yatlarınızı hür ve engelsiz olarak tesis ediniz . Sizin buna hakkı nız vardır.ıı (1 ) . Komünizm Rusya'ya iyice yerleştiğinde acaba b u vaadlerin hangisi yerine getirilmişti ? Aynı şekilde Sovyet Anayasası da anlam ve uygulamada taşıdığı değer itibariyle yukarıdakinden hiç de fark l ı say ı lmaz. Bu meşhur göstermelik anayasa, 1 900 'da hazı rlanı r­ ken, Stalin büyük bir adalet ve beklenilmeyen bir m ü­ samaha göstererek gayrı Rus hukukçuları da davet etmrşti . Ancak, çok kısa bir müddet sonra, anayasayı hazı rlayan gayrı Rus hukukçulardan Tü rkmenistanl ı Ayt akoğlu, Kafkasyal ı Musabek, Tacikistanl ı Rahim· bay, Özbekistanlı Hocaoğl u v.s. 1 937 tem izl i k yıl la­ r ı nda ıı Burjuva M i l l iyetçi lerin damgası vuru:arak im­ ha edil mişlerdir (2) . Dolayısiyle anayasan ı n usulü hak­ kı nda Stalin'den ayrı olarak yorum yapabi lece k bir tek " ç ı ban başı,, b ı rakı l mamıştır. Sovyet Anayasas ı n ı n 1 27. maddesi gereg ınce Sovyetler Birliği vatandaşları na ; " şahsın dokunulmaz­ lığı., 1 25. madde i le de; "söz Vf; toplanmaıı h ürriyet­ leri garanti edilmektedir. Fakat bunlar hiç bir zaman (1 )

Kurat, Prof. Dr. Akdes Nimet: Türkiye ve Rusya.

D . T .C.F. yayını, 650. (2)

s.,

. 1 970,

Ankara.

Baczkowski, Wlodzimirez: Lcı Rw:;sie:

Sovi�ique.

Nouveı Empire Co!oniel. 35. s., 1 960, Beyrut.


19

SOVYET ANAYASASI

yerine getiri lmed i ğinden tatbik sahasında bir kıyme­ ti haiz bulunmamaktadır (1). Kruşçev, 23 Eylül 1960 ta�hinde, Birleşmiş M i l­ letler Genel Kuru l u önünde şöyle diyordu : u Anayasamıza göre devletimizin 15 Cumhuriye­ tinden her b i rinin arzu ettiği zaman birlikten ayrı lma­ ya hakkı vard ı r. ıı Gerçi, Sovyet Anayasası nı n 17. maddesinde böy­ le bi r hüküm vard ı r. Fakat aynı anayasanın 21 . ve 133. maddeleri bu im kanı bertaraf etmektedi r. 21 . madde: "Birlik içindeki şahsi haklar bütün Sovyet vatandaşları na tanınmıştı r.ıı 1 33. madde ise : u Vatanı m üdafaa etmek her Sovyet vata ndaşının mukaddes vaz ifesidir. Vatana i hanet, sadakat yem i n i n i bozma, düşmana kaç mak, devletin a skeri kuvvetini azaltmak, casusluk, suçlar ı n en ağırı g ibi kanun hükümlerince cezalandı rı l ı r .. der. Sovyet görüşüne göre: uvatan ıı tabi ri bütün Sov­ yetler Birliği'ni i htiva eder. Askeri kudret ise bölün­ mez b i r bütündür. Netice olarak anayasanın 17. mad.. desinden istifadeye kalkış makla, 21 . ve 1 33 . madde­ lere göre kend i l iğ i nden ağı r bir suç meydana gelir. Anayasanı n yukarıda adı geçen 17. maddesinin gerçek mahiyeti hakkında Stalin; 1 2. Komünist Parti­ si Kurultayı'na sunduğu : u Parti ve Devlet Kuruculu­ ğ unda M illi Anlar• konulu rapor üzerine yaptığı uson­ sözn konuşması nda şöy le d iyord u : 11 M i l letlerin kendi kaderlerin i b izzat tayi n etme­ leri hakkı n ı n yanısı ra b i r de işçi sınıfının kendi i kti(1)

Winterton.

Paul

Kocaçimen/.

:

Rusya'nın

130-131.

s.,

İç

Yüzü .

/ Çev.

1946, lstanbuL

Ferda


YÜZB İ N LERİN SÜRGÜNÜ

20

darı n ı güçlendirme hakkı vard ı r ki, kader tayin etme hakkı işte buna tabidir . . . . üstünlük ikincisindedir. Mesela 1 920'de işçi sı­ n ıfı i ktidarı n ı n ç ı karları n ı korumak üzere Varşova'ya girmemiz gerektiği zaman durum, işte böyle idi (1 ) . Sovyet Anayasasının olmayan gerçekç i l iğ i n i n ya­ nıs ı ra ayn ı özelli kleri istatistiklerde de görmek müm­ kündür. Sovyet istatistiklerin i n güven derecesi n i tetkik hususunda başlıbaşına b i r kitap yaz�labi l ir. N itekim bu konu, Çin-Sovyet bloku dışı nda kalan memleketlerin bir çok m ütehassısları tarafından d ikkatle etüd edil­ miş, hemen hemen ekseriyet görüşü ile, neşrolunan bu istatistik rakamların ı n ya ciddi planlama maksat­ ları için kullanılan rakamlara, veyahut da doğrudan doğruya hayal mahsulü olan kendi lerine müstenid bu� lunduklarında müttefik kılınmıştır (2). Fiziki verim istatisti klerinin son y ı l l a rd a daha faz­ la m i ktarda elde o l u nabi l i r hale gelmelerine rağmen, bazı önem l i madde ve fasıllara göre uyüzdeıı nisbe­ tiy le verilmektedir. Bu ta r z bi lhassa propaganda mak­ satlarına çok uyg u n düşmekte ve isten i ldiği zaman Sovyet halkından işlerin hakiki mahiyetini saklamayLl Y.aramaktadı r (3). ,

Bu konuda can!ı bir örnek de ver i leb i l i r : Stalin, 1 920 yı l ı nda Rusya devleti sını rları içinde 30 m ilyon­ dan fazla Türk'ün yaşadığı hakkında bilgi vermişti. Halbukl Sovyetl er 1 959'da, memleket sını rları içinde (1 )

Stalin, J.: K ü l liyat ı . 5. cilt, 265 .

(2)

N ova , Alec : Yedi Yıllık Sovyet P lanı / Sovyet ikti­

s.,

1 952, Moskova.

sadi Kalkınma ve Potansiyeli Üzerine Bir Etüd/, 1 1 . s., 1961. Ankara.

(3)

Nove : a.g.y.


SOVYET ANAYASASI

21

25 m i lyon Türkün yaşamakta olduğunu aç ı kladı ( 1 ) . Ayrıca Aze r baycan i l i m ler Akadem isi Sosyal B i l i m ler Şubesi Sekreteri tan ı n m ı ş Tü rkolog Prof. Dr. Mehmet Şir a l i , Şubat 1 969'da yaptığı konuşmada şöyle diyor­ du: "1 959 nüfus sayı m ı , Sovyetler Birliğinde ıı birbir­ ler ine akraban ve "Türk d i l l erinde konuşan, okuyan ve yazan ıı ve sayı ları 25 m i lyonu bulan 11 23 halkın ya­ şad ı ğ ı n ı ortaya koymuştur . ıı (2). Acaba ne sebepten çocuk yapmayı seven Türk­ lerin sayısı artmamış, aksine azalm ıştı r? Türkler Sov­ yet rejiminin ve katliamlarının kurbanı oldular (3) . An­ cak bu rakamlardaki Sovyet istatistik tekniğinin (!) ro­ lünü de unutmamak gerekir . Sovyet yalanları, anayasan ı n ve gerek istatist i k­ lerinin özünü teşkil ett i ğ i i ç in, gerçekten önemli­ dir. Bugüna kadar Sovyet rej i m i , devam etm iş ve · hala devam ediyorsa, bunda Sovyet yönetici lerinin ya lcın ilminde (!) ihtisaslarını n i lerlemiş olmasının ro­ l ü büyüktür. Kısacası , rej i m i kurtarmak isteyen her Sovyet lideri yalanc ı olmaya mecburdur . Ancak bu mecbu riyet, sadece dış s iyaset yönünden değ i l , ken­ di vatandaşlarına da uygu lanması yönünden d ikkat çeker. Bunun örnekleri sayısız den ilebi lecek çokluk­ tad ı r : Başta Leni n olmak üzere Sovyet Rusya Cumhu­ riyeti hükümetinin 1 5 Kasım 1 91 7'de ilan ettiğ i : ıı Rus(1) (2 ) (3)

Central Asian Review. 4. sayı , 302-327. s.. 1960, Londra. K ırıma!, Dr. Edige : M uhtelif Haberler. Dergi. 56. sa­ yı , 78. s .. 1969, Münih. Hayıt, Dr. Baymırza : Komünizm ve Türk Dünyası. 60. s. . 1 971 , Ankara.


YÜZBINLERIN S Ü R G Ü N Ü

22

ya M i l letlerinin Hukuk Beyannamesiu başlı ca şu dört maddede özetleniyordu : 1 Rusya M i l letlerinin eşitliği ve egemenl i ğ i , 2 Rusya M i lletlerinin, Rusya'dan ayrı larak ba­ ğ ımsız devletler kurmak da dahil, kendi kaderlerin i serbestçe tayin etme hakkı , 3 H e r türlü m i l l i ve m i l li - dini i mtiyazların ve kısıntı ların kaldı rı i ması , 4 Rusya'da yaşayan milli azı n l ı kların ve et­ ni�-: grup:arın serbestçe gelişmeleri (1 ) . B u deklarasyon, siyasi b i r hokkabazl ı ktan başka bir şey değ i ldir. Bu dört ana i l ke üzerine kurulan Sov­ yet Rusya'da acaba bu i l kelere ne kadar uyulmuştur ve uyulmaktadı r ? Kırı m Türkle rinin baş ı na gelenler, b u s� runun canl ı b i r cevabını teşkil eder. ııYalan ıı üze­ rine kurulan komünist sisteminin örnek yoldaşların� dan Sovyetler Birliği Yüksek Şurası M i l letler Mec l i­ si Başkanı Y.I . Paletskis, 11 M i l l iyetler Meselesi üzeri­ ne Lenin öğretisi ve Sovyetler Birliğinde M i l l iyet Prob­ leminin Pratik Çözümü 11 kon u l u konferansında şöyle diyordu: -

-

-

-

" Halkların gerçek serbest birleşme ve işbirliği yoluna g i rmelerinin , yalnız her çeşit zulmün yoked i­ leceği ve milletlerin eşitliği prensibinin gerçek leşe­ ceği b i r toplumda m ümkün olabileceği n i Marks, En­ gels ve Leni n insan l ı ğ a göstermişlerdir. ıı (2) . Sovyetle_r Birliği Komünist Partisi Genel Sekrete­ ri L. 1. Brejnev şöyle diyord u : u Biz her zaman Lenin'in ş u sözlerin i hatırlıyo r( 1) (2)

Obrazovaniye SSSR. 19-20. s., 1 949, Moskova . Kommunist Tacikistana, 1 7 Nisan 1 969; Tekiner, Sü­ leyman: Sovyetler B irliğinde Mil let ler Problemi. Der­ gi, 58. sayı, 56. s 1969, Münih. ..


SOVYET ANAYASASI

23

Sovyetlor Birliğindeı<i EŞITSIZLlôl bundan daha iyi yan­

sıtan başka bir resim bu lmak mümkün değildir. T ü rkis­ tan 'ın Çırlık şehrinde bir ilkokul resm idir ve «propagan­ da» resmi o larak teşhir edilmiştir. On planda; rnerdiven­ den inen sarışın, güzel giyimli Rus çocukları, arka plAnda; çekik gözlü, esmer ve fakir giyimli T ürk çocukları . . . ( Çır­ l ı k şehrinde, bilindiği gibi bir hayli Kırım Türkü bulunmaktadır).


YÜZ BI N LE RI N SÜRGÜNÜ

24

duk: Ancak çeşitli menfaatlerine gösteri len büyük ih­ timam, anlaşmazl ı kları doğuran şartları ortadan kal­ dırmakta ve ayrı ayrı d i l lerde konuşan işçi ve köy­ lüler arası nda sağlam bir itimat yaratmaktadı r. ıı (1 ). Yine aynı konuşması nda Brejnev, şu soruyu so­ rarak devam ediyor: ıı Sovyet devletinin 50 y ı l l ı k mev-­ cudiyeti süresi nce m i l li meseleyi çözümleme tecrü­ bem iz dünyaca kabul edi lmemiş midir?ıı (2) . Günümüz Sovyet liderleri tarafından bu kadar tak­ dir edi len Lenin, yu karıda adı geçen beyannamede insancı l zihniyeti edebi bir uslO pla sahneye koyar gi­ bi sunarken, diğer yandan da şöyle diyordu: u ölüm korkusu kitleler aras ı nda yayı lmal ı d ı r ve bu suretle emin zafer . . . Düşmanı n merhamet sizce i m­ ha edil mesi , onların vazifesi olacaktır. ıı (3). Sovyet halkları arasındaki eşitl i k teranesini işle­ yen daha sayısız örnekler veri leb i l ir. Aşağ ıdaki örnek, anlam bakımı ndan oldukça manidard ı r : u Memleketin birçok k ü ç ü k m i llet ve halkları, bü­ yük Rus m i lletinin kardeşçe yard ı m ı sayesinde, başka şartlar altında ası rlara i htiyaç gösteren gelişme yo­ lunu 20 - 25 y ı l süresince katetmişlerdir.ıı (4). Sadece bu örnek, Sovyet eşitsizliğini en iyi bir şekilde ifade eder. Kaldı ki Sovyetler Birliğinde bütün halklar eşitti ve mil let ayı rı m ı yoktu. Yine ayn ı konu,.

( 1) � : ''

( 2) (3) (4)

Hoover, J. Edgar : Düşmanınız Kimdir? /Çev. A. Ha· şim Aytura l/, Emniyet Genel Müdürlüğü Önem l i iş­ ler yayını, 40. s., 1 967 , Ankara. Brejnev, L. 1.: Leninist Halkların Dostluk Bayrağı. Altında. Pravda, 24 . 1 2 . 1 967 , Moskova. Hoover: a.g.y. SSSR. Kak on yest, Populyarnıy l llüstrirovannıy spra­ voçnik, Gosizdat politçeskiy Literaturi. 105. s., 1950, Moskova.


2 5·

SOVYET ANAYASASI

da, Sovyetle�

B i r l i ğ in i n

cahilliğini her fı rsatta ortaya G. Zimc=mas'ın oldukça ba­ sözlerini öınek oiarak verebil iriz . Zimanas

l-'.oy<::r. na:z:ariyatçılarıncıan s:�

·"e komik dİ)'Or ki: "Memleketimizde mi!ietlerin eşitsizliği fii len or­ tadan kald ı r ı l m ı ştır. Bütü n rr.i l letler kendi lerinin maddi ve manevi k ü l t ü rl e r i ni geliştirmişlerdir. Fakat çeşitli m i lletlerin reel hayat tarzında henüz beli rl i farklar var..

Sovyet Rusya'nın pamuk üretiminin % 90'ını karş ı layan Türkistan'da mensucat fabrikası yok denecek kadar azdır. Tipik bir Sovyet Rus sömürüsü ve propaganda resimlerinde yer a lan iki Türk kızı. . .

dır. Mesel6, bir cumhuriyetin hiç madeni yok i ken,.

diğerinde maden bolluğu var d ı r.n ( 1 ) . Zimanas gibi ü n l ü Sovyet u nazariyatçı larına» sor­ mak gerekir: özbekistan'da yetiştirilen milyonlarca ton pamu ğ u işleyecek fabrikaların % 90'ı Özbekistan (1)

Pravda, 24. 1 . 1 969, Moskova.


YÜZ BI N LERİN SÜRGÜN Ü

26

dışı nda olduğuna göre, acaba özbekistan'ın pamuğu bol üretmesinden sağladığı fayda nedir? Kaldı ki, nm i l l etlerin eşitliliğiıı konusunda verileb i lecek sayısız örnek varken, ıı maden ıı örneğini vermek, ancak ca­ hilce, hatt� çocukça b i r hareket ve düşünce tarzı o l­ maktadı r. Sovyetler Birliğinde ıı halkların eşitli liğinin• yanı­ s ı ra b i r de u insanların eşitliğin prensibi vardır. Bu prensibe ne dereceye kadar uyu luyor? Bu soruya, en canlı cevabı K ı rı m Tür kleri vermektedi r. Kırım Türkle­ ri, 1 967 yılına kadar h u ku ken ve fiilen ikinci sınıf va­ tandaş kadrosunda yer alıyordu. Hem de ayırım ya­ pı lmaksızın bu halkı n bütün fertleri için durum böy­ le idi. Bu konuda denileb i l i r ki; dünyanın hiçbir ye­ rinde görülmeyen zümre idaresi, Sovyet Rusya'da var­ dır. Bu gerçeği Sovyet Rusya'yı görmüş olanların ge­ zi kitaplarında da okumak mümkündür (1 ) . Moskova'­ da dairesi, Karadeniz kıyısında yazlı k köşkü, altında ( 1)

Turgut, Mehmet : Taskenfe Cn{ıru . 1 969, Ankara.; Demirer, Mehmet Arif: Orakla Çekiç Altında. 1 969. Ankara; Tevetoğlu, Dr. Fethi : Benim Gördüğüm B u­ günkü Rusya. 1968, Ankara; Ağaoğ lu, Samet: Sovyet Rusya imparatorluğu, 1967, A nkara; Rado, Şevket: 50. Yılında Sovyet Rusya. 1 968, lstanbul; Süphan­ dağlı, Sabri : Odesa'dan Ortaasya'ya. 1968, lzmir; Ertuğrul, Prof . Dr. Ali : Sovyetler Birliği Seyahati İn­ tibaları. 1967, Ankara; Çetiner, Yı lmaz : Rusya Sefe­ ri. 1969, lstanbul; Anday, Melih Cevdet: Sovyet Rus­ ya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaris-. tan. 1 969, lstanbul; Üstün, Nevzat: Sovyetler Birli-· ğ lnden Batıya. 1966. lstanbul; Yı l dırım, Yusuf: inan� mıştıml. 1 972, Ankara; Selçuk, ilhan: Uzak Kom ·· · Rusya'dan Gezi N otları. 1 969, lstanbul; Yalçın, Prof · Aydın : Uzak Komşumuz Sovyetler. 1 968. lstanb ' V& ·


27

SOVYET AN AYASASI

otomobili olanlar, yani Sovyetler Birliği Komünist Par� tisi Merkez Kom itesi üyeleri, Yüksek ŞOra Prezidyum u üyeleri ve yüksek kademede yer alan subaylar ve memurlar i le KGB (gizli pol is) mensupları bu mutlu zümreyi teşkil ederler. Bunları n sayısı, ü l kenin nüfu­ suna oranla devede kulak c i nsinden kal ı r. idareci ve diplomat yetiştiren oku l larda bunları n çocu klarına ön­ cel i k tanı n ı r ( 1 ) . Bu konuda Leni n der k i : ıı Parti, proleterya'nı n sı­ nıf birliğinin en yüksek şeklidir. ıı (2). Ancak bugün, bu sınıf birliğinden apayrı , mutlu, adeta aristokrat b i r yönetici sınıfı yaşamakta v e sadece bunlar Sovyet Rusya'nı n kaderin i el lerinde tutmaktadı rlar. Yine aynı konuda bir başka örnek daha veri lebi­ l i r: Sovyetler Birliği Komünist Partisi, 1 964'de yap ı l an hesaplara göre 1 1 ,5 m i lyon üyeye sahip bulu nmakta­ d ı r (3) . Bu rakam, bütün nüf usun % S ini bi raz geçi­ yor. Sovyet vatandaşlarının çoğuna nisbetle bu azı n­ l ı k büyük imtiyaz l ara sahiptir. Buna ka rşı l ık da mesu­ l iyetleri büyüktü r. Lenin'e göre komünistler; " i leric i sosyal şuurun e n yüksek örneğ ini temsil ederler ve fevkalade kab i liyetleri i l e umumi hayatın her safha­ s ı nda rehberl i k yaparlar. ıı (4) . Bu du rumda komüniz'

( 1)

Kaznacheev. Aleksandr: Bir Sovyet Sefaretinin iç­ yüzü. 8-10. s.. 1963. Ankara.

(2)

Ludwig, Emil: Stalin/Ç•w. N ahit Kerven/. 136. s.. 1945, lstanbul.

(3)

Pravda. 27.10.1964. Moskova.

(4)

Brunner, George: Sovyet Komünist Partisinin Hukuki Statüsü. «Kıı:ıl Dünya». T.T.O.S.O. ve T.T.B. yayını, 19. s .. 1966. Ankara


28

YUZ BIN LERİN SÜ RGUN U

m i n dayandı ğ ı ; 11 her in san eşit ve sınıf farkı yokturıı ilkes i nerede kalıyor? Sonuç olarak , örneklerden de anlaşı lacağı üzere Sovyet Rusya ; 1 1 komünizm ı ı le değ i l , enternasyonaliz­ min arkası nda yatan Rus m i l l iyetçiliği ve proleter ha­ ki miyetinin arkası nda yatan sınıf diktatörlüğü i le yö­ netilmektedir.


ıu

SOVYET HAKİMİYETİ ALTINDA KIRIM TÜRKLERİ A) SOVYET HAKİMİYETİ ALTINDA KIRIM'DA TÜRK KATI.IAMININ KISA ÖZETi (191 8 - 1941)

S

OVYET hakimiyeti altında K ı rı m Türklerinin 1 918- 1941 devresinde uğradı ğ ı katliamlar aslında başlıbaşına, çok geniş bir araştırma konusudur. Sov­ yet devrinde Moskova yöneticilerinin Kırım siyaseti bi rkaç cümle i le özetlenebilir: K ı rı m Türklerini topye­ kün imha etmek, bunu n yan ı s ı ra onların m i l li kQ ltür­ lerini de büsbütün ortadan kaldı rmak, kısacası Kı­ rım'ın Ruslaştı rılması bu siyasetin başlıca hedefi idi. Moskova bu siyaseti aşağıdaki dört ana koldan yü­ rütüyo.rdu :


YÜZBİNLERİN SÜRGÜNÜ

30

A) Kültür Yolu ile Tasfiye B) Yokederek Tasfiye C) Cebri Sürgün Yolu i le Tasfiye D) Harici Cebri Sürgün Yolu ile Tasfiye K ı rı m'da Sovyet hakimiyetinin ilk 20 y ı l ı (Kas ı m 1920 - Kas ı m 1 941 ) iki esas devreye ayr ı l ı r : 1 - 1928 y ı l ı na kadar süren v e bilhassa Veli ibrahim (Kı rı m Merkezi icra Komitesi Başkanı) zama­ n ı na rastlayan ııTatarlaştırılmaıı devresidrr. Bu devre K ı rı m Türkleri tarafı ndan ıı altın yıllarıı olarak nitelen­ d i ri l i r. 2 - 1 929 1 941 y: l larını içine alan ve Kırım'ın ııSovyetleştirilmesi ıı adı veri len devre. Bu devrede Kırım Türklerinin milli muhtariyet hakları fii len tas.. fiye ediliyor, bunu takiben "kollektifleştirmeıı , "san.a-

23

Şübat

ı srn·

de bolşevikler tarafından

vahşice katledilen

K ırını

Milli

HGk.Ometinin Çelebi Cihan.

başkanı


SOVYET HAKİMİYETİ

31

y ileştirmeıı ve ıı Ruslaştı rmayaıı tekabül eden ıı Sov­ yetleşti rme ıı başlıyor. K ı r ı m Türk Cumhuriyeti'nin 1 91 8'de bolşevikler tarafından ortadan kal d ı r ı l ması üzerine, Kın m Türk­ ler i n i n esaret hayatı yeniden başlamıştır. Kat liam ı n i lk perdesi ; M i l li Hükümet Başkanı Çe­ lebi Cihan'ın vahşice katledi l mesi ile başlam ı ş, kısa zamanda, m i l liyetçi olarak temayüz eden ayd ı n Türk­ lerin imhası ile tamamlanmıştı. 1 920 Kasım ında Ma­ car komünisti Bela Kun, K ı r ı m'da i ktidarını tesis et­ ti� Bu kötü şöhretli Macar, kitleleri korkutarak dehşet salma siyasetini takip etti. Bunun sonucu ; 60 - 70 bin Türk k u rşuna dizildi veya Sibirya'ya sürgüne gönde­ r i ld i . Be!a Kun'un terörüne karşı çıkarılan isyanlarla Kır ı m adeta çalkaland ı . Bu durum, 18 Ekim 1 921'e kadar sürdü. Bu tari hte lslam Dünyasının sempat isini kazanmak isteyen Sovyet Rusya, Kırı m'da: cı Kırım M u htar Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetiun i kurdu. Sade­ ce kağıt üzerinde görülen K ı rı m Türk C u m h u riyeti nin m:.ıh1ariyeti, Kırım Türkleri için bir avantaj olmamış, b i la kis, Sovyet Rusya'nın dış siyasetinde Türk - lslam D ünyası na karşı öneml i bir yardımcı koz olmuştur. Sovyet yöneti ci lerinin Kır ım Türklerine uygu la­ mış o:duğu topyekun i mha siyaset inin ikinci perdes i , �921 K as ımında yarat ı lan s u n i kıtl ıkla başlamış, 1922 Haz i ranı na kadar devam etmişt i r. Aç l ı k sonucu Akyar (Sivastopol) nüfusunun % 1 1 'i, Ba hçesaray nüfusu­ nun ise % 55'i hayatları n ı kaybetmiş, toplam olarak bu kıtlık; Kırım nüfusundan % 2 1 'inin eksi l mesine se­ bep olmuştur. Bu arada 50 bin kişi K ı r ı m ' ı terketmiş­ tir. ölenlerin % 60' ı .yani 60 bin kişi Tü rk idi. Tama­ men kasıtlı olara k yürütülen bu provokasyon s ı rasın­ da Türk iye'nin buğday yard ı m ı yerine ulaştırı lma-


32

YÜZBİNLERİN SÜRGÜNÜ

mış, ltalyan Kızılhaç 'ı nı n yard ı m ı da reddedi l m iştir. 1 926'da yapı lan sayımda 71 4 bin olan K ı rı m n ü­ fusunun % 25'ini Türkler teşki l ediyordu. Kırım'ın idari makamları n ı n Türklerin el ine geçmesi ve bunların ı rk­ daşlarına " altı n yıllar ıı yaşatması üzerine i m ha ha­ reketinin üçüncü perdesi açı lmıştı r. 1 927 yı! ı so­ nunda başlat ı lan ıı burjuva m i l l iyetçisi n tasfiyesinde Veli lbrahim kurşuna dizildi ve onun 725 k işi l ik kad-

1 927 yıl ında «B urjuva M i l l iyetçisi» olarak i llin edilen ve kurşuna dizilen Kırım icra Komitesi Başkanı Veli lbrahim. mahkemede ( ön sırada ba;ıta oturan) «idam» kararını dinlerken.

rosu da sürgüne gönderildi. Hemen arkasından 3500 kadar Türk ayd ı n ı daha kurşuna dizildi veya sürgüne gönderild i. imha hareketinin dörd ü ncü perdesi , u kollekt ifleş­ tirmeıı adı a ltmda açı ld ı . ıı Kula kıı ve • aşağı kulak•


SOVYET HAK i M iYET i

33

(büyük ve ort a çift l i k ağaları) o larak 40 50 bin Kı­ rım l ı Türk köylüsü Sibirya'ya ve Ural ların işçi kamil'" larına sürülmüştü r. Bunların mühim b i r kısmı sürgün­ de ölmüşt ü r. i m ha hareket in i n beşinci perdesi, 1 929 Alak at i h­ t i lali ile başlamış, bu i ht i la l Sovyet askeri birl i kleri tarafı ndan kanl ı b i r şek i lde bast ı rı lm ı şt ı r . i ht i l a l i ha­ zırlayan ve kat ı lanlardan binlerce K ı rı m Türkü kur­ şuna dizilmiş veya sürgüne gönderi lmişt i r. imha hareket i n i n alt ı ncı perdesi, Sovyet hü kü­ metinin U krayna ve K ı rım'a ait buğdayları köylülerin elinden zorla alarak Avrupa'ya ihraç etmesi sonucu meydana gelen kıt l ı k ile açı l m ı şt ı r. Sovyet hüküme­ t i n i n fiziki i m ha hareket i nde takip ett iği en et kili yol olan n suni kıt l ı k ıı ; 1 921 - 1'922'de bütün ülkede 6 m i l­ yon , 1 930 - 1 933'de ise 7 milyon insan ı n hayat ına mal­ olmuşt ur. Bu son tert ibe isyan eden u K ı rı m icra Ko­ m ites i ıı Başk an ı Mehmet Kubay sürü lmüş, yer i ne u· kuvvet l i bir Sovyet h ükümet i ıı kurulmuşt u r. imha hareket inin yedinci perdesi, 1 931 - 1 936 y ı l­ ları arasında d i n adamları n ı n t asfiyesi i le başlad ı . 1 938'de b i n kadar cami kapat ı l m ı ş, d i n adamları Si­ birya'ya mecburi çalışma kamplarına (ölüm kampları) gönderi lmişt i. Yine aynı tarihler arasında n Kı rı m ic­ ra Komites i ıı Başkanı l lyas Tarhan ve ıı Halk Komi­ serleri Heyet i ıı Başkanı Sameddi n başta olmak üze­ re, binlerce ıı m i l l iyetçiıı komünist , idam veya sürgün edildi ler. Ayd ı nların tasfiyesinden Türk köylülerinin bir kısmı da kurtu lamad ı . Bu devrede K ı rı m Türkleri, •Troçkizm 11 , ıı m i l l iyetç i l i k ve iht ilal aleyhtarlığı n i le suçland ı rı ldı . i mha hareket inin sekizinci perdesi , ikinci Dünya S avaşında Alman - Rus cephesinin teşekkü lü üzerine -

F: 3


34

YÜZBIN LERIN SÜRGÜNÜ

başlamışt ı r. 1 939 nüfus say ı m ı na göre, Kırı m ' ı n nüfu­ su 1 .1 26.824 olarak tespit edi l mişt i . Bu ü l ke içindeki Türk unsuru % 23,3 olup, Kırım Türklerinin b i r kıs­ m ı hala K ı r ı m d ışı nda, sürgünde yaşamakt aydı . Bun­ dan şu sonuç çıkar: Ruslar K ı rı m ' ı işgal ett ik leri 20 yı l zarfında (1 921-1 941 ) 1 00 - 700 bin Kırım Türkünü imha et miş veya sürmüşlerd i r. Bu rakamlar, Kırı m'ın 1 917 yı lındaki Türk nüfusunun yarısına eşitt i r. G örü lüyor ki , çocuk yapmayı seven Kı rı m Türklerinde nüfus ar­ tacağ ına sistemat i k b i r surette nüfus azalması ol­ muşt u r. Bilhassa 1 931 - 1 936 devresi nde imha edi lmek is­ tenen ; Kırım Türklerinin fiziki yapısı değ i l d i . Onun m i l li kültürüne de yıkıcı darbeler vuru ldu. M i lli ede­ biyat, folk lor çalışmaları yasak edi l d i . Slav alfabesi mecbur t ut u ldu. Büt ü n bu hareket ler; " Kı rım' ı n Sov­ yet leşt i ri lmes i ıı , Kırım Türklerinin d i l , din, kültür, kı­ sacası m i l li benl iklerinin i mhası ndan başka b i r şey değildi. Sovyet esaret i a lt ı nda K ı rı m Türkleri, binlerce aydı n evlad ı n ı kaybederek, 1 931 y ı l ı n a kadar varlı ğ ı ­ nı sürd ü rdü. Aşağıda adları yaz ı l ı olan Türk ayd ın­ ları , muhtelif t arihlerde öldürülmüşlerdir: Bekir S. Çobanzade (Prof., Türkolog, şair v e yazar) Hamdi Giraybay (şair) Abdü lhakim Hilmi (tarihçi, i l i m adamı) Hasan Sabri Ayvaz (Prof., şair, yazar, gazeteci) Osman Akçoraklı (tarihçi, m üzeci , arkeolog , hat-

tat ) lsmail Liman (Arap d i l i ve edebiyat ı Prof., yazar,. şair) Habibullah Odabaş ( Prof., yazar, idareci)


35

SOVYET HAKiMİYETi

1930 yılında bolşevikler tarafından idam olunan Kırımlı şair ve tarihçi Hamdi Giraybay

Derenayırlı Osman (doktor, yazar, idareci) Ali Hasan (hoca, eğitim bakanı) Bilal Çeşmec i ( hoca, eğitim bakanı) Ramazan Aleksandroviç (hoca, eğitim bakan ı) Mclırr:a! Abc!ull�h (doktor, yazar) Hasc:ıı Şumin (hoca, ü niversite rektörü) ömer ipçi (yazar) Abdullah Utifzade (şair) Eşref Şemizade (şai r)


35

Y ÜZBIN LEAiN SÜRGÜNÜ

Gabiler (hoca, üniversite rektörü) Yakup Aziz (hoca, tari hçi) Kerim Cemalettin (d i l c i , idareci, hoca) lb rahim Bayraşefski (r.ıetödist, hoca, idareci) Abdürrahim Sükuti (gazeteci) l rgat Kadir (şa i r) Kerim Camanaklı (şa i r) Cavtöbeli (şa i r) Hasan Rıfat (kompozitör, öğretmen) Yahya ŞerafeUin ( kompozitör) Raşit Bağçıvan (ya zar, öğretmen, fizikçi) Tanabaylı ( öğretmen, di lci) Seyit Ömer Turpçu (tabiatçı) Mustafa Bekir (eğitimci, idareci) ömer Aziz (eğitimci)

1 91 8'de Akmescit şehrinde toplanan bu grupta Kırım Türk­ lerinin pek çok tanınmış l ideri bulunmaktadır. On sırada: soldan ikinci Şefika Gaspıralı Hanımefendi, yanında Yusuf Bek Vezir ve ayn ı sıranın sağ baş ında Dr. Ahmet Özen­ başlı bulunmaktadır. Veli lbrahim ise arka sırada, sağ başta ( ka lpakl ı) olandır.


37

SOVYET HAKiMİYETi

Mahmut ömer (doktor, idareci) Seyit Mehmet Murtaza (y azar, hoca) Mahmut Rıfat (ho ca) Emir Musa (ho ca) v.s.

Yukarıdakilerin mesleklerine dik kat edi l i rse, ço­ ğunluğunun eğitimc i olduğu göze çarpar. As! ı nda R usları n da esas gayesi ; K ı r ı m Türklerin i , ayd ı n li­ derlerden mahrum b i r sür ü haline getirmekti. Kırım Türklerinin gerek fiziki ve gerekse k ü ltü­ rel imhası Moskova açısı ndan isteni len sonucu ver­ me m işti . Y irm i yı! l ık kork unç tecrübeden sonra Rus­ lar, K ı rım Tü rkleri n i n kü ltür ünü ve m i!li zihniyetini yı kamıyacakları n ı anladı lar; Kırım Türklerine tarih lerini unutturman ı n, sı nıf mücade leleriy:e m i l lt vicdanları n ı n boğulmas ı n ı n kabi l ol am ıyacağ ı n ı gördü ler. Bunu göz­ önünde tutarak onları, toplu halde yurtları nda bı rak­ man ı n teh l ikel i olacağı nı kestird i ler ve K ı rı m Tü rk leri­ ni topyekün sürg ü n etme planlarını yaptı lar. ...

B)

KIRIM'DA SOVYET HAKiMiYETiNiN SONU ( 1941 )

ikinci Dünya Savaşı nda Alman Rus cephesinin kuru lması üzerine St alin' i n Rus olmayan m i llet lerden bekled iği sadakatsizlik korkusu kuvvetlenmeye başla­ mışt ı . K uzey K afkasya'da yaşayan Çeçenlerin ve Kı­ rım Türklerin i n topyekün s ü rgün meselesi, bu sıra­ larda m üzakere edi lerek karar altı na alınmış, fakat yalnız K ı rım Türklerinin sürülmesi, Alman ist i lası n ı n başlaması üzerine, i leri b i r tarihe b ı rakı lmıştı (1 ) . Nitekim, Alman ordusu K ı rım'a g i rd i kten sonra, -

( 1)

Sheehy, Ann: K ırım Tatarları, E m e l, 69. sayı, 20.

Mart 1972. lstanbul.

s .•


YÜZB!NLERİN SÜRGÜNÜ

38

Akmesçit şehrinin resmi hükü met dairelerinden b i rin­ de, Stalin hükümetinin daha 1 941 sonbaharında Kı­ rım Türklerini tüm olarak Kazakistan'a sü rgü n etme niyetin i ortaya koyan bir belgenin ele geç i ri ldiğ i bi­ linmekted i r (1 ). K ızı lordu birlikleri K ı rım'ı elden çı karmak ge­ rektiğ i n i anlayınca, K ı rı m'da umumi b i r tedhiş ha.. vası yarattı. Geride Almanlara yard ı m edebilecek bü­ tün unsurları temizlemeyi hedef edinen Kızılordu b ir­ likleri, binlerce masum Türkün kanına g i rdiler . Akmesçit şehrinde yaşayan ve olaylara bizzat şa­ olan l lyas Musabay; u geceyi gündüze katan N KVD hit idaresi d u rmadan sivil halkı tevkif ve idam ediyordu• (2) diyordu. Yine Akmesç it şehr inde, 29 Ekim 1 941 tarihinde, Akmesçit hastanesi nde yatan hasta ve ağır yaral ı Sovyet askerleri n i Sivastopol şehrine nakletmek üzere şeh i r garında vagonlara bindirdiler. Fakat tren hareket etmedi ve bolşevikler 31 Ekim sabahı saat 9'da vagonları ateşe verd i ler. Diri diri yanan hasta ve yara l ı Sovyet askerleri nin yürekler paralayıc ı fer­ yatları ile i n i ltileri sivil halk tarafından duyu lmasın diye komiserler vago nların kapı larını alelacele kapa­ tıyorlard ı . 1 Kas ı m sabahı tamam iyle yanmış olan t re­ nin ancak kül leri kalm ıştı (3) . 31 Ekim günü yani Kızı lordu birliklerinin Akmes­ çit'i tahliye ettikleri günün arifesinde ıı N KVD binası­ nın bodrumlarında ve şehi r hapisanesinde bulunan ( 1)

Akın , lsmai l : Bolşevizm Felaketi ve Kırım Halk Mü­ cadelesi. lmmenstadt/Bihlendorf, 1 947; Kırıma(. Dr. Edige: Kırım Türkleri. Dergi. 59. sayı, 1 1 . s., 1970, Münlh. Kırıma(, Dr. Edige: Kırım'dıı Topyekün Tehcir ve Kat­ (2) litlm. Emel, 1 6. sayı, 36. s. . 1963. İstanbul. (3) K ırımal : a.g.y.


SOVYET HAKiM iYETi

39

bütün mahpuslar kurşuna dizilmişt i . ıı (1 ) . K ızı lordu birlikleri Akmesçit'ten çeki ldikten sonra, Akmesçit'in N K VD bodrumları nda meydana çı karı lan birçok ceset arasında kadınlara ve süt emen çocuklara ait olanlar da va rdı (2). Yine 29 Ekim günü Karasubazar şehrinde t üyler ü rpert i c i bir olay cereyan etm iştir: ıı Şehir Ş urasının Başkanı Spai'n i n kumandasındaki bolşevikler, gece saat 1 2'de, Lunarçarskiy caddesindeki şehir hasta­ nesini yaktı l ar. ıı (3) . ıı220 yatağı olan bu hastanede 3ô hasta d iri diri yanmıştı r. ıı (4). Karasubazar'dan çe­ ki len N KVD kıt'aları sokaklarda rast l ad ı kları herkese ateş ediyorlard ı . Yalta'da mahalli N KVD idaresi, 4 Kasım 1 941 'de, şehri tahliye ederken, hapisaneler­ deki bütün mahpusları kurşuna dizmiştir (5) . Ricat eden N KVD mensupları, K ı rım yollarında dahi yerl i halka karşı ateş açıyorlard ı . Mesela, Aluşta i le Yalta arası ndaki şosede savaş içinde açı lan hen­ dekler, öld ü rü lenlerin cesetleri i l e dolu idi (6). Bu tedhiş, Kızı lordu b i rliklerinin K ı rı m 'a tekrat dönüşlerinde takı nacakları tutumun şiddetin i göste­ riyordu.

(1) (2 ) (3) (4) (5) (6)

Kırımal : Kırımal : Kırımal : Kırımal : Kırıma l : Kırımal :

a.g.y. a.g.y. a.g.y. a.g.y. a .g.y. a .g .y.



iV H. DÜNYA SAVASINDA

KIRIM TÜRİ{LERİ

A)

H

ALMAN iŞGALİNDE KiRiM TÜRKLERi (1941 -1 944)

iTLER Almanya'sının da K ırım'ı Türklerden te-· mizleyerek oraya Almanları yerleşt i rmek istedi kleri N ürnberg Mahkemeleri esnasında tespit edilmişt i r. "Adet ve an'anelerimiz ayaklar alt ına a l ı nd ı , d ini ve manevi büt ü n Mt ı ralarımız çiğnend i , yazı ları m ız Rusçalaşt ı r ı ld ı , d i l im ize Rusça keli meler soku ldu. M i l­ li benliğimiz çamura at ı ld ı , aya'klar alt ı nda çiğnend i . B i r zamanlar çiçekli bir memleket olan K ı rı m d a bü­ tün Rusya gibi, menfur kol hozlar d iyarına döndü, · kö­ le gibi çalışt ırı lan ahali ise bütün i nsan haklarından


42

Y ÜZB İ N L E R I M S Ü R G Ü t'! Ü

mahru m b ı rakılarak, sürünmeğe başlad ı . ıı ( 1 ) diyordu b i r K ı rım Türki:ı. K ı rı m Türkleri yirmi y ı l süren korkunç zulüm ida­ resi sonucu pekçok aydın önderi ile nüfusunun yarısı kadar kurban vermişti. Hürriyet i esaret le, ha'k ve ada­ leti vahşetle, demokrasi kıvı lcı m larını da istibdat l a boğan ç ürük komünizm rej i m i , büt ü n memleket i öyle bir temerküz kampı şek l i ne sokmuştu ki, seslerini ç ı ­ karmağa mecal leri kalmayan mazlum m i l let lere, bu zulümden kurt ulmak için münasip bir zaman bekle­ mekten başka yapacak b i r şey kalmamışt ı . 3 0 Kasım 1 941 'de, Almanların Orkapı v e Arbat şe­ ridinden K ı rım'a g i rmeleriyle K ı r ı m Türkleri, yirmi yı l­ d ı r hasret oldukları günlere kavuşt u kları n ı zannetti ler. Yolda hal k ı n coşkun tezahü ratı i le karşı lanan Alman kuvvetleri, hiçb i r mukavemet görmeden, bir gün iç i n­ de K ı rı m ' ı n merkezi Akmesçit'e vard ı lar. Aynı durum Akyar ve Kerç gibi müstahkem şehirler için sözkonu­ su olmad ı . Almanlar, b i lhassa Akyar önünde aylarca durakladı lar (2) . i l k sıralarda Almanları u kurtarıcı ıı sanan K ı rı m Türkleri , el lerindeki büt ü n imkanlarını kul lanarak on­ lara yard ı m etti ler. K ı rı m Türklerinin gayesi ; hangi -şartlar alt ı nda olursa olsun, Rus hakimiyet i nden kur­ tulmak, bağımsız b i r devlet kurarak hür d ü nya insan­ l ı ğ ı n ı n sahip olduğu bütün maddi ve m anevi hak ve hürriyet lere kavuşmakt ı . Bunu kazanabilmek için de, Almanların kendilerine ne dereceye kadar hak tanı­ yacağ ı n ı hesaba katmayan K ı rı m Türkleri, son varlı(1 )

'

(2)

POsic, Aydın : K ırım Türklerinin Sesi. Azerbaycan, 1 1 .

sayı, 14. s. . Nisan 1 953, Münih. Buzinarski, A. ve T. : K ırım Tatarları. N ovoye Russ­ koye Slovo, 21 . 1 . 1 971 , No. 22136, New York.


il.

DÜNYA S AVAŞINDA

43

ğ ı n ı da ortaya atarak mücadelede Almanların safında yer aldı. Almanlar Kırı m'a girdi klerinde dehşetli b i r açl ı ğ ı n başlad ı ğ ı n ı görd ü ler. NKVD birlikleri geri çeki l irken, bütün hububat depoları nı ve erzak merkezlerini yak­ mışlardı (1 ) . Almanlar kısa b i r zaman içinde bu açl ı ğ ı önled i ler. Bu hareketleri, Kırım halkının kendi leri hak­ kı nda i l k müspet i ntibaları nın meydana gelmesine se­ bep oldu. Kırım Türklerinden kurulu kı lavuzlar sayesinde önce Kerç şehrine g i ren Almanl ar, yine bu kı lavuzla­ rın sayesinde gizli yeraltı tünellerinden i lerleyerek Akyar'ı ele geçird i ler (2). Böylece Almanlar az bir za­ yiatla bütün K ı rım'ı işgal etmiş oldular. Bu d u rum sadece K ı rı m'a münhas ı r değ i ld i . Bütün Rusya'da Alman orduları mukavemet yerine çiçeklerle karşı lanıyorlar, sabotaj lara uğram ıyorlard ı . General Vlasov, emrindek i yüzbinlerle teslim olmuş, Alman or­ du ları idil - Ural'a kadar uzanmışt ı . Kolay kazanı lan bu zaferlerin arkasında yatan psikoloj i k sebepleri araştır­ mayan Almanlar, kısa zamanda kazanı lan bu zafer­ leri " üstün ı rk ıı teorileriyle izah etmeye kalktı lar. Ken­ dilerince bütün bu başarı lar, üstün harp tekniği ve H itler gibi b i r dehanı n idaresiyle gerçekleşmişti. Bu açıdan bakan Al manlar, işgal ettikleri bölgelerin halk... !arı n ı n " Ruslara karşı ordu kurma k ıı isteklerini red­ detmişler, onlara hürriyet yerine ismi değişi·k b i r esa­ ret getirmişlerdi. Almanların yukarıdaki bütün bu hareketleri kısa(1) (2)

Musa, A.: i kinci D ünya Savaşında Kirım Halkının Mu­ cadelesi, Azat Vatan, 5. sayı, 8. s., 1952, M ünih. B uzinarski'ler : a .g.v.


44

Y ÜZB İ N LE R ! N SÜRGÜ N Ü

ca, " idari, siyasi ve askeri strateji uzmanlar ı n ı n kö;­ l ü ğünden başka bir şey değ i l d i . ıı (1 ) . Halbuki, Almanların başarı ları nda önem l i rol cy­ nayan unsuru n : ıı Sovyet rej i m ine asla intibak edeme­ miş Türkler .. (2) olduğunu Moskova yöneticileri derhal anlamış ve harp sonrasına müteveccih planların ha­ zırlı klarına başlamışlardı . Gerçekten de; uTürklerin Sovyet rej imine karşı besled i k leri nefretin kuvvetini, i l . Dünya Savaşı gereği gibi ortaya koymuştur. Bu sa­ vaş s ı ralarında Türk ordu ları ve Türklerle meskun eya­ letler, Sovyet hakimiyetine karşı amansız bir cephe al­ mışlard ı . ıı (3). Almanlar işgal ett i kleri bölgelerde, b i lhassa Uk­ rayna ve K ı rı m'da işlerine yarıyacak kadı n - erkek bin­ lerce genci, 11 doğu işçisi n adı altında esir olarak Al­ manya·ya fabrikalarda çalıştırmak üzere sevketti ler " (4) . Yüzlerce Türkü komünist zanlısı olarak kurşuna dizdi ler (5) , binlercesini çeşitli suçlardan, Akmesçit ve N i kolayevski şehirleri d ışı nda kurulmuş esir kamp­ larına hapsetti ler (6) . (1)

(2)

(3)

(4)

( 5) (6)

Baytugan, B inbaşı : ikinci Dünya Savaşı ve M i l li ­ yetler Meselesi, B irleşik Kafkasya, 4 - 5 . sayı, 9 . s., Kasım 1 951 , Münih. Fischer, John : Sovyet Cennetinin lçyüzü./Çev. Fethi Kardeş/, Varlık yayın 73. s., 1 974, lstanbul. Pines, Richard : M uslims of Soviet Central Asia. / Trends and Prospects/, The M iddle East Journa l ; 2 . sayı, 27. s., 955, Washington. Ü lküsa l . Av. Müsteci p : B üyük Facianın 23. Y ı ldö­ nümü. Eme l . 40. sayı, 3. s., Mayıs - Haziran 1 967, l stıı nbul . Kırıma!. Dr. Edige : K ı rım Türkleri. Dergi, 59. say ı , 1 1 . s . , 1 970, Münih. Kırıma! : K ırım'da Topyekün Tehcir ve KatliAm. De�­ gi, 5. sayı, 1 956, Münih.


i l . D Ü NYA SAVAŞIN D A

45

Bu kamplardaki hayat zorluğu, açl ı k ve salgın hast a l ı k, yüzlerce Türk gencinin hayat ı n a sebep oldu. Kı rım'da Almanlar aleyhine yapılan propaganda ve faal iyetlerin artması üzerine Almanlar, kamp esiri Türkler için bir ıışans n tanıd ı l ar. Bunlardan ıı muhafa­ za • t aburları kuruldu. Bu t aburların vazifesi ; • bütü n m i l l i ye t l ere mensup yer l i n ü fu s u savunarak, ancak da!) köylerine s a l d ı ran Sovyet çetec i l e ri n e karşı savaş­ makt ı . n (1 ) . Ad ı geçen ıı m u hafaza ,, tab u rları , k i u gönü l l ü • ta­ b u rl a r ı da den i l iyord u , zaten k ı z ı ! çetec i lere k arşı o l an ııı ücadelele ri,n i ge rçekten gönü l l ü yapıyorlard ı . Alman ­

lar; u bu alt ı tabura sadece s i ! a h ve b i rnr k u m and a n yeti n m i şlerd i . n ( 2 ) . Bu t a b u r l a r , tamamen es­ k i m iş B elçi k a t ü fe k l e r i i l e yani 1. Dü nya Savaş ı nd an kalma s i lahlarla teç h i z ed i l m i şlerd i . H atta e ! biseleı'i b i l e v a kt i y l e B e l ç i k a ' d a n g e t i rti l m i ş g i y i m l e r d i . Bu b � r­ l i kleri Alman üniformasına layı k görmemişlerd i . Hal­ b u k i d i ğ er m i l letlerden teşk i l o l u nan b i rl ik le rd e Alman giyimi ve silahı bulunmakt a idi (3) . Kızı lordu birlikleri K ı rım'ı terkederken dağ l ı k böl­ gelerde çeteler b ı rakmı şt ı . Bunların vazife leri ; Alman kuwet leri n i yıprat mak ve K ı nm'ı devamlı b i r anarşi ortamı içinde t utmakt ı . Kızıl çeteciler; . ıı sık sık dağ köylerine baskı n yapmak suret iyle yiyeceklerini temin etme yoluna gidiyorlard ı . • (4) . Hatta, dağa, köylü kaverrrı e k l e

(1 ) (2)

Kırımal : Kırım Türkleri. a.g.y. Sheehy, Ann : Kırım Tatarları. Emel, 69. sayı, 20. s Mart - Nisan 1 972, lstanbul. (3 Ali, Ahmet Şah : Görülmemiş ve işitilmemiş Yalan. Novoye Russkoye Slovo, 28 Ocak 1 971 . 22143. sayı . New York. ( 4) Kırımer, Cafer Seydahmet : Rus Tarihinin lnkılılba. Bolşevizme ve Cihan lnkı lAbına Sürüklenmesi. 74. s., 1 948. l sta n bul, .•


Y ÜZB İN !... E R İ N S Ü RGÜN Ü

çı rarak K ı rı m Türkleri i le Almanlar a rasında suni ihti­ laflar yarat mağa çal ışıyorlardı (1 ) . Bunlar a rasında Türk yok denecek kadar azdı . N itekim bugün özbekis­ tan'da çıkan u le n in Bayrağ ı n gazetesinin m evcut nüs­ haları da bunu doğrulamaktad ı r (2) . . . Bu konuda bir görgü şahidi şöyle diyor: u Al man• ların işgal inden evvel seçilmiş Türk komünist lerinin dağlara ç ı kt ı kları t amamen uydurma ve yalandı r. Ben, Almanların Kırım'a g i rmesi ne kadar matbuatda çalış­ tım. Bu sebeple K ı rı m 'da çok seyahat ederdim. Bu ge­ zilerimde ilerde Sovyet part izan birli klerinin nüvesini teşkil edecek b i rl i klere rast ladı m . Bu birliklerde Türk­ ler çok azdı lar. Sebebi gayet basit : Sovyet ler, Türkle­ re g üvenemiyorlard ı . Bu sebeple part izan birli kleri yal­ n ız Ruslardan teşekkül etmişt i . Sovyet askeri idaresi, Kırım'ın savunmasın ı diğer millet lere tahsis etmiş­ t ir. » (3). Başka bir K ı rı m Türkü ise şöyle diyord u : ıı Biz, hakları mızı tanımayan N azi lere karşı mücadele aç­ maktan da çekinmedik. Gayemiz; efendi değ işt i rerek, yeni esaret zinci rleri t a kmak değ i l , m i l l i ist iklalimize kavuşmakt ı . Ancak bu sebepten idi ki, Nazi ler binler­ ce gencimizi öldürdü, yüzlerce köyümüzi.i yakt ı , m i l· li l iderleri mizi takibetti ler. ıı (4). Bunun g ibi yüzlerce görgü şahidi aynı ifadeyi tek­ rar ediyorlar. N itekim Almanlar, K ı rı m'da Türk u nsu­ runun mevcudiyetini ort adan kaldı rmak için büt ü n yol­ ları denemişlerd i r. Kızı l çet ecilerin faal iyet leri de, o� ların bu yoldaki çalı şmaları için bir bahane olmuşt u r. (1 ) (2) (3) (4)

K ırımaı : a.g,.y. Lenin Bayrağı, 1 969 yılı kolleksiyonu. Ali : a.g.y. Pusic : a.g.y.


i l . D ÜNYA SAVAŞINDA

47

1 943 y ı l ı n ı n sonunda ve 1 944 y ı l ı n ı n başında, aralarında 80 Türk köyü olmak üzere, 83 dağ köyü ateşe verilmişti (1 ). Almanlar, bu köyleri kızıl parti­ zanlara yard ı m la suç landı rıyorlardı (2) . Alman işgali süresince, Almanlar tarafından yakılan toplam köy sayısı 1 28'i bulmakta i d i (3) . Ancak bu rakam ın 1 54 olduğuna dair b i l g i ler de verilmektedi r (4) . ister 1 28, isterse 1 54 olsun , baştan aşağı yakı lan bu köyler ve köy sakinlerinin evsiz, perişan durumu, K ı rı m'da Al· manlardan en çok zarar görenlerin Türkler olduğunu doğrulamaktadı r. Almanların Kırım üzerindeki gizli emel leri ve pro­ jeleri bugün sağl am delillerle su yüzüne çıkmıştır. Bu konuda Hitler, yapmış olduğu gizli b i r konuşmada şöy­ le diyord u : u Ukrayna'nı n g üney bölgelerin i , b i l hassa K ı rım'ı elde edeceğiz. Buraları münhasıran Alman kolonisi yapacağız. » K K ı rım havzası l imon, mandalina, portakal neviin­ den meyva i htiyac ı m ızı karşı layacaktır. ıı « En güneyde K ı rım'a, Kafkaslar'a kadar ulaşım sağ lıyacağız . Bu yol lar boylu boyunca Alman kasa­ balariyle düğümlenecek ve kasabalarda yalnız Alman m i lletinin ası l sahipleri yaşıyacaktı r. ıı (5) . (1 ) (2) (3) (4) ( 5)

Niyazioğ lu, Z. : Vatanperverler Y ı l namesi. Lenin Bay­ rağı, 31 Ağustos 1 967, 1 04. sayı , 4. s . , Taşkent. K ırımer : a.g .y. Meydan Larousse, 7. cilt, 75. fasikül, 1 972; Kırıma! : a.g.y. POsic : a.g.y., 1 6. s. Cameron, N. - Stevens, R. H . : Hitler'in Gizli Konuş­ maları. Hayat Tarih Mecmuası, 1 1 . sayı, 23-29. s., Aralık, 1 972, lstanbul.


YÜZBIN LERIN SÜRGÜNÜ

N itekim, H itler Almanyasının da K ı rım'ı Türkler­ den temizleyerek oraya Almanları yerleştirmek iste­ di kleri, N ü rnberg Mahkemeleri esnasında ortaya çı­ karı lmıştır (1 ) . Bu itiraflar, mahkeme kayıtlarında, Türk ... Alman dostluğunu (!) ebedileştiren bir belge olarak kalacaktı r. Hatta, K ı rım'a Tür�ler yerine iskan edilecek ahalinin, Güney Tirol hal k ı n ı n olması da Ber­ l i n yöneticileri tarafı ndan karar altına alı nmıştı (2). Almanların emperyalist zihniyetini ve fiiliyatını yakı ndan gören antikomünist Türklerden dağa çıka­ rak Alman lara karşı çete savaşı yapan lar da olmuş­ tur . .A.ym s ı ralarda Ukrayna m i l l iyetçi leri de dağa çı­ karak Alman ve K ızı lordu kuvvetlerine karşı geri l la savaşı yapıyorlard ı . Eğer Almanlar insani davransa­ lard ı , kendilerini bu kadar yıpratan çete savaşı n ı ön­ lemiş olurlardı. NKVD yerine işgal ed ilen yerlere Al­ manlar korkunç n gestapo ıı larını getirdi ler . Böylece bütün b i r m i l letin nefretini ayaklandı racak sebepleri Krem l in'e verd iler. Mülteci ve kaçak esirler, Alman fecaatini etrafa yayarken , Almanlara karşı olan nef­ ret; rejime olan nefreti bastırmıştı . Savaş, demokrat ve i nsani h a reket eden b i r m i l letle yapı lmış olsayd ı , vaziyet hiç şüphesiz ki ç o k başka olacaktı. Nazilerle savaş yapan m i l yonlarca kişini n kalbinde yeni b i r Rus­ ya'nın ümidi parlamıştı. Hükümet de bu ümidi körük­ lüyordu. Ancak, b i lhassa U krayna ve K ı rım'da Stalm'e olan eski kinler de unutulmuyordu (3).

(1)

Cartier, Raymond: Les Secrets

(2) (3)

lies par N urnberg. 2n. s., 1946, Paris. Larousse : a.g.y. Kravchenko, Victor : H ürriyeti Seçtim. Rafet Zaimler yayını, 241 . s., 1 952, lstanbul.

de la Guerre Devo­


il. D ÜNYA SAVAŞINDA 1)

49

K ı r ı m ı n i ş g a 1 d e v r i n d e s i y a s i v e i d a r i d u r u m u ·

Almanları n siyasi, idari körlüğü ve tecrübesizliği, Kı rım'da, Türklerin milli ve siyasi mt\nada teşkilat kur­ masına engel oldu. K ı rı m için hiçbir siyasi hak tanınmamış ve tanı­ lacağına dair de kesin bir şey söylenmemiştir. işgal makamlariyle bu konuda görüşen mahalli liderlere, bu meselenin; ıı aktüel olmad ı ğ ı , ancak Führer'i n hall� debileceği ıı söylenmişti r (1 ) . Bunun üzerine Tü rkiye'­ den Berlin'e giden K ı r ı m Türk Heyeti'nin 1 941 y ı l ı n ı n Ara l ı k ayı nda Alman D ı ş ve Doğu Bakanl ı kları nezdin­ deki çal ışmaları ve nihayet doğrudan doğruya H itler'e yaptığı müracaat da hiç bir fayda vermedi. Kırım Türk­ leri için isteni len bütün hakların üzerinde ancak savaş kazanı ld ı ktan sonra düşünü leceği ve karar veri leceğ i bildirildi. Bu da Hitler siyasetinin ne kadar dar ve egoist çerçeve içinde bu lunduğunu göstermektedi r (2) . Almanlar, temas ettikleri ve b i rçok meseleler hak­ kında görüştükleri milli hareket mümessillerine resmi mümessil gözü ile bakmamışlard ı r. Ancak Doğu Ba­ kan l ı ğ ı bünyesindeki « Kı rı m Leitstelleıı 1 943'de faa­ liyete geçtikten sonra buradaki mümessiller; Kırım Türkleri resmi mümessili olarak tan ı n mıştır. Alman askeri işgal makamları dernek faaliyeti olarak sadece, Akmesçit'te ıı Müslüman Komitesi ıı nin kurul masına izin verdi. i l k oturumunu 28 Ocak 1 942'de (1 )

Özkırım, Orhan: il. Dünya Savaşında Kırım Türkleri i l e Almanlar Arasındaki Münasebetler. Emel, 25. sa­ yı, 16. s Kasım-Aralık, 1 964, lstanbul. (2) Ü l küsal, Av. Müstecip: Dobruca ve Türkler. T.K.A.E. yayını, 228. s. 1 966, Ankara. F: 4 .•


50

YÜZB I N LE R İ N SÜ RGÜN Ü

yapan dini komiteni n vazifeleri de Alman makamları tarafından s ı n ı rlandırı lmıştı . Komitenin başl ı ca vazife­ leri : u Camileri onarmak, komünizm aleyhine propa­ ganda yapmak, gön ü l l ü askerlere vaaz vermek, gö­ _nüllü askerlerin ailelerine maddi yard ı mda bulunmak v.s. • gibi K ı rı m Türklerinin durumu ve geleceği üze­ rinde hiçbir tesiri olmayacak basit işlerle dondurul­ muştu (1 ) . Daha sonra hemen hemen bütün şehi rler­ de kuru l an Müslüman Komitelerinin bir tek merkez etrafında bağlanmaları teklifi de kesin l i kle reddedi l'­ m iştir. Alman askeri işgal makamları, siyasi ve idari tec­ rübesizlik ve beceriksizlikleri sonucu Kırım Türk top­ lumunun gözünden iyice düşmüşlerdi. Şöyle ki ; yeni teşkil olunan belediye başkanlıklarına , köy muhtar­ l ıklarına ve i ktisadi işletme müdürlüklerine Türklerin getiri lmeleri nden kesinlikle kaç ı n ı l mıştır . Mesela; nü­ fusun % 88'i Türk olan Balilçesaray'ı n beled iye baş­ kan l ı ğ ı n a ; şehi rde yaşayan dört hanel i k Rumlardan b i ri getirilmiştir (2). Akmesçit şehrinde belediye baş­ kanı Kamenski adında b i r Rus, yardımcısı ise yine b i r R u s o l a n Sevastyanov i d i . Akmesçit Emniyet Müdürü G ranovskiy adında bir Rus olup, Türklere ve Yahudi­ ler� yaptığı baskı ve zulü m idaresi ile tan ı nmıştı. Ges.. tapo'nun sağ kolu olan Akmesçi t Polis Amiri Fedov da bir Rus idi. Sadece Kültür i şleri Bakanl ı ğ ı nda b i r Türk o l a n Tohtaroğlu bulunmakta idi (3). Bu zat, yu­ muşak tabiatlı, sulhsever ve sinek bile öldürmekten çekinen b i r i nsandı. Onun yardımcısı ise gene bir Rus (1 ) (2)

(3)

Özkırım : a.g.y., 1 7. s. Ü l küsal : Büyük Facianın 23. Yı ldönümü, Emel . 40. sayı 3. s., 1 967, lstanbul. Ali, Ahmet Şah : a.g.y.


i l . D ÜNYA SAVAŞINDA

51

idi (1 ). Akmesçit Belediyesinin memur ve müstah­ deminin % 10 kadarı Türklerdi. Karasu ve Sudak şehi rleri d ışında Kırım şehirlerinde ııviko n namı ve­ rilen mahalli iktisadi teşekkül ler hep Rusların elin... de idi. Bütün bunların yan ı s ı ra aşağıdaki büyük ha­ taları da işleyen Almanlar, Kırım Türklerinin kendi­ lerinden iyice soğumalarına sebebiyet vermişlerd i : Bütün K ı rı m Türklerinin d i n işleri n i yürütecek e bir m üftünün seçilmesine izin verilmemiştir (2) . e Her tarafta umumiyetle Rus tercümanları kul­ lanı lmış, bunların b i l hassa Türklere çok zararı dokun­ muştu r. e Sokak adların ı gösterir levhalar Rusça ve Al­ manca yazılmış olup, yazışmalarda Türkçenin kullanı l­ mamasına özel b i r d ikkat gösterilmişti r. e

K ı r ı m Radyosunda Rusça ve Almanca yayın yapı lmıştı r. Türkler için yalnız Cuma günleri m illi ya­ yın yap ı lm ış, bu arada yarı m saat de Kur'an okuna­ bilmiştir. e Yayın sahasında, tarihteki Kırım m i l li hare­ ketlerinden, m i l l i kahramanlarından , Türk Dünyası i le olan yakınlık, birlik ve beraberlikten bahsedi lmesine müsaade edi lmemiştir. e

işgal zamanında işçi olarak Almanya·ya gön­ deri lenlere ve Kızı lordu'dan kaçarak Almanlara i ltica edenlere, esirlere, K ı rım'a dönme müsaadesi ver i l-

(1 ) ( 2)

Rayevska. İrina : Kırım Tatarları. Novoye Russkoye Slovo, 9 Şubat 1 971, New York. K ırımer : a .g.y. 74 s.


52

YÜZB İ N L E R i N S Ü R G Ü N Ü

memiştir (1 ) . Ayrıca 1 941 sonbaharında Kı rım'dan sür,_ gün ed i lerek Kafkasya'da iskan ettiri len b irkaç bin Kı� rım Türkünün de K ı rı m ' a dönmesine izin verilmemiş­ tir. Halbuki onlar, anavatanlarına kavuşma hasreti ve sevinci içinde Kırım sını rında M i l itopol'e kadar gel­ m işlerdi (2) . 2)

K

ı

r

ı

m

'

d

a

m

i 1 1 i

f

a a

1 i y e t 1

e r

TÜRK TiYATROSU :

K ı r ı m Türkleri b i r taraftan cami lerinde ibadetle­ rini yaparlarken , okul ları nda çocukları n ı okuturlarken, d iğer taraftan da tiyatrolarını açtılar. Baştan i lave et­ mek gerekir ki, bu tiyatro çalışmaları tamamen Al­ manların idaresi ve kontrol ü altında idi. Onların gaye­ leri, bu tiyatroların sayesinde askerleri ni eğlendirmek ve mora l lerini yüksek tutmakt ı . Tiyatro idarecileri re­ pertuarı ; şeki l, mana ve ruh itibariyle Kırım Türkleri­ nin içinden aldı kları efsanelerle hazı rlamışlar, edebi bir uslüpla sahneye koymayı başarmışlard ı r. « Arzı K ı z ıı , 11 Bahçesaray Harem i n , « Altın Beşikıı gibi seç i l­ m i ş oyunlarla seyirc i karşısına çıkan Türk sanatkarla­ rı, yüzlerce defa verdi kleri temsillerle K ı rı m Türkle­ rin i n bazan gururlarını okşam ı ş, bazan onları ağlatmış, sevindirmiş ve coşturmuştu. K ı rım Türkleri , merhum G aspıralı lsma i l Beyin ((Tercümanıı ı ndan sonra i l k de­ fa b u tür kültür çalışmasıyle m illi var l ıklarını hisset'­ fümişlerdi. K ı rı m ' ı n bütün şehi r, kasaba ve köylerin(1 ) (2)"

Ôzkırım : a.g.y. 1 8. s. Kırımel. Dr. Edige : Kırım'da Topyekun Tehcir ve KatliAm. Dergi, 5. sayı, Hususi Baskı. 1 9. s Tem­ muz 1 956. Münih. ,

.•


il. D ÜNYA SAVAŞIN D A

53

den binlerce Tljrk, kamyonlarla, arabalarla Akmes­ çit'e Türk Tiyatrosunu seyretmeye geliyordu. Bu ilgi­ nin başlıca sebebi ; milli kıyafetlerin çok renkli, de­ ğişik, ahenkli ve çok zengin oluşları , konuların çok meşhur, ilgi çekici ve uyand ı rıcı olmaları idi . Kırım Türkü, tiyatrosunda kendini, tarihini .g örüyordu. Kırım Türk Tiyatrosunun daha ilk günlerinde el­ de ettiği başarıyı, 1 942 senesinde Kırım'ı ziyaret et­ miş olan Türkiyeli gazeteci ler g rubundan rahmetli Necmeddin Sadak, Sel im Sarper, Nad ir Nadi, Hikmet Tuna, Asım Us ve Mithat . Beyler görmüş ve takdi r etmişlerdir. Sonuç olarak, Kı rım'da Türk milli heyecan ı n ı u­ yandı rmayı başarabi l m iş ülkücü sanatkarların sonu pek hazin olmuştur. Rusların Kırım'a yaklaşması üze­ rine Dobruca'ya geçen Türk sanatkarları , Romanya'nı n Kızı lordu tarafı ndan işgali üzerine komünistler tara­ fı ndan tevkif edilerek Rusya'nın meçhul bir tarafına götürülmüşlerdir (1). A.kibetleri biraz meçhul, biraz da malumdur. Milli BASIN VE EGITl'.M

Kırım Türkleri, m i l li basınların ı kısmen i hya et­ meğe muvaffak oldular. Alman askeri işgal makamla­ rın ı n sansürü altında 1 1 Ocak 1 942'de, haftada iki d� fa çıkan cıAzat K ı rı m ıı gazetesi yayın hayatına baş­ ladı . cı Azat Kırımıı gazetesinin haftalık tiraj ı onbin kadard ı . Daha fazlasına u kağıt imkansızl ığı ıı cevabiyle (1)

Temirci l i : K ı rım Türk Tiyatrosu. Emel. 1 8. sayı, 7. s., Eylul - Ekim 1 963 lstanbul.


YÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü

54

izin veri lmiyordu (1 ) . Gazetede Alman propagandasına yer veri l iyorsa da, yazıların muhtevası ve gazetenin fonksiyonunun, milli heyecanı uyandırıcı, komünizm aleyhtarı ve 11 fikirde birlikıı şiarını tahakkuk ettirici hu­ susiyetleriyle önemi çok büyüktür. Yukarıda adıgeçen ga20tenin yanısıra 11Anayurt• dergisinin neşriyatı da milli basın yönünden önemli­ dir (2) . Ancak Almanlar, uAzat Kırı m ıı gazetesini Kı­ rım'ın resmi gazetesi olarak tanımayı, onbeş bine ve haftada üç defa çı kartı lması tekliflerine kesinlikle mu­ halefet etmişlerdir (3) . Kırım'da Yüksekokul, talebe ve öğretmen sayısı da oldukça fazla olduğundan, şehir idaresinin müsa­ adesi ve Alman işgal idaresinin de tasvibi i le, Kültür Şubesi, u üniversiteıı açmak için faaliyete geçmişti, ilk önce Tıp, Dil ve Edebiyat Fakültelerinin açı lması için planlaştırı lan çalışmalar ilerletilmiş ve bu prog­ ramlar Yüksek Komisyon tarafından tasdi k olunmuş­ tur. Akmesçit Belediye Başkanı Sevastyanov ve Şehir Komiseri Her Hum ile mutabık kalınarak Dr. Ahmet ö­ zenbaşlı, Türk üniversitesinin rektörü tayin edilmiş­ ti (4) . Diğer eğitim çalışmaları san'at konusunda olmuş­ tur. Almanların maddi yardımları ile Türk milli sanatla­ rı olan ; altın, gümüş , seramik, dokuma, m ı hlama, �rgü, (1 ) (2) (3) (4)

M usa A. : İ kinci D ünya Savaşında K ırım Halkının Mücadelesi, Azat Vatan, 5. sayı, 9. s . , 1 952, Mtinih. Kırıma! : Kırım Türklerinin Milli Basını. Emel, 6 . sa­ yı, 6. s., 1 961 . lstanbul. Özkırım : a.g.y., 18. s. Temircili : ikinc i Dünya Savaşında Alman i şgalinde K ırım Türklerinin Kültür ve Eğitim işleri. Emel. 23. sayı, 21 . s .. 1 964. lstanbul.


i l . D ÜN YA SAVAŞ I N D A

55

mozaik gibi el işlerinin ustaları bir araya getirilerek sa­ nat enstitü leri açı lmıştı r. Yapılan sistemli ve şuurlu eğitim çalışmaları ile yalnız Akmesçit ve civarında; 1 4 ilkokul, bir tane o n yı llık, iki tane yedi y ı l l ı k oku l . . . Bundan başka sanat okulları , 25 kişilik tiyatro ve ba.. le okulu, 20 kişilik ressam okulu, d işçi okulu, ayrıca terzi, makina tamir v.s. kursları da bulunuyordu (1 ). Bütün bu hayı rlı işler, savaşın Almanlar aleyhine dönmesi üzerine yarıda kaldı. Alman işgalinin son za­ manları nda Kırım Türkleri tarafı ndan bir bando teşek­ kül ettirilmiş, Kırım Milli Marşını çal ıyordu (2) . Bunun gibi birçok örnekler sonucu, Alman işgali sırasında, Rusların imha ettikleri aydın grubunun yerine, yeni bir genç neslin , tamamen aydın bir kadronun yetiş­ mekte olduğu dikkatleri çekmişti r. Bu, Kırım Türkle­ rinin siyasi haklarını elde edememiş olsa bile, kültü r çalışmaları ile de kendi yaraları n ı kapatabi leceğini göstermiştir. Leningrad bozgunu üzerine K ı rı m'da umumi bir pani k başgöstermişti . Rusları n Kerç ve Kefe'ye çıkar­ ma yapmaları , Alman kuvvetlerini iyice şaşırtm ıştı. Pa­ niğe kapı lan Alman askerleri, şüphelendi klerini sorgu­ suz öldürmüşler, etrafı bombalamışlar, bu arada Bah­ çesaray'da meşhur cı Han Sarayıı ı da bombalayarak yakmışlardır (3). Almanların bütün menfi davranışları­ na rağmen Kırım Türkleri, onların yard ımına koştu­ lar ve geri çekil melerine yardımcı oldular (4). Geri çekilen Alman kuvvetleri ile birlikte onlara yardım (1) (2) ( 3) (4)

Temirci l i : a .g.y., 1 2 . s. K ırımer : a.g.y., 9. s. K ırımer : a.g.y., 75. s. Buzinarski ler : a .g.y.


56

Y ÜZB İ N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

eden bin lerce Türk de vatan larını terkederek Alman­ ya'ya, Rusya'nı n dışına doğru yola çıktı lar. Kırım Türkü kendi m i l li varlığını korumak için atı ldığı bu mücadelede bir kere daha mağlup ve pe­ rişan olmuştu. B)

SOVYET ORDUSUNDAKİ KiRiM TÜRKLERİ

Daha savaş başlamadan, normal olarak binlerce Kırımlı Türk genci silah altına alınmıştı. Savaşı n baş­ laması üzerjne eli silah tutabi lenler de askere alınd ı­ lar. Böylece Kırım'da kalan Türklerin çoğunluğu da­ ha savaşın başında, kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar­ dan müteşekkildi . Ruslardan kurulu subay kadrosu, bütün Rusya Türklüğünden teşkil olunan birlikleri daima en ön cep­ heye sürüyor, böylece bir taşla iki kuş vu rmak isti­ yordu. Bu konuda en iyi cevabı Alman yazarlardan b i ri vermiştir: ı ı Ruslar, Staling rad'da Alman topçusu önüne sü­ rerek Türk ırkını yoketmeye çalıştı lar. ıı (1 ) . Tabii o larak bu hal , yalnızca Stalingrad'a mün­ hasır değildi, bütün cepheler için aynı durum mev­ cuttu. General Vlasov'un emrindeki birliklerle Alman­ lara teslim olması ve bunlardan Almanya'da lejyon kıt'alarının kuru lması üzerine Kızılordu safları ndan onbinlerce Türk daha Almanya saflarına geçti ler . Böy­ lece kurulan ııTürkistan ıı lejyonu v.s. yüzbin lerce Türk gencini i htiva ediyordu. Bunlar savaş sonuna kadar can düşmanı Ruslarla kahramanca savaştı lar. (1 )

Kem, Eri eh : Büyük Sarhoşluk/Çav: Şevket D i l maç/, 95-96. s 1 949, Ankara. .•


il. D ÜNYA SAVAŞINDA

57

Buna karşı lık, gerek Sovyet ordusunda ve ge­ « Ölüm Taburları ıı nda i , i z ıTı e � eden K ı r ı m T ü r k l e ri n d e n pek çoğu, en büyük ı : y a k a t n i ş a n l a r ı n ı a l m ı ş l a rd ı r. özbekistan'da halen · . : km a kt a o l a n " Le n i n Bayrağ ı " gazetesinde yeralan, s a v aşta b a ş a r ı gös t eren K ı rım Türklerinin adları ve J a; a n l a r; i l e ilgili b ö l ü m lerden de anlıyoruz ki, Kırım T ü r k. le:·i g e r e k A l m a n v e gerek Sovyet saflarında iki

re kso s omadan teş 0 k k ü l eden

: i <eş e ra s ı n d a b ı r a k ı : r:ı ı ş l md ı r ( 1 ) . C)

SÜRGÜfllDEK! K i RiM

TÜRKLERi

Sav<ı ş ı n daha i l k g ü n l e r in d e durum Rusya aley-­ ı-. i ne g e l i ş m i şt i Y ı l d ı r ı m g i b i i l e r l eyen Alman ordula­ ı· ı nın k a r ş ı s ın d a K ı z ı l o r d u b i r l i k l e r i tutu namıyor, ya Al­ rıanlara teslim oluyor, ya da cepheyi terkederek ka­ c ı yo r d u . Bilhassa G e n e r a l Vlasov'un emrindeki yüz­ t i n l e r ! e b i r l i kt e , A l ma n l a ra tes l i m olması Rusya'yı çö­ .

kertmişti. Cepheden kaçanlardan yakalananlar derhal kurşuna d izi liyordu (2). Bu suretle cepheden kaçma­ nın önüne geçilmek isteniyordu. Çöken bir Rusya'nın çatırtı ları nı hisseden Sovyet yöneticileri, • Sovyet ekonomisinin temel unsuru n ola­ rak kabul ettikleri ıı Mecburi Çalışma Kampları naıı göz­ lerini diktiler. Bu sırada bu tip yüzlerce kampta onbin­ terce Kırım Türkü bulunuyordu (3). Başta Stalin ol(1) (2)

«Lenin Bııyrağm gazetesinin 1 968, 1 969 y ı l ı nüshaları. Hıza(, Mustafa Zihni : K ırım ve Şimali Kafkasyalı­

(3)

ların imhası, 1 944 Faciası. Mücahit, 1 3/1 4. sayı, 1 958 Ankara. Kırıma(, Dr. Edige : K ırım'da Topyekün Sürgün ve Katlifım. Dergi, 5. sayı, 1921-1941 'de 1 70 bine yak ı n Türk öldürülmüı; veya sürülmüstür.


58

YÜZBİ N LERIN SÜRGÜ N Ü

mak üzere Sovyet yöneticileri, bir kararname çıkara­ rak kısa zamanda kamp mahkumlarına tebliğ edilm0"'" sini sağladılar: ıı Siyasi ve inkı lap - ihtilal aleyhtarı suçlardan mahkum olanlardan gayrisi gönüllü olarak cepheye gönderi lecek. Bunun için d i lekçe veri lmesi lazımdır. Orada gösterecekleri sadakat ve fedakarlığa göre suç­ ları affedilecek ve savaşı n bitim inde de sabıka kayıt­ ları silinerek, medeni haklara sahip birer vatandaş ad­ dedi leceklerdir. Ayrı ca, nişanlarla taltif ed ilecekler, arzu ettikleri işe de girebileceklerdir (1 ). Bu kararnamenin kamplardaki etkisi büyük ol­ muş , vaadedilen yalanlara inanmıyanlar dahi dilekçe vermişlerdir. cı Fakat bunların birtakı m maksatları var­ dı . Zira daha kolay kaçacakları nı umuyorlar, hiç ol­ mazsa Almanlara iltica imkanı olduğunu düşünüyor­ lardı . ıı (2) . Sovyetlerin meşhu r romancısı Pasternak'ın de­ diği gibi adına ıı ölüm Taburları n denilen mahkumlar­ dan kurulu birliklerde hizmet edenler, şayet sağ ka­ lırlarsa, hürriyetlerine kavuşuyorlardı. Ki lometrelerce tel örgüler, hücum hücum üstüne, aylar ayı devam eden topçu düel losu . . . işte bunlar ıı ölüm Taburları • n ı n göğüs gerd ikleri şartlard ı . Ve Pasternak (3) so­ ruyor: ıı Ben nası l bu cehennem içinde sağ kaldım? Burası bir mucizedir. H Adından d a anlaşı lacağı üzere b u taburlar icab eden her yerde düşmana karşı en önde savaşacaktı. (1) (2) (3)

Bektöre, Şevki : Volga K ı z ı l Akarken, 1 43. s . , 1 966 Ankara. Bektöre : a.g.y. Conquest, Robert : Büyük Tedhiş/Çev: N uzhet Baba/, Durum Yayı n ı , 1 56. s., 1 969, Ankara.


i l . D Ü N YA SAVAŞ I N D A

59

Bu arada düşman tarafına geçmek isteyenler olursa, buna asla imkan ve fı rsat verilmeyecek ve cepheyi terkedip kaçanlar geride mevzilendiri lmiş N KVD bir­ likleri tarafından i mha edilecekti ( 1 ) . Ç) 1)

ALMANYA'DAKI KiRiM TÜRKLERi 1

ş ç i

v e

E s i

r

1 e r

Al manya'daki Kırım Türklerini iki grupta mütalaa etmek gerekir. Birincisi : Almanları n Kırım'ı işgalinde ıı doğu işçisi ıı olarak Almanya'ya gönderilenlerdir (2). Bun lar tamamen esir hayatı yaşayıp, işçi kamplarında normalin altında verilen g ıda ile hayatlarını idameye çalışıyorlardı. Bu kampları n Sovyet Rusya'daki ıı Mec­ buri Çal ışma Kampları ıı ndan farkl ı bir yanı yoktu . Kı­ rı m'da bir kurtarı cı olarak karşılanan Almanlar, Türk­ leri kısa bir zamanda hayal kırıklığına uğratarak, bin­ lerce Türk gencini zorla yurtlarından ayırmışiardı . uGaye için her şey mübahtı rıı şiarı ile hareket eden Almanları n emperyalist zihniyet ve fiiliyatını bilhassa bu u doğu işçileri n yakı ndan görmüşler ve bu konuda Ruslardan hiç de aşağı olmadı kları nı teşhis etmiş­ lerdir. Kırım Türklerinin değerli iki lideri, Av. Müstecip ül küsal ile Dr. Edige Kı rımal, 1 942'de sekiz ay süren bir izin talebinden sonra içinde Kırım Türklerinin de bulunduğu bir işçi kampına g irmeye muvaffak olur­ lar. Bundan sonrasını sayın Olküsal'dan dinleyelim: u Uzun görüşmelerden s_onra, bir gün nihayet , Kı­ rı m'dan getirilmiş olan işçilerimizle görüşmek iznini ( 1) (2)

Bektöre : a .g.y., 144. s. Ü lküsa l . Av. Müstecib : Büyük Facianın 23. Yı ldönü­ mü. Emel, 40. sayı, 3. s., 1 967, lstanbul.


YÜZBİN LERIN S Ü RGÜNÜ

ve Berl in'in 7 km. dışında kurulmuş olan işçi l a g ı r ı n a ( k a m p ı na) g itt i k . Tahta barakalardan yapı l­ mış, etrafı d iken l i te l l e sarı l m ı ş , dört köşesindeki d ö rt ku leye m a k i n e l i tüfe k l e r kon u l m u ş kampta e s i r hayatı

aldık

yaşayan kardeş l e ri m i z i g ö rd ü k .

yarı m

s a a t kon uş a b i l d i k . ..

2) '

L e

j

y

o

n

e

K e n d i leri i !e a n c a k

(1). r

1

e

r

. i·

i k i n c i g r u pta ise K ı z ı lordu 'dan

A l m a n l a ra i ltica

ederek, Alman ü n i fo rmas ı nda K ı z ı l o rd u 'ya karşı sava­ şan lejyone r l e r b u l u nmaktad ı r. B u n lar b i r e s i r i o l a ra k esi r k a m p l a r ı n d a açl ı k

ve

müddet

ha r p

hasta l ı kl a ill �­

cadele etm i ş l e r , daha sonra sağ k a l a n l ar, verilen ü n i ­ form a ları giyerek teş k i l ol unan lejyonlara ka t ı lm ı ş l a r­ d ı r . Sovyet ordusunda b u l u nd u kl a r ı sıradaki rütbele'­ rinin ayn ısını alan Türk lejyonerlerinin Alman asker­ lerinden farkı , g ö ğü s l er i nd e taş ı d ı k l ar ı amblemin ıı ga­ malı haç ıı yerine ıı BOZKURTıı o lmasıyd ı . Ancak Al­ m a n l a r ı n s i yasi ve idari beceriksizliği, askeri alanda d a g ö r ü l m üş , H it ler, R u s g enera l i Vlasov'u y e n i ordu­ n u n başkumandc.nı tay i n etmişti. Değe r l i a raşt ı r m a c ı

Brautigam bu hususta şöyle demekted i r : " Bu k a ra r, Alman ordusu saf l a r ı nda bugüne ka­ dar savaşan veya A l m an l a rla siyasi i şb i r l i ğ i yapan bü­ tün Soyyet l e r B i r l i ğ i h a l k l a r ı aras ı nda b üy ü k bir infial uyandırd ı . Hetman S k o ropads k i , Bandera ve Levitski gibi Ukraynalı liderler, Kazak generali Krasnov , Belo­ rus, Ki R iM Türkleri, Gürcü, Ermeni, Azerbaycan lider­ leri ve özellikle Türkistanlı ların başında bulunan Veli Kayyum-Han sert protestolarda bulundular. Bütün bu protestolar, Rus başkumandanı na karşı yönelti lmişDr.

(1)

Ülkisal, Av. M üstecib : Bir Yazı Münasebetiyle. Emel, 62. sayı, 4. s . , 1 971 , lstanbul.


il.

D Ü N YA SAVAŞ I N D A

61

ti . Bu arada adıgeçen gayrı Rus halkları n l iderleri, yalnız bolşevizme değil, Rus emperyal izmine karşı da savaştı kları nı ve zafer elde ed ildikten sonra yalnız bolşevizmin çöküşünü değil , Rus hakimiyetinden kur­ tuluşu da beklediklerini belirtiyorlard ı . .. (1 ) .

İ ki nci Dü nya Savaşında Alman üniforması a ltında emper­ ya list kızıl kuvvetlere karşı savaşan Türk lejyonerleri.

Dr. Brautigam buna ek olarak diyor ki: uGayri Rus teşekkül lerin liderleri, Vlasov'un kurduğu siyasi teşki-­ lata : ıı Rus Halklarının Kurtuluş Komitesi » adı verilmiş olmasını dahi büyük bir öfke i le karşı lamışlardı. Bir Kafkasyalı ve Türkistanl ı için, onun Rus halkına men­ sup olduğunu söylemek, en büyük bir hakarettir. ıı (2) . (1)

(2)

B rautigam, Dr. O tto : So bat es sicb zugetragen . . . Ein Leben a l s Soldat und D ip lomat, Holzner-Verlag, 703. s., 1 968, Würzburg. B;autigoım : a.g.v.



v

SAVAS SONUNDA KIRIM TÜRKLERİ (ALMAl\TYA YOLUNDA)

A LMAN

işgali sı rasında Alman kuvvetlerine yar- _ dım eden ve mutlak bir katliamdan kurtulmak isteyen Kırım Türkleri , binlerce kişilik kafileler halinde Al­ man askerleri ile Kırım'ı terketti . Kafileler kendi im­ kanları nispetinde Dobruca'ya varmağa çalışıyorlardı. • Dobruca'ya varmak için deniz yolunu tercih eden Kı rı m Türklerinden bir çoğu Karadeniz'de Rus uçak­ larının bombalarıyle öldürüldü.D (1). Karayolu ile Ode(1)

Ülküsal. Miistecib : Büyük Facianın 23. Yıldönüinü. Emel, 40. sayı, 1967, İstanbul.


64

Y ÜZBİNLERIN SÜRG Ü N Ü

·sa'dan Dobruca'ya u laşmağa çalışanlar ise yolda; ta­ şıtsızlı ktan, açlıktan ve kızı l partizan çetecilerin bas­ kınları ndan iyice bunalmışlardı . Dobruca'daki eski Kırım göçmeni Türklerin yar­ dımı sayesinde ancak iki bin kişi Dobruca'ya kadar gelebi ldi. Dobruca'da l iderliğini Necib Hacı Fazı l'ın yaptığı yardım komiteleri, savaş kurbanı kardeşleıi­ nin yaralarını sarmağa çalıştı (1 ) . Dobruca Türkleri Kırı m l ı kardeşlerini aylarca m isafir etti. Rusların Ro­ manya'ya yaklaşması üzerine, başta Necib Hacı Fa­ zıl'ın şahsi gayreti olmak üzere yapılan çalışmalar so­ nucu Kırım göçmenleri, Almanya'ya geçti ler. Dobruca'da kalanlar da oldu. Yardı m komiteleri bunları münasip yerlerde iskan etti. Bu durum, Rus... ların Romanya'yı işgaline kadar devam etti. Komü­ nistler i lk iş olarak Necib Hacı. Fazı l'ı tutukladı lar. Bir hafta süren işkence sonunda, 22 Eylül 1 944' de bu de­ ğerli ü l kücü Türkü şehit ettiler (2). Bundan sonra ha­ pishanelerde öldürülenler, dövü lenler, 20-30 yıla ve m üebbed hapse mahkOm edilenler çok oldu. Bunların ortak suçu: cı Kırı m göçmenlerini himaye etmekti - . Romanya'da komünist hakimiyetinin kurulmasın­ dan sonra, Rus ajanları, Kırı m göçmenlerini tespit e­ derek çeşitli yol lardan Rusya'ya kaçırdı lar. Bunlar

(2)

Abdülhamitoğ lu, Necip : Küçük Kırım'ın B üyük Ev111dı Necib Hacı Fazıl'ın Şehadetinin 22. Yıldönümü Münasebeti i le. M illi Cephe, 52. sayı, Ekim 1970, Ankara.

(3)

Abdülhamitoğlu : a.g.y.; Dobrucalı : Dobruca Türkleri ( i l ) . Emel, 23. sayı, 1964.


ALMANYA YOLU N D A

65

arasında: Dr. Ahmet özenbaşlı (1 ), Dr. lsmail Ahmet, artist Bilal Hüseyin, yazar ve öğretmen Seyitömer Turpçu g ibi Türk aydınları da bulunuyordu (2). A)

SAVAŞ E S i Ri OLAN KiRiM TÜRKLERi

Almanya'nın yenilgiyi resmen kabul ederek ordu­ sunu terhis etmesi üzerine , Stalin, yeni bir fikri, in­ tikam fikrini uygulama safhasına geçirdi. Sovyetler Birliği savaştan yeni çıkmış bir ü l ke olarak büyük bir ekonomik buhran geçirmekteydi. Bu durumda u Mec­ buri Çal ışma Kamplarınaıı taze işçi bulmak zorunluy­ du. Bir de bunun yanında sadakatlarına hiçbir zaman güvenilmemiş halklardan intikam almanın gerekl iliği de hissediliyordu. Harp sonrası, Almanya, Fransa, Avusturya, İtalya ve lsveç'te mi lyonlarca Sovyet vatandaşı savaş esiri olarak bulunuyordu. Stalin, 1 1 Şubat 1 945'de Yalta konferansında : u Sovyet vatandaşlarının arzularına bakı lmayarak Sovyet Rusya'ya iadelerinin şart koşa­ rak bu teklifini aşı rı bir ısrarla müttefiklere kabul et­ tirmişti (3).

Anlaşmanın hüküm lerine uygun olarak; Kuzey Kafkasya, KiRiM, idil ·- Ural, Ukrayna, Belorusya, Azer(1)

(2) (3)

Dr. Ahmet Özenbaşlı Rusya'ya kaçırıldı ktan sonra uzun bir müddet kendisinden haber alınamamış, an­ cak bir kaç sene evvel Leninabad şehri hastanesinde görev başında iken vefat ettiği öğrenilmiştir. Ülküsai, Müstecib : Dobruca ve Türkler. T.K.A.E. ya­ yını, 1 966, Ankara. Yalta Konferansında Roosevelt'in siyasi müşaviri olan ve konferansta büyük rol oynayan komünist Yahudi Alger Hiss'in sonradan Ruslar hesabına çalıştığı an­ laşılmış ve bu yüzden Amerika'da mahkOm edil­ miştir. F: 5


Y ÜZB I N LERİN SÜRGÜNÜ

66

baycan, Türkistan, Gürcistan ve General Vlasov'un Rus lejyonları da müttefikler tarafından kısmen veya tamamen can düşmanları komünistlere teslim edildi­ ler (1 ). Umumiyetle hiç bir savaş esiri Rusya'ya dön­ mek istemiyordu. Bu yüzden kendilerini sınıra götüre­ cek kamyonlara bindiri lmeleri için Amerikalı asker­ lerin sopa, dipçik, süngü ve hatta silah kul lanma­ ları lazım geliyordu. Buna benzer mukavemet örnek­ leri bazen tüyler ü rpertici vakalarla şekilleniyordu: " 1 946 Ocak ayında Dachau'da 1 O Sovyet savaş esiri boğazını keserek i ntihar etti, diğer 21 'i de us­ tura ile intihara teşebbüs ederken yakalandı. Ertesi gün başka bir barakada yine ustura kullanarak bo­ ğazlarını kesmiş mahpuslar bulundu. ıı (2). Stalin, bazen sulhsever, bazen tenkidkar görüne­ rek Sovyet savaş esirlerinden çoğunun Rusya'ya dön­ mesini sağladı . Kaçam ıyan ve intihar edemiyenlerin kamyonlara bindirilmesi 28 Mayıstan 1 Hazirana ka­ dar tamam landı (3) . Bedbaht mültecileri taşıyan kam­ yonların teşkil ettikleri kafileler arka arkaya kurban­ larını bekleyen canavarların bulunduğu hududa doğ.. ru uzaklaştı lar . . . Kızılorduya karşı savaşanlar, ki bu yüzbinlerce Türk gencini kapsıyordu, bunlar diğer savaş esirle­ rinden ayrılarak, 1 9 Nisan 1 943 tarihinde yürürlüğe gi­ ren askeri ceza kanununun ilgili hükümlerince önce­ likle ölüm cezasına çarptı rılmışlardı r. Bunların ceza­ ları daha sınırda topyekun infaz edilmiştir. Dallin, Davit J. - N icolaevskl, Boris 1. : Sovyet Rus­ ya'da Mecburi Çalışma. 72.. s. , 1 951 , lstanbul. (2) H ızar, Ahmet Hazer : Kuzey Kafkasya Hürriyet ve ls­ tiklAI DAvası, Orkun yayını, 1 2 1 . s., 1 961 , Ankara. (3) Wi lfried Strik - Strikfıeldt : Stalin and H itler, 230 250. s., 1 970 (1)


57

ALMANYA Y O L U N D A

B)

KAMPLARDA TOPLANAN KiRiM TÜRKLERİ

Almanya'daki Kırım Türk Milli Merkezinin, bil­ hassa bu kuruluşun başkanı olan Dr. Edige Kırımal'ın olağanüstü çalışmaları sayesinde Kırım Türkleri faz­ la zayiat vermedi ler. Kırım Türk Milli Merkez Teşki� latı ; Almanya'nın ayrı ayrı bölgelerinde bulunan Kı­ rım Türklerini bir araya toplamak onların haklarını korumak ve göç ıstıraplarını hafifletmek için çalışıyor­ du. Almanya'da, Avusturya'da ve ltalya'da olmak üze­ re üç yerde birleşmeye başlayan Kırım Türkleri, 1 945 senesinin Mayıs ayında yavaş yavaş toplanarak ken­ dilerini korumaya çalışm ı şlardır. Bu üç ülkede topl a­ nan Kırım Türklerinden en feci akibetle karşı laşan­ lar ltalya'da bulunanlar idi. Bunların bir kısmı daha işgalin ilk günlerinde komünistlere teslim edi lmişler, bazı ları da kurtuluşu i ntiharda bulmuşlardır. Artık sa-. vaş bitmiş, Almanya, müttefikler arasında işgal böl­ gelerine taksim olunmuş, ülkeler yaralarını sarmağa başlamıştı . Kırım Türkleri esas olarak Almanya'nıri Mittenvald şehrinin civarında bulunan kampa, Avus­ turya'nın ise ilk önce Landek şehri civarındaki kampa, daha sonra Tirol'un Bregenz şehri civarında bulunan Alberschwende köyündeki kampa nakledilmişti (1 ) Kampların sosyal düzeni ve idaresi çok bozuktu. Kamp sakinleri, her türlü hak ve hürriyetlerinden mah­ rum, verilenlerle i ktifa etmek zorunda kalan, gelece­ ğinden emin olmayan, zavallı savaş kurbanlarından başka bir şey değildiler. Bunlardan biri Türkiye'ye .

(1)

Koktar, Keri m : Kırım Türklerinin Kamplardaki Kültür Çalışmalarına Dair. Emel, 41 . sayı, Temmuz 1 967, ls­ ıanbul.


Y ÜZBİNLERİN S Ü R G Ü N Ü

68

gönderdiği b i r mektupta şöyle diyord u : u Hukuki yönden b i z , kanun d ı ş ı i lan edi len i nsan­ lar hal indeyiz. Bizi hiçbir kanun him.aye etmiyor, bizim menfaatlerimizi kimse korumuyor. Medeni 20. ası rda biz, eski zaman kölelerinden daha aşağı mevkideyiz. Bizi burada herkes yabana atıyor, hatta köleli k huku­ kundan dahi mahrum ediyorlar. " (1 ). Bu durum 1 949 yı l ına kadar sürdü. Her ne ka... dar bu kamplarda kü ltür çalışmaları olduysa da fiziki i mha hareketinin şiddetini ve ıstırabını bütün ağırlığı i le duyan Kırım Türkleri, 1 949 y ı l ı na kadar bu maddi ve manevi işkence içinde hayatlarını sürd ü rd ü ler. Bu arada kamplarda, daha evvel Kırı m'da öğretmerılik yapmı ş olanlar, yeni yetişen Türk çocukları için i lk­ okullar açtı lar. Bu i lk okullarda yetişenlerin hemen tamamı, kamp sonrası tahsillerine büyük b i r başarı ite devam ederek yüksek mevkilere sahip oldular . Bir müddet sonra, 1 949'dan itibaren yap ı l an göç anlaşmalarında, K ı rım Türklerinden öneml i b i r kısmı Türkiye'ye, diğerleri, A.B.D., Brezilya, Arjantin gibi Amerika ülkelerine iskan edilmişlerd i r. Türkiye'ye yer­ leşenlerin görüşlerinin ortak yanı ; kamplarda önleri­ ne uzatılan tercih listelerine şimdiye kadar adlarını duymadı kları memleketleri işaret ettiren sebep; Sov­ yet Rusya'dan daha kötü bir yerin yeryüzünde olamı­ yacağı inancıdı r. Şu da bir gerçektir ki, Kırım Türkleri göç ettik­ leri b ütün memleketlerde cemaatler ·kurmuşlar, çalı� kan l ı kları sayesinde zenginleşmişler, buna karş ı l ı k bulundukları ü l kelerin ahalisi i le kaynaşmayarak mil­ li benl iklerini koru muşlardır. (1)

Yusufoğlu, Aksam : Esir Kamplarından Bir Mektup. Altın Işık, 5. sayı, 2. s., Mayıs 1 947, lstanbul ( Mek­ tup 6 Mart 1947de Oberstdorf'da yazılmıştır). .


VI KIRIM'DA 1944 KATLİAMI VE TOPYEKUN SÜRGÜN

K

IZILORDU birliklerinin K ı rım'a hücumu 8 Nisan 1 944'de başlamıştı r. 1 8 N isan 1 944'de sadece Akyar Almanların elinde kalmıştı. 1 3 N isan'da Almanlar, Ak­ mesçi t şehrini terketmişler ve K ırım'dan savaşarak geri çekilmişlerdir. Başta Akmesçit olmak üzere K ı rım şehi rleri ; " iki tarafı n topçu ateşiyle harabelere dön­ müş, halk korku içinde perişan , K ızı lordu'nun g i rişini sey.r ediyordu. n (1 ). (1)

Bektöre, Emin : Akmesçit Ftıciası. Emel. 37. sayı, 34. s., Kasım - Ara l ı k 1 966, l stanbul.


Y ÜZBİNLERİN SÜRGÜNÜ

70

Kızı lordu işgalinin ilk iki haftası en şiddetl i tedhiş zamanları idi . Almanlarla işbirliği yaptığı tespit edilen Türkler, ordu komutanlarınca derhal ölüme mahküm edilmişti (1 ) . iki kişinin ifadesi veya ihbarı , herhangi bir kimseyi Almanlarla işbirliğiyle suçlandı rmaya ve ölüme mahkum etmeğe kafi geliyordu (2). Raporlar, cadde ortasında yapılan toplu kurşuna dizilmelerden bahsetmektedi r (3) . Akmesçit caddelerinin ağaçla­ rında ve telefon direklerinde Sovyet cellatlarının ası l­ mış kurbanları sallanıyordu (4) . Olay ları bizzat gören­ lerin ifadesine göre, en fazla tevkif ve katliama ma­ ruz kalanlar; Kırım'ın bilhassa yalıboyunda yaşayan Türk köylüleri idi. O günlerde binlerce, belki de on­ binlerce Kırım Türkünün öldürülmüş olduğu tahmin edilebilir (5). Görgü şahitlerinden biri, bu yürekler acısı, in­ sanl ı k dışı olayları şöyle tasvir ediyor: ıı Sovyet ordu ları K ı rı m'a girdikten sonra, kuman­ danl ığın hususi bir emriyle bütün Türk ahalisi iki haf­ ta müddetle N KVD kıt'aların ı n keyfi muamelesine ter­ kedilmişti. Azgın askerler, kadı nların ve çocukların ı r­ zına geçiyorlardı . Müdafaasız insanlar yağma edil iyor ve rastgele asılıyorlard ı . i ki hafta müddetle K ı rı m'<:fa, tecavüze uğrayan, işkence edilen ve öldürülen insan.. (1) (2)

(3) (4) (5)

Sheehy, Ann : Kırım Tatarları. Emel, 69. sayı, Mart N isan 1 972, lstanbul. Kırıma!, Dr. Edige : Kırım Türkleri. Dergi, 59. sayı , 1 4. s., 1 970 Münih; Kırım'da TopyekOn Tehcir ve Kat­ liAm, Dergi, 5. sayı, 1 6. s., 1 956. Münih. Sheehy : a.g.y. «Kırım'da Vaziyet Hakkında». Kırım. 2. sayı, 4. s 1 3 Aralık 1 944, Berfin. ıı Kırım Haberleri». Kırım. 3. sayı, 8. s 10 Ocak 1 945, Berfin. .•

.•


1 944 KATLIAMI VE S Ü R G Ü N

71

ların yürekler paralayan feryatları duyuluyord u . ıı ( 1 ) . K ı rı m Türklerinin sürü lmesinde vazife l i · bulunan ve 1 953 y ı l ı Haz i ran ayında hürriyeti seçerek Batıya sığ ı nan sab ı k N KVD yarbayı G rigoriy Stepanoviç Bur­ l itski'niri verdiği ifadeye göre, Kırım Türklerinin top­ yekun sürü lmesi olayı 1 944 y ı l ı Haziranında, yani Sov­ yet ordusu i< ı rı m'a g irdikten i ki ay sonra vukubul muş­ tur. (2) . Burl itski açıklamalarına de\'fam ederek, Kırım Türklerinin sürgünü esnasında kullanı lan metodları n ; Kuzey Kafkasya'nın Çeçen lnguş Cumhu riyetinde tat­ b i k edilmiş olan metod ların aynı olduğunu, yani sür­ günün ; K ı rı m'a bu maksatla sevked i len N KVD kıt'aları tarafı ndan ayırdedi lmeden bütün Türk halkının aynı zamanda ve ansızın tevkif edi l erek yapıldığını söyle­

miştir (3). 1 8 Mayısı 1 9'a bağ layan gece, şehir ve kasaba­ �arda yaşayan Türklerin tamamı kendi evlerinde, si­ lahlı askerlerin baskınına uğruyor. Kendilerine çevri­ len Tompsonların namlu ları karşısında, el leri kald ı rtı­ larak ve duvar d i b ine d izi lerek şu emri al ıyorlar: « Elde götü rebi lecek eşyanızı alın ve 1 5 dakikada hazır olun c ı {4). Burlitski'nin an lattığ ına göre; K ı r ı m Türkleri, « ga. . .

(1) (2)

(3) (4)

Kırıma! : Kırım Türkleri, a.g.y., 1 4. s. Musa, A. : Bolşeviklerin Kırım Tatarlarına Karşı iş­ ledikleri Cinayetler, Azat Vatan, 4. sayı, Haziran 1 952, Münih. Kırımal : Kırım'da TopyekOn Tehci r ve Katli�m. a.g.y. Kırım Tatarlarının Rus Dostları : K ırım Tatarları Ada­ let Huzurunda , Novoye Russkoye Slovo, 23 Mart 1 969 New York.


72.

Y ÜZBINLERIN SÜRGÜNÜ

fil avlanarak ansızı n yakaland ıkları n için ıı mukavemet etmeğe fı rsat bulamamışlard ı r. » (1 ). Türk halkını K ı rı m'dan çıkarma işinin ilk safhası yukarıda anlatıldığı gibi olmuştur. Fakat bazı teferru­ atlarında da bel irli farklar yok değild i r . . . i şte, Sankiza lbrahim i mzal ı ve Sovyet Hükümetine yazı lan mektup­ ta şöyle deni liyor: u Saat 3'de çocu klar uyu rken, askerler geldi . Ha­ z ı r l ı k yapmak için bize 5 dakika veri ldi. Ne eşya ve ne de yiyecek almam ıza müsaade edildi . Zannettik ki, kurşun lanmaya götürülüyoruz. » (2).

K ırım Türklerinin vatanlarından top'(9k0n sürülmeleri i l e ilgili çok değerl i belgeleri h ü r dünyanın gözleri önüne seren sabık NKVD yarbayı Grigory Burlitski : «0 günün dehşet ve heyecanını unutamıyorum» diyor.

(1 ) (2)

Kırı mal : a.g.y. Kırım Tatarlarının Rus Dostları : a.g.y.


1 944 KATLİAM! VE S Ü R G Ü N

73

Sürgün edilen Kırım Türklerinin m ukadderatı ve onların halen bulundukları mahal, Sovyet Hükumeti tarafından ısrarla g iz l i tutu lmaktadı r. Burlitski diyor k i : 11 sürü lenler , hayvan nakl ine mahsus, hiç bir iptidai tertibatı o lmayan vagon lara doldurulmuşlard ı . ıı ııVa­ gonlar bal ı k istifi dolduru l uyor, k i litleniyor, mühürle­ niyor ve askeri kıt'alar tarafı ndan muhafazaya alını­ yordu. ı ı 11 Sürgün mahal l i bildirilmemişt i . ıı Burlitski'nin tahminine göre, sürg ü n edilen lerin 11 büyük kısmı ıı da­ ha yolda i ken 11telef olmuştur. n ( 1 ) . Sankiza ibrahim'in protesto mektubu devam ed i­ yor: 11 . . . Fakat çabuk ölüm değildi bu. Hayvan nakline rr:·ahsus vagonlarla tıkabasa dolu bir şekilde 3-4 hafta sürecek yolculuğa çıkarıldık . Yolumuz Kazakistan'ın kızg ı n çölünden geçiyordu. Götürü lenlerin içinde Al­ manlara karşı çete harbi yapanlar, giz l i mukavemet mensubu, Komünist Partisi üyesi, Sovyet Hükumetin­ de faal rol oynayan K ı rı m l ı lar da vard ı . Sakatlar ve ih­ tiyarlar da mevcuttu . Erkekler o ara Faşistlere karşı savaşa devam ediyorlard ı , onların sürgünü savaş so� nuna kadar geciktirilmişti . Eşleri ve çocukları ise, zor­ la götürülenlerin ekseriyeti n i teşkil ediyordu. Ölüm n is­ peti ; küçükler, i htiyarlar ve hastalar arasında b i l­ hassa yüksekti. ö l ü m sebebi ; susuzluk, havasızl ı k v e pislikti. Yolda can verenlerin cesetleri d ı şarı çı ka­ rılamadığından, yaşayanlar arasında çürür, su ve gıda almak için yapılan kısa durmalar esnasında, demi r­ yolu hattı kenarında b ı rakı l ı rd ı . Gömülmelerine izin yoktu . • . (2). Temmuz ve Ağustos 1 969'da Taşkent'te muhake(1) (2)

K ırımal : a.g.y. K ı rım Tatarlarının Rus Dostları : a . g.y.; Sheehy: a .g.y.


YÜZB I N LERIN SÜRGÜNÜ

74

meleri yapılan 10 K ı r ı m Türkünden Yusuf Süleyman ifadesinde kısa ve öz olarak şöyle diyord u : u Bizleri mezbahaya götürülen hayvanlar g i b i a l ı p götürdüler ve Orta Au lda b ı raktı lar. ıı (1 ). 115 Kırım TCırk halkı temsilcisi tarafından Sovyet­ ler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesine, Bakan­ lar Kuruluna ve Yüksek Şurasına sunul an m u htı rada ise aynen şu satırlar yer a lıyord u : 11 24 yı l önce, 1 8 Mayıs 1 944'de, babaları , koca· ları ve oğul ları büyük anayurt savaşında hayatların ı feda ettikleri, kanlarını döktükleri v e işçi b i rl iklerinde hizmet ederek tahrip edilen fabrikaları yeniden kur­ dukları bir zamanda, aç ve çıplak müdafaası z çocuk­ lar, kadınlar ve malul i htiyarlar silah l ı erler muhafaz3'" sı nda, kapalı yük vagonlarında temerküz kamplarına götü rü 1 üyorlard ı. Sürgün maha l l ine kadar süren hemen hemen üç haftal ı k ııseyahat ı n ıı dehşet ve kabuslarını unutmağa imkan var m ı ? Bu ıı seyahat ıı esnasında insanlar aç­ l ı ktan şişiyor, bitlere yem oluyorlard ı . H asta ve aç insanların yanıbaşında yolda ölenleri n, muhafızların zamanında kal d ı rmadıkları çürümeğe yüz tutmuş ce­ setleri yatıyordu. Bu a rada yakınların ve akrabaların hiç olmazsa demiryolu boyunca göm ü lmesine müsa­ ade edi lmiyordu . insanlar vagonlardaki havasızlı ktan boğ u l uyor, b i fçokları akı l larını kaybediyorlard ı . ıı (2) . Kırım Türkleri ; Ural , Sibirya, Kazakistan ve Orta Asya'nı n binlerce kilometre içerlerine nakledilmişler­ d i r (3) . Bir kısm ı n ı n Almanya'dan dönmüş işçilerle be­ raber özbekistan'ın Taşkent bölgesine ve Vıborg'u n (1) (2) (3)

Sheehy : a.g.y. 1 1 5 imza l ı B i ldiri : a .g.y. Sheehy : a.g.y.


1 944 KATLİAM! VE SÜRGÜN

75

Rusya'da «Kara Karga» adı ile b i linen sürgün vagonları "" içlerindo nereye gide�eklerini bilmeyen zava l l ı insanlar . . .

25 km. kuzeyinde, Karelya şeridine sürüldükleri anla­ şı l m ı ştır (1 ) . Alman, Pakistan ve Ukrayna basınında. 50 bin Kırım Türkünün, Ekim 1 950'de, Vi lno G rodno bölgesine iskan edildi klerine dair haberler yayı nlan­ mışsa da henüz doğrulanmamışt ı r (2) . " Kırım Tatarları n ı n R u s Dostları " i mzalı mektup­ ta bu konuda şöyle den i l iyordu : ıı Kırım Türklerinin bir kısmı Kazakistan'daki ve çoğu özbekistan'daki barakalara getirildi. işte Kı rır1 Türklerinin bu memlekete gelmeleri böyle oldu. Sür­ gün sona erd i , fakat halkın toptan imha edi lişi bun• dan sonra başladı . Yerli halk arasında hükümet , ajall'(1 ) (2)

Kırımal : a.g.y. Kırımal : a.g.y.; Spuler, Bertold : Die Krim Unter Russiscber Herrscbaft, B l ick in die Wissenscbaft. No. 8, 368. s . , Berlin .


YÜZB I N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

76

ları tarafından yapı lan aleyhte propaganda sebebiyle b u nlar, gelenleri oldukça soğu k karşı ladı l ar. Alışil­ mamış sıcaklar, sıtma ve hele Kırım'ın temiz sularına alışm ış vücutlarda arkların bu lan ı k suyunun yayd ı ğ ı hastal ı klar sebebiyle başlangı çta pek çok kimse öldü. Evvela baraka, ahır ve bod rumlarda iskan ed i l d i ler. Bilahare, i l k safha atlat ı l d ı ktan sonra, insan barındır­ maya mahsus evlere kavuştu lar . Çetin ve sebatl ı b i r çal ı şma n ı n mükafatı olarak K ı r ı m Türklerinin yeni ev­ leri oldukça düzgündü . Fakat bun lar çok sonradan olan şeylerdi r. 1 944 - 1 945 senelerinde i se halk, yeni yerinde, k ı r ı l ıyord u . 11 (1 ) . Taşkent mahkemesinde Yusuf Süleyman ifadesi­ ne devamla: u Kimse bizimle meşg u l olmuyordu . Aç, kirli ve hastayd ık. Hastalar açl ı ktan şişmeğe ve ai leler toptan ölmeğe başladı lar. Şunu söyl iyeyim ki, 206 ki­ ş i l i k köyümüzden 100 kişi öldü. En az 1 8' i n i el lerimle gömdüm. Akrabam olan 7 ai leden kimse kalmad ı . ıı (2) Yine Kırım Türklerinden olan genç fizikçi Yusuf Osman: " Evet, K ı r ı m Türklerine kend i lerini gömmeleri için 1 ,5 metrekare toprak ver i l m işti r . ıı (3) d iyordu . Ha­ yat zorl u ğ u , idareci lerin yüz kızartıcı gaddarl ı kları ve salgın hastalı klar yüzünden ölen onbinlerce K ı r ı m Türkünün insanl ı k vicdanı nda b ı raktığı yara acaba ka­ pana b i l i r m i ? Diğer ifadeler de yukarıdakilerden fark.. sız: ı ı . . Köyümüzden 30 aile götü rüldü, bunlardan an­ cak 5 aile az zayiatla k u rtulabildi.ıı ııYeğenim Menube Şeyhislam, 8 çocuğu i le birlikte sürüldü, hepsi özbe­ kistan'da açl ı ktan öldüler . Oysa, kocası harbin başı� .

(1 ) (2) (3)

Kırım Tatarlarının R u s Dostları : a.g.y. Sheehy : a .g.y. Sheehy : a.g.y.


Kootroma •

,,

Mookovı

-t'I �

._.��=

....; .,..,,...

,,,.....

_.,.

"' ..

lhıatov

s.

s.

:

c.

B.

YAKUTIBTAN

Tü r 1ıc L-=�... ... .... __ 4!' r ı

.,,

--- - � = ---� =��ı ' '

k ı r""

� � �

m

.... ... ...

_ ...

\\

� \ \1

Peırop11vlo1k - - ·�- -

#1

._.�

.. CİVAlll

4

.v

;

"""

#

""-= :::ı:::. � � .......: =::::: �

Omık

-

::?

!

"··� •

t<rHnoyaıak

7' l> -t ,..

� �

Bırnauı

Temlr D•O

.ılLT.ıt •

semi�tatinsk

y BO Lorsı. •

•"'""-

- ·-·--__)

, _ ._ . ':......

---

. •• . . • · · ·

-.-

< m uı C: :ı;ı Cl C: z

Kırımlılar t<aımuklar Volge Aımınıırı

Çeçen · ln;uoıar Balkarlar

:::ı


YÜZB İ N LERİN SÜRGÜNÜ

78

dan beri orduda bulunuyordu ve cephede öldü. Bu ai­ leden ancak Nera isminde b i r kızcağız kurtuldu ise de, yaşantı n ı n dehşeti ve açl ı k sebebiyle sakat kaldı . » � . Erkekleri miz cephede çarpışıyorlardı . Cenazeleri kaldı racak adam bu lunmadığı için ölü lerimiz bazen yan ı m ı zda kalırd ı . ıı (1 ) . Sovyet mahkemelerindeki tutanaklara göre özbe­ kistan'a sürü len 11 200.000 - 250.000 nüfustan ıı (2) bü­ yük çoğunluğu ancak 1 1 günde ve geri kalanlar 8 Ha­ z iran 1 944 tarih i nde yerleşecekleri bölgelere u laşm ış­ lard ı . 1 Temmuz 1 944'de ancak 151 .424 nüfuslu 35.750 aile özbekistan'a varab i l m iştir. Sene sonuna kadar 81 8 aile daha gelmiştir. 1:945 yı l ı nda da ordudan tar­ ded ilen 2.000 Kırım Türkü daha özbekistan'a u laşa­ b i l mi ştir (3). Sovyet istati stiklerinde gerçekleri n genel­ l ikle ıı tahrif edildi ğ i n (4) nazarı d ikkate a l ı n ı rsa duru­ mun vahameti ve korkunçluğu daha da iyi anlaş ı l m ı ş olur. Aynı Sovyet makamlarından Özbekistan Güven­ l i k Komitesinin u resmi kayıtlarınaıı göre ; u Kırımlı göç­ menler (yani sürgün edilenler) arasında 1 944 Mayısın­ dan 1 Ocak 1 945 tarihine kadar ancak 1 3.598 kişi öl .. m Cıştür, k i bu da Kırım Türklerinin % 9,1 oranını teş­ kil etmekte idi.D (5). Yine aynı istatistikte; 1 Ocak . .

(1) (2)

(3) (4) ( 5)

Kırım Tatarlarının Rus Dostları : a.g.y. Pines, Richard : Muslims o f Central Asia, trends and prospects, The Middle East Journal, 2. sayı, Was­ hington, 1 955 (250.000) ; Sheehy, Ann : Soviet Cent� ral Asia and the 1 970 Census. Mizan, 1 . sayı, 3-13. s., Ağustos 1 970 (250.000) Sheehy : Kırım Tatarları. a.g.y. Nove, Alec : a.g.y. Kırımal, Dr. Edige : Muhtelif Haberler, Dergi, 60. sa­ yı, 78. s 1 970 Münih. ..


Bu bulanık fotoğraf, hayvan vagonları içinde meçhule götürülen zava l l ı insanları tespit ediyor.

1 945 - 1 Ocak 1 946 devresinde ise 2562 erkek, 4525 kadın ve 16 yaşından küçük 6096 çocuk olmak üze­ re, 1 3.183 kişi öldüğü i l e ri sürü lmektedir (1 ). Sovyet istatistik otoriteleri (!) 1 946'ya kadar yuvarlak hesap olarak Kırım göçmenlerinin (!) % 22'sinin öldüğünde ve bunun da 33.000 i nsan olduğunda tsrar etmektedir­ ler. Bu rakam doğru olsa bile sürgün s ı rasında yolda ölen i nsanları kapsamamaktadır. Bunun yanısıra Kırım Türkleri, bazı bölgelerde bu ölüm n ispetinin mesela Ural bölgesinde % 1 OO'e ulaştığ ı n ı beli rtmişlerdir (2) . Kırım Türk h a l k ı temsi lcilerinin 1 966'da yaptı kları istatistiklerin sonuçlarına göre, sürg ü n s ı rasında ve ondan sonraki 1 8 ay içinde Kırım Türklerinin nüfusları­ nın % 46's ı n ı n m ahvolduğunu i leri sürm üşlerd i r (3). Bu ise 1 10.000 i nsanı n ölümü demektir. Bat ı l ı araştır­ macı lar ise yaptıkları araştırmalar sonucu elde ettik-

(1) (2) .

( 3)

Sheehy : a.g.y. 1 1 5 imzalı Bildiri; K ırım Tatarlarının Rus Dostları : a.g.y . K ırım Tatarlarının Rus Dostları : a.g.y.


80

Y ÜZBINLERİN S Ü R G Ü N Ü

leri istatistiklerde b u rakamı 80.000 olarak göster­ mektedi rler (1 ) . AYN I AKIBETE UGRAYAN D I G E R M iLLETLER A l manların u l aşabi ldikleri veya ancak yakl aşabi l­ dikleri 6 Muhtar Sovyet Cumhuriyetinden 4'ü lağvedi l­ miş, bi risi yarıya bölünmüş ve bu m i l letlerin altısı da kamilen sürgüne gönderilmişti. Kırım Muhtar SSC'nin dışında, Kalmuk Muhtar. SSC, Çeçen - lnguş M u htar SSC ve Volga, ... Germen M u htar SSC lağved i lmişler ve halkları sürgüne gönderilmiş, Kabartay - Balkar SSC de Balkanlar kısmını kaybetmişti. Bunlara ilaveten Karaçay M u htar Eyaleti kald ı rı lmış, Karaçaylı lar da sürgüne gönderi lmişlerd i .

(1)

Svobodnıy Kavkaz, 1 . sayı, 32, s

. .

Ekim 1951 Münlh.


VII 25 HAZİRAN 1946 TARİHLİ CEZA KARARNAMESi

K

iRiM Türklerinin ve Çeçen - lnguş'ların 1 944'de topyekun sürülmeleri ile ilgili haberlerin batıya sızma­ ması için gerekli tedbirleri almış olan Moskova yöne­ ticilerinin bu hareketi, Rusya içindeki diğer halkları huzursuz etmeğe başlamıştı . Bunun üzerine, aradan iki yıl geçtikten sonra, SSCB Yüksek Şurasından tas­ dikli ceza kararnamesi 26 Haziran 1946 tarihli Prav­ da ve lzvestiya gazetelerinde yer aldı. • Çeçen - lnguş Muhtar SSC'nin ortadan kaldırıl­ ması ve Kırım Muhtar SSC'nln Kırım Eyaleti haline P: I


Y ÜZBINLERIN SÜRG Ü N Ü

82

getirilmesiıı hakkında çıkarı lan bu kararname ile Kı­ rım Türklerinin Muhtariyeti hukuken tasfiye edildi. RSFSR Yüksek Şura Prezidyumun 25 Haziran 1 946 tarihli toplantısında başkanl ı k sekreteri Bahmu­ rof tarafından verilen beyanatta aynen şunlar söylen­ mektedir: « Büyük vatan savaşı sıralarında, Sovyetler Birli-­ ği m i lletleri, Alman - Faşist gasplarına karşı vatan­ larının şeref ve istiklalini kahramanca müdafaa ettik­ leri bir zamanda, Alman propagandasına kapılan bir­ çok Çeçen ve Kırım Türkü tarafından teşkil olunan gönüllü kıt'alara girerek Alman ordusu ile birlikte Kı­ zılorduya karşı silahlı mücadeleye iştirak ettiler. Al­ manların emri ile dahilde Sovyet rejimine karşı kun­ dakçı çeteleri meydana getirdiler. Çeçen - lnguş ve Kırı m Muhtar Cumhuriyetleri ahalisinin esas 1kitlesi bu vatan hainlerinin faaliyetlerine mani olmadı . Bu­ nunla ilgili olarak Çeçenlerle Kırı m Türkleri Sovyetler Birliğinin başka bölgelerine nakledilmiş bulunuyorlar.• Sovyet Hükümetinin bu Mdiseleri dünya kamuo­ yundan saklamak hususun�a ne derecede maharetle hareket etmiş olduğu çok hayret vericidir. Hatta Çeçen ve K ı rı m l ı lar hakkında çıkarılmış olan kararname, esasen iki sene evvel cereyan etmiş olan vakalan maskelemek gayesi i le neşredilmişti (1 ). 1 946 yı lının yaz aylarında Amerikan Associated Press Ajansı Kırım Türklerinin ve diğerlerinin kanlı bir şekilde imha ve sürgün edildiklerine dair bir ha­ ber yayınladı. Bu feci haberi Türkiye basını, özellikle

(1 )

Conquest, Robert : Aklıselim Karşısında Rusya, Nebi­ oğlu yayını, 99, s. lııtanbul. .


Kırım Türklerinin feci Akıbetini paylaşan Kuzey Kafkas­ yalılardan bir grup dua ederken . . .

Cumhuriyet Gazetesi yazarı merhum Abidin Daver do!)ruladı (1 ) . Bundan sonra bütün hür dünya bası­ nı bu kanlı genocide hareketini protesto ettiler.

f1 )

Batırhan, B. : Kafkasya' da Çeçen - lnguş ve Karaçay Balkarların TopyekOn imha ve Tehcir Faciasının 21 . Yıldönümü Münasebetiyle. Dergi, 39/40. sayı. n. s., 1 965 MCinih.



VIII KIRIM TfJRKLERİNE İSNAT OLUNAN SUÇLAMALARIN ARKASINDAKf GERÇEKLER

25

Haziran 1 946 Ceza Kararnamesi, K ı rım Türk­ lerin i Almanlarla işbirliği yapmakla suçluyordu. Al­ manlarla işbirliği yapanlar sadece Kırım Türkleri ve sürülen diğer halklar deği ldi. Almanları; Ukraynal ı lar , Beloruslar ve hem de Ruslar ekmek - tuz i le karş ı l ı­ yorlard ı (1 ) . Vlasov ordusunda bolşevikler aleyhine f1 )

Hacıbeyli, Ceyhun : Hür Dünya Türk Halklarını Sov­ yet imhasından Kurtarmalı. Azerbaycan, 1 . sayı, 5. s., 1 951 Münih.


YÜZB I N LERIN SÜRGÜNÜ

86

çarpışan onbinlerce, Alman fabrikalarında ise gön ü l l ü olarak çalışan yüzbinlerce R u s vard ı . N iç i n onları ve ai leleri ni Sibirya'ya göndermediler? Bu sorunun cevabını Moskova yöneticileri gayet iyi b i lmektedi rler. Tutarsız b i r iddia ile K ı r ı m Türk1e­ rinin baştan başa s ü rgün edi lmeleri, onları sistema­ tik b i r şekilde imha siyasetinin son perdesini işgal et­ tiğine hiçbir şüphe kalmamaktadı r. Bunun gerçek se· bebi, Moskova'nı n Kırım Yarı madasını yerl i Türk nü­ fusundan temizlemek ve Kırım'ı Sovyetler Birliği'nin b i r Rus eyaleti haline getirmek isteğidir. K ı r ı m Türkleri suç dahi işlemiş olsalar, buna ceza olarak ıı genocideıı c inai hareketinin uygulanması çok daha büyük ve korkunç b i r suç teşki l etmektedi r. Mos­ kova yöneticileri, bu hareketlerini <ıtedbi r ıı olarak nite­ lendirmektedi r (1 ) . H i ç şüphesiz, bütün bunlar, b i r m i l­ let aleyh i ne mütevecci h ve bu m i lletleri imhaya ma� tuf tedbirlerdir. Bu tedbirlerin ceza yahut devlet em­ n iyeti tedbirleri şeklinde kamufle edi l mesi, katiyen bu hareketlerin cinai mahiyetini değiştiremez. Bu kabil m i l li g ruplar, h içbir zaman bir tehl i ke teşkil edemez ve umumi b i r suçla suçlandı rı lamazlar. Başta Stalin olmak üzere Moskova yönetici leri ka­ rarnamenin tamamen gerçek dışı ve basit b i r i l kokul talebesi uslUbu içinde yazı l m ı ş olduğunun farkı na var­ mışlar mıyd ı ? Sürgün edi len Kırım Türklerinin d u ru­ munun kısa b i r tah l i l i ; Moskova'n ı n hazı rlamış oldu­ ğu bu kanl ı cinayet olayın ı n çirki n l i ğ i ve çirkefliğini ortaya koymaktadır: Her şeyden evvel s ü rü lenlerin çoğ u , kadınlar, çocuklar ve yaşlıl ardı. E rkekler, ya Kızılordu ya d a Alman saflarında çarpışıyorlard ı. Almanların savaşı ( 1 )'

Rusya'dakl Tatarlar. Yern gazete, 9.5.1 969


SUÇLAMALARIN ARKASIN DAKI GERÇEKLER

87

kaybederek K ı rı m' ı terketmesi üzerine onlarla i şbirliği yapanlar da K ı rım'ı terkettiler. Geride müdafaasız ve suçsuz bir topluluk kalıyordu ve Stalin de bunu bi­ liyordu. Ayrıca Kızı lordu'nun K ı rım'a tekrar girişinde, iki ay süre içinde öldürdüğü binlerce K ı r ı m Türkünü imha hareketi de suçluları cezalandı rmak için uygula­ nan b i r yoldu. Böylece, bu i ki ay süren temizl i k fa­ aliyetleri ile suçluların cezaları (!) veri lmişti. Buna rağmen b i r m i lletin köklerinden sökülen bir ağaç gi­ b i Ortaasya ve Sibirya'ya sürülmesi karşısında şu soruyu sormak hakkın ı kendimizde buluyoruz: Madem Sovyet sosyal ve hukuk n izamı , suçlula­ rın cezaları n ı n daima en ağır bir şek i l de verilmesine taraftardı , o halde aşağı dakiler de mi suçluydular? 1 941 sonbaharı nda komünistler tarafı ndan Kı rım'­ dan sürülerek Kafkasya'da iskan edi len ve Alman iş­ gali s ı rasında K ı rım'a dönmelerine izin veril meyen bir­ kaç bin K ı rım Türkü de sürgünden kurtulamamışlar­ dır (1). Başta, Kı rım Merkezi icra Komitesi Başkanı Men­ l ibari Abdülcel i l Hayrul lah olmak üzere, Türk d i l i nde Alman aleyhtarı beyanname ve gazeteler yayı nlayan 50 kadar faal komünist gazeteci ve yazar da vard ı . Bunlar d a diğerleriyle beraber aynı akibete uğradı.. lar (2) . Sovyet ordusunda ve kız ı l çetelerde çarpışmış olan K ı rım Türklerinin isimleri ve biyografileri halen Taşkent'te yay ı n hayatına devam eden " Lenin Bayra­ ğı 11 gazetesinde s ı k s ı k zikredi lmektedir. Bu konuda, Dr. Edige K ı rımal, çeşitli tarihlere ait ıı Leni n Bayrağı • gazetelerinden yapmış olduğu araştırmalarda aşa� ... daki derli toplu bilgiyi vermektedi r : (1) (2)'

Kırıma l : a.g.y, Kırımal : a.g.y.


YÜZBINLERIN SORGONO

88

1 1 . Hassa Tank Tümeni subaylarından Yüzbaşı Nazım Dem irkaya Polonya'ya kadar bütün savaş sa­ hasını katetmiş ve 1 3 nişan ve madalya i l e taltif edil­ m iştir. Halen K ı rı m d ı şı nda yaşamaktadı r. Stalingrad'­ dan Tuna ve Oder nehirlerine kadar bütün savaş hat­ larında b u lunmuş ve 7 nişan almış bulunan 27. Çapa­ yev Tümeni, 1 05. Alay, Makinalı Tabur Kumandanı Server Emirali, bugün özbekistan' ın Andijan şehrinde yaşamaktadı r (1 ) . Macaristan'a kadar bütün savaşlara kat ı l m ı ş olan 48. Tank Tümeni subaylarından Abd ü l reşid Kurtveli (2) , K ı rım ve Novorosiysk'de Sovyet deniz çı kartma birliklerine ,kı l avuzl u k etmiş o l an u cesu r keşifçi ıı de­ niz eri Şakir Gaynaoğlu, bugün Özbekistan sovhoz­ larından birinde işçi olarak çalışmaktadı r (3) . Berfin savaşlarına katı larak 7 nişan a l m ı ş olan çavuş Abdu l­ lah Settar (4) , Zırhlı Tank Akademisi mezunu olup, sa­ vaşa katılan Yarbay Hali l Çalbaş; şimdi U krayna'nın Herzen şehrinde yaşamaktadı r. Akyar ve Stalingrad cephelerinde bulunarak b i r çok defalar taltif edi len ve bugün özbekistan'ın Çirçik şehrinde yaşayan top­ çu eri Beki r Baybek (5) , Kırım ve Kafkasya'da istih­ barat işlerinde çalışarak 7 nişan alan ve bugün öz­ bekistan'ı n Yanıyer mahallinde yaşayan Teğmen Os­ man Lemanoğl u (6), Visla Nehri muharebeleri kahra­ manı 1 57. Makinalı Alay Kumandanı Cafer Kemal, 7 nişan kazanmıştı r (7). Cesaretinden dolayı mükafat(1) (2) (3) (4) ( 5) (6) (7)

Lenin Lenin Lenin Lenin Lenin Lenin Lenin

Bayrağı , Bayrağı, Bayrağı , Bayrağı, Bayrağı, Bayrağı, Bayrağı,

1 3.9.1969, 109. sayı, 2. s. 7.1 1 .1969, 1 32. sayı. 2.9 1969, 104. sayı, 2. s. 4.9.1969, 105. sayı, 4. s. 9.9.1969, 107. sayı, 4. s. 1 3.5.1969, 56. sayı, 3. s. a.g.y. .


SUÇLAMALARIN ARKASIN DAKI GERÇEKLER

.

89

landtrt lan Teğmen Battal Mehmet, bugün Semerkant'­ ta b i r garaj idare etmektedi r (1 ) . Oder nehri ve Ber­ lin'e kadar bütün savaş yolunu katederek cesaretin­ den dolayı b i rçok defa mükafatlandırılmış olan Teğ­ men Ebuzer Emiroğlu (2), Reichstag d uvarına kendi eliyle ıı teslim o lmayan düşman imha edi l irıı i baresin i yazan ve 9 nişan alan tankçı Hasan Abkerimoğlu, 1 943-44 y ı l larında Kırı m'da ve Kafkasya'da Alman or­ dusunun cephe gerisinden 81 radyogram göndermiş ve yüksek mükafatlar almış olan kad ın istihbaratçı Halime Abdennan (3) , savaş sı raları nda b i rçok kim­ selerin canını kurtaran ve bugün Azerbaycan'da yaşa... yan kan nakli sahas ı nda i l eri gelen Sovyet i l i m adam­ larından Dr. B i lal Hasan (4) . Halen Leningrad'ta i ka­ met eden tanı nmış şair Rıza Halid; Berl in'in zaptına katı lmış olan Binbaşı N uri Cel i l i le Teğmen Bekir Musleddin; 1930' 1arın ileri gelen şai rlerinden Halil ır­ gat Kad ir (Könisberg Savaşında can vermişti r) ve bir­ çok diğer K ı r ı m Türkleri , i kinci Dünya Savaşı s ı ra­ s ında Sovyet rej imine sadı k kalmışlardı (5) . 203. Piyade Tümeni, 610. Alay subaylarından bü­ yük nişanlar almış Binbaşı Osman Cafer, Lugan böl­ gesinde " kahramanca ölmüştürıı . Onun resmi bugün maha l li müzede b u l unmaktadı r (6). Bir Kırı mlı Türk operatörünün ismi, 1 0270 Sovyet askerinin kurtuluşu (7) i le, Sovyet ordusunda gönüllü olarak hizmet eden (1) (2) (3) (4) (5) (6) (7)

Lenin Bayrağı, Lenin Bayrağı, Lenin Bayrağı, 29. sayı, 5. s. Lenin Bayrağı, Lenin Bayrağı, Lenin Bayrağı, Lenin Bayrağı,

a.g.y. 25.3.1 969, 36. sayı, 4. s. 1 3.5. 1 969, 56. sayı, 3. s .. ; 8.3. 1 969, 22.3.1 969, 1 2.7.1968, 2.1 1 .19El9, 1 4.6.1969,

98. sayı, 3. s. 98. sayı, 3. s.

4. s. 70. sayı , 3. s.


YÜZBINLERIN SÜRGÜNÜ

90

Nuriye Zekeriya'nın da ismi, katı ldığı birliğin Kırım'­ dan Berlin'e kadar yOrüyüşü ile ilgilid i r (1 ). K ı rı m Türkleri aynı zamanda K ı rı m'da 1 941 44 y ı l larında Almanlara karşı kısmen de olsa yeraltı ve çete m ü cadelesine de katılmışlardır. Sovyet basını ve literatürü uzun yı llar·sü ren sessizl i kten sonra son za­ manlarda yavaş yavaş bu hususta açıklamalarda bu­ lunmaktad ı r. -

Bugün Poltava şehrinde yaşayan Dr. Hasan Aşir, Kırım'ın Kerç Yarı madası'nın Hacı Muşkay katakomb­ larında faaliyet gösteren komandoları n hekimi ve b i r kahraman olarak bilinmektedi r. Sovyet yazarlarından Lev Kissil ile Maks Palyanovski çeteci Dr. Aşir'in tipi­ n i canlandı rmışlard ı r (2). Dikkate değer bir noktadı r ki, K ı r ı m Türk çeteci lerine nişan dağıtımı son za-­ manlara kadar devam etmekteydi. Mesela, sabık top­ çu kumandanı l lyas Kadi r'e, " Belorusya ormanların­ da çeteciler saflarından mücadele ettiği için n işan veri lmiştir (3) . Kırımlı Türk yazarlarından E. Muzaffer, sivil savaş yı l ları nda 27. Sovyet Kafkas Tümeni saf­ larında savaşan ve ikinci Dünya Savaşı sırası nda 1 942'de Sovyet çeteci leri saflarında iken can veren K ı rı m l ı Türk i hti lalcilerinden Yakup Tarhan hakkında ayrıntı l ı bilgiler yayın lamaktad ı r. E. Muzaffer'i n yaz­ d ı ğ ı na göre, Yakup Tarhan'ın gösterdi ğ i kahramanca hareketleri nden ötürü eski Türk köyü Kırk Kulaç'a Tar­ hanlar adı verilecekti. Ne var ki, savaştan sonra bu köye Rus Dozornoye adı verilmiştir (4). « Kırım'ın kor-

(1) (2) (3) (4)

Lenin Lenin Lenin Lenin

Bayrağı, Bayrağı, Bayrağı, Bayra{ıı .

31 .8.1967 8.7.1968, 80. sayı, 4. s. 28.8.1 969, 102. sayı, 3. s. 1 6.12. 1 969, 148. sayı, 4. s.


SUÇLAMALARIN ARKASIN D AK I GERÇEKLER

91

kusuz kadın çetecisi n Hawa Müslim halen Su hum ıehrinde yaşamaktadır (1 ). Sovyet basınında son zamanl arda, savaş yıll arın­ da Alman askeri hapishanelerinde can veren erkek ve kadı n Kırım Türk çetecilerinin isimleri g ittikçe daha fazla anı lmaktadı r. Bu kadınlardan Esma Bekir, Nuri­ ye Devlet, Zeynep ve Zahide Halil ve birçokların ı n isim lerinin, lbrahim Bosna, Tah i r Süleyman, Seyit Veli Arif, Emir Ahmet, Seyit Ahmet, Mustafa Saran, öğret­ men Hüseyin Ramazan, Ahmet Mustafa v.s. gibi ta­ n ı n m ı ş Sovyet çeteci adları n ı n yanı s ı ra , K ı rı m toprak­ ları üzerindeki i kinci Dlınya Savaşı tarihine girecek­ lerine şüphe yoktur (2). Şunu da kaydetmek gerekir ki, resmen Özbekis­ tan Komünist Partisi Merkez Komitesi, Yüksek Şurası ve Bakanlar Kuru lunun organı olan, fiiliyatta ise Kırım Türkleri tarafından idare edi lerek ebedi K ı rı m Türk lehçesinde çıkan << Lenin Bayrağı n gazetesinin Yazı Kuru l u , adıgeçen gazetede 1 969'un Ağustosunda « Hi ç bir kimse unutulmadı, h i ç bir şey u n utulmad ı n baş� l ı kl ı özel bir sütun açmıştır. Bu sütunda devamh olarak i kinci Dünya Savaşının K ı rım Tü rk kahraman­ ları hakkı nda doğru bi lgiler yayı nlanmaktad ı r. Mese­ la bu gazetenin 30.8.1969 tarihli ve 1 03 sayı l ı nüsha­ sında da Leningrad savunmasında ölen deniz hava­ cısı Nuri Nuftu l laoğlu hakkında geniş bilgi veri lmek­ tedir. Onun 78 yaşındaki babası ise kaderin cilvesiyle Kırım'a dönmek hakkından yoksun bulunmakta ve öz­ bekistan'da s ü rgün hayatı sürmeye devam etmektedi r. Yine aynı gazeteden öğrendiğimize göre, eserlerini (1) (2)

Lenin Bayrağı, 13.5.1969, 56. sayı, 3. s. Lenin Bayrağı, 8.5.1969, 55. savı. 3. s.; 25.2.1969. 24. sayı, 3. s.; 29.10.1968, 1 29. sayı.


Y ÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü

92

Türkçe ve Rusça olmak üzere iki di lde yazan genç Türk yazarı Ennan Ali, K ı rı m'da 1941 'de Perekop şe­ ridinin savunması sırasında Sovyet Birli kleri safında • kahraman.ca ölmüştür. » ( 1 ) Bu b i lg i leri veren gazetenin, ki tamamen Rusların güven i l i r adamları tarafı ndan ç ı karılmaktadı r, bu yön­ den K ı rı m Türk kültürüne ve onun m i l l i tarihine bü­ yük hizmetleri dokunmaktad ır. Kırım Türklerinin meş­ h u r müdafii Emekl i General Pyotr Grigorenko, Koste­ rin'in 72 . doğum yı ldönümü toplantısında bu konuda şöyle diyord u : ıcTaşkent'te sizin için bir gazete (Lenin Bayrağı ) yayınlanmaktadı r. Fakat bu gazeteyi neşre­ denler sizin davan ıza kuvvet veremezler? Gazeteyi ele geçirip kendi muhabirlerinizi seçin ve eğer onlar bu gazeteyi boykot etmenize müsaade etmedi kleri tak­ dirde kendi kend inize başkası n ı kurun. Bir hareket kendi bas ı n ı na sahip b u lunmadıkça gelişemez.ıı (2) Grigorenko'nun tamamen haklı olan bu sözlerine ka­ t ı l ı rken, şunu da i lave etmek gerektir k i : 11 Lenin Bay­ rağ ı n yazı kurulu komünist olabi l i r. 11 Su ltan Galiyefıı de b i r komünist idi. 11 Lenin Bayrağı ıı koleksiyonların• dan da anlaşılacağı üzere , tamamen 11 öze dönüşıı ha­ vası varsa da bu, yurda dönüş mücadelesini veren Kı­ rım Türklerinin siyasi eylemleri için yeterli değ i ldir. Buna karşı l ı k rej imin s ı k ı l ı ğ ı gözönüne a l ı n ı rsa ya­ zı kuruluna hak vermemek de mümkün değ i ldir. Nite­ kim bugün, Grigorenko, 11 Akı l Hastanesindeıı m üşaha­ de (!) altında bulunmaktadı r. 11 H IÇBIR K iMSE UNU-

(1)

Lenin Bayrağı , 5. 1 2. 1 969, 1 44. sayı.

(2)

Kırım Tatarları, M uhtariyet ve Kırım'a Dönmek için Mücadele Ediyorlar. Türk Dünyası. 1 2. sayı, 36. s., 1969 lstanbul.


SULÇAMALARIN ARKASIND AKI GERÇEKLER

93

TULMADI, H i ÇB i R Ş EY UNUTULMADl ıı demek de ba­ zen çok şeyler ifade eder . . . Görü lüyor ki, Kırım Türklerinin i mha ve sürgün edi lmeleri, ııStalin şahsiyetinin eseri n ve Alman - Sov­ yet savaşı ile ilgili tesadüfi b i r olay değ i l , Moskova hükümetinin çok daha önceden planlaştı rılmış bir ak­ siyonudur. Başta Stalin olmak üzere Moskova yönetici leri, sırf zulüm ve intikam hırsı ile değ i l, ayn ı zamanda hayati bir önem taşıyan s ı n ı r bölgesinde itimat edil­ meyen b i r halk kitlesinin bulunmasına göz yumama­ yacakları için kitle hal inde sürgün yapmışlard ı r (1 ). Sonuç olarak, Türklerin, Kırı m 'dan topluca sürülme­ lerinin başlıca sebebi ; sayı ları itibariyle az olan b u halkın arzettiği herhangi bir tehlikeden daha çok, "Türk K ı rı m ' ı n tarihi mevcudiyetine son vermek» is­ teğidir. Bu istek hiç şüphesiz; « K ı rı m ' ı n Karadeniz'­ deki strateji k durumu ile i lgili düşünceden 11 ileri do­ ğuyordu . N itekim, K ı rım'ın Yal ı boyunun siviller için yasak bölge olara k fü\n edilmesi, yukarıdaki gerçeği doğrulamaktadır.

(1)

Winterton, Paul : FWsya'nın lçyiizü./Çev: Ferda Ke­ c:açlmen/, 94-96. s., 1948 latanbul.



IX

KIRIM'DA TVRK KtiLTüRtİNÜN İMHASI

1 944

'de Kı rım'da bir tek Türk kalmamak üze­ re bütün bir halkın sürgüne gönderilmesi, bu mille­ ti; harici cebrl sürgün yolu ile imha etmekten başka bir şey deği ldi. Ancak bu yol, Moskova'nın iğrenç arzularını tam mlmasiyle yerine getirebilecek mahi­ yet taşımıyordu . Bunun için Mos·kova, aynı zamanda başka bir yolu ; Kırım'da Türk kültürünün imhasını tatbik etmekten geri kalmadı. Sürgün edilen Kı rım Türkleri, geride şanlı bir ta­ rihin kültür zenginliğini bırakıyordu. Bu zenginlik; bu


96

Y ÜZBINLERİN SÜRGÜNÜ

aç, perişan yolcuların 15 - 25 kilograml ı k yük l i m i­ tinin içine sığamazdı. Bu servet terk edi liyordu. Hal­ buki K ı r ı m - Türk ai lesi, 6 7 ası rlı k b i r Kırım - Türk kültü rünün küçük çapta bir muhafızı idi. Babadan çocuğa, dededen toruna i ntikal eden nice n ice an­ tika eşyalar, sanat eserleri, her biri müzelerin seçkin köşelerin i işgal edecek nefasette kıymetli el işleri, nakışlar, örnekler, b i rçok ailede bulunan kıymetli el yazması kitaplardan müteşekki l büyük büyük kitap­ l ı klar, 30 yı l zcı.rfında GPU tarafı ndan imha edi len yüz­ lerce Türk aydınının, daha gün ışığı görmemiş eser­ leri ve daha daha n ice kıymetler! . . . -

Bütün bunlar ne oldu? Nerede kaldı , kime tes.. l i m edi ldi? insanları çuval yükler g ib i trene dolduran süngülü askerler bu sanat eserlerinin b i r l istesini m i yaptı ? Sürgün emrin i veren hükümet, bu kültür kıy­ metlerin i kendi himayesine mi ald ı ? Bat ı l ı araştırmac ı l a rdan M. Goldstein b u konuda şu sonuca varıyor: cı Kırım - Türk tıalkı, şekil sanatları n ı n yüksek ve orijinal kü ltürünü, m ü kemmel m imari eserler yarat­ m ı ştı r. Kırım Hanları n ı n dünyaca meş h u r ve efsa­ nelerl e dolu Bahçesaray Sarayını hatırlamadan geç­ mek mümkün mü? Sovyet bestecisi B. V. Asafyev'in • Bahçesaray Çeşmesi• adlı balesi, Moskova'nın Bol­ şoy (Büyük) Tiyatrosu da dahil, çeşitli memleketlerin opera sahnelerinde büyük bir başarı ile oynamağa devam etmektedir. Sovyet devrine kadar sayısız eski çok ,kıymetli Müslüman el yazmalarının ve tarihi kitap­ ların muhafaza edildiği, sanki motiflerle işlenmiş fev­ kalade güzel Kırım camilerinin ahenkli orantıları in­ sanı hayrette bırakmaktadı r. Maddi kültürün bu de-


TÜRK K Ü LTÜRÜNÜN I M H ASI

97

ğerli anıtları nın kaderi bilinmemektedir (1 ). 1 1 8 i mzalı bildiride bütün soruların cevabı ve­ riliyord u : " Mi l ll eserlerimiz v e kültürümüz yokedi lerek ec­ dat kabirleri kirletildi ve yeryüzünden s i l indi.ıı (2) cı K ı rım Tatarları n ı n Rus Dostları " imzalı belgede ise şöyle deniliyord u : ııAradan geçen zaman içinde, K ı rım'da eski sa­ kinleri hatırlatacak ne varsa, hepsi yokedi liyor. Evler yıktı rılmış, Tü rk mezarları sürülmüş, ölüler topraktan a l ınarak akıbetleri yaşayanlarınkine benzetilmiş. Kı­ rım lehçesiyle yazılmış bütün eserler, tarihi vesikalar, klasik kitaplar, hepsi yak ı l m ı ş, bağlar ve bahçeler bakımsız b ı rakı larak harap olmuş. K ı rı m tarihi, sah.. tekarl ıkta usta olan düzme tarihçilere yeniden yazdı­ rılmışt ı . ıı (3) . Bu konuda, K ı rı m Türk halkının tercümanı ola­ rak Moskova'daki temsilciler; 1 1 5 imzalı muhtı rada hür vicdanlara şu soruları soruyorlar: cı Kırı m'da eski kültür anıtlarım ızın tahrip edilmiş olmasına, atalarımızın, baba ve çocuklarımızın me­ zarların ı n kirleti lmiş ve yer yüzünden silinmiş olma­ sına kayıtsız kalmağa imkan var m ı ? K ı rı m ' ı n ana ocakların ı unutmağa imkan var m ı ? Kırım Türk M i l letinin imha edildiğini unutab i l i r miyiz? Halkımızın tari h inin tahrif edilmesine, kültürümüzün (1)

(2 ) ( 3)

Goldstein, M . : Sovyet Hakaretine Uğrayan Kırım Törk Halkı ve Onun Milli Kültürü. Dergi, 59. sayı , 28. s . , 1 970 Münih. 1 1 8 imza l ı Bildiri. Emel, 49. sayı, 7 - 8 . s . , 1 968 ls­ tanbul. Kırım Tatarlarının Rus Dostları; a.g.y. F: 7


98

Y ÜZBINLERIN SÜRG Ü N Ü

kalıntılarını bile yoketme teşebbüslerine katlanmak mümkü n müdür?N (1 ). Bilindiği gibi Bahçesaray'da, Akmesçit ve Göz­ leve'deki Kırım Türk mimari eserlerinin büyük kısmı ve Türk K ı rım'ın diğer maddi kültür anıtları, K ı rım'ın bolşevik hakimiyeti altında b u lunduğu 1 921 - 1 941 ve 1 944 - 1 968 yı l larında ve ikinci Dünya Savaşı sırasın­ da (1 941 - 1 944) mahvolmuş veya bolşevikler tarafın­ dan tahrip edilmiştir. K ı rım s ı n ı rları içinde bulunan sayısız Türk - Müslüman el yazmaları ve kitapların akibetine gelince, bu paha biçilmez zenginliğin bir kısm ı n ı n dahi bolşevikler tarafından imha edildiği ve­ ya Kı rım'da yangı nlar ve askeri harekatlar s ı rasında mahvolduğu b i l inmektedir.

(1 )

1 1 5 imza l ı B i l diri; a

!::' y.


x

SOVYET İLİll ADAMLARININ SAHTEKARLU{LARI

K

iRiM lari.hi, sahtekarhkta usta olan düzme ıarihçrlere yeniden yazdırılmışhr.11 (K1nm Tatarlarının Rus Dostlan). K ı r ı m Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin ı ırtadan kalkmasını takiben Sovyet yönetici ve ideo­ ıogları , Kırım Türk halkının uzun asırlar boyunca te­ �okkül etm iş olan kültürün�n merhametsizce hakkı nı lrın gelme pratik yolunu tuttu lar (1 ) . ·

(1)

Goldstein : a.g.y.


1 00

YÜZB İ N LERIN SÜRGÜNÜ

K ı rı m Türklerinin tarihi, fol kloru daha Çarlı k Rus­ yası nda çok taraflı b i r a raştı rma konusu olmuştu. Bu konuda , Radlov, Samoyloviç, Gordlevski, Olesnitski , Konçevski, Asafyev, Musorgski, Spendiarev v.s . de­ ğerl i i l i m adamları n ı n adları zikred ilebi l i r. Sovyet devrinde K ı r ı m Türklerinin tarihi ve folk­ loru ise b i lhassa 1 944'den sonra tamamen b i r yıkım konusu olmuştur. Bunun örnekleri çoktur ve ortaya atı lan ası lsız iddialar birbirini tekzip etmektedi r. Me­ sela, Büyük Sovyet Ansi klopedisinin savaştan önceki baskısında; u Kı rı m M uhtar Sovyet Sosyalist Cumhu­ riyeti n maddesinde şöyle deni l m ekted i r : " Gerek konuları v e tarzların çeşitli l iğ i v e gerek­ se d i l özell ikleri bakım ı ndan sözlü Kırım - Türk edebi­ yatı masalları, efsaneleri, halk türkü leri ve atalar söz­ leriyle fevkalade zengindir. • " . . . Kahramanlık destanı , Çorabatı r ve Edige gi­ bi bahadı rların yiğitlikleri hakkındaki eski menkıbeler­ de sunulmuştur. Bu menkıbelerde emekçi halkın çı .. karlarını savunan bahadı rların kahramanca hareket­ leri terennüm edi l mektedi r. .. (1 ) N itekim, Puşkin, M itskeviç gibi dünyaca meş'nur Rus; yazar, şair, besteci ve ressamlarının K ı r ı m Türk­ lerinin kü ltürüne karşı gösterdikleri büyük i l g i , yukarı­ daki sözleri doğrulamaktad ı r. Yine aynı yerde Kırım Hanlığı ve K ı rı m Türklerinin eriştiği yüksek medeniyet seviyesine ve Çarlı k rejiminden çektikleri ı stı raplara geniş yer veri lmiştir. Büyük Sovyet Ansiklopedisinin savaş sonu 1 953 tarih l i ikinci baskısı ndan anlaş ı l ı yor k i ; Kırım Tü rkle­ rinin ve aynı akıbete uğrayan diğer halkların mazisi (1)

Bolşaya Sovetskaya Entsiklopediya, 35. cilt, 320. s., 1 937, Moskova.


SOVYET ALiMLERİNiN SAHTEKARLl�I

101

kısa bir zaman içinde unutulmuştu. Hatta doğrudan sahteklırl ı ğa da tevessül edi lmekte idi (1 ) . Mesela, ansiklopedide bir Kabartay Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti nin 1 936 senesinde kurulmuş olduğu ya­ z ı l ı i d i . Bu b i r yalandı , çünkü Cumhu riyetin o za­ manki adı ; ıı Kabartay-Balkarıı idi . Yine ayn ı yerde gözden kaçmayan d iğer bir husus da; K ı rı m Türkle­ rinin topyekün sürgün ve katliamı hakkı nda " haklı göstermekıı teşebbüsünde dahi bu lunulmamas ı d ı r. Di­ ğer yandan K ı rım Türkleri akıncı ve barbar b i r m i l let olarak tan ı t ı l m ı ş ve b i ri n c i baskıdaki bölümler tama­ men kald ı r ı lm ı ştı r. Ayr ı ca , basit b i r tarzda tarihi sah­ tekarl ı klara da yer veri lm iştir. Şöyle k i ; Kırım'ın çok eskiden beri Rusya'ya ait olduğu iddia edi lerek, bu toprakların 1 3. yüzyı lda A ! t ı nordu'nun isti las ı na uğra­ d ı ğ ı bel i rtilm iştir . K ı r ı m Muhtar SSC'den hiçbir şe­ ki lde bahsedi lmemekted i r. Gerek Sovyet Ansiklopedi,_ si ve gerekse resmi Sovyet haritaları bu Cumhuriyet­ leri göstermemişlerd i r. K ı rı m Türklerinin, Sovyet siyaset ve i lim adam la­ rı tarafından i mhaya mahkum edi len bi rkaç asırlık maddi ve manevi kü ltürünün akı beti büyük b i r endişe uyand ı rmaktadı r. ıı G izl i ıı veya ıı yasakıı evrak nam ı al­ t ı nda saklanan tarihi i lmi arşivler, edebi eserler çe­ şitli bahanelerle ·k i lit altında bulundurulmaktadı r. Bü­ tün bunlar malüm Sovyet sansür elemesi prensibine göre uygulanmaktadı r. Ayrıca, kabil iyetli Kırım Türk besteci leri tarafı ndan meydana getiri len müzik eser­ leri de fii liyatta meydanda yoktur. Besteci lerin isimle­ ri ise unutulmağ a mahkum edi l miştir. Bu konuda orijinal bir örnek verilebi l i r : Dünya ça­ pında i s i m yapmı ş b i r müzisyen olan Moskoval ı or(1 )

Conquest : a.g.y.


1 02

YÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

kestra şefi Prof. Aleksandr Vasi lyeviç Gauk, kendi konser programı na A. Spendiarov'un " Krimskiye Es­ kizı 11 bestesini de almağa karar veriyor. Her i leri ge­ len orkestra şefin i n kendi repertuvarın ı kendisinin seçmesinden daha tabii b i r şey olamaz. Yalnız Sov­ yetler Birliğinde iş değişir. Gauk, re!Jertuvarların kon... trolü i le meşgu l i l g i l i Sovyet organları tarafı ndan adamakı l l ı azarland ı ğ ı n ı , Bat ı l ı araştı rmacılardan M . Goldstein'e b izzat anlatmışt ı r ( 1 ) . Buna sebep de · Spendiarov'u n 1 903'de kaleme aldığı ı ı Krimskiye Es­ kizı 11 bestesinden başka b i r şey değ i l d i r. Goldstein diyor ki : .. ve eğer Spendiarov hayatta bulunmuş olsaydı, onun K ı rı m Türkleri ve kültürü hususundaki görü lme­ miş Sovyet hümanizm (!) hareketini dehşet ve h id­ detle suçlayacağı m u hakkakt ı . Ve yalnız Spendiarov mu? Leon Tolstoy, Anton Çehov, Maksim Gorki, Fedor Şalyapin, ivan Ayvazovski ve diğer b i rçok Rus ve m i l­ letlerarası kültür yaratıcı ları n ı n bu görü lmemiş hak­ sızl ı k karşısında isyan edeceklerine şüphe edi lmeme­ l i d i r . ıı (2) . Çarl ı k devresi nde ve Sovyet rejimi şartları altın­ da K ı rı m Türklerinin m i l li kü ltürünün durumu kıyasla­ nacak olursa, Sovyetler Birliğindeki sözde " mi l letle­ r i n _ sosyalistçe dostluğunun 11 hiç de yararına olmaya­ cak 1 uygun ve hatasız b i r netice ç ı karılab i lir. " Kı rı m Tatarlarının Rus Dostları 1 1 imzalı belgede yerinde b i r teşhis olarak : 11 K ı rı m tarih i sahtekarlı kta usta olan düzme tarihçilere yeniden yazd ı r ı l m ı ştır• deni liyordu. Eylü l 1 948'de Akmesçit şehrinde ıı K ı rım tarih i ne hasred ilen toplantıdaıı , Sovyet tarihçisi P. N. (1) (2)

Goldstein : a.g.y., 30. Goldstein : a .g . y .

s.


SOVYET ALiMLERiNIN SAHTEKARLICI

103

Nadinskiy, i lmi (!) b i r tarzda, Sovyet K ı rım'ın tarihin­ deki meselelerin sebebini ; u Kı rı m Türklerinin şuu­ runda sağlam olarak yerleşen kapital izm kal ı ntı lariy-­ leıı izaha kalkıştı (1 ) . 1 921 - 1 941 y ı l larında K ı rı m'da vukubulan hadiselerin objektif tah l i l i , bu i lmi (!) mü­ talaanın uydurma ve haksız olduğunu meydana çı kar­ maktadı r. Sovyet Rusya'da bu tür " il i m adam ları na ve bun­ lar tarafından tertip edi len n i lmi konferanslara s ı k sık tesadüf etmek mümkündür. Haziran 1 952'de K ı rı m, Moskova, Leningrad bölgelerini temsi l eden i l i m adamları nın katıldıkları ıı Kırım Tarihinin Bazı Mese­ leleri n konulu konferansta Akademisyen B. D. G re­ kov'un aşağıdaki konuşmas ı , Sovyet Rusya'da i l i m zihniyetinin esasları n ı bütün açıklığı i l e ortaya koy­ maktadı r . Grekov diyor ki : " Sovyet tarih i lm i tarafından yeni baştan tetkiki gereken Kırım tarih ve edebiyatında yan l ı ş ve hatal ı hükümler v e görüşler vard ı r. K ı r ı m , asırlardan beri Rusya'ya düşman b i rçok devletlerin i şta h ı n ı celbeden b i r hedef olduğundan, muhtelif memleketlerin burıuva i l im adamları, kendi hükümetlerinin s iyasi programla­ rına uyarak, efendilerinin istila planların ı haklı çı kar­ mak maksadiyle K ı r ı m tarih i n i her fırsatta tahrif et­ meğe çalı şıyorlardı . Rus tarih i l m i , Rus .. Sovyet i l i m adam ları nın elde ettikleri v e elde etmeğe uğraştı kları ıı m uvaffakiyetlere ıı erişememekle beraber, daha i hti­ lalden ewel, yabancı sahtekarlara karşı kaymağa gay­ ret ediyordu.• (1). (1) (2)

Kırımal, Dr. Edige : K ırım' da TopyekOn Tehcir Katliam, Dergi, 5. sayı, 1 8. s., 1 957, Münih. Pravda, 4.6.1952, Moskova.

ve


1 04

Y ÜZBINLERIN S Ü RGÜNÜ

G rekov'un söyledi kleri , Rus tari h ilmi için tarihi b i r itiraftır. Onun söyledikleri; gerçek suçlunun heze­ yan içinde inkarına benzemektedi r. Bilhassa Deli Pet­ ro'dan sonra K ı rım, bir hedef olarak kimlerin iştahı­ nı celbetmişti? Başta Sovyet Rusya olmak üzere bü­ tün demirperde blokuna dahil ü l·keler d ışında acaba hangi rej im ve memleketlerde i l i m adam ları efendi le­ rinden emir a lmaktad ır? Bütün bu soruların cevabı açıktı r; Sovyet Rusya'yı idare eden efendi ler, değil yabancı sahtekar i l i m adam larına karşı kaymağa, kendi sahtekar ilim adam larını yetl şti rmeğe ve teşvik etmeğe çal ışmaktadı r. G rekov'un " sahtekarların .. isim ve eserlerini zik­ retmeden Rus olmayan tarihçileri , i l im açı s ından ta­ mamen esassız olan bu saçma ithamı ve K ı rı m'ın ma­ zisini, yalnız Rus tarih i lminin doğru aksettirmiş oı.. duğu iddiası, objektif olmamakla beraber, aynı za­ manda Sovyet tarih ilminin " gerçek hedef ve maksa­ d ı n ı B aydı n l atmaktadı r (1 ) . Sovyet Rusya'da b u tür bilimcilerden kadınlar da vardır ve bunların en meşhurlarından b i ri de Vera Vet­ lina'dı r. Vetlina, b i rçok konularda erkek meslekdaş­ larına �deta taş çıkartarak, bilim yapmasiyle (!) ken­ disini her fı rsatta göstermektedir. Vera Vetlina'nı n ba­ his konusu eseri " Kı rı m Gezileri n olup, taşıdığı fi­ kirler dolayısiyle dikkati çekmektedi r. Eserin orijinaı.. liği, " Kı rı m Gezilerh adını taşımasına rağmen, Kı­ r ı m ' ı n bugünkü durumu ile ilgili bilgileri içine al­ ması gerekirken, yazarın Kırım'ın tarihinden de bah.. setmeğe kalkışmasıdır . Vetlina , sözkonusu eserinde; (1)

Kırıma!; Dr. Edlge : Sovyet Tarih i l m i Rus Emper­ yalistlerinin Hizmetindedir. Birleşik Kafkasya, 2. ci lt, 24. sayı, 13. s., Temmuz 1953, Münih.


SOVYET A LİMLERiNİN SAHTEKARL I G ı

1 05

K ı r ı m ' ı n eski zamanlarından beri gerçek sahibi olan K ı rım Tü r·k lerin i kötülemekte, onları vahşi b i r m i llet olarak göstermekte ve hiçbi r i lmi esasa dayanmadan K ı rrm'ın eski zamanlardan beri b i r lslav memleketi oiduğunu iddia etmektedir. Kitabı n yazarı , 1 783'de K ı r ı m' ı n Katerina ordula­ tarafından isti la edi l mesi , K ı rı m Türklerinin Kı rım'­ dan topyekün sürülmeleri, K ı r ı m Muhtar SSC'nin lağ­ vedi lmesi vakıaları n ı , tarihi b i r haksızlı ğ ı n düzelt i l­ mesi ve adaletin tecellisi gibi mütalaa etmektedi r. K ı rı m ' ı n Ukrayna SSC'ne i lhak edi lmesi olay ı n ı da Rus m i lletinin, Ukrayna m i lletine karşı duyduğu ve bes­ lediği derin sevginin b i r ifadesi olarak vasıflandı rmak­ l a d ı r ( 1 ) . Kimin m a l ı kime hediye edi l iyor? Bu hareke­ tin dayandığı manevi isnat duyguları nedir? Yazar bu­ nu anlamamazlıktan geliyor. rı

K ı rı m Türklerine karşı işlenen bu cinayetleri adi­ lane b i r hareket gibi göstermek gayretinde bu lunan Vetlina' n ı n emperyal ist ruhlu, şoven m izaç l ı biri ol­ duğu kendil iğinden meydana çı kmaktad ı r. M i l li his­ lerin i n mahsulü olan fikirlerini gizlemeden açıklayan Vetlina, kaynak esaslarının aranmasına lüzım gönne­ mektedi r (2). Sonuç olarak şurası n ı da i lave etmek gerektir k i , Sovyet l iderlerinin ve onların sadı k uşakları Na... dinskiy, B. D. G rekov, Dr. N . A. Smirnov, Tamara Şev­ çenko, l lya Vargasov ve Vera Vetlina tipindeki Sovyet ·

(1) (2)

Vetlina, Vera : Krimskiye Puteşestviya, 389 . s., 1 952' Moskova. Ortaylı, Kemal : Bir Sovyet Müellifinin Kırım Türk­ leri ve Mazileri Hakkındaki iftiraları, Dergi,. 34. sa-· yı, 58. s 1963. Münih. .

.•


1 06

YÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

bilgi nlerinin (!) dimağında sağlam surette yerleşmiş olan emperyal izm ve şovenizm kal ı ntı larına dair söz söylemek için çok daha esaslı del i l ler mevcuttur. Esef edilecek şudur ki, Kremlin'in emrine uyan Sovyet ta­ rih i l m i , mem leketin i l imler Akademisi bayrağı altında , i lmi lekeleyen menfur sahtekarl ık yapmaktadı r.


XI TÜRKSÜZ KIRIM

1 9 SQ

'de yayı nlanan Sovyetler Birliğinin jeografi atlası bu konuda önemlidir (1 ) . Bu atlasa göre Kırım Muhtar SSC, Kırım eyaletine çevri ldikten sonra, Yu­ nan ve diğer m i l li azın l ı klar da Kı rım'dan sürülmüş ve yerlerine, Kırım nüfusunun bugüne kadar salt çoğun­ luğunu teşkil eden kat ı ksız Rus unsurları yerleştiril­ miştir. (1)

Geografiçeskaya atlas SSSR, 1 04. sayı, 1950 Mos­ kova.


1 08

Y ÜZ B İ N L E R İ N S Ü R G Ü N Ü

1 941 y ı l ı n a kadar Kı rı m'da mevcut olan Yahud i, Alman, Bulgar ve Ukrayna m i l l i bölgeleri tamamen yokedilm iştir. Sovyet kaynaklarına göre Kı rım'da is­ kan edi len Rus aha l i ; Moskova, Yaroslav, K u rsk, Ros­ tov, Penza vilayetlerinden getirilmişti r (1 ) . Kı rım'da bütün şeh i r, kasaba v.s. yer adları Rus­ çalaştırılmıştır. Kırım'a yeni iskan edi len, başta Rus­ lar olmak üzere bütün gayrı Türk unsurların tarım­ dan yeteri kadar an lamadı kları, kendi gazetelerinde ifade edilmektedir . Kısacası, Kı rım'da tarım sahası n­ da işler pek parlak değildir. Yeşi l Kırım'ın yürekler acısı halini, örnekler vererek açıklayan gazeteler, meşhu r plaj ların, sırf umursamazlık yüzünden •< İnşa­ atlara kum sağlamakıı amaciyle tahrip edi ldiğini de itiraf etmekted irler . Bil hassa, 1 2 Temmuz 1 946 tari hli Pravda gaze­ tesinde; sürgünün hemen arkasından Kı rım'da, zira­ atin çok geri lediği, binaların yıkıldığı, kısaca Kı rım'­ ın ıı bakımsızıı kaldığı itiraf edi lmekted i r. Adıgeçen gazetede Kı rım'daki mahsul ü n henüz daha tarlalar­ dan kald ı r ı l madığ ı , bağcı l ı ğ ı n ve tütüncülüğün artık tarihe karıştığı ifade edilmektedir. Bu itiraflardan ba­ z ı ları : ıı On hektarlık sahay ı , yaşı on yı l ları bulan koru­ l u k kaplamaktadı r. Bir zamanlar, bakılan bu koruda bol meyva yetiştiriliyordu . Şimdi ise, tam manasiy­ le metrük bir halde b ı rakılmıştır. Evpatoriyalı lar (Gözleve) bu koruya ıı sahipsizıı adını takm ışlard ı r. Bu şeki lde koru şehirde bir tane midir? Hakikaten üzücü bir manzara (2). (1) (2)

Kırımal , Dr. Edige: Moskova'nın Sürgün ve imha Et­ tiği M i lletler, Dergi, 9. sayı, 1 23. s., 1 957 Münih. Komsomolskaya Pravda, 27.8.1959 Moskova.


TÜRKSÜZ K iRiM

1 09

Aynı gazete, bu " hakikaten üzücü manzaranın o Kı rım'da 1 944 ' e kadar mevcut olmadığı keyfiyetini ve bunun, bu metrük ve u sahipsiz ıı toprakların ka­ nuni sahipleri olan K ı rı m Türklerine Sovyetler tara­ fı ndan tatbik edi len u genocideıı neticesinde vuku­ bulduğunu yazmayı menfaatine uygu n bulmuştur. 9 Ekim 1963 tarihli Pravda Ukrainı gazetesi; nor­ mal olarak mahsu l ü n artık toplan m ı ş olması gerek­ tiği b i r tarihte, Kı rım'da u mahsulün yarısının hala tarlalarda kaldığmı ıı bildirm işti r. Aynı g azeteni n be­ l i rttiğine göre , komşu Ukrayna'nı n Herson, Zaporoj ve Odesa bölgeleri nde dahi tarım sahasındaki du­ rum K ı rım'daki n i n aynı d ı r. Bu bakımdan Kırım, her­ hangi b i r istisna teşkil etm iyor. Bozukluk sadece tarım sahasında olmayıp sa­ nayi sahası nda da görü lmekted i r. 21 Temmuz 1 963 tarih l i Pravda Ukrainı a d l ı gazete, K ı rı m'da, b i rçok fabri kalarda makinalardan ve teçhizattan layıkı i le faydalanı lmadığı n ı , teşki latsızlık yüzünden iş saatle­ rinde büyük kayı plar vukubulduğunu yazmaktadı r. Bir çok fabrikalarda u düşük emek d isiplini ıı hüküm sürmektedi r. Neticede gazete, K ı rı m fabrikalarında u emeğin kötü organizasyonundan ıı şikayet etmekte-­ d i r. 8 Ag ustos 1 963 tarihli Pravda gazetesinde ise, buna benzer olayların Kuzey Kırım Kanalı inşaatı n­ da dahi vukubu lduğu yazı lmaktadı r. Uzun yıl lardan beri inşaat halinde b u lunan bu kanal ı n yakında bi­ teceğine dair hiç b i r emare yoktur. Sovyet hükü­ meti adıgeçen kanal ı n inşaatı nı hızlandı rmak mak­ sad iyle, bunun ıı komsomol yapısı ıı , yani Kırım kom­ somol teşkilatı n ı n h imayesinde olduğunu i lan etmi ş­ tir. Ne var ki , geçenlerde bizzat cı hamiler » , Kuzey Kırım Kanalı i nşaatında çalıştı rı lan işç i lerin kötü du-


1 10

YÜZB İ N LE R İ N SÜ RGÜN Ü

rumlarından şikayet etmişlerd i r. Bunun üzeri ne kom­ somol teşki latı idarecileri inşaat mahallini ziyaret et­ miş ama, hiçbir tedbir al madan da geri dönmüşler­ dir. Bu ziyaretten sonra komsomol üyeleri , idarecile­ rin, inşaat işçilerini sadece azarlamakla yetindikle­ rini beyan etmişlerdir, Yapıda hiçbir şey değişmemiş ve işçiler kendi başlarına b ı rakı lmışlard ı r. Bütün iş­ ler eskisi g i b i devam etmekte ve kanal i nşaatının so­ n u gelmemektedi r. Kırım'ın g üney sahil leri baştan başa yazl ı k say­ fiye blok apartmanlarla dolmuştur. Bu sayfiye yerle­ ri, rej imin u öz evlatlarına ıı tahsis edi l miştir . Hatta Kruşçev'i n iktidardan :ndiril mesi, Kı rım'da sayfiye köşkünde d inlenirken vukubulmuştu (1 ) . Her yıl, Bulgaristan, Romanya v.s. gibi dem ir­ perde gerisine dahil ü l kelerin başarı kazanan işç i le­ rine, öğretmenlerine , komsomol üyelerine Sovyetler Birliğini gezi hakkı veri lmektedir. Ancak bunlardar: hiçbiri Kırım'a g i rmeğe muvaffak olamam ıştı r. Bu turistlere Odesa'dan öteye geçme izni verilmemek­ ted i r. Son zamanlarda Alman turistlerine Kırım'ı gez­ me izni verilmiştir. Gene l l i k le Kırı m'da görülen tu­ ristlerin Rus oldukları n ı , onların yazd ıkları gezi izle­ n i m lerinden anlıyoruz. Vera Vetlina'nın ıı Kırım Ge­ zileri ıı adlı eseri de bu türdend i r (2) . Yine bu konuda ıı K ı r ı m n Yayınevi, K ı r ı m ' ı n geç­ mişi ve bugünkü durumu h akk ı nda Sovyet okuyucu­ _ suna bilgi vermek gayesiyle Akmesçit'te 1 966'da u K ı rı m K ı l avuzu Tarihi, Coğrafi özet u adında Rus­ ça b i r kitap yayımlanm ışt ı r. Kitabın 20 37. sayfa l a-

(1 ) (2)

Yalçın, Prof. Aydı n : Uzak Komşt:muz Sovyetler, Ak Yayını. 1 9. s . . 1 968 İstanbu l . Vetlina : a .g.y.


TÜRKSÜZ K iRiM

.

;

1 920'1erde «top ateşine tutulmak suretiyle imha» edi lmeye çalışılan camilerden biri . . Bugün K ırım' da değil bir cami, bir tek Tü rk dahi bırakılmamıştır. .

1 1 1.


1 12

YÜZB İ N LERİN S Ü R G Ü N Ü

rı nda 1 783-1 966 devrini kapsayan 11 Kırım'ın Rusya'ya i l hakından sonra ıı ve " Bugünkü K ı rı m ıı bölümlerin­ de okuyucu, Kırım Türkleri ile i l g i l i hiçb i r kayda rast­ l ayamamaktadı r. Aynı tabloyu, 1 944'den buyana Kı­ rım hakkında çı kan diğer Sovyet yayınlarında, hatta ilmi eserlerde de müşahade etmek mümkündür. Sov­ yet makamları ve on lara tab i Sovyet yazar ve ilim adam ları , cinayet izlerin i yoketmeğe çalışan b i r suç­ lu gibi, Kırım Türklerinin zengin tarihi geçmişinden bahsetmek şöyle dursun , onların isim lerini bile an­ maktan çekinmektedirler (1 ) . Azerbaycan'da Bakü şehrinde çıkan u Edebiyat ve l ncesanatıı dergisinin 4 Ara l ı k 1 971 tari h l i ve 49 say ı l ı nüshasında u Kı rım Yolları ıı baş l ı k l ı b i r yazı d i kkati çekmektedi r. Ancak bu derg iyi çı karanlar Türk olduklarından yazıyı yazan ; Kırım'ı değ i l , şo­ för v.s. gibi insanlarla olan konuşmalarını anlatmak­ tad ı r. Zaten yazının başında gayet i nce manalı b i r " atasözüne ıı yer verilmiştir: « Dü nya kör - kötür dürı · yasıdırıı . Azerbaycan lı Türk yazarlar, rej imine göre bazı gerçekler karşısında " körıı olunabi leceğini ne kadar güzel ifade ediyorlar . . . Bugün K ı rım'da Türk olarak 3.301 Karaim kal­ mıştır. Bunlar Hazar Türklerinin ahfadı olup, din iti... bariyle Musevidirler. Bunlardan 3.004 kişi Rus dili­ n i , 27'si Ukrayna d i l in i ve ancak 261 kişi de Türk di­ l in i kendi ana d i l i olarak saymaktad ırlar. Ruslaşma o ranı Kırımçak adı verilen Kırım Yahudileri nde isa çok daha yüksektir (2). (1) (2)

Kırımal, D r. Edi9a: Muhte l i f Haberler, Derg i . 47. sayı, 75. s., 1 967 Münih. Kırıma ! , Dr. Edige: M uhtelif Haberler, Dergi, 48. sa­ y ı , 79. s . 1 967 M ünih.


xn

KIRIM'IN UKRAYNA'YA VERİLMESİ

1

KiNCi Dünya Savaşı devam ederken, Ukray­ na'nın anti-komün ist m i l liyetçi l iderleri,- Berlin'de, Dış ve Doğu Bakanlı kları nezdinde çalışmaları n ı sürdürüyorlardı. U krayna liderlerinin bütün çalışma­ l arı ; Kırım'ın U krayna milli sınırları içine dahil edi l­ mesi için gerekli izni a labi lmekten başka bir şey de­ ğildi. Savaşın Almanlar aleyhine sona ermesi üzeri­ ne bu çalışmalardan sonuç alı namadı . R u s işgalinden sonra Ukrayna'da milliyetçilik cereyanı devam etti . U krayna uzun bir müddet SovF: 8


YÜZB I N LERIN SÜRGÜNÜ

1 14

yet Rusya s ı n ı rları içinde cı çıban başı n o larak kaldı. Ukraynal ılar, K ruşçev'in deyimiyle : ıı Stalin'in gaza­ bından s ı rf kalaba l ı k oluşları ve kendilerine yer bu­ lunamayış ı (1 ) yüzünden mutlak bir sürgünden kur­ tuldular. Halklar arasında birlik ve tesanüdü sağla­ makla yükümlü Moskova yöneticileri, iki büyük etni k grubu n ; R u s ve Ukrayna arasında ıı dostluğu yeniden tesis» (2) için U krayna'ya, Almanların veremediği bir hediyeyi ; K ı rım'ı verdiler. Böylece, Sovyetler Birliği Yüksek Ş Q ra Prezidyumunun; ıı K ı rım Eyaletinin RSFSR'den çıkarılarak U krayna SSC terkibine ithal edilmes i ıı (3) hakkındaki 19 Ş ubat 1954 tarih l i karar­ namesiyle K ı rım, komşu Ukrayna Cumhu riyetine bağlanmış oldu. cı Ortada i n kar edilmez bir gerçek vard ı . Ukray­ na'nı n K ı r ı m üzerinde; • Kı rı m' ı n ayrı bir toprak bü­ tün lüğüne sahip bulunması hasebiyle müstakil, Kı­ rım ' ı n ayrı bir iktisadi varlığa sahip olması sebebiy­ le ekonomik, K ı rı m Türklerinin Türk kültürüne sahip bulunmararı hasebiyle de kültüre l hiçb i r ilişki olma­ d ı ğ ı gibi, tarihi herhangi b i r hakkı da bulunmama­ sı ıı (4) yüzünden iddia edilebilecek hiçbir hakkı m ev­ cut değildi.

(1) (2)

(3) (4)

Yutang, Lin: Gizli İsim, Işı k yayını, 142. s . 1969 lstanbul. Elhaşimi, Seyit: Mlisliiman Şarktaki Sovyet Siya­ seti ve Kırım Türklerinin Alınyazısı, National Press, 24 Eylül 1958 Cakarta. Vedemosti Verbovnogo Soveta SSSR, No. 4, 145. s., 9 Mart 1954 Moskova. Kırımer, Cafer Seydahmet: Kırım ' ın Ukrayna'ya i l­ hakı Konusuııda c<DekUlrasyon», Dergi, 5 . sayı, 20. s., 1 956 Münlh. .


K IRIM'IN U K RAYNA'YA VERi LMESi

115

Kırım'ın RSFSR'den ayrı larak Ukrayna'ya ek� lendiği zaman, Kı rım halkının reyine m ü racaat etme­ ğe lüzum b i le h issedi lmemiştir (1 ). Sovyet l iderleri tarafı ndan Ukrayna SSC'ne takdim olunan ıı Kırı m b hediyesinin arkasında yatan gerçeklerin bilinmesi zorunludur; Sovyet l iderlerinin Ukrayna'ya hediyesi sadece Kırım değildir. Moskova, m i l l iyetç i l i ğ i i l e te­ mayüz eden bu büyük etni k g ruba u susıı payı olarak başlıca; Lvov ve onunla birlikte Polonya'dan alın­ m ı ş olan binlerce kilometrekare genişliğindeki to� raklar, Romanya'dan alınan ve Chernovitsky Bölge­ sine dahi l edi len Kuzey Bukovina, Transkarpatlar Eyaleti olarak dah i l edilen Çekoslovakya'nı n Ruthe­ nia Eyaleti v.s. hediye etmişti r (2) . Baştan başa Rus­ larla iskan . edi lmiş olan Kırım Eyaletini Ukrayna SSC'ne ithal etmekle, Sovyet hükümeti , işled iğ i ci­ nayetin suçunu Ukrayna'ya yüklemeğe çalışıyor. U k­ rayna l iderleri bu gerçeği farketmişlerd i r ve gerekli protestoları da yapmışlardı r. Bu .konuda, 12 Mayıs 1 954'de Batı Almanya'da aktedi len ıı Ukrayna M i l li Meclisi ıı nin üçüncü sosyal devresinin deklArasyonu, hariçteki U krayna kamuoyunun şuurlu kısmının bu tertib i n manası nı anlamış olduğunu ispat etmekted i r. U krayna M i l li Meclisi'nin deklarasyonunda şöyle de­ nilmektedir : Ewela K ı rım'ın mukadderatı hakkında ka­ rar vermek hakkı , Moskova'ya değ i l , yalnız Kı­ rım ahalisinin kendisine aittir. K ı rım'da cebri sürgünden evvel yaşayan Kırım'ın bütün yerli •

( 1 ) Maurach, Prof. Dr. Reinhart: Sovyetlerde Milli Hak­ (2)

ların Kırkıncı Yıldonümü, Dergi, 10. sayı, 3. 1 957 Münlh. SSCB, 96. s 1965 Ankara. ..

s. .


1 16

YÜZB I N LE R I N S Ü R G Ü N Ü

ahalisinin ancak serbest i radesi Kı rım'ı n mu­ kadderatı ve daha iyi istikbali hakkında karar verecektir. Saniyen, Kremlin'in kurnaz l ı k ve sahtekarlığı şununla da beli rm i ş oluyor ki, Mos­ kova hükümeti, Kırım meselesin i hal lederken Kırım'dan cebren sürü l m üş olan b i r kısım aha­ linin ... Türklerin tekrar vatana dönmeleri mese­ lesini aklına bile getirmemişt i r (1 ). Yukarıdaki deklarasyonu doğrulayacak mahi­ yette sayısız örnekler verileb i l i r. Kı rım'a yerleştirilen yeni g öçmenler, Ukrayna'nı n Poltava, Tarnopol , Çer­ g inov v.s. bölgelerinden gelmişlerdir (2) . Sovyetlerin 1 959 istatistiklerine göre Kı rı m'da S ivastopol (Akyar) hariç (buranı n nüfusunun ezici çoğunluğu Ruslara aittir, çünkü b ölgenin askeri strateji k durumu bunu gerektirmektedir.) 856.000 Rus'a karşıl ı k ancak 267.000 U kraynal ı yaşamaktadı r. Bunlardan 1 25.000' i , yani aşağı yukarı yarısı kendi anad i l lerini kaybede­ rek Rusça konuşmaktadı rlar. Sivastopol da dahil, K ı rı m şehirlerindeki nüfus durumu Ukraynalılardan yana çok daha kötü b i r manzara arzetmektedi r. Şe­ h irlerde 578,ooo· Rus'a mukabil, 82.000' i Ruslaştırıl­ mış 1 43.000 Ukraynalı yaşamaktadı r. Dikkate değer b i r noktadı r ki, Kırım köylerinde dahi büyük çoğun­ luğu Ruslar teşkil etmekte ve bu ralarda 282.000 Rus'a karşı l ı k 43.000' i yani aşağı yukarı üçte b i ri Ruslaştırılmış ancak 1 24.000 U kraynalı bulunmakta(1)

(2)

Tretya sesiya U krainskoy Natsionalnoy Radi (6-12 Bereznya 1954), Materiyali idokumenti. Na çujdlni, 1 954; Ukrayna Enformasyon Bürosunun Neşriyatı, Münih; K ı rıma! : a.g.y., 20, s. Moskova'nın Sürgün ve imha Ettiği Mil letler, Der­ gi, 9. sayı, 124. s., 1 957 Münih.


KIRIM'IN U K RAYNA'YA VERi LMESi

117

d ı r (1 ) . B u istatistik rakamlarından b i r kere daha an­ laş ı l ıyor ki , 1 944'de Kırı m'dan topyekun sürülmüş

İ kinci D ünya Savaşında Ukraynalı lar, Alman askerlerini, barış ve sevgi sembol ü olan «tuz·ekmek»le karşı lamışlard ı . R u s köy l üleri de aynı yola başvurarak Almanlara olan bağ l ı l ı klarını b i ldirmişlerdi. Ancak, unutulmamalıdır ki ne Ukraynalılar ve ne de Ruslar topyekOn sürgüne tAbi tutulmamışlardır

(1)

Kırımal, Dr. Edige: Muhtelif Haberler, Dergi, · -48 sayı, 78. s . , 1 967 Münih.


1 18

YÜZB I N LE R I N S Ü RGÜN Ü

olan yerli Türk halkından boşalan yerlere kom şu Uk­ rayna'dan değil, Rusya Federasyonundan kitle halin­ de getiri len Rus göçmenleri yerleştirilmiştir . N itekim, Kırım 1 954'de Ukrayna'ya hediye edi ld i kten sonra Kı­ rım'd a U krayna ahalisi artmamış ve bunlar, eskiden olduğu gibi ahalinin % 1 1 nispetini teşki l etmekte devam etmişlerdir (1 ) . Bütün bu belgelerden sonra, bu hediyenin ar-­ kasındaki ası l gizli maksadın; Moskova'nın Ukray­ na'yı kendisine daha s ı kı bağlamak ve bu memleketi, Türk - lslflm Dünyasından gelebilecek her türlü ten­ kid ve suçlamalara karşı kalkan olarak kullanmak is­ teği olduğu söylenebil i r.

(1)

Kırımal, Dr. Edige: Muhtelif Haberler, Dergi, 60. sayı, 78. s 1 970 Munih. .•


XIII

n

1 9 56

20. KONGRE STALİN «PUT»UNUN YIKILMA.Si

yı l ı na kadar Kırım Türkleri, sürgün yerlerinde i l . sınıf vatandaş olarak, birçok haklardan mahru m yaşadı lar. 1 956'da Moskova'da yapılan Sov­ yetler Birliği Komü nist Partisinin 20. Kongresi, Kırım Türklerinin hayatında öneml i b i r dönüm noktası ol­ muştur. Bu kongrenin sadece Kırım Türkleri için de­ ğil, sürü len diğer m i lletler ve hatta Sovyet esi ri bü­ tün Türk ve gayri Ruslar için de önemi büyüktür. Bu bakımdan b u Kongreni n gerekli bütün teferruatlariy­ le b i l i nmesi, b i rçok karanl ı k noktaları aydınlığa çıka­ racaktır.


1 20

Y ÜZB I N LERIN SÜRGÜN Ü

Başta Kırım Türkleri olmak üzere birçok toplll'" lukların i mhasında b i rinci derecede rol oynayan Stalin, Sovyetler Birl i ğ i Komünist Partisinin 20. Kongresine kadar ü l kenin birinci adamı olmağa de­ vam etmiştir. Sta l in'in ölümünden sonra i ktidarı dev­ ralan ve Parti üyeleri arasında ıı en cah i l ıı olarak te­ mayüz eden Kruşçev ' i n ; ıı Büyük Şefıı in yolunda ne kadar g idebi leceği düşüncesi , bütün d ünyayı meş­ gul ediyordu. Bütün d ü şünce ve tereddütler 20. Kongreye ka­ dar devam etti . 1 4 Şubat -1 956'da açı lan kongre, yir­ m i toplantıdan sonra 25 Ş ubat 1 956'da sona erm i ş­ tir. Resmi rapora göre, 1 355 oy hakkına sahip ve 85 danışman delege, 6.800.000 asil parti üyesini ve 420.000 aday üyeyi temsil etmişlerd i r. Kongrede ay­ nı zamanda 55 yabancı ü l ke Komünist Parti delege­ si de hazır bulunmuştur (1 ) . Daha kongrenin başı ndan bazı yen i l i kler olaca­ ğı sez i liyordu. Bir kere Stalin'in resmi kongre holün... den kaldı rı l d ı . Kongreyi açış konuşmasında Kruşçev, salonda bulunanları Stalin, Gottwald ve Tokuda'nın hatırası için saygı d u ruşuna davet etti. Böylece da­ ha önce putlaştı rılmış b i r Stalin, bir Çekoslovak baş­ bakanı ve ismi Japonya dışında pek az duyu lmuş b i r parti l ideri seviyesinde tutuluyordu (2). 20. Kongrenin sonu yaklaşırken Kruşçev, kapalı kapı lar arkasından meşhur " gizli nutku n u n okudu. Bu nutukta Kruşçev, Stalin'fn öze l l i kle i ç meseleler­ deki yanl ı ş hareketlerin i açıkça ortaya koymuş, ida(1 )

(2)

Sander, Oral: 20., 2 1 . ve 22. Kongreler ve Sovyet Dış Politikası, A.Ü.S.B .. F yayını, 8. s. , 1 967 An­ kara. Sander: a.g.y.


STALIN PUT'UN U N YIK ILMASI

121

ri kademelerdeki toptan tasfiyeleri ve şiddetli polis metotlarını tenkit etmiştir ( 1 ) . Kruşçev g izli nutkunda şöyle d iyordu : 11 Sovyet h ü kümetinin m i l l iyetç i l i k pol itikasına, Lenin'in prensiplerine aykı rı b i rçok korkunç hareket ve cinayetlerin m üsebbibi Stalin'dir. Kitle halinde sürgün ederken, komünistler ve komsomol lar dah i l , hiçbir istisna gözetilmeden , mil letlerin anavatanların­ dan a l ı n ı p başka yerlere sevkedi lmelerin i kasdediyo­ ruz. Bu sevk hareketleri, hiç b i r askeri d üşünce i le yapı lmamıştır. N itekim, büyük vatan müdafaa har­ binin cereyan ett i ğ i cephelerde Sovyet lehine çökün­ tüler başladığı s ı rada bi le, bütün Karaçayların yaşa­ makta olduğu topraklardan sürü lmeleri hakkında b i r karar alınmı.ş v e bu karar tatbik mevki i ne konulmuş­ tur. Bu sı rada 1 943 Aralığı sonlarında aynı akıbet Kalmuk Cumhuriyetinin de başına geldi. 1 944 Mart ayında bütün Çeçen - lnguş halkı sürüldü. Cumhu­ riyetleri o rtadan kaldırıldı. 1 944 N isan'ında bütün Balkarlar, Kabardino .. Balkar Cumhuriyeti toprakla­ rından çok uzaklara sürülüp Cumhuriyetin adı Ka­ bard i no Cumhuriyeti şekli nde tad i l edildi. Ukrayna­ l ı lar, bu akıbetten ancak kalabalık oluşları ve onları alacak yer bulunmayışı sayesi nde kurtuldular. Aksi halde aynı hal, onların da başına gelecekti. (Gü lüş­ meler ve salonda hareket). Kadınlar, çocuklar, ihti­ yarlar, komünistler ve komsomollar da h il, bütün mil .. !etleri, b i r veya b irkaç kişi yüzünden sorumlu tutmak, kitle halinde eziyet etmek, ı stı rap ve sefalet çektir(1 )

Current Soviet Polices il: A Documantary Record of to 20th. Communist Party Congress and it's Af­ termath, 172 - 1 88. s 1 957 New York. ..


YÜZB İNLERIN SÜRGÜNÜ

122

mek aklı başında herhangi bir kimseni n h avsalasının alamayacağı b i r şeydi r (1 ) . Böylece, hata işlemeyen b i r i nsan sıfatı i le, bü­ tün komünistler tarafından " Büyük Şefıı d iye putla� t ı rı l m ı ş olan Stalin'i Kruşçev; b i r kaatil , marazi ya­ lancı ve Marksizm - Leninizm'i tahrif eden i nsan di­ ye i lan etti. Kruşçev, muayyen isimler ve tarihler g östermek suretiyle ve ateşl i bir uslOpla Stalin'i ; kit­ le tedhişçisi, bütün m i l leti sürgün eden, hatırı sayı­ l ı r düşmanlarına karşı sahte deli ller tanzim eden, i t . Dünya Savaşı korkağı ve kendi kendine Allah oldu­ ,{Juna i nanan b i r gurura sahip kimse diye iham etti . Stalin'i sisteml i kötülemesinde Kruşçev, onu aşa�.. 'Claki hususlarda tokatlıyordu : ııStalin kitle tedhişini icra etmek için parti ve NKVD'yi ön plana aldı.ıı " Sovyet ekonomik ve askeri işçilerini, par­ tinin, kitle hali nde tevkifleri, memleketimize ve sosyal ist i nkişafın maksad ı n a korkunç zarar meydana getird i . 11 ııStal i n bilgi vermek, i kna etmek ve halkla sağ lam bir i şbirliği yapmak suretiyle değ i l , fa­ kat kendi kanaatine mutlak surette itaate icbar eder ve kendi fikirlerini h i le i le kabu l ettirirdi. Bu fikre muhalefet eden veya kendi görünüşü­ nün ve fikrinin doğru olduğunu ispat etme{ıe çalışan . kim olursa olsun, k ısaca manevi ve fik­ ri imhaya mahkOm edi ldi (2) . (1 ) (2)

ikiz, M. Lütfi : 20. Asırda Genocide, Kuzey Kafkas­ ya' da Sovyet - Rus Vahşeti, 1 9. s., 1964 Ankara. Hoover, J. Edgar: Düşmanınız Kimdir7, ( Çev: A. Haşim Aytural ) Emniyet G. M. Onemli işler yayı­ nı, 50. s., 1 967 Ankara.


STALIN PUT'UN UN YIKILMASI

1 23

Kruşçev, Sta l i n tarafından gerçekleştirilen s ü r­ günlerin askeri maksatlarla yapılmadı ğ ı n ı iddia et­ mekle beraber bazı gerçekleri de görmemezliğe gel­ mektedi r. K ruşçev, s ü rgüne uğrayan halkları sayar­ ken, K ı rı m Türkleri ve Volga Almanları hakkında b i r tek kelime d a h i söylememiştir. K ruşçev'in bir çok acı gerçekleri bu derece pervasızlı kla itiraf etmesi karşısında onun samımı olduğuna kesinlikle hüküm verilemez. O, bu ve da­ ha bir çok parti cinayetlerini sayıp d ökmek ve hep­ sini Stalin'e maletmek suretiyle kendisi nden ewelki kanlı diktatörün pabuçları n ı dama atarak, izini ve adını bütün Sovyet literatüründen si lerek tek başı... na tahta çı kmaktadı r. Gerçekten K ruşçev, 21 . Kongreye partinin mü­ nakaşası z lideri olarak geldi. 20. Kongrede şiddet­ le hücum ettiği kişinin putlaştı rı lması, 21 . Kongre­ de kendisi için devam ediyordu . Kruşçev partinin teorisyeni olarak tanındı, ki bu d u rum onu bütün tenkitlerin üstünde ve yanı lmaz hale getirdi ( 1 ) . Kongre sona erdiği zaman a ç ı k olarak anlaşı lmış­ tı ki, Kongrenin ası l amacı resmen açı klandığı gibi yalnızca yedi y ı l l ı k planı onaylamak değ i l , K ruşçev'i Sovyetler Birliğinin tek ·-yöneticisi olarak taçlandı r­ maktı (2) . Şurası da bir gerçektir ki, Lenin'in kararname­ sini ortadan kal d ı rma ve Kı rım Tü rklerini cıgeno­ cideıı e tabi tutarak onları yoketme suçunu b i r tek Stalin'e yüklemek acaba doğru mudur? Ve bütün bu olaylar sonradan hata l ı ve Stal i n ile yardak(1) (2)

Sander: a.g.y., 24. s. Schwartz, Harry: The Red Phoenix: Russio Since World War il, 98. s., 1 961 N ew York.


1 24

YÜZB I N LERİN S Ü RGÜN Ü

ç ı ları n ı n suçu olara k kabu l edildiğine göre ger­ çek Lenincilerin bu gerçeği kabul etmeleri gerek­ mez m iydi ? Ne var ki b u n un yerine Sovyetler Birli­ ğ i nde K ı rı m Türk halkını imha hareketine , soğuk� kanl ı lı kla ve düzenli bir şekilde devam ettirilmekte­ dir, ki bu da elbette demokratik hümanizm prensip­ leri ve S.B.K.P. yönetici lerinin güya kabu l ettikleri " insan Hakları Beyannames i ıı ile asla bağdaşa­ maz ( 1 ) . Ayrı ca, K ruşçev bize Stalin'in yaptıklarını sayıp d ökmekle beraber, Stalin'in bütün bu işleri yapmak için gerekl i kudreti nereden bulduğuna temas bile etmemektedi r. Tek b i r adam ıc Stalinistıı cinayetler selini meydana getirirken Politbüro üyeleri bunu ön­ lemek kudretini niçin bu lamadı lar (2) . 20. Kongre hakkında son olarak ş u n u söyleye­ b i l i riz ki, bu kongre Sta lin put'unun yıkılmasının bir sembolü haline gelmiş, yeni liderler Stalin'den dev­ ralınan sistemi değiştiren tedbirleri uygulamışlar ve haklı çıkarmışlard ı r. Terör azaltılmış, devlet kontro· lü ve ekonomi k kontrol, merkezi' halden bir derece kurtarılmış, idari baskı bell i s ı n ı rlar içinde hafifle­ tilmiş, Stalin'in ıc M i l l iyetlerıı politikası değişti rilmiş, yabancı ü lkelere ve u luslararası sosyalizme karşı takı ndığı saldırgan tav ı r terkedi lmiştir (3) . Bunun­ la beraber Stalin'in d ı ş pol itikası nın m ütecaviz, Kruşçev'inkinin ise barı şsever olduğu iddiaları da (1 ) (2)

Goldstein: a.g.y., 24. s. Schwarts, Dr. Fred: Komünistlerin Sözlerine inanı­ labilir mi? T.T.O.S.O. ve T.B.B. yayını, 1 48. s 1 969 Ankara, Leonhard, Wolfgang : The Kremlin Since Stalin. 1 65. s 1 962 N ew York. .•

(3)

.•


STALIN PUT'UNUN YIKILM AS I

1 25

yanl ı ştır. Kruşçev hem barışsever hem mütecavtz­ dir. Ve yine Kruşçev, komünizmi d ü nya yüzünde muzaffer kı lmak için Stalin'den zerre kadar ayrıl­ maz (1). Bir çok bilgi dal larında ve özellikle tabii i l i mlerde objektif çalışma alanları açı lmış, ideoloj i k baskı azaltı lmış v e b i r dereceye kadar tenkit etme hürriyeti veri lmişti . K ı rım Türkleri için de a politik yerleşmeıı kararnamesi kaldı rılmış, bu halk, sadece K ı rım dışında, ıı pasaport ıı kanunları dahilinde ü lke­ nin hemen her yerini gezebi lmek hakkına kavuş-­ muştu. Ancak şunu da u nutmamak gerektir k i ; ıı 20. Kongrede sistem değiştirilmiş fakat terkedi l memiş­ tir11 (2) . Bununla beraber şimdi uygulanan sistem de, Stalin'i muazzam c inayetlere sevkeden gerginlikleri yaratan sistemi n tamamen aynı d ı r (3) . Dünyan ı n dünkünden farklı olmasına rağmen Sta l in'in kurdu­ ğ u sistem bugün yerindedi r ve eskisinden daha kuv­ vetlidir (4). Her ne kadar Kruşçev'in konuşması ile rejimde, d ı ş görünüş itibariyle buzların çözü ldüğ u hissin i veren yeni v e l i beral b i r hava esmeğe başlamışsa da, bu durum kısa s ü rmüştür (5) . Yukarıdaki gerçe­ ği görmeyenler, böyle b i r nutkun komünist n izamda radikal değişmelere karar verilmeden söylenilemi­ yeceğine inanıyorlard ı ve hatta rejimin zamanla l i(1) (2) (3) (4) ( 5)

Kolarz, Walter : Stalin ve Kruşçev ( Komünizmin Anatomisi ) . Yağmur yayını, 86. s., 1 963 lstanbul. Leonhard: a .g.y. Conquest, Robert: Aklıselim Karşısında Rusya, Ne­ bioğlu yayını. 102. s.. lstanbul. Cilas, Milovan: Stalin'le Konuşmalar, (Çev.: Cev­ det San ) , Ötüken yayını, 1 87, s., 1964 lstanbul. Demirer. Mehmet Arif - Tekeloğlu. Miray: Rusya'da Açık Duruşmalar, Kişisel Kitaplar, 49. s Ankara. .•


1 26

YÜZB INLERIN S Ü R G Ü N Ü

beral bir demokrasiye döneceğini ümit ediyorlard ı . Kruşçev, cah i l Stalinci lere karşı cesurane mücade­ le eden kahraman ve aydın b i r insan olarak tanıtı­ l ıyordu. Bu tamamen hayali bir düşünce idi. Stalin pol itikası gerek iç, gerek dış meselelerde Malen­ kov zamanında zaten değ işikliğe uğramıştı. Kruş­ çev'in yaptığı ise sadece ölü diktatörün sözle la­ netlenmesinden ve siyasi muhaliflerine karşı işledi­ ği suçları mahirane bir şeki lde teşhir ederek istis­ mar etmekten başka bir şey değildir. Kruşçev' in Rusya'ya demokrasi götürmek gibi bir n iyeti hiçbir zaman yoktu (1 ) . Bu konuda yorum yapanlara Kruş­ çev şöyle cevap veriyordu: • Komünizmi terkedeceğim izi ümit edenler, ka­ rides ı s l ı k çalmayı öğreninceye kadar beklemeye mecbur olacaklard ı r.» (2). Kruşçev'in söylediklerine bakı l ı rsa bu sürgün­ lerden istenil en netice a lınmış değildir. Hatta bun­ lar, gerek o zaman ve gerek şimdi tatbik edilmek­ te olan, sisteme milli azınlıkların asla i ntibak ede­ med iklerine b i r deli l teşki l etmektedi r (3). Kruşçev, cinayetleri takbih etmiş; fakat sistemi değiştirme­ m işti r (4) . Kruşçev'in bu • cesaretli• çıkışları, idare-­ ci durumunda olan mutlu azı n l ı ğ ı n hoşun a g itme­ m işti . 2 Temmuz 1 956 tarihli Pravda gazetesinde şu yazı dikkatleri çekiyordu : • istihsal vasıtaları n ı n kamu mülkiyetine, işçi (1)

Hudson, G. F. : 1 91 7 1 967 Komiinizmin Elli Yılı. Teori ve Pratik; (Çev.: Fırat Argeşo) , Siimerbank Kültür Yayını, 1 38. s., 1 969 Ankara. (2) Hoover: a.g.y. (3) Conquest: a.g.y. (4) Conqueat: a.g.y, -


STALIN PUT'UNUN YIKILMASI

1 27

sınıfı i le köylülerin ittifakına ve halkların dostlukla­ rına dayanan sosyal ist devletin tabiatın ı hiç bir u ŞAHSTıı tesir değiştirmez . ,, Bu ve bunun gibi d iğer tepkiler K ruşçev için bir uyarı oldu. Stalin'i kötülemekte çok i leriye g it­ m iş olduğunu g örünüşte idrak eden Kruşçev dönüş yaptı ve fii li bir vakıa olan u Kruşçevizmıı i gerçekte başka bir k ı l ık içinde Stalinizm göstererek, sab ı k diktatörü methetmeğe başladı . 1 957 y ı l ı başları nda Moskova'da diplomatik b i r kabul resminde K ruşçev cesaretle şu m ütalaayı ortaya koydu : n Stalin, çalışan s ı nıfın menfaati için müca­ dele eden b i r i nsan olarak örnek b i r komünist idi. Stalin'i tenkit ettik; onu, hala tenkit ediyoı­ ruz ve icap ederse tenkit edeceğiz. Fakat, biz Stalin'i çalışan sınıfların menfaati ile i lgilendiği kadar fena bir komünist d iye tenkit etmiyoruz . . . Her komü nist, Stalin'in yaptığı g i bi, çalışan sı nıfın menfaati için mücadele edecektir (1 ) . • Sovyet politikası aynı m ı olacakt ı r? Biz aynı şeyi yapacağız fakat DAHA FAZLA Ş i D­ DETLE• (2). Bir zamanlar Tito'nun sağ kolu olan ve Stalin' i yakından tanıyan M ilovan C ilas·ın aşağı daki sözleri bu konuyu özetlemekte ve sonuçlandırmaktadır : • Bugün aynı sistemin liderleri itibardan d üşmüş olan Stalin'i, • hataları • dolayısiyle teşhi r ederek hem kendi lerini , hem de sistemi kurtarmak istiyorlar. Sta­ lln'in karşısında, b i r hakrkat u ğruna çarpışanların ınahvolmasından sonra dahi o hakikatin meydana. (1 ) (2 )

Hoover: a.g.y., 53. Hoover: a.g.y., 54.

s. s,


YÜZBİNLERIN SÜRG Ü N Ü

1 28

çı kabileceğini; Stalin'in itibar tahtından indirilmesi bize ispat etmektedir. Hem de Stalin'in teşhir edil­ mesi, basit ve ucuz b i r tiyatro uslubu ile yürütüldü­ ğ ü halde. . . insan vicdanı boyun eğmiyor ve tahrip ·edilemiyor . • (1 ) . . .

.( 1 )

Cilas: a.�.y., 189. s.


XIV YURDA DÖNÜŞ MtİCADELESl

S AVAŞ

y ı l larını , sürgün ve « Özel yerleşti rme • vakıalarını yaşayan Kırım Türkleri 1 956'ya kadar olan y ı lları acı bir hatı ra olarak anmaktadı rlar. Gerek Sovyetler Birliği yeraltı basınının (Semizdat v.s.), gerekse 1 969 Taşkent mahkemesinin tutanaklarının ortaya koyduğu bilgiler b u sonucu ortaya çıkarmak­ tad ı r. K ı rı m Türklerinin 1 956 yı l ı na kadar sürgün ma­ hal linde geçirdikleri hayat şekl inin kısa bir özetini yapmak gereklidir : F: 9


YÜZBINLERIN SÜRG Ü N Ü

1 30

Sürgün maha l linde elverişsiz evlerde iskan edi­ len ·K ı rı m Türkleri, 1 946 yı l ı na kadar büyük zayiat verdi ler. Bu zayiatın o ranı, özbekistan'ın bazı böl­ geleri nde % 70 - % 80' i bulm u ştu (1 ) . HatUı U ral lar­ da % 1 00'ü bulan zayiat oran ı , akıllara d u rgunluk veren bu ıı genocideıı in acı sonuçlarından biridir (2). Sürgün edi lenlere verilen evler; barakalar, ahır ve bodrumlardan ibaretti (3) . Bu arada, bir ai lenin barı namayacağı kulübelerde üç - dört aile birden yaşamaya zorlanmıştı (4) . Bu durum kendi lerinin toprağ ı ekip biçebildikleri 1 945 yı l ına kadar sür­ müştür. Çal ışkan l ı ğ ı ve ç iftçil i ğ i i le tanınan Kırım Türkleri , kısa bir zaman i çinde teşkilatlanarak du-­ rumlarını biraz olsun d üzeltmişler (5), b ilAhare, i l k safha atlatıldıktan sonra, insan barındı rmaya mah­ sus evlere kavuşmuşlard ı . Bu konuda, sahtekarlığı i l e temayüz eden Soviet Weekly dergisinde çıkan bir yazıya da değin­ mek gerekir; yazıda aynen şöyle den i l iyor : • Tü rkler özbekistan'a götürüldüler. B u rası ; ik­ l i m ve coğrafi şartlar bakımından K ı rım'a benzeyen; adetleri ve d i l leri bakım ı ndan Türklere yakın insan­ ların yaşadığı, i lerlemiş bir bölge idi, Türklere daha

(1)

(2) (3) (4) (5)

Kırım Tatarlarının Hareketine Enternasyonal Genç· lik Yardım Komitesi: Kırım'a Dönmekte olan K ırım Tatarlarının Durumu, Posev, 6. Özel sayı, 1 971 Mü­ nlh. Sheehy, Ann: Kırım Tatarları, Emel. 69. sayı, 22. s., 1 972 lstanbul. Kırım Tatarlarının Rus Dostları: a.g.y. Sheehy: a.g.y. Kırım Tatarlarının Rus Dostları: a.g.y.


Y URDA D Ö N ÜŞ M ÜCADELESi

1 31

iyi, verimli topraklar verildi. iş temin edildi, evler sağlandı (1 ) . Baştan sona kadar içinden çıkı l ması güç bir aczin içinde kıvranan yazar, daha n yalan ilmi » n i gereği gibi öğrenememiş olduğunu ortaya koymak­ ıadır. K ı rım'ın iklim ve coğrafi şartlarının özbekis­ tan'ı nkine benzedi ğ i iddiası dahi cah i l b i r insanı gül­ dürecek nitel iktedi r. Yerleştirildikleri bölgenin dışına çı kmaları ya­ saklanmış olan K ı rım Türklerinin hayatları, her ay rapor verdikleri mahalli MVD kumandanları n ı n sa­ dist insaflarına b ı rakılmış ve bölgeden izinsiz ayrı­ �ışın cezası 25 sene mahkumiyete çıkarılmıştır (2) . Kırım Türklerinin destekleyicisi v e sivil hakla­ r ı n ü l ke içindeki b i r numaralı savunucusu olan emekli general Pyotr G rigorenko, onların durumla­ rını toprak kölesi serflerle karşılaştırm ı ş ve sertle­ rin çok daha iyi yaşama şartlarında bulunduklarını belirtmiştir (3) . 1 969 y ı l ı nda sorguya çekilen K ı rım Türk'ü Rıza ömer ifadesinde : " 1 963 yı l ı na kadar hayvanlar gibi çalıştı rıldık ve i nsanların en tabii hak­ larından yoksun b ı rakı ldıkıı (4) demişt i r. Kırım Türk­ lerine yapı lan baskı ve zulümlerden b i ri vard ı r ki, gerçekten yüzkızartıcıdır; Sovyet yardımı adı altın­ da yapı lan soygunculuk, ki bunun perişan ve bed­ baht bir topluluğa yapı lmış olması Sovyet devletinin itibarını (!) sarsan bir vakıad ı r, veri len topraklara

(1) (2) (.3 )

(4)'.

Rusya'daki Tatarlar, Yeni Gazete, 1 2 Eylül 1 969 ls­ tanbul ( Soviet Weekly'den}. Sheehy : a.g.y. Grigorenko, P. : Kosterin'in 72. Doğum Yıldönümü N utku; a.g.y. Sheehy, a.g.y,


YÜZBI N LERİN SÜRGÜNÜ

132

yerleşebilmeleri için 5 :000 ruble tutarındaki yardım ( !), 1 947 y ı lında çıkarı lan mali reform kanunuyla % 1 000 faizle 5.000 yeni ruble olarak geri alınmış­ tır (1 yeni ruble 10 eski rubled i r) . Seyahat hürri­ yetleri de kısıtlanan bu insanlar, kalkınmaları için zaruri olan yüksek tahs i l leri ni yapamamışlar veya enstitü lerin bulunduğu yerlere sevkedi lenlerin ise m i l liyetleri sebebiyle okullara kayıtları yapılmamış­ tır (1 ). Bu durum Stalin'in ölümünden sonra da de­ vam etmiş, 28 N isan 1 956 tarih l i kararnameyle kıs­ men son bulmuştur. A)

NiSAN 1956 TARIHLI POLiTiK YE RLEŞTiRME KARARNAMESi ve SONRASI

28

S.B.K.P. nin 20. Kongresinde,

K ruşçev'in meş­

hur gizli nutkundan sonra Sovyetler Birliğ inde ıı Sta­

_ lin terörü n kısmen aza l m ı ş, görünüşte buzlar erime­ ğe başlamıştı. Kruşçev, ifşaatlarının ardı ndan vaad­ l erinin bir kısmını yerine getirmek , dolayısiyle kendi i ktidarını sağlamlaştırmak gayesiyle 28 N isan 1 966 tarihli b i r kararname neşrettirmiştir (2). Bu kararna­ me i le Kızılordu ve partizanlarla beraber harbetmiş olanlar için 1 954 y ı l ı nda yapı lan ııözel yerleştirme• planı i l e çıkarılan yasakların kaldı rı ldı!jı bildirilmiş­ tir. Fakat aynı kararname s ü rgün sırasında müsa­ dere edi len malların geri verilmeyeceğini ve kimse­ nin Kı rım'a dönemiyeceğini de beli rtmiştir. Ancak, K ı rı m Türkleri Sovyetler Birliği içinde K ı rım hariç, istedikleri yere serbestçe yerleşebilmekte ve K ı rım'ı serbestçe ziyaret edebi lmektedir. Bu hakkın yanısı(1� (2)

Sheehy : a.g .y. Pravda, 29 Nisan 1956 Moskova.


Y U RDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

1 33

ra, bazı kültür faal iyetlerinin yap ı l masına da izin ve­ rilmiştir. Bunlardan; u lenin Bayrağı ıı gazetesi 1_957'­ de Taşkent'te yayın lanmağa başlamış, ıı Kaytarmaıı adı nda Kırım Türk folklor ekibi kurulmuş ve bu y ı l-­ d a n itibaren bazı kitapların Türkçe bas ı l masına izin veril mişti r. Ancak iade edi len bu haklar K ı r ı m Türkleri için yeterli değ i l d i r. Halbuki, aynı anda, Ocak 1 957'de m i l li muhtariyetleri tanınan Kalmuk ve dört Kafkas halkı yurtlarına dönme iznini almışlard ı . Ş urasını da unutmamak gerektir ki, Kafkas halklarına itibarları­ nın iade edilmiş olması, bu halkların arzuları n ı f i i l i­ yata vurarak sürgün yerlerinde anarşi çı karmaları i l e mümkün olmuştur. Alman savaş esirlerinden biri, 1 956'da yurduna döndüğü nde aşağı daki olayı anlat­ mıştı r : ıı Moskova'dan 5.300 km. doğuda, Krasnoyar ü l­ kesinin Reşti istasyonunda b i r kaç tahta barakadan m ü rekkep ve dikenli tel lerden ibaret ve yü ksek b i r duvarla kuşatı l m ı ş b i r hapishane vard ı r. B u hapisha­ ne bir yerden başka yere naklolunan mahkumlara geçici b i r d u ra k ödevini görmektedir, 1 953'te kutup bölgesi Vorkuta'da ve Kazakistan'daki Karaganda kampları nda, 1 954'te ise Novi lski'de patlak ver;.en isyanlar bu barakalarda hızla yay ı l m ı ştı . Barakala­ rın birinde bulunan 500 kadar Çeçen, 1 954 y ı l ı Eki m nyı başlarında, hem�, isyan ederek 4 idareci komü­ nisti öldürdükten sonra erzak deposu ile birlikte barakayı ateşe verd iler. üç başka barakayı da yak­ tıktan sonra hapishane kapı ları nı kırarak firar ettiler. Reşti istasyonundan itibaren kuzeye, tayganın (ke­ sif ormanların) içine doğru, 400 km. uzunluğunda bir demiryolu inşa edi lmektedir. 22. ve 26. km.'deki kamplarda 400'den fazla Çeçen mahkumu vard ı .


YÜZB I N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

1 34

Reşti'deki hapishanede kardeşlerinin isyan ettiğini duyan bu Çeçenler de ayaklanarak kamp idareci le­ rini öldürd üler, 3-4 sayı l ı kampları ateşe vererek muhafız kıt'asının binasına girdiler. Mahpusların is­ tatistiğini tutan tedhişçi memuru da öldürüp cepha� neleriyle b i rl i kte makinalı tüfekleri ele geç i rd i ler ve bu silahlar sayesinde n öbetçi kulelerindeki muha­ fızları da tepeleyerek taygaya doğru çekildi ler. Bu­ rada özel inşa edilmiş olan binalarda yaşayan 3-4 say ı l ı kampların idarecilerini de tamamen imha etti­ ler. Çeçenlerin isyanı yüzünden yalnız Reşti istasyo­ nundaki ve hatta inşaatı değil, belki de Tayşet kamplarında bulunan fabrika ve tesislerin inşaatı da durmuştu . Sovyet kamp idareci leri Tayşet kampla­ rı ndan Reşti istasyonuna takviye kıt'aları sevkettiler. Bunlar Reşti etrafındaki taygalarda Çeçenleri arama­ ya ve avlamaya başlad ı . 1 955 yılının Şubat ayına ka­ dar devam eden bu insan avı esnasında Çeçenlerin % 50'sini öldürebilmişlerdir. Kalanları taygalara sı­ ğınmağa muvaffak olmuş, hatta bazı ları trenlerle Uzakdoğu'dak.i Vladivostok istikametinde firar ede­ bilmişlerdi r. Sibirya'nı n b i r çok köy ve şehi rlerinde geceleri dolaşmak çok teh l i kel i bir hal almıştı. Çün-; kü kendilerine elbise ve yiyecek bulmağa çalışan: Çeçenlerin taarruzuna uğramak mümkündü. Hatta; diş lerine kadar silahlı olan MVD mensupları b i le g celeri sokağa çı kmağa cesaret edemiyorlard ı (1 ). . Bu ve bunun gibi b i rçok isyan hareketlerini ' mem leket ekonomisine zararı olduğu gibi Rus olm a yan halklara da isyan ruhu aşı lıyordu . Kahraman Ş

!

·

/

·,·

(1 )

Dinç, Hasan : Sürgüne Gönderilen 1 ,5 M ilyon Ku zey Kafkasyalının Akıbeti ( K uzey Kafkasya'da Soltoi' yet - Rus Vahşeti ) , 32. s . , 1964 Ankara.


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 35

m i l ' i n torun ları , arkası kesilmeyen mücadelelerinde çok kayıplar vermelerine rağmen isteklerini Mosko­ va yöneticilerine kabul ettird i ler. Bu gerçeği gören K ı rım Türkleri de 1 957'den sonra, öz topraklarına döneb i l mek, K ı rı m Muhtar Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetini yeniden kurabilmek ve gerekli bütün hakları nı elde edebi lmek için yoğun ve teşki latlı bir faaliyete başladı lar . Bu faaliyetle­ rinden dolayı tutuklanmaları ndan, sorguya çekilme­ lerinden, işten çıkarılmalarından, partiden ihraç edil­ melerinden ve çeşitli şeki lde cezalandı rı lmalarından sonradı r ki, K ı rı m Türkleri bazı eski haklarına kavuş­ muşlard ı r. Ancak K ı rım Tü rkleri, mücadelelerinde Sovyet Anayasası ve kanunları çerçevesinden ayrı l­ mamışlard ı r . B)

AKTiF MÜCADELE

K ı r ı m Türklerin i n faaliyetleri , başlang ıçta d ilek­ lerini Moskova yöneticilerine iletme faaliyeti üzerin­ de yoğunlaşmıştı ; fakat daha sonra bu yoldan hiç b i r sonuç a l ı namad ı ğ ı görü l ü nce, b u n l a r toplantı v e mi­ tinglere dönüştü . Ortada bir gerçek , büyük b i r haksız­ l ı k vard ı ; sürülmüş olan Kı rım Türk halkının kade-­ rinde; ıı Sovyet - Moskova emperyal izminin kara, merhametsiz, gayr i insani b i r mahiyet taşıdığını gös­ teren m isli görülmemiş kötül ü k hala devam ediyor­ du (1 ) . Halbuki, 9 Ocak 1 957 tarih l i kararname i le i l g i l i olarak Yüksek ŞQra Prezidyumu Sekreteri A. F. Gorkin, Sovyetler Birliği Yüksek Şurasında okudu�u raporda şöyle d iyordu : (1)

Aslanbek, Mahmut : itibarı iade Edilmiş Kuzey Kaf­ kasya Halklarının Durumu, Dergi, 1 6. sayı, 29. 9 . , 1 959 Münih.


Y ÜZBI N LE R I N SÜRGÜN Ü

1 36

Daha Sovyetler Birliği Komünist Partisinin 20. Kongresinde Sovyet devletinin Lenin m i l li siya­

seti ana prensiplerinin geçmişte kabaca ihlal edi l­ miş olduğunu gösterir sayısız olaylara işaret olun­ muştu r. Bu i hlal, tatbikatta b i r çok m i lletleri h içbir esasa dayanmadan topyekun sürmek ve onları yeni yerleştikleri b i r takım tahditlere tabi kı lmak şeklin­ de tece l l i etmişti (1 ) . Moskova yöneticileri b u korkunç hatanı n farkın­ da olmalarına ve bunu da itiraf etmelerine rağmen, Kafkas hal kları n ı n istifade etti kleri bu umumi u afıı­ tan K ı rı m Türkleri ve Volga Almanları n ı n faydalan­ malarına izin vermedi ler (2) . Bu hareketleri ; Sovyet halkları arasındaki eşitl i k (!) iddialarını tamamen çürütmüştür. işte K ı rı m Türkleri bu noktadan hare­ ket ederek, bu eşitsizliğin ortadan kald ırı l masını ve kendi lerinden haksız olara k alı nan her şeyin iadesini talep etmeğe başlad ı lar . Bunun için de; 1 957 Temmuz ve 1 961 Mart ayları a rasında parti ve hükümet otorite­ lerine, 6.000 ve 1 8.000 a rasında değişen imzalı 5 dilekçe ve 1 961 Ekim ayı nda 22. Parti Kongresine de 25.000 imzalı protesto mektubu gönderi lmişti . K ı r ı m Türkleri toplu olarak bulundukları hemen her yerde bu konuda teşki latlanm ış, araları nda ma­ halli l i derlerini ve temsi lci leri n i seçmişlerd i r. Halen, Semerkant, Taşkent, Andijan, Fergana, S i ri Derya bölgelerinde toplam olara k 230.000 K ı rı m Türk'ü ya.. şamaktad ı r. 45.000'den fazla Türk Taşkent, Semer­ kant, Çirç i k, Andijan ve d i ğer Özbek şehirlerinde, (1 ) (2)

lzvestiya, 1 2 Şubat 1 957 Moskova. Karça, Ramazan : Doğu'daki Sovyet Propagandası,. Dergi, 1 6. sayı, 59. s., 1 959 Münih.


Y U R D A D Ö N Ü Ş M Ü CADELESİ

137

fabrika işçisi olarak yaşamaktadı r. 30.000 k�darı da z i raatla uğraşmaktad ı r (1 ) . i l k tutuklama olayı 1 959'da, i l k mu hakeme ise 1 961 y ı l ı nda olm uştu r. Bu muhakeme iki Kırı m l ı Türkle i l g i l i o l u p , bu mahalli l iderlerin sorgularını müteakı p " katı rej i m l i " çal ışma kamplarında 5 i le 7 c·ene h apse mahkum edil meleriyle sonuçlanm ıştır. Bunların suçu ; Çirçik, N a mangan, Fergana, Lenina­ bad ve Sukhum i'deki vatandaşlarına yapı l a n mua­ meleyi protesto mahiyetinde yaz ı l a r basıp dağıt­ maktı. Suçlama o l a rak i leri sürü len bu faal iyetleri ise, Özbekistan Ceza Kanununun 60/ 1 ve 64. mad­ delerine göre, anti-komünist propaganda ve sosyal d üzeni bozucu olarak nitelend irilmişti r. Diğer bir muhakeme de Taşkent'te anavatana dönmek için ıı K ı r ı m Türkleri Gençlik Birliğ i » n i kur­ maya teşebbüs eden 25 gençien Sait Hamza ömer­ o ğ l u (üniversite öğrencisi) ve Mu rat ömeroğl u (fab­ r i ka ustabaşısı) anti-sovyet p ropagandada ve Sov­ yet Rusya'ya karşı b i r o rganizasyon kurma teşebbü­ sünde bulunma gerekçesiyle, 1 962 Ağustosunda yar­ gı lanmaları n ı takiben 3 i le 5 sene « katı rejim l i ıı ça­ lışma kampları nda çal ışmağa mahkum edi l miştir . Ceza, Özbekistan Ceza Kanununun 60. ve 62. mad­ delerine göre veri lmiştir. Asl ı nda kuru l m ası düşü­ nü len, fakat yaşlı bir üyenin ikazları üzerine kurul­ masından vazgeçilen bu « Genç l i k Birli ğ i n tamamen Leninist bir ö rgüt olacaktı (Kırım Türkleri, Lenin'in meşhur 1 91 7 beyannamesini ve 1 921 kararnamesini öne sürerek hakların ı istemektedirler). Bu iki kişi­ nin dışında kalanlar ya işlerinden çıkarı l m ı ş ya da '( 1 )

Rusya'daki Tatarlar, Yeni Gazete, 1 2 Eylül 1 967 tanbul ( Soviet Weekly"den ) .

ls­


1 38

YÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

ün iversiteden uzaklaştı rılmışlard ı r. Bu muhakemen in sonuçlarının K ı r ı m Tü rkleri üzerindeki etkisi büyük olmuş ve umumi bir korku havası kuvvetli b i r birlik ve beraberl i k ruhu doğurmuştur. 1 964 y ı lında faaliyet sahasını genişleterek Mos­ kova'da merkezi bir dernek kuran K ı rım Türkleri, böylece çalışmaların ı yoğunlaştırdı klarını göstermiş oldul a r. Yaşadı klar ı şeh i r veya bölgenin vatandaşla­ rı tarafı ndan seçilip Moskova'ya gönderi len bu der­ neğin üyeleri devamlı olarak değ iştiri l i r ve yanların.. da, merkezdeki toplantı sonunda toplanan, tanıtma kartları _taşı rlardı . 1 968 yı l ı n ı n Eyl ü l ayına kadar Moskova'ya gönderilen 4.000' in üzerindeki bu tem­ silciler, mektup ve di lekçelerini parti l iderleri ve hü­ kümet yetki li lerine i letmiş, Sovyet halkına K ı rı m Türk meselesini anlatmış, ayda i ki defa kendi vatan­ daşlarına çalışmalar ve gelişmeler hakkında bilgi vermek üzere bültenler yayınlayıp dağıtmışlard ı r. Bu çalışmaların yanısıra 1 965 yı l ında Kırım Türklerinin yerleşme bölgelerinin hepsinde ıı Kırım Türk Halkı nın M i l l iyet Problemlerini Çözme Konu­ sunda Parti ve Hükümete Yard ı mcı i cra G rupları • adı altında bir örgüt kurmuşlard ı . Bu g ruplaşmala­ rın belirli bir organizasyonu olmayı p, toplam 5.DOq kişiyi bulan üyeleri, mahalli K ı rı m Türkleri tarafından: , seç i l i r ve isimleri Sovyet Merkez Komitesine bildiri.i l irdi . Bu kuruluşun 1 969 yı lında Merkez Komitesin ve i l g i l i merc i lere gönderdiği program larında şunla da yer almaktaydı : ıı Kurulmuş olan bu icra grupları nın ası l amacı kanun dışına ç ı kmadan , K ı rım - Türk halkının gay . ve eğil imlerini parti ve hükümet otoritelerine bildir' mektir. Bunu da gerçekleşt i rebilmek için grup üyeo leri vatandaşlardan protestolar için imza, deleg elerin


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCAD ELESİ

1 33

Moskova'ya gönderi leb i l meleri ve hapiste olan dele­ gelerin ailelerine verilmek üzere para toplayabile­ ceklerd i r. n icra grupları onbinlerce Kırı m Türk'ünün katıl­ d ı ğ ı ve Moskova'daki temsilcilerin gönderdiği beya.. natları nın okunduğu, problemlerin tartışıldığı mun­ tazam toplantılar ve kanuni mitingler tertiplemişt i r. Bu toplantı lar bazen mahalli, bazen Cumhuriyetler ve .bazen de milletlerarası seviyede olmuştur. 1 957 y ı l ı nda M i koyan'la olduğu gibi, 1 965 ve 1 966 yıllarında Kırım Türk tems i l c i leri, Sovyet Yük­ sek Ş u rası otoriteleri i l e görüşmüşler, fakat b i r so­ nuç alamamışlard ı r. 1 966 yıl ında 23. Parti Kongre­ sinin hemen arifesinde yapı lan toplantı ve nümayiş­ ler bu zamandaki çal ışmaları n b i r ölçüsü olmuştur. Kongre yaklaştı kça Moskova'daki Türk temsi lci leri­ nin sayısı 1 25'e yükselmişti. 1 4.284 adet mektup ve te!graf Parti ve hükümet yetkili lerine gönderi lmiştir. 1 20.000 imzalı b i r dilekçe ve 1 944-45 y ı l larında % 46 ölüm o ranını ispatlayan 7 ciltl i k b i r eser, Parti kong­ resi nde okunmak üzere Merkez Komitesine teslim edilmiştir. Bunun üzerine Sovyet Yüksek Şurası Ge­ nel Sekreteri Georgadze 28 Mart 1 966 tarihinde 1 0 temsilciyi kabu l ederek meselelerinin en kısa zaman­ da ele alınacağı na dair söz vermiştir. Veri len söze rağmen yine de sonuç alınamay ı n­ ca, gönderi len 1 1 5.000 imzalı dilekçe ve 1 7.000 mektubun yanısıra Moskova'daki temsilci lerin sayı­ ları yeniden yükselmeğe başlamıştı . 25 Haziran gü-­ nü otellere alınmayan bu temsilciler u Merkez Komi­ te» binasında yakalanarak zorla şeh i r dışına çı karıl­ mışlard ı r. Bunun üzerine Özbekistan ve diğer bölge­ lerde temsilcilerin organizasyonlarına ve yayım o r­ ganlarına yapılan muameleyi anlatmalarıyla, protes-


140

Y ÜZB İ N LERİN S Ü R G Ü N Ü

to toplantı ları ve nümayişler birbi rini takip etmişt i r. Yakalanan 4 temsilci 9 ayl ı k bir tutuklamadan sonra yargı lanmışlar ve u sosyal düzeni bozucu ıı faal iyette bulundukları gerekçesiyle, şart l ı , idama mahkum edi l­ m işlerdir. Bu toplantı ve nümayişlerde hükümet kuvvetle­ rini haklı çıkarmak gayesiyle Eyl ü l 1 966 tarihinde Özbekistan ve diğer cumhuriyetlerin Ceza Kanunla­ rına 3 kanun maddesi daha i lave ed i l mişti r. E n önem l i 1 91 -4 (Sovyet devlet ve sosyal sistemini ten­ kit eden yayınl ar) ve 1 91 -6 (Halk niza m ı n ı tehdit eden organize edi lmiş veya ed i l memiş toplantı ve m itingler) maddeleridi r. Bu iki maddenin en ağı r cezası 3 sene ağ ı r hapis idi . Bu kanunlar ve ce­ zaları K ı rı m Türklerinin hepsi ne teb l i ğ edi l m iş ve en faal liderler maha l l i polis ve KGB b ü rolarına çağrı .. larak kanu nların kendi lerine tebliğ edildiğine dai r resmi kağıtları imzalamaları istenmiştir. Bu kanun­ ların K ı r ı m Muhtar SSC'n i n kuru l uşunun 45. y ı l dö­ nümü münasebetiyle tertiplenen toplantıların ertesi günü, 9 Ekim'de uygulanmasına başlanmıştır. Top­ lantı l a r kanuni olup sükunet içinde geçmesine rağ­ men hemen hepsi polis kuvvetlerince dağ ı t ı l m ı ş ve yüzlerce K ı rı m Türk'ü sebepsiz yere nezarete a l ı n­ m ış , a ralarında 3 temsilci bulunan 1 7 kişi de 1 91-6 ve 1 92 say ı l ı maddeleri i hlal suçundan yargı lanm ış­ lard ı r. Yıldırı lmak istenen K ı rı m - Türk liderlerine gün­ lerce devam eden sorgularla maddi ve manevi iş­ kence edil miştir. K ı r ı m Türkleri Genç l i k Birliğine kat ı l­ d ı ğ ı için Taşkent Uçak Fabrikasından ç ı karı lan 1 8 yaşındaki M ustafa Cemi loğlu, 1 �1 8. yüzyı l lardaki K ı... rım Türk Medeniyeti üzerine 1 963 y ı l ı nda yazmış oldu­ ğu eser ile siyasi faaliyette bu lunduğu gerekçesiyle


Y U R D A D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

1 41

Mart 1 965 tarihinde Taşkent Sulama M ü hendisliği Enstitüsünden uzaklaştırılmış ve Eyl ü l 1 965'te kaydı tamamen sil inerek sokaklarda dövülmüştür. Yı l ı n sonuna doğru verilen cezaların kanunsuz olduğuna dair Moskova mahkemelerindeki temyizi kazandı ğ ı halde, geri döndüğü zaman asker kaçağ ı olduğu i le­ ri sürülmüştür. Kısa b i r müddet sonra başarısızlıkla sonuçlanan (cebine saat koyma) suikastinden de kurtulunca, asker kaçağı olmasından dolayı 18 ay hapse mahkum edi l mişti r. Askerl iğin bitiminde de Cemi loğlu, iş . bu lmakta büyü k zorluklarla karşı laş­ m ı ş ve Enstitü de kaydı n ı yenilememiştir . Cemiloğ­ l u'nun başına gelenler, Sovyet yeraltı bas ı n ı na ait dokümanlarda verilen onlarca ınisalden sadece biri­ d i r. Temmuz 1 967'de Moskova'da toplanan K ı rı m Türk temsilcilerinin sayısı 400'ün üstüne çıkmıştı . Temsilciler, ata topraklarına dönüp, siyasi hakları i le beraber Kırım M u htar SSC'ni kurma hakkı kendi­ lerine tanınmad ı ğ ı takdirde Kızıl Meydanda bir mi­ ting tertipleyeceklerini b i ldirmişlerd i r. 22 Temmuz günü a ralarından 200 kişi, KGB Başkanı Andropov, U SSR generalleri, Rudenko, Georgadze ve Kamu Düzeni n i Koruma Dairesi Başkanı Şçelokov tarafın­ dan Kremlin'de kabu l edilmiştir. Andopov, K ı rı m Türk meselesinin b i r kaç gün içinde Merkez Komi­ tesi tarafından ele a l ı nacağını ve M u htar cu·m huri­ yet kurmalarına izin veril ebileceği n i kesin olarak be­ l i rtmiş, fakat ata topraklarına dönme meselesinin bi­ raz daha çalışmalar gerektird i ğ i n i ileri sürmüştür. Ancak; ıı Kı rım'a dönüş davasını, kanu n çerçevesin-­ den çı kmadan savunabi l i rsiniz» d iyen Andropov, hatta bu haberi müjdelemeleri için yapı lacak toplan­ tılara izin verilmesi hususunda Özbekistan birinci


YÜZB İNLERIN SÜRGÜNÜ

1 42

sekreteri Raşidoğlu'na emir vereceğine dair söz vermiş, fakat temsilcilerin özbekistan'a dönmelerin­ den sonra izin vermedi ğ i gibi, 27 Ağustos Pazar günü bu temsilcileri karşı lamağa gelen 2.000 kadar Kırım Türk'ü polis ve ordu kuwetleri tarafı ndan dağıtı l­ m ıştı r. Ertesi hafta Cumartesi günü toplanan halk yine zorla dağıtı l m ı ş ve i ki gün içerisinde, hükümet kuvvetlerine karşı gelmek ve toplumu kışkırtmak su­ çundan, toplam olara k 130 kişi tutuklanmış ve 1 2'si 3 sene hapis cezasına çarptırılm ı ştır. Her terörün, baskı tedbirlerinin arttırı lması ve hatta Ceza Kanunlarına dahi K ı rı m Türklerin i hedef tutan ağı r ceza maddelerin i n i lavesi hiç b i r şeyi de­ ğiştirmedi . Kırım Türkleri, mücadele, iman ve azmi n­ den hiç b i r şey kaybetmedi . Hür dünya basın ı , hatta Rus ayd ı nları da K ı r ı m Türklerinin cephesinde yer aldılar. Bunun üzerine taviz vermek zorunda kalan Moskova yöneticileri, 5 Eyl ü l 1 967 kararnamesini ya­ yınladı lar. G rigorenko tavsiye ediyordu : • D i LEMEKTEN vazgeçiniz! Sizden kanunsuz olarak gaspettiklerrni GERi ALiNiZ n Bu tavsiyeye harfiyen uyan Kırım Türklerinin, sadece 1 966 1967 y ı l ları arası nda 21 4 evladı tutuklanmı ş ve mahkemeye verilmiştir. Bunun kısa bir tablosunu yaparsak; Sovyet Türkistan'ı n ı n Angren , Bekabad, Hokand ve Taşkent şehirlerinde 8 Ekim 1 966 tari hinde düzenlenen gösteride 69 Kırım Türk'ü, Türkistan'ın Andijan şehrinde 22 N isan 1 967 tarih inde, K ı rım Muhtar SSC'nin yaratıcısı olmak üzere Lenin abidesine gösteri yaparak çelenk koy­ dukları için 1 5 Kırım Türk'ü; Kırım Türklerin i n öz­ bekistan'daki s ü rgün hayatlarının devamı na karşı 27 Ağustos ve 2 Eylül 1 967 tarihlerinde yaptıkları kit­ le halinde protesto hareketleri yüzünden 1 30 K ı r ı m . . .


YURDA D Ö N ÜŞ M ÜCADELES i

143

1 urk'ü tutuklanmış ve mahkemeye veri lmiştir . Ger­ ı,:okte ise Sovyetler Birliğinde 1 966 ""967 y ı l ları ara-­

!ıında baskı ve şiddet hareketlerine maruz kalan Kı� r ı m Türkleri sayısı n ı n çok daha yüksek olduğuna �uphe yuktur. Maalesef, Kırım Türklerinin tutuklan­ maları ve yargı lanmaları hakkı ndaki bütün haberler l h.i r Dünyaya kadar ulaşamamaktad ır . C)

5 EYLÜL 1967 KARARNAl\llESI

Eylül 1 967'de SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu ıarafından kararı alı nan ve Taşkent'te yayınlanan Kı­ r ı m Türklerine ait " Lenin Bayrağı " gazetesinin 9 Ey­ ı u ı 1 967 Cumartesi tarihli ve 1 07/ 1 1 97 No.lu sayısın­ da çıkan ve 5 Eyl ü l 1 967, tari hinde Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı N . Podgorni ve Sekreter M. Georgadze'nin imzas ı n ı taşıyan bir kararname ya­ yınlanmıştır. Bu kararname i l e K ı rı m Türklerinin si­ yasi, medeni, sosyal ve kültürel hakları iade edilmiş­ tir.

Kara rname şöyle başlamaktadır : • Kırı m Türk­ lerinin bir kısm ı n ı n Alman-NAZI yağmacı ları ile iş­ birliği yapması, 1 944 y ı l ı nda haksız yere, bütün Kı­ r ı m Türklerine teşmili gereken bir suç sayı lm ıştır. TUrk halkı na mensup vatandaşların tümüne birden yükletilmiş olan bu suçun topluluk ve bilhassa sos-­ yal ve siyasi hayata yeniden katılan gençlik üzerin­ den kaldırı lması gerekmektedir,» Kararname, Kırım Türklerinin itibar ı n ı n iade odi lmesin i iki madde halinde toplamıştır : 1 - Kırım'da yaşamış Türk halkına mensup vatandaşları toptan suçlamak hakkında Devlet ma­ kaml arı tarafından verilen karar hükümsüz ilan edil­ miştir.


YÜZB İ N LERİN S Ü R G Ü N Ü

1 44

2 Özbekistan ve diğer Sovyet Cumhuriyet­ lerinde yerleşen Kırım Türkleri, Sovyet vatandaşları­ nın mazhar oldukları her türlü sosyal ve siyasi hak­ tan fayda lanabi l i rler. Mahal li idarelerin sorumlu or­ ganlarında vazife alab i l i rler. Mahal li bölge ve daha yukarı Sovyet Mec l islerine, m i l letveki l l iklerine seçile­ b i li rler. Radyolarda yayın yapabi l irler . Anadi llerin­ de gazete çıka rab i l irler. Bütün medeni ve kültür iş­ lerinde görev alab i l i rler. Kararnamede ayrıca Sovyet Yüksek Prezidyu­ munun i l g i l i makamlara tavsiyesi de yeralm ı ştı r : ıc K ı rı m Türklerinin yaşad ı k ları bölgelerin daha iyi kalkı ndı rı l ması için Sovyetler Bi rliği Bakanlar Ku­ rulu, Kırım Türklerinin m i l li menfaat ve özelliklerini de gözönünde tutarak, kendi lerine yard ı m edil mesi­ ni tavsiye eder. ıı SSCB Yüksek Prezidyumunun 28 Nisan 1 956 ta� rih l i kararnamesinin 2. maddesinin tatbiki hakkında­ ki kararname de yine Podgo rni ve Georgadze'nin i mzalarını taşımaktadı r : ıı Türk m i l l iyetine mensup olup evvelce Kı rım'da yaşa m ı ş olan vatandaşlar ve aileler de, diğer Sov­ yetler Birliği vatandaşları gibi, iş ve pasaport reji m­ leri hususunda yürürlükte olan kanun lar gereğince Sovyetler Birl iğinin BÜTÜN BÖLG ELERiN DE çalış­ ma ve YERLEŞ M E haklarından faydalanı rlar. • Bu kararname ile 2 3 yı l d ı r sürgünde yaşayan K ı r ı m Türklerinin m i l li itibarları iade o luyordu. " Hain ,, bir m i l let o lmadı kları böylece kabul edilen K ı rı m Türklerinin büyük sevinci, kararnameni n ger­ çek yüzü kendilerine açıkland ı ğ ı zaman son bul­ muştur. Kararname aslında Türkistan'ı n bazı gaze­ telerinde (Leni n Bayrağı ve Pravda Vostoka) yayın­ lanmış, böylece adıgeçen kararnameden çok az -


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 45

Sovyet vatandaşın ı n haberi o lmuştu r. 1 969 protesto mektubunda bel irtildiği g ibi (bk. Belgeler kısmı) Kı­ rım Türkleri, bir halk olarak kendi m i l li varl ı kları n ı n istikbali, üzerinde oynanan bu oyunu şöyle anlatıyor­ lar : ıı Kararnamedeki bazı maddeler K ı rı m Türkleri­ ni sürgün edildikleri bölgelere yerleşmeye zorla­ maktad ı r. i l k başta açık o larak görülmektedir ki K ı·­ rı m Tü rklerinden değ i l , daha ewel Kı rım'da yaşamış Türklerden bahsetmekted ir. ıı Bu da Sovyet hüküme­ tinin Kırım - Türk halkını tanımad ı ğ ı n ı ve ata toprak­ larına dönmelerine izin vermeyeceğ ini göstermekte­ d i r . 1 1 8 imzalı protesto mektubunda ise (bk. Selge­ ler kısmı) şöyle den i l iyordu : " Başka bir ifade i le, mezkur kararnameyle, va­ tandan kovulmamız kanunlaşmış ve bir m i l let ola� rak varl ığı mıza �on verilmiştir. ıı Otoriteler bu kasıtlı kısıtlamaları n farkı nda ol­ dukları ndan, adıgeçen kararnameni n cı açı klığaıı ka­ vuşturu lması konusunda, büyük selahiyetler almış olan CPSU Merkez Komitesi üyelerin i vazifelendir­ mişlerd i r. Fakat yapılan açı klamalar, Kırım Türkleri­ ni hiç bir :z;aman tatmin etmemiştir. Kararnamenin yayı nlandı(Jı gün, Semerkant üniversitesinde ya­ pılan b i r toplantıda CPSU Merkez Komitesi üyesi Vishnevsky, K ı rı m Türkleri n i hain bir m i llet olarak niteleyen 28 N isan 1 956 tarihli kararnamenin Stali� ci b i r yazar tarafı ndan kaleme alındığını bel i rterek, Kırım Türklerinin Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhu­ riyet kurdukları n ı inkar etmiştir. Vishnevsky'nin bu fikirlerine itiraz eden Teorik Fiz i k öğretim üyesi , Kırım Türklerinin meşhur l ideri Rolland Kadıoğlu'na F : 10


YÜZB I N LERIN SÜRGÜNÜ

1 46

fikirlerini değiştirmesi ıçın baskıda bulunulmuş, bi­ Ilı hare üniversite'deki çalışmaları ve bunlarla i l g i l i hazırlı·k lar reddedi l m i ştir. Kararnamenin K ı rı m Türk­ leri tarafından kabul edilmesinden çok endişeli olan otoriteler, mahalli liderleri işyerlerinde bürolara ça­ ğ ı rarak Parti ve Hükümet hakkındaki fikirlerini be­ yan etmelerini istemişlerdi r.

R'ifMAAETilıIH.llUHH. 0.J\bnrr, K'bPbllfv .�nı.&r�AH [']?Afi[�P,AR�n.AAl? ATirilt\TubilIT-IT

TATAP

.UD.\11

WY EPU R'LAO.!I. 0.1YHCh1H 1\11, 3DI:.l.1I:PJI 1\'LPLlM. ·w . TAT..\P."Tı\P �)3[iEl:CT:\ l l 'IünP.\rPblH.!Iil ·\Wl\'b.'\ COl-03 PECil�'Ii.1 J l l\:\.1.ı\Pl>1 I l t.ll l'lıo TOnr.\. J.:I.\ EP.1EW!ll.1 EP. COEET fP.·\ilO,l;/\l l.1.·\ PLJIIA rE!I M<ü."lAPllb!H'b 3[JJICI J J I E l l <1>.-\ll � � 0Jllllllnl\P :\JA1!ff-CIJ;:JCJm o:mo�nc · HlllTIIP \ 3TE:1EP !IAP.UP ;ıEIJl"TAT.11\PbfllblJJü JQJ ;'l>APl>l ı ODET· llE DC EP.1 1 1 CODET.1EPrE c.� ll.1111111.'l.�P LODET. nn.- X03rlll CTDO OPrAH.lAPJı111ı1A :\1EC!-".lb Di\3Jf. l';\E •JA,1b1 WA.1Al', 0.11\Pf'l>A l',\JJ,l lO:Il"ILDI.l.\P liE·

İIİ

...J",,,,.,,/'J".IY'1ıl"t.'V'ı/V\/YVV'.,••••

..,._

CCCP JOl\7ı.4P!.' c_(;dLTJ! nr.L.3iliZff�'.1.JMli l�Srj CEliCCll AnPE."f!.ı :23 r;,EP.\I.·lllblill!ll'& ��lı:Z:J.ECJ!llif . J, "L�'. ·1."!.·i/!J"B li/1311.'-:ll ı�KDI\

ı:Jİ: . :

-

CCCP

11

..-..�·.•.Vt/V'.�· �

••••••••

cnı'ıc Ya) m!an•rn Kıı ım Ta!J.ı ları:ı<ı mah�us LE· (�Cl'nd�ı çıkan kararname C9 Eylül 196i ıaribıi).

IOJ\bAPI::ıl COtETII TIPC3il;:l.l!Y:ılblJ .

. l'.\�CJ':ri� ;ü.·\l'LI ı

1

Al1

Iı.T\TfJJ.1CL1II

c:t>E P;\IA!lbl

COllETllIIIIII'b

1-aJ.

nl'I:311Alll

CCCP-IIl!l l1ı ı;·ylJQJ[

i1=ı:�t;,���pıı; �ılr�\\!'u.�w:ı.-ı���g�i1�i:ı.�"·{;111'

EP.lEill lOB Illlll\E P.". l i.T/\:I:'\Phl A.'\. CJliJP'r PEililD1Tl XYCYCbl lf.C:A �'J\IO:IJılE O.'J J J Y J I :ı:\P l\D-".!l.ilil l tJ I I . COB ET.lEP EIJP:rnrıımı TEPl'llİOPll:ICblll,'.IA JIW:\"J,\I('b JII;üf;'l>blll

.TJ;\l: '!..'lAP. CCCP

·

IOh"lı.ll'l.I CoECtrı Ilpc.:IJ�nym!JJL;G"b

CCCP IO�-ı.<ıfı.t

Cçıı:?cru

ıı.

p

ııo;ı

fipcJı:,ı.u!·�ıL:ııı.ın-ı.

�1...-:J>t:il, J-ipC..'1.ı&. l 9C7 CC'lle<::ı. CCHrnGpb 5.

�,,.V'ııfV4rlV.... VV'.. . ..... .

Kırım Türklerinin suçsuz olduklarına dair 9 Eylül 1 967 tarihli «Lenin Bayrağı» gazetesinde yayınlanan AF KARARNAMESi.

"!. rE


YURDA DÖN Ü Ş M ÜCADELESi

147

Kararnamenin neşri sadece Sovyet Rusya'da değ i l , bütün h ü r dünyada ilgi i le karş ı lanmışt ı r. Ga­ zeteler, kararnameni n metnini yorumlamaları i le be­ raber yayı nlamışlar, hatta bu arada Münih'te Hür­ riyet Radyosunda bu konu ile i l g i l i olarak b i r de mü­ lakat yayını yapı lmıştır. Her ne maksatla olursa olsun bu kararnamen in yayınlanmış olmas ı , Kırım Tür·k lerinin bu tarihe ka­ dar verd ikleri savaşı n b i r zaferi . olduğunu ortaya koymaktadı r. Kararnamede vadedi len haklar veril­ mese bile kararname bütünüyle bir tavizdir. Her ta­ viz , yeni bir tavizin beşiği olduğuna göre Moskova yönetici leri, dönül mez b i r yola sapmışlard ı r. Bu yo­ lun sonu K ı rı m Muhtar Sovyet Sosyal ist Cumhuri'­ yetidir . Sırf hür d ü nyan ı n gözünü boyamak, K ı r ı m Türkleri ni oyalamak i ç i n yayınlanan bu kararname ile K ı rım Türkleri, yaydan f ı rlatı l m ı ş b i r ok misali, mücadelelerine daha büyük bir hız vermişlerd i r. Bu kara rname, K ı rı m Türklerini yatıştı rmak ve tatmin et­ mek şöyle dursun) aksine onların Kı rı m'a dönüş ve muhtariyetlerini yeniden kurma uğrunda yaptı kları uzun y ı l l ı k çetin mücadelelerini daha da kamçı la­ mışt ı r. Moskova yönetici lerinin menfur emel lerinin tahakku k planı aynı kararname oyunu i le açığa ç ı k­ mıştı r. Her ne kadar terör hareketlerine de baş vu­ rulsa, 1 969 protesto mektubunda deni ld iğ i gibi Kı­ rım Türklerinin davalarındaki gerçek i nancı şu ve­ ciz sözlerle özetleniyordu : " Düşünce ve harekette birlik oldukları takdirde, ne 1kadar az sayıda olurlarsa olsunlar, d ü nyanı n en büyük kuvvetleri b i le b i r halkı ezemez! .. "


1 48

YÜZB İ N LERIN SÜRGÜN Ü

Ç) · KARARNAME SONRASI

Kararname i le iade edi len bazı haklardan sonra K ı r ı m Türkleri, faal iyetlerin i başl ı ca üç kolda yürüt­ meğe başlamışlard ı r : 1 K ı rı m'a yerleşebi l mek için başarısız bile o lsa sebat ve inatla göç teşebbüslerinde bulunmak. 2 Sovyetler Birliğinde sürdürülen Genel De­ mokratik Hareketler i le i lişki kurmak. 3 Ata topraklarına dönüp K ı r ı m Muhtar SSC'ni kurabilmek için Moskova ve özbekistan'da başlattıkları kampanyayı devam ettirmek . . . Bu faaliyetlerin tümü hakkında bilgi veren ııSa­ m izdatıı dokümanlarından açık olarak anlaş ı l ıyor ki, K ı rı m Türkleri her türlü baskı hareketlerine rağmen bu üç kolda da faaliyetlerini başarı i le sürdürerek şuurlu bir ü l künün peşinde oldukları n ı göstermişler­ d i r. Adıgeçen kararname i le h ü r dünyanı n gözünü boyadı klarını zanneden Moskova yöneticileri, maşa­ ları vasıtasiyle " halklar arasındaki eşitlikıı teranesi­ ni işliyorlard ı . 1968 y ı l ı nda Tahran'da M i lletlerarası insan Hakları Konferansına şatafatl ı bir şekilde işti­ rak eden Sovyetler Birliği delegasyonu ıı emperyal ist ü l kelerdeki ı rk ayırımı n ı 11 şiddetle tenkit ediyordu . D iğer yandan ipi Moskova' n ı n elinde olan kuklalar, basit ve adeta çocukça örneklerle dolu yazı ve koı­ nuşmalarında u eşitlik» konusunu işliyorlard ı . Bu ko­ nuda G. Zimanas'ın ve Y. 1. Paletskis'in adı verile­ bilir. Diğer yandan, 1 969'da Birleşmiş M i lletler insan Hakları Koruma Komitesine b i r mektupla müracaat eden Kırımlı Türk anası Zülfinar Kaşka, bütün iddia­ lara cevap olmak üzere şöyle diyord u : n Bütün dünya , Sovyet komünistlerinin, Sovyetler Birliği halklarının kardeşli!)i ve eşitliği, onların en-

-

-


1 49

Y U R D A D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

ternasyonal dostluğu, parti v e hükümetin kendi va­ tandaşlarına gösterdiği i htimam hakkı ndaki i kiyüzlü propagandayı dinlemektedir. Ne var ki, b u söylenen­ lerden çoğu uydurmadan başka b i r şey değildir. inanmayı n bu yalana lnsanlar! . . ıı " Biz, hergün Sovyetler Birliğinde radyo, yayı n v e gazetelerde emperyalizmin mem leketimiz dışında işlediği cinayetleri duyuyor ve okuyoruz. Amerika'da, G ü ney Afrika Cumhu riyeti nde ve diğ e r memleket­ le rde ı rk ayı rım ları ndan bahsed i l mektedir. Fakat, Sovyetler Birliğinde insana karşı yapı lan vahşice ha.­ re ketler hakkında, d ü nya sakinle rinden % 99 unun tı iç bir bi lgisi yoktur. Bizi m yard ı m feryatları mızı, Sovyet adamları bile duyamıyorlar. Çektiğimiz ıstı­ rabı, uğradı ğ ı mız hakaretleri i n sanlara duyu nnak için ne bir radyoya ve ne de bir basına sahibiz. Bi­ ze , elimizi, kolumuzu bağ layarak ve ağzımızı paçav­ ra i le tıkıyarak, gizl ice , h ı rsızlık yapar gibi işkence ediyorlar. ıı '

Bu mektup, başlıbaşına bütün Sovyet yalanları­ na karşı çı karı labilecek bir belgedir. Sovyetler Bir­ liği g ibi b i r ülkede b u mektubun hem de Birleşmiş M i l letler Teşkilatına yani b ütün insanlığa yazı l m ı ş olması gerçekten b üyük b i r cesaret isteyen hareket­ tir . D)

KiRiM'A DÖNÜŞ

K ı r ı m Türklerinin 5 Eylül 1 967 kararnamesine dayanarak yurtlarına dönmeleri hakkında Soviet Weekly dergisinde bir yazı yayınlanmışt ı r (bk. Bel­ geler kısmı ) . 1 2 Eylül 1969 tarihli o Yeni Gazete � de de yayınlanan ve Moskova yöneticilerinin görüş ve


1 50

YÜZB İ N LERİN SÜRGÜNÜ

yalanlarını aksettiren yazıda bu konu i le i l g i l i olarak şunlar söyleniyordu : ıı Vüksek Ş u ra'nın aldığı karara uygun olarak, arzu eden Türkleri n , K ı rım'a döneb i l meleri de sağ­ lanmı şt ı r. Bir an düşünecek olursak; çeyrek ası r ayrı l ı ktan sonra; tekrar K ı rım'a dönüş büyük b i r problem hali­ ne gelm işti r. K ı rım'a dönen a i lelere, ev, iş imkanları , diğer imkanlar sağlanmalı idi . . . � stelik, mesele, sa­ dece K ı rım'a gelen insanlara imkan sağlamak değil, fakat, kalmak arzusunda bulunan kimselerin yaşa­ ması n ı temin etmekteydi . Bütün bu güçlüklere rağ­ men, pek çok şey yap ı l m ış, Kırım'ın 1 4 bölgesi nden 9'una Türk toplulukları yerleştirilm iştir. K ı rı m'a, i l k defa 1 968 N isan ayında Türk aileleri dönmüştü r. Bu ai leler; Simferopol'e (Akmesçit) yakı n bir devlet çift­ l iğ inde çal ışmaya başlamışlar, kendilerine Nekra­ sovo köyünde ev yap ı l m ı ştı r. Her aileye K ı rım'a dö­ nüş masrafları, i k i ton ağırl ığındaki eşyaları n ı n nak­ l iye masrafları veri lmiş, her aileye, oldukça büyük çapta toprak parçaları tahsis olunmuştur. Arazi, aile­ lere bedava olarak veril miş, arazi üzerinde yapı lan inşaatların % 35'inin masrafları nı da devlet ödemiş­ tir. » Sovyet Rusya'da özel mülkiyetin olmad ı ğ ı n ı bi­ len yazar, yukarıdaki yazıyı bizzat yerinde kendi mfr­ şahadesi i le m i yoksa masa başında m ı hazı rlamış­ tı ? Bunun cevabı n ı yine Sovyet dökümanları vermek­ ted ir : Kararnameni n boşluklarından istifade ederek K ı r ı m ' a dönüş hakkı n ı n da kendilerine tan ı nd ı ğ ı n ı zanneden K ı rı m Türkleri, gruplar halinde göçe baş­ ladı lar. Kararnameye göre; cıSovyetler Birliğinin bütün bölgelerinde çal ı şma ve yerleşme hakları ndan


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 51

faydalanmaıı hakkına sahip Kırı m Türkleri , kendi le­ rine sağlanacak kolaylı kları düşünmenin sevinci için­ de i ken kendi lerin i Kırım'da mahalli polis karşıladı . · i l k aylar içinde Aral ı k 1 967 tari hine kadar 1 2.000 Kı ­ rım Türkünden yalnız ü ç kişi ve iki ai leye yerleşme izni veri ldi . Bunun d ı şındaki ler ya zorla geri gönde­ rildi veya yerleşme izni alabi lmek için el lerindeki bü­ tün imkanı kul lanan ai leler kendi l i k lerinden geri dön­ mek zorunda kald ı. Kırı m'a göç eden öncüler konusunda , Samiz­ dat'ı n verdiği dökümanlarda adı geçen idris Kaytaz ve Kara lzzet'in başına gelen ler, bütün dünya bası­ n ı nda geniş yankı la r uyand ı rm ıştı r. Aşağıdaki yazı ıı New York Timesıı dergisinin olup Yeni Gazete'nin 14 Mayıs 1 969 tarihli nüshasında yer almıştı r. Bu vak'a Kararnamenin hemen sonrası nda cereyan et­ miştir : u özbekistan'a gitmiş bulunan K ı rım Türklerin­ den iki kişi , idris Kaytaz ile Kara izzet mahallT ga­ zetelerde ıı Kırım Türkleri Affedi ld i ıı diye b i r haber okuyunca, hemen, neleri var, neleri yoksa toplamış.. lar, K ı rı m ' ı n yolunu tutmuşlardı . Kaytaz, 78 yaşın­ daki annesini de beraberlerinde aldı. Kı rı m'daki köy­ leri olan Uskut'a kadar geldi ler. Köylerinin ismi de­ ğişmiş, Privetnoye ad ı n ı almışt ı . üstelik, köye yer­ leşen Ukraynal ı lar , Türklere ait ne varsa, her şeyin üzerine oturmuşlar, Türklerin izini si lebilmek için el­ lerinden gelen bütün çabayı sarfetmişlerd i . Ukraynalı lar, 1 3. ası rdan beri, yani MoOol ların işgalinden bu yana i nşa edi lmiş tarihi eserleri, bina­ ları , ya · tahrip etmişler veya kendilerine uyacak şe­ ki lde değiştirmişlerdi. idris i le izzet hemen, devlet çiftll�ine baş vur­ dular. iş istedi ler. Bu istekleri, şiddetle redded ildi.


1 52

YÜZBIN LERIN SÜRGÜNÜ

Çiftliğin pansiyonunda yatmak için müsaade almaya çalıştılar. Bu da olmad ı . Yatacak, barı nacak yerleri yoktu. Çocuklar üşüyor, sefalet içinde sürü kleniyor­ lardı . Nihayet, boş, y ı k ı k bir harabenin duvarları içi­ ne s ı ğ ı nmak zorunda kaldı lar. E rtesi sabah, bir sav­ cı ile 8 polis geldiler, derhal defolup gitmelerin i em­ rettiler. Neleri var, neleri yoksa hepsini d ışarı attı­ lar. Çocukları da bacaklarından yakalayarak fırlat.. tı lar. lzzet'in 8 yaşı ndaki kızı, başaşağı d üştüğ ü için beyni zedelendi ve d üştüğü yerde kald ı . Gene lzzet'­ in karısı, 6 ayl ı k ha.mile idi. Ama polisler tarafı ndan yere y ı k ı lmaktan, tekmelenmekten kurtulamadı . 1 0 gün süre i le iki a i le mensupları, köy yakın­ ları nda , tenteler içinde, dondurucu soğuklardan ko­ runmaya çalıştı lar. 1 1 . günün sabahı polisler baskın yaptı. Aile mensupların ı bir kamyona yü kleyip K ı­ rım'dan uzaklaştırmak istedi ler. Yolda, izzet i le idris şoförü i kna ettiler ve Simferopol şehrine gitti ler. El­ lerindekini, avuçlarındakini verip, b i r pansiyon oda­ sı kiraladı lar. Gene bir iş aramaya başladı l a r. Bir iş bulamayınca, Şehi r Belediye Konseyi Başkan Yar­ d ımcısı, A. P. Derkach'a başvurdular. Adam, uzun bekletmeden sonra, i k i Türk aile reisini kabul etti. Ama, konuşmalarına b i le fı rsat vermeden bağı rma­ ya başladı : " Bana bakın siz . . 5 Eylü l 1 967 tarihli kararna­ me, K ı rı m Türklerini affediyor ama K ı rı m'a dönme­ leri için yetki vermiyor. Sizi, h içbi r zaman K ı rı m'a sokmayacağız . . . Defolun, gidin • işte, i k i K ı rı m Türk a ilesinin K ı rı m maceraları böyle sonuçlandı . Başka b i r Kırım Türkü, Zülfinar Kaşka adıgeçen mektubunda bu konuda şöyle di­ yordu : ıı 5 Eylül 1 967 tarih l i kararname i l e i l g i l i olarak .

. . .


Y U R D A D Ö N Ü Ş M Ü C A D E LESi

1 53

1 967'de Kırım'a döndük. Ne var ki, K ı r ı m idareci leri­ nin bize karşı gösterd ikleri düşmanl ı k ve besledikle­ ri nefret hissi, bizi, Sovyet h ü kümetinin kararname-­ sinin, ancak kamuoyunu aldatmaktan ve Kırım Tü rkle­ ri i le alay etmekten başka b i r şey olmad�ğına inan­ d ı rd ı . Bize eziyet ederek, vatanımızı terketmek zo­ ru nda b ı raktı lar.ıı Geri kalan K ı r ı m Türkle rinin durumu da, aşağı y u ka rı benzer tipteki vak'alarla dolu bulunmaktad ı r. Böylece 1 2.0-00 K ı r ı m Türkü 1 967'de tekrar sürülmüş o ldu. Kı rım'da kalanlara vaadedi len yardımlar bir ya­ na, yerleşme izni alabi len bir kaç kişiye, şahı s ba­ ş ı na 1 3,65 m2 toprak verd i l.er. Tabii olarak, özel m ü l­ kiyetin bulunmad ı ğ ı bir rej imde bu yard ı m (!) göz boyamaktan başka b i r şey değ i ld i . Ayrıca, mahalli idare makamları tarafından K ı rı m'da yaşayanlara da, Tü rklere yerleşme bölgesi satan ların veya hibe eden­ lerin en ağı r şeki lde ceza landı rı lacakları b i ldiril iyor­ du. Bu karar i le o zamana kadar yapı lmış bütün alım - satım anlaşmaları da geçersiz say ı l d ı . Kırım Türklerinin bütün. baskı v e şiddet hare­ ketlerine rağmen b i r türlü sindiri lememiş olması üze­ rine, yaz aylarında Kırım Türklerin i ata topraklarına yerleşti rebi leceklerini öne süren Sovyet otoriteleri , Mart 1 968 tarih inde b i rbirine tamamen zıt iki faal i­ yete başlam ı ştır. B i rinci faaliyete göre; K ı rı m Türk­ leri n i n her an beklenen ıı kitle halinde K ı rım'a hare-­ ket etmelerin i ıı önlemek gayesiyle K ı r ı m idarecileri i le Özbekistan idarecileri arasında çalışmalar ve an­ laşmalar yap ı l m ı şt ı r. Bu çalışma ve anlaşmaların ne­ ticesi o larak; K ı r ı m Eyaleti idari memurları özbekis­ tan'a gönderilecek , b u rada Özbekistan KGB mem u r­ ları n ı n yard ı m iyle h i ç b i r m i l l iyetçi faal iyette bulun-


1 54

YÜZB I N LERİN S Ü RGÜN Ü

mamış Kı rı m Türkleri n i tespit ederek Kırım'a yerleş­ me iznini vereceklerdi. Ne var ki bütün b i r 1968 yıl ı süresince özbekistan'daki KG B organları, ancak 1 48 K ı rı m Türk ai lesinde aradı kları hususiyetleri bul arak K ı rı m 'a dönme müsaadesi vermişlerdir. Kırım'a göç­ men (!) olarak kabul edi lebi lmek için bu kadar çok titiz davranı l ı rken diğer yandan aynı anda, binlerce Ukraynal ı ve Rus ailesi Kırım'a getirti l iyordu . l( Kırım Tatarları n ı n Rus Dostları " imza l ı mektupta bu konu­ da şöyle deniliyordu : l( Ukrayna'dan devaml ı surette Kı rım'a göçmen yol lan ı r, z i ra yalı boyu hariç (askeri bölge ve sayfiye sahası ) kuzey tarafı nda nüfus kesafeti az, işçiye i h­ tiyaç var. Bağcı l ı kta, tütün yetiştirmede, ziraatta i h­ tisas sahibi olan bütün K ı r ı m l ı ların ata topraklarına iadesi halinde, diğer sakinlere b i r zarar gelmeyece­ ği hesaplanm ı ş ve ispatlanmışt ı r. Hatta memleketi kalkınd ı rma yolunda lehte bir faktör olab i l i rd i . Oysa, yırtıcı hayvan m isal i, K ı r ı m Türkü, Kırı m'da bugün avlanı r ve sürü l ü r . ıı i kinci faaliyet ise; Özbekistan otoriteleri tara­ fı ndan Kırım Türklerinin imzalamaları için kendi leri­ nin u bi r avuç m i l l iyetçi tarafından kışkırtı ldı klarına dairıı ve u Kırım'a dönmek istemed iklerini n bel i rten resmi evrak dolaştı rıl ıyordu. M i l li Hareket l iderleri... nin K ı r ı m Türkleri ni göç etme fikrinden vazgeçirme­ leri için herşey yapı l ıyordu. Fakat bütün bunlara rağmen ancak 262 imza toplayabilm işlerd i r. Diğer yandan K ı rı m Tü rklerini özbekistan'da l( kökleştirmekıı gayesiyle yapı lan propagandalara da hız veri lmişti . Bu konuda Soviet Weekly'de bahsedi l­ diği g i b i , özbekistan'daki K ı rı m Türkleri l( durumla­ rında n ıı memnundurlar. Derg i şöyle devam ediyo r : l( özbekistan'daki K ı r ı m Türkleri b u Cumhuriye-


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 55

tin diğer toplulukları i le omuz omuza yaşamaktadı r­ lar Yal n ı z Kırım Türklerini çalı ştıran fabrika veya tesisler yoktur. Ancak, Kırım Türkleri nin çoğunluğu teşkil . ettikleri pek çok fabrika ve tesis mevcuttur. Bir çok Türk, özbekistan'da önem l i görevlerde bu­ lunmaktadır. Mesela Seyyit Tahiroğlu , 1 40.000 kişi­ nin yaşadığı Al Kurgan bölgesinde Komünist Partisi Birinci Sekreteridir. Yine Türk ası l l ı Mustafa Çolak­ oğlu i le Mustafa Şak i ; Özbekistan Parlamentosunda mil letvekilidi rler. özbekistan'daki K ı rı m Türklerine ait " Lenin Bayrağı 11 gazetesinin günde l i k baskısı , 22.000' dir. Bu gazetenin Yazı işleri Müdürü , savaştan önce, Kırı m'da sadece 8.000 sayı baskı yapan, ben­ zeri bir gazetede çalışmaktayd ı . 11 Bütün propagandal ara rağmen ; " rahat durma­ yan b i r halkı özbekistan 'da kökleşti rme k 11 bu halkı Stalin metotlarınca maddi manada deği lse de m i l l i manada yoketmek demektir. Bu kitlenin etnik karak­ teri, d i l i , kü ltürü hepsi kaybettiri lecektir. Bu gerçeği gören Kı rım Türkleri, ikinci ve üçüncü göç teşeb­ büslerinde de bulunmuşlard ı r . 26 Mayıs 1 968'de 98 K ı r ı m Tü rk ' ü Simferopol şehri sını rları dışı nda, Maryino köyünün civarında Salgı r nehri kıyısında çadı rlar kurdular. Ertesi g ü n bunlar KG B ve m i lis kuvvetleri tarafı ndan kuşatıl mış, sopa� dan geçirilmiş ve otobüslere bind i rilerek Simferopol Polis Merkezine getirilmişlerdir. Bunlardan 38 kişi , Azerbaycan' ı n Baku şehrine sevkedi l m i ş ve bu sev­ kiyat esnas ı nda 4 g ü n ekmeksiz ve susuz bırakıl­ mışlard ı r. Bunlar daha sonra BakO'dan Krasno­ vodsk yoluyla özbekistan'ın Taşkent şehrine gönde­ ri lmişlerdir. Bu vesile ile Kı rım'da ve Azerbaycan'da toplanan halka , KGB görevl i lerinin; u ha l k düşmanla­ rını 11 götürdüklerini söylemeleri gerçekten dikkate


1 56

Y ÜZBINLERİ N S Ü R G Ü N Ü

değer b i r durumdur. K ı rı m idari ve Adli makamları, sırf Kırım Türk­ lerinin gözünü korkutabi lmek için şiddet hareketle­ rinin yanı s ı ra cezai işlemleri de uygulamışlard ı r. Bu konuda, 26 Haziran 1 968'de 21 Kırım Türkünün Kı­ rım Eyalet i cra Komitesi Başkanı Çemod u rov'la sa­ dece konuşmak istemeleri ve bunu takib eden olay­ lar ve sonuçlar di kkati çekmektedir : Bu 21 temsilci , K ı rı m 'da Türklere ikamet tez­ keresi veri l memesi olayını protesto etmişlerdir. Oda­ sına gizlenen Çemodu rov polis çağı rtmış ve K ı rı m Türk temsilcilerini derhal Eyalet icra Komitesi bi na­ sından çı karmalarını emretmiştir . Onlardan 1 1 kişi hemen maha l l i nde 15 günlük hapis cezasına çarp­ t ı rı lm ış, d iğerleri de uçakla Tacikistan'ın Düşenbe şehrine sevked i lmişlerd i r. Çemodurov ile ıı görüşme­ ğeıı g idenlerden Mehmet Çobanoğl u adı nda bir Kı­ rım Türkü; " hükümet temsilcisine karşı gelmekleıı suçlanm ış ve üç sene hapis cezasına mahkum edil­ m iştir. 15 Temmuz 1 968 tarihinde, kendi lerine yerleş­ meleri için 5 gün önce veri len çiftlik evlerinden gece yarısı zorla ç ı karı lan 1 1 aile ve diğer çift l i klerden 4 a i l e K ı r ı m ' ı terkeden b i r t rene zorla bind i r i l m işti r. Bu son h a reketi protesto eden 1 7 Ukrayna l ı ve Rus ai lesi bir daha evlerine ve ç iftliklerine dönmemiştir. 27 Ağustos 1 968'de yukarıdakilerine benzer suç­ lamalarla Kırım Türklerinden Mübeyi n Yusuf, Fah ri lsma i l , Mustafa Çevi, Kadi r Savanatoğl u ve Müniver Abidullah, 6 aydan 1 y ı la kadar hapis cezası yemiş­ lerdir. Zekeriya Hasan adındaki başka b i r K ı rı m Türk'ü de, 1 4 Eyl ü l 1 968 tarih i nde 1 y ı l m üddetle hap­ se atı l mıştı r. Arttırılabilecek olan bu misaller, Kı­ r ı m'daki Sovyet - Rus makamlarının, Kırım Türkleri-


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCAD ELESİ

1 57

nin K ı rı m' a b i r çok dönme ve orada yerleşme teşeb­ b üslerine, tutuklamalar ve baskı ile karşı l ı k verdi k­ lerini ortaya koymaktadı r. Sovyet yeraltı kaynakların ı n verdiği bilgiye gö­ re, Kırım'ın Sovyet .. Rus makamları, 1 968-1 969 yıl­ ları arasında zora başvurarak aşağı yu karı 1 2.000 Kırım Türkünü· Kı rım'dan çı karmışlar, 1 7 kişiye de çeşit l i hapis cezaları vermişlerdir. Kırım Türkleri için K ı rı m'daki bu s ı kı ntı l ı günler, 1 969 y ı l ı nda devam etm iştir. 1 969 y ı l ı nda, 1 1 K ı rı m Türk aile.sinin, Birleşmiş M i l letler Teşki latı insan Hak­ ları Komisyonuna ve h ü r dünya kamuoyuna hitaben yazmış oldu kları mektupları n yankısı çok büyük ol­ muş ve bu mektuplar bell i başlı b i rçok gazete ve der­ gi lerde yay ı n lanmıştır. Bu mektuplar Münih'in Hür­ riyet radyosunda yorumlanmış, kısmen de Batı Al­ manya'da Rus d i l inde ç ı kan Posev dergisinin 6. özel sayısında yayın l anmıştı r. Ayrıca, Münih'te çı kmakta olan 11 Derg i 11 n i n 63. sayısında da geniş yer veril­ miştir. Posev, K ı rı m'a dönmekte olan Kırım Türkle­ rine uygu lanan u genociden o layın ı n suçlu ların ı n ad­ ların ı ve işgal ettikleri mevkileri de kaydetmektedi r : ıı K ı r ı m Eyalet icra Komitesi Başkanı Trofim N i kola­ yeviç Çemodurov; yardımcısı Nikolay Andreyeviç Mo­ iseyev; Ukrayna içişleri Bakanlığı K ı r ı m Eyalet idaresi Müdürü Zaharov; yard ımcısı Gaydamaka ; K ı rım'ın Be­ logor (Karasubazar) bölgesi halk yarg ı c ı Kurdyukov; Belogor Polis Müdürü Novikov; yardımcısı Penene­ vey; K ı rı m Savcı Yardımcısı Tsıgankov; Belogor böf.. ge savcısı Belyayev; Belogor Bölge icra Komitesi Başkan ı M iroşniçenko v.b. • Adıgeçen Sovyet me­ m u rlarının 1 969'da Kı rım Türklerine uygulanmış olan yen i cı genocide• olayına katılmış oldukları, a Samiz­ datn 'da yeralan aşağıdaki mektuplardan anlaşılmak-


1 58

Y ÜZB I N LERIN SÜRGÜNÜ

tadı r. Anavatana dönüşün 1 969 y ı l ındaki durumu hak­ kında bu mektuplar sağlam bir belge vazifesini gör­ mektedir. N itekim, sırf bu mektubu yazmalarından dolayı tutuklanarak, yarg ı lanan bu 1 1 ailenin akı­ betleri bugün için meçhuldür. Bu mektupların hür dünya bas ı n ın da yayın lanmasının aka binde kesirr olarak yerleşme izinleri kaldırılmış ve edi n i len gay­ rimenkOller sahlplerinin elinden alınm ıştır. Aşağıda­ ki m ektupları yazan 8 ailenin kimlikleri • Semizdat ıı ı n verdiği b i lgi ler arası ndadı r : 1 . MEKTUP Zülfinar Kaşka ve lsmail Dugu, 25 Temmuz 1 969 tarihinde kaleme aldı kları mektupta, ailenin başı ndan geçenleri özetle şöyle anlatıyorlar : ıı 1 969 Şubatında Kırı m'a döndük. 350 rubleye b i r evcik aldık. Ancak köy sovyeti (muhtar) a l ı m - sa­ tım mukavelesini tasdi k etmekten kaçındı. Ayrıca, i kamet kayd ı n ı n yapı lması teklifimizi reddetti ler. Böl­ ge icra Komitesi Başkanı Miroşniçenko ve Polis Müd ü · r ü Novikov bize i nsan değ i l , hayvan muamelesi yapı­ yorlard ı . Biz mütemadiyen hakarete uğramakta i d i k. Bizi her gün pol ise, idari komisyona, savcı l ı ğa gö­ türüyor ve vatanımızı gönül rızasiyle · bı rakı p gitme­ diğimiz takdirde cezalandırmakla tehdit ediyorlard ı . • 11 26 Haziran 1 96ı9'da, gece saat 1 2'de evi m iz 35-40 kişilik bir çetenin baskı nına uğradı. Evi saran gece haydutları kapıyı vurmağa başladılar. Biz ka­ pıyı açınca 1 5-20 kadar polis ve komando odanın içine daldı. Sovyet polis ve komando ü niformasın­ daki bu haydutlar, çıplak ve uykulu çocuklarımızı dı­ şarıya taşıdılar. llkönce 14 yaşındaki kız ı m ı zı götür­ düler. Sonra ellerimi bükerek beni, arkamdan da üs-


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 59

tünde bir tek kolsuz faniladan başka b i r şeyi olma­ yan ve göz yaşı döken 1 2 yaşındaki erkek çocuğu­ muzu dışarı çıkard ı lar. Daha sonra s ı ra, ç ı plak ve yarı uykulu iki yavru olan ömer ve Mustafa'ya geldi. En sonunda 10 yaşındaki kız çocuğumla eşimi yer­ de sürükleyerek otobüse kadar getirdi ler. 11 11 Bizi 1 5-20 pol i s refakatinde ve sağanak altın­ da otobüse yükleyerek, iki saat sonra Cankoy-Kerç demiryolu hattının 50. evitman'ına getirdi ler . Sabahın dördünde bizi zorla 11 Simferopol-Bak0 11 trenine bin­ d i rd i ler ve ıslak eşyamızı arkamızdan vagona fı rlat­ tı lar. Biz, yiyecek ve içecek olmadan, bitkin bir hal­ de ve muhafaza altı nda yol alıyoruz. Bizi nereye ve niçin götü rdükleri bel l i değildi . " 11 Pol isler bizi Krasnodar Eyaleti ndeki Taman is­ tasyonuna kadar getirdiler ve orada b ı raktı lar. Böy­ lece biz parasız, açı kta ve yiyeceksiz tekrar gu rbet el lerine düştü k. Bizi evden ve Anayurttan çıkarı rken, ev için ödediğimiz parayı bile iade etmediler. Yiye­ ceğimizi elimizden aldı lar. üç torba buğday ve bir torba unumuzu kolhoz deposuna tes l i m etti ler. Ev­ de b u lunan 78 rubleyi dahi bize vermedi ler . Ana­ yurda dönüşümüz böyle bir facia i le neticelenmiştir. Bizi evsiz barksız fukara serseri ler hal ine getirdi ler. Şimdi biz, çocuklarımızın ve kendimizin geçimini sağ­ lamak için d i lenci l i k yapmak zorundayız. ıı 11 Bu d ehşetli olay b i r gerçek olup 20. yüzy ı lda Sovyet Sosyal ist ü lkesinde meydana geliyordu. Biz kimseye fenal ı k etm i ş değiliz, kimseden bir şey çal­ mad ı k ve bozguncu hareketlerde bulunmadık. Bu uayri i nsani vahşice muamele bize, s ı rf Kırım Türkü olduğumuz ve vatanı mızda yaşamak istediğimiz için yap ı lm ıştı. • • Kı r ı m Türklerinin faciası v e bizim bugünkü


1 60

Y ÜZB İ N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

korkunç durumumuz , bütün insan l ı ğ ı n yüzkarası ola­ b i l i r. Bu ağı r günlerimizde biz size, insan haysiyet ve h ü rriyetine ve onun yaşama haklarına değer ve­ ren herkese m üracaat ediyoruz. Bize elinizi uzatınız, bizi destekleyiniz! işitilmemiş cinayetlere karşı pro.. testo seslerinizi yükseltiniz! Bizi ve çocukları mızı, kendi memleketimizde, ana topraklarım ızda yapı la n keyfi ve kanunsuz hareketlerden koruyunuz ! ıı ıı Bir tek isteğimiz var, o da anayurtta yaşamak ve çalışmakt ı r . ıı i l . MEKTUP Şevket Beytu llaoğlu, 25 Temmuz 1 969 tarih inde kaleme aldığı mektubunda özetle şöyle d iyordu : " . . . 9 Şubat 1 969'da K ı rım'a geldi m . iş sağla­ mak ve ikamet kaydı m ı yaptı rmak üzere uzun süre çeşitli teşekküllere başvurdum. Bir ev satın alarak Belogor bölge noterliğine m ü racaat ett i k. Orada bi .. ze, a l ım-satım mukavelesinin ancak i kamet kaydı ya­ pı l d ı ktan sonra tasdik edilebileceğini söylediler. i ka­ met kaydı konusunda polise müracaat ettiğim zaman ise, bana i l könce ev m uamelesinin b itirilmesi gerek­ tiği cevabını verdiler. • • Polis üniforması giymiş haydutları n ı gece yarı· sı baskını, lsmail Dugu'nun anlattı klarından farksızdır. Kırım'dan ç ı karılış şeklini, tüyler ü rpertici bir d i l le an­ latan Şevket Beytullaoğlu, Kırım'a tekrar gizli olarak döndüklerinde, evinin m ühürlenmiş olduğunu g örmüf' tür. Beytul laoğlu, ayrıca, Belogor bölgesinde yaşa. yan d iğer 6 ailenin de akıbetinin aynı olduğunu kay· detmektedi r.


YURDA D Ö N Ü Ş M Ü CADELESi

161

111. MEKTUP

lslam Musa, aslen Azeri Türkü olup, eşi Kırım Türküdür. O da K ı rı m yollarına düşmüş, K ı rım'da onun ve ailesinin başına gelenler de yukarıdaki ler­ den farksız olmuştur. Ailesi i le b i rl i kte K ı rı m dışına ç ı karı lan lslam Musa, bundan sonrasını şöyle anla­ tıyor: " N ihayet Ust-Labinskaya istasyonunda trenden indik ve iki geceyi eşyamızın başında istasyon pero­ nunda geçirdik. Gelip geçenler bizim göçebe çinge­ neler olduğumuzu zannediyorlard ı , fakat gerçek du­ rumu öğ rendikten sonra bize sempati gösteriyor, hay­ dutluk ve kanunsuz hareketler yapanlara karşı infial hislerini belirtmekten geri kalmıyorlard ı . Başvurduğu­ muz savcı , bizi d i nledikten sonra, hiçbir yardı mda bulunamayacağ ı n ı söyled i . n « Biz şimdi tekrar Kı rım'da bulunuyoruz. K ı r ı m köyleri nde serseri ler g i b i avare dolaşıyor, bize acıya­ rak evlerine alan kimselerle gecelemek zorunda ka­ l ıyor, insanların verdi ğ i sadaka i le yaşıyoruz. Evimiz ise m ü h ü rlenmiştir. n iV. MEKTUP

Mustafa Sahat, Haziran 1 969 tarihli mektubunda ailesinin başına gelenlerle b i r l i kte sürgün sonrasını da dile getirmektedi r : « Ai lemiz 1 956 y ı l ı na kadar devam eden gıdasız­ lıktan ve sıkı rej im i n ağırlığı altında 5 ferdini kaybet­ miŞ, bundan başka cephede de iki kurban vermiştir. Kırı m-Türk halkının hemen yarısı daha 1 944-1946 yı l­ ları arasında mahvolup g itmiştir.u F : 11


1 62

YÜZBİNLERIN S Ü R G Ü N Ü

Sahat, 5 Eylü l 1 967 Kararnamesine de değinerek şöyle d iyor: « Ne var ki, adı geçen kararname , ayn ı zaman­ da, Sovyetler Birliğinde, diğer küçük halklar husu.. sunda da başariyle uygulanan, kapalı bölgelerde hal­ kımızı bundan sonra da m i ll iyetten tecrit etmeğe ve alçaltmağa yönelt i lm işti r. • Sahat, Sovyet halkların ı n sözde eşitliği hakkında bir de m ukayeseli bir örnek veriyor: " Rus ve Ukraynalılar herhangi b i r kayda tabi ol­ madan işe al ı nmakta, meskenleri sağlanmakta, ondan sonra sovhoz idaresi gerekl i muameleyi kendisi yap­ maktadı r. » Gece yarısı baskın ından ai lesini tesadüfen kur­ taran Mustafa Sahat, mektubunu şu sözlerle bitiri­ yor: 11 Bana iş veril m iyor, bütün biriktirdiğim parayı ise köhne b i r eve yat ı rmıştım. Rus ve U kraynalı kom­ şuların yard ı m ıyla geçinmek zorunda kalıyoruz. Ev ve eşyam ı z mevcut i ken ailece m u htel if yerlerde barın­ maktayız. Kanun dışı ilan edi lmiş b i r durumda bulu­ nuyoruz. Anayurt K ı rı m'da hiçbir yaşama garantisi­ ne sahip değ i l iz.» V. MEKTUP Sebiye llyas , 21 Temmuz 1 969'da kaleme aldığı mektubunda , ai lesinin başına gelenleri acıklı fakat zarif b i r üslupla d i l e getirmektedir: ., 4 Ocak 1 969'da K ı rı m'a gelerek Eyalet icra Ko­ mitesine müracaat ettik. Orada bize; 11 mesken bul­ duktan sonra gel in, i kamet kaydı nızı yapalım ıı dedi­ ler. Bunun üzerine biz, 6 Mayıs 1 969'da Belogor böl­ gesinin Novoj i lovka köyünde, gerekli a l ı m-satım mu·


YURDA DÖNÜŞ M ÜCADELESi

1 63

kavelesini yaparak 3.500 rub leye yeni b i r ev satın aldık . Sonra Belogor şehri noterliğine başvurduk. Bu alı m-satım mukavelesinin tasdiki için kanunun talep ettiği bütün belgelere sahip olmamıza rağmen noter, ikamet tezkeremizi göstermediğimize dayanarak gö­ revini yapmaktan kaçındı. Nereye başvurduysak şu sert ve insafsız emi rle karşılaştı k : u Nereden geldiniz­ se oraya, yani s ü rg ü n maha l l i ne dönü n ! . . . ıı Ai lesinin Kırım dışına çı karı l ı ş şeklinin barbarl ı� ğını tasvi r eden Sebiye l lyas, mektubuna son verirken şöyle diyord u : " Biz b i r ay oluyor k i Belogor bölgesinde yaban­ cı kimselerde gecelemek suretiyle ve onlardan geçin­ mekle, serseriyane b i r hayat sürüyoruz. Ev için öde­ diğimiz 3500 ruble, evde kalan yiyecek ve zati eş­ yamız bize iade edi l medi . ıı VI. MEKTUP S. A. lsmail ise 1 Ağustos 1 969 tarih l i mektubun­ da; kendi lerine yapı lan baskı ve zul ü m leri acı bir ifade i le nakletmekte, d iğerlerinin akıbetlerine u ğ ra­ d ı klarını yazmaktadı r. Mektubun orijinal yanlarından b i ri de savc ı n ı n kendisine vermiş olduğu bir cevap­ tır. Savcı 5 Eyl ü l 1 967 Kararnamesi için; u eskimiş ve hükmü kalmamıştı rıı demiştir. S. A . lsmail, mektubu­ nu b itirirken diyor ki : , " Biz dördüncü aydı r işsiz ve d ilenci hayatı yaşı­ yoruz. Ac ele müdahale etmenizi rica ediyorum. insan Haklarının neden çiğnendiğini araştı rmanızı rica edi.. yorum. Gelecek kuşağ ı m ız o lan çocuklarımızın hatırı için adaleti yeniden hakim k ı l ı nız.ıı


1 64

Y ÜZB İNLERIN S Ü R G Ü N Ü

Vll. MEKTUP Bekir Kaşka, Haziran 1 969'da yazdığı mektupta 5 Eylü l Kararnamesinin bugünkü durumunu şöyle tas­ vir ediyor: ııSovyetler Birliği Yüksek Şüra Prezidyumunun 5 Eylü l 1 967 tarihli kararnamesi, Kırım-Türk halkı üze­ rindeki tüyler ürpertici suçlamayı yalnız kaldı rmamak­ la kalmamış, aynı zamanda ona alaycı b i r yön ver­ miş ve kararnameni n m üphem cümlelerin i tamamiyle kontrolsüz olarak istedikleri gibi hayata tatbik eden bü rokrat ve cellat ordusuna hareket serbestisini de tanı m ıştı r. Ben bu sonuca hemen değ i l , birçok eziyet çektikten ve traji k sars ı ntı lar geçirdi kten sonra var­ d ı m . Şimdi anladım k i ; anayurt Kırım'a dönmekte olan her Kırım Türkünün yolu üzerindeki suni ıı engeller hattı n özel b i r surette meydana getirilmişti r.ıı Kaşka , K ı rım'da Sovyet--Rus memurları n ı n ken­ d ilerine karşı takındı kları tavır ve hareketleri şöyle özetliyor: ıı Noterlik, ev alı m-satım mukaveles i n i tasd i k et­ mek için i kamet kayd ı n ı n gösterilmesini talep etti, polis ise ev muamelesi noterlikçe tasdik edilmed i ği n­ den i kamet tezkeresi vermeyi reddetti . Böylece aile-­ miz, bir mercinin diğer bir mercie attığı futbol to­ puna döndü. Ve merciler yükseldikçe, bizim çok ço­ cuklu emekçi Sovyet ailesine indiri len darbelerin şid­ deti o nispette artıyordu. Sovyetler B i rl i ğ i n i n en yük­ sek makamları şikayetnamelerimizi tekrar, kanunsuz hareketlerini şikayet ettiğimiz müesseselere gönderi­ yorlard ı . Belogor Bölgesi idari Komisyonu, meske­ n i m i z olmadığını i leri sürerek bize para cezası kesi­ yordu . Belogor polis müdürü bizi hapse atmakla teh­ dit etmekte idi . Bu zat açı k bir şovenlikle d iyordu


1 6!:>

YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ ki:

" Ben b u rada oiurdukçc:ı, T ü r k l e r i n i kamet kaydı

yap ı l mayacakt ı r . ıı

Oysa

böyle h a l k l a r 2ra s ı nda husu­

meti körü k l eme ha re k e t l e r i n i n , Sovyet l e r B i r l i ğ i An a­ yasası tarafından cezaland ı rı l m a s ı gere k i rd i . Ne ki Novi kcv

bu

s öz ! e rt e , h e r h a n g i b i r k i m s e n i n

var g i zl i

c'. i rektifini ifade etme !-\te i d i . " Ai les i n i n u gece y a r ı s ı bask ı n ı n a u ğ raması n ı ıı

ve

K ı r ı m 'dan ç ı ka r ı l ı ş ı n ı Kaşka şöyl e a n i at ı y o r : u 1 969'un

26 H a z i r an ı n ı

27's i n e

bağ layan gece

baş ları nda köy sovyeti başkan ı ( m u htar) M u h i n i l e i ki

su b ay ı n ı n bul u nd u ğ u 30-40 k i ş i evi m i zi n etrafı­ zorla g i rerek; u acele toplanı nız, sizi göndereceğizıı e m rini verdi ler. B u a ra d a benim ve karı m ı n üzerine atı lan polisler b a ğ ı rm a m am ı z i ç i n ağ... zımızı tıkamağa ve boğaz ı m ızı sı kmağa çalışarak bizi otobüse sürükledi ler. Korkudan titreşen çocuklar ağ­ lc:s ı y o r l a rd ı . iç k i l i a l ça k h e r i f l e r, 2 y a ş ı n da k i kızımızı uyandı rmak için, üzerine soğuk su döktü ler. Daha ön­ ce banyo yapmış olan çocukları, yarı uykulu bir du­ rumda otobüse attılar. Bizi b i r maha l le getirdiler ve zorla b i r kaç saat sonra gelen trene bindird i ler. Bi­ zi, Krasnodar Eyaletinin , iki gün yağmu r altında kal­ d ı ğ ı m ı z u Sennoyeıı istasyonunda indirdi ler. Yerli lerin yard ı m ı sayesinde tekrar Kırım'a döndük.» Ailesinin yürekler acısı d u rumunu yukarıdaki söz­ leri i l e ifade eden Bekir Kaşka, mektubuna son ve­ rirken diyor k i : « Eve ödediğimiz para bize iade edilmedi ve böy­ lece tasarruf ettiğimiz paradan 1350 ruble zarara uğ­ radık. Kucakta beş küçük çocuk, geçi m vasıtaların­ dan mahrum olarak Sovyet toprağında, vatanımız Kırım'.d a çingene hayatı yaşamak zorunda kalıyoruz. Yüksek bölge ve eyalet makamlarına yaptığımız devamlı müracaatlar hiçbir netice vermedi. Durumupo lis

n ı sard ı l a r. Eve


1 66

Y ÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

muz fecidir. Bürokratik makina tekerlekleri bizi sefa­ lete sürüklemiş ve alçaltmıştır. Biz, yard ı m ve destek için bütün Sovyet adamlarına ve i lerici dünya kamu.. oyuna başvuruyoruz . .. V l l l . MEKTUP Regber Ahtemoğl u , Temmuz 1 969'da kaleme al­ dığı mektubunda d iğerlerinden farklı bir olaydan bah­ setmemektedi r. Ahtemoğlu, mektubuna son verirken vicdan sahib i insanlara seslenerek diyor ki : ıı l nsanlar! Felaketimiz karşısı nda tepki gösterme­ nizi, bizi korumanızı , i nsanlığa karşı yapı lan bu key­ fi hareketleri ve işlenen cinayetleri durdurmak için elinizden gelen her şeyi yapmanızı rica ediyoruz. Biz, gece baskın ve eşkiyal ı ğ ı düzenleyen ve icra eden­ ler hakkında dava açı l masını hükümetimizden talep etmenizi diliyoruz . Bu beyanları mızı dünya kamuoyu­ na duyurmanızı rica etmekteyiz . " u Semizdat ıı dökümanları nın ıc Kronolojik Olaylarıı bölümündeki 1 4. sayı l ı , 30 Haziran 1 970 tarih l i ve 456 K ı rı m Türkünün imzası olan protestoya göre bu zu lüm ler 1 970 y ı l ı n ı n sonlarına kadar devam etmiş­ t i r . Bu konuda adıgeçen u Semizdat ıı da aşağ ıdaki haber, bu sonucu doğrul amaktadı r : ıc 456 K ı rı m Türkü , Türk ai lelerinin Kırı m'dan gay­ ri kanuni şekilde ç ı karılmalarını protesto etmek mak. sadiyle S.B.K.P. Merkez Komitesine , Yüksek Şüra Baş­ kan l ı k Divanına , S. B. Savc ı l ı ğ ı na, S. B. M i l letler Mec­ lisine ve Ukrayna Komü nist Partisi K ı r ı m Eyalet Ko­ m itesi Birinci Sekreterine m ü racaat etmişlerd i r. Ka.. nun dışı hareketlere ait m i saller gösteri lmektedi r. Ge­ celeri komando ve polisler pencere ve kap ı l arı kıra­ rak evleri basmakta, kadınları ve çocu kları dövmek-


YU RDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 67

tedirler. Evde bulunmayanlar aranmaktadı r. Hareke­ ti içişleri Bakanlığı Eyalet idare Müdürü General B. G . Zaharov yönetmektedi r. Müracaatçı lar, takibata son verilmesini istemektedi rler. K ı r ı m Türkleri, kendi ka­ nuni anayasal hakkı na dayanarak, bütün Sovyetler Birliği halklariyle eşit haklar elde etmeğe çalışmakta­ dı rlar.ıı Sonuç olarak diyebil i riz ki ; esasen Kırım Türkle­ rini sürgün yerlerinde tutmak ve K ı r ı m'a sokmamak için hiçbir nazari, hukuki ve kanu ni haklara sahi p b u'lu nmayan Moskova'daki merkezi v e K ı rım i l e öz­ bekistan'daki yerli Sovyet makamları , eninde sonun­ da ya K ı r ı m Tü rklerinin Kı rım'a dönmelerine müsaade etmek zorunda kalacak, ya da halen yaptıkları gibi bütün m i l letlerarası ve b izzat Sovyet hukukuna aykırı olan ve çağdaş mede:-ıi devletlerin şerefiyle mütena­ sip olmayan vasıta ve hi lelere başvuracaklard ı r. Krem­ lin'in gerek kendi vatandaşları ve gerekse dünya ka­ muoyu karşısında kendisini tamamiyle lekelemeden önce bundan ancak, Sovyetler Birliğini yöneten Krem.. l i n diktatörleri n i n , ' b i r adet olmak üzere, « dünyanın en i leri c i ıı devleti diye adlandırdıkl arı memleketleri­ nin durum ve haysiyetine yakışı r bir sonuç çı karma­ sı temenni edi leb i l i r. N itekim, lslam dininde olan Kırım Türklerinin anavatanlarına dönmelerine izin veril medikçe, Sovyet Rusya ile lslam Dünyası arası nda sağ l am ve samimi b i r ittifakı n kurulması düşünü lemez. Halen devam eden faal iyetleri ile Kırım Türkleri ergeç yurtlarına döneceklerdir . Bu anın mümkün olduğu kadar ewel olması en büyük temennidir.


1 68

YÜZB INLERIN S Ü R G Ü N Ü

E) MOSKOVA

ve

ÖZBEKİSTAN'da YAPILAN

MÜCADELELER

5 Eylül 1 967 tarih l i kararnamenin gerçek yuzu aydı nlanı nca, Kırım, Türkleri , 1 96B' in hemen başların­ dan itibaren sistemli ve teşkilatlı b i r mücadeleye baş­ ladı lar. Yapı lan mücadeleler başlıca iki grupta şeki l­ leniyordu; açı k olarak yapı lan protesto mitingleri, açık hava toplantı ları bu faaliyetlerin ilk ve en öneml i dalını teşkil ediyordu. Diğer faaliyetler ise; Sovyet Rusya'da Genel Demokratik Hareket liderleri ile sıkı bir işbir­ liğine g itmek ve mektup, dilekçe gibi vasıtalarla i l g i l i yerlere m ü racaat etmek şeklinde kendisini gösteri­ yordu . Hedefe en kestirmeden giden birinci yolda çal ış­ malarını sürdüren Kı rı m Tü rkleri için 1 968 yılı, yoğu n b i r faaliyet dönemi olmuştur. K ı r ı m-Tü rk Tarih v e Me­ deniyeti üzerine araştırma eserleri ortaya koyan Kı­ rım Türklerinin genç liderleri , diğer yandan da ya'­ yınladı kları bildiriler ile çal ışmalarını . şekillendiriyor­ lard ı . Bu genç liderlerden biri de Fizikçi Yusuf Os­ m a n'dı r. Mayıs 1 968'de Taşkent'te muhakemeleri ya­ pılan 4 Kırı tn-Türk lideri nden biri olan Yusuf Osman, diğer üç arkadaşı ; · Enver Mehmet, Seyit Ahmet Meh­ met ve Sabri Osman i le birlikte Sovyet Devletini kü­ _ çük düşürücü ve sosyal d üzeni bozucu eser yayın­ layıp dağıttı kları gerekçesiyle , RSFSR'nin UK's ı n ı n 1 901 . maddesine muad i l , Özbekistan Cumhuriyeti U K maddesine göre, 6 aydan 2,5 y ı l a kadar müddetle hürriyetlerinden mahrum edi lme cezasına çarptırı l­ m ı şlard ı r. Yusuf Osman, genç K ı rı m-Tü rk nesline, büyük Türkçü Gaspıralı lsmail Beyi tanıtıcı makal-eler yaz-


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 69

Başta tanınmış fizikçi Yusuf Osman o lmak üzere Kırımlı genç aydınların gayreti ile iti barı iade edilmeye ça lışılan Gaspıra l ı İsmail Bey. B i l indiği üzere « D İ LDE, F i K i RDE, IŞDE B i RLiK» şiarı ile Gaspıra l ı , Türk Dünyasında, Türkçülere rehber olmuştur.

ması ile tanı nm ıştır. Şurası da b i r gerçektir k i ; Gas­ p ı ra l : lsmail Beyi ıı D I LDE , FiKiRDE , IŞDE BIRLIKıı şi... ;:riyle bütün Sovyet Türklüğü tanı maktadı r. Ayrıca, resmi ve kamu kuru luşlarına yazdığı mektuplarla da dikkati çeken Yusuf Osman, bel l i başl ı gazete ve Ens­ t i tü derg ilerinde tefrika edilen ıı Kırım Tü rklerinin Ta­ rihçesi ıı adlı eseri yüzünden Sovyet nüfuzunu sars­ ması i l e kendini göstermiştir. Halen Moskova yakınla­ r ı ndaki Serpukhow Yüksek Fizik Enerjisi Enstitüsün­ de çalışmakta olan bu idealist genç fizikçi, hapiste iken kaleme aldı ğ ı ; ıı Genocide Olayını Protesto Ediyo­ rum ıı baş l ı k l ı mektubu ile de h ü r dünyan ı n di kkat ve takdirleri n i üzerine çekti . Adıgeçen mektupta Yusuf Osman, b i r de biyografisini vermektedi r :


1 70

Y ÜZB İ N LERİN S Ü RG Ü N Ü

K ı r ı m ' ı n Büyük Karalez köyünde 1 941 'de dü nya­ ya gelen Yusuf Osman, adıgeçen mektubunda, hal­ kı n ı n K ı rı m'a dönmesini ve Kırım Muhtar SSC'nin ye­ niden kurulmas ı n ı talep etmektedi r. Burada şunu da kaydetmek gerekti r ki, Stalin zamanı nda Sovyet hü­ kümetinin K ı rı m Türklerini K ı rı m 'dan topyekun sür­ düğü sıralarda henüz küçük bir çocuk olan Y. B. Os­ man, 1 955'den beri Komünist Gençlik Birliği üyesid i r. Ve kendi protestosunda, yalnız Sovyetler Birliği Ana­ yasas ı n ı n teminatı altında bulunan K ı rı m Türklerinin m i l li ve sosyal hakları n ı n gerçekleşti rilmesini talep etmekle yetinmektedir. Ne var ki bu kanuni istek bi le, K ı r ı m l ı genç fizik asistan ı , tarı m uzmanı ve komü­ nist {!) Y. B. Osman'ı n, Sovyet hapishanesine atı lma­ sına yeterli bulunmuştur. Sovyetler Birliğinde küçük K ı rı m-Türk halkına karşı uygulanan genocide ve disk­ riminasyon olayı nın varl ı ğ ı n ı ortaya koyan ve doğ­ ru layan bundan daha fazla ne olabi lir? Ç I R Ç I K

O L A Y L A R !

Sovyetler Birliği s ı n ı rları içinde Leni n ' i n doğum yı ldönümleri her yı l , şatafatl ı bir şeki lde kutlanı r. Taş­ kent'te yayınlanan " Lenin Bayrağ ı " gazetesinin 26 Ara l ı k 1 967 tarih l i nüshası ndaki haberlerden de anla­ şı lacağı üzere, diğer bütün Sovyet halkları gibi Kı­ rım Tü rkleri de, Lenin'in 1 00. doğum yı ldönümü şen­ l i k hazı rlıklarına zorlanmışlard ı . K ı r ı m Türkleri, u Kı r ı m Muhtar SSC ıı ni kurmakta önayak olan Lenin'in doğum y ı ldönüm ü n ü kutlamak ve hem de cc Derviza ıı adı verilen an'anevi halk bay­ ram ı n ı kutlamak için özbekistan'ı n Çı rç ı k şehrinde bir k ı r gezisi d üzenlemişlerd i r. Bu gezinin sonuçları hakkı nda 16 i mzalı ve 23 Nisan 1 968 tari h l i protesto


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

1 7.1

mektubunda geniş açıklamalarda bulunulmaktad ı r. Bu mektup, Sovyetler B i rliği Komünist Partisi Merkez Ko­ mitesi, S. B. Yü ksek Şura Prezidyumu ve S. B. Baş­ savcısına gönderi lm işti r. Protesto mektubuna göre olayın akışı şöyle cereyan etmişti r: K ı rı m-Türk temsilcileri Komünist Partisi Şeh i r Komitesine haber ederek, Çırç ı k şehrinde toplu b i r halde b i r eğlence düzenlemeğe karar verm işlerdir. Faka( şeh i r komitesinin birinci sekreteri , F. K. Yaku­ bov bunu kesinlikle reddetmiş, orada bulunan Emni­ yet Bakan l ı ğ ı na men:>up tuğgeneral Şaral iyev ise Taşkent'e telefon ederek, Çırç ı k şehrine askeri bir­ l i klerin sevki ni emrelm iştir. 21 N isan 1 968 sabahı Taşkent bölgesinin çeşitl i yerlerinden Çırç ı k ş e h r i i sti kameti n d e K ı r ı m Tü r k l e r i ­ ni taşıyan vasıtalar gelmeğe başlad ı . . . Ne var ki bütün yolları tutan m i lis kuvvetleri gelenleri vasıtalardan in­ diriyorlard ı . Gezinti için seçi len mahal ise askeri b i r­ l i kler ve m i l is kuvvetleri i le işgal edi l mişti. Bunun üzerine Kırım Türkleri Lenin'in doğum gününü mut­ laka kutlamak gayesiyle şehir parkı na doğru yönel­ d i ler. Saat 1 3'de, eğlencenin en yüksek noktayı bul­ duğu b i r s ı rada -şarkı lar söyleniyor ve m i l li oyunlar oynanıyordu... park askeri birli kler ve m i l isler tarafın­ dan kuşatı ldı . M i l islerin hi mayesinde parka g i ren it­ faiye arabaları , toplanan lar üzerine b i r nevi zehi rli sıvı sı kmağa başladı lar. Bu sıvının insan sağ l ı ğ ı na verdiği zarar hakkı nda henüz bir şey söylenemez ama, eğlenen leri dağıtan asker ve mil isler yanlarında gaz maskeleri taşıyorlard ı . M i lisler adamların üzerine sal­ dırıyor, kol ların ı burkuyor ve onları s i l le ve tekme­ lerle hapishane arabalarına doldurarak meçhul b i r is­ tikamete doğru götürüyorlard ı . Sakin sakin eğlenen vatandaşlar üzerine yapı lan


1 72

YÜZB I N LE R I N S Ü RGÜN Ü

Rus sansüründen kaçırılmış bir fotoğraf: Bir m i l is, protes­ tocu Kırımlı lardan birinin yakasına yapışmış, onu yıld ır­ mağa çal ışıyor. Diğer protestocular ise durumu ala ka ile takip ediyorlar. Sayı ları da oldukça fazla.

bu haksız sald ı r ı , şiddetli b i r infial uyand ı rdi . Haka­ rete uğrayan kad ı nlar , öze l l i kle bu kabaca keyfi hare­ kete karşı koyuyorlardı . Eğ lenenlerin, asker ve m i l i s çemberini yaran esas kitlesi, h iddet nidaları i le şe­ hirde yürüyüşe geçti. Komün ist Partisi Şehir Komi­ tesi ne varı ldığı zaman, gösteri yapanlardan 8 kişi ay­ rı larak, bu açı kça keyfi hareketi protesto etmek üze­ re Şeh i r Komitesine doğru yol landı lar. Bu delegasyon kabul edi lmed i , mi l i�ler ise tekrar nü mayişçi lerin üze­ rine saldı rdılar. Fakat h a l k dağı lm ıyordu. Asker ve m i l islerle nümayişçi lerin çatışması geç saatlere kadar devam etti. Akşamı n geç saatlerinde evlere g i ren m i l isler tu­ tuklamalara başladı lar. Eğlenceye katı lmamış olanlar dahi tutuklanıyordu . Tam olmayan b i l g i lere göre, 21 N isanda tutu klanan ların sayısı 300 kişiyi bulmuştur. ·


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

1 73

Bir çok yaralı lar ve silkatlanmış kimseler tespit edil­ mişti r . 1 6 imzalı adıgeçen protesto mektubunda , bu kor­ kunç p rovokasyonu n ; Sovyet sosyal ve devlet niza­ m ı n ı lekeleyici ve Kırım Türklerini tahrik edici bir mahiyette olduğu i leri sürü lürken, K ı rı m Türkleri adı­ na aşağıdaki taleplerde bulunulmaktadı r : 1 -) Bütün tutuklananların derhal serbest bırakıl­ ması. 2-) Kırı m-Tü rk halkı n ı n serbestçe seçi len tem­ silci lerinin iştirakiyle ve tertiplenen keyfi hareketlerin doğrudan doğruya suçluları n ı bulmak üzere, yerli ma­ kamların içine a l ı nmaması gereken özel b i r parti-dev� let soruşturma komisyonunun kuru l ması ; komisyona derhal 21 .4. 1 968 tari h l i olayları araştırmak ve şiddetle cezalandı rmak üzere bütün suçluları meydana çı kar­ mak ödevi verilmelidir. Tutuklananların akıbetleri hakkında kesin bir bil­ gi yoktur. Ancak, Mayıs 1 968'de yargı lanan Yusuf Os­ man ve üç arkadaş ı n ı n muhakemesinden b i r m üddet önce, Çı rçık sanıklarından Reşat Alimoğlu, Rıfat Is­ mail ve Hadi Aphairoğlu yarg ı l anmışlar ve 2 ile 3 yı­ la mahkum edi l mişlerdir. M O S K O V A

O L A Y L A R !

K ı rım Türklerinin Moskova'daki temsi lcilerinin sayısı, 16 Mayıs 1 968'de 650'yi aşm ı ştı. Ayn ı tarihte Tahran'da; « M i lletlerarası insan Hakları Konferansı n devam ediyordu. 1 968 y ı l ı , Birleşmiş M i lletler Genel Kurulu tarafından; « Mi lletlerarası i nsan Hakları Yılı n olarak da ilan edi l mişti. Çı rçık olayların ı protesto için Moskova'da topla­ nan Kı rım-Türk temsilcileri 16 Mayıs sabahı , Sovyet-


1 74

Y ÜZB İ N LE R İ N S Ü R G ÜN Ü

ler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesine ve Sovyetler Birliği Yüksek Şürasına şu telgrafı çekmiş­ lerd i : n Kendi temsilci lerini gönderen h a l k bu sefer her­ hangi kabul ler, vaitler istemiyor. Halk kendi mesele­ sinin ancak Leninist çözümünü talep ediyor. Bu Kırım Türklerinin, bir m i llet olarak, 1 3 y ı l içinde Kırım'a fii li, s ü ratli ve teşki latlı dönüşümünü ve çiğnenen 1 8 Ekim 1 921 tarih l i Lenin kararnamesinin yeni lenmesini talep etmektedir. ıı 1 7 Mayıs günü, Moskova'daki temsilcilerin sayısı , yeni gelenlerle birlikte 800 kişiyi geçmişti. Yukarıda­ ki telgrafa nas ı l bir cevap verilmişti ? Bunun cevabı n ı yine Moskova yönetici leri malüm metodları i l e ver­ mişlerdir: Aynı gün özel kıtalar ve Devlet G üvenl i k Komite­ sine mensup memurlar, halk temsilcilerini Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez bin � ı ve Yüksek Şü­ ras ı n ı n bekleme odalarından ara vermeden çı karma­ ğa çalışıyorlard ı . i l k " ey lem 11 1 6 Mayısta saat 1 8'de uyg u land ı . u Vostokıı , 11 Zarya 11 ve ıı Altayıı otellerinin bulunduğu bütün mahal le askerler, temsilcilerin top­ lanmış bulundukları ııVostok• otelinin bahçesi de mi­ l isler, bekçi ler, sivil pol isler ve öğrencilerle sar ı l d ı . K i m l i k belgelerinin genel yoklanmasına başlandı . Ne­ ticede K ı rım-Türk temsilcileri u Kara Kargalaraıı (halk d i l inde özel hapishane arabalarına verilen isim) bindi­ ril iyor ve sarhoş ayı ltmağa mahsus hücrelere götürü.,. l üyorlardı. Moskova m i l isi yalnız ıı K ı r ı m-Tü rk meselesiyleıı meşgu l olduğundan başıboş b ı rakı lan Moskova ay­ yaşları için gün doğmuştu. Yoklama esnasında kim­ l i k belgesi bulunmayan herkes tutuklanıyordu. ııŞüp­ he ve tehl i keıı kriteri olarak antropoloj i k beli rtiler ka...


Y U R D A D Ö N Ü Ş l\t. ÜC A D E LE S İ

1 75

bul edilm işti. Ne var ki, " kahraman-şövalye ıı avcı ları n bu i l i m sahası ndan habersiz oldukları an laşı lmışt ı . Bundan ötürü ayı ltma hücrelerine K ı r ı m Türkleri i le birlikte b i r Macar turisti, bi rkaç Moskoval ı Türk ve başkaları da d üşmüşlerd i . Hemen i l k baskı nda K ı r ı m Türklerinin 300'ü aşkın temsilcisi tecrit edilmiş, gece geç saatlerde de hususi evlerde kalanlar tutuklanmıştı r. i nsan avı heyecanı en yüksek noktasını ; Nogin meydanında , Kazan garında ve gene l l i kle bütün Mos­ kova'da bulunanlar ı n avlandığı 1 7 Mayısta bu lmuştu . Tutuklama sebepleri anlatı lmadan, avcı ların kiml ik belgeleri, talep edi ldiği zaman b i le gösterilmeden in­ sanlar yakapaça götürülüyorlard ı . Gönül rızasiyle ara­ baya g i rmek istemiyenleri zorla itiyor, el lerini bükü­ yorlard ı . Bu keyfi hareket kurbanlarından bazı ları nın yaz ı l ı ifadelerinin özetleri aşağıdad ı r : 1 -) lsmail Yaz ı c ıoğlu (Semerkant Bölgesinden, büyük anayurt savaşına katı lm ıştır) : " . . . halkımızın vatandan sürg ü n edilişini hatı rlatan 16 Mayıs 1 968 günü . . . Moskoval ı ların gözleri önünde cereyan eden ııüzkarası baskın, zenci leri Afrika'da avlama olayla­ rını hatırlatıyordu. ıı 2-} Zühre lslam (Buhara . Bölgesi) : u Genç ve ih­ t iyar kad ı n lar, çocuklar ve erkekler olmak üzere he­ pimizi, bir takım kimselerin yattıkları bir odaya sok­ tular . . . Sonra bizi i kişer i kişer olmak üzere çağ ı rarak sorguya çekiyor ve bir daha Moskova'ya ayak bas­ mayacağı m ı za dair b izden zorla i mza alıyorlard ı . ıı u Bizi vagonlarda, muhafaza altında götürüyorlar­ d ı . Herkes b ize hayvanlara bakar gibi bakıyordu. Bü­ tün bunlar unutulacak ve tahammül edilecek şeyler rn i ? Partim izin yürüdüğü Lenin yolu nerede kal d ı ? ıı 3-) Elamiye Resul (Düşenbe Bölgesi} : " . . . in-


1 76

Yüzg i N LE R i N S Ü R G Ü N Ü

sanları arabalardan ç ı karıyorlar ve vagonlara tıkıyor­ lard ı . o 11 . . . subay, ağıza alınmayacak küfürler savurarak; 11 işe ıı yeni başlandı ğ ı n ı söyledi. Sonra şöyle devam ett i : 11 Biz s izi tutuklad ı k, i leride de tutuklayacağız. Ku­ laklarınızı görmediğiniz gibi Kırım'ı da görmiyeceksi­ niz. ıı Hayatımı teh l i keye atarak yalnız üstümdeki el­ bise i le vagondan kaçtım ve şartlar ne olursa olsun K ı r ı m Türklerinin K ı rı m'a dönmelerini talep etmek üze­ re halkımın beni gönderdiği Moskova'ya kadar ge!� meğe muvaffak oldum.ıı

4-) Seyitömer Mevludoğ lu (Taşkent Bölgesi) : " ismini söylemeyen bir m i l is albayına şu sözlerle hitap ettim : 11Yoldaş albay, K ı rı m Türklerini avlamak üzere her şey teşki latlandı rı l m ı ş ve etraflıca düşünül­ müş, yalnız iz arayan köpekler eksik ıı . Onun cevabı : 11 Bunlara d a sahibizıı . 5-) Rol land Kadıoğlu (Semerkant Bölgesi) : " . . . ayıltma hücresinde Seniye Akim fena l ı k geçirdi. Fakat onu temiz hava alması için muhafaza altında bile bahçeye çı karmadı lar. Hücrede, bütün gün çek­ tiği açl ık yüzünden şiddetlenen sancı larla kıvrılan bir de m ide ülserinden muzdarip hasta vardı . . . Ben Dev­ let G üvenlik Komitesinin kontrolle görevli Moskova savcı yardımcısı Yevstifeyev ile tanışmak şerefine(!) nail oldum. Ondan şu sözleri duyd u m : ıı Ben, senin, or . . . çocuğu, el lerini büker ve kendim garda yolcu ederim . ıı Bu vait yerine getirildi ama, hayret, eller bükülmeden. Muhafızların çoğu bize sempati göste­ riyordu. işte bir Başkı rt teğmeninin sözleri : ıc Elbette siz nizamı bozmuş değ ilsiniz ama, biz de amirlerimi... zin emrini yerine getiriyoru z . . . Sizin sürü l menizin gerçek sebebini bilmiyorum ama, benim düşünceme


1 77

YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCAD ELESİ

göre her halk her zaman kendi vatanında yaşamak hakkına sahip olmal ı d ı r. ıı �) Hatice Berber (Çı rç ı k Şehri } : ıı Vagonda kendi mden geçtim. Kuybişev şehrinde i ki rtı i l is refa­ katinde doktor ile hemşi re geldi. Kad ı n doktor tan­ siyonumu ölçtü, nabzım ı yokladı ve i k i iğne yaptı. Doktorun son sözü şu oldu : " Hemen hastaneye kal­ d ı rmak lazım, fakat milis refakatinde bulunduğumuz­ dan vazifemi yapacak durumda değ i l i m . n 7-) Muhsin Osman (Fergana Bölgesi v e ikinci malul ler g rubuna dahil ama) : " . . . Ani aşı lan ben, ca­ nilerin en tehl i kelisi im işim . Bundan ötü rü Mosko. . .

Emekçilerin ıı U luslararası Dayanışma» günü olan 1 Mayıs Bayramı Taşkent'te kutlanıyor. Yukarıdaki resim 1 Mayıs 1 968'de çekilmiştir. Diğer yandan, yine Türkistan'ın bir başka şehri olan Çırçı k'ta Kırım Türklerinin bir mahalli bayramı. halkın üzerine C<zehirli sıvı» sıkmak ve askeri kuv­ vet kullanmak suretiyle bozuluyor. hem de 21 Nisan 1 968' de. . . işte Sovyet - Rus adaleti! F : 12


1 78

YÜZB I N LERİN S Ü R G Ü N Ü

va'dan konforlu b i r şeki lde uçakla çıkarı ldım . . . Mos­ kova'ya girmemin bana yasak edildiğini anlamam için, beni üç gün s ı ra ile Devlet Güvenl i k Komitesine cel­ bett i l er. u i şte, demokrasi ( !) ve h ürriyet(!) memleketinde keyfi ve kanunsuz hareketlerin, isyan etti rici durum­ ların hiç te tam olmayan tablosu. Ve ası l bu demok­ rasi ve h ürriyet, Moskova olayları sı rası nda sadece Kırım-Tü rk halkının 800 temsi lcisine karşı değ i l , ya­ rım m ilyonluk bütün K ı r ı m-Türk halkına karşı kendi tutumunu ortaya koymuş b u lunmaktadı r. 1 Haziran 1 968 tarih l i ve 1 1 5 imzalı protesto mek­ tubu şöyle devam ediyor: cıTarih tekerrür etmiyor mu? öyle deği l m i ? 1 7. asırda zenci leri avlama, 1 6 .. 1 7 Mayıs 1 968'de K ı rı m Türklerini Moskova'da, Sovyet iktidarı n ı n 51 . y ı l ı nda avlama! Faşizm devrinde Yahudi lerin uğradı kları SS baskınları , 1 6 - 1 8 Mayıs 1 968'de Sovyet i ktidarı n ı n 51 . yı l ında uğradı kları bask ı n ! 1 943-1 944 y ı l larında ancı topraklarından sürgün edi len halkımızla doldurulmuş sonu bitmez katarlar. 1 6 - 1 8 Mayıs 1 968'de Sovyet iktidar ı n ı n 51 . y ı l ı nda K ı r ı m Türk halkı temsilci leriyle doldurulmuş sonu bitmez vagonlar! Sovyet hüküme­ tinin 7 Mart 1 966'da imzalad ı ğ ı Bi rleşmiş M i l letler Teş­ kilatı sözleşmesinin 1 . maddesi, ı rk ayı r ı m ı nı n ; u ı rk, ten rengi, soy, m i l li veya etn i k asl ı ve nesli beli rtileri üzerine dayanan her türlü farkı , istisnaları, tahdit ve­ ya terci h i n kapsad ı ğ ı n a göre b u , asrı n yüzkarası, ı rk ayı rımı değ i l de ned i r ? n Moskova'daki K ı rı m-Türk tems i lci lerinin 1 969 başlarında yayınlam ı ş oldukları bildiride geçen b i r y ı l , şöyle özetleniyord u : 11 Geçen y ı l , y a l n ı z bu karanl ı k olaylarla bel irlen­ med i . 1 968 y ı l ı nda bütün halkımızın m i l li şuuru daha


YU RDA DÖN ÜŞ M ÜCADELESi

1 79

da açığa ç ı ktı. Kitle halinde yapılan baskı lar K ı r ı m halkını korkutmadı. Bu halk, h e r gayri kanuni hare­ kete kitle h a l i nde protestolar ve çeşitli miting ve gös­ teriler ile cevap verdi . işte, bu birlik ve iman kuvve­ tidir ki, sonsuz b i r şekilde şişirilmiş b i r put tarafı ndan idare edi len birkaç meslek adamı ve memurun kor­ kudan felç olmuş Sovyet halkına caniyane isteklerini zorla kabul ettirdiği ve bütün bir m i lletin veya halkın malları n ı , toprakları n ı ve hürriyetlerini ellerinden ala­ bildikleri Stalin'in zaman ındaki sistemi korumak iste­ yenleri ç ı lgına çevirmişti r. Dünyadaki olaylar göstermektedi r ki, düşünce ve harekette birlik oldukları takdirde, ne kadar az sa­ yıda olu rlarsa olsunlar, dünyanın en büyük kuvvet leri b i le b i r halkı ezemez . ıı K ı rım Türklerin i n yukarıdaki kesin cevabı na rağ­ men Moskova yöneticileri, izledikleri yoldan yani vah­ şet prensiplerinden ayrı lmadı lar. N itekim, l(ı r ı m Türk� lerinin l iderlerin i n yargı lanmaları da bunu göstermek­ tedi r. F) ÖMER BAYOOLU'NUN YARGILANMASI

29 Ağustos 1 96B'de Novorosiysk şehrinde tutuk­ lanarak, mi lli faaliyette bulunmak suretiyle aktif bir şekilde ıı anti-sovyetıı propagandaya katı lmakla suçla­ nan K ı r ı m l ı mühendis ömer Bayoğ lu, 28/29 N isan 1 969 tarihlerinde Akmesçit (Simferopol) şehrinde yar­ gı lanmıştı r. Bayoğ lu'nun yarg ı lanması n ı n 23 N isan 1 969 tarihinde yapı lması gerekiyordu. Nevar ki bu yarg ı lama, K ı r ı m Türklerinin Akmesçit mahkemesi karşısında yaptı kları gösteri ile ilgili olara k tehi r edil­ m işti r. Ömer Bayoğl u ; Sovyet Ukrayna Cumhuriyeti Ceza Kanununun 1 87. maddesine göre ; ıı Sovyet dev-


1 80

YÜZB l� LERIN S Ü RGÜN Ü

let ve sosyal düzeni n i kötüleyen uydurma iftiralar yaymakn gibi ağı r devlet suçu(!) işlemekle suçlanmış­ tı r. . Bu suçlama tamamiyle esassız ve uydurma maddi del i llere ve tanı kların ifadelerine day�ndı r ı l mıştı. Ömer Bayoğlu'nun davasındaki u maddi deli llerıı ; güya Bayoğ lu tarafı ndan u yayı lan ıı Kırım Türklerinin « resmi Sovyet makamlarına gönderdikleri imzasız b i r takı m mektuplardan n ibaret idi . Tanı klardan birisinin ifadesine göre, b i r toplantıda Bayoğl u u b i r defterden b i r şeyler okumuştu n . Hangi defterin söz konusu ol­ d u ğ u ve Bayoğlu'nun neler u okudu ğ u n gerek mahke­ me heyetinin ve gerek Bayoğlu'nun kendisinin meç­ h u l ü kalm ı şt ı r. Suçlamanın esası , Bayoğlu tarafı ndan kaleme alı­ nan b i r mektuba dayanmaktadı r. Sovyet basınında çı kan makalesinde: ıı Sovyetler Birliğinde m i l li mese­ lenin nihai çözüme bağ land ı ğ ı n ı " iddia eden Mark­ sizm - Leni nizm Enstitüsünün yüksek i l mi . araştı rıcısı kad ı n komün ist Seniçki na'ya bir mektup yazan Bayoğ­ iu.; u onun , K ı rı m-Türk meselesinin de çözüm lendiğini iddia ediyorsa b i r K ı r ı m Türkü olarak kendisinin işten çıkarı l d ı ğ ı , kaldı ğ ı yurttan atı ldığı ve K ırım' ı terket­ meye zorlandığı olay ı n ı nas ı l izah edebileceğ ini n sor­ muştur . Seniçkina, dürüst davranarak Bayoğl u 'na ce­ vao vereceği yerde onun mektubunu KG B (siyasi po­ l is) organlarına havale etmi ş ve böylece bu mektup Bayoğ lu'nun « devlete karşı suç işlediğin i n ıı bir del i l i sayı l m ı ştır. Bu arada Bayoğ lu'nun davası nda d i nlenen bazı tanı klar, anlaşı lan istemiyerek, ömer Bayoğ l u 'nun Kı­ rı m Türklerine Kırım'a g frme m üsaadesi veri lmediği, g i renlerin de K ı rı m'dan zorla geri çevrildi kleri yolun­ daki iddialarında haklı olduğunu doğrulamışlard ı r. Bu tan ı klar Akmesçit şehri pasap9rt şubesi müdürü


YURDA DÖNÜŞ M ÜCADELESİ

1 81

Yelhov ile K ı r ı m sovhozlarından birinin başm ühendi s i idi. Yelhov açı kça : " Kı r ı m Türklerinin K ı r ı m ' da ikamet tezkeresi almalarına imkan olmad ı ğ ı n ı ıı söylemiş, baş­ m ü hendis de ömer Bayoğlu ile d i ğer K ı r ı m Türkleri� n i n s ı rf; " bunları n Kırım Türkleri olduk ları anlaş ı ldığ ı ıı için sovhozdan atı ld ı kları n ı kaydetm işti r. Mahkeme savcısı, Bayoğlu'nun ve d iğer K ı r ı m Türklerin i n an­ cak ıı gerekli i htisasa sahip olmad ı k l arı ndan ıı sovhoz­ dan çıkarı ldıklarını iddia ederek, kendisi i ç i n hiç de elverişli olmayan başmühendisin ifadesin i örtbas et­ meye ça l ışmışt ı r. Nevar ki ayn ı başm ühendis, belki safd i l l iğinden, belki de K ı r ı m Türklerine gizli sempati beslediğinden, ıı sovhozun bugün de işçi lere ihtiyacı olduğ unu n ke­ s i n l i kle söylemiştir. Avukat ı n ; ıı sovhozdan atı lan Kı­ rı m-Tü rk ekibi oraya tekrar başvuracak olursa, sov­ hozda nas ı l davra n ı l acaktırıı sualine aynı m ü hendis, " on lara nas ı l olsa ikamet m üsaadesi vermezlerıı ceva­ b ı n ı yapıştı rmışt ı r. Simferopol mahkemesinde ömer Bayoğ lu, mah­ mahkemenin ona verdi i ğ son sözünden; kendi hal­ k ı n ı n yararı uğrunda bir kürsü gibi faydalanm ış ve dinleyici lere ve bası n temsilci lerine K ı r ı m Tü rkleri n i n K ı r ı m 'dan nası l sürüldüklerin i , sürgün yerleri nde na­ s ı l açl ı ktan telef oldukları n ı ve onların anayurt K ı rım·a dönmek için nas ı l can attıklarını cesaretle anlatm ış­ tır. Ömer Bayoğ lu'nun, kendisine yü klenen suçu ka­ bul etmemesi ne, hatta tan ı klar yardı m ıyla kendisinin suçsuz olduğunu ispat etmesine rağmen savcı n ı n ta� lebi üzerine mahkeme onu azami cezaya, katı rej i m l i toplama kam p ı nda 2 yı l hapse mahkum etm iştir . Ce­ zayı yem iş olmasına rağmen Bayoğlu, müdafaası i le, Sovyet hukuk anlayışına uygun olarak mahkeme tara-


1 82

YÜZB İ N LE R I N S Ü R G Ü N Ü

tı ndan i leri sürü len yalan ve iddiaları temelinden çü­ rütm üştür. G) MOSKOVA MİTiNGİ

Ömer Bayoğ lu'nun yarg ı lanmas ı , Kırım Tü rkleri­ nin m i l li hareketini kamçı l ad ı . Seslerini duyurmak is.,. teyen K ı rı m-Türk temsilci leri, gerekli fı rsatı kısa b i r zaman içinde el lerine geçi rdiler. B u fı rsat; 1 969'da Moskova'da toplanan dünya " Komünist ve işçi Parti­ lerinin Mil letlerarası Konferansı ıı idi. Sovyetler Birli­ ği'nin m i l letlerarası durumu v.e her şeyden önce Sov­ yetler Birliği i le komşu Komünist Çin a rasında gittik­ çe daha çok gerginleşen ideolojik, siyasi ve askeri anlaşmazlı klarla i lg i l i olarak onun dünya komünist ha­ reketinde rol ü bir çok hususlarda bu konferansın ke­ sin sonuçlarına bağl ı olacaktı . Münih'in uSüddeutsche Zeitung ıı gazetesinin Mos­ kova muhabiri Josef Ried m i l ler'in, aynı gazetenin 7/8 Haziran 1 969 tarihli sayı sı nda yayı nlanan haberine gö­ re : 11 6 Haziran 1 969 Cuma günü, öğle üzeri , yukarıda adı geçen Konferansın i kinci gününde, gündem i n : « Emperyal izme karşı mücadele problemleri neıı ait i l k maddesi tartışıldığı b i r sı rada, K ı rı m Türkleri Mosko­ va'n ı n Mayakovski meydanı nda siyasi b i r g österi ya­ pıyorlard ı . Sovyetler Birliğinin bugünkü iç durumu için gayet karakteristik olan bu vakıa, şu yönden de manidard ı r ki, i htiyarlar ve çocuklar da dahi l ellerin­ de Lenin'in resimıeri ve bayrakları olmak üzere gös­ teri yapan Kırım Türkleri, Sovyetler Birliği Kom ü n ist Partisinin bugünkü yönetiminden ve Sovyet hüküme­ tinden kendi lerine sözüm ona u leninist m i l li siyase­ tin ıı uygulanmasını talep etmişlerdir.»


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 83

Gösterici ler ş u pankartları taşı yorlard ı : " Kırım Türklerine Leni n kararlarını uygulayı n ! ıı , « Kırım Türk­ lerinin takibatına son veri n ! ıı , « Komünistler! Tü rkleri K ı rım'a iade edi n ! ıı , «Tutuklu General G rigorenko'yu serbest b ı rakı n ! ıı . Gö5tericiler aynı zamanda May ı s 1 969'da Taşkent'te tutuklanan Grigorenko'nun resmi­ ni de taşım ışlard ı r. Gösteriye katı lanlar polis tarafın­ dan dağıtılmış veya tutuklanmışt ı r. Tutuklanan lar ara­ s ı nda l ider olarak temayüz eden Dr. Zampira Hasan ve Reşat Cemi loğlu da bulunuyordu. Bütün bunlar, dünyanı n h.er tarafı ndan gelerek yu­ karıda adı geçen « Mi l letlerarası konferansaıı katı lan « komünistıı ve n işçi ıı delegelerin hemen hemen göz­ leri önünde cereyan ediyordu . Sonuç olarak deni le­ b i l i r ki, Moskova ' n ı n Mayakovski meydanı nda Kırım Türkleri nin sakin gösterisini dağıtma hareketi, Sov­ yet iç ve d ı ş propagandas ı n ı n daha yakın zamanlar­ da seve seve hatırlattığ ı i htilal öncesi Rusya'daki işçi ve halk gösterilerinin çarl ı k polisi tarafı ndan dağıtı­ l ışından, mahiyeti itibariyle farklı olmayıp, belki daha fena idi. Bil hassa, modern çağım ız ın söz söyleme gibi en basit i nsanl ı k hakkının dahi çiğnendiği bu ü l­ ke için söylenecek söz yoktur. Eski çarlı k ve bugünkü Sovyet hü kümetinin, Sovyetler Birliği emekçilerinin m i l li ve sosyal hakları karşısında tutumu arası nda, herhangi b i r fark var m ı d ı r sorusu ortaya çı kmak­ tad ı r. Ancak şu da söyleneb i l i r ki , dünkü ve bugünkü Sovyet liderleri emperyalist, zal im çarl ı ğ ı devirmek için deği l , çarları devi rmek için hareket etmişlerdi ve hala ediyorlar. Bunların giydikleri üniforma, içi dışa dönük çarl ı k üniformasından başka bir şey değildir. Sonuç olarak deni leb i l i r ki, Sovyet yöneticilerinin Kı­ rı m Türklerine karşı uygulad ı kları hareket, Çarl ı k Rus-


1 84

Y ÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

ya sistem inin , bugün, eskisi nden daha şiddetli bir şe­ kilde devam ettiğini göstermiştir. H)

TAŞKENT YARGILAMALARI

özbekistan' ı n başkenti Taşkent'te yapı lan K ı rı m Türkleri nin yarg ı lanması 1 Temmuzda başlamış, 5 Ağustos 1 969'da sona erm işti r. Yarg ı lamaların ayrın­ tı ları hakkı nda teferruatlı bilgi olmamakla beraber , yarg ı lamanın 36 gün devam etmiş olması, mahkeme­ de san ı k K ı r ı m Türklerinin davranı ş ve ıı cinayetleri� n i n ıı enine boyuna i ncelendiğini ortaya koymaktadır. Taşkent'te şu kimseler hakkında dava açı l m ı ştır: Rolland Kadıoğlu, 1 940 doğumlu, Semerkant'tan Fizikçi, 1 2 Ekim 1 968'de tutuklanmışt ı r. K ı r ı m Türk­ lerinin dünyaca ü n l ü l ideri Kadıoğlu, Ağustos 1 968'de Tiflis'te ıı G ravitasyon Problemleri ıı konusunda düzen­ lenen m i l letlerarası simpozyumda, menfi para llaks te­ orisinde kendi öneml i i lmi keşfi hakkı nda rapor ver­ m işti r. Kadıoğlu, Einstein'in izafiyet teorisini doğru­ layan bu teoriyi, daha da derinleşti ren ; şaşırtıcı, yep­ yeni astronomik ve uzay a raştı rmaları ile i l g i l i buluş­ ları n ı ortaya koymuştur. E i nstein'in, teorisini i l k defa ortaya atmasından bu yana, ancak bi rkaç tane yeni keşif yapı labilmiştir. Dubno Atom Araştı rma Enstitüsü­ nün gazetesi ıı Za Kommunism ıı , daha 22 Kasım 1 968 tari h ine kadar, Kad ı oğlu'nun başarısını b i r bayram havası içinde kutluyordu. Halbuki Kadıoğlu, yarg ı la­ nacağı ana kadar Taşkent'de b i r hapisanedeydi ve K ı rı m Türkleri nin, yeniden K ı rım'a dönmeleri için gi­ riştikleri m ücadele dolayısiyle tutuklanan 10 Türk l i­ deri arasında, 1 numara l ı suçlu olara k kabul edi l ­ mekteydi . lsmail Yazıcıoğlu, pedagog, şair, ideoloj i k sebep-


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

185

lerle işinden çı karı l m ı ş olduğundan, Bulungur'da yapı işçisi olarak çalışıyordu. Eyl ül 1 968'de tuutklanmış, fakat çalıştığı fabrika işçilerinin protesto grevi ne baş­ lamaları üzerine, üç gün sonra sal ıverilmişti . 27 Ara­ l ı k 1 968'de ikinci defa Semerkant'ta tutuklanmıştır. önem li bir husus olarak denileb i l i r ki, Yazıcıoğlu, 1 942'de Sovyet kahramanlarını övücü ş i i rlerinden do­ layı taltif edi l mişti. Haydar Barıoğlu, 1 943 doğum l u , Çırç ı k şehri nden traktörcü, 1 5 Eyl ü l 1 968'de tutuklanm ı şt ı r. Reşat Bayramoğlu, 1 941 doğ u m l u , Melitopol'den elektrikçi, 22 Eylül 1 968'de tutuklanm ıştır. Bayramoğ­ l u , yazdı ğ ı bir eserde suç unsuru tespit edi ldiği için gözaltı na a l ı nm ı şt ı . Bu eser, Kosteri n ' i n mektu pların­ dan, Grigorenko'nun 17 Mart 1 968 konuşmasından , Rus ihtilal i ve ikinci Dünya Savaşındaki Kırım Türk� lerinin kahramanlıklarından başka hiç b i r şeyi i htiva etmemesine rağmen, suç u nsuru görülmüş ve Bayram­ oğlu, Sovyet hükümetin i ve sosyal düzeni n i tenkit et­ mekten tutuk.l anmıştır. Rıdvan Gafaroğlu , 1 91 5 doğ u m l u , elektrikçi, harp malulü, 1 3 Eylül 1 96B'de tutuklan m ı şt ı r. izzet Hayıroğlu, 1 938 doğumlu, m ü hendis-fizikçi ve parti üyesi . 13 Eyl ü l 1 968'de tutuklanmıştır . Rıza ömeroğlu, 1 920 doğumlu, inşaat işçisi, sa­ vaşa katı l m ış, 27 Eylül 1 968'de tutuklanmışt ı r. Ruslan Eminoğlu, 1 941 doğumlu, i nşaat m ü hen­ disi, ikamet maha l l in i (Semerkant) terketmeyeceğine dair kendisinden imza alınmışt ı r. Svetlina Ahmet, 1 943 doğumlu hastabakı c ı , 1 4 Eyl ü l 1 968'de tutuklanmışt ı r. Münire Halil, 1 946 doğumlu, hastabakıcı, 14 Ey­ l ü l 1 968'de tutuklanmışt ı r. Yukarıda adı geçen Kırım Türkleri n i n m üdafaala-


1 86

YÜZB I N LERİN SÜRG Ü N Ü

Kırım Türklerinin ü n l ü liderleri ( soldan ) : 1 969 y ı l ı Nisan ayında Kırım'ın Akmescit şehrinde i ki yıl hüküm giyen Ömer Bayoğlu, izzet Hayıroğlu ve ünlü fizik bi lgini Ka­ dıoğlu, 1 Temmuz - 5 Ağustos 1 969 tarihleri arasında ya­ p ı lan yargılama sonucu üç yıl kürek cezasına çarptırılmışlardır.

rı nı üzerine almak için Moskova'dan Taşkent'e gelen Türk dostu emekl i general P. G rigorenko, 7 Mayıs 1 969 akşa.mı Taşkent'te kalmakta olduğu Kırı m l ı Türklerden birinin evinden a l ı narak tutu klanmıştı r. Ancak, Grigorenko, daha evvel , muhtemelen Mustafa Cemi loğlu tarafı ndan kendisine gönderilen mektup­ ta ; Taşkent'e geldiği anda tutuklanacağ ı hakkındaki haberi almıştı. Bunun üzerine, suçland ı rı lanların savunması n ı üzerine alan Sofiya Kal l istratova, Dina Kaminskaya ve N i kolay Monahov adı nda üç Moskoval ı tan ı n m ı ş avu­ kat iddianameyi tetkik etmek üzere uçakla Moskova'­ dan Taşkent'e gelmişlerdir. Yukarıda adıgeçen hür vicdanlı demokrat avukatlar, 25 Ağustos 1 968'de, Moskova'daki Kızıl Meydanda Çekoslovakya'nı n işga­ lini protesto eden demokrat Rusları da savunmuşlar­ dı. Verilen bilgiye göre, Taşkent mahkemesinde 500


YURDA DÖN Ü Ş M ÜCADELESİ

1 87

tan ı k dinlenecektir. idd ianame 20 cildi bulmuştur. id­ dianamenin başl ıca madde lerinden biri : n Sovyet dev­ let ve sosyal n izamına bile bile iftiraıı olacaktı r . Taşkent'te dava edi len K ı rım Türklerine, n Kı r ı m Türklerinin kendi halkın ı n trajedisini d i l e getiren mektuplar gönderdikleri ıı resmi Sovyet müessese ve Sovyet sosyal teşekkü l leri birçok " i hbarları " suçlayı­ cı belge olarak gösteri lm işti r. Fakat, n Samizdatıı da den i ldiği gib i ; nbu Sovyet teşekkü l lerinin yöneticile­ ri ; Kırım Türklerinin mektuplarına cevap verecekleri yerde, onların şikayetlerini Devlet G üvenlik Komitesi­ nen , yani Sovyetler Birliğinin, özell i kle Moskova ve özbekistan'daki pol i s tedhiş ve ceza organlarına ha­ vale ediyorlard ı . K ı rım Türklerini kapsayan j u rnal lerden bir kısm ı , Moskova ve özbekistan' ı n yü ksek Sovyet parti görev­ li leri tarafı ndan gönderil mekte idi . ligi çekici olan şu ki, bu j u rnalcı lar arası nda L. Juk adında K ı r ı m Yurt­ bilgisi M üzesinin müdürü de bulunuyordu. Onun j u r­ nalları bu m üzeyi ziyaret etmiş ve intibaları nı m üze defterine yazm ış olan K ı r ı m Tü rklerinin düşünceleri üzerine dayandm lm ıştır. Bu kayıtlarda, haklı olarak; " müzede K ı r ı m Türklerinin Büyük Anayurt Savaşı n a v e K ı rım'da Sovyet hakim iyetinin kurulması i ç i n ya­ p ı l an m ücadeleye iştirakları aksettiri lmemiş ve bizim Sovyetler Birliği kahramanı ünvanı kazanan yurttaş­ larımız Kırım Türklerinin resi mleri duvara ası lmamış­ tı rıı deni liyordu. K ı r ı m Tü rklerinin bu intibaların ı i hti­ va eden sayfalar u müze defterinden koparı lmış ve suçlanan K ı rı m Türklerinin dava dosyalarınaıı eklen­ mişti r. Yukarıdaki haber, bazı Kırım Türklerinin K ı nm'a sızmış olduklar ı n ı ve Simferopol 'deki K ı rım Yurtbi lgi­ si M üzesini ve bu m üzenin Kırım'ın diğer şehirlerin-


1 88

Y ÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

deki şubelerini gezmiş oldukları nı ortaya koyduğu için de dikkat çekicid ir. Bu 1 0 Kırım Türkünden 4'ünün kimliği gazeteler­ den ç ı karılmışt ı . Bunlar, 1 968 Mayıs-Haziran ayların­ da Moskova'da temsilci olarak bulunuyorlard ı ve bü­ yük gayretlerle yay ı n lanan yazı ları elden veya posta i le organizasyonlara veya Türk hal kına g önderiyorlar... d ı . Savunmaları n ı hazı rlamak için istemiş oldukları kanuni kitaplar, müteaddit defalar yaptıkları müraca­ ata rağmen, kendi lerine veri lmemişti. 26 kişi l i k (ki bun­ lar arasında cani ler ve kaati l ler vardı r) hücrelerden başka hücrelere nakled i lmeleri, duruşmaların halka açık olması ve gazetelere veri lmesi ve televizyonda yay ı nlanması için yapmı ş oldukları istekleri yarg ı ç ta­ rafından redded i l m i ş ve d uruşmaya 1 Temmuz günü başlanm ı ştı . Dava, Özbekistan Savc ı l ı ğ ı n ı n B. 1. Berezovski i l e B . N . Vorobyov (soyadlarına bakı l ı rsa i kisi de Rus­ tur) adlı iki sorgu yarg ı c ı ve keza Özbekistan Devlet G üvenl i k Komitesinin 8 sorgu yarg ı c ı tarafı ndan ha­ z ı rlanm ışt ı r. Böylece Taşkent davası n ı n 1 0 sanı k Kı­ rım Türkünden her b i rine bir sorgu yarg ı c ı isabet edi­ yordu . Bu dava sırası nda san ı k Kırım Türkleri ile Özbe­ kistan Devlet Güvenl i k Kom itesi temsilcileri arası nda 1 944 y ı l ı nda Kırım Türklerinin Kı rım'dan topyekun ve zorla sürgün edilmeleri o layın ı n , K ı r ı m Türklerine kar­ şı uygulanan bir genocide hareketi gibi n itelendiri l i p n itelend iril meyeceği konusunda hararetl i tartışmalar olmuştu r. Bu tartışmaya sebep, davanın b i r çok suç­ layıcı belgelerinde Kırım Türklerin i n K ı r ım'dan sürü l­ meleri s ı k s ı k genocide diye adlandı r ı l m ı ş olmasıdır. Sovyet savcı ve yargıçları bütün kuvvetleriyle gen� cide hakkındaki iddiaların esassızlığını ispat etmeğe


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESİ

1 89

ve buna karşı l ı k Özbekistan Devlet G üvenlik Komi­ tesinin " resmi kayıtlarını ıı i leri sürmeye çal ışıyorlar­ dı. Sovyet istatistiklerinin doğruluk(!) derecesi b i l i n­ diğine göre, öne sürülen rakamların, sadece netice­ siz b i r çabalamanın sonucu olduğu ortaya ç ı kmışt ı r. Bu mahsus düşürü lmüş ve tahrif edi lmiş rakam.. lara karş ı l ı k olarak sanı k K ı r ı m Türkleri kendi ıı halk istatistiğini ıı i leri sürmüşlerd i r. Bu istatistiğe göre, genocide hareketi s ı rası nda, yani 1 944-1 945 y ı l l arı arasında sürgün edi len K ı rı m Türkleri en azından % 46 oranında zayiat verm işlerd ir. Sanıklar tamamiy­ le haklı olarak, Özbekistan Devlet Güven l i k Komitesi­ nin 11 resmi kayıtlarından , gerek K ı r ı m'da mahalli nde ve gerek tıkı lmış oldukları soğuk yük vagonlariyle sürgün yerlerine kadar yaptı kları uzun yolculuk sıra­ sı nda K ı r ı m Türklerinin verdikleri muazzam zayiatın hesaba katı lmad ı ğ ı n a işaret etmişlerd i r. Bu arada sa­ nı klardan Rolland Kad ıoğlu , Kırım Türklerinin zayiatı hakkı ndaki çok düşük Sovyet rakamları n ı n bi le, Sov­ yet makamlarını " ko rkunç derecede suçlamayan y0'" terli olduğunu ve " Kı rım Türklerine uygulanan geno­ cide hareketini ıı doğrulad ı ğ ı n ı söylem iştir. Rol land Kadıoğlu sözlerine şöyle devam etmişti r: ıı N ü rnberg mahkemesinde faşistlere karşı i leri sürü len başlıca suçlardan b i ri de savaşta verilen sa­ yısız kurbanlar idi. Sovyetler Birliği 4 y ı l süresince 20 miiyon kişi kaybetmiştir ki, bu, yılda yaklaşık ola­ rak % · 2,5 oran teşkil eder. Oysa Devlet Güven l i k Komitesinin rakamlarına göre sadece 1 946 y ı l ı nda öz­ bekistan ' ı n Sovyet toplama kamplarında Kırım Türk­ leri nin % 1 0'u mahvolup g itmiştir. ıı Duruşma süresince, duruşma salonunu KGB gö­ revli leriyle doldurmak, aynen bu duruşmada da tatbi­ kata konmuştu r . Özbekistan Yazarlar Birliğine gönde-


1 90

YÜZB İNLERİN S Ü RGÜN Ü

rilen bir pro�esto mektubunun Sovyet otoritelerine ile­ tilmesi üzerine açılan bu davada yarg ıç, mektuptaki fikir ve anlatılan olayları bir iftira olarak telakki etti­ ğini belirtmiştir. Bu yüzden yargı lananların devleti küçük düşürücü faaliyette bulundukları iddia edilmiş­ tir. Sanı k lar, mektuptaki o layların gerçekliğini ispata haz ı r olduklarını öne sürerek, devleti küçük düşürme­ d i klerini belirtmişlerdir. Yargıç'ın duruşmada dinlet­ tiği bazı şahitler de istemeyerek itham edi lenler le­ h i ne şahadette bulunmuşlard ı r. Fakat şahit olarak din­ leti lenlerden Rus kadını Rozal iya Zorina açı k olarak sanı kların suçsuz olduklarını belirterek, Stalin'in Kı­ rım Türklerine vurduğu damganı n kaldı rı lmasını ve hakları n ı n iadesini istemiştir. Müdafaasır:ıı büyük b i r başarı ile yapan lsmail Yazıcıoğlu, aşağıdaki kesin cevabı i le K ı r ı m Tü rkleri­ nin b i r halk olarak varlı ğ ı gerçeğini, b i r şamar misali mahkeme heyetinin suratına vurmuştur : ıı Hiç kimseye Kırım Türklerini, karnını doyuracak bir otlak bulduktan sonra artık hiç bir şeyi umursama­ yan bir koyun sürüsü olarak düşünme fırsatı vermeye­ ceğiz. » Yazıcıoğlu, bu veciz cevabı i le, Kırım Türkleri nin şaşmaz hedeflerinde ne kadar azi m l i olduklarını ve bu yoldaki kesin kararlarını ortaya koymuştur. Beş hafta süren bu yarg ı lama s ı rasında K ı r ı m Türkleri, b i rbirine o l a n bağ l ı l ı klarını g östermek için günlerce Adliye Saray ı n ı n önünde beklemiş ve son iki gün içinde birçok kişinin tutuklanması protesto­ lara ve yargıcın evinin önündeki nümayişlere sebep olmuştur . Neticede, yarg ı lama sonuçlanmış, Özbekistan Ceza Kanununun 191 -4. maddesine göre ; Rol land Kadıoğlu, Reşat Bayramoğlu, Rıdvan Gafaroğ lu ve


YURDA D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 91

izzet Hayıroğlu, Sovyet mahkemesi tarafından u sı k ı rej imli kamptan 3 y ı l l ı k kürek cezası na, d iğer sanı klar da 1 y ı l l ı k hapse mahkum edi lmişlerdir. Bütün sanık... lar bir yı ldan fazla tutuklu bulunduklarından, 1 yıla mahkum olanlar serbest b ı rakı lmışlard ı r. Rolland Ka­ dıoğ l u , Reşat Bayramoğlu, Rıdvan Gafaroğlu ve izzet Hayıroğlu'na gel ince, bunlar daha iki y ı l Sovyet top­ lama kampında çile çekmek zorunda kalacaklard ı r. K ı rım Türklerinin bu 1 0 l iderine haksız olarak veri len cezaların tepkisi büyük olmuştu r. Taşkent yar­ gı lamasını protesto mahiyetinde yap ı l an nümayişlerin en ilgi çekeni; 5 Ağustos 1 969 tarihinde Taşkent'te, 4 K ı rım Tü rkünün u oturma grevi ıı yapmaları olmuştu r. Protestocu lar derhal tutuklanarak mahkemeye sevke­ d i lmişlerdir. Ancak şurasını da ilave etmek gerekir ki ; Kırım Türklerini yarg ı layan Sovyet yargıç ve savcı ları n ı n , sanı kların suç v e cinayetlerinin(!) icad ı nda büyük güçlüklerle karşı laşmış olduklarına şüphe etmemek normaldir. Ve nihayet yabancı (an laşı lan keza Sovyet) muhabirlerinin mahkeme salonuna a l ınmamış olma­ ları ve yerli Özbekistan gazete ve dergi leri i le ı< Lenin Bayrağı n gazetesi de dahil, bütün Sovyet basınının bir kelime dahi olsa bu yargı lamalardan bahsetmeme­ si gerçeği, Taşkent'teki Kırım Türklerinin yargı lanma­ larının, tam manasiyle Stalin terörü zamanları n ı n gizli yargı lamalarını hatırlatan tipik kapalı Sovyet yarg ı la­ ması olduğunu göstermekted ir. Buna, mahiyeti itiba­ riyle yargı lama değil, Sovyet siyasi polis ve ceza or... ganların ı n , bütün tedbirlere başvurarak gerek d ı ş dünyadan ve gerekse kendi Sovyet halkı ndan sakla­ maya çalıştıkları açık keyfi hareket adı verilebi lir. Taşkent yargı lamasının sonuçlarından anlaşı la­ cağı üzere, Moskova yöneticilerinin K ı rı m Türklerini


1 92

YÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü

açıkça d iskrimine ettiğini, h ü r d ünya kamuoyu önüne daha büyük ölçüde serecek ve iki tarafı keskin bıçak haline gelerek, Çekoslovakya olaylarında olduğu gibi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi ile Sovyet hüküme­ tini itibardan düşürmüş olacaktır.

1) 1 969'un KISA BiLANÇOSU

ıı Samizdah ı n Sovyetler Birliğinde aktüel olayla­ ra ait ıı 1 0. Kroniğinden , Moskova, Leningrad, Kiyev, Harkov, Dnepropetrovsk, Rostov, Riga, Tal l in , Vladi­ m i r, G orki, Roşal, Kirov, Taşkent ve Simferopol şehir­ lerinde 11 1 969 y ı l ı nda siyasi sebepler dolayısiyle ce­ zalan d ı rı lan n 62 Sovyet vatandaşının l istesine yer veri lmiştir. Bunlardan 1 3 K ı r ı m Tü rkü bir yı ldan üç y ı la kadar hapse mahkum edilm işlerdir: l lya Gabay , Svetlana Ahmet, Reşat Bayramoğl u , Haydar Barıoğlu, Rıdvan Galaroğ lu, Mustafa Cem il­ oğlu, Rol land Kadıoğlu, R. ömeroğlu, M. Hali l , 1. Ha� y ı roğlu, lsmail Yazıcıoğlu, R. Eminoğlu ve Ömer Bay­ oğ!u . Yukarıda adıgeçen bu 1 3 K ı rım Türk liderinden l lya Gabay; u Moskova l ı ları K ı rı m Türklerinin lehine müdahalelerini ,, organize ettiğinden yeniden mahke­ meye celbedi lme teh likesi i le karşı karşıya bulunmak­ tad ı r. 1 969 Nisan istatistiklerine göre, u M iili Hareketn faal iyetlerine katı l d ı k ları gerekçesiyle K ı r ı m Türklerin­ den 40 kişi Komünist Partisinden, 1 2 kişi Taşkent Ens­ titüsündeki g örev veya yüksek öğrenimlerinden uzak­ laşt ı rı lm ı ş ve 60 kişi hakkında şüphe üzerine soruş­ turma açılmışt ı r.


Y U R D A D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

193

Kırım Türklerinin yurda dönüş mücadelesinde kendi lerini gösteren üç Kırım - Türk lideri görü lüyor. Soldan sağa: Uzsir Abdurrahman, Abdurrahman Resti ve Seyyit Nefssey­ yit Vel lev. Bu üç Türk l ideri «anti sovyet» faa liyetlerde bulunmaktan, 1 969 y ı l ı başında tutuklanmışlardı.

1) İLYA GABAY'IN YARGILANMASI

l lya Gabay'ı n m i l l iyeti hakkı nda batı l ı araştırma­ c ı lar; ıı K ı rım Türk'ü " demektedi rler. Ancak, l lya Ga­ bay hakkında pek az bilginin Batıya sızmış olmasına ve ismine binaen onun ; ıı K ı rımçak ıı veya ıı Karaim Türk'ü ıı olduğu da düşünüleb i l i r. l lya Gabay'ı n yargı lanması, 1 2-1 9 Ocak 1 970 ta.. rihinde Taşkent şehrinde yapılmışt ı r. Ayn ı anda diğer bir K ı rım Türkü olan Mustafa Cemi loğlu da yargı lanı­ yordu . l lya Gabay, Moskova'daki evi nde, Kırım Türkle­ :rinin faaliyetlerine dair 1 37 c i ltlik eser bulunduğu için F : 13


1 94

YÜZB I N LE R I N S Ü RG Ü N Ü

tutuklanmıştı. Bütün Rusya, l lya Gabay'ı cesur hare­ ket ve davranışlarından ötürü tanımaktadı r. Halen 24 yaşında olan bu Türk kızı, hususi surette daimi ika­ metgahı olan Moskova'dan Taşkent'e getirilmiştir. Mahkeme heyeti, llya Gabay'ı ; ıı Moskovalıları Kı­ rım Türkleri lehine hare!<ete geçirmek üzere kaleme aldığı müracaatname de» dahil, birçok anti-sovyet belgeler ıı hazı rlamak ve yaymakıı i l e suçlamışlard ı r. l lya Gabay, mahkemede gayet cesaret ve soğuk­ kan l ı l ı kla hareket etmiş, ıı Devlet Güven l i k Komitesi ajanları n ı n •> , yani Sovyet ceza organı temsilci lerinin mahkeme salonuna a l ı nmaları n ı kendisi için ıı haka­ reh sayd ı ğ ı n ı söyleyerek Sovyet Yarg ı c ı n ı protesto etmiştir. llya Gabay son s özünde; ıı en korkunç Sta­ linizm tezahü rünü n » , 1 930 ve 1 940 y ı lları arasında Stalin rejimi zamanların ı n Sovyet vatandaşları n ı n far­ kına varmadı kları 1 4 m ilyon kişiyi kapsayan ıc insan­ ları kitle halinde imhaıı olduğu kanaatını ifade et­ miştir. l lya Gabay bundan bahsederken herşeyden ön­ ce ş üphesiz Kırım Türklerinin ve Sovyetler Birliği'nin d iğer gayrı-Rus halkları n ı n kitle halinde sürgün edi l­ melerini yani ıı genocideıı olay ı n ı kasdetmekte idi . llya Gabay'ın buna eklediğine göre; Sovyet Ukray­ na'nın Kırım Eyaletinde yayınlanan ıı Kırımıı adındaki dergi, ıı Kı rım Türklerinin üzerine çamu r atmağaıı de­ vam etmektedir. l lya Gabay son sözünün son cümle­ s inde, n ümayişkarane b i r surette, hiçbir merhamet d ilemediğini bel i rtmiştir. Ad ı geçen mahkeme onu 3 yıl hapis cezasına mahkum etmiştir. J) MUSTAFA CEMILOGLU'NUN YARGILANMASI

Daha evvel de bahsedildiği üzere Mustafa Ce­ miloğlu, en şiddetli baskılara maruz kalmış olan Kı­ rım - Tü rk liderlerinden biridir. Kendisi, Taşkent Uçak


YURDA DÖN ÜŞ M ÜCADELESİ

1 95

Fabrikas ı ndaki işinden çıkarı lmış , Mart 1 965'de Taş­ kent Sulama Mühendisliği Enstitüsünden uzaklaştı rıl­ mış ve Eylü l 1 965'de kaydı tamamen silinerek sokak­ larda dövülmüştür. Bu arada, 1 3 - 1 8. yüzy ı l lardaki Kı­ rım - Türk medeniyetine ait bir de a raştırma eseri ya.. zan Cemiloğlu, asker kaçağı olduğu ithamiyle 1 8 aya mahküm edilmiştir. Bu konuda b i r KGB binbaşısı, di­ ğer bir Kırım Türk l ideri Reşat Cemi loğlu'na samimi olarak, 22 Ocak 1 968 tarihinde şunları söylemişti r: 11 Eğer Mustafa ve Server gibi insanlar yüksek tah­ sil yapmazlarsa daha iyi olur. Bizim için ayd ı n insan­ larla karşı karşıya gelmek, işçilerle karşı karşıya gel� mekten çok daha zordur. öyleyse onların da işçi ol­ maların ı sağ l ıyalı m . ıı Taşkent'te 1 2 - 1 9 Ocak 1 970 tarihinde yargı lanan Mustafa Cemiloğlu, Sovyet mahkemesi tarafından kat­ merli cani olara k adland ı rı lm ı ş ve Sovyetler Birliğin­ deki Kırım Tü rklerinin durumu hakkında haberler dü­ zenlemek ve yayma k ile suçlandırılm ı şt ı r. Bu suçlama üzerine Cem i loğlu, Sovyet mahke­ mesinden uydurma değil, gerçek deliller göstermesini ve Devlet Güvenl i k Komitesi n e mensup tan ı kları mah­ keme salonundan çı karmasın ı talep etmiştir. Bu ara.. da Sovyet şartları için oldukça karakteristik olan şu i l g i çekici olay cereyan etmiştir: Mahkeme salonunun arka sıralarında Mustafa Ce­ miloğlu'nun, Kırım Tü r:klerinin ası r l ı k geleneğine uya­ rak kalpağını başından çı karmadan oturan 75'1ik am­ casına Sovye-ı: yarg ı c ı , kalpağı n ı çı karmasını ihtar et­ miş, aksi takdirde mahkeme salonundan atı lacağ ı n ı bildirmişti r. Bunun üzerine i htiyar ağlıyarak başını açmak zorunda kalmıştı r. Kırım Türklerinin bu mi.i li yaşayış geleneğini açı kça hor görme, davayı izleyen


1 96

YÜZBİNLERIN S Ü R G Ü N Ü

Kırım Türkleri arasında şiddetli p rotestolara sebep ol­ m uştu r. Mahkeme önünde savunmas ı n ı yapan ve son söz hakkı ndan gereği gibi faydalanan Cemi loğlu , Sovyet mahkemesini yalnız karşı suçlama ile yetinmemiş, ay­ n ı zamanda Sovyet Hükümetin i n Kırım Türklerine kar­ şı yürüttüğü siyaseti şiddetle tenkit eden b i r de ko­ nuşma yapmıştır. Cem iloğl u , Kırım Tü rklerinin sahip bulundukları büyük maddi ve manevi kültürü hat ı r­ latmış ve mahkemeye Sovyetler Birliğinde; « Kı rı m Türk halkına iftiraları i htiva eden ıı edebi ve diğer yayı n ları n listesini gösterm işti r. Daha sonra Cemi loğ­ lu, K ı rı m'a dönme teşebbüsünde bulunan Kırım Türk­ leri n i n Sovyet sivil ve ceza makamları tarafı ndan uğ­ radıkları takibatı n tablosunu çizmiştir. Sonunda Mus­ tafa Cemiloğlu, Kırım Türkleri hakkında yapı lan ko� vuşturmaları protesto maksadiyle 30 g ü n l ü k açlı k grevi i lan ettiğini b i l d i rmiş v e konuşması n ı ; 11ya Va­ tan, ya ölümıı sözleriyle bel irtmişt i r. Taşkent Mahkemesi Mustafa Cemi loğlu'nu, bu cesaretli çıkışından son ra, 3 y ı l l ı k kürek cezası n a çarptı rm ıştı r. Mustafa Cemi loğlu'nun mahkemede verdiOi ifa­ desini , Sovyetler Birliğindeki diğer Kırım Türkleri n i n de tamamiyle tasvip etti kleri n i , a d ı geçen davadan sonra, 406 Kırım Türkün ü n l lya Gabay i le Mustafa Cem iloğlu'nun mahkumiyeti dolayısiyle Sovyetler B i r­ l iği Yü ksek Mahkemesine gönderdikleri protesto mek­ tubu açı kça ortaya koymaktadı r. K) DlaER TU Tu KLAMA

ve

YARGILAMALAR

özbekistan"da Kırım Türkleri arasında yapı lan yeni tutuklamalar, l lya Gabay ve Mustafa Cemi loğ lu'-


Y U R D A D Ö N Ü Ş M ÜCADELESi

1 97

nun mahkumiyeti i l e K ı rı m Türkleri hakkı nda yapı lan adli soruşturmalara son veri lmediğini göstermekte­ d i r. Bunlar arası ndan 1 969 y ı l ı n ı n sonunda Taşkent'­ te tutuklanan Seyitahmet Hal i ! bay i le 8 Ocak 1 970'de Yangiyü l şehrinde tutuk lanan 1 940 doğumlu Nuri Abdürrahim'in isimleri zi kredi lebi l i r. Nuri Abdürrahim, Sovyetler Birliğ i ndeki Kırım Türkleri hakkında bilgi toplama hareketine kat ı l d ı ğ ı için özbel<istan Ceza Karurıunun 194(4) ve RSFSR Ceza Kanununun 1 90(1 ) madde!erine göre, 2 yı l hapse mahkum edilm iştir. Sovyet temyiz mah kemesi kararı onaylamıştır. Yine Taşkent'te 24 Hazi ran 1 970 tarihinde, evl i , i k i çocuk babası 2 8 yaşı ndak i m ü hendis Nurfet Mara­ haz'ı n yarg ı lanması gerekiyordu . Bu mü hendis dahi, Özbekistan Ceza Kanununun 1 41 (4) ve RSFSR Ceza Kanununun 1 90(1 ) maddelerine göre, K ı rı m Türkle­ rinin hakkında bilgi toplamakla suçlanmakta idi . Ne var ki; ıı Moskova'dan beklenen 5 tan ı k gelmed iğin­ den ıı bu davaya uzun bir ara veri lmiştir. u Samizdatıı dökümanlarında bu tanıkların Rus veya K ı r ı m Türk­ leri oldukları ve tan ı kların san ı k hakkı nda lehte ve._ ya aleyhte tan ı k l ı k yapacakları hakkında herhangi bir b i lgi verilmemektedi r. Her halükarda Taşkent'te K ı ­ rı m Tü rklerinin yarg ı l anmalarında tan ı kl ı k edecek kimselerin Sovyet mahkemeleri tarafından Moskova·­ dan uzaklara celbed i l meleri oldukça ilgi çekicidir. Buna şunu da eklemek gerekti r ki, son y ı l larda Sim� feropol , Moskova ve Taşkent arasındaki geniş saha­ da bu lunan şehirler K ı rı m Türklerinin yargı lanmaları­ na sahne teşkil etmiştir. Bu da Kırım Türklerinin bü­ tün Sovyetler Birliği çapında gösterd ikleri geniş faa­ liyeti ve Sovyet ceza organları n ı n onları şiddetle �a­ kip ettiklerini ortaya koymaktadı r. Son olarak, G rigorenko'dan sonra Reşat Cem i l-


1 98

Y ÜZBİNLERİN S Ü R G Ü N Ü

oğlu akı l hastanesine kapatılmıştı r. 1 973 başlarında tutuklanan ünlü Türk l ideri, cesur ve pervası z hare­ ketlerinden dolayı tanı nıyordu. Reşat Cem i loğlu'nun tedavi (!) süresi henüz kesin değ i l d i r. N e zaman ta­ bu rcu edi leceği ise Moskova tarafı ndan ıı sıro olarak saklanmaktadı r. L) MOSKOVA GÖSTERiLERİ

Uzun b i r müddetten beri hazı rlı kları yapılan Leı­ nin'in 1 00. doğum yı ldönümünü kutlama törenlerine Moskova'da, iştirak etmek isteyen K ı rım Türk temsil­ cileri, 1 970 N isan ayı nın ikinci yarı s ı nda Moskova·ya doğru akıyorlard ı . Temsilcilerin daha evvelden a l m ı ş oldukları or­ tak karar da; tören g ü nlerinde Lenin Kütüphanesi ör:ünde, K ı rım Türklerinin vatandaş l ı k hakları n ı n geri veri lmesini ve yurtları K ı rım'a dönme hakkı n ı n tanı n­ mas ı n ı talep etmek üzere büyük b i r gösteri düzen­ lenmesi yer alıyordu. K ı rım Türk temsilcilerinin yukarı daki kararı n ı da­ ha evvelden haber alan Özbekistan mahalli yönetici­ leri , Moskova'ya olan bu akını durdurmak g ayesiyle s ı k ı ve plan l ı bir provokasyona g i rişti ler. Şöyle ki : 1 970 y ı l ı n ı n Nisan ayında Sovyet polisleri An­ dijan hava meydanında, elinde hastaneye sevk kağıdı o larak tedavi için Moskova'ya g itmeğe hazı rlanan Kı­ rım Türk hekimi Bilaloğlu'nu tutuklamışlard ı r. Sovyet pol isleri tutuklama sı rasında Bilaloğlu'ndan kimlik belgesini göstermesini talep etmiş, sonra da sahte b i r zabıt tutarak kendisini pol islerden birini tokat­ lamakla suçlamışlard ı r. Bununla i l g i l i olarak Bilaloğ­ l u , Özbekistan Ceza Kanununun 1 92(2) ve RSFSR Ce­ za Kanununun 1 91 (1 ) maddelerine göre cezalandın 1-


YURDA DÖNÜŞ M ÜCADELESi

1 99

ması gerekçesiyle mahkemeye verilm iştir . B u maddE!"" leri i leri süren Sovyet savcısı, san ı k için 5 y ı l hapis cezası talep etmiştir. Fakat dava, o kadar çürü k esas­ lar üzerine kurulm uştu ki, yargıçlar Bilaloğ lu'nu an­ cak 3 ay hapse mahkum edebilmiş, temyiz mahkemesi ise bu mahkumiyeti tecil etm iştir. Sovyet adliyesinin b i r tertip eseri olan hasta Bi laloğ l u'nun bu yarg ı lama komedisi, Sovyet hukuku yönünden gerçekten yüz kızartıcı bir vakıadır. Yine b i r K ı r ı m l ı Türk hekimi olan S. Celaloğlu da 9 N isan 1 970 tarihinde özbekistan'ın Andijan şehrin­ de aynı sebepten tutuklanmıştı r . Tutuklanma sebebi ; onun, K ı rım Türklerinin resmi temsi lcisi olarak Mos­ kova'ya g itmeğe hazı rlanması idi . Ne var ki, D r. Bilaloğl u ve Dr. S. Celaloğ l u'nun tutuklanmış olmas ı , Kırım Türklerinin Moskova'da kit­ le halindeki gösteri lerine b i r engel teşkil etmemiştir. Tören günleri süresince yapı lan topluca gösteri­ lerin yan ısıra, i l g i l i makamlarla bazı temaslar da ya­ p ı lmıştı r. Mesela, 1 1 -1 2 N isan 1970 tarihleri arasında S.B.K.P. Merkez Komitesi ve Yüksek Şurasının bekle­ me odalarında 90 kişi , 22 N isan 1 970'de de söz l ü şi kayette bulunmak üzere Sovyetler Birliğinin yüksek makam larına g i rmek isteyen 57 kişi Sovyet pol isi ta­ rafından yakalanarak zorla Moskova dışına çıkarıl­ m ışlard ı r. Bunun üzerine, M u ksim Osman başkanlı­ ğı nda Kırım Türk delegelerinin b i r kısmı 26-27 N isan 1 970 tarihinde tekrar Moskova'da toplanmış, fakat bu sefer de Moskova'da� cebren uzaklaştı rılmışlard ı r. M ) YÜZ KIZARTICI SAHTEKARLIK

Özbekistan Parti organları ve b i l hassa Devlet G üven l i k Komitesinin düzenleyerek dağıttıkları Sov-­ yet aleyhtarı belgeler, büyük ve aşağ ı l ı k b i r sahtekar-


200

Y ÜZBINLERIN SÜRGÜNÜ

l ığ ı n canl ı deli l leridir. 1 Haziran 1 968 tarih l i ve 1 1 5 imza l ı bi ldiride de bahsolunduğu gibi mahalli yetkili organlar ccsahtekarlı k ıı ilminin özüne vakıf oldukları­ n ı bu tertip olayları ile ortaya koymuşlard ı r. Bu ko­ nuda, adı geçen Sovyet aleyhtarı belgelerde isimleri yaz ı l ı olan Ahmet Bekir'in, Vahap Gafu r'un, N afi Toh­ tar'ı n , Yakup lslam'ın ve Seyitmehmet Konfetçi'nin protesto ve tekzipleri dahi cevapsız b ı rakı lmıştır. N) MiLLi HAREKETiN SON DURUMU

ı Samizdatıı ı n verdiği b i l g i lere göre, fiili hareket­ lerde eskisine kıyasla b i r azalma göze çarpmaktadı r. Bu kadar fedakarca ve cesu rca çalışmadan sonra gözle görü l ü r hiçbir hak elde edemiyen K ı rım Tü rk­ lerinin b i r parça ümitsizliğe d üşmemelerini beklemek insafsızl ı k olur. Bugün hür d ünya basınında s ı k ol­ mamakla beraber, ara s ı ra ; cc K ı rı m Türkleri Yurtlarına Dönmek istiyorlar» baş l ı k l ı haberler yer almaktadı r. Mücadele sonsuzd u r ve K ı r ı m Türkleri yurtlarına dön­ meye azmetmişlerdir. K ı rı m Türklerinin bilhassa Mos­ kova'da bulunan temsilci leri , davaların ı her fı rsatta, Moskova'da bulunan h ü r dünya temsilci lerine anlat­ maktad ı rlar. Mesela bu konuda orij inal b i r örnek ve­ rilebil i r : Türkiye ile Sovyetler B i r l i ğ i arası ndaki kültürel işbirliği anlaşmas ı n ı n sonucu olarak Türkiye'den Mos­ kova'ya ıı Kent» Tiyatrosu g itmişti. Turneye katı lanlar­ dan Ş ükran Güngör, bu konuda 23 Ekim 1 971 tarih l i Cumhu riyet gazetesinde şöyle d iyord u : ıı Sanat açısından o l u m l u b i r gezi oldu . Oradaki ı rkdaşları mızın gösterdikleri sıcak ilgi unutu lur gibi değ i l . . . özellikle bir K ırım lı Türk Leningrad'ta oyun.. dan sonra kulise geldi . . . Boynunu sağ omuzuna bü-


Y U RD A D Ö N Ü Ş M Ü C AD ELESi

201

kerekten bir bakışı vard ı bize . . . Sevginin, hasreti i ğ i n çok ötesi nde t ü m duygular y ı l d ı z y ı l d ı z gözbebeklerinde . . . Bir demet k ı r ç içeği getirm işti . . . Yen i koparı lmış , körpecik, rengarenk mis koku lu . . . Konuşmuyor . . . Hep bakıyordu, doymak istercesine . . . Sindire, sindire: ıı Yahşı ıı d iyordu iki sessizlik arası nda. u Si z Yah­ şı . . . Türkler Yahşı . . . Türkiye Yahşı . . . Selametle G i­ din . . . Selamlar g ötürün . . » Tekrardan susuyor . . . Bir­ şeyler d iyecek, diyemiyor, hepi m i ze ayrı ayrı bakı­ yordu. Sonra elleri mizi sıktı . . . Sonra döndü . . . Sonra loş koridorda uzaklaştı ağı r ağı r. Boynu sağ omu­ zuna doğru büküktü hala. Hafiften sars ı l ıyordu yü­ rürken . . . Ağl ıyormuşçasına . . . Biz de sars ı l ryorduk galiba olduğumuz yerde . . . ı ı Değerli Şükran G ü ngör'ün yukarıdaki yazısı hak­ k ı nda Emel Dergisinin 67. sayısı nda aşağıdaki not yaz ı l mıştı : " Duygulu ve şuurlu Şükran G üngör; zava l l ı , i ç l i , vatan hasreti çeken boynu bükü k Kırım Türkünü ne kadar iyi anlamış ve onun hislerin i ne iyi keşfet­ mişs i n ! Sovyetler Birliğini gezen bütün Türkler seni n gibi ince hisli , derin sezişli olabilseler; seni n g i b i an­ l ayışlı ve merhametli olabi lseler . . . Sana candan te­ şekkü r ederiz . ıı .

O) SON YILLARDA YAYINLANAN BiLDiRiLER

K ı rım Tü rklerinin ana faal iyetleri nden biri de de­ vamlı olarak b i ldiri neşretmek, mektup ve dilekçe­ leri gerekli yerlere u laştırmaktı . Bu faaliyeti n ana g a­ yes i ; anavatana dönüş meselesinin Sovyet Rusya ve bütün hür dünya i nsanları tarafından b i l i nmesini sağ­ lamaktı. Bu faaliyetin hemen hemen b ütün yükü, Mos­ kova'ya gönderilen temsilci lerinin üzerindeydi . Kırım


202

Y ÜZB İ N LE R İ N SÜ RGÜN Ü

Türk l iderleri, daktilo, şapograt ile gazeteler ve sir­ kü ler yayınlamakta, bunları bütün Rusya içine gerek posta ve gerekse elden dağ ıtmakta idi ler. Bu arada, yukarıda adı geçen yayı n lardan batıya u l aşanlar da oluyordu. 1 968 y ı l ı na kadar yüzbinlerce mektup ve di lek­ çe Moskova'da i l g i l i makamlara gönderi lmiş takat hiç­ b i r sonuç a l ı namamıştır. 1 968'den sonra gönderilen müracaatname ve yay ı nlanan bildiri lerin başlıcaları aşağıdad ı r : K ı r ı m Türk l iderlerinden Dr. Zam i ra Hasan ve Rusya'dcıki Genel Demokrati k Hareket liderlerinden Kosterin, G rigorenko, Larissa Daniel, Pavel Litvinov ve Piyotr Yakir' in imzaları bulunan mektup, Şubat­ Mart 1 968'de Budapeşte'de toplanan ıı Komünist · Par­ ti leri Danışma Kurulunaıı h itaben yazı lmıştı. Mektup­ ta, K ı r ı m Türklerine yapı lan zulüm anlat ı lmaktaydı. 17 N isan 1 968'de b i r grup K ı rım Tü rk'ü, hakla­ rının b9tünüyle geri veri lmesini isteyen ve kendi le­ rine yapı lan kötü muameleyi protesto eden 32.808 i mzal ı bir di lekçeyi Komünist Partisi Genel Merkezi� ne sundular.

23 N isan 1 968 tarih l i ve 1 6 imzalı protesto mek­ tubu ise 21 N isan 1968'de cereyan eden Çı rç ı k olay­ larını protesto için yazı l m ı ş ve S.B.K.P. Merkez Komi­ tesi Pol itbü rosuna, S. B. Yüksek ŞOra Prezidyumu ri a ve S. B . Başsavcısına gönderi lmiştir.


Y U R D A D Ö N Ü Ş M ÜCAD ELESİ

203

1 6 Mayıs 1 968'de, Moskova'da toplanan 650'yi aşkı n K ı rım Türk temsilcisi, S. B. Yüksek Şurasına ve S.B.K.P . Merkez Komitesine aşağıdaki telgrafı çek­ m işlerd i : « Kendi temsilci lerin i gönderen halk bu sefer kabu ller, vaitler istemiyor. Hal k kendi meselesinin an­ cak Leni nist çözümünü talep ediyor. Bu, K ı rı m Tü rk­ lerinin, b i r m i llet o larak, 1 -3 y ı l içinde K ı r ı m'a fiili, süratli ve teşkilatlı dönüşünü ve çiğnenen 1 8 Ekim 1 921 tarih l i Lenin Kararnamesinin yeni lenmesini ifa­ de etmektedi r . ,,

1 Haziran 1 968 tari h l i ve 1 1 5 imzalı bildiride ise, 1 6-1 8 Mayıs Moskova olayları n ı n gelişimi ve yüzkı­ zartıcı sonucu protesto edi lmektedir. Bi ldiri, S.B.K.P. Merkez Komitesi ne , S. B. Yüksek Şurası na, S. B . Ba­ kanlar Kuruluna, Sosyal Teşekk ü llere, Cemiyet adam­ larına ve bütün Sovyet halkına hitaben yazılmıştır.

21 Temmuz 1 968'de kaleme a l ı nan ve ·Moskova'­ daki 1 1 8 Kırım Türk temsilcisinin imzaları nı ihtiva eden müracaatda bütün dünya kamuoyuna h itab edi­ l iyordu. M ü racaat şu cümleyle sona eriyord u : u ECDAT TOPRAGINA KAVUŞMAMIZ i Ç i N BiZE YARDIM EDiN . »

1 969 başlarında, Moskova'daki K ı rım Tü rk tem­ silcileri tarafı ndan kaleme alı nan b i l d i ri i le i l g i l i ma-


204

Y ÜZBINLERIN S Ü R G Ü N Ü

kamlara ve dünya kamuoyuna müracaat edi ldi. Bi ldi­ ride; 1 968 y ı l ı na ait kısa bir faaliyet bilançosu yeral­ makta ve aşağıdaki kararlı cümlelerle sonuca bağ­ lanmaktadır: u Yeni 1969 yıh halkı m ı z için daha büyük bir poli­ tik canlanma ve hareket birliği y ı l ı olmal ı d ı r. Halkı­ mızı n, büyük i lerici kuvvetlerin yard ı m iyle büyük şo­ venist kuvveti dize geti rip anayurdunda hür olarak te­ neffüs edeceği günler uzak değildir. Yen i y ı l ı n ı z ha­ y ı rlı olsun, aziz vatandaşlar ! 11

K ı r ı m'a dönen ailelerin kaleme a l m ı ş oldukları mektuplar ve K ı rı m Türklerinin Hareketine Enternas­ yonal Gençli k Yard ı m Kom itesinin mektubu Posev dergisinin 6. özel say ı s ı nda ve Şubat 1 971 tari h l i nüs­ hasında yayınlanmıştır . Mektuplar, muhtelif tarihlerde yaz ı l m ı ş olup, K ı r ı m mahalli yöneticilerinin baskı ve zulmü i le daha da açığa çı kan u ı rk ayı rı m ı 11 işlen... mekted ir.

Moskova'daki K ı rı m Türk temsilcileri , Mayıs 1 969 sonuna kadar 50.000 imzalı 22.984 protesto mektu­ bunu parti yetki li lerine teslim etm işti r. Bu tarihe ka­ dar şahsi ve kol lektif olarak verilen d ilekçe ve protes­ tolardaki i mza sayısı 3 mi lyonu aşm ışt ı r. Bu da gös­ termektedir ki, reşit olan her Kırım Türk'ü , en az 1 0 defa i mza vermiştir . . Fakat, 300. 000 kişinin tekrarla­ d ı ğ ı bu dilekçelerin boşuna yapı ldığı bugün ortaya çıkm ıştı r .


YURDA D Ö N Ü Ş M Ü C ADELESİ

205

Nisan 1 969'dan 1 971 Şubat ayı n a kadar Mosko­ va temsilcileri tarafı ndan toplam 15 bildiri yayınlan­ mıştır. Ancak bu bildirilerin parti ve hükümetin iç si­ yasetine hiçbir etkisi olmadığı gibi bu bildiri leri ya­ y ı n layanlar hakkı nda da adli takibata geçilmişti r.

Temmuz 1 969'da Moskova'da toplanacak M i l let­ lerarası Komünist ve işçi Partileri Konferansına 1 2.000 imzal ı bir di lekçe gönderilmiştir.

22 N isan 1 970 tarihinde Lenin'in 100. doğum yı l­ dönümünde il. Dünya Savaşı malulü 3.000 K ı r ı m Türkü ve 350 Kırım Türk komünistinden birçok di lekçe par-­ ti ve hükümet yetkililerine gönderilmiştir.

30 Mart 1 971 tarihinde Moskova'da toplanan 24. Parti Kongresine de, kararnamenin (5 Eylül 1 967) ya­ y ı nlanmasından beri Kırım Türklerine yapı lan zulmü anlatan 60.000 imzalı bir protesto mektubu gönderil­ miştir. Bu protesto mektubunun sonuna, adam öl­ düren, halkı intihara teşvik eden, kanunsuz tutukla­ malar yapan ve Kırım Türklerinin malı-mülkünü talan eden polislerin , parti yetkil i lerinin ve idarecilerin isim­ leri açık olarak yazılmıştı r.

Haziran 1 972'de Kırım Türkleri , S.B.K.P. Genel Sekreteri Leonid Brejnev'e 20.000 imza l ı ve S. B. Po­ l itbürosuna 1 8.000 imzalı b i r di lekçe vermi şlerdir.


Y ÜZB I NLERIN S Ü R G Ü N Ü

Y.U.P.A. Ajans ı n ı n Moskova'dan bildirdiğine gö­ re, Brejnev'e yazılan 20.000 imza l ı di lekçede; ıı mese­ lemize memnunluk veric i bir çözüm yolu bulunması­ nı istiyoruz. ıı denmektedir. Kırım Türkleri aynı d ilek­ çede, her çeşit müşkülata rağmen, hakların ı almak ve korumak hususunda kararlı olduklarını bildirmiş-­ lerd i r. Ayn ı zamanda, Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin 50. kuruluş y ı l ı olan 1 972 y ı l ı n ı n Kı­ rım Türklerinin tari hinde bir dönüm noktası olaca­ ğ ı n ı ümit ettiklerini belirtmişlerdir. Diğer yandan Pol itbüroya gönderilen 1 8.000 im­ zalı dilekçede ise; Kırım Türk halkına yapı lan siyasi baskı ve u l usal ı rk ayı rımı hareketlerine son veri lme­ si talebinde bulunulmuştu r. Bu iki d ilekçe, Brejnev·e ve Pol itbüro başkanl ı ğ ı ­ na 1 972 y ı l ı n ı n Haziran ayında verildiği halde gaze­ telere Ağustos 1 972'de açı klanmış b u l u nmaktadı r. 30 YIL SONRA İDAM!

İ k i n ci Dünya Savaşında komünistlere karşı savaştık­ ları gerekçesi ile yargılanan üç K ırım Türkünden ikisi kurşuna dizilmiş, biri de 15 yıl ağır hapse mahküm edilmiştir. Kırım'ın komünist boyunduruğundan kurtulması için savaşan Türklerden kurşuna dizi lenlerin adı Ahmet ve Ha­ san, ağır hapse mahkOm edilenin adı ise Nasru l l ah'tır. Al­ manlarla işbirliği yaptıkları iddiasıyla 18 Mayıs 1 944'te K ı­ rım'dan sürülen daha sonra, 5 Eylül 1 967'de, Rus resmi gazetesinde yayınlanan bir kararla, mesnetsiz ve haksız bir cezaya çarptırıldı kları b i ldiri len Kırımlı Türkler va­ tanlarına dönmek istedi ler, fakat karar uygulanmadı. Yar­ g ılamalar devam etti. Sürgünden otuz yıl ve emirnamenin yayınlanmasından yedi yıl sonra üç Kırımlı Türk, binlerce soydaşları gibi, bu şekilde ağır cezaya çarptırı l d ı lar. (Orta Doğu, 11 Aralık 1 974)


xv

GENEL DEMOKRATİK HAREKET LİDERLERİYLE Ol.AN MÜNASEBETLER (U.ırım Türklerini Destekleyenler)

K

i R iM Türkleri, bütün faal iyetlerin i n sonucu yurt­ larına dönememiş olsalar b ile, davaları n ı destekleyen birçok dostlara sahip olmuşlardır. Bu dostlar, Sovyet Rusya'da Genel Demokrati k Hareketin l iderleri ve üyeleridir. Bunlar arasında şair Kosterin, emek l i ge­ neral P . G rigorenko, G. O. Altunyan, T. Franko, M. Lisenko, P. Yakir, V. Karasin ve S. P. Pisaryev gibi tanınmış fikir ve i l i m adamları bulunma ktadır. Sovyet görüşünü yansıtan 11 Soviet Weeklyo dergisinde d�hi bu gerçek şöyle ifade edi liyordu :


208

YÜZB İ N LE R I N S Ü R G Ü N Ü

ıı G rigorenko'dan başka K ı r ı m Türklerinin dava­ s ı n ı savunan diğer Sovyet aydı nları n ı n sayısı da az değ i l d i r. n Yukarıdaki gerçekten de anlaşılacağ ı üzere, Kı­ rım Türk temsilcilerinin Moskova'daki faaliyetlerinin en başar ı l ı yön ü ; kendi lerini destekleyenlerin say ı l a­ rını arttırm ı ş olmaları d ı r. Bilhassa G rigorenko, cesa� retli çıkışları i le daha evvel de bel i rti ldiği gibi bütün hür dünya basınında kendisinden sitayişle bahsettir­ mesini b i l miştir. Onun g i b i , bu konuda meşhur birinin K ı rı m Türkleri safında yer alması, Kırı m'a dönüş da­ vas ı n ı aktüel b i r hale koymuştur. K ı r ı m Türklerini haklı davalarında destekleyenle­ rin biyografilerinin ve bu konudaki faal iyetlerinin özet­ leri aşağıdadı r : A ) KOSTERIN

Kafkasya'da doğmuştur. Daha küçük yaşlardan itibaren küçük Türk halklarına yap ı l an baskı ve zulmü gözleri i l e görmüştür. Çarlı k Rusyası nda gençliğinin ü ç y ı l ı n ı hapisanede geçiren Kosterin, Sovyet rej i m i zamanında da Beriya'nı n emriyle 1 7 y ı l h ürriyetinden mahru m b ı rakı ldı . Kosterin, Şubat 1 968'de büyük bir cesaretle yaptığı çı kışta şöyle d iyord u : ıı Bugün memleketimizde bilhassa m i l liyet mese­ leleri üzerinde durulmamaktad ı r. Ben, Stalin tarafın­ dan başlatı lan ve halen sürdürü l mekte olan, küçük m i lletleri parçalama ve yoketme politikas ı n ı d üşünü­ yorum . Stalin tarafından kendi öz vatanlarından sü­ rülerek, uçsuz bucaksız Sibirya ve Ortaasya'da dağıl­ m ı ş, küçük gruplar halinde, zor tabiat şartları altında yaşamaya mahkum edi l m i ş Volga Almanların ı n ve Kı­ rım Türklerinin, bugün bile ataların ı n topraklarına


K i R i M TÜRKLE R i N i DESTEKLIYENLER

209

dönme hakları yoktur. Bu çfurum, nefretle anı lmaya layıktır.ıı 1 7 Mart 1 968'de Moskova'da bulunan kadirşinas Kırım-Türk temsilcileri, Kosterin'in 71 . yaşgünü şerefi­ ne b i r gece tertiplemişlerd i r. Kosterin ağır hasta l ı ğ ı dolayısiyle toplantıya katı lamam ış, ancak o n u temsi­ len eşi Vera lvanova Kosterina ve P. Grigorsnko ha­ z ı r bulunmuşlard ı r. Toplantıda K ı rım Türkleri ad ı n a konuşan b i r temsilci, Kosterin hakkında şöyle söylemişti r: 11 Yarım m ilyonu aşkın Kırım Türk halkının M os­ kova'da bulunan 60 temsi lcisi adına ben, memleketi­ m izin kara kuvvetlerince hakları çiğnenen halkımız ve d iğer küçük halklar yararına eli nden gelen herşeyi yapm ı ş olan yoldaş Kosterin'e teşekkür ederim. 11 11 Kosterin , halkı mızın hükümran l ı k haklarına hür­ met gösteri lmesini ve her şeyden önce onun vatanı üzerindeki hakkın ı n tanı nmasın ı talep ederek, hal kı­ mızın temsilci lerine uygu lanan şiddet hareketleri, hal­ kımızın yaşama uğrunda yaptığı çetin mücadele şart­ ları altında b ize yard ı m elini uzatmıştır. Biz, bunu. h içbir zaman unutmayacağ ız. (Şiddet l i alkı şlar) ıı . 11 Biz kederden bitkin hale gelmiş a k saçlı i htiyar­ lar, kadınlar ve çocuklar 24 y ı l önce y ü k vagonlarında anayurtları Kı rım'dan götürülürken, onbinlerce yurt­ taşı mız özel bölgelerde açl ı ktan ve hastal ı ktan can veri rken, kendi halkı n ı s ı rf milli mahv felaketinden kurtarmak ve yurduna iade etmek yolunda tedbirler alan yurttaşları mız zindanlara atı l ı rken, şu suali sor­ mak hakkı n ı kend imizde görüyoruz. Sende vicdan di� ye b i r şey var m ı Rusya? Senin evlatları ndan hiçbiri acaba bunun bir ci nayet olduğunu haykı rmayacak m ı ? F : 14


210

YÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü

Neden onlar kendi kayıtsızlı klariyle senin yüzkarası hareketlerine göz yummaktadı rlar? Nihayet şimdi biz, bu g ibi insanların varolduğunu söyleyebi liriz. işte, Rusya vicdan ı n ı n sembol ü Kosterin ve onun demok­ rat hemfikirleri . . . Onların halkımıza yaptı kları yardı­ mı bizim m i l li hareketimize, mücadelemizi oldukça kolaylaşt ı ran ve i lerlemenin zafer tarihine yeni bir unsur katmaktadı r . . » Toplantıda Grigorenko da meşhur nutkunu vef'" miş ve tören sona ermiştir. Kosterin; yakalandı ğ ı ağır hastal ı ktan kurtulama­ m ıştı r. Bunun yan ı s ı ra Sovyet Edebiyatç ı lar Birliğin­ den de i h raç edilen Kosteri n ; karş ı l ı k olmak üzere Komünist Parti üyeliğinden istifa etmiştir. Bir ay son­ ra , 72 yaşında iken 10 Aralık 1 96B'de vefat eden Kosterin'in ölümü, Kırım Türk halkı ve Sovyetlerde­ ki Genel Demokratik Hareket yönünden çok büyük bir kay ı ptır. .

B) GRIGORENKO

Sovyet yöneticilerinin açısı ndan Grigore nko nun durumu, ııSoviet Weeklyıı dergisinde şöyle açı klanı­ yordu : ıı Kırım Türklerine karşı Sovyet yetki l i leri tarafın­ dan izlenen politikan ın, Rusya'da herkes ve özellikle aydı nların bütünü tarafı ndan desteklendiği de san ı l­ mama l ı d ı r. Son yıl larda bu konu d a d a seslerini yük­ seltenler ortaya çı kmağa ve b unlar K ı rı m l ı Türklerin affedi l meleri gerektiğini bel i rtmeğe başlam ışlard ı r. Sovyet ordusundan KOVULMUŞ bulunan ü n l ü asi ge­ neral Grigorenko bunlardan biridir. Grigorenko bun­ dan birkaç ay önce, bazı gösteri lere karıştı kları iddia­ siyle tutuklanan K ı r ı m Türklerinin duruşmalarında bu'


K iRiM TÜRK LE Ri N İ D ESTEKLİYEN LER

21 1

l u nmuş ve onları n lehinde protestoda bulunduğu için kendisini tutuklamışlard ı . n Grigorenko, halen 66 yaşında bulunmaktadır. Sovyetler Birliğinin siyasi ve sosyal alanlarında son yıllarda özel b i r faaliyet gösteren general, ıızaptolun­ mazıı adı nı a l m ı ş ve yalnız Sovyetler Birliği ölçüsün ... de değ i l , Sovyetler Birliği meseleleriyle i l g i lenen bü­ tün dünya ölçüsünde de ün kazanmıştı r. Grigorenko'nun geçmişine bak ı l ı rsa; kendisi 21 yaşı nda Komünist Partisi üyesi olmuştur . i l . Dünya Savaşında b i r alay komutanı olan Grigorenko, savaş­ tan sonra Moskova'da itibarı yüksek olan Frunze As­ keri Akademisinde Sibernetik hocal ı ğ ı na tayin edil­ m iştir. Grigorenko'nun geçmişi, kendisini isyandan çok ikrara hazı rlamışt ı . Mamafih, 1 956'da N i kita Kruş­ çev tarafından Stalin'in suçları i le i l g i l i olarak yapı­ lan ifşaat, Grigorenko'r.un dünyas ı n ı altüst etm iş ve onun felsefesinin temelini tekrar i ncelemeye zorlamış­ t ı . Bu i ncelemenin verdi ğ i i lk sonuç olarak G rigoren­ ko, 1 961 senesinde Moskova'da katı ldığı b i r Komü­ n ist Partisi toplantısı nda ; Stalin'in kanlı hareketleri­ nin bir tarihi tesadüf olmayıp Sovyet siyasi sisteminin KAÇINILMAZ SONUCU olduğunu i leri sürdü. n Şimdi n dedi, n Başımızda b i r Kruşçev sistem i var. Bundan sonra gelecek sistemin önüne geçmek istiyorsak Dü­ ZENI DEGIŞTIRMEMIZ gerekir.ıı Bu gibi konuşmalar Sovyet ölçü lerine göre i ha­ net say ı l ı r. E rtesi g ü n Grigorenko Frunze Askeri Aka­ demisindeki görevinden atı ldı. Hemen akabinde bütün akademik ünvanları geri alınd ı ; Komünist Partisinden ihraç edild i ; rütbesi tuğgenerallikten er rütbesine in­ d iri lerek 1 4 ay m üddetle kalmak üzere b i r akı l has­ tanesine sevkedi ld i . Bütün bu tedbirler(!) i l . Dünya Savaşı nda iki ke-


212

Y ÜZBİNLERİN S Ü R G Ü N Ü

re ciddi surette yara almış olan Grigorenko'yu yıldır­ madı. Akı l hastanesinden ç ı ktıktan sonra , i şçi olarak ekmeğ i n i kaba işlerden çı karmağa başladı . Bunun ya­ n ı s ı ra, Sovyet toplumunda adaletsizliklere karşı g iriş­ tiği hücumu şiddetlendird i . Reji me muha l if entellek­ tüellerin duruşması esnas ı nda sabı k general, başında kürklü şapkas ı , elinde konuşurken sık sık yere vur­ duğu kal ı n bastonu ile mahkeme salonunun d ı şında duru p d u ruşmaları n halka açı k olmasın ı talep edi­ yordu . Hatta , yine Moskova'da yapı lan bu tip yarg ı lama­ ların b i rinde duruşma salonuna g i rmek isteyen Gri­ korenko, polise karşı gelmiş ve g izli polislerden bi­ rine; ıı beni korkuttuğunu san ıyorsun , deği l mi, ama · korkutamıyorsun ıı dem iştir. " Ben de bu vatan için kan ı m ı döktüm . ıı Sovyet birlikleri Çekoslovakya'yı işgal ettiği za­ man G rigorenko, Politbüroya gönderdiği d ilekçede Sovyet siyasetinin değiştir i lmesi talebinde bulundu . c�ilekçede sabı k general şöyle diyord u : ıı B i r devletin büyüklüğü, hürriyete susamış kü­ ç ü k b i r memleketi ezmek için ku lland ı ğ ı orduları n ı n kudreti ile değ i l , sahip bulunduğu ahlak g ü c ü i le öl­ ç ü lü r. ıı Yine başka b i r nümayişte G rigorenko, dışarıda toplanan halk aras ı nda, hazıfladığı bir b i l d i riyi elden _ ele dolaştırıp imzalatmakta idi. Bu b i l d i ride sanıkla­ rı n {Demokratik Hareket mensupları) yolu tı kamaktan ötü rü değil, siyasi kanaatleri nden dolayı yargı land ı k­ ları yaz ı l ı idi. Bu esnada gizli polis ajanı olduğundan şüphe edilmeyen b i r kişi b i ld i riyi a l ı p parçalad ı . Bu adam halk tarafından korunmasa idi emekli genera­ l i n bastonu başında parçalanacaktı .


K i R i M T Ü R K L E R İ N İ D E ST E K L İ Y E N LE R

213

Kırım Türklerinin haklarının yılmaz savunucusu Emekli General Grigoıenko. Y u k a r ı d a k i örneklerden de anlaşı lacağ ı üzere Grigorenko , Sov yetl e r Birliğinin ezilen h al k l 3 rı n ı n ya­ nısı ra istisnasız olarak ezilen bütün toplum ların de­ mokratik h a k la r ın ı sav u n m a ktad ı r. Nevar ki o, b u ara­ da en çok, Sovyetler Birliğinde h a li h az ı rda n üfus l a r ı 500.000 kişiyi b u l a n Kı r ı m Türklerinin kad eriyle i lgi­ lenmekte ve bundan d a en d i şe d uym a k ta d ı r. Çektiği b ü t ü n m addi ve manevi s ı kıntı ve baskı­ lara rağmen general Grigorenko, 1 966 1 969 yıl ları aras ı nda, Sovyet ler B i r liğin d e g itti kçe kuvvetlenen Stal in'e yeniden itibar kazandırma hareketine karşı mücadeleye, Brejnev ve Kosigin'in siyasetini açı kça tenkide ve n ihayet Kırım Türklerinin tüm ve sosyal reabilitasyonunu ve Kırım Muhtar SSC'nin yeniden -


214

YÜZB İ N LERİN S Ü RGÜN Ü

kuru l m asını yorulmadan talep etmeye devam eden i lerici Sovyet aydınlarının i l k saflarında yer a lıyor­ du . MOSKOVA'DAKI TÖRE N D E : 1 7 Mart 1 968'de Moskova'da .Kosterin'in 72. doğum yıldönümü m üna­ sebetiyle tertiplenen yukarıda adıgeçen törende Kos-­ terin'e vekaleten konuşan G rigorenko şöyle haykı rı­ yord u : << Bu gayri tabii d u ru m a son vermek için, şunu iyice b i l meniz gerektir ki; kanunun bahşettiği hakları di lemek deği l TALEP etmek lazımd ı r. ıı « TALEP ETME�E BAŞLAYINIZ! Ve sizden kanun­ suz olarak alınanları n b i r kısmını değil , TÜMÜNÜ K ı r ı m M � htar Cumhuriyetinin yeniden ihyasını talep edin iz. Talepleri nizi b i ldiri ve di lekçeler yazmakla sı­ n ı rland ı rmayı n. Bunlan anayasanın size tanıdığı bü­ tün vasıtalarla - söz ve bası n hürriyeti, toplantı ve m iting ler, sokak gösterileri ve nümayişlerle kuvvet­ lendiriniz . . . Başta Rus ve Ukraynalı lar ve sizin hal­ kınız gibi hakarete uğramış ve uğramakta olan m i l­ letler olmak üzere, Sovyetler Birliğinin d iğar m i llet­ lerinin bütün i lerici insanlariyle de temas kurunuz. Yard ı m sağlamak için bütün dünya ilerici kamuoyuna ve m i l letlerarası teşekküllere hitap ediniz . . . " " Sizin halkınıza 1 944'de reva görü len hareketin kati bir ismi var: insan l ı ğ a karşı yapılan en ağı r ci­ nayet şekil lerinden biri olan genocide . . . 11 " Di LEMEKTEN vazgeçiniz! Sizden kanunsuz ola­ rak gaspettiklerini G E R i ALiNiZ . . . Ben sizin halkı n ı.. za haklı mücadelesinde tam b i r başarı d i leri m ! Aziz dostlar! Yaşasın Kırım'da yen i baştan kuru l m u ş ve canlanmış Kırım Muhtar Cumhuriyetinde m üstakbel bui uşmam ı z ! ıı Yakın dostları ndan Kosterin 1 0 Ara l ı k 1 968'de öl-


K iRiM TÜRKLE R i N İ DESTEKLIYEN LER

215

düğü zaman G rigorenko, hoparlörde mütemadiyen kendisini susturm aya çalışan b i r sese aldı rmadan son derece tesirli b i r kaside okumuştu. Eski asker kaside­ n i n bir yerinde şöyle haykı rıyord u : 11 Uyan Alyoşka! Çarpış Alyoşka! Bizler, seni n dostların, arkandayı z. Hürriyet b i r gün gelecektir! Demokrasi bir gün gelecektir ! » SON TUTUKLANMAS I : Meşhur Taşkent yargı lan­ ması nda 1 0 K ı rı m Türkünü müdafaa etmek için Mos­ kova'dan Taşkent'e gelen G rigorenko , 7 Mart 1 969 tari hinde tutuklandı . Daha evvel Grigorenko, Mustafa Cem i loğ lu tarafından gönderi ldiği zannedi len bir mek­ tupta ; Taşkent'e gelir gelmez tutuklanacağ ını haber almıştı. Bunun yanısıra 2.000 imzalı b i r de davetiye alan Grigorenko, her şeye rağmen korkmad ı ğ ı nı gös­ termiş ve Taşkent'e gelmişti. Daha Moskova'da iken resmi tehditlerle de kar­ şılanan G rigorenko, büyük bir cesaretle dostlarına şöyle diyord u : 11 Benim istediğim demokrasi ile olacak b i r sos· yal ist sistemdi r . Demokrasi olmadan sosyalizm de ola· maz. n Bundan sonra, eski asker Grigorenko, eski as­ kerlik günlerini hatı rlatan b i r eda ile odada b i r i leri bir geri adım atarak devam ediyor: . 11 Hiç korkmuyorum. Hayatı m boyunca kendi ken­ dime sayg ı l ı o l mak istedim. Başkaları n ı n benim hak­ kımda düşündüklerine ve söylediklerine hiç aldırm ı ­ yorum . Sadece kendi hakkımda düşündüklerim beni ilgilendirir. ıı Yargı lamanın başlayacağı gün, gizli polis tehdi­ d i n i yerine getird i . Taşkent'te G rigorenko'yu m isafir eden Kırım l ı ailenin evin i basan polisler, generali t� tuklayarak hapisaneye sürüklediler. Aynı anda Gri..


216

Y ÜZBINLERİN S Ü RGÜN Ü

gorenko'nun Moskova'daki apartman dairesi de ba­ s ı l m ı ş ve pol isler, diğer dökümanlar arasında, Orto­ doks kil isesi i l e ilgili b i r kitap ile G rigorenko'nun Sovyet adaletsizliğini protesto eden di lekçelerini yaz­ makta kulland ığı eski b i r daktilo makinesini alıp gö­ türmüşlerdi . Bu suretle hükümet makamları yönünden mesele kapanmış oluyordu. Bir Sovyet gazetecisi, bu olay hakkındaki görüşünü şöyle ifade etmiştir: ıı G rigorenko ne zaman susması gerektiğini b i l­ meyen inatçı bir Ukrayna l ı idi. Bu yüzden başkaları onu susturdular. ıı G rigorenko'nun akıbeti başta kendisi olmak üze­ re hiç kimseyi şaşı rtmadı . Daha önceleri hapisaneye girip çıkmış olan general , Sovyet sistemine yönelttiği şiddetli tenkitler yüzünden b i r kere daha mahkum olacağı n ı b i liyordu . Aslında , Grigorenko'nun tutuk­ lanması nda şaşı lacak yegane husus; bu tutuklamanın daha evvel neden yapı lmadığı idi. Bunun en muhte­ mel izahı ise, Taşkent'e i laveten Moskova'da da gös­ teri mahiyetinde bir yarg ı lama tertiplemek istemeyen Kreml in'in uygun bir anı beklemiş olmas ı d ı r. G rigorenko'nun Taşkent'e gitme kararı, muhak­ kak ki polise sab ı k genera l i m ümkün olduğu kadar sessiz sedasız tutuklama fırsatını sağlamıştı . Zira ken­ d isini Türkistan'da tutuklamak suretiyle Sovyet yön� ticileri, G rigorenko'yu, Taşkent'te yargı lamak hakkı­ na hukuken sahip oluyordu. Bu da mahkemeni n G ri­ gorenko'nun nüfuzlu dostları n ı n desteğinden ve d ı ş basının gözlerinden uzakta cereyan etmesi demekti . Generalin tutuklanması, evvelden tah m i n edil­ mekle beraber Moskova'daki genç entellektüeller için yine de ağı r b i r darbe teşkil edi l miştir. G enç bir li­ beral; o hepim iz ona hayrandı k, m ücadeleye devam et­ me cesaretini ondan al ıyordukıı d iyordu. iki ay evvel,


217

K i RiM T Ü R K L E R İ N İ D ESIE K Lİ Y E N LE R

evinde arkadaşları i le oturup konuşurken G rigorenko bunu bildiğini göstermişti . Sab ı k general gözlerinde şimşekler çakarak; 11 bu işe yalnız başladı m ıı , demişti. " Fakat artı k yalnı z değ i l im ıı . Tutu k l u G rigorenko, yeni bir tıbbi m üşahedeye alınmış ve sağ l ı k d u rumunun iyi olduğu hakkında rapor veri l miştir. Ancak, resmi makamlar bunu yeterli görmemişler ve kendisini Mos­ kova'daki Serbski Enstitüsüne gönde r m işlerd i r Ora­ da, Grigorenko'nun cezai ehliyeti olmadığına karar verilmiştir AKIL HASTANESiNDE: Posev dergisinin 5. özel sayısında; ıı Samizdatıı ı n yeralan dökümanları arasın­ da Grigorenko'nun son durumu hakkında bilgi veril­ mektedir: Sovyet makam ları G r igorenko yu, 1 970 Hazi ra­ nı ndan beri bulunduğu Sovyetıer Birliğ i n i n Kaliningrad oölgesinde, Çeryahovsk şehrinin özel akıl hastane­ hapisanesine sevketmişlerdir. Adıgeçen haberde da­ ha sonra kaydedi ld i ğ i üzere, sabık genera l i ; « b u has... tanede , isimlerini bildi rmemiş olan ve ona kanaatlerin­ den vazgeçmesini teklif eden iki sivil ziyaret etmiş­ tir.ıı G rigorenko, bu teklifi yalnız kesi n surette red­ detmekle kalmamış, Sovyet makamları tarafından gön­ derildi klerine şüphe olmayan bu sivil lerle konuşmak­ tan da kesi n olarak kaçınmışt ı r. Bunun üzerine hasta­ ne idaresi Grigorenko'yu, saldırgan akıl hastaları g ru­ bu i le gezintiye ç ı karmağa başlamıştır. 1 5 Haziran 1 970 tarihinde G rigorenko'nun karı­ s ı na, kocasını ziyaret etme izni veril miştir. Nevar ki bundan önce G rigorenko'nun karısı 8 saat hastane­ de bekletilmiş ve kocasiyle ancak , hapisanelerde <:>lduğu g ibi, hastane yetk i l i leri nezareti altında gö­ rüşebi l miştir. G ri gorenko'nun eşi , görüşmeden sonra kocas ı n ı n soruşturma sırasında en azından b i r dü.

.

'


.21 8

YÜZBI N LERİN S Ü R G Ü N Ü

zine kimse tarafından dövü ldüğünü i leri sürm üştür . Bilindiği gibi, Sovyetler Birliğinde son y ı l l arda Sovyet makamları ve reji m tarafından isteni lmeyen u siyasi suçlu ları n ıı ve u muhalifleri n ıı , gerçekte Sovyet ceza organların ı n , özellikle Devlet G üven l i k Komite­ sinin kontrol ü altında b u lu nan özel akı l hastanelerirl'­ de tutu l maları bir moda haline gelmiştir. Bu arada bu hastane-hapisanelerde u siyasi mahbusları n ıı durumu­ nu güçleşti rmek ve on lara manevi işkence yapmak üzere, onları, esas mevcudu, adam öldüren ve di­ ğer ağır c inayetler işlemiş olan gerçek akı l hastala­ rı n ı n teşki l ettiği hastanelere yatırıyorlar. G rigorenko, Çeryahovsk şehrinin özel akıl has­ tanesinde, karısını boğazlamış b i r cani i le birlikte 6 metrekare l i k bir hücreyi paylaşmak zorunda kalmak­ tad ı r. i ki adım genişliğindeki bu hücrede, ancak ya­ taktan kalkmak ve g iyinmek i m kanı vard ı r. Bu akı l hastanesinde şartlar o kadar ağırd ı r ki, 63 yaşındaki Grigorenko'nun sağ l ı k durumu son derece fenalaş­ mıştır. O, ayrıca yaralı ayağı ndan da şiddetli ağrı­ lar hissetmektedi r. GRIGORENKO'YU DESTEKLEYENLER: Grigoren­ ko'nun tutuklanışının akabinde kendisini destekle­ yenlerin protesto sesleri yükselmeğe başladı. Bu pro­ testolar, gene l l i kle grupların i l g i l i makamlara m üra­ caatı şeklinde olmuştur. Bunlardan bazı ları : 6 Haziran 1 969 Cuma günü, öğle üzeri, 2.000 ka­ dar K ı rı m Türk'ü, Moskova'nın Mayakovski meyda­ n ında sessiz b i r yürüyüş yapmıştır. Dikkate değer b i r noktad ı r k i ; aynı anda ıc Komünist v e işçi Parti lerinin M i lletlerarası Konferansı " devam ediyordu. Konferan­ sın o günkü gündeminde ise ; ıı Emperyalizme Karşı Mücadele Problemlerineıı ait i l k maddesinin tartışı l­ ması yeral ı yordu. Gösteric i lerin el lerinde d iğer pan-


KiRiM TÜRKLERİ N İ D ESTEKLİYENLE R

219

kartların yanısıra Grigorenko'nun resimleri ve «Tu­ tuklu General G rigorenko'yu Serbest Bı rakı n ! ıı yazı lı pankartlar göze çarpıyordu . G rigorenko'nun serbest b ı rakı l ması n ı isteyen İs­ kandinavyalı i ki üniversiteli genç Moskova'da tutuk­ lanm ıştır. Biri Norveç ' l i olan Harold Bristol , diğeri l sveçli olan Elizabeth Lie, 6 Ekim 1 969 öğleden sonra dakikalar süren çal ışmaları s ı rası nda Sovyetler Bir­ l i ğ i Başbakanı Kosigi n'e hitaben yaz ı l m ı ş u çağrı u yı dağıtmayı başarm ışlardı r. Bu u çağrı ıı , Sovyet görev­ l i leri tarafı ndan hayret ve sürprizle karşı lanmıştı r. Rus d i l i nde kaleme a l ı n m ı ş olan bu u çağrı uda iki ls­ kandinavya l ı üniversiteli genç, general G rigorenko yarg ı l anmad ı ğ ı veya serbest b ı rakılmad ı ğ ı takdi rde açl ı k grevi yapmağa kararl ı bulundukları n ı belirtmiş­ lerdir. Sovyetlerin i l erige len meşhur bilginleri, general P . Grigorenko'nu n mahkum iyetini Sovyetler Birliği Başsavcısı Rudenko'ya ve Sovyetler Birliği Yüksek Şura Prezidyumu Başkanı Podgorni 'ye gönderdikleri b i r u mektupıı ile protesto etmişlerd i r. Protestocular aynen : u General G rigorenko'nun gerek sorgusu ve gerek yarg ısı yap ı l ı rken Ceza Mahkemelerinin i l g i l i kanunları ağı r şekilde çiğnemiş bulunması , soruştur­ manın ve del i l lerin noksan olması karşısı nda mahke­ me kararı n ı n meşru iyetinden şüpheye düştüğümüzü açı klar ve bu mahkumiyeti şiddetle protesto ederiz,, demişlerd i r. Taşkent mahkemesi tarafı ndan u sorumsuzıı ola­ rak kabu l edildiği halde G rigorenko'nun 27 Mart 1 970 tarihinde adıgeçen hapisanenin psikiyatri hastanesin­ de u mecbu ri kür'e ıı mahkum edi lmiş bulunulması hu­ kuk kurallarına aykı rıdır. Yukarıda adıgeçen protes­ toyu gönderenler, general G rigorenko'nun, i l . Dünya


220

Y ÜZB İ N LE R İ N S Ü R G Ü f� Ü

Savaşından sonra Muhtar Cumhuriyetleri ortadan kal­ d ı r ı l m ı ş, O rtaasya'ya sürülmüş ve halen yurtlarına dö­ nüp yer leşmek müsaadesi istemekte olan K ı r ı m Türk­ lerinin yararlarına müdalıa!ede b u l unduğundan dola­ yı mahküm ed i ldiğini hat ı rlatmaktadı rlar. Bu protes­ toyu i mzalayanlar arası nda meşhur Fizik bilgini A. D. Saharov, Mişel A. Leontoviç, Valeri Çelidze, Valentin Tuçine v.s. gibi ilerici üniversite öğretim üyeleri de b u lunmaktadı r. G rigorenko, davası nda inanç sahibi olduğunu her fı rsatta belirtmekle tanı nm ı ştır. Bu bakımdan Sovyet makam ları n ı n fizi ki, adli takibatları ve baskıları onu yıldı rmamıştı r . Buna karş ı l ı k onun samimi ve manevi dostlar ı n ı n sayısı, Sovyetler Birliğinin içinde ve dı­ şında durmadan artmaktadı r. Sadece G rigorenko ; ıı Enternasyonal Kom ünizm ıı davasında Sovyetler Bir­ liği d ı ş politika ve propagandalarına karşı en büyük set ola rak gösteri leb i l i r. Onun yürekler acısı ve insan... !ıkla bağdaşmayan durumu, Sovyetlerde; · ıı fikir h ü r­ riyetinin derecesi n i n göstermeğe kafidir. i lerici Sovyet ayd ınları tarafı ndan gösterilen tep­ ki hareketlerinin ardı kes i l memiş, buna h ü r d ünya ya­ zarların ı n protesto yazıları da eklenince Grigorenko'­ nun sağ l ı k dosyası( !)na tekrar bakmak l üzumu hası l olmuştur. Buna göre, Şubat 1 974 başı nda bir açıkla­ ma yapılmış; G rigorenko'nun altı ay sonra sı hhati­ ne(!) kavuşarak aynı y ı l ı n ortalarında taburcu edi le­ ceği ifade edilmiştir. C) TARAS FRANKO ve MARIA LISENKO ( UK RAYNA'LI AYDINLAR )

M ü n i h 'te yayı nlanan cıŞ lyab Peremogi ıı adlı haf­ tal ı k gazetenin 26 Temmuz 1 970 tarihli sayısı nda : ıı Uyd u rm a Değ i l , Gerçek Devlet Uğrundaıı başlığı al-


K iRiM TÜRKLE R İ N i DESTEK LIYEN LER

221

tı nda, Sovyet Ukrayna'dan alınan b i l g i lere dayanan b i r habere yer veri l miştir. Bu habere göre , Taras Franko i le Maria Lisenko adında iki Ukrayna b i lgini, Sovyet Ukrayna Yüksek Şurasına yaptı kları m üracaat­ t a ; Yüksek Ş u ranın Sovyet Ukrayna terkibine giren Kı­ rım Eyaleti yerine, ıı K ı rı m Türk Muhtar Cumhuriyet i ., nin yeniden kurulmas ı için teşebbüse geçmesini talep etm işlerd i r. Bu m üracaatta K ı rı m'da Muhtar Türk Cum­ huriyetinin kurulmas ı n ı n m i lletlerarası önemi haiz b i r olay teşkil edeceği d e özellikle beli rtilmekte idi . K ı rım Türklerinin m i lli hakların ı n cesaretli mü-­ dafilerinden Maria Lisenko hakkı nda Sovyet kaynak­ larında, onun b i r Ukraynalı i l i m adamı olmasından başka bir b ilgi veri l m iyo r. Taras Franko'ya gelince, bu zat Ukrayna i li m ve edebiyat sahasının büyük oto­ rite ve şahsiyetid i r. Onun 1 953 yı l ından beri Sovyet­ ler Birliği Komünist Partisi üyesi olması da dikkate de­ ğerd i r. Taras Franko i l e Maria Lisenko'nun U krayna Sov­ yet Cumhu riyeti Yüksek Şura Başkanlı k Divanı nez­ d inde yaptı kları teşebbüsün ne gibi b i r sonuç verece­ ği henüz malum değ i ld i r. Yukarıda adıgeçen Şlyab Peremogi gazetesinin, Sovyetler Birl i ğ indeki olayları yorumlayan bazı uzmanları ; Kremlin l iderlerinin, Sov­ yet iç ve dış propagandasının yararı na olarak, Ta-­ ras Franko ile Maria Lisenko'nun teklifini kabul etme­ sini ve ıı Kırım Türk M uhtar Sovyet Sosyalist Cumhuri­ yeti ı ı nin yeniden kurulması yolunda resmi bir karar alması için Ukrayna Cumhuriyeti Yüksek Başkanlık Divanına tesir yapabilecekleri i htimali üzerinde du­ ruyorlar. Sovyetler Birliğinin diğer araştırıcıları ise aksi b i r kanaattedi rler. Onlara göre Taras Franko i le Ma..: ria Lisenko'nun teşebbüslerinde, aynı zamanda, açı k-


222

Y ÜZ B İ N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

ça Ukrayna Yüksek Şürasını bağı msız bir devletin parlamentosu gibi sayma eğilimi mevcut olduğundan, Moskova hiçbir zaman Ukrayna Yüksek Şürası n ı n Kı­ rım Türkleri i le K ı r ı m ' ı n kaderi hakkında herhangi b i r karar vermesine müsaade etmiyecektir. Ukraynalı bu iki i l i m ada m ı n ı n yukarıdaki cesa­ retli tekl ifi birçok gerçekleri açığa çıkarmıştır. Sov­ yetler Birliğinin çeşitıi birlik cumhu riyetlerinde, m i l­ li ve siyasi direnme hareketi, yalnız bu gayri Rus Cumhuriyetlerin m i l li aydı n ları arası nda değ i l , Ko­ m ü nist Partisi üyeleri aras ı nda da gittikçe daha fazla artmaktadı r. Bu parlak d i renme örneklerinden biri de, şüphesiz , Sovyet şartları için Taras Franko ile Maria Lisenko'nun oldukça cesaretli çı kışları d ı r. Tekrar Ukraynalı b i l g in ler Taras Franko i le Ma­ ria Lisenko'nun müracaatlarına değinerek kaydetmek gerekt i r ki, bunların taleb i n i n , bugüne kadar s ü rgün­ de bulunan Kırım Türklerinin tüm olarak anayurt K ı ­ rım'a dönmeyi d e öngörd ü ğüne şüphe yoktur. Zira, başka türlü K ı rı m M u htar Cumhuriyetin i n kurulması düşünülemez. Ç) GENRIH OVANESOVIÇ ALTIJNYAN

Sovyetler Birliğinde Sovyet vatandaşların ı n , özel­ likle K ı rı m Türklerinin hürriyet ve yurda dönüş dava­ sı nda, general Grigorenko'nun tilm izlerinden biri ol­ mak üzere, şahsi, ideoloj i k ve siyasi görüşleri yüzün.. den Sovyet ordusundan i h raç edi lerek 1 969 yazı nda Sovyet Ceza org a n l a r ı tarafı ndan t u t u k l anan H a rkov şehri Yüksek H a rp O k u l u öğretim üyelerinden 1 933 doğ u m l u istihkam b i nbaş ı s ı Genrih Ovanesoviç Al­ tunyan' ı n ismi zikred i lebi l i r . Posev dergisi nin Kas ı m 1 970 tari hli ve 5. özel sayısı nda, ıı Sam izdatıı ı n bu ko-


K iRiM TÜRKLERİNi DESTEK LIYENLER

223"

nu i le ilgili haberleri yayınlanmıştır. Bu haberlere gö­ re; Altunyan, 30 Haziran 1 969'da i lkönce Devlet Gü-· venl i k Komitesi yetki l i lerinden N i kolay Petroviç Mad­ rasov i le, ondan sonra da Sovyetler Birl i ğ i Komünist Partisi Merkez Komitesi yedek üyesi Georgi Yakov­ leviç Denisov i le görüşmüştür. Altunyan'ın oldukça cesaretle hareket ettiği bu her i k i ıı karşı laşmanı n » gerçek sorgu n iteliğini taşıdığını ayrıca beli rtmeğe h iç de lüzum yoktur. Altunyan, Devlet G üvenlik Komitesi temsi lcisi Madrasov ile yapt ı ğ ı konuşmada, Sovyet ceza organ­ ları tarafından tutuklanan general G rigorenko i le tam b i r dayanışma hali nde olduğunu beli rterek şöyle de­ m iştir: • Benim düşünceme göre K ı rı m Türkleri mesele­ sini süratle b i r çözüme bağlamak zarureti vard ı r . On­ lar, siyasi bakımdan temize çıkarı lmışlard ı r. Şimdi onları K ı rım'a i ade meselesi kalmaktadı r. Onların tem.. silcileri defalarca parti ve devlet idareci leriyle görüş­ me yapmışlard ı r. Türkler ergeç K ı rı m'a dönecek ve muhtariyetlerin i alacaklardır.• Altunyan'ın bu sözlerine karş ı l ı k olarak Madra­ sov; ıı Kırım Türklerinin K ırım'da yapacak b i r işleri olmad ı ğ ı ıı ve ııesasen K ı rı m'a dönmeyi de arzu etme­ d ikleri ıı cevabı n ı vererek b i le b i le yalan söylemiştir. Devlet G üven l i k Komitesi sorumlu temsilcisinin bu sözleri, Kırım Türklerinin yalnız anayurt Kırım'a dön­ mek istediklerinden değ i l , aynı zamanda bu uğurda yaptı kları ısrarlı ve fedakarca mücadelelerinde başta Madrasov'un kendisi olmak üzere, bütün medeni dün­ yan ı n haberdar olduğu b i r zamanda sarfedilmişti r. Kırım Türklerinin Kırım'a dönme meselesi ne, Al­ tunyan ' ın, Madrasov'un da katı l d ı ğ ı S.B.K.P. Merkez Komitesi yedek üyesi Denisov i le yaptığı konuşmada


224

Y ÜZ B I N LERİN S Ü RGÜN Ü

d a temas edilmiştir. Denisov, Altunyan'ı azarlayarak bu konuda şunları söylemiştir: cı Siz Sovyet a leyhtarların ı n etkisi altında bulunu­ yorsunuz. Sizin bu konuda herhangi bir şahsi fikriniz yoktur. Kırım Türklerinin hiçbir yere gitmeğe niyetleri yoktur. Böyle bir istekleri o lsa bile bu b i r yandan Özbekistan ekonomisini sarsacak, öte yandan da Kı­ rım'da bir takım yeni problemlere yol açacaktı r . .. Gerçeğe tamamen aykırı olan bu sözleri Altun­ yan şöyle cevaplandır:ıı ıştı r : cı Kırım Türklerinin hakkında b irkaç siyasi dava açı lmış ve karara bağlanmıştı r. Onlar K ı rıma dön­ meyi talep ettiklerinden mahkemeye verilmektedirler. Geçenlerde Kırım Türkleri Moskova'da gösteri ya� m ı şlard ı r. 11 Altunya'n ı n bu cesaretli sözleri anlaşı lan S.B.K.P. Merkez Komitesinin kudretl i yedek üyes i n i o kadar kızdı rmıştı r ki, Denisov kendi n i kaybederek şöyle haykırm ıştı r : cı Bu bir yalandan i baretti r. Nereden b i liyorsunuz? Ben Moskova'da oturduğu m halde hiçb i r şeyden ha­ berim yok. Siz ise Harkov'da yaşıyorsunuz . 11 S.B.K.P . Merkez Komitesi yedek üyesi G . Y. De­ n isov'un hareketi, Moskova yönetici lerinin Sovyet ka­ muoyunda, Kırım Türklerinin anayurt Kırım'a şiddet­ li dönme arzuları hakkında hiçbir şey b i lmediği i nti"." baını uyandırmağa çal ı ştı ğ ı n ı göstermektedi r. Mos­ kova yöneticileri herşeyden önce sırf siyasi, i ktisadi, ideolojik ve stratej i k sebeplerle, yani Sovyet deyimiy­ le; ıı emperyal ist sebeplerıı dolayısiyle K ı rı m Türkleri­ nin Kırım'a dönüp yerleşmelerini istememektedi r. Mos­ kova yönetici lerinin bu emperyal ist siyaseti, nazari olarak, açı kça Sovyet kanunlariyle, özell ikle S.B.K.P. yönetimi i le Sovyet hükümetinin Kırım Türkleri hu-


KiRiM TÜRKLE R İ N İ D ESTEKLIYEN LE R

225

susunda s ı k s ı k i hlal attikleri Sovyetler Birliği Anaya.. sasiyle tezat halinde bulunmaktadı r. Harkovlu tevazu sahibi G. O. Altunyan ile hapiste bulunan P. G rigorenko'nun Kırım Türklerinin kaderi ve durumu hakkında , Moskova yöneticilerine mensup G. Y. Denisov'dan çok daha iyi ıı b i l g i n sahibi olma­ ları işte bu yüzdendi r . Şurası da unutulmamalı d ı r ki, bütün bu gerçekler ve K ı rım Türklerine yapı lan hak­ sız m uameleler i lerici Sovyet kamuoyunun gözünden kaçmamakta ve onun, sözcü leri arasında G rigorenko i l e Altunyan' ı n da bulundukları tepkis i n i ve protesto­ ları n ı doğurmaktadı r.

Sovyet Rusya'­ daki ezilen halkların savunucularından ünlü romancı Soljenitsin, hürriyetçi yazar Todorovski'nin mezarını ziyaret ederken . . . Az sonra Soljenitsin tutuklanmıştır. ( B u ünlü yazar bugün hür dünyada bulunmaktadır)

f ; 15


226

Y ÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü D) Ol8ERLERI

K ı rı m Türklerinin yurda dönüş mücadelesinde ge­ rek fiilen ve gerekse fikren destekleyen d iğer Sovyet aydınları şunlardır: P. Yakir, A. Soljenitsin, S. P. P isaryev, N . Gorban­ yovskaya, A. Y. Volpin, A. D. Saharov, Pavel Litvinov, Larissa Daniel, Mişel A. Leontoviç, Valery Çelidze, Va­ lentin Tuçine v.s . Yukarıda adıgeçen h ü r düşünceli demokrat ay­ dınlar, meslek kollarında isim yapmış olup, dünyaca ünlüdürler.


XVI

KIRIM TVRKLERİNİN KVLTVR FAALİYETLERİ

BAŞLICA

olarak Özbekistan' da yaşayan Kırım Türklerinin en büyük ve en önemli mücadelesi, mu­ hakkak ki kültür alanında olmuştur. Bugün �mavata­ na d ön ü ş mücadelesi halen devam ediyorsa, bu kül­ tü! savaşının kısacası varolabilme savaş ı n ı n parlak bir zaferidir. Stalin'in ve bugüne kadar gelmiş geçmiş Mosko­ va yöneticilerinin Kırım Türkleri konusunda başlıca gayesi ; rejime daima tehlikeli olabilecek olan bu azın·· lığın, Sovyet kültür potasında erimesini sağlamaktı .


YÜZB İ N LERIN S Ü R G Ü N Ü

228

Sürgündeki gayelerin belki de en önemlisi bu i d i . Onun için Kırım Türkleri, kökleri ile sökülen b i r ağaç gibi anayurdundan kopatı l m ı ş, Özbekistan, Urallar ve Sibirya'da kurumağa, yokolmağa terkedi l m iştir (1 ) . 1 944 sürgün yı l ı ndan beri Kırım Türkleri, sadece açl ı k ve hastalı kla değ i l , m i l letçe yokolmamak için d e mücadele etm işlerd i r. 2 0 y ı l ı aşkı n b i r süre içinde kendi m i l li dil, kültür, edebiyat ve geleneklerin i yal­ nız korumakla kalmamış, aynı zamanda yurtları K ı rı m'a dönmeyi sağlamak için, özel likle son i ki yı lda açı kça protesto ve taleplerde bulunmak g ücünü de kendilerinde bulm uşlard ı r. K ı rı m Türklerinin m i l l i ve sosyal hayatında baş­ l ıca rol ü , aralarında şairlerin , yazar ve bilginlerin ön­ c ü l ü k yaptıkları K ı rı m'da yetişmiş yaşlı ve K ı r ı m dı­ şında büyüm üş genç ayd ı n l a r oynamaktadı r. Onlar tüm olarak kendi eser ve sözlerinde K ı rı m-Türk ko­ nuşma ve edebi d i l inin ve başta edebiyat ve sanat olmak üzere, K ı rı m .. Türk kültürünün korunması ve daha fazla geliştiri l mesi gerekliliğ i düşüncesinde b ir­ leşmektedirler. A) EDEBi FAAUYEll.E R

K ı r ı m Türklerinin kültürel faaliyetleri hakkında • Lenin Bayrağı u gazetelerinden en derli toplu b ilgiyi sunan K ı r ı m Türklerinin hür dünyadaki değerli lideri Dr. Edige K ı rımal'ı n b i r makalesinde aşağı daki b i lgiler verilmektedir:(2) Abdülhamltoğlw, Necip: 1944 Kırım Faciası ve Turan­ cılık Ülküsü. Yeni MllR Ülkü, G.0.T. yaymı, 1 969 Ankara, (2) Kırıma!. Dr. Eı:llge : Kırım Türkleri. Dergi, 59. ııeyl, 3-22 a.. 1970 MQnltı.

(1)


K Ü LT Ü R FAALiYETLERi

229

u Kı rım-Türk d i l i , binlerce y ı l boyunca Kırım tanınmış yaşlı Türk şairi Eşref Şemizade 1 969'da şu sözlerle ifade etmiştir: K ı rı m-Türk edebi d i l i nin korunması gerekl iliğini, Türklerinin kü ltü r gel işiminde büyük rol oynadığı hal1<1mızın d i l idir . . . Bir halk yalnız kendi edebi dil ine sa­ h i p olduğu m üddetçe yaşayab i l i r. » Daha sonra Eşref Şemizade'nin verd i ğ i bi lgiye göre, Özbekistan ve Kazakistan'ın Özbek. Kazak, Rus ve diğer m i l li okulları nda okuyan K ı r ı m l ı Türk çocuk­ ları anadillerini de öğrenmektedi rler . Buna yard ı m ol­ mak üzere geçenlerde tan ı n m ı ş Kırım-Türk yazarı Mehmet Ömer i le Yusuf Bolat tarafı ndan Kırım-Türk d i li konusunda çeşitli sınıf öğrencileri için özel su� rette hazı rlanan bir ders kitabı yayı nlanmıştı r . ( 1 ). Şunu da ekl iyelim ki , çağdaş K ırımlı Türk şai rlerinden b i rçokları (Alioğ lu, Cevahir Mecid) kend i ş i i rlerinde K ırım Türk gençliğine ne pahasına olursa olsun ana K ı r ı m Türk d i l ini korumayı telkin etmektedirler. Türkistan·da Kırım Türk d i l i n i araştırma ve ge­ l işti rme merkezlerinden biri , Taşkent'deki N izami Pe­ dagoj i Enstitüsüne bağlı Kırım-Türk D i l ve Edebiyatı şubesidir. Bu şubeye başlıca olarak özbekistan'ın or­ ta dereceli okullarında K ı rım Türk d i l i kursunu yap­ m ı ş olan öğrenci ler devam etmektedir. Bu şubede Kı­ rım-Türk edebi dili sahasında gelecekte çalışacak dil­ ci-öğretmen kadroları hazırlanmaktad ı r (2). Kırım Türk şairlerinin yazar, sanatçı ve bilginle­ rinin etrafında toplandıkları başlıca merkez, Taşkent'­ de 1 956'dan beri yayınlanan ve daimi geniş yazar ve (1 ) '(2)

ŞemizAde, Eşref: i l k Karılgaç. Lenin Bayrağı, 41 . sayı, 5 Nisan 1969 Taşkent. lenin Bayrağı, 29.10.1969, 129. sayı, Taşkent.


230

YÜZB İNLERIN SÜRGÜN Ü

muhab i r kadrosuna sahip bulunan " Lenin Bayrağı " gazetesi d i r. Onun Genel Yayın M üdürü Kırım Türk yazarı 1. islamoğlu'dur ( 1 ) . Özbekistan dışında yaşa­ yan K ı r ı m Türklerinin de okudukları bu gazete, başta yaşlı ve genç Türk aydı nları olmak üzere, tamamiyle Kırım Türklerinin kendi kuvvetleriyle çıkmaktadı r. Bu gaze'teye yazı yazan b i r çok Kırım Türkleri , özbekis� tan dış ı nda; Moskova, Leningrad, Herson ve Sovyet­ ler Birliğinin diğer şehirlerinde yaşamaktadı rlar. u le­ nin Bayrağı n gazetesinin Kırım Türklerinin sosyal, milli ve kültür hayatındaki rolü o kadar büyüktür ki, b u rol b i r dereceye kadar, K ı rı m"da geçen asrın so­ nunda ve bu asrın başır.da, büyük türkçü merhum Gaspıralı lsmail Beyin u Tercü man ıı gazetesi ile kıyas­ lanab i l i r. özbekistan'da m i l li eser veren K ı r ı m Tü rk aydın­ ları n ı etrafına toplayan ikinci merkez ; Taşkent'de Ga­ fu r G u lam Edebi Yayı nevine bağl ı Kı rım-Türk şube­ s i d i r. Başında K ı rı m Tü rk şairi Çerkes Ali ile redaktör şair Seyit ömer Emin'in bulunduğu bu şubenin, Kı­ rım-Tü rk şair ve yazarları n ı n 1 969'da 20'yi aşkı n ese­ rini yayı nlaması gerekiyordu. Bu şube tarafından bu-­ güne kadar, ebedi faaliyete daha i l . Dünya Savaşın­ dan önce K ı rı m'da oaşlayan ve şimdi Kırım Türk şair ve yazarlarının yeni yetişmekte olan kuşağın ilham­ cısı ve yol göstericisi olan Şamil Alaaddin, Abdü lra­ him Altanlı, Eşref Şemizade, Rahim Tınçer, Yusuf Bo­ lat, Rıza Halid v.s. g i b i i lerigelen K ı rı m Türk edebiyat­ çıları n ı n eserleri yayı nlanmıştı r . (2) Çağdaş K ı rı m Türk edebiyatının bu genç öncüle(1)

(2)

Lenin Bayrağı, 1 5.12.1969, 1 07. sayı, Ta11kent. Fazı l, Rıza: Yeni Kitaplar. Lenin Bayrağı, 28.5.1969. 63. sayı.


KÜLTÜR FAALiYETLERi

231

rini tanıtmak gereklidir . Bunlar: Şair Nuri Abdullah, nesir yazan m izah yazarı isa Abdurrahman, 1 967'de yazmağa başlayan genç ve kab i liyetli şair Ahmet Adi l , şair Ahmet Akkaşlı , şair Z. Albat l ı , Kırım Türk lehçesine bir çok Özbek ve Kazak şairlerinin eserle­ rini çeviren çok d i l l i büyük şair Çerkes A l i , Kırım Tü rk d i l ini koruma " ':l gelişti rme kampan�sını açmış olan şair Şeryan Ali, gazeteci ve yazar Mambet Ali, şair K. Bu laganakl ı , bazı baladların müel lifi, lirik tarz­ da yazan şai r Remzi Burnaş, kadın yazar Nuriye Et­ kem, birçok manzumeleri kaleme alan büyük şair Seyit ömer Emin, şair Rıza Fazı l ve lskender Fazı l , kend i edebi eserlerini d a h a i l . Dünya Savaşından ön­ ce iki di lde yazmağa başlayan ve halen Leningrad'da yaşayan çağdaş Kırım Türk edebiyatının en büyük simalarından biri olan şair Rıza Halid, genç gazeteci ve şai r Zaki r Kurtnezir, genç ve çok verim l i şai r Eş­ ref lbrahim, ıı Emine n baladını ve vatanına ait bir çok şii rleri kaleme alan Bilal Mambet, anadil konusunu işleyen şaire Cevahir Mecid, edebi faal iyete daha i l . Dünya Savaşından önce Kı rım'da başlayan ve nesir yazan tanınmış şai r Ahmet Mefaoğlu, ıı Ziyalı l arıı rO'" man ı n ı n yazarı Murat Reşit, yurdunun tabiat tablolarını d i le getiren genç ve kabi l iyet l i şai r Şekü r Se­ l i m , ıı\J'.atan Şehitlerineıı şiirlerinin yazarı Enver Sela­ met, şai r Sü leyman Leman, hikayeci Emin Halid ve kad ı n yazar Saide Azim, Moskova'da yaşayan ve Türk di linde yazan " Bulutlu G ü n lerıı eserinin yazarı Ste­ pan Gamzin, yazar Abdullah Dermenci, ııAyı Bal ası• ve diğer çocu k h ikayelerinin yazarı izzet Emir, yazar Rüstem Muhiddin , m izah yazarı Tah i r Selim, yazar


YÜZB I N LERİN S Ü R G Ü N Ü

232

Haydar Osman, hikayeci Yakup Zeki v e diğerle­ ri (1 ) . Çağdaş K ı rım Türk edebiyat ten kitçisi v e bilgin­ leri olara k Safder Nogay i le Rostov şehrinde yaşayan Seyit Hal i l Ahmet'in isim leri kaydedileb i l i r(2) . Bun­ lardan Safder Nogay ıı Gençlerin Nazı m ı n başlı klı ya­ zısında bugünkü Kırım .T ürk edebiyatını şöyle nite­ lendirmektedir: « Kı rı m l ı Türk okuyucuları arasında i htilal öncesi şair ve yazarlarının eserlerine ve gene l l i kle 1 920' ler­ de ve 1 930'larda Sovyet rej i m i şartları altında yazı­ lan eserlere büyük rağbet gösterilmeğe devam edil­ mektedi r. Şam i l Tohtargazi'nin, Reşit Murat, Beki r Çobanzade, ömer ipçi , Rahim Tı nçer, Şam i l Alaad­ din ve başkalarının eserleri bu cümledendir . Bunla­ rın eserleri yeniden bası lmakta ve Kırım Tü rk edebi dil inin öğrenimi için birer kaynak hizmeti görmekte­ dirler.(3) Safder Nogay, çağdaş K ı rı m Türk şair ve yazar· !arını i k i g ruba bölmektedi r ; daha i l . Dünya Savaşı öncesi edebiyat sahasında i l k denemelerde bulunan yaşlı g rup ve son 1 5 yılda K ı rım dışında edebi faali­ yete başlamış olan genç grup. . . Ahmet Mefaoğl u , Enver Selamet, Rıza Halid, Seyit ömer Emin, Çerkes Ali, Yunus Demirkaya v.s. g i b i şiir ve nesi 'r yazanlar ilk g ruba, Bilal Mambet, Eşref lbrahi m , lskender Fa(1)

Lenin Bayrağı, 31 .8.1967, 104. sayı; 29.10.1968. 1 29. sayı; 14.1 1 .1968, 135. sayı; 21 .12.1968, 1 50. sayı; 1 1 .1.1969, 5. sayı; 1 1-13 ve 15 Şubat 1 968, 1 8-19 ve 20. sayı; 4.3.1969, 27. sayı; 8.3.1 969, 29. sayı; 22-25 ve 27 Mart 1969, 35-38 ve 37, sayı. (2) Lenin Bayrağı, 18 ve 25 Mart 1969, 33. ve 36. sayı. (3) Nogay, Safder: Gençlerin Nazımı, Lenin BayrafJI, 25.3.1969, 36. sayı, 3. s.


K Ü LTÜR FAALiYETLERİ

233

zıl, lsa Abdurrahman, Rıza Fazı l , Şekür Selim, Zakir Kurtnezir v.s. gibi 1 960'1arı n genç şair ve yazarları da ikinci gruba mensupturlar. Genç grubun eserleri nin karakteristik niteliğini, onların K ı rı m Türk fol kloru i l e büyük yak ı n l ı k(1 ) v e Türkistan i l e Kafkasya'nın m i l l i şai r v e yazarlariyle olan s ı k ı manevi bağ l ı l ı k teşkil etmektedir. Safder Nogay'ın söyledi klerine şunu da ekliyelim ki, bugünkü Kırım Türk edebiyatı nın karakteristik ni­ teliklerinden biri de, eserleri 1 930'larda Sovyetler Bir­ l iğ inde yasaklanan ve K ı rı m kütüphanelerinden kaldı­ r ı lan i htilal ve savaş öncesi K ı rı m Türk klasiklerinin ölümlerinden sonraki reabilitasyonları d ı r. Söz konusu olanlar arasında; Gaspıralı lsma i l Bey, Prof. Dr. Bekir Çobanzade, Hasan Çergi v.s . gibi büyük Kırım Türk gazeteci, bilim adamı ve şairlerd i r. Onların itibarla­ rı, başta rı Lenin Bayrağı n sütunlarında olmak üzere, b izzat Kırım Türk edebiyatçı ların ı n , eleştirici ve b i l­ g inlerinin gayretleri i le iade edi lmektedi r (2) . Bunun yanısıra rı Genç Tatarların » , 1 930'1arın kanl ı temizlik yı llarında can veren liderleri Abdülreşit Mehdi (3) ve Muhtar Sovyet K ı rım'ın u başkanı • llyas Tarhan gibi i htilal öncesi Rusya'daki K ı rı m Türklerinin ilerigelen şahsiyetleri ve hatta bütün · Kırım-TCırk Komünist Teşki latı ıı da temize ç ı karılmaktad İ r. (4). Şunu da kaydetmek gerektir ki, b u siyasi reabi­ .,tasyon kampanyasına savaştan önce K ı rım'da çalış­ mış bazı Rus komünistleri de katı lmaktadırlar. Mese­ ııtı, Sovyetler Birliği Leninci Komünistler Birliğinin bi(1) (2)

A.g.y, Lenin Bayra{ıı, 1 .8. 1 968, 91 . sayı; 24.4.1968; 14.1 .1968,

135. sayı; 31 .5.1969, 64. sayı. (3) Lenin Bayrafıı, 14.1 1 .1 968, 129. sayı. (4) Lenin Bayra{ıı, 29.10.1968, 129. sayı.


2l4

YÜZBIN LERİN SÜRG Ü N Ü

rinci sab ı k sekreteri A . 1 . M ilçakov, ıı lenin Bayrağh gazetesine yazdı ğ ı makalede, komünistlik bakımın.. dan; ıı Kırım Genç Türk komünistlerineıı gerek geçmiş­ te ve gerek bugün gayet iyi sicil vermektedi r. (1 ). • Lenin Bayrağı ıı gazetesinin 12 Mart 1968 tarihli nüshası nda, Kırımlı d i lci ve filolog G. B. Gafuroğlu'­ nun; " Kırım-Türk Edebi Di l i • konusuna tahsis edilen bir yazı çı kmışt ı r. Gafuroğlu bu yazısında K ı rı m Türk edebi d i l inin gelecekte de yaşaması gerek l i l iğ i n i sa­ vunmaktadı r. Bu arada onun i leri sürdüğü deli l ler son derece i lmi ve m i lli karakter taşımakta olup, m a­ h iyeti itibariyle, Sovyetler Birliğinde hüküm süren marksist-materyalist dünyayı görüş tarzı ndan çok uzaktı r . Kırım Türklerinin b i n y ı l ı aşkın b i r maziye sa­ hip olduğunu ve Kırım Türkleri nin b i r m i llet olarak " zeka ve kaabiliyetini ifade ettiğini ıı söyleyen Ga­ furoğ l u , K ı rım Türkleri nin bugünkü edebi d i l i n i n , ünlü Gaspı ral ı lsmail Beyin çal ışmaları sonucu 1 880 y ı l la­ rında ıı TERC ü MAN 11 gazetesi sütunlarında gel işme­ ye başlad ı ğ ı n ı ve 1 91 7 R u sya ihtilal inden sonra en yüksek gel işme seviyesine ulaştığ ı n ı kaydetmektedir. Tamamiyle doğru olan bu düşünceyi Sovyet makam­ ları tarafından Gaspı ra l ı ' n ı n 1 930-1 940 yı lları nda « bu r­ j uva m i l l iyetçisi ,, olarak i lan edi ldiği ve ismi i l e esel'­ ıerinin Sovyetıer Birliğinde tüm yasaklandığı hususu da doğrulamaktadır. Gafuroğlu, aynı zamanda kaynak olarak K ı rı m l ı büyük m i l l i şair v e bilgin Prof. Dr. Beki r Çobanzade'­ nin edebi eserlerini ve özelli kle, onun ııAnad i l i • şiiri-

(1)

Lenin Bayrağı, 29.10.1968, 1 29. sayı.


K ÜLTÜ R FAALiYETLERi

235

ni göstermekte ve Kırımlı Türk gençliğini Çobanza­ de'nin yürüdüğü yolu izlemeye ve kend i anadilini ve m i l li edebiyatını en azından Çobanzade kadar sayma­ ya ve sevmeye davet etmektedir. Böylece Gafuroğlu, Gaspıralı lsmail Beyi ve 1 930'1arda Stalin'in işkence hücrelerinde can vermiş olan Çobanzade gibi Kırım'­ ı n en büyük iki m i l l i yazarının itibarını tam olarak iade ettirme yoluna g i rmiş bulunmaktadı r.

1 930'1arda Ruslar tarafından öldürülen K ırım'ın tanınmış Türkolog v e şairi Prof. Bekir Sıtk! Çobanzade 1 91 8'de B udapeşte'de talebe iken . . .


Y Ü Z B İ N LE R İ N S Ü RG Ü N Ü

236

Gafuroğ lu'nun verdiği b i lg iye göre , K ı rı m genç­ liği özbekistan'ı n Rus ve Özbek okul larında 1 9681 969 öğretim y ı lında kendi ana edebi d i l i n i ve m i lli edebiyatını da öğrenmeye başlayacakt ı r. Sonunda Gafuroğlu, kendi edebi d i l ve edebiyatları n ı n muha­ faza edi lmesinin , Kırım Türklerine gelecek için gerek­ l i olduğunu beli rtmekted ir. Gafuroğ lu ayrıca, konuşu­ lan K ı r ı m lehçesini, Türk d i linin kuzey ve gij ney leh­ çeleri a rası nda merkezi bağlayıcı bir halka g i b i tarif etmektedir. Bugünkü K ı rı m Türk edebiyatı meselesine tek­ rar eğilerek onun gayst geniş h acm in i k ı sa c a kaydet­ mek laz ı md ı r. Mesela sadece 1 967 y ı l ı nda .. e yalnız a Lenin Bayrağı ıı gazetesi nde o : m a k üzere 90' ı aşk ı n h i kaye v e çok sayıda fı kra v e tenk itler yay ı n lanmış·­ tır (1 ) . K ı rı m 'a dönüş müc adeles i n in tan ınmış faal sima· ları ndan Fizikçi Y u s u f Osman' ı n " Kı r ı m Türklerin i r. T<:: r ihçesi ıı ad lı eseri de bu konuda zi kredileb i l i r. Y•J· karıda adı geçen eseri ve büyük Türkçü Gaspıralı is, mail Bey hakkında basında çı kan makaleleriyle tanı· nan Yusuf Osman'ı n adı K ı r ı m Türk edebivat tarihi n•J g i rm iştir (2). Ayrıca Taşkent yarg ı lamas ı n ı n sanı kla... rından Reşat Bayramoğlu'nun da bu konuda yayı n lan­ mış eseri vard ı r. Bu eser, b i r mücadelenin kısa b i r tarihçesi özelliğini taş ı d ı ğ ı ndan s u ç unsuru görü lerek toplattı rı l m ı ştır (3). Başka b i r araştı rma eseri olarak da, " Leni n Bay­ ra{j ı ıı gazetesinin 1 3 Ocak 1 968 tarihli nüshasında ya(1) (2)

-(3)

Dergi, 51 , sayı, 76-77 s . , 1 968 Münih. Sheehy, Ann: Kırım Tatarları, Emel, 69. sayı, 25. 1 972 lstanbul. Sheehy: a.g.y., 30. s.

s.,


K Ü LTÜR FAALİYETLERİ

ZJ1

yı nlanan " Bekir Çobanzade özbekistan'daıı başl ı k l ı makaleyi göstereb i l i riz. Semerkand üniversitesi kütüp­ hanesinde çal ışan i ki K ı rı m l ı genç araşt ı rı c ı Bekir ömer ile Fahreddin Maarifi, bu değerli araştırmayı hazı rlamı şlard ı r. Bütün bu çalışmalar Çobanzade'nin itibarı n ı yalnı z büyü k b i r i l i m adamı olarak değ i l , ayn ı zamanda K ı rı m Tü rkleri nin büyük istidat l ı şairi olarak da iade edecektir. B) GÜZEL SANATLAR

V <!

FOLKLOR

Şeki l sanatlarında başta K ı r ı m Türk ressamı ve Taşkent üniversitesi öğretim üyesi Kazım E m i n olmak üzere, birkaç isim kaydedi lebi l ir. Şu da kayda değer ki, Kırım Türk şekil sanatları uzman ları, kendi eser­ lerinde Kırım ve K ı r ı m Türklerini de aksettirmiş olan Rus ressamları n ı n savaş öncesi tablolarını tem ize çı­ karmağa çalışmaktadı rlar. Bununla i lg i l i olarak bu­ gün Leningrad'da yaşamakta olan K ı rı m Tür!<'ü 1. Ha­ sanin'in 11 N i n a Jaba'nın yarat ı c ı l ı ğ ı n (kendi bir çok r� sim ve tablolarında K ı rı m Türklerinin hayatını konu olarak alan b i r Rus kad ı n ressamı ) başlı kl ı yazısı dik­ kati çekmektedir. Hasani n bu yazıda K ı rım Türklerinin ve K ı rı m'ın, bugün Sovyetler Birliğinde anlaşıl ı r se­ beplerle önem verilmeyen Nina Jaba'nı n eserleri de dahil, Puşkin , Mitskeviç, Kotsuybinski, Korolenko, Markeviç, Markov, Gorki, Voloşin gibi d ünya edebiyat ve araştırma üstadları ü zerindeki Kırı m Türklerinin ve Kırım'ın etkisi meselesine değinmektedi r. Müzik al� nında ise llyas Bahşiş gibi bestekarlar, genç keman­ cı-solist Emil Ç81baş'ın adı zikredilebilir. Kırı m Türklerinin çağdaş tiyatro alanında ö'zbek Devlet Tiyatrosu yanı nda 1957 de meydana getirilen ve geçenlerde ı slah edilen ı Kaytarmau adlı ıar1<t ve


YÜZBINLERIN SÜRGÜNÜ

dans topluluCıunun varl ı Cı ı n ı da kaydetmek gerekir. Kırım Türklerince « halkımızın iftiharı ıı diye adlandı­ rılan bu topluluk halihazırda 1 4'ü dansör olmak üzere 37 kişiden ibarettir. K ıyaslamak için şunu da kayde­ delim ki , Kı rım'da 1 936'da böyle bir ekip 30'u dansör olmak üzere, 75 kişiden meydana gelmekte idi. Bu­ günkü ıı Kaytarmaıı topluluCıunun bale hocaları ara­ s ı nda; Enver Ali, Nusret Şaban, Hakim Cem i l gibi bu konuda i htisaslaşmış, tanınmış isimlere rastlan­ maktadı r (1 ) . ıı Çoban Oyu n u ıı ve ıı Arzı Kızıı gibi ta­ nınmış Kırım dansları 7 kişilik gruplarla oynanmakta­ d ı r(2) . Ayn ı şey meşhur Kırım ıı Kaytarma ıı oyununun bazı şek i lleri için de söyleneb i l i r. " Lenin Bayrağı ,, ga­ zetesinin 1 969 E ki m ayı nda verdiCıi üç haberden, n Kaytarmau toplu luğunun adeta göçebe bir hayat ya­ şadı ğ ı anlaşılmaktadı r (3) . Bu da Kırım Türklerinin da­ ğınık bir halde bulunduklarından i leri gelmektedi r. Adıgeçen topluluk 1 0 y ı l ı aşkın bir süre içinde, g üney Kafkasya Cumhuriyetleri de dahil, Özbekistan ve Sov­ yetler Birliğinin d iğer birlik cumhuriyetleri arası nda mekik dokumaktad ı r. " Kaytarmaıı topluluğunun K ı r ı m Türkleri üzerinde, özellikle Kırım Türk gençliği ve onun çevresi üzerinde yaptığı büyü k etki de kayde­ d ilmeğe değer. ö:Zbekistan ' ı n Fergana ve d iCıer böl­ gelerindeki K ı rımlı Türk kızlarının okul derneklerin­ de m i lli kıyafetle kendi m i l li danslarını öğrenmeleri vakıası , şüphesiz « Kaytarm a • topluluCıunun etkisini ortaya koymaktadı r (4). (1) (2) (3) !(4)

Alim, Leviza: Halkımızın Gururu, Lenin 8.3.1969, 29. sayı, 3. s. Lenin Bayrağı, 14.8.1969, 96. sayı, 4. s. Lenin Bayrağı, 9.10.1969, 1 20. sayı, 2. s. Lenin Bayrafıı, 25.2.1969, 24. sayı, 4. s.

Bayrağı,


K ÜLTÜ R FAALiYETLERi

239

Yurda dönme isteğini, • Lenin Bayrağı • gazete­ sinde 1967-1�970 y ı l ları arasında yayınlanan birçok makale, belge ve edebi eserler incelenirken hisset­ mek mümkündür. Nevar ki yine aynı gazetenin bel­ gelerinden görü ldüğü gibi, Sovyet sansürü Sovyet ba­ sınında K ı rım Türklerinin Kırım'a dönmeleri lehinde herhangi bir yazı ve belgenin çıkmamasına büyük bir gayret sarfetmektedir. Yine aynı anlaşı l ı r sebeple Sovyet basın ı nda şimdiye kadar K ı rım Türklerinin m i l­ li faaliyeti, Kırım·a dönme yasağı vesi lesiyle yaptıkları birçok gösteri ve protesto hareketleri ve nihayet Kı­ rım Türk liderlerinin Akmesçit (Simferopol) ve Taş-­ kent'te yargı lanmaları hakkı nda h içbir bilgi veri lme­ miştir. Kırım Türklerinin Sovyet makamlarına karşı gösterdikleri direnme hareketinin, hiçbir yerde ve h içbir suretle Sovyet anayasa ve kanunları çerçeve­ sini aşmamasına ve ıı anti-sovyetıı ve ıı anti-komünist• ve cı karşı i htillllci ıı adlandırı labilecek şekiller almama­ s ı na rağmen Sovyet basını, hiç şüphesiz Sovyet san­ sürünün verdiği direktife uyarak, genell ikle Kırım Türkleri ve özellikle onların K ı rı m'a dönmeleri husu­ sunda inatla susmağa devam etmektedir. K ı rım Türk­ lerinin Sovyetler Birliğinde gösterdi kleri kültürel faa­ liyetlerin bir kısmı hakkı ndaki bilgi, şimd i l i k • Lenin Bayrağı » gazetesinin yanısıra oradaki yabaP1cı muha­ birler kanaliyle alınmaktadır.



XVII

KIRIM TÜRKLERİNİN SON DURUMU Kırı m Türklerinin yoğun olarak bulundukları en önem­ l i yer özbekistan'd ı r. Sovyetler B i rl i ğ i n i n hemen he­ men bütün bölgelerine dağ ı l m ı ş olan Kırım Tür klerin i n b ulundukları bölgelerle olan nüfus oranları 1 959 ve 1 970 istatistiklerine göre ş öyledir: özbekistan'da: Kazakistan'da: Kı rg ızistan'da Tacikistan' da: Türkmenistan'da:

1 959: % 5,4 • : %2 1 ,

� • •

: % 2,7 % 2,9 : %2

1 970: % 4,8 • • « •

: % 2,2 % 2,4 % 2,4 % 1 ,7 F : 16


YÜZBINLERIN S Ü R G Ü N Ü

242

Yukarıdaki istatistiklerden de anlaşı lacağı üzere, K ı rı m Türkleri, bulundukları bölgelerde yerli halka n ispetle yüzde oran itibariyle b i r düşüş göstermekte­ dir. Bunun sonucu normaldir ve bu n ispet i lerdeki y ı l­ larda daha da düşecektir (1 ) . Böylece bu halkın Sovyet kültür potasında erime­ si gibi b i r durum meydana gelecektir. Ancak, bu teh­ l i keyi daha önceden gören Kırım Türkleri, başariyle sürdürdü kleri çok yö.1 l ü m ücadeleleriyle mutlak b i r yokolman ı n önüne geçmişlerd i r. Halen Kırım Türklerinin yoğun olarak yaşadı kları özbekistan'da nüfus dağ ı l ı m ı şöyledi r : Taşkent (64.000) , Taşkent Bölgesi (139.000) , Semerkand (70.000), Andijan (54.000) , Fergana (51 .000) d i r. Ayrı­ ca Kızgızistan'da (38.000) ve Osh i linde (38.000) Kırım Türk'ü yaşamaktadı r (2) . K ı rım Türklerinin yaşadı k l arı bölgelere göre yuka­ rıda beli rti len nüfus durumlarını gözönüne a l arak d i­ yeb i l i riz k i ; K ı rı m Türklerinin Kırım'a dönüş davası , bu halkın varolabilme davasıd ı r. Durumun bu merkez­ de olması ve K ı rı m Türklerin i n bugünkü m il li d i reniş­ lerinin i lerici n iteliği, h ü r d ünya bas ı n ı n ı n ve geniş kamuoyunun dikkatin i çekmektedi r. Nevar k i K ı rım Türklerinin acı kaderi ve K ı rı m'a dönme tabii h akkın­ dan yoksun b ı ra kı l maları meselesi, hür d ünya bası­ n ı nda , özellikle son dört yılda b i r çok defalar açık­ lanmış ve ayd ı nlatılmış olmasına rağmen, Sovyet ba­ s ı n ı , hiç şüphesiz yukarıdan aldığı emir üzerine, bu konuya bugüne kadar değinmemi ştir. Sovyet basını(1)

Sheehy, Ann: Soviet Central Asia and the 1 970 Cen-­ sus, Mizan, 1. sayı, 3-13. s Ağustos 1 971 London. Hogi Vsesoyuznoy Prepesi naseleniya 1 959 goda. Uz­ bekskaya SSR, 144-147, s., 1962 Moskow. ..

(2)


K iRiM T Ü RK LERİ N İ N SON D U R U M U

243

n ı n bu tutumu, Sovyet hükümetinin yal n ı z Kırım Türk­ leri meselesine değinmekten kaçındığını değ i l , kork­ tuğunu da en iyi şekilde ortaya koymakta ve anlaşı­ lan dünya kamuoyunun bu meseleyi zamanla unuta­ cağı ümidini besleyen bu basın susmayı tercih etmek­ tedir. Nevar ki Sovyetler Birliğinde h ü r demokrati k dünya muhabirlerinin ve küçük olmakla beraber hür g izl i bas ı n ı n faal iyet göstermeleri, K ı rım Türklerinin haysiyetini kırıcı davranışların ve buna karşı olanla­ rın inatla d irenişleri nin devam ı hakkı nda d ı ş dün­ yada bilgi edinmeye i mkan vermektedir. Bu bilgilerden anlaşı lacağı üzere Kırım Türkleri , gerek d ini, gerek idari ve gerekse kültürel yönden devaml ı bir baskı içindedirler. A) DiNi BASKI

Kırım Türkleri dini i nançlarında da hür değ i ller­ dir. Gerçi, komünist rej i m i n felsefesi her ne kadar • ateizme• dayanırsa da, K ı rım Türklerinin d ini i nanç­ tarına yapı lan baskı , onların cesaretl i hareketlerine Rarşı yapı lan misilleme i l e daha da koyulaşmaktadı r. Mesela bu konudaki sayısız örneklerden b i ri : 1 9 Mayıs 1 969'da Bekabad şehrinde mahalli bir Kırım Türk l ideri n i n cenaze merasiminde pol islerin tabutu açarak ölüyü kontrol etmeleriyle galeyana ge­ ten halkı d iğer K ı rı m l ı Türk l iderler zorlukla yatıştı­ rabi l mişlerd i r (1 ). Yine bu konuda, 1 972'nin Mayıs ayı içi nde po­ tisin Kurgan, Bekabad, Fergana ve Semerkant'da ölüleri anma gününde mezarlı kları kordon altına ala­ rak i ki Kırım Türkünü tutukladığını , Kırım Türklerinin (1)

Sheehy, Ann: K ırım Tatarları, Emel, 1972 lıtanbul,

69 . sayı, 28. s .

.


YÜZB İ N LERIN SÜRGÜNÜ

244

bir sözcüsü Y.U.P.A. Ajansı Moskova muhabirine bi� d i rm işti r. Sonuç olarak d iyeb i l i riz ki, Kırım Türkleri uzun y ı l l ı k sürgün hayatına rağmen lslam d inini ve Asya biçimi adetlerini m uhafaza etmişlerdi r (1 ) .

B) iDARi BASKI

Kırım Türklerinin m i l l i hareketinde l iderlik ya­ panlar, d iğer Sovyet muhaliflerinin kara kaderlerini paylaşmaktadırlar. Onların kara kaderleri b i r takım mahrumiyet ve baskı ları i htiva etmektedi r. Moskova, Taşkent ve Leningrad üniversite ve Enstitülerinde okuyan K ı rı m l ı Türk öğrencilerinin i l i­ şikleri kesi lmekte, bunlar iş bulmakta ve aramakta zorluk çekmektedi rler (2). Yine Kırım Türk l iderleri, Komünist Partisi ve onun Genç l i k Teşki latlarından da i h raç edilmektedi rler. Bunlar b i r insanın mesleği ve sosyal hayatı için c iddi b i r darbed i r. üstelik g izli po­ lis hemen her gün kendi lerini takip eder, evleri s ı k sık baskına uğrayarak aranı r, mektupları açı l ı p oku­ n u r ve telefonları d in leni r (3). Parti kartları olmayan bu i nsanlar, ekonomi k yönden adamak ı l l ı sıkıntıya d üşmüşlerd i r. Kırım Türklerinin b i r sözcüsü, H aziran 1 972'de Semerkant, Taşkent ve Fergana'da Sovyet

(1)

Y.U. P.A. Ajansı ( Moskova ) : Sibirya·ya sürülen Tatar­ lar Eski Yerlerine Dönmek istiyor. Emel, Tl. sayı, 1 9.s 19Tl l stanbul K ırım Türkleri Hı'llA insanca Yaşayamıyor, Yeni Gazete, 14 Mayıs 1969 (New York Times) Kamm, Henry: Tatarlar Moskova'ya karşı Mücadeleye Devam Ediyorlar, The New York Times, 3 Mayıs 1 969 N ew Yorlc, .•

.

(2)

(3)


K iRiM TÜRKLERi N İ N SON D U R U M U

245

devletinin haysiyetini kırıcı belgeler arama gerekçe­ siyle Kırım Türklerinin evlerini bastıklarını b i ldirmiş­ tir (1 ) . C)

KÜLTÜREL BASKI

K ı r ı m Türkleri kendilerine uygulanan topyekun imha politikasına yalnız sürgün esnasındaki tüyler ü rpertici nispeti değ i l , aynı zamanda Sovyet hükü­ metinin m i lli d i l ve kültürlerini inkar etmelerini de del i l o larak i leriye sü rrr.ekted irler. K ı rım Türk leri , dil b i r l iklerini koruyabilmek için, Sovyet Anayasas ı n ı n 1 21 . maddesine göre, K ı r ı m Türk i l koku l ları nda v e r i l e n d i l dersleri ç o k yetersi z olduğu g i b i azın l ı kların yerleştiği bölgelerde ve muh­ tar cumhuriyetleri nde i l kokulların bile Rusça eğitim yapmaları yönü ndeki eğilim gün geçtikçe artmakta­ dır. Bunun sebebi de Sovyetler Birliğ inde yaln ı z Rus­ çan ı n resmi d i l o l ması değ i l , aynı zamanda azı nl ı k­ ların kendi d i i l erinde eğitim yapan Yü ksek Oku l kur­ ması yasak edi l d i ğinden, Rusçanı n öğreti lmesi za­ ruri olmaktad ı r. Ancak, bu durum Çar l ı k Rusyası zamanında da vardı . Bilhassa Kazan'da açılan Rus okul larında ye-­ tişen ler; Sadri Maksudi Arsal ve Ayaz lshaki gibi Türk ayd ı nları yine Rusların başı na en büyük bela olmuşlardır. N itekim bugün, Kırım Türkleri n i n dünya­ ca tanınmış iki genç l ideri Yusuf Osman ve . Rol land Kadıoğlu, Rus dilinde eğitim görerek ü niversite me­ zunu oldukları ve meslekleri nde i lerledikleri halde ; • zaptol unmaz asi ıı olarak n itelendi ri l mektedirler. Kırım Türklerin i n, diğer azı n l ı klar g ibi, Orta öğ­ retim seviyesinde özel ders olarak kendi anadil ve ( 1 ) Y . U . P.A. Ajansının haberi, a.g.y., 1 9. s.


� . B .K.P. 24. Kongresinden bir görünüm: K ongrede sadece bir K ı rım Türkü bulunmaktadır. O da Özbekistan temsil­ cisi sıfatiyle katılmıştır.

edebiyatı üzerine der3 vermemeleri için kab u l edi­ leb i l i r bir sebep yoktur. Kırım Türkleri kültüre l alan­ da ıı Kaytarmao ekibi hariç gözle görülür b i r ekip faa­ liyeti gösteremezler. Mesela bir tiyatro kurmaları ya­ saktır. K ı rı m Türklerine milli muhtariyet hakları ve­ rildiği takdi rde küçük m i l letler üzerine yapı lan bas­ kılar ne kadar büyük olursa olsun, K ı rı m Türklerinin diğer m i lletlerden apayrı olan kültürlerini ycışatabi(.. meleri zor olmayacaktır. Bugün çok az olan bu kül­ türel faaliyetler bile, makale ve şiirleri ıı leni n Bay­ 1 rağı n gazetesinde yayınlanan, yeni fikirli, ü lkücü Kı­ rım Türk yazar ve şairlerinin yetişmesine önayak oı.. muştu r.


xvm

BASKILAR .KARŞISINDA KIRIM TÜRKLERİNİN CEVABI

B

IR ıBatı l ı m u habir şöyle diyor: a E mrincle bütün imkanlara sahip bulunan Sovyet Hükümeti , memle­ ket i çindeki en hareketli ve organize baskı grup­ ları ndan biri olan ve isteklerin i birlik vo bera­ berli k içinde yaptı kları hareketlerle öne Jüren Kı­ rım Türkleri i le mücadele etmektedir (1 ) . Bundan anlaşı lacağı üzere, K ı rı m Türkleri , m ü kemmel teşki­ latlanm ı ş büyük b i r muhalefet grubunu teşki l etmek(1)

Kamm, Henry: a.g.y.


YÜZB I N LERIN S Ü R G Ü N Ü

248

tedirler (1). Bunun b i r örneği olarak Kırı m Türkleri­ nin bir temsi lcisi bir törende: ıı Sende vicdan d iye bir şey var m ı Rusya? Senin evlatlarından hiçbiri acaba bunun b i r cinayet olduğunu haykırmayacak m ı ? Neden onlar kendi kayıtsızl ı klariyle seni n yüzka­ rası hareketlerine göz yummaktadırlar?ıı sorularım sormak cesaretini gösteriyordu (2) . 1 1 5 imzalı bildiride ise: ıı Kırım Türk halkı n ı n , bir m i llet olarak, i m h a edi lmesinin sorumlu luğunu kim yüklenecek? Avusturalya yerlileri kamplarda ya­ şıyor ama, kendi toprakları nda! Amerika zencileri b i r ı r k olarak h o r görü lüyor ama, kendi topraklarında! Amerika Kızı lder i l i lerinin nes l i tükeniyor ama, kendi topraklarında! K ı rı m-Türk halkını ise bugüne kadar vatanı ndan uzak kamplarda yaşamağa mecbur edi­ yorlar! Kırım Türk halkının, b i r m i llet olarak, nesli tü­ keniyor. Onun kültürü, tarihi, edebiyatı ve sanatı i m­ ha edilmiştir! Kırı m Türkleri, dühyada i l k defa ıı SOS­ YALIZM ıı i n kurulmuş olduğu memlekette, b i r m i llet olarak , hor görü l üyor. Ataları n ı n mezarları K ı rım'da yeryüzünden silinmiştir! Ve bütün bunlar memleketi­ m izde ıı bütün halkların kardeşliği, eşitliği ve mutlu­ luğu ıı i lan edi l m i ş olduğu b i r zamanda yapı l ryorıı de­ n i l iyordu (3). Başka b i r K ı rı m Türk'ü şöyle d iyord u : ıı Biz he� gün Sovyetler Birliğinde radyo, yayın ve gazetelerde emperyalizmin memleketimiz d ışında işledi ğ i cinayet(1 ) (2) (3)

Mieleszko, Tadeusz: Pastemak'dan Amelrik'e Antenie, 89. sayı, 1 970 Londra. Kosterin'in Tl. doğum yılı münasebetiyle 1 968'de yapılan Tören, Emel, 47. sayı, 1 968 1 1 5 imzalı ve 1 Haziran 1968 tarihli bi ldiri, sayı, 1 970 Münih.

Kadar, Na 1 7 Mart lstanbul. Dergi. 62.


KiRiM TÜRKLE R i N İ N C EVAB I

249

leri duyuyor ve okuyoruz. Amerika'da, G üney Afrika Cumhur iyetinde ve diğer memleketlerde ı rk ayı rımla­ rından bahsedilmektedi r. Fakat Sovyetler B.i rliğinde, insana karşı yapılan VAHŞiCE hareketler hakkında, dünya sakinlerinden % 99'unun hiçbir bilgisi yoktur. Bizim yardım feryatları m ı z ı , Sovyet adamları bile du­ yam ıyorlar . Çektiğimiz ıstırabı, uğradığımız hakaret­ leri i r.sanlara duyurmak i ç i n ne b i r radyoya ne de b i r bası na sahibiz. Bize, elimizi, kolumuzu bağlaya­ rak ve ağzı mızı paçavra i le t ı k ıyarak, gizlice, h ı rsız­ l ı k yapar gibi işkence ediyorlar (1 ) Bütün bu cevaplardan anlaşı lacağı üzere Kırım Türkleri, Sovyetler Birliği içinde : ııTeşki latlı tazyik grupları ıı haline gelm iştir (2) . Yine kend ilerini n ifade­ leriyle; ıı düşünce ve harekette birlik oldukları takdir­ de, ne kadar az sayıda olurlarsa olsunlar, dünyanı n en büyük kuvvetleri b i le b i r halkı ezemezıı (3) diye­ bi len K ı rım Tü rkleri , gösterdikleri yüksek iman kuv­ veti ile ergeç yurtlarına dönecekleri inancını yayma­ yı başarmışlard ı r. Bu imanla Kırım Türkleri, 1 968 - 1 969 yıl larında gözle görü l ü r en büyük kazançları ; o rganize edi l m i ş • lşbulma Kurumları n (4), 1 970 y ı lında Türk d i l i n i n K ı r ı m lehçesinde yayınlanmış 8 kitap ile ayrı bir kül­ tür hazinesi olan " Lenin Bay rağı » gazetesinde ya.. yınlanmış makale ve edebi h i kayelerdi r. lşbulma Ku.. rumları, Kırım'a gelmiş olan Kırım Türklerine ancak sabit o larak yerleşecekleri çiftliklerde iş bulabilmek vazifesini görmektedi r. .

{1 ) lsmai l Dugu'nun mektubu, Dergi, 63. sayı, 1 971 Münih. , (2) Sheehy: a.g.y., 32. s. (3) Kırım Türkleri Hala insanca Yaşamıyor, a.g.y. (4) Sheehy: a.g.y., 31 . s.


YÜZB İ N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

250

Bir yargıç, " 1 09 Nolu duruşmad a ıı : K ı rı m Türk­ lerinin Birleşmiş Sovyet Sosyalist Cumhuriyet!eri Yük­ sek Şurasında m i lletvekilleri olduğunu, birçok Kırım Türkünün Komünist Partisi üyesi olduğunu ve bun­ ların mahalli Sovyet idari merkezlerine çok iyi va­ zifelerle atand ı ğ ı n ı , kendi gazeteleri olduğunu ve b i r­ çok azı n l ı k grubuna nazaran daha iyi muamele gör­ düklerini iddia ederek, parçalama ve yoketme politi­ kası n ı n mevcudiyetini kimsenin iddia edemiyeceği n i bel i rtmiştir (1 ) . Aynı iddia Sovyet Weekly dergisinde de görül­ mektedir. Adı geçen derginin « Rusya'daki Tatarlar• başlıklı makalesinde şöyle den i lmektedi r:

Aslen Kırım Türkü olan bu iki güreşçi, Sovyetlere Münih'te iki altın madalya kazandırdı. Soldan: 57 kiloda Rüstem ile 68 ki loda Şamil.

(1)

Sheehy: a.g.y., 32. s.


K i R i M TÜ R K LE R i N i N C EVAB I

251

ıı özbekistan'daki K ı rı m Türkleri, savaş öncesin­ de Kı rım'da yaşayan Türklere oranla, daha çabuk, da­ ha mükemmel refah şartlarına, imkanlarına kavuşmuş­ lard ı r. ıı Gerçek olan b i r şey varsa; K ı rı m Türkleri zeka­ larıyla, endüstri ve tarım alanındaki maharetleriyle kendi lerini diğer azın l ı klara nazaran zengi nleştirmiş-­ ler ve Sovyet yöneticilerine karşı yürüttükleri kam­ panyanı n ağı r maddi külfetini karşı layabil mişlerdir. özbekistan'da özel m ü lkiyet (!) ve yüksek tahsil konusunda kendi lerine bir ayı r ı m yap ı lmayan K ı r ı m Türkleri, kamu teşekküllerinde v e devlet emniyet teş­ ki latında kendi lerine iş veri lmemesinden şikayetçi­ di rler. K ı rı m Türkleri, g-3yretl i ve teşkilatl ı çalışmaları­ n ı n sonucu, sanayi ve i nşaat, eğitim , tıp, tarım, sanat ve hatta Komünist Partisinin alt teşekkül le:·ı yöne­ timi gibi, Sovyetler Birliği ekonomi ve sosyal hayatı­ n ı n en çeşitli alanlarında çalışmakta ve kendi kad­ rolarına sahip bulunmaktad ı rlar. Mesela, Seyyit Ta­ h i r, 1 40.000 kişini n yaşadı ğ ı Al Kurgan bölgesinde Ko­ münist Partisi Birinci Sekreteridir. Yine K ı rı m Türk­ lerinden olan Mustafa Çolak ile Mustafa Şak i , Özbe­ kistan Parlamentosunja m i l letvekil i d i rler. özbekis­ tan'daki ,uleni n Bayrağı ıı gazetesinin de günlük bas­ k ı s ı 22.000'di r. Bu gazetenin Yazı işleri Müdürü, sa.. vaştan önce, K ı rı m'da sadece 8.000 baskı yapan ben­ zeri b i r gazetede çalışmaktaydı . K ı r ı m Türklerinin ata topraklarına dönme mese­ lesinde ve bu uğurdaki mücadeleleri n i n son durumu hakkında söylenebi lecek te� şey; Denisov'un sözle­ rid i r. Sovyet yöneticilerinin tercümanı olarak S.B.K.P.


252

YÜZBINLERİN S Ü R G Ü N Ü

Merkez Kom itesi yedek üyesi Denisov, şimd i l i k ge­ çerl i olan şu sözleri sarfediyor: ıı Kırım Türklerinin hiçbir yere g itmeğe niyetleri yoktur . Böyle b i r istekleri olsa b i le b i r yandan Özbe­ kistan EKONOM iSiNİ SARSACAK,ı öte yandan da Kırım'da birtakım problemlere yol açacaktır.ıı

K ırım Mi lli Merkezi Başkanı Müstecip Ü l küsal ve Kırım davasının azimli takipçilerinden lbrahim Otar ( sağda } . Her ikisi de Türkiye'de mücadelelerini sürdürmektedir. .


XIX SON SÖZ

K

i Ri M Türklerin i n başına gelenler, i nsanlık tari­ h inde bir yüzkarası olarak kalacaktır. Bugün bu vah­ şet hala devam etmekte, bu halk, gurbet diyar­ larında kökleşmeğe, erimeye zorlanmaktadı r. Bü­ tün bu baskı lar, cezai tedb i rler, bu halkın yıkıl­ mayan m il li ben l iğini hedef tutmaktadı r. Bugün, sü­ rülmüş olan K ı r ı m Türkle rin i n kaderinde Sovyet Rus emperyalizminin kara, merhametsiz, gayri i nsani b i r mahiyet taşı d ı ğ ı n ı g österen misli görülmemiş kö­ t ü l ü k hala devam etmektedir. Bu kötül ü k, aşağıdaki m i l letlerarası anlaşmaların ilgili maddelerince daha da açığa çı kmaktadı r : Birleşmiş M i lletler Genel Kurulunun, 1 0 Ara l ı k 1 948'de kabul ettiği i nsan Hakları Beyannamesinde bu konu i le i l g i l i başlıca şu maddeler bulunmaktad ı r :


254

YÜZB I N LE R İ N S Ü R G ÜN Ü

Madde 2 - Herkes, ırk, renk, cins, d i l , din, siyasi veya d i ğer herhangi b i r i nanç, m i l li ve sosyal yapı , servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetil­ meksizin i şbu beyannamede i lan olunan haklardan ve bütün h ürriyetlerden istifade eder. Bundan başka , bağı msız memleket uyruğu olsun, vesayet altında, gayri;nuhtar veya sair bir egemen l i k kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hak­ kında, uyruğu bu lunduğu memleket veya ü l kenin si­ yasi, hukuki veya m i lletlerarası statüsü bakımından hiçb i r ayrıl ı k gözetilmeyecektir. Madde 1 3 - 1 ) Herkes herhangi b i r devletin ara­ zisi dahil i nde serbestçe seyahat etmek ve yerleşmek hakkına sahiptir. 2) Herkes, kendi memleketi dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine tekrar dönmek hakkı na sahiptir• d iyordu , 1 950 y ı l ı nda yürürlüğe g i ren ve Sovyetler Birli ğ i tarafından da 1 954"de tasdik o lunan 9 Ara l ı k 1 948'de Birleşmiş M i lletler Genel Kurulu tarafından kabul edi­ len • Genocide Suçunun önlenmesi ve Cezalandı rı l­ mas ı ıı hakkı ndaki sözleşmede ise şöyle deni liyordu : Madde 1 - Sözleşen taraflar, • Genocide» i n is­ ter barış, ister savaş zamanında i şlenmiş olsun bir •Devletler Hukuku • suçu olduğunu tasdi k ederler ve bu suçu önlemeyi ve cezalandı rm ayı taahhüt eder­ ter. M ad de 2 işbu sözleşmede, genocide; m il li, etnik, ı rki veya d inl bir g rubu kısmen veya tamamen imha etmek maksadiyle aşağıdaki fiillerden herhang i birinin işlemiş olunması demektir: a) G rup üyelerinin katli, b) G ru p üyelerinin bedent ve akli melekelerinin ciddi surette bozulması, -


SON SÖZ

255 .

c) G rubun, bedeni varlı ğ ı n ı n kısmen veya tama­ men i mhasına sebep olarak hayat şartlarına kasden tabi tutulması , d) Grup içinde doğ u mları sekteye uğratacak· tedbirler a l ı nması , e ) B i r grup çocuklarının diğer b i r gruba zorla nakled i l mesi . Sovyet Anayasası n ı n 1 23. maddesinde ise şöyle den i liyord u : • Sovyet Sosyal ist Cumhuriyetleri vatandaşlarına, m i l l iyet ve ı rkları arası nda fark gözet i lmeden, i ktisa­ di, idari, kültürel, siyasi ve d iğer kamu faaliyetlerinde . tan ı nan hakların eşit olması değişmez b i r yasadı r . Vatandaşların hakların ı n m i l l iyet ve ı rkları dolayı- . siyle doğrudan doğruya veya vasıtal ı olarak kısıtlan­ ması veya bunun tam aksine m i lliyet ve ı rkları dola­ yısiyle kendi lerine müstesna hak ve imtiyazlar tanı n­ ması ; yine ırk ve m i l liyetleri dolayısiyle alay ve ha­ karete maruz b ı rakı l maları kanunen cezalandırı lmaıa.. rına yol açar. • Yukarıdaki beyanname ve sözleşmeler, Sovyetler Birliği tarafından kab u l olunmuştur. Yine Sovyetler Bi rliğinin Yüksek Ş ura Prezidyumu �arafı ndan kabul edi len bir de kararname vard ı r ki, o ı:fa, 5 Eyl ü l 1 967 tari h l i kararnamedir. Kararnameni n ' bütününden çıkarılan aşağıdaki sonuçlar, taş ı d ı kları anlam bakım ı ndan oldukça manidardır: 1 K ı rı m Türklerinin bir kısmı Nazilerle işbir­ liği yapmıştı r, tamamen yapmamı ştır. 2 Kırım Türklerin i n bir kısm ı n ı n Nazilerle iş­ birl i ğ i yapma suçu, haksız yere bütün Kırım Türkle­ rini içine almıştır. 3 Nazilerle işbirliği yapma suçunun cezası çocuklara ve 1 944'den sonra doğan gençlere de bu-

-

-


256

YÜZB I N LE R İ N S Ü R G Ü N Ü

güne kadar çektirilmiştir. 4 Özbekistan ve d iğer Sovyet Cumhuriyetle­ rinde yerleşen K ı rı m Türkleri, Sovyet vatandaşları n ı n mazhar oldukları h e r türlü sosyal v e siyasi haklardan bugüne kadar faydalanamamışlardı r. Yani bu tarihe kadar K ı r ı m Türkleri , Sovyetler Birl iğinin il. sınıf va­ tandaşı muamelesi görmüşlerdir. 5 K ı rı m Türklerinden olan Sovyet vatandaşları ve aileler! , d iğer Sovyet vatandaşları g ibi, iş ve pa­ saport rejimleri hususlarında yürürlü kte olan kanun­ lar gereğ ince Sovyetler Birliğinin bütün bölgelerinde çalışma ve yerleşme haklarından 24 yı ldan beri fay­ dalanamamaktadı rlar. Yani bir sürgün hayatı yaşa­ maktadı rlar. Kararnameden çı kan sonuç böyle, kararnameni n kabul v e doğrulad ı ğ ı facia ned i r? Facia, ı rk, kültür ve din bakım ı ndan Rus m i lletinden ayrı bir m i llet olan K ı rı m Türklerinin tamamen yokedi lmek maksa­ diyle yurtları ndan topyekun sürülmesi, medeni, siya­ si ve insan hakları ndan mahrum edi lmesi, dağ ı l ı p kaybolmaları nı temi n edecek tedbirler a l ı n m ı ş o lma­ s ı d ı r. Buna insanl ı k tari hinde ve hukuk d i linde • G&­ nocideıı (Topyekun i m ha) deni lmektedi r. Kararname, 1 944 y ı l ı nda ve hala tatbik edi lmekte olan genocide'i itiraf etmi ş bulunmaktadı r. Büyük Sovyet Ansi kloped isinin ikinci baskısı ge­ nocide'i : ıı Dejenere olmuş emperyalizmin b i r sonucu­ durıı d iye tarif eder. O halde Sovyet yönetici leri, emperyalist bir siyaset peş i nde oldukların ı kendi ağız.. ları ile itiraf etmişler ve hareketleri i le de bunu doğru­ lamışlard ı r. K ı r ı m Türklerinin üzerinde devam eden ııgeno­ cideıı işleminin durduru lması , ancak onların yurtları­ na dönüşü i l e mümkü n olacaktır. Bu konuda Sovyet -

-


SON SÖZ

257

görüşünü i htiva eden u Sovyet Weeklyıı dergisinde şöyle deni l iyor: u Kırım Türklerinin geri dönmelerini güçleştiren faktörlerin başında, bugün K ı rım'da başka milletlerin i nsanların ı n o luşları gelmektedir. Ruslar, Kırım Türk­ lerini Ortaasya'ya sürd ükten sonra, Kı rim'a Sovyetler Birliğinin başka bölgelerinden getirdi kleri insanl arı yerleştirmişler ve böylece K ı rım·ı sovyetleştirmeğe çalışmışlard ı r. Bu bakımdan artık K ı rı m'da Türklerin yaşayabilecekleri yer kalmamışt ı r. Rusların yeni b i r göç hareketi başlatmaları ise bahis konusu değ_i ldir. • Yine aynı konuda Müni h'te, Hü rriyet Radyosunda, 1 5.9.1 957 tari hinde bir mülakat yapı l m ı ştır . Mü lakata katı lanlar; radyodan bir Rus olan Y. 1. G ranov i le Kı­ rım T ü r k l er i n i n Avrupa'daki temsi lcisi Dr. Edige Kı­ rıma!'d ı r. Granov diyor ki: u S izce Kırım Muhtar Cumhuriyetinin ihya edi le­ rek vatandaşla r ı n ı z ı n Kırım'a yerleştirilmesi gerek­ mekted i r. Fakat y i r m i yı l evvel K ı rı m'a cebren getiri­ lerek yerleşti ri len ahalinin durumu ne olacak? ıı Say ı n Kırımal ise bu konuda verilebilecek en iyi cevabı veriyo r : B u s o r u n u z u etraf l ı ca cevaplan d ı rmam gerek­ mekted i r. ifade ettiğiniz görüş maalesef yalnız Kı­ rım'da yeni : iskan edi l miş Rusları n hayatları ve çıkar­ larını gözönüne aldığından dolayı, K ı r ı m Türkleri için kabul e d i lemez . Biz ise her iki tarafın, hayat ve menfaatını özel­ likle başta Kırı m ' ı n yerli halkı olan Kırım Türklerinin m i l li menfaatlerini tatmi n edebilecek çıkar yolun bu­ lunması gerektiğine i nanmaktayız. Bizler, Kırım'ın yeni Rus sakinlerinin neler .d ü­ şündüklerini bilmiyoruz. Belki bunlar da babaların ı n 11

F : 17


258

Y ÜZBI N LERIN S Ü R G Ü N Ü

topraklarına dönmek istiyorlard ı r. Bizler, dışarıda bulunan Kırım Türkleri, Rusya'­ da sürgündeki kardeşlerimizin K ı rı m'a dönmek arzu­ sunda bu lunduklarını biliyoruz . Bilhassa sahil ve dağ l ı k kısmından sürülen Kı­ rı m Tü rklerinin, yalnız 13. asırda Kırım 'da yerleşmiş Moğol-Tatarları ndan değ i l de Kırı m ' ı n tarihi boyunca Kırı m'da yerleşerek yaşamış olan Tatarlar, Kimmer­ ler ve lskitlerin ve sonra Peçenek ve K ı pçakları n TORK neslinden olduk!arı unutu lmamalı d ı r. Bunlar milattan 13 ası r önce tarihçi Heredot'un eserinde ad ı geçen Kırım'ın eski sakinlerinin torunla­ rıd ı r . Binaenaleyh, K ı rım' ı n yeni sakinlerinin yirmi y ı l­ l ı k geçmişleri, K ı rım Türklerinin yirmi altı ası rl ı k geç­ m işi i le mukayese edi lemez . Nihayet Kırım Türklerinin bugüne kadar olduğu gibi, K ı rım'ın d ışında kalmalarının ve K ı rı m ' ı n bugün­ kü durumunun adil bir durum olarak görülmesi Stalin tarafından Kırım Türklerine yapılmış olan haksızlık ve cinayetin kabulünden başka bir şey değildir. Bu sebeple K ı rı m Türklerinin Kırım'a dönmeleri bizim için tabii ve hayati ehemmiyeti haiz ve müna­ kaşa götürmez bir hakikattir. m ömer Bayoğl u"nun yarg ı lanmasında dinlenen ta­ nıklardan bir kolhoz başmühendisinin; • bugün Kırım da işgücüne ihtiyaçıı olduğunu söylemesi, iki Ukray­ nalı bilgin; Taras Franko ile Maria Lisenko'nun Sov­ yet Yüksek Şurasına yaptı kları teklif ve bunun gibi birçok delil ler Kırım'ın, Kırım Türkleri için dönülme­ si hiç de imkansız olmayan bir yer olduğu gerçeğini doğru lamaktadı r. Kırım Türklerini yurduna iade etmek istemeyen zihniyete ve güce sahip Moskova yöneticileri, sadece


SON SÖZ

259

yukarıda adı geçen m i l letlerarası sözleşmelere ve kendi anayasasına değ i l , aynı zamanda Marksizm ve Leninizme de karşı gelmiş olmaktadı rlar. Sadece yur­ duna dönerek milli varlı ğ ı n ı muhafaza edebi l mek ül­ küsü ve çabasında olan Kırım Türkleri i le dolay l ı i lgi l i olarak b i r Sovyet b i l i m adamı olan L . Noviçen­ ko , Ti raspol'de yapı lan konferansta şöyle diyord u : • Kendi m i l letini , d i l ini, tarihini, manevi kültür zenginl iklerini sevmenin, komünist kuruluşu ve ge­ lecekte tek enternasyonal kültür yaratma meselelerine engel teşkil ettiğini, ancak Marksizm-Leninizm hazi ne­ sinde m i l liyet meselesi hakkındaki ideleri kavrayama­ mış i nsanlar iddia edabi l i rler. ıı Hatta şunu da unutmamak gerektir ki, Stalin ' i kötü leyerek sistem i kurtarmaya çal ışan Moskova y ö.. neticileri arasında Kosigin de bulunmaktadı r. Bugün Stal in'e tekrar itibarını i ade etme çabası, liberalizm yerine Stalinizm i lkelerine dönme hareketleri Sovyet idare mekanizmasında tam b i r siyasi buhranın varol­ duğu gerçeğini ortaya ç ı karmıştır. 1 944'de Rusya Federasyonu (RSFSR) başbakanı ve aynı zamanda Sovyetler Birl i ğ i başbakan yardım­ cısı, 1 946'da ise Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro yedek üyesi gibi sorumlu devlet ve parti makamların � .işgal eden Kosigin, Stalin'in bugün ha­ yatta kalmış ve i ktidarda bulunan az sayıdaki en ya­ k ı n yardımcı larından b i ri olmak hasebiyle Kırım ve Kafkasya halklarına uygulanmış • genocideıı c inc;ıyeti için dünya kamuoyu karşısı nda manevi b i r sorumluluk taşımaktadır. Kaderin bir cilvesi olmak üzere aynı Kosigin, Paris'te, Sovyetler Birliğinde hor görülen halkların yokluğu ve tüm o larak bütün m i lletlerin eşit­ l i ğ i iddiasında bulunmuştur. Bu iddianın isyan etti ri­ ci haksızlığını bu araşt ı rmanın sözkonusu mahiyeti


250

YÜZB İ N LERİN SÜRGÜN Ü

ispatlamağa yeterlidir. O halde Sovyet yetki l i lerini ihtilafta bu kadar i nat. etmelerine mecbur eden sebep nedir? Tek ceva'p : K ı rım Türklerinin bu kadar bağ l ı kaldığı Muhtar Sovyet Cumhuriyeti kurmak istedi kleri Kırım ' ı Rusların stra­ tej i k bir bölge olarak kabul etmeleridir. K ı rı m ' ı n 1 970'deki nüfusu 1 .800.000'd i r. Yarım milyonu biraz geçen say ı l ariyle Kırım Türkleri bu durumda azı n l ı k­ ta kalacaklard ı r. Buna rağmen Moskova'nı n hiçbir aksiyon g rubuna ve b i l hassa m i l l iyetçi aksiyon gru­ bu olarak kendi lerin i gösteren Kırı m Türklerine böyle b i r hakkı vermesi biraz zor gelecekti r. 1 964 N isan ayında m i l liyetçi meseleler üzerine yapı lan b i r konferansta yabancı gazeteci lere veri len raporda, SSCB M i lletler Yüksek Şürası Başkanı Y. 1. Paleckis, tamamen yalan dolu konuşm ası n�a; Kı rım Türkleri ne K ı rı m 'a dönme imkan ı n ı n verildiğini fakat çok az K ı rı m Türk'ü döndüğü için K ı rı m Muhtar Sov­ yet Sosyal ist Cumhuriyetinin kurulmamasında kendi­ sini haklı ç ı karmıştır Şurası da unutulmama l ı d ı r ki, K ı rı m Türkleri gibi b i r azınl ığa verilecek m i l li muhtariyet kurma hakkı , asla son olmayacak, diğer azınlıklar tarafı ndan istene­ cek hakların ise sonu gelmiyecektir . Sovyet Rusya g i­ b i sosyal hak ve hukukun geçerli olmadığı bir ülkede, haklar talep edilir ve alınırsa, zaten dejenere olmuş komünizmden eser kalmayacak, sistem değişecek ve esaret, dolayısiyle Rusya adında bir ülke kalmaya.. caktır. Ancak Sovyet yöneticileri, Eylül 1 967 tarih­ li kararnameyi yayınlamakla kapalı hak ve hukuk ka­ pısının kilidini kırmışlardır. Artık açık olan bu kapı­ dan KiRiM MUHTAR CUMHURiYETi görOlmekte, fakat kısa da olsa biraz zaman gerekmektedir. Bugün Sovyetler Birli{Ji sınırları içinde hemen her .


S O N SÖZ

261

tarafta Kırım Türkleri yaşamaktadı r. Hemen her yer­ de K ı r ı m l ı b i l i m adamlarına, profesörlerine, mühendis ve sporcularına raslamak mümkündür . Rusya'nın elit s ı n ıfına mensup olmalarına, iyi bir hayat yaşamaları... na rağmen, m i l li gelenekleriyle gururlanan K ı r ı m Türkleri gene d e m u t l u değildi rler. Vatandaşlarına yapı lan zulüm yüzünden içleri kan ağlamaktadır. Bu yüzden Sovyet hükümetinden ve idare sisteminden nefret eden K ı rı m-Türk b i l i m adamları ve aydı nları a navatan larına dön melerini sağlama u ğ raşı na l iderlik etmektedi rler. Ruslar m i l let olarak yı ldönüm leri ni kutlamaya pek merakl ı d ı rlar . Sovyet yönetic i leri için yı ldönüm leri bir gurur ve propaganda vesi lesidir. Fakat buna rağmen, 18 Ekim 1 973 tarihinde Otonom K ı r ı m Sovyet Sosya­ l ist Cumhuriyetinin 5 1 . yı ldönümü kutlanmamıştır. Çünkü böyle b i r cumhuriyet mevcut deği ld i r. Sovyet yöneticilerinin Stal in'in hatası yüzünden de olsa Kı­ rım Türklerine tazminat vermeyi kabul edeceklerini düşünmek hiç şüphesiz ki büyük bir safd i l l i k olur. Fakat Sovyet yönetici lerinin bu şeki lde düşünmeleri onlara fazla b i r şey kaybettirmez. K ı rı m Türklerine anavatanlarına yerleşme hakkının verilmesi, 56 y ı l d ı r i ktidarda bulunan b i r hükümete kuvvetinden hiçbir şey kaybettirm �yeceği gibi, Rusya'da 29 y ı l d ı r devam ede­ gelen trajediyi ve huzursuzluğu sona erdirecektir. 1 8 Ekim 1 974 tarihinde Kırım Tü rkleri ne anavatanlarına yerleşme hakk ı n ı n veri lmesi Rus liderleri için çok ucuza kazanılmış b i r yıldönümü olabi li rdi . Sovyetler Birliği gazeteleri ve siyasi sözcüleri, Sovyet halkları n ı n kardeşlik ve dostluğundan bahse­ derken, d iğer yandan kendilerini lslam-Arap Düny8'­ sının hamisi olarak görmektedirler. Halbuki , sadece K ı rım Türklerinin bugünkü durumu, Sovyetlerin sami,


262

YÜZBI N LERIN SÜRGÜNÜ

m iyetsizliğini yüzlerine vuran canlı bir deli l d i r. Bugün, Sovyetler Birliğinde isteklerini gerçekleş­ tirebi len tek azı n l ı k Yahudi lerdi r. Yahudilerin Batıda­ ki kuvvetli teşki latları , bu başarı ları n ı n en öneml i ami­ lidir. Buna karşı l ı k Kırım Türkleri de yalnız sayılmaz­ lar. Onların da Batıda teşki latları vard ı r. K ı r ı m Türk­ lerinin yurda dönüş davasında mücadelesini sürdüren sayın Müstecip üLKüSAL, Kırı m Türkleri ile i l g i l i ak­ tüel haberleri, siyasi gerçekleri ve düşünceleri ni ls­ tanbul'da çı kan ıı EMELıı derg isinde açıklamaktadı r. KiRiM M i lli M ERKEZl'nin Avrupa'daki ve Paris Blokundaki yetkili temsilcisi sayın Dr. Edige Kınmal'­ d ı r. Sayın K ı rı mal, daha düne kadar Münih'te yayın­ lanmakta olan ıı DERG l ıı ni n Mesul Müdürü olarak bu­ lunuyor ve yazdığı kitap ve makalelerle Sovyet Rus­ ya'da yaşama kavgası veren Kırım Türklerinin sesini Hür Dünyaya duyu ruyordu . Ancak bugün, çeşitl i siya­ si sebeplerle Batı Alm3nya'da ııSovyetler Birliğini öğ­ renme Enstitüsü ıı nün kapatı lması, bu değerli fikir ve i l i m adam ı n ı yayın faaliyetlerine bir müddet ara ver­ mek zorunda b ı rakmıştı r. Kırım Türklerinin anayurtlarına dönerek mutlak bir yokolmaktan kurtulmaları, biraz da biz Türkiyeli Türklerin, başta Kırım Türkleri olmak üzere, bütün Sovyet esiri Türklerin hakk ı n ı aramakla, kuvvetli , şu­ urlu bir birleşme ve teşkilatlanma i le mümkün ola­ caktır. K ı rı m istiklal davası n ı n büyük lideri merhum Ca­ fer S. K ı rı mer şöyle diyord u : ıı Kı rım'ı kana boğabilir­ ler. Fakat bütün bunlar, Kırımlıların istiklal i manl arını yıkmaya değ i l , kuvvetlendirmeye yarayacaktır. Tari­ hin ergeç yazacağı şey: MÜSTAKiL VE MESUT Kt­ RIM'dı rıı . - SON . -


BiBLiYOGRAFYA ABAY. A. : Kırım'da 1 944 FelAketi. E mel , 23. sayı, 1 964 lstanbul. ABDÜLHAMİTOGLU. Necip : K ırım Faciası ve Turancı l ık Ü l kü­ sü. Yeni Milli Ülkü. G. Ü.T., Şehitler Özel Sayısı, 1 969 ls­ tanbul. ABDÜLHAMITOGLU. Necip : Esir Türkler ve Emperyalist Dev­ letler. Milli Cephe, 51 . sayı, Eylü l 1 970 Ankara. ABDOLHAMITOGLU, Necip : Küçük Kırım'ın Büyük EvlAdı Necib Hacı Fazıl'ın Şehadetinin 22. Y ı l dönümü Münasebeti ile. Milli Cephe, 52. sayı, Ekim 1 970 Ankara . AKÇURA. lskender : Genocide Behind The lron Curtain. 1 963 N ew York. ALI. Ahmet Şah : Görülmemiş ve işitilmemiş Yalan . Novoye Russkoye Slovo, 28 Ocak 1 971 New York. ALTUNBAY. Mehmet : K ırım'da Komünist Meza limi. Mücahit. 1 . sayı, Temmuz 1 955 lstanbul. ARAN. Mehmet Sadı� : Kızıl Rusya Cehennemindeki Türkler. Türk Yol u 1 . sayı, Temmuz 1 953 lstanbul. ARMSTRONG, John A. : The Ethnic Scene in the Soviet Union. 1 968 New York. ASLANBEK, Mahmut : itibarı iade Edilmiş Kuzey Kafkasya Halk­ larının Durumu. Dergi, 1 6. sayı 1 959 M ünih. AYDINLI, Ahmet : Sovyet Espiyonaj Organizasyonları . Bu Orga­ nizasyona Bağlı Seksiyonlar, Genoside Maruz Kalan M i l let­ ler. Ülkücü Gençlik Dergisi , 1 1 . sayı, Temmuz 1 971 lstan­ bul. AYTUGAN, Binbaşı : il. Dünya Savaşı ve M i l liyetler Meselesi. Birleşik Kafkasya, 4/5. sayı, Kasım 1 951 Münih. BACZKOWSKl,Wlodmlerz : Russian Colonialism, The Tsarlst and Soviet Empires. 1 958 New York. DACZKOWSKI, Wlodmierz : La Russie Sovietiqua, Nouvel Em­ pire Col onial. 1 960 l3ayrut. ,


264

YÜZB INLERIN SÜRG Ü N Ü

BALA, M irza : Rusya'daki Türklerin Tehciri. Cumhuriyet, 1 5.9.949 lstanbul. Mil letler, BALA, Mirza : Moskova'nın Sürgün ve imha Ettiği Dergi, 9. sayı, 1 956 Münih. BAYTUGAN, Baraabi : The Fate of the Chechen-lngush People. Caucasian Review, 2. sayı, 1 952 Münih. BEKTÖRE, Şevki : Volga K ızıl Akarken. 1965 Ankara. BENNIGSEN, Ale.xandre : LEM ERCIER-Kuelquejay, Chanta l : Is­ ilim in the Soviet Union, 1 967 New York. BİL, Hikmet : Yokedilen 3 i r M i l l et. Devlet, 23.6.1 969 Ankara. BRAUTİGAM, Dr. Otto : So bat es sich zugetragen . . . Ein Leben als So ld2t und Diplomat. Holzner-Verlag, 1 968 Würzburg. BRONSICA-Pampuch, Wanda : Krimtataren in Taschkent vor Gericht. Süddeutsche Zeitung 1 2/ 1 3 Temmuz 1 969 Münih. BUZINARSKl'LER, A. ve T. : Kırım Tatarları. N ovoye Russkoye Slovo, 21 Ocak 1 971 N ew York. CAMERON, N . - STEVENS. R. H. : H itler'in Gizli Konuşmala­ rı. Hayat Tarih Mecmuası, 1 1 . sayı, Ara l ı k 1 972 lstanbul. CARTIER, Raymond : Les Secrets de la Guerre Devo l ies par Nürnberg, 1 946 Paris. CEBAGİ, V. Giray : Soviet Nationa lity Policy and Genocide. Caucasian Review, 1 . say ı , 1 955 Münih. ,

CILAS, Milovan : Sta lin'le Konuşmalar, Çev. Cevdet San. Ötü­ ken yayını, 1 964 lstanbul. CONOUEST, Robert : Akl ıselim Karşısında Rusya. N ebioğ lu ya­ yını, 1 960 lstanbul . CONOUEST, Robert : The Nation K i llers, 1 970 Londra. CONOUEST, Robert : The Deportation of National ites i n the U SS R. 1 960 Londra. CONOUEST, Robert : B üyük Tedhi�. Çev. N üzhet Baba, Durum yayını, 1 969 Ankara. COŞAR, Ömer Sami : Kırım'da Bir Can . Kalmadı. Milliyet,

1 9.9.1960 lstanbul. DAVLETŞIN, Prof. T. : Sovyetler Birliğinde Halkların Uydurma Hukuk Eşitliği Üzerine. Dergi, 52. sayı , 1968 M ünih. DERBENDi. Abdülgani : 1 956 lslAm Kong resind e Sovyet Mahku­ mu M i lletler Meselesi. Dergi, 8. sayı, 1 957 Münih. DOBRUCALI : Dobruca"daki K ırım Türkleri. Emel, 23. sayı , 1964 lstanbul. ELHAŞIMI, Seyit : M üslüman Şarktaki Sovyet S iyaseti ve Kı-


B i B LiYOGRAFYA

265

rım Türklerinin Alınyazısı. Nationel Press, Eylü l 1 958 Cakar­ ta. ENGiN, Dr. Arın : Avrupa K ü ltürü Nedir ve Ne Değ i l d i r ? 1 962 İstanbul . E RE R . Tekin : K ı rım Türk ltıri v e Esir Türkler. Komünizm ve Ko­ münizme Karşı Türk B asını , 8. sayı, 1 966 Ankara. ERER, Tekin : Tc:tar M i l leti. Soıı Hava d is, 1 6.7.1 971 lstanbul. ERER, Te ki n : Beş M i lyon K ırımlı Nered e ? Son Havadis, 31 . 1 2 . 1 966 lstanbul. ERK. Mikail : Sovyet Rusya Sömürgeci liği ve Mahküm M i llet­ lerin Mukadderatı ( K uzey Kafkasya' da Sovyet - Rus Vahşeti ) . Hedef yayın ı , 1 964 Ankara. FiSHER. George : Soviet Opposition to Sta l i n : A Case Study in World War i l . , 1 952 Cambridge. FLORINSKY, Michael R. : Encyclopedia of Russia and the Soviet Union. 1 961 N ew York. GİRASIMOV, D. : Oblaest, v kotoroy mı jivem. Oçerk Kri me K ı rmizdat. 1 959 Simferopol . GOLDSTEIN, M . : Sovyet Kü ltürüne Uğrayan Kırım Türk Halkı ve Onun M i l li K ültürü. Dergi , 59. sayı , 1 970 Münih. GÖKGÖL, C engiz . Komünist Rusya ve Müslümanlar, � 958 An­ kara. GRECHKO, B. M. : Kommunistcheskoe Vospıtanie v. SSSR. 1 951 Münih. HACIBEYLI, Ceyhun : Türk Hal klarını Sovyet imhasından K urtar­ malı. Azerbaycan, 1 . sayı , 1 951 Münih. HALMAN, Talat : Sovyet Cennetinde izzet ile İdris. Mi l l iyet. 1 1 .5.1969 lstanbul. HAYIT, Dr. Baymırza : Dünya Türklüğünün Facialar Merkezi (fü. ) . So'l · Havadis, 28. 1 . 1 970 lstanbul. HAYIT, Dr. Baym ı rza : Komünizm ve Türk Dünyası. 1 971 An­ kara. HAZAR , N. : Sovyet Cumhuriyetlerine Tan ı nan Sözde Haklar. Mücahit, 45-46-47-48-49-50. sayı, 1 962 Ankara. HIZAL, Ahmet Hazer : Kuzey Kafkasya Hürriyet ve lsti klAI DAva­ sı. Orkun yayın ı , 1 961 Ankara. HIZALOGLU. Mustafa Zihni : K ırım ve Şi m a li · Kafkasya lıla r ın imhası. Mücahit, 13/14. sayı, 1958 Ankara. HOSnER, Charles Warren : Turkism and Soviets (The Turks of the World and their political objectives) . 1 957 Londra.


266

YÜZB INLERIN SÜRGÜN Ü

IŞIK, Mevlllt : Kırımlı lrkd&Şlarımız. �ra Ticaret Postael . 25.6.1 969 Ankara. iKiZ, M. Lütfi : 20. Asırda Genocide ( K uzey Kafkasya'da Sovyet Rus Vahşeti ) . Hedef yayını, 1 964 Ankara. I SLAM . 1. : Stalin ve Müslümanlar. Serbest Kafkasya, 1 . sayı, 1 952 Münih. KABAKLI, Ahmet : Post mu, Dost mu? Tercüman, 21 .5.1 972 ls­ tanbul, KAMM, Henry : Tatarlar Moskova"ya Karşı Mücadeleye Devam Ediyorlar. New York Times, 3.5.1969 New York. KANTEMIR, Ali : lslilmiyet ve Komünizm. Dergi, 1 6. sayı, 1959 Münih. KANTEMIR, Ali : Genocide in the USSR (The Mosleıns) . 1 958 New York. KARÇA, Ramazan : Genocide in the USSR (The Peoples of the North Caucasus) . 1958 New York. KAZNACHEEV, Alaksandr : Bir Sovyet Sefaretinin lçyüzü, 1 981 Ankara. KILIÇ, A. : K ırım Türkleri i ıe Niye i lgi lenmiyoruz? M i l liyet, 1 2.6. 1 969 lstanbul. KIRIMAL, Dr. Edige : Der Nationale kampf der Krımtürken. Emsddetten Westf 1 952. KIRIMAL, Dr. Edige : Muhtelif Haberler. Dergi, 39/40. sayı.

)) )) )) )) )) )) )) )) )) )) ))

)) )) )) »

)) )) )) )) )) )) ))

)) )) )) )) »

)) )) )) )) )) ))

»

)) )) )) )) )) )) )) )) )) »

)) )) ))

)) ))

»

)) ))

)) )) )) )) )) )) ))

»

»

)) )) )) )) ))

sayı. sayı sayı sayı sayı 59. sayı 60. sayı 61 . sayı 62. sayı 63. sayı 65. sayı

48. 50. 52. 56. 57. '

1

KIRIMAL, Dr. Edige : Kırım Türkleri. Dergi, 59. sayı, 1 970 Münlh. KIRIMAL, Dr. Edige : Moskova'nın Sürgün ve imha Ettiği Mil· letler. Dergi, 9. sayı, 1 957 Munih. KIRIMAL, Dr. Edige : Sovyet Tarih ilmi Rus Emperyalistlerinin Hizmetindedir. Birl91Jik Kalkasya, 24. sayı, 1953 Münih.


B i B Li YOGRAFYA

267

KIRIMAL. Dr. Edige : K ırım Türklerinin Milli Basını. Emel, 6. sa­ yı, 1961 lstanbul. KIRIMAL, Dr. Edige : Kırım'dd Topyekun Tehcir ve Katliam. Dergi, 5. sayı, 1956 Münih. KIRIMER, Cafor Seydahm1tt : Rus Tarihinin lnkılilha. Bolşeviz­ me v� Cihan Hakimiyetine Sürükleıımesi. 1 948 lstanbul. KNİEZA, Emil T. : Kırım'd2 Yahudiler, Kırımlı lar ve Karaimler. Neva Züricher Zeitung, 8.12.1968. KOLARZ, Walter Die Naticnalıt&tenpolitik Der Sowjetunion. 1 9513 Frankfurt. KOLARZ, Water : Russia and her Co l onie s . 1956 Londrıı. KRAVCHENKO, Victor : Hürriyeti Seçtim. Çev.: Zeria Karade­ niz, Rafet Zaimler yayını, 1 954 lstanbul. KUNTA, Abdurrahman : Sovyetler B irliğinde Müslümanlığın Gerçek Durumu. Dergi, 35/36. sayı , 1 964 Münih. ·

LEMERCIER, Chantal Quelquejay : The Tatar of the Central Asiıı Review, 1 . sayı, 1 968 New York.

Crimea .

LENiN, V. 1. : U lusların Kaderlerini Tayin Hakkı. Sol yayını . 1 967 Ankara. LEONHARD, Wolfgang : The Krem lin Since Stalin. 1 962 New York. LIWYCKYJ, M. : The Crimean Turks Request. Türk Dünyası, 16 sayı, 1 970 lstanbu l . LYOS, Eugene : Özbeöz Ruslar b i l e Bolşevik Cennetine ( ! ) Dön­ mek istemiyorlar. Kızılelma, 1 5. sayı, 1948 lstanbu l . MAURACH, Prof. Dr. Reinhart : Sovyetlerde Milli Hakların Kırkıncı Yıldönüm ü . D nrgi , 1 0. sayı , 1 957 Münih. MISIROÔLU. Kadir : Moskof Mezalimi. Sebil yayını, il. cilt, 1 972 İstanbul MUHiTTiN. M �hme t : Kırı 11 Öz Evlatl•mn ı n Hasretini Çekiyor. Kırım. 3. say ı , 1 95 7 Ankara. MUSA, A. : i kinci Dünya Savaşında K ırım Tatar Mücahitlerinin M ücadelesi. Aza t Vatan. 5. sayı, 1 952 Münih. NICOLAYEVSKI, Boris 1. - DALLIN, David : Sovyet Rusya"da Mecburi Çalışma. 1 951 İstanbul. NOVE, Alec : ( Önsöz) Yedi Y ı l l ı k Sovyet Planı ( Sovyet iktisa­ di Kalkınma ve Potansiyeli üzerine bir Etü d ) . 1 961 An. kara. ORDANGEÇ, Muzaffer : Kanlı 40 yıl. Kırım, 5. sayı, 1960 An k a­ ra.


268

Y ÜZB İ N LE R İ N S Ü RGÜN Ü

ORHON, Orhan Seyfi : Anlayamıyorum ? Son Havadis, 1 5.3. 1 972 İstanbul. O RTALAN, Cafe r : K ırım ve K ır ı m Türklerinin Davası. Kırım, 1. sayı, 1 960 Ankara. ORTAYLI, Kemal : Bir Sovyet Müel l ifinin K ı r ı m Türkleri ve Mazileri Hakkında lhiraları. Dergi , 34. sayı, 1 963 Münih. OTAR, lbrahim : Jenosid ve "K ırım Türkleri. Emel, 22. sayı, 1 964 İstanbul. ÖZKIRIM, Orhan : İkinci i)ünya Savaşında K ı rım Türkleri ile Almanlar Aras ı ndaki Münasebetler. E me l , 25. sayı , 1 964 İs­ tanbul. PİNES, Richard : Muslims of Soviet Centra l As i a . The Middle East Jourr.al, 3. sayı , 1 955 Washington. PİPES, R. E. : Russian Moslems before aııd a fter the revu lation and Soviet İmperialisın . 1 953 İndiana. PUSİC, Aydın : K ır ı m Türklerinin Sesi. Azerbaycan, 1 1 . sa yı , 1 953 Münih. RAYEVSKA, İrina : K ırım Tatarları. Novoye Russkoye Slovo,

9. 2 . 1 97 1 New York. RİEDMİLLER, Josef : Moskova Konferansı. Süddeutsc_he Zeitung, 7/3 Hazi ran 1 969 M ı.inih. SANDER, Oral : 20., 2 1 . ve 22. Kon�reler ve Sovvet Dış Poli­ tikası. S . B . F. yayı nı, 1 967 Ankara SAYILGAN, Aclan : K ı r ı m Türklerinin Çi lesi. Devlet, 20. 7.1 970 Ankara. SCHULZE. Martin : lhre Reabi litierung steht nur auf dam Papler� D i e unter Sta lin Verbannten Krim - Tataren kampfen um i hre Recht. Prozesse i n Taschkent. Frenkfurter Bundschau. 8.8.1 969 Frankfurt. SCHWARlZ, Harry : The Red Phoenix ( Russ fEi Si nce İNorld War il. ) . 1 961 New York. SEViNÇ, Necdet : Bilmek ve Susmak. Bizim Anado l u, 21 .7. 1 972 lstanbul. SHEEHY. Ann: Kırım Tatarları. Emel, 69. sayı, 1 972 lstanbul. SHEEHY. Ann: Soviet Central Asia and the 1 970 Census. Mizan, 1 . sayı, 1 970 New York. SHUB, Anatole : Rusya' da Geriye Dönüş Yeni Gazete, 29.6.1 969 lstanbul. SLAVINSKI, A. : Le combat d u general Grigorenko contre le, despotisme, Observer, 30.3. 1 969 Londra.


269

B i B LİYOGRAFYA

SMIRNOV, N. A. : Oçerki izuçeniya İslama V SSSR. 1 954 Mos­ kova. STACKELBERG, von G. A. : Sovyet Komünist E m per ya liz m i Tec­ rübesi ve Sovyetler Birl iğindeki M üslümanlar. Dergi. 23/24. sa y ı , 1 961 M ü n i h . STALİN, J. Len inizmin i l ke l e r i . S o l yayın ı , 1 967 Ankara . STALİN. J. : M a rksizm ve M i l l i M esele. Sol yay ı n ı 1 967 An­ kara. STAM B ROWSKİ, Alexander : Türk M i l leti. Wiadomosci. 1 1 .7.1 956 Lo ndra. SULTAN, Garip : Moskova "n ı n Sürgün ve İmha Ettiği M i l l etler. Dergi, 9. sayı, 1 957 Münih. SÜKAN, Şinasi : Türkiye D ışında Yaşayan T ü r k Top l u l u k l a r ı . O r k u n yayını, 1 961 Ankara. TAN. M. Şa hap : 3 M i lyon Mazlumun D i lek ç.esi Bugün. 8.6.1 969 lstanbul. TEKiNER. Süleyman : Sovyetler B ir l iğ i n d e M i l letler Probl e m i . Dergi, 58. sayı, 1 969 M ü n i h . TEMIRCILI : Kırım Türk Tiyatrosu, Emel, 1 8. sayı, 1 963 lstanbul. TEMIRCILI : il. Dünya Savaşı Sırasında Alman İşgalinde Kırım Türklerinin Kültür ve E ğ i t i m iş l er i Emel. 23. sayı, 1964 ls­ tanbu l . TEMIRCILI : Kırım'da Eğitim Meseleleri Hakkında Notlar. Emel . 20. sayı, 1 964 lstanbu!. TOKAEV, G. A. : Soviet lmperialism. 1 954 Londra. TOKTAR, Keri m : K ırım Türklerinin Kamplardaki Kültür Çal ı ş­ malarına Dair. Emel, 41 . sayı, 1 967 lstanbul. URALOV. A. : Narodoubiystvo, V. SSSR. 1 952 Münih. URBAN, P. : Mil letlerin Self-Determinansyon ve Sosyalist Dev­ letlerin Egemenlik Hakkının Yeni Sovyet Yorumu. Dergi. 60. sayı, - 1 970 Münih. ÜLKÜSAL. Av. Müstecib : Kırımlılar Yurtlarına Neden Dönemi­ yorlar? Emel, 52. sayı, 196S lstanbul. ÜLKÜSAL, Av. Müstecib : Esir Milletler Hahası, Kırım Türkleri. Emel, 59. sayı, 1 970 lst. ÜLKÜSAL. Av. Müatecib : Bir Yazı Münasebetiyle. Emel. 62. sa­ yı, 1 971 lstanbul. ÜlKÜSAL, Av. Müstecib : Büyük Facianın 23. Yı ldönümü, Emel, 40. sayı, 1 967 lstanbul. OLKOSAL Av. Müsteclb : Bir Facianın Yıldönümü. Emel, 5. sayı, , 1961 Ankara. .

.

.


270

Y ÜZBINLERIN SÜRGÜN Ü

Ol..KQSAL, Av. Müstecib : Esir Milletler ve Jenosid, Emel, 65. sayı, 1 971 lstanbul. OLK OSAL, Av. Müstecib : Esir Milletler Haftası ve Esir Türkler. Türk Dünyası, 1 4. sayı, 1969 lstanbul. ÜLKÜSAL, Av. Müstecib : Dobruca ve Türkler, T.K.A.E. yayını, 1 966 Ankara. VEnlNA, Vera : Krımskiye Puteşestviya. 1 952 Moskova. WARSZ, Alexandre : Kırım Tatarlarının Faciası, Le Monde, 1 0.5. 1 969 Paris. WILFRIED, Strik-Strikfıeldt : Against Stalin and Hitler ( 1 9411 945) . 1 970 Londra. YURTSEVER, A. Vahap ; Sovyetler Birliği Anayasası ve Esir Türk i l leri. Son Havadis, 7. 1 .1973 lstanbul. YUTANG, Lin: Gizli isim. Işık yayını. 1962 lstanbul. ZAVOIL. A. : SSSR'de M i l let Meselesi, Mi l li Türkistan, 1 22 . sayı, 1 967 Düsseldorf. ZORZA, Victor : Kırım Tatarları Müdafilerini Kaybotti ler. The Guardian, 5.9.1 969 Londra. -: Area Handbook for the Soviet Union 1 971 Washington. KiRiM TÜRKLERİ HAKKINDA SON YILLARDA BASINDA YERALAN BAZI HABERLER

1-) Muhtariyet isteyen Tatarlar Moskova'da Polisle Çatıştılar. Yeni Gazete, 7.6.1 969. 2-) Kırım Tatarları Meselesi. Yeni Gazete, 1 2.6.1969. 3-) Moskova'da Tovkif Edi lenlerden Biri Serbest Bırakıldı. Cumhuriyet, 9.6.1 969. 4-) Kırım Tatarları Kremlin Sarayı Önünde Gösteri Yaptı lar. Hürriyet. 7.6.1969. 5-) 55 Rus Aydını, Rusya'da Soruı;turma ls�edi . Mil �iyet. 25.5.1 969. 6-- ) Sibirya'ya Sürülen Tatarlar, Eski Yerlerine Dönmek isti­ yorlar. Son Havadis, 1 8.8.1972. 7-) Kırım Katliamı. Devlet, 1 8.9.1 969. Ru!:Skoya Misli, 8-- ) Kırım Tatarlarının Yeni Müracaatları. 24.8.1972 Paris. 9-) Kırımlı lar, Yeniden Milli Mücadele, 1 9.9.1972. 10-) K ırım Türkleri Rus Baskısından Şik11yet Ettiler. Dünya, 1 5.9.1972. 1 1-) K ırım Türkleri Birleşmiıı M i lletleı:e· Başvurdu. Milliyet. 1 5.9. 1 972. � .


BIBLIYOORAFYA

271

1 2-) Kırım Türkleri Yurtlarına Dönebilmek ıçın Birleşmiş Mil­ letlerden Yardım istedi. Günaydtn. 1 5.9. 1 972. 1 3- ) Kırım Türkleri Birleşmiş Milletlerden Yardım istedi. Gün. 1 5.9.1 972. 1 4-) Kırım Türkleri Rusları Birleşmiş Mil letlere Şikllyet Etti. Son Havadis, 1 5.9.1972. 1 5- ) Yurtlarından Sürülen Türk 'nüfusunun % 46'sı Öldü. Bi­ zim Anadolu, 21 .7.1972. 1 6- ) B irleşmiş M i l letler Teşki llltı Genel Kuruluna Verilen Muh­ tıra: Kırım Türkleri Hak istiyor. Adalet, 27.7.1 972. 1 7-) Sibirya'ya Sürülen Kırım Türklerinin Protesto Gösterisini Rus Polisi Silllh Zoruyla Dağını. Günaydın. 1 3.9. 1 972. 18-) Kırım Tatarları, Muhtariyet ve K ırım'a Dönmek için Mücadele Ediyorlar. Türk Dünyası, 9-10-1 1 . sayı., 1 968 lst. 1 9- ) K ırım Türkleri, Devlet. 1 9.5. 1 969. �) Rusya'daki Tatarlar. Yeni Gazete. 1 2.9.1969. 21-) Tatarların Davası. Newsweek, 7.4.1 969. 22-) Kırım Türkleri Haıa insanca Yıı\iavamıyor. Medeni yet, 1 5.5. 1969. 2'3-) Sovyetler Birliğindeki O laylar. E mel, 54. sayı, 1 969. 24-) Sovyet Rusya'da insan Hakları . Novoye Rusakoye Slovo. 6.9.1969 New York. 25-- ) General Grigorenko'nun MahkOmlyeti Protoııı:ı [ılllıll. Emel. 59. sayı, 1 970. 26-) Sovyet Dokümanlarından. Novoye Ruukoya Hlııvo, 23. 1 1 . 1 969. 27-) Sürgündeki Tatarlar Mücadele .Ha linde. The Obemvnf', 30.3.1969 Londra. sayı, Hezirıın 28-) General P. Grigore.ıko Hapiste. Posev. 6. 1969 Frankfurt. 29-} Tarlhirı Mahkemesi Pek de Uzak Değ i ldir. Kırım Tatar­ larının Sürgünü ve Bunun Sonuçları Hakkında Belgeler. Posev, 6. sayı, Haziran 1969, 30-) Kırım Tatarlarının Kırım'a Göçleri. Poaev. 2. özel sayı , Aralrk 1 969. 31-) Kırım'a Dönmekte Olan Kırım Türklerinin Durumu. Dergi. 63. sayı, 1 971 Münih. 32-) Uydurma Değil, Gerçek Devlet Uğrunda. Şlyab Peremogi. 26.7.1 970 M ünih, 33-- ) K ırım Tatarlarının Rus Dostları: Kırım Tatarları Adalet Huzurunda. Novoye Russkoye Slovo, 23.3. 1 969 New York.


272

YÜZB I N LERİN SÜRGÜNÜ

34-- ) Kırım Tatarları Vatanlarına D önmek İstiyorlar. The Eco­ nomist, 29.3.1 969. 35-- ) Sürgündeki Tatarlar Kremlin i le M ü cadele Halinde. The Observer, 30.3.1 969. 36-- ) Anayurt Üzerinde Hak. Posev, 4. sayı Nisa n 1 969. 37-) Kırım Tatar Halkı Delegeleri Yeni Tenkil Hareketleriyle Karııı Karşıya Bulunuyorlar. Posev, 4. say ı , Nisan 1 969. 38-) 1 . 1 .1 969 tarihli Yeni Yıl Beyannamesi . Posev, 4. sayı, Ni­ san 1 969. 39-) Kırım Tatarları Hakkında Açılan Davalar. Po Sovetsl<omu Soyuzu. 208. sayı. 4.4.1 969, New York. 40-- ) Bir Tatar Bayramı. Der Spiegel, 1 4.4. 1 969. 41 -) Bir Rus Mahkümunun M ektubu. Emel, 59. say ı , 1970 İs­ tanbul. 42-) Taşkent Yakınında Bir Vakıa. M i lli Türkistan, 1 24. sayı, Nisan 1 968 Düsseldorf. .43--) Vladimir Bukovsky'nin Durumu. Survey, 2 ( 83 ) . sayı. 1 972 New York. 44-) Rusya'da Dikbaşlı Aydınların Akı l Hastanelerine Yatırıl­ maları ile i lgili bir Vesika. Milli Işık, 48. sayı, Nisan 1 971 lstanbul. 45-) Genera l Grigorenko'nun Eşi, 24. Kongre Başkanlık Di­ vanına Bir Mektup Yolladı. Milli lşı.k, 49. sayı Mayıs 1 97 1 46-- ) Sürgündeki Kırım l ı lar. Dünya, 4-5-6-7 Ekim 1 971 . 47-) Taşkent Takınlarındaki Tatarlardan 300' ünün Çarpışma­ dan Sonra Tutuklandıkları B i ldiriliyor. New York Times. 4.5.1 969. 48-) Taşkent'te Sürgünde Bulunan Tatarlarla Kızıl Sovyet Po­ lisleri Çatıştı. Türk Yolu. 7.4.1 969. .



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.