Sebahattin Şimşir - Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Page 1


AZERBAYCAN'DA

KIZIL SOYKIRIM Dr. Sebahattin

ŞİMŞİR

IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK


IQ Kültür Sanat Yayıncılık: 406 Araştırma İnceleme Dizisi: 353

Azerbaycan'da Kızıl Soykırım Dr. Sebahattin Şimşir Kitabın tüm yayın haklan

IQ Kültür Sanat

Yayıncılık ve Uluslararası Tanıtım

Hizmetleri T icaret Limited Şirketi'ne aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiç bir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayım/anamaz.

l .Baskı: Şubat 201 1 İSTANBUL ISBN: 978-975-255-306-4 Sertifika No: 12446 Genel Yayın Yönetmeni: Adem Sarıgöl Editör: Samet Ocakdan Kapak Tasarımı / Mizanpaj: Ahmet Sekendi? Montaj: Bülent Birkan Halkla İlişkiler ve Dağıtım Sorumlusu: Yusuf Sarıgöl Baskı-Cilt Kilim Matbaası Orta Mahalle Fatin Rüştü Sokak 1/3-A Bayrampaşa / İstanbul Tel: 0212 612 95 59 Copyright © 20 1 1, IQ Kültür Sanat Yayıncılık Uluslararası Tanıtım Hizmetleri T icaret Limited Şirketi Copyright © 20 1 1, Dr. Sebahattin Şimşir

IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK, Toplumu "Bilgi Işığında Aydınlanmaya" çağırıyor. "Bir Kitap Bin Silahı Susturur" GENEL DAGITIM: www.iqkultursanat .com

�. TOPLU ALIMLARDA İ STEME ADRESİ IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK ve ULUSLARARASI TANITIM HİZMETLERİ TİC. LTD. ŞTİ. Alemdar Mah . Ticarethane Sokak, Fetih Han No: 33/47-48 Cağaloğlu-İstanbul Tel: 0212 519 56 83 Belge geçer: 0212 520 91 12 Cep: 0544 608 58 58


İÇİNDEKİLER Ön Söz

............ ...... . . ... ...... . .................... ..... ....... . ... ............................

5

KISILTMALAR .

7

GİRİŞ

9

. ............. .... . ........... ..... . .. .............. .............. . . .. ... . ... .

................................................................................................

Stalin Kırgınları Öncesi Azerbaycan'da Durum

.

.....................

9

AZERBAYCAN'DA KURŞUNLANA DİZİLENLERDEN BAZILARI BEKİR VAHAPOGLU ÇOBANZADE

....... . .... .... . . .. ........... . ... .

BALABEY CABBAROGLU HASANBEYOV İBRAHİM ABDULLAOGLU EMİNBEYLİ

..... .. ........ .........

MİKAYIL NAMAZOGLU HÜSEYİNOV

.

. ............... . .... . .. ... ... .............

.. ... .. .... . .

. ........

...................... . . . .

.. ... ...................................

ABDULLA MEHEMMEDOGLU ŞERİFOV

.......... . ...... ........

. ... . ............ .... . . . ... .....

İDRİS MEŞEDİ ZAMANOGLU HASANOV TACI ABBASOGLU ŞAHBAZİ

.

.

AGAMİR SADIKOGLU MEMMEDOV

56

. . 66

.......... ...................

MEMMED İSMAİLOGLU ÇUVARLİNSKİ.. HALİD SEYİT HOCAYEV

.... . .. ........

49

.... . ............ ......... . .

ABDULLA MEMMEDOGLU TAGIZADE GULAM KERİM BAGIROV

.41

........... . .. . ... ... . . .. . ...

HÜSEYİNALİ SÜLEYMANOGLU BİLENDERLİ..

23

.

.. .. .... .... . ...... . ..

. . ..................... . ........... .. ........ .

VEZİROV YUSUF MİRBABAOGLU

........... . . . .... . ............. .....

AHUNDZADE AHMED CEVAD MEHMETOGLU

... .. .. .. ..

EFENDİYEV BEHLÜL BEHÇET .

. . ............................ .. ........ ...

AHMEDOV EMİN ABİD MÜTIELİBOGLU

........ . .. .... ...... ..

ELEKBERLİ MEMMEDKAZIM ELEKBEROGLU

....... . .....

76 85 97

107 117 125 131 139 146 152 155 157

.160

ESKEROV (ESKERZADE) SALMAN MÜMTAZ MEMMEDEMİNOGLU

.

....... . ... ..... .. .. .. . ... . .. . ... . ... ....................

HULUFLU V ELİ MEMMEDHÜSEYNOGLU.

. . .. .................

164 166


İSMAYILZADE MİKAYIL MÜŞFİK MİRZE ABDÜLKADİRoGLU .

. .. . . .

...... ...

...

GANİZADE SULTAN MECİT .

.

.

.

. ........... ...... ....

.

................

. ..

. .........

.

GULİYEV MUSTAFA ZEKERİYYAOGLU ..

................. .......

MUSAHANLI ATABABA DAŞDEMİROGLU

.

...............

RASİZADE HÜSEYİN CAVİD ABDULLAOGLU ŞAMÇIZADE ALİ RAZİ YAHYAoGLU.

......

TALIBLI BÜYÜKAGA MİRKASIMOGLU ZEYNALOV İSMAYIL NOVRUZOGLU Kaynaklar

.

. . . ................. ...... .....

.

. .

.....

..............

.

.....

.

........

............... ..... .........

..................................................................

183

. 186

............... ........

........ ...

181

188 191 195 199 202

:................. 204


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Ön Söz Türk, Tarih boyunca adaleti, hoşgörüsü, mazlumun yanında, zalimin karşısında oluşu ile kendisini kabul ettir­ miştir. Ancak, Türk'e karşı başta bazı komşuları olmak üze­ re sürekli bir kin ve nefret ile durmuşlar ve fırsat ellerine geçince, canına okumak için pusuda beklemişlerdir. Belki bu kinin oluşumunda bizim de hatalarımız olmuş olabilir. Ama, şurası unutulmamalıdır ki, Türk'ün çektiği bir çok çilenin ardında ise yine kendisinden kaynaklanan ve birliğini muhafaza edemem neticesinde kaybettiği siyasi gücün yokluğu önemli bir yer tutmaktadır. Nitekim, birlik ve beraberliğin kaybedilmesi neticesinde uğranılan zulüm ve işkencelerin ise ardı arkası kesilmemiştir. Fakat, bir de yaşanan bir kırgın dönemi vardır. Stalin'in emri ile Türk Dünyasının her tarafında bir anda başlayan ve 1 937-1938 yıllarında zirveye çıkan bu dönem de, binlerce insan kurşuna dizildiği gibi yüzbinlercesi de muhtelif böl­ gelere sürgün edililerek, perişan edilmiştir. Türk Dünyası gençliğinin bu dönemi unutmaması ge­ rekmektedir. Çünkü, kızıl kırgın ile hayatları sona erenlerin büyük bir çoğunluğu alimlerden oluşmaktadır. Sorgu tuta­ naklarından da anlaşılacağı gibi, biz sadece Türkoloji ile uğ­ raşanlardan çok az bir kısmını ele aldık. Ancak, bu şahsiyet­ lerin unutulmaması için Yüksek Lisan ve Doktora tezleri­ nin hazırlanması faydalı olacaktır. Bunun içinde tahminler­ den çok fazla malzeme mevcuttur. Belki bizim bu çalışma­ mız genç arkadaşlarımızın zihnine böyle bir düşünceyi yer­ leştiri diye ümit etmekteyiz. 5


Dr. Sebahattin Şimşir

Bizim uzun vadede Türk Dünyasının her bölgesi ile mevcut Rusya Federasyonu başta olmak üzere, eski Sovyet­ ler Birliği coğrafyası dahilinde kırgına uğrayan Türkologla­ rı içine alacak çalışmalarımız olacaktır. Bunların belli bir za­ manı olmamakla birlikte, derslerimizin ve sağlığımızın izin verdiği bir sürat içerisinde en kısa zamanda bu çalışmaların gün ışığına çıkmasını sağlayacağız. Son olarak, her zaman olduğu gibi bu çalışmamızı da titizlikle basma nezaketinde bulunan IQ Kültür Sanat Ya­ yıncılık sahibi Adem SARIGÖL, Ahmet SEKENDİZ, Samet OCAKDAN ve ekibine şükranlarımı sunuyorum.

Dr. Sebahattin ŞİMŞİR ssimsir@mynet.com. tr Balıkesir- Şubat 201 1

6


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

KISILTMALAR ADU A.g.e.

: Azerbaycan Devlet Üniversitesi

A.g.m. Bk.

: Adı geçen makale : Bakınız

DTİ EA

: Devlet Tehlikesizlik İdaresi

GPU KGB

: Adı geçen eser

: İlimler Akademisi : Devlet Siyasi İdaresi : Devlet Güvenlik Komitesi

KP

: Komunist Parti

KPMK

: Komunist Partisi Merkez Komitesi

NKVD

: İç işleri halk komiserliği

OGPU s.

: Birleştirilmiş Baş Siyasi İdare : Sayı

s.

: sayfa

SSRİ

: Sovyet Sosyalis Cuhuriyetler İttifakı

vd.

: ve diğerleri

7



Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

GİRİŞ Stalin Kırgınları Öncesi Azerbaycan' da Durum 1920 yılından itibaren Kafkasya ve Azerbaycan üzerin­ de başlahlan istila hareketleri Türkistan' da da aynı hızla ge­ lişmiş, 1930'lu yıllara geldiğimizde ise, tamamlandığı düşü­ nülen istila hareketlerine karşı oluşabilecek hareketlere izin vermemek için, sözde bahanelerle binlerce hatta milyonlar­ ca insan kurştına dizilmek, sürgüne gönderilmek, hapis ce­ zalarına çarptırılmak gibi suçlarla karşı karşıya kalmışlar­ dır. Bu dönemle ilgili başta Rusya Federasyonu, Azerbay­ can, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna olmak üzere imkanlarımız ölçüsünde ulaşhğımız kaynaklar yanında hala Rusya Federasyonuna bağlı Dağıs­ tan ve Tataristan' da yayınlanan az sayıda kaynak ile, Stalin döneminde yapılan kırgınlar hakkında bilgi vermeye çalı­ şacağız. Dönemi anlayabilmek için şu satırları dikkatli okumak gerekmektedir. "20. yılların evvellerinde çabuk çabuk ede­ bi mahkemeler kurulur, sanat adamları hakim ve savcı gibi edebi sanat örneklerini değerlendirirlerdi. Edebi mahkeme­ ·1erde daha çok dram eserleri yargılanırdı. Bunun sebebi ise, 20-30. yıllarda tiyatroların kütlevi karaktere sahip olması idi. Çünkü, ilmi ve teknik gelişme zayıf olduğundan, içti­ mai meselelerin özünü tek başına edebi enformasyon teş­ kil ettiğinden tiyatrolara gidenlerin sayısı katbekat arhyor idi. Tiyatro eserlerinin muhakemesi halis siyasi tebligat ka9


Dr. Sebahattin Şimşir

rakteri taşıyordu. Şöyle ki, muhakemeye verilen eserlerde geçmişle alakalı olan ve Sovyet cemiyetinin taleplerine ce­ vap vermeyen eserlerin kahramanları suçlanırdı. Bu gibi durumlarda genelde, kahramanların siyasi mensubiyeti de dikkate alınırdı."1 Bu tür eserlerin ve yazarların mahkemeye verilme­ si meselesi gündeme geldiğinde savcı ve hakimlerin ken­ di aralarındaki sohbetlerinde kimin veya neyin suçlanaca­ ğı şeklindeki soruya şu şekilde cevap verdikleri bilinmek­ tedir; "Evvela, kimi veya neyi muhakeme etmeliyiz? Benim nazarımca, teşkil edecek olduğumuz içtimai muhakemeler­ de hali hazırda devam eden şura kuruluşunun möhkemlen­ mesine ve öne gitmesine cürbecür yollar ve hareketler ile mani olmak isteyen şahısları mahkeme etmeliyiz".2 Bu satırlardan sonra Azerbaycan'da siyasi kırgın anla­ yışının 1937 yılında zirveye çıktığını ifade edebiliriz. Bun­ dan önce yoktur demek mümkün olmamakla birlikte, tüm Sovyet coğrafyası ile birlikte Azerbaycan'da da en üst nok­ taya bu yılda çıktığını söylemekte bir mahsur yoktur. Me­ seleye geniş tarihi açıdan yaklaştığımızda, Azerbaycan' da siyasi katliamların ilk uygulandığı isimler Azerbaycan Cumhuriyeti (1918-1920) döneminde özellikle Müsavat Partisi ekseninde faaliyette bulunanlar olduğunu söyle­ yebiliriz. Bu tür faaliyette bulunanlar, yani Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurulması ve yaşatılması döneminde hiz­ metleri olanlar, önce takibe alınmıştır. Daha sonra da bir şe­ kilde mahkeme huzuruna çıkarılarak cezalandırılmışlardır. Sovyet döneminde ikinci sırada katliama uğrayanlar ise fikri ve sanat alanında faaliyette bulunan aydınlar olmuş­ tur. Burada şunu özellikle belirtmeliyiz ki, eserlerini Sov­ yet ideolojisine uydurmayanlar derhal takibata uğradıkla1 Kasımov, Celal, Mchlıııs Tcrcimcyi Hnlı, Bakı, 2003, s.22-23. 2 Yu si fov, E, " İçtima i m üha kimel er teşkili", Ko111111u11ist Gazetesi, 20 Noyabır 1924, No: 259. Nahleden, Kasımov, s. 23.

10


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

rı gibi, klasik sanat eseri örnekleri arasında sayabileceğimiz eserler de montaja uğrayarak, ideolojinin hizmetine sunul­ muşlardır. Burada hala kesin olmayan en önemli hususlardan biri, 1920-30 hatta 40'lı yıllarda kırgına uğrayanların sayısıdır. Gerçi bunu kesin olarak vermek nerede ise imkamsızdır. Lakin Cumhuriyet Devlet Arşivinde Azerbaycan SSR sav­ cılığının materyallerini dikkate aldığımızda, sadece 19371938 yıllarında Azerbaycan' da sahte suçlamalarla 40 adam sorumluluğa davet edilmiştir. 1937-1940 yıllarında ise her yıl 12 bin kişi tutuklanmıştır. Genellikle 30-40 ve 50. yılla­ rın evvellerinde 70 bin adam kırgına uğramıştır ki, bunun da 29 bini aydındır. Aynı zamanda 30. yılların başlarında doğdukları yer­ den Sibir' e ve Orta Asya' ya sürgün edilenler bu rakamlara dahil değildir. Çünkü onların cehennem azabını hatırla tan sürgün hayatı devrin kanunlarına, manevi-ahlaki kaideleri­ ne göre haps cezasından ayrı hesaplanmıştır. Bir diğer ifa­ de ile Azerbaycan'da her üç aileden biri bu yıllarda kırgına uğramıştır. Bu dönemde kırgına uğrayanlara bakıldığında da, Azerbaycanlılar ilk sırada yer almaktadır. 3 Ancak, soy kırımı anlayabilmek için, hele hele 19371938'i anlayabilmek için şu cümleleri defalarca okumak­ ta fayda vardır. Yapılan kanunusuzluğu gözler önüne ser­ mesi bakımından, 12 Aralık 1938 tarihinde, yalnız bir gece­ de 3187 kişinin kurşuna dizilmesine ait olan 30 liste imza­ lanmış, hatta bu kadar adamın idamına imza attıktan sonra film seyretmeye de vakit bulunmuştur.4 15 Mart 1996 tarihinde Siyasf repressiya kurbanları­

na beraat verilmesi hakkında Azerbaycan Cıımhuriyeti'nin Kanwı'undan sonra bazı hatıralar ile şahsi arşivlerde çıkan 3 Hesenov, Cem il, Ag Lekeleriıı Kara Gölgesi, Bakı, 1991, s. 140-141.; Zeyne­ loğlu, Sadık, Tarihin Gaıı Yaddaşı (Birinci ve i kinci kitap), Bakı, 2001, s. 83. 4 Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin Kara Gölgesi, Ba kı, 1991, s. 126. 11


Dr. Sebahattin Şimşir

evraklar da yayınlanmaya başlamıştır. Nitekim dosyalar­ dan birinde yer alan eller atas ı 'na Novruz Ruzayev'in yaz­ dığı bir mektuptaki şu cümleler düşündürücüdür: "Yoldaş Stalin! Siz beni şahsen tanırsınız. Malum olmayan sebeplere göre ben NKDV organları tarafından hapsedilmişim. Be­ nimle Sovyet hükumetine ve komunist harekatına sadık olanların % 89'u burada hapsedilir. Vakit gelecek siz de onların suçsuz olduğuna inanacaksınız. Sizden ricam, bu işe karışınız, bana ve benimle birlikte hapiste olan suçsuz adamlara yapılan bu adaletsizliklerin önünü alasınız."5 Günümüz Azerbaycan araştırıcılarından Kasımov, ilk olarak hangi aydınlar takip edilmiştir şeklinde sorduğu so­ ruya cevaben; 20-50. yıllarda millf kelimesi, ayrılıkta değil, belli bir birlikteliği ifade ederdi. Edebiyat biliminde millf edebiyat anlayışını formaca milli mazmunca sosyalist edebiyat anlayışı aldı. Aslında bu prensip formaca millf tarafı formal karakter taşıdı. Mazmunca sosyalistlik ise, en önemli mev­ kiye getirildi.6 Yine bu dönemde, Stalin'in rejimine karşı Azerbaycan edebiyatının tam bir açıklık içinde olduğunu ifade etmek yanlış olur. Zira, bu dönemde edebiyatta ba­ ğımsızlık ateşi alevleri remz ve semboller ile ifade edilme­ ye başlamıştır. Anlaşılan odur ki, 1937 yılında Stalin tara­ fından sosyalizmin kurulması aşamasında sınıf mücadele­ sinin sertleşmesi neticesinde, yalancı ideologların ileri sür­ mesi de nazari yönden esaslandırılması sonucu binlerce ko­ munistin ve tarafsızın mahv edilmesi ile neticelenmiştir.7 Yine Kasımov, bu dönem Azerbaycan aydınlarının ya­ şadığı durumu üç ayrı merhalede ele almaktadır; 1- Manevi ideolojik faaliyetlerin bütün sahalarında, özellikle medeniyette ve edebiyatta kendini doğrultma, 5 Zeyneloğlu, S., s. 82. 6 Kasımov, a.g.e, s.18. 7 Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991, s. 125. 12


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

meth etme, özelleştirme ve Bolşeviklere hizmet için hala herkese temin olunan imkanların devam ettiği merhale­ sidir. Bu merhalede sanatta, yaratıcılıkta, kanuni, hukuki, resmi statü oluşturabilmenin birinci şartı yeni kurulan dev­ leti methetmekten geçiyordu. Sanatında, mesleğinde, parti­ liliğinde fark olmadan herkes Marksist Leninist platform­ dan konuşmalı ve onların bakışını hayata geçirmeli idi. Ba­ ğımsız düşünmek kabiliyetinde olanları ise totaliter rejimin işkenceleri bekliyordu. 2- Manevi medeniyet tarihinde ve aydınların tercüme-i halinde artık "siyaseten kendisini tasdik" için verilmiş şan­ sın, zamanın, mühletin bittiği, şahsiyete kast, hapis, sürgün ve fiziki olarak mahvetme, manevi işkencelerin başladığı merhaledir. Bu merhalenin özü ise, Sovyet rejimini methet­ meyene, yeni Sovyet adamına dönmeyene, dönerse de şüp-. heli görünenlere karşı affetmez, amansız bir mevkide bas­ kı yapardı. 3- Şehit yahud zararlı oldukları ifade edilen aydınların hukuki ve manevi olarak beraat aldığı merhaledir.8 Meseleyi ele alanlardan Adil Mehemmed oğlu Baba­ yev ise, 1926 Baku Türkoloji kongresi çerçevesinde yaklaş­ maktadır. Kurultay her ne kadar Baku' de geçirilse de etkisi çok geniş olmuştur. Babayev daha sonra yaptığı araştırma­ larda bu kurultaya Rusya'nın muhtelif bölgelerinden katı­ lanların bir kısmının da kırgına uğradığını görünce çeşitli cephelerinden araştırılması gerektiğini ifade etmiştir.9 Zamanın Azerbaycan Sovyet Hükumeti Başbakanı Rahmanov, Azerbaycan'da Sovyet Hükumetine karşı üç türlü muhalefetin olduğunu açıklamıştır. Bunlar; 1- Dini duyguları kullanmak kastıyla camiler ve kilise­ ler etrafında birleşen klerikallar; 2- Müsavat Partisi çevresinde toplanan milliyetçiler; 8 Kasımov, a.g.e, s.20,21 . 9 Babayen, Adil Mehemmed oğlu, Elimizin e Emlinıizin Soykırımı I , Bakı, 2003. 13


Dr. Sebahattin Şimşir

3- Komunist Parti'sinden kopan milli eğinticiler. 10 Mahkemeler zamanı esas maksadın ne olduğunu ise, devrin matbuatının şu şekilde cevap verdiğini görmekteyiz. "Mahkemelerde esas maksadımız ne olmalıdır? Sorusuna verdikleri cevap ise şu şekildedir; Açıktır ki, böyle mahke­ melerde bir şeyi ya da bir şahsı mahkeme ettiğimizde, adi adliye mahkemelerinin verdiği netice verilmemelidir."11 Ancak, verdiği "hükümlere" göre yirminci yılların ede­ bi mahkemeleri o yılların cinayet mahkemelerinden hiç de geri kalmamıştır. Bunun sebebi ise, edebi ve cinayet mahke­ melerinin aynı rejisör tarafından idare olunmasıdır. 12 Gerçi aydınların cezalandırılması hususunda dünya­ da bir tecrübe vardır. Sovyetleşmeye kadar Azerbaycan' da da bu böyle olmuştur. Derisi yüzülen Nesimi, Çarlık döne­ minde hapis cezalarına çarptırılan Mirza Celil, Ömer Faik Nemanzade, Elabbas Münzip, Sovyet hakimiyeti yıllarında sürgün edilen, katledilen, B. Çobanzade, S. Mümtaz, H. Ca­ vid, A. Cevad, M. Müşfik, E. Abid, E. R. Şamçızade, S. Hü­ seyin, H. K. Samlı, H. Zeynalh, Kantemir, T. Şahbazi vd. Kırgın, adeta ferde karşı çevrilir ve netice de o, dün­ yasını değiştirir. Baskı, tam olarak millete, halka karşı çev­ riliş, netice de o, etnik coğrafi mekanı, milli manevi ünva­ nı değiştirmektir. Netice aynıdır; her iki durumda da kır­ gına maruz kalır. 1 3 Gerçi her yerde kırgın sınıfi-siyasi şiar altında, Azerbaycan' da ise üstelik, hem de milli-etnik şiar altında hayata geçirilmiştir. Diğer bölgelerde, Trotskizim ve menşevizim ile golçomak ve burjuva sözlerin ek ola­ rak Azerbaycan'da Pantürkizm ve Panislamizm sözleri de mahkeme dosyalarına girmiştir. 14 M.E., Ça,qdaş Azerbaycmı Tarihi, Ankara, 1951, s. 20. Kasımov, a.g.e., s. 23. Kasımov, a.g.e., ay. yer. Kasııınov, Celal, Rrpressiya'dan Drparfasiyaya Dvğrıı, Bakı, 1998. s.11. Gasımov, a.g.e., 1998 s.12.

10 Resulz5de, 11 12 13 14

14


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Gerçi tarihen büyük inkılapların hepsinde inkılap ge­ misi kan deryasında yüzmüştür. Eğer İngiltere burjuva inkılabında aynı geminin kaptanı O. Kromvel, büyük Fran­ sa inkılabında M. Robsenjer ne ise, XX. asrın inkılap fırtına­ sında da bu gemiyi Stalin idare etmiştir. Eğer birincinin ar­ kasında binlerin, ikincinin arkasında onbinlerin kaderi var­ sa, üçüncünün arkasında ise milyonların facialı kaderi var­ dır. Özellikle, 20 - 30. yıllarda milyonlarca günahsız insan sosyalizmin kurıılnıası ve halkın saadeti adına muhtelif sahte adlar altında Stalin inkılabının kurbanı olmuştur. Facianın etkisi o kadar büyük olmuştur ki, bunu uzun süre gizlemek mümkün olmamıştır. Stalin'in ölümünden kısa bir süre son­ ra, 50. yılların ortalarından itibaren bu cinayetkar emellerin istisnasız iştirakçisi olanların kendileri tarafından bazı radi­ kal adımlar atılmış, cinayetlerin bir kısmı itiraf edilmiştir.15 Edebi mahkemeye çağrılan ilk şahıs "Aydın" piyesinin kahramanı Gültekin olmuştur. Gültekin'in suçlandığı hu­ suslar ise şunlardır; 1 . Aydın gibi saadet ve istirahati ancak kendi emeği ile hazırlayan genç talebenin hayat arkadaşı olmasına bakma­ yarak, babasının evinde aldığı burjuvazi ruh ve terbiyesini değişmemiştir. 2. Kendi haysiyet ve şerefini saklamayıp Devlet beyin kucağına atılmış, onun bunun alçakçasına olan rica ve ar­ zularını yerine getirmekle kadınlık izzeti nefsini tahkir et­ miş, iradesi zayıf olduğundan düştüğü durumdan çıkma­ yı başaramamıştır. 3. Aydından daha ayrılmadığı bir halde gönlünü Dev­ let beye vermiş. Onu sevmek gibi bir kabahat yapmıştır. 4. Eski burjuvazi ruhunu değiştiremediği için elbise ve ziynet düşkünü olmuştur. 5. Böyle bir ahlak ile Aydmın felaketine sebep 15

Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin

Kara Gölgesi, Bakı, 1 991 ,

15

s.

124.


Dr. Sebahattin Şimşir

olmuştur. 16 Bu beş maddeden de görüldüğü gibi, Gültekin'in itti­ hamı Gültekin' den çok burjuva cemiyetinin, sermayedarla­ rın, büyük mülk sahiplerinin ve zenginlerin suçlamasıdır. Ölüler eserinin edebi muhakemesinde savcı sıfatı ile konuşan Cafer Cabbarlı İskender'i, esasen, şu hususlarda suçlu kabul etmiştir; "Öncelikle, İskender ahlakça zayıftır. Çünkü her za­ man sarhoştur. Herkese karşı terbiyesizcesine hareket edi­ yor, hatta kendisine karşı hiçbir kusuru olmayan ihtiyar ba­ basının yüzüne tükürür, herkese sataşır, manasız olarak it gibi küstürür ve bu gibi hareketlerle dalga geçer. İkinci olarak zayıftır. Çünkü gönlü ile hareketleri aynı değildir. Sözde dediğini, fikrinde düşündüğünü hayat­ ta tatbik için kendinde kuvvet, cesaret görmüyor. Kardeşi Nazlı'ya daha o kadar gizli bir şey yokken yaşadıkları mu­ hitten çıkıp gitmeyi teklif ettiği halde, sonra felaket gelince yardım bile etmiyor. Üçüncü olarak, canidir. Çünkü Şeyh Nasrullah'ın cina­ yetlerine karşı imkan varken ciddi bir teşebbüs ve harekette bulunmuyor. Nazlı gibi masum ve zavallı kızların bedbaht olması faciasına sadece seyirci oluyor. Hatta Nazlı'yı bile reddediyor. Bunun için kanunun, adaletin böyle bir şahsi­ yeti başka birilerine ibret olması için cezasız brrakmaması kesinlikle istenmiştir.17 Burada ifade edilen suçlamaların büyük çoğunluğunu kabul etmek mümkün değildir. Eseri okuyanlar iyi bilirler ki, İskender hiçbir yerde babasının veya büyüklerinin yü­ züne tükürmüyor. O, bu fanatik cahillerin tuttuğu hareket­ leri hatırlatır ve bildirir ki, "gelecek nesiller bu kanlı sahife­ leri karıştırdıkça: tüh sizin yüzünüze diyeceklerdir. Kendi16

Yusifov, E, "İçtimai mühakimeler teşkili", Ko1111111111ist Gazetesi, 3 Noyabır No: 266. Nahleden, Kasımov, s. 24. C. Cabbarlı, Edirııe Fethi, Bakı, 1996. s. 209. nakleden, Kasımov, s.25.

1924, 17

16


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

si ise onların bu hareketlerini yalnız kötülemekle yetinir. İs­ kender ilk defa Şeyh Nasrullah'ın ve onun talebelerinin yü­ züne tükürerek "tüü şarlatanlar" demiştir. İskender'in ba­ zılarının yüzüne tükürmesi ahlaksızlığından veya terbiye­ sizliğinden değil, ölüme itirazından, normal prosedürlerle barışamadığından ileri gelmektedir.18 "Din halk için afyondur" şiarını dünyaya beyan eden Bolşevikler, hakimiyeti ele almak için bir müddet dine do­ kunmadı ve hatta muhtelif vaatler de verdiler. Şöyle ki, 22 Kasım 1917 tarihinde "Rusya'nın ve Doğu'nun bütün ça­ lışanlarına" müracatında ve aynı yılın 5 Aralık tarihinde "Şarkın Bütün Müslümanlarına" bildirisinde din adamları­ na proleteryanın bir uzvu gibi bakan Bolşevikler, Nisan ha­ reketinden sonra her şeyi unutmuşlardır. 20. yılların sonlarında dine karşı bakış daha da sertleş­ miştir. İnsanların elinden Tanrı'nın nuru, Allah'a kavuş­ mak ve onda eriyip yok olmak sevgisi alınmıştır. Tanrı nu­ runu yitiren insan güneş ışığından da mahrum olmuştur. Mollaların bir çoğu ifşa edilmiş, muhtelif tahriklere ma­ ruz kalmış, hapse atılmıştır. Kur'an zararlı bir kitap gibi yasaklarunışhr.19 Dönemin önemli meselelerinden biri de, 20. yılların sonu ve 30. yılların başlarında, bin yıllardır halkın hafıza­ sında kök salmış olan Nevruz bayramı da din perdesi altın­ da yasaklanmıştır. Yıllardır köşe ve meydanlarda büyük ruh yüksekliği ile kutlanan bu milli bayramı halk artık giz­ li olarak evinde geçirmeye başlamıştır. Bunu bilen devlet memurları evlerde de bu tedbirin geçirilmesini yasaklamış­ tır. Bütün yasaklamalara, takip ve tazyiklere bakmayarak halk bu bayramın unutulmasına imkan vermedi ve onu ko­ ruyup saklamayı başardı. Lakin sınıflarda, özellikle belli eserlerde, Nevruz'un İslam dini ile alakası meselesi cürbe18 19

Kasımov, a.g.e, s.25. Kasımov, a.g.e., s. 27. 17


Dr. Sebahattin Şimşir cür uydurmalarla ispatlanmaya çalışılmıştır.20 Herhalde bu dönemde insanları suçlamanın en kolay yolu eğitim ve dini bilgi veren kurumlarla irtibatlandırıl­ mak olmuştur. Çünkü, dini tebliğ, hatta dini konulara alaka göstermek yalnız komsomol ve parti işçilerinin değil, aynı zamanda güvenlik görevlileri için de yasaktı. Güvenlik gö­ revlileri içinde dinle meşgul olan şahısların isimleri listele­ nir ve onların faaliyetleri Sovyet karşıtlığı olarak değerlen­ dirilmiştir. Bu durum il. Dünya Savaşından sonra da de­ vam etmiştir. Hatta,

1948 yılında Merkez Komite raporu­

na göre, mollaların nüfuzu hala devam etmektedir. Yayın­ ladıkları tebligattan anlaşıldığına göre yüzlerce din adamı tutuklanmıştır. Onların haps olunma sebeplerinden biri de evlerinde gizli şekilde medreseler teşkil etmeleri ve genç nesle İslami değerler öğretmeleri olmuştur. Bu tip medre­ selerden biri Nahçıvan'ın Nehrem kentinin mollası Nifta­ liyev Kerbelayı Cebrayıl oğlu tarafından açılmıştır. O ken­ di evinde gizli açtığı medrese de, talebelerine Kur'an oku­ masını ve din ile alakalı konuları öğretmiştir. Aynı işi yap­ tığı için tutuklanan Molla Yusuf Babayev kolhozcular ara­ sında çocuklara ders vermiştir. O ayrıca, Sovyet okullarının çocuklara hiçbir şey vermediğini, ayrıca Sovyet devleti çok yaşayamaz, bunu siz göreceksiniz. Savaş başlayınca da Tür­ kiye galip gelecektir.21 Gibi sözler sarfettiği bilinmektedir. Bolşevikler medrese ve mescitleri dağıtmış, ambara çevirmiş, hatta Üzerlerinden yol geçirmişlerdir. Güvenlik kuvvetleri dini törenlerin yapılmaması için büyük mücade­ le vermişlerdir. Herhalde suçlamak için kullanılan en önemli ve sihir­ li kelime ise milletçi, Türkçü yada Turancı yaftasını yapış­ tırmak olmuştur. Ancak, Turancılık, Bolşevikler tarafından uzun müddet tahrif edilerek beşeriyete felaketler getirecek 20 Kasımov, a.g.e, s. 28. 21 MTN'in arşivi, P-37, s.44. nakleden, Kasımov, s.

18

28.


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım korkulacak bir ideoloji gibi tebliğ olunmuş ve onun mahi­ yeti üzerine gölge salınmıştır. Oysa Turan sözünü, bütün Türk boylarını içine alan Büyük Türkistan için kullanma­ mız gerekmektedir. Ama, Türk sözü bugün yalnız Türkiye Türklerine verilen bir ad olmuştur. Türkiye'deki Türk kül­ türüne, harsına dahil olanlar tabidir ki, yine bu adı kullana­ caklardır. Benim inancıma göre bütün Oğuzlar yakın bir za­ manda bu ad altında birleşeceklerdir. Ancak, Tatarlar, Öz­ bekler, Kırgızlar, ayrı kültürler ortaya çıkardıkları zaman, zamanla ayrı ayrı milletler halini alacaklar ve kendi adları ile anılacaklardır. O zaman bütün bu eski akrabaları, kavmi bir topluluk halinde birleştiren ortak bir ada ihtiyaç duyu­ lacaktır. İşte bu ortak ad

Turan sözü olmalıdır.22 Zaten, Ziya

Gökalp'te Turan'ı Türklerin uzak ülküsü derken bunu ifa­ de etmemiş mi idi.? Gerçi Azerbaycan'ın önemli düşünürlerinden Cavid'de de Turancılık mekan ve arazi bütünlüğüne, toprak iddia­ sına, coğrafi sınırların genişletilmesini değil, bütün Türk­ çe konuşan toplulukların maneviyat, akide, ünsiyet, ede­ biyat, din ve medeniyet bütünlüğüne hizmet etmektir. Za­ ten Cavid'in fikrince, bir hükümdar olarak Turancılığı işgal ve muharebeler yolu ile değil, Türk'ü Türk'e dost etmek şeklinde korumalı idi. Gerçi, konu ile ilgilenenler de bilirler ki, Cavid bu, yani Turancılık görüşlerinden dolayı bir hayli tenkit edilmiş ve suçlanmıştır. 23 Bunun yanında Azerbaycan'da siyasi kırgına uğrayan şahıslardan bahseden makale ve kitaplarda kırgına ilk defa kimin maruz k<1ldığı ve kırgınların ne zaman başladığı şek­ linde bir de tmtışma vardır. Bu konuda ve son dönem Azer­ baycan tarihi üzerinde önemli çalışmalara sahip olanlardan

"30. yılların fa­ ciası hiç de 19.17 yılından başlamıyor. 1937 yılı V. İ. Lenin'in biri olan Cemi 1 l fesenli konu ile ilgili olarak,

22 Kasım<'\

a

.;.ı·.,

23 Kasını"'.

a

,;.<,

�. �.

52. 52.

19


Dr. Sebahattin Şimşir

vefatından sonra ülkemizde yenice hayata geçmeye başla­ yan demokrasinin kendi rayından çıkarılmasının neticesi­ dir. Bolşevizm inkılabı gelişme ve yaratıcılık yolundan sap­ tırılıp, onu askeri emirlik haline çevirmek meyilleri artık 20. yılların ortalarında bazı Leninci bolşeviği rahatsız etmiştir.24 demektedir. Zaten, Azerbaycan halkının devletini, müsta­ killiğini ve manevi irsini korumak için büyük bir mücade­ leye girdiği bilinmektedir. Arşiv belgeleri de göstermekte­ dir ki, Azerbaycan' da Bolşevikleşmenin ilk beş yılında 60' a yakın isyan olmuş ve birçok siyasi parti gizli faaliyete baş­ lamıştır. Nitekim, 1918-1920 dönemi Azerbaycan Cumhuri­ yeti Devlet Başkanı olan Mehmet Emin Resulzade'de bu ko­ nuda; "1937 raddelerinde bütün Sovyetlerde olduğu gibi, Azerbaycan'da da şiddetli temizlemeler oldu. Katliam dev­ ri denilen bu yıllarda Azerbaycan' daki kültür kuvvetle­ ri esaslı surette tasfiye olundu. Azerbaycan'ın Sovyetleşti­ rilmesinde önemli rolleri olan yerl komunistlerin bile bo­ ğazlandığı bu kanlı yıllarda birçok kişiye tahammül edile­ memiştir. Türklük ve Türkçülük ideolojisi kokan duygu ve düşünceler gibi Türk terminolojisi de menedildi."25 Burada şu hususu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Azerbaycan' da kütlevi tutuklamaların olmasında Azerbay­ can ÇEKA'sının rolü büyüktür. Azerbaycan ÇEKA'sının yeteri kadar kuvveti olmadığında, toplu tutuklamalar ya­ pılacağı zaman Kızıl Ordu'nun kuvvetlerinden de istifade edilmiştir. 26 Azerbaycan' da kırgın iki aşamada gerçekleştirilmiş­ tir. Fevkalade yetkilerle donatılan üçlüğün, yani sorgu he­ yetinin ölüm değirmeni hızla çalışıyor, yeni yeni kurban­ lar istiyor, üçlüğün cellat üyeleri bir kere bile uf demeden Azerbaycan'ın alim ve aydınlarırun katline ferman vermiş24 Hesenli, Cemil, Ağ lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991, s. 125. 25 Resulzade, Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı, Ankara, 1984, s.25. 26 Kasımov, a.g.e., 1998, s.36. 20


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım lerdir. Aralık

1 937 tarihine kadar mahvedilmesi gereken

Azerbaycan aydınlarının cezalandırılması ile birinci aşama tamamlanmıştır. Bundan sonra ikinci derece de önemli olan aydınların kırgınına başlanmıştır.27 Şüphesiz burada sorgulanması gereken önemli bir hu­ sus da, kurşuna dizilenlerin cesetlerinin ne olduğudur. Ken­ di bildiği gibi harekete, kanunsuzluğa, nihayet Allahsızlı­ ğa bakın ki, kurşuna dizilenlerin cesetleri ailelerine veril­ mediği gibi, akibetleri hakkında da hiçbir bilgi verilmemiş­ tir. Hatta, bugün bile ne oldukları bilinmemektedir. Bu ka­ dar kurşuna dizilen adamın cesedi ne olmuştur? Hiç kim­ se bilmiyor. Denizemi atıldılar. Bu kadar ceset denize na­ sıl atılır? Yoksa, Nargin adasında defn mi etmişlerdir? Yine hiç kimse bilmiyor. Söz gelimi bu durumu yaşayanlardan, Halid Seyid'in eşi Sara hanım, kocası güllelendikten

18 yıl

sonra bile başına ne geldiğini bilmiyor. Hatta Bolşevik Par­ tisinin humanizmine inanıp, bir gün kocasının geleceğine de inanıyor.28

30-40. yıllarda Azerbaycan' da kütlevi ceza tedbirle­ ri dairesini genişletmek için umum ittifak daireli standart suçlamalara ilave milletçilik, milletçi temayülcülük ve Ne­ rimanovculuk gibi suçlamalardan da istifade edilmiştir. Sonraki devirlerde de millilik mefhumundan ihtiyatla isti­ fade edilmiştir. Yani ayrılıkta milli bir şey ifade etmez, lakin

milli ve beynelmilel, şekilce milli, görüntü olarak sosyalist, gibi karışık, iki anlamlı ifadelerden bol bol istifade etmek bir tür devrim idi.29 Hakikatte de,

1 937 temizlik hareketinden sonra ne

önde gelen komunistler, ne meşhur yazarlar, ne belli pro­ fesörlerle öğretmenler, ne sevilmiş artistler, ne de az-çok tanınmış cemiyet adamlarından kimse ortada kalmamış-

27 Babayev, a.g.e., 1 77. 28 Babayev, a.g.e., s. 139. 29 Hesenli, Cemil, Ağ lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 21

1991,

s. 4.


tır. Az veya çok içtimai ad ve san sahibi olan insanlar göz­ den kaybolmuşlardır.30 Bugün Azerbaycan'ın yeniden ku­ rulması aşamasında anlaşılmaktadır ki,

30. yılların duma­

nı, gölgesi hala Üzerlerinden çekilmeme, boş yere kurşuna dizilenlerin ruhu Azerbaycanlıları rahat bırakmamaktadır. Netice de bugün istesek de istemesek de şöyle bir acı hakikatle karşılaşmalıyız; Sovet cemiyetinin

70 yıllık tari­

hini, etraflı, doğru düzgün aks ettiren öyle bir eser yoktur ki, milyonların kafasında var olan sorulara cevap verebil­ sin. Onun için son yıllarda içtimaiyyetçilerin eserlerinin ek­ seriyetinde derin kök salmış sematizm, şablonculuk ve ez­ bercilikten, özellikle de hayat hakikatinin ütülenmiş forma­ da takdiminden, arzu olunan mevcut gerçeklik gibi tasvir edilmesinden imtina edilmesi hayatın talebidir.31

30 Resulzade, 1951, s. 20. 31 Hesenli, Cemil, Ağ lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991, s. 5.


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

AZERBAYCAN'DA KURŞUNLANA DİZİLENLERDEN BAZILARI

BEKİR VAHAPOGLU ÇOBANZADE Mahkeme No: 12493 Milli orduları tamamen mahv etmek, ilk anda dünya­ da meşhur, ürekli düşünen, yeni fikirlerin alimleri, müte­

fekkir ve aydınları ortadan kaldırmak, 30 ncu yıllarda ülke­

yi idare edenlerin, her şeyi pençeleyen kara ellerin niyetle­ ri böyle idi.

1937 -1938 yıllarında SSRİ EA'nın Azerbaycan Şubesi­ 1 2493 numaraya kay­

nin bütün alimlerinin sorgulamaları

dedildi. Her şeyi mahveden insan kasabhanesinin, daha doğrusu ölüm makinesinin bu defaki kurbanı ise, SSRİ EA Azerbaycan şubesinin önde gelen ilim adamı, APİ ve ADU'nun Dil ve Edebiyat kürsüsünün müdürü, Profesör

(59 numaralı tutuklu) idi. 15 Mayıs 1893 tarihin­ de Kırım'ın Karasubazar şehrinde doğmuştur. O, 1908 yı­ Bekir Vahap oğlu Çobanzade

Bekir Vahap oğlu Çobanzade

lında iptidai liseyi bitirmiş ve Müslüman Hayriyye Ce­ miyeti tarafından tahsiline devam ettirilmesi maksadı ile İstanbul'a gönderilmiştir.

1914 yılında İstanbul lisesinin

Edebiyat Şubesini ve İstanbul Üniversitesi Arap ve Fars dil­ leri üzerine ali kurslarını bitirerek mektep ve lisede bu dil­ leri okumak için belge sahibi olmuştur. Aynı yıl Budapeşte Üniversitesi'nin Tarih-Filoloji Fakültesine girerek lında mezun olmuştur. Çobanzade,

1918 yı­

1920 yılında "Komani­

kus Mecellesinde zahiri Sinharmonik uygunsuzluk ve Türk dillerinde ses bazası problemi" konusunda doktora tezi ha­ zırlamış ve Türkoloji üzerinde filoloji ilimleri doktoru un­ vanını almıştır. Çobanzade'nin ilmi rehberi meşhur akade23


Dr. Sebahattin Şimşir mik İgnats Goldsiyer olmuştur. O, Tavriya Üniversitesi'nin daveti ile Kırım'a gitmiş ve dilcilik kürsüsüne doçent tayin edilmiştir.

15 Mart 1922 tarihinde Profesör, 1924 yılında ise

üniversitenin rektörü seçilmiştir.

1924 yılında Çobanzade ADU'nun ve Yeni Türk Alfa­

besi komitesinin daveti ile Bakfı'ya gelmiş ve burada Türk

1925 yı­ 1927 yılında

Dili ve Edebiyatı kürsüsünün profesörü seçilmiş, lında ise, Şark Fakültesi'nin Dekanı olmuştur.

Çobanzade, Yeni Alfabe merkezi komitesinin ilmi şurası­ nın başkanı tayin edilmiştir. O,

1928 yılında, Moskova'da

Şark Halkları Enstitüsünün asli üyesi seçilmiştir. Burada Çobanzade Türkolok olmak için çalışan asistanlara rehber­ lik etmiştir.32 Çobanzade, geniş ameli ve ilmi, içtimai işlerle meşgul olmasına bakmayarak, aynı zamanda Azerbaycan dili ve edebiyatının muhtelif problemlerine ait eserler de yazmış­ tır. Kendisine has olan bir enerji ile milli filolojimizin geliş­

16 yıl devam eden pedago­ ji faaliyetinin içine 15 kitap ve 200' den fazla makale sığdır­ mesine yardım etmiştir. Toplam

mıştır. Ayrıca onun Fuzuli, Nevai ve Hatai hakkında hazır­ ladığı ama neşrolunmayan çalışmaları da vardır. Bekir Çobanzade'nin her eserinde yeni bir iddia ileri sürdüğü görülmektedir. Onun redilen

ki

1924 yılında Bakfı'da neş­

Türk-Tatar Lisaniyatına Methal

adlı eseri o zaman­

dilçiliğin manifestosu sayılmıştır. Bu eseri ile o, sadece

Azerbaycan'da değil, umumi Türk Dünya'sında dilciliğin esaslarnı ortaya koymuştur. Onun daha sonra kaleme aldığı

Türk Dili ve Edebiyatının tedrisi usulü (1926-1927), Türk-Tatar Dialoktikası (1927), Türk Dili (1929), Türk Grameri (1929-1930)

eserleri dikkat çekicidir.33

1925 - 1933 yıllarında Azerbaycan Terminoloji komite32 B unyadov, Ziya, Stalin Döneminde KGB Arşivlerinde Kırmızı Şimşir), İ stanbul, 2004, s. 100-101. 33 Babayev, a.g.e., s.75-76. 24

Terör, (Akt.

S.


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

sinin sosyal karekterli kısmının başkan muavini, başkan ve rehberi olmuştur. 1930 ve 1 934 yıllarında Fergana Ali Pe­ dagoji Enstitüsünde Özbek Dili ve Edebiyatı kürsüsünün profesörü olarak çalışmıştır. 1932 yılında SSRİ EA'nın Azer­ baycan Şubesinde dil kısmının baş ilmi mütehassısı, Azer­ baycan ilmi tetkikat çocuk terbiyesi ve psikoloji enstitüsü­ nün asıl üyesi olmuştur. 1 935 yılında Paris Dilcilik Cemiye­ tinin üyesi seçilmiştir. Çobanzade, Alman, Macar, Fransız, Arap, Fars, Türk, Rus dillerini ve bütün Türk lehçelerini mükemmel bilirdi. Tutuklanana kadar Profesör B.V. Çobanzade muhtelif dil­ lerde Türk Dili ve Edebiyatı problemleri ile alakalı kitap ve makaleler yazmıştır. 26 Ocak 1937 tarihinde, AHDİK DTİ'nin 4. şubesinin 4. kısmı başkan yardımcısı Teğmen Şer, B.V. Çobanzade'nin haps olunması hakkında karar vermiştir. O, 1924 yılında Bakıl'da yaşadığı dönemde karşı devrimci, milletçi, pantür­ kist, Milli Fırka'nın eski katibi, Kırım Kurultay'ırun üyesi gibi faaliyetlerde bulunmakla suçlanmıştır. Örneğin; a.) 1926 yılında Kırım Milli Fırkası Merkez Komitesi ile Musavat Partisi Merkez Komitesi beraber çalışma konusun­ da anlaşmışlardır. b.) Bugüne kadar karşı devrimcilerle (Yakup Zeki, Şi­ rinski vb.) birlikte ve onların arasında karşı devrimci, faşist ve dağıtıcı iş yapmıştır. c.) Ruhulla Ahundov, Çobanzade ile parti ve Sovet hükumetine karşı blokta karşı devrimci Trotskici teşkilatla birlite çalışma konusunda anlaşmıştır.34 d.) Kendi Edebi eserlerinde ve derslerinde karşı dev­ rimci milletçi ideolojileri yaymış, yani Azerbaycan ÇM'nın 72-73 ncü maddelerinde belirtilen cinayetlerle suçlanmıştır. Bu zamanda alim, Kırım'da Dağ İşçi- Madenci Dinlen­ me evinde istirahat etmektedir. Azerbaycan SSCB XDİK Şi34

Bunyadov, a.g.e, s. 101-102. 25


Dr. Sebaha ttin Şimşir

mali Kafkas ülkesi üzre DTİ'den Barski, B.V.Çobanzade'yi 28 Ocak 1937 tarihinde Kislovodsk' da gece yarısı tutukla­ mış, daha sonra muhafızlar arasında Bakü'ya getirilmiştir. 31 Ocak 1937 tarihinde Çobanzade için 554 numra­ lı dosya açılmıştır. Pyatigorsk hapishanesinde oluşturulan bir hayli anket ve dilekçe daha sonra birleştirilip, Bakü'da üç cilt olarak hazırlanmasından dolayı dosyanın hacmi tah­ min edilebilir. 26.1.1937 tarihinde hakkında dosya açılan kişi, Azerbaycan XDİK DTİ'nin baş teğmeni Tsinman'ın başkanlığı, XDİK'nın çalışanları Sefer Memmedov, Naum­ kin ve Zvenov'un, ayrıca süpürgeci Akil Gulam'ın katılı­ mı ile Çobanzade'nin Voroşilov caddesindeki 3 numaralı evinde arama yapılmıştır. O arama esnasında, daha sonra Çobanzade'nin eşi Rukiye Kireyevna'nın anlattğına göre, alimin kitapları, el yazmaları ikinci kat balkonundan aşağı­ ya konulan kamyonun içine atılmıştır. Bu esnada özellikle, Azerbaycan dilinin tarihine ait kıymetli bir eseri olan Kitab-ı Dede Korkut Destanının Dili ve onlarca kıymetli el yazması halindeki çalışması mahv olmuştur. Aynı aramada rapor edilenler ise şunlardır: 1 . Şahsi kitaphanesinden kitaplar, 38 adet. 2. İran ve Türk gazeteleri, Cumhuriyet ve Turan. 3. Mektupları. 4. Resmi, 5 adet. 5. Dosyalar içinde suçlunun el yazmaları. 6. Bloknot, talebelerin notları olan defter. Ayrıca, içinde kıyafetler olan bir de bavul komutanın bulunduğu binaya teslim edilmiştir. Çobanzade'nin Kırım'da kaldığı dinlenme evinde ya­ pılan aramada ise şu eşyalar tespit edilmiştir. 1 . Pasport, 1 adet. 2. Kislavodsk'tan gönderdiği şifreli mektubun makbuzu. 3. 677028 numaraya teslim ettiği, 1 000 manat para. 26


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

4. Askeri bilet. 5. Dil ve Edebiyat Enstitüsünün verdiği yazı (12.1. 1937 tarihli) 6. Vesika No: 686. 7. Özbekistan Devlet Üniversitesinden mektup. No: 1 0/1811. 8. Vekaletname No: 10/1597. 9. 48 Manatlık hesap. 10. Makbuzlar N: 5001, N: 20. 1 1 . Baku - Minvod (tren bileti) N: 001719 - bir adet. 12. Deri para cüzdanı. 13. Telefon numaraları olan defter. 14. 41 sahifeden oluşan ilmi eseri. 15. İlmi notlar olan defter. Görüldüğü gibi suçlamak için toplanan deliller bunlardır. 35 Tutuklanıp Baku' ya getirilen Çobanzade için asıl facia­ lı günler bundan sonra başlamıştır. 1930'lu yıllarda gerçek olmayan suçlamalar ve yalan iftiralara psikolojik yönden alışmış olan Çobanzade hakkında hazırlanan dosya, yuka­ rıda da ifade ettiğimiz gibi, üç cilt, 1021 sahifedir. Kendisi, Azerbaycan SSR CM'nin 64, 68, 70 ve 73. maddeleri ile suç­ lanmıştır. O, 27.1.1937 ile 1.09.1937 tarihleri arasında defa­ larca sorgulanmıştır. 7-9 Şubat 1937 tarihinde Çobanzade ile ilk duruşma yapılmıştır. Burada, 1919 yılında onun Macaristan'ın Kızıl Ordu'sunda hizmet ettiği, 1920-1924 yıllarında Kırım Mil­ li Fırka'sının üyesi ve katibi olduğu anlaşılmıştır. İşte bu mahkemede B.V. Çobanzade karşı devrimci milliyetçi fa­ aliyette bulunduğunu itiraf etmiştir. Karşı devrimci mev­ kide duran, karşı devrimci alakada olduğunuz şahısların ailelerini söyleyiniz sorusuna, 1929 yılından tanıdığı SSRİ EA Azerbaycan Şubesinin Tarih Enstitüsünün müdür yar35

Babayev, a.g.e., s. 78-81 . 27


Dr. Sebaha ttin Şimşir

dımcısı Hasan İmanov'un; 1929 yılından tanıdığı karşı dev­ rimci maniler okuyan Veli Huluflu'nun; 1924 yılından tanı­ dığı ASE' de çalışan Yusuf Aliyev'in; 1929 yılından tanıdı­ ğı SSRİ EA Azerbaycan Şubesinde çalışan, karşı devrimci milletçi istikametlerin, edebi eserlerin yazarı, grubun üye­ lerinin ve onların etrafındaki şahısları karşı devrimci mev­ kiden terbiye edilmesi ve kuvvetlenmesi sahasında çalışır­ dı, parti ve Sovet hükumetinin siyasetine karşı iftiralar ya­ yan Ali Nazım'ın adlarını vermiştir. Daha sonra da, 1933 yı­ lından tanıdığı SSRİ EA Azerbaycan şubesinin Tarih Ensti­ tüsünde çalışan Agamir Mehmetov'u; 1925 yılından tanıdı­ ğı ADİ'nin doçenti ve SSR EA Azerbaycan şubesinin Dil ve Edebiyat Enstitüsünde çalışan Abdulla Tagızade'nin isim­ lerini söylemiştir. 14 Şubat 1937 tarihinde B.V. Çobanzade'nin verdiği karşı devrimci ve pantürkist listeye Aziz Gubaydulli'nin, A.S. Bukşpan'ın, Veli Huluflu'nun, Agamir Mehmetov'un, E. Salamzade'nin, Hasan İmanov'un, Mövsüm Selimov'un ve Abdulov'un isimleri ilave edilmiştir. 16 Şubat'taki mahkeme medeniyet çebhesi çalışanları arasında yapılan karşı devrimci milletçi faaliyete ayrılmış­ tır. Sizin karşı devrimci milletçi faaliyetiniz neden ibaret­ tir? Sualine Çobanzade şöyle cevap vermiştir: karşı dev­ rimci milli tebligat yapmak, pantürkizm'i yaymak, karşı devrimci milletçi Azerbaycanlı aydınların karşı devrimci milletçi ve pantürkist mevkilerini kuvvetlendirmek ve ken­ di ilmi eserinde karşı devrimci milli fikirleri ileri sürmek­ ten ibaret idi. Siz başka kimlerle münasebette idiniz? Sorusunun ce­ vabında Çobanzade aşağıdaki şahısların isimlerini söyle­ miştir: (Baku üzre) 1925 yılından ATİ'nin doçenti Yakup Zeki, 1925 yılından Salman Mümtaz, 1930 yılından Semaş­ ko adına hastahanenin hekimi Alekber Adıgüzelov, 1925 yılında halk sağlık idaresi komiserliğinde çalışan Reved 28


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

İşrinski, 1933 yılından Ruhulla Ahundov, 1930 yılından ADİ'nin profesörü A .S. Bukşpan, ADİ'nin doçenti İdris Ha­ sanov, 1925 yılından 1930 yılına kadar Hanefi Zeynallı (mil­ li temayülcü36), 1925 yılından A.R. Zifeli, 1929 yılından A.V. Bagri (karşı devrimci-milletçi), 1925 yılından Medine Gı­ yasbeyli (musavatçı), 1928 yılından ADİ'nin doçenti Kasım Feyzullayev, 1928 yılından Profesör A. Ahundov, 1930 yı­ lından mühendis Rüstembey Sultanov ile münasebette ol­ duğunu söylemiştir.37 Sonra Şimali Kafkasya' dan (Alim Paşa-Solgar, Ebu Suf­ yan, Kumuk, Edhem Fevzi, Şevki Bektöre); Özbekistan'dan Fikret Yunusov, Hadi Alim, Eliyev (?), Tulyaganov Dusura, Kayyum Ramazan, Heşimov Atahan, Şakircan Rakim, Konkınbek Abdulla, Dursun (?); Ermenistan, Acaryan (?); Türkmenistan' dan, Keldenov, Borkev, Perenganev; Leningrad'dan, Samoyleviç A.M., Malov, S.Y. isimlerini saymıştır. Sorgu Hakimi: Bu şahıslarla ilgili alakasını sorunca. Cevab: Karşı devrimci fikirlerimizi birbirimize söylü­ yorduk.0 17-19 Şubat arasında Çobanzade; Türklerle müna­ sebetini koruduğunu, onların bilgi kaynağı olduğunu ve Baku'da Türkiye konsolosu ile görüştüğünü itiraf etmiştir. 3-5 Mart 1937 tarihlerinde; Sual: Sizde bu fikir (Pantürkizm) ne zaman oluşmuş­ tur? Cevap: Pantürkizm fikri ben daha Türkiye'de okur iken bende oluşmuş idi. Karşı devrimci fikirlerim ise, 1925 yılında oluştu. Sual: Siz mücadelenin yolunu nasıl düşünürdünüz? Cevap: Benim hesabıma göre: 1 . Tataristan, Özbekis36 37

Bunyadov, a.g.e., s. 103-104. Babayev, a.g.e., s. 85. 29


Dr. Sebahattin Şimşir

tan, Türkmenistan, Kırım, Kazakistan ve Azerbaycan'ın karşı devrimcilerini teşkilatlandırıp bir merkezden idare et­ mek. 2. Dışarıda olan pantürkist, karşı devrimci ahvali ru­ hiyeli daireler ile alaka kurmak. Ben bu cihetten D. Seyida­ metov ve Prof. Köprülüzade'ye ümit bağlamıştım. Soru: Haps olunduğu güne kadar karşı devrimci mil­ letçi mevkilerde bulunduğunu ve SSRİ'den ayrılmak şar­ tı ile Türk-Tatar halklarının tek bağımsız devlet halinde birleşmesi (Tek Turan Devleti) maksada koyduğunu be­ lirtmiştir. Çobanzade daha sonra; 1930 yılında karşı devrimci milletçi grup oluşturmuştuk. Birinci grup Azerbaycan ay­ dınlarından ibaret idi. (başkan bendim) Bu kuruluşa dahil olanların ise, Cabbar Mehmetzade, Ferhat Agazade, Gulam Alekberli, Ahmet Seyidov, Alisabri Kasımov, Abdülkerim Efendizade, Abdullayev, Salman Mümtaz, Baba Askerov, İsmail Abbasov, Emirhanov, İsmail Alizade, Ali Sultanlı, Feyzulla Kazımzade, Kitinayev. İkinci gruba Kırım Tatar talebeleri dahil idi ve bu gru­ ba da ben rehberlik ediyordum. Üçüncü grup aydınların­ dan ibaret idi. (rehberi İsmail Hikmet idi) Atababa Musa­ hanlı, Hanefi Zeynallı, Cabbar Efendizade, Abdulla Tagı­ zade, Halil Seyit Hocayev, Mikayıl Müşfik, Ali Hüseyinza­ de, Mikayıl Rızaguliyev, Hüseyin Cavit, Ahmet Cevat, Sür­ hay Yusufov ve Abdulla Şaik. (İsmail Hikmet gittikten son­ ra 1927 yılında bu gruba da ben rehberlik ettim) Dördüncü grubu (Azerbaycanlı aydınlar); Aziz Gubay­ dullin rehberlik ederdi. Onun grubuna A. Salamzade, Aga­ mir Mehmetov, A. Bükşpan, . Bayramov, V. Huluflu, Kara İsmailov, Alesger Alekberov, Mövsüm Salamov ve H. Bi­ lenderli dahil idiler. Beşinci grup Kazan Tatarlarından ibaret olup, onu da Aziz Gubaydulin idare ederdi. Sual: Karşı devrimci grupların terkibini söyleyin. 30


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

Cevap: Karşı devrimci grupların aşağıdaki üyelerini hatırlıyorum: 1. grup: Lideri Çobanzade. 1. Cabbar Memmedzade -bitaraf- Baku' da ali mektep muallimi. 2. Ağazade Ferhat (1929'da öldü) 3. Karabağlı (Adı yok) bitaraf, muallim. 4. Elekberli Gulam, bitaraf, ADU talebesi, şimdi pedagoji enstitüsünde çalışıyor. 5. Seyidov Ahmed, ali parti mektebi muallimi. 6. Kasımov Ali Sabri, tercüman, bitaraf. 7. Efendizade Abdülkerim, 1934 de öldü. 8. Abdullayev (Adı yok), Baku XMŞ çalışanı. 9. Salman Mümtaz, yazar. \ 10. Esgerov Baba, ADU muallimi AK(b)'i üyesi. 1 1 . Abbasov İsmayıl, eskiden talebe, şimdi nerede ol­ duğunu bilmiyorum. 12. Emirhanov (adı yok), bitaraf, eskiden talebe, yeri­ ni bilmiyorum. 13. Alizade İsmayıl, ADU'nun eski talebesi, şimdi Az. FAN' da çalışıyor. 14. Sultan Ali, ADU'nun eski talebesi, şimdi APİ'nin muallimi. 15. Çitinayev (adı yok), eski ADU talebesi, Moskova' dadır. İkinci grup Kırım Tatarlarından ibarettir. (Bunlar eski talebelerdir) lideri Çobanzade'dir. 1 . Yakup Zeki, ADU'nun eski talebesi, şimdi APİ'nin muallimi. 2. Kürkçü Hüseyin, ADU'nun eski talebesi, Kırım'da muallim. 3. Akimova Asya, ADU'nun eski talebesi, mektep mu­ allimi. 4. Toplu Osman, Kırım'da muallim. 31


Dr. Sebahattin Şimşir

yor.

5. Ametov İsmayıl, Kırım' da muallim. 6. Refatev Reşid, Simferepol'da muallim. 7. Enan Abdürrahman, Kırım'da muallim. 8. Refatov Asan, Kırım' da muallim. 9. Tanabeyli Ağmola, Kırım'da çalışıyor. 10. Gegarbayev Osman, Dağıstan'da çalışıyor. 1 1 . Tarki Zeki, Kırım'da muallim. 12. Bayasanov Bilal, Baku' da muallim. 13. Bayasanov Osman, Baku' da muallim. 14. Kasımov Tevfik, Baku' da yaşıyor. 15. Şeyhamirov Osman, Baku'da yaşıyor. 16. Celilov Recep, Gence'de yaşıyor. 1 7. Şeyhahmedova Hatice, hekim, Simferepol'de yaşı­ 18. Hacıoğlu Mehemmed, hekim, 1 930'da öldü. 19. Jurgçi Ömer, hekim, Simferepol'de yaşıyor. Üçüncügrup:

1 . Musahanlı Atababa, APİ talebesi, Baku' da muallim. 2. Zeynallı Hanife, Az. QİZ eski çalışanı, şimdi Az. FAN çalışanı. 3. Efendizade Cabbar, 1928'de Türkiye'ye gitti. 4. Tağızade Abdulla, Az. FAN çalışanı. 5. Hocayev Halil Seid, Az. FAN' da ilmi işçi. 6. Müşfik Mikayıl, eski talebe, şimdi şair. 7. Hüseyinzade Ali, Leningrad'da asistan. 8. Rızaguliyev Mikayıl, Pedagoji enstitüsünde işçi. 9. Cavid Hüseyin, şair. 10. Ahmed Cevad, yazar. 1 1 . Kambulat Mikayıl, 1 929 da öldü. 12. Alim Paşa Sokavat, Dağıstan' da yazar. 13. Yusifov Surhay, Dağıstan'da yaşıyor. 14. Şaik Abdulla, yazar. 32


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Dördüncü grup: 1 . Salamzade Aziz, Leningrad'da Akademide asistan. 2. Memmedov Ağamir, Az. FAN çalışanı. 3. Bukşpan A., ADU' da profesör (Yahudi de pantürkis t imiş A. B.) 4. Bayramov Memmed, APİ muallimi. 5. Huluflu Veli, Az. FAN çalışanı. 6. İmanov Hasan, Az. FAN çalışanı. 7. Elekberov Alesker, Az. FAN çalışanı. 8. Salamov Möhsün, Azerb. Devlet müzesinin direktoru. 9. Bilenderli Hüseyin Ali, ADU muallimi. G ubeydullin Aziz'in Kazan Tatarlarından ibaret grubu: 1 . Şerifov Abdulla, Baku Ali Parti emktebi muallimi. 2. Sehetov (Adı yok), yerini bilmiyorum. 3. Helfin Mecit, Baku' da muallim. Soru: Siz Azerbaycan'da, Özbekistan'da ve başka cum­ huriyetlerde Pantürkist faaliyetler yapmak için karşı dev­ rimci merkez yarattınız mı? Cevap: Yok. Soru: Siz boş konuşmaktasınız. Niçin bu işe başlamışh­ nız. Neden başka cumhuriyetlere giderdiniz.38 6 Mart 1937 tarihli duruşma da Çobanzade'nin Kırım'daki faaliyetlerine ayrılmıştır. 17-20 Nisan 1937 ta­ rihlerinde Çobanzade Azerbaycan' daki karşı devrimci faa­ liyetlerini açık konuşmuş ve Ruhulla Ahundov'un rehber­ liği ile Azerbaycan'da karşı devrimci Azerbaycan milliyetçi teşkilatının olduğunu tasdik etmiştir. Duruşmalara 17 Nisan'dan itibaren Grigoryan'da ka­ tılmaya başlamışhr. Bundan sonra sorular da sertleşmiş­ tir. Sorgulamalar genelde üç gün sürmeye başlamıştır. 1720 Nisan tarihli sorgulama ki, bu 13. duruşmadır. Duru38

Babayev, a.g.e., s. 86-90. 33


Dr. Sebahattin Şimşir

mun değiştiğini gören B. Çobanzade, kendisi için en gad­ dar olan bu cellatlardan aman dilemek bile istiyor, ama ona bu imkan verilmiyor. Mahkeme dosyasının üçüncü cildin­ de, Azerbaycan'ın diğer aydınlarının işkence sonucu Bekir Çobanzade hakkında verdikleri ifadeler yer almaktadır. İş­ kence sonucu gerçekleri değil, beklentileri söyleyen ve im­ zalayanlar arasında ismi geçenler ise şunlardır: 1. Veli Huluflu, 2. Ali Kerimli, 3. Ruhulla Ahundov, 4. Hanefi Zeynallı, 5. Gubaydullin, 6. Mahmudzade A. 7. Tihomirov B.N. 8. Bilenderli H. 9. Yakup Zeki, 1 0. Dadaşov Ağakerim, 1 1 . Halifin, 12. Halid Said, 13. Efendiyev M. 14. Salmanov Rıza, 15. Kerimov Ali, 16. Dövletov İ.N. 17. Ahmed Cavad, 18. Seferov Hasan, 19. Fereczade A. 20. Kamal Sami Suriya,39 Sonra Azerbaycan'ın kentlerinde Gence'den, Kazan'a kadar olan yerlerde teşkilata çağrılan şahıslar hakkında sorgulanmışhr. 23-25 Nisan 1937 tarihlerinde yapılan du­ ruşmada Bekir Çobanzade'ye şöyle bir soru yöneltilmiştir: Azerbaycan'ın kentlerinde silahlı isyana hazırlanan teşkilat tarafından ameli olarak ne gibi işler gördünüz? Çobanzade 39

Babayev, a.g.e., s. 86-9 1 . 34


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

bu soruya şu cevabı vermiştir; Sovyet hükumetine karşı is­ yan üç cephede olacak idi: 1 .) İsyanı dış kentlerden (Destefur, Kedebey, Kelbeçer'v .b.den) başlatmak, 2.) İsyana İran ve Türkiye ile komşu kentlerden başla­ mak. Çünkü, hem silah alınmalı, hem de eşkıya toplulukla­ rı şeklinde adamlar yardıma gönderilmeli idi. 3.) İsyana Baku'nun içinde de başlmak. Çünkü, teşkilat Baku'yu ele geçirmekle bütün Azerbaycan'ın ele geçeceği­ ni tahmin ediyordu.40 13 Haziran'da sorgu hakimi Azerbaycan' da baş vere­ cek devlet değişikliğinin ayrıntılarını açıklamıştır. Çoban­ zade, bu zaman M.Ç. Bağırov'un oradan kaldırılmasının düşünüldüğünü, yerine Hüseyin Rahimov'un geçireleceği­ nin hesaplandığını söylemiştir. 25 Haziran 1 937 tarihinde SSRİ karşı devrim milletçi pantürkist gizli teşkilatın faaliyeti hakkında ki suale ceva­ ben teşkilatın aşağıdaki üyelerinin adını söylemiştir: 1 .) Rıskulov: RFSFR HKŞ reisinin muavini, 2.) İsfendiyarov Sencer: RSFSR MİK'nın eski katibi, 3.) Şugu Emirhesen: Kırım MSSR HKŞ reisi, 4.) Rahimbayov: Özbekistan K(B)P MK katibi 5.) Yumangulu: RSFSR Halk maarif komiseri, 6.) Taho Godi: Dağıstan Halk Maarif Komiseri, 7.) Ömer Aliyev, Karaçay-Çerkes icraiyye komitesinini reisi, 8.) Sultanmecit Efendiyev: Azerbaycan SSR MİK reisi, 9.) Dadaş Bünyadzade: Z SFSR halk toprak komiseri, 10.) Mustafa Guliyev: Azerbaycan SSR Halk Maarif komiseri.41 Burada, ayrıca Moskova' da, Leningrad' da, Samara' da, Heşterhan' da, Saratov' da, Ulyanovsk'da, Orenurg' da, 40 41

Bunyadov, a.g.e. Bunyadov, a.g.e. 35


Dr. Sebahattin Şimşir

Donbay'da ve Sibirya'da pantürkist teşkilatların olduğu öğrenilmiştir. 5-9 Temmuz 1937 tarihinde sorgu hakimi Sovet hükumetine karşı mücadele etmek maksadıyla pantürkist teşkilatlar arasında ki münasebetler hakkında sorular sor­ muştur. Burada, karşı devrimci ittihatçı teşkilatının adı geç­ miş ve şu şahısların teşkilatın kurulmasında rol aldığı be­ lirtilmiştir: Rüstembey Sultanov, Alisabri Kasımov, Ataba­ ba Musahanlı, Samed Şahsuvarov, Sultan Ganizade, Nur­ mehmet Şahsuvarov, Penah Kasımov, Hamit Şahtahtinski, Yusuf Aliyev, Ordu Aliyev, Eşref Hacıyev, Reşit Mehme­ tov, Mikail Rahimli, Abbas Sultanov, İlyasov, Gulu Hüseyinov, Abdulla Şaik, Şamil Mahmudov, Azadbey Emirov, Gafur Reşat (Gantemir), Fetullabey Rüstembeyov, Cabbar Mehmetzade. 13-14 Temmuz tarihlerinde sorgu hakimi Leningrad alimlerinden Samoyloviç ve Velinin karşı devrimci faaliyet­ leri hakkında sorgulanmışlardır. 1 6-17 Temmuz'da Büyük Türk - Tatar Devleti'nin terkibine dahil olacak Dağıstan' da karşı devrimci milliyetçi teşkilat hakkında duruşma geçi­ rilmiştir. 20-21 Temmuz'da sorgu hakimi, Azerbaycan'da karşı devrimci faaliyet gösteren Musavatçılar, İttihatçılar ve milli temayülcüler bloku hakkında ifadeler almıştır. 27 Temmuz 1937 tarihinde Çobanzade, H. Grigoryan'ın "bildiğiniz karşı devrimci terkibi anlatın" sorusuna ceva­ ben: Bildiği karşı devrimciler olarak da şu isimleri saymıştır. 1 . Bagri Aleksandr Vasileviç Profesör, Slavyanşünas. 2. Juze Panteleymon Krestoviç, profesör, tarihçi. 3. Yelpitevski Sergey Vladimiroviç, profesör, botanikçi. 4. Pisarevski Grigori Grigoreviç, preofesör, tarihçi. 5. Uvar - Uvar, ilmi işçi. 6. Balayev, dilci, şimdi Rostov'dadır. 36


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

7. Ryumin, ilmi, işçi. 8. Aşmarin Nikolay İvanoviç, dilci, profesör. (Baku'ya 1924'de geldi) 9. Baybakov, tarihçi, profesör. 10. Lapuhin, profesör. 1 1 . Kovonko Aleksandr Sergeeviç, profesör, pedagok. 12. Konfovski Boris Borisoviç, profesör, pedagok. 13. Makovelski Aleksandr Osipoviç, profesör, psikolog. 14. Yevlahov Aleksandr Mihayloviç, tarihçi, profesör. 15. Fridoloin Petr Petroviç, profesör. 16. Şirokogorov İvan İvanoviç, profesör, tabib. 1 7. Akimov, docent, şarküşinas. 18. Pahomov Yevgeni Aleksandroviç, docent, arkeolog. 19. Budnik Svirski, ilmi işçi. 20. Linin, şimdi Rostov' dadır. 21 . Sisoev, docent. 22. Selihanoviç, profesör, pedagog. 23. Mizerpitski Polin Grigoreviç, tabip profesör, Mos­ kova. 24. Lukov İvan İvanoviç, profesör. Sizlerin de dikkatini çekmiştir. Grigoryan listeye bir tane bile Ermei almamıştır.42 28-29 Temmuz'da B.V. Çobanzade Rıskulov, 29 Temmuz' da Zifeld hakkında ifade vermiştir. 1 Ağustos tarihinde Aziz Gubeydullin ile yüzleştiril­ miştir. 2 Ağustos' da Y. Vezirov hakkında ifade vermiştir. 22 Ağustos tarihinde de Ruhulla Ahundov ile yüzleşti­ rilmiştir. Bekir Çobanzade'yi daha önceden Ruhulla Ahun­ dov aleyhine hazırlamışlardır. Burada Bekir Çobanzade, Ruhulla Ahundov hakkında söylediklerini ikinci defa ke­ sin olarak reddetmiştir. Yüzleştirmeyi Grigoryan yapmıştır. 42

Babayev, a.g.e., s. 92-93. 37


Dr. Sebahattin Şimşir

·

25 Ağustos' da Azerbaycan Milli Partisi ve Asker Fereç­ zade hakkında ifade vermiştir. 1 Eylül 1937 tarihindeki sonuncu duruşmada Çobanza­ de kendisine yöneltilen suçlamalardan dolayı suçlu oldu­ ğunu kabul etmiştir. 2 Eylül' de Çobanzade'ye verilen ek suçlamalar husu­ sunda yeni bir karar çıkarılmıştır. Çobanzade, ayrıca yeni Azerbaycan SSR ÇM'nin 21, 64, 68 ve 70. maddelerinde ki hususlara göre suçlanmıştır. Aynı gün, Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69-1, 70 ve 73 ncü maddelerinde belirtilen suçlardan dolayı Çobanzade için yeni ek bir iddianamesi hazırlanmıştır. 1 .) Milli Cumhuriyetlerin SSRİ'den silah yolu ile ayrıl­ masına hazırlanan ve Vahit Türk - Tatar Devleti'nin ku­ rulmasına çalışan genel ittifak karşı devrimci pantürkist teşkilat merkezinin üyesi olduğu gibi UİK(B)P ve Sovet hükumetine karşı mücadele mevkiine gelmiştir. 2.) Kırım'da, Azerbaycan'da, Özbekistan'da ve Dağıstan' da silahlı isyanın, tahribatın ve terörün hazırlan­ ması sahasında fasılasız çalışmıştır. 3.) Türkiye ve Polonya teşkilatlarının elemanı gibi ça­ lışmıştır. 21 Eylül 1937 tarihinde B.V. Çobanzade Azerbaycan SSR Halk içişleri komitesi D.D. Sumbatov - Topuridze'nin adına aşağıdaki dilekçe ile müracaat etmiştir: Kendimin karşı devrimci milliyetçi faaliyetimi itiraf eder ve rica ederim ki, hakkımda karar verilirken şu husus­ lar dikkate alınsın: 1 .) Ben kendi ihtisasım üzerine Sovyet Şarkı'nın ilk profesörüyüm. Bu ünvana Sovet hükumeti tarafından layık görülmüş ve bu ülkelerde ilk defa ana dilinde ders verdim. 2.) Bütün ilmi faaliyetim devrinde tahminen 150 ilmi eser yazdım. Onların l OO'ü Azerbaycan Dili ve Azerbaycan Edebiyat problemlerinin ilk ilmi esaslarına hasr edilmiştir. 38


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

3.) Ben yüzlerce dilci ve edebiyatçı öğrenci yetiştirdim. Bunlar içerisinde onlarca yüksek ihtisaslı ilmi işçi, asistan­ lar olup, onlar ülkemiz dışında da meşhurdur. Tekrar ede­ rim ki, bununla ben kendi kötü faaliyetlerimi ört bas et­ mek, kendi karşı devrimci faaliyetlerimi küçültmek iste­ mem. Ben tamamen, samimi olarak ifade ederim ki, ben ta­ mamen silahı terk etmişim, ben gelecekte de, herhangi bir karşı devrimci iş göreceğimden kesinlikle imtina ederim ve büyük Komunist Partisi'nin rehberliği altında uçsuz bucak­ sız vatanımızda sosyalizmin kurulması çalışmalarında son­ suz azimle çalışmaya hazırım. Ben kesin olarak geçmişim­ le, geçmişte alakada olduğum bütün karşı devrimci teşki­ lat ve şahıslarla tamamen ve kesin olarak münasebetlerimi kesme kararı aldım. Buna göre de ben, bu maksat için du­ ruşmalarda kendimi ifşa etmek için bütün vasıtalardan isti­ fade ettim. Buna göre de ben büyük Komunist Parti' sinden ve Sovyet hükumetinden rica ederim ki, beni kendi ihtisa­ sım üzre çalışmaya, özellikle de Sovyet ittifakının kudreti­ nin kuvvetlenmesi hususunda çalışmama imkan verilmesi­ ni isterim. 21 .IX. 1937 Prof. B. Çobanzade.43 Dosyanın 10-15 inci sayfalarında, SSC Ali mahkemesi­ nin askeri heyetinin seyyar toplanhsının hazırlık iclasının 1 1 . X. 1937 tarihli protokoli yer almaktadır. İnsanlığın, -bel­ ki sadece Türklerin- en acımasız düşmanlarından olan cel­ lat i. Matuleviç, İ.M. Zaryanıv, Y.K. Jirunin'in, SSCB sav­ cısının baş yardımcısı V.S. Rozovski'nin iştiraki ile "tertip edilen" protokol tek sahifedir. Her şey önceden yazılmıştır. Tek, suçlu kabul edilen kurbanın adı başka makine de ya­ zılmıştır. Önceden hzırlanan karar şöyledir: 1. Dosyaya 1 Aralık 1934 tarihli kanuna göre bakılsın. 2. B. Çobanzade 64, 63-1, 70 ve 73. maddelere göre mah43

Babayev, a.g.e, s. 94-95; Bunyadov, a.g.e., s. 39

107-108.


Dr. Sebahattin Şimşir

kemeye çıkarılsın. 3. Dosyaya bağlı mahkeme toplantılarına savunmacı­ sız, suçlamacısız ve şahitsiz bakılsın. 4. Kesin tedbirlerle ceza evinde tutulsun.44 12 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yeti seyyar toplantısına (Matuleviç, Zaryanov, Jigur) bağ­ lı toplantı gerçekleşmiştir. Tolantı saat 1 1 .20'de başlayıp, 1 1 .40'da bitmiştir. Suçlu son sözünde mahkemeden hiçbir şey saklamadı­ ğını, her şeyi açıkça söylediğini, birlikte çalıştığı bütün dava arkadaşlarının adlarını söylediğinden dolayı bağışlanması­ nı rica etmiştir. 12 Ekim 1937 tarihinde B.V. Çobanzade, malları müsa­ dere edilerek, en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum edil­ miştir. Hüküm derhal yerine getirilmiştir. (Dosyaya B.V. Çobanzade'nin 13 Ekim 1937 tarihinde güllelenmesi hak­ kında yazı iliştirilmiştir.) Eşi Rukiye Çobanzade Kereykızı, müsadere sonra­ sı kalacak yeri olmadığı için Haçmaz' daki akrabası R. Abdulungil'de kalmış ve oradan Zakafkasya askeri savcı­ sının baş yardımcısı Çesnokov'a iki dilekçe yazmıştır. Bu­ radan anlaşıldığına göre, o eşinden dolayı sekiz yıl ceza kamplarında kaldığını, eşinin ölümü sağ mı olduğunun kendisine bildirilmesini istemiştir. 14 Şubat 1954 ve 21 Şubat 1955 tarihlerinde Profesör B.V. Çobanzade'nin eşi Rukiye Gireyevna kocasının mah­ keme dosyasına yeniden bakılmasını rica etmiştir. 6 Haziran 1957 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetinin verdiği karara göre, B.V. Çobanzade'nin mahkeme­ sinde cinayet terkibi olmadığı şeklinde karar verilmiştir.45

44 45

Babayev, a.g.e., s.95-96. Bunyadov, a.g.e., 1 08. 40


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

BALABEY CABBAROGLU HASANBEYOV Mahkeme N o: 12493-6 28 Ocak 1937 tarihinde Azerbaycan SSR HDİK Devlet Tehlikesizlik İdaresinde 1899 yılında doğan, iktisatçı, pro­ fesör, Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nin rektörü, 1919 yı­ lında Azerbaycan K(B)P'nin üyesi Balabey Cabbar oğlu Ha­ sanbeyov hakkında belge bulunmuştur. Belgede, Tihomi­ rov ve Çiçikalov'un ifadelerinde, Hasanbeyov ile karşı dev­ rimci Trotskiçilerle alakada olduklarını belirtmişlerdir. Tihomirov'un ifadesine göre, 1936 yılında Hasanbeyov Marksizm Leninizm Enstitüsü'nün çalışanlarının ve talebe­ lerinin bulunduğu parti toplantısında karşı devrimci Trots­ kici gibi konuşmuştur. Ayrıca, Hasanbeyov'un milliyetçi ruha sahip gençler­ den biridir ki bunlar arasında, Agamir Memmedov, Hay­ dar Verdiyev, Abdullayev ve diğerlerinin yer aldığı bir de grup oluşturmuştur. Buna göre de, B.C. Hasanbeyov tutuklanmalı ve Azer­ baycan SSR ÇM'nin 72-73 ncü maddelerine göre yargılan­ malıdır. Aynı gün B.C. Hasanbeyov tutuklanmıştır. B.C. Hasan­ beyov karşı devrimci Trotskici teşkilatın üyesi olup UİK(B) P'ye ve Sovet hükumetine karşı mücadelede hükumet aley­ hine silahlı isyan hazırlanmasına iştirak etmiş, zararlı işler yapmış, terörün tarafında bulunmuştur. 16 Nisan 1937 tarihinde Azerbaycan K(B)P Voroşilov kent komitesinin bürosu B.C. Hasanbeyov'un HDİK organ41


Dr. Sebahattin Şimşir

lan tarafından tutulmuş, parti düşmanı ve karşı devrimci Trotskici gibi parti sıralarından çıkarılmıştır. 29 Ocak 1937 tarihinde birinci duruşmada Hasanbeyov' a ananevi sual sorulmuştur: Mahkemenin bilgisine göre siz karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesisiniz bunu kabul edi­ yormusunuz? Cevap: Ben hiçbir zaman hiçbir karşı devrimci milli­ yetçi teşkilatın üyesi olmadım, aksine karşı devrimci millet­ çiliğe karşı mücadele ettim. Sorgu hakimi: Karşı devrimci Trotskicilerden kimleri tanıyorsunuz? Cevap: Resmi kaynaklardan karşı devrimci Trotskici olarak şu isimler bana bildirilmiştir; Profesör Sofronoviç, 1936 yılında tutuklanmıştır. Profesör Nikolayev, 1936 yılın­ da tutuklanmıştır. Profesör Drobnik, Moskova'ya gitmiştir. Profesör Tihomirov ve Çiçikalov ile Profesör Vasiliyev ve Garabey hakkında da bilgim resmi kaynaklardandır. Sorgu hakimi: Karşı devrimci milletçilerden kimleri tanıyorsunuz? Cevap: Resmi kaynaklardan, Hulüflü, Hanbudakov, Çebiyev, Kadirli, S.M. Efendiyev, Talibli'nin münasebet kurduklarını öğrendim. Kendim hiçbir zaman karşı dev­ rimci, illegal iş yapmadım ve bunu on milyonlarca adamlar deselerde inanın yalandır. 10-11 Şubat 1937 tarihinde ikinci duruşmadan: Sorgu hakimi: SSRİ'de ilmi cephenin vaziyeti ile alaka­ lı karşı devrimci Trotskici görüşler konusunda siz kimlerle görüşürdünüz? Cevap: Hatırlamıyorum. Çünkü, bu tür konuşmalar hususunda bana kimse bir şey demezdi. Sorgu hakimi: Size Çiçikolov'un 31 .I- l .II 1937 tarihle­ rinde verdiği ifadeyi takdim ederiz. Cevap: SSRİ'de ilmi yönden Çiçikalov ile sohbetleri­ min olduğunu, hatta bu konuda diğer ilim adamlarına da 42


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

danıştığım olurdu. Sorgu hakimi: İnat etmeyin. Size Tihomirov'un 19.XIl.1936 tarihinde verdiği ifade verilmiştir. Cevap: Ben karşı devrimci Trotskici olarak hiçbiri ile konuşmadım. Sorgu hakimi: Siz Garber'e karşı devrimci Trotskici görüşleriniz konusunda konuştuğunuzu da inkar mı ede­ ceksniz? Cevap: Evet, inkar ediyorum. Üçüncü mahkeme tahminen iki ay sonra, 5 Nisan 1937 tarihinde yapıldı: Sorgu hakimi: Araştırma esnasında karşı devrim­ ci Trotski'nin eserlerinden alıntılar yapıldığı görülmüştür. Bunlar kimin tarafından yapılmıştır? Cevap: Ben yazdım. Sorgu hakimi: Niçin? Cevap: Bunlar bana 1931 yılında yazdığım Azerbaycan'da işçi kuvvetinin tekrar istihsali problemi adlı ilmi çalışmam için lazım olmuştu. Sorgu hakimi: Peki bu alıntıları sonra ne için sakladı­ nız? Cevap:_ Sadece onlara fikir verememiştim. Sorgu hakimi: Cevabınız bizim için yeterli değildir. Mahkeme sizin karşı devrimci belgeler sakladığınızı tesbit etmiştir. Biz, sizin 1936 yılından önce Marksizim - Lenini­ zim Enstitüsünde yapılan parti toplantısında halkımızın li­ deri Lenin ve Stalin'e karşı, karşı devrimci konuşmalar yap­ tığınızı biliyoruz. Bunu kabul ediyormusunuz? Cevap: Reddederim. Sorgu hakimi: Size suçlu Tihomirov'un ifadesini oku­ yoruz. Cevap: Parti toplantısında bana sorulan soru şöyle idi, derslerde Lenin ve Stalin' in eserlerinden az bahsedilir. Ben bu soruya cevabımda, mesele alıntı değil onun mahiyetidir, 43


Dr. Sebahattin Şimşir

esaslandırılmasıdır. Ancak, bütün insanlar çalınan havanın altında oynayamaz. Bu cevabımla ben halkımızın liderleri Lenin ve Stalin'e karşı hiçbir karşı devrimci mevkide oldu­ ğumu itiraf edemem. 28 Mayıs 1937 tarihinde gerçekleştirilen dördüncü du­ ruşmadan: Sorgu hakimi: Agamir Memmedov'u tanıyormusu­ nuz? Onun karşı devrimci milletçi mevkileri hakkında siz ne biliyorsunuz? Cevap: Agamir Memmedov'un karşı devrimci milletçi mevkii hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sorgu hakimi: Çiçikalov ifadesinde, Hasanbeyov karşı devrimci milletçi Agamir Memmedov ile muntazam görü­ şüyor, onun karşı devrimci milletçi görüşlerini siyasi yön­ den doğru görüyor demiştir. Bu ifade ile siz doğru söyle­ memekle suçlanırsınız? Cevap: Yalandır. Okuyucu gördüğün gibi, iktisadi siyaset sahasında ilk Azerbaycanlı profesör, hele 1931 yılının ciddi monografi­ lerinin (şimdi onlar nerededir) müellifi olan Hasanbeyov'u sorgu hakimi konuşturmayı başaramayınca, bundan sonra mahkeme 3 numaralı metodun tatbikine, yani işkence usu­ lüne geçmiştir. Beşinci mahkeme, 4 Ağustos 1937 tarihinde yapılmışbr: Sorgu hakimi: Alb aydır siz mahkemeye karşı koyuyor ve doğru ifadeler vermiyorsunuz. Mahkeme sizden doğru cevaplar bekliyor. Siz UİK(B)P, Sovet devleti ve bütün halk karşısında her şeyi açık söylemek fikrindesiniz veya sizi di­ ğer suçluların ifadeleri ile, yüzleşmeler vasıtasıyla suçlayalım? Cevap: 6 aydan fazla bir zamandır, kendimi karşı dev­ rimci Trotskici ve karşı devrimci milletçi teşkilatlara katıldı·

44


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ğımı kabul etmeyerek mahkemeye karşı çıktığımı itiraf edi­ yorum. Lakin şimdi VİK(B)P, Sovet hükumeti ve Sovet hal­ kı karşısında karşı devrimci mücadeleden el çekip her şeyi açık açık konuşma kararı aldım ve mahkemeye karşı dev­ rimci Trotskici ve karşı devrimci milletçi teşkilatlarda ken­ dimin ve onların diğer üyelerinin faaliyetleri hakkında et­ raflı, dakik ifadeler vermek fikrindeyim. Ben karşı devrim­ ci milletçi teşkilatın üyesi olduğurrı11 kabul ediyorum. Sorgu Hakimi: Şimdi sizin ne kadar samimi olduğu­ nuzu anlayacağız. Karşı devrimci Trotskici ve karşı dev­ rimci milletçi teşkilatlara ne zaman ve kim tarafından çağ­ rıldınız? Cevap: Karşı devrimci Trotskici teşkilata 1936 yılından önce Trotskici Çiçikolov tarafından çağrıldım. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci Trotskici teşkilat Baku' da kime karşı ve hangi terörcü akitler hazırladırlar? Cevap: 1936 yılı baharında Çiçikolov bana, karşı dev­ rimci Trotskici teşkilatın Kalinin'e, Voroşilov'a ve Bağırov'a karşı terör hazırlığında olduğunu söyledi. İtiraf ederim ki, ben Çiçikolov'un terör ile ilgili görüşlerine katılıyor ve terö­ rü UİK(B)P ve Sovyet hükumetine karşı mücadele vasıtala­ rından biri olarak görüyordum. 26 Ağustos 1937 tarihinde altıncı duruşma yapılmıştır. Sorgu Hakimi: Karşı devrmci milletçi teşkilata ne za­ man ve kim tarafından çağrıldınız? Cevap: 1936 yılının baharında Mirza Memmedov tara­ fından. Sorgu Hakimi: Mahkemenin bilgilerine göre, üyesi ol­ duğunuz karşı devrimci milletçi teşkilat görev olarak ken­ disine, Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılmasını vermiştir. Bu konuda niye sususyorsunuz? Cevap: Bana bu konuda Mirza Memmedov bazı şeyler anlatmıştır. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçi teşkilata siz 45


Dr. Sebahattin Şimşir

kimleri çağırdınız? Cevap: Ben hiç kimseyi çağırmadım. Yalnız ADU'nun hazırlık şubesinin müdürü Baba Babayev'i; öğretmenleri İs­ rafil Ahundov'u, Abbas Nebiyev'i ve kütüphane müdürü Agamir Memmedov'u çağırmak istiyordum. 1936 yılı ba­ harında ben onlarla muntazam olarak aşağıdaki mevzular­ da karşı devrimci milletçi sohbetler yapmaya başlamıştım: a) Azerbaycan'ın Milli Orduları ileri çekilmiyor, ora­ dan götürülüyor. Bu işte de ben ve diğer şahıslar UİK(B) P'ye iftira atarak onu suçladık. b.) Azerbaycan medeniyeti, dil ve iktisadiyatı gelişmi­ yor. Aynı şahıslar benim bu sahadaki karşı devrimci millet­ çi görüşlerimle ortak idiler. Lakin sonradan ben bu işin pe­ şinden gitmedim ve karşı devrimci bir teşkilatın olduğu hu­ susunda bu şahıslara hiçbir bilgi vermedim. Sorgu Hakimi: Ne için? Cevap: 1936 yılının sonbaharında karşı devrimci teşki­ lattan uzaklaşmaya başladım. Sebebini bilmediğim bir şüp­ he başladı, sonra da tutuklandım. 2 Eylül 1937 tarihli yedinci duruşmadan: Sorgu hakimi: Mahkeme bilir ki, siz Kirovabad kentin­ de Sovyet hükumetine karşı silahlı isyan hazırlamak mak­ sadı ile karşı devrimci isyancı faaliyet göstermişsiniz? Cevap: Bunu ben kesinlikle reddederim. Sorgı Hakimi: Size Hasan Seferov'un 7.VII.1937 tari­ hinde verdiği ifadeyi okuyoruz. Cevap: Seferov'un da ifadesini kesin olarak reddede­ rırn. 3 Eylül 1937 tarihinde Balabey Hasanbeyov kendisinin suçlu olduğunu itiraf etmiştir bundan dolayı da: a.) 1932 yılında karşı devrimci Trotskici Çiçikolov ile alaka kurmuş, 1936 yılından önce Baku karşı devrimci teş­ kilatın terkibine çağrılmıştır. b.) 1936 yılında Mirza Memmedov tarafından gizli kar46


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

şı devrimci inkılapçı, milletçi teşkilata çağrılmış ve onun işi­ ne iştirak etmiştir. c.) Memmedov'un emri ile Agamir Memmedov ile, Abbas Nebiyev'le, Baba Babayev'le, İsrafil Ahundov'la kar­ şı devrimci alaka kurmuş ve onları ikna ederek karşı dev­ rimci milletçi teşkilata davet etmiştir. d.) Karşı devrimci Trotskiçi terörist Çiçikalov'un tesi­ ri altında UİK(B)P ve Sovyet devletine karşı esas mücadele vasıtası gibi terörün tarafında durmuştur. e.) Çiçikalov' dan öğrenildiğine göre, karşı devrimci Trotskici teşkilat Kalinin'e, Vorosilov'a ve Bağırov'a karşı terörcü akitler hazırlamıştır, lakin anlan hayata geçireme­ miştir. Yani B.Ç. Hasanbeyov Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73 ncü maddelerinde nazarda tutulan cinayetler üzre suçlanmıştır. 10 Ekim 1937 tarihinde saat 17.45'de SSRİ Ali mahke­ mesi askeri heyetine bağlı mahkeme toplantısı yapılmıştır. B.ç. Hasanbeyov kendisini suçlu kabul etmiştir. Son sözün­ de suçlu cezasının hafifletilmesini rica etmiştir. Mahkeme saat 18.00' de sona ermiştir. Aynı gün Üniversitenin rektörü, Profesör Balabey oğlu Hasanbeyov en ağır cezaya -güllelenmeye- mahkum edil­ di. Mahkeme dosyasında B.Ç. Hasanbeyov'un ölüm hük­ münün 12 Eylül 1937 tarihinde Baku şehrinde yerine geti­ rildiği konusunda haber vardır. 7 Nisan 1956 tarihinde B.ç. Hasanbeyov'un mahkeme­ si ile alakalı çıkarılan hükmünün ortadan kaldırılması hak­ kında karar SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetine sunulmuş­ tur. B.Ç. Hasanbeyov'un mahkemesine yeniden bakılmış, SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 1 1 Ekim 1937 tarihin­ de verdiği karar 15 Eylül 1956 tarihinde SSRİ Ali mahkeme47


Dr. Sebahattin Şimşir

sinin askeri heyeti kararına göre lağv edilmiş ve cinayet ter­ kibi olmadığına mahkeme sona erdirilmiştir.46

46 Bunyadov, a.g.e., s.109-115. 48


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

İBRAHİM ABDULLAOGLU EMİNBEYLİ (MAHKEME DOSYA NO: 12493 -83) 12493 Numaralı mahkeme dosyası üzre suçlanan suçlu A.H. Çiçikolov'un 23-26 Ocak 1937 tarihleri arasında verdi­ ği ifadelerde şöyle bir cümle görülmüştür: "Eminbeyli kar­ şı devrimci milletçi teşkilata dahil idi. Ben onunla 1934 yı­ lının sonlarında karşı devrimci münasebet kurdum." Bu cümle esasında, 28 Ocak 1937 tarihinde Halk Dahili işler komiserinin yardımcısı Gerasimov adına aşağıdaki konuda bir dilekçe yazılmıştır: " 12493 numaralı mahkeme dosyası­ nın belgelerinden anlaşılır ki, Azerbaycan K(B)P'nin üyesi, matbuatta devlet sırlarını muhafaza eden baş idarenin rei­ si İbrahim Eminbeyli karşı devrimci milletçi teşkilatın üye­ sidir ve gizli musavatçıdır." şeklindeki ifade ile Eminbey­ li aynı gece, 28 Ocak 1937 tarihinde haps olunması için esas olmuştur. Aynı gün Azerbaycan K(B)P MK'nın bürosu Bağırov'un imzası ile Azerbaycan SSR Halk Maarif Komi­ serliğinin ilk parti teşkilatının 1894 yılında doğan İbrahim Abdulla oğlu Eminbeyli'nin karşı devrimci, Trotskici ve milliyetçi olduğundan dolayı parti sıralarından çıkarılma­ sı hakkındaki kararını onaylamış ve o kurumun reisi vazi­ fesinden düşürülmüştür 29 Ocak 1937 tarihinde birinci duruşmada Emin Beyli'ye de standart soru yöneltilmiştir: "mahkeme sizin de karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunuzu bilmek­ tedir. Bunu itiraf edermisiniz? 49


Dr. Sebahattin Şimşir

Cevap: Reddederim. 2 Şubat 1937 tarihli duruşmadan: Sorgu Hakimi: Sizin tanıdığınız ve münasebette bu­ lunduğunuz karşı devrimci Trotskicilerin isimlerini söy­ lermisiniz? Mahkeme sizden doğru ifade vermenizi talep eder. Cevap: Ben tutuklanan şu karşı devrimcileri bilmek­ teyim. Profesörlerden Vasilyev, Çiçikalov, Garber, Nikola­ yev, Sofronoviç, Drabkuna, Tihomirov, Kuzovenko, Miga­ voryan, Rahmetov, Doçent Manvelov. Sorgu Hakimi: Mahkeme sizin karşı devrimci millet­ çi teşkilatın üyesi olduğunuzu bilir. Buna göre doğru ifa­ de verin. Cevap: Ben hiçbir milliyetçi teşkilatın üyesi olmadım ve değilim. 7 Şubat 1937 tarihinde üçüncü duruşmada Eminbey­ li kendisinin milli temayülcülüğü ile alakalı sorgulanmış­ tır. Bu konu 9 Şubat 1937 tarihindeki dördüncü duruşma­ da aydınlanmıştır. 13 Şubat 1937 tarihinde Eminbeyli M.Ç. Bağırov'a mektupla müracaat eder. Burada o, kendisinin karşı dev­ rimci milletçi teşkilata üyeliğini kesin olarak reddeder. "Bu mesele ile alakadar olarak beni günlerce 14-15 saat sorgu­ lamışlardır. Bana atılan iftiraları kesin olarak reddederim ve yardım gösterilmesini dilerim. " Suçlu mektubuna cevap alamamıştır. 14-15 Şubat 1937 tarihinde beşinci duruşmada Emin­ - beyli yeniden kendisinin karşı devrimci milletçi teşkilata üye olduğunu reddetmiştir. Sorgu Hakimi: Glavlitin reisi gibi siz ne için yasak­ lanmış karşı devrimci kitaplar saklıyordunuz? Mesela 1. ) Zinovyev'in İnkılap Yılı, 2.)Ekim Derslerinden, 3. ) Lenin ve Trotski'nin İskrası, 4) M. Hüseyinov'un Musavat Parti­ si Geçmişi ve Bugünü, 5.) F.A. Garayev'in Yakın Geçmiş50


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ten, kitapları. Cevap: Glavlitin reisi gibi ben böyle kitapları saklaya­ bilirdim. Duruşmaya kadar Eminbeyli karşı devrimci herhangi bir iş yaptığını inkar eder. Bundan sonra suçlamaya mahkemenin üç numaralı metodu tatbik edilmiş ve neticede İbrahim Eminbeyli'nin mahkeme de olan davranışı bir anda değişmiştir. Sorgu Hakimi: Milliyetçi ahval-i ruhiyeli şahısların karşı devrimci milletçi ve iftiracı karakterli sohbetlerine na­ sıl bir münasebet besliyordunuz? Cevap: Ben onların iftiracı karakterli sohbet ve fikirleri ile aynı kanaatte idim. Sorgu Hakimi: Siz hangi sebeple başkalarının karşı devrimci milletçi dünya görüşleri ile uyuşup, kendiniz de milletçi ahval-i ruhiyeli konuşmalar yapardınız? Cevap: Ben, İbrahim Eminbeyli tutuklanıncaya kadar karşı devrimci milletçi mevkide durdum. 5 Mart 1937 tarihinde onuncu duruşmada Eminbeyli Tagı Şahbaz'ın, karşı devrimci milletçi görüşleri hakkında ifadeler vermiştir. 29 Mart 1937 tarihinde İ. Eminbeyli M.ç. Bağırov'a bir mektup yazar. İ. Eminbeyli ne kadar sade bir insan ve temiz kalpli bir Bolşevik idi. Bu yeminler ve göz yaşları Bağırov'a hiçbir te­ sir göstermedi. Çünkü o, kötü Stalin terörü kurbanlarının işkence usullerine kendi ciddi olarak katılırdı. Bunun mak­ sadı ise, İ. Eminbeyli gibi İnkılap romantiklerini fiziki yön­ den yıpratmak idi. 10-11 Nisan 1937 tarihinde onbirinci duruşmada Sor­ gu hakimi Eminbeyli'ye "Azerbaycan'ın kentlerinde sefer­ de olduğu dönemde yaptığı karşı devrimci sohbetler" ko­ nusunda sorular sorar. Suçlu bu kez de ona yöneltilen it­ hamları reddeder. Aynı gün mahkeme sanki 705 numaralı 51


Dr. Sebahattin Şimşir

suçlunun olduğunu unutur. Eminbey 4 ay mahkemeye çağrılmaz ve buna göre de o, 21 Temmuz 1937 tarihinde Azerbaycan SSR HKŞ reisi H. Rahmanov'un (aynı zamanda o da tutuklanmıştı, lakin Eminbeyli'nin bundan haberi yoktur) adına dilekçe yazar. Eminbeyli Rahmanov'a, Bağırov'a 3 defa dilekçe ile müra­ caat etmesine rağmen cevap alamadığını bildirmiştir. "6 ay­ dır hapisteyim, lakin beş aydır benim hiçbir mahkemem ol­ muyor. Ayda bir defa beni çağırıp 3 dakikalık mahkeme ya­ pıyor ve nedir? Üzerine alırmısm diye soruyorlar" ben ise, hayır, üzerime alacağım hiçbir şey yoktur." "Bundan dolayı azizim git otur ve istirahat et. Söylenenleri üzerine almaz­ san, çok oturacaksın ve başkalarından daha ağır ceza ala­ caksın." diyorlar demiştir. İ.Eminbeyli'ye yeniden 3 numaralı metod tatbik edilir ve 20 Ağustos 1937 tarihinde o, sorgu hakiminin baskısıy­ la Sumbatov - Topuridze'ye Tövbe dileçesi yazar. "7 aydır ben sustum. Nihayet teslim olmaya karar verdim. Parti ve hükumet karşısında yaptığım suçlar, teşkilattaki faaliyetim konusunda etraflı konuşmak istiyorum. Ben teşkilata Ru­ hulla Ahundov tarafından çağrıldığımı bildiririm. " 31 Ağustos 1937 tarihinde on ikinci duruşma yapılmıştır: Sorgu Hakimi: Siz Halk Komiseri Sumbatov'a dilekçe ile müracaat etmişsiniz. Oradan anlaşılıyor ki, direnmek­ ten vaz geçerek karşı devrimci faaliyetiniz hakkında doğru ifadeler vermek kararına gelmişsiniz. Cevap: Ben karşı devrimci faaliyetim hakkında mahke­ meye doğru ifadeler vermek kararını aldım. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçi teşkilata ne za­ man ve kim tarafından çağrıldınız? Cevap: 1935 yılının Nisan - Mayıs aylarında Ruhulla Ahundov tarafından karşı devrimci milletçi teşkilata çağrıl­ dım. Bir defasında o bana; "Sen Eminbeyli defalarca dedin 52


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ki, Bağırov'un şahsında parti liderliği Azerbaycan'da doğ­ ru siyaset yapmıyor. Azerbaycan gerçek bağımsız cumhu­ riyet gibi faaliyet göstermiyor. Ben sana önceleri diyordum ki, biz bu vaziyetten çıkış yolu bulmalıyız ve mücadele et­ meliyiz. Bundan sonra Azerbaycan' da gizli milliyetçi teşki­ lat faaliyet göstermeye başladı ve teşkilata kendisinin lider­ lik ettiğini bildirdi. Bende karşı devrimci milletçi teşkilata girmek için razı oldum. Sorgu Hakimi: Milletçi teşkilatın sizin bildiğiniz kuru­ cuları hakkında bilgi veriniz? Cevap: Ruhulla Ahundov, Mikayıl Hüseyinov, Hasan Seferov, Rehber Sadıkov, Rahim Hasanov, Baba Askerov, Memmed Memmedov, Veli Huluflu, Ali Kerimov, Hane­ fi Zeynallı, Kazım Alekberli, Davut Resulzade, Ahmet Tri­ niç, Mirza Memmedov, Büyükağa Talıplı, İsmayıl İsmayı­ lov, Esad Ahundov, Memmedsadık Efendiyev, Seyfulla Ke­ rimov, Balabey Hasanbeyov. Sorgu Hakimi: Teşkilahn faaliyetleri hakkında bilgi verin. Cevap: Faaliyetler şunlardan ibaret idi: 1.) Sovet hükumetini devirmek için silahlı isyan ha­ zırlamak. 2.) UİK(B)P ve Sovet hükumeti rehberlerine karşı mü­ cadele için terörden istifade etmek. 3.) Medeniyet cephesinde, kent tasarrufatında ve sanayinde ziyankarlık işi yapmak. Ben terörcüler gru­ buna girmeye razı oldum. Bağırov' a karşı terörcü akt ya Bağırov'un kabinesinde, yahud da yaşadığı evin merdi­ venlerinden inerken hayata geçrilmeli idi. Şubat 1936 tari­ hinde tamamen tesadüfi Bağırov'a karşı terörcü akti yeri­ ne getirmek için çok güzel fırsat çıkmıştı. Lakin ben kork­ tum. Beria'ya karşı suikast işini ise başkaları yerine getire­ ceklerdi. (Eminbeyli'nin Bağırov'a ve Beria'ya suikast edil­ mesi hakkındaki ifadesi, nizamnamenin 109-131 nci sahife53


Dr. Sebahattin Şimşir

lerinde yer almaktadır.) 22 Eylül 1937 tarihinde İbrahim Eminbeyli'ye Azerbay­ can SSR cinayet meclisinin 73, 1 7-64 ve 21-70 nci maddeleri üzre ilave suçlamalar takdim edilmiştir. Eminbeyli'nin aley­ hine diğer suçluların, Çiçikelov'un, Ali Kerimov'un, Rahim Hasanov'un, Mikayı! Hüseyinov'un, Hamit Sultanov'un, Tihomirov'un, Ali Kerimov'un verdikleri ifadeler de var­ dır. 22 Eylül 1937 tarihinde İbrahim Eminbeyli'nin sorgula­ masının başlanması üzre protokol hazırlanmıştır. 4 Ekim 1937 tarihinde suçlama kararı düzenlenmiştir. Eminbeyli Azerbaycan SSR ÇM'nin 73, 64 ve 70 nci madde­ lerine göre suçlandığından dolayı; 1.) 1 Aralık 1934 tarihinde S.M. Kirov'un acımasızca öldürülmesini hayata geçiren, sonraki yıllarda (1934-1937) parti ve hükumet rehberlerine karşı terörist faaliyetler ha­ zırlayan karşı devrimci Trotskici, Zinovyevci terör teşkila­ tının üyesi idi. 2.) 1935 yılında gizli karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olup, lider kadrosu ile münasebette idi. 3.) Az.K(B)P MK katibi M.ç. Bağırov'a karşı suikast ha­ zırlayan terörist grubun üyesi idi. 4.) Terörist idi. Bağırov'a karşı suikast girişimini yerine getirmek için razı olmuş ve onun hazırlanmasında görev al­ mıştır. (Dosyada 9 Nisan 1954 tarihinde M.Ç. Bağırov'a ya­ pılan mahkeme zamanı onun verdiği ifadeden alıntılar var­ dır. Burada suçlu Bağırov ona karşı suikast girişiminin ol­ duğunu kesinlikle reddeder.) 5 Ekim 1937 tarihinde Sumbatov - Topuridze tarafın­ dan suçlama kararı tasdik olunmuştur. 1 1 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali Mahkemesi askeri ko­ mitesinin (Matuleviç, Zaryanov, Jigur) hazırlık toplantısı­ nın protokolü hazırlanmıştır. Dosya ile alakalı mahkeme toplantısında müdafacısız, suçlayıcısız ve şahitsiz bakılma54


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

sı kararı alınmışhr. 12 Ekim 1937 tarihinde saat 17.45 de mahkeme toplan­ mıştır. İbrahim Eminbeyli suçlu olduğunu kabul etmiştir. Son söz olarak bağışlanmasını ve cezasının hafifletilmesini rica etmiştir. Toplantı saat 18.00 de sona ermiştir. Yine aynı gün Eminbeyli en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum edil­ miştir. Dosyada onun 13 Ekim 1937 tarihinde Baku'de gül­ lelenmesi hakkında bilgi vardır. Hükmün yerine getirilme­ si hakkında akt HDİK'nın birinci hususi şubesinin arşivin­ de (VIII. Cild s.33) bulunmaktadır. İ. Eminbeyli'nin eşi Firuze Memmettağı kızı Eminbeyli ise 1937 yılında haps edilmiş ve halk düşmanının aile uzvu olduğundan dolayı sürgün edilmiştir. Sürgünden 1946 yı­ lında dönmüştür. 1 O Aralık 1955 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri ko­ mitesinin kararına göre İ. Eminbeyli'nin dosyası ile alakalı 12 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri komite­ sinin hükmü lağv edilmiş ve suç olmadığından dolayı dos­ ya kapatılmıştır.47

47 Bunyadov, a.g.e., s. 1 25-131 . 55


Dr. Sebahattin Şimşir

HÜSEYİNALİ SÜLEYMANOGLU BİLENDERLİ Dosya N o: 12493 26 Ocak 1937 tarihinde 12493 numaralı dosya üzre it­ tiham olunan suçlulardan B.H. Tihomirov'un (" ADU"nun öğretmeni Hüseyinali Bilenderli'nin karşı devrimci Trots­ kici teşkilata ben çağrıldım) Rızagulu Memmedov'un (Hü­ seyinali Bilenderli, 1927 yılında karşı devrimci Trotskici mevkide durur. O gizli karşı devrimci Trotskicidir) ve şa­ hit Mirza Cabbar Memmedov'un (1929 - 1932 yılları arasın­ da Hüseyinali Bilenerli beni karşı devrimci milletçi olarak yetiştirmiştir. O, Baku'de Sovet hükumetini devirmek va­ zifesini üzerine alan karşı devrimci teşkilat faaliyet göste­ rir) verdikleri ifadeler esnasında 1905 yılında Kazah rayo­ nunun Gırag-kesemeli kentinde doğan, tarihçi, Parti Tarihi Enstitüsü'nün baş ilmi çalışanı, ADU'nun tarih öğretmeni Hüseyinali Süleyman oğlu Bilenderli haps edilmiş ve Azer­ baycan SSR ÇM'nin 72/73 ncü maddeleri üzre cinayet suçu ile sorumluluğa çağrılmıştır. 31 Ocak 1937 tarihinde Hüseyinali Bilenderli, "karşı devrimci Trotskici, musavatçı ve halk düşmanı gibi" UİK(B) P 'den ijhraç edilmiştir. H. Bilenderli hakkında haps tedbirlerinin süresi uzatıl­ mış ve 12493 numaralı dosya üzre suçlanan diğer suçlular­ dan daha fazla sorgulanmıştır. (22 defa) Onun dosyası üzre yapılan sorgulama da o kadar çok ad ve ailenin adı geç­ miş, yani delil ve hadiseler bakımından hakim için o ka56


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

dar uğurlu olmuştur ki, hakim (sonradan kendisi de halk düşmanı olarak tutuklanmıştır) I/VII- 1937 tarihinde ka­ rarını açıklamıştır: "H. Bilenderli'nin suçlanması üzre bü­ tün mahkeme materyalleri 12493 numarada gruplandırıl­ mış özel dosyadan 13829 numaralı müstakil dosya gibi ay­ rılmıştır. 28 Ocak 1937 tarihinde birinci duruşma: Sorgu Hakimi: Mahkeme, sizin karşı devrimci Trotski­ ci teşkilatın üyesi olduğunuzu bilir. Karşı devrimci işte işti­ rakıruz hakkında bilgi vermenizi tavsiye ederiz Cevap: Ben hiçbir karşı devrimci işe iştirak etmedim ve karşı devrimci Trotskicilerle aynı fikirde olmadım. Sorgu Hakimi: Siz mahkemeye karşı koymak hattın­ da duruyorsunuz, bir daha hatırlatırız ki, mahkemenin si­ zin karşı devrimci faaliyetiniz hakkında yeterli bilgisi var­ dır. Samimi ve etraflı ifade vermenizi teklif ederiz. Cevap: Tekrar ederim ki, hiçbir zaman karşı devrimci faaliyete iştirak etmedim ve karşı devrimcilerle aynı fikir­ de olmadım. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci Trotskicilerden şahsen kimleri tanırsınız. Cevap: Benim tanıdıklarımdan Emin Memrnedali Bi­ lenderzade haps olunmuştur, lakin ne için haps olunduğu­ nu bilmiyorum. Sorgu Hakimi: Trotskicilerden kimlerle siz karşı dev­ rimci Trotskist karakterli sohbetler yapardınız? Cevap: Benim hiç kimseyle karşı devrimci Trotskist mevzulu sohbetlerim olmadı. Sorgu Hakimi: Bu doğru değil. Mahkeme, Trotskist­ lerle sizin karşı devrimci Trotskist karakterli sohbetleriniz olduğunu bilir. Mahkemeye onlar hakkında konuşmanızı teklif ederiz. Cevap: Söylenenleri reddederim ve kendi ifademin üs57


Dr. Sebahattin Şimşir

tünde dururum. Sorgu Hakimi: Siz mahkemeye samimi cevaplar ver­ miyorsunuz ve karşı devrimci işinizi, sizim bildiğiniz Trots­ kicilerin karşı devrimci faaliyetini gizlemek maksadı ile mahkemeye karşı koymaya çalışıyorstınuz. Mahkeme siz bir daha hatırlatır ki, sizin karşı devrimci faaliyetlere işti­ rakınız hakkında ontın bilgisi vardır, buna göre de her şeyi kabul etmenizi taleb eder. Okuyucular emin olabilirsiniz ki, 12493 numaralı mah­ keme dosyasına bakan hakimlerin ilk konuşmadan başla­ yarak suçluları şaşırtan standartbirçok soruları var idi. Son­ ra onlar suçluyu tek odada saklıyor, bir müddet onu rahat­ sız etmeyerek kendi düşünceleri ile baş başa bırakıyorlardı. 4 Şubat 1937 tarihinde ikinci duruşma: Sorgu Hakimi: Sizin bildiğiniz karşı devrimci Trotski­ cilerden kimleri hahrlıyorstınuz? Cevap: Gazetede okuduğum profesör Tihomirov' dan başka karşı devrimci Trotskicilerden başka hiç kimseyi ta­ nımıyorum. Sorgu hakimi: Trotskizme ilk defa ne zaman katıldı­ nız? Cevap: Ben hiçbir zaman karşı devrimci Trotskici gö­ rüşlere katılmadım ve katılmıyorum. Sorgu hakimi: Yeter, karşı devrimci milletçi mevkiler­ de de hiçbir zaman bulunmadınız mı? Cevap: Ben hiçbir zaman karşı devrimci milletçi mev­ kilerde de hiçbir zaman bulunmadım. Sorgu Hakimi: Memmedov Mirza Cabbar'ı tanırmısı­ nız? Siz ontın 22.XI.36 tarihinde verdiği ifadelerle ifşa olu­ nuyorstınuz. Cevap: Reddederim. Memmedov benim hakkımda ya­ lan ifaeler vermiştir. Sorgu Hakimi: Siz tamamıyla karşışmışsınız ve boşboş . konuşuyorsunuz. Bu nasıl our, sizi karşı devrimci gibi açık58


Azerbaycan'da K1z1l Soykmm

lar.

Cevap: O yalan ifadeleriyle beni karşı devrimci gibi tasvir etmek istiyor?

Sorgu Hakimi: Mahkeme sizin karşı devrimci teşkila­ ta girip çıktığınız konusunda yeteri kadar bilgiye sahiptir, buna göre de karşı koymayı bırakmanızı ve doğru konuş­ manızı teklif eder. Cevap: Ben kendi ifadelerimi tasdik ederim. Hakim: Rızagulu Mövsümov'u tanırmısınız? Cevap: 1927 yılından beri tanırım. Sorgu Hakimi: Mahkeme, 1927 yılından beri faal, iki­ yüzlü Trotskici olduğunuzu bilir. Cevap: Hayır, ben bunu kabul etmiyorum Sorgu Hakimi: (Mövsümov'un 26.X.1936 tarihinde verdiği ifadesini okuyor) Siz Trotskicisiniz, bu dönemde UİK(B)P'nin siyasetine iftira atarak ispat ettiniz ki, Trotski­ ciler işçi sınıfının menfaatini müdafaa ederler. Siz şimdi de karşı devrimci Trotskizme dahil olduğunuzu reddedecek­ misiniz? Cevap: Evet, ben bunu reddederim. Hiçbir zaman karşı devrimci trotskici olmadım ve Mövsümov'un ifadeleri ya­ landır. Ben hiçbir zaman karşı devrimci olmadım ve hiçbir karşı devrimci teşkilata katılmadım. 14 Şubat 1937 tarihinde, üçüncü duruşma: Sorgu Hakimi: Karşı devrimci Trotskici teşkilatın üye­ si olduğunuzu itiraf ediyormusunuz? Cevap: Hayır, ben bunu reddederim. Hiçbir zaman karşı devrimci Trotskici teşkilatın üyesi olmadım ve karşı devrimci Trotskici görüşlerle ortak değilim. (Bilenderli Rı­ zagulu Memmedov ile yüzleştirilirken onun adına söyle­ nen bütün sözleri reddetmiştir.) 19 Şubat 1937 tarihinde dördüncü duruşmada H. Bi­ lenderli karşıdevrimci teşkilata mensup olduğunu ye59


Dr. Sebahattin Şimşir

niden inkar eder. Mirza Memmedov ile yüzleşirken o, Memmedov'un bütün ifadelerini tamamıyla reddeder. Son­ ra hakim sorar: "Yeter, karşı devrimci Trotskici İmamal, Ahundov'u tarurmısın? Cevap: İmamali Ahundov'u hatırlamıyorum. Onu ta­ nımam. Sorgu Hakimi: Ahundov'un 16.IX.1936 tarihinde yazdığı ifadesinden anlaşılır ki, siz 1927 yılında karşı devrimci Trotskici platformunun okunuşunda ve eminiz Bilenderzade'nin evinde gerçekleşen platformun karşı dev­ rimci mevkiinin müzakeresinde faal olarak yer aldınız. Cevap: Her şeyi inkar ederim. Hayır. 20-21 Şubat 1937 tarihinde beşinci duruşmadan: Sorgu Hakimi: Siz karşı devrimci faaliyetiniz hakkın­ da samimi ifadeler vermek fikrindemisiniz? Cevap: Benim ifadelerim samimidir. Daha önce verdi­ ğim ifadeleri de tasdik ederim. Sorgu Hakimi: 1927 yılından haps olunduğunuz güne kadar faal karşı devrimci Trotskici olduğunuzu kabul edi­ yormusunuz? Cevap: İnkar ediyorum. Sorgu Hakimi: Size Tihomirov'un 19.XII. 1936 tarihli ifadesini okuyoruz. Cevap: Tihomirov benim için şeksiz şüphesiz nüfuzlu bir adam idi. Lakin onun ifadesini de ben kabul etmiyorum. 22 Şubat 1937 tarihinde altıncı duruşmadan başlaya­ rak H. Bilenderli daha yüreği açık ve samimi oldu ve mah­ keme hakimlerinin uygun gördüğü hatta gitti. Bilenderli ifadesinde; Tihomirov'la benim karşı devrimci sohbetleim oldu, lakin itiraf ederim ki, Tihomirov gibi ben de ilmi cep­ heden UİK(B)P hattına önem verilmesinde karşı devrimci Trotskici mevkilerde bulundum. Rusya'da Tehkimcilik Hu­ kuku48 konusunda mesele üzerinde Marksizm - Leninizim 48 Tehkimcilik hukuku: Büyük toprak sahiplerine kendilerine ait köylerin 60


Azerbaycan'da K1z1J Soykmm

fikirlerini teftiş etmeye teşebbüs gösterirdim. 25-26 Şubat 1937 tarihinde yedinci duruşmadan: Sorgu Hakimi: Size karşı devrimci Trotskici faaliyete iştirakiniz konusunda etraflı ve düzgün ifade vermeniz tek­ lif edilir. Cevap: Benim karşı devrimci faaliyette hiçbir iştirakim olmadı. Sorgu Hakimi: Pantürkist ahval-i ruhiyeli şahıslardan kimleri tanıyorsunuz? Cevap: Huluflu'yu, Çobanzade'yi, Gubaydulla'yı. Sorgu Hakimi: Siz adları söylenen şahıslar tarafından karşı devrimci ruhda hazırlandınız mı? Cevap: Evet, Huluflu ve Tihomirov tarafından karşı devrimci istikamette hazırlandığımı itiraf ederim. 27 Şubat 1937 tarihinde sekizinci duruşma: Sorgu Hakimi: Siz son dakikaya kadar düşmanca kar­ şı devrimci mevkide durursunuz ve terki silah edilmek is­ temiyorsunuz. Mahkeme sizin faal bir karşı devrimci faa­ liyet içinde bulunduğunuzu ifşa edecek yeteri kadar bilgi­ ye sahiptir. Buna göre de mahkeme doğru ifadeler verme­ nizi talep eder. Cevap: Bugüne kadar ben yalan ifadelerle mahke­ meyi yanlış yola yönlendirmeye çalıştığımı itiraf ederim. 1927 yılında karşı devrimci Trotskici, Emin Memmeda­ li Bilenderzade ve İmameli Ahundov tarafından karşı dev­ rimci ruhla hazırlandığımı, onlarla karşı devrimci Trotskist sohbetlere iştirak ettiğimi kabul ederim. Ben 1928 yılında pedagog Mirza Cabbar Memmedov tarafından karşı dev­ rimci milletçi, Musavatçı istikamette hazırlandım. 1931 yı­ lında partiye katıldım, bununla bile karşı devrimci milletçi mevkiimi saklamaya devam ettim. 28 Şubat 1937 tarihinde dokuzuncu duruşma. H. Bi­ lenderli M.Ç. Memmedov ile birlikte kendini tamamen her şeyi üzerinde tam hakimiyet, sahiplik yetkisi veren hak. 61


Dr. Sebahattin Şimşir

ifşa eder. 2 Mart 1933 tarihli onuncu duruşmada İmame­ li Ahundov'u, 3 Mart 1937 tarihinde onbirinci duruşmada Baba Askerov, Tihomirov'u Eminbeyli'yi ifşa eder. Sağlam düşünce nokta-yı nazarından H. Bilenderli'nin ifşası tamamen ilkel karakter taşır. Lakin önceden hazırlan­ mış aletlerin yerine getirilmesi bakımından mahkeme için böyle ifadeler doğrusu tesadüf idi. Ancak o zaman hakimin düşmanca faaliyetine ciddi isbat karşılığı nice manasız fi­ kirlerin esas tutulduğunu görün. 4 Mart 1937 tarihinde onikinci duruşmada H. Bilender­ li Profesör Tihomirov hakkında ifade vererek şunları söyle­ miştir: "Tihomirov talebeler arasında Stalin'in, Kirov'un ve Jdanov'un matbuatta yayınlanan yeni tarih ve SSRİ halkla­ rının tarihi üzre bildirilerin önemi ve Pokrovski'nin tarih üzre derslerinin tenkidi hakkında açıklamalarda bulunur­ du. Tihomirov'un "Halkçılar, Marksizmin gaddar düşma­ nıdır" fikri aleyhine itiraz etmiştir. 5 Mart 1937 tarihinde onüçüncü duruşmada suçunu kabul etmiştir: "ferdi terö­ rün tarafında olduğumu itiraf ederim." Doğrudan da mah� keme yapılmasının büyük amacı budur! 16 Mart 1937 tarihinde ondördüncü duruşma, H. Bilen­ derli Tihomirov, Çobanzade, Zeynallı, Agamir Memmedov ve Huluflu hakkında ifşa edici ifadeler vermiştir. 20 Mart 1937 tarihinde onbeşinci duruşmada: Sorgu Hakimi: Terörist ruhta kim tarafından hazırlan­ dınız? Cevap: Tihomirov tarafından. Bu sayıklamadır. 31 Mart 1937 tarihinde onaltıncı duruşmada suçlu şunu bildirir. O, Talebelerin Trotskist karakterli hatalarını ört­ bas etmiştir. 21 Nisan 1937 tarihinde onyedinci duruşma­ da suçlu kendisinin "tecrübeli karşı devrimci faaliyeti hak­ kında" ifade vermeye devam etmiştir. 17 Mart (27 Nisan ol­ malı) 1937 tarihinde onsekizinci duruşmada Sorgu Hakimi H. Bilenderli'den karşı devrimci Trotskicilerin adlarını söy62


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

lemesini! taleb etmiştir. Dört gün süren (20-23 Mayıs 1937) ondokuzuncu duruşmadan: Sorgu Hakimi: Mahkemeye karşı devrmci faaliyete iş­ tirakiniz ve karşı devrimci şahıslarla alakanız konusunda konuşun. Cevap: Huluflu, Azim Dadaşov, Rahim Hasanov, Gu­ lam Bağırov, Sohbet Sümbatzade, Gubaydullin, Hasan İma­ mov kesin karşı devrimci milletçi pantürkisttirler. Sorgu Hakimi: Siz Azerbaycan' da karşı devrimci mil­ letçi teşkilatın üyesi olduğunuzu itiraf edermisiniz? Cevap: Evet, itiraf ederim. Ben Azerbaycan'da kar­ şı devrimci milletçi teşkilatın üyesiyim. Teşkilatın maksa­ dı Azerbaycan'da Lenin - Stalin siyasetine karşı mücadele etmek ve Sovet hükumetinin milli siyasetine karşı devrimci iftiralar yaymak yolu ile Azerbaycanlı gençler arasında bu mücadele için asker yetiştirmek idi. Teşkilahn son maksadı ise Azerbaycan'ın Sovet ittifakından ayrılması ve onun Tür­ kiye ile birleşmesi idi. Sorgu Hakimi: Bu karşı devrimci teşkilatın lideri kim idi? Cevap: Üyesi olduğum bu teşkilatın lideri Ruhulla Ahundov, Huluflu, Zeynallı, Çobanzade idi. Sorgu Hakimi: Bu karşı devrimci teşkilata kim tarafın­ dan çağrıldınız? Cevap: Milli meselede benim tereddüt ettiğimi bilen Veli Huluflu 1930 yılında beni karşı devrimci milletçi teşki­ lata çağırmıştır. Veli Huluflu'nun vasıtasıyla ben karşı dev­ rimci teşkilatın diğer üyeleri ile münasebete geçtim. Yirminci duruşma üç gün (25-27 Mayıs 1937) yapılmış­ tır. Bilenderli yeniden tekrar etmiştir ki, Musavatçılar ve Trotskiciler bir blokta münasebette olan karşı devrimci mil­ letçi teşkilatın üyesidir. Yirmibirinci duruşmada (10 Hazi­ ran 1937) sorgu hakimi onun karşı devrimci milletçi teşkila­ ta çağrılması, üyesi olması hakkında ifadesini tasdik etme63


Dr. Sebahattin Şimşir

sini yeniden talep eder. Nihayet, 16 Mart 1937 tarihinde yirmiikinci duruşma­ da karşı devrimci teşkilata çağrılmak metodları hakkında yeniden sorgulanmıştır. Bilenderli'nin mahkemesinde onu ifşa eden diğer suç­ luların da ifadeleri alınmıştır. Üç defa yüzleştirilmişlerdir. 4 Temmuz 1937 tarihinde H. Bilenderli Azerbaycan SSR ÇM'nin 17 /70 nci maddesi üzre (UİK(B)P'ye karşı mücade-: lede terör tatbik etmek mevkiinde durmuştur.) ilave suç is­ nat edilmiştir. 7 Ağustos 1937 tarihinde H. Bilenderli'nin mahkeme­ sinin yapılması konusunda protokol tertip edilmiştir. 25 Ağustos 1937 tarihinde suçlama kararı eklenip yazılmıştır. 10 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yeti seyyar üçlüğünün (Matuleviç, Zaryanov, Jigur) hazırlık toplantısının protokolü tertip edilir. Hüseyinali Süleyman oğlu Bilenderli'nin mahkemesi Azerbaycan SSR ÇM'nin 70 ve 73 ncü maddeleri üzre duruşmaya çıkarılmasına, mah­ keme ile alakalı dava toplantısında, müdafacısız, suçlama­ cısız ve şahitsiz bakılmasına karar verilmiştir. 1 1 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetine bağlı mahkeme toplantısı yapılmıştır. Toplantı saat 13.40 da başladı. Suçlu H. Bilenderli kendisinin suçlu oldu­ ğunu itiraf etti. Son söz olarak suçunun hafifletilmesini rica etti. Toplantı saat.13.55 de bitti. (İşte görüyorsunuz, 10 ay sorgulama sürmüştür, yüzlerce kağıt evrak muhtelif yazı­ larla dolmuştur. Çok sayıda kişinin mahkeme olunması için hayli malzeme toplanmıştır. Böyle güçlü halk düşmanının mahkemesi ise toplam 15 dakika sürmüştür. 11 Ekim 1937 tarihinde Hüseyinali Süleymanoğlu Bi­ lenderli en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum olmuştur. Hüküm derhal yerine getirilmiştir. SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 20 Ekim 1956 ta­ rihli kararına göre H. Bilenderli'nin dosyasına yeniden ba64


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

kılmış ve SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 1 1 Ekim 1937 tarihinde çıkardığı hüküm lağv olunmuş, cinayet suçu olmadığından dosya kapatılmıştır.49

49

Bunyadov, a.g.e., s. 131-139. 65


Dr. Sebahattin Şimşir

MİKAYIL NAMAZOGLU HÜSEYİNOV Mahkeme Dosya N o: 12493-99 29 Ocak 1937 tarihinde M.Ç. Bağırov'un başkanlığı al­ tında Azerbaycan K(B)P MK bürosunun toplantısı yapıl­ mıştır. Toplantının protokolünde (No: 180. "Azerbaycan K(B)P MK'nın parti tebligatı, teşvikatı ve matbuatı şubesi­ nin müdürü Mıkayılov Namaz oğlu Hüseyinov'un 19231924 yıllarında Trotskici meyilleri hakkında Azerbaycan K(B)P MK'ya gelen belgelerden dolayı görevinden ve par­ tiden atılsın, Azerbaycan K(B)P MK genel kurul üyeliğin­ Ô Pn çıkarılsın. O, ayrıca Cumhuriyet tebligatçıları kürsüsü­ nün ınüdürü, Marksizm - Leninizm Enstitüsünde ve tebli­ gatçılar okuiunda öğretmenlik görevinden de ayrılsın" de­ nilmiştir. Soruşturma hemen aynı gün Azerbaycan SSR HDİK DTİ'nin hakimi tarafından hazırlanmıştır. "1900 yılında Gence'de doğan, Azerbaycan K(B)P MK'nın sorumlu çalı­ şanı Mikayıl Namaz oğlu Hüseyinov, Çiçikalov'un verdi­ ği ifadeler sayesinde ifşa olunmuştur. (Mikayıl Hüseyinov Hasanbeyov'un evinde karşı devrimci milletçi meselele­ ri müzakere ederdi. Bunu bana Tihomirov'un grubundan olan karşı devrimci teşkilatın üyesi Baba Asekerov söyle­ miştir) Söylenenlere esasen M.N. Hüseyinov haps olunma­ lı ve Azerbaycan SSR ÇM'nin 72/ 73 ncü maddeleri üzre ci­ nayet mesuliyetine çağrılmalıdır." Böylelikle 12493 numaralı mahkeme üzre 99 uncu suç­ lu Mikayıl Namaz oğlu Hüseyinov da cemiyetten bu şekil66


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

de tecrit olunmuştur. 1923-1924 yıllarında Hüseyinov'un Trotskici görüşleri hakkında bir yardımsever şahıs bil­ gi vermiştir. Sonra Tihomirov'un grubuna dahil olan Baba Askerov'dan Çiçikalov öğrenir ki, o, Hasanbeyov'un evine gidermiş. Aynı gün 29 Ocak 1937 tarihinde Mıkayıl Hüseyinov "karşı devrimci milletçi teşkilahn üyesi olup, mevcut ku­ ruluşun aleyhine mücadele ve silahlı isyan, UİK(B)P ve So­ vet Hükumeti liderlerine karşı suikast girişimi tatbiki mev­ kilerinde bulunmuştur" suçlaması üzerine haps edilmiştir. Hani, şöyle derler, tek canlı insan olsun, onun suçlan­ ması ve ortadan kaldırılması için kanun maddesi bulmak kolaydır. Sizlerde, Mikayıl Hüseyinov'un ne kadar boş, ma­ nasız suçlamalarla suçlandığına bir daha şahit olunuz. 5 Şubat 1937 tarihli birinci duruşma: Diğerlerinde ol­ duğu gibi, hakim yine sorularıyla M. Hüseyinov'u suçla­ maya başlıyor. Sorgu Hakimi: Mahkeme sizin karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunuzu bilir. Bunu itiraf edermisiniz? Cevap: Ben hiçbir karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi değilim. Sorgu Hakimi: Mahkeme sizden doğru konuşmanızı talep eder. Cevap: Ben karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi ol­ madığımı kesin olarak söylüyorum. 1921 yılında UİK(B) P'nın üyesiydim. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci ahval-i ruhiyeli şahısla­ rın adlarını söyleyin. Sorusuna Hüseyinov Adliye' de çalı­ şan Gamber Sadıkov'un adını söylemiştir. 19-20 Şubat 1937 tarihinde, ikinci duruşmada Hüseyi­ nov Gamber Sadıkov ile alakalı olarak sorgulanır. Onun ce­ vaplarından biri şöyle olmuştur: "1923 yılının sonları ya­ hut 1933 yılında Sadıkov ile Sosyalizmin bazı meseleleri ile alakalı sohbetlerimiz esnasında bazı sualler ortaya çıkmış67


Dr. Sebahattin Şimşir

tır. Sınıflar, develetlerle alakalı fiziki ve akli emek arasında zıtlığın ortadan kaldırılması şehirle kent arasındaki farkla­ ra bağlı ve SSRİ' de sosyalizmin kurculuğuna şüphe ile yak­ laşırdı." Bu sırada Hakim Şer Hüseyinov'a; "Siz Gamber Sadıkov'u zamanında ifşa etmemişsiniz, kendinizde onun fikriyle hemrey olmuşsunuz ve karşı devrimci milliyetçi mevkide bulunmuşsunuz" demiştir. (Daha ne desin. Taş­ tan geçen mantıktır! Z.B.) Bundan sonra Mikayıl Hüseyinov dört ay sorgulanma­ mış ve tek kişilik bir odada tutulmuştur. Lakin bunun sebe­ bi başka idi. Bir dakika olsun dayanılmayan ölüm bantları­ nı işletmek için hakimler gelmiştir. 25 Haziran 1937 tarihinde üçüncü duruşmada hakim yine de suçluya Gamber Sadıkov ile alakalı sorular sor­ muştur. Bu sorulara Hüseyinov: "karşı devrimci gösteriş­ lere istinaden o, Gürcistan ve Ermenistan ile alakalı zarar­ lı ve yanlış mukayeseler eder, Azerbaycan' da medeniyet ve güzel sanatların gelişmesine önem vermiyordu. Komunist Partisi'nin milli siyasetine karşı devrimci iftiralar attılar" demiştir. (Bakın Sadıkov nasıl adam imiş, Azerbaycan'ın sakin vaziyetini bundan 50 yıl evvel görmüştür. Z.B.) 28 Haziran 1937 tarihinde dördüncü duruşma: Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçilerden başka kimleri tanıyorsunuz? Cevap: Şair Müşfik'i, ADU'nun rektörü Hasanbeyov'u, Azerbaycan Dram Tiyatrosunun direktoru Triniç'i, SSRİ EA Azerbaycan şubesinin müdür muavini Ruhulla Ahundov'u, Azerneşr'in direktörü Esad Ahundov'u, Masallı' daki MTS'in siyasi şubesinin reisi Salman Askerov'u. Daha son­ ra Müşfik'in karşı devrimci milletçiliğinin esaslarından boş, manasız, uydurma ifadeler veriliı:. Granat Moskova ansik­ lopedisinde Fuzuli'nin kürd şairi gibi verilmesi onu çok hiddetlendirmiştir. S.M. Efendiyev de bu konuya itirazı­ nı bildirmiş ve yazıcılar ittifakının reisi S. Şamilov'a aşa68


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ğıdaki mevzuda mektup yazmıştır. "Yoldaş Şamilov, Gra­ nat ansiklopedisi redaktörü Fuzuli'nin kürd yazarı olduğu­ nu doğru yazmamıştır. Siz buna karşı mutlak itirazınızı bil­ dirmelisiniz!" Mektup Sultan Mecit Efendiyev tarafından Azerbaycan djlinde yazılmıştır ve halen Azerbaycan K(B) P MK' dadır. Yazık Sultan Mecit! O, artık tek kişilik odada idi ve kendisinin ne zaman tutuklanacağını bekliyordu. Çünkü sonradan haps edilmiş suçluların ifadelerinden anlaşılmış­ tır ki, ona diğerlerine nisbeten daha çok, hususile amansız­ ca işkenceler yapılmıştır! Hakim Mikayı! Hüseyinov'un sözlerini derhal tutmuş ve sormuştur: "S.M. Efendiyev'in karşı devrimci milletçi görüşleri hakkında siz başka ne biliyorsunuz? Cevap: Sultan Mecit Efendiyev Azerbaycan K(B)P MK'nın reisi olurken, E. Karayev'in "Azerbaycan K(B)P tarihi hakkında" ve Mirzadavut Hüseyinov'un "Musavat Partisi geçmişte ve şimdi" kitaplarına rey verilmesi ve E. Garayev'in M.D. Hüseyinov'un Trotskici ve karşı devrimci milletçi hataları ile alakalı meseleler geniş bir şekilde müza­ kere edilmişti. Lakin o, Azerbaycan K(B)P MK'nın bu mü­ him emrine resmi yaklaşmış, müzakerelerde ve komuniz­ min çıkardığı neticelerde faaliyet göstermemiştir" (okuyu­ cu neticeyi kendin çıkarasın. Z.B.) 1 Temmuz 1937 tarihinde beşinci duruşmada M. Hü­ seyinov Azerbaycan dilinde karşı devrimci milletçi dersler okuyan, karşı devrimci milletçi Balabey Hasanbeyov hak­ kında ifadeler vermiştir. Daha sonra da, "halk düşmanı" M. Hüseyinov'un ifşa olunmasında geciktiğini hatırlatmıştır. 15 Temmuz 1937 ta­ rihinde altıncı duruşmada hakim suçludan; " Azerbaycan' da karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunu itiraf eder­ misin? Diye sorar. Cevap: Kesin olarak, Azerbaycan'da karşı devrimci 69


Dr. Sebahattin Şimşir

milletçi teşkilatın üyesi değilim ve hiçbir zaman da olma­ dığımı bildiririm. Hakim bu mahkeme dosyası üzerine haps edilmiş suç­ lulardan Ali Kerimov'un ve Hasan Seferov'un ifadeleri­ ni M. Hüseyinov'a okuyor. Lakin o, yine de karşı devrimci milletçi teşkilata üyeliğini kesin olarak reddeder. 17 Temmuz 1 937 tarihinde yedinci duruşmada da M. Hüseyinov hakimin zorla onun üzerine koyduğu bütün de­ lilleri kesin olarak inkar eder. Onun "karşı devrimci inat­ karlığını" gören hakim; "siz mahkemeye karşı gelirsiniz" dedikten sonra, "doğru konuşun ve suçunuzu itiraf etme­ nizi uygun görürüz. Aksi taktirde mahkeme ifşa olunmanız için diğer metodları deneyecektir."Demiştir. Bununla da başarılı olunamayınca, mahkemenin üç numaralı metodunun tatbikine başlanmıştır. Mikayıl Hüseyinov'u amansızca dövüp, ağır işkence­ ler yaptılar. O bu tür hareketleri aklına bile getirmiyor, yat­ tığında rüyasına bile girmiyordu. Bu amansız metodun tatbiki neticesinde ise, M. Hüse­ yinov 22 Temmuz 1937 tarihinde Sumbatov - Topuridze'ye aşağıdaki dilekçe ile müracaat etmeye mecbur olmuştur. "Mahkemeye karşı koymamaya karar verdim. Ben hakika­ ten karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesiyim. Onun ku­ ruluşu, karşı devrimci faaliyetleri, teşkilata çağrılanlar, Azerbaycan'ın rayonlarında, özellikle Nuha'da, Gence'de ve Kuba'da yapılan karşı devrimci faaliyetler, diğer cum­ huriyetlerdeki ve hariçteki teşkilatlarla olan alakalar hak­ kında bilgim vardır. İlk defa 1935 yılında Ruhulla Ahun­ dov tarafından hazırlandım ve onun rehberlik ettiği teşkila­ ta çağrıldım. O bana tercüme ve redakte sahasında özel gö­ rev verdi." Elbetteki, M.Hüseyinov bu dilekçeyi hakim baskısı so­ nucunda yazmıştır. Aksi taktirde, "tercüme ve redakte sa­ hasında ne gibi özel görev" olabilir? Doğrudan uydurma70


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

dır!

Böylece Sekizinci duruşma üç gün, 28-30 Temmuz 1937 tarihinde gerçekleşmiştir. Hakimler Hüseyinov'dan kendi­ leri için kıymetli ifadeler almaya başlamıştır. Bu kıymet­ li ifadeler mahkeme dosyasının 35-36 ncı sayfalarında etki­ sini göstermiştir. M. Hüseyinov 12493 numaralı dosya üzre mahkeme olunan 88 şahsın ismini vermiştir. M. Hüseyinov her şeyi itiraf etmiştir: Bana göre ne ka­ dar ağır olsa da, bizim karşı devrimci teşkilatımızın eşkıya grubunu hatırlattığını söylemeliyim. Sovet Azerbaycan'ım emperyalist devletlerin müstemlekesine çevirmek için elin­ den geleni yapardı. Sorgu Hakimi: Siz hangi teşkilat hakkında konuşuyor­ sunuz ve o zaman teşkilata kim tarafından çağrıldınız? Cevap: Karşı devrimci Azerbaycan Milli Partisi (Azer­ baycan Milli Fırkası) hakkında konuşuyorum. Oraya ben 1929 yılında Azerbaycan K(B)P MK'nın eski üyesi Ruhul­ la Ahundov tarafından çağrıldım. Azerbaycan Milli Par­ tisi (AMP) 1929 yılında kurulmuştur. Ruhulla Ahundov AMP'nin yönetim kurulundaki şahısların adlarını bana söylemiştir. Bunlar; Mirzadavut Hüseyinov, Teymur Ali­ yev, Ali Haydar Karayev, Soltan Mecit Efendiyev, Dadaş Bünyadzade, Gazanfer Musabeyov, Hamid Sultanov, Ha­ bib Çebiyev ve R. Ahundov. Ruhulla Ahundov'un sözlerine göre Azerbaycan Milli Partisi'nin vazifeleri şunlardır: 1.) Kapitalist ülkeler tarafından SSRİ'ye karşı müdaha­ le zamanı Sovet hükumeti aleyhine silahlı isyan hazırlamak yolu ile Sovet Azerbaycan'ının SSRİ'den ayrılması ve müs­ takil milli cumhuriyet kurulması; 2.) Mevcut kuruluşa karşı mücadele vasıtası olarak te­ rörün, tahribkarlığın tatbiki, ziyankarlık ve casusluk işinin yapılması. 3.) Sovet hükumetine ve partiye karşı beraber mücade71


Dr. Sebahattin Şimşir

le maksadı ile Trotskiciler, Musavatçılar ve diğer karşı dev­ rimci teşkilatlarla birleşmek yolu ile bütün karşı devrimci kuvvetlerin toplanması; Ben Ruhulla A�mndov'un yeni talimatlarına tamamıy­ la razı idim ve AMP' de kendi işimi devam ettirmek için ha­ zır olduğumu bildirdim. 1 Ağustos 1937 tarihinde dokuzuncu duruşmada M. Hüseyinov AMP'nin askeri merkezi hakkında ifade verdi. Bu merkez kendi karşısına aşağıdaki maksadları koymuş­ tur; 1 . Azerbaycan ordusu ile rabıta yaratıp alaka kurmak; 2. Baku ve Azerbaycan'ın rayonlarında silahlı isyanlar zamanı askeri görevlere liderlik edebilecek uygun askerler hazırlamak; 3. Milliyetçi ahval-i ruhiyeli kumandanlardan ibaret bir kadro oluşturmak ve onları AMP'ye sadakat ruhunda yetiştirmek; 4. İsyan zamanı istifade ve karşı devrimci partiyi silah­ la donatmak için silah sağlamak; 5. Azerbaycan ordusunun birliklerini ziyankarlığa yö­ neltmek; 6. Silahlı isyan zamanı çabuk yardım maksadıyla ordu birliklerini buraya çekmek. Onuncu dınuşma, 9-13 Ağustos 1937 tarihlerinde dört gün sürmüştür. M. Hüseyinov Baku' de ve Cumhuriyetin rayonlarında AMP'nin faaliyeti hakkında ifadeler vermiş­ tir. 23-24 Ağustos 1937 tarihinde onbirinci duruşmada M. Hüseyinov AMP ile Baku karşı devrimci Trotskici teşkilatın merkezi arasında oluşturulan ittifak hakkında şağıdakile­ ri dikkate almışhr. a.) Kaba kuvvet yolu ile Stalinci liderleri, silahlı isyan yolu ile mevcut kuruluşu devirmek için beraber mücadele edilmesi; 72


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

b.) Merkezi hükumeti tutmak uğrunda mücadele de Trotskicilere AMP tarafından gerekli yardımın gösterilmesi; c.) AMP tarafında merkezi Trotskici I:ıakimiyete Azer­ baycan neft sanayinden taviz verilmesi; d.) Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması ve müstakil cum­ huriyet kurulmasında Trotskici merkez tarafından teminat verilmesi; e.) Silahlı isyanın, parti ve Sovyet hükumeti rehberleri­ ne karşı terörcü aktlerin tatbikinin temin edilmesi sahasın­ da Trotskici merkez tarafından AMP'ye yardım edilmesi. 27 Ağustos 1937 tarihinde onikinci duruşmada öğre­ nilmiştir ki, AMP'nin merkezi komitesinden, MK'nın bü­ rosundan, askeri merkez ve ihtiyat merkezinden ibaret idi. Askeri merkeze, Gambay Veziron ve Mürsel İbrahimov, İh­ tiyat merkezine Davut Resulzade, Gulam Sultanov, Hüse­ yin Rahmanov, Cihangir Ahundzade, İsmayıl İsmayılov, Memmedsadık Efendiyev, Gazanfer Musabeyov ve Esad Ahundov dahil idi. 1-2 Eylül 1937 tarihinde onüçüncü duruşmada AMP'nin ihtiyat merkezinin kurulmasının teferruatı aydınlanmış ve Hüseyin Rahmanov'un, Davut Resulzade'nin, Mehmet­ sadık Efendiyev'in, Cihangir Ahundzade'nin ve Müseyip Şahbazov'un karşı devrimci faaliyeti kesinleştirildi.. . ... 1 Ekim 1937 tarihinde onaltıncı ve sonuncu duruş­ mada Mikayıl Hüseyinova'a mahkemenin kesinleşmesi hakkında protokol takdim olunm uştur. Dosyanın 133 - 179 ncu sahifelerinde 12493 numaralı iş üzre mahkeme olunan­ ların büyük ekseriyetinin M. Hüseyinov'u ifşa eden ifadele­ ri ve onlarla yüzleşirken yazılan protokoller var idi. 3 Ekim 1937 tarihinde M.H. Hüseyinov'un dosyası üzre suçlama kararı tertip olunmuştu. O, suçlanışından dolayı; 1 .) 1 Aralık 1937 tarihinde S.M. Kirov'un gaddarca öl­ dürülmesini hayata geçiren ve son yıllarda (1934-1937 yıl73


Dr. Sebahattin Şimşir

lan) UİK(B)P ve Sovet hükfımeti rehberlerine karşı terör­ cü aktler hazırlayan Trotskici - Zinovyev terörist teşkilatın üyesi idi. 2.) Aynı zamanda karşı devrimci AMP'nin sıraların­ da olmuştur. Oraya 1929 yılında çağrılmış ve 1933 yılından sonra onun gayr-i legal merkezi komitesine dahil olmuştur. 3.) AMP hattı üzre onun bir sıra faal üyeleri ile teşkilat­ çılık anlamında alakaları olmuş, onlara teşkila tın direktifle­ rini vermiş ve karşı devrimci işlere yönlendirmiştir. Karşı devrimci teşkilatı üç kişiyi kendini çağırmıştır. 4.) Silahlı isyan yolu ile Azerbaycan'ın SSRİ'den ay­ rılması mevkiinde durmuştur. Azerbaycan SSR'nin 15 ra­ yonunda isyancı teşkilatların hazırlanması üzre AMP'nin yaptığı işten haberdar o lmuş ve şahsen kendi Nuha rayo­ nunda karşı devrimci isyancı teşkilata rehberlik etmiştir. 5.) AMP'nin Bakfı karşı devrimci Trotskici - Zinovyev­ ci teröristteşkilatının merkezi, ayrıca diğer karşı devrimci teşkilatlarla ittifakının mevcut olduğundan haberdar idi. 6.) Partiye ve hükümete karşı mücadele vasıtası gibi UİK(B)P ve Sovet hükumeti önderlerine karşı terörün tat­ bik edilmesi mevkilerinde dayanmıştır. L.P. Beriya ve M.ç. Bağırov'a karşı terörcü aktin hazırlanmasından haberdar idi. 12 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetine bağlı nahkeme toplantısı yapılmıştır. Toplantı saat 15.25'de başlamıştır. M.N. Hüseyinov kendini suçlu olarak kabul etmiş, son sözünde gençliğinin dikkate alınıp cezası­ nın hafifletilmesi rica etmiştir. Toplantı saat 15.45 de bitmiş­ tir. Askeri heyet Mikayıl Namaz oğlu Hüseyin'u en ağır ce­ zaya, güllelenmeye mahkum etmiştir. Hüküm derhal yeri­ ne getirilmiştir. 30 Ağustos 1955 tarihinde M.N. Hüseyinov'un kız kar­ deşinin kızı Kazımova Seltenet Kerim kızı dayısının berat edilmesi ricası ile müracaat etmiştir. 74


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

9 Mayıs 1956 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetine M.N. Hüseyinov'un dosyası üzre karar verilmiştir. Vaziyetle alakadar Mikayıl Namaz oğlu Hüseyinov'un dos­ yasına yeniden bakılmış ve askeri heyetin 1 Eylül 1956 ta­ rihli kararına göre SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 12 Ekim 1937 tarihinde verdiği hüküm lağv edilmiş ve cinayet terkibi olmadığına göre dosya sonuçlandırılmıştır. 50

50

Bunyadov, a.g.e, s. 139-148. 75


Dr. Sebahattin Şimşir

ABDULLA MEMMEDOGLU TAGIZADE Mahkeme dosya no: 12493-200 12493 numaralı mahkeme dosyası üzre suçlanan bazı suçluların verdikleri ifadelere göre 17 Mart 1937'de, 1 897 yı­ lında Gence' de doğan, SSRİ EA. Azerbaycan şubesinin ilmi çalışanı ve APİ'nin dilcilik kürsüsünün müdürü Abdulla Memmed oğlu Tağızade'nin haps edilmesi hakkında ka­ rar verilmiştir. Kararda, A.M. Tağızade'nin "karşı devrim­ ci milletçi teşkilatın üyesi olması hakkında yeterli belge var, o, ziyankarlık işi yapmış, silahlı isyan, parti ve hükumet yö­ neticilerine karşı terörcü aktlerin tatbik edilmesi mevkiin­ de durmuştur, yani Azerbaycan SSR ÇM'nin 72/ 73, 64, 69 ve 70 nci maddelerinde belirtilen hususlarla suçlanmıştır." Denilmektedir.51 Tağızade için, 17 Aralık tarihinde savcı hapsedilme­ si emrini vermiştir. Onun 18 Mart tarihinde evi aranmıştır. Arama da, 4. şubeden A. Musatov, Malyan ve Mustafayev hazır bulunmuştur. Arama protokolünde suçlunun! evinde bakın neler çıkmıştır. 1 . Pasaport JQ N: 054656 2. Prof. Kimliği - N: 1 81349 3. Askeri kimlik. 4. Şahsi mektup ve belgeler. 5. Fotoğraflar. 6. 1 6 Kitap (götürülmedi) 7. İki kayıt defteri. 8. Elyazmalar. -

51 Bunyadov, a.g.e., s. 162; Babayev, a.g.e., s.110. 76


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Ayrıca, evin aranması ile alakalı 845 numaralı emir de vardır. Orada ilave olarak bir silgi ve iki bloknot bulunmak­ tadır. Bunu da S. Fedorenko yapmıştır.52 20 Mart 1937 tarihinde birinci duruşmada hakimin A.M. Tağızade'ye ilk suali şu olmuştur; "Karşı devrimci milletçilerden kimi tanıyorsun? Cevap: Şahsen ben karşı devrimci milletçilerden hiç kimseyi tanımıyorum. Ancak matbuatta açıklanan karşı devrimci rnilletçileri tanırım. Sorgu Hakimi: Biz sizin tanıdığınız karşı devrimci mil­ letçileri sormuştuk. Cevap: Şahsen ben karşı devrimci milletçilerden kim­ seyi tanımıyorum. 22 Mart 1937 tarihinde, ikinci duruşma: Sorgu Hakimi: 20 Marttaki duruşmada, sizin bildiği­ niz karşı devrimci milletçilerin adlarını vermediniz. Şimdi tanıdığınız karşı devrimci milletçilerin adını söylemek fik­ rindemisiniz? Cevap: Ben şahsen bir kişi dahi karşı devrimci millet­ çi tanımıyorum. Sorgu Hakimi: Siz bunu kesin olarak onaylıyormusu­ nuz? Cevap: Ben bunu kesin olarak onaylarım. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçi Veli Huluflu'yu tanıyormusunuz? Niye inat ediyorsunuz ve mahkemeye ne için gayri samimi cevap veriyorsunuz? Cevap: İmla kuralları ve terminoloji'nin ayrı ayrı me­ seleleri üzre Veli Huluflu'yu karşı devrimci milletçi gibi ta­ nıyorum. Sorgu Hakimi: Mahkeme, sizin tutuklandığınız daki­ kaya kadar karşı devrimci milletçi, Sovet hükumetine karşı mücadele mevkiinde bulunduğunuzu kabul edip, bunu iti­ raf edermisiniz? 52

Babayev, a.g.e. , s. 111. 77


Dr. Sebahattin Şimşir

Cevap: Ben kendimi suçlu görüyorum, ona göre de, 1921-1922 yıllarına kadar karşı devrimci milletçi mevkiler­ de durdum. 1922 yılından 1936 yılına kadar ideolojik cep­ hede ayrı ayrı milletçi hatalarım oldu. Bu alanda kendimi suçlu bilirim.53 Aynı sorgulama da dostlarınız kimler var sorusu da so­ rulmuştur. Cevaben, Termatevosyan Aleksandr, Hasanov İdris, Ziefeld Artur Rudolfoviç ve Şaumyan Ruben'in ismini söy­ lemiştir. Ama üç defa sorulmasına rağmen hiçbir karşı dev­ rimci şahsı tanımadığını ifade etmiştir.54 28 Mart 1937 tarihinde, üçüncü duruşma. Sorgu Hakimi: Karşı koymadan doğru konuşmanızı teklif ederiz. Cevap: 1922 yılına kadar karşı devrimci milletçi mevki­ de bulunduğumu kabul ederim. Sorgu Hakimi: Her şeyi boş yere inkar etmeyi kabul ettimek fikrindesiniz, yahud gözlüyorsunuz ki, sizin sami­ mi olmamanızı ifşa eden suçluların diğer ifadelerini taktim edelim. Cevap: Haps olunduğum güne kadar ben karşı dev­ rimci milletçi mevkide durmadım. Sorgu Hakimi: Suçlu Veli Huluflu'nun 25 ve 28 Şu­ bat 1937 tarihinde verdiği ifadede sizin haps olunduğu­ nuz güne kadar karşı devrimci milletçi mevkide bulundu­ ğunuz tasdik edilir. Bununla da siz ifşa olunursunuz. İnat edip karşı koymayın. Cevap: Veli Huluflu'nun ifadesini ben reddederim. Sorgu Hakimi: Veli Huluflu'nun ifadesini boş yere reddetmeye çalışırsınız. Cevap: Huluflu'nun verdiği bilgiler hakikate uygun değil. 53 Bunyadov, a.g.e.,

54

Babayev, a.g.e., s.

s.

163

113.

78


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

31 Mart 1937 tarihinde dördüncü duruşmada Sorgu hakimi A.M. Tagızade'ye Çobanzade'nin ifadesini okuyor. Lakin suçlu onunla Türk alimi İsmail Hikmet ile olan alaka­ sını kesin olarak reddetmiştir. 4 Nisan 1937 tarihinde beşinci duruşmada A.M. Tağı­ zade Çobanzade ile olan karşı devrimci alakasını reddeder ve onunla ancak alfabe, imla ve terminoloji ile alakalı konu­ larda pantürkist sohbetler yaptığını söyler. 5 Nisan 1937 tarihinde Hakimler Grigoryan ve Şer, Çobanzade'nin suçlu Abdullah Tagızade ile karşı devrimci milletçi sohbetler yaptığını kesin olarak reddetmesi konu­ sunda suçunun verdiği ifade ile alakalı akt hazırlamışlardır. Suçlu Abdullah Tağızade mahkemede kendini samimiyet­ siz gösterip, mahkeme ile şiddetli mücadele eder ve mah­ kemenin bütün suallerine delilsiz - ispatsız cevaplar verir. Suçlu Abdulla Tağızade aktı imzalamaktan kaçınmıştır. 8 Nisan 1937 tarihinde altıncı duruşma; Sorgu Hakimi: Aklınızdan çıkmamış tanıdığınız karşı devrimci milletçilerin adlarını mahkemeye söylemeye çalı­ şın. (Huluflu ve Çobanzade'den başka) Cevap: Ben karşı devrimci milletçilerden başka hiç kimseyi tanımam. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçi Ali Kerimov'u nasıl tanırsınız? Siz bunu mahkemeden niye gizlersiniz? Cevap: Ali Kerimov'u ben karşı devrimci milletçi gibi tanımıyorum. Lakin o, Azerbaycan'ın tek bir alfabeye geç­ mesine engel çıkarmak için Ruhulla Ahundov' dan karşı devrimci emirler alırdı. 21 Nisan 1937 tarihinde yedinci duruşma da, A. M. Tağızade hakimin sorularına cevap vererek; "Ben Sovet hükumetine karşı mücadele mevkiinde bulunmadım. Karşı devrimci iş yapmadım. İmla kurallarının ayrı ayrı mesele­ leriyle ilgili tartışma, konferans ve toplantılardan sonra ben dil sahasında karşı devrimci milletçi görüşler konusunda 79


Dr. Sebahattin Şimşir

Çobanzade'ye, Huluflu'ya, Ali Nazim'e, Gulam Bağırov'a, İdris Hasanov'a ve Halid Seyid Hacıyev' e değişik zaman­ larda kendi fikrimi bildirmiştim. Onlar Azerbaycan imla kuralları sahasında karşı devrimci milletçi mevkide bulun­ muyorlardı" demiştir. 12 Eylül 1937 tarihinde sekizinci duruşmada (hakimler mahkemenin altı ay uzatılmasına karar vermişlerdir Z.B.) Hakim: Siz UİK(B)P'nin milE siyaset hattına ve Sovet hükumetine iğrenç iftira attığınız konusunda ki konuşma­ larınızı mahkeme heyetinden gizliyorsunuz. Doğru konu­ şun. Cevap: Ben bunu reddederim. Sorgu Hakimi: Suçlu Çobanzade sizin karşı devrimci milletçi teşkilata üyeliğiniz hakkında ifade vermiştir. Cevap: Çobanzade doğru ifade vermemiştir. Ben onun bu ifadesini reddederim. Sorgu Hakimi: Mahkeme sizden davranışlarınızı de­ ğiştirmenizi talep eder. Siz Azerbaycan' daki karşı devrim­ ci milletçi pantürkist teşkilatın üyesisiniz. Bunu itiraf eder­ misiniz? Cevap: Hayır itiraf etmiyorum! Ben karşı devrimci mil­ letçi pantürkist teşkilahn üyesi değilim ve hiçbir zaman da olmadım. Böyle bir teşkilatın olduğu konusunda da hiçbir şey bilmiyorum. Sorgu hakimi: Mahkeme sizin ifşa olmanıza yetecek kadar bilgi sahibidir. Doğru konuşun? Cevap: Ben doğru konuşuyorum. Sorgu Hakimi: (Gubaydulli'nin ifadesini okuyor) Cevap: Gubaydulli'nin de ifadesini reddederim. O, doğru konuşmuyor. Ben onlar tarafından hiçbir teşkilata çağrılmadım. Okuyucu görüyorsun ki, hakimin Abdulla Tağızade'yi halk düşmanı, karşı devrimci, pantürkist ve milletçi gibi ifşa etmek teşebbüsleri boşa çıkar. Lakin A.M. Tağıza80


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

de mahkumdur. O, mahv edilecek. Ama, mahkeme ondan önce dikkate alınan ifadeleri zorla almıştır, yoksa Azer­ baycan aydınlarını, cumhuriyetin bütün görkemli alimleri­ ni, onun bütün aydınlarını ortadan kaldırmak planı hayata geçmeyecektir. Ve sonunda A.M. Tağızade'ye mahkeme üç numara­ lı metodu tatbik etmiştir. Onu vahşice döğmeye ve bir ada­ mın dayanamayacağı mükemmel ceza usüllerinden istifa­ de etmeye başlamıştır. Nihayet, Abdullah Tağızade teslim olmuştur. 55 10 Ekim 1937 tarihinde A.M. Tağızade Çobanzade ile yüzleşirken mahkemenin ona verdiği bütün suçlamaları iti­ raf etmiştir. 15 Ekim' den 17 Ekim 1937 tarihine kadar aralıksız ya­ pılan dokuzuncu duruşma sonunda hakim: "Çobanzade ile yüzleşirken siz karşı devrimci milletçi pantürkist teşkilatın üyesi olduğunuzu ve bu mesele ile alakalı doğru ve etraflı ifade vereceğinize söz verdiğinizi itiraf ettiniz, bu sözünü­ zü hayata geçirin" demiştir. Abdulla Tağızade elbette, "her şeyi itiraf etmiştir" O, hakim 18 Ekim 1937 tarihinde ouncu duruşmada, 19 Ekim 1937 tarihinde onbirinci duruşmada yönelttiği bütün cuç­ lamaları "itiraf etmiştir." Memnun olan hakim hemen aynı gün Abdulla Memmed oğlu Tağızade'nin dosyası hakkında mahkemenin bitirilmesi konusunda protokol hazırlamıştır. 17 Ekim 1937 tarihinde A.M. Tağızade'nin bütün kitap­ ları yakılmıştır. Bu konuda uygun bir akt vardır.56 19 Ekm 1937 tarihinde XDİK'nın DTİ'nin müvekkili M. Mustafayev mahkemenin sona ermesi hususunda protokol hazırlamıştır.57 22 Ekim 1937 tarihinde Sumbatov - Topuridze A.M. ·

55 Bunyadov, a.g.e., s. 1 64-166. 56 Bunyadov, a.g.e., s. 1 66-167. 57 Babayev, a.g.e., s. 1 14. 81


Dr. Sebaha ttin Şimşir

Tagızade'nin mahkeme dosyası üzre suçlama kararını onaylamıştır. A.M. Tağızade kendisini Azerbaycan SSR CM 64, 70 ve 73. maddelerine göre suçlu kabul etmiştir. Bundan dolayı: 1 .) Azerbaycan' da karşı devrimci milletçi, terörist, pan­ türkist teşkilatın üyesi olmuşhır. Bu konu 1929 yılında ha­ zırlanmış ve celb olunmuşhır. 2.) Bu teşkilatta karşı devrimci faaliyet göstermiş ve ilmi tetkik sahasında dilci uzman olarak ziyankarlık yap­ mıştır. 3.) Kendi derslerinde karşı devrimci milletçi ve pantür­ kist görüşler tebliğ ederek pedagoji sahasında karşı devrim­ ci olarak çalışmıştır. 4.) Milli Cumhuriyetlerin SSRİ'den ayrılması ve silah­ lı isyan hazırlamak yolu ile büyük pantürkist devlet oluş­ turmak, parti ve hükumet yöneticilerine karşı terörcü akt­ ların tatbik edilmesi mevkiinde bulunmuş, yani Azerbay­ can SSR ÇM'nin 64, 70 ve 73 ncü maddelerinde nazarda tu­ tulan cinayetlerle suçlanmış, ama bu 12493 numaralı mah­ keme dosyası üzre geçen diğer Azerbaycanlı alimlerin gü­ nahlarından ne az ne de çoktur. Lakin yeri gelmişken şunu da söyleyelim ki, dosyada (gerçi diğerlerinde de) suçlu Mir Cafer Bağırov ile 15 Aralık 1954 tarihinde yapılan mahkeme protokolünden çıkarılan kısım vardır. Suçlu orada; "HDİK işçilerinin 1936-1937 yıllarında yaranmak ve yaltaklık mak­ sadı ile bana karşı terörist niyetler konusunda şişirilmiş iş­ ler yaptıkları hakkında ben ifade verdim. Yemelyanov'un beyanlarından şu anlaşılmaktadır, Azerbaycan'da bana karşı her adımda suikast girişimleri hazırlanırdı. Aslında dosya böyle olamazdı ve değildi. Bunların hepsinin Sum­ batov - Topuridze'nin ve onun grubunun düşmanca faali­ yetleri neticesinde olduğunu düşünüyorum. Bütün bunları da o, şüphesiz Beria'nin emri ile yapmıştı." demiştir. 1 Ocak 1938 tarihinde, SSRİ Ali mahkemesi askeri he82


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

yeti seyyar toplantısı (Nikitenko, iyevlev, İşenko) hazır­ lık toplantısının protokolünü düzenlemişlerdir. Burada, "1 Aralık 1934 tarihli kanuna uygun olarak Abdulla Memme­ doğlu Tağızade Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 70 ve 73 ncü maddeleri üzre mahkemeye verilsin. Dosyaya bakan mah­ keme toplantısında, şahitsiz, suçlamacısız ve savunmasız bakılsın" denilmiştir. 2 Ocak 1938 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yeti seyyar toplantısının bağlı olduğu mahkeme toplantı­ sı gerçekleşmiştir. Toplantı saat 20.20 de başlamıştır. " A.M. Tağızade kendini suçlu bilmiştir. O, karşı devrimci milletçi teşkilatın esas maksadının Sovet hükumetini devirmek ol­ duğunu ve son söz olarak da cezasının hafifletilmesini rica etmiştir." Saat 20.40 da karar okunmuştur. Abdulla Memmedoğ­ lu Tağızade en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum olmuş­ tur. Karar kesindir ve 1 .XII.1934 tarihinde SSRİ MİK kara­ rma göre hüküm derhal yerine getirilmiştir. Dosyanın 100 ncü sayfasında şöyle bir bilgi vardır: Abdulla Memmed oğlu Tağızade'ye verilen ölüm cezası 2 Ocak 1938 tarihinde Baku şehrinde yerine getirilmiştir. Lakin dosyanın 103 ncü sahifesinde hükmün 3 Ocak 1938 tarihinde icra edildiği be­ lirtilmektedir. Böylece, 12493 numaralı mahkeme dosyası hakkında suçlanan 20 nci suçlu, Abdulla Memmedoğlu Tağızade'nin hayatı mahv edilmiştir. Şunu da ilave etmek lazımdır ki, 10 Kasım 1956 tarihin­ de, A.M. Tağızade'nin kız kardeşi Yagut Tağıkızı Caferza­ de SSRİ DTK reisi Serov'a kardeşinin kaderi ricası ile mü­ racaat etmiştir. Çünkü kendisinin hayatta mı ölümü oldu­ ğu hiç bildirilmemiştir. Zakafkasya Askeri savcılığının baş yardımcısı Çeşnekov yaptığı inceleme neticsinde dosyada cinayet terkibi olmadığını belirtmiştir.58 58 Babayev, a.g.e., s. 1 15. 83


Dr. Sebahattin Şimşir

Vaziyetle alakalı Abdulla Memmedoğlu Tağızade'nin dosyasına yeniden bakılmış ve SSRİ Ali nahkemesi askeri heyetinin 19 Kasım 1957 tarihli kararına göre SSRİ Ali mah­ kemesi askeri heyetinin 2 Ocak 1938 tarihli hükmü lağv olunmuş ve cinayet terkibi olmadığına göre dosya kapatıl­ mıştır.

84


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

GULAM KERİM BAGIROV Mahkeme Dosya No: 25439 1937 yılında 12493 numaralı mahkeme dosyaları üzre, özellikle Azerbaycan İlimler Akademisinde, Üniversitede ve Enstitülerinde çalışan bütün görkemli alimler mahke­ me edilmiş ve güllelenmiştir. Onların içerisinde ilim, me­ deniyet ve incesenet çalışanları da var idi. Günahsız yere mahv edilmiş bu entelektüellere bilerek dehşetli işkenceler yapılarak bağımsızlıkta geçen birçok vatan çalışanlarının haps edilip tutulması için ifadeler almışlardır. Halkın akli potansiyelinin fiziki yönden aradan çıkarılması meselesi ta­ mamıyla yerine getirilmek maksadıyla bu adamları da ya­ şadığı muhitten ayırmak ve tecrit etmek zaruri olmuştur. Lakin bedbahtlığa bakın ki, halk düşmanlarının yeni grubunun aradan çıkarılması içim 12493 numaralı mah­ keme dosyası üzre mahkeme edilmiş şahıslardan sağ ka­ lan yoktur. Buna göre de, 1938 yılında tutulanlar için ka­ rar SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin seyyar toplanhsın­ da değil, HDİK yanında hususi toplantı, başka türlü der­ sek, Stalin, Yejov ve Beria tarafından teşkil olunmuş üçlük vermiştir. O dehşetli baskı yıllarında iftira yolu ile mecburi haps edilenlerden biri de, SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsünün müdür yardımcısı ve dil­ cilik şubesinin yöneticisi Gulam Kerim oğlu Bağırov idi. O, Türk lehçelerinin hepsini, Arap, Fars ve Rus dillerini çok iyi bilmektedir. 1904 yılında Güney Azerbaycan Merend bölgesinin Dize kentinde sanatkar bir ailenin evladı ola­ rak doğmuştur. Aile, baba Araz'ın Nahçıvan'da deri fabri­ kasında çalışmasından dolayı, 191 1 yılında buraya göç et­ miştir. Aynı yıl, Rus - Tatar okuluna kaydedilmiş, 1915 yı85


Dr. Sebahattin Şimşir

lında oradan mezun olmuştur. Daha sonra ailenin ekono­ mik durumu okula gitmesine imkan vermemiş, ancak Sov­ yet ihtilalinden sonra bölgenin Rus kontrolüne girmesi ne­ ticesinde, 1920 yılında öğretmenler seminerine katılmış, bu­ radan 1924 yılında mezun olmuştur. Sonra, Nahçıvan vi­ layeti Halk Maarif Komiserliğinin refeması ile Baku Peda­ goji Enstitüsüne dahil olmuştur. Burayı, 1927 yılında biti­ rince Üniversite de çalışmaya başlamış, aynı zamanda Şark Dilleri Fakültesine devam etmiştir. Burayı da 1929 yılında bitirince, Eylül ayından itibaren Azerbaycan Devlet İlmi­ Tetkikat Enstitüsünün asistanı olmuş ve 1931 yılında me­ zun olmuştur. O ayrıca; 1 . 1927-1929 yıllarında 33 numaralı okulda; 2. 1929-1931 yıllarında Azerbaycan Tıp Fakültesinde, Azerbaycan dili ve edebiyatı dersi vermiştir. 3. 1931-1936 yıllarında, Azerbaycan Komunist Enstitü­ sünde bölüm başkanı ve Azerbaycan dili hocası; 4. 1934 yılında SSCB EA Azerbaycan şubesinde şube müdürü; 1935'den 1937 yılına kadar, SSCB EA Azerbaycan şubesinin Dilcilik Enstitüsünün müdür yardımcısı olarak çalışmıştır. 1937 yılında partiden çıkarıldıktan sonra, enstitü mü­ dür yardımcılığı görevinden de alınmıştır. Tahminen 1937 Ağustos ayında EA Azerbaycan şubesinden de çıkarıl­ mıştır. Voroşilov parti komitesi tarafından Azerbaycan Kommunal-tasarrufat bankasının inzibati tasarruf şubesine müdür olarak atanmıştır. Orada tutuklandığı 4 Nisan 1938 tarihine kadar çalışmıştır. Kendisine, SSCB EA 1936 yılında çalışmalarına binaen filoloji ilimleri namzedi alimlik dere­ cesi verilmiştir.s9 Onun hapsedilmesi için hazırlıklara 1937 yılında baş­ lanmıştır. 14 Şubat 1937 tarihinde SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin parti teşkilatının toplantısı yapılmıştır. Toplantı59 Babayve, a.g.e., s. 149-151. 86


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

da parti teşkilat katibi Tevosov; "Gulam Bağırov muntazam olarak pantürkist Çobanzade ile sıkı alaka kurup emekdaş­ lık ediyor. O, Enstitüde kendini tenkide boğar, Ruhulla Ahundov ile hususi yakınlık ediyor." Diye bildirmiştir. Bağırov: Bu yalan ve iftiradır. Büro üyesi Zakirov: "Gulam Bağırov ile Çobanzade'nin aynı zamanda mezun olması, aynı hastanede dinlenmesi, hatta bir odada kalması da tesadüfmüdür? Bu onların sıkı alakda olmasına bir isbat daha değimli? (?! Z.B)" Toplantı­ da, "Gulam kerim oğlu Bağırov Sov. İKP sıralarından hariç edilsin" kararı alınmıştır. Bundan dolayı da; 1 .) Azerbaycan dilinin terminoloji ve imlasının 15 Yıl­ da Azerbaycan'da İlim Edebiyat mecmuasının işlenip ha­ zırlanmasında karşı devrimci pantürkist Çobanzade ile bir­ likte pantürkist görüşleri yaymıştır. 2.) Karşı devrimci R. Ahundov'un ifşa olunmasına ve Çobanzade'nin karşı devrimci şahıs gibi faaliyet göstermesi hakkında defalarca haberdar edilmesine bakmayarak, on­ larla sıkı alaka kurmuştur. 3.) Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsünde müdür yardımcı­ sı olarak çalışırken kendini tenkit etmiştir. Umumi toplan­ tıda enstitünün çalışanlarının ekseriyeti onun karşı devrim­ ci Ahundov'un, sevimlisi, habercisi olara adlandırmıştır. 4.) Azerbaycan dilinde terminoloji lugatı hazırlarken içtimai ve ilmi teşkilatlar buraya çağrılmıştır. Neticede lu­ gatta pantürkist tahrifatlara geniş yer verilmiştir. 1938 yılı Mart ayından önce G. Bağırov karşı devrim­ ci teşkilatın üyesi gibi haps edilmiş ve Azerbaycan SSR ÇM'nin 72 ve 73 ncü maddeleri üzre suçlanmıştır. Sonradan, müvekkili A. Garabeliyev, "suçlu G.K. Bağırov'un 15 Yılda Azerbaycan' da İlim mecmuasında çıkmış, Azerbaycan' da dilciliğin teşkili makalesini okumuş ve şu kanata varmış­ tır: G. Bağırov makalesinde dilciliğin teşkili meselesi ile ala­ kalı pantürkist mevkide bulunmuş ve Azerbaycan yazarla87


Dr. Sebahattin Şimşir

rına antimarksist fikirden kıymet vermiştir. Buna göre de, 15 Yılda Azerbaycan' da İlim kitabının G. Bağırov'un mah­ keme dosyasına açık delil gibi kabul edilmesi kararlaştırıl­ mıştır." Demiştir. 10 Nisan 1938 tarihinde birinci duruşma: Sorgu Hakimi: Azerbaycan' da karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunuzu itiraf edermisiniz? G.K. Bağırov: Hayır, itiraf etmiyorum. Sorgu Hakimi: Mahkeme sizi bir daha uyarır ki, elde­ ki mevcut bilgilere göre siz adı geçen teşkilatın üyesisiniz. Ona göre de doğru ifadeler vermenizi teklif ederiz. G.K. Bağırov: Ben kesin itirazımı bildiririm. 19 Nisan 1938 tarihinde yapılan ikinci duruşmada G. Bağırov yeniden karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi ol­ duğunu reddeder. Buna göre de, kendini karşı devrimci dosya hakkında ifade vermek iktidarında olmadığını söy� ler. Kendisine isnat edilen bütün suçları reddeden G. Bağırov'a mahkemenin üç numaralı metodu tatbik edilir. Onu acımasızca döverler, işkence eder, iki defa üç gün ayak üstü durmağa mecbur ederler. Nihayet, 10 Mayıs 1938 tarihinde üçüncü duruşmada G.K. Bağırov bütün suçlamaları kabul eder. "Evet, ben ha­ kikaten karşı devrimci milletçi teşkilatın terkibine dahil ol­ duğum için kendimi suçlu bilirim. Beni teşkilata 1936 Eylül ayında V. Huluflu çağırmıştır. Sual: Kısaca karşı devrimci işiniz hakkında mahkeme­ ye bilgi verin. Cevap: SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin Dilcilik ve Edebiyat Enstitüsünün müdür yardımcısı vazifesinde çalı­ şırkenben, üretim planının yerine getirilmesine çalışırdım. Netice, 1936 yılı için üretim planı bozulmuştur. (Sebebe bir bak: Enstitünün bir yıllık üretim planı bo­ zulması için o zaman adamı "pratik inkılabi işte" suçlamış88


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

lar. Ancak şimdi ilmi çalışanların ekseriyeti bütün yıl boyu bir iş görmeseler bile, onlara hiçbir söz denmiyor, üstelik, devletten maaş da alırlar. Yazık Gulam Bağırov !) 1938 Temmuz evvellerinde A. Garaveliyev enstitünün müdür yardımcısı A.A. Klimov'dan aşağıdaki konuda bil­ gi alır: "1936-1937 yıllarında Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsü­ nün iş planı bozulmuştur. Planlar çok zayıf, ziyankarcasına tertip olunmuştur. Günün nabzını tutan aktüel mevzular nazara alınmış, kıymetli materyaller ve belgeler çalınmıştır. 1936 yılında M.F. Ahundov'un arşivinden 28 mektup yok olmuştur. Ali Nazım, Agamir Memmedov, Çobanzade, Gu­ lam Bağırov tarafından işlenmiş mevzular aşağı seviyede olmuş, Azerbaycan halkının Dil ve Edebiyatını tahrif eden ziyankar karakteri taşımıştır. 1938 Haziran ayında Sorgu hakimi G. Bağırov'a ilave ittihamlar verir; "G. Bağırov parti ve hükumet yöneticileri­ ne karşı suikast tatbik etmek vazifesini karşısına koyan mil­ letçi teşkilatın terkibine dahil olmuş ve ziyankarlık işi yap­ mıştır." Yani bütün bu deliller G.K. Bağırov'un Azerbay­ can SSR ÇM'nın 69, 21/70 nci maddeleri üzre suçlanması­ na esas alınmıştır. 1 1 Temmuz 1938 tarihinde G.K. Bağırov dördüncü ve sonuncu duruşmada: "Ben kesin bir şekilde bildiririm ki, terörcülük ve silahlı isyan işinde pratik olarak benim hiçbir iştirakım olmamıştır" demiştir. Temmuz 1938'den Mart 1939'a kadar G. Bağırov'un dosyası üzre mahkeme biraz sıkıntıya düşer. Onun aley­ hine çıkan şahıslar güllelenir, hakime verilen ittihamlar ise uydurma kabul edilir. 20 Mart 1939 tarihinde daha önceki ittihamlar Azerbaycan SSR ÇM'nin 21 / 64 ve 73 ncü mad­ deleri ile karşılandı. Bu maddelere göre, G. Bağırov "ancak karşı devrimci milletçi pantürkist teşkilatta iştirak ettiği için suçlanmıştır." 29 Mart 1939 tarihinde suçlama kararı hazırlanmıştır. 89


Dr. Sebahattin Şimşir

Kararda "yapılan duruşmaların neticelerinden anlaşılmış­ tır ki, suçlu G.K. Bağırov silahlı isyan hazırlamak yolu ile Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması karşısında maksad karşı devrimci milletçi teşkilatın terkibine dahil olmuştur. Kendini ilmi eserlerinde, özellikle 15 Yılda Azerbaycan'da İlim mecmuasında pantürkizmi tebliğ et­ miş, Azerbaycan edebi diline Osmanlı ve Arap sözleri ge­ tirmiştir. G. Bağırov Azerbaycan Edebiyatının klasikleri M.F. Ahundov'a, M.E. Sabir'e ve başkalarına iftira atarak, güya onlar eserlerini edebi dille yazmamışlardır demiştir. Ve bu klasiklerin edebi mirasını her vasıta ile gizlemeye çalışmış­ tır. Enstitünün tematik - üretim planının yerine getiril­ mesine mani olmuştur. Yalnız bütün bunlara göre G.K. Bağırov'un Azerbaycan SSR ÇM'nin 21 /64 ve 73 ncü mad­ delerine göre suçlanması zaruri sayılmıştır. Suçlu kendi suçunu kabul etmiştir. Lakin mahkeme­ nin başladığı ilan olunduğunda, o verdiği ifadelerden ta­ mamıyla imtina etmiştir. 21 Temmuz 1939 tarihinde SSRİ HDİK yanında husu­ si toplantının 25 numaralı protokolünde "antisovet millet­ çi teşkilata iştirakinden dolayı G. K. Bağırov cezasını çek­ mek için sekiz yıl süre ile ·ıslah-emek kampına gönderilsin" denilmektedir. 60 Bu karara göre Bağırov, Uzak Şark'a gönderilir. Orada yol yapımında çalıştırılmıştır. Uzak Doğu'nun soğuğu, ru­ tubetli havası, açlık, her adımda hakaret, küfür, nefretli ba­ kış, psikolojik sarsıntı Gulam'ı mahvetmiştir. Onun sağlı­ ğı kötüleşir. Bundan dolayı doktora gönderilir. 21. Vl. 1946 tarihli 21 numaralı raporda şunlar yazılıdır: "1939 yılından beri Kalım' da olan Bağırov'un kalp kapaklarında çalışmaz­ lık, atar damarlarda sıkıntı, akciğerlerinde şişkinlik görül60 Bunyadov, a.g.e., s. 175-176. 90


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

müştür. Ondan sadece hafif işlerde istifade edilebilir. Baş­ kan Sazanov, doktor Saakov. 6 1 Ancak durumu pek değişmediğinden, 28 Aralık 1946 tarihinde Taksin enerji kombinasından, 30 Aralık 1946 tari­ hinde de ceza kampından çıkarılır. Kendisine vrilen vesika­ ya göre maddi hakkı, 726 manat 80 kepek olmuştur. Ayrı­ ca, 5 Ocak 1947 tarihinde 5 günlük kuru çörek verilerek, yol harcı verilmeden gönderilmiştir. Ayrıca kendisine, Emek kanunları hukukunun 44a maddesi üzre azaldık belgesi de verilmiştir. 62 Bağırov, binbir güçlük ile Azerbaycan'a dönmeyi ba­ şarmıştır. Bakfı'da kalmasına izin verilmeyince, o da Galt­ syan ve Grigoryanlarm belasından uzak olmak maksadı ile en uzak bölge olan Laçm'a gidip, şehir hastanesinde muha­ sebeci olarak çalışmaya başlar. Lakin, onu burada da rahat bırakmazlar. Azerbaycan SSR DTN şubesi reisi Popov onun hakkında yeni bir dosya açar. 19 Ocak 1949 tarihli dosyanın ikinci sayfasından: İş No: 72. Suçlama maddesi, 21, 64, 73 / Azerb. SSR. CM. 19 Ocak 1949 da başlanıp, 19 Şubat 1949 da bitirildi. Ayrıca, Bağırov Gulam Kerimoğlu antisovet milletçi teşkilatın üyesi olmuş, SSCB EA. Az. Şubesinde tahribkar işler yapmış. SSCB XDİK hususi toplantısının 21 haziran 1939 tarihli kararı ile 8 yıl islah emek kampında kalmaya mahkum edilmiş. Süresini doldurduktan sonra serbest bı­ rakılmıştır. Gulam Bağırov'un hür olarak dışarıda kalma­ sı sosyal cihetten tehlikelidir denildikten sonra şu karar ve­ rilmiştir: Bağırov Gulam Kerimoğlu bulunup tutuklansın. Az. SSR DTİ'nin şubesinin reisi Popov. 19 Ocak 1949 tarihinde cumhuriyet savcısının da razı olması neticesinde Bağırov'un 61 Babayev, a.g.e., s. 153. 62 Babayev, a.g.e., s. 154. 91


Dr. Sebahattin Şimşir

bulunup tutuklanması maksadı ile 58 numaralı emir yazıl­ mıştır. 21 Ocak tarihinde Nesibyan yerli sakin Lütveliyeva Kimya'nın iştiraki ile suçlunun evi aranmıştır. Bu aramada şunlar kaydedilmiştir: Pasaport No: 517 / 127, Askeri kimlik No: 479151, vesi­ ka No: 54, Prof kimlik No: 1 199995, 4 adet fotopraf. Bu şekilde, Gulam Bağırov, tekrar Nesibyanların eline geçmiştir. 26 Ocak 1949 tarihinde o tutuklanarak Baku' ya ge­ tirilmiştir. 29 Ocak 1949 tarihinde, kapitan-teğmen, Golova­ nov dosyayı görmüştür. O, "Bağırov Gulam Kerimoğlu'nu antüsovyeti-milletçi teşkilatın üyesi olup, Akademinin Azerbaycan şubesinde zararlı işler yapmıştır."63 demiştir. Birinci sorgulama protokolünden anlaşıldığına göre; Soru: Siz nerede ve ne kadar ceza çektiniz? Cevap: 24 Eylül 1939 tarihinden Ocak 1947 tarihine ka­ dar tutuklu kaldım. Uzak Doğu'da Daskan elektronik fir­ masında çalıştım. Bütün cezamı çalışarak çektim. Soru: Siz ne zaman serbest bırakıldınız? Cevap: Kalım ceza kampından 4.IV.1946 tarihinde bı­ rakıldım, ama orada hür olarak çalıştım. 1947 yılının Ocak ayında Azerbaycan'a geldim. Ağdam'a gittim. İki ay orada kaldım. Geldiğim gibi polise karşı gelmeyeyim diye müra­ caat ettim. Beni polis Laçin'e gönderdi. Kalacak yerim ol­ madığından, iki ay otelde kaldım. Sonra Laçın bölge İcraiy­ ye Komitesi beni bölge hastanesine gönderdi, tutuklanınca­ ya kadar burada çalıştım. 4 Şubat 1 949 tarihinde, ikinci duruşma saat 20.00 de başlayıp, 23.10 da bitti. Sorgulayan yine Golovanov idi. Soru: Siz 1936 yılında silahlı isyan ve terör yolu ile Azerbaycan'ı SSCB'den ayırıp, bağımsız yapmak için kar­ şı devrimci milletçi teşkilata çağrıldığınız için suçlandınız. Karşı devrimci milletçi teşkilat bu maksada ulaşmak için halk ekonomisinde antisovet ve zararlı işler yapmışsınız. 63 Babayev, a.g.e., s.

1 55. 92


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Siz, EA. Azerbaycan şubesinde enstitü müdür yardımcısı olarak enstitünün tematik-istihsalat planının yerine getiril­ memesi için çalışmışsınız. Bundan dolayı bu plan 1936 yı­ lında yerine getirilmemiştir. Bunlara ilave olarak, siz pro­ fesörler heyeti arasında karşı devrimci milletçi fikirler yay­ mış, dil sahasında Azerbaycan dilini horlamış, onu Osman­ lı, Arap sözleri ile kirletmiş, Azerbaycan edebiyatı klasikle­ rine onlar edebi dilde yazılmamışlar diye iftira atmışsınız ki,. Yani, siz Az. SSR CM'nin 21, 64, 73. maddeleri ile suç­ lanmışsınız, kabul ediyormusunuz? Cevap: İlan edilen ittihamnameyi biliyorum. Ben bana yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Şöyle ki, ben hiç­ bir zaman karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olmadım, dil ve edebiyat sahasında hiçbir zaman zararlı iş yapma­ dım. 19 Şubat 1949 tarihli sorgulama 13.50 de başlayıp, 15.35 de bitmiştir. Soru: Cezanızı çektikten sonraki antisovet faaliyetiniz hakkında konuşun. Cevap: Cezamı çekip, Azerbaycan'a döndükten sonra ben hiçbir antisovet teşkilata dahil olmadım ve olmayaca­ ğım. Ben itiraf ederim ki, Ben yalnız Sovyet hakimiyeti sa­ hasında iyi tahsil alabilirdim ve aldım. Biz sadece Sovyet hakimiyeti sayesinde iyi yaşamaya başladık.64 Gulam muallim uzun zaman doyuncaya kadar çörek yiyememesine rağmen, sürekli işkenceye, eziyete, tahrike maruz kalmıştır. Netice de ağır bir hastalığa yakalanmış­ tır. 22 Şubat 1949 tarihinde yapılan sağlık kontrolü sonucu, suçlunun ağır bronşit geçirdiğinden, ağır işlerde çalıştırıl­ maması istenmiştir. 2 Mart 1949 tarihinde Devlet Tehlikesizlik Nazırı Yemelyanov'un Azerbaycan Cumhuriyeti Savcısı Aliyev'in tasdiki ile Gulyanov ve Podarov Gulam Bağırov'u Azerb. 64 Babayev, a.g.e., s. 157. 93


Dr. Sebahattin Şimşir

SSR CM'nin 21, 64 ve 73. maddeleri ile suçlanarak dosyası mahkemeye gönderilmiştir. Golovanov'un iddianamesin­ den: Bağırov Gulam Kerimoğlu'nun Azerbaycan'a döndük­ ten sonra antisovet hareketleri konusunda hiçbir belge bu­ lunmamıştır. Bağırov, 1940 yılında güya, dürüst mahkeme edilmediği hususunda SSRİ Ali Sovetinin başkanlık heye­ tine dilekçe vermiştir. Onun dilekçesi temin edilememiştir. Onun dışarıda olması içtimai cihetten tehlikelidir. Dikkatinizi çekmiştir, eğer hiçbir cinayet belgesi bu­ lunmamışsa, o niçin tehlikeli görülür. Sovyet hakimiyeti için tehlikeli değilse kimin için tehlikelidir. Aynı iddianamenin hazırlık kısmında yazılanlar: 1 . Suçlu Bağırov Gulam Kerimoğlu 22.1.1949 tarihin­ de tutuklanarak Azerb. SSR DTN'nin dahili zindanına ko­ nulmuşhır. 2. Dosyada delil olacak eşyası ve ayrıca alınan evrak­ larda da kıymetli eşyası yoktur. 3. Islah çalışma kampının ceza çekme konusundaki ya­ zısı özel pakette dosyaya ilave edilmiştir. 4. Hekimin verdiği rapora göre, Gulam Bağırov kuzey iklime uyar. Bundan sonra özel toplantının kararı ile Bağırov yine tuhıklanmış tır. 15 Nisan 1949 tarihinde Az. SSR DTN "A" şubesi başkan yardımcısı Zaslovski'nin ve 4. şube reisi Mayor Burınin'in hazırladıkları 70844 numaralı müzekkere ile suçlu Bağırov Gulam Kerimoğlu Canbul şehrine gönderilmiştir.65 16, 22, 23 Haziran 1955 tarihlerinde ve 29 Şubat 1956 ta­ rihinde G. K. Bağırov muhtelif savcıların adlarına beraat et­ tirilmesi ricası ile dört dilekçe gönderir. 4 Nisan 1956 tari­ hinde Azerbaycan Cumhuriyeti savcılığı i. i. İsmayılov'un imzası ile Azerbaycan SSR Ali mahkemesinin cinayet işle65 Babayev, a.g.e., s. 1 58. 94


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ri üzre mahkeme heyetine 10/1364 numaralı yazı gönderil­ miştir. İ. İsmayılov G. Bağırov'un dosyasına son verilmesi için aşağıdaki haklı delilleri sunmuştur: 1 . 4 Şubat 1949 tarihinde Bağırov Gulam Kerimoğlu'na cezasını tamamen çektiği madde üzre yeniden suç ileri sü­ rülmüştür. 2. 4 Mart 1949 tarihinde Az. SSR Devlet Tehlikesizli­ ği Nazırı Yemalyanov'un ve Cumhuriyet savcı yardımcısı İbrahimov'un tasdik ettiği ittihamnamede gösterilir ki, ce­ zasını çekip Azerbaycan'a döndükten sonra Bağırov Gu­ lam Kerimoğlu'nun antisovet faaliyeti hakkında belge bu­ lunmamıştır. Bu halde Bağırov'un yeniden suçlanıp tutuk­ lanması kanunsuzdur. SSCB DTN'nin hususi toplantısının Bağırov'un tutuk­ lanması hakkındaki 2.IV. 1949 tarihli kararını lağv edilsin ve dosyada suç unsuru olmadığı için dosya kapatılsın.66 18 Nisan 1956 tarihinde gönderilen dilekçelere esa­ sen, Azerbaycan SSR Ali mahkemesinin mahkeme heye­ ti, "Azerbaycan SSR savcısının itirazı kabul edilsin. SSRİ HDİK yanında hususi toplantının 21 Haziran 1939 tarihin­ de Gulam Kerimoğlu Bağırov'un mahkeme dosyası ile ala­ kalı verdiği hüküm lağv olunsun ve cinayet terkibi olmadı­ ğı için dosya kapatılsın" kararım vermiştir.67 23 Nisan 1956 tarihinde Azerbaycan SSR Ali mahke­ mesi cinayet işleri üzre mahkeme heyeti (Başkan İmanov S., üyeler, Beimov ve Y. Güliyev, ayrıca savcı İsmayıl Ha­ cıyev) 7-0/396 sayılı karar ile SSRİ DTN hususi toplantısı­ nın Bağırov Gulam Kerimoğlu hakkında 2 Nisan 1949 tarih­ li kararı lağv edilmiş ve dosya kapatılmıştır. Bundan sonra Gulam muallim cemiyet içinde başı dik gezebilirdi. Lakin 17 yıllık boş yere yatılan hapishane haya­ tı onu elden almıştır. O, fiziki yönden zayıf olmakla birlikte, Babayev, a.g.e., s. 159. 67 Bunyadov, a.g.e.,

66

95


Dr. Sebahattin Şimşir

irade cihetinden hala güçlü idi. Bundan dolayı 1956 yılın­ da M.F. Ahundov Azerbaycan Pedagoji Harici Diller Ens­ titüsünde, Azerbaycan dili ve edebiyatı bölümünde çalış­ mıştır. 1961-1967 yıllarında ise bölüm başkanlığı görevinde bulunmuştur.68 Gularn'ın çile dolu hayatı yakalandığı ağır hastalık­ tan sonra 15 Nisan1985 tarihinde sona ermiştir. Kendisinin önemli eserleri şunlardır: 1 . Kuba dialektiğinin fonetik, morfoloji ve leksik husu­ siyetleri hakkında, Baku, 1959. 2. Fuzuli'nin Azerbaycan edebi dilinin inkişafında rolü, Azerbaycan Mektebi, No: 12, 1958. 3. XV. asır Azerbaycan Edebi dilinin leksik, fonetik ve gramatik hususiyetlerine dair, Ahımdov APDİ'nin ilmi eser­ leri IX ve XI.c. 1961 . 4. Azerbaycan dilinde fellerin leksik ve semantik inki­ şafı, Baku, 1966. 5. Bağırzade, G., Çobanzade B., İlmi Gramerin Esasla­ rı, 1932. 6. Bağırov, G. K., Marksist-Leninci dilciliğin saflığı uğ­ runda, Komnıunist Terbiyesi Uğrunda, NO: 1 -2, 1936. 7. Bağırov G., Türk dili dersliklerinde formalizm aley­ hine, yahud B. Çobanzade Türk grameri müellifi gibi, Azer­ baycan İlmi Cephesi, B. 1931, No: 1-2, s. 110-125. 8. M. Ahundov'un eserlerinin dil ve üslup hususiyet­ lerine dair. Ahundov APDİ'nin ilmi eserleri, 1962, XVIII, s. 37-59. 9. Türk dilinde yafes nazeriyesi, Az. FAN eserleri, c. . III, 1936. 69

68 Babayev, a.g.e., s.160. 69 Babayev, a.g.e., s. 162-163. 96


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

MEMMED İSMAİLOGLU ÇUVARLİNSKİ Mahkeme Dosyası: 12493-33 Bu mahkemede ise Azerbaycan'ın güzel aydını gibi ta­ nınan, o dehşetli yılların sıradaki kurbanı olmuş Memmed İsmailoğlu Çuvarlinski hakkında yazacağım. 14 Nisan 1937 tarihinde Azerbaycan SSR HDİK DTİ'nin IV. Şubesi (Sonkin, Atakisiyev) tarafından aşağıdaki mev­ zuda dosya hazırlanmıştır: "Azerbaycan K(B)P Nuha şehir komitesinin eski katibi Memmed İsmailoğlu Çuvarlinski. 12493 numaralı mahkeme dosyası üzre mahkeme olu­ nan karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi Tihomirov ken­ di ifadesinde, Memmed Çuvarlinski Azerbaycan karşı dev­ rimci milletçi merkezle alaka kurmuştur" demiştir. Karşı devrimci milletçi teşkilatın üyelerinden Ali Ke­ rimov ve Eminbeyli Memmed Çuvarlinski ile sıkı münase­ bette olduklarını kabul etmiş, Azerbaycan SSR maarif ko­ miseri ve AzK(B)P MK organında çalışırken onun karşı devrimci faaliyetini itiraf etmiştir. Yukarıda gösterilen olaylara esasen Memmed Çuvarlinski'nin tutuklanıp, Azerbaycan SSR ÇM'nin 72, 73 ncü maddeleri üzre mesuliyete alınması zaruri görülmüş­ tür. M. Çuvarlinski'nin tutuklanması hakkında akt DTİ'nin IV. Şubesinin reisi Sinman tarafından tasdik olunm uştur. 14.IV. 1937 tarihinde Azerbaycan HDİK reisi Sümbatov id­ dianamenin takdim olunması hakkındaki kararı imzalamış­ tır. (Karar suçluya 18 Temmuz 1937 tarihinde verilmiştir.) Ancak bu tarihte M. Çuvarlinski Baku'da değildir. 1937 Mart ayında o, Moskova, UİK(B)P MK'ya M.ç. Bağırov' dan 97


Dr. Sebahattin Şimşir

şikayete gitmiştir. Çüvarlinski şikayet dilekçesinde, "Bağı­ rov bütün parti heyetlerini sıradan çıkarır, Azerbaycan SSR K(B)P MK'mn toplantılarının birinde tenkidine göre onun kendini de tatbik eder" demiştir. Böyle konuşmadan sonra bağırov Çuvarlinski'yi MK'mn terkibinden çıkarmış ve ona milletçi damgasını vurmuştur. 25 Temmuz 1937 tarihinde, SSRİ HDİK DTİ'nin Vı. Şu­ besinin reisi Volkor SSRİ dahili işler komiserinin yardımcı­ sı Frinavski'nin adına aşağıdaki mevzuda mektup gönder­ miştir. "Bu yıl, 24 Haziran' da Azerbaycan K(B)P MK'nın katibi yoldaş Bağırov SSRİ HDİK'ya haber vermiştr ki, Bakfr'da demiryolu nakliyatında ifşa olunmuş (Demiryolu nakliyatı neye lazımdır? Z.B) antisovet Trotskici teşkilatın faal üyesi Çuvarlinski mahkeme organları tarafından aranmaktadır. Elde edilen bilgilere göre Çuvarlinski halen Moskova' da, şu adrste: Stoleşinikov Döngesi, ev 9, daire 20' de yaşıyor. Çuvarlinski'nin hapsine izin verilmesini rica ederiz." (Frinovski'nin kaydı: haps edilsin 25.VI.1937 27 Haziran 1937 tarihinde SSRİ HDİK DTİ tarafından Çuvarlinski'nin hapsine 2569 numaralı emir çıkarılmıştır. Emri halk dahili işler komiserinin yardımcısı imzalamıştır. 25 Haziran'da Çuvarlinki haps edilmiştir. Tutuklama zamanı ondan BDTİ'ye verilmek için aşağıdakiler: Malen­ kov adına gönderilen mektubun, Andreyev' e, Malenkov' a, Bağırov'a ve Pravda gazetesi redaktörüne gönderilmiş di­ lekçenin, 28 sahifelik beş dilekçenin makbuzu alınmıştır. Suçlu Çuvarlinski'nin Moskova'da doldurulmuş for­ mundan; 1902 yılında Azerbaycan SSR'nin Goryagin rayonunun Çuvarlı kentinde doğmuştur. Nuha şehrinin sakinidir. İhti­ sasça muallim ve parti işçisidir. AzK(B)P Nuha şehir komi­ tesinin birinci katibi vazifesinde çalışmıştır. İnkılaptan ev­ vel, kentli olmuş, 3 yıl nöbetçi, bir yıl da kara işçisi olarak 98


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

çalışmıştır. İnkılaptan sonra, memur olmuş, 14 yıl parti işin­ de çalışmıştır. İbtidai mektebin 4 sınıfını, il. Dereceli Sovet parti mektebinin, UİK(B)P MK yanında parti işçileri kürsü ve gıyabi olarak pedagoji okulunu bitirmiştir. 1920 yılında UİK(B)P MK'nın üyesidir. 12 yaşında Sveta adlı kızı var. 26 Temmuz 1937 tarihinde SSRİ HDİK BDTİ'nin VI. Şubesi III. Kısımının reisi İ. Norko M.İ. Çuvarlinski'yi sor­ gulamıştır. Çuvarlinski'nin verdiği ifadeden; "1937 yılı Mayıs'ında ben Moskova'ya UİK(B)P MK'ya AzK(B)P MK yöneticilerinden ve birinci katip M.Ç. Bağırov' dan şikayete gelmiştim. Moskova'ya 4 Mayıs 1937 tarihinde ulaştım. Ben Nuha şehir parti komitesinin katibi ve AzK(B)P MK'nın üyesi idim. MK'nın katibi Bağırov'a bazı meselelerde ken­ di itirafımı bildirmiştim. Sonra MK'nın Aralık ayında ya­ pılan genel kurulunda MK yöneticilerinin bazı noksanları­ nı tenkit etmiştim. Bu tenkidi konuşma halk düşmanlarının cumhuriyetin yönetim organlarına sokulması ile alakalı idi. Buna göre de Bağırov beni takip etmeye başladı ve üstü­ me milletçi lakabı koyup MK'nın terkibinden çıkarttı. İşten azad etti. Vaziyetin böyle olduğunu görüp UİK(B)P MK'ya dilekçe ile müracaat ettim. Moskova'ya şimdiki gelişimde sadece bununla alakalıdır. Sinayski'ye Bağırov'un beni ta­ kip ettiğini ve ondan Moskova'ya şikayete gittiğimi bildir­ miştim. Ben UİK(B)P MK'nın katibi Andrev'in ve UİK(B) P MK'nın şube müdürü Malenkov'un adlarına iki dilekçe vermiştim." 8 Temmuz 1 937 tarihinde M.Çuvarlinski özel muhafız ile Baku'ya getirildi ve tek kişilik odaya konuldu. 15 Temmuz 1937 tarihinde Azerbaycan SSR HDİK DTİ'nin iV. Şubesinin iV. Kısmının başkan yardımcı­ sı Teğmen Şer (bu aileyi aklınızda tutun Z.B.) suçlu M.İ. Çuvarlinski'yi sorgulamıştır. Şer: Siz Azerbaycan'da karşı devrimci milletçi teşkila­ tın üyesi gibi suçlanırsınız ve elde olan bilgilere göre teş99


Dr. Sebahattin Şimşir

kilatın işinde faalsiniz. Mahkeme sizden bu konuda etraflı bilgi vermenizi talep eder. Çuvarlinski: Karşı devrimci milletçi teşkilatta iştirakı­ mı kesin olarak reddederim. Dosyanın 17 nci sahifesinde aşağıdaki akt yer almak­ tadır; "akt hazırlandığından dolayı, suçlu Memmed Çu­ varlinski 16 Temmuz 1937 tarihinde yapılan mahkeme­ de hükumet yöneticilerinin adlarına iftira atarak bildir­ miştir ki, Azerbaycan K(B)P MK'nın katibi M.Ç. Bağırov Çuvarlinski'nin aleyhine uydurulmuş belgeler hazırlamış­ tır. Azerbaycan HDİK'run reisi Sumbatov ve DTİ'nin iV. Şubesinin reisi Sinman bu işte onun yakın yardımcıları ol­ muştur. Suçlu Çuvarlinski şimdiki aktı imzalamaktan kaçın­ mışhr. DTİ'nin iV. Şubesinin reisi Sinman, DTİ'nin iV. Kısmı­ nın reis yardımcısı Şer." Okuyucu görüyorsun ki, hiçbir günahı olmayan Mem­ med Çuvarlinski ona karşı önceden hazırlanmış uydurma hadiselere inatla itirazını sürdürmüş ve adaletin galip gele­ ceğine ümit etmiştir. Lakin... Azerbaycan HDİK idaresinin eski çalışanı S.S. Zıkov'dan 4.IV.1954 tarihinde alınan ifadede şunlar belitil­ miştir: "Horen Grigoryan'ın yardımcısı Şer'in eski Maa­ rif komiseri Çuvarlinski'yi nasıl dövdüğüne ben ken­ dim şahit oldum. Bu konuda Grigoryan'a danıştım. Lakin Çuvarlinski'nin dövülmesi hakkında verdiğim haberi Gri­ goryan gülümsemekle karşıladı." DTİ'nin eski elemanı İ.M. Krotkov'dan 30.Xl.1954 tari­ hinde aldığım ifadelerden; "Ben VI. Kısım reisinin yardımcısı Şer'e tabi idim. Kıs­ mın reisi ise Grigoryan idi. Siyasi şubede işe başladığım ilk günden mahkeme zamanı suçlulara verilen amansız işken100


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

celerin şahidi olurdum. Bir usul olarak evvelce şuçlulardan itiraf ifadesi almak için onları döğer, sonra ise karşı devrim­ ci teşkilatın diğer iştirakçılarının adlarını almak maksadıy­ la eziyet ederlerdi. En sonunda ise suçlunun hakikaten düş­ man olduğu ve bunu itiraf ettiği için işkence ederdiler. Azerbaycan SSR'nin maarif komiseri olmuş, tutuklan­ madan önce Nuha şehir parti komitesinin birinci katibi olan Memmed Çuvarlinski en ağır işkencelere maruz kalmıştır. Çuvarlinski Bağırov'dan Moskova'ya şikayete gittiği için onun emri ile ancak Moskova'da tutuklanmıştır. Bakı1'ya getirildiği gibi Sumbatov Bağırov adına GSŞ'a emir vermiş­ tir ki, Çuvarlinski ile her tür hareket etmek olur. Çuvarlins­ ki dahili hapishaneye getirilince birçok işçi sevindi. Onla­ rın sevincine sebep Bağırov' dan UİK(B)P MK' ya şikayete giden merhametsiz cinayetkarın nihayet, tutulup mahke­ meye getirilmesi idi. Ancak, buna göre de suçlu mahkeme­ ye getirildiği gibi bütün hakimler, o cümleden Şer'de ona düşman gözü ile bakıyordu. Çuvarlinski'ye ilk defa işkence edildiği gün ben orada yoktum. Lakin onun kötü de öğül­ düğünü gördüm. Bir defa Şer'in emri ile Çuvarlinski'nin 5-6 hakim etra­ fını sarıp, lastik sopa ve buruşturulmuş nemli çarşaf ile dö­ ğüp işkence ettiler. Çuvarlinski küt ağrılara dayanamayıp yıkılır, yerinden tekme ve yumrukla onu ayağa kaldırıp vu­ rurdular. Bütün bunlar küçümseme karekteri taşırdı. Sonra ise bunu eğlence maksadı ile yapardılar. Verilen işkencelerin neticesinde Çuvarlinski tam takat­ ten düşerdi. Yarı şuurlu vaziyette kendi kendine hiçbir he­ sap vermeden istenilen ifadeye, belgeye imza atardı. Onun hangi esasla tutulduğunu hatırlamıyorum. An­ cak hahladığım, bir defa Şer bana karalamaya yazılmış ka­ ğıtlara göre protokol yazmamı emretti. Şer, Koyla, Musatov, Medet Hasanov, Mustafa Musta­ fayev ve ben Çuvarlinski'ye olmadık işkenceler yapmıştık. 101


Dr. Sebahattin Şimşir

Başkalarını ise hahrlamıyorum. 1937 - 1938 yıllarında toplu hapisler zamanı parti ve sovet organlarının bütün yönetici çalışanları, halk komiser­ leri ve onların yardımcıları tutuklanırdı. Mesela, Maarif ko­ miserliğinde dört halk komiseri, Penah Kasımov, Memmed Çuvarlinski, Müseyit Şahbazov, Memmed Sadık Efendiyev, ayrıca maarif komiserinin iki yardımcısı baskıya maruz kal­ mıştır. DTİ'nin eski çalışanı İvan Petroviç Klemençik'in 18.IV.1955 tarihinde verdiği ifadeden; "tutuklananların toplu kütlevi surette döğülüp incitilmesi 1937 yılının orta­ larından başlamışhr. iV. Şubenin eski reisi Sinman'ın dedi­ ğinden benim bildiğim kadarı ile suçluların döğülüp, işken­ ce edilmesi hakkında emir Sumbatov'dan alınmışhr." 13 Nisan 1955 tarihinde Memmed Çuvarlinski'nin dos­ yası ile alakalı baş askeri savcılığın Nezaret işleri şubesi­ nin arşivinden getirilen dosyaya bakılması konusunda pro­ tokol hazırlanmıştır. 1945 yılında BHP'nin arşiv belgeleri­ nin saklandığı yerde yangın çıkmış ve birçok arşiv belge­ si, o cümleden Çuvarlinski'nin dosyası ile alakalı senetle­ rin bir kısmı ortadan kaybolmuş, bir kısmı ise harap olmuş­ tur. Dosyanın 3-4. sahifelerinde Çuvarlinski'nin mavi mü­ rekkeple İ.V. Stalin adına yazdığı şikayet dilekçesi korunup saklanmıştır. Çuvarlinski'nin dilekçesindeki bir bölümde şunlar ya­ zılıdır; "1936 yılı Aralık ayında Azerbaycan K(B)P MK ge­ nel kurulunda Az.K(B)P MK yöneticilerinin kötü işini, nok­ sanlarını tenkit ettim. Bu konuşmam yine de Bağırov'un kati memnuniyetsizliğine ve itirazına sebep olmuşhır. An­ cak aynı zamanda ben açıkça takibe maruz kaldım." 14 Mart 1937 tarihinde ben Azerbaycan SSR Sovyet­ ler kurultayının parti grubunda konuşarak Azerbaycan SSR anayasa layihasına bazı düzeltmeler teklif ettim. O za­ man Bağırov aleyhime söz alarak beni milletçilikle suçla102


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

dı. 17 Mart 1937 tarihinde MK'nın bürosu, 19 Mart'ta ise Azerbaycan K(B)P MK gençlik kuruluna Bağırov'un tekli­ fi ile beni MK'nın bürosundan, 20 Mart'ta da partiden ih­ raç etmişlerdir. Bütün bu çirkinliğe tahammül edemeyerek Moskova'ya geldim ve Malenkov'un kabul edeceği günü bekledim. Onun kabulünden 27 veya 28 Haziran 1937 tarihinde ol­ muştu. Lakin 25 Haziran gecesi SSRi HDİK temsilcileri dai­ reme gelip beni haps ettiler. Artık altıncı gündür ki, Bütırs­ ki hapishanesindeyim. Aziz Yöneticimiz! Dürüst, temiz ve namuslu bir Bolşevik olduğum halde hapishaneye düştüm. Bu tesadüfi değil, AzK(B)P MK yö­ neticilerinin çirkin emellerinin neticesidir ve Bağırov'da bu yuvanın örümcek ağına düşmüştür. Ben AzK(B)P MK yöneticilerindeki çirkinliklerin kur­ banıyım. Yoldaş Stalin! AzK(B)P hakkında ... suçluyorlar ... rica ederim siz ... aksi taktirde Bağırov beni mahvedecek. Çuvarlinski'nin Stalin'e olan mektubunun bir kısmı suçluların ve suçlanan Az. SSR HDİK DTİ hakimlerinin ifa­ deleri 1954-1955 yıllarında meydana çıkmıştı. Bundan dola­ yı da 1937 Temmuz'una kadar olan olayların bir kısmı bi­ linmektedir. Siz okuyucular, artık mahkemenin üçüncü tatbiki sah­ nesini biliyorsunuz. Amansız işkencelere maruz kalan Çu­ varlinski, Bağırov ve Sumbatov'a teslim mektubu yazar. İş­ kencelerin ne kadar ağır olduğu mektubtaki yazıdan anla­ şılır. Çuvarlinski'nin güzel ve salib yazısı karalamaya dön­ müştür. Onun ağrılardan dolayı ellerinin bile tutmadığı hissolunur. 21 Temmuz 1937 tarihinde hakimler diktası ve yardımı ile yazılmış mektuptan bazı satırlar: "Uzun süren tereddütten sonra ben, Memmed İsmail oğlu Çuvarlinski parti ve sovet hükumeti karşısısnda tama103


Dr. Sebahattin Şimşir

mıyla teslim olmaya (bu hakimlerin en çok sevdikleri söz­ dür, işkencelerden sonra bütün suçlular kendi mektupları­ na bu sözlerle başlıyorlar. Z.B.) ve kendimin karşı devrimci milletçi faaliyetim hakkında konuşmaya karar verdim. (Ancak, 23 Haziran 1937 tarihinde Azerbaycan KPK Parti heyeti Çuvarlinski'nin dosyası ile alakalı karar almış­ tır: "HDİK organları tarafından halk düşmanı olarak tutuk­ lanan Çuvarlinski partiden ihraç edilsin") Çuvarlinski, burjuva - milletçi, Az.K(B)P sıralarında iki yüzlü rol oynayan E. Garayev, D. Bunyadzade, E. Emi­ raslar.ov ve başkalarının tesiri altında kalarak karşı devrim­ ci milletçi teşkilata dahil olduğunu itiraf etmiştir. "Karşı devrimci teşkilata ben Eylül 1936 tarihinde Az.K(B)P MK'nın medeniyet şubesinin eski müdürü Mika­ yıl Hüseyinov tarafından çağrıldım. Ben Nuha'daki karşı devrimci teşkilatın yöneticisi idim." Lakin bu belgeler mahkeme için yeterli değildi v e sı­ rayla yapılan işkenceden sonra Çuvarlinski aşağıdaki ifade­ leri de vermiştir: "Eylül 1935 tarihinde beni karşı devrimci­ milletçi teşkilata Ruhulla Ahundov çağırdı." 7 Eylül 1937 tarihinde Şer, M. Çuvarlinski'nin Azer­ baycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73 ncü maddelerinde dik­ kate alınan cinayetlerle suçlamasıyla alakalı olarak mahke­ me kararı hazırlanmıştır: Azerbaycan SSR HDİK DTİ 1936 yılının sonlarında si­ lahlı isyan yolu ile Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması göre­ vini alan, ziyankarlık, casusluk işi yapan, parti ve hükumet yöneticilerine karşı terör tatbik eden karşı devrimci Trotski­ ci - milletçi teşkilatını aşkar etmiş ve dağıtmıştır. Yapılan soruşturmalardan anlaşılmıştır ki Memmed Çuvarlinski daha 1931 yılında karşı devrimci milletçiliğe meyl etmiştir. 1935 yılında Çuvarlinski Ruhulla Ahundov tarfından karşı devrimci milletçi teşkilata çağrılmıştır. 104


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

M. Çuvarlinski karşı devrimci teşkilatta faal çalışmış­ tır. O, Nuha şehir parti komitesinin katibi iken oradaki kar­ şı devrimci milletçi teşkilata yöneticilik etmiştir. Memmed Çuvarlinski'nin yöneticiliği altında bu teşki­ lat rayonu kent tasarrufatı sahasında ve sanayisinde ziyan­ ka{lık işi yapmış, isyancı gruplar hazırlamıştır. Çuvarlins­ ki şahsen kendi karşı devrimci teşkilata birçok şahıs çağır­ mıştır. Yukarıda gösterilenlere esasen Memmed İsmail oğlu Çuvarlinski suçlanacağından dolayı; 1 .) Silahlı isyan yolu ile Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrıl­ masını karşısına şart koyan, ziyankarlık, casusuluk işi ya­ pan, parti ve hükumet yöneticilerine karşı terör tatbik eden karşı devrimci teşkilatın üyesi idi. 2.) Karşı derimci grup içinde faal olan, rayondaki karşı devrimci isyancı teşkilatın yöneticisi idi. 3.) Kent tasarrufatında ve sanayisinde ziyankarlık işi teşkil etmiş, isyancı kadrolar yetiştirmiştir. Kendini suçlu kabul etmiştir. Suçlu Ruhulla Ahundov'un, Rahim Hasanov'un, Mehdi Mehdiyev'in ve Mikayıl Hüseyinov'un ifadeleriyle ifşa olunur. 12 Ekim 1937 tarihinde, aynı gün SSRİ Ali mahkeme­ si askeri heyeti seyyar toplantısına (toplantıya Azerbay­ can halkının celladlarından olan A. Vışınski'nin yardımcı­ sı Matuleviç başkanlık etmiş, diğer cellatlar Zaryanov ve Ji­ gur mahkemenin üyesidir) bağlı mahkeme taoplantısı ya­ pılmıştır. Toplantı saat 21.30'da başlamıştır. Son söz olarak M. Çuvarlinski kendisine bir imkan daha verilmesini rica et­ miştir. Saat 21 .45'de toplantı sona ermiştir. 15 dakikada M. Çuvarlinski'nin talihi hallolunmuştur. Bir saat içinde bu şe­ kilde dört vatan haininin mahkemesi yapılmıştır. Matule­ viç ve onun ekibi ise, yılın yarısında Baku' da oturarak ara105


Dr. Sebahattin Şimşir

lıksız ne kadar hükümler vermişlerdir. 12 Ekim 1937 tarihinde Memmed İsmail oğlu Çuvar­ linski en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum olmuştur. Hü­ küm 13 Ekim 1937 tarihinde yerine getirilmiştir. Nedense güllelenme hakkında karar dosya da yoktur. 17 Haziran 1955 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetine Memmed İsmail oğlu Çuvarlinski'nin dosyası üzre verilen hükmün değiştirilmesi konusunda karar tat­ bik edilmiştir. Kararda, M. Çuvarlinski'nin haps edilmesi tamamıyla esassız olmuş, onun hakkında hazırlanan dosya uydurma belgelerden hazırlanmıştır, denilmektedir. 3 Ağustos 1955 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin kararı ile SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 12.X. 1937 tarihinde verdiği hüküm lağv edilmiştir. Cinayet terkibi olmadığı için dosya kapatılmıştır. Mernmed İsmail oğlu Çuvarlinski 12593 numaralı mah­ keme dosyası üzre güllelenmiş yüzlerce Azerbaycan aydı­ nı içerisinde 33. idi.70

70 Bunyadov, s. 179-188. 106


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

HALİD SEYİT HOCAYEV Mahkeme Dosya No: 12493 Matuleviç, Zaryanov ve Jigur üçlüsünün ölüm derya­ sında mahvolan suçsuz Azerbaycan alimlerinden biri de Sovyet hakimiyetinin ilk yıllarında Azerbaycan dilciliği­ nin gelişmesinde kendine mahsus yeri ve hizmetleri olan­ lardan biri de, Halid Seyid Hocayev olup, 1937 - 1938 yılla­ rında amansızcasına ve çeşitli şekillerde ortadan kaldırılan Azerbaycan'ın görkemli düşünürlerinden, ilmi kuvvetleri­ nin listesinde tanınmış Türkolog, SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin ilmi çalışanları arasında onun adını da anmak la­ zımdır. Halit Seyit Hocayev 1888 yılında Taşkent'e bağlı Kaş­ korgan kentinde doğmuştur. Medreseyi bitirdikten sonra 1914 yılında İstanbul'a gihniş ve imtihanı başararak üniver­ siteye girmiştir. 1918 yılında Tarih-Filoloji Fakültesini bitir­ miştir. 1918-1920 yıllarında Gence'de lise öğretmeni olarak çalışmıştır. 1920-1921 yıllarında Taşkent'te yaşamış, orada da öğretmenlik işi ile meşgul olmuştur. Lakin acele olarak Baku'ya dönmüş, 1921-1926 yılları arasında Özbekistan'ın daimi temsilciliğinin yatakhanesinin müdürü, orta ve ali tahsil ocaklarında öğretmen olarak çalışmış, sonra ise tu­ tuklanıncaya kadar SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinde ça­ lışmıştır. Halid Seyit Hocayev, Edebiyat, dil bilgisi, Türk ve Fars dillerinin grameri ile alakalı birçok kitabın müellifi ol­ muş, Orhon yazıtlarını tercüme etmiştir. Lakin onun en bü­ yük eseri Kaşgarlı Mahmud'un meşhur lugatının tercüme­ si olmuştur. Ne yazık ki, Hocayev'in, minnettar talebeleri, kendi öğrehnenlerinin eserini öyle adamlara ait ederler ki, 107


Dr. Sebahattin Şimşir

onlar otuzuncu yıllarda Mahmud Kaşkari'nin varlığı ko­ nusunda bile hiçbir şey bilmiyorlardı. Bu zamanda Halid Seyit'i hoş bir sözle hatırlamağı bile ona çok gördüler.71 Halid Seyit Hocayev, Azerbaycan filolojisinin gelişme­ sinde önemli bir role sahiptir. Halid Seyit, Türk dillerinin mukayeseli grameri adlı eserinde bu dillerin tipolojik muka­ yesesini yapmıştır. Müellif, bu eserde Azerbaycan, Özbek ve diğer Türk lehçelerinin gramatik kuruluşundaki umumi üniversal cihetlerini ortaya çıkarır ve bunun sebebini aynı lehçelerin aynı menşeden olduğunu ortaya koymuştur. Ay­ rıca, Türk dilciliğinde üsluba ait eseri de ilk defa Halid Seyit yazmıştır. Bu eser, Ali Sultanlı'nın da belirttiği gibi, "uzun bir zaman orta okul öğretmenlerinin ve filoloji fakültesi ta­ lebelerinin yegane kaynağı olmuştur" .72 Halid Seyit Hocayev, Azerbaycan'da Türkolojinin ge­ lişmesi sahasında hususi hizmetleri olan bir şahıstır. O bir­ kaç defa Türkiye' ye gitmiş, sonra Azerbaycan' da Özbekis­ tan temsilciliğinin açtığı yurda müdür olmuş, 1926 yılında bu yurt kapatılınca Üniversiteye davet edilmiş Şark Fakül­ tesinde ders vermiştir. Halid Seyit, Rusça, Türkiye Türkçe­ si, Arap ve Fars dillerini bilmektedir. Eski Arap kaynak­ larını Azerbaycan Türkçesine çevirmiştir. Onun, Kaşgarlı Mahmud'un Kitab-ı Divan-ı Lugat-it Türk'ünü Azerbaycan Türkçesine çevirmesi ise, Azerbaycan' da bir inkılap olarak değerlendirilmiştir. Ama, ne yazık ki bu eser basılamamıdı­ ğı, gibi hala da basılmamıştır.73 Hocayev Halid Seyit, 3 Haziran 1937 de tutuklanmış ve 12493 numaralı dosyanın 72 numaralı mahbusu olmuştur. Ama, göğsüne mahkum numarası olarak 1 108 yazılmıştır. Azerbaycan XDİK DTİ'nin 1 . şubesinin 4. kısmının ça­ lışanı, Devlet Tehlikesizlik teğmeni Kelemençiç, kendi rei71 Bunyadov, a.g.e., s. 188 72 Babayev, a.g.e., s. 132-133. 73 Babayev, a.g.e., s. 133. 108


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

si Sinman'ın tasdiği ile 27 Mayıs 1937 tarihinde düzenlediği MN/3 sayılı dosyada şunlar yazılıdır: Halid Seyit Hocayev'in Azerb. SSR CM'nin 72 ve 73. maddeleri üzre tutuklanmasını zaruri sayarım. Bu konu­ da 8. şubeyi ve XDİK'na nezaret eden savcı haberdar edil­ sin. Bu şekilde, H. Seyid'e cinayet dosyası açılır. Dosya No: 12493/ 72. 4 Haziran 1937 tarihinde H. Seyit'in evi aranır. Evi, Baku'da Kasım İsmayılov caddesi No: 81 / 12 kat: 3'tür. Ara­ maya, Gabrielyan, Karaveliyev ve evler idaresinin reisi Ve­ liyev kahlmıştır. Arama sonucu evden götürülenler ise; 1 . Pasaport. 2. 59 nolu vesika. 3. 1927 yılına ait 5 adet Türk dergisi. 4. Türk Gazetesi, Cumhuriyet 1933 yılı. 5. 2 adet fotoğraf. 6. elifba kitabı. 7. muhtelif kitap, 27 adet.74 Hocayev'in şahsi dosyasının ilk sayfası, Kabartay­ Balkar Komitesi'ne- Kumukov'a 1 Haziran 1937 tarihin­ de yazılan mektupla başlamaktadır. "Sizin 4.3.1937 tarihli mektubunuzu aldım ve büyük merakla okudum. Soruları­ nıza geç cevap verdiğim için özür dilerim. 1. Kaşgarlı Mahmud'un eserinin tek nüshası İstan­ bul' dadır ve eser orada çoğalhlmışhr. 2. Ben eserin tercümesine 1 Eylül 1935 tarihinde başla­ dım ve içinde bulunduğumuz yılın Nisan ayında bitirdim. Eseri yayıma hazırlıyorum ve redakte edilmesi için 1 Tem­ muz tarihine kadar redaktörlere, Akademisyen İgnati Kraç­ sovski (1883-1954) ve Prof. Sergey Malov'a (1880-1957) tak­ dim etmek üzere Leningrad'a götüreceğim." Mektubun üzerine şu not da düşümüştür: "Hocayev 74 Babayev, a.g.e., s. 134-135. 1 09


Dr. Sebahattin Şimşir

hapsedildiği için mektup yollanmasın ve şahsi dosyasına ilave edilsin."75 5 Haziran 1937 tarihli birinci duruşmadan: Soru: "Yatakhanenin müdürü vazifesinde iken siz ta­ lebeler arasında karşı devrimci, milletçi tebligat yaptığınız için kovulmuşsunuz" Cevap: Bana böyle bir suçlama yapılmamıştır. Soru: Siz boş yere verilen soruya cevap vermekten çe­ kinirsiniz. Mahkeme sizin karşı devrimci pantürkist teşkila­ tın üyesi olduğunuzu bilir. Bunu itiraf edermisiniz? Cevap: Kesin olarak reddederim.76 Soru: Bekir Çobanzade'yi tanıyormusunuz? Cevap: Evet, ben, Bekir Çobanzade'yi tanıyorum. Soru: O, pantürkistmidir? Cevap: Evet, o pantürkisttir. Soru: Gubeydullin Pantürkistmidir? Cevap: Ben bunu bilmiyorum. Soru: Siz doğru konuşmuyorsunuz. Siz ne için 1925 / 1926 yılında Özbekistan'ın Baku'daki temsilciliğinin yatakhane müdürlüğünden çıkarıldınız? Cevap: Ben yatakhanenin kapatılması dolayısı ile çıka­ rıldım. Soru: Siz doğru konuşmuyorsunuz. Siz pantürkist ha­ reketlerinize göre işten çıkarılmışsınız.77 (5 Haziran 1937 tarihinde SSRİ EA'mn Azerbaycan şu­ besinin Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsü müdüriyetinin em­ rine göre Halid Seyit Hocayev 4 Haziran' da enstitünün ilmi çalışanlarının listesinden çıkarılmıştır.) 7 Haziran'da başlayıp 9 Haziran'a kadar devam eden 75 Hüseyinoğlu, A., "Divan-u Lugati't-Türk'ün ilk Çevirmeni",

Uluslar ara­

sı Türkiyat Araştırma/arı Bilgi Şöleni Bildirileri 28-30 Mayıs 2008 Kaşgarlı Mah­ nıııd ve Dönemi,

Ankara, 2009, 394-395. 76 Bunyadov, a.g.e. s. 1 89. 77 Babayev, a.g.e., s. 1 35. 1 10


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

işkenceli sorgulama sonucu, bakın nasıl suçlar kabul edil­ miştir. Soru: Siz yine doğru konuşmuyorsunuz. Sizin Baku' da ilmi ve pedagojik kadrolarla karşı devrimci alakanız olmuş­ tur. Cevap: Mecburen kabul ederim ki, aşağıdaki şahıslarla karşı devrimci, milletçi istikamette alakam oldum: Veli Hu­ luflu, Gulam Bağırov, Artur Zifeld, Cabbar Memmedzade, Hanefi Zeynallı, Hüseyinzade Muhtar, (Çobanzade'nin asistanı), Demircizade (Çobanzade'nin asistanı) . Soru: Sizin adını saydığınız bu şahıslarla karşı devrim­ ci alakanız nasıl olmuştur? Cevap: Bu şahısların hepsi ile karşı devrimci, milletçi sohbetler ederdim. Onlar da karşı devrimci, milletçi mev­ zularda konuşurlardı. Ayrıca, Veli Huluflu ve Zifeld, M. Kaşgarlı'nın pantürkist eseri Kitab-ı Divan-ı Lugat'it Türk eserinin tercümesinde bana yardım ederlerdi. Soru: Türkiye istihbaratındaki göreviniz hakkında ko­ nuşın. Cevap: Ben Türkiye istihbaratında çalışmadım.78 İkinci duruşma, 21 Haziran 1937 tarihinde, suçluya üç numaralı proğram tatbik edildikten sonra H. S. Hocayev pantürkist sanatçı gibi cevap verir: "Evet, ben itiraf ede­ rim ki, 1916 yılından haps olunana kadar pantürkist mev­ kide bulundum. Soru: Karşı devrimci pantürkist teşkilata ne zaman ka­ tıldınız? Cevap: 1925 yılında meşhur pantürkist A.S. Gubaydulli'nin BakCı'ya gelişinden sonra. Soru: Pantürkist teşkilat içinde karşı devrimci faaliyet­ niz neden ibaret idi? Cevap: Ben talebe gençler arasında pantürkist tebligat yaparak Sovet hakimiyetine karşı pantürkist kadrolar yetiş78 Babayev, a.g.e., s . 136. 111


Dr. Sebahattin Şimşir

tiriyordum. 7-9 Temmuz' da hakim suçludan sordu: "karşı devrim­ ci milletçi teşkilattaki göreviniz hakkında konuşun." de­ miştir. Cevap: Benim karşı devrimci faaliyetim 1926-1928 yıl­ larında Baku' da tahsil yapan Özbek talebeler arasında geç­ miştir. Soru: 1928 yılından sonra siz karşı devrimci teşkilat fa­ aliyetleri yapmışsınız? Cevap: Hayır yapmadım. Ben pantürkist tebligatı ken­ di eserlerime aksettirdim, özellikle Kaşgarlı Mahmud'un Türk sözleri lugatı kitabının tercümesinde. Soru: Siz doğru konuşmuyorsunuz. Yeter artık, bize karşı mukavenet göstermeyin? Cevap: Evet, itiraf ederim ki, 1935 yılında APİ'nin tale­ besi, milletçe Özbek olan Selimsakov'u karşı devrimci mil­ letçi istikamete yönelttim. 1928 - 1936 yılları arasında üç ki­ şiyi daha bu işe çağırdım. Soru: Siz yine de doğru konuşmuyorsunuz. Baku' da ilmi ve pedagoji işçileri ile karşı devrimci alakanız oldu mu? Cevap: İtiraf etmeye mecburum ki, Veli Huluflu, Gu­ lam Bağırov, Zifled, Cabbar Memmedzade, Hanefi Zeynal­ lı ve asistanlardan Çobanzade, Hüseyinzade ve Demirciza­ de ile karşı devrimci münasbetim oldu. Soru: Sizin onlarla karşı devrimci alaknız neden iba­ ret idi? Cevap: Bu şahıslarla ben pantürkist sohbetler eder­ dim ve onlarda karşı devrimci Pantürkist mevkiden konu­ şurdular. Bundan başka, Veli Huluflu ve Zifeld, Mahmud Kaşgari'nin pantürkist kitabını tercüme ettiğim için beni müdafa ederdiler. Soru: Türkiye istihbaratınızdaki işiniz hakkında konu­ şun. Cevap: Ben Türkiye istihbaratında çalışmadım. 112


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Soru: Siz doğru konuşmuyorsunuz! Bu sorularla ala­ kalı sizin itirafınızı talep ederiz? Cevap: 1918 yılında ben İstanbul üniversitesinin bir grup talebesi ile birlikte Nuri Paşa'nın Türk ordusunda Azerbaycan'a gönderildiğimi itiraf etmeliyim. Biz ordunun "şube ve mahsuse" hususi şubesine tayin olunmuştuk. 14-15 Temmuz, Sorgu Hakimi: Yeter karşı koymayın. Azerbaycan'da Türk ordusundan terhis olduktan sonra sizin Türkiye istih­ baratı ile alakanız konusunda mahkemenin yeteri kadar bil­ gisi var. Cevap: Evet, itiraf etmeliyim ki, tahminen 1924 yılında ben yeniden Türkiye istihbaratı ile alaka kurdum ve tahmi­ nen 1937 yılına kadar onlarla alakamı sürdürdüm. Sorgu Hakimi: Türkiye istihbarabnın verdiği hangi emirleri yerine getirdiniz? Cevap: Türkiye istihbaratının emri üzerine ben teşkila­ tımızın özünü İngiletere'ye meylinden uzaklaştırmak için teşkilabn üyeleri arasında Türkçülük faaliyeti yapardım. Sonuncu defa H.S. Hocayev, 4 Eylül 1937 tarihinde sor­ gulanmıştır. (yani onun mahkemesi üç ay sürmüştür) Ve hakim onun dosyasının sona ermesi hakkında protokol ha­ zırlamıştır. Halil Seyit, "mahkemeye hiçbir ilave yapmamış­ tır." Doğrudur, çünkü o aynı gün, Azerbaycan SSR ÇM'nin 68 nci maddesi üzre ek bir mahkemeye alınmıştır. "karşı devrimci teşkilatın üyesi gibi hem de Türkiye'nin hayrına istihbarat işi yapmıştır." O, Azerbaycan SSR ÇM'nin 73, 70, 63-1 . maddelerinde ifade edilen maddelerle suçlanmıştır.79 Dosyaya 1 1 Eylül tarihinde şu bilgi eklenmiştir; "Ben 1918 yılında İstanbul Üniversitesi'nin bir grup talebe­ si ile birlikte Nuri Paşa'nın Türk ordusunun terkibinde Azerbaycan'a gönderildim. Biz Türk ordusunun "Şube ve 79 Bunyadov, a.g.e., s. 190-191. 1 13


Dr. Sebahattin Şimşir

Mahsuse" adlı hususi şubesine tayin edilmiştik. Bu teşki­ lata Bahaydın Paşa önderlik ederdi ki, bu aynı zamanda Musavat hükumetinin gizli teşkilat idaresinin başkanı idi. Türk ordusu buradan ayrıldıktan sonra, ben 1920 yılından 1937 yılına kadar yeniden Türkiye istihbaratı ile alakada kaldım. 80 1 1 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetinin seyyar toplantısının (Matuleviç, Zaryanov, Jigur) hazırlık toplantısının protokolü hazırlanır. Yine aynı gün H.S. Hocayev'e suçlama kararının sure­ ti taktim edilir. 12 Ekim 1937 tarihinde, SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetinin seyyar toplantısının mahkeme heyetinin protokoli hazırlanmıştır. Hocayev suçlu olduğunu itiraf etmiştir. İlkin sorgula­ mada verdiği ifadeleri tasdik etti ve mahkeme sorgulaması­ na hiçbir ilavesi olmadığını bildirdi. Son sözünde, suçunun hafifletilmesini rica etti. Toplantı saat 15.10 de başladı, saat 13.25 de bitti. Karar: Suçlu Hocayev 1925 yılından umumittifak an­ tisovet pantürkist, tahribatçı, terörcü ve casus teşkilatının üyesidir. Onların maksadı Sovet hakimiyetini devirmek, milli cumhuriyetleri SSRİ' den ayırmak ve birleşik Türk Tatar burjuva devletini kurmaktır. Hocayev muntazam ola­ rak karşı devrimci milletçi tebligat yapmış, karşı devrimci pantürkist teşkilata yeni yeni üyeler çağırmış ve 1924 yılın­ dan 1937 yılına kadar bir dış devletin casusu olmuştur. Yukarıda yazılanlara esasen ve Azerbaycan SSR ÇM'nin 316 ve 317. maddelerine uygun SSRİ Ali mahkeme­ si askeri heyeti Halid Seyit Hocayev'i en ağır cezaya, gül­ lelenmeye mahkum etti. Karar kesindir, şikayet kabul edil­ miyor ve hüküm 1 Aralık 1934 yılı SSRİ ÇPM'nin kararına göre derhal yerine getirilmelidir. 80 Babayev, a.g.e., s. 136-137. 1 14


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Dosyaya 13 Ekim 1937 tarihli bir dilekçe eklenmiştir. Burada, Halid Seyit Hocayev'in güllelenme hükmünün Baku' da icra edildiği gösterilmektedir. 1954 yılı Aralık ayında H.S. Hocayev'in eşi Sara Rıza kızı Hocayeva 13.X.1937 tarihinden 15.V.1941 tarihine ka­ dar ceza kampında bulunmuştur. Dilekçe vererek kocası­ nın dosyası ve onun geleceği hakkında bilgi almayı rica et­ miştir. 16 Nisan 1955 tarihinde S.R. Hocayeva eşi H.S. Hocayev'in dosyasına yeniden bakılmasını rica etmiştir. 81 1956 yılında güvenilir, nüfuzlu beş adama Halid Seyid Hocayev hakkında şahit olarak dinlenmişlerdir; 1 . Sultanlı Ali Abdulloğlu, 1906 doğumlu, profesör, 28 Nisan 1956 tarihinde şöyle diyor: O, (Halid Seyit) şimdide önemini kaybetmemiş olan Türk dillerinin mukayeseli gramerini yazmıştır. Bu kitap akraba dillerin mukayeseli grameri sahasında çok kıymet­ li bir eserdir. Onun üsluba dair eseri orta mektep muallim­ leri ve ali mektep talebelerinin uzun müddet yegane kay­ nağı olmuştur. Son yıllar Azerbaycan dilinin tarihini öğ­ renmek için Arap kaynaklarını dilimize tercüme ediyordu. Onun bütün eserleri gösterir ki, o, kendini, bütün gücünü ve enerjisini Azerbaycan dilciliğinin inkişafına hasretmiştir. Halid Seyit, tevazu sahibi, az konuşan, kendi işine cid­ diyetle yaklaşn bir adam idi. Soran: Zakafkasya Askeri Dairesi savcı yardımcısı, Ad­ liye kaptanı, Karayev. 2. 5.V.1956 tarihli şahit sıfatı ile 1 898 doğumlu, Profesör Feyzulla Samedoğlu Kasımzade sorgulanmıştır: Halid Seyit' in muallim ve talebeler arasında büyük nü­ fuzu var idi. Onu talebeler çok severdi. Ben onda antisovet, karşı devrimci meyl görmedim. Hatta onun bu istikamette tebligat yaptığının da şahidi olmadım. Ben şöyle düşünü81

Bunyadov, a.g.e., s. 192. 115


Dr. Sebahattin Şimşir

rüm ki, o namuslu, vicdanlı ve tevazu sahibi bir Sovyet pe­ dagogu idi. 3. 3 Mayıs 1909 tarihinde doğan Profesör Memmedağa Şireliyev şahit gibi konuşturulur. O devir, ben Halid Seyit'i 1933 yılından tanıyorum. Tutuklanıncaya kadar o benim­ le eski metinleri okumuştur. Derste olduğu gibi, sohbet sa­ atlerinde de hiçbir zaman antisovet hareketlere izin ver­ memiştir. Ayrıca, milletçi ruhta olan fikirler söylememiş­ tir. Ben Halid Seyit'i vicdanlı, namuslu bir Sovyet vatanda­ şı olarak tanıyordum. 4. 23 Mart 1956 tarihinde de, 1905 yılında doğan Pro­ fesör Mikayı! Hasan Refili şahit gibi sorgulanmışhr. O, Ab­ dülrıza Selamzade, Seyid Hüseyin Sadıkzade, Halid Seyit Hocayev, Veli Huluflu, Hanefi Zeynallı, Ali Kerimov hak­ kında hep müspet fikirlerim olmuştur. Onlar hiçbir zaman karşı devrimci, milletçi teşkilatın üyesi olmamıştır.82 SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 16 Mayıs 1957 ta­ rihli kararına göre SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 12 Ekim 1937 tarihinde verdiği hüküm lağv olunmuş ve cina­ yet terkibi olmadığına göre dosya sona erdirilmiştir.

82 Babayev, a.g.e., 141 -142. 116


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

ABDULLA MEHEMMEDOGLU ŞERİFOV Mahkeme Dosya N o: 10497 12493 numaralı dosya üzre suçlananlar mahkeme edil­ dikten ve güllelendikten sonra kasabhane makinesını idare eden cellatlar kendi faaliyetlerinin ikinci merhalesine, yani artık öldürülen adamların ifadelerinde adları geçen şahısla­ rın ortadan kaldırılmasına başlamışlardır. Ailesi uzun yıllar önce Sibirya'ya göç etmiş, Şerifov ise 1923 yılı Haziran ayında Baku' ya gelip, Şark Dilleri Fakülte­ sine kaydolmuştur. 1928 yılında mezun olup doktora prog­ ramına kabul edilmiştir. Bu tarihten sonra 22 kitap yazması onun bilgi ve gücünün önemli göstergesidir. SSCB EA Azerbaycan şubesinin Tarih, Edebiyat ve Dil­ cilik Enstitüsünün, APİ'nin Azerbaycan Dili ve Edebiya­ h meselelerine hasredilmiş 22 ilmi eserin sahibi Abdulla Mehemmedoğlu Şerifov'dur. 1893 tarihinde doğmuş olup, DİK zindanına Bekir Çobanzade, i. Hasenov ve H.S. Hoca­ yev ve başkaları ile alakasından dolayı konulmuştur. Bun­ dan dolayı da 21 Temmuz 1937 tarihinde görevinden alı­ narak tutuklanmıştır. Toplam 5 ay sonra da onu 1 Aralık 1934 tarihli kararın maddelerine göre tutuklanmışhr. Bu, 20 Aralık 1937 tarihinde olmuştur. Tutuklanma şekli önce­ den, Türk'ün büyük katili A vanesyan tarafından hazırlan­ mıştır. Sovyet hükümetine karşı silahlı mücadele yapma1 17


Dr. Sebahattin Şimşir

ya, ilmi yönden zararlı davrandığı ve Ruhulla Ahundov'un ifadesine göre A. M. Şerifov hapsedilmiştir. Avanesyan, A. Şerifov'u karşı devrimci, müsavatçı, burjuva-milletçi teşki­ latın üyesi olduğu üzre mesuliyete çağrılmıştır.83 21 Temmuz 1937 tarihinde A. Şerifov halk düşmanı­ nın yardımcısı ve hizmetçisi olduğundan dolayı işten çı­ karılmıştır. 20 Aralık 1937 tarihinde o, "Sovet hükumetine karşı silahlı mücadele mevkiinde bulunduğuna ve ilmi cep­ hede ziyankarlık işi yap tığına göre" tutuklanmıştır. Kap­ tan A venasyan tarafından hazırlanan dilekçede; "Azerbay­ can SSR HDİK DTİ organları tarafından haps edilmiş karşı devrimci, burjuva-milletçi teşkilat merkezinin üyesi Ruhul­ la Ahundov belirtmiştir ki, Abdulla Şerifov karşı devrim­ ci burjyva-milletçi teşkilahn üyesidir. Onun haps olunup Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70, 73 ncü maddeleri üzre sorumluluğa çağrılmasını zaruri sayarım." Denilmektedir. Başkaları gibi, Abdulla Şerifov da haps olunmuş iş ar­ kadaşlarının başına gelenlerden haberdar idi. Buna göre de, "her şeyi samimi itiraf etmeyi" kararlaştırmıştır. 5 Ocak 1938 tarihinde birinci duruşma da, sorgu ha­ kimi geleneksel soru ile suçluya müracaat etmiştir: "Yakın tanıdıklarınızın adlarını söyleyin. Şeirfov, Çobanzade'nin, Gubaydulli'nin, Tağızade'nin, Zeynallı'nın, Gu­ lam Bağırov'un, İdris Hasanov'un, Davut Guliyev'in, Hocayev'in, Zifled'in, Ziniet Zakirov'un isimlerini söyle­ miştir. Sorgu hakimi önce A. Şerifov'u samimi olmaya davet eder ve her şeyi samimi itiraf etmeye suçluyu razı eder. Bu­ rada yakın olarak tanıdıklarınızın ismini verin sorusuna: B. Çobanzade, A. Gubedullin, A. Tağızade ve H. Zeynallı'nın adını söylemiştir. Tahminen bir hafta sonra sorgu hakimi onun pantür­ kist, karşı devrimci olduğunu ispat etmeye çalışmıştır. 83 Babayev, a.g.e., s. 175. 1 18


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Soru: Siz ne zaman, nerede ve kim tarafından karşı devrimci, pantürkist teşkilata üye kabul edildiniz? Cevap: Beni karşı devrimci, pantürkist teşkilatı 1928 yılı Eylül ayı sonlarında SSCB EA Azerbaycan şubesinin çalışanı, Profesör E. Gubeydullin davet etmiştir. Ben karşı devrimci faaliyetleri sadece Gubeydullin'in talimatı ile ya­ pardım. Onun emri ile Azerbaycan dilinin gramerinde kaba kusurlara yol verir, dilimize yabancı Arap ve Fars terimleri­ ni getirirdim. Bu zararlı faaliyetler, özellikle 1934-1936 yılla­ rına aittir. Özellikle benim iştirakim ile bilinçli olarak Azer­ baycan dilinde harici sözler lugatının neşri durdurulmuş­ tur. Halbuki bu yıllarda bu kitaba talep fazla idi. Lugat'da 1935 yılında basıma hazır idi. SSCB EA Azerbaycan şubesi­ nin çalışanları i. Hesenov, A. Tağızade ve E. Babazade tara­ fından hazırlanan "Azerbaycan Dilinin Orfografiya Lugatı" ise zararlı, pantürkist bakış açısı ile ele alınmıştır.84 13-14 Ocak 1938 tarihinde ikinci duruşma yapılmıştır; Sorgu Hakimi: Siz ne zaman, nerede ve kim tarafın­ dan karşı devrimci pantürkist teşkilata üye gibi çağrıldınız? Cevap: Beni karşı devrimci pantürkist teşkilata 1928 Eylül'ünün sonlarında SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin aski çalışanı, Profesör Gubaydullin çağırmıştır. Ben karşı devrimci işi ancak Gubaydullin'in emri ile yapardım. Onun emri ile Azerbaycan dilinin gramerinde bazı kaba kusurla­ ra yol verir, dilimize yabancı arap, fars terimleri getirirdim. Bu ziyankarlık işi esasen 1934-1936 yıllarına aittir. Şahsen benim katılmam ile bilerek Azerbaycan dilinde harici sözler lugatinin neşri yapılmıştır. Halbuki o yıllarda bu kitaba ta­ lep daha çok idi. Lugat, 1935 yılında neşre hazır idi. SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin çalışanları M. Ha­ sanov, Tağızade ve Babazade tarafından hazırlanmış Azer­ baycan dilinin imla kuralları lugatı esasen ziyankar pan­ türkist mevkiden hazırlanmıştır. 84

Babayev, a.g.e., s. 178. 1 19


Dr. Sebaha ttin Şimşir

Ruhulla Ahundov haps olunduktan sonra ilmi cephe­ de ziyankarlık işi Velibeyov'un yönetimi altında devam et­ tirildi. SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin müdür yarımcısı görevinde çalışan Velibeyov buraya ilmi meselelere yaban­ cı olan çalışanlar almış, onların fikir ve ideallerini karşı dev­ rimci maksatlara yöneltmiştir. 1934-1936 yıllarında ben karşı devrimci pantürkist teş­ kilata yeni yeni üyeler çağırmakla meşgul oldum. Bu de­ virde karşı devrimci milletçi teşkilata şu şahısları çağırdım. 1933 Nisan ayında Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsünün mü­ dürü vazifesini yapmakta olan İdris Hasanov ve 1934 yılın­ da EA'nın Azerbaycan şubesinin asistanı Elekber Babanza­ de onların üzerine şu karşı devrimci vazifeleri verdi. 1 .) Kendilerinin ilmi nazarı ve pratik işlerde, eserlerin­ de ve derslerinde pantürkist ve milletçi düşünceleri yay­ mak. 2.) Talebe gençler arasında burjuva milletçi edebiya­ tı yaygınlaştırarak onları pantürkist ve Sovet hükumetine karşı düşman ruhuyla terbiye etmek. 18 Ocak 1938 tarihinde üçüncü duruşmada A.M. Şeri­ fov karşı devrimci pantürkist teşkilata yeni üyelerin çağrıl­ ması işi ile alakalı ifade vermiştir. 19 Ocak 1938 tarihinde dördüncü duruşmada A.M. Şe­ rifov şunlarla suçlanmıştır. 1 .) 1918 yılından haps olduğu güne kadar (1938'e ka­ dar) karşı devrimci milletçi, pantürkist. 2.) 1920 yılından başlayarak 1938 yılına kadar UİK(B) Psıralarında iken riyakarlık edip, kendi karşı devrimci gö­ rüşlerini partiden gizlemiştir. 3.) 1928 yılı Eylül ayında pantürkist milletçi teşkilat merkezinin üyesi Gubaydullin ile sık karşı devrimci alaka­ da olmuştur. 4.) Sovet hükumetine karşı silahlı isyan hazırlamak ve ziyankarlık işi yapmak yolu ile Birleşik Türk - Tatar Devle120


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

tinin kurulmasında karşı devrimci pantürkist teşkilatın dü­ şüncelerine tam razı idi. 5.) 1930 yılından başlayarak Gubaydulli'nin emri üzre yüksek okul talebeleri ve SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesi­ nin ilmi çalışanları arasında karşı devrimci pantürkist teb­ ligatı genişletmiş ve ilmi cephede ziyankarlık işi yapmıştır. 6.) 1933-1934 yıllarında karşı devrimci teşkilata yeni üyeler çağırmıştır. Onların arasında İdris Hasanov ve Elek­ ber Babazade de var idi. 7.) 1932 yılından haps olunduğu güne kadar Azerbay­ can HDİK'in müvekkili gibi faaliyet göstere göstere kar­ şı devrimci pantürkist teşkilata da dahil olmuştur. Bunu HDİK organlarından gizlemekle riyakarlık ve şerefsizlik etmiştir.85 Okuyucu görüyorsun ki, A.M. Şerifov'un hakkındaki itiraflara nice uydurma ve yalanla doludur. Mahkemenin küme küme yığılmış niyetlerini onaylamak fazladır. Ama hakimler bunlara Azerbaycan' da milli ilmi heyeti aradan çıkaran, var kuvveti ile çalışan kasap dükkanının makinela­ rının sahipleri Beria ve Sumbatov - Topuridze'nin mahke­ me organlarının hizmeti sayesinde nail olmuştur. Kendisi tutuklanmadan önce Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsünün müdürü İdris Hasanov'un imzaladığı 52 nu­ maralı emir ile işinden çıkarılmıştır.86 8 Mart 1938 tarihinde beşinci ve sonuncu duruşmada, yani tahminen 4. mahkemeden iki ay sonra, mahkeme dos­ yanın hala kapanmadığını hatırladı ve A.M. Şerifov'u yeni­ den mahkeme ederek onu casuslukla suçladı. Lakin Şerifov bu mahkemeyi tamamıyla reddetti. 9 Mart 1938 tarihinde A.M. Şerifov'un dosyası üzre mahkemenin başlaması hakkında prtotokol hazırlamıştır. 85 Babayev, a.g.e, s. 179; Bunyadov,a .g.e., s. 198-199. 86 Şamiloğlu, A., "Repressiya Kurbanı Dilci Abdulla Şerifov", yayınlanma­ mış makale. S. 4. (Bu vesile ile Ali Şamil Beye bir kez daha teşekkürler) 121


Dr. Sebahattin Şimşir

15 Mart'ta HDİK muavini Borşov A.M. Şerifov'un Azerbay­ can SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73 ncü mddelerine göre suç­ lanması hakkında verilen kararı tasdik etmiştir. Suçlama kararının metni standart idi: "1937 yılının son­ larında Azerbaycan SSR HDİK organları tarafından karşı devrimci pantürkist teşkilat tespit edilip dağıhlmıştır. Teş­ kilatın esas vazifesi milli cumhuriyetleri SSRİ' den ayırmak, silahlı isyan, ziyankarlık, tahribatçılık, casusluk, VİK(B)P ve Sovet hükumeti yöneticilerine karşı terör tatbik etmek ve Birleşik Türk - Tatar devteti kurmaktır. Azerbaycan karşı devrimci pantürkist teşkilatı, ken­ disinin karşı devrimci faaliyetine umumi ittifak pantürkist merkezle alaklı idi. İlk sırada SSRİ'nin diğer cumhuriyetle­ rindeki sağların karşı devrimci ve milletçi teşkilatları, ay­ rıca kapitalist devletlerin istihbarat elemanları ile sıkı ala­ ka kurdular. 1893 doğumlu, tutuklanmadan önce SSRİ EA'nın Azer­ baycan şubesinin çalışanı APİ'nin Dil ve Edebiyat kürsiisü­ nün müdürü olarak çalışmış A.M. Şerifov suçlandığı için; 1.) Milli Cumhuriyetleri SSRİ'den ayırmak ve Birleşik Türk - Tatar Devleti kurmak maksadıyla isyan hazırlayan karşı devrimci pantürkist teşkilat üyesi idi. 2.) İlmi cepheden karşı. devrimci pantürkist tebligat ya­ par ve ziyankarlık işi ile meşgul olurdu. 3.) Karşı devrimci pantürkist teşkilata yeni üyeler ça­ ğırmakta faal rol almış, 2 kişiyi şahsek kendisi teşkilata üye yapmıştır. 4.) Sovet hükumetine karşı silahlı isyan hakkında karşı devrimci teşkilatın proğramına tam ortak idi. 5.) Azerbaycan SSR HDİK'in müvekkili olarak karşı devrimci pantürkist teşkilatın üyesi idi. Yeni Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73 ncü maddelerinde ifade edilen cinayetlerle suçlanır. A.M. Şerifov kendini tam suçlu kabul etmiştir." 122


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

4 ay sonra, 2 Temmuz 1938 tarihinde SSRİ Ali Soveti askeri heyetinin (Matuleviç, Kolpakov, Kulik) hazırlık top­ lantısının protokolü hazırlanmıştır: "Abdulla Memmedoğ­ lu Şerifov'un dosyası Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73 ncü maddeleri üzre mahkemeye verilsin. Dosyaya 1.XII. 34. yıl kanununa uygun mahkeme toplantısında savunma­ cısız, suçlamacısız vre şahtisiz bakılsın." 3 Temmuz 1938 tarihinde, SSRİ Ali mahkemesi aske­ ri heyetinin mahkeme toplanhsı yapılmışhr. Toplantı saat 18.15 de başlamıştır. A.M. Şerifov kendini tam suçlu bilmiştir. Son söz ola­ rak 22 dersliğin müellifi olduğunu nazara alıp, suçunun ha­ fifletilmesini rica etmiştir. Toplantı 18.25 de (10 dakika için­ de alimin kaderi belli olmuştur) bitmiştir. 3 Temmuz 1938 tarihinde Abdulla Şerifov en ağır ceza­ ya, güllelenmeye mahkum olmuştur. Hüküm derhal yerine getirilmiştir. Dosyada A.M. Şerifov'un güllelenme hükmü­ nün Bakfı'da, 3 Temmuz 1938 tarihinde yerine getirilmesi hakkında bilgi vardır. 3 Temmuz 1938 tarihinde aynı üçlük mahkeme top­ lantısını yapmıştır. Mahkeme 18.15' de başlamış, 18.25' de sona ermiş ve güllelenmeye mahkum edilmiştir. Aynı gece de kurşuna dizilmiştir. Yine kurşuna dizilenlerin ailele­ ri bir kaide haline gelen 8 yıllık sürgün cezasına gönderil­ me anlayışı gereği Abdulla Şerifov'un eşi Fatma Zinnurkızı Şerifova'da sürgüne gönderilmiştir. 87 18 Ekim 1955 tarihinde A.M. Şerifov'un eşi Fatma Zin­ nur kızı Şerifova SSRİ Baş savcısı Rudenko'ya bir dilekçe yazarak dosyaya yeniden bakılması ricası ile müracaat et­ miştir. F. Şerifova vatan haininin aile üyesi olarak yıllar­ ca ceza kamplarında tutulmuştur. 27 Temmuz ve 31 Ekim 1956 tarihlerinde A.M. Şerifov'un dosyasına yeniden bakıl­ ması hakkında karar hazırlanmıştır. 87 Babayev, a.g.e, s. 180. 123


Dr. Sebahattin Şimşir

30 Mayıs 1957 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin kararına göre, 3 Temmuz 1938 tarihinde A.M. Şerifov'un dosyası ile alakalı verilen hüküm lağv olunmuş, cinayet terkibi olmadığı için dosya kapatılmıştır.88

88 Bunyadov, a.g.e. s. 201. 124


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

AGAMİR SADIKOGLU MEMMEDOV Mahkeme Dosya No: 12493 30 ncu yılların repressiya kurbanlarından biri de SSRİ ilimler Akademisi Azerbaycan şubesinin baş ilmi çalışa­ nı, ADU'nun kütüphanesinin müdürü Agamir Sadık oğlu Memmedov olmuştur. O, 1900 yılında Gence'de doğmuş­ tur. İhtisas olarak tarihçi idi. A. Memmedov da 12493-221 numara ile sorgulanmışhr. "Azerbaycan SSR'de yasa dışı karşı devrimci teşkilat­ ların üyeleri Salamzade, Hasanbeyov, Çobanzade, Huluf­ lu, Bukşpan, Tihomirov ve Bilenderli'nin" verdiği ifadeler doğrultusunda Agamir Memmedov 7 Ekim 1937 tarihinde tutuklanmış ve "karşı devrimci teşkilahn faal üyesi" olarak Azerbaycan SSR ÇM'nin 73 ve 72 nci maddeleri üzre cina­ yet mesulüyetine çağrılmışhr. 7 Ekim 1937 tarihinde birinci duruşmada sorgu hakimi AS. Memmedov'a şöyle bir soru sorar: "Azerbaycan kar­ şı devrimci milletçi teşkilahn üyesi olduğunuzu itiraf eder. . . ? mısınız . Cevap: Reddederim. Ben karşı devrimci milletçi teşki­ latın üyesi olmadım ve böyle bir teşkilahn faaliyeti hakkın­ da hiçbir bilgim yoktur. Mahkemede aradan sonra 12493 numaralı mahke­ me dosyası üzre suçlanan G.S. Gubaydullin'le AS. Mem­ medov yüzleştirilmiştir. G.S. Gubaydullin'e sorulan soru: "AS. Memmedov'un karşı devrimci faaliyeti hakkında siz ne biliyordunuz? 125


Dr. Sebahattin Şimşir

Cevap: Agamir Memmedov'u bu işe ben, yani Gubay­ dullin, 1927 yılında pantürkist ruhla hazırlamış ve karşı devrimci milletçi teşkilata çağırmıştım. O, benim emrimle karşı devrimci iş yapardı." 19 Temmuz 1937 tarihinde aynı dosya üzre suçlanan, di­ ğer suçlu V. Huluflu da ifadesinde; " Agamir Memmedov'u karşı devrimci milletçi teşkilata ben çağırmıştım" demiştir. A.S. Memmedov'un cevabı: "G.S. Gubaydullin'in ifa­ desini kesinlikle reddederim, ona göre de, dedikleri doğ­ ru değildir. Ben hiçbir zaman pantürkisr olmadım ve Sovet hükumetinin siyaseti aleyhine hiçbir karşı devrimci iş yap­ madım. Gubaydullin kendi vaziyetini hafifletmek maksadı ile benim hakkımda yalan ifade verir. Gubaydullin ile hiç­ bir düşmanlığım ve şahsi garezim yoktur." B. Çobanzade ile yüzleştirilirken Agamir Memmedov onun adına söylediklerini de reddetmiş ve şöyle konuşmuş­ tur: "Ben hiçbir zaman pantürkist olmadım." B.H. Tihomi­ rov ile yüzleştirilirken A. Memmedov; "Yüzleşirken benim hakkımda verilen ifadeler yalandır. Ben hiçbir zaman karşı devrimci olmadığımı yeniden tasdik ederim" demiştir. Dosyanın 10 ncu sahifesinde, 14 Ekim 1937 tarihinde yazılmış imzasız bir mektup bulunmaktadır. Burada ülke­ nin yöneticilerinin adlarına mehdiyeler söylendikten son­ ra; "Halkların kendi vatanlarına ziyan veren çok ziyankar­ lı ve düşmanları var. Ben bir musavatçı hakkında size bilgi vermeyi kendime vatandaşlık borcu olarak görürüm: Me­ sela, SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin ilmi işçisi ADU ve APİ'nin öğretmeni, halk düşmanı, Profesör Hasanbeyov'un sağ kolu, Kirovabad' da doğmuş, Baku'da uzun zamandır yaşayan, vatandaş Ağamir Memmedov, onun babası, am­ cası, amca oğulları, kısaca bütün Memmedovlar ailesi Mu­ savat Partisi üyesidirler. Hasanbeyov'un bütün sırlarını Ağamir Memmedov' dan öğrenmek mümkündür. O, bu­ nun gibi ziyankarlardan Profesör Huluflu ve SSRİ EA'nın 126


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Azerbaycan şubesinin ilmi çalışanı Hasan İmanov ile ala­ ka kuruyor. Bir sözle, sizi temin ederim ki, ondan Profesör Hasanbeyov, Profesör Huluflu ve çoğu Musavatçı hakkın­ da hayli şey öğrenilebilir." 19 Ekim 1937 tarihinde ikinci duruşma'da A.S. Mem­ medov şöyle cevap verir; "Ben karşı devrimci iş yapmadım ve hiçbir zaman karşı dervrimci teşkilatın üyesi olmadım." Üçüncü duruşma (22 Kasım 1937 tarihinde) Sorgu Hakimi: Karşı devrimci teşkilatın üyesi olduğu­ nuzu itiraf edermisiniz? A.S. Memmedov: Hayır, itiraf etmiyorum. Sorgu Hakimi: Karşı devrimci milletçilerden ve Trots­ kicilerden şahsen kimleri tanıyorsunuz ve sizin onlarla ala­ kanızm karekteri neden ibaret idi? Cevap: Ben Trotskicilerden ve karşı devrimci milletçi­ lerden hiç kimseyi tanımıyorum ve onlarla hiçbir alakam yoktur. Dördüncü, beşinci ve altıncı duruşmalarda A. Mem­ medov mahkemenin bütün suçlamalarını reddeder. Duruşma aralarında Agamir Memmedov bu dosyanın diğer suçlanan suçluları ile tanışhrılır. Böylece, 19 Aralık 1936 tarihinde B.N. Tihomirov'un verdiği ifadelerden öğrendik ki, AS. Memmedov "be­ han" idi. 16 Mart 1937 tarihinde H. Bilenderli'nin ifade­ sinden anlaşıldı ki, AS. Memmedov'un yazdığı Beha­ nizm, İslam yahud Panislamizm kitaplarında onun "kar­ şı devrimci milletçi görüşleri daha açık gösterilir." 10 Mart 1937 tarihinde V. Huluflu; "Agamir Memmedov'un kendi­ nin Azerbaycan' da kentli siyam broşüründe Çarizme kar­ şı mücadele eden kentlilerle birlikte Bey ve Hanları da mü­ cadeleci gibi idealleştirmiştir." demiştir. 7 Şubat 1937 tari­ hinde A.S. Bulşpan, "Agamir Memmedov kendini Çarizm devrinde Azerbaycan'da tehkimcilik münasebetlerinin ka­ nunlaştırılması" eserinde Çarizmi Azerbaycan' da yürüttü127


Dr. Sebahattin Şimşir

ğü tahkimcilik esaslarının tekrar olunduğunu iddia eden görüşer tebliğ ederdi" demiştir. (Böylece, biz ancak mahkeme dosyasından öğrendik ki, Agamir Memmedov nasıl bir tetkikatçı olmuş ve ne tür cid­ di eserler yazmıştır. Lakin çok teessüf ki, onun hiçbir eseri korunup saklanmamıştır. Milli orduları mahv eden kasab­ hane makinesı nasıl özel zarafet ve aynı zamanda son de­ rece dakik çalışmıştır. Liyakatli milli düşünce hadimlerinin mahv edilmesi kafi değilmiş gibi, ilave olarak onların oluş­ turdukları halk için koyup gittikleri inciler de yok edilmiş­ tir. Bütün bunlar ilmim alanında çalışacak gelecek nesille­ rin boş yerden başlaması için görülürdü.) Dosyaya 10 Ekim 1937 tarihinde yazılmış bir de akt ek­ lenmiştir. Burada; "Gubaydullin ve Tihomirov'la yüzleşti­ rilirken Agamir Memmedov ısrarla, kendisine iftira atıldı­ ğını söylemiştir. Belirtilen sebebe göre Memmedov yüzleş­ me zamanı yazılan protokolü imzalamaktan imtina etmiş­ tir. 1 Aralık 1937 tarihinde Agamir Memmedov suçlanmış­ tır ve bundan dolayı; "Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olmuş, UİK(B)P ve Sovet hükumetine karşı mücadele metodlarından biri gibi ferdi terörün tatbik edil­ mesi mevkiine dayanmış, bunun gibi kapitalist devletlerin temsilcileri ile karşı devrimci alaka kurmuş, onları Azer­ baycan SSR'deki durumla ilgili bilgilendirmiştir." A.S. Memmedov'a Azerbaycan SSR ÇM'nin 17 / 70., 65. maddeleri üzre ilave suçlamalar da verilmiştir. 4 Aralık 1937 tarihinde Kaptan Avanesov tarafından sonuncu duruşma kararı alınmıştır. Kararda, 1) A.S. Memmedov Azerbaycan'ın SSRİ'den silah yolu ile ayrılmasını, parti ve hükumet yöneticilerine karşı terör­ cü aktler tertip etmeyi hedefleyen, karşı devrimci Trotskici terörist merkez ve sağların karşı devrimci teşkilatları ile ala­ kada olan Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilat blo128


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

kunda faaliyet gösteren karşı devrimci terörist -pantürkist teşkilahn üyesi idi. 2.) Trotskici teşkilatla karşı devrimci alaka kurmuş, partiye ve hükumet yöneticilerine karşı ferdi terörün tatbik edilmesi mevkkinde durmuştur. 3.) Kısaca karşı devrimci olarak çalışmıştır. Burada pantürkist tebligat, ilmi eserlerinde ve derslerinde karşı devrimci milletçi görüşler geniş tesir yapmıştır. Ayrıca Tür­ kiye konsolosu ile karşı devrimci alakada olmuş, onun va­ sıtasıyla Azerbaycan SSR' de karşı devrimci dosyanın vazi­ yeti hakkında dışarıya bilgi vermiştir. Kendisini suçlu görmüştür" diye yazmıştır. 4 Ocak 1938 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri heye­ tinin (Nikitenko, İyevlev, İşenko) hazırlık toplantısının pro­ tokolü tatbik olunmuştur. Agamir Sadık oğlu Memmedov 1 Aralık 1934 tarihli kanuna uygun olarak Azerbaycan SSR ÇM'nin 73, 70 nci maddeleri üzre mahkemeye verilmedi, Dosyaya bakan mahkeme toplantısında, şahitsiz, suclama­ cısız ve müdafacısız bakılsın. 5 Ocak 1938 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yetinin toplantısında "suçlu A.S. Memmedov kendini suç­ lu görmemiştir. Karşı devrimci teşkilatın üyesi olmamıştır, ne için ona iftira attıklarını izah edememiştir. Hiç kimse ile kötü münasebeti olmamıştır. Suçlu son sözünde kendisine iftira atıldığına inanılmasını rica etmiştir. Toplantı saat l l 'de başlamış, 1 1 .20'de bitmiştir. 5 Ocak 1938 tarihinde SSRİ Ali mahkemesi askeri he­ yeti Agamir oğlu Memmedov'u en ağır cezaya, güllelenme­ ye mahkum etmiştir. Hüküm kesin olup, o, SSRİ MİK'nın 1 Aralık 1934 tarihindeki kararına esasen derhal yerine geti­ rilmiştir. Dosyanın 59. sahifesinde kararın, 6 Ocak 1938 tarihin­ de yerine getirilmesi hakkında bilgi vardır. Lakin dosyanın 68. sahifesinde ki bilgi de ise, A.S. Memmedov'un güllelen129


Dr. Sebahattin Şimşir

mesi hakkındaki hükmün 5 Ocak 1938 tarihinde Baku'da yerine getirildiği bildirilmektedir. Hükmün yerine getirilmesi hakkında akt SSRİ HDİK'nın I. Hususi şubesinin özel arşivinde bulunmakta­ dır. Böylece, tarih alimi Agamir Sadık oğlu Memmedov'un üç aydan (7.X.37-5.I.38) kısa süren duruşmasında uydurul­ muş ve suni surette hazırlanmış cinayetlerle suçlanmış ve kesin bir şekilde hiçbir şeyi kabul etmediğine bakmayarak, mahv edilmiş, milli orduları, alimleri, yazarları, medeniyet ve edebiyat yok etmeye yönelik Stalin - Bağırov kurbanları­ nın uzun listesine onun da adı ilave olunmuştur. 18 Nisan 1955 tarihinde Agamir Memmedov'un karde­ şi Kamal ailelerinin bu rezil lekeden temizlenmesi ve karde­ şinin beraat etmesi ricası ile müracatta bulunmuştur. 15 Haziran 1956 tarihinde A.S. Memmedov'un dosya­ sı ile alakadar SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 10 Ocak 1938 tarihinde çıkardığı hükmün lağv ve dosyanın kapahl­ ması hakkında karar hazırlanmıştır. A.S. Memmedov'un eşi Neyme Reşit kızı (yazar, ma­ arifçi, pedagog Reşit Beyefendinin kızı) halk düşmanının aile üyesi olduğundan 10 Nisan 1938 tarihinde tutuklanmış ve aynı yılın Mayıs'ında 8 yıl müddetle hürriyetinden mah­ rum olarak ceza kamplarına gönderilmiştir. 1 7 Kasım 1956 tarihinde Nayme Reşit kızı kendisinin ve kocasının beraat etmesini rica etmiştir. Vaziyetle · alakalı A.S. Memmedov'un dosyasına ye­ niden bakılmış ve SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinin 5 Ocak 1938 tarihinde verdiği hüküm lağv edilmiş ve cinayet terkibi olmadığına göre dosya kapahlmıştır.89

89 Bunyadov, a.g.e., 201-207. 130


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

İDRİS MEŞEDİ ZAMANOGLU HASANOV Mahkeme Dosya No: 10497 (25440) 12493 numaralı mahkeme dosyası üzre suçlananlar­ dan B. Çobanzade, V. Huluflu, A. Şerifov kendi ifadelerin­ de şunları söylemişlerdir: N. Çobanzade, 1930 yılında ben İdris hasanov ile karşı devrimci alaka kurdum ve alaka­ mız tutuklanıncaya kadar devam etmiştir; V. Huluflu, kar­ şı devrimci milletçi teşkilata Azerbaycanlılardan İdris Ha­ sanov da dahil idi. (19.VII.1937); A. Şerifov, Tarih, Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsünün müdürü muavini İdris Hasanov'u karşı devrimci pantürkist teşkilata ben 1933 Nisan'ında ça­ ğırdım. (14.1.1938) demiştir. 3 Mart 1938 tarihinde, 1897 tarihinde Gence'de doğ­ muş, SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin Tarih, Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsünün müdür muavini İdris Hasanov'uP. tu­ tuklanması hakkında karar çıkarıldı. 3 Nisan 1938 taril tin­ de iV. Şubeden Karaveliyev, Baku'da Kolodeznaya 19 m­ mara 4 nolu evde oturan İdris Hasanov'un evini arar. A ra­ mada aynı şubeden Avanesov ve evler idaresi temsilcisi Kasımov' da yer almıştır. Aramada şunlar alınıp götürül­ müştür. 1 . Pasaport, 2. Askeri kimlik, 3. Çalışma vesikası, 4. 44 adet kitap, 5. İdris Hasanov'un basılmış kitapları, 6. Şahsi ve çalışma amaçlı vesikalar. 7. Fotoğraf, 131


Dr. Sebahattin Şimşir

O, Azerbaycan SSR ÇM'nin 72, 73. maddelerine göre suçlanmıştır. Tutuklanması hakkında karar 5 Nisan 1938 ta­ rihinde Hasanov'a bildirilmiştir.90 Ancak aynı gün SSB.İ EA'nın Azerbaycan şubesinin ri­ yaset heyeti İdris Hasanov'un ifşa olunmuş halk düşmanı gibi Tarih, Edebiyat ve Dilcilik Enstitüsünün müdür yar­ dımcılarından ve riyaset heyeti üyeliğinden ihraç edilme­ si konusunda kararı kabul etti. 16.IV.1938 tarihinde veri­ len emirde ise; "İdris Hasanov müdür muavinliği görevin­ den azad edilsin ve ifşa olunmuş halk düşmanı gibi 4 Nisan 1938 tarihinde Enstitünün çalışanlarının listesinden çıkarıl­ sın" denilmiştir. İdris Hasanov'un mahkeme dosyasında Enstitü­ nün müdürü A. Klimov ve Dilcilik şubesinin müdürü D. Guliyev'in imzası ile İlimler Akademisi'nin parti teşkilatı­ nın adına yazılmış dilekçe de var idi. Burada; "Enstitünün eski müdür muavini İdris Hasanov hakkında sorumuza şöyle cevap verilir: İdris Hasanov Azerbaycan dilciliği sa­ hasında uzun bir zaman pantürkist tebligat ve ziyankarlık işi yapmıştır. O, 1926 yılında, Gence ahalisinin dialekte­ ğinde mensubiyet şekilcisiz isimlerin hallanması adlı ilk eserinin daha ilk satırından itibaren pantürkist tebligatını yaymaya başlıyor. Onun bütün fikir ve mülahazaları Va­ hit kadim Türk dille ri 'nin varisi olan Türk Dili hakkında pantürkist musavatçı düşüncelerin devamıdır. Pantürkist düşünceye sahip olan i. Hasanov Azerbaycan Dili'nin gra­ merini Osmanlı formalarını tatbik etmek fikrinde olduğu­ nu söylemiştir. (Mesela, almamış, gelmemiş -almadan, gel­ meden gibi) Bunlara ek olarak, Azerbaycan Dilinde, o, Rus ve beynelmilel kelimeleri varvarizm ve "yad" kelimeler olarak adlandırır. Azerbaycan çalışanlarının İ.V. Stalin'e mektubu yazısından alıntı yapan i. Hasanov; "Azerbaycan Dili, Azerbaycan mekteplerinden kovulmak 1,üzeredir" de90

Babayev, a.g.e., s. 165; Bunyadov, a.g.e., 132

s.

207.


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

mektedir. Bunu kabaca tahrif etmek olmaz. Bu, karşı dev­ rimci fitnekarlık ve iftiradır. (Gramatika 1. Bölüm, martolo­ kiya, Bakı, 1937, s.38) Azerbaycan Dili'nin imla kuralları ha­ zırlanırken, i. Hasanov diğer vatan hainleri ile Çobanzade, Tağızade vb. ile birlikte Azerbaycan dilini Arap, Fars, Os­ manlı sözleri ile doldurmağa çalışmış ve bah kapitalist ül­ kelerinin medeniyetini tebliğ etmiştir. APİ için muallim he­ yetinin hazırlanması işinde de ziyankarlık mevkiinde faali­ yet göstermiştir. Bilginin metnini kısaltsak da, numune gibi misal geti­ rilen parçadan okuyucular çok iyi anlar ki, arkadaşları ta­ rafından verilen böyle akademik tercüme-i halden sonra Hasanov'un talihi nasıl sonuçlanabilirdi.91 5 Nisan 1938 tarihinde birinci duruşma: Sorgu Hakimi: Siz karşı devrimci milletçi olarak faa­ liyet gösteren teşkilahn üyesisiniz. Bunu itiraf edermisiniz? Cevap: Hayır itiraf etmiyorum. Sorgu Hakimi: Adını söylediğimiz teşkilatın üyesi ol­ duğunuz bizim tarafımızdan bilinmektedir. Onun için karşı koymanız akla mantığa aykırıdır. Doğru konuşmanızı tav­ siye ederiz. Cevap: Ben karşı devrimci teşkilatın üyesi olmadığımı kendi ifademde belirttim. İkinci duruşma tahminen 6 ay sonra, 28 Eylül' de yapıl­ mışhr. Şunu da kaydedelim ki, i. Hasanov'un dosyasında ancak iki mahkemenin belgeleri var idi. Güya sonraki mah­ kemenin prtokolü yoktu. Lakin biz dosyanın gidişahndan anlarız ki, (İ. Hasanov Beria'ya 9.IV. 1939 tarihinde dilekçe yazmışhr) Üçüncü duruşma da olmuştur. Bu duruşmanın gidişatı ile tanışalım: Sorgu Hakimi: Mahkeme direnmenizi bırakmanızı ve karşı devrimci faaliyetiniz hakkında ayrıntılı konuşmanızı sizden talep eder. 91 Bunyadov, a.g.e., s. 208. 133


Dr. Sebahattin Şimşir

Cevap: Ben karşı devrimci faaliyetle meşgul olmadım ve olmuyorum. Sorgu Hakimi: Baku'da siz kimlerle karşı devrimci alaka kurmuştunuz? Cevap: Hiç kimseyle. Sorgu Hakimi: Tağızade'yi tamrmısınız? Cevap: Evet, tanırım. Sorgu Hakimi: Siz onunla karşı devrimci münasebet­ te olmadınız mı? Cevap: Hayır. Sorgu Hakimi: Yine de doğru konuşmuyorsunuz. Sizi ifşa etmek için B. Çobanzade'nin ifadesindeki bir cümleyi okuyoruz: "O, (yani Tağızade) Bakfı'da İdris Hasanov ile sıkı münasebet kuruyordu." Bunu itiraf ederrnisiniz? Cevap: Hayır, itiraf etmiyorum. Sorgu Hakimi: Bekir Çobanzade ile karşı devrimci münasebette olduğunuzu kabul edermisiniz? Cevap: Hayır, etmem. Sonra hakim İdris Hasanov'a 13-14 Ocak 1938 tarihin­ de Şerivof'un, 16 Şubat 1937 tarihinde B. Çobanzade'nin, 19 Temmuz 1937 tarihinde V. Huluflu'nun verdikleri ifadele­ ri okuyor. İdris Hasanov okunan ifadeleri de, kendinin kar­ şı devrimci milletçi teşkilata üyeliğini de kesin olarak red­ deder. 29 Haziran 1938 tarihinde A. Şerifov ile yapılan yüz­ leşme de i. Hasanov Şerifov'un ifadelerini yine de redde­ der ve kendisinin her hangi bir teşkilatta faaliyet gösterdi­ ğini kabul etmez. İ. Hasanov'un aleyhine şahit sıfah ile A. Klimov (Ha­ sanov Enstitünün mali planını bozmuştu vs.) SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesinin başkan vekili J. Kozin (Hasanov za­ manında Enstitünün gelişmediğini) ifadeler vermişlerdir. Lakin Hasanov bu ifadeleri de reddetmiştir. 30 Eylül 1938 tarihinde İdris Hasanov'un dosyası üzre 134


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

mahkemenin sona ermesi hakkında protokol hazırlanmış­ tır. "Suçlunun başka hiçbir ilavesi yoktur." 26 Aralık 1938 tarihinde mahkemenin sona ermesi hak­ kında ikinci defa protokol hazırlanır: "Suçlu İdris Hasanov kendisinin milletçi teşkilata üyeliğini kesinlikle reddeder, SSRİ EA'nın Azerbaycan şubesindeki ziyankarlık işi ile ala­ kalı şahitlerin verdikleri ifadeleri tasdik etmiyor." 15 Mart 1939 tarihinde DTK'nın Teğmen G.B. Mustafa­ yev ve onbaşı G.B. Babayev'in katrılımı ile şu akt hazırlan­ mışhr: "15 Mart 1939 tarihinde benim tarafımdan Baku du­ ruşma hapishanesinden mahkemenin sona ermesi maksa­ dıyla açğrılan suçlu İdris Meşedi Zamanoğlu Hasnov ona taktim olunan mahkeme dosyası ile tanışmaktan kaçınmış­ tır, protokolü imzalamamıştır. 29 Mart 1939 tarihinde İdris Hasanov'un dosyası üzre belgeler 10497 numaralı mahkeme dosyasından ayrılmış ve müstakil dosya gibi ayrı bir numara ile incelenmesine karar verilmiştir. (25440) 29 Mart 1 939 tarihinde İdris Hasanov'un Azerbaycan SSR ÇM'nin 72, 73. maddelerinde dikkate alınan cinayetler­ le suçlanması hakkında karar tertip olunmuştur. "1936 yılı­ nın sonlarında Baku şehrinde Azerbaycan SSR HDİK tadın­ dan silahlı isyan yolu ile Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması vazifesinde çalışan karşı devrimci milletçi teşkilat ortaya çı­ karılmış ve dağıtılmışhr. Mahkeme tarafından, İdris Meşedi Zaman oğlu Hasa­ nov bu teşkilata onun faal üyesi Abdulla Şerifov tadından çağrıldığı belirtilmiştir. 19.VI.1938 tarihinde Hasanov'a ya­ pılan yüzleşmede Şerifov bunu tam tasdik etmiştir. Karşı devrimci teşkilatın faal üyesi gibi İdris Hasanov kendisinin ilmi, nazari-pratik işlerinde, eserlerinde ve ders­ lerinde pantürkist ve milletçilik ideallerini tebliğ etmiştir. Gençler arasında burjuva-milletçi edebiyatı yaymış, onları pantürkist ve Sovet hükumetine karşı düşman bir ruhla ha135


Dr. Sebahattin Şimşir

zırlamıştır. 1935 yılında imla kurallarının zararlı teşkilinde faal olmuştur. Yukarıda söylenenlere esasen, İdris Meşedi zaman oğlu Hasanov suçlandığı içindir ki; 1.) Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması görevini üzerine alan karşı devrimci pantürkist milletçi teşkilatın üyesi ol­ muştur. Buraya 1933 yılında SSRİ EA'nın Azerbaycan şube­ sinin ilmi çalışanı Abdulla Şerifov tarafından çağrılmıştır. 2.) Karşı devrimci teşkilatın üyesi gibi bir sahada faali­ yet gösteren birçok şahısla alaka kurmuştur. Yapılan bütün karşı devrimci işlere yakından iştirak etmiştir. Kendini suçlu kabul etmemiştir." 30 Mart 1939 tarihinde Azerbaycan SSR'nin hususi iş­ ler üzre savcı muavini Seliverstov İdris Hasanov'un dos­ yasını SSRİ HDİK yanında hususi toplantda bakılması için verme kararı alır. Hususi toplantının gündemi Azerbaycan SSR HDİK muavini Kerimov tarafından imzalanmıştır. 9 Nisan 1939 tarihinde İdris Hasanov SSRİ HDİK komi­ seri Beria' ya dilekçe ile müracaat eder. Burada, o, karşı dev­ rimci teşkilatın faaliyeti hakkında bilgisi ve üyesi olmadı­ ğını belirtir. Birinci duruşmadan (5.IV.1938) sonra 85 gün, daha sonra ise 4 ay 1 6 gün duruşmaya çağrılmamıştır. İdris Hasanov aleyhine verilen bütün suçlamaları reddetmiştir. (Elbette, Beria Hasanov'tın dilekçesini, zannederim ki hiç­ bir zaman görmemiştir. Z.B.) 2 Haziran 1939 tarihinde Moskova savcısı Leontiyev, İdris Hasanov'un dosyasına şunları da ilave eder: "İdris Hasanov'un suçu ispatlanmıştır. Karşı devrimci faaliyetine göre suçlu en ağır cezaya mahkum edilmelidir. Dosya SSRİ HDİK yanında özel toplantıda ele alınmalıdır. Onun ceza­ sını ıslah - emek kampında çekmekle 8 yıl süreyle hürriye­ tinden mahrum olunmasını teklif ederim. " 1939 yılı SSRİ HDİK yanında özle toplantının 14 numa­ ralı protokolünde gıyabi olarak İdris Hasanov'un da mah­ keme edildiği belirtilmiştir. "Sorgulamalar No:20, Mahke136


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

me dosya no: 25440. kararı verilenler; İdris Meşedi Zaman oğlu Hasanov anti sovet teşkilatına iştirakinden dolayı 8 yıl müddetle ıslah-emek kampına gönderilsin." Protokolü özel toplantı katibliğinin reisi Markoyev imzalamıştır. SSRİ dahili işler nazırlığının Şimal-şark kampında 8 yıl hapis cezasından sonra İdris Hasanov vatana dönmüş­ tür� Baku'da yaşamasına izin verilmemiştir. Bundan dolayı Gence'ye gitmiş, profesör olmasına rağmen 5 ve 6 numaralı okullarda sıradan öğretmen olarak çalışmıştır. 25 Eylül 1949 tarihinde o, Kirovabad'dan SSRİ nazırlar Soveti'nin başkanı Stalin'e, SSRİ Ali soveti riyaset heyeti­ ne ve Azerbaycan SSR DTİ'ye dilekçe ile müracaat edilmiş­ tir. Dilekçesinde Baku'ya gitmeyi, eski ilmi işine dönmesine izin verilmesini rica etmiştir. Üst makamlarda değerlendiri­ len dilekçe, İ. Hasanov'a ne yazık ki yardım etmediği gibi, aksine onun tekrar suçlanmasına sebep oldu. 1 1 Aralık 1949 tarihinde Azerbaycan SSR Kirova­ bad ilçe DT şubesinin reisi Memmedov şu emri almıştır: "Hasanov'u bulun ve onu nezaret altına alın" (Tehlikeli şa­ hıs gibi Z.B.) 21 Aralık 1949 tarihinde İdris Hasanov yeniden tutuk­ landı ve BakO.'ya getirildi. 17 Ocak 1950 tarihinde 811 numaralı mahkeme dosya­ sına göre suçlama kararı hazırlandı. Burada suçlu İdris Me­ medi Zaman oğlu Hasanov Azerbaycan SSR ÇM'nin 72/ l kısım ve 73. maddelerine göre suçlandı. "Antisovet milletçi faaliyetine göre mahkeme edilmiş, İ. Hasanov ıslah-emek kampında haps cezasını çektikten sonra Azerbaycan'a dönmüş ve Kirovabad şehrinde yaşa­ mıştır. İdris Hasanov'un azatlıkta kalması tehlikeli olduğu için o, 21 Aralık 1949 tarihinde tutuklanmıştır. Islah-emek kampından döndükten sonra dosyasına yeniden bakılması ile alakalı 6 dilekçe vermiş, ama dilekçelerine cevap alama­ mıştır. Hala suçlu olduğunu kabul etmiyor. 137


Dr. Sebahattin Şimşir

Teklif ederiz ki: Tehlikeli element gibi mahkeme olan İdris Hasanov Sovet ittifakının en uzak rayonlarından biri­ ne sürgün edilsin." Elde olan vesikalara göre İdris Hasanov'un nereye sür­ gün edildiği belli değil. Onun sürügnden dönüp dönmedi­ ği, sağ olup olmadığı hala bilinmemektedir. 29 Temmuz 1957 tarihinde Azerbaycan SSR savcısı Pol­ janski İdris Hasanov'un dosyasına yeniden bakılmasını is­ temiştir. Bu dosya da i. Hasanov'un kızı Ulduz Hasanov'un çok büyük emeği olmuştur. 27 Eylül 1957 tarihinde İdris Hasanov'un dosyası ile alakalı çıkarılan hüküm lağv edilmiş, cinayet terkibi olma­ dığı için dosya kapatılmıştır.92

92 Bunyadov, a.g.e., 209-213; Babayev, a.g.e., s. 1 67-175. 138


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

TAGI ABBASOGLU ŞAHBAZİ N ahkeme Dosya N o: 12493-153. 2 Kasım 1937 tarihinde Azerbaycan SSR HDİK idaresi reisi Sumbatov'a aşağıdaki konuda bilgi verilmiştir: "1892 yılında doğan, Filoloji Enstitüsünün asistanı Tağı Şahbazi 1922 yılında Zakafasya federasyonunun kurulması ile ala­ kalı, karşı parti milli-temayüküler grubuna karışmış ve Za­ kafkasya federasyonu meselesi ve onun kurulması ile ala­ kalı partinin yürüttüğü siyaset aleyhine faal mücadele et­ miştir. 1923 yılında Tağı Şahbazi eski milli temayülcü, halen musavatın 4. gizli merkezi komitesinin dosyası ile alakalı olarak tuhıklanmış Abdulbağı Memmedzade, İttihatçı M. Melikov, K. Fetelibey ve Musavatçı Kerbela-yı Veli Mıkayı­ lov ile Abbasbağı'nın evinde Türkiye konsolosu M. Şevket Bey'in şerefine verilen ziyafete iştirak etmişlerdir. Verilen ziyafette onlar UİK(B)P'nin milli siyaseteini karşı devrimci iftiracı ruhta tenkit etmişlerdir. Musavatın harici bürosu Azerbaycan SSR'de milli te­ mayükülerin faaliyeti hakkında Baku'da Musavat'ın 2. gizli MK'dan bilgi aldıktan sonra MK'ya şu emri vermiş­ tir: "Sağ Bolşeviklerle alaka kuran, aşağıda adları belirtilen komunistlerle alakaya girin: İsrafilbeyov, Muhtar Hacıyev, Hanbudakov, Kazımov, Zeynallı, Esad Ahundov, Tağı Şah­ bazi, Ahmet Ahmedov. Siz, hatta Doktor Nerimanov'a bile yaklaşabilirsiniz. Bizim tarafımızdan açıklanan karşı devrimci burjuva 139


Dr. Sebahattin Şimşir

milletçi teşkilatın dosyası üzre mahkeme de belirtilmiştir ki, Tağı Şahbazi hala karşı devrimci milletçi mevkide bulunur ve karşı devrimci milletçi teşkilatın terkibine dahildir. (Ru­ hulla Ahundov'un 9/IV-37. yıl; V. Huluflu'nun 29.1.37. yıl; Eminbeyli'nin 27-28.II.37. yılda verdikleri ifadelere göre.) Yukarıdaki bilgilere göre derim ki, Tağı Şahbazi'nin Azerbaycan SSR ÇM'nin 72/73. maddesi üzre mesuliyete çağrılıp tutuklanması zaruridir." (Dosyayı sorgu hakimi L.A. Sinman tetrtip etmiştir. Sonradan o, Trotskist gibi sorgulanıp, en ağır cezaya mah­ kum edilmiştir. Sonra ceza 20 yıl hapse çevrilmiştir.) 11 Temmuz 1937 tarihinde Tağı Abbas oğlu Şahbazi tu­ tuklanmıştır. O zamana kadar, 4 Mart 1937 de Tağı Şahbazi " gizli milli- temayüller grubuna mahsusluğuna, karşı dev­ rimci milletçi konuşmalarına ve ikiyüzlülüğüne göre" par­ tiden ihraç edilmiştir. Tağı Şahbazi'nin birinci duruşması 13 Temmuz 1937 tarihinde olmuştur: Sorgu Hakimi: Sizin karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunuz mahkeme tarafından belirlenmiştir. Bunu itiraf edermisiniz? Cevap: Reddediyorum. Sorgu Hakimi: Siz doğru konuşmuyorsunuz. Karşı devrimci milletçilerden kimleri tanıyorsunuz? Cevap: Resmi kaynaklardan (meclis, matbuat) öğren­ diğim kadarı ile şu karşı devrimci milletçileri bilirim: Şa­ irlerden Hüseyin Cavit, Ahmet Cevat, Müşfik ve yazıcı Sanıl'ı. Şair Samed Vurgun'da da bazı karşı devrimci te­ zahürler müşahede ettim. Talıblı'yı matbuattan tanırım. Agababa Musahanlı karşı devrimci faaliyetine göre sür­ gün edilmiştir. Eski milli temayülcülerden S.M. Efendi­ yev, M. Gedirlin'i, M. Hacıyev'i, D. Bünyadzade'yi ve E. Hanbudakov'u tanırım. Onların milletçi olarak bilinmesin­ den ise haberim yoktur. 140


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

Sorgu Hakimi: Siz yine de tanıdığınız şahısların kendi karşı devrimci görüşleri hakkında konuşmalarını tasdik et­ mekle doğru ifade vermiyorsunuz. Bununla da kendinizin karşı devrimci milletçi mevkiinizi gizlemeye çalışıyorsu­ nuz. Siz tutuklanıncaya kadar karşı devrimci milletçi mev­ kide olduğunuzu da reddetmek fikrindemisiniz? Cevap: Ben tutuklandığım dakikaya kadar karşı dev­ rimci milletçi mevkide bulunmadım. Kabul ederim ki, 1921-22 yıllarında milli temayülcü Nerimanovcular cereya­ nına rağbetim oldu. Ayrıca şunuda eklerim ki, Nerimanov­ culara rağbet beslemem onunla alakadar idi ki, ben Zag fe­ derasyonunun kurulması ve Azerbaycan'ın oraya girmesi meselesinde onlarla aynı düşünüyordum. 1937 Kasım'ının başlarında Tağı Şahbazı sorgulanma­ mışhr. ADU'nun eski rektörü sorgulanıyordu ki, sorgula­ yan bilgi olarak ondan aşağı idi. Bundan dolayı mahkeme Tağı Şahbazı'nın yüzleşmelerini gözlemeye karar vermiş­ tir. 3 Ekim 1937 tarihinde Ali Kerimov ile Tağı Şahbazi yüzleştirilir. Ali Kerimov'a sorulan soru: "Tağı Şahbazi'nin Azerbaycan karşı devrimci milletçi isyancı teşkilata üyeliği hakkında siz ne biliyorsunuz? Cevap: Tağı Şahbazi 1921 yılında Nerimanov'un mil­ letçi grubuna dahil olmuştur. Şahbazi bu gruptan resmi olarak uzaklaşarak, gizli milli temayülcü gibi kalmıştır. 1934 yılında karşı devrimci milletçi teşkilatın lideri Ruhul­ la Ahundov karşı devrimci milletçi teşkilata dahil olan bazı şahısların adlarını bana söylerken Tağı Şahbazi'nin de adı­ nı söylemiş ve "Tağı Şahbazi Yazarlar Birliği'nde karşı dev­ rimci faaliyet gösterir ve karşı devrimci gruba liderlik eder" demiştir. 1934 yılında ben onunla karşı devrimci teşkilat ba­ zında alaka kurdum. O, Azerbaycan'ın SSRİ'den ayrılması hakkında karşı devrimci konuşmalar yapardı. Tağı Şahbazi defalarca yüksek sesle UİK(B)P'nin milli siyasetine ve Sovet 141


Dr. Sebaha ttin Şimşir

hükumetine iftiralar atmıştır." Tağı Şahbaziye sorulan soru: E. Kerimov'un ifadelerini tasdik edermisin? Cevap: Reddederim. 4 Ekim 1937 tarihinde T. Şahbazi A. Gubaydullin'le yüzleştirildi. Gubaydullin: T. Şahbazi'nin karşı devrimci işte iştira­ kini ben ilk defa 1926 yılında Ahmed Pepinov'dan işittim. 1927 yılında Tağı Şahbazi ile karşı devrimci alakaya girdim. O, 1927 yılında, Azerbaycan Devlet Ünivesitesi'nin Rektör­ lüğüne atandı. Pantürkist teşkilatın iştirakçisi olarak beni Şark Fakültesi'nin Dekanlığına atadı ve bazı karşı devrimci görevler verdi. Özellikle, 1927-1928 yıllarında, Türk Nazım Hikmet'e profesör ünvanının verilmesi meselesini ileri sür­ düm, halbuki Tağı Şahbazi, hükumet karşı karşı devrimci iş yapar ve buna göre de SSRİ'den kenara çıkarılacağını bilirdi. 1930 yılına kadar Tağı Şahbazi ile karşı devrimci münasebe­ timi korudum. Nihayet 1936 yılında Azerbaycan'daki kar­ şı devrimci milletçi teşkilatın faal üyelerinden biri dedi ki, bu teşkilat karşı devrimci isyancı iş yapar. O karşı devrimci milletçi teşkilatın üyeleri içerisinde Tağı Şahbazi'nin de adı­ nı söylemişti." T. Şahbazi'ye sorulan soru: "Gubaydulli'nin ifadesini tasdik edermisin? Cevap: reddederim. 5 Ekim 1937 tarihinde T. Şahbazi İ. Eminbeyli ile yüz­ leştirildi: Eminbeyli: 1917 yılında Şahbazi Himmet teşkila­ tında milli-temayülcü gruba meyilli idi. O, 1921 yılında, Nerimanov'un milletçi grubuna yakınlaştı. 1926 yılında Tağı Şahbazı yazarlar cemiyetinin başkanı idi. Yardımcısı milletçi Talıplı, katip ise, tanınmış Musavatçı Ahmed Ce­ vat di. Şahbazı: İfadeleri reddederim. 6 Ekim 1937 tarihinde T. Şahbazı Bagi Caferi ile yüzleş­ tirildi. Ceferiye sorulan soru: "Tağı Şahbazi'nin karşı dev­ rimci milletçi teşkilata üyeliği ile alakalı siz neler biliyordu142


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

nuz? Cevap: T. Şahbazi Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesidir. Onu 1926 yılından tanırım. 1935 yılının ortalarında şahsen ben onu karşı devrimci teşkilata çağır­ dım ve karşı devrimci alakamı korudum. T. Şahbazi'ye sorulan soru: "Caferi'nin ifadelerini tas­ dik edermisiniz? Cevap: Hayır, reddederi! . Tağı Şahbazi'nin dosyasında 1 2493 numaralı duruş­ ma ile alakalı ittiham olunmuş suçlulardan Bagi Ceferi'nin, Hamit Sultanov'un, Gulam Seferov'un, Mirzedavut Hüseynov'un, Dadaş Bünyazade'nin, E. Gubaydulli'nin, Bekir Çobanzade'nin, Ahmet Cevat Ahundov'un, Hanefi Zeynallı'nın, Böyükağa Talıblı'nın ve İbrahim Eminbeyli'nin Tağı Şahbazi'nin karşı devrimci faaliyetini tasdik eden ifa­ deleri vardır. Tağı Şahbazi'nin inatçılığı ve doğru ve samimi ifade­ lerden kaçması neticesinde ona da duruşmanın üç numara­ lı metodu uygulanmıştır. Nihayet 2 Kasım 1937 tarihinde Tağı Şahbazi sorgu ha­ kiminin baskısıyla halk komiseri Sumbatov - Topuridze'ye dilekçe yazar: "Bununla bildiririm ki, bugüne kadar ben mahkemeye ifade vermedim. Susmamın ve mahkemeden kendi cinayetlerimi saklamamın manasız olduğunu anla­ dım. Her şeyi samimi bir şekilde kabul etmeye karar ver­ dim. Ben burjuva milleti kuruluş oluşturmak maksadıyla Azerbaycan SSR'de değişiklik hazırlayan maceracı karek­ terli karşı devrimci teşkilata yürekten inanmıştım. Karşı devrimci teşkilata 1935 yılında Hamit Sultanov ve Bağı Ceferi tarafından çağrılmıştım. Onlarla da, Ruhulla Ahundov ile de alaka kuruyordum. Muallim Elesker Aliyev'i, Şair Samlını ve Tıp talebesi Latifi ise karşı devrimci teşkilata ben çağırdım. Sovet hükumeti aleyhine silahlı isyana hazırlık konu143


Dr. Sebahattin Şimşir

sunda ve karşı devrimci teşkilatın AK(B)P'nin yöneticileri­ ne karşı terör tatbik etmek hakkındaki niyetlerinden habe­ rim vardı." 9 Kasım 1937 tarihinde Tağı Şahbazi ile ikinci ve so­ nuncu duruşma yapılmıştır: Sorgu Hakimi: Yüzleşmeler sizi karşı devrimci mil­ letçi terörist teşkilatın faal üyesi olarak gösteriyor. Azer­ baycan SSR Halk dahili işler komiserinin adına yazdığınız dilekçede karşı devrimci teşkilata katılmanızı ve yaptığınız faaliyetleri kabul edermisiniz? Cevap: Evet, ben 2 Kasım 1937 tarihinde yazdığım di­ lekçede olduğu gibi şahsımın karşı devrimci teşkilata katıl­ dığımı tamamıyla kabul ederim. Sorgu Hakimi: Sizi karşı devrimci milletçi teşkilata kim ve ne zaman çağırdı? Cevap: Ben 1935 sonbaharında Hamit Sultanov ve Baği Caferi tarafından çağrıldım. Bundan sonra Taği Şahbazi sorgu hakiminin bütün so­ rularına cevaplarına şu şekilde başlamıştır. "Hamit Sulta­ nov ve Bagi Caferi ona diyorlar... " "Hamit Sultanov'un söz­ lerinden ben anlardım ki..." vs. Tağı Şahbazi'nin duruşma­ sını okuyanlar bilirler ki, ona karşı yöneltilen bütün itham­ lar uydurma ve asılsızdır. O, hiçbir suç işlememiştir. 13 Kasım 1937 tarihinde duruşmanın sona ermesi hak­ kında protokol hazırlanmıştır. Tağı Şahbazi kendsinin suç­ lu olduğunu kabul emiş ve ifadelerinde samimiyetinin dik­ kate alınmasını rica ehniştir. Hemen aynı gün suçlama ka­ rarı hazırlanmıştır. Tağı Abbas oğlu Şahbazi Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 70 ve 73. maddelerinde ifade edilen cina­ yetlerle suçlanır. 31 Aralık 1937 tarihinde Grozni şehrinde (Baku'daki üçlük, Matuleviç, Zaryanov, Jigur ölüm hükümlerine mü­ hür basmayı bile geciktirmiyorlar ve ona göre de mahkeme dosyalarının bir kısmı dosyası az olan yerlere gönderilmiş144


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

tir) SSRİ Ali mahkemesi askeri heyeti (Nikitçenko, İyerlev, İşenlo) seyyar toplantısında, T.A. Şahbazi'nin dosyası üzre suçlama kararı onaylanmıştır. 1 Ocak 1938 tarihinde Tağı Şahbazi kararın bir sureti­ ni almıştır. 2 Ocak 1938 tarihinde askeri heyete bağlı mahkeme toplantısı yapılmıştır. Sorgu hakimi, "T. Şahbazi kendinin suçlu kabul etmiştir. Son söz olarak, karşı devrimci milletçi teşkilatın maceracı karekter taşıdığına inanmış, pişman ol­ muş ve öldürülmemesini rica etmiştir." demiştir. Toplantı 15.45'de sona ermiştir. 2 Ocak 1938 tarihinde askeri heyet, Tağı Abbas oğlu Şahbazi'yi en ağır cezaya, güllelenmeye mahkum etmiş­ tir. Karar derhal yerine getirilmiştir. 2 Ocak 1938 tarihin­ de Tağı Abbas oğlu Şahbazi'nin ölüm hükmü Baku' da ye­ rine getirilmiştir. Hükmün icra edilmesi hakkında akt SSRİ HDİK'nın 1 . hususi şubesinin özel arşivinde saklanmakta­ dır. 23 Temmuz 1954 tarihinde T. Şahbazi'nin eşi, M.K. Şahbazi Paşina eşinin mahkemesine yeniden bakılması ri­ casıyla H.S. Hrışşov'a dilekçe ile müracaat etmiştir. (O, ken­ disi de vatan haininin aile üyesi olduğundan sekiz yıl hapis ceza�ı çekmiştir) 16 Ekim 1955 tarihinde Mariya Kirillovna Şahbazi ko­ casının mahkemesine yeniden bakılıp beraat etmesi ile ala­ kalı ikinci bir mektup yazmıştır. 25 Eylül 1955 tarihinde M.K. Şahbazi Paşina SSRİ Ali mahkemesi askeri heyetinden eşi Tağı Abbas oğlu Şahbazi'ye beraat kararı verildiği konusunda bir yazı almıştır.93

93 Bunyadov, a.g.e., s.21 3-220. 145


Dr. Sebahattin Şimşir

VEZİROV YUSUF MİRBABAOGLU (YUSUF VEZİR ÇEMENZEMİNLİ) Mahkeme Dosya No: 169

1-1938 larında repressiyaya maruz kalan Azerbay­ can'ın bir grup ilim ve medeniyet hadimlerinin verdikle­ ri ifadeler esnasında 25 Ocak 1940 tarihinde Vezirov Yusuf Mirbaba oğlunun tutuklanması hakkında karar verilmiştir. Kararda, "1929 yılında Baku' da Musavatçılarla milli temayülcülerin antisovet bloku kurulmuştur denilmek­ tedir. Y. Vezirov bu antisovet blokun yöneticilerindendi. İstanbul'da Musavat hükumetinin konsolosu olan Y. Vezi­ rov İngiliz, Fransız ve Türkiye araştırmacıları ile alaka kur­ muştur. Y. Vezirov kendi hükumetleri arasında muntazam olarak karşı devrimci görüşler tebliğ etmiştir. 1931 yılında Y. Vezirov Azerbaycan'ın karşı devrimci milletçi teşkilatı­ na çağrılmıştır. Yusuf Vezirov 27 Ocak 1940 tarihinde Özbekistan SSR'in Ürgenç şehrindeki Pedegoji enstitüsünde öğretmen olarak çalışırken hıtuklanmış ve Baku'ya getirilmiştir. 13 Şubat 1940 tarihinde Y. Vezirov birinci defa sorgu­ lanmıştır. Burada suçlunun 1937 yılına kadar olan tercüme-i hali doğru ve etraflı tahlil olunmuştur. O zaman Y. Vezirov Studentler romanına göre Azerbaycan Yazıcılar ittifakın146


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

dan çıkarılmış, bütün görevlerden alınmış ve işsiz kalması üzerine Ürgenç'e gitmiştir. 14-15 Şubat tarihlerinde yapılan duruşmada, 1917 yı­ lında Kiev'de okurken Musavat Parti'sine katılmış ve Musavat'ın Kiev'deki teşkilatının yöneticisi seçilmiştir. Aynı teşkilatı talebelerden Celil Memmedazde, halk ma­ arif komiserinin yardımcısı; Rüstem Aliyev, hekim; Şamil Mahmutbeyov, Azerkine müdürü, Memmedhasan Velibey, ADU'nun öğretmeni ve Gasımov dahil idiler. 16 Şubat'ta ki duruşmadan; Y. Vezirof, kendisini İstanbul'a selahiyetli temsilci ola­ rak 1919 yılının yazında hükumet başkanı Yusufbeyov'un gönderdiğini söylemiştir. O, aynı zamanda dahili işler ba­ kanının yardımcısı Rüstmebeyov, Ulaştırma bakanı Meli­ kaslanov ve Dış işleri bakanı Caferov ile şahsen tanıştığı­ nı da eklemiştir. 24 Şubat'ta Vezirov, İstanbul'da şu eserlerini bastırdı­ ğını bildirmiştir: Azerbaycan Edebiyatına Bir Nazar (19229 ve Azerbaycan'ın Tarihi-Coğrafi ve İktisadi İcmali (1922) O Paris'te Azebaycan sefareti tarafından yayınlalan Paris haberleri'nde de çalışmıştır. Hangi eserlerin müellifisiniz sorusuna, Y. Vezirov şöy­ le cevap vermiştir: "Melikmemmed (Masal) (191 1); Divane (Hikayeler mecmuası) (1912); Agsagyol (Hikayeler Mecmu­ ası) (1912); Ömür Sahifeleri (Hikayeler Mecmuası (1913); Cennetin Gebzi (hikaye) (1913); Azerbaycanlı Müslüman Kadınların Asıl Vaziyeti (1913); Kanlı Göz yaşları (Azer­ baycan Kadınlarının hayatından) (1913); Azerbaycan'ın Muhtariyeti (1917); Biz kimiz ve ne istiyoruz?(1919); Geç­ miş sahifeler (Hikayeler mecmuası); Yaramaz (hikayeler mecmuası), Kaynanamın Kelekleri (hikayeler mecmuası), Kızlar Bulağı (roman), Studentler (roman) 1917. 25 Şubat'ta suçlu sorulan sorulara şu cevapları vermiş­ tir: Kendsinin Bolevik tehlikesi ve Studentler eserlerini 147


Dr. Sebahattin Şimşir

milletçi, daha doğrusu müteveddit eserler olarak kabul et­ miştir. Y. Vezirov karşı devrimci milletçi teşkilatla bağını ve kendi düşünceleri arasında karşı devrimci milletçi görüşle­ ri tebliğ ettiğni kabul etmiştir. 27 Şubat'ta Y. Vezirov, "sizi Musavata kim çağırdı? Sorusuna, 1917 yılında Kiev'de tale­ belerin Türk Federalist Musavat Komitesi oluşturulduğunu ve o toplanhda komitenin başkanı seçildiğini söylemiştir. 26 Şubat 1940 tarihinde Yusuf Vezirov'un suçlanması konusunda karar verilmiştir. Şu hususlarla suçlanmışhr: 1.) 1919 yılında Musavat hükumetinin konsolosu ola­ rak çalışırken İngiliz, Fransız ve Türkiye teşkilatlan ile ala­ kada olmuştur. 2.) Faal musavatçı gibi kanuni olmayan musavat teşki­ latının yöneticileri arasında bulunmuş ve 1927 yılında mu­ savatçılarla milli temayükülerin oluşturdukları antisovet blokuna girmiştir. 3.) Ke·ndi düşünceleri arasında muntazam ola­ rak karşı devrimci görüşleri tebliğ etmiş ve 1931 yılında Azerbaycan'ın karşı devrimci - milletçi teşkilatının kurulu­ şuna katılmış, yani Azerbaycan SSR'in 73-72. maddelerinde dikkate alınan cinayetlerle suçlanmıştır. Bu kararla tanıştıktan sonra Y. Vezirov; "bana verilen üç maddeden ibaret suçlamalar yalandır. Ben kendimi suç­ lu görmüyorum "diye eli ile yazmıştır. 7, 1 3,17 ve 19 Mart tarihlerinde yapılan duruşmalarda Y. Vezirov karşı devrimci faaliyet ve tebligat yaptığı, ayrıca karşı devrimci teşkilatın üyesi olduğunu tekrar tekrar kati surette reddetmiştir. Dosya'da Y. Vezirov'un karşı devrimci teşkilata mah­ susluğu konusunda Profesör B. Çobanzade'nin ifade­ si (1937) vardır. Yusuf Vezirov bu suçlamayı da reddeder. 1938 yılında Neft Enstitüsünün doçenti N. M. Şahsuvarov kendi ifadesinde, Y. Vezirov karşı devrimci, milletçi teşki148


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

latın (partiler bloku) liderler heyetine dahil olmuştur. Aynı heyete aşağıdaki isimler de dahil idiler, demiştir. 1.) Şahsuvarov Nurmemmed, ittihatçı, 2.) Sultanov Rüstembey, bi-taraf, milletçi, 3.) Musahanlı Atababa, musavatçı, 4.) Ahundov Ahmet, musavatçı 5.) Vekilov Rahim, musavatçı 6.) Baharlı Memmedhesen, musavatçı 7.) Ahundzade İdris, musavatçı 8.) Gasımov Penah, temayülcü, 9.) Rızabeyli Fetullabey, ittihatçı 1 0.) Talıblı Büyükağa, milli temayülcü, Buraya 1931 veya 1932 yılında çağrılan Y.Vezirov'da dahil idi. Vezirov bu suçlamayı da reddetmiştir. 1937 yılında Hacıağa Nezerli kendi ifadesinde, Çebiyev, Ruhulla Ahun­ dov ve E. Garayev burjuva, milletçi, musavatçı Ahmed Cevat'ın, Hüseyin Cavit'in ve Yusuf Vezirov'un güçlü tesi­ ri altında olduklarını söylemiştir. Y. Vezirov bu suçlamayı da reddetmiştir. 1937 yılında Bekir Çobanzade musavatçılar arasın­ da Ahmed Pepinov, Şamo Nahçıvanski, Aliağa Şıhlıns­ ki, Cavad Ahmedov, Atababa Musahanlı, Hüseyin Ca­ vid, Aga Ahundov, Abdulla Şaik, Yusuf Vezirov, Cabbar Memmedzade, Mikayı! Müşfik, Zeki Pepinov ve Hüseyin Rahmanov'un adlarını söylemiş ve Vezirov'un İngiltere, Fransa, Türkiye ve Almanya teşkilatları ile olan alakaların­ dan bahsetmiştir. Y.Vezirov bu suçlamayı da kesin bir şekilde reddetmiştir. 3 Nisan 1940 tarihinde Y. Vezirov aşağıdaki dilekçe ile sorgu hakimine müracaat etmiştir: "Rica ederim benim emanet kitabımın eşime ulaştırılmasına izin veriniz. Çünkü ailem iki aydan fazla zamandır, hiçbir yerden maddi yar149


Dr. Sebaha ttin Şimşir

dım almamıştır." Emanet kitapta 4.000 manat para var idi. Ve bu vesait suçlunun ailesine verildi. 16 Nisan 1940 tarihinde Y. Vezirov'un dosyası üzre suçlama kararı çıkarıldı. O, suçlu kabul edildiğinden dola­ yıdır ki; a. Musavatçı gibi 1931 yılında Azerbaycan'da faaliyet gösteren karşı devrimci milletçi, musavatçı teşkilatına da­ hil olmuştur. b. Karşı devrimci milletçi, musavatçı teşkilatın üye­ si idi. Etrafındakiler arasında pantürkist, milletçi, Trotskici musavat tebligatı yapmıştır. Yeni Azerbaycan SSR'in cinayet kanununun 72 ve 73. maddelerinde belirtilen cinayetler üzre suçlanmıştır. 19 Nisan 1940 tarihinde iddianame SSRİ halk dahili iş­ ler komiserliği yanında özel toplantıda bakılmak üzere ve­ rildmiştir. 1 1 Haziran 1940 tarihinde Hususi müşavire Vezirov Yusuf Mirbaba oğlunu antisovet faaliyetine göre 27 Ocak 1940 tarihinden itibaren 8 yıl ıslah - emek kampında haps cezasına çarptırmıştır. 7 Şubat 1956 tarihinde Azerbaycan SSR savcısı, Y. M. Vezirov'un dosyası hakkında protesto vermiştir. 28 Şubat 1956 tarihinde onun dosyası üzre hüküm lağ edilmiş ve suçlama ispat edilmediği için dosya kapatılmıştır. Yusuf Vezirov'un mahkeme dosyasında aşağıdaki şa­ hıslara da hükümler verilmiştir. 1 .) Vezirov Cemil İsmailoğlu, 28.VII. 1939 tarihinde ı'O yıla mahkum edilmiştir. 2.) Hüseyin Cavit, 9.VI.39 tarihinde 8 yıla mahkum edilmiş ve Vladivastok'a sürgüne gönderilmiştir. 3.) Pepinov Ahmedbey Ömeroviç, 3.VII.38 tarihinde güllelenmiştir. 4.) Ahundov Esad Nesir oğlu, 19.IV.39 tarihinde gülle150


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

lenmiştir. 5.) Ahundov Aga Abdulhaluk oğlu, 16.IV.39 tarihinde 15 yıla mahkum edilmiştir. 6.) İsmailzade Mika yıl Müşfik, 5.1.38 tarihinde gülle­ lenmiş. 7.) Şahsuvarov Nurmemmed Adilhan oğlu, 9.Il.40 tari­ hinde 5 yıla mahkum edilmiş ve Krasnador' a sürgün edil­ miştir. 8.) Ahundov Ruhulla, 21 .IV.38 tarihinde güllelenmiştir. 9.) Tağıyev Zeynal Sadıgoviç, 28.XII.39 tarihinde gülle­ lenmiştir. 10.) Talıblı Büyükağa Mirgasım oğlu, 12.X.37 tarihin­ de gülle lenmiştir. 1 1 .) Sanıyev (Samlı) Hacıkerim, 1 6.IX.37 tarihinde ve­ fat etmiştir. 12.) Elekberli Memmedkazım Elekberoviç, 12.X.37 ta­ rihinde güllelenmiştir. 13.) Memmedov Cabir Abbas oğlu, 2.I.38 tarihinde güllelenmiştir. R.S.Y.M. Vezirov'un mahkemesinde fotoğraf olmayıp, sadece parmak izi vardır.94

94 Bunyadov, 226-232. 151


Dr. Sebahattin Şimşir

AHUNDZADE AHMED CEVAD MEHMETOGLU Ahundzade Ahmed Cevad 189295 o zamanki Şamhor (şimdiki Şemkir) bölgesinin Seyfeli kentinde doğmuştur. İlk tahsillerini mollalardan almıştır. 1908 yılı Eylül'üne ·ka­ dar Gence'nin ilk ve ortaokullarında, 1 Ocak 1920 tarihin­ den 1 Eylül 1927 tarihine kadar N. Nerimanov Tekniku­ munda, 1927 yılında da Azerbaycan Kend Taeserrüfatı Ens­ titüsünde öğretmen olarak çalışmıştır. Siyasi faaliyetlerine 1918 yılında Mehmed Emin Resulzade'nin partisi Müsavat Partisi'nde başlamıştır. 1923 yılında Müsvat Partisi üyesi olduğu için tutuklanmış, 1924 yılında ise serbest bırakılmıştır. 3 Haziran 1937 tarihinde illegal karşı devrimci, millet­ çi teşkilata katıldığından dolayı Ahmed Cevad'ın tutuklan­ ması için karar çıkarılmıştır. Nitekin bu tarih ve 510 sayılı emre esasen 4 Haziran 1937 tarihinde evi aranmış ve daha sonra tutuklanmıştır. Tutuklandığı tarihte birlikte yaşadığı aile uzuvları ve yaşları şöyledir: eşi Ahundzade Şükriye 35 yaşında; annesi Yahşı 75 yaşında; oğulları Niyazi 20, Aydın 16, Tugay 14 ve Yılmaz' da 2 yaşındadır. Kendisinin suçlandığı hususlar ise; Trotskiçi teşki­ latla bir blokta faaliyet gösteren ve karşısına Azerbaycan SSCB'den silahlı isyan yolu ile ayrılmayı, ÜK(b)P ve Sovyet hükümetinin liderlerine karşı terörist faaliyetleri düşünme95 Bazı kaynaklarda 1893'de gösterilir. 152


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

yi, kapitalist ülkelerin çıkarma casusluk etmeyi amaçladı­ ğından, Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilatın üye­ si olduğundan, ayrıca edebiyatta ziyankarlık ederek kendi­ sinin karşı devrimci çalışmalarını hayata geçirdiği, yani Az. SSR CM'nin 69, 70 ve 73. maddelerine göre suçlanmıştır. SSCB Ali mahkemesi Askeri Komitesinin Bakü' de 1 . 1 1 Ekim 1938 tarihinde geçirilen hazırlık toplantısı neticesinde;Suçlama onaylansın ve dosya SSCB Ali mah­ kemesinin Askeri komitesi tarafından 1 Aralık 1934 yılında kabul ettiği kanuna uygun olarak bakılsın. 2. Ahundzade Ahmed Cevad Mehmetoğlu Az. SSR CM'nin 70 ve 73. maddeleri ile mahkemeye verilsin. 3. Dava kapalı mahkeme toplantısında şahitler çağrıl­ madan ve müdafacının iştirakı olmadan görülsün. 4. Ahundzade Ahmed Cevad Mehmetoğlu'nun daha önce verilen hüküm gereğince, yani tuhıkluluk hali değiş­ firilmesin. SSCB Ali mahkemesinin 1 2 Ekim 1937 tarihinde Bakü'de geçirilen 20 dakikalık (19.40'da başlamış 20.00'da sona ermiştir) Seyyar Askeri Heyetinin kapalı mahkeme toplantısının hükmü ile Ahundzade Ahmed Cevad Meh­ metoğlu emlakı müsadere edilerek en büyük ceza olan gül­ leleruneye yani kurşuna dizilme cezasına mahkum edilmiş­ tir. Karar, 13 Ocak 1937 tarihinde Bakü' de gerçekleştiril­ miştir. Yıllar sonra, 1 7 Aralık 1955 tarihinde davaya tekrar ba­ kılması talebi ile aile uzuvlarının itirazı neticesinde SSCB Ali Mahkemesinin Askeri Heyeti tarafından Ahundzade Ahmed Cevad Mehmetoğluna beraat kararı vermiştir.96 Azerbaycan siyaset ve devlet adamlarından Mehmet Emin Resulzade, Ahmed Cevat'ın başına gelenleri şu şekil­ de değerlendirmektedir: 96 Kasımov, a.g.e, s. 55-56. 153


Dr. Sebahattin Şimşir

"Çekist ruhlu Sovyet temsilcileri; Bir sözün varmıdır esen yellere? Sifariş etmeye uzak illere! Beytinde aksi ihtilalci bir remiz buluyorlar. Bu suretle Cevad -onların muhakemesince- "inkılap tarafından uzak illere ahlmış Müsavatçı milliyetçiler"e işaret etmek istiyor­ muş. Nitekim Hüseyin Cavid' de aydınlara karşı tatbik olu­ nan umumi temizleme, mahsus tabiriyle "katliam" yılların­ da Azerbaycan muhitinden uzaklaşhrılmış, gider gelmez bir diyara gönderilmiştir. Sibirya'nın ücra bir köşesinde , mahrumiyet ve sefalet içinde aziz yurdunun yolunda kalan gözlerini edebiyyen kapayan büyük şairin bu "vahşet dün­ yasından" kat-i alaka etmiştir.97

97 Resulzade, a.g.e., s. 18-19. 154


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

EFENDİYEV BEHLÜL BEHÇET (Dosya no: PR 30693) 23 Nisan 1924 tarihinde Az. FK organları tarafından tutuklanmışhr. Tutuklanma sebebi 1 922 yılında kendi nü­ fuzunu kullanarak Türkistan kazasının ahalisini Sovyet ha­ kimiyetine karşı silahlı isyana çağırması, isyan bastırıldık­ tan sonra da İran'a kaçarak oradaki karşı devrimci Azer­ baycan muhacirleri ve Türk konsolosluğu ile alaka kurma­ sı olmuştur. Bu faaliyetlerinden dolayı 26 Temmuz 1924 tarihinde Az. FK heyeti tarafından Efendiyev'e ölüm cezası verilmesi­ ne bakmayarak, aynı ceza Azerbaycan arazisinden çıkarıla­ rak 5 yıl müddetle sürgüne çevrilmiştir. Sonra ceza yine de­ ğiştirilerek üç yıl ıslah emek kampına gönderilmiştir. Efen­ diyev bu cezasını tamamladıktan bir müddet sonra, onun tekrar antisovyet gruplarla alakaları tespit edilmiş, dahil olduğu grubun dağıhlması üzerine, o tekrar İran'a kaçmış­ hr. Aynı suçlamalara istinaden de o 1926 yılında tekrar tu­ tuklanmıştır. Nitekim 22 Mayıs 1928 tarihinde antisovyet faaliyetlerde bulunmak ve milletçilik yapmakla suçlanan Behçet Efendiyev 8 yıl hürriyetten mahrum edilmiştir. 7 Mart 1934 tarihinde ise Azerbaycan XDİK DTİ'nin 4. şube 2. bölmesinin reis yardımcısı teğmen K. Nikolayev Behçet Efendiyev ile alakalı olarak; Efendiyev Behlul Efendi Mustafaoğlu, Kubadlı bölge­ sinin Dondarlı kent sakini, halen Bakü'de Poçt caddesi 141 numaralı evde yaşayan, Azerbaycanlı SSCB vatandaşı, ön155


Dr. Sebahattin Şimşir

celeri Azerneşrde tashihçi olarak çalışan, 1921 yılında Sov­ yet hakimiyetine karşı silahli isyan teşkilatçısı olduğundan dolayı sürgüne gönderilmiş, döndükten sonra ise Zengi­ lan ve Kubalı bölgelerindeki karşı devrimcilerle ve Bakü' de yaşayan karşı devrimci ruha sahip aydınlarla tekrar alaka kurmuştur. Sovyet hakimiyetine karşı silahlı isyan için kadrolar ha­ zırlanmasının ilham vericisi ve teşkilatçısıdır. Kubalı, Zen­ gilan ve Cebrayil bölgelerindeki karşı devrimci milletçi teş­ kilatlara rehberlik eder. Bu bilgilerin ışığında düşünürüm ki, Efendiyev Behlül Efendi Az. SSC CM'nin 72 ve 73. mad­ deleri ile cinayet mesuliyetine celp edilsin ve Az. XDİK'nın hapishanesinde nezaret alhna alınsın. A ym bilgilere göre hareket eden Az. SSC savasının yardımcısı Yaroyov 25 Temmuz 1937 tarihinde Efendiyev Behlül Efendi Mustafaoğlu'nun tutuklanması hakkında­ ki kararı kabul etmiştir. Karar 25 Temmuz'da verilmesine rağmen, o 23 Temmuz' da tutuklanmıştır. Yine, Azerbaycan XDİK DTİ'nin 25 Temmuz 1937 tarih ve 824 numaralı em­ rine esasen Behçet Efendiyev'in evinde arama yapılmasına izin verilmiştir. 15 Mart 1938 tarihinde Az. XDİK üçlüğünün toplantı­ sı yapılmış ve aynı toplantıda alınan karara göre, 69 yaşın­ daki Efendiyev Behlul Mustafaoğlu karşı devrimci milli is­ yancı hareketlerine, emlakı müsadere olunarak kurşuna di­ zilme cezasına çarptırılmıştır. Karar 21 Mart'tan 22 Mart'a geçildiği gece yerine getirilmiştir. Onun içinde yıllar sonra, davaya tekrar bakılması tale­ bi ile aile uzuvlarının itirazı neticesinde SSCB Ali Mahke­ mesinin Askeri Heyeti tarafından 5 Kasım 1955 tarihinde beraat kararı verilmiştir98

98

Gasımov, Mahbus,

s.76-77. 156


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

AHMEDOV EMİN ABİD MÜTTELİBOGLU (Dosya no: PR 32796) 16 Haziran 1938 tarihinde Az. SSC DTİ'nin 3. şube 1 . kısmının başkan yardımcısı DT teümeni Tevosyan ve 3 . şu­ benin reisi DT kaptanı Meşeryakov Emin Abid Müttelibzade (Zeynalabdin Müttelibov) hakkında dosya hazırlahmıştır. Adı geçen dosyaya göre, 1898 tarihinde Bakü' de do­ ğan Emin Abid Azerbaycan Halk cumhuriyeti zamanın­ da Türkiye'ye okumaya gönderilmiş ve 1926 yılında geri dönmüştür. Türkiye'de öğrenci olarak bulunduğu dönem­ de Müsavatçılarla ve muhacir Azerbaycanlılarla sık sık gö­ rüşmüş, antisovyet bir yayın politikası izleyen Yeni Kafkas­ ya99 dergisi ile de çalışmışhr. Bilinçli bir pantürkist ve karşı devrimci milletçidir. Onun eşi Nefiye Şükürlü Ahmedova'dır.100 99 Yeni Kafkasya için bkz., S. Şimşir, Azerbaycan İstiklal Mücadelesi, 11. Bas­ kı, İstanbul, 2006. 100 Nefiye hanım, 1903 yılında İstanbul"da Demir Yolları Muhasibi Tevfik Tanur (Şükür, Ahmed Şükür)'un kızıdır. 7 yıl Çamlıca Lisesinde okumuştur. Liseden sonra bir yıl pedagoji kursu almıştır. 1922 yılında İstanbul Üniver­ sitesi Edebiyat Fakültesine girmiş ve burada Emin Abid ile tanışmıştır. Bir müddet sonra da evlenmişlerdir. 1927 yılının başlarında Emin Abid okulu bitirince Bakü'ye gelmişlerdir. Nefiye 1 931 yılında ailesini görmek maksadı ile Türkiye'ye gelmiştir. Annesinin rahatsızlığından dolayı 1935 yılına kadar Türkiye'de kalmıştır. 11 Ağustos 1938 tarihinde Acarya Halk Dahili İşler Ko­ miseri OT kaptanı Zaharayan'ın tasdik ettiği karardan anlaşılır ki, Ahmedo­ va Nefiye 10 Ağustos 1938 tarihinde Baku'dan Batum'a gelmiştir. Orada Tür­ kiye konsolosluğuna gitmiştir. Bu hareketi neticesinde o, casuslukla suçla­ narak 11 Ağustos tarihinde 6298 sayılı emre esasen Batum'da tutuklanarak Az. SSRHD İK'nin emrine gönderilmiştir. Uzun süren bir zamandan sonra 157


Dr. Sebahattin Şimşir

O, daha önce de birkaç kez hakimlerin karşısına çıka­ rılmıştır. Kendisi hakkında Aliasker Aliyev'in 1 Nisan 1930 tarihinde KGB sorgu hakimine verdiği ifadesinde: "Emin Abid'i ben çocukluktan beri kendim gibi tanıyorum. Onun asıl adı Zeynelabidin Mütelibov'dur. Niçin o Emin Abid oldu? Türkçülüğünden ve Müsavat Partisi'nin lideri M. Emin Resulzade'ye saygı ifadesi olarak Emin ismini almış­ tır. Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nin. l. salonWlda öğ­ rencilere karşı ilk defa hitap ederken, Azerbaycan'ın Büyük Turan'ın bir parçası olduğWlu söylediğini ve Türk Oğuz Sovyet Azerbaycan'ını alkışladığını hatırlıyorum."101 Emin Abid'in milliyetçi bir ruh ile yetişmesinde aile­ sinin rolü büyük olmuştur. Baku' da Erkek Lisesini bitir­ dikten sonra, İstanbul'a tahsil yapmak için gitme düşün­ cesi, l. Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine gerçekleşmemiş­ tir. Bu isteğine, 28 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Azerbay­ can Cumhuriyeti'nden sonra kavuşmuştur. 1918-1921 yil­ larında Yüksek Öğretmen Okulu'nda öğrenim görmüş ve ülkesine dönmüştür. Azerbaycan hükümeti onu tekrar İstanbul'a Edebiyat Fakültesine öğrenime göndermiştir. O Avrupai metodla, Azerbaycan Edebiyatı Tarihi yazma gö­ revini de üstlenmiştir. Bu dönemde İstanbul' da Şebab, İnci, Syus?, Hizmet-i Umumiye, Yarın, İstanbul dergilerinde şi­ irlerini, Servet-i FünWl, Türk Yurdu ve Hayat dergilerinde de ilmi makalelerini yayınlamıştır. KGB'deki dosyasında bu yıllara ait olarak da, Mehmet Emin Resulzade'nin evine sık sık gittiği, muhaceretteki Azerbaycanlıların toplantıları­ na katıldığı, Yeni Kafkasya dergisinde şiir ve makalelerinin yayınlandığı bilgisi yer almaktadır. 1927 yılında Baku'ye 19 Şubat 1940 tarihinde, müddeti 11 Ağustos 1938 tarihinden başlamak üze­ re üç yıl süre ile sürgüne gönderilmiştir. Mahkeme kayıtlarından anlaşıldı­ ğına göre Nefiye hanım sürgün müddetini tamamladıktan sonra, kendi di­ lekçesi ile Türkiye' ye gitmiştir. Kasımov, a.g.e, s.85. 101 Hüseyinoğlu, A., "Emin Abid'in Hikayesi ile İlgili Kesin Çizgiler", Bil­ ge, S. 21, Yaz, 1999, s. 23. 158


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

dönen Abid, Ağdaş, Guba, Ağdam, Kürdemir gibi yerlerde öğretmenlik yapmıştır.102 İfade edildiğine göre, Ahmedov Emin Abid Mütteli­ poğlu Az. SSR CM'nin 68. maddesi uyarınca tutuklanmış­ tır. 23 Haziran 1938 tarihinde Tevosyan ve Meşeryakov Emin Abiçl Mütteliboğlu'nun tutuklanması hususndaki ka­ rarı kabul etmiştir. 26 Haziran 1938 tarihinde de Emin Abid'in tutuklan­ ması ve evinde arama yapılması maksadı ile L-394 numara­ lı emir imzalanmış ve tutuklanmıştır. Emin Abid ayrıca şu hususlarla suçlanmıştır; O, Mehmet Emin Resulzade103 ile alaka kurmuş ve Yeni Kafkasya dergisinde antisovyet mevzulu şiirler yazmıştır. Türkiye'den döndükten sonra, tanınmış pantürkist, casus, profesör Gubeydullin, Ali Nazmi, Ali Kerimov ve diğerle­ ri ile münasebet kurmuştur. Ancak şunu da ifade edelim ki, mahkeme zamanı Emin Abid'i daha çok Türk kızı ile aile kurmakla suçlamışlardır. Az. SSR HDİK üçlüğünün 19 Ekim 1938 tarihinde ya­ pılan duruşma protokolünde gösterilmiştir. 1898 tarihinde doğan Emin Abid müttelipzade pantürkis casuslarla alaka sakladığına ve karşı devrimci milletçi casusluk faaliyetine göre kurşuna dizilsin ve emlakı müsadere edilsin. Üçlüğün 19 Ekim 1938 tarihli kararına esasen Ahme­ dov Emin Abid Müttelipzade 21 Ekim 1938 tarihinde saat, 21 .20'da kurşuna dizilmiştir. Onun iade-i itibarı için yapılan müracaat neticesinde, Zakafkasya Askeri Hakimler Askeri Dairesinin 21 Aralık 1962 tarihli kararına esasen beraat etmiştir. 104 1 02 Hüseyinoğlu, a.g.m, s.24. 103 Mehmet Emin Resulzade için Bkz., S. Şimşir, Mehmet Emin Resulzade'nin Türkiye'deki Hayatı, Faaliyetleri ve Düşünceleri, Ankara, 1995. 104 Gasımov, Mehbus . . , s. 80-81 . .

159


Dr. Sebaha ttin Şimşir

ELEKBERLİ MEMMEDKAZIM ELEKBEROGLU (Mahkeme No: 12493/92) Elekberli Memmedkazım, Azerbaycanlı, Az. SSR va­ tandaşı, 1905 yılında Derbend'de doğmuştur. 1925 yılın­ da ÜK(b)P'nin üyesidir. Azpartiya neşriyahnın müdürü­ dür. Az. SSR' de karşı devrimci, burjuva, milletçi teşkilatın faal üyesi Talıblı Büyük Ağa'nın ifadelerinden anlaşıldığına göre, 1935 yılında teşkilata Elekberli de dahil olmuştur. Teş­ kilatın bir diğer üyesi Mahmudzade Ali Nazım'ın ifadesin­ de de, Elekberli'nin karşı devrimci faaliyeti ve onun hali ha­ zırda mahkum edilmiş Trotskici- terörist Averbah ile karşı devrimci alakaları anlaşılmaktadır. Kaydolunanlara bakarak, Elekberli Kazım'ın Az. SSR CM'nin 72-73. maddeleri ile cinayet mesuliyetine göre çağ­ rılmışhr. DTİ'nin 4. şube 4. kısmının reisi OT Baş teğmeni Grigoryan: Az. SSR XDİK DTİ 4. şubesinin 2. kısmının müvekkili N. Pitrunin Az. SSR CM'nin 72/73. maddeleri ile suçlanan E lekberli Memmedkazım'ın karşı devrimci, burjuva, millet­ çi teşkilatının üyesi olup, Sovyet hakimiyetine karşı silah­ lı isyanın hazırlanmasını bilmesi ve ÜK(b)P'nin ve Sovyet hükümeti liderlerine karşı terör mevkiinde durması ile ala­ kalı kararı aldım: Suçlu Elekberli Memmedkazım ilave ola­ rak Az. SSR CM'nin 21/64, 21 /70. maddeleri ile suçlanmış ve bu konuda DTN'nin 8. şubesi ve XDİK'nın işlerine neza160


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ret eden savcıya bilgi verilsin. 05.08. 37. tarihinde 948 numaralı emre esasen Elekber­ li Memmedkazım'ın Baku, 6. kommunist caddesi, sokak 2 de bulunan 24 numaralı evinde DTİ'nin 4. şubesinin çalışa­ nı M. Mustafayev tarafından arama yapılmıştır. Elekberli kendisini şu hususlarda şuçlu bilmiştir: 1 . 1931 tarihinde Alihaydar Karayev'in karşı devrim­ ci teşkilatına çağrılarak, Azerbaycan burjuva, milletçi karşı devrimci teşkilatın üyeliğine dahil oldum. 2. 1934 yılının Ağustos ayında Bakfı'ya gelişimden son­ ra Azerbaycan'ın karşı devrimci, burjuva, milletçi teşkila­ tının lideri Ruhulla Ahundov ile karşı devrimci alaka ku­ rarak, kendimin Azerbaycan'da Sovyet hakimiyetine karşı mücadele etmek için arzumu, razı olduğumu tasdikledim. 3. Burjuva - milletçi teşkilahn aşağıdaki meseleler üzre olan maksatlarına tamamen razı idim; a. Azerbaycan' da Sovyet hakimiyetine karşı isyan et­ mek. b. Sovyet ve İran Azerbaycan'ı topraklarında faşizm tipli burjuva - milletçi devletin kurulması. c. Azerbaycan' da kapitalizmin yeniden kurulması na­ mına, elimde olan bütün vasıtalarla bizim karşı devrimci teşkilata yardım ettim. 4. Kend tasarrufatı, ticaret, medeniyet, maliye sahala­ rında ve Sovyet kuruluşlarında karşı devrimci burjuva milliyetçi teşkilatın yaptığı zararlı işlerden haberim var idi. 5. Burjuva - milliyetçi karşı devrimci teşkilatın terör­ cü maksatları ile tamamı ile razı idim ve AK(b)P MK'nın katibi Bağırov'a karşı Ruhulla Ahundov'un ve M. Hüseyi­ nov tarafından hazırlanan terör faaliyetleri hakkında habe­ rim var idi. 6. Burjuva - milletçi karşı devrimci teşkilatın emrine göre; a. Matbuat ve edebiyat işçileri arasında karşı devrimci 161


Dr. Sebahattin Şimşir

teşkilata üyeliğe davet etme işini yapardım. b. Ahmed Cevad'ın, Hüseyin Cavid'in eserlerinin ve benzeri karşı devrimci burjuva - milliyetçi edebiyatlarının bırakılışını teşkil ederdim. c. işçi bölgelerinde ve ali mekteplerde karşı devrimci milliyetçi dernekler teşkil ederdim.7 7. Şahsen ben burjuva - milliyetçi teşkilata: yazıcı Sanılın'ı, yazıcı Kantemir'i, yazıcı Mikayıl Müşfik'i davet ettim ve daha önce davet edilen yazıcılar: Hüseyin Cavid, Ahmed Cevad, Samed Vurgun, Salman Mümtaz, Yusuf Ve­ zirof ve başkaları ile karşı devrimci alakalar oluşturdum. 8. 10 nefer yazıcıdan ibaret olan karşı devrimci milli­ yetçi gruba liderlik ederdim. 9. Ruhulla Ahundov'un Türk istihbaratı ile alakasının olması, özellikle de son söylediğim ismin SSCB dahilindeki vaziyetler hakkında bilgiler verirdim. Ayrıca, Elekberli Memmedkazım' a şu suçlamalar da yöneltilmiş tir; 10. Silahlı isyan hazırlamak, zarar vermek, casusluk yapmak, parti ve hükumet önderlerine karşı terör yolu ile, Azerbaycan'ı SSCB'nin oluşumundan ayırmak maksadı ile Azerbaycan karşı devrimci milliyetçi teşkilatın üyesi ol­ muştur. 1 1 . 1937-1938. yıllarda Az. SSR medeniyet sahnesinde faal karşı devrimci faaliyet yapmış, edebiyat ve matbuat iş­ çileri arasında karşı devrimci teşkilata üyeliğe çağırma işi yapmış, 10 kişiden ibaret olan yazıcıların karşı devrimci milliyetçi gruplarına liderlik ehniştir. 12. Azerbaycan K(b)P MK'nın katibi Bağırov'a karşı te­ rörist girişimden haberi olmuş, Sovyet hükumeti ve ÜK(b) P'nin önder işçilerine karşı, karşı devrimci teşkilahn yaptığı terörlerle tamamı ile ortak olmuştur. SSCB Ali mahkemesinin seyyar toplantısında Aske­ ri heyetinin bağlı olduğu mahkeme toplantısı 12.10.37 ta1 62


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

rihinde şöyle bir hüküm çıkarmıştır. Elekberli Memmed­ kazım Elekberoviç'in kendisine ait olan emlakı müsadere edilmiş ve en yüksek cezaya, kurşuna dizilmeye mahkum edilmiştir. Memmedkazım Elekberli'nin kurşunlanması hakkında hükm Bak11'da 13.10.37 tarihinde yerine getirilmiştir. Yapılan itiraz sonucu ona da 7 Nisan 1956 tarihinde be­ raat verilmiştir.105

105 Gasımov, s.87-90. 1 63


Dr. Sebahattin Şimşir

ESKEROV (ESKERZADE) SALMAN MÜMTAZ MEMMEDEMİNOGLU (Dosya no: PR 25082) Eslerzade Salman Mümtaz 1894 yılında Nuha şehrin­ de doğmuştur. Babası gibi o da inkılaba kadar ticaretle uğ­ raşmıştır. 1920 yılında Kommunist gazetesi redaksiyasında, son­ ra Azarneşr' de çalışmıştır. Molla Nasreddin dergisi ile yakın­ dan ilgilenmiştir. İlimler Akademisinin Azerbaycan şubesi­ nin Dil ve Edebiyat Enstitüsünde küçük ilmi işçi vazifesin­ de çalışmıştır. Salman Mümtaz, Az. XDİK DTİ'nin 9 Ekim 1937 tarih­ li 1669 sayılı emrine esasen haps olunmuştur. Tutuklandı­ ğında Baku Buynaksk caddesinde 25 numaralı evde yaşa­ maktadır. Salman Mümtaz'a şu suçlamalar yönelmiştir: 1 . 1926 yılında karşı devrimci pantürkist teşkilatın ter­ kibine dahil olduğuna ve tutuklanıncaya kadar karşı dev­ rimci pantürkist teşkilatın merkez üyeleri Çobanzade ve Gubaydullin ile müteşekkil şekilde alakasına göre; 2. Baku şehrinde silahlı isyan hazırladığına, tahripkar­ zararlı aktlar geçirdiğine, Azerbaycan'ı SSCB oluşumundan ayırmak istediğine, Sovyet hükumeti ve ÜK(b)P'nin liderle­ rine karşı suikast girişimleri teşkilini üzerine alıp, gayri le­ gal karşı devrimci teşkilatın oluşumuna dahil olduğundan dolayı; 164


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

3. Karşı devrimci milletçi teşkilatın merkez üyesi Ru­ hulla Ahundov'un emri ile İlimler Akademisinin Azerbay­ can şubesinde zararlı işler yaptığına, yeni Az. SSR CM'nin 64, 18-70 ve 73. maddelerinde gösterilen suçlamaların oluş­ turulmasında suçlu görüldüğüne göre; SSCB Ali Mahkemesi Askeri Heyetinin Moskova'da 8 Ocak 1938 tarihinde gerçekleşen hazırlık toplantısında açık1 lanmıştır: Iddianame tasdik edilsin. Salmam Mümtaz Az. SSR CM'nin 64, 18-70 ve 73. maddeleri ile 1 Aralık 1934 ta­ rihli kanun tatbik edilmekle mahkemeye verilsin. Dosya kapalı mahkeme toplantısında şahitlerin, suçla­ macı ve savunucuların iştirakı olmadan bakılmalıdır. Salman Mümtaz SSCB Ali Mahkemsinin 9 Ocak 1938 tarihinde Baku'de gerçekleşen 30 dakikalık (15.00-25.30) Seyyar Askeri Heyetinin mahkeme toplantısının kararı ile emlakı müsadere edilmekle, on yıl sürgüne gönderilmiştir. 17 Kasım 1956 tarihinde SSCB Ali Mahkemesi tarafın­ dan Salman Mümtaz beraat etmiştir. 106 •

106 Gasımov, mahbus, 91-92. 165


Dr. Sebahattin Şimşir

HULUFLU VELİ MEMMEDHÜSEYNOGLU (Dosya No: PR-25014) Veli Huluflu 26 Mayıs 1884 tarihinde Şamhor bölgesi Dellar kenti yakınındaki Huluflu kasabasında doğmuştur. 1905-1907 yılarında medresede okumuş, 1912 yılında med­ reseyi ruhaniyeyi bitirerek orada muallim olmuştur. Gence isyanı bastırıldıktan sonra, 1921-1922 yıllarında kaza parti komitesinde katip olarak çalışmıştır. 1 922-1927 yıllarında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Şarkşinaslık bölümünde okumuştur. Bundan sonra Azer­ baycan Devlet İlmi Tetkikat Enstitüsünde ilmi katip, sonra da Dil-Edebiyat ve İncesanat Enstitüsünde müdürlük gö­ revine getirilmiştir. Görevde kaldığı süre zarfında, Azer­ baycan şifahi halk edebiyatı numunelerinin toplanmasın­ da veneşrinde önemli bir rol oynamıştır.1922-1929. yıllarda, Yeni Türk Alfabesi Komitesinin talimatçısı, Bakınski Raboçi neşriyahnın ve Azerneşr'in redaktörü, 1929-1937. yıllarda Azerbaycan Devlet İlmi-Tetkikat Enstitüsünün ilmi katibi, Dil, Edebiyat ve İncesanat bölümünün müdürü, Azer­ baycan SSR Azerbaycan Devlet arşivinin müdürü olarak çalışmıştır.107 Az. XDİK DTİ'nin 4. şubesinin başkan yardımcısı OT teğmeni Gerasimov 27 Ocak 1937 tarihinde onun hakkın­ da şu şekilde bir dosya hazırlamıştır; Veli Huluflu SSCB va­ tandaşı, Türk, ÜK(b)P'nin üyesi, Azerbaycan İlimler Aka107 Babayev, a.g.e., s. 39-40. 166


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

demisi şubesi yanında Tarih Enstitüsünün müdür yardım­ cısı. Suçlulardan Tihamirov'un ve Çiçikalov'un ifadeleri­ ne ve başkalarının ifadelerinden anlaşıldığına göre, Huluf­ lu karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesidir. Tespit edilen­ lere istinaden Veli Huluflu'nun tutuklanması gerekir ve Az. CM'nin 72 /73. maddelerine uygun olarak sorumluluğa da­ vet edilmeli ve keşikçi grubunun nezareti altına alınmalı­ dır. O, tutuklandığında Baku' de Kommunist caddesi 1 02 numaralı binanın 9 numaralı evinde yaşamaktadır. XDİK DTİ 5. şubesinin reisi DT kaptanı Avanesyan, 29 Ocak 1937 alimi sorgulamaya başlar: Soru: Siz milletçilik ruhunda olan daha kimleri tanı� yorsunuz? Cevap: Tağı Şahbazi, Memmed Said Ordubadi (o bana parti işi verir), Efendiyev Süleyman, Ali Kerimov, Talih­ li Büyükağa, Mustafa Guliyev, Habib Cebiyev, Ruhulla Ahundov'u tanırım. Cevabın devamı: Ben şahsen bilirim ki, Büyükağa Ta­ lıblı yeni Latin alfabesinin faal düşmanı olmuştur. Benim­ le şahsi sohbetlerinde Latin alfabesine menfi fikir söylerdi. Bana, Latin alfabesinin kabulünün eski medeniyetinin eski kültür mirasının mahvı demektir, derdi. Soru: Kitabınızda muammalı fikirler ilave etmekle kar­ şı devrimci, antisovet görüşleri tebliğ etmişsiniz. Bunu ka­ bul edermisiniz? Cevap: Hayır, bu benim hatamdır. Soru: Siz ÜİK(b)P üyesi olunca, sizin hatanız oldu mu? Cevap: 1924 veya 1928 yılında Tapmacalar kitabını neşrettim. Burada birçok bilmece vardır. Soru: Mesela, "kendini giydirir, oğlu ise çıplaktır", ken­ dini giydirir, oğlu çıplak gezer. Bununla da siz düşman de­ ğirmenine su döküyorsunuz? Cevap: Ben hata yapmışım. 1 67


Dr. Sebahattin Şimşir

Soru: Siz Müsavat bilmecesinin de buraya aldınız mı? Cevap: Tekrar ederim, ben sehv olarak bu bilmecele­ ri buraya aldım. Folklor malzemelerini mahv etmemek için onu ilmi dairelerde kabul olunduğu gibi verdim. Ermeni sorgu hakimleri Türk'ü sorgulamaya heves­ le girişirler. Çünkü onlara çektirdikleri işkencelerden zevk alırlar. İki gün sonra, yani 31 Ocak tarihinde Avanesyan kendi katibi Ohanesov ile birlikte Türk alimini ele alıp on­ dan intikam alırlar. Aynı günkü sorgulama protokolünde Graber'in Veli Huluflu'ya Trotski'nin kitabını vermesi ile alakalı sohbet ederler. Mahbus; "Tekrar ederim, yine evvel­ ki fikrimde kalırım. Bana Graber'in niçin Trotski'nin kita­ bını verdiğini bilmiyorum. Çünkü ben Graber'in karşı dev­ rimci olduğunu bilmiyorum. Bu sorgulamada da, mahkuma suçunu kabul ettirip, imza attıra-mıyorlar. Ertesi gün, 1 Şubat tarihinde Ovanes­ yan ile Ohanesov meslektaşları, alime daha ciddi sorularla hücum ederler, ondan daha çok söz koparmaya çalışırlar. Soru: Siz Profesör Bekir Çobanzade'yi tamrmısınız? Cevap: Evet, onu yalnız resmi surette tanırım. Sual: Mahkeme bilir ki, Siz Çobanzade ile dostsunuz. İtiraf edermisiniz? Cevap: Evet, tasdik ederim ki, Çobanzade ile 1927 yı­ lından beri münasebetteyiz. Soru: Niye birinci suale cevap verdiniz ki, Bekir Çobanzade ile resmi tanışırsınız. Cevap: Ben sizi hemen anlayamadım. Onun için hata yaptım. Soru: Mahkeme düşünür ki, siz Çobanzade ile müna­ sebetlerinizin karekterini kasten gizlersiniz. Öyle değil mi? Cevap: Hayır, ben evvelce hata ettim. Dedim ki, benim Çobanzade ile münasebetim resmidir. 108 3 Şubat tarihinde aynı iki Taşnak Veli Hukuflu'yu ka108 Babayev, a.g.e., s. 44-45. 168


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

nun düşmanı gibi, Müsavat Partisi üyesi veya taraftarı ola­ rak sorgularlar. Avanesya'nın sorusu: Arama zamanı sizin evinizde bulunan 1926 yılında İstanbul'da basılan Müsavat lideri Mehmet Emin Resulzade'nin Rusya'da Siyasf Vaziyet kitabı bulunmuştur. Bu kitap sizin elinize nereden geçti. Cevap: Bana öyle gelir ki, ben aynı kitabı Şaumyan I;:nstitüsünden aldım. Onun üstünde Enstitünün mührü ol­ malıdır. Soru: Kitabı sana gösteririm. Burada hiçbir mühür yok­ tur. Hakimin baskısından sonra kabul eder ki, kitabı Hane­ fi Zeynallıdan almıştır. Buda Hanefi Zeynallı'nın tutuklan­ ması için bahanedir . 1 09 25 Şubat'ta başlayan sorgulama ise 28 Şubat tarihinde sona erer. Bu üç gün içerisinde Taşnaklar, Veli Huluflu'nun karşı devrimci, müsavatçı, milletçi olduğunu ispat etmeye çalışırlar. Soru: Mahkeme heyeti bilir ki, Siz karşı devrimci, mil­ letçi teşkilatın üyesisiniz. Kabul edermisiniz? Cevap: Ben bunu kesinlikle reddederim. Soru: Sizin karşı koymanızın hayrı yoktur. Dostunuz, Bekir Çobanzade'nin izahahnı size okuyorum. O, burada sizin adınızı söylüyor. Cevap: Ben hakikati söyleme kararı aldım. Bekir Çobanzade'nin karşı devrimci olduğunu ben hakikaten bi­ liyordum. Ben onunla karşı devrimci konuşmalar yaptım. Profesör Bekir Çobanzade'yi ben katı milletçi, pantürkist gibi tanıyorum o özellikle şöyle bir fikir ileri sürdü ki, şim­ diki Orta Asya Cumhuriyetleri arazisinde SSRİ terkibinden çıkmakla veya oradan ayrılmakla bağımsız devlet kurmak zaruridir.1 10 109 Babayev, a.g.e., s. 46. 110 Babayev, a.g.e., s. 47. 169


Dr. Sebaha ttin Şimşir

23 Mart 1937 tarihli sorgulama protokolünde Taşnak ikili onu sıkıştırmaya devam eder. Soru: Ruhulla Ahundov'un Yeni Latin Alfabesi aleyhi­ ne mücadelesinde ona yakın olan adamların adını söyle­ yin. Cevap: Ruhulla Ahundov'un grubuna H. Zeynallı, Tri­ nig Ahmed, Ali Kerimov, Memmed Seid Ordubadi dahil idiler. Sorgu hakimleri bekledikleri cevapları alamadıkları için sorgulama dört gün sonra, yani 27 Mart'a kadar devam etmişlerdir. Soru: Eskiden Ruhulla Ahundov'un liderlik ettiği kar­ şı devrimci grup hakkında izahınızı devam ettirin. H. Cebi­ yev hakkında ne diyeceksiniz? Alınana cevaplar yine hakimleri tatmin etmemiş olacak ki, sorgulama 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde devam etmiş A vanesyan ile Ohanesov sorgulamayı genişleterek buraya İsmayıl Hikmet ve Muhisittin'i de karşı devrimci daireden değerlendirmeye çalışırlar. 9 Nisan'daki sorgulama da Va­ hap Hasanzade ve Genber Sadıkov hakkında bilgi toplar­ lar. Ganber Sadıkov hakkında verdiği cevap: Şaumyan Ens­ titüsünde çalışırken o, sık sık çalışma kurallarından şikayet ederdi. Ayrıca, onunla yaptığım sohbetlerde, Lenin'in eser­ lerinin tercümesinde terminaloji problemlerinde milletçilik meyilleri görürdüm. Ganber Sadıkov B. Talıplı ile birlikte Sovyet Hukuku Enstitüsünde Rus milletinden olan öğret­ menlere karşı milli mücadele yapardı. Ganber Sadıkov bu enstitunun başkanı idi. Bunun sonucunda da AK(b)P MK tarafından arama yapıldıktan sonra B. Talıplı ve Ganber Sa­ dıkov Sovyet Hukuku Enstitüsünden çıkarıldılar. Soru: Ganber Sadıkov'u siyasi cihetten seciyelendiren daha ne gibi bilgileriniz vardır? Cevap: Ben başka hiçbir şey bilmiyorum. Soru: Hayır, siz çok şey biliyorsunuz! Mahkemeye doğ1 70


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ru ifade verin. Cevap: Evet, ben ifade etmeliyim ki, 1936 yılında şöyle bir olay olmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam, 1936 yılının baş­ ları idi. Ben, Ganber Sadıkov ile Bakısovyetin yanında yada çok uzak olmayan bir yerde görüştüm. Bizim sohbetimiz İngiliz liderlerinden birinin Sovet ittifakına karşı söylediği nutuk konusunda Sita'nın bilgisi hakkında oldu. Bununla alakalı olarak Ganber Sadıkov, İngiltere Sovyet hakimiyeti­ ni yaşatmayacak dedi. Bunu Sovyet hakimiyetinin mutlak sükut edeceği gibi düşünmek gerekirmiş. Soru: Siz Sadıkov'un bu çıkışını nasıl kabul ettiniz? Ona karşı çıktınız mı? Cevap: Ona cevap vermedim. Çünkü sözlerini zarafat gibi kabul ettim. 1 1 1 AK(b)P Varaşilov bölge parti komitesi 16 Nisan 1937 tarihinde şöyle bir karar kabul etmiştir: Eylül 1927'de par­ tiye üye olan, partiye giriş bilet numarası No: 1429085 olan bir karşı devrimci Trostkisist ve parti düşmanı olduğundan dolayı XDİK organları tarafından tutuklanan Huluflu Veli Memmedhüseyin oğlu partiden çıkarılsın. 112 Veli Hul uflu, 1 7.IV . 1 937 tarihinde dilekçe yazarak ken­ disinin suçsuz olduğunu ispatlayacağını belirtmiştir. Üç gün sonra yapılan sorgulamadan; Soru: Siz ayın 17 sinde dilekçe yazıp, kendinizin suçsuz olduğunu belirtmişsiniz. Bu dileçeyi sizin önceki ifadeleri­ nizden imtina etmeniz şeklinde kullanabilirmiyiz? Halbuki siz, karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesisiniz. Cevap: Evet, ben kendimi hiçbir konuda suçlu kabul et­ miyorum. Tutuklanmamı doğru kabul etmiyorum. Ben kar­ şı devrimci teşkilatın üyesi ve milletçi olmadım. Avanesyan yine istediğine ulaşamıyor. 23.IV.1937 tarihinde yine suçlu­ nun gözüne Azrail gibi görünüp beş soru sorarak bir sahi·

1 1 1 Babayev, a.g.e., s. 48-49. 1 12 Kasımov, a.g.e., s. 94. 171


Dr. Sebahattin Şimşir

felik protokol hazırlamıştır. Soru: Siz ayın 20 sinde yapılan sorgulamada kendini­ zin karşı devrimci milletçi teşkilatın üyesi olduğunuzu red­ dettiniz. Siz itiraf etmeseniz de, sizin karşı devrimci millet­ çi teşkilatın üyesi olduğunuzu mahkeme bilmektedir. Şim­ di siz ifadelerinizden imtina etmenizin sebeplerini söyleyi­ niz. Cevap: Ben ifadelerimden imtina ederim, çünkü hiçbir karşı devrimci teşkilatın üyesi olmadım. Soru: Siz kendinizi karşı devrimci teşkilatın üyesi ol­ madığınız hakkında verdiğiniz ifadenizden imtina etmeni­ zi neye bağlarsınız? Cevap: Ben kendimi kaybetmiştim. Şaşırmıştım, zin­ dan rejimi! Beni canımdan bezdirdiği için, karşı devrimci teşkilatın üyesi olduğumu söylemiştim.113 25 Nisan 1937 tarihli sorgulamada ortaya Avanesyan yine ortaya çıkmıştır. Soru: H. Zeynallı'nın siyasi akidesi nice idi? Cevap: H. Zeynallı'nın siyasi akidesi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. 7 Mayıs tarihinde ise, Avanesyan alimin Nahçıvan'a gittiğini öğrendiği için tekrar sorgulamıştır. Soru: Siz Nahçıvan'da oldunuz mu? Ne zaman ve ne için? .Cevap: Ben Nahçıvan'da toplam iki defa oldum. 1932 ve 1935 yıllarında. Soru: Otel'de sizin yanınıza kim geldi? Cevap: Benim yanıma hiç kimse gelmedi. Soru: Siz Nahçıvan' da kimin karşı devrimci olduğunu bilirsiniz? Cevap: Ben Nahçıvan'da Novruzov'dan başka hiç kim­ seyi tanımıyorum. 8 Mayıs tarihinde yine Avanesyan sorgular. 113 Babayev, a.g.e., s. 50. 172


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

idi?

Soru: Hasan İmanov'un evinde oldunuz mu? Cevap: Evet, sıkı sık oldum. Soru: Onun evine kimler gelirdi. O kimlerle alakada

Cevap. Ağamir Memmedov, Mehdi Erivanski, Çobanzade ile Ali Memmedboylu, aynca Ruhu11a Ahun­ dov, Gubeydullin ve H. Zeynallı'nın adlarını söylüyor. 9 Mayıs'ta yapılan sorgulamada, Çobanzade, Gubay­ dullin Aziz ve H. Zeynallı'nın ifadeleri okunup, suçluya ka­ bul ettirmeye çalıştılar. Ve sorulan soruya: Cevap: Ben 8 Mayıs'ta verdiğim ifadeyi tamamıyla ve bütün olarak tasdik ederim. Tekrar ederim ki, ben hiçbir za­ man karşı devrimci teşkilatın üyesi olmadım ve oraya hiç katılmadım. Yeniden bir daha tekrar ederim ki, Gubaydul­ lin, Çobanzade ve Zeynallı doğru konuşmuyor. 10 Mayıs'daki sorgulamada Avanesyan, ona şu cüm­ leyi söyletmeyi başarmıştır: Evet, Ben, Veli Huluflu, B. Çobanzade, Gubaydullin, İmanov, Hasanov, Ağamir Mem­ medov milletçi ve pantürkist olmuştuk.114 Avanesyan, 1 1-13 Mayıs tarihlerinde üç gün aralıksız Veli Huluflu'yu sorgulayarak B. Çobanzade hakkında bil­ gi ister. Soru: Mahkeme sizin B. Çobanzade ile münasebetini­ ze döner. Cevap: Ben Çobanzade ile 1924 yılında Kırım'da ta­ nıştım. Kırım'a S. Ağamalıoğlu ile birlikte Yeni Latin Al­ fabesini anlatmak için gitmiştik. Orada 3-4 gün kaldık. B. Çobanzade ile ben Kırım XKS başkanının odasında görüş­ tüm. Şunu söylemeliyim ki, bundan sonra o bizim ziyaret ettiğimiz bütün makamlara yanımızda geldi. Soru: Size Kırım'da B. Çobanzade'nin siyasi fikirleri hakkında bir şeyler dediler mi? Cevap: Evet, hatırladığım kadarı ile Komunist Partisi 1 14

Babayev, a.g.e.,

s. 51-52. 173


Dr. Sebahattin Şimşir

üyelerinden biri Velidov (veya Vamalov) Çobanzade'yi La­ tin alfabesinin en katı düşmanı olarak anlatmış idi. Onun büyük milletçi, eskiden Milli Fırka'nın lideri olduğunu söy­ ledi. Görün ki, Veli Huluflu'nun yanında olan bir hadiseyi Halid Seid Hocayev şöyle tasvir eder: genç alim, profesör B. Çobanzade 5 esaslı yeni alfabenin mecburiyetini göster­ di. O, "Bize bir birine yakın bir dilde konuşan Türk - Tatar halklarını kendi etrafında toplayıp ilm ve medeniyet yolu ile süratle ilerletecek bir alfabe lazımdır" dedi. 11 5 Soru: Bekir Çobanzade ile alakalı söylediklerinizi bel­ geleyerek konuşun. Cevap: 1936 yılına kadar Çobanzade, Azerbaycan dili­ nin Türk dillerinin bir kolu olduğunu belirterek, buna göre hareket etmiştir. Benim başka diyeceğim yoktur. 22.6.1937 tarihli sorgulamadan; Soru: Tamamı ile ifşa edilmişsiniz ki, siz karşı devrim­ ci milletçi teşkilatın üyesi olmuşsunuz. Cevap: Ben karşı devrimci milletçi teşkilata üye olma­ dım. Bu konuda daha önceki ifadelerimi tasdik ederim. 5 Temmuz tarihli sorgulamaya Avanesyan gelir. Soru: Siz beyanat vermek için bizim çağrılmamızı rica etmişsiniz. Cevap: Devlet karşısında kendi suçlarımı bütün ağır­ lığı ile kabul ederim. Buna göre de her şeyi doğru söyleye­ ceğim. Suçlu karşı devrimci teşkilat üyesi olarak şu isimleri saymıştır: 1 . Ali Kerimov, Medeniyet işleri üzre komitenin çalı­ şanı. 2. Genber Sadıkov, Şaumya Enstitüsünde çalışıyor. 3. Aliekberli Memmed Kazım, Şaumyan Enstitüsünde çalışıyor.116 115 116

Babayev, a.g.e., Babayev, a.g.e.,

s.52. s. 53-54. 174


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

1 1 Temmuz 1937 tarihli yüzleştirme protokolünden; Soru: (Veli Huluflu'ya) Sizin önünüzde oturan Çobanzade'yi tamyormusunuz? Sizin onunla münasebetle­ riniz nasıldır? Aranızda düşmanlık varmıdır? Cevap: Evet, ben Çobanzade'yi tanıyorum. Benim onunla münasebetim iyidir. Benim onunla hiçbir zaman düşmanlığım olmadı. Soru: (Çobanzade'ye) Siz Prof. Veli Huluflu'yu tanı­ yorrnusunuz? Sizin onunla münasebetleriniz nasıldır? Ara­ nızda düşmanlık varmıdır? Cevap: Prof. V. Huluflu'yu ben 1924 yılından beri ta­ nıyorum. Biz onunla dostuz. Aramızda düşmanlık yoktur. Soru: (Huluflu'ya) Çobanzade'nin siyasi yüzünü siz bi­ liyormusunuz? Cevap: Çobanzade'yi milletçi, pantürkist, eskiden Kırım' da milletçilik yapmış ve kendi karşı devrimci faali­ yetlerini Azerbaycan' da da devam ettiren biri olarak tanı­ yorum. Onun faaliyetlerinin bir kısmını biliyorum. Sual: (Çobanzade'ye) Veli Huluflu'nun siyasi fikirleri hakkında siz neler biliyorsunuz, açıklayın? Cevap: Veli Huluflu'yu 1924 yılından beri milletçi, te­ mayülcü olarak tanıyorum. Huluflu, milletçi, pantürkist mevkide durmuştur. Bunun açık ifadesi onun Azerbaycan'ı SSCB' den ayırıp, burjuva-demokratik cumhuriyetin kurul­ masındaki arzusunda görebiliriz. Soru: (Çobanzade'ye) Siz Veli Huluflu'nun hakkınız­ da söylediği siyasi kimliğiniz konusunu kabul ediyormu­ sunuz? Cevap: Evet, Veli Huluflu'nun benim hakkımda verdi­ ği siyasi yaklaşım tam olmasa da, doğrudur. Zaten Huluflu benim siyasi faaliyetlerimin bir kısmını bilmektedir. O be­ nim cumhuriyetin dışında yürüttüğüm karşı devrimci faa­ liyetleri bilmiyor. Soru: (Huluflu'ya) Bekir Çobanzade'nin hakkınızda 1 75


Dr. Sebahattin Şimşir

söylediği siyasi fikirler doğrumudur? Cevap: Çobanzade haklıdır. O beni karşı devrimci ola­ rak doğru anlatmaktadır. Ama benim onunla münasebe­ tim ona böyle bir söz söyletecek kadar değildir. Ayrıca, Azerbaycan'ın SSCB' den ayrılıp müstakil burjuva cumhu­ riyeti kurmak hakkında da onun fikri doğru değildir. Sual: (Çobanzade'ye) Veli Huluflu'nun karşı devrimci faaliyeti hakkında başka bildiklerinizi söyleyin? Cevap: Karşı devrimci Veli Huluflu Türk temayüllü­ dür. Benimle sohbetlerinde o, Türk medeniyeti hakkında müsbet fikirleri belirtmiştir. Hatta, o, benim Azerbaycan di­ linin Türkleşmesi hakkındaki fikirlerimi müdafa etmiştir. Ben ve Huluflu düşünürdük ki, Azerbaycan dili Türk dili­ ne tabi rol oynuyor. 11 7 Soru: (Çobanzade'ye) Siz Veli Huluflu'nun karşı dev­ rimci sohbetleri hakkında daha ne gibi faaliyetlerini bilirsi­ nız. Cevap: 1934 yılında (belki 1933) biz, ben, Çobanzade, Refatov, Ali Nazım diğerlerini hatırlamıyorum, Huluflu ile toplanmıştık. Gazetelerde Devlet bütçesi hakkında çıkan bilgilere dayanarak cumhuriyetlerin devlet bütçesi hakkın­ da konuşuyorduk. Sohbet benim, Veli Huluflu'nun ve Ali Kerimov arasında gidiyordu. Ben dedim ki: Azerbaycan mahkum vaziyettedir. Ve adaletsizliğe maruz kalır. Çünkü Gürcistan ve Ermenistan bütçeden daha çok pay alır, nasıl ki Azerbaycan ve bu, Azerbaycan'ın servetleri hesap edilir. Biz burada Ali Kerimov'u da tenkit ettik. Bu konuşma bi­ zim milli faaliyetimizin bir neticesidir ki, benim pantürkist, Veli Huluflu'nun ise milletçi olduğunu gösterir. Veli Huluflu: Bu, 1932 yılında oldu, 1934 değil. Gürcistan ve Ermeistan bütçesinin Azerbaycan'ın hesa­ bındanolmasıhakkındaki konuşmayı benhatırlamıyorum.118 117 118

Babayev, a.g.e., Babayev, a.g.e.,

s.55 56. 1 76


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

alır:

Bundan sona 19 Temmuz'da Avanesyan alimi sorguy

Soru: Siz verdiğiniz dilekçe de, artık kendi karşı dev­ rimci faaliyetiniz hakkında doğru konuşacağınızı yazmış­ sınız. Cevap: Evet, ben karşı koymayı bitirmeye karar ver­ dim. Çünkü mukavemetim hiçbir netice vermedi. Ben ifşa oldum.119 Veli Huluflu'nun tutuklanması ve evinde arama yapıl­ ması ile alakalı olarak 28 Ocak 1937 tarihinde 68 numaralı emir imzalanmıştır.12° Uzun bir mahkeme sürecinden son­ ra 25 Eylül 19371 21 tarihinde Kalstyan PCM'nin 204. madde­ sine esasen Veli Huluflu'nun mahkemesinin sona erdiğini ilan etmiştir. Veli Huluflu'nun suçlandığı hususlar ise şöy­ le sıralanmıştır; 1 . 1 Aralık 1934 tarihinde Kirov'un ölümü ile alaka­ lı olarak hazırlanan karşı devrimci, Troçkci-Zinovyevci teş­ kilatın üyesidir. Daha sonra da (1934-1937) parti ve hükü­ met önderlerine karşu suikast hazırlıkları içinde olmuştur. 2. 1925 yılından tutuklanıncaya kadar umum ittifak karşı devrimci pantürkist merkezin üyeleri, Çobanzade ve Gubaydullin ile karşı devrimci meselelerde alaka kurmuş, parti ve Sovyet hükümetine karşı düşmanca bir mücadele içinde bulunmuştur. 3. 1935 yılında gizli karşı devrimci milletçi teşkilahn heyetine dahil olmuş ve teşkilatın lider kadrosu ile teşkilat konusunda münasebet kurmuştur. 119 Babayev, a.g.e., s. 57. 120 Babayev'in verdiği bilgilere göre evi, bir gün önce 27 Ocak tarihin­ de aranmış olup, evden Buharin'in 1 6, Trotski'nin 3, Kamanev'in 1 kitabı; 1429085 numaralı parti kimliği, 191303 numaralı prof kimliği, askeri kimlik, 59 adet muhtelif kitap, 30 fotoğraf ve mektup da alınmıştır. Babayev, a.g.e., s.43. 121 Babayev, bu kararların 5 Ekim 1937 tarihli oturumda alındığını belirt­ mektedir. A.g.e., s. 58-59. 177


Dr. Sebahattin Şimşir

4. Silahlı isyan hazırlanması hususunda önemli görev­ ler almış, Azerbaycan'ın bölgelerinde karşı devrimci isyan­ cı gruplar oluşturmuştur. 5. Az. İlimler Akademisi şubesinin Tarih Enstitüsünde çalışarak ilim cephesinden de zararlı işler yapmıştır. 6. Terör mevkiine kadar çıkmış ve MK katibi yoldaş Bağırov'a karşı hazırlanan suikast girişiminde rol almıştır. Bunlar dikkate alınarak SSCB Ali mahkemesi Askeri Heyetinin Seyyar toplantısı 12.10.1937 tarihinde şu kararı vermiştir: Mahkemeden önceki bilgilerden ve mahkeme sorgula­ malarından anlaşılmıştır ki, Veli Huluflu 1935 yılından iti­ baren isyancı, terörist, ziyankar-tahribatçı ve milletçi teşki­ latın faal bir üyesidir. Huluflu terörcü Ahundov ile teşkilatçılık konu­ sunda münasebet kurmuş, onun verdiği emirlere göre Azerbaycan'ın bölgelerinde isyancı teşkilatlar kurmuş, ora­ lara üyeler toplamış ve onları hükümet aleyhine silahlı is­ yana hazırlamıştır. Bağırov'a karşı suikast girişiminin ha­ zırlanmasında rol almış ve Tarih Enstitüsünde karşı dev­ rimci milletçi terörcü- ziyancı tebligat yapmıştır. Huluflu Veli Memmedhüseyinoğlu'nun bütün şahsi emlakı müsadere olunmuş ve en ağır ceza olan kurşuna di­ zilmeye çarptırılmıştır . 122 Yıllar sonra eşi Fatma hanım, 26.IX.1956 tarihinde SSCB Ali Soveti riyaset heyetinin başkanı K. Y. Voroşilov'a, 18.VIII. 1956 tarihinde Sov. İKP. MK birinci katibi N.S. Huruşov'a ve SSCB NS başkanı N.A. Bulganin'e dilekçe ile müracaat eder ve, kendisine kesin bir cevap verilerek bu lekenin üzerinden kaldırılmasını ister. Nihayet, SSCB Ali Mahkemesi askeri heyetinin 015055 /56 numaralı kararı: Veli Huluflu SSCB Ali mahkemesi askeri heyetinin 12.X.1937 tarihli kararı ortadan kaldırılsın. Dosyada suç un122 Kasımov, a.g.e, 94-96. 178


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

suru görülmediğinden dosya kapatılsın. Başkan: Stuçek. Veli Huluflunun eseleri: 1 . Yeni Türk alfabesi ile yazı kaideleri, Bakı, 1925. 2. Köroğlu'nun Tokat ve Bağdat Seferi, Bakı, 1927. 3. Tapmacalar (M.F. Ahundov'un vefatının 50. yılına ithaf olunmuştur) B., 1928. 4. İmla lugatı, B., 1928. 5. Panislamizm, Emperyalizm ve Ruhaniyyet. 6. Din ve Medeni inkılap, B., 1 930. 7. Din ve Kadın, B., 1932. 8. Meherremlik münasebetile, B., 1932.123 Veli Huluflu'yu anlamak için Halid Seyid Hocayev'in yazdıklarını okumak yeterlidir; " . . . Zaten Osmanlılar, Ka­ zaklar ve Özbekler de bu fikir (Yeni Alfabe) yok değildi. Ancak, onlar bu meseleyi ortaya atmaya cesaret edemiyor­ lardı. Yeni alfabe vasıtası ile elde edilen muvaffakiyet ko­ miteye daha büyük bir cesaret verdi. O, başarılarının topla­ mını göstermeye ve komşu Türk Cumhuriyetlerinin fikrini almaya cesaret verdi. Bunun için bir konferans tetiplemek gerekliydi. Komite önce onlar ile hususi surette görüşme­ yi daha uygun gördü. Eylül 1924 tarihinde bir sefer heyeti oluşturuldu. Bu heyet, şuralar ittifakında olan bütün Türk Cumhuriyetlerinin merkezlerine gidecek yetkili şahıslar ile görüşeceklerdi. Heyette şu dört kişi yer almıştır; 1 . Samed Ağa Ağamalıoğlu, Yeni Türk Alfabesi komi­ tesinin başkanı. 2. Mirza Celil Memmedguluzade, Molla Nasreddin dergisinin muharriri. 3. Veli Huluflu, Yeni Alfabe komitesinin üyesi, 4. Halid Seyit, Emele Fakültesi ve Meliorasiya Tehni­ kumunun insan ve edebiyat muallimi. 123 Babayev, a.g.e, s. 62-63. 1 79


Dr. Sebahattin Şimşir

Veli Huluflu kendi görevi"ve geniş bakış açısı ile alakalı olarak 20-30. yıllarda Azerbaycan'ın ilim ve medeniyet ha­ yatında çok büyük bir rol oynamıştır. Veli Huluflu Yeni Al­ fabe Komitesinin üyesi olarak yeni Latin alfabesi yazı siste­ mi ile halkımızın daha hızlı bilgilenmesi hususunda da çok faal olmuştur. Veli Huluflu resmi vesikalarda tarihçi olarak tanıtılsa da, onun dil ve edebiyat alanında yazdığı eserleri de az değildir. Veli Huluflu özellikle yeni Türk ve Latin al­ fabesi kabul edildikten bir müddet önce, 1925 yılında yaz­ mış olduğu Yeni Türk alfabesi ile yazı kaideleri adlı kitabında bilgili bir dilci alim gibi dikkat çeker. Malum olduğu gibi, birinci genel Türkoloji kurultayına iştirak etmiş, bildiri sun­ muş ve küçük bir malumatla dahi olsa bilgi sunmuş Türko­ logların tamamı kara listeye alınarak mahvedilmiştir. Alim, 1928 yılında Mirza Fethali Ahundov'un vefatının 50 yıllı­ ğı münasebeti ile "Tapmacaları toplayıp neşr ettirmiştir." Belki bin yıl kadar bir devirde halk arasında dolaşan bilme­ celerden satır altı mana bulan DTK çalışanları alime karşı bunu kullanmışlardır. Mesela, cevabını çocukların da bil­ diği bir bilmece; "Kendini bezer kendi çıplak gezer" Bu bil­ mece de satır altı mana arayan savcı; "Siz bununla düşman değirmenine su döküyorsunuz. Yani Sovyet adamları ken­ dinin giyindirir, özü çıplak gezer." Burada izaha hiçbir ihtiyaç yoktur. Anlaşılıyor ki, ali­ mi götürmek istiyorlar. Bunun için onun ilmi ve içtimai fa­ aliyetini de Sovyet hükümetine karşı eksik bildirdiler. Bun­ dan dolayı her vasıtadan istifade eden Gerasimovlar, Gals­ tyanlar alimi 12493 numaralı "cinayetle alakalandırdılar.124

124 Babayev, a.g.e., s. 39-40. 180


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

İSMAYILZADE MİKAYIL MÜŞFİK MİRZE ABDÜLKADİROGLU (Dosya No: PR 22290) 1908 yılında dünyaya gelen Mikayıl Müş­ fik, Azerbaycan'ın eski redaktoru ve tercümecisi. Azerbaycan'da Sovyet hakimiyetini yıkmak maksadı ile fa­ aliyet gösteren, silahlı isyan hazırlayan antisovet teşkila­ hn üyesi olmuştur. 1 25 27 Mayıs 1937 tarihinde devlet tehli­ kesizlik teğmeni Klimençiç'in hazırladığı dosyaya esasen 3 Haziran' da 508 sayılı tutuklama ve yakalama emri ile hap­ sedilmiştir. Onun suçlandığı hususlar ise şunlardır: 1 . 1926 yılında karşı devrimci milletçi görüşte olduğu­ na ve 1930 yılına kadar müsavatçılardan Almas Yıldırım ve Nesir Kuluzade ile karşı devrimci alaka kurduğundan do­ layı; 2. Salman Rahimov'un karşı devrimci müsavatçı genç­ ler grubunun gizli toplanhlarına kahldığından dolayı; 3. 1930-1935 yılları arasında eski Müsavat Partisi'nin taraftarları ile karşı devrimci münasebet kurduğuna ve kar­ şı devrimci tahribat yaphğına göre; 4. 1935 yılında Azerbaycan karşı devrimci milletçi te­ rörcü teşkilatın heyetine çağrıldığına ve bu karşı devrim­ ci milletçi teşkilat Sovyet hükumetine karşı, karşı devrimci milletçi isyan hazırlığına göre; 5. Kendi edebi eserlerinde karşı devrimci milletçi tan1 25 Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991, s. 1 40. 181


Dr. Sebahattin Şimşir

danslar aks ettirdiğine göre; 6. Zeynel Halil ve Hüseyin Nahk'ı karşı devrim­ ci teşkilata davete hazırlandığı ve onlar arasında Sovyet hükumetine karşı silahlı mücadele tebligah yaptığına göre, Az. CM'nin 60, 70 ve 73. maddeleri ile suçlanmıştır. Baku'da 4 Ocak 1938 tarihinde hazırlık toplantısı yapıl­ mış ve aynı toplanhda, mahkeme dosyasının kabul edilme­ sini ve kapalı toplanhda şahitlerin, suçlayanların ve savu­ nucuların iştiraki olmadan dosyaya bakılması kararı alın­ mıştır. 4 Ocak 1 938 tarihinde 20 dakika ( 11 .20-11 .40) süren mahkeme toplanhsında Mikayıl Müşfik'e kurşuna dizilme kararı okunmuştur. Karar, 6 Ocak'ta yerine getirilmiştir. Onunda itibarı, 23 Mayıs 1956 tarihinde iade edilmiştir.126

1 26 Kasımov, a.g.e, 101-102. 182


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

GANİZADE SULTAN MECİT (Dosya No: PR 25450) Ganizade Sultan Mecit 1866 (Dosyada 1868) Şamahı şehrinde doğmuştur. Meşhur şair pedagog S. E. Şirvani'den ve eğitimci Celal Ünsüzade'den ders almıştır. Şamahı şehir mektebini iyi derece ile bitirdikten sonra bir yıllık pedago­ ji kursunu da bitirerek öğretmenlik belgesi almıştır. Ayrıca, 1883-1887 yıllarında Tiflis'te Aleksandrovski Öğretmenler Enstitüsünde okumuştur. O. 1905 Rus inkılabı sonrasında, matbuata dahil ol­ muş olup, Hayat, İrşat, Debistan, Rehber gibi gazete ve der­ gilerde Şeyda, Sofi Şeyda, S. Ganizade imzaları ile yazılar yazmıştır .127 Sultan Mecit, Habibbey Mahmudzade ile birlikte Baku' da ilk Rus-Müslüman mektebinin esaslarını tespit et­ miş, muhtelif derslikler, dram eserleri, makaleler, hikayeler vb. yazıp bastırmış, ömrünü Azerbaycan Halkının eğitim ve manevi yükselişine adamıştır. 1918-1920 yıllarında faali­ yet gösteren Azerbaycan parlamentosunun üyesi olmuştur. 1937 yılının Temmuz ayında Halk Dahili İşler Komi­ serliğinin Devlet Tehlikesizlik idaresinin 4. şube 4. kıs­ mının reisi Devlet Tehlikesizlik baş teğmeni Grigor­ yan Azerbaycan'ın maarif ve medeniyetinin gelişmesin­ de önemli hizmetleri olan, büyük yazar ve pedagok Sul127 Celal, M., Hüseynov, F., ra, 2008, s.375.

Örneklerle XX. Esr Azerbaycan Edebiyatı,

183

Anka­


Dr. Sebahattin Şimşir

tan Mecit Ganizade hakkında dosya hazırlamıştır. Dosya­ dan anlaşıldığına göre, umumittifak pantürkist teşkilatının hıtuklanan üyelerinin ifadelerine istinaden anlaşılmaktadır ki, Sultan Mecit Ganizade Azerbaycan SSR'de faaliyet gös­ teren karşı devrimci ittihat teşkilatının üyelerinden biridir. O, Türkiye ve İran'da bulunan karşı devrimci dairelerle ala­ ka içindedir. Yukarıdakilere esasen Sultan Mecit Ganizade'nin tu­ tuklanmasını gerekli görüyor ve onun Az. SSR CM'nin 72-73. maddelerine esasen sorumluluğa çağırmak şartı ile XDİK'ye ve Azerbaycan SSR savcılığına bilgi vermiştir. Grigoryan'ın bu raporundan sonra Az. SSR savcı yar­ dımcısı, mahkeme işleri üzre başkan yardımcısı Yaroyov Sultan Mecit'in tutuklanması hakkında 25 Temmuz 1937 ta­ rihinde kararı kabul etmiştir. Cumhuriyet savcısı Pinkis' de aynı gün tutuklanması hususunda emir vermiştir. 25 Haziran 1937 tarihinde BakO.'de Az. SSR XDİK DTİ'nin 4. şubesinin başkanı , DT yüzbaşısı Sinman 12493 nolu mahkeme dosyasını inceleyerek; Sanayi akademisin­ de öğretmen olarak çalışan Azerbaycanlı, Az. SSR vatanda­ şı, tarafsız Sultan Mecit Ganiyev karşı devrimci ittihatçı teş­ kilat üyesi olduğundan dolayı Az. SSR CM'nin 72-73. mad­ delerinde belirtilen suçlamalarla suçlandığından hıhıklan­ malı ve XDİK'nın hapishanesinde nezaret altında tutulma­ lıdır, kararını vermiştir. XDİK tarafından 25 Temmuz 1937 tarihinde 854 numa­ ralı emir imzalanmıştır. Aynı emre esasen 26 Temmuz 1937 tarihinde yaşadığı Baku şehri, Kladbişenskoye caddesi 81 numaralı apartman ve 20 numaralı dairde arama yapılmış­ tır. Arama esnasında evinden muhtelif kıymetli eşyalar, el yazma ve kitapları da götürülmüştür. 29 Temmuz 1937 tarihindeki ilk sorgulama esansın­ da küçük teğmen N. Musatov ittihatçılar ve müsavatçılar­ la, özellikle de inkılaptan sonra Sultan Mecit'in ittihatçılara 1 84


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

rehberlik edip etmediği hususunu öğrenmeye çalışmıştır. Az. SSR XDİK üçlüğünün 14 Mart .1938 tarihinde ya­ pılan toplantısında, Sultan Mecit Ganiyev'in pantürkist ol­ duğuna, medeniyet açısından zararlı işler yaptığına, silahlı isyan mevkiinde bulunduğundan dolayı kurşuna dizilme­ sine ve emlakının müsadere edilmesine karar verilmiştir. Hüküm 21 /22 Mart 1938 gecesi yerine getirilmiştir. 29 Ekim 1956 tarihinde dosyaya tekrar bakılması ne­ ticesinde de Sultan Mecit Ganizade'nin de beratına karar verilmiştir .128

128 Kasımov, a.g.e., s. 1 13.-1 14. 185


Dr. Sebahattin Şimşir

GULİYEV MUSTAFA ZEKERİYYAOGLU (Dosya N o: 23215) Mustafa Guliyev 18 Ocak 1893 tarihinde Nuha'da doğ­ muştur. O, 1918 yılında Kiev Devlet Üniversitesi'nin Ma­ tematik Fakültesini, 1933 yılında ise Moskova'daki Kırmızı Professura Enstitüsünü bitirmiştir. O, İnkılap ve Medeniyet dergisinin redaktörü, Az. SSR halk tahsil komiseri, tutuklanıncaya kadar da Ukrayna K(b) P Odessa vilayet komitesinde mektep ve ilim şubesinin müdürü olarak çalışmıştır. Bir müddet de Çimkent şehir parti komitesinin katibi vazifesinde bulunmuştur. 1918 yılında ÜK(b)P'nin üyesi olmuş, 1 Aralık 1937 ta­ rihinde ise ÜK(b)P'nin MK tarafından parti nezaret komi­ tesinin Azerbaycan üzre parti heyetinin kararı ile partiden atılmıştır. Guliyev, Azerbaycan SSR XDİK DTİ tarafından 2 Ağus­ tos 1937 tarih ve 939 sayılı karara esasen yaşadığı ev aran­ mış ve tutuklanmıştır. Guliyev Mustafa Zekeriyaoğlu, şu suçlara göre tutuk­ lanmıştır: Silahlı isyanlar hazırladığına, ziyankar1. lık yolu ile Azerbaycan'ı SSCB'den ayırmak istediğine, ca­ susluk ettiğine ve Sovyet hükumeti, ÜK(b)P'nin önderleri­ ne karşı suikastler işlenmesini amaçlayan Trostkici teşkilat­ la aynı blokta faaliyet gösteren Azerbaycan karşı devrimci teşkilatın üyesi olduğuna göre; 186


Azerbaycan'da Kızil Soy.'-ınm

2. Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilatın ziyankarlık, karşı devrimci isyankar grupların kurul­ ması, hükümet ve parti önderlerine karşı suikast planları­ nın yapılması gibi karşı devrimci faaliyetleri hakkında bil­ gisi olup, bunu gizlediğine, ayrıca kendisi şahsen karşı dev­ rimci milletçi teşkilata yeni üyeler çağırdığına ve diğer kar­ şı devrimci teşkilatlarla birlikte hareket edilmesine çalıştığı­ na, yine Az. SSR CM'nin 64, 21-70 ve 73. maddelerinde be­ lirtilen suçları işlediğine göre; SSCB Ali mahkemesi Askeri Heyetinin Baku'da 2 Temmuz 1938 tarihinde hazırlık toplantısından anlaşıldığı­ na göre; 1 . İddianame onaylansın. 2. Guliyev Mustafa Zekeriyaoğlu Az. SSR CM'nin 64, 70 ve 73. maddelerine göre mahkemeye verilsin. 1 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen kanuna göre dosya kapalı mah­ keme toplantısında şahitler, suçlayanlar ve savunmacıların katılımı olmadan gerçekleştirilsin. SSCB Ali mahkemesi 3 Temmuz 1938 tarihinde Baku'da gerçekleştirilen 20 dakikalık (21 .20-21 .40) Seyyar Askeri heyetinin kapalı mahkeme iclasının kararı ile Gu­ liyev Mustafa'nın emlakının müsadere edimesine ve kur­ şuna dizilmesine karar verilmiştir. Hüküm, 3 Temmuz'da, yani hemen yerine getirilmiştir. 21 Nisan 1956 tarihinde SSCB Ali mahkemesi Guliyev Mustafa Zekeriyaoğlu'na da beraat kararı vermiştir.129

129 Kasımov, a.g.e., s.115-1 16. 187


Dr. Sebahattin Şimşir

MUSAHANLI ATABABA DAŞDEMİROGLU (Dosya N o: PR. 23294) Musahanlı 25 Mart 1905 tarihinde Baku' de doğmuştur. Azerbaycan Devlet Siyasi İdaresi tarafından 7 Şubat 1930 tarihinde verilen 130 numaralı emir gereğince Balaham caddesi 59 numaralı evde yaşayan Musahanlı Atababa'nın evinde arama yapılmış ve tutuklanmışhr. Musahanlı, 1920 yılından 1922 yılına kadar Ali Bayra­ mov adlı kitaphanede çalışmış, sonra oranın müdürü, 1923 yılında BŞTŞ'de, 1924 yılında da Pedagoji Teknikumda öğ­ retmen, 1929 yılından tutuklanıncaya kadar pedagoji ensti­ tüsünde öğretmen olarak çalışmışhr. 21 Şubat 1930 tarihinde Az. DSİ'nin kararma göre, Mu­ sahanlı Atababa Daşdemiroğlu Sovyet hakimiyetini dağıt­ maya ve devirmeye yöneltilmiş antisovyet teşkilatında ak­ tif faaliyetinden dolayı Az. SSR CM'nin 72 ve 73. maddele­ rine göre suçlanrnışhr. 7 Temmuz 1930 tarihinde Az. DSİ'nin heyetinin yaph­ ğı özel toplantı protokolünden bir bölüm: İşitildi: Musahanlı Atababa Daşderniroğlu Az. SSR CM'nin 72 ve 73. maddeleri ile, yani Müsavat Partisi nin menfaatine yönelik faaliyetinden dolayı suçlu görülmekte­ dir. Karar verildi: Musahanlı Atababa Daşdemiroğlu.süresi 8 Şubat 1930 tarihinden hesaplanarak üç yıl müddetle hür­ riyetinden mahrum edilsin. 23 Kasım 1930 tarihinde SSCB XKS'nin BDSİ (Birleşmiş '

1 88


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

Devlet Siyasi İdaresi) heyetinin toplantı protokolünden bir bölüm. İşitildi: Musahanlı Atababa Daşdemiroğlu CM'nin 58/10 ve 58 / 1 1. maddeleri ile. Karar verildi: Musahanlı Atababa Daşdemiroğlu 8 Şu­ bat 1930 tarihinden itibaren beş yıl müddetle ceza kampla­ rında tutularak hürriyetten mahrum bırakılsın. Emlq.kı mü­ sadere olunsun. 1 1 Mayıs 1930 tarihinde Az. DSİ'nin baş emeliyyat mü­ vekkili Cabbarov tarafından hazırlanmış iddianamede A. Musahanlı Müsavat Partisi'nm menfaatlerine yönelik faali­ yetleri, antisovyet edebiyatın yazılması ve korunması, anti­ sovyet propagandanın yapılmasında, yani Az. SSR CM'nin 72 ve 73. maddelerinde gösterilen cinayetler oluşturması ile suçlanmıştır. 10 Nisan 1933 tarihinde BDSİ heyetinin toplantı proto­ kolünden bir bölüm: Musahanlı Atababa Daşdemiroğlu cezasını bitirdikten sonra üç yıl müddetle Batı Sihir vilayetine sürgün edilsin. Sürgünden döndükten sonra XDİK DTİ tarafından ve­ rilen 16 Aralık 1937 tarih ve 3523 sayılı emre esasen Basın caddesi 45 numaralı evde 17 Aralık 1937 tarihinde yapılan aramadan sonra o yine tutuklanmıştır. Az. SSR XDİK üçlüğünün toplantısının 31 Aralık 1937 tarihli protokolünden bir bölüm. İşitildi: Dosya numarası 8645. Musahanlı Atababa Daş­ demiroğlu, 32 yaşında, SSCB vatandaşı, Azerbaycanlı, Baku doğumlu, eskiden memur, hali hazırda da memur, tarafsız, yüksek tahsilli, evli. 1930 yılında Musavatçı faaliyetinden dolayı 5 yıl süre ile hapsedilmiştir. Mevcut kuruluşun aleyhine olarak, aşağıda belirtilen karşı devrimci faaliyetlerinden dolayı suçlanmıştır: a. Müsavat teşkilatının üyesi olurken, karşı devrim189


Dr. Sebahattin Şimşir

ci, pantürkist teşkilahnın temsilcileri ile Sovyet hakimiye­ ti aleyhine karşı devrimci iş yapmıştır. b. Karşı devrimci maksatlarla karşı devrimci pantür­ kist karekterli notlar neşrettimiştir. c. Sovyet hakimiyetinin ünvanına karşı devrimci fikir­ ler söylemekle meşgul olmuştur. Karar verildi: Musahanlı Atababa Daşdemiroğlu, 32 yaşında, kurşuna dizilsin. Ernlakı müsadere edilsin. Hü­ küm 8 Şubat 1938 tarihinde saat 2.lO'da yerine getirilmiştir. 4 Temmuz 1956 tarihinde ona da berat kararı verilmiştir .130

130 Kasımov, a.g.e, 124-126. 190


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

RASİZADE HÜSEYİN CAVİD ABDULLAOGLU (Dosya No: 18845) Hüseyin Cavid molla Abdullaoğlu Rasizade 1 882 yılın­ da Nahçıvan'da doğmuştur. Babası Abdulla dini faaliyet­ lerle meşgul olmuştur. Hüseyin Cavid önce medrese'de, sonra da Rus-Tatar okulunda okumuştur. Rus-Tatar okulunu 1902 yılında bitir­ dikten sonra, 1902 yılında Tebriz'e gelerek burada dini oku­ la girmiştir. 1903 yılında Nahçıvan'a dönerek Mekteb-i Ter­ biye okulunda Türk ve Fars Dili derslerini vermiştir. 1905 yılında gözlerinden tedavi olmak için geldiği İstanbul'da tedavisi yanında Rıza Tevfik'den ders de almıştır. Bir müd­ det sona Rıza Tevfik'in de yardımı ile Edebiyat Fakültesine kaydolmuş, 1910 yılında da Nahçıvan'a dönmüştür. Nahçıvan'da bir müddet öğretmenlik yaptıktan sonra Baku'ya gitmiştir. Burada yaşayan İranlılar için İran sefare­ tinin açtığı İttihat okulunda, Azerbaycan Dili öğretmeni ola­ rak çalışmıştır. 1912 yılında da Abdulla Surun daveti üze­ rine Gence'ye giderek Medrse-i Ruhaniye'de ders vermiştir. 1913 yılında Gence'den Tiflis'e gelmiş ve 1914 yılında yine İranlıların açtığı İttifak Mektebinde ders vermiştir. Daha son­ ra tekrar Baku'ye gelmiş olup, 1918 yılında Tağı Nağıyev tarafından açılan Sefa Mektebinde çalışmıştır. 131 1910-1918 yıllarında Geçmiş günler, Bahar Şebnemle­ ri, Ana, Maral Şeyh San'an, Şeyda, Uçurum,, İblis gibi şiir ve tiyatro eserleri yayınlanmıştır. 1920-1935 Sovyet döne­ minde ise, Peygember ( 1922), Topal Teymur ( 1925), Kın­ yaz (1929), Siyavuş, (1933), Heyyam (1935), İblis'in İntika131 Kasımov, a.g.e., s. 133. 191


Dr. Sebahattin Şimşir

mı ( 1936) eserlerini kaleme almıştır.132 Görüldüğü gibi, Bolşevik istilanın ilk devirlerinde Hü­ seyin Cavid nispeten daha fazla yazmış ve yazdıkları okun­ muştur. Ancak, eski bir Müsavatçı olması hasebiyle tutuk­ lanmasına, matbuat sayfalarından, edebiyat kongrelerin­ den aforoz edilmesine, eserlerinin bastırılmaması, basılan­ ların toplatılmasına rağmen onun yazdıkları elden ele ge­ zerek, genç komunistlerin arasında bile revaç bulmuştur. 133 1926 yılında tedavi olmak maksadı ile Azerbaycan'ın Halk Tahsili komiseri Mustafa Guliyev tarafından Almanya'ya Berlin'e gönderilmiştir. Hüseyin Cavid hakkında daha 1936 yılında, HDİK ka­ yıtlarında şu bilgiler yer almaktadır; "H. Cavid etrafında milletçi genç şairleri toplayıp, onları musavat ruhunda ter­ biye eyliyor . . . . İran' da, Dağıstan' da, Ermenistan' da, Gürcistan' da olan bütün Azerbaycan topraklarını birleştirip, burjuva zih­ niyetinde müstakil Azerbaycan devleti kurmak için gizli fa­ aliyet gösteren pantürkist, karşı devrimci teşkilatın üyeleri arasında 9. adam Hüseyin Cavid'dir . . . . H. Cavid, geçmişde Musa vat Partisi'nin üyesi olup, şimdiye kadar da tepeden tırnağa musavat fikirli bir adam gibi de kalmıştır. Azerbaycan'da ne H. Cavid'i ne de Ah­ med Cevad'ı kabul eylemediler, kıymetlendirmediler. On­ lar Türk halkının esas dayakları sayılırlar, yüreklerinde Türk halkına herkesten çok onlar yanarlar." 134 27 Mayıs 1937 tarihinde DTİ Teğmeni Klemçiç tara­ fından hazırlanan dosyada Hüseyin Cavid'in tutuklanma­ sı zaruri görülmüştür. 3 Haziran 1937 tarihinde Az. SSR 132 Celal, M., Hüseynov F., Önıeklerle XX. Esr Azerbaycan Edebiyatı, Anka­ ra, 2008, s. 468. 133 Resulzade, M. E., Azerbaycan Kültür Gelenekleri ve Çağdaş Azerbaycan Ede­ biyatı, Ankara, 1984, s. 15. 134 Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991 , s. 138. 192


Azerbaycan 'da Kızıl Soykırım

CM'nin 72-73. maddelerine göre suçlanarak tutuklanması ve Az. SSR XDİK hapishanesinde tutulması hususundaki karar kabul edilmiştir. Hüseyin Cavid'in son duruşması öncesi kararın alın ­ masında etkili olan ve iftira dolu ifadelerden birinde şu sa­ tırlar da dikkat çekicidir: "H. Cavid'in casusl uğunu açığa çıkarabilmek için arkeolojik tetkikat lazımdır. O özellikle Nikolay zamanında Türk ajanı idi, şimdi de benimle gizli karşı devrimci teşkilattadır . . . . H. Cavid'in karşı devrimci faaliyetini ben onda şu şekilde görmekteyim, o birbirinin ardı sıra fikri cihetten za­ rarlı eserler yazmıştır. Özellikle tiyatro sahasında karşı dev­ rimci milletçi eserlerini Sovyet sahnesine çıkarmayı başar­ dı. Bu eserler Türk gençlerinin beynini ateşliyor. Eski is tila­ cıları hatırlatan bu eserlerde panislamist, Osmanlı pantür­ kist, Kemalist pantürkist fikirleri hatırlatmakla birlikte bir diğer suçu da, çağdaş genç yazıcıları da kendi etkisi altına almaktır." 135 Az. SSR XDİK DTİ tarafından 3 Haziran 1937 tarihinde 509 sayılı emre esasen yaşadığı Kommunist caddesi 8 mı­ maqı.lı evde arama yapılmış ve tutuklanmıştır. 8 Mart 1939 tarihinde DTİ teğmeni Memmedov'un hazırladığı dosyada Hüseyin Cavid'e ilave olarak Az. SSR CM'nin 68. madde­ sinde gösterilen suçlamalarda yüklenmiştir. Kısaca Hüseyin Cavid şu suçlamarla suçlanmıştır: 1 . Karşı devrimci müsavatçı mevkide bulunarak, Baku' de olan antisovyet milletçi teşkilatın kuruluşuna da­ hil olduğuna ve bu teşkilatın önderleri ile karşı devrimci alaka kurduğuna göre; 2. Müsavatçı pantürkist mevkide durarak Az. SSR'deki gizli karşı devrimci müsavatçılar, Baku'da ve Türkiye'de olan pantürkistlerle alakada olduğuna göre; 3. Şuurlu olarak Sovyet mevzusuna itinasızlık göstere•

135

Hesenov, Cemil, Ag Leke/eriıı Kara Gölgesi, Bakı, 1 991, s. 193

139.


Dr. Sebahattin Şimşir

rek, edebiyat ve tiyatro sahnesinde karşı devrimci faaliyet­ ler yaptığına göre; 4. İran ve Türkiye'de tahsil ve terbiye alarak, genç ya­ zıcılara karşı devrimci milletçi tesir gösterdiğine, onları pantürkist ruhda terbiye ettiğine ve Türk Edebiyatına yön­ lendirmeye çalıştığına, bilerekten Rus halkının edebiya tına kayı tsızlıkla yaklaştığına göre; 5. Baklı'daki Müsavat teşkilatının liderlerinden biri olan Yusuf Vezirov ile alaka kurduğuna ve Türk istihbarat­ çıların lehine casusluk faaliyeti gösterdiğine, yine Az. SSR CM'nin 68, 72 ve 73. maddelerinde belirtilen suçları gerçek­ leştirdiğine göre; 9 Haziran 1939 tarihinde toplanan SSCB XDİK'da özel karar alınır. Hüseyin Cavid antisovyet teşkila ta iştirak ettiğine ve antisovyet faaliyetler gösterdiğine göre, 4 Haziran 1937 ta­ rihinden başlamak üzere sekiz yıl hürriyeti elinden alınarak ıslah emek kampına gönderilsin. Hüseyin Cavid bu sürgün cezasını çekerken, 5 Aralık 1941 tarihinde İrkutsk vilayetinin Tayşet bölgesinin Şev­ çenko köyü yakınında vefat etmiş ve orada defnedilmiştir. Mezarı, 26 Ekim 1982 tarihinde vatanına getirilmiştir. 6 Mart 1956 tarihinde onun dosyasına da yapılan itiraz sonucu Az. SSR Ali mahkemesi Hüseyin Cavid'e beraa t ka­ rarı vermiş tir. 136 Son olarak Hüseyi Cavid'e Azerbaycan KP. Merkez ko­ mitesi tarafından doğumunun yüzüncü yılı dolayısı ile 1981 yılının Temmuz ayında özel bir karar çıkarılarak, onun kla­ sik Azerbaycan Edebiyat ve tiyatro sanatı tarihinde, Sov­ yet Edebiyatının zenginleşmesinde büyük hizmetleri oldu­ ğu kaydedilmiştir.137 136 Kasımov, a. g .e., 133-135.

137 Celal, M., Hüseynov, F., a.g.e.,

s.

481 .

194


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ŞAMÇIZADE ALİ RAZİ YAH YAOGLU (Dosya No: PR 11387 ve 29861) 30. yıllardan önce Azerbaycan'm tanınmış şahsiyetle­ rinden biri, Sabir'in devamcısı, Molla Nasreddinci şair Ali Razi Şamçızade'yi de tenkit hedefine almışlardır. Küçük tenkitleri göze almazsak ona karşı ilk kapsamlı hücum 16 Ocak 1937 tarihinde Azerbaycan Sovyet Yazarlarının Ki­ rovabad şubesinin, maarif şubesi ve parti üyeleri ile birlik­ te gerçekleştirilen fevkalade toplantısında olmuştur. Aynı toplantıda parti komite katibi Petrosyan, bir kişi işçi sen­ dikasından, onsekiz kişi yazar ve yedi parti üyesi katılmış­ tır. Toplantının tek mevzusu, Ali Razi'nin müsavatçı, kar­ şı devrimci faaliyetleri hakkında olmuştur. Yine adı geçen toplantı sonunda, Ali Razi partiden ihraç edilmiştir. Toplantının kararı ise şu şekilde verilmiştir: "1919 yılından beri parti üyesi olan Ali Razi şimdiye kadar kendisinin murdar yüzünü gizlemeyi başarmış, iki­ yüzlülük ederek kendi karşı devrimci müsavatçılığmı per­ delemiş, partiye ve Sovyet hükümetine düşman olduğu hal­ de bir sıra sorumlu vazifelerde bulunmuştur. Ali Razi'nin şimdiye kadar ifşa olunmaması onun çalıştığı kültür cephe­ sinde bizim yeteri kadar uyanık olmadığımızı gösterir. Ali Razi bu ihmalimizden istifade ederek düşmanca faaliyeti­ ni devam ettirmiş, Azerbaycan'ın büyük şairi Sabir'in 25. yıl jübilesini şuurlu bir şekilde bozmuştur. Dört ayrı yerde çalışarak zengin olmuştur. Ali Razi yaptığı işlerin hiç birsi­ nin uhdesinden gelememiş, özellikle yaratıcılık isteyen Az. Sovyet Yazıcılarının Kirovabad şubesinin işlerini kesinlikle 1 95


Dr.

Sebalıa ttiıı Şimşir

düzelmeyecek bir hale getirmiştir. Ali Razi sokak sohbetle­ ri ile meşgul olarak genç yazarları teşkilattan uzaklaştırmış­ tır. Bütün bu hadiseler hakkında maarif şubesi parti komi­ tesi katibi Petrosyan yoldaşın bildiklerini dinleyerek Kiro­ vabad Yazıcılar şubesinin maarif şubesi ve parti üyeleri ile birlikte yapılan toplantıda şu kararlar alınır: 1 . Şehir parti komitesinin Ali Razi'nin partiden çıkarıl­ ması konusundaki kararını tasdik etmek; 2. Ali Razi'nin Sovyet Yazıcılar Birliğinden çıkarılması meselesini Az. Yazıcılar Birliğinin karşısına koymak; 3. Ali Razi'nin şube katipliğinden alınmasını şehir par­ ti komitesinden rica etmeli; 4. Şubenin idare heyetinin yeniden seçilmesini lüzum­ lu görmüştür. 5. 12 Ocak'da şehir yazıcılarının genel toplantıya çağ­ rılmasını, Cafer Bağırov yoldaşa havale etmeli; 6. Şubenin işlerini güçlendirmek, yazıcıları günün ak­ tüel ilmi meseleleri etrafında seferberliğe almak, yaratıcı­ lık işlerini günün talepleri seviyesine getirmek, işin uhde­ sinden gele bilen bir adamın görevlendirilmesini şehir par­ ti komitesinden istemeli; 7. Şube için daya faydalı bir bina ayrılmasını şehir sov­ yetinden rica etmeli; 8. Kirovabad şubesi maskelenmiş düşman Ali Razi'nin ifşa edilmesinden ders alacak, bu mühim sahada kendi Bol­ şevik saygınlığını artıracak, yazarları Stalin efsanesinin bü­ yük vazifeleri etrafında toplayacak ve bununla parti ve hükumetimizin şahsen de Ulu Stalin'in kaygısını gidere­ cektir." Toplantının 16 Ocak'ta yapılmasına bakmayarak o, 2 Ocak 1937 tarihi itibarı ile partiden çıkarılmıştır. 6 Ocak 1937 tarihinde Kirovabad şehir komitesi büro­ suna, 8 Ocak 1937 tarihinde ise şehir komitesi bürosunun sorumlu katibi Mustafayev'e yazdığı dilekçesinde o, kendi196


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

sinin iştiraki olmadan yapılan toplantıda partiden çıkarıl­ masının esas sebebini Petrosyan ile olan şahsi münasebet­ lerinde görmüştür. Bütün bunlar Şamcızade'yi mahv etmek için hazırlık rolünü oynuyordu ve bu NKDV'nin esas mahvetme se­ beplerinden biri idi. Bunun için de Azerbaycan Demokra­ tik Cumhuriyeti devrinde Müsavat gizli teşkilatındaki ça­ lışmaları Az. K(b)P'nin saflarına geçerken gizlediğine göre, Az. SSR CM'nin 75. maddesine göre suçlu görüldü ve 2 Ocak 1937 tarihinde imzalanan 67 sayılı emre esasen Kiro­ vabad şehrinde yaşayan Ali Razi Şamçızade tutuklandı. Bu onun Azerbaycan'ın Sovyetleşmesinden sonra ilk tutuklna­ ması değildi. Mahkeme dosyasındaki belgelerden anlaşıldı­ ğına göre, o, Sovyetleşmeden önce de iki defa, ilki 1906 yı­ lında İran inkılabına iştirakine ve ikincisi de 1914 yılında sa­ vaş aleyhine yazdığı şiirlerden dolayı tutuklanarak sürgün edilmiştir. Bir müddet XDİK'nın Kirovabad'daki hapishanesinde tutulduktan sonra, 2 Mart 1937 tarihinde, Az. SSR CM'nin 75. maddesi ile suçlanan Şamçızade Ali Razi'nin hareketle­ rinde cinayet terkibi bulunmadığından dolayı serbest bıra­ kılması yönünde bir karar kabul edilmiştir. Bu şekilde, 7 Mart 1937 tarihinde imzalanan 50 numa­ ralı serbest bırakma karnesine esasen A. R. Şamçızade 10 Mart tarihinde serbest bırakılmıştır. Ancak, kısa bir süre sonra XDİK yetkilileri Şamçızade'yi serbest bırakmaktan dolayı pişman olmuş ve kendisine bağlı olan elemanlara kesin bir emir vererek onun ciddi bir suçla tutuklanmasını emretmiştir. 29 Temmuz 1937 tarihinde Az. SSR XDİK'nın Kiro­ vabad şehir şubesinin OT çavuşu Lihaçov onun hakkında şu şekilde bir karar almıştır. Vatandaş Şamçızade Ali Razi Yahyaoğlu Az. SSR CM'nin 72. maddesi ile duruşmaya çağ­ rılsın. Duruşma ve mahkemeden kaçmaması için tutuklan197


Dr. Sebahattin Şimşir

sın ve Az. XDİK'nın Kirovabad şehrindeki hapishanede si­ lahlı nöbetçi nezaretinde tutulsun. 29 Temmuz 1937 tarihin­ de, yani aynı gün Kirovabad şehir şubesinin reisi Kamrele­ keli tarafından tasdik edilen bu karar 30 Temmuz 1937 tari­ hinde Şamçızade'ye bildirilmiştir. Yine aynı gün (29.07.37) Ali Razi Şamçızade'nin evinde arama yapılması, aynı za­ manda tutuklanması için 155 numaralı emir imzalanmış ve Şamçızade tutuklanmıştır. Onun tutuklanmasından sonra 80 yaşındaki annesi Mesme Alibabakızı, 16 yaşındaki oğlu Nadir, 3 yaşındaki oğlu Ayaz ve eşi Zümrüd Şamçızade başsız kalmıştır. Ali Razi defalarca sorgulanmış ve nihayet Baku şeh­ rinde 29 Kasım 1937 tarihinde duruşmaların sona erdiği Şamçızade'ye bildirilmiştir. O, duruşmalarda söyledikleri­ ne ekleyecek hiçbir şeyi olmadığını bildirmiştir. Böylelikle, Şamçızade'nin dosyası SSCB Ali Mahkeme­ si Askeri Heyetinin Seyyar toplantısının emrine gönderil­ miştir. Ali Razi Şamçızade'nin dosyası hakkında 5 Ocak­ ta hazırlık toplantısı yapılmıştır. Hazırlık toplantısında, Şamçızade Ali Razi Yahyaoğlu Az. CM'nin 64, 70 ve 73. maddelerinde belirtilen suçlamalarla sorgulanmasını, dos­ yaya şahitsiz, suçlamacısız ve savWlmacısız alakalı mahke­ mece bakılması kararı verilmiştir. 7 Ocak 1938 tarihinde, Baku' de, başkan İ. T. Nikitçen­ ko, üyeler V. İ. İyevlev ve P. E. İşenko, ka tip ise L. N. Kudr­ yavtsev olup SSCB Ali mahkemesi askeri heyetinin seyyar toplantısı, 20.20 de başlamış ve 20.40'da neticelenmiştir. Bağlı mahkeme toplantısında onu da en ağır cezaya, kurşuna dizilmeye mahkum etmişlerdir. Hüküm, o gece, 7 Ocak'tan 8 Ocağa geçildiği gece yerine getirilmiştir. 13 Mayıs 1958 tarihinde Şamçızade Ali Razi'nin de be­ ratine karar verilmiştir.138 138 Kasımov, a.g.e, s. 151-154. -' 198


Azerbaycan'da Kızıl Soykmm

TALIBLI BÜYÜKAGA MİRKASIMOGLU (Dosya No: PR 27076) Büyükağa Talıblı 21 Mart 1897 tarihinde Salyan' da me­ mur bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. 1909-1915 yıllarında Baku' de okumuştur. 1916 yılında Salyan mektebinde pedagoji faaliyetine başlamıştır. 1917 yılında Petrograd Teknoloji Enstitüsüne girmiş, ancak ekonomik durumundan dolayı buradan ayrılarak siyasi faaliyetlere başlamış ve 1918 yılında K(b) Pedagoji üyesi olmuştur. 1920 yılında Azerbaycan işçi-köylü müfettişliği komi­ ser muavini, bir müddet sonra da Halk Tasarrüfatı şurası­ nın başkanı olmuştur. 1923 - 1932 yıllarında Azerbaycan Halk Adliye komi­ seri, Merkezi İstatistik idaresinin başkanı, Sovyet Kurulu­ şu ve Hukuk idaresinin müdürü, Cumhuriyet savcısı, Baku plan idaresinin başkan yardımcısı, daha sonra da başkanı olmuştur. 1932-1933 yıllarında Moskova'da, Ali parti okultında okumuştur. 1934 yılında SSCB Yazarlar Birliğinin üyesi ol­ muş ve 1937 yılına kadar 10' dan fazla kitabı basılmıştır. 8 Ocak 1937 tarihinde Devlet Tehlikesizlik İdaresi'nin 2. şube, 4. şube kısmının başkanı baş teğmen A takişiyev Azer­ baycan XDİK DTİ'nin reisi Gerasimova aşağıdaki konuda 199


Dr. Sebahattin Şimşir

bir dilekçe takdim etmiştir. "1897 yılında Salyan' da doğan, Azerbaycan SSR Halk Toprak Komiserliğinin eski çalışanı, Yazarlar Birliğinin, Azerbaycan MİK'nın, Baku Sovyet'nin üyesi, Büyükağa Talıblı karşı devrimci, milletçi meyillerine göre partiden ihraç edilmiştir. DTİ' deki materyallerden an­ laşıldığına göre, Büyükağa Talıblı partide iken iki yüzlü rol oynamış, parti ve Sovyet hükumetinin unvanına, onun yü­ rüttüğü milli siyasete karşı, karşı devrimci milletçi ahval-i ruhiyeli konuşmalar yapmıştır. Belgelerden anlaşıldığına göre Büyükağa Talıblı'nın tutuklanıp, Azerbaycan SSR CM'nin 72. maddesi üzre so­ rumluluğa çağrılmasını zaruri sayarım." demiştir. 9 Ocak 1937 tarihinde Büyükağa Talıblı'nın evinde ara­ ma yapılması ve tutuklanması alakalı 1 858 sayılı emir imza­ landı ve o, aynı gün haps edildi. 14 Eylül 1937 tarihinde duruşmaların başlayacağı ken­ disine bildirildi ve 20 eylül de iddianame hazırlandı. Büyük ağa şu hususlarla suçlandı: 1 . Silahlı isyan yolu ile Azerbaycan'ın SSCB'den ay­ rılmasını hedefleyen, ÜK(b)P ve Sovyet hükumeti önderle­ rine terörist faaliyetler düşünen, ziyankarlık yapan, kapi­ talist ülkelerin çıkarına casusluk faaliyeti yapan, Trostkici teşkilatla ittifak içinde bulunan Azerbaycan karşı devrimci milletçi teşkilahn merkezi komitesinin üyesi idi. 2. Milletçi teşkilatın ziyankarlık üzre karşı devrimci isyancı grupların kurulması, parti ve hükümet önderleri­ ne karşı terörist hareketlerin hazırlarunası üzre yaptığı kar­ şı devrimci işlerden haberdar olmuş ve en nihayet, kendi­ si praktik olarak karşı devrimci işlerin hayata geçirilmesi­ ne katılmıştır. a. Karşı devrimci teşkilata üyeler çağrılmasında, b. Azerbaycan SSR'nin bölgelerinde isyancı gruplar teşkil edilmesinde; c. Azerbaycan SSR halk teserrüfahnın planlanmasında 200


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ziyankarlık işinde; d. Petrol sanayinde tahrip hareketlerinin hazırlanma­ sında; e. Parti ve hükümet önderlerine karşı terörist faaliye­ lerin hazırlanmasında. Yani Azerbaycan SSR ÇM'nin 64, 69, 70 ve 73. maddelerinde nazarda tutulan suçlamalarla itham edilmiştir. 1 1 Ekim 1937 tarihinde SSCB Ali Soveti Seyyar toplan­ tısının iclası yapılmış ve iclasda Matuleviç, Zaryanov, Ci­ gur, Talıblı'nın dosyasına savunmacısız, suçlamacısız ve şa­ hitsiz bakılması şeklinde bir karar vermiştir. 12 Ekim 1937 tarihinde SSRİ Ali Mahkemesi Askeri He­ yetine bağlı mahkeme toplantısı 16.05 de başlamıştır. Top­ lam 20 dakika süren toplantı sonunda suçlu Talıblı kendi­ sinin günahkar olduğunu itiraf etmiş ve kendisinin günah­ larının büyük olduğunu, eğer mahkeme kendisine bir şans verirse günahlarını kendi öz emeği ile yıkayacağını bildir­ miştir. Mahkemede Talıblı en büyük cezaya, kurşuna dizilme­ ye mahkum edilmiştir. Karar, 13 eylül (Muhtemelen aylar karışmış ekim olmalı S.Ş.) 1937 tarihinde Baku'de kurşuna dizilerek gerçekleştirilmiştir. 25 Haziran 1957 tarihinde ona da berat verilmiştir.139

139 Kasımov, a.g.e, 160-162. 201


Dr. Sebahattin Şimşir

ZEYNALOV İSMAYIL NOVRUZOGLU (Dosya no: PR 27578) Zeynalov İsmayıl Novruz oğlu 1897 yılında Gazah böl­ gesinin Kırak Kesemen kentinde doğmuştur. İlk tahsilini bir dereceli kent mektebinde almıştır. Babasının vefatı üze­ rine maddi ihtiyaçtan dolayı okulun son sınıfından ayrıla­ rak çobanlık ile meşgul olmuştur. Tutuklandığı zaman Sabirabad bölgesinin Saatlı istas­ yonu civarında yaşamakta olup, Sabirabad bölgesinin Saat­ lı araba traktör istasyonun müdürü görevinde çalışmakta­ dır. 1920 yılında ÜK(b)P'nin üyesi olarak çalışmıştır. 1929 yılında Talış Elleri, 1934 yılında ise Şura Kızı şiir ki­ taplarını neşretmiştir. 1932 yılında 146. maddeye binaen iki yıl mecburi hapis cezası almıştır. 3 Ocak 1937 tarihinde Sabirabad XDİK tarafından tu­ tuklanmıştır. Suçlandığı hususlar ise şunlardır: 1934 yılında Azerbaycan karşı devrimci milletçi isyan­ cı terörcü teşkilata dahil olmuş, muhtemelen aynı tarihler­ de Sabirabad şubesinin yönetici kadrosuna dahil olmuştur. O zamanlar Azerbaycan karşı devrimci milletçi isyan­ cı teşkilatın merkez üyeleri Heyder Vezirov, Hamid Yaku­ bov, Memmed Naibov, Sultan Mecid Efendiyev, Hesen Se­ ferov, Musa Şemseddinski ve İsmayıl Biryuşevski ile alaka kurarak onların karşı devrimci faaliyetleri hakkında emir202


Azerbaycan'da Kızıl Soykırım

ler almışlar. 1935-1936 yıllarında karşı devrimci milletçi isyancı teş­ kilatın emri ile şu faaliyetlerde bulunmuştur: 1 . Muhtelif zamanlarda karşı devrimci teşkilata ve teş­ kilatın zararlı faaliyetlerine aşağıdaki şahısları çağırmıştır: İsmail Han, Şükürov Baba, Ferruh Zamanoğlu, Beybaba, Memmedov Kasım, Kara İlyasov, Aslanov Aslan, Kadirov Zülfükar, meherrem, Mir Seyit ve Avaz. 2. Karşı devrimci teşkilahn üyesi Babayev Memmed Kerin Vasıtası ile Saatlı MTS'nin mekanik tamir imalatha­ nesinin yakılmasını teşkil etmiş, bun tınla da devlete 150.000 ruble değerinde zarar vermiştir. 3. Şahsen kendisi ve ayrıca karşı devrimci teşkilata ça­ ğırdığı şahıslar vasıtası ile Saatlı MTS'de onların çalıştıkları kolhozlarda geniş miktarda zararlı işler hayata geçirilmiş­ tir: a. Kent tasarrufat işlerinin gönülsüz yapılması; b. Zehmet, 29 Nisan, Yol, Azizbeyov, Nerimanov adın­ daki kolhozlara yararsız toprakların yapılması; c. Zehmet, 28 Nisan, Yol, Azizbeyov, Neriamov, Genç Bolşevik, Bağırov adındaki kolhozlarda mahsullerin zarar­ lı planlarla paylaştırılması; d. Yine Yol, Zehmet ve diğer kolhozlarda yapılan faali­ yetlerin kayıtlarının tutulmaması; e. Kolhozculara ve onların haklarına tahkirane müna­ sebet gösterilmesi; 2 Temmuz 1938 tarihinde SSCB Ali mahkemesinin as­ keri heyeti ona kurştına dizilme kararını okumuş ve aynı gün karar yerine getirilmiştir. 30 Temmuz 1957 tarihinde Zeynelov İsmayıl Novruz oğltına da beraat kararı verilmiştir.140

1 40 Kasımov, a.g.e., s. 173.174. 203


Dr. Sebahattin Şimşir

Kaynaklar Babayev, Adil Mehemmedoğlu, Elimizin ve Emlimizin Soygırımı (1. kitap), Bakı, 2003. Celal, Mir, Hüseynov, Firidun, (Haz. K. Yavuz, E. Ül­ gen) Örneklerle XX. Esr Azerbaycan Edebiyatı, Ankara, 2008. Gasımov, Celal, Mehbus Tercümeyi- Hali, Bakı, 2003. Gasımov, Celal, Repressiyadan Deportasiyaya Doğru, Bakı, 1998. Hesenov, Cemil, Ag Lekelerin Kara Gölgesi, Bakı, 1991. Hüseyinoğlu, Ali Şamil, "Emin Abid'inHikayesi ile İl­ gili Kesin Çizgiler", Bilge, Yaz, 1999, S.21 . Hüseyinoğlu, Ali Şamil, "Repressiya Kurbanı Dilci Ab­ dulla Şerifov". Yayınlanmamış makale. Hüseyinoğlu, Ali Şamil, "Divan-ı Lugati't-Türk'ün İlk Çevirmeni", Uluslar arası Türkiyat Araştırmaları Bilgi Şöleni

Bildirileri 28-30 Mayıs 2008 Kaşgarlı Mahmud ve Dönemi, An­ kara, 2009. Resulzade, Mehmet Emin, Çağdaş Azerbaycan Edebiya­ tı, Ankara, 1984. Resulzade, Mehmet Emin, Çağdaş Azerbaycan Tarihi, Ankara, 1 951 . Zeynaloğlu, Sadıq, Tarihin Qan Yaddaşı, (Birinci ve ikin­ ci Kitap), Bakı, 2001 .

204


Dengesiz G üçler Merkezi

İMPARATORLUKLARDAN İTTİ FAKLARA iTTİFAKLARDAN KAOSLARA

Hakta n

B İ RS EL


B üyü k Devl etl er Kı skac ı nd a v

BAG I M S IZ AZE RBAYCAN ( 1 9 1 8-1 920) Editörl er

Dr. Qiyas Şükürov - D r. Vasif Qafarov


XVI . - XX.Yüzylllar Dr. Nahide Şimşir ı:-.n:ınu-: N<-�11RMA


TARİHÇİ GôZOYLE ••

SOSYOLOilSI Ot: SEBAHNrriN şfMşiR

..



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.