Sekerkent

Ke

ı-1 r a l l a as M nt

Şekerkent Özlem Kılınçarslan Sözbilir Resimleyen: Yassir S. Rasan - Anıl Tortop

Kent Masalları - 1

Yazar Özlem Kılınçarslan Sözbilir Çizer Yassir S. Rasan - Anıl Tortop Yay›n Yönetmeni Yunus Bekir Yurdakul Grafik Tasar›m Rifat K›r›toğlu Baskı Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. İZMİR / 15.05.2009

ISBN: 978 - 605 - 5742 - 24 - 9 SERTİFİKA NO: 12172 © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne aittir.

Yazıları ve resimleri başka bir esere aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz.

Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir.

Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/Z-1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 90.232.4257963 Belgegeçer: 90.232.4459112

2

Uzak memleketlerin birinde, Şekerkent adında bir yer varmış. Şekerkent’in göğü buz mavisi, yeri tozpembeymiş. Ne kralı, padişahı; ne korkunç devleri, canavarları; ne de çirkin cadıları, büyücüleri varmış. Şekerkent’te yalnızca mutlu insanlar ve Şeker Perisi yaşarmış. Buradaki bütün yapılar rengârenk şekerlere benzer, şeker gibi kokarmış. Kent halkı çok eski zamanlardan beri mutlu, huzurlu, neşe içinde yaşamaktaymış. Şekerkent’in mutluluk ve neşesinin sürekli olmasının iki koşulu varmış: Şekerkent’teki her evde en az üç tane şeker eşya bulundurulacakmış. Bir de kentte yaşayan çocuklar, her gün sırayla Şekerkuyusu’ndan çıkaracakları bir kova şekeri Şekersaray’ın bahçesine bırakacaklarmış.

Bu durum yıllardır böylece sürüp gitmekteymiş.

3

Günlerden bir gün kuyudan şeker çıkarma sırası Pembesu’ya gelmiş.

Pembesu o sabah erkenden kalkmış, kahvaltı edip hazırlanmış ve Şekerkuyusu’nun yolunu tutmuş. Şeker ve çiçek kokularının birbirine karıştığı güneşli bir günmüş. Pembesu, keyifle çevresine bakınarak ilerlerken Pamukhelva Parkı’nda arkadaşı Ece’ye rastlamış.

Ece, akasya ağacının altına oturmuş, “Küçük Prens”i okuyormuş. Kendini kitaba öylesine kaptırmış ki Pembesu’nun geldiğini fark etmemiş. Pembesu bakmış ki Ece çok dalgın, usulca arkasından yaklaşıp gözlerini kapatmış. Ama Ece, daha ilk denemede gelenin kim olduğunu bilmiş.

4

Pembesu, Ece’nin bu kadar ilgiyle okuduğu kitabı çok merak etmiş. Ece, “İstersen okuyunca verebilirim.” demiş. Kitaptı, oyundu derken zaman su gibi akıp geçmiş. Pembesu gitmesi gerektiğini hatırlayıp hemen yola koyulmuş. Telaş içinde yürürken yolun kenarındaki çalıların arasından bir ses işitmiş: – Hişt, hişt! Böyle acele acele nereye gidiyorsun?

Pembesu kimin seslendiğini görebilmek için çalılara yaklaşmış… Tilkiymiş bu. Oyalanacak zamanı olmadığını söyleyip yoluna devam etmiş.

Tilki, “Hey, beklesene, ben de seninle geleyim.” demiş ve Pembesu’nun peşine takılmış.

5

Şekerkent Dikkat! Bu kitap elinize yapışabilir. Çünkü Şekerkent’te her şey şekerden yapılmış. Sandalyeler, masalar, sokaklar ve elbette kitaplar da... Peki bunca şeker nereden geliyor? Şekerkuyusu’ndan mı çıkıyor yoksa şeker bulutlarından mı yağıyor? Belki de tüm bunları bir Şeker Perisi yapıyor?! Merak edenlerle Şekerkent’te buluşalım mı?

ISBN 978-605-5742-24-9

www.top.com.tr

9 786055 742249