Yaşar Kalafat - Türk Halk İnançlarında Renkler

Page 1


Türk Halkbillmi Araştırmaları Merkezi Dizisi XX -

••

TURK HALK

INANÇLARINDA RENKLER

Dr. Yaşar KALAFAT

Ankara

-

2012


Bu kitabın tüm haklan yazanna ve yayıncısına aittir. ISBN

978-975-267-599-5

Genel Yayın Yönebneni CumaAGCA

Sayfa Tasarımı

Gönül CİVANER

Kapak Tasanın

Mehmet FİDANCI Kapak Resmi Tahsin Parlak-A.Aslıhan Ergüder tarafından yazılan Bardız Kilimleri (Erzurum 2001 O) künyeli eserden alınmıştır. Teşekkür ediyoruz

Baskı &C ilt

B erikan Ofset Matbaa

M alte pe !ANKARA

Eti Mah. Tel:

BERİKAN YAYINEVİ GMK. Bulvarı BulvarApt. M alte pe !ANKARA

No:

80/1

(0312) 232 62 18 Fax: (0312) 232 14 99


İÇİNDEKİLER

SUNUŞ SÖZBAŞI

.... ........ . .. ......... ..... .............. ... ...... . .. ........ ..................... ... ....

Giriş

.... . .. ...... . .... ... ...................... ....... .......... ......... ........... ........

TÜRK HALK İNANÇLARINDA KARA . .............................................................................................

TÜRK HALK İNANÇLARINDA AKJAC-AL

Giriş

....... ................. ........ ... ............ ..... .... ..... ... .......... ... ......... ..... ...

Metin

Sonuç

.................. ......................... ..... . .................. ....... .. ........ . .. ....

.. .... . .... .................. . ................... ................ . ..... .. ..... ........ .....

6 8

11

27 27 65

VAN GÖLÜ HAVZASI MERKEZLİ TÜRK KÜLTÜR CoCRAFYASINDA RENKLER Giriş

67 69 109

... .. .. ... ......................... .... ............ . ....... . .......... .................. ......

Metin

Sonuç

................... ..... ......... ... . .... .. .................. ...... ........ ... .............

.. ......... ......... ...... ....... ........ ... .. . .......... . ...............................

TÜRK KÜLTÜR CoCRAFYASINDA RUMELİ BALKAN ÖRNEKLEMELERİ İLE KARŞILAŞTIRMALI RENK KüLTÜRÜNDE MAVİ

Giriş

... ... ............. ................ .. ............................. ..........................

Metin

Sonuç

.... ........ ... ... ........................... ................... .. ............... ... .... .

....... . ............. .. ............................... ......................... ..........

111 116 142


TÜRK HALK TEFEK.KRÜNDE SARI VE GEÇİRDİ<iİ

TRANSFORMASYON Giriş Metin

............................................................................................

Sonuç

.............................. ....................... ....................................

........................................................................... ..............

143 143 166

TÜRK KÜLTÜR COORAFYASINDA NEVŞEHİR VE ÇEVRESİ ÖRNEKLEMELERİ İLE YEŞİL

Giriş Metin

.

..................................................... ......................................

Sonuç

Giriş

.

.

.

............. .................................................... ....... ..............

.........................................................................................

DOOU ANADOLU'DA KARA İYELER VE ONLARA DAİR HALK İNANMALARI

167 170 187

189 : ........ 256

............................................................................................

Sonuç

. .

.

..... .. ............... .......................................................

KAYNAKLAR 257 DİZİN ........................................................................................ 275 . . .......... ...............................................................

4


Bu çalışmamız Prof. Dr. Rahmetli

Tahsin Parlak hocamın aziz hatırasına ithaf edilmiştir.


SUNUŞ Türklük, Türk kültürlülükle tanımlanır. Türkiye Cumhuriyetini kuran halk Türk milleti iken, bu kurucu halkın, milletin kültürü de Türk kültürüdür. Bu kültürün sahipliliğinde

de

varisliğinde

de

bu

milletin

halkı

eşittirler. Türkiye Cumhuriyeti bir kültür ürünü iken, milli sınırlar dışındaki aynı kültürü paylaşan halklar da, yerel şartları itibariyle, Irak'ta, Azerbaycan'da veya kültür coğrafyasının herhangi bir yerinde olurlarsa olsunlar, genel Türklüğün bir parçasıdırlar. Türk kültür coğrafyası Türk kültürlü halkların ortak kültür alanlan ve bu alanlarda yaşayanlar da Türk'ün kültür akrabalarıdırlar. Türk

Kültür

bütünlüğü,

siyasi,

iktisadi

bütünlüğünün tabanını, zeminini oluşturur. Bu zemin milli sınırlar içinde ve dışında güçlenebilmesi otla sahip çıkılmakla

mümkün

iken,

bu

sahiplenebilme

işlemi

kültürel köprülerin sağlanabilmeleri ile olur. Halkbilimi ve onun kapsamında yer alan halk inanmaları kültürü bunun için önemlidir. Halk kültürü verilerinin tespiti, tasnifi ayıklanıp karşılaştırılması birlikte yaşayan halkların yakından tanış olmalarını sağlar. Bu tanışıklılık inkarcılığa gitmeksizin paylaşımı doğurduğu nispette sosyal bünye güç kazanır. İhtilaflar ve tahrik, istismar unsuru olabilecek hususlar ortadan kalkar, kalkabilir.


Türk Halk İnançlarında Renkler Millet olarak hiçbir zaman inkarcı bir ecdadın nesli, varisi

olmadık,

kavgayı

değil

yıkıcılıktan

daima adaleti

alıkoydu,

paylaşımcı esas

aldık.

böylece

olduk. Bu

daima

Paylaşımda

tercihimiz yeni

bizi

sentezler

üretebildik. "senin" veya "benim" in yerine "bizim" i koyduk. Bu anlayışla çalışmalannı sürdüren "Türk Halk Bilimi

Merkezi"nin

etkinlikleri

için

onları

kutluyor

başarılannın sürmesini diliyoruz.

Şaban Gülbahar

Avrupa Asya Birliği Türk Ekorıomilc­ Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Baş.kanı

7


Tllrk Halk inançlarında Renkler

SÖZBAŞI Türk Halk

İnançlarında Renkler isimli

çalışmamızda beş ayrı yazımıza yer verdik.

bu

kitap

Bunlardan

"Kara" konulu olan aynı zamanda "Ak" konusunu da

içeriyordu ve bu alandaki ilk denemezdi. Bildiri olarak uluslar arası bir bilgi şöleninde sunulan bu çalışma bazı değişikliklerle dergilerde makale olarak da yer aldı.1

Renk-inanç bağlantılı keza uluslar arası bir bilgi şöleninde bildiri olarak sunulan ikinci çalışmamızda Van bölgesini merkeze alıp birçok rengi bir arada ele almıştık.2 Üçüncü

renk-inanç

bağlantılı

çalışmamız

da

diğerleri gibi uluslararası bir bilgi şöleninde bildiri olarak sunuldu3•

Sarı

konulu

bu

çalışmamızda

da

hayatın

muhtelif safhalarında renk etrafında oluşan inançları ele alınmış tarihi seyir sürecinde incelenirken, Türk kültür

1

2

3

Yaşar Kalafat "Türk Halk İnançlannda Kara" lnuslar arası 4. Türk Kültür Kongresi Bildirileri, Ankara s. 274-284; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1999 S. 152 s. 17-21; İslam ve Kültür Araştırmalan, Sofya, 1999 S. 4 s. 398-409; Erciyes Aralık 2002 S. 300 s. 30-34. Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Merkezli Türk Kültür Coğrafyasında Renkler" iV. lnuslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu 12-14 Haziran 2008. Yaşar Kalafat, "Türk Halk Tefekküründe San ve Geçirdiği Transformasyon", II. lnus1ar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010.

8


Türk Halk İnançlarında Renkler coğrafyasının

farklı

kesimlerinden

örneklemeler

yapmıştık. Mavi-inanç bağlantılı çalışmamız da uluslar arası bir bilgi şöleninde bildiri olarak sunuldu4• Bu çalışmamızla konuya biraz daha hulul edebilme imkanı bulduğumuzu düşünüyoruz. Türk kültürlü halkların halk inançlarında mavi, bize göre kara ve ak kadar inanç içeriklidir. Renk-inanç bağlantılı diğer bir çalışmamız yeşil konusunda oldu. Yeşil-mavi bağlantısı bu çalışmamızda sürekli gündemde oldu. Bu da diğer dört çalışmamız gibi Uluslar arası bir bilgi şöleninde bildiri olarak sunuldu.s Türk halk inançlarında Al/kırmızı konusunu Ağ/ak ile birlikte ele aldığımız çalışma bu seri çalışmalarımızın şimdilik son halkasını oluşturdu6• Farklı isim başlıkları altında incelenmiş olmalarına rağmen içerikleri tamamen bir renge hasredilemedi. Aynca renk konusunda yapılan bazı genel açıklamaların tekrar edildikleri de oldu. Yazılar ayn ayrı ele alındıklarından maalesef bazı tekrarlan sıfıra indiremedik.

4

5

6

Yaşar Kalafat, "Türk Kültür Coğrafyasında Rumeli Balkan Örneklemeleri İle Karşılaştırmalı Renk Kültüründe Mavi", Kocaeli muslar arası Balkan Sempoeyumu. 18-20 Şubat 2011. Yaşar Kalafat, "Türk Kültür Coğrafyasında Nevşehir ve Çevresi Örnekleri İle Yeşil•, !.Uluslararası Nevşehir SempoeyumU:, 16-19 Kasım 2011 Nevşehir. Yaşar Kalafat, "Türk Halk İnançlarında Ağ/Ak ve Al". www.yasarkalafat.info

9


Türk Halk İnançlarında Renkler Renklerin, toplumların kültür hayatında bilhassa inanç bağlantıları itibariyle yerleri çok önemli idi ve bu gerçek çalışmalarımızda daima karşımıza çıkıyordu. Hal bu olunca tespitlerimizi daha fazla bekletmeden kısmen ham da olsalar paylaşmak istedik. Doğu Anadolu'da Kara İyeler ve Onlara dair halk İnanmaları" isimli bu kitapta yer alan bildiri çalışmamız, Kara İye-Ak İye inanç bağlantılı olup kara sıfatının ad olduğu iyeler içerikli bir çalışmadır7• Bu çalışmaya destek oldukları için Avrupa Asya Birliği Türk Ekonomik Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Vakfı'na teşekkür ediyoruz.

Dr.

Yaşar Kalafat

Türk Halkbilim

Araştırma MerkeziBaşkanı

7

Yaşar Kalafat, "Doğu Anadolu'da Kara İyeler ve Onlara Dair Halk İnançları", VIII Milletlerarası Türk Halk. Kültürü Kongresi, 21-24 Kasım 2011-İzmir)

10


Türk Halk İnançlarında Renkler

TÜRK HALK İNANÇLARINDA "KARA"

İnanç

muhtevalı

mahiyeti

itibariyle

Kara'nın

herhangi bir renkten çok farklı olduğunu biliyoruz. Prof. Dr.

Mustafa Kafalı ve Prof.

Dr. Fahrettin Kırzıoğlu

renklerin yönlerle ilişkisini anlatırlarken, karanın kuzeye tekabul ettiğini belirtiklerini de hatırlıyoruz. Prof. Dr. Bahaetdin ÖGEL, mitolojimizde Kara'nın siyahtan farklı anlama geldiğini

belirtmektedir.8 Al Karılan'nı tasnif

ederken Prof. Dr. A. İnan, "Kara Albastı Ağırbaşlı Sarı Albastı ise Kaypak tabiatlı bir iyedir" demektedir. 9 Dr. Kamil Nerimanoğlu Veliyev ise

1 996 yılı, Yeni Gün

Kültür

verdiği

Şenlikleri

münasebetiyle

kelimesinin

kültür

tarihimizdeki

durmuşlardı.

Biz

zamanlarında

uygulanan

bu

yazımızda dini

tebliğle

yeri hayatın

işlerdeki

kara

üzerinde muhtelif

"kara"ya

yer

vermeğe çalışacağız. Daha evvel "Kara İyeler" üzerinde durmuştuk. ıo

9

ıo

Prof.Dr. B.Ögel, Türk Mitoloji, İstanbul, 1971, C.1 s.168. Prof.Dr. A. inan, Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1968, s.259267. S. Kaya Seferoğlu, "Türk Halk İnançlarında Özellikle Ortatoros­ larda (Kara İyeler)le ilgili Halk İnançları" Güneyde Kültür, s.76, Haziran 1995, s. 21- 26. 11


Türk Halk İnançlarında Renkler

İyeler, İnsanoğlu ve Tann; Yer, Yerüstü ve Yeraltı; yönler ve renkler itibariyle konuyu kozmolojik, mitolojik, astrolojik ve dini açıdan ele aldığımızda, Türk kozmogonisinde dünya; yer, yeraltı ve yerüstü şeklinde tanımlanmıştır. Yerin üstünü yan daire şeklinde gök sarmıştır. Yerin ortasında kutsal dağ ve bu dağdan gökyüzüne uzanan kutsal ağaç vardır. Gök'de birtakım Tanrısal güçler ve ruhlar vardır. Burada Yani Yorug (Gök) olarak bilinir. Yeryüzünde de bir kısım ruhların yanısıra insan vardır. Yeraltında ise, kötülüklere tesir eden Tanrısal güçler ile iyi olmayan ruhlar vardır. Gök; Kuzey'dir. Su ile temsil edilir. Renk simgesi kara yeryüzü; Karalıg olarak bilinir. Yeraltı; Güney'dir. Ateş ile temsil edilir, renk simgesi kızıldır. Ağaç, doğunun maden batının simgeleridir. Ak, batının mavi ve yeşil doğunun renkleridir. ı ı Alandan yapılmış tespitlerimize geçmeden evvel, bu sahada yapılmış çalışmalar üzerinde duralım. Han Woo Choi, "Kara" konulu makalesinde12 "Kara Aslan'', "Kara Sungur'', "Kara Pars", "Kara Kaplan", "Kara Han", "Kara Can" gibi lakaplar, "Karakum", "Kara Hoca", 11

12

Emel Esin, Türk Kosmolojisi (İlk Devir Üzerine Araştırmalı Early Turkısh Cosmology, İstanbul, 1979, S.3-5; Bahaeddin Ôgel, Türk Mitolojisi (Kaynaklan ve Açıklamalan ile Destan C.1.Ankara, 1971, S.92-93; Yrd.Doç.Dr.Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin ABC'si, İstanbul 19991 Kabalca, s. 90-95 Hon-Woo Choi, "On The Shomanic Concept Of Qara (Black) In Turkıe" Türk Dileri Araştırmaları. Ankara, 1992, s.103-108.

12


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Karabalasagun" gibi yer isimleri, "Kara Ağaç'', "Kara Su", "Kara Dağ", gibi kültlerin üzerinde duruyor. "Kara Don" tabirini irdeledikten sonra "Kara-Kutluğ", "Kara Çadır'', "Kara Şaman" tanımlarına değinmekte, Türklerde Hun ve Uygur dönemlerinde "Kara" kelimesinin aynı muhteva ile görüldüğünü, Kore ve Çin'den karşılaştırmalar yaparak anlamlandırıyor. Kafesoğlu'nun "Kara" kelimesini; mutlu, büyük, ulu, yüksek anlamları ile açıkladığını belirtmektedir. 13 Gumilev ise, Türklerde halk ve seçkinlerin ayrı ibadet ettikleri belirtiliyor, kimlere ibadet ettiklerini tartışırken bu farklılığı Ak ve Kara sümük (Aristokrat ve Halk) ayrımı ile izah ediyor. "Yer-Su da amansız, gaddar ilahdır. O'na boz, yahut doru at kurban edilir."14 demektedir. Ak Sümük ve Kara Sümük'ü Türk Sosyoloji tarihinden bilmekteyiz. A. Ali Aslan, Gılgamış ve Manas Destanları arasında ilişki kurarken, Türk Destanları arasındaki "Mavi Sema" "Yeryüzü" ve "Karanlık Dünya" ortak motifi üzerinde durmaktadır.15 "Yer Yarılması", ''Yedi Kat Yer", "Kara Toprak" gibi yer veya toprak motifleri ile ilgili kavramları,

13 Lev Nukoloyevic Guınulev, "Eski Türk Dini" (Aktaran, Harun Güngör) Türk Kültürü, S.377, Eylül 1994, s.8-19. 14 Dr.Ahmet Ali Aslan "Türkiye Azerbaycan Orta Asya Türk ve

Kuzey Amerika'da Kızılderili Efsanelerinde (kaplumbağa) Tiirk Dünyası Araştırmalar, S.9, Ağustos 1994, s.59-89. 15 Ahmet Turan, "Memo Zin Hikayesinde (Yer) Motifi" Milli Folklor", S., s.60-64.

13


Türk Halk İnançlarında Renkler

biz bir Doğu Anadolu Türk halk destanı olan Memo­ Alan'da da görmekteyiz. Bir Altay efsanesinde yeraltının hakanı yedi kat yerin alunda yaşayan Çılan (Yılan) I Mongus idi. Eski Türkler mezara "yerçüw" yani "yerci" demişlerdi.16 Edebiyatımızın her türünde "Kara Mürek­ kep", "Kara Eşik", "Kara Ayna" gibi özel anlam yüklü tabirler vardır. Renk yeşil de olsa idam hükmünde kullanılan mürekkebin rengi "Kara"dır. Yas evinin eşiği "Kara"dır. Halk Sufizminde ayna, baht açıklığı iken17 Kara Ayna'', baht kapalılığını" anlaur. Evren/Ejder ve bazı hallerde de Yılan ise, Türk sanatının muhtelif alanlarına yansımıştır. 18 Y eraltımn simgesidir. Bengü Taş yazıtlarında, Kainatın ve Kişioğlunun yaradılışı hakkında tek bir ibare vardır. Burada Göktengri (mavi gök) ve Yağız yir (Kara toprak) yaratıldıktan sonra,

16

Yaşar

Kalafat "Türk Halk İnançlarında Hususiyle Tahtacılarda

(Ayna) I Akdeniz Yöresi Türk Toplulukları Sosyo-Kültürel Yapısı Tahtacılar Sempozyumu Bildiriler", Ankara, 1995, s.75-105.

17 M.

ıs

Bayram "Ali Evren Hakkındaki Yılan. (Evren=Ejder) Efsanesinin Ortaya Çıkışı" 111. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, C.11. Ankara, 1986 s.75-79; E.Esin; "Evren (Selçuklu Sanatı Evren Tasvirinin Türk İkonografisinde Menşeleri)" Türkiyat Mecmuası, CXVIII, İstanbul, 1972, s.25-67. T. Tekin, Orhun Yazıtları, Ankara, 1985.

14


Türk Halk İnançlarında Renkler

ikisi arasında/yeryüzünde insanoğlu yaratılmış, denmek­ tedir.19 Erlik, Köktürk çağı yazıtlarında hakkında ·açık bir ifade mevcut olmayan bir

iyedir.

Çin kaynaklarının

verdiği bilgiler arasında da bu iyeye rastlanmamıştır. Ancak bazı bilim adamları arasında Erklig kavramının Erlik'e işaret ettiği konusunda tartışma mevcuttur.20 Bizce, Erlik, Yağız Yır ile ilişkilidir. Çünkü Yağız yir kavramı, Türklerde yeryüzünü değil, yeraltını göstermektedir. Kara toprak alttadır. Karasular yeraltındadır. Türklerin onu, Yirlig/İrlig/Erlik, yani yeraltında olan oraya ait olan şeklide tasavvur etmeleri daha mantıklı ve yerinde bir yaklaşım olur düşüncesindeyiz. Manas Destanı'nda yer alan Ertöştük, bu adı yeraltında da gezip dolaşma gücüne sahip olduğu için aldığı düşüncesindeyiz. Erlik veya Er/İrlig Han da aynı anlamda bir ünvandır. Yerin altına ait han anlamı taşımaktadır. Erlik yaratıcıya karşı geldiği için, oraya gönderilmiştir. A.Ali Arslan Gılgamış ve Manas destanları

arasındaki

"Mavi

Sema'',

"Karanlık Dünya" ortak motifleri

"Yeryüzü"

ve

üzerinde durması21

devamlılık arz etmesi itibariyle önemlidir.

19 S. Divitcioğlu, Kök Türkler, İstanbul, 1987, s.55-56; A.İnan, Tarihte 20

21

ve Bugün Şamanizm, Ankara, 1972; Emel Esin, Türk Kozmolojisi, İstanbul, 1979, s.5-37. Dr. A.Ali Arslan "Bir Azarbaycan Nağılının Sümerlerin Gılgamış ve Kırgızların Maraas Destanlarında Yaşayan Masal Unsurları" Türk Dünyası Tarih Dergisi S.96, Şubat 1994, s. 43-56. A. İnan, a.g.e. s.40-41.

15


Türk Halk İnançlarında Renkler

Erlik konusunda, Türk İnançlarıyla ilgili araştırmaları ile ün yapmış rahmetli A.İnan şu bilgiyi vermektedir. "Erlik insanlara her türlü kötülükleri yapar, insanlara ve hayvanlara türlü türlü hastalıklar göndermek suretiyle kurbanlar ister istediği kurban verilmezse musallat olduğu obaya veya aileye ölüm ve felaket ruhlarını (iyelerini) gönderir. Öldürdüğü insanların canlarını yakalayarak yeraltındaki karanlık dünyasına götürür. Kendisine uşak yapar.22 A. İnan'ın bu tasvirinden, Erlik'in aynı zamanda, Semavi dinlerde yer alan Azrail'in fonksiyonunu da yüklendiğini görüyoruz. Biz, insanoğlunun günümüzdeki inançlarına rağmen soğuk baktığı ölüm meleğinin; Erlik'e tekabül ettiğine pek katılamıyoruz. Erlik, insanları kötü yola sevk etme, onlara fenalık etme. Hastalık gönderme canlılara musallat olma fonksiyonları ile adeta bazen şeytanı ve bazen da bir kısım cinleri hatırlatmaktadır ki, bu teşhis koymaktır. Bir dinin terminolojisi ile başka bir dinin sistematiğini anlatmak olur. Bununla beraber netleşemeyen sezgilerimiz, Gök Tann inanç sistemindeki kara iyelerin, semavi dinlerdeki melek olmayan güçlerin yüklendiği görevi üstlendiğini söyletiyor. Nitekim Erlik iyesinin hizmetinde olan iyelere, kara iye ve yek adı veriliyor. Yek'in anlamı şeytandır. Şeytan semavi dinlerde kötülüklerin kaynağıdır.

22

W.Radloff, Sibirya'dan İstanbul, 1954-1957, 2-c, s. 67.

16


Türk Halk İnançlarında Renkler

Erlik, emrinde kötülükleri ifade ederek kendi karakterinde iyelere sahiptir. Altay Türklerinin inancına göre her insanın sağında yayuçı adı verilen iyilik iyesi sol omzunda Erlik'in gönderdiği kötülük iyesi kara iye vardır.23 Adeta iyilik yaparsa kendisinden yardım alınan görevliler ile kötülük yapmasından korunmak için ona sataşılmaması gereken görevliler vardır. Altay Türklerinin inançlarındaki ak iye, kişiyi iyi yola kara iye ise kötülüklere sürüklemek ister. İzahımızın konumuzla ilgisi, kara iyede de bir kuvvenin olduğu ve ilahi sistem içinde kara iyeye de bir görevin verildiğidir. Fonksiyonu tekin olmasa da kara iye de bir iyedir. Kötülükleri temsil eden bu iye; Kara'dır. Türklerin yönlerden kuzeye kara demeleri, muhtemelen yurtlarının kuzeyinde, soğuğun, kışın, karın hakim oluşundan güneye ak demeleri ise güneyin sıcak oluşundandır. Nitekim ağır geçen kış ayları kara kışdır. Biz Doğu Anadolu'da yaptığımız "toprak aldı gizledi" "Kara toprağa" vermek gibi24 tabirlerin irdelenmesini bu çalışmamızda genişletmeye çalışacağız. Kara iyelerin bir tezahürü de Alkansı'dır. Yakut Türkleri kara iyelere Abaası demektedir.25 Alkansı Umay koruyucu iyesinin zıttıdır. Yeni doğum yapan kadınlara ve yeni doğan çocuklara musallat olur. Türk dünyasında

23 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlanmn İzleri, Ankara, 1980, S.24-25. 24 A.İnan, Tarihte ve Bugün Şemanizm, S.39. 2s A.İnan, "Al Ruhu Hakkın", Makaleler ve İncelemeler. Ankara 1968, S.259-267.

17


Türk Halk İnançlarında Renkler

Albastı, Alkansı, Al, Albıs, Almış olarak bilinirken26 Doğu Anadolu ise Karakura olarak bilinir. Kara iyeler, Karanlık ve loş yerleri, iyi olmayan kokulan ve temiz olmayan sapa yerleri seçerler, aynca harabeler, su kenarları gibi alanlan seçen kara iyeler de vardır. Güneşin batması, "yerin mühürlenmesi" olarak bilinir. Bu saatlerden sonra birçok işlem yapılmaz. Mesela eşikten dışarıya sıcak su dökülmez. Kara iyelerin zarar görebileceği ve onların intikal alabileceklerine inanılır.27 Güneş tutulması sırasında göye doğru tüfek atılması Türk inanç sisteminde görülen kara ve ak iyelerle ilgili inançlardan kaynaklanmaktadır.28 1996 yılı ilkbaharında, Silopi'de Ahmet Hani'nın türbesini ziyaret ettik. Türbenin bulunduğu caminin bahçesinde Mem ile Zin'in de mezarları var. A.Hani'nin kabri yerin 3-4 metre altında idi ve merdivenle inilebiliniyordu. Biz, bu tür yeraltı türbelerini Türkmeneli Erbil'de ve Güney Türkistan'ın tarihi merkezlerinden Belh'de de ziyaret etme imkanını bulduk. Halkın da ulu kabul ettiği bu kutsal kişiler, neden "yerin altı"na defnedilmişlerdir. Acaba, normal mezarları "yer" de mi kabul ediliyorlardı. Eyer öyle ise, yerin altının tercihi bir

26

27 28

Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlannın İzleri, Ankara, 1990, s.25. S. K. Seferoğlu, a.g.e. M.Seyidov (Çev.O.Yavuz) "Gök, Ak ve Kara Renklerinin Eski İnançlarla Alakaları" TOA, Şubat 1988, S.52, s.33-35.

18


Türk Halk İnançlarında Renkler

teslimiyet ifadesi mi? Bu uygulama "Yağız Yir" ile mi ilgilidir? Türkmenistan' da "Alaca" diye bilinen yün örgü bir kordon var. Bu, siyah ve beyaz koyunlardan elde edilmiş yün iplikten örülüyor. Çok incesi bileğe biraz daha kalını bele

bağlanıyor.

yapılamıyor.

Sentetik

Alacanın,

iplik

nazara,

ve

boyama

asap

ip

ile

bozukluğuna,

romatizma türü hastalıklara iyi geldiğine inanılıyor. Ünlü kilim dokuyuculan dokunmuş kilimlerin saçakları arasına nazardan korunmak için Alaca da yerleştiriyorlar.29 Alacayı biz Anadolu dönemde

"nazar

uçkuru", "nazar ipi" ismi ile İç

Türkmenlerinde gerekli

tespit

etmiştik.

değerlendirmeyi

Ancak,

o

yapamamıştık.

Anadolu'da Alaca siyah ve beyaz yün ipliklerle yapılıyor. Yün örgünün, bel kuşağına ve çoraba püskül olarak takılmak suretiyle nazara karşı koruduğuna inanılıyordu. Aynca boyunduruğa ilk defa . koşulan sağlıklı öküzlere akçaağaç türünden ağaçlardan çatal şeklinde nazarlık yapılır bunun kordonu da alacadır. Bu koruyucu kolye boyuhduruğa takılır. Doğu Karadeniz'de dikdörtgen veya kare biçiminde ağaç nazarlıklar yapılır. Eskiden bunlann ipleri de siyah-beyaz yünden örülürdü. Bir diğer tespit de ise, "Kara" ile Türk Hakanlan arasında münasebet kurulurken; "Çin kaynaklan bize

29 Peter A.Boodberg (Ter. Eşref Bengi Özbilen, "T'U-CHÜEH Türkleri Hakkında Üç Not" Türk 1996, s. 177-180.

Dünyası Araştırmalan, S.102, Haziran 19


Türk Halk İnançlarında Renkler

Türk

hanlannın

tarihlerinin

adlannın

erken

ve

unvanlarının

dönemlerinde

şatafatlı

özellik.le ve

gurur

okşayıcı değil de kabaca tasvir edici olduğunu ve "Yüce", "Haşmetli" v.s.den ziyade Kara; Şişko, evde oturan gibi manaları olduğunu hatırlatmaktadır ..." demektedir. Adeta günümüzde, "Yüzün Ak Olsun" un karşıtı olarak "Yüzün Kara Olsan" denilmesi gibi.

Artvin

yöresinde

yaşamakta

olan

bir

efsane

kahramanın birisi kara ve diğeri ak olmak üzere iki adet koçu vardır. Bunlardan kara koçun kılını ak koçun kılına sürünce, yerin 7 kat altına, inebilmekte ve ak koçun kılını, kara koçun kılına sürünce yerin üzerine çıkabilmektedir.30 Alaca

ile

boz

arasındaki

ilk

ilişkiyi

Keleki'de

Ebulfeyz Elçibey'den dinledim. Gök Tann İnanç sistemin­ deki Kam'ın Tengri ile

teması olayıyla miracı karşı­

laştırıyorduk. Ala Geyik, Boz Geyik Bozkurt gibi mitolojik değerlerin renklerini anlatan kelimelerin etimolojik tahli­ lini yapıyorduk. Benim iki aydan artık sakalımı göstererek Sayın Elçibey "senin bu siyah beyaz karışımı sakalın bozdur." Demişlerdi. Böylece bozun sadece gri olmadığı, siyah-beyaz alaca için de boz denildiği ortaya çıkıyordu.31 Elçibey, Oğuz Han'a kadar Türklüğün "Ak" ile temsil edildiğini, "Kara"nın ise, Çinlileri temsil ettiğini, iki semavi kavram etrafında bitmeyen Türk-Çin Savaşlarının asırlar boyunca devam ettiği her iki rengin de cihan

30 31

Hayrettin Tokdemir, Artvin Yöresi Folkloru, Ankara, 1993, S.173.

Yaşar Kalafat, İpek Yolu GüzergAhlan. Ankara, 1996.

20


Türk Halk İnançlarında Renkler

hakimiyetini temsil ettiklerini, Oğuz Han bu iki rengi "boz" da senteze ulaştırdığını ve badema "boz" Türk cihan bakimi

mefkfiresinin

simgesi

olduğunu

anlatmışlardı.

Elçibey'in çizdiği şekillerin izahı, bana Kırgızistan'da da yapılmıştır. Ancak bu derece iyi kavrayamamıştım.32 Alaca'nın

Ak

koyun ve Kara koyunyünlerinden

yapılması zarureti Elçibey ile üzerinde durduğumuz; koyunlu, Karakoyunlu, Akhun, Karahan, Karaçay,

Ak­ Ka­

rakurum, Karahanlı gibi Türk devlet, boy ve yer isim­ lerinin mana ve mahiyetini, Kara'nın Türk mitolojisindeki yerini biraz daha netleştirmemizi kolaylaştırıyor. Şurası muhakkak ki gerek ana kaynaklardaki ve gerekse halk arasında yaşayanlardan hareketle, "Türk Mitoloji Lügati" bir an evvel hazırlanmalıdır. Karaim kelimesi İbranice okumak manasına gelen Kara'dan veya Arapça "K.R.A." kökünden, kraat keli­ mesinden gelmektedir.33 Bize göre, eski Türk inancındaki kara ile bağlantılıdır. Azerbaycan Türk bayatılannda;

"Kara yazı Ak yazı kara yazı Ömrüne ak yazılsın Düşmesin Kara yazı Yaşar Kalafat "Keleki'de Dört Gün Üç Gece ve Nahçıvan Halk Sufizmi" Avrasya Dosyası, Aralık 1996. 33 Yaşar Kalafat "Türk Atadan Günümüze Türk Kültür Kimliği" Türk Dünyası Araştırmaları, Şubat 1997, S. 1 06, s. 33-53. 32

21


Türk Halk İnançlarında Renkler

Men aşığ ara gelsin Tellerin tara gelsin Sensiz bayram eylesem Bayramım kara gelsin ......

Ezizim aragel Yene ahtar ara gel Toygünüme gelmedin İndi giyin kara gel"34 Gördüğümüz örnekler, moral değerler itibariyle ak­ kara zıttıyetini yansıtmaktadır. Azerbaycan'da

ikinci

bir

çocuğunun

olmasını

isteyen anne "Ağ taş kara taş buna bir kardaş" diye yakanr.35 Kars'ta çayda çimip çıkan çocuklar ağ taş k;:tra taş ağırlığıinı uğruluğumu al kaç" derler.36 Kara ve Ak ile ilgili mesaj verici halk edebiyatı türünden

örnekleri

hayatın

görmekteyiz. "Kara yazı"

iyi

çeşitli

dönemlerinde

olmayan alın yazısı, kötü

kader iken, "Ak yazı" baht açıklığı, iyi bir gelecektir. "Kara bayram" yaslı, kederli matem bayramıdır. "Kara

34 Şaban Kuzgun. Türklerde Yahudilik ve Doğu Avrupa Yahudilerinin Menşei Meselesi Hazar ve Karay Türkleri. Ankara, 1985, S.154.

35

36

Behlül Abdullayev, Halkın Sesi, Bakü, 1 989. Yaşar Kalafat, "Eski Tii!k İnançlarının Kars Yöresindeki İzleri," iV. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi. Bildirileri". Ankara, 1992 S.1 45-169.

22


Türk Halk İnançlarında Renkler giyim" yas giyimidir. "Ak giyim" ıse mutluluk giysisi olarak bilinir.

"Yılan gömmeyin, sütün altında yandıranda İnek çok süt verermiş Değer biçilmeden evvel altın da Bir kara pul ile değişilermiş'37 "'"'"

''.Ak cuha Ağlı kalsın

Bohçada bağlı kalsın Tuz-çörek itirenin Sinesi dağlı kalsın'SB Kara pul; geçersiz, değersiz, paradır. Kalp para, tedavülden düşmüş para için denir. Nitekim kirli para için de kara para denilmektedir. Ak çuha, kara olmayan kumaşın Ağlı (Aklı) kalması, kararmaması, iyilik ve güzelliğini yitirmemesi demektedir.

"Ezizim bize geler Ceylanlar düze geler Bed nazardan uzak ol Akımız göze geler'S9 37 VagıfVeliyev, Bayanlar, Bakü, 1995.

Mirali Seyidov, Azerbaycan Mifik Tefekkürünün Kaynaklan, Bakü, 1983 S.221. 39 Vagıf Veliyev, Bayanlar, Bakü, 1985, S.20; Zeynelabidin Makas, Y.Kalafat, Karşılaştırmalı Azerbaycan-Doğu Anadolu Türk Halk İnançlan, Samsun, 1993, S.12. 38

23


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Altın tay üzerlik Donun ağdı üzerlik Müşkil işe düşmüşem Havdu-havdu üzerlik'W Ak'ın, göze gelip nazar alması güzelliğin nazara gelmesidir. Üzerliğin görünümü

Kıyafeti Ağ

(Ak)

dır.

"Kara güne"e düşene yardımcı olur. Kara'nın konturu, çözümü, panzehiri Ak'dır.

"Umudum kalmadı Göy-Allahı'na Kanlı kılıç verip Yerin Şahı'na Başımı Zülumkarın secdegahına Goyuram ölürem, gaymuram olmur'111 ''Ele mi ara yerde Kalmışam kara yerde Yıldızım ahtı düştü Gel özün ara yerde'112 "Göyden ne yağdı ki Yer kabul etmedi'113

Gök'ün Ak'la yerin, kara ile ışığın ak ve karanlığın kara ile anlatıldığına deyinmiştik. Gökteki kuvve yani ak yerdeki kuvveden güçlüdür. Ancak her ikisi de kadir-i 40 Vagıf Veliyev, a.g.e. S.129 41

42 43

Mtrali Seyidov, Azerabycan Müik Tefekkurunu Kaynaklan, Bakü, 1 983 S.95. Z. Makas - YaşarKalafat, a.g.e. S.7. Vagıf Veliyev, a.g.e., S.37.

24


Türk Halk İnançlarında Renkler

mutlak değillerdir. Yıldızı akan kimse hasta veya ölen kimsedir. Karayerde kalmıştır. Kara, Ak'ın karşıtı olarak Türk halk inançlarında Türkler Müslüman olmadan evvel vardı ve hala vardır. Anadolu Türklerinde olduğu gibi Türk Dünyasının diğer kesimlerinde de yaşamaktadır. Halk inançlarımızın devamlılığını göstermesi itibariyle önemli bir kültür kodudur. Halk edebiyatımızdaki zengin örneklerden hareketle anlamı daha da zenginleştirilebilir. Renk konusunun tamamen bakır almadığı bir çok kere İslami ve Türk Kültürü itibariyle irdelediğini biliyoruz. Ancak, ak ve bilhassa karanın üzerinde burulmasının önemine inanıyoruz.44 Netice olarak, "kara" siyahtan farklı tasavvuf yüklü bir kelimedir. Bektaşi Babası "Kara Donlu Can Baba" örneğinde olduğu gibi. Karadan konusunda farklı bir açıklamaya göre de "kara"Oğuz Destanı'nda İslamiyet'e karşı gelen ve töreyi ayakaltına alan Oğuz Han'ın babası (Kara Han)'ın unvanıdır. Dede Korkud'da (Kara donlu kafir) Hristiyan keşişlerine işaret etmektedir. Kafirlerin evleri ise (Kara tonguz darnı)dır".45 Bize göre Karacaoğlan'ın "Bana Kara

44 45

Mevlut Süleymanlı, Göç, İstanbul, 1990. A. V. Gabain, "Renklerin Sembolik Anlamlan" (Çev.S.Tezcan), Ankara, 1 968,S.1 07-1 1 3; S.Kılıç, Kur'an Sembolizmi (Renklerin ve Şekillerin Dünyası) Ankara, 1990; M.Seyidov, "Gök, Ak ve Kara Renklerinin Eski İnançlarla Alalcası" (Çev.0.Yavuz) Türk Dünyası Araştırmaları, S.52, Şubat, 1968, S.33-52.

25


Türk Halk İnançlarında Renkler

Diyen Güzel" içeriyordu.

şiirindeki

"Kara"

batını

anlamlarda

Türk Kültüründe renk bahsi üzerinde en fazla duran hocalarımızdan M. Kafalı "Kara Samsun, Kara Maraş, isimlerindeki (kara) esas anlamındadır. Yağız kelimesi, Yağız Yiğit, Kara Yiğit anlamında yiğitlik işaretidir."46 Demektedir. Her iki tespitteki "kara"nın anlamı itibariyle ortak paydası bize göre, "amansız" "göz açtırmayan" "taviz vermeyen" "kararını ve yerini değiştirmeyen" olmalı. Nitekim "Ak ve Gök renkleri yas rengi olarak da kullanılmaktadır. Ancak muhtemeldir ki, herhangi bir ölüm için değil, zulümle veya şahadet halindeki ölümler içindir.47 Biz Semerkant'ta yas giysisinde maviyi tercih eden Türklere rastlamıştık. Ölüm bir değişim halidir. Şahadet halinde veya zulümle öldürülen kimse, Allah indinde masum kabul edilmiştir. Bu anlamda onun için kara değil, ak giyinilmeli. Nitekim gök rengi de kutsiyetin simgesidir.

46

Cevat Heyet, "Türklerin Tarihinde Renklerin Yeri" Nevruz ve Renkler, Ankara, 1996, S.49-61. 47 Mustafa Kafalı, "Türk Kültüründe Renkler" Nevruz ve Renkler, Ankara, 1996, S.49-53.

26


Türk Halk İnançlarında Renkler

TÜRK HALK İNANÇLARINDA

�KJAG�AL

GİRİŞ Türk kültürlü halkların halk inançlarında Ağ/Ak'ın geçiş şekli ve yoğunluğu kara ile büyük ölçüde paralellik arz eder Kara da olduğu gibi ak da bir batını bir de zahiri anlam içeriği vardır. Kara yas, karanlık ise ak aydınlıktır. Görünmeyen negatif güçlere kara tanımlaması yapılırken pozitif faktör ve oluşumlar da ak ile anlatılır. Ak da kara gibi yaşamın her safhasında yer alırken oda sözlü kültürün sayalar, horaveller, ninniler, okşamalar, çeşitli türlü türleri, özlü sözler gibi vasatlarında görülebilir.

METİN Dunganlarda çocuğa nazar deyrnemesi ve nazarın giderilmesi için birtakım uygulamalar yapılır. Bu maksatla "Nazar Duası" okunur. Çocuğun yastığının altına ayna konur. Dunganlarda al rengin kötü güçlerden koruyacağı inancı vardır. Nazardan korunmak için yukarıda da değinildiği gibi çocuğun anlına ateş isi/ocak isi veya kurban kanı sürülür. Ak ve kara renklerden oluşan nazar

27


Türk Halk İnançlarında Renkler boncuğu takılır.48 Türkmenistan Türkmenlerinde araba

direksiyonlarına, genç kızların bel ve bileklerine ak ve kara yün ipliğinden örülmüş kordan bağlanılarak nazara karşı korunmak istenir ve Anadolu' da doğu Karadeniz bölgesinde bu şekilde örülmüş kordonlara takılmış nazarlıklarla hayvanlar kem gözden korunmak istenir.49 Ak ve kara göz boncuğu diğer adıyla nazar boncuğu eski Sovyetler Birliğinin tamamında var, Kırgızların yanı srra Özbekler, Kazaklar ve Ruslar da ak ve kara göz boncuğu takılır. Mavinin batı Türklüğünde olduğu gibi nazardan koruyacağı inancı yoktur, Hatta Kırgızistan'ın güneyinde mavi �as rengidir.so Mavi mistik muhtevası Gök Tengri İnanç Sistemi ile ilgilidir. illu Tanrının, göyün rengi olarak bilinir. Gök Medrese, Gök Mescit, gibi kutsal mekanların isim alışlarında bu husus yok sayılamaz. Dunganlarda anne ve çocuğu kötü güçlerden korumak için bir takım tedbir içerikli uygulamalar yapılır. Dunganlarda anne ve çocuğun bulunduğu odanın kapısına Al bez bağlarlar. Bu uygulama alın kötülüklerden koruyacağı inancından kaynaklanmakla birlikte diğer yandan duyuru niteliğindedir. Böylece o odada bir loğusa 48

49

50

Kaynak Kişi; Mariya Yandavurova Muhameyevna: 57 yaşında, Yetimler Vakfı Üyesi Kaynak Kişi; Suşanlo Hazima Muhazovna: Slyaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi.

28


Türk Halk İnançlarında Renkler ve gebe olduğu bilinir ve o odaya kimse girmez;

Al bez

bağlama hastanın odasını belirlemek amacıyla da kulla­ nılır, bir anlamda kırmızı bez Dunganlarda duyurunun sembolüdür.51 Dunganlarda kız

kaçırma

yöntemi ile evlilik yok

denecek kadar azdır. Kızın erkeğe kaçması şeklinde zor kullanmadan yapılan kocaya kaçmalar yoluyla evlen­ melere rastlanır.52 Kırgızlarda Kız kaçırma,

Ala kaçuu

olarak bilinir. Yenisey Kırgızlarında kabile reisleri toplanıp Tengri ve ruhlara koyun öküz gibi canlı kurbanlar verirlerken saçı olarak san, kırmızı, ak ve bu arada mavi çaput da bağlıyorlardı.53 Anadolu ve yakın çevresinde yas rengi olarak kara bağlanır.

"Yence de gelin geldim Arlanıyom ağlamaya Bana kara yakışır mı

Kaynak Kişi; Raziya Malikovna Livaza: 53 yaşında. ürün pazarlama ve hemşirelik bölümünden mezun, Şin'Şu Birliği (Dungan Yardımlaşma Vakfı) ve Kırgızistan Dunganlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi, Çocuk ve Aile Komisyonu ve Aleksandrovka Köyü İhtiyar Meclisi üyesi. 52 Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olınası sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. 53 Anvar Baytur, Kırgız Tarihinin Lebiyalan 1-11, Bişkek 1992 Zikreden Kemal Polat a.g e 30 ..

..

29


Türk Halk İnançlarında Renkler

Utanıyom bağlamaya '54 '�tını tavlaya bağlar Orada tımar eyler Söyle yiğidin gelini Af kaldırır kara ba'ğlar Saya ömek/eniıde Ak/Ağ-Al; Bir qoyunla bir geçi Aldı qara boz geçi Sayaçıya veriniz Safa olsun yurdunuz lffamasm qurdunuz Ağ qalsın o anınız Tox gelsin çobanmız Saya saya sayalar Dağ düşende qayalar Yolun düz ala qoyun Yiyen senin sayende Gedip qız ala qoyun Çoban ağna düzlere Qoyma az ala qoyun Nenem o küçe qoyun

54 Ahmet Z. Özdemir, Öyküleriyle Ağıtlar, Kültür Bakanlığı Ankara

1 994, s. 150.

30


Türk Halk İnançlarında Renkler

Tükü toz ala qoyun Yiyen senin sayende Olmaz yad ala qoyun Nenem o deli qoyun Yanındaki boz köpek Yoldaşıdır çobanın Ağzı qara canavar Düşmanıdır çobanın Can quzu canım quzu Tükü Sütle doldur e.mcegin Sevindir elin qoyun Canım ala baş qoyun Gözü qelem qaş qoyun Qaranlıq gecelerde Çaba.na yoldaş qoyun Sula yataryüz alar Eli çanaklı qızlar Qoyun yolunu gözler Ak bilekli gelinler Sağam sağam desinler Bal qaymaqlı yesinler Saya saya sayalar

31


Türk Halk inançlarında Renkler

Gezer dağlar düşünü Boynuz vurar dövüşer Sürüde var aq qoyun Qalın sizi sağ qoyun Quyruğvuzu besleyin Çoban Sayasındaki 'Kara', 'Boz', 'Ağ', 'Ağ boz', 'Boz Ala', 'Gök', 'Kızıl' 'Kara' gibi renk betimleyen sıfatların aynı zamanda Batıni içeriğe de haiz olduklarını görüyoruz. Dağın, taşın, kayanın, akarsuların bütün cemadatın aynı zamanda canlı oldukları inancın da bu metinlerde yer almaktadır. 'Ulumasın Kurdunuz' kurdun uluması sıkıntısını yansıtmak ıçın rabbi ile transa geçmesi olarak açıklanmaktadır.55 'Sürüden ayrılan koyunu kurt kapacağı' değimi 'Kurttan Korkan Çoban olmaz' değiminde olduğu gibi Kurdu Gördüğünde koyunun ayak direnmesi" temennisi de Türk kültürlü halklar arasında yaygın olarak yaşamaktadır.56 Göze bıçak koymanın korku kara iyesini yeneceği ona karşı bıçağın güç vereceği inancı vardır. Al karısı,

55 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü HalkJarda Halle İnançlan I, Türk Halk İrfanında Kurt, Lalezar Kitabevi, Ankara 2007 s. 129-11 45. 56 Yaşar Kalafat, "Azerbaycan-Anadolu-Suriye Sözlü Kültür Hattında

Kurt il", il. Kayseri ve Yöresi Kültür Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni Bildiriler 10-12 Nisan 2006, Kayseri 2007, s. 341 -355.

32


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kara kura gibi görünnıeyenlere yararlanma ile ilgili inanlar vardır.

karşı

da bıçaktan

Sayanın Hz. Adem'den Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya nihayet Hz. Muhammed dönemlerine de ulaşmış bir töre olduğu hususu da benzeri metinde sıkça geçmektedir. Hamu ona hayrandı Çölde gezen gözeller Qara gözlü ceyrandı Tekem Adlann Ali qoysun Ali sene yardımdı

Sayaçıya erdemdi Qara velin ağ velin Qap dolusu yağ verin Kısa mısa gelenin Kısana çağdar olsun Basa basa gelenin Basma çağı berk olsun Bu teke nazar teke Qara velin ağ velin Qap dolusu yağ verin Kısa mısa gelenin Kısana çağdar olsun Basa basa gelenin Basma çağı berk olsun Bu teke nazar teke 33


Türk Halk İnançlarında Renkler

Pay verenin elinde Al qırmı nan'ş ister Pay vermeyen qebrini Çox yox; bir qarış ister" Metinde geçen İran Türk kültür coğrafyasından alınmış Yağış Sayaları Anadolu yağmur dualarından farklı değildir. Taş kültü bu yörenin yağmur dualarında da var. Bu yörede de pay verene alkış vermeyene kargış yapılır. Bu yörenin yağış sayalannda Hz. Ali kültüne diğer sözlü kültür verilerinde olduğu gibi çok sık rastlanır. Bununla Adaklı çocuğun saçının belirli bir kısmının tıraş edilmeyip adakla belirlenen 7 veya 9 yıl geçince kurban kesilerek tıraş edilmesi, çocuğun adanıldığı yatırın isminin çocuğa verilmesi, çocuk büyüdüğünde de o yatıra özel bir bağlılık sergilediği gibi inançlar, Anadolu, Türkmenistan, kuzey Afganistan ve bilhassa Özbekistan Türk kültür coğrafyalarında da yaşamaktadır. Bu yörede bu saçın ismi Haydar olarak bilinir.57 Türk halk kültüründe saç bir inanç motifi ve bazı hallerde de kültür kotudur. Doğumda ilk saçın kesilmesi saç toyu ile yapılır. Saça nazar boncuğu örülür. Evli sözlü veya bekar kızlar saç örgüleri ile mesaj verirler. Yasta saç yonulur, yaslı ailenin yasını saçından ve sakalından takip mümkündür. Saç ulu orta saçılmaz. Saçın 57

Yaşar Kalafat, "Balkan Türklerinden Örneklerle Halk İnançlarımızda Saç" I.Uluslar arası Balkan Türkleri Sempozyumu 28-29 Eylül 2001 Prizren, Balkan Türkoloji Sempozyumu Bildirileri yayına hazırlayanlar, Prof. Dr. N. Hafız, Prof. Dr. T. Hafız BAL_TAM Prizren 2006 sf. 308-314; Erciyes. Ocak 2002 S. 301 s.

15-16.

34


Türk Halk İnançlarında Renkler dibinde kişioğlunun kutunun olduğuna inanılır.58 güngörmüş akil er kişiyi ve

Ağ sakal

ak pürçek de güngörmüş kadın

kişiyi anlatan tanımlardır. Türk Kültürlü halklarda daha ziyade "Muncuk

/

Boncuk Atma olarak bilenen ve daha ziyade Hıdrellez ve Nevruzda uygulamalan görülen manilerle geleceği niyet­ lenerek okuma uygulaması İran Türk kültü coğrafyasm 3 kategoride işlem görür. Okunmakta olan maniler "gulay" ve "pis" şeklinde sınıflandırılır. üçünde de ak ve karanın yeri vardır.

(yaxçı) Qaraqandan qar gönder Ağ desmala/Mendile sar gönder Müşgı1 işim düşübdü İmamlardan car/çare gönder (yaxçı) Ağ at biçinde gezer Buxav qiçinde gezer Qurban olum qardaşa Xanlar/Hanlar içinde gezer Qaralar var ağlar var Ağ sinemde dağlar var Qoy güla göynü şad/ar Biz gülmeli çağlar var

sa

Yaşar Kalafat,

a.g.e.

35

"yahçı'',

Bunann her


Türk Halk İnançlarında Renkler

(yaxçı) Ağac atdım ağaca Bir quş tutdum balaca Qardaş adaxlıygördüm Qaşı gözü qaraca (qulay) Çıxdım hu yola bugün Tapdım bir ala düyün Saniynen giçan günüm Saldım yar yada bugün (yaxçı) Ağ at kişnedi geldi Gamin dıŞ/adi geldi Qurban olum qardaşa Toyun haşladı geldi (pis) Ağ tavuq uçdu getdi Qanadı düşdü getdi Kör olsun amiqizi Bmioğlu köçdü getdi (pis) Ağ tavuq uçdu getdi Qanadı düşdü getdi Kör olsun amiqizi Bmioğlu köçdü getdi (pis) 36


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ağ tavuq uçdu getdi Qanadı düşdü getdi Kör olsun amiqizi ômioğlu köçdü getdi. Bu örneklerindeki ağ tavuk, ağ at, ağ sine, iyinin güzelin aydınlığın belirleyicisi kara olmayan sıfatlardır. Dadali Türkmenlerinde ağıtçı kadınlar "Ağlayıc ılar" olarak bilinirler. Ağıtlar açıktan ve sesli okunurlar. Hicap eden yaslı kadınlar kocaları için sessiz ağlarlar. Türklerin ölülerin defin sırasında yaptıkları merasimlere, "Yuğ Töreni" adı verilirdi. Bu törenlere, ''Yuğcu", "Sığıtçı" adı verilen hususi kişiler katılırdı. Bunlardan ilki ölenin macerasını hikaye edip anlatır, ikincisi ağlayıcılık görevini yerini getirirdi 59 Ağıt ve ağıtçı geleneği Türk kültürlü halklarda yaygın bir uygulama olup hala devam etmektedir. Türkiye çapında birçok kere çalışılmış olan konunun biz Doğu Anadolu örneklerini inanç içerdikleri itibariyle incelemiştik. Ağmak, yağmak anlamındaki ağartmak aklamak anlamındaki aklama ve ağlayıcı çok kere anonim sözlü kültüründe karışıklığa yol açabilmiştir.

Aq

haxt

olasan; Geleceğin aydınlık olsun Aq yol

dilenilmekle de hayırlı yollar dilenilmiş olunur.

Aq güne çıxasan; Geleceğin parlak olsun

59 A.İnan, Eski Türk Dini Tarihi, Ankara, 1976, s.118-120.

37


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ala

bax;/Allaha

bak;

Merhametli

ol,

yaptığın

haksızlığı Allah görüyor. Allah'ın olduğunu gördüğünü, haksızlığı onaylamayacağını unutma

Qara baxt olasan; Qara güne qalasan; Qardan baş açmayasan; Qara saçın ax dişive dönsün; Allah qabaqıva qoysun Qara yer quru yerde qa!asan; Alaya halk tefekkürünün yüklemiş olduğu anlamı ağıtlarda da görüyoruz.

''Ayağında kırmızı edik Menciliste yerin gedik Ben gümüşe düğün kurdum Sekiz davul sekiz düdük'5o "Hele Musa ya Musa ya Yaylalann top nergizi Önce donunu kestirin Gelinin donu kırmızı'51

60

61

Ahmet Z. Özdemir, Öyküleriyle Ağıtlar, Kültür Bakanlığı Ankara 1994, s. 117

Ahmet Z. Özdemir, Öyküleriyle Ağıtlar, Kültür Bakanlığı Ankara 1994, s. 329.

38


Türk Halk İnançlarında Renkler

''Sanz ağaları gelmiş Otursun iki geçeli Kivrasına at yollıyor Üstü has kırmız keçeli'li2 'Yekin kara löküm yekin Algeldi kendini sakın Hüseyin 'i öldürdünüz Gavur babam tuğlar sokun '53 Dunganlarda çocuğa nazar deymemesi ve nazarın giderilmesi için birtakım uygulamalar yapılır. Bu maksatla

"Nazar

Duası" okunur. Çocuğun yastığının altına ayna

konur. Dunganlarda al rengin kötü güçlerden koruyacağı inancı vardır. Nazardan korunmak için yukarıda

da

değinildiği gibi çocuğun anlına ateş isi/ocak isi veya kurban kanı sürülür.

Ak ve kara

renklerden oluşan nazar

boncuğu takılır.64 Türkmenistan Türkmenlerinde araba direksiyonlarına, genç kızların bel ve bileklerine ak ve kara yün ipliğinden örülmüş kordan bağlanılarak nazara karşı korunmak istenir ve Anadolu' da doğu Karadeniz bölgesinde

62

63

şekilde

örülmüş

kordonlara

takılmış

Ahmet Z. Özdemir, Öyküleriyle Ağıtlar, Kültür Bakanlığı Ankara 1994, s. 120. Ahmet Z. Özdemir, Öyküleriyle Ağıtlar, Kültür Bakanlığı Ankara

1994, 64

bu

s. 160.

Kaynak Kişi; Mariya Yandavurova Muhameyevna: 57 yaşında, Yetimler Vakfı Üyesi.

39


Türk Halk İnançlarında Renkler nazarlıklarla hayvanlar kem gözden korunmak istenir.65 Ak ve kara göz boncuğu diğer adıyla nazar boncuğu eski Sovyetler Birliğinin tamamında var, Kırgızların yanı sıra Özbekler, Kazaklar ve Ruslar da ak ve kara göz boncuğu takılır. Mavinin batı Türklüğünde olduğu gibi nazardan koruyacağı inancı yoktur, Hatta Kırgızistan'ın güneyinde mavi yas rengidir.66 Mavinin yas rengi olduğu kaçınılmaz son, hayatı verene hayatı teslim etme anlamında belki başka bir ifade ile vuslat karşılığında algılandığını söylemek mümkün olabilir. Kara ise, ölüm olayında kara iye ile ilgili olan safhadır, denilebilir. Mavi mistik muhtevası Gök Tengri İnanç Sistemi ile ilgilidir. Ulu Tanrının, göyün rengi olarak bilinir. Gök Medrese,

Gök

Mescit,

gibi

kutsal

mekanların

isim

alışlarında bu husus yok sayılamaz.

''Mavi şalvar ışıl ışl Kıçına ayağın dolaşır Çar eyleme ağa babam Hüseyin oğlum ulaşır'fi7

Kaynak Kişi; Suşanlo Hazima Muhazovna: 51 yaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi. 66 Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. 67 Ahmet Z. Özdemir, öyküleriyle Ağıtlar. Kültür Bakanlığı Ankara 1994, s. 160. 65

40


Türk Halk İnançlarında Renkler

Dunganlarda anne ve çocuğu kötü güçlerden korumak ıçm bir takım tedbir içerikli uygulamalar yapılır. Dunganlarda anne ve çocı1ğun bulunduğu odanın kapısına Al bez bağlarlar. Bu uygulama alın kötülüklerden koruyacağı inancından kaynaklanmakla birlikte diğer yandan duyuru niteliğindedir. Böylece o odada bir loğusa ve bebek olduğu bilinir ve o odaya kimse girmez; Al bez bağlama hastanın odasını belirlemek amacıyla da kullanılır, bir anlamda kırmızı bez Dunganlarda duyurunun sembolüdür.68 Dunganlarda kız kaçırma yöntemi ile evlilik yok denecek kadar azdır. Kızın erkeğe kaçması şeklinde zor kullanmadan yapılan kocaya kaçmalar yoluyla evlenmelere rastlanır.69 Kırgızlarda Kız kaçırma, Ala kaçuu olarak bilinir. Buradaki ala renk içerikli olmayıp almak fiili ile ilgili olmalı. Yenisey Kırgızlannda kabile reisleri toplanıp Tengri ve ruhlara koyun öküz gibi canlı kurbanlar verirlerken saçı olarak san, kırmızı, ak ve bu arada mavi çaput da bağlıyorlardı.70

68 Kaynak Kişi; Raziya Malikovna Livaza: 53 yaşında, ürün pazarlama ve hemşirelik bölümünden mezun, Şin'Şu Birliği (Dungan Yardımlaşma Vakfı) ve Kırgızistan Dunganlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi, Çocuk ve Aile Komisyonu ve Aleksandrovka Köyü İhtiyar Meclisi üyesi. 69 Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. 70 Anvar Baytur, Kırgız Tarihinin Leksiyalan 1-Il, Bişkek 1992 Zikreden Kemal Polat a.g..e.. 30.

41


Türk Halk İnançlarında Renkler

Batı Türklüğünde de "Al Bezi'1 bekaret simgesi olarak kabul edilir ve özellikle kırsal kesimde çok önemsenir. Bu tespitin de farklılıklar gösterebilen çeşitli uygulamaları vardır. Bu. bezin, bekaret bezi, kızlık bezi gibi isimleri de vardır. Bu konuda sonuç beklenilen gibi çıkmaz ise bu durumda uygulanan çeşitli formaliteler de vardır.71 Dunganlarda Hem damadın hem de gelinin evlerinin kapısına Al/kırmız! renkli kumaş bağlarlar. Düğün Bayrağı da denilebilecek bu kumaşın üzerine 'Mutluluklar' türünden iyi dilek sözleri, çiftlerin adlarının baş harfleri yazılır. Eskiden bu kırmızı kumaşın çiçek desenli olmasına dikkat edilirmiş ancak günümüzde sadece kırmızı renk olması yeterli bulunmaktadır. Kırmızı Çinlilerde de kötülükten koruyan bir renktir.72 Dunganlarda yasta olan bayanlar Müslümanlığın gereği olarak beyaz/ak başörtüsü takarlar ve bu başörtüsünü kırk gün boyunca yıkamazlar. Erkekler ise sakal tıraşı olmazlar.73 Kırgızlarda yas alameti Türk 7ı

Kaynak Kişi; Mariya Yandavurova Muhameyevna: 57 yaşmda, Yetimler Vakfı Üyesi 72 Kaynak Kişi; Raziya Malikovna Livaza: 53 yaşında, ürün pazarlama ve hemşirelik bölümünden mezun, Şin'Şu Birliği (Dungan Yardımlaşma Vakfı) ve Kırgızistan Dunganlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi, Çocuk ve Aile Komisyonu ve Aleksandrovka Köyü İhtiyar Meclisi üyesi. 73 Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Örnekleri İle Halk İnançlarımızda Ölüm Meleği", II. Van Gölü Havzası Sempozyumu. Editör Oktay Belli, Ankara, 2007, s. 332-342.

42


Türk Halk İnançlarında Renkler

kültürlü halkların genelinde olduğu gibi karadır. Kırgız ve kazaklarda yaslı çadıra kara bayrak asılırken Güney ve Kuzey Azerbaycan' da yas evine kara bayrak asılır. Günümüzde Kırgızistan'da kadınlar yas alameti olarak kara veya mavi giyerler. Bu tercihi yaslının ölene olan yakınlığı belirler. Kocası ölen kadın karalar giyinirken akrabadan ölü sahipleri mavi giyinirler. Kara giyene "karaluu" mavi giyene ise " Kökü bar" denir.74 Bize göre fazla zorlama yapmış olmaz isek kara giyinen ölenin yakını karalı yaslı oluşunda kara iyeler sorumlu tutulmuş olmalıdır . . Onun acısı farklıdır. Mavi giyinen ölü yakını ise ölüyü Gök Tanrı'ya göndererek kutun rengini seçmiştir. Nitekim yasta sakal uzatılır ve fakat saç kesilir. Saç mutluluğun simgesidir. Sakal ise kederi simgeler. Anadolu'da yas rengi karadır. Yas boyunca farklı elbiseler giyilmemesine özen gösterilir Yaslı aileyi yastan yakınlan berbere ve hamama götürerek çıkarırlar. Çok kere traş için berber yas evine götürülür. Dunganlarda nazar ile ilgili inançlar da vardır Nazardan korunmak ve kurtulmak için ak-kara nazar boncuğu ve muska takılır. Çengelli iğne ağzı kapalı şekilde giysiye iliştirilir. Bu toplumda, Gelin olacak kızın cebine ayna koyulur.75

74 75

Kemal Polat a.g.e. s.237. Kaynak kişi; Suşanlo Hazima Muhazovna: Slyaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi.

43


Türk Halk İnançlarında Renkler

Karay Türklerinde "Ayak içmek" diye bir Hazar adeti vardır. Bu adet Karay Türklerinde hala devam etmektedir. Karaylarda yakın birisi ölünce toplanır. Günün doğuş istikametinden batış istikametine doğru sıralanır. Bu sıraya göre iki yedi günde birer defa şarap içilir. Bu yedi günlük zaman zarfında et yenilmez. Ya Kara Koç Postu'na (kiyizine) yahut Kara Keçe'ye oturulur.

İç ve batı Anadolu'nun bazı kesimlerinde Kara kedinin uğurluluğuna ve uğursuzluğuna inanılır. Kara kedi gören saçını .tuta.rsa saçının kara olacağına inanılır. Ortodoks Tatar Türkleri tamamen yeni hiç kullanılmamış eve girmeden evvel evden bir kedinin dolaşmasını sağlarlar. Bu kedi mümkün ise tercihen kara kedidir. Kara kedi sanıldığı gibi her zaman ve herkes için uğursuz değildir. Daha sonra bu kediye yemesi için bir şeyler verilir. Kedi ve köpeği bir şeyler yedirmek suretiyle saçıda bulunmak hayır işlemek oldukça yaygındır. Nahcıvanda gözde itdirseği çıkınca ona bir tike ekmek sürülür ve bu ekmek parçası ite verilir. Nahcıvanda Al/Kırmızımn nazarı kestiği inancı yanında "it ve pişik kellesi ekin sahalarında nazarı keser" inancı vardır. Bu arada, Sabahleyin karşısına it çıkan kimse o gününün uğurlu geçeceğine inanır Bu yörede Axır Çarşamba'da sağmal malın boynuzuna kırmızı bant bağlanır. Meyve vermeyen ağaca kırmızı bağlanılır. Gelinin başına saçı olarak atılan şimilerin / şirinliklerin elma ve sair tatlıların kırmızı

44


Türk Halk İnançlarında Renkler

olması istenir.76 Kımızının gücü ve üstünlüğü ve güveni simgelediğini Doğu Anadolu'nun bazı kesimlerinde ve kedi kafatasının da nazara karşı koruyuculuğuna inanıldığı Ahlat-Bitlis

yöresinden

yapılmış

derlemelerden

biliyoruz77• Ovo'ların orta yerlerinde tepe kısmında bir direk olur, bunun tepesinden eteğine doğru renk renk şerit kurdelemsi bezler gerilerek prizma veya koni gibi bir görünüm oluşturulur. Bu şeritlere "adak bezi" gibi renk renk bezler bağlanır. Bu bezler al, mavi, ağ/ak ve olurlar.

Bunlardan

en

makbul

olanlar

ak

ve

san

mavi

olanlardır. Sarı renk olan bezleri daha ziyade Tibet Şamanistleri

bağlarlar.

Ovalar

da

kendi

aralarında

büyüklüklerine göre üçe ayrılırlar. Büyük, orta ve küçük boy ovalar vardır. Yerleşim yerinin büyüklüğüne göre beldede 1 , 3, 7 ve 9 ova olabilir. Ova sayısı 2 veya 4 olmaz tek sayı olmasına dikkat edilir.

Ovaların bulunduğu

mekanlarda ovaların dizilişlerinin de bir kuralı vardır. İlk sırayı en büyük ovalar alır sonra diğerleri büyüklük sıralarına göre sıralanırlar. Buralar aynı zamanda yağmur duası alanı olarak da bilinirler.78

76

Azerbaycan Milli Elimler Akademiyesı Nahcıvan Bölümü, Azerbaycan Folkloru Aııtologiyası, Nahçıvan Folkloru il, Nahçıvan,

77

Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Merkezli Coğrafyasında Renkler" IV. Uluslar arası Van Sempozyumu 12-14 Haziran 2008. Kaynak Kişi; Yakup Huang.

20 1 1 .

1s

45

Türk

Gölü

Kültür Havzası


Türk Halk İnançlarında Renkler

Nahcıvanda gözde itdirseği/arpacık çıkınca ona bir tike ekmek sürülür ve bu ekmek parçası ite verilir. Nahcıvanda Al/Kırmızının nazarı kestiği inancı yanında "it ve pişik kellesi ekin sahalarında nazarı keser" inancı vardır. Bu arada, Sabahleyin karşısına it çıkan kimse o gününün uğurlu geçeceğine inanır.79 Tatarlar kırmızı bir köpekle bir prensin birleşm�sinden türediklerine inanırlar. Yaradılış mitinde köpeğin yer aldığı başka örneklerde vardır. Moğollar atalarının kırmızı köpek olduğunu düşünürler. Ulu zatların birçoğunun ismine al, ak ve kara sıfat olmuştur. Aktaş Ziyareti80 Kara Şeyh Hazretleri Türbesi81, Kara Bayraktar Türbesi82 Alacagöz Türbesi83 bunlardandır. ,

79

Azerbaycan

Milli

Elimler

Akademiyesı

Nahcıvan

Bölümü,

Azerbaycan Folkloru Antologiyası, Nahçıvan Folkloru il, Nahçıvan,

201 1 . 80

82

Aktaş Ziyareti: Tekman'ın İncesu Köyü'ndedir. Bölgeyi İsl§.m­ Türk'e ilk açan ordunun şehitlerindendir. Buraya akıl hastalan, dilek sahipleri ve ağrılılar gelmektedir. Kara Şeyh Hazretleri Türbesi: Türbe, Er�urum ili, Pasinler merkezi, Ulu Cami bahçesindedir. Peygamber efendimizin soyundan İbrahim Efendi "Karaşeyh" lakabıyla bilinir. Üstü açık olan türbeyi 1979 yılında Anıtlar Derneği yontma beyaz ve kırmızı taştan yaptırmıştır. Burası "Füyuzaundan istifade etmek için dua edilip Kur'an-ı Kerim okunarak" ziyaret edilir. 6-7.000 arası ziyaretçisi vardır. Kara Bayraktar Türbesi: Türbe, Konta ili, Ereğli ilçesi, Eti mahallesindedir. Hakkında fazla bilgi yoktur. Burası daha ziyade salı günleri çeşitli dileklerde bulunmak için salı günleri ziyaret

46


Türk Halk İnançlarında Renkler

Zaman Kara ve ak bağlantılı inançları da örnekleyebiliyoruz. Kara Gün, Kara Bayram, Kara Çarşamba bunlardandır. Türk kültür coğrafyasının farklı kesimlerin bazı örneklemeler yapılabilir. Halk edebiyatına yansıyan Kara Çarşamba inancı bu alanda çok belirgin bir yer tutar.

"Çarşamba gününde, çeşme başında, Gözüm bir Alagöz xanıma düştü. Attı müjgan oxun, geçti sinenden, Cadu gamzeleri canıma düşdü"Aşıq Elesger

edilir ve burada mum yakılır. Bakım ve temizliği yapılmayan türbenin yıllık 500 civarında ziyaretçisi vardır. "Kara" Türk halk inançlarında özel öneme haiz bir renktir. Kişilere lakap olması, bize göre sadece esmer olma ile ilgili değildir. Karahan, (Karakurum, Karadonlu Canbaba, Kara Kesiş, yakın anlama sıfatlar olup karalı, güçlü, tavizsiz, büyük, kuzey anlamlarına gelmektedir. Ak'da olduğu gibi, Kara da bir kuvvet içermektedir. Bayrak, bayraklı, bayraktar türbe kültürümüzde keza önem arz etmektedir. Şehit türbelerinin büyük bir kısmı bayrak.tadır. l_(araimlerde sabahleyin güneş doğmadan evvel temizlenirken güneşin nuru çıkmadan önce, ses çıkaran bir şey kullanılarak, çalgı gibi çalınarak "çık çık çık" diye kara güçler kovulurmuş. 83 Akçakoca Alacagöz Türbesi: Kastamonu ili Çatal zeytin ilçesi Piri köyü soydaş Mahallesindedir. Mimari özelliği olmayan türbe, köy mezarlığındadır. Buraya çocuğu olmayanlar, sakat olanlar duaya gelirler. İstiklal savaşı sırasında burada yatan şahsın savaşa gidip askerlere komuta ettiği"', camii imamının zaman zaman bu şahsa ait olduğu inanılan ayak sesleri duyduğu ifade edilmektedir. Yılda 60 kadar ziyaretçisi vardır. -

47


Türk Halk İnançlarında Renkler Ardahan Avşarlannda "Kara Çarşamba" inanç ve uygulaması

yoktur.

Uğurlu

gün

olarak

daha

ziyade

Pazartesi günü bilinir. Yola bu gün çıkmak istenir bugün alışveriş yapılır. Dini gün olarak diğer İslam kesimde olduğu gibi Cuma günü önemsenir.84 Kara Çarşamba inancı bazı araştırmacılara göre Yezidilik inancının bir ürünü iken bu konulu veriler daha ziyade Zedüştizm üzerinde yoğunlaşmakta ve Nevruzda yaşamaktadır. Diğer taraftan Nevruz İran tarafından İran milli bayramı olarak tescil edilirken Nevruz bayramında Obama'nın kutladığı lider de Ahmedi Nejat olmuştur. Nevruz bayramının Türk kültür coğrafyasında kutlanış amaç ve mahiyeti ile kara Çarşamba inanç ve uygulaması bugün için ortaklıklar arz etmekte ise de sahneye çıkış hikayeleri tamamen aynı değildir. Ardahan Yerlileri halk inançlarında Ahırlarda

Al

Kızı olduğuna inanılır. Çok kere bu sarı saçlı kız ahırlarda yorgun saçlarını

otururken ördüğüne

görülür.

Atlan

rastlayanlar

da

bindiğine

onların

olmuştur.

Ondan

korunmak için ona dokunmamak gerektiğine inanılır. Su değirmenlerini mekan tuttuğu inancı va,rdır. Bir anlauya göre" Bir gece Al kansına su değirmeni yolunda rastlanır. Rastlayanlara al karısı bu gece falan zatın gelini doğum yapıyor gidip o gelinin ciğerini çocuklarıma getirip onları beslemem lazım" der. Ertesi gün gelinin öldüğü haberi

84

Kaynak Kişi; Tunçer Avşar.

48


Türk Halk İnançlarında Renkler

alınır.

İnanca göre Al Kızı

Kur'an'dan anlamaz, o peri

değildir, Kur'an'dan periler anlarlar.ss Bingöl' de, gerdekten sonra ak

saçlı kadın, gelin üç gün

çarşafını büyüklere göstererek bahşiş alır. Çiftler, odadan

dışarı

çıkmazlar.

Gelinin

annesi

damadın

akranlarına hediyeler getirirler. Damatlarını da birlikte götürürler.

Gelin kaynana ile

aynı sofraya

oturmaz.

Kaynata ve kayın biraderi ile konuşmaz. Bu bir arlanma saygı göstergesidir . Arsız insanın "yüzü kızarmaz" denir. Yüzsuyu dökülmüş kimsenin yüzünün kızarmayacağına inanılır. Yüzün kızarması utanma işaretidir. Alevi Zazalarda Rumi Mart'ın 1 7. günü yılbaşı ve bayram sayılırdı. O günün gecesinde insanlar uykuda iken, canlı cansız bütün tabiat, bütün mahlCtkat Tanrı'ya secde eder. O gün herkesin yıllık rızkı ve mukadderatının tayin edildiğine inanılırdı. Yapılacak merasime hazırlık olmak üzere

ocağın

reisi ufak taşlar toplar, bu taşlan ev

bacasının dışında bir yere koyardı. Taşlardan beherinin hane halkından bir sahibi vardı. Ertesi sabah erkenden o taşların

altı

kaldırılır.

Taşlardan

hangisinin

altına

Al/kırmızı bir böcek girmiş ise, o yıl o ocağın rızkı, o ferdin yüzünden verilmiştir, diye inanılırdı.

17 Mart

sabahı ailenin bütün fertleri ak-pak ve şık giyinir, bayram yapardı. Bütün evlerde yemekler ve ziyafetler yapılır, bu şölende köylüye ikramda bulunulur, yemek merasiminin

ss

Kaynak Kişi; Pamuk Nine.

49


Türk Halk İnançlarında Renkler

sonunda ölülerin ruhlarına Fatiha okunurdu86 • Bu böcek muhtemelen uğur böceği veya uç uç böceğidir. Saha Türklerinin Ihı Ak bayramında önde şaman arkasında 7 bek!r kız onların arkasında 9 bek!r erkek güneşi karşılar. Şamanlar çok kere kadındır veya güçlü şamanlar hep kadından olmuştur. Genel şaman kıyafetini entariyi andırması da, erkek şamanın giyimi ile de kadın şamana benzemek isteyişi ile izah edilir. Kortejdeki erkekler ondan güç alırlar. Onları seyreden halk aynı uygulamayı tekrarlarlar. Bu bayramda sportif faaliyetler, çeşitli oyunlar, milli danslar, yarışlar yapılır, şarkılar söylerler. Bu bayramda Asohay dansı yapılır. Bu dans güneşe bakılarak, güneş istikametinde grup halinde dönülerek yapılır. 24 saat süren bu bayramda birisi şarkı söyler diğerleri toplu halde o şarkıyı tekrarlarlar. Yakut/Saha Türklerinde bayram yemeği adı altında özel yemekler yapılmaz. Bu günler için haşlanmış pirinç ve üzüm ikram edilir. Bu tespit Türk inanç kültürünün deriliklerinde kadının önceliğini göstermektedir.87 Zamanla farklı inanç kültürleri ile temaslar sonucu bir takım etkilenmeler sonucu bu gün güneydoğu Anadolu sık olmasa da görülen bir uygulamaya göre er kişinin mezarı kadın kişininkinden yüksek yapılır olmuştur. Mezarları yüce yerlere mesela tepelere ve yine oldukça yüksek yapılmak istenilmesi bir ululuk nişanesi özlemi olarak 86

M. Şerif Fırat, Doğu Anadolu ve Varto Tarihi, Ankara s. 216-217. 87 Yaşar Kalafat, Halk İnançlanndan Mitolojiye-1 Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Berikan, Ankara, 2009 s.197-221.

50


Türk Halk İnançlarında Renkler

bilinirken, bu tür mezarlarla halk er kişiye daha fazla mistik itibar ayırmış olmaktadır. Aras Vadisi'nde Mart ayının 21 'ine bir ay, dört hafta kala her Çarşamba bazı uygulamalar yapılır. İlahır Çarşamba geçmiş yılın çirkinliklerinin geride bırakılıp yeni yılın kutlamaları olarak bilinir.88 Nevruz'un dört çarşambasından Ağ Çarşamba / Ahır Çarşamba ve Kara Çarşamba arasındaki diğer iki Çarşamba ile birlikte dört çarşambadan Ahır Çarşamba ile Kara Çarşamba aynıdırlar. Kara Çarşambanın kara sıfatı alışı kışın henüz tamamen çıkmamış oluşu ile soğukların sürpriz yapabilecekleri ile izah edilirken, ölü bayramı, yas ile de bağlantılıdır. Bu çarşambanın diğer adı aynı zamanda "Goduk Kırtı" dır. Sıralı temizlikler evlerin içi dışı bahçeler ve benzeri yerler diğer iki çarşambada yapılmışken, bir seri temizlendikten sonra Kara Çarşambada Goduk/merkep yavrusu ve manda kırkılır, tıraş edilip temizlenir.89 Bu safhaları sözlü kültüre yansıyış biçimleri ile ayrı ayrı ele almaya çalışacağız. Saha Türklerinin Isıakh Bayraını'nda tören alanına yarım ay şeklinde genç Ak Ağaçlar dikilir Alanda ateşler yakılır ve bu ateşler tören bitinceye kadar söndürülmez. Akşamdan yere kımız serpilir yakılan ateşle geçmiş yılın kötülüklerinin yok edildiği gelecek yılın güzellikleri 88

Tamilla Aliyeva, "Nevruz Halk Dramaları" Türk Dunyası'nda

Üçüncü Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri (18-20 Mart 1999 Elazığ) Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2000, s. 42-5 1 . Zeynelabidin Makas, Türk Kültüründe Nevruz, Türk Dünyası

Nevruz 89

Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1987. 51


Türk Halk İnançlarında Renkler müjdelenmiş olduğuna inanılır.90 Altay, Tuva ve Saha gibi Tanrıcılık inancının hala yaşamakta olduğu Türk kültür bölgelerinden Nevruz örnekleri almak mitolojik döneme yapılacak yolculuğa ışık tutabilir diye bu örneklemelere yer verdik. Tasavvuf bilginlerine göre renklerle tanınmaları halinde sıralamada en güçlü nur,

Siyah/Kara

Nurdur91

Bitlis'te de "Kara çarşambaya gelesin" inancı vardır.92 Kara çarşamba'ya

gelmek,

olmalı, Nitekim

onun

"karalara

tarafından

cezalandırmak

gelesin" ifadesi de alkış değil

kargıştır. Ancak uyarı alabilmek, yarılmış olmak için sadece kara güçler değil ak güçler de etkilidirler. Erenler himmet ederler. Yel Çarşambası; Kürek oynatan Çarşamba, Yelli Çarşamba, Külekli Çarşamba, Heyder Çarşamba olarak da bilinir. Yeller de, Kara Yel,

Ak

Yel, Hezri/Yeşil Yel,

gilever/kırmızı yel olarak bilinir ve bunların etrafında da inançlar gelişmiştir. Yel Çarşambasında söğüt ağacının yerlere kadar eğildiği inancı ve bu gece Yel Baba'nın çağırılışı ile uygulamalar vardır93 ki Sünni inançlı Anadolu Müslüman kesimde kadir gecesi bütün kainatın secde

90 Yakup Deliömeroğlu, "Saha Türklerinde Isıakh Bayramı", Nevruz ve Renkler, Ankara 1996, s. 129-133. 91 Kaynak Kişi; Sabahattin Güngör. 92 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Dedem Korkut .Aşağı Eller, Berikan yayınları, Ankara, 2008 s. 152. 93 Kaynak Kişi; Esma Şimşek,

52


Türk Halk İnançlarında Renkler

halinde olduğu bu gece söğütlerin başlarının yerlere değdiğine inanılır. Bu inancı belgeleyen anlatılar vardır Hazara Türklerinde kutsal olduğuna inanıldığı için güvercin avlanılmaz. Güvercin hangi evin bacasına konar ise, balkonunda yuva yapar ise, o evin zenginleşeceğine inanılır. Güvercinin burada eti yenilmez Mezar-ı Şerifte bulunan Hz. Ali'nin türbesindeki güvercinlerin hepsi ak güvercindir, orada kara güvercin yaşamayacağı inancı hakimdir. Kutsiyet içeren daha ziyade rengi ak olan güvercindir. Azerbaycan ve Anadolu'da da güvercin kutsal sayılır. Tasavvuf ehli, Hacı Bektaş Veli' de olduğu gibi güvercin donuna girer. Çeşitli efsaneleri vardır. Besmele şeklinde hattatlar tarafından şekli çizilir. Bu açıklama sadece insanat için mi yapılmıştır. Karanın ve akın mistik muhtevası sadece kara tavuk'ta olduğu gibi hayvanat veya akça ağaç'ta olduğu gibi nebatat ve nihayet kara kalpli örneğinde olduğu gibi insanat için mi geçerlidir? Yani cemadattan taşlardan Karataşın içinde ondan içeru bir taşın olduğu mu anlaşılmalıdır? Ağaçlardan Akçaağacın içinde ondan içeru bir ağacın veya hayvanattan kurdun içinde ondan içeru bir kurdun olduğunu mu anlamalıyız? Yani yaratılmışlardan her birinin içresinde farklı nispetlerde İslami deyişle rahmani ve şeytani güç mü arayacağız? Yoksa yaratılmışlarda farklı nispetlerde aklık ve karalık aramak değil de, tamamen kara veya tamamen ak olarak mı istekleri üzerine var edilebilmişlerdi? Her iki izah arasında ayrıca ciddi bir

53


Türk Halk İnançlarında Renkler

aynılık yönü vardır. Birinci izah esas alınması halinde, her kara iyede az çok ak iye özelliği vardır. Rüzgarın harman zamanı eserek samanın savrulmasını kolaylaştıracağı için Karayel Döşeklerine saçı yapılır. Karayel Döşeği olarak bilinen yerler kutsal mekanlardır. Buralara yapılan saçılarla rüzgarın esmesini engelleyen kara iyelere mani olunmuş olunur. Güneyden gelen bu rüzgarlar karların erimesını de sağlayacaklarından "Hayırlı Yeller" olarak bilinirler.94 Hakas Türkçesindeki özel ilgimizi çeken bir kelime de Arbirge (büyü yapmak, kehanette bulunmak) ve Arpat, Arbayt-Arbeyt (Kutsal Ateş) tir. Aynca, Arr (Ağır, değerli, kutsal) demektir. Hakasya'da 3 tane Arpat köyü var. Bunlar Yukarı Arpat, Aşağı Arpat ve Orta Arpat'tır. Bu çok verimli Türk köylerine Rus Kazaklar gelince Hakas Türkleri azınlıkta kalmışlar. İ lgi duyanlara Leonit Kızılosof un Hakasların Halk resimleri95 okumalarını Timur Devletov ile tanışmalarını öneririm. Ayrıca 2 1 Mart'ta Hakasya'da Yeni yıl Şölenleri yapılmış ve İstanbul Türkiyat Enstitüsü 2002 de Kotonov Uluslar arası Sempozyumu düzenlemiştir. Yer isimlendirmede Anadolu köylerinde de Yukarı, orta ve ayağı ön eklemi kullanılır. Bunun Türk Kozmoloji ile ilgisi aranılabilir. Kamizm'de Yeraltı, yer ve gök olmak üzere üç dünya vardır. Gökte Ak güçler vardır. Bunlar iyiliği simgelerler. İ sterlerse kötülük 94

9s

Kutlu Özen, Sivas ve Divriği Yöresinde Eski Türk İnançlarına Bağlı Adak Yerleri, Sivas 1996, s.50. Leonit Kızılosof, Moskova 1980, s. 65.

54


Türk Halk İnançlarında Renkler

de yaparlar. İsterlerse yararlı da olurlar. Sistem bir ağacın gövdesi gibidir. Yerin altında kökler, üstünde gövde daha yukarıda yapraklar vardır. Kökler geçmişi, gövde hali ve yapraklan geleceği temsil eder. Kökler hayati olan suyu, yerin altından sağlar, yapraklar aydınlık dünyada yerin üzerindedir. Hayati önemi olan güneş ile temas halindedir. Japonların Karni dininde ilk Kam kadındı. Hakas da da ilk Kam'ın kadın olduğu inancı vardır. Karni Japonca Tanrı anlamına gelir. Acaristan'da Müslüman Türklerde ambar ve evlere nazar deymesin "zararlılar" girmesin diye kapı başına keçiboynuzu gerilir, çakılır. Nazar boncuğunun yanı sıra kırmızıbiber asılır kırmızı dikkati çeker nazarı kırar inancı vardır. Bizim Acara Devlet müzesinde gördüğümüz yayık şeklindeki üstü kapaklı lahit taşının üzerinde de keçi figürleri vardı. Kırmızı Anadolu halk inançlarında çok yaygındır. Geline kırmızı kuşak bağlanır, yüzüne kırmızı şal örtülür. Kızamık çıkaran çocuğa kırmızı giydirilmesi, Al/kırmızı kurdele bağlanması kızamık şekerinden kızamık şurubu yapılması Anadolu, Irak İran ve Balkan Türk kültür coğrafyasında da çok sık görülür. Azerbaycan halk kültüründe kırmızı daha fazla önemsenen bir renk konumundadır. Avşar Türk halk inançlarına göre Al/kırmızı renk goz kaytarar' bed nazarların yansımasını sağlar. Al giyinen insana nazar deymeyeceği inancı vardır. Gelinin beline toyda Al/kırmızı lent/k.uşak, kurdele bağlanmasının 55


Türk Halk İnançlarında Renkler

sebebi budur. Gelinin otağındaki her şeye al lent bağlanır. Yeni çocuk doğurmuş anneye kırmızı paltar/giysi giydirilir. Kadim Türk ananesine göre toyda geline al giydirilir gelinlikler kırmızı olurdu. Al Gelinliğin izlerini Osmanlı Türk kültüründe de izlemek mümkündür. Şahsevven Türklerinde de sık görülen a1/k.ırrnızımn gelin otağında yoğun bir şekilde kul)anılması, Cebrail Reyonun'nun Ermeniler tarafından işgaline kadar Cebrail Türk halk kültüründe yaşamaktaydı. Bu toplumda Yasa tekabül eden bayram için Kara Bayram denir. Yas esnasında yaslı hanımlar ağlaşırlarken acılarının büyüklüğünü göstermek için yüzlerini tırnaklan ile yırtarlar başlarına toprak atarlar. Ancak özel yas giysileri yoktur. Bu toplumda yas döneminde bayanlar bilhassa dul kalan kadın ve bekar yaslı bayan bir süre banyo yapmazlar. Ölen şahsın giysilerinden en az bir takımı özel olarak ·saklanır. Zaman zaman ölenin çok yakınları bilhassa annesi bu eşyaları açıp onlara bakarak ağıt söyler ağlar.96 Kültür havzamızın birçok yerinde olduğu gibi Ayvalık'ta da şifa için yapılan Ağ Büyü'nüri suyu ilgiliye içirilir. Kara Büyü için yapılan muska ise denize atılır.97 Su halk inançlarında parlak geleceğin simgesidir. Rüyada su görmek aydınlıktır. Sıkıntılı rüyanın 96 97

Kaynak kişi; İbrahim Ağa.

ô. Çobanoğlu, "Türk Kültür Tarihinde Su Kültü", Türk Kültürü, Mayıs 1993 S. 361, s.32-42.

56


Türk Halk İnançlarında Renkler savuşturulması için suya anlatıldığı bilinir. Falda su aydınlık yol alarak algılanır. Yolcunun ardı sıra

su

dökülmesi ona ak yol dilemek anlamına gelir. Mezara su dökmek rahmet olarak algılanır. Su halk inançlarında parlak geleceğin simgesidir. Rüyada

su

görmek

aydınlıktır.

savuşturulması için suya anlatıldığı aydınlık yol alarak algılanır.

Sıkıntılı bilinir.

Yolcunun

rüyanın Falda su

ardı sıra

su

dökülmesi ona ak yol dilemek anlamına gelir. Mezara su dökmek rahmet olarak algılanır. Doğumla

ölüm

arasındaki

ortaklık

anlatılırken

"İnsanoğlu bir doğarken bir de ölürken ağlarmış" denir. Dünya bir kapısından girilip diğerinden çıkılan bir hana benzetilir. Murat alamadan göçenler için ise

"Gelinliği

kefeni oldu" denir. Gelinlik de kefen de ağ/ak' dırlar Kars'ın bazı yörelerinde ölüye ağlayan kadınlar yüzlerine vurur, saçlarından bir parça keser, elbiselerini ters çevirerek giyer ve kara bağlarlar.

"Sabah oldu kalk da gel Kara yerden çık da gel AJgiyinmiş gelinsin Kına verim yak da geJ'98 Kına inancı aynı özelliği ile ağıta girmiştir. Karayer, kara bağlama, kara bayram, kara çadır, karalara gelme,

98

Turan 1982: 547-557.

57


Türk Halk İnançlarında Renkler

kara gün, kara yol, kara baht, . yasın, ölümün, felaketin üzüntünün anlatım şeklidirler.99 İnsanların iyiliğini hedefleyen, hastalık, yaralanma, ölüm vb. kişisel felaketlerle, sel, kuraklık gibi doğal felaketleri önlemeye çalışan, evi barkı, malı mülkü, hayvanları, ''geçiş" durumunda olan çocukları, loğusalan kötü dış etkilerden korumaya çalışan büyü ''ak büyüdür : Ak büyü genellikle din alanında ve din adamları ile iş görür., duaya ve kurbana başvurur. İ nsanların hayatına, sağlığına malına mülküne, evine barkına, hayvanlara zarar vermeye çalışan büyüye de ''kara büyü"adı verilir. Evlileri birbirinden soğutmak ve ayırmak, cinsel kudreti, konuşma yeteneğini, uykuyu, ''bağlamak" yoluyla felce uğratmak, düşman bildiklerini hasta etmek, sakatlamak, öldürmek vb.leri de kara büyünün alanına girer. ıoo '

Türkler'in hayatında nazar ve büyü ile ilgili inanış ve uygulamalar çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır. Kaynaklar geleneksel Türk dini hayatında, şamanizm uygulamaları içerisinde, "diif mistik ve sihri bir otorite " tipini temsil eden "kam" (şaman) ların, diğer ana görevleri yanında hastalan büyü yoluyla tedavi ettiklerini belirtmektedir.10 1 Bunun yanında asıl mesleği büyücülük olan büyücülerin varlığını da bize kaynaklar göstermektedir. İ slami dönemde de Şamanların yaptığı işler, "haksı", "hoca", "şeyh", "ocaklı" adı verilen kişiler -

99 Y. Kalafat, a.g.e, 2000, s.274-284. ıoo Sedat Veyis Örnek; a.g.e, s. 37. ıoı H. Güngör; "Şamanizm", Türk Bodun Bilimi Araşnrmalan, s. 66.

58


Türk Halk İnançlarında Renkler

tarafından Kur'an, hadisler ve dualar kullanılarak, islaıni motiflerle varlığını sürdürmüş, bu arada büyücüler de işlerini islami motiflerle devam ettirmişlerdir. Yörede kızıl yüğrük denilen ve ellerin ve yuzun morarması şeklinde belirtiler gösteren hastalık için ocağa gidilir. Ocak hastalıklı bölgeyi eliyle ovalar ve üç İhlas bir Fatihayı okuyup üfler. İnanca göre hastalık kısa sürede iyileşir. 102 Geleneksel Türk dininin önemli unsurlarından biri olan "ateş kültü'hden kaynaklanan inanış ve uygula­ malardan bir kısmı bugün hala varlığını sürdürmektedir. Eski Türkler'de ve özellikle, Başkurtlar'da ve Kazaklar'da ateşe tutuşturulmuş bir yağlı paçavrayı hastanın etrafında dolaştırarak veya hastayı ateş ortasından geçirerek, onu kötü ruhlardan temizlemek ve hastalığını iyileştirmek amacıyla yapılan bir uygulama olan ''alazlama " günümüzde hala Anadolu'da varlığını devam ettirmektedir. 103 Aynı zamanda ateş yoluyla temizlenmenin ve böylece ateşe kutsal ve temizleyici bir anlam ve önem verme uygulamasının tipik bir örneğini de yine Türkler arasında oldukça yaygın olan, ''tütsüleme " uygulamasında görmekteyiz.1 04 Çeşitli güzel kokulu otlar yakılmak suretiyle, kokusuyla hastalar tedavi edilir, evler, 102 103

Kaynak Kişi; Hüseyin Çeri; Karacaören Köyü, çiftçi, okur-yazar,

A.

Yaşar Ocak;

68.

Alevi Bektaşi Menakıpnamelerinde İslam Öncesi

İnanç Motifleri, s. 192. 104 Ü. Günay; H. Güngör; a.g.e., s. 56. 59


Türk Halk İnançlarında Renkler

hastalar,

ölüler, kutsal bilinen mekanlar,

temizleyici

özelliği ve güzel kokusundan dolayı tütsülenir. Ürgüp

ve

çevresinde

de

ateşin

tedavi

edici

özelliğinden yararlanılır. Hastalığı olan insanlar "ocak" olarak bilinen şahsa giderler. Ocak okunmuş bir baz parçasını yakarak hastanın etrafında dolaştırır ve hastalık iyileşir. Bazı cilt yaralarının da ateşle tedavi edildiği belirtilmektedir. Isıtılan bir tahta parçası, yara üzerine bastırılır ve bu işlem birkaç kez devam eder. Kısa bir süre sonra yara kapanır, inancı vardır. Yörede hem temizlik hem de tedavi amacıyla

''tütsüleme" uygulaması da yapılmaktadır. Üzerlik vb. otların tütsülenmesinin bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılmaktadır. Aynı zamanda mübarek gün ve gecelerde ev ve camiler insanlar ve meleklere hoş koku sağlayacağı için tütsülenir. Cenaze yıkanması sırasında cenaze ve cenaze çıkan ev tütsülenir. 105 Dunganlarda çocuğa nazar deymemesi

ve

nazarın

giderilmesi

uygulamalar yapılır. Bu maksatla

ıçın

birtakım

"Nazar Duası" okunur.

Çocuğun yastığının altına ayna konur. Dunganlarda al rengin kötü güçlerden koruyacağı inancı vardır. Nazardan korunmak için yukarıda da değinildiği gibi çocuğun anlına

Ak ve kara nazar boncuğu takılır.106 Türkmenistan

ateş isi/ocak isi veya kurban kanı sürülür. renklerden oluşan

Türkmenlerinde araba direksiyonlarına, genç kızların bel ıos 106

Kaynak Kişi;Turan Öz, Karain Köyü, çiftçi, okur - yazar, 64. Kaynak Kişi; Mariya Yandavurova Muhameyevna: 57 yaşında, Yetimler Vakfı Üyesi.

60


Türk Halk İnançlarında Renkler ve bileklerine ak ve kara

yün

ipliğinden örülmüş kordan

bağlanılarak nazara karşı korunmak istenir ve Anadolu'da doğu Karadeniz bölgesinde bu şekilde örülmüş kordonlara takılmış nazarlıklarla hayvanlar kem gözden korunmak istenir.107 boncuğu

Ak

ve kara göz boncuğu diğer adıyla nazar

eski

Sovyetler

Birliğinin

tamamında

var,

Kırgızların yanı sıra Özbekler, Kazaklar ve Ruslar da ak ve kara göz boncuğu takılır. Mavinin batı Türklüğünde olduğu gibi nazardan koruyacağı inancı yoktur, Hatta Kırgızistan'ın güneyinde mavi yas rengidir.1os Kırgızlarda sünnet esnasında çocuğun gözleri

Ak bir

bezle bağlanır. Eline düğünde kesilen hayvanın kuyruk sokumu

kemiği verilir.

Sünnette

paçavra yakılıp külü bastırılır.109 halklardaki

renk

ortak

kesilen yere

mavi

Mavinin Türk kültürlü

paydası

olma

özelliğini

Dunganlarda göremiyoruz. Dunganlar Müslümanlık inanç sınırlarında kalıp onlara daha fazla bağlı ve eski inanç sistemleri karşısında daha tepkili bir tercih yapmış intibası bırakmaktadır. Yenisey Kırgızlannda kabile reisleri toplanıp Tengri ve ruhlara koyun öküz gibi canlı kurbanlar verirlerken

ıo7 Kaynak Kişi; Suşanlo Hazima Muhazovna: Slyaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi. 108 Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. 1 09 Kemal Polat, a.g.e. s.131.

61


Türk Halk İnançlarında Renkler

saçı olarak san, kırmızı, bağlıyorlardı. 1 ı o

ak

ve bu arada mavi çaput da

Dunganlarda yasta olan bayanlar Müslümanlığın geregı olarak beyaz/ak başörtüsü takarlar ve bu başörtüsünü kırk gün boyunca yıkamazlar. Erkekler ise sakal tıraşı olmazlar.1 1 1 Kırgızlarda yas alameti Türk kültürlü halkların genelinde olduğu gibi karadır. Kırgız ve kazaklarda yaslı çadıra kara bayrak asılırken Güney ve Kuzey Azerbaycan'da yas evine kara bayrak asılır. Günümüzde Kırgızistan'da kadınlar yas alameti olarak kara veya mavi giyerler. Bu tercihi yaslının ölene olan yakınlığı belirler. Kocası ölen kadın karalar giyinirken akrabadan ölü sahipleri mavi giyinirler. Kara giyene "karaluu" mavi giyene ise " Kökü bar" denir. 1 12 Bize göre fazla zorlama yapmış olmaz isek kara giyinen ölenin yakını karalı yaslı oluşunda kara iyeler sorumlu tutulmuş olmalıdır. Onun acısı farklıdır. Mavi giyinen ölü yakını ise ölüyü Gök Tanrı'ya göndererek kutun rengini seçmiştir. Nitekim yasta sakal uzatılır ve fakat saç kesilir. Saç mutluluğun simgesidir. Sakal ise kederi simgeler. Biz Harezmi bölgesinden yaptığımız tespitlerde yas renginin hala yer yer mavi olduğunu, cenazelerde ııo

11ı

ı ıı

Anvar Baytur, Kırgız Tarihinin Leksiyalan HI. Bişkek 1992 Zikreden Kemal Polat a.g..e.. 30 Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Örnekleri İle Halk İnançlarımızda Ölüm Meleği", II. Van Gölü Havzası Sempozyumu, Editör Oktay Belli, Ankara, 2007, s. 332-342. Kemal Polat a.g.e. s.237.

62


Türk Halk İnançlarında Renkler

kadınların mavi giyindikleri daha ziyade mavi yazma kullandıklarını gözlemiştik. Anadolu'da yas rengi karadır. Yas boyunca farklı elbiseler giyilmemesine özen gösterilir Yaslı aileyi yastan yakınları berbere ve hamama götürerek çıkarırlar. Çok kere traş için berber yas evine götürülür. Dunganlara göre, Cinler insan ve hayvan kılığına girerek aldatmaya ve zarar vermeye çalışırlar. Vücuduna cin giren bir kişi artık onun emrine girer ve onun istediği şekilde davranır. Periler zaman zaman camilerde oynayarak gürültü yaparlar şeklinde söylentiler vardır. Ancak görüşülen kaynak kişilerin bilgilerine göre yaşanan ya da tanık olunan bir olay yok.1 13 Eski İnanç sisteminde hastaların tedavisinde yanmış paçavralarla hastanın etrafında dolaşarak "alas alas" demek suretiyle hastanın kötü ruhlardan kurtarılacaklarına inanıyorlardı.114 Başkurt Türklerinde bu uygulama Kırmızı bez parçalarını yakarak yapılıyordu.115 Yakut Türkleri ayı out/kutsal ateş olarak biliyorlardı. Konuyu A. Duvarcı ayrıntılı incelemiştir. ı 1 6

113

1 14

1 15

1 16

Kaynak Kişi; Zubde Sanjanova: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. Hikmet Tanyu, "Türklerde Ateşle İlgili İnançlar" !.uluslararası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Cilt iV, s.290. A.İnan, Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1987, s.267. A. Duvarcı, "Halk Hekimliğinde Ocaklar", Milli Folklor, S 7, Ankara 1990 s.36.

63


Türk Halk İnançlarında Renkler Rüzgarın

harman

zamanı

eserek

savrulmasını kolaylaştıracağı için Karayel yapılır.

Karayel

Döşeği

olarak

samanın

Döşeklerine saçı

bilinen

yerler

kutsal

mekanlardır. Buralara yapılan saçılarla rüzgarın esmesini engelleyen kara iyelere mani olunmuş olunur. Güneyden gelen

bu

rüzgarlar

karların

erimesını

de

sağlayacaklarından "Hayırlı Yeller" olarak bilinirler.117 "Ak" ve "Kara"nın en fazla yoğunlaşukları alan koyun-koçtur.

Ak

Koyunlu-

Karakoyunlu

örneğinde

olduğu gibi. Efsaneye göre Karakoyunun kılı ile yerin 7 kat altına inilir. Ak Koyunun kılı ile yerin 7 kat üstüne çıkılır.

Ak

ve Kara koyun ipliği örülerek nazarlık veya

nazarlık bağı yapılır. Gelin koç'a bindirilir ise ilk çocuğu erkek olur. Erkek çocuğu koç'a bindirilir ise, saya'da koç iyi döl tutar. Mezarlarda koç'lu koyunlu heykeller olur. Koç'lu-

Koyunlu

Türk mezar

taşlarının,

Oniki

Hayvanlı Türk, takviminin bazı kiliselerde yer almış olması, Kümbet tarzı çatı örtüsüne bazı kiliselerde de rastlanılması, Gregoryen Kilisesinin kuruluş dönemlerinde bir

kısım

Türklerin

bu

cemaat

olabileceklerini düşündürürken,

içinde

yer

almış

Hıristiyan idollerinin/

mini putlarının bulundukları yerlerde Müslüman halkın eski Türk inançları içerikli pratikleri yaşatmaları aynı düşünceyi doğrulamaktadır.

1 17

Kutlu Özen, Sivas ve Divriği Yöresinde F.ski lürk İnanç1anna Bağlı Adak Yerleri, Sivas 1996, s.50.

64


Türk Halk İnançlarında Renkler Horoz'un

Türk

halk

inançlarındaki

yeri

çok

önemlidir. Sema'da horozların piri olduğuna inanılır. Horozun zamansız ötmesi iyi sayılmaz. Ayrıca horozun yumurtlaması ile ilgili inançlar da vardır. Depremi erken haber alan hayvanlar arasında horoz'un da varlığına inanılır.

Dünya

Kızıl Ôküz'ün

veya

Kızıl Horoz'un

üstündedir. Yezidi inançlı Kürt- Türklerinde ise horoz'un mitolojik derinliği daha fazladır. Nahçıvan Devlet Halk Müzesi'ndeki Türk Cihan Hakimiyeti Mefkfıresi'nin simgesi olan Kara ve Ak buda Yeşil

ve

Sarı

olarak yapılmış

motifler

Kırmızı

ile

süslenmiştir. Erlik; eski Türk inanç sisteminde, sol omuzda bulunduğuna

inanılan

kara

iye,

yeraltının

hakimi,

muhtemelen şeytan.

SONUÇ Türk Kültürlü halklarda Ak, çok kere karanın zıt anlamını içerir. Karaya olumsuz şeytani güçleri simgeleme görevi

verilmiş

iken

ak

adeta

rahmanı

güçlerin

anlatımında kullanılır. Al, Al Kansı gibi bazı kara iyelerin özel adlarında yer alabilirken, daha ziyade gücü, güveni, cesareti anlatır.

65



Türk Halk İnançlarında Renkler

VAN GÖLÜ ÇEVRESİ ÖRNEKLERİ İLE TÜRK KÜLTÜR COGRAFYASINDA RENKLER GİRİŞ Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü rengi, "Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum" olarak tanımlamaktadır. Türk kültür coğrafyası ise Türk kültürlü halkların yaşaya geldikleri, bünyesinde farklılık da içerebilen dil ve inançlı insanlardan oluşmuş bir medeniyet havzasıdır. Biz bildirimizde Van ve çevresini merkeze alarak bu kültüre halkların mensup halklara renk kültürü üzerinde durmaya çalışacağız. Bunu yapmakla birlikte yaşayan halkların kültür ortaklıklarında rengin de bir

kültür

çalışacağız.

kodu

olduğu

Böylece

olduğundan

rengin

hareketle

algılayışından

gerçeğini

hareketle

de

Türk

ortaya

estetiğin estetiğine

katkıda

koymaya

bir

unsuru

halk

renk

bulunulabileceğini

gösterilmiş olacaktır. Türk halk tefekküründe renk sadec.e ışığın veya güneş ışığının bir süzülmesi, yansıması olayı değildir. Güneşin doğup batış istikametine bağlı olarak yönler Gündoğan gün batan gibi isimler alıyorlar kuzey ve güney yönleri

de

tefekkürde

kırmızı"

buna

"kara"

göre

adlandırılıyordu.

Kuzey

idi. Kara soğuktu. Batı ise "al,

bu

kızıl,

idi ve sıcağı temsil ediyordu. Ak Deniz ve Kara

67


Türk Halk İnançlarında Renkler

Deniz

bu

anlayıştan hareketle adlandınlmışlardı.

Bu

durum Ak İdil ve Kara İdil, Ak Çay ve Kara Çay için de geçerli idi. Benzeri çok sayıda örnek bulmak mümkündür. Erzurum-Horasan'da Ağ Baba yatın adını bulunduğu tepeye verirken batıda idi. Durum Kara Baba ve onun üzerinde bulunduğu tepe için de geçerli idi. Bunlardan Ağ Baba yerleşim yerinin batısında diğeri ise kuzeyinde idiler. Bu algılayışta doğu; yeşil/yaşıl, mavi, gök ile simgelenirken, bau ise ak, beyazdı. San/Sarığ ortada idi. Renkler ve yönler konulu açıklamasında Ferah Celil, Bektaşi tarikatının

temel prensibi sayılan dört kapı

anlayışı ile renklerin anlamlandırılmasına dair yapılmış çalışmaları yorumlamaktadır. "Bektaşi tarikatının temel prensibi sayılan dört kapı anlayışı Şeriat Kapısı, Hakikat Kapısı, Tarikat Kapısı, marifet Kapısı, bu sisten Türk mitolojik düşüncesi dünyanın dörtlü modeliyle ilgiliydi. E. B. Şapalyo, 'mezhepler ve Tarikatlar' isimli eserinde Dört Kapı anlayışı ile ilgili olarak "Oğuzlarda 4 remzi kutludur. Dini sistemleri ve teşkilatları hep dörtlü esasa göre kurulmuştur.

Şamanizm'in

esası

dört

cihete

dayanmaktadır. Doğu-Gök, Batı-Ak, Güney-Kızıl, Kuzey Kara'dır. Dört Tanrı 'Tanrısal) da şunlardır. Gökhan,

Akhan, Kızılhan Karahan'dır.

Hun

Hakanı

Mete'nin

ordusunu teşkil eden süvari kuvvetleri gök-bakla kın, kula -açık sarı, kır-beyaz, yağız-siyahtı. Ordular sağ kol, sol kol cuğdavul, karaavul diye dörde aynlıyordu.118

ı ıs

Ferah Celil "Bektaşiliğin Dört Temel Kaynakları" GAP Bölgesinde Alevi Bektaşi Yerleşmeleri ve Şanlıurfa Kültür Mozayığında Kısas

68


Türk Halk İnançlarında Renkler

Türk kültürlü halklarda renk kültürü birçok halkı kıskandıracak kadar zengindir. Belki renklerin isimlendirilişi ve bu zenginliğin aydına yansıması şimdilik aşaması yeterince yaşanmamıştır ama Türk kültür coğrafyasındaki renk cümbüşü bu halkın yalın gözle görülemeyen hayatında, bir inanç, bir • fekkür, bir estetik yaratmıştır. Bu zenginlik içerisinde bütün renkleri anlamlandırmağa çalışmak çok kapsamlı olacaktı. Bu nedenle biz bu çalışmamızı büyük ölçüde al, ak ve kara ile sınırladık.

METİN Biz ömeklemelerimizle Kara kurum, Karahan, Kara budun, gibi uzak coğrafyalara ve uzak geçmişe fazla dönmek istemiyoruz. Daha ziyade yakın çevreden ve yaşanılan hayattan örnekler üzerinde durmak istiyoruz. Karakalpak bölgenin pek yakınında değillerdi ama Kara papak bölge halklarındandır. Kara papaklann papaklarının kara renkli oluşları veya büyük papaklı oluşlarının onlara bu adın verilmesine sebep teşkil ettiğini söylemek var da, neden büyük veya kara renkli papağı seçmiş olmalarının izahı gerekmektedir. Karaylar günümüzde daha ziyade kırım'da yoğunlaşmış olsalar da hazar İmparatorluk toprakları Şam'a kadar uzanırlarken bir dönem Van, Karayları da kapsayan hazarlara başkentlik yapmıştı. Ak ve Kara Koyunlu coğrafyası Van merkezli bölge coğrafyası

Sempozyum Bildirileri, İstanbul 2007 s. 109-1 14.

69


Türk Halk İnançlarında Renkler

ile tamamen örtüşmektedir. Ak ve Kara Koyunlu olmayı coğrafi yerleşmedeki kuzey ve güney ile izah edebilir miyiz? Bu arada Ak Koyunlu hanedanlarına ait sancak ve bayrakları

Ak

idi . 1 19 Gök Tanrı lnanç Sisteminde değişen

tarihi dönemlere ve v farklı Türk kesimlerine göre Tanrı

Adad Adakutay, Adar, Ağaç Han, Ağada, Ağalim, Ak Han, Aktoyun, Alasbatır, Am.nun, Ank ve diğerleridir. ııo karşılığında farklı isimler kullanılmıştır. Bunlar

Bize göre Karapapahlann bu ismi alışları ulusun tarihi geçmişine bakılarak izah edilebilir. Ulusun ismi Barçalı Ulusu idi.

Bunlardan

ormancılık,

meyvecilik

sebzecilik belki de tarla ziraatı ile uğraşanlar Terekeme adını

aldılar.

Diğer bölümü

ise kısmen göçerlik ve

hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Yayla mera ve dağlarla kışla daha yakın ilişki içinde idiler. Kara kelimesi Karapapah Türklerinde de büyük anlamına geliyordu. Malkara bu halkta büyük baş hayvan anlamına gelir. Mal-davar ise büyük ve küçülibaş hayvan demektir. Kara insan adı muhakkak esmer anlamına değil kardeşler büyük olan veya iri yapılı anlamındaydı. Yayık, Eski İnanç Sisteminde Ülgen'e yardım eden iyelerdendi.

Ak Kızlar

ise, Kurban ayininde Kanılara

yardım ediyorlardı. Bu inanç sisteminde de her şeyin yaratıcısının Tengri olduğu inancı vardı. 1 19

120

Ak Ana/Ak Ene

Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Karaman'dan Kocacık'a Kızıl Oğuzlar Atatürk'ün Soyu, Gök Yayınları, Ankara 2001 . Şaban Gökovalı. Mythlogia (Söylence Söylenceleri, İzmir, 1990 s. 1 5-17.

70

Bilim)

ve

Anadolu


Türk Halk İnançlarında Renkler

iyesi ise, su'nun bir yansıtıcı olduğu üşünülünce adeta ayna fonksiyonu gösteriyordu. 121 "Eski Türklerde beyaz anlamına ak yerine Ürüng diyorlardı.

Ak

sözü, daha çok

manevidir ve bir ruh bir duygu şalına bürünmüştür. "Ak Ata Altaylardaki Türk yaradılış Destanı'nda insanlığın ilk atası, belki de adem'in bir Türk karşılığı idi, Aklık onun üstün ve an yaratılışının, bir sembolü gibiydi. Ak süt emmiş olmak dileği Dede Korkut'ta büyük dualardandı . 1 22

Ak Ata

Uluğ Türkistan'da Türk Ata olarak da bilinmekte

ve Türklüğün başlangıcı olarak kabul ediliyor. Büyük davetlerde

konuklar

saz

eşliğinde

'hoş

geldi'

ile

karşılanırken başlangıç muhakkak Türk ata'dan itibaren yapılır. Bulundukları yurtlara geliş tarihleri 'Türk Atadan' beri olarak anlatılır. Türk ata ile ilgili mistik efsaneler anlatılır. Ana dilleri Türkçe olan halkların akrabalığı anlatılırken 'Türk Atadan beri' denir. Ağ, ağlı açık aydınlık parlaklık ve fakat kara, karalı ise, koyu, kapalı ve karanlık idi. Ak Pürçek, Ak Sakal yüzü nurlu,

güngörmüş,

deneyim

kazanmış,

nefsine yenik

düşmeyen insan anlamındadır. Günümüzde de "Yüzü Ak" "Anlı Ak" deyimleri bu tefekkürün bir sonucu veya yan­ sımasıdır. Keza "Ağ çuha bağlı kalsın", "akımız göze geler", "donun ağdı üzerlik", "Kalmışam kara yerde", "Düşmesin Kara yazı","Bayramı kara gelmesin", indi geyin kara gel", gibi Van gölünün yakın u zak çevresinden

1 21 1 22

Y aşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlanmn İzleri, Ebabil Yayınları, 5. baskı, Ankara, 2006. B. Ögel, a.g.e. s.381.

71


Türk Halk inançlarında Renkler

derlemniş, deyim, da, kargış gibi sözlü kültür verileri ile Manas'ta geçen Akbuğday ekmeğini ısırıp kılıcı yala­ yıp/öpüp üzerine ant içme merasimindeki ekmeğin ak sı­ fatı ekmeğin sadece beyaz buğdaydan yapılmış olduğunu anlatmıyordu. Ekmek/Nan/Çörek yapıldığı buğdayın ren­ gine bakılmaksızın Van gölü çevresi halk kültüründe de kültür coğrafyamızın sair kesimlerinde olduğu gibi ağdır. Atatürk'ün baba tarafı Kocacık Yörükleri Kızıl Oğuzlardandır. Atatürk'ün dedesi Hafız Mehmet'in lakabı "Kızıl" dı.123 Kızıl, al altın anlamına da gelmektedir. Güney Azerbaycan'da Kız babası görücüler karşısında kendisini naza çekerken; Kızım kızım kız kişi Kızım ki, kızıl .kişi Kızıma gelip yüz kişi Yüz kişinin içinde Kızım beğenir bir kişi. der. Türk kültür coğrafyasında kızıl veya al halk edebiyatında en fazla yer tutan bir kelimdir. Dualarda beddualarda, ninnilerde, manilerde sık sık rastlanılır. Nazbaşı üzülgoy Üste bir çift gızılgoy Yarım hamama gedir Hamam pulun hazırgoy 123 Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Karaman'dan Kocacık'a Kızıl Oğuzlar Atatürk'ün Soyu. Gök Yayınları, Ankara 2001 .

72


Türk Halk İnançlarında Renkler

Al almağa gelmişem Şal a1mağa gelmişem Oğlanın bacısıyam Aparmağa gelmişem İnciden üzülmüşem Mercana düzülmüşem Ala papağ boz ğolan Ben sana yazılmışam Gızılgül sen butasan, Dostu aziz tutasan, Men o gülden değilem İyleyesen atasan124 Gızılgül lepe/endi Şeh vurdu sepelendi Yardan habergelmedi Yüreğim şüpelendi Yeri dam üste yeri Gızıl cam üste yeri Ayahların incise Cıh sinem üste yeri Kızıl veya al aynı zamanda kanın rengidir ve şehit kanını Simgeler. Türk bayrağı rengini şehitlerin kanından alır. Güney Azerbaycan Türk kültür coğrafyasında kınalı kekliğin ayağındaki al/kırmızı rengin rengini şehit 124

Iğdır Belediyesi, Iğdır Kültürü, Ankara 2006, s. 162-1 63.

73


Türk Halk İnançlarında Renkler kanından

aldığına inanılır.

Bu inanç Anadolu Alevi

inançlı Müslüman kesimde de vardır. Afyonkarahisar'da kısmetinin

açılmasını

isteyen

genç kızlar hıdrellezde Kızkulesi'ne çıkarak,

Bahtım bahtım Kızıl/altın tahtım Evlenecek çağım diyerek kısmet beklerler. Bir genç kız için kısmetinin çıkması yuvasını kurabilmesi onun kızıl tahtıdır. Nitekim kız evlatlar gelin yapılacakları zaman, çeyiz ve benzerleri kastedilerek "babası anası tahtını kurdu Allah'ta bahtını kursun" denir. Enver

Uzun'un

derlemiş

olduğu

Güney

Azerbaycan' daki devriye karakterli anonim bir yeni yıl söylence sinde;

Kızıl Öküz duranda Buyda/buğday sümbül solanda Dünya bin net olanda Musa Çoban olanda, denilmektedir. halkların

kozmogonisine

göre

dünya

Türk kültürlü kızıl

öküzün

boynuzundadır. Dünyayı boynuzu üzerinde tutan öküz tabii

ki kızıldır. Bu hususu resim heykel ve minyatürleri

ile belgeleyen birçok sanat eseri vardır. Süpürge ile ilgili inançlar bilinirken Ağ üzerlik gibi Ağ Süpürgenin farklı bir yeri vardır. Süpürge konusundaki

74


Türk Halk İnançlarında Renkler

inanç

içerikli

irdelemelerimiz

sürmektedir

125

İran

Türklerinde "başına süpürge bağlamak" diye bir deyim vardır. Bu deyimle sorunu çok olan kendisini sorunlarının çözümüne kaptırmış sorunlarının altında çözümsüzlük nedeniyle ezilme durumu anlatılır. Sıkıntıları için derin derin düşünen kimseler için kullanılır. Tebriz'de anlatılan bir efsaneye göre garip bir çoban ve onun

1 1 bekar kızı

varmış. Çoban doğandan gün batana kadar mal-davarı otlatır akşam olup evine gelince de bir ağacın başına süpürge bağlarmış. Bununla silinecek süpürülecek evi eşiği olanlara "ben hazırım" duyurusu yapmış olurmuş. Tebriz yöresi Türk halk değimlerinde süpürge "başına süpürge bağlayıp fazla düşünde denir 126 Süpürge başlangıçta

en

Uygur

eski

Türk

kültür

sözlerindendir

yazılı

metinlerinde sipirmek iken

giderek süpürmek olmuştur. Mani dini dinindeki Rüzgar

Tanrısı hakkında bilgi veren bir Uygur metninde" her kim ki evi barkı ve çadırı süpürürse" deniyordu Siprme ve sipirmek bundan sonra Mısır ve Kıpcak Türk kültür bölgelerinde görülecektir. Kelime Asya Türk ağızlannda süpirmek olarak geçmektedir Kırgızlarda sıpırmak sıpırga şeklinde geçmektedir. Kaşgarlı Mahinut'ta "ol ev süpürdi" şeklinde

125

126

geçmektedir.

Harzemşahlar

döneminde

de

Yaşar Kalafat, "Antalya Yöresi Örnekleri İle Türk Kültür Coğrafyasında Süpürge İnancı", 20. Yüzyılda Antalya Sempozyumu, 22-23 Kasım 2007, Akdeniz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Antalya. Kaynak Kişi; Behruz İmami Türk.

75


Türk Halk İnançlarında Renkler

kelime fazla değişim göstermiştir. Harzemşahlar'da süpürgenin konduğu yer için "süpürken Salur yer" diyordu Süpründi / süprüntü sözleri de ilk defa Kaşgarlı'da geçmektedir127

Ağ/Ak'lı karalı, Al'lı dualardan ve beddualardan,· Al gerdanın kana boyansın Ömrün uzun, günün ağ olsun Ayıbım kara toprak örtsün Bayramın kara gelsin Çöreğin para olsun, günün gara Felekten ağ gün isteyesen gara günler göndere Küreğimde/sırtında gara yara çıhsın Niyetin gara/kara gelsin Üzün gara olsun Yoluna gara ilan/yılan çıhsın Sen gelen güne gara daşltaş düşeydi Üzerine kızıl güller dökülsün ı2e Türk mitoloji ve efsanelerinde sık rastlanan Ak-Han ile Kara Han'ın mistik boyutu da vardı. Ak-Han meşru bir han Kara-Han ise devletin başına hile ve zorbalıkla gelen han anlamına geliyordu. "Her evde bir kara han türedi" ifadesi devlet otoritesi kalmadı anlamına geliyordu Müslüman Şamanların mistik itibarı olan 3 rengi al ak ve gök renginde idi. Şehit bayrağı al, yas bayrağı kara idi. 127

128

Prof. Dr. Bahaeddin ôgel. Türk Kültü Tarihine Giriş III. Kültür Bakanlığı, Ankara, 1978, s. 331-334. Z iya Şakir Acar, Her Yönüyle Iğdır, Ankara 2006, s. 135-138.

76


Türk Halk İnançlarında Renkler Kara giyinip gök sarılmak yaslı olmak anlamında idi. 129Hz. İmam Abbas şehit edildiği için onun bayrağı aldır. Hz. İmam Ali'nin bayrağı yeşil ve Hz. İmam Hüseyin'in bayrağı karadır.130 Irak Türkmenlerinde ocaklara ve ulu kişilerin mezarlanna yeşil bir bez bağlanır. Bu beze Beydak

Bezi

denir.

Bunun

diğer

adı

İmam

Abbas

bayrağıdır. Bu arada Baydara veya Tabık kurban olarak kesilmiş

atın

özel

gergiye

alınarak

gorunmeyen

kötülüklere karşı korunmak için kullanılan derisinin ismi idi.

Ayrımlı

Al/kırmızı

Türklerinde

kurdele

bağlanır.

genç

ölülerin

Cengiz

mezarına

Han'ın,

Fatih'in

Alpaslan'ın Balak Gazinin atları bilhassa sefer gibi özel hallerde

donlu

idiler.

Seferden

evvel

atlarının

kuyruklarının uç kısmını örüyorlardı. Bu bir bağlılık, adanmışlık, nişanı idi. Sarı Gelin Türküsü'ndeki,

''Saçın uzun örmez/er Neynim aman aman Neynim aman aman San Gelin Seni bana vermezler" mısralarındaki örülemeyeceği

engeli

ile

anlatılmak

uzun saçın

istenilen

bu

husustur.131 Sarı gelin acaba muhakkak sarışın olduğu için mi yoksa sevdalı da olduğu için mi sarı idi? San Türk kültürlü halklarda ayrılık, sevdalıların kavuşmalarında çektikleri sıkıntılar, hasret sararıp solma 129

B. Ögel, a.g.y. 130 Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançları n, Ankara, 2007, s.304. 131 Kaynak Kişi; Dr. Fereh Celil

77


Türk Halk İnançlarında Renkler anlamlarında hastalık emaresi olarak da bilinir. Rüyada

gül

al

erkek san gül kız çocuğu beklendiği anlamında

yorumlanır. Bir A7erbaycan manisinde,

Elinde var san gül Yan gonca yan gül Tez açılıp tez sofdun Açmayaydın bari gül, Veya ; Gızılgül olmayaydı Aralıp solmayaydı Bir ayn/ık bir ölüm Heçbiri olyayaydı

denilmektedir.

Aynı

mesajı

veren Türkiye'den derlenilmiş bir mani de ise,

Sarı kurdelem san Dağlara saldım yan Dağlar kurbanın olam Tez gönder nazlı yan denilmektedir. Karabağ savaşlarında yapılan haksızlığı anlatmak için ABD kastedilerek söylenilmiş bir dörtlükte,

Beni bir an vurdu Dimdiği san vurdu An bele vurmazdı Göydeki tan vurdu,

denilmektedir.

78


Türk Halk İnançlarında Renkler

Güney Azerbaycan Türk kültür coğrafyasında konuşma çağındaki çocuğa yumurtanın sansı verilmez. Yumurta sansının çocuğun konuşmasını engelleyeceği inancı vardır. Günümüz beslenme kültüründe yumurtanın akı önerilebilirken sansı için kolesterolü olumsuz etkileyebileceği için kaçınıldığı bilinmektedir. San Kız Efsanesinin Türk kültür coğrafyasında ortak kültür kodlarından birini oluşturması, Fatma Ana ve Umay Ana ile inanç itibariyle ilişkilendirilmesi sarı bahsi bakımından yok sayılmamalı. Ayrıca �an Albıs hamile kadınların ve yeni doğmuş bebeklerin ciğerlerini kapıp su kenarında onları yediği inanCı var iken, Umay Ana kadınların ve bebeklerin koruyucu olarak bilinen bir ruhtur. Yön ve renk bağlantısı bilinirken San Tirgişler; San Uygurlar, sarı Türkler neden "san" idiler. Hakas Türklerinin destanı Huban Anğ'da kahramanların at isimleri ay Kara At, Ak Pora at, olabildiği gibi, San Sara At da olabiliyordu. ı32 Türk kültüründe san renk, 4 renkten kara, kızıl, gök ve akın ortasında yer alan merkezi anlatmak için kullanılmıştır. Devlet yapılanmasında bu renk merkezi hakimiyeti ifade eder. Aynı zamanda güneşin rengidir. Şamanizm' de evrenin merkezi güneş olarak kabul edilmiş ve san renkle sembolize dilmiştir. Saray ve tahtların rengi

132

Huban Arığ, "Hakas Türklerinin Kadın Yiğitlik Destanı", Türkiye Türkçesine aktaran; Timur B. Devletov, TÜRKSOY, Ankara 2006, s. 283.

79


Türk Halk İnançlarında Renkler

san idi. Türk kültürlü halklarda altının diğer adı sandır. I33Doğu Karadeniz'de eskiler anlatılırken halk arasındaki para biriminin "sarı lira" olarak altının kastedildiğini hatırlıyoruz. Doğu Anadolu'da da gelin adayı için takı konuşulurken altın yerine kızıl veya san ifadesi kullanılır. San Lira, altın demekti. Atatürk ilk paşalık yıllarında

San

Paşa olarak anılıyordu. Dağ ile bağ arasında ilişki kuran bir türkü de "Gel Bağla Bağlannı" türküsüdür.

"Geydim çağuldarumi Gel bağla bağlanni Terk ettim gidiyorum Bayburt'un dağlarıni" Bizim algılayışımıza göre, dağlan terk etme olayı ile anlatılan veda da çank bağlarının bağlanılması bir akittir, verilmiş bir sözdür, sadık kalınacağını simgelemektedir. Dağlar Türk halk tefekküründe zaman zaman ve derece derece kutsalı temsil derler veya kutsala ait olanı ifade ederler.

Bu

açıklamamızı

tasdik ederken

Dede

Elesger; dağlara yoksulla şahı bir tuttuğundan hareketle mistik bir anlam yükler.

"Bahar feslı: yaz ayları gelende, Süsenlı: sünbüllü, laleli dağlar! Yohsulu, erbabı, şahı, gedanı, Tutmaz birbiniıden aralı dağlar" 133 Güliz Şahin, "Renklerin Kültüriimüzdeki Gücü" TÜRKSOY, 2008 S.26, s. 19-21. 80


Türk Halk İnançlarında Renkler

Başka bir şirinde de dağlara yağan beyaz karı nura benzetir ve dağlardaki ilahi aşkı da "deli" likle dile getirir.

"Kepez, Murov, Qonurgör neçe dağ var. Üstüne nuryağsın ay deli Qaşkar, Yayın ortasında yağdırarsan qar, Sefçekib üstünde serdann dağlarf''134 Yeşilin Türk kültürlü halkların kültüründe yer tutmasını tamamen İslam'ın rengi olmakla izahı biraz zordur. Yeşil Türk kültür coğrafyasında hal inançlarında da yer sahibidir. Yeşilbaşlı ördek bilhassa halk edebiyatında geniş yer tutar. Azerbaycan'daki bir inanca göre yeşilbaşlı ördeğin eşinin avcılar tarafından vurulması halinde hayatta kalan ördek avcının başının üstünde tavaf edercesine tur atarak döner sonra kendisini kayalara çarparak ölür. 135 Yeşil daha ziyade kutsalı İslami simgeler. Hıdrellezde yeşil bitkilere dokunmanın sağlık ve bereket getireceğine inanılır. Çanakkale'nin Lapseki ilçesinde Hızır al yemenili olarak düşünülür. Tavuklarla ilgili inançlarda da büyü yapma veya büyü bozmada Kara Tavuk aranu olmuştur. Güney Azerbaycan Türk kültür coğrafyasındaki bir inanca göre Ağ/Ak Horoz seyittir.

1 34

ı 3s

Haqq Aşığı Dede Şemşir, Dünya, İçtimai-Siyasi, Bedii-Publisistik Gazete, Mart 2004, S. 14, Mürsel Hekim.ov Özel Sayısı, s.59. Şendik Paşa Pirsultanlı, Elden Obadan F.şittilderim, Ağdam 2005, s. 128.

81


Türk Halk İnançlarında Renkler

Tasavvuf kurban bilginlerinin konulu açıklamalarına göre, "Hz. Ademden beri hayvan kesme yoktu. Hayvanın boynuna boynuzuna al bir bez bağlanıp, 'Allah rızasına' anlamında; yola, dışarı bırakılırdı. O al bezli hayvanı ancak bir yoksul alabilirdi. Ona, 'Allahlık'/Allah'ın rızasını elde etmeye vesile olan deniyordu. Günümüzdeki 'Allahlık Ali Bey' sözü ki, Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olan yoksul Ali Bey demektir. Buradan kinayedir. 136 Çorum Sungurlu ve Muğla Çanakköy'de "kırk uçur" esnasında bebeğin yastığı kundak bezi battaniyesi tercihen al renkli oluyor. Bu açıklamadan hareketle, kırmızı kuşaklı gelinin yeni yuvasına adanmışlığı inancının olduğu söylenebilir mi? Al Kansına karşı Al rengin kullanılması 'Sahipli'dir anlamına gelmiş olabilir mi? Buradan hareketle kınanın, sünnette, hacda, askerlikte, evlilikte adanmışlık simgesi olduğu bilinirken, yakıldığı/çalındığı/sürüldüğü zaman rengi al olan kınanın, 'al' olan rengi nedeniyle seçilmiş olması akla gelmektedir. Nitekim kızamık şekeri ve kızamık şurubu da ladır ve koruyucu kurtarıcı olduklarına inanılır. Diğer tarafta Kırgızistan' da at yılgısı içerisinde kurban olmasına karar verilmiş ata adeta her şey serbesttir. Anadolu'da ise kurbanlık hayvana özel özen gösterilirken bağa bahçeye girmesi halinde ona Haşim davranılmaz. Barçalı' da şahit olduğumuz bir uygulamada ulu olduğuna inanılan bir zata hayır işleme adına getirilmiş bir adak tavuk, o pir tarafından bir yoksulun evine yönlendirilmişti. 136 Sabahattin Güngör, Tasavvuf Mektuplan, Burhaniye 2007. 82


Türk Halk İnançlarında Renkler

Karahanlı hükümdarlarının bayrağı al, tuğlan kızıl oluyordu. Balıkesir'in Çamlı köyü düğünlerinde Türk bayrağı ile birlikte Al düğün bayrağı taşınır her ikisinin de gönderinin tepesinde topuzdan çiçekler olur. Kaşgarlı Mahmud Divanı'nda Türk kadınlarının şuh olmak isteyince kırmızı nazlı görünün sükunet telkin etmek için ise yeşil giydiklerini belirtmektedir. Türklerde soy soylanırken ak kemik/Ak sünük/Ak süyük tanımlamaları Kara kemik/Kara Sünük/Kara Süyük tanımları karşısında soyluluğu anlatıyordu. Van yöresi halk dilinde de yaşlı kırsal kesimliler arasında "Sümüğü çürük'', "Sümüğü sağlam" "Sümüğüne çekti" gibi soyluluk ve soysuzluk mesajı veren deyimler vardır. Dede Korkut'taki konukların kızı ve oğlu oluşlarına veya çocuksuz oluşlarına göre ağırlanılmalarında da çadırlar ak ve kara gibi tasnife tabi idiler. Halk arasındaki bu tabakalaşma; kara budun/avam, kara kul, karavaş, karabaş kelimesi kullanılıyordu. 137Bütün bunlara rağmen soyluluk kişinin ruhunda idi. Dağlık Altay'da katıldığımız El-Oyun bahar şenliklerinde Altaylı gençlerin bütün şarkılarında "Kara Baş" kelimesinin geçmesi dikkatimizi çekmişti. Bu konuda aldığımız açıklamada Rusların Türkleri aşağılamak için onlara Karabaş dediklerini ve bu şarkıların da tepki niteliğinde olduğunu öğrenmiştik.138 Türgişler San Türgişler ve Kara Türgişler olarak ayrılırlarken Kara

1 37

1 38

Reşat Genç, a::g.e. s.41 . Yaşar Kalafat "El-Oyun Kültür Etkinlikleri ve Dağlık Altay Gezi Notları" Türk Dünyası Tarih Dergisi Aralık 2001 S. 1 80 s. 35-40.

83


Türk Halk İnançlarında Renkler

Türgişler kut bulmamışlar San Türgişler merkezde Tann tarafında idiler. Kıtaylar'da da Kara Kıtay kesimi vardı. Sadece Aşina ailesi kut bulmuştu. Şeklinde açıklamalar varken, Ergin Ekrem bu konuda bir özetle yaparak V.Grigoryev. G.Doerfer, A. von Gabain, O.Pritsak, W. Eberhart, İ.Kafesoğlu, Reşat Genç'in de görüşlerine atıf yaparak Karahanlı devletinin adının kara ile bağlantısını kabul ettiklerini açıklamakta, kara kelimesinin güçlü, güçlü şiddetli, sert, sarp, kadir, kuzey yönünün rengi olduğunu

anlattıklarını

belirtmektedir.139

bu

konuda

verdiği bilgide, "Eski Orta Asya Türk tarihinde Geçen Kara Türgişler, Kara Kıtaylar ve Kara Budun gibi kavim ve topluluk adlarının menşei incelenerek ve San Türgişler,

San

Türkler ve

San

Uygurlar gibi kavim adlarıyla

karşılaştırarak eski Türklerin 'kara' sözcüğünün yukarıda belirtilen manasından farklı olarak 'resmi soylu nesilden gelmeyen'

sülaleye

verilen

ad

olduğu

görüşü

ileri

sürülecektir Bu bağlamda Kara Hanlı devleti'nin kurucu soyu daha önce tanndan kut almış Gök Türk ve Uygur Devleti kurucu boyundan 'A-shih-na, Yaklakar ve Ediz' olmayan, yani 'resmi soylu nesilden gelmeyen' diğer bir Türk boyu olduğu, özellikle, oğuz kavimlerinden sadece birisi tarafından kurulmuş olacağı." demektedir. 140 Biz kara konulu bildirimizde bu rengin yön ve büyük gibi anlamlan üzerinde durduktan ve bu konudaki çalışmaları

139 Erkin Ekrem, "Karahanlı Devleti'nin İsmi Meselesi",Prof. Dr. M.

Özönder'in Anısına Cihat Il. Türkiyat Araştımıalan Sempozyumu K.aşgarh Mahmud ve Dönemi 28-30 Mayıs 2008.

1 40 a.g.e. bildiri.

84


Türk Halk İnançlarında Renkler özetledikten sonra Eski Türk İnançları ve yaşamakta olan halk inançlarından hareketle aşağıda da açıklanmaya çalışılacağı gibi üzere kara iyelerle bağlantılı olarak anlamlandırmaya çalışmıştık. Buna göre kara siyah değildi ve anlamını ak iyelerde olduğu gibi kara iyelerden alıyordu. Bu noktada kut bulmamış olmak ile kara iye bağlantılı

olmak

anlam

ortaklığı

içeriyordu.

Sözlü

edebiyatımızda ağ ile kara çok kere bir arada geçerler. Erkin Ekrem'in açıklamaların göre Karabaş kimliğini yitirmiş

ve

kara

nüfuslu

ise

nüfus

kaydı

olmayan

demektir. Azerbaycan Türklerine iyi muamele yaptık, hatırına deymedik, elini sıcak sudan soğuk suya sokmadık anlamında "Ağ bir kara iki demedik" denir. Bu deyim bazen de "o konuda iyi kötü bir açıklama yapmadım" anlamında da kullanılır. Bütün bunlara rağmen Kara Koyunlu ve Ak Koyunlu devlet isimlerinin açıklanmaları karanın yön anlamı ile mi büyüklük anlamı ile mi açıklanabilecektir. Kara rengi bayraklarda hükümranlığın yüksek saygının ifadesi idi. Yağız kelimesi bize göre karayı değil yiğitliği anlatır. Doru kestane rengine kula ise kızıl ile boz karışı olarak ifade edilir. Ak arılık ve bilgeliğin al

ise koruyuculuğun rengi olarak bilinir. 14ı

Kara donlular Güney Azerbaycan'da olduğu gibi, Karabaş ve Karadonlular Çorum çevresinde de vardır. Kosova Türk kültür coğrafyasında Karabaş Baba türbesi vardır. Güney Azerbaycan Türkleri arasında "Alagöz adam 14 1

Güliz Şahin, "Renklerin Kültürümüzdeki Gücü" TÜRKSOY, 2008 S.26, s. 19-21. 85


Türk Halk İnançlarında Renkler

korkak olur" şeklinde bir söz ve inanç vardır. Buradaki bir diğer söze göre de "Kaşk.a it uğursuzdur. Kaşkai kelimesinin etimolojisi yapılırken, Anlık.aşka kelimesi üzerinde de durulduğunu, bu ifade ile anlı Kaşgalılara mensup olanlar kastedildiği ifade edilmektedir. Kaşkailer gibi Karaçilerin de kara itibariyle etimolojisi yapılabilmelidir. Enver uzun'un tespitini yaptığı bir saya manisinde, Yanındaki boz köpek Yoldaşıdır çobanın Ağzıkara. canavar

Düşmanıdır çobanın, denilerek kurt, ağzı kara canavar olarak tanımlanırken bize göre ağzın siyah renkli oluşunu değil, ağzı ile boğan, parçalayan bir yaratıktan bahsedilmiş olmaktadır. Tuz ekmek hakkı, tuz çörek hakkı, tuz nan hakkı, çok önemli bir yemimdir. Tuza da ekmeğe olduğu gibi yemin edilir. Keza sinesi bağlı kalmış olmak, eli böğründe/bağrında kalmak, eli koynunda kalmak, boynu bükük kalma ile ifade ediliyordu ki, remzi kara idi. Ağ çuha ağlı kalsın Bahçada/bahçede bağlı kalsın Tuz ekmek itirenin/yitirenin Sinesi bağlı kalsın.

86


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kara bayram yas bayramıdır. Bayram ziyaretlerinde böyle evlere ve şahıslara onların kederlerine duyulan saygıdan hareketle

öncelik verilir. Bu bayramlar için

Taziye bayramı denir. Giysilerin rengi kara olur. Kargış ederlerken "bayramın kara gelsin" veya yemin edilirken "bayramım kara gelsin ki" denir. Bu bayramlarda yaslılar doğal olarak süslenmezler kadınlar taranıp bezenmezler Dede Korkut Destanında yas evleri için geçen "Karalı Göklü Otağ" tanımlaması ile "yaslı ulu ev" kastediliyordu. Osmanlı Padişahı Abdülhamit'e

Gök Sultan

Abdülhamit

Han hazretleri denilmesi ululuğuna duyulan saygıdandır.

Men aşığ/aşık ara gelsin Tellerin tara gelsin Sensiz bayram eylesem Bayramım kara gelsin Azizem ara gel Yene ahtar/aktar yene gel Toygünüme gelmedin İndigeyin/giyin kara gel 142

Arkası

olmak

geçmişi parlak ve altı dağ olmak ise sırtı kuvvetli olmaktır. Ak olan göze gelir ve bet nazar karaya çağırım yapar.

Üzerlik

sebebi, görünmeyen bilinmeyen dertlerin, daha

ziyade nazarın dermanı olup havlı yandığı nispette daha etkilidir.

1 42

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan IV, Türk Dünyası Teori ve Metot, Lalezar, Ankara, 2007 s.74-95.

87


Türk Halk İnançlarında Renkler

Altın dağdı üzerlik Dalın ağdı üzerlik Müşgül/müşkül işe düşmüşem/düşmüşüm Havlı havlı üzerlik Ezizem/azizim dize geler/gelir Ceylanlar düze geler/gelir Bed/bet nazardan uzak ol Akımız göze geler/gelir . Ala renk belirleyicisi Türk kültürlü halkların renk kültüründe çok geniş yer tutuyordu ala Geyik, Ala Karga postun veya tüyün rengine işaret ediyordu. Alatula ağ ve kara benekli köpek yavrusu anlamındadır. Doğu Anadolu'da saksağanın diğer ismi alakarga'dır. Dağlardaki alalık Ala dağ' da olduğu gibi karlı olmayı buna bağlı olarak da dağın yüksekliği anlamına geliyordu. Aladağ'ın Kazakistan'daki ismi alatau iken, Azerbaycan'da Alataq, Kırgızistan'da Alatoo, Özbeki�tan'da Alatoq'dur. Ala insan gözünün rengi olarak belirleyici olmuş, alagöz giderek elaya olarak bilinmiştir. Bölgede çakır göze de ister yeşilli ve isterse mavili olsun ala göz denilmiştir. Alagöz Dağ adı olarak da yaşamaktadır Ala bazen da okşar anlamında kullanılmıştır alaca balaca karaca örnekleri böyledirler. Ağ/Ak belirleyicinin pekiştirici gibi diğer renklerin de önünde olabiliyor onlara kuvvet, parlaklık kazandırıyordu. Ağ-boz atlı gibi. ''Alyeşilgiymiş allanır balam Çelmik yolunda sallanır balam " 88


Türk Halk İnançlarında Renkler

Erzurum yöresinin türküsü bu türdendir. Ala'nın muhtelif kullanış şekilleri ve farklı anlamlan üzerinde özellikle Dede Korkut Destanı esas alınarak yapılmış çalışmalar da vardır. 143 Boz at, boz aygır iken ağboz at farklı idi.

Boz

ay küçük çille'nin bitimiyle başlar. Adeta

güneş parlamaya başlamış ama kış tam gitmemiş yaz ise henüz tam gelmemiştir. Bozkır için de sulu olmaktan hareketle aynı yorum yapılabilir. Boz konusu da keza dede Korkut Destanı esas alınarak ayrıntılı işlenmiştir. 144Biz daha

evvel

kara

konusunu

renklerine de oldukça yer Karanın

ele

alırken

ala

ve

boz

vermiştik. 14s

anlamlarından birisi de büyüktü. Kara

zuma açık havada çalınan sesi gür büyük zuma demekti. Nitekim Kara kotan da anlam itibariyle öğledir. İlk defa sürülen ham tarla iki veya üç boyun öküzle kara kotanla sürülür. Bir seri dağdan renk farkı yansıtmayan dağlardan birisi kara dağ olarak anılıyorsa onun diğerlerinden daha büyük

olduğu

düşünülür. Aynı

büyüklükte

olmakla

beraber Kars'taki Kara Dağ, mezarlığın bulunduğu dağdır. Ölmüş birisinden bahsedilirken "o şimdi kara dağda" denildiği olur. Bu 1 43 144

1 45

"kara yer",

gibi bir anlamlandırmadır.

Erasiyab Vekilov, "Dede Qorkud Destanında Ala sözünün Seınanukası Haqqında", Dede Qprqud, Bakı, 2002/ll (3), s. 26-34. Behlul Abdulla, "Kitabi-Dede Qorqud'da Reng Simvolikası (Boz Reng), Azerbaycan Şifahi Xalq Edebiyatına Dair Tedqiqler XI. Bakı 2002, s.74-81. Yaşar Kalafat, "Türk Halle İnançlarında Kara'', lfluslar arası Dördüncü Türk Kültür Kongresi Bildirileri 4-7 Kasım 1997 Ankara, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2000,s.275-285.

89


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Kara yere giresin" veya "seni kara yer yesin" denilmekle ölmesi istenilir. Kaşgarlı Mahmut dönemi Türk kültür coğrafyasında kara Orun mezarlık viran yer anlamına geliyordu. Karanın Türk kültürlü halkların tefekkü­ ründeki bu yeri bilinmediği için Erzurum'un ilçesi Karayazı'nın ismi Kardelen olan değiştirilmiştir. Kara büyük anlamına gelirken yazının anlamlarından birisi de düzlük, açık alan, geniş ovadır. Böylece Karayazı büyük açık alan anlamındadır. Diğer tarafta yukarıda da belirtildiği gibi kara, yas keder matem anlamına da gelebiliyordu. Kara yazı büyü anlamına gelebilmekle birlikte daha ziyac:le şanssız, bahtsız anlamına da geliyordu. "Kara yazı" denilirken iyi olmayan kader kastediliyordu. Karayazı isminin bu yere verilişinin efsanesi anlatılırken, "Kırk atlısı ile birlikte gelin olarak göçen çok güzel bir kızın Kurdo fırtınasına tutulup hiç birisinin kurtulamadıkları" ifade edilmektedir. Bölge halk takviminde Kurdo ismine çok rastlanır. Mesela ilkbahar gelirken yaşanılan sayılı fırtınalardan birisi için "Kürtoğlu dağda kaldı" denir. Aynca keza ilkbahar gelmek üzere iken bazen da yazın ·yağan taneleri iri bulguru andıran dolu için "Kürt Yarması" denir. Türk kültür coğrafyasının anadili Kürtçe olan halklarında da ata kültü vardır. Coğrafyanın bu kesiminde de ulu zatlar dağlara isimlerini vermektedir. Kara Çoban Efsanesi bunlardan biridir. Reşit Ağa Ziyareti olarak da açıklanan Reş Ağa ismindeki Reş, bize göre Reşit'in 90


Türk Halk İnançlarında Renkler

kısaltılmışı olamaz zira o ismin kısa şekli Reşo'dur. Bize göre Reş/Reşt yerel dildeki karşılığı ile karadır. Böylece ziyaretin diğer isminin Kara Ağa/Kara Baba Kara Çoban olduğu söylenebilecektir. Nitekim yörede Sipi Baba/Ağ Baba yatırları da vardır. Bu kelime de Kürtçe beyaz ağ/ak anlamına

gelir

sınırındaki

(Reşt

Ağa

Demirkonak

Ziyareti

köyündedir.

Türkiye-Suriye Efsanesine

göre

çoban olan Reşt/Kara gece evinde yayık yayarken görülür ve otlattığı hayvanların sütünü çalmış olmakta itham edilir. Hal bu ki çaban ceylanları sağabilmekteydi. Sırrı anlaşılınca ermiş muamelesi görür öldüğünde de mezarı çeşitli ihtiyaçlar için · gidilen bir ziyaret olur.146 Kırk refakatçi, Ceylanları sağabilmek, meral veya ceylanlara kutsiyet atfedilmesi Türk kültürlü halklarda ortak inanç motifleridir. Hızır inancı diğer Türk kültür coğrafyası kesim­ lerinde olduğu gibi doğal olarak Van Gölü çevresinde de vardır.

Burada da

Hz. Hızır her kılığa girebileceği

inancının yanı sıra Aksakallı olarak tasavvur edilir." Hz. Hızır'ın atı ise bozdur. Ananın ağ sütü gibi helal olsun" inancı bölgede de görülür. Keza eli yüzü temiz kız çocukları

için

"akça

pakça"

deyimi

bu

bölgede

de

bilinmektedir. Renklerle ilgili inançlar doğumla hatta doğumun evvelinde başlar ölümle bitmez ölüm sonrasında da devam

146 Sait Köseler "Kırıkhan Çevresindeki İnanç Merkezleri ve Bunlara Bağlı Kültür Değerleri",VII. Hatay Tarih Kültür SempozyUmu, 1 1-12 Nisan 2008 Hatay.

91


Türk Halk İnançlarında Renkler eder.

Bebekler sevilirken

beşikleri

sallanırken

ninni

söylenirken,

''Ağdaş karadaş Mevla 'm ver buna bir kardaş"denir. Bu temenni daha ziyade erkek çocuk istenirken söylenir. Anlamlı olan ise adeta taştan dilekte bulu­ nurcasına veya taşın dileğin mutlak olana ulaştırılması aracı kılınmasıdır. 1 970'li yıllara kadar Kars Çayı'nda yüzülebilirken çocuklar

çayda

ayaklarımızın

yüzer

üzerinde

sudan seker,

çıkınca kafamızı

sağ

ve

sol

avuçlarımızın

içine yatırır, kulaklarımızdan çay suyunun çıkarılmasına çalışırken;

''Ağ taş kara taş Kulağımın suyunu al kaç Ağırlığım uğurluğum ai'kaç"

derdik.

Nazar kara bağıntısını nazarlıklarda da görüyoruz. Türkmenistan'daki bilhassa gençlerin bileklerine bileklik olarak sardıkları kordon kara ve ak iplerin örgüsünden yapılır. Kırsal kesimde ise aynı şekilde ayrıca al ve ak yün ipliğinden yapılan ve alaca denilen bel bağlan hazırlanrr. Bunların çorap bağı olarak kullanıldıkları da olur. Doğu Karadeniz'de hayvan ve bebek nazarlıklannın kordonları da siyah beyaz yün ipliği ile örülerek yapılır. Gagavuz Türklerinde Mart ayının ilk günlerinde Al ve Ak yün ipliğinden

"Marta"

veya

"Martacık" 92

yapılır. Marta sadece


Türk Halk İnançlarında Renkler

çocuk ve kadınlann korunmalan için değil kuzu ve meyve ağaçlar için de kullanılır. Böylece mavi renkte olduğu gibi al-ak kanşımında da bir koruyuculuk aranabilmektedir. Bu arada karanın da koruyuculuğuna dair inanç örnekleri vardır. Van' da Muş'ta Kars'ta yeni sağılmış sütün kovasına nazarı kırması için kara kömür atılır. Ayrıca güzel gelinler ve çocukların göze gelmemeleri için yüzlerinin kömürle karalandığını biliyoruz. 147 Karanın

kuzey,

karanın

soğuk

karanın

sıkıntı

içerikli olduğu söylenirken kışa kara sıfatının yakıştırıp onun kara kış olarak tanımlanması tesadüfü olmamalı. Yazın merada yayılarak beslenen hayvanlar kışın yem yetmezliği ile cebelleşmek durumundadırlar. Karın rengi beyaz olmakla birlikte bütün canlılar için kara günler getirebilir.

Buradaki

kara

"kadir"

kelimesi

ile

karşılanmakta Kadir Kış denilmekteydi. 148 Karahan ismindeki kara ön ekinin inanç içerikli olduğu Hak dinine mensup olmayışı ifade ettiği şeklinde de açıklamalar yapılabilmektedir. Bu yaklaşımı doğrular nitelikte Dede Korkut Destanı'nda,

Kara Dinli Kafir

tanımlaması yer almaktadır. Keza Kerem ile Aslı aşk destanında

da

Aslıya

kara

büyü

yaparak

Keremle

buluşmalarını önleyen keşiş de Kara Keşiş'tir. Anadolu'da kedi ve bilhassa kara kedi ile ilgili bazı inançlar varken,

147 Yaşar Kalafat, Eski Türk İnançlarının Doğu Anadolu'da İzleri, Ankara, 2006, s.208-209. 148 Reşat Genç, a.g.e. s.41. 93


Türk Halk İnançlarında Renkler

Güney azerbaycan' Kara Pişik Periştehdir /Kara Kedi Cindir inancı vardır. Kırgız Türkleri İslamiyet'te Ak Peygamber Dini ve Hz. Muhammed'e de

Ak

Peygamber diyorlar. Çarlar hakkında

bilgi verenler kaynaklar dinine bağlı yönetiminde adil olan çarlar için

Ak Çar

tanımlamasını getirmektedirler. Güney

Azerbaycan'da "Dolu Bağlamak" için imanlı bir ağsak.al bir ağ ata biner, başına bir ağ bez bağlar ve köyün etrafında dolunun durması zarar vermemesi için dönerek Ayetel kürsüyü okur.

Bu bölgede Muharrem ayında Kerbela

Felaketini canlandıran merasimlerde her yaşta insan Ağ/Ak gömlek giyer, Ağ gömleğin kefen anlamına geleceği inancı vardır. Eski Türk İnançlarında Kara Şaman daha ziyade kötü büyüleri ile bilinen ve gökten insanlığa demiri getirdiğine inanılan Ak

Şaman ise tedavi edici ve yardımcı oluşu ile

biliniyordu. Ak renk cenneti ve aklığı temsil ettiği için şaman börkünün ucu beyaz kuzu derisinden oluyordu. Bu inanç

sisteminde

hayırların

iyesi

olan

Ülgen,

Şaman

dualarında Ak Ayas/Parlak Hakan, bağlıları Ak kavimdi.

Kötü ruhların iyesi ise Yeraltı Aleminin iyesi olarak bilinen kardeşi Erlik

Han/Kara

Han'dı bunun bağlıları ise Kara

kavimdi. Mitolojik verilere göre ebem yedi ana renkten meydana gelmiş olan Ebem

Kuşağı/Gök Kuşağı

Ülgen'in

eseri idi. Ebem Kuşağı'nın Türk kültür coğrafyasının bazı yörelerinde

mesela

tatar

Nene/Fatına Ana Kuşağı

Türklerindeki

adı

Fatına

olduğu bilinmektedir. Bu kuşağın

altından geçebilen kızların erkek ve erkeklerin de kız

94


Türk Halk İnançlarında Renkler

olabileceği inancı vardır. Ayrıca bu kuşağın altın geçebilenin cennete gideceğine de inanılır. Bu kuşağı gören çocukların "yeşili benim" demek için Kars'ta çocukların yarıştıklarını da hatırlıyorum. Kuşağın Türk kültürlü halkların bir kısmında bunun bir ucunun denize ulaştığına oraya su içmek için uzandığına inanılır. Esasen Fatma ana etrafında bir kült oluşmuştur. Doğumu kolaylaştıracağına inanılan Fatma Ana Otu, yemeğin yapılması çabuklaştıracağı ve bereketini artıracağı için yemeği yapan hanım vakit az ise ve talaşlanıyorsa, "bu benim elim değil Fatma Ana Eli" der. Ayrıca ehli beyti ve imam zadeleri temsil ettiğine de inanılan açık beş parmak şeklindeki elin Derbentteki isimlerinden birisi de Fatma Ana Eli'dir. Nazarlık şeklinde hazırlanan bu el çocukların omzuna asılarak onların korunacaklarına inanılır, Nazarlığın rengi yapıldığı madenin rengine göre sarı­ kırmızı veya mavi olabilir. Ziyaret edilen Fatma Ana Çukuru ve benzeri gibi inanç ve uygulamalar vardır. Çiğil Türklerinde Gelin kınası yakılırken; "Fadime anamız oturmuş kınası ezer Deli olmuş melekler cennette gezer" gibi ezgiler okunur. 149

Anadolu Nevruz kutlamalarında Fadime Ana Pekmezi diye bilinen bir tatlı yapılır. Tatlının rengi sarı­ kırmızıdır. 1 49

Yaşar Kalafat, Balkanlardan lnuğ Türkistan'a Türk Halle İnançları IX-X, Ankara 2007 s.196.

95


Türk Halk İnançlarında Renkler

Fadime Ana ile San Kız Efsanesi arasında bağ kurulmuştur. Diğer taraftan bazı araştırmacılara göre Fatma Ana Kıbele bağlantısı ve bazı araştırmacılara göre de Fatma Ana Umay Ana bağlantısı kurulmuştur. Güney Azerbaycan'da Gökkuşağı'da Rengin Keman denir. Aynca Kan Nene İşi ve Fatma Nene Kuşağı, Göy Kuşağı da denir.

Ak ve kara renkleri ile ilgili inançlar efsanelerimizde görülebilmektedir.

Artvin

yöresinden

derlenilmiş

bir

efsaneye göre kara koyunun yünü ak koyunun yönüne sürülünce kahraman yerin 7 kat derinliğine inmekte, ak koyunun yünü kara koyunun yününe sürülünce de bu defa yeri 7 kat üstüne çıkılabilmektedir. Bu efsanede kara koyunun kara yünü kara kalpliliğe çağırım yapmaktadır. Kara kalpli kişi zalimdir gaddardır, af etmez, zulmü sever, hileler düşünür. Efsanede ona karanlık dünya yerin 7 kat altı uygun görülmüştür. Nitekim kara göz kimse deyimi ile de çok cesur, ölümden pervası olmayan atak kimse anlatılır. Bu noktada Kara

Han büyük han mı idi, bağışlaması olmayan han mı idi? Keza Kara Kurum tanımlaması büyük kum çölünü mü yoksa

geçilmesi

ölüm

kalım

meselesi

olan

çölümü

anlatıyordu?

Karabasan, Kara kura, Afakanların basması sıkıntılı bir haldir. Iğdır'da Kara donlu tanımlaması ile nefsi mundar kıskanç kem gözlü insan anlatılır. İran Avşarlarında başsağlığına yas evine gelenlere cenaze evinin hanımları evin eşiğinin dışında karşılarlar yaslı ailenin halası veya emmisinin üzerine kara bir örtü

96


Türk Halk inançlarında Renkler

atarlar. Ölen kimse itibarlı bir kimse ise onun atının üzerine de kara bir örtü atılır. Ölen kişi ile atı arasında Türk kültürlü halklann destanlannda da özel bir ilişki yaşandığını biliyoruz. Ölen bazı kimselerin özel binek atlar sahibinin ölümü ile yasa girdiği inancı vardır. Benim ailemden dinlediğim bir anlatıya göre Mehmet Ömer amcam ölünce atının gözlerinden yaş gelmiş ve at günlerce yemekten içmekten kesilmiştir. Kara Donlu Can baba'daki karanın anlamı tamamen başkadır. Antalya'da Hıdrellez'de 2 soğan yaprağından birisine ak diğerine kara iplik bağlanır. Ertesi gün soğan yapraklarının boylarına bakılır ak iplikli olan yaprak uzamış ise o yılın bolluk içerisinde geçeceğine kara iliğin bağlı olduğu soğan yaprağı büyür is kıtlığın olacağına inanılır. Kerem ile Aslı destanında geçtiği gibi,

''Karadır kaşlann yaslıdır başın, Kudretten çekilmiş, kalemdir kaşın Ölen atan mıdır yoksa kardaşın Ahu gözlüm ne ararsın mezan?" Kara'nın simgelediği durumlardan birisi yas olmakla beraber Semerkant'da bir kısım Türklerin yas döneminde mavi giyindiklerini biliyoruz. Aynca Göktürk dönemi yas giysilerine dair bilgi verilirken onların mavi de olabildikleri ifade edilmektedir. Mavi Türk kültürlü halklarda koruyucu renk olarak bilinir. Işıklan yansıttığına inanılır. Nazarlıklar için mavi renk seçilmiştir. Çocuklara mavi boncuk takılır. Nazardan 97


Türk Halk İnançlarında Renkler

korunması istenilen kimsenin üzerinde mavi giysi olması istenir. Bebeklerin kundak sargılan, kapüşonlan, patikleri kem gözden korunma adına mavi renkten seçilirler. Mavi göz halk arasında göy göz olarak bilinir. Bu tür kimselerin bakışlannın

tekin

olmadığına

inanılır.

Aynca

define

arayıcılan su falına bakarlarken de ananı ilk ve mavi gözlü buluğ çağına girmemiş kız çocuğunu seçerler. Mavi rengin gök rengin ile örtüştürüldüğü, göğün kutsiyet içerdiği gök iyelerinin yanı sıra bizzat göğün de bir iye olduğu Gök Tann inanç sisteminde göyün tuttuğu yerden biliyoruz. Türk kültür coğrafyasında onlarda Gök Medrese, Gök Minare, Gök Mescit gibi gökle isimlendirilmiş kutsal mekan vardır. Mavi ile boz, gri de örtüştürülmüştür. zamanda

boz

kurttur.

Göy Kurt aynı

Halk inançlarında ve

mitolojik

derinliklerde göksel muhteva atfedilen kurt bu kurttur. Biz boz, ala ve kır arasında ortak bir Özellik bir aynilik olduğu kanaatini

taşıyoruz.

Bize

göre

sınıflamasında da görüldüğü gibi

ak

ve

kara

iyeler

ak iye ve kara iye

kapsamına giren nesnelerde ayn ayn iki zıt kuvvet vardır.

Ak

iye temsil ettiği özelliklerle tezahür ederken kara iye de

fonksiyonlan doğrultusunda tezahür edebilir olmalı. Yani

ak

ve kara iyelerin kendilerine has kuvveleri vardır. Buradan hareketle boz Kurdun bozluğu, Kır atın kırlığı ve ala geyiğin alalığı bu iki zıt kuvvenin bir renk kinliğinde ortak tezahürüdür. Renkler inanç işlevleri bakımından 3 başlıkta ele alınarak da incelenebilirler. Bunlar;

98


Türk Halk İnançlarında Renkler

Genel olarak bağ-bağlanmak, kuşak-bel bağı-bekaret kemeri

ve

bağlanması,

düşünülebilir.

Türk

al/kırmızı

kültür

bağlamak

coğrafyasında

şeklinde

bağın

ve

bağlanmanın ilişkili iki anlamı vardır. Bunlar zahiri olan ve batini/manevi olandır. Eşarp bağlanır, paket bağlanır, bu görünen bilinen zahiri bağdır. Bir de damat bağlanır. Tabii öküz bağlar gibi bağlanmaz damada büyü yapılır. Bağlanan paket açılmadığı gibi damat da zifafta başarısız olduğu için açılmamış olur. Böylece damat bağlanmış olur. Damadın bağlanmaması için bazı tedbirler alınır. Bağlanmış damadın bağının çözülmesi için de bazı uygulamalar yapılır. Böylece iki bağlanma türünden birisi mistik muhtevalı inanç içerikli ve büyü karakterlidir. "Bahtı bağlı" deyimini "Bahtı kara" deyiminden bağlanır.

fazla farklı

Bu

halin

değildir.

tanımı

Mesela

için

kurdun

ağzı

bağlı

kara

"Ağzı

kurdam/k.urdum" denilirken kurt don olarak siyah, kara olmamıştır. Bağlanmış olmanın çaresizliği, aç kalma ile yüzleşileceği için "kara" sıfatı ile anlatılmak istenmiştir. Ağzı bağlı kurt, ağzı bağlayan tarafından açılıncaya kadar hiçbir şey yiyemez.

Dağda

kalmış

evcil hayvanlar

yerlerine

dönünce kurdun ağzı açılmalıdır, açılır ve hayvan açtan ölmemiş olur. Bu tür misalleri çoğaltmak mümkündür. Mesela

yukarıda

da

değinildiği

gibi,

Kara

keşiş,

Aslıyı Kerem'e vermemek için ona büyü yapar

kızı

{düğüm

atmak gibi düğme iliklemek ve benzerleri de bağlama büyüleridirler.) onun gömleğine büyü yaparak düğmelerini ilikler ve böylece Aslı bağlanmış olur.

99


Türk Halk İnançlarında Renkler Kuşak bağlamakta bir nevi güvene almak koruma altına almak demektir. Eskiden şövalyeler bekaret kilidi ile eşlerine tedbir alır öyle sefere çıkarlarmış. Kız baba evinden çıkarken

çıkıncaya

muhafaza

etmek

kadar

iffetini

zorundadır.

korumak

Bekaret

namusunu

kemeri

kızın

korunmuş namusunu iffetini temsil eder. Koruyan ya erkek kardeşi veya onun rolünü alan amcaoğlu falandır. Bu yüzü ağ/ak olarak er evine gitme olayıdır. Anlının akı ile gitme, anlını kara çıkarmama inancı ile ilgilidir. Bazen 1 defa bazen

de 3 defa açılıp bağlanır. Bu şu demektir. namusu ile büyütüp size namuslu olarak teslim ediyoruz artık sizin namusunuz, sizin korumanız altındadır. Eşikten çıktıktan sonra mesuliyet ve

yüz aklığı el

değiştirir. Artık mesuliyet kocaya, eşe geçer.

Böylece bir dönem açılmış bir dönem kapanmıştır Esnaf teşkilatlarındaki ahi Teşkilatlarındaki Kuşak Bağlama da aynı zihniyetin, aynı inanç sisteminin bir sonucudur. Bekar kızın kuşağı açılır ve bağlanır. Çırak da kalfa veya usta olunca kuşak bağlar.

Burada da bir kuşak açma ve bağlama

uygulaması vardır. Bağlı kuşakta genç kızın iffetine giden kem girişimlerin yolu kesilmiştir. Çırağın da kuşağını açıp bağlamak "bu aday namusu ile çıkarlık dönemini kapattı, ustalık

safhasını

açmayı

hak

etti

biz

merasimde

bulunanlar bu durumun şahidiyiz" demektir.

AJ/kırmızı

kuşak bekaret renginin simgesidir. Çiğil

Türklerinde kırmızı kuşak bulunamaz ise kırmızı kurdele bağlandığı da olur. Bağlama işlemi esnasında 3 defa fatiha suresi okunur geline eşiği çıkıncaya kadar eşlik edilir. Çiğil Türklerinde gelin tozağının altına konan duvak

1 00


Türk Halk İnançlarında Renkler muhakkak kırmızı olur. Duvak da kırmızıdır ve Al Duvak olarak

bilinir.

Al

duvak

kaldırılarak

gelinin

yüzü

"Yüz görümlüğü" verilmesi "kına örtüsü" ve "kına eldiveni"

görülebilir ve bunun için gerekir. Kına gecesinde

Kahramanmaraş-Göksu'un

kırmızıdır. köyünde,

Edime-Apsala'nın

Paşa

Keklikoluk

köyünde,

Erzurum

merkez ilçede kına örtüsü kırmızıdır.150 Ak gelinliğin üzerine al kurdele bağlanır. Balıkesir-Zeytinli'nin Bağcı köyünde birçok yerde olduğu gibi gelin taksisi al veya al ve ak kurdelelerle süslenir. Batı Teraslarda çok kere gelinlik ve gelin başlığı/topaz aldır. Nogay Türklerinde yapılan 'Şeytan Geçmez Toyu"nda gelin ve damadın arkasına geçtikleri perde al ve yeşildir. Gelinin yüzünü görmek isteyenler onun al

yavuk diye bilinen örtüsünü kaldırmaları bunun için de hediye vermeleri gerekir. 15 1

Türk tefekküründe yüzün özel kutsiyeti vardır. Yüze küfür edilmemesi için özen gösterilir. Hazar hakanları örneğinde olduğu gibi Kutsal konumda oldukları kabul edilen kimselerin yüzüne bakılmaz başlar yerde görüşülür. Ulu zatların mesela peygamberin resmi yapılmaz zaruret var ise ulu kimselerin yüz kısmı ışıkla kapatılır. çıkmak",

"Yüz-göz

olmak"

tanımlamaları

"Yüze soylu

davranışları anlatmazlar. Yüzün örtülmesinde al ve yeşilin kullanılması,

1 50 1 51

bu

iki

renge

ayrıcalık

tanınmış

Türkiye Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Merkezi, Anadolu'nun Renkleri Doğum Düğün Ölüm, Ankara 2008. Yaşar Kalafat, "Karşılaştırmalı Nogay Türk Halk Kültürü" Avrasya

Etüdleri 2006, S.29-30 s. 225-242.

101


Türk Halk İnançlarında Renkler

olmasındandır.152) Gerdek gecesi kayın valide gelinin "al bezi" ni görmek ister. Balkanların Çingenece konuşan Türk kültürlü halklarında Al bezinin diğer adı A:r Bezi'dir. Bu

toplumda

safiyetini korumuş gelin adayları için

ısıtılarak kırmızı şekerle içilen rakının adı Al Rakı'dır. Adak Bez'lerinden al bezin farklı anlamı vardır. Loğusa hanımları Al Kansı/Al Avradı basar. Ögel hocamız kırmızı için "ergenlik ve zafer rengidir." Demektedir. Dedem Korkut kızıl otağlan kızı olanlara uygun bulmuştur. Evlilikte gelin ve damadın kaftanlan, ergenlik kaftanları Beyrek'de

olduğu

gibi

kırmızıdır.

inançlarında yılda bir defa "Kızlar

Tatar

Türk

halk

günü" yapılırken,

Kızıl

Yumurta Günü aynı kültürü paylaşan coğrafyanın diğer halkları arasında yenigün/Nevruz kutlamalarında geçer. Anadolu Türk halk kültüründe düğünden evvel kına gecesi kızların kısır gecesi ise erkeklerindir.

Ar damarı

olan kimsenin yüzü kızarır. Van Gölü havzasında da "yüzü kızarmadı" veya "Yüzün kızarsın" söylemleri vardır. Kültürümüzde Ağ dağ, Kara Dağ, Ala Dağ,

Gök

Tepe

olduğu gibi Kızıl Dağ da vardır. Kızılelma'nın kızıl oluşu altınla izah edilebilir mi? Kızıl bölgede de altın anlamına geliyordu.

Doğumda

nişanda

evlilikte hediye

olarak

takılan altınlar kızıl olarak geçer. Kızıl, altın, makbul olan, az bulunan ulaşılması arzulanandır. Cihan hakimiyeti mefkuresinde elmanın kızıl olması buradan hareketle izah

152

Yaşar Kalafat "Türk Kültürlü Halklarda Sır-Perde-Nasip İnancı" Uluslar arası Gaziantep Araştırmaları, Sözlü Kültür Dil ve Edebiyat, Gaziantep Üniversitesi, 10-12 Nisan 2008.

1 02


Türk Halk İnançlarında Renkler

edilebilirken, kanla da izah edilebilmektedir. Kutsal kan kutsal için akıtan kan şeklinde anlamlandırılmaktadır. Kılıç ve kama üzerine ant içilirken 'Ağ girsin al çıksın' veya 'Ağ girsin kızıl çıksın' örneklerinde olduğu gibi. Azerbaycan Türklerinde "Ağzın kızıl ganla dolsa yere tüpürme/tükürme" diye bir deyim vardır. Bununla anlatılmak istenilen, "sakın ha, çok mecbur kalsan da ağzından bir şey kaçırma"dır. Azerbaycan'da

çocuklar

ramazan

ayında

'Pay

Tapmak.'a çıkınca bazı parçalar okurlar

"Yukarıda bir ay var Ucu kızılyay var Peygamberin socağmda Bize düşen bir pay Az verenin kızı olsun Kapımızda toy olsun" denirken kızıl/altınlı ay tasavvur edilmektedir.

ıs3

Borçalı ve Kars Yöresinde yapılan yağmur duasında;

Godu goduyu gördün mü? Godu ya selam verdin mi? Godu buradan geçende Kırmızı don giydin mi? Yağyağyağmur. Güneş duası için de, ısa

Yaşar

Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançları

II, s.85, Ankara, 2007, s.85.

103


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Gün baba gün çık Kızıl atı bin çık Keçel kızı burada koy Saçlı kızı al çık denir 154

Yağmur duasındaki kırmızı don Godu'nun adeta nv ­ rani görümü, hayır işlemeğe karar verdiği halindeki görü­ nümüdür. Sanki Godu hayırın ve şerrin kadiridir de onun rahmet verme sıfatına sığınılrnıştır. Güneşin çıkmasının istenilmesinde de adeta aynı intiba bırakılmaktadır. Gün baba birçok atlarından kızıl olanı bininde güneşi çıkacak gibi bir duygu uyandırıyor. Buradan hareketle hem yağ­ murun yağmasında ve hem de güneşin çıkmasında kızıl renk mistik itibarı olan renktir. Yağmur Duası, Çömçe Gelin, Kopçe Gelin, Yağmur Gelini ve benzeri isimlerle Türk kültür coğrafyasının birçok yerinde bu arada Van Gölü havzasında da bilinmekte ve uygulanmaktadır. Nitekim Güney Azerbaycan'da çok yağan yağmurun durması için Yağıf Kesme Sayaları okunur "Getirgetir hay getir Kızıl Kaya dibinden

Bir kırmızı gülgetir Keçe} kızı koy evde Saçlı kızı getirgetir Gün gelip su içmeye Al donun değişmeğe

154

a.g.e. a.g.y.

1 04


Türk Halk İnançlarında Renkler

Dumandan kaçın kaçın Güneşin yolun açın

Azarlı azar olsun " denir.155 Bu arada Ahmet Tacemen'in tespitine göre Bulga­ ristan Türk kültür coğrafyasında İlk

Yaz

bayramının adı

kızıl' dır Sivas yöresi Avşarlarında bir boyun adı

Kızıl Börklü

ve menteşe Kayılanndan bir boyun adı da Kızılkeçili'dir156 bu arada renklerin Türk kültürlü halklara toponomi ve onomastik olarak yansıyışı o kadar zengindir ki bağımsız bir çalışma gerektirir .. Mesela Kara Kürdt Cematı, Boz

Ulus Türkmenlerinin büyük bir bölümünü oluşturan Karaca Kürt, Bir kısmı Kürtçe bir kısmı Türkçe konuşan Karakeçili Türkmenleri, al ve Ak ile başlayan ve yüzleri bulabilecek boy oba, oymak, aşiret ve kabile ismi vardır. Kızıl Kengerli boyu Kengerliler Türk Ulusunun yadigarla­ nndandır. Kızıl Oğlak ve Göyçe Oğlak kuşlarının ötmeleri baykuş ötmesinde olduğu gibi Bayır_Bucak Türkmenleri halk inançlarında uğursuzluk alameti olarak kabul edilir. Karapapahlarda

rüyada

Karakuş

tarafından

götürül­

düğünün görülmesi görenin öleceği şeklinde yorumlanır. Kııılbaş Türk kültürlü halklar arasında özel bir yer tutar. Kırıkkale-Koçu baba'lı Alevi inançlı Müslüman Türkmen­ lerinde Kızılbaşlığın izahı Muaviye ile yapılan savaşlarda

155 Yaşar Kalafat, "Türk Kültür Coğrafyasında Yağmur Duası", Yağmur 156

Duası Kitabı,

Hz. M. Sabri Koz, Kitabevi, İstanbul, 200, s.195-225. Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançları VIII, Ankara, 2007. 1 05


Türk Halk İnançlarında Renkler

Hz. Ali taraftarlannın başlarına Kızıl Börk giymiş olmaları ile izah edilmektedir ki bu görüş çok yaygındır. Mehmet Eröz'ün bu konuda kültür tarihi açısından yapılmış geniş çalışmalarının olduğu bilinirken, Hasan Onat Türklerin İslamiyet'e giriş tarihleri itibariyle konuya açıklık getiren incelemeleri vardır.

Aynı coğrafyayı yurt olarak paylaş­

mış halklarda ortak bir isimlendirme kültürü gelişmiştir. Ana dil farklılığı bu ortaklıkta ihtilaf unsuru olamamıştır. Daha ziyade al ruhu olarak bilinen bu kara İye/kötü ruh bebeye ve anneye zarar verir Ondan korunmak ve kurtulmak için bazı çarelere başvurulur. Kuşak ve bağlama kavramlarının izahından sonra rengin neyi remiz ettiğini de gördükten sonra halk inançlannda "al"ın fonksiyonu açıklık kazanmaktadır Renklerin derinliklerine mitolojik katmanlara inme­

Kızı, Al Avradı, karısı renkler bağlantısına rağmen önemli ve

den ulaşmak mümkün değildir. Al, Al Albıs, Al

büyük ölçüde de bağımsız bir konudur. Bölgeden örnek­ lemeler yapmak gerekir ise, Doğu Anadolu'da al Kansı kimi yerlerde kara kura olarak geçer. Bize göre bunlar farklı kara iyelerdir. Erbil'deki Karakorsak diye bilinen bir kara iye çeşitli hayvanlann donuna irebildiğine inanılır. Bu iyeyi doğu Anadolu ve Kültür coğrafyamızın daha birçok yerin­ den biliyoruz. Keza yukanda da belirtildiği gibi

kara kedi­

nin tekin olmadığı inancı Van, Ağrı, Kars ve daha birçok yerdeki ortak inançlardandır. Erzurum ve Erzincan'da Al kansı loğusa kadınlan ve çocukları değil bağlı olan atlan geceleri basar. Bastığı atın yelesini örmekten hoşlandığına

1 06


Türk Halk İnançlarında Renkler

dair inanÇlar vardır. Örgünün bu arada saç örgüsünün büyü ile olan bağlantısı bilinmektedir. Hakkari'de al basmasın diye kullanmakta olan yor­ gana iğne batırılır. Aynca loğusanın yanına kırkı çıkınca­ ya kadar süpürge bırakılır. Süpürgenin halk inançlarında önemli yeri olan, sıradan sayılmayacak bir bitki olduğu bilinmektedir. Gagavuz nazar okumalarında,

"Gübür, gübür, gübür, Gübür olsun süpürgen ilişsin süpürgenin telinden Angılnanın telinden.. Tfu, tfu, tfu, Okumaldaryapılanlar bacalıkta " Süpürgelyan elinda "157 Süpürgenin araştırma konumuzla ilgisi "al süpürge" de hikmetin aranmış olmasındadır. Bitlis'te Al karısının elinin bereketli olduğuna ina­ nılır. Bu inanç Ağrı Kars ve Azerbaycan'da da vardır. Van ve Güney Azerbaycan'ın Salmaz bölgesinde Al karısını is­ mi Al Nenesi olarak bilinir ve ondan korunmak için Al

Muncuğu/Boncuğu takılır. Varsak Türklerinde Al Basmış çocuğun tedavisinde Ardıç ağacı kullanılır çocuk onun

ıs7

Tudora Amaut, "Gagauzlarda Kalk Hekimliği" Uluslar arası Dördüncü Türk Kültürü Kongresi Bildirileri 4-7 Kasım 1997, Ankara, 2000, s.52-64. 1 07


Türk Halk İnançlarında Renkler

kabuğundan geçirilir. Al Kansına karşı koruyucu renk ola­ rak al kullanılır. Al kansını yakalayan kimsenin onu esir alıp çalıştırabilmesi için yakasına iğne batırması gerek­ tiğine inanılır. Bu iyeye at basan denildiği de olur. Ağn bu iye ile ilgili çok anlatı vardır. Korunması, aldığı isimler görüldüğü biçimler, ondan istifade edilmesi konular bakı­ mından al ile ilgili inançlar oldukça geniş bir konudur. Bu arada kızamık örtüsü, kızamık şerbeti, kızannk şekeri hep al dır. Kırmızı kuşağa, "kardeş kuşağı" denil­ mesi, sadece açıp bağlama işinin kardeş tarafından yapıl­ masından mıdır? Bize göre burada ala/kırmızıya verilmiş bir yakınlık payesi vardır. Bu kuşağın başka benzer adlan da vardır. Al renk Türk , kültürlü halklarda al ve kara kadar önemli yer tutar. Kazak ve Kırgızlarda bayrak kelimesi ye­ rine Yala kelimesi kullanılıyordu ki, kelimenin aslı alav/ alev idi. Al ruhu ile al rengi muhakkak ilgili idi. Al ruhu eski Türk panteonunda en güçlü iyelerdendi, A. İnan'a göre Al ruhu muhtemelen hami ruhlardandı od ve ocak iyesi idi. ıss Kimi Türk boylarında ise kara albastı ve san albastı <;>larak iki farklı iye olarak tasavvur olunur. Bu inanca göre yeni doğum yapan kadınların ciğerlerini söküp suya götürüp atan San Albastı imiş. Doğum yapan kadının veya yeni doğan çocuğun ciğerinin sökülüp suya atılmasını ön­ lemeği ve yeniden tekrar yerine takılmasını sadece Kamlar ve Ocaklılar san albastıyı kandırarak veya korkutarak ger158

Abdulkadir İnan, Makaleler ve İncelemeler c. I Ankara, 1988 s. 264. 1 08


Türk Halk İnançlarında Renkler çekleştirebilirler. Kırgız ve Kazak Türkleri Sarı Albastı'nın hoppa tabiatlı bir iye olduğuna inanırlar. İnanca göre bunlar tüfek sesinden, demircilerden, kamlardan ve ocak­ lardan başka hiç kimseden korkmazmışlar. Kamlar onları efsun okuyup koyun ciğeri ile aldatırmış ve ellerinden loğusanın veya bebeğin ciğerini alıp dönermişler 1 59 Kara iyelerin gürültüden, güneş ışığından, temiz ve havadar yerlerden hoşlanmadıkları genel bir kanaattir. SONUÇ Sufizm/sofizmin şüphesiz mitoloji değildir. Ancak millet olma sürecinde sufistik potansiyel mitolojik alt ya­ pıdan tamamen bağımsız da değildir. Halk inançları tama­ men sufistik muhtevalı veya mitolojik alt yapılı olamaya­ cağı gibi. Halk inançları, halk irfanının, halk tefekkü­ rünün alanlarını paylaşırlar, ancak tıpa tıp veya tamamen aynı şeyler de değillerdir. Ülkenizin mitolojik katmanlaş­ ması ile milletinizin mitolojik geçmişi hangi hallerde ve nispette örtüşürler? Taşınarak getirilen mitolojik bilinç gelinen veya yaşanılmakta olan toprakların hangi hallerde ne kadar zamanda ve ne şekilde malı olurlar? Bunların bilinmesi Türk kültür tarihi, Anadolu kültür tarihi ve Anadolu Türk kültür tarihi itibariyle fevkalade önemli hususlardır. Türk milli kültürüne karşı açılmış olan savaş bu zemin

üzerine

oturtulmak istenilmekte ve Türk

kültürlü halklar arasında Türk kültür coğrafyasında bunun savaşı sinsice sürdürülmektedir.

ıs9

A. İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara, 1972, s. 171.

109


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ağlamak da gülmek gibi evrenseldir. Ağlanılan veya gülünen topraklar belirli bir coğrafyada ise, o eylem ora­ nın veya buranın malı olur. Ağlanılan veya gülünen coğ­ rafya belirli bir kültür coğrafyasına ait ise, oranın kimli­ ğini taşıyacaktır. Ağlama ve gülme aynı kültür coğrafya­ sının halkları arasında ve aynı olaylar karşısında sergile­ niyorlar ise milli gülüş ve milli ağlama başlamıştır. Bu ortaklık ana dil ve doğma din farklılığından daha kuvvetli bir faktördür. Bunun içindir ki bir yerde bir ana ağlıyor ise onun bizim anamız olup olmadığını biz onun ağıtını duymadan ve kendisini görmeden onu tanırız. İşte emper­ yalizmin farklılaşma yaratmak adına aşamadığı engel budur. İşte bu nokta, halk inançları ile kültürel kimliği ve keza halk inançları halk diplomasisini belirler. Buradan hareketle denilebilecektir ki, kültürel kim­ lik; (halk inançları halk sofizmi, halk mitoloji) antiem­ peryalist halklar arası birlikteliğin; hem beşiği, hem beşik­ te olanı, hem beşiği sallayanı ve hem de okunan ninnidir. Kırkı çıkmamış bebeğin kundağındaki örtü, yeni gelinin yüzündeki tül, gelin veya usta adayının kuşağı, yaslı ana­ nın valasının, şalının rengidir. Görünmeyene karşı koru­ yucudur. İffettir. Kadiri Mutlak karşısında boyun eğmek­ tir. Bu arada renk merkezli bir çalışmayı Türk kültürlü halklardan yola çıkarak örneklemek ve bunların kaynak­ lardaki yerlerini göstererek yorumlamak daha geniş çalış­ ma ortamı gerektirmektedir. Bu itibarla renk konusuna başka bir çalışmamızda tekrar dönmeği düşünüyoruz.

110


Türk Halk İnançlarında Renkler

TÜRK KÜLTÜR COCRAFYASINDA RUMELİ BALK.AN ÖRNEKLEMELERİ İLE KARŞILAŞTIRMALI RENK KÜLTÜRÜNDE MAVi* "Mavinurdan birırmak

Gölgede birsalıncak Bir de ikimiz 1alsak

Yıldızlarm altında" "A/lll11l8 yarağlRırıa Maviyazma ballıuna Maviyazma tez solarllDll111 Ci/erimi daJlama"

GİRİŞ Bu çalışmada; konunun seçiliş sebebi, konuya ile ilgili yapılmış çalışmalara dair kısa açıklamalar ve izlenilen metot anlatılıp derlenilen bilginin aktarılmasın­ dan sonra varılan sonuca geçilecektir. Renk konusu kültürel kimliğin belirlenmesi nokta­ sında fevkalade önemlidir. Maddi olmayan kültürün kim­ liğin kişiliğindeki önemi, maddi olandan daha öncelikli iken, maddi olmayan kültürün içerisinde de, renkler kim­ liğin gerçek_ belirleyicileri olarak o derece önemlidirler. •

Bu bildiri "Kocaeli Uluslararası Rumeli- Balkanlar Sempozyumu, 18-20 Şubat 201 1, Kocaeli" için hazırlanmıştır. 111


Türk Halk İnançlarında Renkler Yahya Kemal'deki "gök kubbe" yi kendimizin yapan husus budur. Bu noktada, maddi olan ile olmayanın, bu anlamda farklılıklarından

bahsetmek

de

çok

zordur.

Maddi

olmayan maddi olanın maddeleşmemiş şekli iken, maddi olan da maddi olmayanın maddeleşmiş şeklidir. Cisim olmadan isimlendirilemeyeceği gibi, isimlendirilen her varlığın maddi olmasa da bir cismi vardır. Balkan Türk kültür coğrafyasında da "mavi gözlü insan tekin değildir." Derken rengi mavi olan bir gözün varlığı kabul edilmiştir. Ancak tekin olmak veya olmamak uzayda

bir alan

kaplamaz yani cisimsel değildir. Kültüründe, gözdeki bu maviliğe özel anlam veren ve bu anlamın inanç boyutu olan, ilaveten bu boyutun mitolojik bir derinliği olan halklar, aynı renk kültür dairesi kapsamındadırlar. Hal bu olunca, renk bahsi konu olarak seçilmeli idi. Halkın sözlü kültüründe yaşayan bu değerin halkbilimi alanında bir anlamı olmalıydı. Adeta mistik manevi aşktaki mavi ile beşeri aşktaki mavi arasında özel bir bağ vardı. kültürde yer alan

sıradanın 160

Bu noktada sözlü

yanı sıra sıradan olmayanı

da vardı. 160

Mistik içerik yüklü olduğu üzerinde durulan mavi; "Mavi yelek mor düğme Yine düştün gönlüme" Veya "Mavilim mavi şanım Tenhada bul�ım" Veya "Al kahat mavi kahat

1 12


Türk Halk İnançlarında Renkler Normal renk görüş kırmızı, yeşil, mavi olan üç değişkenden ileri gelir. Bu üç değişken, renk aleminin yüzlerce renk ayrımını sağlar. İnsan gözü yedi rengin bine yakın tonunu fark eder. Renk konusunda Türk araştırmacılar tarafından yapılmış birçok çalışma tespit ettik. Bunlar çoğunlukla bildiri

ve

makale

bazında

çalışmalardı. 161

Giderek

Ağlanın saat saat Sen orada ben burada Nasıl gönül ırrabat" Veya "Mavi mavi masmavi Gözlerin boncuk mavi" Veya "Ay beyaz deniz mavi Eğlenin kızlar" dizelerinde olduğundan farklı idi. 161 Muvaffak Duranlı, "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklarından Üor ve Sosyal yaşamda Üstlendiği Fonksiyonlar" Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" Motif Akademi Halbilimi Dergisi, 2008/2 s. 1 1-2 Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" Motif Akademi Halbilimi Dergisi, 2008/2 s 3; Ahmet Cezlan, Açık Renkler Hasta Psikolojisini Olumlu Yönde Etkiliyor", Diş Hekimliği Dergisi, 3/8, S. 81, s.10-13; Ahmet Şenol, "Türk Halk Oyunları Adlan İçindeki Renk ve rakam Motifi", IV: Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, fil. C. Halk Müziği, Oyun, Tiyatro, Eğlence, Aralık 1992, s. 31 1-315;Eyup Serdar Ayaz, "Iğdır İli Yer Adlarında Kullanılan Yer adlan üzerine İnceleme", I.Uluslararası aras Havzası Sempozyumu 05-8 Temmuz 2010 Kağızman; Sumiyo Okıımura, "Osmanlı Saray Halılarında Görünen San Renkli Çözgüsünün Anlamı", Türk Halı Düz Dokumalan (Kilim, Cicim, Zilli, Sumak) Sempozyumu 1-4 kasım 2010 Alanya.

1 13


Türk Halk inançlarında Renkler

"Dinlerin Rengi Renklerin Dili" isimli çalışma ile tanışınca derin bir soluk aldık162 Bu nefis çalışma din-renk bağlantısını ayrıntılı incelerken bizim arayışımıza da ışık. utuyordu. Ancak çalışmalar arasındaki ortak yönlere rağmen bizin amacımız kimliğin belirleyici öğesi olarak renk konusu idi. Bizim arayışımız daha ziyade Mehseti İsmail'in çalışması ile örtüşmektedir. 163 Biz evvelce yaptığımız bir çalışma ile hayatın muhtelif safhalarını esas alarak Türk kültürlü halklarda farklı renklerin inanç içerikleri üzerinde durmuştuk164 Mavi-kemgöz bağlantısı Rumeli Türk kültür coğrafyasında da

ortak

payda

olarak

tezahür

etmişti.

Bir

diğer

çalışmamızda ise ak ve kara renklerinin değerlendirme­ lerini yapmıştık. Türk kültür coğrafyasında ak muhakkak ve her halükarda beyaz ve kara da siyah değildi. Kara toprak ayıpları kapatıyordu ama siyah toprağın böyle bir özelliğinden ı62

163

I64

l 6s

bahst!dilemiyordu 165•

Balkan

Türk

kültü

Kadir Albayrak, Dinlerin Rengi Renklerin Dili, Sarkaç Yayınlan, Ankara 2010 (Bu çalışma ve doğan Kaya'nın renk konusunda yaptırmış olduğu akademik çalışmalar yeşil konulu çalışmamızda ayrıntılı ele alınacaktır.) Mehseti İsmail, "Azerbaycan Folklorunda Reng Anlayışı'', Azarbaycan Milli Elmfar Akademiyası Naxçıvan Bölm;,sinin X;,oorfari, 2008, s.ı, s. 222-226. Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Merkezli Türk Kültür Coğrafyasında Renkler" iV. Uluslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu 12-14 Haziran 2008. Yaşar Kalafat "Türk Halk İnançlarında Kara" Uluslar arası 4. Türk Kültür Kongresi Bildirileri, Ankara s. 274-284; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1999 S. 152 s. 17-21; İslam ve Kültür

1 14


Türk Halk İnançlarında Renkler

coğrafyasında "kara yere giresin" denilen kimsenin ölmesi temenni edilmiş olur. Veya "Oğul yüzün ağ/ak olsun" denilebilirken yüzün beyazlığı aynı anlama gelmiyordu. Ayrıca ağa ve kara yüklenen anlamlar bir arada düşünülünce yeni anlamlar içerikli sentezlere ulaştırabili­ yordu. Boz ayı, kır at, alageyik, boz kurt bir noktada kara ve akın ortak var olmaları hali idi. Mavi ile boz, gri de örtüştürülmüştür. Göy Kurt aynı zamanda boz kurttur. Halk inançlarında ve mitolojik derinliklerde göksel muh­ teva atfedilen kurt bu kurttur. Biz boz, ala ve kır arasında ortak bir Özellik bir aynilik olduğu kanaatini taşıyoruz. Bize göre ak ve kara iyeler sınıflamasında da görüldüğü gibi ak iye ve kara iye kapsamına giren nesnelerde ayrı ayn iki zıt kuvvet vardır. Ak iye temsil ettiği özelliklerle tezahür ederken kara iye de fonksiyonları doğrultusunda · tezahür edebilir olmalı. Yani ak ve kara iyelerin kendilerine has kuvveleri vardır. Buradan hareketle boz Kurdun bozluğu, Kır atın kırlığı ve aİa geyiğin alalığı bu iki zıt kuvvenin bir renk kinliğinde ortak tezahürüdür. Aynca boz sadece siyah ile beyazın bir aradalığından oluşmuyordu. Bom boz bozun bozu anlamına geldiği gibi boz kara tam kara boz ağ da tam ağ anlamına gelebiliyor boz niteleyen sıfat rolü oynuyordu. Adeta, masmavideki "mas" da olduğu gibidir.

Araştımıa.l.an, Sofya, 1999 S. 4

s.

300 s. 30-34.

1 15

398-409; Erciyes Aralık 2002 S.


Türk Halk İnançlarında Renkler

Renklerden san rengini inceleyen çalışmamızda merkez yönler tarafından paylaşılan renkler de maviye neresi düşmüştü? Bu paylaşımda ak batıyı, sarı doğuyu, kara kuzeyi, kızıl güneyi, Mavi ortayı 166 aynı zamanda kara yeraltının mavi gökyüzünün rengi

idi.

Bu konuya

tekrar dönülecektir. Mavi konulu bu bildirimizde de Balkanları merkezi alıp Türk kültür coğrafyasında doğum evlilik ve ölüm gibi bir sırala izleyeceğiz. Renk konusunu seçmekle muradımız halkbilim çalışmalarında biraz ezber bozmak ve biraz halk inanmalanmn mitolojik derinliklerine inebilmektir.

METİN Bu bulgular bizi renklerden mavinin; "kut", "ıduk", "tabu" boyutunun irdelenmesine yöneltmiştir. Bu noktada mavi kut'un, kut verenin rengi midir? Havale geçiren bebeğin ponçiğinin sıkılması yanında yukarıya doğru hoplatılmasının bir anlamı olmalıydı. Kısmeti açılması istenilen genç kızın Hıdrellezde salıncağa bindirilip

yukarılara

kadar

sallanılması,

kısmet

için

yakaran genç kızların minare veya baca gibi olanca yüksek yerleri tercih etmeleri dua arz makamına yakın olabilmek içindi. Damat ve gelinin özel gecelerinde bazı bölgelerde

166

Yaşar

Kalafat, "Türk Halk Tefekküründe San ve Geçirdiği Transformasyon", ll. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010 (baskıda).

1 16


Türk Halk İnançlarında Renkler kına gecesinde üç defa havaya kaldırılması kut bulmaları, Uluğ Türkistan medreselerinde eğitim sezonu başlamadan mollanın

talebelerince

üç

atılması, bozkır kültüründe askerleri

tarafından

kaldırılmasının

veya

dokuz

havaya

zafer kazanan komutanın

kalkanlarının

içeriği

defa

aynıydı.

definden önce tabutunun üç

üzerinde

Keza,

ölen

havaya kimsenin

defa yukarıya gökyüzü

istikametine kaldırılıp indirilmesi gibi uygulamalar kut kaynağının

yukarıda

semada

olduğu

inancının

bir

sonucudurlar. Kut kaynağı da vermiş olduğu kut da haliyle ıduk idi, kutsaldı. Bunun içindir ki mescit, minare, medrese, cami,

türbeler de isimlerinin

önüne göy veya mavi

sıfatlarını alabiliyorlardı. Dağlara, tepelere, akarsu veya göllere göy/mavi ismi verilmesi bu rengin ıduk boyutu ile ilgili olmalı idi. Iduk olan yer-su'ya göy/mavi adlandırması yakışırdı.

mu

İlahi bir içeriği olduğuna inanılan göy/mavi

tabu

idi?

ceza

Tabu

olan

varlıkl�r

çarpabilmekte

verebilmektedirler. Mavi gözlünün nazarının deyişi ile tekin olmayışı, mavi taşın nazar karşısında koruyuculuğu bu noktadan hareketle izah edilebilir. Tabu olan varlıklar aileye, boya ve bazen da ferde göre değişebilmiştir. "benim uğurlu rengim mavidir" veya " bizim ocağa sarı düşmez kaçınırız" gibi ifadelerle anlatılmak istenilen bu olmalıdır. Bizce göğün tabu olma özelliği halk inanmalarında hala devam etmektedir ve bu inanma Gök Tanrı İnanç

1 17


Türk Halk İnançlarında Renkler Sisteminden beri varlığını sürdürmektedir. Ata ruhları gökteki cennete uçuyor ve onlar için

göye kurban

kesiliyordu. Nitekim halen Altaylarda suya, yere olduğu gibi göğe de saçı yapılmaktadır. Saha Türklerinin Gök Kızlar efsanesinde göre intihar ederek ve üöre dönüşen kızlara

mavi,

ala

ve

san benekli hayvanlar

kurban

edilmekteydi167• Balkanlar ve Rumeli'de olduğu gibi batı Türklüğünün her kesiminde de göğe doğru tükürülmez, çocuk çiş yaptırılmaz "insan bir şeye uğrar" inancı vardır. Düzgün

Baba gibi

üzerine

ant

içilen

ulu

dağların

ululuğunda onlann gökyüzüne yakın olarak tasavvur edilmelerinin de payı vardır. Tuva Türklerinde saçının saçılmasında tos-kosak kullanılır saçı bununla yapılır. Dokuz delikli anlamına gel en bu araç çamaşır tokmağını andırır ve 20x60 cm

boyutlarında olup üzerindeki delikleri üç sıra halinde

dizilmiştir. Sapının ucundaki Kadak diye bilinen biri ak bez diğeri

mavi

bez olmak üzere iki saçağı vardır. Bu

deliklerden sıvı saçılar yapılır.

Buradaki mavi kutsal

gökyüzünü ak ise aydınlık geleceği simgeler168•

167

Muvaffak Duranlı, "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklarından Üor ve Sosyal yaşamda Üstlendiği fonksiyonlar" Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" Motif Akademi Halbilimi Dergisi, 2008/2 s. 1 1-12. 168 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnanç1an Halk İnançlanndan Mitolojiye l, Ankara 2009, Berikan yayınevi, s.207208.

1 18


Türk Halk İnançlarında Renkler

Azerbaycan

mevsim

merasimlerinden

·

olan

Şumlarda ateşin üzerinden atlanırken horlalar okunur. Bu arada Gara

göye/Kara

göğe, Ağ

göye/Ak

göğe, Göy

göye/Mavi göğe nakarat tutulur169 Bize göre muhtemelen kara ağ ve mavi göğün mistik sıfatlarıdırlar. Adeta Kara Kurt, Ak Kurt, Gök Kurt, Boz Kurt'ta olduğu gibi.

Bu

özellikleri ile rahmet de zulmet de verebilmektedir. O, kendisine

yağış

gibi

nimetleri

için

şükran

duyulan,

yıldırım gibi afetlerinden çekinilendir. Ay, güneş ve yıldızlar

onun

müştemilatındadırlar.

Kadir

Geceleri

Göğün Perdesi açılır, kapısı aralanır. Mamuşa çevresinde de

onun

açıldığını halis insanların gördüğü inancı . vardır.170 Türk kültür coğrafyasının sair yerlerinde olduğu gibi Kosova Türklerinde de yıldırım çakınca, şimşek düşünce, halk bildiği duaları okur, felaketlerden Allah'ın birliğine sığınır. Rahmet yağınca da hamt u sena ederI7I. Mavi nasip bağlantılı bir inancı da Mavi boncuklu çörekte görüyoruz. Balkanlarda ve Anadolu' da Muayyen zamanlarda

aile

fertleri

toplanıp

çörek

paylarlar.

Bunlardan içinde mavi boncuk bulunan çörek dilimi çıkan kimse, ailenin kısmetli ferdidir. Türk Kültür coğrafyasında mesela Azerbaycan'da rüyada boncuk/muncug istenilen çok arzu edilen bir şeyin müjdesinin alınacağı anlamına

169 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan, Dedem Korkut Aşağı Eller, Berikan Yayınlan, Ankara 2008, s.381. 170 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İııaµçlan Dedem Korkut Daş Oğuz Elleri, Berikan yayınlan, Ankara, 2008, s.77. m Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İnançları Dedem Korkut Daş Oğuz Elleri, Berikan yayınlan, Ankara, 2008, s. 137.

119


Türk Halk inançlarında Renkler

gelir172•

görmek

Tunceli

yöresindeki

Alevi

inançlı

Müslüman Zaza halk, yıldırım düşmesi sonucu yanan ağacı ziyaret yeri olarak bilir173• Yıldınm gökten gelmiştir gök tanrı katıdır ve oradan gelende kutsiyet aranır. Anadolu Türk kültür coğrafyası halklarında anadili Lazca olan Türk halkta, ilk doğumdan sonra kızın anası tarafından "Pefllk/Beşik

Alayı"

düzenlenir. Bu alaya kızın

tarafı katılırlar. Şenlik erkek evinde yapılır. Dünyaya gelen çocuk kız ise al beşik erkek ise mavi befik armağan edilir174• Neden kızlar için al ve erkekler için mavi renk seçilmiştir? Varsak Türklerinde doğuma hazırlanacak anne ada­ yının, soğuk algınlığının giderilmesi için, kadın göy/gök keçinin kaynatılmış kılının buharına oturtulur175• Türke çarelerde de bu renk ön plana çıkarken muhtemelen göy keçi tanımlaması ile genç sağlıklı besili keçi de kastedilmiş olabilir. Ortadoğu ve Kafkasların Türk kültürlü halklarından Yezidilerin mavi ile ilgili inançlarına bakılınca, o inançta da mavi renge verilen mistik itibar paralellik intibası

172

173 174 ı7s

Muharrem Kasımlı, Azerbaycan Türklerinde Rüya Tabirleri, Yayına haz. Cengiz Alyılmaz, Erzurum 1996. s. 20. Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlannın İzleri. Ankara, 20010, s.173-180. Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançlan XI-X. Ankara 2006, Berikan yayınları, s. 126. Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançlan xı-x. Ankara 2006, Berikan yayınları, s. 162.

120


Türk Halk İnançlarında Renkler

bırakmaktadır.176

Gerçi

Mavinin

kutsallığı

bir

kısım

Uzakdoğu dinlerinden de bilinmektedir.177 Devler ki bunlar cin taifesinden sayılmaktadırlar ve tekin olmayan varlıklardır. Cinlerden bahsedilecekse bil­ hassa güneş batmış, hava kararmış ise isimleri kodlanır bunlar için "üç harfliler" denir ve "bizden uzak olsunlar" gibi ifadeler eklenir. Bu onların tabu olduklarını onlardan sakınıldığmı gösterir. Bu durum Balkanlar ve Rumeli dahil tüm Türk kültür coğrafyasında böyledir. İnanca göre devler şekilden şekle girebilirlerken sadece sarı saçlı, seyrek dişli ve mavi gözlü olan devlerde şekil değişikliği olmaz. Neden mavi, gök'ü de temsil ediyordu? Gök kutsaldı ve rengi mavi idi. O yukarıda ulu katta idi ve inanca göre Ten grinin katı orası idi. Gök, Gök Tanrı, Ulu Tanrı, kutsal gök bağlantısı ayrıntılı incelenmiştir. 178 Türk kültür coğrafyasında Kafkasya ve Ortadoğu olduğu gibi Balkanlar Türk kültür coğrafyasında da Allah her yerde hazır ve nazır olmasına rağmen gökyüzünde düşünülür. Bunun bir sebebi de ulu olan varlığın ulu katta 1 76

ın

1 7s

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Dedem Korkut Aşağı Eller, Berikan Yayınlan, Ankara 2008, s. 118. Kadir Albayrak, Dinlerin Rengi Renklerin Dili, Sarkaç Yayınlan, Ankara 2010. Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlarının İzleri, Ankara, 2010. (kişioğlu Gök'ün örttüğü Yağız yir (kara yer) in taşıdığı ve yer-sublann bulunduğu yeryüzünde kılınmıştır. Kök Türk çağından önce ve sonra, gök bu koruyucu vasfı ile kutsanmış ıduk kabul edilmiştir. Ayrıca Tanrının yukarıda göyün en üst katında olduğuna inanılmıştır. S. 120-121.

121


Türk Halk İnançlarında Renkler

olması gerektiği inancıdır. Kişi, insafa çağrılırken "yapma yukanda Allah var" denir. Azerbaycan'da bu husus şiirlere de yansımıştır.

"Beni bir arı vurdu Dimdiği san vurdu An bele vurmazdı Göydeld/Gökteki Tan vurdu. "denir. Gökle ilgili bu inanma Türkler Muhammedi İslam olmadan evvel vardı. Kadim dönemlerden kökleniyordu. "Tanrı/Gök gibi Tannda/Gökte olmuş Türk bilici hakanın hakimiyeti" abidelerde yer alıyordu. Oğuz Kağan da dünyaya geldiğinde yüzü göy/ mavidir.

"Gömgök, gök mavisiydi, bu oğlanın yüz rengi, Kıpkızıl ağıziyle, ateş gibiydi benzi " Mitolojik verilere göre yedi ayrı renkten meydana gelmiş olan Ebem Kuşağı'nın diğer adı

Gök Kuşağı idi ve

Ülgen'in eseri olan Gök Kuşağı etrafında kült oluşmuştu.179 Yağmur yağdıktan sonra belirli zamanlarda gökyüzünde oluşan Gök Kuşağı'nı gören Şunınu, Rodos, Batı Trakya Türk çocuklar bu renklerden yeşili sahiplenmek için yarışırlar. Bu yeşilin cenneti temsil ettiğine inanılır ve cehennemi simgelediğine inanılan kırmızıyı seçmekten 1 79

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İnançları Dedem Korkut Ak Koyunlu Coğrafyası, Ankara, 2008, Berikan yayınlan

s.236.

1 22


Türk Halk İnançlarında Renkler

kaçnırlar. Samsun' da Gök Kuşağının altından geçenin cennete gideceğine inanılır. Yedi

Kuşak olarak

da bilinen

Gök Kuşağı'nın

kırmızısı çok olur ise yağmurun kesileceğine, kuşak yanın kalırsa fırtına çıkacağına hükmedilir yağmurlu bir günijn ardından görünmesi uğur sayılır. Kızlar Gök Kuşağını görünce alı benim gelin olayım yeşili senin güvey ol diye bağırırlar. Gök Kuşağının bol olması uğura berekete işaret eder180 Gök Kuşağı ile ilgili bu inançlar balkanlann Türk kültürlü halkları arasında da yaşamaktadır. Gök Kuşağı bağ bahçeler üzerinde ise bereket, mezarlıklar üzerinde ise rahmet, hastahalener üzerinde ise şıfa sajı verir.

1713

tarihli

kehanetname

Kırklareli

özellikli

Babaeski

yazmada

Gök

yazılmış

bir

Kuşağı'ndaki

renklerin sıralanış şekillerine de anlam verilmiştir. Buna göre "Elegimsağmanm (Gök Kuşağının) yaşılı alta gelse yz günleri göklü ola, eğer sarısı alta gele hastalık maraz katı ola, eğer kırmızı alta gele kılıç kıranı ola, eğer asmanı (mavisi) altına gele kış katı ola eğer gülgimi gele kıran ola, eğer külhani altına gelse yıl yağmurlu ola ve sular taşıp gemiler gark ola, eğer al tarafı altına gelse, ilk yaz ise kuraklık ve kış eyyamına karip ise donganlık olup canavarlar kırıla"ıaı

180

181

Şeref Boyraz, Fal Kitabı Melhemeler ve Türk Halk Kültürü, İstanbul, 2006 Kitabevi, s. 261. Şeref Boyraz, Fal Kitabı Melhemeler ve Türk Halk Kültürü, İstanbul, 2006 Kitabevi, s. 262 (Kırzıoğlu'dan naklen). 1 23


Türk Halk İnançlarında Renkler

Trakya yöresindeki inanışa göre Gök Kuşağının gri rengi altına gelirse yılın yağmurlu, mavi alta gelirse kışın ağır olur. 182 Gök kuşağı renkleri oluşturulmuş yapılanmaları hayatın muhtelif devrelerinde çeşitli inanç içerikli uygu­ lamalarda da görmekteyiz. Kaşkayi Türklerinde çadırların başına

Bardak

diye bilinnen renkli bezlerden oluşan bir

bezek asılır. Bu bezlerin çeşitli renkleri arasında Al, ak, san, yeşil ve mavi de bulunur183• Gagavuz Türklerinde gelinler için

"Belek Örme"

uygulaması yapılır. Gelinlerin

saçlarına eskiden kırk şimdilerde iki belek örülmektedir. Örüklerin arasına yalabık (şık) iplikler ve tepeleri al renkli gül konur. Bu iplerden al renkli olanın baht, kısmet açıcı olduğuna san olanın ayrılığı temsil ettiğine, yeşil hüznü, üzüntüyü temsil ederken kara kahırı, ak ve mavi rahatlık, ferahlık ve paklığı simgeler. Belek/belik Anadolu Türk­ men Türklerinde de vardır. Belekler al, ak, yeşil, sarı ve mavi renkli boncuk ve düğmelerle süslenir, aralarına bu renklerden kurdela ve yazmalar bağlanır. 184 Renkli şeritlere yüklenen inanç bukadarla sınırlı değildir. Ağaçlara bağlanan adak bezleri ile onların renk­ leri arasında da bir bağıntı kurulmuştur. Güney Türkis-

Şeref Boyraz, Fal Kitabı Melhemeler ve Türk Halk Kültürü, İstanbul, 2006 Kitabevi, s. 262 (Tan'dan nakil). 183 Yaşar Kalafat, Balkan1ardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançlan II. Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 46. 184 Yaşar Kalafat, Balkanlardan tJluA Türkistan'a Türk Halk İnançları I. Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 292-293. ısı

1 24


Türk Halk İnançlarında Renkler

tan'da henüz defnedilmiş mevtalann mezarlanna renkli şeritlerden uzun saçaklar asılır. Bunlardaki renklerin ağırlığına göre ölen şahsın şehit, din görevlisi, trafik kazası sonucu

ölmüş olduğuna hükmedilir. Türkmenistan'da

resmi bayramlarda bayram alanı ve resmi binalann önleri bu türden renkli şeritlerle süslenir. Anadolu kırsal kesim düğünlerinde gelinin başına çok kere kırmızı, yeşil, mavi, san ve benzeri renklerden tülbentler örtülür. Bunlar bazen üç bazen de yedi renk olabilirler. Her rengin bağlanma yeri ve sırası farklıdır. Anadili Kürtçe olan bazı Türk aşiretlerinde yeni gelin bir süre yedi renk iç çamaşırını üst üste giyer bunların giyiliş sıralan ve her rengin verdiği mesaj farklıdır. Her gün birisinin çıkanlışlan da bir sıraya göredir. Azerbaycan coğrafyası Türk kültürlü halklarında renklerin simge oluşları ile de ilgili bazı inançlar vardır. Bunlar doğal olarak Hemşeriler diye bilenen kesimin de halk kültüründe yaşamaktadırlar. Bu kültürde san ayrılık rengidir.

AVkınnızı toy,

bayram,

mutluluk

rengidir.

Nazara karşı da iyi geldiğine kanı durduğuna inanılır. Mavi Türklüğün simgesidir. Yeşil renk ihlası temsil eder. Kara yüceliği, ak ise paklığı anlatır.185 Ağdaş bölgesi Karaçileri'nde yas evinin kapısına kara düğün evinin kapısına da kırmızı ez bağlayarak duyuru yapılır. Sannın ayrılık hastalık gibi anlatımlarının yanında farklı ifadeleri

ıss Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Dedem Korkut Yukan Eller. Ankara, 2008 Berikan yayınları, s. 77.

125


Türk Halk İnançlarında Renkler de vardır. Kırmızı zaferin, kanın da rengidir. Kara yası temsil etmesinin yanı sıra rüyada tez zamana işarettir. Mavi üzerinde durulan açıklamalar ışığında tanrının ren­ gidir. Ak aydınlık geleceği anlatır. Yeşil İslam'ın cennetin

rengi olarak bilinir.

Bize göre mavi Türklüğün rengi olduğu gibi ihlasın da rengidir. İhlasın rengi olarak nitelenen yeşil maviye çalan yeşildir. Bize göre Türklük kavim, ırk olmaktan öteye bir kültürdür ve temelinde ihlas vardır. Türklüğün sahneye çıkış dönemindeki tevhidin adı Türklük idi ve adını ilahi tebligatçısından alıyordu. Hun Türkçesinde Gök kelimesi ile Tanrı kelimesi eş anlamda idi. Hunlaru Kutsal Tanrı Dağları ve bu dağlara yaktıkları ağıtları vardır. 186 Hikmet Tanyu gök Tanrı dinindeki "Gök" kelimesinin "Yüce, ulu"anlamına gelen bir sıfat olduğunu bunun IBu Tanrı Dini olarak anlaşıl­ ması gerektiğini vurgulamaktadır.ıs7 Kutsalı gökte, yukarıda arama inancının bir sonucu olarak Balkanlar ve Rumeli Türk Kültür Coğrafyasında da ulu zatların kabirleri dağlarda tepelik yerlerdedirler. Bu bir noktada yüksekte olunduğu nispette Mutlak Olan'a yakın olunacağı düşüncesinin sonucudur. Halk inanmalarında bazı renkle aşkın, gençliğin şiddetin rengi olarak bilinirken çok kere sarı hastalığın zayıf düşmüş olmanın rengi olarak bilinir ve doğal olarak 186 B. 187

Ögel, Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi I, 1981 s.631-633. Hikmet Tanyu, Türklerin Dint Tarihçesi, s. 9-11.

126


Türk Halk İnançlarında Renkler

ondan bir şekilde kaçıldığı olur. Bu tutum mavi için de geçerlidir. Mavi gözlülerin nazar edebilecekleri inancı çok yaygın iken onlardan korunmak için mavi boncuk, mavi renkli giysiler kullanılır. Bu adeta hasmın gücünü hasma karşı kullanarak üstün gelebilmek gibi bir şeydir. Türk rengi olarak bilinen firuze yetişkin kimselerin çeşitli takılarında nazara karşı da kullanılır. Turkuaz, mavi ve kırmızı renkli taşların insanlar ve hayvanlardaki yüklü enerjiyi çekerek rahatlık yarattığı inancı vardır. Mısırda mavi tür�haz Gökyüzü Tanrısı'nın rengini simgeler ve Mavi Nipn de tanrısının simgesi olarak bilinir. Bu renk taş İbratl.ilerde de kutsaldır ve saygı görür. Bir diğer adı da Yaia Taşı olan Türklerin ünlü Yeşim Taşı yağmur taşı1olarak da bilinirken cami gibi ulu mekanların çinilerine :mavinin renk olması bundandır. 188 Elişi dokum�larda nazarlık olarak dokunan parçaların yanı sıra dokunan qokümanın mesela halı veya kilimin köşesine nazarlık da dokunur. Ayrıca ismi nazarlık olarak bilinen bir de motif vardır. Bütün bunların dışında aynca dokumalarda mavi rengin izahı nazar kıncı olarak bilinir.

188

Ahmet Eker, Nazar (Göz Değmesi) "Kayseri ve Çevresinde Nazar İnanç ve Uygulamalan'', Erciyes üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2000, s.39.

127


Türk Halk İnançlarında Renkler

Mavi rengin dokum.acılığa fazla yansıyamamasının bir sebebi de bu rengin sağlanılmasının tektik-endüstriyel zorluğudur. 189 Mavi gözlü olmanın bu özelliği sözlü yazılı kültüre de aksetmiş Kıyafetnamelerde olduğu gibi190 halk ozanları­ nın

şiirlerinde de yer almıştır. Çıldırlı

Aşık

Şenlik bu

konuda,

" Gözleri mavi idi irengi sarı Didannda yoktu Muhammet nuru Sana ganim olsun Şenliğin piri Ben fakirin hatırına değdin mi"I91 demektedir ki Şenlik de mavi gözlü san tenli olmayı nursuzlukla tanımlamaktadır. Bir diğer örnekte ise;

189

Mavi renk gök (Özbekçe: Asuman, Rusça: Sinj) rengi olmasına rağ­ men halı ve kilimde çok az kullanılmış çünkü boyanın ana maddesi olan çivit Hindistan'da yetişen bir bitkiden elde ediliyor. Ya halk buna benzer renkler yapmış (Çanakkale civarında ekşimiş peynir suyu ve hamur içine paslı teneke parçaları konur. Buna çömlek boyası denir. Aksaray civannda ise paslı çivi ve demir parça­

larından yapılır). Mavi rengi veren demiroksit bu yolla sağlanır. Ege Bölgesinde Gördes civarında da sumak bitkisinden yapılır). Kimyasal yollarla da demiroksitten yapılıyor. Ama bu bile pahalıya mal olduğu için (bu tür malzemeler ithal)halk mavi rengi tercih etmiyor. Hatta mavinin türevleri olan mor ve diğerleri de halıda

190

191

pek yoktur. Son dönemlerde kimyasal usullarle bunlar da halı boyamaya girdi. (Bu bilgiler Sayın Bekir Deniz'den alınmıştır.) Erzurum Hasankale'li İbrahim Hakkı Hz. Sadeleştiren, Turgut Ulusoy, İstanbul, ? s. 149-162.

Marifetname,

A. İ. Erdener ve A. Ni:. Yıldız, ayrıca bak. E. Arslan; Erzurum 1972.

1 28

.AŞJk Şenlik,


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Gözlerigök eşkar ak Olsa ondan ol ırak" denilmektedir.192

Nazarı deyen kişilerin fizyonomileri ve onların mavi-nazar bağlantılı özelliklerini anlatan özlü halk demeleri, sözlü kültür örnekleri; "Gözü boncuk mavisi olan kimseler uğursuz sayılır", "Rengi san, gözleri mavi olan kadın ve erkeklerin gözle­ rinin değmesinden korkulur", "Gündüz bulut gece ayaz yıl azgını, kendi kula, gözleri mavi, dişi seyrek kul azgı­ nı","Gözü mavi, saçı san olanların gözlerinden korkulur ve uğursuz sayılırlar", "Körler, topallar mavi gözlüler ve burunları ağızlarına yakın olanlar uğursuzdurlar". "Kebabı köz öldürür Sürmeğigöz öldürür Yiğidi kılıç kesmez Bir kötü göz öldürür" "Bahçelerde üzerlik Mevla 'ııı vermiş güzellik Pembe yanak üstüne Mavi gözler nazarlık"I9J Bununla sadece mavi gözler nazarda etkilidir. Diğer renklerden gözlü kimselerin nazannın değmeyeceği düşünülemez. Nitekim bir üzerlik duasında; 192

193

Zeki Çıkman, Folklorumuzda ve Edebiyanmızda Göz Kültür Bakanlığı, Ankara, 1977, s. 39. Zeki Çıkman, Folklorumuzda ve Edebiyanmız.da Göz Kültür Bakanlığı, Ankara, 1977, s. 47-48. .

,

1 29


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Üzerlik havasın Her dertlere davasın Ak göz kara göz Hangisi nazar etmişse Onların nazannı boz denir''94 Giresun'da, Van'da ve Güneybau Azerbaycan'da yaşamakta olan Kiresunlu Türk aşiretinde mavi/Göy gözün inanç içeriğini belirten önemli bir söz vardır. Buna göre "Ala gözü it doğar kurt doğar şart odur ki göy göz doğa" Gözü ela olan yavruyu bütün canlılar doğabilirler, önemli olan mavi-yeşil gözlü olan yavruyu doğabilmektir. Mavi göz Anadolu Türklerinde de önemsenir. Mavi gözlü kimseye nazar çok zor değer, mavi gözlünün nazarı çabuk değer. Mavi gözlü kimseye büyü tesir etmez. Bazı büyü yapımı ve tılsımlı definelerin aranmasında, tasa fal baktınlmasında mavi gözlü çocuklar kullanılır. Mavi gözlülükte bir takım sır güçlerin olduğuna inanılır ve bu göğün mavi oluşu ile izah edilir.195 Ateşe yağ atarak bilhassa kuyruk yağı atarak alevin şekli ve renginden hareketle geleceği fallamak Türk kültürlü halklarda geleceği okuma yollarından birisi idi. Falına bakılacak kişinin adına ona ait özel günlerde dualar edilerek ateş yakılır. Oluşan renklere anlam verilirdi. Bu renklerden al savaş, san hastalık, kara ölüm uzun süren

194

Zeki Çıkman, Folklorumuzda ve Edebiyanmıuia Göz, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1977, s. 56-57. 195 Yaşar Kalafat, Balkan1ardan illuğ Tiirkistan'a Türk Halk İnançlan II. Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 129.

1 30


Türk Halk İnançlarında Renkler

yolculuk olarak yorumlanırdı.1% Ateş falından hareketle bebek bekleyen hanımların dünyaya gelecek bebeklerinin cinsiyetlerine dair de kanaat açıklanır.197 Borçalı'nın Karapapak Türklerinde nazardan koru­ mak için çocukların ciğnine/omzuna ve yeni gelinlerin eğnine/göğsüne göy/mavi muncuk/boncuk takarlar. Bu yörede bebeğin kırklanmasında onun kırk suyuna kırmızı, san ve mavi 3 taş konur çocuk kırklanırken "Allah'ım meselli ala Muhammed" şeklinde Hz. Muhammed selamlanır.198 Yozgat'ın Halaçlı Türkmenlerinde nazarlık yapmak için Karaağaç kare şeklinde küçük parçalar halinde hazırlanır, ortası yakılarak delinir mavi boncukla birlikte kolye yapılıp takılır.199 Kafkasya'nın Gregoryen inançlı Türklerinde de salyangoz kabuğu ile mavi boncuk nazara karşı koruyucu olarak kullanılır.200 Balkanların Moldova, Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşamakta olan Ortodoks Gagavuz Türklerinde de mavi renk saygıyı celp eder. Mavi gözlü kimselerin nazar etmelerinden sakınılır.

Ahmet Eker, Nazar (Göz Değmesi) "Kayseri ve Çevresinde Nazar İnanç ve Uygıılamalan": Erciyes üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2000, s. 24. 197 Ayşe Duvarcı, Türkiye'de Falcılık Geleneği ne Bu Konuda İki Eser (. . .), An.kara, 1993, Kültür Bakanlığı, s.27. 198 Yaşar Kalafat, Ba1kan1ardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançları Il, Ankara 2007, Berikan yayınları, s. 254. 199 Yaşar Kalafat, Ba1kan1ardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançları V-VI, Ankara 2006, Berikan yayınları, s. 372-373. 200 Yaşar Kalafat, Balkan1ardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnanç]an V-VI, Ankara 2006, Berikan yayınları, s. 328-329. 196

131


Türk Halk inançlarında Renkler

Azerbaycan'da çok söylenen "Göy göz tekin değildir" sözü burada da yaygındır. Türk kültür coğrafyasının bu kesi­ minde de nazara karşı korunmak için mavi boncuktan yararlanılır.201 "Şom ağız gibi şom göz de vardır şifası ma­ vidir." Denilirken nazarı önleyici ve giderici ayetlerin varlığı da bilinir.202 Mavi boncuk veya mavi taşa uğur taşı da denir. tırnağı olarak bilinen boncuğun bir adı da Hophatun'dur. Katır boncuğuna Mühre Boncuk veya Har Mühre denildiği de olur.203

Aslan

Batı Türklüğünde, kara'nın simgelediği durum­ lardan birisi yas olmakla beraber Semerkant'da bir kısım Türklerin yas döneminde mavi giyindiklerini biliyoruz. Bu tespiti çok yaygın olmamakla beraber Uluğ Türkis­ tan'ın Harezmi bölgesi için de yapabiliyoruz.204 Az bir bö­ lümü Gaziler ve Tuzluca bölgesinde yaşayan daha ziyade Güney Azerbaycan Türk toplulukları arasında sayılan Ayrımlı veya Ayrumlular'da yas rengi kara değil 201 Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halit İnançlan I, Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 284. 202 Feriha Akpınarlı, "Ankara İlinde Nazar ve Nazarlıklar", Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisi, Eylül 1992 S. 15, s. 55-59. 2oa Ah met Eker, Nazar (Göz Değmesi) "Kayseri ve Çevresinde Nazar İnanç ve Uygnlamalan", Erciyes üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2000, s. 38. 204 Yaşar Kalafat "Türkistan Halk Sufizınine Dair Notlar" Türk Kültüründe Nevruz Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri, Ankara 1995 s. 199-200 Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ekim 1995 S. 106 s. 44-48.

132


Türk Halk inançlarında Renkler

göy/mavidir205. Aynca Göktürk dönemi yas giysilerine dair bilgi verilirken onların mavi de olabildikleri ifade edilmektedir.206 Özbekler bir yakınları öldüğünde, hem yas işareti anlamında hem de ölenin yakını olduklarını (süyek aksrabalığı=kemik akrabalığı) bellerine mavi kuşak bağlarlar. Hatta türbe ve mezar ziyareti sırasında da mavi kuşak bağlanır. Bu ziyaretçilerin Özbek olduğunba delalet eder.201 Nesimi Farsça divanında daha ziyade "kara gözlü" !erden söz ederken, onun Türkçe divanında felsefi bir mahiyet arz eden sema ile hemrenk olan ala "mavi" gözler vasf olunmuştur. Onun bu seçiminin esas yönelticisi kökleri çok eskilere dayanan tarihi felsefi mülahazalardu. Başlangıçta mitolojik anlayış şeklinde var olan, zamanla eski Yunan filozofları tarafından felsefi mahiyet kazanan mikro (insan) ve makrokosm (kiinat) anlayışına göre bu iki anlayış arasındaki harmoni ve vahdet vardır. Nesimi'nin Türkçe ve Fars divanlarında muhtelif yönlerden açıklanan bu felsefi kanaatin Türkçe ifadesinde ıos

206

207

Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halle İnançları II. Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 275. Bu açıklamayı Prof. Dr. Mustafa Kafalı, Türk Kültüründe Nevruz Uluslar arası Bilgi Şöleni bildirileri tartışılırken 21 Mart 1995 de Başkent Öğretmen evi'nde Ankara'da yapmıştır. Bekir Deniz, "Güney Kazakistan'da Mezar ve Mezarlık Geleneği", Vll. Milletlerarası Türk Halle Kültürü Kongresi, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, 27 Haziran-Ol Temmuz 2006 Gaziantep, (basılmadı).

133


Türk Halk İnançlarında Renkler

birçok özel çizgi hususiyle vurgulanır. O insanın mavi renkli gözlerini semanın (burada kainatın) renginin taşıyıcısı olarak vasf eder. Mikro ve makrokosmosun arasındaki bu benzeyiş ayniyeti onların vahdetinin göstericisi gibi açıklanır. Bununla da şairin ekseri şiirlerinde insana ait olan "ala göz" ü bazen hatta yaratanın özü ile alakalandırılmasını da kayıt etmemek mümkün değil. ("Gözlerin alası afakı tutupdur") mısrası hem hakkın merkezi kamil insan, hem de Allah'ın ötüne ait olana ait olabilir, diyor. " ...Özetle nesimi Farsça divanında "Türk" sözünü daha çok güzel anlamında ve gözlerin sıfatı olarak kullandığı halde Türkçe divanında bu sıfatın yerini sık sık "mogolçin" tutmuştur. Gözün rengi ile ilgili olan böylesi bir tiplemeden farklı olarak milli ve ırki mensubiyete yönelik olarak meydana getirilen bu imaj felsefi değil daha ziyade sosyolojik karakterlidir."2os Bu açıklamanın konumuzla bağlantılı yanı mavi gözlerin sema ile aynı renkte olması, bu teşhisin derinliklerinde tarihi, felsefi hususların bulunması, mitolojik anlayış unsuru olarak var olan bu bulguların felsefi mahiyet kazanmasının çok daha sonralan Yunan filozoflarca sağlandığı, makro ve mikro kozmoslar arasında kurulan bağın, güzel anlamına gelen Türk'ten ve

208 "Nesimi'nin Edebi Şahsiyeti Türkçe ve Farsça Divanında AMEA'nın Xaberler'i 2002 No:l-2 s. 176-183.

"

1 34


Türk Halk İnançlarında Renkler

tanrının rengi olarak kabul gören maviden yola çıkarak yapılmış olmasıdır. Mavi Anadolu Türk halk kültüründe de yası temsil ediyordu; "Ağlama yar ağlama Maviyazma bağlama Mavi yazma tez solar anam Ciğerimi dağlama " ağlayan yar mavi yazma bağlıyordu ve mavinin soluşu ile de yas tamamen kalkmış oluyordu. Diğer taraftan mavi rengin Zerdüşt inancında da yası rengi olduğu ifade edilmektedir.209 Ağıtların renk kültürü açısından taranması yeni bulgular sağlayacaktır.

Dede Korkut Destanında ölüm haberi alnınca Yas Meclisleri oluşuyor ve matemi simgeleyen renkler olarak göy/mavi ve kara renkli giysiler öne çıkıyordu, 40-50 kara giyip göy sarılmış yiğit beliriyordu Böyreğin otağı karalı göylü/mavili idi210• Bu destanımızda geçen "Karalı Göklü Otağ" tanımlaması ile yaslı ulu ev anlatılmış olmaktaydı. Osmanlı Padişahı Abdülhamit'e Gök Sultan Abdülhamit Han hazretleri denilmesi ululuğuna duyulan

209

ııo

M. Seyidov, Az;,rbaycan Xalqının Soykökünü Düşün;,rk;,n. Bakı: Yazıçı, 1989, s 496 (Zikreden, M.İsmail, a.g.m). Mehseti İsmail, "Azerbaycan Folklorunda Reng Anlayışı", Azarbaycan Milli Elmfar Akademiyası Naxçıvan Bölmasinin Xabarfari, 2008, S.l, s. 222-226.

1 35


Türk Halk İnançlarında Renkler

saygıdandır2 11• Irak'ın inançlan tasavvuf yüklü Türkmen toplumlarından mavılı/Mavıllı/Mavili'lerin bu ismi alış sebepleri incelenmeğe değer Mavili'nin Sanlı gibi boylara isim olabildiğini de görüyoruz.212• Mavi bir dönem doğu Karadeniz ve doğu Anadolu' da insan ismi veya takma adı da olmuştur. Sürmene yöresinde bol sütlü ineklere maviş denildiği bilinir. Bu tercih de bize göre nazar bağlantılı olmalı zira nazarı aşmak, onu yenebilmek için bazen nazarın telaffuz edilmesi yeterli görülür ve isim olarak "nazara" konur. Nahcıvanda ilk yas merasimi başlamasından sonra kadınların tünd/göy/mavi renkli giysiler giymeleri onlann yastan

çıkmalarının

işaretidir.213 Mehseti

İsmail'un214

tespitine göre tamamen ve sürekli kara renkli elbiseler giymek

matemli

yıllar

biteviye

devam

etsin

yeni

nesillerden ölümler olsun anlamına gelir. Bu itibarla kara renkli giysiler az giyilir, koyu mavi renkli giysiler tercih

211

212 213

214

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İnançlan Dedem Korkut Ak Koyunlu Coğrafyası, Ankara, 2008, Berikan yayınlan s.228. Yaşar Kalafat, Balkanludan IBuğ Türkistan'a Türk Halk İnançları il, Ankara 2007, Berikan yayınlan, s. 370. Mehseti İsmail, "Azerbaycan Folklorunda Reng Anlayışı", Azarbaycan Milli Elmfar Akademiyası Na:xçıvan Bölmasinin Xabarfari, 2008, S.l, s. 222-226. Azerbaycan Bilimler Akademisi Nahçıvan Bölümü.

1 36


Türk Halk İnançlarında Renkler

edilir. Nitekim kargışlar arasında "seni görüm gara yaylık

galasan/Senin badema kara yazmanla kalmanı dilerim"2 15

Bize göre kara ve mavinin yas rengi oldukları gerçeğinin derinliklerinde farklı inanç inceliği vardır. Kara yeis, bitlik, küskünlük biraz da isyan içerikli bir yasın simgesidir. Mavi ise, Mutlak olana, ilahi tecelliye boyun eğmenin kadere razı olmanın rengidir. Sürekli kara da ısrar etmek inkara götüren bir isyanı simgeler. Mavi ise "yaslıyız ama senden geldi, sen verdin sen alırsın, muhakkak bir bildiğin vardır ve bizim için hayırlı olandır. İstersen daha büyük üzüntüler de verebilirsin, senden geldik

sana

dönüyoruz.

Kaybımızla

acı

içindeyiz

ağlamamız kara giyinmemiz bundandır. Acımız karşısında bize sabır ver." anlamındadır. Nitelik mavinin koyu daha ağır, ciddi olanı tercih edilir. "Kara giyilip mavi sarılmak" da bizi aynı değerlendirmeği yapmaya götürüyor. Sargı ister kuşak, ister atkı veya benzeri olsun üst giysidir. Kara yani acı içte kalır dışa vurulmak istenen neşenin rengi değildir ama kara da değildir. Açık renkler daha ziyade neşenin mutluluğun göstergesidirler2 16 Yasın ödemleri ve insan vücudunda biriken enerjinin miktar arasında bir bağ kurulup

bunun

renklerle

ifade

edildiği

üzerinde

durulamaz mı? "İnsan vücudunda bazen yeterli bazen de

2ıs

216

Mehseti İsmail, "Azerbaycan Folklorunda Reng Anlayışı", Azarbaycan Milli Elmfar Akademiyası Naxçıvan Bölmasinin Xabarlari, 2008, S.l, s. 222-226. Ahmet Cezlan, "Açık Renkler Hasta Psikolojisini Olumlu Yönde Etkiliyor", Diş Hekimliği Dergisi, 318, S. 81, s.10-13.

1 37


Türk Halk İnançlarında Renkler

açık enerji birikimi olur. eğer bir enerji merkezinde yetersiz enerji mevcutsa o zaman enerji merkezi kendi rengiyle terapi gösterebilir"2 11 Üst giysi olarak göy/mavi içerikli bu inanç sözlü kültüre de doğal yansımıştır.

''Başına vay başına Göy vala takmış başına İki kan alanın Toprak ola başına 'flıa denilirken Bir Erzurum türküsünde de;

"Başında mavi vala Dola kolların boynuma Kız anan kaynanam ola" denir. Dobruca manilerinde;2I9 Mavi yelekli yarem Şarla pelekli yarem Beni bıraktın gittin Taştan yürekli yarem Mavi yüzüğün taşı Yanaryüreği başı Ben ağabeyim özledim Akargözlerim yaşı 2 11 ııs 219

Gülümser-Haldun Keskin, "Renkleri Terapisi", www.keskinlergenpa. Kaynak kişi; Zeynelabidin Makas. Enver Mahmut-Nedret Mahmut, Dobruca Türk Halk Edebiyatı Metinleri, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1997, s. 297.

1 38


Türk Halk İnançlarında Renkler

Maviyüzük maşallah Sen benimsin inşallah Yolcularyola gitsin Kavuşuruz inşallah Mavi zambak mor zambak Yağmuryağarsa açacak Bizim köyün kızlan Koca bulursa kaçacak Mavilergiymez idim Sevdalar bilmez idim Sevda ateş ile gömlek Bilseydim giymez idim

Birkaç içeriği aynı olan mani de Anadolu'dan vermek gerekir ise; Mavi işlik moryelek Elendim elek elek Hiçbir vakit görmedim Kör olsun kahpe felek Maviyelekliyarim Beyaz bilekliyarim Nasıl bensiz duruysan Gavuryürekliyarim

1 39


Türk Halk inançlarında Renkler

Maviyelek mor düğme Yine düştün gönlüme Yar aklıma gelenden Kan damlaryüreğimeao

Göy-gövermek/yeşermek hayat bulmak, hayat bulmuş anlamında günümüzde Azerbaycan Türkçesine yaşamaktadır. Bu anlamda mavinin renk karşılığı mavi ile yeşil arasındadır. Azerbaycan Türkçesinde bir takım taze sebzenin genel adı göy göğertidir. Bu anlamda göğertiyi sözlü kültürün çeşitli örneklerinde görebiliyoruz. "Azizem kurut aşı Yemeğe kurut aşı Hakk'ın gönlü olursa Göğertir kuf"!l taşı '�1

Mavi Türk kültürlü halklarda koruyucu renk olarak bilinir. Işıkları yansıttığına inanılır. Nazarlıklar için mavi renk seçilmiştir. Çocuklara mavi boncuk takılır. Nazardan korunması istenilen kimsenin üzerinde mavi giysi olması istenir. Bebeklerin kundak sargılan, kapüşonlan, patikleri kem gözden korunma adına mavi renkten seçilirler. Mavi göz halk arasında göy göz olarak bilinir. Bu tür kimselerin bakışlarının tekin olmadığına inanılır. Ayrıca define arayıcıları su falına bakarlarken de ananı ilk ve mavi gözlü 220

Ruhi Kara, Erzincan Manileri, Ankara, 1 993, s. 1 16-117. ııı Kaynak kişi; Zeynelabidin Makas.

1 40


Türk Halk İnançlarında Renkler

buluğ çağına girmemiş kız çocuğunu seçerler. Mavi rengin gök rengin ile örtüştürüldüğü, göğün kutsiyet içerdiği gök iyelerinin yanı sıra bizzat göğün de bir iye olduğu Gök Tanrı inanç sisteminde göyün tuttuğu yerden biliyoruz. Türk kültür coğrafyasında onlarca Gök Medrese, Gök Minare, Gök Mescit, Gök Türbe gibi gökle isimlendirilmiş kutsal mekan vardır.

Gök kelimesi Kafkasya bilhassa

Kuzey ve Güney Azerbaycan Türkmeneli Kuzey Irak, Anadolu ve Balkan Türk coğrafyasında dağa, daşa, göfa, çaya, meydana kurda, öküw, hakana ad olmuştur. Bütün bu iisimlerin başına gelen göy/gök/mavi inanç içeriklidir. Gök Baba, Gök Dağ

Piri, Gök Öksürük Ziyareti,

Mavi Işık

kutsal mavinin tezahürleridirler. Kırgızıstan'da boynuzu ile yerden su çıkararak susuzluğu önleyen öküz mavidir. Dünyayı boynuzlan ile koruyan Kırkız efsanesindeki öküz de Göy/göktür. Dünyayı boynuzunun üzerinde tutan öküz hazan san bazen de göy/mavidir. Bir Bitlis Türküsünde;

"Gökmeydan başaşağı Belinde Şal kuşağı Alay kalkmış gidiyor Hepsi Bidis uşağı "

denilmektedir.222 Gök Meydan,

Bitlis'in en büyük meydanıdır.

222

Törehan Serdar, "Bitlis'te Askerlik", Ahlat Gazetesi, Ocak 201 1 . 141


Türk Halk İnançlarında Renkler

Buharadaki

Kukaldaş

Medresesi'nin

Gök

Altaş

isminden bozma olduğu ifade edilmektedir. Safranbo­ lu'daki isminin

Göveren Baba'nın etimolojisi yapılırken yatırın Göğe

Eren

Baba'dan

bozma

olduğu

ileri

sürülmektedir. Bazı araştırmacılara göre ise kelimenin aslı Göyeren, mavileşen, yeşeren, ürün veren verdirenden bozmadır223•

SONUÇ Renkler Türk kültürlü

halklarda inanç

içerikli

simgeler iken, verdikleri mesaj itibariyle Balkanlar ve Rumeli'de de Türk kültür dünyası ile ortak özellikler gösterirler. Bu özelliklerin mitolojik kökenleri vardır. Mavi nazar kırıcı olarak bilinirken bu özelliğinin yanı sıra yas rengidir de. Mavi-nazar, mavi-kutsal, mavi-büyü bağlantısını Balkanlar ve Rumeli Türk kültür coğrafyasında sözlü kültür verilerinden hareketle de ömekleyebiliyoruz.

223

Yaşar Kalafat, Balkanlardan illuğ Türkistan'a Türk Halk İnançları V-VI, Ankara 2006, Berikan yayınlan, s. 253.

1 42


Türk Halk İnançlarında Renkler

TÜRK HALK TEFEKKÜRÜNDE "SARI" VE GEÇİRDiCi TRANSFORMASYON GİRİŞ Bildirimizde, Türk düşüncesinde renkler konusu, renklerin içerdiği yalın anlam ve yön anlayışları ile bağlantısı bakımlarından incelenmiştir. Renklerin sıfat olarak kullanımlarının yanı sıra onlara ayn ayn özel anlamlar da yüklenmiş, onlar Efsane kahramanı San Kız gibi insanlara, Mitoloji objesi San Öküz gibi hayvanlara tasavvuf içerikli San Çiçek gibi bitkilere San Raınal gibi etnografyaya Sanlar Beli ve Sarıkamış gibi topografyaya isim de olmuşlardır. Bildiri konumuz Türk kültürlü halkların tefekkü­ ründe bu hususu irdelerken uzak geçmişten günümüze geçirdiği değişime ışık tutmaktır. METİN

Tatar Türklerinin Saban Toylannda Yer Atası 'Sarı Sakal' dı. Atlı Oğuz Türklüğünde dünyayı boynuzunda tutan Sarı Öküz'dü. Dünyanın San öküzün boynuzunda olduğu yerkürenin boynuzlar arasında yer değiştirmesi veya sineklerini kovması ile zelzelenin yaşandığı fikri Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tataristan, Taci­ kistan, Gagavuz Eli, Azerbaycan ve Anadolu Türk kültür 143


Türk Halk inançlarında Renkler

coğrafyası halk inançlarında hala ya,amakta tarihi min­ yatürler, bir kısım heykeller ve modem resim tablolarında da yer almaktadır. Bu inanç sözlü kültürde Horavel parçalarına da yansımış224 ve Mahdum Gulu Divanı'nda da yer almıştır.225 Buradan hareketle Yer İyesi ile bir yerde, bir noktada adeta sarının ilişkisi vardı. Tatar- Türk mitolojisinde Altı Parmak olarak bilinen kara iyeye Mısır böl­ gesinde Rafaim deniliyordu. Uzun boylu, uzun boyunlu, uzun kol ve bacaklı, çok güçlü olan bu varlıkların Davut Peygamber zamanında yere gömüldüklerine inanılır. San Öküzün boynuzunu sallamak suretiyle, boynuzundaki dünyada depreme yol açışına, bu iyenin yol açtığına inanı­ lır. Ayrıca onun ailesi olabilen bir iye olduğuna da inanılır. Bu veriye göre Sarı Öküz, Rafaim' dir Tatar Türklerinin saban toyunda yağmurun zama­ nında ve yeterince yağması için yapılan yağmur duala­ rında; "Yer atası San Sakal" olarak düşünülmüş226 olması 224

"San Öküz senden bu du dileğim

Bir günlüğü gerek tamam ekesen İstemirem akşama dek çekesen El tohmetin üstümüze dökesen"

(Yaşar Kalafat, 1ürk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan, Dedem Korkut Aşağı Eller, Berikan 225

226

yayınları, Ankara 2008,s. 379 zikreden Ehliman Ahandov, s, 14). "Yeri götüren Sarı Öküz Bilmem neçe yaşıdadır Dörtbin dörtyüz ayağı var Hemmesi de döşündedir" Mahdum Gulu, Divan. "Yer atası san sakal! Yer anası asil hanım! Tepesine tokluğu ver

144

·


Türk Halk inançlarında Renkler

yağış-toprak-bereket bağlamında sarıya bir görev yükle­ mektedir ki adeta san yer ile gök arasında bir yerdedir. Giderek renklerin mistik güçleri insan hayatının dönemleri ve halleri227 ile mesela yaşlılık ve hastalıkta olduğu gibi diğer bazı halleri için de kullanılır olmuştur.

211

Köklerine sağlamlığını ver, İl üstüne bolluğunu ver, İl içinde bizlere de ver! Başlayalın dileği, Kaldıraım bileği, Güneş şahit ol! Çulpan Zaripovaetin, Tatar Tilıklerinin Gelenek ve Görenekleri, Karadeniz Dergisi Yayınlan No 01, Ankara 2009, S.25 "Harmana serdiler San samanı Geçtinıi yar hasretliğin zamanı Gel otur sevdiğim yanıbaşıma Ayrılıklar . . . . . . " "Dam başında sarı Çiçek Neni de yarım neni Buradan göçek Ürgübe gidek Neni de yarim neni" -Yoncalığın cılgaları

Gide gide daralıyor Ömer'i wran jandarmalar Elvan elvan sararıyor" (Nihat

Boydaş, "Prof. Dr. O.Haluk Karamağaralı'ya Saygı", Tilık Yurdu, Mart 2009 s.259, s. 101-103) "San zıbın asılı Kenarından kasılı Sen orada ben burada Nedir bunun çaresi" 1 45


Türk Halk İnançlarında Renkler

Dünya anlayışı; yer, yerüstü ve yeraltı olarak düşünül­ düğünde de yerin simgesi olan san, orta dünyadadır. Renklerle ilgili olarak yapılan bu anlamlandırma,

San Keçili, San Uygurlar, San Tirgişler, San Türkler toplumlan228 olmuştur.229

ve

toplumun

Buradan

kurumlarını

hareketle

da

gibi

simgeler

bu ve benzeri isimli

toplumların iskan mahallerine veya askeri birlik iseler konumlanışlarına bakılabilir. Nitekim aynı yaklaşımdan Muche

Takvimi 60

hareketle,

Türkmen

yılda bir devir tamamlarken her yılın

hayvanattan, nebatattan, cemadattan bir belirleyicisi vardı ve bunlar renklerle simgeleniyorlardı. Bu renklerden ilki san idi. Buradan hareketle isminin ön ekinde "san" tanımlaması bulunan toplumların "san" yı alışları bu takvimin içeriği ile bağdaştırılabilir mi? İnsan isimlerinin tanımlanmasında

Baba, Kara

Baba örneklerinde olduğu gibi230 halk tasavvufunda Sarı

228 Karakoçanlar-Karakeçililer ve San Koçanlılar-San Keçililer Yunanistan'daki Rumlaşmaya terkedilmiş Ortadoks Türklerdir. Sabiha Tansuğ, "Kozak Yaylasında karakeçili Türkmenleri", 11. lnuslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi,19-25 Nisan 2010 Çeşme İzmir. 229 Reşat Genç, Türk İnanışları ile Milli Geleneklerinde Renkler ve San Kırmızı Yeşil, Ankara, 1997. 230 Yaşar Kalafat "Türk Halk İnançlarında Kara" lnuslar arası 4. Türk Kültür Kongresi Bildirileri, Ankara s. 274-284; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1999 S. 152 s. 17-21; İslam ve Kültür Araştırmaları, Sofya, 1999 S. 4 s. 398-409; Erciyes Aralık 2002 S. 300 s. 30-34.

146


Türk Halk inançlarında Renkler

sıfatı ile belirlenenler de var. Bunlar San Saltık/Saltuk'tan San Baba'ya kadar uzanmaktadırlar.

Ön

isim olarak

bilinen sanlar muhakkak ten veya sakal renginden mi geliyordu?

Kara

Donlu Can

Baba

ismindeki

kara

muhakkak cübbesinin renginden mi kaynaklanıyordu? Yoksa manevi sosyal bir statü mü idi? Türk hak.anlan Seferden evvel atlarının kuyruk­ larının uç kısmını bağlayıp/örüyorlardı. Bu bir bağlılık, adanmışlık, nişanı idi. San Gelin Türküsü'ndeki

''Saçın ucun örmezler Neynim aman aman Neynim aman aman San GeliD. Seni bana vermezler" mısralarındaki saçın ucunun örülemeyeceği ·engeli ile anlatılmak istenilen bu husus­ tur.231

Sarı gelin acaba muhakkak sarışın olduğu için mi

yoksa sevdalı da olduğu için mi san idi?232 Sarının, sev­ danın, sevdalılığın bir türüne verilmiş ad olduğu söylene­ bilir mi idi? Alişir Nevai'nin Seb'e-i Seyyar destanında canı bir kuş gibi algılayan mitolojik anim.istik öğeler vardır ve vurgulamaya çalıştığımız hususla örtüşmektedir.

231 232

Kaynak Kişi; Dr. Fereh Celil. Tuva Türklerinde evlenecek kız ve erkeğin saçları bir birlerininki ile örülürdü. Eski Türklerde ve halen de Azerbaycan'ın kırsal kesiminde ikiye aynlan saçın bir bölümü açık halde önde diğer bölümü örülü halde arkada olurdu. (Kaynak Kişi; Seyfettin Altaylı).

1 47


Türk Halk inançlarında Renkler

"Ta bu alemgedir esir tenim, Ruh totusuna kafes bedenim Ul sari mayi! et hayalimi, Kim, sana teguray mealimi, Neye mayii ki bu geday olgay, Anga tutkum senin rizan olgay'm Türkiye'de ve Türkmenistan'da Sarıkamış ismının yerleşim yerlerine ad olması sadece kamışların rengi ile izah edilebilir mi? Denizli yöresinde Gelin Karşılama Merasimleri'nde yapılan İtibarlama'larda, "sarı çubukluklu bağlarımı sattın mı?" denilmesi, bağın sarı çubuklusunun makbul olduğunu gösterirken, bu makbullük sadece maddi kıymetten mi geliyordu? Altay şamanı Ülgen'in 9ğlu Karşıt'ı Gök Tanrı kurban merasimi için çağırırken San Kamış A.Sa kullanmaktadır. Kara Şaman, Ağ Şaman ve San Şaman adlandırmaları bu noktadan hareketle tekrar irdelenemezler mi? Lamalar arasında san lama ve Kara Lama'lann olduğu bilinmektedir.234 San Türk kültürlü halklarda ayrılık, sevdalıların kavuşmalarında çektikleri sıkıntılar, hasret, sararıp solma

233

234

Manzura Narzıkulova, "Seb'e-i Seyyar Destanında Gökle İlgili Mitlerin İncelenmesi" Il. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kngresi, 19-25 Nisan 2010, Çeşme İzmir. Kaynak Kişi; Huang Akademe.

148


Türk Halk inançlarında Renkler

anlamlarında hastalık emaresi olarak da bilinir235• Şamanın trans halindeki nıh hali adeta saralı hasta gibidir. Matikiev, Manas Mozolesindek.i renklerden sarının

yoğun olmasına ölüm-ebedilik noktasında özel anlam

vermektedir. San renk kültür coğrafyasının bu kesiminde bilhassa Manas'ta kadını ve altını simgeliyordu.236 Atlı Göçebe

Bozkır

kültüründe

ve

Çin

Hakanı

ordu

karargahında altın tahtını orta mevkie kurduruyordu. 237

Orta mevki tarihçileri

de

ve altın bağlantısı üzerinde Türk kültür

durmuşlardır. "bu dört renkle birlikte

kullanılan bir beşinci renk vardır ki, o da sandır. San renk yön değil, bu dört rengin ortasında yer alan merkezi karşılamak için kullanılmıştır. Devlet yapısı bakımından değerlendirilecek olursa, san renk merkez hakimiyetini ve kuvveti ve kudreti ifade etmektedir. Birçok san yanında kullanılan Türk sansı, "altınsansı"dır Altın bilindiği üzere kuvvet ve kudretin, hakimiyet ve zenginliğin karşılığı olarak

dünya

var

olduğu

günden

beri

değerini

korumaktadır. Yine bu anlayışa uygun olarak tarihte güçlü

235 Yaşar Kalafat, "Van Gölü Havzası Merkezli Türk Kültür Coğrafyasında Renkler" lV. Uluslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu 12-14 Haziran 2008. 236 K. Matikeev, "Manas Alemi", il. 'lnuslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010, Çeşme İzmir. n1 Kaynak kişi; Abdülhakim Mehmet.

1 49


Türk Halk İnançlarında Renkler

ve cihangir hükümdarların hepsi altın tahtla birlikte tasvir edilmektedirler."238 Rüyada al gül erkek san gül kız çocuğu beklendiği anlamında yorumlanır ve kız çocuğu erkek çocuğa nazaran daha az istenir. Altın-kadın ve san bağlantısı daha ziyade zahiri anlamdadır diye düşünüyoruz. Bir Azerbaycan manisinde

''Elinde var san gül Yan gonca yan gül Tez açılıp tez soldun Açmayaydm bari gül, " Veya "Gızılgül olmayaydı Saranp solmayaydı Bir aynlık bir ölüm Hiç biri oylayaydı " denilmektedir. Aynı mesajı . veren Türkiye'den derlenilmiş bir mani de ise. ''San kurdelem sarı Dağlara saldım yarı Dağlar kurbanm alam Tez gönder nazlı yan" "Makaram san bağlar Kız söylergelin ağlar Niye ben ölmüşmüyem 238

Mustafa Kafalı, "Türk Kültüründe Renkler", Yörtürk. Mart-Nisan

2002 s. 42, s. 39-42.

150


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ayşa '.nı/Ayşeiıı karalar bağlar" "Sarı bağlamak", "kara bağlamak" da olduğu gibi bir hali anlatır ancak bu hal tam karşılığı ile yas hali değildir. ''Bu dağlar olmayaydı Sararıp solmayaydı Bir ayrılık bir ölüm Hiç biri olmayaydı" denilmektedir. Kara, ölümü simgelerken sarı belki yarı ölüm veya ölümden evvelki haldir. Aşık olmak, maşuk için kendinden geçmiş olmak ve bu halin "sarı" ile simgelenmiş olması transta, rüyada ve sarada ortak yandır.

Böylece renkler, sarının sonbaharı anlatmasında olduğu gibi mevsimleri, kişioğlunun fiziki ve ruhi yapısını yansıtırken muhtemelen anlam kayması olmuş halkın askeri birliğini veya milletin bir kesimini anlatır olmuştur.239 Renklerin bu özellikleri sözlü kültürün her alanına ve Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi tasavvuf ehline de yansımış, "Gel benim sarı tamburam Sen ne için inilersin " ''Ezılmiş ince dilleri Dökülmüş san saçları"240 239 Reşat Genç, Türk

İnanışlan ile Millt Geleneklerinde Renkler ve

San Kırmızı Yeşil, Ankara, 1997. 240 Hülya Çevirme, Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama

Katkısı" Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2008/2 s.92-108 151


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Elinde san kaval Önünde sürü davar Oğlan sürün susamış sürümüzde su da

var'241

Örneklerinde olduğu gibi edebiyatta da · yerini bulmuştur. Halk tasavvufunda san, nefsi emareyi temsil etmekte242 iken, renkler yıldızlara, burçlara göredir. Mavi nazarın odaklanmasını azaltır, etkisini bir noktadan geniş bir alana yaydınr.243. Sarının da üzerinde durulan anlamda bir özelliği olmalı. İbrahim Hakkulov san-mavi bağıntısı üzerinde durmakta ve açıklamasında tasavvufta manevi dünyayı anlattıklarına yer vermektedir. "San tasavvufta olgunluk, doyum noktası anlamına gelir. Şamanizm' de öteki alemi anlatır"244 Bu açıklamalar tasavvuf içerikli diğer tespitlerimizle örtüşmektedirler.

241 Ali Yakıcı, Halk Şiirinde

Türkü -Tanım-Tasnif-İnceleme-Metin,

Akçağ, Ankara 2007, s. 234 242 Halle tasavvufunda semayı oluşturan renk yapılanmasında; 1.yerlerin ve göklerin nftru olan Allah, Allah'ın boyası Siyah Nur, 2.Yeşil nur, sağ yeşil, sol yeşil, bunlar zeytinudir. 3Nar çiçeği kan renginde kırmızı, 4.Beyaz, tatmin olmuşluğun niiru, 5.Mavi, nefs-i mülhime, 6.Sarı, nefs-i eınmare'dir. (S. Güngör Tasavvuf Mektuplan 2010 Burhaniye) 243 S. Güngör, a.g.e. 244 lbrahım Hakkulov, "Edebiyatta Kara Rengin Yorumlanması Hususunda", II. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010, Çeşme İzmir.

1 52


Türk Halk İnançlarında Renkler

San'nın doğumla ölüm arasında veya yazla kış arasında "Ayva san nar kırmızı sonbahar"245 da anlatıldığı gibi, adeta orta yerde, onun geçiş dönemdeki yerini belirleyen inanç ve algılayışın uzak geçmişten gelen bir mazisi vardı. Nefis ki insan yaşamında bir gerçektir, disipline edilmesi ile ilkbaharı, ona uyulması halinde sonbaharı getirir. Hoçentli Özbek Türklerinde bayanları ramalla­ nndan (başörtüsü) tanımak mümkündür. Yaş (genç) kızların ramalı kızıl (kırmızı) olur. Orta yaşlı (40-50) gençliği geride bırakmak üzere olan hanımların ramallan kahverengi olur. Daha yaşlı kekse hatunların- Kan Hatunların ramalı ise ak olur. Aynca gelinler için tubbe diye bilinen başa giyilen san papak veya pupak vardır ki püsküllü ve san olur. Bunu giyinen kız, ben artık gelin oldum mesajını vermiş olur.246 Bu, bayan için çocukluk ve bekarlık dönemi geride kalmış anlamındadır. Gelinlik, annelik ve ninelik dönemleri ise gelecektedir. Fazla zorlama yapmıyor isek, san renk giysilerde hayatın geçiş dönemlerini simgelemesi bakımından da yaşamın ortalarına tekabül etmektedir.

245 "Ayva san nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz "daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar" Cabit Sıtkı Tarancı, 1910-1956. 246 Kaynak Kişi; Azade Kadirova.

1 53


Türk Halk İnançlarında Renkler "Oğuz Kağan Destanı; Dang san (=tan yanı) Dün san batı, kün-dün ki bulung (güney yanı) ve yine küntpreşi (Kün doğusu) (Gün doğusu) kün batısı (Gün batışı) nı anlatıyordu. Ong (sağ)=doğu, cong (sol) batı idi. Türk din ve töresine göre dört yöne verilen adların, bu yönlerde bulunup hüküm sürdüğüne inanılan birer ilah adı adlandırılması" oldukları ifade edilmektedir. 247 Bu bulgu, Yönlerin iyesi mi vardı? Sorusunu gündeme getirmektedir ki,

Ülgen'in en sevgili ve yaşlı oğlu Karşıt'tı. Altay Şamanı Gök-tanrı için yapılan kurban töreninde onu çağırarak ayine başlar. O, Dualarda "san kamış asalı, san atlı, san dizginli, san ipek kürklü" diye betimlenirdi. Manas Destanı'nda ismi Ağboz'dan sonra en çok geçen ünlü at Sarsayın' dır O aya ve Samrau'nun kızı Ayhılu'ya aittir. Bu at remzi mistik mana taşımaktadır. Ay'm sarı şuaları şeklinde her tarafa sepilenir ve Ayhulu da onun vasıtası ile istediği yere gidebilirdi. Ural-Batur Destanında, Teleut, Şor, Sagoy destanlarında da uzun san saçları olan bir kız gibi düşünülmüştür."248 Ayın ışınlan gümüşü iken Altaylarda ışınlar için san tanımlaması yapılmasının özel anlamı vardır. Dede Korkut Destanı'nda Kanlı Kocaoğlu Kantura hikayesinde Selcan Hatun hep san donludur. San donlu 247 248

M.F. Çelik, '"Türklerde Dört Yönünün Dört Renkle Adlandınlması"

Türk Amaç. s. 3, s. 132-138.

Nezaket Hüseyinova, Qedim Türk Gahramanlıg Dest.ımlaruıın Tipologiyası, Bakı 2009 s. 126. 154


Türk Halk İnançlarında Renkler

olmak, don olarak san rengi seçmiş olmak sıradan bir renk zevki midir? Destanlarda bu türden örnekleri bulmak zor değildir. Bazen isim bazen lakap bazen giysi ve bazen de at gibi yakın ilişkili olunan varlıklar sandırlar "Göksel

Kızlar Efsanesi'ndeki kızların insanlara

delilik, isterik bir şekilde şarkı söyleme isteği verdikleri belirtilmektedir. İntihar ederek ölen ve üöre dönüşen kızlara Ala elemes,

Donlu/Saacagay Buluur, Mavi Ala/Cergek'Gen Sarı Benekli/Kısı! Çuogur renkli hayvanlar kurban

edilir."249 Saha Türklerinde sarı benekli kurbanlıkların itibarlı yerleri çok farklı idi. Suriye'nin Golan Türk­ menleri yağmur duası için Ali Dağ'ına çıkmakta ve orada

Sarı İnek kurban

etmektedirler.

San Albastı

hoppalığı ile

bilinen dişi bir şer güç olarak bilinir.250 Hz. Musa kavmine Allah'ın ne yaşlı ne de körpe ikisi arasında, san renkli, parlak tüylü, bakanların içini açan bir inek kurban etmelerini emrettiğini belirtir.251 Bazı hayvanlarda olduğu gibi inekle de görünmeyen bazı

varlıklar kurulmuştur.252

arasında

inanç

içerikli

bağlantılar

249 Muvaffak Duranlı, "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklanndan Üor ve Sosyal yaşamda Üstlendiği fonksiyonlarn Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" Motif Akademi Halbilimi Dergisi, 2008/2 s. 1 1-2. ıso Kara Albastı ciddi ve ağır başlı, �arı Albastı hoppa ve şımarık, Kırmızı Albastı insanlığın anası olarak bilinen bir ruhtu. (B. Ögel, Tiirk Mitolojisi., Ankara, 1989, s. 300) . 251 Kur'an-ı Kerim, Bakara/67-68-69.

155


Türk Halk İnançlarında Renkler

Güney Azerbaycan Türk halk tefekküründe Mutlak olanın donu da adeta san olarak düşünülmüştür. Bu teşhisi anlatan bir dörtlükte; "Beni bir an vurdu

Dimdiği san vurdu

An bele vurmazdı

Göydeld Tarı vurdu " denilmektedir.

Yaşamakta olan Anadolu Türk halk inançlarında katılacak derecede gülünmesi veya gıdıklamak suretiyle böylesi bir gülmeye yol açılması uygun bulunmaz ve güldürülen kimsenin "bir şeye uğrayacağı" na inanılır. Aynca yine halk inançlarında insanları bilhassa çocukları 252

Tuva Türklerinde kadınlar saçlarını kesince diğer Türk kültürlü halklar gibi tarak artığı saçlarını ulu orta dağınp saçmazlar, saklı yerlerde muhafaza ederler mesela onlar için uygun bir yerde çukur eşerler, ayak basmayacak bir yere gömerler. Tuva inancına göre insan vücudundan o kişiye ait bir parçanın dağılması uygun değildir. Tırnaklar ve saçların kötü ruhların eline geçmesi istenilmez. Aksi halde sahibinin hayrına olmayacağına inanılır. Tırnak da kesilince toplanır insan ayağının basmayacağı yere gömülür ve gömülürken de, "Tırnak ben seni ineğe söylemeyeceğim sen de beni şeyt.ana söyleme" denir. Bir yere gömülmeyecek ise döşemenin tahta arasına gömer. Biz Anadolu halk inançları kültüründe, tırnakların hazmedilmediklerinin ulu ona atılmaları halinde bunları otlayan veya denlenen hayvanların yiyebilecekleri ve onların hastalanmalarına yol açabileceklerini tespit etmiştik. Ayrıca tımaklann ve uçlarının muhafazaları da Tuva ve Anadolu halk kültüründe tamamen aynıdır.

156


Türk Halk İnançlarında Renkler güldürerek bayıltan bazen da ölümlerine yol açan kara iyelerin olduğu inancı vardır. Bu iye ile Göksel Kızlar Efsanesindeki

kızlar

ve

San

Albastı

arasında

ilişki

aranabilir. Adeta sarı illete uğramışı anlatmakta değil aynı zamanda bu hale yol aça bilenin de adıdır. San Çiyan tiplemesine çağının yapar. Tatar-Türk

mitolojisinde

görebildiğimiz

bazı

iyelerin de san renk ile bağlantısı vardır. San Çeç/San Saç; Tatar Türk mitolojisindeki kadın kılığına girebilen, uzun taranmış san saçları olan çeşitli eşya ve insanlann donuna da girebilen, hastalık yayabilen bir iyedir. Bu iye anne karnındaki bebekleri çalıp kanlarını emen, insanlarla cinsi ilişki

kurabilen,

kocasını

onlarla

boğarak

aile

öldüren,

oluşturabilen uzun

sonunda

tırnaklarını

kan

damarlarını delmekte kullandığı bilinen bir dişi iyedir. Bu iye bize Altay Türk mitolojisindeki Al karısı türlerinden birisi olan San Albıs'ı hatırlatmaktadır.253 Ahırdaki bağlı atlan binerek terleten ve "at binen cin" olarak tanınan kara

iyenin

adı

"

san

lanet"

san

"

musibet'',

"san

gömlek"tir.254

253 Türk mitolojisinde sakin insanı güldüren veya ağlatan, oynatan kötü hareketlere yönlendiren iyelerin olduğuna inanılır. Eşek; Tatar Türk mitolojisinde gıybet, kötü söz ve kışkırtıcılığın iyesidir. Hızır İlyas'ın yapnğı olumlu girişimlerin, yadımlann tersini yapışı ile bilinir. Hızır bilindiği gibi darda kalanların derdine çare olmak isterken bereketin de simgesidir. 254 Kaynak kişi; İsmet Çetin.

1 57


Türk Halk İnançlarında Renkler

Tatar Türklerindeki bu inanç ve uygulama bize Sanlık tedavi yöntemleri ve sanlık Ocakları etrafında gelişmiş halk inançlarını çağrıştırdı. Bu uygulamalardan birisi de tavaf denilebilecek etrafında dönme olayıdır.255• Sankamış'ta sanlık olan kimsenin tamamen san giydirilmesi halinde boynuna bir san altın takılıp ekşimsi şeyler yemesi durumunda, hamurdan bir gelin yapılıp hastanın gözü önüne konulması ve hastanın ""benim

255 Başına dönmek, başına döndürmek, etrafında dönmek veya etrafında dönülmek Türk kültürlü halklarda İslamiyet'ten evvelki dönemlere uzanan bir inanç uygulamasıdır. Dönen ile dönülen arasında mistik bir enerji oluşur. Başına dönülendeki musibetleri başına dönen üstlenmiş olur. Sadaka türünden uygulamalardaki "başımın gözümün hayrına olsun" denilip ekmeği veya parayı dolandırdıktan sonra bir fakire veya bir hayvana vermiş olmak musibetin onlara aktanlması bir göçürme işlemımidir. Başka bir ifade ile göçürme inanç ve uygulamasının farklı içeriklerinin olduğu söylenilebilecektir. Hastanın etrafında dönen kimse Allah'a yakarırken hastalığın kendisine gelmesini istemiş olması ile dolandırılan ekmeği fakire veya bir hayvana verilmesinde onak noktalar olmakla beraber fakir veya hayvan hastalansın" anlamında değil farklı bir nezirdir. Adeta beni sevindirdin senin rızanla ben de birilerini sevindiriyorum" demek olmalı. Yatır etrafında dolanma ki bu bir nevi tavaf olup etrafında dolanılan gücün gücünden Allah rızası ile dolanan yardım almak istemiş olmalı.255 (Yaşar Kalafat, "Diyarbakır ve Çevresi Örnekleri İle Halk İnançlarında Tavaf/Dönme" Osmanlı'dan Cumhuriyet.e Diyarbakır, editörler Bahaeddin Yıldız-Kerstin Tomenendal, T.C. Diyarbakır Valiliği, Ankara 2008, s. 453-463). 255 Nurhan Aydın, Her Yönüyle Sankamış, Erzurum 2006. 1 58


Türk Halk İnançlarında Renkler

hastalığım sana geçsin" demesi halinde tedavi olacağına inanılır. Sanlık hastalığının tedavisindeki san giysiler, san örtüler, san lira, hamurdan bebek yapılması "ki, hamur da sandır." ekşi "ise çok kere tatlı ile acı arasında olandır." yenilmesindeki "Sarı" faktörü ile Ülgen'in oğlu Karşıt'ın San kamış asa, San at, san dizgin, san ipek kürk'ü seçmiş olması, sarının ortak inanç paydası oluşundaki yeri işaret etmiş olması görmezden gelinemez. Ayrıca sanlık hastalığının tedavisi için bir kapta su içerisinde küçük balıklar getirilir hasta kimsenin bir süre gozunu kırpmadan bu balıklara bakması istenir. Çok geçmeden balıkların sararıp öleceklerine ve hastanın şifa bulacağına inanılır.256. Bu neviden Sarılık Ocaklarından Divriği'de de vardır257 Göçürmenin farklı bir yöntemini de Sivas­ Kangal'da görmekteyiz.ısa

256 Nurhan Aydın a.g.e. 257

"Göçürmenin farklı bir yöntemini de Sivas-Kangal'da görmekteyiz. Mekir bu yörede 'kftfir ruhlu kötü bir cin' olarak bilinir. Bu cin iradesi altına aldığı kimseleri "npgı.", "tıpkı", "tıpgalı" diye bilinen bir hastalığa duçar etmektedir. Kangal'da " Ocaklı Zaruk Kadın" diye bilenen bir hanım hastalığı hayvanlara geçirerek tedavi yapmaktadır. Tıpkı hastalığı, hayızlı veya adet halindeki kadın temizlenmeden hamile bir hanımın yanına giderse, hiç çocuğu olmayan kadın bebekli bir kadını ziyaret eder ise bu hastalığa sebep olurlar. Bu hastalar ve çocuğu yaşamayanlar, düşük yapanlar tedavi için Zaruk Kadın Ocağı'na giderler. Ocaklının öğretisinden hareketle, Tıpkı hastalığından şikftyetçi olan kadınlar bir yılanın ağzında kurbağa görürlerse, falancılarda da npkısı var kurbağayı

1 59


Türk Halk inançlarında Renkler

Işık-Ateş bağlantısı bir yana Mum konusu ayrıntılı irdelenmeye muhtaçtır. Biz mumu kansız kurban olarak da açıkladık. · Bunu yaparken adak/nezirlerin arasında mumum da oluşu bizi yönlendirdi. Tasavvuf bilginlerine göre mum saçı/kurban değildir. Eskiden mezarlarda yağ kandilleri bırakılırdı, sonra mum bulundu ve kullanıma girdi. Bu uygulama dini bir vecibedir. Hayırlı bir iş sayılır Veliler/Yüce kişiler aydınlatıcıydılar. Öldükten sonra da aydınlatmaya devam ettiler anlamında yorumlanabilir. İlk mumlar M.Ö.4.500-4.000 yıllan arasına uzanırsa da

bırak" derler. Yılan kurbağayı bırakır ise hastanın şifa bulacağına inanılır. Tıpkısı hast.alığına tutulan kadına ocaklı okuyup üfledikten sonra ona, "yeni yavrulamış olan köpeğin enikleri üzerine çocuğu yaşamayan kadının peştamalını silkin, şayet'köpeğin enikleri ölür ise kadının çocukları yaşar. Zira köpeğin eniklerinin ölmesi Mekir'in eniklere geçmesi anlamına gelir." Der. Mekir'in anne sütüyle bebeye geçeceği inancından hareketle, anne bebeğini emzirmeden evvel ocaktan getirilmiş okunmuş bir ekmek parçasını köpeklere ve okunmuş tuzu davarlara yalattırılır. Halk inançlarında "Ocak EkmeAi tatlı olur" veya "Ocak ekmeği bereketli olur" diye bir inanış vardır. Metinlerde Kara Şamraklı Ev türünden bir tanımlama geçer. Buralarda yanrn kilodan ağır bir kilodan hafif kendiliğinden parlak kara taşlar olur. Bunlar bir külde veya ateşte ısıtılır üzerlerine aniden su dökülüp duman çıkannalan sağlanırken eski bir beze sanlıp rahatsız olunan yere mesela karının üzerine konur. Bu uygulama birçok evde "Taş Isıtma" veya "Kiremit Isıtma" olarak yakın zamana kadar uygulanmıştır. 258 K. Özen, Divriği Efsaneleri, Sivas, 1977.

1 60


Türk Halk İnançlarında Renkler

sistemli kullanışları Hz. Musa'nın Sina'ya çıkmasından sonradır. 259 Hz. Muhammed "Tanrı kişiyi 40 gün karanlıkta

bırakır, 41. gün aydınlığa çıkarır" demişlerdir. 40 mum konusunun bu açıklama ile bağlantısı üzerinde durulabilir. Put konusu da mum konu da Hıristiyanlıktan çok önceleri vardı. Mumum varlığı Hz. Adem'e kadar uzatılabiliyor. Elektrik çıkıncaya kadar Balkanlar ve Anadolu Türk kültür coğrafyasında veli mezarlarında ve camilerde san mumlar olurdu. Mum ışığı temsili bir nurdur, denilebilir. Mum konusunu huraf� olarak algılamamak gerekir. ve

Habil

Kabil olayında da mumum yeri olduğu söylenebilir.260 San Mum ile San Kız iddia edildiği gibi aynı şey

değildirler San Mum arıların ürünüdür. Sarı Kız ise peridir.261 Elektriğe rağmen camilerde san olmak kaydıyla mum yakılmasın önerilmektedir. San

bal

mumundan

yapılan sarı türbe mumlannda gizli bir hassanın olduğuna inanılmaktadır. Bilhassa Cuma günleri bu sarı mumların yakılması önerilmektedir. Bayat-Beydili Türkmenlerinde konuşması geciken çocuklara

yumurta

sansı

onlar

konuşuncaya

kadar

yedirilmez. Adeta "Sarı"nın konuşmayı engelleyen gücü

2S9

Sebahattin Güngör. Tasavvuf Mektuplan, Burhaniye, 2010.

260 a.g.e. 261 a.g.e.

161


Türk Halk İnançlarında Renkler

olduğuna inanılır. Sanki yumurtanın orta kısmında farklı bir sır aranmıştır. Bayat ve Beydilli Türkmenlerinde konuşmaya başlamış olmasına rağmen yürüyemeyen çocuk için "Dili ayağını basn" denir. Eğer çocuk konuşmada gecikmiş ise bu kez "Ayağını dilini bastı" denir. Cemal Ayruıni/Ayrımlı'den alınan bu bilgiler bizim için çok ilginç olmuştur. Gelinin gelini, çocuğun çocuğu, hayvanın insanı belirli dönemlerde bastığına dair inançlar tespit etmiştik. Bu bulgu ile kişinin bir organının diğer organını basabileceğini de örnekleme imkanı bulmuş oluyoruz. Anadolu'da organlarından birisi dumura uğramış kişinin diğer organı çok gelişmiş ise, "gücünü oraya verdi" denir. Dil tutulmasına ayrıca nazara gelmiş olmak veya bir şeyden korkutulmuş olmak da sebep olabilmektedir. Böyle hallerde "çocuğa bal yedirilmiş dil� açılmıyor." Denir. Bu coğrafyanın halk inançlarında konuşma çağındaki çocuğa yumurtanın sansı verilmez. "San çocuğun dilini koymur/bırakınıyor konuşsun" denir. Çocukların ayaklan ve dillerinin tutukluk göstermelerine yapılmış bir büyünün veya görünmeyen bir gücün yol açtığı inancı vardır. Böyle durumları anlatmak için "uşağın üstüne dua getiren olup, Getiren büyülü, hikmetli, tılsım yazılı metin çocuğu bastı'', denir. Tedavisi için "Banllama" yazdınlır. Batıllama tedavi edici türden bir dua yazdırmak veya okumaktadır. Tespitin konumuz bakımından üzerinde durulacak yönü, sarı'da bir kuvvenin olduğuna inanılmış olmasıdır. 162


Türk Halk İnançlarında Renkler

Tatar Türk tefekküründe San Çamur'un tutan, bırakmayan engelleyen bir intibası vardır.262 Aşık Hüseyin Bozalganlı "Benim Havam" isimli eserinde aşk iksiri içtiği anı anlatırken sır ve içsellik terennüm vasıtası olarak tanımladığı sazını "san tel" olarak betimlemektedir. 263 Onun sazı için söylediğini tamburu için söylerken ozan, yorumlaması ile sarıya yaşam ile ölüm arasında orta kesimi uygun görmektedir.264

262

263

264

Tatar Türklerinin sotatku Ozatulaskere uğurlama merasim türkülerinde; "At gidemez asker gider San Balçık üzerinden Yaş akmıyor kan akıyor Askerin gözlerinden" s.47 "Gönçelerin gül olmağa meyli var, Arasında Mecnun gezen Leyli var, Heç bilınirem ne sırdise, heyli var Menim havan "Santel" di "Santel" Kirpiklerim, yanaklarım höyüşşdü Duman geldi ahvalımı değişti. Aman Gel benim sari tamburum Sen ne için inilersin İçin oyuk derdim büyük Ben anin'çin inilerim "Göndergesel anlamında dize bağlamında san renk kullanılmış olsa da bütünsel bağlamı içinde, kişileştirilen tambura, ozanın derdini inleye inleye tinsel durumunu olumsuzlaştıran bir anlam taşıyor. Uzak bir gönderim ilişkisi kuran san rengi, yaşam ile ölüm coşku ile hüzün arasında bir geçiş simgelemektedir. Sezdirimi güçlü bir renk

1 63


Türk Halk inançlarında Renkler Hz. Ali'nin asasını vurarak yerden çıkarmış olduğu suyu

�an Yılan

il� Kız .korumaktadırlar. Sarı sıfatı

yılana ve bekçi kıza adeta koruyuculuk gücü, donanımı vermiştir.

Anadolu

falcılığında

bilhassa

defineciler

bilinmeyenin yerini belirlemede annesinin ilk çocuğu olan san saçlı mavi gözlü buluğ yaşına girmemiş çocuklan seçerler. Mavi gözlüde olduğu gibi san saçlıda da bu tür işler için farklılık aranır. San Türk kültür coğrafyasında bilinenden çok farklı bir anlam içermektedir. Al Ruhu'ndan korunmak için erkek çocuğu, olan "al bağ" bağlar kızı olan ise "san bağ" bağlar Al basmasından korunmak ve kurtulmak için yapılan uygulama ve bunların yapılışları ile ilgili inançlar, Türk kültür coğrafyasının diğer yerlerindekilerden farklı değildirler. San Altın sanlıktan kurtulmak ve korunmak için de kullanılır. Bu tespitten hareketle, sanda bir etkinliğin olduğuna,

bu gücün' hastalık yapmada ve

hastalıktan korumada etkili olabildiğini söyleyebileceğiz. Genceli Nizami Nevruz münasebeti ile güneşin 7 renginden bahsederken sarıyı zikreder ki bu tespit Ebem Kuşağı ile ilgili rütüelerde, halk inançlannda da vardır. 265

ıM

olan san, kültürel bağlamı da iyi bilinen bir gönderim ilişkisi kuruyor." Anadolu ve Azerbaycan'da Yağmurdan sonra oluşan Gökk.uşağı'nın renkleri için çocuklar bazı tekerlemeler söyleyerek renkleri paylaşılar. Taliplisi olmayan renk sandır. Kamil Veli Nerimanoğlu, Söziımüz Ôzümiiz, Bakı, 2005 s.129.

1 64


Türk Halk İnançlarında Renkler Gök kültünde olduğu gibi, Türklerde ateşe bakarak kehanette bulunulur. Büyük bir ateş yakılıp kurban kesilip dualarda bulunulur.

Daha sonra ateşin üzerinde bir

çehrenin yükseldiğine inanılır. Farklı renklerde olabilen bu çehre

yeşil

ise yağmura, berekete ve bolluğa,

ise

kuraklığa, kırmızı ise kan ve savaşa, san ise salgın hastalıklara kara ise hükümdarın ölümü veya uzak yerlere sefere gideceğine yorumlanır. Türk kültüründe san renk ile hastalığın bağlantılaşması kehanet inancı ve ateş kültü ile ilişkilendirilirken de "san" mitolojik bir muhteva kazanmaktadır. San renk ile hastalığın ilişkilendirilmesi halk manilerine de yansımıştır.266 Yedi rengi bir arada anlamlandıran çalışmalarda san, "San renk zaman zaman kötülük ve felaket rengi olarak kullanılmıştır. San renk aynı zamanda hastalık işaretidir.

(..)

Bu renk hem

özel günlerin hem de psikolojik çöküntülerin ifadesi olarak kullanıldığı"267 ifade edilmektedir.

266 "Bu dağlar olmayaydı Sararıp solmayaydı Bir aynlık bir ölüm Heç biri olmayaydı "denilmekted.ir. 267 Nazan Kırıkhan, "Türk Kültüründe Yedi Rengin Anlamı'',

Türk Dünyasında Nevruz Dördüncü illuslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri (21-23 Mart 2001 Sivas, s. 107- 1 1 1 .

165


Türk Halk İnançlarında Renkler SONUÇ

Biz bu bildirimizde, "sarı"nın inanç fenomenolojisi üzerinde, onun kullanım yerleri ve şekilleri ile birlikte, arkaik dönemden günümüze getirerek durmayı amaçladık. Açıklamamızı Türk kültür coğrafyasının imkan nispetinde farklı kesimlerinden örnekler alarak yapmaya çalıştık. Gördük ki san Türk var oluş algılayışında, mitolojik verilerde ortada merkezde olmuştur. Yaşamın da adeta ölümle kalım arasında bazen hastalık, bazen hasret simgesi olmuştur. Sarının bu özelliği bir takım görünmeyenlere ad oluşunda ve onların yol açabildiği sağlıkla ilgili hallere de yansımıştır. Sarının taşıdığı anlam; altının merkezi simgelemesi, bir dönem ordu kararg�hlannda hakan otağının ortada yer alması ile izah edilir olmuştur. Bize göre bu tercihin de arkasında, belirleyicisi olarak_ inanç vardı. Ancak altının her

dönem

bazı

hastalıklardan

koruyan

ve

bazı

hastalıklardan kurtaran olarak bilinmesi bu objenin iyesi ile izah edilebilmiştir. İye-yön bağlantısı da sarının yerini merkez olarak işaret etmiştir. Böylece san bir yüzü şifa diğer yüzü şer olan bir kimliğe simge olmuştur. Zamanla sarının anlamında kayma olmuş, o yönlerden ziyade sağlığın, mutluluğun orta yerini işaret eder olmuştur.

1 66


Türk Halk İnançlarında Renkler

TÜRK KÜLTÜR COciRAFYASINDA NEVŞEHİR VE ÇEVRESİ ÖRNEKLERİ İLE YEŞİL GİRİŞ Biz bu bildirimizde Türk kültür Coğrafyası ve Türk kültürlü halklar gibi tanım.lamaların açıklamasını yaptıktan sonra bu coğrafyada bu halklar arasında yaşamakta olan yeşil etrafında oluşmuş inançlar üzerinde duracak, Nevşehir'i merkeze alarak yoğunlaşmağa çalışacağız. Yeşil etrafında oluşmuş inançları sözlü kültür verileri ile de açıklamaya çalışacağız. Böylece evvelce ele almış bulunduğumuz · kara268 , sarı269, mavi270 gibi renklerden sonra halk inanmaları çalışmalarına yeşil rengini de katmış olacağız. Renklerin geneli

itibariyle

halk

inançları

ile

bağlantısı

vardır271•

268 Yaşar Kalafat "Türk Halk İnançlarında Kara" tnuslar arası 4. Türk Kültür Kongresi Bildirileri. Ankara s. 274-284; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1999 S. 152 s. 17-21; İslam ve Kültür Araştırmaları. Sofya, 1999 S. 4 s. 398-409; Erciyes Aralık 2002 S. 300 s. 30-34. 269 Yaşar Kalafat, "Türk Halk Tefekküründe San ve Geçirdiği Transformasyon", il. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010. 210 Yaşar Kalafat, "Türk Kültür Coğrafyasında Rumeli Balkan Örneklemeleri İle Karşılaşurrnalı Renk Kültüründe Mavi", Kocaeli illuslar arası Balkan Sempozyumu, 18-20 Şubat 2011 . ın Yaşar Kalafat, "Türk Kültür Coğrafyasında Renkler", IV. illuslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu. 19-20 Haziran 2008 Ahlat­

Bitlis.

1 67


Türk Halk İnançlarında Renkler Karanın ise ak da olduğu gibi farklı mitolojik derinliği daha fazladır272. Renk olgusu felsefeciler, dilciler ve

tarihçiler,

psikologlar tarafından

değişik

antropologlar, boyutları

ile

tartışılmakta iken273 halk inanmalarında renkl�rin yerine dair bir çalışma yapılamaz mıydı? Gerçi halk kültürünün her alanında renklerin bir anlamlandınlmaları oluyordu. Halk sağaltmacılığındaki hastalık-renkler bağlantısından tutun da

halk

takvimindeki

bulutların

renklerine

göre

anlamlandırılmalanndan, dokuınacılıktaki renklendirmeğe varıncaya kadar halk kültürü dilinde renk alfabesi vardı. Esasen bu vasatların hepsinde halk inançları paralel varlık gösteriyorlardı.

Renk

antropolojisine

renkler

de

renk

katmışlardı.

Tann Ülgen'in rengi mavidir. Onun sonsuzluğu ile

gökyüzünün. sonsuzluğu birleşmiştir. Güneşin ulaşmadığı karanlık yerler, kara kötü ruhların hastalığın bölgesidir.274

Türk mitolojisine göre hayır -İlahı Ülgen'in, koruyusu ruh olarak kabul edilen yedi oğlundan birinin adı Yaşıl (yeşil)

272

Yaşar Kalafat, "Doğu Anadolu'da Kara İyeler ve Onlara dair Halk İnançlan" VIII. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, 21-24

Kasım. 2011.

Kadir Albayrak, Dinlerin Rengi Renklerin Dili. Ankara, 2010, Sarkaç Yayınlan, s. 41. 274 Bahattin Ögel, Türk Mitolojisi il. C TI'K Ankara, 2006 s.102;Dilek Tüm, Şebnem Erensoy, "Rengin Sosyolojik Boyutu ile birey ve Toplumlararası Ayırt Edici ve Belirleyici Özellikleri Üzerine Değerlendirilme Denmesi", Uluslar arası Türkiye Polanya ilişkileri Sempozyumu Bildiriler 16-21 Haziran 2019 Varşova, editör i. Nasreddinoğlu, s. 201. 273

168


Türk Halk İnam;larında Renkler

Kaan idi ve umumiyetle bitkilerin yetişip-büyümesini düzenlediğine inanılırdı.27s

Ülgen'in gökte olduğuna dair inançlar, Gök Tanrının gökte olduğuna inanılmış olması, konuyla ilgili terimlerde muhtemel bir anlam kaymasına karşı tedbirler alınmasını gerekli kılmış olmalı ki, cami vaazlarında bazı hocalar 'Allah'ım ellerimizi göye değil sana açmış sana yalvarıyoruz' diye göğün Allah olmadığına vurgu yaparlar276• Gök Tanrı algılayışı Kuzey Kafkasya Türk kültür coğrafyasında özellikle yakarışlarda çok daha netleşmiştir277• Türkiye Türkçesine aktarılmış bir alkışında; "Göy/Gök Tannm Gökten bana

Gök gözlerini açıp baka Gök çimen oğlaklarda

Gök çiçekli tarlalarda Gök kuzular oynaşırken Gök cepkenli balama

Çlök Tannm yücelerden baka •wa

275 GENÇ, Reşat,

Türk İnanışları İle Mil1t Ge1eneklerinde ReDkler ve

San Kırmızı Yeşil, Ankara 1997, Atatürk Kültür Merkezi , s. 27

276 Allah'ı sadece gökte değil O'nun her yerde hazır ve nazır olduğunu

göstermek için namaz ibadetindeki başka yanlış uygulamalara da görevlilerce müdahale edilir. Cenaze namazlarında getirilen her tekbirle birlikte başın yukarıya gökyüzüne kaldırılması şeklindeki uygulama bu nedenle önlenmiştir. 277 Eli Şamil, Uygur, Qıtqauz, Qµzey Qııfqas Türklerinin Folkloru ve Edebiyatı, Balo, 201 1 s.295. 27s a.g. e. , a.g.y. .

.

1 69


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kara iyelerin ışıksız ortamlarda etkili oldukları güneş battıktan

sonra

uygulamaların

faaliyetlerini

yapılmasından

artıracakları gece

için

vazgeçilmesi

bazı inancı

Nevşehir ve çevresinde de vardır.279

METİN Türk kültür coğrafyası Türk kültürünün geçmişte ve günümüzde yaşadığı,

yaşatıldığı bütün

alanlardır.

Türk

kültürlü halklar ise bu kültürün yapıcısı varisi ve yaşatıcısı olan halklardır. Yeniden doğuşun rengi olma noktasında yeşil evrensel olmasının

yanı

sıra

Türk

kültürlü

halklarda

da

Yenigün/Nevruz'da olduğu gibi aynı mesajı verir. Eskişehir ve Nevşehir'de oldukça sık görüldüğü üzere Nevruzla birlikte yeşille

temasa

geçmek,

yeşile

basmak,

yeşil

bir

bitki

bulundurmak, onu evine getirmek, onu yanında taşımak, yeşil bir dalla dostunun sırtını ovmak gibi haller, yeşilin halk kültürümüzdeki yeniden doğuşun simgesi olduğunu gösterir. Azerbaycan Türk kültür coğrafyasında semeni göyertmek yeşertmek

başlı

başına

içeriği

bu

olan

inançların

ürünüdürler.

279 Bu tespit bize, karanlık kara iyeler, ışık ak iyeler bağlantısı

itibariyle İslam'da vacip olan kurbanın Akşam namazından hava karardıktan sonra kesilmesinin mekruh sayıldığı gerçeğini hatırlattı.

1 70


Türk Halk İnançlarında Renkler "Broy, broy, broy Broy broy, broy Toprağa attım tumu Broy. . . . Göyer semenim broy, Döyek semeni broy.. Broy, broy, broy Broy, broy, broy'280 denir.

Azerbaycan

Türk

kültür

coğrafyasından

alınmış

anonim bir değişte; "Azizem gurbet aşı, Yemeğe gurbet aşı Haldan gönlü olursa Göğerdergunı daşı '281

Gök/göyün mavi karşılığı ve bazen de mavi yeşil arası anlamında kullanıldığına Nevşehir ve yöresinde bilhassa kırsal kesimin eski neslinde de şahit oluyoruz; "Pınann başı san Üstünde taşı san Mevla 'm almma yazmış Gözü göy saçı san "

Anadolu sözlü kültürünün Aras Vadisi örneklerinde mavi ve

mavi yeşil

arası

gözlere

"göy göz"

denildiği

bilinmektedir. Böyle gözler tekin görülmezlerken onların bu

ıso Azad Nebiyev, Azerbaycan'da Nevruz, Ankara 1975. ıaı

Kaynak kişi; Zeynelabidin Makas. 171


Türk Halk İnançlarında Renkler gücü gök köklü inançlarla bağlantılı olmalı. Mesela; "San saç

· seyrek diş illa ki göy göz" denir.

Azerbaycan'da yeşertmek, yeşil etmek, canlandırmak, hayat vermek gençleştirmek yeşil karşılığında göğertmek kullanılırken, sebze, zerzevat anlamında göy göğerti ifadesi kullanılır. Anadolu'da ve bu arada Nevşehir'de peynir göğertilir. Peynire mavi yeşil arası maviye

çalan yeşil

bir

renk verdirilir. Böylece daha şifalı ve daha lezzetli olacağına inanılır. Erzincan, Erzurum ve Kars'ta ilkbahara doğru tuluk peynirlerinin tulumu iğne ile delinerek hava ile temas etmesi ve böylece onun mavimsi yeşil renk alması sağlanır. Buna tulumu göğertmek denir. Kırgız Efsanelerinde dünyayı

Göy Öküz

boynuzu ile

koruyordu. Efsanede, Göy Öküz çobanlara su bulacağını söyleyip boynuzu ile yere eşerek suyun çıkmasını sağlamıştır. Bu tespiti uygulamalı sanatın farklı alanlarında da gözleyebiliyoruz. Seramikte mavimsi yeşilin yutulan dalga boyu 480-490 iken yeşilinki 500-580 dir282. Koku renk bağlantısı

üzerinde de

durulmuştur.

Kokular

da . farklı

renklere sahiptir ve bu renk koku ilişkisi titreşimler yani enerjidir. Bu çalışmalarla yeşilin çam kokusunu verdiği saptanmıştır.283. Yeşil-enerji bağlantısının en fazla görüldüğü

2B2

283

Fikret Hacızade, "Bir Kültür Unsuru Olarak renk ve Onun seramik sananndaki Yeri", Türk Kültür ve Sananndan Kesitler 1 Editör Mezahir Avşar, s. 177-195. Dilek Tilin, Şebnem Erensoy, "Rengin Sosyolojik Boyutu İle birey ve T�plumlararası Ayırt Edici ve Belirleyici Özellikleri Üzerine Değerlendirilme Denmesi", Uluslar arası Türkiye Polanya İlifkileri

172


Türk Halk İnançlarında Renkler uygulama

Bahar

bayramlarıdır.

Nevruz/Yenigün'de

ve

Hıdrellezde muhakkak. yeşile basılmak istenir. Her yaştaki insan bilhassa çocuklar bu günlerde kırlara yeşil alanlara götürülürler284• Yeşil sözünün eski Türkçesi yaşıldır ve yaş kökünden gelir. Eski Türklerce yış sözü ise, orman demektir. Çin kaynakları eski Türklerin yaş konularında da söz açıyorlardı. Bir kişiye yaşı sorulduğu zaman, "otuz yeşil gördüm", yani otuz bahar göğerme gördüm, dermiş. Diğer Türk. ağızlarında ise yaş, genç demektir.2ss Anadolu'nun birçok yerinde bu arada İç Anadolu ve Nevşehir'de de çok kış görmek, çok bahar görmek yaşın yıl sayısına işaret eder. Çok bayramlar göresin şeklindeki dua çok uzun ömürlü olasın anlamındadır. Tüm-Erensoy

ikilisinin

yapmış

oldukları

aynı

çalışmada renk-tat bağlantısına da yer verilmiştir. Buna göre

Sempozyumu Bildiriler 16-21 Nasreddinoğlu, s. 201. 284

ıss

Haziran

2019 Varşova, Editör İ

"İnsan Vücudunda bazen yeterli bazen de açık enerji birikimi olur. Eğer bir enerji merkezinde yetersiz enerji mevcutsa o zaman enerji merkezi kendi rengiyle terapi, tedavi görebilir." Renklerden bilhassa san yeşil, mavi ve mor daha etkilidir. İkinci derecede etkili renkle turuncu kırmızı ve pembedir. Renk terapilerinde sorumlu kişilere gönderdiğiniz renkler kesinlikle parlak ve berrak olmalıdır. Donuk kirli yani parlak olmayan renkler sorun işaretidir. ( . . . ) önce dört şifa rengi olan san, yeşil, mavi ve mor renklerin kendiliğinden belirdiğini görmeniz gerekir. Sırayla sarı, yeşil ve mavi, lacivert ve mor renklerin kendiliğinden belirdiğini görmeniz gerekir (. . . ) "Haldun Keskin, Renklerin terapisi <www.keskinlergerpa> Bahaeddin Ôgel, a.g e. s 471. .

,

.

1 73


Türk Halk İnançlarında Renkler en iştah açıcı olan renk kırmızıdır. Bu sıralamada yeşil ve sanda iştah açıcılık en aza iner.

Açık

yeşillerde yeniden

yükselir. Renk-tat bağlantısında mavi ve yeşil acıyı

soluk

yeşil ve açık mavi ise tuzluyu çağrıştınr286• Göy göğerti veya yeşil salatanın iştah açıcılığırtın izahı buradan hareketle

yapılabilir. Bu çalışmadaki diğer hususlar arasında yeşille ilgili olanlar, iç mekanda yeşil ve mavinin sakinleştirici olduğu, marka konusunda yeşilin güven verici bulunduğu, eğitimde maviyle birlikte yeşilin kullanılmasının önemi ve sanatta yaratıcılığı durulmuştur287•

güçlendirdiği gibi hususlar üzerinde

B. Ögel hocamızın yazılı kaynaklardan tespitine göre; Kızlar, "kılınu, yani hizmet, iyi geçinme ve saygı kazanmayı bilirlerse, kızıl, kırmızı giyerler; yaranu, yani yaranmayı kadınlığı ile sevilmeyi, cilveyi bilirse, yeşil giyerlermiş". Yani ağır başlı, zarif kızlar kırmızı; kadınlık tarafları ağır basan,

kıntmayı bilen, cilveli kızlar ise yeşil giyinirlermiş.288 Yeşil için konulan tarihi ve günümüzdeki teşhisler arasında adeta bir bağ vardır. Sanki "Yeşil giy yeşil kuşan yeşil murat tez olur " der gibidirler. Nazarlıklarda yöresinde

ağaçtan

mavi

renk

yapılan

hakim

nazarlıklarda

iken yeşil

Nevşehir kurdele

Dilek Tilin, Şebnem Erensoy, a.g.m. 287 Dilek Tüın, Şebnem Erensoy, a.g.m. 288 Bahaeddin Ögel, a.g.e., s. 476; Aydın Coşkun, "Bahaeddin Ögel'in Eserlerinde Renkler", Lisans tezi Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Faldiltesi Türkçe Eğitimi Bölümü, Danışman Doğan Kaya Sivas,

286

2010. 1 74


Türk Halk İnançlarında Renkler bağlamr289• Bu tespitteki mesajda mavinin içerdiği dikkat dağıtıcı

özelliğinden

farklı

olarak,

adeta yeşilin mistik

gücünden yararlanılmak istenilmiştir. Nevşehir

yöresi

halk

inançlarında

yeşilin

kutsal

olduğu inancından hareketle yeşil battaniye yere atılmaz. Yeşil

İslam'ın

rengi,

türbelerin

rengi olarak

bilinir290.

Bununla beraber Nahıllarda ve yemenilerde bilinen özel bir anlamı yoktur. Kutlu günlerde hanımlar daha ziyade beyaz yemeni kullanırlar291• Güney Türkistan Kuzey Afganistan'da yeni

mezarların· gönderine

bağlanan

renkli

şeritlerden

mezardan yapanın genç, şehit, veya ulamadan bir zat olup olmadığı

anlaşılabilir.

Türkınenistan'da

milli

günlerde

kullanılan kırmızı, beyaz, san ve yeşil renkten yeşil olan İslam'ı

temsil

eder.

Doğu

Analu

Kofilerindeki

renkli

yazmalardan yeşil keza İslam'ın rengidir. Arnucalular Türkmen aşiretinde ferace yeşil renkte, Sarıkeçili Türkmenlerinde ise kırmızı olup ferace bir statü belirler ve dartma/tartma olarak bilinen feraceyi isteyen herkes

kullanamaz.

Kocabaş'tır.

Gelinin

Amucalular

başındaki

kadın

özel

giysisinde

tacın ferace

ismi kara,

başörtüsü ak olur. Gelinin başörtüsünün uçları bir hafta açık

289 Faruk Güçlü, Orta Anadolu'da Ankara 1995 290 Kaynak kişi; Turgay Kabak 291

Batıl İnamJlar, Edebiyat Kitapevi,

Kaynak kişiler, Keban Sönmez, Nurhan Ôzkan- Fatma Gemiç, I. Uluslararası Nevşehir tarih ve Kültür Sempozyumu (16-19 Kasım 2011 Nevşehir)

1 75


Türk Halk inançlarında Renkler

olur. Çoluk çocuğa karışmış hanımlar da isterlerse dini toplantılarda feracelerinin ucunu açık bırakabilirler292. İç Anadolu'daki, ''Yeşilbaşlı ördek olsam Su içmem gölünüzden "

Türküsüne çağınm yapan Azerbaycan Türk kiiltür coğrafyasından yapılmış bir tespitte, yeşilbaşlı ördek olmak sıradan bir renk olayı değildir. ördekler de bazı kuşlar gibi muhakkak çift gezerler. Bunlardan birisinin öldürülmesi halinde hayatta kalan, ölen eşinin başının üzerinde takatten düşünceye kadar tavaf edercesine döner, sonra kendisini kayalıklara çarparak. parçalar. Ördeklere yeşilbaşlılık buradan

kalmıştır293.

Turnalar dağ aşın ve yeşilbaşlı ördekler ise suyun deriliklerinden yarden haber getirirler; "Ördek suya dal da gel Yardan haber al da gel Eğeryarim gelmezse

Tut kolundan al da gel" dörtlüğü bu inanışı doğrular mahiyettedir. Tumalarla da yeşilbaşlılık özleştirilmiştir. "Yeşilbaşlı telli tumam Şimdi bizim gölden uçtu Aklımı başımdan aldı

Vardı gayrı göle düştü '294

292 Kaynak kişi, Refik Engin 293 Şendik Paşa, Pir Sultanlı, IDden Obadan Eşittiklerim., Bakü, 2005, s.128. 294 Halil Atılgan, Türkülerin İsyanı, Ankara 2003, s. 134. 1 76


Türk Halk İnançlarında Renkler

Veya "Yeşil ördek gibi daldım göllere Sen düşürdün beni dilden dillere Başım alıp gidem gurbet ellere Ne sen beni unut ne de ben seni'm

Orta Anadolu'nun birçok yerinde Çorum'da olduğu gibi "Arife günü yeşil kesilmez", Bazı çevrelerde de aşure ayında oruç süresi boyunca yeşil kesilmez, çiftte öküz koşulmaz. "Yas kesen baş keser" diye bir söz vardır. Yeşil olan canlı olarak bilinir, Esasen kutlu günlerde can alınmaz cana kıyılmaz. Yoğurt veya süt eşikten dışarıya verilecek ise üzerine, üzerlik, kömür veya yeşil yaprak konularak nazar olmasının önüne geçilmek istenir. Yeşillik de nazar kesici olarak bilinir296• Makedonya kanatlar köyü Bektaşilerinin hıdrellez uygulamalarında yeşilin, mavi de olduğu gibi, çiftlik hayvanları ve onların mahsulleri üzerinde adeta koruyucucu, kollayıcı, görünmeyen kötülükleri def edici bir özelliği vardır. Yeşille ilgili inançlarda da devamlılık vardır. Şamanizm'de kara, ak, al ve sarı olmak üzere dört renk öne çıkar. Bu dört renk dört ana yöne ve evrenin dört ana unsuru olan toprak, hava, ateş ve su ile de ilgilendirilir. Şamanik/Şamani toplumlarda yeşil ve mavi renkler de ağırlık kazanırlar. Bu inançta renklerden hareketle onlarda olduğuna inanılan enerjiyi emme ve enerjiyi yayma

295 296

Halil Atılgan, Türkülerin İsyanı. Ankara 2003, s.168. Çorum Valiliği, Çorum Halle Kültürü, Ankara, 201 1.

1 77


Türk Halk inançlarında Renkler

gücünden hasta tedavilerinde yararlanılıyordu297• Uygur Şamanizm'inde şaman adayı yas rengi olarak ak veya göy/mavi giyer. Uygur Türklerinde yas rengi ak ve Özbek Türklerinde ise mavidir. Şaman mitolojisinde Ülgen ile mavi deniz bağlanusını sağlayan onun yeraltında bir temsilcisi vardır.298 Türkler yönleri renklerle ifade etmişlerdir. Buna göre san merkezi, yeşil doğuyu, ak batıyı, al/kızıl güneyi, kara ise güneyi temsil etmişlerdir. Yeşil, güneş yansımasından doğan bir renktir299• Uygur Türklerinde doğu mavi/yeşil, batı ak, güney al,

kuzey ise siyah renkle sembolize edilmiştir.300 Yeşil renk gerektiğinde mavi (gök mavisi) yerine kullanılabilmiştir. Uygur devrinde doğunun rengi mavi bazen yeşil olarak söylenmiştir. Öte yandan özellikle İslamiyet'ten sonra Türk mimarisinde göğü simgeleyen kubbelerde en çok firuze diye anılan mavi-yeşil karışımı renk kullanılmıştır.3°1 Gök Medrese, Gök Mescit, Gök Minare ve benzerleri Göy olarak da tanımlanmışlardır. Türk kültür tarihinde Türkuaz İslamiyet'ten evvel ve sonra önemli bir yer tutmaya devam etmiş yeşile çalan bu

297 Kadir Albayrak., Dinlerin Rengi Renklerin Dili, Ankara, 2010, Sarkaç Yayınları, s.29. 298 Kaynak kişi; Alimcan İnayet 299 Kadir Albayrak, a.g.e. s.50 300 B. Y. Viladimirtsov, Moğollann İçtimai Teşkilatı, Çev. A.İnan ITK.Y Ankara, 1 987 s. 79-82, zikreden Kadir Albayrak., a.g.e. s.55 . 301 Yaşar Kalafat, Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Anahatlan, İstanbul, 2006, Kabalcı yayınları, s. 1 98. 1 78


Türk Halk İnançlarında Renkler

mavi renk Türk mavisi olarak adlandırılır olmuştur. Kadir Albayrak'a göre türkuaz, Gök Tanrı'nın yeşil dünyaya yansımasından doğan bir renktir302• Bu rengi geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türk kültür coğrafyasının birçok yerinde çeşitli sanat ürünlerinde bilhassa takılarda görebildiğimiz gibi Türkiye'de de doğal olarak görüyoruz. Türkuazın en bariz iz bıraktığı Türk kültür bölgesi Ôzbekistan'dır. Bolvadin yöresi Karadağlı Türkmenlerinde ve Karapapak Türk boyları ile Güneydoğu Anadolu bölgesi halkından ana dili Kürtçe olan Türklerde hal, yapma ben çok kere siyaha çalan yeşil renkte olur ve bunları daha ziyade gelinler yaparlar. Bu uygulama giriş törenlerindeki renkler açısından bakılmak istenilmesi pek mümkün değildir. Zira bu benlerin ilk şekilleri gelinin kızken mensup olduğu boyu gösterir. Bunlar bazen bir veya üç nokta ve bazen hilal ay şeklinde olurlar3°3• Nevşehir yöresinde halen bu uygulama yoktur ve yakın geçmişte yapıldığı da hatırlanmamaktadır. Renkler dini kültürel dilin bir parçası olmuşlardır304• Bereket anlamında renk anlayışında yeşil bolluğu bereketi simgeler. Ebemkuşağında oluşan renklerden yeşil cennetin rengi olarak kabul edilir. Yağmurdan sonra çıkan güneşle birlikte ebemkuşağı da oluşur. Koşuşan çocuklar Nevşehir'de de olduğu gibi birer renk kapmak için yarışırlarken ilk sahiplenen yeşili almak

302 Kadir Albayrak, a.g.e. s. 50. 303 Yaşar.Kalafat,"Aşiretlerimizde Hal / Hfil / Ben / Dövme / Damga /

304

Dak / Veşm İle İlgili İnançlar" <www.yasarkalafat.info> Kadir Albayrak, a.g.e. s. 43. 1 79


Türk Halk İnançlarında Renkler ister305.Makedonya'da yağmur duası'na yan giysili yan çıplak katılan çocuklar yeşil giysili olurlar. 306

Samsun'da gökkuşağının altından geçenin ömrünün uzayacağına inanılır. Anadolu ve Kınm'da gökkuşağının altından

geçebilen

çocukfarının kız

kız

çocuklarının

erkek

ve

erkek

olacağı inancı vardır. Sivas yöresinde

Gökkuşağının diğer adı Fatma Nene Kuşağı'dır. Nevşehir'de ise Gökkuşağı olarak bilinir. Doğu Karadeniz'de Acaristan ve Dağıstan'da, Gökkuşağının bir ucu denize doğru sarkmış ise denizden su almaya indiğine inanılır. Azerbaycan'ın Türk kültürlü halklarından Talişlerde Ebemkuşağının diğer adı

Ebe

Nene

Kuşağı'dır. Bu yörede Ebe Nene Kuşağı'nın yere

yakın ucunun olduğu bölgede define olduğuna inanılır. Bütün bu tespitlerde kuşağın en itibarlı rengi yeşildir3°7• Azerbaycan'da daha ziyade Govsa

Gezeh veya Fatma

Karının ôrmeni olarak bilinen gök Kuşağının etrafında diğer

Türk kültürlü halklarda da bezeri inananlar oluşmuştur. Onun

Umay Anay

ile

Baba Kamber ile ilişkilendirildiği de

olmuştur. Yayın ucu gökyüzüne doğru ise bolluk olacağına aşağı doğru tuttu ise kıtlık olacağına inanılır3°8•

Yaşar Kalafat, Doğu Aııadolu'da Eski Türk İnançlarımıı İzleri, Ankara, 20010, Berikan, s.345-355. 306 Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançlan IX-X, Berikan, Ankara, 2006 s. 26. 307 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Hal&da Karşılaştırmalı Halk 305

İnançlan-1 , Berikan 2009 s.101. � Celal Beydili, Türk Mitolojisi. Ansiklopedik Sözlük, Anakara, 2005 s.217- 218.

1 80


Türk Halk İnançlarında Renkler Urenha'lann inancına göre kamların kudreti ilahidir. Onlara bu kudret göklerden veriliştir. Bu kudret şamanın başı üzerine bulut olarak gelir; ebekuşağı şekline girerek başını, vücudunu doldurur. Bunun içindir ki her şamanın davulunda "ebekuşağı" nın resmi bulunur.309 Ebekuşağı veya Gökkuşağı Anadolu halk inançlannda "Yeşil Klbe", "Al yeşil

Çökmesi", "Yeşillik Çökmesi", "Kırmızı Yeşil",

gibi renk alegorileriyle tanıınlanmaktadır.310

"Nur Düştü",

Türklerin eski Şaman törenlerinde, bir ip üzerine asılmış gök(yeşil), al, san ve ak bezlerin Şaman'a gök yolunu gösterdiğine inanmaları

da,

yeşil

renk ile beraberinde

kırmızı, san ve beyaz renklerin Türk inanç ve geleneklerinde nasıl yaygın bir şekilde yer tuttuğunu göstermesi bakımından kayda değer.311 Ebemkuşağının Şamanın semaya yükselişinde izlediği yol olduğu inancı da vardır. Türk

İslam

kültüründe

yeşil

cennetin

kara

ise

cehennemin rengi olarak düşünülmüştür. Bu maksatla yeşil giyinilir, yeşil örtüler tercih edilir. Melekler, veliler şehitler yeşil giysiler içinde göründüklerine inanılır. Ulu zatların türbeleri yeşil boyalı, yeşil örtülü olurlar. Sarıkları yeşil olarak tasarlanır. Nevşehir ve çevresinde Mevlit türünden dini toplantılarda hanımların tülbent ve yazmaları yakın zamana

kadar

çoğunlukla

yeşil

olurdu.

Keza

tabut

309 A. İnan, Tarihte ve Şamanizm, Anakara, 1986 Türk Tarih Kurumu s. 64. Kar. Albayrak, a.g..e. 51. 3ıo Ahmet Gökbel, İnanış ve Adetleri ne Yahyalı'da Varsak Türkmenleri, Yahyalı, 1997 s. 129, Kar. Kadir Albayrak a.g.e. s. 51. 31 1 Reşat Genç, Türk tnamşlan ne MilH Geleneklerinde Renkler ve San Kırmızı Yeşil Ankara 1 997, Atatürk Kültür Merkezi., s. 31. ..

181


Türk Halk İnançlarında Renkler örtülerinde de hakim renk yeşildir. Bu inanç ilahi türü dini sözlü kültür unsurlanna da yansımıştır.312 Kara ise bilindiği gibi kara bayram örneğinde olduğu gibi aynı zamanda -yasın rengidir. Şii Caferi inançlı Müslüman Türkler Muharrem ayında cami minarelerine

kara bayrak asarlar.

Muharrem ayında Kars ve Iğdır'ın Şii Caferi inançlı Müslüman Türk halkın "Deste Gruplan"ndaki yeşil renk Kerbela'nın barışçı amacını simgeler ve bu yeşil "İmam yeşili" olarak bilinir. Ehlibeyti temsil eder, onun simgesidir. Al/kırmızı şehitliğin, ölümün simgesidir. Kara/siyah ise yasın matemin rengidir313. Yeşille tanımlanan dini mimarilerden Yeşil Cami,

1531 yılında Sulakyurt'ta yapılmış olan Nakşibendi Bayrami tarikatına mensup Şeyh Bedrettin'in oğluna ait olduğu ifade edilen Yeşil bazı

Türbe

camilerin

zikredilebilir314• Üsküp'te dini günlerde minarelerine

yeşil

bayrak

asılır315•

312 Sangömü köyünde kına yakılırken; "Allahümme salli fila Muhammed Yeşil Sancağla gelir Muhammed Yeşil giymiş geliyar kır atiyle Muhammed Seni seven �ık böyle mi sever Seni seven �ık tutuşup yanar Yeşil hulle giyer Burak'a biner." Türünden kına ilahileri okunur. Eyüp Akman vd. Yeşil Deniz Araç'ta Kültürel Hayatın Yedi Rengi, Ankara 2009 s.89. 313 Gülsen Balıkçı, "Kars Azerilerinde Muharrem ve Aşure Günü", Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma Genel Müdürlüğü, VIII . Milletlerarası Türk ha1k Kültürü Kongresi, 21-24 Kasım 2011 İzmir. 314 Yaşar Kalafat, Balkanlardan illuğ Türkistan'a Türk Halk İnançları IX-X, Berikan, Ankara, 2006 s. 229. 31s Yaşar Kalafat, a.g.e. s. 7.

1 82


Türk Halk İnançlarında Renkler

Makedonya'daki Bektaşi babalarından Hıdır Baba'nın türbesi benzerlerinde olduğu gibi yeşil çuha kaplıdır.316 Kerkük Türk kültür coğrafyasında ocaklara ve belirli kişilerin mezarlarına yeşil bez bağlanır. Bu beze Baydak Bezi denir. Bunun diğer adı

"Hz. Abbas Bayrağı dır. Bu bayrak "

adak olarak asılır. İmam Abbas (r.a) şehit olduğu için onun bayrağı Al/kırmızıdır. İmam Hz. Ali'nin (r.a) bayrağı ise yeşildir. İmam Hz. Hüseyin'in (r.a) bayrağı ise karadır317• Varsak Türkmenlerinde yeni doğuma hazırlanacak anne adayının soğuk almasım önlemek için o, göy/göl keçinin kaynatılmış kılının buharına oturtulur3 18• Bu toplumun inancında keçilerden rengi göy olanda farklı bir hikmet aranmıştır Eski Türk inançlarının bir uzantısı olarak günümüze kadar gelen

anaınaygıl

inancı, geçmişte vatan toprağı için

şehit olmuş ulu zatların savaş zamanı yeni nesillerle birlikte onların

yanında

savaşa

katılıp

sonra

kayboldukları

şeklindedir. Savaşa bazen da grup halinde katılabilen bu ulu ruhların halk dilindeki karşılığı Yeşil Sanklılar' dır. Osmanlılarda yeşil rengin pek çok kullanılmasının sebepleri de açıklanmıştır. Buna göre, Miralay Ali Bey, yeşil rengin Sülale-i Tahire-i

Peygamberi (temiz peygamber

sülalesi) diğer insanlardan ayırt edebilmek için yeşil sarık takarlardı. Osmanlılar, yeşil rengin seyyidlik nişanı olduğunu

316 31 7 31a

Yaşar Kalafat, a.g..e. s. Yaşar Kalafat, a.g..e . s. Yaşar Kalafat, a.g e. s.

..

21. 105. 163. 1 83


Türk Halk İnançlarında Renkler bildikleri için onu Levn-i ruhani (ruhani renk) olarak kabul etmiştir.319 Şeklinde izah getirilmektedir. Batı Göktürklerde yeşil kaftan,

IX. yüzyıl Kırgız

Türklerinde yeşil kumaştan bayrak kullanıldığını seyyahların eserlerinden öğreniyoruz. Bu da Orta Asya Türklerinde yeşilin hakimiyet sembolü ve bayrak rengi olarak yaygınlık kazandığının bir işareti olmalıdır.320 Yeşil renkli sancakların Anadolu'da gazilere mahsus olduğunu

ve

bunun

daha

çok

denizciler

tarafından

kullanıldığını gösteren muhtelif kayıtlar .vardır. Şöyle ki: Barbaros'un bayrağı, üzerinde zülfikar şekli fetif ve zafer ayetleri bulunan yeşil kumaştandı. İnebahtı Deniz Savaşı'nda Cezayir Beylerbeyi Uluç Ali Paşa'nın gemisinde, üzerinde

beyaz

bir

pençe

ile

fetih

nakşedilmiş yeşil sancak kullanılmıştır.32 1

ve

zafer

ayetleri

Anadolu'da birçok tarikat simgeleri ve türbelerdeki sancaklann rengi çok kere yeşildir. Türklerde görülen yeşil renkle ilgili anlamlar genel dünya simgeciliğindeki anlamlarına uygundur. Bu bakımdan ele alındığında gençliğe, umuda, yeniden doğuşa, cennete, koyu olduğu takdirde ölüme işaret edebilir. Aynca geçicilik ve kıskançlığı da ifade edebilir. Ayrıca aşıklar çifti olarak sunulan Venüs ve Merkür'ün rengi olup bundan dolayı

319 Reşat Genç, a.g.e., s. 35. 320 Reşat Genç, a.g.e., s. 32. 32ı Reşat Genç, a.g.e., s. 34-35.

1 84


Türk Halk İnançlarında Renkler ilkbahara, bitkilerin çoğalmasına, bolluk, başarı ve mutluluğa işaret eder.322 Yörenin sözlü kültüründe bu teşhisi doğrulayan çok örnek vardır;

"Çaydan çaya geçelim Yeşil tespih çekelim Sen orada ben burada Böyle hasret çekelim " ''Maniyem maralıyam Yürekten yaralıyam Ağaçlaryeşillenmiş Daha ben karalıyam " "Garga/karga garga gak dedi Çık şu dala bak dedi

Al şu göy boncuğu · Beşiğine tak dedi"

Bu arada Anadolu Türk halk kültüründe rüyada yeşil murattır. Gençlerin giysilerinde de yeşil muradı simgeler; "Gül ağlar bülbül ağlar Yine yeşersin dağlar Nazlı yô.rden aynldım Murat alacak çağlar"

322 Yaşar Çoruhlu, Türk MitoJojisinin Anabatlan, İstanbul, 2006, Kabalcı yayınlan, s. 198.

185


Türk Halk İnançlarında Renkler Mavi-yeşil bağlantısı ve mavinin ölümün de simgesi olabileceğinden hareketle ağıtlarda ölüme yol açan kurşun göy kurşun, san altın olar.U. anlatılır. 'Topuz benin allı başım

Saraltımm göykurşunum Kıyma Kadir Mevla m kıyma Bundan artık yok kardaşım '523 Bir Maçka ağıtında da; "Pencere kanadina, Sürerim mavi boya, Pencere de hayalun Sarılsam doya doya '924

Halk inançlarında mavi ümittir ve bebek beklentisinde erkek çocuğu simgeler. Bebek dünyaya gelmeden Pembe takımlar yapılıyor ise gelecek bebeğin kız olması, mavi yapılıyor ise erkek olması umulur. Hamile anımla ilgili rüya yorumlanırken mavi renk keza erkeği pembe ve san da kızı simgeler inancı vardır.

323

Zekiye Çağımlar, "Adana Avşar Ağıtlarında Destan Unsurlan", Ağıt Kitabı, Editör, Emine Gürsoy Nasgali, Kiabevi, İstanbul, 201 1 , s. 151-174.

324

Nursel Baykasoğlu, "Maçka (Trabzon) Akarsu Köyünde Ağıt Geleneği", Ağıt Kitabı. Editör, Emine Gürsoy Nasgali, Kiabevi, İstanbul, 201 1, s. 89-95. 1 86


Türk Halk İnançlarında Renkler

SONUÇ . Halk

kültüründe

yeşil,

inanç

bağlantılıdır.

Bu

bağlantının kökleri mitolojik döneme kadar uzanmaktadır. Bu devamlılığı Türk kültür coğrafyasının çeşitli bölgelerinde görebiliyoruz.

Yeşilin,

Nevşehir

halk

inançlarındaki

yansıması da daha farklı değildir. Bu teşhisi çeşitli halk inancı

uygulamalarında

görebiliyor

ve

sözlü

kültür

verilerinden hareketle örnekleyebiliyoruz. Buna göre yeşil, cennetin, kutlu olanın rengidir. Gençliği, umudu, yeniden doğuşu Simgeler. Bolluk, haşan, bereket gibi halleri simgelediği gibi ona geçicilik, kıskançlık gibi hallerin rengi olduğu anlamları da yüklenilmiştir.

1 87



Türk Halk İnançlarında Renkler

DOCU ANADOLUDA KARA İYELER . VE ONLARA DAİR HALK İNANMALARJ325 GİRİŞ Bu bildiri de "iye" tanımlamaları yapılacak "iççe" ile · iye arasındaki ortaklıklar ve farklılıklar üzerinde durularak onların; nerelerde, hangi hallerde ve şekilde görülüp ne tür etkinlik gösterdikleri konularında bilgi verilip ve onlardan korunmak ve kurtulmak yöntemlerine dair halk inançları anlatılacaktır. Anadolu Türk kültür coğrafyası, bilhassa bu bölgede doğu-batı ve kuzey-güney istikametinde süreklilik arz eden ve kadim dönemlerden başlayan inanç göçüne tabi olmuş, bu hareketlilik

halk

inanmaları

zemininde

bir

yumak

oluşturmuştur. Bu mitolojik doku bölgenin semavi dinlerine rağmen varlığını sürdürmüş, çok kere de bu dinlerin inanç giysilerinin

rengini

de

alarak

kendilerini

bu

dinlerin

sistematiğinden yola çıkarak bu dinlerin terminolojisi ile anlatır olmuşlardır. Bu doku perdesinin aralanmasında iye ve iççe kapsamına giren inanç temaları anahtarlardan birisi olabilirler. Böylece halkın manevi hayatına dair edinilen bilgiler artırılıp onun yalın gözle görünemeyen yüzünün tanınması mümkün olabilir. Bu suretle kuzeyden ve doğudan gelen inançların sistematiğinin çalışılmış olmasına ve Semavi dinlerin

325 Dr.

yapılarının

ilahi

kitaplarından

Halkbilimci, :www.yasarka}afat.info

1 89

bilinmelerine


Türk Halk İnançlarında Renkler rağmen, halkın inançlarında varlığını sürdüren bu nesneler korku, telaş, tedirginlik yaratabilmekte buna bağlı olarak da çareler üretilmektedir. İlgili edebiyatta, diğer tanımlamalarının yanı sıra daha ziyade kara iyeler olarak giren ve adeta ak iyeler düalizmi ile varlıkları ve etkinlikleri anlatılan bu görünmeyen varlıkların bilinmelerine çok kere sözlü edebiyat kaynaklık etmektedir. Bunlardan bir kısmına bir dereceye kadar modern tıp kendi alam bakımından açıklık getirirken, haklarındaki bilginin henüz yeterli olduğu söylenememektedir. Bunların özel isim almaları, çok kere yerel dilerle ve daha ziyade de ölü dillerden kaynaklanmaktadır. Bu hal aynı varlığın farklı isimler alabilmesine yol açarken, bunlar aynı zamanda beden ve ses de değiştirebilen canlılardır. Gösterdikleri değişik fonksiyonlar onların bu hallerine göre de isim alabilmelerine yol

açabilmektedir.

Böylece

isimleri,

özellikleri

ve

etkinlikleri ile sınıflandırılmaları güçleşmektedir. Buna, bazı iyelerin aile fertlerinin mesela çocuklarının isim. almaları da eklenince alt başlık sayısı artmaktadır. Bu bildiride, yaşamın değişik dönemlerinden farklı bölgelerden derlenilmiş kara iyeler içerikli inanmalardan hareketle konuya ışık tutmaya çalışılmış olmakla beraber, nehir, dağ326 toprak kaya, gökyüzü ve bilhassa orman ile ilgili kara iyelerin de olduğu bilinmektedir. Bu Çalışmamız daha ziyade iyeleri tanımlama niteliğinde olacak ve Doğu Anadolu öncelikli olma özelliğini taşıyacaktır.

326

Kolga Kişi; Dağ ve nehirleri koruyan ailesi olan bir koruyucu iyeclir. 1 90


Türk Halk İnançlarında Renkler Sınırlamayı

bir

bölgeyi

ele

alarak

yapmak

zorundaydık. Zira sadece Tatar Türk halk inançlarında 20

civarında kara iye, isimleri ve özellikleri ile tanıtılrnıştır327•

Aynca ak ve kara iye gibi hayırhah ve şer olmayan iyeler de ve bunların aile fertlerinin de isimleri vardı328 ve nihayet erkek ve dişi iyelerin329 yanı sıra bu iki cinsiyeti bir arada temsil eden Şelma/Şılma gibi iyelerin de varlığı tespit edilmiştir. San Saç ve Balk gibi Bazı iye cinsleri de insanlarla aile hayatı oluşturmak isterler. Kara iyeler, yardımcı iyeler, ak iyeler veya yer iyeleri, gök iyeleri gibi İye inanmaları,

İnanç sisteminin

bir

327 Erlik iyesinin hizmetinde olan iyelere, Kara iye ve Yek adı da verilir. Yek'in anlamı şeytan demektir. Bu anlamda, bütün kötülüklerin kaynağı olan Yek, yani Şeytan, semavi dinlerde de mevcuttur. Yakut Türkleri bu iyelere, Abaası adım verir.327( A. İnan, a.g.e., s. 41.) Tatar Türk Mitolojisinden gelen ve bir kısmı halen yaşamakta olan bir takım iyeler vardır. Bunlar daha ziyade Karagüçler, Sıhn Zatlar olarak bilinirler. Bunlar; Albasn, Ubır {Vampir), Ubırlı Karcık (Kadın/Dişi vampir) Yalvavız (Ubırlı Karcık'm 7 başlı 1 gözlü kız

kardeşi) Meckey (Ormanın ruhu), Mist.an veya Mutsan "Meçkey'in kanndaşı olup dişi bir ruhtur. Piçen "Ormanın ruhu Meçkey'in kız kardeşidir. Dişi orman ruhlannın hocasıdır. İnsan1ann Ormanda kaybolmasına yol açnğına inanılır. Sureli de bir orman ruhudur.

328 Erliğin Onun, ayrıca Ülgen gibi çocuklan olduğuna inanılır. Erkek çocuklarının adlan Karaş, Matttr, Şmgay, Kömür Kan, Badis Biy, Yabaş, Temir Kan, Uçar Kan, Kerey Kan'dır. Dokuz kızının sadece sekiz gözlüsü Kiştey Ana ile Erke Solton'un adlan bilinmektedir. Görevleri oyun oynamak, insanlan baştan çıkarmak, ayin sırasında kamlan şaşırtmak. ve görevlerini yerine getirmez hfile sokmak.ur.328 (A. İnan, a.g.e., s. 41.) 329 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Ankara, 2010, s. 96-1 19.

191

Eski Türk İna.nç1aruıın İzleri,


Türk Halk İnançlarında Renkler

parçasıdır. Sistemi anlatmadan ve onun içerisinde iyelerin yerini belirlemeden, iyeye getirilecek tanım ve buradan, hareketle kara iye üzerinde açıklama yapmak oldukça zordur. İyelerin fonksiyonlarından hareketle tanımları yapılacak olursa ve ak iyelerin yararlı ve kara iyelerin de zararlı oldukları tanımı getirilmesi durumunda, ak iyelerin . yararlarım esirgemeleri ve kara iyelerin de zararlı güçlerini yönlendirmemeleri halinde, ortak taraflarının olduğu durumu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda iyeleri fonksiyonları esas alınarak mı tasnif etmeli? Zira kendisine saçı yapılarak zararından Korunulan kara iye ile kendisine saçı yapılarak yaran sağlanılan ak iye yapılanması ile karşı karşıyayız. ·

Kara iyelerin ismindeki "kara" ön eki de anlamlı olmalı. Taşıdıkları özellikler mi, onlara kara sıfatını vermiştir? Kara sıfatının yas, keder ve ölüm gibi anlamlara da sembol oluşu bu iyenin özelliğinden mi gelmektedir?33° Kara 330

Kara iyeler bağlantılı kara sıfatı: Azerbaycan coğrafyası Türk kültürlü halklannda renklerle de ilgili bazı inançlar vardır ki, bunlar Hemşehrilerin de halk kültüründe yaşmaktadırlar. Mesela san, ayrılıktır. Al / kırmızı toy bayram mutluluk rengidir. Nazara karşı iyi geldiğine kanı durduğuna . inanılır. Mavi Türklüğün simgesidir. Yeşil renk ihlAsı temsil eder. Kara yüceliğin simgesidir. AA / Ak paklığı anlanr. Padarlarda gece komşuya od I ateş verilmez ayrıca ağağartı (süt, yoğurt, peynir, şeker, un gibi beyaz gıdalar da verilmez. Verilmesi zarureti var ise bunların üzerine kömür parçası konulur. Aksi halde bereketinin kaçacağına inanılır. Padarlardan yapılan bu tespit diğer Türk kültürlü halklarda da vardır. Kömür daha ziyade nazara karşı 1 92

·


Türk Halk İnançlarında Renkler

korunmak için kullanılır. Süt sağıldığı zaman inek göze gelip sütü kesilmesin diye kovanın üzerine bir parça kömür atılır. Veya çok güzel beyaz tenli gelinlerin veya küçük çocukları yüzlerine kömür sürülerek güzellikleri örtülenmek istenir. Od / ateş kültü ile de ilgili olabilir. Bu tespitte nazar ve bereket motifleri birleşmiştir. Nazar alan ürün veya kimsenin verimi düşeceği için aynı zaman da bereketi de kaçmış olur. Azerbaycan Türkçesinde soğan, marul, maydanoz, turp gibi söğüş salatalıklara göygöyerti ve süt ve süt mamullerine de ağagartı deniliyor ki, çok hoş bi adlandınştır. Padarlarda da kara bayram inanç ve uygulaması vardır. Yas evinde kara giyilir. Ölen genç ise kırmızı giyilir. Anadolu'da Sarız yöresi Avşarlannda,. Yaslı aile karalar giyer ayrıca yasın göstergesi olarak kadınlar başlarına "Karalı Yağlık yani kara bir mendil" bağlarlar. Güney Azerbaycan Türkmenlerinden Afşarlarda başsağlığına gelenleri cenaze evinin hanımları, evin eşiğinin dışında karşılarlar. Taziyeye gelenler, yaslı ailenin emmi veya halasının üzerine kara bir örtü atarlar. Ölen şahıs itibarlı bir erkek ise, onun atına kara bez örtülür. Kara; Irak'ta, İran'da, Anadolu'da, Azerbaycan'da yas rengidir. Muharremlikte minareye kara bayrak asılır. Yas evinin duyuru simgesi karadır. Yas evinde kara giyilir. "Bayram başına kara gele",Karaltısı kayıp olasıca", "Kapıcığına kara çaltılar çakılasıca", "Karaya gidesice", "Sesin kara yerden gelsin", "Karayılan sokasıca", "İki cihanda yüzün kara olsun", "Karartın kalka emi" "Qara baxt olasan","Qara güne qalasan", "Qardan baş açmayasan" "Qara saçın ax dişive dönsün", "Qara yer quru yerde qalasan" Türk yön bilgisinde Kara renk, kuzeydir. Halkımızın coğrafyayı adlandırışında bunu görebiliyoruz. Karadeniz örneğinde olduğu gibidir. Kuzey, soğuğun, kışın, titretenin, istenilmeyen bir gerçeğin rengidir. Kara, kuvvetli, kaba kuvveti olan, kuvveti ile yıldırabilen anlamına da gelmektedir. Bir işi kara düzen yapmak, kara kucakla halletmek gibi. Karanın bu anlamında sanıldığı gibi farklılık yoktur. Bektaşi Babası Kara Donlu Can Baba örneği, Kara'nın siyahtan "

1 93


Türk Halk İnançlarında Renkler

farklı, tasavvuf yüklü bir kelime olduğunu göstermektedir. "Karaçalı gibi araya girdi" denildiğinde, çalıya istenilmeyen ve fakat etkinliği kabul edilen bir sıfat yüklenilmektedir. Ak Koyunlu adının Ak'ında olduğu gibi, Kara Koyunlu adında da etkinliği kabul edilmiş bir güç saklıdır. Halk inançl.ınnda Kara, çok kere varlığı kabul edilen ve fakat nı.1kbulden sayılmayan bir sıfattır. İslfuniyet'e karşı geldiği için Oğuz Han'ın babası, Kara Han olarak nitelendirilmişti. Kara sıfatına rağmen, o bir Han'dı. Kara'daki kuvvet, daha ziyade toleranssız, amansız, belki de gaddar bir kuvvetti. Dede Korkut'daki "Kara Donlu Kafir", "Kara Tunguz Damı" tanımlarında olduğu gibi. Kara, aynı zamanda kararlı, sabit, değişken olmayan anlamını da karşılıyordu. Kara Samsun, Kara Maraş tanımlamalarındaki Kara, esas, değişmeyen anlamındadır. Bu içeriği ile de Kara kelimesinin anlamı diğer anlamlarını tamamlar mahiyettedir. Kara, çok kere yer rengi iken, Semerkant gibi Türk şelllrlerinde Ak ve Gök renklerinin yas rengi oluşu ayrı bir irdeleme konusudur. Halk edebiyatımızda "Ak çuha ağlı kalsın", "Akımız göze geler", "Donun ağdı üzerlik", "Kalmışam karayerde", " Düşmesin kara yazı", " Bayramı kara gelmesin", " İndi geyin kara gel", mısralarında, Kara gün, Kara yer, Kara bayrak, ölümün, yasın, iste­ nilmeyenin ifadesi olmuştur. Ölüm yaşamın bitişi, Ak'ın kararması, Kara yerin üstünden altına geçiştir. Bengü Taş yazıtlarında Mavi Gök ve Yağız Yer yaratıldığında, Yağız Yer, Kara topraktır. Erliğin Yağız yer ile ilişkisini anlatmıştık. Kaynağın "şeytan" tanımlamasını kam iye karşılığı kullandığını konu ile ilgili evvelce yapmış olduğumuz çalışmalardan hareketle söyleyebiliyoruz. Bu tanımlama hangi hallerde şeytan veya cin karşılığı kullandığını pek bilemiyoruz. Bize göre, Kara iyeler şer veya şeytani güçler iken ak iyeler rahmani güçler olarak düşünülebilir. Sö.Uü kültürümüzde bunun çok sayıl örneği mevcuttur. Qara verin ağ verin

1 94


Türk Halk İnançlarında Renkler

Qap dolusu yağ verin Kısa mısa gelenin Kıs;ına çağdar olsun

Yas Sayası :

·�aya saya geliniz

Qara qara geyiııiz

Geldiğiz yas yeridi Gel egleş yas teridi Aç ora lainin başın Yara yara yericli Saya saya geliniz

Qara qara geliniz

Gam ğamdan baş oldu Ezberim qardaş oldu Yollarda mene yoldaş Birce kesik baş oldu Gülü sönen nenem vay Qol qanatsız dedem vay Kebratsız dedem vay Yalmz yalnız ne gezer Toy haratsız dedem vay Saya saya gelim"z Qara qara geliniz Geldinizyas yeridi Bir inemin qarası Göze/ qaldı boyunda Gelsin mene qadası Aman aman yatsıdı yas Toy irıemi bastı kas Oğul oldun haralı? Senigördüm yaralı Qara toprala qoydum

1 95


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ala gözlü maralı Dağlar bizden aralı

Dallar başın qaralı

Ağlamaqtan bu derdin Işıq g<Jzilm qaralı

Say saya geliniz Yaz paltan geyiniz Elin yaman çağıdı Duman yanan çağıdı A.xıi' yas olsun size

Ve.ren eliyize qurban Qalanlanyız sağolsun Gelin üzün 81 olsun

Çıxartyaspaltaı1ıum Hamiyize son dağ olsun

Yas Sayalannda; yasta geçen "kara giyilmesi•, "yas aşı", "yas

patları/giysisi", "başı kara olmak", "kara toprak", "yas yeri", "gada almak", "kara gün•, "kesik baş•, "kara gelmek", "döne döne yanmak" gibi yas temaları bölge Türkçesi ile yer almaktadır. Yangın yada yoldaşa Göğ üzünde baş başa Qmı bulutçıqaşa Yağa ya/ışın düzü Uşaqlar ay oynaşa Emcegi qunı inek Bu teşhisi değimlerden hareketle de koyabiliyoruz. "Bayram başına kara gele",Karalusı kayıp olasıca", "Kapıcığına kara çaltılar çakılasıca", "Karaya gidesice", "Sesin kara yerden gelsin", "Karayılan sokasıca", "İki cihanda yüzün kara olsun", "Karartın kalka emi". 1 96


Türk Halk İnançlarında Renkler kavram ve anlam boyutları ile icelenıniştir.331 Efsanelerde kara renginin üstlendiği işlev, karanın siyahtan farklılığını gösterir özelliktedir.332 Kara

iyelerle

ilgili

karakteristiklerden

şunlardan

bahsedilebilir; -Farklı

kara

iyelerin

fonksiyon

alanlan

aynı

da

olabilmektedir. Bazı kara iyeler özellikle ormanı mekan olarak seçebilirken, ormanı yaşam yeri olarak seçmiş farklı kara iyeler de vardır. -Değişik kara iyelerin ortak özellikleri de vardır. Birçok kara iye insanı aldatabilir veya birçok kara iye farklı

Azerbaycan'da Ölü Çarşambası olarak da bilinen Gara Bayram'da ocaktan koku çıkarmak amacıyle ateşe yağ et atılır. Ant içilirken "bu ocak hakkı'', "Bu ocağa kör bakım ki'', "bu köz gibi gözüm ağarsın ki" "Ocağın sönsün", "Od olmayan yerden tütsü çıkmaz" denir. Bitlis'te yağmurlu geçen günlerde güneşin doğması için:

"Güneşgüneş gelgel Baban evinde toydur Tolmepilav boldur Yağı üstünde goldür. Kara kızın at çaye Kırmızı .kızm algel Mesh pabucun giy geJW denilmek suretiyle, "kara" olanın suya aulmasıyla güneşin doğabileceği şeklinde bir halk inancı vardır

331 Nesrin Bayraktar, "Kavram ve Anlam Boyutunda Türklerde Kara ve Siyah", Uluslar arası iV. Dil, Yzm ve Değişblim Sempo'L}'UDlu Bildirileri, Çanakkale, 17-19 Haziran 2005, s. 157-168. 332

Sinan Gönen, "Efsanelerde Kara RengininGörünümü",

Araştırmaları Dergisi s. 225.

1 97

Türkıyat


Türk Halk İnançlarında Renkler bedenlere girebilirler. Uylak veya Huylak gibi bazı kara iyeler insanlarla eğlenirlerken, bazıları onların çıldmnalanna ve bazılar da ölümlerine yol açabilirler. -Meşe Ad.amı/Germ.ekoçi gibi bazı kara iyeler yan kurt veya ayı yarı insandırlar.

-Kamos gibi bazı kara iyeler şekil değiştirebilip farklı kalıplara girebilmektedirler. Çok kere çeşitli hayvanların şekli

ile

bedenleşebilirlerken,

çok büyüyüp

veya

çok

küçülebilirler de.

-Karabasan gibi kara iyelerin zararından korunmak ve onlardan yararlanabilmek için, onların şapkaları kapılmalı veya yakalarına iğne takılıp besmele getirilebilmelidir. -Karabasan türü bazı kara iyelerin avuçlarının içinde bir veya üç delik olabilir.

-Al

Kansı gibi bazı kara iyeler, sadece basacakları

kimsenin gözüne görünürler. -Bir kısım kara iyeler insan oğlu tarafından çıplak gözle

görünemezler

iken,

bunların

aynaya

yansımaları

görülebilir. Aynca insanların göremedikleri bu iyeleri bazı çiftlik hayvanları görebilirler333.

333

Köpeğin

kurt

gibi ulumasının ölüm haberi olduğu inancı Türk

kültürlü halklarda çok yaygındır.

Adeta bir hayvanın başka

hayvana ait sesi çıkarması, erkek hayvanın dişi ve dişi hayfuıın da erkek hayvan sesi çıkarması hayır habere yorumlanmamıştır. Bu bulgu bazı hayvanların görebilmede olduğu gibi bazı organlarının farklı gelişmiş olmaları ile izah edilebilir mi?

İnsanoğlunun

göremediği örneğin ölüm meleği (a.s.) bazı canlılar tarafından

1 98


Türk Halk İnançlarında Renkler - Kara iyeler, insan sesini, tanıdık bir insan sesini taklit edebilmektedirler. Ayrıca kendilerine mahsus değişik sesler de çıkardıkları olur. -Farklı kara iyeler ıçın onun zararından korunmak adına aynı tür saçılar yapılabilmektedir. -Farklı kara iyeler için uygulanan korunma yöntemleri de çok kere aynı olabilmektedir. Genel koruyucu olarak demir aksamlar, çeşitli kesici delici alet ve silahlar, iğne, Soğan, Sanmsak,334 bazen tuz çok kere Kur'an-ı Kerim ve

görülebiliyor mu? Bunların farklı cinsiyetten oluşları tepkilerinin değişik olmasına yo açabiliyor mu? 334 Azerbaycan Kültür coğrafyasının Türk kültürlü halklarından Karaçilerde uğurla ak uğursuzlukla adeta kara iye arasında ilişki kurulmuştur. Birçok işin sağdaki organla ve sağdan başlanılarak yapılması uğur sayılır. Azerbaycan genelinde Halça / Halı dokuyanların işin üzerine uğurlu birinin gelmesi istenirken, çok kere elinin boş gelmemesi soğan veya sarımsakla gelmesi istenir. Gelen kimsenin çocuk yaşta olması yani buluğa ermemiş olması terih edilir. Geliş saatinin seher vakti sabahleyin olması istenir. Güney Kafkasya'nın Türk kültürlü halklarından Lezgilerde soğan kabuğunun yere aulması ve ciynenilmesi de uygun bulunmaz. Soğan ve sanmsağın bazı mikrop ve haşereden koruyucu olduğuna dair halk inançlarını E. Akçiçek ayrıntılı olarak incelemiştir. Biz yapuğımız bir çalışmada Türk dünyası genelinde soğan ve sarımsağın görünmeyenlere, kara iyelere karşı da koruyucu olduğuna inanıldığı tesbit ettik. Bu iki besin maddesinin; büyü, nazar, al karısı, hortlak ve vampire karşı da koruyucu olduğuna inanılmaktadır. Böylece, bu iki sebze mikroskopik ve ruhi zararlılara karşı koruyucu olarak kabul edilmiş olmaktadır. (Yaşar Kalafat, Türk Halk İnançlarında Zile ve Çevresi Örnekleri İle Soğan", Bütün Yönleri he Zile Sempozyumu, Zile, 6-8 Ekim 201 1 .

1 99


Türk Halk inançlarında Renkler ondan alınmış bazı ayetler, palto gibi erkek giysisinin olduğu bilinir Bunlar daha ziyade korunacak kimsenin yattığı yerde kullanılırlar. Aynca eşikte erkek sağlanır

ve

at bulundurulur, kişnemesi ateş yakılır. Korunacak loğusasının

eşikte

yatağının etrafı iple bağlanır. Al,

Akız,

Al Avradı gibi kara iyelerin

,\l kansı,

bulunabilecekleri ne inanılan yerlere, halk destursuz girmek istemez. Destur gl'tirerek korunmak ister. "Destur Bismillah" denilmesi en güçl ü koruyucu olarak kabul edilir. Tuvaletler, hamamlar,

eşikler,

yerlerdendirler.

samanlıklar,

ahırlar

Cin türü Kara iyelerin

tür

bu

isimleri

adeta

Anadolu'da yayla evleri ve yazlıkların kapı çevresine haşerelerden korunmak için soğan, sanmsak ekilir. Salınaz'da mezarlığa soğan götürülür bu uygulama korunmak amaçlı olabilir.

Prizren Türk kültür coğrafyasında sünnet olan çocuğun yasuğına

sanmsak ve soğan asılır. Ayrıya sarısağım püsküllü kısmı gençlerin

21 Mart'ta daltutan mevkiinde kız ve erkek

cebinde taşınır.

çocuklar kol ve ayaklan açık şekilde toprağa yatınlı bir taşla suliyetleri toprağa çizilip bu şeklin baş kısmına bir sarımsak bastırılır.

(Taner

Kotle,

Balkanlar

ve

Kosava'da

Türk Halk

İnançları"' Obır veya Hortlak olarak bilinen kara iye mezarından çıkıp evinin

önünde

gece

bağırmaya

başlayınca

tereklerden

soğanlar

dökülürmüş. Aynca Oburdan kurtulmak için onun mezarına kazığı ile bir sepet çakılırmış. Soğanın da sarımsak hatta

turp

pelit gibi

bazı kara iyeler karşısında koruyucu niteliğe sahip olduğuna inanılır. Soğanın yemek destanlarındaki yeri "paşa" lıknr:

Soğan paşa olmuş gözlük gözünde Elma memur olmuş aylık izinde Reçelinzibat mı durmaz sözünde Askeri doyuran bulgurpilavı

200


Türk Halk İnançlarında Renkler tabudur. Bunların isimleri "üç harfliler" gibi katlanarak söylenir. Bunlardan bahsedilmiş ise "bizden ırak'', "şeytan kulağına kurşun" gibi tedbir ifadeleri de kullanılır. - İnsanoğlunun zararına olduğu bilinen al kansı gibi iyeler, esir alındıktan sonra onu

esir edip sahiplenen kimseye

işgücü ve maddi varlığın yanı sıra manevi sosyal bir statü de kazandırmakta, o kimse ve ailesi badema görmektedir.

Kara

İye

kapsamında

"ocaklı"

olan

Al

muamelesi karısının,

kişioğlunun hükmüne demir vasıtasıyla girmesinden sonra, ak iye fonksiyonu gösterip, bereket sağlaması

"ters

motifi"

veya "aksi/zıttı" özelliği yansıtmış olması tipik bir örnek olmalı. -Aynı kara iye

değişik bölgelerde

farklı

isimler

alabilmektedirler. -Kara iyeler, genel olarak temiz olmayan, pis kokulu karanlık veya loş yerleri, ıssız mekanları, harabeleri, yıkık değirmenleri, sapa yerleri

seçmektedirler.

Dere ve çay

kenarlarını mekan tutmuş

kara iyeler de vardır. Gayri

meskun ören yerleri yurt tutmuş kara iyelerin mekanları,

çok kere Şeytan Kalası, Şeytan Kayası, Cinli Yarına, Cin Toyu, Cin Sofrası, Cin büyüsü, Ecinli/Cinli Mağara gibi cinli şeytanlı isimlerle alınırlar335

335 Şeytan Kalesi: Çıldır'ın

Rahat köyü yakınındadır. Eskiden burada şeytan olduğu söylenen bir şey görünmüş, halk buradan geçince ürperir. (Bu kalenin diğer ismi Albız kalesidir. 1060 yılında Türkler tarafından yapılınca adına İblis Hisarı veya Albız Kalesi denilmiştir.) cin veya

201


Türk Halk İnançlarında Renkler -Kara İyelerin gün içerisindeki etkinlik saatlerinin, dar vakit veya şer vakti diye bilinen akşama doğru olan saatlerdir336. -Kara iyelerin genel imha edicileri olarak gürültü, tok madeni ses, silah sesi bilinir.337

Şeytan Kajrası: Ardahan'ın Ölçek köyünde Şeytan Kalesinde bir de Şeytan Kaya mevkii vardır. Bu mıntıkada gece kalınmaz. Cin ve perilerin zarar verebileceğine inanılır. Ecinli (Cinli) Yarma: Çıldır Arpaçay arasında Yalımlar köyünün karşısında üçüncü Yarma mevkiinde cin türünden bir şeyler görünmüştür. Buraya Ecinli Yarma denir ve buradan sakınılır. 336 Bu tür şeylerin gün batımından sonra verilmemesi, gün / güneş kültü ve gün ile ilgili inançlarla ilgili olmalı. Gün battıktan sonrası için şer vak.tı vak olarak bilinir. Birçok şey yapılmaz veya sınırlanır. Kara iyelerin aktif oldukları dönem olarak bilinir. Kara iyeler ışığı değil karanlığı faaliyetleri için daha uygun bulmaktadırlar. Süt un ve benzeri besin maddelerine Ağağartı tabir edilir ve Azerbaycan Türk kültür coğrafyasında çok yaygın bir inançtır. Diğer Türk kültürlü halklarda da bu benzeri inançlar vardır. Anadolu Türk Kültür Coğrafyasında süt, sirke, hamur gibi mayalanan ve mayalanarak artan gıdalar da akşamdan sonra verilmek istenilmez. Çıldır'da ikindi ile akşam vakti arası "dar vakit" olarak bilinir. Bu saatlerde yemek yenilmez. Bu saatlerde öbür dünyada ölülere yemek dağıtıldığına inanılır. Bu saatlerde yemek yiyenlerin, ölülerinin aç kalacağına inanılır. Bize göre güneşin batma saatine tekabül eden dönemde yemek yenilmemesi, güneşe duyulan saygının bir sonucudur. 337 Karaçilerde gelinin bereket getirmesi için onu aparanda / götürende eline pul / para koyarlar ve bu parayı eline bağlarlar. Ayrıca kondora / Eşiğe tabak koyarlar ve gelinin onu sındırmasını / basarak kırmasını isterler. Para gelinin sağ eline konur ve tabağı sağ ayağı

202


Türk Halk İnançlarında Renkler

-Kara iyeler daha ziyade zayıf karakterli, yalnız yaşayan, psikolojik sorunları olan kimseleri seçerler. Buluğ çağından gençlerle ünsiyet kuran onlarla aile oluşturmak isteyen, anlan sahiplenen kara iyeler de vardır. Tatar Türk mitolojisindeki

San Seç/San Saç ve

olduğu

bunlar

gibi,

karşı

Balk isimli kara iyelerde

cinsten

insanoğlu

ile

ilişki

kurabiliyor

ile kırması istenir. Eşikte tabak ve testi kırarak ses çıkarmak suretiyle kara iyeleri def etmek inanç ve uygulaması çok yaygındır. Sahurlarda gelin attan veya arabadan indikten sonra bey veya vekili havaya

3

defa ateş eder. Bununla amaç bed kuvvelerin merasim

alanından uzaklaştırılmalarının sağlanılmasıdır. Türk

Kültürlü Halklarda

Halk

(Yaşar

Kalafat,

İnançlan V-VI, Dedem Korkut

Yukarı Eller, Lalezar, Ankara, 2008, s. 233-239) Kara iyelerin uzaklaştırılmaları amacıyla çeşitli gürültü çıkarıcı uygulamalar yapıldığı burada da görülmektedir. Tahtaya vurarak ses çıkarıp 'şeytan kulağına kurşun' deilmesi, gelinin ayağı ile tabak sıdırması, ay veya güneş tutulunca kazandibi dövülmesi bunlardan bazılarıdır. Türk halk kültür anlayışında gürültü yapma daha ziyade kara iyelerin gitmelerini tesirlerini yitirmelerini sağlamak için yapılır. Mesela ay ve güneş tutulmalarındaki gürültü uygulamasının buna dönük olduğu bilinir. Avşar'larda yağmur duası için yapılan uygulamanın yorumunda kara iyelerin kovulması amaçlı değil

ak

iyelerin çağrılmaları mahiyetinde olmuştur. Avşarlardaki tespitte adı geçen

yağışın

iyesi tanımlaması bize yağışla görevlendirilmiş

melek çağırımını yaptı. Halk inançlarında yere inen her yağış tanesinin bir meleğin sırtında indiği inancı vardır

203


Türk Halk İnançlarında Renkler -İnsanları olduğu gibi, defineleri de sahiplenebilen kara iyeler vardır. Bu tür yerlere ulaşılabilmesi, bu güçlerden icazet almakla mümkün olduğuna inanılır.338 -Bazı Kara iyeler insanlara olduğu gibi, onlara ait olan canlı varlıklara da zarar verirler. Mesela

At

Binen

Cin

örneğinde olduğu gibi, bunlar gece bağlı haldeki atlan ahırda binerek yorarlar. Bazı yörelerde bu tür kara iyelerin özel oldukları ve sadece atlara musallat olduklarına inanılır. Şıvat,

al karısının diğer ismi değil ise böyle bir kara iyedir. -Bazı

kara

iyelerin,

sahiplenerek

çocuklarının

yaşamaması gibi zarar verdikleri kimseler, bu tür zararlardan korunabilmek için, kara iyelerin zarar veremedikleri çok çocuklu ailelerin, beşik türü eşyalarım kullanmak suretiyle bu iyelerden korunmak isterler339•

338

Sahipli Define:

Çıldır'ın Karahan köyünde halkın sihirli olarak

kabul ettiği ve define olduğu söylenen bir mahal vardır. Çıldır ve Arpaçay'ın muhtelif bölgelerinde de

tür

yerlere

"sahipli",

"ecinli",

cinli

"

bu tür yerler vardır. Halk bu

",

"perili" demektedir. Bu tür

yerlerde define arayan kimselere çeşitli hayvanlar görünür ve bunlar arayanlara saldırırlar. Korunmak için korkınamak gerekir. 339

Talişlerde çocuğu yaşamayan anne, çocuğunun yaşaması için çocuğunu çok çocuklu anneye bir merasimle sembolik olarak satar.

7

oğlu olan anneye hiç oğlu olmayıp sadece kızı olan anne, ölmesi

beklenilen oğlunu gizlice verir. Çocuğu alan anne o çocuğun

manevi anne

si olur. Çocuğu yaşamayan aile çocuğu yaşayan

aileden ödünç beşik alır.

Bu satışta satın alan kara iyelere veya çocukların ölümüne yol açan kara iyeye karşı mukavemeti olan anne tipidir. Çocuk satıldıktan sonra yeni sahibi tarafından koruma altına alındığı inancı vardı. Bu inanç

ve

uygulama,

çocuk

satma

204

Anadolu

Türk

kültür


Türk Halk İnançlarında Renkler Bu ve benzeri şartlar altında kara iyeler nasıl tasnif edilebilirler. Kara İyeleri isimlendirerek bir sınıflamaya tabi tutan bir çalışmaya henüz rastlamadık. Semavi dinlerin kendi sistematikleri için geliştirdikleri tanımlamalardan hareketle, bir ironi ile kara iyeler tanım ve tasnife tabi tutulabilirler mi? Bu biraz başka bir dilin gramer kuralları ile başka bir dili okuyup yazmak gibi olmaz mı? Esasen konu sadece iye konusu ile sınırlı değildir. Türk kültürlü halkların kendilerini ve bir birlerini tanımaları ve tanıtabilmeleri için, halk inançlarının arkasındaki perdenin aralanması zarureti vardır. Yaşanılan kitabı dine aykırılığının belirtilmesinden hareketle, tanımadığınız halkınıza aydın olarak yardımcı olamazsınız. Bu noktada, tezahürleri sağlık içerikli sorunlar olarak görülebilen kara iye insan ilişkilerini takip ederken, sağlık ve din bilimleri disiplinleri ile koordine gereği vardır. "Tıbben doğum sonrası deprasyonu olarak tanımlanan (Postnatal deprasyon) un halk bilimindeki karşılığının ve izlerinin

alkansı

inamşıyle

benzerlikler

gösterdiği

söyleyebiliriz. "340

coğrafyasında da vardır. (Yaşar Kalafat, Avrasya Türk Hallt ôzbekistan- Türkmenistan) Ankara, Sufızmi-1 (Kırgızistan -

1 997)

340

Hatice Kübra Uygur Ak, "Postnatal Deprasyonun Hallt İnanışındaki Karşılığı: Alkansı Midyat Örneği", Kültür ve Turizm Bakanlığı Araşurma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, VIII. Milletlerarası Türk

Hallt Kültürü Kongresi (22-24 Kasım 2011) İzmir. 205


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kara ve ak iyelerin kara ve ak oluşlarının irdelenmesi kara ve ak renkleri ile ilgili olmalı. Kara ve ak renkleri bir takım güçlere isim olabilmişler ise neden bu güçlere bu kelimeler sıfat olmuşlardır. Şüphesiz bir kara iye ismi kara olduğu için bu özelliklerini sergilememiştir. Bu özellikleri nedeniyle, ona kara sıfatı uygun görülmüştür. Örneklemek gerekir ise, karanın yas üzüntü rengi oluşunun sebebi üzüntüye yol açan faktördendir. Bir güç ki, o ölüme, sakatlığa, çarpılmağa yol açar, onun simgesi olan kara, eserine de isim olarak yansır. Böylece kara ile tanımlanan Kara Gün'den Kara Bayram'a, Kara Yer'den Kara Baht'a Kara Kediye341 kadar karalı ne var ise, onun isim alışında kara iyenin "kara" lık boyutu aranılabilir. Kara budun, Kara Han'ı çıkarmadan evvel, onu kara ve hükümdar ailesini de ak budun kılan ne idi? Böylece söylenilebilecektir ki halkın renk estetiğinin mitolojik derinliği ile, iyeler algılayışının yok sayılamayacak çok önemli bir bağı vardır342•

341 Yaşar Kalafat, "Türk Halk İnançlarında Hayvan", Av. Süleyman Kazmaz Armağanı, Türk Halk Kültürünü Araşurma ve Tanıtma Vakfı, Ankara, 2009, s.261-293. 342 Türk yön bilgisinde Kara renk, kuzeydir. Halkımızın coğrafyayı adlandırışında bunu görebiliyoruz. Karadeniz örneğinde olduğu gibıdir Kuzey, soğuğun, kışın, titretenin, istenilmeyen bir gerçeğin rengidir. Kara, kuvvetli, kaba kuvveti olan, kuvveti ile yıldırabilen anlamına da gelmektedir. Bir işi kara düzen yapmak, kara kucakla halletmek gibi. Karanın bu anlamında sanıldığı gibi farklılık yoktur. Bektaşi Babası Kara Donlu Can Baba örneği, Kara'nın siyahtan farklı, tasavvuf yüklü bir kelime olduğunu göstermektedir. "Karaçalı gibi araya girdi" denildiğinde, çalıya istenilmeyen ve fakat etkinliği kabul edilen bir sıfat yüklenilmektedir. Ak Koyunlu 206


Türk Halk İnançlarında Renkler

Konunun ayrıntısına girmeden açıklanması gereken diğer husus ise, iye inancının ön plana çıktığı sistemlerde, iyeler sisteminin koordine ve murakabesini kim ve nasıl yapıyordu. Sistemin başında Gök Tanrı vardı. Gök Tanrı inancı ile İyeler sistemi inancı yaşıt mı idi? Kut veren kut alan Gök Tanrı, yetkilendirdiği iyelere sorumluluk da adının Ak'ında olduğu gibi, Kara Koyunlu adında da etkinliği kabul edilmiş bir güç saklıdır. Halk inançlarında Kara, çok kere varlığı kabul edilen ve fakat makbulden sayılmayan bir sıfattır. İslamiyet'e karşı geldiği için Oğuz Han'ın babası, Kara Han olarak nitelendirilmişti. Kara sıfatına rağmen, o bir Han'dı. Kara'daki kuvvet, daha ziyade toleranssız, amansız, belki de gaddar bir kuvvetti. Dede Korkut'daki "Kara Donlu Kafir", "Kara Tunguz Damı" tanımlarında olduğu gibi. Kara, aynı zamanda kararlı, sabit, değişken olmayan anlamını da karşılıyordu. Kara Samsun, Kara Maraş tanımlamalarındaki Kara, esas, değişmeyen anlamındadır. Bu içeriği ile de Kara kelimesinin anlamı diğer anlamlarını tamamlar mahiyettedir. Kara, çok kere yer rengi iken, Semerkant gibi Türk şehirlerinde Ak ve Gök renklerinin yas rengi oluşu ayn bir irdeleme konusudur. Halk edebiyatımızda "Ak çuha ağlı kalsın", "Akımız göze geler", "Donun ağdı üzerlik", "Kalmışam karayerde", " Düşmesin kara yazı",

"

Bayramı

kara

gelmesin'',

"

İndi

geyin

kara

gel'',

mısralarında, Kara gün, Kara yer, Kara bayrak, ölümün, yasın, iste­ nilmeyenin ifadesi olmuştur. Ölüm yaşamın bitişi, Ak'ın kararması, Kara yerin üstünden altına geçiştir. Bengü Taş yazıtlarında Mavi Gök ve Yağız Yer yaratıldığında, Yağız Yer, Kara topraktır. Erliğin Yağız yer ile ilişkisini anlatmıştık. Ebulfeyz Elçibey, Kara ile Ak'ın Boz'da senteze ulaştığı, Bozkır ve Alaca'nın Türk cihan Mkimiyeti

mefkı'.lresinin

rengi olduğu

kanaatindedir. O, Boz kurt, Kır at ve Alageyikteki renk sıfatlarının, Ak ve Kara'nın birarada mütalaa edilmesinin bir tezahürü olduğu düşüncesindedir.

207


Türk Halk İnançlarında Renkler yüklemiş olmalıydı.

insanlar için

tabular olabildiği gibi,

iyesinin olduğuna inanılan hayvanlar, bitkiler ve cansız bilinenler

için de tabu olmalıydı. Tös, Ongun veya Totem'e

de gücünü veren veya aralarında güç sıralaması ve güç kullanma sınırlaması yapan bir yapılanına gerekiyordu. Kara İyeler, kara güçlerin bağlı oldukları ortamlarda,

değişik

etkinlikler

için

Erliğin farklı

görevlendirilmiş

yardımcılarıdırlar.343

343 Erille Kök Türk çağı yazıtlannda bu iye hakkında açık bir ifade

mevcut değildir. Çin kaynaklarının verdiği bilgiler arasında da bu iyeye rastlanmaınışnr. Ancak, bazı bilim adamları arasında erklig kavramının Erlik'e işaret ettiği konusunda tartışma mevcuttur. (S. Divitçioğlu, Kök Türkler, s. 55-56; A. İnan, a.g.e., s. 39; E. Esin, a.g.e., s. 5-33.) Bizce, Erlik, Yağız Yir ile ilişkilidir. Çünkü. Yağız Yir kavramı, Türklerde yeryüzünü değil, yeraltını göstermektedir. Kara toprak alttadır, kara sular yeraltındadır. Türklerin onu, yirliglirlig/erlik, yani yer altında olan, oraya ait olan şeklinde tasavvur etmeleri daha mantıklı ve yerinde bir yaklaşım olur düşüncesindeyiz. (Manas Destanı'nda yer alan Ertöştük, bu adı yeraltında da gezip dolaşma gücüne sahip olduğu için aldığı düşüncesindeyiz. Erlik veya E/irlig Han da aynı anlamda bir unvandır. Yerin altına ait han anlamı taşımaktadır.) Yaratıcıya karşı geldiği için, oraya sürülmüştür. Bu inanç, günümüzde, Altay Türkleri arasında yaşamaktadır. Türk inançları ile ilgili araştırmalarıyla ün yapmış rahmetli A. İnan, Erlik iyesini şu şekilde tasvir etmektedir: "Erlik, insanlara her türlü kötülükleri yapar; insanlara ve hayvanlara türlü türlü hastalıklar göndermek suretiyle kurbanlar ister. İstediği kurban verilmezse, musallat olduğu obaya veya aileye ölüm ve felaket ruhlarını (iyelerini) gönderir. Öldürdüğü insanların canlarını yakalıyarak yer altındaki karanlık dünyasına götürür, kendisine uşak yapar." (A. İnan, a.g.e., s. 40-41.) 208


Türk Halk İnançlarında Renkler

A. İnan'in bu tasvirinden, Erlik'in aynı zamanda, semavi dinlerde yer alan Azrail (a.s.)'in fonksiyonunu da yüklenmiş olduğunu görürüz. Ölüm Meleği diye bilinen Azrail'e, insanoğlu, inançlarına rağmen, günümüzde de biraz soğuk bakar. Ancak o, yaratıcının emrini yerine getiren durumundadır. Ancak, Erlik, insanları kötü yola sevk etme, onlara fenalık etme, hastalık gönderme, canlılara musallat olma fonsiyonları ile Ölüm Meleği'nden de ayrılmaktadır. Erlik, emrinde kötülükleri ifa edecek kendi karakterinde iyelere sahiptir. Bunların da yaşadığı yer, karanlık dünyası olan yeraltıdır, kara yerdir. Nitekim Altay Türklerinin inancına göre, her insanın sağında Yayuçı adı verilen iyilik iyesi, sol omuzunda Erlik'in gönderdiği kötülük iyesi Kara iye vardır. Doğumdan itibaren, doğan kişinin yaptığı iyi ve kötü işleri kaydederler; Ak iye, kişiyi iyi yola, Kara iye ise kötülüklere sürüklemek ister. Ölünce, önce Erlik önünde yaptıklarının hesabı görülür. Yani, yeraltına indirilir. Tıpkı gömülme ve sual melekleri inancı gibi. Burada, iyilikler ağır basarsa, Erlik ona dokunamaz ve Yayuçı denen ak iye onu alıp göğe çıkarır. Aksi halde, orada kalır ve cezasına uygun yere Erlik tarafından gönderilir. Bu inanç, uçmak/cennet veya cehennem/tamuğ inancının bir tezahüründen başka bir şey değildir, düşüncesindeyiz. ( W.Radloff, a.g.e.,s. 6-7.) Yörede ve günümüzde çok yaygın olan, "yere giresice, yerin altına batasıca" (M. Yardımcı, "Manas Destanında Geçen Halk Kültür Değerlerinin Günümüzdeki izleri" Erciyes, Sayı 225, Eylül 1996, s. 8-1 1 ."toprak aldı gizledi" ve "tora toprak gizledi" tabirleri ile Erlik iyesi inancının kalıntıları arasında bir bağ olması uzak bir ihtimal değildir. Altay Türklerinin inançlarına göre, Erlik, tabiatı icabı kendisine arık, sakat ve hasta hayvanlardan kurban sunulmasını istermiş ve bundan hoşlanırmış. Başlangıçta görülmeyen bu oğul ve kız iyelerin Türk inançlarına çevre halkların tesiriyle girmiş olabileceği ihtimali akla en uygun olanıdır. (Semavi dinlerin dışında kalan Budizm Lamaizm gibi dinlerde diğer dinlerin tesiri olmalı. Bu konuda bkz. Mangıış 209


Türk Halk İnançlarında Renkler

Anadolu'da ve Türkmenistan'da kara ve ak yün iplikten örülmüş kordonun insanları, hayvanları ve halı gibi kıymetli eşyayı nazardan koruduğuna inamldığını biliyoruz. Artvin yöresindeki bir efsaneye göre, birisi Ak diğeri Kara olan iki koçu bulunan bir kahraman, Kara koçun kılını Ak koçun kılına sürünce de·, yedi kat yerin altına inebilmektedir. Ak koçun kılım Kara koçun kılına sürünce de yerin yedi kat üstüne çıkabilmektedir. Halk inançlarında kara ve ak iplik gözdeki

Marina,

"Tuvalarda Tabiata ibadet", Türk Dünyasının Sosyal

Kültürel ve Ekonomik İlişkileri Kurultayı, H.

20 Ekim 1991 Kayseri;

Güngör. "Orta Asya'da Mani Dininin Yayılması ve Türk

Kültürüne Etkisi'', Türk

Dünyası Araştırmalan,

İstanbul, Ekim

1 989, Sayı 62, s. 199-213.) Uygurlar senede iki defa yere kurban verirlerdi. Kış mevsimini de törenle kutlarlardı. Kötü ruhları uzaklaştırmak için altın ve gümüş kaplar içine koydukları suları birbirlerine

serperlerdi.

(B.

Çağlan, İstanbul. 1971, s.125.)

Ögel,

Türk

Erlik iyesinin hizmetinde olan iyelere, Yek'in anlamı

Kültürünün Gelişme

Kara iye ve Yek adı da verilir.

şeytan demektir. Bu anlamda, bütün kötülüklerin

kayııağı olan Yek, yani Şeytan, semavi dinlerde de mevcuttur. Yakut Türkleri bu iyelere,

Abaası adını verir. (A.

İnan,

a.g.e., s. 4 1 .) Tatar

Türk Mitolojisinden gelen ve bir kısmı halen yaşamakta olan bir takım iyeler vardır. Bunlar daha ziyade Karagüçler,

Sıhn Zatlar

Ubır (Vampir), Ubırlı Karcık (Kadın/Dişi vampir) Yalvavız (Ubırlı Karcık'ın 7 başlı 1 gözlü kız kardeşi) Meckey (Ormanın ruhu), Mistan veya Mustan (Meckey'in karındaşı olup dişi bir ruhtur) Piçen (Orman'ın ruhu Meckey'in kız olarak bilinirler. Bunlar; Albastı,

kardeşi) dir. Dişi Orman ruhlarının hocasıdır, insanların ormanda

kaybolmasına yol açtığına inanılır).

Sureli

Bu da bir diğer orman

(İyeler, İşanular, lnmlar, Fallar, İm-Tomnan, Sinaruşlar, Yılalar. Kazan, 1 999.)

ruhudur. (Galimcan Gıluranov Tatar Milleti

210


Türk Halk İnançlarında Renkler kara ve ak kısımları sembolize etmektedir.

Böylece göz

değmesini önleyen bir güç oluşmaktadır.

özellikleri ne Kara tye Örnekleri Al.kansı: Türk Dünyasının hemen her yerinde görülen ve günümüzde de tüm etkinliğini sürdürdüğüne inanılan bu iye, adeta Umay koruyucu iyesinin zıddıdır. Üremenin ve çoğalmanın düşmanı gibidir. Daha çok yeni doğum yapan loğusa kadınlara ve yeni doğan çocuklara musallat olduğuna inanılır.344 Türk Dünyasında bu iye, muhtelif adlarla anılır:34S Türk boylarında ise, bu iye, Kara Albastı ve

San Albastı

şeklinde, farklı iki iye olarak tasavvur edilir.346

344 345 346

A. İnan, "Al Ruhu Hakkında", Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1968, s. 259-267. Türk Dünyasında bu iye, muhtelif adlarla anılır: Albastı, Alkarısı, Al, Albıs, Almış gibi muhtelif adlarla anılır. A. İnan a.g.m. Türk boylarında ise, bu iye, Kara Albastı ve San Albastı şeklinde, farklı iki iye olarak tasavvur edilir. Bu inanca göre, yeni doğum yapan kadınların ciğerlerini söküp, suya götürüp atan San Albastı imiş. Doğum yapan kadının veya yeni doğan çocuğun ciğerlerinin sökülüp suya atılmasını önlemeyi ve yeni yerine takılmasını sadece kamlar ve ocaklılar başarabilirmiş. Kamlar ve ocaklılar, bunu. Sarı Albastı'yı korkutarak veya kandırarak gerçekleştirirlermiş. Kırgız ve Kazak Türkleri, San Albastının ise, hoppa tabiatlı bir iye olduğuna inanırlar. Bunlar, tüfek sesinden, demircilerden, kamlardan ve ocaklılardan başka, hiç kimseden korkmazlarmış. Kamlar, onları, afsun okuyup koyun ciğeri ile aldatırmış ve ellerinden loğusanın veya yeni doğan çocuğun ciğerini alıp dönerlermiş (A. İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, s.171.)

21 1


Türk Halk İnançlarında Renkler Su merkezli bir iye olan Al Kansı,

İnanca göre su

kenarlarında yaşamakta veya kapıp kaçırdığı yeni doğum yapmış annenin veya bebeğinin ciğerini su kenarlarında yemektedir. Bazı izahlara göre de

Al

Karısı/Al Avradı/Al

Kızı, su değirmenlerini bilhassa yıkık eski su değirmenlerini mekan tutmaktadır.347 Azerbaycan ve Doğu Anadolu'nun bazı

kesimlerinde

doğum yapmak üzere

iken

eşini

al

kansından korumak için hastanın erkeği, eşikte ateş yakar, silah atar, erkek at kişnetir ve bu arada akarsuyu hançerler. Akarsuyun hançerlenmesi de Al Karasına karşı bir korunma şeklidir. Çıldır'da,

alkarısı, alkızı

veya kara kura olarak da

bilinir. Doğum yapan kadınların eşlerini ve ciğerlerini söküp, ıssız

harabelerde

ve

değirmenlerde

kendilerine

ziyafet

çektiği inancı vardır. Çıldır'ın Karabeyi köyünde yeni doğum yapmakta olan bir kadını al basmasın diye beyaz bir erkek at eyerlenip, doğum yapılan evin kapısına çekilir. Kapının önünde ateş yakılır. Al kızının eve gelmemesi için ateş alevli ve havlı tutulur. Böylece al kızının eşikten girip, doğum yapan kadın veya bebeği öldürmesi önlenmiş olunur. Aynca doğum yapan

kadının

bu

tür

kötülüklerden

korunması

için

başucunda Kur'an-ı Kerim asılı durur. Al kansının eve girmesini önlemek üzere kapıya çekilen

at,

sair

zamanlarda

görülemeyeceği

derecede

347 Yaşar Kalafat "Halk İnançlanmızda Değirmen" Folkloristik Prof. Dr. Umay Güney Armağanı, Ankara 1996, s. 142-151; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Şubat 1997 S. 122 s. 31-32.

212


Türk Halk İnançlarında Renkler azgınlaşarak, kişner, huzursuz olur.

Sürekli tepınır ve

şahlanır. İfadeye göre al kızına beyaz at ve beyaz ata da görünürmüş ve al kızı beyaz at ile ateşten korkar, çekinirmiş. Kara iyelerden çıkıncaya kadar

al

kansı

onlara

loğusa

musallat

olur.

kadınlann Eski

kırkı

Türk

dini

inançlarına dair bilgi veren kaynaklarda348 geniş açıklamaları yapılan bilhassa A. İnan'ın bilgi verdiği bu iye ile ilgili Kars yöresinde de bir takım inanç ve pratikler yapılmaktadır. Çıldır'da

al

basması"

ve

Korunmak

karısının hasta rahatsızlığa

için

kırkı

kadını

da

rahatsız

"baskına

çıkmamış

edişine

uğrama"

loğusa

kadın

"al

denir. yalnız

bırakılmaz.349 Çıldır Arpaçay ve Kars'tan yapılmış bir başka tespite göre, al karısının diğer bir ismi bu yörede "hal kansı" dır. Loğusa kadınları bundan korumak için, hastanın yanında geceleri ışık yakılır. Aksi takdirde hal karısı hasta kadının ciğerini götürüp suya atar. Böylece kadının ölümüne yol açar. Hal karısı yakalanır ise kaçmaması için üzerine

iğne

takılır ve çalıştırılır. Eli çok bereketlidir.350 Çıldır'ın Karahan köyündeki bir inanca göre, hal karısının uzun san saçları vardır. Değirmenin barkında, suyun kenarında oturur ve saçlarını suya tarar. Her tarafı sapsarı olan hal kansını gören

348 A. İnan, "Al Ruhu Hakkında". Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1968, s. 259-267. 349 Ramazan Korkmaz; "Çıldır Folklor ve Etnografyası", Atatürk Ü. Edebiyat Fak. Mezuniyet Tezi. Erzurum 1985. 350 Yaşar Kalafat "Eski Türk İnançlarının Kars Yöresindeki İzleri" 4. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, Ankara 1992 s. 149-169.

213


Türk Halk İnançlarında Renkler insanlar, suya atlarlar ve hal karısı kaybolur.351 A. İnan'ın Sarı Albız'a dair verdiği bilgiler hatırlanınca bunlar eski inanç sistematiğimizin uzantılarını düşündürüyor. Kur vadisinde al basmasından korunmak için, kırkı çıkmamış annenin bulunduğu evin önüne ateşli kül dökülür. Bu tür evlere "kırklı ev" veya " kırkı çıkmamış ev" denir.

Ateşli külün dökülme işlemi akşamüzeri güneş batmadan, hava kararmadan yapılmalıdır. Ateşin, anneyi al karısından koruyacağına, al basmasını önleyeceğine inanılır.352 Ateşin koruyucu fonksiyonunu ve güneş battıktan sonra, ocaktan dışarıya ateş çıkarılamayacağını biliyoruz.3s3 Rize' de loğusanın bulunduğu eve ikindi namazından sonra gelenlerin ellerini ateşe veya sıcağa tutması istenirdi. Aynca loğusa ziyaretine gelene güle güle denilmesi halinde sütünün kaçacağına inanılırdı. Iğdır yöresinde loğusa kadın Fatüme'tün Zehra (Fatma Ana)

nın

adını zikrederse Ona Al Kansı'nın musallat

olmayacağı inancı vardır.354 Yakut

Türkleri

kara

iyelere

Abaası

demektedir.

Alkansı, Türk dünyasında Albastı, Alkansı, Al, Albıs, Alınış

351 Kaynak Kişiler; A. i. Erdener ve A. M. Yıldız. 3sı N. Baltacıoğlu, "Doğu Anadolu'da Yaşayan Gelenekler", Türk Folklor .Araştırmalan, 1959, Cilt V, Sayı 1 1 1 , s. 191 1-1912. 353 Y. Kalafat; Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlannın İzleri, Ankara

1990. 354 Zeynelabidin Makas, Iğdır Belediyesi, Iğdır Kültürü, Ankara, 2006

s.139.

214


Türk Halk İnançlarında Renkler

olarak bilinirken Doğu Anadolu ise bu iye Kara kura olarak bilinir.355 Al

Kansl/Hamam

Kansı/Ağaç

Kansı:

Şahseven

Türkleri iyeler için "özümüzden eyler" derken, Azerbaycan Türkü "bizden yeğler" der. Anadolu' da bu tanımlama "bizden iyiler" şeklinde yapılır.356 Al karısı, Hamam karısı, Ağaç kansı bu tür kara iyelerdir. Kızılbaş Türk inancında Hamam kansı emcekleri memeleri anormal büyük olan bir dişi kara iyi olarak tasavvur edilir.357 Bu arada emcek ata, genelde dişi ecdadı anlatmış olur. San Albastı, Kara Albastı, Kımuzı Albastı: B. Ögel

Albastı tasnifine dair bilgi verirken "Kara Albastı" ciddi ve ağırbaşlı, "San Albastı" hoppa ve şarlatan, "Kırmızı Albastı" ise insanlığın anası olan bir ruh olarak kabul edilir, demektedir.358 İnsanlığın anası olarak kabul edilen bir iyenin insan neslinin düşmanı oluşu nasıl izah edilebilir. Bu noktada asıl obje al ruhu'dur. Onun sarı, kırmızı ve kara türleri vardır.

355 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk. İnançlannın İzleri, Ankara, 2006. 356 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk lnançlan İzleri, Ankara 1999, 3. Bsk. Ankara. 357 Yaşar Kalafat, "Bağdatlı Şahseven Kızılbaşlarda Halk İnançlan",Türk Kültürlü Halklarda Orta Asya'dan Orta Doğu'ya İnanç Göçü, Berikan, Ankara 201 1, s.179-217. 358 B. Öge!, Türk Mitolojisi, Ankara, 1989, s.300.

215


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ocaklı

olmanın

yollarından

birisi

de

Al Kansı

yakalayabilmiş olmaktır.359 Birçok yerde halk arasında Al Kansı basmasına karşı korunmada başvurulan çarelerden birisi de Fatma Ana'nın ismini anmak olunca bu içerik benzerliği anlamlı olmalı. Diğer taraftan al kansı için çok çalışkan, eli bereketli, her işi yapabilen bir varlık olarak inanılır.

O'nu

yakalamak zor ve yakalayanın kullanılabilir

duruma getirmesi için yakasına bir iğne takması gerektiği inancı

vardır.

Kara

İye

kapsamında

olan Al

karısının

kişioğlunun hükmüne demir vasıtasıyla girmesinden sonra ak iye fonksiyonu gösterip bereket sağlam.ası "ters motifi" veya "aksi/zıttı" özelliği yansıtmış olması tipik bir örnek olmalı360•

Altı San Albastı: Alkansının kötü karakterli iye Orta Asya, Sibirya ve Anadolu Türkleri arasında

şeklinde

yaşamasına rağmen, onun daha önceleri iyi karakterli bir iye/ruh olduğuna dair bazı emareler vardır. Mesela, Uranha­ Tuva

Türklerinde,

iyeye/ruha, istemeleri;

"Altı

kamların,

kayalıklarda

yaşayan

bir

San Albastı" diye hitap edip yardım

Kazak

ve

Kırgız

Türkleri361

kamlannın/baksılannın da, "Tuu dediği yerde derman olan ey San kız gel" diye, bu iyeye / ruha yardım çağrılan yapmaları, akla böyle bir ihtimali getirmektedir. Acaba,

359 Ergin Doymuş, Her Yönüyle Kangal Sivas, 1999 s. 122. 360

Dini Tarihi Türk Halk İnançlannda (Ters Prof. Dr. Abdurrahman Çaycı'ya Armağan, Ankara 1995. s. 297-307; ! urk Dünyası Tarih Dergisi Mart 1997 S. 123, s. 15-19. 361 Yörede de, nazar değmemesi için, kişiler herhangi bir şeye (canlı veya cansız) baktıklarında "tuu, tuu, tuu" diyerek karşı tarafı bu Yaşar Kalafat "Türklerin Motifi)"

belAdan kurtardıklarına inanmaktadır.

216


Türk Halk İnançlarında Renkler

Alkarısı, eski zamanlarda gücendirilıniş ve koruyuculuktan ayrılmış bir iye ınidir?362 Bu nokta, kut konusu itibariyle önemlidir. Kut sadece insanoğluna verilip gerektiğinde geri alınabildiği gibi bu uygulama iyeler için de geçerliydi.

Od/ateş iyesi ile Alkansı arasında bir irtibat görenler,

bu iyenin eski çağlardan beri bir od/ocak iyesi olduğunu ileri

sürerler.363 Yakut Türkleri, bu gün de ailenin od/ateş ocağına Al od adım verir. Acaba, bu ad ile Alkarısı arasında bir ilişki var mı ve iye eskiden bir ocak iyesi miydi?

Deniz Karası: Ahlat'ta loğusa hanım aynaya bakmaz. Zira 40 gün cinler loğusanın başına tebelleş olurlar. Aynaya bakar veya yalnız bırakılırsa cinler veya Deniz Karısı loğusanın ciğerini yerler364 Bu bulguda al ruhu, halk inançlarında cin olarak algılanmıştır. Deniz Karası'nın loğusa karşısındaki tutumu ile Al Kansı'nın tutumu aynıdır. Bu iki kara iyeden korunma 362 L. Altınmakas, "Albastı, Alkansı Koruma ve Tedavisi", Türle Folklor Araştır.malan, 1966, Sayı 209, s. 4261. 363

B. Nikitin, bu inancı, zorlama ile, maksatlı biçimde bir yapay etnik ad yaratıp Türk inançları dışında tutmaya çalışmıştır. Derlediği tüm malzemenin göçebe Türkmenlerden alındığı ve yöreye ait olduğu açıktır (Bk. B. Nikitin, Kürtler, Sosyolojik ve Tıirihl İnceleme, 1976, İstanbul, Cilt II, s. 126).

364

Yaşar Kalafat,

Türk Kültürlü Halklarda Halk

2009. 217

İnançlan, Ankara,


Türk Halk İnançlarında Renkler yollan da aynıdır. Ahlat'ta Van gölünün diğer adı Van Denizidir. Al Kansı kaçırdığı ciğeri yemek için subaşını

seçerken, İsim alışında bu açıklamanın yeri olabilir mi?365

Şıvat: Al Karısı, Ana dili Kürtçe olan Behranlı Türk aşiretinde Şıvat olarak bilinir. Şıvat'ın ayrıca Kürtçede bir karşılığı

yoktur.

tanımlanması

Ana dil farklılığına rağmen inanç ve

aynıdır.

Sıvat'ın

ilk

karşılaştığı

insandan

korktuğu gibi Keza erkek attan korktuğu şeklinde bir inanç da vardır. Şıvat'ın bağlı atı gece bindiğine de inanılır 366 Bu inanç Türk kültür coğrafyasında çok yaygındır ve bununla ilgili birçok efsane de vardır.

Merlste: kara

iye

de

Hasananlı Halk inanmalarındaki bir diğer

Merlste'

(yatakların

Kocası)

dir.

Yatak

yüklüklerinin üzerinde yaşadığına inanılır ve bununla daha ziyade haylaz çocuklar korkutulur.367

365

Suyun durgun veya akıntılı olması hallerinde farklı hikmetlere sahip olduğu inancı bu bulguda da karşımıza çıkmaktadır. Edinilen intibada durgun sular suda yaşayan kara iyelerin akan sular iyelerin mekarunı mıdır?

Al

ak

karısının değirmenlerin harkında

yaşadığı ciğerini kaptığı loğusa hanımın ciğerini subaşlarında yediği şeklinde inançlar da vardır. Hayvan kesilince onun iç organları

yatan suda (durgunsuda) temizlenmemelidir. 366

Kaynak Kişi; Ayşe Akçınar

12 yaşında bir Türkmen'le evlenmiş bir

Kürt, Dede Mahmut'un torunlarından Fazıllar diye bilinen bir aileden, aynı zamanda sınıkçılık/işkestiye türünden hizmetler de veriyor.

367

Kaynak kişi; Kerem Karakurt

218


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ses Alan:

Geçmişte Kars'da "Ses Alan" diye bilinen bir

kara iyenin varlığından bahsedildiğini hatırlıyoruz. Geceleri bilhsasa eşiğin dışında sesli ağlayan bağrışarak konuşan genç kızları korkutmak için uyan unsuru olarak kullanılırdı. Tatar Türk halk inançlarında da birçok kara iyenin varlığından hareketle çocuklar korkutularak uslu olmaları sağlanılmak istenirdi.

Şubat

Kansı/Deniz Karısı:

Ahlat'ta bir de Şubat kansı

inancı vardır. Şubat ayında doğum yapan kadınların Şubat kansı tarafından ciğerinin yenilebileceğine inanılır. Şubat Kansı

ile

kansından altına,

Şıvat

ne

kurtulmak

firkete,

bıçak,

dere

aynıdırlar

için

loğusanın

makas

konur,

bilmiyoruz yanına,

Şubat

yastığının

bulunduğu

odanın

duvarına silah asılır. Bu kadını sadece loğusa kadın görebilir, o, sadece onun gözüne görünür. Loğusa kadın eşini çağırır silah atmasnı. Silah sesinden korkan Şubat kansı gider. Gitmemesi halinde loğusanın çiğerini götürüp yiyeceğine inanılır. Şubat kansından korunmak için diğer aylarda da tetbirler alınır. Ancak o daha ziyade şubat ayında ekilidir. Onun diğer adı Deniz kansı'dır. Şubat karısı'ndan korunmak için loğusanın kapısında at kişnetilir. Erkek atın gözüne gözüktüğüne inanılır ve atan korktuğu kanaati vardır368• Anılan kara iye için aylardan "Şubat" adının seçilmiş olması bu ayın özellikle bazı yörelerde çok soğuk geçmesi, ateşli hastalık yaşayan anne adayı itibariyle anlamlı olmalı. Şubat

368

Anası

tanımlaması

Kaynak kişi Şükran Akyürek

219

doğu

Karadeniz'de

de


Türk Halk İnançlarında Renkler bilinmektedir. etkinlikleri

ile

Şıvat

adını

bilinen

biz

iye

Elazığ'dan

olarak

da

benzeri

hatırlıyoruz.

Şıvat

muhtemelen Şubat'ın farklı telaffuz edilmiş şeklidir.

Hakk!ıi' de, Al basmasın diye, yorgana iğne batırılır. Aynca,

loğusa yatağının yanına, kırkı

çıkıncaya kadar

süpürge, süpürme işi bırakılır. Böyle yapılırsa, o kişiyi Alkansı'nın basmayacağına inanılır. Anadilleri Kürtçe olan Pinyaniş ve Ertuşi Türk aşiretlerinde anneyi al basmasın diye, onun başucuna üzerine iğne batmlmış soğan konur. Annenin yanına makas bırakıldığı olur. Bebeğin başucuna ise Kur'an-ı Kerim veya Yasin suresi koyulur.369 Türk kültürlü halklarda süpürge sıradan bir bitki olmayıp,

O sadece onun

etrafında370 soğan371 ve sarırnsakta372 da olduğu gibi bazı inançlar oluşmuştur.373

Su Perisi; Bitlis'te, Alkarısı'nm eli bereketli kabul edilir ve buna inanılır. Alkarısı'm yanında tutmak isteyen, burada da

onun yakasına demir iğne takar. Eğer iğne çıkarılırsa, Al kansı

kaçıp kurtulur inancı vardır. Alkansı, Bitlis çevresinde su perisi

369 Yaşar Kalafat, Harezm'den Hakkhi'ye HakkAri'den Golan'a, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Ankara 2009, Berikan yayınları s. 370

86.

a.g.e.

371 a.g.e. 312

373

a.g.e.

a.g.e. 220


Türk Halk İnançlarında Renkler şeklinde tasavvur edilir ve akarsu kenarlannda yaşadığına inamlır.374 "Kadınlara göre her adamın bir perisi vardır. Bu peri evlenme, doğum,

kırk

gün

ölüm

zamanlarında azgınşadır. Bu

azgınlık

sürer. Bundan dolayıdır ki, evlenme zamanında gelin

ve güveyi, doğum zamanında ana, baba ile yeni doğacak çocuk, vefat zamanında ölen kişinin yakın akrabaları "kırklı" olurlar; kırklı

olanlar

için

birtakım

tedbir

kurallarına

uymak

gereklidir.''375 Eşik Türklerde kutsaldır. Eşikte oturulmaz ve gelin eşiğe bastınlmaz.376 Eski Türklerde yabana adam bir evin eşiğinden atlayamaz.377 Ocak/hanede başka tekin olmayan yerler de vardır. Samsun yöresinde geceleri saçak altlan cinlerden korunma itibariyle tekin değildir.378 Keza tuvalet ve banyoların da tekin olmadıkları inancı vardır. Ardahan'ın Ölçek köyündeki bir inanca göre su

kızı

veya su perisi de olabilen çok güzel bir yaratık vardır. Genellikle durgun ve sessiz akan sularda bulunur. Halk su perisinin

cin

olduğuna, bu kılığa girdiğine, insanları peşine

takıp onların bayılmalanna yol açtığına inanır.

374 M.

Yılmaz,

"Elazığ'da

Alkansı İnanması", Türk Folklor

Araştırmalan, 1967, Sayı 215, s. 63-81. 375 Ziya Gökalp, Türk Töresi. İstanbul, 1990. s. 48. 376 Bahaddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağlan. İstanbul. 1988, s. 268. 377 Ziya Gökalp, a.g.e., s. 40.

378 Bekir Şahin, "İslamiyet Öncesi Türk İnancı ve Ritüellerinin Samsun Yöresindeki İzleri". Türk Kültürü Dergisi. Eylül 19%, Sayı 401, s.

563-574.

221


Türk Halk İnançlarında Renkler

İt Ağızlılar:

Ardanuç'un Ovacık köyünde, tamamen

dikenli olan bölgelerdeki yeraltının küçük kapalı evlerinde yaşayan,

varlıklan

geceleri

gelen

sesleri

ve

parlayan

ışıklanndan anlaşılan ve halkın İt Ağızlılar olarak bildikleri canlılar yaşarlar. Bu ilçenin Kirazlı mahallesindeki Peri Kızlan

da aynı

özellikleri

gösterir

ve

geceleri

düğün

yaparlar.379

Cin: Doğu Anadolu'da olduğu gibi Uygurlarda da Dev /

div ve

Perilerle ilgili inançlar da vardır. Cinlerin insanlara

rahatsızlık

verip

hastalandırabilecekleri

inancı

vardır.

İnsanlardan cinleri kovanlara cindar veya periham denir. Bunlann

Uygurlara

eski

dinlerinden

kalma

inançlar

olduğuna inanılır.3so Anadolu Türk kültür coğrafyasında cindar daha ziyade cinlere muhatap olan kimse olarak bilinir. Cindarlar cinleri vasıtasıyla tedavi yapmakla kalmaz, cinleri musallat ederek insanları

hasta

da

edebilirler.

Cinlerin

sakladıkları

definelerin yerini bulurlar. Cinlere yaptırılmış muskaları bozabilir. Kars'ın merkez köylerinde varlıklardan

bahsedildikten

cin

sonra,

ve peri türünden o

gücün

zarar

379 Yaşar Kalafat, "Karşılaşurınalı Yusufeli Halk İnançları", Geçmişten Geleceğe Yusufeli Sempozyumu Bildirileri, Editör Muammer Demirel, Mustafa Akıllı, Yusufeli Belediyesi, İstanbul 2010, s.371383. 380

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V-VI, Dedem Korkut Yukarı Eller. Lalezar, Ankara 2008 s. 205-217.

222


Türk Halk İnançlarında Renkler vereceğinden çekinilir. Tehlikeden korunmak için, konu değiştirilip kapatılmak islenir. Adeta "iyi saatte olsunlar" dermişçesine

"üstüne

toprak

serpin•

veya

"toprak

atın

kapatsın" denir. Toprağın örten, kapatan gücüne inanılır. 38 1 Bu bize

"

yer iyesi" diye sistematiğimizde yer verdiğimiz

gücün hiyerarşik etkinliğini düşündürüyor.

Sahacın-Sahıcin-Şıhecin: Kars'ın Dikme köyünde özel bir ismi olan382 bir güç, ruh, cin gibi bir yaratık vardır. Bu kara iye,

gece yolculuğa çıkanlara yol

güzergahlarında

rastlanır. Daha ziyade uzun yola çıkanlara görünür. Yaya, atlı ve arabalı yolculara göründüğü olmuştur. Issız yollarda ve aniden yolcunun karşısına çıkar. Çok kere tektir. Bu yaratık, mesela çiftçiye keçi cismi ile görünür. Çiftçi bu yaratığı normal bir keçi sanır. Sürüp evine getirmeye başlar. Yaratık bir süre sonra at görünümünü alır veya başka bir hayvan kılığına girer. Bazen ölü insan veya bazen de tabut oluverir. Bu yaratığı, herhangi bir hayvan görünümünde iken ahırına bağlayan çiftçi, ertesi gün sabahleyin, bu yaratığın bağlı olduğu yerde bir tabut görebilir. Çok ağırdır. Öküzlerle taşınmak istenirse,

öküzler çok zorlanır.

Bu yaratıktan

kurtulmanın çaresi alınan yere götürüp bırakmaktır.383 Bu noktada

Göktann

hatırlamaktayız.

dini

Cinlerin

inancındaki şahı

veya

yol

şahların

iyesını cini

veya

381 Yaşar Kalafat "Eski Türk İnançlarının Kars Yöresindeki İzleri" 4. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, Ankara 1992 s. 149-169. 382

Yaşar Kalafat, a.g.e.

383 Yaşar Kalafat, a.g.e.

223


Türk Halk inançlarında Renkler cinlerin şeyhi olarak bilinen bu cinden kurtulmak için Ardahan ve Çıldır'da muska yapılır. Daha ziyade zayıf kimselere musallat olur.384

Ercun

ile Gürcün:

Çıldır'da

masalının ismi (Ercun ile Gürcün):

anlatılan

(Er-Cin

ile

bir

halk

Gür-Cin)

dir.385 Bu isim bize Erzurum'un Karayazı ilçesinin bir merkez köyündeki halkın "tekin değil" dediği "Ecünlü Mağarası" "Ecinli Mağarası"nı hatırlattı.

Ev

İyesi:

Talişlerde de kapının arasında astanada

/

eşikte el tutulmaz/tokalaşılmaz, durulmaz ya içeri girilmeli veya dışarıya çıkılmalıdır. Bu inanca riayet edilmez ise, dalaş olur, kavga çıkar inancı vardır. 386 Bu inanç ev iyesi ile ilgilidir. Ev iyesinin kapı eşinin altında olduğuna, evi daha ziyade buradan koruduğuna inanılır. Eşiğe basan kişi onu incitmiş

olmaktadır.

Bu

inan

Türk

kültürlü

halkların

hepsinde yaşmaktadır.387 Ev İyesi çok kere eşiğin altında yaşayan evin muayyen fertlerine nadiren görünen, evin

N. Baltacıoğlu BALTACioGLU, N. Doğu Anadolu'da Yaşayan Gelenekler", Türk Folklor Araştırmaları. 1959, Cilt V, Sayı 1 1 1 ,s. 191 1-1912. 385 R. Korkmaz; a.g.e. 386 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V-VI, Dedem Korkut Yukarı Eller, Lalezar, Ankara 2008 s. 239...:263. 387 Abdurrahman Güzel-Yaşar Kalafat, "Vatan Duygusunun Türk Mitolojisndeki Yeri ve Türk Halk İnançlarındaki İzleri", Türk Halk Kültüründe Milli Mücadele 1.liluslararası Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri '19-22 Temuz 2005' Sh. 18-21 :ısı

224


Türk Halk İnançlarında Renkler

fertlerine kesinlikle dokunmayan ak bir yılan gibi bilinirken, karayılan ise intikamını . öldürerek alan insanlara aşık olabilen kovuşamayınca intihar edebilen bir yılan türü olarak bilinir.388 Sahipli yerlerin ise çok kere bir yılan tarafından korunduğu inancı vardır. Yılan-Kara iye bağlantısı sözlü kültürde geniş yer tutar.389 388

389

Sinan Gönen, "Efsanelerde Kara RengininGörünümü", Türkıyat Araştırmaları Dergisi s. 225. İyidere'deki bir deyişe göre "el elinlan yılana tutma yılana yazıkur" Çayeli'nde Üzerinde yılan resmi/turası bulunan ve yılınlı kuruş olarak bilinen paradan kolye yapanın boğaz ağrılarının geçeceğine inanılır. Rize'deki yılan duasına göre, "Yılan yılan afiye, Yılan gider kafiye Keıpetilen kel dişi Bağladım yılan dışı" Bu dua okununca yılan hareket edemezmiş.

Bazı yörelerimizde canlı yılan yakalamak yılan bağlanır ve bunun da kafiyeli sözleri vardır; "Yılan yılan ağıdım Yılan benim tanığım Yılan gördüm ağladım Dört bir yandan bağladım "

Yılan her gün aynı yerde düğümlenip (kıvrılıp) yatsa o yerde kızıl (altın) olduğuna inanılır. Türk kültürlü halklarda definelerin yılan veya benzerleri tarafından korunduğu inancı vardır. Çok kere nasibi olmayan kimselere bu tür ulsımlı, sahipli definelerdeki mücevherlerin yılan ve benzeri gibi zehirli varlıklar şeklinde göründüğüne inanılır.

225


Türk Halk İnançlarırıda Renkler

Bunlara dair efsaneler anlatılır. Bunlara ulaşılması için sahibinden izin alınması kurban kesilmesi gerektiğine inanılır. Yılanın gavunu (derisini) kanşlasan (kanşınla ölçsen) elinin içinin hiç terlemeyeceğine inanılır. Türkiye Türk halk kültüründe yılan derisinin büyü yapmada büyü bozmada kullanıldığı inancı vardır. Bu derinin soğukluğu temsil ettiği bu deriyi cüzdanında taşıyanın göze gelip

nazar

almayacağına

inanılır. Eve girmiş bir yılanın öldürülmemesi gerektiğine inanılır. Bu yılanın öldürülmesi halinde her türlü bedbahtlığın olabileceği inancı vardır. Anadolu, Irak ve Azerbaycan Türk kültür coğrafyasında ev iyesinin yılan olduğu şeklinde bir inanç vardır. Her evin ve her bağın bir yılanı olduğuna f!V halkına dokunmadığına inanılır. Bu yılan rahatsız edilmez. Ona "mübarek" gözü ile bakılır. Onu görenlerle ilgili anlatılar oldukça yaygındır. Alevi Bektaşi tasavvufunda eşiğin dışı zahiri eşiğin içi batını temsil eder. Ulu mekanların eşik veya kapısı öpülür. Bu itibarın, Hz. Muhammed'in 'Ben ilmin şehri Ali onun kapısıdır.' Açıklamalarından kaynaklandığı inancı vardır. Vardı-geldi ilanı (kendiliğinden gelen yılanı) öldüren kimse onu hemen gömmelidir. İnanca göre öldürülmüş yılan yıldız gördüğünde dirilirmiş. Yılanın yıldız görmesi hali ile ilgili inançlar Türkmenistan'ın sair bölgelerinde de vardır. Yılan-yıldız bağlantısı Cangolaz / Celmavuz I Cem.ouz / Yerimaağı.z I Yelbegen / Eger / Div bulgusunda olduğu gibi gök iyeleri ile yeryüzünde yaşayanlar arasındaki bağlantıyı gösteren ikinci bulgudur. Cangolaz Ayı ve çok kere de güneşi koruyan iki görf!Vli köpek uyuyunca onu yemek için gelen dev yılanın adıdır. Güneş tutulunca insanlar gürültü yaparak görevlilerin

uyanmalarını

amaçlarlarmış,

şeklinde

bir

inanç

vardır.389 Yılan, çıyan, akrep türlü böcekler aniden ve hep birlikte ortaya çıkar ve telaşlı koşuşurlar ise depremin olacağına inanılır. Hayvanların duyu organlarındaki bazı gelişler vücutlarının yere

226


Türk Halk İnançlarında Renkler Eşile Türklerde kutsaldır. Eşikte oturulmaz ve gelin eşiğe bastırılmaz.390 Eski Türklerde yabancı adam bir evin eşiğinden atlayamaz.391 Ocak/hanede başka tekin olmayan yerler de vardır. Samsun yöresinde geceleri saçak altları cinlerden korunma itibariyle tekin değildir .392 Keza tuvalet ve banyoların da tekin olmadıkları inancı vardır. Hasenanlı aşiretinde

garibelg

(gari, mantar ve belg ise

yaprak demektir) diye bilinen bir pancar veya mantar türü vardır.

Bunun

kırdan

toplanılıp

dışarıda

yenilmesinde

sakınca görülmez ve fakat evin eşiğinden içeri sokulması sakıncalı bulunur, kaçınılır. İnanca göre bu bitki cinlerin bostan bitkisidir.393 Bu bilgiden hareketle halk inanmalarına göre

cinlerin

bostanları

vardır.

Kendilerince

ziraat

yapabilmektedirler.

yakın olması ve benzeri özelliklerinin onlara olacakları olmadan evvel sezme hissetme imkanı verdiğine dair inançlar Türk kültürlü halklarda çok yaygındır. Ölüm meleğinin bazı hayvanların gözüne görünebilmesi izah edilirken bu nokta da yok sayılmamalı diye düşünüyoruz. Bu arada bebek yaştaki kimseler ile kırkı çıkmamış, kırkının ilk günlerinde olan annelerin de bu tür görme sezme imkanlarının olduğuna inanılan yerler vardır. Bu özellikleri ile bazı hayvanlar sadece felaketleri değil hava durumuna dair de işaretler verebilmektedirler. 390 Bahaddin Ögel, Türk K.ültüıünün Gelişme Çağlan, İstanbul. 1988, s. 268. 391 Ziya Gökalp, a.g.e., s. 40. 392 Bekir Şahin, "İslamiyet Öncesi Türk İnancı ve Ritüellerinin Samsun Yöresindeki İzleri". Türk Kültürü Dergisi, Eylül 1996, Sayı 401, s. 563-574.

393 Kaynak kişi; Kerem Karakurt 227


Türk Halk inançlarında Renkler

Kamizmde eşik "Çocko"da oturulmaz. Oturan öksüz kalır inancı vardır. Eşikte ayakta da durulmaz. "eşik ömrü ölçer" denir. Aynca eşiğe asılınmaz, asılmak hayır getirmez.

Kara lyeler-Kırk Kültii: Kırk inancımn Al Kansı inancı ile yakın ilişkisi vardır. Kırkın yeterince anlaşılması Al Ruhu, İyesinin anlaşılmasını kolaylaştınr. Kırk, mevcut emarelerden anlaşılabilen kadan ile bir kara iye olmaktan ziyade kara iyelerden al Kansının etkileyebilme dönemi ile ilgili bir süreç ve bu süreç etrafında oluşmuş bir külttür.394 394

Kırk dönemi etrafında bir hayli inanç oluşmuşnır. Ahlat'ta yaşamakta olan anadili kürtce olan Türk aşiretlerinden Helayı aşiretinde Kırk çıkarmada kırk arpa alınır bunlara kırk ihlas okunur bunlar kırk suyuna bir beze bağlanmış olarak karıştırılır. Kırk çıkarılırken diğer canlıların kırkı ile kırkı çıkarılan bebeğin kırkının karışmaması için "Kurdun kırkı, kuşun kırkı . . . . ...." diye bilinen bütün canların isimleri sayılır. Kırk Kürtçe çile olarak bilinir. Emi iro çilevi derhin, bugün onun kırkı çıkacak, demektir. Yan kırk doğumun 15. günü dökülür. Bu defa da arpa ve su ile yan kırk dökülür. Kırk dökülürken kırk suyundan anan su evin dört köşesine ve yeşil temiz alana dökülür. Bu su temiz yere dökülmemelidir. çiğnenmesi istenilmez günahtır inancı vardır. Behranlı aşiretinde kırk arpaya 40 ihlas suresi okunurken ve bu arpalar abdestli beze sarılır. Abdestli bez tanımlaması ile temiz bez kastedilir. Kırk suyuna aynca ayna, tarak, demir kaşık ve çatal da arpa ile birlikte konur. Bunlardan ayna, çocuk aydan olmasın diye konulur. Çocuk sevilirken yukarıya doğru atılır ve böyle hallerde aydan olabilir. Kırk suyuna ayna konulmakla bu gibi durumlarda aydan olmaması amaçlanır. Bıçak. kaşık ve çatal demir oldukları için bunların kırk suyuna konulmaları ile bebeğin sağlam bünyeli olacaklarına inanılır. Kırk suyuna konulan bu gibi şeyler için bu

228


Türk Halk inançlarında Renkler

işin "tılsımı" denir. Kırk suyu bebek kırklandıktan sonra temiz bir yere dökülmelidir. Behranlı aşiretinde Yan Kırk uygulaması yoktur. Bebek dünyaya geldiği gün tuzlanır ve bir gün tuzda kalır. Her sabah banyosu yapılır.( Kaynak Kişi; Ayşe Akçınar) Ay-ayna bağlanusı bazı örtüler içermektedir. Sankamış'ta Kuzey Kafkas göçmeni bazı genç kızlar is sürülmüş ayna ile aya bakarak gelecekteki kısmetlerini tahmin etmek isterlerdi. Başka bir izaha göre de Kırk için 40 arpa alınır iki uçları kesilir bunlar banyo suyuna anlırlar. Bu su loğusanın başından dökülür da sonra abdest alır. Aynı su ile bebek de yıkanır. Bu su kesinlikle lağım ayağına dökülmez. Orada cinlerin bekleyebileceklerine ihtimal verilir. Cinler hastalanınalara yol açabilir. Cinlerden korunmak için Bismillah denilmelidir. Bismillah'm koruyucusu olduğu varlıklar ile cinler kastedilir. Al karısının yakalanması için iğneden istifade edilir. Yakalanan al kansı'nın yakasına iğne baunlır bu suretle o esir alınmış olunur. Esir alınan al karısı çeşitli işlerde çalıştırılır. Al karısının iğneden korktuğu inana vardır. Et çok kere tekin sayılmaz. Kırk çıkmamış eve bilhassa yeni kesilmiş hayvanın eti sokulmaz. Hayvanın kırkının anneyi veya bebeği basabileceği inancı vardır. Böyle hallerde yani eve mutlaka dışardan et getirilmiş ise, et ilkin yere konulur .. Hiç olmasa bebek ve annenin bulunduklar oyaya getirilmez. Zaruret var ise, bebek odanın üst başına alınır ve etin se\liyesinden yukarıda tutmaya çalışılır. Halk inançlarındaki kırkın karışması", veya "kırkların karışması" inancı sadece kırkı çıkmamış olan anneler ve kırkı çıkmamış bebekler arasında değil, hayvanlar ve insanlar arasında da olabileceği, ondan korunma ve kurtulma çareleri de düşünülmüştür. Azerbaycan Dağlılannda Türk kültür coğrafyasının diğer halklarında olduğu gibi, 3'ü, 40'ı Cuması ve senesi yapılır. Kırkı için Kırkı Yetirildi' denir. Senesi için de İl / Yıl ötürüldü' denir. Kırk çıkarılacağı zaman, kırk gün dolunca hırda I küçüle küfte / köfte, erişte ve karagöz lobiya ile çorba yapılır ve Kırk Bağlanır' Uşağın / "

'

'

'

229


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kırk ve bebek etrafında geliş miş başka inançlar da vardır395• Kırk algılayışı evlilik ve ölüm dönemlerinde de önem kazanır396• Al Karısı anneye ve bebeğine onlar kırklı iken musallat olurlar ve Kırkları çıkarılmamı ş ise etkili olurlar. Bunun için anne bebeğe Kırk, Yan kırk, Çeyrek Kırkı (Onu)397 yapılır. Kırk çıkarılmasındaki Türkçe ve Kü rtçe Çocuğun ve anasının kırkı birlikte ayrı ayrı yapılır. İnanç etimolojisi itibariyle kırkın bağlanılmasının üzerinde durulabilir. Neden kırk uçurulur, kırk çıkarılır, kırk dökülür ve kırk bağlanılır. 395 Uygurlarda çocuğun ilk saç ve ilk tırnak kesimi merasimi 'kırk Gün Merasimi' kapsamında yapılır. Bu münasebetle kentin sayılı kimselerinin çağrıldığı büyük bir yemek verilir. Büyük bir kazana mispul / madeni para konur. Endirasman I üzerlik denilen bir bitki de bu kazana koyulur. Bu kazana 2 tahta kaşıkla su konur ve kızdırılır I kaynanlır. Çocuk bu suda yıkanır. Daha sonra saçı kırkılır ve nrnağı kesilir, kutlaması yapılır. Bu merasimin cemresini I masrafını anne tarafı çeker / karşılar. Bu uygulama kırk çıkarmadan farklıdır. Kırk çıkarmada 40 gün ananın ve çocuğunun yanına yabanı kimse gelmez, gelemez. 396 Dağlılarda Türk kültür coğrafyasının diğer halklarında olduğu gibi, 3'ü, 40'ı Cuması ve senesi yapılır. Kırkı için Kırkı Yetirildi' denir. Senesi için de ·n I Yıl ötürüldü' denir. Kırk çıkarılacağı zaman, kırk gün dolunca hırda / küçük küfte / köfte, erişte ve karagöz lobiya ile çorba yapılır ve ' Kırk Bağlanır' Uşağın / Çocuğun ve anasının kırkı birlikte ayrı ayrı yapılır. İnanç etimolojisi itibariyle kırkın bağlanılmasının üzerinde durulabilir. Neden kırk uçurulur, kırk çıkarılır, kırk dökülür ve kırk bağlanılır. "397 Avarlarda Kırk çıkarma sürecinde bebeğin ve annenin Türk kültürlü halkların birçoğunda göründüğünün aksine IO'u yapılmaz. Bu toplumda on inanç ve uygulaması yoktur. Avarlarda, Azerbaycan Türk kültür coğrafyasının diğer halklarından farklı olarak kırk Çıkarmada ve Korku Giderme' de Elem / Parmaklan açık kutsal el inanç ve uygulaması yoktur. '

230


Türk Halk İnançlarında Renkler dualardan

anlaşıldığına

göre

sadece

insanların

değil

hayvanların da kırkı söz konusudur. Zira kırk dökülürken bilinen hayvanların isimleri sayılır ve kırkı dökülen bebeğin kırkı ile bunların kırklarının karışmaması istenir. Kesilmiş bir hayvanın eti dahi kırklı bebeği veya anneyi basabilir inancı vardır. Bu arada Kırkların basabilmesi gibi kırklı anne ve bebeklerin Kırklarının Karışması'na karşı da tedbirler alınır39s. Kars'ta,

dikim işi gece biten elbise üzerine

iğne

bırakılır. Böylece onu, gece sessizliğinde cinlerin basmasına mani olunurmuş. Eğer böyle yapılmazsa, o elbiseyi giyenler felakete uğrar, diye inanılır. Alkarısı inancının izleri burada da cin şeklinde ifade edilmektedir

Çile/Çille Dökmek:

Çil, kırk ve çile dökmek de kırk

çıkarmak farklı şeyler değillerdir. Bu, Kuzey ve Güney Azerbaycan Türk Kültür coğrafyasındaki uygulama şeklidir ve Doğu Anadolu'daki uygulamalarla çok benzeşirler399•

398 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlan İzleri, Ankara 1999, 3. Bsk. Ankara, 2010, s. 242-258. 399 Lenkeran Talişlerinde ' Çile kesme' uygulaması yapılır. Yaslı bir ailenin evinden, cenaze evinden geliniyor ise, eve kırkı çıkmamış bir çocuk gelmiş ise, o günlerde hayvan balalar ise

/

hayvanlar

doğun yapmışlarsa, evin çocuğu Çileye Düşer. Çileye çıkmaktan kurtulmak için çile kesme yapılır. Mescitin hayatındaki sudan alınır çocuğun başı kıpleye döndürülür getiren su çocuğun başıdan dökülür. Çile kesilirken,

3

defa, 'Ölü ile doğum yapan hayvanla,

zahı avratla çileye düşmüşsen çileni kesirem' denir.

231


Türk Halk inançlarında Renkler

Çille Kovması: İran'ın K.arapapah Türklerinde dört birincisi "Yalancı Çarşamba", ikincisi Çarşamba", uçuncusu "Kara Çarşamba", dördüncüsü "Pay/ Hediye Çarşamba'' olarak bilinir. Birinci

Çarşamba'dan

"Doğrucu

çarşambada gençler tepelerde ateş yakarlar, havaya silahla ateş ederler ve buna "Çille Kovması" denir.

Al

Düşmesi: Acaristan'da doğum evde yapılmış ise,

anne ve çocuğu 40 gün evin eşiğinden dışarıya çıkarılmaz. Bebek her gün banyo yaptırılır. "Her gün banyo yaptırılan bebeğe Al düşmez" inancı vardır. Al, kara iye ise, kara iyeler temizliği sevmezlerken her gün banyo yapılması anlamlı olmalı. Ayrıca "al düşmek" tabiri de ilginç. Böylece, "Al Aparma" "Al Basma" ve "Al düşme" ile tanışıyoruz.

Obur/Hortlak: Rize'de kötü insanları ölünce hortlağın çıkacağına inanılırdı obur çıktığı zaman beyaz kefeni sırtında olurdu. O, mezarından çıkar evin karşısına gelir gürültü yapar, tereklerdeki soğanları yere dökermiş. Böyle hallerde "obur yerine git, yerine git" denilmesi halinde yerine gideceğine inanılır." Oburdan kurtulmak için onun mezarına pelit kazığı ile bir sepet çakılırmış. Soğanın da sarımsak hatta Lenkeran Talişlerinde Çille'ye düşmüş anne ve çocuğu için köhne paslı mismar / mıh ve larkaçar / brkanahtan kapının çerçevesi ile birleştiği yere koyulur. Bunlann Üzerlerine yukarıdan su döker aşağıdan bu suyu toplayıp getirip kırka düşmüş anne ve halasının başlan kıbleye döndürerek başlanna dökerler ve 'İtle kurtla, ölü ile diri ile her ile çileye düşmüşsen çilemi kestim' denir. Bu ifade Talişçe ve Türkçe söylenir.

232


Türk Halk İnançlarında Renkler turp gibi bazı kara iyeler karşısında koruyucu niteliğe sahip olduğuna inanılır. "Soğan,

sarımsak

kabuklan

yakılmaz

yakılır

ise

şeytanın parası çoğalır." " Gece soğan, sarımsak sabun tuz ne alınır ne de verilir. Alınır verilir ise acı habere işaret eder.400 Acara'da Müslüman Türklerinde ambar ve evlere nazar

deyınesin

"zararlılar" girmesin diye kapı başına

keçiboynuzu gerilir, çakılır. Nazar boncuğunun yanı sıra kırmızıbiber asılır kırmızı dikkati çeker nazarı kırar inancı vardır. Obur, Hemşin'de Ubur olarak bilinir. Hayatta iken kötülükler

yapmış

yaşlı

kadınları,

onlar

öldüklerinde

toprağın onlarıkabul etmeyeceği, definlerinden kısa bir süre mezarlarından

çıkıp

eski

muhitlerinde

çığlıklar

atarak

dolaştıklarına inanılır Hortlak veya Ubur'un ceza olması için Allah tarafından ayaklarının altına ateş konulduğuna inanılır Ubur veya hortlağa silah işlemeği inancı da vardır Kendisini görenler veya sesini duyanların 3 defa "Urum eline" diye tekrarlamaları halinde güneş doğmadan mezarına gitmiş olacağı inancı yaygındır. Ubır Tatar ve Kıpçak Türk kültür coğrafyasında Coğrafyasında Vampir ve Ubırlı Kazak da dişi vampir olarak bilinir. Bu tür kelimelerin inanç etimolojileri yapılırken, diğer Türk lehçelerinden b u tür kelimelerin doğal

olarak tam tetkiki yapılmadan, kelimenin milli kimliğinin

bulunması

zor olmakta ve

bu

zorluğu

inanç

sözlüğü

çalışmalarının yapılmamış olması da etkilemektedir.

Ülger, Hatırladım, Kırşehir'den Anlatılan Masallar, Rivayetler, Anadolu Folklor Vakfı Yayınlan.

400 Ali

233


Türk Halk İnançlarında Renkler İyi ve kötü ilahlar veya ak ve kara iyeler yaradılıştan olabildiği gibi

insanoğlunun bedenen ölümünden sonra

ruhunun alabildiği yapısal şekiller sonucu onlar da diğerleri ile birlikte anılır olmuşlardır. Bu iyeler ve onların bir sonucu olarak meydana meydana çıkan bazı demomlojik varlıklara dair bilgiler hep birlikte mütalaa edilir olmuşlardır. Saha Türklerinde Üörler intihar ederek ölmüş insanların ruhları olarak bilinen kara iyelerdir.401

Müsibyan:

Kandıra

Çevresindeki

Manav

Türkmenlerinde bebekleri boğduğuna inanılan bir kara iyedir.402 Davara: Bekdik/Beydilli Türkmenlerinde "davara" diye bilinen bir cin türü ve "enkebit basması" diye bilinen bir basma türü vardır. İnanca göre bu cin Tanrı tarafından insanların

uyarılması

ıçın

gönderilmiştir.

Davara'nın

avucunun içi deliktir ve beher elinde 20 parmağı ve ayrıca her

ayağında

Geceleri

parmak görünümünde

gözlerini

yumarak

7

parmağı

gördüğünden

bastığı

vardır. insan

uyansa da onun gözlerinin içini göremez. Bastığı kimsenin dili bağlanır ve basılan kimse besmele bile getiremez. Kocakarıları

sevmeyen

Davara

sadece

sarhoşlardan

ve

delilerden korkar. Çok sataştığı kimselerin başında eşi ile

401 Muvaffak Duranlı, "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklanndan üör ve Sosyal Yaşamda Üstlendiği Fonksiyonlar", Motif Akademi halk Bilimi Dergisi, 2008/2 s. 1 1-23; Yaşar Kalafat "Muvaffak Duranlıyı Okurken", Türk Halk lnançlamdan Mitoljiye-1, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları. Berikan, Ankara, 2009, s. 221402

234. Işıl Altun,

Kandıra Türkmenlerinde Doğum,

Ölüm,İzmit2004 s.1 10.

234

Evlenme

ve


Türk Halk İnançlarında Renkler geçinemeyen genç hanımlar vardır. Basması, enkebit basması olarak bilinir ve bastığı kimse rüyadan uyanamaz. Akşamın dar vaktinde uyuyan kimse "beni enkebit bastı" der.403 Halk inanç dilinde "bana karabasanlar geldi", "Beni afakanlar bastı" gibi benzeri sözler vardır.

Karaçuha: Bu iye ismindeki kara kelimesine rağmen kara değil bir ak iyedir. Bunlara genel olarak eyeler, iyeler de denir. Bu inanç Göyçe bölgesi halk inançlarında bariz bir şekilde

yaşamaktadır.

konusunun

Bunlarla

anlaşılmasında

tam

ilgili

açıklamalar

yardımcı

iye

olabilirler.

Karaçuhalar hami ruhlu mitolojik varlıklar olmakla beraber, hamiliklerini

aile

içinde

sağlık,

saadet

aile

bereketini

koruyup kollayan ailenin mistik sahipleridirler. Aileden birisi bu iyeye olan inancını yitirirse bu hami ruh ondan yüz çevirir ve böylece kötü kuvveler aileye bedbahtlık getirirler. Karaçuha konusu üzerinde ayrıntılı durulması gereken bir konudur. Baht iyesi oluşu ile genel tahnif bakımından çocukluğumuzda

Kars'tan

dinlediğimiz

masalarda

bazen

felek ile karıştırdığımız bir güç vardı. Anlatıya göre herkesin bir su benti ve bentin başında su suyun yolunu açan bir güç, dev veya görevli vardı. Bahtların açıklığı bu suyun yolunun açıklığı ile izah edilirken, bazen görevli uyuyabiliyor ve suyun yolu kapanalarak bahtda kapanmış oluyordu. Bahtın açılabilmesi için çok zor da olsa bu görevliye ulaşıp onu uyandırılarak suyun akışının sağlanması gerekiyordu. Bahtı

403 Dr. Ali Sayar, Türkistan ve Horasan'dan Anadolu'ya Türkmenleri'nin Kültürü ve Kökleri, Konya, 2008.

235

Bekdik


Türk Halk İnançlarında Renkler

açık veya bahtı kapalı durumu buna göre belirlenmiş oluyordu.404 Hüseyin İsmailov 'Karaçuha' olarak açıkladığı iye hakkında bilgi verirken, İnsanların kader baht belirleyici ruhudur. Ona inanmakla kötü kuvvetlerden uzak kalınır. Ona inamldığı sürece Karaçuha daima uyanık kalır inanan kişiyi korur, demektedir.405 Esasen aile fertlerinden birisinin bahtsızlığı doğal olarak ailenin bahtsızlığı olarak yansır. Kara Çuha bize, Ev İyesi/Ev Sahibi inancını hatırlatıyor. Bu iye Türk kültür coğrafyasının ortak inançlarından olup, evin koruyucu ruhu olarak bilinir406. İye, mistik-mitolojik izahlarda da sahip anlamında kullanılır. Yerikleyen kadına yeriklediği şey düşmanda da olsa istenilip verimeli ve bu isteye düşman da anlayış göstermelidir. Aksi halde vermeyen kimse günah iyesi / günah sahibi olur.

Aydar/Ayder/Hayder: Karaçuha'nın inanç etimolojisi bize Aydar / Ayder / Hayder, Aybastı gibi sahipliliği hatırlattı. Kars'da Karaurgan ve Karaçuha gibi yer adlan ve soy isimler vardır. Kara veya 404

405 405

Hüseyin İsmailov, "Göyçe Folklor Muhiti" Azerbaycan Birinci Uluslar arası Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 2002, / Birinci Azerbaycan Sempozyumu, Azerbaycan 1998 / Atatürk Kültür Merkezi yayınları, s. 167-177. Hüsein İslamilon, a.g.e. Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlannın İzleri, Ankara 2006, s. 180-185. 236


Türk Halk İnançlarında Renkler Ak iyelerin toponomiye yansımışlıklannı örneklemek adına bize göre H. İsmailov önemli bir tespittir bulunmuştur. Buarada

karaçalı

tanımlamak.

fenalık

ıçın

yapan

kullanılırken,

ara

açan

bazen

kimseleri

nazarlıklarda

karaçalı'nın da yer aldığını hatırlıyoruz. Türk

kültürlü

Uygurlarda da

halkların

boş beşik

birçoğunda

olduğu

gibi

sallanılmaz. İçinde bebek yokken

sallanılan beşik için 'kara kuvveleri çağırmak olur kadagandır

/

yasaktır'

denir.

Bu

durum

Tabu

konusunu

düşündürmektedir. Nazardan ! Kemgözden korunmak ve kurtulmak için üzerlikten, muskadan ve Ayetel Kürsiden istifade edilir.

Kara Kura: Doğu Anadolu yöresinde de Alkansı ile ilgili

inançlar

çok

yaygındır.

Kimi

yerlerde

Alkansı,

Karakura diye ayrışır ki bize göre doğrusu da budur. Mesela,

Erzurum

ve

Erzincan

çevresinde Alkansı loğusa kadınlara

değil, ahırda yatan atlara musallat olurmuş.407 Gece ahıra girip atların yelelerini örmekten hoşlamrmış.408

Kara-Kura, Uyuyan insanları ve bilhassa kadınlan ağırlığı ile basan bunaltıp rahatsız eden cin türünden bir varlık olduğu kabul edilir. Kars'ın Dikme köyünde kara-kura basmasından korunmak için, kara-kuradan muzdarip olan

407

N. San, "Erzurum'da Alkansı", Halkbilgisi Haberleri, İstanbul, 1930, Sayı 8, s. 1 1 -13. 408 C. Öztelli, "Albasn, Alkansı Koruma ve Tedavisi", Türk Folklor Araştırmaları. 1966, Sayı 209, s. 42-61. 237


Türk Halk İnançlarında Renkler

kadınların yastığının altına bıçak, özel bir diken veya süpürge otu konur.409 Kars'ın merkez köylerinde cin ve peri türünden varlıklardan bahsedildikten sonra, o gücün zarar vereceğinden çekinilir. Tehlikeden korunmak için, konu değiştirilip kapatılmak islenir. Adeta "iyi saatte olsunlar" dermişçesine "üstüne toprak serpin" veya "toprak atın kapatsın" denir. Toprağın örten, kapatan gücüne inanılır.410 Bu bize "yer iyesi" diye sistematiğimizde yer verdiğimiz gücün hiyerarşik etkinliğini düşündürüyor.

Kara Basan: Turgay Kabak, Kara İyelerden Karabasan'ı Derinkuyuyu merkeze alarak ayrıntılı incelemiştir.411 Diğer taraftan Karakura diye bilinen güç, genel özellikleri ile Karabasan'ı andırıyor ve çok kere insanları uyurken boğan veya boğmak isteyen bir güç olarak tasarlanmaktadır. Doğu Karadeniz'de Kara Kura, Çorap, pantolon gibi belden aşağıya ait giysileri yatağının altına koyarak uyuyan kimseleri kara kuranın basacağına inanılır. Halk arasında Üç harflilerin çorap türü giysileri çalıp sakladıkları inancı oldukça yaygındır. Antika değeri olan kıymetli kitaplaıın da bazı üç harfliler tarafından alınıp saklandığı ve bunlara mani

409 410

411

Kaynak kişi; S. Çoşkunaras. Yaşar Kalafat "Eski Türk İnançlarının Kars Yöresindeki İzleri" 4. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, Ankara 1992 s. 149-169. Turgay Kabak, "Derinkuyu Yöresi Halk İnanışlarında Karabasan Motifi" Doğu Karadeniz Araştırmalan. 238


Türk Halk İnançlarında Renkler olan varlığın

ise kebikeç olarak bilindiği anlatılır.

Üç

harflilerden bu tür kitapların korunması için Üzerlerine "Ya kebikeç" yazılır. Türk kültürlü hlklarda ters motifi ilgili kara iyeye, algılayışı tersinden olduğu için, yapmasını istemediği şeyi yapması şeklinde söylenilen bir iyedir.

Karakura

kişiyi

basınca, 'gitme kal' denilir ise, hemen gideceğine inanılır. "Kosova Türklerinde Karabasan adı yerine Agırbasan adı kullanılır. Agırbasan'ın şapkalı ve korkunç bir yüzü olduğu söylenir, geceleyin uykuda iken Agırbasan kişiye musallat olduğunda, eğer o kişi Agırbasan'ın başındaki şapkayı çekerse etkisinden inanılır. "4 12

zengin

olacağına inanılır.

kurtulamadığı

takdirde

Agırbasan'ın

kişinin

öleceğine

Karabasan, uyku esnasında genellikle siyah bir gölge şeklinde görülen, kişinin üzerine çökerek hareket etmesini ve

nefes

almasını engelleyen olağanüstü

bir

varlıktır.

"Karasan inancı ve bu türden kara iyelerin çeşitli isimlerle tanınması

Türk

toplulukları

arasında

çok

yaygındır.

Bunlardan korunmanın ve verdikleri zararı gidermenin de çeşitli yollan olduğuna dair inançlar vardır. Bu konuda en fazla istifade edilen kaynak ayet ve hadislerdir. "4 13 Karabasan, genellikle erkek görünümündedir ama bazen bir gölge veya

kara

kedi şeklinde de ortaya çıkar.

412 T. Katle, "Kasava-Balkanlar'da Türk Halk İnançları -1-" Prizren 2009, s. 41. 413 T. Katle, "Kasova-Balkanlar'da Türk Halk İnançlan-1-" Prizren 2009, s. 41.

239


Türk Halk inançlarında Renkler Başında bir kasketinin olduğu söylenir. Uyuyan insanların üzerine doğru süzülüp ağızlarını kapatarak bunların nefes almasını güçleştirir. Ancak, sol avucunda üç delik vardır, bazı

insanların

bu

delikl<:!rin

sayesinde

nefes

alarak

kurtulduğuna inanılır. Karabasandan korunmak için yatağın altına metal bir şey (iğne, bıçak) konur veya dua okunur. Aynca karabasana; "Denizdeki kumları, gökteki yıldızları say gel," denildiği vakit de hemen gideceği söylenir. Uyku sırasında karabasanın üzerine okunmuş kilitli bir iğne takılır veya başından kasketi çalınırsa, hiçbir yere kaçamayacağına inanılır. Yöre halkının inancına göre, karabasanı tutup bir dilek tutanların dileği kabul olur."414

Kamos: "Karabasana bazı yörelerde Kamos da denir" Kamos "Erlik'in taifesinden olan kara iyelerden bir şerir ruhtur. Bu ruh evde ve dışarıda yalnız başına uyuyanların üzerine ağırlıkları ile çöker, insanların çarpılmalarına ve ölmelerine sebep olabilir. Kamos daha ziyade geceleri etkili olur. Bazen iri bazen cüce ve börklüdür. Kamos bazen de bir kara kedi gibi görünür. Ayale sesi ve çıkardığı ses kedi mırıltısını birbirini

andırır.415 tutmayan

"Bu ruhun fiziki yapısı hakkında tasvirler

ve

buna

bağlı

inanç

ve

tasavvurlar da mevcuttur. Kamos'un bazen başında börkü

414 Esma Şimşek, "Hendek Efsaneleri Üzerine Bir Değerlendirme", 1. tnuslar Arası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu 2006, s.7. 415 Rıfat Aras, Harputta Eski Türk İnançJarımn İzleri ve Halit

Hekimliği, Ankara, 1995, s.36-37; Ayşe Duvarcı, "Türklerde Tabiat Üstü Varlıklar ve Bunlarla İlgili Kabuller, İnanmalar, Uygulamalar", Krş. Turgay Tabak, a.g.e. 240


Türk Halk İnançlarında Renkler

olan iri yarı bir insan şeklinde göründüğü, bazen kara bir kediyi andırdığı, bazı hallerde ise yine başında börkü olduğu halde iki karış boyundaki insan suretine girerek geldiğine inanılır. Kişiye zarar vermek için gelen bu meçhul varlığın çıkardığı ayak seslerini kedi sesini andıran mırıltılarını henüz uyku haline geçmemiş olan kişi duyup hissettiği halde hiçbir davranışta bulunamaz."416 "Uykuyla uyanıklık arasında olan kişi o geldiği zaman geldiğini hissetmekle birlikte kurtulmak için herhangi bir harekette bulunamaz. O, bazen iri yan bir insanken bazen de bir karış boyundadır." Harput'ta Kamos'a ya da Kara-kura'ya atfedilen, insanın üzerine çullanıp onu nefessiz bırakma özelliğine

Kara Koncolos olarak "Hıbılik/Gıbilik. (Malatya), Kapoz

sahip kötü varlık, Doğu Karadeniz'de da bilinir."417 Karabasan'a

(Bingöl), KA.bus, Abdülmay (Adana), Cazı/Kının Cazısı,

Mayısa, Hobur-Ubur, Dağ adamı, Cika, Davaro/Ağırbasan (Doğu Karadeniz) vs. gibi isimler de verilir. Aynı yaratık Hendek'te;

"Karabasan",

Ağırbasan",

"

"Congul"

ve

"Koncolos" gibi isimlerle de bilinir.418 Baba ile ilgili rahatsızlıkları veba ile izah edenler, halk arasındaki "Daun Vura" "Daun Çıka" tabirlerini de kısaca Taun/Daun hastalığı ile bağlantılayarak izah etmektedirler.

416

417

41s

Rıfat Aras, Harputta Eski Türk İnançlaruım İzleri ve Halk Hekimliği, Ankara, 1995, s.36 Krş. Turgay Kabak a.g.e. Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hadan, Kabalcı yay. İstanbul, 2010, s. 57, Krş Turgay Kabak a.g..e. Esma Şimşek, Hendek Efsaneleri Üzerine Bir Değerlendirme, 1. illuslar Arası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu. 2006, krş. Turgay Kabak, a.g.e.

241


Türk Halk İnançlarında Renkler Ancak; "Baba çıka" kargışı bir toplumu hedef alan sari ve yaygın bir hastalıktan ziyade, kişiye münferiden musallat olan bir musibettir. Kamos kara iyesinin yerel isimlerinde birisi olan

"çik.a/çıka"

bize bu çağırıını yaptı. Aynca daun

vuran veya daun çıkan kimsenin daha ziyade görünen yerlerinde yara çıkar. Kamos,

Harput

ve yöresinde görülen kara iyelerden

bir şerir ruhdur. Bu ruh evde ve dışarıda yalnız başına uyuyanların

üzerine

ağırlığı

ile

çöker,

insanların

çarpılmalarına ve ölmelerine yol açabilir. Kamos daha ziyade geceleri etkili olur. Bazen iri, bazen cüce ve börklü olan bastığı kimselerden börkünü kapan kimsenin elinde börk büyüklüğünde altın kaldığına inanılırken Kamos çok kere de

kara kedi mırıltısını

gibi görünür. Ayak sesi ve çıkardığı ses kedi andırır.419

Kamos'un

bastığı

kişi

kanının

çekildiğini, damarlarının kuruduğunu sanır.42° Kamos çeşitli vücut yapılarına girebilme özelliği gösterebilen kara iyelere tipik bir örnektir. Kişiye verdiği manevi ağırlıkla Kamos, eski Türk inançlarından ve bastığı insanların ruhunu yeraltının karanlık

dünyasına

goturen

Körmös'ü

Yeraltının "Ötkerler", "Yaman üzültler" ve

hatırlatıyor.421

"Aynalar"

gibi

bilhassa kara kedinin ursuzluğu inancı Türk kültür coğrafyasının sair yörelerinde olduğu gibi Rize ve dolaylarında da vardır. Sürmene'deki bir inanca göre kedi saç ayağının altından geçirilir ise artık yavrulayamaz imiş. Sabahleyin Kara kedi görmek o günün uğursuz geçeceği şeklinde yorumlanır. 420 K amos'un teshisini Rıfat Araş yapmıştır. R. Araş, Harput'da Eski Türk İnançları ve Halk Hekimliği, Ankara. 1995, s. 36-37. 421 A. İnan, Şamanizm, s. 39. 419 Kedi,

242


Türk Halk İnançlarında Renkler güçleri ile benzeşmektedir.422 Aynca kabus kelimesi ile de mahiyet itibariyle ortaklıkları vardır.

Karavura:

Sivas Yöresi'nde Karabasan'ın "Dul ya da

yalnız yaşayan kadınlara uyurken geldiğine, onlara ağırlık hissettirdiğine ve onları evlenmeye zorladığına"423 inanılır. Yörede Karabasan ile ilişkili bir başka inanış da Karavura inancıdır. "Karavura alkansının erkeklere musallat olanıdır. Avuç içi delik olanı insanı korkutur, delik olamayanı ise öldürürmüş. Bir adamın üstüne avuç içi delik olanı çöker, o da korku ile onun kavuğunu alırsa insan şeklini alıp ona hizmet edermiş. "424 Derinkuyu İlçesi'nde de Karabasana inanılmakta ve karabasan ile ilgili pek çok şey anlatılmaktadır. Yörede, karabasana

"Yaralıda, Kara

oda, Ankebut,

Al

basması" gibi

isimler de verilir ve genellikle ağzı açık olarak sırt üstü yatıldığında mutlaka karabasanın görüldüğüne inanılır425•

Güleybani ve Erdo: Ahtacılarda halkın inancına göre Güleybani, Erdo gibi cinler geceleri erkek ve kadınlar evden çıkıp bir yere gidince onlara zarar verebilirler. Bunların

422 Z. Gökalp, Türk Medeniyet Tarihi, İstanbul, 1 976, s. 84-85. 423 Kutlu Özen, Sivas Efsaneleri, Sivas, 2001 : s. 354. 424 Kutlu Özen, a.g.e. kar.Turgay Kabak, a..g.e. 425 Turgay Kabak, a.g.e.

243


Türk Halk inançlarında Renkler zararlarından korunmak için insanların yakalarına iğne

türünden şeyler takılır.426 Ahtacılar' daki

Güleybani

inancı

Anadolu

Türklerindeki Gülyabani olmalı. İğne türünden batıcı ucu sivri cisimler nazarlıklar ve

kara

iğelerin yakalanmalarında,

onların esir edebilmede de kullanılmaktadır. Diğer tarafta nazarlıklarda kullanılan hayvan kafaları, çok kere boynuzlu iken, Kenger gibi koruyucu otlar da çok kere di.kenlidirler.

At

Binen

Cin:

Türk

kültür

coğrafyasının

diğer

halklarında olduğu gibi Hal Ahtacılarda da atları biner. Böyle at terli olur. Sabahleyinki terinden onun hal tarafından gece binildiği anlaşılır. 'gece au hal binip çapır' denir. Kara iyeler tarafından binilip koşturulan atlara iyi gözle bakılmaz. Bu tür

atlara 'Hal binen attır' denir. Halı yakalamak için atın sırtına

hal binince yapışıp kaçamayacağı bir şeyler sürülür. Hasanan aşiretinde de "At Binen Cin" inancı vardır. Meryaman olarak bilinen bu varlık ahırdaki atlan binmekte terletmekte, yelelerini örmekte, yakalanıp giysisine iğne batırınca esir alınabilmekte, eli bereketli ve becerikli bir esir olarak insanlar tarafından çalıştırılmakta, iğnesi çıkanlinca özgürlüğüne kavuşmakta, kendi alemine dönünce özeleştiri vermekte ikna edilemez ise ceza olarak hemcinsleri tarafında öldürülmektedir.427

426 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan V-VI Dedem Korbıt Yukarı Eller, Lalezar, Ankara, 2008, s. 273-281 . 427 Kaynak kişi, A.G.Ş. 244


Türk Halk İnançlarında Renkler

Cin Binen At inancı Ağn'daki Karapapak Türklerinde de vardır. Atlan binip terlettiğine onların yelelerini ördüğüne inanılır. Bu toplumda bu varlığın ismi Cingoloz olarak bilinmektedir. Aynca bölgede Cingoloz deresi vardır.428 Cingolaz etrafında birbirinden çok da farklı olmayan değişik inançlar oluşmuştur.429 Hasananlı Halk inanmalarındaki bir diğer kara iye de

Me�· (yatakların Kocası) dir. Yatak yüklüklerinin üzerinde yaşadığına inanılır ve bununla daha ziyade haylaz çocuklar korkutulur.430

Ses Alan: Geçmişte Kars'da "Ses Alan" diye bilinen bir kara iyenin varlığından bahsedildiğini hatırlıyoruz. Geceleri bilhsasa eşiğin dışında sesli ağlayan bağrışarak konuşan genç kızları korkutmak için uyan unsuru olarak kullamlırdı. Tatar Türk halk inançlarında da birçok kara iyenin varlığından hareketle çocuklar korkutularak uslu olmaları sağlanılmak istenirdi. Azerbaycan Avşarlarında yağmur Duasına çıkılınca yağmurun iyesi çağrılır ona seslenilir. Güneş tutulunca gürültü yapılarak kara iyelerin kovulması suretiyle bereket kaynağı güneşin önünün açılması ile bereket kaynağı yağmurun iyesine seslenişin ortak bir yanı vardır. İslam

'428 429

430

Kaynak kişi; İbrahim Yıldırım Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançları İzleri, Ankara 2010, s. 1 10-1 1 1 6. Bsk. Ankara Berikan yayınlan. Kaynak kişi; Kerem Karakurt 245


Türk Halk İnançlarında Renkler inancında her yağmur tanesinin bir meleğin kanadında yeryüzün indiği inancı vardır.

Elk: Elk halkın "üç harfliler" şeklinde kodladıkları varlıklardandır.

Bunlar doğum yapan hanımlara musallat

olurlarken geceleri ahırında bağlı olan atlara da binerler. Anadilleri Türkçe ve Kürtçe olan Ardahan Avşarlannda doğum yapan hanımın saçlarının ucu kendi ağzına sokulur. Böylece 3 harflilerden korunacağına inanılır. Aynca anne

adayının yastığına iğne batırılır. Bu 3 harfli ile ahırlarda

atlan binen varlık aynıdır. İsmi

Elk

olan bu yaratık kapalı

yerlerde binerek terlettiği atların saçlarını örer. Elk çok kere kadın kılığında ve kadın görünümündedir. Bunun tarafından binilmiş atlar yorgun kulakları dikelmiş ve terli olurlar. Halk arasındaki anlatılara göre Elk türünden canlılarla yaşayan aile kuran insanlar da vardır. Yakalanması için atın sırtına zift sürülür böylece bindiği atın sırtına yapışıp kaçamayacağı için ele geçirilmesi kolay olur. Yakalandıktan sonra yakasına takılan iğne ile esir alınmış olunur. Kurtulup kaçabilmesi için yakasındaki

iğnenin

bir

şekilde

çıkarması

gerektiğine

inanılır.431 Bu tespitte loğusa hanımları bastığı bilenen al kansı ile At Binen Cin432 olarak da bilinen kara iyenin

431 Yaşar Kalafat, "Ardahan Sözlü Kültüründen Damlalar III" Serhat Kültür Tarih Kültür Haber Dergisi, Ocak-Şubat 201 1, s. 40-42. 432 Islık çalmak.la kara iyeler arasında da inanç içerikli bir bağ kurulmuştur. Islık çalmanın yerli yersiz çalmanın kapalı yerlerde çalmanın "üç harflileri/cinleri" davet ettiğine inanılır. Sofrada yemek yenirken ıslık çalınması halinde görünmeyenler tarafından bereketin kaçınlacağı inancı çok yaygındır.

246


Türk Halk İnançlarında Renkler özellikleri elk birleşmiştir. Elk farklı bir kara iye de olabilir Al kansının yerel ismi de olabilir. Kaynak iki ayn varlığı bir kimlikte birleştirmiş de olabilir. At Binen Cin Kars ve Ağrı yöresinde çok küçük boyutlu bir insanı andırır. Yusufeli yöresinde bu cin

At Cini olarak bilinir ve

fonksiyonu da

At

Basması, olarak tanımlanır.433

Bununla beraber, bilhassa atların su içme esnasında hafiften ıslık çalınmasının suyun içilmesine yardımcı olduğu inancı nasıl açıklanabilir? Atlara bilhassa ahırda bağlı atlara at binen cin gibi bazı bu tür özel varlıkları musallat olduğuna inanıldığı bilinmektedir. Diğer taraftan atların insanoğlunu koruyabildiği bazı güçlerinin olduğuna dair da inançlar vardır. Doğu Anadolu'da ve Azerbaycan'da bazı yörelerde doğumun kolay olması için anne Adayının al basması gibi şeylere uğramaması için eşiğin önünde ateş yakılır ve erkek at kişnetilir. Suya gelince durgun suyun kara iyeler ve akarsuyun ak iyeler için yataklık yaptığı mealinde inançlar da vardır. Hayvan kesilince onun iç organları yatan suda (durgunsuda) temizlenmemelidir. Su- ıslık üç harfliler ve at arasında bir bağın varlığı nasıl izah edilebilir. Muhtemelen cin türü varlıkların fonksiyonlarına ve etkinlik alanlarına dair bilgi ile bu nokta aydınlanabilir. Suyun durgun veya akıntılı olması hallerinde farklı hikmetlere sahip olduğu inancı bu bulguda da karşımıza çıkmaktadır. Edinilen intibada durgun sular suda yaşayan kara iyelerin akan sular ak iyelerin mekanını mıdır? Al kansının değirmenlerin barkında yaşadığı ciğerini kaptığı loğusa hanımın ciğerini subaşlannda yediği şeklinde inançlar da vardır. 433 Yaşar Kalafat, "Karşılaştırmalı Yusufeli Halk İnançları", Geçmişten Geleceğe Yusufeli Sempozyumu Bildirileri, Editör Muammer Demirel, Mustafa Akıllı, Yusufeli Belediyesi, İstanbul 2010, s.371383. 247


Türk Halk İnançlarında Renkler

Uylak/Uylah: Yusufeli ve çevresinde bilinen bir kara iyedir. Bunlar geceleri insanlara adlan ile hitap ederek onlarla dalga geçerler. Bu uygulamaya uylamak veya huylamak denir. Halk bunlan cin olarak kabul etmez, hayali varlıklar olarak niteler. Bunlar da çeşitli hayvan şekillerine girerler, insanların ardı sıra onları takip ederler geceleri korkuturlar.

Meşe Adam.ı/Germekoçi: Yarı kurt veya ayı belden yukarısı yan insandırlar. Olağanüstü taklit gücü vardır. Çok çeviktir. Daha ziyade avcıların karşılaştıkları insanlar için zararlı olabilen bir kara iyedir.

Çarşamba Hatun: İran Afşar Türklerinde Çarşamba Hatun diye bilinen bir inanç vardır. Bu hatunun evlere girip mutluluk getirdiğine inanılır. Bu inancı uyaıfama adına Çarşamba günü her evden bir hanım evin damına çıkar. Onun bir elinde demir şiş diğer elinde de kavurga vardır. O damın üzerinde şişle bir dikdörtgen çizer İkinci Hanım kavurgayı eker gibi yapar ilgili Türkçe duayı okur ve Nevruz uygulamalan devam eder. Bu özellikleri ile Çarşamba hatun, Kara İye değil, kara iyenin olumsuz etkilerini gideren adeta ak iyedir.

Karakoncalos: Kars'da Karakoncalas diye bilinen bir kara iye'nin varlığına inanılır. Kışın çıkması ve yazın gelmesi için yapılan tekerleme türü dualarda ismi geçen bu iye soğugu temsil eder. Bu inanç ve iye batı Anadolu'da da 248


Türk Halk İnançlarında Renkler bilinir. Bu arada "Yer berdelacüz gök de aciz" denilir. Halk seyirlik oyunlarında kara giysi soğugu kışı ve ak sıcağı yazı temsil eder.

Congoloz; Hemşin yöresinde varlığı bilinen bir kara iyedir. Kısa ve iri yapılı her tarafı kıllarla örtülü bir yaratıktır. Yılın son ayının son haftası ile ilk ayının ilk haftasında görülür.

O, özellikle yiyeceklere ve ambarlara

musallat oluşu ile bilinir. Karadan nefret ettiği için onun çıkacağı zamanlar ambar kapılan kömürle karartılırdı. Daha ziyade ikindiden sonra ve gece insanların karşısına çıkar ve demir dili yün tarağı/tapu! tarağı ile insanlara zarar verdiğine inanılır. Korunmak için onun sorularına içerisinde kara kelimesi geçecek şekilde cevaplar verilir. Mesela ismim Kara Mürsel, Kara Köyden geliyorum, Kara Dağa gidiyorum gibi. Erkek ve dişisinin de olduğuna inanılan congoloz tarafından beğenilip kaçırılmaya karşı tedbirli olmak üzere kişi "adım Musa, boyum kısa, kendim köse" gibi ifadeler kullanılırmış. Congoloz sair zamanında deniz kenarında elek ile434 kum edinmeye çalışırmış ve bu ona verilmiş bir ceza imiş. Congolozdaki kömür kara, çirkin görünme ve akşamdan sonra etkili olma motifleri ilginç olmalı. Diğer taraftan kara Türk halk tefekküründe

adeta

bir koddur Türk Halk

İnançlarında Kara Congoloz'un ismi ile ayın tutulmasında ismi geçen Cıngoloz ismi arasındaki benzerlik de anlamlı olmalı. 434

Y.Kalafat, "Türk Halk İnançlarında Kara", lfluslar Kültür Kongresi Bildirileri Ankara, s.274-282. 249

arası

4. Türk


Türk Halk İnançlarında Renkler

Cangolaz//Celmavuz/Cemouz/Yerimaağız/Yelbegen/E ger/Div: Bu iye de gök iyeleri ile yeryüzünde yaşayanlar arasındaki bağlantıyı gösteren iyelerdendir. Cangolaz, Ayı ve çok kere de güneşi koruyan iki görevli köpek uyuyunca onu yemek için gelen dev yılanın adıdır. Güneş tutulunca insanlar gürültü yaparak görevlilerin uyanmalarını amaçlarlarmış, şeklinde bir inanç vardır.435

Karagonculoz, Seyyidivakkas/Seyit Vakkas: Kırşehir'de Zemheri (Ocak) ayında çocuklar gece dışarı çıkarılmaz, Karagonculoz, Seyyidivakkas / Seyit Vakkas isimli varlıkların çocukları kaçıracağı söylenir.

Behur: Hemşinden yapılmış bir tespittir. Behur bir özneden ziyade muhtemelen yapılan fiilin adıdır. Çürükay!femmuzun son haftası ile Ağustos'un ilk haftası arasında çok kısa bir an yaşanır ki, yıldırım çakması gibi çok kısadır. Bu olay suyun içerisindeki canlı ve cansız her şeyi etkilemektedir. Kumaş parçalarını çürütür insanların su ile temas halindeki kısımlarında benekler oluşur. Behur'un bu tesirinden kurtulabilmek için suya bir demir parçası veya çivi atılmalıdır. Demirin Behur'u çekeceği ve canlıların zarar görmesini önleyeceğine inanılır. Demir'in Türk kültürlü halklarda koruyuculuğuna inamlan bir kod olduğu bilinmektedir. Nitekim Hemşin yöresindeki "Çuh 43S

Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan, Dedem Korkut Aşağı Eller, Berikan yayınları, Ankara, 2008 s. 147.

250


Türk Halk İnançlarında Renkler Tedavisi"nde kızgın ateşte ısıtılmış saban demirinin bakır leğen içerisine konulduğunu ve üzerine yavaş yavaş su döküldüğünü

nazardan

hastalanmış

kimselerin

bunun

buharına tutularak tedavi edildiğini biliyoruz.

Kedi: Bilhassa kara kedinin ursuzluğu inancı Rize ve dolaylarında da vardır. Sürmene' deki bir inanca göre kedi saç ayağının altından geçirilir ise artık yavrulayamaz imiş. Sabahleyin Kara kedi görmek, o günün uğursuz geçeceği şeklinde yorumlanır. "Kara kedinin kestiği yol geçilmez" inancı vardır. Beklenilir ya yol değiştirilir veya başkası geçtikten sonra geçiliri. Keza iki erkeğin arasından bir kadın geçmez. Birinci de kedi basar ikinci de erkek basar inancı vardır. Sır sahipleri hal sahipleridirler sırlarını açmazlar. Sır ehlini kıskananlar cadılar ve kara kedilerdir.

Cazı/Kuyruklu/Poçikli:

Cazı,

cadı

inancı

Doğu

Karadeniz halk inançlarında çok yoğundur. Daha ziyade kedi veya

örümcek

şeklinde

göründüğüne

inanılır.

Logusa

hanımlara musalat olur ane ve bebeğinin ciyerini yiyen kuyruklu

bir

yaratıktır.

Parmak

büyüklüğündedir

ve

kuyruğu sadece suda görünebilir. Gözleri insan gözlerine benzer. Bir kısım cazılar insanları öldürürlerken bir kısmı öldürmezler.

İnanca

göre

cazılar

olabilecekleri

tahmin

edebilirlermiş. Can alacak cazının can almadan kuyruğunun sızladığına inanılır. Bu varlık, öldürme işlemini avının kanını emerek ve ciyerini yiyerek yapar. Cazıyı dövmek veya öldürmek isteyen kimse oııun hangi şekle girdiğini bilip o halindeyken dövüp veya öldürmesi gerektiğine inanılır. Cazı etrafında Trabzon ve Rize halk

25 1

i nançlarında

efsaneler


Türk Halk İnançlarında Renkler

oluşmuştur.436Çeşitli hayvan donlarına bilhassa Merkep, Keçi donlarına giren, bazen körpe bebek gibi görünen ve bazen da tabut şekline giren bu iyenin görüldüğü coğrafya da çok geniştir. Doğu, Kuzey Doğu Anadolu ve Kuzey Irak'ta da bilinmektedir431.Cadı kelimesi giderek anlam kaymasına uğramış arabozan, kara büyü yapan, kara ruhlu çirkin kadın kişi tiplemesine dönüşmüştür. Ardanuç'un Ferhat ile Şirin Efsanesindeki ara vuran, bozan kadın hile yaparak onların birleşmesini ebedi engeller. Halk inanmalarında kadın kişiye, çocuksuz kadın kişiye, dul kalmış kadın kişiye bazı majik muhtevalar mal edilmiştir. Gelin kınası karmak, kız istemesine gitme ve benzeri durumlarda bu tür hanımlara izleri kırsal kesimlerde yaşamakta olan bazı uğursuzluklar yüklenilmiştir. Saha Türklerinin yaşayan halk inançlarına göre, eğer Üöre dönüşen kimse kandın ise kocasının, eğer erkek ise kansının yeni kocası hortlamak suretiyle ızdırap verdiğine inanılır. Aynca Saha Türklerinde özellikle evlenemeyen çok gecikmiş kızların Üöre dönüşebilecekleri inana vardır.438.0rta

Yaşar Kalafat, Balkanlar'dan Uluğ Türltistan'a Türk Halk İnançları IX.-X. Makedonlar, Arnawtlar, Torbeşler, Çingeneler, Türkmen-i Sahra, Lazlar, Yörükler, Yanaklar, Çiğiller, Musa11alılar, Koçu Babalılar, Çeritler, Berikan yayınlan, Ankara, 2007 s.110-139. 437 Yaşar Kalafat-Ahmet Doğan, Kuzey Irak'ta Karşı1aştırmalı Türk Halk İnanç]an, Ankara, 1995. 438 Muvaffak Duranlı, "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklarından üör ve Sesyal Yaşamda Üstlendiği Fonksiyonlar", Motif Akademi halk Bilimi Dergisi. 200812 s. 1 1-23; Yaşar Kalafat "Muvaffak Duranlıyı Okurken", Türk Halk İııanç1amdan Mitoljiye-1, Türk 436

252


Türk Halk İnançlarında Renkler Anadolu'nun bazı bölgelerinde ilk eşi öldüğü için bir süre sonra evlenme karan

alan erkek, yeni evliliğini yapmadan evvel ilk

eşinin mezarına gider onunla halleşir adeta helalık alır. Azerbaycan

Türk

kültür

coğrafyası

bölgelerinden

Lenkeranda oğlan evinden gidecek hediye paketini kıZ evinde 'Başı eşi ve

Bütöv'

doğurmuş

bir hanım açar. Başı Bütov dul olmayan olduğu

çocukları

bulunan hanımdır.

Seyidneslinden bir hanımın olması tercih edilir. neslinden

hanımların

bu

tür

meclislerde

Seyid

olmaları

ve

dualarının alınmasına dikkat edilir. 439 Kamizmde, dul

kadına

özel önem verilir, himaye

edilir. "Allah bunu kesdi, sen kesme" denir. Kındık Enesi (ebe) anneden daha· fazla önemsenir. Kındık Ene, çocuğun annesinden önce gördüğü için itibarlıdır. "Bebek ebesine benzer inancı vardır. Sütü olmayan annenin bebeği ebesinin sütü ile beslenir.44o Anadolu Türk kültür coğrafyasında cindar daha ziyade cinlere muhatap olan kimse olarak bilinir. Cindarlar cinleri vasıtasıyla tedavi yapmakla kalmaz cinleri musallat ederek insanları

hasta

da

edebilirler.

Cinlerin

sakladıkları

Kültürlü Halklarda Halk İnançJan, Berikan, Ankara, 2009,

s.

221-

234 439

Yaşar kalafat, "Afşar/Avşar'larda Halk İnançları" Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, dedem orkut Yukan Eller, Ankara 2008 s.

440

Yaşar Kalafat, "Yakut Saha Türk Halk İnançları" Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan, Halk İnançJanndan Mitolojiye-1 Berikan, Ankara 2009, s. 197-221.

147-165.

253


Türk Halk İnançlarında Renkler definelerin yerini bulurlar. Cinlere yaptırılmış muskaları bozabilir. Azerbaycan Dağlılarında cadıyı /

büyüğü bozmak için

o bulunur içi boşaltılıp ayakyoluna / Tuvalete aulır veya toprağa gömülür. Türk Kültürlü halklardan Dağlıların inancına göre ayağına süpürge deyen kimse onun üzerine tu tu tu yaparak tükürür gibi davranmalıdır. Bu inanç halklarında

da

vardır.

Bunu

bu coğrafyanın diğer yapmayanın

uğrayacağına inanılır. Süpürge-cadı-kara

iftiraya

büyü bağlantısı ile

ilgili inançlar da yaşamaktadır.442

Gök Vurması: Acara'da Türklerin bir inanca göre ceviz ağacının altında yatılmaz. Bu inanç Nahcıvan'da da vardır. Ağaçlarla ilgili bu tür inançlar bilinir. İnanca göre cevizin altında yatanı yağmur yağınca

"Gök vurur"

Göğün vurması

yıldırım düşmesine yol açar ancak bu ismin verilmesi bize çok ilginç geldi. Keza kavak ağacının altında da yatılmaz. O'nun solunumunun insanı boğabileceği inancı vardır. Gul Vurdu: Hasananlı aşiretinde bir başka kara iye de Gul Vurdu'dur. Bu iyenin vurduğu kimsede kara lekeler

441 Yaşar Kalafat, "Antalya Yöresi Örnekleri İle Türk Kültür Coğrafyasında Süpürge İnancı", 20. Yüzyılda Antalya Sempozyumu, 22-23 Kasım 2007, Akdeniz Üniversicesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayına haz. Doç. Dr. Mustafa Oral, Antalya, 2008, s.259-266.

254


Türk Halk İnançlarında Renkler oluşur ve

vurulan

çocuk

ise

ölür

inancı vardır.

Gul

Vurdu' dan korunmak için iğ�e, demir türü şeyler takılır.443

Koça/Kopça: Koça veya Kopça tedavisindeki duadan anlaşıldığına göre bu hastalığa yol açan

gücün de bir kara iye

olduğu söylenilebilecektir. Rize'de Koço veya Kopça olarak bilinen ve bilhassa ellerde çıkan sert mantar Anadolu'nun diğer yerlerinde siğil olarak bilinir. Tedavisinde bizim doğu ve batı Anadolu'dan yaptığımız tespitlerde kibrit çöpü kullanılır, yanılmıyorsak dolun ayda İhlas süresi okunarak tedavi edilirdi.

Bazı yörelerde

sürülür sonra bu

okunurken üzerine arpa

arpalar çürümeğe bırakılır ve arpalar

çürümeden koça/kopçaların düşeceğine inanılır. Rize'deki tedavide okunan dualar Abdulkadir

İnan'ın

eski

Ttirk

dininden yapmış olduğu dua tespitlerini andırıyorlar. Kara Sevda: Kara iyeleri geniş kapsamlı ele alınınca, kara iyenin zarar verici özelliği de düşünülünce, yapabilen tespitlerden hareketle

"nazarın, kişioğlundan kaynaklanan

bir kara iye" olduğu üzerinde de durulabilir. Nazardan korunmak ve kurtulmak için nuska/muska yapılır. Nazar mala, canlıya cansıza her türlü imrenilen şeye vurabilir.

Muska

sadece

nazara

karşı

korunmak

için

yapılmaz, etkilemek ve etkilenmemek istenilen her davranış ve düşünce ve his için nuska/muska yapılır. Muska ile kara sevda edilir veya muska ile kara sevdadan korunulur veya kurtarımlır. Nuska kara sevda bağlantısı doğal olarak sözlü kültürümüze de yansımıştır. 444

443

Kaynak kişi; A.G.Ş.

444

Vereyim sana m'şan

255


Türk Halk İnançlarında Renkler SONUÇ Bazen ak. iyeler ve bazen de kara iyeler anı töz ve kara töz olarak., kadim inanç sisteminin aslı unsurları olarak. yaşanılan hayatın içindedirler. Onları sistemin içerisinde yok saymak. mümkün olmadığı gibi günümüze kadar gelebilen mahiyetleri ile onların Türk kültürlü halklardan Muham­ medi, İsevi ve Musevi toplumlarının inanç dünyasında yer aldıkları da bir gerçektir. Onlarda bu devamlılık başlangıçtan itibaren bir tek olan dinin doğal sonucu mudur? Bir olan ilmi; tatbiki, nazari ve manevi olarak ayırmış olma hatasının bir sonucu mudur? Yoksa halk inançlarının bu alanı için yanlış anahtar mı kullanılmak.tadır? Bazı araştırmacılara göre, ak.karısı örneğine konulan teşhiste olduğu gibi bu tür ortak inanç tezahürri göstermesinin bir

dini kültürün toplumlarda geçiş

sonucudur445•

Bu sorular araştırmalar

sürdükçe uzun süre daha devam edecektir.

Nuska.mın gümüşünden Niye anlamayısun Bu sevdalık işinden " "Bir nuska yaptıralum

Camedelci hocaya IUıldun baban evinde Tez gidesun kocaya (Yaşar İnançları",

Kalafat, "Karşılaşurmalı Yusufeli Halle

Geçmişten Geleceğe Yusufeli Sempozyumu Bildirileri,

Editör Muammer Demirel, Mustafa Akıllı, Yusufeli Belediyesi, İstanbul 2010, s.371-383).

445 Hatice Kübra Uygur Ak, "Postnatal Deprasyonun Halk İnanışındaki Karşılığı: Alkansı Midyat Örneği", Kültür ve Turizm Bakanlığı

Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü,

VIII. Milletlerarası Türk

Halk Kültürü Kongresi (22-24 Kasım 201 1) İzmir. 256


Türk Halk inançlarında Renkler

KAYNAKLAR

ABDULLA Behlul; "Kitabi-Dede Qorqud'da Reng Simvolikası (Boz Reng), Azerbaycan Şifahi Xalq Edebiyatına Dair Tedqiqler XI, Bakı 2002, s.74-81. ABDULLAYEV Behlül; Halkın Sesi, Bakü, 1989. ACAR Ziya Şakir; Her Yönüyle Iğdır, Ankara 2006, s. 1 35-138. ACIPAYAMLI Orhan; Türkiye'de Doğumla hgili İnanmaların Etnolojik Etüdü, Ankara 1974,s.80 AK Hatice Kübra Uygur; "Postnatal Deprasyonun Halk İnanışındaki Karşılığı: Alkansı Midyat Örneği", Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, vın. Milletlerarası Türk Halk. Kültürü Kongresi. (22-24 Kasım 2011) İzmir. AKPINARLI Feriha; "Ankara İlinde Nazar ve Nazarlıklar", Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisi, Eylül 1992. ALBAYRAK Kadir; Dinlerin Rengi Renklerin Dili, Ankara, 2010, Sarkaç Yayınları. ALİYEVA Tamilla; "Nevruz Halk. Dramaları" Türk Dünyası'nda Nevruz Üçüncü Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri (18-20 Mart 1999 Elazığ) Atatürk Kültür Merkezi, Ankara, 2000, s. 42-51. ALTINMAKAS L.; "Albastı, Alkarısı Koruma ve Tedavisi'', Türk Folklor .Araştırmaları, 1966, Sayı 209, s. 4261. ALTUN Işıl; Kandıra Türkmenlerinde Doğum, Evlenme ve Ölüm, İzmit 2004 s. 110. ARAS Rıfat; Haıputta Eski Türk İnançlannın İzleri ve Halk. Hekimliği, Ankara, 1995, s.36-37.

257


Türk Halk İnançlarında Renkler ARIG Ruban; Hakas Türklerinin Kadın Yiğitlik Destanı, Türkiye Türkçesine aktaran; Timur B. Devletov, TÜRKSOY, Ankara 2006, s. 283. ARNAUT Tudora; "Gagauzlarda Kalk Hekimliği" illuslar arası Dördüncü Türk Kültürü Kongresi Bildirileri 4-7 Kasım 1 'Hl, Ankara, 2000, s.52-64. ARSLAN A. Ali; "Bir Azarbaycan Nağılının Sümerlerin Gılgamış ve Kırgızların Maraas Destanlarında Yaşayan Masal Unsurları" Türk Dünyası Tarih Dergisi S.96, Şubat 1994.

- "Türkiye .A7.erbaycan Orta Asya Türk ve Kuzey Amerika'da Kızılderili Efsanelerinde {kaplumbağa)" Türk Dünyası Araştırmalar, S.9, Ağustos 1994, s.59-89. ATILGAN Halil; Türkülerin İsyanı, Ankara 2003, s. 134. AYAZ Eyup Serdar; "Iğdır İli Yer Adlarında Kullanılan Yer adlan üzerine İnceleme", I.illuslararası aras Havzası Sempozyumu 058 Temmuz 2010 Kağızman.. .

AYDIN Nurhan; Her Yönüyle Sarıkamış, Erzurum 2006. AZAD Nebiyev, .A7.erbaycan'da Nevruz, Ankara 1975. Azerbaycan Milli Elimler Akademiyesı Nahcıvan Bölümü, Azerbaycan Folkloru Antologiyası, Nahçıvan Folkloru il, Nahçıvan, 201 1. BALIKÇI Gülsen; "Kars Azerilerinde Muharrem ve Aşure Günü", Kültür ve Turizm Bakanlığı Araşurma Genel Müdürlüğü, Vlll. Milletlerarası Türk halk Kültürü Kongresi, 21-24 Kasım. 2011 İzmir. BALTACIOGLU N.; "Doğu Anadolu'da Yaşayan Gelenekler", Türk Folklor Araşt:ırınaları, 1959, Cilt V, Sayı 11 1,s. 1911- 1912. BARATOV Pertev Naili; les maitres de l'espacesauvage,Pratiques et representations de l'espace dans les communautes mediterraneennes, Paris: 1976,editions du Sentre ntional de la Recherche Scientificiqe;

258


Türk Halk İnançlarında Renkler BAYKASOGLU Nursel; "Maçka (Trabzon) Akarsu Köyünde Ağıt Geleneği",

Ağıt Kitabı,

Editör, Emine Gürsoy Nasgali, Kiabevi,

İstanbul, 201 1 , s. 89-95. BAYRAKTAR Nesrin; "Kavram ve Anlam Boyutunda Türklerde Kara ve Siyah", Uluslar arası IV.

Dil, Yazın ve Değişim Sempozyumu Bildirileri, Çanakkale, 17-19 Haziran 2005, s. 157-168. M.; "Ali Evren Hakkındaki Yılan. (Evren=Ejder) Efsanesinin Çıkışı" III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, C.Il. Ankara, 1986 s.75-79.

BAYRAM

Ortaya

BAYTUR Anvar; Klrgız Tarihinin Leksiyalan I-II, Bişkek 1992. BEYDİLİ Celal;

Türk Mitolojisi, Ansiklopedik Sözlük.

Anakara, 2005

s.217- 218. BOODBERG Peter A.; "T'U-CHÜEH

Türkleri Hakkında Üç Not" Türk

Dünyası Araşurmaları, S. 102, Haziran 1996.

BORATAV Pertev Naili; 101 Soruda

Türk Folkloru,

İstanbul 1 0984,

Gerçek yayınlan, s.74-79.

BOYDAŞ Nihat; "Prof. Dr. O.Haluk Karamağaralı'ya Saygı",

Yurdu, Mart 2009 s.259, s.

Türk

101-103.

BOYRAZ Şeref; Fal Kitabı Melhemeler ve Türk Halk Kültürü, İstanbul, 2006 Kitabevi, s. 261. CELİL Ferah; "Bektaşiliğin Dört Temel Kaynakları"

Alevi Bektaşi Yerleşmeleri

ve

GAP Bölgesinde

Şanlıurfa Kültür Mozayığında

Kısas Sempozyum Bildirileri, İstanbul 2007 s. 109-1 14.

CEZLAN Ahmet; "Açık Renkler Hasta Psikolojisini Olumlu Yönde Etkiliyor", Diş Hekimliği Dergisi, 3/8, S. 81, s.10-13. COŞKUN Aydın; "Bahaeddin Ôgel'in Eserlerinde Renkler", Llsans

Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü, Danışman Doğan Kaya Sivas, 2010.

259

tezi

Eğitimi


Türk Halk İnançlarında Renkler

ÇACIMLAR Zekiye; "Adana Avşar Ağıtlannda Destan Unsurları", Ağıt Kitabı, Editör, Emine Gürsoy Nasgali, Kiabevi, İstanbul, 2011, s. 151-174. ÇELİK M. F.; "Türklerde Dört Yönünün Dört Renkle Adlandırılması" Tiirk Amaç. s. 3, s. 132-138. ÇEVİRME Hülya; Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" MotifAkademi Halkbilimi Dergisi 2008. ,

ÇIKMAN Zeki; Folklorumuzda Bakanlığı, Ankara, 1977.

ve

F.debiyatımızda Göz. Kültür

ÇOBANOCLU Ôzkul; "Türk Kültür Tarihinde Su Kültü", Türk Kültürü. Mayıs 1993 S. 361 , s.32-42.

- Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk İnançlan, Ankara, 2003, Akçağ

ÇORUHLU Yaşar; Türk Mitolojisinin Anahatları, İstanbul, 2006, Kabalcı yayınlan - Türk Mitolojisinin ABC'si, İstanbul 19991 Kabalca, s. 90-95. ÇORUM Valiliği, Çorum Halk Kültürü. Ankara. 201 1. DELİÖMEROCLU Yakup; "Saha Türklerinde Isıakh Bayramı", Nevruz ve Renkler, Ankara 1996, s. 129-133. DENİZ Bekir; "Güney Kazakistan'da Mezar ve Mezarlık Geleneği", VII. Milletleraraııı Türk Halk Kültürü Kongresi, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, 27 Haziran-Ol Temmuz 2006 Gaziantep. DİVİTÇİOCLU S.; Kök Türkler, İstanbul, 1987, DOYMUŞ Ergin; Her Yönüyle Kangal, Sivas, 1999 s.122. DURANLI Muvaffak; "Saha Türklerinin Demonolojik varlıklarından Üor ve Sosyal yaşamda Üstlendiği fonksiyonlar" Türk Halk Şiirinde Renklerin Değerleri ve Anlama Katkısı" Motif Akademi Halkbilimi Dergisi. 200812 s. 1 1-12.

260


Türk Halk inançlarında Renkler

DlNARCI

Ayşe;

"

Halk Hekimliğinde Ocaklar", Milli Folklor,

S

7,

Ankara 1990 s.36.

- "Türklerde Tabiat Üstü Varlıklar ve Bunlarla İlgili Kabuller, İnanmalar, Uygulamalar" Biliğ, kış S 32, s. 125-144

- Türkiye'de Falcılık Geleneği İle Bu Konuda İki Ankara, 1993, Kültür Bakanlığı, s.27.

( . . .),

Eser

Nazar (Göz Değmesi) "Kayaeri ve Çevresinde Nazar Uygnlamalan•, Erciyes üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2000.

EKER Ahmet;

İnanç

ve

"Karahanlı Devleti'nin İsmi Meselesi",Prof. Dr. M. Özönder'in Anısına Cihat il. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu Kaşgarlı Mahmud ve Dönemi 28-30 Mayıs 2008.

EKREM Erkin;

Erzurum

Hasankale'li İbrahim Hakkı

Hz.

Turgut Ulusoy, İstanbul, s. 149-162.

ESİN

Emel;

"Evren

İkonografisinde

(Selçuklu

Sanatı

Menşeleri)"

Marifetııame, Sadeleştiren, Evren

Türkiyat

Tasvirinin

Mecmuası,

Türk

CXVIII,

İstanbul, 1972, s.25-67.

- Türk Kosmolojisi (İlk Devir Üzerine Araştırmalı Early Turkısh c.osmology, İstanbul, 1979, S.3-5.

FIRAT M. Şerif; Doğu Anadolu ve Varto Tarihi. Ankara s. 216-217. GABAİN A. V.; " Renklerin 1 1 3.

GENÇ Reşat;

Sembolik Anlatılan", Ankara,

1968, S. 107-

Türk İnanışlan D.e Millt Geleneklerinde Renkler ve Sarı

Kırmızı Yeşil.. Ankara 1 997, Atatürk Kültür Merkezi , s. 27

Tatar Milleti (İyeler, İfan.ular, Inmlar, Fallar, İm-Tomnan, Sinanış.lar, Yılalar, Kazan, 1999.

GILURANOV Galimcan;

GÖKALP Ziya; Türk Medeniyet Tarihi, İstanbul, 1976, s. 84-85. - Türk Töresi, İstanbul, 1990. s.

48.

261


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ahmet; İnanış ve Adetleri İle Yahyalı'da Vaısak. Türkmenleri, Yahyalı, 1997 s. 129.

GÖKBEL

GÖKOVALI Şaban; Mythlogia (Söylence Bilim) ve Anadolu Söylenceleri, İzmir, 1990 s. 15-17. GÖNEN Sinan; "Efsanelerde Kara Renginin Görünümü", Türkıyat Araştırmalan Dergisi s. 225. GÜÇLÜ Faruk; Orta Aııadolu'da Batıl İnanışlar, Edebiyat Kitapevi, Ankara 1995. GÜLER Ali; Karaman'dan Kocacık'a Kızıl Oğuzlar Atatürk'ün Soyu, Gök Yayınları, Ankara 2001. GÜNGÖR H.; "Orta Asya'da Mani Dininin Yayılması ve Türk Kültürüne Etkisi", Türk Dünyası Araştırmaları, İstanbul. Ekim 1989, Sayı 62, s. 199-213. - "Şamanizm", Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, s. 66 - Mustafa Argunşah; Gagavuz Türkleri, Tarih Dil Folklor ve Halk Edebiyatı, Ankara 1991, Kültür Bakanlığı, s. 43. GÜNGÖR Sebahattin; Tasavvuf Mektupları, Burhaniye, 2010. GÜZEL Abdurrahman - KALAFAT Yaşar; "Vatan Duygusunun Türk Mitolojisindeki Yeri ve Türk Halk İnançlarındaki İzleri", Türk Halk Kültüründe Milli Mücadele 1.tnuslararası Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri ' 19-22 Temuz 2005' s. 18-21. HACIZADE Fikret; "Bir Kültür Unsuru Olarak renk ve Onun Seramik Sanatındaki Yeri", Türk Kültür ve Sananndan Kesitler 1 Editör Mezahir Avşar, s. 177-195. HAKKULOV İbrahim; "Edebiyatta Kara Rengin Yorumlanması Hususunda", II. tnuslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 1925 Nisan 2010, Çeşme İzmir.

262


Türk Halk İnançlarında Renkler

"Haqq Aşığı Dede Şeınşir", Dünya. İçtimai-Siyasi, Bedii­

Publisistik Gazete, , Mürsel Hekimov özel Sayısı, Mart 2004, S. 14 s.59. H EYET Cevat; "Türklerin Tarihinde Renklerin Yeri" Nevruz ve Renkler, Ankara, 1996, S.49-61 . Hon-Woo Choi, "On The Shomanic Concept Of Qara (Black) In Turkıe" Türk Dileri Araştıımaları. Ankara, 1992, s. l 03-108. HÜSEYİNOVA Nezaket; Qedim Türk Gahramanlıg Destan1armın Tipologiyası, Bakı 2009 s. 126.

Iğdır

Belediyesi, Iğdır Kültürü, Ankara 2006, s. 1 62- 1 63 .

İNAN A., Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1%8, s.259-267.

- "Al Ruhu Hakkında'�. Makaleler ve İncelemeler. Ankara 1968, S.259-267.

- Eski Türk Dini Tarihi. Ankara, 1976, s.118-120. - Şemanizm, s. 39.

- Tarihte ve Bugün Şsmanizm, Anakara, 1986 Türk Tarih Kurumu s. 64.

İSMAİLOV Hüseyin; "Göyçe Folklor Muhiti" Azerbaycan Birinci Uluslar arası Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 2002, / Birinci Azerbaycan Sempozyumu, Azerbaycan 1998 / Atatürk Kültür Merkezi yayınları, s. 167-177. KABAK Turgay; "Derinkuyu Yöresi Halk İnanışlarında Karabasan Motifi" Doğu Karadeniz Araştınnalan. KAFALI Mustafa; "Türk Kültüründe Renkler" Nevruz ve Renkler, Ankara, 1996, S.49-53.

- "Türk Kültüründe Renkler", Yörtürk, Mart-Nisan 2002 S. 42, s. 39-42.

263


Türk Halk inançlarında Renkler

KALAFAT Yaşar ve DOCAN Ahmet; Kuzey Jrak'ta Kaıplaştırma1ı Türk Halk 1nançlan, Ankara, 1995. KALAFAT Yaşar, Türk Kültürlü Halldarda Halk hıançian V-VI, Dedem Kork.ut YuJı:an Eller. Lalezar, Ankara 2008. - "Afşar/Avşar'larda Halk İnançlan" Türk Kültürlü Halklarcla Halk İnançlan, Dedem Kork.ut YuJı:an Eller, Ankara 2008 s. 147-165. - "Antalya Yöresi Ömekleıi İle Türk Kültür C.Oğrafyasuıda Süpürge İnancı", 20. Yüzyılda Antalya Sempozyumu, 22-23 Kasım 200'/, Akdeniz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılllp Tarihi araştırma ve Uygulama Merkezi Antalya.

- "Ardahan Sözlü Kültüründen Damlalar III" Serhat Kültür Tarih Kültür Haber Dergisi, Ocak-Şubat 201 l , s. 40-42. - "Aşiretlerimizde Hal / Hlll /Ben / Dövme / Damga / Dak / Veşm İle İlgili İnançlar" <www.yasarkalafat.info> -

Avrasya Türk Halk Sufızmi-1 (Kırgızistan-Özbekistan­ Türkınenistan) Ankara, 1997.

- "Azerbaycan-Anadolu-Suriye Sözlü Kültür Hattında Kurt il", il. Kayseri ve Yöresi Kültür Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni Bildiriler 10-12 Nisan 2006, Kayseri 2007, s. 341-355. - "Bağdatlı Şahseven Kızılbaşlarda Halk İnançları", Türk Kültürlü Halklarda Orta Asya'dan Orta Doğu'ya İnanç Göçü, Berikan, Ankara 2011, s.179-217. - "Balkan Türklerinden Örneklerle Halk İnançlarımızda Saç" !.Uluslar arası Balkan Türkleri Sempozyumu 28-29 Eylül 2001 Prizren, Balkan Türkoloji Sempozyumu Bildirileri yayına hazırlayanlar, Prof. Dr. N. Hafız, Prof. Dr. T. Hafız BAL_TAM Prizren 2006 sf. 308-314; Erciyes, Ocak 2002 S. 301 s. 15-16,

- Balkanlar'dan Uluğ Türkistan'a Türk Halk İnançlan IX-X, Makedonlar, Arnavutlar, Torbeşler, Çingeneler, Türkmen-i 264


Türk Halk inançlarında Renkler

Salua, Lazlar, Yörükler, Yanaklar, Çiğiller, MuraJla1ılar, Koçu Babalılar, Çeritler, Berikan yayınlan, Ankara, 2007 s.1 10-139.

- "Diyarbakır ve Çevresi Örnekleri İle Halk İnançlarında Tavaf/Dömne" Osı:ıwılı'dan Cumhuriyete Diyarbakır, editörler Bahaeddin Yıldız-Kerstin Tomenendal, T.C. Diyarbakır Valiliği, Ankara 2008, s. 453-463. - "Doğu Anadolu'da Kara İyeler ve Onlara dair Halk İnançları" VIII. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, 21-24 Kasım 201 1.

- Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlarının İzleri,

Ankara. 2006.

- "El-Oyun Kültür Etkinlikleri ve Dağlık Altay Gezi Notları" Türk Dünyası Tarih Dergisi Aralık 2001 S.180 s. 35-40.

- "Eski Türk İnançlarının Kars Yöresindeki İzleri," iV. Milletleramsı Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri'', Ankara, 1992. - "Halk İnançlarımızda Değirmen" Folkloristik Prof. Dr. Umay Güney Armağanı. Ankara 1996, s. 142-151; Türk Dünyası Tarih Dergisi. Şubat 1997 S. 122 s. 31-32. - Halk İnançlarıııdan Mitolojiye-1 Türk Kültürlü Halklarda Halk

İnançlan, Berikan, Ankara, 2009.

- Hare'ml'den Hakld.ri'ye HakkAri'den Golan'a, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançlan, Ankara 2009, Berikan yayınlan s.86. - İpek Yolu Güzergahları. Ankara, 1996. - "İstanbul Örneklemeleri ile Türk Kültürlü Halklarda Ses Orucu", 7. Uluslar arası Türk Kültürü Kongresi, 06-10 Ekiın 2009 Ankara.

- "Karşılaştırmalı Nogay Türk Halk Kültürü" Avrasya Etüdleri 2006, S.29-30 s. 225-242.

265


Türk Halk İnançlarında Renkler

- "Karşılaşurınalı Yusufeli Halk İnançlan", Geçmişten Geleceğe Yusufeli Sempozyumu Bildirileri, Editör Muammer Demirel, Mustafa Akıllı, Yusufeli Belediyesi, İstanbul 2010, s. 371-383.

- "Keleki'de Dört Gün Üç Gece

ve

Nahçıvan Halk Sufü:mi"

Avrasya Dosyası, Aralık 1996. - "Muvaffak Duranlıyı Okurken", Türk Halk İnançlarından Mitoljiye-1 , Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Berikan, Ankara, 2009, s. 221-234. - "Türk Atadan Günümüze Türk Kültür Kimliği" Türk Dünyası Araşnrmalan, Şubat 1997 S. 106, s. 33-53. - "Türk Kültür Coğrafyasında Nevşehir ve Çevresi Örnekleri İle Yeşil", !.Uluslararası Nevşehir Sempozyumu, 16-19 Kasım 201 1

Nevşehir. - "Türk Halk İnançlarında Hayvan", Av. Süleyman Kazmaz Armağanı, Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı, Ankara, 2009, s. 261-293. - "Türk Halk İnançlarında Hususiyle Tahtacılarda (Ayna) I" Akdeniz Yöresi Türk Topluluklan Sosyo-Kültürel Yapısı Tahtacılar Sempozyumu Bildiriler Ankara, 1995. - "Türk Halk İnançlarında Kara" Uluslar arası 4. Türk Kültür Kongresi Bildirileri, Ankara s. 274-284; Türk Dünyası Tarih Dergisi, Ağustos 1999 S. 152 s. 17-21 ; İslam ve Kültür Araştırmalan, Sofya, 1999 S. 4 s. 398-409; Erciyes Aralık 2002 s. 300 s. 30-34. - "Türk Halk Tefekküründe Sarı ve Geçirdiği Transformasyon", il. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 19-25 Nisan 2010. - "Türk Kültür Coğrafyasında Nevşehir ve Çevresi Örnekleri İle Yeşil", !.Uluslararası Nevşehir Sempozyumu, 16-19 Kasım 2011

Nevşehir.

266


Türk Halk İnançlarında Renkler

- "Türk Kültür Coğrafyasında Renkler'', IV. tnuslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu. 19-20 Haziran 2008 Ahlat- Bitlis. - "Türk Kültür Coğrafyasında Rumeli Balkan Örneklemeleri İle Karşılaştırmalı Renk Kültüründe Mavi", Kocaeli Uluslar arası Balkan Sempozyumu, 18-20 Şubat 201 1.

Yağmur Duası Kitabı, Hz. M. Sabri Koz, Kitabevi, İstanbul, 200, s. 195-225.

- "Türk Kültür Coğrafyasında Yağmur Duası",

- Türk Halk İnançlarında Zile ve Çevresi Örnekleri İle Soğan", Bütün Yönleri İle Zile Sempozyumu, Zile, 6-8 Ekim 201 1 .

- Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları Halk İnançlanndan Mitolojiye l , Ankara 2009, Berikan yayınevi, s.207-208. - Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları 1, Türk Halk İrfanında Kurt, Lalezar Kitabevi, Ankara 2007 s. 129-1 145. - Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları IV, Türk Dünyası Teori ve Metot, Lalezar, Ankara, 2007 s.74-95. - Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V-VI Dedem Korkut Yukarı Eller, Lalezar, Ankara, 2008,

s. 273-28 1 .

- Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları, Dedem Korkut Yukarı E1ler, Ankara, 2008 Berikan yayınları, s. 77. - Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İnançları Dedem Korkut Ak Koyunlu Coğrafyası, Ankara, 2008, Berikan yayınlan s.236. - Türk Kültürlü Halklarda Türk Halk İnançları Dedem Korkut Daş Oğuz Elleri, Berikan yayınları, Ankara, 2008, s.77. - "Türk Kültürlü Halklarda Sır-Perde-Nasip İnancı" Uluslar arası Gaziantep Araştırmaları, Sözlü Kültür Dil ve Edebiyat, Gaziantep Üniversitesi, 10-12 Nisan 2008. - Türk Mitolojisinin Anahatlan, İstanbul, 2006, Kabalcı yayınları, s. 198.

267


Türk Halk İnançlarında Renkler

- "Türkistan Halk Sufizmine Dair Notlar" Türk Kültüründe Neyruz Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri, Ankara 1995 s. 199-200 Türk Diinyuı Tarih Dergisi. Ekim 1995 S. 106 s. 44-48. - "Türklerin Dini Tarihi Türk Halk İnançlarında (Ters Motifi)" Prof. Dr. Abdurrahman Çaycı'ya Armağan, Ankara 1995. s. 297-307; Türk Dünyası Tarih Dergisi Mart 1997 S. 123, s. 15-19.

- "Van Gölü Havzası Merkezli Türk Kültür Coğrafyasında Renkld IV. Uluslar arası Van Gölü Havzası Sempozyumu 1 2 14 Haziran 2008.

-

- "Yakut Saha Türk Halk İnançları" Türk Kültürlü Halklarda Halk İDaJıçlan, Halk İDanç1anndan Mitoloji�l Berikan, Ankara 2009, s. 197-221. KARA

Ruhi; Erzincan Manileri, Ankara, 1993, s. 116-117.

KASIMLI Muharrem; Azerbaycan Türklerinde Rüya Tabirleri, Yayına haz. Cengiz Alyılmaz, Erzurum 1996. s. 20. KESKİN Gülümser-Haldun; "Renkleri Terapisi",

www.kesk.inll!llenpa.

KILIÇ S.; Kur'an Sembolizmi (Renklerin ve Şekillerin Dünyuı) Ankara, 1990. Nazan; "Türk Kültüründe Yedi Rengin Anlamı", Türk Dünyasında Nevruz Dördüncü Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri (21-23 Mart 2001 Sivas, s. 107-111.

KIRIKHAN

KORKMAZ Ramazan; "Çıldır Folklor ve Etnografyası" , Atatürk Ü. Edebiyat Fak. Mezuniyet Tezi. Erzurum 1985. KOTLE T.; "Kosova-Balkanlar'da Türk Halk İnançlan -I- "Prizren 2009, KÖSELER Sait; "Kınkhan Çevresindeki İnanç Merkezleri ve Bunlara Bağlı Kültür Değerleri",vn. Hatay Tarih Kültür Sempozyumu. 11 12 Nisan 2008 Hatay. -

Kur'an-ı Kerim, Bakara/67-68-69.

268


Türk Halk inançlarında Renkler

KUZGUN Şaban; Tilrklerde Yahudilik ve Doğu Avrupa Yahudilerinin Menşei Meselesi. Hazar ve Karay Türkleri, Ankara, 1 985, S.154. Lev Nukoloyevic Gumulev, "Eski Türk Dini" (Aktaran, Harun Güngör) Tilrk Kültürü, S.377, Eylül 1994, s.8-19. MAHMUT Enver ve MAHMUT Nedret; Dobruca Türk Halk Edebiyatı Metinleri, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1997, s. 297. MAKAS Zeynelabidin ve KALAFAT Y.;Karşılaştınnalı Türk Hallt İııanç]an. Samsun, 1993, S.12. MAKAS Zeynelabidin; Tilrk Kültüründe Nevruz, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1987. - Iğdır Belediyesi, Iğdır Ki!ltürü, Ankara, 2006 s.139 MARİNA Manguş; "Tuvalarda Tabiata ibadet'', Türk Dünyasının Sosyal Kültürel ve Ekonomik İlişkileri Kurultayı, 20 Ekim 1991 Kayseri MATİKEEV K.; "Manas Alemi", il. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi, 1 9 25 Nisan 2010, Çeşme İzmir. -

MEHSETİ İsmail, "Azerbaycan Folklorunda Reng Anlayışı", Az;ırbaycan Milli Elmfar Akademiyası Naxçıvan Bölın;ısinin X;ıb;ırfari, 2008, S.1, s. 222-226. NARZIKULOVA Manzura; "Seb'e-i Seyyar Destanında Gökle İlgili Mitlerin İncelenmesi" il. Uluslar arası Türk Dünyası Kültür Kngresi., 19-25 Nisan 2010, Çeşme İzmir. NERİMANOCLU Kamil Veli; Sözümüz Özümüz, Bakı, 2005 s.129. NESİMİ'nin Edebi Şahsiyeti Türkçe ve Farsça Divanında" Xaberler'i 2002.

AMEA'mn

NİKİTİN B.; Kürtler, Sosyolojik ve Tarih! İnceleme, 1976, İstanbul, Cilt II. OCAK A. Yaşar; Alevi Bektaşi Menakıpnamelerinde İslam Öncesi İnanç Motifleri., s. 192 269


Türk Halk İnançlarında Renkler ÖGEL Bahattin; Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi 1,

1981.

- Türk Kültü Tarihine Giriş III, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1978. - Türk Kültürünün Gelişme Çağlan. İstanbul. 1971. - Türk Mitoloji,

İstanbul,

1971, c.1 s.168.

- Türk Mitolojisi (Kaynakları C.1.Ankara, 1971, S.92-93.

ve

Açıklamaları

ile

Oesto

- Türk Mitolojisi II. C TIK Ankara, 2006 s. 102. Romanya Dobıuca Türkleri, Ankara 1998, Kültür 52.

ÖNAL Mehmet Naci; Bakanlığı,s.

ÖZBAŞ Hasan; "Yozgatta Cangoloz",

s 12.

Türk Folklor Araştımıalan. 1967,

Z.; Öyküleriyle Ağıtlar, 150.

ÖZDEMİR Ahmet

1994,

s.

ÖZEN Kutlu; Divriği Efsaneleri, Sivas,

Kültür Bakanlığı Ankara

1977.

- Sivas Efsaneleri, Sivas, 2001. - Sivas ve Divriği Yöresinde Eski Türk Yerleri, Sivas 1996, s.50. ÖZTELLİ

C.; "Albasn, Alkansı Koruma .Araştırmaları, 1966, Sayı 209.

RADLOFF W.; Sibirya'dan İstanbul, SARI N.; "Erzurum'da Alkarısı'', Sayı 8, s.

11-13.

İnançlanna

ve Tedavisi",

Bağlı Adak

Türk Folklor .

1954-1957.

Halkbilgi.si Haberleri,

İstanbul,

1930,

Ali; Türkistan ve Horasan'dan Anadolu'ya Bekdik Türkmenleri'nin Kültürü ve Kökleri, Konya, 2008.

SAYAR

SEFEROGLU

S.

Kaya; "Türk Halk İnançlarında Özellikle Ortatoros­

larda (Kara İyeler)le ilgili Halk İnançları" Haziran

1995, s. 21- 26. 270

Güneyde Kültür, s.76,


Türk Halk İnançlarında Renkler

Mirali. ; "Gök, Ak ve lCara Renklerinin Alakalan" TOA, Şubat 1 988, S.52, s.33-35.

SEYİDQV

- Az;ırbaycan Xalqının Soykökünü

EW

İnançlarla

Düşünarkan. Bakı: Yazıçı,

1989, s 496

- Azerbaycan Mifik Tefekkürünün Kaynaklan, Bakü,

l 983 S.221 .

SUMİYO Okumura; "Osmanlı Saray Halılarında Görünen Sarı Renkli

Halı Düz Dok.umalan (Kilim, Zilli, Sumak) Sempozyumu 1-4 kasım 2010 Alanya.

Çözgüsünün Anlamı", Türk Cicim,

SÜLEYMANLI Mevlut; Göç, İstanbul, 1990. ŞAHİN Bekir; "İslamiyet Öncesi Türk İnana ve Rit:Üellerhıin Samsun Yöresindeki İzleri". Türk Kültürü Dergisi, Eylül 1996, Sayı 401, s. 563-574.

ŞAHİN Güliz; "Renklerin Kültürümüzdeki Gücü" TÜRKSOY, 2008 S.26, s. 1 9-21 . Şendik Paşa Pirsultanlı, Elden Obadan Eşittiklerim, Ağdam 2005,s.128. ŞENOL Ahmet; "Türk Halk Oyunları Adlan İçindeki Renk ve rakam Motifi", iV: Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri, III. C. Halk Müziği, Oyun, Tiyatro, Eğlence, Aralık 1992, s. 31 1-3 1 5. ŞİMŞEK Esma; "Hendek Efsaneleri Üzerine

Bir

Değerlendirme",

1.

IBuslar Arası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu 2006, s. 7. TANER Nuri; Halk İnançlarında Cin ve Çin Tutması" Türk

Folk.loru,

1983 s.13.

"Kozak Yaylasında karakeçili Türkmenleri", Il. IBuslar arası Türk Dünyası Kültür Kongresi,1 9-25 Nisan 2010

TANSUG Sabiha;

Çeşme İzmir.

TANYU Hikmet; "Türklerde Ateşle İlgili İnançlar" I.Uluslararası Türk

Folklor Kongresi Bildirileri, Cilt iV, s.290. - Türklerin Dint Tarihçesi, s. 9-1 1 .

27 1


Türk Halk İnançlarında Renkler TEKİN T.; Orhun Yazıtlan, Ankara, 1985.

TOKDEMİR Hayrettin; Artvin Yöresi Folkloru, Ankara, 1993, S.173. TÖREHAN Serdar; "Bitlis'te Askerlik", Ahlat Gazetesi, Ocak 2011. TU RAN

Ahmet; "Memo Zin Hikayesinde (Yer)" Motifi Milli Folklor,

S., s.60-64.

TÜM Dilek ve ERENSOY Şebnem; "Rengin Sosyolojik Boyutu İle birey ve Toplumlararası Ayırt Edici ve Belirleyici Özellikleri Üzerine Değerlendirilme Denmesi", Uluslar arası Türkiye Polanya ilişkileri Sempozyumu Bildiriler 16-21 Haziran 2019 Varşova, editör İ. Nasreddinoğlu, s. 201. ÜLGER Ali; Hatırladım, Kırşehir'den Anlatılan Masallar, Rivayetler, Anadolu Folklor Vakfı Yayınları. VEKİLOV Erasiyab; "Dede Qorkud Destanında Ala sözünün Semantıkası Haqqında", Dede Qorqud, Bakı, 2002/Il (3), s. 26-

34.

VEUYEV Vagıf; Bayatılar, Bak.il, 1995.

VİLADİMİRTSOV B. Y.; Moğolların İçtimai Teşkilab, Çev. A.İnan TIKY Ankara, 1987 s. 79--82. YAKICI Ali; Halk Şiirinde Türkü -Tanım-Tasnif-İnceleme-Metin, Akçağ, Ankara 2007. YARDIMCI M.; "Manas Destanında Geçen Halk Kültür Değerlerinin Günümüzdeki izleri" Erciyes, Sayı 225, Eylül 1996. YILMAZ M.; "Elazığ'da Alkarısı İnanması", Türk Folklor Araştırmaları, 1967, Sayı 215, s. 63-81. ZARİPOVAETİN Çulpan; Tatar Türklerinin Gelenek ve Görenekleri, Karadeniz Dergisi Yayınlan No 01, Ankara 2009.

272


Türk Halk İnançlarında Renkler

KAYNAK KİŞİLER

- ACA İbrahim - AKADEME Huang - AKÇINAR Ayşe: 12 yaşında bir Türkmen'le evlenmiş bir Kürt, Dede Mahmut'un torunlanndan Fazıllar diye bilinen bir aileden, aynı zamanda smıkçılık/işkestiye türünden hizmetler de veriyor. - AKYÜREK Şükran: 45 yaşlannda Ahlat'lı, ana dili Türkçe, Okul Müdürü, halk kültürü arşiv sahibi olan bir kimsedir. - ALTAYLI Seyfettin - AVŞAR Tunçer - ÇETİN İsmet - ÇOŞKUNARAS S. - Dr. CELİL Fereh - ENGİN Refik - ERDENER A. İ. - GÜNGÔR Sabahattin - HUANG Yakup - İNAYET Alimcan - KABAK Turgay

- KADİROVA Azade - KARAKURT Kerem

273


Türk Halk inançlarında Renkler

- LİVAZA Raziya Malikovna: 53 yaşında, ürün pazarlama ve hemşirelik bölümünden mezun, Şin'Şu Birliği (Dungan Yardımlaşma Vakfı) ve Kırgızistan Dunganlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi, Çocuk ve Aile Komisyonu ve Aleksandrovka Köyü İhtiyar Meclisi üyesi. - LİVAZA Raziya Malikovna: 53 yaşında, ürün pazarlama ve hemşirelik bölümünden mezun, Şirı'Şu Birliği (Dungan Yardımlaşma Vakfı) ve Kırgızistan Dunganlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi, Çoaık ve Aile Komisyonu ve Aleksandrovka Köyü İhtiyar Meclisi üyesi. - MAKAS

Zeynelabidin

- MEHMET Abdülhakim - MUHAMEYEVNA Mariya Yandavurova: 57 yaşında, Yetimler Vakfı Üyesi - MUHAMEYEVNA Mariya Yandavurova: 57 yaşında, Yetimler Vakfı Üyesi. - MUHAZOVNA Suşanlo Hazima: 51yaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi. - MUHAZOVNA Suşanlo Hazima: 51yaşında, Rus Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, Şin'Şu Birliği üyesi - ÖZ Turan; Karain Köyü, çiftçi, okur - yazar, 64.

- Pamuk Nirıe. - SANJANOVA Zubde: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. - SANJANOVA Zubde: 64 yaşında, on çocuk annesi olması sebebiyle 'Çok çocuklu Anne Ödülü' sahibi. - ŞİMŞEK Esma - TÜRK Behruz İmami

- YILDIRIM İbrahim - YILDIZ A. M.

274


DİZİN

1 17 Mart, 45

7

7 belir kız. 46

9 9 belir erkek, 46

A Abaası, 220 Abdülmay, 248 Açık yeşil, 178 Adad Adakutay, 66 adak bezi, 41 Adar, 66 Makan, 95

Agırbasan, 246 81. 54, 1 68 Ağ Baba, 88, 1 50 Ağ Büyü, 53 Ağ Çarşamba, 47 Ağ dağ, 101 Ağ don, 74 Ağ göye/Ak göğ, 120 Ağ sakal, 29 Ağ Süpürge, 7 1 Ağ üzerlik, 7 1 ayak, 4 1 Ağ/Ak Horoz, 78 Ağaç Han, 66 Ağaç karısı, 221 Ağada, 66 Ağalim, 66 Ağboz, 1 57 Ağırbasan, 248 Ağlayıcı, 3 2 Alzıkara, 83 Ahır Çarşamba, 47 Ak, 22, 24, 35, 37, 57, 58, 59 Ak Ana/Ak Ene iyesi, 67 Ak Ata, 68 ak �. 1 19 ak büyü, 55 Ak Çar, 92 ak güçler, 48, 5 1 ak güvercin, 49


Türk Halk inançlarında Renkler Al Kızı, 44, 45, 106 Al ot, 223 Al Rakı, 101 al ruhu. 221 al yavuk, 100 Al yetil Çökmesi. 1 85 .Allkırnuzı, 37, 45, 52 A1/kırnuzı kurdele, 52 A1/kırnuzı kuşak, 99 Ala bax, 33 Ala Da&, 101 Ala Donlu/Saacagay Buluur, 158 Ala kaçuu. 24, 37 .Alacagöz Türbesi, 42 Alagöz, 83 alsa a1u, 60 Alubatır, 66 aku:lmna, 56 Albastı, 220 Albıs, 1 06, 220 .AD8l!lle yardımdı, 28 allwısı, 21 8 Alkarısı, 216, 220 alkış, 29 alkızı, 2 1 8 A11a1ılık, 79 Almıt, 220 Altı Parmak, 14 7 Altı San Albastı, 222 altuısansı, 1 53 Amnun, 66 Anadolu, 21 6, 222, 244 anamaygıl, 1 88

Ak Han, 66 ak iye, 195 Ak bvim, 92 ak kemik/Ak sünük/Ak liiyük, 80 Ak Kızlar, 67 Ak koç, 216 Ak Koyunlu, 82 Ak Peygamber, 92 ak pürçek, 30 ak saçlı kadın, 45 Ak süt, 67 Ak. Şaman, 92 Ak. Yel, 49 ak yol, 53 akarsu, 226 Akçaatac. 50 Ak.han., 65 ak-kara nuar bonculu, 39 Aktif Ziyareti, 42 Aktoyun. 66 al, 22, 34, 40, 41, 52, 57, 64, 73, 80, 106, 220 Al AVTlldı., 106 al bal. 167 al basması, 2 1 8, 250 al beşik, 12 1 Al bez, 23, 36, 37, 100 Al doııu, 1 04 Al Duvak, 99 Al dtifme, 238 al gül, 74, 153 Al Karası, 21 7 Al Kansı, 79, 106, 203, 220, 22 1 Al Kansı/Al Avradı, 101

Ank, 66

Ankebut, 250

276


Türk Halk inançlarında Renkler .Anlı Ak, 68 anlına &tef isi/ocak isi, 22, 35,

Balk. 209 banyo, 233 Bardak, 125 . Basa basa ge1eni.a. 28 baskına uğrama, 2 1 8 Basma çalı berk o.Jsuıı, 28 Başı Bütöv, 26 1 Batıllama, 1 66 Baydak Bezi, 1 88 Baydara, 74 Belek örme, 126 bereketli, 226 beyaz/ak, 38, 59 Beydak Bezi, 74 Bitlis, 226 boş beşik, 243 Boz ay, 86 boz k6pe1:. 83 büyü, 132, 262

57 Aq baxt olasan, 33 Aq güne çı:xasan, 33 Ar Bezi. 101 Arbirge, 50 Ardıç ap:ı, l 07 Arpat. 50 aru töz, 264 A-sbih-na, 8 1 Aslan tırnağı, l 34 Asohay, 46 At Basması, 255 At Binen Cin, 25 l, 252, 254 At Cini. 255 ateş, 206, 2 l 7 ateşli kül, 2 l 9 Axır Çarşamba, 40 Ayağını dilini bastı, 1 65 Ayak içmek, 39 Aydar I Ayder / Hayder, Aybastı, 243 ayı aut/kutsal ateş, 6 l ayna, 22, 34, 39, 57, 223, 250

c cadı, 259, 262 Cazı/Kının Qmsı, 248 Cika, 248 cin.. 206, 223, 227, 228, 241,

244 Cin büyüsü, 207 Cin Sofrası, 207 Cin Toyu, 207 Cindar, 228, 261 Cingoloz, 252 Cinli yarma, 207

B Baba Kamber, l 85

baht belirleyici ruhu., 242

Baht iyesi, 242 Balın bağlı, 98 Bahtı kara, 98

277


Türk Halk İnançlarında Renkler

Congul, 248

ç

E

Çarşamba Hatun, 255 çika/çıka, 249 Çille Kovması, 23 8 çivi, 258 Çocko, 234 Çömçe Gelin, l 03 Çuh Tedavisi, 258

Ebe Nene Kuşağı, 185 Ebem Kuşağı, l 24 Ebem Kuşağı/Gök Kuşağı, 92 Ecinli/Cinli Mağara, 207 F.diz, 82 Elk, 253 enkebit, 24 l enkebit basması, 24 ı Er-Cin, 230 Erdo, 25 1 erkek at, 205, 2 l 7 Erlik Han/Kara Han, 92 Erzincan, 244 Erzurum, 244 :Eşik, 227, 233, 234 Ev iyesi, 230 Ev İyesi/Ev Sahibi, 242

D

Dağ adamı, 248

dartma/tartma, l 80 Daun Çıka, 249 Daun Vura, 249 davara, 241 Davaro/Ağırbasan, 248 deınir, 204, 226, 258 deınir şiş, 256 Deniz Kansı, 223 Dev / div, 228 diken, 244, 25 1 Dili ayağını bastı, 165 Doğnıc:u Çarşamba, 238 doğum, 216, 226 dul kadın, 26 l Düğün Bayrağı, 3 7 Düzgün Baba, ı ı 9

F

Fadime Ana Pekmezi, 94 fal, 53, 132

Fatma Ana Çukuru, 93 Fatma Ana Eli, 93 Fatma Ana Otu, 93 Fatma Kannın ôrmeni, 1 85 Fatma Nene Kuşağı, l 84 Fatma Nene/Fatma Ana Kuşağı, 93

278


Türk Halk İnançlarında Renkler

Ferhat ile Şirin, 260 firuze, 128

Göy Öküz, 176 Göy vaJa, ı 40 göy/gök keçi, 1 22 Göyçe Oğlak, 105 göye kurban, 1 19 Göyeren, 1 44 göyertmek, 175 Gul Vurdu, 262 gulay, 30 Güleybani, 251 Gülyabani, 25 l günah iyesi, 243 günah sahibi, 243 Gür-Cin, 230

G Gara göye/Kara göğ, 1 20 garibelg, 233 gelin, 162 Gelinliği kefeni oldu, 54 gilever/kırmızı yel, 49 Godu, 103 Goduk Kırtı, 47 Govsa Gezeh, 1 85 GöAe Eren Baba, 144 Göğün Perdesi, 120 Gök Altaş. 1 44 Gök Baba, 143 Gök DaA Piri, 143 gök kubbe, 1 1 3 Gök Kuşağı. 1 24 Gök Medrese, 143 Gök Mescit, 143 Gök Meydan, l 43 Gök Minare, 143 Gök Sultan, 84 Gök Tepe, 101 Gök Türbe, 143 Gök vunır, 262 Gökhan, 65 Göveren Baba, 144 Göy göye/Mavi göA, ı 20 göy göz, 1 42 Göy Kurt, 97, 1 16

H Habil ve Kabil, l 64 225 Hal binen at, 25 l hal kansı, 2 l 9 Hamam kansı, 22 l Har Mühre, 1 34 Harput, 249 Haydar, 29 Hayırlı yeller, 50, 61 Heyder Ç.arşamba, 48 Hezri/Yeşil Yel, 49 Hıbılik/Gıbilik, 248 Hobur-Ubur, 248 Hophatun, 134 Hortlak, 239 Huylak, 203 Hakkfui,

279


Türk Halk İnançlarında Renkler

huylamak, 255 Hz. Hızır, 89

kara. 22, 35, 38, 54, 57, 59, 64,

73, 1 68, 256 Kara Albastı, 216, 221 Kara Baba, 1 50 Kara Baş, 80 kara bayrak, 38, 59, 1 87 Kara Bayraktar Türbesi, 42 Kara bayram, 52, 84 Kara Budun, 81 kara büyü, 53, 55, 260, 262 Kara Çarpmbf.�4. 47, 238 Kara Çoban, 88 Kara Dağ, 101 Kara Dinli Kafir, 91 Kara donlu, 95 Kara Donlu Can, 95 Kara Donlu Can Baba, ı 50 kara güçler, 48 kara güvercin, 49 Kara Hım, 95 kara iğe, 25 1 kara iye, 195 Kara kalpli, 94 Kara kavim, 92 Kara Keçe, 39 kara kedi, 40, 1 06, 246, 249, 259 Kara kemik/Kara Sünük/Kara Süyük, 80 Kara Keşiş, 9 l Kara Kıtaylar, 8 1 Kara koç, 216 Kara Koç Postu, 39 Kara Koncolos, 248 Kara kotan, 87 Kara Koyunlu, 82

I uiuk, 1 1 8

lhı Ak, 46

Isıakh Bayramı, 48

ışık, 2 1 9

i iççe, 1 94 ijne, 219, 225, 226, 237, 251, 253 ip, 206 it, 40, 41 itdirseğilarpacık, 41 iye, 194

K KAbus, 248 Kadak, 1 1 9 kadın görünümü, 253 Kadir Kış, 9 ı Kamlar, 1 08 Kamos, 203

Kapcrz, 248

280


Türk Halk inançlarında Renkler

Kara kura, 95, 220 Kara Kurum, 95 kara kuvve. 243 Kara Kürd! C'.ematı, l 04 Kara oda, 250 Kara papak, 66 kara sevda, 264 Kara Şaman, 92 Kara Şeyh Hazretleri Türbesi, 42 Kara Tavuk, 78 kara � 264 Kara Türgişler, 81 Kara yazı, 88 Kara Yel, 49 kanıyeı; 54, 87 Kara zurna. 87 Karabasan, 95, 203, 245, 248 Karabaş, 83 Karaca Kürt, 104 karaçalı, 243 Karaçi, 83 Karadonlu1ar, 83 Karagonculoz, 258 Karakeçili, 104 Karakoncalas, 256 Karakorsak, l 06 Karakura, 245 Kara-Kura, 244 Karakuş, 105 karalara gelesin, 48 kara1uu, 38, 59 Kara.papalı, 67, 105 Karataş, 50 Karaurgan. 243 Karayazı, 87

Kara.yel Döşekleri, 50, 6 l Karaylar, 66 kardeş kuşağı, l 07 kargış, 29 Kars, 237 Karşıt, 157 Kaşka, 83 Kaşbi, 83 Keçi, 259 kedi, 40, 247 kına, 79 kına eldiveni, 99 kına örtüsü, 99 Kındık Enesi, 261 kırk, 226 kırk gün, 38, 59 kırkb, 227 kırkh ev, 219 kırınızı, 24, 37, 59, 64, 1 68 Kırmızı Albastı, 22 l kırınızı bant, 40 Kırmızı bez, 60 Kırmızı d011, 1 02 kırınızı köpek, 42 kırınızı kuşak, 52, 79 kırınızı pi, 52 Kırmızı yeşil, l 86 kırınızıbiber, 5 l ' 239 kız kaçırma, 24, 36 kı7.amık fUIUbu, 52 kızıl, 64, 80 Kızıl at, l 03 Kızıl Börk, 1 04, 105 Kızıl Dağ, 10 l Kızıl HoIO'z, 62 281


Türk Halk İnançlarında Renkler

Kızıl Oğlak, 105 101 Kızıl Öküz, 62 Kızıl Yumurta, l O 1 kızıl yüğrük, 55 Kızılbaş, 1 05 Kızılhan Karahan, 65 Kızılkeçili, l 04 Kızlar günü, 1 o l Kocabaş, 1 80 Koça, 263 Koçu bab, 1 05 Koncolos, 248 Kopça, 263 Kopçe Gelin, 1 03 Kökü bar, 38, 59 köpek, 40 Körmös, 250 Kukaldaş Medresesi, 144 Kur'an-ı Kerim, 226 kurban kanı, 22, 35, 57 kurd, 50 Kurdo, 88 Kut, 1 18 kuyruk sokumu kemiği, 58 Külekli Ç'.arşamba, 48 Kijrt Yarması, 88 kızıl otağ,

M Malkara, 67 Marta, 90 Martacık, 90

m.avi, 23, 35, 39, 4 1 , 58, 59, 96, 134 m.avi beşik, l 2 l m.avi bez, 1 19 m.avi boncuk. 121, 1 28, 1 33 m.avi çaput, 24, 37, 59 m.avi paçavra, 58 .Dlllvi vak l 40 m.avi yazma, 60 Mavili, 1 38 m.aviye çalan yeşil, 1 76 Mayısa, 248 M�, 224, 252 Merkep, 259 Meryaman, 252 Meşe Adamı/Germekoçi, 203 Muche Takvimi, 1 49 Mum, 1 64 Muncuğu/BoncuAu, 1 07 muska, 261 Mühre Boncuk, 134

L

N

lentlkuşak, 52

nazar, l 28, 243 nazar boncuğu, 22, 35, 57

Levn�i ruhani, 189

282


Türk Halk İnançlarında Renkler

Nazar Duası, 22, 34, 57

nazar kıncı, 129 nazarlık, 25 l Nur Düştü,

Q

1 86

Qanı baxt olasan. 3 3 Qanı gilDe qa/asarı, 3 3 Qanı saçm ax dişive dönsiJn.

o ocaım reisi, 45 ocaklı, 1 08, 206

33

Qanı verirı aJ verin, 28

od/ateş, 223 Od/ateş iyesi, 223 Orta Asya, 222

Qaayez; 33

Q;ınlaıı baş açmayassıı, 33

R

ö

Rafaim, 147 rahmet, 53, 54

ölüm, 226 Ötkerler, 250

ruh, 222, 249 Rüya, 53 Rüzglr Tannsı, 72

p Pay Tapmak, 102 Pay/ Hediye Çarşamba, 238 peri, 60, 226, 228, 244 Peri Kızı, 228 periham, 228 Peşuk/Beşik. Alayı, 1 2 1 pis, 30 pişik, 40, 4 1

s saç toyu, 29 saçı/kurban, 164 Sahipli, 79 Sahipli yerler, 23 1 Samsun, 227, 233 san, 24, 37, 41, 59, 74, 1 53, 1 56, 166, 167, 168 San Albastı, 1 08, 1 59, 2 1 7, 221 San Albıs, 1 6 1

283


Türk Halk inançlarında Renkler

san altın, 162, 168 san atlı, 1 57

1 57 Seyit Vakkas, 258 Seyyiclivakkas, 258 Sığıtçı, 32 Sibirya, 222 siAil, 263 Sipi Baba, 88 Siyah/Kara, 48 siyaha çalan yeşil, l 83 sopn, 239 soluk yeşil, 1 78 su, 258 su kızı, 227 su perisi, 226 Sü1ale-i Tahire-i Peygamberi, 1 88 Sümüğü çürük, 80 Sümüğü sağlam, 80 SümüAfuıe çekti, 80 süpürge, 1 06, 262 süpürge otu, 244 Sana.yın,

San Baba, 1 50 1 68 San bal. 1 65 San Benekli/Kısıl Çuogur, 158 San Çeç/San Saç, 1 60 San Çiçek, 146 sarı dizginli, 157 Şan donlu, l 58 San GeJlıı, 74' l 50 San İnek, l 58 san ipek kürklü, l 57 san kamış asalı, l 57 San Keçili, l 49 San Kız, 146, 165, 167 san mum, 164 San Öküz, 146, 147 san papak, 1 56 San Paşa, 77 San Ramal, 146 san saç, 1 60 San Sakal, 146, 148 San Saltık/Saltuk, 1 50 San Seç/San Saç, 209 san tel, 166 San Tirgişler, 149 San Türgişler, 8 1 San Türkler, 8 l , l 49 San Uygurlar, 8 1 , 149 San Yılan, 1 67 Sarıkamış, 1 46 Sanlar Beli, 146 sanlık, 162 sarımsak, 239 san bağ,

ş Şeytan Geçmez Toyu, l 00 Şeytan Kalası, 207 Şeytan Kayası, 207 Şıvat, 224 Şum, 120

284


fürk Halk İnançlarında Renkler

uylamak, 255

T Tabık, 74

Ü

tabu, 1 18, 206

Tann Ülgen, 172 Taş kültü, 29 TaUIJ/Dawı, 249 Taziye bayramı. 84 ten, 54, 245 ten motifi, 206 toıı-kosak, 1 19 ten.al. 99 tubbe, 1 56 Turkuaz. 129 turp, 239 tuvalet, 233 tündlgöy/mavi, 138 Tilrk mavisi, 1 83 Türkmenistan, 216 tiJ.tsOleme, 56

üç gün. 45 üç harfliler, 122 Ülgen. 124 Üör, 1 1 9, 240, 260 Üriing. 67 Üzerlik, 85

v vampir, 240 Varahda. 250

y Ya kebikeç, 245 Yada Taşı, 129 Yağış Kesme Sayaları, 103 yağmur duası, l 84 Yağmur Gelini, 103 yahçı, 30 Yaklakar, 82 Yalancı Çarşamba, 238 Yaman üzült, 250 yaşıl (yeşil) Kaan, 1 73 Yayuçı, 214 Yel Baba, 49 Yel Çarşambası, 48

u Ubır, 240

Ubur, 239

Ucu kızılyay; 102 uğur taşı. 1 34 Ul1111JJ1S11J qurdunuz. 25 Umay Ana. 94 Umay A:ıay, 1 85 Uylak, 203

285


Türk Halk İnançlarında Renkler

Yelli Çarşamba, 48 Yer berde1aciiz, 256 yer iyesi, 147, 229 yeşil, 73, 93, 1 68 yeşil bayrak, l 87 yeşil bez, ı 88 Yeşil KAbe, 1 85 yeşil kaftan, 1 89 Ye,U Sanklılar, 1 88 Yeşil Türbe, 1 87 yeplbaşlı, 78 Yeşillik Çökmesi, 185 Yeşim Taşı, 129 yılan, 257 Yuğ Töreni, 32 Yuğcu, 32 yumurta sansı, 1 65 yüz aklığı, 99 Yüz göıümlüğü, 99 Yüze çıkmak, 100 Yüz-göz olmak, 1 00 Yüzü Ak, 68

z zararlı, 51, 239

286



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.